You are on page 1of 8

Düzenbazlar için Argo Sözlüğü

Sonunda Jake Argent ve Satyrican’in yardımlarıyla argo sözlüğümüz bitti. Fantastik eserleri
İngilizce çeviri bir yana, biz argo kelimeleri çevirmeye çalıştık, umarım altından
kalkabilmişizdir. Bunu yaptık, çünkü rp açısından çok zevkli bir şey olacağına inanıyoruz.

Bunları argodan çok kod olarak düşünelim. Oyunlarda iki hırsızın konuşması, mesaj
göndermesi, vb için. Buradaki sözcükler argo olduğu için (en azından çoğu) “oyun içi” diğer
karakterler anlayamaz. Yani gerçek hayata göre değil de oyuna göre düşünürsek daha anlamlı
olur. Buradaki kelimelerle kuracağınız cümlelerin sınırı sadece hayal gücünüzdür.

Not: Bunları oyundan önce hırsız oynatacak karakterle dm'in konuşup


belirlemesi gerekir sanırım. Yani evet hırsız söyleyecek ama dm anlamazsa
saçma olur. Ayrıca diğer karakterlerin anlamaması hedefleniyor. Bunu gizli
yaparlarsa daha iyi olur.

Jake Argent’in notu: Şöyle diyeyim; bu sadece rogue oynayacaklar için. geri kalan herkes
bilebilir. ancak fayda sağlamayacaktır büyük ihtimalle. aranızda daha iyi bir karşılık / çeviri
bulanlarınız olursa, bize PM'den iletebilirsiniz. Kimi sözcükleri çevirmek yerine karşılık
olabilecek bir şeyler yaptık ve öncelikli amaç İngilizce'den direk çevirmek yada Türkçe
Argosunu kullanmak değildi. Bu özel bir argo, sadece hırsız evleri için. Batakhaneler için
*özel* bir dilde diyebiliriz. Umarım okurken keyif alırsınız ve aklınızda bir şeyler canlanır...

Poisondart’ın notu: Birkaç kelimeyi İngilizceden doğrudan çevirmek zorunda kaldım çünkü
internette sadece 1 tane Türkçe argo sözlük var, o da çok yetersizdi. Elimdeki küçük İng. argo
sözlüğü de bir o kadar yetersizdi. Kendi eklediğim(iz) sözcükler de oldu, bunlar genelde
direkt çevirinin yanında verilmiştir. Satyrican’ın Türkçe argo sözlüğü sağolsun :D

Satyrican’in notu: Her ne kadar bazı kelimeleri direk çevirmiş olsak da, argo sözlüğü ve
kullandığımız internet sitesi sadece kaynakça olarak gösterilebilir, temel alınamaz ve tamı
tamına bir çeviri olduğu söylenemez. barizdir ki ingilizceyi direk çevirse idik eğer çok saçma
olabilirdi
-A-

Açmak (kapı, kilit): Şaka yapmak


Alıcı (çalıntı mal): Amca, akraba
Çalıntı mal pazarını öğrenebileceğin kişi – Düdükçü, Uçurtmacı
Aptal: Parlak zekâlı, Martı, güvercin, hindi, ördek
Arabacı: Faytoncu (kaçak malları taşıyan arabacı)
Asılmak: İpe binmek, Kanattan düşmek
İsyan / Ayaklanma: Çocuk Ağlaması, Zırıltı, Eğlence

-B-

Bağlamak (birini iplerle) – Paketlemek, giydirmek


Bayıltmak: Yatağa yatırmak, uykuya yatırmak, ninni söylemek
Bilgilendirme: Şarkı Söylemek, ötmek
Bira: Arpa suyu, Su (alkolikler için), at ya da katır sidiği
Bot / Gemi: Tahta Sandık
Bunak: Yahni
Büyü: Parlama
Büyü yapmak: Parlatmak
Büyülü Eşya: Parlak paket

-C-

Cellât (İpi çeken kişi, özellikle): İplikçi dayı, İplikçi güzel


Cepçilik: Koleksiyonculuk
Ceset: Mort, kayıp
Ciddi Yaralanma: Kırık parmak, parmağı kırılmak

-Ç-

Çalıntı (hayvan): çenç, sakatat


Çalıntı (mal): Buğday, mercimek, sıcak mal (yeni çalındıysa)
Çalmak: Ödünç Almak, Isırmak, Kaldırmak, Araklamak, ceplemek, cımbızlamak, çarpmak
hacılamak, iç etmek, makaslamak, yürütmek.
Çete: Güruh

-D-

Darağacı: Kaldıraç, Üçayak, ip


Değiş-Tokuş: Tokuşturma
Dilenci: Balıkçı bekçi, kaldırım (sokak) nöbetçisi, Cort, Kademi (sakat) cort,
Dilenmek: Gevezelik etmek, balık tutmak, otlanmak, sinyal çekmek (tr punk argosu)
Dolandırıcı: Kazıkçı, şekerci tavcı, zarfçı.
Dolandırıcılığın hedefi, / Üçkağıtçılık mağduru – av, kaz, yem, haybeci
Dolandırmak / Kandırmak: Kazıklamak, Şeker vermek, zarflamak, tokatlamak,
tırnaklamak, tavlamak, kementlemek
Dul – Maça ası, Kenevir dulu (kocası asılmışsa)
Duruşma – Gösteri
Duvar – Eğik zemin
Dükkân Hırsızı: Müşteri, Saygın Müşteri (işinde iyiyse)

-E-

Eli Kesilmek (Yerel Ceza): Eldivenin tekini düşürmek


Ev Soyguncusu: İstenmeyen) Misafir, Aceleci
Ev soygunu: Komşu ziyareti, misafirliğe gitmek, piliç yolmak
Ejderha: (Pullu) Tavuk, Deve kuşu

-G-

Ganimet: Pay, hisse, fıstık, pilaçka


Gece Bekçisi: Ay Domuzu
Genelev: Okul, banka, istasyon, mektep, kırmızı fener
Gözcü: Bir çift göz, delikanlı
Güvenli: Bal dök yala

-H-

Hançer: Çatal, domuz çatalı


Hapishane: Misafir evi
Hapishane’den kaçmak: Eve gitmek
Hasta olmak: arızalanmak, bozulmak
Hırsız (Değerli malları değersiz eşyalar ile değiştiren) – Mangır tartıcı, tartı
Hırsız (Mezar soyugnsucu): çürükçü, toprak solucanı
Hırsız (Bağımsız)– Yalnız kurt
Hırsız – Beyefendi, Açık kaldırımcı, arakçı, arpacı, bulgurcu, çakal, çilingir (kapıları açan),
fare, gece işçisi, kaldırım kuşu, kedi, sansar, sarraf (dolandırıcı), sıçan, tırtıkçı, tokatçı
Hırsız (grup)– tayfa, çete
Hırsız argosu – Kayış dili
Hırsız (Kasa açmada usta) – sepetçi
Hırsızların başı –Büyük köpek (Hırsız lakaplarının başına ‘Baş’ kelimesi eklenir.)
Hırsızlık –arak, arpacılık, askıcılık, başparmağını bükmek, cepçilik, gece işçiliği,
kaldırımcılık, kedicilik (oynamak), keskicilik (çilingirler için), tokatçılık (dolandırıcılar için),
Hırsızlıktan Pay: Sayı yapmak

-İ-

İp / Halat: Yılan
İşi batırmak: Patlatmak
İşkence – Okşamak, sevmek, Domuzlarla çay içmek

-K-

Kasa: Sepet
Kaçmak: (Uzun) yürüyüş yapmak, tüymek, fıymak
Kalpazan: Sanatçı, kalıpçı, madaracı
Kalpazanlık yapmak: (Birinin) resmini çizmek, madaracılık
Kapı: Gözkapağı
Kelepçe: Kral’ın Zırhı, (Misafir’e) Çay İkramı
Kırbaçlamak – Yılan sokması, Çizik atmak
Kırbaçlama Direği (kişinin bağlanıp kırbaçlandığı direk) – palanga, gemi direği
Kilit Açmak: Karanlık Sanat, (Hediyenin) İplerini Çözmek
Kilit: Şaka
Kiralık katil: Tetikçi, özel doktor
Koruma/Polis Şefi: Emekçi baba
Koruma/Polis: Domuz
Kurban – Mimli, işaretlenmiş, X (çarpı atılmış)

-L-

Levye: domuz tırnağı, kol demiri, kazayağı

-M-

Mahkeme binası: İkinci ev


Mahkûm: Onur Konuğu
Masum (kişi) : Seçmece, Yavru köpek, köpecik, yetim buzağı
Maymuncuk: Büyük Emir, Can dostu
Meyhane sahibi (meyhaneci) – Barba, Miço
Muhbir: Köstebek, (Kapatılması gereken) delik

-Ö-

Öldürmek: (Kısa bir) Konuşma yapmak


Ölmek: Adres değiştirmek, deriyi tuzlamak, kayığa binmek, kalıbı değiştirmek, kuyruğu
titremek, mortlamak, Tarlaya ekilmek, İçi doldurulmak
Ölüm hükmü (cümlesi*): Son posta, Cızdamlanma, Kasılma sözcüğü

(*) Poisondart: Bir suçlunun idam sırasında suçlu bulunduğunda söylenen söz

-P-

Pelerin / Cüppe: Astar


Plan Yapmak: Bayrak Sallamak
Plan (isim): Bayrak,
Polis çağırmak: Velveleye vermek dayıya sızlanmak, bıyıklıya güvenmek
Profesyonel soyguncu: Kementçi, tatulacı, Serkeş(*)

(*) Poisondart: Tdk sözlükte “kafa tutan, başkaldıran” anlamına gelir. Buraya uygundu.

-R-

Risk: (Can) Sıkıntı(sı)


Rüşvet: Masraf, çorba parası anahtar, gagayı ıslatmak, mama
-S-

Sahte metal para: Düğme, çöp


Saklanma Yeri: Son Delik Caddesi, Derin Deniz
Saklanmak: Gölge Dansı, Delikte sürünmek, Gölgeden yürümek
Sarhoş: Zurna, matiz, vapur (olmak)
Satmak: Okutmak , Değiştirmek, Değiş-Tokuş, Vermek (cüzi bir miktara tabi)
Sessiz (ortam): Yumuşak
Sopa: Tahta havlu, çubuk, çakanoz
Stok: Tahta Raf, Oyuncak Sepeti
Suç ortağı: Kiralık yardım, kiralık el, paralı asker (parayla tutulmuşsa)
Suça karışmak: Kök salmak, yolunu şaşırmak, pisliğe batmak
Suçluları taşımak/nakletmek: Kalfa Ödünç almak/vermek

-Ş-

Şahit: Şövalye
Şifacı, Yer altı (Yasadışı olarak hırsızlara yardım eden) : Tamirci

-T-

Takip etmek: Sürüklemek, tırmıklamak


Tehlike: Sıkıntı
Terk edilmek: Yalpalamak, sarsılmak
Tırmanmak: Büyük adım(lar) atmak
Tutuklu: Misafir edilmiş, Kancalanmış, davet edilmiş, enselenmiş, damlanmış,
Tuzak – Çapraz, hurda, kafes, katakulli, zoka

-V-

Vurmak: Tıklamak (Jake Argent: Türkçenin esnekliğini göz ardı ediniz lütfen…)

-Y-

Yakalanmak: Katakulliye gelmek, Enselenmek


Yalan (söylemek): Gülücük, Güldürmek
Yalancı şahit – Yeminli adam, Post Şövalyesi, Şıracı
Yara – Biftek (çok pişmiş = çok kötü), budak
Yaralanmak: Çizilmek, Çizik atılmak
Yargıç: Büyükbaba, falcı
Yasadışı Mal: Elma Şekeri

-Z-

Zengin: Levazımatçı, Meşe


Zor / tehlikeli iş: Şişman kadın işi

Değerli Şeyler
Altın: Sarı teneke
Bakır para: Paslı (teneke)
Bedava: Beleş, Anafor, Caba
Gümüş: Teneke
İnci: Süt
Kolye: İplik, ilmek
Küpe: Mandal
Mücevher: (Alkollü) İçki
Para kesesi: Çarık
Para: Dünyalık, Arpa, Sipari, Mangır, Mangiz
Platinum: Parlak teneke
Safir: Çilek şarabı
Yüzük: Soğan, Parmak (eklem)i
Zümrüt: Yeşil bira

Boyut & Ağırlık

Boyut
Büyük – Uzun adam, Yarma
Küçük – Kısa adam, Bızdık

Ağırlık
Ağır – Şişman kadın, Toparlak (dobiç hatun) [‘şişman kadın işi = zor iş’ (fat lady work ) ile
karıştırmayın]
Hafif – Zayıf kadın, Sıska (hatun)

Özel uzunluk ve ağırlıklar normal ölçüm terimleri ile kullanılır.

***

"CÜMLELER"

[1. hırsız, soyacakları dul kadının evinin kapısının önünde 2. hırsızı beklemektedir. Sonunda
2. hırsız içeride işini bitirdikten sonra diğerine kapıyı açar]

-Kayış Dili-

1.) Yahniyi uyutup paketledin mi?


2.) Evet. Bal dök yala. Sadece içkileri ve arpayı cımbızlıyacaz di mi?
1.) Maça asımız levazımatçı gibi. Tenekeleri de varmış. Onları da cımbızlarız.

-Türkçe-

1.) Bunağı bayıltıp bağladın mı?


2.) Evet. Ortam temiz. Sadece mücevherleri ve parayı çalacağız değil mi?
1.) Dul kadın çok zengin. Gümüşleri de varmış. Onları da çalarız.

***
-Kayış Dili-

- Bizim yalnız kurda n'oldu biliyo musun?


+ Son oyunda parmağı kırdırmış, bifteği fazla pişirmiş martı beyinli herif. Şu an Son Delik
caddesinde takılıyomuş.
- Ona bi haber uçurmak lazım; köstebeğin biri emekçi babaya ötecek diye duydum.
+ Şişman hatun işi bu, olmaz. Zaten mercimekleri de okutamamış. İşi patlatmış.
- Sen bilirsin.

-Türkçe-

- Bizim bağımsız hırsıza ne olmuş biliyor musun?


+ Son işinde ciddi bir şekilde yaralanmış, yarası ağırmış salağın. Şu an saklanıyormuş.
- Onu uyarmak lazım, muhbirin biri polis şefine konuşacakmış diye duydum.
+ Tehlikeli iş bu, olmaz. Zaten çaldıklarını da satamamış. İşi batırmış.
- Sen bilirsin.

***

[Baş hırsız, diğer hırsızlarla plan kuruyor]

- Soyacağınız mezar buradan 2 fersah uzakta, küçük bir köyün yakınındaki bir mağaranın
içinde. {Haritadan yeri gösterir} Girin, alın ve çıkın; bir sıkıntıyla (tehlike)
karşılaşmayacaksınız. İçkileri siz için (mücevherler sizin olsun), afiyet olsun ama mezarın
içinde parlak bir paket (büyülü eşya) olacak, o benimdir. {adamlara pis pis bakar} Bir domuz
çatalı (hançer). Mortun (ölü) elinde olmalı. Sakın ha kafeslenip (tuzağa düşmek) kayığa
binmeyin (ölmek) veya parmağı kırmayın (yaralanmak), içeride hurda (tuzaklar) olabilir.
Tamircilere (şifacı) ulaşamıyoruz, Emekçi baba (polis/guard şefi) bir kısmını misafir etmiş
(tutuklamak) ama sorun değil halledeceğiz. Köye varınca gölgeden yürüyün (saklanın,
kimseye görünmeyin). Faytonculardan (kaçak mal taşıyan arabacı) biri sizi oraya bırakacak.

***

-Kayış Dili-

[İki hırsız, yolda yanlarından geçen insanlara aldırmadan konuşuyorlar]

Frey (erkek hırsız): Freya (dişi hırsız), diyorum ki aşağı mahalledeki o eve misafirliğe
gidelim. Bizi yeşil bira ve çilek şarabıyla ağırlarlar, çok iyi insanlardır.
Freya: Tamam da ya evde yoklarsa? Bu sefer katakulliye gelmemek için birkaç şıracı bulalım,
geçen seferki olayı hatırlıyorsun. {göz kırpar} Az kalsın Misafir evinde sabahlamak zorunda
kalacaktık.
Frey: Sen iste yeter ki.

-Türkçe-

Frey: Freya, diyorum ki aşağı mahalledeki şu evi soyalım. İçeride zümrüt ve safirler varmış.
Freya: Tamam da, bu sefer yakalanmamak için birkaç yalancı şahit bulalım (başka bir
yerdeymişiz gibi yapmak için), geçen seferki olayı hatırlıyorsun. Az kalsın hapishanede
sabahlamak zorunda kalacaktık.
Frey: Sen iste yeter ki.

You might also like