You are on page 1of 60

Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

GøRøù

Cumhuriyet Halk Partisi, bir Ulusal Kurtuluú Savaúının içinde


oluúmuú, aynı zamanda yeni ve modern bir devletin kurulmasına
öncülük etmiú bir partidir.

Partinin geldi÷i bu köken, programlarına, politikalarına ve tarihsel


dönüúümlerine de kaynaklık etmektedir.

CHP’nin siyasi yaúamı boyunca üretti÷i politikalarda ve olaylar


karúısında aldı÷ı tavırda, bu tarihi mirasın izlerini görürüz.

Parti, kendi eseri olan Türkiye Cumhuriyetine sahip çıkmayı, onun


varlı÷ını tehlikeye sokabilecek oluúmuú veya potansiyel tehditlere
karúı, bir ananın çocu÷unu koruması gibi, devleti savunmayı bir görev
bilmiútir.

Bu konumu nedeniyle CHP, bir devlet partisi imajı yaratmıú


durumdadır. Her ne kadar insanı ihtiyaçlarını temel alan bazı
politikalar “önce insan” sloganıyla öne çıkarılmak istenmiúse de
devlet partisi imajı devam etmektedir.

Ön planında bireycilik olan liberal politikaların yaygın kabul gördü÷ü


günümüzde, kurdu÷u devlete ve onun temel prensiplerine bir ana
kıskançlı÷ıyla sahip çıkan CHP kendini yenileyememekle, ça÷ı
anlayamamakla suçlanmaktadır.

Pek tabii ki bu suçlamalara, milli mücadele ve tek parti dönemindeki,


istiklal mahkemeleri, varlık vergisi ve ikinci dünya savaúı esnasında

1
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

yaúanan kıtlık örnek gösterilerek, “ceberrut devleti temsil eden


olumsuz bir siyasi parti” imajı yaratılmak istenmektedir.

Bu çabaların arkasında söz konusu dönemlerde ortaya çıkan iç


isyanları kıúkırtan çevrelerin ve güçlerin bugünkü temsilcilerinin
oldu÷u unutulmakta veya bilerek göz ardı edilmektedir.

Yeni devletin kuruluúu esnasında yapılan tehdit de÷erlendirmelerinin


bu gün de geçerli oldu÷u, cumhuriyetin temelindeki ulus devlet
projesinin ise tamamlanamadı÷ı göz önüne alındı÷ında, bu gün de
ulusun ve devletin bölünmez bütünlü÷ünü, laiklik prensibini ve sosyal
hukuk devletini savunmanın yanlıú bir tarafı olmadı÷ı anlaúılacaktır.

Bu prensipler, Türkiye Cumhuriyetinin olmazsa olmaz temelleridir ve


CHP’nin altı okunda simgeleútirilmiútir.

CHP’nin “Cumhuriyetçilik", "Halkçılık", "Milliyetçilik", "Laiklik”,


“Devletçilik" ve "Devrimcilik” ilkeleri, ülkemizi ortaça÷ konumundan
ça÷daúlı÷a taúıyacak bir aydınlanma köprüsü projesidir.

CHP’nin bu ilkelerini hayata geçirecek projelerin üretilip parti politikası


olarak kamuoyuna taúınması ve benimsenmesinin sa÷lanması
baúlıca görevdir.

Cumhuriyet Halk Partisi uzun bir süre bu politikalarını üretip toplumla


paylaúma konusunda yetersiz kalmıútır. Ülkemiz sorunlarına çözüm
üreten sosyal ve ekonomik politikalar toplumda tartıúmaya
açılamadı÷ı için demokrasimiz de gerçek temellerine oturamamıútır.

2
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

Günümüzde yaúanan a÷ır sorunlar karúısında, çözüm olarak askeri


darbenin bile dillendirilebildi÷i bir ortamda yaúamaktayız.

Bu gün yaúadı÷ımız toplumsal çöküntü ve radikal dinci söyleme sahip


bir partinin seçim zaferlerinin arkasında, 12 Eylül darbesinin yarattı÷ı
depolitizasyon süreci yatmaktadır.

Darbe döneminde, siyasetle ilgilenenlerin korku ve úiddet


uygulanarak sindirilmesi, üniversite ö÷rencilerine, kamu çalıúanlarına
siyaset yasa÷ı konulması; sendika, dernek ve sivil toplum
kuruluúlarının siyasetle ilgilenmelerinin önüne yasal engeller
konulması, fikir ve proje üretebilecek kesimlerinin neredeyse
tamamının siyasetten soyutlanmasına yol açmıútır.

Siyasi partilerin il ve ilçe örgütlerinde sadece serbest meslek sahibi


olanlar ve emekliler kalmıú, bu da siyasetin sı÷laúması sonucunu
do÷urmuútur.

Böylece hem politikacı imajı büyük yara almıú hem de ülke


sorunlarına zamanında ve etkin çözümler üretilememiútir.

ANAP döneminde tavan yapan ve giderek siyasete hâkim olan


miyop, köúe dönmeci zihniyetin yol açtı÷ı hasarın ülkemize olan
faturası çok büyüktür.

Ne yazık ki Cumhuriyet Halk Partisi kadroları da bu dönemin


olumsuzluklarından önemli oranda etkilenmiú ve parti imajı da
yıpranmıútır.

3
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

1950 yılından bu yana geçen 60 yılda çok kısa koalisyon dönemleri


hariç, hiçbir zaman iktidara gelememiú bir partinin, düzeltilemeyecek
bir imaj sorunu olmaması ve iktidar alternatifi olması gerekirken, bu
beklenti gerçekleúmemiútir.

øki büyük ekonomik krizin ardından yapılan her iki genel seçimde
radikal dinci bir partinin anayasayı de÷iútirecek bir güçle iktidara
gelmesini, seçim sistemine ba÷lamak kafasını deve kuúu gibi kuma
gömerek gerçe÷i görmemezlikten gelmek olacaktır.

Burada bir yöntem ve iletiúim sorunu oldu÷unu kabul etmek


zorundayız.

Yaúadı÷ımız süreç, AKP ve yandaúlarının, gündemi de÷iútirme ve


gündem yaratma konusunda her türlü maddi, teknik, medya ve insan
gücü kayna÷ına sahip olduklarını yeterince ortaya koymuútur.

Kendilerini demokrat, solcu, insan hakları savunucusu ilan eden


arkadaúlarımız da, CHP'yi yıpratmak için ellerinden geleni yaparak
gericili÷in ve bölücülü÷ün çarkına su taúımaktadırlar. Sanki CHP
bunlar savunmuyormuú gibi.

Baúka bir úekilde siyaset yapmak herkesin hakkıdır úüphesiz. Ancak


siyaset yapmak için önce siyaset yapaca÷ınız bir ülkeniz olması
lazım gelir. Bölünüp paramparça olmuú ya da gerici bir diktatörlük
altında inleyen bir ülkede neyin siyasetini yapacaksınız. Bunun için
önce, günden güne ülkeyi felakete yaklaútıran; insanları birbirine
düúürmek için elinden gelen her úeyi yapan; gerici, bölücü ve ırkçılara

4
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

karúı mücadeleyi öncelikli hedefimiz yapmak ve bu ortak zeminde


buluúarak siyasete katkıda bulunmamız lazımdır.

Bu mücadele için gerçek zemin Cumhuriyet Halk Partisidir. Ülkesi ve


devleti olmayanın siyaseti de olamaz; bunu unutmayalım.

Hepimiz siyasetle ilgileniyoruz. Siyasetle ilgilenmemizin sebebini


ülkeye hizmet etmek diye tarif edenlerimiz ço÷unluktadır. Tabii
bazıları siyaseti kendilerine ve yakınlarına hizmet etmek için yapıyor.
Bunu gelmiú geçmiú sa÷ iktidarlarda ve sosyal demokratların
hükümet orta÷ı oldu÷u ancak iktidar olamadıkları dönemlerde hep
birlikte yaúadık.

Bu bakımdan “ülkeye hizmet edece÷iz” gibi genel bir yaklaúımdan


olumlu sonuçlar çıkmadı÷ını hep birlikte görerek, artık siyasetin
sistematik bir yaklaúımla oluúturulmasının gerekti÷ini kavramak
gerekmektedir.

Toplumsal yaúam bir bütünlük teúkil eder. Bu nedenle siyasette


üretilen ve uygulanan politikaların da sistematik bir bütünlük içermesi
zorunlulu÷u vardır.

Toplumsal yaúamda öncelik verilmesi gereken temel toplumsal


ihtiyaçların tespiti, bunların nasıl karúılanaca÷ına karar verilmesi,
bütçelenmesi, uygulanmalarının takibi, sonuçlarının de÷erlendirilmesi
ve buna göre politikalarda de÷iúikliklere gidilmesi, devlet yönetim
sürecinin esasını teúkil etmektedir.

5
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

Bu nedenle, siyaset yolu ile hizmet etmek üzere ortaya çıkan kiúi ve
siyasi partilerin yapması gereken de, kendilerince önemli gördükleri
ihtiyaçları tespit edip bu ihtiyaçları nasıl karúılayacaklarına iliúkin
politikalarını programlarında veya bildirgelerinde açıklamalarıdır.

Türkiye’de ve dünyada parti programlarına baktı÷ımızda tespit


edilmiú binlerce ihtiyaç ve bunlara iliúkin politikalar sıralandı÷ını
görürüz. Bu ihtiyaçlar genellikle de÷iúik toplum kesimlerinin ihtiyaçları
oldu÷undan aynı programda birbiri ile çeliúen politikalara da sıklıkla
rastlarız. øúte bunlar, devlet yönetiminde hem zaman, hem enerji hem
de para kaybına neden olan uygulamalardır.

Bu olumsuzluklardan uzak kalabilmek çok zor olmasına karúın,


ihtiyaçların belirlenmesinde daha sistematik bir yol izlenmesi ve
politikaların bu sistematik içinde oluúturulması mümkündür.

Temel politikaların, toplumun ihtiyaçlarının karúılanmasına ve


gelece÷e yönelik belirsizliklerin ortadan kaldırılmasına yönelik olarak
belirlenmesi durumunda, politika arenasındaki birçok kafa karıúıklı÷ı
da ortadan kalkacaktır.

Ana politika alanları olarak tespit etti÷imiz ihtiyaçların neler oldu÷una


geçmeden önce, toplumsal ortak hedeflerimizin belirlenmesi ve
bunlar üzerinde de mutabık kalınması gerekmektedir.

Bunlar, her ne kadar, devlet ve vatandaú olmanın ortak kabulleri


oldu÷unu düúündü÷ümüz bir takım prensipler olsalar da bir kez daha

açık bir biçimde ifade edilmesi yararlı olacaktır.

6
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

Genel prensipler úöyle özetlenebilir:

• Türkiye Cumhuriyeti’nin ba÷ımsızlı÷ını ve Devleti ile Milletinin


bölünmez bütünlü÷ünü kabul etmek ve bunu gerekti÷inde fikri
ve eylemli olarak savunmak.

• Demokratik ve katılımcı bir yaúam biçimini oluúturmak ve


sürdürmek.

• Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sadece bölgesel bir güç de÷il,


tüm dünyada etkin ve saygın bir devlet olmasını sa÷lamak.

• Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm vatandaúlarının, insan onuruna


yakıúır bir yaúam standardına ulaúmasını ve sürdürmesini
sa÷lamak.

• Türkiye Cumhuriyeti vatandaúı olan her bireyin kendi


yeteneklerini sonuna kadar geliútirebilecekleri bir ortamı
sa÷lamak

Bu ortak kabuller çerçevesinde barıú içinde bir arada yaúama


arzusunu taúıyan, Türk Milletinin refah ve mutlulu÷unu sa÷lamaya
yönelik olarak ana politika alanları için tespit etti÷imiz toplumsal
ihtiyaçlar ise úunlardır:

• Güvenlik ihtiyacı
7
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

• Beslenme ihtiyacı

• Barınma ihtiyacı

• Enerji ihtiyacı

• Adalet ihtiyacı

• Sosyal güvenlik ihtiyacı

• Aidiyet ihtiyacı

• Kendini geliútirme ihtiyacı

• Kabul edilme, saygı görme ve katkıda bulunma ihtiyacı

• Aúkın deneyimler yaúama ihtiyacı

ùimdi bu ihtiyaçların her biri için durumu kısaca analiz edip politika
önerilerimizi sunalım.

GÜVENLøK øHTøYACI:

ønsanın en temel do÷al ihtiyacı can güvenli÷i ihtiyacıdır. ønsano÷lu


yaúamını sürdürebilmek için durmak dinlenmek bilmeyen bir çabayı
daha döllenme olayı gerçekleúti÷i andan itibaren sürdürmeye baúlar
ve son nefesini verene kadar bu çabayı devam ettirir. Bu nedenle
yaúama hürriyeti en temel hürriyettir.

Yaúamını kaybeden bir birey için di÷er özgürlüklerin mevcut olması


bir anlam teúkil etmez. Bu nedenle bireyin can güvenli÷ini tehdit eden
ülke içi ve dıúından gelebilecek tehditlere karúı alınacak önlemleri
8
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

içeren, iç ve dıú güvenli÷e iliúkin politikalar, bir devletin en temel


görevleri arasındadır.

Etkin iç ve dıú güvenlik politikaları, ancak, hem dünyada hem de ülke


içindeki geliúmeleri iyi analiz edip muhtemel sonuçlarını önceden
kestirebilme yetene÷ine ba÷lıdır. Bu nedenle, gerek uluslar arası
alandaki geliúmelerin gerekse ülke içindeki soysal, ekonomik ve
siyasi durumun bir analizi önem taúımaktadır.

Uluslararası siyasi durum:

1990 öncesinde dünya üç kutuplu bir görünüm taúıyordu. Liberal


düúüncenin hâkim oldu÷u ABD ve di÷er geliúmiú kapitalist-
emperyalist ülkeler (NATO içindeki müttefikleri) I. Dünya ülkelerini;
Komünist ideolojinin hâkim oldu÷u Sovyetler Birli÷i, Do÷u Blo÷u ve
Çin Halk Cumhuriyeti II. Dünya ülkelerini; bu bloklarla ba÷lantısı
olmayan az geliúmiú ve ço÷unlu÷u Güney Yarım Kürede yer alan
ülkeler ise III. Dünya ülkelerini oluúturmaktaydı.

Dünya, Sovyetler Birli÷i’nin da÷ılması ve so÷uk savaúın bitmesinin


ardından yeni bir döneme girmiútir.

Neo-Liberalizm ça÷ı ve küreselleúme olarak adlandırılan bu dönemle


birlikte, tüm dünyada büyük de÷iúimler yaúanmaktadır.

Yeni Dünya Düzeni" olarak da adlandırılan yeni dönemin baúlıca


sonuçları úunlardır:

Dünya ülkelerini tek ve küresel bir pazara dönüútürülmesi.


9
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

Ulusal devletin gücünün sınırlandırılması..


Sosyal devlet uygulamasına son verilmesi ve iúgücünün
ucuzlatılması.
Karúısında hiçbir karúıt gücün bulunmadı÷ı bu küreselleúme sürecinin
argümanları; ideolojik propaganda, ekonomik baskı ve gerekti÷inde
güç olabilmektedir.

Tek merkezli sistem, din, mezhep, etnik köken gibi hemen her ülkede
bulunan farklılıkları ön plana çıkarmakta; ulus bireylerini bir arada
tutan asıl ö÷eleri zayıflatmakta ve sonuçta ulusal devletleri parçalayan
sonuçlar do÷urmaktadır.

Ülkemizde, “ulus” kimli÷inin yerine, “øslam” kimli÷ini koyma çabalarının


da kayna÷ı burada aranmalıdır.

Günümüzde dünya halklarının ekonomik ve kültürel de÷erleri egemen


küresel de÷erler karúısında erozyona u÷rarken, bu noktada ulusal
de÷erleri savunmak ön plana geçmektedir.

Küreselleúme, siyasal, kültürel, do÷al çevre ve ekonomi alanındaki


faaliyet ve iliúkilerin uluslararası ölçekte yaygınlaúması ve
kaynaúmanın (entegrasyon) artmasıdır. Bu süreç do÷al olarak milli
sınırların geçirgenli÷inin artmasını da beraberinde getirmektedir.

Bu süreçte, kamu iúletmecili÷inin azaltılması ve devletin iktisadi


hayata müdahalelerinin en aza indirilmesi hız kazanmıútır.

Devletin küçültülmesi ve yeniden yapılandırılmasına iliúkin çabalar ve


özelleútirme uygulamaları yaygınlaúmıútır.

10
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

Devletin iktisadi hayattan çekilmesi ve sadece düzenleyici rol


üstlenmeye baúlaması bazı toplumsal endiúeleri beraberinde
getirmektedir.

Tüketici tekellerin insafına bırakılırken, ulusal devletler çok uluslu


úirketlerin arzuladı÷ı düzenlemeleri yapmaktan baúka çaresi
kalmamaktadır.

Sosyal politikaların uygulanması zorlaúmaktadır. Çalıúma koúullarının


iyileútirilmesi, sa÷lık ve di÷er sosyal yardımların artırılması gibi
uygulamalar, bu úirketlerin küresel rekabetten olumsuz etkilenmesine
neden olaca÷ından, ya faaliyetlerinin son bulacak ya da daha ucuz
iúgücü sa÷ladıkları bir ülkede faaliyetini sürdürmek için ülkeyi terk
edecektir.

E÷itim veya maliyeti yüksek bir sa÷lık reformu uygulamaya


kalkıúması durumunda, finans piyasalarının bir yargıç rolü üstlenerek
devalüasyon veya yüksek faiz oranları yoluyla hükümeti
cezalandırabilmesi sözkonusudur.

Küreselleúen dünyada devletin rolüne iliúkin sonuçlardan biri de


egemenlik haklarının bir bölümünün uluslararası kuruluúlara
devredilmesidir.

Türkiye’nin, yargı kararlarının Avrupa ønsan Hakları Mahkemesi


nezdinde temyiz edilmesine izin verilmesi, Uluslararası Hakemlik
Müessesesinin kabulü bu çerçevede de÷erlendirilmelidir.

11
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

Bu durum sadece Türkiye'ye özgü de de÷ildir. Uluslararası Para Fonu


(IMF) gözetiminde ekonomik istikrar programları uygulanması;
Avrupa Konseyi Kararları ile yürürlü÷e konulan düzenlemelere ulusal
mevzuatın uyarlanması; Birleúmiú Milletlerin çeúitli organlarının,
Dünya Ticaret Örgütünün (WTO) ve di÷er birçok uluslararası
kuruluúun aldı÷ı kararların yürürlü÷e konması; bazı konularda
yasama, yürütme ve yargı erkinin, ulus-devlet dıúındaki merkezlere
devrini ifade etmektedir.

Küreselleúmenin sonuçlarından biri de toplumdaki gelir da÷ılımını


düzeltilemeyecek derecede bozmasıdır.

Küreselleúen finans piyasaları, hükümetlerin bütçe açıklarını finanse


etmekte, yüksek maliyetli sosyal ve altyapı projelerinin finansmanının
mümkün hale getirmektedir. Ancak iç ve dıú borçlanmanın çok yo÷un
kullanılmasının bir süre sonra borçlanmayı imkânsız hale getirmesi
de mümkündür. Ayrıca uluslararası piyasalardan borçlanırken borç
anlaúmalarına konulan bazı kısıtlayıcı hükümlerin de devletin daha
da etkisiz hale gelmesine yol açmaktadır. Bu hükümler bazı mali
varlıkların satıúını engelleyen hükümler olabilece÷i gibi, belirli
gelirlerin belirli sahalara tahsisini (Düyun-u umumiye) veya kredinin
kullanımını belli politikaların uygulanmasına ba÷layan hükümler de
olabilir.

Uluslararası Askeri Durum

12
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

So÷uk savaú döneminin iki kutuplu dünya düzeni, Varúova Paktı’nın


da÷ılması sonucu ortadan kalkmıútır.

Böylece, hasım bloklar arasındaki güç dengesine ve caydırıcılı÷a


dayalı uluslararası siyasi ve askeri iliúkiler, yerlerini, önce dünya
barıúı yolunda büyük umut ve beklentilere daha sonra da
belirsizliklerle dolu bir ortama bırakmıútır.

Sovyet tehdidinin ortadan kalkmasından sonra geliúen olaylar,


baúlangıçta dünyadaki ideoloji ve güç mücadelesinin yerine
demokrasi, barıú ve istikrarın hâkim olaca÷ı yeni bir dünya düzeni
kurulaca÷ı yönünde ümit ve beklentilere yol açmıútır.

Ancak, dünyanın birçok yerinde; etnik, kökten dinci, ırkçı temellere


dayalı akımlar ile din faktörünü de içeren mikro milliyetçilik, genel
güvenlik ve barıú ortamını tehdit eden unsurlar olarak belirmiútir.

Bu ba÷lamda, global çatıúma tehdidinin küçüldü÷ü ancak bölgesel


çatıúmaların sayıca ço÷aldı÷ı yeni uluslar arası ortamda güvenlik
kavramı askeri boyutun yanı sıra siyasi, ekonomik, sosyal ve
teknolojik boyutları da kapsayacak úekilde tanımlanmaya
baúlanmıútır.

Nükleer silahların yayılmaya devam etmesi, bölgesel


anlaúmazlıklarda da kullanılabilece÷i endiúesini beraberinde
getirmektedir.

Nükleer biyolojik ve kimyasal silahların ve yapım teknolojilerinin


yukarıda saydı÷ımız tehdit unsurlarının eline geçmesi durumunda

13
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

yaúanacak dehúeti tanımlamak çok zordur. Bosna-Hersek’de ve


Kosova’da yaúanan kıyım; 11 Eylül 2001 Dünya Ticaret Merkezi’ne
yapılan saldırılar ile østanbul’daki sinagog, konsolosluk ve iúyerlerine
yapılan saldırılar bunların örneklerindendir.

Do÷u blo÷unun yıkılmasından sonra oluúan ortamın tek belirgin


özelli÷i, dünyanın tek süper gücü olan ABD’nin, kendi ulusal
çıkarlarını gerçekleútirmek için hiçbir uluslararası hukuk kuralına
aldırmadan gerekti÷inde askeri güç kullanma opsiyonu da dahil
olmak üzere her türlü güç unsuruna baúvurabilece÷i hususudur.

Bu husus, ABD’nin ulusal güvenlik stratejisini içeren dokümanlarda


açıkça ilan edilmiútir. Bu strateji, “ABD’nin dünyanın tek süper gücü
oldu÷u; bu konumunu sürdürmek ve baúka süper güçlerin ortaya
çıkıúını engellemek için gereken her úeyin yapılaca÷ı; yerkürenin her
yerinde mevcut olan ulusal çıkarlarının korunması için, gerek
dünyanın her yerinde kurulu sabit ve hareketli üs ve tesisleri ile
gerekse uzaydan her iki yarım kürenin aralıksız 24 saat süre ile ve
360º açıyla gözetlemeyi ve gerekti÷inde askeri güç kullanma
yetene÷ini elinde bulundurmayı amaçladı÷ı” úeklinde ifade
edilmektedir.

Ayrıca “önleyici harekât” doktrini ile de, ulusal çıkarlarına karúı olası
müdahaleleri, daha gerçekleúmeden önlemek için konuúlandı÷ını
açıklamaktadır.

Di÷er bir husus da harekete geçmeden, uluslararası hukukun


gereklerini yerine getirmek için Birleúmiú Milletler Genel Kurulu ve

14
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

Güvenlik Konseyi kararlarına ihtiyaç duymadı÷ı yolundaki


açıklamalardır. Bu açılardan bakıldı÷ında Dünya üzerinde hiçbir
ulusun saldırıdan masun olmadı÷ı açıkça ortadadır.

Di÷er taraftan, ABD yönetiminde etkin olan yeni-muhafazakârların


üretti÷i politikalar çerçevesinde Asya kıtasında yeni bir süper gücün
oluúumuna karúı, Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve
Özbekistan'ın Çin'in ùanghay kentinde 15 Haziran 2001 de
kuruluúunu ilan ettikleri "ùanghay Paktı”nın güçlenmesini önleme
çabalarıdır.

Bu politika çerçevesinde, Çin’in ihtiyaç duydu÷u enerji kaynaklarının


kontrolünü ele geçirmeye yönelik olarak önce Afganistan, daha sonra
da Irak’a yönelik askeri harekâtlar gerçekleútirilmiú, harekâtın ileriki
aúamaları için de Suriye, øran ve Kuzey Kore hedef gösterilmiútir.

Hedef gösterilen ülkelere bakıldı÷ında, bu harekâtların esas hedefinin


ùanghay Paktı’nın çekirde÷ini oluúturan Çin Halk Cumhuriyeti ve
Rusya Federasyonu arasında co÷rafi bir engel, bir mihver oluúturma
ve enerji kaynaklarının kontrolünü ele geçirme oldu÷u
anlaúılmaktadır.

Yine ortaya atılan Büyük Ortado÷u Projesi de aynı amaca yöneliktir.


Sözkonusu projeyle, Fas’tan baúlayarak Afrika’nın kuzeyini, Arap ve
Anadolu yarımadalarıyla Kafkasya, øran ve Afganistan’a kadar tüm
Orta Asya ve Hazar bölgesini kapsayan bir Büyük Ortado÷u
tanımlanmıútır.

15
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

Bu proje ile, önümüzdeki elli yıl içinde tükenece÷i öngörülen, dünya


petrol ve do÷algaz kaynaklarının %75 ine sahip bu bölgede, siyasi,
ekonomik ve askeri faaliyetler ile ABD hegemonyası güçlendirilmek
istenmektedir.

Bu çerçevede, bölgesel güç olma heveslisi Mısır, øsrail ve Türkiye gibi


ülkelere, siyasi ve askeri rol verilerek ABD’nin taúeronu olarak
kullanılmak istenmektedir.

Orta Asya’dan ve Kafkaslardan, Afrika’da Büyük Sahra’nın kuzeyine


uzanan enerji yayının tam ortasında bulunan Türkiye, bir cephe ülkesi
haline gelmiútir.

Projenin içinde olması durumunda kendi inisiyatifi ve iradesi dıúında


geliúebilecek çatıúmaların bata÷ına saplanabilece÷i gibi, dıúında
kalması durumunda da ulusal bütünlü÷ünü ve toplumsal refahını
bozmaya yönelik çeúitli oyunlar ve tehditlerle karúılaúabilecektir. Bu
noktada ulu önder Atatürk’ün dıú politikalarının temel prensibi olan
“Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilkesinin ve bölgesel ittifaklar ile güven
ortamı sa÷lama üzerine dikkatleri yo÷unlaútırmanın önemi ortadadır.

16
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

Türkiye, Kafkaslardan baúlayıp, Orta Do÷u ve Kuzey Afrika’yı da


içeren enerji yayının tam ortasında bir cephe ülkesi konumundadır.
Türkiye bu konumu ile petrol bölgelerini oluúturan tüm devletlerle
sınırdaútır. Türkiye, bu bölgenin siyasi, askeri, ekonomik ve
sosyal yönden en güçlü devletidir.

Bu durum, sözkonusu enerji bölgelerinde etkin olmak isteyen ve


enerji güvenli÷ini ön planda tutan ABD ve bazı di÷er Batı’lı devletler
için bir tehdit unsuru olarak algılanmaktadır.

Bu tehdidi ortadan kaldırmanın ya da etkisiz hale getirmenin bir yolu,


Türkiye Cumhuriyeti’ni devamlı surette bir kargaúa içinde tutarak
onun etkin olmasını önlemektir. Di÷er bir yolu da Türkiye’nin do÷u ve
güney do÷usundan ayrılacak topraklar üzerinde yeni bir devlet veya
devletler oluúturarak, yaratılacak tampon bölgeler vasıtasıyla enerji
bölgesiyle iliúkisini tamamen kesmek olarak görülmektedir.
17
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

Bu açıdan bakıldı÷ında, Musul ve Kerkük meselesinin Lozan


konferansının ikinci bölümünde çözülmesini, di÷er bir deyiúle
Türkiye’ye iadesini önleme amacına yönelik olarak kıúkırtılan 1925
yılındaki ùeyh Said isyanı ile 1926 Menemen isyanını ve Hatay’ın
ilhakını önlemek amacına yönelik olarak kıúkırtılan 1937 yılındaki
dersim isyanını anlamak ve analiz etmek kolaylaúmaktadır.

1984 yılında Eruh ve ùemdinli baskınlarıyla gündeme gelen PKK


olgusuna da bu çerçevede bakmakta yarar vardır. 1924 olayında din
elden gidiyor, 1937 de ise namus elden gidiyor bahanesiyle kıúkırtılan
bölge halkı, artık milletlerin kaderlerini tayin hakkı prensibi
çerçevesinde kıúkırtılmaya çalıúılmaktadır

Ancak bin yıldır bir arada yaúamıú bir toplumun et ve tırnak gibi
birbirinden ayrılmasının mümkün olmadı÷ı görülmüútür.

Büyük Ortado÷u bölgesinde enerji politikalarını uygulamak isteyen


küresel güçlerin taúeronlu÷unu yapan PKK, Türkiye’yi enerji
kaynakları için bir tehdit olma konumundan çıkartma projesi olan
Do÷u ve Güneydo÷u Anadolu’da tampon Kürt ve Ermeni Devleti
kurma projesinde maúa olarak kullanılmaktadır.

Bu amaca ulaúma yolunda gerekli kamuoyu deste÷ini sa÷lamak için


üç tez ileri sürmektedir. Bunlar:

1. Kürt ulusu; ayrı dili, kültürü ve etnik kökeni olan bir ulustur ve
milletlerin kaderlerini tayin hakkı çerçevesinde kendi devletini

18
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

kurma hakkı vardır. Türkiye Cumhuriyeti bu hakkı Kürt


ulusundan esirgemektedir. O halde savaúarak bu hak
alınacaktır.

2. Türkiye Cumhuriyeti Kürtlere ayrımcılık uygulamaktadır.


Kürtlerin kamu görevlerine girmeleri engellenmektedir.
Kürtlerin kültürel hakları tanınmamaktadır. Kürtlere eziyet ve
sistematik iúkence yapılmaktadır.

3. Türkiye Cumhuriyeti Kürdistan’ın bütün yeraltı ve yerüstü


kaynaklarını sömürmektedir. Bu durum engellenmelidir.
Kürdistan sömürge durumundan kurtarılmalıdır.

Bölücü PKK terörüne bölge halkından destek sa÷lamak için kullanılan


bu gerekçelere baktı÷ımızda, aslında gerekçelerin hiçbirisinin do÷ru
olmadı÷ını kolayca görebiliriz. Ancak birer psikolojik harekât unsuru
olarak etkili oldukları da yadsınamaz. Bu psikolojik harekâtı etkisiz
hale getirebilmek için, içerdi÷i mesajların geçersizli÷ini halka iyice
anlatacak yöntemlerin ve iletiúim sistemlerinin geliútirilmesi
gerekmektedir.

Tabiidir ki burada Kürt kökenli aydınların romantik milliyetçi


duygularını iyi tahlil etmek gerekmektedir. 21. yüzyılda kendi devletini
kuramamıú tek kalabalık milletin kendileri oldu÷unu düúünen ve
bundan utanan kiúilerin, bu duygularına sempatiyle bakıyormuú
izlenimi veren dıú güçlerin kolayca devúirmeler bulabilmeleri
mümkündür.
19
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

Bu nedenle Türkiye Cumhuriyetinin ırk temeline dayalı bir devlet


olmadı÷ı ve Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaúlık ba÷ı ile ba÷lı olan
herkesin Türk sayıldı÷ını ve bu devletin sahibi oldu÷unu iyice
anlatmak lazımdır. Romantik milliyetçi duygularla Kürt kökenli
yurttaúlarımızı kıúkırtan Kürt aydınları bu úekilde baúka ülkelerin
çıkarlarına hizmet eder hale geldiklerini anlamalı ve yaptıkları yanlıúı
düzeltmek için harekete geçmelidirler.

Milletlerin kaderlerini tayin hakkı meselesi daha önce de ifade edildi÷i


gibi Osmanlıyı parçalamak amacıyla ortaya atılmıú bir tez olup, úu
anda da Türkiye Cumhuriyetini parçalamak amacına yönelik olarak
kullanılmaktadır. Su anda kürt kökenli yurttaúlarımız, sadece tampon
Kürt devletinin kurulmasının planlandı÷ı bölgede yaúamamaktadır.

Türkiye’nin baúka bölgelerinde de önemli sayıda kürt kökenli


insanımız yaúamaktadır. Bunlar ekonomik ve sosyal hayata tamamen
entegre olmuúlardır. Evlilikler ve etnik kimlik de÷iútirmeleri yoluyla
Türk Kürt birbirine karıúmıútır. Türk Kökenli aúiretler Kürtçe
konuúmaya baúlamıúlar, batı illerine yerleúen Kürtler Türkleúmiúlerdir.
Bunlar birbirlerinden nasıl ayrıútırılacaktır. Üstelik her ayrı etnik
grubun ayrı bir devleti olması da gerekmemektedir. ABD de her
milletten insanlar bir arada yaúamakta, hatta her sene etnik çeúitlili÷i
artırmak için vatandaúlık piyangoları düzenlenmektedir.

Üstelik milletlerin kaderlerini tayin hakkı prensibini 1. Dünya Savaúı


sırasında ortaya atan ABD Baúkanı Wilson, kendi Dıúiúleri Bakanı
(Secretary of State) Robert Lansing tarafından uyarılarak bu

20
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

konudaki düúüncelerini de÷iútirmiú ve egemen devletin haklarının


yasal oldu÷unu, milletin tanımında sorunlar oldu÷unu, millet tanımı
ve co÷rafya tanımında bir fikir birli÷i olsa bile milletin kendi kaderini
tayin iste÷inin nasıl belirlenece÷i ve bu talebin kimler tarafından
temsil edilece÷i konularında çok büyük sorunlar oldu÷unu, plebisit
yapmanın bu iradeyi ifade etmeyece÷ini ve manipülasyona açık
oldu÷unu söylemiútir.

Bir baúka ABD Baúkanı Bill Clinton, Habitat toplantısı için Türkiye’ye
geldi÷inde kendisine milletlerin kaderlerini tayin hakkı soruldu÷unda,
“hangi aúirete kadar devlet kurma hakkı verece÷iz“ diyerek bu
meseledeki ciddiyetsizli÷i ortaya koymuútur. Acaba güney
eyaletlerindeki øspanyol kökenlileri düúünerek mi böyle cevap
vermiútir dersiniz.

Kürtlere karúı ayrımcılık uygulandı÷ı tezi ise tam bir safsatadır.


Türkiye’de kamu sektöründe tüm kademelerde Kürt kökenli
yurttaúlarımız hiçbir ayrıma tabi tutulmaksızın istihdam
edilmektedirler. TBMM deki Kürt kökenli milletvekili sayısı 150’nin
üzerindedir. Sadece Kürtlerin yo÷un yaúadı÷ı illerden de÷il batı
illerinden de milletvekili seçilen birçok kürt kökenli yurttaúımız
mevcuttur Bir çok bakan, baúbakan ve cumhurbaúkanı Kürt
kökenlilerden seçilmiútir. Son günlerin moda deyimi olan mahalle
baskısı da Kürt kökenlilere karúı hiçbir biçimde uygulanmamıútır.

21
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

Kürtlere eziyet ve iúkence edildi÷i konusunda úunu hatırlatmak


lazımdır. Eziyet ve iúkence bir dönemin yüz karasıdır ve o dönemde
iúkence ve eziyet Türkiye genelinde her yörede uygulanmıútır. Bunun
Sadece Kürtlere yapıldı÷ı úeklindeki ifadeler do÷ru de÷ildir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin sömürgeci oldu÷u iddiası ise yanlıú olmaktan


öte gülünç bir iddiadır. Yapılan araútırmalar sonucunda Türkiye
Cumhuriyeti’nin bölgeden topladı÷ı her 1 liralık vergiye karúılık, o
bölgeye 70 liralık yatırım yaptı÷ı ortaya çıkmıútır.

Bütün bu anlatılanların ıúı÷ında bölücü terör olgusuna bir de iúleyiú


yönünden bakacak olursak úu unsurlardan oluútu÷unu görürüz:

1. Terör örgütünü organize eden, ona finansman, silah ve


cephane, e÷itim ve güvenli bir sı÷ınak sa÷layan dıú güçler.

2. Terör örgütüne ideolojik ve fikirsel bazda destek veren,


medya ve psikolojik harekat deste÷i veren, yardım ve
yataklık eden, yurtiçinde lojistik destek sa÷layan kiúi ve
gruplar.

3. Eylemli olarak terörü gerçekleútiren silahlı gruplar.

Bu gruplarla eúanlı ve ayrı, ayrı mücadele etmek gerekmektedir.

22
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

Terör örgütünün dıú destekçileri ile mücadele ancak dik duran onurlu
bir dıú politika ile mümkün olabilir.

Irakta mevcut iúgal kuvvetlerinin geri çekilmesinden sonra Irak’ın


kuzeyinde istikrarın devam edebilmesi ve Amerikan menfaatlerinin
zarar görmemesi için ABD’nin Türkiye’ye ihtiyacı vardır. øncirlik
üssünün önemi de herkesçe bilinmektedir.

Bu nedenle, ABD’nin bölgeye hakimiyetini ve buradaki menfaatlerini


korumak açısından, bölgede kendi kontrolünde faaliyet gösteren terör
örgütünü tasfiye etmeye çalıúırken bir yandan da onların
cezalandırılmalarını engelleyerek gelecekte de yeniden
kullanabilece÷i, kendine yakın bir grup olarak el altında tutmak
istemektedir.

Türkiye’de hükümet açılım adı altında ABD’nin politikalarını uygulama


yolunu tercih etmektedir. Örgütsel ba÷ından koparılmadan, piúmanlık
belirtisi göstermeden salıverilmenin do÷uraca÷ı sonuç, ABD’nin bir
iúaretiyle yeniden kargaúa ortamını yaratacak bir “Mançuryalı aday”
yaratmaktır. Bu güvenlik zaafının kabul edilmesi mümkün de÷ildir.
Zaten Türk kamuoyu da bunu hissetti÷i için úiddetli tepki göstererek
durumu kabul etmedi÷ini ifade etmiútir.

Dıú politikada, karúılıklılık ilkesi çerçevesinde, zarar verenin zarar


görece÷ini anlaması sa÷lanmalıdır. Birleúmiú milletler úartının ek 7
maddesi uyarınca sıcak takip hakkı kimseden izin alınmaksızın
uygulanmalıdır.
23
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

Teröre ideolojik destek veren yardım ve yataklık edenleri toplumdan


tecrit edici yasal, inzibati ve psikolojik harekat unsurlarını birlikte
içeren tedbirler alınmalıdır.

Bu çerçevede, Türkiye’de faaliyet gösteren tüm sol e÷ilimli grupların


da, geçmiúte sempati ile bakarak veya ideolojik ve eylemli olarak
destek vermek suretiyle geliúmesine katkıda bulundukları bu ırkçı ve
faúist canavarın oluúmasındaki sorumluluklarını, bir özeleútiri yaparak
kabullenmelerinden sonra, Kürtçü hareketin yanlıúlı÷ını tüm
kamuoyuna mal edecek biçimde tartıúmaları gerekmektedir.

Operatif terör unsurlarıyla silahlı mücadele etkin ve kararlı bir biçimde


sürdürülmelidir.

Güvenlik sorunu ile ilgili olarak, bir di÷er önemli ancak dikkatlerden
kaçan Askeri geliúme ise “Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası”
(AGSP) çerçevesinde kurulmaya baúlanan Avrupa Ordusudur. Bu
ordunun kurulması çok uzun zaman alaca÷ı ve pahalıya mal olaca÷ı
için zamana yayılmak istenmekte NATO’nun imkanlarından ve Türk
Silahlı Kuvvetlerinden yararlanılması öngörülmektedir.

Batı Avrupa Birli÷i’ne üye olan Türkiye’nin AGSP’nin karar


mekanizması içerisinde yer alması istenmemektedir. Bu da
baúkalarının alaca÷ı kararları uygulamak için bizim askerlerimizin
kullanılması anlamına gelece÷inden do÷ru de÷ildir.

24
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

Di÷er bir husus da Avrupa Ordusunun kime karúı kurulmakta oldu÷u


hususudur. Türkiye’nin Avrupa Birli÷ine Üye olarak kabul edilmemesi
durumunda sınırlarımızda ve örne÷in Kıbrıs’ta konuúlanmıú bir
Avrupa Ordusu ile mi karúı karúıya kalaca÷ız? Medeniyetler
çatıúmasının cephe ülkesini mi teúkil edece÷iz?

øç güvenlik meselesi ile dıú güvenlik sorunlarının ne kadar ilgili oldu÷u


güneydo÷u illerimizde ve büyük úehirlerimizde yaúanan olaylarla
gündelik yaúamımızda yakından görülmektedir.

Di÷er asayiú sorunlarına ve emniyet teúkilatı ve adalet teúkilatı içinde


yuvalanmıú bazı tarikat mensubu çetelerin faaliyetlerini de eklersek
devasa bir iç güvenlik sorunuyla karúı karúıya oldu÷umuz ortaya
çıkmaktadır.

Bu nedenle, devletin ve vatandaúların huzur ve güvenli÷ini sa÷lamak


dıúında, hiçbir grupsal veya bireysel çıkara hizmet etmeyen bir iç
güvenlik teúkilatına ve yetenekli insan unsuru ile desteklenmiú, en
son teknolojik imkanlarla donatılmıú ve haber alma etkinli÷i en üst
düzeye çıkartılmıú bir istihbarat mekanizmasına acil olarak ihtiyaç
duyulmaktadır.

25
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

Beslenme øhtiyacı:

ønsanlar yaúamlarını sürdürebilmek için beslenmek durumundadırlar.


Beslenme devamlılık arz eden bir eylemdir. Beslenmeye birkaç ay
ara verip sonra devam etmek mümkün de÷ildir. Bu nedenle, temel
besin ö÷eleri olan karbonhidrat, ya÷ ve proteinin, her gün yeterli
miktarda ve uygun kalitede hazır bulundurulması zorunlulu÷u vardır.

Ülkenin beslenme ve gıda politikalarının temel uygulama alanı olan


tarım sektörünün ve bu sektörce üretilen ürünlerin, ülkenin her
yerinde da÷ıtımının altyapısını oluúturan ulaútırma sektörünün önemi
burada ortaya çıkmaktadır.

26
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

Türkiye’de köylülük bir yaúam ve üretim biçimi olarak çözülmektedir.


Ulaúımdaki ve haberleúmedeki geliúmeler ve televizyonların
yaygınlaúması sonucu köylüler, hem tüketici, hem de üretici olarak
pazar ekonomisinin bir parçası haline gelmiúlerdir.

Bu durum, geleneksel, içine kapalı, kendine yetmeye dayalı


ekonomik birimleri oluúturan köylerin sosyal yapısını alt üst etmiútir.
Ancak, yeni yapıya uygun sosyal örgütlenme ve üretim düzenine
geçilememiútir.

Miras hukukumuzda tarım arazileri ile ilgili özel düzenlemeler


olmadı÷ı için, yeterli iúletme büyüklü÷üne sahip çiftçi sayısı çok azdır.
Tarım arazilerindeki parçalanmıúlık, tarım üretiminde yeni
teknolojilerin uygulanmasını ve yatırımları engellemektedir.

Tarım arazilerini normal mülkiyet ve miras hakkı prensipleri


çerçevesinde de÷erlendirmek mümkün de÷ildir. ønsanın en temel
fizyolojik ihtiyacı olan, beslenme ihtiyacını karúılayan tarımsal
faaliyetlerin esas kayna÷ını oluúturan toprak, malik olana kullanım
hakkını tanıyan ancak bütün toplumun menfaatine kullanılması
zorunlu olan bir yaúama alanıdır.

Bu nedenle tarım arazilerinin miras veya hisse satıúı yoluyla


parçalanmasını önleyen yasal sınırlamaların yürürlü÷e konulmasında
yarar vardır. Halen parçalı hale gelmiú olanların ise yapılacak
kadastro ve ıslah çalıúmaları ile birleútirilerek yeterli iúletme
büyüklü÷üne kavuúturulması gerekmektedir.
27
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

Bu çalıúmaların yanı sıra, üretilen ürünlerin standardizasyonu,


da÷ıtımı ve pazarlaması ve açı÷a çıkacak iúgücü ile ilgili
organizasyon ve e÷itimler konusunda gerekli düzenlemelere ihtiyaç
vardır.

Böylece toplumsal yaúamın temel ihtiyaçlarından birisi olan gıda


güvenli÷i ve tarımda kendine yeterlili÷in ötesine geçerek bölgemizin
gıda ambarı olma yetene÷ini kazanabiliriz.

Günümüzde çiftçiye sa÷lanan gübre, mazot, sulama, sertifikalı tohum


ve fidan destekleri gibi destekler ile do÷rudan gelir yardımları etkin
olmaktan çok uzaktır ve her yıl yenilenmesi gereken bürokratik
iúlemlerin çoklu÷u nedeniyle de çiftçiyi canından bezdirmektedir.

Oysa çiftçinin en çok ihtiyaç duydu÷u destek pazarlama deste÷idir.


Çiftçi büyük zahmetler sonunda üretti÷i ürününü pazara ulaútırmada
ve de÷er fiyatından satmakta çok büyük engellerle karúı karúıyadır.
Her bölgede az sayıda alıcı, aralarında anlaúarak belirledikleri
fiyatlardan, çok sayıda satıcı çiftçiden ürünlerini yok pahasına ve
ödeme yapmadan toplamakta, ve satıúı gerçekleútirdikten sonra
çiftçiye parası ödenmektedir. Bazı alıcılar ise parayı hiç ödememekte,
malı alıp ortadan kaybolmaktadır.

Çiftçinin bu konularda ma÷duriyetinin önlenmesi için tarım satıú


kooperatiflerine ihtiyaç vardır. Ancak, geçmiú deneyimler nedeniyle
kooperatifçili÷e olan güven azaldı÷ı için, yeni örgütlenme modellerine
ihtiyaç duyulmaktadır.

28
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

Toprak Mahsulleri Ofisinin tüm tarım ürünlerini kapsayacak úekilde


yeniden örgütlenmesi, Et ve Balık Kurumunun aktif hale getirilmesi,
süt ve süt ürünleri kurumunun oluúturulması gibi politikaların
uygulanması, eksik rekabet piyasalarının olumsuz sonuçlarını
dengeleyebilir.

Bunlara ilaveten sebze ve meyve ticaretini düzenleyen hal


kanununda da gerekli de÷iúikliklerin yapılarak, bu ürünlerin hem
üretim yerindeki hem de varıú yerindeki hallerde iúlem görerek çifte
komisyon ve vergi nedeniyle nihai tüketiciye olan maliyetin artmasının
önüne geçilmesi gerekmektedir.

Zaten köylerde yeterli topra÷ı olmayan ailelerin büyük úehirlere göç


etmesi sonucu tarım arazilerinden önemli bir bölümü iúlenmez hale
gelmiú veya baúkaları tarafından kullanılmaya baúlanmıútır.

Bu çerçevede yaúanan göç olgusu Büyükúehirlerin çevresinde


gecekondu kuúakları oluúmasına yol açmıútır. Ayrıca büyük
úehirlerde altyapı sorunlarının a÷ırlaúmasına sebep olmuútur.
Varoúlarda, büyük úehrin iú imkanlarından yaralanarak, köyündeki
gibi bir sosyal yapıda yaúamak isteyen insanlarımız, kendi
hemúerilerinin yo÷un yaúadı÷ı mahalleler oluúturarak, yeni bir yaúam
biçimi ve alt kültür oluúturmuúlardır.

Tarım üretiminde maliyetlerin düúürülebilmesi için, traktör, tarım alet


ve makineleri, gübre, mazot, tohum ve tarımsal ilaçlar gibi girdilerin
her aúamadaki vergilerinin kaldırılması gerekmektedir.

29
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

Barınma øhtiyacı:

ønsano÷lu var oldu÷u ilk günden bu yana do÷al çevrenin olumsuz


koúullarından korunmak ve güvenli÷ini sa÷lamak amacıyla bir
barına÷a ihtiyaç duymuútur.

Bu ihtiyaç baúlangıçta bir a÷aç ya da kaya kovu÷u veya bir ma÷ara


tarafından karúılanabilirken, günümüzde geliúen uygarlı÷ın getirdi÷i
teknolojik devrim ile, rahat, konforlu insan haysiyetine yakıúır
konutlarla karúılanır hale gelmiútir.

Bir konut edinebilmek için yapılan yatırım, bir insanın yaúamı


boyunca, iú kurma dıúında yaptı÷ı en büyük yatırımdır. Bu nedenle
konut edindirme konusu devletin temel politika alanlarından birisini
oluúturmaktadır. Buna ba÷lı alarak úehirleúme, altyapı planlaması,
gecekondu sorunu, inúaat standartlarının saptanması ve
uygulamanın denetimi konuları da bu ba÷lamda sayılabilir.

Deprem riskinin çok yo÷un oldu÷u ülkemizde yerleúim yerlerinin ve


standartlarının belirlenmesi çok büyük bir önem taúımaktadır.
Deprem tehdidi, sadece barınma güvenli÷ini de÷il aynı zamanda
30
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

ekonomik güvenli÷i de tehdit etmektedir. Türkiye’de sanayi üretiminin


%70 ini gerçekleútiren Marmara bölgesinde olası bir depremin
sonuçları Türkiye ekonomisine verece÷i zararı düúünmek bile dehúet
vericidir.

Beslenme ihtiyacı ile ilgili bölümde, köylerde yeterli topra÷ı olmayan


ailelerin úehirlere göç ederek büyükúehirlerin çevresinde gecekondu
kuúakları oluúmasına yol açtı÷ını ve büyük úehirlerde altyapı
sorunlarının a÷ırlaúmasına sebep oldu÷unu söylemiútik.

Göçmenler, büyük úehrin iú imkanlarından yaralanarak köyündeki gibi


bir sosyal yapıda yaúamak isteyen insanlarımız kendi hemúerilerinin
31
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

yo÷un yaúadı÷ı varoúlarda mahalleler oluúturarak yeni bir yaúam


biçimi ve alt kültür yaratmıúlardır.

Gecekondulaúmanın yaygınlaúmasında bir baúka önemli sebep ise


Büyükúehirlere yönelen göçün yarattı÷ı arsa sıkıntısı sonucu do÷an
arazi rantıdır.

Boú hazine arazilerini çevirmek ve gecekondu yapacaklara


parselleyip satmak çok karlı bir iú alanı yaratmıútır. Bu iúi yapmak
üzere oluúturulan çeteler arazi ve gecekondu mafyası adıyla
tanımlanmaktadır.

Devletin ilgili birimleri bu illegal çıkar örgütlerinin üzerine gidememiú,


zaman, zaman çıkarılan gecekondu aflarıyla ve da÷ıtılan tapu tahsis
belgeleriyle gecekondulara yasal bir statü verilmiútir. Her seçim
öncesinde de gecekondu yapımlarına göz yumularak devamlı
ço÷almalarına izin verilmiútir.

Özellikle østanbul’da, bo÷azın deniz görür yamaçlarında


gecekondulaúma çok kar getiren bir ekonomik faaliyet alanı olmuútur.
Öyle ki bu bölgelerde, yıkım kararı çıkan gecekonduların yıkımı
esnasında güvenlik güçleri ile gecekondu sahipleri arasında
çatıúmalar gündelik olaylar haline gelmiútir.

Bütün bunlar yaúanırken, devletin arsa ofisi, ya÷malanan hazine


arazileri üzerinde, imarlı, altyapısı hazırlanmıú, planlı úehirleúmeyi
gerçekleútirecek arsaları üretemedi÷inden, çarpık bir úehirleúmenin

32
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

sorunları ile baúa çıkmak için çok büyük maliyetlere katlanmak


durumunda kalmaktayız. zaten arsa ofisinin faaliyetine de son
verilmiú bulunmaktadır.

Gecekondulaúma ve buralardaki yaúam biçimi, gecekondu


bölgelerinde tarikat tipi örgütlenmelerin hızla yayılmasına yol
açmıútır.

Göç ile büyük úehre gelenlerin yeni ortama uyum sa÷layabilmesi için
e÷itim programlarının mevcut olmayıúı, sosyal hizmet birimlerince
verilmesi gereken desteklerin yoklu÷u ve sosyal güvenlik
kurumlarının düzenli bir iúi olmayanları kapsayamaması yüzünden,
sosyal dayanıúmayı bir adam devúirme metodu olarak kullanan
tarikatlar, bölücü ve irticacı akımlar, gecekondu bölgelerinde çok
büyük oranda etkinlik kazanmıúlardır.

Sol e÷ilimli siyasi akımların do÷al çalıúma alanını teúkil eden


gecekondu bölgelerine, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra büyük
oranda bu akımlar hakim olmuúlar ve siyasi hayatımızda da etkin
hale gelerek yerel yönetimler ve parlamento seçimlerini etkileyen bir
faktör haline gelmiúlerdir.

Bu bölgelerin bölücü ve irticacı örgütlere, para ve insan kayna÷ı


sa÷layan birer kurtarılmıú bölge konumundan çıkartılması için sosyal
demokrat düúüncenin yeniden buralarda etkin hale getirilmesi
gerekmektedir.

33
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

Bu amaca ulaúabilmek için yeni bir örgütlenme biçimine ihtiyaç vardır.

ølçe bazında örgütlenmeye dayalı úimdiki siyasi yapı ile bu kitlelere


ulaúma ve arzulanan dönüúümü sa÷lama imkanı yoktur. Bu
olumsuzlukları aúmak için siyasi partiler yasasındaki de÷iúim
sa÷lanana kadar ilçe teúkilatları bünyesinde sokak temsilcilikleri ve
mahalle komiteleri oluúturularak faaliyetlerin bu bölgelerde
yo÷unlaútırılmasında yarar vardır.

Enerji øhtiyacı

34
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

ønsanlı÷ın baúlangıçta sadece ısınmak ve piúirmek için enerji


kaynaklarına ihtiyacı varken bu ihtiyaç, ateúin kontrol altına alınması
aúamasında, bitki kökenli yakacaklarla karúılanabiliyordu.

Yerleúik düzene geçtikten sonra, tarım ve taúımacılık alanında


ihtiyaçlar geliútikçe, hayvan gücünün ve/veya nehir, deniz ve göllerde
rüzgar enerjisinin kullanımı gündeme gelmiútir.

Günümüzde ise hayatın her aúamasında enerji kullanımı en üst


düzeydedir. Bu bakımdan gerek fosil bazlı yakıtlar, di÷er bir de÷iúle
kömür, petrol, do÷algaz ve gaz hidratlar, gerekse yenilenebilir enerji
kaynakları, hidroelektrik, rüzgar ve güneú enerjileri ile kimyasal
(hidrojen) ve nükleer enerji kaynaklarına sahip olmak çok önemli hale
gelmiútir.

Enerji kaynaklarının kontrolünü elinde tutmak isteyen ülkeler bu


konuda savaúı bile göze almaktadırlar. Bu nedenle enerji güvenli÷i
bakımdan hayati öneme sahip bu konudur. Bir devletin ve siyasi
partinin en önemli politika alanlarından birisini teúkil etmektedir.

Bu açıdan bakıldı÷ında, ülkede enerji arzının istikrarını sa÷lamak


amacıyla, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımına yönelik
teknolojilerin geliútirilmesi için, araútırma enstitülerinin kurulması ve
üniversitelerde ve özel sektörde bu konularda yapılacak araútırma
projelerine destek verilmesi temel bir tercih olarak ortaya çıkmaktadır.

Buna ek olarak, henüz tamamlanamamıú olan Türkiye jeolojik


araútırmalarının en kısa sürede tamamlanması ve sondajların
yapılarak, Türkiye toprakları, karasuları ve kıta sahalı÷ı ile uluslar
35
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

arası sularda hidrokarbon bazlı yakıtlar ile taúkömürü ve linyit


rezervlerinin tespiti hayati önem taúımaktadır.

Hidroelektrik santrallerin yapımı için akarsularımızda mevcut atıl


kapasitenin de÷erlendirilmesi de önemlidir.

Bütün bunların yanı sıra, hem ülkede enerji arzının istikrarı hem de
uluslar arası enerji pazarının kontrolünü elde tutmak amacına yönelik
olarak Türkiye’nin bir enerji terminaline dönüútürülmesi için, hazar
havzası, Rusya Federasyonu øran, Irak ve Basra körfezi kaynaklı
petrol ve do÷algazın ülkemizden geçen ve tüm dünyaya pazarlandı÷ı
boru hatları ile taúınması, Türkiye’nin enerji güvenli÷i açısından
oldu÷u kadar dıú güvenli÷i için de bir istikrar unsuru olaca÷ını
unutmamak lazımdır. Di÷er taratan petrol ve do÷algazın hangi
hatlardan taúınaca÷ı bunları üreten ülkelerin kültürel olarak
etkilenmesinin yanı sıra, bu ülkelerin dünya ile olan ticaretinin de
hangi yolla yapılaca÷ını etkileyecektir. Bu da Türkiye’ye ilave
avantajlar sa÷layacaktır.

Aidiyet øhtiyacı:

ønsanlar, mensubu oldukları dini gruplar ve tarikatlar, profesyonel


organizasyonlar, spor kulüpleri veya takımları, iú arkadaúları, hemúeri
grupları, aynı zamanda askerli÷e tertip edildikleri kiúiler ve etnik
gruplar gibi büyük gruplar ve/veya aile üyeleri, akıl hocaları,

36
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

sırdaúları ve sevgilileri gibi küçük sosyal çevreleri tarafından kabul


görmek ve oraya ait olduklarını hissetmek isterler. Baúkaları
tarafından sevilmek ve sevmek ihtiyacındadırlar.

Bu ö÷elerin eksikli÷i halinde insanlar kendilerini yalnızlı÷a mahkum


olmuú, endiúeli ve depresyonda hissederler.

Aidiyet ihtiyacı, mahalle baskısının úiddetine ba÷lı olarak, bazen,


temel do÷al ihtiyaçların önüne geçebilir.

Ülkemizde aidiyet sorunu hem etnik hem de dini bazda çok yo÷un
olarak yaúanmaktadır. Son yıllarda yaúanan alt kimlik üst kimlik
tartıúmaları, tarikat örgütlenmelerine iliúkin tartıúmalar ve türban vb.
sorunlar birer aidiyet sorunu olarak ülke gündemini iúgal etmektedir.

ønsanımızın aidiyet ihtiyacının karúılanmasında, yurttaúların


yukarıdaki sayılan gruplara olan ba÷lılı÷ı, Türkiye Cumhuriyeti’ne
olan ba÷lılı÷ının önüne geçmemelidir. Yurttaúlarımız, ait oldukları
grubun kültür ö÷elerini, grup içinde özgürce yaúayabilmelidir. Bu
kültürel zenginli÷imizi oluúturur. Ancak, bu kültür ö÷elerinin, bir
siyasal sembol haline getirilmesi ve etnik bölünme dayatmasına
dönüútürülmesine izin verilmemelidir

Günümüzde yaúadı÷ımız sorunlar bu konunun ne kadar önemli


oldu÷unun herkes tarafından açıkça görülmesini sa÷lamıútır. Bu
nedenle Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran halka Türk denir”
tanımını, her Türkiye Cumhuriyeti vatandaúının içselleútirmesi için
hem okullarımızda hem de medyada gerekli özen gösterilmelidir.

37
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

Adalet øhtiyacı:

ønsano÷lu içgüdüsel olarak


toplum halinde yaúamını
sürdürmektedir.

øúbölümünün yaygınlaúması
ve uzmanlaúma büyük
topluluklar halinde bir arada
yaúamayı zorunlu hale
getirmiútir.

Bu durum, bireyin, di÷er


bireylerle, devletle ve toplumla
olan iliúkilerinin yanı sıra, iú
iliúkilerinin de belirli bir düzen içerisinde olmasını gerektirir.

Bu kadar karmaúık iliúkiler a÷ının her hangi birinde oluúabilecek bir


aksaklık veya haksızlı÷ın oluúmaması veya oluúan haksızlı÷ın
giderilmesi için yasalar, kurallar, normlar ve standartlara ihtiyaç
vardır.

Devlet olmanın en temel unsurlarından birisi bir arada yaúama


arzusunda bulunan bir insan toplulu÷unun mevcut olmasıdır.
ønsanları bir arada tutan din, dil, kültür, vatan gibi ortak ö÷elerin
38
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

yanında bu insanların birbirleriyle ve oluúturdukları kurumlarla


iliúkilerini düzenleyen bir kurallar bütününe ve bu kuralların iúlerli÷ini
sa÷layan mekanizmalara ihtiyaç vardır.

øúte hukuk dedi÷imiz bu kuralların oluúturulması ve uygulanması bir


arada yaúama arzusunun devamı için çok önemlidir. Bu da kuralların
herkese aynı biçimde uygulanaca÷ı ve kuralları çi÷neyenlerin cezasız
kalmayaca÷ına güven duymayı gerektirir.

Adalet da÷ıtılması için bir yargı sistemi oluúturulması ve etkin olarak


çalıútırılması gerekmektedir. Adalet müessesesine güven insanların
bir arada yaúaması için en temel unsurdur.

Adalete olan güvenin kaybolması durumunda insanlar bireysel olarak


hak arama yolunu seçmeye baúlarlar. Herkes kendi hukuk kuralları
koymaya ve uygulamaya baúlar. Veya hukuku uygulama görevini,
oluúan çete tipi örgütler üstlenmeye baúlar. Bu bir kaos ortamının
oluúmasına yol açar.

Adalet müessesesinin vazgeçilemez prensipleri olan kanun önünde


eúitlik, kanunsuz suç ve cezanın olamayaca÷ı, tarafsız ve ba÷ımsız
yargı ve adaletin zamanında yerine getirilmesi, adalet duygusunun
yerleúmesinde ve güven ortamının sa÷lanmasında hayati önem
taúımaktadırlar.

Günümüz Türkiye’sine bakıldı÷ında bu prensiplerden bazı aúınmalar


oldu÷unu görüyoruz. Deniz Feneri davasında görüldü÷ü gibi, suç
iúleyen veya iúledikleri düúünülen bazı kiúi ve suç örgütlerinin
kovuúturulmasının önlenmesi söz konusu olabilmektedir.
39
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

Hazırlık soruúturmalarında delillerin toplanmasının geciktirilmesi veya


gizlenmesi, dosyaların tam olarak tamamlanmadan savcılıklara
verilmesi nedeniyle çıkan sorunlar, adaletin tam olarak ve zamanında
da÷ıtılmasını engellemekte ma÷duriyetlere yol açmaktadır.

Mahkemelerin iú yükünün çok yüksek oldu÷u bu nedenle davaların


uzadı÷ı ve zamanında sonuçlandırılamadı÷ı öne sürülmektedir. Bazı
davalar yıllarca sürmekte, bu sırada yargıçlar de÷iúmekte dosyaların
yeniden incelenmesi ve ö÷renilmesi zaman almaktadır. Gecikmiú
adalet, adalet de÷ildir.

Di÷er taraftan yargı mensuplarının maaúlarının düúük oldu÷u, bu gelir


düzeyinde insanca yaúamalarının mümkün olmadı÷ı, bu nedenle
yargı mensuplarının vicdanı ile cüzdanı arasında sıkıúıp kaldı÷ı en
yetkili a÷ızlardan seslendirilmektedir. Bu durum zaten yargıda
rüúvetin yaygın oldu÷u yolundaki iddiaların yetkililerce onaylanması
anlamına gelmektedir.

Ba÷ımsız yargı, kuvvetler ayrılı÷ı prensibinin olmazsa olmaz


koúuludur. Siyasi iktidarlar, yasama ve yürütme erklerini filen zaten
kontrol ettikleri için despotizmin önündeki tek engel olarak ba÷ımsız
yargı kalmaktadır.

12 Eylül 2010 da yapılan Anayasa de÷iúiklikleri ile, Hakimler ve


Savcılar Yüksek Kurulu ve Anayasa Mahkemesi Hükümetin
kontrolüne girmiú bulunmaktadır. ùimdi de adalet reformu adı altında
Yargıtay ve Danıútay’ın yeni kurulan daireler ve atamalar ile kontrol

40
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

altına alınması gerçekleútirilmektedir. Özel yetkili savcılar ve


mahkemeler ile yaratılan hukuk faciası kamu vicdanını sızlatmaktadır.

Bu nedenlerle, önümüzdeki Cumhuriyet Halk Partisi iktidarının acil


iúlerinden birincisi, bir hukuk reformu gerçekleútirerek, ça÷daú hukuk
normlarına uygun bir adalet sistemini ve ba÷ımsız yargıyı hayata
geçirmek olmalıdır.

Sosyal Güvenlik øhtiyacı:

Her siyasi hareket gibi sosyal demokrat düúüncenin temel hedefi de,
insanın mutlu yaúamasını sa÷lamaktır.

ønsanın mutlu olabilmesinin en önemli ön úartı ise, gelecekle ilgili


endiúelerin en aza indirilmesidir. Gelecek ile ilgili endiúeleri olan
insanların mutlu olabilmeleri çok zordur. Sosyal demokrat düúüncenin
insanı mutlu etmek için uygulaması gereken temel projesi, gelecek
endiúelerini en aza indirmeye yönelik olarak, toplumun bütün
kesimlerinin iúsizlik, sa÷lık ve yaúlılık risklerini kapsayan bir sosyal
güvenlik sistemidir.

Bu açıdan baktı÷ımızda, Türkiye'de de insanların mutsuz olmasının


en birinci ve önemli nedeni, belirsizliklerin çok fazla olması nedeniyle
duyulan gelecek endiúesidir.

41
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

ùehirleúme ve ekonomik geliúmeler sonucu bir sosyal güvenlik


kurumu iúlevi gören, büyük, kalabalık aile sisteminin yerini daha
demokratik ve küçük olan çekirdek aile biçimi almıú bulunmaktadır.

Kalabalık geleneksel ailelere halen yer, yer rastlanmakla birlikte, ana,


baba ve çocuklardan, hatta sadece anne ve çocuk, ya da baba ve
çocuktan oluúan çekirdek aileler yaygınlık kazanmıútır.

Geleneksel ailede, aile fertlerinden birinin veya birkaçının


hastalanması, iúsiz kalması veya iú göremeyecek derecede yaúlı
olması durumunda ailenin di÷er fertlerinin eme÷i sonucu kazanılanlar
herkesin geçimini sa÷lamakta kullanılabilmektedir. Böylece hastalık,
iúsiz kalma ve yaúlılık nedeniyle iú görememenin olumsuz etkileri
tamamen olmasa bile, önemli ölçüde engellenebilmektedir.

Ancak, günümüzde yaúam koúullarının zorunlu kıldı÷ı çekirdek


ailede, ailenin geçimini sa÷layan ana ya da babanın veya her ikisinin
birden hastalanması, iúini kaybetmesi veya iú göremeyecek derecede
yaúlanması durumunda ailenin büyük ekonomik sıkıntılara maruz
kalaca÷ı, aile birli÷inin ve toplumsal de÷erlerin muhafaza edilmesinde
sorunlar yaúanaca÷ı çok açıktır.

Bu durumda gelecek endiúesinin ortadan kaldırılabilmesinin en


uygun yolu, iúsizlik, hastalık ve ihtiyarlık risklerini kapsayacak bir
sosyal güvenlik sisteminin kurularak bunun toplumun bütün
kesimlerine yaygınlaútırılmasıdır.

Bu sigorta sisteminde, sigortalıdan ve iúverenden tahsil edilecek


zorunlu primlerin yanı sıra devlet bütçesinden ayrılması zorunlu
42
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

payların ve sigortalıların gönüllü katkılarının, herkesin kiúisel


hesabında izlenmesi esas olmalıdır.

Bu úekilde oluúturulacak fonlar, sa÷lıklı fon yönetimi ilkeleri


uygulanarak, finans piyasalarında yatırımlara dönüútürülerek
nemalandırılmalıdır.

Fon yönetiminde úeffaflık ilkesi, herkesin kendi hesabını denetlemesi


sonucunu do÷uraca÷ından, hesap sorulabilirlik de sa÷lanmıú
olacaktır.

Bu sistem her vatandaú için asgari bir korunmayı gerçekleútirirken,


ilave kiúisel katkıların yapılabilmesi olana÷ı da, herkesin kendine
uygun sosyal güvenlik düzeyini seçebilmesini mümkün hale
getirecek, gelecek endiúesi de en aza indirilmiú olacaktır.

Bu sigorta sistemleri kamu kurumları biçiminde örgütlenebilece÷i gibi,


özel sigorta ve fon yönetimi úirketlerinin de, devletin yakın gözetimi
altında, bu alanda hizmet verebilmeleri, sisteme rekabetçi bir unsur
da kazandırabilir.

Öte yandan, böyle bir sosyal güvenlik sistemi ve kiúisel gönüllü


katkılar, Türkiye'nin büyümesinin önünde en önemli engel olan
kaynak yetersizli÷i sorununun aúılmasına, tasarrufların artırılması
yoluyla katkıda bulunurken, finans piyasalarında derinli÷in artmasını
da beraberinde getirecek, finans piyasalarının krizlere karúı
dayanıklılı÷ını artıracaktır.

43
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

Sosyal güvenlik sisteminin bir baúka olumlu etkisi de gelir


da÷ılımındaki eúitsizli÷i azaltıcı yönde olacaktır.

øúte sosyal demokrat düúüncenin temel projesi böyle bir sosyal


güvenlik projesidir.

Bu projenin gerçekleútirilmesi ve kendine yeterli hale gelebilmesine


kadar geçecek zaman içerisinde, yoksullu÷un en fazla etkiledi÷i kadın
ve çocuk nüfusun olumsuzluklardan korunması için bir yoksulluk
envanterinin çıkartılarak yoksul ailelere iúsizlik sorunu çözülene kadar
belli bir süre aile sigortası kapsamında maaú ödenmesi ve bu
ödemenin anneye yapılması olumlu olacaktır.

Bilgi Edinme ve Kendini Geliútirme øhtiyacı:

øçinde yaúadı÷ı dünyayı daha iyi anlamak için, insanlar devamlı


olarak yeni úeyler ö÷renmek, araútırmak, keúfetmek ve yaratmak
ihtiyacı duyarlar. Bu nedenle bilginin peúinde koúarlar. Edinilen
bilgiler kullanılarak daha iyi bir yaúam standardı yaratılır. E÷itim insan
hayatının vazgeçilmez bir parçasıdır.

Toplumu oluúturan bireylerin, bilgi ve yeteneklerinin geliútirilebilmesi


için ihtiyaç duyulan e÷itimin, planlanması ve uygulanmasına yönelik
politikaları oluúturmak, aynı zamanda ülkenin gelece÷inin nasıl
olaca÷ına karar vermek anlamına gelir. Bu nedenle çok dikkatli
analizleri gerektirir.

44
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

Zorunlu temel e÷itimin parasız olması ve maliyetinin devlet


bürçesinden karúılanması esas olmalıdır.

Toplumu oluúturan bireylerin e÷itim seviyesi toplumsal geliúme


düzeyinin en öneli belirleyicisidir. Bu nedenle e÷itimi planlarken arzu
edilen geliúmiúlik düzeyine uygun bir e÷itim planlaması yapılmalıdır.

E÷itimde farklı yapıların mevcudiyeti, Osmanlı imparatorlu÷unun


çöküúünde önemli bir rol oynamıútır. Cumhuriyet devrimlerinin en
önemlilerinden olan E÷itim Birli÷i Kanunu (Tevhid-i Tedrisat Kanunu),
ça÷daú de÷erleri ve bilimsel düúünceyi esas alan Türkiye
Cumhuriyeti’nin güçlenmesinde çok önemli rol oynamıútır.

Günümüzde e÷itim birli÷i prensibinden uzaklaúılması yolunda adımlar


atılmaktadır. Bu sapmalar yeniden düzeltilmelidir. On iki yıllık temel
e÷itim esas alınarak, ülkede herkesin en az lise veya dengi düzeyde
zorunlu e÷itim alması sa÷lanmalıdır.

45
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

Ülkenin gelecek yıllarda, çeúitli alanlardaki iúgücü ihtiyacı kamu ve


özel sektörle yapılacak ortak çalıúmalarla belirlenerek, o alanlara
yönelik meslek e÷itimleri planlanmalı ve temel e÷itimin 7. sınıfından
itibaren, e÷ilim ve yetenekleri dikkate alınarak ö÷renciler, ailelerinin
de karar sürecine dahil edilmesiyle, bu meslek alanlarına
yönlendirilmelidir.

Normal lise programlarını tamamlayan ö÷renciler, üniversite ve


yüksek okulların, özel yetenek isteyen bölümlerin dıúındaki
bölümlerine sınavsız girebilmelidirler.

Tüm vatandaúlar istedikleri takdirde üniversitelerde ilgi alanları


içindeki dersleri alma imkanına sahip olmalıdırlar. Belli bir diploma
için gereken ders sayısı ve krediyi tamamlayan bu kiúiler diploma
almaya da hak kazanabilmelidirler. Dolayısıyla üniversite e÷itimi
zamana yayılabilecektir. Baúlangıçta bir meslek alanına
yönlendirilmiú olan bireyler, e÷er arzu ederlerse, e÷itimlerini bu
suretle de tamamlama veya ilgi alanlarını geliútirme imkanına
kavuúacaklardır.

Ülkemizde din e÷itimi ve ømam Hatip liseleri e÷itimde tartıúmanın


odak noktasındadır.

Bireylerin dini konularda bilgi edinmek istemeleri ve ailelerin


çocuklarına kendi inançları do÷rultusunda din e÷itimi vermek
istemeleri do÷al karúılanmalıdır. Ancak din e÷itiminin normal örgün

46
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

e÷itimin yerini alması beklenemez. Bunlar birbirinin alternatifi veya


tamamlayıcısı de÷ildir.

Normal örgün e÷itimde, insanın gündelik yaúamında ihtiyaç duyaca÷ı


objektif bilimsel bilgiler ve davranıú biçimleri ö÷retilirken, din e÷itimi
bireyin dini inançları ve ibadet ile hususları ö÷retmektedir. Bu nedenle
din e÷itiminin okulların bünyesinde açılacak kurslarda, ilahiyat
fakültesi mezunu kimseler tarafından yapılması ve müfredatının Milli
E÷itim Bakanlı÷ı tarafından belirlenmesinde yarar görülmektedir.

ømam Hatip Liselerinin birer meslek okulu olarak bu iúlevini yerine


getiremedikleri, bu liselerin mezunlarının imam veya hatiplik
yapmadıkları görülmektedir. Bu nedenle bu liselerin normal lise veya
meslek liselerine dönüútürülerek kullanılması, camilerde görev
yapacak imam ve hatiplerin en az ilahiyat fakültesi veya teoloji
mezunu olmalarının zorunlu hale getirilmesi gerekmektedir.

ømam ihtiyacının kısa sürede karúılanabilesi için yeni ilahiyat


fakültelerinin açılması düúünülebilir. De÷iúik inanç gruplarının din
e÷itimi ihtiyaçları bu kökenden gelen ve ilahiyat e÷itimi almıú kiúiler
tarafından karúılanmalıdır.

Teknolojik geliúme ihtiyacı

Günümüzde insan refahına en önemli katkı, bilimsel ve teknolojik


geliúmeler tarafından yapılmaktadır.

47
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

Asırların mirası olan bilgi birikiminin teknolojik geliúmelere


dönüúmesi, bir çok alanda insanın daha önce yapmayı hayal bile
edemedi÷i dönüúümleri sa÷lamasına yol açmaktadır. Dev iú
makinelerinin, yol, köprü, baraj ve büyük inúaatlar gibi altyapı
projelerinin gerçekleútirilmesine yaptıkları katkılar yadsınamaz.

øletiúimdeki geliúmeler insano÷lunun olan biten tüm geliúmelerden


anında haberdar olmasını sa÷larken, iletiúim imkanlarını kullanarak
küresel mal, hizmet ve mali piyasalardaki geliúmelerden çıkar
sa÷lama konusunda üretici ve giriúimcilere yararlı olmaktadır.

Biliúim, bilgi iúlem konularındaki geliúmeler ise çok büyük oranda


bilgiyi saniyeler içinde iúlememize ve yorumlamamıza imkan
sa÷layarak, yeni bilgiler üretmemize, dolayısıyla bilim ve teknoloji
alanında hızlı bir geliúmeye yardımcı olmaktadır.

Bütün bunları göz önünde bulundurdu÷umuzda bilim ve teknoloji


alanındaki yarıúta geri kalmanın, hem ülke refahı hem de güvenli÷i
açılarından olumsuz etkileri olaca÷ı açıktır.

Bu nedenle üniversitelerimizin, bilimsel araútırma alanında, daha faal


olabilmelerinin önünü açacak, yeni araútırma enstitülerinin kurulması
ve buralara yeterli finansman deste÷inin sa÷lanması bir zorunluluktur.
Ayrıca, özgür araútırma ve bilimsel yayın yapmanın ön úartı olan,
bilimsel, yönetsel ve finansal özerkli÷in hayata geçirilmesi
gerekmektedir. Bu ba÷lamda, YÖK meselesi, bu kurumun yönetsel
de÷il, sadece bir koordinasyon kuruluna dönüútürülmesi suretiyle
çözülmelidir.

48
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

Teknolojik geliúmenin bir baúka unsuru olan, úirketler bünyesindeki


araútırma geliútirme (ARGE) bölümlerinin faaliyetlerini teúvik
amacıyla, vergi muafiyetleri sa÷lanması, patent prosedürlerinin
kolaylaútırılması ve fikri mülkiyet haklarına daha uzun koruma süreleri
tanınması gibi önlemlerin alınması gerekir.

Bilimsel ve teknolojik bilgi üretiminin teúviki ve ulusal çıkarlar


do÷rultusunda koordinasyonu için TUBøTAK ve Türkiye Bilimler
Akademisine önemli görevler düúmektedir. Bu kurumların, siyasi
iktidarların arpalı÷ı olmaktan çıkartılması gerekmektedir. Bu
kurumlarca da÷ıtılan fonlar ve bursların da yandaúlık kriterleri yerine
akademik performans kriterlerine göre da÷ıtılması sa÷lanmalıdır.

Katkıda Bulunma øhtiyacı:

ønsanlar saygı görme ihtiyacı duyarlar. Kendi kendisine saygı duyma,


baúkalarından saygı görme ve kendini de÷erli bulma ihtiyacı
davranıúlarını yöneten en önemli unsurlardan birisidir. ønsanlar kabul
görmek ve tanınmak için, bir veya birden fazla konuda ister mesleki,
isterse hobi olarak faaliyette bulunurlar. Bu onlara toplumsal yaúama
katkıda bulundukları duygusunu verir. Kendilerini önemli hissederler.

Siyaset de bu alanlardan birisidir. Bu nedenle siyaset alanında ve


di÷er toplumsal faaliyet alanlarında, katılımcılı÷ın teúvik edilmesi ve

49
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

katılımcı demokrasinin önündeki engellerin kaldırılması


gerekmektedir. Bu da sivil toplum kuruluúlarında ve siyasi partilerde
demokratik yapıların önemini vurgulamaktadır.

Türkiye’de sosyal yapıyı incelerken, demokratikleúme ve katılım,


çalıúma yaúamı, köylülük, dini ve etnik kimlikler ile kentleúme ve göç
olgusunu dikkate almak durumundayız.

Demokratikleúme ve katılım ile ilgili olarak ilk önce siyasi partilerin


irdelenmesi do÷aldır. Çünkü siyasi partiler demokratik yaúam
biçiminin vazgeçilmez unsurları olarak tanımlanırken hakikaten kendi
organizasyonları içinde de demokratik bir iúleyiúi gerçekleútiriyor
olmaları gerekir.

Siyasi parti içinde demokrasinin iúleyiúi, karar alma süreçlerinde parti


yönetimi ile yerel örgütler ve üyeler arasındaki iletiúim kanallarının
standart ve tanımlanmıú olmasını gerektirir. Üyeler ve yerel örgütler
ancak bu úekilde politika üretimine katkıda bulunabilirler veya
oluúturulmuú politikalardan haberdar olup uygulayarak hayata
geçirebilirler.

Bu durumu gerçekleútirmenin yolu ise her kademe örgüt


yönetimlerinin demokratik seçimlerle iúbaúına gelmesine imkan
sa÷lamaktan geçer. Oysa Türkiye’de faaliyetlerini sürdürmekte olan
siyasi partilere baktı÷ımızda parti içi iletiúimin, tanımlanmıú
kanallarının iúlemedi÷ini, haberleúmenin informal kanallarla
yürütüldü÷üne tanık oluyoruz.

50
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

Karar alma sürecinde konuyla do÷rudan ilgili parti üye ve örgütlerine


danıúılmadı÷ı gibi, parti üyelerinden hiçbir úekilde haberdar olmadı÷ı
kararların uygulanmasında katkıda bulunması ve itiraz etmemesi
beklenmektedir. Bu durum aúa÷ı yukarı bütün siyasi partilerde
gözlenebilmektedir. Siyasi partilerin, yerel örgütlerinde yer alan
yönetici ve üyelerin, ülke genelini ilgilendiren konularda politika
önerileri geliútirmeleri ve her konuda fikir sahibi olmaları beklenemez
diye bu durumun mazur görülmesi istenebilmektedir.

Oysa, siyasi parti üyeli÷i ve yöneticili÷i amatör bir ruhla, ancak


profesyonel bir yaklaúımla yapılacak bir görevdir. Çok yo÷un bir
e÷itimi gerektirir. Ancak siyasi partilerimizin hiçbirisi parti içi e÷itimi
kurumsallaútırmamıútır. Bu nedenle de partilerimizde katılımcılık ve
demokrasiden bahsetmek pek kolay olmayacaktır.

Bunun en son örne÷i 28 Mart Yerel Yönetimler seçimleri ve 22


Temmuz 2007 milletvekili seçimleri için aday belirleme sürecinde
yaúanmıútır. Belde baúkanlıkları dahil olmak üzere adayların
neredeyse tamamı, siyasi parti genel merkezlerinde oluúturulan
komitelerin informal kanallardan elde etti÷i bilgilerle yapılan
de÷erlendirmeler sonucu belirlenmiútir. Ön seçim, e÷ilim yoklaması,
yerel örgütlerin tercihi gibi yöntemlere baúvurulmamıútır.

Do÷al olarak bu uygulamanın gerisinde geçmiúte olumsuzlukları da


yaúanmıú bulunan delege a÷alı÷ı, naylon üye yazımı gibi
deneyimlerin etkisi vardır. Ancak örgütü ve üyeleri tümden yok sayan

51
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

bu tür uygulamaların demokratik katılımcılı÷ı teúvik etti÷i de


söylenemez.

Parti üyeli÷inin bir aday üyelik süresinin ardından gerçekleúmesinin


ve belli e÷itimleri tamamladıktan sonra parti içi yönetim kademelerine
talip olunmasını kurala ba÷lamanın önünde bir engel yoktur.

Ülkemiz insanının, geçmiúte yaygın biçimde gözlenen ataerkil bir aile


düzeninden geliyor olmasının etkileri, sosyal yaúamımızın her
alanında hala gözlenmektedir. Çekirdek ailenin yaygınlaútı÷ı ölçüde
demokrasiyi yaúama geçirmemiz mümkün olacaktır. Sivil toplum
örgütlenmesinin zayıf kalmasının en önemli sebeplerinden birisi de
bu durumdur. Meslek odalarında, derneklerde, vakıflarda ve tarikat
biçimi örgütlenmelerde halen bu yapının etkileri vardır. Hakim
konumda olan yönetim kademelerinin getirdi÷i öneriler karara
dönüúmekte veya bu kademelerin aldı÷ı kararlar uygulanmak üzere
üyelere tebli÷i edilmektedir.

52
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

Kendini Gerçekleútirme ve Aúkın Deneyimler Yaúama øhtiyacı:

ønsanlar yeteneklerini son aúamasına kadar geliútirip kullanma ve


yapabileceklerinin en iyisini yapma ihtiyacını duyarlar. Sanatta,
sporda, mesleki veya baúka konularda en iyi olma ve kendini aúma
durumunda olan insanlar, kendilerini gerçekleútirmiú olarak kabul
edilirler ve aúkın deneyimler yaúamaya yatkındırlar. Kendini
gerçekleútirme aúamasına gelmiú insanlar “Özgür ønsan” tanımına
uygun insandır. Bu insanlar;

• Dünya ve kendilerine iliúkin olgu ve gerçekleri reddetmek


veya görmezden gelmek yerine oldu÷u gibi kabul ederler.

• Düúünce ve davranıúlarında do÷al ve samimidirler.

• Yaratıcıdırlar.

• Problemleri çözme konusunda isteklidirler. Bu durum sıkça


baúkalarının problemlerini çözme÷i de içerir. Problem çözmek
genellikle hayatlarındaki ana odak noktasıdır.

• Di÷er insanlara yakınlık duyarlar ve yaúama de÷er verirler.

• Tam olarak içselleútirilmiú bir ahlak sistemine sahiptirler ve


dıúsal bir otoriteden ba÷ımsızdırlar. ( Ba÷ımsızlık Benim
Karakterimdir. Atatürk)
53
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

• Her olayı ve úeyleri objektif bir biçimde ve kaygı duymadan


algılarlar.

Kısacası, kendini gerçekleútirme bir kiúinin en üst kapasitesine


ulaúması demektir.

Kendini gerçekleútirme aúamasına gelmiú insanların e÷ilimleri ise


úöyle tanımlanabilir;

Farkındalık

• Gerçekleri etkin bir biçimde algılama

• Anında durumu de÷erlendirme

• Aúkın deneyimler yaúama

• Ahlaki farkındalık

Dürüstlük

• Filozofça bir mizah duygusu

• Toplumsal ilgi alanları

• Kiúilerarası derin ve yo÷un iliúkiler


54
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

• Demokratik karakter yapısı

Özgürlük

• Kiúisel bütünlük

• Ba÷ımsız, baúına buyruk

• Yaratıcı, kendine özgün

• Kendili÷inden harekete geçme

Kendine Güven

• problem çözme odaklı

• kendini baúkalarını ve do÷ayı kabullenme

• kültürel baskıya direnme ve insanlı÷a aidiyet

görüldü÷ü gibi kendini gerçekleútirme aúamasına ulaúmıú


insanlardan oluúan bir toplum, insanlı÷ın varmak istedi÷i nihai hedef
olacaktır. Bu bakımdan toplumu oluúturan fertlerin yeteneklerini en
üst seviyede gerçekleútirebilmeleri için fırsat eúitli÷i ve imkanlar

55
Ali Osman IùIK CHP YOL HARøTASI

yaratılması devletin ve siyasi partilerin en önemli politika alanlarından


birisini oluúturmaktadır.

Sonuç

Türkiye Cumhuriyeti, yarım yüzyılı aúan bir süre sa÷ e÷ilimli iktidarlar
tarafından yönetilmiútir. Cumhuriyeti ça÷daú uygarlık ve refaha
ulaúma hedefinden saptırmak isteyen, iç ve dıú güç odaklarına
verilen tavizler sonucu ulusal birli÷imiz ve toprak bütünlü÷ümüz
tartıúma konusu yapılmaya baúlanmıútır. Devletimizin bekasına
yönelik tehditler gün be gün daha da ço÷almaktadır.

Di÷er taraftan, iúsizlik, pahalılık, yolsuzluk ve ulusal kaynakların


yandaúlara ve yurtdıúındaki destekçilere peúkeú çekilmesi gibi
nedenlerle, halkın refahı, her geçen gün düúmektedir.

Bu nedenlerle, Sosyal Demokrat siyaset uygulama alanlarının


belirlenmesinde, sistematik bir biçimde, temel ihtiyaç alanlarının
hedef alınması, mu÷lak birtakım kavramlar etrafında tartıúmalarla
vakit ve enerji kaybının önüne geçecektir. Ça÷daú uygarlık
seviyesinin üstüne çıkma hedefi, kendi içinde verimsiz ve gereksiz
tartıúmalarla bo÷uúan ulusların gerçekleútirece÷i bir úey de÷ildir.

A. Osman IùIK

56

You might also like