You are on page 1of 52

SZBAI Szler "Rahman, Rahim olan Allah'n adyla" balar.

Biz de yle balyor, O'nun yce Nebi'sine salat, o Nebinin ehl-i beytine, ashabna ve onun izinde yaayp onun izinde lenlere sonsuz sayda selam olsun, diyoruz. Neden "mamlar ve Sultanlar"? unun iin: slam mmetinin bugn geldii vahim durumun tarihteki en byk nedeni nedir? diye sorulsa iki sebepten dolaydr derim: 1. Nebevi hilafetin saltanata tebdili. 2. tihadn ortadan kaldrlmas. Bu ikisinin de bir sebebe irca edilmesi istense ikinciyi birinciye irca ederek derim ki; mmetin on be asrlk tarihinin en byk yaras, "saltanat" belasdr. nk "saltanat" "ictihad"n dmandr. Gece ile gndz gibi, birinin olduu yerde dieri eleemez. ctihad ve saltanat deyince doal olarak iki zmre akla gelecektir: tihad temsil eden "imamlar" ve saltanat temsil eden "sultanlar". Ve tabii bu ikisi arasndaki tarihi mcadele. Bu kitap szkonusu tarihi mcadelenin sadece yz elli yln konu edinmektedir. mamlar ve sultanlar arasndaki tarihin bu en eski mcaddesini anlatmaya gemeden, sosyal ve siyasal bir ur olan saltanatn mahiyeti zerinde durmak istiyorum. Ftrat ve hilkatte "bir taran dileri gibi" eit yaratlan insanlarn farkl taraflar olan "liyakat" ve "kabiliyef'lerini hemcinslerine kar tahakkm aracna dntrmemeleri iin Allah Tela "adalet retisi"ni vaz' etmitir. "slam" bu retinin en genel ad, peygamberler ise onu tebli eden nc kadrodur. Geometrinin diliyle konuursak slam'n vaz' ettii "adalet retisi"ne gre Yaradan karsnda insan topluluklar "ftrat" asndan dz bir izgi zerindedirler. Kur'an'da insan ve melek topluluklar iin hep msbet manada kullanlan "saff" nitelemesi "dz izgi"den neyi kasdettiimizi aklayabilir. Adalet retisinin hkim olduu bir toplumun fertleri "zulm dzenleri"nde olduu gibi birbirlerinin omu-zuna ya da kafasna basarak "ykselme" yerine, kendi ayaklar zerinde durarak "hayrda ne geme" (festebiku'1-hay-rat) mcadelesi verirler. Bir toplumda, adalet nizam yerini zulm dzenine b-rakmsa bu "dz izgi" kamburlamaya balam demektir. "Saff" halindeki toplum kendisine tahakkm edilen bir yerinden krlvererek ''piramitleSme"ye balar. Bu durumda toplumdaki hayrda ne geme yar, yerini, balara basarak piramidin tepesine ulama yarna brakmtr. Artk her ban zerinde bir ayak vardr. Adalet toplumunda tm balar Allah'a bal iken, saltanat toplumunda "ba baa ba da padiaha bal" hale gelmitir. Padiah olmak ise ayaklan tm balarn zerinde olmak anlamn tayacaktr. Saltanat "saff halindeki toplumun pramitlemesinin addr. Adaletin zulme dnt byle bir toplumda "stte-ki!er"'m konumlarn muhafazalar "alttakiler"in balarn kaldrmamalarna baldr. Bunu temin etmek iin yukardakiler aadakileri bilinli bir "istiz'af(srletirme) sreci"ne tabi tutarlar. Bu ^urumda aadakiler (mustaz'aflar) ya izzet ve ereflerini feda edip balarnn zerinde ayak tamaya mahkum olarak yaayarak hem dnyalarn hem ahi-retlerini heder edecekler (Sebe: 31 -33, Nisa: 97) ya da zulme ve zillete rza gstermeyip yeryznn varisi olacaklardr: Biz ise yeryznn ezilenlerine ltfedelim, onlar nderler, onlar varisler klalm istiyoruz. (Kasas: 5) lahi adalete dayanmayan her retinin, toplumlar zerindeki tahakkmnn ileyi biimi aa be yukar birbirinin ayndr. Adna "demokrasi" vs. denilen 'oulcu rejimler' iin de geerlidir, "piramit" rnei. Ne ki, monarik-sultan piramitlerin tepesi sivri ve tek kiilik, oligarik-de-mokratik piramitlerin tepesi plato ve ok kiiliktir. Demok-ratik-saltanat piramidinin plato yaplan tepesinde kar guruplar (mtref), sekinler (mele), gizli g odaklan (cibt) ve iktidar paylaan daha baka gler oturur. Bu tip rejimlere "oulcu" denilmesinin hikmeti de sultanlarn "bir" deil "ok" olmasndan gelse gerek. Toplumlarn adalete dayal "saff'nfJsozup saltanata dayal bir piramit ortaya karan yukardakilerlt bu piramidin olumasnda gnll ya da gnlsz saltanata kaldra olmu aadakiler arasndaki mcadele iki farkl biimde tezahr etmitir. Biri pimadin tepesine kmak isteyenlerle orasn daha nce ele geirmi olanlarn kendi aralarnda verdii "soysuz" mcadele, dieri ise toplumun adalet retisi (slam)'ne aykr konumunun farkna varp piramidik zulm dzenini yeniden "dz izgi" (saff) haline getirmek isteyenlerin verdii "soylu" mcadele. Birinciler iin iki yol vard; ezmek ya da ezilmek. Onlar bu ikisi dnda bir k yolu aramadlar. Duraklar cehennem olan (Nisa: 97) mustaz'aflar olarak kalmak ya da ms-tekbir olmak gibi iki yanltan birine oynadlar. Bu kar mcadelesi, kazansalar da kaybetseler de aleyhlerine oldu. Tarihte grlen hanedanlar veya sultanlar arasndaki saltanat kavgalar bunun en bariz rneidir. kinciler ise inanlar ezilmemeyi emrettii iin (Nisa: 97) balarnn zerinde ayak grmek istememi yine inanlar gerei ezen bir konumda da bulunmak istememiler, toplumsal adaletin gerekletirilmesini boyunlarna bir bor olarak ykleyen inanlar (Saff: 14, Nahl; 90, Nisa: 58) ne gerektiriyorsa onu yaparak saltanatn her trne kar olmulardr. Bu kar oluu yerine gre fiil, kavl ve kalb olarak srdrmlerdir. Peki, zulm karsnda susmay "dilsiz eytanlk" olarak deerlendiren zalim yneticiye kar hakk sylemeyi "szlerin en gzeli" olarakniteley ip o tavrndan dolay ldrleni "ehid" ilan eden bir retinin (slam) saliklerinin bugnk durumu neydi? kbal'in dedii gibi, bugnk "din" anlayyla, Allah'n Cebrail (a) araclyla indirip Rasulullah'm tebli ettii "ed-Din" birbirinden o kadar farklyd ki, bu farkn bykl Allah', Cebrail'i ve Rasulullah' hayrettebrakyor-du. nsanlar "kuru et yiyen bir kadnn olu" olan bir Peygamber yerine, elmas tal, altn tahtl, srma kaftanl bir "peygamber" tasavvur ediyorlard. Yalnz tasavvur etmekle kalmyor, mr boyunca bunlardan uzak duran Nebi'den geriye kalan hatray bu tasavvura uygun aksesuarlarla ssl-yorlard. nsanlar "bir kul gibi yey ip bir kul gibi yaayan" bir peygambere inanmak yerine, tasavvurlarnda kayser ve kis-ra'ya benzettikleri bir peygambere inanmay yeliyorlard. zetle insanlar "bir kul gibi yaamak"tan daha ok "kayser ve kisra gibi yaamaya" taliptiler. Kendi hayatlarn Pey-gamber'e uydurmak istemeyenler, Peygmber'i ve onun tebli ettii Din'i kendi tasavvurlarndaki hayata uyduruyorlard. Bu "uydurma" ilemi "Hilafet, slam Devleti" gibi kavramlar da kapsamna alyordu. Bu nedenle siyaset sahnesine frlayan mslmanlar kendilerine Peygamber'in "kul" siyasetini deil, insanlara "kullarm" demeye alm sulta sahiplerinin "piramiti" siyasetini rnek alyorlar, kafalarndaki "devlet" dncesini ona gre ekillendiriyorlard. Bu hi de iaici olmayan durum, szkonusu alanda kesif bir entellektel boluk yaand sonucuna gtrd beni. Bu boluk "slam siyaset teorileri" alannda deil daha ok btn teorilere temel tekil eden "tarihi ilk rnekler" alannda yaanyordu. Bu eser szkonusu boluu yalnz bana doldurma iddiasnn deil, nebevi ve sultan siyaset arasndaki temel farkllklar hicri ilk yzelli yllk rneklerinden yola karak ortaya koyma abasnn bir rndr. Bugn "saltanat" siyasi yaantmzdan ok dnce ve duygularmza hakim. Allah Rasul'nn cahiliye ile birlikte mahkum ettii ve "bizden deildir" buyurduu "asabiyet" saltanat duygu ve dncelerimizi besleyen en byk kaynak. Allah'n dininden yz evirenlerin elinden o dinin emanetinin alnp lyk ve sadk olanlara verijecei (Maide: 54, Hadid: 38, Ra'd: 11, Saff: 5) Kur'n bir gerek olarak nmzde duruyor. Bu gerein aksini isbat etmek istercesine "ocuk dt yerden kalkar" nakaratlaryla ayetlerin aka beyan ettii hakikati yalanlamaya kalkanlar Medine'de, Mekke'de, Endls'te ve benzeri yerlerde den ocuun yzyllardr hl kalkamadn unutmu grnyorlar. Bilmiyorlar ki, din "sabk" olann deil "sdk" olanndr.

Irklktan daha kapsaml bir sapma olan "asabiyet" eitli biimlerde tezahr etmekte. "Muhta olduu kuvvetin damarlarndaki asil kanda mevcut olduu" masalna farkna vardrlmadan inandrlan koca koca insanlar, "asabiyet" morfniyle uyuturulup elinden slam' alnd halde hl "tarifesi bendedir" pikinlii ierisinde "lider" olmaktan, "nder" olmaktan, "slam'n bayraktarlmdan ve " ktada at koturmak"tan szediyorsa, onu ayiltacak koku, ya bir gn ta "harim-i ismetine" kadar uzanarak boazna geirili-veren ve kendisine "kokladin; boazna taktm" denilecek olan kfrn necaset torbas ya da "bebelerin salarn aartan" o gn'n geri dnlmez deheti olacaktr. "Gl" ile "hakh"nn mcadelesinde "bizden" gerekesiyle "gl"den yana olan "saltanat mantk" kalbyla deilse bile kalbiyle ve kafasyla istikbara meyyaldir. Bu mantk tarihe ve olaylara "yukardan" bakar. Piramidin tepesinden bakana aas bir ho grnr nedense. "Bizden" gerekesiyle olaylara "hakkn" deil" "gcn" gzyle bakan bu yamuk bakas doal olarak baktn da yamuk grecektir, te bir rnek: "Sonra Halife Mervan am'a dnp iki ordu daha hazrlad. Bunlardan birini halifelik iddiasyla ayaklanan Abdullah b. Zbeyr'in zerine, Hicaz'a; dierini de Irak'a gnderdi. /..../ Hicaz blgesinde Abdullah b. Zbeyr tehlikesinin bymesi..." Bu satrlar, zalim ve fas "dah" ve "siyaseti", entrika ve dzenbazl "deh" ve "siyaset" olarak niteleyen bir Arap tarihi (H. brahim Hasan)'ye ait. mam Azam'a "mr-cie" yaftasn asma cr'etinde bulunan bu zatn, Hz. Talha ve Hz. Zbeyr'in katili (birincisini bizzat ldrm, ikincisini Amr b. Cermuz adl adamna ldrtmt), Hz. Osman adna syledii aslsz szler ve yapt olumsuz iler sebebiyle Osman (r)'m ban yiyen, iktidar srasnda olmadk zulmler irtikab eden Mervan b. Hakemi "halife"; Abdullah b. Zbeyr gibi muttaki ve mcahid bir insan "ayaklanmac" ve "tehlike" olarak gstermesi, "bak as"ndan kaynaklanyor. Bu da bir gr, ama nasl bir gr olduu malum. Bu yamuk bak asndan sonra bir de nl muhaddis bn-i Hacer'in kaleminden okuyalm ayn olay: " Yezid'in lmyle oluan boluktan istifade ile Abdulah b. Zbeyr halife oldu. am ehlinden bazlar dnda tm beldeler ona itaat etti. Mervan ona kar hilafet iddiasyla ayakland." (Fethu'1-Bari, c. XII, s. 297). Evet, bu da bir bakas. kisi arasndaki fark m? Tam yz seksen derece. Saltanat eksenli bak as olay "Halife Mervan'a kar ayaklanmac bn-i Zbeyr" biiminde verirken adil bir yaklam benimseyen bn-i Hacer "Mervan, bn-i Zbeyr'e kar hilafet iddiasyla ayakland" diyecektir. nl alim bn-i Haceri'l-Askalan'nin yaklam bilinli bir tercihten kaynaklanyor. Ona bu tercihi yaptran zulme olan nefreti ve adalete olan tutkusu. Dierinin yamuk yaklam, eer bilinli bir saltanat meddahlndan kaynaklanmyorsa kendisinden evvelki saltanatlarn dolmuuna biniyor demektir. Ayn dolmuun n sralarnda Kerbela olayndaki Yeziti-saltanat tavryla Kad Ebubekir bn-i Arabi ve daha bakalar oturmaktadr. Bu tipler tarihi olaylar "insan" eksenli deil "sultan" eksenli dndklerinden deerlendirmeleri de ona gre olmaktadr. slami siyasetin sultani siyasete tebdi fiili bir durum olarak balam, bu siyasi tahrifat ve tahribat yalnz siyasi alanda kalmayp akideye ve dnceye de bulamtr. Daha sonralar, tahrifat ve tahribata urayan inan ve dnceler saltanat gler ve onlar destekleyen "ulema" tarafndan kurumlatrld. Artk "din" deyince akla Allah Rasul'nn ve ashabnn yaad slam deil slam'la badamas mmkn olmayan saltanat gelecek, adalet yerine, zulme dayal bir siyaseti merulatrmak iin baz "ilim" mahfillerin-ce uysal ve eyyamc siyaset teorileri retilecektir. Bu teorilerin uluslararas smr arkna ya olmasnn nlenemeyi-inin sebebi de mslmanlarn kendi tarihlerine bgne kalmalardr. Sahi, nasl bakyorlard mslmanlar kendi tarihlerine? inde bulunduklar bugnk duruma dmelerinde bu bakn pay var myd, varsa ne kadard? Bu sorulara, bu kitab okuduktan sonra daha net cevaplar verilebileceini umuyoruz. Ancak bir giri yazsnn snrlarn zorlamadan mslmanlarn kendi tarihlerine nasl baktna da ksaca deinmek istiyoruz. Bugn piyasadaki ynelileri ksmda deerlendirmek mmkn: 1- Gizleyenler, 2- Horlayanlar, 3- Kutsayanlar. 1- Gizleyenler: zellikle bu kitabn konu edindii tarih dilimi iin szkonusu olan bu tavrn oklukla iyi niyetten kaynaklanyor olmas muhtemel. Ne ki ad stnde "tarih" yaanm olaylar silsilesidir. Onu deitirmek mmkn deildir. Tarihindeki kimi netameli dnemleri gizlemek iin "tarih yazma" yolunu deil de "tarih yapma" yolunu seen kimi 'iyi niyetli' tarihiler bu gayretkeliklerini tarih1! "tahrif etmeye kadar vardrabiliyorar. Bu tavr adan sakncal: a) Tarihi gizlemek mmkn mdr, tartlr. Ancak mmkn olmas halinde bunun drst bir yntem olmad ortada. Tarih, hatasyla sevabyla bir ibretler hazinesidir. Yalnz sevaplarn alp hatalarnn zerini rtmeye almak gereki ve anlalabilir bir tavr deildir. Sonra bu, Kur'an slba uygun bir tavr da deildir. Eer tarihi ahsiyetlerin "ibret" olmas iin hatalarn aktarmak yanl bir ey olsayd her eyiyle muciz-i beyn olan Kur'an bunu yapmazd. Adem ve Yunus peygamberlerin Kur'an'da geen kssalar bunun ak rnekleridir. b) Siz tarihinizin kimi netameli sayfalarn habire kapatmak iin urarken islam'n isterik dmanlar szkonusu sayfalar hem de ilerine geldii gibi birin yannabe daha katarak yazp yaynlamaktadrlar. Sizin iyi niyetten kaynaklanan bu davrannzla elde edeceinizi sandnz menfaat bu takdirde bir cinayete dnecektir. zellikle son iki yzylda bunun ok eitli rnekleri grlmtr. Mslman toplumlara mensup gdml aydnlar bir ok konuda olduu gibi tarih konusunda da -kendi tarihlerini renmek iin-garezkar msteriklerin besteledikleri arky kendi halklarnn huzurunda syleme gafletine dmlerdir. Msr'dan Taha Hseyin, Ahmed Emin; Trkiye'den Abdullah Cevdet, Hseyin Cahid gibi isimler bunun arpc rnekleridir. c) Tarihi gizlemenin avantaj onu aakanp anlamaya ve hikmetini kavramaya almann avantaj yannda bir hitir. Sahih kaynaklara dayal salkl bilgilerden yola karak tarihini renmeyen "biz"Iere, sahte kaynaklara dayal rk bilgilerle kendi tarihimizi bize retmeye kalkan "el"ler kacaktr. Tarih uuruna sahip olmayan nesillerin gelecee salam admlarla yrmesi beklenemez. Tarih uuru ise tarihi tahrif, te'vil ve gizleyerek deil terih ve tefsir (doru yorum) ederek verilir. 2- Horlayanlar: Kendi tarihini horlayan bu tipler batllamann etkisiyle dnsel ve duygusal bir irtidat srecine girenler arasndan kmaktadr. Bunlar ierisinden bat karsnda kapldklar aalk kompleksi sebebiyle girdikleri sar'a nbeti srasnda azlarndan salyalar savurarak toplumlarnn dn ve tarih deerlerine akl almaz bir bnlkle saldran 'klinik vaka' tipler kmaktadr. Salman Rt ad bu tipin son 'cins' rneklerinden biridir. 3- Kutsayanlar: slam'n reddettii ve cahiliyyeye mahkum ettii asabiyetlerden biri olan "tarih asabiyeti"... Bu anlayta baz tarihi kesitler nce kutsanarak dokunulmazl ilan edilir. Tabi bunun iin baz deliller temin edilir. Ayet-i kerimelerin en olmadk te'villeri ve zorlama yorumlaryla mevzu hadislerden derlenen bu deliller kimi tarihi dnemlerden bir ibret vesikas olarak yararlanmak isteyen insanlarn nne takoz olarak konulur. slam'n siyasi tarihine dil bir bak asyla yaklap hicri birinci asrn baz siyasi olaylarn objektif bir gzle deerlendirmek steyen samimi mslman dnr ve alimler karalama kampanyalarna hedef klnr. Seyyid Kutub ve Mevdudi gibi saygn isimler bile bu iren kampanyalardan kendilerini kurtaramazlar. Bylece tarihi anlamak isteyenlerle tarihi kutsayanlarn yldz bir trl baramaz. Allah'n kullarn "nizam- alem" gerekesiyle "siyaseten kati" eden saltanat ynetimlerinin "necip millet" "anl tarih" asabiyetiyle kutsallatrlmak istenmesinin temelinde yatan sebep de ayn olsa gerek. Aslnda bu kitabn konusu olan tarih kesitini ele almak maynl bir arazide dolamaktan farkszdr. Bu zaman dilimi zerinde konumak hayli titizlik ve dikkat gerektiren bir i. Bunun byle olmas szkonusu zaman diliminde gerekleen nemli olaylarn kahramanlarnn sahabe olma ihtimali. te bu ihtimal baz kimseleri bu konuda ar duyarla sevketmitir.

Allah Rasul'nn keremli ashabna dil uzatmak, onlarn saygn isimlerini ypratmak ve thmet altnda brakmak haddi amaktr elbet. Deil sahabe kim olursa olsun, sradan insanlara kar bile hak etmedikleri bir slbu kullanmak m'minlik edebiyle badamaz. Kime kar yaplyor olursa olsun hakszln her tr merduttur. Bu ilke yaayanlar iin geerli olduu gibi el'an hayatta olmayanlar iin de geerlidir. Bu noktada inanan bir insana den Kur'an'n koyduu u lye uymaktr:Onlardan sonra gelenler derler ki: "Rabb'imiz, bizi ve bizden nce iman eden kardelerimizi affet. O kardelerimize kar kalplerimizde bir kin brakma! Rabb'imiz, sen ok efkatlisin, ok merhametlisin. (Har: 10) Bu mesaj, tm inananlarn kendilerinden nceki m'minlere hem de kusurlu m'minlere kar gsterecekleri tavr tesbit etmektedir. "Fey"hakkndanazil olan ayet-ikeri-menin siyak ve sibakndan da anlalaca gibi "nceki-ler"den kast -zelde- muhacir ve ensardr. Onlara "fcy" konusunda fedakar olup sonrakileri dnmeleri tavsiye edilirken, sonraki nesillere de, onlar hakknda AUah'dan af dilemelerini, fedakarlk yapmamalar halinde, onlara kin beslememelerini tavsiye etmektedir. Ayetten de anlalaca gibi, yanllara "doru" demek deil, m'minlere kar "kin beslememek" tavsiye edilmektedir. Elbette m'minc kar kin beslememek, hakikati gizlemek ya da hakikat karsnda duyarsz kalmak anlamna gelmemekledir. Adalet ve hakikat ask imann bir gereidir. Ya-plan yanla, kimden sdr olursa olsun "yanltr" demek knanacak bir davran deildir. Aksine yanla doru, doruya yanltr demek, knanacak ve yerilecek bir davrantr. Ancak, yanln yanl olduunu sahih delillerle isbat etmek ve isbat edilen bu yanl da edepli bir slpla ders almak iin aklamak gerekir. Yanl olduu nass'larla sabit olan bir davrana doru demek ve bunu isbat iin hakikati eip bkmek bata hakikatin kayna olan o nass'lara"sonra hakikatin bizzat kendisine hakarettir, zulmdr. Hele yanln adn "ietihad" koyarak ietihad gibi ok nemli bir kavram aibe altnda brakmann mazereti olamaz. Akidede peygamber dndaki kimseye masumiyet atfedilenieyecei sk tekrarlanan bir "ilke" iken fiiliyatta onbinlercc "masum" karan bir anlayla saadet asrn deerlendirmek izah mmkn olmayan bir eliki olsa gerek. Allah Rasul'nn kimi hadislerinde bariz bir biimde ortaya kan sahabe tarifiyle "mteahhirn"un sahabe tarifi arasndaki ak farkn ortaya konulmas gerekmekte. Geleneksel sahabe tanmnn Rasulullah'm, Hz. mer ve Hz. Ali'nin, tabiinden Said b. Mscyycb gibi kimi fakihlcrin sahabe tanmyla byk farklar arzetmesinin akdev ve siys sebep ve sonularn ele alp incelemek ayn bir alma, konusu. Buhari ve Mslim'in ortaklaa rivayet ettikleri "Sizden biriniz Uhud da kadar altm infak etse ashabm'dan birinin bir md hatta yarm md sadakasna yetiemez" hadisinde, geen "sizden biriniz" diye hitap ettii karsndaki topluluk kimdi, "sahabem" dedii insanlar kimdi? Klasik sahabe tanmna gre "sizden biri" diye hitab ettiklerine de "ashabm" demesi gerekmiyor muydu? Yoksa Allah Rasul'nn indinde "sahabe"nin daha zel bir anlam m vard? "Allahe Alla-he f-ashab..." diye balayan Tirmizi'nin rivayet ettii hadiste ashabna ta'n edenlere kar syledii "Ashabm hakknda Allah'tan korkun Allah'tan" szleriyle azarladklar kimlerdi? Oysa ki klasik anlaya gre "sahabe hakknda Allah'tan korkmas" ihtar edilenler de "sahabe" tanmna girmiyorlar myd? Beyhaki'nin bir rivayetinde Hz. Ali, ierisinde Rasu-lullah'i gren bir ok kimsenin bulunduu bir toplulua son gnlerinde yapt bir konumasnda "Rasulullah'm ashab..." diye balayarak vasflarn anlattktan sonra u hkm verir: "Aranzda onlara benzer kimse gremiyorum" rnekleri oaltmak mmkn. Maksadmz tabulatr-dklar sahabe tanmn bahane ederek usulcleri karmza almak deil, bu kavrama Allah Rasul'nn ykledii doru anlam bulmaya almak. Btn bunlarla birlikte Allah Rasul'nn "ashabm" buyurduu o altm nesle hangi akl banda m'min kin ve nefret besleyebilir? Yine o slam'n zor gn dostlarna svmek ve ta'n etmek gibi bir sua hangi mslman itirak eder ya da byle bir taknlk karsnda tepkisiz kalabilir? Sahabeye svme ve dil uzatma edepsizliini ilk icad eden, hatta bunu resmi bir emirle hutbelere yerletiren Emev halifelerinin bu kt davranlarn mahkum etmemek, dahas bu "snnet-i seyyie"yi devam ettirmek "adalet ve ihsan ile muameleyi" emreden Allah'akar gelmektir. Ayn zamanda bu, sahabeye svmemek iin canlarn feda etmi aziz slam ehidlerinin mesajna ihanettir. Nitekim bu kitapta katlediliini aktardmz Hicr b. Adiyy ve onun gibi Allah Rasul'nn pk ashabna svmemek iin canlarn veren aziz ehidler bu konudaki rnekler deil midir? Svg, deil sahabe, sradan insanlar iin bile irkin bir davrantr. Kald ki slam nimeti kendileri sayesinde bize kadar ulam, canlar dahil her eylerini Allah'a adam, Kur'an'n vgsne mazhar olmu (Al-imran: 110, Bakara: 143,Feth: 18,Tevbe: 100)olanen-sar ve muhacirin yani z ifadesiyle Ashab- Kiram her trl vgye ve sevgiye layktr. Bu vg ve sevgi sahabeyi kutsayip dokunulmazlklarn ilan etmeyi deil onlar anlamaya alp devrettikleri sanca yere drmemeyi gerektirir. Onlar yalnz "rnek" deil ayn zamanda "ibret"tirler. Ar snavlarda denenmi bu neslin engin tecrbesinden istifade etmeye engel olabilecek tavrlar sergilemek ve buna da tumturakl "fetvalar" bulmak ne slam'n ne de mslmanlarn hayrnadr. yi bilinmesi gereken bir ey var: slam siyaset tarihinin ilk ana hiziplerinin tm de hicri 41 'e kadar tfan bulunuyordu. Bu demektir ki isimleri ok duyulan ve k artlarn bu eserde incelediimiz ia, Mrcie, Hariciyye ve Mute-zile'yi temsil eden fertler ya birinci kuaa (sahabe nesli) ya da ikinci kuaa (tabiin nesli) mensup nsanlard. Bu hiziplere nisbet edilen insanlar bakabir yerden ithal edilmi deil o gnk slam toplumunun iinden km insanlard. Bu gerek gz nne alndnda tarihteki baz kesitleri "muhafa-zakarhk"lar gerei tabulatrmak isteyenlerin ciddiyeti de suya dmektedir. Hatalarn adn "ictihad" koyanlarn, bu kitapta ilgin yks anlatlan Rasulullah'm ardnda cihada katlm Abdullah b. Zi'1-Huveysra et-Temim ve emsalleri iin kendi koyduklar "standartlar"a pek riayet etmedikleri grlmekte. Allah'n Kur'an'da aka "fask" diye hitab ettii kii ve benzerleri iin yaplan te'viller inandrc olamamaktadr. Bu tavrn sonu Mrcie gibi saadet asrnn tescilli mnafklarn dahi -haa- sahabe saymaya kadar gider. Bu dengesizliklerin balad tarihi ta hicri birinci asrn ilk eyreine kadar gtrmek mmkn. Daha raid halifeler dneminde ortaya kan alkantlar ve onlardan sonra "hila-fet"in zorla ele geirilerek "saltanat"a dntrlmesi, birbiri ardnca ortaya kan hizipler, hiziplerle gelen siyaset kaynakl akidevi ve fkhi ihtilaflar, ihtilaflarn kavgaya kavgann savaa dn ve "imamlar"la "sultanlar" arasndaki "din dvlan"yla btn bunlara sadan soldan eklenen "kin" ve "kan dvalar"... Toz dumandan kimsenin kimseyi seemedii bir ortamda bugn ad en ok anlp da ahsiyeti en az tannanlardan biri olan Byk mam Eb Hanife'yi tarih sahnesinde gryoruz. Eb Hanife, Raid Halifelerden sonra birbirinden ayrlan "hak" ve "gg"n arasndaki amansz savata gten ve glden yana deil, haktan ve hakldan yana olmu ve bunu da kanyla, belgelemi biri. mam saltanata kar itihad temsil ediyordu. Tarih boyunca tm saltanatlarn bariz zelliklerinden biri ise "ictihad"a dman olularyd. ok deil daha be asr nce Sayda kadsnn "ictihad yapyor" jurna-liyle idamna ferman kartlan nl fakih Zeynddin b. Ali (1505-1558)'nin suu ve akbeti de mam Azam'nkinin aynisi deil miydi? ctihadla saltanat yanyana elemesi mmkn olmayan eylerdi. Birinin yaps dinamik dierinin yaps statikti. Tm antik ve ada saltanatlar dnceye ve dnen insana dmandlar. ctihad ise dncenin, imann yedeinde ulat zirve, yani akln en soylu meyvesiydi. Elbette itihadn yannda olan alimler olduu gibi saltanatn yannda olan "saray ulemas" davard. Hicri 40 ylnda birbirinden ayrlan hak ile gc yeniden bir araya getirmek isteyen mtehidler birer birer temizlenip ortalk saray ulemasna kalnca yaptklar ilk i gayr meru olan zalim gc merulatrmak oldu. Sultanlara halklar zerinde kurduklar saltanatlarn nasl ayakta tutup daha fazla saltanat srebileceklerini reten siyaset teorileri gelitirmeye, bu dorultuda kitaplar yazmaya baladlar. Kendisini mam Azam'a nis-bet edenler arasndan, yneticilerin hi bir ahlaki deerle baml olmadn syleyen nl saray ulemas N. Machia-velli'yi aratmayan tipler kt. Ehl-i Snnet ad altnda Mr-cie'nin inan ve grlerini yayan bu tiplere gre yneticiler ne yaparsa yapsn "hikmet-i hkmet" gerei idi ve karlmamas, hatta boyun eilmesi lazmd.

Nebevi izginin temsilcisi olan imamlar sultanlara kar verdikleri mcadelede her eye ramen bir "g" olduklarn isbat edince sultanlar ilmin ve alimin nemini kavrayarak eitli makam ve mevki vaadleriyle onlar satn almak istediler. Buna yanamayanlar taciz ve tehdit ederek korkutmaya altlar. Onlarn bu tehditlerine de pabu brakmayan mcahid ve muttaki ulemay bir frsatni-bulup ortadan kaldrdlar. Onlardan boalan yere kendi besledikleri ulema taslaklarn geirmek istediler. Halk hicri nc yzyln ortalarna kadar saray ulemasna kar gsterdii hassasiyeti muhafaza etti ve onlara iltifat etmedi. Daha sonralar halkn tabiat da deiti. Ancak mam Azam'n temsil ettii "mamlar" izgisini srdren alimler az da olsa her asrda bulundu. Elbette bu izgiyi tahrif ettikleri, byk imamn manevi mirasm sahiplenmedikleri, onun sultanlar eliyle dklen kan zerinde "iportaclk" yaptklar halde kendisini onun mezhebine nisbet eden de az deildi. Bunlar yeryznde adalet nizamnn garantisi olan Mbin Kitab' kayser ve kis-ralarm iine gelir bir biimde yorumladlar. Bugn de "mu-harrefizgi"n\n kimi mensuplar "yneticilerden ikayet etmek Allah'n takdirine kar gelmektir" gibi vecizeler koy-veriyorlarsa Mrcie demokratik saltanatlarn glgesi altnda varln hl srdryor demektir. Byk mam Eb Hanife'nin, onun yolunu izlediini syleyenlerce yeterince tannmyor oluu yukarda dikkati ektiimiz "kutsallatrma"ya onun da kurban verilmi olmasnn bir sonucudur. mam'n ka kez hacca gittiini, ka hatim yaptn anlata anlata bitiremeyenler onun saltanatlara kar gsterdii rnek tavr ve sonu ehadetle talanan mrlk mcadelesini grmezden geliyorlar. Elinizde tuttuunuz kitabn ikinci blm B^k mam'n ite bu unutulmaya yz tutmu mcahid kiiliini ele alyor, onun yalnz fkhta deil "siyaset"te de "imam" olduunu gstermeye alyor. Bu konuda sylenecek her eyi sylediimiz iddiasnda deiliz. Mmkn olduunca ounluun "muteber" kabul ettii ilk kaynaklardan yola karak te'lif ettiimiz bu eser, nbvvet ve saltanat arasndaki farkn anlalmasna katkda bulunmusa amacna ulam demektir. Byk bir blmn Kahire'de kaleme aldm bu eserin msveddelerinin daktilo edilmesinde byk emei geen Fatih kardeime burada teekkr ediyorum.[1] ...ve min'Allahi't-Tevfik. 19. 7. 1990 BRNC BLM - MAMLAR VE SULTANLAR I. SALTANATIN KISA HKAYES Nebevi izgi Gerek saadet devrinde gerek rid halifeler dneminde "slm nderlik" dn ve siyas olarak ikiye blnmemiti. Srf nderlik kurumunda deil, hayatn tm alanlarnda da v din-siyset btnl korunuyordu. Rasulullah (s.) irkle birlikte, monoteist dinlerden gelen laik anlaylar da kknden kazmt. sm akidesinde irk nasl btne eklemekse laisizm de btn paralamakt. Yani irk, iinde hak bulunan batl, laisizm iinden hakk alnm batld. Biri dine eklemek, dieri karmakt. Biri akideyi ekleyerek bozuyor, dieri eksilterek bozuyordu. te bu anlay Rasulullah'n btncl metoduyla reddedildi. nsanlarn hem i dnyasn hem d dnyasn hemde te dnyasn tanzim eden, mamur eden bir dini tebli ediyordu. Mescitte namaz kldryor, cephede sava ynetiyordu Rasulullah. Raid ve mrid halifeler de onun yolundan gittiler. nderliin blnmezlii hususunda titizlik gsterdiler. Hz. Ebubekir saltanata alan tm kaplan kapatan Rasulullah'n yolundan gitti. O kapy atrmad. Mlhit Kis-ra'ya ve laik Kayser'e benzememekte titizlik gsterdi. mer(r.) de yle yapt. Saltanat kokusunu ald her delii tkad. nderliin blnmezlii ilkesine azami titizlik gsterdi. Ra-id ve mrit halifeler dneminden sonra siyasal yapda bir takm atlaklar meydana geldi. Din-dnya ayrm giderek yerleti. Adeta, saltanatlarn bekas din ve dnyann ayrlna, yani 'ilkel laisizm'e balyd.[2] Dini nderliin Dnyevi nderlikten Ayrlmas: lkel Laisizm lk bakta birbirine taban tabana zt gibi grnen saltanatla laisizm arasndaki iliki neydi? Bunu aklamaya alalm. sam saltanatn her trn reddetmiti. Rasulullah da dier tm nebiler gibi saltanatn tm eitlerini reddetmi, dnyevi nderlii sefahat ve smrye dayanan saltanat zerine deil, hukukun stnlne dayanan "nbvvet" zerine bina etmiti. Saltanat zulme dosttu, slam dmand. Saltanat despotlua, slam raya dayanyordu. Nebevi ynetim ehade-te, saltanat ise sefahata dayanrd. Nebevi ynetimde hukuk yneticiden, saltanatta ise ynetici hukuktan stnd. Biri hukuk devleti, dieri imtiyaz devletiydi. Btn bunlardan ayr olarak nebevi ynetimde devlet dinin ve ebedi kurtuluun binei, saltanatta ise din devletin bineiydi. Sultanlar onu saltanatlarna alet olarak kullanyorlard. Daha z bir ifadeyle bu iki ynetimde 'din'in ilevi farkhlayor,tamlayan ve tamlanan deiiyordu. slam'n yeri nebevi hilafette 'dinin devleti'ykan saltanatta 'devletin dini' konumuna geiyordu. Dini saltanatlarna arac klmak iin nce siyaseti dinden ayrdlar. Ardndan dinsiz kalan siyasetin eline dini teslim ettiler. Buna da halkn gzn boyamak iin ihtiya duydular. te laik anlay saltanatn en byk dayana olarak byle ortaya kt. nk nebevi ynetimle saltanat eliiyordu. Nebevi ynetim hukuk devletiydi. Hukukun stnlne dayanyordu. Bu hukuk elbette kayna ilahi olan slam hukukuydu; yani slam'd. Bu hukukun stn olduu bir yerde saltanat mmkn deil yaayamazd. slam hukuku yaamasna izin vermezdi. Hukukun ruhuna aykryd. Yaps gerei slam hukuku kendi zerinde bir otorite taramaya msait deildi. Bu isterse fert, isterse aile, isterse bir gurup veya zmre olsun. Hukuku uygulayanlarn bizzat kendileri de hukuka kar sorumluydu ve o hukuk, karsnda herkesi eit grmek istiyordu. Ferdin, grubun, zmrenin, snfn haklan tanzim ve tespit edilmiti bu hukukta. Ferdin topluma zulmn onaylamad gibi toplumun ferde tahakkmne de imkan vermezdi. Bir ynetimin "saltanat" olmas iin adnn illa da padiahlk, krallk, meliklik olmas gerekmemekteydi. Bu pekala kendisini oulcu diye niteleyen gnmz demokrasileri iin de geerliydi. Hatta ad krallk olduu halde tarihte adalete ve hukukun stnlne dayanan ynetimler [Da-vud ve Sleyman (a)'n ynetimleri] olduu gibi, ad demokrasi olduu halde zmre ya da meclis saltanatna dayanan rejimler de vard. Ad ister monari, ister oligari, ister demokrasi, ne olursa olsun saltanat bir imtiyaz rejimiydi. Muhakkak bir imtiyazl zmre ortaya ikanyordu. Devlet pastasnn kayman ya bir fert, ya bir aile, ya bir meclis, ya bir snf ve zmre yemek istiyordu. te bu noktada slam hukukunu karlarnda buluyorlard. Nebevi ynetim buna izin vermiyordu. nk bata, slam hukuku 'devletin pastalamas'm ho,grmyordu. slam'n reddettii iki anlay bu noktada ibirlii yapt: Saltanat ve laisizm. Nebevi ynetimi ortak dman ilan ettiler. tkisi ibirlii yaparak ona yklendiler. nce nderliin blnmezlii prensibim zedelediler. Dini ve siyasi nderlik hakka deil gce dayanyordu. Saltanat, elinde bulundurduu bu gc dini nderlii yoketmekte, ypratmakta kulland. Gsz kalan dini nderlik hem kan kaybetti, hem de tahrifata urad.[3]

Siyasi nderliin Dini nderlie Tahakkm Dinden soyutlanan siyasi nderlik tabiatyla saltanata dnecekti; dnt de. nceleri dini nderlii tanmak zorunda kald. Ancak kendi yerini salama alnca dini nderlie kar eitli kollardan sava at. Onu altetmek iin eitli yntemler gelitirdi. Bunlar: 1. ktidarn iyi ilemeyen ya da hayt olmayan kimi kurumlarnn bir ksmn bu nderlie brakma teklifinde bulunmakt ki, dini kontrol altna almann yolu ancak buradan geiyordu. Bylece ayaklarm salamlatrm olacaklar, bir tala bir ka ku vurmu olacaklard. Dini nderlii temsil eden ulemay anlamaya ardlar. 2. Bu yntemleri, satn alma biimindeydi. Onlar makam ve mevki va'diyle satn almak istediler. Ulemay dnyevi vaadlerle ayartmaya altlar, eitli er'i deliller de buldular. Kimi kabul etti, kimi etmedi. "Dinini az bir deere satmayanlar" ikencelere urad, ldrld. Kimisi ise kabul etmek zorunda brakld. Bunlar ierisinde hayrl hizmet verenler olduu gibi ilmini satarak geimini temin edenler de kt. 3. Zor kullanarak direnen nderlere ikence ettiler. Onlar eitli basklarla susturmaya ya da yok etmeye altlar. Bunda baar da saladlar. Dini nderliin ba ezilmiti. Saltanata dayanan siyasi nderlik kalmt ortalkta.[4] Ayrlan Siyasi nderlik ve Sembolikleen "Hilafet" Bu siyasi nderlik de byle gitmedi. Abbasilerin glerini kaybetmeleriyle onun dini nderlie yaptklarn sultanlar ve emirler de ona yaptlar. Siyasi nderliin gcn de elinden aldlar. "Hilafet" adn verdikleri kurumun kanatlarndaki son tyleri de yolarak garip bir kua evirdiler. Artk bu kurum hutbelerde ad okumak, cbbe giymek ve paralarn zerine isim yazmaktan te bir deer ifade etmiyordu. Saltanatla laisizmin yzyllara dayanan ortakl, nebevi ynetimi, sonunda Bizans sistemine evirmiti. Artk din dnyaya deil, dnya dine hkmediyordu. Saltanat hakim, din mahkumdu. Bu dnemde nebevi ynetimin devam olan 'hilafet' ad, eitli kepazeliklere kartrld. Her trl zulm, sefahat, ahlkszlk bu ad altnda icra edilir oldu. Hkmranlk haklan sultanlarca ellerinden alnan halifeler ii sefahata dkmlerdi. Halifenin saraynda binbirgeceler yaanyordu. Lakalaan bu kurum artk dokuzuncu yzyldan sonra yaptrm gcn yitirerek tamamen sembolik -bir hl ald. Ayakta durabilmek iin bir sultayamuhta hale gelmiti. Bugnn ngiliz kraliesinden daha beter ilevsizletirilen halifeler kapann elinde kalyordu. Kim daha zorbaysa, kim daha zalimse, kim daha baskn karsa onun tarafna geiyor, onun saltanatna kaldra oluyordu. Bylesi bir hilafetin varl yokluundan daha zararl bir hale gelmi; msl-manlarn, slam'n "nebevi hilafet" kurumuna olan gvenleri zedelenmiti. Artk yeni duruma uygun siyasal teoriler gelitiriliyor, bir takm ilim mahfilleri de nderlii nebevi aslna dndrme yerine mevcut anlaya klf bulma abasna giriyorlard. Ulemann bir ksm mevcudu onaylamasa bile bu duruma bir vaka olarak bakyor, pragmatik yaklamlarla mevcut otoriteden slam namna bir eyler koparmaya alyordu. Otoritenin gayri slami, gayri ahlk ve hatta gayri insan davranlarna slam adna koparlacak tavizler hatrna gz yumuluyordu. Ve tabi her zaman olduu gibi Rasuln varisleri de btn bunlara kar canlar pahasna direniyorlar; bedelini ikence, zindan ve lmle ekiyorlard.[5] Bab- Hmayun'dan Geip Mecliste Kaybolan Hilafet Hilafet, Osmanl'yla, kaybettii dnyevi gcne kavumutu. Ama hi bir zaman dini gcne, yani meruiyetine kavumamt. Osmanl, Emeviler ve Abbasilerin ilk yarm asrndaki konumuna getirmiti hilafeti. Hilafet asndan bir gelime saylabilirdi yeni durum. Hilafet messesesi gc olmayan "Vatikan" rnei bir yapdan kurtulup dnyevi otoritesine kavumutu. Hicri binin ortalarnda kaybettii gcne sonlarnda kavumu grnyordu. Asabiyetimizi bir tarafa brakp dnrsek gerekte yle miydi? Osmanlyla hilafet mi glenmiti, yoksa 'g1 m kendisine yeni bir dayanak daha edinmiti? Osmanlnn hilafeti ele geirmesiyle mahiyet asndan kimin daha krl kt sorulacak olursa, bundan hilafet messesesi krl kmtr demek mmkn. Ama Osmanl teb'as olan mslmanlann bundan ne gibi bir yarar salad tartlmal. Hilafet messesesi hangi hukuk, iktisad, itima yaraya merhem olmutur? Osmanlnn mslman te-basi bu messeseyle hangi haklar elde etmilerdir? Asl konumuza dnp sorumuza cevap bulmaya alrsak halifelik Osman Bey ve Orhan Bey'in saltanattan uzakta cihad ve adaletle kurarak ynettikleri Osmanl Dev-leti'ne hi de hayrl eyler katmad. Herhalde kimse, Osmanl'nn ele geirdii hilafetin Ra-sul'n ve Raid Halifeler'in miras brakt nebevi hilafet olduunu iddia edemez. mmetin kendi hukukunu temsil hakkn kendi iradesiyle (ra) teslim etmesi gibi bir durum da szkonusu deil. Neydi o halde? Elbette nebevi deil 'sultani hilafet. Yani naks bir hilafetti. Osmanl'nn ele geirdii hilafetin dikkate deer unsuru yok muydu? Vard elbette; Mukaddes emanetler. Bir de mmete bir iyilik yapt Osmanl; yzyllardr mmetin imkanlaryla sefahat sren bir aileyi mmetin srtndan kaldrd. Ama hilafetin yzlerce yllk atafat ve saltanatn da tevars etti. Ne ki, yine de Emevi ve Abbasi saraylaryla Osmanl saray ok farkllklar arzet-mekte. Osmanl'nn hilafet tarihi dierlerinden daha insani ve slami'dir. Hi deilse zulm ve sefahat asndan byledir. Hilafetin Osmanl slam Devleti'ne kazandrdklarn ve kaybettirdiklerini soukkanllkla tartmak gerekiyor. Konuya nebevi ynetim asndan deil de "necip millet", "anl tarih" nostaljisiyle yaklalnca elbette kimsenin diyecek bir eyi kalmaz. O zaman Rasulullah'tan esirgedikleri vgy arap rkn ycelttii iin Emevilere bol keseden datan 'arap-mslman1 sentezclerinin yapt saltanat savunuculuunu biz de tersinden yapabiliriz. 'Halife' unvan gerektike kullanla kullanla yzylmza kadar gelindi. Ancak son 'hilafet devleti' de yklnca yeryznde sureta da olsa sami ynetimi temsil eden g kalmad. Osmanl sonras yaplanmada, 'sultani hilafet'in saltanat boyutu, 'hilafet'ten ayrlarak hakim gler arasnda pay edildi. Zaten saltanata ok daha nceleri, merutiyetle (1908) birlikte bir ortak bulunmutu: Meclis. Saltanat haklarnn bir ksmn meclise devreden 'halife', yeni ynetimle birlikte elinde kalan ksmndan da oluyordu. nk saltanatn yeni sahipleri kendilerineferik' istemiyorlard. Saltanat btnyle 'meclis'e geince 'halife sultarim sultanl gidiyor, yalnz halifelii kalyordu. Yani halifelik Osmanl'dan nceki haline avdet ediyordu. Bu srecin doal sonucu olarak, sonra, o da tarihe karacakt. Hindistan'da kbal, Msr'da Taha Hseyin gibi bazlar saltanat gibi hilafetin de meclise getiini savunacakt. kbal bu grnde yanldm ac ac itiraf edecektir daha sonralar. lk meclis mebuslarndan SeyyitBey'in dedikleri doruysa, artk sultan-halife bir kii deil bir ka yz kiiydi. Bu anlay doru kabul etmemiz halinde 'hilafetimiz'in hala devam ettiine inanabiliriz. Bazlarnn T. C.'yi 'lider' gsterme alkanlnn yalnzca bir temenni deil bir 'gerei' de yansttn bylece renmi oluyoruz. Saltanata gelince: O zaten asr- saadet ve hulefa-i rai-din dnemi dnda arada bir aksamalara ramen hi kalkmam bir kurumdur. Ancak ok el deitirilmitir. imdi ise saltanat artk klasik yntemlerle deil modern yntemlerle iliyor. Esasen slam'n dnda hi bir ynetim sistemi saltanat kaldracak bir mekanizmaya da sahip deildir. Saltanat "hukuk kargsnda bir imtiyaz" olarak alrsak, bu tanma gre bugn hi bir ynetim yoktur ki saltanat olmasn. imdilerde 'evrim' geiren marksizmde snf saltanat, militarizmde asker saltanat, demokraside meclis ve "gizli odaklar" saltanat, kapitalizmde para saltanat srp gidecektir. nk saylan tm bu sistemlerde hukukun mutlak stnl diye bir ey yoktur. Bu yasalar birileri yapar ve bu sistemlerde muhakkak birileri hukukun stndedir. Acktklar (ihtiya duyduklar) zaman

helvadan tanrlarn yiyen cahiliye mrikleri gibi onlar da acktklar zaman stnl yalnz mazlum halka olan yasalarn yerler ve bir yenisini yaparlar.[6] Evet, alarst bir hukuku olan Ebu Hanife'nin hayatn anlatrken elbette onun tavrlarn anlamamza yardmc olacak nbvvetten saltanata gei srecini iyi bilmemiz gerekiyor. mamn tm mcadelesinin temelinin, 'hukukun stnlnyeniden salamak' olduu gn gibi ak. Saltanat tarihi, iyi bilinmeden gemi ve bugn hakknda doru ve salkl deerlendirmeler yaplamayacaktr.[7] Hangi slam Devleti? mam'n hayatnda, slam nderlie ilikin kimi sorularmza ve sorunlarmza cevap bulabileceimizi sanyorum. Bugn slami hareketin temel sorunlarndan biridir n-derliksorunu. Bu sorunun zm iin ncelikle entellekt-el birikim gerekmektedir. slami nderliin kendine zg felsefesi ortaya konulmadan; konuulup tartlmadan, elbette salkl sonulara ulalamayacaktr. nk nderlik sorunu devlet sorunundan nce gelmektedir. Mslmanlarn bir buhran yaad mahrumiyet artlarnda nde yrme cesaretini gsterenlerden bazlarnn, kendilerine slam tarihinin en netameli dnemlerinden rnek semeleri de gsteriyor ki, bu alanda entellektel bir boluk yaanmaktadr. mam-i Azam, Asr- Saadeti ve Hlefa-i Raidin'i 'fazla ideal' bulup, kendilerine 'anl tarih'in saltanat zaarndan nder ve rnekler beenenlere iyi br yol gsterici ve uyarc olabilir. mamn can pahasna muhalefet ettii modelin en silik kopyelerine 'slam1 diye, 'tarih' diye, 'devlet' diye sarlmann ve onun ryalaryla yatp kalkmay 'devlet uuruna ermi olmak' sayp,bunu bir ayrcalk gibi sergilemenin ne byk bir yanlg olduu artk renilmeli. Gerekten de bugn 'slam devleti' kavramnn bir ojc mslmann zihninde oluturduu imaj aslnda slam'la taban tabana zt olan 'saltanat devleti'dir. Asr- saadet ve raid halifelerin, hukukun stnln esas alan, adalet ve raya dayanan nebev ynetiminden deil de> sefahat ve istibdata dayanan saltanatlardan, slami ynetime ulamada klavuzluk yapmasn istemek, hl "krk katr m, krk satr m? ikileminde bocalamak demektir. Bu durumda, 'nebevi hilafet ve 'sultanihilafefm tarihim bilmek daha bir nem arzedyor.[8] II. SALTANATIN TARH ARKA-PLANI 1. NBVVET VE SALTANAT "-Ey Fazl'm babas yeeninin saltanat ne kadar da bym!" "-Yazk sana! O saltanat deil, nbvvettir.,"[9] Bu konuma binlerce kiilik slam ordusunun Mekke srtlarndan ehre giriini seyreden iki kii arasnda geiyordu. Bu basit bir muhavere deildi. Ayn zamanda iki farkl dnya grnn ayn olay nasl deerlendirdiinin de bir timsaliydi. Baka bir deyimle kazanan gle yirmi ksur senelik mcadele sonunda Mekke gibi ilk ve son kalesini kaybeden g arasndaki siyaset felsefesinin farkhllnm deliliydi, kisi de ayn olay gzledikleri halde birbirine taban tabana zt iki farkl bakasyla ifade ediyorlard grdklerini: Nbvvet ve saltanat. Mekke'yi temsil eden bak, olay dnyevi g asndan deerlendiriyordu. Bir ou birbirine can dman olan ve hepsinin farkl deerlere inand bunca farkl kabileyi tek inan (tevhid), teklider (rasul), tek slogan (Allahu Ekber). Eletiren eyin olsa olsa yalnzca zorbalk ve dn-cirafn dayanan 'saltanat' olabileceini dnyordu.Gine'yi temsil eden mantk, bylesine ezici birkuvUardrkendisineveinancnakarkrbirinatlaayak *' ^ 'nsanlarm ellerindeki en byk karargah fetheden komutannn, sultanlara ve padiahlara yarar bir o*1* ve gururla deil de, hamd ve krle ykml ol-t,ir tan| . ^fjsmda ba devesinin hrgcne deecek kaduu r' birteVazu vetoprakgibibirmahviyetierisindege-r ve hkmn veriyordu: "Saltanatdeil, nfrv asr_, saadetteki mcadele (biri batl da olsa) iki mcadelesi miydi? Bir inan mcadelesi olarak ^yrin* mjydik m'minlerle mrikler arasndaki tarihi lara doru cevap bulabilmemiz iin bir ka ola-3 den hatrlamamz gerekecek. bRasulullah'a:Ben iman edersem bana ne var?" 'tn m'minlere ne varsa sana da o var." ni bakalaryla eit tutan din olmaz olsun!"[10] - f jk Mekke toplumunun nclerinden Ebu Leheb'in ^ada da grld gibi 'irk' dininin korunmas de-rdi nL m hukuku karsnda imtiyazl olmak iin dpe-' lkyap1)'01'- Uluhiyet ve rububiyete bu kadar kar p'1^' temel sebebi de bu. Biliyorlar 'rabb' bir, 'ilah' ikm:1'1 ^(iyazlar ellerinden alnr. rpnlar hep bu bir ol1"' ^ kiijj- ama bu imtiyazn tannmas durumunda yzde'1/ jerden bir ounun kabul etmesi mmknd. nya^ i ,rin elebas Ebu Cehil de buna benzer bir mantk i' jjz Ali ile karlamalarnda "amcann olu ,.." dedikten sonra iki kabile arasndaki rekabeti uzun uzadya sralyor, "imdideHaimoullar tutmular bir peygamber karmlar; biz nereden bulalm peygamberi?" diyordu. Ebu Leheb'in derdi imtiyaz, Ebu Cehil'in derdi de asabiyet idi. Yani din gayreti yine yoktu ortalarda. Mriklerin bir inanc savunmak gibi bir kaygyla hareket etmedikleri ortadayd. Mevcut konumlarnn deieceinden, smrlerini kaybetmekten, saltanatlarnn sneceinden, asabiyetlerine halel geleceinden korkuyorlard. Maddeler halinde sralarsak onlar eyi korumaya alyorlard: 1. Saltanatlar: Ki buna tm menfaatleri ve hukuki imtiyazlar girer. 2. Asabiyetleri: Fertten balayp rkn tmne kadar uzanan bir silsile iinde gereksiz kavga ve dklen kanlar pahasna srdrlyordu asabiyet. 3. Atalar Yolu: Bu da asabiyetlerinin bir paras olarak dinlemi bir tarihti. Onlar irki semediler. Atalarn zerinde bulduklar yola tabi oldular. Onlara: "Allah'n indirdiine uyun!" dense, "Hayr, biz atalarmz zerinde bulduumuz (yol)a uyarz!" derler. Peki ama, atalar bir ey dnmeyen, doru yolu bulamayan kimseler olsa da m (atalarnn yoluna uyacaklar)? (Bakara, 170) Babalarmz zerinde bulduumuz ey bize yeter derler. (Maide, 104) Onlar bir ktlk yaptklar zaman: "Babalarmz bu yolda bulduk, (o halde) Allah da bize byle emretti." derler. "Allah ktl emretmez" de. Allah'a kar bilmediiniz eyleri mi sylyorsunuz? {A'raf, 28) Eer atalar baka bir yolda olsalard ona tabi olacaklard. Yani grld gibi inan bu sralamada yer almamakta. Hak ya da batl; inancnda ciddi ve samimi olanlarn yapaca teklif midir u: "Gel bir yl biz senin tanrna (senin inandn gibi) tapalm; bir yl da sen bizimkine (bizim inandmz gibi) tap." O zamanlar imdiki gibi yaamakla inanmak arasnda uurumlar olumadndan tapnma hem inanmay, hem yaamay birlikte ifade ediyordu. Bu teklif inancndan emin olanlarn yapaca bir teklif deil. Buna cevab da Rasulul-lah deil, Kafinin Suresi'yle Allah verecektir: ...Sizin dininiz size, benim dinim bana. Cahiliye aristokratlar inan karsnda o kadar lakayd kalyorlard ki bu sapk teklifte pazarlk yaparak istekleri olan kendi tanrlarna tapnma sresini tek tarafl olarak az bir sreye kadar indiriyorlard. Bu teklif inandn syleyen biri iin yzkarasyd.

Bu durumda mriklerin mslmanlara kar verdikleri sava, batl da olsa bir inanc korumann savadr diyemiyoruz. Tarih boyunca mriklerin en ok inandklar ey menfaatleri ve saltanatlar olmutur. Saltanatlarna halel getireceine inandklar tm klar (ilahi ya da beeri kaynakl) yerle bir etmeye almlar, bylesi durumlarda en acmasz zulmleri irtikap etmekten ekinmemilerdir. Rasulullah (s)1 a gelince, o bir kul gibi yey ip bir kul gibi yaamakla vnmt. Karsnda titreyen bir bedeviye: "Ne titriyorsun?" diyerek, Kayser ve Kisra gibi saltanat sahibi olmadn, kendisi gibi biri olduunu vurguluyordu. Titizlikle uygulad 'hukukun stnl' ilkesine halel getirmiyordu."Be kimin srtna hakszyere vurmusam, iste srtm, gelsin vursun!" uyars karsnda hak talep eden Uk-kae (r)'y e dnp: "Haydi al hakkn! "diyecek kadar hukuka riayet ediyordu. Buhari'nin naklettii bir rivayette, "Hrszlkyapan Mu-hammed'in kz atma da olsa vallahi Muhammed onun elini de keserdi."[11] diyebiliyordu. Raid ve mrid halifeler de hukukun stnln titizlikle koruyorlar, bu konuda taviz vermiyorlard. Bu rnekler tarihin eine benzerine islam dndaki bir baka sistemde ahid olmad ve bundan byle de olamayaca rneklerdi. Ad ve nitelii ne olursa olsun tm beeri sistemlerde (oulcu olup olmamas farketmez) hukukun imtiyaz tand bir snf muhakkak olagelmitir. Bugnk sureta ounluku rejimlerdeki meclislerin ve meclislerin yasland 'g odaklar'nn durumu bunun en arpc rneidir. Demokrasilerdeki "hukukun stnl" aldatmacasn ngiltere'de yaygn olan u alayl sz ok gzel ifade eder: "Herkes eittir, Kralie biraz daha eittir." Hangi sistemin tarihinde, hukukun stnl konusunda, tarihimizin aln ak sayfalarna benzeyen bir sayfa vardr?[12] 2. HLAFET VE SALTANAT Allah'a yemin ederim ki ben halife miyim, sultan mym bilemiyorum. Eer sultansam vay halime!... mer bn-i Hattab Rasulullah (s.),uygulandi srece saltanatn hi bir trne geit vermeyecek bir model brakmt ardnda. Bu modelin belli bal zelliklerini Ras.ulullah (s.) 'm uygulamalarnda grmek mmkn. Nebevi hilafet sahih temeller zerinde ykseliyordu. Raid ve mrid halifeler dneminde kimse Rasulullah'm koyduu bu sisteme mdahale etmeye, bu sistemin ilkelerini sarsmaya ve saltanat ikame etmeye cesaret edemedi. Mrid halifeler bylesine bir durum hissettikleri her davrana iddetle kar ktlar ve cezalandrdlar. Ebubekir (r) Beni Saide Sakifesi'nde ashabn bey'atyla halife seilince kimse onun elinden hilafeti zorla almaya kalkmad. HattaSa'd b. Ubade (r) gibi biat etmeye yanamayanlar dahi byle bir harekete teebbs etmedi. Hz. Ali tm kkrtmalara ramen mmetin seimine ve kabulne sayg duymakta kusur etmedi. Hz. Ebubekir'in seimi kritik bir dnemde gereklemi, ani ve olaanst bir seimdi. Bu seimin bir usul olarak sonrakileri balamadn Buharf nin naklettii Hz. mer'in u szlerinden reniyoruz: "Eer o zaman byle yapmayp da bir oldu bitliyle hilafet meselesini halletmemi olsaydm, meclisimizin sz uzatmak, istiarelerle vakit kaybetmek ihtimali vard. Bu durumda sonuca raz olmak bizim iin ok zor olacakt ve tamiri mmkn olmayan olaylarla karlaabilecektik. Ebubekir'in hilafetinin bir rpda halledilmi olmas bunun ileride umumi bir kaide haline gelmesini icap ettirmez. imdi, siz onun gibi zat nereden bulup karacaksnz? O halde, ms-lmanarn maveresi olmakszn, birisi kar da, baka bir ahsa biat etmeye kalkarsa bu takdirde hem biat eden hem de kendisine biat edilen lmlerini hazrlam olurlar."[13] Anlalyor ki Hz. mer slami siyaset ilkelerinin zedelenmesinden korkmakta, bunun garantisi olarak da raya dayanan bir ynetim sistemini ngrmektedir. Hatta ra sistemini zedeleyen davranlarn en iddetli ekilde cezalandrlmalarn tavsiye ederek verasete dayanan saltanat mahkum etmektedir. z oullarn hilafete aday olmaktan men etmesi verasete dayanan saltanat sistemine kar gsterdii tepkiden kaynaklanyordu. Hz. Osman'n ehadetinden sonra kendisini 'halife' yapmak isteyenlere Hz. Ali (r) yle der: "Bu i byle olmaz, sizin yetkinizde deildir. Halifenin seimi ura ehline ve Bedr ehline aittir. Onlar kimi halife yapmak isterse o olur." Bu bn Kuteybe'nin rivayeti. Taberi ayn olay yle nakleder: "Hseyin b. Ali'den: "-Osman ldrldnde babamla birlikte eve geldik. Rasulullah'm arkadalar ona gelip dediler ki: Bu adam (Hz. Osman) ldrld. phesiz insanlara bir imam gerekli. Ynetim iinde ne geme ve Rasulullah {s)'a yaknlk bakmndan senden daha layk birini bulamayz." "-Byle sylemeyiniz. Benim vezirliim emirliimden daha hayrldr." "-Hayr, yle deil. Allah'a andolsun biz sana bey'at edeceiz." "-Bey'at mescidde, halkn huzurunda, mslmanlarm rzasyla olur; asla gizli olmaz."[14] Anlalyor ki, Ali (r) mslmanlarm kendisini istediklerini bildii halde, ray zorbala dntrme ihtimali olan en ufak bir szntya dahi meydan vermiyor. Bu tavrn kendisinden sonra olu Hz. Hasan'a biat almas talebiyle kendisine gelenlere kar da gstererek bunun mmetin istiaresine bal olduunu vurguluyordu. Oullarna son kez vasiyet ederken, bir zatn: "-Ya Emire'l-M'minin, niin veliahd tayin etmiyorsunuz?" sorusunu yle cevaplyordu: "-Ben de mslmanlar Rasulullah'n brakt gibi brakyorum."[15] E-Bidaye sahibinin naklettii bu rivayetten ve dier Hulefa-i Raidin'in uygulamalarndan anlalyor ki halife seme ii "ura" iledir; mslmanlarm rzas iledir. Babadan oula veraset yoluyla deil. Hele halifelii zorla gasbetmek, g kullanarak bu makama oturmak mslmanlarm aklndan dahi gememektedir. Saltanat ile hilafet arasndaki fark sahabe de ok iyi biliyordu. Ebu Musa el-E'ari (r), Mesruk b. Ecda (r)'ya: "mamet mavere ile gereleen bir itir, meliklik ise kl zoru ile ele geirilen makamdr."[16] tarifini yapyordu. Yine ashabn hilafet ve saltanat anlayn belgeleyen u szleri bn Sa'd'm Tabakat'mdan nakledelim: Hz. mer ile Selman- Farisi arasnda u konuma geer: "-Ben halife miyim, yoksa sultan m? "-Eer sen, mslmanlarm malndan bir dirhem dahiolsa, kanunsuz olarak (hakkn olmad halde) alrsan ve bunu da keyfin iin harcarsan o zaman sultansn; deilse halifesin. Bu szler mer (r)'i alatt." Bir gn mer (r) dedi ki: "-Allah'a yemin ederim ki ben halife miyim, sultan mym bilemiyorum. Eer sultansam vay halime." Bu szler zerine oradakilerden biriyle mer arasnda u muhavere geti: "-Ey m'minlerin emiri! Halifelikle sultanlk arasnda ok byk farklar vardr." mer sordu: "-Ne gibi farklar var?" "-Halife, hakk olmadan kanunsuz bir ekilde hi bir ey alamaz, harcayamaz. Ancak hakka muvafk bir ekilde harcamalar yapar. Allah'a hamdolsun, sen de byle yapyorsun. Padiah halka zulmeder, devlet maln istedii gibi kullanr, bakalarna verir, kimse de kendisine bir ey diyemez."[17]

Raid ve mrid halifeler beyt'1-mali mmetin hakk olarak kabul ederler ve bu hususta ylesine titizlik gsterirlerdi ki Hz. Osman bile, halife olduktan sonra yapt kimi icraatlarn ncekilerin uygulamalarn rnek gstererek soranlara, bu titizlii an bulduunu syleyecekti. Hz. Ebubekir'e srarlar sonucu yllk 4.000 dirheme ulaan bir maa balanmt. Ancak vefatnda kesesinden 8.000 dirhemin beyt'1-male denmesini vasiyet ederek bu konudaki hassasiyetini sergilemiti. Yani aldn daha fazlasyla iade etmiti. Hz. Ali'ye, Muaviye gibi halka bahi ve hediye datarak kendisine taraftar toplamas tavsiye edilince; bunu iddetle reddeder ve der ki:"Siz, bu ekilde kanuna (eriata) uygun olmayan ve yakksz usullerle iimi halletmemi istiyorsunuz yle mi?" Yine Hz. Ali, kardei Akil'in beyt'l-malden para isteini "Ne demek! Senin kardein, Mslmanlarn mallarn sana versin de kendisi cehennemin yolunu tutsun, yle mi?" deyince kardei halifeye kar isyan eden am ordusunun saflarna iltihak edecetir.[18] Hulefa-i Raidin'in devlet hazinesi konusundaki hassasiyetlerine bir ok rnek verilebilir. Rasulullah'n hukukun stnl konusunda gsterdii hassasiyete deinmitik. O'nun yolundan giden raid halifeler de hukukun stnlne halel getirmediler. Bu konuda mam Ebu Yusuf un Kitabu'l-Harac'mda anlaml bir rnek yer alr: Hz. mer hac mevsiminde orada bulunan valileri halkn huzuruna toplayarak dedi ki: "nsanlar! Valilerimi size hak ile muamele etsinler diye gnderdim. Deilse onlar sizin kannza, teninize, malnza dokunsunlar diye gndermedim. Kimin hakk yenmise kalksn! O gn birisi kalkt ve dedi ki: . "-Senin memurun (vali) bana yz kam vurdu. mer: "-Onu bul, buraya getir. Ben de ona yz kam vuracam. Amr b. As ayaa kalkarak kendini yle savundu: "-Ey M'minlerin emiri! Senin valilerine kar byle davranman bir gelenee dnr ve onlarn zoruna gider. "-Andolsun Rasulullah (s)'n kendi nefsine had uyguladm grdm. O'na olacak da Amr'a m olmayacak? Hak sahibine dnerek: Kalk ve ksas yap! "-0 zaman brak da onu raz edelim. "-Bu ikinizin arasnda bir ey. Hak sahibini her kamya iki dinar olmak zere ikiyz dinar (altn)a raz ettiler."[19] Raid halifeler bu titizliklerini cahiliye asabiyetinin hortlamamas iin de gsteriyorlard. nk Rasulullah'n reddetii 'cahiliye asabiyeti' henz yeni mslman olanlarn dncelerinden tamamyla tcmizlcncmcrni, bu merdut asabiyet yer yer frsat bulduka dnce planndan eylem planna da kar olmutu. Asabiyet onlar garip davranlara srklyordu. Rasu-lullah.vc Raid halifeler dneminde mslmanlarla savaan arap kabileleri "ulusuluk" uruna savayorlard. O an "milliyeti" araplannin efsanevi nderleri Ebu Cchil'di. nk Ebu Cchil'in Rasulullah (s)'a kar verdii mcadelenin dinamii din kaygs deil "ulusuluk"lu. Bu konuda Bcyhaki'nin naklettii rivayet hayli ilgin: Allah Rasul Ebu Cehil'e hitaben: "-Ya Ebe'l-Hakem! Haydi Allah'a veRasulne gel. Seni Allah'a imana davet ediyorum." buyurdu. Ebu Cehil ise: "-Ya Muhammedi lahlarmz ktlemeye son verecek misin? Sen sadece kendinin tebli ettiine ehadet etmemizi mi istiyorsun? te biz de senin tebli ettiine ehadet ediyoruz. Allah'a yemin ederim ki sylediinin hak olduunu bilsem, sana uyardm." dedi. Rasulullah (s) gilti. Bu srada Hz. Ali kagcldi. Ebu Cehil: "-Vallahi O'nun sylediinin hak olduunu biliyorum. Fakat bana engel olan bir ey var. Kusayoullan hicabe (Kabe rts) bizde, sikaye (haclara su verme) bizde, nedve (ynetim) bizde, liva (sancak) bizde diyorlar. Bunlar kabul ediyoruz. Onlar yedirip iirdilerse biz de yedirip iirdik. Onlar ne yapmsa biz daha fazlasn yapmaya altk. Bu sefer kar taraf 'peygamber' de bizden kt diyor. te buna gelemem." 'Milliyeti' Ebu Cehil'in soy asabiyetine dayal dmanl kendisine ebedi hsrandan baka bir ey kazandrmad. Allah Rasul insanlarla halkm arasna gerilen bu duyguyu iddetle lanetledi, knad ve yok etmeye alt. Raid halifeler de aynsn yapt. Araplar arasndaki 'asabiyet' duygusunun kendilerini ne duruma drdn Taberi yle nakleder. Talha en-Nemri adnda birinin Mseyleme'yle muhaveresi: "-Sen Mseyleme misin? "-Evet. "-Seni kim gnderdi? "-Rahman. "-Aydnlkta m geldin karanlkta m? "-Karanlkta. Adam Mseyleme'nin yzne beraber yle der: "-Ben ehadet ederim ki sen yalancsn ve Muhammed haktr. Fakat bize Rebia (kabilesi)'mn yalancs Mudar (ka-bilesi)'n sadndan daha sevimlidir."[20] lgin olan, adamn Rasulullah'm hak peygamber olduuna ehadet ettii halde 'milliyetilik' akna Mseyle-me'yle birlikte slam ordularna kar savap Mseyle-me'yle birlikte lmesi. Hz. Ebubekir'in hilafeti zerine bu kllenmi duygular bazlarnca uyandrlmaya allarak Hz. Ali'ye hilafeti zorla almay teklif ettiklerinde, O: "-Sizin bu hareketiniz, slam'a ve mslmanlara dman olduunuzu gsteriyor."[21] diyerek teklifi reddeder. lk iki halife bu konuda ylesine titiz davrandlar ki kendi kabile ve ailelerinden hi kimseyi greve getirmediler. Hz. mer kendisinden sonra halife olmas muhtemel olanlar arp onlara mensup olduklar kabile fertlerine imtiyazl davranmamalarn vasiyet ediyordu. Bir defasnda, Hz. mer, lm deindeyken kendisinden sonra Rasu-lullah'n yasaklad asabiyetin hortlamasndan korkarak Hz. Osman, Hz. AH, Hz. Sa'd b. Ebi Vakkas' ararak her birine yle vasiyette bulundu: "Allah akmaey Ali, eer inalarn ynetimini stlenirsen Beni Haim'i (kendi soyunu) insanlarn bana getirmekten sakn! Allah akna ey Osman, eer ynetimi stlenirsen Ebu Muayt Oullar'ni insanlarn bana geirmekten sakn! Allah akna ey Sa'd, ynetimi stlenirsen akrabalarn insanlarn bana geirmekten sakn! Haydi, kalkn ve istiare edin. Sonra da iinizi yerine getirin. nsanlara namaz Suheyb kldrsn.?[22] Bu konudaki hakl titizlii ve uzak grll yanstan u rivayet daha sonraki olaylarn anlalmas asndan yararl olabilir: Hz. mer, Abdullah b. Abbas ve Hz. Osman'n yannda bulunduu bir gn unlar sylemiti: "-Eer benden sonra herhangi biriniz yerime geerseniz, aman dikkat ediniz. Beni Muayt'i (meyyeoullarn) veefradn halkn ensesine musallat etmeyiniz. Buzmre bir kere halka musallat oldu mu Allah'a kar itaatsizlik yoluna gidebilirler. Yemin ederim ki ben bunu sylemezsem Osman byle yapar. Osman byle yapnca da bu zmre ister istemez masiyet yolunu tutar. Halk da ayaklanr ve Osman'n lmne sebep olur."[23]

Rasulullah'm "O sy{etilenlerdendir" buyurduu mer (r)'in basiretinin keskinliine amamak elde deil. Hz. Osman'n hilafetiyle olaylar farkl bir gelime izgisi gsterdi. Hz. Osman yakn akrabalarn nemli grevlere getirirken ilk iki halifenin ahsi tutumunu ve kendi davrannn gerekesini yle aklyordu: "-Ebubekir ve mer, beyt'1-mal konusunda, hem kendilerini hem de akrabalarn skntya soktular. Fakat ben s-la-i rahmi tercih ediyorum."[24] Sla-i rahim hususunda olduka titiz davranan Hz. Osman halife olunca yaknlarn ilk iki halifenin siyasetinin aksine grp gzetti. rnein Mervan bin Hakem'e Afrika'da-ki ganimet mallarnn humusu (bete bir) olan be yz bin dinar balamt. Hz. Osman'n ondan nce de Afrika'dan gelen ilk humusu bn-i Ebi Sarh'a verdiini nl tarihi bn-i Cerir naklediyor. Hz; Osman srf bunlardan dolay sahabenin tepkisini ekmemiti. Yaknlarn devletin yksek kademelerine atamas da sahabe arasnda itirazlara neden olmutu. Sa'd b. Ebi Vakkas' Kfe valiliinden azlederek yerine anne bir kardei olan Ukbe b. Ebi Muayt' daha sonra da baka bir akrabas olan Sa'd b. As'i getirmiti. Bundan baka Ebu Musa el-E'ari'y i Basra valiliinden azlederek yerine anne bir kardei olan Abdullah b. Amir'i tayin etti. Msr valiliine ise Hz. Amr b. As'm yerine kendisinin st kardei bn Ebi Sarh' gnderdi. Hz. mer dneminde Muaviye sadece am vilayetine bakyordu. Hz. Osman onun yetkilerini genileterek Humus, Filistin, rdn ve Lbnan' da ona verdi. Bu atamalarn halk zerindeki etkisi hayli olumsuz olmutu. Sadece halk deil, sahabenin ileri gelenleri bile honutsuzluklarn her frsatta ifade ediyorlard. Kfe valiliine atanan Velid b. Ukbe ile eski vali ve gzide sahabi Sa'd b. Ebi Vakkas arasnda geen u konuma 'tuleka' ile 'sabikun' arasndaki siyaset felsefesinin ne kadar farkl olduunu gstermesi bakmndan hayli manidar: "-Bizden sonra, sen bu memleketi daha m iyi idare edeceksin? Acaba sen, bizden daha akll ve daha bilgili misin, yoksa biz mi senden daha cahil ve ahmak insanlarz? "-Ey Ebu shak (Sa*d b. Ebi Vakkas) tasalanma. Bu bir saltanattr.Sabahleyin bu saltanatn tadm bir bakas karr, akam ise baka birisi. "-Size bu saltanatn tadn tattrann kim olduunu biliyoruz."[25] Ayn kaynak bu tr eletirileri getirenlerin pek ok olduunu bn Mes'ud'un da bunlardan biri olduunu syler. Bu honutsuzluklarn temelinde yatan sebep Hz. Osman'n akrabalarn ynetime getirmesi olamaz. Bu, tek bana bunca insann ayaa kalkmasn aklamyor..Sanrz asl sebep, ynetime getirilen bu insanlarn sahabe ve halk nezdindeki durumlar ve yaantlaryd. Konunun iyi anlalabilmesi iin bu isimlerden bir kann hal tercemelerini ksaca aktarmamz gerekecek. Hz. Osman dneminde ynetime gelen Beni meyye fertlerinin ou "tuleka"dandr. Tuleka; sonuna kadar direnerek Rasulullah ve ashabyla savap fetihten sonra af talepleri Rasulullah tarafndan kabul edilip slam'a teslim olanlara verilen isimdi. Bu balamda ilk akla gelen isimler Muaviye, Sa'd b. Ebi Sarh, Velid b. Ukbe, Mervan b. Hakem vesaire gibi Beni meyye ileri gelenleri idi. Tuleka'dan olmak elbette yalnz bana sulanmak iin yeterli sebep tekil etmiyordu. Zaten asl mesele de ne onlarn halifenin yakn akrabas olmas ve ne de "tuleka"dan olmalaryd. Rasulul-lah'n terbiyesinden geen keremli ashab, elbette insanlar kt gemilerinden dolay sulamayacak kadar olgun idiler. Hele hele Sa'd b. Ebi Vakkas, Hz. Aie, Hz. Talha, Hz. Zbeyir b. Avvam, Hz. Ali, Hz. Abdullah b. Mes'ud vd. gibi sekin ashabn bylesine basit bir sebepten Hz. Osman' eletirmeleri ve honutsuzluk duymalar beklenemez. As-hab'a byle bir isnad reva grmek doru olmaz. Asl sebeb sbkndan, Bedr ehlinden, Rasulullah'n dizi dibinde yetiip onun terbiyesinden gemi insanlar dururken, tulekamn ibana getirilmeleriydi.. Ki bunlar da her hareketleriyle kendilerini o makama getireni zor durumda brakyorlard. Biz bunlardan tanesine gz atalm: 1. AbdullahbinSa'dbinEbi's-Sarh: (Amrb. As'n yerine Msr valiliine getirildi. Hz. Osman'n st kardei.) Bu zat hakknda slam tarihinin ilk kaynaklarnda u bilgiler var: nce mslman oldu. Sonra irtidat etti. rtidadndan nce bir mddet Rasulullah'n vahiy katipliini yaparak vahyin geliine bizzat ahit olmutu. rtidat edince tm bildiklerini Mekke mriklerine Rasulullah'la alay malzemesi etmeleri iin aktarm ve kendisi de her frsatta alay etmiti. Rasulullah'n en ok incindiklerinden birisidir.[26] Rasulullah bu zat hakknda "Kabe'nin rtsne brnm halde bulsanz bile ldrnz!" emrini verdi. Fetihten sonra Hz. Osman onun iin Allah Rasul'ne tavassutta bulundu. Onu himaye ederek saklad. Uygun bir zamanda Nebi'nin huzuruna getirdi. Affedilmesini istedi. Biat'inin kabul iin yalvard. Fakat Rasulullah (s) cevap vermediler. Bu rica kez tekrar landktan sonra ancak Rasulullah bn Ebi's-Sarh'm biatim kabul etti. Ashabna dnerek: "-Biat etmeden _evvel iinizden bu adam katledecek doru biri kmad m? diye sordu. Onlar da: "-Biz iaretinizi bekliyorduk" cevabn verdiler. Bunun zerine Rasulullah (s): "-Bir peygamber ma ile adam ldrtmez, ak konuur."[27] buyurdu. bn-i Ebi Sarh'm slam'a teslim oluu byledir. 2. Mervan b. Hakem: (Hz. Osman'n amcaolu. Daha sonra halifenin bakatibi.) Babas Hakem b. Ebi'I-As tulekadandi. Fetihten sonra mslman olup Medine'ye gt. Rasulullah (s) bu zat Taife srd. Orada mecburi ikamete tabi tuttu. Rasulullah'm onu sr nedeni olarak deiik kaynaklarda farkl rivayetler var. Mervan, babas Medine'den karldnda yedi ya-larndayd. Hz. Ebubekir, hilafeti dneminde Hakem'in Medine'ye dnme isteini reddetti. Ayn bavuru Hz. mer'e de yapldi. O da reddetti. Osman (r) halife olunca baba-oulun dnmesine msaade etti. Babas Hakem'in terbiyesinde yetien Mervan bir mddet sonra hilafetin en hassas noktasnda greve getirilmiti. Halk henz hayatta olan ve Nebi'nin tekdirine urayan Hakem'in oluna nfuz edeceinden endie ediyor, Rasul'n z terbiyesinden gemi bir yn gzide sahabi dururken onun bylesine kritik bir greve getirilmesini yadrgyordu. Mervan b. Hakem'in icraat karsnda, Hz. Naile bile bana bir i gelmesinden korktuu kocasna u k yapyor: "-Sen, Mervan'a itaat ettike o seni diledii yere ekiyor. "-Ne yapaym? "-Bir olan ve orta olmayan Allah'tan korkarsn, senden nceki iki arkadann snnetine uyarsn. Eer Mervan'a uymaya devam edersen seni lme srkleyecek. Sonra Mervan'n insanlar nazarnda kymeti, heybeti, sevgisi yok. Halk onun yaptklar yznden seni terkedecek. Ali'ye haber yolla, ondan durumu dzeltmesi iin yardm iste. nk o sana yakndr. Hem halk ona isyan etmez."[28] meyyeoullar hilafeti ele geirince hilafet makamna da atanacak olan Mervan'n cennetle mjdelenmilerden Hz. Talha b. Ubeydullah' att bir okla ehid ettiini nakleder tarihi kaynaklar. Sffiride kendi saflarnda bulunan Hz. Z'beyr'i de orduyu bozaca endiesiyle katlettirmiti. 3. Velid b. Ukbe b. Ebi Muayt: (Hz. Osman'n anne bir kardei, Sa'd b. Ebi Vakkas azledilerek yerine Kfe valisi oldu.) Bu zat da tulekadandr. Rasulullah kendisini zekat amirlii greviyle Mustalikoullar toprana gnderdi. Grev yerine varmadan geri dnp dvldn ve kendilerine gnderildii Mustalikoull arnn zekat vermekten kandklarn syledi. Rasulullah ok kzdlar ve bu kabile zerine bir ordu gnderilmesini emrettiler. Meselenin gerei, mfreze, Mustalikoullar yurduna yaklanca anlald. Kabile lideri Rasulullah'm huzuruna karak szkonusu kiinin kendilerine gelmediini, kimseyle temas kurmadn, haddizatnda kendilerinin, zekat toplamak iin bir grevlinin gelmesini beklediklerini syledi. Bunun zerine u mealdeki ayet-i kerime nazil oldu: . Ey man edenler! Brfask size bir haber getirdii zaman onun (doru olup olmadn aratrp) aa karn; deilse bilmeden bir kavme satarsnz da yaptnza piman olursunuz. (Hucurat, 6)

Bu zata ilk iki halife dneminde, baz kk apl memuriyetler dnda bir grev verilmedi. Hz. Osman halife olunca Sa'd b. Ebi Vakkas'n yerine Kufe'ye vali olarak atad. kiye dkn olduu ortaya kmt. Olay her yanda duyuldu. Ashabtan bazlar Hz. Osman' uyarnca halife bir ura kurulmasn emretti. Bu rada alman fcarar gereince zel bir mahkemede suu sabit grld. Hz. Osman hkm iini Hz. Ali'ye brakt. O da Velid'i krk krbala cezalandrd.[29] Buhar ve Mslim'in naklettii bu olaydan da anlalaca zere Hz. Osman'n ald tepkilerin temelinde rneklerde grdmz zatlarn tavr ve davranlarnn etrafa pek gven vermemesi yatyordu. Kimi tarihiler nebevi hilafetin ileride ciddi sorunlar douracak biimde yara almasna sebep olarak am valisi Hz. Muaviye'nin 12 yl ayn beldede ve ok geni yetkilerle kalm olmasn gsterir. Btn bu sebepler biraraya gelince honutsuzluk dnceden eyleme geiyordu. Karklk kararak kendilerine iyi bir zemin hazrlamak steyenlerin de gayretiyle slam'da ilk fitne kopuyor ve Hulefa-i Raidin'in ncs ve sekin sahabi Hz. Osman grevi banda hem de Kur'an okurken fesatlarca katlediliyordu. zellikle Hz. Ali ve Zeyd b. Sabit gibi ashaptan bazlarnn tm abalarna ramen slam siyaset tarihinde bir dnm noktas olan olay n-lenemiyordu. Bunda Hz. Osman'n her eye ramen isyanclarla arpma teklifini mmet arasna kan ve kin girmesin soylu dncesiyle; "Emme'l-ktal? Felal'.." (Sava m? Hayr...) demesinin byk pay vard. Ayaklanmann ilk gnlerinde Hz. Osman'n minbere kn ravi yle naklediyor: "Osman insanlarn huzuruna kt. Minbere oturup alad ve insanlar da aladlar. Hatta Osman'n sakalna baktm ki gzyalaryla slanmt. Alarken yle diyordu: Al-lahm sana tevbe ediyorum. (nsanlara dnp) eer bana bir frsat daha tannrsa kendisinden raz olunan iyi bir kul olurum. Sizinle aramzdaki engelleri kaldrrm. Siz de evime (hilafet kona) serbeste girip kabilirsiniz. Vallahi sizden kamam ve sizi raz ederim. Mervan ve avanesini de uzaklatrrm." Evine girdi ve hemen ardndan Mervan girdi. Srekli Osman' fitledi. stnden girip altndan kt. Sonunda onu va'dlerinden vazgeirdi. nsanlar gn beklediler. gn geince Osman utand iin bir daha insanlarn huzuruna kamad.[30] Ardndan zc olay meydana gelerek isyanclar Hz. Osman' katlettiler. slam siyaset tarihinde bu olaylarla daha nce hi sorulmayan sorular gndeme geldi. Bunlar: mmetin biatyla seilmi bir halife azledilebilir mi? Kl zoruyla hilafetin meru sahibinden alnmasnn hkm nedir? vs. Bunlar siyaset felsefesine dair sorulard. Daha sonra kacak olan siyasi mezheplerin ilk tohumu bu olayn zihinlerde brakt sorularla atld. Hz. Osman eer bir halife dejil de saltanat bir zorba gibi, bir padiah gibi davranm olsayd, kukusuz isyanclar yok etmek iin meru, gayr-i meru her areye bavurur kaa mal olursa olsun ynetimi elinden karmak istemezdi. O bir sultan gibi davransayd peygamber ehri yaklp yklacakm; ashabn can, mal, rz heder edilecekmi; bunlar dnmez, gz iktidardan baka bir eyi grmezdi. Ama o byle yapmad. Can pahasna Nebevi hilafetin ak alnna saltanat lekesini srmedi. Mlkn temeli olan adaletten amad ve gerekesi ne olursa olsun zulme meyletmedi. Nebevi hilafete kan drlmt bir sez. Bazlar ca-hiliyeden kalan kan davalarn srdrebilmek iin Hz. Osman'n katledilmesini bulunmaz bir bahane saydlar. Hz. Ali (r) byle netameli bir dnemde halife seildi. Kendinden nceki halfe gibi meru bir usulle (ura) ibana gelen Hz. Ali'ye toplam says yirmiyi bulmayan bir grup biat etmedi. Bylesi istisnalar dier halifeler iin de geerliydi. Hatta Hz. Ebubekir gibi bir halife bile bunun dnda deildi. Ne ki, bu kez durum farklyd. Biat etmeyenler bizzat mmetin raid halifesine kar fiili bir mcadeleye giriiyorlard. Bu grubun niyetleri ne kadar sahih olursa olsun slam'n siyasi tarihi incelendiinde acyla grlecektir ki, masumane gerekelerle balayan bu atlak slam'n istikbalinde gittike derinleen ve byyen bir yara olarak kalacak bu tarihi atla kapatmaya ve yaray sarmaya alanlar tarihte ve gnmzde iten ve dtan gelen eitli yaygaralarla devre d braklacakt. Hz. Osman'n kann, onu korumak iin canlarn ortaya koyan Hz. Hasan ve Hz. Hseyin'in babalarndan soruyorlard. Meru bir ekilde greve gelen halife'den, ayn halifeye artsz bal olmas gereken am valisi Muaviye'nin er' hi bir dayana olmad halde hesap sormas, elinin altndaki tm gleri meru olan ve kendisinin de bal bulunduu merkezi ynetime kar rgtlemesi, ileri daha da iinden klmaz hale getirmiti. Hz. Ali kendisine kar isyana kalkanlara yle diyordu: "-nce biat edin, sonra da hakknz isteyin. Pein ve artl biat are deildir." Hatta bir ara Hz. Talha ve Hz. Zbeyr eliinde ashab-tan bir gurupla Hz. Ali arasnda yle bir muhavere geer: "-Biz hadleri icra etmek artyla sana biat edeceiz. Sen sulular cezalandracak, Hz. Osman'n katiline ksas yapacaksn. "-Kardelerim! Bunlar ben de biliyorum. Ancak bu adamlar imdi nasl yakalarm? Henz durumu dzeltip devlet gcn elimize geirememiiz. Bunlar yakalayp cezalandracak imkanmz yok. Bu i iin bir sre beklememiz gerekecek. Siz eer muktedirseniz bizzat sulular yakalayp getiriniz. -Biz yapamayz. -Allah'a yemin ederim ki, ben de sizin dndklerinizi dnyorum. Olaylar yatnca meselenin nasl halledileceini greceksiniz. Karklklar ortadan kalknca hak ve hukuku iade etmek kolaylar."[31] Hz. Talha ve Zbeyir Halife'den izin alarak Mekke'ye giderler. Orada m'minlerin annesi Hz. Ai.e ile buluup anlarlar. Hz. Osman'n kann talep etmek zere Basra ve Ku-fe'ye asker toplamaya giderler. Yolda kafileye meyyeoul-lanndan taraftarlaryla birlikte iki kii katlr: Said b. As ve Mervan b. Hakem. Said adamlarna: "-Osman'n katillerini bulmak ve onun kann almak istiyorsanz, sizinle birlikte bu orduda bulunan baz kimseleri de ldrmeniz gerekir." Bununla Hz. Talha ve Zbeyr'i kasdetmektedir. nk Hz. Talha ve Zbeyr de Hz. Osman'n yukarda deinilen icraatlarn aka eletirmiler, honutsuzluklarn her frsatta ifade etmilerdi. Bu teklife kafilede bulunan Mervan u karl verdi: "-Hayr. Biz onlar (Talha, Zbeyir ve Ali) birbirleriyle savatracaz. Birisi mutlaka dierini yenecektir. Yenen ise kukusuz zayflam olacaktr. te o zaman kolayca geriye kalann hakkndan da geliriz."[32] Bylesi duygularla gelien olaylar sonunda hilafetin gleriyle kar taraf arpma noktasna getirdi. nl Ce-mel Sava vuku buldu. Savatan nce halife, Hz. Talha ve Zbeyr'i ararak onlara Rasulullah'n szn hatrlatt. Onlar bulumamak iin ordunun en arka saflarna getikleri srada byle bir olayn bsbtn zlmeye yol aacan hisseden Amr b. Cermuz adndaki bir adam Hz, Zbeyr'i katletti. Hilafet eski bakatibi Mervan b. Hakem de, ayn orduda olmalarna ramen Hz. Talha'y katletti.[33] Hafz ibn Kesir el-Bidaye'sinde Hz. Zbeyr'in savatan ekilmesine sebep olarak, Hz. Ali'nin ordusunda Hz. Ammar b. Yasir'i grerek, Rasulullah'n "Seni bai (asi) bir gruh katledecek" hadisini hatrlam olmasn nakleder.Mervan b. Hakem'in plan aynen tutmu, sekin ashab kar karya getirilmi, on bin insan da bu muharebede can vermiti. Btn bunlara ramen Raid Halife Hz. Ali Nebevi hilafetin temeli olan adalete glge drmemi, Cemel olaynda ordularna u mealde emirler vermitir: "-Muharabeyi terketmek isteyenlerin peine taklmaynz. Brakn kasnlar. Yarallarn zerine saldrmaynz. Zaferi kazanrsanz muhalif zmrenin ezilmesine gayret etmeyin. Zaferden sonra, her iki tarafn llerine cenaze namaz klnz ve ehitlerine hrmet gsteriniz!" Kar glerin mallarn ganimet saymayan Hz. Ali Basra camiine getirttii mallar sahiplerine iade etti. Kendisi hakknda, Basra genlerini kltan geirtip kadnlarn cariye yapacakm ayias kartlmasna olduka zlerek unlar syleyecekti:

"-Benim gibi bir insan, byle bir muameleyi kafirlere bile reva grmezken, nasl olur da mslmanlara byle davranabilir?" Hz. Ali hilafet makamna getirilince Emir Muaviye'yi am valiliinden azletti. Yerine ashaptan Sehl b. Ahnef i atad. Muaviye halifenin atad yeni vali zerine bir blk asker yollayarak geriye evirdi. Bunun zerine Hz. Ali hem Ahnef e hem de Muaviye'ye birer mektup yollad. Hz. Muaviye bu mektuba uzun bir sre cevap vermedi. Hicri 36'da Hz. Ali'ye bir zarf yollad. Halife zarf anca iinden bo bir kat kt. Hz. Ali zarf getirene bunun anlamm sordu. Cevap: "-Bu demektir ki, benim ardmda Osman'n kann istemek iin am'da toplanm altm bin asker var. "-Osman'n kann kimden istiyorlar? diye soran Hz. AH bu kez u cevab alyordu: "-Zatalilerinin boyun damarlarndan."[34] bnEsir ve yaklak bir ifadeyle Taberi'n'm naklettii bu szler am valisinin yalnzca itaat etmemesi deil bununla birlikte hilafet ordusunu halifeye kar ayaklandrmas anlamna geliyordu. Onun Hz. Osman'n katleriyle bir alp veremediinin olmad anlalmt. Hz. Ali Cemel olayndan sonra kendisine kar bakal-dran am valisinin zerine yrmeyi dnyordu. Ancak bundan sonra Cerir b. Abdullah ile am valisine bir mektup yollad. Nasihatta bulundu. am valisi Cerir'i bir sre oyalad. Bu sre zarfnda Hz. Cerir am ileri gelenleriyle grp onlara Hz. Osman'n kanndan halifenin mesul olmadn anlatt. Bir ounu ikna etti. am valisi telalanarak Amr b. As'la istiare etti. O da nebevi hilafetin yatan deitirecek olaylar balatan u tavsiyeyi yapt: "-Osman'n kanndan Ali'nin sorumltt-olduunu syleyerek savaa gireceiz." Bu arada Hz. Cerir'in gayretleriyle aleyhlerine dnen am kamuoyunu yanltmak iin ahitler bularak Hz. Osman'n kanndan Hz. Ali'nin sorumlu olduu yollu ehadette bulunuldu. Halifenin ordusuyla Vali'nin ordusu Frat'n bat yakasndaki Sffin denilen yerde karlat. Kendilerinden nce gelip su balarn tutup hilafet ordusuna su vermeyen am ordusunun aksine buralar ele geiren Hz. Ali askerlerine u uyary yapyordu: "Gerei kadar su aldktan sonra muhalif ordunun sudan yararlanmasna engel olmayn![35] Halife kendisine kar bakaldran am valisine son bir uyarda bulunmak istedi. Uyary dinlemek istemeyen Vali'nin cevab yleydi: "Bumdan kp gidiniz, ikimizin arasnda ancak kl konuacak." Kllar konutu. Muharebe balad. Hz. Ali (r) ordusuna u tte bulundu: "-Dikkat ediniz! Savaa nce siz girmeyiniz. Onlar saldrmadka hcum etmeyiniz. Eer onlar yenerseniz kaanlarn peine taklmaynz. Kaanlar ve muharebeden ekilenlenleri ldrmeyiniz. Yarallara saldrmaynz. Kimsenin elbisesini soymaynz. llerin burun ve kulaklarn kesmeyiniz. Kimsenin hanesine tecavz etmeyiniz, maln yamalamaynz. Size kfretseler dahi kadnlara dokunmaynz,"[36] Ammar b. Yasir (r) her zaman olduu gibi bu savata da Hz. Ali (r) tarafnda idi. Emir Muaviye'nin askerleri Hz. Am-mar'i ehit ettiler. Bu ehadet hakl ve haksz ayrdetmede pheye den bir ok sahabi tarafndan kesin bir burhan olarak deerlendirildi. nk Rasulullah (s) Ktb-i Sitte ve dier sahih kaynaklarn tmnn naklettii mehur bir hadisinde bizzat Ammar'm kendisine yle buyurmutu: "Seni ba (isyankar) bir gruh katledecek." Hz. Ammar'n ehadetiyle kimin hakl kimin haksz olduu konusunda pheye den ashabtan bazlar da artk tereddtlerin i brakmlard. A bdu Ha h b. As (r) bu hadisi Mua-viye'ye okuyunca hadisi tekzib ve inkar etmedi, te'vil etmek istedi: "-Ammar'n lmne sebep olanlar asl kars taraftr. Eer onlar savaa girmeselerdi Ammar lmezdi." Bu szleri nakleden Cessas'tan baka Hafz bn Kesir de su hkm verir: "-Bu olayda Rasulullah'n verdii haberin srr zld. Yani 'Ammar' isyankar ve bai bir gruh katleder' haberinin srr. te buradan da Hz. Ali'nin hakl olduu kar." Hz. Ali'nin Muaviye'nin yukardaki te'vilini duyunca yle syledii rivayet edilir: "-Eer bu te 'vil doruysa pekala diyebiliriz ki Hz. Ham-za'nn katili de Hz. Peygamber'in kendisiydi." Btn bu sebepler am ordusunun yenilgisini hazrlaynca Hz. Amr b. As Kur'an' mzraklarn ucuna takp ite bizimle sizin aranzda bu hakem olsun, teklifini yapar ve bundan maksadn yle aklar: "-Bu Kur'an'n hakem olmasn syleyerek mzraklarn ucuna takma ii Ali'nin ordusu zerine tesir eder. Onlar 'Biz buna inandmz iin baka bir ey dinlemeyiz' derler ve ordular iinde bozgun kar. Byle olunca frsat elimize gemi olur."[37] Hz. Ali "Bu bir hiledir, buna aldanmayn!" demise de etrafndakiler bu tuzaa dmekten kurtulamazlar. Nebevi hilafet yara almaktadr. Sultani hilafete doru adm adm ilerleme srecinde bir dnm noktasdr 'tahkim olay1. Ayn zamanda slam'n siyasi tarihinde ilk ciddi kopuun varlk sebebidir. Kendisinin tayin ettii Abdullah b. Abbas akrabas olmas gerekesiyle kabul edilmeyince, Hz. Ali gvenemedii halde Hz. Ebu Musa elE'ari'nin hakemliini kabullenmek zorunda kald: Emir Muaviye'nin hakemi Amr b. As "Sizce nasl bir yol takip etmeliyiz?" diye sorunca, Ebu Musa: "-Bence Ali'yi ve Muaviye'yi iten uzaklatrahm. Mslmanlar toplansn kendilerine bir halife sesin." Hz. Amr b. As da: "-Dorusu budur. Ben de byle dnyordum.".cevabn verdi. Bunun zerine iki taraftan da sekin yzer kiinin huzuruna kld. Amr, Ebu Musa'ya: "zerinde ittifaka vardmz eyi halka ilan et!" deyince Amr'm niyetini farkeden Abdullah b. Abbas, ikisinin de bir konuda mutabakata varmilarsa Amr b. As'la birlikte bu hkm ilan etmeleri gerektiini Ebu Musa'ya hatrlatarak "nce o konusun" teklifinde bulundu ve ona yle sitem etti: "-Yazk sana, sanrm sen tuzaa d Ur Uluyorsun!" Ebu Musa korkusunun yersiz olduunu syledikten sonra halkn huzuruna karak yle dedi: "-Ben ve arkadam (Amr b. As) u konuda anlatk: kimiz de hem Ali ve hem de Muaviye'yi iten uzaklatrmaya karar verdik. Halk toplansn istediim kendisine emir sesin. te ben hakem sfatyla her ikisini de vazifeden azleuim. imdi sizin iiniz kendi elinizdedir. stediinizi kendinize emir ve halife tayin edebilirsiniz." Sz sras Amrb. As'tayd. O da unlar konutu: "-Muhterem arkadamzn ne sylediini hepiniz duydunuz. O kendi adamn azletti. Ben de ayn ekilde Ali'yi hilafetten azlettim. Fakat ben Osman'n varisi ve kann isteyen, bu makama en layk bulduum kendi adamm Muaviye'yi onun yerine halife tayin ettim." Ebu Musa bu szleri duyunca Amr'a bard: "-Allah sana yardm etmesin. Hile yaptn ve fesat yoluna gittin. Sen zerine varsan da, kendi haline terketsen de dilini karp soluyan gibisin (A'raf, 175)" dedikten sonra etrafndakilere yle yaknd; "-imdi ne yapacaz? Bu adamla bir hususta anlatk. Fakat szn tutmad." Bu ileri hep kenardan takip etmekle bilinen Abdullah b, mer bile dayanamayarak unlan syler: "-Gryorsunuz ite! mmet ne hallere dt. mmetin kaderi yle adamlarn eline terkedilmitir ki, bunlardan biri dierini hie sayarak, istedii ekilde bir oyuncakla oynar gibi oynuyor." Hz. Ali bu hakem olayn yle yorumluyordu: "-Dinleyiniz. Hakem yaptnz bu iki arkada Kur'an'n hkmlerine gre hakemlik yapacaklar yerde, Allah'n gsterdii doru yolu brakarak kendi kafalarna gre hareket etmilerdir." Hz. Ali hilafetin zulm temelleri zerinde ykselen saltanata dnmesinden korkuyor, bu konudaki endiesini son zamanlarda sk sk dile getiriyordu:

"-Allah'a yemin olsun ki, kendinize ynetici setiiniz Su insanlar, size Kisralar, Hirakller gibi davranacaklardr"[38] Bir baka sznde ise yle buyurmutu: "-Gidiniz, o zmre ile savanz ki kendilerim mstebid ve zorba hkmdar, Allah'n hr kullarn da kle yapmak isterler" Emir Muaviye gittike nfuzunu artryordu. Ynetim iki bal bir hal almt. Btn bunlar yetmiyormu gibi bir de harici sorunu kmt. Hicri 40 ylnn Ramazan aynda Hz. Ali'nin katliyle Nebevi hilafetin gl halkalarndan biri daha koptu. Hz. Hasan'm Emir Muaviye ile aibeli bar anlamas imzalamasndan sonra meydan yalnzca Beni meyye'ye kald. Hz. Hasan'm grevden ekilii Rasulullah'tan sonra hilafetin 30. ylnn bitiine (hicri 41. yln rebiulevvel ay) denk geliyordu. Allah Rasul bu hadiseyi daha nce haber vermilerdi: "Benden sonra hilafet 30 sene devam eder. Sonra padiahlk balar." Hilafetin bitip saltanatn balad tarihi ok nceden tespit eden bu szler olanca plaklyla tecelli edince, muhalefet eden ya da mzmin tarafszlyla bilinen bir ok sa-habi pimanlk duyacaklardr. Hz. Ali ile kendisine kar bakaldranlar arasndaki mcadeleyi fitne sayp kendi kesine ekilenlerden Abdullah b. mer lm deinde; "dnya ilerinden hi bir eye yanmam da bailere kar Ali'nin safnda savamadma yanarm." diyecekti.[39] Yine sahabeden Mesruk b. Ecda (r) da Hz. Ali'ye yardm etmedii iin tvbe istifar ettiini syleyecekti.[40] Btn bu dnm srecinde Hz. Muaviye'ye hep akl-danelik eden ve hadiseleri planlayan Amr b. As (r)'n da Hz. Ali ve Emir Muaviye mcadelesinde Muaviye'nin yannda yer aldna ok piman olduunu yine ayn kaynaktan reniyoruz. Sekin sahabi Zeyd b. Erkam da bu olaylara tepki gs-tenrieyip girdii skut orucunu Hz. Hseyin'in ehadetinde bozacak ve Kfe sokaklarn u szlerle nlatacakt: "Siz ey arap cemaat! Bu gnden sonra hep kul, hep klesiniz. Siz bir zillete raz oldunuz. Zillete raz olana yazklar olsun.'[41][42] 3. MAMET VE SALTANAT Hicri 40 ile 60 yllar arasn tarihimizin en netameli dnemi olarak adlandrmak mmkndr. slam tarihinde bir muaftr bu dnem. Asr saadet mslmanlyla gnmz nslmanl arasndaki derin uurumlara bakp da here-yin nasl olup da bu kadar deiebildiine akl erdirmek isteyenler bu zaman kesitini iyi ncelemek zorundadrlar. te o zaman, nurun nasl olup da zulmete dnt, Allah Rasu-liinn ve onun kutlu ellerinde yetien pak ashabnn ter ve kanla yourduklan harla ykselttikleri slam binasnn temellerinin nasl sarsld anlalabilir. Allah Rasulnn 23 senede yerletirdii asr saadet inklab ok salam temeller zerine bina edilmiti. Bu binann yerinde daha nce cahiliyyenin hakla batl karm harcndan yapImi^/H'in khne yaps vard. Allah Rasul o yapy yerle bir etti. Onun kalntlarn yeni binann altna gmd. Yeni slam binasna yeni ve sahih temellerle balad. Projesi Allah'a ait olan bu binann mimar Rasulullah't. Stunlar onun yetitirdii ahsiyetli ekirdek kadro, talar ise slam cemaatini oluturan fertlerdi. Dnya tarihinin grebildii bu en apl inklabn dinamiklerini maddeler halinde sralayacak olursak: l. Kitab. 2. Snnet. 3. ahsiyetli ekirdek kadro. 4. Cemaat. Son ikisinin ilk ikisine dayanarak oluturduu kurumun ad ise 'slam Toplumudur. te bu toplumu oluturan bu ana unsurlar, asr saadet inklabnn da garantisi olan kurumsal yapnn (devlet) si-gortasyd. Bu drd imento, su, demir ve kum vazifesi gryordu. Snnetin ideal leine gre bu unsurlardan kanlan nbvvet harcyla 23 yl gibi ksa saylamayacak bir srede ina edilen slam binasn Raid ve mrid halifeler her trl saltanat tehlikesinden korumak iin seferber olmular, bu uurda canlarn ortaya koymulard. Kendilerinden sonra gelenleri de bu tehlikelere kar uyarmlard. te "slami siyaset" topyeknbu yapy yapmann, unsurlar arasndaki ilikiyi salamann ve binay korumann adyd. Bunun adnn 'hilafet ya da imamet olmas mahiyetini deitirmiyordu. Peki nasl olmutu da projesi Allah'a, mimarisi Rasulul-lah'a ait olan; stunlarn Raid halifelerin ve sbknun, talarn sahabenin oluturduu bu rnek ve dinamik yap kimsenin beklemedii bir biimde yklvermiti? O yapy ayakta tutan unsurlar zen hastalk neydi? Bu yapnn zlmesinde kimler, nerede, nasl ve hangi niyetle rol oynamlard? Yeni yapyla eski yap arasnda fark var myd? Varsa nelerdi? Bu fark akideye mi, amele mi, ahlaka m taalluk ediyordu? Siyasi mi idi, ibadi mi idi? Cahiliyye ve slam'da olduu gibi kesin hatlarla birbirinden ayrlmayan nebevi ve sultani siyaset arasndaki fark nasl anlayacaktk? Hangi kavramlar kullanacaktk bunlar anlatrken? Bu farkn bugnk tezahrleri nelerdi? Btn bu sorulara net cevaplar bulabilmemiz tabiatyla mmkn grnmemekte. Ancak, cevabn bulabileceimiz sorular iin de yine tarihe mracaat etmekten baka kar yolumuz yok. Ne ki, tarihi olaylar zetlemeye gemeden, sonunda yapacamz nnde yaparak, nebevi yapy oluturan drt unsurun nasl tahrif edildiini maddeler halinde aklayalm. Bu, daha nce anlatlan olaylar da hatrlamak bakmndan yararl olabilir. Nebevi yapy ayakta tutan drt/unsurun zlmesi yle oldu: 1. Kur'an: Kur'an' ortadan kaldrmak ya da onun metni zerinde bir takm fiili tahrifatlar yapmak mmkn olmad iin slam binasnn bu ana unsurunu devre d brakabilmek daha baka usullerle oldu. Bunun ilk adm Kur'an sayfalarnn Sffin'de mzraklarn ucunageirilmesiydi. Hz. Ali bu durumu u ekilde ifade ediyordu: "Onlar Kur'an'n hkmlerine isyan etmek iin sayfalarn kullanyorlar." kinci adm yine ayn olayn hemen ardndan atlyordu. Bu kez baka bir taife, Kur'an'n bir ayetini "btn" ierisinden koparp arpk anlaylarna alet etmilerdi. Bu yanl yorum onlar mmetin babelas konumuna getirdi. Atlan ilk adm otoritenin zalimlemesi sonucunu doururken, ikincisi otoritesizi ii zulme dntrd. Biri saltanat dieri anari biiminde tezahr etse de sonular asndan ikisi de ayn gzede bulutular. 2. Snnet: Rasulullah (s) zamannda mnafklarn yapmaya alp da baaramadklar ey onun irtihalinden sonra adm adm gerekletirildi. Raid ve mrid halifeler snnet rman bulandrmak isteyenlerin nndeki en byk engeldi. Nebevi hilafet sultani hilafete dnnce snnetin canl ahitleri ve tayclar olan kerim sahabiler grdkleri vahim olaylar karsnda ya bir keye ekilip susmay tercih etmiler, ya ynetim tarafndan susturulmular; bu arada hala konumaya devam edenler de eitli yollarla ortadan kaldrlmtr. Beri yanda, mslman olmu gibi grnen zndklarn n alm, harl harl yalan hadis uydurmaya balamlardr. Bir yanda Rasulullah adna yalan uydurulurken, tede kimisi iyi niyetle kimisi ihanetten ama her halkarda snneti katleden bid'atler alp ban yrmtr. Snnet'in temiz rmann bulandrlmas yneticilerin de iine geldiinden btn bu olanlara mdahale etmek yle dursun bunu el altndan tevik etmiler, kendi lehlerine ve rakiplerinin aleyhine hadis uyduranlar dllendirmilerdir. 3. ahsiyetli ekirdek Kadro'nun Tasfiyesi: Rasulul-lah'n z elleriyle terbiye ettii altn nesil nebevi yapnn en byk garantisiydi. Bahvanln Allah Rasulnn yapt bu asr saadet bahesinin glleri, ok etin artlardan geerek dayankllklarn ispatlamlard. Onlar nebevi yapy ayakta tutan ana stunlard. Allah onlar sevmi onlar da Allah' sevmilerdi. Allah'a ve nebisine verdikleri szde durmular, aldklar nebevi terbiyenin gereini yerine getirmekten ekinmemilerdi. Nasl ki Ra-sulullah Allah'n aheseriyse, sahabe de

Rasulullah'm aheseriydi. En etin artlar birlikte"gsledikleri Nebi'ye analarn, babalarn ve hatta nefislerini feda eden bu zor zaman dostlar, saltanatn nnde dikilen en byk engeldi. Bu engelin nasl tasfiye edilmeye balandn "Hilafet ve Saltanat" blmnde bir para hikaye ettik. Birinci tasfiyeden yakay kurtarabilenler ve 'sbkn'un ellerinde yetien bir sonraki kuan nclerinin tasfiyesi de Hicri 40'dan sonra gerekletirildi. Elbette kolay olmad bu. Rasulullah'm mirasn tahriften korumak isteyen 'imamlaAa, nebevi siyasetin yatan deitirmek isteyen 'sultanlar arasndaki mcadelede bazen tarihin en kanl, en dramatik grntleri ortaya kt. Bu mcadelenin saflar o kadar net, verilen mcadele o kadar akt ki, hi yorum yapmadan yalnzca hadiseleri anlatmak kimin ne yapmak istediini anlamak iin yeterliydi. 4. slam Cemaatinin Paraland: Mslmanlarn cemaati ancak dier unsurla birlikte ayakta kalabilen bir yapdr. O unsurlar yklnca cemaatin de kendiliinden paralanmas, hizip kavgalarnn balamas kanlmaz hale gelir. slam cemaatinin paralanmasnda rol oynayan en byk sebeplerden biri de 'feth' anlaynn arptlmasdir. Rasulullah'm fetih anlay Hayber'in fethinde, komutan Hz. Ali'ye syledii u szde ifadesini bulur: "Yava ol ey Ali; senin elinden bir kiinin h idayet bulmas gnein zerine doduu her yer(ifethetmen)den hayrldr." Burada amalanan topraktan nce insann fethidir. Bu anlay ganimet hatrna insan topraa feda eden fetih anlayyla yer deitirdi. Fethedilen yerlerin acemi ahalisinden dzenli-maal ordular kuruluyor, onlarla yeni 'fetihler'e giriiliyordu. Saltanatn devam iin hazinenin srekli dolu kalmas icab ediyordu. Bu da ancak fetihlerle mmknd. Bununla birlikte Rasulullah'm koyduu ganimet taksim kurallar saltanat sahipleri tarafndan sulta sahibinin ahsi tasarrufuna ak hale getirilmek iin tahrif ediliyordu. slami fetih anlay o denli arptlyordu ki; Beni meyye dneminde mslman olan zimmilerden, yalnz gayri mslimler-den alnmas gereken 'cizye' alnmaya devam ediliyordu. Bir keresinde Basra ve Kfe'nin mslman olan zimmileri bu slam d uygulamay protesto etmek iin "Va Muham-meda! Va Muhammeda!" feryatlaryla sokaklara dklmler, saltanat onlarn bu feryatlarn kanla bastrd gibi onlar destekleyen alimleri de rahat brakmamt. Evet, uursuzca yaplan fetihlerin slam cemaatinin saf yapsn nasl bozduunu sylyorduk. nsan tahkir eden bir fetih anlayyla teblisiz ve hazrlksz alman beldelerin halklar ya mslman oluyorlar ya da zmmi olarak kalyorlard. Her iki halde de slam cemaatinin safi yaps zerinde olumsuz etkiler brakyorlard. Rasulullah'm yeni fethedilen ya da slam'a yeni giren halklarn slami eitim ve renimine verdii nemin binde biri verilmiyordu. ehadetleri dnda baka yanlaryla mslman olma frsat) tannmayan bu insanlar eski yaantlarn, geleneklerini, dncelerini ve hatta inanlarn da birlikte getiriyorlard. Bu durumda tabiatyla slami terbiyeden uzak bir toplum oluuyor, bunun karsnda eitimden gemi sorumluluunun bilincindeki slam cemaati ynetimin basklar, harpler ve salgn hastalklarla srekli eriyordu. Sonuta, bandaki yneticileri kontrol eden ve gerektiinde kllaryla dzelten duyarl kesim yerini slam'dan habersiz, terbiyeden gememi, daha ilmihal dzeyinde bile bir eitime tabi tutulmam, sorumluluundan b-haber,,siyasi olgunluu olmayan acemi bir kitleye terketmiti. Btn bu olumsuzluklar zerine 'cihad1 meslekletirilip ibadet olmaktan karlnca 'devlet' de 'dev'leti. Artk her nne kan ezen bir heyula (Leviathan) idi. slam binasn ayakta tutan bu drt unsur eitli yollarla devre d braklnca bu binann altnda kalan antik cahili deerleri ortaya karmak g olmad. Bu cahili deerlerden ilk karlanlar ise 'saltanat' ve 'asabiyet idi. Nbvvetten saltanata geite bir kpr ilevi gren bu dnemi birlikte izleyelim.[43] Ara Dnem Drdnc raid halife Hz. Ali'nin ehadetiyle boalan hilafet makamna bakent Kfe halk Hz. Hasan' aday gstermiler ve ardndan biat etmeye balamlard. Daha nceki olaylar mnasebetiyle Kfe halknn ihanetine yakndan ahit olan Hz. Hasan, onlara yapt ilk konumasnda u artlan kouyordu: "... Benim savatmla savaacak, bar yaptmla da bar yapacaksnz!" Bu, biat olaynn gerektirdii en doal istek bile Kufeli-ler'in homurdanmasna yetmiti. "Sava da neymi!" diyorlard. Hz. Hasan' daha orackta taciz etmeye, szl hakarete ve hatta zerine yrmeye kadar vardrdlar ii. Daha ilk etapta oyun bozan byle bir halkla yola klmayacan anlamt o. Yeni halifeye ilk biat edenler arasnda nemli biri de bulunuyordu: Hasan b. Kays. Hasan b. Kays, Hz. Ali'nin oluturduu lme biatl 40.000 kiilik seme fedai ordusunun komutanyd. Bu ordu son olarak Azerbaycan'a yollanan zekat amillerini korumakla ve zekat toplamaya nezaret etmekle grevlendirilmiti. Hasan b. Kays ve ordusu yeni halifeye biat ederken Kur'an, Snnet ve Sava zerine biat ediyordu. Askerlerdeki ganimet hrsndan doan bu sava isteini Hz. Hasan ho karlamamt. nc artn gereksiz olduunu, biatta as-lolann Kur'an ve snnet olduunu sylemesi onlarn houna gitmedi. Sava meslek sahibi birinin ie kmas gibi gryorlard nk. Hasan b. Kays gibi nemli bir destekten Hz. Hasan' yoksun brakmak isteyen Emir Muaviye bu durumu bir frsat bilerek onunla irtibata geti. Hasan b. Kay s'a, alt mhrl bo bir kat yollayan Muaviye "Bu kada ne yazarsan senindir." diyordu. Bylesine nfuzlu bir komutan dnyalk hatrna am tarafna geince Hz. Hasan'n tm dayanaklar yok oldu. Gvendii bir ka kaynak da am'n tehdit ve v'aadleriyle saf d edilince Hz. Hasan'a yaplan anlama teklifine boyun emekten baka are kalmad.[44] Emir Muaviye ile aralarnda bir anlama akdettiler. Bu anlamann bir maddesi de Hz. li'ye ve onunla beraber olan Rasulullah'n ashabna svlmemesiydi. Tabi anlamann ilk bozulan maddesi bu oldu. Ardndan, esrarengiz bir biimde len Hz. Hasan'n zehirlendii daha sonra anlalacakt.[45] Yatak Deitiren Hilafet Ey bn-i Mes'ade! Allah Ebubekir'e rahmet etsin. Ne o dnyay istedi ne de dnya onu. mer'e gelince: Dnya onu istedi fakat o dnyay istemedi. Osman ise; dnya ona isabet etti, o da dnyaya nail oldu. Amma biz... Biz onun inde kirlendik, dnyann tozuna toprana bulandk." Daha sonra piman bir edayla dedi ki: "Vallahi bu, Allah'n bize verdii bir saltanattr. Muaviye b. Ebi Sfyan Hz. Muaviye Kurey'in kkl ailelerinden birinin ocuuydu. Babas Ebu Sfyan, Fetih'ten nce Kurey'in nderlerinden ve mrik Mekke'nin son reisiydi. Fetihten sonra babasyla birlikte mslman olan Muaviye sulta sahibi aristokrat bir ailede yetimi olmasnn doal sonucu olarak genel kltr sahibi, ynetim ilerinden anlayan, okumu-yazm biriydi. Rasulullah, etrafndaki her insan kabiliyeti istikametinde istihdam ederdi. Bu cmleden olarak Muaviye'ye de eitli kademelerde grevler vermiti. Onun verilen grevleri byk bir beceriyle yerine getirmesi yeni yeni grevlerin verilmesine vesile oluyordu.

lk iki halife de ayn ekilde ona ynetimde grevler verdiler. Hz. mer Kum'da kan isyan bastrmakla onu grevlendirmiti. Ayn ekilde kuzeye yollanan orduya komutan olarak atanm, onun komutasnda bir ok sekin sahabi emniyet ve gven iinde yer almt. Hz. mer atad yneticilerin hal ve gidiiyle ok yakndan ilgilenirdi. Birinin kusurunu grd zaman hatr gnl dinlemez hukuk (eriat) neyi gerektiriyorsa onu yapard. Bu dnemde Emir Muaviye'nin ciddi bir a olmad. Valileri sk sk deitirdii halde bu nedenle onu yerinde brakt. Ayn isim Hz. Osman'n hilafeti dneminde de ayn yerde tutulmu, stelik yetkileri ve sorumluluk alan geniletilmiti. Ta Kzldeniz'e kadar olan topraklarn tm ona balanm, banda bulunduu eyaletin ekonomik ve askeri gc merkezi hkmetin ekonomik ve askeri gcne denk hale gelmiti. Siyaset tarihinde sk rastlanan bir olay vard: Bir vali ayn yerde ok geni yetkilerle uzun sre tutulursa bu onu saltanat davasna kalkmaya gtryordu. Muaviye tam 16 yldr am eyalet valiliindeydi. Hz. Ali nc raid halifeye Muaviye'nin yerini deitirmesini ihtar ettiinde Hz. Osman "Onu oraya mer getirdi" demiti. Hz. Ali'nin cevab ise bir vakay dile getiriyordu: "-Muaviye'nin mer'den korktuu kadar kendi klesi mer'den korkmazd. Ya senden?.." Hz. Osman'n kann bahane ederek meru ynetime kar ayaklanan am valisi sonunda kendisini halife ilan edecek ve gz koyduu bu makam ele geirmek iin tm yollar deneyecekti. Hilafeti kl zoruyla ele geiren Muaviye'nin verdii ilk hutbeyi bn-i Kesir'den aktaralm: "Allah'a yemin ederim ki ynetimi ele geirdiim zaman bundan hi holanmadnz. Bunu biliyorum. Hatta bu konulardaki kuruntularnz da biliyorum: Fakat ben bu makam klcmn gcyle elde ettim."[46] Nebevi siyaset tarihinde ilk defa mslmanlarn ynetimi 'kl zoruyla' elde ediliyordu. Ardndan Rasulullah'h kanunlatnp Raid Halifelerin uygulaya geldii siyas, ibad, ekonomik ve sosyal kurallar eriatn hilafna deitiriliyor veya terkediliyordu. ra'nn yerini 'veraset' alrken emr bi'-ma'ruf gibi kimi farizalar su ve fitne saylyordu. Devlet-millet arasnda almaz duvarlar konurken bunu nleyen snnetlerden, halkn nnde namaz kldrma, hutbede halkn dertlerini halletme gibi teamller terkediliyordu. Biat kurumu tamamen atl hale getiriliyor, kan, mal, rz haram klnanlarn kanunsuz ve keyfi bir biimde -siyaseten- kan, mal, rz helal klmyordu. Bunun i paralayc rnekleri ileride gelecektir. te btn bunlar bir eyin habercisidir: Nebevi hilafetin bitip sultani hilafetin baladnn. Eer bu ayrm yaplmayacak olursa btn bu yaplanlar nezih slam'n hanesine yazlacaktr ki asl tehlike o zaman bagsterecektir. Fertlerin, hatalarnn fertlerin hanesine yazlmasn hogrmeyenlerin, bu hatalarn slam'n zulmden arnm ak sayfasna yazlmas karsndaki duyarszlklar ihanet deilse hamakattir, cehalettir, taassuptur. Biz, bir ferdi aklamak iin kocabir dini ve o dinin tm mensuplarn thmet altnda brakan bylesine tavrlar mazareti ne kadar tumturakl olursa olsun kabul etmemeliyiz. Tarih boyunca baz insanlar kendi hislerini, taraftarlklarn ve mereplerini kalc hale getirmek iin onu akide imi gibi gstermekten korkma-mlardr. stne akide klf geirilmi indi grlerin rtsn syrmak isteyen herkesi de ciddiyetsiz bir biimde sulamlar, kara almlar, isnat ve iftiralarla mahkum etmeye almlardr. Hatay sevap gibi gstermek ne kadar tehlikeliyse savab hata gibi gstermek de bir o kadar tehlikelidir. Kimseye su ileme imtiyaz tanmayan bir dini bylesine bir thmet altna sokacak her davran, o dine kar ilenmi en byk cinayet ve zulmdr. Tarihin imdi aacamz sayfalarn adaletli ve itidalli bir bak asyla okursak, kendi kuamzn ve gelecek kuaklarn daarcnda gdaya dnecek olan "hik met"'\ bu sayfalarda fazlasyla bulabiliriz. Sa'd b. Ebi Vakkas (r) Muaviye'nin yanna girerken yle selam veriyordu: "Selam sana ey kral!"[47] Muaviye'nin kendisi de biliyordu makamnn hilafet makam olmadn ve yle sylyordu:"Ben mslmanlarn ilk sultanym."[48] Yasalarn Rasulullah'm belirledii nebevi hilafetin mahiyeti ilk defa deimiti. Nebevi hilafetin zellii Verilmi1 olmas, sultani hilafetin zellii ise 'alnm' olmasdr. Bu, slami siyasette temel bir farktr. nk bu farkla slami siyasetin iki temel art olan biat ve ura iptal edilmi olmaktadr. slami siyasetteki bu kkl deiiklikler baka alanlarda da yaand. Artk devlet dinin deil, din devletindi. Raid halifeler kanuna kendileri uyarken ondan sonrakiler kanunu (eriat) kendilerine uydurdular. Mslman Kafir'e miras olamazken Mslman Ka-fir'e miras yapld. Hukuk d bu uygulamay mamZhr rivayet eder. ok sonralar Raid Halife mer b. Abdlaziz bu gaynmeru uygulamay kaldracaktr. Bir baka deiiklik de diyet konusunda yaand, bn-i Kesir'den okuyalm: "Diyet'te Muaviye snneti deitirdi. Zira snnet'e gre muahid'in (slam devletiyle anlamal gayr- mslim) diyeti mslmannkinin ayndr. Fakat Muaviye bunu yarya indirdi. Dier yarsn da kendisi ald."[49] eriatta, ganimet mallarnn bete biri hazineye ait olup bete drd ise muharipler arasnda taksim edilir. Muaviye byle yapmam, bu mallarn iinde bulunan altn ve gm ayrarak kendisine alkoymutur.[50] Yeni dnemde eriatn hkmleri de farkl uygulama alan buluyordu. rnein, Basra valisi Abdullah b. Amir hutbe okurken adamn biri valinin sahabeye kfretmesine dayanamayarak ta att. Annda eli kesilen adam durumu Muaviye'ye ikayet edince u cevab ald: "Elinin diyetini beytlmalden derim. Fakat valilerimi cezalandramam." Devlet, artk Rasulullah'n kurup Raid Halifeler'in koruduu 'hukuk devleti1 deildi. nl zalim Haccac gibi meyyeoullannm mmetin bana bela ettikleri azgnlardan biri de Busrb. Ertad idi. Muaviye bu adam Yemen'e vali olarak gnderince kendisinden nceki vali Abdullah b. Ab-bas'n iki kk ocuunu katlettirecek, bu cinayet gzlerinin nnde ilenen anne ldracaktr.[51] Ayn isim, henz Hz. Ali'ye olan biatini bozmam olan Hemedan' 'fethetmekle grevlendirilince, orada yapt zulmler tarihin yzn karartacaktr. Bunlardan sadece bir tanesi Hemadan'm mslman kadnlarn cariye niyetine esir alp kullanmasdr. Kimse hncn ve kinini isimler zerine teksif ederek yanl yapmasn. Btn bu zulmleri ileyen isanlar konumlarndan ve anlaylarndan soyutlandnda ok iyi birer fert olabilirler. Ne ki onlara, dile alnmayacak zulmleri yaptran 'saltanat mantk'tr. Ve bu mantn tarihi, zaman, yeri yoktur. Her ada, her yerde, her kesimden birilerine tebelle olabilir. Eer dman olunacaksa bu manta; 'saltanatmanta'dman olunmaldr. Tarih yazmann ve tarih okumann maksad o zaman tecelli edecektir. Bu dnemde moda olan taknlklardan biri de, cahiliye adetlerinden olan cesetlere zulmetmekti. stelik zulmedilen bu cesetler Allah Rasulnn gzide ashabnn cesetleriydi. Cesedin kellesini gvdesinden koparma zulm ilk defa Ammar b. Yasir (r)'e yaplmt. Bahi almak iin kesilen kelleler Muaviye'ye getiriliyordu. Sahabeden Amr b. Ha-mk'm cesedi de ayn akbete urad. Bir farkla ki; bu kez halifenin emriyle kesik ba ehir ehir dolatrlp tehir ediliyordu.[52] Ayn ilem kendi kuaklarnn ncleri olan Mu-hammed b. Ebi Bekir, Numan b. Beir ve Mus'ab b. Zbeyr'e de yaplacak, birincisinin cesedi sonunda bir eek leiyle birlikte yaklacaktr. Bu dnemde ortaya kan bidatlerden biri de Allah Rasulnn "Onlar hakknda Allah'tan.korkun" buyurduu gzide ashabna svlme bid'atidir. Muaviye illere tayin ettii valilere "Ali'ye svmekten Osman' sevmekten geri kalmayn" diye tavsiye ediyordu. Bu bid'at ylesine yaygnlamt ki, Allah Rasulnn en sevdii insanlara bizzat onun manevi huzurunda; mescidinde kfrediliyordu.

Bu iin en irkin boyutu da cuma hutbelerini sahabeye kfr ile bitirmenin gelenek haline getirilmesiydi. Bu ok irkin gelenek Hz. mer b. A'bdlaziz iktidara gelince kald-rlacak yerine bugn de hutbelerin sonunda okunan Nahl Suresi 90. ayet ikame edilecektir. Saltanat bir eyin gcn iyi kefetmi ve bu gc sonuna kadar da kullanmt: Mescidler... ada devletlerde basnn grd ilevi slam devletinde en ideal anlamyla mescidler stlenmiti, islam'n bu zgn kurumlar ibadethane olmalarnn yansra kamuoyu oluturma merkezleriydi. Allah Rasul mescidleri ok boyutlu olarak kullanmt. Bu kurumlarn toplumdaki yapc gc bal bana bir konudur. Ynetim el deitirince mescidlerin ilevi de deiti. Mescidleri elinde bulunduran g slam'n bu kurumunu kendi saltanat urunda kullanyordu. Ve tabi muhaliflerine kar verilen savan propaganda merkezlerine dnmt mescidler. Hutbelerde sahabeye svme olay mslman halktan beklenmedik bir tepki grd. Bu bid'atn bir baka kt sonucu da alim-cahil bir ok insan cuma namazlarndan so-utmasyd. Her eye ramen cumaya devam edenler ya dayanamayp mescidde sesini ykseltiyor ya da dar kp ashaba sven valiyi talyorlard. Bir keresinde Kfe valisi b Ziyad ta atan seksen kiinin elini kestirmiti. Bu bid'ata kar duyulan iddetli tepkiyi ok acmasz bir biimde cezalandryordu ynetim.[53] Hicr b. Adiyy "Valahi eer lmden korktu da uzatt de-mesenz namazm daha da uzatmay isterdim. Hayatta kldm en ksa namazdr bu." Sonra yle dua etti: "Allah'm! Kfe aleyhimize ahidlik etti, am bizi ldryor. Bizi ldrseniz de bu yolda ldrlen bir cenga-ver olurum; kpeklerin paralad adam olurum." Hz. Hicr b. Adiyy (r) Muireb. ube'yi Kufe'ye vali tayin eden Emir Muaviye ona u tavsiyeyi yapyordu: "Ali'ye svmekten Osman' sevmekten geri kalma." Mugire hutbeye kp szn sahabeye lanet ve kfrle bitirince orada bulunan Hicr b. Adiyy (r) yle bard:"Bilakis Allah'n lanetine siz daha layksnz" ok deil daha on yl ncesine kadar halifeler halk Allah'n gazabyla korkuturken imdi Allah'tan bakalaryla korkutuyorlard. Vali'nin Hz. Hicr'e cevab:"Yazklar olsun sana ey Hicr! Ben senin valinim. Sultandan kork, sultann gazabnn ve saltanatnn seni ve senin gibileri helak etmesinden kork." Bu sahneler artk her cuma yaanyordu. "Hicr'i ldr." teklifine Mugire b. ube yle karlk verecektir: "Muaviye dnyada saltanat srsn diye Mugire ahir ette azap ekemez" Hz. Hicr'in sahabe arasnda sevilen biri olmas ve muttaki kiilii, ynetimi ona ilimekten sakndryordu. Kfe valiliine bn-i Ziyad getirilince yapt ilk i Hz. Hicr ve arkadalarn tutuklayp am'a yollamak oldu. Muaviye, sular Hz. Ali'ye svme teklifini reddetmek olan bu 11 kiiyi mahkeme ettirir. Mahkeme sonucunda Kad ureyh "Hicr'n kan ve mal haramdr." kararn verir. BJkme ramen Muaviye ldrlmesini emreder. ldrlmeden nce son bir hak daha tannr: Eer sahabeye hakaret ederse can balanacaktr. "Ben Rahbimin raz olmad bir sz azma alamam." diyen Hz. Hicr svg teklifini kabul etmeyen arkadalaryla birlikte Merc-i Azra denilen yerde katledilir. [54] Bu kafileden Abdurrahman b. Hasan'n katledilii ok daha korkuntu. Emir Muaviye onu "cezasn ar bir biimde sen ver." diye bn Ziyad'a yollad. O da Hz. Abdurrah-man' diri diri topraa gmdrd.[55] Hicr'in ehadeti tm sahabeyi derin bir teessre bomutu. Bu zulm duyan Muaviye'nin Horasan valisi Rebi b. Ziyad mescidde toplanan halkn huzuruna kp yle dedi:"Ben bir dua edeceim, siz 'amin' diyeceksiniz. nk artkyaamann tad kalmad: Yarabbi! Senin katnda benim bir deerim, kabul edilmi azck bir amelim varsa beni bu dnyadan ekip alver." Srtna kefen yerini tutan bir ey giymiti. Namaz kldrp mescidden kt ve orackta vefat etti.[56] M'minlerin annesi Hz. Aie, Muaviye ile karlanca onun yzne yle haykrmt:"Ey Muaviye! Hicr b. Adiyy'i ldrdn zaman hi mi Allah'tan korkmadn?" Hasan Basri yle der:"Muaviye'nin drt ii var ki bunlardan birini alelade biri yapsayd kendi hesabna ok tehlikeli olurdu. Birincisi; o, mmet zerindeki hakimiyetini ura ile deil kl zoruyla elde etti. kincisi; olunu veliahd tayin etti. Oysa ki kendisi Yezid'in ayya, hafifmerep, ipek giyip alemler dzenleyen biri olduunu biliyordu. ncs; Smeyye'nin olu Zi-yad' nesebine ilhak ederek Rasulullah'n haram kld bir ii irtikab etti ve devlet memurluklarn akrabalaryla doldurdu. Drdncs; Hicr ve arkadalarn katletti."[57] Hz. mer'in "Yannzda Muaviye olunca Kisra ve Kay-ser'i hatrlarsiniz."[58] dedii Emir Muaviye bir gn yannda-kine u itiraf yapar: "Ey bn-i Mes'ade! Allah Ebubekir'e rahmet etsin. Ne o dnyay istedi ne de dnya onu. mer'e gelince: Dnya onu istedi fakat o dnyay istemedi. Osman ise; dnya ona isabet etti o da dnyaya nail oldu. Amma bize gelince... Biz onun inde kirlendik, dnyann tozuna toprana bulandk." Daha sora piman bir edayla dedi ki: "Vallahi bu Allah'n bize verdii bir saltanattr,,"[59] [60] Babadan ola Ya Allah Rasulnn yapt gibi yapar kendine kimseyi tayin etmezsin. Bylece mmet kendi iini kendisi halleder. Ya da Ebube-kir'in yapt gibi veliahd yerine bir halife aday tesbit edersin. Tabi akrabalarndan olmamak artyla. Yahutta mer gibi bir tek ahs yerine bir kurul belirlersin. Abdullah b. Zbeyr Hicretin 56. yl. Kfe valisi Muire b. ube olduka ih-tiyarlamt. Kfe gibi hareketli bir ehirde merkezin istedii verimi elde edemiyordu. Muaviye'nin kendisini emekli edeceini renince Yezid'e biat etti. Onun bu biati babasna ileteceini ve kendisi hakknda efaati olacan dnyordu. Dnd gibi oldu. am, kendisine Yezid'in biati altnda almasn emretti. Muire muradna ermiti.[61] Yezid'e yaplan ilk biat buydu. Muire'nin bu tavrnn srrn anlamak isteyen Muaviye neler olup bittiini sorunca u cevab ald: "Ey Mminlerin Emiri! Osman'n ehadetinden sonra neler olduunu grdnz. Henz siz hayattayken halk Yezid'e biat ettirip onu kendinize veliahd yapsanz. Byle yaparsanz ileride kabilecek ihtilaflar nlemi olursunuz." Artk i halkn ve ileri gelenlerin gnln etmeye kalyordu. Muire, Kfeliler'in biat iini kendisinin halledeceini syleyerek makamna yeniden kavumutu. Kfe'ye dnnce yapt ilk i on kii bularak onlara 30.000 dirhem para vermek oldu. Bunlar gya Kfe halknn temsilciler heyetiydi. Bu sfatla am'a gnderildiler. Bu dzmece heyetin bakanln Muire'nin olu Musa yapyordu. Heyet Yezid'in veliahd olmasn Kfe halk adna talep edip ktktan sonra Muaviye Musa'y yalnz olarak arp sordu: "-Baban bunlarn imann ka paraya satn ald? "-Otuzbin dirheme. "-Yazk, dinlerini pek de ucuza satmlar.'[62] Muaviye, hi de kolay olmayan Yezid'e biat iini bir an nce halletmek istiyordu. Ancak bu i epey zor olacakt. nk Yezid'in nasl biri olduunu dost dman herkes biliyordu. Bu sebeple dostlarn bile ikna etmesi zor oluyordu. Muaviye bu zor ii akla gelen her trl yolu

kullanarak baarmaya alt. Bu cmleden olarak Hz. mer'in olu Abdullah'a 100.000 dirhem gndermiti. Hz. Abdullah bu paray almay reddederken unlar sylyordu: "Bu paralar bana paha biilmez kymette olan dinimi ek ucuz birfiatla satmak iin gnderilmitir."[63] Muaviye Medine valisi Mervan'a bir mektup yazd: "Ben kocadm. lmeden, benden sonra devlet ilerini yrtecek bir veliahd belirlemek istiyorum. Halkn nabzm yokla. Bu konuda ne dndklerim ren." Halkn cevabnn msbet olduu haberini gnderen Mervan bu kez veliahd olarak Yezid'in seildii talimatn alyordu. Mescid-i Nebevi'de toplanan halka durumu u szlerle bildirdi:"Emirulmminin sizin geleceinizi dnmek konusunda elinden gelen hi bir gayreti esirgemedi. Nihayet kendisinden sonra yerine olu Yezid'i getirmeye karar verdi. Bu ona Allah tarafndan ilham olunan ok iyi bir fikirdir. Mminler emirinin kendi yerine veliahd atama fikri yeni bir ey deildir. Ebubekir ve mer de byle yapmlardr." Orada bulunan Hz. Ebubekir'in olu Abdurrahman ayaa kalkarak:"Ey Mervan; sen de yalan sylyorsun, Muaviye de yalan s.ylyor. Siz hi bir zaman Muhammed mmetinin iyiliini dnmediniz. Siz byle yapmakla Kaysercilik (saltanat) yapmak istiyorsunuz. Biliyorsunuz ki bir Kay ser lnce yerine olu geer. Hem bu yaptnz i Ebubekir'in ve mer'in snneti deildir. Bilakis onlarn yoluna aykrdr. Zira onlarn hi biri ocuklarn kendilerine veliahd tayin etmediler." Gerekten de durum Abdurrahman b. Ebibekr'in dedii gibiydi. Braknz babadan oula saltanat sistemini, Hz. mer, ilk halifenin seimi srasndaki oldu-bitti'yi bile bakalar iin gayrmeru addediyordu. Birgn hutbede slami siyasetin temeli olan rann nemini vurgulayan u sert konumay yapmt:"Bana ulat ki sizden bazlar 'mer lrse falancaya biat ederim' diyormu. Sizden hi kimse Ebubekir'in hilafetinin oldu-bitti'ye getiriliini bahane etmesin. Evet o bir ol-du-bittiydi. Ama Allah o acele sayesinde mmeti byk bir serden korudu. Sizin iinizde Ebubekir gibi kendisine gz kapal boyun eilecek kimse yoktur. Kim mslmanlarm ras olmakszn bir adama biat ederse, bu biat meru saylmaz. Biat eden de edilen de lmlerini hazrlam olurlar."[64] Gerek byleyken hadise arptlmaya allyordu. Muaviye eitli illerin ileri gelenlerini sarayna artarak onlar ikna etmenin yollarn aryordu. Ahnef b. Kays'n da ilerinde bulunduu bir hayette bu zatn niin hi gr beyan etmediini soran Muaviye Hz. Ahnef ten u cevab alyordu:"Biz doruyu sylemek iin senden, yalan sylemek iin de Allah'tan korkarz."[65] Btn bunlar bir yana mmetin nde gelen be ismi Ye-zid'e biat etmeyi reddetmiti. Bunlar Hz. Ebubekir'in olu Abdurrahman, Hz. mer'in olu Abdullah, Hz. Ali'nin olu Hseyin, Hz. Zbeyr'in olu Abdullah ve Hz. Abbas'n olu Abdullah. Bu isimlerin toplum ierisindeki manevi arlklar g-znne alndnda ynetimin tela daha iyi anlalacaktr. Bunlar dize getirmek iin Medine valisi ylesine iddetli bask uyguluyordu ki bu bask dayanlmaz boyutlara ulanca yurtlarn terkettiler. Birer gn arayla Medine'yi terkeden Hz. Hseyin ve bn-i Zbeyr Allah Rasulnn hicretine benzer bir biimde gizlene gizlene Mekke'ye girdiler. zellikle bu iki isim zerinde srarla duruluyordu. Medine valisi bunlarn evlerini ablukaya aldryor, kfrler ve lm tehditleriyle taciz ettiriyordu. Bu basklar, Hz. Hseyin'i o denli ypratmt ki, onun bu halini Ebu Said el-Mak-buri yle tasvir ediyor: "Hseyin'i Medine'den ayrlmadan iki gn nce grdm. Sknt ve baskdan ylesine bitkin bir hale gelmiti ki, Mescid-i Nebevi'de yrrken bir samdakine bir solundaki-ne yaslanyordu."[66] Bu kadar bask yaplmasnn sabebi Muaviye'nin valiye yazd fermand. Bu fermanda biat etmezlerse boyunlarnn vurulmas emrediliyordu. Bu gzide insanlarn bir gece vakti Medine'den kap Mekke'ye sndklarn haber alan Muaviye ii bizzat halletmek istedi. Mekke'ye girmeden nce onlar ararak iknaya alt. bn- Zbeyr ona yle cevap verdi: "Ya Allah Rasulnn yapt gibi yapar kendine kimseyi vekil tayin etmezsin. Bylece mmet kendi iini kendisi halleder. Ya da Ebubekir'in yapt gibi veliahd yerine bir halife aday tesbit edersin. Tabi akrabalarndan olmamak artyla. Yahutta mer gibi bir tek ahs yerine bir kurul be lirlersin. mmetin istiare meclisi de kurul mensuplarndan hangisinin bakan olacana karar verir. Ancak bu seici kurulun yeleri de yaknlarndan olmamal." Muaviye dierlerinin de ayn grte olduunu renince tehdide balad:"imdiye dek hareketlerinize gz yumdum. Fakat, vallahi, bundan sonra sizlerden biri benim emrime kar kar szlerime cevap vermeye kalkarsa, ikinci bir sz sylemesine frsat vermeden onun kellesi uurulacaktr." Bu szlerin ardndan yaverine emretti:"Bu adamlardan her birinin yanma bir memur ver. Hangisi szlerime kar cevap vermeye yeltenirse kellelerini uursun." Hep birlikte Harern'e geldiler; halka ilan yapld: "Bu isimler mslmanlann nde gelenleridir. Bunlarla istiare etmeden hi bir is grlmez. Hepsi de Yezid'e biat etmeye raz oldular. Ey Mekke halk siz de biat edin." Maksat hasl olmutu. Mekke halknn biati byle bir mizansenle alnd.[67] Muaviye, lm deindeyken, oluna u vasiyeti yapyordu: "Oulcuum; bu ii (devlet) senin ayana kadar getirdim. Her eyi sana kolayf atrdm. Dmanlarn sana kar alalttm. Araplar sana boyun edirdim. Hi kimsenin bir araya getirmedii mlk senin iin bir araya getirdim. "Ben sana drt kii dnda kimsenin zorluk karmasndan korkmuyorum. Ali'nin olu Hseyin, mer'in olu Abdullah, Zbeyr'in olu Abdullah, Ebubekir'in olu Ab-durrahman. "mer'in olu Abdullah tek kalrsa sana biat eder. Kyama kaldrncaya kadar Hseyin'in yakasn Irakllar brakmaz. Eer yle yaparsa sen kazanl karsn. Eer kalkmazsa sen de gzel davranrsn. Ebubekir'in oluna gelince; o arkadalarna bakar, onlar ne yaparsa o da onu yapar. O hayata dkndr, yaamay sever. "Amma Zbeyr'in olu var ya; ite o arsann gcyle, tilkinin hilesiyle karna kar. Ban ezmek iin her an fr-p sat kollar. te o byledir. Eer sana bunu yapmaya kalkarsa ona dnyay zindan et ve onu lime lime dora."[68] [69] Hseyin b. Ali ek, ek kamn o ban oyuklarndan ey Yezid. Senin kyamette efaatin bn-i Zi-yad'dr, onun efaatsysa Muhammed (s)'dr. Ebu Berze el-Eslem Zulmle kfr, adaletle man eletiren Kur'an'n batan sona zulm ve zalimi mahkum eden mesaj, hangi gerekeyle olursa olsun zulm merulatrmak isteyen herkesin suratnda kyamete kadar saklayacak olan ilahi bir tokattr. Bu arpk anlay zulmn teki yz olan anari (fitne) bahanesiyle siyaset felsefesi haline getirip zulm ve saltanat merulatranlar, mmetin bugn dt bu vahim zilletin boyutlarn grselerdi, yaptklar iin vebalinin ne denli byk olduunu anlarlard. mamet ve Saltanat bahsinde ayr bir yeri olan Hz. Hseyin'in ehadeti hadisesini alelade bir olay olarak deil kkeni ta eskilere dayanan nbvvet ve saltanat arasndaki mcadelenin bir devam olarak ele almak gerek. Unutmamamz lazm gelen bir ey var: Bu tarihi olaylarn dn olduu gibi deiik zaman ve mekanlarda farkl isimer arasnda bugn de aynen yaand ve kyamete kadar da yaanacak olmas... nemli olan ey, bu tarihi karlamada kimin kimlerin safnda yer alddr. Kerbel olay ayn zamanda bir semboldr; hem 'nbvvet' hem 'saltanat' iin. Ayn inancn salikeri arasnda ortaya kan iki farkl izginin de ilk arpc rnei. Bu iz-gfler nbvveti temsil eden 'Hseyni izgi' ile saltanat tem-" sil eden 'Yezidi izgi'dir.

Birincisinin zellii mazlumiyeti, muhacereti, fedakar-' l, adaleti, ehadeti, cesareti, izzeti ve kyam temsil etmesi; ikincisinin zellii ise saltanat, zulm, hilesi, zulme rzasyla mstekbirlii temsil etmesidir. Herkes bu ezeli mcadelenin bir yerinde yerlerini almaktadr. Ama nerde?[70] oOo Kfeliler, "Rabbim beni u zalim kavmin elinden kurtar" ayetini okuyarak Mekke'ye snan Hz. Hseyin'e gelerek, Yezid'in valisinin ardnda cuma klmadklarn, kendisini beklediklerini, gelirse kendisine biat etmeye hazr olduklarn bildirdiler. Hz. Hseyin onlara amcasnn olu Mslim'i gnderdi. Mslim b. Akil Kfe'ye gelince kendisine 12.000 kii biat etti. Yezid Kfe valisi Ubeydullah b. Ziyad'a Mslim'i ldrmesini emredince, vali onu teslim etmesi iin Mslim'i evinde saklayan Hani b. Urve'yi saraya arp hapsetti. Bunun zerine Hz. Mslim b. Akil kendisine biat edenleri kyama ard. lk anda bu arya 4000 kii icabet ederken sabaha doru Mslim b. Akil'in yannda kimse kalmamt. Tek bana savaan Mslim yakaland ve boynu vuruldu.[71] Hz. Hseyin olan bitenden habersiz ihanetler kenti Kfe'ye doru yol alyordu. Kafilenin says, otuz ikisi atl olmak zere yetmi iki kiiydi. Kadnlar ve ocuklar da bu sayya dahildi. Yezid'in komutan mer b. Sa'd yarsna yaknn ocuk ve kadnlarn oluturduu bu kafilenin karsna 4000 kiilik mcehhez bir orduyla kt. Hz. Hseyin ne asker toplam, ne de sava yapmak gibi bir talebi vard. Diyordu ki: "Braknz geri dneyim. Veya herhangi bir snrdan lke dna kaym. Bu tekliflerimi reddediyorsanz eer, beni doruca Yezid'e gtrn." Fakat kimse sz dinlemiyordu. Bu durumda arpp yiite lmekten baka seenek kalmamt. Kendisiyle beraber olan erkeklerin tm ehid oldu. Kendisi de ehid edildikten sonra elbiseleri soyuldu. plak cesedi delik deik edildi. Ba gvdesinden ayrlarak Yezid'e gtrld. Bu esnada kzkardei Zeynep bint-i Fat-ma yle haykryordu: "Ya Muhammedi Ya Muhanimed! Ey gn meleklerinin kendisine salevat getirdii insan; ite u nmde duran, delik deik olmu, azalar kesilmi, kanlar iinde uzanm yatan ceset senin Hseyin'indir!... Muhammeda! Kzlarn esir edildi, neslin katledildi!..."[72] Bu olayn ardndan Yezid'in Kfe valisi hutbeye kp u konumay yapyordu: "Yezid'i muzaffer klarak hakk ve hakk ehlini aziz eden ve yalanc olu yalanc Hseyin'i ve iasn ldren Allah'a hamdolsun." Daha konumas tamamlanmadan orada bulunan ve iki gzn savata kaybeden Abdullah b. Afif yerinden frlayarak: "Ey Mercane'nin olu; yalanc sensin, senin babandr. Seni vali tayin eden ve onun babasdr. Ey Mercane'nin olu; Allah Rasulnn ocuklarn ldrdn halde sddiklarn azyla m konuuyorsun?"[73] Yezid elindeki kamyla Hz. Hseyin'in kesik bayla oynarken sahabeden orada bulunan Ebu Berze el-Eslem yle baryordu: "ek, ek kamn o ban oyuklarndan ey Yezid. Senin kyamette efaatin bn-i Ziyad'dr, onun efaatsysa Muhammed (s)'dir."[74] Sylendiine gre Hseyin'in ban grnce "Bedr'in cn aldm'1 diyen Yezid, kendisine esir olarak getirilen ehl-i beyt'e iyi davranm, onlardan ganimet niyetine zorla alman mallar ve zinetleri fazlasyla hazineden demiti. Onun bu davran karsnda Hz. Hseyin'in kz Skeyne unlar sylyordu: "Vallahi Allah'a kfredenler arasnda Yezid'den daha hayrlsn grmedim."[75] [76] Muaviye b. Yezid ... .sonra dedeme geti. imdi o kabrinde gnahlarnn rehini ve sularnn esiridir. Babama gelince... Bize ilerin en ar geleni, onun yatt yeri bilmemizdir. Onun vard yer ne kt bir yerdir. nk o Allah Rasu-l'nn ocuklarn katletti. Haram mubah kld ve Kabe'yi tahrip etti. Ben onlarn zulmn yklenip tayacak deilim. Sizi iinizle hahaa brakyorum. Eer dnya hayrl ise biz ondanpaymtz almzdr. Yok eer serse EhuSjyan'n soyunun hissesine den onlara yeter. Muaviye b. Yezid Hz, Hseyin'in ehadeti zerinden yl gemiti. Hicretin 63. ylnda Medine halk 'fask' ve Tacir' ilan ettikleri ynetime kar ayaklanyorlard. Bunun bir ifadesi olarak da Yezid'in valisini atp Abdullah b. Huzafe'yi balarna vali olarak seiyorlard. Bunun zerine Yezid, Mslim b. Ukbe gibi zulmyle nlenmi birini 12.000 kiilik bir orduyla Medine'ye yollad ve u emri verdi: "ehir halkna gn sre tan. Eer bu sre iinde biat etmezlerse onlarla sava. Sava kazandn takdirde gn her ey serbesttir. ehri yama edebilirsiniz." Harre olay olarak tarihe geen bu gn iinde her taraf yakld, ykld, talan edildi. Peygamber ehrinin ihtiyarlan ve ocuklar dahi ldrld. Hatta bununla da kalnmayarak bir ou sahabe kz olan mslman kadnlarn namusuna tecavz ettiler. Bu esnada 1000 kadar kadn bu tecavzler sonucu hamile kald.[77] kinci kuan nl alimlerinden Hasan Basri kendisine sorulan bir soru zerine u cevab verecekti: "Ne demek am'dan (Emeviler) raz olmak? Allah onlarn mstehakn versin. Rasulullah'm haramm hell, hellini haram yapanlar, gn ve gece peygamber ehrini yamalayp halk katliamdan geirenler, temiz kadnlarn namusuna saldranlar, beytullah' taa tutup yakanlar onlar deil miydi? Allah'n laneti onlarn tmnn zerine olsun ve kt akbete duar olsunlar."[78] Medine'nin kudsiyyeti Peygamber diliyle tescillidir. Buhar ve Mslim'in kaydettikleri bir Hadis'te "Medine halkn zulm ile korkutanlar Allah' korkutmu gibidirler. Allah'n, meleklerin ve btn insanlarn laneti onlarn zerinedir." Allah Rasul'nn bu ifadelerinin muhatab olan ordu, hzn alamam olacak ki, Medine'yi talan ettikten sonra Mekke'ye yneldi. 115 yl nce Ebrehe'nin filleriyle gelip de yapamadan geri dnd eyi, ondan bunca zaman sonra saltanatn baka bir kapkulu yapyordu: Kabe'yi tahrip etmek... Mancnklarla Kabe'yi taa tutan Yezid'in ordusu ile Yemen valisi Ebrehe arasnda bir fark vard; birinciler ms-lmanlarn saltanat-zalimleri, ikinciler kafirlerin saltanat--zalimleri. Ama onlar saltanatlar ve zulmleri ayn gzede buluturuyordu. Hasan Basri, yukardaki szlerinde bu olaya gnderme yapyordu. Yezid'in Hicri 64 ylnda lmyle onun yerine gelen ve tarihilerin adndan ok az sz etti biri var: 'II. Muaviye' diye de bilinen Muaviye b. Yezid. Ynetimde ancak ay kalabilmi olan bu zat tavr ve davranlaryla kendinden ncekilere benzemiyordu. Babas Yezid'in lmyle sistem gerei hilafete getiinde mescide toplad halka bir konuma yapar ve unlar syler: "Ey insanlar! Dedem Muaviye, bu iin ehli ve Peygamber (s) 'e yaknlndan.dolay bu ie kendisinden daha layk olan Ali b. Ebi Talib 'e kar savat ve bildiiniz eyi (biat) size ykledi. Nihayet lm onu da buldu. imdi o kabrinde gnahlarnn rehini ve hatalarnn esiridir. Sonra bu ii babam ald. Halbuki o da hilafetin ehli deildi. Heva ve hevesine uydu, ihtiras onun nne geti ve ecel onu da yakalad. imdi o da kabrinde gnahlarnn rehini ve sularnn esiri oldu. Muaviye alad. Gzya yanaklarndan akmaya balad ve yle srdrd konumasn:

"Bize ilerin en ar geleni onun yatt yerin ktln bilmemizdir. Onun vard yer ne kt bir yerdir. nk o Rasulullah'n torununu katletti. Haram mubah kld ve Kabe'yi tahrip etti. Ben sizin zulmnz tayacak deilim... Sizi iinizle babaa brakyorum. Eer dnya hayrlysa biz ondan paymz aldk. Yok eer serse, Ebu Sfyan'n soyunun payna den onlara yeter. Dikkat ediniz! Hassan b. Malik namaz kldrsn ve hilafetiniz hakknda istiare edin. Allah iyiliinizi versin."[79] Bu asil tavrn sahibi olan Muaviye b. Yezid, nebevi siyasetin ilkesi olan uray ne karmakla belki de eline geen bu ender frsat hayrda kullanmak istemiti. ok az bir sre iktidarda kalan bu drst insan esrarengiz bir biimde lverecekti. Nedense hep byle oluyordu. Raid halife mer b. Ab-dlaziz'in encam da buna benziyordu. Galiba bu durum saltanatlarn yapsndan kaynaklanyordu. Her ne kadar saltanatn banda bir kii grnyorsa da bu iin nimetinden istifade edenlerin says yekun tutuyordu. Tarih boyunca tm saltanatlarn en srarl destekileri bu 'otlak takm' olmutur. Hatta saltanatn banda bulunan fert bu iten vazgemek istese, iktidar olmann nimetine en bu zmre vazgemeyecek; daha srar edilirse ok zel yntemlerle ya deitirilecek ya da ortadan kaldrlacaktr. Tabi bu son aredir. Saltanatlarn bu temel zellii ad krallk, emirlik, sultanlk, halifelik olan eskilerde deimedii gibi; ad cumhuriyet, sosyalist, demokratik olan ada saltanatlarda da deimiyordu. Bu sonuncular, iktidarlarnn nne hkmetleri kukla olarak dikiyorlar, halktan bir 'darbe' gelirse zarar kendileri deil o kukla (hkmet) gryor, sonunda kukla koleksiyonu iinden baka birilerini yine halkn kendisine setirerek halkn gz boyanyor, gnl de almyordu. Eer kukla (hkmet) halkn basksyla iktidarn 'yksek karlar'na aykr bir ie giriirse bu kez darbe arkadan geliyor, iktidar hkmeti deviriyordu. Yani, bin ksur yldan beri saltanatta adetler deil aletler deimiti.[80] Abdullah b. Zbeyr Yavrum; seni hak zere biliyorum. Eer sende hakk zere olduuna inanyorsan, durma, yoluna devam et. Senin sadk dostlarn o yolda ldler. Boynundan emin olup onu salama alma ki meyyeoullan onunla oy-namasnlar. Eer dnyann geici saltanatn istersen ok kt bir kulsun sen. Byle yapmakla kendini ve sana tabi olanlar harcam olursun. Esma bint-i Ebibekr Yezid'in lmnden sonra zayflayan otoritenin bu andan faydalanan Abdullah b. Zbeyr, Mekke ve Medine halk tarafndan meyyeoullarndan daha ehil olduu hilafet makamna seildi. Yezid'in ordular Kabe'yi yktnda, Beyt'i, silbatan yeniden ina ettirdi. Bu esnada kendisi de bizzat alt. Katliamn at yaralar sarmak iin byk bir yardmlama kampanyas balatt. Bu olumlu davranlar halkn tasvibine mazhar oluyordu. ehirler tek tek dyor, Emevi valileri yerlerini Abdullah b. Zbeyr'in valilerine terkediyordu. am'n bir ksm dnda Msr da dahil tm topraklarda yaayan mslmanlar Abdullah b: Zbeyr'e biat etmilerdi. Mervan b. Hakem ona kar hilafet iddiasyla ayakland. am'dan Msr'a kadar olan topraklar igal etti. Mervan lnce yerine Hicri 67'de Abdlmelik b. Mervan geti. Kendisine saltanatn yeni sahibi olduu haberi gelince okumakta olduu Kur'an'a "Bu seninle son grmemiz" diyen Abdlmelik, Abdullah b. Zbeyr'in Kfe valisi ve kardei Musab b. Zbeyr'i katlederek Kfe'ye girdi. Bu yenilgi, bn-i Zbeyr'in hilafeti iin sonun balangcyd. Saltanatn son sahibi Abdlmelik an sayl fakihle-rindendi. Saltanata geince an sayl zalimlerinden oldu. Genliinde Yezid'in Kabe'yi taa tutmas aleyhinde szler syleyen bu adam, iktidara gelince ayn eyi yapt. Tescilli zalim Haccac'i Mekke'nin zerine musallat etmekten ekinmedi. Haccac Mekke'ye hac mevsiminde saldrd. Abdullah b. Zbeyr'in savunmas alt ay on yed gn srd. Harici dnceyi benimseyen Mekkeliler de bir ara ona yardm etmise de onun Hz. Osman hakknda msbet dndn renince onu terkettiler. Burada, meyyeoullarmn Hz. Osman'n eladetini pazarlayarak saltanatlarn meru gstermeye almalarnn da bir aldatmaca olduu ortaya kyordu. Beni mey-ye'ye kar savaanlar Hz. Osman'n gerek dostlaryd. Abdullah b. Zbeyr, Haccac'n hi bir snr ve kutsal tanmayan saldrlan karsnda sonuna kadar direndi. Etrafndaki adamlar onun yenileceini anlaynca yeminlerini bozdular. Onbine yakn insan Haccac'a teslim olmu ve eman dilemiti. bn-i Zbeyr'i en ok zen bir ey daha olmutu: iki olunun ve hanmnn da lm korkusuyla gidip Haccac'tan eman dilemeleri... mamlar ve sultanlar mcadelesinde zulm karsnda yer alan bu asil insan hem baba hem ana tarafndan soylu bir ailenin ocuuydu. Babas cennetle mjdelenenlerden Zbeyr b. Avvam, annesi ise slami hareket tarihinin en yiit hanmlarndan Hz. Esma idi. Hz. Ebubekir'in kz olan Hz. Es-ma'ya Allah Rasul Zatnnitakeyn (iftkuakl) demi, o da kendisinin bu adla arlmasm istemiti. Abdullah b. Zbeyr'in saltanata kar verdii mrlk mcadelenin en byk dinamii ite bu kahraman slam kadnyd. htiyar yana ramen olunun zulme kar verdii mcadeleyi sonuna kadar desteklemi, desteklemekten te tevik etmiti. Hayattaki en byk varl olan olunu Allah'a adayan bu yiit anayla smail (a)'n makamnda onun roln gnl rzasyla kabul edip Allah'a adanan ve o yolda len oul arasndaki son gece en gvenilir rivayetlerle tarihlere gemi. Buhari'nin de yaklak bir ifadeyle naklettii, z evlatlarnn bile terkettii bir babayla, olunu lme yollayan bir anann birlikte geirdikleri son gece yle: "bn-i Zbeyr insanlarn kendisini terkedip yalnz braktklarn grnce annesi Esma'nm yanna gitti ye aralarnda u konuma geti: '^-Anacm; olum ve ehlim de dahil insanlar beni yalnz brakt. Hala beni terketmeyenler ise bir saat sonra kendilerini savunamayacak duruma decekler. Bana kar savaan bu kavim (hilafetten vazgemem halinde) istediim dnyal bana vermeyi teklif ediyorlar. Bu durumda senin grn nedir? "- Yavrum; seni hak zere biliyorum. Eer sende kendinin hakk zere olduuna inanyorsan, durma, yoluna devam et. Senin sadk dostlarn o yolda ldler. Boynundan emin olup onu salama alma ki meyyeoullan onunla oynama-snlar. Eer dnyann geici saltanatn istersen ok kt bir kulsun sen. Byle yapmakla kendini ve sana tabi olanlar harcam olursun. Yok eer "Ben hak zerindeyim ama arkadalarm geveyip beni terkedince zayf dtm" dersen bil k bu hr insanlarn ve Allah yolunun yolcularnn savunaca bir mazeret deildir. u dnyada y aasan ne kadar yaarsn? Zilletle yaamaktansa izzetle lmek daha gzeldir." bn-i Zbeyr anasna yaklap onu kucaklad ve alnndan pt. yle dedi: "-Vallahi bu gr benim de grmdr. Bugne kadar ki davetimde andolsun ki dnyaya meyletmedim, ondaki hayat sevmedim. Beni bu adamlara kar kyama sevkeden de haramlarn helal klnmasndan dolay Allah iin onlara olan buzumdu. Ama ben senin de grn almak istedim. Basiretime basiret kattn. "-Ey anacm, bana bak! Ben artk bugnden sonra lym. ok hznlenme. leri Allah'a havale et. Kukusuz senin evladn bilerek bir ktlk ilemedi. Fahi bir amel de yapmad ve Allah'n hkmne asla kar gelmedi. Ahdini bozmad, mslmana ya da muahide (anlamal gayr- ms-lime) bilerek zulmetmedi. u ana kadar onun emrinde olan valiler ve memurlar da zulmetmedi. Eer zulmeden olmusa karln grd.

"Allah'n rzasndan baka hi bir ey istemedim. Ey Allah'm; ben bunu nefsimi tezkiye etmek iin sylemiyorum. Sen beni benden daha iyi biliyorsun. Bunlar ancak annemin teselli olmas ve kazaya tahamml etmesi iin sylyorum." Annesi u karl verdi: "Eer sen benden nce Allah'a kavuursan, senin hakkndaki sabrmn gzel olmasn Allah'tan dilerim. Yok eer ben senden nce lrsem acm benimle gider. imdi k, iinin ne olacan greyim. "-Allah seni hayrla mkafatlandrsn. Bana duay elden brakma!... "-Sen batl deil hakk zere ldrlyorsun... Allah'm! Bu uzun kyam gecesi boyunca rahmet yadr. Bu kyam Mekke ve Medine muhacirlerinin bir susuzluu ve feryaddr. Ey Allah'm! Ona babasyla ve benimle ihsanda bulun. Allah'm! Onu, senin onun hakkndaki emrine teslim eyledim ve senin hkmne raz oldum. Abdullah hakknda beni sabredenlerin, kredenlerin sevabyla sevaplan-dr."[81] Annesinin yanndan ktktan sonra, Mescid-i Haram'da bir avu sadk insanla birlikte sabah namazn kld. Biraz sonrahepsi ehid olacak oan bu canl ehidlerin yzlerini atrarak teker teker bakt. Kabe'ye yaklak be yz metre mesafedeki Hacun mevkiinde mancnkla atlan talardan isabet ald ve orackta ehid oldu (h. 73). Haccac'm komutan Tark, onun bu destans direnii karsnda "Analar byle bir yiit daha dourmad." demekten kendini alamayacaktr. Komutanlarndan Abdullah b. Safvan ve Amaret bn-i Hazm'la birlikte Hz. Abdullah'n da kafas kesilerek Abdl-melik'e gnderildi. Haccac, gmlmesine izin vermedii rlplak cesetleri hakaret olsun diye, klelere srttrerek Sel' dandaki yahudi mezarlna attrd. Hz. Esma olunun basz cesedini uzaktan seyrettikten sonra Mekke'ye muzaffer bir komutan edasyla giren Hac-cac'n yakasna yaparak yle haykracaktr: "Sen onun dnyasn mahvettin; fakat o da senin ahire-tini mahvetti."[82] Said b. Cbeyr Eer halka 'caminin u kapsndan kacaksnz' desem, halk da bu emri dinlemeyip bu kapsndan ksa, kanlarm helal bilir onlar ldrrm. Haccac b. Yusuf Bir Emevi komutanyken Haccac'm verdii bir zulm emrini yerine getirmeyip hicri 81'de ayaklanan Abdurrah-man ibn-i E'as'm bu k alimler arasnda hayli taraftar toplamt. an nde gelen fakihleri baya mitlendikleri bu ayaklanmay iddetle desteklemiler, bununla da kalmayp bizzat halk ayaklanmaya katlmaya tevik etmilerdi. a'bi, bn-i Ebi Leyla, Ebu'l-Bahteri bu alimler arasndayd. Said b. Cbeyr bu ayaklanmada da sesini yiite ykseltmiti: "Onlarla savan! Zira ynetimleri zalimdir. Dinin emirlerini dinlememekte, zayflar ezmekte, namaz da bo geirmekteler." Said b. Cbeyr Abdullah b. Zbeyr'in hilafeti dneminde onun yannda bulunmutu. Haccac Mekke'ye saldrp bn-i Zbeyr'i ldrdnde onun yanndaki alimlerden de zorla "biat" almt. Said b. Cbeyr de bunlar arasndayd. Abdurrahman b. E'as byk bir kitleyle birlikte zulme kar bakaldrnca Said b. Cbeyr de ona katld. O yenilince Azerbaycan'a gemi oradan da umre maksadyla Mekke'ye dnerek orada yerlemiti. Ne ki, ynetimden kap Mescid'e sman bir ok alim gibi o da kendini gizliyordu. Ynetimin zulmnden kaan bu alimler ierisinde Ata, M-cahid, Talk b. Habib, Amr b. Dinar da vard. Said b. Cbeyr, Velid b. Abdulmelik'in emriyle yakalanarak Haccac'a yollanr. Yakalanmadan nce yaklaan tehlikeye dikkat ekip kamasn teklif eden dostuna Said b. Cbeyr u cevab verir: "-Ey Husayn'n babas! Vallahi kaardm ama Allah'tan utanyorum. Hem sonra, Allah'n bizim iin yazd bizi gelip bulmayacak m?" Mekke valisi Halid b. Abdullah emin belde Mescid-i Haram'da yakalad Said b. Cbeyr, ikinci kuan nl alimlerinden Mcahid ve Talk b. Habib'i zincirlere vurup Haccac'a yollar. Talk yolda vefat eder. Muhafzlar grdkleri rya zerine Said b. Cbeyr'i brakmak isterler. O kama teklifini reddeder. Haccac'm yanma geldiklerinde aralarnda u ksa konuma geer: "-Vallahi seni ldreceim!" "-0 halde, ben de anamn isimlendirdii gibi 'said' olurum. "-Vurun boynunu!" Haccac bu olaydan sonra krk gn yaad. Bu krk gn zarfnda ryasnda Said b. Cbeyr'in "Ey Allah'n dman; beni niin ldrdn!?" diyerek yakasna yaptn gryordu. Bu ryay grd her seferinde "Bana ne oluyor, Said b. Cbeyr'e ne oluyor!?" diye bararak uyanyordu.[83] [84] mer b. Abdlaziz Ey insanlar! Allah'a itaat edene itaat etmek arttr. Allah'a itaat etmeyene siz de itaat etmeyin. Bu ilkeye uyduum srece siz de bana uyunuz, deilse bana itaat etmeyiniz. nk ben Allah'a itaat etmediim zaman sizin zerinizde taat gibi bir ykmllk kalmaz. mer b. Abdlaziz Hicretin 99. ylnda Sleyman b. Abdlmelik'in gizli vasiyetiyle onun yerine geti. ktidara geldiinde saltanatn tm kurallarn reddetti. Kendinden evvelkiler gibi kendi hilafetinin de meru olmadna inanyordu. nk hilafete getirili usul ra ve zgr biatla deil verasetle idi. Raid bir halife olabilmek iin kendi makamnn me-ruiyyetini tartarak balad ie. Veraset'in dpedz saltanat demeye geldiini o da biliyordu. Biat ve ra gibi iki temel dayanaktan yoksundu. Halkn huzuruna kp yle konutu: "-Daha nce byle bir makama getirileceimi bilmiyordum. Bu i bana verilirken kimse benim fikrimi almad. Gerek bir halife olabilmem iin benim bu ie talip olmam >ms-lmanlarn da ura ile buna karar vermesi gerekiyor. Bu sebeple daha nceden bana yaptnz biattan vazgeiyorum. Siz, banza istediiniz kimseyi semekte serbestsiniz." mer b. Abdlaziz'in bu konumasn anlayabilmemiz iin bir ka noktay bilmemiz gerekiyor. Saltanatn kendisinden evvelki sahibi Sleyman b. Ab-dlmelik selefleri gibi kendisinden sonra yerine geecek olann adna dzenlenmi bir vasiyet brakmak istiyordu. Kendi kardeini semek isterken polis mdr Reca'nm tavsiyesiyle mer b. Abdlaziz'i onun ardndan da kardei Ye-zid'i vasiyetnameye yazarak kapal zarf zerinde herkesi bi-ata arr. Zarfn ierisindeki isimlerin kim olduunu kimse bilmemektedir; hatta isim sahipleri bile. Sleyman'n lmnden sonra zarf alr. Yeziddurumaitirazetmekistemi-se de Reca "boynunu vururum!" tehdidiyle onu susturur. mer b. Abdlaziz'in halifelii byle balar. te saltanatn 'biat'tan anlad budur. mer b. Abdlaziz bunun biat deil bir aldatmaca olduunu bildiinden halkn huzuruna kp onlardan gerek biat talep eder. Bu kez halk, hr iradeleriyle kendisini setiklerini, baka birine raz olmayacaklarn bildirirler. nk o daha valilii srasnda adil ynetimiyle halkn dilinde bir efsane olmutur. Halkn hr biati zerine hilafeti kabul eden mer b. Abdlaziz onlar yle uyarr:

"-Bu mmetin bireyleri arasnda Rableri, Nebileri ve Kitab'lar konusunda herhangi bir ihtilaflar yoktur, htilaflarn tm dinar ve dirhem yzndendir. Vallahi kanunsuz ve haksz olarak ne bir kimseye br kuru veririm, ne de alrm. Hakk olann hakkn reddetmem." "Ey insanlar! Allah'a itaat edene itaat etmek arttr. Allah'a itaat etmeyene siz de itaat etmeyin. Bu ilkeye uyduum srece siz de bana uyunuz, deilse bana taat etmeyiniz. nk ben Allah'a itaat etmediim zaman sizin zerinizde itaat gibi bir ykmllk kalmaz."[85] Mnzirb. Ubeyddiyorki: "mer b. Abdlaziz cuma namazndan sonra hilafete geldi. Ksa zamanda o kadar deimii ki ayn gnn ikindi vakti onu tanyamadm."[86] ocukluu sarayda, genlii valiliklerde gemi bir Emevi prensi olan mer b. Abdlaziz, mmetin semasna zifiri bir gece gibi reklenen 90 yllk Emevi zulmetinin ortasnda parlayan bir ka yldzdan biridir. Belki de, yaptklarnn sonular asndan birincisidir. Byle bir hayatn sahibi nasl olmutu da slami hareket tarihinin en apl devrimlerinden birini yapabilmiti? Onun vicdannda derin izler brakan bir olaydan sz eder el-Bidaye sahibi: Velid b. Abdlmelik'in saltanat yllardr. mer b. Ab-dlaziz Medine valisidir. Halife valiyi de atlayarak verdii bir emirle Abdullah b. Zbeyr'in olu Hubeyb'e elli krba vurdurur. Bununla bitmez. Ortalk k mevsimidir. Bir yandan Peygamber Mescidinin kapsnda tehir edilirken bir yandan da zerine srekli souk su dklr. Hubeyb bu ikenceye dayanamayp lr. Kaderin cilvesine baknz ki; bu Hubeyb kardei Ham-za ile birlikte en zor gnnde babalar Abdullah b. Zbeyr'i terkederek onun ve Allah'n dman Haccac'a snmlard. Onlarn bu tavrlar ehadetin eiinde bekleyen babalarnn ok arna gitmiti. Fakat, sonunda, Emevi zulmnden yakalarn yine kurtaramamla-, korktuklar ey hem de en dehetli biimiyle balarna gelmiti. Kendi sorumluluu altndaki bir blgede bylesine insanlk d bir cinayetin ilenmesini iine sindiremeyeek istifa eden mer b. Abdlaziz, bu olaydan hayli etkilenmiti. Daha sonralar getirildii grevlerde adil ynetimiyle halkn dikkatlerini zerine ekiyor, etrafnda sevilip saylan biri haline geliyordu. Ona tarihilerin verdii isimlerden biri de "mer-i Sa-ni" (kinci mer). Yani, bununla adalet timsali Raid Halife mer b. Hattab'a benzetiliyordu. Hi de abartma saylmamas gereken bu benzetme ayn zamanda irsi bir gereklie de dayanyordu. nk Hz. mer, mer b. Abdlaziz'in b-ykbabasyd. Emevi hanedannn kanunsuz olarak elde ettii tm mal varlnn hazineye iade edileceini ilan ettiinde Emev prensi mer b. Veid yle diyordu: "mer b. Hattab'm soyundan bir adam baa getirdiniz, o da size byle yapt." Zulmen alnm mallarn tasfiyesine nce kendisinden balad. "Bu benim meru olarak elde ettiimdir." dedii az bir miktar hari tm mal varln hazineye iade etti. ade edilen bu mallara hanmnn mcevherleri de dahildi. Tasfiye ettii mallarn orann anlamada yardmc olmas asndan bir l verecek olursak, yldakrk bin dinar gelir getiren araziye sahipken, bu miktar tasfiyeden sonra yllk drt yz dinara dyordu.[87] Mallarn tasfiyesi ilemi hanedann eteklerini tututurmutu. Hukukun stnlne dayanmayan tm ynetimlerde olduu gibi halkm srtndan geinen sekin zmre, elle-rindekinden de olma tehlikesiyle kar karya idi. Hanedan halifeyi bu kararndan vazgeirmek iin araya halas Fatma bint-i Mervan' koydu. O yle diyordu: "Aile fertlerin, bu gibi davranlarnn iyi sonular dourmayacam ve sana pahalya mal olacan hatrlatmak istiyorlar." 'Dpedz tehdit olan bu szler 'otlak takm'nn gerektiinde ii nerelere kadar vardracann da deliliydi. Muaviye b. Yezid bahsinde de deindiimiz gibi, sultan saltanattan vazgemi ama hanedan vazgememiti. Halasnn ilettii bu tehdit karsnda mer b. Abdlaziz'in tavr daha bir tavizsizdi: "Besab vereceim kyamet gnnden baka kimseden korkum yok!." Yeenini ikna edemeyeceini anlayan hala, farknda olmadan saltanatn ve nbvvetin manevi rsiyetini ifade eden u szleri sylyordu hanedana: "Siz bu adamdan ne bekliyorsunuz? merb. Hattab'n ailesinden bir kz aldnz. Elbet bu da ana tarafna ekmitir." bn-i Esir'in el-Kamil'inde, bu konuma esnasnda merb. Abdlaziz'in halasna unlar da syledii kaydedilir: "-Allah Muhammed Aleyhisselam gazab olarak deil rahmet olarak gnderdi. Sonra onu kendi katna ald. Allah Rasul insanlara bir nehir brakt. nsanlar ondan eit bir ekilde topluca itiler. Sonra Ebubekir geldi ve o nehri bulduu gibi brakt. Daha sonra mer halife seildi ve arkadann yapt gibi yapt. Osman halife olunca bu nehirden bir kol ayrld. Muaviye gelince ise bu nehirden bir deil bir ok kollar ayrld. O nehir Yezid, Mervan, Abdlmelik, Velid ve Sleyman tarafndan da paralanmaya ve kurutulmaya devam edildi. Emr (ynetim) bana ulancaya kadar o Allah Rasulnnbraktkocanehir kurumutu. Bu nehir eski haline dnp de ayrlan kollar birleinceye kadar o nehirden herkes eskisi gibi faydalanamayacaktr." Kars Fatma, mer b. Abdlaziz'i yle anlatyor: "Odasna girdiimde ou zaman onu seccadesinin zerine kapanp alarken gryordum. Bir keresinde niin aladn sordum; yle dedi: "-Ben Muhammed mmetinin devlet bakanl gibi sorumluluk isteyen bir grevde bulunuyorum. Bu mmet arasnda a olan var, paraszpulsuz olan var, hastas, zulme urayan, yoksulu var. Hakl ya da haksz zindanda olanlar var. Zayf var, ihtiyar var. Biliyorum ki Allah hesap gnnde benden btn bunlarn hesabn soracak. Allah Rasul, mmetinin ilerini nasl idare ettiimi soracak. te korkum o ki, bu dava aleyhime sonulanr. Buna zlyor, buna alyorum."[88] mer b. Abdlaziz dneminde atlan nemli admlar dan biri de mmetin vahdeti iin yaplanlard. O, kendisin den nceki ynetimler tarafndan, saltanatn bekas iin ekilen ayrlk tohumlarn kurutmaya alt. Bu almas srasnda mmet ierisinde hizipleraras kan davasna dnen mrlk kavgalar -ynetim sresince de olsa- tatlya balad. Yukarya alntladmz konumasnda kendisinin de belirttii gibi, Allah Rasul'nn paralanan rman eski haline dndrmek iin abalad. Ne ki, bu abann kkl rnlerini elde etmeye mr vefa gstermedi. mer b. Abdlaziz'in selef ierisindeki gurupamaya bak net ve itidalliydi. Hilafetteki rtn ispatlayan bu gzide insan mmetin vahdeti iin Allah, Peygamber ve Kitab birliini yeterli buluyordu. Bundan gerisini ise "dinar ve dir^ hem ayrl" olarak niteliyor, kkeninde dnyevi menfaat, makam ve mevki hrsnn yattn sylyordu. Vahdet iin att ilk adm, Muaviye'nin koyduu sahabeye hakaret etme geleneini ortadan kaldrp yerine gzel bir gelenei ikame etmesiydi. Onun koydu-bu gzel gelenek, vahdet konusundaki samimiyetinin bir nianesi olarak bugn de davam etmektedir. Ehl-i beyt ve onlarn taraftarlarna yaplan hakszlklara son verdi. iadan ehil grdklerine yneticilik verdi. Emevi hanedan arasnda yamalanan Rasuullah'n ahsi arazisi Fedek'i ehl-i beyte iade etti. Ehl-i beyt ve ia mer b. Abdlaziz'in bu uygulamalarndan ylesine honud olmulard ki ona beklenen Mehdi gzyle bakyorlard. Bu konudaki birok rivayetten bir tanesi yle: "Muhammed b. Ali'den iittim. Diyordu ki: Peygamber bizden, Mehdi Abdems oullarndan geldi. Biz (ehl-i beyt ve ia) mer b. Abdlaziz'i yle gryoruz.'" Hz. Ali'nin kz Fatma da onu yle anlatyor: "mer'in Medine valisi olduu gnlerdeydi, izin isteyip yanna girdim. Muhafzlara varana dek odadaki herkesi kard. Bir o bir ben kalmtk. Sonra dedi ki: "-Ey Ali'nin kz! Vallahi yeryznde senin ehl-i beytini sevdiim kadar kendi ehl-i beytimi sevmem."[89]

Onun hilafeti dneminde zulmden kurtulan ve honut edilen kesim yalnz ehl-i beyt ve onlarn ias deildi. Mutezile ve Hariciler de onun adil ynetiminden haklarna den pay almlard. Mutezile imamlarndan Gaylan Dmeki mer b. Ab-dlaziz'le kimi konular grmek istemi, o da bunu kabul etmiti. Grme sonunda mutabakata vardlar ve Gaylan ondan bir istekte bulundu. Diyordu ki: "Beni,meyyeoulla-nnn gasbettii ve senin geri aldn kamu mallarnn satna memur et." Halife bu talebi kabul etti. Gaylan bakentin en ilek arsnda bu mallar hazine adna satarken yle baryordu: "Gelin! Hainlerin, zalimlerin gasbettii mallara gelin! Gelin! Allah Rasul'nn mmetine varis olan, lakin onun si-ret ve snnetine varis olmayanlarn malna gelin. Kim iddia edebilir bunlarn hidayet nderleri olduunu? Onlar bunlar yerken, insanlar alktan lyordu." mer b. Abdlaziz'in vefatndan sonra onu destekleyen tm Tevhid ve Adalet Ehli (Mutezile) ldrld ya da zindanlara dolduruldu. Gaylan Dmeki'nin akbeti ise daha korkun olmutu. nce dilini kestiler, ardndan birer birer dier organlarn kestiler ve ylece lme terkettiler. Haricilere gelince... mer b.Abdlaziz kendisine kar ayaklanan haricilerin zerine gnderdii ordu yenilince onlar anlamaya davet etti. Dedi ki: "-Niin anari karyorsunuz? Konuacak bir fikriniz varsa gelin karlkl konuup, tartalm. Hakikat sizden yanaysa fikirlerinizi kabul edeceim. Yok eer hakikat benden yanaysa bylesine davranlardan vazgemeniz gerekir." Selef dneminin bu en kat dnceli insanlar onun bu tavr karsnda yumuadlar. Onun, kendinden ncekilere benzemediini grdler. Hatta kendinden nceki yneticilerin yaptklarn 'zulm' olarak deerlendirdiine ahid oldular. Syleyecek baka bir eyleri kalmaynca Emevi sultanlarna niin lanet etmediini sordular. Onun cevab uydu: "Onlar knamak iin yaptklarna zulm dememiz yetmiyor mu? Bunun zerine bir de lanet etmenin ne anlam var? Siz Firavm'a ka kez lanet ettiniz?" Hariciler son olarak bir konuyu gndeme getirdiler; hilafette veraset konusunu... Kendisinden sonra hilafete gelecek olan Yezid b. Abdlmelik'in zalim ve fask biri olduu bilindii halde buna nasl raz olduunu soruyorlard. Onu kendisinin deil Sleyman b. Abdlmelik'in vasiyet ettiini hatrlatnca da yle karlk verdiler: "Yezid'i senden sonraki halife ilan edip ona biat alan Sleyman b. Abdlmelik'in doru bir i yaptna inanyor musun?" Bu soruya cevap bulamayan mer b. Abdlaziz oturumu terkederken hznl bir ekilde unlar sylyordu: "Yezid konusu beni hayli dndryor. Bu adamlarn makul szlerine cevap bulamadm. Allah bu konuda beni affetsin." mer b. Abdlaziz Hariciler'le yapt bu grmeden sonra, muhtemelen, ciddi olarak sorgulamaya balad sistemin temellerini nebevi hilafete dntrmek istiyordu. Hanedan, zellikle kendisinden sonra vasiyetle hilafete gelmesi kararlatrlm olan Yezid telaa kaplmt. Bu konuma zerinden ok gemeden mer b. Abdlaziz zehirlenerek ldrlecektir. lmnde baucunda bulunan Mrsid anlatyor: "Benim dar kmam syledi. Ben karken u ayeti okuyordu: "te ahiretyurdu! Onu yeryznde bbrlenmek ve bozgunculuk etmek istemeyenlere veririz!1 Geriye dndmde kbleye dnm bir halde ruhunu teslim etmiti."[90] [91] Zeyd b. Ali mam; srtna cbbe geirmeyi beceren deil, klcn kuanandr. Zeyd b. Ali mam Azam'n hocalarndan olan Zeyd b. Ali, Hz. Hseyin'in torunu ve mam Muhammed Bakr'm kardeidir. ann nde gelen fakihlerinden saylan Zeyd b. Ali bugn de yaayan slam mezheplerinden Zeydiyye'nin imamdr. Hicretin 120. ylnda Hiam b. Abdlmelik'in Irak valisi hakknda atrd soruturmaya ahidlik yapma bahanesiyle Medine'den Kfe'ye getirtildi. Mzmin ihanetin rnek kenti Kfe onun gelii haberiyle alkalanyordu. Uzun bir fetretten sonra ehl-i beytin hatr saylr isimlerinden biri ehl-i beytin hem kronik hainlerinin hem de kronik dostlarnn bulunduu Kfe'ye gelmiti. Onun bulunduu ev ziyaretilerle dolup tayor, bir takm insanlar her zaman olduu gibi hazrlklara giriiyordu. Saltanat aleyhindeki bu hazrlklar haber alan Hiam, Kfe valisine mam Zeyd'i Medine'ye yollamasn emretti. O Kadisiye'ye gelince Kfeliler ardndan yetierek onu kendileriyle birlikte Kfe'ye dnmeye ikna ettiler. "Biz u kadar adamz. And itik, kimse sana hainlik etmeyecek." diyorlard. mam Zeyd'in kukusu yine de dalmam olacak ki onlara u cevab veriyordu: "-Ceddime yaptnz bana da yapmanzdan ekmiyorum." Kfeler'in srarna bakan Davud b. Ali, mam Zeyd'i u szlerle uyaryordu: "-Amcaolu! Bunlar seni aldatyorlar. Bunlar senden daha aziz olanlara ihanet etmediler mi? Deden Ali b. Ebi Ta-lib bunlarn ihaneti yznden ldrld. Ondan sonra Ha-san' ardlar ve biat ettiler, diller dktler, yeminler savurdular. Sonunda onu da yalnz braktlar. Aynsn H-seyn'e de yaptlar." Bu ak gereklere ramen sanki bu insanlar ayan-be-yan grnen akbetlerine doru yrmek zorundaydlar; sanki ehadete mahkumdular. Deilse onlarn szkonusu ihaneti gzard ettiklerini sanmak yanl olurdu. Btn riskine ramen Kfeliler'e 'evet' diyen Zeyd b. Ali artk dn olmayan bir yoldayd. Hazrlklar balam, bu cmleden olmak zere her yana eliler yollanmt. mam Azam da kyama davet edilenler arasndayd. Ebu Hanife mam Zeyd'in elisini tazimle karlam ona gerekli ikram yaptktan sonra unlar sylemiti: "Eer insanlarn ceddi Hseyn'i terkettikleri gibi onu da yar yolda brakmayacaklarndan emin olsaydm ona katlr, onun ardnda cihad ederdim. nk hak imam odur. Lakin ben ona malmla yardm ediyorum ki onunla kendine katlanlar koruyup kollasn." Ebu Hanife bu szleri syledikten sonra eliyi skca tembihledi: "Mazeretimi imama ilet!" te bu eliyle mam Zeyd'e on bin dirhem yollamt. mam Zeyd kyam balatnca mam Azam yle diyecektir: "Onun bu k Allah Rasul'nn Bedir'deki k gibidir. Yanmda insanlarn emanetleri olmasa ona katlrdm. Bu emanetleri bn-i Ebi Leyla'ya vermek istedim, kabul etmedi. Sorumluluk altnda lmek istemiyorum."[92] mam Zeyd insanlarn altn biat'la imzalamas iin hazrlad kyam bildirisinde yle diyordu: "-Ben sizleri Allah'n kitabna, Nebi'nin snnetine, zalimlerle cihada, mustaz'aflarn haklarn savunmaya, yoksullar himayeye, feyy'i adil bir biimde paylamaya, hakk gasbedilen peygamber soyuna haklarn elde etmede yardmc olmaya aryorum." Bu szlemeye 'evet' diyenlerin eli zerine elini koyuyor ve diyordu ki: "Allah'n ahdi, Rasulullah'n ahdi ve zimmeti senin zerinedir."[93] mam Zeyd, kyamna kar ar duyarszlk gsteren ve buna mazeret olarak Kfeliler'in ihanetini ileri sren Cafer Sadk'a u szlerle cevap veriyordu:

" -Kimse bizimle gelmese dahi, ben ve olum yalnz bamza yine de kyam ederdik. mam srtna cbbe geirmeyi beceren deil, klcn kuanandr." Bir serzeniin ifadesi olan bu szler mam Cafer'in onun kyamn desteklemesine yetmiyordu. O diyordu ki"Dalar onlarn (Emeviler) nne gese dahi dalara da g yetirir-ler." Gzleri Emevi zulmnden bylesine ylmi olan mam Cafer'in bu tavrna itiraz eden bir grup ondan ayrlarak "s-mailiyye" frkasn oluturacaklard. Gnmzde, mamiy-ye iasnn da 'gulat' sayd bu gruhun siyonizrnin ve emperyalizmin hizmetindeki siyasi sapmas, mmet iin akide-vi sapmasndan daha zararl olmutur. mam Zeyd'le Cafer Sadk arasndaki soukluk bu noktada da kalmam, bu durumu kendi lehine kullanmak isteyen Hiam'n entrikalaryla mam Zeyd'e biat eden bir gurup "mamlk Muhammed Bakr'dan sonra Zeyd'in deil Cafer Sadk'ndr." gerekesiyle biatlarn bozup ihanet edenler safna katlmlardr. Bu duruma ok ierleyen mam Zeyd yle diyecektir: "Rafziler'in bize yaptn, Haricilerde, kanmza giren Emeviler de yapmad." mam Zeyd'in hazrlklar srerken ynetim de bo durmuyordu. Onu evinde barndran ahs yakalatarak huzuruna karan Kfe valisi Yusuf, Zeyd'i teslim etmezse ldrleceini syledi. Aslnda ynetimin taktii artlarn daha fazla olgunlamasna frsat vermeden mam Zeyd'i erken bir kyama zorlamakt. stedikleri gibi de oldu. mam Zeyd yakalanma endiesiyle biatllarna hazr olmalarn emredince, bylesine nazik bir zamanda Kfeliler'den baka bir gurubun szcleri gelerek ihanetlerine mazeret aramaya baladlar. Aralarnda u tartma geti: "-Allah seni balasn, mer ve Ebubekir hakknda ne dersin?" "-Allah.onlara rahmet etsin ve onlar balasn. Ehl-i beytimden onlar hakknda hayr sylemeyen ve kendini onlardan beri tutan hi kimse grmedim. "-O halde, ehl-i beytin kann kimden ve ne iin istiyorsun? Hakknz elinizden onlar ekip almad m? "-Benim bu konudaki inancm udur: Allah Rasuln-den sonra, ynetime, onun ehl-i beyti daha laykt. Fakat kavim bu hakk bize tanmad. Bizi ondan uzak tuttular. Ama bu onlarn kfrn gerektijnez. Ebubekir ve mer ynetime gelince nsanlar arasnda adaleti gzettiler. Kur'an ve snnetle amel ettiler. "-Onlar size zulmetmedi mi? Eer onlar byle yapmadysa sen niin sana zulmetmeyen bir kavme kar savayorsun? "-Bunlar onlar gibi deil. nk bunlar bana, size ve kendilerine zulmediyorlar. Biz ancak sizi Allah'n kitabna, Rasulnn snnetinin yaatlmasna, bidatlerin kaldrlmasna aryoruz. Eer bizi kabul ederseniz mutlu olursunuz. Yok eer yz evirirseniz vekiliniz ben deilim.'1 Kfeliler onun kendileri gibi dnmediini renip ashaba hakaret ettiremeyince Matlarn bozdular ve onu ter-kettiler.[94] Birbiri ardnca gelen bu ihanetler ve olumsuzluklarn ardndan kyam parolasn veren mam Zeyd hi beklemedii bir durumla karlar: Yz bin kiiye varan biatldan sabaha sadece 218 kii kalmtr. Bu kadarn kendisi de tahmin edememi olacak ki; "Sbhanallah! insanlar neredeler?" diye sorar. Kendisine, Kfe valisinin bir aryla tm halk mescide toplattktan sonra kaplan zerine kapattrd haber verilince "Hayr! Vallahi, bu, bize biat eden iin bir zr deildir."'der. Beraberindekilerle mescide ynelir. Daha oraya varmadan am'dan yollanan orduyla karlalr. Bu bir avu nsan koca bir orduya kar akama dek direnir. Ne ki mam Zeyd bir okla yaralanmtr. Bu yarayla vefat eder. Onun cesedini, hakaret edilmesin diye gizlice bir yere gmerler ve zerinden su geirirler. Aylar sonra cesedin yerini haber alan ynetim onu oradan karp nplak asar. Kesilen ba ise ehir ehir dolatrlarak tehir edilir, Hi am lp yerine Velid geince mam'm rm cesedini yaktrr.[95] Kinini teskin edemeyip saltanata geer gemez yapt ilk i mam Zeyd'in cesedini yaktrmak olan Velid'in Emevi hanedan ierisinde ayr bir yeri vardr. Halk kendisine 'Ceb-bar- Anid' lakabn takmt. Bu lakabn dillerde dolaan bir de yks var: Velid bir gn Kur'an okurken brahim Sure-si'ndeki "Ve habe kll cabbarin anid" (...ve sonunda her inat zorba perian oldu.) ayetine gelince; "Vay; demek sen de bana 'cebbar- anid'diyorsun ha?" diyerek Kur'an' hedefe dikmi ve onu paralayncaya kadar oklamt. Bu ii yaparken bir yandan da u mealde iirler sylyordu: "Vadettiin o gn Allah'a de ki Velid beni oklaryla parampara etti." te bu adamn dneminde Horasan'da ayaklanan mam Zeyd'in olu Yahya saltanat ordusuyla girdii savata yenilerek ehid edilir ve cesedi Crcan'da kaza aklr. Bu ceset Emeviler yklana dek orada kalacak, Horasanl Ebu Mslim onu oradan indirip cenazesini kldrarak gmdre-cektir. Kyam gelenei mam Yahya'dan sonra da kesintiye uramadan devam edecektir. Bu gelenein lmsz isimlerine ksa ksa deinelim: Cafer b. Ebi Talib'in torunu Abdullah hicretin 127. ylnda Kufe'de saltanata kar bakadrr. Mervan'n Kfe valisi en acmasz yntemlerle bu kyam bastrr. Haris b. Serih (l. 127 h.) Hiam b. Abdlmelik'e kar kyam eder. Bu kyam tm ekollerce desteklenir. Hatta saltanatn selametini mmetin selametinden nde tutan eyyamc Mrcie'den deil, saltanatn, cizye gelirinin azalmamas iin mslmanlklarm kabul etmedii kyama Mrcieden kimileri de katlr bukyama. Haris de sonunda Mervan tarafndan daraacna ekilerek ehidler kervanna katlr. Mansur b. Cumhur (l. 134 h.) mazlumlar etrafnda toplayarak Mervan b. Muhammed'e kar kyam eder. Onun kyam yntem olarak dierlerinden farkldr. Ynetime kar gerilla sava srdrr. Bu nedenle onun kyam uzun srer. Halk arasmda bir destan olmutur Mansur. Nerede zulme urayan birileri var; onun imdadna yetiir ve zulmedeni kendine zg yntemlerle cezalandrr. Emevi saltanat yklp Abbasi saltanat balaynca bu kez Abbasi zulmne kar direnir. Gc tkenince izzetle lmeyi zilletle yaamaya tercih ederek ekildii Hind llerinde mahrumiyet ierisinde vefat eder. Bu arada, kayan bir yldz gibi yanp snen bir gelime de Emevi saltanatnda olur. Kur'an'i oklavan, Kabe'nin damnda arap ime ryalar gren, valilik makamn ak artrmaya karan Velid b. Yezid'in zulmne zndkl da eklenince am halk ayaklanarak onu indirirler ve yerine drst, adil bir insan olan Yezidb. Veid' getirirler. O da II. Mu-aviye ve mer b. Abdlaziz'in akbetine urar. Yezid b. Velid alt aylk bir hilafetten sonra (h. 126) lnce her ey yine eski durumuna dnecektir.[96] Muhammed ve brahim b. Abdullah Allah'n snneti deimedi; Allah Emevi zalimlerini Abbasoullar eliyle, hem de tarihi bir ibret vesikas olacak bir biimde cezalandrd. Emeviler dktkleri kanda boulurken onlarn yerine mazlumlarn hakkn iade etmek ve adaleti tesis etmek iddiasyla ortaya kan Abbasoullar geti. Saltanata gemeden evvel zulme urayan ve zulme kar di bileyen bu insanlar saltanata getikten bir mddet sonra uradklar zulm unu tu verdi ler. Baladlar kendileri zulmetmeye. Belki de sistemin (saltanat) yaps onu gerektiriyordu. Bylesi bir sistemde 'adalet'i icra etmek mmkn deildi. Ya siz sistemi deitirecektiniz ya da sistem sizi. Genellikle ikincisi gerekleiyordu. Abbasoullar, yktklarn sandklar Emevi saltanatnn tm habasetini tevars etmilerdi. Kendileri bu makama Ehl-i Beyt'in adn kullanarak geldikleri halde ok gemeden Ehl-i Beyt'in azl dman oluverdiler. Muhammed b. Hasan (Nefsu'z-Zekiyye) evresinde ok sevilen takva sahibi bir ahsiyetti. Kendisi Hz. Hasan'm torunu ve mam Azam'n da hocalarndan olan Hasan'l-Msenna'nn oluydu.

Kardei brahim'le birlikte Abbasiler'den Ebu Cafer Mansur'a kar Medine'de kyam balatnca halk akn akn onabiat etti. Bu rabette, genelde 'kyam' dncesine olumlu yaklamamasyla bilinen mam Malik'in "Mansur'a verilen biat zor altnda alnd iin batldr," fetvasnn da ok etkisi vard. Bu fetvasndan dolay mam Maik'e ikence edilip kollan krlacaktr. Nefs'z-Zekiyye Muhammed'e biatl olanlar arasnda Hz. mer'in, Hz. Ebubekir'in, Hz. Zbeyr'in ve daha bir ok tannm sahabnin torunlar vard. Hatta, daha Emeviler zamannda Abbasiler'in kurucusu Ebu'l-Abbas Seffah ve mam Azam'n katili Ebu Cafer Mansur da ona biat edenler arasndayd. Abbasiler, daha sonra devleti ele geirince Nef-s'z-Zekiyye'nin bu denli yaygn bir tasvibe mazhar olduunu yakndan bildikleri iin onu kendilerinin en byk rakibi olarak greceklerdir. Hicretin 145. ylnda balayan kyam dierleri gibi olduka hazrlkszd. Kyamn erken balamasnda ynetimin de eli vard. Mansur, Nefs'zZekiyye Muhammed'in daha fazla hazrlanmasna frsat tanmamak iin zindanda tuttuu yal babasn ikence altnda ldryordu. Ayn eyi tm ehl-i beyt mensuplarna da yapaca haberini gnderip bunu ispatlamak iin de mam Muhammed'in amcasn katlediyordu. Nefs'z-Zekiyye Muhammed Medine halknn 'Mehdi' lklar arasnda kyam balatnca ilk etapta katlm hayli yksekti. Saltanat ordusu Medine'yi kuatnca mam Muhammed Hatllarna kendisiyle beraber kalp kalmamakta serbest olduklarn sylyor, bunun zerine etraf boalve-riyordu. Zalimlere kar hakk haykrmann bedelini canyla deyen bu muttaki insan, bir Ramazan gn arzulad eha-dete kavuuyordu. Ba kesilerek mzraklarn ucunda dolatrld. Cesetlerinin gmlmesine bile izin verilmeyen mam Muhammed ve arkadalarna Emevi valisi Haccac'm bn-i Zbeyr'e yaptnn ayns yapld. Onunla birlikte Irak'ta ayaklanan kardei brahim de ayn ama urunda ehid olacakt. brahim'e biatl olduu anlalan mam Azam onun kyamnda yle diyecekti: "Boyunlarmza ip taksalar da sznden dnenlerden olmayacaz." mam brahim'in ehadetini haber alan mam Azam'n gnlerce evinden kmayp gzya dktn kaydeder Mekki ve Kerderi.[97] oOo mamlar ve sultanlar mcadelesinde iki eyi birbirine kartrmamak gerekiyor: slam devletiyle kfr devletini. Saltanata kar mcadeleyi Allah Rasul ve raid halifelerden devralan mamlarn bakaldrdklar devlet her ne kadar zalim ve fasklarm ynettii devlet olsa da, kanun ve nizamlaryla, ilke ve kurallaryla, -uygulamadaki arpklklarna ramen- bir 'slam Devleti"dir. Bu, fikhen ve hkmen de byledir. Ynetenlerin, kendilerinden kaynaklanan hatalar ve hatta ihanetleri bu gerei deitirmese gerektir. mamlar bahsinde ilediimiz, mmetin bu sekin isimleri, kyam ederken devletin yasland tek yasa olan 'eriat'a kar bakaldrmyorlard elbette. Bilakis, yneticileri Kur'an'a; yani sistemin meruiyyetini kendisine dayandrd 'slam Hukuku'na uymaya aryorlard. Onlar 'hukuksuz' (eriatsz) iler yaptklarndan dolay suluyorlard. Ve saltanatlar da halkn nne her gelilerinde Kur'an ve Sn-net'e uyacaklarn vaad ediyorlard. Doal olarak, onlarn sava verdii devlet yapsyla, gnmzdeki laik ve demokratik devlet yaplar arasmda en ufak bir benzerlik bulunmamakta. Bu iki devlet modeli teri kaynaklar, yasalar ve mahreleri ynnden -ki ilkinin kayna ilahi, dierlerininki ise beeridirbirbirleriyle uzlamas mmkn olmayan modellerdir. Yani, kartrlmamas gereken iki ey 'zulm devleti' ile'kfr devleti'dir. 'Zulm ile 'kfr', mahiyetleri asndan farkl eyler ifade ederler. Bu iki kavramn, Kur'an'da, birbirinin eanlamls olarak kullanld yerler varsa da, bu kullanmlar ameli deil akdevidir. Bu kavramlar 'amel' baznda deerlendirdiimiz zaman, m'min zulm yapabilecei gibi kafir de adaletli olabilir. Birinin -ameldeki- zulm onun kfrne delalet edemeyecei gibi dierinin 'adaleti' onun imanna delalet etmez. Hem, kfr, "en byk zulm" deil midir?[98] III. PARALANAN MMET SORULAR VE HZPLEEN CEVAPLAR Buraya kadarki anlattklarmz etkisini sadece kendi anda gsterip, tatl ve acsyla mmetin hatra defterine yazlm birer 'an' deildir. Samimi yrekler kimi kesitlerin yle olmasn istese de ierden ve dardan yaplan ift ynl tahrikler zellikle slam'n siyasi tarihindeki yaralarn sk sk kanatlmasna sebep oluyor. Geimini tarih boyunca devam edegelen temeli itikad deil siyasi olan ihtilaflar tefrikaya dntrerek temin eden er gler yanlarna ihanetin, cehaletin, hamakatn ve taassubun kurbanlarn da alarak tezgahlarn yrtmlerdir. Bu noktada, srarla bu konular grmezlikten gelen, mmetin siyasi tarihindeki Cemel, Sffin gibi zor dnemleri iyi niyetleri sebebiyle hep suskunlukla geitiren, stelik taraf olmamak ve Rasulullah'm pak ashabnn keremli isimlerini ypratmamak gibi olduka hakl bir gerekeye de dayanan tavr; ya er cephesinin hi durmayan tahrikleri yannda off-side'a dm ya da mmetin vahdetinin aleyhinde bir tavra dnerek koroya kysndan kesinden bu kesim de dahil edilmitir. Birilerinin srarla akidevi gibi gstermeye alt slam ilim tarihinde adlar yekun tutan uzun bir listenin de brakt yanltc gelenee ramen, mmetin barnda yzyllardr kanayan bu yaralarn nasl olutuunu bilmeden tedavisi de mmkn grnmemektedir. Aksine bu sreci bilmeyen insanlar bilerek ya da bilmeyerek habire yaraya tuz basacaklardr. mmetin ortak miras olan kimi netameli dnemlerini tarihin objektif gzlyle deil de taassubun 'cici' ve 'kele' tahrifleriyle aktarmann mazereti yoktur. Hele bu ii akidenin ve 'ehl-i snnet'in arkasna snarak yapmak isteyenlerin mazereti hi yoktur. nk snnet ehlinin siyasi tavrn ahsnda sembolletiren mam Azam'n bakias ve tavr bylesine mazeretleri kknden iptal etmektedir. mam Azam'n ahsnda sembolleen tavr gerek snnet ehlinin tavrdr; ehl-i snnet zrhnn arkasna snp saltanat meddahl ve tarih tccarl yapanlarn deil. mam'in ahsnda gerekleen bu tavr iyi anlayabilmek iin saltanat ve hilafet tarihi yannda bir eyi daha bilmek gerekiyor; siyasi ve itikad mezhepleri ortaya karan sebepleri... Elbette mezhepler tarihi yazyor deiliz. Bizim asl bilmemiz gereken de bu deil; mezhepleri ortaya karan sebeplerdir. O sebepleri iyi tahlil etmeden ne siyasi, ne itikadi ve hatta ne de f khi ekolleri salkl deerlendirmemiz mmkn olamaz. Aslnda itikadi gibi grnen cebriye, kaderiye, mrcie, ia, mutezile vs. ekollerin varlk sebeplerinin bize aktarld gibi gerekten itikadi olup olmadn ve dahas bugn slam mmetinin bana yeniden bela edilmeye allan 'mrcie1 oportnizminin tarihi roln ncelikle tanmamz gerekmekte. Mmkn olduunca ilk kaynaklardan yola karak aktarmaya altmz, Hz. Osman'n ehadetiyle sonulanan gelimelere dek herhangi bir hizbin varl olaylarda grlmyor. Ancak bu, -potansiyel olarak- insann var olduu her yerde olduu gibi Asr- saadet'te de vardr. Nitekim daha sonra aktaracamz sahih rivayetler de bunu dorulamakta. Elbette hiziplemelerin kkenini temsil eden fertler gkten dmedii gibi bunlarn tad dnceler de yle sebepsiz yere oluuvermi deildir. rnein iann kayna Hz. Ali'nin etrafnda oluan bir sevgi, dostluk ve hayranlk halesidir. Bu ta asr- saadette ortaya kp sonralar bilinen mecralara kaydrlan bir ekole dnmtr. Bu anlamda hulefa-i raidin'in hepsinin de az veya ok ias (taraftar) olmutur. Ancak belirleyici zellii sevgi ve dostluk olan bu taraftarlk ilk iki halifede Hz. Osman'daki kadar belirgin deildir. Hz. mer ve

Hz. Ebubekir greve getirdikleri insanlarda ia (taraftar) olma zelliini aramamlardr. Onlarn arad 'ehliyet'tir. Hatta tam tersine, Hz. mer'in sevdii ve grlerine itibar ettii dostlarn valilik, komutanlk vs. gibi grevlere gndermeyip, gerektiinde mracaat etmek iin Medine'de 'bota' tuttuu mehurdur. Hilafetijineminde Hz. Osman'n sla-i rahme fazla itibar ederek akraba ve kabile mensuplarm greve getirmesi, bu getirilenlerin siret ve icraat olarak pek tutulmayan isimler olmas, dahas bunlarn atanmas iin grevden alnanlarn gerekten Hz. mer'in seerek tayin ettii liyakatli ve nc isimler olmas, 'ia' kavramn srf manevi bir kavram olmaktan karp 'siyasi' bir kavrama dntrd. nceleri falann ias deyince 'zel bir sevgi ve dostluk grubu' akla gelirken sonralar 'ia' deyince bugnk anlamyla 'siyasi taraftarlklar' (parti) akla gelmeye balad. Belirleyici zellii 'siyasi taraftarlk' olan ialar Hz. Osman'n lmyle 'hizipleme'ye yz tutmutu. yle ki Hz. Osman'n cenazesini tayanlardan biri kendilerini "Osnaniyyun" (Osmanclar)[99] diye isimlendirmekten kanmayacakr. lk tarihi kaynaklar baz ravileri "Osmani" (Osmanc) diye tantacaklardr. Bu taraftarlk giderek kemikle-ecek akidede farkl ynelileri olan bir mezhebe dnecektir. Hatta szkonusu taraftarlarn ynetimi ele geirmele-riyle slam siyasi tarihinde ilk defa "resmi mezhep" olgusu gndeme gelecektir. Elbette her ekoln k gerekesi bu kadar masum deildir. rnein sonradan "hariciler" ad verilen frkann kkeni ta asr- saadete dayanmasna ramen ok olumsuz bir rnektir, Buhari'nin Sahihimde naklettii bir haberden rendiimize gre sonradan "Hariciler" olarak adlandrlan "Kurra"nn reisi Rasulullah'la beraber olmu, onun arkasnda savam biridir. nl sahabi Ebu Said el-Hudri anlatyor: "Rasulullah ganimet taksim ederken Abdullah b. Zi'l-Huveysra et-Temimi geldi ve dedi ki: "-Adil ol ya Rasulullah! "-Yazk sana. Ben adil deilsem kim adil olabilir? mer atld: "-Brak unun boynunu vuraym. "-Onu brak. Onun yoldalar vardr ki sizden biriniz kendi namazn ve orucunu onlarn namaz ve oru u yannda hakir grr. Neki okun yaydan kt gibi dinden karlar." Daha sonra Ebu Said u ehadeti yapar: "Bunu Allah Nebisinden duyduuma ehadet ederim ve yine ehadet ederim ki AH (Nehravan'da) onlarla savat, ben de onun safndaydm. u ayet onun hakknda nazil oldu: Onlardan kimi de sadakalar(m bltrlmesi) hususunda sana dil uzatr... (Tevbe, 58)[100] Hz. Osman'n kapsnn nnde toplanan kalabalk herhangi bir ahsn 'ia's deildi. Mevcut durumdan rahatszlklarm belirten insanlard. lerinde Hz. Ebubekir gibi sekin sahabilerin oullar da vard. Ortalkta ciddi bir b lnme, parlanma emaresi de yoktu. Elimizin ulat ilk kaynaklar ayaklanmac kalabaln bir hizip olduuna dair en ufak bir ipucu vermemektedirler. Sistemli bir bakaldr olmad herhangi bir kesime dayanmamasndan da ikartlabilir. Her ey Hz. Osman'n ehadetiyle balad. O gne kadar ortalklarda grnmeyen taraftarlklar (ialar) olumaya balad. slam'n geliiyle kllenen kabilecilik bu taraftarlar eliyle yeniden alevlendirilmeye alld. Her eyin meruiyeti tartma konusu yaplyordu. Rasulullah'n emek-zah-met oluturduu, raid ve mrid halifelerin koruduklar nebevi yap birden topa tutulmutu. Manevi deerlerin ayakta tuttuu o saadet toplumu korkun bir snavdan geiyordu. Kk bir kyametti sanki. Nebevi hilafeti en ar zamanda yklenen drdnc halife, Cemel, Sffin, tahkim, Nehravan'la birbiri ardnca gelen badireleri atlatmak iin oradan oraya koup durmutu. "Na-slsanz yle idare olunursunuz" gereini daha fazla gecik-tiremeyeceini anlaynca u hzn verici niyaz yapyordu: "Allah'm, ben onlar onlar da beni bktrdlar. Beni onlardan kurtar, onlar da benden."[101] Btn bu olanlar ve daha sonra olacaklar sorularla balamt. Sorular ki herbirinin cevab bir ekol, bir mezhep oluyordu: "Kim hak, kim batld. Neden bu yolu tercih etmilerdi? Falancalar neden falanca ileydi? Falancalar niin onlarla deildi? Hakta olann delili neydi? Batlda saylann delili neydi? Hangi taraf tutmalyd? Ya da taraflardan birini ilzam edebilir miydi? Ederse mes'ul olur muydu? Hi bir taraf tutmazsa ne olurdu? 77. 123 lenler ve ldrlenlerin hak indindeki durumu neydi? Ahirette nasl muamele greceklerdi? len ve ldrlenler arasnda cennetle mjdelenenler, bedir ehli gibi Kur'an'n tebir ettikleri vard. Yoksa insan kaderenin mahkumu mu idi? Btn bu olup bitenlerde insann dahli ne kadard? Yoksa btn bu olanlar insann bann altndan m kyordu? ldren dinden km m saylmalyd? Deilse bu fiili ile iman arasnda nasl bir ba kurulacakt? Yneticilerin zulmne nasl bir tepki gsterilmeliydi? Tabii bu sorularn ou olaya inan (akide) dzleminden bakan sorulard. Oysa ki hadisenin kkeni siyasi idi. Fakat olaylar bir kez inan dzleminde ele alnmaya balaynca artk olaya bu dzlemden bakmak modahaline geldi. Sonrakiler de ncekilerin bu modasna uyarak szkonusu zaman dilimini "zel koruma"ya aldlar. Kendi zanlarn akide gibi gstermeye altlar. ller koydular. Onlara uymayan ellerindeki sihirli deneklerle "u", "bu" ilan ederek mahkum etmeye altlar. Bu tavr birbirine dman zt kutuplarn ortaya kmasna sebep oldu. ncekilere yeniden dnersek sorulan bu sorulara kitap ve snnetten deliller aranmaya, cevaplar getirilmeye baland. Artk Kur'an mzraklarn uundayd. Galip gelmek isteyen mzrann ucuna Kur'an' geiriveriyordu. Taraftarlklar siyasi olarak balad, akidevi olarak gelitirildi, Abbasiler dneminde kan davasna dnt. Bu ezeli kan davasn devam ettirmek isteyenlerin katklaryla bugne kadar da srdrld. htilaflar o kadar ilerlemiti ki; insanlar kendi hiziplerinin galip gelmesi iin her eylerini, gerekirse dinlerini bile feda ediyorlad. Taassup kine, kin intikama, intikam kana dnm, Emeviler bu intikam uruna tam 80 ksur sene binlerce kelle kesmilerdi. ktidar el deitirdiinde Allah eski zalimlere yeni zalimleri musallat etmiti. Bu bylece devam edip gitti. Ama hepsi de yaptklarnn hesabn vertnekten kaamadlar. Frkalarn douuna gelince... Bunlar ele alrken nl tarihi bn Sa'd'n "Ali ashab" ve "Osman ias" biimindeki tarifini tercih ettik. mam Azam'm siyasi tavrn iyi anlamak iin drt mezhebi bilmek gerekiyordu. Bunlardan ia ve Mrcie etkisel, M'ezile ve Havari tepkisel hareketlerdi. ncelik srasna gre ksaca deineceiz. Bunlarn dnda da bir ok ekol olumusa da, olaylar deerlendirmede siyasal boyutu n planda tuttuumuz iin, siyasi alanda bir varlk gsteremeyenler zerinde durmayacaz. Varlk gsterenler ise, hep bu drt ana hizip ierisinden kmtr. Biz ncelikle frkalarn siyasi kimliini tespit etmeye alacaz. Getirdiimiz yorumlar da bu ynde olacaktr. in kelm yan bizi birinci derecede ilgilendirmemektedir. Maksadmz frkalar, allm slup olan hak-batl dzleminde deerlendirerek kadlk yapmak deil, kul-lanlagelen ablon ve klielerin tuzana dmeden o an insanlarn ve olaylarn anlamaya almaktr. lle de bir l vermek gerekiyorsa belki "zulm-adalet" kantarna vuracaz. Siyasi profillerini karmaya alacaz.[102] A- TARAFTARLIKLAR (ALAR) AH (r) Ashab ve ia'ya Dnmesi

Hz. Ali slam'n yayl tarihinde nc isimlerden biridir. Kimi kaynaklar onu ilk mslman olan be hatta isim arasnda sayarlar. Onun temayz slam'n yaylna etir. Harplerde gsterdii kahramanlk ve cesaret, Rasulullah'la olan akrabal, ilmi, takvas, Rasulullah'm hicrette onu yatanda brakmas ve dndnde herkesi birbiriyle Hz. Ali'yi kendisiyle karde klmas dahas hayattaki tek evlad Fatma'y ona vererek onu kendisine damat edinmesi sahabe arasnda Hz. Ali'nin abucak temayz etmesini salar. Ali (r)'nin btn bu meziyetleri yannda Kurey'in nl kabilesi Beni Haim gibi kalabalk ve ayn zamanda Ku-rey'e ynetici karan bir boy'a mensup olmas da daha sonraki olaylar ve taraftarlklar aklamas asndan hesaba katlmas gereken bir boyuttur. Btn bu meziyetleriyle Hz. Ali sahabe arasnda sevilen, saylan, kendisine hrmet edilen biridir. Bu sevgi ve sayg ok zel dostluklar ve birlikteliklere vesile olur. Mekke dneminin en zor zamanlarnn acsn birlikte yaayan, mriklerin dayanlmaz kahrna birlikte katlanan, srt srta el ele bir yn engeli aan, ayn siperde omuz omuza savaan, ekmeksiz susuz gnlerde ekmei suyu paylaan, Hicret'i, Bedr'i, Uhud'u, Tebk', Hayber'i, Huneyn'i, Feth'i birlikte yaayan insanlarn bunca ortak hatraya kar hissiz kalmalar elbette dnlemezdi. Bu cmleden olarak Ebu Zerr-i Gfari, Selman- Farisi, Ammar b. Yasir, Mikdat b. Esved, Zbeyr b. Avvam vd. gibi bir ou Kur'an'n mjdeledii Bedir ehlinden olan sekin isimler Hz. Ali'nin zel dost halkas arasndadr ve bu halka gn gn genilemektedir. slam'n mihnet gnlerinin bitip nimet gnlerinin balamas, zaferlerin birbiri ardnca kazanlp, direnen beldelerin teslim oluu, her boyutta birden genileme ve byme, bu zor gn dostlarnn dostluklarn daha bir kymetlendiriyordu. zellikle Mekke"nin fethi; irkin ilk ve en byk kalesinin de dmesiyle yeni bir durum ortaya kmt. Son ana kadar slam'a kar direnen insanlara teslim olmaktan baka yol kalmaynca, direnilerini brakp slam'a teslim olmulard. Bunlara bilindii gibi "Tulek" deniyordu.[103] Sonraki ihtilaflar kavrayabilmemiz iin bir eyi gz nnde bulundurmakta fayda var: Fetihle slam'a teslim olan "Tuleka"nn bir ounun yaknlarndan bir ya da bir ka Bedir ashabndan birilerinin eliyle telef edilmitir. zellikle Hz. Ali'nin savalarda, hususen Bedir'de gsterdii stn cesaret ve ecaat siyer ve megazi kitaplarnda mstakil balklar altnda ele alnr. Hz. Ali yalnz Bedir'de en ok mrik ldrenler arasnda yer alyordu. Mslman olsalar da bu insanlarn (tuleka) melek olmadn hepimiz biliyoruz. Mrikken ldrlm olsalar, bile babalarn, amcalarn, kardelerini unutmamalar anlalabilir bir ey. Olaki ilerinden bazlar bunun soukluunu hissediyordu. Daha sonraki Emevi halifelerinden birine atfedilen, Hz. Hseyin'in kesik ba nne konunca, air Fe-razdak'm iirini okuyarak "Abdulmuttalib oullarndan Ber'in cn aldm" sz, doru bir rivayetse, temelinde yatan sebep de ite yukarda aklamaya altmz eylerdir. Bu durum, Hz. Ali ve ashabn daha bir Kenetliyordu. Bu arada slam tarihinin en byk iftiras yaanmt: fk-olay. M'minerin temiz annesi Hz. Aie -lihikmetin- ar bir iftiraya maruz kalmt. Bu iftiray, ashabdan bazlar duyar duymaz reddederken byk bir ounluk suskunluu ve beklemeyi tercih ediyor; bazlar tereddt izhar ederken, bir ka kii de iftiray yayyor ve bundan dolay cezalandrlyordu. Hz. Ali de tereddt edenler arasndayd. Hz. Aie'nin de kendisinden gelen bir rivayette: Rasulullah'n hutbeden sonra yapt istiarede sra Hz. Ali'ye gelince yle dediini sylyor: "Ya Rasululah, kadndan ok ne var! Sen onu deitirmeye kadirsin."[104] Bu tavr tabiidir ki, Hz. Aie'nin ok zoruna gitmi ve bu szleri bir mr unutamamtr. Cemel olaynn ve dier ihtilaflarn arka-planni oluturan bu olaylar bilmeden doru sonulara varmamz da mmkn olamamaktadr.[105] Btn bu olanlar saflar biraz daha netletiriyordu. Hz. Ali'nin etrafnda bir dost halkas tekil eden bu insanlar, ille de "ia" terimini kullanacaksak nn ilk iasdr diyebiliriz. Terim olarak Kur'an'da hem de olumsuz biimde geen iye-an (taraftarlar) terimi kutsal deil en azndan ntr bir terimdir. Kimi zayf rivayetlerde Rasulullah'n da Hz. Ali ve ashabn verken "O ve onun ias" biiminde syledii zikredilirse de elimizde bu konuda kesin bilgiler yok. Gerek u ki; yle ya da byle, Hz. Ali'nin etrafnda onu Rasulullah'tan sonra siyasi varisleri olarak gren Hai-moullar dnda sahabeden sekin bir grub vard. Bu grubu "Ali'nin ias" olarak adlandrmak mmknse de bunun siyasi bir hizbe dnmesi tahkim olayndan sonra gerekleecektir. Rasulullah'n irtihalinde bilinen yntemlerle Hz. Ebu Bekir mmetin hilafetini stlenirken ilk ciddi siyasi kriz de bagstermiti. Bu krizin taraflarndan biri tahmin edilebilecei gibi Hz. Ali ve ashab idi. Henz Hz. Ebubekir'e biat etmemiti. Alt ay sonra Hz. Fatma'nm vefatyla Hz. Ali biat etme kararm aklayacak, o gne kadar hi birinin biat etmedii Haimoullan da onunla birlikte biat edeceklerdi. Hz. Ali bu tavrnn gerekesini, nnde diz km vaziyette anlattklarn gzyalar iinde dinleyen raid ve mrid halife Hz. Ebubekir'e yle aklayacakt: "Bizi sana biat etmekten alkoyan ne senin faziletini nkar etmemiz ne de Allah'n sana ihsan ettii hayr kskanma-mzdr. Fakat biz bu ite (halife seimi) bizim de gr beyan etme hakkmzn olduunu dnyorduk. Bu ii bize danmadan zoraki yaptnz."[106] ok sonralar siyasi br frka olarak ortaya kan iann akidesinin temelini oluturan "vasiyet" ve "imamet" olay ddia edilenin aksine; ne Hz. Ali'nin kendisi, ne de ensar ve muhacirinden ona taraftar olanlar tarafndan gndeme getirilmitir. Hilafetin ona Allah ve Rasul tarafndan verilmi bir hale olduu kimse tarafndan ileri srlmemitir. u var ki, onu sevenler hilafete onun daha layk olduunu ileri srmler, buna ramen bu iddiay siyasi bir kavgaya tamamlar, Hz. Ali'nin biatyla hepsi de Hz. Ebubekir'e biat etmilerdir. Bu da gsteriyor ki o dnemde mslmanlar ierisinde hilafete alternatif olacak ikinci bir evre yoktu. Sa'd b. Ubade hatrlatlacak olursa o ensarm bir ksmndan iltifat grmeyince Hz. Ali'ye gelip "hadi adamlarn topla" dediinde Hz. Ali'den ald sert cevap[107] karsnda areyi am'a gitmekte bulacaktr. Elbette kan tek farkl ses Hz. Sa'd b. Ubade'nin sesi deildir. irk dneminde Kurey'in ulularndan ve en hatrl kabile reislerinden olan Ebu Sfyan'n gsterdii tepkinin de kaynan ayn duygular besliyordu. Ne ki, Hz. Ali kendisini cahiliyede kalm bir takm duygulan krkleyerek ne srmek isteyenleri ok sert biimde azarlyor onlara en ufak taviz vermiyordu: te Sakife gnnden bir kesit: "insanlar Ebubekir'e biat iin toplandklarnda Ebu Sfyan ortaya atlarak yle dedi: "Vallahi ben byk bir kargaa kacan gryorum. Eer karsa bunu ancak kan temizler. Ey Abdimenaf oullan! Sizin ilerinize Ebu-bekir ne karr? hmal edilen ki kii nerede? Ali ve Abbas nerede? (Ali'yi grd ve ona dnp) dedi ki: -Hasan'n babas, uzat elini sana biat edeyim! Ali Mtelemnis'in bir iirini okuduktan sonra onu yle azarlad: -Vallahi sen byle yapmakla fitne karmak istiyorsun. Ve sen konutuka slam'a errin dokunacak. Bizim senin nasihatna ihtiyacmz yok."[108] Birinci ve ikinci halifeler Hz. Sa'd b. Ubade'nin de dedii gibi zayf ve gsz kabilelere mensuplard. Hz. Ali'nin arkasndaki Beni Haim desteinin onda biri onlarn arkasnda yoktu. Onun iin de onlarn dneminde "kabile" sorunu omarnr. nk ikisi de Kurey'in gc olmayan kk boylarna mensuptular. Hz. Ali her halife deiiminde, artk hep alternatif olarak gndemdedir. Hz, mer'den sonra da byledir bu. Hz. Osman'n halife seilmesiyle ilk kez rakip bir kitle kmtr Hamoullar'nn karsna; meyyeoullar.... Buradan kimse olaylar "kab*ecilik"le izah ettiimiz gibi yanl bir hkm karmamal. Bu hem doru deil hem kastmz o deil. Belki bu olaylar aktarlrken ou kez g-zard edilen nemli bir "olgu"yu hatrlatarak ifrat ve tefrite kap aralamamaktr maksadmz. Hem o dnemin sosyo-psikolojik yapsn inceleyenlerin, inkr etmeleri mmkn olmayan bir vakadr bu. Bizim, olaylar aktarrken bu vakay gznnde bulundurmamzn ne mahzuru olabilir?

Evet, Hz. Osman'n iyi niyetinden yararlanan meyye-oullat'yla slam siyaset szlne bir kelime daha girer: "...c". Tarihi kaynaklar bu anlamda bir taraftarln ilk olarak Hz. Osman'n ehadetiyle ortaya ktn zikrederler. Hz. Osman'n cenazesini tayanlardan birine ad sorulduunda "Osmaniyyun" (Osmanclar) beni bilir."[109] diyecektir. Hz. Ali'nin hilafeti srasnda meydana gelen olaylar "Sia"y yava yava siyasi bir g olmaya itiyordu. Cemel ve Sffin bunun ilk tohumlarn atm, Hz. Ali'ye kar hakszlk yapld fikri yalnz Ali ias tarafndan deil meru hilafeti tanyan herkes tarafndan benimsenmiti. Emir Mua-viye'nin seilmi otoriteye kar isyan etmesi taraftarlklar krklemi "hakem" olay ile bu su yzne kmtr. ia'nn akidevi rgtlenmesinin daha sonra olmasn Hz. Ali'nin yayor olmasyla aklayabiliriz. Rasululah'm dizleri dibinde yetien bu insan kendi karna da olsa hi bir arla meydan vermiyor, bu konuda en fazla titizlik gsterdii kesim de yaknlar ve ias oluyordu. Hz. Ali'nin hicri 41 ylnda bir haricinin suikastine kurban gitmesiyle siyasi olarak oktan hizipleen iann akidevi olarak da hiziplemesinin nveleri atlr. Artk dava sadece hakll savunmak deil mmetin elinden kl zoruyla alnm (gasbedilmi) bir hakk geri almaktr. Hz. Hseyin'in ehadetinden sonra ortaya kacak olan geleneksel 'vasiyet ve 'imamet1 inancnn ferdi tezahrleri Hz. Hasan'a ulatnda, o bu inanc reddeden tavrlar sergileyecektir. Bilindii zere daha nce de Hz. Ali'den, lm deinde yerine Hasan' brakmas istendiinde, bu teklifi reddedip mmetin iini mmete braktn sylemitir. Yani ia'y bildiimiz anlamda ia yapan temel.ilkeler ferdi dzlemden toplumsal dzleme gememitir. Dahas, ancak mam Ali'nin ehadetiyle "gaib imam" ve "ric'at" fikirleri Hz. Hasan gibi nc isimlerin itirazna ramen alt kesimde tartlmaya baland. Hz. Ali'nin salnda tartlan tek mesele vard, o da "efdaliyet". Emevilerin ynetimi ele geiri tarzlar, icraatlar ve dahas Haccac, Mslim b. Ukbe, Bsr b. Ertad, bn Ziyad gibi yneticiler eliyle giritikleri katliamlar zulme urayan ynlar mazlumlarn szcln stlenen ia imamlarnn safna itti. Hz. Hseyin'in ehadeti barda taran son damlayd. Kerbela'daki soykrm insanlarn zerinde derin ve kalc izler brakmt. ehid edilmekle kalmayp cesedi rlplak soyulan ve ba kesilen Hz. Hseyin'in mal yamalanyor, ehline sarkntlk ediliyordu. slam sava hukukunda kesinlikle yasaklanan iler yaplyor, ailenin beikteki bebekleri dahi kltan geiriiyordu. Bu manzaray yaayan, gren ve bilen insanlarn nasl bir ruh haline sahip olacan tahmin etmek zor deil. Hz. Hseyin'den sonra Hz. Ali'nin Fatma (r)'dan olmayan olu Muhammed b. Hanefyye'ye (h. 81) biat eden taraftarlar sayesinde "ia" geleneksel ilkelerine kavutu. ia'nn bilinen anlamda bir mezhebe dnmesi yava yava ve hadiselerin tesiriyle olmutur. lkin sayg ve sevgiye dayal 'zel bir dostluk grubu' olan Ali ias, tahkim olayyla siyasi bir frkaya, Hz. Hseyin'in ehadetinde sonra da kelami ve fkhi bir mezhebe dnecektir. Bu srecin tamamlanarak bugnk halini almas ok daha uzun srecektir. lk tartlan "efdaliyet" meselesiyken Hz. Ali'nin vefatyla "ric'at", Hz. Hseyin'in vefatndan sonra da "vasiyet" ve "imamet" ilkeleri yava yava yerlemitir. "Beda" ve "gaib imam" inanlar bunu takip etmitir. Muhammed b. Hanefyye Hz. Hseyin'in kyamn devam ettirecek liyakati tamaynca imamlkla komutanlk ayrlyordu. Halktaki potansiyele Emevi tepkisini kinetize etmek isteyen insanlarn Emevi ynetimine kar balattklar tm kyamlar, ilgisi olsun olmasn dorudan "ia" hanesine yazlyordu. Kyamclarm da iine geldiinden bunu reddetmiyorlar, bilakis onlar da kendilerini ehl-i beyt'e nis-bet ediyorlard. Kfe'de ayaklanan el-Muhtar b. Eb Ubeyd es-Sakafi (. 67) de bunlardan biriydi. Bu zat ia'nn ilkelerini sistematik bir biimde vaz ederek daha sonraki klasik ia ekollerine rneklik etti. Muhammed b. Hanefiyye'den sonra yerine Hz. Hseyin'in hayatta kalabilmi tek olu Ali (. 95) geti. ok ibadet ettii iin Zeynu'l-Abidin (ibadet edenlerin ss) olarak anlrd. Emevilerden izin alarak ekildii Medine'de siyasi olaylara hi karmam, yrrlkteki ynetimi de eletir-memitir. Hz. Hseyin'in ehadetinden sonra Emevilere kar ehl-i beyt adna ilk kyam eden Hz. Hseyin'in torunu mam Azam'n hocas Zeyd b. Ali'dir, (. 122). ehadeti zerine olu Yahya Horasan'da kyam etmi ve kyafalar srp gitmitir. Bu kyamlar gznne alndnda ia akidesinin neden muhalefet akidesi olduu daha iyi anlalabilir. Bu arada dikkati eken bir durum da Hz. Hseyin'den sonra birdenbire ia ekollerinin oalmas ve her birinin kendine zg ilkeler edinmesi vakas. Bunlardan bazlarna kar amansz bir mcadele veren ana ia gruplar bu mcadelelerinde pek baarl olamamlar, arlk (gulat) yanllar ana ekoln ok sert tavrlarna ramen yle ya da byle varlklarn devam ettirmilerdir. lerinden bir ounu gulat (arhlar)m oluturduu bu irili ufakl frkalarn knn gerekesi u olabilir: Ana kitlenin yaptrm gc yoktur. eitli sapmalar ve kopmalar karsnda kullanabilecei bir devlet basks olmadndan aresiz kalmaktadr. Bu da sapknla yatkn insanlarn bu duygularn kamlamaktadr. ia'nn muhalefeti temsil ediyor olmasndan dolay bu sapmalar ynetimin de iine geldiinden, gulat'a ses karmad gibi tevik ediyor olmas da kuvvetle muhtemeldir. Bu ve daha baka sebepler yznden tarih boyunca iann ana kitlesinden kopma ve sapmalarn snni ana kitlesindeki sapma ve kopmalardan ok daha fazla olduu grlmektedir.[110] Osman (r) ias ve Mrcie'ye Dnmesi lk tarihi kaynaklar siyasi anlamda ilk hizbin Hz. Osman ias olduunda mttefiktirler. Gerek bn Hiam, gerek Taberi, gerekse bn Sa'd gibi otoriteler eitli vesilelerle buna deinir ve hatta bazlar bu deyimi (Osman ias) zelikle kullanrlar. "Osman iasi"nn siyasi bir parti olarak teekkl ettiini belirtmi, onun ehadetinde tabutunu tayanlardan birinin kendilerini "Osmanclar" olarak nitelendirdiinden yukarda sz etmitik. meyyeoullar (Beni Muayt) Mekke'nin en varlkl ve kalabalk kabilelerinden biridir. nc halife Hz. Osman bu kabileye mensuptur ve kendisi de kabilesinin dier fertleri gibi olduka varlkldr. Rasulullah'n bi'setinden sonra ona en ok tepki gsteren ailelerden biridir meyyeoullar. Mekke'de kurduklar saltanatn yklaca endiesi onlar Peygamber'e kar kmaya yneltmi, bu uurda ellerinden gelen hi bir eziyeti arkalarna koymamlardr. te bylesine bir aileye mensup olan Osman (r) kabilesinin bu tavrna ramen mslman olmayakarar vermi, Ra-sulullah Erkam'n evine girmeden nce Talha (r) ile birlikte mslman olmulardr. Yap olarak olduka yumuak ve halim-selim olan Hz. Osman'a Rasulullah iki kzn vermek suretiyle iltifat etmitir. Kabilesinin onun mslman olmasna gsterdii tepki dayanlmaz boyutlara gelince, ilk defa izin alp Habeistan'a hicret eden Hz. Osman ve hanm olmutur. Bedir'e Hz. Rukiyye'nin hastalndan dolay katlamayan Osman'a Rasulullah (s) katlm gibi muamele etmi ve ecrini de alacan sylemitir. Servetinin okluu ve cmertliiyle bilinen Hz. Osman ilk slam devletinin mali ykn bir ok kez tek bana omuzlam, bu uurda elinden gelen hi bir fedakarl esirgemeyerek Rasulullah'n tevecchne mazhar olmutur. Hz. Osman'n da mensubu olduu kabile sonuna kadar ayak diremi, Bedir'den sonra mslmanlara kar mrikleri rgtleyen insanlar da hep bu kabileden kmtr. Fetih srasnda mrik Mekke toplumunun ynetimi bu kabile elindedir. Mekke'nin fethine kadar slam'a kar savaan bu insanlardan bir ou Fetih'le slam halkasna dahil olmutur. Bunlar arasnda Ebu Sfyan, Muaviye, Velid b. Ukbe, Mervan b. Hakem, bn Ebi Sarh gibi isimler vardr. Bu isimlerden peygamberin daha salnda sorun karanlar olduu gibi daha nce irtidat edenler de^ vardr. Mervan b. Hakem yapt ho olmayan bir hareket yznden Rasulullah tarafndan Taif te mecburi ikamete tabi tutulmu, ilk iki halife'den Medine'ye dnmek iin izin istedii halde izin alamayan Mervan Hz. Osman'n izniyle (bir rivayette emriyle) Medine'ye gelmitir. Velid b. Ukbe hakknda yapt olumsuz

bir iten dolay Hucurat 6. ayeti nazil olmutu. Bunun babas Ukbe b. Ebi Muayt da ok nceleri mslman olup, arkada bey b. Halefin knamas zerine onu raz etmek iin irtidat etmiti. Vahidi Esbab-Nzul'nde A'raf, 27. ayetin bunun hakknda nazil olduunu syler. Velid b. Ukbe Hz. Osman dneminde Hz. Sa'd b. Ebi Vakkas'n yerine Kfe valiliine getirilecek, ikiye mptela olduundan dolay ahkeme edilerek ceza tatbik edilecektir. Bir keresinde, ay- ismin sabah namazn drt rekat kldrmas zerine cemaatten itirazlar ykselince daha istiyorsanz artrayim diyecektir. bn Ebi Sarh ise daha nce mslman olup sonra irtidat etmi, Rasulullah tarafndan Ka'be'nin rts altnda da olsalar bulunduunda ldrlmeleri emredilmitir. Hz. Osman'n tavassutuyla lmden kurtulan bn-i Ebi Sarh, sonunda RasHullah'a teslim olmutur. Hz. mer'in setii ura'ya hakem olan Hz. Abdurrah-man b. Avf, hicrette Medine'de karde klnd Hz. Osman'a biat edince Hz. Osman Rasulullah'm nc halifesi olarak greve balamtr. lk icraatlarndan biri olarak eski valilerin yerine yenilerini atayan Osman (r) Taif srgnnden getirttii Ha-kem'in olu gen Mervan' da hilafet katipliine (badam-manlk) getirmitir. Bu durumlardan ilk yaknan Hz. Aie olmutur. Ardndan azledilen valiler de honutsuzluklarn belli ederler. Yeni atanan valilerin olumsuz uygulamalar halife aleyhinde bir kamuoyu oluturunca n alnamaz hadiseler balam ve Hz. Osman'n ehadetiyle neticelenmitir. Olan olmutur artk. Yeni halife'den; akraba olsun olmasn, er'i vasisi ya da varisi bulunsun bulunmasn herkes kan talebine kmtr. Yeni halifenin "bunu en az ben de sizin kadar istiyorum. Biraz sabredin, devlet gc elimize gesin, ondan sonra bu ii aklayalm" demesine kimse aldrmamtr. Bundan byle, "Sava m? Hayr!.." diyerek mmetin birbirine dmemesi iin cann ortaya koyan Hz. Osman adna yaplacaktr tm hakszlklar, kanunsuzluklar, katliamlar. Hz. Osman'n vefatnda slam topraklarnn byk bir blmn ellerinde bulunduran meyyeoullarna mensup valiler meru halifeye kar bakaldrmilar, bahane olarak da Hz. Osman'n kann ileri srmlerdir. Bilinen yntemlerle hilafet meyyeoullarmn eline geince siyasi, askeri ve dini alanda kkl deiiklik gerekletirilmitir: 1) ptal edilen ra ve ikame edilen veraset mmetin siyasal katlm demeye gelen ura Rasulullah ve halifeleri tarafndan slami siyasetin dinamii klnmaya allrken Beni meyye ile bu iptal edilmi, yerine Kayser ve Kisralar'n yntemi olan babadan oula veraset (saltanat) sistemi getirilmitir. Bu sistemde devlet bir zel itflie dnmektedir. slami hilafette 'otorite' yalnz Allah (cc.) iken ve mlk O'nunken, saltanatta, kullar bu konuma gemektedir. Raid halifeler kendilerini "Rasulullah 'in halifesi" olarak takdim ederken beni meyye hanedan kendilerini "Allah'n halifesi" olarak takdim etmilerdir. Bu ikisi arasndaki mahiyet ve mantk farkn kavradmzda bunun slami siyasette ne demeye geldiini daha iyi biliriz. 2) Cihadn kurumlamas: Bu da dzenli ordu kurularak gerekletirilmi. ncekiler cihad bir ibadet olarak yaparken, dzenli orduyla 'ci-had' bir meslee dnm ve toplumu oluturan fertlerdeki dinamizmin bu gl kayna kurumlatrlarak kurutulmutur. Hanedan bununla bir ka yarar birden salamtr: Nebevi Hilafet dneminde ordunun tabii birer yesi olan mslman halk yrtme gcnn (iktidar) de tek fiili dayanadr. Bu, ynetilenlerin ve ynetenlerin birbirlerini karlkl olarak denetledikleri mkemmel bir otokontrol messesesidir ki, bunu slam d hi bir sistem bu denli ideal bir biimde gerekletirmeye muvaffak olamamtr. Ordunun kurumlamasyla tek fiili kontrol mekanizmas olan ynetilenlerin elinden bu g alnp ynetenlerin eline verilmitir. Byle yaplnca, tm gler bir merkezde topland ve altn denge bozuldu. Artk yneticilerin zulmne kar halkn elinde kar koyacak bir g yoktu. Yneticiler istedikleri her eyi ellerinde bulundurduklar askeri g sayesinde hakka ve halka ramen yapabileceklerdi. Ordunun kurumlatrlmasyla gelen bir felaket de "u olmutu: zellikle Beni meyye hanedan dneminde ele geirilen Afrika topraklarndan toplanan cahil ve vahi berberi nebati ve kipti genleri hilafet merkezine gnderilerek orduya almyordu. Brakalm bir mslman, akl banda bir insann bile ileyemeyecei korkun cinayetler ve katliamlar, yneticiler, bu askerler eliyle liyorlard. Kabe'yi mancnklayan, Harre gn Medine'de sahabe kz ve kadnlarnn namusuna tecavz eden, toplu katliamlar yapan, bebeleri ve kadnlar ldren, Rasulullah'n kabrini kirleten saltanat ordusu zellikle bu askerlerden oluturuluyordu. Yoksa, tfein icad edilmedii, giyotinin bilinmedii bir zamanda devletin bir tek valisinin 120.000 kiiyi klla katletmesi nasl mmkn olacakt? 3) Resmi mezhep: Hulefa-i Raidin'den sonra, Nebevi siyasetin dinamiklerinin bylesine tahrip edilmesine ramen fkh (ki buna akide de girer, ilk dnemlerde bu ayrm yoktu. Akide fkh- ekber idi) ehliletirilmemiti daha. Fkhn (akidenin) ehliletirilmesinin iki yolu vard: Ya ulemay satn almak, ya da sulta ulemas yetitirmek. Bu dnemde ikisi de denendi. Satn alnamayanlardan susmalar istendi. Buna ramen susmayanlar Hicr b. Adiyy, Said b. Cbeyr, mam Azam, mam Malik gibi ya ehid ya da ikence edildi. Ancak ynetim asndan bu ok riskli bir iti. Halkn sevdii ve gvendii alimlerin bylesi muamelelere maruz kalmas tepki ekiyordu. Ynetim meseleyi inanc resmiletirerek kknden halletmek istiyordu. Tek sebebi bu deildi elbet. Sultani hilafet'in balamasyla yaplan onca zulmn ve fkn ardndan ortaya atlan bir yn soruya cevap bulunmaya allyordu. rnein Busr b. Ertad Yemen'e vali olunca ilk olarak Hz. Ali'nin valisi Abdullah b. Abbas'n iki kk ocuunu analarnn gz nnde katlediyor, bunu gren anne ldryordu. Medine'ye giren hilafet ordusu ou sahabe yakn olan Medine kadnlarna tecavz ediyordu. Ka'be mancnkla talanyor, atee veriliyor, ldrlen insanlarn cesetlerine akla hayale gelmedik ikenceler yaplyordu. Bunlar sosyal olan crmlerdi. Bir de halifelerin ahsi yolsuzluklar, taknlklar ve irtikab ettikleri kimi haramlar vard. Sorular sorulmaya balanmt: Bu gibi byk gnahlar (kebire) yapan mslman olabilir miydi? Mslman olursa nasl olur, deilse ahirette nasl muamele grrd? Sorular uzayp gidiyordu... Bu sorulara cevap bulma tela iki eyi gndeme getirdi: man-amel mnasebetleri ve kader konusu. Bu konularda youn bir tartma balam, hizipler ortaya kmt. Kimisi 'amel imandandr' derken kimisi 'amelle imann hi bir ilikisi yok" diyordu. Hariciler ameli imann kendisi sayarak "kebire" (byk gnah) sahibini tev-be etmedii srece kafir-mrted ilan ettiler. Mutezile bu konuda Hariciler gibi ar gitmiyor, amel imandandr, mrte-kib-i kebire tevbe etmedii srece ne cennette ne cehennemdedir diyorlard. ia da bu konuda onlar gibi dnyordu. Bir kesim daha vard ki amelin imanla ne zatnda, ne sfatnda hi bir ilgisi olmadn savunuyordu. Kii hangi gnah ilerse ilesin onun imanna bunun hi bir zarar olmazd. Bunlar sonradan Mrcie olarak isimlendirilecekti. Miircie kulun abasnn faydasz olduunu, dolaysyla gnahnn da zararsz olduunu sylyordu. Hi kimse iin dnyada hkm verilmez, ididasiyla bata asr- saadetteki-ler olmak zere mnafk zmresini mmin addediyorlard. Zulmedene "zalim" demeyi, fsk ve fcur iinde yzene fa-sk facir demeyi Allah'n hkmne mdahale olarak gryor, "dnyada hkm olmaz hkm ahirettedir" tezini savunuyordu. Bu inanta olan bazlar iman yalnzca Allah' bilmek olarak tanmlyordu. Tabi bu durumda kfr de Allah' bilmemek oluyordu. Bu tarife gre Allah' bildikleri gibi ona inandklarn Kur'an'daki ayetlerden (Lokman, 25; Zuhruf, 8; Mu'minn, 84-89) rendiimiz mriklerin bile m'min safnda olmas gerekecekti. Yine bu sapk inan farziyeti tartlmaz olan Emr bi'l-ma'ruf Nehy ani'l-mnker'i fitne olarak gryor, yneticilere hakikati sylemeyi 'fitne karmak1 olarak niteliyordu. Zulme bakaldran sahabi, tabiin ve imamlar "fitneci" olarak vasflandryordu.

badetlerin toplumsal boyutlarn iptal ediyorlar; cuma, hac, bayram namaz gibi ibadetlerde tahrifat ve deiiklik yapmak iin gerekirse hadis uyduruyorlard. Zalim ve fask yneticilere kar yaplan cihad haram sayyorlar, fitne, sabr, gybet gibi slami stlahlar yneticilerin iine gelir bir biimde tahrif ediyorlard. Mrcie'nin snflarn ve inanlarn detaylaryla anlatan e-Milel ve'n-Nihal ve el-Fark Beyne'l-Frak gibi kaynaklarda uzun uzadya verilen teknik bilgileri buraya almaya gerek grmedik. Bize asl lazm olan Mrcie'nin bu inanlarnn sulta tarafndan nasl kullanlddr. Yukarda andm kaynaklar ve onlarn dndakilerde Mrcie hakknda verilen bilgilerde bariz bir karklk ve belirsizlik var. Bu bilgilerden yola karak Mrcie'yi bir yere yerletirmek mmkn deil. Bu hizipten sz eden kaynaklar bazen birbirine taban tabana zt bilgiler de iermektedir. Lakin bu belirsizlik tmyle tarihilerden kaynaklanmyor. Biraz da Mrcie inancnn temelde oportnist oluundan kaynaklanyor. Olduka kaypak ve eyyamc olan bu inan tarih boyunca her zaman mntesip bulabilmi, bugn de ynetimlerin tevik ve desteiyle varln srdrmektedir. Mrcie inancnn hem kaderiye hem cebriye, hem hariciye, hem mutezile'den ballar bulunduu gerei bu konuda, kaynaklarn tmnn neredeyse zerinde ittifak ettikleri tek nokta. Doru. Bu kadar eyyamc, yaltak bir inann, tm ekollerdeki anaklar cezbetmesinden daha doal ne olabilir? Bugn yaayan tm slam mezheplerinde Mrcie'yi aratmayan tipler bol bol kmaktadr. Suya sabuna dokunmayan bu tipler kendilerini hangi mezhepten gsterirlerse gstersinler temelde onlarn mezhebi birdir: Oportnizm. Oportnizm ise Mrcie'nin iardr. Ve bu tipler gerek gemite gerek gnmzde zalim ve fask ynetimlerin en ok houna giden tipler olmutur. Nasl m? meyye dneminde olduu gibi. slam akidesinin nasl arptldna bir rnek vererek bugn msl-manlar bekleyen en byk tehlike olan 'mrcie' tavrnn temellerini gstermeye alalm. Hz. Hseyin'in bann da iinde bulunduu 18 ehl-i beyt kellesi Yezid'in nne boaltlnca, daha fazla ac ektirmek iin huzuruna getirttii Hz. Zeyneb'in hesap soran baklarn yle cevaplandracaktr Yezid: "Allah'n, senin ehl-i beyt'ini ne hale getirdiini gryor musun ?" "Onlara nasl kydn ? " sorusuna "Onlar Allah ldrd" biiminde karlk verecektir.[111] Allah'a iftira etmenin daniskas olan bu inan devletin resmi dini (mezhep) haline getirilmitir. Bunun yaygnlamas iin zndklarn uydurduklar hadisler delil olarak kullanlyordu. nl muhaddis Suyuti, El-Leali'sinde bu dnemde sultanlara yaranmak ve yaltaklk yapmak iin hadis uyduranlarn haddi hesab olmadn kaydederek, sultanlarn fkn merulatracak delil bulamayan 'sulta alimle-ri'nin bunu icad etmekten kanmadklarn syleyecektir. Emevi halifesine "onlar Allah ldrd" dedirten inan buydu. La lahe llallah' "la faile illallah" (Allah'tan baka fail yoktur) biiminde yorumlayarak; Haimoullar'ndan Bedr'in cn aldn syleyenleri, Kur'an'i oklayanlan, mslmanlann maln rzn heder edenleri bu ekilde temize karyorlard. Allah'tan baka fail olmadna gre btn bu olan bitenlerde kimsenin bir suu yoktur. Btn bunlar, -haaAllah yapmt. Tarizde bulunan Allah'a bulunmu olur, isyan eden de yine onun takdirine kar isyan etmi olurdu. Yneticiler sadece Allah'n seip gnderdii masum birer kl, birer aletti. Allah gemi mmetlere nasl melekler eliyle azap etmise, imdikilerden azab hak edenlere de yneticiler eliyle azap ediyordu. Bu yzden yneticilere "dur!" demek Allah'n takdirine kar gelmekti. Bu zalimler bir "azap melei" kadar masumdurlar. Kulun rzgar nndeki yaprak gibi sorumsuz olduunu leri sren "cebir" inanc byle ortaya kt. Yneticiler eliyle de desteklenerek yayld. Buinanlarbir "msekkin", bir "narkoz" gibi kullanlarak insanlar uyuturulup srletiriliyor, ardndan da koca bir mmetin maddi ve manevi, dini ve dnyevi tm deer ve imkanlar talan ediliyordu. Sulta bu talan gerekletirirken birileri de postunun zerinde, onu merulatrmann felsefesini yapyordu: "Fail de hak, meful de hak, beden itibaridir.." Amel-iman mnasebetlerinin gndeme gelii de bu yzdendi. Bunca zulm, ahlkszl ve sapkl icra eden yneticileri baka trl aklamak mmkn deildi. Onlar ancak byle aklanablirdi. "Dnyada hkm verilmez" inanc da bu amaca hizmet ediyordu. Emr bi'1-ma'rufu fitne sayp zulme kar kanlar "fitneci" olarak nitelendirenler zalim yneticilerden bunun karln atyye-i ahane olarak fazlasyla alyordu. Ynetimin icraatlarndan ikayet etmeyi bile "Allah'n takdirine kar gelmek" olarak gren bu sapk inan, yneticilerin iltifatna ve desteine mazhar oluyordu. Bunlarn dnda bir baka kesim de ses geirmez kaln duvarlar arkasnda "bir post bir dost" slogann bayraklati-nrken, btn bu olup biteni "cilve-iRabbani" ve "tecelliyat- ilahi" sayyorlard. Bu kesimin "makam- hayret"e ulamas iin bunca kann dklmesi, bunca fkn ilenmesi lazmm gibi, onlar da yneticiler gibi bu yaplanlar "meratp" atlamak iin bir vesile sayyorlard. Mrcie inancnda olanlar mazlumlar fitne karmakla sularken zalimleri de aklamayaahiyoiardi. Bu meyanda nl Emevi valisi Haccac'n nasl muttaki, abid ve zahid biri olduunu ispatlamak iin rivayetler retiliyor, dzme koma hikayeler el altndan yaylmaya allyordu. Bu adam hakknda nl kraat alimi Asm yle der: "Allah'n haram klp da bu adamn yapmad hi bir ey kalmad." Abdullah b. Mes'ud'un "mnafklarn elebasdr" dediini duyan Haccac "O'nun kraatyla Kur'an okuyann kellesi uurulacakr, bu kraati domuz derisine yazana hil'at vereceim" diyordu. Hz. mer b. Abdulaziz de Haccac iin yle demiti: "Dnyadaki tm fasitler bir araya gelerek pisliklerini icra etseler onun habaseti hepsim geer" te byle birini tezkiye etmek iin binbir dereden su getiriliyordu. Kur'an'a i'rap koydurmas, baz beldeleri ele geirmesi onun yapt bu zulmleri merulatrmak iin yeterli olamazlar. Arap rks ada yazarlardan bazlarnn bu gibileri Arap dehas olarak lanse etmelerini anlayabilsek de baz mslmanlarn Haccac' aklama ve savunmalarn hala anlayabilmi deiliz. te Mrcie bu gibi inanlaryla yneticilerin zulmne destek verirken buna tepki olarak Mutezile ortaya kyordu. Bazlar, mam Azam'a, amel-iman mnasebetleri konusundaki itihadndan dolay "mrcie" yaftasn assalar da, hayatn mazlumlara destek vermek ve zalimlere kar koymak urunda harcam birinin bylesine eyyamc ve menfa-at bir zmreye mensup olmas elbette dnlemez. Herkesin hayat ortada. Ona "mrcie" diyenlerin nasl yaadklarn biliyoruz. Zulm ve sultay reddetmede mam'n topuuna ulaamayanlarn onu "mrcie" ilan etmesinin temelinde insanlarn hayatna dorudan deil de "dedi-demi"in mazgalndan bakma alkanl yatmakta. Hanefi mezhebinin nl alimlerinden Cessas, iman ile birlikte ilenen hi bir gnah sahibine zarar vermez inancyla yneticilerin zulmn ve fkn merulatrmaya alan Mrcie'nin bu tavryla mmete yapt ktl dile getirir. Onlarn bu teslimiyeti tutumlarnn mslmanlan sonunda nasl bir zillete srkledii tesbitini yapan Cessas, kendi andaki bozuk grntnn temelinde bu sapk inancn yattn vurgular.[112] Buraya kadar ki anlattmz Mrcie, bugn de varln deiik isimler altnda devam ettiren ve tarih boyunca yneticilerden yardm gren 'eyyamc' Mrcie'dir. Bu akmn yneticileri ve ynetimleri ho gsterme usulleri farkl farkldr. Daha nce de sylediimiz gibi slami kavramlar te'vil ve tahrif ederek balarlar ie. 'Cihad' kavramn Kur'ani anlamndan kaydrmak yaptklar ilk ilerdendir. ada Mrcie laisizmin mslmalann iindeki keif kolu gibi almaktadr. Tarihte ve gnmzde ortaya kan kimi akmlar dinamiklerine ve inanlarnn tezahrlerine bakarak. Mrcie'nin ok ar kollar (gulat- Mrcie) saymak mmkn, slami cihad kavramm tahrif edip bununla ilgili ayetleri inkar eden, yneticilere kar gelmeyi gnah sayan, dinde siyasetin olmadn savunan, kafirlii tartlmaz olan ynetimleri bile 'mslman' gstermeye alan ada Mrcie'nin bu konudaki en ar iki rnei ngiliz smrgeciliinin rahminde dllenen Bahailik ve Kadyanilik'tir.

Ancak tarihte ayn adla hret bulmu bir mrcie ekol daha var ki, bunlar zulm ve zalimi merulatran 'eyyamc Mrcie'den tamamen farkldrlar. Beni meyye'nin zulmn temize karan, iman-amei arasn ayrma iini ynetimin hizmetinde .kullanan Mr-cie'yle 'kyama Mrcie'nin 'irca' inanc birbirinden farkldr. Kyama mrcie eyyamc Mrcie'den ok sonra Irak'n dousundaki yeni fethedilen blgede ortaya kmtr. Bunlar zalim yneticileri deil zulme urayan fertleri savunmulardr. Bilindii gibi Emeviler mer b. Abdlaziz gelinceye kadar yeni fethedilen blgelerin mslman olan ahalisinden zorla cizye almay srdryorlard. mer b. Abdlaziz, "Allah Muhammed'i tahsildar olarak gndermedi!" diyerek bu zulme son vermiti. Onun lmnden sonra, zellikle Horasan ve evresindeki Trkler ve dier kavimlerin mslman olmalarndan dolay cizye gelirlerinin dtnden yaknan tahsildarlar bu duruma bir are bulunmasn istiyorlard. nsanlarn ve yeni fethedilen blge halklarnn topluca Allah'n dinine girmelerini cizyeden ka olarak deerlendiriyorlard. Bunda inandrc olmak iin yeni mslman olan bu halklar sapk gstermeye alyorlar, iplerini ellerinde tuttuklar baz saray mollalar azyla bunlarn mslman-Iklan konusunda aslsz ayialar yayyorlard. Bu nedenle, bu dnemde yaayan ve zellikle Arap olmayan nl simlerden 'zndk'hk damgas yemi olanlara, bir hakszla alet olmamak iin ihtiyatla yaklamak gerekmekte. Emevi ynetimi hicri 110 ylnda cizye gelirlerinden mahrum kalan hazinenin kasalarn doldurabilmek iin dine toplu girileri zorlatrc kimi tedbirler ald. Bu tedbirlerden bir tanesi de bir a'cem (Arap olmayan)'nin mslman saylmas iin ihdas edilen yeni artlard: Bunlardan bazlar: 1. Snnet olmak: Bu art o gnn koullarnda ele alnmal. Yeni mslman olanlar ne bebe ne de ocuk idiler. He-menhepsi yetikin insanlard. O gnn ilkel artlar gzn-ne alndnda bunlarn snnet olmalar kolay olmuyordu. 2. Farzlarn ikamesi: i 'fetih' ad altnda ganimetilie dken ynetim, mslman olur korkusuyla slami tebli, dini eitim ve retimden zellikle mahrum brakt halktan, daha asgari bilgiye sahip olmadklar dini en yksek dzeyde yaamalarn istiyordu. 3. Husn-uslam: Bu art, okkas tarts olmayan bir husustur. Vali ya da vergi tahsildar istedikleri kii ya da kiiler hakknda canlar ektii zaman bunun aksini isbat edebiliyorlard. 4. Kur'an'dan bir sure okumak: Bir anda binlercesi slam'a giren bu insanlarn arap olmadn, dolaysyla ksa zamanda arapaya vakf olup Kur'an' renemeyeceklerini ynetim de biliyordu. Horasan'n cizye tahsildar vali Eres'e "nsanlar slam' kabul edip mescidler yaptrdlar. Ne yapaym?" diye sorunca Vali'den u cevab alyordu: " -Harac ve cizyeyi eskiden kimden alyorsanz imdi de aynen eskisi gibi almaya devam ediniz." te kyamc Mrcie'yi ortaya karan ilk kvlcmn sebebi ynetimin bu haksz tutumu olmutu. Semerkant yaknlarndaki bir blgede yeni mslman olan yedi bin kii bu haksz uygulamaya kar bakaldrd. Yedi fersah apndaki bir alana kamp kuran slam'n bu yeni salikleri'nin tek slogan "La ilahe illallah Muhammedu'r-Rasulullah" idi. te bu noktada yeni bir akn dodu. Bu hakszla urayan mazlum insanlarn haklarn savunmak iin bir grup kari (alim) ve fakih onlara katld. Bu fakihler ynetimin szkonusu uygulamasn boa karmak ve gayr-i meru ilan etmek iin bir takm fkhi deliller getirdiler. Doal olarak tartlan mesele iman-amel mnasebetleriydi. Sebebi de yeni mslman olan binlerce insann arrellerindeki noksanl bahane eden ynetimin, mslman olduklar halde onlar kafir sayarak 'cizye' almasyd. Szkonusu alim ve fakihler ynetimin zulmne maruz kalan bu insanlarn mslman olduunu isbatlamak iin "irca" (havale etme, karar mercii) fikrine ba vurdular. Szkonusu alimlerin tezleri uydu: Kitle halinde slam' kabul eden bu insanlarn mslman olduklarn ilan edip kelime-i ehadet getirmeleri onlarn mslman olduklarn kabul iin yeterliydi. Bu durumdaki birinin inancnn shhatine hkmedilirdi. Bylesi bir insana "yok sen mslman olmadn halde yle grnyorsun" denilemezdi. Hele hele bunlar kafir sayp cizye almak caiz deildi. Bazen cizye vermemekte direnenler Emevi valilerince kan ve mal helal saylp ldrlyordu. Bu zulm toplu katliamlara kadar vardrlyordu. Alimler bunun nne de set ekmek iin ynetimi ikrarlar kabul etmeye ve kalpleri asl sahibi olan Allah'a havale etmeye (irca) ardlar. Bu fikri kabul edenlere de 'irca' fikrini kabul eden kimse anlamnda 'mrcie' dendi. Daha sonra "sap" "samandan" ayrdedemeyen bazlar bu kyamc mrcie ile oportnist mrcie'yi birbirine kartrd. Bu 'kyamc Mrcie' ile 'eyyamc Mrcie'yi birbirine kartrmamak gerek. Bunlar'in Allah'a havale ettii eyleri eyyamc Mrcie sultanlara ve yneticilere havale ediyordu ki bu Allah'la sultan arasndaki fark kadar birbirinden farkl ve bir o kadar da uzak eylerdi. 'Eyyamc'lar insanlar kula kul etmeye arrken (sultana irca) 'kyamc'lar insanlarn Allah'a kul olduunu hatrlatarak (Allah'a irca) sultanlara kar onlarn hakkn savunuyordu. Birincilerin saltanat korumak iin kullandklar 'irca' fikrini ikinciler mazlumlar korumak iin kullandlar. Bu kyama katlan alimler arasnda u isimler vard: Ebu eyda Salih b. Tarif, Rebi' b. mran et-Temim, Kasm e-eyban, Ebu Patma el-Ezd, Bisr b. Curmuz ed-Dab, Halid b. Abdullah enNahv, Bir b. Zenbur el-Ezd, Amir b. Beir el-Hacned, Beyan el-Anberi, smail b. Akabe ve Sabit b. Katane. Kyamc Mrcie mslman olan yabanclarn snd bir snak haline gelmiti. Bu ekoln mensuplar ynetimin kendilerine kar yapt bu haksz muameleyi protesto iin bir kez de Buhara'da ayaklanmlar, kentin byk camiine doluarak yksek sesle ehadet getirmeye balamlard. Ancak kentin valisi bunlarn mslmanln kabul etmedi ve ilerinden drt yz tanesini ast. Emeviler rkl bir devlet politikas haline getirmilerdi. Bu dnemde buna benzer bir k da Basra'da oldu. Vali kentte meskun bulunan mevali (arap olmayan) msl-manlarn srgn edilmesini emredince bu mazlum halk geni bir dzlkte toplanp "Va Muhammeda! Va Muhamme-da!" diye alatlar . Basra'nn vicdann sultaya satmam alimleri de onlara katlp onlarla birlikte alatlar ve onlarn zaferi iin dua ettiler. Kyamc Mrcie'nin bu baarsz kyamlar daha sonra da srd. Bunlarn en by ynetimin zulmlerine ve rk politikasna kar bir patlamaya dnen Haris b. S-reyc'in Hiam b. Abdlmelik'e kar balatt kyamd. Bu kyamn ikinci adam slam fikir tarihine 'cebr ve irca mtefekkiri' olarak geen Cehm b. Safvan'dir.[113] Kyamc Mrcie'nin bu ksa zetinden de anlalaca gibi mam- Azam'i bir acemi olarak iman-amel mnasebetleri konusundaki nl itihadna ynelten sebeplerden biri belki de en nde geleni bu olaylardr. Zulmn en kne bile ucundan kysndan da olsa bulamayan mam Azam'dan o gnk artlar altnda bundan bakasn beklemek abes olurdu. Ancak mam'm baz itihadlarna zamann ve hadiselerin yapt etkiyi gremeyen daha sonraki kat nakilci mantk, ya yeri ve zaman demeden!)unlara bir 'nass' gibi sarlm ya da bazlarnn yapt gibi kestirmeden 'mrcie' deyip damgalamtr. Doal olarak sonunda her ikisi de ayn kapya kmtr. Zalim ve fask yneticilerin at kampanyalar vastasyla neo-mrcie'nin yaygnlatrlmaya alld gnmzde ada Mrcie'nin tarihi roln bilmek daha bir nem arzediyor. Mrcie inancn ve bunun fiili sonularn maddeler halinde yle zetleyebiliriz: 1. Ameli hi bir ekilde hesaba dahil etmeyerek dini vicdanlara hapsetmek. Bu manada ilkel bir laisizmi de bnyesinde barndran Mrcie'nin amac iman sadece ikrar sayarak bir hayat nizam olan slam' en hassas yerinden vurmak. 2. Siyasi mezhepleme: Bizans'ta yrrlkte olan devletin dine mdahale geleneinin slam'da da balamasna sebep olarak bir "devlet dini"nin ortaya kmasna nclk etmek.

3. Emr-i bi'1-ma'ruf ve nehy-i ani'l-mnker gibi bir farizay fitne olarak niteleyip dinin temellerini sarsmak ve toplum eliyle yneticileri kontrol etmesi anlamna gelen bu kurumu iptal etmek. 4. zellikle hacc, cihad, zekat, namaz (cuma ve bayram namazlar) gibi ibadetleri asr- saadetteki fonksiyonlarndan uzaklatrarak slam' siyaseti ibadet, ibadeti siyaset olan bir din olmaktan karp yalnz "ibadi" hale sokmak. 5. Fitne, gybet, sabr, zulm, nifak, kr gibi kavramlar Kur'ani manalarndan saptrarak te'vil ve tahrif etmek. Bu kavramlar maksadnn dnda bazen de tam hilafna kullanarak dini anlay kkten deitirmek ve ortaya tamamen sulandrlm ve kontrol altna alnm bir din anlay karmak.[114] B- TEPKLER Hariciler (Haruriye) Kendilerine "kurra" denilen bir kesimden sz eder kaynaklar. Daha sonra bu kesime lider olacak Abdullah b. Zi'l-Huveysra et-Temim Rasulullah'a kar yapt saygszlktan dolay onun tekdirine muhatap olmu ve bundan dolay da hakknda Tevbe Suresi'nin 58. ayeti nazil olmutur. Bu zat hakknda bize aktarlan bilgiler sadece bu kadar deil. Ebu Said el-Hudri'den gelen bir haber yle: "Ebubekir Rasulullah'a gelerek yle dedi: "-Ya Rasulallah, ben u vadiden gelirken gzel yzl bir adamn huu iinde tek bana namaz kldn grdm." "-Git onu ldr!" . . "-Ebubekir gitti. Onu namaz klarken grd; ldrmeyi ho grmeyerek dnd. Nebi (s) mer'e: "-Git onu ldr! Gitti, onu ayn hal zere grd ve dnd. Rasulullah Ali'ye: "-Git onu ldr! Ali gitti; fakat onu bulamad. Bunun zerine Nebi (s) buyurdular ki: "-Bu ve bunun adamlar Kur'an okurlar boazlarndan aa inmez, okun yaydan kt gibi dinden karlar ve bir daha da dnmezler. Onlar ldrn. Onlar yaratklarn en erlileridir."[115] Bu Rasulullah'n bir mucizesidir. Bu zat daha sonra mslmanlarn bana bela kesilecek, bu belay temizlemek yine Hz. Ali'ye decektir. Onlar aslen Iraklydlar. Hz. Osman'n akrabalarndan kimi valilerin icraatlarndan dolay ona sitemde bulunuyorlar, onu suluyorlard. Sonunda Osman (r)'a dman oldula Ona tabii olanlar tekfir ettiler. Osman'a olan dmanlk onlar Ali safnda savamaya yneltti. Cemel savana katlanlar tekfir ediyorlar, Cemel savarken kafirlerle savayoruz diye savayorlard. am valisi, halifeye kar ayaklannca Hariciler'e haber yollad. Osman'n haksz yere ldrldn, ksasn vacip olduunu, kendisine bu konuda yardmc olmalar gerektiini syledi. Sffin'de am ordusu bozguna uramt. Aylarca srd Sffin. Ordunun eridiini gren Muaviye'yi bir tela almti. Amr b. As imdadna yetiti. AH mran, 23, ayetini delil gsterreek bir harp hilesine bavurdu. Gerek sebebini daha nce akladmz hakem olayn Ali (r) kabul etti ve bir mektup yollad. Mektup "bu m'mnerin emiri Ali'den Mta-viye'ye" diye balyordu. am valisi bu mektuptaki "mminlerin emiri" ibaresini reddedip babasnn ve kendi adnn yazlmasn istediler. Hz. Ali bunu kabul etti; lakin "kariler"[116] buna iddetle kar ktlar. Hilafet ordusuyla ayaklanan am ordusu arasnda bir anlama yapld. Irak ile am arasnda hakemlerin tayin edecei bir yerde ve zamanda bir araya gelinecekti. Hariciler ite bu Sffin dnnde Ali (r)'den ayrldlar. Bahaneleri: "Hkm ancak Allah'ndr" ayetiydi. Halbuki Hz. Ali'yi "biz Kur'an'a kar savaamayz, Kur'an'a kar savaanlarla savarz" diyerek hakem'i kabul etmeye zorlayan kendileriydi. Hz. Ali "onlar Kur'an'in hkmlerine isyan etmek iin sayfalarn kullanyorlar. Kur'an bendedir. Onu ben tatbik ediyorum." dediyse de sz dinletemedi. Yine bunlar, bn Abbas'm hakemliine itiraz etmi lerdi. Kendileri sebebiyle zafer iken bir bozguna dnen Sffin dn yapacaklarm yaptlar. Saylar yaklak sekiz bin kadard. Harura denilen yerde toplandklar iin kendilerine "Haruriye" ad verildi. Hz. Ali onlara bn Abbas'yollad. Bir ou grnden vazgeti ve Kufe'de hilafet ordusuna iltihak etti. Vazgeme-yip grnde direnenlerle Nehrevan'da savat. "Ati hakem grnden vazgeti" ayias kt. Bunun zerine bir ou geri dnd. Hz. Ali hutbede bunun aslsz bir ayia olduunu syleyince mescidden "Hkm ancak Allah'ndr" sesleri gelmeye balad. Halife bunun zerine u nl tesbitini yapt: "Kendisiyle batl kastedilen hak sz. (Kelimem hakkun, yuradu biha batl un) Sizin bizim zerimizde hakknz var: 1 - Sizi mescitlerden alkoymamak, 2- F ey'den paynza deni vermek, 3- Siz fesat (ktal) karmadka sizinle savamamaktr." Bunlar gruplar halinde ayrldlar. Hz. Ali onlar geri ard. Onlar nce tahkim'i kabul etmekle dinden ktn kabul edip ardndan tevbe etmesini art kotular, ondan sonra da halifenin elisini ldrmeye kalktlar. Bu dnemde siyasi bir hareket olarak ortaya kan bu topluluk kendilerine zg kimi inan ilkeleri tesbit ederek bir mezhebe dnt. Kim kendileri gibi inanmyorsa onun kan, mal, rz helldi. Bunda gr birliine vardlar. nlerine geleni sorguya ekip kendileri gibi inanmayan ldryorlard. Sekin sahabi Habbab b. Eret'in olu Abdullah ha-nmyla birlikte ordan geerken sorgulayp ehid ettiler. Hamile olan hanmnn kanm yardlar. Bu haber Hz. Ali'ye ulanca am iin hazrlad orduyla onlar Nehrevan'da bast. ki elin parmaklar saysnca adam ancak kurtulabilmiti. Bunlar daha sonra yanda bularak, oaldlar. Hz. Ali'yi katledene kadar gizlendiler; nk ondan ok korkuyorlard. Hz. Hasan'm bar yapmasndan sonra am'a kar ayaklandlar. Ayaklanma iddetli bir ekilde bastrld. Mu-aviye ve Yezid dneminde bir daha sesleri kmad. Abdullah b. Zbeyr am dndaki tm beldelerin biatini alp halife olunca Mervan ona kar isyan ederek hilafet iddia etti. am'dan Msr'"a kadar olan blgeleri istila etti. Hariciler Irak ve Yemame'de ayr ayr ayaklandlar. Yemame ekol Haici akidesine bir madde daha ekledi: Kendileri gibi inansa dahi kendilerinden olmayanlarla savamayan kimse de kafirdir. Haricilik, akidesini oluturduktan sonra fkhn da tedvin etmiti. Bu fkhta 1- evlinin zinasndan recmin kaldrlaca, 2- hrszn elinin omuz kknden kesilecei, 3- hayzh kadna hayz mddetince namazn farz olduu, 4- emr-i bi'1-ma'ruf ve nehy-i ani'l-mnker farizasn terkedenin (zrl de olsa) kfre girecei, 5- byk gnah ileyenin tekfir olunaca, 6- ehl-i zimmet ve onlarn mallarna el srmenin haram olacan hkme baladlar. Daha sonra Emevi komutan Mihleb onlarn bir ounu ldrd. Abbasiler dneminde onlardan bir ksm Fas'a gitti. bn Hazm, Haricilerden baz kollarn itikadlarnda ar gittiini, Kur'an'a farkl yaklamlarndan dolay gnde iki vaktin farz olduuna inananlarn olduunu nakleder. Yine ayn kaynak bu "an" Hariciler-in (gulat) yeenlerle ve torunlarla evlenmeyi caiz grdn, Hariciler'den kk bir grubun da Sue-i Yusuf u inkar ettiini aktarr.[117] Evet, ksaca hikayeleri byle olan Hariciler slam tarihinde ortaya kan en tipik topluluktur. Saplantnn ve taassubun bylesi tarihte ok az grlmtr. Bu manta 'hakikati hakikat adna katletmek' diyebiliriz. Bu kesim Prudhon ve Bakunin'in tanmlad anlamda ilk slam anaristleridir. Haricilik ad ise anarizmin sistemlemesidir. Her tepkisel harekette grld gibi bu hareketin kndaki arlkta da tepkiselliin pay byktr. mam btna hapseden ve ameli hie sayan Mrcie'ye ve Cebriye'ye tepki olan bu hareket ameli ve d grn yceltmi, belki putlatrmtr. Uygulaycsz nassa sarlmann tehlikesine tarihi bir rnek tekil eden Hariciler'in en byk sknts 'kitapszlk' deil 'peygambersizlik'tir. Kur'an'n srf zahirine bakp snneti teri kayna saymayan Hariciler Kur'an'da bulamadklar yasaklan mubah saymlar, Rasulullah'n uygulamalarn grmezden gelerek ayetleri yorumlamaya kalkmlardr.

Bu frkann k slami siyasetin en etin snav olmutur ve slami siyaset bu snav yznn akyla vererek ynetimi elinde bulunduranlara muhaliflerine kar -canlarna kasdetseler dahi-nasl davranlacan retmitir. Hz. Ali'nin kendisini dahi tekfir eden bu hizbi mslman sayarak onlarn haklarn tanmas ve yerine getirmesi, katili bn Mlcem'e iyi muamele yaplmasn sylemesi, tarihin az kaydettii rneklerdir. Bu snava Hristiyanlk da girmi; lakin snavdan ok kt puan alarak kmtr. Avrupa Orta a'nda "yoksul sa" sloganyla "Dadaki Vaaz"n nassla-r kiliseye kar delil olarak kullanp dalara ekilen Fra Dolsino ve adamlarna kilisenin gsterdii tepki korkun olmu, binlerce insan geceli gndzl yaklan atelere diri diri atlmtr. Hristiyanlk tarihinde, rgtl ve resmi dine kar Haricilerden ok daha soylu duygularla ayaa kalkan bu insanlar, deil haklarnn tannmas insan bile saylmamlardr. Toparlayacak olursak; 1- Hariciler, slami siyasette adaleti, itikatta ameli art saymayan Mrcie'nin zddna adaleti ve ameli tek belirleyici unsur sayarak tefrite sapmlar; emr bi'1-ma'ruf nehy ani'l-mnker farizasn yanl anlayarak holarna gitmeyen her durumda silahl isyana gitmek biiminde yorumlamlardr. 2- Tekfir virsn slam'a tamlar, bugn kendilerini beenmeyen mezheplerin bile ardndan gittii kt bir r amlardr. 3- Saplantnn ve banazln cinayetin br ad olduunun en tipik timsali olmular, tm banazlklarn ve mer-dut taassubun frsat bulunca sahibine neler yaptrabileceine ibretli bir rnek tekil etmilerdir. 4- Kur'an'n mesajn paralamann, hakikati paralamak olduunun, paralanan hakikatin de hakikat olmaktan kp nasl bir batla kap atnn simgesi olan Haricilik, paray btne tercih eden anlayn vard vahim noktadr.[118] Mutezile Emevi ynetimi, 'saltanatlar iin' tehlike oluturmayan akmlara ses ikarmamasyla tannr. Ynetim en ufak isyan kokusu ald yeri, -isterse bu yer mescid-i haram olsun- ta stnde ta brakmamacasma yerle bir ederken bir yandan da kendine ve icraatlarna meruiyet salayacak dayanaklar aryordu. Saadet asrnda uygulanan slam fkhnn (+ akide) tahrifat byle balad. slam teriinin fiili kayna snnetin berrak rman yneticilere yaltaklanmak isteyen yalan makinalar full-t-me alarak bulandrmak istiyorlard. Tabi, ynetim kartlar da bo durmuyor, onlar da ynetim aleyhine hadisler uydurarak yapyorlard ayn ii. Olan o pak kaynaa oluyor, atlan amurla "snnet" bulandrlyordu. Bu dnemde ekolden biri olan Mrce iktidardadr. kincisi olan ia Hz. Hseyin'in ehadetiyle ar bir darbe almtr. Hariciler ise daha cne yedikleri ar darbenin etkisiyle muhalefetlerini silahl mcadele biiminde deil kela-mi tartmalar yaparak yrtmektedirler. Szkonusu tartmalarn k da yine siyasi olduu halde i gittike sulandrlm, tartmalar baka alanlara da kaydrlmtr. Bunda, tarihilerin kaydettii gibi slam'a yeni giren ya da girmi gibi gzkp dini tahrif etmeyi amalayan kesimlerin pay kmsenemez elbette. Tartmalarn eksenini "imamet" ve "byk gnah ileyenin durumu" konular olutururken daha sonra bunlara mteabih ayetler, Allah'n sfatlar vs. gibi konular da dahil edildi. Grld gibi nce siyasi kaynakl sorularla balayan tartmalar daha sonralar mteabihat gibi siyasi olmayan konulan da kapsamtr. Bu tartmalarn en ok yapld yer, tabiatyla o za-jnanm kamuoyu oluturma merkezleri olan camilerdir. te Basra Mescidi de bu merkezlerden biri. nl isim Hasan el-gasri o dnemin niversitesi saylan bir ders halkasnn mderrisidir. Kendisi Emevi ynetimini kyasya eletirdii, Hz- Muaviye'yi yapt icraatlardan dolay itham ettii, tek-lif edilen grevi ve creti kabul etmedii halde kyam etmeye yanamam, edenlere de kar kmtr. Hasan el-Basri baarl olaca pheli olan hareketlere kalklmamasn tavsiye etmi; lakin kardei dahil Emevi-lere ka kyam edenlerden bir ou da onun ders halkasnda yetimilerdir. Basri'nin halkasnda gnn moda konusu "byk gnah" tartlmaktadr. rencilerinden Vasl b. Ata hocasna bu konuda muhalefet eder. Aslnda M. Ebu Zehra'nn da dedii gibi, Vasl'n gryle Basri'ninki arasnda mahiyet fark deil, ifade fark vardr. Hasan el-Basri byk gnah ileyenin "mnafk" olacan sylerken baz kaynaklarda Mutezile'nin kurucusu olarak gsterilen Vasl b. Ata da "o kii fasktr; yeri imanla kfr arasndadr; (el-menziletu beyne'l-menzileteyn) tevbe etmeden lrse cehennemlik olur." diyordu. Bu fark ciddi bir fark deildi. Dolaysylaho-ca ile talebe arasndaki bu anlay fark yle birbirine zt eyler deildi. Mutezile'nin kna sebep olarak gsterilen bu hadise hele bylesine asla taalluk etmeyen bir gr farkyla bir ekoln kn tam aklayamamakta. Zaten Mutezile Hasan el-Basri'yi kendilerinden saymakla bu gr nakzetmektedir. Dorusu frkalar muhaliflerini dourmutur. Mutezile imam, cumhuri temsil eden Hasan el~Basri'nin halkasndan karken, ehl-i snnet imam el~E'ari'nin, Mutezile halkasndan kmas bunun en tipik rneidir. Mutezile'nin kna ok daha ciddi sebepler gsterilebilir. Bunlardan biri, dinde ar hogrye kaan Mrcie ile ok kat bir tutumu benimseyen Hariciler'in arasnda orta bir gr ortaya koyma abasdr. Ancak byle bir kargaada orta yolu bulmak ne kadar mmkn olabilirdi? Tabii Mutezile'nin akibeti bu sorumuza cevap olarak yeterlidir. Onlar ne Hariciler gibi "byk gnah ileyen kafirdir" dediler ne de Mrcie gibi "gnah insana hi zarar vermez" dediler. Bu iki inanc ortalayarak "el-menziletu beyne'l-menzileteyn" (ikisinin arasnda bir yer) bitiler. Mutezile'nin kn ta Hz. Hasan'm hilafetten feragatine kadar gtrenler de var. Ne yandan baklrsa baklsn bir tepkinin ocuu olan bu gurup yava yava rgtlenmeye balayan 'hadisiler'i karsnda bulmutur. Doal olarak nakle kar akl n plana karan Mutezile tartma meydanlarnn aranlan mbarizi olmutur. Bu frkay aklllarn frkas olmaktan karp aklc-lar'm frkas yapan farkl sebepler vardr. Bunlarn banda slam kltrnn dier kltrlerle (Fars, Yunan, Hind) atmas sonucu ortaya kan sorular ve itirazlar cevaplamak, Emeviler'in devlet politikas haline gelen arap rklna tepki gstermek ve ounluunu arap olmayanlarn oluturmas, Harici dogmatizmini reddetmek iin akln n plana karlmas gibi sebepler gelmektedir. zellikle slam' ierden ykmak iin mslman olmu gibi grnp de gerekte slam'a olan dmanln onu sorularla tahrif ederek aa vuran zndklar karlarnda bulan Mutezile bu fiili grevi fahri olarak stlendiler. Bu arada akidelerinin esaslarn oluturdular. Bunlar be esastr: Nasl bir Allah'a iman sorusunun cevab olan Tevhid; yaplan ktlkleri ho gstermek iin, kulu yaptndan sorumsuz sayan Cebriye'yi red iin konulan Adi; ceza ve mkafat konusunda Mrcie'yi red iin konulan Va'd ve Vaid; byk gnah ileyenin ahiretteki yeri konusundaki el-Menziletu Beyne'l-Menzileteyn ve slam'n tahrifini nlemek ve Hari iler'le Mrcie'yi red iin Emr-i Bi'l-Ma'ruf Nehy4 Ani'lJtfnket: Mutezile'ye gre mam mmet tarafndan seilmeli, hatta -ounlukla bile deil- ittifakla seilmelidir. htilaf zamanlarnda imam semek caiz deildir. mamet er'an farzdr. mam'm herhangi bir soydan olma art yoktur. Kurey yahut a'cemi (arap olmayan) farketmez; yeter ki adil ve ehil olsun. Mutezile fask imamn arkasnda namaz klmaya cevaz vermez. 'Emr bi'1-ma'ruf nehy ani'l-mnker' asldr. Adaletten ayrlan bir ynetime kar bakaldr farzdr. Ancak bu, imkan ve gvenin tesisine baldr. Hariciler, Mrcie ve Mutezile'nin kapt en byk konu gnahkar mslmann durumudur.

Mutezile'nin sahabe arasndaki ihtilaf^ yaklam da mulak ve ciddiyetsizdir. Bu hizbe bal kirin guruplar Ra-sulullah'n gerek ashabna dil uzatmaktan ekinmemilerdir. slam tarihine yaklamdaki bu tepkisellk ve arpklk onlar hadis ve icmay redde gtrmtr. Bir yanda hadis ad verilip savunulan mevzuat (uydurmalar) dier yanda uydurma var diye mtevatiriyle sahihiyle terkedilip kurutulmaya allan teri kayna: frat ve tefrit. Yani bir kesim ocua leendeki pis suyla birlikte sahip karken, dier kesim pis suyla beraber ocuu da feda ediyordu. Yine bir kesim (Mrcie) asr- saadetin tescilli mnafklarn dahi "sahabe" tanmna sokup onlarn batl sz ve davranlarn kutsamaya alrken, beri yanda Rasulullah'n gerek ashabn dahi onlarla birlikte sulayp onlarn ortak grlerini (icma) delil saymayan dnce... Bir yanda Rasulullah'a iftira olduunu bile bile nce uy-burulup ardndan "din budur" diye sarlman nakli hurafeler, tede selim bir kalbin (akln) rn olmayan ve birbirini nakzeden akli hurafeler. Bir yanda taklidin batana saplanm, dnmeyi dahi gnah sayan kat nakilci anlay; tede hr dnce adna katledilen ve karalanan koca bir birikim ve kat aklc anlay.[119] C- SONU deal ve tamamlanm birbtn'nad olan "slam", hilafetin saltanata dnm sebebiyle paralannca, ortaya ite bylesine hazin, bylesine krk bir tablo kt. Birbirleriyle ekien, birbirlerini tekfir eden, kanl bakl kavgalara girien, ard arkas gelmeyen blnmelerle korkun bir snav veren mmetin ezici ounluunun ya bu kavgalardan haberi olmam ya da konum ve artlar gerei raid halifelerin izdii izgide inanmaya devam etmitir. Ancak, tabiatyla bunlar ana kitleyi oluturmakla birlikte, toplumun sradan insanlardr. Tm toplumlarda kopan fiili, fikri ve akdevi frtnalarda bu kesim hep ortada yer almtr. Tm deiimlerin bir ekirdek kadrosu vardr ve bu ekirdek kadro ana kitleyi etkileyebildii oranda hedefine ulamtr. Szkonusu ihtilaflarda da bu toplumsal kanun bozulmamtr. Ancak tartmalarn odan Medine, Kfe, am, Basra gibi ilim merkezleri oluturmu, grler ve kart grler, devrimler ve kar devrimler, tezler ve antitezler hep bu gibi merkezlerde ortaya kmtr. Bylesi bir karmaada sanki her ey atomize olmaya hazrdr. Akam birlikte dnp, birlikte sava veren insanlar bir de bakmsnz kk bir ihtilaftan dolay sabah paralanmlar, ok gemeden bu kk ihtilaf bytlm ve bayraklatnlm; dn falancalara kar birlikte savaan m- sanlar bugn birbirleriyle savaacak konuma girmiler. Siffn'de mzraklarn ucuna taklan Kur'an ayetlerinin y nasl ie yaradn renen kart gruplar birbirlerine kar ayn yntemi kullanarak galip gelmeye almlar, diline ayeti geiren 'selli seyf etmitir- Bazlar ayetle de yetinmemi, onun altna mevzuat'tan destek bulmaya da almtr. Aslnda bir ou samimi niyetlerle yola kan frkalar, kr taassubun tesiriyle ksa srede dman kamplara dnmtr. Belki, frkalarn kurucusu olduu sylenen insanlar bile kurduklar varsaylan hizipleri tanyamam, iyi niyetle ktklar yolun nasl arptldn grp kendileri bile armlardr. Ayn ekoln insanlar birbirlerini, hatta ekoln kurucusunu bile tekfir etmekten ekinmemitir. Tarihin bu kesitine bakarken, her zaman dlen yanla dmek istemeyiz. Hizipleri tarihi birer olgu olarak ibret almak ve slami hareketin tecrbe daarcna katmak iin deil de, ou gemi gitmi, artk mensubu bile kalmam hizipleri ve insanlar ta yzlerce yl geriden kyasya talamak, bunu yaparken de mmetin ortak menfaatlerini deil merep gayretini esas almak doru bir yntem olmasa gerek. Eer eletirilecekse bugn mmet iin tehlike tekil eden dnceler ve akmlar eletirilmeli, bu yaplrken onlarn yaptn tersinden yapmak gibi bir hataya dmek yerine, slami hareketin ortak menfaatleri gznnde tutulmaldr, Bu eletiri yaplrken de adaletli ve itidalli olmaya dikkat edilmelidir. Bu dnemde ortaya kan bu ekollerin hi mi iyi yn olmamtr? Buna "hayr" demek, bata olaylarn yaand zaman ve yaayan neslin slam'n dou tarihi iindeki farkl yerini grmezden gelmektir. Gerek ia, Mrcie, Mutezile ve Hariciye; gerekse bunlarn ilk asrdaki kollar zaman itibaryla hicri ilk yzylda ortaya km hareketlerdir. Bu hareketleri ortaya karan olaylar baka bir corafyada kp slam toplumuna tan-mamtr. Btn bu hareketlerin iinde az ya da ok asr- saadetin birinci, ikinci, nc kuandan (sahabe, tabiin, te-beu't-tabiin) insanlar doal olarak bulunmulardr. Bunun aksini dnmek de tabiatyla mmkn deildir. Elbette bu 1insan1\ax da her toplum gibi 'insanlk'lznnn gereini yapmlardr. slam'n ideal btn paralannca her hizip hakikatin bir parasn ellerinde bulunduruyorlard. rnein ia sarslan adaleti yceltirken, Mrcie kaybolan sevgi ortamn yeniden ortaya karmak iin "iman sevgidir" arlna kamt. Hariciler Mrcie batnliine tepki olarak kaybolmakta olan "amel"i ycelteyim derken onu putlatrm, Mutezile ise "nass" ticaretiyle geimini temin eden ve Emr-i bi'1-ma'ruf Nehy-i Ani'l-Mnker'i fitne sayan sakat anlaya tepki olarak akl n plana karp zndklara kar tevhid'i, zalim yneticilere kar da Emr-i bi'1Ma'ruf Nehy-i Ani'l-Mnker'i bayraklatrmlardr. "Cehenneme varan yollar iyi niyet talaryla delidir" diyen gerekten doru sylemitir. Bu hakikat paralar kimi hiziplerin taknlna engel olamam, paralanan hakikat hakikat olmaktan kp sahibinin elinde hakikati katleden bir araca dnmtr. rnein sevgi ve muhabbet hakikatini diline dolayan Mrcie, Bizans'n devletin dine mdahale etme geleneini slam'a ilk sokan hizip olmutur. Yzyllardr tartlagelen ve fedakar insanlarn mrlk gayretleriyle durultulmaya allan hadis rman bulandrmakla Mrcie bugn kk kesilmi Hariciler'den daha kt ve kalc tahribat yapmtr. Her zaman her toplumda bu ekoller gibi dnen insanlar kabilecektir. Bu asr- saadette de olmutur. Harici reisi Abdullah b. Zi'1-Huveysra buna rnektir. Bu ksmi ve mnferit rneklerden yola karak bir genelleme yapmak sanrm doru olmaz. Ancak, bu inan biimlerinin organizeli ve rgtl olmas durumunda i deimekte; hele elinde devlet gcn de bulunduruyorsa, bu toplumsal bir sapma anlamna gelmektedir. ada Mr-cje'nin bugnk durumu budur. Evet, hicr birinci yzyln siys, tikd ve fikh haritasn gzler nne serdiimizde iinden kamayacamz bu karmaada birilerinin kp paralanan hakikati btnletirmesi ve dengeli, ilk rneine uygun bir ekol oluturmas gerekiyordu. Bu yle bir tavr olmalyd ki; ezilen mazlumlar savunurken kendisi fiili,, kavli ya da fikri bir zulme sapmamak, anariyi reddederken statkocu ve dzenci konumuna dp, ne akln Mrcie gibi kalbine kurban etmeli, ne kalbini Mutezile gibi aklna kurban etmeli ve ne de Hariciler gibi her ikisini kavline ve bileine kurban etmeliydi. Bu tavr sistemletirmekle kalmayp ont-yaantsyla somutlatranlardan biri de mam- Azam Ebu Hanife'dir. O, ihtilaflarn balangcndan kendisine kadar olan zamanda usulyle tedvin edilip yaantyla rneklenmemi olan "cumhur-u ulema"nn dncesini tedvin etti ve hayatyla da rnek oldu. Ondan nce elbette bu konular dnen, yazan, yaayan fertler gelip gemiti. Lakin bunlar mnferit kalm; bu dengeli tavr bir usul erevesinde tedvin edilmemiti. Hem siyasette, hem fkhta imam olan Ebu Hanife'nin hayat ve grleri kendisini O'na nisbet eden ada alimlerin teslimiyeti tavrlar karsnda daha bir nem kazanyor. Burada unu belirtmekte yarar gryorum: slam tarihinde her trl anlaya bol bol rnek bulmak mmkn. Tarihten rnek bulmu olmak bir davran merulatrmaya itmiyor. Aslolan meru rnekleri almaktr. Tarihimiz yalnz hainlerden, ahmaklardan, cahillerden, zalimlerden ve zelillerden mteekkil deildir. Bu tarihin nebevi izgisini temsil eden sadklar, ehidler, mcahid ve muttaki alimler, izzetle lmeyi zilletle yaamaya tercih eden asil insanlar da vardr.[120]

KNCI BLM MAM-I AZAM EBU HANFE I. TARH VE BZ Tarihleen nan-nanlaan Tarih Tarihilerin biryargs vardr: Tarih ilimlerin anasdir. Mslmanlar olarak bilim, kltr ve siyasetin de dinamii olan tarih karsnda yeterli hassasiyeti gsterdiimiz sylenemez. Gn yaayalm, hali deerlendirelim diyoruz. Bunlar gemie lakayt kalmamzn mazereti olamaz. Gemie nem vermek, daha hzl sramak iin geriye gerilmektir. Ciddi klar gemii ve gelecei ciddiyealan insanlarn iidir. Gemi de gelecek de hayat adn verdiimiz bu *s-rat'm bir parasdr. Ciddi insanlar ise kksz ve temelsiz bilgilerle deil, salam kaynaklara dayal salkl bilgilerle yetiir. Tarih bazlar iin nostaljik duygularn tatmin edildii bir mefahir silsilesidir. Bu bakasna gre o hep 'anl ve anl' tarihtir. Uyankken tatl rya grmek isteyen, iinde bulunduu zamann uygun bir yerinden giriverir bu at kinemeleri ve nal sesleriyle enlenen zaman tneline. ahlanan zlemini, ackan duygularn byle bir yntemle tatmin eder. Ucu tarihperestlie kadar varan bu tavr 'inanlaan tarih: deyimi gzel ifade eder. anl tarihi bilmek yeterli deildir; ona inanmak gerekir bu anlaya gre. Onu ayklamak, eletirmek, elemek, tahlil etmek caiz deildir. Hoa gitmeyen sahneleri cilve-i rabbani olarak grmek, o da olmazsa te'vil etmek gerektir. Bu anla-ytakilerin maksad 'tarihi hayatlatrmak' deil, hayat ta-rihletirmek, ona antik ve moral bir boyut eklemektir. Bunun tersi bir anlay da en az bu kadar sakat: Tarihle-en inan... nancm hayata hakim klacak gayreti sergilemeyen onu mzelik bir eya gibi tarihletirme yolunu semekte. Hayat tarihletiren birine tarih denen kadim canl ne verebilir? Byle birinin, olaylara ve ahslara bakarkenki durumu rahmetli babasndan kalan antika bir hatraya bakp i geiren adamn durumu gibidir.Bir mslman iin tarih btn bunlardan farkl deerlendirilir. O bazen ilim ve ibretler meheri olmaktan kp bir akide oluverir. Tarih; barndan Kur'an' karp, Rasuuliah (s)' karp uzatnca size, inancnza konu olduunu anlay-verirsiniz. Bylesi bir durumda o "esatiru'levvelin" (evvelkilerin hikayeleri) deil, bir inan manzumesidir. Cahiliye ann ataperestleriyle amzn ataperest-lerinin ortak bir saldn slubu var: slami deerleri zamann mdahalesine ak tarihi bir olay olarak sergilemek. ala-rst mesaj belli bir aa, belli bir zaman dilimine hapsetmek; yani her am mesaj olan slam' ad brakmak. Onlarn bu cinayetlerine tarih uurundan yoksun mslman-lar da iki ekilde ortak olmaktalar. Birincisi gemie ilgisiz kalarak, ikincisi slam'n saadet an insanst, doast bir konuma ykseltip onu kutsayarak.[121] Tarih ve Amel Tarihin akidemize konu olduunu sylemitim. Bu, akidenin tarihlemesi ya da tarihin akidelemesinden ok farkl bir ey. Belki 'akidenin tarihilemesMir. Zaman akidemize konu oluyor da amelimize olmayacak mdr? Bu sorunun cevab 'evet'tir ve 'niin'i de mezhep vakasnda yatmaktadr. . Mezheplerin/^/ ekoller olduu gznne alnrsa bu olguyu fkhtan bamsz deerlendiremeyeceimiz aa kar. Mezhepler slam fkhnn yapsndan kaynaklanan dinamizmin doal bir sonucudur. Ne yazk ki slam fkhnn dinamizmini temsil eden mezhepler, mensuplarnn cehaleti ve taassubu sayesinde kaynakland slam fkhnn canlln temsil etmekten fersah fersah uzak bir konuma drlmlerdir gnmzde. Konumuz mezhepler olmadndan buray geiyoruz. Fkhn tariflerinden biri de, kiinin lehinde ve aleyhinde olanlar delilleriyle birlikte bilmesi biimindedir. Bu klasik tariften yola karsak fkhn sadece ilmi disiplinlerden bir disiplin deil bir hayat, daha yaygn adyla bir hal ilmi (ilm-i hal) olduu anlalr. Bir m'min iin 'ilm-i hal' hayatla et ve trnak gibi iice bir mefhum; belki hayatn ta kendisi. Hal'in ilmine vakf olmak her m'min iin farz- ayn. Tarih ise, halimizi tanzim eden ilkelerin akt tek kaynak. Mezhep imamlar bu ilkeleri bizim iin tanzim ve tasnif eden emektar kalro. Mukallid olduumuz srece iice yaadmz bu kadroyu tanmak ve tantmak bizler iin vazgeilmez bir grev. Mezhep vakasryla iice yaadmz bir gerek. Bu vaka slam corafyasnda evrensel slami hareketin yapt son ataklar sayesinde tm canllyla yeniden gndemimize geldi. Dinlerini bile unutmaya yz tutmu insanlar bu gelien hadiselerle 'mezhep'lerinin farkna yeniden vardlar. Bir mezhebe mensup olduklarn bunca zaman sonra da olsa yeniden hatrlatan gelimeler yaadlar. Aslnda gnmzdeki mezhep tartmalarnn tek faydal yan belki de bu olsa gerek. Geri, dinleriyle ilikileri kopma noktasna gelmi bir toplumdan mezhepleriyle scak ilikilere girmesini kimse bekleyemez. Dine lakayd kalanlarn mezhep olay karsnda sergiledikleri gstermelik hassasiyetin temelinde zm yemek deil bacy dvmek gibi artniyetli bir maksat yatmakta. Bir ok konuda olduu gibi dengesizlie kurban verdiimiz vakalardan biri de mezhep. Tarihteki arpk anlaylarn, bir benzeriyle gnmzde de srdnn belirtisidir bu. Amacmz 1300 yldr kabuk balamaya yz tutmu yaray kayarak kanatmak deildir, olmamaldr. Ancak salksz yaklamlara dikkat ekmek de grevimiz. mam Azam'la ilgili bir almada bu konuya da bir ka cmleyle temas etmeyi pratik adan faydal buluyoruz.[122] frat ve Tefrit Arasnda Mezhep konusundaki ifrat tavrn ayrc zellii mez-hepdal dindalktan nde tutmas, mezhep taassubunun din taassubuna galebe almasdr. Kiinin mezhep taassubunun, meru snrlan zorlayarak "ben haktaym" yerine "hak benim" deme cretkrln gstermesidir. Bu ifrat tavrn u noktas -holanmadmz isimle- 'mezhepilik' yapmaktr ki, bu durumda mezhep, takip edilen bir fkh ekol olmaktan kp tezgahta pazarlanan, tketime elverili bir metaya dnmtr. Kiinin mensup olduu mezhebe bundan daha byk bir hakaret yapabileceini dnemiyorum. Bir simitinin simit tablasna bakyla byle birinin mezhebe bak arasnda fark yoktur. Bunda -Allah taksiratlarn affetsin- kuamza stad-lk yapanlarn olumsuz tavrlarnn payn unutmamak gerek. Bir ou amzda yaam kimi slam alimlerine olumsuz isimler takp onlar olmadk ithamlara maruz klarak genlie at hedefi gstermek, toplumlarna emei gemi, slam ilim ve kltr mirasna inkar edilemez katklarda bulunmu bu insanlar bir tahripi, mezhepsiz, hatta mezhep dman gibi tasvir ve tavsif etmek bu muhterem bykleri170 mizden bizim kuamza kalan tatsz miras olmutur. Bunun at en byk yara ilme ve ihtisasa hrmetin kalkmasdr.

Bir eyleri 'muhafaza' etme gayretiyle yola kan bu insanlar bilmeden bindikleri dal kesmilerdir. "lme ve ihtisasa hrmet" ite bu dal idi. Bir nesle vaziyet etme makamnda olanlar bu kt r anca kendilerinin ykmaa altklar tavra geit am oldular. Sprmek isteyen herkes o geitten girdi. Hadleri amak ii, elbette sadece ustalara mahsus deildi. Bu konuda raklar daha cr'etkr davrandlar ve bir Franketayn gibi ustalarn da yediler. Ardndan bu r aanlar da ne olduunu bilemedi. Atklar kt r tashih etmek gibi bir fazilete yanamadan gt bazlar. Artk ortalk bombotu. Herkes her istediini 'eletirmek' ad altnda silip-sprebilirdi. Her tefrit bir ifratn gayri meru ocuudur. Mezhep konusunda da byle oldu bu. Kendisini mezhebi savunma makamnda gren insanlar slam kltr mirasna ciddi katklarda bi.; nmu kimi eski-yeni ulemay seviyesiz ve gayri ciddi bir bi, imde 'mezhepsiz'lik sulamasna hedef klmca buna gsterilen tepkiler de ayn cinsten oldu. Artk hadler alm, snrlar geilmiti. htisasn dndaki konularda konumak adeta moda olmutur. 'Yeterlilik' gibi bir l oktan unutulmutu. Kamuoyu aleyhte sylenen szlere inanmaya olduka yatkn hale getirilmi, bu konudaki hassasiyet kr taassuba kurban edilmiti. Bu durumu bir kelime ok iyi karlyordu: 'Sprclk.' Ustalarn bu tavr raklara geince durum daha bir va-himleti. Dourduklar tefrit tavrn eline sprclkpfoi bir silah veren 'ifrat tavr', sonucun bylesine vahim boyutlara ulaacan tahmin etmemiti. Kendlierini 'genliin mimar' yerinde grenler, dardan gelen en ufak etkiye annda tepki gsteren temelsiz binaya deil de, bu rk binay sallayan rzgara buldular kabahati. Bu nedenle eviri eserlere kar anlamsz bir sava balattklar gibi yerli mal olmayan alim ve dnrlere de pek iyi gzle bakmadlar. Gnein zararl nlarn szerek ondan istifade etmek yerine gnei karartmaya almak demeye gelen bu tutum sonsuza dek sremezdi. Mslman kamuoyu ile slam'n evrensel kltr miras arasna ekilen suni setler tm abalara ramen fazla dayanamayarak bir yerlerinden ykhverdi. Bu bir gelimeydi. Ama pek salkl olduu sylenemezdi. Bu kez hazrlksz yakalanmann hazmszl ba gsterdi. Dengesizlik, kar uta bir dman karde daha kazanmt kendisine. Btn bu 'muhafazakar' tavrlar adeta yeni bir dalgaya yataklk etmiti. Bu dalgann gen mensubu, 'din1 adl bu zorlu ve meakkatli yolun elde kor tutan yolcusu olma liyakati iinde nclere ulamann ne denli gayret ve aba isteyen zor bir i olduunu anlaynca, ok daha kolay ve ucuz bir yntem gelitiriyordu: LiyakatiyJe ispatlayamadi yoldaki varln cinayetiyle ispatlamak... Ve balyordu dilinin keskin yanyla kendinden cne yola kanlar silip-spr-meye. Kahramanmzn ilk kurban son dnem alimleri oluyor; ardndan inhitat ve durgunluk dnemlerinin tm miras temizleniyor; sra mtehit imamlara geliyordu. Onlar da gz krpmadan temizlenince sadr- slam'daki kuak kyor nne. Yerli ve yabanc msteriklerin yardmyla onlarn da sprmesi zerine yolda Rasulullah (s) (snnet) ve bir de kahramanmz kalmtr. Eer cr'eti onu da temizleyecek kadar gzn brmse muradna ermiliin verdii doygunlukla artk yapaca ey bellidir: Ya yolu terkedip kendine temizleyecek yeni yollar arayacak, ya da cinayet aletini ahsna evirerek manevi bir intiharla bu serveni tamamlayacaktr.[123] Mezhepli mi? Mezhepi mi? Bu sprclk serveninde mezhep imamlarnn ve mezheplerin temizlenme gerekesi de vardr: Mezhepler ayryor, blyor, paralyor; mmetin vahdetini engelliyor... Sahiden doru mu bu? Ayran, blen mezhepler mi? Mezhep imamlarnn hayatlar, dnceleri, itihatlar ve verdikleri mcadele gznne alndnda byle bir eyi iddia etmek doru olur mu? yle bir itiraz yaplabilir. O halde tarihte ve gnmzde mezhep adna yaanan bir yn tatszl ne yapalm; nereye yerletirelim? slam tarihinin bunca netameli sayfasn yok mu sayacaz? Ebette deil. Mezhep kkrtclarnn ve mezhebi saltanatlar iin bir kaldra olarak kullanan zalim yneticilerin halkn cehaletinden ve alimlerin taassubundan yararlanarak krkledikleri mezhep tartmalar, atmalar elbette grmezden gelinemez. Hatta ibret almak iin bu gibi olaylar mstakil olarak ele alp ilemek ve mslmanl'fm istifadesine sunmak da yaplacak hayrl almalar cmlesinden. Ne ki iki eyi birbirine kartrmamak gerekiyor: Mezhepli olmakla mezhepi olmak. Ayran mezhepler ve mezhepliler deil, mezhep taassubunu din taassubuna e ya da daha stn tutan mezhepilerdir. Bu kesim yznden mezhebin hayatmzdaki yerini kmsemek ya da kestirmeden onu yok sayp inkar etmek ne byk hamakat. Mezhepi ya da mezhepsiz deil mezhepli olmaktr itidal. Mezhepli olmak; fkhl olmak, fkha dayanmak, hukuksuz i yapmamaktr. Korkulacak ey hukuka dayanmak deil, heva ve heveslere uymaktr. Mezhep anlaynda ortayaikan bu dengesizlikteki en byk pay kiilerin mensubu olduklar mezhebi tanmay- -lanna veriyorum. Bir mezhebin tannmas iin elbette o mezhebin nisbet edildii ahsn tm boyutlaryla tannmas gerekmekte. Mukallidlik hi bir dnemde, gnmzdeki gibi arpk ve ucuzcu bir anlayn ad olmamt. Mtehid olmann yksek bedelini deyemeyenlere mukallid olmaktan baka yol kalmyordu. Ancak mukallid olmak, bir mezhebe mensup olduunu sylemek, imdi sanld gibi yle basit ve klfetsiz bir i miydi? Mukallid olmann da bir bedeli yok muydu? nsanlar ben hanefyim, ben afiiyim vs. deyince gerekten Ebu Hanife'yi ya da Muhammed b. dris e-afi'yi taklid etmi mi oluyorlard? Bir mezhebe mensup olmak iin sadece dil ile "ben falanca mezheptenim" demek yetiyor-duysa, bu, kiinin kendi mezhebini, genelde mezhep olayn hafife aldnn bir gstergesi deil miydi? [124] Mezhebin levi Mezhep insanlardaki 'akletme' ve 'dnme' melekesini atl brakan bir kurum deil, aksine toplum ierisindeki eilimleri meru snrlar dahilinde yaatarak, kulluk grevini fada kendisine tannan manevra alan ierisinde kiiliklere en uygun anlay zgrce seme hakknn tannmasdr, irsi bir olay gibi kaltm yoluyla kuaktan kuaa geen; bir miras gibi babadan evlada kalan bir kurum sanmak, mezhebi atl brakmaktr. Takm tutmakla mezhep tutmak arasnda fark olmal. Futbolun futbolseverlere ve amigolara ihtiyac olabilir. Ama mezhebin 'mezhepsever'lere ihtiyac yoktur. Mezhep, kulluk yarnda bir yry slubudur. Onun toplum ierisindeki ilevi 'moral deer'den daha ileri bir ilevdir. Mezhep kkrtcl yaparak geimini temin eden evreler eer niyetlerinde samimilerse tamamen bir unvan haline sokulup ilevsizetirilen mezhebe, yeniden, dou yllarndaki dinamizmi kazandrmaya alsnlar. Sureta mezhepli, cahil kitleleri bu konuda aydnlatmaya alsn-| lar. Mensup olduu mezhebi tketerek vnmek yerine onu reterek yzn aartsnlar. Btn bunlar yapabilmek iin bilmek gerekmekte. Kii bilmedii birinin nesini taklid edecektir? Bugn, byk imam Ebu Hanife (r)'nin, kendisini taklid edenlerce laykyla tannmyor oluunun izaha gelir bir yan yok. slam hukuk okullar ierisinde en nemli yerlerden birini igal eden mam'n tantlmas; onun fkh yannda, hayatn adad siyasi inan ve dncelerinin derinlemesine incelenmesi, tartlmas herkesten nce "ben hane-fiyim" diyenlerin vefa borcudur. mam'm tantlmas gerekliliinin bir hatr-gnl meselesinden ibaret olduu sanlmasn. slam hukukundaki tartlmaz yeri, ounluk mezhebinin imam oluu, emsalleri ieresinde hak ettii 'byk imam' sfat, dnya hukukuna yapt katklar, mcahede ve mcadelesi, zalim yneticiler karsnda hak szde sebat... Btn bunlar Ebu Hanife (r)'nin meziyetlerinden sadece bazlar. Onu deiik alardan deerli bulanlar; kendilerince nemli bulduklar meziyetleri ne kararak tantmlardr.

Mesela o bir fakih olarak, bir mtehid olarak, bir zahit olarak, bir abid olarak ne karlm ve defalarca ilenmitir. mam'n btn bu boyutlar zerine almalar yaplm ve kitlelere de hep bu ynleriyle tantlmtr. Ancak Ebu Hanife'yi "imam- azam" klan, emsallerinde ondaki kadar aa kmayan siyasi mcadelesi ve 'mcahid alim' kimliidir. Deilse fkhtaki stnl olsun, zhd ve takvadaki stnl olsun emsallerince alamayan, ulalamayan stnlkler deildir. Zaten fkh ekolleri byle bir dzlemde ele almak da doru deildir. Usulclerin de kabul ettii gibi her fkhi ekoln zayf ve gl taraflar mevcuttur. Bu adan mutlak bir lyle u mezhep yledir, bu mezhep byledir gibi kesin ve toptanc hkmlere varmak ilmi bir yaklam olamaz.[125] Bir Siyaset mam Tekrar vurgulamak gerekirse Ebu Hanife (r)'y i emsallerinden ayran en bariz zellik onun siyasi boyutudur. O yalnz akid ve fikhda deil; ayn zamanda 'siyasette de imom'diT. Ve onu slam tarihi ierisinde farkl bir yere oturtan da, sonunda hayatna malolan bir mcadeleyi bir mr ylmadan srdrm olmas ve bu alanda 'cihad ve 'itihad birle tirmesidir. mmetin siyasi bir irtidatla yzyze geldii amzda, onun siyasi boyutu daha bir faem arzetmek-te. O halde, 'mam Azamfkh'nn ve zhdnn grd ilgi, 'imam Azam siyaseti'nen niin esirgenmitir? Niin, mam Azam, erbabnca zaten bilinen ynleriyle ele alnyor da verdii tarihi mcadele geitiriliyor, gereken nem verilmiyor? Bunun nedenlerinden bir kan sralayalm: 1. Hanefiliin, mam Azam'm bir mr mcadele verdii src melikler, sultanlar, halifelerin vesayeti altnda yaylmak gibi garip ve elikili bir kaderi yaam olmas. Bu durumda hanefi olduunu syleyen zalim yneticiler kendi aleyhlerine olacak bir tavrn tantlmasndan tabiatyla holanmayacaklard. mam Azam'n siyaseti muhalif siyaset olduu iin onun fkhndaki muhalif eleri de ustalkla gizlemiler ya da gizlenmesine, aktarlmamasna almlardr. 2. mam Azam'm mktesabatnn varisi olan rencileri, iinde yaadklar siyasi ortam gerei, mam'n siyasi mirasn stlenememiler, hatta bu miras aktarmaktan ekinmiler, onun adna izafe ettikleri eserlere imamlarnn siyasetini, fkhnn siyasi boyutunu ve siyasi mcadelesini almamlardr. Bu yaplamaynca mam Azam siyaseti mam Azam fkhnn imkanlarndan mahrum kalm, hatta mam'n 'muhaliffkh' mevcut ynetimlerin de manevi basks ve sonrakilerin katksyla 'muvafk fkh' ve 'mutabkfkh' haline getirilmeye allmtr. 3. mam Azam'm fkhta emsallerini hayli geride brakacak varisleri olmu ancak mam 'in siyasi mcadelede varisi olmamtr, Yani, mam Azam'm fkhna ve ilmine talip olan talebeleri km, onun siyasetine ve muhalif hayatna talip olan rencisi olmamtr. Ebu Hanife'nin halefleri sadece fkhta haleftir, siyasette deil. Onun siyas geleneini yaatma konusunda pek istekli davranmadklar iin mam Azam fkhnn elde ettii imkanlardan mam Azam siyaseti mahrum kalmtr. Bu szlerimizden mam Azam'm gzide rencilerine tarizde bulunduumuz sonucu karlmamal. Onlar emsalleri arasnda cidden ilimde temayz etmilerdi. Gerek mam'm fkh mirasnn bugne gelmesindeki inkar edilemez katklar ve gerekse kendilerinin bizatihrslam fkhna getirdikleri yeni soluk sayesinde vlmeyi fazlasyla hak etmiler, slam ilim tarihindeki hakl mevkilerini gsterdikleri liyakatle ispatlamlardr. Ebu Hanife'nin otuz senelik hocalnn haslat olan sekiz yz renci ierisinden ellisi kaynaklardan fkhi hkm karabilecek seviyedeydi. Bunlarn ierisinde 'mte-hid1 payesi tayanlarn en nlleri ise Ebu Yusuf, Muham-med ve Zfer. Bu talebeleri ierisinde onun salnda destek verdii 'kyam'lar karsnda, imamlarnn hassasiyetine sayg duyup onu benimseyenler ounluktayd. Hatta bunlar zamann halifesine kar kyam eden Nefs'z-Zekiyye Muhammed'in kyamna katlana 70 hac sevab verileceini syleyerek, Kfe halkn saltanata kar kyama tevik ediyorlard. u da bir gerek ki, mam'n isim yapm rencileri, mam'm net ve tavizsiz siyasi tavrn maslahata uygun bulmam olacaklar ki, ehadetinden sonra bu tavr srdrmeye yanamadlar. Hatta rencilerinden Zfer b. Hzeyl (l. 158 h.) teklif edilen grevi reddettii halde nl rencisi Ebu Yusuf, mam'n reddettii grevi almakta bir beis grmedi. Elbette kimse Ebu Yusufu 'saray mollas' olmakla sulayamazd. En azndan onun Kitabu'l-Harac'ma bir gz atmak bunu anlamak iin kfidir. Ebu Yusuf un ynetime kar gsterdii tavrn temelini 'maslahat' oluturuyordu. Ancak saltanat sahibinin hatr ho olsun diye saltanata med-hiye dizmedi. Aksine kitabnda verdii tm rnekleri Nebi ve raid halifeler dneminden verdi. Kitabnda ne EmevU ler'den ne Abbasiler'den hi bahsetmemesi, onlarn adn bile anmamas elbette bouna deildi. Hatta bayargl dneminde halife ve halifenin kars aleyhine hkme balad dvalar bile olmutu. Gerek grevi sresince bakt dvalarda, gerek bir hukuk kitab olan Kitabu'l-Harac'nda yaltakla ve dalkavuklua rastlanmad da ayrca belirtilmeli. Btn bunlara ramen hkm cmlemiz bu gzide insan iin de geerlidir. Ebu Yusuf da dahil talebelerinden hi biri onun siyasi mirasn stlenmemi ve yaatmamtr. Yukardan beri msbet zelliklerini sraladmz Ebu Yusuf un, ayyahyla nl Abbasi sultan Ebu Cafer Man-sur'un yarglnda bulunmas bir yana, bir hukuk ve siyaset kitab olan Kitabu'l-Harac'nda slam siyasetinin en temel meselelerine hi deinmemi oluu elbette gzden kamyor. slami ynetimin ra esasna dayand gerei, zalim ve zorba bir yneticinin hukuki durumu; zor kullanarak mmetin bana musallat olmu bir 'zorba'nm imametinin caiz olup olmad gibi konularda bir tek cmleye rastlamak mmkn deil. Zalim yneticiye kar kyamn hkm; zorba sultan yerine adil bir imam nasbetmenin gereklilii gibi konulara Kitabu'l-Harac'da cevap aramak nafile. zetle, eer sorumluysa, dier renciler gibi mam'm bu nl rencisi de yazdklarndan deil, yazmadklarndan sorumludur. te btn bu nedenlerden dolay tmam'n siyasi boyutu ya unutturulmaya allm ya da fkhnn ve zhdnn ardna saklanmtr. Onun siyasi hayatna vakf olanlardan bazlar ise kendi balarnn selameti asndan byle bir konuya girmemeyi yelemilerdir. Bunca asr sonra biri kalkp da mam Azam siyasetini tm boyutlaryla ortaya koymak istese, bir sar duvara tosladn hayretle grecektir. Yukarda saydmz nedenlerden dolay halefsiz kalan mam'n siyasetini birinci azlardan almamz mmkn olmamakta. rencilerinin ona nisbetle yazdklar eserler, bize bu konuda bir ey sylememek hususunda direnmektedir. Bu byk ansszlk karsnda, hznnz menakp kitaplar ve mam'i konu alan tarihler teskin etmektedir. Burada nl Mezhepler Tarihisi merhum M. Ebu Zehra'nn, Ab-dulhalim el-Cnd'nin ve Mevdudi'nin almalarn takdir ve kranla anmak gerekmekte. Belirtmekte yarar umduum bir ey var: Bir m'minin hayatnn siyasi, ameli, ibadi, ekonomik, sosyal, itikadi vs. gibi blnemeyecei gerei. z ifadesiyle "siyaseti ibadet,, ibadeti siyaset" olan slam, hayatn her alann kuatan mkemmel nizamyla mensuplarnn hayatnda bir boluk brakmamtr. slam'n yapsndan kaynaklanan bu hakikat kimsenin inkar etmeye yeltenemeyecei kadar ak ve nettir. mam Azam' anlatrken kullanmak zorunda kaldmz terminoloji (siyasi hayat-fkhi hayat)'den yola klarak bylesine laik bir anlaya prim verdiimiz sanlmasn. Ho, fkhtan bamsz bir siyaset, hayattan bamsz bir ilim, ibadetten bamsz bir siyasi mcadele mmkn de deildir ya. zellikle mam Azam gibi inand gibi yaayp, yaad gibi inanan birinin hayatnda nasl byle laik unsurlar olabilir.

mam Azam fkhnn mam Azam siyasetinden bamsz olmas elbette dnlemez. Kald ki uzun almalar gerektiren "mam Azam Fkh'nn Siyasi Boyutu" ya da "mam'n Siyasi tihatlar" aratrlmay bekleyen bakir konulardr. 'mam Azam siyaseti' tam manasyla ancak bu konularda yetkin aratrmalar yapldktan sonra ortaya konur. Bizim yapmaya altmz, ehadetle talanan ve zalimler karsnda sonuna dek eilmeyen bir ban uruna feda edildii 'mam Azam siyaseti'ne bir giri denemesidir.[126] II. HAYATI 1.KUFE Zaman ve mekan ferdin kendisinden kaytsz kalamayaca iki unsur. mam'n yaad "a" zetledik. Topu topu yarm yzyl iinde nurun nasl zulmete dntnn en tipik misaliydi bu a. imdi de kiinin zerinde en ok iz brakan evresel faktrlerden biri olan_mekan'; yani "Kfe"yi tanyalm. Blgede slam ordusunun konaklayabilecei tek yerleim merkezi olan Enbar'm bataklktan dolay bol si vrisinekli olmas askeri rahatsz ediyordu. Durumu Hz. mer'e bildiren Sa'd b. Ebi Vakkas, halifeden Medine ile arasnda deniz olmayacak bir yerde yeni bir yerleim merkezi kurma emrini ald. Bylece h. 17'de Kfe kurulmu oldu. Askeri maksatla kurulan bu kente ilk yerletirilenlerin Yemenliler olduunu syler Belazuri. Kfe ad verilen bu mekann hem kurucusu hem de ilk valisi Sa'd b. Ebi Vakkas. Ne ki yeni kentin halk sk sk onu Halife'ye ikayet etmektedir. Halife, bu ikayetlerden dolay Hz. Sa'd'n yaptrd kamtan evi gnderdii mfettie yaktrr; lakin ikayetler yine kesilmez. Hz. Sa'd onlar iin u bedduay yapar: "Allah'm hi bir yneticiyi onlardan, onlar da hi bir yneticiden memnun etme!" Vali deitirilerek yerine Ammar b. Yasir atanr. Bu kez "ynetimde zayf kalyor" gerekesiyle ikayet edilen odur. Bunun zerine Hz. mer yle der: "Kfe halkn benim gzmde kim mazur gsterecek? Onlara gl birini tayin etsem onu azgn vefacir gsteriyorlar, zayf birini tayin etsem kmsyorlar." Bu olaylardan da anlalaca gibi Kfe'nin ilk yerlileri olan araplar ok geimsiz ve vefaszdrlar. Gerek u ki; Kfe daha sonralar srasyla Hz. Ali'ye, Mslim b. Akil'e, Hz. Hseyin'e ve mam Zeyd'e de yr olmayacaktr. Hz. Sa'd'n dedii gibi; kimse onlardan, onlar da kimseden memnun olamayacaklardr.[127] 2. DEDEDEN TORUNA Kfe'de doan mam Azam'n aslen arap olmadnda btn kaynaklar mttefiktir. "Nerelidir?" sorusuna cevab ilk kaynaklardan arayacaz: O'nun hakknda yazlm derli toplu ilk ciddi kaynaklardan olan Mekk (l. 568/1172)'nin Menakb-u Ebi Hani-/Ainde dedesinin "Zota" adnda biri olduunu yazar. mam'a ait apl bir menakp yazan Kerder (l. 827/1423) de ayn bilgiyi dorulamakta. Her iki kaynakta da, mam'n nesebi (soyu) bahsinde gerek nesebin "takva" olduunu hatrlatarak bu konudaki ayet ve hadisleri sralama gerei duymulardr. Bu biraz da o an toplumsal psikolojisinden kaynaklanmaktadr. mam'n dedesi Zota aslen Kabilli bir Farstr. Kendisi mecus iken Uir muharebede esir alnp Kfe'ye getirilmi, mslman olup orada yerlemitir. Zota'nn Kfe'ye getirlii hususunda bir ipucu verebilir dncesiyle Fthu'l-Bul-dan'da bulduumuz u bilgileri aktaralm: "Kadisiye'de nl ranl komutan Rstem'in drt bin seme askeri vard. Bunlara "Cnd-i ehinah" deniliyordu. Kisra'nn ordusu bozguna uraynca bu seme askerler istedikleriyle andlama yapmak, istedikleri yerde konaklamak ve kendilerine tahsis (ata1) verilmesi artyla teslim oldular. stedikleri kendilerine verildi. Onlar da Temimoular'ndan Zhre b. Sa'd ile anlatlar. Zhre onlara biner dirhem tahsisat verdi. Bunlara "Furs" derlerdi. Sonradan bn Ziyad (vali) onlarn bir ksmn am ve Basra'ya yerletirdi. Onar da oradaki esirlere katldlar. Kazvin'de yaayan esirler de Basra'daki esirlerin bir takm artlarla mslman olduklarn haber alnca ayn artlar zerine onlar da mslman oldular. Kfe'ye gelip orada yerletiler.[128] Kuvvetle muhtemeldir ki Kfe'ye yerleen bu mhtedi esirler arasnda Zota da vardr. Zota Hz. Ali'ye ok balyd. Hatta o dnemde Halife'ye ancak varlkllarn yiyebildii bir eit tatl ikram etmiti. Zota'nn olu Sabit de Hz. Ali'nin duasm alm, halife onun nesline Allah'tan hayr ve bereket niyaznda bulunmutu. Sava vs. yoluyla mslman olan a'cemi (arap olma-yan)ler arap rklnn devlet politikas haline getirildii Emevi uygulamalarn grnce Emevi muhalefetini temsil eden Ehl-i Beyt'e kendilerini daha bir yakn hissettiler. Bu sempati daha sonra Ehl-i Beyt mensuplarnn ar zulmlere maruz kalmasyla dostlua ve fiili yardma dnecektir. mam'n doumundan nceki yarm yzyl bir kyamlar dnemidir. Babasnn ve dedesinin bu kyamlar grerek, duyarak yaad dnlrse Ebu Hanife'nin yetitii ailenin sosyal ve siyasal tercihleri tahmin edilebilir. Ad Numari. Knyesi Ebu Hanife. Lakab mam Azam (byk imam) Baba ad Sabit. Doum yeri Kfe. Doum yl hicri 80 (699 m.). Zamann halifesi Mervan olu Abdlmelik, Kfe'de oturan Irak genel valisi ise dkt kanlar ve iledii crmler sebebiyle ad tarihe "zalim" olarak geen Haccac b. Yusuf. mam mrnn elli iki yln Emeviler, onsekiz yln Abbasiler dneminde yaad. Haccac dkt kanda boulduunda onbe yandayd. mer b. Abdlaziz'in kutlu a-m grd. Daha sonra Irak valileri Yezid ibn Muhelle ve Nasr ibn Seyyar'm Irak'ta estirdikleri devlet terrne ahit oldu. Eme-vi zulmnn Irak'taki son temsilcisi olan bn Hubeyre eliyle saltanatn himna urad. mamet ve saltanatn birbirine hasm mensuplar, mam'n ahsnda, tarihin bu kesitinde bir kez daha kar karya gelmilerdi. Tm hamet ve dehetine ramen btn benzerleri gibi korkun tarrakalarla yklan Emevi saltanat ve eski zalimlere musallat edilen yeni zalimler... Btn bu frtnalarn koptuu kent Kfe. Devrimler ve kar devrimler, zulmler, kargaalklar, ihanetler, kyamlar ve kymlar kenti Kfe. Abbasoullarma bir sre bakentlik de yapan bu ehir tm olumsuz yanlarna ramen kurban verme geleneini bozmuyor. Hicr b. Adiyy ve Said b. Cbeyr'le balayan kurban imamlar zincirine bu kez byk bir halka daha ekleniyordu: mam Azam. Ebu Hanife, Abbasi halifesi Ebu Cafer Mansur zamanmda eitli aclar ve ikenceler altnda hicri 150 ylnda (m. 767) ehid edilecektir.[129] 3. EMEV DNEM Ebu Hanife hayatn rencilerine anlatrken, daha kk yata Kur'an, kraat, hadis, nahiv, edebiyat, iir, kelm gibi o gnn gzde ilimlerini tahsil ettiini belirtecektir. Bu ilimler o dnemin en geerli ilimleridir. Gnn modas kelamda o denli ileri gitmitir ki Mekki'nin naklettii kendi ifadesine gre insanlar Ebu Hanife'yi parmakla gsterir olmulardr. Mu'tezileyi anlatrken deindiim sebepler dolaysyla glenen kelam ilmi Basra'da zirveye

ulamt. Bu kent frkalararasi tartmalarn merkezi durumuna gelmiti. Ebu Hanife, bu yzden Basra'ya yirmi kez gidip geldiini, hatta orada alt ay kalp Mu'tezile, Haricler ve daha baka frkalarla bizzat tartmalara girdiini anlatmakta. mam'daki stn deha bu dnemde farkedilmi; muarzlarn kendine zg akl yrtmeler ve mantk usulyle altetmesi dikkatleri zerine ekmitir. Gen yata kendisini an scak fikir tartmalarnn ortasnda buluveren Ebu Hanife, renilmesi yllar isteyen bir ok eytiistelik hayatn iinden renmitir. leride, bu tartmalar srasnda edindii hayat tecrbesi, O'nun fkhnn belirgin zellii olarak ortaya kacaktr. Bu zellik Ebu Hanife'nin mezhebinin 'kitab' deil 'hayat' (yani kitaplarn arasndan deil hayatn damarlarndan szlm; bireyin ve toplumun sorunlar, kiilikleri, yaplar, eilimleri, zaaflar gznnde tutularak elde edilmi) olmasdr. Zaten cins bir kafa yapsna sahip olan Ebu Hanife girdii kelm tartmalarda karmak meseleleri, mantk oyunlarn, zihin bilmecelerini bu konudaki olaanst yeteneiyle kavrar ve zer. Bunun onda bir meleke halini alarak onu emsallerinden farkl kldn daha sonraki olaylardan reniyoruz. Kelm'n sonunun olmadn anlayan Ebu Hanife kimi tevafuki hadiselerin de yardmyla fkh (slam hukuku) ilminde younlamaya karar verir. Kfe rey ashabnn merkezidir. Bu ekoln kadim retmenleri olarak Hz. Ali ve Abdullah b. Mes'ud gsterilmektedir. Bu silsile Mesruk, bn Mes'ud'un rencisi ureyh, Alkame, brahim en-Nehai ve en son olarak da mam'in hocas Hammad'a kadar uzanr. ann nl fakihi a'bi'nin tavsiyesiyle Hammad'n ders halkasnda fkh okumaya balayan Ebu Hanife, hocasnn lmne kadar -yaklak yirmi yl- srdrr renciliini. Hatta bu esnada artk yetkinletii kanaatiyle ayr bir ders halkas oluturmay aklna koymuken hocasnn geici bir sre grevi kendisine brakmasyla bu iin zorluunu anlam, henz bu konuda tam yetkinlemediini farkederek hocasnn lmne kadar ayrlmamaya karar vermitir. Hocas ldnde mam krk yalarndadr. Hammad'n bo brakt krsye geerek otuz yl o makamda bugne kadar gelen itihatlarn oluturur. Rasulullah'tan kendisine kadar gelen ilim geleneini mam Azam kendisinden sonra en yetkin rencisi -ayn zamanda arkada- mam Zfer'e terke-decektir. Bugn 'Hanefilik' adn verdiimiz fkh ekolnn temelleri ite bu otuz ylda atlmtr. Bu sre zarfnda altm bin (seksen bin diyenler de var) hukuki soruna zm getirmi, yaklak sekiz yz renci yetitirmi, bunlarn iinden mtehit olabilecek apta insanlar kt gibi, bunlardan bir ou slam corafyasnn eitli blgelerinde yarg makamnda bulunarak Hanefi ekoln yaygnlatrmilardr. mam'm hayatnn byk bir blmn kapsayan rencilii dneminde onun siyasi kiilii de yava yava oluur. Bir kiiliin olumasnda eitimin ve eiticilerin kimliinin katks kmsenemez. mam'n ahsiyetine damgasn vuran iki farkl ilim silsilesi vardr. Birini yukarda saydk. Saydmz bu silsilenin Rasuullah'a dayanan baka filim silsileleri iinde ok zgn bir yeri vardr. Bu zgnlk szkonusu simlerin takip ettikleri fkh usulnden ok ya-antilarmda ortaya kan siyasi tavrlarnda aranmaldr. Rasulullah'ta balayp mam Azam'a ulaan silsiledeki isimler yalnz usuli bir cerh ve ta'dilden, sika (gvenilir) olarak kmazlar. Ayn zamanda siyasi bir cerh ve ta'dile (Hadis usul terimleridir. Rivayet zincirindeki kiilerin gvenilirliklerini aratran bir ilim daldr.) tabi tutulduklarnda, bu isimlerin siyaset fkhina da sika olduklar ortaya kar. zelde mam Azam'n, genelde Hanefi fkhnn bu ilk tayclarnn siyasi defterlerini atmzda nmze kendi ierisinde ortak bir tavr gelitiren ve benzer zellikler tayan bir silsile kmaktadr. Ebu Hanife'nin ahsiyetini oluturan ikinci silsile ise Zeydb. Ali, Abdullah b. Hasan, Muhammed Bakr gibi Ehl-i Beyt imamlardr. Ebu Hanife bunlardan ders alm, hadis nakletmi, onlarn sohbetinde bulunmutur. Bu imamlardan zellikle mam Zeyd, Ebu Hanife'de derin izler brakmtr. mam Azam bu hocasnn kyamn Rasulullah'n Bedir'de-ki kma benzetmi ve onu zamanm "hak imam" ilan etmitir. mam'n bylesi bir ilim geleneine sahip olmas onun siyasi tavrlarn belirleyen en nemli faktrlerdir. mam'n siyaseti "muhalif bir siyasettir. Ebu Hanife bir para mitlenip ardndan mitlerini yitirdii Abbasiler'in ilk dnemi hari btn bir hayatn ynetime muhalefetle geirmitir. nk, ocukluunda yaad Hz. mer b. Ab-dlaziz dnemi hari her iki ynetim de istibdat ve zulmle saltanat srmlerdir. mam'm olduka varlkl bir aileden gelmesi ve kendisinin ticaretle itigal edip maddi sknt ekmemesi, hayattaki en byk desteklerinden biri olmutur. Dede meslei olan "Hazz" (bir eit dokuma kuma)imalatn kendisi de srdrmtr. Ticaretteki yeteneini ksa srede ispatlayan Ebu Hanife mamullerini uzak iklimlere kadar ihra ettii bir atlye de kurmutur. Kendisine ok itimat edilen bir tccar olan tmam, ayn zamanda Kfe'nin ayakl emanet sanddr. Onun dillere destan takvas ve gvenilir kiilii dost dman herkesin gznde onu "emin" klmtr. Bu cmleden olarak ehadetin-de sandndan o zamann devlet hazinesine e kymete haiz olan, elli milyon dirhem deerinde mal ve nakit kmtr. mam'n mali bamszl u alardan nemlidir: 1. Tarih boyunca alimler, hayatlarn ilme vakfettiklerinden geimlerini bakasna ihtiya duymadan temin etme konusunda baarl olamamlardr. Bu durum onlar iin en byk zaaf sebebi olmu, ynetimler de alimlere hep bu yanlarndan yaklamak istemilerdir. Alimler ou zaman, zalim yneticiler karsnda mstani kakmamlar, kimi zaman ilmin vakarndan taviz vermek zorunda braklmlardr. Bu bazen yle kt sonular dourmu ki; alimin ilmini parayla satn almak isteyen yneticiler bununla alimleri etkisiz hale getirmek istemiler, baarabilirlerse onun ilmini saltanatlarna bir kaldra olarak kullanmlardr. Ebu Hanife'yi bu vartaya dmekten alkoyan sadece maddi bamszl deildi elbette. Varlk sahibi olmasa da, herkese bilinen takva ve vakanyla bundan baka bir tavr sergileyemezdi. Ancak ilminin vakarna toz kondurtmama-snda maddi bamszlnn rol inkar edilemez. Daha sonralar bir "ekmek teknesi"ne dnecek olan ilim, sahibinin karnn doyuran; lakin izzet kazandrmayan bir "meslek" halini almtr. Bu yzden de alimlerin yneticiler zerindeki caydrc etkisi kaybolmu, onlara almp-satlan bir "meta" gibi baklmaya balanmtr. 2. Ebu Hanife servetini, yalnz kendi ilminin vakarn muhafaza etmekte kullanmam, ada olan alimlerin ve rencilerinin de ihtiyalarn karlayarak onlar yneti me muhta konuma dmekten korumutur. Bir keresinde nl Muhaddis brahim b. Uyeyne drt bin dirhem borcunu deyemedii iin hapse mahkum olmutu. Arkadalar onu kurtarmak iin para toplamaya ktlar. Ebu Hanife'ye de geldiler. Halbuki brahim b. Uyeyne Ebu Hanife'ye muhalifti. Onu ve meclisini ktlyordu. mam kendisini olur olmaz sulayan bu zatn borcunun tamamn kendi cebinden deyerek daha nce bakalarndan toplananlar iade ettirdi.[130] Bu olay zerine brahim'in kardei Sfyan b. Uyeyne "gzlerim Ebu Hanife gibisini grmedi" demekten kendini alamayacakt. ada olan bn Ebi Leyla'ya, Ibn brme'ye ve hatta hocalar Hammad ve a'bi'ye srekli maddi destekte bulunur, onlardan muhta olan grdnde onlarn vakarn zedelemeyecek bir biimde ihtiyalarn gideririrdi. Yine bu cmleden olarak olu Hammad'a Fatiha'y retmesi karlnda bir alime bin dinar verdiini Mekki nakletmekte. Talebelerinin hem kalb, hem ruh ve hem de beden ihtiyalarn gideren mam yoksul olan nl talebesi Ebu Yusuf un ihtiyalarn karlad gibi ailesinin de ihtiyalarn karlard. 3. mam Azam fkhn dier fkh ekollerinden farkl klan zelliklerden biri de ekonomi hukukuyla ilgili hkrri-lerdeki isabet ve hayata uygunluktur. Herkes bilir ki, bu gibi meseleleri en iyi bir biimde meslekten anlayanlar zebilir. mam'n mesleinin ticaret olmas slam Ekonomi Hukuku iin mkemmel bir frsattr ve slam Ticaret Hukuku bununla ok ey kazanmtr.

mam Azam, Beni meyye ynetiminin olumsuzluklarna kkten beri ahit olmu, eline geen her frsatta onlar eletirmekten geri kalmamtr. Kendisinden hadis naklettii hocas mam Zeyd'in kyam Ebu Hanife iin de zor yllarn balad dnem olmutur. Kerbela katliamndan kurtulabilen tek Hseyin evlad olan Ali Zeynel abidin'in olu mam Zeyd kendi adna izafe edilen bir ekoln (Zeydiye) de kurucusudur. limle megul olan mam Zeyd an halifesi Hiam b. Abdlmelik'in kfr ve tahriklerine daha fazla dayanamayp dedesinin yarm brakt ii stlenir. Kfe'de kendisine onbinler biat ettii halde ceddine yaplan ihanet ona da yaplr. Kararlatrlan gn geldiinde kulaktan kulaa fsldanan "Ya Mansur" parolasna bir avu insan icabet eder. hanetin ardndan gelen korkun cinayetler, mam Zeyd'in nce daraacna ekilip ardndan yaklan cesedi ve olu Yahya ile Horasan'da, torunu Abdullah'la Yemen'de, sonu hep kan ve ktalle biten kyamlar... mam Azam meyyeoullar'n hilafete mstehak olarak grmyordu. Onlara hilafetin gasb olarak bakt iin mam Zeyd'in Kfe'de Emeviler'e kar balatt kyam yle niteliyordu: "Onun bu k Rasulullah'n Bedir'deki k gibidir: Bu kadar tasvip ettii bir kyama niin katlmad sorulduunda yle diyordu: "Yanmda insanlarn emanetleri var. Onlar bn Ebi Leyla'ya devretmek istedim kabul etmedi. Sorumluluumu yerine getirmemi olarak lmekten korkuyorum..."[131] Mekki'nin rivayetinde mam Zeyd'in elisi kerkisine Zeyd'in kyam arsyla gelince eliyi yle cevaplar: "Eer insanlarn, ceddi Hseyin'i terkettikleri gibi onu da yan yolda brakmayacaklarndan emin olsaydm ona katlr, onun ardnda cihad ederdim. nk hak imam odur. Lakin ben ona malmla yardm ediyorum ki, onunla kendine uyanlar koruyup kollasn." Sonra eliye dnerek dedi ki: "Mazeretimi mam'a ilet!" O eliyle mam Zeyd'e on bin dirhem yollad. Baka bir rivayette ise hastalndan dolay zr dilemiti. [132] mam Azam'n mam Zeyd kyamndaki tavrn ve grlerini zetleyecek olursak: a. Zalim otoritenin zulmne kar k Rasulullah'n "Bedir Sava" kadar gerekli ve soylu bir k olarak niteliyor. Zulm ve zalimleri, bu benzetmeyle en ufak bir tevile yer brakmayacak ekilde mahkum ediyordu. b. Zalim sulta karsndaki kyamn meruluunu onaylayarak u hkm veriyordu: "nk hak imam odur." mam Azam'n buradaki tercihinin illeti "olan"la olmas gereken arasndaki "meruiyet" farkyd. O "olan" (status-quo) deil olmas gerekeni tercih ediyordu. BtUavryla Maverdi ve bn Haldun gibi isimlerin daha sonra sistemletir-dikleri, bazlarnn da kastl olarak Ehl-i Snnet'in tavr diye lanse etmeye altklar "devleti" siyaset tezini kknden reddediyordu. c. Mazeretin cinsi u ya da bu, mam meru bir mazeret gstermek gereklilii duyuyor, mazeretin meruluunu anlatabilmek iin "bn Ebi Leyla'ya vermek istedim, kabul etmedi." gibi bir ayrnt verme lzumu hissediyordu. mam'n yksek karakterini ve cesaretini bilenler onun mazeret belirtirken de ciddi olduuna inanmak zorundadrlar. Mazeret uydurduuna inanmak ona hakarettir, "...emin olsaydm ona katlr, onun arkasnda cihad ederdim" deyii mazeretinin ne denli meru ve geerli olduunun belirtisi olduu gibi kyam gnlden tasvibinin de ifadesidir. O byle bir kyama mazeretsiz katlmamay meru saymam, kendisi de mevcut halifeye ramen "hak imam" kabul ettii imam Zeyd'den zrnn kabuln istemitir. d. Meru sayd bir kyam mazeretinden dolay canyla destekleyemeyen ve kyam liderinden bu hususta zrl saylmasn isteyen mam Azam kyam malyla desteklemi, o gnk alm gc ok yksek bir mebla mam Zeyd'in elisine vererek adeta zrnn keffaretini ml yardmla demek istemitir. "Eer ben ve olum yalnz bamza olsak dahi yine de sulta'ya kar ayaklanrdk. mam srtna cbbe geirmeyi beceren deil, klcn kuanandr." Tarihiler mam Zeyd'in bu soylu cmlelerini nakletse de sonucu bir felakete dnen bu kyamn ibret alnacak kimi noktalar var: Hicri 120 (m. 738)'de gerekleen mam Zeyd kyam gerekte aceleye getirilmi bir kyamd. Bir ahidlik dolaysyla Medine'den Kfe'ye getirilen mam Zeyd, Kfeli ii-lerce ikna edilir. ten ie kaynayan toplumsal huzursuzluk kendisini onun nderliinde da vurmutur. mam Zeyd Kfe'ye gelince, halk, onu beklenmedik bir ilgiyle ve tezahratla karlam, bir nceki ihanetin (Kerbela) szsn ilerinde bir ur gibi bytenler ihanetlerinin faturasn deyip rahatlamak iin mam' ayaklanmaya tevik etmiler, mam da verilen szlere ve gsterilen ilgiye bakp raz olmutur. Ne ki, alt ay gibi ksa bir srede halledilmeye allan hazrlklar, organizenin olmamas ve en etini Kfe halknn o tandk ihaneti hareketin baarszlnn ana sebepleridir. mam Azam btn bunlar Kfeli biri olarak elbette biliyordu. Bir de u: mam o gnlerde hocas Hammad'm postuna henz oturmamt. Kendisine "Dounun Fakihi" denilmiyordu daha. Kyama katlsa bile bu mnferit bir hareket olarak kalacakt. Daha sonralar mam Azam nnn zirvesine doru trmanrken iktidar iin ciddi bir tehlike oluturmaya balamtr. Aslnda mam saltanata muhalefet eden alimlerin ne ilkiydi, ne de sonuncusu olacakt. Ondan nce de ilminin izzetini koruyan bir imamlar silsilesi vard. Hz. Hseyin rnei bilindiinden onu geiyorum. O dnemde ynetimle iyi geinen alim halk nazarnda kendi kuyusunu kazm oluyordu. O an "suskun ounluk" dediimiz halk kesiminde yle bir toplumsal ahlk vard ki bir fakihi sultan kapsnda grdklerinde onun ii biti-veriyor, o fakih halkn gznden dveriyordu. Kimse gelip ona mesele danmad gibi hreti ve saygnl da kalmyor, "sulta alimi" olarak vasflandrlyordu. Kimi alimleri ynetimle ilikiye girmekten sakndran da bu durumdu. Ancak bir ou hakszla ve zulme ortak olmamak gibi samimi ve soylu bir duyguyla uzakayorlard yneticilerden. rnein Said b. Cbeyr, e-a'bi, bn Ebi Leyla, Ebu'1-Bah-teri gibi nc fakihler Emeviler'e kar ayaklanatfAbdurrah-man bn el-E'as' desteklemilerdi. Said b. Cbeyr bn E'as kyamnda yle der: "Onlarla ta yrekten savan. nk onlar zulmle hkmediyorlar, islam 'in emirlerini dinlemiyorlar. Zayflar eziyorlar, namaz boveriyorlar." mam Azam'n hocalarndan a'bi'nin Emeviler hakkndaki fetvas udur: "Ey mslmanlar! Onlarla savan. Onlarla savamanzda bT sorumluluk yoktur. Allah'a yemin olsun ki bugn yeryznde, hkmde onlardan daha zalim ve daha gnahkr bir kavim bilmiyorum." nl fakih bn Ebi Leyla ise ayn oiayla ilgili olarak unlar syler: "Ey mminler! Hakk bilmeyen, bid'atlan helal klan bu cahiller gruhuyla savan."[133] Hicri 130'lara gelindiinde Emevi saltanat her tarafndan dklmeye balamt. Yaklamakta olan sonu hisseden yneticiler bu sonu geciktirmek iin ellerinden gelen her areye bavuruyorlard. Emevilerin Irak'taki son valisi mer bn-i Hbeyre de bu balamda kimi giriimlerde bulunuyordu. Bunlardan biri de fakihlerin nnden yararlanmakt. Bylece hem fakihle-rin muhalefetinden emin olacak, hem de halkn nazarnda sarslan Emevi nfuzunu yeniden glendirecekti. bn Ebi Leyla, Davud b. Hind, bn brme ve dier nl fakihleri ard. Her birine birer grev verdi. Sra Ebu Hanife'ye gelmiti. Yaplan teklif uydu: "zerine imza koymadn hi bir kanun yrrle konmayacak, sen izin vermeden devlet hazinesinden kuru kmayacak." Bu, en yksek yarg ve yrtme gcnn onun eline verilmesi demekti. mam iddetle reddetti. Vali mam' zindana atarak ikence etmeye balad. Onu hergn krbalatyordu. Dier fakihler "Kendine yazk etme. Biz nasl istemeyerek kabullenmiSseksende oy/e yp" dedilerse de

mam ahsiyetine yediremedei bu teklifi u kesin szlerle reddediyordu; "Eer vali benden Vast mescidinin kaplarn saymak gibi sradan bir i istesin, yine kabul etmem. O bir insann zulmen katline hkmedecek, ben mhr basacam ha? Allah'a yemin ederim ki bu mmkn deil!" Bu arada bn Hubeyre mam'n gnln elmek iin olduka yumuak davrand ve ona sureta hrmet ve ikramda bulundu. Deien bir ey olmad. Hi bir teklifi kabul etmeyen mam'a son olarak Kfe bakadl teklif edildi. Onu da kabul etmeyince vali ona bu ii kabul ettireceine dair yemin ederek tekrar ikenceye ald. mam ise bu durumu u szlerle karlyordu: "Bu dnyada krba yemek ahirette ceza grmekten evladr. Valinin beni ldrmeye gc yeter; fakat tekliflerini kabul ettirmeye asla!" Gnlerce sren krbalama ii yle bir raddeye gelmiti ki ikenceci polis mam'n lmesinden korkup valiye durumu iletti. Emeviler'e daha fazla dman kazanmak istemeyen vali bn-i Hubeyre onu ldrmekten ekiniyordu. yle dedi: "Onu ikna edecek biri yok mu? Hi deilse benden sre tanmam istesin. Ve bu arada beni ikna edici bir are dnerek yeminimden kurtarsn" Bunun zerine mam ona haber yollad: "Beni brak, bu konuyu bir de dostlarmla istiare edeyim." mam brakldnda gurbeti zillete tercih ederek bineine atlad gibi ok sevdii Beytullah'a doru yola koyuldu, mam'n Kfe'den Mekke'ye hicreti hicri 130'da gerekleti. bn-i Hubeyre'nin mam Azam'a yapt bu teklifler geriden baklnca insann aznn suyunu aktacak cinsten. Bugnlerle kyaslandnda naks da olsa bir slam devleti olan bir ynetimde kim olsa bu teklifleri reddetmezdi. Buna pek parlak gerekeler bile bulunabilirdi. Hele bylesine bir teklifi krbalanma ve lmn eiine gelme pahasna reddetmenin hi mi hi anlalr bir taraf yoktu. mam Azam gibi takvann, cmertliin zirvesinde bulunan biri ayana gelen bu 'hizmet'i neden reddetsindi? Hem, onun gibi bir 'dava adam' byle bir makam 'dava'snn yararna kullanamaz myd? Evet, btn bu gerekelere ramen hi kimsenin inkar edemedii bir gerek yard orta yerde: mam Azam kendisine teklif edilen bu parlak grevleri krba altnda can verme pahasna kabul etmemi, hatta bununla da kalmayarak Eme-vi valisinin "Vast Mescidi'nin kaplarn saymak" gibi basit bir emrini bile yapmayacan srarla vurgulamt. mam Azam'in niin byle yaptn anlayabilmek iin ynetimin bu teklifi hangi amalarla yapm olabileceini bilmek gerekiyor: 1. mam ' susturmak: Binlerce insann tevecchn kazanm bir alimi emirle susturmann zorluu ortada. Ancak mam'n kalb olmaktan kp fiil ve kavl bir hal alan ynetim kartln etkisiz hale getirmek in onun muhalefetinin engellenmesi gerekmekte. Engellenmezse de fiil ve kavl olmaktan kartlp kalb hale getirilmek istenmekte. Zaten kalb bir muhalefete kimsenin bir ey dedii yok. 2. Sistemi merulatrmak: mam'n devlet kapsnda ald grevi delil gstererek rejimi merulatrmak. yle ya; Ebu Hanife gibi byk bir fakihin grev yapt ynetim meru deilse hangisi meru olabilir ki? Tabi ynetim muhalifleri krmak iin kaldrd klcn ucuna Ebu Hanife'nin adn geirmeyi dnmekte. 3. Muhalefeti paralamak: Ehl-i Beyt'in slam topraklarndaki en hretli ve gl desteini etkisiz hale getirerek muhalefetin can damarlarndan birini kurutmak. Dier muhalif ulemaya da bu ekilde bir mesaj yollayarak onlar ylgnla srklemek. 4. Dilileri yalamak: Sistemin yrmeyen organlarn yetikin, iinin ehli, drst ve kalifiye bir 'eleman'la takviye edip onlar iyi alr hale getirmek. Suiistimale msait tm makamlarn, zellikle de para kasalarnn bana geirmek iin, en fask ve facir ynetimler bile dini btn, drst, etliye stlye karmayan "dz" tipler aramlardr. bn Hubeyre'nin yapmak istedii de, mam' uzman olduu bylesine bir greve getirerek onun srtndan saltanat glendirmek ya da muhaliflerini saltanat asndan taraftardan daha kullanl hale getirmeyi istemektir. 5. Tuzaa drmek; hreti dnyay tutmu Ebu Hanife'nin bu hakl hret ve nlu/unu krmak. Onu sui tsli'malleriri doal hale geldii aibeli bir makama oturtarak ekarle etmek. Aslsz aibelerle evresi boaltlnca mstamel bir alet gibi kaldrp atmak. mam hicaza gittikten sonra Emevi ynetimi fazla yaamayacak, hicri 132'de byk grltlerle devrilecektir.[134] 4. ABBAS DNEM mam Azam Emeviler'in yklna kadar Mekke'de kald. Burada bir yandan ibadet ve taatla megul olurken bir yandan da mam Malik gibi nl alimlerle tanp fikir alveriinde bulunuyordu. bn-i Abbas'n, Hz. mer'in ve Hz. Ali'nin fkhm onlarn haleflerinden tahsil etti. Bir tarafta mam Muhammed Bakr ve Hasanu'l-Msenna'dan ders alyor, te yanda peini brakmayan yetenekli rencilere ders veriyordu. Ynetimin zulmnden bkan halkn da yardmyla Emevi hanedan devrilince Haimoullar'na mensup olmann bedelini saltanata tahvil etmeyi iyi beceren Abbasoul-lar ynetimi ele geiriverdi. Herkes zulmn bittiini, here-yin deitiini, hilafetin layk olanlarn eline getiini sanp seviniyordu. Sevinenlerden biri de mam Azam'd. Hi bir zaman tasvip etmedii, srekli aleyhine alt Emevi ynetiminin kne mam'n sevinmesi elbette doal karlanmalyd. Ebu'I-Abbas, Mekke valisi eliyle ulemadan biat talep edince Ebu Hanife u konumay yapt: "Bu i (hilafet) peygamberimizin yaknlarna geerek hak yerini buldu. Bu Allah'n lutfu ve keremidir. Ey alimler; bunlara yardm etmeye en layk olan sizsiniz! Size istediiniz kadar ikram ve ihsan var. Halifenize biat ediniz. Biat ahi-rette sizin iin emniyete kavumaya bir vesiledir. Allah'n huzuruna biatsz ve imamsiz karak huccetsiz ve delilsiz kalmaynz." Ortalk yattktan sonra Kfe'ye dnen mam dier alimlerle birlikte halifeyi ziyaret ederek u konumay yapt: "Allah'a hamdolsun ki hakk nebinin yaknlarna verdi ve zerimizdeki alaltc zulm kaldrd. Ve yine hamdolsun ki dilimize hakk syletti. Allah'n emri zere sana biat ettik. ine vefa gsterirsen kyamete kadar ahdimizde vefakrz. Allah bu ii nebisine yaknlnzdan dolay boa kartmaz."[135] Bu konumalar mam Azam siyaseti'nin de temel ilkelerini ortaya koymas asndan olduka manidardr. Alimlere yapt konumasndan anlyoruz ki, onun, hilafeti Kurey'in hakk grmesinin altnda yatan hissi gerek bu makamn varislerinin Rasulullah'n yaknlar olduuna inanmasyd. kardmz baka bir sonu ise mam'm "biat" olayna verdii nemdi. O biati ahirette emniyet vesilesi, biatszl huccetsizlik ve delilsizlik olarak niteleyerek Mrcie gibi adil-zalim, fasik-facir demeden her yneticiye biat etme fikrini hay atyla reddederken; Hariciler gibi biatszl ve babozukluu da ho grmyor, bu konudaki adil ve mutedil gr ortaya koyuyordu. Halifenin yzne kar yapt ikinci konumasnda da biat etmekle birlikte bu biatin artl biat olduunu (adalet) ima ediyor, imdiye kadarki muhalefetinin salatanatla ili dl kimi haseti alimlerin dedii gibi mzmin bir inattan ya da "fitne" ve "anari"yi sevmekten kaynaklanmadn ispat etmi oluyordu. Onun tek kaygs vard; zalimin zulmne susarak dahi olsa ortak olmamak. Zalime kar kaytsz kalmaktansa mazlum olmay tercih etmek, tenine ve canna kastedildiinde bile zulm merulatracak davranlardan uzak durmak... mam yukardaki rnekte de grld gibi onayladnn (inandnn) altn ekinmeden imzalar; onaylamadn ise hi bir eyden korkmayarak aka reddeder ve eletirirdi. Eyyamcln hi bir trne meyletmedi. Deil paralk eyler, can ve ten kaygs bile ona imann izzet ve vakarn inetmedi. lkelerine balyd. Onun ilkeleri Nebi (a)'m ilkeleriydi. O mtehid olduu halde ilkeleri zamana uydurma ad altnda iine gelir bir biimde kullanmaktan imtina etti ve siyasette de imam olduunu "siyasi azimef'i tercih ederek ispatlad.

ok kan dkt iin tarihe "seffah" (ok kan dkc) olarak geen ilk Abbasi halifesi Ebu'l-Abbas hilafete geerken verdii szleri unutup Emevilerden Ehl-i Beyt'in intikamn alma bahanesiyle zulmetmeye balaynca mam skta geti. Ancak Seffah lnceye kadar da biatini bozduuna dair bir tavr gstermedi. Bu dnemdeki tavrndan da anlalyor ki umduunu bulamamann pimanl've eziklii iindeydi. Halk bunca fedakrlktan sonra saltanatn elinden yakasn yine syramamit: Hamam ve tas ayn kalm, sadece hamamc deimiti. Abbasi hanedannn, ynetimi nebevi temelleri zerine yeniden oturtmak gibi bir niyetlerinin olmad ok gemeden anlalmt. Tarih boyunca rnekleri grld gibi saltanata sahip olann gzn kan buruyordu. Onu kaybetmemek iin inemeyecei deer, ykmayaca yap, tecavz etmeyecei snr yoktu. Emevi zulmnn gidiine halkn az bir ksm olsun znt duymamt. Hilafete aday olarak ortaya atlan yeni gcn iddias "Biz, Kur'an ve snnet nclnde lkeyi yneteceiz. Uygulamalarmz Allah'n koyduu snrlan a* mayacaktr" biimindeydi. Hicri 132'de biat alan Ebu'lAb-bas Seffah halka u vaadi yapyordu: "mid ediyorum ki, u anda iktidara gelmi bulunan aileden zulm, zorbalkve haksz muamele grmeyecek, hounuza gitmeyen davranlarla karlamayacaksnz." ok gemeden bu vaadlerinin ne anlama geldii anlalacakt. Abbasi ordusu am'a girince elli bin insan ldrecek, rneyye camii yetmi gn ahr olarak kullanlacaktr. Hz. Muaviye'ninki de iinde tm Emevi hanedannn kabirleri alarak llerin kemikleri karlacak, Hiam b. Abdul-melik'in henz rmemi cesedine krba vurulacaktr. Cesetler halka tehir edildikten sonra hzn alamayan yneticilerce yaklarak kl havaya savrulacaktir. Emeviler'in muhaliflerine yaptn Abbasiler de onlara yapacak, bu slaleye mensup bebeler bile "siyaseten kati" edileceklerdir. Kimi aile fertlerinin ldrlen cesetleri caddelerde srttrlerek sonunda kpeklere paralattnlacaktr. Tarihi kaynaklarn aktard malumat bu kadar deil elbet. Bu cinayetlerin ok daha dehetlileri baka blgelerde ilenmitir. rnein Musul'daki isyan bastrmak iin gnderilen halifenin kardei Yahya, "eman" verdii on bin kiiyi dolutuklar mescitle birlikte atee vermi, Yahya'nn seme Berberi askerleri Musul'un mslman hanmlarna gnlerce tecavz etmilerdir. Bu arada mam Azam'm canna kasteden Emevi valisi bn Hubeyre (valilii: 127-132 h.) halifenin bizzat yazd emannameye ramen verilen sz tutulmayarak ldrlm, o da Emeviler gibi ettii zulmn cezasn bir baka zalim eliyle bulmutur. ktidar salama alan Abbasoullar nceki iktidarn yntemine el atm, zulmlere durdiyen ulemay ldrmeye balamlardr. lk kurbanlardan biri nl fkh alimi brahim bn-i Meymun es-Saig. mam Azam'n da dostu olan bu zat vaadlerine inand Abbasoularna her trl destei salamken iktidara geldiklerinde Ebu Mslim eliyle Horasan'da katledilmitir. Ebu Ca'fer Mansur iktidara geldii zaman Abbasilerin gerek yz ortaya kt. Ynetimi ele geirene kadar Ehl-i Beyt'in heder edilen haklarn koruyacan iddia edenler Emevilerden beter yklenmeye balamlard Ehl-i Beyt'e. Halkn olaanst itibar gsterdii Muhammed Nef s'z-Ze-kiyye ve kardei brahim, Mansur arattrd iin saklanyorlard. Halife onlarn yerini renme bahanesiyle ailelerine olmadk ikenceler yaptryordu. Onlar yah-ocuk demeden zincirlere vurarak ikence iinde Medine'den Irak'a getirtmiti. Kyamc mam brahim'in olu-'Muhammed'i, canl canl bir duvarn iine atarak katletti. Yine mam brahim'in kaynpederine plak olarak 150 krba vurduktan-sonra kafasn kesip Horasan'da tehir etti.[136] Daha sonra Nef-s'z-Zekiyye de ehit edilip cesedi Medine'de Sel Da civarndaki Yahudi mezarlna atlacaktr. te bu ve kardei brahim mam Azam'n hocalarndan Hz. Hasan'in torunu Abdullah b. Hasan'm iki oluydu. Bu esnada ihtiyar yana ramen Abdullah b. Hasan hapse atlm, ektii aclara dayanamayarak orada vefat etmiti. Szkonusu kyam Hicri 145 (Miladi 762-763) ylnda gerekleti. mam Muhammed Nefs'z-Zekiyye ve kardei brahim'in hazrlklar ta Emevi dneminde balamt. Hatta Taberi halife Mansur'un bizzat Nefs'z-Zekiyye'ye biat ettiini yazar ki dorusu da budur. Horasan, Rey, Taberistan, el-Cezire, Yemen gibi lkelere davetiler yollayarak ora halklarn biata aryordu. Mansur daha nceden btn bu almalar bildii iin ondan korkuyordu. Abbasilerin balatt hareketle atba gidiyordu Nefs'z-Zekiyye ve kardeinin hareketi. Abbasoullar ynetimi ele geirince Emevi-ler'in yklmasnda kendilerinden fazla rol olan dier hareketi ezmenin arelerini aratrdlar. Bask yapmaya ve zor kullanmaya kalktlar. Bu baskya daha fazla dayanamayan mam Muhammed Medine'de, kardei brahim Irak'da hicri 145'de ayaklandlar. O srada Badat' ina ettirmekte olan Mansur apar topar Kfe'ye geldi. ok arm, eli ayana dolamt. nk ard ardna ehirlerin dt haberi geliyordu. Byle giderse saltanatnn gnn gremeyecek demekti. Skntsndan gece yataa girmiyor, herhangi bir durumda kap cann kurtarmak iin atlar eerli bekletiyordu. eitli nedenlerden dolay baarya ulaamayan kyam mam Muham-med'le birlikte yzlerce insann ehadetiyle sonulanyor, kardei brahim Irak'da kyam srdryorsa da o da sonunda katlediliyordu.[137] Bu kyamlar olduunda mam Azam nnn zirvesin-deydi. Tereddtsz her iki kyam da desteklediini Cessas, Mekki, Kerderi ve Zehebi gibi kaynaklardan reniyoruz. Kyamlardan dolay ynetimin kadrine en fazla urayan kentlerden biri de bakent Kfe. lan edilen skynetimle hukuksuzlua zemin salanm kentte devlet terr estirilmeye balanmt. Ebu Hanife bu artlar altnda mam Muhammed'in kyamn vargcyle destekliyordu. yle ki, bir ara bu taraftarlk onun ve rencilerinin hayatn iyiden iyiye tehlikeye sokmutu. Halk kyama katlarak mam Ibrahim'e biat etmeye aryorlard. rencileri de ayn gayreti gsteriyorlard. mam'n ders halkas kyamn danma brosu gibi alyordu. mam'n rencilerinden bazlar halk tevik etmek iin u fetvay veriyorlard: "ibrahim'le birlikte kyama katlanlara yetmi nafile hac sevab vardr." Cessas'n naklettii bir haberden mam'm ve rencilerinin zalimlere kar yaplan bu kyamlar kafirlerle cihad-dan efdal grdklerini anlyoruz. Ebu shak el-Fezari'ye yle sesleniyordu: "-ibrahim'in kyamna katlan kardeinin elde ettii ecir, senin kafirlere kar yaptn cihadnn ecrinden daha hayrldr." Bu itihattan da anlalyordu ki mam Azam ve rencileri mmetin i siyasetini zulmden arndrmay dardaki kafirlerle savamaktan daha nde tutuyorlard. Bu uurda alann da dierinden daha fazla ecir alacan sylyorlard. Kerderi, brahim b. Suveyd adnda birinden u haberi nakleder: "brahim b. Abdullah ayaklandnda Ebu Hanife'ye sordum: -Farz olan haca yaptktan sonra sence brahim'e katlarak onunla birlikte kyam etmek mi yoksa hacca gitmek mi efdaldr? -Onun kyamna katlmak elli hac'dan efdaldir, dedi."[138] Menakb- mam Azam yazar Kerderi'nin rivayet zincirleriyle birlikte aktard rneklerden biri de u: "brahim kyamnda bir kadn Ebu Hanife'ye gelerek: -Olum ibrahim b. Abdullah'la birlikte ynetime kar savamak istiyor bense buna engel oluyorum; ne dersin? -Ona engel olma."[139] Hasan b. Abdullah der ki Ncfs'z-Zekiyye Abbasiler tarafndan Medine'de ehid edildiinde mam' grdm, alamaktan gzleri kan anana dnmt.[140] mam Ebu Hanife'nin kyamclara verdii maddi ve manevi destek bu kadarla kalmyordu. Onun yapt bir baka hizmet daha vard ki bizzat kyama katlsa o denli yararl olamazd. Szkonusu hizmet hilafet ordular bakamutan Hasan b. Kahtaba'y mam brahim'in zerine gitmekten caydrmasyd. Hasan'n babas Kahtaba Ebu Mslim'le birlikte Abbasi iktidarn hazrlayan ikinci kiidir. ktidar el deitirdiinde onun bu hizmeti karlksz kalmayarak bakomutan yaplm, lnce yerine olu Hasan getirilmitir. Cesaretiyle nlenen Hasan b. Kahtaba

i isyanlardaki baarsndan dolay halifenin en ok sevdii komutandr. Kfe'ye gelince mam Azam'n itihatlarna uyar ve onun meclisine katlrd. Bir gn mam Azam'a sordu: "-Benim nasl bir grevde bulunduumu ve neler yaptm biliyorsun. Btn bunlara ramen benim iin tevbe mmkn m? -Evet. -Bu nasl olacak? -Allah senin niyetinde sadk ve tevbende samimi olduunu biliyor. Ondan geri unu yapman tavsiye ederim: Eer bundan byle ldrlmen pahasna bir mslmann canna kymaktan vazgeersen; gemite yaptklarn bir daha yapmamak zere sz verir, bu sznde sebat gsterirsen; ite o zaman tevbe etmi olursun. -phen olmasn ki bu sylediklerinin hepsini yapmay kabul ettim. Bir mslman ldrmek de dahil tm amellerimde Allah'a verdiim bu szden dnmeyeceim." mam brahim ayaklandnda halife kyam bastrma grevini ona verdi. O da doruca hocas Ebu Hanife'ye gelerek: "-'Bu adam bana erri emrediyor' dedi. mam u cevab verdi: -Haydi bakalm. Allah'a verdiin sz tutmann zaman geldi. Hatrladn gibi Allah'a sz vermitin. Eer o szde durursan Allah tevbeni kabul eder. Eer tevbenden dnersen tevbenin hkm kalmaz ve gemite yaptklarn zulme dnerek onlarn da cezasn ekersin." Hasan "Allah ahidim olsun ki savaa katlmayacam" diyerek Mansur'un yanma geldi. Ona yle zr beyan etti: "-Ey mminlerin emiri! imdiye kadar hizmetinizde bulundum ve emirlerinizi yerine getirdim. Eer bu yaptklarm Allah'a ibadet ise bu kadar bana yete;. Yok eer bunlar Allah'a isyan ise bundan byle daha fazla gnah ilemek istemiyorum. Beni bu iten mazur grnz." Komutann bu szlerine kzan Mansur onun tutuklanmasn emretti. Hasan'n kardei Hamid, Mansur'a yle dedi: "Hasan ylbandan beri garip tavrlar sergiliyor. Korkum o ki Hasan'a bir eyler olmu. Sanrm kafasndan rahatsz. Siz onu brakn, bu ii ben stleneyim." Mansur olay farketmitir. Kaynam renmek ister: "-Hasan hangi fakihin yanna gidip gelmektedir? -Ebu Hanife'nin meclisine devam ediyordu."[141] mam Azam' siyasette de 'imam' klan bu tavizsiz ve inklab tavr ayn zamanda onun itihatlar hkmndedir. Tarihte eine az rastlanan bu rnek tavr gznne alnmadan mam Azam'in fkh ve messisi olduu "Ehl-i Snnet tikad" tam anlamyla kavranamaz. mam bu tavizsiz tavrnda o kadar sebat gstermitir ki rencilerinden Zfer b. Huzeyl'in ondan aktard \x sz asil mam'n zulm sistemleri karsndaki tavrnn zetidir: "Vallahi boyunlarmza ipleri takp srndrseler verdiimiz sz bozmayacaz."[142] Buradan Ebu Hanife'nin mam Zeyd'e olduu gibi mam brahim'e de biat ettiini anlyoruz. Kendisini onun mezhebine nisbet edenlerden bazlar, slam'n izzetine yakmayan tavrlarn mazur gstermek iin rtmeye ve tevil etmeye alsalar da mam'n bu siyasi tavr, Hanefi fkhna da yansyacaktr. Ekoln iki nl imam Serahsi ve Ebubekir el-Cassas'n zerine basarak vurguladklar bu tavrn fkhi hkmlerine daha sonra deineceiz. Halife mam'n bu tavrna ok ierlemekle birlikte nfuzundan dolay bir bahane bulup ondan intikamn alamamt. nce mam' kendi safna ekmek istedi ve bunu da parayla denedi. Bugn de piyasas hayli hararetli olan "sat-nalma" mekanizmasn altryordu. Bu cmleden olmak zere sk sk mam'a hediyeler gnderen Mansur'un, bunlarn tmn mnasip bir slupla reddedip geri yollayan mam'a olan kini artyordu. Halkn mal zerinde keyiflerine gre tasarruf yapan saltanat sahiplerine yollanan hediyeleri bile caiz grmeyen mam, hi bir dnemde saltanat sahiplerinden hediye kabul etmemiti. O, gnderilen hediyenin genel hazineden deil de ahsi servetten olmas durumunda merulaacan sylyordu. Yollad hediyenin geri evrilmesine ierleyen Mansur'la mam arasnda geen u konuma onun bu konudaki hassasiyetini ele veriyor: "-Hediyemi niin kabul etmedin? -ahsi malnzdan bana bir hediye gelmedi ki onu kabul edeyim. Siz bana mmetin hazinesinden aldnz yollad-nz. Oysa mmetin malnda benim hakkm yok. Ben silah altnda asker deilim, byle bir askerin ocuu da deilim. Fakir de deilim ki hazinenin tahsisatndan yararlanaym. Yolladnz eyleri bundan dolay alamazdm."[143] Daha sonra Mansur mam'a bayarglk teklif ettiinde mam kabul etmedii iin otuz krbala cezalandrlacak, kanlar ierisindeki mam' gren halifenin amcas Abdussa-med yeenini yle uyaracaktr: "Sen ne yapyorsun?.Bu yalnz Irak'n deil, btn dounun fakihidir. Byle yapmakla aleyhine yzbin kl hazrladn:1 Piman olarak zr dileyen Mansur hejcrbaca bin dirhem olmak zere otuz bin dirhem verilmesini emretti. Bu paralar reddeden mam: "Bunlar alnz, hayr ilerinde harcaynz." eklinde karlk verdi. Ardndan da ekledi: "Mansur'da helal para var m ki hayr hasenata safedilsin?"[144] Bir keresinde Mansur'la arasndaki bir anlamazl hkme balayan mam'a para, elbise, cariye ve bir katr yk hediye yollayan halifenin kars "ben bu ii para iin yapmadm" diyen mam'a hediyelerini kabuiettirememiti. Btn bu olanlara ramen yapaca iler iin zaman zaman mam'dan fetva isteyen Mansur Musul halk isyan edince alimlerin grn alma gerei duydu. Musullular 138 (m. 765) ylnda Mansur'a kar bakaldrmalar, Halife ayaklanmay bastrdktan sonra bir daha byle yaparlarsa ehri yerle bir edeceini, kan ve mallarn helal sayacan ihtar etmiti. Halk bir kez daha ayakland. Halife onlar top-keyn imha etmeyi aklna koymu, gelecek tepkilere peinen bir mazeret olsun iin de alimlerden fetva istemeyi uygun bulmutu. Gerekesini de yle aklyordu; "Rasulullah, mminler verdikleri sz zerindedir ler demiyor mu ? Musul halk bana kar gelmeyecekleri komsunda sz verdikleri halde imdi ayaklandlar. selikvergi memuruma kar koydular. Onlarn kan bana helaldir." Orada bulunan alimler halifenin maksadnn fetva istemek deil, verdii bir karara klf bulmak olduunu bildiklerinden onu tasdik eder tarzda konutular: "Sen ne istersen yaparsn. Onlar affedebilirsin. Bu senin byklnn gstergesidir. Ama onlar cezalandrabilirsin de. Bu durumda onlar cezay hak etmilerdir. Bu iki yoldan birini semek halifeye kalmtr." Mansur o ana kadar hi konumayp sadece dinleyen Ebu Hanife'ye dnerek: "-stad, bu ie sen ne buyuruyorsun? Yoksa biz nebevi bir hilafet zere deil miyiz?" Kendi konumunu pek de iyi bilen Mansur'un, cevab iinde olan bu kinayeli sorusuna mam Azam u tarihi karl verir: "-Onlar sana kendilerine bile helal olmayan bir eyi -kanlarn- art komular. Halbuki slam eriatnda bu hak ne size, ne onlara tannmtr. rnein bir kadn kendi kendisini herhangi bir erkee rzasyla teslim etse, o kadnn namusu o erkee helal olur mu ? Yine bunun gibi, biri baka birine "gel beni ldr" dese ve dieri onu ktletse acaba bu helal ve caiz olur mu? Diyet lazm gelir. Mslmann kan ekilde helal olur. (Cana kar can, imandan sonra kfr, evlendikten sonra zina). Bunlarn hibiri bu ite olmadna gre Musul halkn brak. Onlarn kann'dkersen zulmetimmi olursun. Allah'n art uyulmaya, kullarnkinden daha layktr." Mansur dier fakihleri yollayarak Byk mam'a unlar syledi: "-Szlerin gibi itihatlarn da doru. Fakat bu yaptn ayp. Evine dn, insanlar bana kar cesaretlendirecek hkmler verme. Ellerim haricilerin yakasnda olacaktr."[145]

mam Azam zorba ynetimlere kar verdii eyrek asrlk destans mcadelesinde ylgnlk gstermiyordu. Bir yandan ynetimin hakszlklarna kar direnirken dier yandan da ar frkalarn tehdidine maruz kalyordu. Ynetim ondan kurtulmaya karar vermi ; lakin bu ii daha ncekiler gibi eline yzne bulatrmaktan da ekiniyordu. mam'n yksek seviyesini bilen Mansur kabul etmeyeceini ok iyi bildii halde ona bakadlk teklifinde bulunacakt. Sorun o deildi. Asl mesele ynetim iin ciddi bir tehlike oluturan ve hi bir ekilde slami ilkelerden taviz vermeyen mam'n susturulmasydi. Son nefesine kadar ynetimi zorlamaya devam eden mam ehadetiyle bir deltan daha yazyordu slam siyasi tarihine.[146] 5. EHADET Beni gasbedilmemi bir toprak parasna gmn! . mam Azam Ynetimin hmn imam'n zerine eken olaylardan szettik. Onun ikence altna alnarak ortadan kaldrlmaya allmasnda baz kk sebepler de rol oynamtr. Zikrettiklerimizle birlikte bunlarn tmn maddede zetleyebiliriz: 1. Yukardan beri saydmz olaylar; ki bunlarn balangc Abbasiler'in zulmlerini Ehl-i Beyt'e kadar vardr-malardr. Ebu Hanife'nin hocas olan mam Zeyd'in hicri 120 ylndaki kna verdii destei, belki daha fazlasyla yine hocas ve Hz. Hasan'm torunu olan Abdullah b. Hasan'n iki olunun kyamlarnda da vermitir. Hatta halk onlara biata arp kendisi de sonuna kadar onlar maddi manevi desteklemitir. Ynetim onu hediyelerle susturmaya kalktnda mam bunlarn tmn reddetmitir. Btn bunlar halifenin ona kar olan hncm bilemi, mam'n e-hadetiyle sonulanmtr. 2. mam'la resmi kad bn Ebi Leyla arasnda byk bir muhalefet olumutu. Kad, mam'n itihatlarna raz olmuyor, verdii isabetsiz fetvalarn onun tarafndan dzeltilmesi gcne gidiyordu. Bu durumdan yaknan bn Ebi Leyla mam' Mansura ikayet ediyor, Mansur dabunu bir frsat biliyordu. mam' Mansur'a gammazlayan daha bakalar da vard. Ebu Hanife'nin yapt itihatlarla menfaati zedelenenler soluu halifenin yannda alyorlard. 3. Hereye ramen mam'n ilmini takdir eden Man-sur'un hacibi Rebi' ve halifenin yaknlarndan Ebu Abbas et-Tusi mam'a kar halifeyi dolduruyorlard. Btn bu sebepler birleince Mansur dahice bir are buldu: mam'a kabul etmeyecei bir grev teklif etmek. Bu da bakadlktan bakas deildi. Bu teklif mam'a yapldnda mnasip bir slupla reddetti. Israr edilince Mansur'a yle syledi: "Eer beni grev iin buraya ardysan bilmelisin ki ben bu ii yapamam. Bu ii yapacak kimse dirayetli olmal. Size, ordu komutanlarna, makam sahiplerine sz dinletebilecek gce sahip olmal. Sizin, ocuunuzun ve rtbe sahiplerinin aleyline hkm verebilmelidir. Buna ise benim gcm yetmez."[147] Mansur mam'in yakasn brakmamakta kararldr. Zira, o iyi bilmektedir ki mam grevi kabul ederse mesele kendiliinden kapanm, o muhalifken sistemin ileyiine katkda bulunan bir eleman durumuna drlm olacaktr. Yok eer kabul etmezse yine mesele halledilecek, mam'n ortadan kaldrlmasna bir bahane bulunmu olacaktr. Ne var ki biraz kanl ve ikenceli olacaktr. Grnrde her iki halde de kazanl kan ynetimdir. Israr srdke mam'n gerekeli reddi de srer. Bu arada ilgin konumalar geer Mansur'la mam arasnda. Buko-numalarda kaybeden hep Mansur olmaktadr. mam bu kez daha kesin konuur ve yemin eder: "-Allah'tan kork. Bu grevi kabul etsem bile size yaranmam mmkn deil. Sizin aleyhinize olacak bir karar verebilirim. Bu durumda gazabnzdan emin olamam. Beni Frat rmanda bomakla tehdit edersiniz. Boulurum, fakat kararm geri almam. Senin etrafndaki insanlar kendi arzu ve keyiflerine gre hkm verecek birini istiyorlar. Vallahi buna da ben asla yanamam. Onun iin de bu grevi kabul ede-; mem." Mansur hiddetlenerek: "-Yalan sylyorsun, sen dzeltebilirsin." mam onun bu gafletini karmadr "-Bu sznle sen bu konudaki hkm vermi oldun. Bir yalancnn senin mlkne bakad olmas nasl caiz olur?[148] Bunun zerine Mansur da grevi zorla kabul ettireceine dair yemin etti. Ve mam'n zindana kapatlarak krba vurulmasn emretti. Hergn on kam vuruluyor, bu gn I gn katlanarak devam ediliyordu. Gndelik krba says I yz ona gelince ar aclar iinde ruhunu teslim etti. mam'n ehadetinin ayrnts konusunda kimi farkl haberler olmakla birlikte onun ehid edildii kesin. rencisi ve halefi mam Zfer'den gelen rivayette: "Mansur'un Ebu Hanife'yi tutuklayp gndermesi emrini ieren mektubu Kfe valisi sa b. Musa'ya ulanca mam' alarak Badat'a gtrdler. Zindan'da ona zehir verdiler. Bunun sonucunda vefat etti."[149] Mansur'un kendisini zehirlemek niyetinde olduunu mam'm zindandayken farkettiini u rivayetten reniyoruz: "mam' zindandan sarayna getirten Mansur ona kavut (sevik) getirterek imesini emretti, mam imekten kand. Mansur "kesinlikle ieceksin" dedi. jmam yine imemek iin diretti. Halife o eyi iirinceye kadar mam' zorlad. mam daha fazlakar koyamayarak iti. Ardndan sinirli bir ekilde kalkt. Mansur "nereye?" diye sordu. mam da "senin beni gnderdiin yere" diyerek zindana gitti ve hemen ardndan vefat etti."[150] "Mansur hergn on krba vurulmasn ve gnde bir o kadar artrlarak devam edilmesini emretti. kence srerken devaml ibadet ediyor, zikrediyor ve alyordu. ehadetine kadar taviz vermedi. Cenazesi zindandan karlnca tm insanlar onun iin gzya dktler. Namazn klp Hayzeran mezarlna defnettiler. Cenazesine katlanlar elli binden fazlayd. Hicri 150 ylnn Receb aynda yetmi yanda e-hid oldu."[151] Yetmi yandaki bir insan iin ok ar olan bu ikence altnda "Allah'm beni kudretinle onlarn zulmnden ve fkndan uzak kl" diye diye can veren Byk mam vefatndan. nce yle vasiyet etmiti: "Beni gasbedilmemis bir toprak parasna gmn!" mam'n bu vasiyetini duyan saltanat sahibi: "Salnda zorlad gibi lmnde de beni zorlad. Artk beni onun gznde kim mazur gsterecek?" diyordu. Allah'a adanm erefli bir hayatn ylesine erefli bir lmyd bu. O, zalimlerin ve mazlumlarn ezeli mcadelesinde ezilenlerin safnda yer almt. Zulm sevip alklamad gibi bir keye ekilip ilmin ve kitaplarn glgesine de snmad. Bir peygamber varisi olarak Allah'a verdii ahdihi unutmad:'1 M 'minlerden yle yiitler var ki Allah'a verdikleri szde durdular. (ehid oldular.) Kimileri de (e-hadeti) beklemektedirler. Ahidlerini bozmam iardr." (Ah-zab, 23). Yolunu takip edeceklere kanla imzalanm erefli bir sayfa brakt. lmi ticarete dntrmeyi aklndan geirmedi. Eer zalimlerin zulmne seyirci kalsayd el zerinde tanr, her dnemde hrmet ve iltifat grrd. "Boyunlarmza ipler taklsa yine de sznden dnenlerden olmayacaz" diyordu. Allah'a her hal ve artta hakk haykracana dair verdii ezeli sz unutmamt. Hayatnn hi bir dneminde eyyamc ve tavizkar dav-ranmadi. Hakk en zor zamanlarda knaycmn knamasndan korkmadan savundu. Emevi valisi bn Hubeyre'nin ikencesi karsnda "Bu dnyada krba yemek benim iin ahirette ceza grmekten daha ehvendir" diyordu.

Teklif edilen grevler stesinden gelemeyecei grevler deildi. Onun tek ekincesi zulme payanda olmakt. Zalimlerin zulmlerini varlyla merulatrmak istemiyordu. Memuriyete kar bir allerjisi de yoktu. Daha nce Badat ina edilirken, bir mddet fahri olarak hesap ilerine bakmt. Ne ki o, bu sradan grevi yarg bakanlyla ayn dzlemde deerlendireniyordu.[152] Bu grnde hakl olduunu anlamak iin tarihe bir gz atmak yeter. Zalim saltanat rejimleri ilmiyle takvasyla evresinde intiar etmi isimlere eitli kademelerde grev vererek onlarn ilminden ve tecrbesinden istifade ediyor, hem onlarn muhtemel muhalefetinin getirecei zarardan korunuyor, hem de kendi gayri meru varlm o ismi kullanarak merulatryordu. Bunu iyi kavrayan mam, bn Hubeyre iin "Vallahi bana Vast mescidinin kaplarm say dese yine yapmam" diyerek gayr- meru olana alet olma konusundaki hassasiyetini dile getiriyordu. Siyasetin ve fkhn Byk man' iktidarlarn "hediye" ad altndaki satn alma mekanizmalarn boa karyordu. O, misyonunu slam'n yararna en iyi bir biimde kullanmak iin kendisini ynetime kar gebe brakacak bir konuma yanamad. Kendisi yanamad gibi dier alimleri de bu tehlikeden korumak iin maddi destek verdi. Zalimin ekmeine kak sallamann sonunun nasl bir zillet getireceini iyi biliyordu. Zulme kar yaplan yiite klar, kazanma anslarnn olmadn bilse de candan destekliyor, malyla, itihadyla, rencileriyle yardmc oluyordu. Kyamlara kar duyarsz kalabilirdi. Dahas hem davuluna hem kasnana vmak gibi ok yaygn bir tavr benimser ve buna mazeret bulmakta da zorlanmazd. Kyamlar desteklememek iin yeterli mazeretinin var olduunu herkes biliyordu. Ancak o nerede zulme kar bir k var nce kendisi ona ittiba etmi, ardndan halk da buna armt. mam Zeyd'in elisine on bin dirhem vererek mazeretinin kabuln rica etmi, onun kyamn Rasulul-lah'n Bedir'deki kma benzetmiti. Ayn ekilde mam Muhammed ve brahim'in kyamlarnda da ynetimin tepkisini ekecek kadar taraftarln aa vurmu, imamlarn ehadetini haber alnca gnlerce evine kapanp gzya dkmtr. Katiyen onlar sulayc bir tavra girmemi, kendini temize karmak in hakl eletiriler getirmeye bile tevessl yetmemitir. bn Mes'ud'un, Said b. Cbeyr'in, brahim en-Nehai'nin zulme kar balattklar muhalefet fkhn "tedvin" etmi, dostlukta da dmanlkta da adaleti elden brakmayarak snnet ehlinin dengeli orta yolunu sistemletirmitir. Bunu yaparken ne Harici anarizmine prim vermi, ne de Mrcie oportnizmine iltifat etmitir. Rasulullah'm ve ashabnn yarm yzyl iinde sultanlar eliyle tahrif edilen kutlu mirasn kendine has fkh usulyle aslna uygun bir biimde tedvin etmitir. mam "siyaseti ibadet, ibadeti siyaset" olan bir dinin mensubu olduunun bilinciyle hareket etmi, nefislerini temize karmak iin zalimler karsndaki zilletlerine mazeret bulanlara bu konudaki en kesin sz hayatyla sylemitir. Ne kokar ne bular cinsten profan bir din anlaynn slam'la uzak-yakn bir ilgisinin olmadn bir kez de o dile getirmitir. Son nefesinde "beni gasbedilmemi bir toprak parasna gmn" diyen asil mam dirisini bulatrmad zulme lsn de bulatrmak istememi, yalnz fkhta deil kendisine tabi olanlarn siyasette de mam olduunu bir kez de byle ispatlamtr. Ona zulmeden zalimler tarihin dier tm saltanat zorbalar gibi unutulup gitmiler; lakin onun topra sulayan kan her an canl, her an taze rnler vermeye devam etmi ve etmektedir.[153] III. BAIMSIZ HUKUK URASI Saadet asrnda mslmanlar sorunlarn Rasulullah'a gtryorlar, Rasulullah da bildiklerine cevap veriyor, bilmedikleri ise kendisine vahiyle retiliyordu. Herey canlyd. Hi bir eyi biriktirmeye ya da saklamaya ihtiya duymuyorlard. Yani bilgi bir "miras" deildi. nk aralarnda bir peygamber yayordu. Bir konuda kukuya dtkleri zaman vahyin yolgsterici n nlerinde buluyorlard. Vahyin iniyor olmas, saadet nesline bilgiyi biriktirme, (hfz), ayrtrma (tasnif) ve derleme (tedvin) ihtiyac brakmyordu. Raid halifeler dneminde de yle oldu. Henz sca soumami vahiy, vahiyle eitilmi dinamik nesil ve meselelerin stesinden gelen tecrbeli ekirdek kadro sayesinde mslmanlarn meseleleri zld. Ardndan gelen dnemde bir takm yeni meseleler kt. Bunlarn birounun k siyasi idi: Ynetim "nebevi" temellerinden kartlp "sultani" bir ekil alnca bir ikilemle yzyze gelindi. Dini nderlik, dnyevi nderlik. Nbvvet ve hilafet dnemlerinde birbiriyle zde olan bu iki nderlik, yani ynetimin layk olann deil gl olann eline gemesi "hakk" ile "g" birbirinden ayrd. Dini nderlii temsil eden bilginler (ulema-fukaha) hakk ellerinde bulunduruyorlar, dnyevi nderlii temsil eden saltanatsa g' elinde bulunduruyordu. Ezeli mcadele yeniden balamt. "G" elinde bulunduranlar "hakk"l olanlara hakk' teslim etmemek iin bu g' kullandlar. Hakk'l olanlar tabiatyla bu gcn nnde ba emedi. Sonuta atma kt: Hakk'llarla g'llerin sava... Hakk' gce kavuturmak iin yaplan her k g' elinde tutan otorite tarafndan en acmasz bir biimde bastrld. Artk araya kan girmiti. Dava kan davasna dnmt. Bu mcadelede gller hakk' zorla elde edemeyince deiik yollara bavurdular. Satnalmak, makam vermek bu yollardan bir kayd. Onlarn,hakk' gle birletirmek gibi bir kayglar olmad. Ne ki ellerindeki gc merulatrmak iin hakk'in en byk dinamii olan ilmi eldeetmekistediler. Bunun iin de zel messeseler kurdular, tahsisat ayrdlar, "g"n kanatlar altna sman, ancak hi bir zaman gle eit hale gelmesine msaade edilmeyen "hakk"n temsilcisi olarak grdkleri alimleri gerektiinde kullanmak iin ellerinin altnda bulundurdular. Hakk'a gelince... O kendisinden zorbalkla ayrlan gcn birlemesi iin ok mcadele verdi. nk g' olmayan hakk'n hak olmaktan kaca biliniyordu. Bu uurda ok kan dkld. Bu mcadeleler nce siyasi alanda verildi. O alan gllerin elindeydi tamamyla. O alanda verilen mcadeleler hem ok kanl oluyor, hem de baarszlkla sonulanyordu. Bunu gren kimi hakk'llar bedbinlie dp suskun bir muhalefeti benimsediler. Kimisi bu ilerden tamamyla el-etek ekip ii "takdir"e brakt. Kimileri hereye ramen sonu ok kanl biten mcadeleyi srdrrken kimileri de hakk'n en byk destei olan "ilmi", "g" karsnda kullanmay denedi. Bu sonuncu baya tuttu. G sahipleri onlara muhta oluyorlar, onlar da bunu amalarnn gereklemesi yolunda deerlendiriyorlard. Alimlerden bazlar, "g" karsnda halka yasland. Halkn kalesinin burlarnda tutunarak kendine gre bir "g" elde etmi oldu. Halk 'g'e yaslanan 'ule-ma'dan kanyordu. Halkn bu tabiat onlar cesaretlendirse de bu cesaretten yararlanp organizeli bir kurumlamaya giden kmyordu. Bu arada, genileyen topraklar, yeni dine giren farkl dilleri konuan kavimler ve yeni yeni meseleler bir yn soruyu gndeme getirdi. Fertlerin stesinden gelemeyecei kadar bykt mesele. Piyasada o kadar ok mesele ve bir o kadar da gr vard ki, i doruyu ispatla bitmiyor, yanln da iptali gerekiyordu. Bu ise, tek kiinin gerekletirmesi imknsz bir durumdu. Bu ii organize edecek g'e sahip olan tek merci, resmi otoriteydi. Ancak ona da halk itibar etmiyordu. Halkn muhalefetini grmezden gelsek bile, bu kez, bu ii stlenebilecek kapasitede olanlarn raz edilmesi meselesi vard ki, o daha da zordu. Sultan kapsna yanamak istemeyen fakihlerden kap kurtulabilen kayor, ka-amayanlar ya halk nezdindeki nfuzlarn kaybetme pahasna kerhen grevi kabul ediyor ya da mam Azam gibi lm gslyorlard. Ancak her halkrda mmetin artan sorulan ve sorunlar halledilmeyi bekliyordu. te, devletin muhalefet nedeniyle stesinden gelemedii, alimlerin de kadrosuzluk ve imkanszlk nedeniyle baaramadklar bu ie, ilk kez mam Azam el atyordu. nce ou cins kafalardan seilmi bir kadro oluturmutu mam. Bunlarn blanosunu Mekki onun azndan nakleder:

"Bu otuz alt kiiden yirmi sekizi yarg makamna layktr. Alts stn yetenekleriyle sorunlara kaynaklardan zm getirecek kapasitede, ikisinin ilmi kariyeri ise ok stndr."[154] O rencilerini bir yana brakp itihat iini tek basma yrtmedi. Onlarn kymetini anlad ve takdir etti. Onlar arasnda adeta ilm bir taksim yapt. rnein mam Zfer ra'nn hadis otoritesiydi. Bir konu geldiinde nce o konunun radaki mtehasssndan gr alnrd. zerinde hep birlikte dnrlerdi. Komisyonun tm fertleri teker teker gr aklama yetkisine sahipti. Bu grlerin tm komisyonun zabt katipliini yapan Ebu Yusuf tarafndan yazya geirilirdi. Ebu Yusuf diyor ki: "Zabtlar okunaca zaman sadece mam'n grn okurdum. Bir kezinde unutup dier grleri de okuyunca 'Bu kimin kavlidir?'diye sordu." Komisyonun kimi konular zerine aylarca durduu olurdu. Her konuda aratrmaya giriilir, getirilen sorunlarn tm zlmeye allrd. Halk bunu bildiinden her kesimden ve lkenin drt bir yanndan meselelerine zm bulmak isteyenler sorularyla gelirler, sorunlarn hallederek yurtlarna dnerlerdi. Halkn tek temyiz mahkemesi, bavuraca biricik "dantay" haline gelmiti mam'n ders halkas. yle meseleler olurdu ki gnlerce sren mubahase srasnda mam hi bir ey sylemez, herkes engin bir fikir hrriyeti iinde grn aklar, en sonunda mam kendi fikrini ortaya koyard. Kerderi diyor ki: "O zaman orada bulunanlarn tm susar, kimseden t kmazd. Sanki mecliste kimse yokmu gibi olurdu." Abdullah b. Mbarek anlatyor: "Bir keresinde, oturumlardan birinde bir mesele zerinde gn srekli tartld. Ancak nc gnn akam, namaz vakti mesele halledildi."[155] mam'n bnsi olduu bu "Bamsz Hukuk ra-s"nda yaklak 83.000 meseleye zm getirilmiti. Bu meseleler eitli olup, ekonomik, siyasi, ibadi, medeni, ferdi, itimai konular iermekte, hatta uluslararas ilikiler ve milletler hukukunun da nveleri burada atlmaktayd. Daha sonra derlenen Ebu Yusuf un Kitabu'l-Harac\ ve mam Mu-hammed Hasan e-eybani'nin uluslararas hukuk'u da iine alan Kitabu'sSiyer'i bu birikimin rnleridir. mam'n fkh, devlet baznda "adalef'i, fert baznda "hrriyet"i esas alarak oluturulmu bir fkhtr. Bu fkhn meyvesi vardr: 1. mam Azam'm ahsnda gerekleip onu siyasette de mam yapan rnek hayat. 2. slami siyasetin temeli olan ra'nn ilme tanarak gerekletirilen zgn yntemle yetitirilen hukuk elemanlar. 3. Adalet ve hrriyeti esas alan bir usulle zlp tedvin edilmi binlerce mesele ve bunlarn ortaya kard ekol. Hanefi ekolnn bunca yaygn olmasnn ana sebeplerinden biri de mezhebin yapsal zelliinden (reyci) kaynaklanan "imkan geniliedir. Ynetimler Hanefi Hukuku'nu "benimsemek"ten daha ok "kabul etmek zorunda kalmlardr" demek daha uygundur. Her fkh ekol her artta uygulanmaya msait deildir. zellikle baz fkh ekolleri yapsal bir zellik olarak ferde ve topluma ok dar bir manevra alan braktklarndan pek tutulmam, tutulsa bile "kullanl" olmad anlalarak terkedilmitir. mkanlarnn genilii nedeniyle Hanefi Hukuk Ekol ynetimlerin ihtiyac-na cevap verebilmitir. Ancak ynetimler, onun bu zelliini ktye kullanarak "rf ve baka adlar altnda hevalarm ve saltanatlarn merulatrmaya alm olabilirler. Tarihte grlen bylesi arpk ve yanl uygulamalarn faturas elbette mezhebin kendisine karlmamaldr. Konumuz gerei mam'n siyasi itihatlarndan szet-meden geemezdik. "Siyasi" "ibadi" gibi yanl bir manta dayanan ayrmlara, temelde kar olmakla birlikte, merammz ifade etmede bir kolaylk salar dncesiyle bavurduk. mrn vicdanlara, slam'n mescidlere, fkhn (hukuk) kitaplara hapsedildii bir dnemde baz eyleri konumann bedeli olduka ardr. Bu bedeli demeyi, gze almadan bir takm gerekleri dile getirmek mmkn olmayacaktr. Bunlardan biri de 'din ve siyaset' konusu. mam'dan sz edip de onun btn bir hayatn kapsayan ve uruna cann koyduu siyasi ilkelerinden szetmemek yumurtasz omlet yapmaya benzer. Ondan bahsedip de bu boyutuna deinmeyenlerin bu ii nasl becerdikleri meraka deer dorusu. Ad stnde hukuk, batanbaa siyaset demektir. mam ise yalnz slam tarihinin deil dnya tarihinin yetitirdii ender hukukulardan biridir. Biz onun artk anlatla anlatla ezberlenmi yanlarna deil, onu tanmayan nesle klavuzluk yapacak olan siyasi itihatlarna yle bir gz atalm. Bu itihatlarn bugn de hararetle tartlan kimi konulara cevap bulmada yardm dokunabileceini mid ediyoruz.[156] IV. SYASET VE IMAM-I AZAM 1. NDERLK Din ve Siyaset Grmyor musun ki gklerin ve yerin hkmranl, ynetimi yalnz Allah'a aittir... Kur'an- Kerim Siyaseti ksaca ynetmeye ilikin her ey olarak tarif edersek bu tarifin dnda bir insan dnmek mmkn deildir. Bir insan ya ynetendir, y\ ynetilendir. Ama ounlukla her ikisidir. Yani hem ynetmekte hem ynetilmektedir. Bu anlamyla her insann bir ynetme, sevk ve idare etme slubu vardr. te bu sluba o insann siyaseti denir. Gerek bakasn ynetiyor, gerekse bakas tarafndan ynetiliyor olsun bu byledir. Her siyaset bir takm kurallara (yasa) dayanr. Bu kurallar btnne o kurallar koyann -ya da koyanlarn- eriat denir. rnein Nemrud'un eriat, Fira-vun'un eriat gibi. Bu eriatlar gerek yasa koyucu, gerekse yasaya uyucu asndan ok eitlilik arzedebilir. Ferdin fert iin, ferdin toplum iin, toplumun bir kesiminin baka bir kesimi iin, aznln ounluk iin koyduu eriatlar ki bunlarn uygulanmas ilemine 'tahakkm' diyoruz. Bu, yerlere ve zamanlara gre deien farkl tahakkm eitlerine farkl isimler verilmitir. rnein oligari, monari, teokrasi, demokrasi vs. gibi. Bu isimlerin eitliliklerine, tezahrlerinin ve yntemlerinin farkllklarna ramen tmnn ortak bir yan vardr: nsann insan ynetmek iin kurallar koymas, bu kurallarla hemcinsleri zerinde otorite kurarak onlara tahakkm etmesi... Otorite ve teri (kanun koyma) asndan siyaset ikiye ayrlr: Allah'n siyaseti, kullarn siyasetleri. Neden Allah'n siyaseti? Siyaset deyince akla ilk gelen ey ynetme, yasa koyma, hkmetmedir. Bir yerde ynetmekten, yasa koymaktan, hkmetmekten szediliyorsa orada akla ilk gelecek olan Allah'tr. nk btn bu vasflar yaratklardan nce yaradana yakmakta. nk g ve kudret asndan yarattklarndan hi biri O'nun dengi ve benzeri olamamakta. Btn bunlardan dolay bir yerde "siyaset" dendii zaman orada ilk akla gelen Allah olacaktr. Kendisine uyulmas istenilen kurallar (eriatlar)'dan szedildii zaman da Allah'n eriat akla gelecektir. yle ya! Yarattklarn ynetme hakkna yaradandan daha layk kim olabilir? Bunca eyi O'nun yarattna inanp da btn bu yarattklar iin bir takm kurallar koymadn zannetmek aklszlktr. Elbette O, insanlar ve dier yaratklar oynamak iin yaratmamtr. (Enbiya, 16). Kitab'mda kendisini bir tek kanun koyucu ilan eden Allah (Rum, 4; En'am, 57; Kasas, 70; Furkan, 2) ynetmeye ilikin kimi kavramlar da zat hakknda kullanmaktadr.

rnein O'nun partisi vardr; hizbullah... "Kim Allah' ve Rasuln ve iman edenleri veli edinirse (Allah 'in eriatna boyun eerse) bilsinler ki galip gelecek olan Allah 'in partisidir." (Maide, 56). "Allah onlardan raz olmu; onlar da Al-lah'dan raz olmulardr. te onlar Allah'n partisidir." (M-cadile, 22). Allah'n siyasetinin karsnda ise Seylan'n siyasetini temsil eden "eytan partisi" vardr. Kur'an'da bu kesimden de yle szedilir: "Dikkat! eytann partisi... te onlar hsrana urayanlardr." (Mcdile, 19). Allah'n ordusu vardr; cndullah... "Gklerin ve yerin ordular Allah'ndr." (Fetih,4ve7). "... Ve bizim ordumuz onlara galip gelecektir." (Saffat, 173). Allah'n gzetleyici memurlar (kiramen katibin), dl, saltanat'i (mlk. Al-i mran, 26), yasalar (Yusuf, 40), gc'(Mlk, l),yarglamas(Tin,8)vedahaynetmeiiiin gerekli olan her bir eyi hem de en lsiyla O'nda mevcuttur. stelik O kendisini biz yaratklarna tantrken Kral (Melik), Yarg (Hakim), Yarglar yargc, ba yarg (Ahke-mu'1-hakimin), Yneten (Mdebbir), Gc olan (Kadir), Ycelten (Muizz), Alaltan (Muzill), Balayan (Rahim), nsanlarn yneticisi (Meliku'n-Ns) olarak tantmaktadr. O'nun bildirdii btn bu aklayc bilgilere ramen hl Allah'n siyasetinin (ynetime ilikin kurallar) olmadn sylemek gerekte O'nu yalanlamaktan baka bir anlam tamamaktadr. O'nu dorudan yalanlayamayanlar bylesine dolayl bir yo seerek O'nun siyasetini inkr etmek cretini gstermektedirler. Allah'n siyasetini inkr etmenin onu inkr etmek oldu-unu anlamamz iin O'nun Kitab'mda yle ksa bir yolculua kmamz gerekecek. "Gkten yere ii (emr) dzenler.!1 (Secde, 5) "Grmyor musun ki, gklerin ve yerin hkmranl, ynetimi ylnz Allah'a aittir?" (Bakara, 107) "Saltanat (mlk)ta O'nun bir orta da yoktur." (Furkan, 2) "Gklerde ve yerde ne varsa hepO'na aittir, hepsi O'na boyun eerler" (Rum, 26) "Gklerde, yerde, ikisinin arasnda ve topran altnda ne var ne yoksa hep O'na aittir." (Ta Ha, 8) "Attnz meniyi grdnz m? Onu siz mi yaratyorsunuz, yoksa biz miyiz yaradan? Aranzda lm biz takdir ettik. Bizim nmze geilmez... (...) Ektiinizi grdnz m? Onu siz mi bitiriyorsunuz; yoksa biz miyiz bitiren? Dikseydik onu kuru bir pe evirirdik... (...) tiiniz suyu grdnz m? Onu buluttan siz mi indiriyorsunuz; yoksa biz miyiz ndiren? Dikseydik onu tuzlu yapardk. Ama kretmeniz gerekmez mi? Yaktnz atei grdnz m? Onun aacn siz mi ina ettiniz (yarattnz); yoksa biz miyiz ina eden (yaratan)?" (Vaka, 58-72). "Bata da sonda da hamd O 'na mahsustur. Hkm (yarg, ynetim, karar)'de O'na aittir. Siz de O'na dneceksiniz." (Kasas, 70) "Kukusuz hkm yalnzca Allah'ndr." (En'am, 57). "Derler; Acaba bize de emr'den (ynetim iinden) bir hisse der mi? Syle; elbetteki emr (ynetim ii) Allah'a aitr Hr.u (Al-itmran, 154). "Gklerin ve yerin hkmranl (mlk) O'nundur- Btn iler (emr) O'na dndrlecektir." (Hadid, 5) "...nce de sonra da i (emr) Allah'a aittir. O gn mminler sevinirler" (Rum,4) "O, yle Allah'tr ki O'ndan baka tanr yoktur. Padiahtr, mukaddestir, selam (esenlik veren, bar), mmin (gven veren), mheymin (efkatle koruyan), aziz (gl, galib) cebbar (istediini zorla yaptran), mtekebbir (ok ulu)durl Allah onlarn ortak kotuklarndan mnezzehtir." (Har, 23). "Mlk (hereyi ve her eyinynetimini) elinde bulunduran, her eye gc yeten Allah'n an ne ycedir!"(Mlk, 1) "Her eyin ynetimi O'nun elindedir, siz de O'na dneceksiniz." (Yasin, 83). "De ki: 'SizAllah'tan bakayalvardnzu tanrlarnz gryorsunuz ya, bana gsterin bakalm onlar yerden hangi eyi yaratmlar?.." (Fatr, 40). "Allah zeval bulmasnlar diye gkleri ve yeri tutmaktadr. Andolsun zeval bulsalar, kendisinden baka artk onlar kimse tutamaz. Kukusuz O, halimdir, ok balayandr." (Fatr, 41). "Onlarn O'ndan baka bir yardmcs yoktur. Ve O kendi hkmne kimseyi ortak etmez." (Kehf, 26). "Gklerde ve yerde her ne varsa isteyerek (itaat ederek), yahut istemeyerek (zorla) O'na teslim o//r/ar."(Al-itmran, 83) "Kurtarc (ancak) O'dur ve O'nun iin baka bir kurtarc szkonusu deildir." (Mminun, 88). "te Allah diledii gibi hkmeder." (Maide, 1). "Allah hkmedenlerin en gzel hkmedeni (yarglar yargc) deil midir?" (Tin, 8). "De ki: Allah'm, mlk sahibi sensin. stediine mlk verirsin, istediinden de mlk alrsn; istediini yceltirsin ve istediini alaltrsn. Hayr senin elindedir; elbette sen her eye g yetirensin." (Al-i mran, 26). "Elbette yeyz Allah'n (mah)dr. istedii kulunu ona varis klar." (A'raf, 128). "De ki: Snrm ben, insanlarn Rabbine; insanlarn padiahna..." (Nas, 1-2) . "Aranzda bir ey hakknda ihtilafa derseniz onun hakknda hkm vermek Allah'a aittir" (ra, 10). "Dikkat! Yaratma (halk) ve ynetim (emr) O'na aittir.'1 (A'raf, 54). "...Hkm yalnz Allah'ndr. O yalnz kendisine tapmanz emretmitir. te doru din budur. Ama insanlarn ou bilmezler." (Yusuf, 40). "...Kim Allah'n indirdiiyle hkmetmezse ite kafirler onlardr!" (Maide, 44). "...Ve kim Allah'n indirdiiyle hkmetmezse ite zalimler onlardr." (Maide, 45). "...Kim Allah'n indirdiiyle hkmetmezse ite onlarfa-sklardr." (Maide, 47). "Yoksa cahiliyye hkmn m aryorlar? yice bilen bir toplum iin Allah'tan daha gzel hkm veren kim olabilir?" (Maide, 50). "Aralarnda hkmetmesi iin Allah'a veRasulne arldklar zaman inananlarn sz ancak 'iittik ve itaat ettik' demeleridir. te korktuklarndan kurtulup umduklarna nail olanlar onlardr." (Nur, 51). te bu manadaki Allah'n siyasetine tabi olan mam Azam bir mr bu siyaseti hakim klmak iin mcadele vermi ve bu uurda da cann feda etmekten ekinmemitir. mam'm siyasi itihatlarna yaklarken slam'n bu konudaki belirleyici erevesini bilmek gerekiyordu. erevesi genel hatlaryla Allah tarafndan vaz'olunan bu siyasetin uygulaycs Rasulullah olmutur. Hulefa-i Raidin'den sonra slami siyasette grlen sapma bir yn sorular da peinden srklemi, kanl arpmalara dnen ifrat ve tefrit grler ortal kaplanmtr. mam, tavizsiz hayatnn da desteiyle yllardr tartmalarn temelini tekil eden siyasi meselelere adil ve mutedil'zmler getirerek ideal tavr ortaya koymutur.[157] Otorite ve Hakimiyet Benden sonra, kt bir snf ynetime gelir. Sylediklerim yapmaz, yapmadklarn sylerler. Emr olunmadklar eyleri yaparlar, kim eliyle onlara kar koyup savarsa o mmindir. Diliyle onlara kar savarsa o yine mmin kimsedir. Kalbi ile onlara kar buzeden kimse de mmindir. Bundan sonrasnda hardal tanesi kadar iman yoktur. Hadis-i erif Yukardaki ayetlerden de anlalaca gibi slam siyasetinde mutlak otorite, mutlak g, mutlak kanun koyucu, Allah'tr. eriatn (fert ve toplumu kuatan hukuk kurallar btn) Kitab'ta (Kur'an) vaz'eden Allah, onu kendisi adna yrtme (hilafet) iini elisi eliyle gerekletirmitir.

Bunun ilk art ilahi hukukun uygulanaca toplumun onun hakimiyetini, otoritesini kabul etmesidir. slam siyasetinde bir fert, aile, snf veya zmre Allah'n otoritesine ortak olamaz. slam bu ynyle teokrasi deildir. Teokrasi din adna ortaya km bir zmrenin tahakkmdr. slam'da ise byle bir zmre yoktur. nk 'din olan-din olmayan' ayrm, Allah' dnyann ve ahiretin tek otoritesi telakki eden; hakimiyeti kaytsz artsz O'na has klan bir siyasette geersizdir. Allah koyduu hukuk kurallar nnde yaratlm vasfna sahip olan herkesi -onu uygulama makamnda olanlar da dahil- eit grmekte, slam siyasetinin temeli, hukukun stnl ilkesine dayanmaktadr. slami siyasette "devlet" bugn dnyada geerli olan devlet anlayndan farkldr. ada ya da antik, slam dndaki tm devlet anlaylar ve rnekleri ekonomik, askeri ve dier alanlarda "rgtlenmeye" dayalyken islam devlet anlay effaf yapsyla fazilete dayaldr. slam d siyasetlerde "devlet" halka ramen yaayabilecek kadar rgtlenerek elinde bulundurduu yasama, yarg ve yrtme imkanlarn bir "ahs- manevi" halini alan "devlet" adl "r-gt"n tahakkmn pekitirmek iin kullanr. slami siyasette halktan ayr ve bamsz "devlet" adl bir ahs- manevi yoktur. nk bu siyasette halk "iyalullah"tr, devlet ise Allah'n adaletinin datcs ve halkn hizmetkardr. "Kutsal rgt" temellerine deil, fazilet ve adalet temellerine dayanan slami ynetim mekanizmas, evrensel adaleti toplumda geerli klmann addr. (ra, 15). slam hukuku, dokunulmazln ve imtiyazn olmad bir hukuktur. Kanunu uygulayanlardan yrtmenin ba (ha-life)'na kadar herkes onun nnde eittir. slami siyasette ynetenle ynetilen arasndaki iliki otokontrole dayanan ilikidir. Birbirlerini denetlerler. "Allah'a itaat etmeyene itaat yoktur" ilkesi slami siyasetin temel ilkelerindendir. Zalim bir yneticiyi uyarmak en byk cihad olarak nitelenir. ra'ya dayanan slami siyaset saltanata dayal her trl uygulamay iddetle reddeder. Yneten ynetilen ilikileri zerine sylenmi u hadisler slam siyasetinin mantn ieriyor: "Benden sonra, kt bir snf ynetime gelir. Sylediklerini yapmaz, yapmadklarm sylerler. Emrolunmadklar eyleri yaparlar, kim eliyle onlara kar koyup savarsa o mmindir. Diliyle onlara kar savarsa o yine mmin kimsedir. Kalbi ile onlara kar buzeden kimse de mmindir. Bundan sonrasnda hardal tanesi kadar iman yoktur."[158] "Cihadn en faziletlisi, zalim hkmdarn karsnda hakk sylemektir."[159] "Halk balarna geen bir zalimin zulmne engel olmazsa Allah'n onlara kapsayc bir bela gndermesi umulur. Benden sonra baz ynetimler ibana gelecekler. Onlarn yalanlar dorudur diyenler onlarn iledikleri zulme yardmc olanlardr. te onlar benden deildir, ben de onlardan deilim."[160] "Uzak olmayan bir vakitte sizin banza yle ynetimler gelir ki, nzklarnz ellerine geirirler (smrr). Ne syleseniz yalan, ne yapsanz kt i olur. Siz onlarn bayalklarna iyi demedike sizden memnun olmazlar. te o zaman siz, onlar doru yola getirmek iin karlarnda hakk syleyeceksiniz. Eer onlar azgnlkyapar haddi aarlarsa ve bir kimse de bunlara kar geldii iin ldrlrse elbette o ehiddir."[161] "Her kim ynetimi honut etmek iin Allah rzasna aykr olacak bir biimde konuursa, Allah 'in dininden kmtr."[162] [163] Meruiyyet (Yasalkk) Raid halifeler dneminde meruiyet sorunu olmamtr. Ynetim Rasulullah'n koyduu temeller zerinde devam etmitir. Dahas ilahi seimle gerekleen peygamberliin kendine has zelliklerinden dolay, rnek slam siyaseti, oluumunu daha ok rid ve rnrid halifeler dneminde tamamlamtr. Meruiyyet sorunu olmamtr dedim. Bu demek deildir ki siyasal katlmda przler kmamtr. Hz. Ebube-kir'in halife seiminde Sa'd b. Ubade'nin bir mr; Hz. Ali ve onun sznden kmayan Hamoullaryla Yemenliler'in alt ay geciken biatlar bir siyasi kriz olmakla birlikte bnyesinde nebevi hilafetin meruiyyetine ynelik bir eletiri tamayan mevzi ve geici olaylardr. Daha sonra ortaya kan Hz. Osman'n katli, Cemel ve hatta Sffn olaylarnda "meruiyyet"i kimse szkonusu etmemitir. Biat ve ra'ya dayal nebevi hilafet kendi zgn yaps iinde dnyada ei grlmemi bir uygulamann modeli olmutur. Hulefa-i raidinden sonra bu yap ni bir deiiklie urad. "Halkn devleti" demeye gelen nebevi hilafet "devletin halk" deyiminde ifadesini bulan teb'a siyasetine dnmt. Cihadn kurumlatrlarak dzenli ordunun kurulmasyla mmetin denetimine kar rgtlenen "devlet" ksa zamanda bir bask aracna dnt. lk nemli deiiklik, o zamana kadar Bizans imparatorlarnn ve tran kisralarnn yntemi olan babadan oula veraset sistemi alnarak gerekletirildi. Bu deiiklik u anlamlara gelmekteydi: 1. Nebevi hilafetin temel dinamii olan ra ilevini yitiriyor, halkn siyasal katlm bylece nlenmi oluyordu. Ynetime dorudan katkda bulunamayan halkn elindeki tek silah olan ra da alnnca ynetim monariye dnyordu. 2. ra ile i ie olan ve slami siyasette meruiyyetin ls olarak kabul edilen biat kurumu da bylece devreden karlyor, halkn siyasal katlm anlamna gelen bu kurum soysuzlatrlyordu. Hulefa-i raidin'den sonra benimsenen veraset-saltanat usulyle zaten bir hkm kalmamt biatin. 3. Adalet mlkn, zulm saltanatn temeliydi. Adaletin iki aya olan ra ve biat fel ettirilince adalet adalet olmaktan km, yerini zulm almt. Hukukun stnl imtiyaza, mmetin mal olan beytlmal ise devlet adl rgtn itfliine dnt. Hazineni// mmetin mal olmasyla devletin mal olmas arasnda olduka byk farklar vard. Hulefa-i raidinin dilinde beytlmal'in ad "mmetin mairdr. mmetin mal -ad zerinde- mmete aittir. Onu mmet bir hak olarak ister ve o mal mmetin refah ve saadeti iin kullanlr. "Devletin mal" ilk bakta mmetin gibi anlalsa da uygulamada hi de yle olmad ortaya kacaktr. Bazen bu mal mmete ramen devletin bekas iin kullanlr. Bu mal devlet asli sahibi olan mmete vermek zorunda kald zaman bir hak olarak deil, bir ihsan olarak verir ve faturasn da yine mmete karr. Burada "devlet" denilen bu mevhum varln mahiyeti de tartlabilir. Ama her dnya grnde o dnya grnn yapsna gre deien bir devlet tarifi vardr. rnein aa yukan tm monarik saltanatlarda bu tarif Fransz kral XIV. Louis'nin u sznde ifadesini bulur: "Devlet benim!" Evet, devlet 'kutsal rgt'n badr. Devlet o olunca devletin mal da onun mal olacak, saltanatn bekas iin halkn z maln keyfine gre kullanacaktr. Bugn, artk eskiyen 'tek bal saltanat' usulleri terkedi-lerek batnn Eski Yunan'dan alp rektefe ederek pazarlad demokrasi vs. gibi ad daha tumturakl olan 'ok bal saltanat' usullerine dnlmekte; neticede mantk ve uygulama asndan deien bir ey olmamaktadr. Tek bal saltanatlarla ok bal saltanatlar arasnda mahiyet fark yok. Meselenin daha kolay anlalmas iin misallendirelim. Saltanat halkn omuzlarnda ykselen bir piramittir. Bu piramidin talarn devlet adl rgtn ayrcalkl elemanlar oluturur. Piramidin zirvesinde ise 'kutsal rgt'n ba bulunur. Monarilerde piramidin ucu sivridir. Orada tek kii oturur. Demokrasilerde ise kk bir fark var. Bu fark, piramidin tepesinin dzlenerek tek kii yerine meclis, senato vs. saltanatlarnn oturtulmasdr. Nebevi hilafet bylesine kkten deiimlere uraynca meruiyyet tartmalar da doal olarak balad. Tm hizipler bunu tartyordu. Belki hiziplerin knn temelinde yatan sebeplerin banda da meruiyyet sorunu gelmekteydi. Sorular birbirini takip etti. Ynetim meru muydu, deil miydi? Bu soruya, hanedan, devlet pastasn paylaan 'mele1 ve bir ksm Mrcie dnda

selef ierisinden "merudur" cevabn veren kmamtr. zellikle ilk dnemlerin tandk simalar gnl rzasyla bu soruyu msbet cevaplamam iardr. Zaten buraya kadar yukarda saylan aznlk zmre dnda hemen herkes muhalefette mttefiktir. Asl ayrlk bundan sonra balamaktadr. Ynetimin gayr- meru olduunda ittifak eden insanlar bu ynetime kar alnacak tavr konusunda ihtilafa dyorlard. Herkes kendi tavrna delil buluyor, bunun en geerli tavr olduunu iddia ediyordu. Bunun sonucunda deiik ekoller, hizipler doacakt. Her hizip kendi haklln savunacak kendi gibi dnmeyeni reddedecekti. Ortada bir zulmn olduuna herkes kn, yneticilerin byk gnah ilediklerine halk bizzat ahit idi. Bu kez byk gnah ileyenin durumu (mrtekib-i kebire) tartld. Hizipler farkl eyler sylediler. Ya da farkl sonulara varanlar, bu sonular etrafnda farkl hizipler oluturdular, ifratlar tefritleri kovalad. Ameldeki arlklar merulatrmak iin akideden dayanaklar bulundu; bulamayanlar, tefsir ve te'vil ile halletmeye o da olmazsa uydurmaya kadar gtrdler ii. Ynetimin slami siyasete aykr ileri karsnda taknlacak tavr da tartma konusu ediliyordu. Bunlar arasnda, meruiyyet artlarndan saylan biat'n nemli bir yeri vard. Biat ne zaman sahih biat olurdu? Zorla alnan biatin hkm ne idi? Zalim ve fask yneticiye biatin cevaz? Bu balamda 'muhalefet fkh" sorgulanyor, emr-i bi'1-ma'ruf nehy-i ani'l-mnker farizasnn artlar tartlyordu. Ynetime kar bakaldrnn hkm ve snrlar tesbt edilmeye allyordu. Sahabenin grn sistemletiren mam Azam'n bu konulardaki tavrlar ve itihatlar imdiye kadar pek merak edilip ortaya konulmu deildir. Bugn bulank su avclarnn ve onlara gnll av olanlarn pek holanmayacaklar; hayata gemi bu itihatlar maddeler halinde sunalm:[164] 2. THAT VE SALTANAT Biat ve artlar "Bizi buraya toplamanzn sebebi bizleri korkutarak saltanatnz urunda kullanmaktr. Bylece sizin adnza halka tesir edelim, sizin eylemlerinizi merulatralm stersiniz. Siz hilaf ete,fetvayay etkili iki kiinin bile gr birliine varmad gayr-i meru bir usulle geldiniz. Oysa ki hilafet ra le olur." mam Azam mam Azam'n hilafet'in meruiyyeti konusundaki itihad yledir: ra ile deil de g kullanarak ynetimi ele geirip, ardndan hi bir yaptrm gc olmayp adet yerini bulsun kabilinden alman biatlar geerli deildir. Byle, verasetle ynetime gelip de ardndan zorla alnan biatla halife olmak meru usule aykrdr ve caiz deildir. Meru olan hilafet gr sahiplerinin (eh-i rey) istia-resiyle halkn da katlmyla gerekleir. mam bu inancn bizzat zamann halifesinin yzne, kar sylemitir. Ki o bu hkm aklamakla lm gze aldn ispatlamtr. mam'n bu konudaki itihadn Hali-fe'nin saray nazr Rebi b. Yunus'un naklettii u olaydan reniyoruz. Ebu Cafer Mansur an en nl fakihlerinden mam Malik, bn Ebi Zi'b ve mam Azam' sarayna ararak u soruyu sorar: "-Allah'n bu mmetin hilafetini bana vermesini nasl gryorsunuz? Ben bu makamn layk mym?" mam Malik u cevab verir: "-Eer bu ie layk olmasaydn Allah seni halife tayin etmezdi." bn-i Ebi Zi'b ise u karl verir: "-Dnya mlkn Allah dilediine verir. Fakat ahiret mlk byle deildir. Allah onu isteyene ve layk olana verir. Eer Allah'a itaat edersen Allah'n yardm senin zerine olsun. Umarm bunu yaparsn da O'nun tevfiki seninle olur. Fakat isyan ettiin mddete Allah'n bu yardm senden uzaktr. unu iyi bil ki, hilafet takva ehlinin icmasyladr. Biri kalkp da hilafeti zorla ele geirirse, burada ne takva ehli, ne icma, hi bir ey yoktur. Byle yapan kimse ve ona yardmc olanlar Allah'n tevfikinden kmlar, yolundan ayrlmlardr. Eer siz temizlenmek istiyorsanz, Allah'tan selamet dileyip salih ameller ve iyi icraatlarla O'na yaklanz. mam bu olay tasvir ederken yle syler: "bn-i Ebi Zi'b bunlar syledii zaman, kellesinin orackta vurulmas ihtimaline kar ben ve mam Malik elbisemizin eteklerini onun kan sramasn diye toplamaya balamtk." Mansur mam'a dnerek "Sen ne dersin" dedi. mam'n cevab: "-Dini uruna hakikati ve doruyu arayan kii Allah'n gazabndan uzaktr. Baklarn zerimizden ekip de vicdanna evirirsen bizi buraya Allah rzas iin armadn grrsn. Bizi buraya toplamanzn sebebi bizleri korkutarak saltanatnz urunda kullanmaktr. Bylece sizin ad-' niza halka tesir edelim, sizin eylemlerinizi merulatralm istersiniz. "Siz hilafete fetvaya yetkili iki kiinin bile gr birliine (icma) varmad gayr-i meru bir usulle geldiniz. Oysa ki hilafet m'minlerin icmasyla ve rasyla olur. Ebubekir (r) Yemenlilerin biati kendisine gelinceye kadar alt ay hkmden (meru olmaz kaygsyla) elini eteini ekmiti." mamlar dalnca Mansur mabeyncisini kese altnla onlarn ardndan yollad ve ona u talimat verHi: "-Bu altmlar;trp onlara ver. Eer Malik alrsa verirsin. Yok eer bn-i Ebi Zi'b ya da Ebu Hanife alrsa orackta kellelerini kes ve bana getir." Mabeynci Rebi altnlar teklif edince mam Malik kabul etti. bn Ebi Zi'b bu teklif karsnda unu syledi: ' "-Ben bu paray Mansur'un kendisine bile helal saymazken nasl olur da kendim iin helal sayarm?" mam Azam'n cevab ise daha keskindir: "-Allah'a yemin ederim ki kafam kessen bu parann dirhemine el sremem." Rebi saraya dnp durumu Mansur'a bildirince Mansur yle syleyecektir: "-Onlar byle davranmakla canlarn kurtarm oldular."[165] . Biat konusunda yalnz mam Azam'm itihad deil mam Malik'in itihad da byledir. Bir ok kaynan ortaklaa naklettii u olay buna delildir: Nefs'z-Zekiyye kyamnda mam Malik'e sorarlar: "-imdi bize ne yapmamz tavsiye edersiniz? Biz Mansur'a biat etmitik. Bu durumda halifelik iddiasyla kyam eden mam Muhammed'e biatta bulunabilir miyiz?" "-Mansur'un biati zorla (cebr) alnm biattir. Bu ekildeki biat, yemin, talak (boama) ya da buna benzer, zorla istenmeden yaplm eylerin tm geersizdir."[166] mam Malik'in bu fetvas zerine bir ok Medineli mam Muhammed Nefs'z-Zekiyye'ye biat ederek onun safna geti. Bundan dolay Medine'deki Abbasi valisi mam Malik'i yakalatp ellerinden aprazlama asarak kollar krlana dek kamlatt.

Saltanat usulyle gelen bir halifeye yaplan biatin gayr- meruluunu Buharfnin Hz. mer'den naklettii u rivayet aka otaya koyar: "Kim mslmanlarn-ras olmakszn bir adama biat ederse, bu biat meru saylmaz. Byle bir durumda biat eden de edilen de lmlerini hazrlam olurlar."[167] Hz. mer'in bylesine kesin bir tavrla kar kp, ra olmadan kendisini gayr- meru bir yolla halife ilan edenin ldrlmesine hkmetmesi ayn zamanda sahabenin saltanata bakn da iermektedir. Hz. Hseyin de, Kerbela'da, kendisini 'Halife'ye biata davet eden Emevi komutanna byle bir biatin caiz olmayacam syleyerek, ynetimi gayr- meru ilan ediyordu. Zalim yneticinin ktlklerini sylemenin gybet saylmayaca hkmn veren Hasan Basri, ynetimi gayr- meru addetmekle birlikte ona kar bakaldrmay baarsz kalnp ok kan dklecei endiesiyle doru bulmuyordu.[168] . . Zalim ve Fasn Yneticilii mmetin maln meru olmayan yollarda harcayan ya da zulmle hkmeden ve Allah'n emirlerini terkedip yasaklarn irtikab eden kimseninyneticiliibatldr. Onunve-recei emirler ve hkmler geersizdir. mam Azam slam siyaset tarihinde hi bir fakih kafirin yneticiliini tartmamtr. nk Kur'an'la sabittir ki kafirlerin mminler zerinde velayet hakk yoktur: "Allah kafirlere mminler zerine asla velayet hakk tanmamtr," (Nisa, 141) Asl tartlan konu fask ve zalimin yneticiliidir. Bu konuda Hariciler'i bir kenara brakrsak birbirine zt iki gr vardr orta yerde. 1) Mrcie'nin gr: Ki bunlar "olan" olmas gerekendir deyip statkoyu savunanlardr. Bunlara gre eer birileri herhangi bir yolla ynetimi ele ge-irmise bunun ele geiri tarzna baklmaz. O ynetici zalim ve fask olsa da meru addedilir. 2) Mutezile; ki bu kesim de fk ve zulm grlen bir yneticinin ynetimi gayr merudur. O meru olmad gibi o ynetimde grev yapan hakimlerin -isterse Allah'n indirdiiyle hkmetsinler- hkmleri de meru deildir. Bu noktada tmam Azam daha dengeli bir tavr benimsedi. Zalim ve fasn yneticiliini kabul etmemekle birlikte sosyal faaliyetlerin yrtlmesi gerektiini kabul ederek, eer kendisi adilse zalim halifenin kadsnn hkmn kabul etmi, sorumluluu ferdin kendisinden balatmtr. mam Azam zalim ve fasik bir ynetimde grev alma konusuna bireysel adan yaklayordu. Eer fask bir rejimde fert bulunduu makamda slam'm ahkamn icrada bir engelle karlamyorsa onun o makamda bulunmasna cevaz veriyordu. Ancak ferdin fask ve zalim olmas durumunda bunu meru saymyordu. Tekrar baa dnerek sorumuzu soralm: mam Azam'm zalim ve fasm yneticilii (imaml) konusundaki net gr ne idi? Bu sorumuza Mekki ve Kerderfmn ortaklaa aldklar mam'm bir itihadnda cevap buluyoruz: "Fey'i meru olmayan yollarda harcayan, ya da zulmle hkmeden ve Allah'n emirlerini terkedip yasaklarn irtikap eden kimsenin yneticilii (hilfet) batldr. Onun verecei emirler ve hkmler geersizdir." Bazlar, mam Azam'n "fask mamn ardnda namaz kmabiir ve eer adil ve salih ise ynetici zalim de olsa o ynetimin Kur'an ile hkmeden kadsnn hkm geerlidir." grleriyle; "zalim vefask'n yneticilii gayr merudur, onun hkmleri geersiz, onayaplan biat batldr." itihad arasnda bir eliki olduu zehabna kaplmtr. mam Azam'n namaz iin fasn imametine, zalim bir ynetimde kadlk yapan adil birinin meru hkmn tenfi-ze cevaz veriinden yola kanlar "yanltan yanl gelir" mantyla onun fask ve zalim'in yneticiliini de kabul ettiini sanmlardr. Yani, zalim yneticinin hkm ne ise onun tayin ettiinin hkm de ayndr demilerdir. Mutezi-le'den bazlar bu zanlarndan dolay Ebu Hanife'yi taviz vermekle sularken bazlar da yine bu yanl anlay kendi batl grleri olan zulmle uzlama arpklna dayanak gstermilerdir. kisi de yanl. Hanefi mezhebinin nl mam'lanndan Ebubekir Ces-sas'tan dinleyelim: "nsanlardan bazlar Ebu Hanife'nin fasn imametine ve hilafetine 'olur' verdiini ve halifeyle hakimin arasn ayrarak onun hkmn caiz grmediini zannederler. Bunu kelamclardan "Zrkan" adnda biri sylemitir. Kukusuz bu lakrd aslszdr. Ebu Hanife'ye gre halife ile onun atad hakim arasnda (ynetme hakk ve meruiyyet asndan) bir fark yoktur. Ynetime gelileri ve getirilileri (hakim'in kendisi adil ve salih de olsa) gayr- merudur. nk her ikisinin meru-iyyetinin art da adil olmaktr. Fasn hilafeti ve hakimlii meru olmad gibi ahitlii de kabul edilmez. Eer peygamberden rivayet ettii hadis varsa o da alnmaz."[169] Cessas, "Zalimler ahdime nail olamazlar." (Bakara, 124) ayetinden hkm karrken unlar syler: "Bu ayetin delaletiyle fasn yneticiliinin batl olduu anlald. Fask ve zalim biri halife olamaz. Hatta bu karakterde olanlar herhangi bir biimde ynetim makamna gelseler fsklan yznden halkn kendilerine uymalar gerekmez. Bu konuda Rasulullah yle buyuruyor: "Allah'a isyanda kula itaat yoktur." Bu hadis de delalet eder ki; fask biri hakim olamaz, hkmettii zaman verdii hkm yerine getirilmez, ahitlii kabul edilmez, peygamberden rivayet ettii hadis alnmaz, mft olup fetva verdiinde fetvasna uyulmaz."[170] "Zalimler ahdime nail olamazlar." ayetindeki "ahd"en kast Mcahid'e gre peygamberlik'tir. bn Abbas bu konuda yle der: Zalime verilen sze (biat) vefa gerekmez. Eer ona verdiin sz yapmaynca zulme urayacaksan, o zaman szn yerine getir. Hasan Basri ise u aklamay yapar: Zalimlere verilmi ahid yerine getirilme, Allah ahirette onu yerine getirmeyen kiiyi sorumlu tutmayaca gibi ecrini de artrr."[171] mam Azam'n zalim ve fasm (kafirin deil) yneticilii konusunda hem bylesine pratik hem de ideal bir yaklam benimsemesi, zerinde durulmas gereken bir konu. mam bu yaklamyla olay ferdin kendisinden balatm, kiiyi kendi yapt eylemlerle.kar karya brakmtr. Byle yapmakla "olan" ile "olmas gereken" arasndaki tercihte bocalayan bir ok insana k yolu gstermitir. Bu yol anariye meydan vermeden zulme kar kmann yoludur. Bu yol toplum iin ferdin nceliklerini, fert iin toplumun nceliklerini ihlal etmeden yaayabilmenin addr. Bu yol zalim ve fask yneticileri aklamak iin kendilerince meru bir takm mazeretler uyduranlarn mazeretlerini ptal eden yoldur. mmetin tepesine musallat olan zorbalarn elinden mmeti kurtarmak iin bulunmu dengeli bir mcadele metodudur. mam Azam, insanlara, zalim ya da mazlum olmaktan baka seenek braklmayan ortamlarda, dengeli bir zm, meru ve pratik bir k yolu gstermitir.[172] Emr-i bi'i - Ma'ruf Nehy-i Ani'l Mnker Bzi uyarmazsanz sizde, sizi dinlemezsek bizde hayr yoktur. Hz. mer nsan uyarlmaya her an ihtiya duyan bir yapda yaratlmtr. Elbet bu gerek, toplumlar iin de geerlidir. Bu

nedenle Allah sk sk peygamberleri araclyla izgiden kan insan yeniden hizaya sokmu ve kitaplar indirmitir. Peygamberliin Muhammed Aleyhisselam'la son bulmas dzeltme ileminin de bittii anlamna gelmemektedir. Yaps gerei slam, uyar grevini tm mensuplarnn boynuna bir vecibe olarak yklemi ve adna da "emr bi'1-ma'ruf nehy ani'l-mnker" demitir. Kur'an'da defalarca geen bu farizaya ilikin bir ka ayet alalm: "nanan erkekler ve kadnlar birbirlerinin velisidirler. yilii emrederler, ktlkten menederler..." (Tevbe, 71). "... yilii emredip, ktlkten meneden ve Allah'n (yasak) snrlarn koruyan insanlardr. O mminleri mjdele..." (Tevbe, 112), "Mnafk erkekler ve mnafk kadnlar birbirerinden-dir. Ktl emreder, iyilikten meneder ve ellerini sk tutarlar..." (Tevbes 67). "inizden hayra aran, iyilii buyurup ktlkten meneden bir topluluk bulunsun; ite onlar kurtulua erenlerdir." (Al-i mran, 104). "Onlar Allah'a ve ahiret gnne inanrlar; iyilii emreder, ktlkten menederler..." (Al-i mran, 114). "Siz, insanlar iin karlm en hayrl bir mmetsiniz. yilii emreder, ktlkten menedersiniz ve Allah'a inanrsnz..." (Al-i mran, 110). "Yaptklar ktlkten (birbirlerini) alkoymuyorlard. (Bu yaptklar) ne ktyd!" (Maide, 79). "Aff tut; iyi olan emret; cahillere aldr etme!" (A'raf, 199). "Onlar ki, yanlarndaki Tevrat ve ncil'de yazl bulduklar o Eli'ye, o mmi Peygamber'e uyarlar. O ki, kendilerine iyilii emreder, ktlkten meneder..." (A'raf, 157). "Onlar ki kendilerine yeryznde iktidar verdiimiz takdirde namaz klarlar, zekat verirler, iyilii emreder, ktlkten vazgeirmeye alrlar..." (Hac, 41). "Yavrum, namaz kl, iyilii emret, ktlkten vazgeir ve bana gelene sabret. nk bunlar kesin ilerdendir." (Lokman, 17). Devletli bir toplumda devletin grevi toplumun can, mal, akl, nesil ve din emniyetini salamaktr. Bu emniyetleri salamann tek sigortas iyilii emretmek, ktlkten sakndrmak anlamna gelen "emr bi'1-ma'ruf, nehy ani'I-mn-ker"dir. Elbette yneticiler bundan mstani deildir. Raid halifeler dnemine bakldnda halkn yneticileri uyarmasnn en gzel rnekleri gze arpar. Sradan bir vatanda devletin en ysek kademesinde bulunan yneticiye "sen niin bunu byle yaptn?" diye sorabiliyordu. Tabii byle vatandalarn yle syleyebilen yneticileri vard: "Bizi uyarmazsanz sizde hayr yoktur, uyarnz dinlemezsek bizde hayr yoktur." Bu, dnya siyaset tarihinin ender grd bir dnce zgrl rneidir. Kaynam slam'n insana verdii deerden alan bu zgrlk saltanatn geliiyle kstland. Bu kstlama yle bir noktaya geldi ki Emevi kral Abdlmelik minbere kyor "Bana Allah'tan kork diyenin kafasn keserim" diyor ve kesiyordu da. Saltanat ynetiminin de desteiyle emr bi'1-ma'ruf nehy ani'l-mnker farizas terkettirilmeye allyor, smarlama fetvalar verdiriliyordu. Mrcie dncesi bu farizay ortadan kaldrma iini zerine almt. Emr bi'1-ma'ruf nehy ani'l-mnker'in ynetime kar bir fitne olduunu sylyorlard. Bylece zalim ve fask yneticilerin zulmne ve fkna ortak oluyorlard. mam Azam'a gre emr bi'1-ma'ruf nehy ani'l-mnker farzdr. Ebubekir Cessas, mam ile Horasan'n nl fakih brahim es-Saig arasnda geen u olay nakleder: "brahim es-Saig ile u konuda fikir birliine vardk: Emr bi'1-ma'ruf nehy ani'l-mnker farzdr. Benim bu szm zerine brahim elini kaldrarak bu konuda kendisine biat etmemi istedi." Olay aktaran Abdullah b. Mbarek diyor ki: "Zulmne kar szyle cihad ettii iin Ebu Mslim Horasani'nin ibrahim es-Saig'i ldrd haberi Ebu Hani-fe'ye gelince o kadar ok alad ki hepimiz zntden leceini sanmtk. mam yle diyordu: "-Vallahi onun bana byle bir ey gelmesinden hep endie ediyordum. O ok akll bir zatt. O beni Allah'n haklarndan bir hakk almak iin bir ie (kyam) davet etti. Ona unlar syledim: "Eer bir kii tek bana bylesine byk bir ykn altna girerse hi bir sonu elde edemeden ldrlr. Bu da bir fayda salamaz. Fakat kendim Allah'a adayan salih kiilerle birlikte baar iin gerekli artlan hazrlayarak ayaklanrsa o zaman bu konuda bir engel yoktur," brahim yine geldi. Israr ediyordu. Her geliinde yle diyordum: "Bu ynetime kar bakaldr ii dier bir takm farzlar gibi tek bana eda edilecek bir farz deildir. Peygamberler bile kendilerine gklerin kaps alncaya kadar buna g yetiremediler. Bu farz (kyam) dier farzlara benzemez. Dierleri tek bana yerine getirilir. Bunda ise tek bana kldnda insan hayatyla oynar. Kendi nefsinin lmne yardm etmi olur. Eer byle olursa ondan sonra kyama kalkacak olanlara olumsuz bir rnek olur, onlarn sevinci krlr, bir daha kimse bu ie yanamaz."[173] mam Azam'n bu konudaki grlerini yanstmas asndan olduka nemli olan bu olayn ardndan mam Ces-sas'm "Babu Farzi'1-Emri Bi'1Ma'ruf ve'n-Nehyi Ani'l-Mnker" bal altnda yazdklarna gz atalm: "Kur'an ve snnetten karlan hkm o ki, emr bi'l-ma'ruf nehy ani'l-mnker bir farzdr. Bu farz gerek salih gerek gnahkr herkes iindir. Emr bi'1-Ma'ruf nehy ani'l-mnker farz mstakil bir farzdr. nsan baz farzlar terketmekle dier farzlar ondan dmez. te bunun gibi insan bir takm kusurlar sebebiyle emr bi'1-ma'ruf nehy ani'l-mnker farzn terkedemez. te yandan bir kimse Allah'n tm emirlerini yerine getirip yasaklarndan kand halde bakalarn mnkerden nehyetmese bu farz terketmi olur. Ebu Hrey-re yle rivayet eder: "Ashabtan bir grup Rasulullah'a yle sordular: Biz iyilii emredip emrettiimizden daha az yapsak ve ktlkten de bakalarn sakndrp onun birazndan ka-namasak yine de emr bi'1ma'ruf nehy ani'l-mnker yapalm m? Buyurdular ki: "Siz iyiliin hepsiyle amel edemezseniz ve ktln tmnden kanamazsanz bile emr bi'1-ma'ruf nehy ani'l-mnker yapn." Rasulullah baz vecibelerin yerine getirilmemesi durumunda bile emr bi'1-ma'ruf nehy ani'l-mnker'i dier farzlarla denk tuttu, onu da farzlarn arasnda zikretti."[174] Kyam Hakk Ne garip! Mslmanlarn kanlarnn kpek kan gibi aktlmasna aldrmayanlar pire kannn hkmn soruyorlar. Hasan- Basri mam Azam zalim ve fask ynetime kar mslman-larm silahl bakaldrsn emr bi'1-ma'ruf nehy ani'l-mnker farizasnn bir paras olarak grmtr. Bu konuda mam ilk deildir. Emeviler hilafeti ellerine geirdiinden beri silahl kyam savunan sahabe ve ulema eksik olmamtr. Sahabe'den Hicr bin Adiyy ve arkadalar bu grteydiler ve ynetim tarafndan katledildiler. Hz. Aie ve Abdullah b. Mes'ud gibi nl isimler de bu klar desteklediler. Hz. Hseyin zalim ve fask ynetime kar kyamn (huru ale's-sltan) farziyyetine inanyor ve bu uurda ehadeti g-slyordu. Hz. Ebubekir'in torunu Abdullah b. Zbeyr de ayn inan urunda mcadele vermi ve ehid edilmiti. bn E'as ayaklandnda tabinin en nl alimleri onun bu knn er'i olduunu ilan ederek halk ynetime kar onu desteklemeye aryorlard. Bu cmleden olarak bn-i Ebi Leyla, e-a'bi, Ebu'l-Bahteri ve Saidb. Cbeyr'i sayabiliriz. Zamanlarnn en nl fakihleri olan bu zatlar bn E'as kyamnn iinde yer almlar, bizatihi yardmc olmulardr. Hasan Basri de kyamlar meru grmekle birlikte baarl olmasn art komu, baarlamamas^durumunda ok kan dklr gerekesiyle kyamlarn iinde bizzat yer almamtr. Ancak ynetimin verdii maa reddetmi, iledikleri zulmleri bir bir saym, bunun gybet

olacan syleyen bazlarna "zalimin zulmn dile getirmek gybet deildir" demitir. Bu dnemde, her tarafta zalimler tarafndan oluk oluk mslman kan aktlrken alimlerden bazlarnn 'ilim' ad altnda fer'i meselelerle halk oyalamasna ierleyen Hasan Basri hayretini yle dile getirecektir: "Ne garip! Mslmanlarn kanlarnn kpek kam gibi aktlmasna aldrmayanlar pire kannn hkmn soruyorlar."[175] mam Zeyd ile mam Muhammed ve brahim'in kyamlarnda mam Azam'n sergiledii tavr olduka nettir. Kyamim Bedir Zaferi'ne benzettii mam Zeyd'e elinden gelen her trl yardm yapmas onu ann dier fakihlerinden ayran en nemli boyutudur. Bu olaylarda verdii fetva ve sergiledii tavrlardan anlalan o ki mam Azam, imam Zeyd ile imam Muhammed ve brahim'e biat etmiti. mam, brahim b. Hasan'n kyamnda "boynumuza ipler taklsa yine de sznden dnenlerden olmayacaz" diyordu. Basrah tabisi Ebu shak'a: "brahim'in safnda cihad eden kardeinin ald sevap senin kafirlerle giritiin savata aldn sevaptan stndr" diyordu. ImamAzam'n zalim ve fask ynetimler karsnda gsterdii bu tavr konusunda adalarndan fakih Evzai yle der: "Ebu Hanife'nin tm itihatlarna tahamml ettik. Ne ki bu kez zalim ve fask yneticiye kar silahl kyam kabullenerek, zerimize klla geldi. Emr bi'1-ma'ruf nehy ani'l-mnker'in vcubuna inanyordu. Kendisine bu konuda hkm soranlara Rasulullah'm u hadisini naklediyordu: "ehitlerin en erdemlisi Hamza b. Abdulmuttalib ve zalim yneticiye iyiyi emredip ktden sakndrd iin ldrlen kimsedir."[176] mam Azam bu itihadnn altn kanyla imzalam, Allah da onun adn yceltmi ve ebediletirmitir. mam Azam'n bu konudaki tihatlarn ve tavrn ok net bir biimde zetleyen Hanefi Mezhebi'nin nl imam Ebubekir el-Cessas yneticilerin zulmne ve fkna kar hassasiyetini yitiren kimi tavizkr alimleri eletirerek unlar syler: "...Gemite ve gnmzde cahil ve lzumsuz baz ha-discilerhari slam mmetinin alimlerinden hi biri byle bir durumda silahl kyama kar gelmedi. Bu cahil ve lzumsuzlar bai olan topluluun ldrlmesini, emr bi'1-ma'ruf nehy ani'l-mnker'in silahla yaplmasn hogrmev' kar ktlar. Allah'n u ayetini iittikleri halde silahla "* bi'1-ma'ruf nehy ani'l-mnker'i fitne sayp azgn zorbalarn ldrlmesini kerih grdler: "Saldrganlkyapanlarla Allah'n hkmne boyun ein-ceye kadar savasnz," (Hucurat, 9). Ayetin lafz sava iinin kl ya da baka silahlarla olmasn gerekli klyor. Bazlar, sultann zulmne, fkna, Allah'n ldrlmesini haram kld canlara kymasna kar konulamayacan ancak sultann dndaki yneticilere de silahsz olarak szle ya da baka bir biimde kar konulabileceini sylemekle mmete dmanlardan daha beter ktlk ettiler. nk onlarn bu gibi fetvalar insanlar zorbalar ldrmekten, zalim ve gnahkr yneticiye kar koymaktan alkoydu. nsanlar ne zaman zalim yneticilere marufu emredip -velevki silahla olsun- mnkerden nehyetmediler, ite o zaman tm islam topraklarn kesif bir zulm bulutu kuatt. Din de gitti, dnya da gitti elden ve bir ok zndka akm tredi."[177] [178] SOZSON "Onlar bir mmetti, geldi geti. Onlarn kazandklar kendilerine sizin kazandklarnz size aittir. Siz onlarn yaptklarndan sorulmazsnz." (Bakara: 141) Bakalarnn yaptklaryla vnmek kiiye bir ey kazandrmaz, bu kesin. Bu tavr sadece bo bir avuntudur. Bunun tersi de geerli: Bakalarnn yanllarn kendi fazileti bilmek. Bu da bir avuntu, belki birincisinden'daha kt, sonular itibaryla daha vahim. Peki, o halde bize den ne? Bilmek ve tanmak! Neyi? Her eyi; kendini, Allah', mahlukat, Rasul', dostu, dman, iyiyi, kty, tarihi ve bugn... Bilmenin ve tanmann yolu almaktan geer. Her baar ciddi ve zorlu bir gayretin rndr. Bu, hayatn yasas; snnetullahtr. Tek kar yol bu lmsz yasaya uymak; aln teri, zihin teri, yrek teri dkmek... Kimse mucize beklemesin. Mucize gibi ilhi bir nimete sahip olan nebler bile bu yasaya uymaktan baka kar yol bulamadlar. "Da'vamzn sonu lemlerin Rabb'i olan Allah'a hamdetmektir."[179] "NCE TARH KAZANMAK GEREK.TARH YENDEN KAZANILMADIKA TARH UURU H KAZANILAMA YA AKTIR " - Kitabn konusundan balayalm isterseniz. Hicretin ilk yzelli yl szkonusu ediliyor bu aratrmada. oklarnn "Fitne Donemi" olduu gerekesiyle okumad, okutmad bir dnemi ele alma ihtiyacn niin hissettiniz? - Gerek kitaplarmzn, gerek dier yazl, szl ve ameli etkinliklerimizin nicelik ve niteliini "tasarrufta ihtiya" ilkesi dorultusunda tesbit ettik. ou akademik almada yapla geldii gibi birileri bizim iin bu konular tombaladan ekmedi. Szn ettiiniz kitabmz "mamlar ve Sultanlar'n' konusu da yle. O da bir ihtiyacn rn. Yaadmz hareketin bir paras olan Trkiyeli Mslmanlar bu sorunlar yksek dozda yayorlar. lkelerle olgularn amansz bir biimde att kimi noktalarda kmazlara giriyorlar. Bir ok sorunun cevabn ve meselenin zmn bulma konusunda yntemsel bir aknlk yayorlar. En vahimi, tarihi ilk rnekler alannda entellektel bir boluk bulunuyor. Bu boluk insammizdaki idealizmi ldryor. Her alanda "Hakk'n batla kartrld" bir ortamda Furkan (Hakk batldan ayran) olan Kitab Kerim'e dikkat ekmek. Allah'n yeryzndeki, nefislerdeki, dolaysyla en byk ayetler manzumesi olan tarihteki ayetlere dikkat ekmek gerekiyordu. Beni tarihe ynelten ne hobi, ne heves. Bir ibadet bilinci ierisinde kendimi yazmakla ykml hissedince nmdeki bu derin uurumu farkettim. Bir el ada islami hareketi dnyann en zengin tecrbesinden mahrum brakmak istiyordu. Halbuki bir aa iin kk ne ise, bir hareket iin de tarih oydu. Herkes, hepimiz imanmzn bize ykledii sorumluluktan kurtulmak iin bii eyler yapmak istiyorduk. stiyorduk ki. bu tarihin en eski ve eskimez sitesine bir ta da biz koyalm. Hepimiz yeni bireyler ya-pyormuuz gifti balyorduk ie. Ben buna 'gecekonduculuk' diyorum. Asl yanlg buradayd. Bizden evvel yaplanlar unutup yapz, temelsiz, projesiz, fizibiltesiz yaplar konduruveriyor-duk. Tabi bunlar da uzun mrl olmuyorlard. Her mmin gibi ben de ta ta stne koymak istediim zaman, nme kan ilk sorunu amak, slami hareketin kaybolan alarst temellerini bulup, ortaya karmaK gereine inandm iindir ki tarihin bu karanlk ve tehlikeli dehlizine daldm. Evet, birileri iin "fitne dnemiydi" kitabmzda ele aldmz dnem. Ama gelecekte kopacak daha beter fitnelere ibret olacak, bu ynyle rneklik edecek bir fitne dnemi. Mminlere kendi aralarnda ihtilaf etmenin, hatta kavga etmenin edebini retecek bir fitne dnemi... Bu gnden, iinde yaadmz u adan daha beler bir dnem yaam mdr tarihinde bu ileke mmet? Bundan daha byk fitne gemi

midir bandan? Kfrn igalinin topraklar, lkeleri, corafyalar ap kafalar ve kalpleri istila edecek kadar saldrsn younlatrd bir ada siz olsaydnz islami hareket tarihinin hangi diliminden zm rnekleri sunardnz? - "Fitne dnemi" ni renmenin gerekten sakncalar var mdr? Yanl anlalmaktan korkmanz m? - Allah'n Kur'an'nda kulland slubu bu. O'nun ahlakyla ahlaklanmas gereken bir mminin, kitabnda kullanmasnda ne gibi bir saknca olabilir ki? Hz. Adem, Hz. Yunus gibi peygamberlerin bile hatasn aktaran Kur'an elbette bunlar, geen nebilere hakaret olsun dye aktarmam tr. Tarihi hatalarn adil ve mutedil bir slupla, ibret maksadyla aktarlmasn istemeyen insanlar aslnda bu konuda i dengesini kurup kendine hakim olamayan ifrat ve tefrit tiplerdir. Bu tipler sevdiklerinde hata, yerdiklerinde sevap grmek istemedikleri iin sizi de yle zannedip, kendi yanllarna dtnz zehabna kaplrlar. Halbuki Kur'an deil mmine sevgide ve yergide, kafire kar bile ar gitmememizi emretmiyor mu? "Bazlarna olan kininiz sizi onlar hakknda ar davranlar yapmaya gtrmesin!" diyerek. "Yanl anlalmak..." Bunu nlemenin yolu yok. Ancak birinin, herkesin kendisini srekli yanl anladndan yaknmasnn da anlam yok. O noktada durup hoca gibi "Peki hrszn hi mi suu yok?" dememiz gerekir. nsann sorumluluu yazdklarnn ve sylediklerinin doru anlalmas iin zel bir gayreti gerektiriyor. Siz doruyu doru bir slpla, doru bir zaman ve zeminde anlatn; bundan te hl yanl anlamakta srar edenleri de kendi hallerine brakn: "Qulillah smme zerhum." Nasl olsa o, yanl baktnda, deil de baknda aramad srece hi bir doruyu gremeyecektir. - Kitapta en geni yer mam- Azam 'a ayrlm. Hatta kitabn iki blmnden biri mam- Azam'a dair. Sz dnp dolap mam'a geliyor. mam' bu denli nemli klan ey nedir? - mam Azam. Ad stnde "Byk mam" bunu herkes der, herkes kabul eder. ama nesiyle byk pek bilinmez. Diyeceksiniz ki bir gectdz bilmem u kadar rekat namaz klmasyla. mrnde u kadar Hacca gidip bir ylda bu kadar defa Kur'an' hatmetmesiyle byk... nann bu rivayetler adeta O'nun asl bykl grlp anlalmasn diye O'nun gerek kimliinin zerine geirilmi sis perdesi. Bu perdeyi aralama cesareti gsterdiinizde nnze kan ahsiyete hayran olmamanz pek mmkn deil. Bugn ektiimiz yokluk "celadet" yokluudur. Alim celadetini kaybettii zaman ilmini de namusunu da kaybeder. te Ebu Hanife hasret kaldmz bir alim modelinin prototipidir. O'nun bir mr ykmak iin mcadele verdii ynetimlere bugn islam devleti, hilafet diye sarlacak nicelerini grrsnz. Kendini O'nun mezhebine nispet edenler arasnda, O'nu katleden zalimlerden bin beter olanlar merulatrma gayretine girenleri grrsnz. te mamlar ve Sultanlar'da mam- Azam' eksen almam; mam'n bu ynn, bu rnek ve temel kaynaklara dayanarak sergilemek iindi. mam' nemli klan eyler O'ndan sonraki hibii ada nemini yitirmemitir. Aksine iinde yaadmz bu a O'nun nemini daha bir belirginletirmektedir. -mam' amza bir model olarak m neriyorsunuz? - Evet. Bir sakncas m var yoksa? O, ilmini (innema yahal-lahe min ibdihi'l-ulem) ayeti uyarnca, Allah'tan gerei gibi korkmak olduunu bilenlerdendi. O'nun iin, dei! kfre ve kafi yneticiye, zulme ve zalim yneticiye dahi en ufak bir ekilde meyletmedi. Tarihi misyonunun bilincinde olarak kendisine zalim ynetim tarafndan yaplan en masum teklifleri dahi kabul etmedi. andaki tm kyamlar destekledi. ehadeti de zalim yneticiler eliyle gerekleti. Byle muazzam bir mcadelenin sahibi olan birinin kendisini O'na nispet edenlerde tketilmesine gnlm raz olmad. - mam konusundaki dnceleriniz gerekten bamsz ve ilmi mi, yoksa iin iinde biraz "haneficilik" var m? - Haneficilik mi? O da ne? Ben bu "clk", "culuk'a biten taraftarlklar "tketicilik" olarak adlandryorum. Biz de yle yapsaydk iin kolayna kaan, uzun mesailere mal olan onlarca temel kayna kartrp mam'in kaybolan yzn ortaya karmak yerine onu tezgahlayarak geinirdik. Kitapta "mezhepi mi, mezhepli mi?" bal altnda yazdklarmza ramen soruyorsunuz bu soruyu. Kitab okurken bu blm gznzden kam olmal.lm olup, olmadn deerlendirmek bana deil ilim sahibi okuyuculara der. lmi olmaktan maksat rivayetlerin mevsuki-yeti ise grdnz gibi kitap bu konudaki en ilk ve muteber kaynaklara dayanlarak yazlmtr. - "Gizleyenler, horlayanlar, kutsayanlar" arasnda tarihimizi deerlendirirken "denge "yi yakalayabildiniz mi? Evetse bizi buna nasl ikna edebilirsiniz? - Burada dengeden nce szkonusu olmas gereken adalet ve itidaldir. Tarihi msbet ya da menfi niyetlerle tahrif etmek zulmdr, geree kar ilenmi bir zulmdr. Ben zulnetmemeye gayret ettim. Deilse szbanda tahlil ettiim tavrda (horlayanlar, kutsayanlar, gizleyenler) dengeyi bulmak sznzde biraz horlamak, biraz kutsamak, biraz gizlemek ve bu suu eit ve dengeli bir biimde ilemeyi kasdetmiyorsunuz herhalde? Burada aslolan "denge" deil, yukarda da sylediim gibi: "Adalet ve itidal"dir. Adil ve mutedil bir bak asyla yorumlarsanz, tarihi olaylar kendi zel artlan ierisind_ele alp birilerine vg ya da svg malzemesi yapmaktan daha ok isiami hareketin bugn ve yarn iin dersler karrsnz. - zellikle Hz. Muaviye ve Osmanl konular kamuoyumuzun hassas olduu konulardan. Siz her iki konuya da giriyorsunuz. Kitabnz okumadklar halde bu iki konuda sizi tek yanl yarglayp mahkum edenler bulunabilir. Kitabnz okumam ve okumayacak olanlar iin burada bu konulardaki grnz ksaca zetleyebilir misiniz? - Kitabm sz ettiiniz konularn zaten bir zetidir. Bir sylei erevesine zetin de zetini nasl sidrabilirim? n yarglarn tabu edinen, kafa konforlarn bozmak istemeyen, bilgisini salam ve salkl kaynaklara dayandrmak yerine efsane ve dedikoduya dayandranlar her yerde, her kesimde bulunur. Ara sra benim de kulama geliyor. Adam okumam ama istiklal Mahkemeleri yarglarndan beter bir kafa ile yarglyor, nkm veriyor ve infaz ediyor. Bizim piyasann bu "kele" yarglarm bu zulmden menedecek bir messesemiz maalesef yok. Allah Ra-sul'nn buyurduu gibi "utanmazsan istediini yap!" Hibir hakszla maruz kalmamak iin hibir ey yapmamak gerektii bir ada biz kulluumuzun omuzumuza ykledii sorumluluklar ala kaderi-imkan yapmaya alyoruz. Yarglayanlar, mahkum edenler olacaktr. Bu tipler kitabmz hangi mlahazalarla okuyup okutmuyorlarsa, bu szlerimi de okutmayacaklardr. O halele tli kelam etmeyelim. - Kitabnzda dikkatimizi eken bir zellik de nakillerin mevsukiyeti. Kaynakada ad geen 29 kaynan tm Arapa. Bunlardan sadece bei ada eserler. Bunun dnda tm nakiller alanlarnn en muteber kaynaklarna dayanr. (rnein tarihte Taber, bn Sa'd, mam Azam'a ilikin rivayetlerde Mekk; hadis rivayetlerinde Fethu'l-Bar vs.) Bu kadar zengin bir kaynak silsilesini taramak g olmad m? Kitap ne kadar zamanda yazld? - Kitap bilindii gibi bir aratrma mahsul. Aratrmaya dayal eserler ok emek ve zaman ister. Bir yl akn youn bir alma sonucunda kt ortaya mamlar ve Sultanlar. Byk bi blmn Kahire'de kaleme aldmz iin kaynak hususunda zahmet ekmedik. - Amacnz tarih yazmak m; yoksa tarih aratrmaclarna bir bak as kazandrmak m? Kitabnz nereye koyacaz? Daha ok bir tarih kitab m, bir dnce ve deerlendirme kitab m? - Hayr, tarih yazmak amacyla yola kmadk. Zaten tarihle ilgili yazdklarmz ve yazacaklarmz da formel anlamda bir tarih kitab deildirler. yle olsayd rnein mamlar ve Sultan-lar'da olaylar kronolojik sraya dizer, msbet-menfi tm uygulamalar alrdk. Bizim amacmz daha nce de sylediim gibi ada islami hareketin alarst kadim islami hareketle btnlemesi ve bu zengin miras tevars etmesi iin temelleri bulmak. Bunun iin de tarihin "nbvvet ve saltanat" yatan iyi iaretlemek. Elbet mslmanlara bir tarih uuru kazandrmak da var iin iinde. Ancak nce tarihi kazanmak gerek. Tarih yeniden kaza-nlmadka, tarih uuru hi kazanamayacaktr. Bizim

yaptmzn farkl yan tarihe mstekbir mantyla, saltanat bir mantkla yaklamamak. Tm artlanmlklar atp islami hareketin gelecei iin gemie dalmak... mamlar ve Sultanlar'm salt bir tarih kitab olmad bir gerek. Ne olduuna ise okuyucu karar verecek. - Okuyuculara iletmek istediiniz bir mesaj var m? - Okuyucuya, kitaplara, zellikle tarihe kafasndaki ablonlarla yaklamamasn tavsiye ederim. Bazlarnn yapt gibi tarihi olaylar svg ve vg malzemesi olarak deil, ibretler meheri olarak grmesini tavsiye ederim. kisi de tceticiliktir, vg karsndakini tketmek, svg kendisini tketmektir. Gnmzde ve gelecekte bireysel ve sosyal yaralarmza merhem olarak, bir tecrbe birikimi olarak grmesini tavsiye ederim. Gemii bilmeyenler, gelecee salam ve emin admlarla yryemezler.[180] [181]

You might also like