You are on page 1of 21

KAFKAS NVERSTES BF.

DERGS, CLT:1-SAYI:2

NGLTEREDEK DNSEL RASYONALSTLERN EKONOMK OLAYLAR HAKKINDAK YORUMLARI Dr.Krat Haldun AKALIN
ZET Richard Baxter, bir dinsel rasyonalistti. Her hangi bir konuyla ilgili olarak dini, ak bir rehberlik ilevini yerine getiremedii durumlarda; mantk ve saduyu temellerine uygun olarak karar verirdi. Ayrca, evresindeki dier insanlarn, kendi akl gcn kullanmalarn istemitir. Baxter, adil fiyat kavramna ulamak iin teebbs de etmitir. Piyasa ya da allm fiyat dikkate alnmaldr. Ancak, nispi pazarlk gleri veya srlen servet miktar etkiliyse; adil fiyat dzeyi, piyasa fiyatndan farkl olabilirdi. zellikle de, iletmedeki verimlilik ok adaletli bir ekilde dllendirilmeyi veya dierlerine kyasla daha yksek kazanlarn datlmasn gerektirdii gibi, verimsizlik de dk kazanlarla veya iflasa srklenmekle cezalandrlmaktadr. Baxter, bor alp vermeyle ilgili bir hayli aklamada bulunmutur. Fakir bir adamn geri deyemeyeceini bile bile bor almas adalete uygun deildir, demitir. Bu koullar altnda, alnan bor hrszlktr. Ayrca Baxter, iletme finansmannda kullanlan borlanma zerinde de durmutur. adamlar borla saladklar paralar krl ilere yatrarak deyecekleri bortan daha yksek kazanlar elde ettikleri iin; ticaret ve sanayi ile ilgili faizli borlanmayla ilgili ahlaki bir itiraz olmamtr. John Wesley, parann kendi iinde ktlkten olduka uzak olduundan kesin emin olduu iin, parann en byk iyiliin arac olarak kullanlabileceini savunmutur. Bu nedenledir ki, aka, kazanabildiiniz kadar kazann, diyebilmitir. Ancak, para, zevk verici ve gurur salayc eylere harcanmamal, pahal elbiseler alnmamaldr. Para, mutlaka, i etkinliklerine yatrlmaldr. Anahtar kelimeler: Adil fiyat, Uygun fiyat, Tefecilik, Faiz, Servet birikimi

The Comments on Economic Affairs of Religious Rationalists in England


ABSTRACT Richard Baxter was a religious rationalist. If his religion failed to provide a clear guide on any point, he decided on grounds of logic and common sense. Further, he expected others to use their reason. Baxter attempted to arrive at a conception of just price. Market or customary price must be taken into account, but the just price may differ from it if the relative bargaining strength or wealth. Especially efficiency

Osmaniye Korkut Ata niversitesi, kursathaldun.akaln@yahoo.com

90

KAFKAS NVERSTES BF. DERGS, CLT:1-SAYI:2

in business can rightly expect to be rewarded or more profits than the others, and inefficiency penalized or went to bankrupt. Baxter also has a good deal to say on lending and borrowing. He says that a poor man might not rightfully borrow if he knew that he could not repay. Under such circumstances, borrowing is thieving. Baxter then deals with the question of financing of business on borrowed capital. There is no ethical objection to commercial or industrial borrowing , because they invest profitable business and they may be gain more profits. John Wesley was quite clear that, so far from money being evil in itself, it could be an instrument of the greatest good; for this reason gain all you can and save all you can. Money must not be spent to gratify pride or expensive clothes; but must be invest business activities. Key words : Just price , Fair price, Usury , Intreset , Accumulation of wealth

1. G R Dinsel rasyonalistlern seilmilik retisi, insann Tanr tarafndan seilmiliini, deerli olduu iin deil, Tanrnn kendisini cana yakn bulduundan dolay grevlendirmesi anlayna dayanmaktadr. Tm insanlarn gnahkarlklarndan dolay eit olduu, hi bir kimsenin ayrcalkl konumda bulunmad kanaati; sradan bir insan ile kral arasnda var olan temel farkll btnyle yok etmi, Tanrdan yetki alarak hkmetme inancn tamamyla ykmtr. Tanr, gnahkar yaradllarndan dolay, hi bir insan arasnda bir ayrm yapmamtr. Kalvinistin kaderci inanlarna gre de, her insan eittir, eit olduunu hissederek dnyevi faaliyetlerine yneldii lde de hrdr. Artk seilmiliin iaretleri, ilenin yaand ve bir ibadet bilinciyle uyguland i yerindeki baarlarnda aranmaktadr. Ancak, verimsiz ve yararsz insan, tembel ve aylak kalan insan; Tanrnn kendisine arac klmad, sonsuz lmller arasnda grd bir yaratktr. yerinde rasyonel ve metodik alma hayatnn, seilme gdsyle birlikte olumasyla, kilise kartlar iinden kan dinsel rasyonalistler sayesinde; verimlilik maksad ve bireysel baar gds tm ekonomik uralarn yapsna hakim olmutur. Bylece, babadan evlada geen meslek anlay ve kaltmsal stat yaps sona ermitir. Bunun yerini, drstlk, dakiklik, alkanllk, verimlilik ve yaratclk gibi bir takm kiilik nitelikleriyle birlikte; renim seviyesi, mesleki yetenek ve deneyim, mesleki konum gibi ltler dikkate alnmaya balanmtr. Seilme olgusunun tek iareti, drstlk iinde ulalan ekonomik baar, krllk durumu, yeteneklilik gibi somut kriterler olduundan; ekonomik faaliyetlerde rasyonellik belirleyici bir rol oynam, metodik alma dzeni esas alnarak ussallk hayatn her sahasna nfuz etmitir. Dnyevi ilekelik sayesinde, kiinin yegane bireysel kar, kazanla zdeleen baar ls zerine kurulan toplumsal saygnla
91

KAFKAS NVERSTES BF. DERGS, CLT:1-SAYI:2

erimesi olduundan; mesleki etkinliiyle Tanrnn setii kullarndan olduunu kantlayabilen pritann; bu bireysel gdsne dayanan yaama tarz, ussal bir ierik kazanmtr. Dinsel rasyonalistler iinde zellikle pritanlar, doutan seilmilik anlayna bir son vermilerdir. En yce ibadethane olarak dnlen i yerindeki baarsnn,gerek Tanr katnda ve gerekse de kutsal topluluk iindeki seilmiliin ve itibar grmenin en nemli ls haline gelmesiyle; kalvinist mezheplere katlanlarn birinci hedefi, eski geleneksel yapy ortadan kaldrarak, her trl iltimasa, babadan evlada aktarlan ayrcalklara iddetle kar karak,seilme olgusunu esas almak olmutur. Tanrnn, kiinin nesebine hi bakmakszn hr iradesiyle ilahi mafiretine erdirerek, seimine daha ezelden mukadder klm olduuna inanlmasyla; orta a zihniyetinin dayanan oluturan soya dayal stat anlay, tam manasyla kmtr. nk seilmilik retisi, giderek kiinin toplumca kabul gren nitelikleri ve yetenekleri sayesinde Tanr katnda da onaylanmasna dayanmaktadr. Ayrca, bu seilmilik inanc, kalvinist Tanr anlaynn bir gerei olarak, gnahkar yaradllar sonucu halktan biri ile kral arasndaki stnl veya doutan edinilen haklara yol aan farkll, btnyle krarak ortadan kaldrmtr. Herkes Tanr huzurunda eit klnm, insanlar arasndaki ayrcalk ve stnlkler yok edilmitir. Btn insanl kapsamna alan bu eitlik anlay, Tanrdan baka hi bir kimseye kar sorumluluk kabul etmeyen tebaam zihniyetini de, bunun dayand Tanrdan geldiine kuvvetle inanlan yetki anlayn da,ortadan kaldrmtr. badeti dnyann iine tamakla ve mesleki etkinlii bir Tanr yolu haline getirmekle ussal bir ynelie ulaan dinsel rasyonalistler; balangta Romadan ayrlmay istemi olmakla da ulusal bir din de yaratmlardr. Bylece, fiilen Romadan kopmu olsa da,hala benzeri ibadet ilkelerini uygulamada srar eden Anglikan kilisesine de kar karak, kilise iindeki ibadeti brakarak, Tanr iradesinin uyguland mesleki etkinlik ile ibadet ettikleri bilincine varmlardr. Pritanlkla, ulusal ve ussal bir dinin olmasyla, ekonomik gelime nndeki dinin engelleyici etkisi de sona ermitir. Evrensel din birlii anlayyla birlikte, kurumsal ibadet de km; yerini ulusal ve ussal bir dine brakt gibi, bireysel yneli ibadette esas alnmtr. Koullara balanan ve nceden belirlenmi kurallaryla srekli yinelenerek yerine getirilen ekilci ve kalplatrlm kurumsal ibadet yerine; zaman ve sylemi belli olmadan, bireyin iinden gelerek gizli bir ekilde yneldii bireysel ibadet rabet bulmutur. Hi bir kimsenin hkm altna girmeksizin, hi bir kimseyi de rnek almakszn, tek bana, bir birey olarak Tanrya ynelme zgrln hisseden dinsel rasyonalistler; bylece, ibadette bireysellemesinin ve zgrlemesinin de kaplarn amlardr.

92

KAFKAS NVERSTES BF. DERGS, CLT:1-SAYI:2

Bylece, ibadette kalplatrlm ekilciliin yerini, gizlilik halindeki itenlik almtr. 2. Richard BAXTER (1615-1691) Kilise kartl dncesi zerine fikirleriyle en fazla tesir etmi ve grlerinin etkisi lke snrlarnn ok tesine gemi liderlerden biri olan Richard Baxterin, temel ekonomik savlar; Hristiyan dininin genel ilkelerini ynlendirici ve hkmedici bir faktr olarak yorumlad hristiyan dzeni kavram kapsamnda ak ve kesin bir hale getirmi olduu iin, derleme mahiyetindeki almalardan meydana gelmektedir. Kitaplarndan biri olan Christian Directoryde (Hristiyann Rehberi) her bir bireyin uygulama sorumluluunu nihai olarak stlenmi olduuna inand bu ekonomik prensiplerin ayrntl ekilde yorumlanmasna yol gstermektedir. Kiilerin mesleki etkinliklerini hristiyanlatrmann, yaamn her kesitine dini hakim klmann yollarn irdelemekte; hukukulara, hukuk bilimini renmek zorunda olduklar kadar, bundan ok daha fazla nemli olan ilahiyat sahasnda da alma yapmalar gerektiini de anlatmakta;son bir are olarak iyi bir hristiyan olmadka, iyi bir hukuku da olamayacaklarn aklamaya almaktadr. Hristiyann Rehberi isimli kitab, bir btn halde, dzen altna alc kuraldan olumaktadr. Birincisinde, sonsuzluk u an yaamaktan ok daha fazla nemli olduundan, ekonomik dnce ve eilimlerde adalet ile merhamet duygularna aldrmazlk edilemeyecei vurgulanmaktadr. kincisinde, var olan her ey, btn bunlar yaratan Tanrya ait olduu bildirilmekte, ekonomik varlklar reten ve kullanan insanlarn ise, sadece Tanrnn aracs ve mutemedi ilevini stlendii vurgulanmaktadr. nc ve son olarak ise, var olan her eyi retilmesinin ve kullanlmasnn, yasaklanmad srece, meru klnd aklanmaktadr. (Wauzzinski R.A., 1993; 173) R. Baxter, puritan ahlann evrensel olarak uygulanabilme zelliine sahip olduuna daima inanm olduundan; zorluklarla yz yze gelindiinde, cesaretle sorunlarn zerine gitmek istemi, iinde yaanlan gerek koullarn ieriine gre aklamalarda bulunmutur. Baxterin retisini, fiyatla ilgili dncelerini ayrntsyla irdeleyerek dikkate alabiliriz. nk fiyat konusu ekonomik olduu kadar ahlaki bir ierii de sahip olduu iin,btn retisinin temelini oluturmaktadr. Piyasa fiyatnn veya her bir malla ilgili ortak kannn ok ciddi bir ekilde dikkate alnd genel bir prensiple dnlmesinde srar etmitir. kinci olarak,bir rnn hakknda verilebilecek deer sorunuyla ok yakndan ilgilenmitir. Taahhtlerin yerine getirilmemi olmas yznden, verilen srede borcun geri denmemesi halinde ipotek edilen gayri menkuln elinden alnmasna

93

KAFKAS NVERSTES BF. DERGS, CLT:1-SAYI:2

baz hallerde izin verilmitir. Borlanan ticaretle ilgili zengin bir kimse olduu halde,borcunu geri demede ihmalkar davranmsa,bu dememenin cezasz kalmayacan mutlaka bilmelidir. Senet alan taraf, dn olarak verilen parann gvenliini yasal olarak elde etmi olmaldr. Bor alan kimse, alnan paray, geri demeye muktedir ve istekli olmaldr. Merhamet, borlanma ileminde ana parann geri denmesinde yetersizlikle karlanlmas srasnda dahi ihmal edilmemelidir. (Simpson A. , 1955 ; 47) Dinin ussal bir ierie brnerek, zellikle de mesleki etkinlik yorumuyla btn ekonomik davranlar zerinde biimlendirici bir tesir gcne ulamas olgusunda, Richard Baxterin dnceleri son derece etkili olmutur. Baxter, gerek anlamda bir dinsel rasyonalisttir. Her hangi bir konuyla ilgili dinsel dncelerini kartacak olsanz, o konuda, mantk ve saduyudan baka hi bir eyin geriye kalmadn apak bir ekilde fark ederdiniz. Dinsel olarak yorum yapmakta yetersiz kaldn anlad her konuda,yine ve mantk ve saduyu temeline dayal olarak derhal karara varabilen R.Baxter; ayrca, inanan her insann, ncelikle akln kullanmakla sorumlu tutulduunu aka bildirmekteydi. (Green R.W. , 1970 ; 23) Adil fiyata dayanan fiyat kontrolnden yana olan Baxter, her rnn kendi gnnn koullar altnda fiyatnn yasayla belirlenmesinin, yasal fiyatn da taraflarca kabul edilmesi zorunluluunun getirilmesinin gerekliliine inanmtr. (Schneider H.W. , 1982 ; 47) ayet rnler piyasa fiyat olarak arz ve talep kuvvetlerinin kesimesiyle olumaktaysa; byle bir durumda dahi, piyasa fiyatlarnn nereye gitmekte olduunun dikkatle gzlenmesinin gerektiini ne srmtr. (Simpson A. , 1955 ; 54) Adil fiyat temelinden hi dn vermek istemese bile Baxter, al veri yaplan kii, size gre ekonomik bakmdan ok daha gl bir konumda bulunabilir, istediin her fiyat deerini dikkate almakszn demeye hazr da olabilir; ancak, istediin fiyat retim maliyeti temeline gre deilse veya bu rnn tad deerini kiisel olarak abartm olsa da, her iki halde de, piyasada oluan ve herkesin almaya satmaya raz olduu fiyatn dzeyinin zerine kesinlikle kmamaldr (Hall E. , 1947 ; 64), demektedir. Rasyonel ekonominin temelini oluturan arz ve talebe dayanan serbest piyasa mekanizmas uygulamasn hi aklnda kuramam olan Baxter demektedir ki, satmakta olduun bu mal, ar derecede talep ediliyor hale gelebilir veya bir tek ahs tarafndan nedeni anlalamayan bir ekilde kuvvetle arzulanyor olabilir;ancak her iki halde de, istemde bulunan kimsenin elverili eilimini veya aa vurduu satn alma emelini frsat bilerek ok fazla miktarda yarar salama yoluna gitmemelisin; istenilen fiyat demeye hazr olduu bu halinde dahi,piyasa fiyatna eit ve uygun bir fiyat syleyerek drstlkten vazgememeli, al veriinle kendisini

94

KAFKAS NVERSTES BF. DERGS, CLT:1-SAYI:2

honut etmelisin. Bu gibi durumlarda, pazarda oluan uygun fiyatn belki biraz zerine km olman, yle pek fazla yadrganmasa dahi, bunun yle ok ar olmamasna da dikkat etmek zorundasn. (Schneider H.W. , 1982 ; 54) Baxter, pek ok zel durumlarda, bir rn elde etmede karlalan glkleri veya tketicisine ulatrlmasnda katlanlan masraflar, kesin olarak rnn kalitesiyle kyaslanmasnda dikkate alm olduundan, bu gibi etmenlerin piyasa fiyat zerinde etkili olabileceini kabul etmitir. Satmakta olduun bu rnn hi kimse tarafndan fark edilemeyen gizli bir deeri olduuna inanyorsan,bu zelliinin de pazar fiyatnda dikkate alnmam olduundan eminsen, rnein ok iyi niteliklere sahip bir at gibi; bu zel rnn pazar fiyatn aan, fakat gerek deerine gre belirlenmi olan fiyatna gre sata arz etmende, hi bir saknca yoktur,bu fiyat meru bir fiyattr. (Schneider H.W. , 1982 ; 62) Baxtere gre, bir rnn adil fiyatnn anlamn biraz dnecek olursak, ister istemez bunun nasl ve ne lde uygulanabilir olabileceini de tahmin etmi oluruz. Ne ahlaki bir prensip ve ne de ekonomik lt, tek bana, fiyatn doru ve kesin olarak belirlenmesini salayamaz. (Green R.W. , 1970 ; 27) Adil fiyat muhakemesine ramen Baxterin fiyat anlay, zamannn ekonomik yapsna uygun olarak orta an adil fiyat uygulamasnda olduu gibi, fiyat deitirilemeyen ve alc ile satcnn iradesi dnda dardan belirlenemeyen bir kesinlik iinde oluan statik bir zellie sahip deildir. Baxterin, fiyatta drstln salanmas gerektiiyle ilgili yaklam, kesinlikle statik bir kavramsallama zelliini tamamakta, fiyatta adaletin salanmasna alc ile satcnn nispi ekonomik konumlar etkili olduu gibi rnn gizli nitelikleri de belirleyicilik tamaktadr. (Horton D. , 1948 ; 46) ayet alc ile satc,ekonomik bir eitlikte uzlaya varmsa,istenilen fiyat alc tarafndan honutlukla kabul edilmekteyse, her iki taraf da bu al veriten eit derecede kazanl ktklarnn farkndaysalar, Baxtere gre bu sat merudur. Ancak, satc kimse ok zengin ve alc da nispeten daha fakirse, istenilen yksek fiyat alc zerinde bir sknt yaratmsa,bu fiyatta srar etmek doru olmayacaktr. eitli kereler Baxter, zengin bir kimseyle giriilen al verite, igc ya da rnn deerinden daha yksek bir bedelin istenebileceinden, bu parann alnabileceinden sz etmitir. Muhtemelen zengin olduu fark edilen bir mteriden, pazar fiyatnn zerinde bir fiyat istediinde, alc drste ve itenlikle unlar syleyebilir; bu rnn deeri benim iin olduka yksektir, son derece gereksinim duyduum bu maldan biraz daha fazla verebilirsen rn alacam ve minnettarlk duyacam. (Selberg W.U. , 1977 ; 24) Ayn rnden daha fazla alabilmek iin fiyatn ykseltilmesini,bylece meru

95

KAFKAS NVERSTES BF. DERGS, CLT:1-SAYI:2

grd gibi;olaan al veriler srasnda, almaya hazr olan bir mteriden yksek fiyat istenilmesini onaylamamakta, pazarda sk pazarla giriilmesini de utan verici grmektedir. Her ey bir yana, adil kazan blnemez bir miktarda veya kararlatrlm fiyatta daima adaletli kalnmas ilkesine dayanmayabilir. Ailesinin geimini salamak gayesiyle ticaretini srdren bir kimsenin,bu maksadna uygun olarak faaliyetinden lml bir kazan salamas, merudur. Bundan, daima adaletli davranma zorunluluu anlay, uygun fiyat ifade etmektedir. Bir kimsenin zenginle giritii al veriinde iki ya da shilling fazladan kazan salam olmas, fakirle yapt satta daha az kazanca raz olur hale getirmekteyse, zenginden istenen fazla fiyattan dolay yerilmemelidir. (Simpson A., 1955 ; 94) Ancak, makul olann dnda ar fiyat talebinde bulunulmasna, her zaman kar klmtr. Baxter, Hristiyann Rehberi isimli kitabnda, yksek fiyat isteyerek hilekarlk yaplmasna kar km olsa da, eitli ekillerdeki kurnazl zaman zaman ho grmekten ekinmemitir. Vitrin dzenlemesiyle ilgili bir soruda, Baxter,daha iyi grnen ve daha kaliteli olan rnnz vitrinin n ksmna koymanzda bir saknca bulunmamaktadr, demektedir. Ayrca, ayet fantezi seven ahmak biriyle al veri yapmaktaysanz, rnnz almayacandan da emin olmusanz, gerek deerini sylemenize hi gerek yoktur, diye dnmektedir. Bununla beraber, bu hilekarca yaklam bile,adil fiyatn ok zerinde bir fiyat isteme alkanlna yol amamaldr. (Simpson A. , 1955 ; 118) Yaamak,Tanr tarafndan btn insanlara yklm bir sorumluluktur. Baxter , Tanrya kar gereki, drst ve inanl ol;adil davran, saf halini koru, rnn deerinden daha fazlasn isteme (Simpson A. , 1955 ; 97) dnde bulunmaktadr. rnn olas kusurunu abartarak fiyatn hakszca krmak isteyen muhtemel alc karsnda,hata,gizli tutulabilir. (Tawney R.H., 1980 ; 143) rnn deerinden fazlasna satlmas pek uygun grlmese dahi, fiyat dalgalanmalar doal ekonomik olaylar olarak kabul edilmitir. Baxter, fiyat seviyesindeki dalgalanmalarla ilgili olarak, bu dalgalanmalarn rnn arz ile talebindeki deimelerin bir sonucu olduu kanaatini aka belirtmitir. zel kargolaryla gemiler limana yaklap mal indirdiklerinde, sahildeki her hangi bir kimse bile, rn arznn daha da armas nedeniyle fiyatlarn yakn bir gelecekte deceini gayet iyi bilmektedir. Bunca rn artna ramen, pazar koullarnda beliren ani deiiklikten habersiz kalm bir alc bulunabilir mi,eskinin yksek fiyatlar zerinden hi sat gerekleebilir mi? Baxter, komunu kendin gibi seveceksin emrinden muhtemel mteri konumunda olan herkese yakn gelecekte olup bitecekler hakknda ayrntl bilgi verilmesi gerektii, sonucunu kartmaktadr. Yine

96

KAFKAS NVERSTES BF. DERGS, CLT:1-SAYI:2

de dmanla al verite bulunma halinin belirli istisnalar olmaktadr;ok zengin birine mal satarken fiyatn yksek olmasnn hi bir nemi olmad aka bildirilmitir,sat durumu ve gelecei hakknda ileri bilgi alma frsatlarnn bulunmasna nem verilmektedir. (MacArthur K. W. , 1936 ; 83) Benzeri ekilde,rn arznn daralmas sonucunda fiyatlarda ykseliin olaca varsaymyla, Baxter, alternatif bir seenek olarak ilgilenmitir. Baxter, gelecekte ktln olabileceini nceden gren tccarn, fiyatlar ykselinceye kadar mallarn elde tutmasn meru grmtr. Yeter ki, mallarn satmama kararnn kendisi, her hangi bir ekilde ktla neden olmasn. Satcnn finansal darlndan dolay giriilen zorunlu sat durumunda, adalet ve merhamet prensiplerinin mutlaka dikkate alnmas gerektiine inanmtr. R. Baxter, adil fiyat kavramna ulamaya da yeltenmitir. Baxtere gre, ilk olarak piyasa ya da allm fiyatn mutlaka dikkate alnm olmasna karn, nispi g pazarl yaplmaktaysa veya taraflarn servet ynyle birbirinden farkl durumdaysalar, adil fiyat bundan farkl olabilmektedir. kinci olarak, merhamet mutlaka dikkate alnmas gereken bir konu olduu halde, al verie taraf olan kimselerden hi birinin gerek refahtan vazgeme eilimine girecei, asla beklenilmemelidir. nc olarak, i yaamnda verimliliin dllendirilmesi, aylakln ve bo gezerliin ise cezalandrlmas beklenen karlklar haline getirilmelidir. (Horton D. , 1948 ; 169) konusunda, Baxterde hi bir duygusal yoruma rastlanlmamtr. Belirsiz evrensel efkatlilik uruna, yaanlan gerek ekonomik yasalardan vazgeilmesi gerektiini asla sylemi deildir. Tam tersine, gerek yaamn bir kolu olarak iin,kendine zg teknik bir donanma kavuturularak ciddi bir teebbs gcne dntrlmesi gerektiini sylemekle, byle bir sorumluluun ancak mesleki bilin sayesinde edinilebileceini vurgulamaktayd. , kat bir disiplini beraberinde getirmekte; Tanr iradesi i srasnda yerine getirilerek, dorudan Tanrya hizmet edildii bilincine varlmaktadr. Drstlk ve merhametlilik iinde Tanrya hizmete adanm ekonomik bir hayatta, yardmseverlik ve efkatlilik duygular yadsnmamaldr. Orta an skolastikleri, mal al verilerini adil fiyat zerine kurduklar, cret ya da fiyat ykselilerini yadsyp fiyat seviyesinin deimezliinde srar ettikleri iin; deersiz ve erefsiz grdkleri parann da mal alm dnda kullanlabileceini hi dikkate almadklarndan, her fiyat artn tefecilik olarak grm, alnan borcun aynen geri iadesini art komulardr. (Hall E. , 1947 ; 24) Orta a kilisesinin adil fiyat zerinde bu kadar ok durmasnn,vadeli deme dolaysyla fiyatnn ykseltilmesinin

97

KAFKAS NVERSTES BF. DERGS, CLT:1-SAYI:2

tefecilik olduunu tekrar ve tekrar yinelemesinin en nemli sebebi, tefecilie engel olmak istemesi yzndendir. R.Baxter, bor para alp verme konusunda pek ok eyi sylemitir. Baxter, bor ald paray geri deyemeyeceinden emin olan veya geri deme midini makul bir ekilde tamayan fakir bir insann borlanma talebinde bulunmasn, drstlkle badatramaz. Bu koullar altnda borlanma bir tr hrszlk olmaktadr. Fakirin borlanma koullarn irdeleyip byle bir kanaate vardktan sonra, Baxter, dn alnan sermaye kapsamnda iletmelerdeki finansman sorunlaryla ilgilenmitir. letmelere verilen borlarda riskin, ahsa verilen borlara nispetle ok daha az olduu,geri demenin asla zararla ya da iflasa yol amayaca sonucuna vard iin, teebbslere verilen borcun meru olduu kanaatini edinmitir. letmelerin ticari borlanmasn engelleyen veya haksz bulan, hi bir ahlaki itiraz nedeni grlmemektedir. Her eye ramen,i dnyasnda faal olan btn teebbsler, bir lde de zarara urama riskini tadklarndan;bu olasln doal olarak dikkate alnmas,bor alann bulunduu koullar hakknda alacakl kimseyi bilgilendirmesi veya en azndan bor para verenin uyank kalmas gerekmektedir. Bundan sonra Baxter,eitli ynleriyle birbirleriyle benzerlik tamayan farkl durumlarla ilgili olarak varsaymlarda bulunmu, borlanan kimsenin geri deyemedii hallerde nelerin yaplmamas gerektii konusunda grler ileri srmtr. (MacArthur K. W. , 1936 ; 43) Alnan borcun geri denmesi ykmll kesinlik tadndan geri demeyle ilgili taahhtlerini yerine getirmekten kanan bir kimseye kar alacaklnn bu paray tahsil edebilmesi iin her eyi yapmaya hakk olduunu belirtikten sonra, bor alan kimsenin kendi finansal konumu hakknda alacaklsna tam bir bilgilendirmede bulunmasnn neminden sz etmitir. Borlunun deme takatini de dikkate olan bir deme programnn kredi aan kimsenin iradesine gre fakat ahlaki bak asn da hi ihmal etmeden yeniden dzenlemesini savunmutur. Borlanmayla ilgili verilen taahhtlerin, konulan rehinlerin veya denileceine dair iilen yeminlerin,yaplan ipoteklerin, tamamyla yasal olduu sonucuna varlmtr. (MacArthur K. W. , 1936 ; 48) Ancak,fakir insann kendi yaam iin gerekli olan veya geimini salamada kulland aletlerinin ya da elbiselerinin rehin alnmas ahlaki grlmemitir. Bu konuda,deirmeni yahut st tan kimse rehin almayacaktr; nk adamn hayatn rehin alyor. Komuna bir eyi dn verdiin zaman,onun rehinini almak iin evine girmeyeceksin. Darda duracaksn ve kendisine dn verdiin adam,rehini sana darya karacak. Eer o adam dknse,onun rehini ile yatmayacaksn,gne batt zaman rehinini mutlaka kendisine geri vereceksin. (Hall E. , 1947 ;

98

KAFKAS NVERSTES BF. DERGS, CLT:1-SAYI:2

183), ifadesi esas alnmtr. R.Baxter, bor alp vermede fazla demenin tefecilik saylp saylmayaca, alnan faizin dinen uygun olup olmad konularyla da ilgilenmitir. Faiz karl borlanma, alnan bortan daha fazla yaplan her deme tefecilik midir veya kanuna uygun mudur? Baxter, tefecilii, bor verilen paradan dolay alnan her ilave miktar veya salanlan her fazla kazan olarak tanmlamtr. Tefecilik demek olan bu fazladan yaplan her demenin bazen yasaya uygun olduunu, bazen de aykr dtn aka belirtmitir. (Hall E. , 1947 ; 194) Baxter, Yeni Ahit hukukunda tefecilie kar her hangi bir kesin ifadenin olmadn, bu anlamda Musann yasasnda ak hkmlere rastlanld halde, bunun da hristiyanlar tarafndan uygulanmadn, sylemektedir. Baxter, ald bu fazlalktan dolay, merhamet ve adalet duygularn incitici bir davran iine girmediinden emin olan bir kimse, kesin olarak tefecilik gnahn ilemi saylmamaldr, demektedir. Tefecilik, iki tarafn gnll olarak arasnda batlanan szlemeye ramen,bir dierine bask uygular ve elindekini gasp etme emelini gderse ortaya kmaya balar,gnahkarlk ite o zaman kendini gsterir. Belirli bir faiz oran zerinden borlanlan paradan, merhamet yadsnmamsa, serbeste bor alnp verilebilir. Borlanan kiinin bu paray kesinlikle deyemez bir duruma dmesine ramen, merhametsiz ve balanamaz bir tutum sergileyen alacakl bir kimse,tamahkarlk gnahn tayor olacaktr. Bu harislik emeli iinde istedii faiz orannn ykseklii, o denli yksektir ki, borlanan kii kendi gayretiyle bu paray geri deyemez bir hale dmektedir, fakirlie urama tehlikesiyle kar karya gelmitir. Bor alan kimse, ana parann ya da faizin denmesinde alacaklnn gsterdii kat ve merhametsiz tutum nedeniyle, mlkn kaybetme sonucuna kar tahamml gstermelidir. (Hall E. , 1947 ; 203) Nihayet, tefecilik, alacaklya gereinden fazla kazan salad veya borlunun mlkne el koyma frsatn verdii iin yasa d saylmaldr. Borlanma ilemi, borlunun kazan salamas veya mlkn yitirmesi hallerini dikkate almadan,fakire mi verildii veya zenginin i frsatlarn m genilettii konusunu irdelemeden, tefeciliktir ya da deildir eklinde bir yargya kaplnmamaldr. Ancak,adalete ve merhamete aykr gelen hi bir bor ba da, szlemeyle batlanmamaldr. Tefecilik konusundan sonra, Baxter, kiraclkla, kullanm sresi ve tahliye gibi konular zerinde durmutur. Kira sorunuyla ilgili olarak, Baxter, farkl kirac snflar arasnda bir ayrmda bulunmutur. ayet mlk sahibi kimsenin biraz da olsa ans varsa,araziyi geleneke belirlenmi dk fiyatta srar eden biri yoksa,kira arazinin deerine uygun bir ekilde yksek tutulabilir. ayet kii toprak zerinde eski kirac durumundaysa, gelenee gre veya baka

99

KAFKAS NVERSTES BF. DERGS, CLT:1-SAYI:2

esaslara bal kalnarak kira belirleniyorsa, verilen kira ncesinden pek farkl olmaktayd. (George C.H. , 1959 ; 84)

Daha nceden verilen kirann artk ok dk gelmesi durumunda kiralar ykseltilmekte; arazi slah edilerek bereketli klnmsa, parann deeri fark edilir lde dme eilimini gstermekteyse, nfus artnn younluk kazanmasyla birlikte topran deeri de hissedilir lde artmsa, kiralardaki ykselmeler kanlmaz olmaktadr. Topran bereketliliindeki eitliliinden ve farkl yllardaki hasadn farkllndan kaynaklanan topran pazar fiyatndaki deimeleri, Baxter, meru grmektedir.
3. John BUNYAN (1628-1688) Pritan bak asnn en tipik rneini fikirleriyle oluturan John Bunyan, krsal kesimin kltr birikiminden beslenerek yetimi bir vaizdi. Bunyan, Mr.Badmann Yaam ve lm, isimli kitabnda,i hayatndaki baz iffetsiz hileleri gzler nne sermek istemi, zellikle de rehin ya da ipotek karl bor para veren tefecileri iddetle yermitir. Satcnn, rnn mmkn olabilen en yksek fiyatla satabileceine hakk olduunu savunan fikirle ok yakndan ilgilenmitir. Satcnn her zaman rnne en yksek fiyat istemi olmasn, mterinin koyu cehaleti veya iddetli gereksinimi halinde olanakl olabilecei iin, adalete uygun bulmamaktadr. Yksek fiyat istemi,merhamet ile adaletin olduu kadar bir altn kural olarak komuluk hakknn yadsnmasna da yol amaktadr. Yksek fiyat, dini temeller bakmndan hataldr, Tanrnn an anlayna kar su ilenmektedir, yarglanma gn hie saylmaktadr. (Selberg W.U. , 1977 ; 337) 4. Richard STEELE (1629-1692), Kilise kart vaazlaryla dikkatleri eken Richard Steele Esnaf Meslei isimli kitabnda; saduyu, nezaket, alkanlk, dakiklik, adalete uygunluk, drstlk, honutluk ve dindarlk gibi konular irdelemitir. Ticaretin adalete uygunluu konusuyla ilgilenirken adaleti, drstlkle belirlenmi fiyat ve uygun kar olarak deerlendirmi;bunun kesin olarak saptanmasnda da ounlukla zorluklarla karlalmtr. Sat fiyat ile al fiyat arasnda yle ok fazla bir farkn olmamas gerektiinde srar etmi,rnn fiyat ok pahal ya da zellikle ok ucuz olmas halinde dahi esnafn fazla bir kar pay yklememesinin nemini belirtmitir. (Hall E. , 1947 ; 304)

100

KAFKAS NVERSTES BF. DERGS, CLT:1-SAYI:2

Piyasa fiyat ne olursa olsun,yeni rn almadan,nceden alnm rn eski fiyattan satlmasn art komutur. Eskiden alnm bir rnn,yeni al fiyatna gre satlmasna kar kmtr. Ayrca,eskiden daha yksek kazan salad bir maln,piyasadaki fiyatlarnn deiiklik gstermesi ve dmesi durumunda, ucuza satmas gerektiini belirtmitir. Mallarn fiyatlar srekli ini ve k halindeyken,bir shilling geen aya gre daha fazla rn satn alabilirken; rnn fiyatn beklenmedik lde ykseltilmesine,bir shillinglik bir mal alt shillinge sata karlmasna kar kmtr. Piyasa fiyatnn,o rn yeniden al da salayan ve ailesinin geinmesini de olanakl klan yeterli bir kar iermesi gerektiini savunmutur. nsann sorumluluklar deitike, satt bir rnn gerisini daha yksek fiyatla alr hale geldike; daha yksek fiyat istemek de zorunlu olmaktadr. (Selberg W.U. , 1977 ; 18) Fiyat ykselilerinin nedenini,byk lde rn al fiyatndaki ykselilerde gren R. Steele, ncekilerin srarla savunduklar deerine eit fiyat anlay iinde cret ve fiyatlarn dondurulmas nlemini uygulamak istememi de deildir. Her hangi bir deer teorisi nermeksizin, Steele, fiyatlarn sabitletirilmesi yntemini tek ve adil bir yol olarak grerek bu altn kurala el atm, bir baka kimsenin zorunlu halinden yararlanlarak menfaat salanlmasna bylece kar km,bir baka kimsenin bilgisizliinden yararlanlmasn doru bulmamtr. alnt mallarn al verileriyle de yakndan ilgilenmi, esnafa,yapt anlamalarda onurlu yoldan ayrlmamasn, hatal al verilere ynelmemesini,tavsiye etmitir. (Hall E. , 1947 ; 271) Steele, pek ok konuda Baxterin dnceleriyle uyumu bir haldedir. Esnaf daima drst olmaldr, alnt olduunu bile bile bir mal ok ucuza kapatmamaldr, yalan konumamal, maln gereksiz yere vmemeli, konumasyla mteriyi iknaya almamal, gerein dna da kmamaldr. Pazar fiyat, genel olarak, en emin ve en hatasz bir kuraldr. zel bir kiinin heveslerini ve yanl emellerini krmann en emin yolu, piyasa fiyatnca belirlenen miktarn kabul edilmesidir. Mterinin piyasada oluan fiyat kabul etmesini,buna uygun ekilde fiyatn deimesini yasal grmlerdir. Baxter ve Steele, i ortam ve piyasa koullarn dikkate alan,ilerin ahlaki tutumunu makul bir ekilde kendisine rehber edinen bir kimsenin davranlarn hakl ve yeterli bulmulardr. (Hall E. , 1947 ; 276) 5. Daniel DEFOE (1660-1731) Presbiteryan papaz olarak yetitirilmi olmasna ramen,ticarete atlan Daniel Defoe , eitli mallarn alm ile satmyla uram,iflaslara uram ve yksek kazanlara ulamtr. Yazlar byk halk kitleleri

101

KAFKAS NVERSTES BF. DERGS, CLT:1-SAYI:2

tarafndan rabet bulan,ekonomiyle ilgili konularda da ok ilgin yorumlarda bulunan bir dier kilise kart, Daniel Defoe, esas olarak roman yazar olarak tannmtr. Baxter ve Steele gibi nemli kilise kartlarna pek benzemeyen dncelere sahip bulunan Daniel Defoeye,burada zel bir nem verilmi olmasnn nedeni; kendisinin ile uzun yllar uram olmas, dinsel bak as ile on yedinci asr pritan ekonomik hayat arasnda dorudan bir ba kurmas sonucunda sonraki dnemlerde kilise kartlarnn dnyaya ynelik tutumlarn etkilemitir. Defoe'in pek ok ekilde dindar bir yorumcu olarak kald, ekonomik dnceler ile uygulamalarn dinsel ve ahlaki bak alarn n plana kartm olduu, yazlarnda dinsel bir maksat tamad halde yorumlaryla byk etkide bulunduu,bir gerektir. Defoe, zamann ussal kullanmnn nemini ok ciddi bir ekilde retme emelini tayan ahlaklarla tamamyla uyumu bir haldedir. Eer yaanlan bir ana dahi geri dnlemiyorsa, vakti boa harcamak demek onu ktye kullanmak demektir. Zamann doru kullanlmasnda, dikkate alnmas gereken tane maksad bulunmaktadr; doal zorunluluklar, gelecekteki yaam ve kurtuluu salayan dinsel grevler, bu gnk yaam demek olan i ve meslek urasnn zorunlu kld grevlerdir. Dinsel grevlerini yerine getirmek iin,i yerlerini terk etmek zorunda deillerdir, bulunduklar yerlerde dahi bunlar yerine getirilebilmektedir. (Schneider H.W. , 1982 ; 69) Esnafa verdii tlerde,iinde baarszla uram bir kimsenin iflasa gitmesinde bir saknca grmemektedir. inde zarara urayan bir kimsenin, iflasa gitmeyi geciktirmesinin hi bir anlam bulunmamaktadr. Zarar iinde kaldn fark ettiinde,ansn glmesi kuku dolu olduunda; zaman denetim altna almay, o iten vazgemesini tavsiye ederim. Bylece,drst ve onurlu olarak tannm nnn,ilerin ktye gittiinde dahi korumu olacak;baz kimseler sana gnll olarak ve sadece yardm etmek bahanesiyle daha geni miktarda kredi amaya hazr ve istekli grnseler bile,gereksiz yere daha iyi koullardaki borlanmaya yaklamayacaksn. (Schneider H.W. , 1982 ; 72) Yaptnn bir baka yerinde, Defoe, bir aratrma mahkemesinin kurulmasn nererek, iinden bunalan insanlara yardmc olunmasn da istemitir. Bu mahkemenin yeleri, mracaat eden kimsenin sahip olduu mlkne ve eyalarna grevlisini gndermekte, muhasebe kaytlar konusunda yardmda bulunmaktayd. karlan bu bilanoya gre,iflasa srklenmi bir faaliyet konusu olursa, mal varlnn doru ve kesin bir hesabn kartmakta, gerek ve kiisel serveti tamamyla dikkate alnmakta,bu grevliler hesab dorulamakta, mal varlnn en az yzde beinin geri dnmesini garanti ederek tm borlarn deme

102

KAFKAS NVERSTES BF. DERGS, CLT:1-SAYI:2

ykmllnden kurtarmakta,kalan yzde doksan bei alacakllar arasnda uygun bir ekilde datmn yapabilmekteydiler. (Jeremy D.J. , 1988 ; 55) Defoe, i ahlak konusuyla da yakndan ilgilenmitir. Onurlu bir adam, drst bir i adam olarak farklln ve sekinliini daima kantlamak zorundadr. Gerekten de bir i adamnn onurluluu, drstlne ve taahhtlerini zamannda yerine getirebilmesine baldr. Fiyatla ilgili konuda, Defoe, Baxterin grlerini biraz daha ileri boyutta savunmu, kartlarn alaya almaktan da hi ekinmemitir. Gerek ticarette benimsenilen yksek fiyatta tm sorumluluk satcdan kaynaklanmamaktadr. Al veri srasnda, alc, satcya byle bir frsat gnll olarak sunmaktadr. Alc kimseler,al verite en kt uygulamann iradeleri zerinde bask kurmak ve dardan mdahale etmek olduunu ne srerek, rnn gerek deerini bunu talep eden kendilerinden daha iyi kimsenin kavrayamayacan savunmulardr. Ticaret yapan kiilerin, satc olduklar lde alc durumunda da kaldklar gerei pek kavranlmamaktadr. (Simpson A. , 1955 ; 102) Defoeye gre, ticaretle ilgilenen bir kimse iin, mesleinin gerektirdii ekilde akln ve elini sk bir disiplin iinde kullanmaktan baka bir yol yoktur, iinin zahmetlerine katlanmak kendisinin mesleki grevi haline gelmitir. Defoe, farkl nedenden dolay, her hangi bir ortodoks pritana gre,ok iddetli bir ekilde zevkilie kar kmtr. Zevkler ve elenceler, oyunlar ve bahisler; bu dnyann ktlkleri ve gnahkarlklardr. Defoe, din zerine kurulmu bir ahlak anlaynn,i hayatna hakim olmas gerektiini srarla savunmu bir kiidir. Ekonomistler de,ahlaki yarglar zerinde odaklaarak, uzun dnemde kii davranlarna tesir eden eilimlere gereken nemi vermek zorundadrlar. inde bulunulan koullar ahlaki saylmayan bir tutuma ynlendirmekteyse, ekonomik yaamn bundan olumsuzca etkilenmemesi, asla dnlemez. Bu nedenle, i ahlakna sahip olan bir kimse,ancak iindeki geleceini ve ansn kaybetmeksizin ruhunu koruyabilir ve kurtarabilir. (Simpson A. , 1955 ; 106) 6. John WESLEY (1703-1791) Kilise kartlar hareketi iinde pritan kltrnn olumasnda, Richard Baxterden sonra ve onu da aacak kapsamda en byk etkiyi John Wesley gerekletirmitir. Baxter ve Wesleyin her ikisi de,sistematik dnme yeteneine sahip kimselerdi, dnceleriyle de zellikle eitli ekonomik konular zerinde odaklamlardr. Ancak Wesley, ekonomik dncelerini Baxtere gre byk lde yarglarndan uzak tutmu, kesin ilahiyat fikirleri zerinde odaklaabilmi olduundan, gerekleen

103

KAFKAS NVERSTES BF. DERGS, CLT:1-SAYI:2

deiimden en az derecede sorumlu olmutur. Aka ifade etmi olmasa dahi, Baxter, bu kusurlu dnyann kanlmazl iinde uzlann salanmas gerektiini kabul etmi bir haldeydi. Defoe, bu uzlann salanmasnda belki de daha ileri gitmi,i hayatnn ahlaki geerliliini aka ne srmt. inde yaanlan ortamlar ve gerekler, her ne pahasna olursa olsun,deiime uramt ve deimese de devam etmekteydi. (Tuttle R.G. , 1978 ; 17) rgtlenme ve ynetme konularnda oportnist yaklamlar, Wesley'in ilkeciliiyle ok hogrsz bir eilim halini almtr. Byk metodistlerin ekonomik grlerinin sistematik ifadesine en yakn yaklam, dadaki vaazn yorumunda sezinlenebilir. Zengin bir adamn bir kahyas vard. Efendisine maln israf ediyor diye ikayet ettiler. Efendi, artk sen kahyalk edemezsin,dedi. Kahya, kahyalktan karldm zaman, beni evlerine kabul etsinler diye ne yapacam buldum, diye dnd. Efendisine borlu olanlardan her birini ard;efendime ne kadar borlusun, yz bat zeytin ya;kahya ona,al senedini, abuk oturup elli yaz,dedi. Efendisi sadakatsiz kahyay methetti, nk akllca davranmt; bu zamann oullar kendi nesline kar nurun oullarndan daha aklldr. Hakszlk mammonu ile kendinize dostlar edinin de, o tkendii zaman, sizi ebedi meskenlere kabul etsinler. En azda sadk olan okta dahi sadktr;en azda sadakatsiz olan okta dahi sadakatsizdir. mdi, haksz mammonda sadk olmadnz halde, gerek serveti size kim emniyet eder? Bakasnn eylerinde sadk olmadnz halde, kendinizin olan size kim verir? Hi bir hizmeti iki efendiye birden hizmet edemez; nk ya birinden nefret eder tekini sever; yahut birini tutar tekini hor grr. Siz,hem Tanrya ve hem de mammona birden hizmet edemezsiniz. Ferisiler, paray severler,insanlarn gznde kendilerini susuz karrlar; fakat Tanr onlarn yreklerini bilir; nk insanlar arasnda iyi olan ey, Tanr iin irentir. (Tuttle R.G. , 1978 ; 49) John Wesley, speklasyon hareketlerine girierek yksek kazanlar salanmasna kar km olmad halde; gereksiz yere mlkn sat yoluyla el deitirmesini, mlkn satlarak miraslarnn yoksun braklmasn asla onaylam deildi. ok zel koullar bunu zorunlu klmaktaysa, imanl bir Tanr mutemedi, evlerini ve arazilerini satmak veya sermayelerini tketerek geleceini mahvetmemeli; Tanr emaneti bu mlk veya servetin daima arttrlmas, oaltlmas arzu edilmeli, kibirlilik iindeki lks hayatn devaml klmak emeliyle gemiten aktarlan mlkn satlmasn asla dnmemelidir. Efendinin ellerindeki bu mlk, kendi iyelii mddetince aklca ve bilgece niyetlerle, btn olarak iyi kullanmasn ve elde tutmasn bilmelidir. Demektedir ki, Tanr takdiri,

104

KAFKAS NVERSTES BF. DERGS, CLT:1-SAYI:2

yalnzca mlkn ve servetin kiiler arasndaki datmnda deil, zellikle gayret gsterilerek arttrlmasnda ve korunmasnda da kendisini gstermektedir. (Jeremy D.J. , 1988 ; 91) Wesleyin bu ifadesiyle, kazanabildiin kadar kazan,biriktirebildiin kadar biriktir, verebildiin kadar da ver ifadeleri arasnda aka bir balant kurulmak istenmitir. Dadaki vaaz serisinin sekizinci vaaznda, Wesley, parann ussal kullanmnn gereklilii konusunu ele almtr. Bu vaaznn giri ksmnda Wesley, mammon kelimesini zenginlikler ya da dorudan doruya para anlamnda yorumlam, parann adaletsizce elde edili biiminden dolay drstlkten saplm olduunu vurgulamtr. Kii ekonomik etkinliinde ne kadar baarl ve bol kazanl olursa olsun, bir fakir gibi sade ve gsterisiz yaamasnda, edindikleriyle asla yetinmeyip srekli sk almasnda srar etmitir. Parann drstlk iinde elde edilmesini, doru ekilde kullanlmasn kabul etmi olmakla Wesley; ktlklerin ve gnahkarlklarn paradan kaynaklandna dair gemiin kayglarndan tamamyla uzak kalm olduu gibi, en byk iyiliin salanmasna parann araclk edebileceini de benimsemi, bir vaizdir. (Tuttle R.G. , 1978 ; 56) Para sayesinde karl i olanaklarna kavuulur ve daha ok kimseye meru geim yolu sunulursa; hrszlk, fahielik vs., gibi insan onurunu hie sayan ve ayaklar altna alan kt yaamn btn tarzlarnn kendiliinden ortadan kalkacana,inanmtr. Wesley,Tanrnn ocuklarnn elleri,alk iin yemek yapm,susuzluu gidermek iin su kartm, plaklktan korumak iin elbise dikmitir;dul kadna e olmu,babasza babalk etmi, kre gz olmu, topala ise ayak olmutur;ayrca,lmn kaplarnda daha yukar kartmtr. Byk bir g olarak para, doru bir ekilde kullanlmas durumunda,btn bu iyi ilerin olmasn mmkn klmaktadr. Para,iyiliin arac haline geldiinden,hatta olmaz bile mmkn kldndan, ktlklerin kayna paradr diye nitelendirilerek verimsiz deersiz grnen para hakkndaki olumsuz yarglara da bir son verilmitir. Kazan,kazanabildiin kadar. Daha ok kazanma emeline yalnzca izin verilmemitir,imanl bir kimsenin daha ok kazanmas zorunluluuna iaret edilmitir. Her eye ramen,insan yaam paradan ok daha da nemli olduundan, servetin elde edili ekli hayat tehlikeye drmemeli veya sal asla bozmamaldr. Bundan dolay da,hi bir kii, salksz bir ile uramamal,iinde yaamn asla tehlikeye atmamaldr. Belki hepsinden nemlisi,iinde Tanr iradesini yerine getirme azminde olaca iin; hakszla veya onursuzlua asla meyletmemeli,haram kazanca veya hilekarla kesinlikle kaplmamaldr. (Jeremy D.J. , 1988 ; 95)

105

KAFKAS NVERSTES BF. DERGS, CLT:1-SAYI:2

Wesleye gre, kaaklk gibi gnahkarln izini tayan bir ura iine asla girmemeli, drst olmayan yollardan para kazanma yoluna gidilmemeli, hrszlk ya da fahielik gibi dinin gnah sayd fiillerle para elde edilmeye kalklmamaldr. Bir baka kiiye ekonomik bakmdan zarar veren hi bir i uras, yasal kabul edilmemelidir. Bundan dolay, lkedeki yasalarn yasakladklar bir dzeyde faiz karl bor verilmemelidir. Wesley, rehin ya da ipotek karl tefecilii, kesin olarak yasaklamtr. Mallar, piyasada oluan fiyatlarn altnda satlmamal, ticarette satc dahil hi bir kimse zarara uratlmamal; hizmetiler ve iiler hi bir ekilde kandrlmamal, aza ikna edilmeye allmamaldr. Fiziksel olarak bir baka i yerini rahatsz eden hi bir ura yasal deildir. Kiinin daima bilinli ve z denetimli olmasn engelleyen alkoll iecek imalat, insana bu ynyle zarar verdii iin,yasa d saylmaldr. Benzeri nedenlerden dolay, insana ifa olmann tesinde zararl emellerle kullanlacaklarsa; cerrahlk, eczaclk ve hekimlik knanmaktan ekinilmemitir. nsann ruhuna ve bedenine zarar veren bir ile uramann hakl grlr taraf bulunmamaktadr. nsana zarar vermeyen ve gnahkarlk iine de girilmeyen mesleklerde faaliyet gstermek,serbest klnm; byle bir ura iinde sebatla dakik olarak almas vlm,kazanabildii kadar kazanmasna izin verilmi ve buna tevik edilmitir. (Jeremy D.J. , 1988 ; 102) Wesley, parann edinilmesi ve kullanlmasyla ilgili bu vaazna,dnyevi iinde hristiyan bir giriimcinin ok daha verimli olmas gerektii hakkndaki vurgusuyla son vermektedir. J.Wesley,iinin geleceinin ve gelimesinin planlanmasnda btn zihinsel glerinin kullanlmasn, allm olmalar nedeniyle eski yntemlerin tamamyla terk edilmesini, srarla istemektedir. Hristiyan bir i adamnn elleriyle grd ii gelitirmemi olmasndan, verimlilii arttrc yeni yollar denememi bulunmasndan daha utan verici bir hal bulunmaktadr. Srekli olarak renmek zorundasnz, evrenizdeki insanlarn bilgi ve deneyimlerinden yararlanmalsnz, kendinize zg tecrbelerinizi devaml ekilde gelitirmelisiniz. Bu gnnz,dnden daha bilgili ve daha bilinli olmak zorundadr. J.Wesleyin parayla ilgili olarak dnmesi, ksaca,kazanabildiin kadar kazan, biriktirebildiin kadar biriktir,verebildiin kadar da ver ilkeleriyle aklanmaktadr. Biriktirebildiin kadar biriktir ilkesi, paray boa harcayp israf etmek ve gereksiz yere harcamada bulunma, uyarsyla aklanabilir. Zevk ve elencelere, oyun ve bahislere harcanan paralar,bu anlamda, israftr ve ziyankarlktr. (Jeremy D.J. , 1988 ; 97)

106

KAFKAS NVERSTES BF. DERGS, CLT:1-SAYI:2

zellikle de,ihtiyac aan yiyecek alm,pahal elbiselerin diktirilmesi, ziynet eyalarnn taknlmas, pahal mobilyalarn odalarda sergilenmesi, bahenin pahal bitkilerle donatlmas, hep israf ve ziyankarlk olarak grlmtr. Ayn ekilde,pahal sanat almalarnn ve ender kitaplarn toplanmas, lks bir hayat srlmesi savurganlktr. Para, kesinlikle, gururu okayc ve gsteri yapc harcamalarda kullanlmamaldr. Aileler, ocuklarna ihtiyalarnn tesinde bir giyim ve yiyecek harcamasnda bulunmamaldr. Parann kullanlmasyla ilgili olarak salanlan,verebildiin kadar ver, sz; hayr ileriyle birlikte, parann bankaya yatrlarak bir faiz geliri elde edilmesini ifade etmektedir. Verebildiin kadar ver,Wesley,parann bankaya yatrlarak i imkanlarnn geniletilmesinde kullanlmasn, parann mlek iine konularak topraa gmlmesinden ya da vazgeilmi olunmasndan tamamyla farkl sonulara yol atn kabul etmektedir. Ancak, inanan her insann kendisini Tanrnn bir mutemediymi gibi hissetmesinin gerekliliine iaret ederek,bu greve uygun davranlmasn nemle belirtmitir. Tanr hangi servetin nerede ve nasl kullanlacan en ak szlerle bildirmitir. manl bir mutemet,parasn;kendi yaamn devam ettirmek iin, kars ve ocuklarnn geimini salamak iin,evde kalan hizmetilerin ve dier alanlarn yaamlarn srdrmeleri iin kullanmak zorundadr. (Horton D. , 1948 ; 291) Eer fazladan bir paraya sahip olursan,insanlara kar iyi bir muamelede bulunmak iin bir frsata sahip olmu olursun. Harcamasnn ahlaki ieriinden kukulu olan bir kimse,bir mutemet nasl davranmak zorundaysa ylece hareket etmeli,kutsal kitabn emirlerini aklndan hi kartmamal, harcamasyla Tanrya ynelik zveride bulunduunu kantlamal, kyamet gn yeniden dirilite bu zverili halinin karln greceini ve dln alacan asla unutmamaldr. Tanrya ynelik verilecek parann onda bir,te bir, yars gibi bir miktar ne srmemekte, tamamnn Tanrya adanm olmasnda srar etmektedir. Paradan kurtulunmas gerektiini vaaz etmekte, asla tembellik edilmemesinde srar etmektedir. Daha fazla zamannz boa harcamayn, a gzl ve haris davranmaynz, aldnz her nefesteki mrde verimli ve yararl olunuz, Tanr mrnz iyi kullanacanz konusunda size gven beslemektedir. (Tuttle R.G. , 1978 ; 216) J.Wesley,sermaye birikimi zerinde nemle durmu bir kimsedir. Dadaki vaazla ilgili olarak, Wesleyin kendisinin verdii vaazlarnda, unlar sylemitir : Gizlide gren baba sana deyecektir. Yeryznde kendinize hazineler biriktirmeyin ki,orada gve ve pas yiyip bozar,orada hrszlar delip girerler ve alarlar. Fakat kendinize gklerde hazineler

107

KAFKAS NVERSTES BF. DERGS, CLT:1-SAYI:2

biriktirin ki,orada ne gve ve ne de pas yiyip bozar,hrszlar orada ne delerler ne de alarlar. nk hazinen nerede ise yrein de orada olacaktr. Bedenin gzdr,o halde gzn saf olursa,btn bedenin de ayn olur. Hi kimse iki efendiye birden kulluk edemez;nk ya birinden nefret eder ve tekini sever,yahut da birini tutar tekini hor grr. Siz,hem Tanrya ve hem de mammona kulluk edemezsiniz Bunun iin size diyorum,ne yiyeceksiniz yahut ne ieceksiniz diye hayatnz iin;ne giyeceksiniz diye bedeniniz iin kayg ekmeyin. Hayat yiyecekten ve beden giyecekten daha stn deil midir? Mattadaki ifadeler gayet aktr, bir kimsenin kendi ev halknn gereksinimleri zerindeki iyeliinden ve mallarndan vazgemesi emri verilmektedir. (Tuttle R.G. , 1978 ; 247) Oysa Wesley, sermaye birikimi olmakszn, bir iin baarya ulaamayacann gayet farkndadr. Wesley, iletme sermayesinin yeterli dzeyde olmasnn nemini kavram,iteki baar iin sermaye birikiminin gerekliliini kabul etmitir. Wesley, gnlk ilerimizi baaryla devam ettirmek zorundayz,bize bal olarak yaayan kiilerin gereksinimlerini yeterli dzeyde karlamak mecburiyetindeyiz, demektedir. (Robertson H.M. , 1933 ; 117) , Bu vaaz,en yksek noktasna,zenginlere kar acmaszca bir uyarda demek olan bir yakarla ulamaktadr. Hemen yaknnda daha byk bir glk seni beklemektedir. lme doru komaktasn,lm kapnn ardnda seni beklemektedir. Ancak Wesleyin saduyulu yaklam, insann kendi tamahkarlnn veya harisliinin bir sonucu olarak zenginlemedii, Tanrnn takdiri byle olduu iin daha ok kazan ve servete nail olduuydu. Gerekte,ben kazandm yine ben harcarm diyerek servetini heba eden ve savurganlkta bulunan bir kimse, Wesleye gre,Tanr mlkn soyuyor ve talan ediyor demektir. Tanr mlkn yama eden bir kimse de, fakirlere kar sorumluluunu yerine getirmiyor demektir. (Jeremy D.J. , 1988 ; 108) 7. SONU ngilterede 1650 ile 1800 yllarn kapsayan yaklak yz elli yllk dnem boyunca, daha ok bireysel bir ierik kazanan dinsel yap, hzl ekonomik kalknmaya uyum salama baarsn gstermitir. Bir taraftan, feodalizmin k ve kentlerin gelimesi srecinde oluan burjuva snf, kendi iinden youn sermaye birikiminin tesiriyle kapitalist bir zmreyi ykseltirken; dier taraftan da, feodalite dnemlerinden miras kalan dogmaya dayal yaama tarz ve ibadet anlay temelinden deiime uramaya balamtr. Gemiin vahye dayal, dierkml ve kardelii esas alan toplumsal ilikilerde, adil fiyat zerinde biimlendirilen ekonomik

108

KAFKAS NVERSTES BF. DERGS, CLT:1-SAYI:2

hayat, zorunlu kld narh rejimiyle ve faiz yasayla, artk ekonomik ilerlemenin nnde ok ciddi bir zihniyet engelini oluturmaya balamtr. Byle bir ortamda, ibadeti kilisenin dna ve insanlarn arasna tamay baarm olan kilise kartlar arasndan, ekonomik kazanc ve mesleki baary seilmiliin iareti veya kant olarak kabul eden dinsel rasyonalistlerin ne kmamas mmkn deildi. retim maliyeti snrlamasna dayanan ve Thomas Aquinas tarafndan gelitirilen adil fiyat kuram karsnda, alc ve satcnn kiisel tercih ve pazarlk hakkna serbestlik getiren uygun fiyat kavramn karm olan, vaazlarndaki ikna kudretleriyle serbest piyasa mekanizmasna kan ekonomik ilikiler an insanlara benimsettirmi olan bu rahipler, rasyonelleen iktisadi faaliyetlere uygun olarak dinin ieriinin de ussallamasn salamlardr. Artk ticaret kr, tpk bir cretli ii gayreti gibi deerlendirilen tccarn abasnn bir karl olmaktan kyor, adil fiyat kuramyla snrlandrlan retim maliyetinin bir unsuru olarak belirlenmekten kurtuluyor, ar kazanc veya zarar da kapsayan bir bakiye sonucuna ulayor, ksacas arz talep koullarna gre belirlenebilme serbestisine kavuuyordu. Arz talep koullarnn egemen olduu, dolaysyla bireysel pazarlk imkanlarnn ncelik kazand bu yeni ekonomik yapnn, dinen uygun grlmesi, rasyonel ekonomik faaliyetin kurumsallamasn salayan toplumsal deiimin tamamlanmas asndan kanlmaz olmutur. Alc ve satc istemine dayanan bu yeni yapnn, dinsel rasyonalistler tarafndan benimsenmesi, borlanmalarda ekonomik menfaatlerin korunmas gerektii dncesini de beraberinde getirmitir. Adil fiyat yerine uygulanlan uygun fiyatla kiisel tercihler serbestlilik kazanrken; Aristodan kalma parann deersizlii veya para paray dourmaz iman da kntye uruyor, adil fiyat uygulamalarnn zorunlu bir uzants olan alnan borca eit deme adaleti yerini karlkl menfaatlerin korunmas anlayna terk ediyordu. Sermaye birikiminin nnde en byk zihniyet engelini oluturan, tasarruflarn yatrma dnmesine ciddi ekilde mani olan, bor miktarn aan her demeyi gayri meru klan bu tefecilik yargs; borlanlan para ile arttrlan sermaye sayesinde daha yksek kazanc elde etme imkanna kavuulmasyla, borla salanlan bu kazanta alacaklnn da hakknn veya paynn olduu dncesinin benimsenmesiyle, artk geerliliini kaybetmitir. Fiyat serbestliine ve faiz meruluuna dayanan bu zihniyet deiimi; orta a dncesinin bir eseri olan adil fiyat belirlemesini geersiz klm, kazan arttran borlanmalarda fazla demeyi (faizi) de meru klmtr.

109

KAFKAS NVERSTES BF. DERGS, CLT:1-SAYI:2

Ksacas, dinsel rasyonalistlerin abasyla, bir taraftan, Tanr annn arttrlmas, kiinin mesleki baarsyla Tanr tarafndan seilmesi vs., gibi dinsel gdlerin benimsenmesi sonucunda, din dnyann iine ekilirken; dier taraftan da, fiyatn oluumunda ve faiz demelerinde dinsel yasaklamalara bir son verilerek, dnya dinin dna kartlmtr. KAYNAKLAR Brown J. (1910). The English Puritans , Cambridge: Cambridge University Pres. George C.H. (1959). The Protestant Mind of The English Reformation 1570-1640 D.C., Boston: Heath and Company. Green R.W. (1970). Protestantism and Capitalism : The Weber Thesis and Its Critics Augustus M. New York: Kelley Publishers

Hall E. (1947). The Puritans and their principles, New York: Baker and Scribner. Horton D. (1948). The worship of the English Puritans, London: Westminster Dacre Pres. Jeremy D.J. (1988). Religion, business, and wealth in modern Britain,
Routledge, London

MacArthur K. W. (1936). The Economic Ethics of John Wesley, New York. Robertson H.M. (1933). Aspects of the Rise of Economic Individualism, Cambridge. Schneider H.W. (1982). Aspects of Puritan religious thought, New York: AMS Press Selberg W.U. (1977) Redeem the time : the Puritan Sabbath in early America, Cambridge: Harvard University Pres. Simpson A. (1955), Puritanism in old and New England , Chicago: University of Chicago Pres. Tawney R.H. (1980), Religion and the Rise of Capitalism Penguin, London. Tuttle R.G. (1978). John Wesley: his life and theology , New York: Zondervan Pub. House. Wauzzinski R.A. (1993). Between God and gold : Protestant evangelicalism and the Industrial revolution , London: Fairleigh Dickinson University Pres.

110

You might also like