You are on page 1of 54

HADS TARH

LH 103
Dersin Ana Kayna:
Hadis Tarihi
Prof. Dr. Ahmet Ycel
Dersin Hocas
Yrd. Do. Dr. Yusuf Suimez
1., 2., 3. ve 4. hafta konular

Hadisin Szlk ve Istlah Anlamlar


Etimoloji ve Kapsam:
Eski anlamndaki kadmin zdd olan hads kelimesi (oulu ehds) tahds
masdarndan isim olup haber mnasna gelir. nsana uyankken veya
uykuda duyurulmak yahut vahyedilmek suretiyle iletilen her sze, ayrca
anlatlan kssaya (hads Ms [Th 20/9; en-Nzit 79/15], hadslcnd [el-Burc 85/17]) ve yaplan konumaya da hadis denmektedir.
eitli yetlerde Kurn- Kermden hzel-hads (el-Kehf 18/6; en-Necm
53/59; el-Vka 56/81), ahsenl-hads (ez-Zmer 39/23) diye
bahsedilmektedir. Hz. Peygamber de Kuran ifade etmek zere ahsenlhads, hayrl-hads, asdakul-hads tabirlerini kullanmtr (Buhr, Edeb,
70, tim, 2; Mslim, Cuma, 43; Nes, altl-deyn, 22). Ehds
kelimesi, Ferrnn belirttiine gre konuulan ey anlamndaki uhdsenin
oulu olmakla beraber sonradan hadisin oulu olarak kullanlmaya
balanmtr. Hadsn-neb ifadesi yaygn olduu halde uhdsetnneb denmemesi de bunu gstermektedir.

Hadis kelimesi slmiyetle birlikte farkl bir anlam kazanm, deta


onunla kadm olan Kurn- Kermin mukabili kastedilerek Resl-i
Ekremin szlerine el-ehdsl-kavliyye, fiillerine el-ehdsl-filiyye
ve tasvip ettii eylere de (takrir) el-ehdst-takrriyye denilmitir
(Ebl-Bek, s. 370, 402). Hadis limleri, Hz. Peygamberin yaratlyla
ilgili zelliklerini (emil) ve ahlk vasflarn da hadisin kapsam iine
almlardr. Kendi szleri hakknda hadis kelimesini ilk defa Resl-i
Ekremin kulland anlalmaktadr. Nitekim Eb Hreyrenin, kyamet
gnnde kendisinin efaatine ilk nce kimin nil olacan sormas
zerine Reslullah: Ey Eb Hreyre! Hadise olan merakn bildiim iin
bu hadis hakknda ilk soruyu senin soracan tahmin ediyordum dedii
nakledilmektedir.

Baz limler, hadis teriminin kapsamn daha da genileterek sahbe ve


tbinin ahs beyan ve fetvalarn da bu kapsama almlar, Hz. Peygambere
ait olan hadislere merf, sahbeye ait olanlara mevkuf, tbine ait olanlara
da makt adn vermilerdir (bn Hacer, Tehbt-Tehb, VII, 33). Sonralar
merf, mevkuf ve makt terimlerinin hepsini ifade etmek zere haber
kelimesi kullanlmaya balannca bir ksm limler sadece merf rivayetlere,
bazlar da merf ve mevkuf rivayetlere hadis demeyi uygun grmlerdir.
Yine ilk devirlerde Resl-i Ekremin sz, fiil ve takrirleriyle birlikte sahbe ve
tbine ait her trl haberi ifade etmek zere eser kelimesi de kullanlmtr.
Hadis ile snnetin kapsamlar konusunda farkl grler bulunmakla beraber
bu iki terimin e anlaml olarak Reslullahn sz, fiil ve takrirleri iin
kullanlmas zellikle hadis limleri arasnda daha fazla kabul grmtr.
Snnet ve hadisin erevesini daha da genileterek Hz. Peygamberin
ahlkn, emilini, peygamberlikten nce sylediklerini ve yaptklarn da bu
ereve iine alanlar olmutur (bn Teymiyye, XVIII, 10; Kef-unn, I, 635636). II. (VIII.) yzyldan itibaren hadisi ifade etmek zere kullanlan
terimlerden biri de ilimdir. lk dnemlerde ilim kelimesinin kapsamna
Kuran, hadis ve fkhn girdii, fakat sonralar ilim szyle daha ok hadisin
kastedildii
anlalmaktadr
(mtiyz
Ahmed,
s.
110-123).

HADS TARHNN AMACI


HADS TARHnin amac, hadis metinlerini doru anlayabilmek ve yorumlayabilmek
iin, hadisin tarihi gemiini ortaya koymaktr. Bu tarihi gemi ierisinde yaananlar,
hadis malzemesinin bandan geenler ortaya konmaldr ki, hadis metinlerinin doru
ve salkl bir ekilde anlalabilsin.

phesiz ki hadis ve snnet, Mslmann gnlk hayatn ekillendirdii gibi,


toplumun olumasndan kimliini kazanmasna kadar son derece etkili bir kaynaktr. Bu
kaynak olmakszn slamn anlalmas ve yaanmas noktasnda ciddi sorunlar ile
karlalmas kanlmaz olacaktr. Dier taraftan hadislerin Kuran gibi korunmad da
ortada duran bir gerektir. te Mslmann ve slam toplumunun hayatnda bu kadar
nemli yeri olan hadislerin tarihi cephesinin incelenmesi, ortaya konmas HADS
Tarihi'nin esas amacn oluturmaktadr.

HADS TARHnde yntem, modern tarih, sosyal tarih, kltrel tarih, siyasal tarih
incelemelerinde olduu gibi, ayn veya benzer metotlarn kullanlmasdr. Her eyden
nce burada ele alnan, bir bilim tarihi olduu iin, tm tarih inceleme metotlarndan
ayrld noktalar olacaktr. yleyse Hadis tarihi, hadis bilim tarihi incelemesidir ve
kendi nevi ahsna mnhasr yntemleri bulunmaktadr.

HADS TARHNDE DNEMLER:


Mstakil Hadis Tarihi almalarnn yakn dnemlerde balam olmas, ileride de
grlecei zere, hadislerin geirdii evre ve dnemler konusunda farkl
yaklamlarn ortaya kmasna sebep olmutur.
Hadis tarihi boyunca grlen gelimeleri u ekilde snflandrmak mmkndr:
Dorudan anlatm ve uygulama dnemi (Hz. Muhammed dnemi)
ifahi Rivyet Dnemi (Hfz Dnemi) (Sahabe dnemi)
Kitabet (Takyd) Dnemi (Hz. Muhammed ve sahabe dnemi)
Tedvn Dnemi (Tabiin dnemi)
Tasnf Dnemi (Tebeit-tabiin dnemi)
erh Dnemi (Tebeit-tabiin dnemi sonras)
Taklit ve Doktrin Dnemi (Gl erhlerin olumas sonras dnem)
Yeni Araylar Dnemi (Devam ediyor)

HADS TARH LE LGL ALIMALAR


Herhangi bir ilmin doru olarak anlalabilmesi iin geirdii tarihsel srecini, usl ve
stlahlarn, o ilme katkda bulunan ilim adamlarn ve literatrn bilmek gerekir.
Hads tarihi, hadslerin ilk kayna olan Hz. Peygamber'le balayp gnmze kadar devam
eden yaklak onbe asrlk bir zaman dilimini kapsamaktadr. Bu kadar uzun bir sreyi bir
btn olarak incelemenin zorluu ise ortadadr. Bu durum ilk dnemlerden itibaren hads
tarihinin farkl kriterler esas alnarak dnemlere ayrlarak incelenmesini gerekli klmtr.
bn Sa'd'n (. 230/844) et-Tabaktu I-kbras, Halife b. Hayyt'n (. 240/854) Kitb't-tabakf
gibi konuyla ilgili eserlerde, nceki dnemler "tabaka" esasl incelenmitir. Daha sonra hads
ricali ve hads usl eserlerinde de ayn yntem takip edilmitir. Hadslerin naklinde ve Hz.
Peygamber'e aidiyetini tespitte isnadn son derece nemli olduunu dnen ilk dnem
limleri, rviler arasndaki hoca-talebe ilikisi ve isnadlarn ittisalini aratrmada salayaca
kolayl dikkate alarak hads tarihini sahabe, tabin ve tebe-i tabin eklinde "tabaka"' esasl
ayrma tbi tutmulardr. Bu anlay sonraki dnemlerde de devam etmi ve sz edilen ilk
nesil hads usl eserlerinde ayr tabakalar olarak incelendii gibi hads tarihinin dnemlere
ayrlmasnda da belirleyici olmutur. Bu ayrmn, amacn gerekletirmede baarl olduu
sylense bile sahabe, tabin ve tebe-i tabin dnemlerinde hads tarihinin geliimini ortaya
koymas asndan yeterli olduu sylenemez. Daha sonraki dnemlerde ise "mtekaddimn"
ve "mteahhirn" eklindeki yeni bir ayrm yaygnlamtr.

Bu ayrma gre yaklak ilk drt asrlk dnem "mtekaddimn", sonraki dnem ise
"mteahhirn" olarak isimlendirilmektedir. Sz konusu iki dnemin ayrc zellii ise
gerek hadslerin gerekse hads ilmiyle ilgili bilgilerin nakledilmesinde isnadn kullanlp
kullanlmamasdr. Buna gre isnadl bilgilerin bulunduu ilk dnem "mtekaddimn",
hads ve hads ilmiyle ilgili bilgilerin isnadsz olarak nakledildii dnem "mteahhirn"
olarak kabul edilmektedir.
"Hfz/ezber", "kitabet/yazya geirme", "tedvn/hadsleri yazl olarak toplama" ve "tasnif/
hadsleri konularna gre ayrma" veya "tesbt", "tedvn", tasnf" ve "tehzb" eklindeki
ayrmlar ise sadece ilk dnemi ve hadslerin yazl rivayetinin tarihsel srecini ifade
etmektedir. Hads tarihiyle ilgili tabaka/nesil ve literatr merkezli yaplan almalarn
yeterli olmadn belirten Mehmet Emin zafar ise hads tarihinin "oluum dnemi",
"geliim dnemi", "alm dnemi", "daralma dnemi" ve "yeni dnem-dnm dnemi"
olmak zere be ayr dnem olarak incelenmesi gerektii grndedir.
Grld gibi nceki dnemlerde hads tarihi hakknda bilgi toplayan eserler bulunmakla
birlikte bu konuyu mstakil olarak ele alan almalarn varl bilinmemektedir. Hads
tarihi ile ilgili mstakil almalar son derece az ve yenidir. Nitekim hads tarihi hakkndaki
mstakil almalarn yirminci asrn ilk eyreinde balad grlmektedir. Tespit
edilebildii kadaryla hads tarihi balyla yaplan almalarn ilki izmirli smail Hakk'nn
Trih-i Hadsidir.'' Trke'de "hads tarihi" bal ile ikinci eseri kaleme alan Talat Koyiit
de hads tarihini inceleyen bir kitap telifinin bulunmamasndan yaknr.

Bunlarn dnda Muhammed Abdlaziz el-Hl'nin Mifthu's-snne ev trhu


funni'l-hads' Ali Osman Kokuzu'nun Hads ilimleri ve Hads Tarihi,
Abdulfettah Eb Gudde'nin Lemeht min trhi's-snne ve ulmi'l-hads'i,
Selman Baaran ve M. Ali Snmez'in Hads Usl ve Tarihi, brahim Canann
Hads Usl ue Tarihi, H. Musa Bac'nn Hads Tarihi, ile Ekrem Ziya elmernin Buhs f trhu's-snneti'l-merrefe isimli eserleri de hads tarihi
balamnda yazlm eserlerdir. Ayrca Muhammed Muhammed Eb Zehv'in elHads uel-muhaddisn ev inyet mmeti 'l-Islmiyye bi's-snneti'n-nebeviyye,
Muhammed Acc el-Hatb'in es-Snne kable't-tedvn, ' Muhammed Mustafa elAzaminin Dirst fi'l-hadsi'n-nebeviyyi ve trhi tedvnihi, Kemal Sandknn lk
Asrda slam Corafyasnda Hadis ve mer Ozpnar'n Hads Edebiyatnn
Oluumu isimli eserleri de zellikle ilk dnem hads tarihi asndan nemli
almalardr. Sz konusu melliflerden Talat Koyiit, Muhammed Acc el-Hatb
ve Muhammed Mustafa el-Azam'in eserleri daha ok hadslerin yazl rivayet
tarihiyle ilgili ve yaklak ilk drt asrla snrldr. Dierleri ise genellikle hads
usl, literatr ve hads limleri esasldr. Bunlar arasnda Muhammed Eb
Zehv'in el-Hads ve'l-muhaddisn isimli eseri literatr ve hads limleri merkezli
olmakla birlikte hads tarihini dnemlere ayrarak incelemektedir.

Grld gibi ilk dnem limlerinin hads tarihini genellikle rvi merkezli
"tabaka" veya "mtekaddimn" ve "mteahhirn" eklinde ayrma tbi
tutarak incelemeleri son dnem almalarn da etkilemitir. Dolaysyla
son dnemde yazlan eserlerde hads tarihi genellikle nesil ve literatr
esasl olarak ele alnm ve ounlukla ilk drt asrla snrl kalnmtr. Sz
konusu ayrmlar hads tarihinin geliiminde kii ve nesillerin katklarn,
rivayet esnasnda kullanlan yntemi ortaya koymakla birlikte siyas, sosyal
ve kltrel artlarn etki ve katksn grmezden gelmektedir. zellikle
slm dnce tarihinde hadslerin Hz. Peygamber'e aidiyetini tespitten ve
yorumlanmasndan kaynaklanan sebeplerle oluan ekollerin hads
anlaylar ile ilikileri dikkate alnmamaktadr. Dolaysyla hads tarihi
dnemlere ayrlrken geliimindeki kii, nesil, siyas, sosyal ve kltrel
artlar ile ekollerin hads anlaylarn da ortaya koyan bir yaklama ihtiya
duyulmaktadr. Hads tarihini dnemlere ayrrken ayrca dnemlerin
birbirinden ayrc zellikleri de n plana karlmaldr. Bu balamda hads
tarihini "Rivayet Dnemi", "Nakil Dnemi" ve "Son Dnem" olmak zere
dneme ayranlar da olmutur. Bu ayrm ders kitab olarak
okuduumuz Ahmet Ycel hocann eserinde esas alnm bir ayrmdr.

Rivayet dnemi:
Hz. Peygamberden yaklak hicr beinci asrn sonlarna kadar geen sreyi
kapsamaktadr. Bu dnemin en ayrc zelliklerinden biri, hadslerin ounlukla
bizzat hocadan alnp isnadyla bir sonraki nesle aktarlmasdr. Bir baka deyile
hadslerin
isnadlaryla
nakledilmesidir.
Rivayet
dnemi
olarak
isimlendirilmesinin asl sebebi de budur. kinci ayrc zellii ise hadsin Hz.
Peygambere aidiyetini tespit ile yorumlanmasnn da belirleyici olduu ekollerin
ortaya kt bir dnem olmasdr.
Nakil dnemi:
Hicr altnc asrdan milad XVIII. asrn balarna kadar geen sreyi
kapsamaktadr. Bu dnemin en nemli zellii, her bir hadsin isnadyla
rivayetin byk oranda son bulmasdr. kinci ayrc zellii ise rivayet dnemi
eserlerinin bir btn halinde sonraki nesillere aktarlmas; baka bir ifadeyle bu
dnemin, hadslerin deil hads kitaplarnn nakledildii bir dnem olmasdr.
Nakil dnemi olarak isimlendirmemizin asl sebebi de budur. Bu dnemde
yaplan almalar rivayet dnemi eserlerini tamamlayc mahiyette eserlerdir.
Bu dnemin bir dier temel zellii de hads anlaynn olumasnda rivayet
dnemi ekolleri ile eserlerinin belirleyici olmasdr.

HCR BRNC VE KNC ASIRLAR


Hadsin sonraki nesillere aslna uygun naklini temin etmek amacyla
ortaya konan kurallar, farkl yaklamlar tarafndan ihtiya ve artlara
gre belirlenip uygulanm ve tedrc bir geliim seyri takip etmitir.
Hicr birinci ve ikinci asrlar sz edilen kurallarn temelinin atld,
ekollerin farkl yaklamlarnn ortaya kt bir dnemdir.
Sistematiklik ve yaygnlktan sz edilmemek artyla balangtan
itibaren yaklak yz elli yllk zaman dilimi, ihtiyalar ve artlar dikkate
alnarak bir takm rivayet kurallarnn Hz. Peygamber, sahabe, tabin ve
tebeu't-tbin tarafndan belirlendii bir devredir. Bu sebeple aada
sz konusu dnemde hads tarihi "Hz. Peygamber Dnemi", "Sahabe
Dnemi" ve "Tabin ve Tebe-i Tabin Dnemi" balklar altnda ele
alnacaktr.

Hz. PEYGAMBER DNEM


Tebli grevinin yannda tebyin vazifesinin de bulunduunu, bunu akuygulamalaryla yerine getirdiini belirten Hz. Peygamber, bu sebeple
kendisinden renilen bilgilerin orada bulunmayanlara iletilmesini
istemitir. Nitekim Resulullah (s.a.v): 'Burada bulunanlar szlerimi
bulunmayanlara nakletsin hadisiyle kendisinden renilen bilgilerin
nakletmesi hususunda sahabeyi tevik etmitir. Gnderdii eliler ve ilim
heyetlerinden kendisinden rendiklerini gittikleri yerlerdeki insanlara
iletmelerini isteyen Resl-i Ekrem ayn zamanda Medine'ye gelenlerden
de yurtlarna dndklerinde kendisinden duyduklarn nakletmelerini
talep etmekteydi. Nitekim Medine'ye gelerek orada yirmi gn kalan
Mlik b. Huveyris ve arkadalarna; "imdi ailelerinize dnp
rendiklerinizi onlara da retiniz" buyurmutur. Heyet Hz.
Peygamber'in sz konusu tavsiyelerine uyarak ondan rendiklerini
ailelerine retme gayreti iinde olmulardr.

Sahabe gerek Hz. Peygamber'den renmekte gerekse bakalarna retmekte


ayn imkanlara sahip deildi. Bazlar btn zamann buna tahsis ederek dorudan
renme frsat bulurken buna imkn olmayanlar da dier sahblerden
renmekteydi. Eb Hreyre'nin "Muhacir kardelerimiz pazarda ticaretle, en-sar
ise bahelerinde megul olurken Eb Hreyre karn tokluuna Peygambere hizmet
ediyor, onlarn bilmediklerine de ahit oluyordu" eklindeki aklamas sahabenin
ounun, ileriyle megul olduunu kendisinin ise zamann ounu Hz.
Peygamber'i takip etmeye tahsis ettiini gstermektedir.
Bu dnemde nakledilen bilginin aslna uygunluunun aratrlmasna dair hem yet
hem de hadslerde temel kurallarn sz konusu edildii grlmektedir. Nitekim Allah
Tel: "Ey man Edenler! Size fsk (yoldan km) bir kimse haber getirirse onun
doruluunu aratrn" yetiyle insanlar sradan haberlerin kabulnde bile dikkatli
olmalar hususunda uyarm.
(Bilmediin bir eyin ardna dme; na dme! nk kulak, gz ve gnl, bunlarn
hepsi yapt iten sorumludur" buyurmak suretiyle de peine dlecek bilginin
aratrlmasn istemitir. Hads kaynaklarnda Hz. Peygamber'in de, "Kim bile bile
bana isnad ederek yalan sylerse cehennemdeki yerine hazrlansn" hadsiyle
kendisine iftira ve yalan isnad etmenin byk gnah olduunu ifade ettii
kaydedilmektedir.

Kendisi ve gnderildii ilk muhataplarnn byk bir ksm okuma yazma


bilmedii iin Hz. Peygamber sadece Kur'n' vahiy ktiplerine yazdrm,
kendisine ait bilgilerin ifah naklini tevik etmi, yazlmasn ise snrlamtr.
Hz. Peygamber bata komu devlet bakanlarn slm'a davet mektuplar, vali
ve komutanlarna talimatnameler, Hudeybiye Antlamas ile Medine
ahidnamesi olmak zere deiik vesilelerle kendisine ait bilgilerin bizzat kendisi
yazdrmakla birlikte balangta sahabenin yazmasn da yasaklamtr. Nitekim
Eb Sad el-Hudr'nin nakline gre Reslullah "Benden Kurandan baka hibir
ey yazmaynz. ayet Kurandan baka bir ey yazm kimse varsa onu imha
etsin. Ancak, benden rivayet edebilirsiniz bunda hibir saknca yoktur. Bir de
her kim bile bile bana isnad ederek yalan uydurursa cehennemdeki yerine
hazrlansn" dedii nakledilmektedir. Sahabeden Abdullah b. Amr b. As'n
bizzat Hz. Peygamber'den duyduklarn es-Sahfet's-sdka'snda toplamas,
Yemenli Eb ah'n istemesi zerine Reslullah'n fetih hutbesini onun iin
yazdrmas, kendisine ait bilgileri yazmak isteyen baz sahblere izin vermesi
ve Hz. Ali, Amr b. Hazm gibi bazlarnn Resl-i Ekrem hayattayken yazdklarnn
bilinmesi sz konusu yasan balangta ve belli bir amala yapldna delalet
etmektedir.

Hz. Peygamber kendisine ait bilgilerin deerinin farkllna iaret ederek bunlarn
insanlara iletilmesini ve hadslerinin nakli hususunda dikkatli olunmas gerektiini
ifade etmi ve kendisine yaplacak iftirann herhangi bir kimseye yaplanla ayn
olmayacan, byle bir iftirada bulunan kimsenin cehenneme gideceini belirtmitir. Reslullah Kur n'la karmasn nlemek amacyla balangta kendisine ait
bilgilerin yazlmasn yasaklam, byle bir endie sz konusu olmadnda ise izin
vermitir. Btn bunlar hadslerin sonraki nesillere aslna uygun olarak naklini salamak amacyla bizzat Hz. Peygamber tarafndan alnan ve uygulanan kurallardr.
Bunlar madde halinde zetlemek mmkndr:
Nakledilen haberlerin aratrlarak kabul edilmesi,
Hz. Peygamber'den yaplan nakillerde titiz davranlmas,
Kendisine ait bilgilerin yazlmas konusunda Kur'n ile karmasn nlemek
amacyla ihtiyatl davranmak.
Sahabe baka sahblerden rendikleri baz hadsleri bizzat Reslullah'a gelip
sormu ve kendilerine ulaan bilgiyi kaynandan tahkk etmilerdir. Buna dair
rnekler sahabenin, haberlerin doruluunu aratrmaya Hz. Peygamber'in salnda altklarn gstermektedir.

SAHABE DNEM
Sahabe, shib kelimesinin oulu olup "Hz. Peygamber'in Mslman adalar" anlamnda kullanlmaktadr. Tanmyla ilgili olarak slm limleri
farkl grler ileri srmlerse de genel kabule gre sahabe, Hz.
Peygamber dneminde Mslman olarak yaayp bu imanla len
kimsedir.
Sahabe Hz. Peygamberden bilgi almaya son derece arzulu ve bu ii
gerekletirirken de son derece dikkatliydi. Eb Sad el-Hudr sahabenin
bu dikkatini; "Onlar balarna birer ku konmuasna dinlemekteydiler"
szleriyle ifade etmektedir. Ancak yukarda da zikredildii gibi sahabe Hz.
Peygambere ait bilgilerin tamamn dorudan Resl-i Ekrem'den
renme imknna sahip deildi. Zira onlar hayatn tabii seyri iinde
kendi ileriyle megul olurken bazen Reslullah ile birlikte bulunma
imknndan mahrum kalmaktaydlar.

Kendilerine nakledilen herhangi bir haberi bile aratrmalar tavsiye edilen


sahabenin Hz. Peygamberden rendiklerinden farkl veya daha nce hi
duymadklar haberler ulatnda daha hassas davranmalar ve byle
bilgileri aratrmalar gerekmekteydi. nk onlar Reslullah'm
hadslerinin naklinde yaplacak hatann onun adna yalan isnad etmek
anlamna gelebilecei endiesini tamaktaydlar. Bu sebeple bir taraftan
Hz. Peygamberden rivayette hataya dmemek dier taraftan da yaplan
hatalar dzeltmek amacyla bir ksm kurallar gelitirmilerdir. Ancak
kaynaklarda zikredilen misallerden hareketle bu kurallarn sistematik bir
ekilde ve yaygn olarak kullanldn sylemek mmkn
gzkmemektedir. Bunlar "hads rivayetinde ihtiyatl davranmak", "az
hads rivayet etmek", "hatal rivayetleri dzeltmek", ve "hadsleri mzakere
etmek" olmak zere drt kuraldr. Aada sahabenin bu amala uygulad
kurallar misalleriyle incelenecektir.

1. Hads Rivayetinde htiyatl Davranmak


Hads rivayetinde ihtiyatl davranp kesin kanaat edinmedike nakletmemeye tesebbt, bu amala gerekli aratrmay yapmaya da teharri
denilmektedir. Sahbler bazen ilk defa duyduklar, daha nce bilmedikleri
Hz. Peygambere ait bilgiler kendilerine ulanca bunun doruluunu
aratrrlard.
Vefat eden torununun malndan pay isteyen ninenin durumu hakknda Hz.
Eb Bekir'in taknd tavr byle bir yaklamn rndr. Hz. Eb Bekir
sz edilen nineye "Seninle ilgili Allah'n kitabnda bir ey bulamyorum,
Reslullah'm da bu konuda bir aklamasn bilmiyorum" dedikten sonra
konuyu arkadalarna sordu. Mugre ayaa kalkarak "Reslullah nineye 1/6
verdi" dedi. Hz. Eb Bekir ona "Seninle birlikte buna ahit olan biri var m?"
diye sordu. Muhammed b. Mesleme'nin ahitlik yapmas zerine Hz. Eb
Bekir nineye torununun mirasndan buna gre pay verdi nakli buna delalet
etmektedir.

Kapnn arkasndan defa selm verdii halde kendisine izin verilmeyen


Eb Ms el-E'ar'nin dnp gitmesi zerine Hz. mer sebebini sorunca o;
"Sizden biri defa selm verdiinde izin verilmezse dnp gitsin" hadsini
nakletmitir, Bunun zerine Hz. mer "Buna delil getirmezsen ben sana ne
yapacam biliyorum" diyerek onu tehdit etmitir. Eb Sad el-Hudr olayn
devamn yle anlatmtr: Eb Ms el-E'ar yz sararm bir ekilde yanmza gelerek olay anlatt ve "Aranzda bunu Hz. Peygamber'den iiten biri
var m?" diye sordu. Orada bulunanlar "Hepimiz iittik" dediler ve ahitlik
yapmak zere ilerinden birini onunla gnderdiler. Bunun zerine Hz. mer:
"Reslullah'n bu emri galiba bize kapal kalm" demitir.
Boanm kadnn nafaka ve barnma hakk konusunda Ftma bint Kays'n
naklettii haberi duyan Hz. mer "Ezberleyip ezberleyemediini, unutup
unutmadn bilmediimiz bir kadnn sz ile Allah'n kitabn ve
Peygamberinin szn deitirmeyiz" demi ve Ftma'nn unutmu
olabilecei dncesiyle yapt rivayeti ihtiyatla karlamtr.

Kaynaklarda zikredildiine gre Hz. Ali de kendisine hads nakledenlere doru


sylediklerine dair yemin ettirmitir. Nitekim onun: "Ben Raslullah'tan bir
hads iittiim zaman Allah'n diledii kadar ondan istifade ederdim. Bakas bir
hads naklettiinde ise yemin ettirdikten sonra kendisini tasdik ederdim."
aklamasn yapt kaynaklarda zikredilmektedir. Ayrca o, insanlara bilinen ve
mehur olan hadsleri rivayet etmelerini, bilinmeyen hadsleri rivayetten
saknmalarn emretmi, aksi takdirde Allah ve Resulne yalan isnad
edebilecekleri uyarsnda bulunmutur.
Hz. ie hac srasnda yeeni Urve'yi Reslullah'tan ok ilim naklettiini bildii
Abdullah b. Amr'dan hads renmek zere gndermitir. Urve ondan duyduu
hadsi rivayet ettii zaman Hz. ie hadste sylenenleri ok nemli bulmu,
ancak daha nce duymad iin yadrgam ve: "Sana bunu Reslullah'tan bizzat
iittiini anlatt m? diye tekit etme ihtiyac duymutur.
ie ertesi sene yeenini ayn hadsi sormak zere yine Abdullah b. Amr'a
gndermi, o da hadsi ilk seferinde olduu gibi aynen tekrar etmitir. Bu
durumu gren Hz. ie, Abdullah'n hafzas karsnda duyduu hayranl gizleyememi ve: "Vallahi Abdullah b. Amr ezberlemi (ne ziyade etti ne de noksan
brakt)" demitir.

Eb Eyyub el-Ensr, "Allah sadece kendi rzasn umarak 'l ilahe illallah'
diyen kimseye cehennemini haram klar" hadsini nakleden Mahmud b.
Rebi' el Ensr'ye, "Raslullah'n senin dediini sylemi olabileceini
zannetmiyorum" diye sylemiti. Bunun zerine Mahmud b. Rebi'
Medine'ye geldiinde sz konusu hadsi tban b. Mlike sormu; o da
hadsi ayn ekilde rivayet ederek ona ahitlik yapmt.
Verilen rneklerde gerek Hz. Eb Bekir gerekse Hz. mer daha nce
duymadklar bilgiler hakknda onu nakleden sahbden Reslullah'n
sylediine dair ahit istemilerdir. Bu durum onlarn byle bir uygulamay
hadslerin rivayetinde ihtiyatl davranmak ve daha nce duymadklar
bilgileri aratrmak amacyla yaptklarna dellet etmektedir. Sz konusu
uygulamann rneklerinin ok fazla olmamas da sahabenin bu prensibi
sistematik ve yaygn bir biimde deil ihtiya duyduka kullandn
gstermektedir.

2. Az Hads Rivayet Etmek


Kaynaklar sahabenin bildii btn hadsleri istedii her zaman
nakletmediini haber vermektedir. Bu onlarn bildikleri halde ihtiya ve
zorunluluk duymadka hads rivayetinden sakndklar anlamna
gelmektedir. Aada verilen rnekler de bu durumu teyit etmektedir.
Hz. Peygamberle uzun sre birlikte bulunan Zeyd b. Erkam (. 68/687)
"niin bize hads nakletmiyorsun?" sorusuna "Biz yalandk ve unuttuk,
Rasulullah'tan hads nakletmek zor bir itir" diyerek cevap vermitir.
Abdullah b. Zbeyr ve Enes b. Mlik de: "Hz. Peygamberin, 'Kim kasden
benim adma yolan sylerse cehennemdeki yerine hazrlansn buyurmas
sizlere ok hads rivyet etmeme engel oluyor" demekteydi. Sib b. Yezid:
"Sahabeden Talha b. Ubeydullah, Sa'd b. Eb Vakkas, Mikdad b. Esved ve
Abdurrahman b. Avf ile birlikte bulundum. Talha b. Ubeydullah'n Uhud
gnyle ilgili rivayetinin dnda Reslullah'tan bir ey rivayet ettiklerini
duymadm" ifadesiyle sahabeden bir ksmnn benzeri tutumunu
aktarmaktayd.

Tabin limlerinden Abdurrahman b. Eb Leyl'nn (. 83/702) mescidde


yz yirmi sahabeyle karlatn ve onlardan her birinin dierinin hads
rivayet etmesini yeterli grdn haber vermesi sahabenin bu konudaki
genel tutumunu ifade etmektedir.
Saylar altm binle yz on drt bin arasnda olduu ifade edilen
sahabeden bin kadarnn rivayette bulunduunun tespit edilmesi,
bunlardan da sadece yedisinin binden fazla, drt yz elli birinin ise sadece
bir hads rivayet ettii dikkate alndnda, sahabenin, ok hads rivayet
etmekten kandklarn gstermektedir.

3. Hatal Rivayetleri Dzeltmek


Sahabe eksik duyma, yanl renme, iyi ezberleyememe gibi sebeplerle bazen
hadsleri hatal rivayet etmekteydi. Bu durumu fark ettiklerinden dolay, sahbler
gerekli uyarlarda bulunarak dzeltme yapmay, bylece hadsin doru eklini tespit
etmeyi grev bilmekteydiler. Bu hususta en ok faaliyet gsteren ise Hz. ie
olmutur. Burada Hz. ie'nin hatal rivayetleri dzelttiine dair birka misal
vermekle yetinilecektir.
bn Abbas yle anlatmaktadr: mer ile birlikte Mekke'den ktm. Beyd
mevkiine varnca, aa altnda glgelenen bir kafile grdk; bana 'Git bak oradakiler
kimmi?' dedi. Gidip baktm aralarnda Suheyb'i grdm. Bunu mer'e haber
verince, 'Onu bana ar!' dedi. Suheyb'e gidip, 'Mminlerin emirinin yanna buyur'
dedim. bn Abbas devamla yle dedi: mer suikaste urayp yaralannca, Suheyb
'Vah kardeim, vah arkadam!' diye alamaya balad. Bunun zerine mer "Ey
Suheyb! Reslullah, 'l, ailesinin kendisine baz alay tarz sebebiyle azap eker'
buyurduu halde sen bana alyor musun?' dedi." mer vefat edince bn Abbas bu
olay hatrlattnda Hz. ie: "Allah mer'e rahmet eylesin. Hayr, vallahi Reslullah
Allah'n birisinin alamas sebebiyle mmine azap edeceini haber vermedi. O yle
buyurdu: Allah ailesinin alamas sebebiyle kfirin azabn artrr.' Sonra Hz. ie;
"Size bu hususta Kur'n yetmiyor mu? = Hibir gnahkr
bakasnn gnah ykn yklenmez.' buyurmakta demitir."

Abdullah b. mer'in "l dirinin alamasyla azap grr" dedii


hatrlatlnca Hz. ie yle demitir: Allah Eb Abdurrahman'a
rahmetini eksik etmesin, iitmi ama tam ezberleyememitir.
Reslullah etrafndaki insanlarn alad bir Yahudi cenazesine uram
ve "Siz burada alyorsunuz, o da azap ekiyor" buyurmutur.
Bu rneklerde Hz. ie, Hz. mer ve olu Abdullah'n Reslullah'tan
yaptklar rivayetlerde yanldklarn tespit etmekte ve doru olan
nakletmek suretiyle onlarn hatalarn dzeltmektedir. Ayn zamanda
Hz. ie kendi yapt naklin doruluunu okuduu yetlerle de
desteklemektedir.
Sahabe iinde Hz. Aie dndaki dier baz sahblerin de hatal
rivayetleri tespit ederek dorusunu ortaya koyduklar zikredilmektedir.
Ancak bunun yaygn ve sistematik bir ekilde uygulandn sylemek
mmkn gzkmemektedir.

4. Hadsleri Mzakere Etmek

Hz. Peygamberin balangta Kur'n ile karmasn nlemek amacyla hadslerin


yazlmasn yasaklamas, ifah rivayeti tevik etmesi ve ounun okuma yazma
bilmemesi sahabenin bilgilerini genellikle ezber yoluyla muhafaza etmelerini gerekli
klmtr. Onlar hafzalarndaki bilgileri tazelemek ve korumak amacyla da mzakere
ihtiyac duymulardr. Kaynaklarda sahabenin bilgilerini muhafaza amacyla mzakere
ettiklerine dair misaller kaydedilmektedir.
Ayrca kaynaklarn bir ksmnda Abdullah b. Mes'ud gibi baz sahblerin Hz.
Peygamber'den nakilde bulunurken "Kem kale: Hz. Peygamber'in buyurduu gibi" ve
benzeri ihtiyat ifadeleri kullandklar da kaydedilmektedir.
Sahabenin hads rivayetinde birbirini eletirmesi ve sz edilen kurallar uygulamas
ok fazla yaygn olmayp ihtiya duyulduka gereklemekteydi.
Nitekim onlarn, birbirlerini eletirirken "bir ey duydu, fakat ezberleyemedi", "hadsi
iyi iitmedii iin rivayetini doru yapamad", "unuttu", "yanld", "insanlar ne de abuk
unuttu", "vehmetti", "hata yapt", "hadsi iyi iitmedi", "kulak yanlr" gibi mazi sias
kullanmalar yaplan hatann srekli olmadn gstermektedir.
Sz edilen prensipler ierisinde sahabenin ou tarafndan ve yaygn olarak kullanlan
prensibin ok hads rivayetinden kanmak ve az hadis rivayetini tevik etmek olduu
anlalmaktadr. Bildikleri halde birok sahabenin hads rivayet etmemesi ve rivayette
bulunan sahabe saysnn az olmas da bu durumu teyit etmektedir.

Bu dnemde hadsler genellikle ifah olarak renilip nakledilmekteydi.


Ezberlenerek korunmakta ve unutmamak amacyla mzakere
edilmekteydi. Bata Abdullah b. Amr b. s olmak zere hads yazan
sahblerin amac sonraki nesillere yazl bir metin brakmak deildi.
Onlar yazy hafzaya yardmc olmas amacyla kullanmaktaydlar. Ayrca
hadsler yazl da olsa ifah olarak nakledilmekteydi. Abdullah b. Amr b.
s'n: "Ben Reslullah'tan iittiim her eyi ezberlemek amacyla
yazyordum" eklindeki aklamas bu dnemde hadslerin hafzaya
yardmc olmak gayesiyle yazldn gstermektedir. stanbul ve Roma
ehirlerinden hangisinin nce fethedilecei sorulduunda Abdullah b.
Amr b. s'n kulplar bulunan bir sandk getirterek iinden bir kitap
kartp: "Biz Reslullah'n etrafnda toplanm yazyorduk. Derken ona
stanbul ve Roma ehirlerinden hangisinin nce fethedilecei soruldu. O
stanbul'u kastederek nce Herakleios'un ehri diye cevap verdi"
eklindeki haberi de yazl metinden de olsa sahabe dneminde rivayetin
ifah olarak gerekletirildiine dellet etmektedir.

C. TABN ve TEBE- TABN DNEM


Tabi kelimesinin oulu olan tabin, Hz. Peygamber'in ashabndan
herhangi biriyle mmin olarak gren ve iman zere len kimselere
denilmektedir. Tabinden en nce Eb Zeyd Ma'mer b. Zeyd (. 30/651),
en son olarak da Halef b. Halfe (. 180/796) vefat etmitir. Dolaysyla
tabin dnemi yaklak 170 yllk bir zaman kapsamaktadr. Tabiler bir
taraftan sahabe, dier yandan kendilerinden sonra gelen tebe-i tabin
nesilleriyle i ie yaamlardr.
Tebe-i tabin veya etb't-tbin, Hz. Peygambere iman etmi olarak
tabinden herhangi biriyle gren ve Mslman olarak len kimselere
denilmektedir. kinci nesil olan tabilerden sonraki nc nesli ifade
etmek zere "tabilerden sonra gelenler" anlamnda kullanlmaktadr.
Tebe-i tabin dnemi en son sahbnin vefatndan (h. 110) balayan ve
hicr 220'ye kadar devam eden zaman kesitini kapsayan bir devredir. Tebe-i
tabin nemli lde tabin nesliyle birlikte yaamtr.

Tabin, bilgilerinin ounu sahabeden alm, onlarn dizi dibinde yetimi bir nesildir.
Hadsin nemi, aslna uygun olarak naklinin gereklilii, hads rivayetinde titizlik, hatal
nakilleri tashih gibi meseleler tabilerin sahabede grdkleri ve onlardan rendikleri
hususlardr. Nitekim Sfyn es-Sevr (. 161/777) "Hads kadar mesuliyetinden
korkulacak baka bir ey yoktur" diyerek, buna iaret etmitir. u'be b. Haccc da:
"Hads kadar cehenneme girmeme sebep olmasndan korktuum baka bir ey yoktur"
aklamasyla hads rivayetinin gerektirdii sorumluluu ifade etmitir. a'b (.
103/721) "Selef ok hads rivayet etmekten holanmazd. imdiki aklm olsayd sadece
ehl-i hadsin zerinde icm ettikleri hadsleri rivayet ederdim" eklindeki ifadesiyle az
hads rivayeti hususunda sahabenin sergiledii tavrn yerinde olduunu belirtmitir.
Hadslerin genellikle ifah olarak alnp mzakere yoluyla zihinlerde pekitirilmesi,
gerektiinde hads iin ilm yolculuklara klmas da tabilerin sahabe neslinden aldklar
ilm alkanlklard. Ancak bu dnemde sahabe zamannda sz konusu olmayan birtakm
artlar hadsin nakli iin yeni kurallar konulmasn gerektirmekteydi. Zira gerek tabin
gerekse tebe-i tabin dneminde slm toplumunda sahabe zamannda bulunmayan
yeni siyas, sosyal ve kltrel hadiseler meydana gelmiti.
Hulefyi Ridn devri hadslerin naklinde titizlik gsterildii, hadslerin aslna uygun
naklini temin etmek amacyla zikredilen kurallarn uyguland bir dnemdir. Ancak Hz.
Osman'n ehid edilmesi, ardndan Hz. Ali dneminde Cemel ve Sffn vakalarnda
birbirini ldren Mslmanlarn durumu tartma konusu haline gelmi, neticede byk
gnah, iman-kfr snr, kader ve insann ihtiyar fiilleri gibi itikad meseleler ne
kmaya balamtr.

Hem tabin hem de tebe-i tabin nesillerinin bulunduu Emevler dnemi


itikad konularda tartmalarn balad ve kelm ilminin temellerinin
atld bir devirdir. Bu dnem iinde vuku bulan siyas olaylar sebebiyle
Mslmanlar arasnda devlet bakanl konusu, kader, irade, byk gnah,
iman ve kfr kavramlaryla ilgili tartmalar yaanm ve bunun sonucunda
baz ahslar etrafnda gruplamalar meydana gelmise de byk itikad
ekoller henz teekkl etmemitir. Ma'bed el-Chen ile Gayln ed-Dmak
kader konusunu gndeme getirerek insan hrriyeti fikrni, Ca'd b. Dirhem
ile Cehm b. Safvn cebir grn, Vsl b. At ile Amr b. Ubeyd i'tizl
hareketini Emevler dneminde balatmlardr.
Bu dnemde "ulm'l-evil" diye isimlendirilen felsefe, matematik, tp ve
kimya gibi ilimlerle ilgili eserler Arapaya tercme edilmeye, bylece
yabanc ilim ve kltr rnleri slm toplumu iinde yaylmaya balamtr.

Genileyen slm lkesinde yeni birok meselenin ortaya kmas ve bunlarn fkh
hkmlerinin tespiti ihtiyac, buna bal olarak Hicaz ve Irak bata olmak zere slm
lkesinin birok blgesinde fkhn byk bir gelime gstermesi, mctehid
hukukularn farkl yorumlarna dayanan muhtelif yaklamlarn teekklne yol amtr. Bunun neticesinde Irak'ta hadse yer vermekle birlikte re'yi de etkin bir ekilde
kullanan Eb Hanfe ve talebelerinin ortaya koyduu ehl-i re'y yaklam hkim
olmutu. Hicaz'da ise hadse ve Medine'nin hukuk tatbikatna (amel-i ehl-i Medne)
zel bir arlk veren mam Mlik'in yaklam tercih edilmiti. mam afi'nin daha
sonra ise ounlukla hadsi olarak bilinen ve hads ekolnn kuvvetli bir mensubu
olan Ahmed b. Hanbel'in yaklam sz konusu olmutu.
Hem tabin hem de tebe-i tabin nesillerinin bulunduu Abbasler dnemi, kelm
ilminin de sistemletii, baz itikad mezheplerin kurulup gelitii, bazlarnn ise
snp gittii bir dnemdir. Emevler devrinde ortaya kan Mu'tezile; Halife Me'mn,
Mu'tasm ve Vsik dnemlerinde en parlak devrini yaam ve Abbas corafyasnda
taraftarlarn oaltmtr. Badat Mu'tezilesi halifeler nezdinde itibar kazanmaya
alarak kendi grlerini devletin resm mezhebi haline getirmilerdir. Halku'lKur'n meselesinde Smme b. Eres ve bn Eb Dud, Halife Me'mn ve Mu'tasm'n
huzurunda Ahmed b. Hanbel ile yaptklar mnazaralar sonunda mihne devrinin
ortaya kmasna yol amlardr.

Abbasler dnemi filolojik, din, sosyal ve tabi ilimlerle ilgili almalarn sistemletii ve
mstakil birer ilim dal haline geldii bir devredir. Bu dnemde Mslmanlar Helenistik,
ran ve Hint kltrleriyle temasa gemi ve antik dnyann felsef eserlerini Arapa'ya
tercme etmeye balamlardr. Abdullah b. Mukaffa' bata Mani, bn Deysn ve
Markios'un kitaplar olmak zere birok eseri Arapaya evirmitir. Bu dnemde bata
nl tabip Hipokrat, filozof Eflatun ve Aristo'nun eserleri olmak zere antik Yunan, Hint,
ran ve Nabat kltrlerine ait ilm ve felsef birok eser de Arapa'ya tercme edilmi,
mantk bir metodoloji olarak slm kltr dnyasna girmitir. Abbas halifelerinin ran,
Hint ve zellikle Helenistik ilim ve dnce rnlerini Arapaya kazandrmak iin zemin
hazrlamalar ve bu alandaki almalar madd ve manev adan desteklemeleri slm
dnyasnda felsefe ekollerinin Abbasler dneminde ortaya kmasn salamtr.
Tabin ve tebe-i tabin dnemindeki siyas ve sosyal gelimeleri zetlemek gerekirse unlar
sylenebilir. Hulef-yi Ridn dneminden itibaren slm topraklar srekli genilemi,
fethedilen blgelerdeki milletlerden birok kimse slm' kabul etmitir. "el-Fitnet'lkbr" diye isimlendirilen Hz. Osman'n ehid edilmesi olayyla slm toplumunda siyas
blnmeler balam ve bu durum i savalara kadar varmtr. Bu savalarda taraflardan
binlerce Mslman lmtr. Hulef-yi Ridn dneminden itibaren yaplan fetihler
sonucu slm topraklarnn genilemesiyle da alma ve farkl kltrlerle karlama
gndeme gelmi ve Abbasler dneminde zirveye ulaarak bu kltrlere ait eserlerin
tercmesi faaliyeti balatlmtr.

1. Siyas ve Sosyal Gelimelerin Hads lminin


Oluumuna Etkisi

slm tarihinde "el-fitnet'l-kbr" diye tanmlanan Hz. Osman'n 18 Zilhicce 35 (17


Haziran 656) tarihindeki ehadetiyle balayp Hz. Ali'nin halife olmas zerine patlak
veren Cemel Vak'as ve Sffn Sava ile sren gelimeler sonucunda etkisi gnmze
kadar devam eden siyas ve itikad gruplamalar olumaya balamtr. Bu siyas
gruplarn mensuplarndan baz kimseler kendi grlerini destekleyen, kar tarafn
dncelerini yeren hadsler uydurmulardr.
slm dnyasnda meydana gelen siyas gelimeler sonucunda yeni nesillerle birlikte
durum deimitir. Bylece bir taraftan insanlar arasnda mevcut olan gven duygusu
zayflam dier taraftan uydurma faaliyetleri artmaya devam etmitir. Abdullah b.
Abbas'n (. 68/687) "Hz. Peygamber yle buyurdu, Hz. Peygamber byle buyurdu"
diyerek hads nakleden Beyr el-Adev'yi dinlemeyip bunun gerekesini de "Hadse
yalan karmadan nce birisi: 'Hz. Peygamber yle buyurdu' dedii zaman gzlerimiz
ona dikilir, kulaklarmz onun szlerine eilirdi fakat doru veya yalan demeden
rastgele konuulmaya balandktan sonra artk bildiimiz eylerden bakasn almaz
olduk" eklinde aklamas, ayrca Hz. Ali'nin verdii hkmlerle ilgili kendisine getirilen
bir kitabn bir ksm hari ounu imha etmesi, Mure b. u'be'nin (. 50/670) "Ali'den
hads rivayeti konusunda Abdullah b. Mes'd'un arkadalarndan baka doru szl
olan yoktu" diyerek endiesini dile getirmesi uydurma faaliyetlerinin artmasyla
insanlar arasnda gven duygusunun zayfladn ve gruplamalardan sonra hads
uydurmann hz kazandn gstermektedir.

Bunun zerine slm limleri hads uydurma faaliyetini engellemek amacyla


tedbir alma ihtiyac duymulardr. Muhammed b. Srn'in (. 110/728) "nceden isnad sormuyorlard, fitne olay meydana gelince rvilerinizin isimlerini
bize syleyin demeye baladlar. Bu suretle snnet ehlinden olanlarn hadsleri
alnr, bid'at ehlininki ise terkedilirdi" eklindeki haberi, fitne olayndan sonra
ortaya kan uydurma faaliyetlerine kar tedbir olarak isnadn uygulanmaya
baladn gstermektedir. bn Srn'in sz konusu ettii 'fitne' olaynn ne
olduu konusunda farkl grler ileri srlmtr. Ancak gerek Abdullah b.
Abbas'n gerekse Mure b. u'be'nin yukardaki aklamalar gz nnde
tutulduunda fitne ile Mslmanlar arasnda meydana gelen sava ve
gruplamalarn balamasna sebep olan Hz. Osman'n ehid edilmesi olaynn
kastedildii gr g kazanmaktadr. Yalancl ile bilinen ve peygamberlik
iddiasnda bulunduu iin katledilen Muhtar es-Sekaf (. 67/687) zamanna
kadar isnadn sorulmadn ifade eden haber de bu gr teyit etmektedir.
Bu haber, uydurma faaliyetinin zellikle Muhtar es-Sekaf zamannda
yaygnlatn ve buna kar isnadn kullanlmaya baladn ortaya
koymaktadr. Nitekim Ukbe b. Nfi' el-Fihr'nin (. 63/682) "Olum! Hz.
Peygamber'den sadece gvenilir kimselerin eklettii kabul edilir" uyarsnda
bulunmas, bu dnemde gven duygusunun zayflamaya baladn
gstermektedir.

a. Isnad faaliyetinin balamas


Hads ilminde isnad, "nakleden rvileri rivayet srasna gre zikrederek hads metnini ilk
syleyenine ulatrmak" anlamna gelmektedir.
Yukarda nakledilen haberler, hadslerin aslna uygun naklini engelleyen hads uydurma
tehlikesine kar alnan en nemli tedbirin isnad olduunu ifade tmektedir. Tabin ve tebe-i
tabin limlerinin isnad hakkndaki aklamalar da bu durumu teyit etmektedir. Nitekim
Muhammed b. rn "Bu ilim dindir, dininizi kimden aldnza dikkat edin", Evz (. 157/773)
"lmin yok olmas isnadn yok olmasyladr", Sfyn es-Sevr "snad mminin silhdr, yannda
silh olmayan ne ile savaacaktr?" u'be b. Haccc "inde 'ahberen' ve 'haddesen' olmayan
her hads abur cuburdur", Abdullah b. Mbarek "snad dindendir. snad olmasayd herkes
istediini sylerdi" ve "Dinini isnadsz alan, merdivensiz ykseklere kmak isteyen kimse
gibidir" demek suretiyle, isnadn hadslerin aslna Uygun nakledilmesini temin etmek ve hads
uydurma faaliyetlerine engel olmak amacyla kullanldn ifade etmektedirler.
snad ilk kullanan limin bn ihb ez-Zhr (. 124/742) olduuna dair kaynaklarda zikredilen
haberin "isnad kullanmn yaygnlatran" eklinde anlailmas gerekmektedir. bn ihb ezZhr'nin isnadn yaygnlamas iin zel gayret gsterdiine dair haberler de bu durumu
desteklemektedir. Nitekim onun isnadsz hads rivayetinde bulunan shak b. Eb Ferve'yi (.
144/761) "Allah kahretsin, hadsi niin isnadsz naklediyorsun? Hangi cesaretle bize ba ve
zinciri olmayan hadsler rivayet ediyorsun?" diyerek azarlad , isnad kullanma konusunda
gevek davranan amllar' da "Ey amllar! Size ne oluyor ki hadslerinizi ipsiz kulpsuz, isnadsz
rivayet ediyorsunuz" szyle uyard kaynaklarda kaydedilmektedir.

Grld gibi; isnad fitne olayndan sonra ortaya kan siyas ve itikad gruplarn
kendi grlerini desteklemek, dier gruplarn grlerini ise ktlemek amacyla
hads uydurmalar zerine nemli bir tedbir olarak uygulanmaya balamtr.
Verilen bilgilerden isnadn hicr birinci asrn ikinci yarsndan itibaren
uygulanmaya balad ve zamanla geliip yaygnlaarak hicr birinci asrn
sonlarna doru hadsin ayrlmaz bir paras haline geldii grlmektedir.
Bu dnemde isnadn yaygnlap hadsin ayrlmaz bir paras haline gelmesinde
tabin limlerinden zellikle a'b (. 103/721), Muhammed b. rn ve bn ihb
ez-Zhrf nin nemli katklar olmutur, ikinci asrn balarndan itibaren tabin ve
tebe-i tabin limlerinin hemen tamamnn hads naklinde isnadn kullanlmas
konusunda ittifak ettikleri grlmektedir. Ancak bu, balangtan itibaren isnadn
mkemmel haliyle kullanld anlamna gelmemektedir. kinci asrdan gnmze
ulaan eserler incelendiinde bu durum aka grlr. Nitekim ikinci asrdan
gnmze ulaan Ma'mer b. Rid'in (. 152/778) el-Cmindeki rivayetlerin
ounun mrsel ve mnkat' ok az bir ksm ise muttasldr. snadlarn birounda
mbhem ve mehul rviler bulunmaktadr, ikinci asr limlerinden mam Mlik,
Eb Yusuf ve mam afi'nin eserlerinde de isnadlarla ilgili benzeri durum sz
konusudur. Dolaysyla hicr ikinci asrda isnad sistemi tam olarak oturmam,
senedlerin muttasl olma art yaygn bir uygulamaya dnmemitir.

b. Cerh ve ta'dil faaliyetinin balamas


Hicr birinci asrn sonlarndan itibaren isnadn yaygnlap hadsin ayrlmaz bir paras
haline gelmeye balamasyla senedde yer alan rvilerin ehliyetleri asndan
aratrlmas da zorunlu hale gelmitir. Bylece rvinin hads rivayetine ehil olmadn
ortaya koymak suretiyle cerh, gvenilir olduunu tespit etmekle de ta'dil faaliyetine
balanmtr.
Hads ilminde fsk, tedls ve yalanclk gibi ahsnda veya gvenilir rvilere muhalefet
etmek gibi rivayetinde bulunan bir kusurdan dolay rviyi ve rivayetini reddetmek cerh;
rvinin rivayetinin kabuln gerektirecek gvenilirlik vasflarna sahip olduunu
belirlemek ise ta'dil olarak isimlendirilmitir.
Rvilerin aleyhlerinde aklamada bulunmann dinin yasaklad gybet olaca
dnlse de limler cerh ve ta'dl faaliyetinin hadslerin salkl rivayeti iin gerekli
olduunda ittifak etmiler ve rvilerle ilgili kusurlar gizlemeyi doru bulmamlardr.
Zira limlerin temel amac insanlar karalamak ve onlarn gybetini yapmak deil,
hadsleri nakleden rvilerin ehliyetlerini aratrmakt. Nitekim tabin limlerinden smail
b. Uleyye (. 93/712) cerh ve ta'dli gybet deil, rvinin rivayet ehliyeti hakknda verilen
bir hkm olarak deerlendirmitir. u'be b. Haccc'n cerh ettii bir rvi hakknda
"Onun yakasn brakmak hell olmaz, nk bu din meselesidir" aklamasn yapmas,
"rvilerin cerhi bana ar geliyor" diyen kimseye Ahmed b. Hanbel'in "Sen ve ben bu
durumu aklamazsak, cahil kimseler sahh ile zayf nereden bilebilirler?" karln
vermesi de bu durumu teyit etmektedir.

Hadslerini terkettii kimselerin ahirette kendisine dman olaca


hatrlatlan Yahya b. Sad el-Kattn da "Onlarn bana dman olmas,
yalana kar niin hadsimi korumadn? diyerek Reslullah'n bana dman
olmasndan iyidir" eklinde mukabele etmitir. u'be b. Haccc "gelin Allah
rzas iin biraz gybet edip hadsileri cerh ve ta'dl edelim", bir rvi
hakknda Sfyn es-Sevr; "Allah'a yemin olsun ki o yalancnn biridir. Eer
ondan bahsetmemek hell olsayd adn bile azma almazdm" demek
suretiyle limlerin rviler hakknda yaptklar gybetin amacn
aklamlardr. bn Hibbn da "Hz. Peygamber hakknda yalan uyduran
kimse haram hell, helli ise haram yapmak suretiyle cehenneme girmeyi
haketmitir. Byle bir kimse hakknda konumak neden caiz olmasn?"
eklindeki aklamasyla rvilerin hads rivayetine ehil olup olmadklarn
tespit amacyla haklarnda konumann gerekliliini gerekesiyle birlikte
ortaya koymutur.

Sahabe dneminde bata Hulef-yi Ridn olmak zere Abdullah b. Abbas,


Abdullah b. Selm, Ubde b. Smit, Enes b. Mlik ve Hz. Aie gibi mnekkitler
hata yapan sahbleri tenkit etmilerse de bunun genel ve yaygn bir uygulama
olduunu sylemek mmkn deildir. Kaynaklarn verdii bilgiler, hicr birinci
asrda sistematik ve yaygn bir cerh ve ta'dl faaliyetinin uygulanmadn
gstermektedir. Nitekim "hadsini isnadyla naklet" diyen kimseye Hasan-
Basr'nin (. 110/728); "Allah'a yemin olsun ki biz ne yalan syler ne de bakasn
yalanla itham ederdik. Horasan'da savaa katldmzda beraberimizde 300
sahabe vard" eklindeki aklamas bu dnemde insanlar arasnda genelde gven
duygusunun yaygn olduunu ifade etmektedir. Hasan- Basr ve Eb'l-Aliye (.
106/724) gibi limlerin rvilerin durumlarn aklama ihtiyac duymamalarnn
sebebi de bu olmaldr.
Sahabe ve byk tabilerin ounlukla hayatta olduu hicr birinci asrda tenkide
urayan rvilerin Haris el-A'ver (. 65/684), Muhtar es-Sekaf, Asm b. Damre (.
74/693) olmak zere ok az kimseyle snrl olduu grlmektedir. Bu sebeple bu
dnemde mnekkitlerin says da fazla deildir. Sad b. Cbeyr (. 95/713), brahim
en-Neha (. 96/714), a'b (. 105/723), Tvs b. Keysn (. 106/724),
Muhammed b. rn (. 110/728) dnemin mnekkitleri olarak kaydedilmektedir.

Hicr ikinci asrn balarndan itibaren ise hads uydurmaya en byk engel
olan sahabenin ounluunun vefat etmesi, buna mukabil zendka,
Rfzler, Havric ve dier frkalarn hads uydurmaya youn biimde
devam etmeleri cerh ve ta'dl faaliyetlerinin artrlmasna ve rvilerin
gvenilir olup olmadklar bakmndan takibe tabi tutulmalarna sebep
olmutur. Bu hususta en geni faaliyeti u'be b. Haccc yapmtr. Onun
rical hakknda konuan ilk ahs olduunu ifade eden haber, bu konuda
onun gerekten ilk olduunu deil geni faaliyetini aklamaktadr. bn
ihb ez-Zhr (. 124/742), Sa'd b. brahim (. 125/743), Yahya b. Sad elEnsr (. 143/760), Him b. Urve (. 145/762) dnemin nde gelen
dier mnekkitleridir.
Rviler ehliyetleri asndan incelenirken sadece kendilerinin
gvenilirliiyle yetinilmemi, rivayetleri de dikkate alnmtr. Nitekim Eb
shak el-Fezr'nin (. 188/804) "Bakyye'den mruf kimselerden rivayet
ettiklerini yaz, tannmam kimselerden naklettiklerini yazma" ve "smail
b. Ayy'tan tannm kimselerden rivayet ettiklerini de bunun
dndakilerini de yazma" eklindeki uyarlar bu durumu gstermektedir.

Bu dnemde Abdlmelik b. Umeyr (. 136/753), Sleyman et-Teym (. 143/760), Zaide


b. Kudme (. 161/778), Muz b. Muz (. 196/811) gibi baz limler gvenilir
olmayanlara hads rivayet etmekten saknmlardr. Sa'd b. brahim'in (. 125/743)
"Hadsi gvenilir rvilerden alnz denilirdi" aklamasndan anlaldna gre baz
limler byle bir ortamda hadsin sadece gvenilir rvilerden alnmas gerektiini
dnmlerdir. Kaynaklarda Muhammed b. rn, u'be b. Haccc, mam Mlik ve
Yahya b. Sad el-Kattn gibi muhaddislerin sadece gvenilir rvilerden hads aldklar
kaydedilmektedir. Ancak hicr ikinci asr limlerinin ou sika rvilerin yannda zayf
olanlardan da rivayette bulunmulardr. Nitekim Sfyn es-Sevr'nin (. 161/778) "hadsi
din edinmek, aratrmak ve uydurma olduunu bilme gibi amalardan biri iin alrm" ve
Evz'nin "Hadslerden kendisiyle amel edileni rendiin gibi amel edilmeyeni de
ren" szleriyle ortaya koyduklar tavr dnemin genel anlayn yanstmaktadr. Yezd
b. Harun'un (. 206/821) zayf rvilerden hads yazmasnn sebebini, o dnemde
ayrma tabi tutulmakszn herkesten hads yazlmas olarak belirtmesi, Tirmiz'nin
"Birok hads imam zayf rvilerden rivayet etmitir" ve mam afi'nin "Hem gvenilir
hem de zayf rvilerden rivayet etmeyen hibir kimseyle karlamadm", "Tabilerden
sonraki rviler, rivayeti aldklar ahslar hakknda ok gevektirler" eklindeki aklamalar da bu durumu desteklemektedir.
Cerh ve ta'dl faaliyetinin yapld hicr ikinci asrda rvilerin gvenilirliini belirlemek
iin ller tespit edilip uygulanmtr. u'be b. Haccc'n (. 160/776) "Mruf
rvilerden, mehur muhaddislerin bilmedii hadsleri oka rivayet ede

nin hadsi alnmaz, hads uydurmakla itham edilen kimsenin hadsi


alnmaz, hatas ok olann hadsi alnmaz" eklindeki uyars ve Mlik b.
Enes'in "Hev sahibi olan ve insanlar buna aranlardan, aklsz olan
veya
byle
bilinenlerden,
insanlarla
konumalarnda
yalan
syleyenlerden, ibadet ve fazilet sahibi de olsa ne rivayet ettiini iyice
bilmeyenlerden hads alnmaz" tarzndaki aklamas hadsi terkedilecek
rvilerin niteliklerini belirleme amacna yneliktir. Buna gre rviler
yalanclk, yalanclkla itham, fsk, bid'at, cehalet sfatlarn tamasyla
adalet; ok yanlmak ve gvenilir rvilere muhalefet etmekten dolay ise
zabt bakmndan cerh edilmekteydi. Rviler hem adalet hem zabt
bakmndan aratrlmakla birlikte bu asrda kullanlan cerh ve ta'dl
lafzlar "kezzb, deccl, sadk, sika" gibi rvinin adalet ynnden
gvenilir olup olmadyla ilgili olup rvinin zabt cihetiyle ilgili stlahlara
rastlanmamaktadr.

c. Yazl rivayete gei


Hadslerin yazlmasyla ilgili Hz. Peygamber'den hem yasaklayan hem de buna izin
veren ve grnte birbiriyle elien hadsler nakledilmitir. Eb Sad el-Hudr'nin
"Benden Kurandan baka hibir ey yazmaynz. ayet Kurandan baka bir ey
yazm kimse varsa onu imha etsin. Ancak benden rivayet edebilirsiniz; bunda
hibir beis yoktur. Bir de her kim bile bile bana isnad ederek yalan uydurursa
cehennemdeki yerine hazrlansn" eklindeki rivayetinde Hz. Peygamber
hadslerinin yazlmasn yasaklamtr. Hadslerin yazlmasna izin verildiini ifade
eden rivayetler ise oktur. Hz. Peygamber'in hadslerini bizzat yazdrd, bata
Abdullah b. Amr b. s ve Eb h olmak zere izin isteyen sahblerin yazmasna
msaade ettii ve gerek Reslullah hayattayken gerekse onun vefatndan sonra
baz sahblerin hads yazdklar hususunda kaynaklarda bol miktarda bilgi bulmak
mmkndr. Burada hadsler arasnda grnte var olan ihtilf zmeyi bir
tarafa brakp sahabe ve tabin nesillerini kapsayan kitabet dneminin temel
zellikleri zerinde durarak yazl rivayetten kaynaklanan problemler ve bunlar
gidermek amacyla alman tedbirleri inceleyeceiz.

MSTERKLERN HADSLERN TOPLANMASI LE LGL GRLER


Hadislerin tesbit ve tedvni slmn ilk dnemlerinde balayp II. (VIII.)
yzyln balarnda tamamland halde bir ksm arkiyatlar hadislerin II
(VIII) ve III. (IX.) yzyllarn rn olduunu ve ortaya kan ihtiyalara gre
uydurulduunu iddia etmitir. Bunlardan Sir W. Muir, II. (VIII.) yzyln
ortalarndan nce yazl hadis belgesinin bulunmadn sylemi, I.
Goldziher ve J. Schacht, Emevler devrinde yaygn olan hadislerin ahlk,
zhd, hiret hayat ve siyaset konularyla ilgili olduunu, bu dnemde fkh
hadis bilinmediini ileri srm, J. Robson, hadislerdeki senedlerin II. (VIII.)
yzylda uydurma birtakm hadisleri sahih gstermek iin mehur isimler
kullanlarak ortaya konduunu iddia etmitir. Bu iddialar etrafnda uzun
tartmalar cereyan etmi, ancak son zamanlarda yaplan ciddi
aratrmalarla bunlar rtlmtr (M. Accc el-Hatb, s. 249-254, 375382; M. Mustafa el-Azam, s. 30 vd., 191-263; Hkim Ubeysn el-Matr, s.
111-177).

Msteriklerin genel kanaati, Resulullahn dnemi dahil olmak zere, uzun bir dnemde
Mslmanlarn yazl eserlerinin bulunmad ynndedir. Dolaysyla bir tedvin olaynn
geerlemesi iin gereken yazl materyalin bulunmamas, tedvin olaynn gereklemesini
imkansz klmaktadr. Bu gr tedvinin yanl anlalmas ve daha ncede deindiimiz, sahifeler
yannda, bilinen birok yazl metinler gz ard edilerek ortaya atlmtr. Ancak, slam alimlerinin
ilk dnemlerde hadisleri mafehe yoluyla naklettikleri gr buna zemin hazrlamtr. Bu
gr belirten slam alimlerinin Mslmanlarn tedvini gerekletirecek kadar ok yazl
materyallerinin olduunu bildikleri phesizdir. Onlar bu aklama ile ilk dnemlerde galip olan
durumu ortaya koymak istemilerdir. Bu yanl anlamann dier bir sebebi de tedvin olayn
sadece yazl olan sahifelerin bir araya toplanmas eklinde anlamaktr. Tedvini, sadece yazl
metinlerin bir araya getirilmesi eklinde anlamak hatal bir yaklamdr. mtiyaz Ahmedin
belirttiine gre, ez-Zuhr kendinden nceki yazl eserleri muafehe yolu ile de almtr. Bu,
tedvinin sadece yazl hadisleri bir araya getirmek olmadn, mafehe ile de alnan riayetleri
ierdiini gstermektedir. Ancak bundan, kitabetl-hadis ile tedvinl- hadisin e anlaml olduu
sonucu karlmamaldr. nk, tevin esas olarak yazl metinlerin bir araya getirilmesidir. Ancak,
ksmen olsa da mafehe ile alnan metinleri de iermektedir. Kitabet ise daha ok mufehe ile
alnan hadislerle alakal bir kavramdr. M. Mustafa el-Azam, lk Devir Hadis Edebiyat, s. 19, 20.
M. Mustafa el-Azam, lk Devir Hadis Edebiyat, s. 19.
el-Azaminin, bn Hacer dahil, slam alimlerinin byle hatal bir aklama yapmalarnn sebebi
olarak taklidi gsterir, bkz., a. g. e., s. 20. Bu deerlendirme belirttiimiz sebepten dolay yanltr.
M. Mustafa el-Azam, lk Devir Hadis Edebiyat, s. 20.
mtiyaz Ahmed, Delalett-Tevsikil-Mubekkir lis-Snneti vel-Hadis, s.281,282.

Msteriklerin, hadislerin tedvinine sebep olarak gsterdikleri eyse,


Emevilerin siyasi gayeleridir. Bu gayede ez-Zuhryi de kullandklarn
belirtirler. Goldziher, ez-Zuhr hakkndaki baz rivayetlerinin talebeleri
tarafndan, halk arasnda itibarnn ykseltilmesi iin uydurulmu
olabileceini syler. Kanaatimizce, daha sonralar ez-Zuhrye isnad edilen bir
hadis mecmusa oluturularak blgelere gnderilmek suretiyle, bir siyasi g
elde edilecekti.
Msteriklerin ileri srd baka bir gr de, tedvin dneminden elimize
ulaan hibir eserin olmamasndan dolay bu rivayetlere dayanarak hkm
verilmeyeceidir. Bu yaklam, tedvin ile hadislerin hkm ifade etmesi
arasnda kurulan yanl balantdan kaynaklanmaktadr. nk bir eyin
tedvini ile onun hkm ifade etmesi farkl eylerdir. Bu gre gre, yazl
olmayan hibir sz ve eylemin hkm ifade etmemesi gerekir. Bunun
yanll da aktr. es-Sib, es-Snnetu ve Mekanetuha fit-Teriil-slam,
s.190,192.
Fazlur Rahman, slam, s.18.
M. Mustafa el-Azam, lk Devir Hadis Edebiyat, s. 19.

Goldziher'e gelince: kinci cildi Franszcaya tercme edilen Muhammedanische


Studien adl aratrmasnda hadslerin yazlmasna dir huss bir blm ayrmtr.
Bu blmde hadslerin II. hicret asrnn balarnda tedvin edildiini isbat etmek
zere birok deliller ileri srmtr. Hernekadar kitabn birinci faslnda asr-
saadette tedvn edilen baz sahfeler hakknda birtakm hadsler zikretmise de, te
yandan bunun doru olmadn gstermek maksadyla birok pheler ileri
srmtr.
Sprenger, "Araplarda hads adl kitabnda, snnetin sdece ifah nakil yoluyla
geldii hususundaki yanl kanati rtmeye alr; hadslerin Raslullah (s.a.v,)' in
hayatnda deil de hicr ikinci asrn balar gibi erken bir zamanda tedvn edilmeye
balandna dir birok delil toplar. Onun gayesi de Goldziher'in gayesinden farkl
deildir.
Dozi, Juynbol ve Heralt Motzki gibi msterikler, hads-i eriflerin byk bir ksmnn
sahh olduunu tiraf etmekler beraber, sahih rivayetlerin tesbiti konusundaki
metotlar konusunda tatmin edici bir gr ileri srmemektedirler.
Sprenger, Araplarda yaznn balamas adl yazsndan ve mezkr kitapta geen
metinlerden, hadslerin ounun Raslullah (s.a.v.) zamannda tedvin edildii
neticesini karm ve bu gr herzaman savunmutur. Goldzihcr'e gelince: o,
btn bu metinlerin shhatinden phelenmi ve onlarn bir ksmn ehl-i hadsin,
dier bir ksmn da ehl-i re'yin uydurduunu ileri srmtr.

Hadiste tedvn konusu, son iki asrda arkiyatlarn hadislerle ilgilenmeye ve


snneti eletirmeye ynelmesinden sonra daha ciddi bir ekilde incelenmeye
balanm ve eitli eserler kaleme alnmtr. Bunlar arasnda Muhammed
Zbeyr Sddknin es-Seyrl-a f tri tedvnil-ad (Haydarbd 1939),
Muhammed Accc el-Hatbin es-Snne ablet-tedvn (Beyrut 1400/1980),
Muhammed Mustafa el-Azamnin Dirst fil-adin-nebev ve tri
tedvnih (Beyrut-Dmak 1400/1980), Tayyib Selmenin et-Tayd vet-tedvn
lil-ad beynel-mslimn vel-msterin (Tunus 1983), Abdlmehd b.
Abdlkdir b. Abdlhdnin es-Snnetn-nebeviyye: Mekneth, avmil
beih, tedvnh (Kahire 1989), Ahmed Abdurrahman es-Sveyynn
Saifs-sahbe ve tedvns-snnetil-merrefe (bask yeri yok, 1410/1990),
Muhammed b. Matar ez-Zehrnnin Tedvns-snnetin-nebeviyye neeth
ve tetavvnh (Riyad 1417/1996), Hkim Ubeysn el-Matrnin Tru
tedvnis-snne ve bhtl-msterin (Kveyt 2002), brhim Fevznin
Tedvns-snne (Beyrut 2002) ve Muhammed Salih Ekincinin Hccet Deeri
ve Tedvin Asndan Snnet (ev. Metin Yiit, stanbul 2004) adl eserleri
zikredilebilir. Bu konuda Salih engezer yksek lisans almas yapmtr.

Konuyla ilgili makalelerden bir ksm unlardr: Muhammed Hamdullah,


Hz. Peygamber Zamannda Hadisin Tedvini (AFD, trc. Nafiz
Danman, IV/3-4 [Ankara 1955], s. 1-7); R. Jaferiyan, Tadwn al-Hadth:
A Historical Study of the Writing and Compilation of Hadth (Al-Tawhd,
VI/1 [1988], s. 19-35); Abdlhdr Csim Hamd, en-Nett-tedvn
fil-adin-nebeviyyi-erf (el-Mevrid, XXX/1 [Badad 1423/2002], s.
4-12); James Robson, Hadisin Tedvin ve Tasnifi (Frat niversitesi
lhiyat Fakltesi Dergisi, trc. Musa Erkaya, XII/1 [Elaz 2007], s. 119133). Ali ehristnnin Menu tedvnil-ad esbb ve netic (Beyrut
1418/1997) ve Menu tedvnil-ad (Kum 1420), Mustafa Kayser elmilnin Kitb Al vet-tedvnl-mbekkir lis-snnetin-nebeviyye
(Beyrut 1415/1995), Muhammed Ali Mehdevnin Tedvnl-ad
(Beyrut 1427/2006) adl eserlerinde tedvn konusu ann bak asyla
ele alnmaktadr

GRLERN GENEL DEERLENDRMES:


Tedvinle ilgili rivayet ve grlere baktmzda u aamalar grrz:
1- Tedvin dncesinin douu:
Bu dncenin ilk douu Hz. mer dneminde dayanmaktadr.
2- Tedvin dncesinin pratie geirilmesi :
Bu dnem, Abdulaziz b. Mervan dnemine rastlar.
3- Tedvin dncesinin tamamlanmas:
Bu dnem, mer b. Abdulaziz dnemine rastlar ve ez-Zuhrnin gayreti ile sonulanr.
4- Gerekleen tedvinin muhafazas :
Bu dnemin tarihi snr belli deildir. Ancak Velid b.Yezidin ldrlmesi zere ezZuhrnin eserlerinin kitaplklardan tand rivayeti belki bu konuda bir fikir bildirebilir.
Bu erevede dnldnde bu rivayetler arasnda tedvinle ilgili bir elikinin
olmad, ihtilafn tedvin olayna bak asndan doduu ortaya kar.
Tedvin olaynn drdnc aamas msteriklerin gr ile ilgilidir. Gerekleen tedvin
olayndan, neden bize bir eyin ulamad ciddiyetle aratrlmas gereken bir
konudur. Ancak henz bu konuya cevap olabilecek nemli bir dayanak
gzkmemektedir. Bkz. bn Sad, et-Tabakatl-Kbra II, 297.

Golldzierin iddia ettii gibi, ez-Zuhr siyasal iktidarn etkisiyle hadisleri tedvin
etmise, bu tedvinin sonular daha sonraki iktidarlar tarafndan ortadan
kaldrlm olabilir. Ancak byle bir iddia sosyal ve tarihi geeklerle eliki arz
etmektedir. Zira hibir iktidar, dier bir iktidarn izlerini btnyle silememitir
ve her grn temel kaynaklar gnmze kadar ulamtr.
Kanaatime gre, ez-Zuhri hadsilerin tedvinine karyd ve tedvini tam olarak
gerekletirmeden kral Abdlazizin lmesi zerine toplad eyleri imha
etmitir.
Ancak toplanlan eylerin, defterler eklinde datld rivayeti, bu grmzle
eliki tekil etmektedir. nk bu rivayete gre tedvin tamamlanm ve
blgelere gnderilmitir. Byle bir durumda, siyasal iktidarn farkl blgelere
gndermi olduu bu tr defterleri ez-Zuhrinin toplatp imha etmesi imkansz
gibi gzkmektedir. Burada akla gelen bir soruda, siyasal bir iktidar tarafndan
toplanarak blgelere gnderilmi bu tr defterlerin neden byk ilgi grmedii
ve yaygnlamaddr? Bu soru akla, bu rivayetin aslsz olduu dncesini
getirmektedir.
Muhammed Accac el-Hatib, es-Snnetu Kablett-Tedvin, s. 332.

Bu durumda ortaya kan baka bir ihtimal de, ez-Zuhrinin siyasal bir
projenin bir paras olarak dnlm olabilmesi ihtimalidir. Siyasal
akmlarn bazen karizmatik ahsiyetlerin otoritelerini belli siyasal
projelerde kullandklar bilinen bir metottur. Byle bir projenin eseri
olarak, herkesin zerinde ittifak edecei bir hadisler mecmuas
oluturulmak istenmi olabilir. Byle bir eserin kabul grebilmesi iin bir
hadis otoritesinin ismine ihtiya duyulduundan, bu projeye en uygun kii
olarak ez-Zuhri seilmi olabilir. Bundan dolay ez-Zuhrinin srekli olarak
toplum ierisinde otoritesi glendirilmeye allmtr.

Son dnem:
Milad XVIII. asrdan gnmze kadar geen sreyi kapsamaktadr. Bu
dnemin temel zellii, oryantalistlerin gelitirdikleri yntemlerle hads
tarihi, hads usl ve hads literatr hakknda yaptklar almalardr. kinci
ayrc zellii, slm dnyasnda hadisle ilgili farkl yaklamlarn ortaya
kmasdr. Bir dier zellik ise hads tarihi, hads usl ve hads literatr
hakknda yaplan akademik almalardr.
Hads tarihini dnemlere ayrarak incelemeye balamadan nce rivayet dneminde zellikle hicr birinci asr ile nakil dnemi hakknda gerekli bilgileri
elde etmenin zorluuna iaret etmeliyiz. Hicr birinci asrla ilgili zorluun
sebebi, gerek rivayetin gerekse dier bilgilerin genelde ifah olmas, henz
yazl rivayete btnyle geilmemesi ve bu dnemle ilgili bilgilerin daha
sonraki dnemler vastasyla elde edilmesidir. Nakil dnemiyle ilgili zorluk
ise bu devredeki tarihi sreci orta ya koyan mstakil ilm almalarn henz
gerekletirilmemi olmasdr. Dolaysyla bu almada sz edilen
dnemler mevcut imkanlar erevesinde tetkik edilecektir.

You might also like