You are on page 1of 323

Yaar Kemal _ nce Memed 3

www.kitapsevenler.com
Merhabalar
Buraya Yklediim e-kitaplar Aada Ad Geen Kanuna stinaden
Grme zrller in Hazrlanmtr
Ekran Okuyucu, Braille 'n Speak Sayesinde Bu Kitaplar Dinliyoruz
Amacm Yayn Evlerine Zarar Vermek Deildir
Bu e-kitaplar Normal Kitaplarn Yerini Tutmayacandan
Kitaplar Beyenipte Engelli Olmayan Arkadalar Sadece Kitap Hakknda Fikir
Sahibi Olduunda
Aada Ad Geen Yayn Evi, Sahaflar, Ktphane, ve Kitaplardan Temin
Edebilirler
Bu Kitaplarda Hi Bir Maddi karm Yoktur Byle Bir eyide Dnmem
Bu e-kitaplar Kanunen Hi Bir ekilde Ticari Amal Kullanlamaz
Bilgi Paylatka oalr
Yaar Mutlu
Not: 5846 Sayl Kanunun "altnc Blm-eitli Hkmler " blmnde yeralan "EK
MADDE 11. - Ders kitaplar dahil, alenilemi veya yaymlanm yazl ilim
ve edebiyat eserlerinin engelliler iin retilmi bir nshas yoksa hibir
ticar ama gdlmeksizin bir engellinin kullanm iin kendisi veya nc
bir kii tek nsha olarak ya da engellilere ynelik hizmet veren eitim kurumu,
vakf veya dernek gibi kurulular tarafndan ihtiya kadar kaset, CD, braill
alfabesi ve benzeri 87matlarda oaltlmas veya dn verilmesi bu Kanunda
ngrlen izinler alnmadan gerekletirilebilir."Bu nshalar hibir ekilde
satlamaz, ticarete konu edilemez ve amac dnda kullanlamaz ve
kullandrlamaz. Ayrca bu nshalar zerinde hak sahipleri ile ilgili bilgilerin
bulundurulmas
ve oaltm amacnn belirtilmesi zorunludur." maddesine istinaden web sitesinde
deneme yaynna geilmitir.
T.C.Kltr ve Turizm Bakanl Bilgi lem ve Otomasyon Dairesi Bakanl
Ankara
Bu kitaplar hazrlanrken verilen emeye harcanan zamana sayd duyarak
Ltfen Yukardaki ve Aadaki Aklamalar Silmeyin
Tarayan Yaar Mutlu
web sitesi
www.yasarmutlu.com
www.kitapsevenler.com
e-posta
yasarmutlu@kitapsevenler.com yasarmutlu@yasarmutlu.com
mutlukitap@hotmail.com kitapsevenler@gmail.com
Yaar Kemal _ nce Memed 3
NCE MEMED 3
Yaar Kemal 1923'te Osmaniye'nin Hemite (bugn Gkedam) kynde dodu. Komu
Burhanh kynde balad ilkrenimini Kadirli'de tamamlad. Adana'da ortaokula
devam ederken bir yandan da rr fabrikalarnda alt. Ortaokulu son snf
rencisiyken terk ettikten sonra rgat ktiplii, rgatbalk, retmen
vekillii, ktphane memurluu, traktr srcl, eltik tarlalarnda
kontrolrlk yapt. 194O'l yllarn balarnda Pertev Naili Boratav, Abidin
Dino ve Arif Dino gibi sol eilimli sanat ve yazarlarla iliki kurdu, 17
yandayken siyasi nedenlerle ilk tutukluluk deneyimini yaad. 1943'te bir
folklor derlemesi olan ilk kitab Atlaf yaymlad. Askerliini yaptktan
sonra 1946'da gittii stanbul'da Franszlara ait Havagaz irke-ti'nde gaz
kontrol memuru olarak alt. 1948'de Kadirli'ye dnd, bir sre yine
eltik'tarlalarmda kontrolrlk, daha sonra arzuhalcilik yapt. 1950'de komnizm
propagandas yapt iddiasyla tutukland, Kozan cezaevinde yatt. 1951'de
salverildikten sonra stanbul'a gitti, 1951 - 63 arasnda Cumhuriyet
gazetesinde fkra ve rportaj yazan olarak alt. Bu arada 1952'de ilk yk
kitab Sar ScaK, 1955'te kendisine byk bir n kazandran ilk roman nce
Memed'i yaymlad. 1962'de girdii Trkiye ii Par-tisi'nde genel ynetim
kurulu yelii, merkez yrtme kurulu yelii grevlerinde bulundu. Yazlar ve

siyasi etkinlikleri dolaysyla birok kez kovuturmaya urad, 1967'de haftalk


siyasi dergi Ant'in kurucular arasnda yer ald. 1973'te Trkiye Yazarlar
Sendikas'nn kuruluuna katld ve 1974 - 75 arasnda ilk genel bakanln
stlendi. 1988'de kurulan PEN Yazarlar Derne-i'nin ilk bakan oldu. 1995'te
Der Spiegel'de yaymlanan bir yazs nedeniyle stanbul Devlet Gvenlik
Mahkemesi'nde yargland, akland. Ayn yl Index on Censorship'te yaymlanan
"Trkiye'nin stndeki Karabulut" balkl yazs dolaysyla 1 yl 8 ay hapis
cezasna mahkm edildi, cezas ertelendi. artc imgelemi, insan ruhunun
derinliklerine nfuz eden kavray, anlatmnn iirselliiyle yalnzca Trk
romannn deil dnya edebiyatnn da nde gelen isimlerinden biri olan Yaar
Kemal 1973'ten bu yana Nobel Edebiyat dl adaydr. Yaptlar krka yakn dile
evrilen Yaar Kemal, Trkiye'de ald ok sayda dln yan sra yurtdnda
aralarnda Uluslararas Cino del Duca dl (1982), Legion d'Honneur nian
Commandeur payesi (1984), Fransz Kltr Bakanl Commandeur des Arts et des
Lettres Nian (1993), Premi Internacional Catalunya (1996), Alman Kitaplar
Birlii Frankfurt Kitap Fuar Bar Odl'nn (1997) de bulunduu 19 dle deer
grld.
o o
w
m
tu
a
r
Yap Kredi Yaynlar -1954 Edebiyat - 553
nce Memed 3 / Yaar Kemal
Kitap Editr: Tamer Erdoan Dzelti: Eyll Duru
Kapak Tasarm: Ye*im Balaban ' ''
<
'.*?
.'
'Bask: efik Matbaas Marmara Sanayi Sitesi M Blok No: 291
kitelli/stanbul
,
1. Bask: 1984, Toros Yaynlan
1984-2003, Toros Yaynlan, Adam Yaynlan
YKY'de 1. Bask: stanbul, Ocak 2004
3. Bask: stanbul, ubat 2005
ISBN 975-08-0703-0 Takm ISBN 975-08-0698-0
Yap Kredi Kltr Sanat Yaynclk Ticaret ve Sanayi A.., 2003
Yap Kredi Kltr Sanat Yaynclk Ticaret ve Sanayi A..
Yap Kredi Kltr Merkezi
stiklal Caddesi No. 285 Beyolu 34433 stanbul
Telefon: (0 212) 252 47 00 (pbx) Faks: (0 212) 293 07 23
http://www.yapikrediyayinlari.com
e-posta: ykkultur@ykykultur.com.tr
nternet sat adresi: http://yky.estore.com.tr
www.teleweb.com.tr
Atei yandran kavdr Demiri dvdren tavdr
Kimi yllar ukurovaya bahar birdenbire iner. iekler tomurcuklar, kular,
arlar, bcekler, otlar birdenbire bastrr. Ilk gne, apaydnlk ortal
doldurur. Kurdu kuu, brt bcei, ylan karncasyla btn yaratk
yuvalarndan darya urayp akn, telal, yeni, taze bir dnyaya kavumann
sevinci iinde yumuack toprakta gezinirler. Akdenizin stnden yekinen para
para ak bulutlar, ovann toprana koyu, pul pul glgelerini brakarak Toros
dalarna giderler. Ve birdenbire, nereden geldii belirsiz yamurlar yaar.
Ortal seller gtrr. Sular taar, yrelerine sapsar milleri yayarak
Akdenize deli bir hzla akarlar, mavi suyu krmzya boyarlar. Keskin, mor
kayalklarn aralarnda ltl sar idem iekleri aar, sarvan kurmu sar
idemlerin bir ulu bahesi olur dalar. Ve binbir iekle, kokuyla
nennilenirler. Tura sesleri gelir durmadan, kuytulardan, bucaklardan. Ovann
insanlar, bahar byle birdenbire patlaynca kskn, knal cerenleri beklerler.
Eskiden, aadan, lden, bahar gelince binlerce knal ceren akard ovaya,
krmz yalmlar gibi snerek, Anavarzadan Kozan altna, oradan Tarsus

dzlne, Yreir toprana, oradan Payasa, Osmaniye altna, oradan Dumluya


srlerle dolarlard. Ve ukuroval-lar, atlarn ceren kovarak denerlerdi. En
soylu at, binicisine en abuk ceren yakalayan att. ukurovanm kr atlar ta
Asurlular-dan bu yana soyunu korumu, nn getirmiti.
ukurovaya byle birdenbire gelen baharlarla birlikte Akdenize de taze, prl
prl maviler inerdi. Baharla birlikte denize
inen bu k mavisi ge, ovaya, ak bulutlara vurur, iekten, yeilden, ktan
patlam verimli topran stnden ar ar yryerek Toros dalarna
kavuurdu. Koyaklarna mor glgeler dm, ovay bir yarm ay gibi kuatm
dalar birdenbire maviye batar, aac, kuu, kayas, suyu, ormanyla bir mavide
yldz yldz yarak savrulur, kaynaarak dnerdi.
Ilk gne, esen yeller deniz kysndan, bulutlar gibi ak iekler am
portakal, limon, turun bahelerinden kokular getirir ve ovadaki tekmil
yaratklar bir tapnma sevincinin esrikliinde kendilerinden geerlerdi.
Byle baharn birdenbire bastrd yllarda yaz da birdenbire ker,
sanscaklar kurun gibi inerdi insanlarn tepelerine. Erken gelen baharn
sevinci kursaklarda kalrd. Gne bir kocaman kz yn gibi, yresine
kvlcmlar fkrtarak, topra, otlar, iekleri yakar, sular buuya
dndrp alr gtrr, kk aylarn yataklar para para yarlr, usuz
bucaksz byk bir rmcek ana benzerdi toprak. Trkler sylenirdi bu
birdenbire ken scak stne. ukurova yana yana rdolur, her sinei bir alc
kurdolur, diye balayan...
Baharn btn grkemini, esrikliini yaayan ova insanlar bu balarna
birdenbire bir keskin kl gibi inen sarscan altnda neye uradklarn
bilemezler, gzlerini yakan klarn karanlnda kalp ortalkta yordamlayarak
yrrler, yordamla-yarak alrlard bir sre, bu k karanlna almcaya
kadar. Yeller artk kokular yerine toz bulutlar getirirdi. Kyler, kasabalar,
evler, otlar, aalar, insanlar apak, kaln bir toz tabakasnn altnda
kalrlard. Tozlarla birlikte de sivrisinek aknlar, stma salgnlar da
balard. Kasabalarda, kylerde, tarlalarda, yollarda bellerde stmaya
yakalanmlar titreir dururlard. ocuklara kran girer ve ky mezarlklar
kck, taze toprak y-nlaryla dolard. Bataklklardan, sazlardan, eltik
salaklarndan bulut bulut gelen sivrisinekler insanlara, hayvanlara saldrr,
onlar yerlerdi. Ve bedenleri kpkzl kana keserdi insanlarn, hayvanlarn.
Eskiden yaz gelince, yazdan da nce, baharn ucu gzknce ukurun insanlar
scaa, toza, sinee yakalanmadan glerini ykletip yaylaya, o mavi dalara
ger, mavi, souk
10
sularn bana adrlarn, alacklarn kurarlard. imdi dalar yitirilmi bir
cennet, bir ac zlemdi. Yarpuz kokulu serin pnarlar, yediveren da iekleri,
alageyikler, her evin nnde bir atala kondurulmu alc kular, beli uzun
byk gzl, kz yeleli Arap atlar ve ince uzun bacakl tazlar onlar iin artk
eriilmez bir eski dt. Dededen kalma kl adrlar ottan, kamtan yaplm
evlerin kelerinde, ahrlarnda, samanlklarnda rmeye braklmlard.
Baharn ucu gzkp, ilk idem kayalklarn arasnda sar sar parlaymca ve
dalara giden ilk Yrk gleri gzknce samanlklarda rmeye braklm
adrlar yerlerinden karlp ykanr, temizlenir, yeniden yerlerine konurdu.
Her ukurovalnm gnlnde, bir gn gene eski yaama dnmenin yalm parlard.
Dalara giden Yrklere imrenerek, fkelenerek, biraz da sevinerek bakar,
ukurun stmasnda, sa-rscanda, kan gibi lk suyunda, ptrakl
tarlalarnda almann acsnda eski gnlerin bir gn geri geleceine inanarak
kendilerini avuturlard.
ukurova insanlarnn yreklerinde ne kadar mor glgeli dalarn, o yitirilmi
cennetin zlemi varsa, da insanlar da onlar kadar, belki onlardan da daha ok
aann, ukurun, bu bire bin veren verimli topraklarn zlemini ekerler,
kayalklardan, ormanlardan, inanlmaz yoksulluklarndan kurtulmann, oralarda,
Akdenizin kylarnda yumuack, scack tarlalara kavumann bir yolunu
ararlard.
Verimli, milli dzlklerden sonra Torosun kra, kepir tal etekleri balar.
Ovann en bereketsiz, verimsiz yerleridir buralar. Bu kepir taln kylleri
hem ukurun scann, sineinin, hastalnn, belasnn iindedirler, hem de

topraklar ot bitirmez verimsizliktedir, Anavarza, Yreir, Tarsus ovalar,


Osmaniye dzl, Kozan alt onlarn erimek istedikleri yerlerdir. Uzun
yllardan bu yana, buralara ky kuran dedelerine karklar yadrrlar.
Karklarla birlikte dnmeye de balamlardr, iskandan sonra, verimli
ukurova topra kabarm, bor, kzolan kz, alacak insann, sabann,
pulluunu beklerken bunlar buray ne demiler de yurt tutmular, diye. Bu
yllar, ukurovada verimli topraklar pay edilirken, eteklerde de bir kaynama
balamtr.
11
T".
Eteklerden sonra birdenbire gr ormanlar, yarpuzlu pnarlar, bol otlu kk
dzlkler balar. Bu dzlklere birer ikier ev kurulmutur. Bu, ormanlar,
keskin kayalklar arasndaki kk toprak paralar ancak bir, iki, en ok da
evi besleyebilir. te bu yzden Maratan Antalyaya kadar, Akdenizi evreleyen
dalardaki kylerin evleri ok danktr. At yryyle ou kylerin ilk
evinden son evine , be, alt saat eker. Bu kk toprak paralar da ekile
ekile zaman getike verimlerini yitirmiler, stndekileri besleyemez bir
duruma gelmilerdir. Ya-malardaki dzlklerin birounun topran seller alm
gtrm, buraya yerlemi evler de kayalklarn talklarn aralarnda
dirliksiz, be keileriyle ba baa kalmlardr.
Dalardan yukarlara kldka ormanlar seyrelir, daha ykselince de ksa boylu
meelere, onlarn ardndan da bodur, yerle bir allara gelinir. allardan
sonra artk dalar doruklarna kadar rlplaktr. Bu rlplak yerlerin en
gze batan bitkisi de keven dikenidir. Gz aylarnda sert iekleri kuruyup da
diken parlakln yitirince kevenlerin iine yzlerce, binlerce uurbcekleri
dolar. Diken bekleri, uzaktan bakldnda gnn kimi saatlarmda bir yalm gibi
gzkr.
ukurovaya bahar birdenbire indii yllar, dalara da birdenbire yamurlarla,
sellerle, frtnalarla gelir. aylar taran, kuru dereleri, koyaklar dolduran
seller, inanlmaz bir hzla ya-malardaki, koyaklardaki kck dzlkleri
topra skerek aalara, ovaya, Akdenize alr gtrr. Ve da insanlar bu
erken gelen bahardan sonra, birdenbire binbir rengiyle fkran ieklerin,
kokularn, yunmu arnm yldzlarn, nennilenmi dalarn esrikliinde
kalrlar, ne yapacaklarn, ne edeceklerini bilemezler. Ve ukurovaya ken
sca, ldren sivrisinei, kan gibi lk, ieni alayan sular bilirler. Ve
gene de ukurova-y varlmaz, ulalmaz bir cennet olaraktan dlerler. Ama
onlar ukurovadan gene de korkarlar. Ovallarn son yllarda dalardan
korktuklar gibi.
12
Keven dikeni aasz kra yksek yamalarn, tepelerin bitkisi olduu kadar,
usuz bucaksz Anadolu bozkrlarnn da bitkisidir. Her birisi karla be,
alt, yedi kar apnda yuvarlak beklerdir. Bu bekler aasz, alsz yksek
da tepelerinde, yamalarnda, derin bozkrlarda, yaylalarda kme kme biterler.
Bazan be, on, elli, yz bek bir aradadr. Bazan da aasz, alsz toprak
silme kevenle delidir. Kimi zaman bekler sk, st ste biterler, kimi zaman
da bekler seyrek, aralkldr. Aralklar bir admdan on, on be adma kadar
kar. Her bekte binlerce yaprak diken bulunur. Bu dikenlerin en az otuzu krk
bir sapn stne yldz gibi biimlice sralanmtr. Ana kkten, bylesi
saplardan yzlercesi topran stnde rlerek, keleplenerek yuvarlak, yumru bir
bek olutururlar. Kevenin iekleriyse uzun saplarla bu diken yapraklarn
stne karlar.
Baharn ucunun gzkmesiyle yksek yamalardaki, boz-krlardaki keven
dikenlerinin yumuak, lk, incecik yeili de ortal alverir. Bu sralar
bozkra, yksek yamalara, belli belirsiz, tten uuk yeil bir bulut inmi gibi
olur. Bu incecik yeildeki diken yapraklar da yumuacktr. Gittike koyulaan
yeiliyle birlikte bu yapraklarn ular da sertleir, diken olgunlar,
ineleir. Bitkiler koyu yeildeyken keven beklerinden iekler fkrverir.
Bu sefer de gene bozkrn, aa bitmez yksek tepelerin, yamalarn stn,
belli belirsiz, ilerinde mavi elik kvlcmlar akan pembe bulutlar rter.
beklerden, yldz
13

yldz diken yapraklarn aralarndan ykselen iek saplarnn uzunluu be


santimden yirmi be santime kadar olur. Her sapta da on, on be, yirmi, otuz
iek bulunur. Bunlar ok koyu, maviye kaan pembe izgili, ilerine bir
karncann, kck bir arnn girebilecei kadar kck pembe ieklerdir.
ylesine sktrlar ki bu mavi kvlcml iekler usuz bucaksz bozkrda ve dik
yamalarda, yaylalarda uzun bir sre pembe pembe balkrlar. beklerin alt,
kmelerin aralar bozkr ve yayla bceklerinin, kck kularn, hayvanlarn
sncasdr.
Deirmenoluktan doludizgin kan atl, atn nce geni bir dzlkten kardaki
moraran dalara srd. Kararan bir ormana girdiinde ortala alaca glgeler
dmt. Ormann ucunda atn ban bir sre ekip bekledi. Orman hrdyor,
derinden de uulduyordu. ok uzaklardan da, aralklarla bir kuun sesi
geliyordu. Atl bu orman eskiden beri biliyordu ya, ikircikliydi. Onu izleyen
candarmalar, ierde yoluna pusu kurabilirlerdi. Orman geince belki de iler
biraz kolaylard. eriye girmeyip sola, aaya sapsa, oras da tehlikeliydi.
Oralarda ne bildii bir ky, ne de tand bir insan vard. Sa yanda, gndousunda da kimseyi tanmyordu. Bir bellisize atn sremezdi. Orman geip de
yaylalara ularsa Yrk adrlarna, belki de Kerimolunun obasna varabilirdi.
Yrklere kavumak onun iin kurtulu demekti. Topal Ali de onu Yrklerde
bulabilirdi. Bir ara dnp Koca Sleymann kyne gitmeyi dnd. Ama oras
oktan candarmalarca sarlmt. Bundan hibir kukusu yoktu. Faruk Yzba,
Asm avu onun Yrklere gideceini de bilirlerdi ya, belki daha ormana
ulaamamlard. Altndaki at kpe batm, gs inip inip kalkyor, burun
delikleri alm seslice soluklanyordu. Orman doludizgin kabilmek iin Krk
suyun yolundan baka bir yerden geemezdi. Sk ormanlara, kayalklara,
allklara at ileyemezdi. At brakp yaya olaraktan girse ormann iine, bu
orman ok iyi bildii halde, darya birka gnde bile zor kabilirdi.
Atndan inip onu bir alya balad, srtn bir nar aacna verdi oturdu.
Ormann uultusu gittike artyor, o kuun bouk sesi aralklarla uzaklardan
orman ap trtlarla, baka seslerle birlikte geliyordu. Adam kulan yere
dayayp bir sre ormann derinlik14
lerini dinledi. Uultulardan, atrtlardan, o kuun sesinden baka sesler de
aryordu. Gene ok uzaklardan belli belirsiz bir an sesi geldi kulana. an
kere ter gibi oldu, sonra da sustu. Adam kula yerde, an seslerini bir daha
duyabilmek iin bekledi bekledi, ama bir daha o sesleri duyamad. Bu an sesleri
bir devenin, bir katrn, bir srn an sesleri mi, yoksa bir tekenin, bir
keinin annn sesi miydi, sesler o kadar uzaktan geliyordu ki ayrt edemedi.
Sesler biraz yakn olsayd bunu ayrt etmek ok kolay olurdu. an sesi bir
duyulur gibi olmu sonra da hemen snmt. Dorulup yukarsndaki narn
geni, yaygn dallarna bakt. Aacn yapraklarnda en kk bir kprt yoktu.
Ve en kaln, en uzun daldan aaya bir krmz karnca katar yol yaptklar
gvdeye iniyor, oradan da am prlerinin bek bek yld bir baka aacn
altna doru akyorlard. Kck, yumru, krmz srtlarnda son klar ipiliyordu. Srtn yeniden gvdeye dayayan adam birden bir uyku bastrd.
Kslm gzlerinin nndeki yorgun at sa art ayan karnna ekmi, tyleri
de domur domur olmu, donu yazdan karaya dnmt. Ban da uysal, yorgun
yere sarktm, uzun yelesi topraa deecek kadar aalara dklmt. Adamn
gzlerinin nnden Kel Hamzann uzayp safran sars kesilmi, gerilmi, bir
lm lna dnm yz durmadan geiyor, kocaman, ardna kadar alm az,
prtlemi gzleriyle yalvaryordu. Uan kutan, dosttan dmandan, yerdeki
karncadan car umuyordu. Adam yar uykuda, yar dte, bir insan cannn ne
kadar tatl, vazgeilmez olabileceini, kimi insanlarn, belki de byk bir
insan ounluunun canlarn vermemek iin ne kadar alalabileceklerini ilk
olarak dnyordu. nsan can bu kadar alalmaya deer miydi? Ne pahasna
olursa olsun insan yaamn srdrmeli miydi? Stmalar, hastalklar, zulmler,
buyruklar, alklar, yoksulluklar insan soyunun yaama direncini kramam,
insanolu kymlardan, aalamalardan, sakatlklardan, krmlardan sonra bile
yaamn srdrmt. Bu korkun g, bu sonsuz diren, bu yaamak iin
katlanlan en aalk durumlar neydi, ne iindi? Kel Hamza, atnn nne dm

ky, btn bedeniyle korkuya kesmi dolanrken, arada bir durup ona yle bir,
yle kpekesine yal15
varla bakyordu ki insan yrei dayanamaz. Onu ldrmemek iin kendisiyle ok
savam, sonunda da, bylesine insanlktan km bir insann yaamas haramdr
diye dnmt. Ali Safa Bey de onu grnce, "Benim adm nce Memed, beni
bilebildin mi Aa?" deyince, yz gerilmi, kocaman olmu gzleri inanlmaz bir
korkuda alm alm kapanm, bir ara, bir gz ap kapayncaya kadarki bir
srede gzleri namluya inanlmaz bir yalvarla dikilmiti. Bu bir anlk
yalvarta da belki insan soyunun debilecei en beter aalanma, alalma
vard. Bu kadar alalmaya deer miydi bir can? Can bu kadar, her eyden deerli
miydi? rnein Hr Ana byle bir lm karsnda kalsayd bunca alaltr myd
kendi kendini, cann balayacaklarn da yzde yz bilse? Ya Topal Ali? Topal
Ali deyince ikirciklendi. Sonra da birden piman oldu Topal iin byle
dndne. Topal hibir zaman, hibir koulda kendisini alaltamazd. Benim
canm sz konusu olunca da yalvar-maz m, diye dnd, o adama, beni ldrecek
olana? Burada ikircikliydi, kesin bir ey dnemedi. Ah, imdi Ferhat Hoca olsa
da btn bunlar ondan sorsayd... Mahpustaki Hocay dnnce yrei szlad.
Hocack, o yumuak, ipek gibi adam imdi ne yapyordu acaba orada, onu
aalyorlar myd, Yoba-zolu ierde ona gereince hizmet edebiliyor muydu,
Seyran onlara giyecek, para, yiyecek gtrebiliyor muydu? Hoca ieri girer
girmez sigaray terk etmiti, oysa o sigara imeyi ne kadar ok sever, bir
sigaraya sarlp duman iine ekerken gzlerini yumup kendinden yle bir
geerdi ki... Niin sigaray brakt acaba? imdi Hoca ierde o gzel sesiyle
grl grl Kuran okuyor, btn ayetleri de bir bir mahpuslara aklyordu. Hoca
iin bu dnyada akll, deli, byk kk yoktu. O, herkesle yrekten konuur,
akll da, deli de, yal da, ocuk da ondan nasibini kendi yeteneince alrd.
Ferhat Hoca duyunca ne derdi acaba, o gene iki kiiyi ldrm, gene dalara
dm, gene lmle kar karya gelmiti. Ama o ldrdkleri imdi onun
ardndaydlar ve kanma susamtlar. Neyi halletmiti? Vayvay ky kurtulmu
muydu, Ali Safanm yerine bir bakas gelmeyecek miydi, Kel Hamzann da yerine?
yleyse bu savam ne iindi? Bundan sonra ne olacakt, u anda gidecei bir
16
yer bile yoktu. Ve candarmalar imdi onu belki drt bir yandan kuatmlard.
Kyller, onun parmann ucunu grseler hkmete haber vermezler miydi? Uzak
yemyeil ince bir yoldan, elik mavisi kvlcml pembe iekleri bir bulut gibi
am kevenlerin arasndan, yukardan aaya, srtlarnda filintalar, arka
arkaya, karnca katarlar gibi sralanm kyller iniyorlard, saysz. niyor,
Alidamn nndeki dzlkte toplanyorlard. Ferhat Hoca bir tepenin stne
km Kuran okuyor, ardndan da aklyordu. Sonra da boynunu uzatarak, grtlak
kemii inip kalka kalka insanlara yrekten, kendi szlerini sylyordu. Ve
diyordu ki, hibir umarszlk elimizi kolumuzu balamamal. Savamak haktr.
Sonra da kalabalk seller gibi Toroslardan, ormanlardan, kayalklardan, sel
yataklarndan aaya, ukurova dzne iniyordu. niyor, Anavarza ovasn,
Ylankaleyle Dum-lu arasn, oradan Kozan altn, oradan Misisi, ncirlii,
oradan da Akdenize kadar o ovalar dolduruyordu. Kalabalk koca ukurova dznde
sessiz bir deniz gibi dalgalanyor, susuyordu. Anavarza kalesinden Ferhat Hoca
gk grler gibi konuuyor, gzel, akll, kanatl szler sylyordu. Onun
bysne kaplan kalabalk da ehirler stne yryordu. Ferhat Hoca durmadan
konuuyor, onlar yreklendiriyor, kalabalk da bir sele kaplmasma durmadan
akyordu. Btn ukurovann gn bir toz bulutu kaplamt. Kalabalk
ehirleri, kyleri iine alyor, ehirler, kyler kalabaln iinde yitip
gidiyordu. Yce bir dan yamacnda yanan, kz gibi bir scan iinde kalan
Memed, yukardan kopan bir sele kaplyor, kknden sklm aalar, kayalar,
talarla birlikte srklenerek aaya hzla iniyor, sular onu yutuyordu. Ferhat
Hoca da, "Kurtarn, kurtarn o sellerin alp gtrd kiiyi, nce Memeddir o,
amann kurtarn onu," diye baryor, kimsecikler de onun barmasna
armasna aldrmyordu. Kalabalk donmu kalmt. Falta gibi alm
gzlerle ona bakyorlar, yerlerinden kprdamyorlard. At ayaklarnn
taprtlar geliyordu ok uzaklardan. Ferhat Hoca kulan yere dayam dalarn
arkasn dinliyordu. At ayaklarnn taprts gittike yaklayor, oalyordu.

Atllar geldiler geldiler, Memedin bann stnden doludizgin getiler. Atllar


geliyorlar geliyorlar, Memedin stnden doludizgin
17
akp gidiyorlard. Memedse ban bir trl kaldramyordu. Ortal kurun
gemez bir karanlk basm, gz gz grmyor, soluk da aldrmyordu. Atllar
bir dursa da Memed bir ban kaldrabilseydi... Karanln stne krmz sas
sas kokan bir kan orluyor, Ali Safadan, Kel Hamzadan orlayan kan hi
durmuyordu. Kann altndan candarmalar ve Faruk Yzba kyordu. fkeli
gzleri, krmz izmesi, yalm gibi saklayan krbacyla... Birden, stnden
geen at ayaklarnn sesi kesildi, kalabalk ekildi gitti, karncalar da
yuvalarna oktan dnmlerdi, kan yamuru durdu, Ali Safa Bey, Kel Hamza
gzleri, azlan kocaman kocaman alm yle ortalkta kalakaldlar.
Sessizlikten de beter, m n ten bir sessizlik ortal alverdi. Memed, usuz
bucaksz, marptan marka kadar silme bir dzln ortasnda kalverdi. stne
ok mavi bir gk btn arlyla usul usul iniyordu. Memed o yana kayor,
stne inen youn, mavi bir mermer ta gibi ar gkyznn altndan
kurtulamyordu. O yana kayor kurtulamyor, bu yana kayor, saa sola...
Ortalkta drt dnyor, bu, ovann stne kapaklanm gkyz ona soluk
aldrtmyordu. Gkyznn bir yan denize iner, derin suyu btn arlyla
ezerken, tepeler, dalar, kayalar, aalar dmdz olurken, orman titredi,
salland, aalar yatt yatt kalkt, byk gcrtlarla. Dnya atrdamaya,
yer yerinden oynamaya balad. Memed de oturduu yerden tam bu anda ayaa
frlad. Az ilerisindeki at kulaklarn dikmi, ban kaldrm, ormann
derinliklerine bakar gibiydi. Sonra birden einmeye balad. Ardndan aha
kalkt. Fokurtularla burnundan soluyor, einiyor, tepmiyor, yularn koparp
kurtulmaya urayordu. Memed, yar uykulu, yar uyank, yar dte kulak verip
orman dinledi. Karanlk iyice km, orman koygun koygun uulduyor, o tek
bana uzaklarda ten kuun sesi gene geliyordu. Ortalkta at bylesine
tedirgin edecek hibir ey yoktu ya, bylesi soylu atlar krk gnlk yolda
yaprak kprdasa sezerler, burun delikleri alabildiine alrd. Tetikte olmak
gerekti. At da gittike azgmlayor, yerinde dura-myordu. O eski, kendi
yresinde dnme deliliine iyice kaplp gitmiti. imdi yularndan kurtulsa
varr u alanda durur, kendi yresinde bir topa gibi dner dururdu. Biraz daha
vakit
18
I
geerse azgn ata yaklamann hibir olana kalmayacakt. Me-medin ap aras,
bacaklar koparcasma aryordu. Gnlerce yol yrd halde bacaklar hibir
zaman bylesine hamlamam, bedeni hi byle ta gibi arlamamt. At
gittike azgmlayor, yularn evresinde dnyor, n ayaklaryla havay dvyor,
burnundan, fokurtusu ta uzaklardan duyulacak biimde soluyordu. Memed artk
hibir ey dnemezdi. Birden yerinden frlayp yular aldan zd ata
atlad, geldii yne dnp Alidama doru srd. Hzla giden at, bir sel
yatan geerken rkp olduu yerde direkledi. Memed az daha yere dyordu,
zor kurtuldu. Atn ban ormana evirdi, ormana hzla girdi. Yanndan ynnden
su gibi orman akyor, gittike hzlanan atn yeli onu bir ho tyordu.
Kulann dibinden de kurun seslerine benzer, cv cv, birtakm sesler geiyor,
stne yapraklar dklyor, bazan yumuak, bazan da sert, onu sarsacak, br
yana yatracak kadar sert dallar syryordu. Kulaklarndaki uultu artarken
uzaktaki kuun sesi de yaklayordu. Kslm gzlerinin ucuyla yanda bir k
grdn sand, bir anda da oray geti. Bir k, ardndan bir k daha, bir,
bir k daha... Belli belirsiz klar ard ardna geiyor, klar biribiri
stne yklp karman orman oluyordu. ncecik bir iirden gittiini, st ste
kk sular getiini biliyor, nerede olduunu az ok kestiriyordu. Belinin
ortasna az nce giren sanc da onu kvrandryordu. Bir sre sonra sancnn
getiini anlaynca sevindi. At tekmelemenin hibir gereklii yoktu. At,
boynunu alabildiine uzatm, burnundan grltl sesler koyvererek ynn
dorultmu gidiyordu. Atn da, kendisinin de ter iinde kaldn anlad.
Gittike btn bedeni uyuuyor, atn brlerini skan bacaklar feldirdiyordu.
Byle uyumu, at ne kadar srdn bilemeden gidiyor, at kk sular,
hendekleri, nne gelen ktkleri, kk kayalar, sel yataklarn atlarken

yanna, bana, srtna dallar sert sert vururken altndaki atm farknda
oluyordu. At biraz yavalayp da ayaklarnda da bir suyun serinliini duyunca,
orman kmakta olduunun farkna vard. Birdenbire de, binlerce kuun hep bir
azdan vcrdatm duydu. Demek tanyerleri d yacakt. Suyu geerken
dou sand yne ban evirip bakt. Yldzlar
19
a.
silinmi, gk belli belirsiz aarmaya balamt. Ku vcrtlan da gittike,
kulan sar edercesine, artyordu. Srcklar, diye glmsedi kendi kendine.
nlerine byk bir kaya knca at bir an durdu, bekler gibi edip sonra da
komasn srdrd. Kayann yan yn, aalar ge am, her aacn gvdesini
adam el ele verse eviremez eski bir ormand. Memed bu orman al al
biliyordu. Burada geen eski gnleri olduu gibi gzlerinin nne gelince
gevedi. inden ince bir umut, bir sevin geldi geti. Az sonra orman
kacak, usuz bucaksz, aasz yamataki pnarlarn bana konmu Yrk
adrlarna varacakt. ounlukla Kerimolunun obas konard buralara...
Kerimolu obas daha da ok dan gndousundaki geni, doruu kl gibi keskin
krmz mor kayaln dibindeki gr kaynan ban yurt tutard. Ya Kerimolu
obas baka yerdeyse, ya onu teki Yrkler yakalarlar da candarmaya teslim
ederlerse? Ya?.. Bu anda kendini dnmyor, bileindeki kelepelerle gzel,
hznl gzl, ince, kvrck kara sakall Ferhat Hoca gzlerinin nnden hi
gitmiyordu. At biraz yavalam, Me-medin dnceleri de daha alm, atn
ayann dzgn taprtlarna uymutu. imdi Ferhat Hoca olsayd-, ya da Koca
Sleyman, ona yol gsterirler, Yrklere gvenilip gvenilmeyecei-ni ona
sylerlerdi. ini dehet bir korku sarp atn ban birden geriye evirip,
kpk iinde kalm at daha hzl geldii yne srd. Biraz nce getii ayn
serin suyu ayana deince kendine geldi. At ayn iinden geriye dnd. Gene o
kayaya geldiler. Kular daha ok, btn orman doldurmu binlerce, on binlerce
dallara st ste konmular vcrdayorlard. Atn ban ekti, gkyz usuldan
aanyordu, ince bir mavi gkyznn oralarda uuuyordu, at yorulmutu,
kendiliinden durur gibi oldu. Azck sonra Memedin iindeki korku byd, onu
klla arpar gibi arpt, derinden sarst. At yeniden geriye dnp aya geldi.
ayn suyunun serinlii onun ayaklarna, ayak bileklerine demeden nce o ay
grd. Hayal meyal suya benzer bir koyu karanlk nnden akyor, ormann
kuytusunda yitip gidiyordu. Aalardan da bir alt geliyor, kck bir
alayann ltsn duyuyordu. At bu sefer de kendiliinden geriye dnd.
Byle bir sre gidip geldikten sonra kayaln
20
tam ucunda bitmi, dallar grleyen ulu bir aacn altnda durdu. Memed hibir
ey yapmyordu. At da, kendisi de bitmiti. At az sonra kulaklarn drp sa
arka ayan karnna ekti. Memed de atm boynuna doru eilmi, onun boynundan
fkrm kpkleri koklar gibi yle kalakalmt. Bir sre durumlarn bozmadan
ylece olduklar yerde kaldlar. Atm terli boynundan ac bir koku geliyordu.
Birden sert bir sesle irkilen at rker gibi yapt, kulaklarn dikip ortal
dinledi, sonunda da ald yatrd. ldrm gibi cvldayan ku seslerinin
arasndan getiler, geni, iki yannda pespembe an aalarnn iee durduu
akltal kuru bir dereye indiler, karlarken sol yandaki aalarn arkasndan
gelen bir yaylm ateiyle karlatlar. At bir yassld, ardndan da saa vurup
akltalarnm stnden kayarak komaya balad. ndeki kvrm, kk burnu
dnerlerken Memed, sa kreinin altnda acya benzer bir ey duydu. Acnn az
altnda ona benzer bir ac daha... Bir de kalasnn tam stnde daha da belirli
bir baka ac... Atn boynuna yatm, at onu dereye yukarya gtryor, Memedin
srtndaki aclar belli belirsiz artyordu. Arkadan da bir ses durmadan, "nce
Memed, nce Memed, bu sefer elimden kurtulamazsn, bu sefer elimden, elimden,
elimden..." diye yineliyordu. "Btn orman sarld, sarld." At yumulmu
allarn arasndan, sk ormanlarn iinden geiyor, akltal kuru dereye
iniyor kyor, Memedin burnuna kuru yarpuz, amsakz kokusu, bir de ya bir
odunun duman kokusu geliyordu. Arkalarda, kayaln ardnda kalanlar da
atelerini kesmemiler, ha bire kurun yakyorlard. Tanyerleri maya,
aalar, otlar, iekler seilmeye balamt. At bir dzle kt. Bir sr
an sesi, insan sesiyle karlanca bir an durdu. Ayaklarnn dibinden dan

doruuna kadar, plak yamac iinde akan mavi kvlcmlaryla balkyan


pespembe am keven dikenleri batan aa sarm, doldurmu, tanyerlerinin
dumanlar iinde ttyordu. Memed ortal dinledi, kurun sesleri kesilmiti.
At ormana dndrecek hali yoktu. Kardaki krmz, mor, doruu kl gibi
keskin ipileyen kayann ardndan birka mavi dumann havaya szl-dn grr
gibi oldu. Banda dnyann btn kular vcr-dayordu. Omuzundan gsne,
oradan da karnna lk bir ka21
nn aktn duydu. "Eyvah Ferhat Hoca," diye sylendi, "kader byle imi."
Sonra birtakm insan sesleri geldi kulana. Yukardan aaya da kadnl
erkekli, oluklu ocuklu sessiz, ayaklarnn ucuna basa basa, t karmadan bir
kalabaln indiini grd. nlerinde de, ban nne emi Ferhat Hoca...
Btn bedeni tepeden trnaa sevince kesti. Gzlerini iyice ap keven
dikenlerinin balkyan pembe bulutu arkasndan dingin, arbal gelen Hocay bir
daha grmek istedi ama, gzlerini bir karanlk perdesi rtt. Tam bu srada da
atn stnden kayarcas-na yere sald, boylu boyunca oban yast da
dedikleri keven dikenlerinin stne uzand.
Bir sre onun banda bekleyen atn gzlerine doru telerden bir yalm snp
geldi. Yalm uzad, ksald, oald. Sesler, grltler, ayak taprtlar da
artt. Kulaklarn dikip bir sre bekleyen at birden ileriye frlad. Keven
ieklerinin stnde, bir harman yerinde dner gibi halkalar izerek, izdii
halkalar da gittike klterek dnmeye balad. Bir sre de topa gibi kendi
yresinde dndkten sonra grkemli, byk gzl ban, gzel kulaklarn
dikerek kaldrd dan doruuna bakt, ardndan da doludizgin oraya doru ald
yatrd.
22
Dn geceden bu yana, daha kurun sesleri duyulur duyulmaz Ali Safa Beyin avlusu
insanla dolmutu. Kara haber en uzak kylere kadar ulam, yakn kylerin
at kadnlarnn bir ksm oktan gelmiler, ilerine balamlard bile. Ali
Safa Beyin kanl ls banda atlarn syleyerek ranyor, ly gklere
karyorlar, onun grkemli yaamn, iyi niteliklerini, insanln sayp
dkyorlar, onu ldren eli kanl, yrei kara nce Memedi de yerin dibine
batryorlard. Memedi candarma-lar az sonra yakalayacaklar kasabaya
getireceklerdi. Arif Saim Beyle Takn Bey onu caminin avlusundaki nar aacna
balayacaklar, Ali Safa Beyin hatununun, kardelerinin, akrabalarnn, tm
kasabann gzlerinin nnde onun diri diri derisini yzeceklerdi. Onu, o kan
iiciyi, o din dmann bu kartal gibi beyler yaatrlar myd hi? Kesmez,
doramazlar myd onu? Bari Ali Safa gibi bir yiidi, bir iftlik sahibini,
hkmetin gznn bebeini de ldren de keski bir insan olsayd. O, nce Memed
dedikleri de fkara, yalnayak, kabak yiye yiye karn imi, boyu bir kar da,
boynu p gibi ince, gzleri prtle-mi, karncadan rken bir ksz kyl. Byle
bir yiidi, Aay, adamolu adam da vuran, fakir fkaranm sncasm da ldren
bir adam olsa, bir smkl de bir srgn olan... nsan gibi bir insan olsa Ali
Safa Beyi ldren de insann yrei yanmaz...
Avludaki kalabalk bir anda oalm, avludan yola, yoldan da aaya, caminin
avlusuna tamt. Kalabalk leye doru btn ary, arnn altndaki
alan doldurmu, ora23
V
dan da suyun kysna kadar inmeye balamlard. Atlar, arabalar, kanlar
suyun kysndaki pazaryerini doldurmulard.
ly bir ksm akrabalar, kasaba ileri gelenleri hemen gmdrmek istiyor, Safa
Beyin karsyla, Karadalolu Murta-za, oymakzade Bekir, Takn Halil Bey,
Muallim Rstem Bey buna raz geliniyorlard. tekiler, yazktr, hava scak, l
daha imdiden iti, koktu, diyorlar, berikilerse, koksun, isin ama, onun
kanl lsn cmle alan grsn, byle kutsal bir lnn cenaze trenine btn
insanlar katlsnlar, diye dayatyorlard.
Karsnn dedii oldu ve l ertesi gn bile gmlmedi. Kasabada ne kadar
kolonya bulmularsa, arda, evlerde hepsini getirmi, Ali Safa Beyin kutsal
lsnn stne bir gzelce boaltmlard. l gene de imi, davul gibi
olmu, kokusu da evden, avludan tap ta aalara, ayn kysna, pazaryeri-ne

kadar ulam, imi l kokusu suya, aalara, topraa, insanlarn bedenlerine


sinmiti. Bu arada cenaze trenine de milletvekili Arif Saim Bey, candarma alay
komutan, Adana Vali yardmcs, teki ileri gelen memurlar, Ali Safa Beyin
Adanada-ki byk ifti arkadalar, Kozandan, Osmaniyeden, Ceyhan-dan eski
Trkmen Beyleri, daha bir sr insan gelmilerdi. Karadalolu Murtaza Aa
ortala dm dvnyor, inliyor, nne gelenle konuuyordu.
"ldrd," diyordu, "ldrd bir kar boylu da, armut boyunlu ksz nce Memed,
Ali Safa Bey gibi bir aslan. ldrd arkadalar, akrabalar, hsmlar. ldrd
koca stiklal Sava yiidini, Tufan Paann, Doan Paann arkadan. Buna
yrek nasl dayanr. Kokuttu lsn de bu sarscakta. Buna da yrek hi
dayanmaz. Daha nce de Abdi Aamz ldrmt. Be kyn aasn, dinimizin
direini. Onu da byle, kasabamz basarak ldrmt. Fkaray ala gzlerinden
kurunlayarak... Daha kimleri, kimleri ldrmedi bu nce Memed... Han-eriyle
Aa kadnlarnn karnn deip bebeklerini dar karp, l bebekleri de
nian tahtas yapp kurunluyormu. Zenginlere byle yapyormu, o neysem ne, ya
fkaralara ne diyelim, onlarn da kzlarnn, karlarnn rzlarna bir iyice
getikten sonra kellelerini kesip kazklara akyor, onlar da yollar boyunca
diziyormu. imdi buradan dalara gitmi, ieklidere24
sine, stiklal Mcadelesi kahramanmz iekli Mahmut Aay ldrmeye. Ahdetmi
o nce Memed, ite bu sylyor, bu. Bu naml Topal Ali ki, gkte uan kuun
yerdeki izini srer. Bu Topal Ali ki Abdi Aann has bir adamyd. Bu Topal Ali
ki, o kafir bunun eline bir geerse etini kebap edecek. te bu Topal Ali ki, bu
bile onunla baa kamad."
Eliyle nne gelene gsterdii, vglere boduu Topal Ali ba nnde, derin
kederlere gmlm, onun sa bandan bir adm gerisinde, gzleri ya iinde
kalm yryor, vglere ilgisizmi gibi yznde en kk bir kprdama,
deiiklik olmadan Aasn dinliyordu.
"Candarmalarmz yetimezse oraya, o ieklideresine gidene kadar, iekli
Mahmut Aa da, stiklal Mcadelesinin gsn dmana kar tun siper etmi
yiidi de lecek. teki tun siper gsl Aalar da... Kadnlarmz, vay
kzlarmz... Sonra nce Memed arkasna takt ipten kazktan kurtulmu, ipe
kaza mstahak canavar kiilerle dalardan inecek, nce bizim kasabamz
basacak, sonra Adanay, Mersini, Kozam, tm ukurovay alacak... Hepimizin bir
bir derimizi yzp, kellemizi kesecek. Vay avratlarmza, vay kzlarmza, vay
tarlalarmza... Vay vay vay bamza gelenlere... Biliyorum, o btn ukurovay
alsa da, biz gene stiklal Mcadelemizde olduu gibi Franszlar bu vatann
harimi ismetinde, Toros dalarnda nasl bomusak bunu da, bu nce Memedi de
yle, yle boacaz."
O byle konutuka Topal Ali bir duruyor, bir tuhaf tilki gzleriyle kalarn
yukarya kaldrp ona yandan yle bir bakyor, hemen o anda da yrmeye
balyordu.
Karadalolu Murtaza Aann durumu gerekten ktyd. Btn bu sylediklerine
yrekten inanyor, nce Memedden d kopuyor, bu kan iici, bu canavar adamdan
dolay gzlerine uyku girmiyordu. Hele Ali Safann ldrldn de duyunca
iyice zvanadan km, kendisini bir lm korkusuna kaptrmt. Tek smcas,
gvenci, sarld tek dal Topal Aliydi. O da olmam olsayd Karadalolu
Murtaza Aa oktan korkudan ldrm, dalara dmt. Topal Aliyi yere ge
koyamyor, onu bir an iin bile olsa yanndan ayrmak istemi25
yordu. O yannda olmaynca bir korku karanlnn, boluunun iine
yuvarlanyordu. Aliye inanyordu. Eer Ali candarma karakoluna vardnda,
"yetiin, yetiin, nce Memed Ali Safa Beyi ldrmeye gidiyor," diye
bardnda candarmalar harekete gemi olsaydlar, Ali Safa Bey imdi yayor
olurdu, aaah, yayor olurdu... Topal Ali alam, inlemi, kendini paralam,
candarmalar bir trl yerinden kprdatamamt. O elinde plak filinta,
plak ata binili nce Memed de gitmi Ali Safa Beyi ldrvermiti. O sebepten
Topal Ali bir yiit, bir fedakar kii, bir gvenilir adamdr. O her eyi,
dalar, ovalar, kurdun kuun yattklar yeri, tekmil insanlarn yreklerini
bilir.

"Ben ylann ba daha kkken ezilmelidir, diye ok syledim. te ezilmedi.


te, koskoca yedi dvelle, on be devlet-l azimeyle dvm ve hem de onlarn
ocana incir dikmi koskoca Trkiye Cumhuriyetini parmana takm oynatyor.
Parmana, parmana, ve hem de parmann ucuna... imdi eer biz bir orduyla
yarndan tezi yok dalar sarmazsak ve hem de o nce Memedi ve hempalarn
derakap yakalamazsak bu i byyecek, btn dalara, oradan da tm Anadoluna
yaylacak, ondan sonra da bu baldrplaklarla hibir zaman baa klamayacak.
Yoktan var ettiimiz, dveli muazzamann o kokmu ellerinden aldmz gl gibi
vatanmz yok olacak. te bu, ite bu izci Topal Ali yiidimiz olmam olsayd,
zaten bu vatan oktan elimizden umu gitmi, kellelerimiz dahi srklarn
ucunda ky ky dolatrlmt."
Murtaza Aa dudaklar uzayarak, titreyerek, ter iinde kalarak konuuyor,
yrtnyor, baryordu. Arzuhalci Siyasetiden Kaymakama, Kaymakamdan Takn
Halil Beye gidiyor geliyor, kasabann iinde, kalabaln arasnda drt
dnyordu.
Arzuhalci Siyaseti nnde daktilosu, banda da Aalar, durmadan Adanaya,
Ankaraya telgraflar yazyor, posta mdr de bekletmeden o telgraflar st ste
Adanaya, Ankaraya ekiyordu. Siyaseti hem telgraflar yazyor, hem de bir
yandan dili diline dolaarak konuuyordu:
"Ancak bir alay bu adamla ba edebilir. Bir tmen asker. imdi Torosta her al
bir nce Memed olmutur. Murtaza Aa efendimizin hakk alisi var ki var derim
size."
26
Ve bunu her sylediinde de Murtaza Aa onun cebine gizliden bir on lira
atyordu. O da yalnz Murtaza Aa gzknce dkkannn nnde, ne konuursa
konusun, hemen szn kesiyor, "Murtaza Aa zatalilerinin dalar kadar hakk
var, Torosta her al bir nce Memed oldu daha imdiden," diye baryordu. "Bu
vatan onlara, o arkl kyllere payimal ettirmeyeceiz. Deeri bin altn eden
her adammz boazlyorlar, o ayak yalnlar, ama grecekler, Ankaradan bir alay
gelince...
Bir yandan da ter iinde kalarak ard arkas gelmeyen arzuhallerini yazp
banda bekleyen adamlardan birisine veriyor, para pusulasn yazp masasnn
ekmecesine, iinden nce Memede dualar ederek atyor, yeni bir arzuhale de
hemen balyordu.
Arzuhalci Deli Fahriyeyse Aalardan hi kimse uramyor-du. Deli Fahri de,
dkkan fabrika gibi ileyen Siyasetiye yan gzle bakyor, Aalara, Siyasetiye
basyordu kfr.
"Gelmezler, gelmezler bana. Onlar bana dman oldular. nkleyim ki ben nce
Memedin Hatesini bir arzuhalle mahpustan kurtardm. nkleyim ki gl yzl,
Allah adam, mahpusanedeki ad gzel, kendi gzel Ferhat Hocann arzuhalini
yazyorum. nkleyim ki, benim mermer taa geen arzuhallerim onu kurtaracak.
Yalan, Ferhat Hocann adam ldrd... ftira ediyorlar Allahm ermiine...
Yalan, nce Memedin adam ldrd..."
Dkkann nndeki kalabalk kaynanca da Deli Fahri ok ileri gittiini
anlyor, szn deitirir gibi ediyor, sonra kendini yenemiyor, yeniden
veryansn ediyordu.
"Belki, belki," dedi, "Ali Safa Beyi ldren nce Memeddir, belki. Belki Safa
Beyin hakkn yedii bir rgat, belki de tarlasn elinden ald bir kyl
ldrmtr. Nedir bu amata, bu rezalet... Bir insan iin Ankaradan bir ordu
karmlar, bir insan iin kocaman bir orduyu buraya getirmek gnah deil mi?
Bir koca ordu bir tek nce Memedi nerede bulur ki? ok insann, ok fkara
kylnn cann yakacaklar, ok..."
Tam bu srada Murtaza Aann ba dkkann kapsnn ardndan kverdi:
27
"Ulan kpek, deli kpek," diye bard. "u parmam, u iki gzne sokunca
prtletiveririm." Parman bir ok gibi onun gzne uzatt. Fahri sakmmasayd
Aann parma onun gzn karacakt, yle sert, hzl gelmiti parmak onun
gzne doru. "Sus kpek."
Deli Fahri sapsar kesilerek:

"Aman Aam sustum," dedi. Sonra da boynunu bkp: "Ben ne dedim ki," diye
ekledi.
"Ne dediinin hepsini duydum kpek," diye grledi Mur-taza Aa, fkeden boyun
damarlar ierek... "Ulan bu konutuklarn bir hkmet adam duysa seni ipe
ekerler ulan, hem de derakap... Hem de u meydandaki u aaca, derakap. Ulan
senin o sarho kulaklarn ne dediini hi duymuyor mu ulan?"
Deli Fahri ayaa kalkp boyun bkm, iki bklm olup ellerini de gsne
kavuturmutu.
"Aman Aam, aman eline ayana dtm, elaman Aam... Tvbe, tvbe... Siz de
bana hi arzuhal yazdrmyorsunuz ki... Hep Siyaseti, hep Siyaseti... Zengin
oldu Siyaseti... Sabahtan beri hep o yazyor, hep o..."
"Sus! Daha konuuyor uyuz kpek, sus!"
"Sustum Aam... O kafir nce Memed diyordum Aam, bu akam deil de, yarm akam
dadan yz on bir adamyla inecek, bizim gl kasabamz yakacak, diyordum. Sor
sor, ite un-larn hepsi duydu." Dkkann nndeki kyllere yalvarrcasna
bakt. "Syleyin kardalar, ben yle demiyor muydum?"
Murtaza Aa:
"Neee?" diye telaland. "Sen nerden aldn bu haberi?"
Deli Fahri rahatlad:
"Ben duyarm, hem de ok salam yerlerden."
"Dur yleyse," diye yresine baknd Murtaza Aa. Gzne kestirdii yal
kylye: "Sen gel buraya," dedi. Kyl onun yanma doru kalabal yararak
yrd.
"Buyur Murtaza Aa."
"Sen imdi Fahri Efendinin yazaca telgraf Ankaraya ekeceksin. Okuryazarln
yoksa parmak basacaksn."
Fahri hemen sandalyasna kp kad makinaya geirirken:
28
"Sen hi ksm etme Aam," dedi. "Ben telgraf bir donatrm ki, Ankaranm da
ta ve de Mustafa Kemali ve de ordusu, candarmas hep dile gelir."
"Ne yazacaksn?" diye yumuayarak sordu Murtaza Aa.
"Aman Murtaza Aa Efendim, aman yksek Beyim, Deli Fahri ne yazacan bilmez
mi?"
"Ne yazacaksn?" diye gene sertleti Murtaza Aa. "Ne yazacaksn?"
Fahri yeniden ayaa kalkp elpene divan durdu, telal, kanl gzleri
yuvalarnda korkuyla dnerek.
"Ne yazacaksn?"
"nce Memedin btn dalar adamlaryla tuttuunu... Btn yollar belleri...
Kzlarn, gebe kadnlarn... Yetmi yanda kocakarlarn..."
"Yok olmaz. Onlar hep yazld. Baka, baka, baka... altr kafan..."
"nce Memed bu gece emrindeki yz atlsyla gelerek... Kasabamz..."
"Oldu," diye gld Murtaza Aa. "te imdi oldu. imdi sen on kii daha bul,
her birisine bir telgraf yaz, nlerine de dp telgrafhaneye gtr. Bizim orada
hesabmz var, telgraf mdrne ver o katlar... Parmak bastrmay da unutma.
u paray da al..." Eline epeyce ykl bir para sktrrken de: "Deli kavat,"
dedi, "az daha, ben yetimesem, bu deli kafanla sen ipi boyluyordun."
"Ba stne Aam, var ol Beyim, Allah sana zeval vermesin."
Fahrinin paralar tutan eli titriyordu.
Murtaza Aa oradan hzla uzaklat. Arzuhalci de kapdaki birikmi kalabala
bard:
"eriye gelin," dedi, "sen sen, sen... Kamak yok... Bu telgraflara parmak
basmayann cezas ok byktr. Sonra hepimiz cunhal deriz. Bakn, ite imdi
gznzn nnde oldu. Az daha ipi boyluyorduk."
On be kadar sessiz kyl geldiler, kk dkkana stlar, kad daktiloya
geirmi Deli Fahri de atr utur yazmaya balad.
29
"Piman oldular," diye konutu. "Piman olup sonunda bana geldiler. O Siyaseti
ne bilir telgraf yazmay, telgraf yazp da Ankaray tavlamay. Benim telgrafm
Ankarada okuyan her kii iki gz iki eme alamazsa..." nndeki eski, dklen
makinay kaldrd, "Ben de bu makinay, ite byle kaldrr taa alar
parampara ederim. O Siyaseti ne bilirmi arzuhal yazmay... O, gtnn

deliini bile bilemez. Onun arzuhaline eer Ankara bir tek candarma bile
gnderirse, ben de ona anl anl gzel Ankara demem. imdi grn bakalm,
yarn, ve hem de yarndan da daha yakm ordumuz nasl geliyor da ullanyor u
Toroslarn stne..."
Yaratarak, glmseyerek yazyordu. Arzuhallerinin o yksek yerlerdeki byk
etkisini oktandr biliyor, bununla da vnyordu. imdi ne kadar bulabilirse o
kadar parmak bastracakt. Ve de ok kr, bu kasabada parmaklar olan ok adam
vard. Bir yandan telgraflar zenle yazyor, bir yandan da eksilen adamlarn
yerine yenisini bulup oturtuyordu. Bu minval zere Fahri Efendi durmadan akama
kadar yazd. Eer Murtaza gelip de:
"Yeter bre Fahri Efendi biraderim, yeter artk, ocamz ba-trdm. Senin bugn
yazdn telgraflara giden parayla alimallah ben bir iftlik alrdm. Yeter bre
Fahri Efendi kardam, hi din iman, insaf denen nesnenin zerresi yok mu sende?"
demeseydi, hzn almken sabahlara kadar yazacakt.
Fahri Efendi onun bu szlerine ok kzd. inden, bunlar nankr adamlar, diye
geirdi. Bunlar iyilik bilmezler... Ban kaldrd, kanl gzleriyle ona
gcenmi bir kpein hznl gzleriyle bakt, yorgun bir sesle de yumuack:
"Benim bu yazdm telgraflar acaba Adanadaki, Ankara-daki, stanbuldaki btn
avukatlar bir araya gelseler yazabilirler mi? Ben canm, yreimi, cierimi
koydum bu telgraflara." Kskn, ban geri indirdi.
Murtaza Aa sylediklerine piman oldu:
"Tamam," dedi glerek, "tamam Fahri Efendi arkadam. Ne de alngansn bre
ulan..." Srtna okarcasma bir tokat indirdi, ardndan da usul usul svazlad.
"Gcenme bre kardam."
Fahri:
30
"Ben gcenirim arkada," dedi. "Ben nkleyim ki iimin erbabym. nkleyim
ki u benim kalemimin stne... Bizi mahveden bu sarholuk, sarholuk..." diye
ekledi arkasndan. Dudaklar bzld, yz gerildi, gzlerine ya doldu. "Aaah,
sarholuk..."
"Bak arkada, sana da hi aka edilmiyor. Bak arkada, imdi Ankarada yeryz
gkyz senin telgraflarna kesti. imdi btn Ankara o senin her birisi taa
geen, insanlar dil-hun eden o yce telgraflarndan dolay feryad figan
iinde. Elin dert grmesin, sa ol, var ol... Yarn da, daha gn madan, ayn
faaliyeti hulusu kalbile srdrmelisin. Ne kadar gcn varsa o kadar yaz. Sen ki
bu kasabann birinci, hem de ba birinci, her arzuhali elie iler arzuhalcisi
Fahri Efendisisin, ne kadar biliyorsan o kadar yaz ki, u nce Memedin ls bir
eein stne atlm kasabaya getirilene kadar yaz. Yaz ki yaz... Ve hem de
benim akalarma gcenme. nsan hi aas Murta-zaya gcenir mi?"
"Gcenmem," diye gld Deli Fahri. "Ben senin szlerine hi alnr mym? Ben
hibir eye gcenmem muhterem Kara-dalzade Murtaza Aaefendi. Ben sana,
velinimetim Efendime, Aalar sultanna hi gcenir miyim ki, Allah benim, sana
nankrlk edersem, u iki gzm nme aktmaz m ki... yi oldu, ok, ok iyi
oldu yazdm arzuhaller, bu sefer senin yznden ve hem de gl yznden dolay
birer arzuhal numunesi oldu ki, okuyann dili boazna akar aknlndan. te
bana bylesi arzuhalleri sen, sen yazdrdn. Sana hi insan gcenebilir mi ki,
aalarn sultan?"
Ayaa kalkt, sylev eker gibi sa kolunu ileriye uzatt:
"Bu gece, bu gece, benden arzuhal bekle," diye bard. "Geceler altn sabahlara
gebedir. Ve hem de altn arzuhallere... imdi ben bu gece hayatm boyunca
yazdm en gzel, en tesirli, en usta arzuhalleri bulacam, bir de byk
statlarn yazdklarn gz nne alarak, akla hayale gelmedik arzuhaller
yaratacam ki okuyann karnn atlata. Ve de o nce Memed canavarn tutalar,
ve hem de o kan iiciyi ve de onun ala gzlerine mor sinekler okumu lsn
uyuz eeklerin ve hem de plak ve uyuz eeklerin srtna ataraktan kasabaya
getireler. Ve
31
hem de ve de altm yedi kyn ortasnda onun derisi yzlm lsn ve hem de
Kozanda, Kadirli ve hem de Adana vilayetinin tm kylerinde, Ankarann,
stanbulun iinde dolat-ralar, sonra da oturup Byk Millet Meclisinin nnde
keskin kasap baklaryla gzel gzel derisini yzeler."

Fahri Efendi btn bu gzel, kanatl ve de grkemli szleri yaratrken imekler


akan gzlerini Murtaza Aann gzlerine dikmi onun beenisini bekliyordu.
Murtaza Aaysa biraz alayc, biraz kederli bir yzle onu dinliyor, arada bir de
usuldan, belli belirsiz ban sallyordu. Fahri Efendi soluyarak yerine
oturunca Murtaza Aa konumak zorunluunu duydu:
"Evet," dedi, "yerden ge kadar haklsn. nallah dediin olur da u nce
Memedin derisini yzerler de tekilere de ders olur."
"Ders olur," diye ayaa frlad Deli Fahri, sonra da gene yorgun, soluyarak
yerine oturdu. Ardndan da hayfl hayfl ban sallayp, "Ah, ah," dedi,
"aaah, ah! Ben byle olacak adam mydm, ben arzuhalci kalacak kii miydim...
Felek gzn kr olsun, evin yklsn Felek... Yerin dibine gml sarholuk ve
hem de yoksulluk... Her ktln ba yoksulluk..."
"Kader byle imi Fahri Efendi, ne yapalm, kader. nsann elinden her ktlk
gelir, arkada. Bak ite kan cieri on para etmez bir aya yaln kyl ocuu
bizim Milli Mcadelemizin en yiit kahramann gzn krpmadan ldryor, sonra
da elini kolunu sallaya sallaya dalarmzda dolap duruyor." Murtaza Aa
bunlar ona acm, sevgi dolu bir sesle sylerken srtn da usul usul
okuyordu. "Bu kasaba senin bu byk iyiliklerinin altnda kalmayacak. Seni
mkafatlandracak. Sen yeter ki al kasabamz iin ve de Ankara stne atee
devam."
"Devam!" diye grledi Fahri Efendi. "Devam ki devam. Ve hem de havan topu
ateiyle ve hem de dalar ar... Yangn yerine evireceim Ankaray."
"Evet arkada, evir ki evir yangn yerine dnyay. Senin, benim, vatanmzn
ve bilcmle halkmzn, topramzn, tekmil mahlukatmzn hayat byk tehlike
iinde."
Karadalolu ona biraz daha para uzattktan sonra kayk-larak yrd, kpr
bana doru gitti. Onu gren kyller
32
sayglca hazr ola geer gibi yapyorlar, bir keye ekilip gemesini
bekliyorlard. O da gs ilerde, ba dik nnden getii kyllere tepeden bir
selam verip geiyordu. Topal Ali de sessizce onun adm arkasndan geliyordu.
Kprnn stne gelip bir sre ok aalarda akan ayn sularna bakt. Suyun
iinden biribirleri arkasna tirkenmi kvrak, rkek balklar grnce sevindi.
"Daha gzlerim genliimdeki gibi gryor," diye kendi kendine sylendi. "te
bu iyi," diye de byklarn burdu. Byle sevinerek bir sre aadaki suya
bakt. nce Memedi dnyordu. Niye bylesine dman kesilmiti bu ocua, bu
kadar m korkuyordu ondan, ne gelirdi bylesi kimsiz kimsesiz, stelik de ksz,
dediklerine gre de boyu kckm onun, kck, okuryazar bile olmayan bir
ocuun elinden? Ate olsa cirmi kadar yer yakard. Yakard ya, btn dalarn,
btn kylleri tutuyorlard onu. te Ali Safa Bey bu yzden gitmedi mi? Vayvay
kylleri saklamad da kim saklad nce Memedi, kim ldrtt ona Ali Safa Beyi?
nce Memedin Ali Safayla ne ilgisi olabilirdi ki, durup dururken niin
ldrmt adamcaz? Demek, demek btn Aalara dmand o. Demek ukurovadaki
her iyi insann kanna susamt. Belki beni de, diye dnrken Murtaza Aa,
tepeden trnaa rperdi. Demek ki benim de kanma susam o nce Memed. O
yalnayak kyller hepimizin kanma susamtr. Bu nce Memed eer o dalarda bir
yl daha kalrsa olmaz, olamaz. Altrr kylleri. Bize dman olmaya da
alrlarsa kyller, ite sen o zaman seyreyle gmbrty. Ykmadk ev,
sndrmedik ocak koymazlar ukurovada. O kyller, o dnyann en ikiyzl
insanlar ellerine bir frsat gemesin, derimizi havada yzerler. Ankaray byle
telaa vermek iyidir ve de gerektir. Ylann ba kkken ezilmeli dedik.
Syleye syleye dilimizde ty bitti. nce Memed kylye nder oldu, yetiin
imdada dedik, kimsecikler inanmad. Amann vatan gidiyor, dedik, kulak asan bile
olmad. Bir olanck dediler getiler. Aln size olanc, aln ite Ali Safa
Beyi de ldrd. Daha da kimleri ldrecek... Ve kendi ldrln getirdi
gznn nne. Soysuz adam, insanlktan nasibi olmayan bu canavar kurbanlarnn
tam gzlerinin bebeine skyormu kurunu. Zavall Ab33
'..::
di Aay da byle ldrmt. Hem de saat yalvartarak, Abdi Aaya ayaklarn
ptrerek, yalatarak, onu yerde ylanlar gibi srndrerek. Ali Safa Bey de ona

ok yalvarm, yakar-m, iftliklerim, malm mlkm, u dnyada neyim varsa


senin olsun, demi, bir tek canm bala nce Memed... ok alam, zarlam,
diller dkm, yerlerde onun ayaklarnn dibinde srnm, arklarnn altn
yalam, o pis arklarnn, teki Nuh demi de Peygamber dememi. Onu bir gece
sabaha kadar yalvarttktan sonra, tam afan yeri rken, u doan gne bak
Aa, demi, bir daha gremeyeceksin. Tfei gzne dayam, km tetie, Ali
Safanm da ba bin para olmu, bann etleri kemikleri de, dilim dilim, odann
duvarlarna yapm. te bir tek bunu duysa, Ankara kyameti koparr, bu vatan
batm der. yle kyl telgraflaryla olmaz bu i. Bu vatann alt oyuluyor,
imdi bir tane nce Memed, yarn iki br gn ... Sonra sonra yz, iki yz,
yz, bin... ki bin, on bin, yz bin... k kabilirsen baa! Her kyl bir
nce Memed kesilir... Byle dnerek kprden aaya doru yrd. Yresindeki
kyl kalabalna korkuyla, fkeyle, biraz da irenmeyle bakyordu. Allah
bunlara kel versin de trnak vermesin, diyordu. Dosdoru, koarcasna Takn
Halil Beyin konana vard, konan avlusunda otomobiller duruyordu. Buna ok
sevindi, yksek Beyler daha gitmemilerdi. Onlara syleyecei, yrek paralayc
ok szleri olacakt. Takn Halil Bey, sen ok konuma Murtaza, demiti ya,
varsn desin. Konumamt da, kibar konumutu da ne olmutu? te Ali Safa Bey
ldrlmt. Daha da ok kii bu canavarn gzlerine skt kurunlarla can
verecekti.
"Sen burada bekle," dedi Aliye. Avlu kapsnn yanndaki zeytin aacn
gsterdi. Biraz ekinerek, yrei arparak Takn Halil Beyin byk kaps ak
duran konann merdivenlerine trmand. Halil Bey onu merdivenin kt
salonun ortasnda karlad:
"Aman ha aman Murtaza," dedi, "sen sen ol, Arif Saim Bey, Vali Muavini, Candarma
Albay bir ey sylemezlerse nce Memed lafn aaym deme. Aman ha aman, Arif
Saim Bey dn akamdan bu yana yap grlyor, adam deli divaneye dnm. Ankara bunu duyarsa btn ukurovay yaktrr, diyor da baka bir ey
demiyor. Amann Murtaza, aman ha usul ol."
"Olur," dedi Murtaza Aa suratn asarak. "Peki bu nce Memed ne olacak?"
"Arif Saim Bey onu i edindi, onun ii tamam artk. Bugn deilse yarn... Sen
onun iin hi korkma. Dalar candarmayla doldu."
"Korkuyorum Halil," dedi Murtaza Aa. "Ben ok korkuyorum. Hani geen sefer de
Abdi Aa ldrldnde de tamamd bu olann ii?"
"Bu sefer tamam," dedi Takn Halil Bey. eriye girdiler. Murtaza Aa ceketinin
dmelerini ilikleyip iki bklm olaraktan nce Arif Saim Beye koup ellerine
sarld. Bey elini hzla ekmeseydi pecekti. Sonra Vali Muavinine geti.
Ardndan da Albaya. Odada tanmad birka adam, de candarma yzbas
vard. Onlarn teker teker ellerini sktktan sonra keye geip byk
pencerenin altndaki ak patiskadan krmz gl ilemeleri olan sedire gitti
oturdu. Odada ceviz aacndan oymal bo birka koltuk vard ya, Murtaza Aa
kocaman milletvekilinin oturduu koltuk gibi bir koltua oturamazd. Bylesi bir
davran saygszlk olurdu.
Arif Saim Beyin yz azgnd. Hep nne bakyor, konumuyordu. O konumaynca
tekiler de konuamazlard. Derken Molla Duran Efendi, onun arkasndan Mustantk
Rt Bey, arkasndan da Kozanolu Fahri Bey ve Tapucu Zlf geldiler. Arif Saim
Bey hi kimseye ban kaldrmad, ellerini uzatanlarn ellerini iki parmayla
tutup brakt. Tapucu Zlf ge-lincedir ki ayaa kalkp boynuna sarld ve
glmseyerek de sordu:
"Nerdesin be kardeim Zlf, ne alemdesin? oktandr senden bir haber alamadm.
Bizim hanm da zlyor, geen gn Zlfye ne oldu, diye sorup duruyordu. Sahi,
ne oldu sana Zlf be?"
"yiyim Bey, bir kederimiz yok Beyim," derken Zlf onun gsterdii gl
kabartmal ceviz aacndan koltua oturdu, ayak ayakstne att. "Eeee, sen
naslsn Bey arkadam. Bizim burada durumumuz iyi. Senden baka bir kederimiz
olur mu ki...
34
35
Derdimiz gnmz siz Bey kardeimizi dnmektir. Hanmefendiye selam syle,
onun mbarek ellerinden perim. Onunla birlikte diktiimiz nar aalar byd.

nsan ba kadar ok pembe narlar verdi. Narlar o kadar kocaman ki incecik


dallar o narlar gtremiyor da altna destek koyuyorum. Yaknda byk bir sepet
nar gndereceim ona ki hibir nar kesmeye k-yamayp Hanmefendi, karsna
koyup onlar gnlerce seyredecek. Bir parltl pembe ki narlarn her birisi,
byle bir pembe, afan yerinde, gnn batmnda bile yok. Gnderdiim
incirleri ald m Hanmefendi kardeim?"
Glerek, sevinerek:
"Aldk," dedi Arif Saim Bey. "Aman Allah ben hayatmda byle incirler grmedim.
Eve Aydn mebusu arkadamz gelmiti, incirleri grd, o da hayretinden yle
kalakald. Ne Aydnda, ne de zmirde ben byle incirleri grmedim, dedi. Aman
efendim, aman efendim, ok memnun oldum. Hanm da sevincinden gklere utu.
Bizim Hanm bu Zlfy kardei gibi sever. Kardei ne demek, ocuu, anas,
babas gibi sever. Evet efendim, biz gelelim incirlere. Nah, her birisi bunun
kadar." Yumruunu skp gsterdi. "te bunun kadar. Afedersiniz her birisinin
kndan, afedersiniz kndan p p bal damlyor. Bal damlalar ki, her
birisi ltl, sarkmlar sar, kehribar incirlerin afedersiniz klarndan,
afedersiniz kehribar. te bu bizim Zlf hergelesi byle incirler yetitirir.
Narlar da greceiz, greceiz ki ne Fransa, ne Almanya ne de ngiltere byle
narlar yetitirmemi, ne de yetitirebileceklerdir."
"Ne de talya," diye onu tamamlad Tapucu Zlf.
"Ne de talya," dedi Arif Saim Bey sevin iindeki yzyle.
Arif Saim Beyin bu Tapucu Zlfyle hukuklar ok eskiydi. Zlf kk bir kasaba
tapucusuydu ama, anasnn gz bir kiiydi. Srasnda bir kaymakam, bir vali,
bir milletvekili kadar etkiliydi. ttihatlarla alm, sonra ukurovanm
igalinde Fransz askerleriyle birlikte Adanaya girmi, Fransz kumandannn
yanna bir yaver gibi kaplanm, ite bu srada da Adanann bir ilesinde
candarma kumandan olan Arif Saim Beyi tanm, onunla karde olmulard.
Franszlarn ukurovadan ekileceklerini btn ovada ilk anlayan Zlf olmu,
ibirlii
36
yapt arkada Arif Saim Beye bunu annda bildirmiti. Kozanda gn gece
oturmular, uyku uyumadan, yemek yemeden konumular, sonunda da Kuvay
Milliyecilerin saflarna katlmlard. Uzun bir sre Franszlarn buyruunda
altktan sonra, her ikisi iin de Kuvay Milliyecilere katlmak kolay
olmamt. Ama Zlfnn cin gibi akl her bir zorluu yenmi, bunlar da
Mlkilerle birlikte savaa katlmlard. Arif Saim Bey alm yrm,
Bakumandan Paann en gvendii adamndan birisi olmutu. Zlfye gelince o,
devletten hibir ey istememi, salt ile tapuculuunu ona yeniden vermelerini
istemiti. Ve bata Arif Saim Bey olmak zere, Toros dalarnda mstevliye kar
kanlarn aktmlara, kanlarnn karl, her avucu bir kan eder topraklar
byk bir uzmanlk rahatlyla pay etmiti. Bu kan pahas topraklardan en byk
pay da Arif Saim Beyle can biraderi Zlfye dmt. Franszlar ukurovadan
ekildikten, Kurtulu Sava bitip yeni hkmet kurulduktan sonra o kadar ok
kii kahraman kesilmiti ki, bunlarn toplam Toroslarda arpanlarn belki de
on mislini gemiti. te burada da Zlf, Arif Saim Beyin, yeni kurulan
devletin yardmna yetimi, kim Toroslarda arpm, kim askerden kam,
inanlmaz bellek gcyle, onlar bir bir ayrmt. Ve yle de bir hneri vard
ki Zlfnn, kim savaa katlm, kim yalan sylyor hemencecik ayrt ediyordu.
Eer Zlf isteseydi imdiye oktan milletvekili, dahas da bakand. Ama Zlf
bunlarn hibirisini istemiyor, u kck bin be yz kiilik kasabann
kck tapucusu olmay ne, btn onurlandrmalara ye tutuyordu. O, yle bir
adamd ki, Arif Saim Beyin btn yakarlarna, dayatmalarna karn stiklal
Madalyas iin bile bavurmam, bunu ona Arif Saim Bey bizzat Bakumandana
syleyerek verdirtmiti. Onun bir tek derdi vard, o da toprakt. Bu verimli
topraklarda dnyann en gzel meyvelerini, ieklerini yetitirecekti.
Pamukulukta da ovada devrim yapacakt. Ahdetmiti. Bunun stesinden kesinlikle
gelecekti. Bu Arif Saimde de yle sanld kadar da i yoktu. Paann gznn
bebei olduu halde gnderdii, afedersiniz, klarndan kehribar gibi ballar
damlayan, afedersiniz her birisinin k-lanndaki damlalarn stne bakanlarn
sureti kar, ite byle
37

incirleri azck yreklilik gsterip de Paaya ulatramamt. Zlf bu


incirleri Paaya yle yaranmak, bir eyler koparmak iin gndermemiti Allah
bilir, salt, lkemizde de byle cennet meyveleri yetiiyor demek iin, bu ulusun
en by yrekten sevinsin diye gndermiti.
"Asmalar diktim beyler, her asmay teker teker aladm. Sonra spanyadan turun
getirtip limon alattm. Limon, portakal alamak tecrbe isteyen ilerdir,
kendime gvenemeyip ta Rodos adasndan usta aclar getirttim. Sonra efendim,
narlar da kendim alyorum. Yaknda btn Akdenizi dolap... Aaah Arif Saim
Bey aaah, ah kardeim, o incirleri Paaya bir ulatrsaydn, Paa ukurovamn
ball incirlerini bir tatsayd, ya da o ball incirleri, afedersiniz,
eylerinden kehribar bal damlayanlar hi olmazsa bir grseydi, belki de bu
lkenin ba olaraktan mutlu olurdu."
Arif Saim Bey sap altn bastonunu kere yere vurarak:
"Paa senin incirlerini mnasip bir zamanda grecek," dedi. Szleri kesindi.
Zlf buna ok sevinip bahtiyar oldu. "Belki de Paay senin bahelerine,
iftliine getireceim. Paa byle mteebbis adamlar grp tanynca bahtiyar
olup sevincinden gzleri yaaryor. Hele bu mteebbis insanlar onun cephe
arkadalar olunca sevincinden ne yapacan bilemiyor. Seni tanyor Zlf."
Gbeini hoplata hoplata gld. Gbeiyle birlikte elindeki altn bal bastonu
da hopluyordu. "Seni, seni tanyor."
Arif Saim Bey sonra ciddileti, kalarn att, dalp pencereden grnen
Slemi tepesine bir sre bakt. Karadal Mur-taza onun yzndeki bu
deiiklie sevindi. imdi artk Ali Safa Beyin lmne gelecek, nce Memedden
sz edecek, diye dnd. Yrei aznda, Arif Saim Beyin konumasn
bekliyordu. O meseleyi anca artk konumak onun iin farz olurdu. u namussuz,
Allann belas Zlf de bir trl amyor ki nce Memed szn. Ulan deyyus, bir
kerecik olsun nce Me-med desen, Ali Safa Beyi gzbebeinin tam ortasndan
vurdular, kzl kanlara belediler onu, diye sylesen ne olur. fkeden deliye
dnm, dii diini yiyor, ii alp alp veriyor, ulan iki bin yzl Zlf, ben
ne bilirdim senin Beyle bu kadar laubali
38
olduunu, diye dnyordu, yoksa seni Erciyesin ejderhas gibi kuatr, sana
nce Memedin u fkara millete yaptklarn bir bir ezberletirdim, sen de onun
yksek huzurlarnda imdi blbller gibi terdin. Aaah, bir yanlp yazlsa da
surdan bir tanesi bir Ali Safa Bey laf asa... te sen o zaman gr Karadalolu Murtaza Aay ki, ne szler syler Bakumandann z bir arkadana ki sz
derim sana.
Arif Saim Bey dald karki tepenin doruundan gzlerini ieriye getirdi. Bir
sre gene dalgn, amasz yreye bakn-dktan sonra birden anmsam gibi durdu,
bastonunu yerden bir kar kaldrd:
"Hazr ol Zlf," dedi, "nmzdeki bahara hazr ol. Seni bir ziraat heyetinin
banda Avrupaya gndereceim. Gider misin?"
"Gider misin de ne demek," diye gld Zlf. "Gider misin de ne demek, can
atarm."
"yleyse hazr ol Zlf."
"Hazrm."
"Herkesi, btn savaa katlan kahramanlar bu millet mkafatlandrd. Bir tek
kii, bir alakgnll kahraman bu mkafatlardan payn alamad, o da benim can
azizim Zlf biraderim, kahramanm. O da urada grdnz ite bu kii, bir
kasaba tapucusu. Onu Tapu Genel Mdr yapsak, Ziraat Vekili yapsak, Zlf
bunlarn hibirisine tenezzl etmez. te bu adamdr o. te bu can azizim olan
Zlfdr. Paa beni ne zaman grse sorar, Zlfy grdn m, Zlf nerde, Zlf
ne yapyor diye... ncirleri, afedersiniz her birisinin kehribar renkli kndan
bal akan incirleri Paa Hazretleri, vatan kurtarc ulu insan bir grse, deli
olur. i gc brakp doru ukurovaya koar."
Karadalolu iinden sylendi, gelsin de grsn ukuro-vay. Gelsin de Zlf
deyyusunun portakal bahesi dedii o alln iinde iki gzbebeinin
ortasndan nce Memedin kurunlarn yesin. Yesin de aklnz banza gelsin.
Ulan Arif Saim Bey, ulan drz, ulan u meymenetsiz Zlfden bile beter
ikiyzl, bekle bakalm bekle. Alt ay sonra nce Memed gelip de Ankaray

basmazsa ben de o aya yaln, gt ak nce Memed ocuuna nce Memed demem.
Senin iki kann arasndan
39
i
vurmazsa... nce Memed seni gzbebeinden deil de iki kann arasndan vursun
ki, seni kim ldrd gresin.
"Evet Paamz byle ilere ok merakl. Kendileri Drtyol-da bizzat bir portakal
bahesi kurdular. Kendileri topraa ok merakldrlar. imdiye kadar binlerce
dnm toprak aldlar. Kendileri topra ne yapacaklar, salt numuneyi imtisal
olmak iin fertlere, bunu yaptlar. Ve bizler de numuneyi imtisal olmak iin
alyoruz topraklar."
Zlfye dnd, ona sevgiyle, sevecenlikle glmsedi:
"Sen daha toprak alyor musun?"
"Hi almaz olur muyum Bey! Tabii alyorum. Ben de bu ukurova kyllerine canl,
gzlerinin nnde, yle bir numuneyi imtisal oluyorum ki... u portakal, u nar,
u incir bahelerini kuraraktan yle bir numuneyi imtisal olacam ki... Pamuk
iftliklerini kurup Avrupallarn gzlerini kamatracam. Sen sa olasn, var
olasn Bey. Allah senin sayini stmzden eksik etmesin."
"Teekkr ederim Zlf. Hele seni bir Avrupaya gnderelim de, ilmini artrarak
oradan bir dn de..."
"ok eyler reneceim Beyim yksek sayenizde... O kadar, o kadar ok ki... Ne,
ne yapyorum biliyor musun Bey?"
"Ne yapyorsun Zlf?"
"imdi Bey, beni iyi dinle, beni iyi dinledikten sonra da bana delisin deme."
"Demem."
"Btn kasaba bana deli diyor."
"Desinler. Ben demem."
"imdi ben... Biliyor musun, btn param zeytin fidanlarna harcyorum.
Kyllere dalardan zeytin fidanlar sktrp getirtiyor ve de diktiriyorum.
ukurova bir de sayenizde bir byk zeytinlik olacak. Ne kadar ok zeytin fidan
diktim biliyor musun, ou da tuttu?"
"Ne kadar?"
"Otuz bin."
"te Cumhuriyet bizden byle yenilikler istiyor. Sen ne dilersen dile Paadan,
senin iin yok yok."
"Biliyorum Beyim ya, burada ok dedikodu yapyorlar.
40
Onlara gre ben btn bu yaptklarm vatann hayr iin deil de salt toprak
almak iin yapyormuum."
Arif Saim Bey gbeini hoplata hoplata uzun uzun gldkten sonra:
"Hay Allah," dedi, "senin ne ihtiyacn varm bylesi uydurmalara ki... Btn
ukurova senin. Dilediin yerde dilediin kadar byk iftlik kurabilirsin. Bu
beyler bunu bilmiyorlar m? Bu vatan biz kurtardk. Azck, bir iftlik kadar
topran da hakkmz olduunu bilmiyorlar m? Aldrma sen onlara. ine bak. Ne
kadar toprak istersen, beendiin yerden o kadar toprak alabilirsin, bu
kasaballar bunu bilmiyorlar m? Bunun iin kimse sana bir ey syleyemez. Bu
yzden sana bir tek kelime syleyeni vatan haini ilan eder ve hem de astrrm.
Sen kimsin sen, bunlar seni bilmiyorlar m? Sen de bunu bilmiyor musun?"
"Biliyorum Beyim."
Murtaza Aa karda, sedirin stnde hrsndan atlyor, Takn Halil Beye,
Molla Duran Efendiye, tekilere kala gzle, elleri ayaklaryla iaretler
yadryordu nce Memedden sz alsn diye. tekiler put kesilmiler, derin bir
huu iinde Zlfy dinliyor, hayranlk dolu gzlerini bir an iin olsun Arif
Saim Beyden ayramyorlard. Murtaza Aaysa iinden alp alp veriyor, Arif Saim
Beyi, oradakileri batan aa kalaylyor, fkesinden patlayacak gibi oluyor,
sonra birden Ali Safa Bey, nce Memed szn biri aacak diye umutlara dyor,
bekliyordu. tekilerse hi oral olmuyorlar, arada srada da fkeyle Murtaza
Aaya bakp boyun kvryorlar, ilerinden de bu adam bizi Beyin huzurunda rezil
rsvay edecek, diye geiriyorlar, korkuyorlard.
leyi az gee odann ortasna birka masa getirilip birletirildi, stlerine de
ak patiskadan turuncu iri glle ilenmi rtler atld. Raklar, araplar

getirildi karla doldurulmu kovalarn iinde. Tandr kebaplar, ayranlar,


pilavlar, teki kebaplar, bahede ekya kebab bile yaplmt, trl trl
yemekler aadaki mutfaktan sofraya tanyordu. Getirilen yemeklerden,
raksn ien Arif Saim Bey yle bir tadyor, inerken duruyor, dnyor,
eer yz azck aslmsa, nndeki kalayl sahan hemen kaldrlp yerine bir
bakas konuyordu.
41
le yemei tam akama kadar srd. Arif Saim Bey ekya kebabn ok sevmiti:
"Yahu Takn Aa," dedi, "yahu biz Toroslarda dmana kar arprken, sen o
dalarda bize ekya kebabn niin hi yapmyordun?"
Takn Aa sevin iinde gld:
"Dvmekten yemek yemeye frsat m bulabiliyorduk, sen sylesene Bey?"
"Doru, doru," diye gld Arif Saim Bey. "Yerden ge kadar hakkn var."
Murtaza Aa iinden veryansn ediyordu, u deyyuslara baknd hele u
deyyuslara, dmanla ylesine arpmlard Toros dalarnn doruklarnda ve
hem de kovuklarnda yemek yemeye frsat bulamamlar! Yalancnn o gzel
avradn cmle alem ddklesin mi? Hem byle dnerek svyor, hem de
oradakilerin gzlerinin ilerine anlaml anlaml bakyordu. Oradakiler onun
yznden epeyce tedirgindiler. Bir ara Murtaza, elleri karnnda iki bklm
yerinden kalkp Zlfnn yanna geldi, kulana eildi:
"Ulan Zlf," diye fsldad. "Ulan ocan bata bre ulan senin. Ulan zeytin
iftliklerinin sras m? lkenin asayii bozulmu. nce Memed nne geleni
gzbebeinin tam ortasndan kurunluyor. Dalar talar ekyayla, insanlar tam
gzlerinin bebeklerinden vuranlarla doldu, amann Zlf, amann olunu ldrdm
ocana dtm, amann bu ne haldr, syle Beye ki, bir alay, bir frka, bir
kolordu gndersin ki... Dalar talar, tm kyller hali isyanda..."
"Sus ve git," diye kalarn att Zlf. "nallah Bey duymad bu
konutuklarn."
Beyse pencereden darya bakyor, ekya kebabndan bir parasn gvdeye
indirdikten sonra uzun uzun parmaklarn yalyordu. Yalamay bitirince de
kadehine yapp gzlerini kapatp raksn bir tapnmada mest olarak iiyordu.
"Gidiyorum Zlf," diye inledi Murtaza. "Gidiyorum ama sen de bunu unutma."
Odadan darya ktktan sonra kapnn yanna ekilip orada durdu. Arif Saim
Bey onu sakland yerde gremiyordu.
teki de cann diine takm iaretlerle Zlfy aryor, yanma gelmesini
istiyor, ona nemli, ok nemli bir eyler syleyeceini anlatmaya alyordu.
Zlfyse gelmemekte diretiyor, yzn buruturuyor, onu elleriyle kovuyordu.
Aralarndaki sessiz tartma uzun srd. Sonunda Murtaza yle bir iaret yapt
ki Zlf artk yerinde kalamazd, hemen yerinden frlayp kapya vard:
"Ne istiyorsun be Allahm belas kafasz herif, senin elinden hibir yerde bize
rahat yok mu?" diye dilerini skarak ylan gibi fsldad. "Syle ne istiyorsun
benden?"
Murtaza gzlerini belerterek:
"Farknda deil misin Zlf kardeim, biz hepimiz lyz. Bugn Ali Safaya,
yarn bana, br gn de sana. Kurdun azna kan bulat. Toros dalarn tuttu
nce Memed. Dalar hali isyanda. Ylann ban daha kkken ezmezsek, bir nce
Memed iki, iki nce Memed drt, drt nce Memed... ok kalabalk var u dalarn
arkasnda, u kocaman Anado-lunda, ok insan, ok insan... Amann gn geirip
frsat vermemeli zamana. Aman ha... imdi syle Beye ki... Halimiz duman...
imdi bizim halimiz duman, alt ay sonra da onlarn... nce Memed alt ay sonra
Ankarann kapsna dayanmazsa..."
"Suuusss," diye onun azn kapatt Zlf. "Sus, Bey bunu duymasn, seni ipe
ektirir. Kim oluyormu nce Memed de Ankarann kapsna dayanyormu. Sus,
kimsecikler duymasnlar bunu, suuus!"
"Ama biz ldk."
"Kimseye bir ey olmaz, sus, delirme."
Murtaza Aa yalvard yakard, Zlfnn ayaklarnn altn pt, o aldrmad. O
konutuka, teki glyordu.
"Kendi den alamaz," diye sonunda merdivenlere atld Murtaza Aa. Koarak
darya kt. Topal Ali onu zeytin aacnn altnda bekliyordu. Ali Safann

evine yrdler. Ev, avlusu, salonu, balkonu, odalaryla azna kadar uzaklardan
gelen konuklarla znkaznk dolmutu.
"Ne kadar ok insan, ne kadar ok insan," diye aknln syledi Murtaza Aa.
42
43
"Ne kadar ok da seveni varm," diye karlk verdi Topal Ali. "Abooov!"
Murtaza Aa bir sre durdu, dnd:
"Ali Safa eceliyle lse, onun cenazesine bu kadar insan gelir miydi Ali?"
"Gelmezdi Aam!"
"Gelmezdi Ali, gelmezdi. Pekiyi Ali, sen bu dnyann en akll adamsn, malm
da sana kurban, canm da... Sana bir sual soracam, amma sen korkmadan benim bu
sualime karlk vereceksin."
"Veririm Aam."
"Eer Ali Safay nce Memed deil de baka birisi ldrm olsayd, bu cenazeye
bu kadar kalabalk gelir miydi?"
"Gelmezdi."
"Gelmezdi yaaa. Bunun yzde biri bile gelmezdi. nce Memed sayesinde Ali Safa
Bey ran ah gibi gmlyor."
Avlu kapsndan dndler.
"ok kokuyor Ali."
"Kokuyor."
"Koku burnumun direini krd."
"Benim de," dedi Ali.
"Ali!"
"Buyur Aam."
"Gayret dayya dt. Kurda ne demiler?" Gzlerini ok gibi Alinin gzlerinin
iine dikti bakt.
"Demiler ki, senin boynun niye byle ok kaim, bu deil mi Aam?"
"Kurt da demi ki Ali, kendi iimi kendim grrm de... Onun iin Ali biz kendi
iimizi kendimiz grmeliyiz. Ne can-darmadan, ne Ankaradan, bize hibir yerden
bir hayr yok."
"Yok," dedi Ali.
"Bundan sonra nce Memed kimi ldrecek?"
"Kimi olacak Aam, elbette seni."
"Keski bulamayaydm bu kadar bu nce Memede."
"Keski," diye iini ekti Ali."
"Bundan sonra sra bende."
"Sende," dedi Ali.
44
"Onun iin ne yapp yapmal nce Memedi ldrtmeliyiz."
"ldrtmeliyiz."
"Bu geceden itibaren evde de kalmamalyz. Her gece baka bir yerde... Seni de
ldrr m nce Memed?"
"Senden sonra da beni ldrecek."
"Ne biliyorsun?"
"Bilirim. O nce Memed var ya... O, bela bir adamdr."
"Bilirim beladr."
"O her eyi grr, bilir. imdi bizim burada ne konutuumuzu bile grr, duyar.
Onun her yerde gz, kula vardr. Ona her ey ayan beyandr. Gkteki uan ku,
yerdeki yryen karnca bile bu dnyada ne olup bitiyor, ona ulatrr. O, u
dan arkasna baksn, gzleri da deler geer ve arkasnda ne var, grr."
"imdi bizim burada u konutuumuzu bile duymu mudur?"
"Duymu mudur da ne demek, elbette duymutur. Onun duymad bir ey olamaz. u
aalardaki yapraklar onun gzdr. u akan sular, biten otlar, yaan yamurlar,
esen yeller onun kuladr."
"Tevatr. Tevatr deilse de biz yandk."
"Biz yandk Aa. Biz lmz de stmze at yakan yok."
"Tevatr. Byle bir insan bu dnyaya gelmemitir."
"Hayr, hi gelmemitir."

"O zaman ite, o her eyi duyuyor, gryorsa, biz de bir kapal yere snp
iaretlerle konualm, gene de duyar m?"
"Onun orasn bilemeni Aa."
"Tevatr."
"Tevatr Aa."
Kasabay kmlar Kabasakza doru yryorlard. Uzun bir sre konumadan
yrdler. Murtaza Aann aln krm, derin dncelere dalmt. Arada bir
de durup tepeden trnaa, adm arkasndan gelen Topal Aliyi szyordu. Kimi
hayranlkla, kimi de kmser bakyor, Ali onun aklndan nelerin getiini bir
trl anlayamyor, o da nce Memedi dnyordu. Acaba kam kurtulmu,
selamete erimi miydi,
45
yoksa candarmalar onu yakalamlar vurmular myd? Ya da bir kovukta a susuz,
kimsiz kimsesiz skm kalm myd? Dorusu Ali ok endie ediyordu. Da ta
candarmayla dolmutu. Bir de Memedin snacak belli bir yeri yoktu. ok
deneysiz bir ocuktu. Onunla gitmediine kimi zaman bin piman oluyor, kimi
zaman da seviniyordu. Bundan sonra bu kasabada Karadalolu Murtaza Aann
yannda nce Memede ok yardm edebilir, onu ok belalardan kurtarabilirdi. Ama
ite bu gnler kt gnlerdi. Memed bu gnleri bir atlatabilse gerisi kolayd.
nallah Yrklerin iine dmtr. Yrkler Kerimolundan dolay onu severler.
Belki onlar candarmaya vermezler Memedi. Kim bilir, insanolu belli olmaz ki,
belki de btn bu dalarn adamlar gzlerinin bebei imiesine korurlar onu.
Belki de hemencecik yakalar candarmalara veri-verirler onu. inde onulmaz bir
ac, bir pimanlk, ne demiti de onunla birlikte dalara gitmemiti... Birlikte
olsalard, onlar u koskocaman dalarda kim yakalayabilirdi. Onun u mor
dalarda bilmedii kovuk, delik, maara, tanmad insan m vard...
Az daha durmasa, nne gelmi dikilmi, tepeden trnaa onu szen Murtaza Aaya
arpacakt. Murtaza Aa gzlerini sert, dimdik onun gzlerine dikmi bakyordu.
"Syle Topal Ali," diye bard. "Bana doruyu bir bir syleyeceksin ki..."
Alinin birden yrei czz etti, acaba bu Murtaza Aa her eyi biliyor muydu,
biliyor da kendisiyle eleniyor muydu, byle elene elene u ilerde kendisini
ldrecek miydi? Bir daha da nce Memedi hi gremeyecek miydi? Alinin stnde
tabancas yoktu. Bir kck haneri, bir aks bile yoktu. Tetik bulunmalyd,
o tabancasn ekince belki elinden alabilir, onu vurabilirdi. Bylelikle nce
Memed bir Aa daha ldrm olurdu.
Yay gibi gerilmi Topal Ali:
"Buyur Aa," dedi. "Zatna her eyi bir bir sylerim." Sesi bir meydan okumayd.
"Syle bakalm, sen nce Memede niin bu kadar dmansn?"
46
Topal bunu hi beklemiyordu. Sevinmesiyle zlmesi bir oldu. Sendeledi.
Hemencecik de kendine geldi.
"Aama bak hele Aama, kara gzl de yiit, cmert Aama, sen benim nce Memede
niin dman olduumu bilmiyor
musun?"
"Bilmiyorum."
"Bil yleyse. Abdi Aa, o gl yzl, mezarnda klar iinde yatas, fkaralar
babas, insanlar cmerdi, yrei insanlk dolu, o, dnyamzn biricii, o
Hazreti Ali ayar Aa kimin aasy-d, kimin gznn bebei, yreinin bayd,
benim... Onu ldren, drt kitaptan murtat, drt kitapta katli vacip olan kim,
nce Memed... Yeter mi?"
"Yetmez," dedi, ban kaldrm, gzlerini onun gzlerinin iine dikmi Murtaza
Aa.
"Aam ldrd yetmez mi, ekmek kapm, oluumun ocuumun, benim staram
ldrd yetmez mi?"
"Yeter," diye gld Murtaza Aa.
"imdi de canm alaca yetmez mi?"
"Yeter," dedi Murtaza Aa, kendine bir ortak bulduuna sevinerek.
"Yllardr lm korkusundan, Allah dmanmn bana vermesin lm korkusunu,
dnyada bir ey vardr her eyden beter, lmden de zalim, o da lm korkusu,
ben lm korkusundan lmm, tkenmiim, lmm. Benim kymetli Aam Abdi Aa
ldrlmeden ok nceleri zaten lm korkusundan dolay lm gitmiti."

"yleyse, biz de Abdi Aaya, Ali Safa Beye benzemeden nce Memedin hakkndan
gelmeliyiz. Sen bundan sonra benim z bir kardamsn, olumsun, gzmn
bebeisin. Demek bunca yl bu kadar korktun?"
"Korkudan ldm ve hem de lyorum."
"Ben de..."
"Bu adamn vcudu ortadan kalkmadan..."
"Bize bu dnyada yaamak haram."
"Haram," dedi Topal Ali.
Geriye dnp ar ar kasabaya yrmeye baladlar. Gn ok aalara inmi
glgeler uzamt. Kasaba evlerinin camla47
nndan bir k, bir parlt seli alyor, evler, aalar, tepeler bir
aydnln ortasnda, buusunda dnp duruyorlard.
"Ali!" Sesi yumuack, sevecendi.
"Buyur Aam?"
"Ali sen bu izcilii kimden rendin?"
"Hi kimseden Aam."
"Sen anandan izci mi dodun?"
"Domadm ama, ona benzer bir ey."
"Ne demek ona benzer bir ey, ya dodun, ya domadn."
"Hem dodum, hem domadm."
"Peki nereden rendin sen bu hneri?"
"Baka baka..."
"En ok neye baktn?"
"En ok izlere baktm."
"zlerde ne grdn?"
"zler sahiplerine benzer. Bir at izine baksam, aa be yukar o atn nasl
bir at olduunu anlarm. Yelesini, kuyruunu, boyunu bounu sana gereine yakn
syleyebilirim. Hele insan izlerini... zlerden insanlarn yreini okurum.
Hangi yne gitmiler, ne dnerek, nasl dnerek gitmiler bilirim. Sevinli
mi, fkeli mi, kskn m, kederli mi, ii karanlk m bilirim. Aydnlk m, dost
mu, dman m bilirim."
"Tevatr."
"Tevatr deil Aam."
"zime bak yleyse. Bak ve ne dndm syle."
Ali hemen gerisin geri dnp eildi, izleri inceleye inceleye sel yatana kadar
geldi:
"yleyse imdi beni dinle Aa," dedi. "Bak, nce kukulusun. nce Memedden daha
ok benden korkuyorsun, doru mu?"
"Doru..."
"Gittike korkun azalyor. Sonra, ne nce Memedden korkuyorsun, ne de benden.
inde ahlanm bir yrek. Btn dnyayla tek bana cenk edebilirsin.
Arkasndan birden gene onulmaz, dehet bir korkunun iine dyorsun. Birileri
seni aalyor, sen susuyor, yutuyorsun bunu. Sonra yalvaryorsun ona. Sonra da
fkeden deliriyor, patlyorsun. Birden yanndaki
48
adama kann kaynyor, o, ben olacam, gnln sa yana doru / btn kukularn
bitiyor, ona karde gibi balanyorsun."
Birden Topal Ali olduu yerde durdu kald. Sar iekli bir
dikenin dibindeki ize takld, yz sapsar kesildi. Az kurumutu, zor
konutu, szler azndan yarm yamalak dkld.
"te bu izde beni ldrecein yazl." Doruldu, yalvara-rak Murtaza Aann
gzlerinin iine bakt. "Beni niin ldrmeye karar verdin Aa?" diye sordu.
"Ben ne yaptm sana?"
Murtaza Aa telaland, abuk abuk konutu:
"Doru, amennah... Korkuyorum senden. imdi bile. Ben nce Memedden deil, senin
o gzlerinin dibindekilerden korkuyorum. Doru, seni ldrmeliyim ben."
"yleyse ben gideyim Aam," diye boynunu bkt Topal Ali. "Adam adamdan korkar,
anlarm. Adam benden hi korkar m?"

"Korkar korkar, adam senden korkar ya, sen bir sonraki izlere bak... Seni
ldrmekten vazgetiimi grrsn."
Ali teki izlere baknca sevindi:
"te byleee," dedi, Aann kolundan sevgiyle tuttu. "te burada karde
olmuuz." Bir izleri aratryor, bir Murtaza Aann yzne durup bakyordu.
"Vazge Ali," dedi Murtaza Aa. "Bundan byle sen benim can bir kardamsn."
"Kardamm."
"Anamsn, babamsn."
"Bu kadar da korkma Aa nce Memedden. Bundan sonra yannda ben varm."
Aa, sevin iinde kalm glyordu:
"Ali sen kuun kanadnn izini..?"
"Evelallah."
"Sudaki baln izini..?"
"Evelallah!"
"Ali sen Arif Saim deyyusunun izini..?"
"Evelallah!"
"Yahu Ali kardam, byle de insanlk olur mu? Koskocaman, Ali Safa Bey gibi bir
Milli Sava kahraman ldrlm..."
49
;;-..
Alinin kolundan tuttu. "imdi herkes, Zlf bile, Arif Saim bile milli kahraman,
fkara, korkak, karncadan rken Ali Safa neden kahraman olmasn... Kim bilir
nce Memedi grnce ne kadar da korkmutur fkara... Daha tfeini grnce nce
Meme-din, daha Memed tetie basmadan can kvermitir fkaranm, korkudan.
Ekya da lye skmtr kurunu. Gittim grdm lsn, bir damla kan
kmam. Kafas paralanm, odann duvarlarna yapm, dediim gibi,
tevatr. llere kurun skarsan bir damla kanlar kmaz."
"Bilirim, kmaz," diye onu onaylad Topal Ali.
"te bu zavall, karncadan rken fkaray kurunlamadan ldrm de nce
Memed, onlar da oturmular onun cenazesi stne keyfediyor, rak iiyorlar. Ulan
bir tanesi, yazk oldu u karncadan rken Ali Safaya demiyor, bu nasl
insanlk?"
"Bu nasl insanlk?"
"Ama gelecekler nce Memedler, koyunlarndan nce karlarn alp daa
kaldracaklar. Buna sevinirler."
"Sevinirler," dedi Topal Ali.
"Ardndan da gelecekler, mallarn mlklerini yama edecekler."
"Ardndan da," dedi Topal Ali, "kellelerini kesecekler."
"yleyse imdi glsnler onlar Safann mezarnn stne. Duvarlara yapm
beyniyle alay etsinler... Gene de u fakir f-karaya bak Ali, sanki her
birisinin karda lm, sanki her birisinin evinden bir l km gibi yas
iindeler. At yakp alyorlar. Eeee, frsat bulunca da bizi bunlar
paralamayacaklar m?"
"Paralamazlar Aam."
"Ne dedin, ne dedin, paralamazlar m?"
"Paralamazlar. Onlar insana kymazlar. Onlar insana ky-salard bu dnya byle
olmaz baka trl olurdu. Onlar ok yumuaktrlar, tpk ipek gibi."
"pek gibi," diye derin, rahat bir soluk ald Murtaza Aa. "Demek onlar gn
gelince bizi para para doramazlar?"
"Doramazlar," dedi Ali gs kabararak, kvanla.
Murtaza Aann yz d, olduu yerde durup Alinin yanma gelmesini bekledi:
i
50
esi
"Ben de biliyorum Ali," dedi, "onlar bizi doramazlar. Doerasalard zaten bu
dnya byle olmazd." Sesini hemencecik kesti, ban yere dikip derin
dncelere dald. Epeyce sonra ban yerden kaldrdnda yz keder iinde
kalmt. "Sen Kuyucu Murat Paa diye birisini duydun mu?"
"Duymadm," dedi Topal Ali.
"Bir zamanlar, belki bundan iki yz yl nce u Toros dalar azm, gene byle
ba kaldrmt. O senin kimseyi ldrmez dediin, benim de yle bildiim
baldrplaklar konaklar ykyor, evler yakyor, kelleler kesiyor,

azgnlatka azgnla-yordu. Balarnda gene byle boyu bir kar nce


Memedler, gene byle Ferhat Hocalar. O Ferhat Hoca var ya, ne idii bellisiz bir
kii. Belki de casus. Onu astracak Arif Saim Bey. O aslacak ki biz rahat
edelim. O, nce Memedin akldanesi imi, doru mu?"
"Doru," dedi Ali.
"nce Memedi Aalara kar o kkrtyormu."
"Biliyorum, doru."
"Sen nce Memedi grsen tanr msn?"
"Tanrdm."
"imdi tanyamaz msn?"
"Bilmem ki, ben onu bildiimde kck bir eydi. Smkl bir ocuktu. Diyorlar
ki imdi koskocaman olmu, boyu kavak gibi uzam. Yzne baklamyormu
korkudan."
"yle diyorlar. Ben de yle duydum. Sen demek Kuyucu Murat Paay duymadn?"
"Duymadm," diye sklarak syledi Topal Ali.
"Gene bunlar gemi azya almlar. Gene nce Memed, Ferhat Hoca balarnda, gene
tekmil Toros dalar, Urum topraklar ayaa kalkmlar. Kzgn millet, fkeli,
kzgn boalar gibi dmler ovaya, ta stnde ta, omuz stnde ba
brakmamlar. Kimse de bu durumu Padiahmza syleyemiyormu. Padiahmz
gazaba gelir diye rkyorlarm. Sonunda bunlar ylesine aztmlar ki stanbulu
almaya, Padiahmzn kellesini kesmeye ant iip stanbula ynelmiler.
Padiahmzdr ki olan biteni duymu... Ben bunlar byk tarihlerde okudum Ali
Aa kardam."
51
"Biliyorum Aam, senin yksek okumu olduunu, aklnn her bir eye erdiini.
Yalnz ben deil, btn cmle alem biliyor senin ne kadar akll bir kii
olduunu. Ne kadar okumu..."
"Sa ol Ali karda, var ol Ali karda. te bunu duyan Padiahmz ok korkmu.
stanbulun stne yryen bir kii, iki kii deil ki, yz bin, yz milyon kii.
te o zaman Padiahmz seraskeri Murat Paay arm, ya Murat, demi, bu ne
haldr, koca Toros dalar, Konya, Sivas ovalar, Akadeniz, Karadeniz kylar
ve Van gl stmze yrm ki yer gtrmez insan ile. Tez hazrlan, doludizgin
git Torosa. Ylann ba oradaym, var git oraya ve de oradaki ylann ban
ez! nsaf, merhamet yok. Btn Torosu yediden yetmie kltan geir."
Topal Ali:
"Tevatr."
"Kuyucu Murat Paadr ekmi ordusunu, gelmi Torosa, km dalara. nce
birka gn yatp dinlenmi ordusuyla amlarn altnda, ak aakl, yarpuz
kokulu pnarlarn banda. Kestirmi emlik kuzuyu, yemi kebab. Murat Paadr
bu, seksen, doksan yandadr. Tecrbeli bir adamdr ki, Osmanl mparatorluunu
kurtaran. gn sonra orduyu ayaa kaldrm, ellerine kazma krekler vermi,
nerede bir dzlk grmse oraya kuyular kazdrm. Bunu gren, duyan millet de
arm, Padiah da... Amann u ihtiyar Murat Paa akln karm olmasn?
Paa durmadan kuyu kazdryormu. Torosta kuyu kazdrmadk yer brakmam, bir
iki hafta durmadan kuyu kazdrm. Sonra da orduyu ekmi asilerin stne.
Asileri dalarn doruklarna kadar kovalam, hepsini de yakalam. Balam
oluk ocuk doramaya, dorayp kazdrd kuyulara doldurtmaya. Bakaldran
insan o kadar okmu ki, kazdrd kuyular yetmemi. Yeni kuyular kazdrm, o
da yetmemi. Kumandanlar demi ki, kymetli seraskerimiz, bu kadar insan
kuyulamakla nasl baa karz? Murat Paadr, dini btn Mslman bir adam,
buna ok fkelenmi, barm, bartsndan, fkesinden talar sallanm,
toprak atlam, ben, demi, hibir Mslmann lsn akta brakp kurda kua
yem edemem. Orduyu ikiye ayrm bundan sonra, yars kuyu kazyor, yars da
oluk ocuk, gen yal, kadn kz demeyip
52
Mslmanlar doruyormu. Murat Paa elhamdlillah Mslman adam, dini btn
adam, o savata, tepeden trnaa kana batm kmken bile bir kerecik olsun
namazn kazaya brakmam- Murat Paa yle dini btn bir Mslmanm ki bir
kuyuya kadn erkei bir arada gmdrmezmi. Mslmanlkta kadnla erkein bir
arada, st ste yatmas var m?" Alinin gzlerinin iine bakt.
Ali:

"Yok," dedi.
"te dini btn Murat Paamz da dorad Mslmanlarn bebelerini ayr bir
kuyuya, ocuklarn, kzlarn, kadnlarn, yallarn, genlerini de ayr
ayr kuyulara gmdrm. Sonra da balarn yakalam asilerin, sormu, niye
yaptn sen bunu, demi. O da zulm grdk biz, demi. Bize Mslmanlk harici
iler yaptlar, sipahiler, Padiahn adamlar dinimize tecavz ettiler, son
meteliimize, son koyunumuza, son kadnmza kadar elimizden aldlar,
kzlarmzn da rzlarna getiler. Murat Paa sormu, vay ocan ykla, siz
bunun iin mi ba-kaldrdnz? Bunun iin demi asilerin ba. Sen Padiah olmak
iin bakaldrmadn m? Adam ok yakkl, byk ela gzl, genten birisiymi.
ok da utangam. Adam akn akn, ben nasl Padiah olurum, ben Padiah
efendimizin kemter bir kuluyum. Benim Padiah olmak aklmn kesinden gemez.
Benim Paa olmak bile aklmdan gemedi. Bize zulmettiler, biz de ayaklandk.
Kuyucu Paa efendimiz de bunu duyunca bir aah ekmi ki dalar inlemi. Vah,
demi, vah benim kara bam, bu kadar insan ben bunun iin mi kuyuladm, vah,
vah bana ki vaaah! Ocam ykla ki benim, bu kadar insan kuyuladm. ok
acm, ok zarlam ama dini btn Murat Paamz, i iten gemi. Yanma alm
asiler ban Padiaha gtrm, hal keyfiyet byle byle Padiahm, demi.
Toros dalarnda insan, kurt ku, brt bcek hibir canly brakmayp
kuyuladm ama, i bakaym. Olan biteni Padiaha anlatm. Padiahtr
gzlerinden kanl yalar dkerek zarlam, oy vatandalarm, kuyularn iinde
yatan vay vatandalarm, demi. O kadar zlm ki, cennet mekan Padiahmz,
asiler ban arp iki gzlerinden pm. Duydun mu Ali karda?"
53
"Duydum," dedi Topal Ali. "ki gzlerinden pm."
"pnce de, olum asiler ba, sana deil, yedi deil, dokuz tulu vezirlik
verdim ve de seni hem de Anadolu stne, bilcmle Urum stne Beylerbeyi yaptm,
demi. te byle bu dnya kardam, z bir kardam Topal Ali. Urum dedii de o
Kayseri, Sivas yreleri."
"Byle," dedi Topal Ali boyun krarak. "Tam byle."
"Sonra ne olmu?"
"Ne olmu?" diye sordu Ali.
"Sonra da efendim, o asiler ba var ya, ordulara serasker olmu, o da Van
dalarnda bakaldranlarn stne yrm. Varnca Van dalarna ne yapm
dersin?"
"Ne yapm?"
"Ne yapacak, o da ilk nce kuyu kazdrm. imdi Ankara duyacak bu ii, nce
Memedi... Nasl olsa duyacak, btn To-roslar ayaa kalknca. smet Paa da,
Deli Sinan Paa kumandasnda, Deli Sinan Paa buralar ok iyi bilir, bir kucak
da sakal vardr. Sen hi onun adn duydun mu?"
"Duydum," dedi Ali.
"Sen onun ne deli bir bela olduunu biliyor musun?"
"Biliyorum," dedi Ali yznde en kk bir deiiklik olmadan.
"te bu delinin kumandasnda bir byk, yer gtrmez orduyu gnderecek smet
Paa Torosa. Deli Sinan Paa ne yapacak, nce kuyular kazdracak."
Ali:
"Allah gstermesin!"
"Allah gsterecek," diye gsn kabartt Murtaza Aa. "Byle giderse, nce
Memed de dalarda padiah olursa, bu vatann altn oymaya devam ederse Deli
Sinan Paa gelecek ve hem de en nce bin tane kuyu kazdracak."
"Allah gstermesin!"
"Ylann ba kkken ezilmeyince Allah gsterecek."
"ly ne zaman gmecekler Aam?"
"Hemen olmaz," diye dnp yrd Murtaza Aa. Ham yolda rugan kunduralar toza
batp kyor, yreye scak tozlar fkrtyordu. "Hemen olmaz Ali kardam.
Beklemeli l. Ale54
gn,
mi ibret iin ly bilcmle Trkiye Cumhuriyeti vatandalar grmeliler,
duymallar."
"l kokuyor, hava ok scak."

"Koksun varsn. Onun ls beklemeli, bekleyecek.


, bir hafta..."
"Kasabada kokudan kimse duramaz. l bugn de kalrsa hepimiz l kokusundan
dolay soluu dalarda alrz. l kokusu ktdr. l yarna kalrsa bu
kasabada kokudan ku, bcek, karnca, kpekler bile duramaz. ok scak var."
Murtaza Aa durdu, havaya, yolun kysndaki kavrulmu, toz altnda kalm
otlara, bitkilere bakt, birden de ceketini karp koluna ald.
"Amma da terlemiim. Gerekten de ok scak var." Sonra da tepeden trnaa, ilk
olarak gryormuasna Aliyi szmeye, ikircikli, kukulu, korku dolu gzlerle
ona bakmaya balad. nce parman Alinin bana dayayp: "Bu byle olamaz
Alim, kardam," dedi. "Sen benim z kardam msn, bunu kabul ediyor musun?"
Ali hemen toparlanp hazr ola geti.
"Ne demek ola ki... Senin ayann vard yere bizim bamz varamaz. Zatnz
bizi kardala kabul ettikten sonra..."
"te ol sebepten Ali Efendi kardam, Karadalolu, stiklal Savann gzn
daldan budaktan esirgememi, gs tun siper kahraman Murtazanm kardamm
banda byle yrtk bir takke olamaz."
"Ne yapaym Aam, fkarahk..."
"imdi, derakap sana bir ftr apka alacaz ki, o Arif Sa-im ala bile
giymemi ola." Sonra da onu yrtk, bir zamanlar srmal olan izgili, yarm
kollu Mara abasnn kolundan tuttu: "Bu ne?"
"Abadr Aam."
"Bu da olmaz. Benim kardam... Hemen imdi arya... Doru terziye." Gzlerini
alvara indirince bir iyice fkelendi. Sonra da acyla gld: "te bu hi
olmad Ali kardam. Benim can bir biraderim byle el dokumas, bir iplik eksen
bin yama dklr bir alvar nasl giyer?"
"Ne yapalm, fkarahk, evi yolu yklsn fkaraln."
55
"Bundan sonra sen fkara olamazsn, deilsin. Syle, deilsm.
Alinin yz soldu:
"Deilim..." Dili diline dolat. "Sayende deilim, deilim, olmayacam da..."
"Doru terziye. Bu mintan, Mara inanndan, benim yanamalarm bile bunu
giymiyorlar. Olur mu Ali?"
Ali artk konumuyor, susuyordu.
"Peki, bu krmz postallar nedir Ali? Ayan kaldr bakalm, kaldr hele,
allalem bunlarn dibi de delik! Gster, gster hele tabanlarn. Utanma gster
bakalm."
Ali utanarak nce topal, eri, yamru yumru olmu ayan gsterdi. Postaln
altndan yumruk gibi kocaman bir nasr paras gzkt. Karadalolu Murtaza
Aann gzleri yaard:
"Vay kardam vay," dedi, "biz ne dncesiz adamlarm-z, vay kardam vay...
Ben byle Avrupadan hususi getirilmi giyitler iinde gezeyim, sen de plak
gez... Ben byle stanbul-da hususi surette yaplm kunduralar giyeyim de
ayama, sen postallarla dola, byle kardalk olur mu? Doru arya!"
"Yalnz Aam..."
"Ne yalnz?"
"Ben postallardan bakasn giyemem. Bu ayama hususi postal gerek."
"imdi gideriz kker kocamana, akama kadar sana bir postal diker, hem de
Marata bile grlmemi."
abuk abuk yryerek arya geldiler, kumaya gittiler, kuma ok yal,
bir deri bir kemik, beli krmz gmen kuakl bir adamd.
"abuk abuk, bir kat elbiselik, benim z bir kardama. Bak, bak Ali, been
been beendiini al. Bak bak, ne kadar ok kuma var."
Bir yandan toplar gzden geiriyor, bir yandan Alinin yresinde dnp kumalar
gsteriyor:
"Bunu mu istersin?" diye soruyordu.
Ali suskun, dili boazna akm, hayran kuma toplarna bakyor.
"Bunu mu?"
56
Ali konumuyor.

"Bunu mu Ali karda, bak, izgileri mor, halis yn." Ali susuyor, teki boyuna
gsteriyor.
Sonunda dkkanc bakt ki bunlar doru drst bir kuma seemeyecekler, en
stteki kumlu, koyu mavi kuma topunu
indirdi.
"Kuma aryorsanz, ite bu. Ben Murtaza Aa gibi bir soylu Beye bu kumatan
bakasn bu dkkanda layk gremem."
Murtaza Aa dkkancnn bu davranna sevindi:
"Beendin mi, beendin mi Ali Karda," diye onun yresinde birka kez dnd.
Ali bir ocuk gibi utanarak kzararak:
"Beendim," dedi. "Beendim ama ne zahmet. Yazk deil mi bir uval paraya?"
Kuma:
"Aa, sen paraya bakma," dedi. "Murtaza Aada para ton kadar."
Murtaza Aa da onu onaylad ban sallayarak:
"Hibir kymeti yok."
Kuma alp dkkandan ktlar. Murtaza Aa kuma alrken para vermemi, salt,
"Yaz deftere," demiti kumaya.
Terzi dkkan iki dkkan tedeydi. Hemen oraya vardlar. Terzi posbyklar
aarm ksa boylu, yuvarlak yzl, kk gzleri fldr fldr yuvalarnda
dnen birisiydi.
"Hemen, hemen, hemen yarn isterim bu elbiseyi terzi ba. Hemen yarn. Paraya
pula bakma, hemen yarn. Bu benim z bir kardam Ali Aadr. Byle bir adam u
ukurova toprana imdiye kadar gelmemi, bundan byle de hibir zaman
gelmeyecektir."
"Aman Aam, buyruun ba stne ama, yarn akama yetimez."
"Yetitireceksin."
"Yetimez."
"Yetiecek."
Terzi bir anda yumuad, uzun uzun Topal Aliye baktktan sonra:
57
"Olur Aa," dedi. "Ne yapalm, bir elbise iin senin hatrn kracak deiliz
ya... Gece sabaha kadar urar bitiririz."
"Sa olasn, var olasn," diye coan Karadalolu Murtaza Aa, terzinin srtna
bir tokat indirdi.
Oradan kkere uradlar, sonra gmlekiye. Ustalar yarn akam biltekmil her
eyi vereceklerdi.
Murtaza Aa nde, Ali arkada ary birka kere bir utan bir uca getiler.
Koca narn altndaki nalbantn yannda bir sre durdular. Murtaza Aa saraca
Aliyi, "u ukurova lkesine byle bir adam gelmedi, bundan sonra da kyamet
kopsa gelemez," diye tantt. Sara, "Vasuphanallah," diye hayretini
gizleyemedi.
Bunun arkasndan camiye gidip, uzun uzun aptes aldktan sonra namaza durdular.
Namazdan sonra da l evine uradlar. l evi sessizdi, ne at sesi, ne de
herhangi bir ses. Ortalkta t yoktu.
Kasabann iindeki kyl kalabal da ekilmi, ortalk bombo kalmt.
Ali:
"Demedim mi?" diye Murtaza Aann gzlerinin iine bakt.
"Neyi?"
"Kokuyu... Bak, kokla Aam, koku dnyay alm, btn kasabay sarmtr. Yarn
sabaha kadar da... Vay Allah vay..."
Murtaza:
"nallah Arif Saim Beyin burnuna gider de bu koku, inallah, Ali Safa Beyin,
nce Memedin laf alr. te o zaman da Deli Sinan Paa..." Alinin gzlerinin
iine uzun uzun baktktan sonra: "Bunlardan bir hayr gelmez ya Ali," dedi,
"gelir mi?"
"Gelmez," dedi Ali.
"Sinan Paa da ok yaland. Belki de tekat olmutur. Hi ad gemiyor. Belki
de asmlardr. Delinin biriydi zaten."
"Ben de duydum, aalara talim ettirir, hazr ola gemeyen aalar
krbalatrm."

Murtaza Aa gld:
"Belki de asmamlardr. Belki de smet Paa onu gnderir. O bir gelirse
Toroslara Kuyucu Paaya rahmet okutur. Sen Faruk Yzbay tanyor musun?"
58
"Grmlm var."
"nce Memedi yakalayabilir mi?"
"Yakalayamaz."
"Neden?"
"O kylye ok zulm ediyor."
"Haaa, doru... Bylesi zamanlarda kylye zulmetmeyeceksin, deil mi?"
"Kyl hakareti, zulm hi sevmez..."
Gene yrdler. Murtaza Aa durup durup ona bakyor, sonra gene yryorlard.
Aralarnda uzun bir sessizlik oldu. Kprye kadar ayaklarnn ucuna bakarak
yrdler. Kprnn korkuluuna yan yana durup aaya, suya baktlar bir sre.
Murtaza birden sordu:
"Senin imdi stnde silahn var m?"
"Yok."
"imdi nce Memed gelse de nce seni, ardndan da beni ldrmeye kalksa ne
yaparsn?"
"Hibir ey yapamam."
"Peki, dman sahibi adam hi silahsz dolar m?"
"Katiyyen dolamaz."
"Peki sen?"
"Gz ksn, fkaralk."
"Sen iyi bir nianc msn?"
"Saylrz Aam," diye alakgnll boynunu bkt Ali.
"Tabanca m, mavzer mi?"
"kisi de..."
"Pekiyi, nce Memed mi iyi at yapar, sen mi?"
Topal Ali utand, kvrand, gzlerini aadaki suya dikti, glmsedi, Aaya
bakt, Aa bekliyordu.
"Syle, syle, gerei syle, ben kardasn gerei bilmeliyim."
"nce Memed..."
"Eeee, ne olmu nce Memede?"
"Demem o ki..."
Gene utanga sustu, ban te yana evirdi, suya bakt, gzlerini kardaki
bahenin uzun, telli kavaklarna dikti.
"Syle, ne diyorsun?"
59
"nce Memed daha dnk ocuk... Bize gelince, biz ki izci Topal Aliyiz..."
"Haydi eve gidelim. Sen bundan sonra bizde kalacaksn. Beendiin tabancay,
filintay sana vereceim. Tabanca na-gant. Zinhar naganttan bakasn
kullanmayacaksn. tekiler tutukluk yapar."
"Doru."
"Sap fildiinden on drt tabancam var, been, beendiini al.
"Sa ol Aam."
"Kunda ilemeli Alaman filintalanyla bir orduyu donatrm, her birisi yeni
fabrikadan km. Onlardan da se."
"Seerim Aam."
"Sandk sandk da mermi..."
"Sa ol Aam."
"Ka yldr silah kullanmyorsun?"
"Yirmi bir yldr."
"Elin alkanln yitirmitir."
"Yitirdi Aam."
"Yarn br gn, cenaze kalktktan sonra atlara binip Akarcaya kacaz. Orada
at talimleri yapp, elimizi altracaz."
"Haklsn Aam."
"imdi eve."
"Olur Aam."
"oluk ocuun?"

"On bir klen var."


"Allah balasn. Onlar orada m kalsnlar, dada, yoksa bizim iftlie mi
indirelim?"
"Onlar orada kalsnlar. Onlar dze inince nce Memed benden kukulanr."
"Doru. O nce Memed senden korkar m?"
"Azck ekinir."
"Sen var iken yanmda bana dokunamaz m?"
"Beni ldrmeden dokunamaz."
Murtaza Aa ona gene dnp uzun uzun, onun gzlerinin iine bakt, ardndan da
alelacele beline davranp tabancasn bel kemerinden kard Aliye verdi.
60
"Al " dedi, "ne olur ne olmaz, benim tabancam eve varn-va kadar sende dursun.
Gzlerinden perim Ali Aa karda-rri/ u ku gibi canm sana emanet."
'"Hibir ksm ekme kymetli ve de ala gzl Aam. Senin cann bundan sonra
benden sorulur."
"Doru mu, yrekten mi sylyorsun bunu Topal Ali Aa?"
"Yrekten sylyorum ki, hem de ne yrekten."
"Gene de korkuyorum senden. Senin o gzlerinin altnda bir eyler sakl."
Murtaza Aa gitti bir kerpi bahe duvarnn stne sekilendi. Topal Ali de
vard onun yanna sokuldu.
"Benden korkuyorsun da ne demeye tabancan bana verdin?" Ali bu szleri
yumuack, sevecenlikle syledi.
"Nasl olsa sen beni ldreceksin, ya yle, ya da byle. Sen nce Memedin
adamsn."
Bir sre aralarnda bir sessizlik oldu. kisi de ban yere dikmi ayaklarna
bakyorlard. Sonra Ali yerinden ok dingin, aralarnda hibir ey gememi gibi
kalkt, onun karsna geip gzlerini onun gzlerine dikti, uzun bir sre
bylenmi gibi byle kalakaldlar.
Murtaza Aa:
"Sen nce Memedin adamsn, bunu bu dnyada bir ben bilirim. Sen nce Memed iin
cann verirsin. nkleyim sen en akll kylsn. Bir de nce Memedin bana
bu ileri sen amadn m?"
"Ben atm," diye gld Ali. Gl itendi.
"O yzden ona cann verirsin."
Ali susuyordu.
"Niin konumuyor, bir sze varmyorsun Ali? nce Memed isterse beni ldrmez
misin? Syle Ali."
Ali karlk vermiyor, yz uzam, krmz byklar iyice sarkmt.
"ldrmem Murtaza Aa. Ben adam ldrmeyi sevmem. Allah verdii can ancak kendi
alr. Adam ldrmek kt bir ey."
"Kt," diye sevindi Murtaza Aa. "Ama nce Memed ldryor."
61
"O baka," dedi Ali gr, kendine gvenmi bir sesle.
"O baka m, o baka m? Demek o hakl, yle mi?"
Birden tepeden trnaa korkuya kesip gzleri falta gibi ald.
"Demek sen beni ldrrsn, o baka... nce Memed beni ldrr, o baka..."
Korkusu gittike artyor, Topal Ali de onun bu elle tutulur, gzle grlr lm
korkusunu onunla paylayordu.
Ali elini beline atp:
"Aa," dedi, "al u tabancan. Sende bu korku, bende bu doruluk varken biz bir
araya gelemeyiz. Sen bana hibir zaman gvenemeyecek, hep korku iinde
yaacaksn. Al u tabancan da ben gideyim. Gideyim de bamn aresine
bakaym." Alinin uzatt tabancay Murtaza Aa bir trl alamyor, gzlerini
onun gzlerinin iine dikmi bekliyordu. "Al Aa tabancan."
Murtaza Aa sapsar yzyle, merak dolu gzleriyle, btn cann, duyarln,
sezgilerini gzlerine toplam, ok uzaklardaki ine kadar bir lty
grecekmi gibi boynunu uzatm Aliye bakyordu.
Alinin sesi bu sefer kesin ve inatyd:
"Al Aa tabancan!"
Murtaza Aa gene elini uzatmad. Ali de elindeki tabancay onun yanna koyuverip
geriye dnd, kprye aa yrd.

"Dur Ali, dur!" diye can havliyle bard Murtaza Aa. "Dur bre kardam. Biz
sana karda dedik, biliyorum beni ldreceksin. Ama ldrrse de kardam
ldrsn beni. Dur ve de hemen geriye dn!"
Birka adm atp serte onu kolundan tuttu, kendine ekti, buyuran, sert bir
sesle:
"Al o tabancay oradan. O tabanca benim sana armaanm-dr. imdi beni iyi dinle
Ali, benim hayat sana bal. Al, ne yaparsan yap! ster ldr, ister kaldr.
stersen gtr de nce Memede teslim et. Ama bundan sonra sen sen ol, beni
brakp da bir yerlere gitme."
Ali gitti usulca tabancay oradan ald, beline takp Aann yanma geldi.
62
"Kusuruma bakma Murtaza Aa."
"Ne kusuru Ali. Kusur bende. Haydi eve gidelim."
Eve vardklarnda gn batt batacakt. Iklar evlerin camlarna btn
grkemiyle vurmu, srtn bu zeytin aal yamaca dayam kasabay bir peri
sarayna evirmiti. Bu saatlarda kasaba uzaktan, Anavarzanm bu yanndan baknca
yerden savrulan renk renk bir k yumanda dner, yreyi ta uzaklara kadar
tarifsiz bir aydnla board.
Murtaza Aa, Trkmen Beylerinden birinin oluydu. Babas buralarda ok saylan
Kekeme Adem Aayd. Cmert, sofras yerden kalkmayan bir adamd. Eski
klaklarn iftlik olarak kapatm, tapusunu da stne yaptrmt. leriyi
gren bir kiiydi. Belki bu kasabada ilk salam tapu onundu. Tapusu yedi bin
dnmlkt ama, tapu snrlar iinde belki krk bin dnmlk tarlalar
kalyordu. yle tekiler gibi hazinenin, ya da Ermenilerin topraklarna
konmamt Murtaza Aa. Ve hem de bununla vnrd. Yalnz, imdi bu oturduu
kona, kaarken ona Ermeni dostu Karabet Keklikyan vermiti. Herkes konan
Karabetten zorla alndn sylyordu ya, Murtaza Aa bu iftiraya cin ifrit
oluyordu. Hayr, o, bu grkemli kona gasp etmemi, Ermeni dostu Keklikyana il
il altnlar sayarak satn almt. Konaklar gasp edenler Zlfyd, Takn
Halil Beydi, Molla Duran Efendiydi, Mustantk Rt Beydi. tekilerdi. Bir kuru
vermeden, ne devlete ve ne de konaklarn sahiplerine, onlar gidince, babalarnn
mallar gibi gelip oturuvermilerdi.
Murtaza Aa kapnn tokman kere hzl hzl vurdu. Kap hemencecik ald.
Konak iki katlyd ve on drt odas vard. Bir oda da at katmdayd ve tavan
arasndan kk bir merdivenle klr, icab hal, baka, gizli bir merdivenden
de sokaa varlrd. Kasabann en gzel, beyaz badanal, byk yaplarndan
birisiydi. Karabet Keklikyan, ustay ta Sivastan getirmiti. Konak yapldnda
hem Ermeniler ve hem de Trkler arasnda dillere destan olmutu. Her odasnn
duvar nakl ak dibudak aacndan ilenmiti ki, hibir odann yaps tekine
benzemiyordu. Birinci katn taban akl talaryla renk renk denmi,
demenin tam ortasna da Anavarzanm oralardan
63
bozulmadan getirilmi, stnde geyikler, slnler, mor iekler olan bir Bizans
mozaii yerletirilmiti.
Prl prl bir tahta merdivenden yukarya ktlar. Karlarna gelen duvarda
gene Anavarzadan getirilmi byk bir mozaik daha vard. Bu mozaikse bir ku
cennetiydi. Bir bataklkta yryen leylekler, uan turnalar, krmz bir ylan,
knal keklikler...
Ali byk salonun ortasnda dikilmi kalm, hayran hayran bu mozaie bakyordu.
"Ne bakyorsun Ali?"
"Tevatr Aa! Kim yapm ola?"
"Kffardan kalma. Karabet bunu yerin altndan karttrm, ok kymetliymi.
yle dediler. Bundan, odalarda tane daha var."
"Tevatr! Tpk canl gibi. Ylan da akyor."
Merdivenin tam karsndaki byk cumbaya gidip frdolay ilemeli yastklarla
evrilmi sedirlere oturdular. Ortalk yahni kokuyordu.
"Amma da ackmz," dedi Murtaza Aa.
"Acktk," dedi Ali.
"Soan yahnisi sever misin?"
"Bir kere yemitim bir seferinde, tad daha damamda."
"ehriyeli pirin pilav, taze yal?"

"Kim sevmez ki," diye gld Ali.


"Ardndan da pren bal."
"Bizim yaylada ok olur," dedi Ali. "Aama en hasm, st gibi apan
getirtirim. Ama biz ok az tadarz."
"Var ol Alim, kardam."
Ortalkta kimsecikler gzkmyordu. Tam bu srada odalardan birisinden iriyar,
geni kalal, memeleri darya tam, izgili, ayaklarn rten bir fistan
giymi, beline yeilli krmzl psklleri sarkan bir kuak dolam, ayanda
rugan kundura, banda yeil bir ipekli bart, byk kara gzl, dimdik
yryen, boynu ok uzun, krmz dudakl, azck da soluk yzl bir kadn geldi:
"Ho geldin Ali Aa kardam," dedi.
Ali, "Ho bulduk," derken yere bakyordu.
64
I
"Vay, vay, vay," diye balad kadn ardndan da. "ls davul gibi imi Ali
Safa Beyin. Yataa yorgana smyormu, Ht da gibi olmu. Bir de kokuyormu.
Bu gece btn kasaba v sarar bu koku, diyorlar. Bu gece biz kokudan kasabay
terk ederiz, diyorlar."
Hsne Hatun Murtaza Aann ilk karsyd ve otuz alt yandayd. skenderun
yrelerinden bir Trkmen Beyinin tek kzyd. Onu almak iin Murtaza Aa her
eyi yapm, elinde avucunda ne varsa onun uruna harcamt. Onu, ondan sonra
evlendii teki gen karlarndan daha ok severdi her zaman. Hsne Hatun ona
erkek be ocuk dourmutu. teki gen kadnlarmsa altar ocuklar vard,
daha da douruyorlard.
teki kadnlar Aliye, ho geldine, gelmediler. Treye gre, eve gelen yakn
akraba ya da ok yakn dost, bildik tandk deilse onlar yze kamazlard.
"Varsn koksun," dedi Murtaza Aa. "Nasl olsa bir gn gmlr. Toprak btn
kokular rter."
"rter," dedi Hsne Hatun, "rter... Ne olmu o nce Memede, ondan hibir haber
yok mu Aa?"
"Yok," dedi Murtaza.
"Kim bu adam, ne bu adam, cin mi, peri mi, var m, yok mu, kartal gibi aalar,
beyleri ldryor da ona kimse bir ey yapamyor."
"Biz adam deiliz ki," dedi Murtaza Aa. "Biz adam olsak o Abdi Aay bile
ldremezdi. Arif Saim Bey burada, Halilin evinde, korkularndan ona kimse bir
ey syleyemiyor, benim de azm kapattlar, sanki u bizim Arif Saim Tanrnn
z bir vekili... dleri kopuyor herkesin ondan, donlarna syorlar
korkularndan. Ali Safa da gitti gider. Bundan sonra sra bizde. Bizden sonra da
Arif Saimde. Arif Saimden sonra da..."
"Ht da gibi iti fkarann ls, kokuyor," dedi gene Hsne Hatun.
"Yemeinizi yiyin de..."
"Hamaml yakn Hatun, byk bir kazan su stn. Ali kardam ok uzaklardan
geliyor, bir iyice yunsun arnsn. Bir kalp da kokulu sabun verin. Bir kat da
benim donumdan, gmleimden verin. Ali kardasn yatan da benim odama se65
rin. Bundan byle biz ayn odada yatacaz. Bu nce Memed aztt, hi belli
olmaz ki..."
"Hi belli olmaz," dedi Hsne Hatun iini ekerek. "Bu azgn insanlarn ne
yapacaklar hi belli olmaz. Kkalioluna, dalar kartalma ne yaptlar, evini
basp onu parampara ettiler. Ben ite u gzlerimle grdm olan biteni. Hem de
paralayanlar yabanclar da deil, kendi eli aireti. nsanlar azgn, azgn...
Ali karda ben ok duydum. Yemek gelsin mi?"
Murtaza Aa Topal Aliye baktktan sonra:
"Gelsin," dedi.
Hsne Hatun Topal Aliyi tepeden trnaa szerek yerinden kalkp mutfaa ar
ar, salnarak gitti, az sonra da gen bir kz koskocaman, ilemeli bir bakr
sini, bir cicim sofrayla geldi, cicimi kilimlere serip siniyi stne koydu.
Ardndan da yufka ekmek drmleri, bakr sahanlarda yahni, pilav, yourt,
kzartlm keklik eti geldi. Sofraya bada kurup baladlar tten yemekleri
kaklamaya. Yemek uzun srd. Yemekten sonra gene ayn kz ibrik, leen ve
boynuna atl apak bir havluyla geldi, Alinin eline su dkt.

"Su snd m?" diye bard ieriye Murtaza Aa.


erden Hsne Hatunun, "Hazr" diyen sesi geldi.
Kz, Alinin nne dp hamaml gsterdi. Ali alelacele soyunup ykanmaya
balad.
Yatak odasnda byk bir gaz lambas yanyordu. iesi de prl prl
parlyordu. En kk bir is bulaml yoktu. Lambann karpuzu koskocamand ve
pembesine mavi iekler ilenmiti.
Murtaza Aa yer yatana girmi, ipekli ak ince bir araf boazna kadar
ekmiti. Ali, uzun bir sre sonra Aann gmleini, uzun paal donunu giymi,
odaya bzlm, sklm girdi. Btn bedeni kokular iindeydi. Anadan yeni
domu gibi olmutu. Hemencecik Aann yanma serili yer yatana girip o da ipek
araf boazna kadar ekti. mrnde hi byle bir yatak grmemiti. Birden
aklna dt, Ali Safa Bey de, u Ht da gibi imi adam da btn mrnde
byle yataklarda m yatmt? Byle sakz gibi, byle yumuack, byle ipei
insann tenine deince rperten...
66
"Demek Ali sen her yaratn izini bilirsin, arlarn bile?"
"Az ok Aam."
"Nereden belledin btn bunlar?"
"Kendiliinden, meraktan, avclktan..."
"Hi ustan mutan yok muydu, rnek aldn bir adam?"
"Vard. Adna Kel Hac derlerdi. Gkteki turnann, uan sinein, yerdeki ylann
izini bile srerdi. Allah vergisi... Ve hem de her izi tanrd. Ben nce onu
tandm, babamn ok bir can arkadayd. Ondan sonra ben keklikleri ok
severim. Keklik palazlarnn izini srmeye baladm ilk olaraktan. Bir iyice
rendim kekliklerin huyunu suyunu. zlerini srerek yuvalarn bulurdum. Ylda
belki be yz keklik palaz yakalar, bytrdm. te byle. Kel Hacya gelince
hnerini kimseye retmedi, oluna bile. Yanma da hi rak almad. O nerdeee,
biz ner-deee... yle bir izci bu dnyaya ne geldi, ne de gelir. Biz onun yannda
ocuk kalrz. Yel Musa bile onun eline su dkemez."
"Tevatr."
"Tevatr," diye yineledi Ali.
Ondan sonra da Ali teki kulara merak saryor, sarp, kavak boyu bir
kayala, ahin yavrusu almak iin trmanrken dp aya krlyor, bundan
dolay da ite byle topal kalyor, ama gene de kularn izini srmeyi
brakmyor. zlerin ardnca da ta, bayr demeyip dolayor. Bir iz grd m
bir yerde, o izin ne izi olduunu lyor, bitiyor, tkeniyor ama gene de o izi
buluyor, reniyor. Kulardan sonra da yabani hayvanlarn izlerine merak
sardryor, bundan dolay koyak, kaya, doruk, yama demeyip u koca Torosu
dolayor. Sonra kk bceklerin, karncalarn, kelebeklerin, smklbceklerin
izlerini reniyor. Ardndan da insanlarn... Alinin bu dnyada ii bu, hneri
bu. Yeryznde ok az lmlye nasip olmutur byle bir hner. Bu iz merakndan
dolay Ali sularn, aalarn, sudaki balklarn, her bir eyin huylarn
renmitir. Ali bir seferinde karsna kan bir ylanla kar karya, gz
gze gelmitir. Ne o ondan gzn ayrabilmi, ne de bu... Bylenmi gibi
bylece bir gn akama kadar gzlerini biribirlerinin gzlerinden ekmeden,
gzleri biribir-lerine kenetlenmi kalakalmlardr. Byle
bakrlarken Ali
61
ylann yreinin iindekini, aklndan geenleri okumu, ylan da Alinin iinden
geenleri... Sonra gn batarken ylan ban yere indirmi, arkasn dnm,
ngran ttrmeden akm gitmi, neden sonradr ki, ta uzaklardan onun
sevin iindeki ngrann sesi gelmiti.
"Ali, sen kayptan da haber verirmisin."
Ali o anda yatann iinde doruldu, korkuyla:
"Yok, haa! Biz kim, kayptan haber vermek kim... Yok, ha-a..."
"Ben yle duydum da...
Ali Torosta dolarken tilkilerin, kurtlarn, yabanl parslarn, vaaklarn,
yabankedilerinin, aylarn da izlerini srp onlarn yuvalarn, inlerini
buluyordu. Birka gece k uykusuna yatm aylarn maarasnda, aylara
sarlarak yatyordu. ok ok yamurca, ok sn, ok karaca, ok susamuru, ok
sansar vuruyordu. ahinlerin, kartallarn, doanlarn yuvalarn buluyordu

izlerini srerek... ieklerle de konuuyordu. nce Me-med, u dnyadaki


yaratklarn en soylusuydu. nce Memed onun iki gznn bebeiydi.
"oluk ocuunu da dalardan getirmelisin Ali."
"Sana daha nce de syledim ya Aam, ben evi dadan alr da ovaya indirirsem
nce Memed bundan kukulanr. Anladn m?"
"Anladm," dedi Murtaza Aa, hibir sebep yokken iini ekerek. Ardndan da
ekledi, "aaah, Ali, aaah," diye cieri s-klrcesine soludu, "aaah. u kafirin
pis bedeni bir ortadan kalksn, bak ben sana neler yapacam, ne iyilikler..."
Ali ban ona doru dndrm ona bakyor, bekliyordu.
"Buyur Aa."
"Bak sana ne yapacam, seni senin kye gnderip evini barkn aldrtp
getirteceim. Sana iftlikte, istersen kasabada, kasabada olsun daha iyi, seni
lnceye kadar yanmdan ayrmayacam da, bir ev yaptracam. iftlikten
tarlalar vereceim, altna da bir Arap at ekeceim ki, ukurovada byle bir at
bir tane olsun." Comutu: "Ali!"
"Buyur Aam."
"Yarn senin altna bir at ekeceim erke eyerli, bir Arap
68
Hem de ya drt, donu da demirkr. nce Memed duysun da atlasn. atlasn,
deil mi?"
Ali:
"atlasn," dedi.
"Uyuyalm yleyse. Unutma, yarn senin giyitleri alacaz. Yarn akama. Ftr
apkay da unutma. Yarn bambaka bir insan olacaksn. Bir de aaah, bir de
ayaklarna postal deil de kundura, hem de parlak kundura olsayd... Sen benim
karda-m deil misin, Mustafa Kemal Paa gibi giyinmelisin. Hi mrnde ceket
pantolon giymedin, bana da ftr apka takmadn, deil mi?"
"Takmadm."
"Haydi uyuyalm... Kokuyor..."
"l kokuyor."
Ali hemen uyudu. Murtaza Aannsa sabaha kadar gzlerine uyku girmedi. Birka
kere de Alinin uykusu ar m, hafif mi, diye denedi. Alinin uykusu ku uykusu
gibiydi, en kk bir trtda hemen uyanp yastnn altndaki tabancaya o
anda hemen el atyor, ses karann Murtaza Aa olduunu anlaynca da
glmseyerek ban yasta koyuyor, koyar koymaz da uyuyordu.
Sabahleyin uyandklarnda ikisi de sevin iindeydi. Ali gittike Murtaza Aay
sevmeye balyordu. Ve bu onu korkutuyordu.
Hsne Hatun bu sabah ok gzel bir kahvalt hazrlamt muteber konuuna. Bir
top, daha ayran kabarcklar stnde tereya, ak petekli bal, taze kaymak, st,
ay, kendi eliyle yo-urup piirdii frn ekmei, peynirler... Kahvalt
sofrasnda bir kust eksikti. Gene akamki gibi hi konumadan kahvaltlarn
bitirdiler. Bu sabah Hsne Hatunda da bir hafiflik vard, ii, her nedense prl
prld.
"Haydi gidelim Ali, belki azck yalnz bulurum da Arif Sa-im dedikleri dmb,
asker kaan, Fransz casusunu da u ince Memed belasn onunla konumak
yolunu bulurum. Bu ylann nasl bir ejderha olduunu belki ona anlatabilirim.
Bir ay daha geerse Kuyucu Murat Paa Hazretleri Efendimiz de gelse, artk
onunla u Torosun kayalklarnda baa kamayacan
69
bir bir ona anlatrm da onlar da akllarn balarna toplarlar. Dur bakalm,
bu kanl katil de derdimizi Ankaraya anlatabilecek mi?"
"Anlatr," diye inanla konutu Hatun. "Yeter ki sen onun yakasn bir kez eline
geir, kurban olduum Aam."
Murtaza Aa hzla merdivenlere atld. Siyah ftr apkas elindeydi. Bugn
lacivert bir takm elbise giymi, ak bir gmlein stne de krmz izgili mor
bir kravat takmt. Rugan pabular prl prld. Yakasnda da krmz bir
mendil sokuluydu. Byk gzleri her zamanki gibi bir korkudan, bir telatan
fldr fldr dnyordu. Yz uzun, yz izgileri derindi. Aln, gzlerinin
kenarlar krmt. Gld zaman kk elmack kemikleri, derin izgileriyle
cana yakn, scak, dost bir insan oluyordu.

O nde, Ali arkada merdivenleri inip Takn Halil Beyin konann yolunu
tuttular, oraya vardklarnda Murtaza Aann sevinci artt, Beyin otomobili
avluda yunmu arnm, silinmi taptaze duruyordu.
"Dur orada," diye otomobile konutu Murtaza. "Dur orada ki Murtaza Aa senin
kara gzlerini psn." Ardndaki Aliye dnd. "Sen de u aacn altnda bekle,
bekle ki, koca Tanr belki yzmze gle. Oooof bu koku da ne, burnumun direi
krlacak. Neredeyse baylacam. Tabancan yannda m?"
"Yanmda."
"yi yleyse, kokuyla sen naslsn?"
"lyorum."
"yi, yleyse bekle. ldr kokar. ok scak var. ldr, katlanacaz."
Kap akt, ikirciksiz ieriye girip merdivenleri kt. Takn Halil Bey onu
merdivenin banda karlad.
"Yaktn bizi, mahvettin Murtaza," dedi fkeyle. "Rezil ettin dnyaya. Nedir o
telgraflar, Ankaray topa tutmusun. Sen delirdin mi, ne oldu sana? Kck bir
ekya ocuk bir adam ldrm daa kam. Daha yakalanp yakalanmad da
belli deil, sen sanki btn dnya ayaklanm gibi kasabadaki her kiiye telgraf
ektirmisin, sen delirdin mi? Bey imdi uyanr da bunlar duyarsa... Onun mebus
olduu bir blgede byle
70
visizk olsun, Bey bunu bir duyarsa, elbette duyacaktr, h hi karmam, seni
engele asar, ya da otomobilinin arkas-balar Adanaya kadar bir paran kalmaz."
tekiler de akn akn onlara bakan Murtaza Aann yresini sardlar, onlar
da Halil Beyden daha sert konutular. Bereket Bey uyuyordu da seslerini fazla
ykseltip baramyorlard. Ama her szleri Murtaza Aann yreine bir al
haner gibi saplanyordu. Ne yapacan, kendini nasl savunacan bilemez,
ortada kalm gzlerini kirpitirip duruyordu. Sonunda:
"Kokuyor," diye bard, "amann ne kadar da ok kokuyor. Amann ls batsn,
dirisi de, telgraf da batsn, her eyi de... Amann burnumun direi krld
kokudan. Amann ha... Bey uyanmasn. Ya Bey uyanrsa bu koku iinde yandk. Ne
yapalm?"
"Ne yaplabilir, l evi burnumuzun dibinde. Gerekten
koku dehet... Ne yaplabilir?"
"ly Bey uyanmadan evden alp hemen camiye gtrmeli."
"Gtrmeli," dedi Mustantk Rt Bey.
Kaymakam da gelmiti:
"Derhal gtrmeli/'
Savc:
"Hemen u anda... Bey bir uyanr da..."
Emekli yarg Hdai telaland:
"Kolonya, kolonya..." diye.
"Btn kasabadaki kolonyalar l evine tadlar."
Birden ierden brr gibi bir ses duyuldu.
"Uyand," dedi Halil Bey. "Bu kokuyu Beyin burnunun almamasnn mmknat yok."
Hemen odaya kotu.
Bey uyanm ortada don paa dnyor, pijamasn karyor, yeniden giyiyor,
pantolonunu, gmleini aryor, bulamyor. akn, perian...
Kendine azck gelince bas bas barmaya balad:
"Kokuyor, kokuyor, dayanamayacam, kokuyor! Bu byle kokan ey nedir? Kokan,
kokan..? Bu koku ne kokuyor? Pantolonum nerede?"
71
"te, ite burada... Buyurun Bey."
"Kokuyor."
"Buyurun ceketinizi."
"Kokuyor."
abuk abuk, elleri ayaklar titreyerek giyinen sa sakal karmakar Arif Saim
dar frlad.
"Aman Beyler kokuyor! Ben mrmde byle bir kokuya rastlamadm. Btn dnya
kokuyor. Kokudan leceim. Kolonya, kolonya... Bir ey... Ne olursa olsun
kokuyor. Ne kokusu bu?"
"l kokusu..."

"l m, kimin ls?"


"nce Memed ekyas," diye atld Murtaza Aa, "Birka gn nce Ali Safa Beyi
ldrd de, imdi de daa kat. Dadaki kyllerin hepsini de ldrecekmi.
Kyllerimizi kaza a-kacakm. Ylann ba... Aman Beyim... Kuyucu Murat
Paa... Yaknda bu ylan ejderha olacak..."
"Kolonya... Kokuyor..."
"nce Memed... Ylan... ldrd... Kokuyor..."
"Kokuyor... ofr... Derhal..." Arif Saim bel kemerini balarken merdivenlere
atld. "abuk altr otomobili olum. Kumandan Bey, Vali Bey, arkadalar
abuk olun, vedalamann sras deil. Ben ldm bittim, baylacam..."
tekiler hemen gelip otomobile dolutular.
"abuk, sr!"
Ve otomobil var hzyla avludan darya atlp, ortal bir toz bulutu iinde
brakarak kasabay kt gitti.
"Kurtulduk," diye sevindi Arif Saim Bey," kurtulduk."
Otomobilin arkasndan bakakalan kasaballara Murtaza Aa:
"Syledim," dedi vnerek, "anlattm. Yaknda bir byk orduyu eker gelirler.
Kuyucu Murat Paa rnei."
O konuurken, yresine bir bakt ki kimse kalmam. Herkes bir yana alm
yatrm.
"Ali," diye bard, "Ali, haydi biz de gidelim. Her eyi Beye syledim. lnn
koktuu iyi oldu, yoksa u kpekler bana azm atrmazlard. Haydi ko,
buradan kaalm, kasabann dna kalm."
72
1
Kprye aa komaya baladlar. Kpry getikten son-kumlukta, haytlarn
iinde durdular. Koku ay geememi, te yanda kalmt.
"Grdn m Ali, kasaba bombo kalm. Btn kyller kamlar. Kim gmecek
ly dersin?"
"Bulunur Aa."
"Dur bakalm. Biz gitsek olmaz m Ali?"
"Olur ama, gitmeyelim Aa."
"Beendin mi tabancay?"
"ok beendim Aa."
"Benim tabancam."
"Sa ol Aam."
"At da yarn iftlikten geliyor. Bana yle geliyor ki, bu yavak hkmet nce
Memedle baa kamayacak, gayret bize decek Ali karda."
"Kim bilir, belli olmaz."
"Bize derse?"
"O zaman da dnrz Aam."
"Dnr myz?"
"Dnrz Aam."
Murtaza Aa gzlerini Topal Alinin gzlerinin iine dikmi, ok derinlerde,
uzaklarda bir ey ararcasna gene bakyordu. Aliyse onun ne aradn biliyor,
iinden glyordu.
"inden bana glyorsun Ali."
"Vazge Aam."
"Neden vazgeeyim."
"Aramaktan. nsanolu hi belli olmaz Murtaza Aam. Bugn byleyse, yarn yle.
nsan her gn yeniden doabilir isterse Aam. Ama her sabah anadan yepyeni,
baka bir insan olarak doabilir. yi de doabilir, kt de... imdi bu
baktn, grdn benim, Aliyim, yarn bir i yaparm ki senin de, benim de
aklmzn keciinden gememi ola. Onun iin tevekkl ol, daha ok arama,
stne varma. nsanolunu anlamak o kadar kolay deil. Kular da, bcekler de
grndkleri gibi deiller. Bu dnyada her canlnn bir huyu vardr, insann da
yz bin huyu vardr. Bak Aam, dnyada bir insan, karm, kardelerimi, kzm
olumu, anam babam tandm dersen yalandr."
73
"Biliyorum, yalandr."
"nsan, tandn sand insan kendisine benzeterek ta-

nr.
"Dorudur, benzeterek."
"Bir insan ne kadar sana benzerse, o kadar da benzemez. Hibir insann bir baka
benzeri yoktur."
"Yoktur," diye dnd Murtaza Aa," olamaz da..."
"yleyse beni renmeye almaktan vazge."
Murtaza Aa gld:
"Al ite vazgetim gitti," diye sa kolunu savurdu. "Vazgetim ama, seni kimsin,
nesin diye de bir merak ediyorum ki... Ben senin gibi bir adam hi grmedim. u
dnyada senin gibi bir adam yok."
"Var," dedi Topal Ali, "hem de ok. Bir hner bir kiide varsa her insanda da
var demektir. Yeter ki merak et, yrekten merak et, insanolunun elinden hibir
eyin kurtuluu yoktur."
"Ben imdi yrekten isteseydim senin gibi bir izci olabilir miydim?"
"Olurdun, candan yrekten sarlnca, merak edince olurdun."
"Sen neden bu ie merak sardn da, btn mrn u izcilie verdin de baka bir
eye vermedin, u izcilik, bu kadar bir hner ya, ne ie yaryor, yarayacakt ya
da... Hi dndn m? Bu ie balarken, izcilii yani, yeni renirken, bu
hnerin hibir ie yarayp yaramayacan hi dndn m?"
"O zaman hi dnmemitim. imdilerde, ya kemale erince dnmeye baladm."
"Ne dnyorsun, neye yarad u senin hi kimsede olmayan ince hnerin?"
"ok dndm, uzun bir sredir buna bir cevap bulamadm."
"Sonra?"
"Sonra birden aklma geldi..."
"O gelen ne?"
"Yaamak ne ie yaryor diye sordum kendi kendime. Yaamak ne ie yaryor,
sylesene Murtaza Aam?"
Murtaza Aa sustu bir sre, gene gzlerini gzlerinin iine
74
H'kti uzun uzun baktktan sonra yrekten glerek Alinin koluna girdi:
"Sahi bre Ali, yaamamz, lmekten bu kadar korktuumuz, yaamak ne ie yaryor?
Uruna bu kadar alaldmz, zulmettiimiz, haram yediimiz, insan ldrdmz
yaamak ne ie yaryor? Sonunda ite byle ya bir kasabay, ya da kck bir
mezarl kokuyla dolduruyoruz. Vay babam, insan ls de ne kadar kokarm
byle, it leinden de beter. Ben de byle kokacak mym?"
"Haa."
"Kokarm, kokarm... Belki bundan da beter... Ali!"
"Buyur Aam."
"Benden sana vasiyet, beni nce Memed ldrrse, beni hemen, derakap gmsnler."
"nce Memed seni ldrmeyecek."
"ldrecek," diye inatlat Murtaza Aa, hem de kere ayan yere vurdu,
ayann dibinden kumlar fkrd. "ldrecek!"
"Orasn ben bilmem Aam."
"Doru sen bilmezsin. Bilmezsin ya reneceksin. imdi bu kasabada sra bende.
Keski onunla o kadar uramasay-dm."
Ali susuyordu.
Uzun bir sre ayn kysnda, portakal bahelerinin iinde dolatlar.
Aadaki kye inip Murtaza Aann portakallarn, limonlarn, narlarn
grdler. Dallardaki portakallar daha kck, yemyeildi. Her birisi bir
gvercin yumurtas kadar. Murtaza Aa sylemiyordu ya, bu bahe de ona Ermeni
dostundan kalmt.
Uzaktan le ezann duyunca olduklar yerde durdular. Kasabann camlarna gn
vurmu, ortal ltya bomutu. Yalnz kasaba deil, yreleri bile ta
uzaklara, yukardaki ormana kadar bu ltlardan ipiliyordu.
"Sela okunuyor."
"Az sonra Ali Safa Beyi gmecekler."
Ali Safa Beyin lsn camiye kadar kylleri, akrabalar zr tamlar, bir
ikisi salacay tarken baylp yerde kalmt.
75

Zar zor camiye getirilip musalla tana yerletirilen ly imam ykamak


istememi, yanamalardan yal Hrrk Aa tabancasn ekip imamn ayann
dibine el ate etmi, bunun stne titreyerek lnn yanma giden imam Ali
Safa Beye birka marapa su dkp ii bitirivermiti. Namaz alt kii klm,
mezarla kii gitmiti.
Kasabann pencereleri, kaplar sk skya kapatlmt. Kasaba psszd onlar
kasabaya girdiklerinde. Ortalkta ne bir kedi, ne de bir kpek vard. Ortalk o
kadar sessizdi ki, burasn sanki bin yl nce u bitip tkenmeyen kokudan tr
btn yaratklar terk edip gitmilerdi.
"Koku daha duruyor."
"Duruyor Aa."
"Azalm ama..."
"Azalm."
"Senin giyitleri yarn alrz."
"Yarn Aam."
"At da iftlikten yarn getirirler. imdi adam gnderirim iftlie."
"Var ol Aam."
76
4
On drt yandaki oban ocuk Mslm dn geceden beri bu yamaca oturmu kimi
yuklayarak, daha ok da uyank burada ylecene kendi kendine bekliyordu.
lemeli kzlck deneini nne, ayaklarnn ucuna uzatm, gsnde turuncu
bir gne naks olan kepeneini de yanna, bir keven ieinin stne sermiti.
Yandaki kayann dibinde de sar kocaman oban kpei byk ban uzatt n
ayaklarnn stne koymu uyukluyordu. Boynundaki tohtun dikenleri bir haner
gibi uzundu. Koyunlar, aadaki tek tk aalar bitmi yemyeil dzlkte
uyukluyorlard. Buradan dan doruuna kadar pespembe keven iekleri yamac
rtmt. Doan gne btn bolluuyla klarn ortala salvermi, orman,
kayalar, gkyzn pembe bir aydnlkla doldurmutu.
oban ocuk Mslm hi de rahat deildi, arada bir ayaa kalkyor,
gnbatsndaki uzun kayann tepesine kyor, gndo-usundan kvrlarak akan
ince suyu, aadaki binbir yeilde kaynaan, dalgalanan orman, gnbatdaki
kar dan plak yamacna trmanp te yze aan yolu gzlyor, sonra gelip
gene kepeneinin yanna uzanyordu. Yz de durmadan renkten renge giriyordu.
Dn gece, ormann iinden, oradaki yksek kayaln ardndan yaylm ateleri
gelmi, sonra da kesilmiti. Sabaha kar da u koyunlarn yayld dzln
alt yannda bir bart olmu, bartnn ardndan da el kurun atlmt.
oban Mslm Sarkeili obasndan olurdu. Oba her za77
manki yaylana dan gndousundaki byk Kzlkartalh koyana kurulmutu.
Yemyeil koyan tam ortasndan bir deirmen dndrecek kadar, dan tam
doruunun altndaki ulu kayann dibinden ak kpkler saarak bir su kaynard.
Obada dn geceden beri bir sessizlik vard. Herkes fsltyla konuuyor,
adrdan adra gidip gelmeler, bir tela, biraz korku, daha ok sevin. oban
Mslm her eyi biliyor, koyunlarn buraya ekmi dn akamdan beri bekliyordu.
Obadaki korkuyu da, sevinci de ta yreinin banda duyuyordu. Ona hibir kimse
bir ey sylememiti ve hem de, hay Mslm ocuk sen yle yap, byle yap
dememilerdi. imeni yeil gzleri bir kl sevin, bekleme iindeydi. Ara
sra yreine de bir korku, ardndan da bir ac kmyor deildi. Ama o ne
yapmas gerektiini biliyordu. u aadan, ukurovadan, kim nereden gelirse
gelsin, ite u ormann iindeki, o kk ayn doland yeil yosunlarn
tepeden tabana kadar rtt kayaln dibindeki yoldan geecek, koyunlarn
yayld dzln ortasndaki yola gelecek, oradan ya Kzlkartal koyana, ya
da uzaktaki da aan yola vuracakt. Ve oban Mslm yollarn azn tutmutu.
i alp alp veriyor, yrei durmadan atyordu.
Uzun bir sre olduu yerde keven ieklerinin ardnda yatt. Diken beklerinin
alt, krmz kara benekli uurbcekleriyle kaynayordu. Bu yamacn keven
iekleri ok pembe olduu gibi, dikenler bir billur ltsnda akarak gn
altnda yanar sner, fkrrlard, burann uurbcekleri ok krmzyd,
bir yalm gibi krmz krmz akarlard.

oban Mslm sabrszlanmaya balamt. Gzleri uzak bir karartda, kulaklar


ufak bir atrtdayd. Koyunlar aadaki dzlkte rahat otluyorlard. Kpekse
yanda uyuyordu. Biraz da ackmt ya, sabrszlndan karnn doyurmak aklna
gelmiyordu. Sonunda belindeki aman alp aaya, koyunlarn yanma indi, mor
byk bir koyunu yakalayp samaya balad. ama scak, kprm stle
dolunca geriye gneli kepeneinin yanna geldi, daarcndan ekmei karp
kokulu st imeye balad. Bir ak bulut ormann stnden yukar doru ap
geliyordu. ncecik bir yel esti snd. lk gz gnei
78
'kce aydnlm artryor, orman, pembe keven dikenlerinin ekleri derin bir
yeilde, youn bir pembede biribirlerine ka-srm ttyorlard. Orman, buradan
dan yamacndan ta aa-" lara, belki de ukurovann ucuna kadar inip gidiyor,
plak amac brm keven iekleri de ormandan dan doruuna kadar
balkyarak, klar savurarak, bir srma nda, pembede, morda, krmzda
yukarya kyordu. ok uzaklardan birtakm uultuya benzer sesler geliyor,
ycelerde kanatlarn iyice germi iri kartallar uuyor, yerlerinden hi
kprdamyor, ge yapmlar gibi olduklar yerde szlyorlard. Uzun
boyunlu, krmz salkmyla -bir iek, bir alln ortasndan gnee doru
uzanmt. Ksack mavi, mor, sar iekler kevenlerin aralarn doldurmulard.
Kaim, kara, gl arlar ok sesli, grltyle vzlayarak iekten iee
uuuyorlard. Kck, bir baparmak kadar kck, renkli kular kevenden
kevene konuyorlard. Karnn doyuran Mslmn can sklyordu. Oysa onun can
hi sklmazd. Bir kck kua, bir karncaya, bir arya, bcee, kartala
dalar, onlarn yaamna katr, kendini unutur giderdi. Gkyz de onun iin
bir tuhaf, kocaman mavi bir iek, koskocaman, kanatlarn am bir kutu.
Karnn doyurduktan sonra hep idem soan karmaya gider, idemin
ieklerinden, yeraltndaki en kocaman soanlar bulur karrd. Solgun,
kurumu ieklerin soanlar byk ve ok stl olurdu. Mslm kkcyle bir
abanmada bir kk darya alverirdi. Bu ite ok ustalamt. En iri
idemler de ta dipleriyle al aralarnda, kevenlerin altlarnda biterlerdi.
Koyu sar, ksa sapl iekleri gz kamatrrd. ylesine parlak, ylesine
sar. Mslm idem kklerini kazarken hi bilmedii taze, buulu bir kokuyla
toprak kokar, onun ban dndrr, sarho ederdi.
idem karmas epeyce uzun srd. Gnbatya yklp gitmi, o idem karma
telaesinden her eyi unutmutu. Torbas soanlarla dolunca, birazck arm
belini dorulttu aalara ormana, ardndan da yukarya, dan doruundaki
szlen kartallara bakt. Sonra da oturdu, somurtarak idem soanlarn soymaya
balad. Soanlarn stn zar gibi ak kahverengi bir a kaplard. A soann
stnden syrp alnca iri
79
bir nohut tanesinden biraz daha iri soan apak ortaya kard. idem iekleri
ister i, ister stle kaynatlp yenirdi. Her derde deva saylr, kokusu uzun
bir sre insann genzinden gitmezdi.
Mslm bir yandan usul usul idemlerini soyuyor, bir yandan da ar ar
ineyerek yiyordu. Yz terlemi, keven iekleri gibi pespembe olmu, imeni
yeil gzleri kartal gzleri gibi yreyi aratryordu durmadan. Bir ara
kpeinin ban kaldrp, kulaklarn diktiini grd. Ayaa kalkt, bir yandan
soyduu idemleri avu avu attryor, bir yandan gzleri orman, yreyi
aratryordu. Sonra kpek ayaa kalkp ormana doru rmeye balad, sonra da
koyunlara doru rerek kotu. Tam bu srada da ormann iinden ilk candarmann
apkasnn altndaki pirin ay yldz parlayp snd. Ardndan da kr bir ata
binili Faruk Yzba kt. Yz azgnd. Onun ardndan da tfeklerini
omuzlarna asm candarmalar gzkt. Dzln sa yanndaki pnarn orada
Yzba atndan indi. Gsndeki drbn ilk anda gze arpyordu. Tabancasn
manevra kaynn tam altna balamt, kocaman bir tabancayd. Parlayan
izmeler giymiti. Byklarn da sipsivri burmutu. Bu byklar ona heybet
veriyordu. Giyitleri yeni tden km, az nce giyilmi gibiydi. Candarmalar
da pnarn st bana tfeklerini atp srasyla am oluktan mataralarn
doldurup su itiler. Onlara ren kpeini durdurmak iin Mslm yldrm gibi
komu, dzle inip kpeini tutmu, bombo, aknlk dolu gzlerle orada
dikilmi kalm, onlara bakyordu.

Onba Kerti Ali, oban ocuu Yzbaya gsterip:


"Bir oban," dedi, "ilk olarak buralarda bir insanla karlayoruz."
Yzba az tedeki ocua ban kaldrp baktktan, elindeki sap gm savatl
krbacyla oynadktan sonra, ban nne geri indirdi:
"Bu bir ocuk," dedi yavaa.
Kerti Ali, u karki kra dalarn koyana yerlemi, ot bitmez, verimsiz,
fkaralktan can km bir kyden olurdu-Askere gidince tezkere brakm,
uzatmal olmutu. Birok karakolda komutanlk yaptktan sonra kendi kasabasna
atanm80
Cok kvanlyd bundan. Burada karakollardaki gibi fazla svet alamyorsa da,
imdiye kadar kazandklar yeterdi de ar-rd bile. Daha imdiden kasabaya byk,
Ermenilerden kalma bir bahe ierisine bir ev yaptrmt. Kendisini gstermek,
kyndeki nne n katmak, btn ukurovaya namn salmak istiyordu. Onun iin
para pul hiti. Onun naizane dncesine gre insana nam gerekti. Bu nam iin
de onun nce Me-medi yakalamas, ya da vurmas gerekti. nce yakalansa, ya da
vurulsa btn nam Yzbann olurdu ya, kk de olsa ona da bir pay derdi.
Asm avuu dersen, o ne nam istiyordu, ne de an. O zaten canndan bezmiti.
stelik de nce Memede, o kan iiciye, Abdi Aamz, Hamza Efendimizi, Ali Safa
Beyimizi, iei burnundaki Cumhuriyetimizin daha nice kymetlisini gzlerinin
yana bakmadan ta gzbebeklerinin ortasndan kurunlam, beikteki bebekleri
snglemi, ben Aaym, ben Beyim diyenlerin dillerini kknden kesmi, ardndan
da bu insan insanlarmz kaza oturtmua hayrand. u dalar ekya doluydu.
Kerti Ali Onba iyi biliyordu ki, dalardaki birok ekya etesine
dokunulamazd. Mustafa Kemal Paa benzeri Yzba Faruk Bey deil, smet Paa
bile dokunamazd. nk onlarn birou aadaki ukurova Beylerinin,
Aalarnn adamlarydlar. Bir de kimsesiz ekyalar vard. nce Memed namlyd,
onu gene fakir fkaralar, kyller tutuyorlar, canlar gibi, onu gzbebekleri
gibi koruyorlard. Ya tekiler, hi kimseye yar olamamlar... Ne Beylere, ne
kyllere... te onlar krp geiriyorlard. Onlar da o kadar oktu ki
dalarda, her ay be onunu ldryorlar, gene bitiremiyorlard. Kerti, ekya
ldrmekte, kurunu gzlerinin iine skmakta n yapmt. Ona daha imdiden,
ekya kasab Allahsz Kerti Ali diyorlard. u candarmalar iinde kylleri
dvmekte de onun stne yoktu. Hele da kyllerini... Karakollarda yle bir
dayak uzman olmutu ki, Ankaradakileri on yl okuturdu. Onun karsnda kurt
ku, ylan yan, ta bile dile gelirdi, deil kyl yarat. "Bu kyller
sadece dayak atlmak, donlarna ieyinceye, altlarna sncaya kadar dvlmek
iin kurban olduum yce Tanr tarafndan halk edilmilerdir," derdi. Birka
ylda uzatmal onbalktan istifa edecek, Anavarza ovasnda Akasaz yaknlarm81
da bir iftlik sahibi olacakt. Daha imdiden yolunu yapmt. Bunun iin de
Zlf Efendiye, Arif Saim Beye yanamak gerekti.
"ocuklar bu i iin daha iyidir Yzbam," dedi Kerti Ali. Yzbann
karsnda ta kesilmi dimdik, gs ilerde, karn ierde, ba yukarda hazr
olda duruyordu. "ocuktan al haberi."
"ar yleyse..."
Kerti Ali koarak Mslmn yanna gitti. ocuk daha orada durmu, kpeinin
tohtundan tutmu candarmalara bakyordu. Kerti Alinin koarak kendisine doru
geldiini grnce ok sevindi ya sevincini belli etmemeye alt.
"abuk gel! Brak o kpei de gel, Yzbam seni istiyor." Aln krm, boyun
damarlar imiti. "Kov o kpei de abuk gel."
Mslm boynundan tuttuu kpei brakp koyunlara doru sald. Kpek onun
buyruunu dinleyip srnn yanna gitti.
Kerti nde, Mslm arkada Yzbann yanna vardlar.
Yzba ban kaldrd, tepeden trnaa Mslm szdkten sonra:
"Sen buralarda ne yapyorsun?" diye oral olmayarak sordu.
"obanm," dedi Mslm kpkrmz kesilip eli aya titreyerek.
"Nerede oturuyorsun, hangi kabiledensin?"
"Sarkeili oymamdanm."
"Kimin oyma o?"
"Bizim oymamz."

Yzba glmsedi.
"Sen ne kadardr buradasn?"
"Bir gece, iki gndz oluyor."
"Buradan geen bir atl, bir adam, bir silahl, bir yaral kii grdn m?"
"Hi kimseyi grmedim. Buralara hi kimsecikler gelmez ki... Ben burada hi adam
grmem, ka yldr koyun gderim burada. Siz adam aryorsanz o aalardadr."
82
"Anladm Yzbam, bu it yalan sylyor."
Yzba elindeki krbac ona doru, sus, diye kaldrd.
"Sen bu gece hi kurun sesi duydun mu?"
"Duymadm."
"Nasl olur, nasl duymazsn, btn orman kurun sesinden biribirine girdi,
arpma oldu, nasl duymadn?"
"Uyuyordum. Benim uykum ardr."
"Sen nasl bir obansn ki uyuyorsun, koyunlar kurt kapmaz m?"
"Kapamaz," diye vnd oban ocuk. "Sen o sary gryor musun, on tane kurdu
yer. Onun gibi bir kpek yok."
Onun kpei, o sar tpk insan gibiydi. Her eyi bilir, anlar, dnrd. Bir
tek konuamyordu. Meram etse belki de konuurdu.
"Benim bu sar var ya, hi obana bir gerek olmadan bu sry alr bir hafta, on
gn, bir ay dalarda gder. Benim bu sar var ya, kck tehlike olsun, bir
ylan, bir akrep, bir insan, ben de uyuyor olaym, gelir beni usulca kolumdan
tutar uyandrr."
"Bu gece seni uyandrmad m, kurun seslerini duymad m?"
"Kurun seslerini duysa o beni uyandrrd."
"Uyandrmtr," diye bard Kerti Ali, "ama o duymadm diye yalan sylyor."
"Uyandrrd," diye karlk verdi Mslm. "Demek ki duymamtr. O kurun
seslerini bilir. Ekyay, candarmay, iyi adam, kt adam biribirinden
ayrr. Geenlerde bir adamn boynunu kapt u aadaki ormanda az daha adam
bouyordu. O adam var ya, bir kzn bana ktkten sonra da onu paralamm.
Ya benim sar yle bir sardr. O, kpeklerin aas, piridir."
"ok mu seversin kpeini?"
"Herkesten ok... O benim arkadamdr."
"Anasdr Yzbam, babasdr," diye alay etti Kerti Ali.
Mslm de ona sert kt. Onun kim olduunu iyi biliyordu. Onba olunca on
be candarmayla kendi kyne git-m, btn ky gn gece sopadan
geirmiti.
"Ne sandn ya..."
83
"Yalan sylyor Yzbam. Bu adam nce Memedin ne yana gittiini biliyor. unun
ifadesini alaym."
"Al," dedi Yzba soukkanl.
"Burada m, ormanda m?"
"Burada," dedi Yzba. "u aada. Bakalm bu deyyusu nasl konuturacaksn?"
Kerti, Mslme yumuack, sevecenlikle yaklat:
"Bak yavrum," dedi, "dn sabah ortalk rken, bir yaz ata binmi, hem de
plak bir yaz ata, doludizgin nnden geen tfekli adam grmedin mi? Atn
stndeki adam senden az irice... Syle yavrum, tam ormandan kt, senin stne
geldi, at ayaklarnn taprtsndan da sen uyandn, ya da seni kpek uyandrd.
Sen de uyannca o doludizgin atly grdn. Hangi yana gitti o atl?"
"Grmedim."
"Grmedin mi?"
"Hi grmedim."
"Yavrum, senin adm ne?"
"Mslm."
"Mslm yavrum, sylemezsen senin iin iyi olmaz."
"Hibir atl grmedim."
Drt candarma oktan hazrlanmlar bekliyorlard. En iri-yarsnn elinde kaim
bir sopa vard.
"Ykn unu."
Hemencecik Mslm ykp tfein kayn ayaklarna geirdiler.

"karn arklarn."
abucak arklarn, oraplarn karp teye, bir keven beinin stne
attlar.
"Bala."
riyar candarma btn gcyle sopay Mslmn ayaklarna durmadan indiriyor,
ocuktan hibir ses ada kmyordu. Yzba gzlerini aknlkla am bu
tansk ie bakyordu.
"Devam, daha sert."
Yz gz ter iinde kalm Mslm salt dilerini skyor, sopa her indike
bedeni bir geriliyor, hopluyor, ardndan da zlyordu.
84
Aradan epey bir sre geti, Mslmden t kmad. Yzszlerini falta gibi
am aknlkla ona bakyor, o ses ba d
^--
karmadka fkeleniyordu.
"Ali, sen al sopay eline," diye sert bir komut verdi. "Bu da nasl bir i
byle!"
riyar candarmadan sopay eline alan Ali, btn gc, hneri ustalyla aband
ocuun stne. Mslm, gene gk de-miyordu.
Kpek de gelmi az ilerde, drt bir yann mavi iekli yarpuz alm pnarn
ayakucunda duruyor, kaygl gzlerle yere yklm, ayaklarna boyuna sopalar
inen Mslme bakyordu ban dikmi, tetikte bir hali vard. Ama Mslmden en
kk bir t, bir iaret gelmiyordu.
Yzba dayanamad, yerinden kalkt, gitti oban ocuun baucunda durdu. Kerti
Ali kapkara kesilmi, dilerini skm, kaim sopay kaldryor, btn gvdesiyle
abanarak indiriyor, ocuktan, hoplayp gerilmekten baka en kk bir tepki
gelmiyordu.
Sonunda ocuun ayaklan kanamaya balad.
Yzba:
"Olamaz Ali Onba, olamaz. Sen hi byle bir mahlukata rastlam miydin?"
Soluk solua, ter iinde kalm Kerti Ali, "Yok," diye karlk veriyordu ona,
var gcyle, hklayarak sopasn indirirken, "yok Yzbam, ben mrmde byle
bir bela grmedim."
"Syle olum, sen nce Memedi grdn, deil mi?"
Mslmn dileri kenetlenmiti, almyordu.
"Syle olum, yoksa bu Ali Onba seni ldrecek. O, byle dve dve ok adam
ldrmtr."
"ok ldrdm, ok ldrdm," diye btn bedeni gerilmi, boyun damarlar imi
Kerti Ali, Yzbay onaylarken, ayaa inen kaln sopa sanki bklyordu. Ve
ayaktan kanlar fkryordu. Sopa bir anda kpkrmz oldu.
Gz bir ara orada dikilmi kalm kpee ilien Yzba Faruk:
"Dur," diye sevin iinde buyurdu Kerti Aliye, "dur Ali Onba."
85
Ali Onba derin bir soluk alarak durdu.
"Kaldr onu."
Kerti Ali ocuu elinden tutup zorla ayaa kaldrd. Ms-lm ayakta duramayp
boylu boyunca yere serildi.
"Kaldr u kpei."
Kerti Ali ocuu yerden kaldrd, koluna girdi. ocuun teki koluna da bir
candarma girdi. ocuk aralarnda cansz-mcasma sallanyordu.
Asm avu bandan beri olan biteni bo gzlerle seyretmi, sonra ayaa kalkp
yanlarna gelmiti.
"Bu ocuk lyor Yzbam. Bakn, can ekiiyor."
"Bunlar yedi canldr, bir ey olmaz bunlara," diye sert kt ona Yzba.
"Grmedin mi, bu kadar sopa yedi de of bile demedi."
"Yedi canldrlar," dedi Kerti.
"Ben onu konuturmasn bilirim," dedi Yzba. Tabancasn belinden kard,
orada durup kalm kpee evirdi: "A gzlerini imdi oban bey, a da imdi az
sonra ne olacak onu gr!" Sesi bak gibi keskindi, fkeli, utkulu bir sevin
doluydu.
ocuk ar ar gzlerini at, bir tabancaya, bir Yzbaya, bir kpee bakt.

"imdi syle," diye grledi Yzba. "Eer u anda doruyu hemen sylemezsen
kpeini ldreceim."
ocuk gzlerini kirpitirdi, abucak bir kpeine, bir gneten menevilenen
Yzbann tabancasna, bir ular titreyen Yzbann byklarna bakt:
"Syleyeceim," dedi. "Sary vurma. Hemen sylerim. nce Memedi grdm."
"Ha yle," diye gld Yzba. "Getirin unu..."
Gitti eski yerine bir sekinin stne kt. ocuu karsna getirdiler
oturttular.
"Ne bildin nce Memed olduunu onun?"
"Tfei vard."
"Baka?"
"Altndaki at yazd."
"Baka?"
"Altndaki at plakt."
86
"Baka?"
"Benim kadar bir ocuktu."
"Baka? Hangi yana gitti?"
"u yana..." Gnbaty gsterdi. "Ben onun gittii yeri de
biliyorum..."
"Nereye gitti?"
"Bakrgedii var ya, ite oradaki maarada Kel Ekya var, dokuz kiisiyle. nce
Memed ite onlara karmaya gitmi."
"Ne biliyorsun btn bunlar?"
"Onlar konutu."
"Kim?"
"Dn Kel Ekya burada, u pnarn banda konuurken, nce Memed geliyor, dedi,
ondan haber geldi. Onu Bakrgedi-indeki maarada bekleyeceiz. Sonra da
gittiler. Balarnda krmz fesleri vard."
"Peki, daha nce niin sylemedin bunlar?"
"ok korktum."
Yzba ayaa kalkt, gerindi, bacaklarnn stnde birka kere yaylandktan
sonra, nne getirdikleri atma atlad ve hareket emrini verdikten sonra, atn
orada dikilmi kalm kpee doru srp tabancasn kard, kpee
dorultmasyla tetie aslmas bir oldu. Kpek derinden bir venildedi, kvrand,
kendi yresinde dnmeye balad. Yzba tabancasndaki btn kurunlar st
ste kpein bana boaltt. Bir anda kan golne batp kan kpek oraya, yeil
imenlerin stne cansz serildi. Kurun sesini duyan Mslmn kalkmasyla
kpee komas bir oldu ya, kpek oktan lm, kevenlerin arasna bir insan
gibi upuzun serilmiti.
Candarmalar ekilip giderlerken Mslm kpeini kucaklam, kanl ban
kucana alm, bir l ocua ninni syler gibi ranyordu usul usul...
87
Yaz at uzakta, ak kahverengi keskin akmaktandan kayaln stnde
duruyor, usul usul da kuyruunu sallyordu.
Kerti Ali Onba:
"Yzbam," diye bard, "ite o at, nce Memedin at. Ali Safa Beyin at.
Demek nce Memed buralarda. oban ocuk doru sylemi. Demek nce Memedi
Bakrgedii maarasnda sktracaz."
"Bu at vur," diye bard Yzba.
"ok uzakta," dedi Kerti Ali Onba. "Ama onu vurmal."
Kayala doru komaya balad.
Yzba arkasndan:
"Dur," diye bard. Kerti Ali Onba olduu yerde durdu. Yzba atn
zengiledi, onun yanna vard. "Ver tfeini bana. Sen oraya yetiinceye kadar o
at gider." Yamaca doru atn doldurdu. Yama kepir talkt ve bu kepir
talkta Yzbann at zor kouyor, durmadan tkezliyordu. Yzba birka kere
attan dme korkusu geirdi ama dmedi. Kayaln dibine gelip durduunda at
kpe batmt, krk gibi de soluyordu. Yaz at bal rengi, pul pul ltl
kayaln sivrisinde duruyor, daha usul usul kuyruunu sallyordu. Yzba
aadan yukarya bir iyice nian aldktan sonra tetie bast, o tetie basar

basmaz da yaz at ortadan o anda yitti gitti. Yzba bu ie ok ard, saa


sola baknd, attan bir iz bulamad.
Onu bekleyen askerlerine dndnde ok fkeliydi:
"Vuramadm," dedi. "Nasl olur?"
Kti Ali Onba:
"Yzbam," dedi, "ben buradan iyice baktm, siz daha tfe-"' dorultur
dorultmaz o at gzkmez oluverdi. Ne oldu, nere-2itti gremedim. Kyllerin
dedikleri gibi bu at byl."
Yzbann aln krp byklar titredi:
"Ne byl, ne bir ey," dedi yere tkrerek. "Vuramadm gitti. oktan beridir
mavzer kullanmyorum. Keski benim yerime Asm avu ate etseydi."
Asm avu glmsedi:
"Haa Yzbam," dedi, "haa, sizin vuramadnz ben hi vuramazdm. Ali
Onbann da dedii gibi, siz daha tfei ona dorulturken, o, bir snd, upuzun
bir izgi oldu, bir anda bolua akt gitti. O ok kurnaz, hem de deli bir at. O
ldrlen Ademi, Yobazoluyla Ferhat Hoca bunun iin ldryorlar, bu at
iin..."
"Fkara Adem, bu at yznden gitti. Rahmetli Ali Safa Bey anlatrd, o, dnyann
en byk avcs, niancsym. yle bir adam bu atn ardndan yllarca dolam
da onu vuramam... Sonunda da Ferhat Hocayla atn sahibi Ademi..."
"Ferhat Hocayla Yobazolu aslacak, deil mi?"
"Aslacak ya, Arceza Reisi ok sert bir adam."
"Kl krk yaryor."
"Giyseler giyseler on sekiz yl giyerler, diyorlar."
"Onlar aslacaklardr."
"Keski tez gnde aslsalar. Bamza ok i aacaklar."
"Ne ii?"
"nce Memed..."
"nce Memed mi?" Yzba gld. "Az sonra onu yakalayacaz."
"Ben bu nce Memedden bu sefer korkuyorum. ok deneylerden geti. Eer bu sefer
onu elimizden karrsak, bamza ok bela aacak."
"At gibi, yle mi avuum?"
"At gibi Yzbam," diye ekinerek glmsedi Asm avu.
Yzba atn srd. Asm avu sa yannda, Kerti Ali Onba solunda,
candarmalar da arkadan yryorlard.
89
"oban ocuk sence doru mu, Asm avu?"
"Bilemem," dedi Asm avu. "Bunlar hi belli olmazlar. Belki de bizi nce
Memedden uzaklatrmak iin..."
"Peki ya, o kadar daya niin yedi?"
"Bizi inandrmak iin."
"Az daha lyordu..."
"lrd de... Dedim ya Yzbam, bu sefer nce Memedi elimizden karrsak
iimiz zor."
"Karmamalyz," dedi Yzba.
"Kara brahimi de bulmalyz."
"Onun kynden geelim mi?"
"Adam gnderip onu kyn dna aralm bu gece. 0 bilir nce Memedin yerini."
"Bilir," dedi Asm avu.
"Bakn Yzbam," diye onlarn konumalarn kesti Kerti Ali Onba.
Yzba ban evirip onun gsterdii yere bakt, yaz at orada bal rengi, pul
pul ipiltili akmakta kayaln sivrisinde duruyor, kuyruunu da usul usul
sallyordu. Yzba onu grr grmez:
"Ali ver mavzerini," dedi, onun elinden mevzeri kapar kapmaz da atn
zengileyip yoku yukar kepir talk yamaca srd. Kayann dibine gelir gelmez
de tfei dorultup tetie kmesi, onun tetie kmesiyle de atn yitip gitmesi
bir oldu.
Yzba bal rengi kayaln dibinde bir sre bekledikten sonra aadaki
candarmalarn yanna ar ar atn srd.
"Ne oldu, bu sefer vurabildim mi?"
Kerti Ali Onba ba yerde susuyordu.

"Al u tfeini. Bu at bizimle alay ediyor..."


Gn batarken oluklara geldiler. oluklar mor kayalkl, kayalklarda st ste
kevenler bitmi, her keven de sikirdim gibi iee durmu, sarp bir yamatan
kaynyordu. Oluklardaki sular yerden bu kayaln dibinden kprerek
fkrr, mor bir topraktan geer, ardndan da krmz izgili ak bir gedii
yerinden aar, byk am aalarndan oyulmu oluklara dklrd. Oluklarn
alt, yresi yarpuzlu bir glckt. Glcn dmdz kylarn ok yeil
imenler kaplamt. Yln on iki
90
nda, karda kta kyamette bile bu imenler hep byle yem-esil kalrd.
Tfekleri, iinde binlerce krmz benekli alabalk vzen glcn kysna
atp dinlenmeye getiler.
Dinlenmeye gemiler, Yzba oturmu srtn oradaki bir kayaya* dayyordu ki
Kerti Ali Onbann sesi duyuldu:
"Yzbam, Yzbam, ite orada."
Yzba ban kaldrnca kardaki plak tepenin stnde, batan gnn son
klaryla kapkara bir elmas ta gibi layan at grd:
"Bunu vurmalym Asm avu," diye ayaa kalkt. "Bu at..." Sznn gerisini
getiremedi, bu srada da Kerti Ali Onba mavzerini ona uzatt. Tfei alan
Yzba aadaki derin dereye indi. Dere kvrlarak atn durduu tepenin tam
arkasna iniyordu.
Yzba, bu sefer de gez, gz, arpack bir iyice nian ald, kurun vzldad,
ama gene at bir anda ortadan silindi. Yzba yorgun argn oluklara dnmt
ki, tepenin ardndan bir at kinemesi geldi, kar kayalklarda uzun uzun
yankland. Yzbann at da ona bir kinemeyle karlk verdi.
Kardan, aadaki dzlkten, derenin kysndaki ince yoldan bir atl
doludizgin tozu dumana katarak geliyordu.
"Kara brahim bu gelen Yzbam," dedi Kerti Onba.
"Ne bildin?"
"Ben o kadar uzaktan bile onun geliini bilirim. stelik de bize mhim bir haber
getiriyor."
"Mhim," dedi Asm avu. "Bizim buralarda olacamz biliyordu."
"Yaman adam."
"ok yaman adam bu brahim, Yzbam. Her kaya, her al, her aa onun gz
kula."
Yzba sustu. Onlar da susup Kara brahimin geliini beklediler.
Atndan glcn kysnda yere atlayan Kara brahim hemen Yzbaya koup,
hazr ola geip bir selam verdikten sonra:
"Sana haberim var Yzbam," dedi. "Tam dokuz kiiler. en kendim teker teker
saydm onlar."
91
"nce Memedi de grdn m, ilerinde mi?"
"Bilemem, ben nce Memedi tanmyorum Yzbam, belki de ilerinde. Ona benzer
bir adam grdm."
"Nasl bir adam?"
"nce Memedin tarifine uygun... Geni omuzlu, ksa boylu, kaln kal... Bir de
Mara abas giymiti. Bir de dizleme oraplar vard bacaklarnda. Pskll
fesini sa yana ykmt. Drt koar fieklik balamt. Silah da Alaman
filintasyd. Sol kolu omuzuna aslyd, hem de ne eilerek bir ho, yaral
gibi yryordu."
"Ne dersin Asm avu?"
"Bilmem, ben onu grmedim ki Yzbam. Grmedim ama, bu tarif nce Memed
tarifine uyuyor."
"Uyuyor, odur," dedi Kerti Ali. "Ben onu vurdum, bunu iyi biliyorum."
"Ne dersin brahim?"
"Yakalannca o mudur, deil midir belli olur. adam imdi onlarn izini
sryor. Bu gece nereye snrlarsa snsnlar, onlar avucumuzun iindeler."
"Erat yemek yesin, istirahata gesin. Sabaha kar onlar kuatalm Yzbam."
"Olur avu," dedi Yzba Faruk. "afaa kar onlar uykudayken."

"Orasn siz bana brakn Yzbam," dedi Kara brahim. "Onlarn yerini ben bu
gece elimle koymu gibi bulurum. ok uzakta deiller ve de candarmay
beklemiyorlar."
Yzba:
"Kara brahim," diye onun omuzuna yavaa, okarcasna elini koydu, "eer bu
dokuz ekyann iinde nce Memed varsa, ite o zaman dile benden ne dilersen.
ukurova aalar seni zengin, Karun ederler. Hele bir etmesinler."
Ve daha tanyerleri mam, ortalk hrck karanlkt. Ekyalarn nbeti
koyduklar iriyar, fesli olduu alacakaranlkta bile belli olan ekya bir
ktn stne yumulmu oturmutu. Uyuklar gibi bir hali vard.
"Ben bu adam tanyorum Yzbam," dedi Kara brahim-"Benim z bir daymn olu
olur. Ekya olmadan yiit oland92
i sonu buymu, ne yapalm. Su testisi su yolunda krlr. Ne oaym, kader byle
imi. Onu canm kadar severdim."
Yzba:
"Hazr msnz Asm avu?" diye sordu.
"Hazrz Yzbam."
"Ben iaret verince toptan yaylm atei balayacak. Ben gnr vermeden de
durmayacaksnz, isterse hepsi ldrlm olsun ekyalarn."
"Ba stne Yzbam."
"AH Onba!"
"Buyur Yzbam."
"lk kurun senden!"
"Ba stne Yzbam."
"u ktn stndekini ilk atta..."
"lk atta Yzbam..."
Kara brahim iini ekti:
"Vay daym olu vay, vay kadersizim, kimsesizim, vay gn grmemiim vay, az
sonra yle mi? Hay benim iki gzm -kayd da bu gnleri grmeyeydim, hay,"
diye kendi kendine sylendi durdu bir sre.
Ve ilk kurunu Kerti Ali Onbann skmasyla ktn stndeki yumulmu iri
adam havaya srar gibi oldu, sonra da ktn bu yanma dp cansz yere
serildi. Kurun sesleriyle birlikte de Yzbann at uzun uzun kinedi,
kayalklarn ardndan baka bir at da yanklanan kinemesiyle ona karlk
verdi.
93
iftlie gnderilen yanama ngiliz krmas al bir at alp gelmiti. At, be
yanda, dayankl, binei iyi, rahat bir att. Murtaza Aa gerekten, kendi
bindii attan sonra bunu severdi, iyi de koan bir att. Aliyle birlikte avluda
duran atn yresinde dnyorlar, ata hayran bakyorlard. Demek Ali bu ata
binecekti... Ali gzlerine bir trl inanamyordu. Parlak gz gneinde atn
tyleri prl prld. Aln sakar, sa aya dize kadar sekili at onlar
yresinde dnerlerken keyifli kuyruunu sallyordu.
"erke eyeri mi Ali, Trkmen eyeri mi, hangisini seversin?"
Ali skld, ellerini ovuturdu, ban yere dikti, yz etleri gerildi.
"Sklma bre Ali, sen benim kardamsn."
"Aam bilir."
"Git ieriye, ierde bir oda dolusu eyer var, hangisini beenirsen al."
"Aam bilir. Sen hangisini mnasip grrsen."
Murtaza yanamann elindeki at ald:
"Git de ierden ka gm savatl erke eyerini getir," dedi.
"Ba stne Aam."
Eyer gelince Ali gzlerine inanamad. Eyer, ok deerli bir eyerdi, attan bile
deerliydi.
"Ali, eyeri atna sen vur."
94
Ali, yanamann elindeki eyeri elleri titreyerek ald, ata git-sta bir binici
gibi alkn, eyeri atn srtna yerletirip kolan
'
i
1
J
bir iyce

sklad.
Bin ata da yle kprnn tesine, dn gittiimiz yerlere
sr.
Ali kpkrmz kesilmi, terlemi, elleri titriyor, konuamyor yerinden de
kprdayamyordu. y
'"BinAli."
En sonunda Ali kendini zorlad, konutu:
"Binemem Aam."
"Neden imi o?"
"nkleyim ben kimim ki Aamn u grkemli atna bineyim. Ben kim oluyorum..."
"Sus," diye bard Murtaza Aa, "sus! Sen benim z bir kardam deil misin, bu
at da senin deil mi? Derakap ata
bin!"
Ali ne yaptn bilmeden kendini atn stnde buldu.
Murtaza Aa geriye ekilip gerindi, bir ata bir Aliye bakt:
"Vasphanallah, Allah nazardan saklasn! Demek yiidin yak da at imi...
Ali!"
"Buyur Aam," hafif bir ses kard Ali, atn boynuna doru yumulmu.
"Giyitlerini yarn alacaz. Belinde nagant tabanca, elinde de Alaman filintas,
banda ftr apka..." Sevinle bard: "Haydi imdi sr ve de yel gibi
kasabay k da geri gel, iimiz var."
Ali at zengiledi, al at avlu kapsndan darya bir uzun yalm gibi snp
gzden yitti.
Murtaza Aa arkasndan:
"Aliye de pravo, kardama," diye bard.
Hsne Hatun, teki kadnlar, ocuklar, evdeki konuklar, konan balkonunda
durmular onlar seyreyliyorlard.
Murtaza Aa avludan ayrlmam, bir duvardan bir duvara gidip gelerek giden
atly bekliyor, ban nne emi dnyordu. Arada srada da yzn avlu
kapsna evirip bir sre duruyor, sonra gene yrmesini srdryordu. Ali
gittii yerden dndnde onun haberi bile olmamt. ylesine dalm
95
gitmiti. Aann kendisini grmesini, attan in, demesini bekleyen Ali konak
kapsnn nnde atn stnde dikilmi duruyor gidip gelerek kendi kendine
konuan Aaya bakyordu.
Hsne Hatun yukardan balkondan seslendi sonunda:
"Aa, Aa, Ali geldi, duymadn m?"
Murtaza Aa ban kaldrd, arm, Aliye bir bakt. Az sonra da sert,
gerilmi yz yumuad:
"Alim, kardam geldin mi," dedi. "Nasl atn iyi mi?"
Ona doru yrd.
Ali attan ineyim mi, inmeyeyim mi diye ikircik iindeydi. Murtaza Aa birka
adm tede durdu, bir ata gzlerini dikip uzun uzun bakyor, bir Aliye. Ali de
ona gzlerini dikmi buyruunu bekliyordu.
"ok gzel, ok mnasip," diye glmsedi sonunda Murtaza Aa. "Ve de uygun. Ve
de baka trls olamaz. Dnyalar izcisi Aliye ve hem de Murtazann z bir
kardama yaksa ya-ksa byle soylu bir at yakr."
Hayran hayran, sevgi dolu gzlerle Aliye bakyor, ona attan in demek aklna
gelmiyordu.
Yukardan gene Hatun seslendi:
"Aa, buyur da Ali Efendi kardamz attan insin, senin buyruunu bekliyor."
"Ne, ne?" diye kendi yresinde telala dnen Murtaza Aa bard.
"Estafurullah, haa! n kardam Ali..." Yanamalar ard: "ocuklar,
neredesiniz, Ali Aann atnn ban tutun..."
ki yanama birden koup attan inmi Topal Alinin elinden atn dizginini
aldlar. "arya kalm Ali Efendi kardam, nce Hac smaile gidelim, sana
oradan bir ftr alalm, hem de mebus ftr."
Ali sklm, ban yere dikmi, korkarak konutu:
"Aam ben ftr giyemem ki... Ben hi giymedim ondan... Beni bala gzn
sevdiim Aam."

"Olmaz," diye grledi Aa. "O sana smarladm takm elbise ftrsz giyilmez.
Beni ele aleme rezil mi edeceksin Ali, el ne diyecek, syle, ne diyecek?
Murtazann kardamn ftr apkas bile yok, diyecekler. D nme!"
96
Murtaza Aa nde, Ali arkada avlu kapsndan ktlar. Aa
abuk abuk yryor, hem de durmadan konuuyordu:
"Olur mu, olur mu byle iler, kardam? Hem takm elbise
ek, soylu ngiliz atna binecek, beline fildii sapl, sap altn kapl nagant
tabanca takacaksn, bir de Karadalolu Mur-za Aann byk hnerli, dnyada
bir tanecik usta olan, izci-1 r ba olan, ve de izciler ah olan, er lakabyla
anlr, gzmzn bebei ve hem de tm ukurovann umudu Topal Ali olasn, ondan
sonracma da sen ftr apka giymeyesin, olamaz kardam olamaz."
Durdu, geriye dnd, gene gzlerini bir eyler arayarak ivi gibi Alinin
gzlerinin iine dikti, ardndan da:
"Olamaz kardam olamaz. Byle bir adam Arap atsz, ftr apkasz, nagantsz ve
hem de Alaman filintasz, ve hem de Ali Efendi kardam, ftr apkasz olamaz.
Hem de yle bir ftr apka ki yalnz be yalnz onu ancak mebus beyler ve hem
de emekli byk paalar giyer. Oldu mu?"
"Ba stne Aam, sen nasl buyurursan yle olsun."
"Hah, byle ite." Yrmeye balad. Bir, hzla cokuyla yryor, bir, durup
Aliyle konuuyordu. "Yarndan tezi yok Ali karda, u Slemi tepesinin te
yamacna nian talimine gideceiz. Elimiz alsn. Bakmsn ki nce Memedle
kar karya gelmiiz, o daha tetie basmadan, biz ikimiz iki yerden basacaz
tetie." Gene durdu: "Ali!"
"Buyur Aam?"
"Ali sen bir insan gznn bebeinden vurabilir misin?"
"Eskiden vurabilirdim Aam."
"Mavzerle, uzaktan?"
"Uzaktan Aam."
"nce Memedle karlarsak..."
Ali de durmu, o da ivi gibi gzlerini onun gznn iine dikmiti. Murtaza Aa
gzlerini onun gzlerinden karyor, yere, saa sola bakyor, nereye bakarsa
baksn Alinin gzleri onun gzlerine yapm bir trl brakmyordu.
Sonunda Aa dayanamad bard:
"Syle Ali, syle kardam, syle benden ne istiyorsun?"
Ali de sesini ykseltti:
"Aa, Aa," dedi, "sen bana iyi bak, ben Topal Aliyim. yle nce Memed, Mince
Memed benim yanma yaklaamaz. Mademki sen bana karda dedin, bu kadar itibar
ediyorsun bana ran ahm arlar gibi arlyorsun, sen artk gerisine karma
Senin yanma hi kimse yaklaamaz. Deil nce Memed, Mustafa Kemal Paa bile
yaklaamaz. Mademki biz kendimizi Topal Ali olarak bilmiiz, sen bundan sonra
kimseden korkmadan ekinmeden rahat uyu." Sesini biraz daha ykselterek: "Bir
daha da beni denemeye kalkma, olur mu? Mademki biribirimize karda dedik. Var m
bundan tesi?"
"Yok," diye gzleri sevin iinde kalm Murtaza onun koluna girdi, yrdler.
"Yok, ben ayp ediyorum. Can korkusu, ne varsa bu canda, nasl olsa lecek deil
miyiz, insan gene de korkuyor, korkup zvanadan kyor. Kusura kalma kardam,
sana ta bata karda dediimde gvenmeliydim."
Murtaza Aann ayaklar sevinten uuyor, Topal Aliyi kolundan yakalam
srklyordu.
"Koktu," dedi, "ok koktu."
"Kokar," dedi Ali.
"iti."
"ier," dedi Ali, "gz gn de olsa, ukurova ok scak."
"Ali!"
"Buyur Aam."
"Sen saata bakmasn bilir misin?"
"Bilirim."
"Sana bir de altn ve hem de bir okka altn kstekli Longi-nes marka saat
gerek."
Ali susuyordu.

"Evet ve hem de evet, sana byle bir saat yakp gelir... Saati yelein bir
cebine, kstein ucunu da yelein teki cebine sokarsn, bir okka kstei de
gbeinin stne sarktrsn..." Kendi saatini gsterdi, "te byle, ite byle
gece gndz ldar durur."
"Sa ol Aam, kardam."
Ne giyitler, ne at, ne tabanca, ne mavzer, hibir tanesi saat kadar
etkilememiti Topal Aliyi. Saat szn duyunca heyecanland, yz sarard,
dudaklar titredi, ayaklar feldirde98
Alideki bu deiiklik de Murtaza Aann gznden kamad"Evet ve hem de bin kere evet, sana bir altn saat yazp duVe hem de altnn parlts yzne vurup durur."
Hac smailin dkkannn nne gelmiler, oray oktan gemiler, Murtaza Aa,
Alinin saat iine ok sevindiini anla-vnca, veryansn ediyordu saatlar stne.
Alinin koluna iyice eirmi, uzun gvdesiyle ona abanm, kendinden gemi,
alaca saatm ne biim bir saat olacan, onu svireden dorudan doruya saatm
fabrikasndan getirteceini sylyor, saati, talarn, naklarn, ksteinin
arln, minelerini bir bir sayp dkyordu.
"Yiide drt ey gerek. Bir yiit drt eysiz olamaz. Hem de senin gibi bir
yiit. O drt eyden birincisi saat, ikincisi gzel, kaln sarl avrat,
ncs silah, drdncs yavuz, kula kalem gibi, tyleri yldrdayan attr."
ary darya ktlar gittiler, Murtaza Aa comu konuuyordu. Neredeyse
kasabay kacaklard.
Murtaza:
"Ali!" diye gene durunca, farkna vard ki neredeyse kasabay dar kacaklar.
"Kasabay kmz Ali, dnelim."
Dndler, Hac smailin dkkanna geldiler. Hac smail onlar yerden temennanla
karlad:
"Buyur, buyur, buyur karagzl, soylu Aam benim. Seni grmeyeli... Gzleyi
gzleyi gzmz drt oldu. u nce Memed ii de... Duydun mu karn Ht da
gibi... Kokusu daha kasabay dolanp durur, aalara, topraa, duvarlara sinmi
kmyor..." Hemen kasadan kolonya iesini kard, nce Murtaza Aann stne,
sonra Topal Aliye, ardndan da dkkana, sonra da kendine sepeledi. "Kokuyor. O
nce Memed zavall Ali Safay tam gznn bebeinden..."
"Gznn bebeinden," dedi Murtaza. "nce Memedin merakdr, vurduu kimseyi
vurunca tam gznn bebeinin orta yerinden, yldzndan vuruyor, yle deil mi
Ali?"
Ali:
"Huyudur," dedi.
"Evet huyudur. Bundan sonra da bu kasabadaki Aalarn
99
hepsini gzlerinin bebeklerinden vuracakm. Haber gndermi, ahdetmi, ant
imi, Peygamberin ba iin, Allahn ad stne, ben ukurovada, diyormu
gzbebeinden vurmayacam aa brakmayacam, hem de domdom kurunuyla. sterse
hac olsun, hoca olsun, benim iin fark etmez..."
"Allah gstermesin, aman Allah gstermesin, aman Alla-aah... Musibet, felaket,
bela... Demek Allahn bir gazab... Buyurun, oturun..." kisine birer sandalya
uzatt. Kendi de titreyerek oturdu. ember sakalnn stndeki yanaklar
kpkrmz olmutu. "Musibet..." Hac latasn savurarak oturduu sandal-yasm
onlarn karsna ekti. "Demek yemin etmi, ant vermi Allahn ad stne?
Hibir kimseyi... yle mi? Gzbebei demek..." Hac dualar okuyor, ardndan da:
"Lain," diyordu, "eytan lain, demek btn aalar?"
Murtaza glerek Alinin kulana fsldad:
"Bir ben kalacam, gzbebeinden kurun yemeyecek, o da senin yksek sayende,
kardalnn yz suyu hrmetine."
Ali de glmeye balad:
"Evet Hac Bey, hi kimse aldrmyor ama, bu musibet, bu eytan lain bence bir
eyler yapacak."
Hac okuyup fleyerek:
"Yapacak," dedi. Ardndan da gene okuyup fleyerek: "Bir emriniz mi?"
Murtaza, Aliyi anlatmaya balad Hac smail Efendiye.

"Biliyorum Ali Aa kardamz," dedi Hac smail. "yle bir nl kiiyi kim
bilmez ki..."
"Kimse bilmiyor," diye gene balad Murtaza Aa. Alinin btn marifetlerini,
izciliini, gkteki kuun, sudaki baln bile izini srebildiini bir bir
syledi. Anlattka couyor, cotuk-a Alinin akla hayale smaz marifetlerini
sayp dkyordu, sonunda szn: "te bu adam benim z bir kardamdr. u dar
dnyada tek eyim budur. te bu kardama bir ftr apka istiyorum ki mebus
apkas olacak ve de Arif Saim Beyin apkasna benzeyecek."
"Ba stne, yle bir apka var, var," diye ayaa frlad sevinle Hac smail.
"Sakladm, kymetini bilmezler grp de almasnlar diye bu gzel apkay.
nallah Ali Aann bana uyar-'
100
DkKann ardiyesine girmesiyle elinde bycek bir boha
kmas
bir oldu. Bohay masann stne koydu, krlp dki ekmicesine parmaklarnn ucuyla incitmeden at. apka mSiyah, sol yannda
krmz tyyle ortaya kt. Gerekten gz kamatryordu.
Murtaza Aa hemen ayaa kalkt:
"Ne gzel," dedi. "nallah Ali Efendi kardamm bana
uyar."
"Uyar," dedi Hac ismail, apkay masadan iki eliyle usulcana ald, yava yava
Alinin yanma geldi: "Ltfen Bey karda-m serpuunuzu karr msnz?"
Ali hemen takkesini bandan alp dizinin stne koydu. Doruldu, ban dikti,
Hac smail gene usulca getirdi apkay onun bana koydu. Koyduktan sonra da
yle bir bakt:
"Tam oturdu," diye de ellerini rpt.
Murtaza Aa ok ciddi bir yz taknarak Aliye yaklat, uzaklat, bakt,
eildi, doruldu, sadan soldan gzden geirdi:
"Oldu," dedi. "Sa ol. Ceremesi ne kadar?"
Hac:
"Kymeti yok," dedi. "Hele siz apkay aln gtrn, ben deftere yazarm."
aylar geldi, itiler, dkkanda biraz daha oturdular. Ali daha yle dimdik,
kaskat kesilmi duruyor, sana soluna bile bakmyordu.
"Bir de aynada kendinize bakmaz msnz efendim?" diye onu elinden tutup
baldrd Hac smail. Ali, gene dimdik, kaskat, bir kalp gibi ayaa kalkt.
Aynann nne gittiler. Ali aynann nnde hazr olda gibi kaskat durdu kald.
Eer Murtaza Aa, "Ali karda iimiz var, haydi gidelim," demeseydi, belki de
Ali sonuna kadar kprdamadan aynann nnde yle dikilip kalacakt.
Oradan kkere gittiler. Kker ok gzel bir deriden kr-mz, uzun konlu
postal hazrlamt. Ali postal giyip dkka-nn iinde yle bir dolat.
"yi mi, ayana iyi geliyor mu Ali karda?"
"yi geliyor," dedi Ali. "Sa ol Aam."
101
"teki, hele teki, yle olan ayana da? Hani ahin yuvasndan dp de..."
"Ona da, ona da ok iyi geldi."
Murtaza Aa kkere kard parasn verdi.
"Sa ol Aam, Allah ziyade etsin. Efendi kardamza bir postal diktim ki
ylda eskitemez."
"Salcakla kal. Haydi gidelim Ali."
Ali bekliyordu.
"Haydi Ali, ne duruyoruz?"
"Aa," dedi, durdu Ali.
"Syle!"
"Eski postalm nerede acaba?"
"Ne yapacaksn eski postal, altlar delik, parampara olmu."
"Gerek olur Aam."
"Haydi canm, ne gerei olacak o eski postaln, bizim canmz sa iken!"
Ali banda ftr apkas, ayaklarnda krmz postalyla kker dkkannn
ortasnda dikilmiti. Sonunda kker eski postallar getirip eline tututurdu.

"Yok," diye bard Murtaza Aa, "olamaz, bu eski parampara postallarla arda
dolaamayz. Zinhar, byle bir ey olamaz! Elalemi stmze gldrme kardam
Ali."
Alinin elindeki postallar alp dkkann bir kesine frlatt, koluna girdi
dkkandan ktlar. Doru terziye gittiler, terzi onlar epeyce uzaktan grm
karlamaya kmt. Sevin iinde onlar karlad, dkkana geldiler.
"Kuma ok gzel," diye konuuyordu terzi. "Byle gzel kuma geecek ki insann
eline, ite byle gzel elbise dike... Demek bu karda naml izci Topal Ali Aa?
Byle bir adama elbise dikmek benim iin ereftir Aamz."
"Sen izciler ba Topal Ali Aay nereden biliyorsun?"
"Onu kim bilmez ki Aamz? Onun nam yedi dveli tutmutur. O yle bir izciymi
ki, kara ta stnde kara karncann izini karanlk gecede srer imi."
Aa kahkahalar atarak gld. Sevin iindeydi.
"Tevatr, tevatr," diyordu durmadan, "hem de ne teva102
" Glmesi geince: "Bak, terziba," dedi, "senin o dediin
yanl-"
Terzi uzuldu:
"Neymi o yanl olan Aam, bir kusur mu iledik?"
"Her ey doru da, haa, ne kusur olacak terziba, haa... Yalnz o karnca
iinde bir hata var. O kara tan stnde karanlk gecede kara karncann izini
sren Ali karda deildir. Kara karncay gren Allahtr, yle derler. Ali
karda gkte uan kuun bile izini srer."
"Karncann da," dedi terzi. "Btn ukurova, btn Trkiye onu tanyor. Hem de
Avrupa gazeteleri onun iin yazlar yazyorlar. Dnya da tanyor onu."
Murtaza Aa ciddileti:
"te bunu duymamtm, demek Avrupa gazeteleri onun fotorafn basyor?"
"Basyor," dedi terzi. "te u kulaklarmla retmen Zeki Beyden duydum. Tam u
kulaklarla. Zeki Bey yedi dvelin gazetelerini okur mu okumaz m?"
Murtaza Aa yzn buruturarak:
"Okur ama, o bir zndk," dedi.
"Btn dnyay bilir mi bilmez mi?"
"Bilir ama, zndk..."
"Zndk olsun," dedi terzi. "O diyor ki, Ali gibi bir adam Avrupada olsa onu ba
tac ederler. Karun kadar da zengin olur, diyor. Byle bir hner yeryznde
kimsede yokmu. Ama, diyor Zeki Bey..."
"Ne diyor, ne diyor?" diye telaland Murtaza Aa.
"Diyor ki, ok yazk, diyor, nce Memed onu yaatmaz, diyor. nce Memedin bana
gelenler bu Ali Ustann yznden-mi."
"Hibir ey yapamaz nce Memed," diye grledi Murtaza Aa. "Onun, o nce Memedin
bizim stmze gelecei varsa, grecei de var. u Avrupann Karun iine
gelince, Ali karda yaknda burada da Karun olacak. Sen tapucu Zlfy biliyor
musun, onun Arif Saim Beyle nasl konutuunu grdn m? Selam syle Zeki Beye,
Ali karda burada da Karun olacak. Burada da onu ba tac edeceiz." Elini
terzinin omuzuna pat, di103
ye indirdi: "Bak," dedi, "iyi bak Ali Kardasn u bandaki ftr apkaya, byle
bir apkay Arif Saim Bey, Mustafa Kemal Paa giymi mi?"
Terzi, Topal Alinin yresinde birka kere dndkten sonra, sayglca:
"Ustam," dedi, "u bandaki apkaya bakabilir miyim?" sesinde hayranlk vard.
Topal Ali yle dimdik, denek yutmu gibi duruyor, gzlerini bir noktaya dikmi
donmu kalm, hi kprdamyordu. Sa eliyle, al, dercesine iaret etti. Terzi
apkay Alinin bandan usulcana ald, sama, soluna, stne, iine bakt,
birka kere hafife fiskeledi:
"Abooov Aam!" dedi ardndan da. "Bu talyan apkas, abooov, bu bir kucak
para... Bunu Adanadaki Deli Memet bile giyemez."
"Giyemez ya," diye vnd Murtaza Aa.
"Elbiselerini imdi burada m giyecek Ali Ustamz, evde mi, boha yapaym m?"
"Evde," dedi Murtaza Aa. "Ancak ev mnasiptir byle bir elbiseye."
Terzi elbiseleri hemen bir boha yapp Aliye uzatt:
"Buyur ustam, hayrl olsun, gle gle giy."

"Yaz deftere."
"Ba stne, ba stne Aam."
Murtaza Aa nde, Topal Ali arkada terziden ktlar. Konaa doru gelirlerken:
"Avrupaym, kadir kymet bilirmi Avrupa, deyyus zndk Zeki Bey, biz sanki
bilmiyormuuz gibi. Deil mi Ali karda?"
"yle Aam."
"Muallim zndk Zeki gelsin de u ftr, u elbiseyi grsn, Avrupada bylesini
giymiler mi bakalm, sylesin. Dillerine pelesenk etmiler, Avrupa da Avrupa!
Aaah, ayandaki u krmz postallar da olmasayd, o zaman ite, kim kadir
kymet biliyor, kim bilmiyor btn dnya grrd."
Avluyu geip konan kapsna geldiler. Yukardan, balkondan Hsne Hatun onlar
glmseyerek, sevinerek izliyordu. Aliyi sevmiti. nceliine, davranna,
insanlna hayran kalmt.
104
Merdiven banda onlar karlad:
"Aldnz yle mi giyitleri? apka da ne gzel! Hayrl olsun, hayrl olsun..."
"Byk, aynal oda ak m?"
"Atm," dedi Hsne Hatun. "Ak ama beni bekleyin kanda azck." Hemen abucak
gidip elinde bir bohayla geriye dnd. "Bu da Ali kardaa benim hediyem. ki
kat don gmlek, ift raP' mendiller... Buyur Ali Efendi karda."
"Gel!" Murtaza Aa kapy iteleyip Aliyi ieriye soktu. "Sen giyin, ben
geliyorum. Donunu gmleini de deitir. orap da giy- Sonra da berbere
gideceiz."
Kapy kapad, onu balkonda beklemekte olan Hatunun yanna gitti:
"Sa ol," dedi. "Bu adam el stnde tutmalyz. Onu herkes tanyor. Muallim
Zeki Bey diyormu ki, onu dnyann gazeteleri yazyormu. O zndk okumu. nce
Memedden bizi korursa bu adam korur. Millet gittike azgnlayor. Koskocaman
Bey ldrld de kimsenin ty kprdamad. Korktuuy-la kald Ali Safa Bey..."
"ldyle kald," diye fkelendi Hsne Hatun. "Fkara-nn lsn de it ls
gibi kokuttular. Allah Ali Safa Bey gibi kimseyi etmesin. Bu adam iyi bir adama
benziyor."
"nce Memedin de adam..."
"Ne biliyorsun?"
"Ben biliyorum, anlyorum. Ama yava yava bizim tarafmza geiyor. Bir hain,
bir kafir, ama bir insan yan var bu adamn. Ekmek yedii sofraya bak
sokuculardan deil. tii bir kahvenin hatrn krk yl sayclardan..."
"Becerikli, akll. nsan bylesi insanlara gvenmeli."
"Sa ol Hatun, ona sen de hediyeler yaptn. Biliyordum zaten. Hele ben gideyim
bakaym bakalm, giyinmi mi bizim Ali Aa!"
ieriye girdiinde Ali giyinmi, aynann karsna gemi kendisine akn
akn bakyordu.
"Gel Hatun, gel!" diye darya bard Murtaza Aa, "gel de Ali kardamz
gr. Gel gr de ne biim yiit, yakkl bir adam olmu bizim kardamz, gr!"
105
Hatun koarcasna odaya girdi, aynadaki Aliye uzun uzun bakt, ok ciddi bir
yzle:
"Ne gzel bir elbise yaptrmsnz," dedi. "ok da yak, m Ali kardaa,
tpk mebus gibi olmu. Hayrl olsun. Gle gle eskit Ali karda."
Alinin "Sa ol," diye sesi ancak duyulabildi.
Murtaza Aa da Alinin yresinde dnyor, apkaya, elbiseye, gmlee bakyor,
Aliyi tepeden trnaa inceliyordu. Sonunda dingin bir sesle:
"yi, mnasip, gzel," dedi. "Yalnz bel kemeri eksik, onu unuttuk. Hatun, benim
bel kemerlerinden birisini al da getirse-ne."
Hatun hemencecik kt geldi:
"Al," dedi, "bunu daha yeni getirmitin Adanadan."
Murtaza Aa kemeri ald, kendi eliyle Alinin pantolonuna geirdi, tokay skt.
"stersen geveteyim."
Ali bayla, iyi iareti yapt.
Murtaza Aa geriye ekildi, yana gitti, ne geti Aliye bakt. Aynann iinde
onu seyreyledi. Pencerenin nne a gtrd bir sre de inceledi orada onu:

"Oldu," dedi. "Ali karda bylece al gtr Byk Millet Meclisine, orta yerine
oturt, herkes Bakan geldi sanr. Aaaah, u postallar da olmasa... Yakmyor,
stte ftr, talyan mal, altta da krmz dal ar, yakmyor."
"Yakyor," dedi Hatun, "hem de bir gzel... Postal bizim geleneimiz,
greneimiz deil mi, hem de dede yadigarmz, Mustafa Kemal Paa da onu
istemiyor mu?"
Murtaza Aann gzleri parlad:
"Dorusun Hatun," dedi. "Geleneimiz, greneimizdir bizim krmz postal. Orta
Asyadan bu yana dede yadigarmz-dr. Mustafa Kemal Paa bunu duysa, bilse,
kendisi de bizim Ali Aa gibi bu postal giyer, Byk Millet Meclisinin iinde
zort zort gezinirdi... Sen sa ol hatun. Teekkr ederim, konuuma, hem de bana
iyi davrandm. Asil azmaz, yol tezikmez, demiler. Sen ki bu dnyann, koca
Trkmenin en soylu Beyinin kzsn... Biz imdi Ali kardalan berbere
gidiyoruz."
106
"Gle gle," dedi Hatun, onlar oda kapsndan karlarkenAli dimdikti, gerilmiti. Kaskat yryor, nne bakamad njan bast yeri grmyordu. Merdivenleri inerlerken ner-Hevse
yuvarlanyordu. Murtaza Aa onu kolundan muhkem kavrad da Ali yukardan aaya
tepetaklak dp bir yerini
krmad.
"Gle gle gidin. Akama gelecek misiniz yemee?"
"Dur Hatun dur," diye telaland Murtaza Aa. "Az daha unutuyordum. Ali Aann
partallarn atee at da gzm grmesin kardam Alinin byle parampara
giyitler giydiini... Amann ihmal etme Hatun, derakap yak!"
"Olur, Aa, olur, hemen imdi," diye yukardan aaya konutu Hatun.
Ali boazlanmaya gtrlen birisi gibi derinden inledi:
"Elini ayan peyim Aam, olunu ldrdm ocana dtm, yaktrma benim
partallar. O alvar bizim krolu dokumutu yedi yl nce kendi eliyle.
pliini kendi eirmi, boyasn kendi boyam, kendi elceiziyle dokumu,
bimiti, dikmiti. Ayan peyim Aam, yakmayn benim partallarm."
"Olmaz," diye kkredi Murtaza Aa. "Olmaaaz, benim gzm bir daha gremez senin,
kardamn, o eski halini anmsatan partallar. Dayanamam, gremem, duramam.
Yakn onlar, yakn!" Sesi konan iinde n m tt.
"Hemen," diye kesin konutu Hatun. "Hemen imdi, ocak yanyor zaten."
Ali sustu, bir imdat arar gibi saa sola baknd, Aa onun koluna girmi
darya srklyordu.
ary bylece getiler, dut aacnn altndaki berber dkkanna girdiler.
erde berberden baka kimsecikler yoktu. Murtaza Aa Alinin bandaki ftr
alp duvardaki iviye as-hktan sonra:
"Ali Aay sa sakal... Bir gzel tra edeceksin ki..."
"Ba stne Aam..."
Murtaza Aa orta yerde durmu kalm Aliyi kolundan ekerek gtrd koltua
oturttu.
Berber:
107
"Demek izci Ali Aay da tra etmek bize nasip olacakm Allah bu gzel gn de
bize gsterecekmi..." Beyaz nln zenle balad. Makas akrdamaya balad.
Murtaza Aa biraz teye, kirli koltua drt ke olup oturmu, nl izci kardei
Topal Alinin trann bitmesini bekliyOr. du, kendi kendine vnerek.
7
108
Dalarn doruklarna gn vurmutu. Ortalkta t yoktu. Silah sesleri kesileli
epeyi olmutu. Aadaki bir alnn dibinden bir inilti geliyor, Kerti Ali
Onba oraya bir kurun sallyor, inilti kesiliyor, bir sre sonra da gene
balyordu. O balar balamaz da Kerti Ali Onba gene fkeyle silahn alya
dorultuyor, bir kurun daha sallyordu oraya.
Candarmalardan hi l yoktu. Yalnz Drtyollu Muhsin kolundan bir yara alm,
kurun sol bilek kemiini parampara etmi, Yzba da onu aadaki ieklidere
kyne yollamt. Onlar da Drtyollunun kolunu kydeki cerraha sardrmlar,
bir ata bindirip kasabaya yollamlard.

Gn yava yava aalara, dalarn yamalarna iniyor, ltl bir keven


iei pembesi usuldan, ince bir bulut kalkar gibi buulanyordu. Yzba bir
kayann stne oturmu sigara iiyor, dnyor, bynn da bir ucunu,
sigaray dudaklarndan aldka azna gtrp iniyordu. Ihrck karanlk kalkro/ ortalk seilmeye balamt. alnn dibindeki inilti daha geliyor,
inilti duyulduka da hemen arkasndan Kerti Onba bir el ate ediyordu.
Biraz sonra gn iyice ald, aadaki dzlkte, kayalarn, kevenlerin
aralarnda, ktklerin arkalarnda birtakm insanlar karlmlar yatyorlard.
"Asm avu!"
Asm avu derin bir uykudan yeni uyanmcasna yorgun
109
ayaa kalkt, geldi Yzbann karsna selam akp ayakta di. kildi.
"Asm avu, bu ete kimin etesiydi?"
Bilmiyorum Yzbam. Benim bildiime gre buralarda e. te falan yoktu.
Buralarda ete barnamaz. stelik de bu kapana hangi ekya gelir de kslr,
anlamyorum. Bu, yeni bir ete olacak."
"Bunlarn, bu imha ettiklerimizin arasnda nce Merred olabilir mi?"
"Bence olabilir Yzbam. nk o da ok tecrbesiz bir ekya."
"nce Memedi ldrdk diye mi bu kadar zntlsn, belki ldrememiizdir. Ne
diyorsun?"
"Bence ldrdk Yzbam."
"Ali Onba!"
"Buyur Yzbam!"
"nce Memed unlarm arasnda m?"
"Onlarn arasnda."
"Ne biliyorsun?"
"nk Yzbam, bir oban ocuk ancak nce Memed iin o kadar daya yer, baka
hibir ekya iin lmeyi gze alma? bir Yrk."
"Kpeini nce Memedden ok seviyormu demek ki."
Asm avu:
"Onlar kpeklerini analarndan da, babalarndan da, kardelerinden karlarndan
da, bu dnyada herkesten de ok severler."
"yleyse bundan sonra iimiz kolay avuum."
"Kolay..."
"Sen bir kpein bu kadar olduunu biliyordun demek?"
"Biliyordum Yzbam. Ama herkes bu oban ocuk gibi deil. Bu ocuk kpeine
karasevda balam." Szn bitirir bitirmez, "Bak Yzbam," diye de kar
kayaln doruunu gsterdi.
Yzba ban kaldrp oraya baknca gzlerine inanamad-Kekeleyerek:
"O mu, o at m?" diye kendi kendine sylendi. "Ne tuhaf-Demek nce Memedin
lsn grmeye gelmi."
110
Asm avu:
"ok tuhaf. Kyller bu at iin trl eyler sylyorlar. S-zmona bu ata
kurun demiyormu, dese de gemiyormu."
Yzba gld:
"Bir kere daha deneyelim yleyse."
"Uzak," dedi Asm avu. "Kurun yetimez."
"Ali Onba, u ata ne diyorsun?"
"Bir deneyelim Yzbam."
"Bo ver," dedi Yzba. "unlar ok merak ediyorum, ldrdklerimizi... Acaba
nce Memed aralarnda m?"
"Aralarnda Yzbam."
"Sen hi nce Memedi grdn m Ali Onba?"
"Grmedim..."
"Sen Asm avu?"
"Ben bir kere grdm gibi ama, tanyamam."
"Kyller?"
"Onlar tanrlar Yzbam."
Kyller de yava yava, aadaki koyan dibindeki dzle toplanyorlard ama
yukarya, candarmalarn yanlarna -kamyorlard.

"Haydi erat alalm da aa inelim, bakalm ilerinde sa, yaral bir kimse var
m?"
"O inleyenin de sesini kestim Yzbam."
Aaya indiler, o alnn ardndaki inleyen adam az yukar serilmi, daha
ls soumamt. Byklar yeni terlemi gencecik birisiydi. Sadece belinde
bir tabanca gzkyor, o da kabndan ekilmemi bile. Banda fes bile yok.
"Bu nce Memed olamaz," dedi Yzba. "O daha yal olacak."
"Daha yaldr," dedi Asm avu. "Bu gen Kara brahi-min yieni olmasn?"
"O nerede?" diye sordu Yzba.
"O gitti. Yieninin lsn grmemek iin, son inilti kesimce atna bindi de
gitti."
lleri teker teker dolatlar, hepsi de dokuz kiiydi. O
Sen, ls daha soumam kiiden baka hepsinin banda
a fes vard. Hepsi de koar koar fiek balamlar ve iyi gi111
yimliydiler. Ellerindeki mavzerler de yepyeniydi, fabrikadan dn km gibi.
Sabah nda namlular meneviliyordu.
Kuluk oluncaya kadar llerle uratlar, salarna, gzlerine, boylarna
bolarna baktlar, nce Memeddir, diye bir kii. nin stnde karar klamadlar.
u yandaki ukurda yatan, daha parma tetikte olan, gzleri ardna kadar alp
yle kalm, srtndaki srmal abas yepyeni kii nce Memed olabilirdi.
"Benziyor mu nce Memede avuum?"
"Bu olabilir Yzbam. nce Memedin tarifine uyuyor. Omuzlar geni, boyu ksa,
avurtlar kk, byklar gsterisiz, gzleri byk, dizleme oraplar, erke
haneri..."
"Uyuyor btn bunlar ona, yle mi?"
"Tpk, uyuyor."
"Bu olabilir yleyse." Yzba kahkahalarla glyordu. "Hala orada duruyor..."
"At sabahn gr nda ipileyen kayalarn stnde dimdik durmu, salt arada
bir kuyruunu sallyordu. O da olmasa bu at kayadan bir paradr denebilirdi.
Kyller de yava yava gelmiler, koyan yarlarnn stne sralanmlard.
t karmadan, soluk bile almadan, onlar da oralarda dikilmi kalmlard.
Yzba onlara seslendi:
"inizde nce Memedi tanyanlar, grenler, bilenler var m?"
Yzba sorusunun karln bir sre bekledi, kalabalktan t kmyordu.
"Hi kimse nce Memedi grmedi mi iinizden?"
Kalabalktan gene bir ses kmad.
Bu sefer Kerti Ali Onba bard:
"Yahu siz nasl adamsnz, iinizde ekya nce Memedi bir gren yok mu? Nasl
olur? Hac Musa sen, sen grmedin mi Ir>' ce Memedi, gel buraya."
"Sen de gel ihtiyar," diye fkeyle bard Yzba. "Ne haindir bunlar. Hepsi
tanr nce Memedi bunlarn, ama sylemezler. Ben de onlara gsteririm."
Yal kii, Hac Musa uzun ak sakaln savurarak yokuta11 aaya indi,
llerin yanma vard:
112
W
"Buyur Yzbam."
Boynu incecik, bir deri bir kemik kalm, sakallar ta gbeine kadar inmi
yal adam, teker teker llere bakmaya balad.
"Bunu," dedi, "bunu tanyorum. Bu Kstebek Bekirin kel
olu. Buna Kel Ekya derler, yln unuttum, oktan beri dalardadr.
ldrmler ite."
Yzba onu elinden tutup gzleri falta gibi alm ekyann yanna gtrd:
"Bu nce Memed deil mi?"
Yal adam eildi kvrlm yatan ekyann yzne uzun uzun bakt. Ekya
kurunu karnndan yemi, kurunlar onun belden aasn paralam, bacaklar
bir kan glei iinde kalmt.
"Bilemedim ama bu nce Memede benziyor."
Yukardan bir delikanl hzla indi geldi:
"Ben tanyorum onu," dedi. "ieklideresinde ona azk gtrmtm."
"yleyse bu adam m o?" Gzleri falta gibi alm adam gsterdi Yzba.

Delikanl eildi, uzun uzun karn paralanm adam inceledi:


"Bu deil," diyerek doruldu.
"Bak bakalm unlara, hangisi nce Memed bunlarn?"
Delikanl hemen o nbette olan, uyurken ilk kurunu yiyen iriyar adam
gsterdi:
"te nce Memed bu, azk gtrdm adam. te o boyu kavak kadar olan nce
Memed bu."
"yi biliyor musun? Yoksa elimden kurtulamazsn. Kemiklerini krarm."
"Bu Yzbam. Ben ieklideresinde gn st ste azk gtrdm nce Memedi
bilmez miyim... Konutuum, gun yannda oturduum nce Memedi tanmaz mym.
te bu adam nce Memeddir."
Asm avu:
"Allah Allah," dedi, "demek bize nce Memedin ekalini kendi kylleri yanl
vermiler."
113
"Vay alaklar/' dedi Kerti Ali Onba.
"Bu nce Memedse, ben de o Deirmenoluk kyllerine ya. pacam bilirim. Zaten
hepsi bir olup Hamza Beyi lin etmi, ler, onu da nce Memedin stne atmlar.
Bunun hesabn, nCe Memedin de hesabn ben onlardan soracam."
Yaz at daha orada, kayann doruunda, sabahn gnei vurmu, prltlar iinde
bir heykel gibi avkyarak duruyordu.
"inizde nce Memedi gren, tanyan, bilen baka bir kii var m?"
Yukardan gen bir kadn:
"Yzba Efendi, Yzba Efendi," diye bard, "bak aadan ieklideresinin
kylleri geliyorlar, onlarn hepsi nce Memedi tanrlar."
"avu, Mahmut Aa ieklideresinin Aas deil miydi, o buraya gelirse..."
"O burada yok Yzbam, ovaya indi, iftliinin banda."
"Hani grleyip duruyordu, o nce Memed de kimmi, kimmi, diye..."
"Grler Yzbam."
"Bekleyelim ieklideresi kyllerini de nce Memedi bir iyice tehis edelim de,
ondan sonra kasabaya haber ulatralm. Yanl bir i yapmayalm. Yoksa btn
dnyaya rezil olduumuzun resmidir."
Hem konuuyor, hem de ban kaldrp orada dikilmi kalm ata bakyordu.
Az sonra ieklideresi kylleri geldiler, yokutan aaya teki kyllerle
birlikte dkldler, ortalkta derin bir sessizlik vard.
ok yal, tel tel ak sakallar uzun, beli iki bklm biri ortaya kt,
eilerek, uzun uzun inceleyerek, btn ekyalara bakt, "ck" etti, "Bunlarn
arasnda nce Memed yok," dedi. Ellerini ge at, "ok kr koca Allahma,"
diyerek dua ettikten sonra kalabala kart.
"Gel bakalm ihtiyar," diye Yzba komut verir gibi bard. "unu al getir Ali
Onba."
Ali Onba yal adam kalabaln arasndan buldu kard, Yzbann nne
getirdi.
114
"Ne dedin, ne dedin?" diye bard Yzba. "Bunlarn aranda nce Memed yok mu,
dedin? Bir de dua ettin yle mi?"
"nce Memed yok," diye yal adam kendisinden beklenmeyen bir sesle grledi.
"Ben nce Memed olumu severim."
"Sever misin o kafiri, o kanl katili?" diye var gcyle bard gene Yzba.
Yumruklarn skm ayan yere vuruyordu"Ne baryorsun?" diye ban kaldrp Yzbaya bakt
yah. "Niye yle yrtmyorsun yavrum, sen daha belekteyken ben anakkalede,
Sarkamta, Yunanda dman kurunlarn yiyordum. Sen yle barmasana. Bana
kim derler biliyor musun, bana Sar avu derler, hi adm duydun mu?"
"Seni imdi Ali Onbaya bir teslim edersem..."
"Et bakalm et! O dinsiz imansz Kertie, ben de Mustafa Kemal Paaya bir
telgraf ekeyim de, bakalm o size ne yapar... Kertii de, seni de bir
gzelce... anakkalede ben onun neyi olurdum bir sorsana Yzba Faruk
Efendi..." Uzun sakaln tuttu kaldrd. "ok kr, ok kr ki Allaha
bunlarn iinde nce Memed yok. Sen mi kaldn, bu Kerti mi kald nce Memedi
ldrecek..." Asm avua dnd, sevgiyle bakt: "Buna szm yok," dedi. "Bu

Asm avu deil mi? Buna szm yok. Bu Asm var ya, yiit adam, has adam,
taa drt okka adam. Haydi teslim etsene beni Kertiine, o soysuz celladna,
Mustafa Kemal de bunu bir duysun da..."
Yzba:
"Bu adam bunam," dedi glerek. "Bunak ihtiyar! Aln gtrn unu."
"Bak bak Yzba," diye bard Sar avu. "Bak nce Me orada." Kayalktaki at
gsterdi. "Yiit isen onu yakalasana.
Yredeki kyller:
"Onun kusuruna kalma Yzbam," dediler. "O ok buna-di. Ne gz gryor, ne de
kula duyuyor."
"Eskiden byle miydi bu Sar avu?"
"Bir zabit grse ta uzaktan hemen srayp ayaa kalkar esasa geerdi."
"O hi byle konuur muydu kumandann karsnda..."
115
"O bunad."
"O, eskiden olsa hi byle konuur muydu..."
"nce Memed lmedi diye dualar okur muydu..."
"O, nce Memedi yakalar, elini kolunu balar, Yzbas^ teslim ederdi."
"O byle beli bklm bir adam myd ki, o bir diz kerdi, mavzerini yle
dorulturdu ge, bir kartal havadan ten-ger menger yere derdi."
"Kusuruna kalma Sar avuun Yzbam..."
"O nce Memedi hi grmedi. Grse bile tanmaz ki..."
Sar avuun kalabaln arasndan daha sesi geliyor, ama syledikleri
anlalmyordu.
"Susturun u buna," diye bard Yzba.
Sar avuun sesi bir daha duyuldu, kolunu tedeki ata doru uzatt:
"te nce Memed orada ddm, yiit isen onu vursana. Bak, aslanlar gibi, gn
paras gibi orada yldrdayp duruyor, vurabilirsen vursana onu."
Bundan sonra da susturuldu.
Bozulmu, ikirciklenmi Yzba glmsemeye alarak boynunu kvrp duruyordu.
"imdi syleyin bakalm bana, nce Memed hangisi?"
Kyller arasnda bir tartma kt, biribirlerine dtler. Uzun bir sre
aralarnda tarttlar. Sonunda ortaya mavi dola-mal, kap gibi, iri bir yal
kadn atld.
"Ne biribirinize dtnz bre ulan kyller..." Ekyalarn banda teker teker
duruyor: "Bre ulan kyller u adam nce Memed olabilir mi, baknsana una,
boynu armut p gibi ince, bir gz de ylk, kvrlm yatar, bacaklarn da
karnna ekmi."
"Olamaz," dediler kyller.
teki ekyann baucuna vard. Bu uzun yzl, san sakall birisiydi. Kurun
kafatasn alm gtrm, beyni grnyordu.
"Ya bu, ya bu sar yan, byle bir nce Memed grdnz m siz hi?"
"Grmedik," dedi on be, yirmi kyl hep birden. "Byle bir nce Memed olamaz."
116
"Suna bakn ocuklar, eli de tetikte daha... Korkusundan k kurun skamamtr.
Bakn bir aya da topal..."
Bu geni omuzlu, ksa boyunlu eri bacann birisi ksa, ker pantolonu giymi,
azck kambur birisiydi. Bir ukurday-,
j_jer bir yan da kan iinde kalmt.
"Ulan kyller, Allah billah akna syleyin u topal gibi bir nce Memedi siz
hi grdnz m?" Burun kvrd. "Ya bu kel Kel Ekyay bu yrelerde bilmeyen
var m?"
"Yok," dediler hep bir azdan kadn, erkek, oluk ocuk btn kyller.
"Kylere gelir, ok gzel trkler syler, Krolu hikayeleri anlatr, Vezir
Kizir oyunu oynar, btn kylleri glmekten krar geirirdi. Bir elinde saz,
bir elinde tfei... Biz ona ekya ezyle bakmazdk ki... Vay Kel Ekya
karda vay..."
"Uzun etme," dedi Yzba sabrszlkla.
"Dur Yzba," diye dikeldi kadn. "Dur bacm, dur Yzbam. Dur ki sana u Kel
fkaraya yazk ettiini syleyeyim. Biz yayla zaman gelince drt gzle Kel
Ekyann gelmesini beklerdik. O geldi miydi, btn kyler obalar enlenirdi."

"Ge otur."
"Dur Yzba Aam, dur, sar yavrum dur! Bu Kel Ekyann hi kimse karncay
bile incittiini duymad, grmedi. O bir ahr zaman ermiiydi. yle deil mi
kyller, elinizi yreinizin stne koyun da syleyin, o bir ermi deil miydi,
syleyin?"
"Ermiti, ermiti," diye kalabalktan sesler ykseldi. Bu srada Asm avu
kadnn yanna geldi, sevecen bir sesle:
"Emi Hatun," dedi, "dur senin ermiinin hnerini ben sana gstereyim."
"Gster bakalm Asm avu Aam," diye dikeldi Emi Hatun.
Asm avu eildi Kel Ekyann nndeki kapk ynn gsterdi:
"ite bu kadar kurunu o skt bize, candarmaya. Bak, hibir ekyann nnde bu
kadar ok kapk yok."
Emi Hatun ona pek aldrmad, gene kyllere dnd:
117
"Bu ermi yapl, eli sazl, gzel trk syleyen, tatl adam hi nce Memed
olabilir mi?"
"Olamaz," dediler.
"Ya bu ocuk? Daha byklar yeni terlemi. Bir tek kurun bile skamam.
nnde hi kapk yok..."
"Hangisi nce Memed, burada nce Memed var m yok mu, biz sana onu soruyoruz
Emi Hatun."
"Burada nce Memed var," diye derin derin iini ekti Emi Hatun. "Bizim
ocamz batt da snd avuum, burada, bu ller arasnda nce Memed var
avuum. Bu dnyaya bir daha byle bir nce Memed gelir mi ki..." Gitti, o
iriyar, sa yanna yatp kvrlm, ktn stndeki ilk kurunu yiyince brerek havaya frlam, sonra da yreyi rmalayarak, ancak alt kurun
yedikten sonra zorla can vermi ekyann yanna diz kt: "Vay nce Memedim
vay," diye ralanmaya, at yakmaya balad usul usul. teki kyl kadnlar da
geldiler, lnn yresine halkalandlar, usuldan alamaya, at sylemeye
baladlar.
"Muhtar kim?" diye kalabala bard fkelenmi, tir tir titreyen Yzba.
"Benim Yzbam."
Yzba kadnlar gsterdi:
"Bu ne, ne oluyor bu kyde, bir ekyaya, bir katile byle
alamak?"
"Bizde kim olursa olsun, gelenek grenektir, alarlar, at
yakarlar."
"Yerin dibine batsn byle bir gelenek grenek! Gel yakna."
Muhtar Yzbann karsna gelip hazr ola geti: "Emret komutanm."
Bu srada Yzbann gzne kayalktaki at iliti: "Senden gn iinde bu atn
kellesini isterim." "Emret Yzbam, ba stne Yzbam... gn iinde."
"imdi beni dinle Muhtar, dokuz tane beygir bulacaksn, bulabilir misin?"
"Bizim kyde yalnz beygir var Yzbam. Ama yakn
kylerde ok at var, isteriz."
118
"Hemen buluruz beygirleri Yzbam..." dedi Kerti Ali.
"Birka saat iinde isterim. Beygirler plak gelecek."
"Anladm Yzbam, ba stne Yzbam."
"Bir de nce Memedin ldrldn en erken kasabaya nasl ulatrrz, Asm
avu, sen syle."
Asm avu hznle, dokunsalar boanacak yzyle Yzbann karsnda oktandr
dikilmi duruyordu, ta gibi.
"Buralarda ok hzl giden at bulunur mu?"
"yle at bulunmaz Yzbam. Bulunsa da sarp kayalklar aamaz atlar."
"Ya ne yapacaz?"
"Mutlu haberimizi en erken ancak ayana abuk bir kii ulatrabilir kasabaya."
"Byle bir kiiyi tanyor musun?"
"Biliyorum."
"Kim o?"
"Taz Tahsin."
"Burada m?"

"Kalabaln arasnda grdm."


Yzba elini enesine verip bir sre durduktan sonra maarann azndaki
narlarn altna yrd. Asm avu da arkasndan gitti. Ulu narn gvdesinin
altna dndler. Yzba yavaa sordu:
"Bu ekya nce Memed mi gerekten, onun bizdeki ekaline hi benzemiyor. O
kck bir adam, buysa dev gibi."
"Anlamadm," dedi Asm avu. "Bunca ya yaadm, felein emberinden getim,
otuz yldr bu dalar dolarm, ben bu ii anlamadm. Bu adam nce Memed deil
bence, ama at yakyorlar."
Yzba o yne doru bakt, lnn bandaki kadnlar oalmlar, belki birka
kyn kadn bir araya gelmiler hn-grdeiyor, atlar sylyorlard. nce
Memedin yiitliini, inceliini, yakklln, sevdasn, Hatesini, Abdi
Aay ldrn, kylleri kurtarn, gkteki meleklerin onu alp
gtreceklerini, cennetin kapsnn daha o uzaktan gzknce alacan, onun
yeil donlu Krk Ermilere daha imdiden katldn sylyorlard.
119
"Bakasna, baka ekya lsne at yakmazlar m?"
"Bakn, gryorsunuz Yzbam, sekiz tane daha ekya yatyor orada, hibirisine
bakyorlar m, ermi dedikleri Kel Ekyann ls bile kpek ls gibi olduu
yerde kald. Bakn bakn, stnde dolayorlar teki llerin..."
"ieklideresinde kald, deil mi, nce Memed?"
"Ben onu orada kuattm da kl pay elimden karmadm m Yzbam? Hani saz
alan bir ak vard, o Sefil Ak dedikleri ieklideresinden olurdu. O da
sonunda kaybolmutu ya, hatrladn m?"
"Hatrladm," dedi Yzba glerek, gzleri sevinten parlayarak. "Evet,
anlald, bizdeki ekal ne olursa olsun, bu ince Memeddir." izmelerini
krbalad. "imdi bana Taz Tahsini ar."
Kalabala doru yrdler. Yzbann sonsuz sevinirken birden fkelendiini
gren Asm avu, bunu bir eye yoramyor, bekliyordu. O, Yzbasn ok iyi
tanrd, byle izmelerinin stnde her admda yaylanarak yrrse, demek ki o
ok fkelenmitir. te o zaman seyreyle gmbrty.
Yzba kalabaln ucunda znk diye durdu. Kadnlar gittike oalarak, nce
Memedin yresinde atlarn srdryorlard. Olay duyan teki kyller de
yollara bellere dklmler, gen yal, kadn erkek, oluk ocuk daha bir utan
geliyorlard. Kayalklarda yle durmu kalm yaz at da Yzbann sinirini
bir iyice bozuyordu.
"Asker, hazr ol!"
Komut sesi kayalklarda yankland. Kadnlarn atlar sryor, kayalklardaki
at da dingin dingin kuyruunu sallyordu.
"Kadnlara hcum! Onlar datn."
Candarmalar kadn kalabalna saldrdlar ya, kadnlar kar koydular,
candarmalar nce bir insan duvarna arpp sonra kadnlarn arasnda yittiler.
Barltlar arltlar kayalklarda yankland. "Sizin ananz yok mu, sizin
bacnz, sizin avradnz, nianlnz yok mu, kafirler!" szleri de grlt
arasndan duyuluyordu.
Yzba bakt ki kadn kalabal bln yu tu verdi.
120
"Sng tak!"
Muhtar:
"Aman Yzbam," diye onun yanma kotu. "Bir vukuat kmasn, candarmay geri
ek. Biz erkekler datrz onlar."
Yzba komut verdi, candarmalar gelip nnde hizaya girdiler. Onlar da fke
iindeydiler.
Muhtar koarak erkeklere gitti, onlar toplayp konutu. Bu sefer oradaki erkek
kalabal saldrd kadnlara, kimi karsn, kimi kardeini, anasn yakalayp
srkleyerek nce Memedin lsnn bandan uzaklara gtryor, onlarn
ellerinden kurtulan kadnlar da gene gelip nce Memedin bana diz kp
oturuyorlard. Diz km kadnlara erkekler gene saldryorlard.
Yzba:
"Bu ne haldir avuum?" diye Asm avua aknln syledi.
"Bu byledir, Yzbam."

"Asi insanlar. Bunlara ok ktek gerek."


"ok ktek yediler ama Yzbam, yzyllardan bu yana, uslanmyorlar."
"Uslanmayacaklar da... O taz m nedir, o nerede?"
"Taz Tahsin... Burada Yzbam."
Taz Tahsin hazr ola gemi oktan beridir orada duruyordu.
"Sen misin o?"
"Benim Yzbam."
"ok, ok, ok abuk kasabaya gidecek, benim sana vereceim pusulay Kaymakam
Beye ulatracaksn. Ne kadar abuk gider de nce Memedin lmn o kadar abuk
kasabaya ula-trrsan, kasaba Aalan seni paraya boar, seni zengin ederler. Ne
kadar zamanda ularsn kasabaya?"
"Bilemem ama, en abuk..."
Muhtar:
"O bir attan daha hzl koar," dedi.
Yzba bir tan stne kt, cebinden bir kalem, defter karp abucak
pusulay yazd Taz Tahsine verdi.
"Greyim seni Tahsin, bu akama kadar..."
121
"Ba stne Yzbam."
"Taz Tahsin yel gibi koarak kalabaln iinden syrlp! kt, bir anda da
gzden irad yitti gitti.
1
Erkekler daha kadnlarla cebelleiyor, alamalar, karglar ortal alm
srp gidiyordu ya kadnlarn inatlar da yava yava krlyordu. Bir anda her
ey duruluverdi. Ortalkta ne ses, ne ada kald. t bile kmyordu.
Kadnlarsa balarn nlerine emiler, kar, pembe pembe savrulan yamaca
akp gidiyorlard. Ak bir barts denizi aydnln iinde dalgalanyordu.
"Ne oldu Muhtar?" diye sordu Yzba. "Ne oldu bu kadnlara da byle sklm
pklm yamaca kp gidiyorlar?"
Muhtar, nce Memedin soyulmu lsn gsterdi. Kadnlar lnn donundan
gmleinden, bir de tfeinden baka her eyi almlard.
"Bu ne demek?"
"Efendim, bir l nlerinde olmazsa, kadnlar lnn giyitleri stne de, tpk
l nlerindeymi gibi at yakarlar, imdi teki koyaa at yakmaya
gidiyorlar."
"Bela," dedi Yzba.
"Bela," dedi Asm avu.
"Bela," dediler Kerti Ali Onbayla Muhtar.
Taz Tahsin kouyordu. Sevin iindeydi. Kasabaya bir haber ulatracakt,
isterse nce Memedin kara haberi olsun. Bunun karlnda da kim bilir ona ne
armaanlar vereceklerdi. Belki ukurovada bir iftlikte ona bir i de
bulurlard. Bylesine at gibi komasn gz nne alarak, belki de ok baka,
gzel bir i verirlerdi. Belki de asker olduunda onu candarma yazarlar, o da
Kerti Ali Onba gibi bir uzatmal olur, belki de avu olup u dalarda
padiahln ilan ederdi. nnde birka da vard, eer yksek dalar amak
olmasa Taz Tahsin alimallah gece yarsna doru kasabaya varrd.
Taz Tahsin yemek yemeden, su imeden, bir an iin olsun dinlenmeden, btn gn,
btn gece kotu. Kasabaya girdiinde ayaklarn zorla srklyordu ya, kvan
iindeydi. Onun bu kadar tez bir srede haberi kasabaya, bylesine aba
harcayarak, ta Bakrgedii maarasndan buraya kadar bir gn, bir
122
ecede geldiine kimse inanmayacakt. Bereket Kaymakaml imliyordu, onun iin
hi aranmadan doru oraya varabilecekti. Kaymakamln merdivenlerini karken
gn kuluk oluyordu, rtk soluk alp verecek hali bile kalmamt. Merdivenin
basma geldiinde tkenmiti. Yzbann verdii kad elinde tutuyordu.
Kapdaki odacya bir eyler syledi ama, anlalmad. Elini adama uzatt,
uzatmasyla da boylu boyunca oraya, tahtalarn stne dmesi bir oldu.
Kendinden gemiti. Grlty duyan Kaymakam odacy ard:
"Ne oluyor?"
"Bir adam kapnn nne geldi dverdi. Suya batm km gibi... Her bir
yanndan ter fkryor. Elinde de bir kat var. Smsk tutmu, brakmyor."

Kaymakam, biraz imanca, inek gzl, gerdanl, dazlak kafal, gzleri


yuvalarnda fldr fldr dnen, felein emberinden gemi birisiydi.
Cumhuriyetten nce de kaymakamd. Tam otuz ilede kaymakamlk yapmt
imdiye kadar. Merakla darya frlad. Taz Tahsin kapnn nne boylu boyunca
serilmi yatyor, gs krk gibi inip inip kalkyor, oluk oluk da terliyordu.
"lyor mu?"
"lmyor," dedi odac. "ok komu, uzak yerlerden uzun koarak gelmi."
"Elindeki kad al bakalm, neymi."
Odac Taz Tahsinin yumulmu elini ap kad almaya alt, bir trl eli
aamad.
"Almyor."
"Allah Allah, nasl olur da alamaz, gayret et!"
Odac diz kp Taz Tahsinin elini iki elinin arasna ald, abalad abalad,
gene aamad.
"Olacak gibi deil!"
Kaymakam kendisi eildi, o da denedi. El kenetlenmi bir trl almyordu.
"Allah Allah, ok merak ettim, nedir acaba?"
"Bu kadar, byle lrcesine kotuuna gre ok mhim bir olsa gerek.
Almyor..."
"Almyor," dedi Kaymakam. "Derhal doktoru ar. An123
lat ona. Gelsin de bir ine yapp, u adamn elini asn. lyor mu?"
"lmyor Efendim," dedi odac merdivenlere doru koarken. Bu srada Tahrirat
Katibi, teki memurlar da haberlen-miler, merdivenin altnda birikimilerdi.
Korkularndan yukarya, Kaymakamn katma kamyorlar, yukarda bir eylerin
dndn anlyorlar, ama ne olduunu bilemiyorlard. nlerinden merdivenleri
er er atlayarak inen odac da onlara bir eyler syleme frsatn
bulamamt.
Az sonra yaknda, kar sokakta olan Doktor, antas elinde koarak geldi.
Hibir ey sormadan diz kp uzanm yatm adam, gsn ap dinlemeye
balad.
"Bir eyi yok," dedi. "imdi kendisine gelir."
"Eli almyor," dedi Kaymakam.
"Nasl olur?" diye at Doktor. Gl bir adamd, kendisi de denedi aamad.
"Bekleyelim," dedi. "Az sonra kendine gelir."
"Bir ine yapsana."
"Lzumu yok Kaymakam Bey. Az sonra... Bekleyelim."
"Buyurun," dedi Kaymakam, Doktoru odasna ard. "Ne olabilir ki? Bir kahve?"
"Sade."
"Anlamadm."
"Bir ok olabilir."
"Nereden geliyor, nereye gidiyor, belli deil... Elindeki kat... Durmadan da
terliyor, bakmsana..."
"imdi kendine gelir."
Dardan:
"Gzlerini at," diye bard odac.
Kaymakamla Doktor kapya ktlar. Taz Tahsin gzlerini am, akn akn
yresine bakyor, gzleri bir Kaymakamn, bir Doktorun, bir odacnn stnde
gelip duruyor, soru dolu baklarla onlar izliyordu. Sonra da ar ar
doruldu. Birden eline bakt, kad grd. Kad grnce her eyi anlayp
ayaa frlad:
"Kaymakam Bey, Kaymakam Bey yetitim," dedi. "Yetitim! Bir gn bir gecede..."
124
"O elindeki ne?"
"Yzba Faruk Bey... nce Memedi ldrd."
"Neee?" diye bir lk att Kaymakam. "Kim? nce Memed mi? Yzba Faruk... Ver
o kad."
Taz Tahsin elini Kaymakama uzatt, eli almyordu.
"Ver o kad bana!"
Taz Tahsin daha soluyordu:

"Almyor," diye boynunu bkt. "Dur Beyim, ben onu imdi aarm." Bir yandan
elini amaya urayor, bir yandan da soluk solua anlatyordu: "Bakrgedii
maarasnda evirdi Yzbam, sabaha kar. Gn yncaya kadar msademe
ettiler. Yzba, nce Memedi kendi eliyle ldrd. nce Memed de yle nce
Memed deil, senin benim gibi drt adam eder, am yarmas gibi bir ey. Yzbam
tam iki kann ortasndan vuru-vermi." Taz Tahsin sonunda elini aabildi:
"Atm," dedi sevinle, kad Kaymakama uzatt. Kaymakamn, Doktorun, odacnn
az kulaklarndayd.
Kaymakam durup durup elindeki pusulay bir daha bir daha okuyordu.
"Bu nce Memed bamza ok gaile aacak sanmtm, eh, o da halledildi. imdi
rahatz. br ekyalarn hibir ehemmiyeti yok. Asl canavar olan buydu. Halk
bunu tutuyor, koruyordu. Ankara da, Adana da bizi ok sktryorlard. Evet,
bu i de bitti. Kasaba eraf da bu ocuktan ok korkuyorlard. O, Ali Safa Beyi
ldrdkten sonra uyumamaya baladlar. Sanki nce gelecek, hepsini teker teker
gzlerinden kurunlayacak... Hele Murtaza Aa, o ne gece, ne gndz yerinde
duramyor, hep nce Memed gelecek de onu gzbebeinden kurunlayacak sanyordu.
imdi tamam."
Taz Tahsin ayakta dikilmi kalm sallanyordu. Kaymakamn gz ortada
kalakalm Tahsine iliti:
"Demek nce Memedle birlikte Yzba Faruk Beyin ldrd ekya says dokuz,
yle mi?"
"Tam dokuz tane. Hepsi de l. Yzbam bana dedi ki ulan Taz, ku kanadyla
usa bu haberi senden daha abuk Kaymakamma ulatramaz. Yarn sabah bu haberi
Kaymakammza yetitirmeni senden dilerim, dedi. Ben de dtm yola,
125
bir at bile, Beylerin Arap atlar bile benden daha abuk koa-maz, drt gnlk
yoldur Bakrgediiyle kasaba aras, ben de koup bu haberi zatna ulatrdm.
Benim adm Taz Tahsin. Asker olurken beni candarma yazman ve hem de beni
uzatmal onba, istersen de avu yapman zatndan dilerim. te o zaman gr
ekyalarn kk nasl kaznrm. O Kerti Ali var ya, o vizzo... Onun kyly
dayaa ekmekten, karakola her denden rvet almaktan baka bir bildii yok.
ok da korkak... Ben rvet de almam, beni uzatmal onba yaparsan. stersen de
btn kyly, anam babam bile yle bir sopadan geiririm ki, Kerti Ali
Onba da, Yzbam da, Mustafa Kemal Paa da yanmda vz kalr."
"Adm ne, adm ne demitin?"
"Taz."
Kaymakam nndeki kada yazd.
"Taz ne?"
"Taz Tahsin derler bana. Ben bu dalarda attan daha hzl koarm. Bir
keresinde ocukluumdayd, bir tavan koarak yakaladm da ite ol sebepten
benim namma Taz dediler, Taz Tahsin. Adm da imam koymu Tahsin diye,
yzbasnn adym."
"Gidebilirsin."
"Buyur?"
"Gidebilirsin."
"Gidebilir miyim?"
"Gidebilirsin."
"Buyur, ya mutuluum, ya mjdem?"
"Gidebilirsin."
Tahsinin az ak kald. Bir eyler daha syleyecekti ki odac onu kolundan
tutup dar kard.
"Yzbam bana... Mutuluunu... Seni, dedi, altna, gme, tarlaya takma
boacak Aalar, Beyler, dedi..." Boynunu bkt. "Ben ldm yahu. Az daha canm
kyordu. Grmedin mi u gzlerinle kardam? Ben lmyor muydum? Brak kolumu
kardam."
Odac onun kolunu ancak aada, Hkmet konann avlusunda brakt:
126
"ek git buradan," dedi. "Ulan hayvan, Hkmetin koskoca Kaymakamna byle
konuulur mu?"
"Buyur?"
"Dedim ki Hkmetin koskoca bir Kaymakamna byle konuulmaz."

"Buyur?"
"Sen bilmiyor musun ki Kaymakam onbadan da, yzbadan da daha byktr?"
"Buyur? Ya benim mutuluum?"
"Bre ulan sersem sepet, mankafa, hi Kaymakamdan mutuluk istenir mi?"
"Buyur?"
"imdi sen buralarda durma beni dinlersen, buralarda bana bir i aacaksn
sen."
"Buyur?"
Odac onu orada brakp yukarya kt, Taz Tahsin de gidip konan avlusunda
ilemeli antika iri bir mermer tann stne oturdu.
Odac Taz Tahsinin eli alr almaz, Kaymakam, Yzbann pusulasn okuyup
da i muhkemleince hemen aada, merdivenin dibinde bekleen memurlara komu,
memurlar da bu mutlu haberi hemen darya yetitirmilerdi. Kasaba bir anda bu
inanlmaz haberle alkalanmaya balam, dkkann kapatan pa-zaryerine,
pazaryerindeki Tevfiin kahvesine komulard.
Murtaza Aa haberi duyduunda konanda Topal Aliyi karsna alm, ona
gelecekteki tasarmlarn anlatyor, onu zengin, Karun, iftlik sahibi edeceini
sylyordu. Bu sabah da ona tam yz lira vermiti. Bu yz lirayla be alt tane
krmz, ay boynuzlu kz alnabilirdi. Kk bir tarla bile alnabilirdi. Ali
iten ie, gerekten Murtaza Aay sevmeye balamt. O, grnd kadar saf,
temiz, dorucu bir adam deil, hinolu hin, kurnaz, dalkavuk, kan iici,
karc, yalanc, berbat bir ki-iydi, bunu Ali birka gnde iyice renmiti
ya, onu gene de sevmeye balamt. Bu mendebur, bu aalk adam sevmek
istemiyordu, iinden, derinden gelen bir duyguyla da onu sevmekten kendini
alkoyamyor, bu yzden kendinden, kendi insanlndan utanyordu.
127
Haberi getiren kebap Nusretti.
"Doru mu ulan bu getirdiin haber?" diye ayaa frlad Murtaza Aa. Boynu
kpkrmz kesilmi, boyun damarlar imiti. "Doru mu getirdiin haber?"
Kebapya bir sarlyor, onu pyor, soluk solua kalm soruyordu: "Doru mu bu
haber? Doruysa seni Murtaza Aan... Murtaza Aan seni... Sana yeni bir dkkan
aarm. Ne istersen yaparm. Mutuluun bam stne, dile benden ne
dilersen..." Kendinden gemi, durmadan da doru mu, doru mu, diye soruyor,
ardndan da: "Murtaza senin kara gzlerine kurban ve hem de hayran olsun,
kebap Nusret Efendi," diyordu. "Murtaza senin gzel dillerine..."
Bu srada odalardaki kadnlar, yanamalar, hizmetiler de salona dkldler.
Hsne Hatun yere diz km:
"ok kr, ok kr Allahm senin bu gnne, bu dirliine, bu dzenine. u
adamn bize l yzn gsterdin ya, bizi bu adamdan kurtardn ya ok kr, ok
kr sana byklerin by Allahm," diyor, ardndan da dudaklar kpr kpr
dualar okuyordu. "Onun lsn u gzlerimle grrsem, sana ifte kurbanlar
keseceim Allahm... Sen bana onun l yzn gsterdin ya..."
Murtaza Aa en sonunda kebapya sormay akl etti:
"Kim getirmi haberi, nasl olmu bu i, kebapm, Nusre-tim? Bu haberi bana sen
getirdin ya, mutuluun ba stne. O dkkan sana alacam, mlkiyeti senin
mutun olacak. Hibir kymeti yok bizim iin. Kim, kim getirmi haberi?"
"Bir kyl. Bakrgedii maarasndan dn sabah yola dm, bu sabah, az nce,
kuluklaym Kaymakama, odasna gelmi, can km. Avucunda bir kat varm,
zorlan lnn avucunu amlar, Murtaza Aama syleyim, iinden bir mektup
km. Mektupta Yzba yazyormu ki, nce Memed de iinde dokuz ekyay
evirip bir maarada sabaha kar hepsini teker teker geberttim, diyormu.
Yalnz nce Memed bizi bir iki saat uratrd, otuz kurun yedi adam, bana
msn demedi/ diyormu. Diyormu ki, sonunda onu yaral yakalayp tam
gzbebeinin ortasna ben kendim ate ettim, diyormu."
128
Murtaza Aa ellerini havaya at:
"ok kr koca Allahm sana," dedi, "bu gn de bana gsterecek miydin?"
Hemen odaya koup en gzel, dnlerde bayramlarda, Ankaralara, Adanalara
gittiinde giydii lacivert ngiliz kuma giyitini giydi. Krmz da bir kravat
takt. Yaka cebine de kravatn renginde bir mendil soktu. Yeni talyan ftrn
de bugn ilk olarak giyiyordu, nce Memedin lm onuruna. stanbul-dan

getirttii kunduray da ilk olarak giyiyordu. Murtaza Aa odadan ktnda iki


dirhem bir ekirdekti.
Hemen czdann kard, kebap Nusrete bir deste uzatt:
"imdilik bu kadar, bu kadar... Sonra, sonra o dkkan, altn kebap
dkkann senin mlkiyetine geireceim. Sen bana bu hayrl haberi verdin
ya..."
Merdivenlere atlp ikier ikier indi basamaklar. Ayaklar sevinten uarak
avlu kapsndan darya dimdik, byk meydan sava kazanm kumandan gibi
kt.
Haberi duyduundan bu yana bir kere dnp de, arkasndan ona yetimeye alarak
gelen Alinin yzne bakmamt. Ali ona ulaabilmek iin arada bir komak
zorunda kalyordu. ary hzla geip Kaymakamla geldiler. Avluya girince
Murtaza geriye dnp ona yle bir tepeden baktktan sonra:
"Ulan Topal," dedi, "dur bakalm burada."
Haberi duyduundan bu yana Alinin bir yumruk gelmi boazna tkanmt.
Alamamak iin kendini zor tutuyordu. Murtaza Aadan ekindiinden, hibir
kimseden ekindiinden deil, dosta dmana kar alamak istemiyordu. nce
Memed ldkten sonra onun Murtaza Aaya ne gereksinmesi kalrd ki... Bu alak
kpee de, unun sevincine de bak... Herkes nasl da seviniyor... Haberi bir
anda duyan kasaba iee durmu ulu bir aaca benzemiti. Herkes glyor,
admanlk ediyordu. Ya da Aliye yle geliyordu. Hkmet konann avlusunda
yapayalnz kalmt. Dnyann ortasnda da kimsiz kimsesiz kalmt. Farknda
olmadan gzlerinden iri iri damlalar dklmeye balad. Aladn dosta dmana
gstermek istemeyen Ali, gitti avlu duvarnn bir kesine meldi, ban da
nne edi.
Onun aladn gren Taz Tahsin, bu alayan kelli felli
129
adamn yanna gelip karsna dikildi. Ftr apkal adam tpk da kylleri
gibi omuzlar sarsla sarsla alyordu. Adama ii kaynad, ona doru azck
eildi:
"Alama emmi," dedi. "Ne diye alyorsun ki? Ne oldu, bir hal mi geldi bana?"
Bu szleri duyan Ali ayaa kalkt, tpk kyller gibi mavi kuma ceketinin
yeniyle gzlerini sildi. Ama bir trl kendini tutamyordu.
Taz Tahsin akl etti:
"Yoksa nce Memede mi alyorsun sen emmi?" dedi. "ldrdler onu." Birden o da
alamaya balad: "Kim alamaz ki nce Memede," diyordu, "yle bir babayiide.
Bir kollar vard, benim gvdem kadar. Yedi kyn avratlar da onun lsnn
bana toplanp atlar yaktlar. Bunu gren Yzba da sng taktrp
candarmasm avratlarn stne hcum ettirdi. Avratlarla candarmalar arasnda
yaman bir cenk oldu. Kylerin erkekleri de candarmalarn tarafna geip
avratlar hep bir olaraktan pskrttler nce Memedin ls bandan. te o
zaman avratlar ne yaptlar, ne yaptlar, avratlar da nce Memedi bir iyice soyup
giyitlerini, silahlarn aldlar, onun giyitlerinin stnde at yakmaya
Kmalkoyaa gittiler. Ben buraya gelirken avratlar Knalkoyaa birikmiler at
yakyorlar, atlarndan dalar, talar inliyordu. Aa emmim ala, nce Memed
gibi bir babayiide, aslan parasna kim alamaz ki..."
Kendisi de gzlerinden sel gibi yalar dkyordu.
Az sonra kendini toparlayan Topal Ali, karsnda alayan dal delikanlsn
tepeden trnaa bir szd:
"Sen nereden olursun karda?" diye sordu.
"ieklideresinden olurum emmi."
"Sen niye geldin de bu Hkmetin iinde duruyorsun ki, sana kim derler, gzel
adn bala."
"Bana Taz Tahsin derler," diye gzlerini sildi delikanl. "Ben var ya, bana
Yzba pusula verdi, amann, dedi, nce Memedin lm haberini abuk ulatr ki
kasabaya, seni greyim- Kaymakam, Aalar, Beyler sana bir mutuluk verirler
ki, seni askercilikte uzatmal onba, istersen avu da yaparlar, sana da ok
para verirler. Ben de burada mutuluumu bekliyorum."
130
"Seni bize ld dedilerdi de..."

"lr gibi oldum. Kaymakamn odasnn nne ldm de dtm. Sonra eli antal
Doktor geldi de beni diriltti."
"Derdin neydi de byle kotun?"
"Yzba dn kuluklayn bana dedi ki, bu kuluklayn sen eer haberi kasabaya
ulatrrsan, dile benden ne dilersen, ben de dn kuluklayn Bakrgediinden
ktm."
"Ne? Bakrgediinden mi, neee?"
"Bakrgediinin maarasndan... nce Memedin at da maarann kayalnn yce
doruuna dikilmi yle kartal gibi duruyordu, kprdamadan, yaz bir at."
"nce Memedin lsn sen u gzlerinle grdn m?"
Alinin gzyalar kesilmiti.
"Grdm."
"Nasl bir adamd dedin?"
"Kocaman, iri gzl, kara angal bykl, uzun..." Kulacn at. "te bu kadar
geni gsl, altn dili..."
"Sen nce Memedi daha nce grm mydn?"
"Grmemitim."
"Yzba da nce Memed mi, dedi, o angal bykl, altn dili ekya iin?"
"yle dedi. Sevincinden deli oluyordu. Bir de o kayalkta duran atlan, avratlara
fkeleniyordu. Btn ieklideresi kylleri de baktlar onun yzne, vay vay,
dediler, zarladlar, nce Memede yazk oldu, dediler."
"teki ekyalara da baktn m?"
"Teker teker baktm, hele birisi vard, byklar daha yeni terlemi on
altsnda bir ey..."
Topal Ali Taz Tahsini kolundan tuttu, ilemeli antika mermer tan oraya
gtrd. Yan yana taa oturdular. Topal ldrlm ekyalar Taz Tahsine en
ince ayrntlarna kadar anlattrdktan sonra:
"Bre Taz olum," dedi, "sen Yel Musadan da yaman bir adammsn. O kadar yolu
nasl geldin?"
"Geldim ama, ldm de dirildim. Beni o eli antal Doktor diriltti."
Ali glmeye balamt. Btn bedenini bir sevin alm,
131
byklarndan, gzlerinden, ellerinden, giyitlerinden, topal ayandan sevin
fknyordu. Onun bu sevinci Taz Tahsine de gemi, delikanl da duruyor
duruyor, kahkahalarla glyordu. Topal Ali:
"Bekle burada," diyordu Taz Tahsine. "Bekle de mutuluunu al. imdi ierden
Murtaza Aa kacak, ben onu sana gsteririm, mutuyu ben getirdim, diye ona
syle... teki Aalara da syle. Sana ok para verirler. Vermezlerse, buradan
bir yere ayrlma. Az daha lyordun."
"lyordum deil emmi, ben ldm; ldm de br dnyaya gittim geldim."
Kasabann ileri gelenleri, birer ikier, gzelce giyinmiler, akalaarak,
kahkahalar atarak geliyorlar, Hkmet konana kyorlar, yukardan da ha bire
sevinli barmalar, kahkahalar geliyordu. Ali de onlar kadar sevinliydi ya,
iini bir ikircik kurdu kemiriyordu. Midesini u kadnlarn yaktklar at bulandryordu. Bu at ii de olmasa, imdiye kadar oktan sevincinden kanat
takp umutu.
Duruyor duruyor, dnyor, keskin gzlerini Taz Tahsine dikiyor, ona bakyor,
inceliyor, ardndan da soruyordu:
"Sen nce Memedi hi grm mydn?" diyor, ardndan da btn ekyalarn
ekalini inceden inceye ona anlattryordu. "Biz nce Memedi hi grmedik," diye
balyordu Taz Tahsin. "Grmedik ama biliriz onu biz. Onu btn Toros dalan da
bilir..."
Ondan sonra ldrlm teki ekyalara geiyordu. "Nasl bir adamd, bir daha
sylesene nce Memedi." "Ben onu iyice grmedim. Yzba pusulay elime verince
dtm yola, gnlk yolu bir gn, bir gecede geldim. Az daha lyordum. ldm
de. Doktor diriltti. O da bir ie yaramad. Mutuluumu verirler mi?" "Kim
bilir, belki de verirler."
"nce Memed var ya, da gibi, angal bykl bir adamm-Alnnn ortasnda bir
ben varm, Peygamber mhr. O sebepten ona kurun gemez imi." "Nasl gemi
yleyse?" "Onun orasn bilemem, onu ancak koca Allahmz bilir132

neki de lmemitir. Bizim kyllerimiz diyor ki, teki kyller Ae o kayann


doruunda bekleyen at nce Memedin atym. O at da Krolunun at gibi lmsz
bir atm. Dnyada bir tek at varm Krk Ermilere, lmezlere karm, o da
Krolunun at imi- Bengisu imi de o, Krolu iememi, at bu suyu iince
Krk lmezlere karm. Ondan sonra da Krolu Krk lmezlere katm. O da
fakir fkaraya yapt iyiliklerden dolay. nce Memedin at o yce dan
kayalkl doruunda nce Memedin lsn bekliyormu, onu alp srtna Krk
lmezlere gtrecekmi. Ben ne bileyim ben, btn kyl yle sylyor."
nde Kaymakam, yannda Belediye Bakan, yarg, savc, sorgu yargc,
arkalarnda Zlf, Takn Halil, Murtaza Aa, Molla Duran Efendi, avukat
Kozanolu, kasabann teki ileri gelenleri Hkmet konann kapsndan
ktlar. Hepsi de ziller taknm gibiydiler, glyorlar, bararak
konuuyorlar, a-kalayorlard. Belki de hibirisi mrnde bylesine utkulu,
mutlu bir gn yaamamt. Ali onlarn arkalarndan giderken Taz Tahsine:
"Bak ite Murtaza Aa u," dedi. "u yakasnda krmz mendil olan. Onun yanma
var, korkma, hakkn iste, mutuluunu versinler."
Onlar cmbr cemaat Hkmet konann kapsn kmlard ki, Taz Tahsin
onlarn yolunu kesti, geldi Murtaza Aann karsna dikildi:
"Benim adm Taz Tahsin," diye hazr ola geip selam durdu. "nce Memedin kara
haberini ben getirdim size. stersen una sor." Orada durmu glmseyen
Kaymakam gsterdi. " gnlk yolu bir gnde atm da koarak geldim. Hibir
Arap ah benim gibi koamazd. O kadar ok kotum ki, ite bu adamn kapsna
gelince lverdim. te bu iyi adam Doktor getirtmi de beni diriltmi."
Kaymakamn yanna kadar gitti, bu sefer de onun nnde hazr ola geti. "Doru
deil mi Kaymakam Aam?"
Kaymakam glerek:
"Doru," dedi.
Bu sefer Murtaza Aann nne geti Taz Tahsin:
133
"imdi anladnz ya, benim lp dirildiimi, onun iin benim mutuluumu verin.
En ok mutuluu da senden isterim Murtaza Aa."
tekiler orada durmular, bu incecik, ta gibi dal delikanlsna sevgiyle
bakyorlard.
"u adam var ya..." Sa elini uzatp en geride durmu sevin iinde dileri,
gzleri layan Topal Aliyi gsterdi. "te bu adam sizin her birinizin deve
dii gibi ok byk adam olduunuzu syledi. Her biriniz Mustafa Kemal Paaya
yama, Gi-zik Duran gibi birer byk adammsnz." Gene sa eliyle Murtaza
Aay gsterdi: "lle de bu Aa, ok byk bir aa imi. yleyse hemen ne demeye
benim mutuluumu vermiyorsunuz?"
Oradakilerin hepsi kahkahayla gldler. nce Murtaza Aa, arkasndan tekiler,
Kaymakam bile, ellerini ceplerine atp czdanlarn kardlar.
nce Murtaza Aa czdanndan bir yzlk ekip Taz Tah-sine uzatt, Tahsin
gzleri falta gibi alm paray onun elinden ald:
"Bunun hepsini bana m veriyorsun gzel Aam?" dedi. "Hepsini sana veriyorum, ne
atn yle?" "Ben amaym da kimler asn Aam... Ben yl Yreir
topranda yanamalk yaptm da bunun yarsn vermediler..." Belediye Bakan:
"Yavrum Taz Tahsin, Murtaza Aa gibi bir aay sen Yreir topranda, koca
Anadolunda, bu dnyada var m sandn?" diye laf att.
"Amenna yokmu..." dedi Taz Tahsin. tekiler de beer onar sktrdlar Taz
Tahsinin eline. Takn Beyle Tapucu Zlf de yzer lira verdiler. Buna Murtaza
Aa ok ierledi. Onlar kim oluyorlard da nce Memedin lm haberine mutuluk
olarak onun kadar para veriyorlard. ok fkelenmi, onlarn bu davran
onurunu krmt. Birisi nereden geldii belirsiz bir tapucu, tekiyse stiklal
Mcadelesinde dalarda saklanm, bir kstebek gibi al diplerinden ban
karamam, bunun karl da stiklal Madalyas alm, kabak yiye yiye
acndan lm, szmona bir ky aasnn oluydu134
Ayp ettiler, diye dnd Murtaza Aa, bana kar derecesiz
ayp
ettiler...

Taz Tahsin ellerinde sk skya tuttuu paralar, gzleri aknlktan falta


gibi alm, ne yapacan bilemez, ortada ylece kalakalm, bir imdat ister
gibi, karda tek bana az kulaklarnda duran, tekerlek apkasn gzlerinin
stne indirmi, ona btn iyilikleri eden Topal Aliye bakyordu.
Murtaza Aa, Taz Tahsini sert ard:
"Gel buraya olum."
Taz Tahsin korktu, ikircikli, birka kere Topal Aliye bakt, bu sert adamn
ellerindeki paray geri alacan sand. Gzleri bir Kaymakama, bir Aliye, bir
Belediye Bakanna korkuyla gitti geldi. uradan alp yatrsa arkasndan kurun
bile yetiemez, bir de dalar tutunca onu bir daha eytan bile arasa bulamazd.
Taz Tahsin tam kamaya hazrlanrken Murtaza Aann sesini bir daha duydu ve de
elindeki czdan grd. Murtaza Aa elinde iki yzlk daha tutuyor, iten,
scack, sevecenlikle ona glmsyordu:
"Gel yavrum gel, sana o kadar az para layk deil. Sen ki, o canavarn, o rz, o
millet, o vatan dmannn ve de z bir, can bir kardeimiz Ali Safa Beyin
katilinin lm haberini ilk olaraktan sen haber verdin, hem de lmn
pahasna..."
Takn Halil Beye, Belediye Bakanna yle meydan okurcasna gerinerek paray
Taz Tahsine uzatt. Taz Tahsin o anda dondu kald, elleri titredi, yz
sarard, paralar ellerinden yere dkld. te o zaman Murtaza Aa sert, tepeden
dmancas-na Aliye bakt. Ali kotu yerdeki paralan toplayp Taz Tahsine
verdi.
Murtaza Aa:
"Yavrum Taz Tahsin," diye onun omuzunu okad, "bundan sonra bir hacetin olursa
doru bana geleceksin. Murtaza Aa diye sor, benim kona sana gsterirler. Sen
de kendi evin-mi gibi gel. Asker olunca da..."
Taz Tahsinin dili tutulmutu, konuamyordu, yalnz gs heyecandan inip
kalkyordu.
"Demek Yzba Faruk nce Memedi yakalad, tam gzbebeinin ortasndan vurdu.
Var olsun vatann ortadirei, Cum135
huriyet ocuu, kahraman, hem de milli kahraman... Syle yavrum, tam
gzbebeinin ortasndan m?"
Taz Tahsin yutkunuyor, syleyemiyordu.
"u paralar cebine koysana."
Aliyi gene dmanca tepeden trnaa szd. O da hemen koup Taz Tahsinin
elindeki paralar dzeltip alvarnn cebine koydu. Dalkavuka da:
"Syle Aamza," dedi, "syle de Aamz sevinsin, Yzba nce Memedi nasl
ldrd..."
"ki gznn ortasndan, Peygamber mhrnn tam stnden vurmu Yzba nce
Memedi."
Murtaza Aa Alinin sesindeki alay fark etti ama, imdilik aldrmad.
"Tam ortasndan," diye grledi. "Haydi gidelim." Topal Aliye de ldrc bir
bak frlatt. Kinli, souk. Bu bakla ok ey sylemek istiyordu.
Kaymakam nde, tekiler arkada Belediyeye gittiler. Burada Yzbay karlama
treni hazrlklarn konuacaklar, bu byk haberi Ankaraya, Adanaya, Arif Saim
Beye bildireceklerdi. Bir de mutlu haberi herkes duysun diye, kasabada duymayan
kalmamt ya, arya tellal karacaklard.
Belediyede ilk olaraktan tellal Kambur Ahmedi ardlar. Ona syleyecei
szleri bir bir ezberlettiler. Ezberletmenin hibir gereklii de yoktu ya,
Kambur Ahmet yle bir tellal arrd ki, bu ukurovada hibir ak, Ak Torun
Paa bile onunla boy lemezdi.
Topal Ali Belediyenin d merdivenlerinde kalm, gene d-arda Aasn
bekliyor, bana gelecekleri dnyordu. arnn kesinde durmu kalm Taz
Tahsin de onu gzlyordu. Sonunda btn yrekliliini toplad, Topal Aliye
kotu:
"Ben gidiyorum Aam," dedi. "Sa ol. Bu iyilii bana sen ettin. Adn bala
bana, olur mu?"
"Benim adm Topal Ali..."
Taz Tahsin onun sana bakt, soluna dnd bakt:

"Yani," diye sordu, "nl izci Topal Ali sen misin, hani gkte uan kuun izini
bile sren?"
"Benim," dedi Ali.
136
"Abooov," diye at Taz Tahsin. "Sen byle ne klna girmisin byle abooov,
vay vay babam vay! Ben varaym da gideyim, belki akllar balarna gelir de
param elimden geriye alrlar. Ben bu paraylan on ift kz bile alrm deil
mi, istersem?"
"Alrsn. Be de at alrsn. Bir de gelin getirirsin eve. Drt de inek, bir sr
de koyun..."
"Hele ben yola deyim, yolcu yolunda gerek... Abooov, Topal Ali Aam sen de ne
hallere girmisin. Sen eskiden de byle miydin yoksa?"
"Byle deildim," dedi Topal Ali yzn buruturarak.
"Salcakla kal. Senin bu iyiliini unutmayacam."
"Gle gle..."
Tellal barmaya daha Belediyenin nnden balamt. Kambur Ahmedin yle bir
sesi vard ki neredeyse Alinin kulaklarn patlatacakt.
"Eeeey ahali, duyduk duymadk demeyin, bugn, az nce Yzba Faruk Beyden gelen
bir habere gre nce Memed naml kan iici ekya ldrlmtr. Eeeey ahali,
ilan olunur."
Elindeki byk an alarak, ayn szleri syleyerek arnn bana kadar
vard. Orada bir sre durup kendine ekidzen verdikten sonra, birka kere
ksrd, ardndan da daha gr bir sesle barmaya balad.
"Eeeey ahali, duyduk duymadk demeyin, nce Memed dn gece tanyerleri rken
Yzba Faruk Bey kumandasndaki candarmalarca sekiz kiilik etesiyle birlikte
imha edilmitir. Bunun iin Yzba Faruk Bey ve mfrezesi iin byk karlama
merasimi yaplacaktr. Her dkkan bayrak asacak, btn ar sslenecektir,
tpk Cumhuriyet Bayramlarnda olduu gibi. Eeeey ahali, duyduk duymadk
demeyin, o kan iici, o yediden yetmie eline geen kadnn rzna geen rz
dman, o gebe kadnlarn karnlarndaki bebeleri kurunlayan, o yal
kimselerin gzlerini kzgn demirleri sokarak oyan, o gen kzlarn rzna
getikten sonra derilerini yzen, o nce Memed, gzlerinin bebeinden
kurunlanarak ldrlmtr. Onun ve de adamlarnn leleri yarm deilse br
gn kasabamza getirilecektir. Ve her vatanda o canilerin lelerine
tkrecektir ve de bu kan iicilerin, hususiyetle nce Memedin cesedine kim t137
krmekten imtina ederse cezalandrlacaktr. Hem de en ar bir cezayla... Eeeey
ahali, Yzba Faruk Beyimizle mfrezesi kasabamz ve kyllerimiz tarafndan
byk, muzaffer bir kumandan, stiklal Mcadelesini kazanm bir kumandan gibi
karlanacaktr. Eeeey ahali, duyduk duymadk demeyin."
Tellal Kambur Ahmet ary brakm, mahallelere dalm, oralarda da, elindeki
an sallayarak, var gcyle baryordu. nce Memedin zalimlii, kan iicilii
stne neler, neler sylemiyordu. Her duyann tyleri diken diken oluyordu.
Topal Ali Belediyenin geni merdivenleri stne oturmu, ierden kacak Murtaza
Aasn bekliyor, bir de onun, bundan sonraki kendisine kar alaca tavr
merak ediyordu. Bir de u Taz Tahsini dnyordu. Bana devlet kuu konmutu.
imdi o, iyi biliyordu, o kadar a, yorgun, bitkin olduu halde, geldiinden
daha hzl kouyordur, hem de arkasna dnp baka baka, birisi arkamdan geliyor
mu, diye. Gelip de elimden para-cklarm alrlar m, diye.
Taz Tahsin tpk onun dnd gibi yapm, koarak yola dm, bir anda da
kasabay km, dalarn yolunu tutmutu. Cann diine takm, ne olursa olsun
bir an nce kasabadan uzaklamaya, ormana varmaya alyordu. Bir ulu aal
ormana ularsa, artk onu deil Hkmet, izci Topal Ali bile bulamazd, on yl
arasa...
Kaymakam nde, Belediye Bakan ve tekiler arkada gle akalaa Belediyeden
ktlar. Bu srada da pazaryerinden davullarn sesi gelmeye balad. Topal Ali
de on be, yirmi adm geriden onlar izliyordu. Hepsi doruca kasabann tek
ikili lokantas olan Nazifolunun lokantasna gittiler. Nazifolu btn
hazrlklarn yapm onlar epeydir bekliyordu. Lokantaya girince Murtaza Aa
Kaymakamdan izin istedi:
"Bir saata kalmaz eve gider gelirim Kaymakam Bey, bir iim var da."

Ali lokantann karsndaki dut aacnn altnda onu bekliyordu. Murtaza Aa


Alinin yzne bile bakmad, ama Ali ne yapsn gene onun ardna dt.
Murtaza Aa nce pazaryerindeki Deli Fahriye urad, onun omuzlarn okadktan
sonra:
138
"Pravo," dedi, "hem de sedhazar pravo, yle arzuhaller vazdm ki Fahri Efendi
biraderim, arzuhal derim sana. ok teekkr eder ve de yksek hrmetlerimi
sunarm zatna."
Deli Fahri ayaa kalkm, ceket dmesini iliklemi, eli dmenin stnde:
"Aman efendim, aman efendim, hibir kymeti yok. Zatnz iin, erefi aliniz
iin deil mi, biz deil Ankaray, arzuhalle yedi dveli donatrz, ve hem de
ayaa kaldrrz. Yksek zatnz yeter ki emir buyursunlar."
"Artk kestin deil mi?"
"Tabii kestim efendim," diye nnde boyun bkt Deli Fahri, hacyatmaz gibi de
birka kez eildi kalkt.
"imdi senden bereketli ve de kamil, taa, elie iler kaleminden bir ricam
daha var."
"Ba stne efendim, emir buyurula efendim, emriniz derakap yerine
getirilecektir."
"imdi beni iyi dinle, Dahiliye Vekaletine, bir, Adana Valiliine, iki, Byk
Millet Meclisi Reisliine, , bir de pek muhterem mebusumuz Arif Saim Beyin ok
ali zatna tebrik, teekkr telgraflar yazlacak, bu telgraflarda byk
sergerde nce Memedin imha edildii ve hem de sekiz hempasyla birlikte. Ve hem
de bymeden, Yzba Faruk Bey ve mfrezesi tarafndan ylann bann
ezildii... Burada Faruk Beyi gklere karacaksn ki, o minval zere ite. yle
gklere karacaksn ki onun ayaklar hibir yere demeye... Binba ola,
kaymakam, miralay ve hem de paala kadar pervaz vurarak, yani kanat aarak
yksele..."
"Pervazn ne olduunu, haa huzurunuzdan, biliriz efendim."
Deli Fahri yerlere kadar birka kez daha eildi.
"Biliyorum, sen her eyi, eytann yatt yeri bile bilirsin. Ol sebepten ite
biz de Siyasetiye gitmeyip, byle mhim iler iin zat devletlerine
geliyoruz."
"Estafurullah efendim."
Hacyatmaz birka kere daha eilip kalkt.
"Evet, kymetli arkadamz Fahri Efendi, arzuhallere unu da ilave edeceksin,
nce Memed sergerdesinin itlafndan dolay
139
btn ukurova ve hem de btn Toros dalarnn halk, dn bayram ediyorlar,
diye yazacaksn. Ve hem de bu dn krk gn krk gece srecee benzer.
Olacaktr deme, srecee benzer demek lazm. Faruk Yzba ve hem de
mfrezesinin bu sergerdeyi, ylann ban ezmesi tm milleti sevince gark
eylemitir ki, onlarn sevinlerini grmeye sezadr."
"Ba stne. Yce zatnza... Yce zatnz var olsun, sa olsun... Bende yle
telgraf rnekleri var ki ta stiklal Mcadelesi gnlerinden kalma. Okuyan
hngr hngr alatr. Sen hi ksm ekme."
"lk telgraflar ben imza edeceim, yani benim adm yazp ilk telgraflar ben
ekeceim. Benim ekeceim telgraflar ok baka, ok yksek kelimelerle olacak."
"Biliyorum."
"Bilirsin tabii... imdi beni dinle."
"Ba stne, seni dinliyorum Aam." Deli Fahri hazr ola gemi put gibi
duruyordu.
"Bundan sonra buraya kylerden ok kalabalk gelecek. Kaymakam btn muhtarlara
emir gnderdi, yediden yetmie kim varsa, nce Memedin lm bayramna gelsinler
diye. te sen o zaman tuttuun kylye telgraflarn altna parmak
bastracaksn. ocuk olsun, kr, sakat olsun, sen aldrma, yeter ki adn yaz,
parman bastr."
"ok gelecek. Zaten kyl emir vermeseydi de Kaymakam, kendiliinden nce
Memedin lsn grmeye gelecekti. Greceksin, bugn yarn yer gk insan olacak.
O kadar insan gelecek ki kasaba o kadar insan almayacak, dolacak taacak."

"Tamam. Yaz sen. u paray da al. Postacya para vermek yok. Bu sefer btn
paralar Takn Halil Beyle Molla Duran Efendi deyecekler. Onun iin dayan, bir
hafta gece gndz demeyecek, fabrika gibi telgraf yetitireceksin."
"Ba stne Beyim. Siyasetiyi de kendime yardmc alrm.
"Ne yaparsan yap... Yap da Ankaraya dolu gibi telgraf yasn yeter ki..."
"Bavekile de ekmek lazm deil mi, yavuz smet Paa-ya?"
140
"Amman ha, az daha yavuz smeti unutuyorduk. Amman ha, unutma onu."
Arkasna dnnce, ilerde akasya aacnn altnda dimdik, utkulu bir kahraman
gibi duran, yznden gznden, giyitlerinden, trnak ularndan bile sevin
fkran Aliyi grd. Onu kmseyerek, dudaklarn bzp aalayarak batan
ayaa szd. Sonra da tkrr gibi bayla yr, diye bir iaret akt. Bu
iaret altnda ok ey yatyordu ya, Alinin umurunda deildi. Onun derdi nce
Memed ldrlm myd, deil miydi. Taz Tahsine bakarsan ldrlmemiti,
anlatt kiilerin hibirisinin kbal nce Memede benzemiyordu. Ya kadnlarn
at yakmalar, ya yal adamlarn onu tanmalar? ieklideresinin insanlar
nce Memedi tanrlard. Ya onlarn tanklklar? kircik iinde kvranyor,
kahroluyordu.
Doruca, koarcasna yryerek eve geldiler. Avluya girince Murtaza Aa fkeli,
kmseyen, onu aalayan bir yz ve sesle:
"Topal olan, sen burada azck bekle bakalm," dedi.
Ali avlu duvarnn dibine melip cebinden bir sigara ald yakt. Baka
zamanlarda sigara imek aklna gelmezdi. Byle ikircikli zamanlarda sigara
imese deli olurdu. Sigarann birini sndrp birini yakyordu.
Biraz sonra onu bir yanama balkona kp ard.
Ali ar ar merdivenleri kt. Yukarda be tane iri adam ayakta durmu,
bekliyorlard. Murtaza Aaysa bir aa, bir yukar gidip geliyordu. Bir sre
fkeyle byle gidip geldi. Yz de gittike azgmlayordu. Hsne Hatun odann
kapsnda durmu, kocasnn gidip geliini endieli bir yzle izliyor, bir eli
bandaki ak bartsnde sinirli sinirli oynuyordu.
Murtaza Aa geldi, adamlarn biraz ilerisinde dikilmi kalm Topal Alinin
karsnda durdu:
"Eeee Topal Aa, syle bakalm, nce Memedin geberdii-ne ok sevindin yle mi?"
diye sordu.
Ali usulca:
"Aam bilir," dedi.
"Aan bilir ya, yukardan baktm azn kulaklarna varyordu. Demek bu kadar
sevindin. Cann kurtuldu, deil mi?"
141
"Kurtulduk Aam."
"Yzba Faruk Bey..."
"Yiit adamm, pravo."
"Pravo ki pravo... Ylan gebertti. Eee Topal Ali Aa, biz seninle ne
yapacaz imdi? nce Memed de ld artk."
"Allah rahmet etsin ld."
"Neee, neee, Allah rahmet mi etsin diyorsun o kpee?"
Murtaza Aa, ayaklarn yere vurarak, btn kona zangrdatarak, tyleri diken
diken eden bir sesle avaz kt kadar baryordu.
"Yani, yani..."
"Ulan Topal kppek, ne yani yani... Ne demek yani yani?"
"Yani Mslman da, her Mslman ls iin, Allah rahmet etsin derler de...
Allah rahmet etsin."
"Susss, susss, susss Topal kpek sus! Kapmda beslediim bir uak bile... Karda
deyip de yatak odam paylatm birisi ona rahmet okursa..."
"Yani Mslman dedik de... Yani, yani... Yani Kuranda yazar da... Her kim olursa
olsun... Mslman da..."
"Ulan Topal kpek sen hi ylandan Mslman grdn m? Domuzdan, canavardan,
srtlandan, ejderhadan, kan iici keneden Mslman grdn m?"
Topal Ali ban nne emi artk karlk vermiyor, teki de durmadan:

"Ejderhadan, srtlandan, Anavarza ejderhasndan..." diye baryor, ortal


nlatyordu. Boyun damarlar imi, ter iinde kalm, yz mosmor olmutu.
Hsne Hatun onun koluna yapm yattrmaya alyor:
"Aman Aa dur, dinginle azck. Topal Ali Aa azndan kard. Dur, bu kadar
fkelenme, sana bir ey olacak."
Uzun bir sre Murtaza Aa bardktan sonra kendi kendine dinginledi, geldi,
ba yerde Topal Alinin karsnda durdu:
"Ulan Topal kpek," dedi, "sen kim oluyordun da benim baba yadigar tabancam
alp beline takyordun, ulan, ulan.-ulan kpek, bu tabanca senin gibi bin tane
kan cieri be para etmezin kann demez mi? Sylesene ulan, sen kim oluyordun
da Karadalolunun tabancasn beline takyorsun, sylesene
142
ddm?" Glyordu, sesi ldrc bir alaydayd. "Topal Ali Aa, imdi kar
bakalm belindeki o tabancay."
Ali, ba nnde beline davranrken, oradaki kii birden Aayla onun arasna
girip perde oldular. Ali tabancay karr karmaz en bataki ok iri adam
tabancay hzla kapverdi. Ardndan da Aaya uzatt.
Aa tabancay alp yle bir havaya kaldrd, kolunu birka kere salladktan
sonra:
"Ulan Ali Aa," dedi, "ne de gzel bindin de Karadalolunun kheylanma zort
atarak arda geziyordun, lenger apkay da, mebus apkasn da bana
geirmi... Ulan o apka senin gibi bin itin kann demez mi?"
Durdu alay ederekten gene onu batan aa szd: "una bak, una," diye
kahkahalarla gld. "una bak una, daha o apkay banda tutuyor, utanmadan
da... Ulan sende hi utanma arlanma yok mu, ulan adam, senin gibi bir adam,
kyamet kopsa da yle bir apkay giyebilir mi?"
Geriye ekildi:
"Teh," dedi, "amma da yakm mebus apkas dal Topal Aliye... Eein sikinin
stndeki gl, kelebek gibi..."
Kahkahalarla glyor, ha bire de yineliyordu, "eein zekerinin stndeki gl,
stndeki gl!"
Oradakiler de glyorlard. Yalnz Hsne Hatun, salonun ortasnda dimdik durmu
kalm, ba nnde kprdamadan duruyor, bartsnn bir ucu aznda
iniyordu.
Murtaza Aa birden gene fkeyle, pencereleri zangrdatarak bard.
"kar o apkay bandan. Daha, daha gzmn nnde o klkta duruyor, dahha,
dahha..."
Ali sa elini zorla, tkenmi bir adamn eli gibi kaldrd, apkay bandan
alrken yere drd, hemencecik de eildi, yerden ald, gzlerini krptrarak
yalvarrcasna oradaki adamlara bakt. Bir yerlerden bir imdat ister gibiydi.
Gene tabancay alan adam uzand apkay ald gtrd sedirin stne koydu.
"una bakn allahakma, daha durmu orada tilki gibi bakp duruyor. Ne utanmaz
adamlar varm u dnyada..." Gene
143
f
bard: "kar o stndekileri..." Sesi gene aalayc, alayc bir hal ald.
"una bak una... una da bak Topala da ne yakm ngiliz kumandan elbise!
Daha da durmu bakyor! kar onlar, Toppal kpek. nce Memede Allah rahmet
eylesinmi! kar..."
Ali hemen srtndaki ceketi kard yere koydu.
"Verdiim paralar cebinde mi?"
Ali usulca ceketi yerden ald, cebinden akman, ttn tabakasn, mendilini,
aksn kard, sol eline ald, paray da ceketin stne koydu.
"kar!"
Ali yere oturup postallar zd. tekiler durmular, bir ho gzlerle, biraz da
alayc glmseyerek ona bakyorlard. Yalnz Hsne Hatunun daha ba nndeydi.
Sararm yznde hibir kprt yoktu.
Ali postal zd, kard ceketin yanma koydu.
"kar!"

Ali yalvarrcasna oradakilere bir daha imdat istercesine bakt. Ardndan da


Hsne Hatuna bakt. O hibir eyi duymuyor, grmyor gibiydi. Edemedi pantolonu
da kard. Arkasndan da mintan karp teye frlatt.
"kar!"
Birden Hsne Hatun:
"Yeter, yeter!" diye bard. "Bir insana bu kadar da yaplmaz." Aliye dnd:
"Yr git kardam," dedi.
Ali don gmlek, yalnayak ba kabak merdivene doru gitti, sonra da arkasna
dnp Murtaza Aaya bakt, gz gze geldiler, Murtaza Aa onun bu bir anlk
bakndan rperdi, tepeden trnaa titredi.
Ali merdivenin banda durmu kalm, bir eyler sylemek istiyor, ardndan da
vazgeiyordu. Birka kere azn at at kapad. Sonra vakur, ar,
merdivenlere yrd, kapy at kt gitti.
144
8
Topal Ali, byle don gmlek, yalnayak ba kabak arnn iinden gememek
iin, Murtaza Aann konandan yukarya teneke mahallesine sapt, bir ev
aralarna sinerek, bir koarak kasabay soluk solua kt. Kan ter iinde
kalmt. Kuru derede bir kovua snp terinin soumasn bekledi. lerdeki
kyde tandklar vard ama oraya bu klkta gitmek istemiyordu. Sabahtan bu
yana azna bir lokma koymamt. Karn zil alyordu. Daha ikircik iindeydi,
durmadan nce Memedi dnyor, bir trl bir karara varamyordu, acaba o
vurduklar adamlardan bir tanesi nce Memed miydi? Yolda getirilen lleri
beklemeli, nnden onlar geerlerken grmeliydi. Candar-malarn hangi gn
gelecekleri belli deildi. Ya bugn gelebilirlerdi, ya da iki gn sonra.
llerin iki gn iinde kasabaya ulaacaklar kesindi. Btn hazrlklar
yaplm, kylere kadar buyrultular karlm, kasaba onlar tez gnde
bekliyordu. Yzba Faruk da bunun byle olacan bilirdi. O da imdi kasabaya
bir an nce varabilmek, yapt byk iin tepkilerini bir an nce grebilmek
iin can atyordu.
Bakrgedii maarasndan ukurovaya iki yol inerdi, birisi yukardaki
dereboynunun yolu, br de ay boyunca inen yoldu. ay boyunca inen yol, uzundu
ama dzd. Dereboynu yolu ise yokulu iniliydi ya, keseydi. imdi candarmalar
yorgundurlar, bunlar aa yoldan inerler, diye dnd Topal Ali. Ardndan da
Yzba imdi sevincinden atlyordur, inili yokulu, sarp kayalk olsa da kese
yolu yeler diye aklndan geirdi.
145
Bu iki dnce arasnda bir sre gitti gitti geldi, sonunda da yorgunluk,
bitkinlik, insan ne kadar hrsl olursa olsun, onu ye-ner, dedi, aa yolda
beklemeyi yeledi. Gene de ii rahat deildi. Aaah, yannda nce Memedi tanyan
bir kii daha olsayd, yani Sar mmet u anda yoldan kverip gelseydi...
Teri kurumutu, yola kt. Hem hzl hzl yryor, hem de elini gzne siper
edip uzun uzun bir arkasna, bir nne bakyordu, bir tandk gelmezmola, diye.
imdi buradan Sar mmete gitse, onu alp hemen dnse, yolun birisini o,
birisini de kendisi beklese nasl olurdu? Olmaz, diye fkeyle yere tkrd. O
gidip dnnceye kadar, candarmalar geip gitmi olabilirlerdi. Ulan, Topal Ali,
ulan o kpein btn aalamalarn yutan kpek, kasabann kysnda bekleene,
diye kendine svd. Ulan hrpo, ince Memed ldrlm olsa bile, sen de bunu
onun, o Murtazanm yanna brakabilecek misin, bylesi bir alaklk elinden
gelebilecek mi? Amma da gzbebeklerinden korkuyor, diye kendi kendine gld.
Murtazayla karlatklar an gzlerinin nne getiriyor, yolun stnde durmu
kendi kendine glyordu. Elinde sap fudisinden bir tabanca... Byle bir
tabancay ne edip, ne yapp bulacakt. Banda o lenger apkann, srtnda da o
mavi giyitin tpks, ayanda da gene yle bir krmz postal. Oda, Murtaza
Aayla yattklar oda... Odaya t karmadan nasl girilir, ok kr onu bir
iyice renmiti. Murtaza onu grr grmez sapsar kesilir, dili boazna
akard, korkudan azn ap konuamaz, en kk bir ses bile karamazd. Belki
de kurunu yemeden lverecekti. Aman lmesin. "Aa, Aa, Murtaza Aa, ite ben
geldim, nce Memed deil de ben geldim. Bir al Arap atma bindim de geldim,
cebimde de bin altn var. A, a, a gzlerini, tam gzbebeinin ortasndan..."
Kurunlar arka arkaya patlayacakt. Murtazanm hi sesi soluu kmayacakt.

Sonra soukkanl darya kacak, Hsne Hatunla, tekilerle karlaacak, Hsne


Hatuna utanarak bakacak, sonra da, "Hsne Hatun," diyecekti, "hak etti deil mi,
elimde olsa senin hatrn, hem de gl hatrn iin Murtaza Aay ldrmezdim,
ok cebelletim kendimle senin gl hatrn zmemek iin, ama kendime g yetiremedim. Sen olsaydn benim yerimde baka trls elinden gelir miydi?"
Merdivenlerden ar ar inecek, darda duran al
146
ata atlayacak, candarmalar kona sarmlardr, at dolduracak, ate yamuru
altndan kayp kp gidecekti.
Kimse de gemiyor yoldan, vay senin yol gibi anan avradn. Kasabann
giriinde beklese olmaz m? Bu klkla m? Kim bilecek bu kalabalkta kim
olduunu... Ama bunlar, bu candarmalar kesinlikle aa yoldan geeceklerdir.
Bunlar, bu candarmalar, krn deneini belledii gibi, bildikleri, her zaman
gittikleri yoldan giderler. Bir candarmanm kesedir, diye, yukar yoldan imdiye
kadar gittii hi grlm mdr?
"imdi giderim," diye kendi kendine konutu, "giderim de o an aalarnn
arasna yatarm. Oralarda bostanlar olurdu eskiden, belki bir bostanc bulurum.
Karnm da bir gzelce doyururum."
Murtazay ldrmeden, bir iyi yalvartmal, tabanlarmn altn ptrmeli miyim?
O ok eyi hak etti. Dur hele dur, u nce Memed ii bir hallolsun...
Birka adm att aaya aya doru. ay uzaktan bir k seli gibi avkyp,
kvrlarak ovann stnden akp gidiyor, kasabann altnda yeniden ortaya
kyordu, daha incelerek, kvrmlarn dz ovaya daha geni sererek, bir k
buusu iinde yalp yalp yanarak...
O gn akama doru, karanlk kavutu kavuacak, ayn kysndaki yola vard.
An aalar bir orman gibiydi, pembe, ak, koyu krmz ieklerini gnein
alnna sermilerdi. nceden inceye de esen lk yelde kokuyorlard. Yol boyunca,
am aalarnn arasndan yukarlara doru yrd. Karanlk knce de yolun
stndeki iri bir nar aacnn altnda durdu. Daha yukarlara yryecek hali
kalmamt. Yarm saat daha yrse orman tutacakt ya, ne gerei vard. narn
kaim gvdesine srtn verip uyudu. Gnn olaylar onu yrmekten daha ok
yormutu. Biraz sonra ba nne dverdi. zci Topal Ali oktan uyumutu.
Tanyerleri rken bir akaln az tesinde pavkrmasyla hemen ayaa srad,
uyku sersemi sama soluna baknd, yannda Murtaza Aay arad, o anda da
kendine geldi. Douya bakt, hrck karanlk kalkyor, dalarn ba usuldan
aydnlanyordu, tanyerlerine belli belirsiz bir morla, bir pembelik km
gibiydi.
147

"Getilerse?" diye sylendi kendi kendine. Gene kendi kendine gld. "Ulan, sen
Topal Alisin," dedi, "rmcek an-da yrse sen duyar hemen uyanrsn."
aya indi, suyu avularyla alp yzne arpa arpa yundu.
Karn ok, ok ackmt. Gn dodu, ortalk kzdrd. Yoldan bir geen olmad.
le oldu, gene bir Allahm kulu ortalkta gzkmedi. Ali ay boyunca, bir bostan
bulurum, bir obanla karlarm umuduyla ikindine kadar yrd, kimseyle
karlamad. Bir zmcarlkta durmu ne yapacan dnrken, ilerde, yemyeil,
bir insan boyundan da yksek, sazlara karm, geni bir alana yaylm bir
brtlenlik grd. Kr kurdun ksmetini veren Allah, diye brtlenlie
seirtti. Oraya varnca ok sevindi, her bir brtlenin st parmak kadar,
parmak kadar kara brtlenlerle svalyd, zm salkm...
"Allah benim u aklsz bam koparsn," diye konutu. "Nasl oldu da bu
brtlenlii daha nce akl edemedim!"
Brtlenler tatlanmlar, bir ksm da kurumutu. Ali, diken, tevek, dal
demiyor avu avu brtlenleri syrp azna dolduruyordu. Aznda tadna
eriilmez bir lezzetle, insan mest eden bir koku kalyordu.
Brtlen yiye yiye taa zmcarlm iine kadar girmi, karn da bir iyice
imiti. Susad, brtlenlii kp ayn kysna geldi, ay kan gibi lk
akyordu, imedi. Kyya oturup yarn dibindeki akl talarnn arasndan,
eliyle bir aykara aarak, kaynayan buz gibi suya az aa yatarak doya doya
itikten sonra da birden ayaa frlad: "Amann ocan bata Topal Ali, sen
karnna daldn, ya candarmalar geip gitmilerse..."

Yola kp koca narn altna geldi. Akama kadar orada bekledi. Yoldan gene
bir Allahm kulu gemiyordu. Karanlk kavuunca gene srt narn gvdesine
dayal ba nne dt.
Uyandnda tanyerleri mt. Gn douncaya kadar bekledi, gene bir gelen
giden yoktu. Bunlar teki yoldan gidecekler, dedi kendi kendine. Brtlenlie
inip bir karnm doyuraym da... Koarak brtlenlie indi, abuk abuk
brtlenleri iki eliyle birden avu avu tkmarak yedi, doydu. Dn at
aykara kapanmt, kolayca yeniden at, souk sudan doya doya iti.
148
Yolun ortasnda durmu bekliyor, bir karara varamyordu. Yukar yoldan
gidiyorlar diye kendisini kesinlikle inandrp oraya doru komaya balad. Bir
byk kayaln stne kp oturdu. Buradan, ukurovann nne serilmi dz,
kyleri, sararm ekin yerleri, bkleri, bataklklar, hykleri, Anavar-za,
Ylankale, Dumlukalesiyle, her birisi birer ltya kesip ovaya yaylm kvrm
kvrm uan sularyla gittike mavileerek, dumanlanp dzleerek Akdenize doru
iniyor, oralarda, Ak-denizin kylarndan ar ar ykselen, kabaran ak
bulutlarn altnda kalyordu. Yollar da durmadan tozukuyor, toz direkleri
dnerek buralara doru ipileyerek geliyor, yaknlarda bir yerlerde snyorlard.
Yoldan leye kadar kimse gemedi. leyi az gee izci Topal Alinin kulaklar
ok uzaklardan gelen bir slk sesini seti. Beklemeye balad. Dorusu geleni
merak ediyordu. Bu bir oban sl, bir aa kaaks, bir candarma, bir kyl
sl olamazd. Avclar da byle slk almazlard. Yrkler, dallar,
ukurovallar, kasaballarn da slklar baka bakayd. Her kavim, her soy,
her millet baka baka alarlard slklarn ve Topal Alinin kulaklar ok
slk duymutu. Duymamsa bile hangi sln hangi dudaktan ktn
avullayabilirdi. O byle dnrken, o kestiremedii slk sesi iki kere daha
geldi. Bu slklar bir insan slna deil de, duyulmadk grlmedik bir kuun
sesine benziyordu. Topal Ali merakndan deli olacakt. Her eyi, nce Memedi,
Murtaza Aay unutmu, u yaklap gelen sl dnyordu.
Yolun kvrmndan nce bir eek ba gzkt kocaman kulaklaryla. Sonra eek
btnyle ortaya kt. Bu iri, kapkara, besili, tyleri yldrdayan bir eekti.
Bu bir Yrk eei diye dnd Topal Ali, ancak Yrkler bu kadar iyi bakarlar
eeklerine. Eek yklyd ve ykn ar olduu eein yrynden
anlalyordu. Birinci eein arkasndan bir ikincisi, bir ncs kt.
Srtlarmdaki dolu kilim uvallarn altnda belleri bklyordu. En arkadan da
ok gen kadm geliyordu. Zlf biimlerinden, balklarndan nn de gen
kz olduklar anlalyordu.
Ali yola indi. Kzlar karlarnda don gmlek birisini grnce glmsediler.
149
"Durun gzel baclar," diye nlerine geti Ali.
Kzn birisi ndeki eei durdurmak iin slk ald, eek de znk diye sl
duyar duymaz yerinde kalakald.
"Ne akll eein var bacm," diye gld Ali.
"Soyludur," diye akalat kz. "Soyu Arabistandan gelir, bu da Arap eeidir."
"Hangi obadan olursunuz?"
"Sarkeili oymandan..."
"Nereden gelip nereye gidiyorsunuz?"
"Kasabann pazarna peynir gtryoruz."
"Halimi gryorsunuz kzlar, burada bekliyorum. Karnm da a. Burada da ok
bekleyeceim daha. Bana azck peynir ekmek verir misiniz?"
Kzlardan birisi hemen ndeki eeklere kotu, arabuk birka bazlamayla bir
tekerlek peynir ald geldi:
"Al karda."
"Sa ol bacm, Allah kt gn gstermesin size."
"Burada ne bekliyorsun karda? Herhalde bandan ok iler gemi olacak."
Ali bu Yrkleri, hele Sarkeili oyman iyi tanrd. Bunlara nce Memedi
beklediini sylemesinin hibir zarar yoktu. Kimseye bir ey sylemezlerdi.
"nce Memedi vurmular kzlar," dedi Topal Ali. "Aaaah, ah, iim yanyor kzlar.
Candarmalar nce Memedin lsn etesiyle birlikte getiriyorlarm da, ben onu
gzlyorum ite. nce Memedin lsn greceim."
Kzlardan de yerden, bir iek gibi aarak, iten glmeye baladlar.

"Kzlar, ne glyorsunuz? nsan nce Memedin lsne gler mi kzlar, siz ne


biim kzlarsnz?"
"nce Memed senin neyin olur da bekliyorsun lsn?"
"Hibir eyim olmaz kzlar, hibir eyim," diye inledi Ali. "Hibir eyim
kzlar... Ama yreim yanyor nce Memede kzlar."
Bataki hibir ey sylemeden sln ald, ndeki kara eek sl duyar
duymaz yrd, kzlar da glerek yrdler. Ali gitti somurtarak kayasna
oturdu, uzaklap giden kzla150
rn sevin dolu gllerini daha duyuyordu. nce kzlara, "Orospular, Aydnl
orospular, ne olacak," diye sven Ali, onlarn glleri uzaklap gittikten
sonra kendine geldi, "Bunda bir i var," diye dnd. "Bu gencecik kzlar ne
diye glsnler nce Memedin lsne?"
Peynir ekmei biraz yedikten, "ok kr" diye ayaa kalkp gerindikten sonra
kayalktan indi, aa yola komaya balad, nara geldi. Elindeki peynir
ekmei geni yapraklara iyice sard, narn kovuuna yerletirdi. Kovuun
azn da kocaman bir tala kapad, suya indi, bir aykara ap su iti.
narn altnda uyudu, uyand, yolu gzledi, ii gtrmedi, yukar yola kt,
sonra aa indi. Sonra gene yukar kt. Candarmalarn her iki yoldan da
getii geecei yoktu.
narn kovuundan son kalan peynir ekmek parasn da karp yedi, stne de
aykaradan su itikten sonra kasaba yolunu tuttu. Nasl olsa nce Memedin
lsn kasabaya getireceklerdi.
Daha kasabaya ok bir yol varken, oralardan koygun koygun gelen davullarn
sesini duydu, bacaklar titredi, yakndaki bir kayann stne oturdu. Kayann
yresini frdolay sarm, st ste am idem ieklerini grd, gzlerinden
yalar kendiliinden dklmeye balad:
"Eyvah Topal Ali," dedi, "eyvah ki sana! imdi kasabaya gidip de u dn
bayrama m katlacaksn... Ocan batsn da snsn senin Topal Ali, imdi
kasabaya varp da nce Memedin lsn m greceksin, eyvah Topal Ali..."
Aada, yamacn dibine yapm, camlarna gn vurup dnyay bir tuhaf ltya
bomu kasabadan koygun koygun gelen davul sesleri Alinin yreini burkuyordu.
Gene de kendini yenemedi, gzlerinin yan yeniyle silip yola dzld. Ne
olursa olsun nce Memedin lsn grmeliydi.
"Buna dayanabilir misin Topal Ali, nce Memedin lsn grmeye? Onun lsn
grnce lmez misin? Ya lmemise, sevincinden ldrmaz msn?"
Kasabaya indiinde bir kyl kalabaln yola km, kylerine dnerlerken
grd, yanlarna yaklaarak sordu:
151
"Nereden geliyorsunuz kyller, nce Memedin lsn m grdnz?"
Ona, onun bu yar plak haline tuhaf tuhaf bakan kyllerden bir tanesi:
"Niye soruyorsun Aa, sen de mi grmeye gidiyorsun onun lsn? Biz onun yzn
gremedik. Dokuz tanelerdi, her birisini plak bir atn srtna yzkoyun
atmlard. Bataki ekyann, eer nce Memed oysa; babayiit bir adam, attan
sarkm elleri neredeyse yere deecekti. teki yzdeki ayaklar da yle. Onun
arlndan altndaki beygirin beli kmt. Yzn gremedik. Diyorlar ki
nce Memedin tam alnnn ortasnda Peygamber mhr varm. Btn millet o mhr
grmeye kotuk ama, yz ata dnk olduundan gremedik. Sonra da candarma
dairesine gtrdler. Th, gremedik onun o mbarek gl yzn. Sen niye byle
rlplak kaldn karda-m? Yoksa seni ekyalar m soydu?"
"Yok kardam, yok," dedi Ali, onlardan hzla uzaklat.
Kyller blk blk kasabadan ayrlyorlard. Topal Ali hangi kyl
kalabalna sorsa ayn karl alyor, kasabann yresinde dnmesini
srdryor, o kadar istedii, can att halde kasabaya giremiyordu. Gn
atncaya kadar kasabann yresinde dolatktan sonra, yorgun, bitkin gitti byk
bir bahenin iindeki su deirmenine cann zor att. Deirmenci, btn kasaba
halk gibi onun bana gelenleri, Murtaza Aann, nce Memedin ldrldn
duyunca, karda diyerek-ten donatt, altna boduu adamn nasl kovduunu
duymutu.
Apak uzun sakall, ok uzun boylu, kk ela gzl, uzun yzl birisiydi. Esmer
yzndeki elmack kemikleri kkt.

"Cuk cuk cuk," yaparak, boynunu kvratarak Aliyi karlad. "Duyduk," dedi,
"bana gelenleri. Aldrma, zlme, insan olann bana akla gelmedik iyilik de
gelir, ktlk de... nsan olann bana her trl alaklk da gelir, yiitlik
de. nsan, insandan her eyi beklemeli Ali Aa. Demek nce Memed seni de Ali
Safa Bey gibi ldrecekti, sen de dalardan kap geldin de Murtazaya sndn,
o da senin bana bunlar getirdi, yle mi?" Onu kolundan tuttu, yandaki unlu,
bir sedire benzer uzun
152
sandn stne oturttu. "Ben deirmeni durduraym da yle konualm."
Gitti deirmeni durdurup geldi. Ortalkta pervanelere arpan suyun sesinden
baka ses kalmad.
"Bre Ali Aa, sen de ne saf adamsn, adam bu alaklara inanr gvenir mi? Adam
byle rezil ederler ite. Btn kasaba onun sana bu yaptklaryla alkalanyor.
O da nne gelene, izci Topal Aliye yle yaptm da, byle yaptm, diye
vnyor-mu."
"vnsn," dedi Ali iini ekerek. "vnsn bakalm, daha ne kadar vnecek..."
Gelip onun yanna oturan deirmenci Kara Hasan Aa:
"Bak Ali Aa, sana yarn sabah bir ceket, bir alvar, mintan, bir de postal alr
getiririm. Kker senin u teki ayann lsn biliyor herhalde. Murtaza
deyyusu sana postal orada yaptrm. Ben bu akam haber salarm, yarn leye
kadar o, sana postaln hazr eder. Drt oluyla birlikte alyorlar. lse de
benim hatrm krmaz."
"Sa ol, var ol," diye onun ellerine yapt Topal Ali. "Ben senin bu iyiliinin
altndan nasl kalkacam, nasl deyeceim btn bunlar?"
"Sen Topal Alisin," dedi Hasan Aa. "Sen dersin. Ne zaman deyebilirsen o zaman
de. stersen hi deme. Sen izci Topal Alisin."
Alinin boazna bir yumruk gelmi tkanm, abalyor abalyor konuamyordu.
Kara Hasan Aa sonunda akl etti:
"Vay benim ocam batmaya!" diye bard. "Yemei unuttum. Sen imdi acndan
lyorsundur."
Hemen kotu, ocan stndeki isli bakr tencereyi ald getirdi, yana, uzun
sandn stne koydu. ki tane de taze km-be getirdi, kan birisini Alinin
eline tututurdu, tencerenin kapan at. Kapak alnca ortal mis gibi bir
trl, av eti, tereya kokusu ald.
Yemei yiyip bitirdikten sonradr ki Alinin dili ald:
"Hasan Aam, syle bana," dedi, "sen nce Memedin lsn grdn m?"
153
"Grdm. Dn sabah onu u yoldan, nmden geirdiler. Ama yzn gremedim.
plak beygirlerin srtlarna atmlard onlar. nce Memedin tam alnnn
ortasnda Peygamber mhr varm, Faruk Yzba tam oradan vurmu. nkle-yim
ki Ali Efendi kardama syleyim, nce Memede orasndan, o mhrden baka yerden
kurun gemezmi."
"Sen nce Memedi hi grm mydn, Hasan Aa?"
"Bu deirmene gelmi, bir gece de burada yatm, benim kl kmbemi yemi, tpk
senin gibi, senin oturduun yere oturmu, ama ben onu grememitim, her ne
hikmetse."
"ldrdler mi acep?"
"ldrmez olurlar m, yle bir dn bayram kurdular ki Aalar, yle bir enlik
admanlk, ancak nce Memed ldrlnce byle bir enlik admanlk olur.
Kusura kalma Ali kar-da, o nce Memed senin dmann ya, olum lm gibi
yanyor yreim ona."
"Benim de..." diyebildi Topal Ali, ardndan da boand, gzlerinden yamur gibi
dkmeye balad.
"Alama," diyordu deirmenci Hasan. "Alama ala gzl Aam. Aaah, nce Memed,
yiitler yiidi nce Memed, ona dmanlar bile alyor, Mustafa Kemal Paa bile
duysa alar ona. Kim alamaz ki bu babayiide? Yedi lkelik koca Toros dalar
bile alyor yiide, ana kuzusuna. Alama kardam alama, kader byle imi. O
sa kalsayd seni ldrecekti. Onun yznden kyn, evini barkn, on bir
ocuunu braktn da gelip bylesi alaklarn, Aalarn avucuna dtn, dtn
de insanolunun grd en byk hakarete uradn. Ondan sonra da dmanna
yamur gibi gzyalar dkerek alyorsun. nkleyim ki, insanoullarnn en

soylularndan birisisin. Senin kanma susam dmann yiitse, alarsn. Ala


kardam ala. nce Memed iin akan gzya boa gitmez. Ne mutlu nce Memede
alayan, kanna susam bir yiide alayan kiiye!"
Deirmenci Kara Hasan son szleri yarm yarm, boaz tkanarak ancak
syleyebildi, ondan sonra o da alamaya balad.
kisi byle epey bir sre aladktan sonra, deirmenci kalkt, deirmene yol
verip abaraya bir uval buday boaltt. De154
girmen grltyle iliyor, konusalar bile artk yle kolay kolay biribirlerini
duyamyorlard.
Yzba Faruk Bey ve onun kahraman mfrezesini gzleyenler, onlar Yank Cevizde
bekliyorlard. Gelecekleri yolu renmilerdi. Topal Alinin sand gibi de
onlar ayn kysndaki alt yolu yelemilerdi. Uzaktan, candarmalarn, at
stndeki Faruk Yzbann, beygirlerin stlerine atlm llerin karartlar
gzkr gzkmez gzcler atlarna atladklar gibi kasabann yolunu tuttular.
Haberi bir an nce kasaba Aalarna yetitirmek iin atlarn atlatrcasma
srdler.
Kasabada her dkkan, her ev bayrak asmt. arya da tane zafer tak
kurulmutu. Zafer taklarnn direklerini murt dallaryla sarmlar, bu koyu
yeil dallarn aralarna krmz, sar, ak kasmpatlar sokmulard. Her takn
stne de, byk, yere kadar sarkan bayraklar aslmt. Pazaryerine de gene
bayraa sarl bir krs kurulmutu. Burada nce Kaymakam, sonra Belediye
Bakan, ardndan da retmen Sami Turgut konuacakt. O, her Cumhuriyet
Bayramnda krsye kar, ylesine kahramanca konuurdu ki, halkn iki gz iki
eme olurdu. O olmazsa Cumhuriyet Bayramlarnn hi tad tuzu olmazd.
Kzlar en gzel giyitlerini giyinmiler sokaklara dklmlerdi. Dn geceden
beri de bayramlklarn giyinmi kyller durmadan, dalardan, ovadan ehire
akp geliyorlard. Pazar-yerinde drt be davulcu zurnac durmadan alyorlar,
kyl delikanllar da ortalarda halaylar ekiyorlard. Herkes sevin iindeydi.
Sabrszlkla nce Memedin lsn bekliyorlard. Haberciler gelir gelmez,
Kaymakam, yanndaki Aalara:
"Haydiyin beyler," dedi, "artk geliyorlar. Onlar ok uzaklardan
karlamalyz."
Yepyeni, daha bir kere, o da geen Cumhuriyet Bayramnda giydii smokinini
giymi, beyaz eldivenlerini sa eline, ftr apkasn da sol eline almt.
"Hamza Daynn otomobili kapda bekliyor efendim," dedi odac.
Kaymakamn bugn olaanst incelii stndeydi. Odacya bile teekkr etti.
nde Kaymakam, arkada Molla Duran
155
Efendi, en arkada da tapucu Zlf, Hkmet konandan ktlar, Hamza Daynn
otomobiline gene srayla bindiler. Murtaza Aa, bir iri ngiliz safkan ata
binmi, onlar pazaryerinde bekliyordu. Bugn ok baka giyinmiti. Bacaklarnda
prl prl krkl bir sar izme, izmede altn kaplama olduu sylenen
mahmuzlar, lacivert klot pantolon, pantolonun stnde ok kymetli bir yeil
kuak, izgili mavi ceket, yemyeil bir cep mendili, kuan renginde de bir
kravat... Bana da prl prl yanan Rusyadan getirilmi astragan bir kara
kalpak. Kalpan sa yana ykm, sa elindeki sap altn ileme krbacn
dizinin stne koymu, sol eliyle de dizgini tutuyordu. Bylece, atnn stnde
avn kapmaya hazrlanm bir kartala benziyordu. Hi kprdamyor, yznde en
kk bir izgi bile oynamyordu. Belki gzlerini de krpmyordu.
nde Kaymakamn otomobili, arkada Murtaza Aa, onun arkasnda da her Cumhuriyet
Bayramnda milis giyitleri giyerek atlarna binen teki kasaballar, her
birisinin elinde birer bayrak, onlarn arkasndan da davulcular, davulcularn
nnde halay ekerek ilerleyen kyl genleri, onlarn arkasnda da kadnl
erkekli, gen yal, oluk ocuk halk kalabal, ar ar kasabann dna
doru ilerliyorlard.
Bu byk, ucu buca gzkmeyen kalabalk kasabay ancak bir saatte kt.
leye doru yukar deirmenin st banda durup beklemeye baladlar. Derken
Yzba yukardaki gedikten gzkt. Atnn stnde dimdik duruyor, palaskasnn
tokasna vuran gne imek imek yansyordu. Onun arkasnda da, aya arkl

kyllerin balarn ektikleri plak atlarn stlerine atlm ller,


onlardan sonra da candarmalar geliyorlard.
Yzba, kalabala yaklanca kalabalktan gk grler gibi bir "Yaasn" sesi
ykseldi. "Yaasn Faruk Yzba! Yaasn onun kahraman candarmalar... Yaasn
Trkiye Cumhuriyeti. Kahrolsun nce Memed..."
Kalabaln nnde retmen Sami Turgut kalabala ne syleyeceklerini bu birka
saat iinde ezberletmi, o elini kaldrdka, bardka baryorlar, elini
indirip susunca susuyorlard. Sami Turgut kan ter iinde kalmt ya, daha da
cann di156
sine takm, boyun damarlar ierek hem baryor, hem de bartyordu.
Yzba, plak atlardaki ller, candarmalar, Kaymakamn karsna gelince
durdular. Yzba atndan inerken davul zurna, barmalar birden kirp diye
kesiliverdi. Yzba gitti Kaymakamn nnde selama durdu. Kaymakam onu vard
kucaklad, alnndan kere ptkten sonra koluna girip otomobiline gtrd.
Otomobilde yan yana oturdular. Hamza Day gaza bast. Otomobil nde, tekiler
arkada yava yava, alklar, yaa, var ol sesleri arasnda kasabaya girip,
doru Belediyeye gittiler. Yolda, kasabann iinde kurbanlar kesildi. boa,
on bir koyun, alt da kei... boay da Murtaza Aa kestirmiti. Koyunlarn
bir ksm Takn Halil Beyden, bir ksm da Molla Duran Efendidendi.
plak beygirlere atlm ller, nce Memedin ls bata, sokak sokak bir sre
dolatrldktan sonra pazaryerine getirildiler. Candarmalar llerin yresini
evirip halka olmular, kimseyi yaklatrmyorlard.
nce Kaymakam kt krsye:
"Bu bir byk muzafferiyettir," diye balad. "Sergerdenin ba nce Memed sekiz
kiisiyle birlikte Yzbamz Faruk Bey tarafndan imha edilmilerdir. Ve
bylece de devletimiz byk bir gaileden kurtulmu bulunmaktadr. te
gryorsunuz, devletimize, z bir milletimize bakaldranlarn sonu budur."
Eliyle beygirlere atlm, elleri, boyunlar clz beygirlerde yere doru snm
lleri gsterdi: "te budur, ite byledir."
Kaymakam daha birok ey konutu. Dadaki btn ekyalarn da akbetlerinin bu
olacan syledi, nce Memedin akbeti bu olduktan sonra, dedi. Gsn
kabartarak, ftr apkas elinde, halk selamlayarak krsden indi. Ardndan da
Belediye Bakam krsye atlad.
"Eeeey, muhterem Trk milleti," diye gr sesiyle balad. Boynu uzuyor,
ksalyor, sylediklerinden pek bir ey anlalmyordu nceleri. Sonra birka
kere pantolonundan ektiler, o da kendine geldi, heyecann yenip tane tane
konumaya balad. "Bu vatan," dedi, "hi kimse imdiye kadar alt edememitirBundan sonra da alt edemeyecektir. Milletimizin harimi is157
. metine tecavz eden nce Memed nam ekyalar gibilerin ite sonu budur.
Selukilerden beri bu millet ok ekya grmtr. Btn bakaldranlara!
akbeti bu olmutur. Bu vatan, bu din, bu millet dmanlar her zaman Faruk
Yzba gibi kahramanlar, vatan evlatlarn karlarnda, tun bir gsle
bulmulardr. Evet, kahraman Yzba Faruk Bey, elikten gsn, bu canavarlara
her zaman tun siper edip, ite onlar bu hale getirmi, onlarn llerini birer
bo uval gibi uyuz, yar beygirlerin srtna atmtr. Faruk Bey Yzbaya
binbalk yazlp gelir... Yok, yok, byle kahramanlara binbalk, miralaylk,
paalk bile az gelir. nk onlar, bu vatan nice musibetlerden kurtarm ve
hem de kurtaracaklardr."
Belediye Bakan durdu, ksrd, krsnn stndeki suyu alp lkr lkr sonuna
kadar iti, kollarn birka kere ap kapad, ahin gzlerini batan sona kadar
alan hncahn doldurmu kalabaln stnde dolatrd, kalar atlp aln
krt:
"Evet, ve de bin kere evet! Yzba, Faruk Bey gibi bir kahraman dourup bu
vatana armaan brakan analar var olsun, bin yaasn."
Gene sustu, gzlerini kalabaln stnde dolatrd. Yzba Faruk utanga,
ban nne emi, elindeki krbacn usul usul izmelerine vuruyordu.
"Haydi hep birden, ben syleyince haydi hep birden... Yzba Faruk Bey gibi
kahramanlarn, byle fedakar, tunsi-per yiitleri douran analar bin yaasn.
Haydi hep birden, bin yaasn..."

Kalabalk hep bir azdan: "Bin yaasn!"


"nce Memed gibi bu vatann nam nimetiyle byyerekten, bu vatann kymetli
evlatlarn hanerleyip, gzlerini oyaraktan onlar ldren nce Memedler
kahrolsun!" "Kahrolsun!" "Lanet olsun!" "Lanet olsun!"
Belediye Bakan kere daha kalabala lanet olsun dedirttikten sonra krsden
soluyarak indi. O iner inmez de sabr
158
tkenmi Sami Turgut atlad krsye. ok soukkanlyd. Krsde bir sre
bekleyerek, bir saa, bir sola, bir arkaya dnd, halk gzden geirdi. Hi
kimseden ses kmyor, yalnz llerin beygirleri kuyruklarn durmadan
sallayarak sinekleniyorlard.
"Irkmz," diye bir ses ortal nlatnca herkes derinden rperdi, "kahraman
ve hem de yce, yceler ycesi rkmz, yiitlerimiz, yiidin harman olduu
lkemiz... Ar bir pnar suyu gibi temiz kanmz. Btn damarlardan stn can
damarmz. Orta Asyadan buralara kadar kl adrlarda gelen rkmz. Btn
dnyaya kan saan, her kl adr muhteem bir saray yapan rkmz. nsanln
bayran ykselten bir rktr bizim rkmz. Eer biz olmasaydk, olmasaydk,
olmasaydk..."
Ellerini kollarn byk bir hzla sallyor, eiliyor, kalkyor, saa sola
dnyor, krsde kendini paralyordu. Kpkrmz da kesilmi, ter iinde
kalmt. Sesi gittike azgmlayordu. Sanki kalabala deil de taa u uzaktaki
perde perde moraran Alada-a konuuyordu.
"Biz olmasaydk btn dnya ktan, yiitlikten mahrum kalrd. Dnyay adam
eden anl soyumuz... Biz olmasaydk, insanlk ktrm kalrd... Orta Asyadan
savlet edip n Asya-ya kadar gelen soyumuz... Biz tarihlere admz altn
harflerle yazdk. Kayalara, gkyzne yldzlar, ay biz kazdk. Tanrdalarndan attmz ok Alp dalarnn barn deldi de te yana geti. Demir
bilekli pehlivanlar saldk yeryzne. Kkremi aslanlar misali, muhteem
yelelerimizi savurarak, sallayarak dolatk yeryzn. Yolumuza kan ezdik.
Aman dileyenin klma dokunmadk. Marptan marka kadar dnyay zapt ettik.
elik donlu kaplanlar dolat dnyay, alnlar ay ve yldzl. te arkadalar,
siz byle bir soydansnz. Bu soydan, nce Memed nam kefere gibi kefereler nasl
kar, karsa da ite o kan bozuk kppekleri, ite, ite bu hale koyarlar...
Bakn ite orada uyuz bir beygirin srtnda biruh ve bimecruh yatyor. Ve hem de
sarkm ba, uzam boynu ve elleri nerdeyse topraa deecek. Boyu devrilsin
lein, le olu lein! Onlar kim olursa olsunlar, kanlan ne kadar bozuk olursa
olsun, onlarn bu vata-na gleri yetmeyecektir. Onlar Ali Safa Bey gibi kan
temiz,
159
kam Orta Asyadan bulanmadan gelmi vatan evlatlarn ne kadar ok ldrrlerse
ldrsnler, onlar bitmeyeceklerdir. Bir Ali Safa Beyi ldrecekler, soylu
kanmz bin Ali Safa Bey, on bin, yz bin, yz milyon Ali Safa Bey
yetitirecektir. Biz, biz, biz bu batm devletin temelini kanmzla yuurduk.
Daha dn harimi ismetimize, tpk bu nce Memed gibi elini kolunu sallayarak
giren hain dmanlar kanmzn ebediyete kadar snmeyecek ateinde boduk ve
hem de kyamete kadar boacaz. Biz, bugn imtiyazsz snfsz kaynam bir
ktleyiz. Bizim eitliimizi bozan nce Memed nam kafir gibisileri de kanmzda,
aln terimizde boacaz..."
Birden szlerini kesti, gzlerini ksp halka bir sre bakt. Krsde yelesi
kabarm, kafeste kkremeye hazr bir aslana benziyordu. Kollarn ar ar
yana at, ardndan da yukar kaldrd:
"lmez bu vatan," diye bard. "lmez lmez lmez bu vatan... lse de, lse de,
lse de hatta... ekmez krenin srt bu tabutu cesimi, cesimi, cesimi...
ekmez, ekemez, ekemez," derken bir Kaymakama, bir Murtaza Aaya, bir
Yzbaya bakyordu.
Krsden, bir ku gibi kollarn aarak iki metre uzaa frlad, geldi
Kaymakamn nne dt. Hazr ola geip onun nnde eildi.
Kaymakam:
"Seni candan tebrik ederim Sami Turgut Bey. Ben Ankara-da bile senin gibi bir
hatip grmedim. Hamdullah Suphi Bey bile, mer Naci Paa bile sz sylemekte
senin eline su dkemezler."

Oradakilerin hepsi de buna benzer szlerle kutladlar retmen Sami Turgutu.


Yalnz Murtaza Aa onun kulana eilip bir eyler syleyince byk hatibin yz
gld.
Az sonra byklerin gitmesiyle candarmalar da beygirlere atl lleri kuatp
candarma komutanlna gtrdler, ekyalar beygirlerden alp karakol
duvarnn dibine yan yana dizdiler. nce Memedin don gmlek kalm ls en
batayd ve srtn iyice duvara dayamlard, ba da sa yana dmt. teki
ekyalara gelince, onlar da oturtmular,
160
srtlarn duvara dayamlar, ayaklarn da uzatmlard, tpk nce Memecf
gibi. Her birisinin de ba yana, omuzlarnn stne dmt. Candarmalar
ekyalarn tfeklerini de kucaklarna koymulard. Fiekliklerine
dokunmamlar, kimisinde aprazlama, kimisinde belden balama yle duruyorlard.
Kimisinde kama, kimisinde tabanca, drbn vard. Kel Ekyann da nne kocaman
bir bomba koymulard, tfeinin kunda yanma...
Kaza candarma kumandanl eski bir yapyd ve ok geni, bir metre kadar
ykseklii olan bir ta duvarla evriliydi. Tek katl hapisane dam da bu geni
avlunun iindeydi. Kumandanlk avlusunda tane de antika, st ilemeli byk
mermer ta duruyordu. ok eskiden, eski eserlere merakl bir Osmanl yzbas,
bu yaptlar Anavarza kalesinin yaknndaki bir hykten kanlarla getirtmiti.
Birisinin stnde, caddeye bakan yznde ok gzel, dz burunlu bir kadnn
resmi vard. tekiler asma yapraklar ve koyun balar, be yaprakl, biribirlerine benzeyen ieklerle bezeliydi.
Caddeyi bir anda byk bir kalabalk doldurmu, avlu duvarnn stnden, orada
yan yana dizilmi ekyalarn boynu bkk llerini seyreyliyorlard. Kasabann
tek fotorafs Gzlkl Rahmi hemen makinasn kapm, Yzbadan izin alm,
ieriye girmi, ekyalarn resimlerini ekiyordu. Resim ekerken de ekyalarn
balarnn dik durmasn istiyor, ne yaparsa yapsn bir trl onlarn balarn
dikletiremiyordu. Sonunda onlarn balarn dik tutmas iin bir candarmanm
kendisine yardm etmesini Yzbadan istedi, Yzba da Kerti Ali Onbaya emir
verdi.
Bu srada olay batan sona kadar yaayan Vayvay kynden Muslu avu kye gidip
olay onlara da haber vermeyi akl etti. Duvarn dibine yan yana dizilmi
llere, kalabaln arasndan bir daha bakt sonra yola dt. nce Memed
dedikleri adam burada da, pazaryerinde de epeyce yakndan grmt. Bu adam
hi mi hi nce Memede benzetememiti. Az nce avlu duvarnn oradan baktnda
sadan nc kiinin ince Memede benzediini fark etti. Demek candarmalar o zebella gibi adamla nce Memedi kartrmlar, diye dnd. Ya
161
da kendisi yanl grmt, nce Memed diye onu gstermiler de, o zebella gibi
adam anlamt.
Kye gn kavuurken girdi. Kyden t kmyordu. Ne bir kedi miyavlyor, ne bir
kpek ryor, ne de bir ku tyordu. Doru muhtar boynu uzun Seyfalinin evine
gitti:
"Duydun mu Seyfali Emmi bamza gelenleri? nce Me-medin lsn dalardan
bugn getirdiler," diye kara haberi ona ulatrd.
Boynu uzun Seyfali boynunu uzatarak:
"Suuusss!" dedi. "Sus Muslu avu, sus ki ocamz batt. Sus ki Koca Osman bunu
bilmiyor, duyarsa oluverir. Seyran da bilmiyor, yoksam btn ky biliyor. Bir
yas km kyn stne... Sus olum sus! Koca Osman duyarsa oluverir. Nasl
ederiz de ona bu kara haberi duyurmayabiliriz? Seyran da perian olur ya, o
gen, salam."
"Mmkn yok," dedi Muslu avu, "bir gn nasl olsa duyacak Osman Emmi."
"Duyacak, duyar duymaz da can orackta kverecek. Vay Koca Osman Emmi vay.
Vay ki vay, akbeti bu mu olacakt, dalar gibi Koca Osmann, bana bylesi
iler de mi gelecekti? Allah dman bana vermesin byle bir felaketi..."
Muhtar boynu uzun Seyfaliyle Muslu avu o gece uyumadlar, sabaha kadar
konutular. Kydense t kmyordu. Sabah oldu, gn kavutu, gene kyde t
yok. Btn ova da ylesine bir sessizlie brnmt ki, ortalk m m tyordu.
Sanki kydeki, btn ovadaki canllarn stn bir lm uykusu rtmt.
Topran altnda bir tohum atlasa sesi duyulacakt.

Gn kuluk olunca Muslu avu, Seyfalinin evinin kapsndan darya bir iki
adm atp hemencecik de geriye dnd. Kyn sokaklarnda hibir canl yoktu.
Bylesine bir sessizlikten rkmt.
Gene kar karya geip oturdular, sabaha kadar her eyi konumular
yorulmulard. Ellerinde birer p nlerindeki ocan kllerini
kartryorlard. Uzun, bu youn sessizlii yr* tan bir lkla irkilip ayaa
frladlar. lk ylesine uzun, ustura gibi keskin bir lkt ki, sanki g
ikiye bimi, geriye dnp susmutu.
162
"Eyvah Muslu avu," dedi Seyfali, "bu lk Seyrann l- imdi artk Koca
Osman duyar, bir cenaze daha kaldrrz yarn brs gn. Haydi Seyrann evine
gidelim."
Seyran evinin duvarnn dibine km, oraya yumulmu, gzleri kapal,
kprtsz duruyordu canszmcasma. Ta gibi devinimsizdi.
Eve her gelen Seyran bu halde grnce hibir sze varamyor, bir keye bzlp
oturuyor, gzlerini de Seyrana dikip kalakalyorlard. Seyrann evinin n
gittike kalabalklayor-du. Gene youn sessizlik olduu gibi srp gidiyordu.
Ortalkta ar, ldrc bir hava vard. Kuluklaym aa yukar kyn btn
insanlar Seyrann evinin nne gelmi melmiler-di. Yalnz Koca Osmanla Kamer
Ana yoktu ortada. Herkes de onlar bekliyordu. Bu ar hava daha fazla
sremezdi. kenceden de lmden de te bir eydi.
Kyn gnden geen bir ak bulutun glgesi stlerinden geti. stlerindeki dut
aacndan kar salkm sde birka ku utu. Tam bu srada da ortal sevin
dolu bir gl nlatt. Kyller balarn evirince teden, en gzel
giyitlerini giyinmi, gm ksteini, savatl, ilemeli kuburunu beline
balam, dizleme nakl oraplarn ekmi, ayandaki krmz postallar
parlayan Koca Osmanla, gene bayramlklarn giyinmi, burnuna altn hrzmasn
takm Kamer Anay grdler.
Koca Osmann sesi nlad:
"unlara bakn hele unlara," dedi. "Mezar talar gibi ne km kalmsnz
yle? Uzun boyunlu Muhtar, seni ben de akll bir adam sanrdm. Tuh senin
adamlna!"
Seyrann yanma gitti durdu, onun baucunda biraz bekledikten sonra, sert,
buyurucu bir sesle:
"Kalk kz ayaa," dedi. "Ahmak avrat, ne yle oturmu kalmsn bir yas evinde
gibi? Sen de bu ahmak kylye, bu aklsz Seyfaliye uymusun. Kalk! Yoksa
ayamn altna alrm seni. Kim ldrebilirmi ki benim ahinimi, nce
Memedimi, olumu? Ylda ka kez ldrr o kasaballar, o Aalar aslanm. Hk kez
mi duyuyorsunuz onun lm haberini?"
Kahkahayla glyor, melip kalm kyllerin arasnda dolayor, eleniyor,
akalayordu.
163
"Hahhaaah, tuzlaym da kokmasn o Faruk Yzba, o vuracakm benim ahinimi ha?
Hahhahhaaah! Kim bilir kimi hangi zavall ekyay vurmutur da nce Memed
yerine, onunla vnyordur dlek Faruk Efendi."
Olduu yerde durdu, sert, ayan yere vurdu: "Bre ahmaklar, deli insanlar,
byle yas tutacanza, byle kannz kuruyarak mezar ta kesileceinize,
biriniz gidip de candarma kumandannn kapsnda ekya llerine baksayd-nz
ya, iinde ahinimin ls, azmdan yel alsn, tu, tu, tuuu, azm dilim
kurusun, ls var m yok mu diye baksaydnz ya... Bu kylden baka kim tanr,
kim bilir ki ahinimi, kim, kim, kim... Sa adamn yas tutulmaz, haydin
kalkn."
Sesi o kadar buyurucuydu ki herkes ayaa kalkt. Bu srada da Seyran yola dm
kasabaya doru kouyordu.
"Brakn gitsin," dedi Koca Osman onun ardndan glmseyerek. "Akl bana geldi
falliin. imdi gidip de grecek." Kamer Anay kolundan tuttu:
"Haydi, abuk eve gidelim de ben bir iyice karnm doyuraym," diye ekti
gtrd. Bundan sonradr ki kyller almaya, biribirleriyle konumaya
baladlar.
Seyran karaallklarn, kamlklarn aralarndan geiyor, kk blklere
dyor, altn sars firezli tarlalardan kouyordu. Kasabaya yetimek iin en

ksa yollar aryor, ukur, tepe, ark demiyor, gz hibir ey grmeden


gidiyordu.
Kasabann nnden geen aya ne zaman vard farknda deildi. Bacaklar, elleri,
yz bile yrtlm, kanamt, bunun da farknda deildi. Akarsuya gelince bir
an kysnda durduktan sonra, yere oturdu ayakkablarn karp eline ald.
Ayaa kalknca ylece bir an daha dnd, sonra da suya vurdu, karya geti.
Orada ayakkablarn giyerken, ya az sonra nce Memedin lsyle karlarsam,
ite o zaman ne yaparm, diye dnd. Kye doru birka adm att. Kumlardaki
kendi ayak izlerini grd. Topa gibi bir kara ar delirmicesine, mosmor am
bir hayt ieinden br hayt ieine vzldayarak, dnerek, uunarak, bir
uak gibi sesler kararak gidip geliyor, bir ku kadar byk, mavi benekli
turuncu bir kelebek de bir srkuyruunun stnde durmu szlyordu. Sarca
ka164
alar yaldzl, yapraklan sararp tepesi tozaklam bir kamsn gvdesinden
yukarya dizilmi, kamn tozama doru ekiliyorlard. Bir koskocaman sar
rmcek, bir karaaldan tekine gerdii bir kula geniliindeki ann
kesine sinmi avn bekliyordu. Anda hibir sinek yoktu. Ya an daha yeni
kurmutu rmcek, ya da denleri hemen yiyordu. Seyran orada durup bir an
bekledi, aa bir sinek dmt, kck, ak bir sinek, kocaman, yabanl sar
rmcek kesinden yldrm gibi kp sinein stne atlad. Atlamasyla
birlikte de kesine ekilmesi bir oldu. Kck sinek yerinde yoktu... Ar
ar yola kt, bokbcekleri, nlerindeki yuvarlaklarn tozun iinden yukarya
doru sryorlard. Onlar geince ok sar, ba da mavi bir kk kula
karlat, ku sanki kere bann yresinde dndkten sonra ekti gitti.
Kulaklarnda incecik kanat aprtlar kalmt. Ku nnden uuyor, bir alya
konuyor, o yaklanca gene uup biraz ilerdeki bir alya tnyordu. Kardan
ok uzun bir toz direi geldi, tozutarak, dnerek, savurarak... Ku bir ara
tozlarn iinde kald, onu grd hemencecik de. Ardndan da yitirdi. Az sonra
toz direi gelip onu da iine ald, kasabaya doru ekti gitti, ayn kysnda
da snd. Seyran kuu bir sre gremeyince iine ar, ac gibi, szlayan, yrek
sken, a gibi bir ac kt. Sonra ku geldi tam karsnda ince ince kanat
rparak utu.
Seyran geriye dnd, bugn deilse yarn, yarn deilse br gn, ldrlmse
eer nce Memedin lsn grmeyecek miydi? Az sonra akarsuyun kysndayd,
yere oturmu ayakkablarn karyordu. Ayaa kalkp karya geti. Ku da
onunla birlikte uuyordu. Karda azck durdu, bekledi, hemen de, gene kula
birlikte geriye dnd. Gene bir an bekledi, gene dnd.
Oradan geenler, o gn, gn yklncaya kadar, uzun boylu, yank tenli, ela
gzl, incecik bir kadnn, mavi bal kck bir kula birlikte ay durmadan
bir o yana, bir bu yana getii-ni grdler, atlar ama, buna bir anlam da
veremediler.
Gn sular kzartrken Seyran birden sudaki kendi suretini grd. Bann
sanda da, bir kar yanndan, kck kanatlarn sallayarak o ku uuyordu.
165
"Nasl olsa ldrlmse greceiz onun lsn deil rru kk ku?" diye
yanndaki sar kua sordu. Ku kanatlarn uundurdu.
Kasabaya komaya baladlar. Seyran candarma komutanln biliyordu. Sokaklarda
vakit ldrmeden oraya vard. Avlu duvarnn berisinde yle ok byk bir
kalabalk yoktu. Bir ocuk srs, otuz krk kadar beyaz bartl kadn, yedi
sekiz erkek oraya dizilmiler, kederli gzlerle komutanlk duvarnn dibinde,
srtlar duvara dayal ekya llerine bakyorlar, hi de konumuyorlard.
Dalmlar gitmilerdi. Gzlerini de llerden ayramyorlard. Seyran da geldi
avlu kapsnn nnde durdu, ku gitti, o antika mermer talardan birisinin
stne kondu, cikilemeye balad. Ortal burun direklerini kran bir l
kokusu almt. Btn kasaba ta topra, insanyla kokuyordu.
Seyran yerinden bir trl kprdayamyor, gzlerini kocaman kocaman am, taa
buradan nce Memedin lsn tanmaya alyor, oraya gidip de, lleri
yakndan grmeye bir trl cesaret edemiyordu. Zaman geiyor, mermer tan
stne konmu sar ku, tan stnden kalkyor, konuyor, vcrdyordu, Seyransa
bir trl yerinden kprdayamyordu. Ku gene geldi bann stnde dnmeye

balad. O kadar yaknnda dnyordu ki bann ku, kanatlar neredeyse


kulaklarna, burnuna arpacakt.
Ku gitti gene mermer tan stne kondu, ne vcrdyor, ne kanat rpyor,
kabartma kadm bann yukarsnda durmu bekliyordu. En sonunda Seyran yava
yava, dimdik, yz gerilmi, avlu kapsndan ieriye dald, llere doru
yrd. Kuun konduu tan yanndan geti, tan stndeki kadn ba
kabartmasn grd, tpk kendisine benziyordu tataki kadm, yle burnu dz,
enesi ukurdu. llere yaklanca durdu. Nbeti candarma ona, yasak, burada ne
iin var, diyecekti, Seyrann yzn grnce szleri aznda kald, konuamayp/
olduu yerde dikildi kald. Biraz daha yaklat. Hzla, llere teker teker
baktktan sonra yz bir aydnlk sevinle parlad, glmsemeye balad. Onun
sevinci orada durup kalm can-darmaya da geti, o da onunla birlikte glmsedi.
166
Seyran llerin yanndan ayrlrken, glmsemekten utanarak gene glmsyordu.
Avlu duvarnn stne dizilmi ocuklar da ona glmsediler, onun bu utanm
halini grnce. Kadnlar da, yal erkekler de...
Kadnlardan birisi sordu:
"Bacm, bacm," dedi, "seninki yok mu ilerinde? ok kokuyorlar."
Seyran iri, kapkara, bir sevin ltsnda yanan gzlerini sevgiyle ona
evirdi:
"Yok," dedi, "yok, kurban olduum teyzem, benimkisi ilerinde yok. ok kr
yok. ok da kokuyorlar."
Feldirdeyen dizleri onu ekemeyip oraya oturdu, sevin gzyalar dkmeye
balad. Kadnlar onun bana biriktiler:
"Ala kzm ala," diyorlard, "lye yastan alamaktan-sa, diriye sevinten
alamak... Alamak kadnlarn yazgsdr. Kokuyorlar."
Sar ku stlerinde dnyor, yukarlarda geni, altn sars halkalar iziyordu.
Seyran ayaa kalkt, yeniyle gzyalarn sildi: "Salcakla kaln analar,
baclar, kardeler," diye mutlu mutlu sylenerek kye doru yrd. Gn
kavuuyor, kk ku kimi zaman onun nnden gidip bir alya konuyor, alda
onu bekliyor, o gelince de uuyordu. Kimi zaman da gelip bann ucunda bir sre
dnyordu. Seyrann kulaklarnda kck kanat sesleri.
"Kk ku, kk ku. Seyran sana da kurban olsun, kk ku!"
167
9
nce o by yeni terlemi ekyann anasyla babas geldi. Ana olunun lsn
grnce lk atarak vard ona sarld. Baba susuyor, yle, kan ekilmi,
sapsar durmu kalm bo gzlerle karsna bakyordu. Candarmalar anay zorla
olunun stnden aldlar. nce Memedin lsnn biraz uzana, duvarn dibine
oturttular. Anann sanki kan kurumutu, ondan da en kk bir ses kmyordu.
Candarmalar, babay alp Yzbaya gtrdler. Bitiik odadaki Asm avu
babann ifadesini alyor, bir candarma da daktiloyla yazyordu.
By yeni terlemi delikanl, ekinlerine srlarn salvermi kap komular
Pehlivan vurmutu. Pehlivan kyn ba belas birisiydi. Kyde herkese sver,
herkesi dver, aalard. Btn kyn gzn korkutmu, delikanlnn anasn
da, lmnden birka ay nce kyn ortasnda, onun gznn nnde azndan
burnundan kan getirinceye kadar dvm, kimse de ona ses karamamt. Bu
olaydan sonra by yeni terlemi delikanl iflah olmam, insan iine
kamam, herkesten, her eyden utanm, yemeden imeden kesilmiti. O gn bu
gndr, ban kaldrp da anasnn yzne bakamamt.
Evlerinde ok eskilerden kalma bir tabanca vard. Onu alm uzaklara gidip
tabancay denemiti. Tabancann kurunu kaln, ya bir aacn bir yanndan
girmi, br yanndan kmt. Kocaman, karada dedikleri cinsten toplu bir
tabancayd. Delikanl tabancay bir daha yanndan ayrmamt.
168
Pehlivann srlar onlarn ekinlerine aa yukar her gn giriyor, by
daha yeni terlemi delikanl da her gn koarak gidiyor, tarlalarndan
Pehlivann srlarn karyordu. Bir gn Pehlivanla karlatlar, Pehlivan
ona bard:

"Sen ne hakla benim srlarm tarladan karyorsun? Sen bilmiyor musun ki


benim srlarm hr ve serbesttir? Yarn atlarm, eeklerimi de sizin ekine
brakacam."
Delikanl bir eyler syleyecek olmu, Pehlivan onu kapt gibi yere frlatm,
ayaklaryla yerdeki genci inemeye balamt. Delikanl koltuunun altndaki
tabancay ekememiti.
kinci gn atlar, eekler, srlar dolumulard gene ekinlerine. Byle giderse
btn ekin bitecek, onlar da tarladan bir buday tanesi bile alamayacaklard.
Muhtara, kyn byklerine gittiler, kimse Pehlivann srlarn
durduramyordu. Hayvanlar her gn tarlaya salveriliyorlar, delikanl da her gn
onlar karmaya gidiyor, kemikleri krlncaya kadar dayak yiyerek geriye
dnyordu.
Bir bayram sabahyd. Herkes giyinmi kuanm, kyn alannda toplanmt.
Delikanl da giyinmi kuanmt. Bir yeni yetme kadar deil de, daha ok bir
ocua benziyordu.
Kalabaln karsnda durup yle bir baktktan sonra:
"Bana bak orospu avratl Pehlivan," dedi. "Korkak kpek..."
Glyordu.
Pehlivan kalabaln ortasndan hmla ona doru atlad. Delikanl usulca
tabancay ekti, soukkanl, eli titremeden dorulttu, tetie bast. Pehlivan
havada bir perende att, geldi ayaklarnn dibine boylu boyunca serildi. ocuk
gene soukkanl, tabancasnda ne kadar kurun varsa hepsini de Pehlivann stne
boaltt. Pehlivan her kurunu yedike srt usulca kalkp iniyordu.
Sonra ocuk kalabala dnd:
"Kusura kalmayn, mbarek bayramnz kana buladm... Hakknz helal edin, ben
gidiyorum," dedi, ekildi gitti.
Ne arkasndan bir koan, ne de ona bir tek sz syleyen oldu.
Sonra onun daa kt, daha sonra da Kara Osman etesine girdii duyuldu.
169
1
Baba, komutanln merdivenlerinden gene yle donmu kan ekilmi, uyurgezer
indi. Olunun lsn srtlad, avlu kapsnda bekleyen at arabasna gtrd.
Sonra dnd orada kalakalm anay ald, arabaya, olunun yanma koydu. Ova
kylklerinden olurlard, atlar krbalad.
Onlar daha gitmeden, kadn erkek bir kyl kalabal can-darma komutanlnn
avlusunu doldurdu. Soldan nc yank yzl adam iin gelmilerdi. Bu ekyann
ad kketi. Tam otuz yldr dadayd. On be yandan bu yana yol kesiyor,
topladklarnn bir ksmn kylsne veriyordu. O hi kimseyi ldrmemi, bir
Aann iledii bir suu stne almt. Suunu stne ald Aann ldrd
de baka bir Aayd ve lenle ldren karde gibiydiler. ldrlen Aann ok
akrabalar vard. kke hapiste bir ay bile kalsayd, kesinlikle ldrlrd.
Belki suunu stne ald Aann da yardmyla hapisten kat. Dadan baka
hibir yerde yaayamazd. Dmanlar o kadar glydler ki nerede olursa olsun
onu bulup ldrrlerdi. Tam otuz yl eteden eteye geerek, dadan daa kaarak
onlarn ellerinden kurtuldu. Daa kar kmaz adn hemen deitirmi, basma
krmz fesi giyer giymez adyla sanyla baka bir adam olmutu. Bir eteden
kp baka bir eteye giriinde, bir dadan br daa geiinde de ad
deitiriyordu.
Kyllerden birisi yukarya kp Asm avua ly alacaklarn syledi.
Candarmalar lnn stndeki silahlar aldlar, kkei de kyllere teslim
ettiler.
Onlarn arkasndan da bir gelin geldi. On sekiz yalarnda gsteren, uzun
boyunlu, ceren gzl, iyi giyinmi, boazna taa gbeine kadar inen bei
biryerdeler takm, kirpikleri kvrck gzel bir kadnd. Biraz hznl, biraz
da glyor gibi bir hali vard. Kadn geldi soldan ikincinin, nce Memedin
lsnn yanndaki lnn nnde durdu, bir tuhaf uyur gibi ba nne dm
ekyaya bakt kald. Yz hi deimiyordu. Candarmalar onu oradan Asm avua
gtrmeseler, sonuna kadar lye bakp duracakt.
Gzel gzl kadn komutann yanndan indikten sonra geldi gene lnn karsna
dikilip ona gzlerini krpmadan bakmaya balad. Bu ekyann ad Kerimdi.
Anavarza ovas-

170
nn verimli topraklarnda byk bir iftlii vard. Komu iftliin olu
karsnn rzna Akasazn bknde zorla gemiti. Kerim de adam yakalam,
Anavarza kalesine karm, elini kolunu balam, gn gece ona ikenceler
yaparak ldrmt.
Darda Hamza Daynn otomobili bekliyordu. ki adam geldi, Kerimi aldlar,
otomobile tadlar, arkaya, koltua yerletirdiler. Gzel gzl kadn da ne,
Hamza Daynn yanna bindi. l ok kokuyordu, imiti.
kindistyd ki alt kii geldi, alts da yepyeni lacivert gi-yitliydiler.
Ayaklarnda krkl siyah izmeler, bacaklarnda da gene ceketin kumandan
klot pantolonlar vard. Hepsinin bandaki de biribirinin tpks ftr
apkalard. Byklar da biri-birinin bynn tpksyd. Kapkara, uzun ve
ular zenilerek burulmutu. Geldiler, nce Memedin karsnda durup teker
teker eilip onun yzne baktlar.
Darda, avlu duvarnn ardnda ocuklardan baka kimse kalmamt. ocuklarsa,
kular gibi duvarn stne kp sralanp oturmular, merakl gzlerle
ekyalarn gelen alclarna bakyorlard.
"nce Memedin nnde durdular," dedi birisi. "Bunlar da nce Memedin
akrabalar."
"Yok," dedi en iriceleri ylk gzl Ak Mustafa. "nce Memedin hibir kimsesi
yok. Onun bir anas vard, onu da Abdi Aa ldrd."
"Yalanc."
"Ne yalan, biz geen yl onlarn kyne yaylaya ktk."
"Hit, bakmsana be, bunlar nce Memedin nnde durdular, eilip eilip
bakyorlar. nce Memedin kimsesi yok da bunlar neci ya?"
"Arkadalar," dedi Ak Mustafa.
Lacivert giyitli alt kii hep birden yukarya, Yzbann yanma ktlar.
"Biz geldik Yzbam," dediler.
"Ho geldiniz ya ne istiyorsunuz?"
"Kardeimizin lsn almaya geldik."
"yi ya, gidin de alm. nce Asm avula konuun." eri171
ye bard: "Asm avu, bir ekyann daha sahipleri kt. Bu kokudan
kurtulacaz."
"Bakalm Yzbam."
Yzba lacivertli alt kiiyi Asm avuun yanna gnderdi.
"Kim kardeiniz?"
"Kara Osman."
"Hangisi o?"
"En bataki, don gmlekle kalm olan."
"teki ekyalarn hepsi giyimli de bizimkisi neden byle yar plak?"
"Vurduunuzda byle miydi?"
"Silah bile yok muydu?"
"Byle aya yaln bakabak myd?"
"O adam, aadaki iriyar adam sylyorsanz, o Kara Osman deil."
"Ya kim?"
"nce Memed."
lnn kardeleri fkelendiler:
"Bizim kardeimiz Kara Osman nasl nce Memed olur?"
"Nasl olmaz, be kyn halk grd. Hepsi de bu nce Me-meddir dedi..."
"Bizim kardeimiz Kara Osman nasl nce Memed olur avuumuz?"
Asm avu masasndan frlayp birka admda Yzbann karsna geldi dikildi,
olay ona nasl syleyeceini bilemiyordu. O anda da aln boncuk boncuk
terlemiti.
"Ne var, ne oluyor Asm avu?"
"Bunlar nce Memedi istiyorlar."
"Neyi olurlarm bunlar nce Memedin?"
"Kardeleri."
"Allah Allah, Asm avu Memedin hi kimsesi yoktu ki, bunlar kardeleri
olsun..."

"nce Memed, nce Memed deilmi Yzbam..."


"Ya kimmi?" diye ayaa frlad Yzba.
Asm avu odasnda durmu beklemekte olan kardeleri ard:
172
"Gelin buraya." Sesi ok sertti. "Siz kimin lsn istiyorsunuz?"
"Kardeimiz Kara Osmann... te orada, aada, don gmlek...",
"Olamaz," diye bard Yzba.
"Olur," dedi kardelerden by, "nk o bizim kardeimiz Kara Osmandr."
"Olamaz! Onun Kara Osman olduu ne malum? O nce Memeddir."
"Nasl olamaz Yzbam? Hi insan kardeini tanmaz m? Biz nce Memedin lsn
alp da ne yapalm, ne tanrz, ne de onu biliriz."
"Belli olmaz," diye' gene bard Yzba. "Sizler hangi kyden olursunuz?"
"ok uzaklardan," dedi byk karde. "Dldl dann dibinden, Meryemil
belinden."
"Bu ite bir i var Asm avu. nce Memedi Kara Osman diye alacaklar, dalarda
bir eyler evirecekler. Btn kyler ve btn kasaba halk, onu tanyanlar,
grenler, bilenler, bu nce Memeddir demediler mi?"
"Dediler Yzbam."
"Kadnlar at bile sylemediler mi, ah nce Memed, vah nce Memed diye?"
"Sylediler."
"Bunda bir oyun var!" Yzba alt kardee dnp ayan yere vurarak, sert
kt: "Sizin hepinizi hapsederim, yalanclktan, hilebazlktan."
"Yzba yle deme. Bir haner de sen vurma yaramzn stne. Bir tuz da sen
ekme yaramza. Zaten da gibi kardeimizi yitirmiiz, zaten bok yoluna gitmi."
"Bu kii sizin kardeiniz olamaz. nce Memeddir o."
"Nasl olur Yzbam, biz yedi kardeiz, btn Toroslarda, Marata, Gksunda,
Andnnda herkes bizi tanr, bizim yedimiz de biribirimize benzeriz. yle
baksana alc gzle bize. Bize btn Toroslarda yedi kardeler derler. nelim
aaya istersen, Osmann lsnn banda yan yana dizilelim, bakalm onu l
olduu halde birimizden ayrabilir misin?"
173
"Olamaz. Kokuyorlar."
"Olur Yzbam olur. O bizim z bir kardeimiz, ana bir baba bir kardeimiz
Osmandr. Al istersen bak nfus czdanlarmza. Bu benim, bu Osmann, bu da
teki kardelerimin. Bak, Osmanm kafa kadnda fotoraf da var. n aaya,
fotorafla ly karlatr, bak bakalm, Osman m deil mi? Koksun, o bizim
kardeimizdir."
Yzba fkeyle aaya indi, bir kafa kadmdaki fotorafa, bir lye bakt,
tpksyd. Fotoraf yeni ekildii iin, l hemen hi deimemiti.
Yzba merdivenleri karken: "Olamaz, olamaz, olamaz," diyordu. "Baktn m
Yzbam?"
"Baktm," dedi Yzba fkeyle. "Siz byle bir hileyle bizden nce Memedin
lsn almak istiyorsunuz?"
"Biz ne yapalm nce Memedin lsn? nce Memed bizim kimimiz deil, kimsemiz
deil."
"Ben bilemem ne yapacanz. Ben size nce Memedin lsn Kara Osman diye
veremem."
"Ver lmz bize de varsn nce Memed olsun." "nce Memedle akrabalnz
ispat edeceksiniz." "Nasl edelim, akraba deiliz ki nce Memedle. Biz onun
kynn nerede olduunu bile bilmiyoruz. Yalnzca adn duyduk."
"Veremem."
"imdi bu l burada, candarma kumandanlnn duvarnn dibinde byle kokacak
m? Zaten imdiden imi, davul gibi olmu, kokuyor da... Ne yapacaksnz
ly." "O seni alakadar etmez."
"Yarn br gn kokudan u kasabada bir tek canl duramaz. Daha imdiden..."
"O seni alakadar etmez."
"Yzbam, biz de hakkmz arayacaz, icap ederse, kardeimizin ls iin her
eyi yapacaz. Onu mezarsz brakamayz. Biz yedi kardetik, alt karde
kaldk, leceiz de gene kardeimizin lsn alacaz. Eer biz Osmansz
dnersek eve, anamzla babamz kederinden lrler.

174
Yzba bu kadar, onlar dinleyecek kadar yumuak bir adam deildi. Karsnda
bylesine kafa tutan, dangul dungul kiileri derhal sopann altna yatrr,
analarndan emdikleri st burunlarndan getirir, onlar doduklarna bin piman
ederdi, gir, bunlarn klklarndan huylanmt. kincisi, konumalar yle
kyl myl konumasna benzemiyordu. Her birisinin yeleindeki bir utan bir
uca sarktlm altn saat kordonlar, belki iki avu gelirdi. Bunlar ok ok
zengin bir soydan olmalydlar. ncs, Yzbann iine bir ikircik atei
dmt. Bu adam koskocaman, am yarmas gibi bir adam, sylediklerine gre
nce Memed kck, bir ocuk gibi bir eydi. Ama onu tanyan ieklideresi
kyllerine ne oluyordu, niin bu adam nce Memeddir desinler de at
sylesinlerdi stne? Eer bu adam nce Memed deilse, btn Trkiyeye nce
Memedin ldrld bildirilmi, onun lmn boy boy resimler basarak gazeteler
bile yazmlard. Hayr, bu adam nce Me-medden bakas olamaz, diye dnd.
Asm avuu, Kerti Ali Onbay ard, yandaki odaya kapandlar. Uzun uzun bu
ii tarttlar, sonunda da kesin bir sonuca varp darya ktlar.
"Ben nce Memedin lsn Kara Osmandr diye size veremem. Nereye isterseniz
oraya bavurabilirsiniz."
Yzba sert, kesin konumutu. Kardelerin yapacaklar hibir ey yoktu.
armlar, ne yapabileceklerini tartarak arya indiler. Bir dkkancdan
arzuhalciyi sordular, o da eliyle pazaryerindeki Deli Fahriyi gsterdi, "te
bunun kaleminden kan damlar, yazd arzuhaller taa demire bile geer. On
avukat bile onun eline su dkemez. Byle yaman bir adamdr.
Arzuhal yaza yaza koca nce Memedi de ldrten budur," dedi.
Uzaktan onlarn geldiini grnce Deli Fahri hemen anlad bu kiilerin arzuhal
yazdracak kiiler olduklarn, onlar dkkannn dna kadar karak
karlad.
"Buyurun, buyurun, ieriye buyurun efendim." nde ge-'en en byk kardein
kolundan tuttu: "Zat devletleriniz yle buyursunlar," diye ona eski koltuu
uzatt.
Adamlar ona balarna geleni anlattlar, bir Savcya, bir de
175
Kaymakama dileke yazmasn istediler. Valiye de, Ankaraya da telgraf
ekeceklerdi. Telgraflar da ona yazdracaklard. Fahri Efendi onlar uzun uzun
dinledikten sonra: "Hele siz birer ay iin. Arzuhal falan yazmaya hi gerek
yok. Siz burasnn yabancssmz herhalde. Soylu duruunuzdan sizin kymetli
kiiler olduunuz anlalyor. Sizin iinizi benim arzuhalsiz halletmem gerek...
Kahveci... Siz aynz iince-ye kadar ben gelirim. Siz hi telalanmayn. Ben
lnz onlarn ellerinden alrm... Yazk, yazk, yazk," dedi ve koar adm
oradan uzaklat. ardan geerken de birka dkkana olay anlatmadan edemedi.
Anlatmasa atlar lrd. O, Murtaza Aann evine varncaya kadar olay btn
ar renmiti, az sonra da btn kasaba her eyi en ince ayrntsna kadar
bilecekti.
Murtaza Aa:
"Ne oldu, gene ne var Fahri Efendi?" diye onu telala karlad.
Fahri Efendi, sedire oturdu. Konuacak durumda deildi. Azn bir ku yavrusu
gibi sonuna kadar am, gs inip inip kalkyordu. Epeyce sonra kendine gelip
soluunu toparlad:
"Felaket Aa. Byk felaket. Mahvolduk. Tarih, tarih olal bylesi bir rezalete
ahit olmamtr." "Beni korkutuyorsun Fahri..."
"Kork Aam kork. Ne kadar korkarsan o kadar hakkn var. Kork Aam kork.
Felaket!"
"Syle, abuk!" Onu kolundan tutup sarst. "nce Memedin alt kardei geldi
benim dkkana. Her birisinin gbeindeki saat kordonu bir okka gelir."
"nce Memedin alt kardei mi varm?" diye sordu glmseyerek Murtaza Aa.
"O nce Memed dedikleri nce Memed deilmi." "Ya kimmi?"
Deli Fahri sorunu olduu gibi Murtaza Aaya aktard. Murtaza Aann etekleri
tututu. Ne yapacan bilemiyor, salonda gidiyor geliyor, "Felaket, felaket,
byk felaket," diye kendi kendine syleniyordu. "Ben ldm, ben yandm, aaah
176

Topal Ali kardam aaah! Ben bundan sonra da yaayabilir miyim acaba, aaah,
aaaah, ah! Kadrini kymetini bilmediim z bir kardam Topal Ali. Kusura kalma
Ali Efendi kardam, insan kk kardana byle akalar, kck akalar yapmaz
m? Hani seni bir snamak istedim. Adam karda dedii, can dedii, bir mr boyu
rzn, namusunu, cann, maln teslim ettii bir adam snamak istemez mi?"
Dalm gitmi, salonda drt dnyor, kendi kendine delicesine mrldanyordu.
Deli Fahri onun szleri arasndan yalnz Topal Ali, kardam Topal Ali szlerini
seebiliyordu.
Ayaa kalkp:
"Aa," dedi, "hemen bir eyler yapmalyz. Onlar bir Ankaraya, Adanaya telgraf
ekerlerse biz, hepimiz, sen, ben, Yzba, btn kasaba yandk."
Hsne Hatun odann birinin kapsnda durmu, merakla Murtaza Aaya bakyor, yz
solmu gitmi bekliyordu ya, kocasna bir ey soramyordu. Bir ara onu gren
Murtaza Aa:
"Yandk, yandk, felaket, byk felaket. Ben artk lym, eyvaaah, Topal Ali,"
diye ona kotu. Sorunu arabuk anlatt. 'Topal Ali, Topal Ali kardam buldur
bana Hatun. Ben Belediyeye gidiyorum. Adamlar kar kasabaya, daha buralardadr
o. Yerdeyse de gkteyse de onu bana bulsunlar. Ne kadar adam bulursan, o kadar
adam kar kasabaya, dalara kylere, Ali kardam, ylann deliine girmise
de, kuun kanadnn altna saklanmsa da bana bulsunlar. Ben onu snadm. Adam
kardam snamaz m?"
Hsne Hatun derinden iini ekti:
"Aaah Aa ah," dedi. "Aceleci Aa. Senin bu acelen yok mu..."
"Snadm. Kardam snadm."
"Bir daha Topal Alinin, yle sanyorum ki yzn gremezsin..."
"Grrm, grrm," diye ceketini giyerek merdivenlere yrd Murtaza Aa. "Ona
tarlalar veririm kan pahas, iftlikler hediye ederim, o benim kardam deil
mi, bana gcenmez. Hemen kar adamlar..."
Belediyeye geldiinde Kaymakam, Savcy, sorgu yargc177
m, yargc, retmen Sami Turgutu, Molla Duran Efendiyi, Yzbay, Takn Halil
Beyi, tapucu Zlfy, yani btn erkan orada hazr buldu. Yzba candarma
gndermi, herkesi Belediyeye artmt. Durumu gzden geiriyorlar, bu iin
altndan nasl kurtulacaklarn dnyorlard.
Candarma gnderip alt kardei de getirttiler. Molla Duran Efendi bunlar hemen
tand. Babalan onun ok yakn arkada olurdu. Genliinde bunlarn kydeki
konaklarnda kalmt. Yedi kardelerin oca, at hrszl ocayd. Bunlar
taa babadan, dededen, slaleden bu yana at hrszydlar. Suriyeden, Iraktan,
daha aalardan, Yemen llerinden bile at hrszlarlar, Bulgaristana,
Yunanistana, rana, Rusyaya soylu atlar satarlard. te Molla Duran Efendi
genliinde bu ocan kapsnda at hrszl yapmt. Kara Osmanm ekya olmak
iin hibir sebebi olamazd, kanl katil de olsa, yz kiiyi de ktr ktr doram bulunsa, Kaplan Aa dedikleri, gerekten kaplan gibi bir adam olan Aa,
olunu deil mahkemenin elinden, smet Paann elinden bile alrd.
Molla Duran Efendi, Kaplan Aay, soyunu sopunu orada-kilere en ince
ayrntlarna kadar anlatt. Bu ocan dedeleri Halep Valisine, stanbul
Padiahna, Arap eyhlerine her yl bir sr soylu at armaan olarak
gnderirlerdi. Bu soy yle bir soydu ki, btn Toroslarm ah bunlardr, derdin.
Demek ki byleydi. Bu adamn da nce Memed olmad anlalmt. Alt kardee
Kara Osman vermekten baka are kalmamt. Ama nasl vermeliydi, ite en byk
sorun buradayd.
Molla Duran Efendi:
"Orasn bana brakn," dedi. "Ben orasn hallederim. Ben gelirken grdm,
kasaba oluk ocuk haberi duymular, cemmi gafur kumandanla gidiyorlard.
imdi gidin bakn kumandanln n ana baba gndr. Onun iin Beyler bir
teklifim var."
Kaymakam:
"Buyurun efendim, Duran Bey, sizi dinliyoruz."
"Bu delikanllar llerini gece, sabaha kar alacaklar, ortalkta kimsecikler
yokken... Bir ula, hasra saracaklar... Gerisine siz karmayn. Bundan
sonrasn artk ben hallederim."

178
"Ya nce Memed yerine bakas iin dn bayram?" diye ayaa kalkt Takn Halil
Bey. "Bence bu iin altndan kalkmak mkl."
"Mkl," dedi tapucu Zlf.
"Korkmayn, ben her eyi hallederim. Gene ldrlen nce Memed olur, sonra da
ls kaybolur. Siz bana inann ve hem de gvenin."
"Ya Ankaray, Adanay ne yapacaz?"
"Onu da bana brakn. nce Memedin yerine baka bir zatn ldrldn onlar
duyamazlar, duymayacaklar. Bu da benden."
Yzba ayaa kalkt, utanga:
"Hepinize teekkr ederim Beyler," dedi. "Gerekten byk bir yanllk oldu.
Eer nce Memed sasa, ben de Yzba Faruksam, onun yaknda lsn
pazaryerinde greceksiniz. Ya da benim lm."
Dar kan Duran Efendi Belediyenin bir odasnda, alakgnll oturmu kalm
kardelerin yanna gitti:
"Gznz aydn oullarm," dedi. "Babanza selam syleyin. Bu gece de bize
gelecek, akam yemeini bizde yiyecek, sabaha kar da gizlice lnz alp
gtreceksiniz."
Kardeler, "Sa ol amca," diyerek onun teker teker elini ptler.
"Sahi ocuklar, niye ekya kar da byle candarma kurunuyla lr, Kaplan Aa
gibi bir kaplann olu?" diye de bir soru sormaktan kendini alamad Molla Duran
Efendi.
Kardeler biribirlerine baktlar, gene byk karde verdi karl ona:
"Bilmiyoruz amca," dedi. "Bunun sebebini hi kimse de bilmiyor. Bir ara onun
ekya olduunu duyduk, aradk taradk, hibir yerde onun izine bile
rastgelemedik. ki gn nce de ieklideresinden babamn eski bir adam, Osman
onun elinde bymt, o, Osman ocuklarndan da ok severdi, yolda iki at
atlatarak kara haberi bize ulatrd."
Molla Duran Efendi ieriye girip btn olan biteni erkana anlatt. Yzba bu
ie arp kald. Kara Osman nasl nce Me-d olmutu, buna hi akl ermedi.
ieklideresi kyllerine
179
fkeleniyordu. Onu onlar bu rezil duruma drmler, onuruyla oynamlard.
Hele o at yakan kadnlar... Bu olaydan sonra ieklideresi kyllei onun
elinden zor kurtulurlard artk. kencelerden ikence beensinlerdi.
Belediyeden ok zgn ktlar. Hele Yzba bitmi tkenmiti. Ba yerdeydi ve
ban kaldrp kimsenin yzne bakamyordu. Bir de Murtaza Aann hali beterdi,
yz sapsar kesilmi, bacaklar feldirdiyordu. Saa sola, fr fr dnen
gzlerle korku iinde bakyordu. Kollar yanlarna dmt. Yuvalarnda fr fr
dnen gzleri de olmasa Murtaza Aaya tam bir canl cenaze derdi insan.
Ayaklarn srkleyerek topluca can-darma komutanlnn nndeki caddeye
ktlar. Komutanln n her zamankinden de daha ok bir kalabalkla dolmutu.
nce Memedin, nce Memed deil de Kara Osman adnda baka ekya olduunu duyan
gelmiti. Haber ksa denecek bir srede kylere kadar bile yaylmt. Btn
kasaba alkalanyordu.
O gece, sabaha kar, daha tanyerleri madan, alt kardeler llerini ok
grkemli plak bir kr atn stne atp gtrdler. Hepsi de, grkemli, uzun
bacakl kr atlara binmilerdi.
Ertesi gnn sabah candarma komutanlnn duvarlan nnde Kel Ekyadan baka
hibir ekyann ls kalmamt. Avlu duvarnn dndaki kalabalk ekilmi,
yalnz ocuklar kalmlard. Onlar da, kimler gelip de Kel Ekyann lsn
alacaklardr, diye meraklarndan bekleiyorlard.
Kel Ekyann duvarn dibindeki yalnz ls, yle mahzun, kederli, ba bir
yanna dm bekleyip duruyordu. Dehet de kokmaya balamt. nnden geen
candarmalar, burunlarn tutup hzla uzaklayorlard. Nbeti de taa uzaklarda
dolayordu, burnunu tutmu. Sonunda, ocuklar bir de baktlar ki Kel Ekyann
da ls duvarn dibinden yok olmu.
180
10
Kasabadaki alkant bir trl durulmuyor, hemen hemen her yerde nce Memedden
baka bir ey konuulmuyordu. Konumalarn odak yerlerinden balcas berber Kr

Salihin dkkan, onun ardndan Tevfiin kahvesi, ondan sonra da Deli Fahrinin
arzuhalci dkkan, pazaryeri, kprba geliyordu.
nce Memedin lsnn candarma kumandanlnn nnden srra kadem bast
gecede olan bitenlerdi en ok stnde durulanlar. O gece on iki yeil libasl
kii gelmiti kasabaya. On ikisi de biribirinin tpks... Giyimleri kuamlar,
azlar burunlar, hepsinin de iri gzleri, salar, elleri ayaklar, boylar,
durular tp tpna biribirine benziyordu. Hepsi de biribirinin tpks kr
atlara binmilerdi. Atlarn koumlar da, dizginleri, eyerleri, zengileri
aynyd. Atlarna benzer bir kr at da yedeklerinde getirmilerdi. Yalnz bu
kr at plakt. Bu yeil donlu adamlardan alts kasabaya girmiler, nce
Memedin lsn candarmalarn gzlerinin nnden alm, plak kr atn stne
atmlar, candarmalar hibir eyi grmemilerdi. On ikiler ly Krklar dana
gtrp Krk Ermilere teslim etmilerdi.
"Sktlar kpekler, yalanclar... nce Memedi ldrdk, diye de dnyaya ilanat
verdiler."
"Ne kt altndan, ne kt?"
"Altndan, at hrszlarnn padiahnn olu Kara Osman kt."
"Kardeleri geldiler, onun lsn aldlar gtrdler."
181
"Krk Ermiler gelmi de..."
"Yeil donlu Krk lmez..."
"Almlar da ellerinin stne, uurmular nce Memedi Dldl dann
doruuna..."
"Doruunun tam stne."
"nce Memed de orada, yeil donlu da, ela gzl Krklarn ortasnda, bir has
bahenin de iinde gzlerini am da, ben neredeyim erenler, bana ne oldu, diye
sormu da..."
"Erenler de demiler ki..."
"Ne demiler, ne demiler... Sen ldn de dirildin, demiler."
"Sen teki dnyaya gittiydin de, seni oradan, kanadmza aldk da biz getirdik."
"nce Memed de ne demi..."
"Sa olun var olun, siz olmasaydnz, hele o bindirdiiniz kr at olmasaym,
ben imdiye oktan kara topran altnda ylanlara yanlara yem olmutum. Var
olun, sa olun Krk Ermiler, demi."
"Sizi dzenbazlar sizi, ne olacak imdi?"
"Nasl saklarsnz imdi?"
"nce Memed yarn dalardan iner de, gene birinizin tam gzbebeinin ortasndan
ivilerse ne dersiniz ha, ne dersiniz?"
"nce Memed Krk Ermilerin sarayndan kurtuldu da Dldl dann tepesinden
indi de..."
"Ne dersiniz ne?"
"Btn bunlar o karnnda krk tilki dolaan Molla Duran Efendinin ba altndan
kyor..."
"d kopuyor nce Memedden..."
"nce Memed bir gn nce lsn de..."
"Gerisi ne olursa olsun."
"sterse yalancktan lsn..."
"Hahah, hahaaah..."
"Zlf de korkuyor."
"Belli etmiyor ya, korkuyor."
"Ya Murtaza?"
"Topal Aliyi fellik fellik aryormu da bulamyormu."
"Deliye dnm korkudan, aramaktan."
182
"Aaolu etesi de nce Memede katlm."
"Aydnl Temir de..."
"Horoz Veli etesi de ona katlm."
"Yaknda hepsi birleip..."
"Yryeceklermi kasabann stne..."
"Korkmayp da ne yapsnlar fkaralar."
"Can bu!"

"Can dediin bostan tarlasnda bitmez ki..."


"Belki bu kasabay brakrlar da giderler."
"Belki byk ehirlere kaarlar."
"nce Memed onlar orada da bulur."
"Orada da bulur."
"Orada da..."
Deirmenci Kara Hasann ra olak Sabri kasabadaki konuulanlar saati
saatna ustasyla, geldi geleli deirmenden darya admn atmam Topal Aliye
ulatryordu. Her gelen haber Topal Aliyi biraz daha sevindiriyordu. Kara Hasan
da onu tepeden trnaa bir gzel donatmt. Krmz postal, kara alvar,
izgili mintan ve bir de ok gzel, izgili bir kasket... Yaknda Topal Ali
darya kacak, ary bir utan bir uca dimdik geecekti. Artk kendine
iyice gelmiti. Arada da Murtaza Aay dnmeden edemiyor, deirmenciye
soruyordu:
"O alak ne yapyor Ustam, imdi o alak korkusundan keilerin tmn karp
dalara dmeyecek mi?"
Kara Hasan glmsyor, karlk vermiyordu.
Deirmenci ra Sabri bir haber daha getirdi deirmene.
"Biraz ge gelmi kulama nedense. Ne oldu bu kulaklarma da hep ge duyar
oldum, Ali Aa, bu gnlerde?"
"Bazan yle olur," dedi Ali. "Sen syle haberin neymi?"
"Haberim ok gzel," dedi Sabri.
"Syle Sabri, syle kardam. Syle iki gzm. u ge haberini syle."
nem verdii haberlerde Sabri hep byle nazlanyor, Topal Aliyi atlatyordu.
"Seyran kim."
"nce Memedin kadn."
"Nerede oturur?"
183
"u aada Anavarza ovasnda. Vayvay kynde."
"te o gelmi nce Memedin lsn grmeye. ok gzel-f mi."
"ok gzeldir," dedi Ali, "Seyran bacm."
"Dnya gzeliymi."
"yledir. u dnyadaki, oradaki dalardaki kadnlar iinde bir tane Seyran daha
yoktur. Yreklidir de... nce Memed gibidir o..."
"te o gelmi candarma kumandanlna, usulcana, korka korka llere yaklam,
teker teker hepsine baktktan sonra..."
"Sonra?"
"Efendime syleyim, orada durmu, ellerini beline koymu, glmeye balam.
llerin banda durmu, gl babam gl ediyormu. yle bir glyormu ki,
glne oradaki seyirci kalabal da katlm. Candarmalar bir bakm btn
millet glyor, onlar da glmeye balamlar. Sonra arya da gemi buradaki
glmeler. arda da kim varsa, karnlarn tuta tuta glmeye balamlar, neye
gldklerini bilmeden. Oradan evlere de gemi. Bereket versin ki Seyran Hatun
glmekten yorulmu da millet de llere glmekten kurtulmu."
Seyrann nce Memedin bana gelmesi Topal Aliyi kvanca bodu.
"Ulan Sabri," dedi, "bu haberinden sonra sana... Ulan ahdim olsun, seni ben de
gmletmezsem... Demek yle glm ha, sevincinden..."
"Sevincinden," dedi Kara Hasan.
"Btn kasabay da, kyleri de gldrm."
"Byledir," dedi deirmenci. "Bir kii btn dnyay sevincine katar da
gldrr, adma alr da alatr. Byledir bu. Bir tuhaf yaratktr u
insanolu."
"ok tuhaf," dedi Ali.
"Ben gidiyorum," dedi Sabri.
"Haydi git," dedi Ali. "Aman ha kulan drt a. Bakalm nce Memedden baka
bir haber var m..."
Sabri kt, biraz sonra da bir yn haberle geriye dnd. nce Memedin at,
azck uzaktan, kayalklardan giderek Yzbay, candarmalar izliyormu.
Yzba da ne biliyorsa bunun
184

nce Memedin at olduunu biliyormu. Onlar izleyen at ldrmek istiyormu.


Kurunu skyor, skyor, at orada, olduu yerde kuyruunu sallyormu.
"nce Memedi tanmayan Yzba, o yaz atn nce Memedin at olduunu nasl
biliyormu?"
"O nl bir attr," dedi Topal Ali. "Ali Safa Beyin cinli atdr. Yani afsunlu.
Ona kimse kurun dediremez. Ben bile, nce Memed bile."
"Sonra da Yzba yataklara dm..."
Yzba o gnden sonra gerekten yataklara dmt. Asm avutan baka
kimseyle konumuyor, uyumuyor, doru drst yemek bile yemiyordu. Kars,
ocuklaryla Ankaraya, bir albay olan babasnn evine gitmiti. Bu kasabay
beenmiyor, insanlar ok kaba, yalanc, deli buluyor, frsatn bulduka
ocuklar kapt gibi soluu baba ocanda alyordu. Kocasnn nce Memedin
karsn ldrmesini bir trl yutamam, o gnden bu yana onu kmsemeye
balamt. Yzba da bunu biliyor, karsyla bile arasn aan nce Memede
deli oluyordu.
"Asm avu..."
Sesi ok usul kyordu, duyulur duyulmaz.
"Buyur Yzbam."
"O at nce Memedin atyd, deil mi?"
"Evet Yzbam. O at iyi tanyorum. Senin atn nasl tanrsam. Kendimi,
karm, kzm nasl tanrsam."
"Ben de tanyorum o at, unutamam."
"Unutulmayacak bir at.
"O zaman niin yle babo braklm o at? Ormanda vurduumuz nce Memed
olmasn?"
"Ben de vurduumuzu sanyordum."
"Nereye gitti yleyse?"
"Orada Yrk obalar var. Belki de yaraland."
"Kyler yok mu?"
"Kyler de var, aadaki dzlkte."
"Kyller, Yrkler bizim vurduumuz nce Memedin lsn saklayamazlar m?"
"Saklarlar."
185
"nce Memed bizimle alay etmek iin Bakrgedii oyununu bize oynayamaz m,
kylleri kkrtp?"
"nce Memed byle oyunlara dmez."
"Kasaballar da nce Memedi ok byttler. Sanki Viyana-y almz gibi bizi
karladlar. Ankaraya da nce Memedin ldrld stne ok da telgraf
ekilmi. imdi de nce Memedi Krk Ermiler alm gtrmler!"
"Ben kulamla duydum."
Murtaza Aa, Zlf Bey, Molla Duran Efendi, Takn Halil Bey, tekiler Yzbay
grmeye, ona gemi olsun demeye geldiler. Yzba hibirisini istemedi.
Murtaza Aa zaten fkesinden deli oluyor, yay gibi gerilmi, zangr zangr
titriyordu.
"Ulan Yzba," dedi ylan sl gibi bir sesle, "ulan Yzba, yaktn bizi,
mahvettin. Ulan Yzba seni kahramanlar gibi karladk. Ulan Yzba, Mustafa
Kemal Paa bile stiklal Mcadelesini kazandnda Ankarada, dokuz eyllde
zmirde byle karlanmad. Ulan Yzba, Napolyon gibi girdin kasabaya. Ulan,
niye sylersin bu yalan da, bizi btn dnyaya, s-tanbula, Ankaraya rezil
edersin? Ulan btn gazeteler yazd nce Memedin ldrldn, imdi bunun
altndan nasl kalkacaksn?"
"Onlar kalkar," dedi Takn Halil Bey. "t iti srmaz."
"Isrr," dedi Molla Duran Efendi. "Isrr ya, biz ne yapacaz bu nce Memed
belasyla? Yzba lse de gitse de o bizi ilgilendirmez, yalnz biz bu belann
elinden nasl kurtulacaz?"
"Kurtulamayacaz," dedi Halil Bey.
"Bir duruu vard muhterem Yzbamzn, baparman enesine koyuyor, sa
ayan ileriye atyor, azck da belini kamburlatryordu, tam Kocatepedeki
Mustafa Kemal Paa gibi. Vay ocam bata vay senin Yzba gibi! Koca bir
kasabay yakt da ocamz sndrd. Biz bylesine iri bir yalanlardan sonra
iflah olur muyuz?"

"Olamayz," dedi Zlf kesinlikle. "Sende de kabahat var Aa. Sen de ok


heyecanlandn."
"Heyecanlanrm ya, heyecanlanmaz mym, hem heyecanlanrm, hem de sevinten
deli olurum. Bakn ne olmu, nasl
186
bir olay olmu, bir halk, bir vatan, bir aile dman, bir Mustafa Kemal Paa
dman, ba fesli bir hainin ldrldnn haberi gelmi ve hem de... Sen
olsan sevincinden delirmez misin, en yakn arkadan tam gzbebeinin
ortasndan vurup da, beynini duvarlara yaptrann lm haberini... Siz olsanz
benim yerimde ne yapardnz, Zlf Bey?"
"Ben olsam daha soukkanl davranrdm, Murtaza Aa."
"Ben davranamam Zlf, davranamam. Bak, imdi de ne yapyor, bizi, bu byk
kasabann erafn kabul etmiyor. te ben buna dayanamam. nk bizim yanmzda
bu gt boklu adam kim oluyor?"
"Kim oluyor?" diye onu onaylad Molla Duran Efendi.
"Afurundan tafurundan yanndan geilmiyordu. imdi de yataklara dm milli
kahramanmz!"
"Der, sen olsan, sen de derdin."
"Bu yalandan sonra, kasabamzn gl adn be paralk ettikten sonra o bu
kasabada kalabilir mi, kalsn m Zlf Bey? Zat devletleriniz Arif Saim
Beyefendiye bunun asln astarn anlatmayacak msn, bu kadar yardm olsun
kasabamza, ok mu greceksin?"
"Bu Yzba Faruk Bey ok yaknda nce Memedin hakkndan gelecektir!" Zlf
Beyin sesi ok kzgnd. "Ben, ben, ben bu Yzba Faruk Beye ok gveniyorum."
"Var sen gven! Sana mbarek olsun byle bir yalanc."
"ok onurlu bir delikanl. Bak, onurundan yataklara dt. Kimsenin yzne
bakamyor. Bir kalkarsa yataktan..."
"Vay bana gele ieklideresi kyllerinin! Hepsinin kemiini kracak, un ufak
edecek. Vay gele bana u koskoca To-ros dalar kyllerinin..."
"Kyl yalnz dayaktan anlar," diye gene kesin bir sesle konutu Zlf.
"Sen yle bil," diye kzarak onlardan ayrld Murtaza Aa. Evine geldi. Daha
kapdan girer girmez sordu: "Ne haber? To-palAli..?"
Hsne Hatun:
"Hibir haber yok," dedi.
"Onu bulmalym. Baka hibir arem yok. Hi kimse anla187
myor bundan sonra neler olacan. nce Memed onlarn evlerini balarna
ykacak, haberleri yok. Bir tek, meseleyi Molla Duran Efendi anlyor. Onun da
banda bir ekyalk belas var da ondan. Olunu ldren Aal etesi Toros
dalarnn kayalklarnda klcn keskinletirip durur, onu da boazlamak iin
imdi anlald ki Hkmetten hibir fayda yok. Yzbamz yarn bize nce
Memeddir diye bir yabandomuzu ls getirirse hi amamalyz Hatun. Getirir
de, aaah, ben nce Memedi vurmutum, yolda gelirken, plak atn stnde,
Krklar Yediler nce Memedi yabandomuzuna evirmiler, derse, amam." "Vilayet
candarma kumandan geliyor mu?" "Yarn leden evvel burada." "Konu onunla, her
eyi anlat."
"Anlatrm. O eski bir adam, baba adam. Belki derdimizi anlar. u Zlfye deli
oluyorum." "Ne yapt gene?"
"Arif Saim Beye, teki Aalara Beylere, bu, u koskocaman ovalar verdii,
kendisinin de bir dnya kadar iftlii, baheleri ald yetmiyormu gibi, bir
de benim tekerime ta koyuyor." "Ne diyor, ne diyor o smsk kpek, o adama
benzemez?" "Bu ii sen byttn, nce Memedi sen bu hale getirdin, diyor. Sanki
nce Memed ii kkm gibi! Aaah, Topal Ali aaah!"
"Onun gibi baka bir adam bulamaz msm?" "Bulamam, bulamam, aah bulamam.
Bulabilsem, bulabil-sem o kpee hi bu kadar mdahane eder miydim, o Topal ite.
O nce Memedin dman, nce Memedden de daha yrekli bir adam. nce Memed ondan
korkuyor. Ben kendi ocam kendi elimlen yktm. Ben kendi idam fermanm kendi
elimlen kendi boazma taktm." "Belki bulunur."
"Aaah, gzm onun gzn bir grse, ne yapar yapar suumu ona balatrm.
Aaah, onu bir kerecik, bir an iin gre-bilsem... Ben ona byk suumu
balatmasn bilirim. Ben onu snadm vallahi Hatun. Ne bilirdim ben onun

onuruna bu kadar dkn birisi olduunu, aaah ne bilirdim! Keski snamaz


olaydm."
188
"Bulacaz onu. Btn kasaba onu on drt koldan aryor."
Ali karda bulana bir armaan m versem, bin lira gibi bir para m koysam onu
bulana..."
"Acele etme Aam, bugn yarn bulurlar onu. Sen Vilayet candarma kumandanna her
eyi, bir yolunu bul da anlat."
Murtaza Aa o gece hemen hemen hi uyuyamad, uyuduunda da olmayacak dler
grd. Bir sr insan arka arkaya tirkemiler, bir rmak boyunca
dolatryorlard. Hepsinin de gzlerinden, oluk gibi kanlar akyordu. Akan
kanlar szlp gidiyor rmaa karyor, rmak kpkzl oluyordu. Btn bu insan
srsnn en nnde de Murtaza Aa, kendisi, gzbebek-lerinden kurunu yemi,
kurunlar ensesinden kmt.
Sabahleyin doru Kaymakamla gidip l Candarma Komutan olan Albay Kaymakamla
birlikte beklemeye baladlar. Komutan fazla gecikmedi. Albayn otomobili ile
konann nnde durunca, ikisinin de gzleri penceredeydi, hemen koarcasna
aaya inip onu karladlar.
Murtaza Aa boand, bu halkn ekyalardan ektiklerini bir bir, dili
dndnce anlatt. Babacan bir adam olan Albay ok duygulanmt. Neredeyse
alayacakt.
"Bu ocua da ok zlyorum. Kahrolmutur Yzba. Genler byle ilere hi
dayanamazlar. O yzden hasta olmutur. Demek ki ekyalar, bu nce Memed
halkmza bu kadar zulm ve ikence ediyorlar?"
"Bu kadardan da fazla."
"Bizim genliimizde," diye gld Albay, "candarma kumandanlna her gn bir
akrcah Efe ls getirirlerdi. Halk bizi aldatrd. Ben o zamanlar ok ok
gentim. Bir gn bizim Yzba, akrcah yerine bir kaaky ldrm, ly de
kyllere gstermi, onlar da amenna, bu kii akrcaldr, demilerdi. Yzba
zmire gelip de lnn akrcal olmadn anlaynca kendini ldrmeye
kalkmt. Hay genlik hay! Bizim Yzba Faruk Bey nasl, onun hastalandn
duydum da, meseleyi hemen anladm ve de kotum geldim."
"Kimseyle grmyor," dedi Kaymakam.
"Dn biz, kasabann eraf, on be, yirmi kii toplandk, ona gemi olsuna
gittik, bizi kabul etmedi."
189
"Edemez, edemez," diye gene gld Albay. "Daha o, bir sre de kimsenin yzne
bakamaz. Ben kalkaym da onu grmeye gideyim de..." Ayaa kalkt: "Yine
grrz." "Ba stne Miralaym."
Yzba evinde giyinmi kuanm, tra olmu Albay bekliyordu. Albay aada,
kapnn nnde, ak gibi selama durarak karlad. Albay:
"Gemi olsun Yzbam, evladm," dedi. O nde Yzba arkada, onun da arkasnda
Asm avu yukarya ktlar. Albay salonda bir koltua kt oturdu. Epeyce
iman bir kiiydi, merdivenleri karken soluk solua kalmt. Ayaktaki
Yzbayla Asm avua: "Buyurun oturun," dedi. Oturdular.
Albay glmeye balad: "Gemi olsun," dedi gene. "Sa olun kumandanm."
"Byle iler her candarmann bana gelir Yzbam." "Kyller beni
kandrdlar."
Kandrrlar Yzbam. Siz daha ok nce Memed ldreceksiniz, ok nce Memedi
yakalayacak, teslim alacaksnz. Bu bizim iimizde yasadr. Halkn sevdii,
koruduu bir ekyay ele geirmek, ldrmek zordur." "Biliyorum komutanm."
"Halk imdiden bu adam ermi mertebesine karm. Bizim zmirde akrcal
Mehmet Efe hala bir ermitir. Onun mbarek mezarn ziyaret edenler, mezarnn
toprandan bir tas suya koyup ienler cmle hastalklarndan piripak olurlar.
Bu sizin nce Memed de..." "Evet komutanm." "Anlattklar doruysa... Ermi..."
"Dorudur komutanm ya, ben onun kellesini size, zatnza getireceim."
"nallah Yzbam. Ama siz byle kk olaylara bu kadar ok zlr seniz...
Biz ok eyler grdk Yzbam. Size bir
190
I

blk candarma, tane zabit gnderiyorum. Ne kadar gedikli avu isterseniz o


kadar da gedikli gnderirim. Btn bu blgenin mesul sizsiniz, gnderdiim
blk de sizin emrinizde-jjr " Ayaa kalkt. "Gemi olsun, zlmeyin Yzbam."
"Sa olun komutanm."
Albay ar ar merdivenleri indi:
"Allahasmarladk," dedi, otomobiline bindi.
O gider gitmez de Yzba cana geldi, dirildi, daireye kotu, masasna
otururken:
"Kan kusturacam o ieklideresi kyllerine," dedi dilerini skarak.
leyin Albayla birlikte Kaymakamn evinde yemek yerlerken, kap ald, Murtaza
Aann adamlarndan birisi gelip karlarnda durdu. Murtaza Aa her eyi
anlamt, kalkt, ayaklar biribirine dolanarak ona gitti.
"Buldunuz mu?" diye sordu.
"Bulduk."
"Neredeymi?"
"Kara Hasann deirmeninde."
"Onu hemen alp eve gtrn. Ben Miralay gider gitmez evdeyim. Hatuna selam
syle. Ali kardama iyi baksn, ben gelene kadar."
Murtaza Aa dndnde onun yznde birdenbire aan sevin yemektekilerin
ilgisini ekmiti.
"Buldum," diye akd Murtaza Aa. "Onu buldum. Topal Aliyi! nce Memedin can
bir dmann. Topal Ali kardam candarmamza ok bir yardmc olacaktr. Ona
kk bir aka yapmtm. Ne onurlu adamm! Onu snamtm, anlamayp hemen evi
terk etmiti."
Albaya Topal Alinin kim olduunu comu anlatyordu. nndeki yemei unutmu
gitmiti. Anmsayp da nndeki-leri grp de bir lokma bile almyordu. Onun
izciliini, yerdeki karncann, gkteki bulutun izini bile srebildiini, izine
bakp "ir insann ne dndn, ne yaptn, ne yapacan ve na-Sll bir adam
olduunu, onun bilgeliini, niancln, uan tur-nay! gznden, kaan tavan
art ayandan vurduunu, onun claha nice hnerlerini sayp dkyordu.
191
"Tevatr diyeceksiniz ya, tevatr deildir. Onun hnerine yalnz bu kasaba
deil, biltekmil Toroslar ahittir."
"Evet," diye onu onaylad Kaymakam, "dorudur."
"Vardr," dedi Albay glerek, sevinerek, "vardr byle on parmanda on hner
adamlar. Byle adamlarn bizimle ibirlii yapmalar ok iyi olur."
Ayaa kalkt. Murtaza Aay bugn daha yakndan tanm, daha ok sevmiti.
Bunun iin Kaymakama teekkr etti.
Albayn otomobili daha kalkmadan o, evinin yolunu tutmu kouyordu. Soluk solua
kalmt. Merdivenleri hzla kt:
"Nerede, nerede, nerede benim kardam? zrler dilerim yahu. Hani sen de ne
onurluymuun bre kardam! Narbeyza imisin, yani beyaza kesmi ate, yalm
gibi imisin. Biz seni snamaya kalkmadan..." Odalara giriyor kyordu: "Hsne,
Hsne," diye bard, "Hsne, sen nerelerdesin byle, Hsne-ee!"
Hsne Hatunla, tekiler salona bir anda dolutular. Yanamalar, seyisler,
katipler, ocuklar da geldiler. Hepsi de yle sklm pklm, sus pus
duruyorlard.
"Ne susuyorsunuz yle? Nerede Ali Aa kardamz?" "Gelmedi," dedi Hsne Hatun.
"Sabahtan beri ona gndermedik adam komadm, gelmiyor. Giden hibir adamla da,
azn ap bir tek szck konumuyormu."
"Allah Allah, ne demek bu, niyeymi o, Allah Allah! Ne olacak imdi?" Sedire
oturdu, ban nne eip dnmeye balad. "Siz gidin," dedi ayakta duran ev
halkna. "Hsne, sen
kal!"
Hsne Hatun geldi onun yanma oturdu. Yan yana, yle bir sre kaldlar, hi
konumadlar.
"Ne diyorsun Hsne, ben mi gideyim o Topal ayana stmn ayana, her eyi
btn kasaba biliyor, onu giydirip kuattm, sonra da nasl kovduumu u
kasabada duymayan kald m? Kalkar da onun ayana gidersem, imdi btn kasaba
stmze glmez mi?"

"Varsn glsnler," diye glmsedi Hsne Hatun. "Varsn glsnler, kim onlar,
bir sr baldrplak. Can pazar bu. Bizim canmz srat kprsnde. Biz
klcn az stnde yryo'
192
-uz. O baldrplaklara da ne oluyor? Duydun mu sen, duydun mu hi/ nce Memed
ne olmu?"
"Allah belasn versin onun."
"On iki yeil donlu, on iki kr ata binip gelmiler. Onun lsn bir yeil
ipekliye sarp gene yeil bir kr ata bindirmiler alp gitmiler. Btn bu
iler olurken de candarmalar bakp kalmlar, azlarn bile aamam, yle
lalebkem olduklar yerden kprdayamayp onlar seyretmiler."
"Yalan. O i baka..."
"Biliyorum yalan, yalan ya... nce Memed Dldl dandaki Krk lmezlerin
arasna gtrlm. ok deil, yaknda, yalnk-ll, yeil donlu bin kiiyle
zuhur edecek... Zuhur ve huru edecek, inecek ukurovaya, btn ukurovay ele
geirecek. Mal ok olandan alp, mal olmayanlara verecekmi. Zuhur ve huru
ettikten sonra ukurovada, ve hem de koca Toroslarda kurt ile kuzu birlikte
yaylacakm. Herkes alacak, herkes eit kazanp, eit yiyecekmi. Kimsenin
kimsede gz kalmayacakm. O nce Memed zuhur ve de huru edince deil insann
insan en kk bir biimde incitmesi, en kk bir biimde de kimse kimsenin
gnln bile krmayacakm. O, zuhur ve huru edince insan deil insan, yerdeki
karncay bile incitmeyecekmi... O zuhur..."
"Yeter, sus allahakna, sus Hsne Hatun, yalan, btn bunlar klliyen yalan...
O Molla Durann bann altndan kyor btn bunlar. Ona uydur dedik ya, bu
kadar da demedik. Adam imdiden nce Memedi bir de ermi ederse, yandk bittik.
Bir ekya yetmedi de, bir de biz ermile mi uraacaz? Hay Allah belan
versin Molla Duran, vur dedik diye bu kadar da ldr demedik! Durumumuzu biraz
kurtaracak bir ey uydur da halkn azna ver, dedik. Bakn hele imdi... Biz ne
syledik, o ne yapm!"
"Doru," dedi Hsne Hatun. "Btn bu sylediklerim doru. On iki yeil donlu,
kr atl, biribirinin tpks, hepsi de biribirinin burnundan dm gibi, hepsi
de nce Memede benziyorlar. nce Memede de... stersen ar da bizimkilere sor,
onlar gzleriyle grmler. Bizimkiler niye yalan sylesinler, hem de sabaha
kar, hrck karanlk yiter, tanyerleri rken... Bir iyice grmler."
193
"Yalan!"
"Yalan olamaz, kurban olduum Murtazam. Yalan olamaz bu. ldeki devekuu gibi
bamz kuma sokmayalm. Molla Duran Efendi, taaa Msrlarda okumu, o diyormu
ki, nce Me-med zuhur ve huru edecekmi."
"Allah bin belasn versin o Molla Durann... imdi biz bu Topal Ali iini ne
yapacaz, sen onu syle bana?"
"Bir adam daha gnderelim. stersen hatrl birka adam gnderelim. stersen
cami imamn gnder."
"Ben onu biliyorum, tanyorum, kimi gndersek gelmez."
"yleyse sen git de gnln al!"
"Olur mu, bu yatan sonra nasl giderim o ayana stm itin topal ayana?
Aaah, ah, ah," diye diini skt, enesi atr-dad. "Yazk, ok yazk ki Topal
Aliden baka aremiz yok. Ne yapmal?"
"O senin kardasn deil mi, kardan sen gcendirmedin mi, byk de olsan onun
ayana gitmelisin."
"Arma gidiyor Hatun, arma gidiyor, o Topal bokun ayana gitmek. lsem
daha iyi."
"Allah gstermesin."
"Grenler bana ne diyecekler? Btn kasabann diline deceim. Buradan kap
gitsek de, bu beladan syrlsak m? Birka yl Adanada otursak m, u nce Memed
belas ortadan kalkana kadar, ne diyorsun Hatun?"
"Sen bilirsin."
"Ya bu iler, bu atlar, bu iftlikler... Herkes dnya kadar tarla kapatr, u
ovay yama ederken ben ne olacam? Baka aresi yok... Aliyi geri getirmekten
baka mmknmz aremiz yok. O benim canm korurdu. Ne gerei vard, onu
snamann, byle bir akay yapmann, her adam her akay kaldrabilir mi?"

Susup ban nne edi, uzun bir sre ylece kald. Hatun da yannda yle
kalakalm, o da dnyor, nce Memedin zuhur ve huru edeceine, bir gn gelip
hanumanlan sndreceine inanyordu. Kzlnda, babasnn evindeyken, yeil
donlu bir ermiin bir gn ortaya kacan, doruluu, iyilii, eitlii,
kardelii yayp pekitireceini, kimsenin kimsede hakknn kalma194
yacan, ksa pn bile uzundan hakkn alacan, herkesin, dnyadaki her
yaratn mutlu olacan, yz glmeyen kiinin, yaratn kalmayacan, btn
dalarn, ovalarn, kylerin, kasabalarn, ehirlerin azna kadar iekle
dolacan, btn dnyann bir iek bahesine dneceini, lmden baka hibir
kaygnn kalmayacan, bu adam sayesinde, ok duymutu. Neden o adam nce Memed
olmasnd? Kanl bir kiiden, yeil donlu ermi olur mu, diye sormaktan da
alamyordu kendini. Be kyn stne kendini tanr yapar da Abdi Aa gibi, be
kyn insanna da zulm ederse, her kim ki o Abdiyi ldrrse ermi olur ya...
Ali Safa Bey gibisini... Ermi olur ya...
"Ermi olur ya..."
"Ne diyorsun?" diye sordu Murtaza Aa, yz allak bul-lakt.
"Sen git Topal Aliye. ok dnme yle. Nasl olsa gideceksin."
"Doru, gideceim." Ayaa kalkt. "Alinin giyitleri, postal, ftr apkas
nerede?"
"Bir tek postal evde, tekilerin hepsini sen seyis aban Ustaya vermedin mi?"
"Eeee imdi ne yapacaz, o sevinle amma iler yapmz ha!"
"Cann sa olsun, geer."
"Geer," dedi Murtaza. "Geer ya imdi ne yapacaz u giyit iini?"
"aban Usta burada, aa evde alyor, imdi ben bir adam gnderir o
giyitleri aldrr getirtirim. aban Ustaya da bunun tpks giyit, apka
alrsn. Kunduras da caba."
"Hemen," dedi Murtaza Aa, sevindi.
Hsne Hatun bir yanama ard. aban Ustaya gitmesini, giyitlerini alp
gelmesini, usul usul, en ince ayrntsna kadar anlatarak buyurdu. Biraz sonra
giyitler, krmz postal, ftr apka ipekli bir bohaya sarmalanm, Murtaza
Aann yanma konmutu.
"Baka hibir mmknm arem yok, benim bu Topal rz krna lm gidiyor, ama
ne gelir elimden? Syle de atm eksinler."
195
11
"At hazr, kapda seni bekliyor."
"Sa ol Hatun."
"Allah szn gekil, klcn keskin eylesin."
Deirmen kapsnda onu saygyla Kara Hasan Aa karlad, atnn ban tuttu,
Murtaza attan inince at gtrd nar aacnn altna balad.
"Ho gelip safalar getirmisin Murtaza Aam, deirmenimize."
"Sa olasn," dedi Murtaza Aa, ama bir trl de deirmene doru bir adm atp
da yryemiyordu. Pervanelere dklen su, dnen talar, akldaklar inanlmaz,
kulaklar sar edici bir grlt karyorlard. Hasan Aa onun sylediklerini
bir trl anlayamyor, tekiyse avaz kt kadar baryordu.
Hasan Aa edemedi:
"Dur Aam," dedi, "u deirmeni durduraym da geleyim."
Deirmene kotu, o korkun grlt de kirp diye kesildi. Ortal derin bir
sessizlik sard. Bu sessizlik daha ok rktt Murtaza Aay.
"Diyordum ki..." diye kekeledi. "Hani diyordum ki, bizim deli olan, kardam
Ali buradaym..." Konuurken glmeye alyor, glemiyordu.
Kara Hasan Aa:
"erde canm, ierde o. Keyfi yerinde ya, geldi geleli hi darya kmad."
"Nasl ksn fkara," dedi Murtaza Aa. "Ben yle bir bok yedim ki, o da akam
anlamad. Benimkisi de eek akasyd-Yaaa, eek akasyd."
Orada dikilmi duruyor, ieriye bir trl yryemiyordu. Kara Hasansa undan apak
olmu deirmenin kapsn am, "Buyur Aa," diyerek onu bekliyordu.
"Buyur Murtaza Aam."
Murtaza Aa sanki onu duymuyordu.

Belki byle yarm saatten fazla kapda durdu kald. Gld glemedi, konutu
konuamad. Kara Hasana abuk sabuk bir eyler sordu, ondan, bir kulandan girip
tekinden kan karlklar ald. Birazck kendisine gelince glebildi. Bakt
ki duru196
^m iyice. Birka kere daha glmeyi denedi, baya glebiliyordu, hemen glerek
ieriye girdi, sevinli bir sesle bararak:
"Ben geldim Ali karda. Da Musaya gelmezse Musa daa gider. te ben geldim.
Naslsn, iyi misin, gl yzl kardam Ali? Yahu adam Aasna bir ho geldin de
mi demez? Bak hele una, una bak, Hasan Aa. Doru, hakkn var. Beni affetmeni,
balaman dilemeye geldim senden. zr dilemeye geldim. Beni eylediim
kusurlardan dolay can yrekten balaman dilemeye geldim, muhterem ve hem de
yce gnll kardam. Ben seni snamak istediydim, keski snamaz olaydm da,
dilim azmda ryeydi. Hani dedim ki, u yiit kardamz bir snayalm,
mademki bir mr boyu karda olduk. Abooov, denemez olaydm da, boyum
devrileydi. ABooov karda, sen ne onurlu adammsm yle, beni, akam geree
alp o giyitleri karp stmze atnca, ben bir oldum ki, ben bir oldum
karda, senden bunu hi beklemiyordum, oluk ocuumun iinde, hatunlarmn
nnde ben yle oldum ki, dondum kaldm. Eer ki, bir haneri alp da yreimin
bana saplasaydn bir damla kanm kmazd. Ben yle perian, yle perian
oldum ki... Btn ar, kasaba bu senin bana yaptklarn duymular da, herkes
bana acm, Murtaza Aa bir karda bulduydu kendisine, onu da bok yoluna
elinden karp, u dar dnyada tek bana, bir bana gene kimsiz kimsesiz
kald, demiler."
Elindeki mavi ipekten giyit bohasn grnce anmsad.
"Kalk," diye serte buyurdu. "Kalk da kar o stndekileri, bunlar giy de eve
gidelim. Kapda atn seni bekliyor."
Arkaya dnd, Kara Hasan kapda bekliyordu:
"Bu giyitleri kardama sen mi aldn?"
"Ben aldm Aam, ben ne yapaym, deirmene geldiinde rlplakt."
"yi yapmsn. Kardama gsterdiin bu konukseverlikten dolay sana candan ve
hem de yrekten teekkr ederim. Ve hem de hrmetlerimi sunarm."
"Sa ol Aam. Ben de zatna bin kere hrmet ederim, o mbarek ellerinden
perekten..."
"Ka para verdin bu giyitlere?"
"Hibir kymeti yok Aam."
197
"Ne demek kymeti yok? Sen fkara bir adamsn. Ne demek ola ki..." Hemen
czdann kard. "Ne demek ola, ne demek ola ki... Sen benim iki gzmden de
aziz kardam byle arlamsn, al, al, al unu."
Ona bir elli liralk uzatt.
"Aman Aam, bu ok... Hem de o kadar ok ki... Ben bu paray bir ylda
kazanamyorum, aman Aam, kulun kurbann olaym, ben ne yapacam bu kadar
paray?"
"ocuklarn var. Al ve cebine koy o paray."
Sesi sert ve buyurucuydu. Kara Hasan onun buyruundan darya kamazd. Elleri
titreyerek, rme bir kese karp elli liray drd bkt, iine koydu.
"Kalk Ali kardam, kar o partallar da kendi giyitlerini kuan."
Alinin ba nndeydi. Sanki tatan bir adamd. O ne sylerse sylesin hibir
tepkide bulunmuyordu.
Murtaza Aa, Kara Hasana gzlerini dikti, uzun uzun ona bakt. Ondan bir imdat
ister gibiydi, sonunda vazgeti:
"Sen dar k temiz ve hem de saf, iyi yrekli Hasan Aa. Senin iin Molla
Duran Beyefendiye de syleyeceim, bu yl kiray senden almasn olur mu?"
"Sa ol Aam."
Bu deirmen Molla Duran Efendinin, yle deil mi?"
"Onun Aam."
Murtaza Aa bayla kapy kapa da git, diye iaret etti. teki karken:
"Buralardan da ayrlma," dedi. "arnca duyacak bir yerde ol."
"Olur Aam."

"Bak Ali kardam, biliyorum, seni ok gcendirdim, o glden nazik, ipekten


ince, ktan hafif, o gzel yreciini krdm. Biliyorum, yrek bir sra
iektir. Bir kere krlnca o iek bir daha yle bir iek olur mu, olmaz,
biliyorum olmaz, ama kar-dalarn sra gnlleri biribirlerine ylesine
scaktr ki, kard alk yznden sra bile birleip, ne kadar krlrsa
krlsn, un ufak olsun, eski haline gelebilir. Her sabah taze, mavi bir
sarmak iei gibi yeniden aabilir. Yaaa kardam..."
198
Alinin tam karsna geip durdu, alttan eilip yzne bakt:
"Ne oluyor sana, niye bylesin kardam? Rica ederim bir sze var. ok ok rica
ederim, yalvarrm sana. Olunu ldrdm, ocana dtm senin. Ayaklarnn
altn peyim Ali, bana bir ey syle. Bir kck kuum ben, bir alya
snmm, o al da sensin Ali karda, krma beni, gel kendi evine... Bundan
daha ok bir insan bir insana yalvarabilir mi Ali?"
Son szleri ok kzgn kmt. Gittike de kzyor, eli aya usuldan da
titremeye balamt.
"Syle Ali," diye grtla yrtlrcasma bard, "syle konumayacak, bir sze
varmayacak msn, ulan dinsiz imansz, Allahsz kitapsz Topal, bir can iin de
olsa bir insan bu kadar yalvartlr m?"
Deirmeni bir utan bir uca gidip geliyor, ayaklarn yere vuruyor, kollarn
ap kapatyor, avurtlarn iiriyor, bir o yana, bir bu yana boynunu
kvryordu.
"Ulan Topal," diye avaz kt kadar gene barmaya balad, "ulan Topal
bacana stmn deyyusu, sen iki iz srmekle kendini bir bokum mu
sanyorsun? Ulan yabandomuzu, domuz taa uyuz Topal, ulan sen adam msn
sen..."
Ne kadar kfr varsa arka arkaya sralyor, kfrleri de bir trl bitip
tkenmiyor, Topalsa olduu yerde, olduu gibi ta kesilmi, soluk bile almyor,
en kk bir biimde kprdamyor, gzlerini bile krpmyordu.
Sonra Murtaza Aa biraz ileri gittiini anlad, sesini indirdi yumuatt:
"Bak Ali kardam," diye yeniden yumuack, kadife gibi bir sesle konumaya
balad. "Bak Ali kardam, bu kardasn Murtazaya bir iki sz syle de, ldrme
beni. stersen kendi evine gelme. Byle ks durma, ne olursun, yreimi, benim
bu ince, ocuksu, yiit yreimi ve hem de Topal Alinin z bir kar-danm
yreini dilhun ediyorsun, yani kan alatyorsun ve hem de parampara ediyorsun.
Bir tek szck syle kardama Ali. Aliii, Aliiii, Aliiiii... Bir ey syle bana
da hibir ey yapma."
nne vard, gene eildi, yzne bakt, sevinle doruldu: "Yzn yumuad, o
gzel, o gl yzn yumuad! Murta199
za kurban olsun o gl yzlere, Murtaza hayran olsun! Yumuadna gre demek
konuacaksn ha? Bekleyeyim bakalm. Biraz bekleyeyim. Hay kurban olduum Allah,
bu gzel gnn de mi varm, Ali kardam konuacak. ok kr, ok kr
Allahma, ok kr Alimi konuturana..."
Kapdan deirmen talarna, talardan kapya yrmeye balad.
"Bekliyorum, bir tek szck syle, o da, Murtaza, diye syle. O kadar, senden
baka bir ey istemiyorum."
Keye atlm, eski, anm bir deirmen tann stne oturdu. Kan ter iinde
kalm, gzlerini de Aliye dikmiti. Kzmaya balyor, boazna bir yumruk
geliyor tkanyor, Alinin stne atlp onun boazn skmak istiyor, sonra da
byk diretme gcyle kendisini yeniyordu.
ini ekerek ayaa kalkt:
"Benimle konumayacaksn ha? Ben ne yapaym yleyse? Ali, bana bak..." Sesini
iyice yumuatt, kendisi de bir iyice kendi sesini dinledi. Sesi scakt, ie
ileyici ve yrektendi, sevecendi. "Bak Alim, olum, kardam, iki gzm,
gzlerimin bebei, bak, sana sylyorum, on bir ocuun ve hem de bir tek
avradn var, olur mu, daha gensin, iki tane gl gibi kar daha alabilirsin.
Sana yz dnmlk bir iftlii daha imdiden verdim. stne tapusunu yarn
kartmazsam anam avradm olsun. te Ali, bundan byk yemin olur mu? Bak Alim,
bak olum, bak iki gzmn iei, istersen sana bir de ev alacam. Alacam

deil, aldm! Muhacir Muradn iki katl konan... Yz otuz liraya satyormu,
onu da sana aldm. Anan st gibi sana helal olsun. Yarn onun da tapusu elinde
olacak... Bak olum Ali, tapu senin elinde olursa ne evi, ne de tarlay kimse
senin elinden alamaz. Al atn da kapda bekliyor. Evde de yeni fabrikadan km
bir Alaman filintas, kz gibi. Ne diyorsun Ali? Seni maaa da balayacam/
altn kakmal tabancam, altn kordonlu, bana smet Paann hediyesi saati da
sana vereceim."
Onu usulca omuzlarndan tutup sarst, srtn svazlad. "Haydi kardam kalk
evimize gidelim," dedi. "ok ge oldu. Hatun seni ne kadar sever biliyorsun,
kardatan da ilen,
200
simdi bizi gzleyi gzleyi gzleri drt olmutur. Ne diyorsun Ali, gelmiyor
musun?"
Yorulmutu, kedeki taa gitti. Krk gibi soluyordu. Tozlu, rmcek al
tavana krlanglar kocaman bir yuva yapmlar, yuvada da sar sar kocaman
azl yavrular, kefli azlarn amlar, kyameti koparyorlard.
Murtaza yerinden kalkt, dinginlemiti. Elini havaya kaldrd, parmayla yuvay
gsterdi:
"Bak unlara Ali karda," diye gld. "Bak unlara, ku yavrusu ku yavrusu iken
bak azlarn amlar, yem getirecek analarn, babalarn bekliyorlar. Ya
senin o dalardaki on bir yavrun, on bir tane cierparen, ne stte st, ne bata
ba, a susuz, senin yolunu gzlyorlar. Onlar niin kurtarmak istemiyorsun?"
Sesini ykseltti: "te ben sana, hem de z bir kardasn, elimi uzatyorum, bu
eli geri evirme."
Uzatlm eli yle havada, Alinin burnunun dibinde duruyordu. El bekledi,
bekledi, sonunda da usuldan titremeye balad.
"Demek bu eli kabul etmiyorsun? Pekiyi kardam." Sesini gene yumuatt,
scack, itendi. "Olur kardam, sen bilirsin kardam."
Elini indirip darya kt.
Alinin ii gidiyordu. Bu adam bu sefer her dediini yapacakt ya, Alinin onunla
konumak, onun yzne bir daha bakmak iinden gelmiyordu. Hele dadaki
perperian ocuklarn annca Alinin yrei czz etmiti. ocuklarn o korkun
yoksulluktan kurtarabilirdi. Onun ocuklar da u ukurovada okuyabilir,
yanamalktan, obanlktan, rgatlktan kurtulabilirlerdi... Az daha ayaa
kalkp Murtaza Aann boynuna sarlacak, sen benim z bir kardam Murtaza
Aasn, ben, senin beni snadn anlamtm, diyecekti. alt abalad,
yapamad. Yrei gtrmedi. Kendini yenemedi. te Murtaza Aa da gitti- O da
mrnn en byk frsatn kard.
Topal Ali ierde kendisiyle byle cebelleirken, Murtaza Aa Kara Hasann
elinden tutmu ieriye girdi, grleyerek, sevinli bir sesle:
"una bir akl ver Kara Hasan," dedi. "Seni Allahm huzu201
runda yemin edeceim iin ahitlie ardm. Ben imdi ne sylyorsam, Kurana
el basarm ki ve de Allahm byk ad s_ tne yemin ederim ki, u
sylediklerimin hepsini Topal Ali nam kardama vereceim."
Vereceklerinin hepsini bir bir saydktan sonra Kara Hasana sordu:
"Saydklarmn hepsini aklnda tutabilir misin?"
"Tutabilirim Aam."
Murtaza Aliye dnd, elini srtna koydu. Alamakl bir sesle:
"Konu Ali," dedi. "Kalk da evimize gidelim."
Elinin altndaki Alinin srtnn rperdiini sezinledi. Ardndan da onun
titrediini anlad.
"Haydi Ali, Hsne Hatunun zatn gzleyi gzleyi gzleri drt olmutur."
Konumasn srdrd. Yalvard, kzd, svd, bard, ard, szland,
yumuad, bir su gibi sesi aydnland. Ali ta kesilmi konumuyordu.
Ak kalm kapdan ok gibi giren krlangc grnce sesini kirp diye kesti. Ku
gelmi yuvasnn yresinde dnyor, yavrular da azlarn kocaman kocaman
amlar, yaygaray basarak, analarnn verecei yemi bekliyorlard.
Aliye vard, kocaman elleriyle onun ban tutup hzla yukar kaldrd:
"Bak u kua," dedi, "bak una... Bak bak una... Bak yavrularna nasl
sevinerek yem getirmi de veriyor, bak! O bir hayvan, sen de insansn. yi bak!"

Alinin kararm yz terlemiti, gzleri de pslakt.


"Haydi Hasan Aa, biz darya kalm, o da u kua baksn da insanlndan
utansn. Utansn da akl bana gelsin. Ben az sonra gene geleceim."
Ali onun arkasndan komaya alt, ayaa kalkamad, konumak istedi, aznda
dili dnmedi. Sanki dili imiti. Gzlerini de gidip gelen, yavrularnn azna
bir eyler koyan krlangtan ayramyordu.
Murtaza Aa geriye dndnde onu yle brakt gibi ba havada, gzleriyle
yavrularn doyuran kuu izler buldu.
202
"Konumayacak msn Ali?"
Alinin ba gene nne dt.
"Konumayacaksn demek Topallar Topal Ali... Ben de senin bana bir iler
getireceim ki felek de maallah desin! O Adanadaki candarma Miralay kim, benim
can azizim, ve hem de z bir biraderim deil mi, ite ben sana yaknda bir kulp
takacam ki kulp derim sana. Beni iyi, iyi dinle Topal Ali, Ferhat Hocayla
Yobazolunun bir sular var m, neden yatyorlar ierde? Ferhat Hoca gibi bir
Allahn mbarek adam hi adam ldrr m, fkara Ademi ldrp ne yapsn o,
neden ldrsn Ademi o, bir sebebi ve de bir sebebl hikmeti var m? O imdi
ierde, belki de onu asarlar. Neden bu hale getirdiler onu, nk biz bir
istihbarat aldk ki o, nce Memedi himaye ediyor. Bir de o, ne olduu belirsiz
bir kimsedir, casus mu, Bolevik mi, nereden geldii belirsiz bir kiidir. Onun
pis vcudunun tezelden, derakap ortadan kalkmas gerek. Ya Yobazolu? Neden
yatyor, o fkara bok yoluna, o, nce Memedin bindii Ali Safanm at yznden
yatyor. Ali Safa Beyin lmne de o sebep oldu. Hepimizin lmne, kasabamzn
adnn u koskocaman Trkiyede ktye kmasna o sebep oldu. Onu, nce Memede
at verdiinden dolay meydann ortasnda asacaklar. Bak Ali, Miralay kardam
sana i teklif ediyor, demek ki sen yce bir devlet memuru olacaksn. Ve biz
Aalar, Beyler, hepimiz senin yanna apkamz elimizde salavatla varacaz.
Miralaym bana dedi ki, mademki senin kardasn Topal Ali Efendi byle hnerli
bir adamdr, yeryznn en byk izcisidir, yerdeki karncann, andaki
rmcein, gkteki kuun izini srer, biz de onu devlet memuru yapp lnceye
kadar maaa balayacaz. Ve hem de yzba maana, yle uzatmal kel onba
maana deil. Sen ldkten sonra da ocuklarn alacaklar bu maa. Seni hkmet
izcisi yapacama, maa balatacama da Kurana, o yce kitabmza el basarak
ant ierim. Miralay dedi ki senin izci kardasn sayesinde bu dalarda ne ekya
kalacak, ne de hrsz... zlerini srp yerini derakap bize bildirecek, biz
de..."
Geldi elini Alinin omuzuna koydu:
"Kalk," dedi, "kalk da gidelim ala gzl kardam. Kalk,
203
kul kusursuz olmaz, demi atalar. Bir kusur iledik diye beni de, kendini de,
ocuklarn da mahvetme. Bak o krlangc grdn ya... te, bir kck
hayvan, senin ancak bir parman kadar var o krlang, ondan rnek alalm da
biz insanlmzdan utanalm. Bir krlang, kck bir krlangken, bak nasl
da bakyor yavrularna."
Sevindi, glmsedi.
"Sen hi uarken grdn m krlanglar, grmez olur musun, gkte bir inerler,
bir karlar, ok gibi bir szlr, bir ge aarlar, ne yaparlar bylece, syle,
sen herkesten daha iyi bilirsin, syle, ne yaparlar?"
Biraz geriye ekilerek onun sorusuna karlk vermesini bekledi. Belki kendinde
olmadan azndan bir szck kaard bu inat, alak adamn.
"Syle, syle, syle ne yaparlar?"
Bakt ki bu oyuna dmedi Topal Ali, barmaya balad:
"Syle Topal mendebur, topal bacana stm, ne yaparlar, sinek toplayp
yavrularna getirmezler mi, syle topal bacana stmn, topal sinei...
Ulan sen kimsin, bir sinekten de kymetsiz bir mahlukat deil misin?"
Kapya kotu, aacakt vazgeti, geriye dnd.
"Bak sana son szm sylyorum, iyi dinle beni, gnah kalkt benden. Yaknda bu
deirmenin kapsnda bir adam ldrlecektir. O da tam gzbebeklerinden
kurunlanarak, ikence edilerek, derisi yzlerek, bir uvala koyularak u
deirmenin abarasma atlacaktr. Bunun cezas idamdr. Sonra be adam gelecek,

amenna, biz kendi gzmzle grdk, bu adam Topal Ali ldrd diyecekler. Bu
ahitlerden birisi de sana iyilik eden, burada gnlerdir karnn doyuran
deirmenci Kara Hasan olacak, isterse ahitlik etmesin, bu deirmenin sahibi kim
biliyor musun, Molla Duran Efendi. Anladn m imdi? Se imdi ikisinden
birisini, ya aslmak, ya da devlet memurluu, ya da iftlik sahiplii, se
birisini..."
Sesini son perdesine kadar ykseltti:
"Ben imdi gidiyorum. Konu, konu Aliiii..." Sanki kilometrelerce teye
baryordu. Ali szcn ylesine uzatyordu, "te ben gidiyorum. Bundan
sonrasn artk sen dn.
204
Elimden de kurtulacan hi sanma." Gld. "Daa ksan kamazsn, orada nce
Memed, ovada da ben... Ben de imdi gidiyorum, demek eve geliniyorsun?"
Dilerinin arasndan slk gibi bir ses kard: "Sen grrsn!"
Kapy ylesine hzla arpt ki, btn deirmen salland, Aliyi de irkiltti.
Az sonra da kapy yavaa aarak geriye dnd:
"Bak Alim, kardam, ne geldi aklma, beni imdi iyi dinle, bundan sonra sana
Topal Ali demeyecekler. Belki, alkanlk, sana Topal Ali diyecekler ya, sen
topallamayacaksn. Neden ki dersen, Alamann payitaht Berlinde ayak gibi ayak
yapyorlarm, etten kemikten. Ben sana Alaman kardalarmzdan, Ala-man bizim
kardamz deil mi, bir milyona da olsa bir ayak getirtip taktracam. Yok,
ille aya biz ancak Alamanyada takarz derlerse, biz de seninle Alamann
payitahtna gider, yeni ayan orada taktrrz." .
Bu buluuna ok gveniyordu. Buna da hayr diyebilirse bir insan, artk o
insandan daha aalk birisi olamazd.
"Sen de bundan sonra yeni ayanla talarn kayalarn stnden, aalarn
tepesinden, dalarn doruundan keklik gibi sekersin. Sekersin de ne izler
srersin, deil mi kardam?" Szn kesip, birdenbire bir sevin l
kopartt: "Bak, bak Ali karda, bak! Krlang gene geldi, bak bak, bak Ali
karda, yavrular azlarn nasl atlar bak, kafam girer azlarna, sar
sar, boyunlarn da nasl uzatyorlar, bak, bir kar, keratalarn boyunlar
kopacak..."
Ali onun, bak bak, demesiyle ban krlang yuvasna evirmi, glmseyerek
kyameti koparan yavrulara, onlarn yresinde uarak dnen ana krlangca
bakyordu.
"Ali konu!"
Ali hemen ban gene nne indirdi. Bu sefer Murtaza Aa tam zvanadan kp
kendini paralamaya balad:
"Ulan senin derini yzdreceim ulan," dedi. "Ulan seni kaza oturtacam,
yaptramaz sanyorsun, deil mi, seni ayana, bacana stmn Topal seni!
Ulan biz stiklal Mcadelesini kazanm kiileriz. Bir Topal Ali, topal bacana
stm aahk mahlukat vz gelir."
205
Artk kprm, kenldini kapp koyvermiti, azna ne gelirse sylyordu.
Alinin karsnda byle, deirmenin iinde drt dnerek ne kadar svd sayd,
kendi de, Ali de, deirmenci Hasan da farknda deildi. Bu ara deirmene
gelenler, ierdeki sesi, amatay duyuyorlar, bahenin bir kesine ekilip
siniyorlard.
Sonunda:
"Azna stmn topal deyyusu, sana insanlk deil, lm, zulm layk," dedi,
kapdan bir ok gibi kp atma yrd. Deirmenci Kara Hasan hemen kotu, atn
ban tuttu, zengiye yapt. Atna atlayan Murtaza Aa, kapkara kesilmi bir
yzle birazck eildi, yavaa:
"Syle ona," dedi, "ok fkelendim inadna, ahmaklna, karda deil miyim,
elbet de fkelenirim. Syle ona, Vali onu Hkmetin maal baizcisi yapacak,
ben onun topal ayana yeni bir ayak taktracam, eskisinden daha iyi olacak
aya. Kara Hasan, eer Ali kardamm gnln eder de evime gn-derirsen, ben de
bu deirmeni alr sana veririm. Sen de bana taksit taksit dersin. Bilirsin, ben
szmn babayiidi bir kiiyim. Onu bu gece evde bekliyorum."
Deirmenden ieriye ok gibi szlen krlangc Kara Hasana gsterdi:
"Bak," dedi, "bak, u kua bak, yavrularna yem getiriyor."

Atn srd.
206
11
ocuklar kasabann st bandaki yamata, murt alsnn dibinde, bir Roma
mezarnn nnde ak oynuyorlard. irisiklerinin stlerinde kurumu iekleri
daha dklmemilerdi. allar, dikenler, otlar, batan ayaa kck, dme
kadar, dme kadar, smklbceklerle apak kaplydlar. Trl trl, krmz,
mavi, yeil, san, hepsi de gnee gelince akan, bykl kkl arlar,
grltlerle vzlayarak dalayorlard.
Ak oyunu, koyunlarn, keilerin, danalarn ak kemiklerinden karlan
kemiklerle oynanrd. Bir biim bir zar oyunuydu. Byklerin kumar arac olan bu
kemikler kklerin de oyun aracyd.
Ak Mustafa daha ie balamadan:
"Neyine oynayalm?" diye sordu.
teki ocuklar bu soruya karlk vermeye hazr deildiler. ou kez idemine
oynarlard.
"idemine," dedi Veysi ocuk. Daha sekizini sryordu ya, okula gitmiyordu.
nat etmiti, hibir zaman da o okul dedikleri eye gidip, o mengeneye
skmayacakt.
"Daha idem karmadk ki," diye onu yantlad Ak Mustafa.
"ncirine."
"ncir nerede be?" diye sordu Mustafa. "Bakn dallara bir fek incir kalm m,
veyikler yemi bitirmiler."
"Arsna."
207
pliklerle bellerinden balanm anlar salarnda, sollarnda uuuyorlard.
"Ben tlrsem bile," dedi Ak Mustafa, "arlarm vermem, kimsenin arsn da
istemem. Bakn bakn," diye az ilerde uan arlarn gsterdi. Her birisi parmak
kadar, parmak kadard, gnee geldike de sapsar, bir altn bilye gibi avkyp
snyorlard. "Siz hi byle arlar yakaladnz m, buralarda hi byle ar
grdnz m? Bu arlar kimseye de vermem, bir kiiyi sokunca, hemencecik orada,
hk dedirtmeden ldryor."
Tartma uzun srd. Sonunda anlatlar, kim tlrse, tenler onun srtna
binecekler, kara incire kadar gidip geleceklerdi. Bunu da Veysi hi istemiyordu.
nk ak oyununda imdiye kadar bir kerecik bile olsun kazanamam, bu
ocuklar saysz, srtnda eekler gibi tamt. Oysa Veysi ocuk ar, ku,
sinek yakalamakta birinciydi. u kasabada onun stne bir avc daha yoktu. Bir
keresinde yaylada bir ahin yavrusu bile yakalam, bytmt, ahin ona
ylesine almt ki, nereye gitse, onunla birlikte onun bir kula stnden
uarak oraya gidiyordu. Ne yapsa, bir alya, bir dala, bir duvara konup onu
bekliyordu. Sonra bir gece onun ahini ortadan yitti gitti. Ne olduunu, nereye
gittiini kimse bilemedi. Veysi ocuk btn kasabay, kasabann btn yrelerini
arad tarad gnlerce, kuunu bulamad. Sonunda ii anlad, ya kuu almlar,
ya da babas geceleyin ahini birisine satmt. Zaten babasn, o adam hi
sevmezdi. Bunun stne de ona iyice bir dman kesilmiti, bymeyi bekliyordu.
Her zamanki gibi gene Veysi tld, ocuklar onun srtna teker teker binip kara
incire kadar gittiler geldiler. Veysi gl, salkl bir ocuktu ya, bu kadar
ocuu srtnda taynca ok yoruluyor, kan ter iinde kalyordu.
Oyun bitince arlarn dikenlerden, otlardan zdler, ellerine alp uurarak,
allk yamaca yrdler, ellerinde sivri ulu mee kkleri vard, bunlarla
idem soanlarn kolaylkla karyorlar, alvarlarnn kocaman ceplerini
bunlarla dolduru-yorlard.
Topraktan idem kararak, arlarn baladklar yerden ok uzaklara gittiler,
bir dere atlar, kuru pnar getiler, bahar208
,ja bu pnarn am oluundan akr akr sular akard, alla vardlar, burada
bodur meelerle allar karmakar bitmiti. Bundan sonra da gene bodur, yaban
zeytinleri balyordu. Zeytinlikler arasndaki kuru derenin yamacnda, imdiye
kadar grmedikleri incir aalar grdler. Her incir aacnn st olmu, her
birisi yumruk kadar iri incirlerle doluydu. ocuklarn hepsi her yerden
incirlere saldrdlar.

Ak Mustafa:
"ok yemeyin, karnnz arr," dedi. "Kimseye de haber vermeyelim, arada srada
gelir yeriz. Bakn, bu aalar kular da bilmiyor. Gagalanm hibir incir
yok."
"Yok," dedi Glbahar kz.
O, hibir zaman erkek ocuklardan ayrlmyor, kzlarnsa aralarna hibir zaman
girmiyordu. "ok da tatl incirler, bal akyor."
Karnlarn doyurduktan sonra yarn stne sralanp ayaklarn aaya
sarkttlar. Hepsi de u aadaki mahalleden olurlard. Bu mahallenin btn
halk da, toptan, kadn erkek, oluk ocuk tarlalarda rgatlk yaparlard. En
ok da pamuk tarlalarnda alrlard. Yaknda btn mahalle pamuk toplamaya
aadaki ovaya ineceklerdi. ocuklar pamuk toplamay ok seviyorlard. nk
her pamuk tarlasnda, pamuklarn arasnda karpuz tevekleri, domates fidanlar
olurdu. Her tevekte be on ball karpuz, her domates fidannda da yzlerce
krmz domates... ocuklar saldrrlar, domatesi, karpuzu kaprlard. Bir de
ku yuvalar olurdu pamuklarn dibinde, ilerinde kck yavrular, ya da
palazlar...
Ak Mustafa pamukta, geceleyin i bitip de rgatlar dinlenmeye ekilince sazn
eline alr, onlara trkler sylerdi. Syledikleri trklerin bir ksm
bellenmi eski trklerdi, bir ksmn da dpedz kendi uydururdu. Bir Allah
vergisi. Byynce bir hak a olacakt, tpk Dadalolu gibi. Daha imdiden
sa sakal aarm aklarla karlayor, bir o, bir yal ak sylyor, hi
bile mat olmuyordu. Bir comaya, ardndan da bir titremeye balaynca, szler
azndan u pnarlardan akan al al sular gibi boanyordu. Ekyalara da
ok meraklyd. Onlar stne ok trk karmt. nce Memed stne de trkle209
ri vard. u len dokuz ekya stne de at yakmt ya, daha kimseye
sylemiyordu. Hele dursundu hele, bu yl pa_ mukta kalabalk ok olacakt.
Dalardan, her eyden ok trky seven insanlar ineceklerdi. te Ak Mustafa
da ilk olarak onlara syleyecekti dokuz ekyann atlarn.
"On iki yeil donlu adam," dedi Veysi.
"On ikisi de biribirinin
tpks, gece yars gelmiler..." "Yalan," dedi Glbahar. "Yalan," dedi smet.
Mustafa susuyordu.
"nce Memedi ldrememiler ki... Babam syledi. Bilmiyorsunuz yani, benim babam
beki. Grmediniz mi, nah bu kadar tabancas var, karnnn stne asl. te
babam dedi ki... O nce Memed deil bakasym. Babam dedi ki, nce Memede
kurun gemezmi, bes alnndaki Peygamber mhr..." diye bilgisiyle vnd
Fevzi. "Benim babam hem de bekiba... Boyu da aadaki kavak kadar."
Oradaki btn ocuklar, bir ey sylesin diye Ak Musta-faya baktlar.
Ak Mustafa, ciddi, kendine gvenmi, trk syler gibi bir hal ald,
dudaklarn uzatt:
"Doru," dedi, "o nce Memed dedikleri kiinin, nce Memed olmad doru. O
bakasym. imdi ben size bir ey syleyeceim ya, kimseye sylemeyeceksiniz."
Gzlerini teker teker herkesin stnde gezdirdi, sonra da sesini alaltt:
"nce Memed, lmemi, yaralanm. Alnnda Peygamber mhr varm, bu doru,
oradan yalnz kurun geermi ona... Belki de oradan yaralanmtr...
Yaraland doru, hem de gn gibi ortada. Geen gece dalardan bir Aydnl
Yr geldi bize... Hi kimseye sylemek yok. Amcamlan fsr fsr, ok gizli
konuurlarken, ben uyumuulua vurdum, onlar ne konutu-larsa duydum. imdi
hepsini size anlatacam. Eer bir kimseye aznzdan bir tek sz karrsamz,
Yzba da bunu duyar, giderler yaral yaral nce Memedi orada kstrp
yakalarlar, onu getirip pazaryerinde de asarlar, kellesini de kesip Ankara-ya,
Mustafa Kemal Paaya yollarlar. te byle nce Memed Ali
210
Safay1 ldrnce daa kam. Ali Safa ok zalim bir adamm. Kylye kan
alatyormu. nce Memed de onu gzbebeklerinin vurmu, daa kanca candarmalar
ona pusu kurmular, nce Memedi de vurup atndan drmler. O at da onu
alm, dileriyle candarmalarm arasndan karm. Candarmalar ata kurun
yadrmlar ama, vuramamlar. O at afsunluymu, ona hi kurun demiyormu. At
da alm onu dan tepesindeki bir maarasna gtrm. km dan kayalk
doruuna, oradan kinemi, kinemi. Bir kanatl ejderha inmi bir ak bulutun

iinden... At sevinmi, onu maaraya gtrm. nce Memed ejderhay grnce


korkmu. Ejderhadr, onun yaralarn krmz dilleriyle yalam, dokuz tane,
dokuz yalmdan dili varm. O saatte hemen nce Memedin yaralar iyilemi.
Benim Yrk kocasndan duyduum bu. Yalan m?"
"Hi yalan olur mu," dedi Fevzi, "benim babam da duymu bunu. Hi yalan olur mu,
Yrk kocasnn bir yn, nah bu kadar ak sakal varm."
"Sakal bir kucakt," dedi Mustafa. "O kadar sakalla insan hi yalan syler mi?"
Oradan kalktlar, dereyi geip kire ocaklarna vardlar. Orada ok tavan
yavrular olurdu. Bir tanesini bir yakalarlarsa... Mustafa bir tanesini iki yl
nce yakalam ve bytmt. Tavan byynce amcas onu kesmi de yemilerdi.
Mustafa da ok alamt. Amcas da tavan kestiine kpekler gibi piman
olmutu. imdi bir daha tavan yavrusu yakalarsa Mustafa, amcas onu hi
kesmeyecekti.
Kire ocaklarna ktlar. Bunlar yan yana kazlm, yrelerine yar yanm
yn yn ak talar atlm derin kuyulard.
Kuyulara yaklarlarken daha uzaktan burunlarna keskin bir koku geldi. Orada,
olduklar yerde durdular beklediler. Yukardan esen ince yel dalga dalga kokuyu
onlara getiriyordu.
Ak Mustafa:
"Bulduk," dedi.
"Neyi?" diye sordu Fevzi.
"Neyi olacak," dedi smet. "Kel Ekyann lsn. Demek kire kuyularna
atmlar onu."
211
"Ben korkuyorum, ben lden ok korkarm, dnelim, kaalm," diye telaland
Veysi.
"Olmaz," diye kesin konutu Ak Mustafa. "Olmaz. Hepimiz hep birlikte oraya
gideceiz."
"Korkma Veysi," dedi Fevzi. "Biliyorsun, sen kendi gzlerinde grmedin mi, benim
babamn tabancas var, hem de kocaman, hem de karnnn stnde asl."
"Korkacak ne var," diye kt Mustafa, "sen erkek deil misin?"
"Haydi gidelim," diye kire kuyularna yrd Glbahar. "Dur sen kz!" diye
bard Mustafa. "Byle ilerde hep erkekler nde gider."
nde Mustafa, arkada tekiler, burunlarn tutarak kire kuyularna kadar
kotular. Bir kuyunun banda durup baktlar.
"Burada deil," dedi Mustafa. "Arayalm." Karda kuyularn stndeki plak
dzlkte bir sr kpekle, bir sr akbaba kar karya durmular
bekleiyorlard. Kpekler kocaman oban kpekleriydiler, akbabalarsa yal, uzun
kanatlydlar. Kpekler yerlerinden hi kprdamyor, gzlerini akbabalara
dikmiler tetikte duruyorlard. Akbaba kalabalna arada bir, birka akbaba,
byk kanatlarn sallamadan yere iniyor, sekerek geliyor, akbaba topluluuna
karyorlard.
"Burada," diye bard Veysi. "Bu ocakta. Buras ok kokuyor. l grnmyor ya,
buras ok kokuyor, burada."
ocuklar o kuyunun stne toplandlar. Kuyudan ok koku geliyordu ya, kire
ocan azna kadar, silme mavi kelebekler doldurmulard. Ak Mustafa:
"Kel Ekyann ls burada," dedi bilgi bilgi. "Kelebekler, bir gzel
ieklere, bir de iyi kimselerin llerine okuur-lar."
Ocaktaki yz binlerce, st ste ylm uan mavi kelebeklerden darya,
yukarya bir k yaylyor, btn yreyi bir mavi, duman gibi aydnla
bouyordu.
Bir ara, bir hortumda ykselircesine kelebekler burgulana212
rak, ocaktan darya urayp gerisin geri indiler, ocuklar da bu srada ly
grebildiler. l rlplakt. Kel, dazlak ban ortasnda bir kan bula
grlyordu. Bacaklarndan birisi kopmu ortalkta gzkmyor, br de
soyulmu, ortada bir uzun ve ak kemik kalmt. Kel Ekyann gzlerinden bir
tanesi ak kalm, canl, alayc ocuklara, az nce havaya uan kelebeklere,
gkte dnen akbabaya bakyordu.
Kelebekler inince Mustafa ocuklara:
"Haydi gidelim, ok kokuyor," dedi.

Aaya yorgun argn inip arlarn baladklar yerden aldlar. Mustafann hi


keyfi kalmam, surat da asldka aslyordu. Balad aldan teker teker
ald arlarnn ipliklerini zyor havaya brakyordu. teki ocuklar da onun
gibi yaptlar.
Mustafa arlar uup gidince olduu yere, alnn dibine kt oturdu. Yz
sararmt, konuamyordu. teki ocuklar da onun gibi sararm yzlerle
geldiler onun yanma sralandlar. Onlar da azlarn aacak durumda deillerdi.
Bylece aradan uzun bir sre geti. Neredeyse ikindi olacakt.
Sonunda Mustafa gsne dm ban kaldrd, gzleri ya iinde kalmt.
Kendini tutmasa hkracakt. Sesi boularak:
"Demek Kel Ekyann kimi kimsesi yokmu. Dedikleri doruymu, candarmalar da
onu getirmiler buraya atmlar." Sustu. Az daha konusa boanacakt. Biraz
bekleyince kendine geldi: "Bu gece bu ly kpekler yerler. Kpekler geceyi
bekliyorlar. Gece olunca akbabalar uup gidecekler, l de kpeklere kalacak."
"Sabaha kadar bekleyelim," dedi Fevzi. "Babamn bir tabancas daha var..."
"Bekleyemeyiz," dedi Mustafa, "ama bir ey yapmalyz."
"Ben artk lden korkmuyorum," diye kendi kendine sy-lenircesine konutu
Veysi. "O da ite, l gibi l ite."
"Onu kpeklere brakmak olmaz."
"Olmaz," dedi Cemal.
Sustular, derin dncelere daldlar.
Mustafa:
213
"Akam oluyor."
smet:
"Ne yapalm?"
Mustafa ayaa kalkt, tekiler de onunla birlikte ayaa kalktlar.
"Ne yapalm, biliyor musunuz," diye konutu Mustafa gvensiz bir sesle. Sonra
dald.
"Ne yapalm?" diye sabrszland Cemal.
"u koyun damn gryor musunuz?"
Hep birden, kire ocaklarnn biraz aasndaki dama baktlar.
"ly oradan imdi alabilsek, oraya gtrebilsek..."
"Alloooo," diye hep birden bararak oraya kotular. nce Mustafa, ardndan
Veysi, onlarn ardndan da tekiler ocan dibine indiler, kelebeklerin
arasndan zorla ly seebildiler.
"karabilir miyiz?"
"Benim belimde bir kocaman kl rme var," dedi Cemal. "Belki on kula. Benim
anam..." Azna burnuna kelebekler doluyordu. Eliyle kelebekleri kovdu. "Benim
anam beni ipsiz hibir yere gndermez. imdi anladm." Beline dolanm ipi
dnerek at, Mustafaya verdi: "ly bala," dedi, "biz de darya kalm,
oradan eker karrz."
O kadar heyecanlydlar ki, burunlar bu korkun kokuyu bile duymuyordu.
ly sryerek koyun damna getirdiklerinde gn batm, karanlk kavutu
kavuacakt. Kapy bir iyice orada bulduklar telle muhkem baladlar.
Akbabalar brakan iri, azgn kpekler gelmiler, klarnn stne oturup
gzlerini koyun damnn kapsna dikmilerdi. ocuklar onlara aldrmadlar,
istedikleri kadar beklesinler. Gece iyice bastrmadan, bir kou evlerini
buldular. O akam hibirisi ne bir lokma yemek yiyebildi, ne de bir damla uyudu.
Daha tanyerleri madan koyun damnn altndaki sakzlk aacnda toplandlar.
lk nce Veysi, kucanda sakz gibi, sabun kokan iki apak patiska arafla
gelmiti. araflar, telgrafnn dul kars Kadriye Hanmdan almak o kadar
kolay olmamt. Veysi araflarn yerini, kadnn uyuduu oday, evlatlk
214
kzn yatt yeri iyi biliyordu. Eve de kolaylkla, bir kedi gibi it
karmadan girdi, gel gr ki, kahpe felein ettii oyuna bak, Kadriye Hanm
uyumuyordu. Veysi, bir insan uyuyor mu uyumuyor mu soluk allarndan bilirdi.
Geceleri biraz hrszlk ettii, yiyecek bir eyler ard iin soluk alp
verilerin ustas olmutu. ylesine bir soluk dinleme ustasyd ki Veysi, bir
insann d grdn, dnde de neler grdn soluk allarndan
bilebilirdi... Kadriye Hanm hi uyumuyor, dnyordu. Veysi onun soluk

allarndan ne dndn de biliyordu ya, aypt, kimseciklere sylenmezdi.


Veysi evin kck balkonuna sinmi bekliyordu. Yani, imdi u mikrop kar
uyumazsa ne olacakt, Kel Ekya kefensiz mi kalacakt, zaten fka-ranm kel
bana gelmeyen kalmamt... Ama sonunda da mavi kelebekler onun stn
rtmler, onun lsn kpeklere, akbabalara, ylanlara yanlara
yedirmemilerdi. Kck kck mavi kelebekler, her birisi mine iekleri
kadar, ufac-ck... nk, neden, nk Kel Ekya, anas ne sylyordu, hak
a imi. Bir elinde saz, birisinde de mavzer, mavzeri hi kullanmam... Hep
saz alar, trk sylermi dalarda. Karncay bile incitmemi. yle bir sesi
varm ki, o trk syleyince dalar talar, kurtlar kular dile gelir, btn
kzlar da, onun kel bana bakmayp, ona karasevda balarlarm. Bu Kel Ekya
yle bir ermi olmayp da baka birisi olsayd, bu kadar kelebein o ukurda ne
ii vard, her birisi de ipil ipil, k gibi yanan mavi kelebein... Hi byle
kelebek grlm myd, u dnyada? te byle bir adam olan Kel Ekya kefensiz
kalmamalyd. Yaaa Allahm, diye, sindii yerden ellerini ge aarak yalvard
Veysi, u mendebur, erkee doymaz kary bir uyutuver. Yarn araflarn
alndn anlar anlamaz Kadriye Hanm teyze, kyamet kopacakt ya, varsn
kopsun. Utanmadan da Veysi-nin stne atacaklard araf hrszln. Mahallede
de herkes onu belki de ilk olaraktan savunacakt. Syleyin, syleyin, syleyin
bakalm, Veysi araf ne yapacak, eker deil ki yesin, para deil ki alsn...
Sabaha kar, az nce, dalm gitmi Veysi Kadriye Hanm teyzenin soluunu
dinleyince, az daha sevincinden uacakt. Hemen amar sandna kotu. Sand
aar amaz da yzne lk
215
bir da elmas kokusuyla sabun kokusu arpt. Ya Allah, dedi kendi kendine, u
Kel Ekya senin bir iyi, ermi kulunsa turuncu gl, mavi meneke ilemeli, ha,
kelebeklerin her birisi mavi, mor birer menekeye benziyordu, araflardan
gesin elime. Ve elini uzatr uzatmaz, eli koskocaman bir gln stne geldi. O
araf ekti ald. Bir kedi gibi sessiz, rahatlkla merdivenin korkuluundan
kayarak indi, avlu kapsnn altnda, her zaman yatarak getii bir aklk
vard, oradan, elindeki araf yere dedirip kirletmeden kayd, sakzhk aaanm
altna geldi. araftaki teki ilemeyi aratrd alacakaranlkta el yordamyla,
onlar da mor menekeydi. Her ey iyiydi ya, burada tek bana d kopuyor, koyun
damndan yana da hi bakamyordu. u ocuklardan bir tanesi gelseydi, her ey o
zaman daha kolay olur, iki kii olunca daha az korkarlar, belki de hi
korkmazlard. Gittike korkusu artyordu. Neredeyse, bir trt duysa tabanlar
yalayacakt.
Arkasnda bir patrt duyunca, hemen kulaklar dikildi, kaacakt ki, gelen
karartnn Glbahar olduunu anlad. Onu yolda karlad. Kz soluk solua
kalmt. Elinde kocaman, kiloluk bir kolonya iesi tutuyordu. Aacn altna
geldiler. Ortalk d yacakt. Yakndan baknca, her bir eyleri ocuk
gzleri seebilirdi.
"Ne o elindeki Glbahar?"
"Hi," dedi Glbahar, "kolonya."
"Nereden kaldrdn?"
"Nazl Ablann eyizinden. Onda byle on be tane kolonya daha var. Kokuyor,
stne serperiz."
"Ben de ona kefenlik buldum, yolda gelirken..."
"Gzel mi?"
"ok gzel," dedi Veysi, "ilemeli. yi ki drmler. Ben de yolda
gelirken..."
"Ben hi bulamadm, ben hrszladm," diye zntl bir sesle konutu Glbahar.
"Olsun. Byle hrszlk hrszlktan saylmaz, kymeti yok," dedi Veysi. "Btn
llere kolonya dkerler, bizim ekyamz neden kolonyasz kalsn."
Bu srada birisi oflayarak poflayarak yokuu kmaya urayordu.
216
"Kim var orada?" diye korkulu bir sesle sordu gelen insan.
"Ben varm," dedi Veysi, "Bir de Glbahar."
"Buraya gelin, getiremiyorum, yoruldum."
Veysi:
"Cemal, sen misin?" diye sordu. "Sen burada kal," dedi Glbahara. Aaya indi.

Cemal, bir hasr ucundan tutmu srklyordu. Bir elinde de bir kazma vard.
Az sonra da Fevzinin sesi duyuldu. Onlar hasr aacn altna getirmilerdi ki
smetle Mustafa da geldiler. Ardndan da Fevzi gzkt. Fevzinin elinde de
kocaman bir sabun kalb vard. smet de bir krek bulmu getirmiti. Mustafa da
bir orak tayordu elinde, bir krekle birlikte.
Tanyerleri rken ocuklar, nce kire ocaklarnn oraya gittiler. Btn kire
ocaklar azlarna kadar, meneke meneke, layan, srtlar slak
kelebeklerle dolmutu. Oradan aaya koyun damna indiler. Akbabalar, kartallar
koyun damnn stne konmular, kanatlarn drmler, kartallar bir yanda,
akbabalar br yanda kar karya durmular bekleiyorlard. Kpeklerse koyun
damn evirmiler, yan yana klarnn stne oturmular, gzlerini de damn
duvarlarna dikmilerdi.
Mustafa:
"Buraya bo yere geldik. nce mezar kazmalydk."
"ly gtrelim de mezarla yle kazarz," dedi Fevzi. "Hem mezarln yannda
su da var. ly ykarz da. Ben bir kalp sabun getirdim."
"Bir gren olursa ya..."
"Grsnler," dedi smet. "Mezarlkta l olur. Grseler ne derler ki..."
Uzun tarttlar, Mustafa sonunda tekilerin isteklerine uydu, koyun damnn
kapsn aar amaz ylesine bir koku arpt ki onlara, hepsi birden
sersemlediler. Glbahar hemen yetiip lnn stne eyizlik kolonyann yarsn
boca etti. ly bir anda darya kardlar. Kolonyann, ak havann
etkisiyle koku azck eski gcn yitirdi. Akbabalar, kartallar, kpekler ly
grdkleri halde yerlerinden kprdamadlar. Oysa ocuklar, ellerinde ta, sopa
onlara kar tetikte ve hazrlklydlar.
217
ly hasrn stne yatrp mezarla kadar y getirdiler. Bu arada Glbahar,
lnn stne serpe serpe kolonya iesini bitirdi. Kel Ekyay getirip
mezarln yanndaki bir hendee, allarn altna yatrdlar. Onlarla birlikte,
kpekler, akbabalar, kartallar da gelmilerdi. Kpekler gene koyun damndaki
gibi klarnn stne oturup lnn yresine hal-kalandlar. Kartallar,
akbabalar, ar ar sekerek, kocaman kanatlarn gerip mezarlarn arasna
indiler. Kartallar bir yana, akbabalar bir yana ekilip beklediler.
Mustafa:
"Murt als kesmeye gideceiz. Kim benimle gelecek, kim burada kalp ly
bekleyecek?"
Glbahardan baka hepsi Mustafayla birlikte gitmek istedi.
"Veysi, sen Glbaharla burada kal, lye de iyi mukayyet olun. Kpekleri,
kular yaklatrmayn ona," diye Mustafa buyurdu.
Murtluk kire ocaklarnn az stnden balyor, Akarcaya, am ormanlarna kadar
gidiyordu. Mustafa bu ileri iyi biliyordu, az bir srede bir mezarlk murtu
biti. Her ocuk kucanda bir kucak alyla mezarla dndler. Kartallar,
akbabalar, kpekler daha yerlerinden kprdamamlar, olduklar yerlerde yle
duruyorlard. allar st ste koydular, ok koyu yemyeil bir yn olutu
orackta, mezarlarn arasnda. Murtlarm keskin kokusu neredeyse lnn kokusunu
bastryordu.
Murtu getirdiklerinden dolay kvanlydlar. Burada hibir l murt alsz
gmlmezdi, Fevzi:
"Bunu iyi yaptk," dedi. "Murtsuz l lden saylmaz. Kel Ekyann ls l
gibi l. Bir de ykamalyz."
Mustafa:
"Olmaz," diye diretti. "Nerede buluruz kazan, suyu stmak gerek... Olmaz.
Yapamayz. stelik de camide ykamamz gerek onu."
"Mezarlkta da olur," dedi Fevzi. "Evlerde de ykanr l."
Ortalk kart, her azdan ayr bir sz kyordu. ly ykamak m, ya da
ykamamak m stne bir trl anlaam-yorlard. En sonunda gene ii Ak
Mustafa kestirdi att:
"Size soruyorum," dedi. "sterseniz en bilgili hocaya gidin
218
sorun, ehit olan ol kiileri ykamann hi gerei yoktur. Yce Tanrnn
melekleri, o mbaret kiiyi ykayp pirpak eylemilerdir. Syleyin bakalm, Kel

Ekya ehit deil midir? O ehit deil de o kire ocandaki onun stn rten
kelebekler, hem de mavi, hem de ufack ufack, hem de ipil ipil... Nedir yleyrt/t
ser
Ak Mustafa bunlar syleyince akan sular durdu. Bunun stne kar gelebilecek
sz kim syleyebilirdi ki... Fevzi somurtmu, elinde kocaman bir kalp sabunla
az ilerde, akn, kalakalmt.
"Pekiyi, ya duasz l gmlr m?"
Mustafa soukkanl, dingin:
"Duay ben okurum," dedi. "Benim bildiim dua kadar duay kim bilebilir ki...
Ben imdi Kel Ekyaya duay okuyup, onun ruhuna gnderiyorum. Haydiyin imdi
bir mezar yeri bulalm da kazalm."
Bu da uzun sren bir tartma konusu oldu. Sonunda mezarln ortasndaki dut
aacnn altn setiler, ama orasnn topra kurumutu, ta gibi sertti.
Kazmak zor oldu. Mezar kazp bitirdiklerinde kan ter iinde kalmlar,
yorgunluktan kprdayacak halleri kalmamt.
ly aacn dibine getirdiler, Kadriye Hanmn turuncu gll, mor kelebeklere
benzeyen meneke ilemeli arafna sardlar, onu incitmeden, yavaa mezara
indirdiler, stne de murt allarn yumuack yumuack serdiler. Sonra da
toprakladlar. Aacn altnda taptaze, uzun bir toprak yn olutu.
"Durun, bekleyin," diye komaya balayan Fevziyi ister istemez beklediler.
Fevzinin dnmesi uzun srd. Mezar talarna oturdular. Fevzi elinde boyu kadar
bir salkmst fidanyla dnd.
"Kknden kardm," dedi. "Bu kurumaz. Hele derin gmersek hi kurumaz."
Buna sevindiler. Elbirliiyle derin bir de ukur kazdlar mezarln baucuna.
"Ben bu salkm sd byynceye kadar, her gn gelir sularm da," dedi
Glbahar.
"Ben de her gn Glbaharla birlikte gelirim," dedi Veysi.
219
"Bu salkmst byynce de kelebekler gelirler stne konarlar," diye onlara
katld Ak Mustafa.
ocuklar bir sre mezarn yresinde sessizce durdular Mustafa, dudaklar kpr
kpr, dua okur gibi bir eyler yapt Ortalkta hibir ses yoktu, bir ar
vzlts bile duyulmuyordu. Ortala apaydnlk bir gne km, iki ocuk eli
byklnde masmavi, kanatlarnn ular yaldzl bir kelebek de kardaki
mezar tann bu yannda scaktan kavrulmu bir iein dalma konmu,
kanatlarn durmadan ap ap kapatyordu.
Sonra ocuklar, bir mezara, bir biribirlerine baktlar, ardndan da hep birden,
"Alloooo," diye bir sevin l koyverip kasabaya doru komaya baladlar.
"Alloooo, alloooo!"
Onlarn bu akyan sevin lklarn duyan kpekler katlar, kartallar,
akbabalar, geni, ar, kanatlarn aarak havalandlar.
220
12
ukurovadaki ky evleri genellikle sazlarla kamlardan, bir de cilpirti
dedikleri allardan kurulur, hu denilen bu evler dikdrtgen biiminde,
uzunlamas en ok yirmi be, otuz adm, enlemesi on admla on be adm aras
olurdu. Yan duvarlar ka-msa, kamlar, uzatlm kalaslarn stne dikine
dizilirdi, it-se, dikilmi kazklarn aras ince cilpirti ubuklaryla
rlrd. Duvarn ykseklii iki buuk metreden fazla olamazd. Kam itlerin
de, cilpirti itlerinin de ii toprakla kalnca svanr, bu svalarn st de
Hemite da yrelerinden getirilmi mavi, sar, yeil, krmz topraklarla
boyanr, sslenirdi. Hularn st ounlukla sazlarla rtlrd. Yalnz ok
zengin insanlarn evlerinin, o da ok seyrek, duvarlar tatan rlr, damlar
da inkoyla, kiremitle rtlrd. Bu yrede yalnz Talip Beyin iki katl
konann duvarlar ta, dam kiremit, pencereleri de camlyd. Ve bu konak dz
ovann ortasnda apak parldayarak yeni dikildiinde uzun bir sre dillerde
dolam, salt bu kona grmek iin uzak kylerden, dalardan merakl konuklar
gelmilerdi.
Bu yre kyllerinin Anavarza altndan Kozana, Kadirli altna, oradan Osmaniye,
oradan da Ceyhana kadar evlerinin kamlar, sazlar yalnz Akasazdan elde

edilebilirdi. Akasaza da Trkmen Beyi Talip Bey sahip km, Akasazm her
yanna eli tfekli, boa aletinden krbal bekiler koymutu. Gereksinimleri
olan kyllere Akasazm kamlarn, sazlarn satyor, dediklerine gre de
sandklara kese kese altn dolduruyordu.
221
Akasaza sahiplendii gibi Anavarza ovasnn byk bir ksmna da sahip
kyordu. Bu ovada ylk ylk atlar, koyun, tosun, inek srleri yaylyordu.
Ovann her yl bir ksmn Yrklere satyor, her nasl ediyorsa bazan ikinci
yl, bazan da birka yl sonra satt yerleri zorla onlarn ellerinden geriye
alyordu.
Bu ovada Talip Beyin elinden ekmeyen kalmamt ya, Homanl Yrk obasnn
bana gelenler bin beterdi. Bu oba oktandr yerlemek istiyordu. Koyunu
keisi, sr, at, devesi bol, ok zengin bir obayd. Derlerdi ki, Homanl
Beyinin adrnn direi som altndandr. Bunu ovada gzleriyle grenlerin
olduu da sylenirdi.
te Talip Bey bu airete sahip kt topraklardan bir ksmn satt. O nasl
satt, tapucu Zlf ne yapt, bunu kimse bilmiyor, yalnz birka yl sonra
balayan yarglamada Homanl obas btn topra yitirdi. Obann elinde avucunda
hibir ey kalmamt. Neleri var neleri yoksa, hepsini satp satp parasn
Talip Beye vermilerdi. En soylu atlarn, develerini, srlerini, kilimlerini,
keelerini, ta dededen kalma ilemeli, sedef, gm, altn kakmal beiklerini
bile satmlard. Evlerinde neleri kalmsa onu da mahkeme, avukat paras olarak
vermiler, ipipullah sivri klah kalmlard.
Oba dalmamt ya, ok perian olmutu. Eer dayanmay, geleneini daha
yitirmemi teki Yrk obalar olmam olsalard, Homanl oyma oktan
dalm, ya da alklarndan krlm gitmilerdi. Ovada Talip Beyin
adamlarnn dayan yememi kyl mumla aranacak kadar azd. Akasaza girdin,
yat boa aletinden krbacn altna, Talip Beyin toprana bastn, gir Talip
Beyin konann yanndaki zel hapisanesine de orada gzlerin layaraktan,
gn gece a kalaraktan, tuzlu su ierekten kal da akln bana gelsin. Bu
Talip Bey dayak faslnda zaptiyeden de, candarmadan da bin beter bir kiiydi.
O sabah, erkenden, kasabaya Talip Beyin ldrlme haberi geldiinde kimsenin bu
habere pek inanas gelmedi. Onu, o kartal gibi adam kim ldrebilirdi ki...
Onun yzlerce koruyucu silahl adam, dokuz olu, u kadar akrabas vard. O,
devlet
222
I
iinde devlet, hkmet iinde hkmetten de daha gl hkmetti.
leye doru her ey ak seikti ve gerekten Talip Bey ldrlmt. nce
Memedden baka da kim ldrebilirdi bu Anavarza kaplan Talip Beyi? Talip Bey de
nce Memedin eliyle ldrlnce kasabann beli kknden krlmt. Byle kaplan
gibi bir beyi de ldren nce Memed etesiyle artk baa klamazd. Ne
Hkmet, ne de bir ey... Koskocaman dveli muaz-zamay yenen ordu bile gelse
nce Memedle baa klamazd.
nce Memed dn gece, tanyerleri rken, on bir tane tepeden trnaa ak libaslar
giymi kiisiyle Talip Beyin kyne gelmi, hepsinin de altnda birer kr at ki,
Krolunun Krat rnei, ellerinde Alaman filintas gcr gcr, ay nda
parlayan... Heybeleri fieklerle, bombalarla dolu... On iki ak libasl adam
basmlar ky, Talip Beyin adamlarnn ellerinden silahlarn alp, onlar
muhkem balayarak domuz topu etmiler. Sra konaa gelmi, teslim ol, ya Talip,
demiler. O da, ben teslim olmam, demi, yiit adam, Osmanl adam, kuruna
kurunla mukabele etmi. Dokuz olu, nce Memed adn duyar duymaz,
korkularndan kleri dp, elleri balarnn stnde hemen orada konaklarnn
nnde nce Memede teslim olmular. nce Memeddir, "Ey arkadalar," demi,
"benim sizinle hibir davam olamaz, benim davam Talip Bey dedikleri kan iici
zalim-len. imdi sizin ikinizi geri brakyorum, gidin, onu bana yakalayp
getirin, nkleyim ki ben, soylu Beyimiz Talip Beyi, ne kadar zalim, ne kadar
rz dman, her ne kadar u ovada zorla rzna gemedii gzel kadn
brakmamsa da ben onu ldrmeyeceim. Eer o teslim olmaz, byle direnirse,
ben de onu ldrmek zorunda kalacam. nk bana kurun gemez, bense onu elee
eviririm. Eer siz de gider geri gelmezseniz, onun ivasma uyup da, ben de u

domuz topu ettiim kardelerinizi ve hem de adamlarnz, akrabalarnz toptan


gzbe-beklerini oyarak ldrrm," demi. ocuklar da gitmiler babalarnn
yanna, byle byle demiler. Talip Bey gene teslim olmam. nce Memed de
barm, "Kona gaz dkp de yakyorum," diye. Talip Bey de, "Yak ulan,"
demi, "senin gibi bir Putun elinden leceime, konamn iinde yanarm
onurum223
la lrm, daha iyi. k ortaya da, k ortaya da seni greyim bre nce Memed,"
diye barm. "k ortaya da, bakalm sana nasl kurun gemiyormu, bir
anlayalm." Bunun stne Me_ meddir, ak libaslar iinde, bir mermer direk gibi
gelmi avlunun ortasna dikilmi, her bir yanndan klar fkryor, ortal
onun klar apaydnlk ediyormu. "Buyur Bey, yksek bir huzuruna geldim,"
demi, "bala taramaya beni." Talip Beydir, bir tarak kurunu onun stne
boalm, o da barm, "Al Talip kurunlarn," bedeninden ald be kurunu
da Talip Beye atm. Ne yapsn Talip Bey, bu ie ok arm ama gene de ate
etmeyi srdrm. nce Memeddir, artk sabr tkenmi, "Yakyorum kona" diye
barm. ocuklardr, hileyle Talip Beyin yanma yaklamlar, onu kskvrak
yakalayp nce Memede getirip teslim etmiler. O da ortaya bir ate yaktrp,
yere bir kazk aktrp ucunu kl ucu gibi sivrilttirmi, Talip Beyi evlad
eyalinin gzleri nnde kaza geirmi. Talip Beydir ok zarlam, gzlerinden
kanl yalar dkm. ldrn beni, hemen ldrn, diye yalvarm. ldrn de
beni evlad eyali-min karsnda bana bu ktl etmeyin. ldrmemiler, o
kazkta, gnein alnnda, gn gece inlemi durmu. Su istedike tuzlu su,
yemek istedike gene tuzlu su vermiler. Talip Bey tam lecekken nce Memed
gelmi, tabancasn ekmi, onun her iki gzn de kurunlam. Koskocaman
Trkmen Beyi Talip Bey de ite bylece rahmeti rahmana kavumu.
Talip Beyin nce Memedce bu biimde ldrlme haberi, gelen haberlerin hepsi
tpatp doru olmasa da, her haberde az da olsa bir gerek pay vard. Bu
haberler, bu sefer yalnz Mur-taza Aay korkudan ldrtmam, teki Aalar,
Beyleri de, en ok da o soukkanl grnen, her eye glp geen tapucu Zl-fy
can telana drmt. Talip Beyi ldren nce Memed bile olmasa, daha kts,
o, neyin nereden geldiini iyi biliyordu. Tez elden asayii dzeltmeli, u
canileri ortadan kaldrmann yollan bulunmalyd. Kasabada herkesten nce
kollar o svam, Murtaza Aayla ibirliine gemiti. Telgraflar ekiyor,
mektuplar yazyor, Kaymakamla, Yzbayla konuuyor, nne gelenden dncesini
soruyordu. Bu nce Memed artk ok olmutu, ortadan kalkmalyd.
224
Hemen, o sabah leye kadar, daha haber btn plaklyla yaylmadan be
kiilik bir delege oluturdular. Delegeler o gn yola kacaklar, trene binip
Ankaraya gidecekler, nce Memedi, onun lke iin nasl bir ban ba olduunu
ileri Bakanna bir bir anlatacaklard.
Murtaza Aa bu durumdan dolay ok mutluydu. nne gelene:
"Nasl, nasl?" diyordu. "Herkesin can herkes iin kymetli. Pezevenk Zlfnn
kendi can canken bizimki patlcand. O zaman gzleri bebeklerinden kurunlayan,
Beyleri kazklara oturtan nce Memed bir al kakc, masum bir kyl ocuuydu.
kendi canna gelip dayannca, ibirlii yapt Talip kar-da kurunlannca
derakap Ankaraya heyet, kendi de banda... Oooh... Gitsin bakalm."
Be kiilik heyetin iinde bata Takn Halil Bey, avukat Kozanolu, emekli
yarg Hdai Bey, Trkmen Beyi Kaplano-lu Halis Bey de vard. Bata Zlf,
bunlar az laf yapan dirayetli kiilerdi. Ne yapar ederler, elleri bo
dnmezler, en azndan bir alay askerle u Toroslarn stne bir hm gibi
yrrlerdi. Dada ekyalar olan Aalar, Beyler, eer adamlarn kayryorlar,
seviyorlarsa, onlar artk Toroslardan baka yere gndersinler, hi olmazsa bir
sre iin izlerini yitirttirsinlerdi.
Bu arada Murtaza Aa birka kere deirmene daha gitti, Topal Ali yoktu. Nereye
gittiini deirmenciye sylememiti. te imdi apa oturmutu. Bu
anlatlanlarn yars bile doruysa, Zlf bile can telana dtne gre
durum gerekten vahimdi, sra kesinlikle ona gelmiti. u alay gelinceye kadar
cann saklayacak bir yer bulabilseydi. Aaah, Topal Ali, aaaah! O, nce Memedin
her huyunu suyunu biliyordu...

arda bir ara Molla Duran Efendiyi grd, o tilki adam ona grnmemek iin
saklanmak istedi. Murtazann hi gzlerinden kaar m, vard, hemen onu
sakland dkkandan kard. Molla Duran Efendinin, bu dnya kurnaz, Camiyl
Ezherde okumu bu dnya allamesinin bile, dnya yansa vurdumduymazn bile yz
sapsaryd. Konuurken sesi titriyordu.
Onun koluna girdi, ary ktlar, konua konua kprye aaya indiler.
225
"Ne yapacaz?"
"Vaziyet feci. ok acdm haline Talip Beyin. Hem kaza akmlar konann
iinde, hem de gzlerinin nnde evlad eyalinin, gencecik kzlarnn,
gelinlerinin gn gece rzlarna gemiler."
"ntikam, intikam, intikam alyorlar ayak yalnlar bizden..."
"Biz byle olur da, gece gndz biribirimizin kuyusunu kazarsak elbet de
alacaklar. Biz birlik olmazsak... Ali Safa Bey ldrldnde hepimiz senin
gibi, soylu bir gayreti, Kara-dalolu Murtazann gtt gayreti gtseydik,
belki de imdi, u anda Talip Bey byle feci bir ekilde ldrlmez, yanmzda
olurdu."
"Gzbebeklerinden vurmu. Bu vaziyet bu iin nce Meme-din ii olduuna hibir
phe brakmyor."
"Evet, evet, evet," diye kalarn att Molla Duran Efendi. "Evet insanlar
gzbebeklerinden kurunlamak o kafirin huyudur, zavall Abdi Aay da byle
ldrmt, deil mi?"
"Byle..."
kisi de dnceye dalmlar, kendilerini dnyorlar, bu iin altndan nasl
kalkacaklarn hesap ediyorlard. Ankara bu ekya iini ciddiye almyor, ks
dinliyordu. Niin ciddiye alsnlar, tehlikede olan kendi canlar deildi ki...
Molla Duran Efendi ban kaldrd, Murtaza Aann yzne bakt, bir ey soracak
gibi oldu vazgeti. Ayn hareketi birka kez daha yapnca Murtaza Aa:
"Sor," dedi, "ne soracaksn, Molla Duran Efendimiz?"
"eyi soracaktm..."
"Neyi?"
"Hani u Topal Ali meselesini... Dnden bu yana arda, kasabada, u Talip Bey
haberi gelinceye kadar bu konuuluyordu. Sen gitmisin de Topal Alinin
ayaklarn pmsn, yalvarm yakarmsm, iftlikler vaat etmi, konaklar
yaptracak olmusun ona..."
"Doru," dedi Murtaza Aa. "Sana hayatn balayan bir adama, sen ne vermezsin
ki, Hocam?"
Topal Aliyi, onun izciliini, nce Memede dmanln/
226
onun nce Memedden daha nianc, daha yiit, daha yrekli, becerikli bir kii
olduunu bire bin katarak ona da bir daha anlatt.
"Biz bir byk kusur iledik, Hocam, ona kar, ve kendimizi balatamadk. O
ok onurlu bir zat. Adamolu adam o... Bir gn kendimizi, kusur ilediimiz z
bir kardamz zata kendimizi balatabilirsek ne mutlu bize."
Deirmen olayndan sonra nereye gitse, kimi grse Aliden sz ama frsatn
karmyor, kendi hakkndaki bu kanatl, iyi szleri duyar da imana gelir diye,
onu gklere karyordu.
"Demek Topal Ali Efendi byle bir insan? Ben zatlaryla hi merref
olamamtm. Ne yazk..."
"Yazk, yazk," dedi Murtaza Aa.
Bu srada onlara doru koarak birisi geliyordu. Gelen delikanl ok
heyecanlyd.
"Mddeiumumi Bey gnderdi beni. lle de Murtaza Aay bul getir, dedi. Durum ok
nazik, amann iki eli kandaysa da hemen bana yetisin."
"Demek durum bu kadar nazik..."
"ok nazik, ok nazik," dedi delikanl.
"Demek durum bu kadar nazik, birlikte gidelim seninle Molla Duran Efendi.
Zatnn yksek tecrbelerinden mstefit oluruz."
Birlikte Savcln yolunu tuttular.
Savc ak bykl, kk avurtlu, dalgal ak sal, zayf, grtlak kemii
darya frlam orta boylu birisiydi. nsan ona baktnda ilk olarak grtlak

kemiini, sonra da uzun boynuyla krk iinde kalm alnn grrd. Her zaman
sinirli, telal bir hali vard ve abuk abuk konutuundan sylediklerinin bir
ksm hi anlalmaz, bir ksm da zor anlalrd.
"yi ki abuk geldiniz Beyler," diye konutu Savc. Odasndaki kanepelerin
stne km dokuz kiiyi gsterdi. Bunlar ya srasna gre kanepenin stne
sralanm oturmular, ellerini de dizlerinin stne koymular, gzlerini
kardaki Atatrk resminin gzlerine dikip yle kalakalmlar, hi
kprdamyorlard. Hepsinin de elmack kemikleri kkt. Az ok biribirleri-ne
benziyorlard. Hepsi de buday benizli, byk kulaklyd.
227
"yi ki, iyi ki abuk geldiniz. Yoksa vaziyet nazik ve vahim. ok vahim. Bu
Beyler bir arzuhal getirdiler, bendeniz bunu kabul edemezdim. Hayat
memuriyetimde byle bir ey gelmedi bendenizin bana... Bu kasaba ok tuhaf bir
yer... Gya babalar Talip Beyi nce Memed deil de bakalar katletmiler...
Ben de onlara olamaz byle bir ey, dedim, babanz nce Memed nam cani ve aki
katletmitir, bundan bakasn biz mahkeme olarak kabul edemeyiz. Bu kasaba,
hayat memuriyetimde grdm en acayip yerdir. Muhterem Beyefendilere rica
ediyorum ki babanz kanunen nce Memedden bakas katledemez, anlamak
istemiyorlar szlerimi... Acayip, acayip, acayip..." Bundan sonra konumasn o
kadar abuklatrd ki, kimse bir ey anlayamad. Soluk solua szlerini bitiren
Savc: "te hal ve keyfiyet bu minval zeredir Beylerim, Aalarm," dedi. Tilki
gzleriyle bulank, biraz akac, biraz da kendisiyle alay eden, babacan,
dnyaya bo veren, bkm biri gibi Murtaza Aaya bakt.
Murtaza Aa her eyi anlamt:
"Banz sa olsun kardalarm," dedi.
tekiler hep bir azdan:
"Sa ol, sa ol," diye toparlandlar.
Murtaza Aa yzne alams bir hal vererek:
"Yand yreimiz, kkten yand Anavarza kaplan Talip Beye. Demek onu da
ldrd, o kan iici canavar, demek Talip Bey gibi bir kaplana da kyd! Vay
kafir vay! Demek onu da gzbebeklerinden vurdu, vay alak vay! zlmeyin
ocuklar, kardalarm, benim acl oullarm. Bilirsiniz biz Talip Beyle
kardatan da ileriydik. Kasabaya gelir de beni grmez olur muydu hi! Hi
zlmeyin oullarm, bundan sonra artk sizler benim ouUarmsnz. Atmm
stnde, soylu kr atnn stnde onun bir kasabaya girii vard, Arabistan
llerinden boanm bir kaplan sanrdn. yle dimdik, krbal eli sa dizinin
stnde, gzler ilerde, gs kabark... Sizler de tpk babanza benziyorsunuz.
Banz sa olsun. nallah her biriniz o babayiidin, o dnya soylusunun yerini
doldurursunuz. Ve dolduracaksnz. nkleyim ki gl yerinden hibir zaman su
eksik olamaz. Bir de nce Memed iini... O Anavarza kaplann ldreni...
228
Byk oul epeydir yutkunuyor, bir eyler sylemek istiyor, ama Murtaza szn
arkasn brakmyordu ki...
Sonunda byk oul cann diine takarak Murtaza Aann szn keserek konutu:
"Bizim babamz nce Memed ldrmedi ki..." dedi.
"Ne? Ne, sen ne diyorsun ne?"
"Bizim babamz ldren nce Memed deildir. Biz babamzn katilini biliyoruz.
Btn Anavarza yazsndaki kyller de biliyorlar."
"Olamaz, olamaz, nce Memedden bakas olamaz. Kanunen yasaktr. Biz hemen bir
heyet hazrlayp, nce Memedin tenkili iin Ankaraya gnderdik bile. Bu hadise,
Anavarza kaplan Talip Beyin ldrlmesi zerine..."
"Babamz Aslan kyllerle Yrkler birleip ldrdler. Katiller ortalkta
dolap duruyorlar. Saklanmyorlar, kamyorlar bile."
"Kamazlar, kaamazlar, niin kasnlar, nk Anavarza kaplann onlar
ldrmemilerdir. nkleyim ki o kan iici nce Memed ldrmtr. Bakas
olamaz, kanunen yasaktr. lle de Anavaza kaplan babamz alelade bir kyl
ldrd demekte srar ederseniz piman olursunuz. Pimi aa souk su katmayn,
hazr heyetimiz Ankara yolundayken. nce Memed ii hallolunduktan sonra biz o
kyllerin de, Yrklerin de icabna bakarz. Deil mi, Mddeiumumi Bey?"

"Olur efendim, arz edeyim efendim. Siz bu arzuhali mevkii tatbike koymayn
efendim. Doru arz ediyorlar kendileri... Murtaza Aa Beyefendileri,
kendileri... Ben size arz etmedim mi daha nce, nce Memedden bakas bu ovada,
bu dalarda, yani ukurovada bugnlerde, kendileri ifna edilinceye kadar, hi
kimse, hibir insan ldremez. Muhterem babanz da nce Memed kendileri
katleylemilerdir. Meselenin tatbik biimi, muhterem pederinizin karlmas
biimi, kendilerinin kaza oturtulup gzlerinden kurunlanmas, muhterem ve
kymetli babanzn katli ekli gsteriyor ki babanz nce Memed katletmitir.
Anavarza kaplan ve de muhterem..."
"Babamz gzlerinden kurunlanmamlar ki..."
"Olamaz," diye ayaa kalkt Murtaza Aa," olamaz! n229
kuleyim, alnan istihbarata gre babanz, Anavarza kaplan Talip Bey gzlerinden
katledilmitir. Bu da yalnz nce Memed nam caninin ii olabilir."
"Byle bir fiili yalnz be yalnz nce Memed ileyebilir."
"Yok," dedi heyecanla byk oul, "yok. Babamzn lm biimi baka, durum da,
ok rica ederim anlataym da... nk bu i byle kalrsa, ok byk hadiselere
sebebiyet verilecektir. Ben bu ocuklar, akrabalar, obamz kyllerini zor
zapt ediyorum. Ben olmasaydm, bugn oktan kan gvdeyi gtrmt. Biz ok
kuvvetliyiz ya, Aslan kyn kylleri de, Aydnl Yr de ok yrekli, gz
kanl insanlar."
Bundan sonra, ister istemez Murtaza Aa sustu, byk oul da olay olduu gibi
anlatmaya balad. Bata Aydnl Kerem, Aslan kyden Krt Zaro, Ksack Hac,
Deli Kenan, daha kii Talip Beyin yolunu gnlerce bekleyip onu pusuya
drmler Kozan yolunda, ldrmemiler, onu Akasaz bataklnn en kuytu,
insan aya basmam, kaplan giremez, zncarmdan, aacndan, kamlarndan gk
grnmez bir yerine gtrmler, ok da yalvartmlar. nce bir kulan
kesmiler, arkasndan burnunu, sonra da kollarn... Gsnn derisini
yzmler. Dudaklarna, gzlerine bir ey yapmamlar. Gzleriyle olan biteni
grsn de, diliyle yalvarsm diye... Sonra kaza akmlar, ondan sonra da Talip
Beyi yar canl oradaki st aacnn en salam dalma ayaklarndan rlplak
asmlar. Btn bedenine de bal srmler, arlar, sinekler okusun-lar da, onu
lmeden yiyip bitirsinler diye.
"Bizim nce Memede ne dmanlmz vard ki babamz byle ldrsn?"
"Ali Safa Beyin ne dmanl vard ki onu gzlerinden kurunlasn?" Murtaza Aa
iini ekti. "Vah Talip Bey vah, insan soyu canavar olmu da bizim haberimiz
yok..."
"te bu sebepten bizim arzuhalimiz mevkii muameleye konacaktr. Eer bu
kasabada bu ii baaramazsak Ankaraya, Adalet Vekaletine kadar gidip meseleyi en
byk merciye arz edeceiz. Yoksa ok kan dklecek, Anavarza ovasnda sonu
gelemeyecek bir muharebe balayacaktr, eer hkmet babamzn katillerini bulup
asmazsa..."
230
"Babanzn katili nce Memeddir."
"Deildir," diye kesinlikle konutu byk oul.
Murtaza Aa skmt. Bu dokuz ahmak oul bir uval inciri neredeyse berbat
edeceklerdi. mdat ister gibi orada susup kalm Molla Duran Efendiye bakt, ona
bir de, konu, diye, gizlice imdik att.
"Dur Murtaza Aam, dur," dedi Duran Efendi usulca.
"Ne durmas be karda!" diye inler gibi bir ses kard Murtaza Aa. "nce nce
Memedin yakalanma yalan, imdi de bunlar, Ankaraya kacak yz brakmad bizde.
imdi ben ne bok yiyeyim ben!"
"Sus!" dedi Molla Duran Efendi. "Dirayetli Mddeiumumimiz her eyin stesinden
gelirler, her belann altndan kalkarlar."
Bu srada yarglar girdiler odaya, arkasndan da Yzbayla Asm avu.
Savcnn odas gittike doluyor, ayakta duracak yer bile bulamyorlard son
girenler.
Yzba Savcya bir selam aktktan sonra:
"Muhterem Mddeiumumi Bey, Belediye Reisimiz sizi orada bekliyorlar, hepimizi
daha dorusu. Kaymakam Bey ve br zevat da gelecekler."

Murtaza Aa buna ok sevinip hemen ayaa kalkt. Molla Duran Efendiyi de


kaldrd.
Molla Duran Efendi ember sakaln svazlayp bir an dnerek:
"Siz gidin, ben sonra gelirim," dedi, sonra da onun kulana eilip: "Nasl olsa
siz orada uzun kalacaksnz. Ben sonra gelirim. Ben dnnce yle zannediyorum ki
her ey bir miktar yoluna girmi bulunacak."
"abuk gel Molla Duran Efendi."
"Mmkn mertebe."
tekiler de cmbr cemaat Belediye yoluna dtler.
Belediyenin salonu geni, oturacak yeri de oktu. Kaymakam da oktan gelmi,
orada onlar bekliyordu. Kardeleri grnce onlarn hepsini sert sert bakarak,
tepeden trnaa teker teker szdkten sonra:
"Banz sa olsun Beyler," dedi. "Sizin babanz feci bir e231
kilde ldren nce Memed bizim de dmanmzdr, yani Cumhuriyetimizin de...
Merak etmeyin, ok yaknda o nce Memed nam sergerdenin cesedi bu kasabada halka
tehir edilecektir. Ali devletimize bakaldran hibir sergerde dokuz yz yldr
payidar ve muvaffak olamam, Selukiler ve Osmanllar, imdi de son Trk
Devletinin snd Anadoludaki asil kanl Cumhuriyetimiz nce Memed denilen
sergerdenin hakkndan gelecek, asil babanz Trkmen beyi, Anavarza kaplan Talip
Beyin de intikam pek yaknda alnacaktr."
"Babamz nce Memed ldrmedi, Aydnl Kerem, Krt Zaro, Ksack Hac, Deli
Kenan, daha bakalar onu kararak ikenceyle ldrdler."
"Ya onu gzlerinin bebeinden kim kurunlad?"
"Doktorla Mddeiumumi Bey otopside de greceklerdir ya, babamzda hibir kurun
yaras yok. Kurun yaras almam bir insan nasl olur da gzbebeklerinden
kurunlanr? sterseniz imdi gidip grelim, olduu yerde asl duruyor, gzleri
falta gibi..."
Tartma uzun srd, kardeler diretiyorlard babalarn nce Memedin
ldrmediinde. Babalarn ldrenler Aydnl Y-rkleriyle Aslan kyllerdi.
Yukarda adlar verilen kiiler, babalarn yzlerce kiinin gzleri nnde
karp bkle gtrp ikenceyle ldrmlerdi.
"Olamaz," dedi Kaymakam.
"Olamaz," dedi Yarg.
"Ben her eyi btn teferruatyla tetkik ettim, olamaz," dedi Savc. "Onlar nce
Memedi Aydnl Kerem olarak grmler. Bu nce Memed bir eytan, bir cin
taifesi... Her an baka bir dona giriyor. Bizi de aldatmad m?"
"Aldatt," diye onu onaylad Yzba. "nce Memed diye biz Kara Osman etesini
yok ettik."
Byk oul sonunda fkelendi:
"Siz beni deli mi sanyorsunuz?" diye bard. "Ben de yarn Ankaraya gidiyorum.
Babamn da ls o bataklkta, ben dnnceye kadar yle gzleri falta gibi
alm kalacak. Merak etmeyin, bizden baka da babamzn yerini kimseler
bulamayacak."
232
"nce Memedden reniriz yavrum," diye gld Murtaza
. Onun ardndan da tekiler hep birden gltler.
Bu srada da ieriye yorgun argn, ask bir yzle Molla Duran Efendi girince
herkes sustu, btn balar ona evrildi.
Molla Duran Efendi tecvitli sesiyle:
"Beyler," dedi mbarek ember sakaln svazlayarak, "zannediyorum ki nce Memed
iinde sizler bir sonuca vara-mamsnzdr."
"Talip Beyin muhterem oullan katil nce Memed deildir diye diretiyorlar. Bu
ekilde de bizim btn planlarmz altst olmu bulunuyor," diye zntsn
belirtti Murtaza Aa.
"zlmeyin Kaymakam Bey," dedi aptes alr gibi kollarn svarken Duran Efendi.
"Ortada bir yanllk olacak. Delikanl Beyler yanlyorlar. Kul olan yanlr,
bes Allah yanlmaz. Peygamberimiz Efendimiz demiler ki..." Peygamberimiz
Efendimizin dediinden vazgeti o anda. "Bo bir oda var m burada?" diye de
sordu.

Belediye Bakan ayaa frlayarak yandaki bir odann kapsn at, "Buyurun,"
dedi.
Oullar hemen oturdular. Yzleri allak bullakt.
Molla Duran Efendi ne uzanp boynunu bir leylek boynu gibi de uzatmt. Sa
elindeki tespihini hzla ekiyordu.
"Ulan deli misiniz siz?" dedi. "yle ne srar edip duruyorsunuz? Ulan aklnz m
yok sizin? Ulan hepten sndreceksiniz ocan Anavarza kaplan Talip Beyin."
Kolunu birka kez daha emredikten, aptes alr gibi yaptktan sonra: "Size,"
dedi, "birka kk sualim var, doru cevap vermeniz sizin menfaatinize olur."
"Buyur," dedi byk oul.
"Bir, babanz Aslan kyden, daha ergen alt kzn rzna, kzlar adamlarna
karttrp geti mi, gemedi mi?"
"Geti," dedi byk oul.
"Kzlar da adamlaryla sonradan evlendirdi mi evlendirmedi mi?"
"Evlendirdi."
"Bu duruma ok kzan Aslan kyl Hurit Aay Akasaza
233
gtrp orada ikenceyle, kulan, burnunu, hayasn keserek ldrd m
ldrmedi mi?"
"ldrd."
"te u Mddeiumumi babanz bu beladan kurtard m kurtarmad m?"
"Kurtard."
"Demek bu Mddeiumumi sizin dostunuz?"
"ok para alr ama, gene de dostumuz."
"Pekiyi, Yrkleri perian edip, donlarna kadar babanz onlar soyup, satt
tarlalar bir hilesini bulup, ellerinden geri ald m almad m?"
"Amenna ald," dediler, oullarn dokuzu da dokuz yerden.
Molla Duran Efendi gzlerini belertmi, korkun bir hal alm, tespihli sa
elini beline dayamt.
"imdi asl mhim sualime geliyorum." En kk oulu gsterdi. "Sen kalk ayaa
bakalm. Kalk ve gelip karmda dur."
Delikanl kalkt onun karsna dikildi. Epeyce de utangat, yz kpkrmz
kesildi. Usuldan da terliyordu.
"Syle bakalm, sen evlendiinde, dnya gzeli bir kzla, baban ka gn dn
dernek yapt?"
"Yedi gn," dedi utanga delikanl yere bakarak.
"Dne btn ukurovann Aalarn, Beylerini ard m?"
"ard."
"Birka ay sonra da baban, senin gzel karn elinden alp yedinci kars yapt
m?"
"Yapt," diye fsldad, kpkrmz, oluk oluk terleyen yzn gizleyerek
delikanl.
"Sen de kendini Anavarza kayalklarndan aaya atmaya kalkmadn m, tam sen
kendini uuruma fldrtp atarken bu," byk oulu gsterdi, "bu da seni
kolundan tutmad m, sen de bundan dolay ona ate etmedin mi?"
Durdu, soluu tamt. "Git yerine otur," diye buyurdu delikanlya.
Delikanl da aya ayana dolanarak gitti yerine bir kle gibi kt.

234
"imdi babanzn sizlere yaptklar zerine birka sual daha soraym m? nk
babanzn size yaptklarn, aramzda kalsn, siz benden de, u koca
ovadakilerden de, u dalardan da ok daha iyi bilirsiniz, soraym m?"
"Sorma," dediler.
"Grdnz, az nce ardan geldim. Btn ar neyi konuuyor, biliyor musunuz?
Sizi konuuyor. Sizin babanz, sonunda onun yaptklarna, insan akl almaz
zulmlerine dayanamayp, Akasazm bkne gtrp onu ikenceyle ldrdnz
konuuyorlar. u anda arda sizin Talip Beyi barta barta bkle
gtrdnz gren tam yirmi kii dolayor. Yirmisiyle de konutum. imdi
syleyin bana, babanzn katili nce Memed mi, Aydnl Kerem mi?"
Oullar susmalarn srdryorlard, balan yerde.
"imdi ben darya kp, ortada bir yanllk olduunu, on iki ak libasl
kiiyi, balarnda nce Memed, sizin de grdnz syleyeceim."

Darya kt, haziruna her eyi anlatt. Oullar da onun arkasndan geldiler
ve herkes onlar yrekten, en akrak, sevin iinde kutladlar.
"Bu gece bizde misafirsiniz," dedi Duran Efendi. "Allah bin rahmet eylesin,
mekan nur olsun, Peygamber Efendimiz onu efaatinden mahrum etmesin. O ki iyi
kimselerden, ermi gibi bir adamd, Allah indinde ehit olmutur. Son Trk
Devletinin temel direklerinden birisiydi, Allah ona bin rahmet eylesin. Benim de
can azizim ve de itiimiz su ayr gitmeyen bir gzel dostumdu. Ol sebepten bu
gece siz baba dostunuzun evinde misafir kalacak, yarn da Mddeiumumi ve
Doktorla Akasaza gidip zabt tutacaksnz. Belki sizinle birlikte muhterem
Karadalolu Murtaza Aa Beyefendi de gelirler."
Ve ii mutlu bir sonuca balayp Belediyeden cmbr cemaat karak soluu
Nazifolunun lokantasnda aldlar. Bu gece btn masraflar Murtaza Aadand.
Elbirliiyle bir vartay daha atlatmlard ve nce Memed delegeleri de Ankara
yolunu tutmulard. Murtaza Aa ok mutlu olacakt, hem de ok mutlu, u Topal
Ali iini de bir halledebilseydi. Ama yaknda hi
235
i
kimseye bir gereksinme kalmayacakt, bir alay asker Ankara-dan Toroslara doru
yola knca...
Ertesi sabah Hamza Daynn otomobiliyle Savc, Doktor, Candarma Komutan, bir de
Murtaza Aa yola ktlar. Candar-ma Komutan gitmek zorunda deildi ya, bu
olay ok merak etmiti. Bir de bu nce Memed canisinin cinayetlerini, cinayeti
ileyi biimlerini grmek, teker teker incelemek istiyordu.
iftlikle kasaba arasndaki toprak yol, bugnlerde hava kurak gittiinden epeyce
iyiydi. Otomobil de her zamanki huyundan vageip bozulmadmdan abuk vardlar.
Molla Duran Efendinin evinden erken uyanp atlarna binen oullar oktan
yerlerine ulamlar, konan avlu kapsnda durmular onlar bekliyorlard.
"Bir kahvalt yapalm da yle gidelim vaka mahalline," dediler.
Yukarya kp hazrlanm kahvalty hemencecik yaptlar. Aada herkesin
binecei atlar hazr bekliyordu. Atlara bindiler, Akasaza yneldiler. Tam le
scanda girdiler Akasaza. Sk allarda grlmemi irilikte rmcekler,
aldan alya byk rmcek alarn germiler, keye ekilmi avlarn
bekliyorlard. Koskocaman sarca ar petekleri dallara aslmlar, asldklar
dallar, o kadar iriydiler ki, kertmilerdi. Yolda her adm banda oradan
oraya akan kara, yeil, mor, krmzya alan boz ylanlarla karlayorlard.
Her yandan ku sesleri, onlar grnce havalanan ku kanatlarnn aprtlar
geliyordu kulaklarna. Dallarda, havada, allklarda yzlerce biim biim ku
yuvalar, havada uan cins cins kular... Savc bu bataklktan epeyce rkmt
ya, epey de kvanlyd. kide birde de yanndaki Yzbaya:
"Ne harikulade ve korkun," diyordu.
Bir ara sk, yksek bir kamla dtler, Savc artk buradan hi
kamayacaklarn sanarak dehete urad. Bereket ki oullar, bkl ok iyi
biliyorlard da, kamlktan kolaylkla ve abucak ktlar, az sonra da bir
akla geldiler. Kk bir alan taptaze incecik, yeil bir imenle kaplyd.
imen ylesine ince, taze bir yeildi ki, sanki az nce topraktan
fkrvermiti. Dzln ortasnda kaim, grkemli, dallar yreye yaylm bir
st aac ykseliyordu. Gndousundaki uzun, yatk, kaln dalnda da
rlplak, uzaktan kapkara gzken bir insan aslyd. Ba topraktan kar
yukardayd. Ste yaklanca bir ar, sinek uultusuyla karlatlar. lye
tepeden trnaa, st ste arlar okumular, lnn teninden ine ucu kadar
gzkr bir yer brakmamlard. Talip Beyin bir tek, ela gzleri sonuna kadar
alm, aknlkla, hayretle yle bakyorlard. Gzlere deil ar, bir tek
sinek bile konmuyordu.
"Rahmetli babanz oradan indirin," dedi Savc. Bir sre oullardan hibirisi bu
anl, sinekli babaya yaklaamad. lye svanm arlardan baka, bir ar kmesi
de, tpk ar oul verir gibi lnn yresinde uuldayarak dolayorlard.
Balarlar, eekars, sarca, kara, krmz, alaca arlar, trl trl, hi
grlmemi arlar karman orman olmular, azgmlam, kaplan kesilmi her
birisi, uuldayarak sd sarm dolayorlard.
Onlarla birlikte ly gtrmeye gelen iftlik adamlar tedbirli gelmiler,
arclarn bal keserken kullandklar elek balklardan getirmilerdi. Balarna

onlar takp ste yrdler, bir sre arlarn iinde kalp bocaladktan sonra
lye varabildiler. Ve ly stten alp plak bir atn srtna attlar.
iftlie lnn stnde oul veren, uuldayan arlarla girdiler. Orada onlar
yakn kylerden gelmi, gelip yolun kysna sralanm, byk oluk ocuk, gen
yal, kadn erkek merakllar kalabal bekliyordu.
Tutana orada, Talip Beyin konanda tuttular. Tutanakta, Talip Beyin her iki
gznden de kurunla vurularak ldrld, ldrldkten sonra da kulaklarnn,
burnunun kesildii, sonra da zerine bal srlerek Akasaz denilen nam mahalde
bir st aacna asld yazlyd. Doktor daha birok ey, bilimsel birok
terim kullanmt. Bu tr, gzlerden kurunlayarak ldrmenin, bu ovada ve hem
de Toroslarda, yalnz be yalnz bir kiinin, nce Memed nam ekyann marifeti
olduunun da eklenmesi unutulmamt.
Konakta av etlerinden, gerekten de hibir yerde yenemeyecek kadar lezzette
piirilmi yemeklerini yediler, gn daha kavumadan da kasabaya ulatlar.
Kaymakam, Belediye Bakan ve teki zevat rak sofralarn kurmular, iftlikten
gelecek
236
237
konuklarn bekliyorlard. Hemen masaya kp Talip Beyin erefine imeye
baladlar.
Yzba her kadehe asldka:
"Feci, feci bir manzarayd," diyordu da baka bir ey demi-yordu. "Ben de o kan
iici nce Memedi... Tpk... Ayn..."
Murtaza Aaysa sevinten uuyordu. Bugn byk bir i baarmlar, ite Savc,
ite Doktor, ite kyller, Talip Beyin de aynen Abdi Aa, Ali Safa Bey gibi
gzbebeklerinden kurunlandn grmlerdi. Eer Belediye Bakannn syledii
bir sz onun midesini bulandrmam olsayd, bu sevinci belki de bir hafta
srecekti.
"Rica ederim Reis Bey, ltfen bir daha syle."
"Efendim, senin Topal Aliyi Molla Duran Efendi artm, byk paralar vererek
onu kendisine bamuhafz tutmu."
Murtaza Aann sevinci ine sokulmu bir balon gibi sn-verdi. Hemen kalkp
Molla Duran Efendiye gitmek istedi ya, bunu da yapamad. O gece o kadar iti ki,
herkesin, zellikle Molla Durann ikiyzll, kallelii hakknda o kadar
konutu ki sonunda onu kimse dinlememeye balad. O da bunu anlaynca azttka
aztt.
Gece yarsna doru artk kendinden gemi Murtaza Aa, kollarna girmi iki
adamn yardmyla, ayaklarn srkleyerek evine gidiyordu.
Talip Beyin iftliine gidenler otomobile biner binmez Molla Duran Efendi de
hemen evine komutu. Adamlarna:
"abuk," diye bard, "bana Topal Aliyi bulun, yerdeyse de gkteyse de bana onu
hemen bulacak getireceksiniz. zciler ba Topal Aliyi. Kara Hasann
deirmeninde diyorlar. Orada deilse Kara Hasan onun nerede olduunu bilir.
Syleyin ona Topal Aliyi bana kulandan tutup getirsin. Syleyin ona, hemen
imdi Topal Aliyi ondan isterim. Hemen imdi."
Aradan bir saat gememiti ki Kara Hasan Topal Aliyi alm gelmiti.
"Buyur Efendi," dedi, "izciler ba Topal Ali budur."
Molla Duran Efendi sedirde oturmu, gzlerini yummu, tespihini ekiyordu.
Usulca gzlerini at. "Topal Ali mi dedin?"
238
"Topal Aliyi istemisin, ben de zatnza onu getirdim."
"yi, gelsin bakalm."
Elindeki doksan dokuzluk tespihi Topal Aliye doru sallad, "Ali, gel otur
uradan bakalm." Karsndaki ceviz sandalyay gsterdi. Deirmenci Hasana da,
"sa ol Kara Hasan, sen de git," dedi.
Hasan hemen dnp giderken Ali de vard sandalyaya kt, dizlerini kavuturup
iki elini de ok saygl stne koydu.
"Rahat otur," dedi Molla Duran Efendi.
Ali birazck kprdand.
"Bre Ali, ocan batmaya, senin izciliini anlata anlata bitiremiyorlar. Hele
Murtaza Aa seni yere ge koyamyor, Topal Ali kardam diyor da baka bir ey

demiyor. Bir de nce Me-med senin can bir dmanmm, bre Ali, nasl ettin de
ldre-medin onu? Senin gibi bir adamn fendi, ylesi dnk ocuu havada yer,
deil mi?"
"ldremedik Efendi..."
"Niin, neden?"
"O ok yreklidir Efendi."
"Ya sen?"
"Onun yannda biz kimiz Efendi..."
"Ona kurun gemez diyorlar. Sen de buna inanyor musun?"
"nanyorum Efendi. Onu Krkgz Ocann Anack Sultan afsunlam, Efendi. Bir
de ben kendi gzmle grdm, onda yldrmn iinden km ate gibi yanan,
baknca gzleri kr edecek kadar kamatran bir ta var."
"Ne ie yararm o ta?"
"O ta stnde tayanlara kurun demezmi, dese de gemezmi. O ta, yani
yldrm tan stnde tayanlar kl kesmez, ate yakmaz, su gtrmezmi."
"Tevatr," dedi Molla Duran Efendi. "Sen buna inanyor musun?"
"Herkes inanyor."
"Ben byle zrvalara inanmyorum dersem, ne dersin?"
"Sen bilirsin, sen de nefesi ta eriten ulularmzdan bir byk hocasn."
239
"Estafurullah... nce Memed mi iyi nianc, sen mi?" "Karlamadk hi,
karlarsak ya Allah ona verir, ya bana...
"O seni nasl etti de ldremedi, o kadar ok istedii halde?" Ali gld:
"O daha dnk ocuk, bizimle ak atamaz, cebinde yldrm ta da olsa..."
"Anladm. Onun yaknda ii tamamdr, ne olursa olsun. Ama kyller onu ok
tutuyorlarm. Onu bir ermi, keramet sahibi byk bir alim seviyesinde
ykseltmiler. O bu kadar iyi adam m?"
"yi bir adam."
"yi bir adam da seni neden ldrecek, hem de on bir tane ocuunu ksz
brakacak?" "Ben lm hak ettim de..."
Molla Duran Efendi tespihini hzl hzl ekmeye balad, biraz arm,
enesini ne uzatt, birka kez lahavle dedikten sonra sakaln birka kez de
svazlad:
"Demek sen lm hak ettin, nedenmi ki o?" "Onun bana btn bu belalar ben
sardm. Onun izini srerek Abdi Aaya yakalattm." "Ha, ha, ha, hikaye malum."
"te byle Efendi." "nce Memedi ok mu seversin?" "ok severim, hem de
canmdan ileri." Ali!"
"Buyur Efendi." "Ben seni ok sevdim." "Sa ol Efendi."
"imdi sen benim yanmda alacaksn." "Senin yannda alrm Efendi."
"O Murtazanm sana yapt ayp, gayri insani bir hareket. nce seni giyindirip
kuatt, sonra da elbiselerini elinden alp/ ayak yaln ba kabak darya
att, yle mi?" Topal Ali ban nne eip sustu.
"Sonra da gn gece deirmene gelip yalvard, ayaklarnn altn pt. Sen
de onunla tenezzl edip konumadn."
240
Ali, zgn, ban kaldrd, hzla tespihini ekmekte olan Molla Durann
gzlerinin iine bakt:
"Konumadm, konumak elimden gelmedi, dilim tutuldu."
"Benim yanmda almak iin ne istersin Ali?"
"Bir ftr apka ilk nce. Bir de takm elbise. Bir ift de kundura... Ondan
sonra da soylu bir al at. Bir de Alaman filintas, bir de sap fildiinden,
yepyeni, menevilenen toplu bir tabanca. Giyitlerin parasn hemen imdi
isterim. Aylk olarak da sen syle, on bir ocuum var dada, getiremiyorum, ne
verirsen alrm, senin vicdanna kalm."
"Benim vicdanma kalmsa i kolay," diye glmsedi Molla Duran Efendi, elini
kuann altna soktu, oradan eski, ypranm, koskocaman bir czdan kard.
"u paray al Ali," dedi, "arya git kendine, ocuklarna, karna istediini
al. Bu paray deftere yazyorum. Sonra azar azar maandan keserim."
"Sa ol Efendi."

Paray alan Topal Ali nce apka satan adama gitti, teki apkann tpks olan
bir apkay ald. Sonra kumaya, oradan terziye gitti. Terziye smarlad
takmn pantolonu klot olacakt, tpk svari subaylarnn pantolonu gibi.
Ardndan da kundurac Cafer Ustay buldu. Cafer Usta onun ayana bakt bakt:
"Ben bu ayaa nasl kundura yaparm?" diye kendi kendine sylendi.
"Kker nasl postal yapyorsa, sen de yle bir ift izme yapacaksn."
"O kker..."
"Sen de n btn ukurovay tutmu bir kunduracsn. Ferasetin elinden hibir
ey kurtulmaz."
Cafer Usta tepeden trnaa onu yle bir szdkten sonra, yz gld:
"Sen," diye sordu, "nl izciler ba Topal Alisin, deil mi?"
"Ben Topal Aliyim," dedi Ali.
"yleyse sana bir ift izmeyi yaparm, hem de seve seve." Katlar kard,
ller ald, hesaplar yapt, lt, biti: "Tamam," dedi. " gn iinde gel.
Biliyorum, senin iin ivedi."
241
Bir hafta sonra Ali giyinmi kuanm, izmelerini ekmi, topallamamaya
alarak arnn ortasndan yryor, bana bakyorlar m diye de ka altndan
yreyi dikizliyordu.
Birka gn iinde al at da, filinta da, tabanca da gelmiti. Btn bunlara Molla
Duran Efendi bir de ok keskin bir Ala-man drbn eklemiti ki, gece
karanln bile aydnlatan. Bunlar hep Alinin hesabna yazmt.
Murtaza Aa, Alinin byle al bir at stnde, boaznda da drbn, stelik de
konann nnden zort atarak getiini grnce kplere bindi, bundan nce
kendini zor tutmutu ama tutmutu. Aliyi byle grnce kendisini son derece
aalanm sayd, doru Molla Duran Efendinin evine gitti.
"Hoca, Hoca," diye bard, "yaktn beni. Ocam sndrp stne incir diktin.
Byle de i olur mu, Topal Ali benim elimden alnr m?"
Hoca yumuak gitti, onun azndan girip burnundan kp yattrd. Aliye ondan
daha ok kendisinin gereksinmesi olduuna inandrmaya alt.
Murtaza inanm grnerek onun evinden ayrlrken, iinden de, bunu Molla Duran
Efendinin yanna brakmayaca stne yeminler ediyor, Kurana el basyordu.
242
Deirmenoluk ky daha gn domadan kart. Evden eve sessizce gidip gelmeler,
fsltlar, anlaml baklar... Biraz sonra da, gn dalarn yamalarn
aydnlatrken ky derin bir sessizlie brnd, ortalk pssz kald. nce
Memedin lmn duyduklarnda da byle olmu, alayan bebekler bile susmutu.
Vurulan ekyann nce Memed olmadn duyunca da bir sevin kasrgas birden
patlamt.
O zaman da, ne yapp etmiler, nce Memedin lmn Hr Anaya bildirmemilerdi.
Hr Ana ok grm geirmi, esen yelden hile sezen bir kiiydi ya, kydeki
sessizlikten kt bir anlam karmam, hi stne alnmam, kimseye de bu
sessizliin sebebini sormamt. Ky, nce Memedin vurulmadn duyup da, bir
sevin kasrgasnda dnerken de Hr Ana fazla cokunlua kaplmadan, salt,
"Biliyordum," demi, o da onlarla birlikte kendini sevin seline kaptrm
gitmiti. Yalnz, o da bir kerecik, yreinin ba czz etti, o da kocas Durmu
Aliyi anmsadnda. O, imdi sa olsayd, diye dnd, hasta haline bakmadan,
bir ayan taa havalara kaldrarak, o eski zaman oyununu byk cokunlukta
eserek oynard.
imdi bu sessizlie gene aldrmyordu. Ama iinde azck da olsa, belli belirsiz
bir acy, kukuyu tayordu. Benim oluma hibir ey olmaz, diyordu kendi
kendine, o fakir fkarann ekmei, gvencesi, tek umududur, diyordu. Onun
stnde ok kiinin duas var. Koca, ala gzl, gzel, ak sakallarndan
yeryzne k salan, yerin gn yaratcs ne demeye koruma243
sn onu... Ona kurun gemez, onu ate yakmaz, onu su bomaz. Koca Allahmz
kimi can yrekten kayracan, koruyacan bilmez mi?
Toprak damnn gnden yanna oturmu, nce Memedine dizleme bir ift orap
ryordu, orabn da bitmesine az kalmt. Bu orap yle gzel bir orap
olacakt ki bitince, hibir ana on yldr askerdeki, yzne hasret kald
oluna, karasevdal bir kz, lmne zlem duyduu yavuklusuna, bir gelin

ateinden yand gurbetteki kocasna byle bir orap yapmam olacakt. Masmavi
ieklerden bykl kkl naklar ilemiti oraplara. Bu oraplar taa
uzaktan nce Memedde grenler, azna kadar iekle dolmu bir tarlann
yrdn sanacaklard. Byle bir orab ahlar, padiahlar, koyiit K-rolu
bile giymemi grmemiti.
Gz gnei kzdryor, az ilerde uzun boyunlu mor bir iein yresinde akp
snerek dolaan bir krmz, mavi ar da iee konuyor, hemencecik de
kalkyordu.
Hr Ana arada bir ban oraptan kaldryor, gzlerini krptrarak ban
kyn iine evirip bakyor, sonra da mor ieklerine dalp gidiyordu. nce
Memed bu orab giyince koca Allah onu daha da ok kazalardan belalardan
koruyacakt. Neden korumasmd, Hr Ana kime ne yapmt? u dnyada Al-lahm
hibir yaratna bir ktl dokunmam, onun bir kelebeini, bir karncasn
bile incitmemiti. O dinsiz Topal Alinin dnda, hibir kulunun da gnln
ykmamt. O da hak etmiti, o kafir de. nce Memed de, o teki aya da
krlas Topal bir adam sayyordu da, ite Hr Ana da buna cin ifrit oluyordu.
Topal Aliye yz veren, onunla konuan hi kimseyi de balamyordu. Ama nce
Memede gelince, ona toz kondurmuyordu. O, iini bilirdi. Zaten u kadarckken,
ufacck bir ocukken bir yrekliydi o! O da koca Allahmzm, ala gzl de k
sakallmzn bir karncasn bile incitmemiti.
Kylnn byle iine kapanmasna, gnlerce susmasna da kzyordu ya, susuyordu.
Ne olacak, ahmak kyl, diyordu. Ahmak, hem de nankr... Abdi Aay ldremedi
diye kylnn nce Memed hakknda atp tuttuklarn, onu kyden kovduklarn hi
unutamyor, kzyordu. imdi Kel Hamza da git"
244
mis" ya, oooh, artk rahatlard. Bol bolamad topraklan vard, ekinleri de
harmanlardan taacak, inekleri, ksraklar, keileri koyunlar ifter ifter
douracakt. Bu ahmaklar bilmiyorlard ki, bu onlarn bana konmu devlet
kuudur, nce Memed bereketidir. Bakn hele unlara bakn, onlara bunca iyilik
eden nce Memedin bir tek anas, Hrcenin yanma da hi uruyorlar
m:
orabn leye kadar rdkten sonra, azck bir ey kalmt zaten, azck daha
alrsa belki akama bitirecekti, Hat-eyi anmsad, ona zld, ne iyi bir
kzd diye aklndan geirdi, o da nce Memede byle oraplar yapard,
karasevdasn belli etmek iin, o lmse, nce Memed orapsz m kalacakt, ok
kr onun Hrce Anas daha yayordu, hem de turp gibiydi, ileri, yn
yumaklarn, oraba sarp eve gtrd, usul-lack ocakln yanndaki iskemlenin
stne koydu, belini iyice dorultup atrdatt, kyn iine kt.
Ev aralarnda kimseyi gremedi. Onu grenlerin saklanr, kaar gibi bir halleri
vard. Varsn kasnlar, kasnlar. Varsn sussunlar, sussunlar... Gene bir hal
mi geldola ncemin bana? Bu domuz kyller de benim yavrumu lmeden
ldrecekler, tu, tu, tu... Ocaklardan, evlerden rak...
Vard Hsn evinin nnde durdu, kap kapalyd, buna fkelenip bard:
"Ne oldu byle gz kaslar, ne var gene? Kyn her evinden bir l km
gibi..." Sesini sertletirdi. "Beni duymuyor musunuz hrtklerden gidesiler,
an kapy!"
Pancar Hsn evinin kaps ald, Hsk darya kt, gzleri kzarmt.
"Ne o, ne var?" diye grledi Hr Ana.
"Bir ey yok," dedi kollarn yana aarak Hsk. "Sen hele buyur hele Hrce
Bac."
"Bir ey var," diye yz fkeden gerilmi konutu Hr
Ana.
Pancar Hsk daha da yumuak:
"Gel hele, gel hele yle ieri de..." diye onu yumuack kolundan tutup ekti.
"Gene nce Memedi mi ldrdnz, varsm lsn," diye
245
meydan okudu Hr. "Varsn vursunlar, nce Memed lnce dnya durulur mu
sandlar. Analar daha nice nce Memedler dourur. O, nce Memed lmez. nce
Memed lr lr dirilir. lmse nce Memed canmz sa olsun. lmse o,
dmann karsnda dn bayram ederim, hem de gbekler atarm, anladnz m?"
"Gel hele Hrce Bac, ieriye gel hele."

"nce Memed ldrlmse gbek gbek atarm," diye bu sefer arkaya dnp btn
kye bard Hr. "nce Memed bir sefer lr, bin sefer dirilir. Analar sa
olsun, analaaar, ahmak kyl beni dinleyin, analaaar. nce Memed bizim kyden
deil miydi, Sefil brahimin olu deil miydi, ya anas, eline vur ekmeini
elinden al fkarack Dne deil miydi, nedir bu byle, evlere kapanp her
biriniz bir mezar ta olmusunuz."
Hsk sesini daha indirerek:
"Gel bacm, sen azck ieriye gel de yornuunu al da..."
Hr kolunu onun elinden kurtarp kyn ortasna doru, bararak ararak
yneldi, geldi kck alanckta durdu. Kylye, candarmaya, yzbaya, kim
aklna gelirse, nce Me-medden bakasna veryansn ediyordu.
O, orada o kadar ok bard ard ki, kyller meraktan birer ikier
evlerinden kp, alanckta, onun yresinde biriki-meye baladlar. O da
kyller kalabalklatka azttka aztt. "Siz erkek deil misiniz, insan
deil misiniz, nce Memedin de iki gz, iki eli, iki kula var, sizin de...
nce Memed vurulursa vurulsun. Koyiit Krolu yitti gitti de, bir daha
gelmedi, Krklara kart da dnya duruldu mu, Demirciolunu delikli demir deldi
de dnya Demirciolusuz mu kald, Gizik Duran vurdular da ne oldu, dnya
padiaha m kald, ldrsnler nce Memedi, ldrsnler..."
ldrsnler derken, her ldrsnlerle birlikte onulmaz acsn da dile
getiriyordu. Her ldrsnler derken, kendi de bir kere lyordu.
Sonra sustu, dinginledi, kyl biltekmil ocuk, yal gelmiler, onun yresinde
halkalanmlar, bu acdan, fkeden ta kesilmi yal insana bakyorlard.
Hrnn susmas uzun srd. Ellerini beline koymu,
246
gzlerini Alidamn doruuna dikmi, dalm gitmiti. Gittike zld, bir
iyice yaland, kt belli oluyordu. Kendini braksa, dizleri arln
ekemeyip oraca kverecekti. Bunun farkna varnca, kendine geldi, acsn,
merakn iine itip gene dikeldi, gzlerini kalabaln stnde dolatrdktan
sonra:
"Gene ne oldu nce Memede?" diye sordu, tepeden, alayl, glmseyerek. "Onu gene
ala gzlerinden kurunlad m Yzba Aa? Ne oldu? Onu gene kancklad m soyu
tkenesi Topal Ali? Varm da uak olmu Molla Durana... Oooh, ok kr
Allahma, benim ahm yerde kalmaz, koca Allahm da ala gzlm, onu daha kt,
daha beter edecek, uaklktan da beter edecek..." Ellerini havaya at,
dudaklar kpr kpr etti, "ok kr Allahma," diyerek ellerini gene beline
indirdi. "Bana haber vermiyorsunuz nce Memedin lmn, deil mi, Hrce Ana
yaland, dayanamaz, dayanamaz diye, yle mi?"
Sustu, gzlerini gene kalabaln stnde dolatrd, iki kere el rpt,
oynar gibi birka kere salland.
"Dayanrm yavrularm, dayanrm," dedi. "Ben bilmez miyim, kurban
olduklarm..."
Sesi acdan titriyordu.
"Ben bilmez miyim ki ekya dnyaya payidar olmaz? Sultan Sleymana kalmayan
dnya, o Sleyman ku dilini bilirdi, Kaftan Kafa hkmederdi, ite ona kalmayan
dnya, hi kimseye kalmaz. Biliyorum, nce Memed de bir gn lecek, ya da
Krolu gibi, Krolu ran Ali gibi, o da yitiklere karacak..."
Krklara diyecekti, dilini tuttu, o, nce Memedin, lse de yitse de sonunda
Krklara karacana, koca Allahna ne kadar inanyorsa o kadar inanyordu.
imdi u kyllerin dilini aarsa, nasl olsa aacakt, o kyllerin bin eit
huyunu suyunu bilirdi.
"Dayanrm yavrularm dayanrm. Ekyann sonu yoktur, bilirim yavrularm
bilirim. Bilirim, bilirim de gene de yreim yanar, demircilerin kresi gibi."
Sesi gene grledi:
"Susmayn, konuun," diye buyurdu. "Ben nce Memedin Hr Anasym, ben
dayanrm."
247
Sesini indirdi, imdi sesi sevecen smscackt: "Demir olsaydm rrdm,
toprak oldum da dayandm, toprak oldum da dayandm, toprak oldum da..."
Birden dikleti. Sanki az nceki yumuack, ipek gibi yumuack, okayan sesli
kadn deildi.

"Syleyin bakalm gene ne geldi nce Memedin bana?" Kalabalk ban nne
indirmi, ta gibi donmu susuyordu.
"Ne susuyorsunuz hrtkler?" diye bard. Sonra da gene fkelendi, azna
geleni kalabaln stne kustu.
Bir eyler olmutu, bir eyler ya, bu hrtklerden gidesiler susuyorlard. ine
dm kurt onu gittike kudurtuyordu. Ya gerekten nce Memede bu sefer bir ey
olmusa, toprak oldum da dayandm ya, demiti de vnmt, bu sefer
dayanamazd. Durmu Aliden on drt ocuu olmu, hepsini de kara topraklara
koymutu, koymutu da toprak olup dayanmt, nce Memede ta olsa da, gkyz
olsa da dayanamayacak, ryecekti, lmese bile.
Tam nnde sklm pklm, ellerini karnnn stne kavuturmu Ksack Mahmudu
grnce, iinde bir umut uyand. Ksack Mahmuda, anas o bir yandayken
lmt, o bakp bytm, evlendirmiti. Onun huyunu suyunu bilirdi.
"Gel yanma Mahmut," diye buyurdu.
Mahmut geldi, onun nnde durdu.
"Syle, ne oldu nce Memede? Bana bir daha sordurma!"
Sesi ylesine buyurucu ve kesindi ki Mahmut deil, kim olsa onun sorusuna
karlk vermemezlik edemezdi.
Mahmut:
"At," dedi sustu.
"Ne at?" diye kalarn att Hr.
"nce Memedin at, bindii at... Hani, o gn..."
"Anladm, kara at. Ne olmu ona?"
"Orada... Orada duruyor," dedi Mahmut.
"stnde binicisi var m?"
"plak," dedi Mahmut.
Hr sapsar kesildi, plak szn duyunca. Birka kere salland, bu ok az
srd, kendini toparlad.
248
"Nerede?"
"Orada, kayalarda."
Hr yrd, Ksack da arkasndan. Kalabalk sessizce araland, ona yol
verdiler.
Hr hzland, yrdke hz artyor, uunuyor, Ksack Mahmut arkasndan zor
yetiiyordu. Kayalarn dibine gelince durdu. Gs krk gibi alp alp
veriyordu. Ban kaldrd, yaz at sarp kayaln tam doruunda duruyordu.
Ynn gnee dndrm, ban dikmi, kuyruunu usul usul bir saa bir sola
sallyor, dnyay azna kadar doldurmu bol n altnda tyleri
yldrdyordu.
Hr bir kayann stne kp, gzlerini attan hi ayrmadan yornuunu aldktan
sonra ayaa kalkt:
"Sen burada bekle Mahmudum," dedi, kayala trmanmaya balad. "Birka sualim
var u kara attan, bakalm o ne syleyecek, ben ne dinleyeceim."
Kayann tepesine kan incecik bir iir buldu kendine. Al-lalem, bu da buradan
km tepeye, diye dnd. Hem dinlene dinlene kyor, hem de atla
konuuyordu. Gzelim elma gzl, kz suratl yaz at. Keklik sekilim de ceren
baklm. Srma yelelim de ipek kuyruklum, sen Krolunun Kratna benzersin,
kanat takarsn da ge uarsn, yedi gnlk yolu, bir gz ap kapayncaya kadar
aarsn. Senin binicine kurban olsun Hrce, sen onu neyledin nettin, syle
bana, nolursun? Onu alc kulara, yrtc kaplanlara, yedi dilli ylanlara m
kaptrdn, syle sana kul olaym, sen ne yaptn binicini? Syle bana binicini,
bir haber ver ondan, Hrce Ana da kurban olsun sana, hemi de trnaklarna, onu
bir derin yardan m uurdun, derin derin sulara m drdn, onu gittin de
azl, kurt dili can-darmanm kurununa m teslim ettin, syle elma gzl, kz
suratl yaz at... Sen Hazreti Alinin Dldlne benzersin. Yz bin kl
iinden de szlerek karsn, syle bana ne yaptn binicini, yangnlar m onu
elinden ald, hasta m, sayr m oldu, syle ona ne oldu? Sen, ad gzel, kendi
gzel Muhammedin Burama benzersin, pervaz vurup gkyzne uan. Hzrn
Benlibozuna benzersin, yedi denizler stnde yryen, syle bana binicini u
moraran yce dalara m verdin, kara adrl,
249

imeni yeil gzl Yrklere mi teslim ettin, iyi yrekli, tez canl kyller mi
kaptlar senin stnden onu, syle bana, kurban olsun nce Memedin anas Hrce
sana. Syle ne yaptn binicini, tyleri yldr yldr gn altnda yanan yaz
at?..
Byle, atla konua konua atn yanma kadar kt, onun birka adm berisinde
durdu. At yerinden hi kprdamyor, ylece kuyruunu sallayp duruyordu. Bundan
yreklenen Hr atn yanma kadar yanat, sa elini kaldrd yelesine dokundu,
okad usul usul, ekinerek.
"Kurban olsun Hrce senin srma yelene, syle nereye gtrdn binicini sen, sa
m, hasta m, sayr m, iyi ellerde mi, ba darda m?"
Yaz at tam bu anda kprdad, arkasndan da aha kalkt, n ayaklar havay
dvyordu, Hr onun birden kayalklardan aaya szldn grd. Olduu
yerden az daha ekil-meseydi Hr, yaz at onu kayalklardan aaya
yuvarlayacak, o da bin para olacakt.
"Boyu devrilesi de elma gzleri kasca eytann z bir olu kara domuz, sen
insanlktan, atlktan ne anlarsn, delirmi de akln oynatm imansz,
merhametsiz! O senin gibi pise... ncemde de akl m var sanki, onda hi akl
olsayd, can bir dman, hemi de kurdun kuun, dnyadaki tekmil canllarn
dman, Molla Durann da klesi Topal Aliyi hi yaatr myd? Ben de sana ko
Krolunun Krat, dedim! Var da sen kurban ol Krolunun, o kyamete kadar
yaayacak bengisu imi Kratnn trnaklarna. Sana ad gzel kendi gzel
Muhammedin Bura dedim, var sen de..."
Ata kzm veritiriyordu. fkesi biraz geince kayalardan indi.
"Nereye gitti o huysuz, kt yaz?" diye Ksack Mahmu-da sordu.
"Kye," dedi Mahmut.
Yan yana, ar ar kye yneldiler. Hr Ana ban nne emi, hi
konumuyordu.
Bylece eve geldiler.
Hr:
"Ksack," dedi, "imdi gitme de bu akam sana bir gzel
250
yemek piireyim. stersen sana bir horozlu soan yahnisi yaparm. ocukken ne
kadar severdin, aklnda m?"
Ksack Mahmut gld:
"Senden sonra ben hi horozlu soan yahnisi yemedim, Ana."
"imdi bugn ye ite," dedi Hr.
Darya oturup srtlarn duvara verdiler. Onlar daha otururlarken at
doludizgin, szlerek, bir yel gibi nlerinden s-nerek geti gitti. Hr onu
grnce ban evirdi:
"Ne yaparsa yapsn, o kara domuzlan bir daha konumam," dedi. "Onun bir daha da
yzne bakmam, o boyu dev-rilesinin."
Aradan ok gememiti ki at gene szlerek nlerinden geti, kayalklara doru
gitti. Onun yzne bakmamaya ant imi Hr, o gzden rayp yitinceye kadar
zlemle arkasndan bakt.
Gn yklp gitmiti, nce Hr Ana ardndan da Ksack Mahmut ayaa kalktlar.
Hr:
"Mahmudum," dedi, karda einen iri, apak layan, ak sar telleri sarkan
horozu gsterdi, "unu yakala da kes, kes de sana..."
Ksack Mahmudun komasyla, horozu kesmesi bir oldu. Ba kesik horoz oradan
oraya sramaya balad.
"Ksack, oca batasca Ksack," diye bard Hr Ana, "byle de horoz
kesilir mi, haydi git de yakala onu. Eziyet ekmesin fkara. Yakala da stne
kestiin ba koy, kprdamaz o zaman horoz."
Ksack Mahmut kotu, horozu yakalad, yere yatrp, stne ba koydu, horoz
kprdamad.
Hr Ana kollar svayp gn batmcaya kadar Ksack Mahmuda bir yahni yapt ki
kokusu btn ky doldurdu. Kar karya geip horozu bir gzel yediler. Hr
Ana bu gzel yemein stne bir de ay piirdi.
Bir at aya taprts duyup Hr Ana darya frlad, eikte bir sre durup
alacakaranlkta uan bir ku gibi yumuack akan at seyretti.
251

eriye dnnce:
"Mahmudum," dedi, "biliyor musun, bu nce Memed lmedi, daha sa. Sa ama
banda da bir hal olduu besbelli. Onun banda bir hal olmasayd, bu at byle
babo dolamaz-d buralarda. Vurulmu olsayd gene dolaamazd."
"Dorusun Ana."
"imdi ben onun nerelerde olduunu biliyorum. Bu at bize haberci geldi. Keski
ben de ona o kadar svp, karg etmeseydim. nce Memed beni istiyor. Benimle
gider misin?"
"Giderim Ana. Giderim ya, ben senin iin cehenneme desen de giderim ya, nce
Memedin yeri uzak m yakm m?"
"Epeyce uzak," dedi Hr Ana.
"O zaman bu kadar yolu sen nasl gidersin?"
"Ben giderim," diye dikleti Hr Ana. "Yeter ki sen yorulma."
"Bizim eei de alrm yanma. Semerini de daha yeni yapmtm. stne de bir
minder atarm, yorulursak bineriz. Benim eek at gibidir, Ana. u nce Memedin
at bile onun kadar yryemez."
"Olur," diye gld Hr Ana. Ardndan da ekledi: "Yryemez. Yarn gece yars
yola karz, kimse bilmesin nereye, ne yana gittiimizi. Sen de karna kasabaya
gittiimizi syle, olur mu?"
"Olur," dedi Ksack Mahmut.
Ksack Mahmut tam gece yars Hr Anann kapsnn nndeydi. Hr Ana da
btn gece uyumam onu bekliyordu. Elinde bycek bir boha ve bir sepetle
darya kt.
"nce Memedime de incir kuruttuydum, Delice koyan narndan da ona nar
sakladydm. nce Memedim taa ocukluktan bu yana Delice koyan narlarn
sever. O narlarn her birisi pespembe olur da, insann yzne glen, adam kafas
byklnde her birisi... te bu bohada da ona don gmlek, bir de mintan,
birka tane de dizleme orap gtryorum. Bu gece imdiye kadar oturup rdm de
mavi iekli orab bitirdim-Dnnce sana da yaparm yavru, bu oraplardan,
stne de ce-renler ilerim."
"Sa ol Ana. Eee binsene."
"Dur hele, dur Mahmut, dur hele ky bir kalm."
Hr Ana nde, yedeindeki eeiyle Ksack Mahmut arkada, ky usullack kp
Alida yoluna dtler. Alidama ay vurmu, da bir ay duman iinde kalm,
bir mavi, incecik, ardndan gkyz gzken bir bulutmucasma Dikenlidzne
inmiti- Ay nda bir ortadan siliniyor, sonra da ardndan ay nda apak
kesilerek, inceden de mora dnerek yeniden ortaya kyordu. Hr Anann
elleri m, o da ellerini koynuna sokmu, stne de yumulmutu.
"Ana binsene eee."
"Binerim ya, yorum, souk var, hele biraz, gn douncaya kadar yryeyim."
Tam Alidamn dibine varmlard ki gn dodu. Hr Ana dan dibinde durup uzun
uzun daa yle bir bakt. plak da batan sona iee durmu, ksa boyunlu
masmavi iekler da gkyz mavisine boyamt. Alidann krmz, mor, tten
kayalklar mavinin iine bir batyor, bir kyorlard.
Hr Ana yolun st banda, kayay yarp km koskocaman, turuncu, uzun
boyunlu, ipileyen bir iek grd.
"Bak Ksacm, bak," dedi. "u Allahm ilerine, u gzel iee bak, ne de
gzel ipiliyor, n iine batm da..."
"piliyor," dedi Ksack Mahmut.
"Onu oradan usulca kopar getir de nce Memedime gt-reyim, solar ya biz onun
yanma varana kadar, varsn solsun. nce Memedim Alidamzm ieini belki de
ok zlemitir."
Mahmut koarak gitti, iei kkyle birlikte kaya yarndan skt kard.
"u bohay al da eein stnden iine koy. Kokuyor mu?"
Ksack Mahmut iei uzunca burnunda tutarak koklad.
"Kokuyor Ana," dedi. "Hem de ne gzel kokuyor, ukurova nergisi gibi."
Getirdii iei Hrnn eline verdi. Hr de iei incitmeden uzun uzun
koklad.
"Kokuyor," dedi, "ok da gzel. Solsa bile Memedimin amarlar burcu burcu
kokacak."
Mahmut bir kayann stne koyup bohay zd, Hr

252
253
Ana da turuncu, gzel kokulu iei, Memede kendi eliyle diktii Mara
inanndan krmz izgili mintann iine koydu usulca, incitmeden, mintan
katlad, bohay da eskisi gibi bir gzel baladktan sonra eein semerine
ast.
"Bin artk Ana, gn de dodu. Benim eeim marzman, benim eeim Kbrs eei."
Eeini vyor, yere ge koyamyordu. Hr Ana da onu hogryle dinliyordu.
Eeinden baka hibir eyi yok ki fka-racm, varsn vsn, diye iinden
geiriyordu. st dz bir taa gelinceye kadar vmesini srdrd Ksack Mahmut.
Dz tan nnde durup arkadan gelen Hry bekledi. Hr hibir ey sylemeden
taa kt, oradan da eee atlad.
"Oooh, yorulmuum," diye eein yularna yapt. "Deeeh..."
Eek Mahmudun vdnden de iyiydi, at gibi gidiyor,
Mahmut arkasndan zor yetiiyordu.
leye doru ormann ilk aalarna ulatlar. Buralarda aalar seyrek ve
ksayd. Bir pnarn banda durdular, Hr Ana eekten atlayarak indi. Mahmut
onun huyunu iyi bildiinden, onun ne eee biniine, ne de iniine yardm
edebiliyordu.
Pnar apak akltalarmn altndan kaynyor, dibine gn vurmu suyun iinde
kck kck balklar ldayarak oradan oraya dolayordu. Sular pnarn
altnda uzun, geni bir am oluktan dklyor, aadaki dereye amlarn
arasndan akarak gidiyordu. Yreyi, mosmor am, diz boyu yarpuzlarn keskin
kokusu, lk gnete biraz daha keskinleerek dolduruyordu.
Hr Ana daarc srtna balamt, onu oradan ald, pnarn bana kp
oturdular. Daarcktan kaln, kzarm, yer yer de yanm, dilim dilim kesilerek
st ste konmu soanl kmbe kt.
Mahmudun az sulanp yutkundu. Derin derin, daha yeni lmaya yz tutmu
kmbenin kokusunu iine ekti:
"Ne gzel Ana," dedi, "ne gzel kokuyor kmbe!"
Kmbeden bir para ald srd. Hr Anaya bakt, o yemi-yordu. Mahmut elindeki
paraya yumulmu, dnyay gz grmyordu. Karnn bir iyice doyurduktan
sonradr ki, ancak yeniden Hrye bakabildi, o daha azna bir lokma atmamt254
"Niin yemiyorsun Ana?" diye sordu.
Hr Anann gzleri ya iinde kalmt:
"Ben bataym ben," dedi. "Hr Anan batsn da u kara topraklara gmlsn. Benim
kmbe boazmdan geer mi ki, sen bilir misin hay oul, hay Mahmutcuk, eei
gzel yiidim, nce Memed de ok severdi soanl kl kmbesini. Ben de ona taa
ocukluktan bu yana kmbe yapardm.
"Gene yaparsn Ana, zlme."
"Yaparm," dedi Hr, "zlmem..." Pnara eildi, dudaklaryla sudan kana kana
iti. "Kalk gidelim," dedi. "Belki Allah bize ncemin izini gsterir."
Mahmut nde, eei yedeinde, en arkada da Hr Ana, gene yola dtler. Mahmut
yol kysnda iri bir ktk grnce eei ekti, gene onun nnde durdular, Hr
Ana kte kp eee atlad. Eein semeri yeniydi. Semerin stne Mahmut,
daha yeni yaplm bir pamuk minder atmt, Hr Ana bu yzden ok rahat
ediyor, ikide birde de arkasna dnp Mahmuda:
"Sana," diyordu, "kye dner dnmez, bir orap yapacam ki nce Memedime
yaptm oraba da benzer."
Ormanda on bir tane Yrk kadnyla karlatlar. On birinin de ocuklar
ilemeli krmz kolanlarla srtlarna balanmt.
"Durun hele kadnlar," dedi Hr.
Yrk kadnlar durdular, eteklerinde kabuklu yeil ceviz vard.
"Bereketli olsun Yrk kadnlar."
"Sa ol Ana," dediler.
"Size bir sualim var, iyi dnn de yle konuun. Siz, dn, ya da ncesi gn,
ya da bir hafta, on gn nce burada bir at grdnz m, bir yaz at, eyersiz,
dizginsiz, pusatsz, belle-mesiz, rlplak..."

Kadnlar hi konumadlar, bir sre ona, Ksack Mahmuda baktktan sonra ormann
iine kaarcasna ekildiler gittiler. Hr onlarn ardndan bakakald. Sonra
eeini tekmeledi:
"Deeeh!" Sesi sevinliydi. "Grdn m bamza gelenleri, bu iin iinde bir i
var, nce Memedim sa... Yoksa biz at sorunca onlar niin kasnlar..."
255
Bundan sonra ormanda kime rastgelmiler, kime at sor-mularsa, hepsi de onlara
bu kadnlar gibi davranmlar, nce onlar tepeden trnaa szdkten sonra
ormana kap gzden rayp gitmilerdi.
Hr Ana artk kzmaya balyordu:
"Bu da ne, bu da ne, bu Yrkler dil bilmiyorlar m, bunlar akllarn m
oynatmlar?"
yi ki yaz at soruyor Hr Ana, bir de nce Memedi sor-saym, bunlar ne
yapacaklarm acaba?
"Nereye kayorsunuz, nereye, ben adam yiyici deilim..."
Eskiden olsa, yreinde de acs olmasa Hr bunlara, kasklarn tuta tuta bir
gler, bir glerdi ki akl bandan gidene
kadar.
Geceyi iri bir sedir aacnn altndaki pnarn banda geirdiler. Ksack
Mahmut gece yars ormann iine yle girivermi, birka tane irice, yal,
ar kula gelivermiti. Oluun alt bana, imenlerin stne bir ate
yakmlar, kular yolup ykamlar, tuzlayp kzlerde bir gzelce
piirmilerdi. Hr mrnde bu kadar yal, gzel kokulu, lezzetli et yememiti.
"Bre ocan batmaya Ksack, sen bu kular nasl yakaladn?"
"Yakalarz biz Ana."
"Bre Ksack, bu kulardan bizim Dikenlidznde de var
m?"
"Bizde de ok olur Ana."
"Kye dner dnmez, senden bu kular isterim, hem de be tane."
"Ohhooo Ana," dedi Ksack, "istersen sana her gn on tane de tutarm."
"nce Memed eve geldiinde de..." "O zaman elli tane iste Ana, u benim
gzmden." Parmaklarn yaladktan sonra, srtlarn biraz aaca verip
kestirdiler. Eei az ilerdeki alya rklemiler, bol imende o da itahla
yaylyordu.
Hr Ana uyandnda ay daha tepedeydi:
"Kalk yr Ksack," dedi. "Uyan, yolcu yolunda gerek."
Ksack srayp uyand.
256
"Yolcu yolunda gerek Ana, yolcu yolunda," diyerek eee eitti, onu aldan
zd. "Bin Ana," dedi.
Hr gld.
"Haydi, haydi tut ayamdan bineyim. Bu gece yars binit ktn nerede
bulacaz."
Gn burnuna orman ktlar. Keven dikenlerine gn vurmu, bir pembe k bulutu
yamalarda savruluyor, tozukuyor-du. Ormann stnden de yer yer, yeil, sar
dumanlar kalkyordu.
"Baksana Ksack, u kar dan ardndan bir duman yekiniyor gibi. Benim
gzlerim iyi seemiyor, ocak duman m o, yoksa yekinen bulut mu?"
Ksack sa elini gzlerine siper edip bakt:
"Bu duman ocak duman Ana," dedi. "Dikine ttyor."
"yi."
Eei tekmeledi.
Yemyeil bir kk koyaa indiler. Koyan ortasndan incecik bir su
akltalarn yuvarlayarak akyordu. Aada, tek aacn dibinde birok kadn
kararts grdler. Kadnlar ya yere melmiler, ya oturmulard, buradan belli
olmuyordu.
"Oraya gidelim."
"Gidelim Ana," diye eein nne dt Ksack Mahmut.
Onlar yaklanca kadnlar hep birden ayaa kalktlar.
"Selamnaleykm kadnlar."
"Aleykmselam," dedi kendi yanda bir kadn.

"Kolay gelsin, yunak m yuyordunuz?"


"Yunak," dedi yal kadn.
Bunlarn Yrk kadnlar olduu uzaktan bile belli oluyordu. Balarna ta
balk dedikleri ilemeli bir gm tas kapatyorlar, onun da yresini incik
boncukla, zenginleri altnla, inciyle donatyorlard. nlkleri de kyllerin
nlklerinden bakayd. ok renkli, ok ilemeliydi.
"Hangi obadan olursunuz?"
"Sarkeili," dedi Yrk kadn.
"Ben de Hrym, bu da Ksack Mahmut. Ben byttm bunu, yani bu da benim
dourmadm olumdur."
Kadnlar gltler.
257
"kimiz de u aadan Deirmenoluk kynden oluruz. Size bir ey soracam ama,
kamayacaksnz, sorduum eyi duyunca herkes ban alp yitiyor da..."
Kadnlar gene gltler.
Biraz nceki, iriyar yal kadn:
"Belki biz de kaarz. Sen bize de hi sorma istersen."
"Sormasam olmaz."
"Sor yleyse bac, belki de kamayz."
"Siz buralarda yaz bir at grdnz m, dn ya da ncesi gn, ya da on gnden
bu yana. Yaz, grkemli bir at, azck deli. Kimse onu yakalayamaz, kimse onu
vuramaz. Bir kiiden baka, kimse onun stne binemez. Bir yerlerde babo
gezer durur."
Az nce konuan yal Yrk kadn:
"Ben de kayorum bac," dedi. "Kusura kalma. Byle bir eyi ne sen bize sordun,
ne de biz sana bir ey syledik. Salcakla kal."
Gerekten de ormana aa yrd gitti.
Hr eeinden indi, bir yere sekilenip konumaya balad. Kadnlar orada, suyun
banda ta kesilmiler t karmyorlard. O konutuka tekiler biraz daha
balarn nlerine eip susuyorlard. Hr de bendini ykm sel gibi konutuka
konuuyordu.
En sonunda yoruldu, dayanamad:
"Abooov, analarm," dedi, "siz de ne biim kadnlarms-nz, alt st bir at,
varn sylemezseniz sylemeyin! Biz o at grmedik deyin ne olur."
Ayaa kalkt, kadnlara tepeden, kmseyerek bakt, Mahmut eei onun nne
kadar getirmiti, fkeyle bindi.
"Bunda bir i var Mahmut," dedi.
"Var Ana."
Koya yukarya ktlar. Uzakta sivri, akmaktandanm gibi ipileyen bir
kayalk gzkyor, kayann altna doru bir yerden ge uzun dumanlar ayordu.
Sar yeil bir all geince alt ukurun iinde kk bir koyun srs
grdler. Sry kk bir kz ocuu otlatyordu, on, on bir yalarnda.
Hr Ana kz ocuunu grnce:
258
"Mahmut," dedi, "baksana una, u kz ocuuna, onun yanna gidelim."
Kzn yanna indiler, srnn gen kpei hmla onlar karlad. Kk kz
hemen kpein nne geti.
"Benim kck kzm," diye eekten indi Hr, "srma sal da imeni yeil
gzlm. Benim bu gzel, krk rgl sal da elma yanaklm Sarkeili oymandan
olur, yle mi?"
Utanga kz, pespembe yanaklar kzararak:
"Biz Sarkeiliyiz," dedi.
"Kurban olam senin gzel dillerine, ne gzel de konuuyor benim gl kzm. Sen
kimin kz olursun, benim srmelicem?"
"Aslanolann kzym."
"Ben bilirim Aslanolan."
"Sen grdn m babam?"
"Grmez olur muyum hi, bizim evimize gelir, bana Ana der. Kocaman, imeni yeil
gzl bir adam."
"Sen akacktan sylyorsun, deil mi teyze, benim babam kck." Ksack
Mahmudu gsterdi. "te bunun kadar."

Hr hemen toparland:
"Ya, ya, akacktan sylyorum."
Utanga kz sklm, yz ter iinde kalmt.
"Ben de kzma neler getirdim, Aslanolann kzna. Senin adn neydi hele?"
"Fatmal."
"Yaaa, ben de gzel Fatmalma nar getirdim ki, bal akyor iinden... ncir
getirdim ki, kendi elimlen kuruttum. Mahmut!"
Mahmut eekten bir kocaman narla, bir avu incir alm getiriyordu.
"Al kzm al!"
Kz utanyor, zrl zrl da terliyordu. Sonra birden glmeye balad, glerek:
"Ben de seni tanyorum teyze," dedi.
"Teyzen srma salarna kurban olsun," diye onun salarn usul usul okad
Hr. "Ye, ye bakalm incirleri."
Kz bir ona, bir Mahmuda bakt, sonra da srtn onlara dnp azna bir incir
att. Dndnde gzleri lyordu.
Az teye ekilip dzln yamacna yan yana oturdular.
259
Kz bir yandan incirleri attryordu. Bir Hrye sevgiyle, gzleri parlayarak
bakyor, bir attryordu. ncirleri bitirdikten sonra:
"Bu nar adra gtrsem de Mslme versem olur mu teyzem? Ben yemesem de Mslm
yese. O hasta da..."
"Mahmut, bir nar daha getir."
Mahmut bir nar daha getirdi kza verdi. Kz sevincinden uuyordu.
"Bunu da evde kesip yesek olur mu? Anam babam da yer."
"Olur," dedi Hr onun salarn okayarak. "Olur gzel kzm, Fatmalm benim."
Kk kz ona minnetle bakt, srtndan daarcn kard, iki narn da
gzelce daarca yerletirip yeniden srtna balad.
"Mslm hasta," dedi.
"Mslm senin kimin olur?"
"Aam olur," dedi. "Onu hasta etmiler. Sen buralarda ne aryorsun teyze?"
"Bir at aryorum," dedi Hr Ana. "Bir at, kara, yaz... Gzel bir at aryorum.
Sen buralarda yle bir at grdn m hi?"
"Grdm," diye heyecanland Fatmal, yz de yeniden kzard. "Grmez olur muyum
hi, o at ite... Her gn uarak gelir, u kayann tepesine konar, orada hi
kprdanmadan durur. Yaaa, bir de kuyruunu sallar. Sonra kartallar gelince,
kartallar da onun stnde ok ok dnnce o da a karr gider." Birden
kukuland, gzlerini Hrnn gzlerinin iine dikti uzunca bakt. "Sen o at
niye aryorsun teyze?"
"Olumun at da, olum da..."
"Sen yalancktan byle diyorsun, deil mi teyze?" diye g-lerekten sordu
Fatmal. Daha yle gzlerini Hrnn gzlerine dikmi kukuyla bakyordu. "O
atn hi sahibi yokmu ki. O at cinli bir at imi. Diyorlar ki o Krolunun
Krat imi. Babam diyor ki Krolunun at hi lmez imi. te bu yalannca
byle kara olmu. Babam diyor ki Krolunun o hi lmeyen at, yaaa... Babam
diyor ki dondan dona da girer imi."
"O ata birisi biniyormu," dedi Hr Ana.
260
"Yok, yok," diye telaland Fatmal. "Olur mu hi? O at var ya, ok yllardan
beri, ben domadan nce, babam da doma-mm, sen benim dedemi biliyor musun,
ak sakal var, nah bu kadar." Kollarn at. "te byle bir kucak... Bu at o
domamken bile bu kayala gelirmi, orada da yle dururmu. Kartallar onun
can dmanym, kartallar gelince de o kaarm. Yaaa..." Daha kukuyla
bakyordu Hrye. Sonunda glerek: "Yalanck," dedi, "sen o at aramyorsun.
Benim aam Msl-m dvdler de o hasta imdi. Ben de onun yerine obanlk
ediyorum."
"Kim dvd?"
"Kim dvecek, Kerti Ali Onba... Sen biliyor musun teyze, o Kerti var ya, bir
dverse adam kemiklerini kryormu. Mslm bir dvm, bir dvm..."
"Niye dvm ki?"
Fatmal elini enesine dayad, ban nne edi, bir sre bylece dndkten
sonra Hrye bakt, gene ban edi nne.

"Niye dvm ki onu?"


Fatmal gene ona karlk vermedi. Sanki soruyu hi duymamt. Birden ban
kaldrd, karar vermiti, gzleri sevinten parlyordu.
"nce Memedi sormu" dedi. "Sen nce Memedi biliyor musun?"
"Hunim," dedi Hr, elini bana gtrd, "yle bir ad duymuluum var."
"Sen yalancktan sylyorsun," dedi Fatmal. "Ama ben gene de sana konuacam."
"Senin srma salarna kurban olsun Hr Ana."
"Senin adn Hr deil mi?"
"Hr..."
Bir sre de bunu dnd Fatmal, elini enesine koyarak.
"Mslm ne yapm?"
"Mslm de nce Memedi grmedim demi. Onu gene dvmler. O gene sylememi.
Mahsustan, yalancktan sylememi. ok dvmler, kemiini de krmlar, Mslm
gene de sylememi. Sonra da kpeini ldrecek olmular, Mslm
261
de, ite o zaman, gene yalancktan nce Memedin yerini sylemi. Mslm nce
Memedin yerini..."
Dudaklarn srarak sustu.
"Sonra ne olmu Fatmalm?"
"O krbal adam var ya, nce Memedin Hatesini ldren... nce Memed de onu
ldrecekmi..."
"Eli krbal?"
"Hah, ite o, Mslm nce Memedin yerini ona syleyince, gene de itini ldrm.
Mslm yaralarna, hastalna alamyor da gece gndz itine alyor. Yaaa,
Mslm onlar artm. Mslm o kadar ktek yedikten sonra nce Memedin yerini
syleyince... Onlar da inanmlar."
Sonra Fatmal birden fkelendi:
"Ben hibir ey bilmiyorum," diye bard. "Ne biim bir Hrceymisin sen..."
Ayaa frlad, daarcna davrand, "Al, al istersen narlarm da," dedi. "O at
deli... nce Memed yok. Onu Bakrgediin-de vurdular, sen duymadn m?"
"Yok gzel kzm yok," diye ayaa kalkt Hr Ana. Hemen de eee binip srd.
Biraz uzaklatktan sonra geriye dnp: "Salcakla kal, benim gl yzlm,"
deyip eei tekmeledi. "Sana, verdiin gzel mutundan tr neler, neler
alacam, sen hele azck bekle." Bu son szleri Fatmal duydu mu, duymad m,
aldrmad. Fatmal kk kpeiyle birlikte olduu yerde durmu kalm onlarn
gidilerine bakyordu.
kindiye doru kayaln yanna vardlar, nlerindeki tmsei dnnce Yrk
adrlar gzkt. Yolda hi konumam-lard. Fatmal kz birok ey sylemiti
ama, dilinin altnda da birok ey vard.
"Syle bakalm Ksack, nce Memedi bulabilecek miyiz?"
"Vallahi bilemem Ana," dedi Mahmut. "u kk kza bak, o bile kk sktrd
bize. Bunlarn ok sk azl olduunu bilirdim de bu kadar olduklar aklmn
ucundan bile gemezdi."
"Gene de nce Memedin yolunu dorulttuk. imdi kime gidelim, obann Aasna m,
yoksa Aslanolann adrna m?"
"Battal Aaya gidelim daha iyi."
262
"O ok iyi bir adam imi. Sarkeilinin byk ba da o imi- Onu ok eskilerden
bilirim."
Aaya indiler. Kara kl adrlar, koyan her iki yanna, ortadan akan suyun
kysna karlkl sralanmlard.
"u adr olacak Beylik adr, bak Mahmudum, be direkli. Yannda da derimevi.
Mademki derimevi var Beylik adrnn yannda, bu ev her obada olmaz, biz de
orada kalrz."
Be direkli adra yaklarlarken Mahmut uzaktan bard:
"Battal Aa, Battal Aa kpeklere sahip olun, tanr konu-gu...
Darya ok uzun boylu bir adam kt:
"Buyurun, buyurun," diye bard. "Kpekler bal..."
Hr Ana be direkli adrn kapsnda eekten indi. adrdan birka kii daha
kmt konuklar karlamaya. Genten birisi eein yularn tutup adrn

kesindeki kaza balad. Mahmut gidip eekten bohay, heybeyi, teki


teberileri ald getirdi.
"Hele ieriye buyurun."
"Sen Battal Aa msn, Sarkeilinin soylu Beyi?"
"Battal benim."
"yi," dedi Hr Ana, ieriye girdi.
adrn ii ok grkemliydi. Hr Ana ard, az ak bakt kald. Byle
kilimleri, uvallar, keeleri, adr direklerini, byle emeleri imdiye kadar
hibir yerde grmemiti. Hor-zumlu oyma Beyinin adr bile bylesine grkemli
deildi.
Onu ipekli bir dein stne buyur edince Battal Aa, kendine geldi, vard
dee bada kurdu oturdu. Ayakkablarn daha eiklikte karmt.
"Abooov," diye. gld Hr Ana, "demek daha byle Yrk adr kalm ha! Bana
dedilerdi ki Yrkler bitti tkendi, fkaralad. Byle bir adr grnce
sevindim Battal Aa."
"Sa ol bacm."
"Benim adm Hr. Adm hi duydun mu Battal Aa?"
Adam skld, ellerini uuturdu, tel tel uzun sakal salland.
"Senin adn duymadm bac," dedi sonunda da.
"Bana Deirmenoluk kynden Hr Ana derler. nce Memedin Hr Anas benim
ite."
263
Battal Aa epeyce yal grnyordu, ok da iyi giyinmiti. Ak kahverengi yn
alvar, dizleme orap, krmz postal, en iyi Mara mansmdan izgili, yakasz
bir mintan, belinde de bir Trablus kuak... Parmanda da yeil kal, stnde
alk kazl altn bir yzk...
Kokusu btn adr doldurarak, bir kz elinde bir gm tepsi iinde kahveler
getirdi, nce Hr Anaya, sonra Mahmu-da, arkasndan da Battal Aaya tuttu.
Sonra da, orada oturanlara fincanlar sradan datt.
Kahveyi ierken Hr Ana:
"Bana bak Battal Aa, ben Sarkeiliyi iyi bilir, iyi tanrm. Sarkeilinin
nn namn ok duymuluum vardr."
Sustu, adrn iinde yle bir gz gezdirdi. Orta yerde bir ataln stnde
irice bir ahin duruyor, akmak akmak gzleriyle fldr fldr Hr Anaya
bakyordu. Oca batasca ku, diye geirdi iinden Hr Ana, benden ne istiyor
ki bu, benimle ne alp veremedii var ki... Her yan, adrn ii ok deerli,
her birisi bir Arap at, ift hrgl bir deve eden deerli kilimlerle
deliydi. Hr Ana kilimci birisi olduundan, onun stne kilim dokuyan yoktu
u koca Binboalarda, ne Krtte, ne Krdis-tanda, ne de ol koca l
Arabistanda, yle sylerlerdi, Hr Ana bile bu adrdaki kilimlere hayran
kald. Krmzlar, sarlar, kahverengiler biribirine karm, adrn iinde
uuup yanyordu.
Hr Anann gzleri ilemeli direklerden kilimlere, oradan ahine, oradan da
Battal Aaya gidip geliyordu.
Battal Aa, Hrnn niin susup adrn iini inceden inceye gzlediinin
sebebini akt, odadakilere gzleriyle darya kn, bunun gizli bir
syleyecei var, dedi. Hr Ana da bilirdi, bu gzlerle konumay, eer dil icat
edilmemi olsayd, bu Yrkler gzleriyle gene imdiki gibi, belki imdikinden
de daha iyi konuurlard, diye dnd.
Adamlar ayaa kalkp, Hr Anaya hoa kal deyip ktlar.
Onlar knca Hr Ana gzlerini Battal Aaya evirdi, baklarn onun stnde
bir sre tuttu.
"Bu adrlar yedi direkli olur Battal Aa, bunun iki direi nerde?"
264
Gld. Battal Aa da gld, ok yakkl, gzel, taa iten, scack glen bir
adamd. imeni yeil gzleri bykt, dnyaya sevgiyle bakyor, onun gzlerinden
yaylan sevgi, scaklk, gzellik dnyay bir anda sarveriyor, onun yanma gelen
insan sevgiyle, scaklkla yunup arnyor, iinde kinden, hasetten,
kskanlktan, cmle ktlklerden hibir ey kalmyordu. Byle insanlar var bu
dnyada, diye dnd Hr Ana, onun gam-zeli yanaklarna, yzndeki derin
izgilere, krmz tel tel uzun sakalna, kk elmack kemiklerine, uzun yzne

bakarken. Byle bir yz gren, adam ldremez, hibir yarata ktlk yapamaz,
yoksulun acsna dayanamazd.
"Hr bacm," dedi Battal Aa, "artk bizim gcmz yetmez oldu yedi direkli
adra. Yedi direkli adr tamak iin drt deve gerek. Bizde ne deve kald,
ne de Arap at... Bizi bitirdiler Hr bacm, bizim iflahmz kestiler. adr
da be diree indi. Gelecek yl diree, tekisi yl da bir diree inecek..."
Yz hznlenip sakal titredi, gzel, imeni yeil gzleri de dumanland. Ve
sustu, artk konuamazd bir sre, ok dertliydi Battal Aa, kendini tutmasa, u
yal kadnn nnde yerlere kapanp hngr hngr alayacakt.
O konumaynca Hr balad. Battal Aann haline ok yrei yanmt.
ukurovada onlarn bana u yeni yetme Aalarn neler getirdiklerini biliyordu.
"Yaa kardam, Battal Aa kardam, banza gelenleri biliyorum. Eskiden yayla
dn Yrkler Dikenlidzne konarlard. O zaman o dinsiz Abdi Aa yoktu, onun
babas zamannda. O gavur Abdi Aa, sen de bilirsin ya, etek etek para ald da
Yrklerden, ondan sonra onlar da konmaz oldular Dikenlidzne."
Yrkler konduklarnda Dikenlidz bir seyran yerine dnerdi. Yeil atlas, kutnu
kuma giymi, ba altn varakl Yrk kzlar salnrd dzlkte. Yzlerce kz,
delikanl bir arada semah dnerlerdi. Mengiye belki bin kii dururdu, kadn
erkek, insanlarn gzel seslerinden dalar dalgalanrd. Byk toy dnler
kurulur, gnlerce lenler srerdi. Yein atlarla cirit oynarlard. Buradan
Alidamn dibine kadar koan atlar, dan yresini bir gnde dner gelirlerdi.
Dnen dner, dnemeyen
265
atlar atlard. Yzlerce Dede gelirdi sedefli sazlaryla Dersim dalarndan,
Orta Anadolundan, Kazdandan, Hacbekta Velinin Suluca Karahynden. Gece
sabahlara kadar sazlar alnr, ulu destanlar sylenirdi.
"te ben bu gnlere yetitim Battal Aam. Ne yapalm, ite bu gnlere de
kaldk. Devir dnd Battal Aam, insan azgm-lat. nsan insanlktan kt.
Bundan sonra biz iflah olur muyuz ola? Bundan sonra herkes kendini dnyor.
Eskiden bir tek insann trnana ta dese, bir oyman, bir airetin, btn u
dnyadaki insanlarn yreine demi gibi olur, herkesin yrei szlard. imdi
ya, imdi herkes biribirisinin lsne basp geiyor, basp geiyor, basp
geiyor."
Hr Ana boanm, cokun bir sel gibi, fkelenmi konuuyordu.
ok konutu, ok ilendi, ok kprd, en sonunda z konuya geldi:
"Hay Yrkler Yrkler," diye balad. "Hay Aydnllar Aydnllar, hay
Sarkeililer Sarkeililer sizin kulunuz kurbannz olaym, sizin eskiden yedi
direkli adrlarnz olurdu ii padiah saraylar, otalar gibi. Arap atlarnz
olurdu ceren kovan. Tor ahinleriniz olurdu, her birinizin elinde gkte uan
turnay, toyu kapan... Hay Yrkler Yrkler, sizin eskiden sofralarnz yerden
kalkmazd, bir ay, iki ay... Hay Sarkeililer Sarkeililer, size kanllar,
katiller snrd, padiah gelse, yer gtrmez orduyla stnze atlsa, siz,
hepiniz krlrdnz da, size snm gene kimseye vermezdiniz. Siz byle bir
soy, byle bir kavimdiniz. Gl yerinden su eksik olmaz Battal Aa. Syle
bana..."
Battal Aa gzel, aydnlk, imeni yeil gzleri, apak inci gibi dileriyle
glyordu.
"Bir dilein olacak senin bizden Hr bac, syle dileini, korkma, ne ise
dilein, can ba stne."
Hr Ana oturduu yerden yle bir doruldu dikeldi:
"Ben nce Memedin Hr Anasym. Beni iyi dinle, Hac-bekta Veli donlu Battal
Aa, bak unu..." Eliyle orada yumulup kalm Ksack Mahmudu gsterdi. "te
bunu bir yandayken, anas ld de ben aldm byttm. nce Memedin anas
lmediydi ya, ona da ok emeim geti. Ben onun bu sebep266
ten dolay z bir Hr Anasym. Kurban olaym sana gzel gzl, gl yzl
Battal Aam, bana nce Memedimden bir haber ver."
"Ben ondan sana nasl haber vereyim Hr bacm, o dada gezen bir ekya."
"Bak, beni kandrma Battal Aam, ben onun izini sre sre aldm buraya kadar
getirdim. u aada atndan inmi. Syle bana Battal Aam, ben onun z

anasym, analk batsn yreim yanyor, sen ondan bana haber syle, o l m
inmi atndan, diri mi?"
Gzlerini Battal Aann gzlerinin iine dikmi, alnnda domur domur olmu
terler, bekliyordu.
"l m, diri mi?"
Battal Aann yznden durmadan ikircik glgeleri geiyordu.
"Syle ala gzl Battal Aam, ben onun anasym, diri mi, l m?"
"Diri," dedi Battal Aa ok dnceli, ikircikli bir yzle. "nce Memed diri
Hr Hatun."
"Yaral m?"
Battal Aann gzel gzleri hznlendi. Yzndeki sevin bir anda yitip gitti.
"Yaral," dedi, "hem de o ar yaral bacm." Sesi yumuack, bir at yakar
gibi acmaklyd.
Hr gene dikleti:
"Cann skma koca Battal," dedi, "analar daha nice nce Memed dourur, daha...
Hi sen zlme ona. nce Memeddir bu, lr lr dirilir. Hazreti Ali gibidir.
Mehdi rneidir o. Hi cerrah merrah getirdiniz mi?"
"Getirdik," dedi Battal Aa.
"Onu grmeliyim. O beni, Hr Anasn grnce dzelir."
"Onu bugn gremezsin. Bana bile sylemiyorlar yerini. Onun yerini bir tek kii
biliyor, o da bizim Temir."
"Ekya Temir mi?"
"Ekya Temir," dedi Battal Aa.
"O beni tanr, onu hemen art bana koca Battal."
"Burada yok. Yarn sabaha kadar sabredeceksin."
267
Baka are yoktu, Hr Ana sabredecekti. Battal Aa ayaa kalkt, teki odalara
geti. Onun oraya gitmesiyle de bir sr kadn, kz, gelin, ocuk Hrnn yanma
geldiler, ona ho geldin deyip elini ptler.
Akam yemeinde sac kavurmas, pirin pilav, petekli balla az yediler.
adrn en son odasnda ona yatak yaptlar. Hr Ana mrnde hi bu kadar
yumuak bir yatakta yatmamt. Ban yasta koyar koymaz uyudu. ok
yorulmutu.
Sabahleyin an sesleriyle, bir hayhuyla uyand ki dipdiriydi. arabuk giyindi
orta odaya geti. Battal Aa cezveyi atee srm onu bekliyordu, glerek
karlad:
"yi uyudun mu Hr bacm? Hele bir kahvalt et de, seni bekliyorlar geceden bu
yana. Senin Mahmut Efendi burada kalacak."
Oturdular, sofra hazrd. Bir tasta da st dumanlanyordu. Tatl bir taze ekmek,
st kokusu doldurmutu adr. Ortada st ayran kabarckl bir tereya topu
duruyordu. Bazlama el yakacak kadar scakt.
"Hele bir kahve ielim seninle karlkl."
Battal Aa kahveyi kendi eliyle koydu onun fincanna.
Konumadan kahveyi iip kahvalty yaptlar.
Hr ayaa kalkp:
"Yolcu yolunda gerek, yle deil mi Aam?" dedi.
Battal Aa hep glyordu.
Darya ktlar, dilerine kadar silahlanm, banda mor pskll bir krmz
fes, ilk bakta, sar posbyklar gze arpan ksa boylu birisi, elinde
grkemli, erke eyerli bir atla onu bekliyordu.
"Bu ite Temir," dedi Battal Aa iini ekerek. "Benim emmim olu olur.
Gvenilir adamdr."
Temir, Hr Anaya yaklap onun elini pt.
"El penlerin ok olsun olum Temir."
"Temir senin gzlerini balayp yle gtrecek seni gidecein yere, kusura
kalma," diye zr diledi ondan Battal Aa.
Binek tama kadar gittiler. Hr Ana taa bir atlayta kt, Temir de zengiyi
tutmutu, ata usta bir binici gibi bindi.
268
Battal Aaya:

"Salcakla kal," diyerek yola dtler, develerin, koyun, kei srlerinin, at


gibi iri, boynu tohtlu kpeklerin, gzel giyimli kadnlarn arasndan getiler.
Her adrn nnde de bir atalda tnemi bir ahin vard. Bir hayhuy iinden,
ocuk alamalar, oban barmalara arasndan geerek obay ktlar. Aydnl
Temir atn nnden yel gibi gidiyordu. Yemeden imeden, bir an olsun dinlenmeden
bir suya vardlar, onun arkasndan da yapraklan altna kesmi bir ormana
girdiler. Temir ne arkasna bir kere dnp bakyor, ne de bir tek szck
konuuyor, gittike de hzlanarak atn nnden gidiyordu. Orman ktlar, bir
dmdz, gz alabildiine uzanan bir ayrla dtler. Burada her ey ylesine
yeildi ki, gkyzne bile aydnlk bir yeil vurmutu. ayrl gemek epeyi
bir zaman ald. Atn nndeki Temir fesinin psklleri rzgarda uuarak uunup
gidiyordu. Derin bir ukura indiler. ukuru knca, kayalar akmaktandan ok
yksek, sarp bir dala karlatlar. Kayaln dibinde ok ulu bir sapsar
kesilmi aa grldyordu, onun dibinde durdular.
Aydnla Temir atn yanma gelerek:
"Hr Ana, kusuruma bakma benim, gzlerini balayacam," dedi utanp sklarak.
Cebinden ipekli, kelerine mavi meneke ilenmi bir byk mendil kard. "Al
Ana," dedi, "bununla gzlerini bala. Skca bala ki, hibir yan gremeye-sin.
Bizim greneimiz budur. Ekyalarn..."
Hr Ana glmseyerek, kendi elleriyle, iinden ekyalara, zellikle, u
kendini bir ey sanan Aydnl Temire sverek kendi elleriyle kendi gzlerini
balad.
Temir atn dizginini tuttuktan sonra:
"Ana," dedi, "sen dizgini brak da eyerin kana yap."
Hr onun dediini yapt. Temir at ekti gtrd.
ekerim, diyordu Hr Ana, her bir eycii de ekerim... Kr gibi de u sar
byna itlerin iedii Temirciin de peine ite byle derim. Olum iin,
ahinim iin, gl yzlm iin deil mi, benden ne isterlerse onu yaparm.
imdiye kadar gz balanmam Hrcenin gzlerini balayanlar, bana
gvenmeyenler alacanz olsun. Bundan sonra da ben Hrce kary269
sam, bunu, bu bana yaptnz fitil fitil burnunuzdan getirmez miyim, ulan
smkl Temir! Ben kimim, ben kimim, sen beni biliyor musun smkl Yrk,
trkl Temir, ben byle gz balanacak bir kii miyim, o nce Memedi de bir
gzm grrse, ben de ondan bunu sormaz mym, onun azna u parmaklarm takp
da yrtmaz mym, o kpein... nce Memed olmu da daha dnk ocuk, Sefil
brahimin olu, benim gzlerimi kapattryor, bana gvenmiyor da... Ulan hrpo,
sen neci, neci oluyorsun da bana bunlar ediyor, bama bu ileri ayor da,
beni u dalar grmekten mahrum ediyorsun? imdi u kr gibi gzlerim seni
grnce sen de pmek iin elime sarlacaksn deil mi, seni u Hrcenin o gl
ellerine seni ben kurban etmez miyim ben! Beni o candarmalar yakalayacaklar da,
senin yerini benden renmek iin beni dvecekler de, ben de nce Memed ite
urada, urada diyeceim, yle mi? yle mi benim aslan yavrum, yle mi ahin
yiidim, yle mi benim deli atn binicisi sanm, adam m oldun sanyorsun bir
ktck Abdi Aay ldrmekle, kendini Krolu mu sandn sere yrekli Ali
Safay gece uyurken vurmakla? Ulan ben Durmu Alinin avrad, yedi kyn Hr
Anas Hrce deil miyim, ulan benim derimi yzseler de candarmalar,
dmanlarmz, ben deil senin yerini u byna itler sas Temirin bile
yerini syler miyim, etimi didik etseler de, kellemi syenlere geirip ky ky
dolatrsalar da, gzlerimi oysalar, daha iyi olmaz myd... Bundan sonra hay
nce Memed, sen benim yzme nasl bakacaksn, ben senin yzne nasl bakacam,
hay drt kitaptan kovulmu kafir, zndk nce Memed! Dilim varmyor, dillerim
-rsn inallah, sen, sen, sen Topal Aliden de kt bir yaratksn, ondan da
ikiyzl bir domuzsun.
u anda gzlerindeki ba zp gerisin geri kye dnmek, bir daha da o nce
Memedin adn lnceye anmamak istiyordu ya, yapamyordu.
ok sarp bir yola dmlerdi, bunu atn ayann altndan aalara doru akan
talardan, bir de atn durmadan tkezlemesinden biliyordu. Eyer kana sk
skya yapmt-ndeki Temirin atla birlikte krk gibi soluduunu duyuyor,
geber, geber, gzlerimi balayan pis Aydnl geber, diyordu.
270

u sa yanda derin bir uurum olsa, atn da aya kayver-se, Hr de atla


birlikte yuvarlansa gitse uurumun dibine de parampara olsa, sen de gelsen hay
nce Memed, uurumun dibinde onun kanl lsn grsen, uuruma inemeyip onun
lsn bile kaldramasan, kartallar da gelip leini paralasa-lar, o zaman ne
yaparsn sen nce Memed? De bana, syle bana, zil takar da anam lm, diye
alar msn, hi de alamazsn, o seni dourmaz olasca Dnenin ldn sana
ben syledim de aladn myd?
Geldiine bin piman olmutu. Bu Sefil brahimin olundan da hayr m kard...
fkeden sonunda o hale geldi ki, urada, u smkl pis Yrkten utanmasa oturup
hngr hngr alayacakt.
Temirse at stndeki yal kadnn homurtularn duyuyor, arada rada da,dnp
baktnda onun gerilmi, fke iindeki yzn gryor, onun fkesine bir anlam
veremiyordu.
fkeden eyere ylesine sk skya yapmt ki Hr Ana, kaskat kesilmiti.
At bir yerde durunca bir uykudan uyanrca-sna gfeildi.
#
"Geldik Ana, gzlerini a..."
Hr var fkesiyle bard gzlerini aarken:
"Gelmez olaydk... Ben ona imdi yapacam bilirim."
Temir onu attan indirmek istedi.
"Yaklama bana, srme elini. Ben kendim inerim."
Attan atlayp, kapsnda silahl babayiit bir kii duran maarann byk
azndan hm gibi ieriye dald. Dalmasyla maarann ortasnda znk diye
durmas, ardndan da onun stne atlp kucaklamas bir oldu.
"Memedim, yiidim, aslanm, yavrum, naslsn?"
Memed gzlerini at, gzlerini sevecenlikle ona dikti, bakt, glmsedi:
"ok kr dnya gzyle seni grdm ya Ana," dedi, bundan sonra lsem de gam
yemem. Btn istediim buydu. Allahma hep yalvaryordum, Anamn yzn bana
gstermeden ldrme, diyordum. te Allah da..." Gzlerinden boanan iki damla
ya yanaklarna doru akyordu.
"Sus, kpek," diye bard Hr. "Anan sana kurban ol271
sun. O nasl bir sz ki senin azndan kan, suuus! Susmazsan, byle avrat
gibi, bebecikler gibi mzrdanrsan hemen imdi buradan bam alr da giderim.
Gster, gster bana yaralarn benim gl yzlm."
Memed glmseyerek yaralarn gsterdi, yaralar gzelce sarlmt. Hr ilk
olarak onun yatana bir gz att, bu yatak dn gece yatt yatan tpksyd.
"Yaralarn szlyor mu?"
"Azck."
"Demek ki ok szlyor." Ayaa kalkt, maaradan darya kt, Temiri arand,
kapdaki adama: "Nerede o Temir, hani benim gzlerimi balayan?" diye sordu.
"erde Ana," dedi o iri adam glmseyerek.
Hr maaraya geri dnd, Temir yatan baucunda ayakta duruyor, dalm
dnyordu.
"Cerrah getirdiniz mi yavruma?"
Temir:
" tane," dedi, darya yrd. Hr Ana anlamt, o da onun arkasndan
darya kt. Bir kayann duldasna varp
meldiler.
"Syle Temir, olum iyi deil mi?"
Temir zntl bir sesle:
"yi deil Ana," dedi.
"Cerrahlar ne dediler?"
"Kurunlar karamadlar. Cerrrahlardan ikisi Yrkler-dendi. Birisi de u
aadaki kyden."
"Demek benim yavrum lecek?"
"Onun orasn Allah bilir Ana."
"Benim yavrum lmeyecek. Onun orasn gene de koca Al-lahmz bilir ya,
Hrcenin yavrusu dman kurunundan lmez."
"nallah Ana, Allah azndan duysun Ana..."
Hr ieriye girip Memedin baucuna oturdu, salarn, alnn okamaya, onu
pmeye balad. Onunla scak, yrekten, yumuack konutu. Onu Memedin banda

byle grenler, bu tepeden trnaa sevecenlik, sevgi kesilmi kadnn o olduuna


bir trl inanamazlard.
Memedin atei vard ya, o kadar da deildi. Bir ara gzlerini at, Hr ye
bakt, glmsedi:
"Sen geldin ya, dnya gzyle seni bir daha grdm ya, artk iyileirim."
"yileeceksin," diye sert, kesin konutu Hr. "yileme-rnek olmaz. Ben sana
imdi bir orba piireceim ki..." Darya kt, Temire:
"orba yapacak bir eyleriniz var m?"
"Her ey var Ana, ne istersen... Ama o azna gnlerdir bir ey koymuyor ki..."
"Ben piirirsem koyar. Sen uraya bir ate yak bakalm. Tencereyi de getir. Bol
da nane topla uralardan."
"Buraya ate yaklmaz ki anam."
"Nedenmi o?" diye kt Hr.
"Dumann grrler."
"Maarann iinde de olmaz. Duman bunaltr olumu."
Temir dnyordu.
"Dnme o kadar, duman gzkmez bir yer bul."
"urada kk bir maara/daha var, olur mu Ana?"
"Olur," dedi Hr. Sevinmiti. lk olarak alm, yz -mt. "Naneli orba
onu aar."
Kollarn svad, kk maarada oluna zene bezene naneli bir orba piirdi
ki, ien ka da birlikte yutar. Hem de kk maarann dna bir damla duman
salmad, ne etti eyledi de...
Gnlerdir azna bir lokma koymam Memed kocaman bir sahan orba iti.
"Demedim mi ben sana Ana, sen gelince ben iyileirim..."
"yileeceksin."
O gece sabaha kadar Memed inledi. Hr uyumuyor, onun inlemelerini, soluunu
dinliyordu. Hasta iki kere de uyudu, hem de uzunca. te bu iyiye alametti
ya, ate, bir de inlemeler onun gzn korkutmutu. Sabah olunca Hr bir
gzelce orba daha piirdi, bu da yourtlu dvme orbasyd. orbann iinde
gene bol bol taze nane vard. Memed bu sefer de orbay iti bitirdi.
orbadan sonra elini Memedin bana koydu, ate yle du272
273
ruyordu. Bu olmaz olas ate... Buna bir cerrah gerekti ki, yle byle cerrah
deil... Darya kt, kapnn azndaki bir tan stne oturdu, dnmeye
balad. Gn yeni domu, dalarn yamacna vurmu, ortal bir k seline
bomutu. Aada, uzakta, ta ukurovaya kadar uzanan ormandan dumanlar
yekiniyordu. Maarann yanndan akan gzn alt apaydnlkt, layarak kck
balklarla birlikte bulutlar geiyordu ak akltalarnn stnden. Hr bir ara
orada suyun dibinde, bulutlarn stnde kendi suretini grnce birden ard:
"Oca batasca Hrce kar," dedi, "amma da kocamsn."
Oradan kalkp baka yere oturdu. Ardndan da Temiri ard:
"Gel hele Temir."
"Buyur Ana."
"Bu olan imdilik iyi ya, dayanyor ya, byle giderse uzun bir sre bu olan
lr."
"Ne yapalm Ana?"
"Ben bir ey dnyorum. Krkgzn Oca buraya ok mu uzak?"
"Epeyi uzakta Ana."
"Sen Krkgz Ocan hi duydun mu?"
"Kim bilmez ki Ana..."
"Krkgz Ocann postunda imdi Anack Sultan oturuyor deil mi?"
"O oturuyor."
"Sen biliyor musun ki o Anack Sultan yreinden yal kurun yemii, yrei
para para olmuu kurtarr?"
"Herkes bilir Ana."
"Kurundan lm ly bile kurtarr. Kan ocadr o. Yeter ki bir yerden kan
ksn, Krkgzn Oca onu saaltmam olamaz, grlm duyulmu deildir."

"Biz de dndk Krkgz Ocan, Battal Aa da... nce Memedi biz bu halde
oraya gtremeyiz ki... Anack Sultan da, o ocan huyu yle imi, hi yerinden
kprdamazm."
"Ben onu kprdatrm."
"ok yalym o, belki de yz yanda, buraya nasl kar ki?"
274
"Sen nce Memedi aa indireceksin, olur mu, u dan dibine... Candarmalar
daha balarnn telaesindeler. Orada, aada bir Yrk obasnda... Ben Anack
Sultana gidiyorum. Sen beni Sarkeiliye imdi hemen gtr, imdi... Memedin
yerini Battal bilir deil mi?"
"Bilir."
"Onu aa indir, lrse de aada lsn, burada da banda boku bokuna deil.
Benim yaptm orbay ihmal etmeyin. Ona her gn sabah, len, akam bu
orbadan yapn. Baka bir ey isterse de verin."
eriye girdi, uzun uzun Memede sarld, onu pt koklad:
"Ben gidiyorum oul," dedi. "Krkgzn Anack Sultanna gidiyorum. Ben dnnceye
kadar diini sk, dayan, lme. Ben Anack Sultan alp gelince, kirp der
yaralarn saalr. Bir de seni ona afsunlatrm ki, sana kurun demez, dese de
gemez. Top bile ilemez sana Anack Sultandan sonra... Diini sk yavrum, dayan
yiidim. u fkara, u dnyada kimsesiz, elsiz ayaksz kalm Hrce iin dayan,
lme, ben dnnceye kadar."
Maarann kapsnn nnde durmu hayranlkla, sevgiyle, ii l l ederek
ona bakyor, bir trl admn atp da darya kamyordu.
"Allahm," dedi, dudaklar kpr kpr etti, ellerini havaya at, bir sre yle
tuttu. "Allahm, koca Allahm, ad gzel Mu-hammed akna, uzun kll Ali
akna, Krkgz Ocann btn pirleri, ermileri akna, olumu bana, fakir
fkaraya bala..."
karken onu bir daha gremeyecekmi gibi dnp dnp bakt. Onun o gl yzn,
ermilere has o yumuack yzn gzlerinin iine, derinine, hi unutmamacasna
nakediyordu.
Temir at ekmi kapda onu bekliyordu.
"Olum," dedi Hr yalvarrcasna, "benim gzlerimi no-lursun balama. Ben nce
Memedin anasym, derimi yzseler bile..."
Temir:
"Olur Ana," dedi, onu kucaklayp ata bindirdi.
Hr ona yle atn stnden eilip bakt:
275
"Anan sana kurban olsun," dedi. "Anan senin u altm gibi yalp yalp eden gzel
byklarna hayran olsun. yi ettin de gzlerimi balamadn. u senin yoldan
Memed var ya, lmeyecek..."
en akrak, atn kayalarn arasndan srd. Sol yanma bakt ki, abooov, ucu
buca gzkmez bir uurum...
"Onu buradan nasl kardnz yavru?"
"Sorma Ana," diye iini ekti Temir.
Yoku aa gidiyorlard. Neredeyse at tepesinin stne dikilecek, Hr de u
uurumdan aa uacakt.
"Keski gzlerimi gene balasaydn!"
Gltler.
276
Krkgz Oca orada, akmaktandan apak kayalklarn arasnda, iri, yalan
belirsiz aalarn yannda, Trkmenin Horasandan geldii yllardan bu yana durup
durur. Eski, akmaktandan rlm eve tane kemerli kapdan girilir. Kaplar
meedendir ve salamdr. stne trl iekler, kular, bcekler, Kurandan
ayetler ilenmitir. Her kapnn ilemeleri arasnda bir giz, bir afsun
gizlidir. Bu ocak Horasandan bu yana btn dertlere deva, hastalara ifadr.
Yoksullar, dknler, ba dara gelmiler dertlerine areyi bu ocakta ararlar. O
ulu aalarn altndan apak da bir su kaynar, kayalar, kprerek, grl-deyerek
dolandktan sonra yamatan aalara doru inanlmaz bir hzla talan oyarak
iner. Kimileri, bu suyun, byle sonsuz bir hzla akarken birdenbire olduu yerde
durduunu, durmakla kalmayp gzne doru ayn hzla gerisin geri aktn
grdklerini sylerler. Toroslarda bunun byle olduu tartlmaz, tartmak

imanszl, zndkl kimsenin aklndan bile gememitir imdiye kadar. Bahar


inince Krkgz Ocann apak, akmaktandan keskin kayalkl dalarna, bir
gece sabaha kadar kayalklardan atrdlar gelir, bu gece btn kular,
bcekler, kurtlar, kaplanlar, bilcmle yaratk ayaktadr. Ve sabah alnca, o
sabah, gkyznde bir damla bulut bile olamaz, ortal gz kamatran bir
aydnlk doldurur, bu aydnlkta, btn ak kayalar, geceleyin sar ieklerin
yararak kt, btn atrtlarn ieklerin kayalar yarma sesleri olduu
anlalr. Btn dnya, yeryz gkyz, grldeyerek koan su sa277
riya keser. Dnya ardndan aydnlanm san bir billur gibi avklanarak dner.
Gz gelince de bakarsn ki, o sar iekler bir gecede yok olmu gitmiler.
Dnya gene stbeyaza keser. lk gz gnlerinin gecesi gndz gene inanlmaz,
lekesiz bir aklk iinde dner. Gkyz, toprak, aalar, otlar, tekmil iekler
apaktr. Uan kular bile apak olurlar. Bir gece gene dnya atrdamaya balar,
dalar sallanr, sabah olup da gn anca insan aar kalr, bu sefer de ak
kayalklar mavi iekler yar-mtr, her ey ince, yumuak, dokunsan
bozulacakm gibi duran, uuan, smscak bir maviye kesmitir. O mavinin iine
bir kere giren cmle dertlerinden, karanlndan, karamsarlndan syrlp
apaydnlk bir maviyle dolar, anasndan domu gibi olur. lnceye kadar da ii
pr pr ederek, bana ne gelirse gelsin, mrnn sonuna kadar, hibir insann
eriemeyecei bir ocuksu sevinle mutlu olur. lmeden, mrnn her saniyesinde
bir cennet cokunluunu, aydnln, sevincini yaar. Buna erimek, bu mavinin
iine girmek, mavi sevincinin tapnmasn yaamak o kadar kolay deildir. Zulm
edenler, insanlar aalayanlar, kanllar, hak yiyenler, smrenler,
almamlar, hazr yiyiciler buraya gelemezler, gelseler de bu mavinin iine
giremezler, girseler de ylesine sevinemezler, yrekleri bir sevincin
scaklnda, esrikliinde, kendinden gemiliinde pr pr edemez.
Hr Ana bir buuk gndr yoldayd. Altndaki at salamd ve yanndaki
delikanllar da, birisi sanda, birisi de solunda ata ayak uydurarak,
yorulmadan evik yryorlard. Coku ve korku iindeydi. Couyordu, Krkgz
Ocana yz srecekti, korkuyordu, Krkgz Ocann postunda oturan Anack
Sultan, nce Memedi iyi etmeye yanamazsa... te o zaman ne yapard bu Hrce,
elsiz ayaksz, kimsiz kimsesiz kalrd. O dnyalar kaplan oulcuu da
gzlerinin nnde can ekie ekie lrd. te o zaman da haa huzurdan Hrce
bu Krkgz Ocana... Haa haa, dilleri ryesi Hrce, btn bunlar sen
nasl aklndan geirirsin? Allah da biliyor ki, btn kullan da biliyorlar ki
Krkgz Oca kan ocadr. Kurun yemii lyse de bu ocaa ulatrnca
dirilir. Hele yaraly-sa, bu kapdan yaralnn l kt, sakat kald ne
grlm
278
ne de duyulmutur. Hrce o maviyi de grecek, o mavinin de iine girecek, bin
yanda da olsa Anack Sultan kandracak, onu nce Memedin bana gtrecekti.
Yal olsun varsn, ermiler' Krklara karmlar, yalanp kerler mi hi!
Krkg-zn Anack Sultan imdi on sekiz yanda gibidir. Yeni filizlemi bir
vgack dala benzer. O her sabah yediveren bir gl, her seher, her sabah
yeniden aar.
Geyikler gelirler ona her sabah, boynuzlarnda tan klarnn ipiltisi,
tylerinde sabah gneinin yldrts... Krkgzn baclar da onlar saarlar.
Sonra da her ay bir erkek geyik ker kapya, gn gece boynunu bkp,
gzlerini ocaa diker bekler. nc gn onu keserler, postunu da kurutup Anack
Sultana getirirler. Anack Sultan da o postu, dnyann bir yerindeki btn,
kirlerden, ktlklerden, zulmlerden arnm bir kiiye gnderir. Bu kii
kadn, ya da er kii olabilir.
Orada, Krkgz Ocann tam stnde de, iine k doldurulmu gibi imi duran
bir bulut kaynar, oradan baka hibir yere kprdamaz. Bulutun altnda da ak
gvercinler... Yaratklar iinde de en zavalsz ku, bu ak gvercin
dedikleridir.
Krkgzn Ocana varmak, eiine yz srmek, Krkgz Ocann postunda oturann
yanna varmak o kadar kolay deildir. Eskiden Krkgz Ocanda krk kazan
kaynar, buraya gelen hastalar sayrlar, dertliler, yarallar doyasya yemek yer,
geyik st ierlermi. Avar, Krt, Trkmen Beylerine, ran ahlarna, Osmanl

Padiahlarna klc bir Konyadaki Hnkar Dede, bir de buradaki Krkgz Oca
kuatrm. Bir kl kuatsn diye, bu kapda aylarca, yllarca bekleyen,
bekleyip de Krkgzn pirini gremeden dnen ok Bey, ok ah, Padiah var imi.
Fakir fkaraya alan kaplar bu zalim Beylere, Padiahlara kapanrm.
Krkgz pirlerinin krk tane gnl gzleri olurmu, biriyle maribi, birisiyle
mark grrlermi. Birisiyle cenneti, tekiyle cehennemi, birisi iyi insanda,
birisi zalimdeymi. Biri gemite, biri gelecekteymi. Birisi karncada, birisi
kutaym. Yamurda, bulutta, suda, atete, yldzlardaym... Birisi insan yreklerindeymi. Bu kapdan ieriye, bu kap olduundan beri ktlk, haram,
zulm girememi. te imdi de insan azp,
279
dnya kirlenince bu kapdan artk kolay kolay girilemiyormu. Anack Sultan, o
da ok genliinde yakkl gen bir zalim Beyin direniini kramam, onun
admn eikten ieriye attrm da, geyikler yedi yl onun semtine uramam,
bulut o durduu yerden ekilmi gitmi, gvercinler bir daha o yrelerde kanat
rpmamlar, su tersine akmam, kayalar atrdayp sar, mavi iekler
akmaktalarn yaramamlar.
Hr Ana korkuyordu, krk gzle btn dnyay gren, her insann, bu iyi mi,
kt m, diye iini okuyan Krkgzn Anack Sultan onu ieriye almazd belki.
Bir ktlk yaptm m, bir gnah iledim mi, diye btn yaantsn gzlerinin
nnden geiriyor, bazan umutlanp seviniyor, bazan da korkuyordu. Acaba gnah
m, ya da sevab m daha oktu? Dndke hep sevab ar basyordu.
Genliinde, daha Durmu Aliyle yeni evliyken, o da askerdeyken, baka birisiyle
deirmende... Acaba Anack Sultan bu kadar eski bir eyi anmsar da, onu ieri
almaz myd? ok eski, ok eski, diye dnd, Anack Sultan da ok yal.
Sa yannda giden delikanlya sordu:
"Sen Anack Sultan grdn m, yavru?"
"Grdm," dedi delikanl.
"ok mu yal?"
Delikanl yle bir, tepeden trnaa Hrye baktktan sonra:
"O senden gen."
Hr buna ok bozuldu.
"Nasl olur, nasl olur yavrum," dedi alayl, dudaklar titreyerek. "Nasl olur
yavrucuum, o Mustafa Kemal Paaya kl kuattnda, o zaman daha Yunan munan
ii ortada yoktu, ben kck bir kz, o koskocaman bir avrat idi."
"O senden gen Ana. Demek ki pirler kocamyorlar."
"Kocamyorlar yavrum, aaah onlar kocamyorlar."
imdi oraya varnca, kayalar yarlp da mavi iekler ortala knca her ey
anlalacakt. Yoook, onu kayalar apak karlar da hibir ey olmazsa, ite o
zaman u kara bal Hr Ana da yanmt, kr talihli nce Memed de...
"Yavru, sen buraya geldiinde, o kayalar atr atr atlatarak kan mavi
iekleri grdn m?"
280
"Kayalarn atrdadm grmedim ya, iekleri grdm. Kayalarn yarklarndan
fkrmlar, yazya yabana bir mavi kilim gibi denmilerdi."
"Ben de grr mym?"
"Sen niye grmeyesin Ana?"
"Sen harama hi ukur zdn m yavrum?"
Delikanl bir tuhaf bakt ona.
"Ben hi ukur zmedim ki harama ukur zeyim."
"Hi adam ldrdn m?"
"ldrmedim."
"Sen hi birisini dvdn m?"
Delikanl sustu, karlk vermedi.
"Sana diyorum," diye dikleti Hr Ana. "Sen hi adam dvdn m?"
"Dvdm."
"Kpeklere vurdun mu?"
"Vurdum."
"Hibir hayvan ldrdn m?"
"ldrdm."
"Ku?"

"Ku da ldrdm."
"O zaman sen Krkgzn Anack Sultann nasl grdn?"
"Demek ki hi gnahm yokmu Hr Ana."
"Hm."
Hr Ana sevindi, o deirmendeki ii imdi kendisi bile hayal meyal anmsyordu.
Onlar, o eski deirmene onunla gn gece kapanmlar, ierden kapy
kilitleyip soluk bile almadan, uyumadan, dinlenmeden sevimilerdi, ama gemi
zaman, o gnleri hep anmsamak, yeniden o tatlar yaamak istiyor, bir trl o
eski tad bedeninde bulamyordu. Amaaan, krk gz deil de, bin gz bile olsa
Anack Sultan o kadar eskiyi nasl grecekti? O deirmen bile yklm, yerinde
yeller esiyordu. Ama baka gnahlar da vard Hr Anann... Pekiyi ya, Anack
Sultann hi mi gnah yoktu, insan olur da, kadn olur da hi gnah olmaz olur
muydu? Onu atele mi ykamlard yani? Kim bilir bu i nasl bir iti, akl sr
ermez. te gidiyordu oraya, belki de mavi iekleri grverirdi. Belki de daha
kapya
281
varmadan Anack Sultan onu yz geri ederdi. Hele durun bakalm, azck daha
sabretmeli, azck daha diimizi skmal. Ak gt, kara gt geitte belli olur.
Sultan Murad da yiit, gzn daldan budaktan esirgemez bir padiah imi. Badat
stne sefer eylemeye karar vermi. O kavli kararnda olsun, Muradn anas bir
gn Padiah olunu huzuruna arm, "Olum Murad," demi, "sefere gidiyorsun
Badat stne, hayrl uurlu, kademli olsun. Osmanl byk bir devlet, senin de
yer gtrmez askerlerin var, var ama Badat da yenir yutulur lokma deil,
karndakiler de epeyce gller. Onun iin sen sefere giderken, yolunun
stndeki Krkgz Ocana uramadan, onlarn desturunu almadan gitme. Krkgz
Ocandan kime destur kmsa onun klc keskin, baht ak olmu. Unutma bu
tm. unu da unutma, sen bir byk padiahsn, gurura kaplrsn, Krkgz
Ocann eiine giderken, Allah huzurunda nasl olursan, orada da yle dur.
Ocaa girerken yedi kez topra p. eik vardr ocakta, nde de niyaza
dur..."
Sultan Muraddr, anasnn hayr duasn aldktan sonra elini pm, askerini
hazrlam, birka ay sonra da sefere km. Sefere km ya, o telae iinde
her eyi unutmu, orduyu ekmi taa Diyarbakra kadar gelmi. Diyarbakrda uzun
bir sre kalm. Oradan da bir trl ayrlamyormu. Orduda dedikodu balam,
amann ha, biz Badada sefere mi, yoksa Diyarbakra oturmaya m geldik?
Padiahn btn bunlar kulana gidiyormu. Gidiyormu da bir trl de yola
kamyormu. Unuttuu bir ey varm gibi boyuna dnyor, kimseyle
konumuyor, aratryormu. Bir gn birden, hak demi, ok kr Allahma
buldum. Hemen seraskerini, vezir vzerasm arm, amann Krkgzn Ocan
pirini bana bulup getirin, demi. Seraskeri, vezirleri, olamaz Padiahm,
Krkgz Ocann piri ocandan kp da hibir yere, kp da kimsenin huzuruna
varamaz, demiler. Senin padiah baban, dedelerin hep onun huzuruna gidip kl
kuanrlard. Konyada Molla Hnkar neyse Krkgz Ocann pirleri de odur. Ve
hem de ondan da bin beterdirler. Sultan Muraddr, gidin getirin, diye buyurmu,
ben Krkgz, bin gz dinlemem. Vezirler vzeralar derin konumalara dal282
mlar' Padiaha birka kez daha gidip yalvarmlar, Padiahtr diretmi.
Vezirler ne yapmlarsa olmam, arnaar kalkmlar Krkgz Ocana gitmiler,
pire kmlar, pir onlara demi ki, ne iin geldiinizi biliyorum, Sultan
Murada syleyin, kim oluyor da babasnn, dedelerinin yz srd ocaktan yz
eviriyor? Vezirler bu szler, bu keramet stne ap kalmlar, dnp Padiaha
gelmiler, ite Padiahmz hal keyfiyet byle byle demiler. Sultan Muraddr,
azgn m azgndr, ben de onun stne ordu ekerim, demi, varn syleyin, pir
midir nedir, ona.
Vezirler daha son kapda niyaza durmularken pir glm, gencecik de bir
adamm:
"Syleyin Sultan Murada, ne kadar ordusu varsa, eksin gelsin ocamz stne,"
demi. "Onu ok deneyen oldu, hibirisi de iflah olmad."
Padiahtr fkelenmi, yeri g inletmi, Badat ordusunu evirmi Krkgz
Ocann stne. O gn gkyznden bir tufan boanm, Nuh tufan yannda yaz
yamuru gibi kalr.

Aman Padiahm, yaman Padiahm, Padiahtr, gittike fkeleniyor, yamur


dinmedike kuduruyormu. Sonunda bir sabah yamur durmu, ordu da Krkgz
pirinin stne harekete balam. Uzun bir ova gemiler, karlarna grkemli
bir da km, ala karl, sivri bal, gzel, ceren gibi szlen bir da.
Vezirler, bu da aarsak, Krkgz Oca onun arkasnda demede olsunlar, da bir
grlemi, bir grlemi, ovaya aa ateler saarak yrmeye balam.
Padiahtr bunu grnce yere kapanm, Krkgzn piri, ben ettim sen etme,
demi. Tam bu srada da ak bir gvercin nne konmu. Da durunca gvercin de
umu gitmi.
"Ordu dnsn Diyarbakra, ben tek bama Krkgz Ocana gidiyorum," demi
Padiah. Tebdili kyafet olaraktan, yannda seraskeri, sevdii vezirleri Krkgz
Ocann yoluna dmler.
Onlar ocan aasna gelince bir atrtdr alm dnyay, bir de gzlerini
ap bakmlar ki, yer gk, dalar talar, kayalar, mavi iee durmu.
Padiahtr atndan inip yukar doru akan sudan aptes alm, ardndan da yere
kapanp kez top283
ra pm. D kapya kadar yedi kez ayn eyi yapm. O kapnn nne varnca
kap kendiliinden alm. Muraddr hemen niyaza durmu. kinci, nc kapda
da ayn ii yapm.
Krkgz Oca piri:
"Yaaa Sultan Murad kalk ayaa, sen gel u yanmdan otur. Vezirlerin de darda
olduklar yerde kalsnlar."
Sultan Murad, ben tebdil bir adamm, sen nasl oldu da benim sultan olduumu
bilebildin, diye soramam. Ne kadar da genmisin pirim, daha byklarn yeni
terlemi, diyememi.
"Badadi fethetmek sana nasip olmutur Sultan Murad, ne mutlu sana."
"Sa ol pirim," diye Sultan Murad bir daha topra pm.
"Yalnz sana bir diyeceim var, bu dediimden dar -karsan olmaz. Bu gece
burada kalacaksn, yarm sabah erken yola deceksin, u aada ukurovada
Karaburlu kynde bir dul kadnn olu vardr, Osman adnda, daha by
terlememi. te sen bu Osman alacak orduna katacaksn. Osman sana kardr,
dalarda gezer, zenginden alr fkaraya verir. Dertlilere derman, aresizlere
gman olur. Badat zulm elin-deymi. Fakir fkara kan alyormu. Osman alp
da orduna katmazsan Badadi zulm elinden kurtaramazsn."
Padiah:
"Ben nerede bulabilirim ki dalarda gezen asi bir Osman? Ben onu aramaya
gitmesem olmaz m?" diye ricada bulunmu.
"Sen gitme," demi pir de, "ben onu sana gnderirim."
Sonra pir durmu Padiahn gzlerinin iine dikmi gzlerini. Gzleri ylesine
etkiliymi ki, Padiah gzlerini ondan ka-rmasa, gzleri onun avkndan yanp
kr olacakm.
Vezirler vzeralar da gelmiler pirin huzuruna. Bu anda da dadan angal
boynuzlu bir krmz geyik inmi.
Krkgzn piri:
"Sizin bu akamki ksmetiniz bu imi. Badat seferinin de kurbandr bu. Ho
kurbandr, kendi gelendir, gnlldr. Murat kendi eliyle kesecektir," diye
buyurmu.
Geyiktir kendiliinden yere yatm, Murat geyiin boynuna alm ba, ba
bedenden ayrm ya, bir damla kan akmam.
284
Geyii avlunun ortasnda yanan kz harmannda kebap edip yemiler, Padiah
padiahken bile mrnde bylesine lezzetli, tekmil dalarn ieklerinin
rayihasn tayan bir et yeme-mimi.
O gece orada, kuru yerde, kzlerin yresinde uyumular. Orada uyuyanlar, kuty
kutnu yataklarda uyuyanlar, bylesine tatl bir uykuyu imdiye kadar hi
uyumamlar.
Sabah erkenden tanyerleri rken geyik srleri gelmi her gnk gibi, baclar
onlar sap Padiaha scak scak ikram etmiler. Hi kimse mrnde insan
bylesine esrikletirip, sevinten uuran bir ikiyi imemimi.

Padiahtr dnm, byle koskocaman, lkelerin, dnyann tek padiah


olacama, bu ocakta hizmetkar olsam daha iyi olmaz myd, hey koca Allahm,
demi. Gzlerinden kanl yalar dkerek, kaderdir bamzdaki, yazgdr
alnmzdaki, diyerek yola revan olmu. Gelmiler Diyarbakra, onlar Diyarba-kra
ulaamadan gn nce Osman Diyarbakra varm.
Osman grnce vezirler dudak bkmler:
"Bu bir ocuk, ne kadar da gen, Padiahm," demiler. "Biz by tarak
tutmayan nasl orduya alr da Badada gtrrz?"
Osmandr:
"Bana bir tarak verin," demi, tara alnca stdudann stne saplam.
"Tarak tutuyor, grdnz ya," diye glm.
Padiah onu orada iki gzlerinden pm.
Badada vasl olmular bylece. Sava da Badat kapsnda balam. Osmanm ad
orduda Gen Osman olmu. Ve ordunun nnde, yayndan atlm bir ok gibi
savam. Surlarn hendeini ilk atlayan, kalenin kapsn ilk aan o olmu. Kr
atnn stnde durmadan usanmadan kl sallam. Bir le vakti de, gne
Badat arsn yakarken, sava kzm, kanlar ortala salrken bir kl
gelmi Gen Osmanm ban koparm. Gen Osmandr, eilmi ban yerden alm,
kellesi kucanda gn savam. Onu byle grenler, dost dman korku iinde
kamlar. Sonunda Badat dm. Padiah kelle kucanda dven Gen Osman,
gn Badat kalesinin burlarndan seyretmi, sava kesilince, bulun bana Gen
Osman, de285
mi. Aram taramlar, ne Gen Osman, ne de onun atn bulabilmiler. Yalnz,
onun kellesinin dt yerde, rayihas dnyay tutan her gn bir baka cins
gln atn grmler. O gller bugn de, orada, Gen Osmann kellesinin
dt yerde her sabah gn doarken aarm. Kyamete kadar da aacakm,
Badadin ortasnda.
Gen Osman Badat der dmez, kellesi kucanda yola dzlm, doru Krkgz
Ocana gelmi, kapda durmu yle, atnn stnde dimdik. Kellesi yokmu ki
niyaza dursun. O da yle durmu orada, kalm... Bu srada pir ii anlam
darya km:
"Gazan mbarek olsun Gen Osman," demi, "var git yoluna. Bundan sonra bu ocak
senin yz suyun hrmetine kan oca olacaktr, lmcl yarallar, can
ekienler bile gelse saa-lp gideceklerdir."
Gen Osman bu szler stne atn zengilemi, Krkgz Ocann kapsndan
frlam km, u yce dalarn mor dumanna karm gitmi. te o gn bu
gndr Gen Osmann kr at bu dalarda dolanr durur derler.
"Buras m?" diye sordu Hr Ana yanda yryen delikanlya. "Krkgzn Ocana
geldik deil mi?"
"Geliyoruz Ana. te u yukardaki tepeden parlayan ev," dedi delikanl.
Apak, akmaktandan keskin kayalklarn arasndan yukarya kyorlard. Yoku
ok dikti ve altndaki at gl olmasna karn kendini zorluyordu. Hr Anann
gzleri yreyi bir alc ku gzleri gibi taryor, kayalklar yarm km
mavi gz idemlerini aryordu. Buralarda, bu kayalar atr atr yararak kan
mavi iekler o kadar st ste olurlard ki, talar, kayalar ieklerden
gzkmezdi.
"Bu kayalar atlatp kan iekler nerde?" diye yandaki delikanlya d
krklna uram bir sesle sordu Hr Ana.
"Ben yle iek miek grmedim Ana hi."
"Buraya ka yldr gelir gidersin?"
"Kendimi bildim bileli."
"Kayalar ite u kayalar atlatp kan hibir tane bile mavi iek grmedin
mi?"
286
Delikanl boynunu bkt:
"Grmedim Ana..."
"Allah Allah!" diye boyun kvrd Hr Ana. "Demek eskiler yalan sylemiler
bize."

"Yok Ana, yoook," diye telaland delikanl, "eskiler yalan sylememiler. O


iekleri var ya, yalnz iyi kimseler grrler-mi. imdi bile o ieklerle
svaldr u ak kayalar. stelik de masmavidirler. Biz onlar grmyoruz."
"Hm..."
Yandaki su kprerek akyordu keskin kayalarn aralarndan, stlerinden. Su
aa doru ak kpkler fkrtarak uuyordu. Bu doru, diye sevindi Hr.
Yukardaki damn stne bakt, acaba damn stnde ak bir bulut salnp duruyor
muydu? Damn stnde yle salnp duran bir bulut yoktu ama, arkadaki dan
sivri doruunun sol yannda, mavi, duru, kl ge yapm gibi duran kck
ak bir bulut vard. Hr Ana buna da sevindi, demek, dedi iinden, fkara kk
bu-lutuk burada dura dura yorulmu da, oraya azck yornuk karmaya gitmi.
Hr Ana yannda soluk solua yoku kan delikanlya:
"u bulut," diye gsterdi dan doruundaki kk bulutu, "Krkgz Ocann
bulutu deil mi, ne demeye ban alm da o daa ekilmi gitmi, yorgun mu,
kskn m?"
Soluk solua yokuu trmanan delikanl gld:
"Bulut kser mi Ana, kime ksecek o bulut?"
"Kser," diye kt Hr Ana. "Neden ksmesin. Umasn biliyor da, orada
aklp kprdamadan durmasn biliyor da ksmesini neden bilmeyecekmi?"
Delikanl Hr Anann bu kadar fkeleneceini bilememi glmt. Gldne
piman:
"Ben ne bileyim Hr Anam, belki de ksmtr," dedi.
"Ksmtr," diye kestirdi att Hr. Bu Krkgz Ocan gz hi tutmamt.
Byle mi olurmu Krkgzn Oca, diye fkesini srdryordu. Bulut ksm
gitmi, orada dan doruunda duruyor, ne sar idem var, ne de mavi, kayalar
atlatp kan... O kmbet nerede acaba, o kmbet? u dama da bak, bizim fkara
Kel Alinin dam da bundan iyi...
287
MH
Biraz yukarya knca kayalklarn aralarndaki topraklardan fkrp masmavi
ortala serilmi mavi gz idemlerini grnce neredeyse sevincinden kanatlanp
uacakt.
"Grdm, grdm ocuklar," diye bard. "Mavi gz idemleri bakn serilmi
yatmlar topraa imen gibi."
"Grdm," dedi deminki konuan delikanl. te bataki delikanl hi konumuyor,
ban nne emi dnyordu.
"Demek kayalklarda da var."
"Olmaz olur mu, var," dedi delikanl keskin bir imanla.
Yukarda, ulu aalarn altnda kmbeti grnce biraz daha sevindi Hr Ana.
manszlndan, gvensizliinden dolay da kendi kendine kzd.
"Bu kmbet her gece sabaha kadar, yresine inen bin tane yldzlan birlikte
sabahlara kadar dnermi, deil mi?"
Delikanl bir tuhaf, korkuyla bakt Hr Anaya.
"Bin yldzla birlikte her gece... Gkten inene... uraya..." Kubbenin yresini
gsterdi Hr. "Yldzlar sabaha kar dnerler dnerler. Sabah olunca u suyun
iine girerler, suyu, kayalar, g, btn dnyay keskin, starak taa
ukurovaya kadar, ormanlar, dalar, getii yerleri aydnla boarak
akarlarm." Hr Ana gene kzm, ikillenmiti: "Sen duymadn m btn
bunlar?"
"Duydum, duydum," diye abuk konutu delikanl. "Dnyay, orman, iekleri
a boarak akarlarm."
Ocan kapsna kadar durum iyi gitti. Kmbet, aalar, ksm bulut, mavi
iekler, her ey, o kendinin sand gibi grkemli deilse de gene de her ey
yerli yerindeydi. Ama toprak damn karsna varp durunca, btn sevinci
kursanda kald. D krklndan da te bir karamsarla dt. Damn nnde
bir uyuz kpek yatyor, ky evlerinin avlusu gibi ocan avlusunda da tavuklar
einiyorlard. Ortalkta ne kap vard, ne de bir kap. Yandaki byk kemerin
yars kmt. Herhalde kapnn birisi bu olacak, diye iinden geirdi Hr.
Damn sol st bandaki gene yer yer yklm geni bir renin iinde de gbre,
kl, moloz tepecikleri gzkyor, kl ynn yarm km uzun bir mor

iein yresinde de bir ku kadar byk mavi bir kelebek, geni kanatlarn
ap kapatarak dola288
syordu. O kadar bozulmutu ki Hr Ana kelebee bile aldrmad. Hibir eye
deil de bu kutsal ocan kapsndaki uyuz kpekle tavuklara ok bozulmu, atn
stnde, ineyim mi dneyim mi, diye ikircik geirmeye balam, orada ylece
durup kalmt. Ocan kapsyla, ancak bir ocuk girecek kadar geni olan
penceresi de kapalyd. Ortalkta da hibir adam yoktu.
"Krkgzn Oca buras m," diye krlm, lmcl bir sesle sordu Hr Ana.
"Buras..."
Hr Ana yorgun, bitkin, atn boynuna doru uzanm, kan ekilmi, dizgin
elinden dm, orada ykk kap kemerinin karsnda durmu kalmt.
Delikanllar da aada, balar nlerinde, kemerin bir byk tann yanna
dikilmilerdi. Ne o konuuyor, ne de tekiler bir ey sylyorlard.
Aralarndaki sessizlik ok uzun srd.
Neden sonradr ki delikanllar Hr Anann sesiyle irkildi-ler:
"Geliyor, geliyor, dan stndeki bulut bu yana geliyor."
Balarn kaldrdlar ki, doruktaki kk bulut bu yana geliyor.
Hr Ana hemen attan indi, ykk kemerin ortasn, buras eiktir diye
avullayp eildi pt. Delikanllar da at yandaki aaca baladktan sonra onun
gibi yaptlar. Hr Ana ar temkinli yryordu. Avlunun ortasna gelince,
burada da eilip bir ak ta pt. Ak kapdan ieriye bakt, ierisi
karanlkt. Delikanllar kapda kalmlard. Bir admda geni ta eii geti.
Karsna ok uzun boylu, sarn, sarkk bykl, el dokumas bir kahverengi
yn alvar giymi, bacaklarna da ilemeli dizle-me bir orap ekmi gen bir
adam kt.
"Buyur Hatun," diye incelikle, saygyla onun nne dt. Byk bir oda
getiler, buras daha aydnlkt, yere, tahtalarn stne nakl keeler
sermilerdi. Bir oda daha getiler. Hr Anamn gzlerine burada ok byk, her
yan tahta ilemeli bir ocak iliti. Ocakta, yanmam iri ktkler. nc oda
apaydnlkt. Drt yan da apak, turuncu ilemeli patiska rtlerle kaplanm
sedirlerle evrilmiti. Uzun odann kesindeki gene byk, ceviz aacndan,
oymalarla sslenmi ocan sa yann289
daki dee serilmi postun stnde, ilk bakta Anack Sultan olduu anlalan
bir kadm bada kurmu oturuyordu. Hr Ana onun nnde vard durdu, sonra da
hemen sa dizini yere koyup niyaza vard, Anack Sultann eline yapp pt.
Anack Sultan onu elinden tuttu kaldrd sa yanna oturttu. ri, gzel, imen
yeili, iinde mavi kvlcmlar akan gzlerini sevgiyle Hr Anaya evirip:
"Ho geldin Hr Hatun," dedi okayan, scak, candan bir sesle. "Ho gelip
safalar getirmisin sen Krkgzn kutlu ocana. Hi zlme, senin olun nce
Memed o yaralardan lmeyip kurtulacaktr."
Hr Anann gzleri parlad, yz allak bullak oldu, ne yapacan ard,
konumak istedi konuamad, o anda da onun eline sarlmak geldi aklna. Anack
Sultann bir elini brakp birini pyor, bir elini brakp brn pyordu.
Sonunda dili zlp konuabildi:
"Hr senin o kerametli dillerine kurban olsun, Hr senin o bastn kutlu
topraa hayran olsun."
"Yarn sabah erkenden seninle yola deceiz, ben imdi haber salarm Battala,
Sarkeili obasna, nce Memedi onlar K-zlkartallya indirirler. Ben de onun
yaralarna bakarm."
"Hr senin o kutlu tabanlarnn altn psn."
Anack Sultan alakgnll glmsyor, sa eliyle usul usul onun omuzlarn
svazlyordu. Hr Ana da artk susmu, konuamyor, onun apak salarna, ince
enesine, sevgi kvlcmlar kaynaan gzlerine, uzun kuu boynuna, kk
elmack kemikli, deirmi, nurlu yzne, gzleri ya iinde kalm hayranlkla
bakyordu. Eer, o az nceki gen adam bir gm tepsinin iinde tten, kokusu
btn oday birden saran kahvelerle gelmemi olsayd, Hr Ana daha ona yle
lalebkem bakp kalacakt.
Kahveyi alan Hr titreyerek bir fincan dudaklarna gtryor, bir oday
seyrediyordu. Kar duvarda uzun, belki de kula, bir ak ipekten bayrak

aslyd. Bayran st kesine bir ta ilenmiti, iki el byklnde, tacn


altndan da teki uca kadar yeil bir yaz yazlmt, Arap yazsyla. Bayran
sa yannda altn ltl bir Kuran duruyordu. Sonra duvarlara boylu
290
boyunca yaldzl, bir tuhaf, hi grlmemi kara ereveli hatlar, sedefli
sazlar, fildii, gm, altn kakmal tefler, kekller, altn yaldzl teberler
sralanmlard. Ocan br yanndaki duvarnn ortasna da, tek bana murassa
bir kl konmutu. Yerdeki kilimler ok eskiydi ya, renkleri ba dndrc bir
gzellikteydi.
"nce Memedi grdn m Hr Hatun."
"Grdm Anack Sultan. ok yanyordu. Kendinde deildi. Benim u iki gzm kr
olsun da nme aksn Anack Sultan, ben ona tane orap rmtm veremedim.
ncir kurutmu, Delice Koyaktan nar devirmitim yediremedim."
"Yaknda yedirirsin."
Hr yava yava kendini toparlyor, yz alyor, ellerindeki titreme
duruyordu. Artk dnebiliyordu da... Beni imdiye kadar ne duydu, ne de grd
Anack Sultan, yleyse benim ben olduumu ne bildi? nce Memed iin geldiimi
bir yerden duymu olamaz, kimse bilmiyordu ki... Kap da kendiliinden nasl
ald, ben kapya gelir gelmez...
Anack Sultan yumuak, iyilik dolu, yle durmadan incecik glmsyordu. Doksan
dokuzluk, ii altn ekirdekli uzun kara taneli tespihini toparlayp yana koydu,
ayaa kalkt, otururken heybetli grnyordu, oysa ufack tefecik bir kadnm,
Hr Ana bu ie at kald. O nde, Hr Ana arkada darya ktlar. Darda
byk, bahe gibi bir yerde mezarlar vard. Mezar talar bir tuhaf, sert mor
talardand. Dzgnceydi talar da... Ama hibir mezar tann stnde ne bir
yaz, ne de bir iaret gzkyordu. Bahenin gnbat ucunda baka uzun bir dam
daha vard. Ve damn nnde, dallar btn yapy rtm ulu ceviz aalar
ykseliyordu. Ceviz aalarnn oraya gittiler. Onlar daha kapya varmadan evden
kadnl erkekli bir sr kalabalk kp Hr Anaya, ho geldin, dediler. Bunlar
Krk-gz Ocann bekisi Mlayim Babann ocuklarydlar. Mlayim Baba tam
seksen dokuz yandayken Anack Sultana gelmi, ya Krkgzn Anas, demi, bana
destur, benim artk gitmek zamanm geldi, ben gidiyorum. O da var git Mlayim
Baba, diye onu uurlam. Mlayim Baba da asasna dayana dayana dalarn
ycesine doru yrm. Onu geen yl, ak sa291
kah dizlerinde, bir dan ycesinde asasna dayanm, bir geyik srsne
obanlk ederken grmler. O tam, bu ocaa yetmi be yl hizmet etmi bir
kiidir, baka trls de nasl olurdu zaten. O da Yunus gibi bu ocaa eri odun
bile sokmayan bir kiiydi. Ona da, neden odunlarnn hepsi ok gibi doru, diye
soruyorlard, o da, bu ocaa odunun bile erisi giremez karln veriyordu
glerek.
Mlayim Babadan alt ocuk, saysz torun ve kendi eliyle diktii bu ceviz
aalar kalmt.
Dan yamacna, byk dz bir tan stne gelip durdular. Aas ba dndrc
usuz bucaksz, dibi ba olmayan bir derinlikti. Ve bir ulu kuyu gibi ormanlar,
dalarn ortasndaki, ok aalarda kalan dzle kadar iniyor, yamalarda,
dzlkte, sararm, kzarm, koyu yeilde sallanan aalarn stnde bir altn
tozu frtnas eser gibi oluyor, krmz, sar, altn tozlar ormann stnde
savruluyor, kar yce daa kadar hortumlarda dnerek kyordu. Sonbahar orman
uulduyordu, derinden, dalan belli belirsiz sallayarak.
Ak tan stne kar karya oturdular.
Anack Sultan birdenbire Hr Anaya sordu:
"Bu akam geyikleri bekliyorsun, deil mi?"
"Bekliyorum," dedi Hr Ana, hi amam.
"Geyikler gelecekler kapya duracaklar, biz de gidip onlarn stn saacaz.
Sabah olup da tanyerleri ymca geyikler dalarna ekilip gidecekler. Onlarn
aralarndan bir geyik, biz onu keselim de yiyelim diye kapda kalacak, yle mi?"
"Kalacak," dedi Hr Ana. Bunu ne diye soruyordu ki Anack Sultan, bunda ne
olaanstlk vard ki...
"Geyikler bu kapya uramayal yz yl oldu."

"Uramasmlar," diye fkelendi Hr Ana. "Uramasnlar! Hrce senin kutluca


ocann tama bile kurban olsun."
Her yl Krolunun Krklara karm, lmsz Krat bir bahar gnnde, gen,
tyleri yldrdayarak gelir bu kapda dururdu. O da geyikler gittikten sonra
gelmez oldu. Diyorlar ki Krat dnyann bir kesinde iyilik, kardelik,
eitlik, zgrlk iin hala savataym. Hazreti Alinin Dldl at da Kafdala292
rndan tede bir yerde savataym. O da bu kapy bilmiyor yz yldr. Yalnz
Gen Osmanm Arap at, stnde kellesi kucandaki binicisiyle buralarda, u
aadaki ormanda, o da senin bu da benim dolayormu. Geen yl bir oban
bir maarann kapsnda grm, kesik bal gen adam daha kanl klcn elinde
tutuyormu. O da uramayal ok oldu Krkgz Ocana...
"Hrce senin gzel kerametine, tatl dillerine hayran olsun. Varsn
gelmesinler, bir gn gelir yorulurlar, ocaklarna gene derler."
Gn batt, dalarn dibine ar, ta gibi bir karanlk kt, ormann stnde
savrulan altn tozu yitip ortadan silindi gitti. Yalnz karki dan doruu bu
ken karanlk iinde, altnla kaplanmcasna, gzleri yakan bir parlt iinde
kalp balkmasn srdrd. Anack Sultan ayaa kalkarken, yce dan k
iindeki keskin doruunu gsterdi.
"te bir bu kald bu ocaa eskilerden, her eyi bitti. te bu dan doruu
uzun bir sre byle, dnyay karanlk basmken, yalp yalp eder durur. Kayalar
da atrdamyor, mavi iekler de kmyor, sular da ters akmyor," diye yaknd
Anack Sultan. "Kimseye inandramyorum, bu ocan kerametinin kalmadn."
Hr Ana ona gittike fkeleniyordu. Elini serte, bir k yalm iinde kalm
yanan dorua uzatt:
"Ya bu ne Anack Sultan, Hrce senin ala gzlerine kurban."
"Elimizde bir o kald Hr Hatun. Bu ocaktan bir o kald. Fitne ficurla dolmu
bu dnyaya fkara Krkgz Ocann gc yeter mi?"
"Bir gn gelecek, yetecek," dedi Hr Ana, btn iman gveniyle.
eriye girdiler. Anack Sultan onu byk bir odaya ald. Oday eski, mavi
karpuzlu bir gaz lambas styordu. Odada kk testiler, hzmanlar, kpler,
tuhaf, renk renk ieler raflara yan yana dizilmilerdi. te yarn nce Memedi
iyi edecek ilalar bunlarn arasndayd. te bu ocakta tam bin yldr bu
ilalardan kaynatlrd. Binboalarm, Aladan, Dldl dann,
293
Erciyesin, Hasan dann, ukurovann, bozkrn btn ifal iekleri, otlar
bu ocaa getirilir, ocakta da bin yldr bunlarn zleri karlrd.
"Hrce senin kerametine kurban olsun." "Hr Hatun, Hr Hatun," diye Anack
Sultan elini onun omuzuna koydu, "benim de, bu ocan da hibir kerameti yok,
keramet toprakta, aata, suda, insanlarda, bceklerde, kularda... yi bak
unlara..." nndeki raftan koyu krmz bir ie ald, kapan at, koklad.
Ortala Hr Anann hibir zaman duymad, insann iini okayan incecik bir
koku yayld. "te btn keramet bunda. Krk yldr ben bu ii iyi anladm.
Keramet sende bende deil, keramet toprakta, insanlkta."
ieyi yerine koyup oradan ktlar, byk akarsuya gidip aptes aldlar. Su
kpryordu. Ak kayalarn suya, geceye vurmutu. ncecikten, insan
esrikletiren bir koku yaylmt havaya. Namazlarn Anack Sultann byk
odasnda geyik postlarndan namazlklar stnde kldlar.
Mutfak ok bykt, yan yana bir sr ocak isler iindeydi. Byk kazanlar
konmutu ocaklara ve kapaklar kapalyd. Ocan bir tanesi yanyordu. Anack
Sultan: "Sana bir bulama yapaym Hr Hatun." Hr Ana bir yere sekilendi, onun
bulama yapn seyre koyuldu. Elleri ok hnerliydi. Bu Anack Sultan hi
evlenmi miydi acaba? Kim bilir genliinde ne kadar gzel bir kadnd, imdi
bile yumuack, gzel yznden, tatl glnden insann iine sevin doluyor.
Yllardr, Krkgz Ocann pirleri savaa gidip dnmediklerinden bu yana da bu
Anack Sultan ite bu mutfakta tekmil dalarn ieklerini kaynatr, zlerini
karr, hem de kendi eliyle. Onun bir tek yardmcs vard, salt onun yardmn
kabul ederdi, Mlayim Babann... Onun ocuklar, torunlar, kars, gelinleri
bile imdiye kadar bu mutfan yzn grmemilerdi. te bu Mlayim Baba da
gitti geyiklere oban durdu...

Anack Sultan ilalarndan, her birisi prl prl yanan, ok eskilerden kalm
insanlar kesip bien aletlerinin hnerinden, ly dirilten abalarndan,
imdiye kadar kimseden hibir cret almad. ly bile diriltse, bu ocan
gelenei, bunun karlnda hibir ey almamakt. Btn mr boyu bulama ien
294
Anack Sultan da yllardr kimseden bir kuru almamt. Onun bu durumunu
bilenler, kendisine biraz bulama salansn, Mlayim Babann ocuklar bu da
banda a kalmasnlar diye, aadaki ceviz aacnn kovuuna, o da gizlice be
on kuru koyuyorlard. O da onlara yetiyordu da artyordu bile. Geyiklerin yz
yldr bu kapya uramamas onlarn bir kap bulamaca muhta olacak kadar
yoksullamalarna sebep olmutu.
te bu dnya gzeli Anack Sultan, eline erkek eli demeden, ocan srdrmek
iin bu da ban kendine mekan tuttu. Ona geyikler uramad. Krolunun
Krat, Alinin Dldl, Gen Osmann Arabi onun semtine uramad, kayalar
atlayp iekler fkrmad, o inat edip ocandan ayrlmad.
orbalarn sahanlara koyup byk odaya geldiler. Cicim sofra serilmi ak
duruyordu. Ortasnda da bir drm yufka ekmek. orbalarn konumadan itiler.
Konumadan da yats namazna kadar yan yana oturdular.
Yllardan bu yana bir kartal kadar byk, tyleri yemyeil, gagas ahin gagas
gibi kvrk, gzleri kpkrmz billur gibi bir ku, her akam gn batar, kar
dan ba a keserken gelir kalkar, koca kanatlarn aarak uar gelir
ocan stnde kere dner, ardndan da kar moraran dan stne yukar
szlrd.
Namaz kldlar, tedeki odada yatak serilmiti, Hr Anay, Anack Sultan
odasna kadar gtrd: "Allah rahatlk versin," diye onu orada brakt. Hr Ana
yataa girdi. Yatak da iei kokuyordu.
Sabahleyin uyandnda ty gibi hafifti, ii ylesine pr pr ediyordu ki,
anasndan yeni domu gibi. Yataktan hemen kp giyindi, kuan beline sard,
doruca Anack Sultann odasna gitti, orada bir kz ocuu elinde ibrik, havlu,
nnde leen, sabun bekliyordu. Kz su dkt, Hr Ana elini yzn yudu. Anack
Sultan ocan yanndaki postuna oturmu, gzlerini yummu, usul usul tespih
ekiyor, dudaklar kpr kpr dualar okuyordu.
Hr Ana ykanmay bitirince Anack Sultan gzlerini at, tespihini yanna
brakt:
"Sana bu sabah da stl dvme orbas yaptm," dedi.
295
Odann ortasndaki yerde, sofrann stndeki sahanlarda orbalar ttyordu.
Hemen oturdular.
Kahvalt bitince Anack Sultan ayaa frlad.
"Yolcu yolunda gerek," diye dn akamki ielerin bulunduu odaya gitti. Hr
Ana da onu izledi. Anack Sultan vard, stne kabartma gller ilenmi bir
ceviz sand at. Sandk alrken m nnn tt. Anack Sultan sandktan bir
ipekli yeil kadife kese ald, kesenin kimi yerleri eprimi, hav dklmt.
Bzgl keseyi at, iinden kard incecik, l l makaslar, baklar,
daha baka bir sr aletleri, gene ileye ileye anarak parlam kck
imir ubuklar, byk bir mercei teker teker gzden geirdikten sonra torbaya
geri koydu, aznn da bzgsn sk skya ekti. Ardndan da kck bir
sand raftan ald. Sandn iinde de bykl ufakl, renk renk bir sr
ieler, kundura boyas kutular, el kadarck hz-manlar vard. Bu oda ylesine
gzel, binbir da ieinin kokusuyla kokuyordu ki, Hr Ana buraya girer girmez
bir eit da sarholuuna tutuluyordu.
Anack Sultan nce Memedi iyi etmeye gidiyordu. Mmkn aresi yok, onu iyi
edecekti. Hr Ana ondan bir ey daha isteyecekti ya utanyordu. la odasnn
kokular onu yreklendirdi:
"Anack Sultan," diye yz sapsar, sesi titreyerek balad, "senden bir dileim
daha var. Onu da benden esirgeme de u dar dnyada gzm ak gitmesin. Bu
kutsal ocan iinde bunu senden isteyim de..."
"Buyur Hatun."
"u nce Memedimi bir de afsunlayver de ona kurun gemesin. Bunu da benden
esirgeme."
Anack Sultan onun bu isteine karlk vermedi:

"Haydi kalm," dedi, kendi de nden kp yrd, avluya gitti. Hr Ana da


bozulmu ardndan geliyordu. Bir de skmt ki, dn geceden beri, o kadar
skt halde hacetini gremiyordu, neredeyse atlayacakt. Byle kutsal bir
yerde o ii yapmann ok saygszlk olacan dnyordu. Darda, kendini
getiren delikanllar, dn ocakta onu karlayan uzun boylu adam ellerinde atlar
onlar bekliyorlard.
Onlar kapda gren delikanllar saygyla toparlanp kotu296
lar, Anack Sultann nnde sa dizlerini yere koyup niyaza durdular. Anack
Sultan onlar ellerinden tutup kaldrd. Uzun boylu adam elinde bir hal heybe
tutuyordu, daha kapda Anack Sultann elindekileri alm heybenin gzlerine
koymutu.
Atlara bindiler, yokutan aaya srdler. Gnn yeri r-ken drt yol azna
indiler. Kadim zamanlardan beri bu yollardan kervan geerdi. Bir yol gneyden
gelir kuzeye, br doudan gelir batya giderdi. te bu yollar burada da
kesiirlerdi. Yoldan geen hibir kervanc da yukardaki Krkgz Ocana
uramadan, orann eiine yz srmeden gemezdi. Buraya uramadan geenin bana
uursuzluklar yaard.
Hr Ana:
"Durun," diye bard. Onun atn yedekleyen delikanllar at durdurunca Hr
attan frlad gibi ormana dald, bir aac dulda edip hemen donunu syrp
oraya, imenlerin stne atlad.
Anack Sultan yolun ortasnda durmu onu bekliyordu. Bir sre sonra Hr Ana
ba yerde, donunu balayarak ormandan kt geldi. Anack Sultan her eyi
anlamt. ok kii o kutsal Krkgz Ocanda o ilerini yapamazlard. Bunu
dnmeliydi. Gene de tatl tatl glyordu Hr Anaya, akac. Atna binen Hr
Anay onun bu gl yreklendirdi. Kzmt da:
"Anack Sultan," diye sert bir sesle konutu, "bunu esirgeme benden, nceme,
oluma bir afsun yap ki ona kurun gemesin. Yldrm ta bile kar etmedi de
lyordu ite."
"Ben afsun bilmem," dedi Anack Sultan. "Keski bilsem."
"Nasl olur da bilmezsin, hay Anack Sultan? Beni mi kandryorsun? Sen Krkgz
Oca olasn da... imdi gidince benim olumu kurtarnca da..." Heybeyi
gsterdi. "Ya oradakiler ne?"
"Ben onlar bin yldr dalardan toplarm, ben onlar bin yldr kaynatp zn
karrm. Ben onlar bin yldr insanlara datrm," dedi. Anack Sultan
dingin, gvenli. "Bak oraya," diye de dalan gsterdi. "Her ey oralarda. Her
ey iekte, her ey otta. Btn tlsm u rlayarak gelen kta. Kusura kalma
bacm, bylesi kerametler benim elimden gelmez. Keramet u durmadan douran
toprakta."
297
Taz Tahsin dalardan ormanlardan saklana saklana iek-lideresi kyne kadar
gelmi, kyn stndeki maarann nnde oturup kalmt. Korku iindeydi.
Koynundaki bu kadar paray bir cokunluk annda ona veren Murtaza Aa sonradan
piman olup ardna oktan atl karmt. yi ki yoldan gelmemiti. Yoldan
gelmi olsayd, ne kadar koarsa kosun, mutlaka atllar onun arkasndan
yetiecek, paralarn elinden alacaklard. Kim kime bir nce Memed mutusu iin
bu kadar paray verirdi...
Taz Tahsin maarann nne oturmu imdi de kye giremiyordu. Acndan da lm,
karn, barsaklar biribirine gemiti. ner miydi hi kye, imdi Murtaza
Aann adamlar oktan kye gelmiler, o imansz, kan iici muhtarn evine on
be candarmayla inmiler, onu bekliyorlard. Kim kime bir iftlik alacak kadar
paray bir mutu iin balard? Murtaza Aann parasn kard diye de
candarmalar onu yatrrlar sopann altna, kan ietinceye kadar onu Muhtarn
evinde dverlerdi. Allah kulunu Kerti Ali Paann eline drmesin! Kerti Ali
Onba sszda yakalad kylleri, Onba Ali Paa, Onba Ali Paa, diye
bartyordu. Acndan lse de Taz Tahsin, ite bu maarann nne gmlse de,
burada da onun ak kemiklerini bulsalar da kye urayamazd. Aaah, anas da hi
evden kmazd ki... Bir yanlsa da buralara bir ksayd, ona ne gzel scak
bazlamalar getirirdi... Kimseye de grnemezdi. Onun bu kadar paray alp
katn herkes biliyordu. Taznn bu kadar

298
paras var diye imdi ky biribirine girmi, balarnda da Muhtar, drt gzle
onun yolunu gzlyorlard. Mahmut Aaya bile haber gndermilerdi.
O gece maarada yatt. Korkuyordu da. Maarann ii ka-ykanat doluydu, her
birisi kocaman kocaman, hem de kan iici. Bu kaykanatlar var ya, insann
grtlana gagalarn bir saplar, damarlarnda ne kadar kan varsa smrp
bitirinceye kadar brakmazlarm. Yatarken parasnn stne yatyordu.
Kaykanatlar btn kann smrsnler de yeter ki parackla-rna
dokunmasmlard. Bu parayla neler, neler alacakt. ki ift krmz, ay boynuzlu
kz, bir pulluk, drt stl inek, koyun, kei, bir de doru bir at, o doru
atlar severdi, doru atn aln da aktma sakar olacakt, bir de Topal Alinin
apkas gibi tyl bir lenger apka, bir de tpk Topal Alinin pantolonu, ceketi
gibi bir ceket, sonra da kenarlar sar kordonlu krmz, ate gibi yanan bir
ift postal... Atma binip kyn bir bandan bir bana akama kadar gidip
gelecekti, lenger apkas yana yklm... Haaa, hep bunu unutuyordu, o da
korktuundan, Taz Tahsinin tfekten, tabancadan, hanerden bile, kan karan ne
varsa hepsinden d kopard, bir de Alaman filintas takacakt omuzuna, tabii
ii bo, o deli miydi, hi filintasna kurun koyar myd? inde kurun yoksa,
o gene tfekten korkard ya, o kadar ok korkmazd.
Sabaha kar azck uyudu, bir uyand ki, baucunda azman bir yaratk. Bararak
darya urad. Darda da oban Veliyle gs gse geldi. Onu tanyamad,
hemen maaraya dnd, maarada o kocaman yaratk yle duruyordu, darya kat.
Bir sre byle maaradan darya, dardan ieriye gitti geldi. Sonunda Veliye
baknca onu kepeneinden tand.
"Veli..."
"Ne var," dedi Veli, "ne oldu sana?"
"erde..."
"erdeki benim kpek. Seni tand da sesini karmad. Ben de uradan
geiyordum az nce, maaradan bir inilti duydum, korktum ieriye giremedim,
oraya kpei saldm."
Taz Tahsin dizleri zlm yere kverdi. Bir sre gs inip inip kalkarak
yle kalakald.
299
"Ne oldu Tahsin, ne var, syle bana?"
"Candarmalar," dedi Tahsin can ekiircene. "Murtaza Aann adamlar... Mahmut
Aamza da haber salmlardr. O da benim kemiklerimi un ufak eder eline
geirirse beni." Olan biteni olduu gibi Veliye anlatt. "Eer bu dediklerimi
de bir tek kiiye, anana, babana bile sylersen seni boar ldrrm. Bunu
bylece bil," dedi.
Veli on altsnda ya var, ya yoktu, ablak yz dinledii byk macerann
heyecanndan kpkrmz kesilmiti.
"Tahsin Aam ben bunu hi kimseye syler miyim! Ben Mahmut Aay bilmez miyim, o
yeter ki bir adamn elinde para grmesin, hemen alverir. O da yetmez, ardndan
da insann kemiklerini krverir, un ufak eyler. Mahmut Aa da kye geliyormu.
Demek bunun iinmi."
"Sylemeyeceine yemin edeceksin."
"Neyin stne?"
"Anann ba stne."
"Anamn ba stne ben hi yemin etmedim. Sonra anam lr ya..."
"yi ite, o zaman da sen kimseye sylemezsin."
"Anamn bana yemin edemem."
"Edeceksin. Etmezsen ben de seni burada ldrrm. ldrr de kaarm. Kim
bilecek..."
"ldr ama anamn ba iin bana yemin itirme. Sonra lr fkara. Baka neyin
stne dersen ederim."
Taz Tahsin direniyor, teki ldrseler de, anas stne yemin etmeye bir trl
yanamyordu. O kadar tarttlar, konutular ki ikisi de yoruldu, sesleri de
kmaz oldu, biri bir yana dt, biri bir yana, slk gibi kyordu artk
sesleri.
Taz Tahsin duyulur duyulmaz:
"Bana ekmek ver," dedi, "git biraz da st sa."

Veli ona ekmei verdi, vermesiyle keilerin iine girmesi, oradan da kye aa
alp yatrmas bir oldu. Taz Tahsin o kadar at ki onu kovalayp yakalamak
aklndan bile gemedi. Velinin ky nasl velveleye vereceini biliyor, nndeki
yemei bir anda bitirmeye alyordu. Sonunda sabredemedi, azk knn da
alp yukar ormana, pnarn bana ekildi. Susamt,
ORHAN KEMAL
300 L HALK KTPHANES
azn ak aakl pnara dayad, kana kana yarpuz kokulu sudan iti.
Bir nndeki Velinin azndan yiyor, bir pnara eilip su iyordu. kndaki
son kalnty da bitirince ayaa kalkt, yu-karlarda daha rahat yerler, kck
imenli bir alann ortasnda uzun, st de dz bir kayalk vard, oraya
gidecekti, ayaa kalkar kalkmaz salland, gzleri karard, decekti, bir dala
yapt. Gene de dal onu tayamad, yere dt, der dmez de onu bir uyku
bastrd, ta gibi uyudu kald.
Btn ieklideresi ky, nce Memedin lm haberini kasabaya gtren Taz
Tahsinin zengin olduunu, Aalarn, Beylerin ona verdikleri mutu parasn da
onun elinden almak iin Mahmut Aann onun arkasna on bir atlsyla dtn
duymu, ortalk allak bullak olmutu.
"Onun elinden alr Mahmut Aa bu paray." "Ona verdikleri paraylan on bir kz,
dokuz at, yz kei, otuz be koyun alnrm..." "Zengin oldu da gitti."
"Korkmasn da ne yapsn, o kadar parann onda olduunu ekyalar bir
duyarlarsa..."
"Kerti Ali Onba Paa bir duyarsa..." "O paray onun elinde brakrlar m hi,
Tazck Tahsinin!" "Para deil, bana bela ald Tazck Tahsin." "Mahmut Aay
bela ald, kartal bakl." "Ya bizim Muhtar? Onun elinde brakr m o
paray..." "Kerti Ali Onbayla bir olup..."
"Mahmut Aa kimseye bir zrnk koklatmaz o paradan..." "Vermesin bakalm paray
onlara Taz Tahsin." "nce Memedi ldrenler Muhtarla Kerti Ali Paa... Onlar
paray..."
"Paray alan da burnu smkl Tazck Tahsin." "Birazck kotu diye bir insana
o kadar paray verirler mi?" "Mahmut Aa derisini yzer onun." "Onba Kerti
Ali Paa gzlerini oyar onun." "Yiitse gelsin kye..."
"Mahmut Aa binmi al atma, filintas boynunda, ku gibi bu yanlara geliyormu."
301
Taz Tahsinse ormanda uyuyor, bir tuhaf dler gryordu.
stne gnn demesiyle uyand. Uzaklarda bir kurt uluyordu. Kurt ulumas
uursuzlua alamettir. Taz Tahsinin tyleri diken diken oldu. Eli koynundaki
parasnn stndeydi. d koptu. imdi Veli gitmi her eyi kyde anlatmt.
Kyl de... Kim bilir... Kzlar da ona ne biim bakacaklard, zengin bir adama o
biim baktklar gibi. Kyn iinde, tpk Onba Ker-ti Ali gibi gs ierde,
k darda ko gibi dolaacak, herkes bu Taz Tahsin ne biim zengin adamm
diye, ona bakacaklard.
Kurt korkusu, kyde zenginliinin tadn karma dncesi onun ayaklarn ald
kyn st bandaki kayann stne gtrd. Karanlk kavuuncaya kadar burada
saklanacak, karanlk kavuunca da bir sansar gibi kye inecek, anas da kyde
olan biteni ona ulatracakt. O da... Kyde parasn yle bir yerlere saklard
ki bin yl arasa kimse bulamazd. Ky hemen grmek istiyor, burada
sabrszlktan lyordu. Grsnlerdi o kyller mrmrk orbas ie ie karn
imi Tazck Tahsini, grsnlerdi...
Daha fazla dayanamad, gizlendii kovuktan darya kt, altnda sakland
kayann stnde gezinmeye balad. imdi bir kyl onu burada gsn iirmi
byle gezerken grmeliydi ki, btn zenginler gslerini ite byle
iirirlerdi. Ya kye gelmilerse Mahmut Aayla adamlar, ya da Murtaza Aa,
ite o zaman da Taz Tahsin alr yatrrd dalara te. Yakalasnlar
yakalayabilirlerse, u kayalklarda o koarken arkasndan kurun sksalar
ulaamazd. Kye gidecek, parasn almaya gelen birisi varsa, ver elini dalar,
ok da azk alacakt yanna... Tuz da, keskin bir bak da... Acknca bir
obann srsnden bir ola... amlar arasnda, yarpuzlu pnarlarn banda
harmanlam kzlerin stnde kebap ettii olak etlerini, dudaklarnn
kysndan yalar akta akta yiyecekti. O it olu Velinin, hele Velinin yiye
yiye keilerini bitirecekti. Onlar Tazck Tahsini ne sanyorlard, o Tazck
Tahsin yle becerikli bir hrszd ki uyurken gzlerinden kirpiini alar da

kimsenin haberi olmazd. Niin bu ieklideresi kynde hi horoz yoktu, bu


kydeki btn horozlar alp da yi"
302
ven, hem de yarpuz kokulu pnarlarn banda, kimdi? Kim-jjr o ki, Kalealtnm
maarasnda kyden alnm btn horozlarn ban saklayan, Tazck Tahsindir.
Pekiyi, on yldr, o kadar horozu alann, kydeki horoz soyunu kurutann kim
olduunu kyl bilebildi mi? Kydeki btn ocuklarn ad horoz hrszna kt
da, bir Allahm kulu kp da, ey millet, bu kadar horozun kkn kurutan Tazck
Tahsindir, diyebildi mi, bunu bir tek kiicik akl edebildi mi? Gerekirse on yl
dada kalr da Tazck Tahsin, kendisine Tazck demeye baylyordu, btn bu
yakn kylerin taze olaklarn ve hem de kuzularn bitirir de, gene de u
alnnn z bir teriyle kazand paracklarn kimseye kaptrmazd.
Karanlk usul usul kyor, Taz Tahsin kayann stnde deliler gibi oradan
oraya yryor, fr dnyordu.
Gn batnca ylesine bir sevindi ki havaya hoplayarak bard kendinde
olmayarak. Bundan da d koptu, koarak gitti kayann altndaki kovua sakland.
Keskin kulaklaryla bir sre yreyi dinledi, bakt ki ortalkta t yok, usul
usul, temkinli kayadan indi, bir sansar gibi sessiz, sinerek kye aa kayd.
Evlerine vardnda yrei gm gm atyordu.
"Ana, ana, kapy a!"
Anas kapy at, ierde ocak yanyordu, ate nda anas onun yzne
baknca bir aknlk l att:
"Abooov olum, sana ne oldu byle?"
Hemen ieri girip kapy kapatan Taz Tahsin:
"Bir ey olmad anam, ne var ki... Dur imdi sen... u sorduklarm dinle,
bugnlerde buraya kasabal adamlar geldiler mi, beni aradlar m, kyde hi
Topal Ali adnda topal bir adam grdn m? Mahmut Aa nerede?"
"Yoook, yavrum, hi kimse gelmedi kye, ne topal ne kr ne de salam... Kimse de
seni aramad. Mahmut Aa daha gelmedi ya gelecekmi."
"Hi kimse, hi kimse, yle mi?"
"Hi kimse olum, bilmiyor musun sen, bu kyde sinek usa benim haberim olur."
"Ana zengin oldum."
"Duydum yavrum, duydum," diye anas akn akn
303
onun yzne bakyordu. "Velicik oban ky velveleye verdi. Ky senden baka
hibir ey konumuyor."
"Zengin, zengin oldum, ana, gel!" Anasn kolundan ekip ocan yanna gtrd,
elini koynuna sokup mendiline sard paralar kard: "Bak ana," dedi, "Bu
bir, yalnz buna iki ift kz alnr. Kye hi, hibir yabanc insan gelmedi,
deil mi?"
"Hi, hi gelmedi."
"Bu iki, buna da bir at, bir mavzer, bir de pulluk alnr. te una da... Sana
iki inek de alacam. te una da... Bol bolama-d st ieceiz, yourt, ya,
kaymak yiyeceiz. On bir tane de yavrulu kei alacaz... Sen de peynir
yaparsn. Ana, kye hi kimse gelmedi mi, hi, hi? Uzun bir adamla, Mahmut Aa
da
mr
"Gelmedi, hi, hi, hi!"
"Zengin oldum, ana."
Anann gzleri ardna kadar alm, Taz Tahsinin yere yan yana dizdii
paralara bakyor, paralara, gzlerine inanamyor-du. Taz Tahsin de bir yandan
olan biteni anlatyor, Murtaza Aadan, Topal Aliden sz ediyordu.
"Piman olmaz m o adam bana bir nce Memed mutusu iin verdii paraya?"
Anann yz birdenbire sararverdi.
"Bilmem ki yavrum."
"Piman olmaz, piman olmaz," diye gld Taz Tahsin. Bu endieli bir glt.
"Ben ona nce Memed gibi bir adamn lmn mutuladm. Bana bu para az bile."
"Yaaa yavrum, az bile," diye ayaa kalkt anas. "Sen imdi acndan
lmsndr."
"ldm," dedi Taz Tahsin. "ldm ne demek, gn gece bir lokma ekmek
amad boazmdan... Az bile bana bu para, deil mi ana?"

"Az bile."
"Nereye koyalm da bu paray, kimse..."
"Sen bana ver o paray, ben koyacam yeri bilirim. Mustafa Kemal Paa gelse
bulamaz."
"Veremem ana, ben saklayacam."
Anas gcendi:
"Senin paran deil mi, sen sakla! Ama Kerti Ali Onba paayla, bir de Muhtar
derini yzerlerken, sen parann yerini sylemez misin?"
"Sylerim..."
"yleyse sen bilirsin yavrum."
"Sen sakla ana," diye heyecanland Taz Tahsin, "Beni dve dve ldrseler bile
parann yerini syleme onlara. Beni kyma gibi etseler de... Gzlerini,
kulaklarn kapa, syleme. Mahmut Aa seni atma inetse bile."
"Sylemem."
"Yemin et!"
"Neyin stne?"
"Benim stme."
"Ettim gitti."
Eer Taz Tahsinin barmalarna dayanamayp, ana parann yerini sylerse
onlara, Taz Tahsin o anda hk deyip lecekti. Buna da, lr de anas raz
gelemezdi. Kerti Ali onu dve dve ldrrd, o baka.
Taz Tahsin paralar anasna teslim ettikten sonra:
"orba koy ana, lyorum," dedi.
Ana orbay koydu sofraya tencereyle. Taz Tahsin byk bir tahta kakla abuk
abuk imeye balad. Biraz sonra da ter iinde kald.
"Olum ben gidiyorum."
"Git ana, git de... Paralar da san yemesin."
Ana kt gitti, dndnde Taz Tahsini ocan nnde kvrlp uyumu buldu.
Sabahleyin ana oul sevin iinde uyanp mor ineklerin, soylu atlarn,
koyunlarn, keilerin, pulluklarn, kaplan giremez ekin tarlalarnn inanlmaz
dnn tadn kara kara leye kadar konutular. Konutuka da
konuuyorlard. Taz Tahsin kyn iine kmak iin o kadar acele etmese ana
oul bu konuyu durup dinlenmeden gn gece konuurlard. Taz Tahsin hem
anasyla birlikte ilerdeki zenginliinin mutluluunun dlerini iliklerine kadar
tadn kararak kuruyor, bir yandan da kylnn kendisini grmesini istiyordu.
Parasn salama almt. Dnya dnyaya girse, onu elinden alacak bir g yoktu
u dnyada.
304
305
Dayanamad, sonunda kye kt, narn altna geldi. narn altndan gr bir
pnar kaynyordu. Onu gren ocuklar evlere komaya baladlar, bir anda da
narn alt kadn erkek, oluk ocukla doldu. nne gelen nasl zengin olduu
stne Taz Tahsi-ne soru soruyor, o da bkmadan usanmadan, buradan koarak
kasabaya nasl gittiini, kasabada kendisini davul zurnayla nasl
karladklarn, Kaymakamn odasnn kapsna kadar gidip orada nasl kendinden
getiini, uyandnda Doktoru, kasabann ileri gelenlerini banda bulduunu,
uzun boylu ok zengin bir adamla, lenger apkal topal bir adamn kendisine
durmadan para verdiklerini, paralan almak istemeyince de ona ok fkelendik- j
lerini sayp dkyordu. Sonra ona zorla para veren adam onu evine gtrm,
onuruna kuzu kesmi, peteklerden bal sam, ona gl kokulu erbet verip, gl
kokulu yataklarda yatrmt.
"Sonra o uzun boylu adam dedi ki... nce Memed o adam mmkn yok ldrecekmi.
Onba Kerti Ali Paa da nce Memedi ldrnce, ben de mutuyu ona gtrnce, o
da bana dedi ki dile benden ne dilersen, bam stne her bir dilein. stersen
seni, bu kasabann gl kokulu kzlaryla evlendiririm, dedi. Ben de istemem,
dedim. O da beni uurlarken, sen benim olumsun Tahsin, dedi, bu ev senin evin.
Ne zaman ban skrsa gel, attan at, silahtan silah, seni ok sevdim,
yakamdan geirip evlat edindim, paradan para, tarladan tarla, kzdan kz
been... Ne dilein varsa ba stne... Mademki benim dmanmn lm mutusunu
sen getirdin bana, lp dirilerek... Ben de seni... Ben de ona, sa ol Aam,
dedim."

Kalabalk gittike oalyordu ki, bir al ata binili Muhtar aa yoldan


gzkt. Kasabadan geliyordu. Susup onu beklediler. Taz Tahsinin gzleri fldr
fldr dnyor, Muhtar gelmeden u kalabaln arasndan syrlp, bir an nce
dan yolunu tutmak istiyordu ya, yapamyordu. Muhtar grr grmez btn
bedenini bir titreme alm, dizlerinin ba zlp oraya, emenin tama
kvermiti. Birka kez de kalkmay denemi, bir trl de ayaa kalkamamt.
Muhtar geldi, kalabalk ikiye ayrld, o da gelip emenin yannda atndan indi,
at bir delikanlya verip, "Bunu eve gtr," dedi.
306
"Ne o, ne var, byle toplanmsnz?"
"Ne olacak, bizim Taz," dediler.
"Zengin olmu."
"nce Memed onu zengin etmi."
Olan biteni batan sona kadar ona anlattlar. Muhtar gld. Ardndan da, "ler
kt," dedi. "Yzba bizim kye ok kzyor, o ky yerle bir edeceim, diyor.
Aldk bamza belay. u avratlar bizim kymz yakt. Bir de Mahmut Aa
duyarsa... Duymaz inallah, kye gelmez inallah."
"Ne olmu, ne olmu bizim kymze?"
"O len nce Memed deilmi."
"Kim imi ya?"
"Kara Osman imi." Derin bir soluk ald. "Bizim avratlar da nce Memed diye at
yaknca, hah ite nce Memed budur, ldrdk onu diye Ankaraya tel ekmiler.
Asl kmaynca da rezil olmular. Yzba, o avratlara kazk sokacam diyor da
bir ey demiyor. nallah Mahmut Aa kzmaz."
"O, kaz avradna soksun!"
"O ky srgn edeceim, yakp da yerine dar ekeceim, diyor da baka bir ey
demiyor Yzba. nallah Mahmut Aa kye gelmez..."
"Yaksn bakalm..."
"Ben canm zor kurtardm. O da gene nce Memed yznden. Bana kymayn, beni
dvmeyin, beni hapislere sokmayn, dedim onlara, ben size nce Memedi getiririm,
yerini bulur size haber veririm, dedim de canm ellerinden zor kurtardm.
Hibir eye deil de o avratlarn at yakmalarna deli oluyor, yayor grlyor
Yzba, o ieklideresi avratlarnn alaca olsun, diyor. nallah Mahmut
Aa..." Kadnlara dnd, gzlerini belerterek:
"Ne vard yani, elin ekyasna nce Memed diye at yakmann ne gerei vard
yani? Koskoca kasabada kymzn gl adn boka kardnz, ben ne yapaym imdi
ben... Aaaah u avratlar aaah... Elin ekyas size ne? Ne der de at
yakarsnz bre fallikler? Yakarsnz da..." "O Allahn kulu deil mi?" "l, it
ls gibi gmlr m?"
307
"Bir de nce Memedin ls olursa..."
Muhtar var gcyle bard:
"O nce Memedin ls deil."
"nce Memedin ls deilse insan ls deil mi?"
"lye at yaklr."
"Biz atadan dededen byle grdk, lye at yaklr."
"Her nnze gelene mi?"
"Her insan olana..."
"yleyse Muhtar..."
"Sen lnce Muhtar, sana at yakmayalm."
"Senin ln it ls gibi atalm ukura."
"ster misin?"
Muhtar kzd, bard, svd dellendi. O svdke kadnlar da svyorlard.
Sonunda Muhtar kadnlarn erkeklerini ard, onlar da kadnlar
susturamadlar. Muhtar evine kamak zorunda kald ya, kadnlar narn altna
birikmiler Muhtara, Yzbaya, Ankaraya aza alnmadk kfrlerle svyor,
sevinli trkler syleyerek nce Memedi vyorlard. Onun lmediine o kadar
sevinmilerdi ki, Yzba deil, atna adam ineten Mahmut Aa bile onlara vz
gelirdi. Kyn iini sevin trkleri doldurmu, narn alt bir dn evine
dnmt. Muhtar, yannda da birka yal, salarn balarn yoluyorlard.
Sevin trkleri, kahkahalar gece yarsna kadar srd.

O sevince Taz Tahsin de kendini kaptrmt. O, baka bir eye, nce Memedin
lmemesine herkesten daha ok seviniyor, sevincinden ne yapacan bilemiyor,
boyuna baryordu.
Evlerine geldiklerinde:
"Ana," dedi, anasnn boynuna sarld, "anam benim, imdi iyice zengin olduk.
Bak ne yapacam, Muhtar deil, ben arayacam nce Memedi, izini srp onu
bulacam, gidip o Aaya haber vereceim, o Aa da bana bu sefer daha ok, daha
daha ok para verecek. Bu ev parayla dolacak. Nah, bu kadar!"
"Sus, hrtklerden gidesi, ben para istemem. Onlar da nce Memedi ldrecekler,
yle mi?"
"ldrsnler," diye dudak bkt Taz Tahsin. "nce Me-med benim babamn olu mu?
Yarn sen bana ok azk hazrla, ben gidiyorum."
308
16
Btn muhtarlarn listesi Murtaza Aann cebindeydi. Bir gece atna atlad
gibi Adanann yolunu tuttu. Ramazanl Beyinin evine vardnda gece yarsn
oktan geiyordu. Bey yal bir adamd, oktan da uyumutu. Kapy alar almaz
bir uak kapy at. Yar uykulu Bey banda takkesi, srtnda gecelik
entarisiyle hemen uyanm, aaya inmiti.
"Kimdir o?" diye sordu. Sesinde korkudan ok bir aknlk vard.
Kapy aan uak kede duruyor, ieriye giren bu uzun boylu, lenger apkal,
kuann altna ifte tabanca sokulu, daha nceden tand bu Aaya bir tuhaf
bakyordu.
Murtaza Aa:
"Benim Bey," dedi, "ben Murtaza kulun. Bu gece yars seni rahatsz ettim ki...
Kusura kalma..."
"Canm, gel hele, gel yukar da sonra konuuruz."
Yukarda gidip gelmeler... Konan klar oktan, Bey daha merdivenlerden
inerken yaklmt.
Yan yana sedire oturdular. Onlar oturur oturmaz da kahveler geldi.
"Hayr ola Murtaza Aa..."
Murtaza Aa btn olan biteni, nce Memedi, Ali Safa Beyin ldrlmesini,
Yzba Faruk Beyin yalann, kendisini Ramazanl Beyi gibi kasabada
karlatn, Talip Beyin nce Me-medce feci bir biimde katlediliini bir bir
anlatt:
"te," dedi, "hal keyfiyet bu minval zeredir, Bey... Arif
309
Saim dedikleri o adam da her eyi, kendi gtnden korktuu iin btn bunlar
olmam gibi gsteriyor Ankaraya. Ankara btn olan biteni duyacak olursa, onu
bir daha buraya mebus tayin etmez. Bu yzden de dalar ekyalarla doldu. Bu can
dman, rz, mal dman nce Memed de kendisini bilumum Toros dalar stne
hkmdar ilan etti. nce Memedi bundan sonra ne bir blk, ne bir tabur, ne de
bir alay durdurabilir. Btn halk tabakas ve de bilumum baldrplak, aya
yaln taifesi onun buyruunda. u dmana kar kurtardmz vatan payimal
ettiler. Duyduuma gre de yaknda Adanay igal edecekler, btn ehri
yamalayp ta stnde ta, kelle stnde ba brakmayacaklar..."
Ramazanl Beyi Arif Saimin can bir dmanyd. O milletvekili olacakken, Ankara
bu ne idi belirsiz candarmay onun yerine milletvekili tayin etmiti. Oysa bu
Adana yedi yz yldan bu yana onlardan, Ramazanl Beylerinden sorulurdu. Yedi
yz yl bu topraklara hkmetmi Ramazanoullar Cumhuriyet devrinde klahn bir
parasn bakalarna kaptrmlard. Bu da onlar iin yenir yutulur bir bela
deildi. Hibir ada Ramazanl Beylerinin bana bylesine bir bela gelmemiti,
taa Mem-lklerden, Selukilerden bu yana... Bir tek milletvekilleri vard, o da
sarhoun birisiydi ve ancak yarm Ramazanlyd.
"Haklsn Murtaza Aa," dedi Ramazanl Beyi. "Bunu, bu ayaklanmay bir yolunu
bulup Ankaraya bildirmemiz gerek. Yalnz nasl bildireceiz? Dahiliye Vekilinin
yanna varlmyor. O kendisini sadrazam sanyor. Paaya ulamaksa Toros
dalarn denize indirmekten daha zor."
Sabaha kadar, kl krk yararak konutular, sonunda da Murtazanm dncesinde,
nerdii yolda gitmeyi kararlatrdlar.
"O Arif Saimin baka ileri de var Bey..."

"Nedir o?"
Murtaza Aa gld:
"Ben yava yava tespit ediyorum ya, imdilik ispat edecek durumda deilim. Bir
ispat edecek duruma gelirsem eer, ite Arif Saim, ite o zaman toz olacak."
Bey heyecanland:
310
"Syle, nedir o?" Gzleri bymt.
"Benim anladma gre Arif Saim kck bir mebuslukla, vekillikle,
bavekillikle yetinecek bir adam deil. Onun gz ykseklerde... Her
konumasnda Paay ben idare ediyorum diyor da baka bir ey demiyor."
"Bunu biliyoruz."
"O gizli gizli konuuyor."
"Kiminle?"
"Yukar dalardaki erkeslerle anlam durumda... Onun iin de dalara, btn
dalar ayaa kalksa da ilimek istemiyor. Duyduuma gre..."
"Syle duyduunu."
"erkesler ona kuryelik yapyor, Suriyedeki Franszlarla, Iraktaki ngilizler
arasnda. Daha tespit edemedim. "Ayaa kalkt, kollarn sallad, bir ara ayakta
dnd. "Dilim varmyor Bey," dedi, yerine oturdu. "Ne yapaym benim bu sz
sylemeye dilim bile varmyor."
"Varsn," diye bard Ramazanl Beyi.
"Sana bir ey soracam Bey."
"Sor."
"u tarihler, u eski toprak, u koca Osmanl lkesi imdiye kadar bir Mustafa
Kemal Paa daha yetitirebildi mi?"
"Onun orasn bilemem," diye yzn ast Bey. "Sen ne oluyor, onu bana syle."
Murtaza Aa bozuldu, birka kere yutkundu. mrnde ilk olarak, Mustafa Kemal
Paa hakknda byle souk bir bilemem szyle karlamt. aknl srp
gidiyordu. Neden sonradr ki kendini toparlad.
"Arif Saim Beyin Mustafa Kemal Paaya bir suikast hazrlad, hatta bunun iin
de nce Memedin, teki bilumum ekyann Toros dalarnda kuvvetlenmesini
istedii halk arasnda dolaan yaygn bir ayiadr. Ne buyrulur?"
Ramazanl Beyi buna uzun uzun gld:
"Yanl bir ayiadr bu, Murtaza Aa. Yanl. Arif Saim buna cesaret edemez."
"O gz kanl bir ete reisidir Bey, eder."
"Edemez."
311
"Btn halk bunu konuuyor."
"Yanl konuuyor."
"Yaknda grrsnz."
"Keski," diye azndan kard Bey.
"Olamaz," diye ayaa kalkt Murtaza. Tyleri diken diken olmu, korkudan kaacak
delik aramaya balam, bir anda da ter iinde kalmt. "Olamaz!"
Bey ayaa kalkt, d kopmu Murtazay dinginletirdi. Bir daha da ne o, ne de
teki bu konuya dokunmad.
Daha gn rken konaa avukat Hamurcuzade Sabit Bey geldi. Gen bir adamd.
Hrsl gzleri yuvalarndan frlam dnyordu. Murtaza avukat grnce rperdi.
Ksa boylu, ekik gzl, kk elmack kemikleri yznden darya kam bir
tuhaf kiiydi. Gzleri de tam burnunun stnde birlemiti. Yerinde duramaz bir
hali vard ve abuk abuk konuuyordu.
"Bu Sabit Beyin," dedi Bey, "kaleminden kan damlar. Deil Adanada, btn
Trkiyede Sabit Beyin stne ibilir bir avukat daha yoktur. Ol sebepten bugn
sana Murtaza onu takdim ediyorum."
Murtaza Aa ister istemez Sabit Beyle ibirlii yapacakt. Yoksa Beye ayp
olacakt. Geldiine de geleceine de bin piman olmutu avukat grnce.
Oturdular, ba baa, le yemeine kadar altlar. On alt muhtar ileri
Bakanna on alt mektup yazacak, otuz muhtar da telgraf ekecekti.
Mektuplar, telgraflar Sabit Bey btn gece alarak, yarm leye kadar hazr
edecek, sonra da Murtaza Aaya okuyacak, onayn alacakt.
Gzel bir le yemei yediler ve Sabit Bey, yemei yer yemez antasn kapt
gibi kt gitti. O gittikten sonra Bey:

"Ate gibidir, vallahi ate gibidir Sabit Bey olumuz, imdi Ankaray bir atee
tutacak ki ne Dahiliye Vekaleti kalacak, ne Bavekalet, smet Paa belki de
buraya bir ordu gnderecek."
Murtaza Aa leden sonra ehire kt, Seyhan kysna gitti, ocuklar
ekerkam somuruyorlard, uzun bir ekerkam ald, nehrin kysna, dnme
dolaplarn kuytusuna ekilip gizli gizli kamlar somurmaya balad. Kerhaneye
gidecekti. Takanm kapsna kadar geldi, bir sre bekledikten sonra vaz312
geti. Genliinde her Adanaya geliinde kerhaneye giderdi. imdiyse Ramazanlmn
evine konukluundan mdr, nedir, yapamad. inde bir tuhaf korku, ac vard.
Bu Hamurcuzadeyi hi tutmamt. Halleri biraz retmen Sami Turgutun hallerine
benziyordu. Bir de bu adam onu soyup soana evirecekti. Bu ii, bu nce Memedi
bu kadar kafasna takmamalyd. Ne yapmt ki nce Memede? Ona bir ey
yapmamt ki onu ldrsn. Btn bunlardan vazgese de nce Memedi Molla Duran
Efendinin stne sevk etse olamaz myd, Molla Duran Efendiyi nce Memede
ldrtmenin bir yolunu arasa da bulsa... nce Memedin can bir dman Topal Ali
de Duran Efendiye rak durmutu. kisini birden... Ama o Topal gerekten nce
Memedin dman myd, hi de yle gzkmyordu. O, nce Memedin kasabadaki bir
kolu, adam olamaz myd? Eer yleyse yandm diye, dizlerini dvd Murtaza.
O gn akama Ramazanl konana dndnde Murtaza allak bullakt. Bey onu gler
yzle, taa merdivenin banda karlad, elinden tutup sedire oturttu. Beyin
Hatunu bile gelip, ona, ho geldin, dedi. Konak Seyhan kysnda, iki katl,
ahap, her kat on bir odal, byk balkonlu, grkemli bir konakt. Bu konakta
Beyin babas olan paa oturmutu ilk olarak. Ve kona Ermeni ustalar
yapmlard. Marangoziyesi iin de dalardan, aatan adam yapan Rza Ustay
getirmilerdi.
"Farknda deil misin," diye zntl bir sesle konutu Bey. "Hi mi farknda
deilsin koca Trkmen Aas Murtaza, bunlar ukurovay paylayorlar. Kimi
Elazdan, kimi Mani-sadan, kimi Afyondan, Maratan, Urfadan gelmiler, baba,
dede yurdumuz, klamz ukurovay paylayorlar, yama ediyorlar. Byle bir
talan ne Seluk, ne Osmanl, ne de Msr Valisi Memet Ali Paann olu brahim
devrinde grdk. Ky ky, ova ova paylayorlar. Biz de elimiz kolumuz bal
durmu bunlarn kudurmucasma topramz paralamalarn seyrediyoruz. Sen ne
diyorsun Murtaza Aa, biz tkendik, biz bittik artk."
Ramazanl Beyi ok dertli, ok fkeliydi. u Ulu Camiyi, u koca ta kpry,
hanlar, hamamlar onlar yapmlard bu ehire. Bu Adanay onlar var etmilerdi.
ukurova onlarn h313
kmranlmdayd belki sekiz yz yl... Bu adam, bu Bey tepeden trnaa fkeye
kesmez de ne olurdu. Koskoca Ramazanl kuyunun dibine atlm bir ta gibi
keye frlatlm atlmt. Murtaza Aa ok zlm, neredeyse alayacakt.
Sonra birden kendisine geldi. Bilgilerini yoklad. Bundan yllar nce, en yakn
arkadalarndan birisi Ramazanoullarndan olurdu. Onun ii gc Ramazanly,
onun grkemli tarihini, Yreirli Beyi olaraktan ukurovaya gelilerini
anlatmakt. Ramazanl-lar tarih boyunca hibir zaman ynetimden dmemilerdi.
u anda bile ynetimde hatr saylr arlklar vard. Daha da olacakt. Gl
yerinden hibir zaman da su eksik olmam, olmayacakt. Yaknda Ankaray gene
Ramazanl soyu dolduracakt. Arif Saim Beyi, teki yeni yetmeleri Bey
yutamyordu. Doruydu, haklyd ya, azck da sabr gerekmez miydi? Doru, u
anda bu ark rk, nereden geldikleri bellisiz, soylarnn neci olduklar bile
bilinmeyen kiiler bile mebus olmular, ukurova-da cirit atyorlard da, u
koskoca Bey kesine ekilmi, kuyunun dibindeki ta gibi kalmt. O
fkelenmesindi de kimler f-kelensindi...
kinci gn tam lest Avukat Sabit Bey konaa geldi. antas azna kadar
katlarla dolmutu. Mektuplar, telgraflar teker teker Murtaza Aaya okudu.
Aa mrnde bu kadar dokunakl, bu kadar etkili hibir szler duymamt,
avukata hayran kald.
Okuma bittikten sonra Bey:
"Sizi temin etmeliyim, Karadalolu Murtaza Aa, Sabit bey bizim z bir
evladmzdr. Ona verdiimiz srlarmz hibir yere kamaz. Bundan msterih
olabilirsiniz," dedi.

Sabit Bey ekik gzlerini Murtaza Aaya dikerek kesin bir dille konutu:
"Bize tevdi edilen sr kellemiz gidene kadar bizde kalr. Bunu bilmelisiniz."
Murtaza Aa bu szler stne gene sevincinden umaya balad.
"Telgraflar bugn leden sonra Ankaraya ekilecek ve mektuplar postaya verilmi
bulunacaktr."
Sra cret iine gelmiti. Hamurcuzade Sabit Bey bu kadar
314
kk bir ey iin para almamakta, Murtaza Aa da, onu verek gklere karyor
ve para almasnda diretiyordu. Sonunda Sabit Bey, Murtaza Aann yalvarmalarna
yakarmalarna dayanamayp, o kk creti syledi. Syler sylemez de Murtaza
Aann dudaklar uuklad. O kck cret bir servetti ve Murtaza Aann
cebinde u anda o kadar para yoktu.
Pikin pikin glerek:
"Evden gnderirim," dedi, azck sklm, utanm.
"Hibir kymeti yok," diye abuk abuk katlarn toplayan Sabit Bey
basamaklar ikier ikier atlayarak konaktan indi.
Kasabaya dnen Murtaza Aa her eye karn mutluydu. ary bir utan bir uca
sava kazanm bir kumandan kabar-masyla, ba dik, gs ilerde dolayor, her
nne kanla se-lamlayor, konuuyor, yarenlik ediyor, akalayordu. Bir tek
Topal Aliyi grnce cinleri bana yor, yerin dibine de geiyordu. O
deirmendeki yalvarmalar da gzlerinin nnden hi gitmiyor, bu Topal
yaatmayaca stne yemin stne yemin ediyordu. nce onun topal ayan
gzlerinin nnde, eline bir kasap satr alp kknden kesecek, sonra yava
yava derisini yzerek, gzlerini oyarak onu ldrecekti. Hele u nce Memed
belas ortadan bir kalksnd hele. unun, u topal ayak-larndaki parlak
izmelere baknd hele. Kabzas fildii tabancaya, altndaki Arap ata, bandaki
lenger apkaya da baknd hele. Seni uak olu uak seni! O Molla Duran
Efendi, o sahtekar yalanc, o alak, o da grecekti. O Arif Saim, o Yzba da
grecekti. u avukat gz ok tutmutu. Onun o istedii kck creti de
kardeine vermi, daha kasabaya ayak basar basmaz gndermiti. nk bu avukatta
ok i ve istikbal vard. Yaknda mebus, vekil, her ne isterse onu olacak, ol
sebepten de Murtaza Aann iine yarayacakt. Murtaza da ona elinden geleni
esirgemeyecekti. Evet, bu Arif Saim Bey Mustafa Kemal Paay ldrmek istiyordu.
Varsn kimse inanmasn. Avukat Hamurcuzade Sabit Bey isterse btn dnyay buna
inandrr, Mustafa Kemal Paa da bizzat Arif Saim Beyi kendi gzleri nnde
astrrd.
Artk geceleri rahat uyuyordu. nce Memedden de hi ses ada gelmiyordu
dalardan. Belki de ldrlmt. Belki de
315
f
ls u kire ocana atlan ekya nce Memeddi, nce Me-meddi de korkusundan
onun lsne kimse sahip kamamt. Ama u nce Memedin baka bir huyu daha
vard, duruyor duruyor, bir yerlerde gizleniyor, ardndan da dmann stne hi
umulmadk bir srada hm gibi iniyordu. Ali Safa Beyi de byle ldrmemi
miydi?
Ekya Bayramolu onun dostu olurdu. Affa urayp da dze inince mrnde bir
kere bile olsun kasabaya uramam, Adanaya gitmemiti, vekiller, paalar onu
ok grmek istedikleri halde, o hi kynden kmamt.
Osmanl devrinde on drt yl dalarda gezmi, Mara, Adanay, Antebi
titretmiti. ok gen, on alt yalarnda daa km, hkmet onun iin
durmadan aflar karmasna karn o kabul etmemi, hibir zaman da dadan
inmemiti. Kurtulu Sava gelip atnca da etesini toplam, dmana kar
Toros-larm bir kanadn tutmu savaa girimi, bylelikle de dillere destan
olmutu. Sava bittikten sonra kyne ekilmi, tfeini, fieklerini, altn
kabzal hanerini, drbnn, deerli tabancasn satm, bir ev yapp evlenmi,
bir ift de kz alm, babasndan kalan birka dnmlk tarlada iftilie
balamt. O gn bugndr de o destanlar kahraman, trkler yiidinin ad
unutulmu, imi timi bellisiz olmutu. Dnyaya onun kadar kurnaz bir ekya
gelmemi, tam on drt yl koca Osmanlya, stne gnderilen taburlara, alaylara
kafa tutmu, ne bir kurun yaras alm, ne burnu kanamt. Ekya dnyaya
hkmdar olmaz, demilerdir ya, Bayramolu dada dolat on drt yl sresince

dnyaya hkmdar olmutu. nce Memedin hakkndan gelse gelse, bu eski kurt
gelebilirdi.
Murtaza Aa bu eski kurdu kimseye, Yzbaya, Arif Saim Beye sonuna kadar
sylemeyecekti. O yerinde dursundu hele. Yaknda, o deilcikten onu bir ziyaret
edecek, halini hatrn soracak, ona armaanlar gtrecekti. Eer nce Memed
ortaya bir daha kacak olursa ite o zaman, buyur Bayramolu meydan senin,
diyecekti. Dile benden ne dilersen...
Ertesi sabah arya kt, dkkanclara urayp Bayramo-luna bir eyler
bulmaya alt. Ona bir kaput, bir takm elbise, bir Halep kua, krk dmeli
bir Halep yelei, bir ftr apka,
316
gmlek almalyd. Ama onun boyu ne kadard bilmiyordu ki... Birden Krt Rstem
geldi aklna. Krt Rstem btn gn, k ortalarna kadar srtnda prl prl
yanan gmyle arda zillerini alarak meyankk erbetini satard.
Kurtulu Savanda Bayramolu etesinde dvt syleniyordu. Krt Rstem her
Cumhuriyet Bayramnda haki, buru buru ete giyitlerini giyer, bacana rmcek
a gibi yarlm, taban parampara izmelerini eker, bana byk, grkemli
kuzu derisinden kara kalpan geirir, kay yerine bir yn ip taklm eski,
kunda entik entik tfeini omuzuna asar, gsnde koskocaman madalyaya
benzer krmz kordonlu eski zaman parasyla komusu sucunun karn karnna
gemi, kemikleri frlam yar beygirine biner, ok ssl krbacn eline
alr, trenlere katlrd. Her katld trende de, halkn onunla alay etmesine
katlanamaz, bir olay karr, bararak, sverek evine dner, ondan sonra da bir
hafta evinden darya adm atmaz, kendi kendisiyle konuur, savata ald
yaralan bir el aynasnda, "Bak, bak Krt Rstem, iyi bak, bunlar hibir ie
yaramad, halbuy-samki kurun sesini duyunca kaacak delik arayanlar kahraman,
zengin olup, iftliklere kondular, bak bak, iyi bak Rstem, sen bir bok
olamadn," diye kendi kendine gsterirdi.
"Oooo, merhaba Krt Rstem Aa."
Rstem ehrin dnda, mezarln bitiiinde kendi eliyle tenekelerden, atlm
tahtalardan, allardan yapt evinde alt kk ocuu, gen karsyla
oturuyordu.
"Buyur Bey, buyur Aa," diye onu darya koarak avluda karlad. "Buyur Aa,
buyur! Krt Rstemin evine de byle byk Aalar gelirler miymi? Vay babo vay!"
Murtaza ieriye girmedi. Yandaki bir mezar tann stne oturdular. Rstem onu
ele geirdiinden dolay mutluydu. "Bana bak Aa..." dedi.
Murtaza Aa bana gelecekleri biliyordu. aresiz katlanacakt.
"Buyur Rstem..."
"Allahn seversen, sen ne zaman daa ktn da, dmana bir tek kurun attn da
sana madalya verdiler? Syle, syle..." t
"Eeeeh, biz de karnca
kararnca..."
317
"Dman bizim kasabaya girdiinde, biz de kasabay dmann elinden aldmzda
ben seni samanlkta, samanlara gmlm, banda yz elli tane civcivle bir sr
krk tavuk dolarken grp de oradan elinden tutarak karmadm m?"
"kardn, ne yapalm, can tatl..."
"Hahhaaah, can tatl yle mi, yleyse o madalyay kim verdi sana, banda
dolaan civcivler mi, kim?"
"Ne var yani, ben aldm."
"Peki, bana niye vermediler?"
"Sana hakszlk ettiler."
"Peki, seni getik, o Takn Bey?.. Sava sresince bir kere olsun evinden kt
m, elini vicdanna koy da syle."
"kmad."
"Niin verdiler yleyse ona o kadar tarlay? Ya Zlf kpei, o Franszlarn
adam, kpei deil miydi?"
"Kpeiydi."
"Ya Arif Saim? Bir gn tebdili kyafet dalardan kasabaya indim..."
"ndin."
"nince beni candarmalar yakaladlar Arif Saime gtrdler. O da beni Kemal
Paann adamdr, diye, yatrd sopann altna... gn gece beni

ldrdler. Ben de dil bilmiyor gibi, lala diyerek ahraz gibi gsterdim kendimi,
tatl can kurtardm. imdi o..."
Kasabada kim varsa, Kurtulu Savanda kim kam, kim kamamsa, Krt Rstem
bir bir sayd dkt. Boyun damarlar oklava gibi imi, yz, boynu boncuk
boncuk terlemiti.
"O zaman benim ayama kapananlar, greyim de selamlarn alaym diye yolumu
kesenler imdi benimle alay ediyorlar, bir tas meyan erbetimi bile imiyorlar,
ikramm bile kabul etmiyorlar."
"nsanolu i st emmitir."
"Emmitir," diye, boalm, dinginlemi Krt Rstem glmsedi. Yllardan beri
Aalardan kimi, nerede ele geirse Rstem, onlarn korkaklklarn,
ikiyzllklerini yzlerine kar byle sayar dkerdi. Ne olursa olsun, Rsteme
ses karamazlar, ondan ekinirler, ne sylerse sylesin yutarlard.
318
"Buyur Aam, kusura kalma, bin yln ba bir sen gelmisin evime, ho gelmi
safalar getirmisin, benim iki gzm k-sln, ben de sana ileri geri konuurum.
Buyur, ne emredersen emrin bam stnedir, n byk Murtaza Aam."
Murtaza, bu Krd nasl da candan severim, diye iinden geirdi.
"Sen, Rstem, Bayramolunu tanrsn, deil mi?"
"Tanmam m Aam," diye vnerek ayaa kalkt, geri oturdu Rstem. "te bir tek
yiit, yrekli, ocuk gibi temiz, mert bir adam vardr u ukurovada, u
dalarda, o da Bayra-moludur. O hi yalan sylemez, kimseye tepeden bakmaz,
ocukla ocuk, bykle byk bir kiidir. Ben onunla be yl dalarda gezdim,
iki yl da dmana kar dvtm, bu dnyaya geldim geleli ben ok adam grdm
tandm, yle bir adam grmedim. imdi yleyse sen bana syle, ben neden o
erbet gmn dalardan indim ineli srtmda tayorum, kimin yznden?"
"Kimin yznden?"
"Kimin yznden olacak, Bayramolunun yznden... Sava bitince bizi bana
toplad, sizi, dedi, balad hkmet. imdi sizler dze inip kendinize birer
i bulacak, harama el srmeyecek, kimseye karmayacaksnz. nk, neyise o,
tarihe getiniz, milletin gzbebei oldunuz, dedi. te bu yalan, bir kere
yalan syledi Bayramolu, o da bu yalan... Biz de, o da, milletin de, kimsenin
de gznn bebei olamadk."
"Duyduuma gre durumu ok ktym."
"ok kt," dedi Krt Rstem. "Hem de nasl kt... Kendisi, ocuklar, kars
her yl pamuk toplamaya, eltik bimeye, ot vurmaya ukurovaya inerler. Yoksa
alar. Ben ona her yl, her bayramda..." yice, karnn tuta tuta gld. "Her
Cumhuriyet Bayramndan sonra ona giderim. Ben ona gidince, o da beni grnce
enlik admanlk eder. Ben de ona armaanlar gtrrm, ay, eker... O, ay
ok sever. Dada bile aydanln yannda tard. eker olmasa da olurdu. ay
da bulamazsak da otlarn ierdi. O, her otu bilirdi."
"Onun boyu pou ne kadar?"
Krt Rstem bir eylerden kukuland, sevindi.
319
"Sen ne yapacaksn Aa, onun boyunu pounu? Anladm," diye de arkasndan inci
gibi dilerini gstererek gld. "Sen ona armaanlar yapacaksn?" Ayaa kalkt:
"Bak bana, aha boyu ite bu kadardr. Muharebede, basknlarda kimi zaman biribirimizin arklarn giyerdik. Ben Krt, o Trkmen, Allah bizi lm bimi
bir yaratm!"
"O zaman kalk gidelim de terziye ln ver. Kunduracya da... izme sever mi
o?"
"Severdi ya, imdi fkara bir kyl o, sen ona krmz postal alrsan daha ok
sevinir. Pantolon giymez. O, Topal Ali gibi pantolon da giymez, lenger de
takmaz."
"Anladm."
"Vay sen sa olasn Aa... Ben bilirim, senin gibi bir Aa da yoktur bu
ukurovada. O tabanca da, silah da, at da istemez."
"Anladm."
"O, bes ay, eker ister."

Murtaza Aa nde, Rstem arkada ayaklar heyecandan biribirine dolanarak arya


yrdler.
"Sen aslan kmsn byle Karadalnn olu! Senin yaptn kimse, Mustafa
Kemal Paa bile yapmamtr. Bu dnyada Bayramolunun adn duymayan kalm
mdr ki Mustafa Kemal Paa kendi yrekli askerinin adn duymasn... Vay sen
sa olasn! Kadir kymet bilen kii adamlar iinde adam, insanlar iinde
insandr."
Krt Rstem arya kadar bir ocuk gibi sevinerek Murtaza Aay severek, ona
inanarak, onun gsterdii hak bilirlie hayran kalarak gklere kard. Sonra
arnn ucunda durdu, gzleri ya iinde kalmt:
"Dur Aa," dedi, "dur da bana bak. Madem sen bu insanl Bayramoluna
gsterdin, bundan sonra da aha, bu can burada sana fedadr ve hem de yoluna
kurbandr. ste benden ne istersen bundan sonra."
Birka gn sonra Murtaza Aa, Rstemin ona Bayramoluna gtrmesi iin getirdii
bir paket ayla yarm okka ekeri heybesine, Bayramoluna gidecek armaanlarn
bulunduu gze yerletirdi, yola kt. Sevin iindeydi. Artk Krt Rste320
mi, Bayramolunu, bu unutulmular anmsad iin, istedii dbi kullanabilirdi.
Bayramolunun kyn ok eskiden, belki de ocukluunda bir kere grmt. Kyn
yolunu da ok iyi bilmiyordu. Atnn dizginini brakm, kendi de derin
dncelere dalmt. Bayramolu, bu adnn duyulduu her yerde selama durulan
ii niin byle yapm, Kurtulu Sava biter bitmez niin bir daha kmamak
zere kyne ekilmi, bir ift kzn ardnda, yoksulluk iinde seyirtmi
durmutu? Oysa, o isteseydi u-kurovanm en byk iftlikleri onun olabilirdi.
Arap atlarn stnden inmez, ocuklarn Avrupalarda okutabilirdi. Ne olmutu
ona da, dnyadan byle elini eteini ekmi, etliye stlye karmaz olmutu?
Dehet merak ediyordu onu. Nasl bir adamd acaba, nce Memed stne de ne
dnyordu?
O gece bir Yrk adrnda konuk kald. Yrkler eski imrenilecek, grkemli
yaamlarn yitirmilerdi ama, gene de onu iyi konukladlar, altna dek
serip stne atlas yorgan rttler. Yatak peryavan kokuyordu. Ban koyduu
kutynden yastk o kadar yumuakt ki hemen uyudu. Sabahleyin erkenden kpek
rmeleri, an sesleri, koyun melemeleri, bir hayhuy iinde uyand. Gzlerini
aar amaz da baucunda, elindeki gm tepside stl kahvesi tten ok gen bir
kz buldu. Fincann mahfazas altndan rlmt. Yatandan kmadan kahvesini
ald, hprdeterek iti, ardndan da giyindi, adrn dna kt. Biraz nceki
gen kz elinde ibrik, omuzunda kar gibi apak bir havlu, nnde leen onu
bekliyordu. Dereye aa inip bir kayay siper etti ve nnde akan pnarn
ayanda ykand. Dndnde kz olduu yerde onu bekler buldu, yzn
sabunlaya-rak ykad. Kz ona ok ll dkyordu suyu.
Oba bayla kahvaltya oturdular. Sofrada bembeyaz bir petekli bal vard ve bal
hi bilmedii ieklerin kokusuyla kokuyordu. Obann ba onu, babasn ok
yakndan tanyordu. Eski gnleri, iskandan nceki yaam konutular.
Kahvalt bittikten sonra obann ba ona bir ahinle, bir ce-ren postu, bir de
hal heybe armaan etti. Her adrn nndeki atallarn stnde'birka ahin
vard. imek gibi akan gzleriyle yp gelen tanyerlerine bakyorlard.
321
Atma bindi, koyunlarn, develerin, ok gzel, renk renk giyinmi kadnlarn
arasndan geti. Obann her bir oban kpei birer at byklndeydi. Hibir
tanesi ona rmedi. Yrkle-rin kpekleri bile ukurova insanndan daha saygl
oluyor, diye dnd.
Karsndaki Dldl da usul usul sivri doruuyla dumandan syrlyor, bakr
rengi arlyla sra sra dalarn arkasnda, stnde, bambaka bir dnyann
bir byl parasym gibi ykseliyordu. Derken gn vurdu Dldln bana, dam
doruu a batt, bir yldz gibi savrularak parlad. Elindeki ahin
kanatlarn geni geni aarak geriniyor, imek gzleriyle yreyi kolaan
ediyordu. Bu ahinden dolay ok onurlan-mt. Yrkler, ahinlerini ancak ok
deerli saydklar konuklarna armaan ederlerdi. Murtaza Aa o kadar
kvanlyd ki, eer bu k Yrkler Anavarza yresine inecek olurlarsa, onlar,
hayvanlarn metelik almadan iftliinin geni otlarnda barndracakt. Bunu
oba beyine syleyememiti, ahini aldktan sonra ona byle bir neride bulunmak

onu aalamak olurdu. Ama Murtaza Aayd o, gn grm, devran geirmi bir
soyun ocuuydu, obay iftliine incelikle armann bir yolunu nasl olsa
bulurdu.
Karsnda grkemli Dldl da, yukarlara doru trmanyordu. Altndaki at
gl bir att, bu kadar yokuu trmanyor, bana msn demiyordu.
Yolda, ellerinde baltalarla sk ormanlarn iinden kan adamlar grd. Birka
kiiye Bayramolunun kyn sordu, hi kimse ne Bayramolunu, ne de onun kyn
bilemedi. Yolda, bir byk, yeil, ortasndan pnarlar kaynayan dzlkte bir
obaya daha sapt, onlar hem Bayramolunu, hem de kyn biliyorlard, yolu
gsterdiler.
kindist kye girdi. Ky birka evlikti ve hepsi de yma talardan yaplm
toprak damd. Her evin nnde koskocaman, dallar evlerin stne kadar uzam
narlar vard. narlarn altndan da birer gr pnar kaynyordu.
Karsndan gelen bir yal kadna Bayramolunun evini sordu. Kadn atnn
ban tutup ekerek onu Bayramoluna gtrd.
322
"Heeey Bayramolu, gzn aydn, eli tor ahinli konuun geldi," diye onu
kutlad. Bayramolu onun sesini duyar duymaz darya kt:
"Buyur Aam," diye onun atnn ban tuttu. "Ho gelip safalar getirmisin:"
Murtaza Aa atn terkisindeki heybeyi ald, yere koydu. Bayramolu da at ekip
ilerdeki it ala balad. Sonra, gen bir insan gibi Murtaza Aaya kotu.
ahini onun elinden alp ilerdeki aacn budana koyup balad.
"Ho gelip safalar getirmisin."
erden birka kadn birden darya dekler tayor, narn altndaki
peykelerin stne seriyorlard.
"Hele buyur, buyur hele otur. Kahve nasl olsun?"
"Orta."
"ki orta," diye bard ieriye Bayramolu. Oysa o kahveyi hep sade ierdi.
Konua ayp olmasn diye o da orta syledi.
Murtaza Aa oturduu peykeden, gz ucuyla tepeden trnaa Bayramolunu szerken,
bir yandan da Dldl dana bakyordu. Yllarca bu dalar, u ovalar titretmi
kii, bu kemikleri darya frlam zayf, frsen yklacak kii miydi?
Bayramolunun gr kalar vard. Bu salkm saak gr, ak kalarnn altndaki
ukura kam kvlcml yeil gzleri tpk u ilerdeki budaa konmu ahinin
gzlerine benziyordu. Bu uzun, tel tel ak sakall, incecik kiinin elleri insan
korkutacak kadar kocaman ve glyd. Bacaklanndaki solmu, eprimi el dokumas
alvarnn paalar, cep azlar dklm, liyme liyme olmutu. Ayandaki ham
ar belli ki kendisi dikmiti. izgili mintan tertemiz gzkyor, sabun
kokuyordu.
"Bana Karadalolu Murtaza derler..." dedi Murtaza Aa alakgnll, adn
sylemekten utanr bir havayla. "Geende bizim Krt Rstemle seni konuuyorduk
Bayramolu. Ben de o anda iime dodu, ulan, dedim Rsteme, bizim gzmz kr
olmu da dnyay grmyoruz, dedim, sava bittikten sonra, o yiidi biz, dedim,
kuyunun dibindeki ta gibi unuttuk gittik, dedim. Bu hakka reva m, bu,
insanla sar m, dedim. Ben, dedim, ite o unuttuumuz ulu yiit, gazi
Bayramolunu grmeye gidiyorum, dedim."
323
"Sa ol Aa."
Bayramolu bir tuhaf, sorular sorarcasna Murtaza Aann gzlerinin iine
bakyor, Murtaza Aa da gzlerini ondan karmak zorunda kalyordu. Onunsa
gzleri, Murtaza gzlerini nereye evirirse evirsin gelip onun gzlerini
buluyordu. Bayramolu biliyordu ki bu Aalar bir karlar olmadan, bir
grdrecekleri bulunmadan, onun yanna uramazlard. Murtaza da onun bu
duygusunu anlyor, bu seferlik onun stne varmak istemiyordu. nce Memed iini
ona bu kez amayacak, eer o aarsa, nce Memede hi nem vermez gzkecekti.
Kahveler geldi, dumanl, kokular temiz havaya yaylarak...
Eski gnlerden, Kurtulu Savandan, Kurtulu Savana katlm ekyalardan,
Karaylandan, Krt Sleymandan, Gizik Durandan konutular.
"Ben," dedi Bayramolu alakgnll, arbal, "ben Karaylan da, Krt
Sleyman da, Gizik Duran da tandm. Karaylan yiit, yrekli, dnmesi kt
bir kiiydi. Krt Sleyman onun bacs Haneyle evliydi. Asl akl, asl ekya

Krt Sley-mand. Karaylan Franszlara kar dve gtren oydu. Koca Fransz
ordusunu perian eden... Gizik Duran akll bir adamd ama kurnazlnn kurban
oldu. O sa kalsayd, btn uku-rovay imdiye kadar alr, kendisine iftlik
yapar, kendisini de bu iftliin bana hkmdar ilan ederdi. Arif Saim onun
yannda ocuk oyunca kalrd. Arif Saimi de iyi tanrm. Ben Franszlarn
tarafna geeyim diye bana yapmadn koymad."
"Bayramolu," diye sordu Murtaza, "sen niye bu dalara ekildin kaldn?"
Bayramolu usuldan gld.
"Bir ekya ya sonuna kadar ekya kalr, ya da benim gibi lr. Sava bittikten
sonra ben kendi kendime dedim ki... Birlikte savatm kiilere kar ekya
olup dvemem. Ben Mustafa Kemal Paann emrinde dmana kar dvtm, o baa
geince ben ona kar gelemezdim. Gittim Doan Beye, ben kyme ekiliyorum... O
bana, iyi yaparsn, dedi, o beni, o benim ne dediimi anlad. Ama bu Arif Saimle
Kl Ali yakam
324
turakmadlar. Aman sana iftlik, aman sana mlk... Aman ha aman..."
"Niin kabul etmedin ki?"
"Bu da bir eit ekyalk olurdu, baka biimde bir ekyalk... Niin
veriyorlard bana o mal mlk, ben ne yapmtm ]<i... Birka kurun yakmtm
Fransza kar yle mi, bizim can-darmalara kar yakacamz o birka kurunu
dmana kar yakmtm. Benim iim ekyalkt, ha una skmm kurunu, ha
buna..."
"O kadar da deil Bayramolu."
"O kadar, o kadar," diye diretti Bayramolu. "Onlar, iftlikleri, paralan, mal
mlk ekya Bayramoluna veriyorlard. Bak, Murtaza aa, beni dinle, sen de
bugn bana, benim iin gelmedin, ekya Bayramolu iin geldin. Sa ol, var ol
ama, konuumsun, bam stnde yerin var, ben ekyal, elimden tfei
braktmdan bu yana, Krt Rstemin dnda, ete arkadalarm da iinde, o gn
bugndr bana kimse uramad... lk sen uradn, syle ne istiyorsun?"
Murtaza Aa keye skmt. indekini sylese btn tasarlar yatar,
Bayramolu bir daha onun yzne bakmazd.
"Ben bir ey istemiyorum," diye kesin konutu Murtaza Aa. "Yalnz be yalnz
seni grmeye geldim. Senin gibi bir adam, benim gibi bir adam merak etmez mi?
Dmana bir tek kurun atmamlar, dman gelince karlarnn eteklerinin altna
snmlar kahraman, gazi oldular, dnyann maln mlkn aldlar da senin
gibi bir adam da, hibir mecburiyetlii olmad halde rgatla soyundu. Sen
dadan indiin, hibir eyi kabul etmediin sralar, senin hakknda neler neler
sylemediler. Senin Dldl danda bir saray hazinesi kadar hazinen olduunu
biliyor musun?"
"Biliyorum."
"Senin ukurovaya rgatla yalnz be yalnz hazineni rtmek, kendini be
parasz gstermek iin gittiini de biliyor musun?"
Bayramolu ince, ocuksu bir glle glyordu.
"Biliyorum."
"On be yl, bizim Krt Rsteme de inanmadlar, onun sr325
tnda erbet satmasn da, parasn saklamak iin yaptn syleyip durdular.
Ha bu yl karacak hazinesini Krt Rstem, ha gelecek yl karacak da hanlar
hamamlar, iftlikler alacak derken, aradan yllar geti ve Krt Rstemin
srtndan meyan erbeti gm inmedi. Krt Rstem onlar umut krklna
drnce de, onun hazinesinden umutlarn kesince de fkaraya bir dman
oldular, bir dman oldular, nereye gitse, ne yapsa onunla durmadan alay etmeye
baladlar. Krt Rstem de aldrmad, o da onlarn alaylarna katlp kendi
kendisiyle alay etmeye balad."
"Biliyorum Aa. Yiit adamdr, salam, gl adamdr Rstem. Ben onunla yllarca
dada gezdim, onun hibir zorluun altnda kalmadn grdm. Bylesine ermi
huylu, iyi, yrekli, akll adam bu yama geldim daha grmedim. O istese bir
kasabann yarsn bir gecede dorar. yle evik, yle attn vurur bir adam
da grmedim daha. Syle Aa ne istiyorsun '.

Gzlerini gene onun gzlerinin iine dikti. teki gzlerini karyor,


karyordu ama, bir trl baaramyor, Bayramolu-nun elik gzleri sonunda
geliyor, onun gzlerine yapyordu.
"nce Memedi mi soracaktn bana Murtaza Aa?" diye yumuack, anlayl,
hogrl sordu Bayramolu.
"Yok," dedi sapsar kesilerek Murtaza. Onu nasl da yakalamt bu hin olu hin,
insann yreinin iini okuyordu... Birden kendini toparlad: "Topal Aliyi
duydun mu?" diye sordu. Bu da, sz baka yne ekmesi de para etmedi.
"Bilirim onu," dedi Bayramolu. "Ben ekyayken benim yle bir adamm olsayd,
btn dnyaya ekya deil, padiah olurdum."
"Eyvah!" diye inledi Murtaza Aa. Ardndan da abuk abuk, bir solukta Topal
Aliyle olan macerasn olduu gibi, ne bir eksik, ne bir fazla anlatt.
"Ona iyi davranmamsn," diye zntsn belli etti Bayramolu. "ylesi
insanlar bu dnyaya bir kez gelirler. Hi byle insanlara kylr m?"
"Kydk ite," diye inledi Murtaza.
"Bak Murtaza, olmu bir kere, benden bir t istiyorsan,
326
mademki bu da bandaki evime zahmet edip gelmisin, sana bir t vereyim de
szm iyi dinle, sen nce Memedden korkma, bundan sonra, tatl cann
seviyorsan Topal Aliden sakn. Molla Duran Efendi de cann saknsn ondan. nce
Memede gelince..."
Murtaza Aa kulak kesilerek bekledi. Bayramolundan nce Memedi dinlemeye can
atyordu. Bu umut etmedii bir frsatt.
"nce Memedi grmedim ya, duydum. Ben ona ayorum Murtaza Aa. Dediklerine
gre kk de bir ocukmu. Ben kendimi bildim bileli bu adam kadar milletin
tapnd bir insan grmedim. Bu millet ne Krolunu, ne akrcaly, ne Gizik
Duran, ne Krkgzn ehit ermilerini, hi, hibir kimseyi bu kadar sevip
bylesine ermi mertebesine ykseltmedi. ayorum, ne var bu ocukta, ne yapt
da millet onu bu kadar sevdi, anlamadm. Yal, bir aya ukurda Abdi Aay
ldrd, o da i mi?"
Biz, diyecekti, biz byle ka tane... Vazgeti.
"Duydum ki, yllarca bir delikte saklanm saklanm da geende Ali Safa Beyi
ldrm, sonra da gene yitiklere karm gitmi. Ne oluyor, ne bitiyor
anlamyorum. Benim bildiim bir ekya elinden silahn brakr brakmaz ya
ldrlr, uzun sre yaayamaz, ya da Krt Rstem gibi, benim gibi elin diline
pelesenk olur, rgat olur, rgatlkta da rahat brakmazlar, maskara olur. Ben bu
kck ocuktaki srr hikmeti anlamadm gitti."
Bayramolu, nce Memedi ok merak etmi, onun yaamn, ekyalk macerasn
batan sona kadar renmi, onun gizinin iinden bir trl kamamt.
"akrcaly biliyor musun?"
"Biraz duydum."
"On drt yl dalarda koca Osmanl ordusuna kar dvt. Ordular yendi.
Padiah onu drt kez balad, dze indirdi. akrcal Efe dzde, her iniinde
iki yl kalamad, daa kt. Millet onu rahat brakmad. akrcal ekyalk
yapmak istemiyor, ekyann bir gn, nnde sonunda bir kurundan gideceini
biliyordu. Onun iin de en kk bir frsatta dze iniyor,
327
ardndan da gene daa kmak zorunda kalyordu. Ekya dn- j yaya hkmdar
olmaz, onun szdr derler. Ya da kadim szdr. Dorudur. Dada her an bir
alnn dibinden, bir candarma kuatmasndan, ya da bir arkadandan kurun
beklersin. nsan dadayken her an kelle koltuundadr. Eer ben silah elimden
braktmda ukurovaya inseydim, bir iftlik, mal mlk sahibi olsaydm, millete
karsaydm, birka yl iinde daa kmak zorunda, erinde geinde kalrdm.
Dzde kalp da doru drst yatanda lm ekya da yoktur. Ben dze inseydim,
insanlara karsaydm, bir kii bir kiiye hakszlk etmez miydi, ederdi. te o
zaman milletin gz de benim stme dikilirdi. Bir candarma bir kyly dvmez
miydi, milletin gz senin stnde olurdu, al bana belay. Bu dnya zulm
dnyas olduka, bylece de kaldka milletin gz ekyala bulam,
hakszlklara, zulme dayanamadklarna inandklar kiilerin stnde olur her
zaman. u be evlik kyde bile kocasndan dayak yiyen kadn, anasndan gz
korkmu ocuk, candarmadan korkan delikanl hep gelirler, hi konumadan benim

gzmn iine bakarlar. Bu kyde bile dayanamadm, belki on kere tfei alp
daa kmaya davrandm, gnlerce kendi kendimle cebelletikten sonra eytana
lanet edip oturdum yerime. imdi artk rahatm. imdi yalandm. imdi artk
kimse gelip de melul mahzun gzlerimin iine bakmyor. Benden umutlarn
kestiler. Sen sorsana Krt Rsteme imdiye kadar ka kere tfei alp daa
kmaya kalkm. Bir keresinde bana geldi, tam karar vermi, gn gece ona
diller dktm de ancak yolundan dndrebildim. stelik o bir erbeti, onun kim
olduunu kasabada bilmiyorlar, stelik de ok dayankl bir adam o... Gene
de..."
"nce Memed?" diye sordu Murtaza sklarak, bir ak vermemeye alarak.
"Onun ii bir tuhaf. Benim bu ocua aklm ermedi. Gidiyor, yitip yitip yeniden
ortaya kyor. Bir ekya, benim bildiim, hibir yere saklanamaz. Bu ocuk
nereye saklanyor, kim saklyor onu? Kimse bir ekyay ondan bir ey beklemeden
saklamaz. Gitti bir yere oban durdu diyelim, ekyala alm, hele nce
Memed gibi ermilik mertebesine karlm bir
328
ii kendisini silip de bir kede kalamaz. En kk bir yanllkta, falanca
kediye ta att diye, kapar tfeini, soluu dada alr. nsanlar insan gibi bir
ekyay dzde brakmazlar. Sana bir ey syleyim mi, bu nce Memedin, nce
Memed de olsa sonu yok. Her ekya da, ne kadar yrekli olursa olsun, sonunun
olmadn bilir. Geende de Ali Safa Beyi vurmu, daa kam ortadan da yitmi
gitmi."
"Bir daha ortaya kmayacak m dersin?"
"kmamak iin her eyi yapacak."
"Rahat brakmayacaklar m dersin?"
"Benim anladma gre bu nce Memed yle bir adam ki kendi kendini rahat
brakmayacak."
"Yani ne olacak?"
"O Ali Safay tanr myd?"
"Sanmyorum."
"Onu ldrmesi iin bir sebep var myd?"
"Bilemem. Benim bildiim yoktu. Belki ldrd ana kadar onun yzn grmemiti
bile."
"Byle adamlar vardr, onlar mecburdurlar."
"Sen?"
"Ben onlardan deildim."
"Onlar..?"
"Onlarn iinde ayr, bambaka bir ate yanar. Mecbur ateidir o. nce Memed
daa kmaya, Abdi Aay, Ali Safay ldrmeye mecburdu. Sonuna kadar
gidecektir. Bari acele etmese..."
"Neye acele etmese?"
"Daa kmaya... Dada tekilat kurmadan bir ekya yaayamaz."
"Halk ona tapyor ya..."
"Tapsn... Yz bini tapar, bir tanesi dman olur, ite o zaman yand. Bir
ekyann btn otlar, iekler, kular, her al, her yaprak gz olmal. Krk
gnlk yolda yaprak kprdasa, o burada duymal, hile kapmal. Krolu byleydi
de sonuna kadar yaad."
"Onun da Topal Alisi var," diye Bayramolunun azn aramak iin konutu
Murtaza, tepeden trnaa dikkat, onun hibir hareketini karmayarak.
329
Bayramolu dingin, azck dndkten sonra:
"Onda bir Topal Ali varsa eer, Topal Ali gibi bir insan onu eer tutuyorsa,
nce Memede hi kimsenin gc yetmez."
O gece sabaha kadar uyumadan konutular. Sabah olup da gn alnca Murtaza Aa
getirdii armaanlar heybeden kard.
"Bunlar Krt Rstemin," dedi, yzne bakt Bayramolu-nun. Bayramolu Rstemin
armaanlarn glerek, gzleri yaararak ald. "Bunlar da benden..."
Bayramolu bu kadar gzel giyitlere, krmz postala ok sevindi. ok mahcup
olmutu.
"Ne zahmet, ne zahmet," diyordu da baka bir ey demi-yordu.

Kasabaya dnen Murtaza Aann ii alp alp veriyor, bir lm korkusundan


gvene, bir gvenden lm korkusuna dyordu. unu iyice anlamt ki,
Bayramolu kolay kolay nce Memedin takibine kmayacakt. O, hibir eyi
istemiyordu, kynde rahat lmekten baka. Ama gene de belli olmazd byle
adamlar. Bir bakmsn tfei kapt gibi tutmutur dalarn yolunu.
O biliyordu ki insann iinde bir kurt varsa, o kurt kolay kolay lmez, uyur
uyur uyanrd. Bayramolunun iindeki kurdun da lmediini gzlemlemiti. Gz
insann aynasdr. Bayramolunun gzlerinin ok derinlerinde bir eylere zlemi,
yitirilmi cenneti grr gibi olmutu. Belki de yanlmt. Ama onun gzleri
insan pek yle de yanltacaa benzemiyordu. Bir insan lmeden, kendisini, her
eyiyle byle nasl ldrebilirdi, bunu Murtaza Aa hibir zaman
anlayamayacakt.
Ban nne emi, yanma ynne bakmadan, sanki yresinde hi kimse
yokmuasna ary bir utan bir uca gidip geliyordu. Tand bir sesle
irkildi:
"Ne o Murtaza Aa, ne bu hal, dalm gitmisin, seferdir nmden geiyorsun,
gzn dnyay grmyor."
Karsnda durmu ona bakan eli krbal adam ieklide-resinden Mahmut Aayd.
"Vay Mahmut Aa, sen misin? Ben de gnlerdir nerededir
330
jvlahmut kardamz diye seni dnyordum. Halil Beyin evinde seni bir grdm,
o hayhuy iinde bir yitirdim. Nerelerdesin ka gndr?" Koluna girdi, kprye
aa yrdler. "Duydun, grdn olan biteni. Ne oluyor, neler oluyor byle? Bu
adam, bir aya arkl kyl ocuu alm ban am kanatlarn ykp
yakyor, adamlarmz ldrp gidiyor. Bu gidile bu kasabada adam brakmayacak.
nce Abdi Aa, ardndan zavall Ali Safa, onun arkasndan Anavarza kaplan Talip
Bey, ne olacak bu byle, Talip Bey gibi bir kaplan nasl ldrlebilir,
arkasnda bu kadar eli aireti, yannda kaplan gibi cengaverleri, ordusu
varken?"
"ldrlr. Bir insan o kadar zalim, rz dman, oullarnn bile karlarna
slk ederse ldrlr. Onu ldrmekten de beter etmemilerse yanl etmiler. O
kendisini Anavarza kaplan deil de, Anavarza Allah ilan etmiti, ldrlr."
"Bu ba belas, bu nce Memed ne olacak, o bizi, dalardan insin de teker teker
ldrsn diye, byle bekleyecek miyiz kurbanlk koyunlar gibi?"
"Kim, kim?"
"nce Memed."
"Eeee, ne olacak nce Memed?"
"nce Memed ite... Hepimizi ldrmeye ahdetmi. Seni bile ldrecekmi."
"Beni mi, nasl?"
"Baya. Abdi Aa, Ali Safa Bey, Talip Bey gibi gzlerinden, hem de tam
gzbebeinin ortasndan kurunlayarak... Ben Talip Beyin, o Anavarza kaplannn
lsn grdm, iki gz de paramparayd. Her iki gznden de birer kurun
girmi, ensesinden kmt. Aman Allah... Aman Allah gstermesin byle bir
lm, dman bana vermesin. Ali Safamn da beyni duvara yapmt olduu
gibi."
Mahmut Aa onun szn kesti:
"Dur Murtaza," dedi. Durdular, kar karya geldiler. "Talip Beyi nce Memed
ldrmedi. Bunu byle bil."
"Ya kim ldrd?"
"Oullan... Bir de Kerem. Kyllerle bir olup babalarn ldrdler. Bunu da
herkes biliyor. Btn kyller, Anavarza
331
ovasnda vnp duruyorlar, kaplan ldrdk diye. Sizin de korkunuzdan iinize
geliyor nce Memedin stne atmak. Kim nce Memed de onun stne atyorsunuz her
eyi, bytyorsunuz. Ali Safa Beyi de nce Memed ldrmedi."
Murtaza Aa pantolonunu ekitirdi, byklaryla oynad:
"Sen, sen, sen ne diyorsun Mahmut Aa? O nce Memed ki... Ben Talip Beyin
lsn grdm, tam iki gzlerinden... Bunu yalnz nce Memed yapar, huyudur. Bu
da m yalan?"
"Yalan," dedi Mahmut Aa soukkanl. "O nce Memed dediiniz bir ocuk.
Ekyalk nerde, o nerde, bir gariban o."

Murtaza Aa fkeleniyor, fkesini belli etmemek iin de elinden geleni


yapyordu.
"Yahu, yahu Mahmut Aa, sen nasl bir szler sylyorsun yle? Azndan
kanlar duyuyor musun yle? Btn kasaba, btn Adana, u dalar, ovalar, o
canavarn korkusundan uyu-yamyor. Herkes yedisinden yetmiine can telaesinde,
sen ne diyorsun..."
"Siz korku hastalna tutulmusunuz."
Murtaza Aa artk ona kzd, azna geleni syledi. Mahmut Aa da onun
kzgnlna ondan daha da sert bir fkeyle karlk verdi. Biribirlerine aza
alnmayacak szler syleyerek kprnn stne kadar geldiler.
Kprnn stne gelince sustular, korkuluktan eilip aadaki suya baktlar.
Murtaza Aa yava yava yatyor, kzgnl diniyordu. Mahmut Aa da ona, bu
can telandaki adama acmt.
"Gerekten sen bu adamdan bu kadar korkuyor musun?"
"Herkes korkmal ondan sadcm, ylann ba kkken ezilmeli. Yoksa i
byyecek. Bu adam yarn br gn bana ipten kazktan kurtulmu ne kadar adam
varsa toplayacak... Btn dalar, btn ova yoksulluktan, alktan krlyor, a
kpekler de frnlar ykarlar, sen bunu bilmiyor musun?"
"Bilirim."
"Benim korkum, benim derdim bu ite. Ben her zaman derim ki ylann ba daha
kkken ezilmeli."
"Bu ylan nce Memed deil, o bir hi, bir zavall, ba belaya girmi bir
adamck."
332
"yleyse Kozan mahpusanesinin kapsn bir gece ap da btn mahpuslar
darya kim salverdi, salverdi de arkasndan mahpusaneyi kim ateledi?"
"nce Memed olamaz."
<
"Ya kim?"
"Onun orasn sen bilemezsin."
"Kim?"
"Yaknda kim olduunu sana renirim."
"Demek sen nce Memedi hibir ey saymyorsun?"
Mahmut Aa onun koluna girdi, okarcasna, dingin bir sesle:
"Yahu Murtaza, siz aklnz yitirmisiniz korkudan. Dalar ekya dolu. Her
birisi kaplan gibi adamlar. Her birisi bin nce Memed eder, siz varsa da nce
Memed, yoksa da nce Memed... Yanl, olmaz, olmaz byle bir ey."
Kasabaya yneldiler, ta kprnn yokuundan ar ar aaya indiler. Mahmut
Aa hep ask suratl, zamanndan nce krm, uzun yzl, ok konumayan bir
kiiydi. Onun yzn ilk grenler bir rperti geirirlerdi.
"Bak Murtaza, sana bir ey syleyim mi, u nce Memed var ya, imdi ata biner,
yanma da kimseyi almadan daa kar, onu yarn kulandan tutar alr sana
getiririm."
"Ne? Doru mu sylyorsun?"
"Niye atn o kadar?"
"atm. ok atm hem de."
"Neden?"
"Dnya biribirine girdi. Ankara kart. Adana ayaa kalkt, Yzba yataklara
dt, Arif Saim Bey bile bunun iin kasabaya geldi, candarma alay kumandan
bile... Gnlerdir Trki-yede nce Memedden baka bir ey konuulmuyor, neredeyse
ordu ekilecek Toroslara, sen de tutmusun, nce Memedi yarn kulandan tutar
alr getiririm diyorsun!"
"Alr getiririm, hem de yarn."
"yleyse niye alp getirmedin imdiye kadar?"
"Yapma Murtaza," dedi Mahmut Aa. "Yapma be karda-irn, hi olmazsa sen byle
syleme. Bir gn olsun beni anmsayp da, bu nce Memed ii ne olacak diye bana
bir Allann kulu
333
sordu mu? Ben mi gidip onlara yalvaracaktm, nce Memedi kulandan tutup
getireyim diye? u kasabada bir haftadr dolap duruyorum, bir kii geldi de
bana bir ey sordu mu nce Memed hakknda, syle?"

"Sormadk. Demek bu nce Memed ii bu kadar kolay." "Bana bak Murtaza," diye
onun kolunu tuttu Mahmut Aa, "sen beni taa eskilerden tanrsn, daha
ocukluktan... Babamla sizin eve geldiimiz gnlerden bu yana. Syle, imdiye
kadar ben hi zort attm m?" Murtaza Aa biraz dnd. "Hayr, haa... Sen..."
Kasabaya geldiler, arnn ucunda durdular. "Sen bu gece bizde kalacaksn.
Hsne Hatun seni yemeye bekliyor. Bizde geceleyeceksin. Atn nerede bal? Atn
da al getir. Hem konuur, hem de dertleiriz. Sen haklsn. Biz seni hi
dnmedik. Biz adam olmayz. Korku bizim hepimizi delirtmi. Sen duydun mu hi
Arif Saim iini?" "Ne olmu Arif Saime?"
"O, Paay ldrecekmi. yle bir hazrlk iindeymi. Dalardaki erkeslerle
birlemi, ngilizlerle, Franszlarla anlam. Olacak i mi bu? Sen Arif Saimi
yakndan tanrsn, byle bir ii yapabilir mi?"
O hi glmemi, glme nedir bir kere bile bilememi adamn yznden bir
glmseme glgesi geti:
"Ge," dedi, "kim bilir, hangi dman uyduruyor bunu Arif Saimin... Akama
konuuruz."
Elini Murtaza Aaya uzatt, arkasn dnd, az ilerdeki saracn dkkanna girdi.
Murtaza Aa, ieklidereli Mahmuda kar taknd tavrdan dolay kvanlyd.
O, nce Memedi kulandan tutup yarn sana getiririm, dediinde comam, onun
stne gitmemi, soukkanlln yitirmemiti. Doruydu, bu kasabada nce Memedin iini bitirecek bir kii varsa o da Mahmuttu. imdiye kadar onu niin hi
kimse, o cin fikirli Zlf bile akl edememiti? Oysa byle bir yiit, gz
kanl bir kii karlarnda durup duruyordu. Hem de haphazr nce Memedi
ldrmeye, anna an katmaya gnll.
334
Eve vardnda Hsne Hatun onu merdiven banda karlad:
"Ho geldin Aa... yi haberler mi?"
Yz rahatlamt. Son gnlerde de Hsne Hatun onu hi byle dingin grmemiti.
Odasna girdi, sedire yayld. "yi haberler Hatun."
Derin bir soluk ald. Neredeyse dinginliinden uyuyuvere-cekti.
"Biz eeiz Hatun. Gzmzn nndeki koskoca da grmyoruz da, gidip
Arabistan lnde p aryoruz. Yapra gryor da ulu aal orman grmyoruz.
Biz eeiz. Hem de eeolu eekleriz..." "Ne oldu Aa?"
"Biraz nce ieklideresinden Mahmutla konutuk. nce Memedi o, bir kibrit p
kadar bile grmyor. Bu kadar korktuumuzdan dolay bizimle alay ediyor. O nce
Memed mi, diyor, yarn giderim daa, kulandan tutar alr getiririm, diyor."
"Alr getirir." "Bize gcenmi." "Gcenir, hakk da var."
"Ben hi oral olmadm, stne de varmadm. Anladm ki nce Memedi ldrmeye,
namna nam katmaya can atyor. Biz istemesek de o nce Memedi yakalamaya
gidecek. Anladma gre hazrlklarn bile yapm. Onun dada iki de ekya
etesi var, l dedii yerde len, kal dedii yerde kalan. Anlamyorum Hatun, bu
adamlar bu ileri nasl beceriyorlar. stelik Mahmut Aa benden de, bu kasabada
herkesten de ok mrekkep yalam bir kii."
"Onlar doduklarndan bu yana can pazarndalar. leri bu, adam ldrmek, adam
korkutmak. Ona gre yetimiler. Bilmiyor musun imdiki iftliini nasl
aldn. Kim yapabilirdi bu ovada onun yaptn."
"yleyse bu adam iin iyi hazrlan. yle bir len ekelim ki ona, gzleri
kamasn."
"nce Memedden de ona hibir sz etmek yok, yle mi? Kendi aarsa onun lafn,
ne ala, yle mi?"
335
"O duramayacak, kendiliinden aacak. Can atyor nce Memedi ldrmeye."
Mahmut Aa Toroslarm en soylu ocaklarndan birisinden olurdu. Babas onu okusun
byk adam olsun diye, Adanalara, stanbullara gndermiti. O da elhak okumutu.
Kasabada hi kimse onun Toroslara, bu etin yaaya, bu kadar okuduktan, byk
ehirlerde yaadktan sonra dneceini hi sanmyordu. Oysa, babas lr lmez o
hemen kyne dnm, aradan bir hafta gemeden de arkasndan dilerine kadar
silahlanm on be atlsyla kasabaya inmiti. Daha o gn kasabada, babasnn
mezarna svd sylenen birisini atna ineterek ldrm, hibir ey olmam
gibi de atn srm, kasabadan km gitmiti. Bu olay kasabada hibir zaman
unutulmam, bundan sonra o, atna adam ineten Mahmut Aa olarak anlmt.

Atna adam ineten ieklidereli Mahmut Aaya babasndan ok para, ok mal mlk
kalm, o da bunlarn stne, babasndan da, dedesinden de ok servet ymt.
Zenginliini babasndan, dedesinden gelen ekonomik dzene borluydu. O, bu
dzeni daha da gelitirerek srdrmt. Bu dzen ovada, zellikle Akdeniz
kylarnda pek bilinmeyen bir dzendi. rnein, Aa bir kylye gen bir ksrak
veriyordu. Anas lmez, kar yarya oluyordu. Kyl ksraa bakyor, yemliyor,
tmar ediyordu evinde. Diyelim ki bu ksrak zamanla alt tay kulunluyordu, bu
alt tayn kylnn de Aann oluyordu. Anas da her zaman Aannd. Ana
ksrak ld, diyelim. Kyl bunu demek zorundayd. Bylelikle Aa, bir sr
kye, yzlerce, binlerce ksrak, inek, koyun, kei datyordu. On yl, on be
yl sonra Aann kylerde at ylklar, koyun, inek, kei, tosun srleri
oluuyordu. Kyl kendi payna deni de Aadan baka kimseye satamazd. Aann
istedii pahaya ona vermek zorundayd.
Mahmut Aa, okumu adam, bu dzeni gelitirmiti. Kyler stnde dnm,
nerede en gzel at yetitiriliyor, o kylere ksrak vermi, nerede en gzel
kei, koyun, inek yetitiriliyor, oraya kei, koyun, inek vermiti. Ondan nce
babasnn, dedesinin devrinde iler bakayd ve ksraklar, inekler, keiler
karmakark datlyordu. Bylelikle Mahmut Aa soylu atlar,
336
boalar, inekler, keiler yetitirmiti. Dalarda, ukurovada ylk ylk
atlar, koyun srleri, inek srleri vard. Ve her yl bu srler Halebe,
Adanaya, stanbula gtrlp satlyor, altn olarak da Mahmut Aann kasasna
dnyordu.
Bu ovada en soylu atlara binen, en ekinilen, en cmert kii oydu. Ast astk,
kestii de kestikti. Atma adam inetmeyi huy edinmiti. Bundan dolay da kimse
ondan hesap soramazd. sterse, ldrd kiinin karsna, ocuklarna,
akrabalarna bir kan pahas derdi.
Sonra Adana Valilerinden birisi onun bu nn duymu, Mahmut Aay, bu nasl bir
adamdr diye, yanna arm, o da gitmemiti. Vali, isteini birka kere
yinelemi, Mahmut Aa aldrmamt. Buna ok kzan Vali de, bir Yzbann
komutasndaki candarmalan ieklideresine gndermi, o da evde Mahmut Aay
bulamamt. Yzba dalardan Adanaya dnerken bir konakta Mahmut Aa onu
evirmi, yakalam, "Buyur Yzbam, ben Mahmut Aaym," demiti. Yzbay
birka gn yannda alkoymu, ona grlmedik lenler dzenlemi, biraz da
cebine di kiras koyarak, "Vali Beye selam syle, ben Devlete asi deilim,
kendi isterse buraya gelsin, birka gn bu cennet dalarda konuumuz olsun,
bam stnde yeri var," demi yollamt.
Bundan sonra da Vali Adanadan ayrlm, bu i de burada kalmt. Ama Mahmut Aa
bir kere kukulanm, bundan sonra hep tetikte kalm, bir subay, tahsildar,
hkmet adamn, kukuland kiileri yle kolay kolay dalara sokmamt.
Birinci Dnya Savana kadar kendi dalarnda, kendi halinde yaamn
alakgnll srdrmt.
Birinci Dnya Savanda ok zorluk ekti Mahmut Aa. Az bir srede dalar asker
kaaklar, ekyalarla doldu. Bunlar kyleri basyor, talan ediyor, kar
gelenleri ldryorlard. Bu yzden Mahmut Aa adamlarn oaltmak zorunda
kald. Bunun iin de ok para gerekiyordu, bir ksm adamlarn ayrp, ok
yazk ki, hi istemedii halde soygunculuk yaptrd. Bu iten sklyordu ya, ne
yapsn... Adamlar Mara, Kayseri, ukurova yrelerine kadar sarkp ona ok
ganimetler getirdiler.
Kyllerle de ba belaya girmiti. Kimi kyler, ellerindeki
337
keileri, koyunlar, srlar yemi bitirmiler, onu da asker kaaklarnn
stne atmlard. Mahmut Aa, geni bir aratrma yaptrd. Ekyalar, kaaklar
birka hayvan almlard ya, onun hayvanlarn yiyenler ounlukla a kalan
kendi kylleriydi. Bu olaylar dzenin bozulmas demekti, bu da onu deli divane
ediyordu. Sorunu kknden kesmek gerekiyordu.
Bir gn atma bindi, arkasndaki silahl adamlaryla dalarn ykseklerinde bir
koyaa kurulmu ormanlk Sakzl kyne gitti. Kye girdi, ky sanki bombo, onu
ne bir kimse karlamaya kt, ne de bir kimse kyn iinde gzkyordu. Ky
yllar nce braklm gibiydi. Sakzl ky soylu keiler yetitiren bir kyd.
Mahmut Aa burann krmz, uzun tyl keilerinin damzln taa uzaklardan,

kucak dolusu paralar dkerek getirtmiti. Her birisi iri, ok stl keilerdi.
Ve kyller btn bu deerli keileri kesmi yemiler, bu gzel, altn
rengindeki keilerin kkn kurutmulard.
Kyn ortasndaki byk kamalak aacnn altnda atndan indi, aacn dibinden
kaynayan suyun kysndaki bir kayann stne oturup filintasn kucana ald.
Yz cehennem gibi olmutu.
"Bana Muhtar Musay aln getirin."
Muhtar Musa iki silahl adamn ortasnda sklm pklm, ellerini karnnn
stnde kavuturup ne bklm geldi. Aann, hi kimsenin yzne bakamyordu.
El dokumas alvar yama iindeydi, mintannn yrtklarndan kllar darya
frlamt. Ayandaki arksa yepyeniydi ve krmz kei derisinden yaplmt.
"Kyde hibir kei kald m, bir tane bile?"
Musa ban kaldrmadan bzlm, duyulur duyulmaz bir sesle:
"Kalmad," dedi.
"Bir tane bile?"
"Kalmad."
"Hepsini siz mi yediniz, benim keilerimin?"
"Biz yedik."
"Ekya, kaak?"
"Sayende bu kye kimse urayamaz."
338
"Niin yediniz?"
"ok dayandk yememek iin. A kaldk. Bir ay, iki ay, ay dayandk. Sonra bir
tane kestik..."
"Ondan sonra?"
"Gene acktk."
"Sonra?"
"Gene kestik."
"Sonra?"
"Btn keiler tkendi. Son keiyi de gn nce kestik."
"imdi?"
"Az."
Mahmut Aa ayaa kalkt, oradakiler onu atma binecek, Muhtar Musay ineyerek
ldrecek sandlar. Oysa, hi yle olmad. Mahmut Aa yumuackt, ne kadar
yumuak olabilirse byle bir adam, o kadar yumuakt. Usulca yerinden kalkt,
Musanm yanma gitti.
"Ban kaldr!" diye buyurdu souk bir sesle.
Musa korkuyordu, usul usul ban kaldrd.
"Bugn, bu kyden kp gideceksiniz. Bir tek kii kalmayacak. Yarn gene
geleceim, eer bir tek kii bile kalmsa bu kyde atma ineterek
ldreceim. Anladn m?"
"Aam kyma bize. Bizi yerimizden yurdumuzdan etme. O keileri yetitiren
bizdik. Gene yetitirir, bir keinin yerine kei veririz. Bala bizi."
"Yarn bu kyde kimseyi grmeyeceim."
Buyruu kesindi.
Mahmut Aa gn sonra kye dndnde ky bombotu. Adamlarna evleri teker
teker aratt. Kyde yal kpekle, yallktan ayaa bile kalkamayan bir
karkocay kyn dndaki kei alma snm buldular. Aaya getirdiler.
"Siz niye gitmediniz?"
Bzlm, ok da temiz giyinmi karkoca, ona hi karlk vermediler.
Mahmut Aa stelemedi. Bu yal kiilere ok acm, gzleri dolmutu.
"Bunlar aln, atlara bindirin, bizim kye gtrn. Yolda ihtiyarlar inciteyim
demeyin. yi bakn onlara. u kpekleri
339
de gtrn. Kpeklere de acdm. A kalrlar burada zavalllar."
Mahmut Aann yal karkocaya, kpee gsterdii iyilik, yumuak yreklilik
birka gn iinde btn da kylklerine yayld, kasabada bile duyuldu. Herkes
ondan vgyle sz etti.
Sakzl kynn srlmesi stne, hibir ky, hibir kii bundan sonra,
alarndan da lseler, bir daha deil sr, kei, bir tavuk bile kesip
yemediler.

Muhtar Musa kyllerinin nne dp onlar ukurova-ya kadar indirdi. Zor


olmutu onlar kylerinden, ata mezarlarnn bulunduu yerden koparp almak. Ama
baka hibir umar yoktu, gitmeliydiler. Direnmeye alan birka kiinin de
direncini btn kyller bir olup krdlar. Ve lk la yollara dtler.
Atlardan dalar yankland.
Kasabaya geldiklerinde bitkindiler. Kprnn altna kondular. Onlarn
maceralarn duyanlar, ellerinden ne gelirse undan un, yadan ya, bulgurdan
bulgur yardm ettiler.
Ne yapacaklarn bilemiyorlard. Gen erkeklerinin hemen hepsi savaa
gitmilerdi. Muhtar Musa gibi yallar da bu beladan nasl kurtulacaklarnn
yolunu dnp duruyor, bir kar yol bulamyorlard.
Kprnn alt bandaki haytlarn arasnda ancak on gn kadar kalabildiler.
Kasabada i yoktu. Muhtar Musa, ok eskilerde ukurovaya yanamala inmiti.
Anavarza ovasmdaki alt ky anmsad, glerini ovaya ektiler, o ky
buldular. Kyller onlara samanlklarn verdiler. ok yamur yad o yl. ok
yoksulluk ektiler. Ovann durumu da iyi deildi. ok ocuklar ld.
Kyn yaknnda, buradan Ceyhan rmana kadar karaallk, kamlk, zmcarlk
bir toprak paras uzanyordu. Orada bir aklk bulup ilk hularn, Talip
Beyin onlardan hibir para almayarak verdii kamlarla, otlarla kurdular.
Neleri var, neleri yoksa sattlar. Kazma krek, orak, tahra, balta aldlar, kk
skmeye baladlar. oluk ocuk, yediden yetmie, dileriyle trnaklaryla ie
girimilerdi. Bir dev almayla karaallktan o yl ekecekleri kadar bir
tarlay kardlar. Kyllerin de yard340
myla ektiler bitiler. O yl, hemen hepsi stmaya yakaland. Da insanlar yle
kolay ukurovann insan eriten scana da-yanamyorlard. Yallarn epeycesi
stmadan ldler. Ama dayandlar. Her yl karaallktan, zncarlktan,
kamlklardan tarla karmay srdrdler. ukurova insanlar kendilerini bildi
bileli bylesi alkan insanlar grmemilerdi. aknlktan parmaklarn
srdlar. Kylerinin adn Yalnzyurt koydular. Yalnzyurdun kylleri bym,
entik entik olmu elleri, yrtlm kapkara kesilmi, avurdu avurduna gemi
yzleriyle teki kyller arasnda hemen belli oluyordu.
Karaallktan kurtarlm bor toprak bire otuz, krk veriyordu. Buday, arpa,
soan, sebze, pamuk ektiler. Her kyl bu kurtarlm toprakta utku kazanm bir
kahraman gibi dolayordu. Atlar, inekler, koyunlar aldlar. At yetitirmekte
ukuro-vada stlerine kimse kmad. Urfadan getirttikleri damzlk ksraklarla
soylu atlar yetitirdiler. Ve ovadaki kyler iinde de ilk tatan evleri onlar
yaptlar. teki kylerde sokak, alan yokken, bunlar dzgn sokaklar yapp, kyn
ortasna bir de alan atlar. Ova kylerinin hemen hibirisinde cami yoktu.
Yalnzyurt kylleri alan ortasna, hem de kerpiten bir de cami diktiler. Yaz
gelince, yaylaya da gitmeye baladlar. Hasat gnleri ukurovaya erken inerdi,
Yalnzyurtlular imeceyle rnlerini erken kaldrdlar, kylerini bombo brakp
yaylaya Meryemil beline ktlar. br yana, kendi kyleri yrelerine Mahmut
Aann korkusundan gidemiyorlar, onun balarna bir i aacandan
korkuyorlard. Erkeklerinin ou savatan dnmemilerdi. Dnenler de sakat,
yarm, hasta kiiler olarak gelmilerdi. Dnmeyenlere ok atlar yakld.
Yalnzyurdun kadnlar byk bir diren gsterdiler. Gzel kadnlard, kimi
asker kaaklaryla, yakn kylerin, yaylalarn delikanllaryla evlendiler. Az
bir srede oval gibi oval olup, ovann kurallarna ukurovah-lar gibi uydular.
Mahmut Aa da bu sralarda dalarda yel gibi esiyor, ukurovaya km
Franszlara, onlarla ibirlii yapm Ermenilere kar dvyordu. Bana ok
adam, ok ekya toplamt. Dalardan ovaya kadar iniyor, dman glerini
Mercinde, Osmaniye altnda bozguna uratyordu. n de gittike byyor341
du. Bir gn bir arpma dn, dman bozmu, adamlaryla Kozana ekilirken
yolu Yalnzyurt kyne dmt. Muhtar Musa onu taa kyn dnda oluk ocuk,
gen yal btn kyle karlad. Onlarn eski Aalar deil miydi bu kahraman
kii, Karboaznda krk kiiyle bir Fransz taburunu tutsak ettii sylencesi
buralara kadar gelmi, onun nne n katm deil miydi?
Mahmut Aa, ukurovada bir kyn byle yediden yetmie kendisine karc
kndan kvan duymutu. Bu kyde birka gn kalmaya, bu gzel orta yerinde

camisi bile olan kyde dinlenmeye niyetleniyordu. Adamlar arasnda birka da


yaral vard.
O, atnn ban ekmi, kendisini kyn dna kadar karlamaya km bu daha
ok kadnl kalabala sevgiyle bakyordu ki, karsna Muhtar Musa kt:
"Kymze ho geldin Aamz," dedi. Mahmut Aa Musay hemen tand: "Ne o,
Musa," dedi, "senin ne iin var bu kyde?" "Bu ky bizim kymz Aamz. Ho
geldin, buyur." Mahmut Aa konumad, ban nne eip atn zengile-di, kyn
iine bile girmeden, yandan ekti gitti.
Kasabada sordu soruturdu. Onun keilerini yemi kiilerin byle, ok verimli
topraklarda bir ky kurduklarn, ovann da en alkan adamlar olduklarn
rendi.
Franszlar, Ermeniler ovadan ekilip gittiler, Kurtulu Sava bitti. Dmana
kar savam yiitler silahlaryla kasabalara indiler. Artk yeni bir devlet
kuruluyordu. Bu yeni devletin temeline de ta onlar olacaklard. Ovann
paylamna giritiler. Bu paylam kimi yerlerde ok kolay, kimi yerlerde de
zor oluyordu. Uzun bir sre Mahmut Aa bu ilere karmad, seyirci kald. O ok
ey istemiyordu, onun her eyi vard, dalardaki dzen dedesi zamanndan beri
olduu gibi, stelik de gelierek srp gidiyordu. Ama bu byle srp gidemezdi
de... Ovaya inmesi gerekti. stedii yerden, istedii kadar toprak alabilir,
iftlikler kurabilirdi. Yeni bir dnya balyordu. Mahmut Aa bunu sezecek,
bilecek kadar okumu, dnyay renmi bir kiiydi. Bir sabah adamlarn
ard, "Atlann," dedi. Adamlar
342
atlandlar. Ynleri Anavarza ovasnayd. Yalnzyurt kyne geldiler. Kyller
onun kylerine geldiini haber alnca, kyn alanna, caminin nne toplandlar.
Aann onlar kylerinden kovduunu sanki unutmu gitmilerdi.
Muhtar Musa sevinerek:
"Buyur Aa, in, ho geldin kymze," diye onu sevgiyle karlad.
teki atnn stnde azgn suratn biraz daha asm hm gibi duruyordu.
"Buyur, in Aamz. Ho geldin. Bizi ziyadesiyle sevindirdin kymze gelmekle,
dnyay baladn."
Mahmut Aa, atnn stnden azck eilip:
"Musa," dedi, "bu ky yarn boaltacaksnz."
Buyruu kesindi.
"Aa, Aamz, Mahmut Aa..."
Mahmut Aa atn srd, uzaklat.
kinci gn adamlarn kye gnderdi. Kyller yerinden kprdamamt. nc,
drdnc gn de... Mahmut Aa sabrediyordu. Sabr on gn srd. Demek bu
kyller, bu smsk alaklar, srngenler ona, Milli Sava kahramanna kar
koyuyorlard. Atna bindi Yalnzyurda geldi. Hibir kyl yoktu ortalkta,
herkes evine snm, olacaklar bekliyorlard.
ki adam Muhtar Musay evinden srkleyerek aldlar, Aann huzuruna getirdiler.
"Niin kmadnz kymden Musa? Ben bu ky yediiniz keilerimin karl
olarak sizden alyorum. Kar koyarsanz olaca siz bilirsiniz."
"Nereye gidelim Aam? Biz bu ky diimizle, trnamzla... Bak ellerime, u
eller hi de ele benziyor mu? Bak yzme, bedenime, hi insan yzne, bedenine
benzer yeri kalm m? Bak kylye, kadna, erkee, hi insana benzer bir
yerleri var m? Kolay m oldu sanyorsun Aa, karaallktan bu tarlalar
karmak?"
Azgn yzl Mahmut Aa atnn stnde bir heybet gibi kaslm duruyordu.
Adamlarna buyurdu:
"Atee verin ky."
Mahmut Aa byle poyrazl bir gn beklemiti. Kyn
343
her bir yanndan birden yalmlar patlad. Kyller alayarak dvnerek alana
dolutular. teberilerini bile darya tamay akl etmemilerdi.
"Yarn burada, bu kyde bir tek canly grmeyeceim."
Atnn stndeki Mahmut Aa, ardndaki bir ksm adamlaryla kalabal yard,
ky kt gitti.
O gittikten sonra da kyllerle Mahmut Aann adamlar arasnda bir dv
balad. Kyllerden ok kii yaraland. Atlarn ayaklar altnda inendiler.

Bu arada Yunan Savandan silahyla yeni dnm Kasm, Mahmut Aann kk


kardei Salihi bir kurunda atndan cansz yere drd. Kyller nne
gemeselerdi, snd hendekten adamlarn hepsini ldrecekti.
kinci gn Mahmut Aa Yalnzyurda dndnde kyde hibir canl, ayakta da
hibir ev kalmamt. Birka evin daha dumanlar ttyor, kerpi cami ovann
ortasnda, dumanlarn arasnda dimdik duruyordu tahta minaresiyle.
Mahmut Aa Kasm yakalamak, ldrmek iin btn da yollarn tutturdu.
Dalardaki tandklarna, adamlarna, ekyalara haberler yollad. Kasmn ya
lsn, ya da dirisini derdest edip gndermelerini istedi. Aradan aylar geti,
hi kimse Kasmn hibir yerde en kk bir izine bile rastlayamad. Yalmzyurt
kyllerinin de imi timi bellisiz olmutu, o gnden sonra, ne kadar aratrdysa
da, onlardan bir daha bir haber kmad.
Mahmut Aa, Murtaza Aann evine biraz ge, gn battktan sonra geldi.
Yanamalar avlu kapsnda onu bekliyorlard. Avlu kapsndan ieriye atyla
girdi. Onun geldiini balkondan gren Murtaza aaya indi, atnn ban tuttu.
Atndan abucak atlayan Mahmut Aa:
"Estafurullah," dedi, "bu nasl i."
Atn dizginini onun elinden ald, yanda beklemekte olan yanamalardan birisinin
eline tututurdu. Yanama at, avlunun iindeki uzun, inkolu ahra ekti.
tekiler de kol kola yukarya ktlar. Kurulmu masann nnde Hsne Hatun
onlar karlad:
"Ho geldin Mahmut Aa kardam," dedi gle bir yzle. "Bizim evimizi
ereflendirdin."
344
Mahmut Aay Murtaza Aa kolundan tuttu masann bana oturtturdu. Masada
mezeler, karl su, bir billur anakta da tepeleme kar bekliyordu.
"oktan beri azma iki koymamtm. Bu iyi oldu."
Murtaza Aa onun kadehini doldurdu.
"Biraz kar, su?"
"Evet," dedi Mahmut Aa.
Hem iiyor, hem de eski gnlerden sz ediyorlard. Ne o, ne de teki nce Memed
konusunu bir trl amyorlard. Bu durum gece yarsna kadar srd. Hsne Hatun
neredeyse sabrszlndan patlayacakt. Odaya giriyor kyor, mezeler,
yemekler getiriyor, ne Mahmut Aa, ne de Murtaza o konuya bir trl
dokunmuyorlard. Sonunda dayanamad:
"Bu nce Memed de bamza, milletin bana bela oldu," diye patlad.
Murtaza Aa, bir uval inciri berbat ettin dercesine ona g-cengin bakt.
"Sen de, Mahmut Aa da, btn bu kasaba ileri gelenleri de bu nce Memed iini
kmsyorsunuz ya, hi de yle deil. Bizim oralarda, babamgilin memleketinde
byle bir nce Memed ksa da bir Ali Safa Beyi deil, Ali Safann sineini ldrseydi, btn Amik ovas ayaa kalkar, o sinei ldrm adam yakalar, ban
keserlerdi."
ok heyecanlanm, elleri titriyordu. Yz de kpkrmz kesilmiti.
Mahmut Aa ona bir tuhaf bakyordu.
"O kadar kk i deil bu i. nce Memed yarn bir gn kalkar da, o yitip
gitmi Yalmzyurt kyllerini bana toplar da..."
Murtaza Aa ona yle bir bakt ki, Hsne Hatun szn kirp diye kesmek zorunda
kald.
Bunun stne Mahmut Aa konumasa olmazd.
"O nce Memed bir hi Hatun," dedi, sustu.
Hsne Hatun, bir hi de bu yaptklar ne ya, diyecekti, Murtaza Aann
gzleriyle karlanca sustu.
Bir tek daha atan Mahmut Aann azgn yz biraz ald.
"Onun hibir kymeti yok Hsne Hatun. Yarn br gn
345
atma binerim, giderim daa ve hem de onu kulaklarndan tutup sana, ve hem de z
be z senin iin onu kulaklarndan tutarm, bu konaa, bu odaya, sana getiririm.
Yoook, onu sa iste- , miyorsan eer, onun kellesini, gene kulaklarndan tutar
getirir senin nne atarm. imdiye kadar, Murtaza Aayla bugn arda
karlancaya kadar nce Memed szn kimseden duymadm. Kimse de bana,
bamzda byle bir gaile var, bunun altndan nasl kalkarz, diye bir ey

sormad. Kimse benden bir ey istemedi. Artk kimse bizi adamdan saymyor. Bana
Yalnz-yurt iinden dolay garaz balamlar. Bilmiyorum ki benden ne
istiyorlar? Adamlar btn keilerimi yediler, kardeimi, adamlarm ldrdler,
altnlarmn, tarlalarmn stne oturdular, benim etek etek para dkp
ormanlar hopur edip kardm tarlalarmn... Ben de mlkme sahip knca,
dnya alem, Ankara bile, diz dize, yan yana arptm, dman kurunlar
altnda, ate iinde birlikte altm arkadalarm bile bana dman oldular.
Yemin ederim size, eer o Yalnzyurt kyllerinden bir tekini bulabilselerdi,
Yalnzyurt iftliini elimden alrlar, o kyllere verirlerdi. Biz u dalarda
vatanmz iin ala kanmz bouna aktmz. al diplerine tavan gibi sinip
de bir daha balarn karamayanlar, Zlfler, Arif Sa-imler, Takn Haliller
bamza kahraman kesildiler. Bizse... Bereket versin ki tarlalarm gasp eden
Yalnzyurtlular katlar, utanlarndan bir daha ortaya kmadlar, terki diyar
eylediler de bizim iftliimiz elimizde kald."
"ekemeyenler, dmanlar," dedi acl bir yzle Hsne Hatun, "Biz seni bilmiyor
muyuz Aa, senin gibi var m? Sana da, Murtazaya da btn bunlar dman. kinizi
de karnlar yemiyor. nk sen de, Murtaza da, ikiniz de daldan eme deil
onlar gibi, sizler kkten srmesiniz. Bizler Osmanlya kz vermi, kz alm bir
soydanz. Bu yabanllar bizi ekebilirler mi ki? Onlar ellerinden gelse, seni
de, Murtazay da nce Memede ldrtrler. Belki de ldrtecekler."
"Yama deil," diye soukkanl sylendi Mahmut Aa.
Bir sre durdu, arkas arkasna kadehini bana dikti. Murtaza Aa meze taban
ona uzatt. teki, gzleriyle ona teekkr etti. Sama soluna, duvarlara,
sedirlere baknd.
346
"te bu mmkn deil. Birka gn sonra, srf senin gl hatrn iin o nce
Memedin kellesi senin u gzel ayaklarnn dibinde olacak."
"Dmanlar da kskanlklarndan tam orta yerlerinden atlayacaklar," dedi Hsne
Hatun, "o kadar korktuklar nce Memedin ba benim ayaklarmn dibine dt
diye. O smsk Yzba da gene yataklara decek, belki de kahrndan lecek.
Duyduuma gre kars ona dayanamam, ocuklarn ald gibi miralay babasnn
yanna gitmi."
"Gider," dedi Murtaza Aa. "Byle bir korkak adamla ne yapsn kadncaz..."
Mahmut Aa bundan sonra, arada bir birka szck syleyerek ar ar gn
atncaya kadar iti. ok konumutu. Oysa, onun apndakiler, onun
soyluluundaki kiiler nce Memed gibi bir kutan rken gariban iin bu kadar
sz etmezlerdi. Zarar yok, diye kendini teselli etti, bunlar yabana
saylmazlar. Bunlar da hane halkndan olurlar. nanmyorlar, diye de
dnyordu, bunlar benim nce Memedin kellesini yarn, br gn getireceime,
getirip de ayaklarnn dibine atacama inanmyorlar.
Bu Arif Saimin de Paay ldrme giriimi nereden kaynaklanyordu? Ortalk
karyor muydu? yi ki bu sorunu ko-numamlard. inden, kendi kendine epey
bir sre sevindi.
347
Murtaza Aa az kulaklarnda ary bir batan bir baa sonuna kadar gidip
geliyor, nne gelen kylyle, kasabalyla konuuyor, Tevfiin kahvesinde bana
toplananlarla tartyor, akalayor, eski Kurtulu Sava gnlerini anlatyor,
Mustafa Kemal Paann Toroslar rgtlemek iin gnderdii gen subaylardan,
Doan Beyden, Tufan Beyden sz ediyordu. Her gittii yerde bir sevin, bir
mutluluk rzgar estiriyordu.
Kasaballar onun daha dn sokaklarda boynu bkk, yznden den sinek krk
para olur, can ekiir halde dolarken bugn byle birdenbire bir sevin
frtnas olup esmesine bir anlam veremiyorlar, aryorlard. Onun sevinci,
ona ne kadar aarlarsa asnlar, btn kasabaya da gemi, tasal kasaba halk
drt kol bir engi oluvermiti. Herkes ldrlen ekyalar, Ali Safa Beyi, nce
Memed belasn unutmu gitmiti. Pa-zaryerinde, ortada fol yok yumurta yokken,
Abdal Cmek durup dururken davulu ekmi gelmi, delikanllar halaya
durmulard. Nereden gelmise bir de cambaz kumpanyas zuhur etmi, kprnn alt
bandaki alana, mavi iek am, gzel kokulu haytlarn arasna, ok yksee
tellerini germiler, davul zurna eliinde sabahtan akamlara kadar, kadn
bir erkek iplerin stnde gbek atyor, birikmi kalabalktan para

topluyorlard. Hele kalabala Murtaza Aayla kasaba ileri gelenleri katlnca


da, alana sandalyalar atlyor, koltuklar getiriliyor, yksek tellerin st bir
gbek cmbne dntrlyordu.
348
Pehlivan greleri, at koular iin de hazrlklar yaplyordu. Velhasl btn
kasaba yedisinden yetmiine kadar Murtaza Aann sebebi bilinmeyen sevin
dalgasna kaplm gidiyordu.
eytan, ylk bakl, felein emberinden bin kere gemi berber Kr Salih,
srtnda da otuz dokuz gz olan ve de bu kasabada ne olup bitiyorsa malumu
bulunan kii, nne kana:
"Olamaz, olamaz," diyordu. "Bu Murtaza gibi bir adam bu dnyaya gelemez! Gld
zaman btn kasaba onunla birlikte glyor, aladnda btn kasaba alyor,
korktuu zaman da onunla birlikte saklanacak san delii aryor. Olamaz,
olamaz... Byle bir adam bu dnyaya bir daha gelemez."
Ve felein emberinden bin kez gemi Kr Salih bunun sebebini, bu geveze
insandaki srr hikmeti aryor bulamyordu. Bir hin olu hin yan yok deildi bu
adamn. Bir de ocuk kadar saf grnlyd. Bu adam iin, ii d bir kiidir
dersen, o da deildi, alimallah eytana klahn ters giydirirdi. Sevinince tam
yrekten, iliklerine kadar seviniyor, korkunca da eli aya zlyor, lp
tkeniyordu. Herkes de onun sevincine, korkusuna katlmak zorunda kalyordu.
"Bu deyyus lnce," diyordu Kr Salih, "btn kasaba da onunla birlikte
leceiz. Yahu, krk yldr her Allann gn kavga ettiim karmla bir haftadr
ne dv, ne kavga, ne gnl krc en kk bir sz... nallah bu deyyus hep
byle bir sevin yeli olaraktan eser de..."
Onun srr hikmetini bir tek kii biliyordu bu kasabada, o da Krt Rstem. nne
gelene soruyordu:
"Ne oldu byle Murtaza Aaya, ne oldu?"
"Ne oldu Rstem?"
"nkleyim o Kabeye gitmitir."
"Yahu Rstem, ne zaman Kabeye gitti de geldi o?"
"Ben bilirim."
Rstemin dilinin altnda bir eyler vard ya, sylemiyordu, inat Krt,
ldrseler de sylemezdi.
Son gnlerdeki Rstemle Murtaza Aa arasndaki yaknlk kimsenin de gznden
kamyordu ya, ne olduunu bir trl anlayamyorlard.
Murtaza Aadaki, kasabadaki bu sevin dalgas Arif Saim
349
1
Beyle Vali kasabaya gelinceye kadar srd. Bir sabah nde Arif Saim Beyin
yepyeni, toza batm km Ford arabas, arkada da Valinin uzun siyah, bayrakl
otomobili ardan getiler, doru Kaymakamla gittiler. ardan geerken
otomobilinin iindeki Arif Saim Beyin yzn grenlerin dleri koptu. Orada,
otomobilin arka ksmnda, toza batp kmt, ba dimdik, gzleri kapal, yz
gergin oturuyor, ne saa ne de sola bakyordu. Vali, onun yannda oturan babacan
candarma alay komutan da yleydi. Kaymakam bu tepeden trnaa toz iinde
kalm, tozdan yalnz gzleri ve dileri layan kiileri Kaymakamln
nndeki sokakta karlad. Eli aya titriyor, ne yapacan bilemiyordu.
"Kaymakam!"
"Buyur Beyim."
"Takn Halil Bey, teki Aalar, Beyleri, Zlf Beyi, Hakimi, Mddeiumumiyi
derhal buraya aracaksnz..."
"Ba stne."
Kaymakamn kasaba ileri gelenlerini armasna gerek kalmamt. Onlarn
geldiini duyanlarn bir ksm daha imdiden Kaymakamln avlusuna
birikmilerdi bile. Geriye kalanlara da haber ulam, onlar da koturmaya
balamlard.
"Ho geldiniz," diye nce Arif Saim Beyin, sonra da srasyla Valinin, Candarma
Komutannn eline sarlan Takn Halil Bey, "bize buyurun efendim," dedi, "bizim
evde daha rahat buyurursunuz. Rica ederim efendim."
"Olur," diye onun yzne bakmadan grledi Arif Saim Bey. "Yzba nerede?"
fkeli gzlerle yanna ynne baknd. "Onu derhal Halilin evine getirin!"

Otomobillere yeniden bindiler, Takn Halil Beyin evine yollandlar.


Konaa ktklarnda ellerinde fralarla drt be kiinin onlar beklediini
grdler.
"Yollar ok tozlu efendim," diye zr diledi Takn Halil Bey. "Daha
Cumhuriyetimiz yeni, ham toprak yol... Toza topraa bulanacanz bildim de...
Sizlerin ektii de bu vatan iin, insann yrei ta olsa da erir, dayanamaz.
Sizin u halinize ok zlyorum efendim, ceketinizi de ltfeder misiniz,
tozlarn rpaym efendim."
350
Arif Saim Bey ceketini kartrken:
"Mbarek tozlarn diyeceksin Halil," diye gld, "mbarek tozlarn..."
"Mbarek tozlarn efendim..."
Arif Saim Bey kard ceketini elinde fra tutan bataki adama uzatt. Takn
Halil Bey mbarek tozlu ceketi alabilmek iin can havliyle uzand, Arif Saim Bey
gzlerini belerterek onu ellerinden tuttu:
"Halil," dedi, "Halil yapma, biz seninle silah arkada saylrz, yapma!"
Takn Halil Bey bozuldu.
Arkadan gelen Vali de ceketini bir fracya uzatt. Albay, bir fracdan
fray kendi alp merdiven banda ceketini, pantolonunu srtnda kendi
fralamaya balad.
eri girip koltua ken Arif Saim Bey fkeyle:
"Miralay," diye bard, "ltfen ceketini ver de onlara, buraya gel!"
"Ba stne Beyefendi." abucak ceketini karan Albay, odaya kotu. "Buyurun
Beyefendi."
"Rica ederim, ge de karma otur, uraya, uraya, Vali Beyefendinin yanma."
Hemen karl erbetler geldi. Bu anda da kasaba ileri gelenleri ieriye doldular.
Her gelen, iti kak, sol elleri ceket iliklerinde, iki bklm, "Ho geldiniz,"
diyor, nce Arif Saim Beyin, sonra da Valinin, Albayn ellerini skyor, gene
iki bklm durumlarn hi bozmadan, sol ellerini ceketlerinin dmelerinden
ekmeden gidip bir keye bzlyorlard. Hepsi de ter iinde kalmlard. Bir
tanesi de kk bir yreklilik gsterip alnndaki boncuk boncuk teri
silemiyordu.
Arif Saim Beyin bu da gzlerinden kamyordu. u koskocaman adamlara, burada,
karsnda sklm pklm duran bu canavarlara, "karn mendillerinizi, karn
da u alnlarnzda-ki teri silin," diye emir veremezdi. Hepsinin gz de Arif
Saim Beyin yzne dikilmi, azndan kacak kutsal kelam tetikte durmu
bekliyorlard.
Sessizlik uzun srd. Ne Vali, ne Candarma Komutan, ne de Arif Saim Bey
konumuyorlard. Arif Saim Bey nne, git351
tike aslan bir yzle bakyor, bastonuyla usul usul, gittike sinirlendiini
belli ederek oynuyordu. Yzba gelmi, onun nnde aklm kalmt. O
geldiinden beri de Arif Saim Bey ban bir kere kaldrp onun yzne, souk
erbetlerini alrken bile bakmamt. Bal, eki elma, nar suyu erbetleri gm
tepsilerde gelip gelip gidiyordu. Konuklar, kutsal tozlan alnm ceketlerini
alp giyerlerken bile orada aklm kalm Yzbann yzne bakmamaya
zellikle zen gsteriyorlard.
Sessizlik son snrna vardktan sonra Arif Saim belermi gzlerini odadakilerin
stnde teker teker dolatrp, bastonunu serte yere vurdu, pencerelerin
camlar zangrdad. Odada-kiler de bir rperti geirdiler.
"Buras kokuyor."
Yznden fkeli mi, alayl m, hznl m olduu belli ol- 1 mayan bir glmseme
geti. Sesini biraz daha ykseltti:
1
"Size diyorum ki bu kasaba kokuyor."
Tapucu Zlf ylarak:
"O geen seferdi Beyefendi," dedi, "l kokmutu, zatali-niz..."
"Sen iindesin de farknda deilsin Zlf, kokuyor. Hala kokuyor. Bana yle
geliyor ki Zlf, bu kasabalar rm, kyamete kadar da byle kokacaklar."
Zlf:
"Hakk aliniz var Beyefendi," dedi gcenmi, "ne yapalm, biz kokuyoruz."
"Kokuyorsunuz." Gittike fkesi kabaryordu. "Arabadan antam getirin."

Az sonra anta geldi.


"Kaymakam Bey, unlar okuyun."
Kaymakam bir anta dolusu telgraf, mektubu, nce kekeleyerek, ardndan da
dzgn, rahat okumaya balad. O okuduka ayaktaki Yzba yaprak gibi, yz
sapsar kesilmi, titriyordu. Neredeyse decekti.
"Git Yzba, oraya, hah ite oraya, karma otur, sakn oradan kprdayaym
deme. Kaymakam, sen de devam et!"
Mektuplar, telgraflar okunup bitince Arif Saim Bey zntl, yrekten bir sesle:
352
"te byle arkadalar," dedi, "kokuyor."
Odadakilerden t kmyor, parmaklarn bile kprdatmyorlar, gzlerini
krpamyorlar, belki soluk bile almyorlard.
Arif Saim Bey dingin bir sesle, fkesiz, zntsz, alaysz szlerini srdrd:
"Ben buralarn, kendi seim mntkam ok iyi bilirim. Ben buralarda, u gen
adamdan daha genken candarma kumandanl yaptm. O zaman da buralarda sizin
gibi aalar vard. Ben u gen adamdan daha genken..." Yzbay gsterdi
bastonunu uzatarak, "Ekyalarn ardnda u Toros dalarnda basmadm ta,
girmediim kovuk kalmad. Ben u gen adamdan daha gen bir kiiyken, nce
Memedlerle, ylesi al-kakclarla deil, Bayramolu, Gizik Duran, Dirgen Ali,
Krt Reit gibi da padiahlaryla arptm. Hepsini dize getirdim diyemem ama,
dize de gelmedim. O zaman da sizin gibi aalarn dalarda ekyalar vard. Ama
bylesine, alakasna telgraflar kimse aleyhime yazmamt. Hepsini biliyorum,
bu kasabay, u Toroslar insan insan, ev ev biliyorum, hey Aalar Beyler sizin
de cierinizde ka damar var, biliyorum. Hepinizin dalarda, istediinizi
yaptrdnz bir eteniz var. Kokuyor."
Sustu, sorusuna bir karlk arar gibi gzlerini teker teker kalabaln stnde
dolatrd. Herkes ban nne emiti.
Zlf gene ylarak ban kaldrd:
"Benim yok, ekyam yok Saim," dedi.
"Biliyorum senin ekyan yok Zlf," dedi Arif Saim Bey. "Senin ekyaya
ihtiyacn da yok."
Zlf sz onun azndan kapt:
"Olamaz da..."
"Niin olsun Zlf," diye gld Arif Saim Bey. "Senin arkanda ben varm, biz
varz, yetmez mi?"
Zlf ban nne edi.
"Biliyorum," diye szn srdrd Arif Saim, "ekya ii kolay bir i deil, bir
umumi asayi, bir devlet meselesidir... Ve arki Anadolunun dnda da yalnz
benim seim mntkamda ekya var... Mustafa Kemal Paann kulana kadar bu
giderse hi de iyi olmaz. Bir kck ekya iini, evet, bir kck, siz
pireyi deve, ve dahi habbeyi kubbe yaparaktan Ankaraya tel
353
stne tel, telgraf stne telgraf ekerekten ne kazanyorsunuz? Syleyin, kim
yapt bu ii?"
Gzlerini Zlfnn gzlerine dikti, bakt, Zlfden bir karlk bekliyordu.
Zlf kvrand, bir eyler konuacak oldu beceremedi.
"Bana bir ey olmaz Zlf. u Toroslar, u ukurovadaki btn insanlar yediden
yetmie ekya olsalar, sen de biliyorsun Zlf, bana bir ey olmaz ve de
olamaz. Paa beni arp da byle kck iler iin bana bir ey sormaz. Olan,
bu gl gibi ukurovaya, bu Vali Beyefendiye, bu muhterem Miralaya, u gen
Cumhuriyet ocuu Yzbaya olur Zlf, sen biliyorsun."
"Biliyorum muhterem Beyefendi."
"Beni dinle Zlf, sen bu kasabada iken, evet, senin gibi bir kolum ve kanadm
bu kasabada iken, ben bu kasabadan byle eyler beklemezdim. Bak bana Zlf, ben
Ankarada iken, bu Beyefendilerin de kllarna hile gelemez. Ben Ankarada Valimi
de, Miralaym da, Yzbam da, sen de bilirsin mdafaaya muktedirim."
"Muktedirsiniz efendim."
"nce Memedi bile mdafaa edebilirim. Onun iin isterseniz hususi af
karttrp, ukurovada da ona sizin iftliklerinizin be misli, on misli
byklkte bir iftlik tahsis edebilirim. O da sizin banza bir bela olur ki,
u Molla Durandan da daha beter."

Molla Durana bastonuyla bir iaret akt:


"Kalk ayaa ve buraya gel."
Molla Duran elindeki doksan dokuzluk tespihini alelacele cebine koyarak, apal,
geldi onun nne dikildi.
"Syle Duran, sen ne zaman Camiylezhere gittin de orada din tahsil eyledin,
syle!"
"Elini ayan peyim Beyim..."
"Syle, sen ne zaman okudun da, okuryazar oldun, syle! Sen elifi grsen mertek
sanmaz msn?"
"Beyim, Beyim..." Boynunu bkm yalvarrcasna ona bakyordu.
Arif Saim ac ac gld:
354
"Molla Duran Beyefendinin altn daha ok kartrmayacam, sonra bir apanolu
kar ki onun altndan, hepinizin parma aznzda kalr."
Bastonuyla ona dokundu:
"Yakla, yakla, yakla bana Duran."
Molla Duran ona, ayaklar biribirine dolanarak yaklat:
"Eil!"
Molla Duran iki bklm olaraktan, elleri karnna balanm eildi, Arif Saim
azn onun kulana dayayp usulca:
"Ulan Duran, bu iler senin o kopas bann altndan kabilir, syle sen mi
ektirdin telgraflar? Sen mi yazdrdn mektuplar?"
"Yok vallahi Beyim, yok billahi Beyim. Tabanlarnn altn peyim, kyma bana."
"Pekiyi, kim bu adam yleyse, ya da adamlar?"
"Vallahi bilemiyorum Beyim, billahi bilemiyorum." Murta-za Aaya belli belirsiz
bir gz att, tekiyse onun gzn yiyince btn bedeni tepeden trnaa
mgt. "sterseniz kim olduunu aratrrm."
"Aratr ve bul. Bulamazsan gerisini sen dn. imdi git yerine otur! Yzba!"
"Buyur Beyim."
"Bu kasabada bir gazeteci olacakt, neydi ad hele? Muallim miydi ne..."
"Evet efendim..."
"Onu buraya arn."
"Ba stne Beyim."
Nedense Duran Efendiyle konuunca Arif Saim Beyin keyfi yerine gelmiti.
"Byle bir sahtekar, yani u bizim Duran gibi bir alak, korkma, srrn
faetmem Duran..." Gbeini sallaya sallaya gld. "Byle bir deli, eytan u
yeryzne gelmemitir. te ben de, hep birinci adamlar sevdiimden Durana
bunun iin hayranm. una bakn, gerekten, sakal, saltas, bir banda yeil
sar eksik, ayaklarmdaki mestleriyle Camiylezher mderrisine benziyor. Bizim
Duran, bizim Duran bin yzl, iki bin, bin yzl deil on bin yzldr. O
nce Memed ocuunun
355
stne candarma yollayacanza, madem ondan o kadar korkuyorsunuz, bu Duran
yollayn, yadan kl ekercesine, tutsun onu kulandan size getiriversin.
nann bana..."
"Haa Beyefendim, haa huzurdan!"
"Baknd hele Durana, haa kelimesini de renmi! Ulan Duran..."
Ona bakt, bekledi. Yz sevin iindeydi, glyordu.
"Sayenizde efendim, rendik Beyefendim..."
"te bu frk Allahsz gibi bir de Ankarada var. Mdr Umumi o efendim. Ne
Mdr Umumisi, Bavekil o, o, her ey Ankarada. Bir gece yars baktm bizim
kap almyor, atm kapy, baktm bizim Mdr Umumi kapda sklm pklm,
antas koltuunda st dkm kedi gibi duruyor."
Artk bunlar anlatrken durmadan glyor, kendi kendine eleniyordu.
"nce tanyamadm onu. Yz bir felaket habercisinin yz, sanki Gazi Paann
bana bir hal gelmi, yle perian. Gel ieriye gel, dedim. eriye korkarak
girdi. Oturttum, bir kahve syledim, buyurun muhterem kardeim, dedim, saygyla
huzurunda eildim. stersen eilme, o isterse beni de, smet Paay da bir anda
toz eder... Siz beni dinleyin, u adam var ya..." Bastonunun ucuyla gsterdi:
"te bu adam da isterse bu kasabay, u To-ros dalarn, u ukurovay toz
eder. Ben korktum da bugn onun zerine daha fazla varamadm, isterse beni de

toz eder. Hahhaaah... Ama ben onun ok, oook, oooook eski dostuyum, bana
kyamaz... te bizim Mdr Umumi antasn at, u size getirdiim, az nce
de okuduumuz katlar bana verdi ve bunlar sizin iin hfzettim Beyefendi,
dedi, bunlan benden baka da kimse grm deildir. Bu dnya byle ite..."
Bu srada retmen Zeki Bey ieriye girdi.
"Gel bakalm gazeteci Bey... Senin adn neydi hele?"
"Gazeteci Zeki."
"Sen muallimsin de deil mi?"
"Muallimim."
"Otur bakalm."
Zeki Bey sayglca, ellerini dizlerinin stne koyarak oturdu, boynunu
alakgnll bkt.
356
"Buradan stanbul gazetelerine haberler veriyor, muhabirlik yapyormusunuz."
"Yapyorum efendim."
"Eveeet, hangi haberleri verdiniz imdiye kadar?"
"Efendim, geen gn dokuz ekyann ldrlme haberini verdim. ok da iyi
yazdm. Yzbamz merasimlerle nasl karladmz, nce Memedin nasl bir
adam olduunu ok gzel tasvir ederek bildirdim."
"Baka?"
"Efendim, ekyalarn o ky bastklarn, ve de alt kzn rzlarna geerek,
daa kaldrarak, ardndan da btn ky yakarak..."
"Byle bir ey oldu mu?"
Yzba:
"Bizim haberimiz yok," dedi.
"Pekiyi, baka?"
retmen Zeki Bey bir yl iinde yazp gnderdii btn haberleri cokuyla sayd
dkt. "Murtaza Aa Beyefendi ok vatansever bir kiidir," dedi. "yle bir
muhterem zattrlar ki kendileri, her eyden beni haberdar ederler."
"Sonra, sonra, sonra ne oldu?"
"Efendim," diye iki bklm oldu Zeki Bey, skld, elinden oyunca alnm bir
ocuk gibi zld, dudaklarn sundurdu. "Efendim ben ikayetiyim," dedi. "Size
ikayet ediyorum."
"Neyi, kimi?"
"Size bilumum stanbul gazetelerini ikayet ediyorum, efendim, btn bu zene
bezene yazdm, bu feci haberlerin hibirisini neretmediler. Anadolu batsa,
toptan yansa, dmanlar gelse de bizim buralarn igal eylese gene
yazmayacaklar. Bize efendim, bize sinek kadar ehemmiyet vermiyorlar. nce
Memedi, nce Memedi bile neretmediler muhterem efendim, onun lmn bile...
ikayet ediyorum efendim. yi ki beni ardnz da, ben de zatnza btn
bunlan syleyebildim."
"Hibir haberiniz kmad m imdiye kadar gazetelerimizde?"
"kt," dedi bir ocuk gibi sevinerek Zeki Bey. "karma-yalard da, ben de
greydim onlar."
357
"Neydi o haber?"
"Zat
devletlerinin
kasabamz
teriflerini bildirmitim, basayfadan onu
verdiler, sizin resminizle birlikte."
"Bunun iin bir cret falan?"
"Efendim?"
"cret falan, dedim."
"Ne iin?"
"Haber iin."
"Almadm efendim. stemiyorum da... Yeter ki kasabamzn ad gazetelere gesin,
ben baka bir ey istemiyorum."
"Zeki Bey!"
"Buyurun efendim."
"Sen muallimsin deil mi?"
"Sayenizde Beyefendi."
"imdi size bir teklifim var."
"Ba stne efendim."

"Muallimlii brakacaksnz."
"Yapamam efendim," diye inledi Zeki, "oluk ocuum, ihtiyar anam babam
alarndan lrler."
"yleyse gazeteci Bey, o gazetelere haber vermeyi derhal kesecek, bir daha da
hibir yere tek satr yazmayacaksnz. Eer duyarsam... imdi gidebilirsin. Eer
bir daha duyarsam..."
Zeki ayaa kalkt, milletvekilinin ellerine sarld, o, elini ekti, teki zorla
onun elini pp, sallanarak merdivenlere yrd, hem yryor, hem de,
"Duymayacaksnz efendim, hibir zaman duymayacaksnz, duymayacaksnz, duy...
duy... duymayacaksnz," diyordu.
Btn ar boyunca "Duymayacaksnz" szn yineledi. Yresini grmyordu,
kprye kadar kendinde olmayarak yrd.
"Zavall ocuk," diye arkasndan zld Arif Saim Bey. znts itendi.
"Verdii hibir haberi kmyor, o gene de gndermekte srar ediyor. Zavall
kk idealist muallim!"
Gzleri Takn Halil Beyi arad: "Nerede bu Halil Bey?" "imdi gelecek efendim."
"Buraya gel Yzbam..."
358
Yzba hazr ola geti.
"Buradan hibir haber szmayacak darya.
"Postaneye el koydum efendim. Bu kasabadan darya bizim haberimiz olmadan,
oktandr hibir ey kmyor. Ne mektup, ne de telgraf..."
"Adanay muhterem Vali Bey ele alyor."
Vali rahat, kendine gvenmi konutu:
"Arif Saim Beyin emrettikleri gibi olacak."
"Yzbam, siz de artk ne yaplmas gerektiini biliyorsunuz elbet...
zlmeyiniz. nce Memed vakas da cannz skmasn. Ben Bayramolunu dokuz kere
ldrdm. Her ldrdmde de kyller, ite Bayramolu budur, diyorlard.
nann, beni aldatmak iin sylemiyorlard bunu. Yalan da sylemiyorlard. Her
iriyar, pos bykl kiiyi Bayramolu sanyorlard. lnce btn insanlarn
yz deiir. Kyller de her ldrdmz kiiyi Bayramolu sanyorlard. Siz
nce Memedi daha bir kere ldrdnz. Biliyorum, imdi gznze uyku girmiyor,
yemekten imekten kesilmisinizdir. Ben de Bayramolunu ilk kez ldrdmde
byle olmutum. Bayramolunu nc ldrmde artk alm, onu bir drdnc
kez gerek ldrmeyi soukkanllkla beklemeye balamtm. Onu dokuzuncuda bile
ldremedim. Dokuzuncuda ldrdmz kii, ne yazk ki, on yedi yanda bir at
hrsz kt. Bu daha by terlememi ocuk, imdi Mecliste birlikte
olduumuz... Neyse..."
Arif Saim Bey onun stne konumak istemedi. Burada oturanlarn hepsi de olay
ve Mecliste olan o kiiyi biliyorlard.
Dayanamad gene konutu:
"Mecliste birlikte altmz, o, btn yeryznn atlarn bir zamanlar
slaha kalkm, bu yzden de btn atlar geceleri ahrlarndan aldrarak... Son
Bayramolu, ite onun kurbanyd."
Takn Halil Bey kollar emrenmi ieriye girdi:
"Ekya kebab hazr Beyim," dedi.
"Boma rak da var m?"
"O da hazr."
Odann ortasnda, drt masa yan yana getirilerek bir sofra kuruldu.
359
Murtaza Aa yemee kalmak istemiyordu. Can ok sklmt. Bu ilerin kendi
ba altndan ktn burada bilmeyen yoktu. Molla Duran Efendi de ona yle ne
biim bakmt... Takn Halil Beyin arkasndan darya kayd, merdivenleri
inerken Halil Bey onu kolundan yakalad:
"Ahmak adam, ahmak adam," diye ylan sl gibi bir sesle kulana fslad.
"Ahmak adam, sen imdi buradan kaacak olursan, imdi senin arkandan Arif Saim
Beye neler sylemezler ki... Btn bu pislik senin stne yklmaz m? Dn
geriye."
Murtaza sessizce geriye dnp eski yerine oturdu.
Takn Halil Beyin evindeki bomal, ekya kebapl cmb sabaha kadar srd.
Konuklar o gece hi uyumadan, sabahleyin tanyerleri rken yola dzldler.

Zlf onlar uurladktan sonra, abuk abuk evine gitmekte olan Murtaza Aann
arkasndan yetiti, hzla onun kolundan tutup koparrcasna ekti:
"Ulan alak, korkak kpek, srf korkundan bamza sen getirdin bu ii. Beni
mahvettin, ocam sndrdn. Grdn m, ayrlrken Arif Saim, o benim adam edip
de Meclislere gnderdiim kii, elimi skmad gibi, yzme de bakmad. Yaktn
beni Murtaza. Ben de seni yakacam ki, kllerini yelde savuracam. Anladn m,
benim istikbalimi yok, yok, yok ettin! imdi bekle beni, az sonra kozunu, onun
da istikbalini sndrdn, Yzba Farukla, Valiyle, Arif Saimle pay et!"
Kolunu itip arkasn dnd gitti. Bir sre olduu yerde donmu kalm Murtaza,
onun arkasndan kotu, nne geti:
"Benimle oynama Zlf," dedi. "Sen beni tanmyorsun. O gvendiin dostlarna, o
Molla Duran sahtekarna sor, beni sana sylerler. Ben son sz ilk syleyen
kiiyimdir, u mektuplar, telgraflar yznden eer bama bir i gelecek olursa
seni katiyetle ldrtrm."
Zlf glmeye balad, ardndan da onun koluna girdi:
"Be ahmak adam," dedi, "ben senin Adanaya, Ramazanl Beyine gittiini, onun
avukatna bu mektuplar yazdrdn bilmiyor muyum?"
"Ne!" diye bard Murtaza Aa. "Sen btn bunlar nereden rendin?"
360
"Ben renirim ama, benden kimseye, Arif Saim kardeime de bir sz kmaz. Ama
sen de bundan sonra bana sormadan bir i yapaym deme."
"Sz!"
Kol kola girip konua konua kprye kadar gittiler.
Yzbaysa, candarma komutanlmdaki odasna zor yetiip, Arif Saim Beyin
getirdiklerini masasnn stne yayd, teker teker okumaya balad. Okuduka bir
tuhaf oluyor, kendinden geiyordu. kindiye kadar her mektubu, telgraf birka
kere dne dne okudu. Sonra da avaz kt kadar bard. Asm avu, Kerti
Ali Onba hemen koup odasnn kapsnda hazr ola getiler.
"Buyur Yzbam."
Yzba kendinden gemi, gz hibir eyi grmyor, baryordu:
"imdi imdi, artk bundan sonra benim kim olduumu renecekler o ikiyzl
smklbcekler! Benim istikbalimle oynar, beni bu hale koyarlar m, beni
mahvederler mi? Ben bundan sonra insan iine nasl kar, komutanlarmn,
byklerimin yzne nasl bakarm?"
Kapdaki astlarn hazr olda grnce azck yatt:
"Ben gidiyorum. Okuyun unlar..."
Yalpalayarak, sarho gibi odadan kt, evine gitti, btn bedeni havanda
dvlm gibi acyordu, soyunmadan yatann stne uzand, az sonra da uyudu.
Sabahleyin erkenden komutanla gelen Yzba, Asm avuu, Kerti Ali Onbay,
teki avular, onbalar yazclarn odasnda nlerindeki masada mektuplar,
telgraflar, toplanmlar, tartr buldu. Onlarn yzlerine bile bakmadan, ok
sert bir suratla gitti masasna oturdu. Bu sabah tra bile olmam, sa ba
dank, ayakkablar tozlu, komutanla byle perian gelmiti. Gzleri de
ukura kamt. Bir sre kendi kendine masasnda uratktan, bir eyler yazp
karaladktan, katlar kartrdktan sonra Asm avuu ard.
"Kim bu ankazk ky muhtar Kenan?" diye sordu. "Ben onu tanyor muyum?"
"Tanyorsunuz kumandanm."
361
"Nasl bir adam?"
"Bizim muhbiri hasmz. Hani btn at hrszlarn takip ederek bize yerlerini
bildiren, ksa boylu, cin gzl zayf adam..."
"Tandm," dedi Yzba. "Ne de ho bir adama benziyordu. Benim aleyhime
Ankaraya nasl byle bir mektup yazdrabilir, ha ne dersin Asm avu?"
"nsanoludur, insanolu belli olmaz Yzbam. Bir aa bin damardr,
damarlarnn dokuz yk doksan dokuzu yeraltnda, ancak bir tanesi dardadr.
nsanolu da byledir. Sanyorum ki o yazmamtr bu mektubu, ona
yazdrmlardr."
"Ben de yle zannediyorum. Yazdran bize syler, deil mi?"
"Syler Yzbam, o bizim muhbiri hasmzdr, sizi de can gibi sever."
"Ben de yle bilirdim. Kenan nasl yapt bu ii bana? O mektuplar okuyunca
kendimden getim, insanlmdan utandm. Daha da kendime gelemedim. Eer o

kendim olduunu unutup, u Yzbay yakalayp ifna mektuplardan bir tanesi


kumandanln, Dahiliye Vekilinin eline gemi olsayd, mutlaka katlime ferman
okunurdu. Mektuplar o kadar tesirli ki, ben bile bir ara, kendim olduunu
unutup, u Yzbay yakalayp ifna edeyim, diye dndm. Benim gibi bir insan
iin, uydurma da, yalan da olsa byle eyler yazlr m, nasl kymlar bana,
u insanolu ok gaddar, Asm avu, ok gaddar... Ben, bilerek, salt beni
merasimle karlasnlar, bana madalya versinler diye, Kara Osman nce Memed
yaparak ldrmm... ldrdmz dokuz kiinin de hibir sular yokmu! Biz
onlar Bakrgediinde yakaladmzda at otlatyorlarm, kyl delikanllar
imiler. Olamaz."
"Olamaz ama, olur," dedi Asm avu. "Bekleyelim Yzbam, bu ft ars
kasaba daha ne iler aacak bamza."
"Haklsn," dedi Yzba, "bekleyelim ve ok mteyakkz olalm..." Ac ac
gld. "Ali Onbay ar."
Ali Onba kapda bekliyordu. Gzleri ya iinde ieriye girdi.
"Buyur Yzbam," dedi lgn, bitkin bir sesle:
"Kenan derakap bugn burada isterim."
362
"Burada," diye vnd Ali Onba. "Onu dn gece buraya derakap getirttim.
Aada bekliyor."
"zlme Onbam."
"Ben zlmeyim de kim zlsn... Sen git, can pazarnda cann hara mezat et...
Bu kadar kyly dayaktan geir... Bak Yzbam," ellerini at, "bak Yzbam
u ellerime, dayak ata ata kyllere bu hale geldi. Buna can m dayanr? Ellerim
ayaklarmdan daha byk. Byle insan eli olur mu, keski kymde kalsaydm da
rgat olsaydm. Bu hadiseden sonra ben yaayamam, ya istifa ederim, ya da
kendimi dve dve ldrrm. O mektuplarda hep bize cellat diyorlar, biz cellat
myz, Yzbam, biz vazifesini bihakkn yapan vatansever Cumhuriyet
ocuklaryz. Biz, vazife icab olmasa kimsenin tavuuna k eder miyiz? Ben
lmeyim de bu hadiseden sonra kimler lsn..." Kerti Ali Onba dokunsan
alayacakt.
yi yrekli Yzba onu nasl teselli edeceini bilemiyordu.
"O Kenan al getir."
"Onun kemiklerini krp un ufak edeceim..."
Onba aaya kotu, Kenan yaka paa, dilerini skm gcrdatarak getirdi.
Kenan neye uradn bilemiyor, korku iinde paniklemi, Yzbann gzlerine
bir kpek uysallyla yalvararak bakyordu.
"Dur orada!"
"u mektubu oku ona Asm avu."
Asm avu tane tane mektubu Kenana okudu, bitirdi.
"Gel buraya!"
Kenan akn, Yzbann masasnn nne geldi.
"Bu mektubu sen mi yazdrdn?"
"Haberim yok."
"Bak bu imza senin deil mi?"
Kenan, iki eli de ceketinin ilikleri stnde kenetli, eildi mektuba bakt.
"Benim deil efendim."
"Peki, bu mhr? Mhr belli olmasn diye de kvratmsn."
"Benim deil Yzbam. Ben hi zatnz iin byle eyler syler miyim?"
363
1
Yzba hm gibi yerinden frlad, frlamasyla da tokad var gcyle Kenann
yzne indirdi. Kenan salland ya, dmedi. Yzba buna daha ok fkelendi. Bir
tokat, bir, bir daha. Muhtar Kenan kendisini yerde buldu. Kerti Ali onu alp
gene olduu yere dikti. Kenann az burnu kan iinde kalmt. Yzba yerine
otururken derin derin soluyordu.
"Syle sana bu mektubu kim yazdrd?"
"Ben byle bir mektup yazmadm ki..."
"Kim yazdrdysa syleyeceksin!"
"Ben..."

"Ali Onba, al onu, sylet bu kpei... Syletinceye kadar... stersen bunu


dereye de gtrebilirsin."
"Yzbam, beni ona teslim etme," diye yalvard Kenan. "Kimi isterseniz yazn
onun adn da imza edeyim. Ben senin adamn deil miyim?"
"Ben hakikati istiyorum."
Kerti Ali Onba onu srkleyerek odadan kard. Yzba yatm glmseyerek
onlarn arkasndan bakyor, az sonra da onun hakikati syleyeceine inanyordu.
Aradan uzun bir sre geti, Kerti Ali Onbadan bir ses ada kmyor, Yzba
da sabrszlanyordu.
"Demek dayanyor, Asm avu. Ali Onbaya bir insann bu kadar dayanmas iin o
insann elik kadar sert olmas gerek, deil mi avuum?"
"yle Yzbam, onlar, o Aalar, bu lkenin dmanlar, bizim dmanlarmz
bylesi tehlikeli ileri yaptracak adamlar bilirler. Denenmi adamlarna
yaptrrlar."
"Aaaah, bir syletebilsem u muhtarlar... Peki, yirmi muhtardan hibirisi
sylemez mi?"
"ou syler Yzbam. Bizim Ali Onbaya dayanacak adam ok azdr u dnyada."
"ok azdr ama..." diye iini ekti Yzba, "unu art da bir soralm
bakalm, vaziyet ne alemde imi."
Az sonra Kerti Ali Onba elleri kan iinde, krekkemikle-rinden ter fkrm,
yz kararm fke iinde geldi.
"Konumuyor Yzbam."
"Ne sylyor?"
364
"Kasabada ne kadar Aa varsa, bata Karadalolu Mur-taza Aa, hepsinin adn
veriyor."
Yzba, aadaki Kerti Ali Onbay her saat ba yanna bir kere arp
rapor alarak sonucu gece yarsna kadar bekledi.
"Konumuyor Yzbam. Bu sefer de adn bildii Aalarn, Beylerin hanmlarnn
adn sylemeye balad. Arif Saim Beyin hanmnn da adn syledi. Btn
mektuplar o yazdra-sym Zlfnn istei zerine."
"Ali gtr onu dereye," dedi Yzba, kendi de uyumaya gitti. "Eer derede
itirafta bulunacak olursa beni uyandrrsn, bekliyorum."
Muhtar Kenan, gzleri balannca her eyi anlad, Kerti Ali Onbann
ayaklarna kapand:
"Kimi istiyorsan syleyim Ali Onba Paam," dedi. "Kyma bana bo yere, oluk
ocuum var, daha her birisi kck kck... Anam babam da ok yal."
Bir saat sonra Muhtar Kenan, kollarna girmi iki candar-mann arasnda kuru
derenin akllar stnden yukarya doru srkleniyordu.
Sabah erkenden Yzba daireye geldi, hi uyuyamam, vicdan ok rahatsz
olmutu. Mektuplardaki imzalar, eczacdan ald byk bir lupla inceliyordu.
Mhrlerin hibirisi okunmuyordu, hepsi dndrlerek baslmt. mzalara
gelince, ite burada iler karyordu. mzalar sahte olsalard, hepsinin bir ya
da iki, elden kmas gerekmez miydi? Her mektuptaki imza baka bir insann
elinden kmt, hepsi de kyl yazsyd. Muhtar Kenann imzasn elindeki
evraklarda bulunan onun imzasyla karlatrm, be aa be yukar imzalar
ayn bulmutu. yleyse bu adam, can pahasna da olsa niin konumuyordu?
indeki umut snmemiti daha. Dereye gtrp de Ali Onbann konuturamad
bir insan imdiye kadar grmemiti. Ali Onbaya da ok acyordu. Zavall adam
ocukluundan bu yana doru drst bir gn grmemi, anas babas, kardeleri
hep alktan, stmadan lmler, o da yedi yanda ksz kalarak gaddar
insanlarn kaplarnda lrcesine alarak yaamn ancak srd365
rebilmiti. Byynce asker oca onun imdadna yetimi, 0 da alarak,
bihakkn vazife grerek bu mertebeye erimi, uzatmal onba olmutu. Ama gel
gr ki bu vazifesine dkn kii, bir canavar halkn iine dm, gece gndz
durmadan, lrcesine dayak atmak zorunda kalmt. Onun yaam ekilir bir yaam
deildi. imdi az sonra dereden bitkin, yar l bir durumda, perperian
kendisini buradaki scak ocana atacak, gnlerce de kendisine gelemeyecekti.
nsanlarla uramak hi de kolay deildi. Bir de bu fedakar, saygl, vazifesi
iin kelle koymu adamn adn cellat koymulard! Ekyalarla savarken

grmelilerdi Ali Onbay... Bir orduya bedel bir askerdi o. Kerti ne demek,
diye dnd bir ara, kertiin kertenkelenin by olduunu sormu renmiti
ya, Ali Onbann neresi kertie benziyordu? Sonra da her eyi, btn dertlerini
unutup gld, gerekten Ali Onba kocaman, mavi damarl acayip burnuyla, hep
kafasn aa yukar indirip kaldrmasyla bir kertie benzemiyor muydu?
"Ali Onbadan ne haber Asm avu?"
"Daha hibir haber yok. imdi gelir o. ini gn na koymaz o."
"Konuturmu mudur?"
"Konuturmutur."
"Kim olabilir bu mektuplar yazdranlar?"
"Hi beklemediimiz birisi."
"Mesela?"
"Mesela Molla Duran Efendi."
"Sen ondan m phe ediyorsun?"
"Hayr."
"Kimden?"
"Bence bu kasabada iki kii var, birisi Zlf, birisi de Mur-taza Aa."
"Nasl olur? Birisi Arif Saim Beyin en yakn arkada, tekisi de benim...
Olamaz."
"Ben ikisinden bakasn dnemiyorum."
"Bunu bana niin yapsnlar?"
"Onun orasn ben bilemem artk. Zatnz dnnz."
"Bizim Ali Onbaya kerti diyorlar, biliyor musun?" diye
366
sz baka yere eldi Yzba. Zlf Bey de, Murtaza Aa da olamazd. Niin
olamazd, nk olamazd da ondan...
Yzba makaralar koyvermi glyordu. Epeyi bir sre gldkten sonra:
"Kerti byk kertenkele demektir. Hani ban kaldrr kaldrr indirir ya
bizim onba, byk burnuyla kertie benziyor deil mi?"
"Benziyor," diye glerek ona katld Asm avu. "ok benziyor. Ban tpk
yle yapyor. ok sinirli bir onba."
"Yazk bu adama," dedi Yzba. "Ona ok acyorum, bir ad da cellat."
"Evet cellat... Zavall."
"Nerede kald acaba?"
Yzba acaba szn daha bitirmeden Kerti Ali Onba odaya girdi, hazr ola
durdu, dklyor, alnnda da boncuk boncuk terler... Kulunlan, koltuk altlar
da pslakt. Gbee kadar da amura batp kmt. Giyitleri de buru buru...
Onu grr grmez nce Yzba, arkasndan da Asm avu, kasklarn tuta tuta
glmeye baladlar. Bir ban kaldrp kaldrp indiren Aliye bakyorlar, bir
glyorlard. Onlar gldke Ali hazr olunu pekitiriyor, ban daha ok
indirip kaldryordu.
Sonunda Yzba zorla glmesini tutabildi:
"Konutu mu?"
"Konutu kumandanm."
"Sence gerei mi konutu?"
"Bence gerei konutu."
"Kimlermi?"
"Zlfyle Murtazaym ya..."
"O da nesi?"
Kerti Ali kvrand, bir eyler syleyecekti, beceremedi.
"Yoksa ld m?"
"Az biraz."
"Ne demek az biraz..."
"ok dayand, ben de dayandm... Can ekiirken bu iki ismi azndan aldm.
Hemen, onu candarmalara brakp kotum."
367
"Demek ld?"
"Az biraz."
"Otur da bir ay i..."

Kapdaki er koup hemen scak bir ay ulatrd Ali Onbaya. Ali Onba ay
ierken bile yar hazr oldayd. Yznde mutlu insanlarn rahatl, iyi bir i
grp de yorulmu insanlarn dinginlii vard.
"Evet Onbam, Muhtar Kenan lmtr."
"Az biraz..."
"lmtr Ali Onba!"
"Ba stne Yzbam, lmtr Yzbam. Hani ben Ke-nana ok acdm da...
lm, lmtr Yzbam."
Biraz sonra da candarmalar Muhtar Kenanm lm haberini getirdiler.
"Gidip orada, lnn bana zabt tutacaksnz. sterseniz Mddeiumumiyi de,
Doktoru da gtrebilirsiniz. Daktiloya ge Asm avu, sen, bizzat... Yazcy
istemem. Benim sylediklerimi aynen yazacaksnz. Bana Kenann knyesini getirin.
ankazk Muhtar Kenanm knyesi zaten dn akamdan beri masann stnde
duruyordu. Ali Onba onu oradan kapt gibi Yzbaya uzatt.
"Buyurun Yzbam."
"Teekkr ederim. imdi sen git istirahat et, Asm avu zapt bitirinceye
kadar."
Daktilo akrdamaya balad. Bu, ok eski, byk, hantal, bir ksm harfleri
basmayan, ama Asm avuun eline geince kr kr ileyen bir makinayd.
"Evet... nce Memed nam sergerde, dn gece kasabann kysndaki kuru dereye
kadar inerek, hkmetimize ok kymetli faydalar dokunmu bulunan, btn at
hrszlarnn yerlerini haber vermekle hrszlar yakalatm bulunan, dalardaki
btn ekyalarn yerlerini senelerce takip ederek bize gstermi bulunan
ankazk ky Muhtarmz Kenan darbeyleyerek kat-leylemitir. Ve Muhtarmzn
yannda bulunarak bu feci sahneleri bize anlatarak, bu feci durumu bize duyurmu
bulunan gene ankazk kynden Sleyman olu Haydar nam kyl, bu
368
feci manzaray bize ylece arz eylemitir. nce Memed nam sergerde
adamlaryla..."
Asm avu birden tulardan elini ekti:
"Yzbam," dedi, "bu ifade eliik bir ifade olmuyor mu?"
"Ne demek o?"
"Hem nce Memed kayp, yok, diyoruz ve hem de kasabaya kadar indi, diyoruz."
Yzba Faruk gld:
"Asm avu," dedi, "bu zabt bizde kalacak, sonra nce Memed ifna edilince de
btn onun yaptklar sahneye dklecek. Anladn m?"
"Anladm Yzbam."
"Btn bunlar sonra bizim sicilimize yazlacak. Devam."
Adamlaryla gelerek Muhtarmz Kenan evinden alarak, kasabann kenarndaki kuru
dereye getirerek, kasabamz erafndan Karadalolu Murtaza Aann yerini
sormulardr. Sergerde nce Memed maktul Ali Safa Beyle birlikte Murtaza Aay
da ldrmek isteyerek onun evine de gitmise de o tarihte Murtaza Aa evinde
bulunmamakla bu badireden cann zor bela kurtarmakla, lm atlatmtr. Onu
ille de katleylemek isteyen sergerde kasabaya kadar inmek cesaretini kendinde
bula-raktan, mcehhez olaraktan ankazk Muhtar maktul Kenan gece buraya
yatandan alp getirmekle, Muhtara Murtaza Aann yerini sormakla Muhtarmz da
cann gzne alarak Murtaza Aann bilmekte olduu yerini sylememekte
direnerek ve nce Memed nam sergerde de ve adamlar da onu darbeyleyerek, sabaha
kadar ikence ederek ldrmekle ve de ibu zabt mahallinde ahitler huzurunda
tespit edilerek...
"yi mi?"
"ok gzel Yzbam."
"Cenazeyi hemen ailesine teslim edin. Cenazeyi kasabann iinden geirmeden
alsnlar gitsinler. Sen de Ali Onbay, birka candarmay, ahitleri...
ahitler hazr m?"
"Ali Onba oktan hazr etmitir ahitleri. Bylesi ilerde o ahitsiz, bir
yere bir adm bile atmaz."
"Doktoru, Mddeiumumiyi..."
"Be dakikada her ey hazrdr."
369

Cenaze ikindist ankazktan gelen ailesine, kyllere teslim edildi. Kyller


kasabann stnden dolanarak alaya-madan, t karamadan llerini alp
sessizce ekilip gittiler.
Haberi duyan Murtaza eli aya boanm, soluk solua candarma komutanlna
geldi, merdivenleri ikier ikier karak Yzbann odasna girdi:
"Aldm haber doru mu Yzbam? Demek nce Memed nam serderge bu gece dereye
kadar inmi, demek zavall Kenan evladmzdan benim evimi sormu, o da aziz
canndan vazgeerek benim evimi ve de yerimi, nk benim yerimi, ben her zaman
evde yatmam, o sergerde Ali Safa biraderimizi katlettikten sonra ben, her gn,
her gn deilse de birka gne bir baka bir hanede kalrm ya da bir kye
azimet ederim... Demek, benim yerimi Kenan evladmz kimseye sylememi, aziz
cann vererekten, beni kurtarm? Ben de onun evlatlarna, babalarn
arattrmam. Babasn anasn kimseye muhta etmem. Demek bu hadise doru ha?"
"Maalesef doru."
"Demek kasabaya kadar inmi ha?"
"nmi."
"Demek ben imdi yaamyor bulunabilirdim."
"Maalesef..."
"Demek..."
"Maalesef..."
"imdi ne yapacam ben?"
"Siz hi korkmayn, ben tedbirimi aldm. Grdnz ya benim adamlarm... O Kenan
bizim muhbiri hasmzd. Sizin iin cann verdi."
"Var olsunlar, var olsunlar yle vatan ocuklar. Bu vatan onlarn naiz
omuzlarnda ykselecek, aru alaya ulaacaktr. Sizin ve onun gibi gen
yiitlerin." Ayaa kalkt: "Bana msaade..."
Ve arya dt, nce Memedin kuru dereye kadar gelerek, kendi evini maktul ve
mafur Kenandan sorduunu, o da can pahasna, babasndan deerli sayd
Murtaza Aasnn evini onlara gstermeyerek, ekmek yedii sofraya bak
sokmadn cann vererek gsterdiini, nne gelene yanp yaklarak, vnerek
anlatmaya balad.
370
"nce Memed nam kafir adem, yakalam bizim Kenan, syle Murtaza Aann yerini,
o bilmiyorum, demi. O bilmiyorum dedike tekiler basmlar denei, hayasn
burmular, bizim Kenan da lrm, lrm de Murtaza Aann yerini sylemem, ben
onun evinde dnyaya, dosta da dmana da ak sofrasnda yemek yedim, demi.
Pravo, bin pravo aslanma da, ehit evladm Kenanma..."
Kasaba olay daha o Yzbaya ulaamadan ok nce duymu, berber Kr Salihin
Nazikler adl dkkan, ar kovan gibi ilemeye balamt.
Yalnz Murtaza Aa kasabada hem dolayor, hem de korkuyordu. Adanaya gitmeden
nce Muhtar Kenana bir mektup yazdrp Ankaraya, Adanadan attrtmt. Acaba
Arif Saim Beyin getirdii mektuplar arasnda bu da var myd? O zaman o
mektuplar arasnda Muhtar Kenann iki tane mektubu olmas gerekti. Birisi
avukatn Adanada yazd, teki de Mddeiumuminin bizzat kendi eliyle
daktilosunda donatt mektup... Ulan Mddeiumumi Bey, bir de mektup yazyor ki,
ulan olum allameyi cihan msm, her satrn yiyen kpek kudurur, vay vay! Eer
i byleyse kymetli kahraman Muhtar Kenan, nce Memedin deil de Kerti Alinin
sopalan altnda can vermitir. Bunu Yzbadan reneceim, hem de bu gece, dedi
kendi kendine. renmezsem merakmdan lrm.
Gece yary iple ekiyordu. Belki de gelen nce Memeddir... O ki, bu kasabada
Aa brakmamaya ant iip yemin vermitir. Niin ilk ldrecei kii Murtaza Aa
olmasn, bu kasabada ondan grkemli, ondan yiit, ondan zengin kim vardr ki? O,
Murtaza Aann nur iinde yatas babas Adanadan bu yana biltekmil topraklar
tapulayan kii deil midir? O Murtaza aann her gece mbarek mezarnda yatas
babas bu kasabaya Marallarla birlikte ilk eltik eken, ilk pamuk yetitiren
kii deil midir? O Murtaza Aann soylu Trkmen Beyi babas deil midir ki, bu
kasabann ovalarn koyun srleri, inek, boa srleri, ylk ylk atlarla
doldurmu kii?
Onun soylu, gk gibi grleyen dedesi deil midir ki... Murtaza Aa buraya
gelince duruyor, dedesinin yapt byk ileri kendi kendine bile sylemekten
rkyordu. Ama o ne yap-

371
sn, ne yaparsa yapsn, btn kasaba onun dedesini, dedesinin neler yaptn
biliyordu. Her neyse btn kasaba onun dedesini bilsinler de hkmet adamlar
bilmesinler, ne olur ne olmaz. Onun dedesi Frkay Islahiyede Kozanoluyla
birlikte olup Sumbas kolunu tutmu, koskocaman Kozanolu Osmanlya pes ettii
halde, onun dedesi Osmanl ordusu karsnda bir adm bile gerilememi, Frkay
Islahiyeyi krm geirmiti.
Dedesinin Trkmen tarafndan ok ayplanan, Osmanl tarafndan da ok vlen bir
davran daha olmutu. Kozanolu yenilince Torosa kam, yannda da Ak
Dadalolu, Toroslar-da ky ky, dere kovuk gizlenmi, ama onlar dalar kabul
etmemi, Kozanolu Ahmet Paa da Karadalolunun yedi gbekli adrna
snmt sonunda... O gece Dadalolu sabaha kadar, saz kucana ekmi,
yenilginin trksn sylemi, btn Trkmen eli de onunla birlikte
alamlard. Sabah olunca da o soylu Karadaholu olan dedesi, Kozanolu Ahmet
Paann ellerini arkasna balayarak gtrm, Osmanl kumandan Dervi Paaya
"Paa, al sana Kozanolunu getirdim, getirdim ya, sen onu ldrmeyesin, yoksa bu
dnya bana yklr," demiti. Ama Ak Dadalolunu Osmanlya teslim etmeye ii
elvermemiti ya, buna karn bile, Trkmen onun soylu dedesinin Kozanolunu
Osmanlya teslim ediini balamam, bunu insanla, trelere aykr bulmu,
obadan airetten, bir sabah bir de bakmt ki, yresinde bir tek kii kalmam,
ondan sonra da soylu dedesinin airetinden bir tek kii, kardeleri, akrabalar
bile yanma uramamt. Hala eski Trkmenden kalan kiiler, onun dedesinin adn
anarlarken, eytana lanet okurlard.
Gece yars olana dek dedesini, babasn dnd nedense... Ne yapyor, ne
ediyorsa bu gece dedesini, babasn dnmekten kendisini alkoyamyordu. Ama
dedesi Kozanolu Ahmet Paay teslim etmiti de hkmete, Ak Dadalolunu
teslim etmemi, onu korumutu. O koruduu, cann kurtard Dadalolu bile, o
gnden sonra ona srtn dnm, bir daha evine ne uram, ne de yzne
bakmt.
"Hsne Hatun," dedi, oktan beridir konumadan, onun yzne bakp dncelerini
okumaya alan karsna, "dedemi dnyorum. O iyi ki Trkmen Beyi olarak
kalmam. O,
372
Trkmen Beyi olarak kalsayd, biz de bugn teki baldrp-lak, alktan nefesi
kokan Trkmen Beylerinin ocuklar gibi olurduk. Byle yar gebe, yar a yar
tok... yi ki, iyi ki..."
Kars ona karlk vermedi ve bir tuhaf bakt. nk karsnn soyu o yar a
yar tok dedii Trkmen Beylerindendi.
Dervi Paadr, cmert adam, yiit adamdr, haza Osmanldr, dedesinin Osmanlya
yapt bu iyiliin karl olarak, dile benden ne dilersen, istersen atnn
ayak basabildii kadar toprak senin olsun, demiti. Dedesidir, Dervi Paann
huzurunda kyama varm, kanl yalar dkerek, ben ne yapaym mal mlk, ben ne
yapaym dnya maln, elim airetim beni bir czzaml gibi bu dnyada yek bama
brakarak gittikten kelli, demiti. Dervi Paadr, onu teselli etmi, u Ceyhan
rmann bu yan senindir diye bir ferman yazp eline vermiti. Bozgunda
Trkmenden kalan srler, atlar, develer, adrlar, altnlar da dedesinin
olmutu. Babasna gelince o da bu mallar iyi idare edip malnn stne mallar
katmt. Gn gemi devir dnm onlar yalnz brakm airetleri biraz
toprak, biraz otlak iin onlarn ayaklarna dmt. Fakat onun soylu babas
Nuh demi de Peygamber dememi, onlar brakp giden airetini balamam,
onlardan bir tekinin bile yzne bakmamt. Ama Murtaza Aa yle mi, Murtaza
Aa scakkanldr, eline airetine dkndr, elsiz airetsiz hibir eyin
yrmeyeceini, kaba aacn dal ile grlediini bilendir.
"Babam yanl yapt Hatun, yle deil mi?"
"Yanl," dedi Hsne Hatun.
"Elin airetin olmaynca servetin hibir kymeti yok."
"Olamaz," dedi Hatun sevinerek.
"imdi elimiz airetimiz yanmzda olsayd, biz de eller gibi... Bak
Bozdoanllara, kimse gzn stnde kan var diyebiliyor mu? Onlar
fkaradrlar, benim servetimin binde birisi onlarda yok ama, alem onlardan
korkuyor."

"Korkacak."
"Onlarn hi kimsesi, hibir eyleri yok ama, airetleri var. Ha deyince yz
kii ve hem de bin kii Bozdoanl Beyi iin lr."
"lr," dedi Hatun.
373
"Bir nce Memed daa knca benim gibi can telana dp bir san deliini
bin altna aramazlar."
"Aramazlar."
"Ben varaym da Yzbaya gideyim bakaym devran ne gsterecek... Bence Muhtar
Kenan Kerti Ali Onba ldrd."
"Belki nce Memed ldrmtr, hi belli olmaz."
"Hi belli..." Murtaza Aa saatna bakt, merdivenleri indi.
Daha uzaktan Yzbann gaz lambasn grnce sevindi. Bu anda da ii Yzbaya
kaynad. yi ocuktu, mert adamd. Tam bir Cumhuriyet zabitiydi. Hilesi hurdas,
yalan dolan yoktu, dobra dobra bir adamd. Ama ne yazk ki, Zlfye tapnmt. Zlf de onun kuyusunu kazyordu. Bu anda onun iin yazdrd
mektuplara ok piman olmutu. Yazk deil mi, diye dnyordu, bylesi bir
gence, gecesi yok, gndz yok, yl on iki ay ekyalarn ardnda, hem de kurun
yamurlar altnda. Bu alak kyller onu aldatmlarsa, kadnlar onun yolunu
nce Memedden evirip de Kara Osmanm stne dndrmler, Kara Osman ldrlnce
de ona nce Memeddir, diye at yakmlarsa ne yapsn...
Kapy ald, bir er:
"Kimdir o?" diye sordu.
"Yavrum benim, ben Murtaza Aa, Yzbaya haber ver."
Kap ald, er:
"Yzbam seni bekliyor," dedi.
Yukardan Yzba kvanl bir sesle:
"Ben bilirim, ben adamm bilirim," diye glyordu. "Seni bekliyordum Aa. ay
da hazrlattm. Ge kaldn."
"Ge kalmadm, tam gece yars, ortalktan el ayak ekilsin de dedim hani."
"Ho geldin, iyi yaptn. Zlf Bey de burada."
Zlfyle kucaklatlar.
ay hazrd.
Zlf hemen konuya girdi:

"u mektup ve telgraflar... Arif Saim Bey deli oluyor bu ie. Grdn ya, benim
yzme bile bakmad. Mektuplar yazan istiyor. Dn de bir dedikodu geldi
kulama, tuh tuh, ocaklardan uzak, gya ki Arif Saim Bey Mustafa Kemal Paa374
miza, yerine gemek iin suikast hazrlyormu, erkeslerle birlikte. Dveli
muazzamayla ibirlii iindeymi. Byle ey olabilir mi hi?"
"Olamaz, haa!" diye bard Murtaza Aa. "Amann Arif Saim Bey bunu duymasn,
bu kasabay ykar. Atee verir de yakar."
"Dur heyecanlanma Aa," dedi Zlf, olgun, gn grm arbal haliyle.
"Dedikodunun menei bizim buralar deil, Adanada dolaan bir dedikodu bu. Onun
iin bizi pek o kadar alakadar etmez. Ama ne dehet bir dedikodudur bu ki, Arif
Saim Bey..."
"Haa, bin kere haa..."
"Evet, iyi konutun Murtaza Aa, haa. Evet, ne biim bir dedikodudur ki bu
kan, Arif Saim Bey Allahtan nce Mustafa Kemal Paaya tapar. Ben bilmez miyim,
tapar. Mustafa Kemal Paa, Allah gstermesin, imdi lse, Arif Saim Bey de
duyduu anda onun lmn eker tabancasn kendi azna boaltr. Korkuyorum
Murtaza Aa, ok korkuyorum, bu dedikodunun altndan bir ey kar diye."
"Korkma," diye gld Murtaza Aa. "Ate olmayan yerden duman kmaz, diye
korkma. Biz yle insanlarz ki ate olmayan yerden duman karrz. Bunu da
dnyalar kahraman, akll, o gne bal Paamz bilir. Bilmez mi?"
Zlfnn gzlerinin iine gzlerini dikip bir sre delici baklarla ona bakt,
o susuyordu.
"Bilir," diye bard Murtaza.
Yzba masann bir kesine oturmu, bir yandan onlara ay dolduruyor, kukulu,
rahatsz bir ona, bir tekine bakyor, endieli bir yzle onlarn konumalarn

dinliyordu. Murtaza Aa da sz deitirmek iin kvranyor, bu da Yzbann


gznden kamyordu.
Bir ara, uzun bir sessizlik oldu. Kimse sessizlii bozamyor, z konuya kimse
dokunmak istemiyordu. Sonunda Yzba:
"Bu gece buraya ne iin toplandmz mz de gayet iyi biliyoruz," diye sze
balad. "Edindiimiz gizli malumata gre bu mektuplar, haa huzurunuzdan,
sizin ikinizin yazd tebeyyn etmi bulunuyor. Ben sizlere toz
kondurmadmdan
375
dolay bunu sizlere sormak lzumunu bile duymadm. Siz bunu duyarak zahmet
ederek buraya kadar geldiniz."
"Duydum," dedi Zlf glmseyerek.
"Duydum," dedi Murtaza Aa ok zgn.
"Gene de size bir ey sormak benim haddim deil. Siz Zlf Bey, Arif Saim Beyin
cephe arkadasnz, byle ileri yapmanzn lzumu yok. Siz de Murtaza Aa,
benim en yakn dos-tumsunuz, aabeyimsiniz, siz de bana..."
"Haa, haa, bin kere haa... Siz benim en kymetlimsiniz. Arif Saim Bey iin
Mustafa Kemal Paa neyse, siz de benim iin osunuz."
"Sizden benim ricam, mz, hep beraber bu mektuplar kimin yazdrdn
bulacaz. Ben de bu adamlarn cezalarn kendi apmca, elimden geldiince
verdikten sonra Arif Saim Beye bildireceim. O artk ne yapacan kendisi
bilir. Yalnz benim elimde kati deliller gerek. Ben yarndan tezi yok yirmi
kyn Muhtarlarn sorguya ekeceim. Belki onlar bir itirafta bulunabilir.
Arzuhalci Deli Fahri u anda nezarette, bana telgraflar Murtaza ektirdi,
diyor. Siyaseti, Ali Onbann elinde, o dayanyor."
"Yzba, brakn o adamlar, o, ilk telgraflard, Ali Safa Bey maktul dt
gn ekilen... Ben sizin iyiliiniz iin size kuvvet gnderilsin diye
yazdrmtm. Siz de biliyorsunuz. Yazk demek Siyaseti dayanyor, rica ederim
Yzbam onu Ker-ti Alinin elinden alnz. ldrr o, o garibi imdi."
"ldrmeyecek."
Murtaza Aa zgn, boynunu bkt:
"Benim bildiim Kerti Aliyse onu oktan ldrmtr."
"Bana sz verdi, ldrmeyecek."
"Eer sen onun imdadna be dakika daha ulamazsan, yarn sabah buyurun cenaze
namazna... Rica ederim Yzbam, ok rica ederim. Siyasetinin ok ocuu var.
Siz onu brakrsanz, ben de size sz veriyorum, mektupular bulaca-m."
Yzba hemen ayaa kalkt glmseyerek, aaya bir eyler syledi, kapnn
oralardan tfek akrtlar geldi.
"Tamam. imdi braklacaklar." Sandalyasma oturdu, ay376
lar tazeledikten sonra: "Yarn yirmi Muhtarn ifadesini alacam. Ne yazk
ki bu yirmi Muhtardan birisini nce Memed katleyledi, dve dve..."
Zlf anlaml anlaml gld:
"Demek kasabann iine kadar gelebilmi, ok cesur bir adam olacak bu nce
Memed."
"ok cesur, delicesine cesur," dedi Yzba.
"Benim evi sormu."
"Sormu."
"Kenan olum da sylememi..."
"Sizin urunuza cann vermi. Halbuki Kenan bilseydi ki siz her gece baka bir
yerde yatyorsunuz... Sizden ne istiyor bu adam?"
"Benden ok istedii var. O biliyor, benim ona ne yapabileceimi, o biliyor
benim... Yzbam, bilmelisiniz ki bu ekyalarn her yerde gzleri, kulaklar
vardr. Onlar, hele nce Memed, Bayramolu gibi alanlar..."
"O kadar bytmeyin Murtaza Bey..."
Murtaza Aa boynunu bkt, somurttu:
"Ben de sandmd ki Muhtar Kenan Onbamz Ali ldrmtr. Eer nce Memed
ldrmse... Ben ldm, hakknz helal edin."
"O kadar deil Murtaza Aa."
"imdi gelir, isterse beni u anda burada ldrr."
"Rica ederim Murtaza Aa."

"ldrr," diye inledi Murtaza.


Zlf bir yolunu bulup masann altndan onun bacana bir tekme vurdu. Murtaza
da szn deitirdi.
"Ben kimden phe ediyorum bunu size aka sylemeliyim."
"Buyurun Zlf Bey..."
"Ben o molla bozuntusu, yalan kumkumas Duran Efendiden phe ediyorum."
"Dorudur," diye ayaa frlad Murtaza Aa. "ok doru, o saman altndan su
yrtendir."
"Bu kasabada, muhterem Yzbam, sizin aleyhinize byle mektuplar yazacak bir
tek kii vardr, o da..."
377
"O Molla Duran karncayla cima edip belini incitmeyenler-dendir."
"Doru..."
"Delil gerek arkadalar."
"Bulunur," dedi Zlf.
"Buluruz," dedi Murtaza Aa. "Ama onu derdest edip de mahkeme huzuruna
kartmak, stelik de bylesi muhataral gnlerde, kimin iine yarar?"
"Ben kimseden ekinmem," diye grledi Yzba. "Yarn onun ifadesini alacam."
Ayaa kalkt, beli anmt, gerindi. "Takn Halil Bey?" diye sordu.
"O ok tehlikelidir," dedi Zlf. "Onun ifadesini ltfen almayn Yzbam."
"Neden?"
"Olmaz Yzbam. Banza i aarsnz."
"Ben kanundan baka kimseden korkmam."
"Onun da sras gelecek."
"Zlf Beyi dinleyelim Yzbam. Yanl bir i yapmayalm. nce Memed..."
"Siz ondan hi korkmayn Murtaza Aa. Bir daha o bu kasabann kycma deil, o
Torosun kycna bile gelemeyecek. O yaknda..."
Yzba ylesine kesin, ylesine kendine gvenmi konutu ki, Murtaza Aa
iinden, senden nce ieklidereli Mahmut Aa, diye onunla alay etti.
Bundan sonra da kasaba ileri gelenlerini, kim bu mektuplar yazar, ya da
yazamaz, diye teker teker gzden geirdiler. Sabaha kar da bir olumlu sonuca
varamadan daldlar.
Zlf darya kar kmaz:
"Ahmak," diye Murtazanm kulana bir ylan sl gibi fsldad. "Ulan ahmak
adam, anlamadn m, Yzba Kerti Aliye Muhtar Kenan ldrtm, anlamadn m,
Kenandan da bizim admz alm, anlamadn m, Kerti Ali koarak bana geldi,
her eyi anlatt, anlamadn m? nce Memed nerede, ekyalar nerede, sen hibir
ekyann dve dve adam ldrdn duydun, grdn m be ahmak adam, bunu, bu
kadarck eyi anlamayacak ne var?"
378
"Anlamtm," dedi Murtaza sklarak. "Anlamtm ya, gene de ne olur, ne olmaz
diye..."
"Haydi sana gidelim. Sen Hsne Hatunu uyandr."
"O uyumamtr. O bizi bekliyordur imdi."
"Katmerli, yal ball bir kahvalt yapalm. Taze tereya istiyorum, hem de bu
sabah yaylm. Hem de stnde ayran kabarcklar olan. nce Memedi de takma o
kadar kafana. Alt st zavall bir kyl. Bu ate gibi Yzba onun hakkndan
gelir yaknda."
"Yapma Zlf, alay eyleme. O, da gibi Ali Safa Beyi yedi. Seni de, beni de... O
bizim kanmza susam. O nce Memedin akbetini yaknda greceksin. O Yzba
bir hi."
"Yaknda grrsn Yzbay. Belki de ldrlmtr nce Memed. Belki de
ldrlen dokuz ekyann arasndayd. Benim dalardan aldm istihbarata gre,
dalarda u anda byle bir ekya, nce Memed yok. Bu istihbaratm yanlmaz,
katidir."
"yleyse nerededir bu eytan?"
"Yaknda reniriz."
"Ne zaman, ne zaman? Tez ol aman Zlf. Benim uyku d-nek grdm yok. u anda
bile bir yerden gelecek kurunu bekliyorum. nce Memed yaknda ldrlecektir.
Gene de korkuyorum."
"Korkma!"

Kol kola Murtaza Aann konana dndler. Neredeyse gn d yacakt. Hsne


Hatun onlar konan alt kapsnda karlad:
"Ho geldin Zlf kardamz," dedi, "sen de olmasan... Murtaza Aann bir tek
dostu var bu kasabada, o da sensin. Gn gemez ki Aa bir kere senin o gzel
adn azna almasn, Zlf Bey kardam yle de, byle, diye..."
Yzba onlarn ardndan, hi beklemeden doru Candar-ma Komutanlna komutu.
Dnceli, fkeli, gergindi. Ekyalar kolayd da, bu hin olu hinlerle nasl
baa kacakt. Her eyi biliyorlard. Zlf ona, nce Memed szn edince, onu
kmseyerek, nasl da yzne bakm, ben byle samalklar yutar mym, hey
kumandan bey, demek istemiti. ldrttr379
dn Kenan, onun azndan da bizim admz aldn ya, sana helal olsun, deer,
diye anlaml, ldrc glmsemiti.
Kerti Ali Onba onu daha, o eski kabartmal tan yann-dayken karlamt.
"Gel Ali, iler kart ki arapsana dnd. Gel odama da konualm."
Odada, masann stnde tten semaver onu bekliyordu.
Yzba:
"Yaa be Onba," diye sevindi, "ay da hazrlamsn. Ne biliyordun
geleceimi?"
"Bilmez olur muyum Yzbam..."
Yzba ince belli kadehe tavan kan ayn doldurdu, ekeri atp arkasna
kayklarak koltua dayand.
"On dokuzunu itiraf ettirdim Yzbam."
Yzba tepeden trnaa onu szd. Kerti Alinin gzleri imi, kan anana
dnmt. Pantolonu dm, yz sarkm, gmlei de yrtlm, elleri kan
iinde kalmt. Yzba ona acd. Nedense bu adama sonsuz bir acma duyuyordu.
Bir de onun enerjisine olaanst hayrand.
"Kimse lmedi ya."
"lmedi. Bunlar salam kt."
"Keski Kenan da lmeseydi..."
"lmezdi Yzbam ya, Kenan ok yalnkat bir adamm. Hem yalnkat, hem de
inat. Oluverdi."
"Keski lmeseydi. Btn kasaba onu bizim ldrdmz sanyor. Zlf de,
Murtaza Aa da yle sanyorlar. tiraf edenler ne diyorlar?"
"nce direndiler, sonra da blbl gibi ttler. Kenan o kadar yalnkat kp da
lmeseydi, bunlar bir iki sopada hi itiraf ederler miydi sanyorsunuz? Bu gece
en az be kurban vermi olurduk."
"Ne diyorlar?"
"Ne desinler Yzbam, Zlf Bey, Murtaza Aa diyorlar da baka bir ey
demiyorlar. Bir kii Takn Halil Beyin, bir kii de Molla Durann adn verdi.
Gerisi Zlf de Murtaza da... Murtaza da, Zlf de..."
"Biliyorum, biliyorum onlar," dedi Yzba, "ama bir ey
380
gelemez ki elimizden. Ne yapabiliriz ki onlara?" diye derinden aresizlikle
iini ekti, ellerini umutsuzlukla aarak. "Keski Kenan ldrmeseydin."
"Yalnkat kt Yzbam. ldrmek kast mahsusum yoktu biliyorsunuz,
kendiliinden ld."
"Biliyorum Onbam, ama gene de... Bir daha..."
Ban nne edi Yzba, nndeki ay barda ttyordu, uzun bir dnceye
dald. Ban kaldrdnda gzleri bulanm, yz allak bullakt:
"ok yalnzz Onbam, ok," dedi. "Drt bir yanmzdan kuatmlar, her ey
onlar, biz de... Brak u muhtarlar da gitsinler... Demir emberlerle sarmlar
her bir yanmz, yalanla dolanla. Bunlarla nasl baa karz ki... Brak o
adamlar. zlyorum, kahroluyorum. Can pazarndayz Onba, biliyor musun?
Brak o zavalllar gitsinler..."
"Ba stne Yzbam."
Kerti Ali Onba her eyi anlam, fkesi tepesine km, Yzbasna o da
yrei paralanarak acmt. Sevgi dolu gzlerle, onu tepeden trnaa okayarak
szd. Az daha beklese, ocuklar gibi hngr hngr alayacakt, darya
kendini dar att. Ulan nce Memed hakkn var olum, yerden ge kadar hakkn

var. Keski ben de senin yannda olsam da u Aalarn soluunu kessem de, her gn
be onunu... Sk dileri aznda atrdad.
381
8
nce Memed birka haftadan beri iyiydi. Dadaki maarasndan ormana inmi,
ormann en kuytu yerinde kk bir adrda yayor, Kasmla Temirin obalardan
ona getirdikleri yeni salm taze stleri iiyor, tereyalarn, ballar,
kzarm av etlerini yiyordu. Obalar sanki yara girimilerdi. Her nne gelen
kadn, gen kz ona bir yiyecek piiriyor, ne yapp ediyor, scak scak ona
ulatryorlard. Kk kara adr bir gelin evi gibi kilimlerle, keelerle
denmi, ilemeli uvallar, heybeler, atlas yorganlar, kuty yastklar, yn
deklerle donatlmt.
nce Memedin iyilemesi obalarda bitip tkenmeyen bir bayram sevinci yaratmt.
Herkes ii gc brakm, bu olaanst sevgi seline kaptrm kendisini. Varsa
da nce Memed, yoksa da nce Memed...
Krkgzn Anack Sultannn verdii merhemler, iirdii iksirler, daha ilk
gnden etkisini gstermi, bir hafta iinde de onun ateini drm, yaralarn
saaltmaya balamt. Hr Ana onun banda kular gibi dnm, geceleri uyku
yz grmeden onun ban beklemiti. Yaralarn merhemlemi, iksirlerini, onu
gece yarlar bile uyandrp iirmiti. Sonunda nce Memed gzlerini ap
glmseyince de, onun salarn oka-m:
"Hr Anan senin kara gzlerine kurban olsun," demiti. nce Memed ayaa
kalknca da, "imdi artk bana izin nce olum," diyerekten eeine binmi,
Ksack Mahmutla birlikte kyn yolunu sevin iinde tutmutu.
382
O nce Memedin de, onun gzlerini balatarak yanma yle gtrttn bir trl
unutamamt. Hele daha iyileip de ekyala balasmd hele, Hr Anack da u
dnyann ka bucak olduunu ona gsterirdi.
nce Memed iyileip de, Hr Ana yola dnce grenler onu tanyamamlard.
Belki yirmi ya genlemi, yzndeki krklklar yitmi, gzleri gen
kzlarn gzleri gibi parlamt. Yzne mutlu bir gl yerlemi, stbeyaz
dileriyle Hr Ana bir sevin gl olup amt.
"Seni daha brakp gitmezdim ama nce Memed, benim daha ok iim var kyde..."
Uzun uzun biribirlerine sarlmlard...
Kye geldiinde, bir akamstyd, hi yorulmam, Ksack Mahmudun eeinden,
daha eei durdurmadan, yere usta, gen bir binici gibi atlamt. Eve
vardklarnda da nce Memedin yaz atn kapsnn aznda yle dimdik durur
bulmutu. At ban kapya dayar gibi etmi, dnceli, sessiz yle durmu
kalmt. Onu gren kyller evden eve kouarak haberi herkese bir anda
ulatrmlard. Kapsnn n de, daha o eve girmeden ana baba gn olmutu.
"Ho geldin Hr Ana, Hr Ana ho geldin," sesleri ky bir anda doldurmutu.
Bu kadar kalabalk bile bu yaz at rktemiyor, at, olduu yerde kprdamadan
duruyordu.
" gndr bu at burada Hr," dedi Hsk. " gndr gece gndz bu at ne
yiyor, ne de iiyor, burada byle bekleyip duruyor."
Hr Ana kalabal yard, atn yanma doru ekilerek, "Yol verin, yol verin,"
diye yrd, "benim ona syleyeceklerim var, o gndr beni neden byle
kprdamadan bekliyor, ben onu biliyorum ite."
Kyl kalabal soluksuz kesilip sustu. Hr Ana atn yanna usul usul yanat,
elini kaldrd onun yelesini korkarak usul usul okad. Kulana da eilip,
"Gzel at, yaz at," dedi, "sen Hazreti Alinin Dldl, Krolunun Krat, Gen
Osma-nn Arabi, Peygamberin Bura soyundansm. Sen soylularn soylususun. Yoksa
burada gndr yemeden imeden durur da beni bekler miydin... Dur imdi..."
383
At huysuzlanmaya, kuyruunu hzl hzl, saa sola sallamaya balam, ban
kaldrm kulaklarn dikmiti. Hr Ana imdi ancak onun gsne yetiebiliyor,
heyecanlanm, elleri titreyerek ancak oralarn okayabiliyordu. Kalabalk da
durmu onlar bym gzlerle seyreyliyordu.
"imdi beni iyi dinle," diye duyulur duyulmaz bir sesle konutu Hr Ana.
"Ban azck indir de kr olas, bak sana ne gzel szler syleyeceim, beni
dinle."

Elini ekti, yukardaki atn gzlerine bakmak istedi, at gittike


huysuzlanyordu, onun gzlerine gzlerini rastlatamad. "Var dinleme beni, verme
kulan bana. stersem ben de sana onu sylemem ite!"
Ata syleyeceini seslice syleyemezdi, u mendebur kalabalk duyabilirdi. At da
bir ho oluyordu. u at kap gitmeden de iyi haberini ona bildirmeliydi ki, o
da duysun, mademki f-kara gn gece burada onun yolunu gzlemiti, varsn
se-vinsindi.
At brakp kalabala dnd:
"imdi siz azck uzaklasn bakalm, ben bu huysuz, deli ata gizli bir eyler
syleyeceim. Haydin kurban olduklarm, haydin gzel kyllerim. Kusuruma
bakmayn, glden nazik gnlnz de incinmesin. Ben bu at savdktan sonra teker
teker evlerinize gelirim."
Kalabalk kskn, t karmadan arkasn dnp oradan uzaklat. Hr Ana,
kalabaln iyice ortadan ekilmesini bekledikten sonra atn yanma vard:
"Sana bu gzel haberi vermezdim ama, bu huysuzluundan, deliliinden dolay, ama
neyleyim ki iyi kimselerdensin sen, sihirbaz bir atsn, bir de gndr yolumu
gzlyor-sun."
Kalabalk ekilince at biraz dinginlemi, ban biraz indirmiti.
"yi dinle beni, nce Memed iyileti, iyileti, iyileti."
Biraz teye ekilip atn gzlerine bakt, onun tepineceini, sevineceini,
ban ge kaldrp dnyay inleterek kineyece-ini sanyordu. Atta hibir
deiiklik grmeyince de kzd, ona yaklamadan, olduu yerden bard:
384
"yileti, iyileti, duymadn m beni Allahm bin belas, gz kr olup da boyu
devrilesi, iyileti, iyileti..."
At gene aldrmyordu.
"Hay sen Krolunun Kratna, Alinin Dldlne, Peygamberin Burana kurban
olasn... Hay benim de, nce Meme-din de trnaklarmza kurban olasn..."
fkesi tepesine kt, kendini yitirip bard:
"nce Memed iyi oldu, kurtuldu, iyi oldu, kurtuldu, onu Anack Sultan saaltt,
duydun mu?"
Kyller onun "nce Memed saald" szlerinin kendilerine sylendiini sanarak
hemen gerisin geri koarak, sevinerek grltyle dndler.
Hr Ana da atn n ayana bir tekme att, o anda da at aha kalkt, uzun uzun
kinedikten sonra Alidana dnd ald yatrd, bir top kara bulut gibi kyn
iinden szld kt.
"nce Memede ne olmu, ne olmu ana?" diye sordular.
"Yaral mym?"
"Hasta sayr mym?"
Bu kr olas at yznden ok yaydan km, olan olmutu.
"nce Memed yaralyd, iyi oldu," dedi Hr Ana. Yann yresini bir iyice
keskin gzleriyle bir daha aratrdktan sonra, "nce Memed ok kr Allahma
iyi oldu," dedi. "Ar yaralyd, iyi oldu. yi olmayp da ne bok yiyecekti,
elbette iyi olacakt. Ben gittim ona, kuruttuum incirlerle, Delice koyan
narlarn yedirdim ona. Elceizimle gtrdm oraplar giydirdim ona. yi
olmayacakt da ne yapacakt o nce Memed! Krkgz Ocann Anack Sultann
ocandan aldm da, ata bindirdim de, bin yandaki o kutlu kadn onun ayana
gtrdm. Kim olsa onun yerinde iyi olurdu. O Krkgz Oca ki, kllarla iki
ak olmu insan biribirine yaptrarak diriltmi ocaktr. O Krkgz Oca ki,
kelle kucanda Gen Osman gn gece Badadin iinde savatran ocaktr. O
Krkgz Ocadr ki, kendi u iki gzmlen grdm, duvarnda Alinin Zlfikarnn asl durduu ocaktr. O klc var ya, yedi bin yedi yz yetmi yedi
kii gelse o duvardan skp alamaz. O klc var ya, yere dse, dokuz bin dokuz
yz doksan dokuz kii gelse de yerden kaldramaz, ama bir Anack Sultan gelir,
bir
385
kutyn kaldrr gibi onu yerden alverir de yerine asar... O nce Memed
iyilemesin de ne yapsn!"
Hr Ana comu, at, fkesini, kendisini unutup nce Me-medin bandan
geenleri bir eski zaman hikayecisi gibi, evinin nndeki tan stne km
anlatmaya balamt. Kyller de olduklar yere oturmular onu dinliyorlard.

Hr Ana taa batan, Ali Safa Beyin ldrlmesinden ie balad. Candarmalarn,


nce Memed kasabadan karken stne yamur gibi kurun yadrdklarn syledi.
Deirmenoluk kyn geiyorum, dedi, siz onun orasn benden de iyi
biliyorsunuz, Kel Hamzann kpek yemi, kartallara pay olmu leinin kemikleri
daha aada duruyor. Orasn geti. Orman, ormana girerken ite bu yazn
rktn, ormana girmek istemediini, nce Memedinse bu kutlu, sihirli at
zorladn, ormann iinde candarmalarn pusuya yattklarn, gene atn
kulaklarn dikip direkleyip durduunu, nce Memedinse bunu anlamadn, gene
at srdn, srnce tam candarmalarn ortasna dtn, gecenin
karanlnda atn yere yatarak, karnnn stnde srnerek onu kurtardn, ama
o aklsz, at sz dinlemez nce Memedin tam yedi tane kurun yaras aldn,
ekyalarn nasl gelip onu kurtardklarn bir bir anlatt. Ekyalar onu
almlar gtrmler yce da bandaki maaralarna, cerrah armlar,
cerrahlar onun kann durdurup yaralarn sarmlar ya, nce Memedi de, yedi
kurun yemi, kolay m bu, bir ate alm, frn gibi yanmaya balam. Hr Ana
da onu aram. Aram aram da kimse onun yerini ona sylememi. Hr Ana her
eyi en ince ayrntsna kadar her eyi anlatyordu da ne bir yer ad veriyor,
ne de Yrklerden sz ediyordu. Sonra onun yerini bir hayr sahibi ekyadan
renmi. Ekyalar da onu nce Memede gtrrlerken gzlerini balamlar. Hr
Anann kim olduunu bilememiler de bu halt o sebepten kartrmlar. Hr Ana
da buna o kadar kzm ki, o nce Memed smklsn hasta halinde tepelemeye
kalkm. yi olunca da bunu onun yzne vurmam ya Allah kerimdir, o smklnn
yakas bir daha eline geerse, yakas, Hrcenin, ite o zaman grrm dnyann
ka bucak olduunu...
386
Gn batt, karanlk kavutu, yats oldu Hr Ana en satr anlatyordu. Yeni
Krkgzn Ocana gelmiti.
"Yoruldum," dedi. "Krkgz Ocan da yarn brs gn anlatrm. O Krkgz
Oca krk gn krk gece anlatmakla bitmez ki... Yalnz onu sylemeden edemem,
Krkgz Ocann karsnda ak akmaktandan yce, sivri doruklu bir da var,
gecede gndzde, yamurda karda bile bandan gn eksik olmuyor, kurun gemez
karanlkta bile dan doruu yalp yalp ediyor. te byle."
Komular onu o akam yemee alp gtrdler. Hr Ana kimsenin evinde yemek
yemek istemezdi ama, ne yapsn, ok ge olmutu, ister istemez bir kerecik
olsun, baka yerde yemek yemeyi kabul etti.
Sabahleyin uyandnda daha bir sevinliydi Hr Ana. Hemen ocaa bir kazan su
koydu, su snnca hamamla geti, sandndan kard bir kalp kokulu
sabunla bir iyice yundu arnd. Komu kz artp salarn rdrd,
beliklerinin arasna da birer kk gk boncuk koydurdu. nce Memedin Hr
Anasna nazar demesin, diyerek gld. Sandktan, genliinden bu yana giymedii
kutnu fistann, parlak kundurasn, ince, yalnz ehirli karlarn giydii
orabn kard. Bana da yeil pullu ipeklisini balad. Burnuna Durmu
Alinin askerden dnerken Arabistandan getirdii altn hrzmasn takt. Ayak
bileklerine halhallarm balad. Beline Trablus kuan sarp pskllerini
dizlerine kadar sarktt, giyindi kuand, ardndan da uzun uzun yle bir
aynaya bakt. Sonra da, aynay yerine koyarken, "Vay bre insanolu," diye kendi
kendine sylendi, "sen ne biim yaratksn byle, bir gecede bin ya kocuyor,
bir gnde bin ya genceliyorsun."
Salnarak kyn iine yrd. Her eve giriyor kyor, herkesi seviyor
okuyordu.
Bir evden km, dudaklarnda glckler kyn ortasna geliyordu ki karsna
bir atl kt. Atlnn bindii at, nce Memedin yaz gibi soylu, grkemli al
bir att. Binicinin ayaklarnda izmeler, banda da tyl bir lenger apka,
bacanda kl gibi tlenmi bir klot pantolon, srtnda bir yepyeni, arktan
kmasna krksz bir ceket vard. Atlnn omuzunda
387
da prl prl, menevili bir Alaman filintas aslyd. Yan yana geldiklerinde
atl atnn ban ekip durdu: "Hr Ana," dedi.
"Hr Anan sana kurban olsun, buyur yavru," diye sevindi Hr Ana. "Sen kimsin
de beni byle hemencecik tandn da, Hr Ana dedin bana yiidim?" "Ben Topal
Aliyim, Ana," dedi atl.

"Neee? Sen Topal Ali misin? Benimle takala etme yavrum. Topal Ali senin
trnaklarna kurban olsun aslanm. O bana hi Hr Ana der mi, o beni eline
geirse kanma ekmek doramaz m?"
"Vallahi billahi ben Topal Aliyim, Ana." Hr Ana ona kurnaz kurnaz,
glmseyerek, sen benimle eleniyorsun dercesine bakt.
"Ana sen de bugn giyinmi kuanmi gnlk geline dnmsn, ne oldu byle
sana, bir ey mi var?" Hr Ana buna karlk vermedi.
"Hr Ana sana kurban olsun atl," dedi, "senin o Topala hi benzer bir yerin
var m?"
"Ana istersen, u yana ge de topal ayama bir bak..." Hr Ana kukulanmt.
br yana geti, Alinin zengiye sktrlm, bir top yumruk gibi topal
ayan grd. Grr grmez de yerlere saldrd, bir ta kapp:
"Seni topal ayana stmn topal domuzu seni..." diye ta hzla ona
frlatt. Ta Topal Aliye demedi.
Hr Ana, ta ona demeyince ldrd, yerde ne kadar ta bulduysa Topaln
stne yadrmaya balad. Toprakta dnemiyor, atn stnde arm kalm
Topal Aliye basyordu kalay...
"Seni ukurova zaar seni. Bana da lenger apka giymi, adam olmu da... Seni
kaplarn yal kpei seni! Seni de can-darmalarn boku seni! Senin o lenger
apkann iine atr atr sarm da, doldururum da sen de giyersin, seni! nce
Memedi lm sandn da bu kye geldin, yle mi, seni! nce Memed lmedi, lmedi.
O nce Memed de seni ldrmeyince ben de gz ak gitmez miyim seni!"
"nce Memed iyi mi Ana? ok kr Ana... Mjden bam stne... O sa olsun
da..."
388
Daha fazla konuamad, ensesine yedii bir tala salland ama yere dmedi.
"Seni de btn kpeklerin azna st da, btn eeklerin burnuna iedii...
Seni ukurova zaar da seni... nce Memed lmez ya, lr m, lr m, lr m o
hi, sizin gibi daha bin tane kokarcay ldrmeden lr m?"
"Etme Ana, sana szm var," diye yalvaryordu Ali.
Bir yandan da gelen talardan kendini saknmak iin abalar harcyordu.
"Omuzuna mavzer takana da bakn kyller, sakalna, byna da ocuklarn
bokunu srdme de bakn, nce Memedi ld sannca tfekler kuanp, Arap
atlara binip kye gelene de bakn, kurbannz kulunuz olaym. nce Memed ld
diye de gerp gerp gerinene de bakn! nce Memed lmedi, lmedi..."
Hr Anann amatasn duyan kyller darya uramlar, Hr Anann bu gzel
giyimli atlya yaptklarna zlerek bakyorlard.
Sonunda Hr Ana eline oralardan uzun bir sen geirdi. Alinin ona dnk
srtna gelha eyledi. Topal Ali sarsld, atn srmese ikinci seni yiyip yere
decekti.
"Ka," diye arkasndan grledi Hr Ana, "ka topal ayana stm, ka. O
nce Memed de bu sefer seni de ldrmez-se, ben de ona hakkm helal etmem."
Hrsn alamamt ondan, elinde talarla onun arkasndan bir sre gitti ya
ulaamad. Evine vard, damnn stne kt, ynn Alidamdan yana dnd,
yaz at armaya balad:
"Gel, gel, gel yaz atm gel. Kalem kulakl da, ince de bellim, elma gzlm
gel. Gel de u Topal ayaklarnn altnda ezi-ver. nce Memedi lm biliyor da
kye geliyor, gel! Krolu-nun Krat, Peygamberin Bura, Alinin Dldl
soylum, gel! Gel ha gel! Hr Anan seni aryor, soyunda kheylanlk, soyunda
azck adamlk, mertlik, yiitlik varsa gel! nce Memed uzaklarda, onun yerine
sen varsn, gel! Gel de u uyuz, u ha-yn Topal ayaklarnn altnda ine de,
un ufak eyle, gel!"
Ellerini havaya at, dualar okumaya balad. Hem dualar okuyor, hem yaz at
aryordu.
Az sonra Alidann nndeki akrdikenli dzlkten ko389
pan at, szld geldi Hr Anann evinin nnde durur gibi etti, sonra da
gndoudaki kayalklara doru doludizgin, kuyruu havada ekildi gitti.
At grr grmez Hr Anann nutku tutulmu, olduu yere damn stne dizlerinin
ba zlerek oturmutu. Yrei, korkusundan, aknlndan hzl hzl
atyordu.

"Komular," diye kslm, rkm bir sesle aadakileri ard, "gelin de


beni buradan indirin, bu at benim halimi brakmad."
ki delikanl merdivenleri ikier ikier kp onu alp aaya indirdiler.
"Amann komular, amann kyller, amann kardalar, baclar, amann bu atn ii
de nasl bir i, hi dnyada byle bir ey grlm m, u dnya dnya olal
beri?"
Yorulmu, yz gerilmi, dudaklar kat gibi olmu, ter iinde kalmt.
"Ana azck yornuunu al!"
Onu ieriye gtrdler, yere dek serip, srtna yastklar koyup oturttular.
Hr Ana gzlerini kapatp bir sre yle kald. Biraz kendine gelince, gzlerini
ap sordu:
"Darya bakn bakalm, o at kapda duruyor mu?"
Baktlar, ieriye dnp:
"O at grnrlerde yok," dediler.
"O domuz, kafir nereye gitti?"
"Abdi Aann evine indi," dediler.
"nsin bakalm," diye Hr Ana glmsedi. Ardndan da gene eski sevincini buldu,
yanndakilerle akalamaya balad. Onlar evlerine dalp giderlerken de
arkalarndan seslendi:
"Amann millet, ben bu nce Memedin atndan korktum," dedi.
Topal Aliyi unutmu gitmiti. Kafas hep nce Memedin atyla urayordu. Bu at
cin miydi, peri miydi, bu yaa gelmi byle bir ile karlamamt. Belki de
Krolunun don deitirmi lmsz Krat buydu. Kyamete kadar srtnda ok Krolu, ok nce Memed tayacakt...
Dilerini skarak:
"ldr Topal Aliyi ldr!" dedi hrsla.
390
At, gece yarsna kadar, dar kp kp gzledi ama at bir daha gzkmedi.
Hr Ana, at nce Memede gitmitir, diye dnd. nce Memed de ona binecek,
daha Topal Ali kyden cehennem olup gitmeden yetiecek, o topal haynn
ldrecekti. Hele gelsindi, hele, hele bir de Topal Aliyi ldrmesindi, Hr Ana
o, gzlerini balatp da kendisini kr gibi dalardan a-ran o smklye
gsterecekti.
nce Memed sabah erkenden kalkt, alvarn, kanl abasn giyindi. Hr Anann
onun iin rd orab ayaklarna ekti, arn bir gzelce balad,
fiekliklerini kuand, drbnn boynuna ast, fesini, teberilerini heybeye
koydu, tfeini omuzuna takt:
"Haydiyin arkadalar," dedi, "oba ukurovaya inmeden gidip onlarla bir
helallaalm."
Memed nde, Kasmla Temir arkada incecik orman yolundan yrdler. Orman
ktklarnda le olmu, sisler ormann stnden kalkmt. Bir sre yrdkten
sonra Kzlkartall koyana vardlar. Battal Aa onlar taa aalara kadar
inerek karlad. Memedin yz askt ve aln krmt, gzlerine de o parlak
k gelmi yerlemiti. Battal Aa, "O dedikleri k bu olsa gerek," diye
kendi kendine mrldand ekyalarn nnde Beylik adrna doru yrrken.
adrda yemekler oktan hazrlanm, ak sofra onlar bekliyordu. adrlarn
nlerinde atallara oturtulmu alc kular bugn ok telalydlar, kanatlarn
ayor, rpnyor, umak iin kendilerini zorluyor, bal olduklar yerden
kurtulmak iin iplerini gagalyorlard. Memed bu kularn, bylesi durumlarnn
sebebini ok iyi bilirdi. G hazrlklarna balandnda bunlar hep byle
olurlard. nsanolunun bilemedii, hayvanlarda tuhaf bir nsezi vard.
Yemeklerini hemen hi konumadan yediler, bitirdiler. Sofra kalkt, kahveler
geldi. Kahve gelince Memed ok sevindi. O, mrnde ok az kahve imiti ya,
Yrklerin piirdikleri kahveye baylyordu. Yrk kahvesinin tad, kokusu uzun
bir sre damandan gitmiyor, nereye gitse onunla birlikte geliyordu.
391
"Yarn deilse brs gn gidiyoruz biz ocuklar," dedi Battal Aa. "Bundan
sonra artk bizim iimiz zor. Baba klamza gene etek dolusu para vereceiz.
Ne elimizde kald, ne avucumuzda, u Molla Duran Efendi olacak adam baba dede
klamz iftlik yapt yetmiyormu gibi her yl da bizden altn para
istiyor, kat para olursa olmuyor. imdi aaya inince Adanaya gidip altn

para bulacam. Biz bittik, biz tkendik. u Molla Duran Efendi gibi bir firavun
yok u ukuro-vada. Yaknda bu yaylaa da sahip karsa hi amayacam. imdi
de Topal Aliyi kendisine kahya yapm. Diyorlar ki..." Memedin gzlerinin iine
gzlerini dikip, bir eyler bekler gibi bakt. "Diyorlar ki bu Topal Ali de bin
beter, ondan da insafsz bir adamm. Elinden ekeceimiz var. Molla Duran
Efendi o Topal Alinin altna bir at ekip omuzuna bir mavzer vermi."
Memed kendinde olmayarak gld, bu da Battal Aann gzlerinden kamad.
"Sanrm ki bu Topal Ali, Abdi Aann adam izci Topal Alidir."
"Odur," dedi Memed glerek, sevinerek.
"yi bir adam mdr?" diye sordu Battal Aa ortaya.
"ok iyi adamdr," dedi Memed. "Onun gibi yiit, yrekli, akll bir adam daha
analar dourmamtr."
"yle de diyenler var," dedi Battal Aa. "Her neyse bizim iimiz artk zor. Bizi
u ukurovallar soya soya bitirdiler. Keri-molunun da ba belada."
"O nasl?" diye sordu Memed. "Onu yllar var ki gremedim. u dnya gzyle onu
bir grsem de elini psem. Allah lmeden bunu da bana nasip eder inallah."
Memed Kerimolundan sz ederken utanga sulu bir ocuk gibiydi.
"O da," dedi Battal Aa Memedin iinden geenleri sezerek, "seni ocuklar
kadar, can kadar seviyor."
Memed biraz daha sklp nne bakt. Kerimoluyla karlatklar gnleri hi
anmsamak istemiyordu.
"Onun obas da perian oldu. Onlarn da klaklarna birisi, yeni yetme bir Aa
sahip km. Klaklarnn yanndan bile geirmiyormu onlar o Aa... Durun
hele, ne idi onun da ad?"
392
pnceye dald, aln krt, byklaryla oynad. "O da bir stiklal Harbi
kahramanym. Klcnn hakk olaraktan, ona da Kerimolunun klan
vermiler. O da, onlar klan yanna yaklatrmyormu. Molla Duran gene
insafl, altn alyor ya gene de bizi klamzdan kovmuyor." Durdu,
byklaryla oynad: "Hah," dedi, "onun ad da Sabit Bey. Hi duydunuz mu byle
bir adam?"
"Duymadm," dedi Memed boynunu bkerek.
"On yla kalmaz artk biz biteriz. Bizim oba imdiden bile dalmaya balad."
Gzleri doldu. "Ben lrsem," diye kekeledi, "Yrn mezarl olmaz ya, mezar
da olmaz ya," ac ac gld, "beni getirin de u pnarn bana, o aacn altna
gmn."
"Allah geinden versin," dedi Memed, onun da gzleri dolmutu.
"Buradan baka bizi kabul edecek toprak yok. Bari tez gnde leyim de, buras da
elimizden gitmeden u pnarn bana gmleyim."
"Aa etme," dedi Memed sesi titreyerek.
Bu srada gen kzlar, gelinler, yal kadnlar, kk, byk nakl bohalar
getirip adrn emesinin dibine koyuyor, durmadan, Memede bir gz atp
gidiyorlard. Bir delikanl da birka srmal fieklikle, bir Alaman filintas
getirdi, ilemeli uvallarn dibine koydu, ayakta, elpene divan durup bekledi.
Arkasndan bir drbn, iki erke haneri, bir nagant tabanca getirildi, sap
fudisinden... Memed btn bu gelenlerin ne iin olduunu anlamyor, aknlkla
bir filintaya, bir bohalara bakyordu.
Battal Aa uzun, ince boyuyla ayaa kalkt, imeni yeil gzleriyle bir erkek
gzeliydi, birinci bohay ald, amadan Memedin nne koydu. Srasyla teki
gelen bohalar da Memedin nne dizdi.
"Bunlar sana nce Memed. Bunlar obamzn sana amsakz oban armaandr.
Kusurumuza kalma sana kar bir kusur i-ledikse..."
"Kusur bizde," diye toparland Memed. "Aman ne zahmet..."
393
arm, ne yapacan bilemeden nndeki bohalara bakyordu.
"A onlar," dedi Battal Aa. "Bunlar sana obamz kzlarnn..." uvala dayal
filintay, onun yanndaki fieklikleri, tabancay gsterdi. "Bunlar da sana
obamzn armaandr."
Kpkrmz kesilen Memed ancak bir "Sa olasnz" diyebildi. Boazna bir yumruk
gelmi tkanmt. Kendisini tutmasa katla katla alayacakt. Elini bir trl
bohalara sremiyor-du.

Sonunda Battal Aa dayanamad, bohalardan en byn at. Bohann iinden el


dokumas ak kahverengi, ceplerinin az, diki yerleri, paalar srmayla
ilenmi bir alvar kt. alvarn bann psklleri de simle kartrlmt.
Gene bohadan simle ilenmi yepyeni bir aba kt. Bir ipekli mintan, mintann
yakas gene ipekli ipliklerle ok ince ilenmiti, ift ilemeli, dizleme
orap, tane kelerine ok mavi meneke kondurulmu ipekli mendil, bir ift
de krmz Mara postal duruyordu orada, paal patiska donun altnda.
Memedin aknl gemi, bym gzlerle ona yaplan armaanlara hayranlkla
bakyor, o parlak ine ucu gibi k gelmi gzlerine gene yerlemiti,
konuamyordu.
Battal Aa, Kasm, Temir mutluluktan uarak glmsyor-lard.
"Al bu bohay da u yandaki blmeye git de giy... Korkma stne tpatp gelir.
Bizim hatun kiiler seni iyi tanyorlar."
Bu neri Memedin imdadna yetiti, bohay kapt gibi yan blmeye geti, daha
oraya varr varmaz da boand. Hem alyor, hem de bir yandan soyunuyor, eski,
kanl, candarma kurunlarnn delik deik ettii partallarn bir yana
koyuyordu, dzgnce drp katlayarak...
arabuk yeni giyitlerini giyindi, eline oraplardan birisini ald, orap ok
gzeldi ya, Hr Anann oraplar daha gzeldi, elindeki bohaya geri koyup eski
orabn ayana geirdi. Postal ayana iyice oturdu, balarn zene bezene
balad, ieri girecekti ama, alamas durmuyordu ki... pekli mendillerden
birisini ald, gzlerini uzun bir sre kuruladktan sonra blmeden kt.
394
"Demedim mi sana, demedim mi, hay yien," diye grledi sen akrak Battal Aa.
"Her ey nasl uydu sana... Bizim Yrk kadnlar bu ii iyi bilirler, taa
Krolundan bu yana."
Krolu szn duyunca Memedin yrei szlad.
"Ko Krolunu da bizim Trkmen hatunlar savaa kmadan nce byle
donatrlarm, ata dede greneiymi bu. Bizim eskiler byle sylerler... Ak
Yeil Krolunu anlatrken, onun giyimini kuamn bir gn bir gece syler de
bitiremezdi."
Memed en sonunda konuabildi. Hep nne bakyor, slak gzlerini grmesinler
diye kimseyle gz gze gelmek istemiyordu.
"yi oldu," diye duyulur duyulmaz bir sesle konutu. "Bu iyi oldu ite Aa. Ben
dalar brakyorum. Buradan bam alp ad bilinmedik diyarlara gideceim.
Oralarda kendimi yitireceim. Bu iin sonu yok. Bu iin sonu, be para etmez
birisinin skt kr kurundur."
tekilerin yzne bakt, onlarn yzlerinde en kk bir aknlk izi grmedi.
"Yoksa benim byle yapacam biliyor muydunuz?" diye Memed, aknln
yenemeyerek sordu.
"Benim bildiim," diye Battal Aa gn grm, olgun konutu, "benim bildiim
hibir ekya sonuna kadar dada kalmak istemez. Dada yalanan hibir ekya
grlmemitir ya, sonunda ekya bir kurundan gitmezse, dada yalanrsa, elden
ayaktan der, ekyalk yapamaz. Onun iin sen bunu iyi ediyorsun olum Memed.
yi ediyorsun ya, senin gibi bir ekyann da kendisini kaybedip sonuna kadar
dzde kald da grlmemitir. Ya dzde u sebepten bu sebepten ldrlm, ya
da en kk bir hakszla dayanamayp daa kmtr. Beni yanl anlama Memed,
sana dada kal demiyorum, atadan dededen grdklerimi, duyduklarm sylyorum,
bir ekyann kendisini kaybedip dzde yaamas dada yaamasndan daha zordur.
Ben imdiye kadar dze inmi de eceliyle lm, ya da yeniden daa kmam bir
ekya daha grmedim. al-kakclar demiyorum, senin gibi nam sahibi, nce
Memed olmu, Krolu olmu ekyadan sz ediyorum."
395
"te Bayramolu, Bayramolu ekilmi kyne yayor, gl gibi..."
"Bayramolu ld," dedi Battal Aa. "O kendini ldrd. Krt Rstem de kasabada,
srtnda erbet gm onun bunun maskaras olaraktan her gn lyor. O Krt
Rstem ki, Bayramolu bile onun mertliinin, yrekliliinin, insanlnn yanna
varamaz, onun eline su dkemezdi."
"Ben de lrm," dedi Memed.

"Ben sanmyorum ya inallah stesinden gelirsin," dedi Battal Aa. "Ben seni
azck tanyorsam, senin iindeki bu kurt var iken, byle de depreip durur
iken, sen mecbursun. Kro-lu da mecburdu."
"Biliyorum mecburum, biliyorum duramam, biliyorum nce Memed yitince ben buna
dayanamam. Biliyorum kendimi, biliyorum ya ka para eder... Biliyorum,
biliyorum, biliyorum."
Battal Aa imeni yeil gzlerini onun gzlerine dikmi, Memed artk gzlerini
saklamyordu, onun gzlerine gelmi oturmu o elik ltsna bakyor, vay
insanolu vay, diyordu iinden, az nceki u halim selim, u, giyitleri grnce
bir ocuk gibi utanarak sevincinden, iyiliinden ocuk gibi alayan adama bakn,
bir u kaplan kesilmi, tyleri diken diken olmu deve bakn.
"Biliyorum Aam... Beni iyi dinle, iimi yakan sylyorum sana. Ben lmden
korkmuyorum. lm bizim, bugn deilse de yarn er ge yolumuzdur. Ondan korkan
insan olamaz. Ben kurunla lmekten korkmuyorum. Benim derdim baka..."
Battal Aa dnceli, uzun parmaklarn enesinde dolatryor, onu can
kulayla, her szne nem verdiini belli ederek dinliyordu.
"Benim derdim byk dert. Allah kimsenin bana vermesin byle bir derdi. Dman
bana bile... Ben Abdi Aay ldrdm, onun yerine Kel Hamza geldi. Onu da
ldrdm, bakalm kim gelecek... Ali Safa Beyi ldrdm. imdiye kadar onun
yerine birisi gelmitir, onu da ldrdm diyelim, bak Ke-rimolunun da bana
Sabit Bey konuvermi, hem de gkten inmi. Senin banda da Molla Duran Efendi
var... Benim btn
396
bu ldrmelerim neye yarad, bunu desene bana Battal Aam? Binini ldrsem, iki
bini gelecek..."
Battal Aa kahkahayla glnce Memed bir tuhaf oldu. "imdi anladm senin
derdini," dedi Battal Aa. "Bir iyice anladm." Hem konuuyor, hem de glyordu.
"Sen de beni iyi dinle nce Memed..." Diz st kp sesini dikletirdi. "nce
Memed ldrlecek onun yerine Ali Memed gelecek, o da ldrlecek onun yerine
Hasan Memed gelecek... O da ldrlnce Veli Memed gelecek... O da, o da, o
da... Sen ne sanyorsun olum Memed, nce Memedler bitecek mi sanyorsun? Her
insann iinde bir mecbur kurdu, bir nce Memedlik, bir Kro-luluk kurdu var.
Krolu gitti nce Memed geldi. nsanolunun iinde bu kurt olduka insanolu ne
olursa olsun yenilmeyecek. Sen insanolunun iindeki kurtsun, ne olursan ol,
nereye gidersen git. te insanolunun iindeki bu kurt yiterse, insanlk da
ite o zaman insanlktan kar. nsanolu iindeki bu kurdunu yitirmeyecek, ona
kyamete kadar gz gibi, yrei gibi bakacak. O kurt insanolunun ahdamar,
atan yreidir. Senin iindeki kurt da, ite insanln bu kurdudur."
O gn nce Memed onlara, hakknz helal edin, ben gidiyorum diyemedi bir trl.
O gece sabaha kadar tarttlar. Battal Aa dnya stne, insanlk stne ok
ey biliyordu. "Bir nce Memed giderse bin, on bin, yz bin nce Memed gelir,
Aalar biter de nce Memedler bitmez," sz onun iine ilemi, bu sz onu
tepeden trnaa sarsmt. Szn etkisinden bir trl kurtulamyordu.
Sabah oldu gn ald, nce Memed dncesini deitirmiyordu. Zaten yaralar da
iyi olmamt daha. Son olarak da bunu syledi Battal Aaya.
Battal Aa, ne sylerse sylesin, sonunda ona hak veriyordu. O da insand, o da
oluk ocua kavuacak, rahat edecekti. Bunu biliyordu. Ama insann iindeki o
kurdu da biliyordu. Bu kurt onu rahat brakmayacakt, bunu da ok iyi biliyordu.
Sabahleyin glerek, sevinerek bir kahvalt ettiler. Gn kulua doru nce Memed
ayaa kalkt:
"Ben gitmeliyim," dedi, "hakknz bana helal edin, belki de kyamete kadar bir
daha gremeyeceiz."
397
Hanerini, drbnn, tabancasn, fiekliklerini ald Bat* tal Aann nne
koydu.
"Bunlar obada kalsn, belki bir gn bir nce Memed daha der bu obaya. Bunlar
teki yitip gitmi, imi timi belirsiz olmu nce Memedindir diyerekten ona
verirsiniz."
Dn akamdan bu yana olduklar yerde duran obann ona armaan ettii filintay
grd, vard onu da fiekliklerle, tabancayla, hanerlerle birlikte yerinden
ald, getirdi Battal Aann nne koydu.

"Bu da ondan sonra gelecek nce Memedin olsun," dedi glmseyerek.


teberilerini, armaanlarn heybesine tka basa doldurup omuzuna att, darya
kt. Darda btn oba adrn nne birikmi onu bekliyorlard.
"Hakknz helal edin," dedi nce Memed onlara minnetle, sevgiyle bakarak,
yrd. Bata Battal Aa, yannda Kasmla Temir, obann teki ileri gelenleri,
kadnlar, ocuklar, yallar, btn oba onu bulduklar, keven dikenlerinin
pespembe ttt yere kadar uurladlar.
nce Memed ormana kadar, arkasna bakmadan geldi, oradaki, vurulduu yerdeki
kayaln arkasn dnd, derede bir tan stne oturdu, heybesinden Hr
Anann ona getirdii Delice koyan narndan bir tanesini kard, nar okad,
kokla-d. Pembe narn kabuklar incelmi, biraz da kurumutu. Dileriyle
kabuktan bir para ayrp yere tkrd, yava yava soyarak mayho, iri,
ltl taneli narn bir tanesini bile yere drmeden yedi. Elini derenin
suyunda ykadktan sonra, geldi eski yerine oturdu, dncelere dald. Nereye
gideceini, ne yapacan bilmiyordu. Nereye gitse, bu eli kolu uzun Mustafa
Kemal Paa onu bulamaz myd, bulup da asmaz myd? Bir de Battal Aann o
syledii sz hi aklndan kmyordu. O szlerin etkisine kendisini o kadar
kaptrmt ki, neredeyse geriye dnecek, gece yars Battal Aay uyandracak,
"bir nce Memed giderse bini gelir," diyecek, tfeini alp yryecekti. Bu sz
onu cana getirmi, daha imdiden bambaka bir insan etmiti. Acaba, bu sze
Ferhat Hoca ne derdi, diye dnd. Ferhat Hoca da m Battal Aa gibi dnrd?
Hr Anaya da gidip hakkn helal ettirecekti. Acaba onun ekyal brakp
git398
peine Hr Anann tepkisi ne olacakt? Heybesinden bir nar daha karp
dnceli dnceli yedi. Ardndan bir nar daha kard. Geride nar daha
kalmt, onlar hi yemeyecek, Hr Anaya gsterecekti.
Yrkler heybeye epeyi azk koymulard, ona iki gn yeterdi. Birden rperdi,
srtndan souk terler dkld, yanna ynne baknd, inanlmaz bir boluk
iinde kaldn duydu. Bir eyler arand yresinde, bulamad. Sonra birden
aklna tp etti, tfei yoktu yannda. Korktu. Ya imdi ekyayla, candar-mayla
kar karya kalrsa, ne olacakt... Hem de aklkta oturmu, ahmak ahmak nar
yiyordu. Ayaa kalkmasyla ormann iine dalmas bir oldu. Artk gece yol
alacak, gndz bir kuytuda saklanacak, bir gece yars da Hr Anann, o gl
anasnn kapsn alacakt. Biliyordu, o, Hr Anasn ok iyi biliyordu.
Gzlerini belerterek stne yryecek, "Seni avrat yrekli nce Memed," diye
baracakt, "bu fakir fkaray, Seyran, Koca Os-man, u umutsuzlar nereye
brakp gideceksin, bir i yaptn bari sonuna kadar gtr unu," diye
kkreyecekti.
399
nce Memed yats namaznda kyn st bandaki kayala geldi, serince bir yel
esiyordu, azck d. Birden kyn oradan burnuna ok alk olduu bir koku
geldi. oktandr, kyn kokusunu unutmutu. imdiye kadar hibir yerde onu
bylesine yattran bir koku duymamt. Kokuyla birlikte anasn, Hateyi,
Seyran anmsad. ocuu neredeydi, Iraz Ana onu nereye gtrmt, o gn
bugndr, ne etmi eylemise de onlarn izini bir trl bulamamt. Kyden tek
tk kpek sesleri geliyordu. Bir kayann kovuuna snd. Hem yelden korunacak,
bu kyde candarma, gammaz eksik olmazd, hem de kem gzlerden saklanacakt.
Gkyz silme yldzla deliydi. Bir sre yldzlara dald. Gkyz oya gibi
ilenmiti. ocukluunda bu kayala fak kurmu, karl gecelerde donarak
sabahlara kadar burada fakn beklemiti. lk yakalad sansar da elinden Abdi
Aa almt. O kocaman, gzleri fldr fldr sansarn fakla birlikte kye
gtrm, btn kyl de sansarn bana birikmiti. Sansar ok korkmu, fakta
titriyordu. Sonra Abdi Aa fakyla birlikte sansarn elinden alm, krkn de
kaputunun yakasna diktir-miti. O kadar istedii halde fakn da geri
vermemiti. Abdi Aay dnrken iinde bir boluk daha duydu. Hateyi,
ocukluunu, anasn anmsad. indeki boluk gittike geniliyordu. Seyran
geldi gzlerinin nne, incecik, dal gibi boyu, byk ela gzleri, iki
yanandaki gamzeleriyle, yiit, candan v0f|^|dtj ote:&<|du. Memedin iine
onu ldrtan bir zL HALK KTPHANES

lem geldi oturdu. imdi u anda, urada, u delirmi yldzlarn altnda Seyran
burada olmal, onun elini scack tutmal, ona sarlmalyd. Seyran onu bu kadar
zlyor muydu acaba? Kim bilir, belki de onu l sanyordu. Hr Ana ona bir
haber salmtr nasl olsa, diye sevindi. Gitmeden Seyran da grecek, onu da
birlikte alp gtrecekti gittii yere. Ama Seyrana nasl gidecekti, onlarn
evini, Vayvay kyn candarmalar hi bo brakrlar myd, candarmalarn
ekyalar avlama biimlerinden balcas da sevgili evleri beklemekti.
Ekyalar ne kadar gl olurlarsa olsunlar, insandr bu, beklendiklerini yzde
yz bildikleri halde kendilerini yenemiyor, eninde sonunda bir gece soluu
sevdiklerinin evlerinde alyor, daha sevgililerinin yzlerini bile gremeden,
sevgililerinin gzleri nnde kan iinde yere seriliyorlard. "Seyran grmenin
bir yolunu bulacam," diye mrldand. Dndke Seyrana zlemi artyor,
imdi, u anda yola dp Vayvay kyne, her eyi gze alarak gitmek istiyordu.
Candarmalar bugnlerde onu Vayvayda aramazlar, Seyrann evini beklemezlerdi.
Silahnn olmadn dnnce... Silah olsayd, Seyrana gitmenin tam
srasyd. Belki de gene gidebilirdi klk deitirerek. ukurovallar gibi bir
kara alvar giyer, orapsz ayana da arkas bask bir kara yemeni geirirdi.
Bir de kasket takard bana, kasketin siperini de tam gznn stne indirirdi.
Kim bilecekti onun nce Memed olduunu... nce Memed olduu alnnda yazl
deildi ya... Byklarn da kestirirdi. Hibir bykszn ekya olduu
grlm mdr? Seyran nce korkacak, ksecek, sonra da sevincinden deli olacak,
ona kemiklerini krarcasna sarlacakt. Sonra da onlarn kayalk kylerine
balarn alp gideceklerdi. nce Memed lecek, ok da ocuklar olacakt.
Acaba, imdiye kadar Seyrann niin ocuu olmamt? Yoksa hi mi ocuu
olmayacakt, ksr myd? Varsn olsun, ksr olsun Seyran, diye glmsedi, onun
ocuu vard ya... Bir gn, nerede olursa olsun, nasl olursa olsun olunu
bulacakt. O bulamazsa da ocuk onu gelecek bulacakt. Iraz ona iyi bakmtr,
hem de gz gibi. Bundan hi kukusu yoktu.
Gece yarsnn horozlan tp sustuktan sonra kovuundan darya kayd, hava
daha da soumutu. Bildii kuytu yollar401
dan kye girdi, bir kedi gibi t karmadan Hr Anann kapsna geldi. Kk
takadan bakt, Hr Anann ral daha yanyordu. Ana da ocan nne oturmu
kzleri bacann arasna alm, ban da nne drm dalm gitmiti. Belki
de yle uyumu kalmt.
Usuldan takay tkrdatt. Hr Ana tkrty duyunca ayaa kalkt, akn
akn sama soluna bakmaya balad. Memed bir daha tahtaya vurunca Hr Ana
kapya kotu at. Onu grnce:
"Biliyordum, biliyordum da bugn geleceini, oturmu
bekliyordum," dedi. Kucaklatlar.
"Gir ieri."
"Ne biliyordun?"
"Bilmez olur muyum hi, senin deli at var ya, ne bileyim ben, o at herkes
senindir diye biliyor, yaz, grkemli bir at."
"Benim atm o."
"te o olmaz olas at, gndr, sabah, len, akam kapya geliyor, orada
boynunu bkp duruyor, ben de ona su, arpa vereyim diye rpnrken, kuyruunu
kaldryor, uup gidiyor. Ondan biliyorum senin geleceini."
"At m syledi?"
"Takala etme kpek," diye Hr Ana sevinle onun srtna bir yumruk indirdi.
"Senin o deli atn batsn.
"Ne olmu atma?"
"O atn batsn, batsn... O kadar yalvardm da..."
"Ne istedin de yapmad?"
"Ne isteyeceim o kara suratl domuzdan, Topal Ali buradayd, dedim ki ata, bu
senin sahibin nce Memedin ba, birinci dmandr, ayaklarnn altna al da ez
onu, un ufak eyle, dedim de o kara suratl yzme bile bakmad. Sonra da piman
olup kapmdan ayrlmad. Ben de senin hatrn iin ona su, arpa verdim, ellerden
bularak ne suyu iti, ne yemi yedi."
"Sen bir ho olmusun Ana, at ne anlar ki," dedi Memed onun srtn okayarak.

"Anlar, anlar o," diye kulana eildi Memedin, bir eyler syledi. "O her eyi
anlyor, anladn m?"
402
"Anladm," dedi Memed, Hr Anann ocan nne serdii dee yorgun kverdi.
"Topal Ali burada m?"
"Onu ldrecek misin?" diye gzleri layarak sordu Hr. "ldreceksin, deil
mi?"
"Ben ekyal braktm Ana. Topal Ali burada m?"
"Dne kadar buradayd. Duydun mu, Abdi Aann evini, bir kucak para dkerek
satn ald. O, kasabada bir adamn ift-ibas olmu. Ayanda izme, banda
lenger apka, omuzunda aynal mavzer, altnda da Arap at... Kyn iinde, benim
barma basarak gort gort dolat be gn. Kk dalar ben yarattm, bykleri
de babamdan kald, diyor da baka bir ey demiyordu."
"Abdi Aann ocuklarna ne oldu?"
"Srgn oldular kyden, her eyciklerini brakp kasabaya gtler, orada dkkan
amlar fkaralar, koca, da gibi grle-yen Abdi Aann ocuklar. Yreim
yand onlara. Kyden, bizden ayrlrlarken fkaralar, sana sylemeyi unuttum sen
hastayken, iki gz iki eme aladlar. Btn kyl de onlarn arkasndan
alad. Onlarn evini de bu Topal Ali alnca, kylnn yreine de hanerler
sapland. Koca Abdi Aann evi Topal Alinin oldu, Topal Alinin oldu, duydun mu
Memed, duydun mu?"
"Duydum Ana," dedi Memed. "Bir iyice duydum."
"Topal Alinin de o pasakl avrad, on bir tane smkl ocuuyla bizim gl gibi
Abdi Aamzn evine yerleti. Bunu da duydun mu Memed?"
"yice duydum Ana..."
"Bir dkkan ald kye. Bir Darendeli geldi. ok da iyi adam, ad da Gde
Mevlt. Mevlt Efendinin bir gbei var, nah senin kadar. Yaaa, yle iyi bir
adam ki, dkkan da azna kadar dolu. Basmalar, kutnu kumalar, cnck boncuk,
boyal ekerlemeler, ayakkablar, tuz, biber, eker, ne istersen var. Mevlt
Efendinin dkkannda olanlar kasabada bile yok. Bir de iyi adam ki, taa beni
uzaktan grnce, buyur Ana, diye karlyor, beni dkkanna aryor, kendi
elceiziyle bana kahve piiriyor, kimseden para da istemiyor, paras olanlar
veriyor, olmayanlar da deftere yazyor. Dkkan an kovan gibi iliyor.
403
Taa dalardan bile kyller, Yrkler gelip ondan alveri ediyorlar."
Memedin kulana eildi:
"Kimsecikler duymasn," dedi usulca. "Bir sen bil. Onu Hkmet senin iin buraya
gndermi diyorlar. Ben de ondan phelenmitim zaten. Gzleri velfecir okuyor.
Ben bylesi ok glen, herkesin suyuna giden, yaltak adamlardan korkarm.
Topal Ali gelince de gece gndz fsr fsr konutular. te ondan sonra da
benim ondan stkm syrld. Bir de nmde kuyruk sallayarak, o deilcikten seni
sordu. Ben de, neee, dedim, o nce Memed mi, o yok ki buralarda. O, Halebe
gitmi diyorlar, dedim. Bunu duyunca da o bir dnceye dald, bir dnceye
dald, ite onun Hkmet adam olduunu, hele Topal Aliyle fiskos edince de
senin kanna susadn bir iyice anladm."
"Topal Ali gene gelecek mi?"
"Gelmez olsun da, arkasnn stne gelsin! Gelecek zaar. Onu ldreceksin deil
mi?"
"Ana ben ekyal terk ettim, diyorum sana... Bak tfeim, silahm var m?"
Hr Ana durdu, ona uzun uzun bakt, ardndan da:
"Demek sen silahsz pusatsz geldin kye? Seni ldrve-rirler imdi. Sen
Allahtan korkup, Peygamberden utanmyor musun da byle geziyorsun? Ulan seni
byle rlplak iki yandaki ocuk bile ldrverir!"
Hr Ana telalanm, ne yapacan bilemiyor, evin iinde drt dnyor, eline
ne geerse kapnn ardna yyordu. Ktk, yorgan, dek, ekmek tahtas,
kaklk, kap kaak...
"Ana ne yapyorsun?"
"Ne yapyorum grmyor musun ahmak herif, kapy muhkemletiriyorum."
Gtrd bir yast da kk pencereye tkad:
"Buradan da k szmasn."
"Ana gel otur hele yanmdan, gzel anam."

"Geldim oturdum Memed Aa," dedi alayl bir sesle Hr Ana. "Geldim oturdum
ite, kanma susam Memed Aa. Sen buraya gelirken hi kimse grmedi ya?"
"Grmedi," dedi Memed.
404
"Ah, ben ne yapaym yarabbim, ben ne yapaym u Sefil brahimin olunun
elinden... Bunlarn adaml bu kadar ite, tutmu da silahsz gelmi kye! Ben
imdi nereden bulaym bir torba fiekle, bir mavzeri... Hay koca Allahm, her
ey verdin de u ksz Memede, hay ala gzlerini sevdiim gzel Allahm, neden
azck akl vermedin? Kendini koyun gibi boazlatmaya gelmi kye..."
Geliyor, Memedin yanma oturuyor, sylenerek kalkyor, evin iinde dnyor,
kapnn arkasna bir eyler yyor, pencereye gidip yast aralayp dary
dinliyor, yeniden geliyor, yeni tanyormu gibi Memedin yzne uzun uzun
bakyor, yeniden kalkyor evin iinde dolanyor, yerinde duramyordu.
"Ana, dur, Ana vallahi bir ey olmaz. Ana benden kimsenin haberi yok."
"Seni ahmak adam, ahmak adam," diye ylan sl gibi ses karyordu Hr. "Sen
deil misin benim gzlerimi balatp da, beni dalardan artan, kr gibi
artan... Ulan ben mi kaldm, Anan Hr m kald senin yerini candarmaya haber
verecek? Ulan smkl Memed, ben unuttum mu sanyorsun bana bu yaptn? Bre
boyu devrilesi Memed, diyeceksin ki, candar-malar seni yakalarlar da derini
yzerler, sen de diyeceksin ki Hr Ana dayanamaz derisinin yzlmesine de benim
yerimi syler. Ulan smkl, ben Hr Anaym, Hr..."
Kendi gsne kt kt yumruklar indiriyordu.
"Ben Hrceyim Hrce, etimi dirhem dirhem kerpetenle koparsalar da, gzlerimi
oysalar da, ben seni, olumu, bir tek gzmn n ele verir miyim?"
"Ana ben yapmadm, senin gzlerini ben balatmadm."
'Onlar yoldan deil mi senin?"
"Deil Ana, nerden yoldam olacak. Ben vurulunca, kendimden geince onlar beni
orada bulmular. Gz balamak da Yrklerin tresiymi."
"Vay onlarn byle trelerinin iine saym!"
"S Ana, s!"
"imdi, imdi, imdi ne olacak, ya imdi candarmalar evi sarmlarsa?"
Memed dnd, onu nasl etse de, bu gece ona bir ey
405
olmayacana inandrsa. Candarma yok, dedi. Kimse benim buraya geldiimi
bilmiyor, dedi. Candarmalar kendi canlar telamdalar, dedi, bin dereden su
getirdi, olmad. Ne sylerse sylesin Hr Anann korkusu gvensizlii artyor
azalrn-yordu.
Memed ne syleyeceini, ne yapacan armt ki, birden aklna geldi,
yznde iten bir glmseme dolat:
"Ana," dedi.
"Syle ahmak herif."
"Ana, ben hi kendimi atee atar mym, gzel anam benim?"
"Ya ne bok yersin?"
"k darya da bak anam, ite atm orada, damn arkasnda bekliyor,
arkadalarm da yukarki kayalktalar... Bir ey olunca... Ben ata atladm
gibi... Tfeim de orada..."
Hr Anann birden yz deiti, yatt, sanki az nceki telandan kyameti
koparan o deildi:
"yle desene yavrum, yiidim, Memedim, ncem," dedi. "yle desene Anana kara
gzlm, gzel Dnemin teberii."
"Yoksa Ana ben yle bombo kye iner miyim?"
Hr Ana bir ara yle ayakta durdu kald, sonra da:
"Vay benim gzm ksn da iki elim yanma gelsin, imdi sen asn olum."
"Am Ana," dedi Memed kvanl.
"Gel bana yardm et de u kapnn ardmdakileri yerlerine koyalm."
Hr Ana o telala kapnn ardna o kadar ey ymt ki, onlar alp yerlerine
koymak bir hayli zaman ald.
Ocaa orba koyan Hr Ana:
"Ya yakmayacam yavru," diye zr diledi. "Ya kokusunu bu gece yars alrlar
da kyller, Hrcenin evine birisi gelmi, derler."
"Peynir ekmek yok mu?"

"Bal da var," dedi Hr Ana.


"O zaman yarn yaparsn orbay. Senin tarhana orban zledim."
"Olur."
406
Hr Ana tencereyi ocaktan indirip sofray getirdi Meme-din nne serdi:
"Kaymak da var," dedi. "Bu sabah yapmtm."
"Sa ol Ana."
Memed yemei yiyip bitirinceye kadar konumadlar.
"Ana, ben bundan sonra ekyal brakyorum."
Hr Anann, bu szleri duyunca yakasna yapacan, "Nereye, nereye avrat
yrekli nce Memed, nereye?" diyeceini umuyordu. O da o zaman onun bu szlerine
dayanabilir miydi? Abdi Aay ldrmeden nce yle olmam myd?
"Ana buralardan bam alp gideceim, ad san bilinmedik ellere, oluk ocua
karacam. nce Memed lecek, adm da deitireceim."
Hr uysal, dingin, hibir tepki gstermeyerek, karsna oturmu onu
dinliyordu.
"Ana, Abdi Aa ld yerine Kel Hamza geldi. Kel Hamza ld yerine... Ali Safa
Bey ld, ok Aa var."
Hr onu sessiz sessiz dinliyordu.
"nce Memed lnce Ana, yerine ok nce Memed gelecek. Aalar az, nce Memedler
ok. Bir nce Memed lrse bin, iki bin, on bin, yz bin nce Memed gelecek. Ben
olmasam da olur."
Ona ka altndan bakyor, tepkisini lyordu, oysa ta gibi susmu, yz
kprtsz onu dinliyordu.
"Eninde sonunda ekyaln sonu kurun deil mi Ana?"
Ondan bir sz bekliyor, Hr Ana susuyor, ne bir sze varyor, ne de en kk
bir harekette bulunuyordu.
"Gidip uzak bir kyde bir tarla alacam, azck param var, bir ev yapacam,
adm da Kara brahim, Sefil brahim koyacam, iyi mi, ocuklarm olacak.
Anladm ki ekyalk bana gre deil, ben de babam gibi, eline vur ekmeini
elinden al, yumuak bir kiiyim. Adam ldrmek benim iim deil. ok dndm,
Allann yapt yapy yalnz Allah ykmak."
Hr ban nne emiti.
"Su istiyor musun?" diye sordu ona.
"Sa ol Ana. Senin nasl Abdi Aann lmne yrein ya-nyorsa..." Hrnn
yzne bakt, hi olmazsa onun bu szlere
407
bir ey diyeceini bekliyordu. Hr Ana gene oral olmad. "Benim de Abdi Aaya,
Ali Safa Beye yreim yanyor."
Hr Ana:
"Sus kpek," diye gzlerini belertti. "Benim Abdi Aaya yreim yanyor demedim.
O, Abdi de, Ali Safa da Allahn yapt yap deil, eytann yapt yapdr.
eytann yapsn da insan bozar, hem de insanolu insan..."
"te ben de Ana, imdi buradan aaya, ukurovaya ineceim, Seyran alp
yanma gideceim, o ad bilinmedik diyara, Sefil brahim olacam."
"Dnya Sefil brahimle azna dopdolu olum, ondan kolay da, Sefil brahim
olmaktan kolay da bu dnyada hibir ey yok yavrum."
"Biliyorum Ana, yok."
Hrnn szleri onu taa yreinden kavram, allak bullak etmiti. Gerekten de
dnya babas Sefil brahim gibi etliye stlye karmayanlarla dopdoluydu.
"Sana bir ey deyim mi olum, Memedim, bir ey deyim de bana gcenme, olur mu,
ben seni dourmadm ama, sende anandan da, o baban Sefil brahimden de emeim
ok, onun iin bana ksme, bir nce Memedin lsnn trnana yz bin, yz bin
yz Sefil brahimi deimem."
"yleyse sen bana ekyal brakma diyorsun Ana."
"yle bir ey demedim," diye fkelendi Hr. "Can senin olum." Elleri titriyor,
yz seiriyordu. "Var git yolun ak olsun."
"ukurovada..."
"Anladm, sen bir kzla evlenmisin, yle mi? Topal sylemi komulara. ok
gzel bir kzm. Babas, kardeleri de kaplan gibi kiilermi."
"Evlendim Ana."

"Allah hayrl kademli etsin. Ne zaman ineceim, ne zaman ineceim, dedin


ukura?"
"Yarn br gn Ana."
Hr sustu, tyleri diken diken oldu, sesi sertleti:
"Ne zaman, ne zaman?"
Dudaklar kvrld, arpld. Memed onun bu huyunu bilir408
di. Hr Anann az arplnca kaplan kesilirdi. imdi artk patlayacakt ama,
nedense susuyordu. Memed onun patlamasn bekliyor, Hryse usul usul
dinginliyordu.
Dman bekler onun kapsnn eiini, grnmez dman yavrum. Byle de i olur
mu? Gz gz grmez, karanlk gecede yamur iseler, sen hi kimse beni grmyor
dersin, iliklerine ilemi iseleyen yamurun altnda aklna hibir ey
getirmeden kendi tuzana yrrsn. Sarlmtr Seyrann evi, bin gz seni
beklemektedir, sessizce. Yamurdan slanm gelirsin, ukurovann evlerinin
itleri kam, damlarnn st ottur, bin kurun yaar stne, daha Seyran bile
diyemeden cann kve-rir. El kzdr alar ama, yanarsa anan yanar, alarsa
anan alar Memedim. Bu yamda bunu da m getireceksin bama... Var git nereye
istersen, var git. stersen Sefil brahim ol, Lapac Veli ol, ne olursan ol da
lme, beni arkandan alatma yavrum. Anandan da babandan da daha ok benim hakkm
var sende... Sen de iyi bir adamsn. Biliyorum, karncay incitmez senin
yrein, ben seni bilmezsem kim bilir gl yzlm? Senin alnna yazlm Abdi
Aay ldrmek, Ali Safay ldrmek. Alnna yazlmsa, ne gelir elden, var git
de, yolun ak olsun, kendini yitirt, yitirt de tuzaa dme.
"Ana konumuyorsun. Ne mrldanyorsun yle kendi kendine?"
"Ku beyinli," diye mosmor kesildi Hr Ana, ayaa kalkt. "Ne olacak, bundan da
adam kar m Allahm... Elin oullar yalandka akllanr, bizimki de ite
byle olur. Byle sersem, byle ne dediini bilmez."
"Ana ne oldu?"
"lyn kr oldu. Sefil brahim olacakm kazboku, Sefil brahim hi olmazsa
kendi halinde bir adamd, senin gibi de ku beyinli deildi. Sen kurban ol o
gzel adna Sefil brahi-min."
"Dur Ana, anlamyorum, neden kzdn, dur Ana, elini ayan peyim nolursun
syle bana, gel uraya otur da..."
"Bir de ekya olacak trkl de, gt boklu Memed! Sen donunun ban bala da
ondan sonra ekyacla kalk. yi ediyorsun lmeklen."
409
"Ana kurban olaym, ne oldu?"
Hr Ana onun azna yknd, "Ana ne oldu, ne oldu," diye glerek. "Ana ne
oldu? Ne gzel de bellemi ne oldu szlerini benim aslan yavrum!" "Ana ne oldu?"
Hr Ana sesini iyice ykseltti, barmaya balad. "Ana sus, Ana sesini
dardan duyacaklar, bu gece yars diyecekler..."
Hr ellerini beline koydu:
"Duysunlar, inallah duysunlar da candarmalar gelip seni ldrversinler de ben
de senin elinden kurtulaym. imdi sen o fallik Seyran iin ukurovaya
ineceksin, deil mi, candarmalar onu bo brakrlar m sanyorsun? Sen oraya
varr varmaz, pusudakiler, daha Seyrann yzn grr grmez, tlsml yldrm
ta m var sende, grdk tan, Krkgzn Anack Sultan yetimeseydi imdadna
sen ite o zaman Abdi Aann yanma salam gitmitin, ben de sana Abdi Aann
mezarnn yannda gzel bir mezar yaptrrdm, onun mezarna iemeye gelenler,
sana da ierlerdi, seni ldrrler, kalbura evirirlerdi. Beklemiyorlar m
sanyorsun Seyrann evini?"
"Anladm Ana, elini peyim Ana sus!" "Susmam," diye bard Hr Ana.
"Ana vazgetim. Ana vallahi gitmeyeceim ukurovaya. Vallahi dediini anladm
Ana..."
Hr geldi onu yanma diz kt, salarn okamaya balad.
"Demek anlad benim akll ekya, nce Memed olum? u dalar da, u millet de
sana nce Memed diyorlar yle mi, baknd hele, baknd benim gzel yavruma..."
Sesi bir bebee ninni syler gibiydi. "Akll da yrekli olum, anlayabilmi
benim gzel de, ekya olum da..."

"Ana vallahi anladm, gitmiyorum ukurovaya. Sus da Seyran bulmann, ona


ulamann bir yolunu bulalm."
"Senin u damn arkasndaki deli atn gndeririz ona," dedi Hr Ana. "stersen
o it boku, bin yzl Topal Aliyi de gndeririz, o da sizin izinizi srer. Sen de
bu sefer Abdiyi deil de onu ldrr, yeniden daa karsn."
410
Hr Ana yatyordu usul usul. Hakk da vard ya, neden bu kadar fkelenmiti.
O, gzlerinin balanmasn bir trl yu- tamyor, diye glmsedi kendi kendine
Memed.
"Ana takala etme nolursun, sana geldik ki..." Boynunu bkt. O byle ksz
ocuk gibi boynunu bknce Hr Anann yreinden kan gitti.
"Ben sana ulatrrm Seyran. Sen onu bana brak. Sen daha hemen gitmiyorsun
ya..."
"Hemen gidiyorum Ana."
"Olum, sana hemen nasl yetitireyim Seyran?"
"Nasl yetitirirsen yetitir."
"Dur imdi, sabah olsun. Ben Ksack Mahmudu bulurum. O da Seyran bulur... Sen
de onu bir yerde beklersin."
"Ben nereye gideyim o zamana kadar, ben artk ekya deilim ki..."
"Sen Cehennemin dibine git, olur mu?"
"Olur Ana!"
"imdi ben Ksack Muhmudu yarn sabah bulurum... Sen de... Sen de..." Hr Ana
dnyordu. "Gz kr olmayas Memed," diye onun omuzuna vurdu. "Sen de
Krkgzn Anack Sultanna gitsene." Gzleri parlad. "Hem onun, seni cana
kavuturduundan dolay elini per, hem de ondan bir tlsm alrsn da bir daha
kurun demez. Oraya gider onun elini persen sana bir tlsm verir, belki de
seni afsunlar... Sen de Gen Osman gibi kesik kellen kucana dse lmezsin."
"Bana ne gerek tlsm Ana, bundan sonra?"
"Her insana, her zaman gerektir Krkgz Ocann tlsm. Bu dnyada da, teki
dnyada da..."
"Olur Ana, bugn tanyerleri madan yola kaym."
"Olamaz. Yarn gece, ilk akamdan. Karanlk kavuunca..."
Sabaha kadar oradan buradan, nce Memed brahim olunca neler edeceinden
konutular. Tatl dler kurdular. Hr Ana onun ocuu olunca, ne edip
eyleyecek, onlar bulacak, lnceye kadar ocuklarna bakacak, bytecekti.
"ok seviniyorum Memed," dedi Hr Ana. "Cenazemi sen, bir de Seyran, bir de
ocuklarn siz kaldracaksnz, grkemli. Ben senin evinde lrsem, evin
neredeyse de, buraya ge411
tireceksin benim cenazemi, Durmu Ali Emmiyin yanma gmeceksin."
"Olur Ana."
"Dur," diye bir gen kz gibi sevinerek ayaa frlad Hr Ana. "Sana gzel bir
brk rmtm, keilerin tynden, yumuack, ilemeli. Bir yl gz nuru dktm
ona. Sana gelirken unutmuum. Giy bakalm."
Yeil sandn ngran aarak renk renk bir bohadan brk karan Hr Ana,
onu Memedin bana koydu:
"Yakt," dedi. "te sen bu brk giyince de seni kimse tanmaz. Nerdeyse
tanyeri yacak. Ben senin tarhanan ocaa koyaym."
Tarhanay ocaa koydu, kendi de gitti gene sand at, Memedin nnde
stndekileri karp Yrklerden kye geldii gnk giydiklerini giydi.
"Bunlar giydim senin yanndan geldikten sonra. Bugn de giyeceim."
"Sa ol Ana," dedi nce Memed. "u bana yaptn iyiliklerin altndan kalkabilir
miyim ki..."
"Git cann kurtar, ocuklarn olsun."
Darya kt, damn arkasna doland, orada, uzakta, kk kayaln stnde
atn karartsn grnce sevinle ieriye kotu:
"Atn orada duruyor," dedi.
412
20
nce Memedle Taz Tahsin Keklikbelinde kar karya geldiler. Hm gibi bir
yamur yayor, damlalar yere pat pat diye dyordu. Dalardan, koyaklardan

sar, kprm seller, talar, aa gvdelerini srkleyerek gmbrtyle


yukarlardan aalara iniyordu. imekler akyor, yakndaki ormann ulu
aalarnn doruuna yldrmlar dyordu. Taz Tahsin nce Memedi grnce
korkusundan nce ne yapacan, bir sulunun, sust yakalanm bir kiinin
tela iinde nereye kaacan bilemedi. Yz sapsar kesilmi, eli aya
zlm, orada, stnden oluk oluk aa inen yamurun iinde yolun ortasnda
durup kalm, gzlerini nce Memede dikmi bakyordu. nce Memed de durmu onu
szyordu. Bu adam bu kadar niin korkmutu, kendisini grnce?
Bir sre sonra Taz Tahsin kendisini toparlayp nce Memede glmsedi:
"Uur ola nce Memed Aam," dedi utanga, zr dileyen bir sesle.
"Kim, kim, kim dedin sen?"
"nce Memed Aam dedim..."
"Bana m?"
"Kime olacak, sana ya Aam. Senden baka bir nce Memed var m bu dnyada?"
nce Memed yakalanmt. stedii kadar kendini yadssn, bu adam onu tanmt.
Hem de onu ok yakndan biliyordu.
"Adn bala," dedi.

413
"Adma Tilki Tahsin derler." "Hangi kydensin?" "ieklid eresinden."
"Bir de Taz Tahsin var o kyde, tanr msn?" "Tanrm. O taz, ben tilkiyim."
nce Memed gld. Yandaki kayann kuytusuna ekildiler, burasn yamur
tutmuyordu.
"Nerden gelip nereye gidiyorsun?"
"Senden sakl deil ya Aam, sigara kaakl yapyorum." Cebinden balmumuylan
yaplm bir kaim keseden, ellerini toprakta kurulayarak, ttn kat karp
sigara sard, Memede uzatt. Memed onun uzatt kavli akma da ald, bir
akta kav tututurdu. Da havasnda yanan kav gzel koktu.
"oktandr cgara imiyordum Tahsin karda. Ekyaclk-tr bu. Bir gn cgara
bulursan be gn bulamazsn. Bir de adama ok zarar veriyor bu meret."
"Ben de her zaman imiyorum," dedi Taz Tahsin. Ama Taz Tahsin ok tedirgindi.
Korkuyor, ardndan da hemencecik seviniyor, dalp Memedin gzlerine bakyor,
Memed ona baknca da gzlerini karyor, bir trl tnedii tan stnde rahat
edemiyor, yerinde duramyor, bu da nce Memedin gznden kamyordu. Bu ocukta
bir i vard ya, acaba neydi, bunu anlamas gerekti.
"Ben vurulduumda Bakrgediinde miydin?" "Oradaydm nce Memed Aa. Senin o
atn var ya, o da oradayd, yaz. Bir kayaln en yce sivrisine dikilmi,
kprdamadan orada yle duruyordu."
"Ben vurulunca kadnlar bana at yakmlar." "Yaktlar. Yzba senin ln
onlarn elinden, sng tak, alnca, onlar da seni rlplak edip giyitlerini
aldlar, ekildiler koyaa, sana gn gece at yaktlar."
"O nce Memed bana hi benziyor muydu?" "imdiki sana m, imdiki sana hi
benzemiyordu. O, iki metre boyunda, boa gzl, kaim kal, yank yzl, am
yarmas gibi bir adamd."
"ieklideresi kylleri beni yediden yetmie tanr, bilir, nasl yanldlar?"
414
"Kimse yanlmad ki nce Memed Aam, ben bile o adam nce Memed sandm, bu ite
hi yanlma yok, o adam nce Me-ned bildiler, o kadar.
Memed gld:
"ok acayip bir i," dedi.
"ok acayip," dedi Taz Tahsin, "ok acayip ya, o adam senden ok benziyordu
nce Memede, anladn m?"
"Anladm," dedi nce Memed glmsemesini srdrerek.
Bir imek akt g bir utan bir uca bierek, grlts dalar atrdatarak,
ortal velveleye vererek.
nce Memed onu bir sre yokladktan, el altndan inceledikten sonra:
"Bak Tahsin karda," dedi. "Beni iyi dinle, candarmalar grr de beni sana
sorarlarsa o gitti dersin. O bir daha ekyalk yapmayacak, dersin. O, ban
alm gidiyordu, ben grdmde, dersin. O gnahlarn balatmak iin Kabeye
gidiyordu, dersin, olur mu? Bak silahm da yok."

"Olur," dedi Taz Tahsin, kovuktan hemen kt, yamura kotu. Memed onun
arkasndan bir sre baktktan sonra, bu adamda bir eyler vard ama, neydi, diye
dnd. Yolu deitirmeliyim. Gzleri ktyd, hem de korku doluydu. Bylesi,
her eyden, en kk glgeden, kprdayan yapraktan korkan kiilerden korkulur.
Bunlarn insanlara yapamayacaklar ktlk yoktur.
Taz Tahsin gzden irilip yitip gidince o da kendini kovuktan darya atp
ynn yaln kayalkl dan yamacna evirdi, yolu brakp. Biliyordu, bylesi
gzleri olan adamlar ilk grdkleri adama, ilk grdkleri candarmaya onu
grdklerini sylerlerdi. Belki de u anda cann diine takmtr, bu tilki mi,
akal m olacak zknabut, topuklar kna deerek kouyordu kasabaya,
Yzbaya. Onun iin bu blgeden hemen uzaklamak gerekti.
Taz Tahsin gittike stndeki korkuyu, heyecan atyor, iindeki sevin
byyordu. Gnlerdir da ta koymam onu aram, sonunda bir oban ocuktan
onun buralarda dolatn renmi, buralardan ayrlmam, u yollar belleri
mekan tutmutu. Taz Tahsin u kyl milletinin, hele u Yrklerin az415
larnm ne kadar sk olduunu biliyordu. O, kyly konuturmasn da bilirdi
ya, ona buralarda rastlamak onun iin kolay olurdu. imdi nce Memed silahsz
pusatsz nereye gidiyordu, onun yerini bir iyice bulmak, saptamak gerekti.
Geriye dnd, brakt kovukta onu bulamad. zlerine bakt, o, daa yukar
gitmiti. Her eyi anlaynca, sevincinden yrei duracakt. nce Memed Krkgzn
Ocana gidiyordu. Yoksa bir ekya, ahmak deilse, ekyal braksa bile bu
dalarda silahsz pusatsz ge-zemezdi, ancak Krkgzn Ocana giderken bir kii
yanna en kk bir silah alamazd. Bir ak bile. O ocaa akyla bile yaklaan
iflah olmaz, belasn bulurdu. O ocakta da bir ekyay, mahkumu, kim olursa
olsun, ocan ats altna snmsa oradan onu kimse alamazd. Bu ocaa gelen
padiahlar, beyler bile bir gnlk yolda silahlarndan arnp ancak ondan
sonradr ki ocan eiine yz srebilirlerdi.
nce Memed de bir gnlk yolda silahlarndan arnm, derviler gibi heybesi
boynunda yaya yapldak yola dmt. Hemen yetiip o adama haber vermeli, o da
ona para vermeli, ondan sonra da Yzbaya gitmeliydiler. Yzba, candarmalar
silahl ocaa giremezler ya, ocan yollarnda pusu kurup da nce Memedi pusuya
dremezler mi? Tez, abuk, daha nce Memed Krkgz Ocana yetimeden
candarmalar yollan tutmal. Ya da o Krkgz Ocandan dnerken...
Taz Tahsin geriye dnd, cann diine takm komaya balad. Kasabaya bu gece
sabaha kar varmal, candarmay yola karmalyd. Ama o adam nasl bulacakt?
Grnce o uzun boylu adam tanrd. Tarif edince de onu herkes bilirdi. Byk
bir Aayd o. Bir de o Topal Ali vard, izciler ba. Hi kimseyi bulamazsa onu
nasl olsa sorar soruturur bulurdu.
Yamur gz atrmyordu. ar su iindeydi. Baka bir ayakkab olsa bu yamura
mmkn yok dayanmazd, krmz postal, ift srme edii... nce Memed de postal
giymiti. Bu da iyiydi. O, ayandaki krmz postalla bu yamurda iki gnde
varamazd Krkgzn Ocana. O krmz postallar yle ok su ekerlerdi ki,
ierlerdi. Belki de nce Memedin heybesinde ar vard. Ekya milletinin
aya muhkem olmal, bu atalardan kalm bir szdr.
416
Yokutan aa uup gidiyordu. liklerine kadar slanmt. Eer byle hzla
komam olsayd, titremekten dii diini yer, buyar da lrd. Gittike de
hzlanyordu. Bu hzla dzle indi. Dzlk silme ayrlkt, ortasndan da dibi
akl tal bir pnar kaynyordu. Pnarn akara sel sularyla birlemi,
tam, yan yreyi almt. Az aadaki orman usuz bucaksz taa u-kurovaya
kadar kararyor, stnden, bu yamurun altnda bile, azck dumanl, top top ak
bulutlar ykseliyordu. Sa yanda da, dzln ortasndan tek bana bir kayalk
ykseliyordu. Kayaln bu yannda da yal, dallar yreyi rtm bir sedir
aac duruyordu. Kayalk, ak bir bulutun iindeydi. Taz Tahsin olduu yerde
durmu, ormann yolunu ararken, ortadaki kayalklarn stnde, bulutlarn
iinden bir at ba grr gibi oldu. At ba yitip yitip ortaya kyordu. Sedir
aacna kadar, d m gryorum, hayal iinde miyim, diye yrd. Koskocaman
bulut hzla kayaln sivrisinde savrularak dnyordu. Aacn altnda durdu
bekledi. Yamur gittike artyor, akan imekler, den yldrmlar dalar
atrdatyor, sallyordu. Uzun, dnyay a boan bir imek akt, bulutlarn

iindeki at bir sre iin ortaya kt yitti. Taz Tahsin nce Memedi
grdnden de daha ok sevindi ata. Hemen kayala trmanmaya balad. Hem nce
Memedin haberini daha abuk ulatracakt kasabaya hem de at gtrecek, o
cmert, zengin adama verecekti. O zengin, o cmert adam da onu altna, paraya
gark edecekti. Birden anmsad, Murtaza Aayd ad...
Bu dimdik, duvar gibi kayaya kmas ok zordu. Hele yamur da durmaz yaarken,
insan yal diree trmanm gibi oluyordu. Bu at nasl kmt buraya? Belki
de bu bir at deil bir cin peri, bir eytand. Korktu ama, atn yanna da
gitmekten kendini alamad, gzlerini hrs brmt. Yamur yukardan atkuyruu
gibi salyordu.
Taz Tahsin dorua ktnda elleri kan iinde kalmt. Bir imek akt,
gkler grledi, ok yakma atrtyla bir yldrm dt, altndaki kaya beik
gibi salland, at simsiyah bir yalbr-dad, onun stne doru bir ahland, Taz
Tahsin atn karnnn
I altnda kald, her naslsa, korkusundan kendisini talarn aralna
atabilmi, at da gelmi stnden szlerek gemi gitmi,
417
aada, aacn yannda dikilmi kalmt. "Yakalayacam onu," diye sylendi
Taz Tahsin. "Onu yakalayp karlnda bir iftlik alacam. Ben olmasam kim
yakalayabilirdi ki bu at!"
Hzla kayalklardan aaya inen Taz Tahsin bir alnn dibinden yeil otlar
kopard, eline ald, ata seslenerek ona yaklamaya balad. Ata gittike
yaklayor, yaklatka da yrei gs kafesini yaracakm gibi gmbrdyordu.
Yaklat, yaklat, elini uzatt, yelesinden tutacakken, ne oldu ne olmad, Taz
Tahsin kudurmu, gzleri prtleyip darya uram, dileri l l bir kl
gibi parlayarak atn onun stne ancak saldrdn grebildi, ardndan da
kendisinin bir top gibi yerden yere vurulduunu, savrulduunu grd.
At onu yere aldktan sonra avm, uzaa, pnarn yanma kadar kendini
yenemeyerek gitmi, ancak orada durabilmi, birka kez de kendi yresinde fr
dnm, ardndan da Taz Tahsinin stne doru snerek, horlayarak, kpkl
az, darya frlam dileri, gerilmi boynu, prtlemi gzleriyle saldrya
gemiti.
Tahsin az daha yerinden kalkamayacak olsayd, atn dileri arasnda
paralanacak, ayaklar arasnda can verecekti. At daha ona yz metre kalmadan
Taz Tahsin cann aacn gvdesinin arkasna zor att. Bu sefer yaz uzaklara
avp gitmeden hemen horlayarak, gzlerinden ateler saarak Taz Tahsine dnd,
dileriyle uzand, aacn gvdesinin arkasna sinmi Tahsinin kolunu kapt
gibi, ceketinin yenini ald gtrd. Bereket versin ki Tahsin kolunu daha at
ban uzatmadan ekmi de onun dileri yalnz cekete ulaabilmiti.
Artk atla Taz Tahsin arasnda bir lm kalm sava balamt. At, dileri,
iftesi, btn gvdesiyle Taz Tahsine saldryor, teki de aacn gvdesini
dnerek kl pay cann kurtarabiliyordu ya, sonunda at o kadar ok saldrd ki,
Taz Tahsin yoruldu, gzleri kararmaya, ba dnmeye balad. Az sonra yere
decek, hibir kurtulu umudu kalmayacakt. Atsa gittike hzlanyor,
saldrsn artryor, Taz Tahsini yakalayamaynca da hrsndan aacn
gvdesini diliyordu. Tahsinin artk bir tek kurtulu umudu kalmt, o da aaca
trmanp cann kurtar418
mak... At avp gidince acele aaca trmand yatk ilk dala kadar kt. At onu
orada aacn dalnda grnce lgna dnd, aha kalkt, eer at aha kalkncaya
kadar Taz Tahsin aacn br yanma dnmeseydi, azgn canavar onu kapacakt.
Tahsin daha yukarya, daha yukarya, aacn doruuna kadar trmand. Btn
bedeni cezbeye kaplm gibi titriyordu. Yamur aacn gvdesinden, dallarndan,
yapraklarndan seller gibi boanp aaya iniyordu. O, dorua ktktan sonra
at gene durmad, ard ardna, bir yerlerden imdat beklercesine, sert, keskin,
uzunlu ksal kineyerek aha kalkt, birinci dala kadar uzand geri dt. Bu
hareketini bir sre yineledikten sonra durdu, bir sre de kzgn, kanl gzlerle
aacn altndan Taz Tahsine fkeli bakt. Sonra da aacn gvdesine yann
vererek, kulaklarn, kuyruunu drm, sol art ayan karnna ekmi orada
kald.

te imdi yandm, diye dnd Tahsin. te imdi bittim... Ya bu at bir hafta


buradan ayrlmazsa, ben de burada aacn banda alktan, uykusuzluktan lr de
giderim... lmezsem de gnden fazla dayanamam, atn azna dveririm. Bu at
da kyamete kadar burada, aacn altnda durur bekler. Ne demi de bana u ii
amt... Ne demiti de bu deli, bu afsunlu at yakalamaya kalkmt da tatl
canndan olmutu... Artk onun iin kurtulu umudu yoktu ve canavar azn am
onu bekliyordu. Belki silahl teki ekyalar, obanlar, kyller gelirlerdi de
onu kurtarrlard. Gece yarsna kadar byle dnd. Yamur daha dinmemiti.
Taz Tahsinin dileri mekten biribirine vuruyor, btn bedeni zangr zangr
ediyordu. Eer bu gece burada kalacak olursa, atn onu paralamasna hi gerek
yoktu, donar lrd bu aacn banda. Yarn sabah da kartallar leini
paralarlard.
At bilmiti onun nce Memedi haber vereceini de ldrmeye kalkmt. Yoksa bu
at, insan grnce, insanlar kendisine yaklatrmadan alp yatryor, yitip
gidiyordu. Kendisine byle lrrcesine saldrmasnn bir sebebi olmalyd. Ve
hem de vard. Demek ki bu at, ermiler gibi her eyi biliyor, anlyordu. Acaba
ona yalvarsa, nce Memedi kimseye sylemeyeceine sz verse onu brakr myd,
brakmazd bu kara domuz.
419
Onu burada, bu aacn banda dondurup ldrecekti.
Korkarak doruktan aa alt dallara indi, titremekten uuyordu. Daha uzun bir
sre burada duramayacak, olmu armut gibi atn azna decekti. Alt dalda
srtn kaim gvdeye dayad. Buraya daha az yamur geliyordu. Yamur dursa ok
daha kt olacakt. Ayaz kacak, ayaz da onu bu aacn stnde daha abuk
ldrecekti.
Allahm, diye titremekten uan ellerini ge at ama, fazla tutamad, koca
Allahm u at al da baka bir yere gtr de ben de buradan ineyim. Nolursun
Allahm, vallahi billahi de ben bu gece burada kalrsam buyar lrm. Koca
Allahm, eer sen de bu at u altmdan alr da gtrrsen, ben de sana kocaman,
bir tellice horoz kurban ederim. Eer sen de bu at uradan alr da uzaklara
gtrrsen, ben de bir toklu alp sana kurban keserim. Sonra hrszlk maln
kurban olamayacan akl etti. Allahm, satn alr da keserim, dedi. Bakt ki
at yerinden kprdamyor bile, sol art bacan karnna ekmi, olduu yerde
durup duruyor. Bir ay da oru tutarm, ay da sana namaz klarm, diye
yalvard Taz Tahsin. Kydeki ebeye de etli kmbe yaparm, hem de srck
etinden. Ebe var ya, o, etli kmbe iin can verir de lr bile. stersen keklik
etinden yaparm kmbeyi, soanl, yal, biberli. akrdamaktan bir hal olan
az suland. Karn da dehet ackmt. Yava yava donuyor, kan ekiliyor,
titremiyordu bile. O ebe var ya, dnyada ondan daha ermi bir kar yoktur. Bu
dnyada gzel, trk syler gibi dua etmekte de onun stne yoktur. Ben ona
keklikli kmbeyi piirip verince de, gzel kokulu, o da yiyince de, ardndan da
sana bir gn bir gece, istersen de gn gece dua eder, kurtar beni u
attan.
Ban evirdi, aaya bakt, at olduu yerde, tyleri domur domur olmu, o da
m duruyordu.
Bir sre yalvarmasnn etkisinin sonucunu yukardan, ata bakarak bekledi. At
oral bile deildi. Yamur da gittike aztyordu.
Bu sefer, Taz Tahsin bakt ki Allahtan umut yok, ata dnp yalvarmaya balad.
At, at gzelce at, o senin sahibin var ya, nce Memed, ben
420
onunla konutum, biliyor musun, o nce Memed ki bir gne bir gn ekya olsa
silahsz pusatsz gezmezdi, onu silahsz pusat-sz grdm, demek ki Krkgzn
Ocana gidiyordu. Krkg-zn Ocana hi kimse silahl giremez. Taa kadim
zamanlardan kalm bir grenektir bu. Padiahlar, sadrazamlar, beyler, paalar
bile Krkgz Ocana bir gnlk yolda silahlarndan arnp, kllardan,
hanerlerden ryan olaraktan, yle varp eiini perlerdi. Ylanlar, ejderhalar
dilerini skp, akrepler, al arlar inelerini atp ol huzura yle
kabilirlerdi. Senin grkemli sahibin nce Memed de silahlarndan arnm
gidiyordu, nereye gidiyordu byle, ryan, nereye gidecek, Krkgzn Ocana
gidiyordu. Onun o yiit, onun Hazreti Ali, onun o gl cemalini grdm. Brak
beni gideyim. Bu aacn stnde vallahi billahi donuyorum. lrm de kanlm

olursun. Bir atn da kanl olmas hi iyi deil. Sen hi kan ilemi at grdn
m, duydun mu? Bir at kan ilerse, o at bir daha da kyamete kadar iflah olmaz.
Krklara da kavuup ermi mertebesine yetiemez. Sen de orada sabaha kadar
kalrsan da ben de burada buyar lrm. Sen de benim kanlm olursun. Git oradan
ne olursun, nce Meme-din ba iin benim yakam brak da burada lmeyeyim. nce
Memedi de candarmaya, o Aaya haber vermeyeceim. stersen ad gzel, kendi
gzel Muhammedin adna, grkemli, yce Allann ad stne yemin ederim, git de
oradan, aaya ineyim de canm kurtaraym.
Yamur kabarm, yadka yayor, drt bir yandan kulana sel altlar,
yuvarlanan iri talarn sesleri geliyordu. imek klar uzun sre ortal
aydnlatyor, aacn altndaki at kulaklarn drm, boynunu yere doru
sarktm, yelesi, peremi dklm, aada uyuyordu kprdamadan.
Bak gzel, soylu at, gzeller gzelisin. Sen de beni buradan azat edersen, ben
de nce Memedin yerini... Barmaya balad. mekten sesi istedii gibi
kmyordu. Kimseciklere, kimseciklere, kimseciklere sylemem, sylemem, ne
stne dersen yemin ederim. Haydi ekil oradan.
Bakt ki elleri ayaklar uyumu, donuyor, aacn doruuna kp inmeye balad.
Az sonra da snd, dilerinin akrdamas da biraz azald. Ulan gitmezsen
gitme, kpek, diye bar421
di. Sen at deil, deli bir uyuz kpeksin. Kpeksin, kpeksin... Durmadan da
aacn doruuna kyor iniyordu.
Ortalk azck dnda da artk tkenmi, kprdayacak hali kalmam,
bacaklar, kollar da sanki yerinde yoktu, kopmutu. Aaya hznle bakt, az
sonra gc sonuna gelecek, atn ayann altna buradan salverecek, at da onu
ayaklar, dileriyle parampara edecekti.
"mdaaat, imdaat! Can kurtaran yok mu?" diye var gcyle bard. Kulak verdi
drt keyi dinledi, akan sellerin altsndan, yuvarlanan talarn
seslerinden baka hibir ses duyulmuyordu. Arada da uzak dalara den
yldrmlar, grleyen, atr atr eden gkler dnyay beik gibi sallyordu.
Ortada bir tek canl yoktu, ne ku, ne bcek, ne srtlan, ne domuz, ne akal, ne
de ay... te u atla, u aada bekleyen gz dnm canavarla dnyann
ortasnda yapayalnz, bir bana kalmt.
Bak gzel at, diye gene yalvarmaya balad, beni brak da, bala da gideyim,
ne olursun. Biliyorum, ben kt bir adamm, nce Memedi Yzbaya haber vermeye
gidiyordum, sen karma kmasaydn, koca Allah seni karma kard da bana bu
ktl yaptrmad... te ben de vazgetim. Beni brakacaksn, deil mi?
"Brakmayacak msn?"
"Neden brakmayacaksn, nce Memedi gidip de haber mi verdim?"
"Biliyorsun ki vermedim. Sen ktn karma. Verecektim. Ne mi alacaktm?"
"lmn haber verdim de... Ben de dedim ki, ls bu kadar para eden adamn
dirisi ne kadar eder ki? Dtm yollara, gnlerce, gnlerce aradm onu."
"Kimse onun yerini bana haber vermiyordu. nsanolu, kurt ku, yol sapak, aylar
akallar, tm dnya dilsiz kesilmiler onun yerini bana sylemiyorlard. Sonra
koca Allah onu benim karma kard. Krkgzn Ocann yolunda..."
422
"Yok, yok, yooook! Allah kard onu benim yoluma. Ben o yolu tutmu gnlerdir
bekliyordum. Baka yoldan Krkgzn Ocana gidemezdi ki... Mecburi oraya
gidecekti."
lsn.''
"ok akllym ya... Ama sen yakaladn beni. Sen daha akl"Akllsn, ok akllsn.... Bak bir garip dul anam var benim. Benden baka
onun dirlii dzenlii yok. Beni ldrr-sen, canm ekiliyor zaten, anam
kahrndan ve hem de acndan lr. Bana acmaz msn?"
"Biliyorum, vicdansz bir atsn, ama sen soylu bir atsn, soylu atlar da
lmszdrler, sonra kyamet kopunca da cennete giderler. Onlara orada
Peygamber, huriler, melekler binerler. Ama bugn burada bir kan iler de,
Allann yapt gzel yapy ykarsan Allah da seni, senin gibi bir kanly
cennetine sokar m? Sen cennetini, bir beni ldreceksin diye cehenneme evirme.
Cehennem yerinde hi ate yoktur, isteyen ateini buradan gtrsn. Sen kendi
ateini buradan gtrme."

"Neee, btn atlar cehennemlik mi, hele yaz atlar? Yok! Kim syledi bunlar
sana, nce Memed mi?"
"Krkgzn Anack Sultan m? O yle bir ey sylemez, btn soylu atlar
cennetliktir, ben de bunu ondan duydum."
Tanyerleri usul usul aydnlanyor, aadaki ormann stnden yamura yukar
apak dumanlar ar ar ykseliyordu. Yamur azck bir sre yavalyor,
ardndan da gkler grleye-rek atrdyor, arkas arkasna imekler akyor,
yldrmlar dyor, gkten yere rmaklar boaltlyordu.
"Bak, cennetini cehennem etme."
"Bak, ben de buradan kurtulursam, senin bana yemin iin ant veriyorum, sana
harmanlardan alp bir kuyu arpa doldururum maaralara, sen de kn a
kalmazsn."
423
"nce Memedin de yerini...'
"Yok, yok, iki gzm yerinden ksn ki... Kimseye haber vermem! Kurana da el
basarm."
Sert bir yel esti, aacn dallar biribirine girdi, aatan bir ku srs gibi
kopan yapraklar havaland, aaya, ormana utu. Yamur krba gibi sadan
soldan veritirdi, at orada durmu olana bitene aldrmyor, yere sarktm
boynunu bir kere olsun havaya kaldrarak yresine bir kezcik olsun bakmyordu.
"Amma da, amma da inatsn."
Artk sesi kmyor, ancak azn ap kapatabiliyordu, o da bin glkle.
Yamur, dalardan gelen souk yel ylesine artmt ki aacn stnde kendisini
zor tutuyordu.
ok yaknlara bir yldrm dt, yldrmn avk ylesine sert, ustura gibi
keskindi ki gzlerini kapamasa o anda kr olacakt. Birincisinden daha sert bir
yldrm onlara biraz daha yaklat. nc yldrm atn stnde durduu o uzun
sivri kayalkta patlad. Artk arka arkaya imekler akyor, sada solda,
yaknlarda yldrmlar patlyor, imekler birer a gibi biribirlerine dolam
dalardan aaya akan sellerle birlikte snp geliyor, ormana aaya dklp
gidiyordu. Dadan, ortal sarsarak inen son yldrm geldi aac drt kere
doland, bir ktan halka yapt, at bir srad halkann dna kmak istedi,
kamad. Yldrm aac brakp atn yresinde dolanmaya balad. At yldrm
halkasnn ortasnda kalm kouyor, halka da savrularak onun yresinde
dnyordu. Atla yldrm Kzlkartall koyana yukar bylece biribirinin
yresinde dnerek, savrularak, biribirlerine dolanarak, grlmemi bir youn
k, at oyununda gzden radlar gittiler. Bu srada da aacn stndeki Taz
Tahsin gvdeden akan sularla birlikte yere akverdi. Bir sre gvdenin dibinden
kalkamad, gzleri yrede yldrma karm gitmi at korkuyla aryordu. At
bir kez daha dner gelirse, artk kurtuluu yoktu. Ne bir daha aaca trmanacak
hali kalmt, ne de kap koacak... Srnerek yoku aa inmeye, hareket
ettike de snmaya balad. Ormann stnde bir yerlerde imekler akyor, bir
byk top k orman,
424
dalar aydnlatyor, Taz Tahsin bu kta her eyi en ince ayrntsna kadar,
kayalklardaki en kk, ine ucu kadar akan ipiltileri, allarda yamurun
bozduu kk damlalarn sarktt rmcek alarn, en kk yapran
damarlarna kadar her eyi gryordu.
Ban kaldrnca ormann ucundaki adrlar grd. Bunlarn Yrk adrlar
olmadn hemen anlad. Darda ne hayvan, ne insan, bir adrn nnde bir
ataln stne tnemi iri alc kutan baka hibir canl gzkmyordu.
Barmak istedi, sesi kmyordu. Korkuyla yresine bakmyor, geliyor mu diye de
at aranyordu. adrlar yaknd ama, enesi kenetlenmi, btn bedenini seirir
gibi inceden ince gelen bir titreme almt. Elleriyle ayaklaryla yere
dokunduka da amura giriyordu. Az bir srede de amurdan adam olup kmt.
Yamur gittike de artyordu. n alc kulu adrdan darya krmz nlkl
bir kz kt, hemencecik de darda hi durmadan ieriye geri girdi. Kz
grnce Taz Tahsin iine doan sevinle abalad. Srnmeye balad. Kuun tam
yannda gzleri kararrken, ala ahinin imek gibi akan gzlerini, alm
esneyen azndaki kpkrmz dilini, kvrk keskin gagasn grd, kendinden de
geti.

Az nceki kz bir daha, hm gibi inen yamurun altna, darya kt, onu
gren ku kanatlarn at, rpnd, yresine ar damlalar fkrtt, kz da
darda hi durmadan gerisin geri adra girdi.
"Dede," dedi, "kapda bir l var, uzanm yatyor."
Dede kepeneini srtna alp darya kt. ok uzun boylu, ok ak sakall, ok
uzun parmakl bir adamd. Taz Tahsinin yanma kadar geldi, sa elini onun
gsne koydu:
"Bu adam bizim Taz Tahsin," dedi glmseyerek, "lmemi. Hibir eyi de yok.
Azck donmu, ok da korkmu."
"Neden korkmu dede?"
"Bilmem, korkmu."
Dede, torun Taz Tahsini ieriye tadlar.
"Babann donunu, gmleini, orabn, giyitlerini getir. Bir de havlu getir. Sen
de atei bir iyice grlet. Bunun enesi kenetlenmi. lmemi ya Taz Tahsin,
durumu o kadar da iyi deil. Bir de ay kaynat."
425
Taz Tahsini yandaki bo blmeye ekti. Bu srada Tahsin gzlerini bir kere at
kapad:
"Amann geliyor, geliyor, geliyor yetiin," diye de dilerinin arasndan
mrldand duyulur duyulmaz. Yal adam onun ne dediini anlayamad.
Kz dedesinin istediklerini getirdi yanma koydu. Keenin stne uzanm yatm
Tahsinin stnden bandan boanan sular keenin stnde gllenmiti. Yal adam
becerikli ellerle Tahsini arabuk soydu, havluyla onu yava yava kurulad,
giydirdi, kilimlerle sarmalayp ocan bana tad. Bu srada Tahsin iki kere
daha gzlerini at kapad.
"Her ey kolay da u Tahsinin kenetlenmi dilerini amak zor. Bu kadar m
insanlarn kenetlenmi dileri kolay kolay alamaz."
Kz atei grlettike grletiyor, adrn ii snyor frn gibi oluyordu. Kz
ikide birde de darya kp ieriye girmeseydi adr daha ok snacakt.
"Dede, ku da darda Taz Tahsin gibi donacak. Tyleri kabarm, tyleri domur
domur olmu. Onu ieriye alaym m?"
"Bir ey olmaz kua," diye sert, kesin konutu dede.
"Ama dede..."
"Bir ey olmaz," diye kaln, pskl pskl ak kalarn att dede. "Kularn
tylerinden onlara su gemez. Kular mezler."
"mezler de dardaki ku niye yle kabarm da bzlm?"
"Huylardr, kular yle ou kez kabarrlar souk, yamurlu, karl
havalarda..."
"Ama dede..."
"Eeee, al getir ieriye istersen kuu," diye kzd dede.
Kz darya kt, kuu atalyla birlikte ald getirdi, atal ocan yanma
akp kuu stne kondurdu.
"te imdi, az sonra bzlmekten kurtulur, gzleri cin gzleri gibi oynar,"
dedi kz.
Kuun gzlerine perde rtlm, tyleri domur domur olmu, sa ayan karnna
ekmi, uykusunda rperiyordu arada srada da.
426
Bir sre sndktan sonra, nce ku, sonra da Taz Tahsin gzlerini atlar, bir
tuhaf, bir eyleri anmsamaya alarak nce kza, ardndan da dedeye bakt.
Konumak istedi, enesi almad.
Ocakta ay fokurdayarak kaynyordu.
"Azn ap da bir ay iersen, karnna scak bir ey girince hibir eyin
kalmaz." Dede sesini ykseltip onun kulana eildi, kula az duyanlarla
konuur gibi bard: "Sen ok korkmusun, sen ok," dedi. "Sen ok korkmusun
sen, ok, sen ok..."
teki, gzlerini ap, ona bir sre anlamsz, bo gzlerle baktktan sonra
yeniden kapad.
"Seni kim kovalad da byle korkuttu, yavrum Taz?"
Taz Tahsin gzlerini bir daha at, bu sefer gzlerinden bir k belirtisi
geti.

Isnm ku da kanatlarn geni geni ayor, geriniyor, ardndan da


rpmyordu hzl, sert. Gzleri de keskin, yuvalarnda dnyordu.
Taz Tahsin usuldan titremeye balad. Dede sevindi:
"Kendine geliyor Taz," dedi.
aydanlktan ince belli bardaa tavan kan bir ay koydu, ay ttt. Taz
Tahsin gzlerini dumanlanan ay bardana dikmi ayramyordu.
Dede, elindeki barda kartrd kakla birazck ay ald, ban dizinin
stne ald Tahsinin azna ka boaltmaya altysa da Tahsin azn
amadndan ay dudaklarnn kysndan boynuna aa akt gitti. Yal adam
bunu birka kere yineledi. Sonunda Tahsinin az azck alp hasta dudaklarn
diliyle yalad. Bunun stne de dede ay bardan doldurup onun azna dikti.
Tahsin zorla da olsa ay yutuyor, yuttuka da kendine geliyordu. Byle byle
Tahsin ksa bir srede tam on bir bardak ay iti, kendine gelince de irkildi.
"Geliyor," diye inledi. "Yetiin geliyor, geliyor. Geliyor, yetiin mmeti
Muhammed..."
"Kim geliyor Tahsin?"
Tahsin ayaa kalkt, sendeleyerek geri oturdu.
"O geliyor o. At." Yz gerilmi, seiriyor, gzleri korku
427
iinde alm, drt bir yanna bakmyordu, yandaki kuun kukulu gzlerinin
tpks.
"Vahap Day, sen misin?"
"Benim Tahsin."
"Ben kurtulacak mym Vahap Day? Beni ldrd o."
"Kim?"
"O yaz at."
"Ne yaz at Tahsin? imdi sen sus, sana balla ya gerek."
Dede kalkt, bir kulplu tavaya bir hzmandan bal, bir hz-mandan da tereya
dkt, ocakta kaynatmaya balad. Ya, balla birlikte eridi, ortal keskin,
gzel yanm bir koku ald. Sanki btn ieklerin kokular yaklarak bir araya
getirilmiti. yle kokuyordu.
Vahap Day dolu tahta ka Tahsinin azna dayad:
"A azn, i unu."
Tahsin bir kurbaa az gibi kocaman at azn.
"Bunu iersen imdi kendine gelirsin."
Taz Tahsin tavadaki bal ya karmn sonuna kadar iti bitirdi, yzne kan
geldi, yanaklar pespembe oldu.
"Grdm," dedi, "nce Memedi grdm. Gidiyordu, silahsz pusatsz. Bir insan
silahsz pusatsz nereye gider, ancak Krkgzn Ocana gider, ben de onu
grdm, kasabaya haberi iletmek iin kouyordum ki..."
nce Memedi, at, eski, hastalktan yeni kurtulmu anlatmaya hasret kalm bir
destanc gibi bkmadan usanmadan, anlatmaya doymadan anlatyordu.
"Nasl, nasl bir adam dedin nce Memed, nasl kbalda bir adam?"
"Nasl olacak, boyu benim kadar, avurdu da avurduna gemi, boynu ince armut
sap gibi, gzleri de ukura kam, koskocaman elleri benim ellerimin iki
misli, byklar sarkk... te yle, bir ocuk kadar nce Memed."
Bunlar duyunca nce kz, onun ardndan da Vahap Day koyverdi makaralar. Taz
Tahsin aptallam, onlarn yzne alk alk bakakalmt. Vahap Day hem
glyor, hem de dizlerine vuruyor, "Vay anasn Taz Tahsin, vay, vay anasn,"
diyordu. "Demek nce Memed parmak kadar bir ocuk, demek at
428
II
da yldrma sarlp, dolanp ban da ald gitti, vay be Tahsin olum, vay
benim yavrum, senin bana neler gelmi de..."
"Ne gelmi Vahap Day?"
"Olan olmu sana yavrum, yle nce Memed mi olurmu hi, Tahsin olum? Amann
bunu kimseye syleme, seni taka-laya alrlar da bir daha milletin dilinden
kurtulamazsn. Aman ha aman! At da burada syledin, baka bir yerde syleme,
amann ha, sen sen ol da... Senin dediin gibi bir nce Memed olamaz."
"Olur Vahap Day olur, ben onu u gzlerimle daha dn grdm."

"O senin grdn nce Memed deilmi Tahsin olum. nce Memed on bir
yandayken bile o kadarckt, imdi o, ben onu geenlerde grdm
Deirmenolukta, atnn stnde dimdik, uzun, yakkl, bir svgaca dal gibi
duruyordu. yle iriydi ki, altndaki o seni yiyecek olan atn belini kertiyor,
iki kat ediyordu. Amann Tahsin olum, bu szleri, atn da seni yiyecei, seni
yamurda gn gece aacn altnda bekledii tevatrn kimsecikler
duymasn, olur mu, senin iin hi iyi olmaz. Sen kap gibi nce Memedi bir
sabicik ocuk yaptn da ktn, Tahsin olum, bunlar bakalarna anlatp da
elalemi stne gldrme." "Ama Vahap Day, vallahi de, billahi de..." Kz daha
glmesini kesmemi, Taz Tahsin direttike o glmesini artrarak srdryordu.
Sonunda aresiz kalan Tahsin:
"Varn siz inanmayn," dedi kskn. "Ne gelir ki elimden." "Hibir ey gelmez,"
dedi Vahap Day. "imdi beni iyi dinle Taz olum. yi adamsn, ho ocuksun,
baban da senin gibiydi ya, o da ok korkakt. Sen de ok korkmusun."
"ok korktum. O at beni yiyordu. Beni yemek iin kocaman azn ap aaca
trmanyordu. Bir dseydim aatan, benim bir param brakmazd. Silah var m
evde?" "Var, ne yapacaksn?"
"imdi gelir o... Gelince de mz de yer o. Parampara eder mz de...
Nereye gitsem o benim kokumu alr. Bir tabanca alacam kasabaya gittiimde. O
benim kokumu alarak beni bulduunda da ekeceim tabancay..."
429
"O ata kurun gemez," diye gld Vahap Day. "Sen de onu vuramaynca, vay gele
senin bana... te o zaman yaz at seni didik didik edecek..."
"Doru, ona kurun gemez," diye boynunu bkt Taz Tahsin. "Peki ben ne
yapaym, nerelere gideyim bu atn elinden de canm kurtaraym, bana bir akl
ver Vahap Day."
"Bak Tahsin, sen bundan sonra aa olmayan yerde dolama. Senin baka aren
yok."
"Yok," dedi Taz Tahsin. "Kzgn eekarlarmn yuvalarna omak sokmayacaksn.
Sokunca ite byle olur, eekarlarmn da elinden kurtulamazsn."
"Kurtulamazsn," dedi daha iin iin glmekte olan kz.
"Hi kurtulamazsn," dedi Vahap Day.
"Ya imdi gelirse, ben ormana kaaym m?"
"Gelmez," dedi Vahap Day.
"Gelirse?"
"Gelirse bu ku ne gne duruyor, ben bu ahini yalnz av avlamak iin mi aldm
sanyorsun? Bu kuu o atn stne salverdim mi, tamam."
Kz karnn tuta tuta, uunarak glyordu.
"Ku gider, onun bana, kulaklarnn arasna konar, bir gagada bir gzn, br
gagada da teki gzn oyar uraya at-verir. ki gz kr at seni arasn da
bulabilsin."
Taz Tahsin glmsedi, yatt, arkasna yaslanp gzlerini kapatt, biraz sonra
da olduu yerde uyudu kald. ocuklar gibi rahat, dudaklarn sndrerek soluk
alp veriyordu.
Uyuduu da iyi olmutu, az sonra Vahap Daynn adrna gndr bekledii
kaaklar geldiler. Heybeleri ipekliyle, saatla, altnla doluydu. Mallar
Suriyeden alp Malatyaya gtryorlard. kaaknn nn de at doruydu.
Eyerleri, dizginleri klaptan ileme, heybeleri hal, silahlar Alman
filintasyd. Lacivert ceket, klot pantolon giymiler, ayaklarna parlak
izmeler ekmilerdi. Mintanlar ipeklidendi. Kasketleri pahal ngiliz
kumandand. Ceketlerinin altna gene klaptan ilemeli fiekliklerini st ste
aprazlama balamlard.
Vahap Day kaaklar sevinerek karlad.
430
I
" gndr, geceli gndzl gzlerim yollarda sizi bekliyordum. Banza bir i
geldi sanyordum."
Kaaklar hi slanmamlard. Geni, sugeirmez ince erke yamlar onlar
dizlerine, atlar da sarlarna kadar rtm korumutu. Heybelerini,
teberilerini abucak adra tadlar.
"zlme senin olan Halepte kald, durumu iyi Vahap Day," dediler.

Vahap Day olunu sormak istiyor, korkusundan, bana bir i gelmitir diye
soramyordu.
"Ne yapacakm Halepte?"
"Bizi bekleyecek, gelecekte birlikte dneceiz. Duyduk ki nce Memed yeniden
daa km, ortal kasp kavuruyor-mu."
"Hele oturun, hele azck snn hele. Bir de ay iin..."
"teki eteler nerdeler?"
"Hele oturun hele!"
Vahap Day onlarn srmal, yamuru yiyince kaskat kesilmi yamlarn, yn
balklarn teki odaya gtrd geldi, atein drt yanna dekler serdi:
"Buyurun," dedi, "oturun."
nce belli bardaklara kz ay dolduruyordu. Kaaklarn de pos
byklydlar. Bataki en uzun boylu olan cebinden kk bir altn maallah
karp kza uzatt:
"Al," dedi, "bu senin hediyen."
Vahap Daynn gzleri parlad.
tekiler scak ay ar, usturuplu iiyorlard. Kz dolduruyor, onlar birer
para ekeri dileriyle kryor grtlama yapyorlard.
"u yatan babayiidi de sorarsan, bunun adna Tahsin derler, Taz Tahsin. Bu
Taz Tahsin bu dalarda gnlk yolu bir gnde gitmekle, koca da da iki
gnde amakla namldr. Soylu Arap atlar bile onunla yanamazlar... Amma velakin
bana bir i gelmi ki Taz Tahsinin Allah dman bana vermeye."
Batan sona kadar onun bandan geenleri, nce Memedin Bakrgediinde nasl
vurulduunu, kyl kadnlarn nce Me431
mede nasl at yaktklarn, nce Memedin vurulma haberini Taz Tahsinin nasl
bir gn bir gecede kasabaya ulatrdn, kasaballarn bayram ettiklerini,
Taz Tahsini de nasl paraya pula boduklarn, sonra ldrlen ekyann nce
Memed deil de bakas olduunu, bundan sonra da Taz Tahsinin nce Memedi
aramaya ktn, onu grdn, arkasndan da nce Memedin yazn yakalamaya
altn, atm da onun bana ne iler atn bir bir anlatt.
"Bu at ii doru mu?" diye sordu kaak ba.
"Niin yalan olsun, o at yle bir attr. Onu nce Memedden bakas yakalayamaz,
onun yanna kimse yaklaamaz. ok denendi, o ata kurun da gemiyor."
"Peki u yldrm ii, atn bir yldrm halkasnn ortasnda komas, yldrm
na sarnp gitmesi, bu da m doru?"
"Neden doru olmasn?" dedi Vahap Day. "Alinin Dldl, Krolunun Krat byle
deil midir?"
"Bu at yakalamann hi mmkn aresi yok mu?"
"Yok," dedi Vahap Day. "Grmyor musunuz, bu haym aacn tepesinde buydurup
ldryormu. Yldrma kretsin."
"Koca Dursun etesi buralarda m?"
"Akadadayd nceki gn."
"yleyse daha bir haftada buraya gelemez o. Bizi pusuya dremez ya?"
"Geleceinizi kimse bilmiyor."
"Candarmalar?"
"Onlarn gz nce Memedden bakasn grmyor, dalar ekya alm, onlar iin
varsa da nce Memed, yoksa da nce Memed. O da ortalarda yok. Saklanm bir kaya
kovuuna kmyor ortaya."
"Bir tuhaf ekya."
"Hem de ne tuhaf! Ben byle bir ekyay imdiye kadar ne grdm, ne de duydum.
Bir sre ortadan ekiliyor, yitiyor, ad san, imi timi bellisiz oluyor, bir
bakmsn ki bir gn ortaya -kvermi, dnyay biribirine katp
kartrvermi. Yaknda dalarn stne byk asker gleri yryecek. te o
zaman bir sre siz buralara uramayacaksnz. Dn iekliolu btn e432
tesiyle buradayd, ona tez gnde ban alp bu dalardan baka yere gitmesini
tledim." "Bu at iini aklm almad."
"Yzba bu at kyllerden istedi, buyurdu, kyller onu yakalamak iin da
bayr ardna dtler, yakalayamadlar." "imdi yollar ak m?"

"Yollar ak, Krt Kerem etesi de sizi Krkgzn drt yol aznda bekliyor. Siz
bu dalardan aana kadar sizinle beraber olacak."
"Haydi bir yemek yiyelim."
Taz Tahsinin yatan teye, adrn emesinin dibine ekmiler, o uyuyordu.
Alc ku da atalnn stne tnemi, gzlerine perdeyi indirmi, bir kanadn
da taa ayann yanna drm kestiriyor, arada srada da perdenin arkasnda
kalm gzleri oynuyordu.
Yemeklerini yediler, yolcu yolunda gerek deyip atlarna atladlar, yamlarn
stlerine ektiler hm gibi yaan yamurun altna vurdular.
Onlar gittikten sonra Vahap Day yats namazna kadar kaval ald, kz dinledi.
Yats namazndan sonra pekmezli yourt yiyip uyudular.
Taz Tahsin uyandnda daha sabaha epeyi vard ya dinlenmi, dincelmiti.
Ocaktaki byk ktkler kze dnmler, neredeyse klleneceklerdi. Kl adrn
ii scackt. Kzla dedesi derin uykudaydlar. Taz Tahsin gzlerini bir iyice
uu-turduktan sonra, geceden bu yana ocan bandaki akltala-rna serilmi
kuru giyitlerini ald giyindi. arklarn da ekti. Darya kp yrmeli,
kasabaya ulamal, gzel haberini o uzun adama vermeli, ondan da gene bir kucak
para almalyd. Ge, ge, ok ge kalmt zaten. Kim bilir, imdiye kadar nce
Memed Krkgz Ocandan km, nerelere gitmiti... Darda yamur yayordu
daha hm gibi. Varsn yasn, dedi kendi kendine Taz Tahsin, gitmeli,
kasabaya ulamal, mutuyu o uzun boylu Aaya vermeli, mutuluunu da almalyd.
Darya kt, kmasyla da geriye dnmesi bir oldu. Darda, tan-yerlerinin
oralarda aartya benzer bir eyler balkyordu. Atn kararts da ormann stne
koskocaman bir bulut gibi km
433
oturmutu. Karart karanla yapm boyuna kabarp iiyor-du. Ne olursa
olsun, at onu ldrse de Taz Tahsin yola kacakt. Ocan yanndaki atalna
tnemi alc kuu, gzlerinde kzlerin , kendisine bakar grd. Hah, diye,
tepeden trnaa bir sevin rpertisi geirdi, hah, imdi kuu alacak, at da
gelirse kuu onun stne brakacak, ku da onun gzlerini oya-cakt. Ama Vahap
Daynn kuu alnamazd ki... Vahap Day bu dalarda nce Memedden de, atndan
da daha cana kycyd. Dadaki btn ekyalar, kaaklar ondan sorulurdu.
Onun bilmedii, tanmad, ynetmedii ekya yoktu bu dalarda. stediini
ldrtr, istediini srdrr, istediini kurtarrd. Byle bir adamn kuunu
kim alabilirdi ki... u dan banda yannda bir ak bile olmadan, ite byle
hi kimseden korkmadan uyuyabiliyordu o. Allahtan sonra ekyalar ona
taparlard. Taz Tahsin onu grdnde, dileri kenetlenmemi bile olsayd, dili
tutulurdu. Oysa ne de iyi bir adamd. Onun cann kurtarmt. Kuu istese, bir
gnlne vermez miydi? Uyandrmak iin stne eildi, sonra birden, ya
vermezse, diye vazgeti, darya kt, ortalk neredeyse aydnlanacakt.
Yamur daha olduu gibi veritiriyordu. Sellerle dolmu koyaklardan sularn
grltleri geliyordu. Vahap Day sabahleyin uyannca, bir de bakm ki ku yok.
Herkes bilir, o, kularn canndan ok sever. Bilir Tazck Tahsinin aldn,
hi fkelenmez, arr oullarndan, ekyalarndan birisini, yakalayn u haym
Tazy, nankr, ekmek yedii sofraya bak sokan, kellesini kesin de bana
getirin, der. Yeter bu kadar da. Bunlar da dndke eli aya zlyordu.
Ama kusuz da bir yerlere gidemezdi Taz Tahsin, at ormann ucunda durmu,
glgesini de da gibi ormann stne, karanla drm bekliyordu.
Vahap Day sandan soluna dnerken homurdand, kulaklar kocamand, Taz Tahsin
bylesine bir kulak grmemiti mrnde. Glmesi geldi. Bu anda da ataln
stndeki kuu kapt gibi darya kt. Durmadan yoku aa, rpnan kuun
ban koltuunun altna sktrm, gbeine kadar gelen hzl selleri, keven
dikeni beklerini, kayalar aarak kouyordu. Ormann ucuna vardnda ulu bir
sedir aacnn dibinde durdu, aacn alt yle fazla yamur tutmuyordu. Kaln
yap434
rakl dallarn altlarndaki kimi tmsekler yer yer tozluydu bile. Bir tmsein
stne sekilenip oturdu. Ku artk rpnmyordu ya, ok sarslmt. imdi
geer, diye dnd. Doruydu, az sonra ku kendine geldi, rpnmaya, onun
ellerini gagalamaya balad.

Biraz dinlendikten sonra ukurova yolunu buldu, artk Taz Tahsinin keyfine
diyecek yoktu. Ku da artk ona alm, rpnmay, ellerini gagalamay
brakm, yatmt.
Poyrazolua gelince yamur dindi, ortalk at, gne kverdi, slak kayalar
lad, Taz Tahsinin de, kuun da gzleri kamat, ku gene rpnd ya, yle
eskisi gibi huysuzluk etmedi, az sonra da dinginledi.
Taz Tahsin kasabaya ertesi sabah girdi. st ba amur iindeydi. Elindeki ku
da amur iinde kalm, kanatlarn drm kolunda uyuyordu. Halsiz dm, ne
rpmyor, ne de herhangi bir harekette bulunuyordu. Kasabann ilk evlerine
gelince Tahsin kua uzun uzun bakt, ku cann attan kurtarm, onun yz suyu
hrmetine korkusuz buraya kadar gelmiti. nallah kua bir ey olmayacak, o da
ilk frsatta kuunu gtrp Vahap Dayya teslim edecekti.
Pazaryerinde, taa on be dkkan teden burnuna youn bir kebap, sumak kokusu
geldi. Acndan lyordu. Hemen kebapya kotu. Ku da ondan beterdi.
"ki kebap, bol soanl, domatesli... Bir para da i kyma, kua."
Kebap ocaa ifte kebab syledi. Gitti bir avu da kyma ald getirdi. Tahsin
daha elini ap uzatmadan ku onun elindeki kymaya saldrd. Gagasn onun
avucundan hi ekmeden canlanm gzleriyle, hibir yne bakmadan kymalar
yuttu. abuk abuk kymalar yiyip bitiren ku onun gzlerine, a bir kpek gibi
bakmaya balad.
"Bir bu kadar kyma daha."
"Bu ku ktlktan km."
ki misli daha kymay bir top yapp kebap getirdi Tahsi-ne verdi. O da gene
kua yedirmeye balad. Ku bu sefer yle eskisi gibi ban kaldrmadan
yemiyor, bir yiyor, bir sre yreyi seyrediyor, yutkunuyor, st ste, gagasn
bacann ty435
lerinde temizliyor, sonra gene keyifli keyifli yemeye balyordu.
Kebaplar geldiinde ku kymasn bitirmi, kanatlarn am, uzun uzun
geriniyordu.
Yal kebap geldi, o kebabn yerken karsna oturdu. Dkkanda baka kimse
yoktu.
"Nedir bu halin arkada?" dedi Taz Tahsine. "Senin banda bir hal var. Bak,
bak tepeden trnaa amura batp kmsn. Ccn km..."
"ok yamur yad."
"Elindeki ku bile amur iinde."
"Btn gece kotum, yrdm."
"Derdin neydi bre arkada?"
Taz Tahsin hem abuk abuk kebabn yiyor, bir yandan da ona laf
yetitiriyordu.
Kuun nne bir para kebap att. Ku kanatlarn aarak masann stnde kotu,
muambadaki paray kapp yuttu. Tahsin bundan sonra bir kendi azna atyordu
kebab, bir kuun nne... Ku kanat ular titreyerek nne den kebap
parasn yutkunmada yutuyordu.
"nce Memedi grdm arkada, onu ok aradm, sonunda da yerini buldum,
kendisiyle konutum. Onu da buraya, o uzun adama haber vermeye geldim. O uzun
adam dedi ki... Adn unuttum onun."
"Bu kasabada epeyce uzun adam var."
"Bu ok zengin bir Aa, ben nce Memedin lm haberini getirince ona, o da bana
ok para verdi, ben zengin oldum. Hah, buldum, onun ad Murtaza Aayd, yle
deil mi?"
"imdi de dirim haberini mi?"
"O Aa dedi ki bana, eer sen bana nce Memedin yerini bulur da haber verirsen
seni altna, paraya boarm. Ben de btn dalar aradm buldum onun yerini."
"imdi de haber vermeye geldin yle mi?" "yle."
"nce Memed nasl bir adam?"
"nce, uzun, dal gibi... Nah benim iki mislim, utanga, akll, yrekli, byk
kara gzl, kara kal, ekik bykl, srmal
436
aba giyinmi bir tuvana delikanl. yle de yakkl ki yzne bakmaya
kyamazsn. Onu bir grnce de yanndan ayrlamaz, yzne bakmaya doyamazsn."

"imdi sen de onu haber vermeye geldin o Aaya, o Aa sana para verecek,
candarmalar da gidip nce Memedi ldrecekler, yle mi?" Kebap birden
sertleti: "Seni casus kpek," diye dilerini skt. "Kalk oradan,
zkkmlandn yeter. Kalk, kalk da siktirol, cehennem ol da git. Seni uyuz olu
uyuz, casus olu casus... Kalk..."
Taz Tahsin arm kalm, yz allak bullak olmutu. Orada lokmas aznda,
yle kalakalmt. Ne azndaki lokmay ineyebiliyor, ne de darya
atabiliyordu.
"Kalk, kalk, seni anasn avradn... Kan cieri be para etmez uak seni...
Be on kurua nce Memedi ldrttreceksin, deil mi, kalk! Al kuunu.
Kuun ipini sandalyadan zd, Tahsinin bana att onu. Taz Tahsin bir sre
kula cebelletikten sonra, kuu yakalayabildi.
"Kalk, defol git buradan, senin gibi pis bir adamn parasn da istemem, haydi
kalk, zkkm olsun sana..."
Taz Tahsin neye uradn bilemiyor, aval aval, bir yerlerden bir imdat umar
gibi drt bir yana bakmyordu.
"Kalk ulan dedim sana," diye iriyar kebap kuand ak nl savrularak onun
koluna yapt, "de yallah!" Onu darya srkledi. Ku onun omuzuna konmu,
Taz Tahsin de varm kar duvara dayanmt. Daha ne olup bittiinin farknda
deildi. fkeden kudurmu kebap daha onu duvara dayanm, orada bekler grnce
stne zorlatt. Taz Tahsin bakt ki, o dev gibi adam delirmi stne geliyor,
kebapnn boynuna doru uzanm kocaman emrenmi, kaim kollarnn altndan
kayd uzaklat, arnn ortasndan yukarya doru geliigzel kotu. Caminin
avlu kapsna gelince durdu, ieriye girdi. Bir ksm adamlar adrvanda aptes
alyorlard, bir muslua varp azn dayad, kana kana iti. Bu adam ona niin
byle yapmt, Taz Tahsin bir trl anlayamyordu. Bir yandan da seviniyordu,
enayi, nedense o kadar ok fkelenmiti ki kebap parasn bile almay unutmutu.
Bu ehirlerde ok tuhaf insanlar vard, canm...
437
Belki de nce Memedi yanh tarif ettim, o yzden kzmtr, diye dnd. Doru
tarif edeyim de benim stme glsnler, deil mi, glsnler de beni takalaya
alsnlar, yle mi? Hahhah, yama m var! Bu delifiek, osuruu cinli adamn
kudurmasna baka trl bir anlam vermenin mmkn yoktu.
adrvann tanda oturmu, o uzun, zengin adam dnrken, gzne yal,
ember sakall, yumuak grnl bir adam iliti, ite bu adama o uzun zengin
kii sorulabilir, diye iinden geirdi, yanna ekinerek yanat:
"Sana birisini soracam..."
"Sor bakalm," diye glmsedi eli tespihli, ember sakall, yumuak tavrl
adam.
"Hani bir adam var, ok uzun boylu, izmeli, ok da zengin. Ben ona nce Memedin
lm haberini verince, o da bana ok para verdi. O adam ite, onu aryorum."
"Ad yok mu o adamn?"
"Bilemiyorum ama, ad Murtaza Aa olacakt. Zengin bir adam. Parlak izmeleri de
var."
"Ne yapacaksn o adam sen?"
Taz Tahsin bir an dnd. Hi bir daha nce Memedin szn eder miydi,
yalann kvrd:
"O bana i verecek de... iftliinde de..."
Adam dnd, dnd, kendi kendine birka ad sayd:
"Bilemiyorum, karamadm kim olduunu," dedi. "Ben tanmyorum Murtaza Aay."
Sonra da tuhaf tuhaf onun yzne bakt. Bu delikanldan kukulanmt.
"Sen niye bylesin ocuk?" diye sordu. "amura batm kmsn. u kuu benim
elime ver de, sen de git u adrvanda arn."
Taz Tahsin kuu ona gvenip vermeden adrvana gitti, nce kuun amurlu
kanatlarn, gagasn, ban bir gzelce sildikten sonra omuzuna kondurdu.
Kendi de ayaklarndan balayarak, bacaklarna, gsne, kollarna kadar
amurlardan arnd.
"Sen byle pslak r, satlcan olur lrsn," dedi ember sakall adam. "Bir
ocakba bul da kurun."
"Olur day," dedi Taz Tahsin. "Hani bir de topal bir adam
438

vard, izciler ba... Lenger apkal, boaz yularl, yular da som krmz,
yalm gibi, sen onu da m bilmiyorsun? Topal Ali olacakt onun da ad."
"Onu biliyorum," diye gld yal adam. "zci Topal Aliyi aryorsun, deil mi?"
"Onu aryorum ite."
Yal adam Molla Duran Efendinin evini ona bir gzel tarif ettikten sonra:
"te Topal Ali Aa orada," dedi. "Git onu bul da, o da sana bir ate bulsun da
kurun."
Taz Tahsin camiden kmadan az nce yamur yeniden yamaya, ok iri tanelerle
dklmeye balam, sokaklarda kimsecikler kalmamt. Aldrmad, yamurun
altnda, srtnda kuu, Topal Aliye rastgelirim umuduyla ary bir utan bir
uca gidip gelmeye balad. Yamur da gittike arlayor, kuzeyden de
omuzundaki kuun kanatlarn savuran sert, souk, keskin bir poyraz esiyordu.
Kasabann tek ps Gmen Murat bu omuzu kulu ocuu, bir yere
ulaacakmcasna yamur altnda hzla ary gidip gelmesine acd, banda
bir hal m var acaba fkarann, diye dnd.
"Hit karda, haan sen, bakarm ha byle byle gider gelirsin durmadan. Haan
de bana, var m bir derdin?"
Taz Tahsin onu duymad, yryn srdrd.
"Hit, hit, olum hit!"
Kolundan ekti onu durdurdu. Gz gze geldiler. Gmen Murat sorusunu yineledi.
teki de Molla Durann evindeki lenger apkal izciler ba Topal Aliyi
aradn syledi.
"Haydi seni ona gtreyim," dedi Gmen Murat, onun koluna girdi. "Kuun da ok
gzel ya be evlat, slanmsnz ikiniz de, ccnz km. kiniz de hasta
olursunuz."
Molla Duran Efendinin evine abuk geldiler.
"Molla Duran Efendi, a be Molla Duran Efendi, Tanr misafiri geldi sana."
Gmen Muradn sesi stne Topal Ali kt balkona.
"A be bu ocuk seni arar be Ali Efendi. zciler ba Ali Efendi der de arda
dner durur btn gn."
439
Topal Ali Taz Tahsini hemen tand:
"Geliyorum," dedi, "sa olasn Murat Efendi."
"A be bir ey deil, sa olasn sen de..."
Aa inen Ali:
"Ne oldu sana Tahsin, nereden byle?"
Taz Tahsinin bedenindeki btn kan ekilmi, yz kat gibi olmutu.
"Gel hele, gel yukarya."
Onu yukarya kard, bir kat amar getirdi nne koydu:
"u odada soyun, kuunu oraya koy da..."
Molla Duran Efendinin kadnlar, evdeki evlatlklar, hizmetiler gidiyorlar
geliyorlar, bu kulu olan Topal Aliden soruyorlard. Sonunda Duran Efendi de
geldi, o da omuzunda bir kula bir ocuun evine gittiini daha arda
duymutu.
"Kimmi o Ali?"
"nce Memedin bize lm haberini getiren o koucu ocuk."
"Hani u komaktan baylan ocuk mu?"
"O," dedi Topal Ali. "Bence onda bu sefer de bir i var. Gene koarak gelmi,
yamur altnda hem de. imdi ierde giyiniyor."
Mutfaa gidip bir de alvar ald getirdi, Taz Tahsine verdi.
"Bunu da giy"
Tahsin alvar da ayana geirdi, darya ktlar.
"te bu ocuk, Efendi."
Molla Duran:
"Tandm," dedi. "Gel bakalm."
nde Ali, arkada Taz Tahsin, omuzunda da kuu Molla Duran Efendinin at
kapdan byk bir odaya girdiler. Sedirler apak, dizi dizi gller ilenmi,
sabun kokan patiska beziyle kaplanmt.
"Bir ay Ali," dedi Molla Duran Efendi. "Belki ocuk ackmtr da... Belki ok
uzun yoldan geliyordur."

"Haber getirdim size," diye sevindi Taz Tahsin. Yemek yediini, kebapy
anmsad, yz deiti. "Yemek yedim," dedi, "kasabaya gelince, bir ay olursa
mem geer."
Ali kalkt, mutfaktan bir gm tepside, byk bardaklara konmu tane ay
ald getirdi.
440
Taz Tahsin ayn iinceye kadar konumad, sonra da enesi ald. Olay
olduu gibi, batan sonuna kadar, en ince ayrntsna kadar anlatt bitirdi.
"te," diye gsterdi kedeki sandalyann stne balanm kuu, "O attan bu
ku beni kurtard. Eer ben bu kuu Va-hap Daydan almam olsaydm, imdi ben
burada olmazdm, o at beni parampara ederdi."
"Tam, u iki gznle grdn m nce Memedi?"
"Tam. Yalan sylyorsam u iki gzm nme aksn ki... nce Memedi grdm, nce
Memedi... Ben onu grnce, o da nce Memed olduunu bildirmek istemedi."
"Sen onu daha nce nereden tanyordun?"
"Dayma da bak hele, ben onu kyndeyken de tanrdm, ekyalnda da bizim
kyde kald, her gn grrdm onu."
"Pekiyi, nasl bir adam nce Memed?"
Taz Tahsin Topal Aliye bakt, o ban nne emi susuyordu. Sylese miydi
acaba, bu nce Memedin tarifinden de her zaman bir ktlk kyordu da...
"nce Memed nasl bir adam olum, bana anlat bakalm."
"Sen onu grdn m Duran Aa?"
Duran Efendi gld:
"Grmez olur muyum hi," dedi.
"yle bir adam ite."
"Nasl bir adam?"
Taz Tahsin skmt, bir eyler sylemek zorunda sayyordu kendisini."
"Kocaman, kz boynuzu gibi byklar var, iki adam omuzunun stne bada kursa
otursa yerimiz dar demezler. Gzleri de at gzleri kadar byk. Kollar aa
dallan gibi."
Molla Duran Efendi glmeye balad:
"Bre ocan yana Tahsin," dedi, "sen nce Memedi deil, Kr An anlatt
Krolunu sylyorsun."
"Hah, ite nce Memed o Kroluna benziyor ite."
Topal Ali de glyordu.
Molla Duran Efendi Aliye:
"Alim," dedi, "bu ocuun elbiseleri kurusun da sen onu Murtazanm konana kadar
gtr de ona teslim et. Belki ocu441
a birka kuru verir, bak fkara ne kadar ok zahmet ekmi. O deli at da
fkaray ldryormu, bereket versin u ku..."
"ldryordu," diye derin derin iini ekti Taz Tahsin. "Ya bu ku olmasayd,
ben de o adrdan buraya hi bir tek adm atabilir miydim!"
"Allah korumu seni nce Memedin atndan Tahsin kar-da," diye onun srtn
svazlad Topal Ali.
"Allah korudu..."
Molla Duran Efendinin mahkemede bir ii vard, onlara allahasmarladk deyip
darya, daha da iddetlenmi yamura kt, paltosunu giyip emsiyesini
alarak.
Onlar yamur azck hafifleyinceye, giyitler kuruyuncaya, ikindine kadar o odada
oturup konutular, sonra da Ali ald onu Murtaza Aann konana gtrd, ite
buras diye de grkemli yapnn kapsn gsterip dnd.
"Murtaza Aa, Murtaza Aa," diye bard avlu kapsna varan Taz Tahsin.
"Murtaza Aa, ben geldim. Ben geldim."
Balkona kan Murtaza Aa:
"Vay sen ho gelmi safalar getirmisin, sen kimsin?" diye glerek aaya
bard. "An kapy ocuklar, bakn bakalm bu gelen kii kimmi bu yamurda."
Yanamalar Taz Tahsini bir iyice sorgudan geirdikten sonra onu yukarya
kardlar.
Onun omuzundaki kuu gren Aa:
"Sen avc msn, avlarn nerede?" diye merakla sordu.

"Ben avc deil, Taz Tahsinim. Hani ben size nce Memedin lm mutusunu
vermitim de, sen de bana para vermitin... Ben de imdi sana bir haber getirdim
ki... nce Memedi grdm, yerini de biliyorum."
"Nerede?" diye gzleri parlad Murtaza Aann. "Vay senin dillerine hayran olsun
Murtaza Aan! Ben de seni paraya, altna, tarlaya bomazsam, ben de seni drt
kez evermezsem... Ben de seni... Gel, gel, gel ieriye de anlat bana... Hibir
eyi karmadan."
Odaya girdiler. Taz Tahsin adamn bulunca byle olacan biliyor, sevincinden
uuyordu. Salam bir gven geldi iine oturdu. Kuu kedeki sandalyanm stne
baladktan sonra
442
geldi Murtaza Aann karsna oturup onun gzlerinin iine sevgiyle bakt.
"Ben senden paray aldm ya, hemen katm. Kanca sen adam gnderip benden
paray geriye istemedin nce Memed lmeyince... Ben de dedim ki, bu gzel Aann
bu byk iyiliinin altnda kalamam, dedim. Ona nce Memedi bulaym da bari bu
sefer de onun dirisini haber vereyim. Haber vereyim de Yzbam da, Onba
Kerti Ali Paa da onu yakalasnlar da assnlar..."
Taz Tahsin bandan geenleri bu sefer daha derinlere, ayrntlara inerek ar
ar anlatt bitirdi. Ardndan da:
"te," dedi, "bu burada olmasayd, imdi ben burada olmazdm. Beni bu ku
kurtard. Eer bu ku yznden de Va-hap Day benim grtlam kesmezse..."
"Kesemez," diye onun szn kesti Murtaza Aa. "Yarndan tezi yok, ben Vahaba
bir atl gnderip sana bu kuu satn alacam. O Vahap ha, o ha, benim szmden
kamaz."
"nallah," diye boynunu bkt Taz Tahsin.
"Bre Tahsin Efendi," diye onun omuzuna vurdu Murtaza Aa glerek, st
enesindeki n altn dileri layarak, "bre Tahsin Efendi sen her eyi
anlattn da syledin, bir gzel hatmettin de nce Memed nasl bir adamm, boyu
pou, salar burnu, hi sylemedin."
Taz Tahsin bu belay atlattm sanyordu. te gene atmt. Ne demeli, nasl
demeli, diye bir hayli dndkten sonra sevinle:
"Senin gibi o," dedi. "Senin gibi gzel, yakkl bir adam. Onun da aznda
seni gibi altn dileri lyor. O da senin gibi cmert. O da senin gibi bana
altn verdi de, ekya parasdr diye almadm. yi yaptm m, ekya paras
haramdr alnmaz, deil mi?"
"Keski alaydn," diye onun omuzlarn okad Murtaza aa. "Domuzdan bir kl
ekmi olurdun."
"stemez," diye onun elini tuttu Taz Tahsin. "Ben ekyalarn parasn istemem,
benim da gibi Aam var. Ben de nce Memedi yakalatrsam, o da beni Karun
edecek."
"Ederim," dedi Murtaza Aa koltuklan kabararak. "imdi
443
kalk da hemen Yzbaya gidelim. O da hemen askerlerini Krkgzn Ocana ekip
nce Memedi imha eylesin."
Murtaza Aaya yamsn getirdiler, bir yam da Taz Tah-sine verdiler.
Darda, gn dibi delinmicesine bir yamur dklyordu.
"Hi durmuyor," dedi Taz Tahsin. "u dalar, ormanlar hep deniz oldu da kt.
yi ki bu yamurda yetiebildim sana."
Yzba Taz Tahsinin geldiini, nce Memedden haberler getirdiini duymu,
epeyi bir sreden beri onlar bekliyordu, yannda Asm avu, Kerti Ali
Onbayla birlikte. Onlar ayakta, kapda karlad. Taz Tahsine ay
smarladlar.
Yzba:
"Anlat bakalm, delikanl," dedi okayc bir sesle. Yzba onunla konuunca,
hem de dorudan doruya, Taz Tahsin ok onurlandn taa yreinin banda
duydu. Bu sefer en batan balad. nce Memedin nasl yaralanp atndan
dtn, Y-rklerin onu alarak dada sakladklarn, o lmekteyken, hemen o
gn Delice koyan naryla Hr Anann ona nasl ulatn, oradan Krkgzn
Anack Sultanna gidip onu getirdiini, onun da nce Memedi merhemlerle,
iksirlerle iyiletirdiini, btn bunlar nce Memedi ararken ondan bundan,

zellikle kk ocuklardan rendiini syledi. Oradan ata, attan Va-hap


Dayya, Vahap Daydan kua geti:
"te u ku benim canm kurtard. Yoksa nce Memedin at beni yiyordu. Aam da
bu kuu Vahap Daydan bana satn ald."
"yi biliyor musun imdi nce Memed Krkgzn Ocanda m, imdi, bu anda?"
"Orada," dedi Tahsin. "Nereye gidecek bu yamurda? yle bir yamur yayordu ki
ben gelirken dalara, aalar, kayalar kknden skyordu. Bir yere kamaz o.
Skt kald orada."
"Demek silah da yoktu, sen onu grdn, onunla konutun, yle mi?"
"Grdm, konutum."
"Niin silah yoktu onun dedin?"
"nk Krkgzn Ocana hi kimse, Mustafa Kemal Paa bile silahl giremez."
444
"Girerse ne olur?" "Giremez."
Murtaza Aa sz ald, uzun uzun Krkgz Ocan, onlarn afsunlarn,
kerametlerini sayd dkt. Oca Yzba da, Asm avu da ok iyi biliyorlard.
"Bu cahil halk tapyor onlara," diye de szn bitirdi Murtaza. "Bu irtica, bu
hurafeler ruhuna ilemi bu koyun srs halkn. Daha, daha bin yl ister bu
cahil halk bu hurafelerden kurtarmak iin. Onlar da halk istismar ediyorlar,
soyuyorlar smryorlar, bir horozu, bir tek keisi, koyunu olan da ekiyor
onlar seve seve gtryor ocaa balyor."
"Erkek yok imdi ocakta," dedi Asm avu. "Pir postunda bir kadn oturuyor. Ve
btn Toroslar, Mara, Kayseri, Antep yreleri ona tapyorlar."
"ok erkek vard onlarda stiklal Harbine kadar."
"Ne oldu onlara?" diye sordu Yzba. "Biraz biliyorum ya, siz gene anlatn."
Murtaza Aa heyecanland:
"Gnll yazldlar," dedi, "on alt erkein on alts da stiklal Harbine
gnll gitti. Hepsi de bir gnde yan yana Dum-lupmarda ehit dmler.
Yunanllar diyorlarm ki bizi Trk Ordusu yenmedi, ordunun nnde eli kll,
ak libasl, yeil sarkl, uzun boylular yendi, diyorlarm. Onlar bize aman
vermediler. Hurafe... Bizim halk da buna inanyor."
Yzba:
"On alt pirin de harbe gittikleri doru mu?"
"Doru," dedi Murtaza Aa. "Btn kasaba o zamanlar dalardayd. Hepimiz asker
kaaklarydk, ben sonra Kuvay Milliyeye kartm. Onlarn on altsn bir
arada, torbalan srtlarnda askere giderlerken grdm. Onlar yolda yrrlerken
btn bu cahil halk da onlarn bastklar topraklan pyorlard. Hurafe..."
"Demek hibirisi dnmedi harpten?"
"Dnmediler," dedi Murtaza Aa.
"Demek yerlerine bu kadn bakyor?"
"O bakyor," dedi Asm avu. "Yal bir kadn. ok sert, kimseyle konumuyor."
445
"Kurtulamayacak demek bu halk uzun bir sre daha bu irticadan, yalanlardan,
istismardan," diye iini ekti Yzba. "Nereye gitsek karmza bunlar kyor.
Demek stiklal Harbinde Trk ordusunun nnde bunlar arpm."
"Bunlar, bunlar," dedi cokuyla Taz Tahsin. "Herkes biliyor, onlar askerin
nnde dvrlerken, Krk Ermilermi onlar, btn askerler gryorlarm
onlar. Bizim kyden Kz Ali var ya, o da grm onlar siperlerinin nnde.
Dmanlar yamur gibi kurun yadryor, onlar ellerini kollarn sallayarak
yryorlarm dmann stne. Dman da yeil sarkllar geliyorlar diye
korkularndan deli oluyor alp balarn yiti-riyorlarm."
"imdi nce Memed u anda Krkgz Ocanda, yle mi?"
"Orada."
"imdi biz gidersek, onu orada elimizle koymu gibi buluruz, yle mi?"
"Bulursunuz."
"Ya at, yani nce Memedin azgn at bizim de yolumuzu keserse, keser de bizim
hepimizi yerse?"
"Ben de kuu size veririm," dedi Taz Tahsin.
Yzba, Murtaza Aa kahkahayla gldler. Taz Tahsin onlarn neye bu kadar
yrekten gldklerini anlamad, o da gld, onlar gld srece.
"Pekiyi, sen nce Memedi grdn, stelik de konutun diyorsun, deil mi?"

"Konutum."
Onlar geldiinden bu yana Ali Onba bir eyler sylemek istiyor, frsat
bulamyordu. Bu olan hi gz tutmamt. Ker-ti Ali kylyd ve de
kyllerin yreklerinde ka damar var, beyinlerinde ka bin tilki dolayor, o
bilirdi. Bunlar byle saf grnrler, Yzbalar, Murtaza Aalar da onlara
inanrlard.
"Bir ey mi sylemek istiyorsun Ali Onba?"
"Evet Yzbam."
"Syle yleyse."
"Bence nce Memed byk ilere hazrlanyor."
"Ne demek istiyorsun?"
Sz Asm avu ald:
446
"Ali Onba demek istiyor ki bu Tahsin Efendinin bize syledikleri hep
uydurmadr."
"Yok vallahi billahi," diye sapsar kesildi Taz Tahsin. "Niye tevatr edeyim?
Bakn u ayaklanma, ben o nce Memedi u Aamn hatr iin da tepe o kadar ok
aradm ki, belki be kez lyordum da Allah kurtard. Niye uyduraym ki? Aa
bana ok para verdi, ben de ona iyilik yapaym da nce Memed de benim Aam
ldrmesin, o da lmeyince bana ok para, ok ok tarla versin de, ben de... Ben
de evleneyim de oluk ocua karaym. Yam da geldi geiyor. Anam da diyordu
ki geenlerde, sen hi evlenemeyeceksin... te bu ad gzel, kendi gzel Aa
kt da, ben de ona nce Memedin lmn ulatrnca, o da bana ok para verdi.
nce Memedin lm yanl olunca da, ben de duydum ki nce Memed hep Aalar
ldryormu, ben de kendi kendime dedim ki, nce Memed ite o iyi Aay
ldrmeden, ben de nce Memedi bulaym da, yakalattraym da, Aam da kurtulsun
da..."
Murtaza Aa kvanl, gzlerinin ii glerek Taz Tahsine bakyordu sevgiyle.
"Sen nce Memedi grdn diyorsun, deil mi?" diye sordu Yzba."
"Grdm."
"Onun ekalini bana anlat bakalm. O nce Memed dedikleri de ne kbal bir
adamm, biz de bilelim."
Taz Tahsin ikirciklendi, sonra rkt, kvrand. Murtaza Aann gzlerine bakt
ondan bir car umarcasma, Murtaza Aa neesini bulmu glyordu. Hangi nce
Memedi syleseydi acaba, hangisini sylese hepsinin de altndan bir apanolu
kyor, insanlar ona ya inanmyor, ya da onunla alay ediyorlard. Her eyi
tutturmutu da u nce Memedin kbaln bir trl tutturamamt. O Topal Ali
ok iyi, ok akll, anlayl bir kiiydi. Keski ona u ince Memedi, u
insanlara nasl anlataym diye sorsayd, o da ona bunlarn nasl bir nce Memed
istediklerini sylerdi.
"O nce Memed, o nce Memed var ya, tpk... tpk..."
Sustu. Acaba burada bunu sylemek yakk alr myd? Murtaza Aayla gz gze
geldiler, onun gzleri, syle, der gibiydi.
447
"Tpk bu Murtaza Aama benziyor, parmaklar onun parmaklar, gzleri de yle.
Onun kulaklar biraz bycek ya, kulaklar da, boynu da, boyu pou da ite bu
Aama benziyor. Azn anca, onun azndaki tane altn di de bunun dii
gibi avk veriyor. Onun da burnu byle ahin gagas gibi kemerli. O da byle
gzel, yumuak glyor. Onun ya da..."
Burada durdu dnd.
"Onun ya da... Onun ya azck daha gen. Bir de o, abuk, taz gibi yorulmaz
bir kii. te bu. Ayanda krmz postal, dalnda Mara abas, hem de
srmal... Mintannn yakas da ilemeli, tpk oya gibi, ipekli. Parmanda da
bir tane altn, krmz kal yzk var. Ona Krkgz Ocandan vermiler."
"Sus!" diye fkelendi Ali Onba. "Byle nce Memed mi olurmu, sus."
"Ya nasl olurmu?" diye boynunu bkt Taz Tahsin.
"imdi bunun kim olduu anlald m Yzbam?" diye sordu Onba.
Yzba susuyor, dnyordu.
"nce Memed bir oyunlar eviriyor, dikkatli olmalyz Yzbam," diye ok ciddi
konutu Asm avu. "Krkgz Ocan da bu ie niin kartryor, o da stnde
ciddiyetle durulacak bir meseledir. O, bir harekata hazrlanyor, bizim de

dikkatimizi byle elemanlar vastasyla baka yne ekmek istiyor." Murtaza


Aaya dnd: "Siz syleyin Murtaza Aa," dedi, "ok grm geirmi, felein
emberinden gemi bir kiisiniz, hibir kyl bu delikanl gibi gnll
olaraktan gelir de nce Meme-din yerini bize syler mi?"
"Sylemez ama, bu..."
"Kim olursa olsun Murtaza Aa... Sen syle Ali Onba, u dalarda ka kiiyi
dve dve, derilerini yze yze, trnaklarn ske ske cansz, sakat braktn
da azlarndan gene nce Memed stne bir sz alabildin mi?"
"Ohhooo," dedi Kerti Ali Onba, ban kaldrd indirdi, "Yzlerce,
binlerce... Doruyu sylemedikleri gibi son kertesinde, lrlerken bile, bizi
artmak iin, ite bu adam gibi tevatr atarlar." Yzbaya dnd: "Gtreyim
mi?"
Yzba:
448
"Kusura kalmayn Murtaza Aa. Bundan bir eyler renebiliriz."
"Ama Yzbam, bu saf bir ocuk. Ben sanyorum ki..." Sonra da korktu. Bu
kyller byle saf grnrler ya, hi de belli olmazlar, diye dnd. Her
birisinin karnnda yz tilki vardr.
"Biz biliriz," diye kesin konutu Yzba.
"Belki de haklsnz, haklsnz. Ama ne yazk, ne de ho, iyi yrekli bir
ocuktu. Yz hi de casusluk yapacak bir yze benzemiyordu. Belli olmaz ki, bu
kyller belli olmazlar ki, bunlar yalnz dayaktan..."
Taz Tahsin onun gzlerine yalvararak, kurbanlk koyun gzleriyle bakyordu.
"Msaadenizle... imdi onun kim olduunu anlayacaz. Ali Onba, gtr."
"Beni ldrmeyin," diye inledi Taz Tahsin. "Ben anamn bir tanesiyim,
nolursunuz beni ldrmeyin. Size o nce Meme-din atnn gzn oyan bu kuu da
veririm." Ali Onba onu srklerken, teki direniyor. "Aam, Aam," diye
yalvanyor-du, "btn bunlar senin ettiin o iyilik yznden bama geldi. Keski
bu kasabaya gelmeseydim, gelip de seni grmeseydim. O nce Memed de arkasnn
stne lseydi. Paran pulunu istemem Aam. Beni ldrtme. Her eyi
syleyeceim. Beni yeter ki ldrtmeyin. u Kerti Alinin elinden aln."
"Bakn Murtaza Aa, imdiden itirafa balad bile..."
Murtaza Aa, altn dilerini ldatarak glyordu.
Kapnn aznda Taz Tahsin Ali Onbann elinden bir ara boanp kotu Murtaza
Aann ellerine yapt:
"Beni verme ona. Derimi yzer o, ldrr beni. Ne isterseniz syleyeceim. nce
Memed ld, ld, ld. lsn u gzlerimle grdm."
Onba geldi onu gl elleriyle kavrad, rpnmalarna, dvnmelerine kulak
asmadan, ald gtrd.
Arkalarndan Murtaza Aa:
"Onu ldrmeyeceksin Ali Onba," diye zgn bir sesle bard.
Ali Onba gittikten sonra Yzbayla Murtaza Kurtulu
449
Sava gnleri stne derin bir sohbete daldlar, Asm avu da kulak kesilmi
onlar dinliyordu. Murtaza Aaya gre u altn madalyallarn hepsi asker
kaayd. O karanlk gnlerde onlardan bir teki bile bir silahn tetiine
dokunmamt. lerinde silah grmemilerse ounluktayd. Sava sresince dada
bir kuytuya ekilmiler, sava bitince de ortaya kahraman olaraktan kmlard.
Asl yiitlii gsterenler Gizik Duran gibi, Bay-ramolu, erbeti Rstem gibi
ekyalar, ya da teki fkara kyllerdi. Onlarsa ortada yoklard. tekiler
dmler yazya yabana, Ermenilerin iftliklerini, Yrklerin klaklarn,
teki Hazine tarlalarna pay ediyorlar, bir trl de gzleri topraa doymuyordu.
Takn Halil Bey, Zlf, emekli yarg Hdai, Mustafa Rt Bey, bunlarn hepsi
hepsi birer sahtekard. Hepsi, a-muroullar, Tazgiller, YiitouUan be
yln, Cumhuriyetin iirdii kenelerdi. Bu ukurovada iki kkten srme soy
vard, birisi Ramazanoullar, birisi de Karadaloullaryd. Karadaloullar Ramazanldan daha soyluydular. nk bu Karadallarn soylar
Dulkadiroullarndan geliyordu. Osmanlya kz vermiler, kz almlard.
Dulkadiroullarnn devleti zamannda Maratan Malatyaya, Harputa, oradan da
Sivasa kadar uzanrken Osmanllar daha Stte emekliyorlard. Alakgnll

Murtaza Aa ne bu anl soyunu kimseye sylyor, ne de altn yaldzla yazlm


soyaacn kimseye gsteriyordu.
"Syledi," diye al al moru mor ieriye girdi Ali Onba. Terlemi, ter
kulunlarmdan darya fkrmt. "Evet ben hak-lymm. Onu buraya nce
Memed gndermi. nce Memed dalarda byk bir ete kurma hazrlmdaym,
yaknda da, sebebini bir trl renemedim, Taz Tahsin sylemiyor ya da
bilmiyor, kasabay basacakm. Ancak bu kadarn azndan alabildim onun."
"Anlalmyor, anlalmyor," diye ellerini havaya at Murtaza Aa. "u bizim
kylleri anlamak mmkn deil. Siz olmasanz ben de bu ocuu yutmu gitmitim.
Durumu nasl, hali dirlii?"
"Turp gibi," dedi Ali Onba. "Braksam yrr bile. imdiden ayaa kalkp
gzlerini bile at." "yi," dedi Yzba.
450
"Bu yalnkat deil, salam kt," dedi Ali Onba. "Bylesi salam insanlar
gemeli ki insann eline, krk gn krk gece d-ve de bana msn demeye. nce
Memed de amma seme adamlar buluyor ha... Bakmayn yle psrk gzktne
onun, turp gibi. Ne yapacaz imdi onu Yzbam?"
"Bana balayn, ben getirdim onu buraya," diye ricada bulundu Murtaza Aa.
"Bana verin de onu, ben kazanaym. Byle bir salam kyly nce Memede armaan
edeceimize, onu ben eve gtreyim, yaralarn saraym da gnln kazanaym."
"Ama o bir hain..."
"Bir haini de bana verin, rica ederim."
"Getirin," diye buyurdu Yzba.
Az sonra iki candarma, Taz Tahsinin koluna girmi getirdiler. Taz Tahsinin
bacaklar biribirine dolanyordu. Gzleri kapalyd. Boynundan, yanaklarndan,
alnndan kanlar akyordu. Dudaklar da yarlm, tm giyitleri parampara
olmutu.
"Brakn, onu duvara dayayn."
Duvara dayadlar. Taz Tahsin bir sre srt duvara dayal olduu yerde
salland, ardndan da yere salverdi canszcasna.
"imdi, az sonra kendine gelir," dedi Yzba. "Ben de byle bir eyi bu
ocuktan hi beklememitim. Kasabay nasl koruyacaz nce Memedden, elimizde
ok az candarma var, bir ksm da acemi. Bir eyler dnecek misiniz Murtaza
Aa?"
"Yarndan tezi yok, btn kasaba ileri gelenleri bir konuu-a oturmal, bir
are bulmalyz Yzbam. Bu, byle olmaz."
"Daha on be, yirmi gn vaktimiz var Aa... O daha etesini kuramaz. Belki de
bir ay... Bir ay iinde de biz..."
Bu arada Taz Tahsin kere gzlerini at at kapad.
"Taz Tahsin olum, gzlerini atn, farknda msn?"
Taz Tahsin gzlerini yeniden at, glmsemeye alt arplm dudaklaryla.
"yi misin?"
"yiyim," dedi Taz Tahsin, gene glmsemeye alarak. "Sa olsun Kerti Ali
Onba beni ldrmedi. Sen de sa ol Aam. Keski bana o iyilii etmeseydin..."
451
21
nce Memed ormann aklnda, kayalarn arasnda durdu. lerdeki apak kayann
dibinden bir gz kaynyor, aada, altndaki akltalar grnen bir glek
oluturuyordu. Glein iindeki kk, krmz benekli balklar, bir tatan bir
taa savrularak uuuyorlard. Kayalarn arasndan yer yer, mor iekli
yarpuzlar fkrmt. Hzl yamur suyun yzn dvyor, glein st apar bir
yze benziyordu. Yukardan hzla akp gelen seller, bir an iin glei
bulandryor, kk balklar, akl talar gzkmyor, sonra da geip
gidiyorlard. Ortalk kaya, slanm kekik, su, da topra kokuyordu.
Yorulmu Memed, yamurun altnda, bir sre bir tan stne sekilenip srtn
bir taa dayad oturdu. Srtndaki yn, tiftik karm srmal abasnn
gzenekleri yaan yamurdan skm, su geirmiyordu. Yol boyunca hep Hr
Anay dnm, bu da onu mutlu etmiti. Onun sevgisi bitip tkenmiyordu. u
pnarn suyu gibi apaydnlk kaynyor, onun yresine kim gelirse, insan, kurdu
kuu, dostu dman aydnlatyor, styordu. O Hr Anann yzn gren, scak

sevgisinden tadan mutsuz olamaz, adam ldremez, ktlk yapamazd. Memede, taa
ocukluundan bu yana g olmu, sevgi kayna olmu, en karanlk gnlerinde,
Hatenin lmnde bile onun sevgisi, kendinden umudunu kesmiken bile, onun
scakl, aydnl iini aartm, onu yaama dndrmt. Bir de u Battal
Aann sz yok mu, artk bundan sonra lse de gz ak gitmeyecekti. Bir Aa
gidince bin tanesi gelirse, bir nce
Memed gidince, on bin, yz bin, yz yz bin tanesi gelecekti. Aalar az,
fkaralar oktu. O gnden bu yana nce Memed bu szleri diline pelesenk etmi
yineleyip duruyordu. O bu szleri yineledike ii aydnlanyor, sevgiyle
dostlukla doluyor, dalar, bulutlar, u akan azgn selleri, grleyen
imekleri, yldrmlar gzleriyle okuyor. O kck, kendisini kancklamak
iin kasabaya koan o adam da sevmiti. Kim bilir, onu kanckla-ynca ona ne
kadar para vereceklerdi. O kck adamn gzleri stmal gibi yldr yldr
yanyordu. Onu grr grmez nce korkmu, eli aya zlm, sonra da
sevincinden gklere umu, tabanlar yalamt. imdiye oktan kasabay bulmu,
kasaba Aalarndan, candarma Yzbasndan mutuluunu almt. Candarmalar,
Memed uzun deneyleriyle biliyordu, bylesi havalarda kasabadan burunlarn
bile darya karmazlard. Onun iin rahatt. u burada yamur tutmayan bir
maara, kovuk bulacak, ackmt, karnn doyuracak, ondan sonra da ver elini...
diyecekti. Ver elini diyecekti ya, nereye gidecekti, onun iin btn dnya bir
tuzakt. Her tan altnda, her kede, her alnn iinde onu bir uursuzluk
bekliyordu. Seyran nasl kyden alacak, onunla birlikte u dalar nasl
aacaklar, nereye snacaklard? Ekyala da almt, bundan sonra baka
bir ii nasl yapacak, stelik de ne i grebilecekti? Bir Aann yanma yanama
dururum, ift srerim, diye kendi kendine glmsedi. Belki de ukurovaya,
Adanaya, deniz kysna, Dursunun kyne iner, gerekten Dursunun kynn ad
neydi, orada portakal bahelerinde bahvan dururum. Seyranla ikimize portakal
bahelerinin iinde bir kck ev yaparm, yllar sonra da Hr Ana gelir, o da
ocuklara bakar. Portakal bahelerinin stne, bahar gelip de ortalk lynca
aydnlk, bol gnele birlikte, ak bulutlar gibi iekler ker. Limon,
portakal, turun ieklerinin kokular insanlar, arlar, kular, kelebekleri,
ylanlar, kurbaalar esrikletirirdi. Turun kokularn alan bilcmle yaratk
bir sarholuk dngsnde kendilerinden geerler, savunmasz, kendilerini doann
insafna brakrlard. nce Memed bir keresinde baharda, portakal baheleri ak
bulutlar gibi dalgalanr, dnyay, ta topra kokuyla kendilerinden
geirirken, bir gece ay nda bir bahede
453
kalmak zorunda olmu, gn gece oradan ayrlamam, kendinden gemi, o
aatan bu aaca dolanp durmutu. Seyran portakal iei kokacakt, ocuklar,
yaan yamur, esen yel, tozan toprak hep hep portakal iei kokacakt. Koca
dalgal Akdeniz portakal iei kokuyordu. Bir ift de ak gvercin alacakt,
hani o gkte on sekiz takla atanlardan... Bir de ahini olacakt, tlek,
kck, ak badanal evinin nne ak bir ataln stne konduracakt. ukurovada
deniz kysnda ok bldrcn olurdu. Kuunu, sabah erkenden ava kacak,
allardan kaldrd bldrcnlara brakacakt. Hr Ana disiz azyla,
enelerinden ya akta akta yumuack bldrcn etini yiyecek, u dar dnyada
hi gn grmemi Hr Ana, onun evinde gn grecekti. Seyran hep glecekti. O
gld zaman dnyalar gzeli olurdu. Bir sre oturduu yerde aydnlk suya
bakarak Seyran dnd, onun yzn getirdi gzlerinin nne, gamzeleri insann
iini ltan, sevgiyle, akla dolduran, incecik bir kvrltyla
ukurlayorlard. Esmer, tatl yznden lk, insan aktan delirten incecik
bir kokuyla kark bir yel esiyordu. Dehet zlemiti onu. Hemen elini abuk
tutmal, Krkgzn Ocana gidip geri dnmeli. Seyran oradan almal, sonra da
ad san bilinmedik ellere... Bu ad san bilinmedik eller szn ok seviyordu.
Karacaolan da yle demiyor muydu, ad san bilinmedik ellere gitmeyince gnl
yardan ayrlmaz... Bir de oraya, o bayltc portakal iei kokulu eve
tandktan sonra, Seyran da, ocuklar da alrlard, bir tek Hr Ana
almazd. Doruca Anavarzaya gelecek, Recep avuun mezarn bulacak, orasn
bir trbe gibi yapacakt. Onun mezarn da nce Memed trbe gibi yaptrnca,
herkes ne bilirdi onun ekya olduunu, kyller de, Yrkler de gelecekler,
onun trbesinde kurban kesecekler, aacna aput balayacaklard.

Yamurun dalardan srkledii talarn grltleri geliyor, imekler


akyordu. Seyran anmsaynca btn bedeniyle ldrtan bir ehvette geriniyor,
tepeden trnaa da bir mg-ma iinde kalyordu.
Ayaa kalkt, burnunda portakal ieklerinin kokusu, banda bir ak sarho
kelebek bulutu, yresinde apak esriklemi, gkte st ste ylarak yalpalayan
kular, bir iki adm att g454
lein yanma doru. Glein iinden, akan imekle birlikte krmz ltl bir
balk atlad, krmz n suyun yzne brakarak dibe indi. nce Memed
glmsedi mutlulukla. u ekyal, sonu ne olursa olsun brakt iyi olmutu.
Top kayay dnnce az ilerdeki her yan isten kapkara olmu maaray grd.
Admlarn sklatrp oraya vard. Maarann ii a-kltalaryla deliydi.
ok eskiden bu maarann iinden bir pnarn kaynad belliydi, bu akltalar
o eski gnlerden kalmayd. Nereye ekilip gitmiti bu su?
Azn kard, heybenin iine de su gememiti. Bu Yrkler bu ii iyi
biliyorlard. Onlarn dokuduu ilerden ok azndan su geiyordu. Yufka
ekmeini, peyniri kard, bir ba soann da krd, bir iyice karnn doyurdu.
Karnn doyurunca kendine geldi, durmak gerekmez, diye dnd. Bu dalardan ne
kadar olursa, o kadar abuk kurtulmal, portakal bahelerinde soluu almalyd.
Seyrann ad ne olmal, diye glmsedi kendi kendine. Ona ne ad yakr,
anasnn ad Dneydi. Kz olursa, ne ad koyard, Gazel, dedi, Gazel ne gzel
bir ad... Abdi Aadan sonra dalara, Krtlerin arasna ekilmiti bir ara. ok
gzel, suna gibi bir kz grmt, ad Gazeldi. Seyrann ad Gazel olacakt. Bir
de kzlar olursa onun adn da Gazel koyarlard. Anas da Gazel, kzlar da
Gazel... Dal Krtler, iinde Gazel ad geen uzun, ok gzel bir de trk
sylemilerdi. Gazel ona bir kere, taa derinden kara gzleriyle bakm, o da bir
kere, azck, onu tepeden trnaa rpertmiti. Seyrana benziyordu tpk...
Portakal baheleri, kokusu, Gazel, Seyran biribirlerine kart. Gazelle
Akasazn kysnda bir gece sabaha dek, dize km, grlemi sar gzl
nergislerin arasnda dolamlard. Sabaha kadar lk esen yeller nergis
kokmutu. Seyran bir ceren gibi kayyordu, kokudan esriklemi nergislerin
arasndan. Durmadan, ho sesli bir kuun sesi geliyordu batakln iinden...
Kuun sesini dinleye dinleye... Seyran uyuyuvermiti orada dizlerinin stnde.
ok yorulmu, ok belalardan geriye kalm, ok yaralanmt. Candarma grnce
de bir ho oluyor, yz arplyor, gzleri dalyordu. inde candarmaya dehet
bir fke duydu. Hateyi ldrmler, Seyran da, lnceye kadar onulmayacak bir
biimde yaralamlard. Uyuyuverdi.
455
Uyandnda yamur yavalam, seller azalmt. ok uzaklarda imekler
akyor, uzak dalara yldrmlar dyordu. Maaradan kt, postal ayan
skmt, balarn gevetti.
Krkgzn Ocana vardnda gn douyordu. Glgeler upuzundu. Islak ak kayalara
vurmu gne karanlk ormann aalarnn ban aydnlatyordu. Bzlm mavi
gz idemleri kaya aralklarnda, al, aa diplerinde yumulmular moraryorlard. Bir dzlkte kndk, pespembe bir ho laleler grd, boyun
bkmler, st ste bitmilerdi. Kprm bir su, akmakta kayalklarn
arasndan son hzla akyordu. Kar-ki dan ba baklamayacak kadar
aydnlkt. Memed, dan karsnda bir sre durdu. Allalem, btn yl gece
gndz bandan k eksilmeyen ulu da bu, diye iinden geirdi.
Ykk avlu kapsndan ieriye girdi. Kutsal ocan avlusundaki ak kayalar yunmu
arnm, ortalk a kesmiti. Eildi topra pt. Orta yere gelince bir daha
eildi. ini, imdiye kadar hi bilmedii korkuyla, sevgiyle kark bir duygu
kaplad. Eie kadar vard, diz kt orada, eildi kere eii pt. Kap
birden alnca irkildi. O uzun boylu adam, kapnn kanad elinde, bekliyordu.
Ayaa kalkp ona glmsedi. Adam onun nne dt. Bir karanlk yerden geip,
baka bir karanlk yere dtler. ncde, aydnlk geni bir salondaydlar.
Ocan yanndaki sedirde, apak giyinmi, postuna oturmu, doksan dokuzluk
tespihini nne ym Anack Sultan onu bekliyordu. Gitti, onun nnde niyaza
durdu. Anack Sultann elini ald kere pp alnna gtrd. Anack Sultan onu
elinden tutup ekti, yanna oturttu. Az sonra ho kokulu bir kahve geldi. Memed
bir trl kahvenin kulpunu tutamyor, elleri titriyordu. Bu, Anack Sultann

gznden kamad. Fincan ald tepsiden ona uzatt, bu da onu daha ok allak
bullak etti.
"Seni bekliyordum nce Memed. Ho geldin yavrum, iyi
msn r
"yiyim anam," dedi nce Memed, bir ocuk sklganlyla. Yzne kan basm,
yanyordu.
Odada kltan baka da hibir ey grmyordu. ocukluundan bu yana bu kl
stne ok ey iitmiti. Trkcler, aklar, hikayeciler bu dalarda yllar
yl u duvarda asl kl456
cin macerasn anlatmlard. Bu klcn stne altnla dokuz yz doksan dokuz
ayet, hadis yazlmt. Tlsmlyd. Ocaktan istiklal Harbine giden on alt
kiiden hibir tanesi de bu klc kuanp gitmemi, hibirisi de geriye
dnememiti. Bu tlsml klc niin almamlard? Belki de klc alm
olsalard, hibirisinin de burnu kanamazd. Hepsi de geriye, ocaklarna
dnebilirlerdi. Hasan Beyin kutsal klcn ocakta tayacak erkek kalmam,
duvarda mahzun, kskn yle durup duruyordu. Ne kadar iyi bir insan olursa olsun
nce Memed bu klc tayamazd. Hasan Beyin soyundan gelenler bile, hakk
olanlar bile klc duvardan alarak kuanp savaa gitmek yrekliliini
gsterememilerdi. Ocak, bu tlsml, kutsal klc kuanamayacak kadar bozulmu
muydu, kim bilir. te bir tanesi de stiklal Harbinden dnememiti.
"Ne dnyorsun nce Memed, yavrum, gzlerini klca dikmisin de?"
"Niin savaa giderken pirlerimiz bu klc alp da yle gitmediler, diyorum."
"Gleri yetmedi Hasan Beyin klcna. Babam, kardala-rm, amcalarm, Hasan
Beyin klcdr o... O klca herkesin gc yetmez ki derlerdi, o kltan
korkarlard."
Padiah Eybolu Selahaddin armaan eylemiti Hasan Beye kutsal klcn. Bu
kl onun elinde Kuds, am- erifi korumutu demir donlu, boyunlarnda ha
asllardan. Ve kutsal beldeler uruna ehit dmt. Bir sabah, uykudan yorgun
uyanan Eybolu Selahaddin Padiah Hasan Beyi yanna arm, u doan gnein,
balkyan n, dnen ark felein, ln, kutsal Kudsn, bereketli topran,
yeil imenlerin yz suyu akna, bu kl bundan sonra senin elinde o demir d
onlulara kar savaacak, kimseye de teslim olmayacaktr. Al klc, al
askerlerini ko git, gnn batt yere. Hasan Beydir kutsal klc eline alm,
yarenlerine, haydin gazaya demi, i baa dt, Anadoluna, Rum toprana
gidelim.
Konya ovasnda demir donlu, boazlarnda halar asl uzun klllarla
karlamlar. Gelenler kalabalk, demir don-lular deniz kadar, ltlar,
angrtlar iinde, Hasan Beyin ordusu azlk. brleri onun, otuz kat.
457
Kyasya bir cenk balam Konya ovasnda. O gn Hasan Beyin on be bin
kiisinden on bini gitmi. Konya ovasnda kartallar, kuzgunlar insan etine
doymular. Ertesi gn, Hasan Beyin ordusunun geriye kalanlar da krlm. Hasan
Bey krk ki-isiyle arkalarndaki alml daa snm. Dmanlar kalabalk,
drt bir yanndan ulu, sivri, grkemli da kuatmlar. Hasan Bey gn akam
oluncaya kadar, bu da karncalar gibi sarm demir donlularla dvm, gn
kavuunca da dan doruunda kii kalmlar. Dorua gr bir ate yakp
dinlenmeye gemiler. Yaktklar atein btn ovay aydnlatm. Sabah
alm, Hasan Bey dman ordusunun iine, koyun srsne dalan bir kurt gibi
dalm. Dmanlar onu sa yakalamak istiyorlarm. Hasan Bey arkadayla tam
lest ehit dm. Dmanlar sevinlerinden barmlar. Komutanlar, "Onun
klcn bulun bana," diye buyurmu. "Bizim kkmz o kl kesti, ocamz
sndrd." Klc aramlar taramlar, yok. Geriye dnmler, komutana, hal
keyfiyet byle byle demiler. Komutan da "Bunda bir i var, amann klc
bulamad-nzsa Hasan Beyin lsn bulun da kellesini kesin," demi. Demir
donlular varmlar ki ller de yok.
Ertesi gn kyller gelmiler, bakmlar ki krk l de yan yana uzanmlar,
dudaklarnda glmsemeler, hibir yerlerinde en kk bir kan damlas yok, yatar
dururlar, derin uykularda. Onlar ykamlar, ak kefenlere sararak gmmler.
Bir de grmler ki ne grsnler, Hasan Beyin klc gelmi mezarnn baucuna
dikilip kyama durmu. Klc almak istemiler, el uzatmlar, kyller el

uzatr uzatmaz kl ekilmi yerin altna girmi. Onlar ekilince gene yerin
altndan ar ar km, gene kyama durmu. tekiler klc ne kadar oradan
almak iste-milerse kl onlara teslim olmam. Bu srada bir er peydah olmu,
"Destur," diye barm, "destur mmeti Muhammed, bu klc buradan hi kimse
koparp alamaz. Vakta ki Hasan Beyin soyundan bir er buraya gele, bu daa ka,
ad da Hasan ola, ancak o er Hasan Beyin kutsal klcn yerinden ala... Ondan
bu yana, o klc yerinden koparmaya hibir er muktedir olama-ya..."
Aradan yllar, yzyllar gemi, o kl orada, Hasan Beyin,
458
onun yiitlerinin banda trbedarlk yapm Krkgz Ocana Hasan adnda bir
pir gelinceye kadar. Pir gnlerden bir gn, on yedisinde tuvana bir delikanl
imi, daa yrm, Hasan Bey dedesinin trbesine gelmi klc grm.
rkntsnden oraya yaklaamam. Kltr, ona doru yrm kabzasn
delikanlnn eline vermi. O da alm onu ocaa getirmi.
O gnden sonra o dan ad Hasan da olmu. Ve o gn bugndr, gne her sabah
doduunda Hasan dann doruuna gelir, orada bir sre oturur, ardndan da ge
ykselir.
Akam oldu, Anack Sultan, namazn kldktan sonra mutfaa gitti, ona ho
kokulu bir orba piirdi. orbadan sonra yan yana oturdular, gece yarsna kadar
yle durdular, konumadlar.
Sonunda Anack Sultan sessizlii bozdu:
"Konumuyorsun nce Memed, bir derdin mi var olum senin?" diye sordu.
"Dalardan iniyorum Anack Sultan," dedi nce Memed. "Ekyalk bana gre deil.
Hibir ie yaramadm imdiye kadar. nce Memedi ldreceim. Onu sana sormaya
geldim."
"in neyi istiyorsa onu yap!"
"Onu yapaym da, nereye gideyim, ne yapaym? Bir de benim bamda klfetim,
karm var, aada Vayvay kynde yolumu gzlyor."
"Hibir gidecek yerin yok mu?"
"Yok Anack Sultan. nce Memed lnce yerine ok nce Memed gelecek. Fakir
fkaralar ok, tekiler az. Ben nereye gitmeliyim?"
Sustular dncelere daldlar. nce Memedin gzleri kutsal klca taklm
ayrlmyordu. Bu kl sahipsiz kalmt, bundan sonra onu oradan alabilecek bir
kii kacak myd?
"Gitmesem, bu dalarda kalsam, olmaz m Anack Sultan, mrm burada bitirsem,
bir kurunla da lsem..."
Ondan destur istiyordu dpedz nce Memed, gitme, ekyaln srdr, senin
yazgn da bu imi, aln yazn silemezsin, demesini bekliyordu. O bunu sylerse,
bundan sonra i tamamd.
"Gnlnn istediini yap."
^
459
"Olur Anack Sultan..."
Anack Sultan ayaa kalkt, cebinden bir sr anahtar kard, bir sandn
nne oturup n diye at. Oradan kadifelerin iine sarlm bir mhr yzk
ald getirdi:
"Bu," dedi, "ocan mhrdr. Benden sonra bu ocak snyor, al sende kalsn.
Malatyaya gidersen, Auien Ocana var, bunu onlara gster, seni saklarlar.
lnceye kadar da, parmana taktm bu yz yanndan ayrma. Belki sana bir
faydas olur. Bu ocak snerken, bu yzk iyi bir kimsenin parmanda olsun."
Sa elini tuttu yz ortaparmaa usulca, incitmeden geirdi. Yzk sanki nce
Memedin parmana gre yaplmt, tpatp uydu.
"Bu kl da senin hakkn ya, benim gnlmce, o klc ben kimseye veremem. Ben
ldkten sonra o kl kendi bann aresine kendisi bakar."
nce Memed onun huzurunda niyaza durup elini kere pp bana koydu.
"Bana destur Anack Sultan," dedi sevin iinde, k iinde kalm, bedenine
yepyeni bir g gelmi, yeniden anasndan domu gibi olmutu. i ylesine
yunmu arnmt.
"Bir orba daha piireyim de sana, ondan sonra seni u doan gne teslim
edeyim."
Gn burnuna orbay da ayn tastan birlikte itiler.

nce Memed uunan bir k iinde kalm, yukardan aaya kanat takmcasna
iniyordu. Sa yandan da, ormann iinden bir kalabaln at sesleri geliyordu.
Drt yol azna gelince durdu, at seslerine kulak verdi, merak etmiti, bir
tan stne oturdu, bekledi. At sesleri gittike yaklayordu.
nce salacay grd. Salacanm stne gen, by yeni terlemi bir delikanly
uzatmlard. lnn yz balmumu gibi olmutu. Kollar salacadan aaya
sarkm sallanyordu. Salacay tayanlar da gen adamlard. Altsnn da
yzleri donmu gibiydi. Geldiler, nce Memedin nnde durdular. Onu
grmyorlard. rkek gzlerle saa sola bakndlar, omuzlarndaki salacay
yaknlarndaki bir ak kayann stne yerletirip, lnn
460
sarkm kollarn da toplayp gsnn stnde birletirdiler. Az sonra da
at kadnlar, kyller kalabal skn etti. Geldiler, lnn yresinde
halkalandlar.
Memed ayaa kalkt, nndeki ak sakall yal kiinin yannda durdu:
"Banz sa olsun," dedi usulca. "Ne olmu ki bu delikanlya?"
"Gz kr olsun, oca snsn o nce Memedin," dedi yal adam, "kymz bast
dn gece, bizi soydu, kzlarmzn bana ktler. Bizi perperian ettiler."
Bu srada onu gren kalabalk birer ikier onlarn yanlarna gelmeye baladlar.
Alamaktan sakal pslak olmu yal adam: "Bu benim en kk olumdu. Hibir
sebebi yokken, onu kurunlay verdiler."
"Kr olas nce Memed," dedi bir ikisi. "Kr olas..." Salacann baucuna
oturmu bir kadn rganarak adm usul usul srdryor, nce Memedi de yerin
dibine batnp karyordu.
Memed bir ho oldu, dnya bana ykld, gzleri karard, ayakta duramad, az
nce kalkt tan stne kendisini zor atp ban elleri arasna ald,
yumuldu.
Onun bu zntl hali oradakilerin gzlerinden kamad. lnn yresindekiler de
oray brakp onun yanna geldiler.
Yal adam:
"Sen onu, olumu tanr miydin yolcu?" diye sordu. "Benim aslanm senin de mi
yoldand, onun yolda oktu."
"Ona btn dnya yand."
"Oca snsn o nce Memedin."
"Yal kurunlardan gitsin."
"Leini itler paralasn."
"nallah mezar yz grmez de kartallara yem olur."
tekiler konuuyor, o, bir trl kendine gelemiyordu.
Yresine birikmi kalabaln ilenmeleri, nce Memede kfrleri uzun srd.
Sonunda kalabaln iinden uzun boylu, tekilere bakarak daha iyi giyinmi,
saat kstek taknm, beli tabancal birisi kt, geldi Memedin kolundan tuttu:
461
"Ban kaldr arkada," dedi. "O nce Memed deil feri-tah da olsa Hasann
lsn biz yerde komayz, biz alt kardeiz, cmz alrz. Sen nereden
tanrdn Hasan?"
Memed ban yerden kaldrd, o elik lts gelmi gene gzbebeklerine
oturmutu ya, gene de ok periand.
"Nasl bir adamd bu sizin nce Memed dediiniz adam?" diye yumuack sordu. "Bu
Hasan ldren?"
"Yz batsn," diye atld bir sakall. "Sar bir yana benziyordu."
"nce Memed sar bir yana benzemez." "Ya neye benzer?"
"nce Memed senin benim gibi bir adamdr." "Sar bir ylana benziyordu." "akr
gzleri souktu." "Surat lmn suratyd." "Bir yanllk olacak."
"Bir yanllk yok olum yolcu, ben tanrm, o nce Me-meddi."
"Sen nce Memedi hi grm mydn?" "Ben onu iyi tanrm."
"nce Memed byle gen, yakkl bir Hasana kyamaz. Ben de bilirim onu."
"Biz hepimiz de tanrz nce Memedi." "Kim bilmez nce Memedi..."
"O zalim nce Memedden bakas olabilir mi, yolcu?" Kadnlar da, kzlar da
geldiler Memedin bana. Onlar nce Memedi erkeklerden de daha ok tanyorlard.
Onu taa ocukluunda, Deirmenoluk kynde kei gtt gnlerden biliyorlard.
"nce Memed Hasan ldrmez."

Kalabalk gittike fkeleniyordu. Memed bakt ki hibir aresi yok, ayaa


kalkt, ba nnde kalabaln arasndan sessizce syrld kt, yoku aaya
yrd gitti. Arkasndan da atlar yeniden balad.
Hibir ey dnemiyor, fkelenemiyor, zlemiyordu-Sa kreinin altndaki yara
yerinin szlamasn bile duymuyordu. Btn bedeni donmu gibiydi. Ormann
ucundaki pna462
rn yanma kadar yrd. Ancak pnar grncedir ki susad, ackt aklna
geldi. Olua azn uzatp souk suyu iti. Pnarn bandaki iri sedir aacna
srtn dayad, dald. l delikanlnn yz ona ok dokunmutu. Onu bir
yerlerden tanyordu ya, nereden, karamyordu.
Hr Anann daarcna koyduu azn kard, gnlsz gnlsz yemeye
balad. Tam bu srada da yukarlarda bir kyamettir koptu. Ban evirip o
yana bakt. Kara bulut gibi bir ku srs biraz tesinde alkanp duruyordu.
Ku srs son bir hzla bir topraa iniyor, topraa deecekken birden a-vyor,
az ilerden gene geriye dnyor, ardndan ormann stne avp, oradan ayn hzla
geriye geliyordu. Memed, srnn iine ok gibi girip kan alc kuu grnce
her eyi anlad.
Bu, o kadar da byk bir alc ku deildi. Yalnz kanatlarnn ucu haner ucu
gibi sivriydi. Alc ku, sonsuz bir devinimdeydi, srye bir dalyor, ku
bulutunun arasnda bir ara yitip gidiyor, sr ekilince de, bir anlk, topraa
bir kar kalm, neredeyse yere aklacakken toparlanyor gene ayn hzla
saldryordu. Memed ayaa kalkm, kularn en kk bir devinimlerini
karmyordu.
Ku srsyle alc kuun cebellemesi uzun srmedi. Sonunda, gkten inanlmaz
vcrtlarla yere inen sr dalnca toprakta debelenen alc kuu grd, yanma
kotu, kuun bir kanad bir alya, bir dikene, dala demi olacak ki dm
yerde srnyordu. Alc kua yaklat, ku onu grnce kanat ap umaya
alt, azck havaland, birka adm sonra geri dt. Memed ona yaklatka,
o son bir gayretle uuyor, ardndan da dyordu. Memed ona elini uzattnda,
artk umaktan umudunu kesmi ku onun ellerine saldrd. Sert gaga baparman
yaralad.
"Seni yakalayacam," diye gld Memed. "Sen bir acemi kusmusun. Usta olsaydn
ne kanadn krlrd, ne bir ey... imdi bir de ku kapm, yksek bir dala
ekilmi yemeye balamtn."
Memed ellerinin syrk iinde kalmasna karn uzun bir cebellemeden sonra onu
yakalad. Ku yorulmu, bitmiti ya, gzleri canlyd. Yuvalarnda hrsla
dnyor, teslim olmay ak463
lndan bile geirmiyordu. Ah, diye dnd, imdi Anack Sultann merhemleri
yanmda olmalyd ki senin kanadna srmeliydim, srmeliydim de o gzel
kanatn bir gzel saaltma-lydm."
Kuu kucana ald:
"Acemim, gzel gzlm, bu dnya byle ite. Hi acemilie gelmez. Senin kadar
hrsl, fkeli olmaya da gelmez."
Onu okarken, ku sert bir gaga daha att elinin stne, deriyi bak gibi
yard. Memed kann yalad, pnar suyunda ykad.
"Dostunu dmann buseydin zaten bana bu i gelir miydi..."
Kuun maceras onu iyice keyiflendirmiti. Heybeden kestii bir para iplikle
onun ayaklarn balad, bir keven dikeninin yanma koydu. Yarm brakt
yemeini yemeye balad. Pnara gitti, olua azn dayad, iti, keven
dikeninin yanndaki kuu ald yola dt. Seyrana gtrrm, dedi kendi kendine.
Seyran ona bakar, kanadn saaltp sonra da bu acemiyi Ana-varza kayalklarna
brakr. O da Recep avuun mezarnn stnde, bir daha byle acemilikler
yapmadan dner durur, belki de gider onun mezarnn baucundaki aaca konard.
Kuun ayaklarndaki ipi zd. O, nce Memedin ldrd Hasan hi dnmek
istemiyordu. l ocuk, at kalabal aklna geldike ya Hr Anay, ya
Ferhat Hocay, ya da Seyran dnyordu.
Bir koyaa indi. Bu koyakta bir eyler anmsyordu ya ka-ramyordu. Burasnn
kevenleri bek bek sar, ok pembe, som krmz bitmiti. Krmz kevenlerin
dikenleri bile kpkrmzyd. Koyan yamalarna krmz, yalm yalm ocaklar

alm, kzleri lar gibiydi. Yan banda bir atn grltyle soluklandn
duyunca olduu yerde dikildi kald. Yaz at yirmi, yirmi be adm kadar
tesindeydi, durmu ona bir tuhaf bakyordu. Elindeki kuu yere koydu, ata doru
gitti, yanna yaklat, elini tam ona uzatrken at snd, bann stnden
akarak uzaklat gitti. Biraz zayflamt. Gitti, sivri bir kayann stnde
durdu, st ste kere kinedikten sonra, ynn gnee dnd kulaklarn
dikti. Memed yerdeki kuu ald, ata zlemle bakt:
464
"bret al gnlm," dedi, "eer sende azck adamlk kalmsa bu attan, bu kutan
ibret al." Elindeki kuun ban okad: "Sen de ibret al alc ku," dedi. "Bak
o at atken bile, az dili yokken bile kimseye teslim olmuyor. Olmayacak da...
Bu dalarda lecek, kemikleri un ufak olacak ama, o da Krolu-nun at gibi
teslim olmayacak. At atken, az var dili yokken bile... bret al deli gnlm,
bu kutan, bu attan."
Kzlkartall koyana evirdi ynn. nallah Sankeili oyma daha
kalkmamt. Koarcasna yryordu, kucanda yaral alc kuuyla. Alc ku
artk dinginlemi, Memedin kucanda yatm, ona uysal gzlerle bakyordu.
nndeki tepeyi anca obay grecekti. Grm geirmi Battal Aa onu grr
grmez her eyi anlayacak, yumuack, dudaklarnn ucuyla glmseyecekti. Memed
ona ne syleyeceini, nasl davranacan bir trl bilemiyordu.
Tepeye knca oyman yerini grd, g kalkmt, bir iki ocak da daha
incecikten ttyor, dumanlar ormann stne doru iniyordu. Bir sre olduu
yerde durup oray seyretti. Ayaklar onu ald koyaa gtrd. Battal Aann
adrnn yerinde kl ullarn, kilimlerin izleri olduu gibi duruyordu. Bir
ift eski ocuk ar, nakl bir orap eskisi, bir sipsi, bir krk kam
grd. Sipsiyi yerden alp almaya balad. ocukken gzel sipsiler yapar, ok
da gzel alard. Bir tan stne oturup eski, ocukluunda ald havalar
ald. Hateye sipsi almasn retmeye alm, bir trl becerememiti.
Kzlar bir trl kaval almasn, sipsi ttrmesini renemiyorlard. Kularn
atallar adrlarn nnde daha dikili duruyordu. lerdeki bir adr yerinde
bo bir hzman yan yatm duruyor, hzmanm yresinde bir ar srs dolanp
duruyordu. Bir adrn nnde de kpkrmz bir bek keven dikeni bitmiti, ter
taze lyordu. Sap krk bir ak bir adr direinin ukuruna dmt.
Karnca katarlar oyman ortasndan yukarya, yana, aalara
ince
yollarndan,
azlarnda
tohumlar
ekiliyorlard. nndeki atala bir
kck ku geldi kondu. Memed, bu kuu bir tala vurmal, etini de elindeki
alc kua vermeli, diye dnd. Yerden ald ta kua nianlad, kk ku
ylesine renkli, ince, gzeldi ki atmaya kyamad ta, ald yere usulca
465
geri koydu. ine bir hzn kt, elindeki yaral kuun da gzleri hzn
doluydu. Kuu g yerine brakt. Alc ku bir srayta ataln stndeki
kk kuun yanna vard. teki havaland, birka kere alc kuun yresinde
dndkten sonra, zikzaklar izerek ormann stne utu gitti. Memed de onun
arkasndan ormana indi, candarmayla ilk karlat kayala, yaraland yere
geldi. Kayal dndnde bir candarma b-lyle hapahap kald. Bir an ikircik
geirdikten sonra yolun kysna ekilip bln gemesini bekledi. At stndeki
Yzba onun karsna gelince atnn ban ekti, bu srada onun arkasndaki
blk de durdu.
"Gel bakalm buraya kyl," dedi Yzba.
Astsubaylar, avular, onbalar da hemen yanlarna kotular.
Memedin yz bir an sararp sonra eski haline dnd.
"Bu elindeki ne kuu?"
"Yaral," dedi Memed, "ne kuu olduunu bilmiyorum." Kuun macerasn ksaca
anlatt.
"Demek yakalayamad, bir tek ku bile alamad o kadar kuun iinden?"
"Alamad."
"imdi sen bu kuu ne yapacaksn?"
"Kye gtrp bakacam, iyi olunca da ormanna brakacam."
"Gzel. Senin adn ne?"
"nce Memed."
"Allah Allah," diye gld Yzba, "bu dalardaki herkesin ad da nce Memed."

"nce Memed," diye glmsedi Memed.


"Bir de ekya nce Memed var, sen onun adn duydun mu, nce Memed?"
"Kim duymad ki onun adn?"
"Nerede o imdi, biliyor musun?"
"Biliyorum," dedi Memed boyun bkerek, alakgnll. "O imdi Akadada."
"ete kuruyormu..."
"On alt kiilik bir ete kurmu."
466
"Btn kyller biliyor."
"Onun yerini bana sylerler, deil mi?"
"Sylerler."
"yleyse ben de onu yakalarm."
"Yakalarsn, Faruk Yzbam."
"Ben Faruk Yzba deilim. Ben Mara Candarma Kumandanlna balym. nce
Memedi ben yakalayacam Fa-ruktan nce."
"Meramn elinden hibir ey kurtulmaz, Yzbam." "Sen nce Memedi grdn m?"
"Grdm Yzbam." "Nasl bir kii?"
Memed ban nne edi, bir sre dnd, gzlerinin iine gzlerini dikip:
"Senin gibi babayiit bir kii. Senin gibi iri gzl, karaya-z, uzun
parmakl... Sen onu grsen ok seversin."
Yzbann yz biraz daha yumuad.
"Sen imdi nereye gidiyorsun byle?"
"Kasabaya gidiyorum."
"Onun yerini sen bana gsteremez misin?"
"Ben u yakn yerlerden olurum Yzbam, Akada hi bilmem."
Yzba atn srd:
"Salcakla kal nce Memed."
"Gle gle Yzbam."
Memed yolun kysna ekildi. Blk geinceye kadar orada bekledi. Blk
getikten sonra halsiz oradaki bir ktn stne kverdi. Yrei kt kt
atyordu. ok korktum, diye kendi kendine sylendi. nce Memed de korkar mym,
diye de alay etti. Gerekten bir ho olmutu, ayaa sallanarak kalkt, bir iki
adm att, ayaklar biribirine dolanyordu, geriye dnp kte yeniden oturdu.
Kucandaki ku gzlerini ona dikmi aknlkla bakyordu. Kuun ban
avucunun iine ald, ku rpnmca vazgeti. Kuu yere koydu. Kanad sarkm
yerde srnyordu. Ku bir iki srad, umaya alt, tek kanadyla uamayp
bir yana devrildi. Bombo, yalnz, ortada kalakalm Memed hemen gitti kucana
ald onu, ku da iindeki bolu467
u, korkuyu dolduramad. Bir eksiklik duyuyordu, kolu, baca, ba yokmu gibi
geliyordu ona. Candarmalarn arkasndan bakt, son candarma da alnn
karartsnda yitince ayaa kalkt, komaya balad. Sanki Yzba geriye dnm,
horlayan atyla onu kovalyor, atn soluunu ensesinde duyuyordu. Mor kayalkl
Sleymanl yokuunu indi, yokuun dibinden kk bir dere akyordu, talara basa
basa karya geti, narlarn duldasna girdi. Aalar daha krmz
yapraklarn dkmemi-lerdi. allarn arasndan kendine korkuyla bakan bir
tilkiyi grd. Tilki onu grr grmez uzun, yalm gibi kuyruunu sallayarak
yamacn yznden koarak yabangllerinin arkasnda yitti.
indeki boluk byyor, onulmaz bir korku btn bedenini usul usul saryordu.
Sankeili oyma uzaklarda olamazd. Yurt yerindeki ocaklar daha tttne gre,
oba, kuyrukyldz tanyerinde grndnde yola kmt. Ve uykulu ocuklarn
elleri, yzleri mt. Yayla dn onlar da daha afak atmadan kuyrukyldz
doar domaz yola dzlrler, Memedin elleri yz r, Hr Ana onun ellerini
elleri arasna alrd.
Ormann ortasnda yeil bir dzlk vard. Yrkler her zaman oraya konarlar,
yeil dzln ortasndan kaynayan ak aakl pnarn banda birka gn
konaklarlard.
kindist dzle yaklarken kendini ty gibi bir boluun iinde uarken
buldu. u kucandaki ku da olmasa kendinin var olduuna bile inanamayacakt.
Bir eyi, ok alt bir eyi yitirmiti ya neydi, bir trl de o yitirdii
eyin ne olduunu bulamyordu.

Uzaktan kulana bir oymak kalabalnn sesleri geldi. Sand gibi oba yeil
dzle konmutu. Burada birka gn kalrlard. nndeki kayal dnp de uzun
sedir aalarnn arasna girince adrlarn tepelerini grd, ilerleyemedi.
imdi obaya nasl girecek, Battal Aaya ne syleyecekti? Saa krd. Ereltiler
gsne kadar geliyor, slak orman reinesi, topra, yarpuzu, daha yeni am
gz iekleriyle keskin, ac kokuyordu. Ormann kokusu onu azck kendine
getirdi, kua bakt, o gzlerinin perdesini indirmi uyuyordu, scack.
Oymaa girmek iin geceyi bekledi. Obann oban kpek468
lerinden korkuyordu. Her birisi at gibi kpeklerdi. Gece bir yabancy
grmesinler, paralarlard.
Yeil dzln evresini drdnc kez dnmekteyken bir oban grd. Yannda
boynu tohtlu krmz alal kpei bir pnara eilmi, kollarn evremi,
pnarn gleinden elini sokup sokup ustalkla alabalklar yakalayarak
imenlerin stne atyordu.
"oban!" oban onu tand:
"Buyur Memed Aam." Hemen kpeiyle onun yanna geldi.
"Battal Aa oymakta m, Kasmla Temiri grdn m?" "Oymaktalar."
"Haydi git obaya da Kasmla Temiri ar. Beni syleme. Sizi bir yoldanz
istiyor diye syle. Al buraya getir."
oban gitti. Biraz sonra Kasmla Temir omuzlarnda tfekleri, aprazlama
fieklikleri tam tekmil dzln ucundan gzktler. Memedi grnce hi
armadlar, glmseyerek ona kotular, sarldlar. Temir:
"Battal Aa seni bekliyordu," dedi. "Az sonra gelir, diyordu. Kahven ocakta
hazr."
"Ne biliyordu?"
"O ok ey bilir. Eski bir soydur. Yrk Yrkken btn bu dalar, btn o
aadaki ukurova bizimdi. Yrk kalmad artk. Bizi kt kyl, bizi perian,
bizi nan ekmee muhta ettiler."
Bu ok az konuan Temirin byle konumas Memedin iine iledi.
"Haydi gidelim," dedi Kasm. "Seni bekliyor Battal Aa. Seni grnce ok
sevinecek. Sen gittin gideli yalnz seni konutu. Senden baka azna baka sz
alamyordu. Ne konuursa konusun, sz dndryor dolatryor sana getiriyor,
her gn de sabahlardan akamlara kadar tepeye kp senin yolunu gzlyordu. Ben
her eyde yanlrm da adamda yanlmam diyordu. Yanlmam. Haydi."
Kasm nde, Memed onun arkasnda, en arkada da Temir
469
obaya yrdler. Battal Aa onlar dzln ucunda karlad. Memedi kucaklad:
"Ho geldin nce Memed," dedi.
Battal Aann ellerinden, gzlerinden, tm bedeninden yle bir sevgi tayordu
ki Memedi rpertti. Onu bir tek Hr Ana byle karlar, onu bir tek Hr Ana
byle severdi.
"Seni gittiin gnden beri bekliyordum."
"Neden?"
"Kurdunu iyi biliyorum senin."
"Nasl bir kurtmu ki o acep?"
"imdi o kurdu sen benden daha iyi rendin, grdn, tandn, bildin, bana m
soruyorsun?"
adra geldiler.
"Biz bu dzle hi konmazdk, seni Kzlkartallda bekledim, bekledim umudu
kesmedim ya, keser gibi ettim, g ykledik, buraya gelince de iim gtrmedi,
zn yk dedim. Seni, sen gelinceye kadar, ka kadar burada yolunu
gzleyecektim."
"Size ukurovaya gelirdim."
"ukurova olmaz, ekya tuzadr oras. lmdr. Yzbayla yolda karlatn
m?"
"Karlatm, bana adm sordu, ben de nce Memed dedim. Bu ku kurtard beni.
Hi kuca kulu ekya olur mu?"
"Olmaz," dedi Battal Aa.
adra dekler, sofra serilmi konuu bekliyordu. nce tten bir orba
getirdiler.

"Anack Sultann orbasndan," dedi Battal Aa.


"Ne biliyorsun?"
"Parmamdaki yzk ocan yzdr. Bunu ocakgiller-den bakas takamaz. Sana
nasl verdi ki? Seni pir saymtr. te bunu unutma. Bu yzk parmandayken
seni btn kazalardan belalardan korur."
Oturdular, byk tastaki orbay kaklamaya baladlar.
Bu srada da o gzel gen kz Memedin tfeini, fiekliklerini, obann armaan
tfei, fieklikleri getirdi onun yanna koydu.
Memed:
470
"Kurt," dedi. "Kimin iine girmise, lnceye kadar..."
"lnceye kadar," dedi Battal Aa. "nsan her eyden kurtulur da iindeki
kurttan kurtulamaz.
Bundan sonra yemek bitinceye kadar konumadlar. Yemek bittikten sonra Memed
Hr Anay, Anack Sultan anlatt.
Battal Aa:
"Hr senin iindeki kurdun birisidir."
Memed:
"teki de Anack Sultan," dedi. At, alc kuu da anlatt.
"At da senin iindeki kurdun birisidir."
"Ku da," dedi Memed.
Battal Aa elini onun srtna koydu:
"Memedim, olum," dedi sevgi dolu gzleriyle, "yiidim, benin iindeki en byk
kurt sensin."
"At," dedi Memed, gltler.
Daha yats namaz olmadan Memed:
"Ben uyuyacam," dedi. "Battal Aam, bu ku da sana teslim. u kuun kanadna
bir bak hele. yi olur mu olmaz m? ukurovaya inmeden iyi olursa onu
brakrsn. Beceriksiz bir ey fkara..."
"Kurdunu," dedi Battal Aa.
"Kurdumu," dedi Memed.
Kz geldi:
"Memed Aamn yatan serdim."
Memed:
"Sa ol bacm," dedi, sonra Kasma dnd. "Kasm bu gece yarsna kadar nbet
sende. Gece yarsndan sonra da Temir bekler. Kusura kalmayn, ben bugn ok
yorgunum."
Kalkt yataa gitti, soyunmadan yorgan stne ekip tfeini, fiekliklerini
yanma uzatt, ban yasta koyar koymaz da uyudu.
Temir ona tanyerleri madan seslendi. Memed epeydir uyanm Temiri bekliyordu.
Yataktan kt, kapdaki ibrii ald, dereye indi, orada atlad. Geldiinde
sofray hazr buldu. orba, tereya, bal, scak bazlama. Battal Aann yz bu
sabah k iindedi, sevinliydi. Kahvalty abuk yapp helallatlar.
471
Battal Aa onu kere kucaklayp alnndan pt. Daha oba uyanmamt. Orman
dumanlanyordu. Gn yncaya kadar ormann iinden yrdler, bir kayala
gelince Memed durdu:
"etebam seeceiz ocuklar."
Kasm:
"Sensin," dedi. .
Temir:
"Sensin."
Memedin tfeini tan stne uzatp ellerini stne koydular, onun her
buyruunu yerine getireceklerine Kuran Kerimin, ad gzel kendi gzel
Muhammedin, Hazreti Alinin, Krk-gz Ocann, Hasan Beyin klcnn, Krklara
karm Kro-lunun stne ant itiler.
nce Memed yolda grd, ekyalarn ldrd Hasan anlatt:
"Biz bu nce Memedi bulmalyz," dedi. "Yoksa bu dalarda yaamamz mkl."
Kyllerin ona syledii o sar ylan gibi ekyann kim olabileceini sordu.
Kasm:
"Biz onu tanyoruz," dedi. "Temir de, ben de onu iyi biliriz. O da bizi bilir."
Temir:

"imdi ben onu neredeyse elimle koymu gibi bulurum. Onun sakland btn
yerleri biliriz. Ona Saniyan Abdik derler. Yakalaynca ldrecek miyiz?"
"ldrmeden yakalayacaz."
ki gn geceli gndzl yol aldlar dalara doru. ok kayalk bir yere
geldiler.
Memed:
"Kusura kalmayn ben daha hamm, yorgunluktan ldm. Yemek yemek bile istemiyor
canm," diye onlardan zr diledi, kendini yere att.
Kasm:
"Biraz bekle," diye onu ayakta tutmaya alt. "imdi, yere kuru ot sereyim
de..."
Hemen Temirle ikisi kuytulardan kuru otlar toplayp kovuun iine serdiler,
Memed kendini otlara att.
472
i
"Temir seni bekleyecek, ben de Sariyan bulacam. Burada adamlarmz var,
onlar onu bulurlar."
Kasm gn doarken geldiinde Memed uyanm, bazlamasnn iine sard peyniri
yiyor, Temir de ona hayran bakyordu.
"Buldun mu?"
"Buldum. Az ilerde, yanlarnda da alt tane kz keyfediyor-larm."
Memed:
"Tamam," dedi. "Onlar bu gece uyumamlardr, sersem sersem, kuatacaz onlar.
Sariyan vurmak yok. tekileri, Allah ne ksmet etmise..."
"Ya teslim olmazsa Saniyan?"
"Teslim olacak."
Yamatan aaya bir kedi sessizliiyle indiler. Saniyan etesi korunmasz bir
aralkta, tabak gibi ortadaydlar.
"Bunlar ekya deil, alkakc," dedi Memed. "Ekya olan bir ekya byle
yerde konaklar m?"
"Ekya olan bir ekya byle elin rzna dokunur mu?"
"lm fermanlarnn altna bunlar kendi elleriyle basmlar mhr."
"Temir sen u yana ge! Kasm sen de u kayann stne k! Ben de u tan
arkasna geeceim. lk nce ortada dolanana ate edeceim. ldrmeye deil.
Ksmeti varsa..."
lk kurun atldnda o ortada dolanan zayf ekya bararak yere dt, sonra
kalkt, elindeki tfeiyle kendi yresinde dnd. Az sonra da elindeki tfek
frlad gitti. nce Memed, Kasm, Temir hi ses karmadan ard ardna ate
ediyorlard. Neden sonradr ki oradan bir karlk geldi. Sonra onlar da ate
etmeye baladlar. Kzlar oraya buraya kouuyorlar, kendilerini tatan taa
atyorlar, ilk kurunda vurulmu ekya yerde debelenip duruyordu.
Memed, omuzu gzken bir tanesini daha vurdu. Vurulan kii ayaa kalkp yokutan
aaya ald yatrd. Temir onu iki bacandan da biti. Bir kii daha tfeini
brakp kamaya balad. Temir onu da devirdi, arkasndan da:
"Seni kara dinini..." diye svd.
"Teslim ol Saniyan, teslim ol Abdik," diye Memed gr, et473
kili, kayalklarda uzun uzun yanklanan bir sesle bard. "Sarldnz, ya
teslim olun, ya da hepinizi ldreceiz."
"Sen kimsin?" diye sordu Abdik.
"Ben nce Memedim," dedi Memed.
"Eer senin nce Memed olduun doruysa teslim olurum."
"Ne bileceksin doru olup olmadn?"
"nce Memedi tanyan bir arkada var iimizde."
"yleyse sal da gelsin."
Kayaln ardndan kck bir adam kt. Tepeden trnaa btn bedenine
fieklikler balamt. Yaklat.
"At tfeini yere. Tabancalarn da..."
Adam bir anda silahn, tabancalarn yere att, fiekliklerinden soyundu,
ellerini havaya kaldrd, gln bir hal ald. Tir tir titredii daha uzaktan
belli oluyordu.

"Gel bakalm buraya."


Adam uzand, nce Memedi grd, bir an dondu kald, sonra da aaya doru
delicesine bararak:
"Bu nce Memed, nce Memed!" diye komaya balad, kendini Sariyann yanma dar
att. "nce Memed, nce Memed... nce Memedi grdm."
"Teslim oluyorum," diye ortaya kt Sariyan. "Sz ver, canma kyma!"
"Sz veriyorum, canna kymayacam."
Sariyan Abdik tfeini atm, onlara doru geliyordu.
"Temir darya kt, Sariyan yakalad, tabancalarn alp bir anda soydu.
"Siz de kn."
Kayaln dibinden alt kii daha ktlar. Temir hepsini soydu.
Kasm da, Memed de yerlerinden ktlar. Memedin sert, fkeli yz ter iinde
kalmt. Hi konumadan Sariyann yzne onu aalayan bir bakla bakt.
Kzlar da bir araya toplanmlar, koyun gibi biribirlerine sokulmulard.
"Kzlar, gidin de u yarallarn yaralarn sarn," dedi Kasm.
Kzlar kotular, fistanlarn yrtp yarallarn yaralarn sardlar.
474
Memed Kasmn kulana:
"Bunlarn hepsini de anadan doma soyun."
Kasm kzlara bakt.
Memed:
"Ne yapalm," dedi. "Uzun bir ip bulun."
Kasm:
"Kzlar, bunlar balayacak uzun ipleriniz var m?"
Kzlar kuaklarn karp biribirine uladlar.
Kasmla Temir ekyalar anadan doma soydular, kuaklarla onlar biribirlerine
tirkediler.
"Siz Hasann kynden misiniz?"
"Oradanz."
"Dn nmze."
Ky o kadar uzak deildi, ikindist vardlar. Kyl oluk ocuk, gen yal
olan biteni duymular, kyn orta yerine toplanmlar, konumuyorlard.
O yolda nce Memedle konuan yal adam kalabalktan ayrld, Memedin karsna
geldi:
"Ben seni tandm, sen Hasann yolda deil misin?" dedi.
"Benim."
"Sen mi yakaladn bunlar?"
"Biz."
"Sana kurban olaym," diye ayaklarna kapand onun yal adam. "Bu nce Memedi
sen ne yapacaksn imdi?"
"O nce Memed deil," dedi Memed. "Ona Sariyan Abdik derler." Sariyana
dnd: "Syle bakalm Sariyan, nce Memed kim?"
Abdik ban nne emi susuyordu.
"Syle, nce Memed kim?"
O karlk vermiyordu.
"Kim?"
Kasm sert bir dipikle onu yere drd.
"Syle, nce Memed kim?"
Sariyan gzlerini krptrd. Korkudan dili dnmyor, sesi kmyordu, nce
Memedi omuzuyla gsterdi.
"Aalar, kusura bakmayn, nce Memed benim."
Kalabalk dalgaland, homurdand.
475
"Sen misin nce Memed?" diye ona sarld yal adam. "Olumun cn aldn."
Bir kadn gelip nce Memede sarld, onu ellerinden pt. Kalabalk o homurtudan
sonra bir ses daha karmad.
nce Memed:
"Size bu adamlar byle rlplak kynze getirdim diye bana gnllenmeyin.
Benim onlara vereceim ceza budur. imdi ben onlar size teslim ediyorum,
tfekleri, fiekleri, teberileri, giyitleri de aada, onlar aln, bunlar da
alm ne ceza verirseniz verin. Haydi bize allahasmarladk."

Kyller onlarn yolunu kestiler, "Bir yemeimizi, bir aymz imeden biz nce
Memedi hibir yere gndermeyiz," dediler.
"Size ben gcendim," dedi nce Memed.
"Syle kusurumuzu," dedi Hasann babas.
"Siz bana ilendiniz."
"Oul acs..." dedi yal adam.
"Irzmz payimal oldu," dedi bir yal kadn.
nce Memed sesini ykseltti. ok fkeli olduu belliydi.
"Siz beni yaraladnz."
"Biz sana ne yaptk, nce Memed?"
"nce Memed hi Hasan gibi iei burnunda bir genci ldrr m, daha
evlenmemiti bile, deil mi?"
"Evlenmemiti..."
"nce Memed bylesi bir insana kyar m?"
Karlk vermediler.
"nce Memed hi rza geer mi, bunu neden hi dnmediniz?" Bakn nce Memed bu
eli kanl rz dmanlarn, kendi adn be paralk edenleri bile size teslim
ediyor, benim cm de siz bunlardan aln."
Kalabalk donmu kalm, kimse bir sze varamyor, ne dm balarn
kaldramyorlard.
Onlar geerlerken kalabalk ortadan ikiye ayrld, nde nce Memed, arkada
Kasmla Temir kyn iinden ar ar ktlar gittiler.
"Bu kyn ad ne?"
"Bu kye amlyol ky derler."
476
22
mmetin sofras her zaman herkese akt. Bu da banda, bu yrelerde onun
evinden baka ev yoktu. Onun iin yolda belde, karda kta kalanlar oraya
snrlard. Eskiden orta halli bir kiiydi mmet, bir yl iinde
zenginleivermi, deimiti. Evi gzl bir toprak damd. imdi o toprak
damn yerinde ats krmz kiremitli, pencereleri, kaplar kemerli iki katl,
yirmi gzeli bir konak ykseliyordu. Konak yksek mazgall duvarlarla
evrilmiti. Yap ormanlkl, kayalkl dan yamacna yapm, ok uzaklardan
bile apak parlyor, avlusundaki narn altndan da gr bir pnar kaynyordu.
Sylentiye gre mmet ekya Keklikolu yznden zengin olmutu. Kekli-kolu tam
otuz yedi yl kiisiyle bu dalarda gezmi, evler basm, yollar kesmi,
ocaklar sndrmt. mmet onu taa ocukluundan beri tanr, ona yataklk,
ulaklk ederdi. Gene sylentiye gre Keklikolu otuz yedi ylda sandk sandk
altnlar biriktirmi, bu biriken altnlar da, ok gvendii, can kadar sevdii
mmete emanet etmi, bundan sonra da ortadan yitip gitmiti.
Onu mmetin ldrdn, hem de ne biim ldrdn herkes biliyor, olay da
gzleriyle grmler gibi anlatyorlard. Bir gece Keklikolu yorgun argn,
elinde bir torba altnla mmete gelmi. Ekyalarn de yorgunluklarndan
ayakta uyuyor-larm. Onlar byle grnce mmettir ok sevinmi, nceden
hazrlad deliceli ekmei de onlara yedirince yal ekyalarn yerden,
daha sofradan kalkmadan, olduklar yerde trla477
mlar. mmet onlarn n de katrlara atm dan doruuna gtrm, n de
yan yana yatrm basm kurunu. Kendilerinden gemi ekyalar
debelenememiler bile.
Bu sylentiye kimi inanyor, kimi de hi inanmyordu. mmet onu tanyan, gren
btn insanlara gvenilir bir adam duygusu veriyordu. Btn bu Keklikolu
sylentilerine karn herkes ona eskisinden de daha ok gveniyordu.
Sylentiler, en kk bir biimde de olsa, onu hi etkilememiti. Bu da
banda, bu drt yol aznda ekyalarn da, candarmalarm da ona gereksinmeleri
vard. O da, her insann, her ba dara gelmiin yardmna kouyordu. Ekyalar
izlemeye km candarmaya ne kadar yrekten yardm ediyorsa, izlenen ekyalara
da o kadar, belki ondan da ok can gnlden yardm ediyordu. Bir ekyann
yakalanmas onun iin ne kadar bir sevinse, o kadar da bir zntyd. mmet bir
tuhaf bir adamd ite.

imdi soylu atlar besliyordu tavlasnda. Urfadan, skende-rundan, Halepten


seyisler getirtmiti atlar iin. Sr sr keileri, boalar, inekleri
otluyordu aadaki dzlkte, yeil alanda. Btn bu yrede avu ii kadar bir
dzlk de olsa mmet tapusunu stne karmt. Her zaman glyordu, hep sevin
iindeydi. Konan bittii gn de eve tane biribirinden gzel kz getirmiti,
tam bir hafta sren bir de toy dn dzenlemi, Maratan, Andrndan, Adanadan,
Antepten arllar gelmilerdi dne. Btn bu dalarn ekyalar da, kanl
bakl olanlar da toplanmlard dne. Gle yzl Sar mmet gelinleri
sraya bindirmi, her gece birisiyle gerdee girip gecede iini tamamlamt.
Sar mmet bir de dadaki btn ceviz aalarn alyordu. Her aaca bir sahip
uyduruyor, uydurduu sahiplerden de aalar satn alp kestiriyordu. Evinin
arkasndaki koyak azna kadar ceviz ktkleriyle dolmutu. mmet yaknda bu
ktklerin stn inkoyla rttrecekti. te ondan sonra da aalar beklesin
dursunlard. Bu aalardan o kpler dolusu altn kazanacakt. Ne kadar beklerse
o kadar iyiydi. Cevizlerin pahas her gn artyordu.
nce Memedle arkadalar bir gece yars indiler Sar mmetin evine. Memed
kona grnce ard kald:
478
"Bir yanllk olacak arkadalar," dedi. "Bizim Sar mmetin dam tam buradayd
geen yl ya, bu konak burada yoktu." Kasm:
"Bu konak Sar mmet Aann konadr, hem de senin bildiin toprak damn yerine
yaplmtr."
"Vay anasn," diye at Memed. "Bu kadar paray nereden bulmu, hem bir ylda
bu konak nasl yaplr?"
"Sivastan, Kayseriden, Gksundan ok ustalar getirmi, naml, hnerli ustalar...
Buralarda ta da, aa da ok." "Ya bu kadar para?"
"Keklikolunun btn altnlar ondaym. ldrm Kek-likolunu, altnlar da ona
kalm."
"mmet kimseyi ldrmez, kancklamaz. mmete paray yalannca Keklikolu
kendisi vermi, sonra da ban alp gitmitir. Bir yl iinde de byle bir
konak yaptr demitir. mmet de ne yapsn, kollar svamtr."
"nallah," dedi Kasm.
"nallah," dedi Temir.
"yledir," diye kesin konutu Memed. Yerden bir ta alp byk kemerli avlu
kapsna vurdu: "mmet, mmet! Hay Sar mmet!"
Kapy silahl iki kii at.
"mmet Aa konakta," dedi ndeki silahl adam ok sert bir sesle. "Kim diyeyim?"
"nce Memed dersin."
Ksa bir sre bir sessizlik oldu, sert sesli adam yumuack bir sesle sordu:
"Sen nce Memed misin?"
"nce Memedim."
Adam nce Memedin stne eildi, onun yzne bakt, yldz nda pek
seememi olacak ki:
"Kusuruma kalma nce Memed. Aaya bir haber vereyim."
"Ver," diye buyurdu nce Memed.
Az sonra yukardan aaya Sar mmetin gl nlad.
"ncem, ncem, nce kardam ho gelmisin. Bu bizim sersemler de seni konan
kapsnda bekletiyorlar."
ki eski arkada kucaklatlar.
479
mmet nde, Memed arkada yukarya ktlar. Konan koskocaman bir sofas vard,
at meydan gibi. Odalar yan yana sralanmlard. mmet en utaki odann
kapsn at. Ortadaki, her yan ilemeli tahtalarla evrilmi byk ocakta
ktkler yanyor, ocan tam alnna aslm bir byk, karpuzu pembe ilemeli,
mavi gaz lambas ortal styordu. Oda frdolay yumuack, renk renk
hallarla rtlm sedirlerle evrilmiti. Sedirlerde ikin hal yastklar...
"A msnz?"
"Aamzn konana geldik, tok olacak deiliz ya! Ben bu gece yars, gece
yars da olsa kuzu isterim byle bir konak Beyinden."
"Ben de kuzuyu imdi kestiririm nce Memedime. Yeter ki o beklesin."

"Beklerim," dedi nce Memed. "Sen azck peynir ekmek bulursan... u ocaa da
ay da koyarsan..."
"Daha, daha? Baka bir istein var m, benim yakkl olum, nce Memedim?"
diye akalat San mmet. Ardndan da bard: "Kzlar, ocuklar..." Odaya iki
kz, birisi delikanl kii girdiler. "Hemen bir kuzu kesin, olum, kzartn,
abuk olsun. Kzlar, siz de ya, bal, peynir, ne varsa evde bylesi eylerden
hemen getirin, ay da yapn, demli olsun. Benim dnya kardam gelmi ki,
sevinten deli olmamak eldeyse olma bakalm..."
Gerekten de Sar mmet sevincinden yerinde duramyor, gidiyor geliyor, onu
kucaklyor, pyor, konuuyordu.
"lm haberini bile duyduk..."
"Az daha lyordum."
"Anack Sultan olmasayd..."
"Kurunun bir tanesi sa kreimin altnda duruyor." Anack Sultan, Hr Anay
anlatt. imdiye kadar bandan ne gelip gemise Sar mmete batan sona
syledi.
Sar mmetin sevincinden az kulaklarna varyordu.
"O Yzba var ya, hani senin dada karlatn, onun adna evket Yzba
derler, Faruk Yzbann can dman. Biribirlerini hi ekemiyorlar. evket
Yzba Mara Vilayeti Candarma Kumandanl emrinde. Ama o gene nce Memedin
480
ardnda. nce Memedi ben yakalayacam diyormu da baka bir ey demiyormu.
Faruk Yzba da avucunu yalayacak, ele aleme rezil kepaze olacak. ki Yzba
biribirlerine takmlar ki kan gvdeyi gtryormu."
"Sen u konan iini anlat hele bir kere. Ben bu ii anlayamadm. Bir gecede
periler mi kondurdu onu buraya."
"Periler kondurdu dersen ben de inanrm, ylesine gz ap kapayncaya kadar
kt bu konak ortaya... Ekya Kekli-kolu var ya..." Sustu, sonra da gzlerini
Kasmla Temire dikti. Memed onun ne demek istediini anlad: "Konu," dedi. "Bu
Kasm, bu da Temir. Bunlarn yannda her eyi konuabilirsin. Bu arkadalar
senin bildiin kiilerden deil, anladn m, benim canm gvendiim kiiler.
Bunlar olmasalard, ben imdiye kadar oktan kara topran altnda olurdum.
Senin de bu gzel konacm gremezdim."
"Anladm/' diye gld Sar mmet. "imdi beni iyi, can kulayla dinle yleyse.
Keklikolunu ok eskiden, ocukluumdan, babamn salndan bu yana tanrdm.
Babam onu ok severdi. Babam ldkten sonra ne yapar eder, iki eli kanda da olsa
ylda birka kez bana urar bir hafta, iki hafta kalr dinlenirdi. Biz onunla,
babam ldkten sonra baba oul gibi olduk. ki arkada vard, de ayn gn
ekya olmu, daa kmlard. Bir gn, u tan arkasndan bir slk sesi
geldi, hemen Keklikolunun geldiini anladm. Ben de slm aldm. Dokuz kii
birden avluya girdiler. Keklikolu, kardalmm olu, diye bana sarld. u
dnyada senden baka kimsem yok. Eer adam karsan da sensin, kmazsan da...
imdi bir ko boazla da bize, seninle sonra konuuruz, dedi. Ko kolay,
Keklikolu, dedim. Sen kou kesilmi bil, biz babamzn arkadan arlamasn
iyi biliriz, dostu dman arlamasn bildiimiz gibi..."
Keklikolu yanndakileri Sar mmetin damna gnderdi, siz ierde dinlenin, ok
yorgunsunuz, dedi. Onlar ieriye ekilince, bunlar da gidip u narn dibinden
kaynayan suyun bana oturdular.
"Kardalmm olu, beni iyi dinle," diye konutu Keklikolu. Kalar
atlmt. Onun sakal braktn bu anda fark
481
etti Sar mmet. Keklikolunun stbeyaz, uzun bir sakal vard. "Yalandm
Sarm, olum, artk bir dadan tekine bir gnde ulaamyorum. Benim ekyalm
bitti ya nammz i gryor. O nam da bir gn, iki gn i grr, nc gn de
deriyi tuzlarz. Ben ekyal brakyorum. Syle bana, mrmn sonuna kadar
yaayacak param var, ok altm biriktirdim, ben nerede saklanabilirim?"
O gn akama kadar kafa kafaya verdiler dndler, Kek-likoluna rahat
yaayacak bir yer aradlar. kinci gn de dnerek, tartarak geirdiler.
nc gn Keklikolunun gidip saklanaca yeri buldular. Keklikolu
kvanlyd.

Bir zamanlar Krt Resul Paa ukurovaya, kasabaya srgn gelmiti. Krt Resul
Paa srgne gelirken dokuz karsn, bin kadar atlsn, ocuklarn, elinin,
airetinin bir ksmn da getirmiti. Yaz gelince ukurovanm korkun
scaklarna, sineine dayanamayan Krtler krlmaya balamlar, hkmetten izin
ala-raktan yaylaya kmlard yzlerce kara adrla. te bu srada gen bir
adam olan Keklikolu da onun adamlarna karm, karncay gznden vuracak
kadar atc olan Krtlerden niancl renmiti. Onun nianclna Resul
Paa bile parmak srmt. Gel zaman git zaman Paa Urfaya dnd. Btn Harran
ovas, Ceylanpmar taa Abdlaziz dalarna kadar onun toprayd. Keklikolu da
Resul Paayla birlikte Urfaya gitmiti. Paa onu btn adamlarndan daha ok
seviyor, onu yanndan ayrmyordu. Keklikolu az bir srede Krte de
renmiti.
Paa Urfada gene rahat durmad. Dorusu bu kadar geni, verimli topraklarn
stnde bir devlet kurulabilirdi. Paa bakaldrd. arpmada yenildi ve Halebe
kapa dar att. Araya Halep Beyleri, Valisi, Paas girdi de Padiah Resul
Paay balad. O da Halepte oturmaya, topraklarndan gelen gelirle geinmeye
raz oldu. Yanndan da, nereye giderse gitsin, koruyucusu Keklikolunu
ayrmyordu. Paa srmeli gzl, ceren bakl, geni alnl, uzun yzl, ince,
dal gibi bir kiiydi. En soylu, en gzel atlara btn Arabistan lkesinde o
binerdi. Keklikoluyla ayn yataydlar, biribirlerine de karde gibi benziyorlard. Bir seferinde Halep Valisi, Resul Paann yerine Keklikolunun
boynuna sarlm onu pmt.
482
Bir gn, ok can sklan Keklikolu, o sonuna kadar bakasna koruyuculuk,
bekilik yapacak bir adam deildi, elindeki tfein hakkn verebilecek bir
kiiydi, "Destur Paam ben gidiyorum," dedi.
"Etme eyleme Keklikolu, sen benim kardamsm, karda-mdan da ilerisin bu
gurbet elde benim iin... Sen benim iin Torosun en yce doruunun stnde am
bir gne glsn, beni brakmak sana yakmaz."
Keklikolu, Resul Paa ne syledi, ne yaptysa onu dinlemedi, ondan ayrld ve
arkadayla yllarca Antep, Urfa, Halep yollarn tuttu. Gz pek, sert,
yrekli bir adamd. Az bir srede btn gneyde Urfadan Adanaya, Halebe, Musula
kadar nlendi. Ve yllarca bu yollarda altn, elmas, inci, yakut ve yeim
toplad. Arap, Krt, Trkmen Aalarnn, Beylerinin evini bast. Onun adn
duyan, ne istiyorsa hemen karp veriyordu. Bedeninde yaralanmadk yer kalmad.
Yedi canl bir kedi gibiydi ve can kmyordu.
Ykn tutunca onun iin daha gvenceli bir yer olan To-roslara dnd. Dalar
ekyalarn en byk sncalardr. Burada da bo durmad, yollar kesti, evler
bast, altnlarnn stne altn koydu. Ama bir kerecik olsun, yanlp yazlp
da bir fkara-dan bir ine bile almad. Orta halli olduunu bildii kiilerin
bile bir ipliklerine dokunmad. Onun u ovada, u dalarda soymad hibir Bey,
Aa yoktu. Sanki btn Aalar, Beyleri vergiye balamt. Zaman gelince
herkes, Keklikolunun gnderdii adamna vergisini veriyordu. Vermeyenler de
birka gn iinde, isterse ylann deliine girsin, kuun kanadnn altna
saklansn teki dnyay boyluyordu. Toroslar, Toroslar oldu olal byle kurnaz,
akll, evik bir ekya grmemiti. Yllarca blkleri, taburlar, alaylar
ardna takm oyum oyum oynatmt bu dalarda. Herkes onun elinden el aman
demiti. En byk zellii bu gece buradaysa, br akam ukurovada oluuydu.
Onun bu kadar abuk devinme gcne kimsenin akl ermiyordu. Bir bakmsn
Aladada, iki gn sonra da bir bakmsn Dldlde... Bu kadar uzakl, bu kadar
az srede ku bile uamazd.
Toroslarda, ukurovada, adnn getii her yerde herkes onun yd altnlardan
sz ediyordu.
483
Halepteki Paa daha sad. Sar mmetle gn gece dnp bulduklar
saklanacak yer Paann yanyd. Paa onu grnce ok da sevinecekti. Duyduuna
gre Paann o kadar, eskisi gibi hali vakti de iyi deildi. Hem ona bir yardm
da dokunurdu.
"Bu i tamam, Paann yanma gidiyorum. Baka bir isteim daha var senden Sar
mmet, bunu da yerine getirirsen gzm ak gitmez."
"Buyur amca, istein neyse bam stne."

"Burasn bana satacaksn. Ustalar birlikte getirdim, onlar nasl bir konak
yapacaklarn biliyorlar. Resul Paann ldeki konan onlara gsterdim,
tpksn dikecekler buraya. Bu konak bir yl iinde bitecek. Ben gelip
greceim. u narn dibine, suyun stne, kayaln iine de mezarm
yapacaksn, ben nerede lrsem leyim, benim mezarm alp buraya getireceksin.
Paraya gelince, yaknda greceksin ya, Sultan Sleymann hazineleri kadardr
benim altnlarm, onlar sana vereceim. Ben de Halepte yaayacak kadar yanma
altn alacam, insan halidir, yetmezse sen bana getirirsin."
Bir gece yars katr alp Keklikolunun altnlarnn sakl olduu sarpa
gittiler. Gerekten buras kimsenin aklna gelmezdi. Gelse de kolay kolay bu
sarpa kmay kimse gze alamazd. Altnlar elik kasalardayd.
"Konak bittikten sonra Keklikolu geldi grd m?"
"Gelmedi."
"Duydu mu?"
"Duydu."
"Gelecek mi?"
"Gelecek."
"Ne zaman?" diye heyecanland Memed. "Gelince bana da haber verir misin?"
"Veririm."
"Paayla aras naslm?"
"Paa ok fkara dm, Keklikolunu grnce ok sevinmi. Keklikolu da onun
ayaklarnn altna altnlar sermi."
"Sen artk zenginsin."
"Zenginim."
484
"Bu konak senin."
"Benim. Ama onun gelip de dnya gzyle onun iin yaplan kona grmesini yle
bir istiyorum ki..."
"Niin hemen gelmedi?"
"ok korkuyor o," dedi Sar mmet.
"Keklikolu mu?"
"Keklikolu."
"Ne tuhaf!"
"Yalannca insan korkak olur, ejderha da olsa."
"Bunu bilmiyordum. Bir yalnn nnde ne kadar zaman kalm ki..."
"Bir gn bile kalmsa, o, bir gne bin ylm gibi drt elle sarlr. O yzden
yallar kadar korkak bir yaratk gelmemitir bu dnyaya. Delikli demiri
grnce, bir delikli demir de kendi almay akl etmemi, dalardan kamtr ko
Krolu. Neden? Korkaklndan. Yal olmasayd kaar myd Krolu?"
"Kamazd..."
"te bunun iin Keklikolu bir daha buraya gelemez. lnce onun lsn buraya
ben getireceim. Bana inanyor."
"Sana nedense herkes inanr. Herkes senin Keklikolunu ldrdn sylyor ya,
gene de sana gvenmeden edemiyorlar, sana kyamyorlar."
"Keklikolunun lmediini biliyorlar da..."
"Bir resimci bulsan..."
"Konan resmini ektirip Keklikoluna gndersem, diyorsun. yi bir akl. Bouna
nce Memed olmaz ki adam..."
"Ne yaptm da nce Memed oldum? te buna da akl sr ermiyor ki... Krolu da
benim gibiydi herhal." "Tpk senin gibi..." "e yaramaz... Bo yere..."
"Bak," dedi mmet, "sana bir ey deyim de beni iyi dinle... Bu millet sana nce
Memed demise, bunda bir ey vardr, sende bir ey bulmutur. Millet, insan
herkesten iyi anlar, dnya kurulduundan bu yana insanolu insanolunu
tartmtr. nsanolu, insanolunu bildii kadar hibir eyi bilmez." "Benim
aklm ermiyor." "Ersin."
485
"O senin insanolun var ya, en ok da insanda yanl yapyor."
"En ok da insan tanyor. Keklikolu geldi de bu kadar insan iinde beni nasl
buldu? Biliyordu ki dnya dnyaya gese, ben bu kona yaptrrm, onun da
lsn u kayala gmerim. Baucuna da yabangllerini dikerim. Hem de kara
gzl nergis, hem de mor saakl smbl..."

Kuzu kzartmas sabaha kar ancak yetiti. Bir gzel karnlarn, hi


konumadan doyurdular. Kasmla Temir, Memedin gzne baktlar, uykusuzluktan
lyorlard.
"Siz gidin uyuyun, biz mmet kardamla nbeti bekleriz."
tekiler kalktlar, Sar mmet onlar gtrd yataklarna yatrp geldi.
"imdi syle bana, elinde gvenilecek ekyalarn var m, yiit, yrekli,
becerikli..."
"Var."
"Kim?"
"Sinemolu etesi."
Memed gld.
"Neye gldn?"
"Sinemolu daha ocuk."
"Gen Osman da ocuktu. Sen de ocuksun."
"Anladm, anladm," dedi Memed.
"Sana da... Evvel Allaha, sonra da sana tapyor. ok konutum onunla. Syle
bakalm ne iine yarayacak?"
"Kasabay basacak."
"Nasl?"
"Kar tepeye, balara gelecek, mitralyozun bana oturacak, kasabay taradktan
sonra sabaha kar dalara ekilecek."
"Sen u dndklerini batan sona anlatsana."
Memed ne dnyorsa, ne kurmu, ne yapacaksa mmete teker teker anlatt.
"Gitme ukurovaya," diye ona yalvard mmet. "Bu sefer ukurovadan sa
kamazsn. ukurova krk bin hayn gz olmu seni bekliyor."
Uzun uzun tarttlar, Sar mmet Memedi yolundan evi486
I
remedi, Nuh diyor da Peygamber demiyordu.
"Yazk olacak sana Memed. Sen soluk aldka fakir fkara-nn umudusun, istersen
hibir ey yapma. Sen ekyal brakacak cinsten bir insan deilsin, buna hi
umutlanma. Sen iinde bakaldrma kurduyla domusun, baka trl yapamazsn."
"lmek istemiyorum," dedi Memed, "kurunlardan gitmek istemiyorum."
"Kurunlardan gitmek senin yazgn. O parmamdaki yz sana niin verdi Anack
Sultan, biliyor musun?"
Gn doarken konaktan kmlar, gelmiler Keklikolu-nun narnn altndaki
kayala tnemi oturmulard. Suyun dibine btn akltalarm tek tek gsteren
bir k kmt tanyerleri r maz.
"Kendi kendini yenemeyeceini bildiin iin."
mmetin bu szlerine bir yandan kzm grnyor, bir yandan da iin iin, kendi
bile farknda olmadan seviniyordu.
"Demek Topal Ali, Molla Duran Efendinin yanma girdi?"
"Grme Topal Aliyi! Adana Valisi gibi lenger apka banda. Bir de krmz
kartal ty sokmu lengerin kuann iine. Topal ayakta izmeler... Geenlerde
bir al Arap ata binmi, kucanda Alaman filintas... O da delirmi."
"Ne olmu da delirmi?"
"Murtaza Aay ldreceim diyor da baka bir ey demiyor."
"Asl yreinde kurt olan insan odur ite. Onun yrein-deki kurt yrtc bir
kaplan kadardr. Bunca yl bu dzene, bu gidie, bunca ktle, zulme nasl
dayand bu adam, ayorum. Demek ki bu adamda krk aslan yrei varm."
"Onu da istiyor musun?"
"Onun akl olmazsa, ite o zaman ukurovadan kamam ben."
"Baka adam gerek mi sana?"
"Sa ol mmet karda, biz mz yeteriz."
ki gn iinde mmetin adamlar Sinemolunu buldular getirdiler. Alt
kiiydiler. Alts da ayn yata, gepgen gsteriyorlard. Sinemolu Memedi
grnce hemen nnde niyaza
487
m
gelip elini ald, kere ptkten sonra alnna gtrd. tekiler de onun gibi
yaptlar. Karya geip diz st oturdular, ellerini de kucaklarna aldlar.

Kardan, doruuna gn vurmu grkemli bir daa bakar gibi bakyorlard ona,
hayran.
Sar mmet, bu arada Sinemolu etesini anlatmt Memede. etedeki ekyalar
ona teker teker sylemiti. alacak i, hepsinin de maceras aynyd, btn bu
dalarn, ovann insanlarnn da maceras aynyd. yleyse, niin yalnz bu alt
kii kmt daa? Onlarn iindeki kurt daha m baka bir kurttu ki...
Sinemolunun dedesi savaa gitmi dnmemiti. Sylediklerine gre dedesinin
babas, onun da babas savaa gitmiler gelmemilerdi. Dedesi, babas,
amcas, yedi days da savata Arabistan lnde, Yunan Savanda kalmt.
etedeki teki delikanllarn babalar, dedeleri de savalardan dnmemilerdi.
Bunlarn alts da, askerlik zamanlar gelince kafa kafaya vermiler,
dnmler tanmlar daa kmlard.
"Bir af karsa inecek misiniz?"
"nmeyeceiz."
"lnceye kadar sava iinde olacaksnz, savatan korkup askere gitmediniz
ya..."
"Ekyalk savatan iyidir."
"Kim bilir," dedi Memed. Sonra da gzlerine o elik lt-sndaki k geldi
akld. Sapsar gneler banda dnd, sa-aklad, harmanlad. "Bir yer bulsak
kendimize, bir portakal bahesi, deniz kysnda. Portakallar iek am,
kokular insann ban dndren... Siz hi portakal bahesi grdnz m?"
Sinemolu ellerini gsterdi, elleri trmk iindeydi.
"Bak ellerime, portakal bahelerinde rgatlk edenin elleri byle olur. Ben yedi
yamdan bu yana Drtyolda portakal topladm."
"imdi byk bir bahemiz olsa, o da iek asa, gzel koksa, siz gene inmez
misiniz dze?"
"nmeyiz."
Akamst al atnn stnde Topal Ali geldi. Memed onu) grnce glmeye balad.
Topal attan indi geldi Memedi, Um- j meti kucaklad, o, iki kat olmu daha Topal
Aliye bakp bakp glyordu.
488
Topal Ali kzm gibi yapt, kalarn att: "Neye glyorsun olum smkl
Memed, bir ak yerimi mi grdn?"
"Yok yok... u lenger apkasna bakn unun... Lenger, len-ger..."
Memed glmekten neredeyse boulacakt. Sinemolu, Kasmla Temir, mmet, teki
ekyalar da Memede katlmlar, onlar da glyorlard.
"Ne var ki olum bu lengerde bu kadar glecek?"
"kar unu Ali."
"karmam olum, senin gibi grgsz bir ekya paras Aalarn, Beylerin, hem
de Paalarn giydii lengerden ne anlar. Sen biliyor musun ki bu tyl lenger,
senin gibi bir kylnn kan pahasmadr."
Topal Ali lengerini kard, krmz kartal tyn okad, tozunu almak iin
fiskeledikten sonra yle usturuplu bana geirdi.
"imdi anladn m olum Memed bu lenger nasl giyilir-mi?"
"Anladm," dedi Memed.
eski arkada sarma dola oldular. Topal onlara sabaha kadar kasabay,
onlarn korkularn, Murtaza Aayla arasnda geenleri anlatt. O anlattka
Memed glyordu. Karn, kasklar glmekten aryordu.
"ldrdn beni glmekten, beni Ali karda."
"Yarn Faruk Yzbayla karlarsan byle glmeyi unutursun."
"Unutmam."
"Ben Murtazay ldrp de daa knca sen glmeyi iyice unutursun."
"Sen bunu bana yapmazsn. Sen ukurovada olmazsan ben ne yaparm?"
"Sen ne yaparsan yap, ben kendi elimle ldreceim Murtazay."
"Sen onu ldrmeden, ya onu ben ldrrsem?" Alinin gzleri yuvalarndan
frlad, dudaklar titredi, yumruklarn skt:
489
"Btn o hakaretleri senin iin yuttum. Murtazay sen benden nce ldrrsen,
Kuran stne, Allann ad stne ant veriyorum ki ben de seni ldrrm..."
"Aboooov Ali!" dedi Memed, Topal Aliyi hi byle grmemiti, "bu ne fke byle!"
Topal Ali Memedi zdn anlad:

"Kusura kalma Memedim," dedi. "Biliyorsun sen ne dersen o olur ya, byle
aalk bir adamn bu dnyada bir damla su imesi, bir lokma ekmek bile yemesi
haram. Bizim u dnyamz ne kadar kt olursa olsun, byle bir adamn yaamasna
layk bir dnya deil."
"Ali Aam," diye boynunu kvrd Memed, "u dnyaya kim bilir ne kt, ne alak,
tanynca ne kadar utanacamz insan gelmitir, kim bilir?"
"Bunun gibisi gelmemitir," diye kestirdi att Topal Ali. "Ben onu kendi elimle
ldreceim."
"ldr," diye gld Memed.
Sabahleyin atna binen Topal Ali kayklarak, lengerin tozunu fiskeleyerek yola
dt. O gzkmez oluncaya kadar da Memed onun arkasndan gld.
"Bize at gerek mmet."
"Ohhooo, attan ok ne var konakta..."
"Neden o kadar ok atn var?"
"O Krt paas var ya..."
"Var..."
"O Urfalym, syledim ya..."
"Syledin."
"Urfanm kheylanlar dnyann gzel atlar."
"Bunu herkes biliyor."
"O Krt Paasnn da Urfada tavla tavla Arap atlar varm."
"Sen bu atlar Urfadan m getirdin?"
"Ay otuz, hafta yedi, bir hafta, bir ay gemiyor ki Keklikolu bir at
gndermesin, bir kaakyla, bir Krt ekya, bir seyisle..."
"ok mu at var ahrda?"
"Say sayabildiin kadar. Hepsi de eyerli, her bir eyerin, dizginin, zenginin
deeri belki de yz altn."
490
"nallah Keklikolu korkusunu yener de gelir grr btn bunlar..."
"nallah," dedi Sar mmet.
Gn kavuurken atlar ektiler, bindiler. Sar mmet her birisine de birer
srmal Kabartay erkesi ii yam verdi, silahlar grnmesin diye.
"Siz gidin, ben de arkanzdan geliyorum. Ben de silahl ineceim kasabaya."
O gece sabaha kadar at srdler ya Vayvay kyne ulaamadlar. Gn burnuna
Azaplnn altndaki bkle vardlar, atlar sazlarn, kamlarn iine ekip
geceyi orada beklediler. Memed sabrszlanyor, hemen dar kp Vayvaya
gitmek istiyordu. Uzaktaki yoldan at arabalarnn sesleri geliyordu. Souk bir
poyraz esiyor, bklkteki kamlar gneye doru yatryor-du. Ova bir tuhaf
hlt iindeydi. Poyrazn nne dm kular hzla Akdeniz stne, kanatlar
savrularak akp gidiyorlard. rm ot, kk, yaprak, iek kokusu ortal
almt. Anavarzann stndeki bulut oraya aklm gibi kprdamadan duruyordu.
Memed gzlerini kapatm, yresindeki dnyay unutmutu. Delice koyaktaki iek
am nar aalar al bir bulut gibi yukarya, dan doruuna yukar ap
gidiyordu. Kpkrmz bir yol oradan buraya kadar btn ovay kuatyordu.
Kpkrmz bir ku, gzleri de bir kz gibi yanarak bkln stnde kanatlar
yalazlayarak dolanyordu. Sararm baaklar, ikindist yeliyle srtlar
layarak, altn sarsnda avk-lanarak doudan yana yatyorlard. Seyrann
gne yan yz, salar buday, ac iek, gn kokuyordu. Scak
toprakta onu deli eden bir koku vard. Sar gz yapra, yamur sonu topra
kokuyordu Seyrann bedeni. Islak, scak... Memed durmadan bataklktan darya
kayyor, Vayvay kynden yana bakyor, alm geni burun delikleriyle havay
kokluyordu. Her yer Seyrann gn kokusuyla kavrulmu kokuyordu. Seyrann
kokusu kayaya, kanad yaral alc kua, allarn dibindeki menekeye, dibi
akltal, kylar yarpuzlu pnara sinmiti. Kasm da, Temir de Seyran
kokuyorlard. Memed sonunda dayanamad: "Atlar zn arkadalar," dedi,
"gidiyoruz."
491.
Kasm ok deneylerden gemi bir kiiydi, Memedi anlJ yordu.
"Gidelim," diye ayaa kalkt.
Memed oktan ata binmi bkl dar kmt bile.

Doludizgin kye girdiler.


Koca Osman bir trl gzlerine inanamyor, kapsnn nnde durmu bu atlya
yaklap yaklap bakyor, tanya-myordu. Atlar, atlarn koumlar, binicileri
ona bir eyleri anmsatyordu ama, o gidiyor geliyor, bakyor, bir trl karamyordu.
"Osman Emmi, Osman Emmi benim ben, Memed."
"nce Memed ahinim!" diye ona kotu Koca Osman, gitti atn dizginine sarld.
ylesine heyecanlanmt ki ata tutunma-sa yere yuvarlanacakt. Memed attan inip
onu kucaklad eve gtrd. Kamer Ana kapda durmu onlar bekliyordu.
"Siz de inin yavrular."
Kasmla Temir de indi.
Bir anda avluyu bir kyl kalabal doldurdu. Atlar tavlaya ektiler. Memedin
kye girdiini, daha o doludizgin gelirken grm Seyran da koarak Koca Osmann
evine geliyordu. ok fkelenmi, korkusundan yrei azna gelmiti. Bu ahmak
adam lmn aryordu. Dalgndz, hem de atl... Bu ky ihbarc doluydu. Vay
aklsz Memed vay, bir bulup da bir yitirdiim...
O gelinceye kadar Koca Osmann byk avlusu azna kadar insanla dolmutu. Bir
yandan da duyan geliyordu, duyan geliyordu. Seyran geldi, kalabal yard,
kapnn aznda durdu. Sapsar kesilmi tepeden trnaa titriyordu.
Memed onu grnce bir ho oldu, yerinden kprdayama-d. Seyrandan ba dndrc
bir koku fkryor, btn dnyay dolduruyordu. Memedin gz karard,
sendeledi, Seyrana doru yrd.
"Kendini ldrtmeye mi geldin Memed?"
Seyrann sesi sert, souktu.
Memed kendine geldi. Ona yaklat, kucaklamak istedi. Seyran onun elini
silkeledi att.
"Buralarda candarmalar cirit atyor, ukurova azna ka492
dar askerlen doldu. Her al, her bcek, her aa, her ku da ihbarc oldu. Sen
kendini ldrtmeye mi geldin?"
Memed konuamyordu.
"Bin atna hemen ekil dalara."
Seyran bir kaya paras gibiydi, gzleri kvlcmlanm.
"Ben seninle evlenmeye geldim bugn."
"Ben byle, senin gibi kanna susamlarla evlenemem. Bin atma da hemen ekil
git!"
"Seyran!"
"Konuma benimle. Ben byle ne oldum delisi olanlarla konuamam. Bir de nce
Memed olacak! Syleyin bana ey millet. nce Memed gibisi byle de bir i yapar
m?"
Arkasna dnd, kalabal yard kt, evine yolland. ylesine abuk, fkeli,
kendinden gemi homurdanarak yryordu ki, babas, kardeleri ardndan
yetiemiyorlard.
Konaklarnn avlusunda babas Seyrann kolundan tuttu, kardeleri de yetiti.
"Ne oldu, ne var kzm, Seyran?"
"Onu ldrecekler baba."
"Kim ldrecek kzm?"
"Yzba, candarmalar... Onlar kii, candarmalar bin kiiler. Baba, gnder
onu dalara. Kurban olaym baba. imdi, onu gren Feleksiz Fazl kasabaya
yetimitir bile. Yeti oraya, onu kurtar baba. Bu ovann yznde nce Memed
deil, ku olsa kurtulamaz candarmalarn elinden. Kyller de candarma-larla bir
olurlar, baktlar ki nce Memed naar, yalnz kalm."
"Feleksiz Fazly bulun."
Seyrann kardeleri bir anda kyn iine daldlar.
"Feleksiz Fazl..."
"Feleksiz Fazl!"
"imdi grdm, az nce u evin duldasndayd."
"akn akn nce Memede bakyordu."
"Gzlerini dikmi."
"Feleksiz Fazl, Feleksiz Fazl..."

Kyller daldlar, herkes Feleksiz Fazly aryordu. Biraz sonra Feleksiz


Fazlnn bir ata binmi, kasaba yolunu tutmu olduu haberi geldi.
493
Koca Osman:
"Yetiin, yakalayn onu. Altndaki atn vurun, olmazsa kendisini de vurun. O
kasabaya yetiirse biz Memedi kurtara-mayz."
Boynu uzun Muhtar Seyfali:
"Muslu, sen ko, binbir ata sen git. Feleksiz Fazl sana teslim. Yanna ka kii
alrsan al! Ama o kasabaya varamasn."
"Seyrann kardeleri de yola kmlar."
"Onlar yakalarlar Feleksizi."
"ldrsnler," diye grlyordu Koca Osman. "Onu ldrp lsn Akasaza
gmsnler."
"Kim bu Feleksiz?" diye rpnyordu nce Memed. "Niin bu kadar telalandnz?"
Ona kimse karlk vermiyor, herkes Feleksiz Fazlyla urayordu.
En sonunda boynu uzun Muhtar Seyfali:
"Bu," dedi, "Memedim, bu Feleksiz Fazl ksz, Yzbann adam. Sen gittikten
sonra gece gndz Seyran gzlyordu. Nereye gitse, ne yapsa glge gibi onun
ardmdayd. imdi de seni grnce, Yzbann ona verdii ata binmi, doludizgin
srm gitmi, tela bu!"
"Seyran buna m kzd?"
"Neye kzacak ya," diye kt Kamer Ana. "Senin lm haberin geldi de, o az
daha kendini ldryordu. O koca konakta sabahlara kadar rt. Sonra da,
lenin sen olmadn grnce sevincinden utu. Btn dnya da, gkteki kular,
sudaki balklar, yerdeki karncalar, llerin cerenleri, dalarn kartallar
kurtlar, aalar da, sular da onunla bile drt dndler sevinlerinden."
Gkteki yldzlar, iekler, ay, gne sevin atlar, sevinten k saldlar.
Btn dnya glyordu. u ovann tekmil insanlar da katldlar sevincine
Seyrann. Senin lmediini renince ova, bebeler bile atlarn kestiler,
sevin mrltlar koy-verdiler.
"Seyran korkuyor."
"Bana bir ey olmaz. Bak!"
Parmamdaki yz gsterdi.
494
"Bu ne?"
"Krkgz Ocann mhr bu, tlsml mhr. Anladn m'
"Seyran bunu bilmiyor."
"Bunu Anack Sultan verdi bana. Bundan sonra..."
"Anladm," diye sevindi Kamer Ana. "Sana kurun gemez."
Bu srada Seyrann amcas ieriye girdi. Geni omuzlu, kurumu yzl, ak
sakall, gzel giyinmi, yananda bir yara izi, sert bakl bir adamd.
"Bizim ocuklar onu kasabaya varmadan yakalarlar."
Memed sevindi. Bu iri, gvenli, gle yzl adam ok sevmiti. Kasmla Temire:
"Siz darda nbete durun, kalabala da syleyin dalsm-lar. Benim Aalarla
konuacaklarm var. yle odaya buyurun."
nde Seyrann amcas, arkada Seyfali, Hsam, teki kyller odaya girdiler.
Memed Koca Osmana:
"Emmi, sen kal," dedi.
Koca Osman kald.
"imdi biz ieriye girince sen, Allann emri Peygamberin kavliyle Seyran
amcasndan bana isteyeceksin. Kyde imam var m?"
"Var."
"Ondan sonra da Seyrana gidilecek, nikah orada kylacak."
"Bu ok gzel," diye sevinle akd Koca Osman. Hemen ieriye girdi, kz
istedi.
"Verdim gitti," dedi Seyrann amcas. "Onlar Allah yazm biribirine. Benim
elimden ne gelir ki..."
Hsam imama kotu, Seyfali, Koca Osman tank oldular. Seyran, nde imam, arkada
Memedi, Koca Osman, Seyfaliyi grnce her eyi anlad ya fkesi gemedi,
sertletike korkuyor, korktuka sertleiyordu.

Ksa bir srede nikah kydlar, Memedle Seyran odada braktlar ktlar. Az
sonra Koca Osmann avlusunda davullar dvlmeye, zurnalar tmeye, halaylar
ekilmeye balad.
495
Memed, ekinerek, ar ar, ortada ta gibi donup kalm Seyrana yaklat,
glmsedi, teki yle buz gibi duruyordu.
"Seyran," dedi. Ta kesilmi Seyrann kirpikleri bile oynamad. Memed onu
kucaklad, skt, pt, Seyran bir aa kt gibi cansz, btn kan ekilmi,
ayakta lmt sanki. "Seyran ne oluyor?"
Seyran durumunu hi bozmad. "Etme Seyran..."
Uzaktan, davulun sesinin altndan, Akasazdan birtakm sesler geliyordu.
"l msn Seyran?"
Memed urat, yalvard yakard, Seyrann inadn kramad.
"ldrdn beni Seyran. Bir ey, bir sz syle bana." Seyran kocaman, ksm
gzlerini akn, sevgi dolu onun yzne dikti bir sre, gzlerinin iine bakt:
"Bin atma git Memed," dedi. "Sen lrsen ben yaayamam. Sen git, ben seni
neredeysen tez gnde bulurum. Bin atna!"
Sesi o kadar hznlyd ki Memedi yrekten yaralad. "Hemen gidiyorum Seyran,"
dedi. "u anda." Kucaklatlar. Seyran onu yanandan, incitmekten korkar-m
gibi usulcana pt.
Memed merdivenleri birer ikier koarcasna indi. Seyran da onu izledi.
"Haydiyin arkadalar, gidelim." Koca Osman onu yakalad:
"Olmaz," dedi kesin bir sesle. "Dn yemeimizden yemeden seni bir yere
gndermem. te asl uursuzluk bundan gelir."
Memed glerek Seyran gsterdi. Koca Osman:
"Kz," dedi yumuack, "ne istiyorsun benim ahinimden? nce Memed benim
ahinim. Herkes seni ld sand da..." Elini Memedin omuzuna koydu: "Syle
Seyran, yalan m, ben, benim ahinim lmez, dedim. Syle, syle yalan m?" Sonra
gitti Seyran kucaklad: "Ulan," dedi, "ulan kz, adnz Seyran da ol496
sa avrat milleti deil misiniz, bak kzm Seyran, Feleksiz Fazl kasabaya
yetise bile, haydi yetiti diyelim, candarma hazrlanacak da, buraya yetiecek
de... Sen deli misin kzm, brak da ahinim yemeini, hem de dn yemeini
rahat rahat yesin. Ona dn yahnisini Kamer Anas piirdi." Sana Seyran,
soluna Memedi ald. Ak sakallan sevin iinde glyordu. "Bu dn gn
gece srecek, sen imdi ekip gitsen de... Sen kimsesiz, ksz bir ocuk
deilsin, senin evin var, Koca Osman gibi baban var. u ovada kim varsa,
yarndan tezi yok okuntu gnderilecek, pehlivanlara, aklara, halayclara..."
"Sa ol Emmi..."
Odaya getiler. Seyran kapda kald. Bir sre Memedi, onun gzelliini hayran
seyrettikten sonra ayrld, alacakaranlkta kyn yresinde dnmeye balad.
Keskin kulaklar en kk bir sesi, bir trty karmyordu. Feleksiz Fazly
aramaya kanlar bir trl daha dnmemilerdi. Bir yandan evlendiine, Memedin
cann da gze alp ona geldiine seviniyor, iinde lk lk kaynayan, aydnlk
bir su gibi iine ken bir sevgi, bir yanda da onulmaz bir korku... imdi
elinde olsa da Memedi bir ku yapverse de onu havaya atverseydi. Allahm, diye
kollarn ge at. Gkte yldzlar st steydi ve sevin iindeki yldzlar
gn vurmu, balkyan sar bir ekin tarlas gibi dalgalanyordu. Allahm, sen
koru Memedimi.
Kasabaya doru yryor, dereye gelince geriye dnyor, kulan yere dayayp
uzaklardan sesler dinliyordu. Topraktan, uuldayan, patlayan bataklk
seslerinden baka hibir ses alamaynca da yreine bir gven geliyordu. Ve
dnyordu, bundan sonra btn yaam hep byle geecek, bir mr boyu, ya da
nce Memed de vurulana kadar eli yreinin stnde olacakt. Memedin elinde bir
yzk grmt, stnde yazlar olan o eski yzklerden birisine benziyordu. O
koruyucu yzklerden... Heyecanland. Ama imdi nasl gider de, o kadar adamn
iinde ona, Memed, bu parmandaki yzk ne, diye sorabilirdi.
Kye doru kotu, Koca Osmann avlusuna geldi, Kasm buldu, bu adam gz
tutmutu: "Ben Seyranm," dedi.
497
"Bildim bacm."

"eriye gir de, onun kulana, kimse duymasn, benim onu burada beklediimi
syle."
Kasmn ieriye girmesiyle Memedle birlikte kmas bir oldu.
"Seyran..."
"Daha bir gzkr yok ortalkta. Ben yollan gzlyorum. Kasm, Temir karda da
burada. Sana bir ey soracaktm da, onun iin..."
Sesi sklgan, utangat.
"Sor Seyran..."
"Hani demem o ki..." Kekeledi.
Memed gld:
"Benden mi utanyorsun?"
"Hani dedim ki..."
"Ne dedin Seyran, Seyran, Seyran," diye Memed onu kucaklad. O yank gne,
k, ekin, ot, insan kokusunu iine ekti. Ba dnd. i sevgiden doldu
tat.
"Hani... O parmamdaki..."
"Yzk m? Onu ite benim yaralarm saaltan Krkgz Ocann piri Anack
Sultan verdi. Bu yz yalnz ocan soyu takabilirmi, ilk olarak ben
takyorum... lmden, kurundan, hastalklardan, yldrmdan..."
"Biliyorum Memed. Sen var git yoluna. Yolun ak olsun, Allah seni sonuna kadar
gnendirsin. Seni tez gnde arayp bulacam. Artk senin stnde bu yzk
varken hi korkmuyorum."
"Korkma," dedi Memed. "Bak sana bir ey syleyim mi, bir Abdi lnce yerine Kel
Hamza gelir, o lnce yerine, on Kel Hamza... Ali Safa lnce, yz Ali Safa
gelir... yleyse benim abam niye?"
"Niye," diye sordu Seyran. Memedin bu kadar konutuunu grmemiti. Herhalde ok
nemli bir ey syleyecekti, durup dururken, gecenin yarsnda byle sorular
sorduuna gre.
Avlunun ortasnda byk ate yanyor, atein yresinde delikanllar eski, ar
bir halay ekiyorlard, durgun bir su gibi dingin.
498
"nce Memed lnce..." Sesi k gibi nlyordu.
"Allah gstermesin."
"nce Memed lnce on bin, yz bin, yz yz bin, bin bin, milyon nce Memed
gelecek. Neden ki dersen fakir fkaralar okluk, zenginler azlk... Sonunda
tkenecekler."
"Anladm," diye onu kucaklad Seyran. "Bir iyice anladm. Sonunda knla knla
soylar tkenecek. Sen imdi gir ieri de yemeini ye... Ka gndr asn, kim
bilir."
Memed ieriye girdi, Seyran da kyn yaknndaki tepeye yolland. Tepe o kadar
yksek deildi ya gene de tepe saylrd. Birden anmsad ki alnan davullar,
bu kurulan dn onunla nce Memed iin...
Tepeye kyor, iniyor, alman davulla halaydan halaya geiini dinliyor, yanan
ocan durmadan leriliini izliyor, dnn dnyor, Anack Sultann
yzn aklndan karmyor, ama gene de korkudan kurtulamyordu. u adam,
uradan, bana bir hal gelmeden kurtulsa gitse diye Tanrya yalva-ryordu.
Ama nce Memedin btn yaam byle, bugnk gibi gemeyecek miydi, buna can m
dayanrd. Derin, kaygan, umutsuz bir karanln iine yuvarland. Dayanamayp
slak topraa oturdu, ardndan da ban elleri arasna ald.
Sonra birden kendine geldi. "Orospuya bak," dedi glerek kendi kendine. "u
korkak, ahmak orospuya bak... Hep byle korkacakm. Olan ne dedi, hi
anlamadn m, hey ahmak kafa Seyran, smkl, Aalar az, fkaralar ok... Knla
knla tkenecekler. Dnya kurulduundan bu yana berikiler krldlar, krldlar
tkenmediler. Bu sefer de tekiler..."
Koca Osmann avlusuna geldiinde genleri yeni bir halaya durmu buldu. Kyn
kzlar, gelinleri, kadnlar da en gzel bayramlk, dnlk giyitlerini
giymiler, takmlar taktrmlar birer bahar iei gibi amlard. Seyran
aralarna aldlar, geni sofal bir eve gtrdler, eski, sevinli gzel
trklerine baladlar. Bunun bir oyun deil, gerek bir dn olduunu daha
yeni anlamlard. Az bir srede Seyrana ok gzel bir gelin ba yaptlar.
Gece yarsna doruydu ki doludizgin gelen atl Koca Os-

499
mann avlusunda, yanan atein yannda durup atndan atlad, koarak ieriye
girdi, onun telan gren davulcular da seslerini kestiler beklemeye
baladlar.
"Kasabann altnda, kprye bir sigara iimlik yerde ulatm Feleksiz Fazlya.
Atn doludizgin sryordu. Bir kurunda atm vurdum. At devrildi. At devrildii
yere vardm. Baktm ki Fazl yok. Onu aramaya baladm oralarda, allarn
iinde, kamlarn kklerinde, aalarn stlerinde. Ben onu aramakta olaym,
bir baktm, kprde bir kalabalk. Bir baktm, candar-malar. Bir baktm,
balarnda Yzba Faruk, yannda Temen Habip, Kerti Ali, Feleksiz Fazl...
Ben de at doldurdum, buraya yetitim."
Memed, soukkanl, hibir ey olmam gibi ayaa kalkt, glmsy ordu:
"Bu iyi oldu," dedi, oradakileri teker teker kucaklad, darya kt, halay
ekenlerin yanma vard. "Sa olun ocuklar, ne gzel de halay ekiyordunuz,
neden durdunuz?"
Davullar hemen almaya balad.
Seyran sordu, yol gsterdiler, gelin bal Seyran grnce gzleri doldu:
"Salcakla kal Seyran," dedi.
"Selametle git."
Aa yoldan, Amberarknn oradan kasabaya doru ktlar.
Kabaaacn altnda yannda at, sigarann birisini sndrp birisini yakyordu
Topal Ali.
Memed:
"Kasm bak," dedi, "orada, o aacn altndaki ipiliyen aara Topal Alinin."
"Ne biliyordu ki bizim geleceimizi?"
"Bilse de, bilmese de o bekler."
Biraz sonra aacn yannda atlarnn bam ektiler.
"Selamnaleykm Topal Aa."
Topal Alinin kararts onlara doru birka adm att.
"Memed Aa, buyurun, inin bakalm, bir cgaramz iin."
"eni severiz," dedi Kasm.
"eni severiz," dedi Temir.
CflHAfc.KHN?&l

500
"Sar bir tane okkal," diye gld Memed. "Biliyor musun Topal Aa, ben
evlendim."
"Biliyorum. Allah bir yastkta kocatsn.
"Dn var Vayvay kynde."
"Biliyorum. Allah enliimizi eksik etmesin."
"Faruk Yzba da takm taklavat dne gidiyor."
"Biliyorum."
"Senin de bilmediin hibir ey yok Topal Aa. Sinemolu ne alemde?"
"Allah gstermesin, bir bela o... Dn gece yarsndan sabaha kadar mitralyozu u
tepeye koydu, tkrdatt. Kasabada hi kimse, ne candarma, ne de Asm avu
burunlarn darya karamadlar. imdi, az sonra da balar."
"yleyse Faruk Yzba onu brakt da nasl gitti Vayvaya?"
"Seni yakalayacak. Feleksiz Fazl onun has adam, byk casusu. O ihbar yapnca
i tamam demitir."
"Hocay grdn m?"
"Hocay grdm, ok sevindi, seni gzlerinden pyor. Nbeti de tamam.
Yobazoluna gelince, ben buradan kmam da kmam diyor."
"Desin o, tfein ucunu grnce... imdi seninle Molla Duran Efendinin evine
gidiceiz, ondan sonra da biz Ferhat Hocay gidip alacaz. Sar mmet nerede?"
"arda... Grme onu sen. imdi o geerken btn ar ayaa kalkp onu
selamlyorlar. Aalar, Beyler bile o geerken, Sar mmet bir selam versin diye
can atyorlar."
"Demek iler yolunda."
"Yolunda ya, sen benim Aam Molla Duran Efendiyi ne yapacaksn?"
"Sen benim Aam Murtazaya ne yapacaksan..." "Etme eyleme nce Memed bunu bana.
Kendime gzel, iyi, insanlkl bir Aa bulmuum, onu da sen elimden alma."
"Sen beni ona gtr. Ama daha nceden senin elini balayacam."

"Balama," dedi Ali. "O cin gibi bir adam. Her eyi, seninle benim dostluumuzu,
kardalmz biliyor. O bizden birisi... Aalara, Beylere fkesinden deli
oluyor."
501
"Daha iyi ya... Haydi gidelim yleyse."
"Ona bir ktlk..."
"Haydi gidelim Ali."
"Dur bre adam, u sigaran bitir."
"Bitmiyor ki... ok kaim sarmsn." st ste elindeki sigaray birka kere
ekti tketmek iin, sonra yere, uzaklara att. "Haydi kalk..."
Topal Ali kalkarken, karanlkta bile lengerini fiskelemeyi
unutmad.
Topal Ali yampiri yampiri merdivenleri ok hzl ktndan soluk solua kald.
"Ne oldu Ali, ne var?"
"Bir yanllk, uygunsuzluk yok. nce Memedi getirdim."
"Neee?"
"nce Memedi."
Duran Efendi onu karlamak iin ayaa kalkt.
"Buyurun, buyurun nce Memed evladm, ben de seni grmeyi ok arzu ediyordum.
Seni grdme ok sevindim. Benim Peygamber sfatlm, Hazreti Ali Efendimizin,
Krolu dedemizin klc olum, nce Memedim, ty bitmedik yetimlerin
intikam... Senin klcna suyu Allah vermi, senin srtn Hazreti Hzr
okamtr. Klcn nereye uzatrsan kesecek, meydan muharebesinin ortasnda
kalsan sana kurun demeyecektir. Buyur hele buyur, bir kahvemizi iin."
Bu yal adam sevincinden drt kol bir engiye dnm, ne yapacan, ne
syleyeceini bilemiyor, nce Memedin yresinde dnp duruyordu.
"ldrdn o dinsizi, ldrdn o Ali Safay. nallah geriye kalann da
ldrrsn. Allah bundan sonra ne mrm kalmsa alsn sana versin. Otur, dinlen
yavrum, a msn, susuz musun, buras senin evin, babann, kardamn evi..."
Boyun damarlar imi, yzndeki damarlar kpkrmz kesilmiti.
"Kahveler gelene kadar, sana bir sigara saraym ki kokulu, kehribar bir
ttnden..."
Sigaray sararken gld:
"u Topal var ya, u Topal, Allah bunun gibi bir adam
502
dman bana vermesin. Dedim ki ona, gnlerdir diyorum ki ona, bana ald
gnden bu yana, ulan, diyorum, bizim nce ekya adamdr, dada belde adamdr,
onun arkasnda benim gibi bir adam gerek. Git sor, paraya pula, silaha
cephaneye, yataa, adama bir ihtiyac var m, yerini bilmiyorum, diyor da Topal
eytan lain baka bir ey demiyor. Kimseye, kendi gzne bile gvenmiyor."
"Sana ok gveniyor Efendi."
"imdi anladm gvendiini."
"Ferhat Hoca iini de sana syledi mi?"
"Syledi."
"Daha nasl gvensin sana Efendi?"
"Gveniyor."
Memed ban nne edi, bir sre dald gitti. Arada bir ban kaldrp bir
Kasma, bir Temire bakyor, sonra geri indiriyor, dalp gidiyordu.
"Syle Memed olum, bir zorun mu var, benden bir istein mi var?"
Memed ban kaldryor, bir onun yzne, bir Kasma, bir Temire bakp geri
indiriyordu.
"Syle arkada iindekini, sklma, beni baba, aabey bil. Ne istersen bana her
eyi ak ak syle. Hibir boka yaramadm u dnyada para biriktirmekten
baka, her ey, btn fkem iimde kald. u kasaba Aalarna baktka kusacam
geliyor, u insan msveddelerine, merhametsiz, yalanc, korkak canavarlara...
Gittike ben de onlara benziyor, onlar gibi hileci, belki onlardan da bin beter
yalanc, ikiyzl, kendime, evime, ocuklarma, dostlarma, sana, Aliye bile
ikiyzl oluyorum, onlar gibi... Gzn seveyim, benden ne istiyorsan syle.
Ak konu benimle."
"Yrklerin klaklarn ver onlara," diye sert, bak gibi konutu nce Memed.
Sesinin byle gr, keskin, buyurucu kmasndan da utand, ban nne edi.

"Veremem."
"Vereceksin," diye fkelendi nce Memed. Molla Durann "Veremem" diye sert
kmas iine yarad. Artk o da ondan daha sert olabilirdi.
503
"Kimseye malmdan, tapulu topramdan, canm gitse de bir avu veremem. ki
gzm nce Memede bile. Ben onlar nasl kazandm sen biliyor musun, bir can
iin, canmdan korkup da ben topram birisine verir miyim sanyorsun nce
Memed?"
"Durun," diye sze kart Topal Ali. "Ortada bir yanllk olacak. nce Memed
senin tarlalarnn tapusunu istemiyor, Yrkler gene eskisi gibi konsunlar da
para vermesinler, diyor. Yrkler ok fkara dtler. O topraklar onlarn..."
"Allahm," diye gld Molla Duran Efendi. "Onlardan da ben il il altnlar
sayarak aldm. Syle Yrkler gelsinler otursunlar. Sen yaadn srece, dada
da olsan, dzde de olsan, yatalak hasta da olsan onlardan otlakiye, toprak bast
paras almayacam."
"Sen sa ol Molla Duran Efendi."
"Sen de sa ol nce Memedim, olum, yiidim. Allah seni dalarmzdan eksik
etmesin. Bundan sonra ne mrm varsa Allah onu benden alsn da sana versin."
nce Topal Ali, sonra ekyalar ayaa kalktlar, Molla Duran Efendi onlar
konan kapsna kadar uurlad.
"Dinle beni nce Memed, bu ovada her ne hacetiniz varsa tarafmzdan
grlecektir. Sizden de bu Molla Duran Efendi hibir ey istemeyecektir. Bes,
kimse tarafndan ben sa iken, topraklarma el bile srlemeyecektir. Canm
koyarak aldm o topraklar da benim insanlmdr, nce Memedlik nasl senin
insanlnsa... Allah yardmcnz olsun ve de klcnz keskin... Ferhat Hocaya
selam syleyin."
Ali o srada, onlar Duran Efendiyle konuurlarken kln deitirmi eski
kyl donuna girmiti.
Onlar ev aralklarndan hapisaneye doru yrrlerken, tepeden de Sinemolunun
cayrts balad. Yalnz mitral yozu takrdatmakla yetinmiyorlar, be mavzer de
be yerden durmadan ate ediyordu kasabann stne.
Duvarn stndeki nbet yerindeki candarmanm yere yattn, "parola, yasak,"
dediini duydular. Topal Ali bir kedi gibi duvara trmanp nbetiyi mengene
gibi elleriyle tuttu: "Sus ulan Sivasl," dedi, "bana Sinemolu derler, kann
ierim senin.
504
"Kyma canma Sinemolu!"
Topal Ali candarmanm tfeinin mekanizmasn kard ald.
"Bunu hapisanenin kapsnn yanna koyarm giderken. Kt bir ey yapmyoruz,
iftiraya uram Allahm adam Ferhat Hocay kurtarmaya geldik, sana ne oluyor?"
Duvardan kayarak aaya indi.
"A gardiyan kapy."
Gardiyan kapy at.
Bu sefer yukardan, candarma komutanlndan etkili, bilinli bir ate balad.
Alt yedi kii kadar vardlar.
"Asm avu," diye bard Memed, "kasabay krk kiiyle sardm. Faruk Yzbay
da Vayvaya gnderdim, kt bir ey yapmyorum. Sen de biliyordun Ferhat Hoca
adam ldrmedi. O, karncay bile incitmez. Onu alp gtreceim, ne var
bunda... Eer kurun skmay srdrrsen, imdi seni de alr daa gtrrm.
Anamn ve hem de Hatenin ruhu, Krkgz Ocann ba iin sylyorum ki,
bilirsin beni, seni alr gtrrm. Sen de koca avu, dosta dmana rezil
olursun."
Asm avu kurunlarn kesti.
Gardiyan Ferhat Hocayla Yobazolunu ierden ald getirdi nce Memede teslim
etti.
"Sizi grdme ok sevindim nce Memed Bey. Sizi grmek beni saadete gark
eyledi. Hoca Efendiye kar hrmette kusur etmedik zannedersem. Kendileri bizden
zannedersem memnundurlar..." Eildi Ferhat Hocann elini pt. "Gle gle Hocam,
gemi olsun. Bakn, ne gzel, nce Memed Bey sizi bihakkn tahliye ettiler. Ben
size, buraya dtnzden bu yana hibir suunuz yok, kurtulacaksnz demiyor

muydum, kurtuldunuz ite, gznz aydn. Biz de sizin sayenizde nce Memed
Beyefendiyi tanm, grm olduk. Gle gle efendim. Kusurumuz olmusa, biz
kulunuzu balaynz efendim..."
505
Feleksiz Fazl Yzbaya ikayet ediyordu.
"Ben bu kyde kalamam Yzbam. Beni ldrmediler, dvmediler bile ya,
ldrmekten beter ettiler, benimle kyde hi kimse konumuyor, kimse yzme
bakmyor, kyn kpekleri bile. Anam, kardelerim bile benimle konumuyorlar.
Kerti Ali Onbamz, kyde dayaktan geirmedii kimse brakmam, anamn bile
kaburga kemiklerini krm. Kyl dayak yediine, zulmlere, aalanmalara
kzmam da dnlerinin bozulmasna kzm. Ben ne bileyim onun kimin dn
olduunu. Ben kasabaya koarken kyde dn mn yoktu. Sonra da renemedim bu
dnn nereden ktn, kimse benimle konumuyor ki, kime soraym da
reneyim o dnn nereden ktn? Ben nce Memedi bilmez miyim, onu senden
de, kardamdan da, anamdan da daha iyi tanrm. u gzlerimle grdm. Kyl onu
yitirdiyse su benim mi Yzbam?"
"Su senin," diye grledi Yzba. "Kyl seni bilmemeliydi. rendikten sonra,
sen de ortadan kaybolunca nce Memed de kat. Sen bana baka adam
gndermeliydin."
"Adam bulamyorum Yzbam. Hepsi, yediden yetmie btn kyller, ukurovallar
ve hem de dallar onu ermi eylemiler de bast topra pyorlar. Onun
geldiini size haber verdim diye anam bile konumuyor benimle. Bir ey yap
Yzbam, ben o kyde yaayamam artk."
"Pekiyi, yerine adam buldun mu?"
506
"Bulamadm."
"Kye gideceksin."
"Gidemem."
"Emrediyorum."
"Gidemem Yzbam. nce Memed bir daha kye gelirse ilk ii beni ldrmek olur."
"Kye gelemez o bir daha."
"Gelir Yzbam. O hibir eyden korkmaz. Hem gelir, hem de beni ldrr."
"Sen kye gideceksin, o kadar. Haydi k imdi, benim iim var. Murtaza Aaya
git, sana para versin. Sen bugnden tezi yok kye git ve benim emrimi bekle.
Seyrandan da gzlerini ayrma."
Feleksiz Fazl boynunu bkt ve yava yava Yzbann odasndan kt.
"Syle Asm avu," diye masasndan, palaskasna parmaklarn sokmu Yzba
kalkt. "Syle, bu gece de gelecek mi o mitralyozlu ekya kasabay
kurunlamaya?"
"Gelecek Yzbam."
"nce Memed mi bu adam?"
"nce Memed olamaz Yzbam. O ciddi bir ekyadr."
"Sen seviyorsun onu, deil mi?"
"Severim Yzbam. O da beni sever."
"Biliyorum Asm avu. Dman ama..."
"Dmann yiidine can kurban."
"Bu kim olabilir?"
"O kklerden, nam yapmak isteyenlerden birisi olabilir. nce Memed ondan
kasabay bir gece basmasn istemise..."
"O da meydan bo bulup... Onu bu gece pusuya drelim de... u ii bitirelim.
Kasabann ekyalarca basld Anka-rada bir duyulursa... Ferhat Hocay,
Yobazolunu da kard nce Memed mahpusaneyi basarak, bu da duyulursa seninle
ben ondan sonra ancak bir i grebiliriz, o da Belediyeye, Muhacir Muradn
yerine p yazlabiliriz."
"Doru Yzbam, ben arya insan iine kamaz oldum. Herkes bizimle alay
ediyor gibime geliyor."
"Alay ediyorlar. Grmedin mi Vayvay kyn, herkes bi507
zimle alay ediyordu. Bunlar, bu kyller bize ne kadar dmanlar byle...
Korkuyorlar bizden. Sadece korkuyorlar. Bizi hi sevmiyorlar. Ekyadan da
korkuyorlar ya bizi hi sevmiyorlar. Ne yapacaz imdi?"

"Ferhat Hocann kamas?"


Kasaba hi konumuyordu. Sanki hibir ey olmamt. gecedir, ekyalar
geliyorlar, kasabay kurunluyorlar, sabaha kar da ekip gidiyorlard. Murtaza
Aa bile tela etmiyordu. ki gndr de ortalkta yoktu. Yzba soruyor,
adamlar karm aratryor, onu kimse bulamyordu. Kaymakam da, Belediye
Bakan da sus pus olmulard. Zlf Beyinse az kulaklarndayd. Emekli yarg
Hdai Beyin dilinin altnda bir eyler vard da sylemiyor, konumuyorlard.
nce Memed, Molla Duran Efendinin evini basm, onun adam Topal Aliyi
yakalam, elini ayan balam, ldrecekken, Molla Durann yalvarmas stne
vazgemiti. Topal Ali de bu utan verici olaydan sonra evden kmyordu. Onurlu
adamd Topal Ali. nce Memed gibi bir ocuun onu yakalamas ok arna
gidiyordu. Byle bir adamn bu hale dmesi, aalanmas onun biraz da lm
demekti. Bundan sonra Molla Duran ona niin i versindi.
"Topal Ali bize bundan sonra yardm edebilir, onu iz sr-j mekte kullanabiliriz,
deil mi Asm avu?"
"Benim bu adam hi gzm tutmad Yzbam. Bana b adam her zaman el altndan
bir eyler eviriyor gibi geldi. ki-1 yzl bir adam. Ya da nce Memedden ok
korkuyor."
"Herkes bu adamdan ok korkuyor ya, ben onu kendi elimle ldreceim."
"evket Yzba da onun ardmdaym."
Yzba gld.
"Ardnda," dedi. "O hibir zaman beni ekemedi, imdi de nce Memedi elimden
alacak. Biz onunla snf arkadayz. O kadar ekya temizledi, yakalad daha
doymuyor."
"Baz insanlar doymaz," dedi Asm avu.
"Ar Ceza Reisiyle grmeliyiz."
"Sert bir adam Yzbam..."
"Ferhat Hocann hibir suu yoktu ki... Biliyorsun Adem kayboldu gitti. Kim
ldrd Ademi biliyor muyuz? Belki de l508
memitir. Biz srf Ali Safa Beyin hatr iin onu tevkif ettirdik. Adil bir
mahkemenin onu beraat ettirmesi gerekti. O korkak, alayan inat adamn ad
neydi?"
"Yobazolu."
"Hah, o. Adam ldrebilir mi?"
"Oldremez."
"yleyse beraat etmeleri gerek."
"Adil bir mahkeme onlar oktan beraat ettirmeliydi, delil kifayetsizliinden."
"Takn Halil Beyin..."
"Siz kendiniz gidin Ar Ceza Reisine, her eyi anlatn. Kam deil de, beraat
etmi de braklm gibi."
"En iyisi bu ya... Ya Ferhat Hoca da ekya olursa?"
"Onu da sonra dnrz."
"Bir de bamzda imam, ekya imam! Bir acayip i."
Akamst candarmalar tam tehizat hazrlandlar. Domuz tepesindeki allkta
pusuya yatacaklar, bu gece kasabay kurunlamaya gelen ekyalar pusuya
dreceklerdi.
"Topal Aliyi de yanmza alalm."
"Alalm Yzbam. Onu bir de byle deneyelim. Belki bir faydas dokunur."
Bir candarma gitti Topal Aliyi Molla Duran Efendinin yanndan ald getirdi.
Odaya giren Topal Ali, elinde lenger apkas, izmeleri, klot pantolonuyla
hazr ola geti.
Yzba ona otur demeden dorudan doruya soruna girdi:
"imdi, bu gece Asm avula pusuya yatacak kasabay kurunlamaya gelen
ekyalar yakalayacaksnz. Otur."
Topal Ali yandaki bo sandalyaya rkek, sana soluna ba-knarak kt.
apkasn dizlerine geiriyor, ellerini bacaklarnn stne koyabilmek iin,
apka bir trl dizlerinde durmuyor, dyordu. Asm avu yerdeki apkay ald
sonunda, duvardaki iviye ast.
"Sa ol avuum."

avuun elindeki yara izi Alinin gzlerinden kamad. nce Memed onu demek ki bu
elinden vurmutu. Bu Asm avu
509
kadar akll, yrekli bir adam grmedim, diye dnd. Bu avu byle candarma
olup srneceine ekya olmu olsayd eer u dalarda nce Memedden de daha
ok nam verir, ad dillere destan olur, btn Trkiye Cumhuriyetinin candarmalar bir araya gelseler onu yakalayamazlar, vuramazlard.
"nce Memed sana ok ktlk etti mi?"
"Etmedi. O beni ldrecek. O bana ktlk etmez. Molla Duran Efendiyi, din
adamdr ya, sayd da beni ldrmedi."
"Kimler bu kasabay kurunlayanlar, hibir fikrin var m?"
"Bence kck, gen ocuklar bunlar. Akl banda kimseler bunu yapmazlar."
"nce Memedin parma var m bu ite?"
"Var. O, Ferhat Hocay kurtarmak iin candarmay kasaba dna karmak
istedi... Bunlarn da kasabay kurunlamak holarna gitti. Durmadan
kurunluyorlar her gece. ocuk dedim ya... Nam iin. Yaknda kim olduklarn
dnyaya ilanat verirler."
"Eer bu gece biz onlar yakalamazsak... Bu gece gelirler
mr
i?"
"Eer teki eteler onlarn nne gemezlerse..."
"Kasabamz iin yzkaras."
"yledir Yzbam."
"Sen ne diyorsun, gelirlerse yakalayabilir miyiz?"
"Asm avu geliyor mu?"
"Geliyor."
Ali glmsedi:
"yleyse yakalarz. Ben de bir silah alabilir miyim?"
"Alabilirsin. Hem de kendi silahn..."
"Ba stne Yzbam."
"Ben kasabada kalyorum bu gece. Siz istediiniz kadar candarma aln yannza."
Ali sevindi.
O gece Domuz tepeye gizlice ktlar, allarn arasna yerletiler, sabaha
kadar beklediler, kimseler gelmedi.
Gn dounca Ali ekyalarn izlerini srd bir sre.
"Bunlar alt kiiler," dedi. "Alts da acemi aylak. Bugn de gelmelilerdi,
niin gelmediler? teki ekyalar ya onlar vurmu, ya da kulaklarn ekmi
olacaklar."
510
"Keski onlar yakalasaydk," dedi Asm avu. "Senin iin de, benim iin de iyi
olurdu." "yi olurdu," dedi Ali. "Bu nce Memedi ne yapacaz?" "Onu yakalamak
zor."
"Zor ama yakalamalyz. Yzba kederinden lecek. nce Memed diyor da baka bir
ey demiyor." "Herkes bir nce Memed." "Atn bile evliya ilan ettiler."
"Ben biliyorum o at," dedi Topal Ali. "Ali Safa Beyin soylu at. nce Memedin
deil ki..."
"Btn dalara emir verdik, yakalayn da getirin diye, kimse yaklaamyor o ata,
niin anlamyorum. Vuramyorlar da..."
"Attan korkuyorlar. Bizim kyller bylesi hayvanlardan rkerler. Onu yakalar,
onu vururlarsa balarna bir felaketin geleceinden korkarlar."
"Sen de korkar msn?"
"Korkarm. nce Memedi vururum da o at vuramam." O gn Asm avu, Topal Ali
candarmalarla birlikte yakn kylere kadar kp geriye dndler, kasabay
basanlarn kim olduklarn kylerde herkes biliyordu. Kasabaya geldiklerinde
btn kasabann da bildiini grdler. nce Memedin, stelik de kasabay
bastrarak Ferhat Hocay hapisten ald halde adndan kimse sz etmiyordu.
Varsa da ekya Sinemolu, yoksa da ekya Sinemolu.
Asm avula Topal Ali kasaba yresinde bir hafta daha pusuya yattlar, o
yrelerde ku bile uurtmadlar, ne gelen oldu ne de giden.
Yzba Asm avua:

"ler kart Asm avu. Ar Geza Reisine, ok dndm, ben gidemedim. Hi


kimse de Ferhat Hocann karl stnde durmuyor. Murtaza Aa urayor imdi
bu ilerle... Bundan sonra seninle biz halledeceiz bu ii. ler de ok
kart. Bir izci daha bulduk. Zlf Bey de nce Memedin bir arkadan
getirecek bana. Onu nce Memede gndermemizi istiyor. Kancklayarak nce Memedi
ldrsn diye. Biliyorsun avu,
511
ben bunu yapamam. Biraz anma gider bu i. Yllardr ben nce Memedle kar
karyaym. Onu ben yakalamak, ldrmek isterim. nce Memed de benden bunu
beklemez."
"Beklemez Yzbam."
"ok acayip bir insan bu nce Memed."
"Bir eski zaman adam."
"ok da gen. lmn tesine gemi. Belki de yiitlii, temizlii, mertlii
bundan. Zlf Beyin iftliinde alan ekyann ad Cabbar. Onu sen hatrlyor
musun?"
"Hatrlamaz olur muyum..."
"Af ktnda ilk teslim olanlardan birisi. Hani hep nce Memedi anlatmt da
bize, kendisinden hi sz etmemiti. Deli Durduyu da sylemiti. nce Memedi
niin sevdiini de... Biz nce Memed etesini ok sanyorduk, sadece iki kii
olduklarn ondan renmitik. Ho bir adamd, temiz, ocuk yzl. imdi Zlf
Beyin iftliinde alyormu. Bugn de Reise Takn Bey gidecekti. Diretiyor
Reis. Varsn diretsin. Ama susuz Ferhat Hocaya acyorum. O da ok ho bir adam.
Adalet yerini bulsun istiyorum. Yoksa br ksmn, biliyorsun kolay hallettik.
Bu Murtaza yaman adam. Kasabay istedii gibi konuturuyor, istedii gibi
herkesi dndryor, inandryor. Kaymakam ok pasif. Mddeiumumi ate gibi.
Ben Cabbarm nce Memedi kancklamasn nasl kabul ederim? Biliyorum bamza
bela."
Takn Halil Bey, o gece Ar Ceza Bakannn evine gitti. O da eski bir
hukukuydu. Genliinde mahkemelerde alm, sonra da kasabada bir sre
davavekillii yapmt. Ceza Reisiyle de seviirlerdi.
"Buyurun Halil Bey, ho geldiniz."
ok ince, saygl bir adamd Bakan. Dazlak kafal, zeki grnl, parlak
gzl, ok grm olduu her halinden belli olan bir kiiydi. Kartal burnu,
gl, geni enesi ona sert bir insan grnm veriyordu. Babas da, dedesi de
yargt. Yarg olmakla, bir yarg soyundan gelmekle vnrd. Babasnn
yarg cppeli karakalem resmi evinin duvarnda asl tek
resimdi.
Halil Bey, gevemi eski taban tahtalarn gcrdatarak gitti
512
yargcn gsterdii ok eski, kuma solmu, eprimi bir koltua kt. Bu
evdeki tek koltuun yllardr, lkenin birok ilini, kasabasn dolat
belliydi. Aa ksmlarn da yer yer kurt yemiti.
"Ne haber Halil Bey, oktandr gremiyoruz?" "ler," dedi Halil Bey.
"Memleket yeniden kuruluyor, iler bamzdan akn. Hem memleket ileri, hem
ahsi ilerimiz. u iftlii biraz yenileyelim, u yllardr bo kalm
topraklar biraz ileyelim, bir traktr, birka makina alalm dedik, mahsul hi
para etmiyor. Pamuklar da ambarlarda yld kald, kimse satn almyor.
Adanadaki fabrikalar daha yeni yeni alyor. Ziraat Bankasnn kasalar
tamtakr, bir kuruluk kredi vermiyor. O bo topraklara baktka yreim
szlyor. Bir hasta, sakat isizler ordusu ki ovada srnyorlar a susuz.
Tekmil ovada st-malanmam bir tek kiiye rastlayamazsnz. Millet alktan
yllardr ot yiyor. Ot da olmam olsayd halimiz dumand. Sapr sapr dklyor
insanlarmz. ler karmakark, ne yapacamz bilemiyoruz. Bir de bamzda
bu ekyalar... Kasabay bile keyifleri iin basyorlar, kurunluyorlar. Murtaza
Aann bu kadar korkmakta hakk varm, geen gn nce Memed sergerdesi Molla
Duran Efendinin evine gelmi, onun yeni bir adam var, Topal Ali, onu ldrmek
istemi, Molla Duran Efendi rica etmi de adamn cann kurtarm. O da
hapisaneden Ferhat Hoca nam kiiyi karm. Yzba Faruk Bey benden..."
"Yapamam Halil Bey!" Yarg kzd. "Hibir zaman byle bir ey yapmadm, gene de
yapamam..."

"Ama hibir suu yokmu Ferhat Hocann." "Hibir suu yoktu da peki niin adam
idamlk iddialarla karma kardlar, kati surette byle bir ey yapamam.
Adaleti oyuncak haline getiremem. Biliyorum, ok tecrbem var, bundan sonra bu
kasabada beni rahat brakmazlar ama ne yapalm, ben dededen bu yana hakim olan
bir ailedenim, benim iin adalet mbarektir, hibir ekilde onu kirletemem.
Ferhat Hoca suluydu da kanca m susuz oldu? Brakn bunlar Halil Bey. Siz
bu memleketin halasna kanyla itirak etmi bir kiisiniz. Bunu benden
istememeliydiniz. Eer adalet zedelenirse biz bu memleketi zor ayakta tutarz.
Bu Mddeiumumi513
yi de benim gzm hi tutmuyor. Hi suu olmayan bir adam benim karma nasl,
nasl getirirler deliller uydurarak, ahitler gstererek? Kederimden
kahroluyorum Halil Bey... Biliyorum, memleket yeni kuruluyor, ok hatalar
oluyor, ama adalet fikri, insan vicdan ok eskidir. Ben onlarn arzularn
maalesef yerine getiremeyeceim. Ferhat Hoca, benim nme getirilen delillerle
mahkum edilecekse edilecek, beraat edecekse edecektir."
Yarg o kadar sert, kesin, inanm konumutu ki bir anda ter iinde kalmt.
kide birde de mendiliyle alnn siliyordu.
Kars:
"Bu kadar fkelenme Bey, kendini ldryorsun," diye ona bir bardak su getirdi,
sevecenlikle onun omuzuna okarca-sma dokundu.
"Kahroluyorum Hanm, u memleketin haline kahroluyorum. Biliyorum, bu gnleri de
atlatacaz ama... ok zor olacak... Karma gelen, su ilemi kylleri bir
grseniz, kendimden, insanlmdan utanyorum."
"Zor meslek sizinki," dedi Halil Bey. "ok zor. Allah yardmcnz olsun."
'"Lor" dedi kpkrmz kesilmi Yarg. "imdi ben nme getirilen delillere
bakarak Ferhat Hocay cezalandrsaydm, ne olacakt? imdi de ayn adamlar
karma gelmiler, suu yok, diyorlar. Ben ne yapaym ben? Ben kanun adamym.
Biz mesleimizde babamzdan, dedemizden byle grdk. Kahroluyorum Halil Bey...
Beni anlyor musunuz? nsann iindeki adalet duygusunu kreltirsek, insann
insana saygs kalmaz. nsann insana itimad, hrmeti kalmaynca da bir yerde
insanlk ok ey kaybeder, hayat irkinleir."
Yarg comu konutuka konuuyordu.
"Biz yeni bir memleket kurarken ok adil olmalydk."
Ban kaldrd, bir tuhaf Takn Halil Beye bakt.
"imdi bu Ferhat Hoca ekya m olacak?"
"Belki de," dedi Halil Bey. ok utanmt, elini koyacak yer bulamyordu, yanma,
koltukla bacann arasna saklad elini.
"imdi adam ekya olur da bizden grmedii adaleti kendisi datmaya alrsa,
kyller de nce Memed gibi onu evli514
ya mertebesine ykseltirlerse biz ne yapacaz, bu adam haksz m, diyeceiz?"
Halil Bey bilgi bir tavrla:
"Bu adam ekya olacak, hem de kanl bir ekya."
"Biz onu beraat ettirsek de... Bu duruma gre susuz olduu anlalyor, gene
ekyalkta devam eder mi?"
"Belli olmaz ki insanolu, belki de hibir ekilde ekya olamaz."
Yarg bir su daha ierek dncelere dald. Sonra da gld.
"Bu insanolu hi belli olmuyor. u Yzbaya da dorusu acyorum. Burada, bu
kadar ekyann, asker kaann karsnda tek bana braklm. Bir de
karsnda bu kasaba canavarlar... Kck bir menfaatleri iin, Halil Bey,
yapmayacaklar yoktur. O da fkelendike, sktka fkesini kyllerden
alyor. Karma getirilen kyllerin hallerini gryorum, gryor ve de
kahroluyorum."
Takn Halil Bey ayaa kalkt, o da terlemiti.
"Kasabay bile bastlar, gece mitralyozla taradlar. Durumumuz mkl."
"Mkl," dedi Yarg. "Allah yardmcmz olsun."
Takn Halil Beyi kasaba ileri gelenleri, Kaymakam, Belediye Bakan belediyede
bekliyorlard.
Altn dili, yakkl, eski bir kundurac olan Belediye Bakan onu daha yolda
karlad.

"Ne oldu?"
"Ne olacak, Reis yad grledi, azna geleni syledi ama Ferhat Hocay beraat
ettirecek."
"sterse ettirmesin," dedi Murtaza Aa. "Ferhat Hoca yok. Ne hapse girdi, ne de
kt. Hi kimse bilmiyor bunu, bilmeyecek de... Kasabay da kimsecikler
basmad. O kurun sesleri var ya, candarmalarn kaaklarla giritikleri
msademelerin kurun sesleriydi. Bunlar da bugn rendik."
Molla Durana dnd, onu omuzundan tuttu:
"O senin eve gelen de nce Memed deildi, yle mi?"
"Deildi."
"O nce Memed de yaknda yakalanacak, u kasabann or515
tasnda o Ferhat Hocayla birlikte aslacaktr. imdi Zlf Bey kardamz
dinleyelim."
"Dinleyelim," dedi Kaymakam.
"nce Memedin bir ekyalk arkadan buldum, ad da Cabbar. Uzun Cabbar diye
tannyor. Afta nce Memedle birlikte dada gezerken dze inmi. Tesadfen
rendim. Bizim iftlikte alyor. Sessiz, etliye stlye karmayan bir kii.
Ekya demeye bin ahit ister. Kyller onun ok cesur, namuslu, nce Memedi
nce Memed yapan kii olduunu sylediler. Ben de dndm ki, onu nce Memede
ekya gibi gnderelim, o da uyurken nce Memedi bir gece ldrversin. Bunu
Yzbaya syledim, kabul etmedi. lle de nce Memedi ben yakalayacam, ben
ldreceim, diyor. Bencil..."
Murtaza Aa:
"Ya nce Memed, kasabay basan, hapisaneden adamlar karan, Vayvay kynde
dn kuran nce Memed, Yzba onu yakalayamadan, ya o bizim hepimizi
ldrrse? Hep birlikte Yzbaya gidelim onu ikna edelim."
"Ben ok rica ettim."
Belediye Bakan:
"O beni sever, beni dinler."
Kaymakam:
"En kolay Cabbar forml. Yzbann bunu kabul etmesi gerek. Ama Cabbara
sordunuz mu, kabul etti mi, yiit bir adam diyorsunuz, ylesi bir adam
arkadan kancka ldrmeyi kabul eder mi?"
Zlf Bey kahkahayla gld:
"Sormadm ama kabul eder. Ben ona kabul ettiririm. Daha kck kck
ocuu var."
"Siz Yzbaya kabul ettirin yeter ki, ben Cabbara kabul ettiririm," dedi
gvenle Murtaza Aa. "Ben de duyardm Cabbadi.
"Biz de bu iyiliinin altnda kalmayacaz, Yzbam," deri.
Yzbayla ertesi sabah konumaya karar verdiler.
Sabah erkenden Kaymakam, Belediye Bakan, Takn Halil Bey Belediyede buluup
Yzbaya gittiler. Ve Yzba bir sre direttikten sonra kabul etti.
Eski komitac Takn Halil Bey:
516
"Ne gibi?"
"Eer Cabbar onu ldrrse, biz de Ankaraya, Adanaya, btn dnyaya nce Memedi
senin ldrdn ilan edeceiz."
Kaymakam:
"ok gzel bir fikir."
Belediye Bakan cokun bir adamd, ayaa kalkt, Yzbann elini yakalad,
ardndan da onu kucaklad:
"Sizi imdiden tebrik ederim Yzbam. Ha siz ldrmsnz nce Memedi, ha
byle bir tertiple ldrtmsnz, gene eref sizin."
"Ben bunu kabul edemem. Ben bu sahtekarl... Bu adam ortadan kalksn da onu
kim ldrrse ldrsn. Ama onu ben ldrmek isterdim, o adam benimle ok
oynad, onurumla benim. Onu yakalamak, konumak sonra da onu ldrmek isterdim.
Ardnda genliimi tkettim. Ne yapalm, imdi de onu tertiple, kancklayarak

ldrteceiz. Ne yapalm... Ben dmanma byle bir oyun oynamak istemezdim.


Dmanma, hem de dman- biamanma..."
"Teekkr ederiz Yzbam."
"Hrmete ayan bir insansnz."
"Murtaza Aa Cabbarla konuacak, ona kabul ettirecek."
Yzba iini ekti:
"nallah kabul etmez," dedi kederden kahrolan bir yzle. "En byk dmanma
bile bunu yapmak, onu en yakn arkadana ldrtmek istemezdim, ne yapaym ki
aresizim. nmz de k, hibir harekatta bulunamam. Onun da tezelden imhasn
herkes istiyor, herkes o adamdan niin bu kadar korkuyor, anlamyorum."
"Korkuyoruz, ben bile ondan korkmaya baladm Yzbam," diye onun szn kesti
Takn Halil Bey.
"Siz de mi?"
"Ben de Yzbam."
"nallah kabul etmez Cabbar ya, ben bu kylleri yakndan bilirim. Korkusundan,
hele ocuu da varsa rgat Cab-barn, zaruretten kabul edecektir."
517
"zlmeyiniz Yzbam, neticeden ok memnun kalacaksnz."
Yzba onlar merdiven bana kadar uurlad. "Asm avu, duydun mu?" "Duydum
Yzbam."
"Kabul edecek mi Cabbar?"
"Kabul ettirecekler."
"Cabbar bu ii becerebilecek mi?"
"Onu iyi tanrm, mert, kendi halinde, ok iyi bir adamdr. Teslim olduunda,
nce Memedi braktm geldim dalarda, diye ok zlyordu. Kendine yediremiyordu
arkadan tek bana dalarda brakp indiini. Ben onu teselli etmeye
almtm. Demek Zlf Beyde alyormu ha? Belki de nce Memedi
ldrebilir."
"En yakn arkadan yle mi, ah bu bizim kyller..."
"Bylesi ekyalar ounlukla arkadalar..."
"Hi mi arkadalk... Arkadalk bir insann canndan daha deerli deil mi?
Belki de Cabbar gider de nce Memed etesine girer, her eyi ona anlattktan
sonra."
"Olabilir..."
"Byle bir ey olursa ok sevineceim."
"Ben de," dedi Asm avu.
"Biz imdi, Cabbar ona yetimeden, nce Memed daha toparlanmadan bir harekata
girisek..."
"nmz k, Torosta da yamurlar balad."
"Ka kiisi varm yannda, dedin?"
"Fazlnn sylediine gre kiilermi."
"Bahara kadar toparlanrlar."
"Toparlansnlar. Biz de toparlanrz."
"Cabbar?"
"Belli olmaz," dedi Asm avu. "Beceremezse ls de gelir."
"nce Memed en yakn arkadan ldrr m?"
"ldrr," dedi Asm avu.
Zlf Bey o gn iftlie Cabbar alsn gelsin, diye bir adam gnderdi. Cabbarla
Murtaza Aa konuacakt.
Murtaza Aa:
518
"Eer," diyordu ellerini kvanla ovuturarak, "eer Cabbar bu iin altndan
kalkamazsa, elimde bir kozum daha var ki koz derim size. Deil nce Memedi
ldrmek, btn dalardaki ekyalarn tozunu attrr. Ama ben, dorusu bu
Cabbara da ok gveniyorum. Ulan u Zlf yok mu, u Zlf, eer onun stne bir
adam daha varsa u ukurovada, ben de u iki elimi ve hem de u byklarm
kknden keserim."
Cabbar sabrszlkla bekliyor, onun nasl bir adam olduunu ok merak ediyordu.
Teslim olduunda onu karakolda grmt, br ekyalarn arasnda, nce Memedin
arkadadr, diye azck stnde durmutu, o gnden bugne ok bir zaman

gemiti, ancak bzlm, iki kat olup oturmu ok uzun boylu bir adam yle
byle anmsyordu. "Yzba ok zlecek."
"zlsn," diye gld Murtaza Aa. "Ona ne oluyor? Biz gnderiyoruz Cabbar.
Ona, bunu haber vermenin bile lzumu yoktu. O kendi iine, kasabay nce Memede
bastrdna karsn. nce Memed herhangi bir ekilde ldrlrse mesul o mu
olacak? Gene bize kretsin o Yzba, beceriksiz, nce Memedi Cabbara biz
ldrteceiz, ya da bakasna, parsay o toplayacak. Eer bu Cabbar da bu iin
stesinden gelemezse, bende de bir adam, bir adam, bir adam var ki nce Memedi
su gibi ier. Yalnz imdilik, ince bir taktik icab onun adn kimsecikler
renemeyecekler. Ben adamm nce Memedi ldrmeye gnderdiimde de bunu ne
kimseye syleyeceim, ne de kimseye bir ey soracam, ne de muhterem Yzba
Faruk Beyden icazet dileneceim. Hele Cabbar bir deneyelim. Ben, maa dururken
kz elimle tutmak, kendi adamm zahmete komak istemiyorum. nk o kahraman
insan, o bana, bu kasabaya her zaman lazm olacak bir cesur, gz kanl kiidir.
yle kiiler ancak bir asrda bir kere gelebilirler bu ukurovaya ve hem de
biltekmil Toros ve hem de Binboa dalarna. Bende de bu adamlardan bir deil,
iki alc ku var."
"imdi anladm sendeki deiikliin sebebini," diye gld Takn Halil Bey.
"Azn kulaklarnda. nce Memedden de hi korkmuyorsun."
"Onun iin nce Memed antada keklik."
519
"Ne sandn ya olum Zlf?" diye grledi Murtaza Aa. "Tabii nce Memed antada
keklik. Beni Ali Safa m sandn? O nce Memed benim iin bir iimlik su bile
deil... Onun benim iin bir karnca kadar bile hkm yok. O nce Memed mi ne
k-zlkurt, o, aya yaln, plak kyl m ne, o ksz... ylesi bin ekya
benim iin bir kuru p bile deil. Onu barlarna basan kyllere de bu
muhterem Trkiye Cumhuriyetinin bir sz olacak, Yzbaya da..."
Arif Saim Beye de diyecekti ya sustu. yle durup dururken ortaya att o sz
ortal velveleye vermi, Adana, Ankara ve hem de stanbulu alkalamt.
Ald son haberlere gre, Arif Saim Beyin Mustafa Kemal Paaya suikast yapaca
haberi btn lkede bomba gibi patlamt. Ankarada yksek rical Mecliste, rak
sofralarnda, gazete matbaahanelerinde hep bunu konuuyorlard. Kasabada da bu
suikast iini herkes biliyordu ya, hi kimse yle uluorta konuamyordu. Ate
olmayan yerden duman kmazd. Belki de doruydu, Murtaza Aa byle mhim bir
hadiseyi kendi ikembeyi kbrasmdan karacak deildi ya... Nasl olsa Mustafa
Kemal Paann da kulana gidecekti bu hadise. te o zaman gr sen, Zlfy ve
ite gr sen Arif Saim Bey adndaki milli kahraman! Boaznda ip, gsnde
yafta, ipte sallanan Arif Saim Bey ve de Zlf ve hem de yandalar...
Zlf onun birka kere azn aram, Murtaza Aa hibir ey duymam gibi
davranm, oral bile olmamt. Biliyordu ki, Zlf bir gn bu meseleyi onunla
ak ak konuacakt. imdiden d kopmaya balamt.
Cabbar grdnde, Murtaza Aann gz onu hi tutmad. Ayanda ifti
edikleri, bacanda solmu, yrtk bir kara alvar, banda siperlii krlm
bir kasket, sklm pklm, soluk yzl bir adam, utangalndan da kimsenin
yzne bakamyor.
Konaa geldiinde ok erkendi. Murtaza Aa, aba altnda er yatar, diye dnerek
onu iyi kabul etti, kahvaltya ard. Cabbar kahvaltda aknd, ay
ierken, tabaklardan peyniri, zeytini alrken bir kere olsun ban kaldrmam,
onun yzne bakmamt. Elleri de titriyordu. Sofradaki bala, tereyana elini
bile srememiti.
520
"Evet Cabbar Efendi, demek sen nce Memedin arkadaydn?"
Cabbar skld, utand, bir eyler sylemek istedi syleyemedi.
"Demek yle ha, sen dada nce Memedle mi gezdin, birlikte mi baladnz
ekyala?"
"Daha nce ben Deli Durdu etesindeydim, Deli Durdu Kerimolunu dvnce... Evini
de soyunca ben de, bir de Recep avu ondan ayrldk, nce Memedle birlikte
dolatk. Recep avu da Akasazda lnce biz Memedle birlikte kaldk."
"Hep iki kii miydiniz?"
"ki..."
"Sen neden ekya kmtn?"

"O adam anam ok dvd de... Anam lnce de ben... te onu..."


"Sonra?"
"Sonra af knca ben indim. nce Memed dada kald, dada kalnca da Abdi Aay
ldrd, sonradan da ortalktan yitti gitti, imi timi bellisiz oldu. Bir de
baktm, Ali Safa Beyi ldrm, dediler. Ayrldmzdan sonra ben onu hi
grmedim."
"imdi nce Memed dada, geen gn de kasabay bast, Topal Aliyi ldrecekti,
Molla Duran Efendi de onu elinden ald, yalvararak yakararak. Sen biliyor musun
nce Memedin Topal Aliye niin dman olduunu?"
"Biliyorum, nce Memed sylemiti bana."
"Niin?"
"Topal Ali, nce Memed Hateyi kardnda onun izini srp onu yakalatm da,
nce Memed onun yznden ekya olmu da, bir de Hr Ana var ya, ona, ille de
Topal Aliyi ldr, diyor da, o da Hr Anay hi kramaz da..."
"Nasl bir adam bu nce Memed, ok mu yrekli?"
"Yrekli de sz m, deli o. Kendisini atein iine kapp koyuverir. Yeter ki
gzlerindeki o k bir kez yanmasn."
"Nasl bir k o?"
"Nasl bir k olduunu bilemem. O ok kzar da, bir ey yapmaya kalkarsa
gzlerinde ine ucu gibi klar akar. te o klar aknca da nce Memedi
bir daha kimse zapt edemez."
521
"ok mu kurnaz, ok mu akll?"
"O ok aklldr, bir ocuk kadar da iyidir, azck da kurnazdr. O, karncay
bile incitemez. Herkese de inanr, bir ocuk gibidir, dedim ya."
"Sen onu ok mu seversin?"
"nsan arkadan sevmez mi?"
Murtaza Aa gzlerini Cabbarm gzlerinin iine dikti, Cabbar gzlerini ondan
karamad. Byle gz gze bir sre
kaldlar.
"Seni unun iin buraya ardm ki, sen... Sen..." Cabbar yokluyordu. "Sen
nce Memedi ldreceksin."
Sanki Cabbar byle bir neriyi bekliyordu, yznde hibir deiiklik olmad, bir
sze de varmad.
"Hkmet bu nce Memedin stnde ok duruyor. Anka-radaki smet Paa, teki
bykler, bu nce Memedin vcudu ortadan kalkmal diyorlar da baka hibir ey
demiyorlar. Bizi burada ok sktryorlar. Biz de nce Memedi ortadan
kaldracak bir gz pek, yiit kii ararken Zlf Bey de seni syledi. Ben de
mnasiptir dedim. nce Memedi ldrmek erefi de onun en yakn arkadann
olsun, dedim. nce Memed gibi bir yiidi, cmert, iyi, arkada canls, Hazreti
Ali emsali yrekli bir kiiyi de kan cieri be para etmez birisi ldrmesin
de, onun yakn arkada erefli Cabbar ldrsn, dedim. nsann gnl nce Memed
gibi bir adam bir ktnn ldrmesine raz gelmiyor. nce Memed erinde geinde
nasl olsa ldrlecek. Hibir ekyann, nce Memed gibi bir ekyann sen
sonunda kurundan gitmediini grdn m?" Durdu, sorusuna karlk bekledi.
Cabbar:
"Anlamadm," dedi. "O, Abdi Aay ldrdkten sonra ekyalk yapmayacakt. Bunu
ben biliyordum. Ali Safa Beyi ldrdn duyunca inanamadm."
"Herkes biliyor Ali Safa Beyi onun ldrdn." "nanamam. Onun derdi Abdi
Aayd, onu da ldrnce kap gidecekti. Ben dedim ki, Ali Safa Beyi baka
birisi, bir dman, baka bir kyl ldrmtr de nce Memedin stne
atmlardr. Ben yle dedim."
522
"Topal Ali var ya, o imdi Molla Duran Efendinin yannda alyor, daha nce de
benim yanmda alyordu..."
"Duydum."
"Sen onu da iyi tanr msn?"
"Tanrm."
"te o Topal Ali, nce Memedi Ali Safa Beyi ldrrken gzyle grm."

Cabbarm ilk olaraktan yznde bir deiiklik oldu, elle tu-tulurcasna bir
aknlk belirdi, bu da Murtaza Aann gznden kamad.
"imdi nce Memed dada. Bu kati ve ekyalk yapyor, adam ldryor, yol
kesiyor."
"O yol kesmez," diye kesin konutu Cabbar.
"nce dediler ki, nce Memedi Topal Aliye, Krt Rsteme, daha bakalarna
ldrtelim. Zlf Bey de senin adn syleyince, ben de ite nce Memedi
ldrmek bylesi bir adama yakr dedim. Bak, ben harbi adamm, laf yle
evelemesini, gevelemesini bilmem, kurunu adamn alnna alnna skarm. Onun
iin iyi dinle beni ve hem de kulaklarn bir iyice aaraktan. Sen nce Memedi
ldrnce, Zlfyle, teki Aalarla Beylerle konutuk, sana yz dnmlk,
beendiin yerden bir tarla vereceiz. Bir ift beendiin at, drt kz, iki
pulluk, tohumluk, bir de ev yaptracaz sana. Bir de sana, ne kadar gerekliyse
aramzdan toplayarak para vereceiz. Paran Molla Duran Efendide kalacak. nce
Memedi ldrp dndnde de para senin olacak. nsan halidir bu, eer sen gider
de, sen nce Memedi deil de, o seni ldrrse btn para, sana sylediklerim,
tarla marla karna, ocuklarna verilecek. Eer sen bizim imdi bu dileimizi
kabul etmezsen, hem nce Memede ve hem de bize ktlkte bulunacan iin, seni
bu ukurovada yaatmayacaz. nce seni Zlf Bey iftlikten atacak. Bu da
olmad yle mi, seni bu dnyada hibir yer kabul etmeyecek, bizim ve hem de
Hkmetimizin eli kolu uzundur taa ara kadar, seni nereye gitsen bulacaz.
Bana hibir ey de mi yapamazsnz diyorsan, yaparz, ldrlm bir adam senin
stne atarz. Ya daa kar nce Memede karr, gene de kurundan gidersin, ya
da ieriye girersin, hapisanede ocuklarnn yzn gremeden lrsn. Ya da
aslrsn u kasaba meydannda..."
523
O szn bitirince Cabbar sapsar l gibi kesildi:
"Etme bunu bana Aa," diye onun ellerine sarld. "Bunu yapma, kyma bana. Beni
nce Memede ldrtme."
"O ne bilecek senin ona niin geldiini? Ekya ktm dersin, senin daa
ktn duyunca, o da sana inanr."
"inanmaz o. Bilir beni o. Benim bir daha ekya kmayacam da bilir.
Kendisini ldrmeye geldiimi de bilir, etme bunu bana. Kk, kck
ocuklarm var, kyma bana."
"Tamam! Baka sz istemem. nce Memedi senden isterim. Ve hem de tm kasabamz
ve hem de bilumum Hkmetimiz byle bir erefi sana layk grdler de... Sus! Al
tfeini, k daa... Senin bu kasabaya geldiini, bizimle grtn kul olan
bilmeyecek. Yolun ak, gazan mbarek olsun."
Cabbar bundan sonra ne kadar inledi szlad, yalvard ya-kardysa da Murtaza
Aaya, onun azndan bir tek sz alamad. Murtaza Aa ta kesilmiti de dil
vermiyordu.
Sonunda:
"Bana on gn izin," dedi Cabbar. "Bir dneyim, tanaym."
"Gene ekya kmaya kalkma, alimallah yanarsn..."
"Ekyalk nerde, biz nerde," diye ac ac glmsedi Cabbar.
Upuzun boyuyla ayaa kalkt, sendeliyordu.
"Sana on be gn izin, dn tan."
524
Molla Durann ky u uzak mor dalarn arkalarnda kayalkl, ormanlk keskin
bir koyan kuytusundayd. En yakn ky bir buuk, en yakn kasabaysa gnlk
yoldayd. Ky dnyaya sarp dalar aan incecik bir iir balyordu. Yln
yedi ay da kyn btn dnyayla ilikisi kesiliyordu. Tarlalar yoktu. Kaya
aralklarnda bulduklar avu ii kadar topraklara ekinlerini kazma ile
ekiyorlard. Ve ok keileri, az koyunlar, hemen hemen hi inekleri yoktu. Bu
sarpta katrdan baka da binit ilemiyordu. Duran gzn atndan beri bol bol
kabak, bol bol mantar biliyordu. Ekmei bile ok seyrek gryordu. Eki ayran,
imansz kelek bile onun zlem duyduu yiyeceklerdendi. On iki yana kadar
boynu p gibi inceydi. Gzleri yuvalarndan frlam, yz kurumu,
kavrulmutu. Bacaklar, zayflktan biribirine dolanyordu.
Birinci Dnya Sava yllarnda ky ilk yabanclar grd. Bunlar, kimisi daha
by terlememi gen, kimisi de orta yal kiilerdi. Kimisi silahl, kimisi

silahsz, kimisi yar plak, kimisi de koyunlar altn dolu, ok gzel


giyinmi, altn kordon taknm, parlak izmeli kiilerdi. Birka yl iinde
kydeki insan says katna, Kurtulu Sava gnlerinde de be katna, yedi
katma kt. Kye snanlar daha ok okumu yazm kiilerdi. lerinde
ekyalar, yol kesiciler, kaaklar da vard. Bu asker kaaklar, kaaklarla
birlikte de kurulduundan bu yana tekdze yaamn srdrm olan Sarasma ky
birden bakala-t, birka ay iinde kyllerde gzle grlr bir biimde dei525
siklikler oldu. Kyllerin klklarnda bile farklar grld. Kaaklarn bir
ksm bu kuytu kye ev bile yapp, karlarn getirdiler. Ve burada btn
gzlerden, basklardan uzak kvan iindeydiler.
Durann babas savaa gitmi Sarkamta kalmt. Knyesi daha gelmemiti ya,
babasmm onun yannda can verdiini bir asker arkada kye kadar gelerek haber
vermi, kendisi de bir daha asker ocana dnmemiti. Durann anas gzel,
gl, gsterili bir kadnd. Babasnn lmne alamamt bile. Kydeki asker
kaaklarndan mam Hseyin Hocay oktan evine almt. mam Hseyin krmz
yzl, kara ember sakall, geni omuzlu, kaim dudakl, iri gzl, lacivert
klot panto-lonlu, krk izmeli, gm savatl kuburunun ii altn dolu, altn
kstek saatli bir hocayd. Hep az kpr kpr dualyd da. Yepyeni bir Alman
filintasn da hibir zaman cppesinin altndan eksik etmiyordu. aprazlama
balad fieklikleri srma ilemeliydi. Ve her ileme bir tlsma iaretti.
Hseyin Hoca kyde ne kaaklarla, ne de yerli hi kimseyle konumuyordu. Varsa
da yoksa da ev, hem de Durann anas. Hoca, hi uyumadan her gece sabaha kadar
onunla seviiyor, ilk gnlerde Duran uyutmuyorlard bile. Duran da ne yapsn
onlar her gece dinlemek zorunda kalyordu. ok da houna gidiyordu ya
uykusuzlua fazla dayanamyordu.
Hocadan Durann tane kz kardei oldu. Bu arada Duran da semirdi, boy att.
Hoca onu seviyordu. Yalm gibi kara gzlerinde derin, hrsl bir k vard. Bu
da Hseyin Hocann gznden kamad. Az bir srede ona okuryazarlk, dualar
retti. Birlikte namaz klmaya, Kuran bile birlikte ezber okumaya baladlar.
Hseyin Hoca rencisinin baarsndan dolay kvanlyd ve onunla vnyordu.
Bir gn Duran, Hocann hazrlandn, ky, anasn, ocuklarn brakp
kaacan anlad, onu izlemeye balad. Bir gece yars, anas derin
uykudayken, Hseyin Hoca yataktan kalkt, giyindi, filintasn ald, yastnn
stne bir kese brakp darya kt. Duran oktandr bu an bekliyordu,
giyinikti. O da az sonra onun arkasndan darya frlayp uzaktan Hocay
izlemeye balad. Bahard, lk bir yel esiyor, hrdayan orma526
nn stne de youn bir ay dklyordu. Ky ok hzl ktlar, Hocaya
birka kpek havlad, teki aldrmad. Yardaki keskin kayalkl, yksek gedii
atlar, gn burnuna derinlii birka kilometre, kuyu dibi gibi bir uurumun
dibine indiler. Yolda Hoca birka kere kukulanm, arkasndan birisinin
geldiini anlayp durmu yreye baknm, dinlemi, kimseyi gremeyince de
yrmesini srdrmt. Derin koya yukar karken, tam lest Hoca bir
pnarda aptes alm, byk zekerini tutup bir sre oynam, sonra da namaz klp
oturmu yemeini yemiti. Duran da acndan lyor, karn gurulduyor, Hoca
yemeini attrrken onun aznn suyu akyordu.
Yemekten sonra azck kestiren Hoca, sana soluna kukuyla baknd, gzleri
birilerini aryordu. Kesinlikle bir eyleri sezinlemiti ya, Duran onun ardnca
ylesine gizli, rkek bir kumucasna yryordu ki teki bir trl, ne kadar
kukulanrsa kukulansn onu gremiyordu.
Hoca akam yemeine oturuncaya kadar Durann durumunda yle pek bir deiiklik
olmad. Biraz bacaklar feldirdi-yor, ba dnyordu ya gene de Hocay
izleyebiliyordu.
Hoca bir yaylann dznde, tek bir aacn altndan kaynayan oluun banda
durdu, azk torbasn gvdenin dibine yerletirdi, saa sola ahin gzleriyle
bir bakp namaza durdu. Duran artk dayanamad, bir kedi gibi srnerek, t
karmadan aacn dibine geldi, elini azk torbasna uzatt, tam bu srada da
Hseyin Hocann sert penesi onun bileini kavrad.

"Biliyordum mendebur kpek, biliyordum senin benim peimde olduunu. Acktn


deil mi?" diye glmsedi. "Seni mendebur seni. Dur namazm bitireyim de sonra
konuuruz seninle, bekle."
Yeniden namaza durdu, bir rekattan sonra duasn toplad.
"Gel bakalm Molla Duran Aa, yle bir karnmz doyuralm. Ondan sonra..."
Torbada ok peynir, ok soan, ok kat yumurta, ok patates, ok ekmek vard.
Bu kadar byk hazrl kimsenin haberi olmadan Hseyin Hoca ne zaman, nerede
yapmt, Duran bu ie gerekten ard.
"Daha fazla ben o kyde kalamazdm, Duran olum. Ana527
na gelince, o daha gen, ok da gzel. Ben de ona epeyce altn braktm. Bir
haftaya kalmaz, gen, beendii birisiyle evlenir. Beni oktan unutmutur bile.
Yalnz, o seni benim kardm sanr, bana dman kesilir. O sensiz yapamaz.
Benim ondan olan kzlarm kendisinin saymyor. Sen dneceksin kye."
Duran ok dingin:
"Dnmeyeceim," diye kesin konutu.
"Pekiyi, nereye gideceksin?"
"Sen nereye gidersen oraya."
Yemei abucak bitirdiler. Hseyin Hoca olukta ellerini ykad, dnd. Duran
azk torbasn topluyordu.
"Sen benimle gelemeyeceksin."
"Geleceim."
"Sen benim bama bela msn?"
"Ne var, belaym..."
"Bak Duran, seni ok severim bilirsin. Kzlarmdan da, anandan da seni fazla
severim. Ama imdi hemen dnmezsen geriye seni ldrrm." Filintasnn
mekanizmasn akrdatt, namluya fiek srd, tfei omuzuna dayayp Durana
evirdi. "Derhal geriye dnmezsen yersin kurunu."
"Dnmeyeceim."
"O kz ocuuna kim bakacak, sen gidiyorsun, ben de..."
"Onlar kendilerine bakarlar, anam da gne varmaz evlenir."
"Ulan mendebur, dn diyorum sana, imdi tetie bastm basacam."
"Bas," diye soukkanl konutu Duran.
"ldrrm seni," diye dilerini skt Hseyin Hoca.
"ldr."
"Al yleyse..."
Durann ayann dibine bir kurun sallad. ocuun yz azck sarard ya
bakaca durumunu hi bozmad. Hseyin Hoca bir kurun, bir kurun daha sallad,
teki hi aldrmyor, gzlerini bile krpmyordu. Hseyin Hoca bu ocuun bundan
da daha gz pek bir ocuk olduunu biliyordu ya onu geriye dndrmenin de bir
yolunu aryordu. Kurun para etmeyince onu kan528
drmay denedi. lm gze alm bir kii birka sze kanar m? Yalvard
yakard, trl diller dkt, olan aldrmad bile, orada yle aa gibi dikilmi
kalmt. Paralar nerdi, gene olmad.
"Ben de senden daha inatym, sana kyamadm, buna gvenme, sen benimle uzun
bir sre kalamayacaksn. Bunu byle bil de bann aresine yle bak."
Hseyin Hoca nde, Duran arkada yola dtler. ukuro-vaya kadar yalnz
yemeklerde bir araya geldiler ama, bir tek szck konumadlar. nde gl
kuvvetli Hseyin Hoca, arkada ayaklar imi, boynu snm direnen Duran,
Akdenizin kysndaki ak badanal evleri portakal aalarnn arasndaki bir
kye geldiler. Burada Hocay herkes tanyordu. Kars, ocuklar onu alayarak,
sevinten deli olarak karladlar. Kyde kimse gzlerine inanamyordu. Hocann
yl nce Sarkam-tan knyesi gelmiti.
Hoca hibir ey olmam gibi evine yerleti, oluk ocuuna kart, Durana da
bir yatak verdiler, hi kimse de neci olduunu, nereden gelip nereye gittiini
sormad. Kye geldiklerinden bir hafta sonra Hseyin Hoca bir dkkan at,
dkkanda tozlanm kavanozlar, bo kutular, telis uvallar, uvallarn hepsi de
sabun kokuyordu, byk byk sandklar... Kollar svadlar, sabahtan akama
kadar dkkan sildiler sprdler, ykadlar ovdular, dkkan prl prl oldu.

Ama hi konumadlar. Konumak deil, Hseyin Hoca bir kerecik ban kaldrp
da onun yzne bakmad.
kinci gn, boazlarna mavi boncuklu ziller taklm iki biribirisinin tpks
doru at koulmu yeil, nakl, koumlar prl prl, ya kokan yepyeni bir
arabaya binip kasabaya indiler. ok alveri ettiler.
Dkkan alr almaz btn kyl saldrd. Birka kez kasabaya gene gittiler,
kyl mal almaya doymuyordu. Sava iinde teki kyler ne kadar fkaralamsa,
bu ky o kadar zenginlemiti. Bir yandan kaaklk yapyor, Suriyeye sr,
kei, koyun gtryorlar, bir yandan da skenderundan gelen teknelere
portakallarn yklyor, az da olsa yetitirdikleri pamuklarn gene ayn
teknelerdeki tccarlara veriyorlard. Kyllerin tm de Girit gmeniydiler.
529
I
Molla Duran tam yl kald Hseyin Hocann yannda. ylda bir tek szck
bile konumadlar. ylda bir kere olsun gz gze bile gelmediler. kisi de
Allahm belas iki etin cevizdi.
yl doluncadr ki bir gn kasabada bir kebap dkkannda karlkl oturmu
sumakl kebap yerlerken, Molla Duran Hseyin Hocann gzlerine dostlukla bakarak
ilk olarak konutu:
"Gidiyorum Hocam," dedi. "Beni bamdan da byk g-nendirdin, sa olasn. Senin
bu iyiliini lnceye kadar unutmayacam. Hakkn helal et." Sesi
karncalanm, elleri de usuldan titriyordu.
"Helal olsun ne hakkm gemise sana Duranm. Sen de var ol, sa ol... Artk
gideceini biliyordum." Elini koynuna soktu, byk bir czdan kard. "
yldr dkkandan kazandn paralar bile hazrlamtm. Al paran." Czdandan
kaln bir deste para ekti, kvanl, glmseyerek Durana uzatt. "Al!"
Duran paray ald, boazna asl kesenin bzgsn ap desteyi oraya gzelce
yerletirdi, ayaa kalkt. "Salcakla kal Hseyin Hocam," dedi, kt gitti.
Hoca onun arkasndan sevgiyle bakt. Bu ocuk ok hrsl, diye dnd, yle bir
adam olacak ki btn ukurovanm aknlktan parma aznda kalacak.
Molla Duran hemen, gn geirip frsat vermeden zamana pazara gidip grkemli, at
gibi bir Kbrs eei satn ald, bir ift de camekan uydurup iini cnck
boncukla doldurdu, hemen o gn de kylere kt.
Gittii kylerde hem teberilerini satyor, frsat bulduka da imamlk ediyor,
namaz kldryordu. Nereye gitse, da banda da olsa bir vakit iin namazn
geirmiyordu.
Alt ay sonra eei satp yerine bir at ald. Atyla kaak mal satmaya balad.
O da yetmedi, yanma drt be kii uydurup Halepten kaak mal getirdi. Bu kaak
mallarla Antepte, Kiliste dkkanlar at. Bu da yetmedi, byk bir kaak
ebekesinin ba oldu. i olaanst bir beceriyle ynetti, ok para kazand.
Kaakln da sonunun olmadn biliyordu. Her eyi, e530
bekeyi, dkkanlar yzst brakp sandk sandk altnlarla kasabaya geldi.
Kprnn st ban oldum olas severdi. Otuz dnmlk bu byk baheyi
altna ald. Bir yl iinde kasabada byk bir n yapt. O, yedi yandaki
Hafz Kuran olmu, bunu duyan Adana Valisi de onu Msra Camiylezhere okumaya
gndermiti. O da orada yle bir tahsil yapmt ki deme din bilgini onun eline
su dkemez. Ankarada ona Diyanet leri Bakanln nermiler, o btn
nerileri geriye evirmi, hibir ey kabul etmemiti...
Bundan sonra onun byk ak tarla olmutu. Zlfyle anlam, hazinenin ak
artrmaya kard topraklar birka altna bir utan almaya balamt. Birka
yl iinde hazineden, kyllerden o kadar ok tarla almt ki tapularnn
saysn kendi de unutmutu. lk kars babas lm bir Aann kzyd, ondan
da binlerce dnmlk iftlikler gelmiti. Ald en gzel tapu da on yedi
dnmlk, bir kylden iki buuk altna drd bir tapuydu. Bu tapu Torosun
tam ovadan balayan, en gr ormanl, her aacnn gvdesini iki adam el ele
verse e-viremez bir yamacn tutuyordu. Bu on yedi dnmlk tapunun snrlar
ylesine snekti ki bir yan ovadan balyor, dalarn ilk tepelerine kadar
gidiyordu. Batdan douya da kilometrelerce uzuyordu. Molla Duran bu tapuyu
alnca kendisini mahkemeye verdirmi, mahkeme yllarca srmt ama, o da
kazanmt. Bu sefer de Yargtaya gndermiti kendisini, o da yetmemi Genel

Kurulca da tapusunun snr kesinletirilmiti. Ve orman sedir ormanyd. Sedir


aac deerli aat ve Mersin limannda yabanc bandral gemiler, bu deerli
sedir aalarn bekliyorlard.
Molla Duran Efendi bu gzel, byk ormana bin baltayla birlikte girdi. Acele
ediyordu. Hkmet bir kendine gelirse, bu aalar ona yedirmezlerdi. Birka
ylda snrlarnn iinde dikili bir fidan bile kalmad. Bu yzden de ylesine
bir zenginleti ki parasn koyacak yer bulamad. Ormann kkn skmek ok zor
oldu. Bereket ki btn ova, btn dalar isizdi. Gndelii on kurua, boaz
tokluuna adamlar altrd. Ormann yerinden inanlmaz verimlilikte bir toprak
kt. ukurovann Akdeniz kysnda, Yreir ovasnda bile byle bir toprak
yok531
tu. Molla Duran Efendi karasevda balamt bu topraa. Bu zamana kadar kary
lemiti ya onlarla fazla ilgilenemiyordu. Varsa da yoksa da orman topra...
Kasabaya giren birka traktrden de onundu. Bir batz, bir sr de orak
makinalar almt. Makinaya ok meraklyd.
Ald topraklar iinde drt Yrk obasnn klaklar da kalmt. nceleri
Yrkler direttiler, baba dede klaklar iin bir de para m vereceklerdi?
Sert, dili, gz kanl adamlard. Ama kim olurlarsa olsunlar Molla Duran
Efendinin karsnda ksa bir srede pes etmek zorunda kaldlar, kuzu
kesildiler. Molla Duranla baa kmak her adamn harc deildi. Ve Molla Duran,
Yrklerden otlakiye paras olarak kat para deil de altn istiyordu. Yrkler
de her yayla dn kadife keselerde ona altnlarn biltekmil sunuyorlard.
Topal Ali:
"Battal Aa geldi, Molla Efendi."
"Atn tavlaya ektiniz mi?"
"ektik."
"Buyursun gelsin."
Molla Efendi Battal Aay ayakta karlad. Onu seviyordu. Byle hem lp giden,
hem de kuyruu dik gidenlere oldum olas hayranl vard. Yrkler bitmiler
tkenmiler, alktan da azlar kokuyor, obalar da gn getike tkeniyor, her
gn bir, birka adr obalardan ayrlp bulduklar yerlere gidip yerleiyorlar
ama Battal Aa kl kyafeti, adrnn grkemi, elindeki ahiniyle eski
halini olduu gibi srdryordu. Buraya bile imdi elinde ahiniyle gelmiti.
Battal Aa burulmu byklar, Halep ii, siperlii geni apkas, cepleri
srmal kuma alvar, lacivert ceketi, izmeleri, ipekli mintanyla bir erkek
gzeliydi. Kucaklatlar.
Kahveler geldi, ilk yudumdan sonra Battal Aa cebinden krmz kadife keseyi
kartp Molla Efendiyle kendi arasna, sedirin stne usulca koydu.
"Bizimkilerin gleri bu yl bu kadar," dedi.
"Al onu oradan," diye gld Molla Duran Efendi.
"Al ve de koynuna olduu gibi koy."
"Ama... Nasl olur... Bu... Klak paras..."
532
"Al ve cebine koy!"
Battal Aa armt. Elinde tuttuu keseyi bir trl ne yapacan
bilemiyordu.
"Biz sana bir ey yapmadk. Ne oldu, Efendi? Sen bizden, biz de senden
honutuz..."
"Al ve de cebine koy!"
"Bunun ne olduunu bana sylemeden... Belki seni gcendirdik. yleyse, insan
halidir, kusura kalma. Ne oldu, kulun olaym syle?"
"nce Memed geldi."
Battal Aann yz sapsar kesildi.
"Vallahi onu biz sana gndermedik, Efendi."
"Biliyorum haberiniz yok. Ona bir iyilikte mi bulundunuz?"
"Yaralanm, bizim obann yannda atndan dm, yaras ok arm, bizimkiler
de almlar onu kurtarmlar."
"yi yapmsnz," diye onun omuzunu okad Molla Duran Efendi. "yi yaptnz
ki, ben yerden ge kadar memnun oldum. Onun gibi insanlar bizim bu dnyamza
gerek. Bu kadar ktlk, pislik, ikiyzllk ve hem de zalimlik dolu dnyamza

byle kl pnar sular gibi temiz olan insanlar gerek ki bize, azck soluk
alalm. Onu kurtardnza iyi yaptnz ya, o da beni ok kzdrd. Gelmi
buraya, bana Yrklerin eski klaklar Yrklerin olacak, diyor." Birden
parlad, bu szler onu yreinden yaralamt. Onun tepkisiydi. Yoksa Molla
Duran Efendi soukkanlln hi yitirmez, yitirdii zamanlarda da burnuna
esrikletirici portakal ieklerinin kokusu gelir, onu dingin-letirirdi. "Ulan
nce Memed, bir daha syle hele bir daha, sen ekya oldun diye kimin maln
alp da kime veriyorsun, dedim. Ben kznca o da indirdi. Yrklerin ata
klaym benim tarlalarm, hem de bin yllk. Olsun, bana ne, ben il il
altnlar sayarak almadm m o topraklan? Yrklerin akl yok muydu, niin
benden nce akl edip de kendi klaklarnn tapusunu almadlar? Ben kzdka o
indirdi, o indirdike ben kzdm... Sonunda anlatk. O benim tapuma
karmayacak, ben de sizden, ben lnceye kadar otlakiye almayacam."
"Vallahi billahi, Kuran stne yemin ederim, buraya nce
533
Memedin geldiinden haberimiz olmad, yoksa gndermezdik."
"Cebine koy o keseyi!"
Battal Aa kukulu, onun gzlerinin iine bakarak, altndan bir apanolu
kmasn diye ekinerek keseyi koynuna
soktu.
"Bizi bilen bilir. Biz gkteki kartallarla dverek, diimizle trnamzla bu
hale geldik. Bizi Allahtan baka kimse yolumuzdan eviremez. nce Memed gibi
ocuklar bize bir lokma bile olmazlar. Lokma olmazlar da ne demek, diimizin
kovuuna bile girmezler. Ama yleyse ben niin sizden bundan sonra lnceye
kadar otlakiye, klak paras almayacam? Syle neden?"
"Allah seni inandrsn ki onu biz buraya gndermedik. Bize gcenme ve de
kusurumuza kalma..."
"Neden mi, nk siz nce Memed gibi bir yiidi kurtardnz. Kurtarp da bu
mbarek vatana iade ettiniz. Bundan dolay ben de size minnetimi bildirmek
iin... Bundan sonra siz benim iin nce Memed gibi bir ermii, kahraman
kurtarm kiisiniz. Bam stnde her zaman yeriniz var."
Battal Aa ikircik iindeydi, bu adam nce Memedi gerekten seviyor mu, diye
dnd. Byle adamlar dnyada kendilerinden baka da hi kimseyi sevmezler,
dedi kendi kendine. Bylesi canavarlar yle kolay kolay da korkmazlar.
Molla Duran Efendi onun ne dndn anlam gibi, biraz ac, biraz alayl
glmsedi:
"Bir insan ne kadar yrekli olursa olsun nce Memedden korkmal. nk o, lmn
tesinde yayor. Bu ne demektir, biliyor musun?"
"Biliyorum ya, nce Memed yle deil."
"Doru, her zaman deil. ou kez herkes gibi bir adam. Yumuak, iyi huylu,
kk bir ocuk gibi nazl... Kimisinde de..."
"Korkulur," dedi Battal Aa.
Molla Duran Topal Aliyi ard.
"Ali, yle otur hele. nce Memedi konuuyorduk."
"Duydum Efendi. Doru konutunuz ikiniz de. Onu iyi ta534
nyorum, ocukluundan bu yana, bir i yapmaya kalkt m gzlerine nce bir
elik lts gelip yerleiyor. te o zaman o lmn tesine geiyor. te o
zaman ondan korkulur."
"Benden de korkulur," dedi Molla Duran Efendi. "Biz onunla ayn demirdeniz."
"Anladm," dedi Ali. "kinizi bir arada grnce hemen anladm. kinizin de
gzlerine o k geldi ayn anda yerleti."
"Ben bir kar kla vermem deyince, bu topraklar benden alacak yrekli bir
kii varsa gelsin de grelim deyince, o anlad ki olmayacak. Ben de ona
otlakiyeyi hediye ettim. Bir de onu kurtardnz iin size... Bir de Aliyi
balad benim hatrm iin. Belki Ali onun adamdr, o baka. Ali onun,
dedikleri gibi dman da olsa benim iin balard." "Balard," dedi Ali,
kvanl.
"Size bir gizlim var, ama adamm Aliye gvenemiyorum. Bilsem ki bu adam nce
Memedin adam rahat edeceim."
"Bana sen gvenmelisin. nce Memed de gvenmeli. Benden de korkulur."

"Bunu biliyorum ite. Sen hepimizden betersin." "Siz ayda, ylda bir lmn
tesinde gezersiniz. Bana gelince ben her gn lmn tesindeyim. Benden ben
bile korkuyorum. Ama nce Memedle sen bana gvenmelisiniz."
"Dinleyin yleyse, birka gn nce ekya Kuzgun Veli bana haber salm. Diyor
ki, nce Memedi ben ldrrsem, beni balatr da dze indirtir misiniz? Bu
adam kafasna koymu, bu ii yapacak. Ben nayak olmasam bile bakasna, Takn
Halil Beye, Zlfye, Murtazaya bavuracak. Onlarn da nce Memedden o kadar
dleri kopuyor ki onun her istediini kabul edecekler. imdi size sylyorum,
Kuzgun Veli felein emberinden gemi bir kiidir, otuz otuz be ylk
ekyadr. Yannda da gn grm, turnay gznden vurur sekiz kiisi var. Belki
de, gaflete getirip nce Memedi avlayabilir. te o zaman da ben kendim de
lm, yenilmi gibi olurum. Topal Ali de yle olur. Ben onun lmne dayanamam.
Bunu akacktan deil, taa yreimin kknden sylyorum. Bir are..." Sustu,
yz kararmt, ban nne edi, bir sre dnd. "Tek are, bunu nce
Memede ulatrmaktr. Temkinli ol, stne gelen Kuzgun Ve535
lidir diye. O Kuzgun Veli ki, pis bir adamdr, ldrd insan elliyi geer.
Bunu ona kim ulatracak, Battal Aa sen mi, izci Ali sen mi?"
Aliyle Battal Aa biribirlerine baktlar, Battal Aa abucak:
"Ben," dedi, "ben, ona bu haberi ulatrrm. Sa ol Molla Duran Efendi. Senin
de bize bir emrin olursa..."
"Estafurullah..."
Battal Aa ayaa kalkt, yanna yresine baknd. "Ali Aa, benim heybem
nerede?"
"Kapnn arkasnda, getireyim mi?"
"Zahmet olmazsa."
Ali kapnn arkasndaki hal heybeyi ald getirdi onun nne koydu. Battal Aa
cebinden bir anahtar kard hal heybenin kilidini at. Kilit kere nnn
etti. Heybeden bycek bir klek kard.
"Bunda ar st var," dedi. "nsan genletirir. Arlarn yuvalar en yce
dan doruunda bir akmakta, cam gibi bir kayann kovuundadr. te bu bal
oradandr." Bir klek daha kard. "Bu da tereyadr. Bu ya sen de, sen de
iyi bilirsiniz." nc klek biraz daha bykt. "Bu da mor peynirdir, otlarla
yaplr. Yalnz bizim Yrkler yapmasn bilirler. Yiyince rayihas on gn
insann bedeninden gitmez. Ho, deli, esrik bir koku iinde dolar insan. Bir
de her derde devadr. Bana izin."
Molla Duran onu cmle kapsna kadar uurlad, kucaklatlar.
"nce Memede haberi ulatrmay unutma."
"Bu gece."
Ali onu bahenin dndaki yola kadar uurlad.
Battal Aa atn stnden ona eilip yavaa:
"Sana yarn Mslm ocuu yolluyorum buraya. O, nce Memedi neredeyse bulur."
Molla Duran yats namazn klm, duasn topluyordu, aadan biraz telal
gelen Topal Ali:
"Geldiler," dedi.
"Al getir."
536
Kepenekli oban girdi odaya. Molla Duran ayaktayd, Kuzgun Veliyle
kucaklatlar.
"Bu dnyada bir tek sana gvenirim Molla Duran. Malm, mlkm, karm ve hem
de canm. Sen de i st emmi bir insanolusun ya, sana u insanlar iinde en
ok gvenirim."
"Sen otur hele otur, u kepeneini kar da... Sana obanlk ekyalktan daha
ok yakyor." teki ekyalara dnd. "Siz de kepeneinizi kartn."
Kuzgun Veli, tekiler kepenekleri stlerinden atnca altndan prl prl,
menevili silahlar kt. Gsleri aprazlama fieklikten gzkmyordu.
Drbnleri, tabancalar, hanerleriy-le dilerine kadar silahlanmlard.
Kuzgun Veli ok uzam gitmiti. Bir zenci kadar yank yzlyd. Yan hi
gstermiyordu. Molla Duran onu tand gnden beri o hep otuzundayd. Onuncu
yl affnda nce Me-medle birlikte aff kabul etmeyerek dadan inmeyen
ekyalardan birisi de oydu. Niin dze inmiyorsun diyen dostlarna, daha ykm

tutmadm, birka kurula dze ineyim de uku-rovada onun bunun oyunca m


olaym, demiti. O zamandan bu yana da soymu, ldrm, yol kesmi, evler
basmt. Drt kar, bir iftlik alm, iftlii atlar, soylu boalar, koyun
srle-riyle doldurmutu. Hepsi de kendisine benzeyen ok ocuu olmutu.
Urfadan, Maratan, Halepten, Malatyadan, Kayseri-den bu yana birok zenginin
ocana incir dikmiti.
"Artk yallk geldi kapya dayand. Dinlenmenin de sras geldi. lme ne
kadarck gnmz kald ki Duran Efendi... ok insan ldrdk Duran karda, ok
ocaklar sndrdk. Al-laha ok kr iftliimiz de, her eyimiz de var. Sen
benden iyi bilirsin, sandmzdaki altnlar saymaya kalksak gn gece
srer saymas. Bundan sonra bir kr kurundan gitmek de var. imdiye kadar kimse
bize yaklaamad ama yallmz anlaynca yaklarlar. Otuz be yldr ete
baym, lm gze almazsan kimseyi lme gnderemezsin. ldrme de yle...
Kocadm artk, can tatllayor insan kocaynca, artk lm gze alamyorum.
ldrmekte de yreim yumuad. Kolay kolay adam ldremiyorum. Eskiden olsa
insan bir kasabn bir koyunu dorad gibi gzm krpmadan dorardm. ok da
537
doradm. lm, ldrmeyi gze alamayan da dada yaatmazlar, ldrrler. Ben
tez gnde dadan dze inemezsern, uzun yaayamam artk, beni ldrrler. u iki
kii, bak balarn nlerine emiler, yle duruyorlar, insan insann yreindekini her zaman okur, onlar bilsinler ki benim iime en kck bir korku gelmi
yerlemi, bunlar bile beni ldrrler."
Adamlar durumlarn hi bozmadlar. Dizlerinin stne koyduklar tfeklerine
sk skya yapmlard. nk Kuzgun Veli de yle yapmt.
"Ben kendimi iyi biliyorum, benim iime korku dt. Bir insana bir kurun
skarken de ellerim titriyor. Ben bundan sonra iflah olmam. Ben artk dadan
yze inmeli, iftliime yerlemeli, oluk ocuumun arasna karmalym. Artk
kuru toprakta da yatamyorum, srtm, belim tutuluyor. iftlii kale gibi
yaptm. Ben dze inince kimseye bulamazsam kimse bana karamaz. Her eyi, dze
inmek iin her eyi yllar yl ona gre hazrladm. Hi olmazsa lmeden nce
birka yl rahat yaamak, bir Arap ata binip yle korkusuz, gece de olsa
dolamak istiyorum. Bunu gremeyeceim diye de korkuyorum. Bunun iin ok ok
insan ldrdm, ok zulmettim, hakkm deil mi birka yl dinlenmek?"
Karanlk bir kuyu gibi derinde olan, gkyz dm bir kuyu aydnlndaki
gzlerini Duran Efendinin gzlerinin iine dikti bakt, ondan bir umar
bekliyordu.
"arem sensin Molla Duran Efendi. Benim halimden bu kasabada yalnz sen
anlarsn. Anamla ukurovann sarscan-da baak topladmz gnleri,
susuzluktan kavrulup da bir damla su bulamadmz, stmal, kurtlu, kan
kesilmi eltik sularn itiimizi, ben anamla stmadan titrerken kyllerin
bizi tarladan tarlaya kovaladklarn..."
ki eski arkada, uzun yllar nce aa yukar haftada bir iki kere ya dada,
ya kasabada buluurlar, dertleirler, biribir-lerine ocukluklarn
anlatrlard. Kuzgun Veli, Molla Durann ac yaamna alar, Molla Duran da
tekinin..."
"Yalnz sen bilirsin. lm korkusuz bir tek gn yaamak istiyorum, bir tek
geceyi gzel bir yatakta rahat uyumak istiyorum. Allahtan daha fazla bir ey
istiyorsam, o koca Allah bin belam versin."
538
Sonra gld:
"Bir ey daha istiyorum, Hacca gidip, Allahmza gnahlarm da balatmak
istiyorum."
"Hacca birlikte gideceiz. Kavli kararmz yle deil miydi?"
"Hani aklnda m, oraya, Akdeniz kysna, seninle birlikte giderken mbarek
Hacca gideceimize de biribirimize sz vermitik. Sen o adamdan ok korkuyordun,
Hseyin Hocadan."
"Doru, ok korkuyordum."
Molla Duran Hseyin Hocann portakal bahesinin iindeki evini eliyle koymu
gibi bulmutu bunca yl sonra. Hseyin Hoca onu grnce nce deliler gibi
sevinmi, sonra da yz sapsar kesilerek titremeye balam, salt, o da bir
kere, "Beni ldrmeyeceksin, deil mi," diye sormutu.

Hseyin Hoca ok zengin olmutu. Portakal bahesinin snrn taa Akdenize kadar
gtrm, birka tane de gemi alm Akdenizde yzdryordu. Portakal aalar
sikirdim gibi iek amt ve dnya kokudan deliriyordu. ki arkada Hocay
alm al kpkl, yksek dalgal, byk denizin kysna gtrmlerdi.
"Son szn Hocam?"
Molla Durann sesinin titredii Kuzgunun gzlerinden kamamt.
"Beni tanyerleri rken vuracaksnz. Byle olacan, senin bir gn geleceini
biliyordum. Anandan, ocuklardan bir haber var m?"
Molla Duran karlk vermedi. Sabaha kadar denizin sesini dinleyerek dingin
beklediler. Tanyerleri d yacak Molla Duran sap fildii tabancasn
ekti, Hseyin Hocann karsna geti.
"Daha var," dedi Hseyin Hoca. "Tanyerleri az sonra yacak, o kadar acele etme
canm..."
Molla Duran elinde tabanca onun karsnda bir sre bekledi.
"Tamam m, bak ortalk aard."
"Tamam," dedi Hseyin Hoca. Yz kl gibi olmutu.
Molla Durann tabancasndan kan kurun doru gitti Hseyin Hocann yreine
sapland. Hseyin Hocann ok
539
kan akt. Hoca son soluunu verinceye kadar banda beklediler.
"Nasl da soukkanl, hibir ey olmam gibi, tanyerleri rken ldrmtn
onu... Sonra da iekli bir portakal dal krm doya doya koklamtn. Birlikte
Hacca gidip gnahlarmzdan arnacaz."
"Arnacaz," dedi Molla Duran Efendi.
"imdi senden isteim, ben nce Memedi yakalamaya, ya da ldrmeye geldim."
Konuurken Topal Aliye gz iliti.
"Bu mu?" dedi Molla Duran. "Bu izci Topal Alidir. nce Memed bunun kanna
susamtr. Geen gn ldryordu Aliyi, onun elinden zor aldm. Bana ne kadar
gvenirsen, ona da o kadar gven."
"Ben Topal Aliyi bilirim," diye gld Kuzgun Veli. "O da beni bilir."
Topal Ali biraz yakma gelip ona elini uzatt:
"Ho geldin," dedi.
"Ho bulduk Ali karda. Korkma, o nce Memedi ldreceim. Dnk ocuk o."
"nallah."
"nce Memedi ldrmek iin bir tek ey istiyorum, o da balanmam. Anladn m,
Molla Duran Efendi?"
"Anladm."
"Ben nce Memedi ldrdkten, ya da yakaladktan sonra, elimde bana bir ey
yaplmayaca stne, en byk yerden bir sz kad olacak. Bunun stesinden
gelirsen ben de sana..."
"Haydi imdi biz uyuyalm. Gn ala, hayr ola..."
Molla Duran Efendi sabahleyin Takn Halil Beye giderken, Topal Aliden
talimatn alm oban Mslm de dalara nce Memedi aramaya gidiyordu.
Gece kasabann ileri gelenleri Molla Duran Efendinin konanda toplandlar.
Kuzgun Veli, nce Memedi yakalamak ya da ldrmek iin, bu ii yaptnda onu
affeden yazl bir sz istiyordu. O da Arif Saim Beyden.
Zlf:
"Ben bu kad sana iki gn iinde alr getiririm. Arif Saim Bey imdi Adanada.
Beni de arm."
540
"Ben de sana byle bir kad Validen alrm," dedi Murta-za Aa. "Ben seni iyi
tanrm. Gelsen gelsen bu iin stesinden sen gelirsin."
"Ben de candarma komutanndan alrm," dedi Takn Halil Bey. "Askerler mert
olurlar, hem de szlerinin eri..."
Kuzgun Veli etesi bir hafta sonra cebinde katlar Molla Duran Efendinin
bahesinden, suyun kysndaki lgnlarn arasndan, nce Memedi aramak iin
dalara ekiliyordu. Bundan Kaymakamn, Yzbann, teki hkmet adamlarnn
hi haberi olmamt. Kuzgun Veli, iini salama almak iin bunu Aalardan,
Beylerden zellikle istemiti.
nce Memedden korkulur, ona gre kendini sakn, demiti Molla Duran. Kuzgun Veli
dnyordu. Acaba ne demek istiyordu Molla Duran? nce Memed kimdi, kck,

zavall, az st kokan, zorlan ekyala itilmi, tek bana dalarda gezen,


ne yapacan bilemeyen bir kiiydi. Allah ondan raz olsun. Eer o bu
kasaballar bu kadar korkutmam olsayd, yllardr bekledii dze inme d
gerekleemezdi. nce Memed onun bana konmu altndan bir devlet kuuydu. Onu
ldrmek istemezdi ya, ne yapsn, o ldrlmek iin karsna km, bunun iin
ona devlet kuu olmutu. Ne kadar istemezse istemesin onu ldrecekti.
Sevincinden uuyor, kendi kendine trk syleyerek, oynuyordu yrrken arada bir
de... Genliinde de bir adam ldrdnde, yol kesip altn keseleri koynuna
koyduunda, ev bastnda da hep byle keyiflenir, sevincine snr olmazd. Tez,
tez gnde ldrmeli bu nce Memedi, gzel iftliine yerlemeliydi.
O kadar abuk yryordu ki teki ekyalar, en genleri bile arkasndan
yetiemiyorlard.
Kale boynunu bu minval zere atktan sonra Kuzgun Veli geriye dnd:
"Bu byle olmayacak ocuklar," dedi. "Yrmekle ona yetiilmez hemen. Birer at
bulmalyz, yukardaki erkeslerden."
leye doru atlar hazrlanm, narn dibinde onlar bekliyorlard.
Bir dalan tutarlarsa, gerisi kolayd ve nce Memed avularnn iindeydi.
541
"Bizi asacaklard, biliyor musun Memed," dedi Ferhat Hoca. "yi ki yetitin de
kurtardn bizi."
Tam on gndr bu sarp, kuytu kydeydiler. Kye yalnz bir tek yoldan
gelinebilirdi, o yol da rlplak gzlerinin nndeydi. Yoldan karnca gese
kyden gzkyordu. Kyde bir eski zaman kalesi kalnts, kalntlarda da
yabanl aslan kabartmalar vard. Buradaki btn insanlar da Ferhat Hocay
tanyor, onu seviyorlard. Kimse bir ey sylemiyordu ya, Ferhat Hocann her ne
sebeptense burada birka yl kald belliydi. Memed, Hocay ok yakndan
tand iin, bu kyde hangi sebepten kaldn merak bile etmiyordu.
Yobazolu onlardan daha yolda, nereye gideceini, ne yapacan sylemeden
ayrlm gitmiti.
"nsann bu kadar korka da..."
Ferhat Hoca en ok Yobazoluna ayordu. Diline pelesenk etmiti, "nsann bu
kadar korka da..." diyordu da baka bir ey demiyordu.
Memed Ferhat Hocayla birlikte olduundan hem ok mutluydu, hem de ona byk bir
gven duyuyordu.
O gn bugndr de nce Memedle Ferhat Hocann tartmalar sryordu.
Hoca:
"nsann yolunu Allah izer. Allah benim yolumu ok eskiden izmiti de ben
anlamamtm. Ben, sen ekyal brakp gitsen de ben bu dalarda kalacam.
Bunun bir mmkn a542
resi olmadn anladm. Benim sonum kurun. Bunu dmde de grdm. Hapisten
kurtulacam, dalara geleceimi de dmde grmtm. nsan hem kendi yolunu
kendi izer, hem de Allah izer. Ben dada kalmamak iin her eyi yaptm, ama
baktm ki alnma yazlm, kaderin nnden kaamyorum. Dada bir tek ekya
kalmasa da ben dada kalacam. Bylesi benim iin daha iyi. O sndm kyde
Allah seni bo yere karma karmad."
Hoca sonunda ok kesin konumutu, Memed stelemedi. oktan da atclk
talimlerine balamt. Her sabah erkenden kalkyor, namazn kldktan sonra:
"Haydiyin ocuklar, benimle gelen var m?" diyor, yanma kim taklrsa onunla
kyn arkasndaki dzle ekiliyor, atlara balyordu. Bir de durmadan da
trmanyor, yryor, kouyordu.
Memed, Hocann her eyine aryordu ya, onun atclna hayran kalmt.
Gznn grd neye nian alyorsa onu vuruyordu. Memed byle bir niancy
mrnde ne grm, ne de duymutu.
Kyde bir ay kaldlar. Memed anlad ki bu kyller, yakn kyler Hocay bir
ermi eylemiler, onu kutsuyorlar. Sebebini de rendi.
Ferhat Hoca ktlk ylnda arkadayla bu kye snm, yol kesmi,
Kayseriden, Develiden, Sivastan, kylerden zengin evleri basm, srler talan
etmi getirmi bu kylerin a insanlarna datmt. Gcnn yettiince de
buralardaki a asker kaa srlerinden onlar korumutu.

te bundan dolaydr ki Ferhat Hocann buralarda yeniden gzkmesi dn bayram


karlanmt.
Memed:
"Hocam," dedi, tfeini onun nne uzatt, "ben senin emrindeyim. eteba
sensin, bundan nce olduu gibi, ben de senin etenim."
"Kyller mi syledi bunu sana?" "Kyller sylemediler. Ben rendim." Ferhat
Hoca onun rendiklerini bura kyllerinin hibir zaman, hi kimseye
sylemeyeceklerini biliyordu. Onun mace543
rasn, buralara geldikten sonra, bir yabancdan, saf bir obandan cin gibi
Memedin reneceini de biliyordu.
"Bir gn sana her eyi, btn bama gelenleri en kk ayrntsna kadar
anlatrm. Al tfeini nmden. eteba sensin."
"Alamam. Kabul edemem."
"Al onu nmden. Ben kimin eteba olacan bilirim."
"Ben de bilirim Hocam."
Hoca kzd:
"Al onu yerden. Eski kye yeni adet karma."
"karrm."
"Bama bela msn sen?"
"Belaym."
"O zaman arkadalar aralm, hemen imdi, eteban seelim. Sen olduun
yerde kal. ocuklar gelin."
Kasmla Temir onlar biraz tede durmular izliyorlard, yakma geldiler.
"eteban seeceiz. Memedi isteyenler?"
de Memedi istediler...
Memed bu oldubittiye bir dte, bir yar uykuda gibi kskn bakyor, bir ey
sylemiyordu.
de silahlarn aldlar, gtrdler Memedin ayaklarnn dibine koydular.
Memed birden duyguland, gzleri yaard, hemen vard Ferhat Hocann elini kapt
alnna gtrd.
Kyller olan biteni grmler, duymulard. O gece Memedin onuruna byk bir
len verdiler. Yakndaki kyden davulcular, aklar, trkcler, kavalclar
geldiler. Kyn ortasndaki alana byk bir ate yakld, orman, kayalkl
yamalar sabaha kadar aydnland.
Bir hafta sonra Memed:
"ok kflendik buralarda," dedi, onun akl fikri hep Seyrandayd. Bir gn nce
Seyran alp bilinmeyen yerlere, stelik de portakal bahelerinin olduu deniz
kylarna gitmek istiyordu. Bunun iin de birazck olsun paraya gereksinmesi
yok muydu?
"kalm buradan. Yalnz burasn unutmayalm. En kt gnlerimizde... Burann
kyllerini teker teker kesseler, bizi kimse ele vermez."
544
"Biliyorum, vermezler Hocam." "Buras bizim kalemiz..."
Kyller, kadn erkek, oluk ocuk onlar aadaki gedie kadar uurladlar.
Ferhat Hoca kyllerden ayrlp tepeyi knca, gkte uan kartallardan birisini
gsterdi:
"Memed," dedi, "una iyi bak. Bu benim ilk avm, eer vu-rabilirsem talihim
yaver gidecek." Tfeini kaldrd, tetie kt, kurunun sesinden kayalar
yankland ve kartal tngr mngr gkten dmeye balad. "Demek ki talihim
yaver gidecek." Hoca buradaki yollar, kyleri avucunun ii gibi biliyordu,
akama doru bir kk, ortasnda tek para krmz bir kayadan adac olan bir
gln kysna kurulmu bir kye geldiler. Kyller teki kyden daha byk bir
sevgi, cokuyla karladlar Ferhat Hocay. "Hocam seni lm biliyorduk.
Candar-malar seni ldrmler diye ok haberin geldi, ok kr bu gnmze
Hocam," diye sevinerek onu karladlar. Hocaya kurbanlar kestiler, onlar orada
bir hafta arladlar.
Glde alabalk vard. Ferhat Hoca bacaklarn emreyip gle girdi, eskiden
olduu gibi elleriyle kovuklardan ok alabalk yakalad.

Bu kyde ok gzel soylu atlar yetitirirlerdi bilinen zamandan bu yana. Kyn


atlar Urfann, Arabistann soylu atlarndan da daha nlyd. nce Memedin
bindii Ali Safa Beyin atnn n buralara kadar da gelmiti.
"Kimi atlar byledir, bir tezikmeyegrsnler, onlar kimsecikler yakalayamaz.
nsana dman kesilirler. Yangn onu ok korkutmu, bir daha lnceye kadar
kendine gelemez."
Ferhat Hocayla Memedi iki katl, gzel bir eve konuk etmilerdi. Ev gln st
bandaki kayaln uundayd. Aadaki gl som maviydi. Ortasndaki krmz
kayala tanyerleri yp da gn vurunca gl de, o yrelerdeki aalar, toprak,
otlar da som krmzya kesiyor, gn ykselince de krmz kaya ltlara
boulup gl maviliyordu.
Hocayla Memed yan yana serili yataklarnda sabahlara kadar konuuyorlard. Memed
soruyor, teki karlk veriyordu. Hoca u dnya stne, insanlar stne ok ey
biliyordu. nsa545
ran bir gzlerinin iine bakmayagrsn, yreinin en derin yerini bile okuyordu.
"Sen kafana takmsn Memed, sana sz, t para etmez. Al Seyran yanma, git o
deniz kysna, portakal ieklerinin arasna... Ama bil ki sen gene uzun sre
oralarda kalamayacaksn, dalara geri dneceksin. Senin mayanda dalar var.
nallah portakal bahelerinde bana bir i gelmez. Oradan abuk kurtulursun...
Bir insan nce Memed olunca, nce Memedlik insann srtna en byk yktr. Bir
insan nce Memed olunca baka hibir ey olamaz. Portakal bahelerinin iinde
bir gn, iki gn, bir yl ancak kalabilir. Bir yl ancak, o da en ok karsnn
koynunda kalabilir, bundan sonra balasalar hibir yerde duramaz."
"Bayramolu otuz yldr nasl durdu?"
Ferhat Hoca gld:
"Ben onun etesinde kaldm," dedi, "hem de uzun bir sre. Ondan boyuna haber
alrm. O her gn, her sabah silahn kuanr, kar daa kadar gider geriye
dner. Onun silahn bir gn elinden alsnlar, bir sabah silahn kuanamasm,
gr sen ondan sonra Bayramolunu. Bayramolu bir gn daa gene kacak. Belki de
son soluunda, ama kacak. O, yatanda osu-ra osura lecek adam deildir. Sen
Abdi Aay ldrdnde kaybolup gitmitin, niin dndn, kim zorlad seni, kim
tanrd seni?"
"Dndm..." dedi Memed.
"Gene dneceksin. Senin de mayanda onlarn mayasnda olandan var. Krolunun,
Pir Sultan Abdaln, Sakarya eyhinin..."
Birisi ak, hem pir, hem ak. Gzel trkler syler. Alevi, Kzlba, asi.
ahn adam, ah Alinin, hani Dldl atnn sahibi Hazreti Ali var ya, onun
adam. Bu yzden de padiaha dman, ona asi.
Bir sabah yannda alan Hdr arr, ben bu gece bir d grdm Hdr, der.
Dmde stanbula gidiyormusun, orada Vali olup Sivasa geliyor, beni burada
Sivas arsnda as-yormusun. Haydi gle gle. Yazgnn nne geilmez. Hdrdr, pirin ellerine, ayaklarna der, aman pirim, yaman pirim,
546
ben seni nasl asarm, yeter ki Vali olaym. Pir Sultandr, yr git Hdr, der,
onu yolcu eyler. Hdr gider, aradan yllar geer, Sivasa bir Vali gelir Hzr
adnda. Bir gn Valinin aklna gelir ki onu dnde grerek, himmet edip
stanbula yollayan piri Yl-dzelinin Banaz kyndedir. Hani o Vali olup beni
asacaksn demiti ya, ben ona byk, misli grlmemi bir len ekeyim de
grsn, der. Sivasla Banaz aras gnlk yol. len gnn hazrlar, Sivasn
ileri gelenlerini, Beylerini, Aalarn da arr ki pirine nasl bir sayg
gsteriyor Vali, Vali olduu halde. Sivasla Banaz aras gnlk yoldur, Vali
adamlarn gnder-tip Pir Sultan Abdal sarayna getirtir, o len yerine
gelirken huzurunda niyaza varr. Pir buna derecesiz sevinir ya iinde de bir
kukusu vardr. Bu Hdr Hzr olmutur ve hem de Osmanl... Bir kii Osmanl
olmusa ona gven olmaz. Bir de dn grmtr pir. Derken len balar.
Sofrada trl yemekler vardr, buralarda grlmemi, bilinmemi. Sofrada ku
st eksik. Herkes yemei yemeye balam, Pir Sultan yle elleri kollar bal
gibi durup durmu. Hzr Paann bu gznden kamaz. Buyur pirim, yemek ye. Pir
karlk vermez, herkes itahla yemeini yerken o el bile srmez. Aman pirim...
Pir Sultan ban kaldrr, gzlerini oradaki Aalarn, Beylerin, yksek devlet

adamlarnn stnde teker teker dolatrr, ben bu yemekten yi-yemem, der, nk


bu yemekte ty bitmedik yetimlerin hakk, kan ter iinde alanlarn kan var,
bu yemek zulm yemeidir, ben bu yemei yiyemem, haramdr. Bu yemei ben deil,
kpeklerim bile yemez.
Hzr Paa ok kzar, san ban yolar, fkeden delirir. Durumunu birazck
kurtarmak, bu Beylerin nnde daha fazla rezil olmamak iin, ar kpeklerini,
pirim, der, bakalm yemeyecekler mi... Pirdir, hemen buradan Banaza el eder,
kpekler yola dp gelirler. Buyur Paa, ite kpekler. Yemekler Pir Sultann
kpeklerine sunulur, kpekler, yemekleri yle uzaktan, burunlarnn ucuyla
koklarlar, Paann adamlar ne yaparlarsa yapsnlar yemezler.
Paa bu kadar insan nnde ok bozulur. Bu aalanmay nasl yutacaktr,
durumunu kurtarmas gerekir.
Dn gerek kyor, pirim, der Hzr Paa. Yalnz sana pi547
rim olduun iin bir kap daha ayorum, bu bana yaptklarna karlk seni
oktan sallandrmayydm. imdi sen, u insanlarn huzurunda deme
syleyeceksin, bu demede de ah ad gemeyecek. Byle yaparsan seni
balarm. Yoksa seni bu sabaha kar ehrin meydannda en yce aaca
astracam.
Pir Sultan saz kucana eker, ilk demesini syler. Bata Paa, ortadakiler
donar kalrlar. Pir Sultan iirinin her dizesinde bir kere ah demitir.
lendekiler ikinci demeyi beklerler. O da batan aaya ahla doludur. nc
deme de yle.
Hzr Paa, pirim, dn gerekleti, der, asesler piri alrlar Sivas meydannda
asarlar. O yzden Sivasm ad kanl Sivas kalr. Kyamete kadar da bu ehir byle
anlacaktr.
O sabah gnle birlikte btn Sivasta Pir Sultan Abdaln bu minval zere asld
konuulur. Bir tanesi der ki, ben ala afakta Pir Sultan ak libaslara brnm
Kayseri kapsndan kp giderken grdm. tekisi, ben de onu Tokat kapsnda
grdm, der. Kimi onu ehrin dou, kimi bat kapsnda grmtr. Kimse pirin
asldna inanmamaktadr. Kukuda olanlarn bir ksmysa, Halep oradaysa arn
buradadr, derler. Haydi meydana gidelim de grelim, Pir Sultan asldysa
oradadr. ehrin alanna gelirler ki ortalkta hi kimse yok. Yalnz bir kaln,
uzun ip bir aacn dalnda sallanr durur...
Ferhat Hoca gzel sesiyle Pir Sultann o , her dizesinde ah ad geen iirini
syledi. Memed:
"Karacaolan, Dadalolu gibi bir akm. Hak a..." "Dadalolu gibi," dedi
Ferhat Hoca. "Pir Sultann at yokmu, yle mi?" "Yok," dedi Ferhat Hoca.
Sakarya eyhini sorarsanz Sultan Drdnc Murat devrinin Mehdisidir. Mehdi
olaraktan Sakarya dalarnda zuhur ve huru eylemitir. Padiah kere stne
ar asker gndermi/ Mehdi keresinde de Osmanl askerini birka bin
kiisiyle pskrtmtr.
Sultan Murat ordusunu ekmi Badat seferine giderken ordu Konyada konaklam.
Bu arada serasker, sadrazam, vezirler, aman biz ne yapyoruz, diye aykmlar,
Padiaha gitmile1"'
548
Padiahm, biz byle ne yaptk, biz askeri aldk Badada gidiyoruz, o melun
Sakarya eyhi nam Mehdi de stanbulun burnunun dibinde, bizim altm bin kiilik
ordumuzu yenen be bin kiilik orduyla kald. Ya stanbulu igal ediverirse?
Sultan Murattr, dnm, demi ki, gidin benden selam syleyin eyhe, ona bir
soylu at, bir hilat krk, bir de vezirlik tuu gnderiyorum. Badadin fethine,
Kzlba stne gidiyorum, ordusunu alsn gelsin, sevaptr, o da Badadin
zaptna katlsn. Serasker, sadrazam, vezirler almlar armaanlar gelmiler
Sakarya dalarna. Buldurmular eyhi.
"Padiah sana vezirlik ihsan eyledi hem de tulu. Bu at, bu hilat da
yollad. Kzlba stne seferim var, sevaptr, o da ordusunu eksin gelsin de
birlikte fethedelim Badadi, dedi."
"Kabul edemem."
"Ne? Ne, vezirlii mi kabul edemezsin?"
"Edemem."
"Nasl edemezsin?"

Serasker, Sadrazam armlard. Karlarnda uzun boylu, kk avurtlu, kara


abanoz sakall, solgun, yank tenli, yalm karas ltl, keskin gzl bir
gen adam kaya gibi duruyordu.
"Edemem."
"Edemezsen biz de seni burada, stanbulun burnunun dibinde brakamayz."
"Biliyorum."
"Senin be bin kiin var, Badat ordusunun yekunu neredeyse yz bin kii..."
"Biliyorum."
"Bu orduyu geriye dndrp seni hallettikten sonradr ki ancak biz Badat
seferine gidebiliriz."
"Biliyorum."
"Bu ordu seni yenecek. Sen yakalannca Konya arsnda bir eee ters
bindirilip rlplak dolatrlacaksn."
"Biliyorum."
"Derdin ne yleyse?"
"Zuhur ve huru etmeye mecburum."
Ve mecbur adam, Sakarya eyhi kapda duran kr atna atlad mor dalara doru
utu gitti.
549
Ve Sultan Murat Badat ordusunu onun stne ekti. Sakarya dalarnda mbalaa
cenk olundu. O gn akama kadar eyhin ordusundan hemen hemen kimse kalmad. Ve
akamst eyhi yakaladlar. Yalm karas gzlerinde korku, soluk, gzel yznde
keder yoktu.
Konya ehrinde onu bir eee ters bindirip cellada teslim ettiler. Cellat onun
derisini ar ar yzd, mafsallarn kanr-d. Onun yznde en kk bir
szlanma gzkmedi. Cellat boynunu uurmadan: "Eri ya Dede Sultan," dedi.
Sabaha kar biraz uyumulard. Memed hi uyumak istemiyor, gnlerce, gecelerce
Hocay dinlemeye can atyordu. Bu Ferhat Hoca da ne ok ey biliyordu... nsan,
aac, otu, iei, yldzlar, u dnyada ne var ne yoksa, tekmil gizleri ondan
sormalyd. Bu dalarda niin bu kadar ok dolamt, ekya desen ekyaya,
imam desen imama, kaak desen kaakya, asker kaana, ehirliye, kylye
benzemiyordu. Memed aknlk iindeydi, bu yaa gelmi buna benzer hibir adam
grmemiti.
Tanyerleri rken, btn bir gece uyumular gibi dipdiri kalktlar, giyinip
gln kysna indiler. Sabahn sisi iindeki gln dibinin aydnlnda
yldrm hzndaki krmz benekli alabalklar oynayorlar, bir anda bir yere
toplanp, bir anda da ortala kvlcmlar fkrtarak kayyor yitip
gidiyorlard. Suda balklarla klarn oyunu karmakart.
"Eri ya Dede Sultan, demi, baka bir ey dememi yle mi, cellat palay
alarken yle deyii, kellesinin kanlar saarak yere dmesi olduu gibi
gzlerimin nnde. Bu gece dmde Pir Sultan oturmu bir ak tan stne trk
sylyor, eyh de durmadan, eritin mi bana Dede Sultan, diyor, k gibi ar,
gkyz gibi duru glyordu."
"Bu dnya ite onlardaki mayann yz suyu hrmetine duruyor, onlar olmasa bu
dnyay zulm, ktlk, pislik alr gtrrd oktan."
"Gtrrd," diye onu onaylad Memed. Gzlerini suya dikmi ok derin, etiyle
kemiiyle, salarnn kklerine, trnaklarnn ularna kadar btn bedeniyle
dnceye kesmi dORHAN KEMAL
550 . HALK KTPHANES
sunuyordu. Suyun dibindeki akltalarnn stnde klar dalga dalga
genileyerek kyda tkeniyorlard.
"Demek kellesi uarken, eri ya Dede Sultan, demi, baka bir ey dememi, ne
yalvarm ne de yakarm, bakaca hibir ey dememi?"
"Dememi," dedi Ferhat Hoca glmseyerek.
Kaldklar eve dndklerinde oban Mslm eie oturmu kendilerini bekler
buldular.
Onlar grnce ayaa kalkt:
"Beni bildin mi nce Memed?" diye sordu.
"Bildim. Hani sen o Yzbann kpeini ldrd oban ocuk deil misin, kan
ieyen?"
"Benim," dedi Mslm. "O Kerti Aliyi de, o Yzbay da ldreceim."

"Dur hele," diye glmsedi Ferhat Hoca. "Dur hele, onlar sonra ldrrsn,
imdi sen buraya niin geldin, onu syle?"
"Amma da bulunmaz adamlarmsnz siz de, hay yien. Sizi araya araya ayaklarm
iti, arm delindi," diye gcenik konutu Mslm.
Ayann altn gsterdi. arnn btn taban anm gitmiti.
"Sana yeni bir ark alrm. Buraya niin geldin?" "Beni sizi bulmaya Topal Ali
Aa gnderdi." Ferhat Hocaya, eil iareti yapt, bu adam nce Memedden daha
ok gz tutmutu. Ferhat Hoca eilip kulan onun azna dayad: "Bakn, beni
buraya Topal Alinin gnderdiini sizden baka kimse bilmeyecek. Bilirse olmaz.
Dnya az gevek adamlarla doludur. Olur mu?"
"Olur," dedi Ferhat Hoca dorulurken. "Sen getirdiin haberi syle."
oban Mslm kukulu gzlerle yanma ynne baknd, kimseyi gremeyince, alak
sesle:
"Kuzgun Veli etesi sizi ldrmeye geliyor." Sesini daha alakt. "Topal Ali Aa
dedi ki, kasaba Beyleri ona ok para vermiler sizi ldrsn diye. Bir de onun
sularn balayacak-m Hkmet, o da gidip iftliinde yan gelip yatacakm
lene kadar. Topal Ali byle dedi ite."
551
"Sa ol Mslm," dedi Ferhat Hoca, onu kucaklad. Ardndan da bir dua okuyup
onun stne fledi.
"Bildim," diye gld Mslm. "Sen Ferhat Hocasn. H-m... Sen ne yaman
adamsn sen..." Mslm onu tandna sevinmiti.
"Sen beni nereden biliyorsun?"
"Ben seni bilirim, hem de ok iyi," diye vnd Mslm.
"Sen bizi nasl buldun Mslm?" diye merakla sordu Me-med.
"Ben bulurum," dedi Mslm. "Sen onun orasna karma-san iyi edersin. zmn
ye ban sorma. imdi ben Kuzgun Veliyi kovalamaya gidiyorum." Sesini alaltt,
sama soluna ba-kndktan sonra: "Topal Aa bana dedi ki, haberi ver onlara,
sonra da Kuzgunun yerini bul, onlara bildir dedi. Ben gidiyorum, bir diyeceiniz
var m, sizi neredeyseniz ben bulurum..."
"Bir yemek yeseydin ya Mslm."
"Azm var belimde. Cebimde de param var." Bir iki topallayarak yrd. "te o
dedi ki bana, gn geirip frsat verme zamana. Salcakla kaln." Yrd, bir
elli altm adm gittikten sonra dnd: "Senin at var ya, senin at? O delirmi
yahu Memed Aa. ok bela bir at olmu. Onu geen gn Karsavuran dznde grdm.
Kendi kendime, bu nce Memedin atdr, dedim, yanna varaym da azck boynunu
okaym, dedim, aman varmaz olsaydm, az daha beni ldryordu. Yzba da emir
vermi, o at demi, grld yerde, nce Memedden de nce vurulacaktr, demi.
Yaaa, duydun mu Memed, onun hakknda da vur emri var. Benim kpeimi de ldrd
o Yzba. Ben de onu ldreceim. Senin atn ldrrse de... Kyller de senin
atma yaklaamyorlarm. Kyller dediler ki, o ata yaklanca at grnmez
oluyormu. Olmaz olsun yle at, iyi huylu bir ey deil. Vururlarsa hi zlme.
Aaah, benim kpeim yle miydi ya..."
ini ekti.
552
26
Yaz at yel gibi uarak geldi geni yeil ayrln ortasnda durdu. Ban
kaldrp kulaklarn dikti. Dzl epeevre sarm orman uulduyordu. Sar
yapraklar yer yer yeili rtmt. Uzaktaki yar puslu dan koyaklarna sabahn
glgeleri dmt. Dimdik at kmldad, gerindi, sars ince ince krt.
Bedeni upuzun uzam, karn yere deecek kadar gerilmiti. Bir sre byle durdu.
Dikeldiinde kukuyla saa sola baknd, bir kayalk ayna gibi arada bir
avkyor, klar atn gzne geldike at bir irkiliyor, kulaklarn dikip saa
sola bakmyordu.
ayrln ortasndan yresini mor iekli yarpuzlar alm, dibi ak aakl
pnar kaynyordu. Pnarlardan sularn yzndeki kaygan bcekleri son hzla
oradan oraya kayyorlard.
Yaz at ok ar, yrmez gibi en yaknndaki pnara yrd, eildi, kuyruunu
usulca sallayarak suyu imeye balad. Ban sudan bir trl ekmiyordu.
Yukarda, gkte atmacalar, gslerini esen yele vermiler, yle szlyorlard.
Pnarn bana tane ard kuu kondu. At bundan rker gibi oldu, ban

kaldrd, sonra geri indirdi. Az sonra bir ak bulut gibi bir kelebek srs
geldi, pnarlarn yresindeki mor yarpuzlara kondu. At, ayrlk, bir sre ak
kelebek bulutu iinde kald. At huyland, ban aa yukar, kuyruunu yana
yreye hzla sallad. Kelebekler bir uuyorlar, sonra gerisin geri yarpuzlara
konuyorlard. Bir ara geliyor, at kelebeklerden gzkmyordu. Durmadan ban
silkeleyen, kuyruunu da daha hzl sallayan
553
at ald yatrd. Kelebekler onu brakmyorlar, onunla birlikte, onu sarmlar
uuup gidiyorlard. Gnete ok ltl, saydam, pul puldular.
At ayrl bir utan bir uca kelebeklerle gidiyor geliyor, duruyor einiyor,
ifte atyor, alyor yatryor, aha kalkyor, kelebeklerden bir trl
kurtulamyordu.
Dzln ortasnda yorulmu, teslim olmu durdu. Ak kelebekler stnde
kaynayorlar, o inatla yle durmu hi kprdamyordu. pnarn nn de
suyu tat, fokurdad, ak kpkler kabard yeil imenlerin stnden aldad.
Atn dizlerine kadar kt sular. Kelebekler atn stne svanmlard. Sular
ormana ekildiler gittiler. Gne pnarlarn dibine vurdu. Atmacalar orada,
gn mavisine yapm daha yle duruyorlard.
Aadaki ormann iinden bir yalm patlad snd, at yalm grr grmez olduu
yerde bir sre pisti, karn yere yapt, kulaklarn indirdi, peremi bann
ucundaki sar iekli alya dedi. stnde kelebekler, nereden geldikleri
belirsiz gittike oalyorlar, at da gzkmyordu. Gne ortal kavurdu,
gzleri kr eden tozlu bir sar scak ald ortal, otlar, pnar, mor iekli
yarpuzlar kurudu. Bir toz tabakas orman, otlar, iekleri, sular kaplad.
Kar yam gibi her yer tozlar altnda kald. Yaz at silkindi, tozlar,
kelebekler dkld. Bir ara Hr Ana elinde bir urgan, bir tutam ot ata
yaklat. Bir yalm patlad aralarnda at ahland ileriye srad, yresini
sarm yalmlarla birlikte kendi yresinde hzla dnd. Hr Ana, atn tesinde
durmu yalmlarla birlikte dnen at seyreyliyordu. Ormandan elleri urganl, bir
tutam otlu bir sr kyl kt. Yalmlarla birlikte dnen ata doru geldiler,
Hr Anann arkasnda dndler. Ormandan kp geliyorlar, kp geliyorlar Hr
Anann arkasnda toplanyorlard. Sonra ortada yalmlarla dnen atn yresinde
halkalandlar. Kalabalk byyordu atm yresinde. Yalmlar snd. At gene ak
kelebek bulutu iinde kald. O dndke de kelebekler savruluyor ama onu
brakmyorlard.
Urganlar sald ata doru. At dndke atlan urganlara dolanyordu. Dizlerinin
stne kt. Bu anda da gzden yitti gitti. Kyller ardlar. Atn dnd
yere geldiler. Otlar bir
554
harman yeri kadar ezilmiler, at izleri topra akur ukur etmiti.
Sert bir yel esti, sar yapraklar savurdu. Kyller yapraklarn altnda
kaldlar. Hr Ana glerek, ata sverek yapraklarn altndan kt elindeki
urganla. Kyller de yapraklan yararak onu izlediler. Hr Ana bir kayann
stndeki at grnce ona kotu. Kyller de onun arkasndan... Kayal
evirdiler. At hi aldrmyor, kayann sivrisinde, ynn gnee dnm, uzun
glgesi kayayla birlikte topraa serilmi orada dimdik duruyordu. Kyller
kayala trmanmaya baladlar. Dik kayay yarya kadar trmanyorlar, oradan
teye bir kar bile -kamyorlard. Kaya salland, trmanan kyllerin hepsi
yere dkldler. Eli mavzerli, kara yzl bir adam kt ortaya, durun siz,
dedi. Diz kp topraa, ata nian ald, arka arkaya be el ate etti, at
yerinden kprdamad bile. Onun ardndan Yzba Faruk geldi kayann dibine,
kyller sklm pklm, elleri karnlarnn stne kavuturulmu yana
ekildiler. Azgn yzl Yzba Faruk ata baknca yzn geni bir glmseme
kaplad, yere diz kt, ata nian ald, arka arkaya be kere ate etti. At hi
aldrmad. Yzba Faruk mavzerini abucak doldurdu, gene be kere tetie bast.
At hi oral deildi. Yz gnee dnk, olduu yerde yle durdu kald. Yzba
tfeini doldurup doldurup boaltyordu. Hi de yorulmuyordu. Bir kelebek bulutu
geldi, at sard. At kendi yresinde kelebekleri savurtarak dnd, ardndan da
kayann doruundan, kelebeklerle birlikte, tam Yzbann stnden bir ku gibi
szlerek, uzaktaki ayrla indi. Seyran onu yelesinden tutmu ekiyordu.
Yzba kyllere dnd, nce Memedin can bu attadr, sizden bunun lsn ya

da dirisini istiyorum, dedi. Eer tez gnde bunun ls ya da dirisi bana


gelmezse siz bilirsiniz. Kyller, gzmzden iste bu at Yzbam, dediler.
Asm avu orada, kayann dibine sinmi, melmi, tfei kucanda st ste
sigara iiyor, zgn dnyordu.
At yeil ayrln ortasnda duruyor, yelesini sarktm, kuyruunu sallyordu.
Ayaklarndaki drt nal da att, trnaklarnn genilemesinden belli oluyordu.
Biraz zayflam, tyleri de domur domur kabarm, ular gneten solmutu.
Atma555
alar gkyznde olduklar yerde, mavi ge yapmcasma szlyorlard.
Bir sr ku, hepsi de ak, ormandan top top kp ayrla kondular. Yaz at,
ayrln aklnn stnde bir kara leke gibi kald. Uzaktaki dadan bir ak
bulut koptu geldi, atn tam stnde durdu. Bulutun glgesi ak kularn, yaz
atn stne dt. Bir mavi, kck glekte atn yansmas gn yla
birlikte alkalanyordu. Yaz atn yansmas gln aydnlnda bir krlyor,
kayann doruuna kyor, ardndan szlerek iniyordu. Altn prltsmdaki
balklar atn stnde dolayorlard.
Gk, ayr, mor yarpuzlar, sar yapraklar esen yelde uan orman, at, her ey
silindi, her ey ak, saydam bir a kesti. Ormann stndeki k rlyor,
dnyann teki ucu gzkyordu. Portakallar iek am, kokular taa Akdeniz
kylarndan dalga dalga dalara kadar vuruyordu.
Krmz, pembe, ak, sar keven dikenleri birer yalm bei gibi yanyordu uzak
dan yamacnda. Gn nda dnyorlard. Tanyerleri ince, bulutlu iiyordu.
At, upuzun uzatmt bacaklarn, gerinince karn yere dedi deecek. Gzleri
darya frlam, gzlerinin aknda krmz damarlar, boynu kuu boynu gibi
uzun, gzeldi. Dan doruundan a batm, keven dikenlerinin cmbne
karm, ayann altndaki talar yuvarlayarak kr, gzel, ince boyunlu,
nazl bir ksrak geldi yazn biraz tesinde durdu, otlamaya koyuldu. Yaz
sanki hi grmemiti. Yaz yeni gelene ban kaldrd bakt, o da onun gibi,
onu grmemicesine atlamaya balad. Aralarnda vzldayarak, ondan ona gidip
gelen yeil, bir parmak byklnde a gelince akp snen bir ar mekik
dokuyordu.
Yaz at, usulca ksraa yaklat. teki oral olmadan, kar koyaa otlayarak
ilerledi. Koyakta insan boyu kadife krmz iekler el byklnde, el
byklnde buradan ormana kadar sk, ylan giremez amlard. Ksrak
ieklerin arasna dald ve ilk olarak yaza bakt. Yaz ona kotu. Onunla
koklamak istedi. Ksrak birden onun yelesine bir di att, yaz geriye
srad. Ksrak, az aaya, koyan dibine ekildi, yaz onu brakmad,
burnunu kuyruunun dibine gtrd. Ksrak, sert
556
bir ifteyle onu durdurdu. Yaz kzmt. Sanda solunda dnyor, kokluyor,
teki sryor, beriki aldrmyordu. Ksrak, geriliyor, arada bir bacaklarn
aarak iiyordu. Yaz onun iemi-ini kokluyor, ban ge dikiyor, burun
deliklerini alabildiine aarak havay kokluyordu. teki duruyor, iiyor, yaz
koklayarak onun yresinde dnyordu.
Ksrak durdu, arkasna dnd, yaza bakt, yazn burun delikleri titriyor,
alp kapanyordu. Aletini karm, dikmi, karnna yaptrp yaptrp
indiriyordu. Ksrak bacaklarn am, gerilmi, sars ince bir titreimde
bekliyordu. Yaz n bacaklarn at, uzatt, ksran stne att, dileriyle
onu boynundan kavrad, tutturamad indi. kincide de tutturamad. ncde artk
dileri ksran yelesini brakmad, ksraa at. Sars gerildi, nce abuk
abuk, sonra yavatan devinmeye balad. Atn stndeki n bacaklar,
baldrlar, sars uunan bir titremedeydi. Bu srada ak bir kelebek bulutu
ortal a boarak geldi, onlarn stlerini rtt. Yaz, ksran stnden
inince de kelebekler, geldikleri gibi ldayarak, top top savrularak, havada
zikzaklar izerek ekildiler gittiler.
Yazla kr ksrak orada, olduklar yerde kulaklarn drm, balarn
topraa sarktm kaldlar.
Doudan bir yalm paras snd geldi, ieklerin arasndan geti, atlarn
yresinde halkaland. Yaz bir srayta yalmlar ap ynn daa dnd, bir
anda da keven dikenlerinin krmz, sar, pembe dumannn arkasnda yitti gitti.

Bir koyan diz boyu taze ayrlarnn ortasmdaydlar. Yazla ksrak, ktlktan
kmasna, balarn yerden kaldrmadan otluyorlard. Uzakta, ormann st
yannda bir yerden gr bir duman ttyor, yamaca doru yaylarak ayordu.
Atmacalar, gslerini yksekte esen serin yele vermiler, alabildiine
kanatlarn amlar, bombo, duru gkte salmyorlard.
alnn arkasndan turunculara brnm, uzun kara belikleri kalalarna kadar
inmi bir kz kt, yaylan atlara doru yrd, kr ksran yanna geldi.
Yaylan kr ksrak kz grnce ban kaldrd, bakt, kz bekledi. Kz onu
yelelerinden tuttu, stne bindi srd. Yaz bir sre kr ksran kuyruk
altn koklayarak onlarn arkasndan gitti, kz at doldurunca yaz
557
olduu yerde kald. tekiler uzaklatlar. Yaz uzun uzun st ste birka kere
kinedi, arka ayaklarnn stne dikilerek, onlarn arkasndan, onlar gzden
ralncaya kadar bakt. Mahzun geriye dnp yeniden otlamaya koyuldu.
Yaz at tanyerleri rken o ok mavi gln kysmdayd. Suyun st
dumanlanyordu. Ormann sar yapraklarnn stnden bulutlar kalkyordu. Kr
ksrak kar kyda kiniyor, einiyor, bacaklarn gerip iiyor, yaz da burun
deliklerini aarak derin derin, btn havay iine ekiyordu.
Yaz dayanamad, kendisini mavi sulara brakt, br kyya doru sular
kprterek yzmeye balad. Kr ksrak da kendisini suya att, ortada
bulutular. Yaz onu dileriyle boynundan yakalad, ksrak kurtulmaya alt,
abalad, sonunda da kurtuldu. Birlikte kyya ktlar. Ksrak srtndan sular
akarak bacaklarn alabildiine gerip iemeye balad, rpnd, stndeki
sular dkt. Yaz onun yanma geldi, amak istedi. Yrelerini urganl, silahl
kyller alverdiler. Ksrak huysuz-land, kinedi, arkasn dnd yaza
ifteler yadrd. Yaz ahland, kinedi, kudurdu. Eli urganl kyl
kalabal gittike kalabalklaarak stlerine geliyorlard. Aralarna nereden
geldii bilinmeyen bir yalm dt, patlad, snd, stlerine bir ak bulut indi,
yaz kalabaln stnden gle szld, yzerek karya geti. Kr ksrak da
arkasndan geldi. Gl ktlar, rpnp sularn dktler, ormana daldlar.
Gzel bir bahar lklnda toynaklar yumuack topraa gmlerek, ak iekler
am portakal bahelerine dtler. Esen yel, dalga dalga imdiye kadar hi
bilmedikleri bir koku getiriyordu burunlarna. Portakal bahelerini getiler.
Irgatlar iki bklm olmular, tarlalarda alyorlard. Aralarndan
syrldlar. alan adamlar o kadar ilerine vermilerdi ki kendilerini,
nlerinden geen atlar grmediler bile... Kylarna vardklar usuz bucaksz
serilmi byk deniz minare boyu dalgalarla kpkleniyordu. Biribirlerine
sokularak yan yana denizi beklediler. kisinin de glgesi kumlara dmt. Bir
incecik yel kt, sonra durdu. Ksa aralklarla yel bir fisiliyor, bir
duruyordu. ok scak vard. Scakta deniz duruldu, st dmdz oldu, krksz.
Denizin ortasndan bir aygr ba gzkt, bu
558
yana geliyordu. Kr ksrak huyland, kamaya davrand. Portakal kokular denize
doru esti. Kr ksran burun delikleri titredi. Denizdeki at ba gittike
yaklayordu. Geldi geldi, tam nlerinde denizden kt. Lekesiz kr, iri,
gzleri byk, kulaklar kalem, yeleleri mavi boncuklu bir aygrd. Silkindikten
sonra kr ksraa yaklat. Onu koklad. Ksrak hibir ey yapmyor, hibir
devinimde bulunmuyordu.
Yaz arm, kr ksrak ne yapacak diye bakyordu. Aygr onun her bir yerini
kokluyordu. Denizden kpkrmz bir yalm sahverdi kyya, yaz ahland,
aygra saldrd. Kr ksrak bir yana ekilmi bu biribirine girmi azgn atlara
bakyordu.
Dvleri uzun srd. Kuyruk, yele kllar havada uuuyor, keskin dilerin
yaralad bedenlerden kanlar akyor, atlar krmzya boyanyordu. Sonunda
ikisinde de kprdayacak bir durum kalmad ya, yaz biraz daha canlyd. Aygr
nne katt, tarlalardan, portakal bahelerinden onu dalara srd. Aygr
ormanda yitinceye kadar arkasndan kovalad. Dnd denizin kysna geldi. Kr
ksrak onu orada bacaklarn am bekliyordu. Yaz yorgunluuna bakmadan ona
at. Bu srada da bir kelebek bulutu gelip pr pr stlerini rtt.
Bulut dalnca eli urganl kyl kalabaln karlarnda buldular. Bu sefer
ok daha kalabalktlar. Hep birden onlar yakalamak iin urganlarn attlar.

Bir yalm patlad. Yaz kendi yresinde kere dndkten sonra denize atlad,
kr ksrak da arkasndan... Kalabaln barts, amatas az sonra gerilerde
kald. ki at yan yana usuz denizde sonsuza doru yzyorlard.
559
Gedii anca Sakzl ky karlarna kt. Ky bir koyan st ucundaki
dzlkteydi. Srtn mor kayalkl Kekilli dana vermiti. Evlerin ou yar
yarya yklm, duvarlarn talar arasndan yaban otlar, eek incirleri,
iekler fkrm, kyn dndaki aasz kk mezarln da btn hece
talar devrilmiti.
Kasm kyn st bana gelince durdu, bir tan stne sekilendi.
"u ev bizimdi," dedi kalarn atarak. Koyan kar yamacndaki, yma
talardan geni bir avlusu olan iki katl, svalar dklm, badadi kirileri
grlen bir evi gsterdi. "Ky srldkten sonra buraya bizim kyden tek gelen
insan benim. Ne yapalm, btn keilerini yemitik ieklidereli Mahmut Aann.
Alk bu. Dini iman, vicdan yok aln..."
Konukan bir adam olmayan Kasmn dili zlmt.
"Benim yutamadm, bizi buradan kovdu anladk, keilerini yemitik. Ama
ukurovadaki kymz neden elimizden ald? Biz o topraklar canmz vererek
karmtk."
Ellerini gsterdi. Ellerinde al yrtmam, orak, tahra, balta kesmemi azck
bir yer bile kalmamt. Elleri bir tuhaf hayvana benziyordu.
"ldrdn Mahmut Aann kk kardeiydi, deil mi?" diye onun yanma melmi
Ferhat Hoca sordu.
"Bir kurunda ba parampara oldu, taa dm karpuz gibi."
560
"Senden baka, teki kyller hi mi diretmediler?"
"Diretmediler. Diretseler de hibir ey gelmezdi ellerinden. Mahmut Aann
banda ok silahl adam vard. Bir de Hkmet arkasnda. ok da gzmz
korkutmutu bizim Mahmut Aa. Bu kadar korkan insanlar hibir ey yapamazlar."
"Sen nasl yaptn yleyse?"
"Ben onlarn on misli, yz misli korkuyordum da ondan. Nasl yaptm, ben de
bilmiyorum. Parmam tetie dokunuver-mi."
"Ya imdi Kasm?"
"imdi o kadar ok ldm ki, korkuya altm."
"Duyduuma gre senin Sakzl kylleri, yani Yalnzkurt kylleri balarn
almlar, uzak, ad san duyulmadk diyarlara gitmiler. mleri timleri belirsiz
olmu."
"Antakyaya, Amik ovasna gittiler. Orada saklanyorlar. O kadar korkuyorlar ki
Mahmut Aadan, orada da gelir kendilerini bulur diye, delik delik kayorlar.
Bylesine bir korku grlm deil. Bylesi bir korku lmden de beter."
"Beter," diye onu onaylad Ferhat Hoca. "Bir aabilselerdi ilerindeki o korku
dan, bir krabilseler o zinciri bir daha kimse o kylleri zapt edemez. Ne
kadar gl olursa olsun Mahmut Aa toz ediverirler onu. Ama gel gr ki..."
nce Memed de Ferhat Hocann yanma tpk onun gibi melmi, elindeki bir ple
topra kartryor, hibir sze varmyor, salt dinliyordu. Temirse aadaki
itlembik aacnn altna oturmu, srtn gvdeye dayamt, boynunu uzatm
pssz kye bakyordu.
Kasm iini ekti:
"Bir daha dnmeyecekler bizimkiler bu kye, ukurovaya da... l Arabistanda
yitecekler."
Ayaa kalkp kye aa yrd. tekiler de onu izlediler. Kasm vard evlerinin
avlusunun nnde durdu, orada bir sre bekledi.
"Ne o Kasm, eve girmeye korkuyor musun?"
"Ben bu evde dodum da, bydm de..." Ban kaldrd Ferhat Hocaya, Memede,
Temire bakt, evi batan aa szd. "Giremeyeceim," dedi, arkasn dnd,
koyan dibinden, su561
yun kysndan yoku aa yrmeye balad. tekiler onun ardndan zor
yetiiyorlard. Ykk ky, ortasndaki plak, uzun kavak aacyla gzkmez
oluncaya kadar bu minval zere yrdler. Memed varp da Kasm tutup kolundan
durdurma-sayd onun duraca yoktu. Soluk solua kalmlard.

Bir tan stne ken Ferhat Hoca tabakasn kard, kaln bir sigara sard,
iri demirci akman akt, ortal gzel bir kav kokusu ald.
"Kyn neresinde saklandn Kasm, kendi evinizde mi, kaak olduun sralar?
Mahmut Aa seni fellik fellik aradnda bo kyden korkmadn m?"
"Korkuyordum," dedi Kasm. "Ama burada, bo kyde gizlendiim srece beni kimse
ele vermezdi. Bir de benim gelip de bo kyde snacam Mahmut Aann aklna
gelmezdi."
"Bo kylerden, eski renlerden insanlar kadim zamanlardan beri korkarlar, imdi
az nce Kasmn kendi evinden korkup da kat gibi."
"Korktum, rktm," diye Ferhat Hocay onaylad Kasm. "llerden ok korktum."
"Kyde saklandn sralar yemek iin ne yapyordun?"
"lk gnlerde ieklideresine gidiyordum yemek yemeye. Herkes bana sofrasn
ayordu. Az bir srede btn kyler benim bo kyde barndm rendi. Ben
hi korkmadm. Bir keresinde ieklideresinin iinde Mahmut Aayla kar karya
geldik. O beni tanmazd ya btn adamlar beni grmlerdi, tanyorlard.
Korkumdan dizlerim zld, ileriye bir adm atamadm. Onlarn karsnda
sararm yaprak gibi titreyerek ylece kaldm. Ne onlar beni yolun ortasnda
brakp gidiyorlar, ne ben yerimden kprdayabiliyordum. Sonunda Mahmut Aa bir
eylerden kukulanm olacak ki beni yanma ard, sen kimsin, nereden gelip
nereye gidiyorsun, bu halin nedir, niin byle yaprak gibi titriyorsun, diye
sordu. Ben de ona, Aam, Mahmut Aam grnce byle oldum, deyince onun houna
gitti, glmeye balad, ardndan da atn srd, bana daha baka bir ey
sormadan ekildi gitti. Mahmut Aann adamlar giderlerken, atlarnn stnden
bana dnp dnp bakyorlard. Onlarn baklarndan Mahmut Aa hilelenir de
geriye d562
ner diye dm koptu. Yolun az tesindeki dama canm zor attm. ok tuhaf deil
mi, Mahmut Aann adamlarndan hibirisinin beni ele vermemeleri? Oysa aylardr
da ta beni aryorlard."
"Ferhat Hoca, sen ne dersin bu ie?"
"nsanolu yiit yaratktr," dedi Ferhat Hoca. "nsanolu mert, onurlu
yaratktr. Kasmn o kadar korktuunu grnce kimse onun aradklar Kasm
olduunu sylememitir Mahmut Aaya. Bunu kklk, alaklk saymlardr.
Herkes insanlarn kt, alak yanlarn gryor da bu yanlarn grmek
istemiyorlar."
Kasm omuzundan tuttu:
"Syle olum," dedi, "sen bo kyde kalrken btn bu yre kylleri,
ieklideresi de iinde senin orada kaldn yediden yetmie biliyorlard,
biraz nce yle demitin, deil mi?"
"Biliyorlard. Biliyorlar, u tepedeki aacn dallarna getirip benim iin
yiyecek asyorlar, kn dala baladktan sonra da bir ay slyla bana haber
veriyorlard. Bazan gece ben uyurken ay sln duyuyor, yatamdan kyor,
bir kyl de bir yatak brakmt bir seferinde aacn dibine, aaca geliyor,
daha scack yemek knn daldan alyordum, bir gecede kez slk sesi
duyduum da oluyordu. O kadar ok yemek geldi ki bana, sonunda kyden hi kmaz
oldum. Ardndan da Temir dt kye." Temir:
"Buradan, u karki yoldan yaylaya gidiyordum," diye sze kart. "Bir slk
duydum. Bir adamn da aaca bir kn baladn grdm. Kyn bombo kalm
bir ky olduunu, bandan da neler getiini biliyordum. Bir alnn iine
saklanp bekledim, baktm Kasm kt kyden, geldi kn daldan ald, oraca,
aacn altna kt, kn at attrmaya koyuldu. Sonra ben ktm ortaya,
Kasmn yanna geldim, afiyet olsun arkada, dedim, sa ol, dedi ban
kaldrp, buyur... Ben de gidip onun yanna ktm, birlikte yemei yedik."
"Mahmut Aa btn bu olan bitenleri duysayd, nce ieklideresi kyllerini,
sonra da bu dalarn kylklerim Sakzl ky gibi srgn ederdi, deil mi?"
563
"Ederdi."
Yreyi epeevre evirmi dalarn doruklarn bulut almt. Bir de batdan,
Alada stnden kapkara bir bulut yn kabararak geliyordu. Ortalk da usuldan
kararyordu. Yalnz Sakzlnn ortasndaki alana bir harman yeri byklnde
ok parlak bir k dmt uzun, plak kavan tam stne.

"Yamur geliyor."
"Gelsin," dedi Memed. "Biz de Sakzlya snrz. Kasmn evi olduu gibi
duruyor."
"Ben gitmem," dedi Kasm. "Yamurdan boulsam da, beni seller alsa gtrse de
ben o kye bir daha girmem. Mahmut Aann elinden bir daha kasam da, katlime
ferman ksa da, ben de bu kye girince yzde yz kurtulacam bilsem de o kye
bir daha giremem. Siz girin kye yamur gelince, ben sizi burada oturur,
beklerim."
"Haydi kalkn," dedi Ferhat Hoca. "Burada da daha fazla kalmayalm. Ortada kum
gibi candarma kaynyor. Durup dururken bir atmaya girmeyelim."
Yamaca yukar yrdler. Souk yamur yelleri esmeye balamt. Yamur yeli
kimi ok sert, sadan soldan aadan yukardan esiyor, kurumaya yz tutmu
keven ieklerini atr-datyor, kryor, savuruyor, kimi yumuuyordu. Yamac
knca iri, ar damlalar da pat pat diye topra dvmeye balad. Aadaki
yolda atn bir oraya, bir buraya sren, arada bir de durup yreyi aratran,
dinleyen bir yolcu grdler.
Kasm:
"Tandnz m u atly?" diye yolu gsterdi. "oban ocuk o. Ne de gzel at
sryor, atnn stnde oynuyor."
"Bizi aryor," dedi Memed, "o eytan."
Temir koarak, bararak aaya indi. Yolcu atnn ban ekti, Temiri
bekledi.
"Merhaba Mslm. Ne var, ne yok?"
"yi haberler var."
"Dur, bekleyelim, tekiler gelsinler de..."
Mslm attan indi, at gtrd yolun kysndaki am aacna balad.
"Yaralarm daha szlyor. Kerti Ali beni dvmt ya...
564
Yamur yanca yaralarm szlyor."
"ok yamur yayor..."
"Siz ne biim ekyasnz?" diye kt Mslm. "Ekyann yams olur ki
erkesden gelme. Top gllesi bile ilemez, deil yamur."
"Bizim yok. Biz fkara ekyayz."
"Zengin olun. Dalar talar zengin adamlarla dolu. Ben kmalym ki bir daa, o
zaman grn siz! Btn bu dalar, ovalar, zenginleri soyarm."
"Onlar da seni ldrrler."
"ldrsnler, lm haktr. lmden korkup da sen geri durma, yiidin alnna
yazlan gelir."
Yamur hm gibi iniyordu. Ekyalarn da, Mslmn de cc kmt. Ortalk
da gittike kararyor, yalnz karda dz bir kayann st pul pul lyordu.
"Ho geldin Mslm."
"Ho bulduk nce Memed."
"Sende iyi haberler olacak."
"Var," dedi Mslm. "Beni size Hdr gnderdi."
"Kimmi o Hdr?"
"Sen onu tanyormusun. Bir Hasan varm, hani senin ar-kadanm. Onu
Sariyan ldrm de, ben de nce Meme-dim, demi. te bu Hdr o Hasann
babasym. Anladn m?"
"Bildim," dedi Memed.
"te bu Hdr bana dedi ki tez ula nce Memede... Onlar benim senin ulam
olduumu biliyorlar nasl bellemilerse... Bir onlar m biliyor," diye vnd
oban Mslm, "btn da kylkleri biliyor."
"Bir de candarmalar bilirse kemik koymazlar sende..."
"Bilemezler, bilseler de beni bulamazlar, bulsalar da yakalayamazlar,
yakalarlarsa da ellerinden karrlar, karmazlarsa da hapsedemezler,
asamazlar. Ben ok kurnazm, hem de akllym."
"Anlald. imdi sen Hdr Aa ne dedi, onu syle bana."
"Hdr Aa dedi ki, lm Hasann babas, Kuzgun Veli onlarn kyne gelmi. Bu
Kuzgun Veli Hkmete sz vermi, seni ldrecekmi. Hkmet de onun iin af
karm. Hdr Aa
565

dedi ki, o senin kanna susam. Hdr Aa dedi ki, amann nce Memede syle, bu
gece amlyol kyne ulasn. Biz Kuzgun Veliye bu gece delice ekmei
yedireceiz, o da iki gn iki gece baygn decek. Gelsin de kellesini kessin."
"Bu gece nasl yetiiriz amlyola? Atla bile gitsek oraya yetimenin mmkn
yok."
"Hdr Aa bir de dedi ki aman temkinli olsunlar, iekli-deresinden Mahmut Aa
da otuz adamyla onun ardmday-m."
"Ohhooo, dnya bizim ardmza dm," diye gld Ferhat Hoca. "Biz de
hapisaneyi basmasaydk, kasabay kurunlat-masaydk. Daha da ok adam
yollayacaklar stmze. Her ey iyi de Mahmut Aaya ne oluyor, onu anlamyorum."
"Ben onu ok yakndan tanrm," dedi Memed. "Onun gibi nam dkn bir adam
yoktur bu dalarda, u aa ovada."
"nce Memed bu kadar nlendi ya, ondan pay kapacak teres," diye fkesini belli
ederek konutu Kasm. "O benim kurunumla gidecek. Allah..." Ellerini havaya
at: "nallah," diye de indirdi.
"nce u Kuzgun Veliyi ortadan kaldrmalyz." "O kolay," dedi Ferhat Hoca.
"Kuzgun bizi bir karnca kadar bile grmyor. Bu yzden onun ii kolay. Onu
abuk avlarz. Ben Mahmut Aadan korkuyorum. Bir, banda ok adam var. ki, u
dalarda onun yanda olan epeyce de ete kar. , candarmalar da alr yanma.
Drt, kyllerin de hepsi onun kulu. Kasmn iine bakmayn. O bir kere olur.
Yoksa kyller, salt Mahmut Aann gzne girmek iin, hepimizin derisini,
babalar, analar, ocuklar olsak da derimizi yzerler. Syleyin imdi ne
yapacaz?"
"amlyola gideceiz. Ne yapp edeceiz bu gece, sabaha kar da olsa oraya
ulaacaz. Hadi sen yola k Mslm." "Nasl ularz Memed?"
"Ularz Hocam. Ben kese yollar biliyorum. u da anca amlyolun stne
deriz. Yolumuz ok sarptan geiyor ya, ne yapalm."
Mslm atnn ban evirdi, doludizgin krba gibi inen yamurun altnda
gzden uzaklat.
566
tekiler kayalarn arasndan yer yer amlar, allar km ee gibi ptrl,
arklarn dolayan daa vurdular. Durmadan yamur biteviye usul usul yayordu.
Tfeklerinin azn yere evirmi ekyalar dik yamac trmanyorlard. Memed en
ndeydi ve bir geyik gibi sekiyor, tekiler onun ardndan zor ulayorlard.
Gece ortalk gz gz grmez bir karanlkt. Hibirisi nereye bastn, ne
yaptn, ne yne gittiini bilmiyordu. Gn alncaya kadar Ferhat Hoca iki
kere sele kapld. Birincisinde onu zor kurtardlar. kincide Hoca bir dala
yapm avaz kt-mca baryordu, yerini kolay buldular. Kasm da bir
uurumun kuyu gibi derin dibine dt. Ondan umudu kestiler. Bir yarm saat
sonra dt yerden kageldi. Dt yer yumuack bir dere yata,
kumlukmu, azck sol baca incinmiti.
Kaya, al, orman, da, su demiyor, nlerine dm Memed kedi gzleriyle
karanlk demiyor ilerliyordu. Gedie geldiklerinde ortalk azck mt.
Aadaki kyn birka evinin de bacalar ttyordu.
"Geldik," dedi Memed.
"Geldik ya, ldk," diye karlk verdi Ferhat Hoca.
Memed:
"Temir," dedi, "kyn u en ucundaki eve gidecek kadar halin kald m?"
"Kald," dedi Temir. "stersen bir bu kadar daha yrrm."
"yleyse o eve git, evde kim varsa, kadn, erkek, ocuk H-drn evine gnder.
Hdr al buraya gel."
Temir koarak, sanki bu kadar yolu o yrmemi, gecenin karanlnda, yamur
altnda o allklara dmemi, aalarn gvdesine o toslamam gibi yamac
aa indi. Berikiler, byk bir sedirin duldasnda oturdular. Burasn hi
yamur tutmam, sular biribirinin stne yapm geni dallarn stnden kayp
gitmiti.
"Bir ate yaksak m?" diye sordu Kasm. "Kururduk. Ben titriyorum."
"Hepimiz titriyoruz," dedi Ferhat Hoca.
567
"Drt bir yandan kuatldk Kasm," dedi Memed. "Farknda deil misin, nasl
ate yakarz?"

Kasm stelemedi.
Bundan sonra hibirisi bir daha konumad. Balarn nlerine drp daldlar
gittiler. Aadan bir atrt duyuncaya kadar da yle kaldlar.
"Geldik," dedi Temir. Koarak yokuu kyor, ardndan da, ok gerilerde kalm
Hdr Aa geliyordu. Aacn altna geldi, daha soluunu toparlayamadan:
"Konumuyor," diye yaknd, "bu Hdr mdr nedir, azn amyor. Bir eyler
dnm olacak bu kyde ya ben bir ey anlayamadm. Gelsin hele."
Gitti, srtn aacn gvdesine dayad.
"Buyur Hdr Aa," diyerek Memed Hasann babasn yolda karlad, koluna girdi
sedirin altna getirdi. Ferhat Hoca da, Kasm da onu biraz aaya inerek
karladlar.
"Ho gelmisiniz Aalar. Bu karde Ferhat Hoca m?"
"Odur," dedi Memed.
"Biz Hocamz bu dalarda ok severiz. O, Allahm bir ermiidir. Uzun yllar biz
onu Hzr sandk. Sonra da anladk ki o Ferhat Hocaym."
"Hzrdr," dedi Memed. "O Hzrdr da bizi Ferhat Hoca donuna girmi
kandryor."
"Kandrmam," diye gld Ferhat Hoca.
"Buyurun eve gidelim yleyse. Scak orba sizi bekliyor evde. Hem de duman
stnde."
"Kuzgun Veli nerede?"
"Bo verin Kuzgun Veliye de siz eve gelin."
"Hani bu gece?"
"Ge kaldnz, kardk onlar. Merak etmeyin, bir daha gelecekler."
Arkasna dnd yrd, tekiler de onu izlediler.
Kye girdiklerinde btn kyllerin darya dklm, onlar beklediklerini
grdler. Aralarndan geip Hdr Aann evine, konuk odasna geldiler. Konuk
odas ok geni, byk pencereleri aadaki ok derin, baknca ba dndren
uuruma alm, dam krmz kiremit deli, btn duvarlar tahta oymal,
taban seme kilimli, inke tandan rlm byk
568
\
ocakl, iki duvarna boydan boya karlkl sedirler konmu bir odayd.
"ok slanmsnz, soyunmaz msnz?"
Hdrm dilinin altnda bir eyler olduunu Memed oktan anlamt. Yoksa bu
sabahn erkeninde, daha gn yeni dodu doacakken, krba gibi indiren yamurun
altnda btn kyller darya dklp niin onlar beklesinlerdi? Bu kyde bir
eyler dnmt ya, acaba neydi? Ferhat Hocayla kiminde gz gze geliyorlar, bir
eyler dndn gzleriyle konuuyorlard ya, ne olduunu karamyorlard.
"Soyunuruz," dedi Memed.
Biraz sonra Hdr Aa elinde drt kat amarla geldi.
"Bunlar giyin. ocuklar giyitlerinizi atee tutup hemen kuruturlar siz
orbanz ierken."
Teker teker yan odaya girip soyundular, kuru amarlar giyinip ktlar. Onlar
giyininceye kadar da byk bir bakr sini gelmi ortaya konmutu. Sinide st
yal, krmzbiberli, sarmsakl tarhana orbas ttyordu. Hdr Aa da uzun,
az geni taslar ortadaki byk kaptan tarhanalar kepeyle alyor
dolduruyordu.
"Buyurun hele..."
Ocak grlyordu. Drt a kak drt yerden tarhana taslarna saldrdlar.
Ardndan tereya, ak petekli, pren kokan bal geldi. Bir iyice karnlarn
doyurdular. Bir gen kzla bir delikanl geldiler siniyi, taslar, kaplar
kaldrdlar.
Memed kendini brakm, ocan scana kendisini kaptrm gitmiti. Hocaysa
tetikteydi. orba ierken bile tfeini kucandan ayrmamt.
Sofra kaldrlr kaldrlmaz, nce yallar, ardndan da tekiler birer ikier
odaya gelmeye baladlar. Her gelen, "merhaba, ho geldiniz," diyor, bir yere
oturuyordu. Oda iyice dolup da ykn alnca Hdr Aa ekyalarn kurumu
giyitlerini getirdi. Gene teker teker teki odaya gittiler giyinip geldiler.
Krmz izgili, azlar geni, kulpsuz fincanlarda kahveler geldi. Scak
odann ii ar bir kahve kokusuyla koktu. Adamlar kahveyi ierlerken Hdr Aa:

"Getirin," dedi.
569
ki delikanl nlerinde rlplak, zayf, zayflktan kask kemikleri darya
frlam, ok uzun boyunlu, yank tenli, gzlerinin feri snm, elleri arkasna
balanm bir adam odaya getirdiler. Adam korkulu gzlerle yreye bakyor, ne
eilmi hayasn bacann arasna alp saklamaya alyordu.
"Buna Kuzgun Veli derler. etebadr. nce Memedi ldrmek iin buraya, bizim
kye kadar gelmitir. Buyurun, biz de onu amlyol ky olaraktan size teslim
ediyoruz."
"Sa olun," dedi nce Memed.
"tekileri de getirin."
Delikanllar teki plak ekyalar da getirdiler. Hepsinin de kollar arkadan
balanmt. Hepsi de ne eilmiler hayalarn saklamaya alyorlard.
"Beni niin ldrecektin Kuzgun Veli?"
"unun iin ki nce Memed, seni ldrrsem beni affedeceklerdi. Ben de u
dalardan bkmtm. Aada ovada iftliim, varlm, karlarm, ocuklarm,
her bir eyim vard. Krk yldr bu dalara nasl dayandm, bilmiyorum. Krk yl
her gn her gn ldm. mrm kalmsa bir ylck da, bundan sonra lnceye kadar
da rahat yaayaym, dedim, her gn lmekten-se... Nasip deilmi. Bu alak,
insanlktan km kyller beni al ile avladlar. Bir kurtulabilsem imdi, hi
umut yok ya, bu kyllere yapacam bilirim ben. Hi yerinme, sevinme nce
Memed, senin sonun da benim sonum gibi olacak. Sen temiz bir ocuksun. Bu
kyller seni de benim gibi yakalayacaklar, stelik nce Memede deil de
candarmaya teslim edecekler. imdi benim azck da olsa bir umudum var. Senin
hi olmayacak."
"Neymi o senin azck umudun?"
"O da sensin. Sen azck yiit bir ekyaysan beni brakrsn. nk hibir
ekya byle eli kolu bal bir hasmn ldrecek kadar klmez."
"Sen benim hasmm deilsin."
"Ben kim olursam olaym, seni ldrmeye geliyordum. Bu yzden de imdi ben senin
eline dtm, beni ldreceksin. Silahsz, rlplak, o da u alak kyllerin
yakalad bir dmann ldremezsin. Bu insanla yakmaz. Eer be570
ni ldrrsen, azck mertlik kalmsa sende, lnceye kadar kendini
balamazsn. Ben lrken senin insanln, yiitliini, cmertliini, iinde
ne gzel eyin kalmsa onun hepsini de alp gtreceim. Beni brakmak
zorundasn. Beni brak, ver silahm elime, seninle kar karya, teke tek
dvelim."
"Haklsn," dedi nce Memed. "Dur da Ferhat Hocaya soraym."
"Kuzgun Veli hakl," dedi Ferhat Hoca. "O bizim dmanmz."
"Hoca," diye bard Memed, "sen yanlsn. Ben onu kendim iin, o, beni
ldrmeye geldi, diye ldrecek deilim. imdi teke tek biz onunla vuruursak, o
da beni ldrrse bu kyller ne olur? Kuzgun canavar btn bu kyleri yakmaz
m, ta stnde ta, gvde stnde ba brakr m? Benim derdim bu. Yoksa ben
byle zalim, byle bir kan iiciyi, yol kesiciyi, fakir fkaray soyucuyu
karma alr da konuturur muydum."
"Ben fakir fkaray hibir zaman soymadm. Sen beni brakrsan eer, belki
seninle bir daha hi kar karya gelmem ama bu kylleri senin dediinden de
beter ederim."
"Syle Hocam, buna ne diyorsun?"
"Ben syleyeceimi syledim Memed."
Kyller susmular, olan biteni seyrediyor, dnyorlard.
Hdr Aa olduu yerden ayaa kalkt:
"Brak gitsin Kuzgun Veliyi nce Memed," dedi. "Bizim iinse sen hi ksm
ekme. Biz de senin o bildiin adamlardan deiliz. Ekya Saryan bizi gafil
avlamt. O zaman kymzde drt tfekten baka tfek yoktu. imdi ky bir
cephanelik gibi. Bizim de gzmz ald. Sen brak Kuzgun Veliyi istiyorsan.
Bizi dnme, onun bu kye bir daha gelecei varsa, grecei de var." Kyllere
dnd: "nce Memed braksn m Kuzgun Veliyi?"
Kyller hep bir azdan:
"Braksn," dediler.

"Getirin unlarn giyitlerini, silahlarn da..."


57i
Delikanllar ekyalarn silahlarn, giyitlerini getirip nlerine koydular.
Hdr Aa, Kuzgun Veliyi elinden tuttu yandaki odaya gtrd. teki ekyalar
da oraya soktu.
Ferhat Hoca allak bullak bir suratla ayaa kalkt darya kt. Memed de onu
izledi. Darya knca Hoca gzden yitti. Memed, gzleriyle onu aramaya
balad. Yamur dinmiti. Srtn, avludaki iki adam el ele verse eviremez
ceviz aacnn gvdesine verdi. Merak ediyordu, Hocaya byle ne olmutu, byle
allak bullak olmu bir yzle nereye gitmiti?"
Uzun bir sre aacn altnda bekledi. Hoca bir trl bir yerlerden kp da
gelmiyordu.
"Allahasmarladk nce Memed. nallah, Allah seninle beni bir daha kar
karya getirir."
Kuzgun Veli onun yanndan, arkasnda yedi adamyla geldi geti. erdeki
kyller, Kasmla Temir de darya kmlar Kuzgun Velinin gidiini
seyreyliyorlard.
Kuzgun Veli yma ta avlu duvarn anca aya kayar gibi oldu, bu srada da
tfei patlad, kurun Memedin abasn deldi, omuzunu syrd geti. Ardndan da
Kuzgun:
"Ate," diye emir verdi adamlarna. "Hepiniz nce Memede... Ate!"
Memed kendini aacn arkasna oktan atm, o da atee balamt.
Kuzgun Velinin adamlar yle, akta dimdik durmular, hibir eye karmadan,
olan biteni seyreyliyorlard. Kuzgun Veli ta ynlarnn stnden aacn
arkasndaki Memede kudurmu gibi ate ediyordu. Dehet niancyd. lk kurunda
nce Memedi tutturamamas, onun yapamayaca bir iti. Krk yldr da bana
byle bir i gelmemiti.
Kuzgun, Memedin aacn arkasndan grd en kk bir parasna ate ederken,
arkadan, kayalarn arasndan Ferhat Hoca alvarnn ban balayarak kt.
Kuzgun Velinin ldrm srt nnde tabak gibiydi.
"Kuzgun Veli!"
Kuzgun Veli Ferhat Hocann sesine dnd, dnmesiyle de, tam alnnn ortasndan
kurunu yemesi bir oldu, ta ynnn stne az yukar serildi.
572
Tam bu srada da aadan bir oban kan ter iinde kalm, boyun damarlar
imi, krk gibi soluyarak geldi:
"Ky sarld," dedi.
Ferhat Hoca yaklat, Kuzgun Velinin adamlarnn nnde durdu:
"Bakn oban karda ne dedi, ky sarmlar. Siz bize katlyor musunuz, yoksa
gidiyor musunuz?"
ndeki ksaca boylusu:
"Bir yere gidemeyiz zaten, sarldk," dedi.
"Memed..."
Sapsar kesilmi Memed:
"Adam bizi ldryordu. Sen mahsustan dar kmtn Hocam, bunu bilerek."
"Ben Kuzgunu yakndan tanrm."
Kar yamatan kyn stne bir yaylm atei ald, ardndan da kesildi.
"Teslim ol, nce Memed!"
Memed:
"Kasm, sen yanma iki kii al, u kayann altna sn, oray tut. Temir sen de
iki kii al, u aay tut... Hocam sen de u karya..."
Ortada ksack adam kalmt.
"Sen de yanma."
Bir yaylm atei daha balad.
"Yere yatn. Kyller, sizler de evlerinize..."
Yaylm atei sryordu.
"Teslim ol nce Memed, kurtuluun yok. Her bir yerden sarldn."
Kyn drt bir yanndan gelen yaylm ateine bakarsan byk bir kalabalka
sarlmlard. Kurtulmalar olanakszd hemen hemen...
"Hocam syle ne yapacaz?"
"arpacaz."

"Byle ka gn dayanrz?"
"Kyde de ok cephane var, belki gn, drt gn. Bilemedin be gn."
" gn iinde btn yremiz yzlerce, binlerce askerle
573
dolar. Bugn bu kuatmay, en ok da bu gece yarp kamazsak bizden hayr
bekleme Hocam, hepimizi teker teker keklik gibi avlarlar."
"Ne dnyorsun?"
nce Memed Hocay elinden tuttu, uurumun bana gtrd. stlerine kurun
yayordu, ta ynlarnn ardnda durdular. O ksa boylu ekya da
yanlarndayd. Az sonra, nereden ktysa, oban Mslm de geldi aralarna.
"Ben u uurumdan aa insem de, bu gece onlar varsam da arkalarndan
kuatsam, onlar da..."
Ferhat Hoca uurumun ucuna geldi, aaya bakt:
"Abooov, ocan yana Memed," dedi, "bakamadm bile, dibini bile gremedim
uurumun! Sen buradan nasl aa ineceksin? Bir dersen bin para olursun."
"Ben ok indim byle uurumlardan. Eskiden, geyik avlarken."
"Bu uurumdan inemezsin. Ku kanadyla, ylan beliyle de inemez."
"Ya inerim, ya da burada hepimiz candarmalara yem oluruz. Candarmalar bizi
yakalarlarsa sa m brakrlar sanyorsun."
Memedle Ferhat Hoca arasndaki tartma uzayp gidiyor, ky saranlarn yaylm
atei de gittike oalyor, Kasmla Te-mir de yanlarndaki Kuzgun Velinin
adamlaryla ayn younlukta onlara karlk veriyorlard.
"Senin Kasm iyi dvyor."
"Gece yarsna kadar onlar arkalarndan..."
"Bu uurumu inemezsin. Baksana, usuz bucaksz, bir de duvar gibi dimdik."
Bu srada orada durmu bekleyen, bir kzarp bir bozaran oban Mslm:
"Ben Memed Aam buradan indiririm," dedi.
"Nasl indirirsin?"
"Ben yolunu biliyorum. nce ben nlerinden inerim, sonra da onlar benim ardmdan
gelirler. Eer bana da bir tfek verirseniz..."
"Sen tfei ne yapacaksn?"
"Ben de ite onlara..." Kyn dndan ate edenleri eliyle
574
gsterdi. "Ben de... Bana tfek vermezseniz, ben de burada kalrm. Ben bir
oban ocuum, kimse bana bir ey yapmaz."
Ferhat Hoca duvarlarn dibine sinerek Kuzgun Velinin lsne kadar gitti.
Mslmn bu tfee gz koyduunu anlamt. Ekyann stndeki btn silahlar,
kurunlar, bir de onun kuburunu ald geldi, "Al," dedi oban Mslme verdi.
oban Mslm, elleri ayaklan biribirine dolanarak silahlan kuand.
"Memed, sen de bu kuburu al... Azna kadar altn dolu. Sana bir gn para
gerekebilir."
Memed hibir sze varmadan, gm savatl, ok gzel bir deriden ilenmi, gl,
ceren, at ba kabartmal kuburu ald beline balad. Kubur ok ard ve ancak
altn bu kadar ar olabilirdi.
Ferhat Hoca, "Ben gidiyorum, adamlar bizimkileri ok sktryorlar. Byle
giderse akama kadar dayanamayacaz," dedi, yanndaki iki kiiyle kyn sol
yanma, uurumun teki ucundaki kayala kayd.
"Hoca oray tutarsa bir gn de, iki gn de dvr, karsnda bir ordu da
olsa."
Az ilerde durmu kalm Kuzgun Velinin ksa boylu etesi hibir sze varmyordu.
"Senin adn ne?" diye onun varlnn farkna varan Memed sordu.
"Sahan."
"nebilir miyiz dersin buradan aaya paralanmadan?"
"neriz."
"yleyse Mslm, d nmze."
Mslmn yz kpkrmz olmu, surat aslmt. Olaanst bir ie hazrlanm
insanlarn temkinindeydi. Ynn gndouya dndrd, uurumun kysndaki uzun,
hendek gibi bir ukura indi. ukurun iini keven dikenleri, allar, kurumu
otlar azna kadar doldurmutu. Memedle Sahan da onu izlediler. Mslm, kiminde
gbee kadar suya batyor, ama hendekten kp da darda yrmeyi nedense

dnmyordu, ate etkisinin dna ktklar halde. ster istemez Memedle


Sahan da, bir ey sylemeden onun arkasndan gidiyorlard.
575
Sk aalkl, aalarnn her birisinin gvdesini iki kii e-viremez bir
ormana geldiler. Bir sel yata orman ok derin ikiye bimiti.
"te, inersek buradan, bu sel yatandan aa inebiliriz. Ben eskiden hep sel
yataklarndan inerdim. Keiler de sknca sel yataklarndan inerler uurumu.
Ben keilerden rendim uurumlardan byle inmeyi."
Sahan, Memede dnd:
"u ormann iinden vursak da, arkalarna gesek, ne dersin?"
Memed:
"evirmilerdir. Burasn bo brakmazlar. Mslmn klavuzluundan baka
aremiz yok. n Mslm."
Memed:
"Ya Allah, ya fettah, ya bismillah," dedi, uurumu inmeye balad. Bak gibi
kayalarn arasndan, suyun at yollardan kolaylkla aa iniyorlard. Bu
yollar da ok sarpt, tutunduklar kayalar, allar, aa kkleri, dikenler
ellerini bak gibi doruyor, giyitlerini dalyordu. Az bir srede nn de
elleri kzl kan iinde kald.
Mslm arada srada biraz durup da onlar beklediinde tlerini eksik
etmiyordu. "Uurumdan aaya bakmayacaksnz. Sonra banz dner dersiniz.
Topraa, kk talara basmayacaksnz. Kaya bulacaksnz basmak iin.
Kayalardan deil, kklerden tutacaksnz, salam kklerden," diyordu. tleri
birer buyruktu.
Byk bir cebellemeden sonra uurumu indiler ama onlarda da insanlk hali
kalmam, elleri, dizleri, ayaklar paralanmt.
Mslm:
"imdi u derenin iinden aaya inersek oradan yukarya klacak bir dere
bulacaz. O dereyi de knca onlarn tam arkasna deriz. Ondan sonra da,
alloooo, Allah ya onlara verir, ya bize. Memed Aam, sen de benim nasl bir
kurunlar sktm greceksin," diye sevindi. "Ne yazk ki bu mendebur Kuzgunun
ok kurunu yokmu."
"Ne diyorsun sen Mslm, sendeki kurunla bir ordu durdurulur."
576
"Az, az," dedi Mslm. "Haydi yryelim, daha ok yolumuz var."
"Mslm, sen buralarn ok iyi biliyorsun. Daha nce gelmi miydin bu kye?"
"Ben buraya hi gelmedim."
"yleyse az ilerde bir dere olduunu ne biliyorsun?"
"Bilirim," diye vnd Mslm. "Belli olur o. ndiimiz sel yatandan dolay.
Her sel yatann yannda birka dere olur. Sen bunu bilmez misin?"
Dere akltal bir kuru dereydi. Sel suyu azalmt. Yokuu da azd. Sularn
iinden yrdler. Kurun sesleri daha durmadan geliyordu.
Derenin stne ormana ktklarnda karanlk kavumutu. Bir sre ormanda
bekleyip soluklandlar.
Sahan:
"Ben bu yukarlar iyi bilirim. u koyaktan yryelim."
Islak dallar yzlerini actyordu. Koya karlarken Memed:
"Durun," dedi. "nmzde birisi var."
Durdular, kulak verdiler yreyi dinlediler.
"Kprdama! Kim o?"
"Benim nce Memed," dedi bir ses.
"Sen kimsin?"
"Sefil Aliyim ben, Sefil... Anladn m?"
"Gel Ali, buradayz, bekliyoruz seni."
Ali allarn arasndan, allar yararak sesler kararak bir sre sonra geldi
onlar buldu. Memedle kucaklatlar.
"Sizi aryordum. Burada olduunuzu duydum, ata bindim srdm. Buraya gelince de
sarldnz anladm. Ben de arkadan candarmalara ate etmeye baladm. Neye
uradklarn bilemediler. imdi, nedense, az nce ky kurunlamay
durdurdular. Gelin u ilerdeki kayaya gidelim. Atm orada. O kayay tutarsak,

drt kii olduk imdi, atee bir balarsak sarldklarn sanarlar, hele bir
ikisini vurursak..."
"Vururuz," dedi Memed. "O kolay. Tfeklerinin yalmna ate aarz, o tamam.
stediim kadarn..."
"Dana gibi brtrz," dedi Sahan.
577
"Bu karda kim?"
"Bu Sahan," dedi Memed. "Bu da oban Mslm."
"Kuzgun Veli etesinden Sahan bu mu? Abooov Memed, sen de adamn hasm
bulurmusun! Kuzgun Veli kim ki, onu Kuzgun Veli eden bu Sahandr derler. Ne
oldu Kuzguna, size mi katld?"
Memed olay olduu gibi ona anlatt.
Sefil Ali:
"yi olmu," dedi. "imdi benim kayaya gidelim. Kayann arkas bir sarp ki
kartal bile uamaz."
Kayaya vardklarnda Sefil Alinin at onlar kineyerek karlad. Yukardaki on
altlk ayn nnden hzla bulutlar geiyordu.
Atn stnde bir sazn karartsn gren Memed:
"Demek sen daha akl brakmadn Ali," dedi.
"Ben ekyal braktm. ncesi gn kye geldiimde senin yeniden daa
ktn, bu kyde olduunu duydum. Tfeimi aldm dtm yola."
Ali daha szn bitirmeden nlerinden youn bir cayrt balad.
oban Mslm:
"Ben de ok candarma ldreceim."
"Ekyalar candarma ldrmezler," diye onu azarlad Memed.
"Ya, onlar ekyalar ldryorlar."
"Onlar ldrrler."
"Ekyalar candarmalar ldrmezler de ne yaparlar yleyse?"
"ok skrlarsa yaralarlar."
"Skmazlarsa?"
"Kaarlar."
"Ya ben Kerti Aliyi grrsem?"
"Onu vur," dedi fkesini belli ederek nce Memed. "ldr onu. O bir zalim,
ikenceci..."
Candarmalara ilk atei Mslm at. nc kurununda aadan bir bart
geldi.
"Grdm," dedi Mslm. "Tfeinin yalmyla birlikte de nian aldm. ldrmedim.
Omuzunu deldi geti kurunum."
578
"Sus , konuma," dedi Memed.
Dalmlar, aay youn bir atee tutmulard. Sanki drt adam deil de krk
adam ate ediyordu. Koarak, saa sola atlayarak, elleri makina gibi ileyerek
kendilerini oaltyorlard. Candarmalar iki ate arasnda kaldklarn oktan
anlamlar, aknlktan atelerini seyrekletirmiler, ate emberinden bir an
nce, gn domadan syrlmann yollarn aryorlard. Bu ekya kalabal gn
dounca hepsini keklik gibi avlayacakt.
Kimseye haber vermeden adamlaryla nce Memedi izlemeye kan Mahmut Aa
Kzlkartallda Yzba evketle karlam, Kuzgun Velinin amlyol kynde
nce Memedi yakaladn duymu, Yzbayla birleerek hzla bu yne kaymlar,
amlyol kyn kuatmlard. Mahmut Aa da, adamlar da bu ky, bu yreleri
ta ta, al al biliyorlard.
"Bastryorlar Yzbam. Sandmz gibi bunlar birka kii olamazlar. Sarldk.
Hem sarldk, hem de kydekiler yaman dvyorlar. ok usta adamlar. Biz
onlardan ancak bir kiiyi vurabildik, onlarsa bizim yarya yaknmz
yaraladlar. stesey-diler hepimizi vururlard. Skrlarsa, sabah da olursa
bizim bir tekimizi brakmazlar. Onlar, candarmadr diye ldrmeye skmyorlar.
Gn doup da bizi byle grrlerse... Ben ekiliyorum, una aa doru."
Yzba evket ok fkelenmiti:
"nce Memedi bir daha m kardk?"
"Belki kaamam, belki onu ldrmtr Kuzgun Veli."
"Ya o Kuzgun Veliyi ldrmse?"

"O ldremez Kuzgunu. Kuzgun kurt gibi bir adamdr."


"Demek ben artk hibir zaman nce Memedi ldremeye-ceim, yle mi?"
"Kim bilir, belki..."
"Faruk Yzba benim u halimi duyarsa ok sevinecek. ekilelim Mahmut Aa."
Memed bir sre sonra onlarn ekilmekte olduklarn anlad.
"Ne yana gidiyorlar Mslm?"
"imdi renirim."
579
Mslm kayalara tutunarak aaya indi, aalarn arasndan, allarn iinden
trt karmadan yrd, yok oldu. Dndnde ay batya iyicene yklm
gitmiti.
"Geldiimiz yne aa ekiliyorlar. Oradan aadaki byk ana yola inecekler.
Aralarnda ok sivil var. Birisi tam nmden geti. stesem ldrrdm."
"Sivil mi?"
"Sivil" dedi Sefil Ali. "Seni bizim kyn Aas Mahmut Aa stne alm."
"Mahmut Aann benimle ne alp veremedii varm?"
"Seni yakalamak, seni ldrmek herkes iin bir an... imdi artk u aalar
bile sana dman. Mahmut Aayla adamlar olacak o siviller."
"Haydin yleyse yollarn keselim."
Geldikleri koyaa indiler, son hzla inmeye baladlar. Bulutlar ayn nnden
akp gitmiler, ortada testekerlek, koskocaman ay gkte yzer gibi kalakalmt.
ok uzaklarda, gn eteklerinde de birka yldz ipiliyordu. Yapraklarn
stlerindeki damlalar da parlayp snyorlard.
Koyaa inip de dirsei dnnce Memed:
"Ayak sesleri geliyor, u kar yamaca, kayala siz, bu yamaca da Mslmle ben
kalm, onlar aramza, apraz atee alalm. Sivillerin ine ucu kadar bir
yerlerini grrsek vuracaz. Herkes sivillere ldrmeye kurun skacak."
Biraz sonra ilk candarmanm deredeki karartsn grdler. Sefil Ali onun
ayaklarnn dibine bir tarak kurunu boaltt. Candarma bararak geriye doru
ald yatrd. Ardndan da, ormann iinden kayala kurunlar yad. Karlkl
dv gn yncaya kadar srd. nce Memed, Mahmut Aay aryordu. Onu vurmak
sevap olacak, btn bu dalar, aadaki ukurova bayram edecek, diye
dnyordu. "Sen Mahmut Aay tanr msn?" "Tanmaz olur muyum, kymzn
Aas..." "Ben de yakndan tanrm," dedi Sahan. "Benim de onunla bir gemiim
var."
"Haydi yleyse bitirelim imdi u adamn iini." Bulunduklar yerden aalar
tabak gibi gzkyordu.
580
Aalarn, byk talarn arkasna siperlenmi candarmalar apak ortadaydlar.
Ne tuhaf, bir tek sivil kii yoktu ortalkta. Yzba, sol elinde krbac, sa
elinde tabancas ortada dnp duruyordu.
Gn kulua kadar, ne candarmalar, ne de Memed t karmadan beklediler.
Sonunda Yzba, kalkn komutu verdi. Candarmalar birer ikier aalarn,
talarn ardndan ktlar, tek sra olup koyan iinden aaya yrdler,
ektiler gittiler.
Onlar ekilip gidince Memed:
"Kye gidelim. Belki Mahmut Aadan da bir haber alrz."
kindi olurken kye geldiler. Atlar, yorgunluktan bitmitiler. Onlar kye
girerken Hdr Aa onlar gedikte karlad. "Ferhat Hoca yaraland, durumu da
hi iyi deil. Aadan da iki blk candarma kye doru geliyormu," diye haber
verdi.
Memed hemen Ferhat Hocann yanma kotu. Hoca ak araflar iindeki sabun kokan
bir yatakta rahat yatyor, arada srada acdan yzn buruturuyordu.
"Gemi olsun Hocam."
"Sa ol Memed, hemen kalkp bu kyden uzaklamalyz. Bizi burada bir daha
kstrrlarsa bizim iin artk kurtulu yok. nne gelen, aadan buraya doru
yryen candarmalara bizi haber veriyor. Sabahtan bu yana belki on be kii
geldi."
"Yaran nasl?"
"Kolumda. O kadar nemi yok. Silah bile skabilirim skrsam. Hemen
gitmeliyiz. Benim iin bir at bulun."

"Sefil Alinin at var."


"Kim bu Sefil Ali?"
"Benim eski arkadam. Bir ara birlikte dolatk, yiit olandr. Bizim
sarldmz duyunca..."
Memed Ferhat Hocay kendi eliyle giydirdi, Sefil Alinin at kapda bekliyordu.
Binektana kabilen Hoca ata kolaylkla bindi. Kyller onlar kyn dna
kadar uurladlar. Ferhat Hocaya, onun kurun skna, yiitliine,
kurnazlna hayran kalmlard. nce Memedin adn bile etmiyorlard.
Ky dar kp bir sigara iimlii yol gidince durdular.
"Nereye gidiyoruz?"
581
"Nereye gidelim Hocam?"
Herkes bir ky, saklanacak bir yeri sylyordu. Hocann yaras, Hoca aldrmaz
grnmesine karn iyice imiti. Ars da oalyordu.
"Yakn bir ky olsa daha iyi olur. Bir de cerrah gerekecek bana. Biraz iiyor."
Sefil Ali:
"En yakn ky bizim ky."
"Sizin kyn Aas da bizim kanmza susam. Gidip de Mahmut Aann kucana m
delim," diye ac glmsedi Ferhat Hoca.
"Daha iyi ya," diye diretti Sefil Ali. "O bizim ardmzdaysa, bizim kendi kyne
saklanacamz hi aklna gelmez."
"Bir tanesi bizim orada olduumuzu haber veremez mi?"
"Bizim kyde yle insan yoktur," dedi Sefil Ali. "Sonra cerrah da hazr."
"Kasmn bo kyne gitsek?"
"Ben oraya gitmesem iyi olur," dedi Kasm.
Aralarnda uzun bir sre tarttlar. Karanlk kavumu, dondurucu bir yel
esiyordu.
"Biz Memedle bizim kyde o kadar kaldk da, syle Me-med, kimse bizi kancklad
m?"
"Kimse."
"Bir kii bile kmaz m Mahmut Aaya haber verecek?"
"kmaz."
"kiye ayrlacaz," dedi Memed. "Ben, Hoca, Ali, Kasm, bir de ekya Mslm,
ieklideresi kyne gideceiz. Temir, Sahan, tekiler de Sakzl kyne
gidecekler. Hangimizin ba dara gelirse, o tekinin imdadna yetiir. Yiyecek
var m yanmzda?"
"Var," dedi Temir. "Hdr Aa o kadar ok azk koymu ki hepimize bir hafta
yeter."
Dzlkteki yol ayrmnda biribirlerinden ayrldlar. nce Memedle Ferhat Hoca,
Kasm, Mslm, Ali ieklideresine, tekilerse bo Sakzl kyne gittiler.
ieklideresine vardklarnda neredeyse gn yacakt, horozlar daha
tmemilerdi. Sefil Ali tekilere kyn dnda bir
582
sre beklemelerini syleyip kye girdi. Sar avu onun days olurdu, onun
evine vard, durumu anlatt. Sar avu: "Gelsinler, bam stnde yerleri var.
Bu kyde de onlar kimse bulamaz. Bizim evi aramak kimsenin aklna gelmez."
Sefil Ali geriye dnd arkadalarn ald, Sar avuun evine geldi. avuun evi
ok byk, alt gzeli bir damd. Odalar biribirine ula-lyd ve odadan odaya
geilebiliyordu.
"Bu son oda sizin," dedi Sar avu. "Dmanlar kapdan girerlerse, be oday
geip size gelinceye kadar siz u kapdan kaar, hemen arkadaki kayal
tutarsnz. O kayal tutunca da sizi kimse yakalayamaz."
Yerlere kilimler, keeler serilmi, stlerine kaln dekler atlmt. Harl
yanan ocakta da byk bir aydanlk kaynyordu.
"Siz oturun, kahvalt imdi hazrlanr. Bizim Krolu imdi yannza gelir, ben
de cerraha gidiyorum. nallah evdedir."
Sar avu le olurken yannda bir kara eee binili yal cerrahla kye girdi.
Cerrah Sar avuun yannda gren kyller, ortada olaanst bir eylerin
getiini, amlyolda kuatlm nce Memed etesinden yarallarn buraya
dtklerini anladlar, sus pus oldular. Bunu Taz Tahsin de duydu. Sar avuun
evinin arkasndaki kayalklara saklanp evi gzetlemeye balad. Ky evlerinde

ayakyolu yoktu. Herkes iini kayalklarn arasnda gryordu. Eer ekyalardan


birisi darya kacak olursa, nasl olsa kacaklard, Taz Tahsin de onlar
grecek, kim olduklarn renecekti. nce Kasm kt kayala, ay nda
sama soluna uzun bir sre bakndktan sonra alvarnn ban zd talarn
duldasna, Taz Tahsinin az ilerisine meldi atlad. Bir ho bir koku ald
ortal. Kasm iini grrken bile eli tfeinin tetiindeydi. Taz Tahsinin
d koptu. Bir ksrse, bir ses karsa yanmt. Bu korkun adam onun gznde
gittike iiyor, uzuyor, kocamanlayordu.
Ardndan Sefil Ali, onun ardndan da Mslm. Mslmn de eli tetikteydi. Az daha
da Taz Tahsini gryordu. Bir adm tesindeki uzun tan yanma gelmi uzun uzun
vdrmt. Sidiinden srayan damlalar Taz Tahsinin yzn gzn slatt.
nce Memed Ferhat Hocann koluna girmi darya kt.
583
I
Aralarnda fsr fsr konuuyorlard. Sonra yan yana meldi-ler, yle
melerek de konumalarn srdrdler. Onlar grnce Taz Tahsin kendinden
gemi, yrei gsn kt kt dvmeye balamt. Yerinde duramyor, tekilerse
melmi-ler, klar ak konumalarn sarak srdryorlard. O kadar yava
konuuyorlard ki Tahsin onlarn bir szcklerini bile du-yamyordu. Kan ter
iinde kalm titriyordu. Bir ara kendini ont olmu sand. Elini kolunu, ban
bile kmldatamyordu. Onlarn orada melmi konumalar ona bir yl kadar
srm geldi. Onlar kalkp gittikten, dama girdikten uzun bir sre sonra bile
Taz Tahsin kendine gelemedi. Kalkmak, yrmek, komak istiyor, bir trl
bedenine hkmn geiremiyordu.
lk horozlar tnce dorulabildi. Ayaklarn srkleyerek Muhtarn evine geldi.
Muhtar avluda aptes alyordu. Onu grnce, aptesini yarda kesti, ayaa kalkt:
"Ne var, ne oldu Tahsin?" diye sordu. Tahsinin bu sabah vakti niin geldiini
hemen anlamt.
eriye girdiler.
"Burada," dedi Tahsin. "u iki gzmle grdm. nce Me-med, bir de yaral adam.
Bir de bizim Sefil Ali, bir adam daha, hepsi de Sar avuun evindeler. Mahmut
Aaya hemen haber vermeliyim. O da bana ok para verecek, Murtaza Aadan da bile
ok. Bizim Mahmut Aamz herkesten zengin deil mi?"
"Zengin."
"Hemen gidiyorum."
"Ya nce Memed kaarsa, ondan sonra dndn m senin halin ne olur?"
"Ben de kaarm."
"Herkes biliyor senin nce Memedi herkese haber verdiini."
"Bilsinler. Ben kaarm."
"Peki benim halim neye varacak?"
"Mahmut Aa nce Memedi karmaz."
Muhtarla Taz Tahsin arasndaki konuma epeyce srd. Taz Tahsini bir trl
kandramad Muhtar. Bu kck adamn gz dnmt. Bana da ok kt iler
gelecekti. Ancak kapdan ktn grebildi. Gitse Sar avua, Taz Tahsinin
Mahmut Aaya konuklarn kancklamaya kotuunu sylese miy584
I
di? Sar avuun damnn kapsna kadar yrd, orada bir sre durduktan sonra
geriye dnd. Yerinde duramyor, bir Sar avuun damnn nne gidiyor, orada
bir sre bekliyor, sonra kendi evine geri dnyordu. Evden eve mekik dokumas
leye kadar srd. leyi biraz geiyordu, Sar avula aacn altnda
karlatlar.
"Dur," diye kkredi Sar avu. "Sen beni bilirsin. Ben Mustafa Kemal Paayla
silah atm bir adamm. Onunla birlikte anakkale denizini ben ge fkrttm.
Sen ne demek istiyorsun da, daha gn domadan bu yana evimin kapsna aya
yanm it gibi durmadan geliyor gidiyorsun? Bana bak," diye imeni yeil
gzlerini belertti. "nce Memed bu evde. Knda donun varsa, onu git de senin o
zalim, alak, kan emici Aana syle. Gelsin de nce Memedi benim evimde
ldrsn. te o zaman ben de, sen bu Sar avuu iyi tanrsn, ite o zaman ben
de senin de, o Aan olacak itin de kknz kuruturum. Unutma bunu Muhtar, ben

anakkalede Mustafa Kemalle akmak aktm, gkyzne sular fkrttm. Haydi


yr. Sen dn gerisini."
Muhtarn dili tutulmutu sanki. Taz Tahsinin Mahmut Aaya gittiini, kendini
zorluyor zorluyor, bir trl syleyemiyordu Sar avua.
"avuum bana kyma," szc azndan dklverdi. "Ben sana bir ey yapmadm."
"Sen dn gerisini," diye avu ona srtn dnd evine girdi. ok kzmt
Muhtara. fkeden seyrek sakallar titreyerek ona svyordu.
Muhtar birka kere daha Sar avuun kapsna kadar gitti. Taz Tahsini sylemek
istiyor, kapya gelince orada bu dncesinden vazgeiyordu.
Akam olunca Muhtar konuk odasna girdi, anahtar karsnn eline verdi, "stme
kilitle," dedi, "yarn sabaha kadar da barsam arsam, evde yangn ksa,
Mahmut Aa gelse kapy bana ama. Yemin et, ad gzel Muhammedin, st bulutlu
Krkgz Oca stne..." Kadn yemin etti ve onun stne kapy kilitledi.
585
28
Kayalklardan esen yel kye kekik kokular getiriyordu. Silme ay nda
kayalklar billurdanm gibi lyor, aadan yukarya da evirmi ova apak
bir gl gibi dalgalanyordu. Uzun kavaklarn glgeleri toprak damlarn stne
dmt. nde Mahmut Aa arkada adamlar bir kedi sessizliiyle, konumadan,
sigara imeden, ince da yolundan kye iniyorlard. ok uzaklarda, durup durup
bir puhu tyor, arada srada da kayalarn atrts duyuluyordu.
"Gel bakaym yanma Taz." Mahmut Aa duyulur duyulmaz bir fsltyla konutu.
Taz Tahsin arkasmdayd, yanna geldi.
"Kapda nbet bekleyen bir kii var myd?" "Dn gece yoktu, belki bu gece
koymulardr." Yrdler, kyn yukarsna, Sar avuun evinin st bana
geldiler. O kadar sessiz yrmlerdi ki ayaklarnn altndan bir ta bile kayp
aaya yuvarlanmamt. "Git bak bakalm, darda bir nbeti var m?" Tahsin
yamatan aaya kayarak indi. nmesiyle de dnmesi bir oldu.
"Nbeti var. Tam kapnn nnde. Allalem nbeti de Sefil Ali."
"Sefil Ali mi, hani saz alan bir ekya vard, o mu? Bizim
"Gzm iyi setiyse, odur," dedi Taz Tahsin. Aa yanndaki iriyar adama
buyurdu:
586
"Sen bu iin ustassm, Sefil Aliyi al da buraya getir. Eer onu karrsan, en
kk bir sesi karsa, hepimizi lm bil. stersen Tazy da al yanna."
Uzun boylu, iri adam ayakkablarn kard, oraya tan stne koydu, "Haydi
Tahsin," dedi, "d nme."
Bir kelebek gibi sessiz kayyorlard. Kyn ortasndan akan suyun sesi taa
buralarda patlyordu. Ortalkta bakaca en kk bir trt yoktu, kayalarn
atlamasndan baka.
Onlar Sar avuun damnn duldasna girdiklerinde Sefil Aliyi srtn keye
vermi, ban da nne drm buldular. Ona be adm, drt adm, , iki adm
yaklatlar, Sefil Ali daha durumunu bozmuyordu. nce iri adam Alinin stne
atld, mengene gibi kollaryla Alinin azn kapad. Ali depre-nirken Taz
Tahsin de stne atlad. Onu kskvrak yapp yukarya, Mahmut Aann yanma
gtrdler.
"Elini ayan balayn, o burada kalsn. Biriniz de ban bekleyin."
Damn duldasna indiler, duvarn dibine arka arkaya sralandlar. Bu anda
uzaktaki puhu tt, Sefil Alinin at kinedi, kocaman, ak bir oban kpei de
kuyruunu patanlar arasna sktrm bzlerek yanlarndan geldi geti,
gitti Sar avuun, aacn altnda uyuyan kpeinin yannda durdu. Kyn alt
ucundan birka kpek sesi geldi, ok seyrek, o da kesildi.
Mahmut Aa biraz nce Sefil Aliyi yakalayan iri adam kolundan tuttu yanma
ekti:
"Kap ak deilse, nz birden ykleneceksiniz kapya. nallah kap aktr.
Yannza mavzer almayacaksnz. Kar koyarlarsa hanerlersiniz. Taz, sen de
kpeklere mukayyet ol. Hi kpek sesi istemem."
kii daha ayrd.
"Siz de kap alr almaz, onlarn arkasndan..."
Kap akt ve ndeki adam ellerindeki cep fenerlerini yakarak ieriye
daldlar. tekiler uyuyorlard, deprenemediler bile.

"Tamam m?" diye heyecandan kslm, titreyen sesiyle sordu Mahmut Aa.
ri adam:
587
1
"Tamam," diye bard.
"Ellerini kollarn balayn."
"Bir tanesi yaral."
"Onu da balayn."
Ksa bir srede drt kiinin kollarn arkalarna baladlar, Sefil Aliyi de
yukardan getirdiler.
"Muhtar arn."
Sar avu olan biteni duymu, don gmlek darya km aval aval Mahmut
Aann yresinde konumadan dnp duruyordu.
"Sar avuu aln getirin."
"O burada," dediler.
"Vay, seni kocam kpek, demek benim kymde, benim evimde dmanlarm, bu
milletin canna kast etmileri saklarsn ha? Seni kocam uyuz it seni. Bana
neler geleceini hi u aklsz bann keciinden geiriyor musun?"
"Azn topla Mahmut, ben kocam kpek deilim, kocam kpek olan sensin."
"Syletmeyin u deyyusu, balayn ellerini. Senin derini yzeceim senin,
kocam akal."
"akal senin baban. Hem de sensin. Hem de slalen."
"Getirin u dinsizi yanma."
Mahmut Aann boa aletinden krbac arka arkaya ylan sl gibi terek
saklad.
"Muhtar gelemiyor Aamz."
"Nedenmi o?"
"Avrad onu odaya kitlemi."
"Gidin de krn kapy."
ki ev tedeki evden bir sre pat kt, kap gcrtlar geldi, az sonra da
kesildi.
"Oooo Muhtar, baba dostu, insan Aasn byle kilitli kaplar ardndan m
karlar?"
"Kusura kalma Aam, avrada kendimi kilitlettim."
"Nedenmi o?"
"nkleyim ki Taz Tahsini sana ben gnderdim. Piman olurum da onlara, Taz
Tahsini sana gnderdiime..."
"yi yapmsn."
588
"Bize buyurun."
"Size geleceiz ya, u ekyalar nereye koyacaz?"
"Hele eve gidelim de... Onlar da alp..."
"Doru..."
Kyde iki katl topu topu iki ev vard. Bir tanesi Mahmut Aann kona, bir
tanesi de Muhtarn eviydi. Ekyalar nde, Mahmut Aayla adamlar arkada, bir
anda olay duyup alanlar, ev aralarn doldurmu kyl kalabaln yardlar,
Muhtarn evine geldiler. Kalabalktan t kmyordu. Sanki hepsinin kan
ekilmi, kupkuru aalara dnmlerdi.
Muhtarn konuk odasnn kaps akt ve kars elinde anahtarlarla kapnn
krk kanadnn nnde duruyordu. Kadn ocaa da st ste ktk atm,
ktkler tutumular, bol yalmlarla yanyorlard. Oda aydnlkt.
Mahmut Aa geti baa oturdu. Adamlarndan bei de alt alta onun aasna
sedire sralandlar. teki adamlarnn bir ksm darda, bir ksm da ierde
elleri tetikte bekliyorlard.
"ndirin onlar sedirden, o ekyalar... Kim oluyormu onlar! Aalk yol
kesiciler, soyguncular... Getirin onlar, yere, u ayamn dibine oturtun.
Bizim Muhtar da bu kefen soyuculara paa muamelesi yapyor."
Muhtarn sedire oturttuu ekyalar Mahmut Aann adamlar aldlar, Aann
ayaklarnn dibine yan yana dizdiler.
Mahmut Aa bir sre onlar szdkten sonra, batakine:
"Hey yaral, sen kimsin bakalm? ok da utanga bir adama benziyorsun."

Ferhat Hoca ban kaldrd, inceden, alayl glmsedi:


"Ben Ferhat Hocaym."
"Oooo, sen misin o? Duydun mu, sen hapisi yarp da katktan sonra beraat ettin,
kurtuldun yani. Ama imdi, nce Me-medin yanda, etesi olaraktan aslacaksn.
Seni neden, sizi neden u anda ldrmyorum, biliyor musunuz, siz benim elimle
ldrlmeye layk deilsiniz, siz aslarak lmeye layk canavarlarsnz.
Bilseydim ki iinizde azck adamlk var, sizi ipe gndermez, hemen burackta
ldrrdm. Seni uyuz kpek, bir de hoca olacaksn. Dediklerine gre ok da
bilgili, derin bir hocay589
w
msn. Hi de suun yokmu katnda, imdi idam edileceksin. Bacaklarn
sallanacak, byle byle."
Sa elinin iki parman at at kapad.
"Sen kimsin?"
"Ben nce Memedim."
"Vay anasn, st dkm kediye benziyorsun ulan, nce Memede de hi
benzemiyorsun." Muhtara dnd. "yi bak bakalm u babayiide, u a kalm bir
sana benzeyen Toros dalarnn kahramanna! Bu adam nce Memed mi? Sen daha
nce Memedi tandn m?"
"nce Memedi bu kyde kim tanmaz ki... Bu adam nce Memed."
"Allah Allah! Allah Allah, u yakaladm, bunca ardnda kotuum adam da bari
bir adama benzeseydi. Bunu nce Memeddir diye kasabaya gtrsem herkes benimle
alay eder, beni tefe koyar da diyar diyar gezdirirler! Ben byle bir smkly,
solucan kasabaya gtreceime brakrm. Bunu salveririm de utantan
kurtulurum. Kasabada Aalara, Beylere dedim ki yarn gider de onu kulandan
tutar getiririm. Bakn u vndm adama, ben bunu kapma uak yanama bile
almam! u murdarn suratna bakn, Abdi Aay, Ali Safa Beyi ldren kokmu
tilki taamn suratna! Tuuuu, senin pis yzne... Daha da durmu, una sz
sylyorum, u kokmu srtlan leine. Ben Hkmetin yerinde olsam, yle bir
adama benzemezi amazdm bile. Bok kuyusuna atardm, bok kuyusuna..."
Mahmut Aa kimi fkeleniyor, ayaa kalkyor, eilip Me-medin yznn ortasna
tkryor, onu tekmeliyor, kimi yerine oturup ayak ayakstne atyor, onunla
alay ediyor, alayn ardndan da kfrlere balyordu. Sonunda yoruldu, sesi bile
kmaz oldu. Ama Memedden hncn daha alamamt.
"Sen kimsin?" Kasma sordu.
"Ben Hac Temirim. Anavarza kylklerinden olurum. Kuzgun Veli etesindenim.
Kuzgun Veli vurulunca bunlara katldm. Kader..."
Mahmut Aa onun stnde durmad.
"ocuk, sen kimsin?"
590
"Ben de Sarkeili oymandan olurum. Benim adm da ekya Mslm."
"Neee, ekya msn sen?" "Ekyaym ya..." "Ne zamandan beri?"
"ki gn nceden..." Mslm, iki gn demeyecekti ya, iki yl diyecekti belki de,
azndan kard.
Mahmut Aa:
"zn unun kollarn," diye buyurdu.
Adamlar Mslmn kollarn atlar.
"Ben sana ne ktlk yaptm da Aa beni brakyorsun? Ben ekya deil miyim?"
"Atm unu darya."
Mslm somurtuyordu. Darya attlar.
"Seni biliyorum, sen bizim Ak Sefil Alisin. Sana bir ey yapamam. Baban benim
has adammd, Allah rahmet eylesin. Balkan Savama gitti, o kadar nne gemeye
altm, askere gitme, dedim, beni dinlemedi gitti, bir daha dnmedi. Seni
ekyal brakt, dediler bana."
"Brakmtm. nce Memedin yeniden daa ktn duyunca, iki gn nce ben de
gittim onu buldum."
"yi ki buldun. Sen olmazsan o bu kye gelmez, ben de onu byle, dalnda olmu
bir armut gibi koparamazdm. An unun kollarn."
Sefil Alinin kolunu atlar.
"ek saz da bir iki tngrdat bakalm."

Sefil Ali karlk vermedi, herhangi bir devinimde de bulunmad.


"Al saz eline," diye sert buyurdu Mahmut Aa.
Sefil Ali gene oral olmad.
"Bana saz almyor musun?"
Sar avu ban kaldrd:
"Sana, deil benim yiit yienim, sana benim kpeim bile saz almaz, Mahmut."
"yle mi?" diye alayl gld Mahmut Aa. "yle mi, Mustafa Kemalin has adam,
yle mi anakkalede bir mermide denizi ge uurup da dnyay denizsiz koyan
martavalc?"
591
"Mustafa Kemal Paann adn senin gibi kpekler azlarna alamazlar. Senin
gibi kan iiciler. Senin gibi atna adam ineterek ldrenler..."
Mahmut Aa ar ar yerinden kalkt. Gzleri sapsaryd. Sar avuun yanna
geldi. Bu brdr diyerek yal adama bir tekme savurdu. Ardndan bir daha, bir
daha... Sonra elindeki krbala, ayaklaryla, btn gvdesiyle San avuun
stne aband. Yal adamn az burnu, salar sakallan, mintan ayaklar kzl
kan iinde kald. teki dvdke hrslanyor, yerdeki adamn stnde dolanyor,
hrslandka dvyordu. Sarho gibi yalpalayn-caya, ayakta duramaz bir duruma
dnceye kadar avuu inedi. avusa en kck bir ses karmad, of bile
demedi.
"Eer bu gece sabaha kadar lmezsen, yarn sabah seni ldreceim. u itin de
elini tekrar balayn."
Sefil Alinin elini arkasna yeniden baladlar.
"imdi Muhtar, bu gece biz burada kalacaz. Muhkem bir yer gerek bunlara sabaha
kadar. Sabahleyin candarmalar gelecekler, kasabaya bu canavarlar yle
gtreceiz."
"Bu odada kalsnlar."
"Buras olmaz. Belki adamlar basverirler ky. Bunlarn bir yarsn Sakzlda
kstrdm. Senin Taz gelince de hemen onlar orada braktm geldim. Onlar bu
gece belki burasn basarlar. Senin ev olmaz..."
Ban elleri arasna ald, dnd.
"Buldum," diye de ban kaldrd. "Bizim konaa... Oras kale gibi muhkemdir.
Bin kii kuatsa orasn kii on gn koruyabilir."
"Doru," dedi Muhtar.
"Anahtarlar sende mi?"
"Bende."
"Haydi kalkalm da bu ahr zaman kahramanlarn bizim konaa misafir edelim. u
kocam uyuz domuzu da ortadan kaldrn. Kaldrn da, yarna sa karsa eer,
bunu da kasabaya gtrp asalm."
Darya ktlar. Kyn iinde kimsecikler kalmam, in cin top oynuyordu.
Ortalkta rktc bir sessizlik vard. Bu, eski kurt Mahmut Aann gznden
kamad.
592
"Bu kyde bir eyler dnyor, Muhtar."
"Ne gibi, Aam?"
"Bilemem. Ky ok sessiz."
"Bizim kymz her zaman sessizdir."
"Bu baka bir sessizlik. Kye ben gelmiim, nce Memedi yakalamm, Sar avuu
inemiim, bunu da btn kyl duymu, sonra da bu sessizlik..."
"Korktular. Sen gelince bizim kyl hep byle sessizleir, saygdan."
"Belki de..."
Muhtar nce kale kaps gibi muhkem kemerli yksek avlu kapsn, ardndan da
kona at, merdivenleri ktlar. Bir delikanl, elinde byk bir gemici
feneri tayarak nlerinden gidiyordu.
"u odaya koyalm. Bir gecelik. Bu odann darya alan penceresi yoktur.
Zaten babam sulu kylleri hep bu odaya hapsederdi."
nce Sar avuu getirdiler, odann ortasna attlar, arkasndan da tekileri.
"Btn kona klandrn. Avlunun ortasna da byk bir ate yakn. Sabaha
kadar snmeyecek." Adamlarna da buyurdu: "Sen, sen, sen... Gznz
krpmayacaksnz. Ben bu geceden korkuyorum. Keski u ekyalar alp hemen

gidebilsey-dik... O da olmazd... Pusu... Candarmalan bekleyeceiz. Taz Tahsin


kasabaya utu mu? Bir de atllar gitsinler, bizimkilerden, abuk."
"Gnderelim. Taz Tahsin oktan utu."
"Yorulmuum. Gzlerimden uyku akyor."
Konan her kesine bir lamba aslm, avlunun ortasna da ktkler ylmaya
balanmt.
"Gzlerinizi drt an. Yoksa cannzdan olursunuz."
O nde, Muhtar, adamlar arkada, eve geldiler. Muhtarn kars sofray sermi,
bir de byk ie raky sofrann ortasna dikmiti. Aalarnn ikisiz
yapamayacan bilirlerdi. Sinide de halanm birka keklik ttp duruyordu.
"te buna sevindim Muhtar. Ama bu sessizlik beni rktyor."
593
"Uykudalar."
"Elimi keserim ki bu anda, bu kyde kimse uyumuyor, bebeler bile."
Mahmut Aa kendi kylsn iyi biliyordu. nce Memed ve arkadalarnn
yakaland andan bu yana ky ok sessiz bir fslt almt. Kadnlar, kzlar,
kz ocuklar lisan hal ile biri-birleriyle konuuyorlar, onlarn konumalarn
hibir erkek, erkek ocuklar bile duymuyorlar, duysalar da konutuklarndan
hibir ey anlamyorlard.
"nce Memedi asacaklar."
"Ne de gzel atlar yakmtk ona!"
"imdi de bizim kymzde yakaland."
"Lanetli, uursuz saylacak bizim ky..."
"nce Memed alrsa..."
"nce Memed alrsa..."
"Bamza gkten ta, ate, ylan yan, ejderha, solucan yaacak..."
"nce Memed alrsa..."
"Bu ky, bu dnya..."
"Bu koca Binboalar yklacak."
"Topraktan kan fkracak su yerine..."
"Kyamete kadar."
Emi Hatun, arkasnda yedi tane gen kz kyn iine dmler, ev ev, kadn
kadn dolayorlard.
"Bu bize yakr m?"
"Bizim ky nce Memedin yakaland yer, diye anlacak kyamete kadar."
"nce Memed de bizim yzmzden aslacak."
"Sar avuu da ldrd o dinsiz."
"Eskiden atna adam ineterek ldrrd."
"imdi kendisi iniyor."
"Atnn yerine..."
"Varnca br dnyaya llerin yzne nasl bakacaz?"
"ocuklarmzn..?"
"Elalemin..?"
"u koca Toros dalarnn..?"
"Pamuk topladmz Akadenizin..?"
594
"Ekin bitiimiz ukurova toprann yzne nasl bakacaz..?"
"nsanolu bizden bunu kyamete kadar sual etmez mi?"
"nsanoluna ne diyeceiz?"
Tanyerleri neredeyse d yacakt. Kyn btn kadnlar sessizce gelmiler,
Mahmut Aann konann kapsnda durmulard. kadnn ellerinde siniler,
sinilerin iinde de yiyecekler vard. Btn kadnlar ak araflara
sarnmlard.
"An kapy yavrular, size yiyecek getirdik."
Nbeti, kadnlarn sesini duyunca kapy at, kadn kalabaln grnce bir
tuhaf oldu.
Emi Hatun:
"Ne o, yavrum?" dedi. "rkttk m seni? Korkma bir ey olmaz."
Kadnlar ieriye doldular. Nbetiyi ortalarna aldlar. Adam bir anda
aralarnda yitti gitti, sesi soluu kmad. Kadnlarn bir ucu oktan konaa
kmlar, oradaki nbetileri de aralarna alm, yitirmilerdi. Muhtarn yal

karsyla, o da nce Memede gzel at yakanlardand, Emi Hatun, onlarn


arkalarnda da gen kzlar mahpuslarn odasna girdiler.
Emi Hatun:
"zn unlarn ellerini," diye bard.
Kzlar gz ap kapayncaya kadar onlarn ellerini zdler.
"Bunlar giyitleriniz, aln da hemen giyinin."
Ekyalarn silahlar da kzlarn kucaklarndayd.
"Bunlar da silahlarnz, kuann. Sabaha az var. Neredeyse gn d yacak.
Da tutun. Sar avuu bize brakn. Biz ona bakarz."
nce nce Memed, sonra tekiler, yaral Ferhat Hoca bile, nasl giyindiklerini,
silahlarn nasl kuandklarn bilemeden giyindiler kuandlar, "Salcakla
kaln, sa olun, var olun," dediler, ikiye ayrlarak, onlara yol veren kadn
kalabalnn arasndan ktlar, az sonra da kayalklar tuttular. Kadnlarsa
hibir ey olmam gibi ellerindeki tepsileri yere, nbetilerin nne koydular,
"Yiyin afiyet olsun," dediler, geldikleri gibi gene sessizce ekildiler
gittiler.
595
Bir sre sersem sersem orada kalakalm nbetiler bir kou Mahmut Aaya
gittiler. Mahmut Aa daha yeni szmt, onu kendine getirmeye altlar.
Kendinden gemi Aa btn abalara karn ancak bir kere gzlerini at. "nce
Memed kat Aa, kat," dediler, o aldrmad, gzlerini kapayp yeniden derin
uykulara dald.
Sabah oldu, gn d, Aay kimse uyandramyordu. Yresinde dnenip
duruyorlar, barp aryorlar, kyamet koparyorlar, Mahmut Aa bana msn
demiyor, rahat uykusunu srdryordu.
le vaktinin horozlar terken Aa kendiliinden uyand, eline tututurulan
ibrii ald, uykulu sersem, sallanarak, evin arkasndaki kayala gitti, bir
tan arkasna melip atlad. Ykandktan sonra dnd, yresindeki herkes sus
pustu, kyden de, horoz seslerinden baka bir ses gelmiyordu.
Byk bir sini iinde kahvalt geldi. Mahmut Aa kahvaltsn tek bana
yaptnn farkna varmad. Sofradan kalkt, bir kz ibrik sabun, havlu getirdi,
Aa ellerini, azn ykad, ayaa kalknca, nnde el pene durmu, st dkm
kediye dnm Muhtara sordu:
"Candarmalar daha gelmediler mi?"
"Gelmediler ya Aam..."
"Ne var?"
"Yani daha gelmediler de... Hani..."
"Syle, dilinin altnda ne var?"
"Hani demem odur ki... Aam daha iyi bilir ya, bu gece ya... Yani ya..."
"Ne var, ne oluyor?"
"Bu gece nce Memed de..."
"Ne oldu nce Memede?"
"Onu gtrdler..."
"Kim? Candarmalar m? Gsteririm onlara. Benim yakaladm ekyay... Olamaz.
Onlarn ellerinden alacam. Beni neden uyandrmadnz onlar geldiinde?"
"Uyandrdk Aam, sen uyanmadn."
"Binin atlara, candarmalarn arkasndan yetielim, nce Memedi ellerinden
alalm."
596
Bu srada o iriyar adam ortaya kt, ellerini ovuturuyordu:
"Aam," dedi, "nce Memedi candarmalar gtrmedi."
"Ya kimler gtrd?"
"Periler, cinler..."
"Nasl periler, cinler? Yani dpedz kardnz, yle mi?"
Olay duyunca Mahmut Aann barp aracan, kyameti koparacan,
nbetileri, Muhtar, teki adamlarn kan ietinceye kadar dveceini
sanyorlard, tam tersi oldu, Aa ok soukkanl davrand.
"imdi anlat bakalm sen."
riyar adam ellerini daha ok ovuturuyordu.
"Ben avlu kapsnda nbet bekliyordum. Ortalkta t bile yoktu. Bir ara
dalmm, bir kadnn sesiyle ayktm. Sana yemek getirdim, dedi kadn. Tepeden

trnaa ak libaslar iindeydi. u yukar kayalklardan, u aadaki alandan,


yandan ynden hi ses karmadan ak libaslar giyinmi kadnlar geliyorlard.
Sonra ne olduunu anlayamadm. Gzm atmda kollarmn, azmn bal
olduunu anladm. teki nbetiler de yanmda yatyorlard, avlunun ortasnda,
talarn stnde. Ayaa kalktm, odaya kotum, nce Memed yoktu. Daa yukar
baktm, binlerce ak libasl kadn dorua yukar ar ar ekilip gidiyorlard.
Arkalarndan kotum, birka el de ate ettim, bir baktm ortada kimsecikler yok.
Cin miydi, peri miydi, insan myd bu kadnlar, artk onun orasn ben bilemem,
Allah bilir."
"ieklideresinin canavar kadnlaryd. Hani o nce Memede at yakan kadnlar.
Onlar ne cin, ne peri, ne feritaht, dpedz insand."
teki nbetiler de aa yukar buna benzer eyler sylediler. Yalnz, onlara
gre kadnlar rlplaktlar, hepsinin de memeleri dimdik, sert ve sivriydi.
Bunlar da onlar yakalamak iin arkalarndan komular, yetimiler, kadnlardan
tuhaf, bayltc bir koku esince kendilerinden gemilerdi.
"Atm getirin."
Hemen atn getirdiler, bindi:
"Muhtar, btn kyl toplansn." Adamlarna buyurdu: "Siz de ata binin."
597
Muhtar yanndaki bekiye:
"u tan stne k da tellal ar, bilumum kyl burada toplanacak, Aamz
gidiyor."
Beki tan stne kt, gr sesiyle kylnn alanda toplanmasn syledi. Bu
bir gelenekti. Yllardan bu yana Aa, Aann babas, dedesi ne zaman isterlerse
kyl alana hemencecik dakika sektirmeden toplanrd.
Az bir srede kalabalk btn alan doldurdu. Mahmut Aa da, arkasnda
adamlaryla atn srd kalabaln kysna geldi durdu. Byklarn burarak
gld. Kyl, bunca ya yaamlard, Mahmut Aann gldn ilk kez gryordu.
"yi yaptnz," diye sze balad. Sesi souk, dz, kesindi. En kk bir fke,
bir krgnlk, znt yoktu. "ok iyi yaptnz da benim yakaladm nce Memedi
braktnz. Bizim ahmaklar da, nce Memedi periler ald gtrd diye de
kandrdnz, uyuttunuz. Ne yaptysanz iyi yaptnz. nce Memed size mbarek
olsun. Onu tepe tepe kullann, sevin, sayn. imdi ben bugn gidiyorum. Az sonra
gelecek candarmalara da yolda rastgelirsem, size bir fiske bile vurmamalarn
syleyeceim. Siz benim bin yllk kylmsnz, airetim kanmsmz. Onun iin
hi kimsenin size hakaret etmesine dayanamam. imdi sizden istediim, on gn
iinde bu ky brakacak gideceksiniz. Bugnden sonra bu kyde hibir tavuk,
kei, sr, koyun kesilmeyecek. Gndereceim obanlara hayvanlar teslim
edeceksiniz. Biliyorsunuz, oturduunuz evler, bastnz toprak, kyde ne var ne
yoksa, u akan su bile, hepsi benim. Knzdaki donunuz bile benim. On gn
sonra buraya geleceim, burada bir tek kii bulursam, artk onun orasn
kendisiyle bir de Allah bilir."
Atn srd, arkasna bile dnp bakmadan ky kt.
Kalabalk kart. Uzun bir sre kimin ne syledii anlalmad. Ardndan da top
top daltlar.
"Aya kademli geldi nce Memedin, batas!"
"Batp da yerlere gecesi..."
"Olmaz olas!"
"Ykt viran etti kymz."
"ldrd hepimizi."
598
"Sndrd ocamz."
"Zaten yznde de meymenet yoktu."
"Gzleri de ylan gzleri."
"Boyu da bir kar."
"Boyu yerin dibine gecesi..."
Biraz sonra kyn iini bir rltdr ald. Srgn atlar yaklyor, nce
Memede karglar yayordu. Emi Hatun evinin karsna gemi, ku gibi
ryor, bu evde geen gzel yaamn anmsyor, dile getiriyor, senden nasl,
nasl ayrlacam tellice evim, diyordu her sznn sonunda da... Senden nasl
ayrlacam tellice kavam, senden nasl ayrlacam gn gibi suyum, alakarl

dam, savran kurmu sar iekli, mor kevenli koyam, yaz bahar aylar gelince
nennilenen ormanm, sarasmalarm, veyiklerim, ball incirlerim, bin iekten
bin koku derleyen arlarm?
"Gelmez olaydn da ieklideresine, nce Memed!"
"Grmez olaydk o devrilesi boyunu."
"Prtlemi kurbaa gzn."
"l, daarck yzn."
"Yal kurunlardan gidersin inallah, nce Memed."
"Leini itler srkler inallah nce Memed."
"Kartallarn aznda kalr her paran, her bln inallah nce Memed."
"nallah seni bir ingene asar, nce Memed."
"Onmayas..."
"Gn grmeyesi..."
"Yln yln, ylancklar kararak da hapislerde ryesi nce Memed."
"Mezar yz grmeyesi..."
Kayalklara saklanm ekyalara kadar kyn lklar, patrtlar grltleri
geliyordu.
"Hocam, bir ey var bu kyde. Bir ey oldu onlara."
"Oldu," dedi Ferhat Hoca. "Mahmut sabahleyin uyannca..."
"Ne yapar onlara Hoca?"
"Kasmn kyne ne yapmsa, ondan beterini de, hem de bin beterini bunlara
yapacak."
599
"Ne yapalm yleyse, Hoca?"
Hoca ona karlk vermedi.
Aralarnda uzun bir sessizlik oldu. Hi kimse konumuyordu. Kyn stnden bu
yana durmadan top top kular uuarak yorgun geliyorlard.
Kyde seslerin kesildiini neden sonra fark ettiler.
"Ne oldu, Hocam?"
"Kt bir ey oldu. Seslerin byle birdenbire kesilmesi hayra alamet deil."
"Tam bizim kyde de byle olmutu," dedi Kasm. "Allah dman bana vermesin
byle bir derdi."
Bu srada aadan, kayalklarn arasndan Mslmn krmz fesli ba gzkt.
"Nereden buldun o fesi?" diye ona takld Ferhat Hoca.
"Sar avu verdi."
"Nasl o?"
"ok inliyor ya, iyi."
"Ky nasl?"
Mslm ky, kylleri, Memede ovenleri en ince ayrntsna kadar onlara bir
bir anlatt.
"Demek byle ha!"
"Byle," dedi Mslm. "Hi anlamadm bu ii, ne var bir gmede de bu kadar
alyorlar, kyameti koparyorlar? Biz her gn gyoruz. Gmek daha iyi deil
mi?"
Ayaa kalkm Hoca onun omuzunu okad:
"Konup gmek daha iyi ya, bu insanlar o tad oktan unuttular yavrum. Mslm.
Senin ocuklarn da unutacak. G sz edilince de aadakiler gibi kyameti
koparacaklar."
"Sanki dnya batyormu gibi..."
Ferhat Hoca Memedi elinden tuttu, kendine doru ekti:
"Gel," dedi, "gel de urada birazck kendi kendimize konualm."
Bir kayann dibine, srtlarn talara verdiler oturdular.
"imdi iyice anladm ki, olum Memed, bu ekyalk sana gre deil. Aadan
sesler gelirken ldn ldn de dirildin. Eer kyl srgn edilir de, yleye
benziyor, ieklideresi ky Sakzlya benzerse sen kolay kolay ayakta kalamaz,
yaayaORHAK Khff^t
,
6o
mazsn. Bu i baka i, senin gibi ocuk yreklilere gre deil. Senin yznden
bir ky azck alad diye neredeyse dp u kayalarn iine lecektin. Ya
yarn senin yznden Faruk Yzba, Aalar, Beyler btn Toroslar dayaktan,

ikenceden, zulmden geirirlerse, ya yarn brs gn btn Toroslar bir feryad figana dnerse, senin halin nice olur Memed?"
Memed boynunu bkm konumuyordu.
"Bak yavrum, sen bir deli atn bile tek bana dada kalmasna dayanamyorsun.
Neredeyse zntnden ont olacaksn. Seni ldrseler de sen bir insana ate
edemezsin. Benim anlamadm, sen nasl Abdi Aay, Kel Hamzay, Ali Safay
ldrdn? Bana yle geliyor ki onlar sen ldrmedin. Azck anlyorum ya, az
daha Yobazolunu ldrecektin atn yakalamaya gitmiyor da, ban alp kayor
diye. Bak Memed, senin o belindeki kuburda ok altn var Kuzgun Velinin, sana
bir mr boyu yeter. yi ki Mahmut grmedi. Ben de nce Memed adn bu dalarda
eksik etmem. lnceye kadar seni bamda, yanmda tarm. Hi kimse senin dze
indiini bilemez ben lnceye kadar. Ben lnce de bir baka nce Memed kar."
"kar m, dersin?"
"kar," diye topra yumruklad Ferhat Hoca. "Sen nasl ktn? u topraktan,
u sar idem, bak, topra nasl yarm kmsa, bak, nasl yzmze gn
gibi glyorsa, insanlarn iinden de nce Memedler byle kacak. Beni
merak etme. Ben imdi dalardan, ormanlardan benim kye giderim."
"Sefil Aliyle birlikte gidin."
"Olur."
"Ben de Kasm, Mslm alrm. Temir ne oldu acaba?"
"Sen onlar merak etme, ben yaknda bulurum."
"Hakkn helal eyle Hocam."
"ok ocuun olsun."
Kucaklatlar.
Ekyalarn yanna geldiler. Ferhat Hocann sakal titriyordu. Durmadan da
gzlerini kirpitiriyor, ellerini ovuturuyordu.
"Haydi siz salcakla kaln. Ben, Kasm, bir de Mslm, biz gidiyoruz."
601
Helallatlar.
Memed arkadalaryla kye geldi. Gn yklm gitmi, glgeler uzamt.
Kyller alanda durmular kalmlard. Yamatan inen nce Memedi, o daha ok
uzaklardayken grmlerdi.
nce Memed aralarna gelince hibir tepki gstermediler. Ne balarn evirip
baktlar, ne konutular, ne de ona bir kt sz sylediler, yle orada balk
gibi devinimsiz kalakaldlar. Sadece Emi Hatun ona srtn dnd. Memed,
yannda Kasmla Mslm kyn iinde bir oraya gitti, bir buraya... Bir sre
doland durdu. Kyden t kmyordu. Sonunda Sar avuun evine yolland. Evde
kimsecikler yoktu. Sar avu da ocan yanna serilmi yatakta tek bana
inliyordu.
Memed vard, avuun yanma diz kt:
"Gemi olsun avu Aam."
"Sa ol Memed. O kafir gitmi. Gitmi, gitmi ya ky de bitirmi. Ben bunu ona
brakmam. Sar avuun bunu ona brakacan sanyorsa aldanyor. Ayaa kalkar
kalkmaz onu ldrecek, ban da kesip smet Paaya yollayacam, bunlar
bamza siz cellat eylediniz diye. Mustafa Kemal Paama da bir mektup
donatacam ki mektup derim sana. te o zaman bu kasaba aalar grrler
Hanyay Konyay... Ky srgn ediyor sidikli Mahmut, varsn, ne olacak, biz de
ukurovaya gideriz. Gider de karaallklardan, kamlklardan, sazlklardan
toprak karrz. Bizim kymzn delikanllar ok gldrler.. Bir kye
yetecek kadar orman, karaall alt ayda hopur eder, tarla karrlar."
Yanna km Memedi kolundan tuttu:
"Sen ok zlme benziyorsun. Aldrma bizim kyn kadnlarnn senin iin ileri
geri konutuklarna. Canlar yanyor da, kylerinden srgn ediliyorlar da onun
iin yle azck ac konuuyorlar. Yoksa onlar sana hi kyarlar m? Sen lnce,
bizim kyn kadnlar senin stne yle bir atlar yaktlar ki, u dnyada
hibir kadn ad gzel kendi gzel Hazreti Muham-med stne bile byle gzel
atlar yakm deil... O kadnlar ite dn gece de..."
Gzleri lad, sznn gerisini yuttu.
602
"Dn gece de peri kzlar, bin tane, iki bin tane, ak libaslara brnmler
geldiler de, bizim kadnlar da onlara, salt sizin glden nazik hatrnz iin

ball brekler verdiler de... Onlar da sizi o ylan Mahmudun dilerinden


kurtardlar da... Ol sebepten bizim kadnlarn kusuruna bakmayasm Memedim. Seni
ukurovadaki kymzde de beklerim. Ben o zamana kadar da Mahmudu ldrrm, sen
de rahat rahat kymze gelir gidersin."
Disiz azn aarak iten gld:
"Ban dara gelirse de ukurovada gene peri kzlar gelirler de seni
kurtarrlar."
Elini Memedin kolundan ekti.
"Ben iyiyim. Cerraha adam gnderdim, az sonra gelir. Tez gnde iyi eder beni.
Haydi sen git. Allah yolunu ak, klcn keskin etsin."
Memed eildi, onun elini pt. Kasm da, Mslm de...
Sar avu, onlar giderlerken yataktan doruldu, gzleri ya iinde kalmt:
"Aaah," dedi arkalarndan, "aaah, sizin bu yiitliinizi, insanlnz,
insanlara saygnz Mustafa Kemal Paa bir grse, bir duysayd size cann
verirdi. Ben onunla anakkalede omuz omuza arptm. Her top mermisi atmzda
dman gemilerine, btn deniz olduu gibi ge kyordu, gemiler de havalarda
uuyorlard."
Memed ban geriye evirdi, ona ok gzel bir eyler sylemek istiyor, bir
trl de bulamyordu.
"Allah sana ok, ok uzun mrler versin Emmi," diyebildi sonunda. "Hazreti Nuh
kadar uzun mrl olasn."
603
I
nce bir yel esiyor, ovadaki yeil ekinleri yatryor, bol kta yatan
ekinlerin srtlar lyor, gkte, kyn stnde de byk bir kartal geni
halkalar izerek, kanatlarn kprdatmadan dolanyordu.
Ay batakln stnde sallanyor, bataklk yerleri sarsarak, ok uzaklarda
soluklanyordu. Buradan Torosa doru frldak gibi dnerek, yresinde ay n
savurtarak akan toz direkleriyle birlikte glgeler gidiyorlard.
Bir suyun stne geldiler toz direkleriyle glgeler. Ay nn derinliinde
gklerin ucunda yzlerce kartal geni halkalar izerek dnyorlar, koyu
glgeleri topraa dyor, aalarn, allarn, krmz, ak, mor, sar
ieklerin, akarsularn stnde bir tuhaf oyun oynuyorlard, glgelerin,
kanatlarn, yldzlarn... Hibir yerden hibir ses kmyordu.
Souk bir yel esti, ok uzaklardaki Aladam ardnda st ste imekler akt,
imek klar oradan buraya ancak ulaabildi. Ardndan birdenbire koyu bir
gece kt, ortalk k szmaz bir karanla kesti. Gecenin iinden, stnden
kr donlu atlar indiler yamatan aaya, upuzun uzayarak, apak izgiler
brakarak karanln ucunda. Atlar gecenin stnde, kartallarn altnda
dnyorlar, ak izgilerini parlatarak, geceyi oyarak aaya iniyorlard. ok,
ok atlar kt karanln iinden, kuyruklarnda, yelelerinde yldzlar.
Parladlar, sndler, kyn iini batan sona doldurdular, st ste, burun
buruna, yele yeleye, balar havada, horulayarak soluklandlar, gsleri krk
gibi
604
indi kt. Ba, yele, kuyruk, gvde ayak biribirine kart, savruldu. Birden
dnyay bir kineme ald. Btn kr atlar balarn ge kaldrdlar,
kulaklarn diktiler. Gn tesinden onlarn kinemelerine bir tek at onlara
uzun bir kinemeyle karlk verdi. Kineme yaklat, bu srada da karanln
iini bir tnel gibi oyarak bir top k kt geldi. In iinden bir kr at,
kr atn stnde bir yeil donlu, yeil sarkl atl, atlnn elinde yeil
klar fkrtan bir kl... Yeil atl ky ev ev dolat, her evin kapsnn
nnde durdu. Ardndan da konaa vard. Zincirler angrdad gecede, kayalklar,
karanlk, yldzlar un ufak oldu.
Yeil donlu adam atn duvara srd, duvar ortadan ikiye biildi, kaplar ardna
kadar ald. Hzr Aleyhisselam, bin terkime nce Memed, dedi. teki onun
terkisine atlad, ala donlu, mor iekli Aladana doru utular gittiler. Onun
arkasndan kzl klahl bir kr atl, onun ardndan da ak klahl bir kr atl
geldiler, Ferhat Hocayla Kasm aldlar gtrdler.
Kayalklarda kurun sesleri kaynyordu. Ortalk yalma kesmi, cehenneme
dnmt. Bir turna kmt gn teki ucundan, gelmi, stlerinde usulcana

dnyordu. Memed, Kasm, bir de oban Mslm sarlmlard. Mahmut Aann


adamlar yz kiiden de fazlayd. Bir yandan da blk blk candarmalar
geliyorlard. Belki bin kii kuatmt kiiyi. Orman da st yandan
atelemilerdi. Orman, btn da tutumutu. Yalmlar doludizgin geliyordu
Memedin stne doru. Yalmlarn nnden ylanlar, tilkiler, kurtlar, bcekler,
aylar, tavanlar uarak, lk la kayorlard. Az bir srede btn da
yalma kesti, dnya bir kz yn oldu. terek lk la gelen ylanlar,
tilkiler, kurtlar, bcekler, tavanlar, akallar kendilerini akarsuya atyorlar,
su onlar alyor, aalara gtryordu. Yaz at da geldi kuyruu tutumu,
yalmlarn stnden, karnnda yalmlar... O da kendini suya brakt. Memed
arkadalaryla yksek bir uurumun bandayd, yalmlar burunlarnn dibine
kadar gelmi, onlar neredeyse iine alacakt.
Turna geldi, tam tepelerinde, yalmlarn, dumanlarn stnde durdu. Yaz at
salarak ormann iinden kt. Memed atn yelesini yakalad. Kasm da
kuyruunu tuttu, Mslm atn stne bindi. At uurumdan aaya szld indi.
Sonra aa605
ya binlerce, on binlerce at geldi. st ste suyun kysna yltlar. Yaz
at onlarn arasna kart ekildi gitti.
amlyol kynde Yzba evket, Ferhat Hocay kuatmt. Memed ortaya kt.
ieklidereli Mahmut Aa Ferhat Hocay yaralad. nce Memed onlar kuatt.
Berikiler onun elinden canlarn zor kurtardlar, gn gece savaarak.
Sonra Memedle arkadalar, Ferhat Hoca yorgun dtler. Sar avuun evinde
uyudular. Mahmut Aa geldi onlar yakalad. Ellerini kollarn zincirledi, onlar
o kadar yorgundular ki uyanamadlar. Mahmut Aa, onlar uyuyorlar diye onlar
ldrmedi, uyuyan insanlar ldklerini bilemezler, hi lmemi gibi olurlar
diye. Gtrd onlar kendi konana hapseyledi, yedi kap arkasna. Bir bulut
kt Aladan stnden, a doymu, kta patlayacak bir duruma gelmi,
gne gibi aydnlatan, koskocaman, gn yarsn alm bir bulut. Ak,
akmakta kayalklarn stnde durdu k bulutu. Geceye k yayordu.
Kayalklardan bir kadn kalabal, hepsi de ak libaslar giyinmi, kye indiler.
ndike iniyor, indike iniyorlar, kadn kalabalnn ard arkas kesilmiyordu.
ieklideresinden Emi Hatun onlara, ho geldiniz, dedi. Ak libasl kadnlar
kyn iinde byk bir toy dn kurdular. Yredeki btn dalar, stteki gk,
yandaki orman aydnland. Sabaha kar kadnlar konan kapsna geldiler,
silahl adamlara, an kaplar, dediler, biz nce Memedi alacaz. nce Memedi,
arkadalarn aldlar gtrdler, kyn st bandaki maaraya braktlar.
Sabah olunca yaz at kuyruu srtnda, kulaklar dikilmi, yelesi kabarm,
kyn iinden kere yel gibi geti. keresinde de Mahmut Aa, adamlar
tfeklerinde ne kadar kurunlar varsa yazn stne boalttlar, ata demedi.
Sonra atlar indiler yamalardan aaya, hepsi de krd. Ovada bulutular. Gelen
ovann ortasna birikiyor, gelen birikiyordu. Ovaya ak bulutlar inmi gibi oldu.
Atlar, ovann bir ucundan teki ucuna ekiliyorlard. Memedi, yaral Ferhat
Hocay aralarna aldlar, ukurovaya indiler, Akdeniz kysna ekildiler
gittiler, denizde yittiler.
Dalardan gelen atl atnn ban Murtaza Aann kapsnda ekti. Murtaza Aa
onu konaktan grd, aaya indi.
606
"Mahmut Aa nce Memedi yakalad, elini kolunu balad hapsetti, kapsna da on
be silahl adamn dikti. Candarmalar bekliyor, onlar gelince alp kasabaya
getirecekler. Bana dedi ki selam et, dedi, Murtaza Aaya, gzleri aydn olsun,
dedi. Ona haber vermeden ktm dalara, dedi, kusuruma kalmasn. Ona da,
kimseye de haber veremezdim."
Daha onlar konuurlarken Taz Tahsin sallanarak geldi, atn trnann dibine
dt. Yzne kolonya serperek, epeyce uraarak onu ayktlar.
"u iki gzmle grdm," dedi. "nce Memed Ferhat Hocayla Sar avuun evinde
uyurlarken, ben Muhtara syledim, bir gece sabaha kadar evin ardndaki
kayalklarda bekledim de... Mahmut Aa da geldi, onlar kskvrak yakalad,
ellerini ayaklarn zincirlediler, kapya da yz silahl adam diktiler.
Mutuluumu isterim."

Taz Tahsin szn yeni bitirmiti ki bir atl daha geldi. Atnn burnu imi,
krk gibi soluyordu.
"nce Memedi yakalad Mahmut Aa."
O gn akama kadar atllar geldiler geldiler gittiler. Taz Tahsin arya
dm nce Memedi nasl yakalattn nne gelene anlatyor, ama o eski
kebap dkkannn nnden gemek yrekliliini bir trl gsteremiyor,
pazaryerine gelince belki yz adm tesinden geiyordu kebapnn.
Sonunda Topal Ali buldu onu. "Gel bakalm Taz Tahsin," dedi. Taz Tahsin olay
ona da bire bin katarak, kvantan kendinden geerek anlatt.
"Eer bu yaptn doruysa seni ldrrm ulan boklu Taz."
"Neden, ne yaptm ki ben sana?"
Gz dnm, boyun damarlar imi, byklar diken diken olmu Topal Ali
hmla onun stne yrd. Taz eer atik davranmayp da Alinin eline bir
geseydi, krlmadk yeri kalmazd.
Topal Ali fkesini yenemeyince Molla Duran Efendiye gitti, onu gren Duran
Efendi:
"Duydum Ali, duydum," dedi. "ok yandm nce Meme-" de. Diri yakalam onu
stelik de o kafir. Keski onun lsn
607
ele geirseydi Mahmut. ok ktlk edecekler nce Memede. Ona ok hakaret
edecekler. nsanla yakmaz zulmlerle, ikencelerle aalayarak
ldrecekler. lmden de bin beter edecekler onu. Bu yoz kasaballar, ben
bunlar ok iyi tanyorum, almalar yaman olur. Bunlar insanln dna
dm, hibir hayvann da..."
"Onu kurtarmak mmkn deil mi?"
"Dur hele, dur Ali, gn domadan neler doar. Dur hele dur, o kadar zlp de
kahretme kendini. nce Memeddir o."
"O bir ocuktur, iyi, temiz yrekli bir ocuk. Bu i burada bitti. Ben de o
Mahmudu yaatrsam bana da Topal Ali demesinler."
"Dur hele dur Ali. Ben imdi Belediyeye gidiyorum. Sen de arya k. Dur Ali,
zlme, biz de varz. Gn domadan neler doar."
Yzba Faruk ok zgnd. Kaymakamn, Belediye Bakannn, tekilerin
dediklerini hibir zaman yapamayacak, can-darmalarn alp Deveboynunda Mahmut
Aay, Yzba evketi karlayamayacakt. Arif Saim Bey, Vali, l Candarma
Komutan, ileri Bakan da emir verse bu ii yapamayacakt.
"Asm avu, bir olay kmal bu gece kasabada. Biz de askerimizi ekip ya u
yana, Dldl dana doru gitmeliyiz, ya da ovaya aa inmeliyiz."
"Olur Yzbam. Ali Onba bu gece sivil giyinip bana krmz bir fes takar,
geer kasabann st bana sabaha kadar kasabay kurunlar. Biz de onu Hemite
dana, Osmaniye stne doru kovalarz."
Yzba kvanlanmt. Ne olursa olsun, kendisine haber vermeden nce Memedi
yakalamaya daa kan Mahmut Aay, ona yardaklk eden, stelik de kendi
blgesine girerekten ekya avlayan o igzar evketi karlamayacakt. O, nce
nce Memede fiske bile vurdurmayacak, ne boynuna ip taklp kasabada
dolatrlacak, ne ona kimse tkrecek, ne de onu en kk bir biimde de olsa
kimse aalayabilecekti.
"Biz gidiyoruz Yzbam. Biz kasabada yokken bu katil nce Memede neler
yaptrmaz ki..."
"Hibir ey yaptramaz," diye yumruklarn skt Yzba.
608
"Ben Kaymakama tembih ederim, o da benim szmden kamaz. Kasaba dna
kmasak da, o katili karlamasak... Onu da ele aleme ilan etsek... Olmaz,
deil mi? O zaman kskand da Yzba... Demezler mi?"
"Derler."
"nce Memede en kk bir hakarette bulunsunlar da greyim onlar. Hepsini
delie tkarm."
"Korkarlar."
"stelik de nce Memedi astrmayalm, Asm avu, yle deil mi? Onun Abdiyi,
Ali Safay, Kel Hamzay ldrdn gren var m?"
"Yok. Hi kimse onun karncay incittiini bile grmemitir."

"stersek onu beraat bile ettiririz."


"Ettiririz Yzbam."
"Bana haber vermeden nce Memedi yakalamak nasl olurmu, grsnler."
"Bu gece kasabadan kp gidecek, birka gn de dnmeyeceiz, yle mi Yzbam?"
"O Mahmut Aay, o katili, o kyleri srgn eden smrcy, o halk ve insanlk
dmann karlayacak deilim ya... Her bakmdan bizim, o gelirken kasabada
olmamamz daha iyi. Bir asker bir katilin elini skmamal. Bir asker bir
ekyay bir katilden teslim almamal."
arda bir uyurgezer gibi dolaan Topal Ali neredeyse kahrndan lecekti.
Yukarlardan, dalarlardan kim geliyorsa nce Memedin yakalanma haberini
getiriyor, herkes kendince baka baka biimlerde onun yakalann anlatyordu.
Belediyede toplanm kasaba ileri gelenleri de artk nce Memedin
yakalandndan phe etmiyorlar, Mahmut Aay nasl karlayacaklarn, ona
nasl grkemli bir tren dzenleyeceklerini dnyorlard.
Murtaza Aa, Zlf, Takn Halil, tekiler, bu olaydan dolay buruktular. nce
Memedi bu adam yakalayacana, keski nce Memed dalarda kalsa da, bunlar da
lm korkusundan geberseler, sokaa kamasalard. Herkesin iinden de bu, buna
benzer dnceler geiyor, kimse de yreindekini darya vu609
ramyordu. imdi artk Mahmut, Arif Saim Beyin, Ankaranm gznde bir iyice milli
kahraman olur, isterse eer onu milletvekili de yaparlard. te o zaman yakla
yaklaabilirsen iek-lidereli Mahmudun yanna. Artk, o isterse ukurovadaki,
To-roslardaki btn kyleri srgn edebilirdi. arda daha imdiden onun
yiitlii stne destanlar dzlmeye balamt. "angal byn burar, atna
adam inetir, buna Mahmut Aa derler, parmanda dnyay oynatr."
"Yzbaya yreim acyor."
"Git de avn elinden al onun."
"nce Memedi kimseye haber vermeden git de sen yakala."
"Olur mu byle ey!"
"Yzba da, bu soylu, z Trk kanl bu Yzba da byle ar bir hakareti de
onun yanma brakrsa, ben de ona Yzba Faruk demem."
"Olamaz."
"Brakamaz."
"Durun hele," diye grledi Murtaza Aa. "Durun hele arkadalar, nce Memed daha
gelmedi kasabamza, hapisane-ye girmedi. nce Memedi o dalardan indirip de
kasabaya getirmek, bir alay candarma da olsa yanlarnda kolay m sanyorsunuz?
Azck sabrl olalm ve hem de bekleyelim. Kim bilir o dessas nce Memedi ne
hilelere bavurarak yakalamtr. Yzba diyor ki, nce Memede hibir hakarette
bulunamayacak kimse, diyor. Muhterem Yzbamz Faruk Bey diyorlar ki, o aslan
yavrusu Memedi mahkum etmek iin elimizde hibir delil yok, diyor. Onun Abdi
Aay da, Kel Ham-zay, Ali Safa Beyi de vurduunu gren bir kimseyi imdiye
kadar bulamadk, diyor. Evet, doru sylyor. Byle olunca bu adam adil Trk
mahkemesi nasl mahkum edecek? Sen syle Takn Halil Bey, sen hem byk bir
hukuku, hem de Milli Mcadele kahramansn. Cumhuriyetimizin hem de
gzbebeisin, sen syle."
"Delil yoksa nce Memedi kimse mahkum edemez."
Molla Duran Efendi:
"Onu, bu kadar nlenmi bir ekyay brakabilecekler, demek?"
610
Takn Halil Bey sa elini yeni kabaran gbeinin stne koyup Molla Duran
Efendiye dnd:
"Delil yoksa ne yapabilir mahkeme?" diye sordu. "Hele byle kl krk yaran
bizim Hakim gibi bir hakime derse, o hi kimseyi, babasn bile, devleti bile
dinlemez, kanun neyse onun btn gereini yerine getirir, nce Memedi de
kimsenin gznn yama bakmadan brakr."
"nce Memedi dalardan alp getirebilirse o Mahmut, o Mahmudun kim olduunu
tekmil bu kasaba bilir," diye konutu Zlf. "Hi kimse bu zavall kyl
ocuunun aleyhine bir tek delil bulamayacaktr. Eer bir lkede adalet
yozlarsa, o memleketin dibi oyulmu demektir. Adaleti km bir milleti yok
olmaktan hibir g kurtaramaz. Kanun karsnda ekya nce Memed de birdir,
Bavekil smet Paa da... O zaman yleyse kim, hangi kuvvet nce Memedi mahkum

edebilir? Yaknda nce Memed de, bu talihsiz kii de, bu halkmzn bir ermi
mertebesine ykselttii mbarek insan da bizim gibi hr, serbest bir vatanda
olarak bu topraklarda dolaacaktr. O bir ehit yavrusudur. Dedesi anakkalede,
babas Yunanda, bir amcas Sarkamta, days Kanalda, br amcas Galiyada
kalmtr. Btn bunlardan tr bu vatanda hr ve serbest dolamay o
hepimizden daha ok hak etmitir. cap ederse ben onun iin Hakim Beyle de, Arif
Saim Beyle de greceim. cap ederse ben onun iin Ankaraya kadar giderim. Siz
hi zlmeyin, ben nce Memedi, bu mbarek kiiyi, o ieklidereli Mahmuda
yedirmem, o kan iiciye, o zalim, o kyleri srgn edene, o slk gibi btn bu
dalarn, ovann kann somurana... Tanr ahidim olsun ki, u koca ovadan ona,
bundan sonra da deil bir dnm, bir karlk bir toprak parasn bile
vermeyeceim."
Belediyeden sonra konumalar gece ge zamanlara kadar da lokantada ierek
srdrdler.
Sabah olurken de kar tepeden bir cayrt koptu. Ekyalar gene kasabay
basmlard. Yzba yarndan tezi yok kasabay basanlar izlemeye kacak, o
srada da Mahmut Aa kasabaya gelecekti. Kasaba ileri gelenleri de ister
istemez, Yzbay karladklar gibi deilse de, onu gene grkemli
karlayacaklard. Yzbann kasaba baskn oyununu oynayaraktan bylece ay611
rlmas iyi olacakt. Onun yannda kimse Mahmut Aay ku-caklayamaz, coamaz,
onu gkyzne karamazd. yle grkemli karlayamazlar, kasaba bayraklarla
donatlamaz, Turgut Saim o gz yaartc sylevini, yrtnarak, kendini
paralayarak, lp lp dirilircesine syleyemezdi. Btn bunlar yapsalar da
tad olmazd. Gen, Cumhuriyet ocuu Yzbaya kar biraz ayp olurdu. Zaten
Mahmut Aa nce Memedi yakalamakla ona yapacan yapmt.
Molla Duran Efendi eve gece yarsndan sonra ancak gidebildi. Topal Ali gzleri
imi, yz bir iyice krm, on be ya daha kocam, onu bekliyordu.
"Haydi gzn aydn Ali, mjdemi isterim."
"nce Memed kam m?"
"Kamam Ali."
"Ya ne olmu yleyse?"
"nce Memed Abdi Aay ldrmedi mi?"
"Benim bildiim..."
"Senin ne bilip bilmediini bilmem. nce Memed Abdi Aay ldrmemi. Kel
Hamzay da, Ali Safay da ldren nce Memed deilmi."
"Hibir ey anlamyorum, Efendi."
"Ben de anlamyorum Ali ya, dur da sana anlataym anla-tabilirsem."
Molla Duran Efendi gitti sedire oturdu, doksan dokuzluk tespihini eline alp
dualar okumaya balad.
"Gel yanma otur, Ali. nce Memedi ieklidereli Mahmut Aa yakalaynca burada
bizimkiler ldler dirildiler. Yzba da ok fkelendi, onu karlamamak iin
bir oyunlar evirecek. Emir vermi Yzba, nce Memede kimse..."
Her eyi olduu gibi batan sona anlatt.
Ali:
"Her ey aklma gelirdi de ite bu gelmezdi."
"nce Memedi de yanmza alrz."
"O zaten hi ekyalk yapmak istemiyordu, bu iyi oldu."
"nce Memed be alt yl ok iimize yarar. Ondan sonra ekya, ermi deil de
peygamber olsa da unutulur. Be alt yl da bize yeter de artar bile."
612
Sabaha kadar uyumadan konutular, tasarmlar kurdular, dler, iftlikler
gerekletirdiler.
Ali uyumadan arya kt, camiye gidip sabah namazn orada kld. Namazdan
sonra berber Kr Salihe urad. Berbere daha hibir mteri gelmemiti, Kr
Salih onu gzelce bir tra etti. Tra ederken de durmadan konutu.
"nce Memed beraat edecek. Bir ekya adam, daa alm adam dzde ne yapabilir
ki..."
"Daha o ok gen, bir ocuk o."
"Demek Abdi Aay, Ali Safay da o ldrmedi?"

"ldrmedi," diye kesin konutu Ali. "O, karncay bile incitmez, nereden adam
ldrecek... ftira."
"ftira bir ateten gmlek," dedi Kr Salih hayflanarak.
Ali Kr Salihe para verdi, berber Aliden para almad. O ktktan sonra dkkana
Murtaza Aa girdi, girer girmez de:
"Salih, Salih, kardam Kr Salih," dedi, "insanolu yan-lan bir yaratktr. Ne
ok yanlm da, ne kadar ok korkmuuz. Meer nce Memed hi kimseyi
ldrmemi."
"Ben de biliyorum Aa, o karncay incitmemi bir kimsedir. O kk bir
delikanldr, bu koskocaman Aalar nasl ldrr ki?"
Murtaza Aa biraz dnd, byklarn saa sola oynatt:
"Herkes biliyor bu Aalar, Beyleri kimin ldrdn. Bir biz bilmiyormuuz.
Daha dorusu bir ben bilmiyormuum. Yzba da, Takn Halil Bey de, Molla Duran
da, Zlf de, An-karadaki Arif Saim Bey de, btn Trkiye biliyormu, bes bir
ben bilmiyormuum. Benim de onun adn sylemeye dilim varmyor."
"Kim Aa? Kurbann olaym syle..."
Aa nazland.
"Kimdir o, Aa? Ben, ben, ben nasl olur da ben bilmem? Bu kasabada benim
bilmediim bir ey olabilir mi, syle kulun olaym."
"Diyorlar ki, btn kasaba, btn ukurova yediden yetmie onu konuuyor,
maalesef, diyorlar ki, Abdi Aay, Ali Safay da, Kel Hamzay da ldren
ieklidereli Mahmuttur, diyorlar."
613
"Vay anasn!" diye bard Kr Salih. "Bunu bilmeliydim ite. nce Memed gibi
aya arkl bir garibann bu kaplan gibi Aalar ldremeyeceini bilmeliydim.
Nasl, nasl oldu da bu kadar atladm? Kendimi lnceye kadar balamayacam.
Talip Beyi kim ldrd yleyse?"
"Bu kadar ahmak olma Kr Salih," diye ona kt Murta-za Aa. "Ayp etme
artk'. Artk onu da kimin ldrdn sen bul."
"Vay be, onu da Mahmut Aa ha? Vay namussuz kan iici adam vay! Diyorlar ki
Mahmut Aann o kadar ok altn varm ki hepsini de bankaya koymu, on bir
sandk... Doru mu?"
"Herkes biliyor, var. Nasl olmasn, onun slalesi yz yldr Torosu soyuyor.
Artk ukurova da ona kald. Bundan sonra da btn Trkiyeyi soyar soana
evirir. Bundan sonra bu kasabada onun nne duracak bir kuvvet yok. Bundan
sonra o daha ok, daha ok kaplan gibi Aalar ldrmeye devam edecek."
"Allah seni esirgesin Aa."
Murtaza Aa boynundan kuyruksokumuna kadar rperdi.
"Dilim varmyor ya, Allah bizi bu adamlarn elinden kurtarsn. Zavall nce
Memed, zavall ocuk bihakkn bu dalarda a kurt gibi yllarca kovaland, bok
yoluna. Ne hakszlk, ne vicdanszlk, ne zulm, ne adaletsizlik."
Tra bitti, berber Kr Salih hi konumadan eski bir frayla onun stndeki
kllar ald.
"Hrsl, doymaz insanlar, gzlerini toprak doyursun. Onu, o zalimi, o kan
iiciyi bir de merasimlerle karlayacaz, milli kahraman ilan edeceiz
ieklidereli katili. Hay Allah, u bamza gelenlere bakn! Bir katil, bir
masumu yakalam diye merasimler yapyoruz. Ne yapalm bizim milli geleneimiz
bu, Ouz dedelerimizden bu yana greneimiz bu."
arda esnafn bir ksm dkkanlarna ay yldzl krmz bayraklar
ekmilerdi bile. Dalardan murt dallan, yaban iekleri getirilmi, taklar
dikilmiti. Ustalar hrsla alyorlard. Pazaryerine krs kurulmu, krsnn
st, yan yresi bayraklarla rtlmt. Davulcular pazaryerine daha gn
domadan gelmiler, sabrszlanyor, bir sorumlu kiinin, al demesini
614
bekliyorlard. Kyller dalardan, ovalardan daha imdiden kasabaya ekilmeye
balamlard.
leye doru btn hazrlklar bitti. Herkes heyecan iindeydi. Artk kasaba,
bunca zamandr bekledii nce Memedi grecekti. ieklideresinden Mahmut Aay
da daha iyi, daha yakndan tanyacakt.
arnn ortasna tane tak kurulmutu, yemyeil, mavi susamlarla, yaban
iekleriyle, kasmpatlarla donatlm, her zamankilerden daha gzel. Kurbanlar

hazrlanmt, koyun, kei, boa... Boay Murtaza Aa Mahmut Aann ayaklan


dibinde kestirecekti.
Takn Halil Bey:
"Olamaz," diyordu. "Bile bile bir katili biz byle karlayamayz. Ankara
duyarsa bunu, bizim iin hi de iyi olmayacak."
"Ya ne yapalm, adam nce Memedi alm getiriyor, zincirlemi onu kanl katiller
gibi."
"Ab keski Yzba gitmeseydi."
"Ne olurdu?"
"Bir katili karlamamza msaade etmezdi."
Belediye Bakan:
"Ben de etmiyorum," diye dikeldi. "O adam, o katil bu kasabaya sessiz sadasz,
bir tabut gibi girecektir. Bundan Yzba da ok memnun olacaktr."
"yleyse bayraklar indirilsin."
"Taklar sklsn."
"Davulcular def edin."
"ok gzel olacak, byle bir karlama bu adama."
"Onun nce Memedi yakaladn Vali duymayacak."
"Ankara bilmeyecek."
"Ts yok."
"Sorarlarsa inkar ederiz."
"Belki de kendi ieriye girecek."
"nce Memed de..."
Belediye Bakan, "Siz beni burada bekleyin," diye darya kt. Bu grkemli
taklarn yklmasna bizzat nezaret edecekti. arnn ortasnda yeil bir daim,
bir tek iein, bir bayran bile asl kalmas bu katile byk bir onur vermek
olurdu. ar615
ya aa hzla yrrken karsndan gelen, at kan kpe batm atl
doludizgin giden atnn ban onun nnde ekti, atndan da hzla kaldrma
atlad.
"Felaket Reis Bey, felaket," dedi.
"Ne oldu?"
"nce Memedi kardlar."
"Gel Belediyeye gidelim."
Belediye Bakan nde, haberci arkada^ krk gibi soluyan at bir memura brakp
salona girdiler.
"Kam," dedi Bakan.
"Kim?"
"nce Memed."
Herkes ayaa kalkt, haberciye soru stne soru ynelttiler. Haberci, onun
yalnz, onun ve arkadalarnn Mahmut Aann ieklideresindeki kale gibi
konandan, elleri ayaklar zincire vurulmu, kapda da on alt silahl adam
beklerken karldklarn biliyordu. Mahmut Aa ona bu kadarn sylemiti. Bu
haberciden sonra kasabaya haber stne haber gelmeye balad. Her nne gelen
nce Memed stne bir haber getiriyor, her haber de nce ary bir anda
dolayor, sonra da kasabann en u mahallesindeki en kk eve kadar
ulayordu.
Murtaza Aa Belediyeden doru arya kotu:
"ndirmeyin bayraklar," diye bard. "Muhterem Mahmut Aa nce Memedi elinden
karm. Taklar da daha gzel ssleyin."
Pazaryerine geldi. Pazaryerinin alan kalabalkt, davulcular, zurnaclar
beklemekten yzleri kararm, yorulmulard.
"aln!"
Dalardan ak libaslar giyinmi kadnlar iniyorlard gecenin karanlnda, bir
ellerinde yaln kllar, teki ellerinde klar. Kadnlar dalardan,
yamalardan, aa ovadan ekildiler geldiler, ekildiler geldiler, kyn
alann, ev aralarn, arkadaki kayal doldurdular. Sonra da ardndan Mahmut
Aann kale gibi konan sardlar, duvarlarn yktlar, silahl adamlar onlar
grnce durdular kaldlar, yerlerinden kprdayamadlar bile. Ak libasl

kadnlar gittiler nce Memedle arkadalarnn zincirlerini kopardlar, aralarna


aldlar, akmaktandan kayalkl
616
dalara ekildiler gittiler. O saysz ak libasl kadnlarn her birisinin
stnde de bir krmz kartal dnyordu gecenin arkasnda yalmlar saarak.
Mahmut Aa nce Memedi yakaladnda yamur yayordu. Da bayd, karanlkt.
Souk, dondurucu bir yel esiyordu. Memed kayor, Mahmut Aa onu kovalyordu.
Memed kaya kovuklarna, aalara, maaralara saklanyor, Mahmut Aa, o neredeyse
eliyle koymu gibi bulup karyordu. Memed ne yapacan, nereye saklanacan
bilemiyor, kayalklarda dnp duruyordu. Sonunda Ferhat Hoca ii anlad,
"Grmyor musun Memed," dedi, "parmandaki yzk seni ele veriyor. Nereye
gitsen, nereye saklansan, atebceinin gtndeki k gibi elindeki bu yzk
gn gibi yarak..." nce Memed, "Ben bu yz parmamdan karamam.
karrsam eer, Mahmut Aann pireyi vurur nianclar beni delik deik
ederler." nce Memed yrrken bir aydnlk selinin ortasnda kalarak, gn gibi
yarak yle yryordu. Mahmut Aa onu bir duvara dayad, yirmi yedi adamnn
yirmi yedisini de nne dizdi, ate, dedi. Yirmi yedi kurunun yirmi yedisi
birden sapr sapr yere dkldler. Ate, ate, ate... Mahmut Aa hrsndan
kudurdu. Ik iinde balkyan Memed glyordu. Bunun stne byk kamasn ekti
Mahmut Aa, uzaa ekildi, gerindi, gerindi, nce Memede gelha eyledi. Kama,
elie gelmi gibi ortadan kt diye krld. Atee att kamay Mahmut Aa, o da
gibi ylm kzlerin iinden seher vakti am, st iyli iri apak bir gl
gibi at, esen yelde ralanmaya balad. Elini kolunu zincirleyerek, en yksek
uurumun bandan onu derin suya att Aa, o elini kolunu sallayarak bir k
yuma iinde, yresine kvlcmlar fkrtarak geriye geldi. Mahmut Aann onun
parmandaki yzkten haberi yoktu. Drt yannda pembe kiraz iekleri at.
allar, otlar, amlar, kayalar, akarsu, toprak, gkyz, yeryz, bulutlar hep
birden iee durdular, evren azna kadar iekle doldu.
aresiz Mahmut Aa alamaya balad, bu bama gelen nedir diye.
Ksa boylu, apak, uzun sakall ask yzl bir Dervi kt ortaya. Senin gcn
buna yetmez, dedi Mahmuda. nk sen
617
eli kanl birisisin. Baksana kr adam, nce Memed bir k denizinde yzp
durur. Ksa boylu Dervi, gel buraya Mahmut, diye buyurdu. Mahmut onun huzurunda
hazr ola geti, el pene divan durdu, boyun krd, buyur pirim, dedi. Sen
ldrmedin mi Abdiyi, syle bana? Ben ldrdn pirim. Kel Hamzay, Ali Safay,
Talip Beyi sen ldrmedin mi? Ben ldrdm. nce Memed, sa ol sen pirim, dedi.
Aada, ovada ak libaslar giyinmi binlerce, yz binlerce kzolan kz arasna
kart gitti. Ak-denizin kysna vardlar, portakallar hep birden iek
atlar, yer gk, deniz iee kesti. Kzolan kzlar hep birden denize trkler
sylediler, deniz onlarn ayaklarnn dibine geldi. Taa buradan Torosa kadar
incecik bir mavi ald ortal. Maviye yrdler. nce Memed ortalarnda
parlyordu, uzaklarda yittiler gittiler.
Ferhat Hoca kolundan yaralyd. imiti. Acsndan yerinde duramyor, dilerini
skyordu. nce Memedin zincire vurulduunu, Mahmut Aann kalesine
hapsedildiini duydu. Dalardan aaya yrd. Onunla birlikte kyller, talar
kayalar da birlikte iniyordu ieklideresinin stne. Kyn iini azna kadar
candarmalar doldurmulard. Ferhat Hocann talarla, kayalarla, yer gtrmez
insanla kye indiini grnce korkularndan deliye dnp, soluu aadaki ovada
aldlar. Hocadr, nce Memedin hapsedildii kaleye gitti, aln ya kaplar,
dedi, kaplar ald. nce Memed bir keye sinmi, korkusundan gzleri
lyordu karanlkta. Ferhat Hocadr, silinin ya karanlklar, dedi, karanlklar
silindi, bir top k altndaki nce Memed gzlerini kirpitirdi. zln ya
zincirler, zincirler nce Memedin stnden syrldlar, olduu gibi yere
dtler. Hm gibi yamur yad. Ferhat Hoca, nce Memed, tekiler dan
doruuna ktlar. Buradan Dldl dana, oradan Aladaa grkemli gkkuaklar
uzand. Gkkuaklar btn gece gn yncaya kadar da gkyznde yalp yalp
ederek, tekmil yldzlarla birlikte savruldular.
nce Memed nereye ynn dnse orada kendi boyundan da uzun bir iek ayor,
stnde incecik, salkm saak gkkuaklar dnyordu.
Yamur yad, sellerden sonra ak akltalar kt ortaya.

618
Kaymakam, Belediye Bakan, yarglar, savc, retmenler, Murtaza Aa, Takn
Halil Bey, Zlf, tekiler Mahmut Aay yukardaki narn orada karladlar.
Mahmut Aa yorgun, sar bir yzle atndan indi, ona karc kanlarla
kucaklat. Arkasndaki atllar put gibi kprdamadan olduklar yerde, balar
nlerinde duruyorlard.
Kaymakam, Mahmut Aa, Belediye Bakan, Murtaza Aa, Molla Duran Efendi, Hamza
Daynn otomobiline skarak Murtaza Aann evine, o grkemli takn altndan
geerek yollandlar, onlar takn altndan geerlerken davullar, zurnalar da
balad, esnaf, bu gzel gn kutlamaya gelenler de yollara dklmlerdi,
kyamet alkladlar.
Byk bir len hazrlanm, cicim sofralara bakr siniler konmutu. Yemee
oturmak iin geride kalan arkadalarn beklediler. Onlar daha yeni
soluklanmlard ki tekiler yetitiler. Murtaza Aa, o eli kanl, iri, can,
vatan millet dman nce Memedi yakalam arkada yiitler yiidi Mahmut Aa
iin yle yemekler piirtmiti ki yiyen be parman da birlikte yer, yle
lezzetli.
Mahmut Aann adamlar drt yandan nce Memedin yerini ona haber veriyorlard.
Btn dalar da, o Krkgzn piri olacak orospu yznden nce Memedi tutuyor,
onu saklyordu. Mahmut Aa tam yedi kere kapana kstrd o kan iiciyi. Beriki
hem cva gibi bir adam, hem de btn bu fakir Toroslar onun yannda. O orospu
Anack Sultan yznden de, onun yarasn Anack Sultan iyi eylemi, ocan
mhrn de ona vermi, ite bundan dolay da bu kanl katil bir ermi olmu
km. Ama meramn elinden ne kurtulur ki, sonunda Mahmut Aa onu ieklideresinde yakalayp zincire vurmu, kendi kale gibi konana da, yedi kap
arkasna hapseylemi. Ve gece yars bir grlt kopmu, Mahmut Aa dar
km ki ne grsn, btn kyller yediden yetmie darda bekleip dururlar.
Konan yresini de almlar, ky hncahn doldurmular. Sonra dalardan,
aa ovadan daha ok, daha ok insanlar akm gelmiler, akm gelmiler. ne
atsan adamdan yere dmyormu. Aya arkllar kalabal da nedense gittike
fkeleniyor, homurtular uultuya dnyormu. Sabah olmu gn alm
619
ki, Mahmut Aa ne grsn, dnya bir adam denizi olmu. Ne yapsn Mahmut Aa,
atma binmi, adamlarn yanna alm, kalabal yararak, cann kyn dna
zor atm. Bir de bakm ki, ne grsn, kalabalk, bata da kendi kylleri,
hepsi onun kylleri ya, hepsi de onun nam nimetiyle perverde olanlar ya, konaa
yrm, bir kapanmlar, sonra da kalkmlar, konan yerinde yeller esiyor.
Bu, ejderhadan korkmayan Mahmut Aann, o azgn kalabalktan d patlam. nce
Memedi, Ferhat Hocay alm kalabalk, hi durmadan, Mahmut Aann gznn
nnden, zincirleri paralayarak dalara ekilmi gitmiler.
Murtaza Aann rak kadehini tutan eli titriyor, azna kadar dolu kadehten
yreye raklar salyordu. Takn Halil kpkrmz kesilmi, boyun damarlar
imi, elinde bir keklik bu-du yle kalakalmt. Molla Duran Efendi bir yandan
tespihini ekiyor, bir yandan sakaln svazlyordu. Zlf enesini avular
arasna almt. Kaymakam bir eyler homurdanyor, Savc aknln
gizleyemiyordu.
"Ben demedim mi?" diye yaknd Murtaza Aa. "Syleyin, ben demedim mi ylann
ba kkken ezilmeli? imdi artk bundan sonra Kuyucu Murat Paa da gelse para
etmez. Aya arkllar artk azdlar, dilerine kan dedi, nce Memedi Toros
kaplan Mahmut Aann bile elinden aldlar. Tamam, bu i burada biter... nce
Memed artk bundan sonra bu kasabada ta stnde ta, kelle stnde ba
brakmaz. Ben syledim. Ben kendimi paraladm, amann, dedim, bu kylnn diine
bir kere kan demesin, amann yoldalar bunlar bizi perian ederler, dedim. Bana
inanmadlar, bana Murtaza korkusundan ldrm, karncay bile nce Memed
gryor, dediler, buyurun, aln ite! Oysa bizim ok tecrbemiz vard. Diine
kan demi aya arkldan daha zalimi, daha kan iicisi bu dnyaya gelmi
deildir. Benim dedem, salt bir ekyay, Devlete asi Kozanolunu yakalad da
Dervi Paaya teslim etti diye, u ukurova bizimle, bizim soyumuzla, itimiz
atmzla bile konumad. Kendi elimiz, obamz bile o gnden sonra yzmze
bakmad. Yahu, yz yl gemi, daha yzmze bakmyorlar. te bundan sonra,
imdi ne yapacaz biz, syleyin?"

620
Mahmut Aa raky itike kendine geliyordu.
"O nce Memedi bir daha yakalayacam. Yakalar yakalamaz da ldreceim, hem de
ok yakn bir gnde. ieklideresi kyne de on gn iinde ky boaltsnlar
diye emir verdim," dedi, elindeki kadehi sonuna kadar bana dikti.
"O ky yerinde kalrsa olmaz," dedi Murtaza Aa. "O nce Memedi elimizden alp
karan ky cezasn bulmal. Onlarn ukurovaya yerlemelerine msaade
etmemeli."
"Onlar hudut harici etmeli," dedi Takn Halil Bey. "Bu kadar da fazla. Bu,
basbaya Cumhuriyete, Devlete, hepimize kafa tutmadr. Bu fiil ok sert bir
ekilde cezalandrlmal."
"Derhal," dedi Zlf Bey. "Bu gaileden, zecri tedbirler almadan
kurtulamayacamz anlald."
"nce Memed kurtulur kurtulmaz da geen gece ekyalar kasabamz bastlar. Bu
hadiseden sonra, nce Memedin kurtulduunu bilmeliydik. te bu yzden de
Yzbamz, kymetli kardeimiz Mahmut Aay karlamak erefinden mahrum kald.
ok dikkatli olacaz bundan sonra," dedi Kaymakam.
ki, muhabbet gece yarya kadar srd. ieklideresi kyllerine tannan on
gnlk mhlet oktu. O kyller derhal ky tahliye etmeliydiler. Mahmut Aa
bunun mmkn olamayacan sylyor, "Ben," diyordu, "bu yaa gelinceye kadar
ok ky boalttm. On gnden nce ne yaparsak yapalm onlar ky boaltamazlar,
bize de ba ars olurlar. Benim sizden ricam, onlar ukurovaya gelirlerse,
onlarn bu altn topraklara yerlemelerinin nne geilmesidir. Bunlar Suriyeye,
Iraka, rana srgn edilmeliler. nk dalardan kovulanlar gelir uku-rovada
ky kurarlarsa mkafatlandrlm olurlar, tpk Sakzl ky gibi. Numuneyi
imtisal olurlar."
"Hayr," diye bard Zlf. "Sana sz veriyorum Mahmut Aa, o kyller Trkiye
topraklarndan kendilerine bir ayak basacak yer bulamadklar gibi, bir mezarlk
toprak da bulamayacaklardr. Sana sz veriyorum, sz."
erefe kadeh kaldrdlar.
621
Dalardan, ormanlklardan ok hzl yryerek Avarlara gelmiler, bkln
iine saklanmlard. Uzun, tozaklam mor kamlar esen ince yelde
rgalanyorlar, bulutsuz gkte kular, buradan Akdeniz stne kme kme
uuyorlard. ncecik bir otta da bir ar kadar kk ak bir kelebek kanatlarn
ap kapayarak dinleniyordu. Yorulmu bitmilerdi. Bir trl de onlar uyku
tutmuyordu. Kasm hep konuuyor, Memed onu dinlemiyordu. Derin dncelere
dalm, kendi iine gmlm gitmiti. Kimi zaman o elik lts geliyor
gzlerine oturuyor, ayaa kalkp yreyi dinliyor, banda bir sar k yuma
salarak avklanyor, topraa pul pul salyordu.
Kararszd. Burnuna rm ot, kam kk, saz, rm su, bataklk kokusuyla
birlikte portakal ieklerinin, Seyrann gneten yanm bacaklarnn, dik
memelerinin kokusu gnee, scaa karm geliyordu. Bataklk soluklanyor,
uul-duyor, toprak sallanyordu dnya her soluk alta. nce Seyrana gitmeli,
onun scack koynuna girmeli, gamzeli, glerken sevgiden, sevecenlikten insan
ldrtan yzn grmeli, karsna oturmal, gzlerini krpmadan kyamete kadar
onu seyreylemeliydi. Seyran bylesi durumlarda hi konumazd. O da durur, hi
konumadan ona ylece bakar kalrd. Onu bir kere daha grseydi... Belki
gidecei yerden bir daha hi dnemezdi. Seyran grmeden lmek lmden de
beterdi. Portakal kokular, Seyrann gne kokusu elle tutulacak gibiydi.
Yresindeki her ey silinmiti. Bataklk, dnya, Kasm, kk kelebek...
622
Ortada yalnz Seyran kalmt. Korkmaya da balyordu. Seyran bir daha
grememek onu ldrtyordu. ok ackmlard. Yemek yemeden de, a acna oraya
gidilmezdi ki... imdi, Seyrana gitmeli, onun yanna varmal, Seyran ona taze
ukurova sebzelerinden bir trl yapmal, onlar da karnlarn bir iyice doyurmallard.
Mslm kasabaya, Topal Aliye gideli ok olmutu. Bir trl de gelmiyordu.
Yakalanm myd acaba? Yakalanm da... Yok yok, bu Yrk ocuunu yakalayp
diri diri derisini yzse-ler, etlerini kyma etseler, gzlerini oysalar bile
onun azndan kimse bir sz alamazd. Gecikmesinin bir sebebi olmalyd.

"Sabrszlanma Memed," dedi Kasm.


"Ge kald."
"Az sonra gelir."
Mslmn ay sln yaknda duyacaklard. Mslm gelince de buradan doruca
Seyrana gidecekler, ona bir yemek yaptracaklar... Seyrann yemeinin kokusu
geldi burnuna... Seyran candarmalar bekliyorlarsa, gene bir yakalanrlarsa ieklideresinin durumu neye varrd... Sar avu onu balam grnyordu. Ama
tekiler, kyamete kadar onu balayamayacaklard. Belki de bin yl, iki bin,
bin yl onun ad anldka karglar okuyacaklard ona. Ama Seyran da
grmeden olmazd. A a da bir ey yaplmazd ki...
kircik cehenneminde yanyor, batakln dna kyor, bir kam kmesinin
arkasna gizleniyor, yollar gzlyordu. Mslm grnrlerde yoktu. ine kurt
dyor, Kasmn yanna gidiyor, ya batakl candarmalar sararlarsa diye
dnyordu. O zaman hibir kurtulular yoktu. Sndklar bu bataklk yer, bu
bklk kck, ada gibi bir yerdi. Drt bir yandan kuat-lrlarsa kurtulmann
mmkn yoktu. Candarmalar, kyller onlar sararlar, kacak bir delik bile
brakmazlar, burada batakln iinde boarlard onlar. Seyrann yan, Vayvay
ky daha gvenli deil miydi? Orada sarlsa bile, bir koca ky vard
yanlarnda, geceleyin darya szarlar, Akasaz, Anavarzay tutunca belki de
kurtulabilirlerdi, geen seferki gibi. Burada kapana kslmlard. Tedirgindi.
Kasma da bir ey syleyemiyordu. Kasmsa Aladadan serindi, dingindi. Hibir
ey olmu623
yor gibi srtn bir kam kkne dayam, bacaklarn da upuzun uzatm,
gzlerini yummutu. Kendisindeki tedirginliin ona da getiini bilmiyor deildi
Memed. teki hi renk vermiyordu. Aldrmyor grnmek, korkmadn gstermek
iin ya durmadan konuuyor, ya da byle gzlerini kapatp, yz kprtsz yle
uzanp kalyordu. Sonunda iindeki ikircie dayanamayan Memed:
"Kasm," dedi. Kasm gzlerini at. "Kasm, ya bizi haber alrlar da burada
kuatacak olurlarsa biz ne yaparz? Bu kck bklkten nasl karz, ben de o
zaman iekliderelilerin yzne nasl bakarm?"
"Onlarn yzlerine hi bakamazsn."
"Benim derdim lmek deil, keski lseydim de bu iler gelmeseydi bama.
lmmle karlasaydm da o ieklidereli-leri yle grmeseydim. Ben lnce
benim stme yle bir atlar yakmlar ki... Hazreti Peygambere bile byle bir
atlar yaklmam. Sen hi o atlar duydun mu?"
"Nereden duyacam, duymadm ya sylediler."
"Ben imdi ldrlrsem, bu anda, u batakln iinde, bana bir daha at m
yakarlar, karg m ederler dersin?.."
"Onun oras hi belli olmaz."
"Biz kye girince grdn ya yzlerini. Hepsinin kan ekilmiti. Her evden bir
l km gibiydiler."
"Allah baa vermesin onlarn dt durumu. Allah bizim bamza verdi, kul
olann bana vermesin. Zor."
Ya imdi lrsek... Karnmz da a. Gitsek de Vayvaya... Seyran... Seyran bize
bir ukurova trls yapsa... Biz de bir iyice karnmz doyursak... Ben de...
Ben de hi olmazsa bir kere olsun Seyrann yzn grsem, diyecekti, diyemedi.
"Ben de ite..."
"Mslm bekleyeceiz. Zaten gn kavuuncaya kadar buradan kmak olmaz. Bizi
birisi grrse ite o zaman bittik. te o zaman ieklidereliler ldler, diri
diri de topraa gmldler."
"Gerekten Kasm, onlarn neydi o halleri yle, yzleri? Diri diri topraa
gmlm gibiydiler."
Mslmn sl taa batakln br ucundan geldiinde
624
gn oktan kavumutu. Kasm ona karlk verdi. Islklar sustuktan biraz sonra
Mslm yanlarndayd.
"Topal Ali Aam size yemek gnderdi," dedi. "Ben karnm hemen orackta
doyurdum. Siz acnzdan ldnz, deil mi?"
"ldk," dedi Memed, hemen onun elindeki kn ald at. "Gel Kasm." Yemee
baladlar, hi konumadan kmdaki-leri sildiler sprdler.

"Topal Ali Aam dedi ki hemen gelsinler. Candarmalarm hepsini Yzba alm
kasabann dna km. Topal Ali Aam dedi ki, Osmaniye stne gitmiler.
Mahmut Aa kasabaya geliyor diye, Yzba candarmalarn ekmi, ban da alm
gitmi. Topal Ali Aam dedi ki, tam sras, Mahmut Aa da Mur-taza Aann
evinde, tam sras, dedi. Aman bu gece yetisinler. Gn geirip frsat
vermesinler zamana. Ben iki atla Kabasakzm altnda onlar bekliyorum. Mahmut
Aa da adamlarn, dedi Topal Aam, iftliine gndermi."
Mslm sustu, somurttu:
"Benim atm yok," dedi arkasndan da.
Memed ayaa kalkt, daha nce kazdklar aykaradan su iti avularyla.
"Demek Seyran gremeyeceim. Belki de onu hi bir daha dnya gzyle
gremeyeceim. lrsem, bu yzk sana teslim Mslm, sen bu yz ne edip
eyleyeceksin Seyrana ula-trcaksn..." ini ekti. "lm de burada, ukurova
topranda brakmayn. lm Hr Anaya teslim edin, o ne yapacan, beni
nereye gmeceini bilir. Bir de Hr Anaya syle ki..." Szn bitirmedi.
"Haydi, delim yola."
Kabasakza geldiklerinde Topal Alinin karartsn daha uzaktan grdler. Ulu
aacn altnda bir adamla at...
Topal Ali nce Memedi, sonra da Kasm kucaklad.
"Ne yapalm Ali," dedi Memed, "yazg byle imi."
Topal Ali gld.
"Bunu ben hi istemedim, Ali. Bil ki hi mmknm arem yok."
"Allah yolunu ak etsin, klcm da keskin..." Sonra talarn stne oturdular,
Ali, Murtaza Aann evini, merdiveni, oday uzun uzadya ona anlatt:
625
"Kapy ben aacam," dedi. "Seni taa odanm kapsna kadar ben gtreceim. Bir
ey olursa Kasmla ikimiz... mz, kasaba candarmayla dolu bile olsa, biz
dalan tutarz. Meraklanma."
Memed konumad. kii atlara bindiler, Mslm orada
kald.
"Sen," dedi, "Seyran bacna git, her eyi ona olduu gibi syle. Memed diyor ki,
de, kusuruma kalmasn. Salcakla kal." Atlarn srdler. Silme ay aa
ovay doldurmu, dalar aydnla bomutu, gndz gibi. Hzla kasabann
iinden getiler. Evlerin glgeleri sokaklara, alanlara dmt. Murtaza Aann
kapsnda indiler. Ali avlu kapsn kolaylkla at. Evin cmle kapsnn
anahtar da oktandr kendisindeydi. Merdivenin banda bir gemici feneri
yanyordu. Ali nden kt. Sahanlkta durdu, "te bu kap," diye fsldad, o
aa inerken Memed oda kapsn at. Karpuzu byk lamba biraz kslm yan
duvarda yanyordu. Kap alr almaz Mahmut Aa uyand, doruldu, sol
dirseinin stne yasland, tabancas elindeydi, Memedi grnce yle kalakald.
Bu srada Murtaza da uyanm, o da onun gibi durmu Memede bakyordu.
"Beni tandn m Mahmut Aa, benim adm nce Memed."
Mahmut Aann elindeki tabanca son bir gayretle doruldu, bu srada da nce
Memedin elindeki filinta kere st ste patlad. Kurunlarn yelinden
duvardaki lamba snd. Kurunlar patlar patlamaz da Murtaza Aa yorgan bana
ekti, yatan iinde tortop oldu. Memed merdivenlerden indi, Alinin elindeki
at ald atlad, kasabann iinden yel gibi kt. O kasabadan km,
uzaklam gitmiti ki arkasndan kurun seslerinin geldiini duydu.
Btn bir gn, bir gece sapa yollardan, ormanlardan, sel yataklarndan at srd,
gn burnuna ieklideresi kyne geldi. Kyn orta yerindeki alann ucunda, uzun
kavan yan banda durdu. At kpk iinde kalm, burun delikleri alm,
gs krk gibi iniyor kalkyordu. Gn dodu, ortal youn bir k ald.
Kavak aacnn, atlnn glgeleri ipi626
leyen, gr akan suyu geip teye, gnbatdaki kayalara kadar uzandlar. Kyden
t kmyordu. Birka kz ocuu, birka kadn balarn kaplardan uzatp geri
ektiler. Kar dadan bir ku sesi geldi, sonra da sustu. Boynu tohtlu turuncu
iri bir oban kpei topra koklayaraktan kyn alt bana ar ar yrd,
evlerin aralarnda yitti. Dan doruundan kopan ak bir bulut geldi kavak
aacnn stnde bir sre salndktan sonra ynn gndoudaki yksek daa
dnd, tel tel salarak yukar ad. Yeil, krmz tyleri yalbrdayan bir

horoz, bir kl tmseinden km hatmi ieklerinin yannda eindi. Horozun,


iri iekli mor hatminin yresinde, gnee gelince akan, binbir kvlcmda
balkyan boncuklu azgn bir ar grltyle dnyordu. Suyun altna gn vurmu,
ak akl talan buradan aadaki dzle kadar ak bir yol gibi kv-rmlaarak
serilmiti.
Memed atnn stnde ylece durmu bekliyordu. Esmer yznde de pul pul klar,
derin izgilerini iyice ortaya karmt. Ba akt. Srmal fieklikleri,
filintasnn namlusunu meneviliyordu.
Kuluk oldu, vakit leye yaklat, kyde en kk bir devinim yoktu. Memed ne
yapacan bilemiyor, orada, kavan yannda durmu bekliyor, kllkteki horoz
da durmadan einiyor, boncuklu ar hzn, vzltsn artrm akarak, kvlcmlanarak daha uuyordu. Bu srada kar evden kpkrmz giyinmi, salar
krk rgl, mavi boncuklu bir kz ocuu kt, rkek, ayaklarnn ucuna
basarak geldi atn nnde durdu, gzlerini hayretle am Memede dikmi orada
kalakald. Ardndan bir kz ocuu daha geldi. Tpk birinci gelene benziyordu.
Sonra birer ikier kz ocuklar geldiler, teki kzlarn yanna dikildiler.
Memed onlara glmsedi. At ban, kulaklarn dikti. Kuyruu, yelesi kapkara
dklyordu. Donu ald, tyleri domur domur olmu, rengi de gittike alyordu.
ocuklarn ardndan gen kzlar, onlarn ardndan ak bartl kadnlar
sessizce, akar gibi geldiler, alan doldurdular. Memedin gzleri kalabaln
iinde o iriyan kadn, Emi Hatunu aryordu. Emi Hatunu suyun te gecesinde,
kavak aacnn glgesinin ucunda, orada, ak tan yannda
627
dikilmi grd. At ona doru srd, kalabalk usulca ikiye ayrlp ona yol
verdiler. Kllkteki horoz einmiyor, ar da artk o kadar hzla, dnyay
vzltya boarak dnmyor, kadnlarn balar stnden uarak kyn alt bana
kadar inerek geni halkalar iziyordu.
Memed, Emi Hatunun birka adm nnde atnn ban ekti:
"Emi Hatun," dedi, biraz yorgun, biraz utanga, "Emi Hatun, bundan sonra bu
ky kyamete kadar yerinde kalacak. Hakknz helal edin."
Atnn ban Yldzl dadan yana evirdi, doldurdu, kyn iinden al bir
rzgar gibi szld kt. Alanda kalan kyller bir sre daha yerlerinden
kprdayamadlar, o gzden yitip gidinceye kadar arkasndan bakakaldlar.
kindist kye ilk mutucularla birlikte davulcu Abdal Bayram, zurnac Cmek de
geldi. Haberi alan teki Toros kylkleri de dalardan, ovalardan
ieklideresine aktlar. iekli-deresi ky bu kadar kalabal alamad.
Kayalklar, aa ova insanla doldu tat. Gece sabaha kadar davullar ald,
halaylar ekildi. Mbalaa enlik oldu. Toroslar imdiye kadar byle bir enlii
grmemilerdi.
Sabah oldu gn ald, Sar avuu yatandan aldlar, koluna girip kalabaln
ortasna gtrdler. Sar avu:
"Uaklar," dedi, "teki kyller, nce Memed atma binip de gzden rayp gidince
bir eyler yaparlarm..."
Bu sz stne delikanllar kar plak, usuz bucaksz yamaca ekildiler, az
bir srede pembe, sar, krmz kurumu keven dikenlerinden bir tepe ydlar,
Sar avu akman akp bei tututurdu. Kyller yamac doldurmulard,
ine atsan insandan yere dmezdi. Abdalolu Bayram davulunu alarak, oynayarak,
yalmlarn iine bir batarak, bir karak o eski zaman oyununu oynad. Kadnlar,
el ele tutuarak, imdiye kadar grlmemi dev bir halaya durdular. Yalmlar
bekten yamaca kayd, btn da bir anda sard. Da yalmlarla dnerek
alkand.
nce Memedden bir daha haber alnmad, imi timi bellisiz oldu.
628
O gn bugndr, ieklidz kylleriyle br kyller kevenli yamata, nce
Memedin gittii gn toplanrlar, byk bir toy dnle kevenlere ate verirler.
Yalmlar gn gece bir sel gibi yamata dolanr, btn da tepeden trnaa
atee keser, yama bir yalm frtnasnda alkanr, kevenlerden lk-.lar
gelir. Bu atele birlikte de nce Yldzl, sonra akmakl, ardndan da Boranl
dan doruunda birer top k patlar. Dalarn doruu gece aarr, ortalk
apaydnlk, gndz gibi olur.
629

YAP
r\
H
t
U
I
Y
I
N
L rt
C
U
E
D
I
H
Sait Faik Abasyank
Semaver
Sarn
ahmerdan
Lzumsuz Adam
Birtakm insanlar
Kayp Aranyor
Havada Bulut
Havuz Ba
Kumpanya
Mahalle Kahvesi
Son Kular
Alemda'da Var Bir Ylan
Kargan Bala
Mahkeme Kaps Peter Ackroyd
Chatterton
ingiliz Mzii
Doktor Dee'nin Evi Gilbert Adair
Kapal Kitap
Kulenin Anahtar
Yazarn lm Adonis
Arap Poetikas Adalet Aaolu
Yazsonu
lmeye Yatmak
Bir Dn Gecesi
Hayr
Geerken
TopluOyunlarl.il, III
Karlamalar
Baka Karlamalar
"Fikrimin ince Gl"
Be Kii
Ruh mesi
Gece Hayatm Samet Aaolu
Btn ykleri Glten Akn
Toplu Oyunlar Sabahattin Kudret Aksal
ykler
Oyunlar
Denemeler, Konumalar
mer Asm Aksoy
Trke Bir Hayat Hulki Aktun
Bir a Yangn
Son iki Eyll
Erotologya? - Bir Trk Erotologya'sna Giri iin Denemeler
Toplu ykler I
Toplu ykler II Sabahattin Ali
Deirmen
Sra Kk
Yeni Dnya
Kan, Ses, Esirler (Oyun)
Krk Mantolu Madonna
iimizdeki eytan
Markopaa Yazlar ve tekiler
Kuyucakl Yusuf
akcfnn ilk Kurunu
Btn Romanlar
Mahkemelerde

(haz. Nket Esen - Nezihe Seyhan) etin Altan


eytann Gr Dedii
Kalem Bahelerinden Yedi Hayat
Kadn, Ik ve Ate
Kavak Yelleri ve Kasrgalar avkar Altnel
Kvangvamun Kava Metin Altok
iirin ilk Atlas Seluk Altun
"Yalnzlk Gittiin Yoldan Gelir"
"Bir Sen Yaknsn Uzakta Kalnca" Nurullah Ata;
Gnlerin Getirdii - Szden Sze
Karalama Defteri - Ararken
Diyelim-Sz Arasnda
Okuruma Mektuplar - Prospero
Gnce (2 cilt)
Syleiler
Dergilerde Yusuf Atlgan
Aylak Adam
Anayurt Oteli
Canistan
Btn ykleri
YAPI
KRED
YAYINLARI
/
EDEBYAT
_
r\
M
l
/
C
U
C
D
I
T
M
I
Ece Ayhan
Mortesi Requiem
Babozuk Gnceler
Aynal Denemeler
Dipyazlar
Sivil Denemeler Kara
Hay Hak! Syleiler
Bir iirin Bakr a
Hoa Kal - Ece Ayhan'dan ilhan Berk'e
Mektuplar Ingeborg Bachmann
Otuz Ya - Btn ykler
Malina Semih Balcofjlu
nce izdim, Sonra Yazdm Tuna Baltacolu
Yeni Adam Gnleri
Sava iinde Bar Seluk Baran
Gz Gelmeden Roland Barthes
s/z Enis Batur
E/Babil Yazlar
Yaznn Ucu
Bu Kalem Melun8
Bu Kalem Bukalemun
Aciz a - Faltalar
Issz Dnme Dolap
Ac Bilgi Smokinli Berdu
Kum Saatndan Harfler
Baka Yollar mit Bayazolu
Sefirden Sefile, 37 Portre Taner Baybars
Uzak lke:
Bir Kbrs ocukluu Vs'at 0. Bener
Dost - Yaamasz
Bay Muannit Sahtegi'nin Notlar
Siyah - Beyaz
Mzkal Yry - Kara Tren
Buzul ann Virs
Ihlamur Aac-ipin Ucu
Kapan
Manzumeler

Yiit Bener
Eksik Talar
Krlma Noktas Walter Benjamin
Tek Yn
Bin Dokuz Yzlerin Banda
Berlin'de ocukluk ilhan Berk
El Yazlarna Vuruyor Gne
Uzun Bir Adam
Kanatl At
Logos
Poetika
ital Otlar Kitab
Niyazi Berkes
Asya Mektuplar Thomas Bernhard
Odun Kesmek
Bitik Adam
Eski Ustalar
Ses Taklitisi Louis De Bernieres
Yzba Corelli'nin Mandolini Yves Bonnefoy
Olaslk Dndaki Aydn Boysan
Yzler ve Yrekler
istanbul'un Kuytu Keleri
Nereye Gitti istanbul? Louis Breger
Freud - Grntnn Ortasndaki Karanlk Cihat Burak
Cardonlar
Yakutiler
Zenci Kalnz! Sevim Burak
Ford Mach I
Yank Saraylar
Sahibinin Sesi Michel Butor
Michel Butor stne Doalamalar A.S. Byatt
em-i Blbln iindeki Cin Halk Cansn
Unutmaya Kyamadklarm
Dereceler
YAPI
KRED
YAYINLAR
/
EDEBYAT
YAPI
KRED
YAYINLARI
/
EDEBYAT
Julio Baquero Cruz
Mezbahann Mimarisi Italo Calvino
Grnmez Kentler
Palomar
Marcovaldo ya da Kentte Mevsimler Anton ehov
Yeni Bulunmu Hikyeler Evliya elebi
Gnmz Trkesiyle Evliya elebi Seyahatnamesi: istanbul (2 cilt) Asaf Halet
elebi
Btn Yazlar Ayegl elik
Korku ve Arkada Burak erezciolu
Mavi Sal Kz Osamu Dazai
Batan Gne
Mor Bir Serserinin Gezi Notlar Gilles Deleuze - Fe~!ix Guattari
Kafka - Minr Bir Edebiyat iin Rosie Pinhas-Delpuech
Bizans Siti Osman Deniz
Parola Harbiyeli Aldanmaz Ouz Demiralp
Okuma Defteri
Kutup Noktas
Kr Okur Mehmet H. Doan
iir ve Eletiri
Tekrarn Tekrar
iir, Bugn
Alak Uu Ahmet Muhip Dranas
Yazlar Sezer Duru - Orhan Duru (haz.)
O Pera'daki Hayalet lhan Durusel

Karakalem Requiem Ferit Edg


Dou ykleri
Yazmak Eylemi
Seyir Szckleri
Kimse
O/Hakkari'de Bir Mevsim
Av
lk
Tm Ders Notlan
Bir Gemide
Eylln Glgesinde Bir Yazd
ite Deniz, Maria
ilk ykler Kaknlar/ Bozgun/Devam
imdi Saat Ka Paul Eluard
Gala'ya Mektuplar Azad Ziya Eren
Sakzky Gnceleri Tuncer Erdem
Hayalifener Ebubekir Erolu
Modern Trk iirinin Doas Moris Farhi
Yabanda Yolculuk VVilliam Faulkner
Abalom, Abalom!
Kurtar Halkm Musa
Ky
Ses ve fke Max Frisch
Stiller Beir Fuad
iir ve Hakikat Memet Fuat
Duyumsanmayan Karanlk Fruzan
Berlin'in Nar iei
Gl Mevsimidir
Parasz Yatl
Balkan Yolcusu
Gecenin teki Yz
Krkyedi'liler
Benim Sinemalarm
Kuatma
Redife'ye Gzelleme
Yeni Konuklar
Ev Sahipleri
Sevda Dolu Bir Yaz
Toplu ykler Adele Geras
Troya'da Ak Akit Gktrk
eviri: Dillerin Dili
Ada
YAPI
KRED
YAYINLARI
/
EDEBYAT
YAPI
KRED
YAYINLARI
/
EDEBYAT
adan Karadeniz
lmsz Adagio'lar Fndkfaresiyle Bilgisayar Faresi
Anna Kavan Buz
HamdiKo
ocuk lm arklar Melekler Erkek Olur ieklerin Tanrs
Uur Kkden
Gemie Alan Pencere
Dlerin Gnbatm
Uzun Gecenin Tutsaklar - Bar Dernei
Cezaevi Gnl (1982) Kuular, Kanallar, Salkmstler
Onat Kutlar ishak
Claude Lanzmann Shoah
D.H. Lawrence
Lady Chatterley'in Sevgilisi
Jean Leproux
Renee Vivien'den Kerime'ye Mektuplar
NormanLock

Gmenler - Joseph Cornell'in Operalar


Amin Maalouf
lmcl Kimlikler
Semerkant
Afrikal Leo
Tanios Kayas
Yznc Ad
Dounun Limanlar
Uzaktan Ak
Ik Baheleri
Yollarn Balangc
Beatrice'ten Sonra Birinci Yzyl
Jamal Mahjoub
Raid'in Drbn
Nasuh Mahruki
Bir Hayalin Peinde - Yedi Zirveler Bir Dacnn Gncesi Everest'te ilk Trk
Asya Yollar, Himalayalar ve tesi
Giorgio Manganelli
Dzyaznn ince Sesi
Alberto Manguel
Okumann Tarihi Palmiyelerin Altnda Stevenson
YAPI
KRED
YAYINLARI
/
EDEBYAT
Okuma Ura
Szn tesi Eser Grson
Edebiyattan Yana Ahmet Haim
Frankfurt Seyahatnamesi
Bize Gre ve Bir Seyahatin Notlar Mermann Hesse
Narziss ve Goldmund
Boncuk Oyunu
Bozkrkurdu
Gertrud
Rosshalde
Knulp Doan Hzlan
Sakl Su
Gncelin ars
Mavi Bereli
iir ilingiri
Dzyaz Ayrac
Yalnzlk Kahvesi
Edebiyat Dnencesi Sdk Hidyet
Aylak Kpek
Diri Gmlen
Vejetaryenliin Yararlar
Hac Aga
Damla Kan
Kr Bayku
Alacakaranlk Kurt Hofmann
Thomas Bernhard'la Konumalar Park Honan
Shakespeare: Bir Yaam Vecihi HOrku
Bir Tayyarecinin Anlar Emin Nedret ili (haz.)
evket Rado'ya Mektuplar Meld Kaptana
Ben Bir Bizans Bahesinde Bydm Seyfi Karaba
Dede Korkut'ta Renkler Gne Karabuda
indim Zaman Bahesine
Zaman Bahesinden Portreler
Zoraki Randevular Park
YAPI KRED YAYINLARI / EDEBYAT
Nezihe Merig
Korsan kmaz
Yandrma
Toplu ykler 1

Toplu ykler 2
Alacaceren
Toplu Oyunlar
Cavlann iinde Sessizce Gustav Meyrink
Golem ilhan Mimarolu
New York Kap D Sanat Karen Mulhallen
49. Paralelin tesinde - Kanadal Yazarlardan
ykler RobertMusil
Yaarken Alan Miras Mustafa Sait Bey
Avrupa Seyahatnamesi (1898) Antonio Mufioz Molina
Emevilerin Crdobas Rauf Mutluay
Sebiller Su Vermiyor
BendeYaayanlar Fethi Naci
Trk Romannda lt Sorunu Eletiri Gnl-I (1980-1986)
Gcn Yitiren Edebiyat Eletiri Gnl-ll (1986-1990)
Roman ve Yaam-Eletiri Gnl-lll (1991-1992)
"Dnya Bir Glgeliktir"
Reat Nuri'nin Romancl
Sait Faik'in Hikyecilii
Yaar Kemal'in Romancl N9zm Hikmet Oyunlar -1
Ocak Banda
Kafatas
Bir l Evi
Unutulan Adam
Bu Bir Ryadr Oyunlar - 2
Yolcu
Ferhad ile irin
Sabahat
Enayi Oyunlar - 3
insanlk lmedi Ya
Allah Rahatlk Versin
Evler Yklnca
Yusuf ile Menofis
ivan ivanovi Var myd Yok muydu? Oyunlar - 4
istasyon
inek
Demokles'in Klc
Tartf-59 Oyunlar - 5
Kadnlarn isyan
Yalanc Tank
Kr Padiah
Her eye Ramen
Yazlar -1
Sanat, Edebiyat, Kltr, Dil Yazlar - 2
(1924-1934) Yazlar - 3
(1935) Yazlar - 4
(1936) Yazlar - 5
(1937-1962) Yazlar-6
Konumalar
Romanlar -1
Kan Konumaz Romanlar - 2
Yeil Elmalar
Yaamak Hakk Romanlar - 3
Yaamak Gzel ey Be Kardeim
Masallar, Hikyeler -1
Hikyeler Masallar, Hikyeler - 2'
eviri Hikyeler Masallar, Hikyeler - 3
Orman Ccelerinin Sergzeti
Sevdal Bulut
Sevda Masallar
br Masallar Behet Necatigil

Erturul Facias
Btn Radyo Oyunlar
Serin Mavi
Dzyazlar 1 - 2
Mektuplar
YAPI KRED YAYINLARI / EDEBYAT
YAPI
KRED
YAYINLARI
/
EDEBYAT
Avni Okar
Trkiye'de Tayyarecilik Ahmet Oktay Gece Defteri
airin Kan / Yaznsal Eletiriler 1 -1954/2000 Anlatlarn Aynas Haluk OralM. eref zsoy
Erol Gney'in Ke(n)disi Canip Orhun
Cranvvefl Hatralar - Bir Havac Temenin
Anlar Emin zdemir
Dilin te Yakas Tezer zl
Eski Bahe Eski Sevgi
Yaamn Ucuna Yolculuk
ocukluun Souk Geceleri
Kalanlar
Zaman D Yaam Mahir zta
Ruh kizini Arar
Souma
Korku Oyunu
Ay Gzetleme Komitesi
Bir Arzuyu Beslemek Orhan Pamuk
istanbul - Hatralar ve ehir Georges Perec
Yaam Kullanma Klavuzu
Dodum Robert Pinget
Fantoine ile Agapa Arasnda
Sorgulama
Msy Songe
Libera Jan Potocki
Hafz'n Yolculuu Marcel Proust
iek Am Gen Kzlarn Glgesinde
Guermantes Taraf
Mahpus
Sodom ve Gomorra
Svvann'larn Taraf
Albertine Kayp
Yakalanan Zaman evket Rado
Szn Gelii
Alain Quella-Villger
Pierre Loti: Gezegen Seyyah Oliver Sacks
Karsn apka Sanan Adam
Sesleri Grmek
Renkkrleri Adas
Uyanlar
Tungsten Day - Kimyasal Bir ocukluun
Anlar J.D. Salinger
Franny ve Zooey
avdar Tarlasnda ocuklar
Dokuz yk
Ykseltin Tavan Kiriini Ustalar... Aye Sarsayn
ok ey Yarm Hl Bruno Schulz
Tarn Dkknlar Isaac Bashevis Singer
Toplu ykler
Meuga Philippe Sollers
Stdyo
Sabit Tutku Luan Starova
Keiler Dnemi
Babamn Kitaplar Mine St

Adalet CimcozBir Yaamyks Denemesi


Be Sevim Apartman
Krmz Zaman Cemal Sreya
apkam Dolu iekle ve iir zerine Yazlar
Gnler
"Gvercin Curnatas" Konumalar, Soruturma Yantlar
On Gnn Mektuplar
99 Yz Ferhan ensoy
FerhAntoloji Levent entrk
Yerdeitirmeler Sekisi Viktor klovski
Hayvanat Bahesi
YAPI
KRED
YAYINLARI
/
EDEBYAT
YAPI
KRED
YAYINLARI
/
EDEBYAT
lk Tamer
Yaamak Hatrlamaktr
Alleben ykleri Saffet Tanman
Batnas Tepeleri'nde Zaman Ahmet Hamdi Tanpnar
Mahur Beste
Be ehir
Huzur
Saatleri Ayarlama Enstits
Yahya Kemal
Mcevherlerin Srr
Edebiyat Dersleri
Btn ykleri Elin Tapan
Ben Mutlu Bir Down Annesiyim
Devam Eden Hikyemiz Ali Teoman
Pervaneler
Uykuda ocuk lmleri Semih Tezcan
Dede Korkut Oguznameler zerine Notlar Asl Tohumcu
Abis Meral Ata Tolluolu
Babam Nurullah Ata
Kk Hanm Meralika Mahmud Nedim bin Tosun
Aba Vedat Nedim Tr
Yllar Byle Geti Ahmet Nedim Servet Tr
Nevhz'in Gnl Ibn Tufeyl - Ibn Sina
Hay Bin Yakzan Bedrettin Tuncel
Seme Yazlar Ayfer Tun
Aziz Bey Hadisesi
Maara Arkadalar
Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek
Ta-Kt-Makas Gven Turan
Yazyla Yaamak D Gnler l Hesabali Turan
Bir Eitimcinin yks
YAPI
KRED
YAYINLARI
/
EDEBYAT
Serdar Turgut
ahsi Bir New York Biyografisi Orun Trkay
Peri Masallar Cahit Uuk
Bir imparatorluk kerken... Anlar
Erkekler Dnyasnda Bir Kadn Yazar -Silsilename I
Yllar Sadece Say - Silsilename II Faruk Ulay
Amber
Beldeler Kitab
Tuhaf insanlar Zaman Kemal Uluer
Baucumda Hayat Mutlu Bir lmn Gncesi MTna Urgan
Virginia Woolf
D.H. Lavvrence
Bir Dinozorun Anlar
Bir Dinozorun Gezileri

ingiliz Edebiyat Tarihi Tomris Uyar


ipek ve Bakr
Gzel Yaz Defteri
Gndkm I - Bir Uyumsuzun Notlan
Gndkm II - Bir Uyumsuzun Notlar
demeler ve ahmeran Hikyesi
Yrekteki Buka
Dizboyu Papatyalar Artun Unsal
Benim Lokantalarm
Kmil ile Meryem'e Dair Fikret rgp
Dosdoru Gnlk Orhan Veli
airin ii - Yazlar, ykler, Konumalar Bern Witte
VValter Benjamin Hseyin Cahit Yaln
Tandklarm Murat Yaln
Ak mumya
Hafif Metro Gnleri
ima Klavuzu Sadk Yalszuanlar
Srl Tulalar
Hi
YAPI
KRED
YAYINLARI
/
EDEBYAT
Doan Yarc
Gece Kelebekleri Kk Kk Hikyeler Yaar Kemal
Frat Suyu Kan Akyor Baksana Bir Ada Hikayesi 1
Karncann Su itii - Bir Ada Hikayesi 2 Tanyeri Horozlar - Bir Ada Hikayesi 3
ince Memed 1 ince Memed 2 ince Memed 3 nce Memed 4
Ortadirek - Dan le Yz 1 Yer Demir Gk Bakr - Dan te Yz2 lmez OtuDan te Yz 3 Demirciler ars Cinayeti Akasazn Aalar 1 Yusufuk Yusuf - Akasazn Aalar 2 Yamurcuk Kuu Kimsecik 1 Kale Kaps -Kimsecik 2 Kann Sesi -Kimsecik3 Teneke
Binboalar Efsanesi Arda Efsanesi Hykteki Nar Aac Ylan ldrseler
Deniz Kst
Al Gzm Seyreyle Salih Kular da Gitti Filler Sultan Sar Scak
Anadolu Efsanesi akrcal Efe
Nuhun Gemisi - Bu Diyar Batanbaa 1 Yanan Ormanlarda Elli Gn Bu Diyar Batanbaa 2
Peri Bacalar - Bu Diyar Batanbaa 3
Bir Bulut Kaynyor - Bu Diyar Batanbaa 4
Allann Askerleri
Baldaki Tuz
Aacn r
Ustadr Ar
Zulmn Artsn
Atlar
Gkyz Mavi Kald (S. Eyubolu ile)
Yaar Kemal Kendini Anlatyor -Alain Bosquet ile Grmeler
Ay Kuyumcular /Aibert Vidalie evirenler: Thilda Kemal - Yaar Kemal Mehmet Yan
Kozmopoetika - Yazlar, Syleiler,
Deiniler (1978-2001) Slefanos Yerasimos
Sultan Sofralar -15. ve 16. Yzylda
Osmanl Saray Mutfa iir Erkk Ylmaz
Abdullah'n Ablas
Enayi Bir Ak
Hop Eden ey brahim Yldrm
Bkn ve Orta Halli - Cinayet, lke, Cinnet
Kuevi'nin Efendisi Tahsin Ycel
Alntlar
insanlk Gldrsnde Yzler ve Bildiriler
Salaklk stne Deneme

Yz ve Sz
Binbir Gece Masallar (8 cilt)
YAPI KRED YAYINLARI / EDEBYAT
STANBUL ORHAN KEMAL L HALK KTPHANES
i Kayl No
:
[{353$
(Tasnif No :
83
a?
Konu No:
3 i? <-/ Kayt No:
KTAP CEB
p
Otuz iki yllk bir zaman diliminde yazlan nce Meme drtls, dzene
bakaldran Memed'in ve insan ilikileri, doas ve renkleriyle ukurova'nn
yks. Yaar Kemal'in syleyiiyle "iinde bakaldrma kurduyla domu" bir
insann, "mecbur adam"n roman.
iekli Mahmut Aa, ieklideresi kyndeki topraklarn ileyen kylleri nce
Memed'i koruduklar iin topraklarndan atar. Bunun zerine Memed iekli Mahmut
Aa'y ldrr. Zulmedenlerin ldrmekle bitmeyecei ynndeki kukular, "bir
nce Memed gitse de, yerine bin Memed gelir" fikriyle umuda dnr.
"Byk bir yazar, byk bir kitap... Demek ki hem ok okumulara hem az
okumulara seslenen bir eser yazla-bilirmi. Bir eser ki hem destan hem de
bireysel nitelikli; bir eser ki yrekle akl birletirmi."
Anne Philippe, Liberation, (Fransa)
"Yaar Kemal yalnzca Trkiye'nin en byk romancs deil, dnya edebiyatnn
da bir devidir."
Alain Bosquet, Magazine Litteraire, (Fransa)
"Byk bir edebiyat olay. Dnya apmda bir Trk roman." Liv Kooter Lauhn,
Morgenavisen, (Norve)
"Bu byl ve en doal dnyalar dile getiren bylesine harika bir sevgi, lm
ve isyan arksn grmezlikten gelebilir miyiz?"
Jacqueline Piatier, Le Monde, (Fransa)
Kapaktaki Resim: Avni Arba
Takm ISBN 975-08-0698-0 ISBN 975-08-0703-0
Yaar Kemal _ nce Memed 3
Tarayan Yaar Mutlu
1 e-posta yasarmutlu45@gmail.com
2 e-posta mutlukitap@hotmail.com
Yaar Kemal _ nce Memed 3

You might also like