Professional Documents
Culture Documents
Yaşar Kemal - İnce Memed 3
Yaşar Kemal - İnce Memed 3
www.kitapsevenler.com
Merhabalar
Buraya Yklediim e-kitaplar Aada Ad Geen Kanuna stinaden
Grme zrller in Hazrlanmtr
Ekran Okuyucu, Braille 'n Speak Sayesinde Bu Kitaplar Dinliyoruz
Amacm Yayn Evlerine Zarar Vermek Deildir
Bu e-kitaplar Normal Kitaplarn Yerini Tutmayacandan
Kitaplar Beyenipte Engelli Olmayan Arkadalar Sadece Kitap Hakknda Fikir
Sahibi Olduunda
Aada Ad Geen Yayn Evi, Sahaflar, Ktphane, ve Kitaplardan Temin
Edebilirler
Bu Kitaplarda Hi Bir Maddi karm Yoktur Byle Bir eyide Dnmem
Bu e-kitaplar Kanunen Hi Bir ekilde Ticari Amal Kullanlamaz
Bilgi Paylatka oalr
Yaar Mutlu
Not: 5846 Sayl Kanunun "altnc Blm-eitli Hkmler " blmnde yeralan "EK
MADDE 11. - Ders kitaplar dahil, alenilemi veya yaymlanm yazl ilim
ve edebiyat eserlerinin engelliler iin retilmi bir nshas yoksa hibir
ticar ama gdlmeksizin bir engellinin kullanm iin kendisi veya nc
bir kii tek nsha olarak ya da engellilere ynelik hizmet veren eitim kurumu,
vakf veya dernek gibi kurulular tarafndan ihtiya kadar kaset, CD, braill
alfabesi ve benzeri 87matlarda oaltlmas veya dn verilmesi bu Kanunda
ngrlen izinler alnmadan gerekletirilebilir."Bu nshalar hibir ekilde
satlamaz, ticarete konu edilemez ve amac dnda kullanlamaz ve
kullandrlamaz. Ayrca bu nshalar zerinde hak sahipleri ile ilgili bilgilerin
bulundurulmas
ve oaltm amacnn belirtilmesi zorunludur." maddesine istinaden web sitesinde
deneme yaynna geilmitir.
T.C.Kltr ve Turizm Bakanl Bilgi lem ve Otomasyon Dairesi Bakanl
Ankara
Bu kitaplar hazrlanrken verilen emeye harcanan zamana sayd duyarak
Ltfen Yukardaki ve Aadaki Aklamalar Silmeyin
Tarayan Yaar Mutlu
web sitesi
www.yasarmutlu.com
www.kitapsevenler.com
e-posta
yasarmutlu@kitapsevenler.com yasarmutlu@yasarmutlu.com
mutlukitap@hotmail.com kitapsevenler@gmail.com
Yaar Kemal _ nce Memed 3
NCE MEMED 3
Yaar Kemal 1923'te Osmaniye'nin Hemite (bugn Gkedam) kynde dodu. Komu
Burhanh kynde balad ilkrenimini Kadirli'de tamamlad. Adana'da ortaokula
devam ederken bir yandan da rr fabrikalarnda alt. Ortaokulu son snf
rencisiyken terk ettikten sonra rgat ktiplii, rgatbalk, retmen
vekillii, ktphane memurluu, traktr srcl, eltik tarlalarnda
kontrolrlk yapt. 194O'l yllarn balarnda Pertev Naili Boratav, Abidin
Dino ve Arif Dino gibi sol eilimli sanat ve yazarlarla iliki kurdu, 17
yandayken siyasi nedenlerle ilk tutukluluk deneyimini yaad. 1943'te bir
folklor derlemesi olan ilk kitab Atlaf yaymlad. Askerliini yaptktan
sonra 1946'da gittii stanbul'da Franszlara ait Havagaz irke-ti'nde gaz
kontrol memuru olarak alt. 1948'de Kadirli'ye dnd, bir sre yine
eltik'tarlalarmda kontrolrlk, daha sonra arzuhalcilik yapt. 1950'de komnizm
propagandas yapt iddiasyla tutukland, Kozan cezaevinde yatt. 1951'de
salverildikten sonra stanbul'a gitti, 1951 - 63 arasnda Cumhuriyet
gazetesinde fkra ve rportaj yazan olarak alt. Bu arada 1952'de ilk yk
kitab Sar ScaK, 1955'te kendisine byk bir n kazandran ilk roman nce
Memed'i yaymlad. 1962'de girdii Trkiye ii Par-tisi'nde genel ynetim
kurulu yelii, merkez yrtme kurulu yelii grevlerinde bulundu. Yazlar ve
ky, btn bedeniyle korkuya kesmi dolanrken, arada bir durup ona yle bir,
yle kpekesine yal15
varla bakyordu ki insan yrei dayanamaz. Onu ldrmemek iin kendisiyle ok
savam, sonunda da, bylesine insanlktan km bir insann yaamas haramdr
diye dnmt. Ali Safa Bey de onu grnce, "Benim adm nce Memed, beni
bilebildin mi Aa?" deyince, yz gerilmi, kocaman olmu gzleri inanlmaz bir
korkuda alm alm kapanm, bir ara, bir gz ap kapayncaya kadarki bir
srede gzleri namluya inanlmaz bir yalvarla dikilmiti. Bu bir anlk
yalvarta da belki insan soyunun debilecei en beter aalanma, alalma
vard. Bu kadar alalmaya deer miydi bir can? Can bu kadar, her eyden deerli
miydi? rnein Hr Ana byle bir lm karsnda kalsayd bunca alaltr myd
kendi kendini, cann balayacaklarn da yzde yz bilse? Ya Topal Ali? Topal
Ali deyince ikirciklendi. Sonra da birden piman oldu Topal iin byle
dndne. Topal hibir zaman, hibir koulda kendisini alaltamazd. Benim
canm sz konusu olunca da yalvar-maz m, diye dnd, o adama, beni ldrecek
olana? Burada ikircikliydi, kesin bir ey dnemedi. Ah, imdi Ferhat Hoca olsa
da btn bunlar ondan sorsayd... Mahpustaki Hocay dnnce yrei szlad.
Hocack, o yumuak, ipek gibi adam imdi ne yapyordu acaba orada, onu
aalyorlar myd, Yoba-zolu ierde ona gereince hizmet edebiliyor muydu,
Seyran onlara giyecek, para, yiyecek gtrebiliyor muydu? Hoca ieri girer
girmez sigaray terk etmiti, oysa o sigara imeyi ne kadar ok sever, bir
sigaraya sarlp duman iine ekerken gzlerini yumup kendinden yle bir
geerdi ki... Niin sigaray brakt acaba? imdi Hoca ierde o gzel sesiyle
grl grl Kuran okuyor, btn ayetleri de bir bir mahpuslara aklyordu. Hoca
iin bu dnyada akll, deli, byk kk yoktu. O, herkesle yrekten konuur,
akll da, deli de, yal da, ocuk da ondan nasibini kendi yeteneince alrd.
Ferhat Hoca duyunca ne derdi acaba, o gene iki kiiyi ldrm, gene dalara
dm, gene lmle kar karya gelmiti. Ama o ldrdkleri imdi onun
ardndaydlar ve kanma susamtlar. Neyi halletmiti? Vayvay ky kurtulmu
muydu, Ali Safanm yerine bir bakas gelmeyecek miydi, Kel Hamzann da yerine?
yleyse bu savam ne iindi? Bundan sonra ne olacakt, u anda gidecei bir
16
yer bile yoktu. Ve candarmalar imdi onu belki drt bir yandan kuatmlard.
Kyller, onun parmann ucunu grseler hkmete haber vermezler miydi? Uzak
yemyeil ince bir yoldan, elik mavisi kvlcml pembe iekleri bir bulut gibi
am kevenlerin arasndan, yukardan aaya, srtlarnda filintalar, arka
arkaya, karnca katarlar gibi sralanm kyller iniyorlard, saysz. niyor,
Alidamn nndeki dzlkte toplanyorlard. Ferhat Hoca bir tepenin stne
km Kuran okuyor, ardndan da aklyordu. Sonra da boynunu uzatarak, grtlak
kemii inip kalka kalka insanlara yrekten, kendi szlerini sylyordu. Ve
diyordu ki, hibir umarszlk elimizi kolumuzu balamamal. Savamak haktr.
Sonra da kalabalk seller gibi Toroslardan, ormanlardan, kayalklardan, sel
yataklarndan aaya, ukurova dzne iniyordu. niyor, Anavarza ovasn,
Ylankaleyle Dum-lu arasn, oradan Kozan altn, oradan Misisi, ncirlii,
oradan da Akdenize kadar o ovalar dolduruyordu. Kalabalk koca ukurova dznde
sessiz bir deniz gibi dalgalanyor, susuyordu. Anavarza kalesinden Ferhat Hoca
gk grler gibi konuuyor, gzel, akll, kanatl szler sylyordu. Onun
bysne kaplan kalabalk da ehirler stne yryordu. Ferhat Hoca durmadan
konuuyor, onlar yreklendiriyor, kalabalk da bir sele kaplmasma durmadan
akyordu. Btn ukurovann gn bir toz bulutu kaplamt. Kalabalk
ehirleri, kyleri iine alyor, ehirler, kyler kalabaln iinde yitip
gidiyordu. Yce bir dan yamacnda yanan, kz gibi bir scan iinde kalan
Memed, yukardan kopan bir sele kaplyor, kknden sklm aalar, kayalar,
talarla birlikte srklenerek aaya hzla iniyor, sular onu yutuyordu. Ferhat
Hoca da, "Kurtarn, kurtarn o sellerin alp gtrd kiiyi, nce Memeddir o,
amann kurtarn onu," diye baryor, kimsecikler de onun barmasna
armasna aldrmyordu. Kalabalk donmu kalmt. Falta gibi alm
gzlerle ona bakyorlar, yerlerinden kprdamyorlard. At ayaklarnn
taprtlar geliyordu ok uzaklardan. Ferhat Hoca kulan yere dayam dalarn
arkasn dinliyordu. At ayaklarnn taprts gittike yaklayor, oalyordu.
yanna, bana, srtna dallar sert sert vururken altndaki atm farknda
oluyordu. At biraz yavalayp da ayaklarnda da bir suyun serinliini duyunca,
orman kmakta olduunun farkna vard. Birdenbire de, binlerce kuun hep bir
azdan vcrdatm duydu. Demek tanyerleri d yacakt. Suyu geerken
dou sand yne ban evirip bakt. Yldzlar
19
a.
silinmi, gk belli belirsiz aarmaya balamt. Ku vcrtlan da gittike,
kulan sar edercesine, artyordu. Srcklar, diye glmsedi kendi kendine.
nlerine byk bir kaya knca at bir an durdu, bekler gibi edip sonra da
komasn srdrd. Kayann yan yn, aalar ge am, her aacn gvdesini
adam el ele verse eviremez eski bir ormand. Memed bu orman al al
biliyordu. Burada geen eski gnleri olduu gibi gzlerinin nne gelince
gevedi. inden ince bir umut, bir sevin geldi geti. Az sonra orman
kacak, usuz bucaksz, aasz yamataki pnarlarn bana konmu Yrk
adrlarna varacakt. ounlukla Kerimolunun obas konard buralara...
Kerimolu obas daha da ok dan gndousundaki geni, doruu kl gibi keskin
krmz mor kayaln dibindeki gr kaynan ban yurt tutard. Ya Kerimolu
obas baka yerdeyse, ya onu teki Yrkler yakalarlar da candarmaya teslim
ederlerse? Ya?.. Bu anda kendini dnmyor, bileindeki kelepelerle gzel,
hznl gzl, ince, kvrck kara sakall Ferhat Hoca gzlerinin nnden hi
gitmiyordu. At biraz yavalam, Me-medin dnceleri de daha alm, atn
ayann dzgn taprtlarna uymutu. imdi Ferhat Hoca olsayd-, ya da Koca
Sleyman, ona yol gsterirler, Yrklere gvenilip gvenilmeyecei-ni ona
sylerlerdi. ini dehet bir korku sarp atn ban birden geriye evirip,
kpk iinde kalm at daha hzl geldii yne srd. Biraz nce getii ayn
serin suyu ayana deince kendine geldi. At ayn iinden geriye dnd. Gene o
kayaya geldiler. Kular daha ok, btn orman doldurmu binlerce, on binlerce
dallara st ste konmular vcrdayorlard. Atn ban ekti, gkyz usuldan
aanyordu, ince bir mavi gkyznn oralarda uuuyordu, at yorulmutu,
kendiliinden durur gibi oldu. Azck sonra Memedin iindeki korku byd, onu
klla arpar gibi arpt, derinden sarst. At yeniden geriye dnp aya geldi.
ayn suyunun serinlii onun ayaklarna, ayak bileklerine demeden nce o ay
grd. Hayal meyal suya benzer bir koyu karanlk nnden akyor, ormann
kuytusunda yitip gidiyordu. Aalardan da bir alt geliyor, kck bir
alayann ltsn duyuyordu. At bu sefer de kendiliinden geriye dnd.
Byle bir sre gidip geldikten sonra kayaln
20
tam ucunda bitmi, dallar grleyen ulu bir aacn altnda durdu. Memed hibir
ey yapmyordu. At da, kendisi de bitmiti. At az sonra kulaklarn drp sa
arka ayan karnna ekti. Memed de atm boynuna doru eilmi, onun boynundan
fkrm kpkleri koklar gibi yle kalakalmt. Bir sre durumlarn bozmadan
ylece olduklar yerde kaldlar. Atm terli boynundan ac bir koku geliyordu.
Birden sert bir sesle irkilen at rker gibi yapt, kulaklarn dikip ortal
dinledi, sonunda da ald yatrd. ldrm gibi cvldayan ku seslerinin
arasndan getiler, geni, iki yannda pespembe an aalarnn iee durduu
akltal kuru bir dereye indiler, karlarken sol yandaki aalarn arkasndan
gelen bir yaylm ateiyle karlatlar. At bir yassld, ardndan da saa vurup
akltalarnm stnden kayarak komaya balad. ndeki kvrm, kk burnu
dnerlerken Memed, sa kreinin altnda acya benzer bir ey duydu. Acnn az
altnda ona benzer bir ac daha... Bir de kalasnn tam stnde daha da belirli
bir baka ac... Atn boynuna yatm, at onu dereye yukarya gtryor, Memedin
srtndaki aclar belli belirsiz artyordu. Arkadan da bir ses durmadan, "nce
Memed, nce Memed, bu sefer elimden kurtulamazsn, bu sefer elimden, elimden,
elimden..." diye yineliyordu. "Btn orman sarld, sarld." At yumulmu
allarn arasndan, sk ormanlarn iinden geiyor, akltal kuru dereye
iniyor kyor, Memedin burnuna kuru yarpuz, amsakz kokusu, bir de ya bir
odunun duman kokusu geliyordu. Arkalarda, kayaln ardnda kalanlar da
atelerini kesmemiler, ha bire kurun yakyorlard. Tanyerleri maya,
aalar, otlar, iekler seilmeye balamt. At bir dzle kt. Bir sr
an sesi, insan sesiyle karlanca bir an durdu. Ayaklarnn dibinden dan
"Aman Aam sustum," dedi. Sonra da boynunu bkp: "Ben ne dedim ki," diye
ekledi.
"Ne dediinin hepsini duydum kpek," diye grledi Mur-taza Aa, fkeden boyun
damarlar ierek... "Ulan bu konutuklarn bir hkmet adam duysa seni ipe
ekerler ulan, hem de derakap... Hem de u meydandaki u aaca, derakap. Ulan
senin o sarho kulaklarn ne dediini hi duymuyor mu ulan?"
Deli Fahri ayaa kalkp boyun bkm, iki bklm olup ellerini de gsne
kavuturmutu.
"Aman Aam, aman eline ayana dtm, elaman Aam... Tvbe, tvbe... Siz de
bana hi arzuhal yazdrmyorsunuz ki... Hep Siyaseti, hep Siyaseti... Zengin
oldu Siyaseti... Sabahtan beri hep o yazyor, hep o..."
"Sus! Daha konuuyor uyuz kpek, sus!"
"Sustum Aam... O kafir nce Memed diyordum Aam, bu akam deil de, yarm akam
dadan yz on bir adamyla inecek, bizim gl kasabamz yakacak, diyordum. Sor
sor, ite un-larn hepsi duydu." Dkkann nndeki kyllere yalvarrcasna
bakt. "Syleyin kardalar, ben yle demiyor muydum?"
Murtaza Aa:
"Neee?" diye telaland. "Sen nerden aldn bu haberi?"
Deli Fahri rahatlad:
"Ben duyarm, hem de ok salam yerlerden."
"Dur yleyse," diye yresine baknd Murtaza Aa. Gzne kestirdii yal
kylye: "Sen gel buraya," dedi. Kyl onun yanma doru kalabal yararak
yrd.
"Buyur Murtaza Aa."
"Sen imdi Fahri Efendinin yazaca telgraf Ankaraya ekeceksin. Okuryazarln
yoksa parmak basacaksn."
Fahri hemen sandalyasna kp kad makinaya geirirken:
28
"Sen hi ksm etme Aam," dedi. "Ben telgraf bir donatrm ki, Ankaranm da
ta ve de Mustafa Kemali ve de ordusu, candarmas hep dile gelir."
"Ne yazacaksn?" diye yumuayarak sordu Murtaza Aa.
"Aman Murtaza Aa Efendim, aman yksek Beyim, Deli Fahri ne yazacan bilmez
mi?"
"Ne yazacaksn?" diye gene sertleti Murtaza Aa. "Ne yazacaksn?"
Fahri yeniden ayaa kalkp elpene divan durdu, telal, kanl gzleri
yuvalarnda korkuyla dnerek.
"Ne yazacaksn?"
"nce Memedin btn dalar adamlaryla tuttuunu... Btn yollar belleri...
Kzlarn, gebe kadnlarn... Yetmi yanda kocakarlarn..."
"Yok olmaz. Onlar hep yazld. Baka, baka, baka... altr kafan..."
"nce Memed bu gece emrindeki yz atlsyla gelerek... Kasabamz..."
"Oldu," diye gld Murtaza Aa. "te imdi oldu. imdi sen on kii daha bul,
her birisine bir telgraf yaz, nlerine de dp telgrafhaneye gtr. Bizim orada
hesabmz var, telgraf mdrne ver o katlar... Parmak bastrmay da unutma.
u paray da al..." Eline epeyce ykl bir para sktrrken de: "Deli kavat,"
dedi, "az daha, ben yetimesem, bu deli kafanla sen ipi boyluyordun."
"Ba stne Aam, var ol Beyim, Allah sana zeval vermesin."
Fahrinin paralar tutan eli titriyordu.
Murtaza Aa oradan hzla uzaklat. Arzuhalci de kapdaki birikmi kalabala
bard:
"eriye gelin," dedi, "sen sen, sen... Kamak yok... Bu telgraflara parmak
basmayann cezas ok byktr. Sonra hepimiz cunhal deriz. Bakn, ite imdi
gznzn nnde oldu. Az daha ipi boyluyorduk."
On be kadar sessiz kyl geldiler, kk dkkana stlar, kad daktiloya
geirmi Deli Fahri de atr utur yazmaya balad.
29
"Piman oldular," diye konutu. "Piman olup sonunda bana geldiler. O Siyaseti
ne bilir telgraf yazmay, telgraf yazp da Ankaray tavlamay. Benim telgrafm
Ankarada okuyan her kii iki gz iki eme alamazsa..." nndeki eski, dklen
makinay kaldrd, "Ben de bu makinay, ite byle kaldrr taa alar
parampara ederim. O Siyaseti ne bilirmi arzuhal yazmay... O, gtnn
deliini bile bilemez. Onun arzuhaline eer Ankara bir tek candarma bile
gnderirse, ben de ona anl anl gzel Ankara demem. imdi grn bakalm,
yarn, ve hem de yarndan da daha yakm ordumuz nasl geliyor da ullanyor u
Toroslarn stne..."
Yaratarak, glmseyerek yazyordu. Arzuhallerinin o yksek yerlerdeki byk
etkisini oktandr biliyor, bununla da vnyordu. imdi ne kadar bulabilirse o
kadar parmak bastracakt. Ve de ok kr, bu kasabada parmaklar olan ok adam
vard. Bir yandan telgraflar zenle yazyor, bir yandan da eksilen adamlarn
yerine yenisini bulup oturtuyordu. Bu minval zere Fahri Efendi durmadan akama
kadar yazd. Eer Murtaza gelip de:
"Yeter bre Fahri Efendi biraderim, yeter artk, ocamz ba-trdm. Senin bugn
yazdn telgraflara giden parayla alimallah ben bir iftlik alrdm. Yeter bre
Fahri Efendi kardam, hi din iman, insaf denen nesnenin zerresi yok mu sende?"
demeseydi, hzn almken sabahlara kadar yazacakt.
Fahri Efendi onun bu szlerine ok kzd. inden, bunlar nankr adamlar, diye
geirdi. Bunlar iyilik bilmezler... Ban kaldrd, kanl gzleriyle ona
gcenmi bir kpein hznl gzleriyle bakt, yorgun bir sesle de yumuack:
"Benim bu yazdm telgraflar acaba Adanadaki, Ankara-daki, stanbuldaki btn
avukatlar bir araya gelseler yazabilirler mi? Ben canm, yreimi, cierimi
koydum bu telgraflara." Kskn, ban geri indirdi.
Murtaza Aa sylediklerine piman oldu:
"Tamam," dedi glerek, "tamam Fahri Efendi arkadam. Ne de alngansn bre
ulan..." Srtna okarcasma bir tokat indirdi, ardndan da usul usul svazlad.
"Gcenme bre kardam."
Fahri:
30
"Ben gcenirim arkada," dedi. "Ben nkleyim ki iimin erbabym. nkleyim
ki u benim kalemimin stne... Bizi mahveden bu sarholuk, sarholuk..." diye
ekledi arkasndan. Dudaklar bzld, yz gerildi, gzlerine ya doldu. "Aaah,
sarholuk..."
"Bak arkada, sana da hi aka edilmiyor. Bak arkada, imdi Ankarada yeryz
gkyz senin telgraflarna kesti. imdi btn Ankara o senin her birisi taa
geen, insanlar dil-hun eden o yce telgraflarndan dolay feryad figan
iinde. Elin dert grmesin, sa ol, var ol... Yarn da, daha gn madan, ayn
faaliyeti hulusu kalbile srdrmelisin. Ne kadar gcn varsa o kadar yaz. Sen ki
bu kasabann birinci, hem de ba birinci, her arzuhali elie iler arzuhalcisi
Fahri Efendisisin, ne kadar biliyorsan o kadar yaz ki, u nce Memedin ls bir
eein stne atlm kasabaya getirilene kadar yaz. Yaz ki yaz... Ve hem de
benim akalarma gcenme. nsan hi aas Murta-zaya gcenir mi?"
"Gcenmem," diye gld Deli Fahri. "Ben senin szlerine hi alnr mym? Ben
hibir eye gcenmem muhterem Kara-dalzade Murtaza Aaefendi. Ben sana,
velinimetim Efendime, Aalar sultanna hi gcenir miyim ki, Allah benim, sana
nankrlk edersem, u iki gzm nme aktmaz m ki... yi oldu, ok, ok iyi
oldu yazdm arzuhaller, bu sefer senin yznden ve hem de gl yznden dolay
birer arzuhal numunesi oldu ki, okuyann dili boazna akar aknlndan. te
bana bylesi arzuhalleri sen, sen yazdrdn. Sana hi insan gcenebilir mi ki,
aalarn sultan?"
Ayaa kalkt, sylev eker gibi sa kolunu ileriye uzatt:
"Bu gece, bu gece, benden arzuhal bekle," diye bard. "Geceler altn sabahlara
gebedir. Ve hem de altn arzuhallere... imdi ben bu gece hayatm boyunca
yazdm en gzel, en tesirli, en usta arzuhalleri bulacam, bir de byk
statlarn yazdklarn gz nne alarak, akla hayale gelmedik arzuhaller
yaratacam ki okuyann karnn atlata. Ve de o nce Memed canavarn tutalar,
ve hem de o kan iiciyi ve de onun ala gzlerine mor sinekler okumu lsn
uyuz eeklerin ve hem de plak ve uyuz eeklerin srtna ataraktan kasabaya
getireler. Ve
31
hem de ve de altm yedi kyn ortasnda onun derisi yzlm lsn ve hem de
Kozanda, Kadirli ve hem de Adana vilayetinin tm kylerinde, Ankarann,
stanbulun iinde dolat-ralar, sonra da oturup Byk Millet Meclisinin nnde
keskin kasap baklaryla gzel gzel derisini yzeler."
basmazsa ben de o aya yaln, gt ak nce Memed ocuuna nce Memed demem.
Senin iki kann arasndan
39
i
vurmazsa... nce Memed seni gzbebeinden deil de iki kann arasndan vursun
ki, seni kim ldrd gresin.
"Evet Paamz byle ilere ok merakl. Kendileri Drtyol-da bizzat bir portakal
bahesi kurdular. Kendileri topraa ok merakldrlar. imdiye kadar binlerce
dnm toprak aldlar. Kendileri topra ne yapacaklar, salt numuneyi imtisal
olmak iin fertlere, bunu yaptlar. Ve bizler de numuneyi imtisal olmak iin
alyoruz topraklar."
Zlfye dnd, ona sevgiyle, sevecenlikle glmsedi:
"Sen daha toprak alyor musun?"
"Hi almaz olur muyum Bey! Tabii alyorum. Ben de bu ukurova kyllerine canl,
gzlerinin nnde, yle bir numuneyi imtisal oluyorum ki... u portakal, u nar,
u incir bahelerini kuraraktan yle bir numuneyi imtisal olacam ki... Pamuk
iftliklerini kurup Avrupallarn gzlerini kamatracam. Sen sa olasn, var
olasn Bey. Allah senin sayini stmzden eksik etmesin."
"Teekkr ederim Zlf. Hele seni bir Avrupaya gnderelim de, ilmini artrarak
oradan bir dn de..."
"ok eyler reneceim Beyim yksek sayenizde... O kadar, o kadar ok ki... Ne,
ne yapyorum biliyor musun Bey?"
"Ne yapyorsun Zlf?"
"imdi Bey, beni iyi dinle, beni iyi dinledikten sonra da bana delisin deme."
"Demem."
"Btn kasaba bana deli diyor."
"Desinler. Ben demem."
"imdi ben... Biliyor musun, btn param zeytin fidanlarna harcyorum.
Kyllere dalardan zeytin fidanlar sktrp getirtiyor ve de diktiriyorum.
ukurova bir de sayenizde bir byk zeytinlik olacak. Ne kadar ok zeytin fidan
diktim biliyor musun, ou da tuttu?"
"Ne kadar?"
"Otuz bin."
"te Cumhuriyet bizden byle yenilikler istiyor. Sen ne dilersen dile Paadan,
senin iin yok yok."
"Biliyorum Beyim ya, burada ok dedikodu yapyorlar.
40
Onlara gre ben btn bu yaptklarm vatann hayr iin deil de salt toprak
almak iin yapyormuum."
Arif Saim Bey gbeini hoplata hoplata uzun uzun gldkten sonra:
"Hay Allah," dedi, "senin ne ihtiyacn varm bylesi uydurmalara ki... Btn
ukurova senin. Dilediin yerde dilediin kadar byk iftlik kurabilirsin. Bu
beyler bunu bilmiyorlar m? Bu vatan biz kurtardk. Azck, bir iftlik kadar
topran da hakkmz olduunu bilmiyorlar m? Aldrma sen onlara. ine bak. Ne
kadar toprak istersen, beendiin yerden o kadar toprak alabilirsin, bu
kasaballar bunu bilmiyorlar m? Bunun iin kimse sana bir ey syleyemez. Bu
yzden sana bir tek kelime syleyeni vatan haini ilan eder ve hem de astrrm.
Sen kimsin sen, bunlar seni bilmiyorlar m? Sen de bunu bilmiyor musun?"
"Biliyorum Beyim."
Murtaza Aa karda, sedirin stnde hrsndan atlyor, Takn Halil Beye,
Molla Duran Efendiye, tekilere kala gzle, elleri ayaklaryla iaretler
yadryordu nce Memedden sz alsn diye. tekiler put kesilmiler, derin bir
huu iinde Zlfy dinliyor, hayranlk dolu gzlerini bir an iin olsun Arif
Saim Beyden ayramyorlard. Murtaza Aaysa iinden alp alp veriyor, Arif Saim
Beyi, oradakileri batan aa kalaylyor, fkesinden patlayacak gibi oluyor,
sonra birden Ali Safa Bey, nce Memed szn biri aacak diye umutlara dyor,
bekliyordu. tekilerse hi oral olmuyorlar, arada srada da fkeyle Murtaza
Aaya bakp boyun kvryorlar, ilerinden de bu adam bizi Beyin huzurunda rezil
rsvay edecek, diye geiriyorlar, korkuyorlard.
leyi az gee odann ortasna birka masa getirilip birletirildi, stlerine de
ak patiskadan turuncu iri glle ilenmi rtler atld. Raklar, araplar
evine yrdler. Ev, avlusu, salonu, balkonu, odalaryla azna kadar uzaklardan
gelen konuklarla znkaznk dolmutu.
"Ne kadar ok insan, ne kadar ok insan," diye aknln syledi Murtaza Aa.
42
43
"Ne kadar ok da seveni varm," diye karlk verdi Topal Ali. "Abooov!"
Murtaza Aa bir sre durdu, dnd:
"Ali Safa eceliyle lse, onun cenazesine bu kadar insan gelir miydi Ali?"
"Gelmezdi Aam!"
"Gelmezdi Ali, gelmezdi. Pekiyi Ali, sen bu dnyann en akll adamsn, malm
da sana kurban, canm da... Sana bir sual soracam, amma sen korkmadan benim bu
sualime karlk vereceksin."
"Veririm Aam."
"Eer Ali Safay nce Memed deil de baka birisi ldrm olsayd, bu cenazeye
bu kadar kalabalk gelir miydi?"
"Gelmezdi."
"Gelmezdi yaaa. Bunun yzde biri bile gelmezdi. nce Memed sayesinde Ali Safa
Bey ran ah gibi gmlyor."
Avlu kapsndan dndler.
"ok kokuyor Ali."
"Kokuyor."
"Koku burnumun direini krd."
"Benim de," dedi Ali.
"Ali!"
"Buyur Aam."
"Gayret dayya dt. Kurda ne demiler?" Gzlerini ok gibi Alinin gzlerinin
iine dikti bakt.
"Demiler ki, senin boynun niye byle ok kaim, bu deil mi Aam?"
"Kurt da demi ki Ali, kendi iimi kendim grrm de... Onun iin Ali biz kendi
iimizi kendimiz grmeliyiz. Ne can-darmadan, ne Ankaradan, bize hibir yerden
bir hayr yok."
"Yok," dedi Ali.
"Bundan sonra nce Memed kimi ldrecek?"
"Kimi olacak Aam, elbette seni."
"Keski bulamayaydm bu kadar bu nce Memede."
"Keski," diye iini ekti Ali."
"Bundan sonra sra bende."
"Sende," dedi Ali.
44
"Onun iin ne yapp yapmal nce Memedi ldrtmeliyiz."
"ldrtmeliyiz."
"Bu geceden itibaren evde de kalmamalyz. Her gece baka bir yerde... Seni de
ldrr m nce Memed?"
"Senden sonra da beni ldrecek."
"Ne biliyorsun?"
"Bilirim. O nce Memed var ya... O, bela bir adamdr."
"Bilirim beladr."
"O her eyi grr, bilir. imdi bizim burada ne konutuumuzu bile grr, duyar.
Onun her yerde gz, kula vardr. Ona her ey ayan beyandr. Gkteki uan ku,
yerdeki yryen karnca bile bu dnyada ne olup bitiyor, ona ulatrr. O, u
dan arkasna baksn, gzleri da deler geer ve arkasnda ne var, grr."
"imdi bizim burada u konutuumuzu bile duymu mudur?"
"Duymu mudur da ne demek, elbette duymutur. Onun duymad bir ey olamaz. u
aalardaki yapraklar onun gzdr. u akan sular, biten otlar, yaan yamurlar,
esen yeller onun kuladr."
"Tevatr. Tevatr deilse de biz yandk."
"Biz yandk Aa. Biz lmz de stmze at yakan yok."
"Tevatr. Byle bir insan bu dnyaya gelmemitir."
"Hayr, hi gelmemitir."
"O zaman ite, o her eyi duyuyor, gryorsa, biz de bir kapal yere snp
iaretlerle konualm, gene de duyar m?"
"Onun orasn bilemeni Aa."
"Tevatr."
"Tevatr Aa."
Kasabay kmlar Kabasakza doru yryorlard. Uzun bir sre konumadan
yrdler. Murtaza Aann aln krm, derin dncelere dalmt. Arada bir
de durup tepeden trnaa, adm arkasndan gelen Topal Aliyi szyordu. Kimi
hayranlkla, kimi de kmser bakyor, Ali onun aklndan nelerin getiini bir
trl anlayamyor, o da nce Memedi dnyordu. Acaba kam kurtulmu,
selamete erimi miydi,
45
yoksa candarmalar onu yakalamlar vurmular myd? Ya da bir kovukta a susuz,
kimsiz kimsesiz skm kalm myd? Dorusu Ali ok endie ediyordu. Da ta
candarmayla dolmutu. Bir de Memedin snacak belli bir yeri yoktu. ok
deneysiz bir ocuktu. Onunla gitmediine kimi zaman bin piman oluyor, kimi
zaman da seviniyordu. Bundan sonra bu kasabada Karadalolu Murtaza Aann
yannda nce Memede ok yardm edebilir, onu ok belalardan kurtarabilirdi. Ama
ite bu gnler kt gnlerdi. Memed bu gnleri bir atlatabilse gerisi kolayd.
nallah Yrklerin iine dmtr. Yrkler Kerimolundan dolay onu severler.
Belki onlar candarmaya vermezler Memedi. Kim bilir, insanolu belli olmaz ki,
belki de btn bu dalarn adamlar gzlerinin bebei imiesine korurlar onu.
Belki de hemencecik yakalar candarmalara veri-verirler onu. inde onulmaz bir
ac, bir pimanlk, ne demiti de onunla birlikte dalara gitmemiti... Birlikte
olsalard, onlar u koskocaman dalarda kim yakalayabilirdi. Onun u mor
dalarda bilmedii kovuk, delik, maara, tanmad insan m vard...
Az daha durmasa, nne gelmi dikilmi, tepeden trnaa onu szen Murtaza Aaya
arpacakt. Murtaza Aa gzlerini sert, dimdik onun gzlerine dikmi bakyordu.
"Syle Topal Ali," diye bard. "Bana doruyu bir bir syleyeceksin ki..."
Alinin birden yrei czz etti, acaba bu Murtaza Aa her eyi biliyor muydu,
biliyor da kendisiyle eleniyor muydu, byle elene elene u ilerde kendisini
ldrecek miydi? Bir daha da nce Memedi hi gremeyecek miydi? Alinin stnde
tabancas yoktu. Bir kck haneri, bir aks bile yoktu. Tetik bulunmalyd,
o tabancasn ekince belki elinden alabilir, onu vurabilirdi. Bylelikle nce
Memed bir Aa daha ldrm olurdu.
Yay gibi gerilmi Topal Ali:
"Buyur Aa," dedi. "Zatna her eyi bir bir sylerim." Sesi bir meydan okumayd.
"Syle bakalm, sen nce Memede niin bu kadar dmansn?"
46
Topal bunu hi beklemiyordu. Sevinmesiyle zlmesi bir oldu. Sendeledi.
Hemencecik de kendine geldi.
"Aama bak hele Aama, kara gzl de yiit, cmert Aama, sen benim nce Memede
niin dman olduumu bilmiyor
musun?"
"Bilmiyorum."
"Bil yleyse. Abdi Aa, o gl yzl, mezarnda klar iinde yatas, fkaralar
babas, insanlar cmerdi, yrei insanlk dolu, o, dnyamzn biricii, o
Hazreti Ali ayar Aa kimin aasy-d, kimin gznn bebei, yreinin bayd,
benim... Onu ldren, drt kitaptan murtat, drt kitapta katli vacip olan kim,
nce Memed... Yeter mi?"
"Yetmez," dedi, ban kaldrm, gzlerini onun gzlerinin iine dikmi Murtaza
Aa.
"Aam ldrd yetmez mi, ekmek kapm, oluumun ocuumun, benim staram
ldrd yetmez mi?"
"Yeter," diye gld Murtaza Aa.
"imdi de canm alaca yetmez mi?"
"Yeter," dedi Murtaza Aa, kendine bir ortak bulduuna sevinerek.
"Yllardr lm korkusundan, Allah dmanmn bana vermesin lm korkusunu,
dnyada bir ey vardr her eyden beter, lmden de zalim, o da lm korkusu,
ben lm korkusundan lmm, tkenmiim, lmm. Benim kymetli Aam Abdi Aa
ldrlmeden ok nceleri zaten lm korkusundan dolay lm gitmiti."
"yleyse, biz de Abdi Aaya, Ali Safa Beye benzemeden nce Memedin hakkndan
gelmeliyiz. Sen bundan sonra benim z bir kardamsn, olumsun, gzmn
bebeisin. Demek bunca yl bu kadar korktun?"
"Korkudan ldm ve hem de lyorum."
"Ben de..."
"Bu adamn vcudu ortadan kalkmadan..."
"Bize bu dnyada yaamak haram."
"Haram," dedi Topal Ali.
Geriye dnp ar ar kasabaya yrmeye baladlar. Gn ok aalara inmi
glgeler uzamt. Kasaba evlerinin camla47
nndan bir k, bir parlt seli alyor, evler, aalar, tepeler bir
aydnln ortasnda, buusunda dnp duruyorlard.
"Ali!" Sesi yumuack, sevecendi.
"Buyur Aam?"
"Ali sen bu izcilii kimden rendin?"
"Hi kimseden Aam."
"Sen anandan izci mi dodun?"
"Domadm ama, ona benzer bir ey."
"Ne demek ona benzer bir ey, ya dodun, ya domadn."
"Hem dodum, hem domadm."
"Peki nereden rendin sen bu hneri?"
"Baka baka..."
"En ok neye baktn?"
"En ok izlere baktm."
"zlerde ne grdn?"
"zler sahiplerine benzer. Bir at izine baksam, aa be yukar o atn nasl
bir at olduunu anlarm. Yelesini, kuyruunu, boyunu bounu sana gereine yakn
syleyebilirim. Hele insan izlerini... zlerden insanlarn yreini okurum.
Hangi yne gitmiler, ne dnerek, nasl dnerek gitmiler bilirim. Sevinli
mi, fkeli mi, kskn m, kederli mi, ii karanlk m bilirim. Aydnlk m, dost
mu, dman m bilirim."
"Tevatr."
"Tevatr deil Aam."
"zime bak yleyse. Bak ve ne dndm syle."
Ali hemen gerisin geri dnp eildi, izleri inceleye inceleye sel yatana kadar
geldi:
"yleyse imdi beni dinle Aa," dedi. "Bak, nce kukulusun. nce Memedden daha
ok benden korkuyorsun, doru mu?"
"Doru..."
"Gittike korkun azalyor. Sonra, ne nce Memedden korkuyorsun, ne de benden.
inde ahlanm bir yrek. Btn dnyayla tek bana cenk edebilirsin.
Arkasndan birden gene onulmaz, dehet bir korkunun iine dyorsun. Birileri
seni aalyor, sen susuyor, yutuyorsun bunu. Sonra yalvaryorsun ona. Sonra da
fkeden deliriyor, patlyorsun. Birden yanndaki
48
adama kann kaynyor, o, ben olacam, gnln sa yana doru / btn kukularn
bitiyor, ona karde gibi balanyorsun."
Birden Topal Ali olduu yerde durdu kald. Sar iekli bir
dikenin dibindeki ize takld, yz sapsar kesildi. Az kurumutu, zor
konutu, szler azndan yarm yamalak dkld.
"te bu izde beni ldrecein yazl." Doruldu, yalvara-rak Murtaza Aann
gzlerinin iine bakt. "Beni niin ldrmeye karar verdin Aa?" diye sordu.
"Ben ne yaptm sana?"
Murtaza Aa telaland, abuk abuk konutu:
"Doru, amennah... Korkuyorum senden. imdi bile. Ben nce Memedden deil, senin
o gzlerinin dibindekilerden korkuyorum. Doru, seni ldrmeliyim ben."
"yleyse ben gideyim Aam," diye boynunu bkt Topal Ali. "Adam adamdan korkar,
anlarm. Adam benden hi korkar m?"
"Korkar korkar, adam senden korkar ya, sen bir sonraki izlere bak... Seni
ldrmekten vazgetiimi grrsn."
Ali teki izlere baknca sevindi:
"te byleee," dedi, Aann kolundan sevgiyle tuttu. "te burada karde
olmuuz." Bir izleri aratryor, bir Murtaza Aann yzne durup bakyordu.
"Vazge Ali," dedi Murtaza Aa. "Bundan byle sen benim can bir kardamsn."
"Kardamm."
"Anamsn, babamsn."
"Bu kadar da korkma Aa nce Memedden. Bundan sonra yannda ben varm."
Aa, sevin iinde kalm glyordu:
"Ali sen kuun kanadnn izini..?"
"Evelallah."
"Sudaki baln izini..?"
"Evelallah!"
"Ali sen Arif Saim deyyusunun izini..?"
"Evelallah!"
"Yahu Ali kardam, byle de insanlk olur mu? Koskocaman, Ali Safa Bey gibi bir
Milli Sava kahraman ldrlm..."
49
;;-..
Alinin kolundan tuttu. "imdi herkes, Zlf bile, Arif Saim bile milli kahraman,
fkara, korkak, karncadan rken Ali Safa neden kahraman olmasn... Kim bilir
nce Memedi grnce ne kadar da korkmutur fkara... Daha tfeini grnce nce
Meme-din, daha Memed tetie basmadan can kvermitir fkaranm, korkudan.
Ekya da lye skmtr kurunu. Gittim grdm lsn, bir damla kan
kmam. Kafas paralanm, odann duvarlarna yapm, dediim gibi,
tevatr. llere kurun skarsan bir damla kanlar kmaz."
"Bilirim, kmaz," diye onu onaylad Topal Ali.
"te bu zavall, karncadan rken fkaray kurunlamadan ldrm de nce
Memed, onlar da oturmular onun cenazesi stne keyfediyor, rak iiyorlar. Ulan
bir tanesi, yazk oldu u karncadan rken Ali Safaya demiyor, bu nasl
insanlk?"
"Bu nasl insanlk?"
"Ama gelecekler nce Memedler, koyunlarndan nce karlarn alp daa
kaldracaklar. Buna sevinirler."
"Sevinirler," dedi Topal Ali.
"Ardndan da gelecekler, mallarn mlklerini yama edecekler."
"Ardndan da," dedi Topal Ali, "kellelerini kesecekler."
"yleyse imdi glsnler onlar Safann mezarnn stne. Duvarlara yapm
beyniyle alay etsinler... Gene de u fakir f-karaya bak Ali, sanki her
birisinin karda lm, sanki her birisinin evinden bir l km gibi yas
iindeler. At yakp alyorlar. Eeee, frsat bulunca da bizi bunlar
paralamayacaklar m?"
"Paralamazlar Aam."
"Ne dedin, ne dedin, paralamazlar m?"
"Paralamazlar. Onlar insana kymazlar. Onlar insana ky-salard bu dnya byle
olmaz baka trl olurdu. Onlar ok yumuaktrlar, tpk ipek gibi."
"pek gibi," diye derin, rahat bir soluk ald Murtaza Aa. "Demek onlar gn
gelince bizi para para doramazlar?"
"Doramazlar," dedi Ali gs kabararak, kvanla.
Murtaza Aann yz d, olduu yerde durup Alinin yanma gelmesini bekledi:
i
50
esi
"Ben de biliyorum Ali," dedi, "onlar bizi doramazlar. Doerasalard zaten bu
dnya byle olmazd." Sesini hemencecik kesti, ban yere dikip derin
dncelere dald. Epeyce sonra ban yerden kaldrdnda yz keder iinde
kalmt. "Sen Kuyucu Murat Paa diye birisini duydun mu?"
"Duymadm," dedi Topal Ali.
"Bir zamanlar, belki bundan iki yz yl nce u Toros dalar azm, gene byle
ba kaldrmt. O senin kimseyi ldrmez dediin, benim de yle bildiim
baldrplaklar konaklar ykyor, evler yakyor, kelleler kesiyor,
"Yok," dedi.
"te dini btn Murat Paamz da dorad Mslmanlarn bebelerini ayr bir
kuyuya, ocuklarn, kzlarn, kadnlarn, yallarn, genlerini de ayr
ayr kuyulara gmdrm. Sonra da balarn yakalam asilerin, sormu, niye
yaptn sen bunu, demi. O da zulm grdk biz, demi. Bize Mslmanlk harici
iler yaptlar, sipahiler, Padiahn adamlar dinimize tecavz ettiler, son
meteliimize, son koyunumuza, son kadnmza kadar elimizden aldlar,
kzlarmzn da rzlarna getiler. Murat Paa sormu, vay ocan ykla, siz
bunun iin mi ba-kaldrdnz? Bunun iin demi asilerin ba. Sen Padiah olmak
iin bakaldrmadn m? Adam ok yakkl, byk ela gzl, genten birisiymi.
ok da utangam. Adam akn akn, ben nasl Padiah olurum, ben Padiah
efendimizin kemter bir kuluyum. Benim Padiah olmak aklmn kesinden gemez.
Benim Paa olmak bile aklmdan gemedi. Bize zulmettiler, biz de ayaklandk.
Kuyucu Paa efendimiz de bunu duyunca bir aah ekmi ki dalar inlemi. Vah,
demi, vah benim kara bam, bu kadar insan ben bunun iin mi kuyuladm, vah,
vah bana ki vaaah! Ocam ykla ki benim, bu kadar insan kuyuladm. ok
acm, ok zarlam ama dini btn Murat Paamz, i iten gemi. Yanma alm
asiler ban Padiaha gtrm, hal keyfiyet byle byle Padiahm, demi.
Toros dalarnda insan, kurt ku, brt bcek hibir canly brakmayp
kuyuladm ama, i bakaym. Olan biteni Padiaha anlatm. Padiahtr
gzlerinden kanl yalar dkerek zarlam, oy vatandalarm, kuyularn iinde
yatan vay vatandalarm, demi. O kadar zlm ki, cennet mekan Padiahmz,
asiler ban arp iki gzlerinden pm. Duydun mu Ali karda?"
53
"Duydum," dedi Topal Ali. "ki gzlerinden pm."
"pnce de, olum asiler ba, sana deil, yedi deil, dokuz tulu vezirlik
verdim ve de seni hem de Anadolu stne, bilcmle Urum stne Beylerbeyi yaptm,
demi. te byle bu dnya kardam, z bir kardam Topal Ali. Urum dedii de o
Kayseri, Sivas yreleri."
"Byle," dedi Topal Ali boyun krarak. "Tam byle."
"Sonra ne olmu?"
"Ne olmu?" diye sordu Ali.
"Sonra da efendim, o asiler ba var ya, ordulara serasker olmu, o da Van
dalarnda bakaldranlarn stne yrm. Varnca Van dalarna ne yapm
dersin?"
"Ne yapm?"
"Ne yapacak, o da ilk nce kuyu kazdrm. imdi Ankara duyacak bu ii, nce
Memedi... Nasl olsa duyacak, btn To-roslar ayaa kalknca. smet Paa da,
Deli Sinan Paa kumandasnda, Deli Sinan Paa buralar ok iyi bilir, bir kucak
da sakal vardr. Sen hi onun adn duydun mu?"
"Duydum," dedi Ali.
"Sen onun ne deli bir bela olduunu biliyor musun?"
"Biliyorum," dedi Ali yznde en kk bir deiiklik olmadan.
"te bu delinin kumandasnda bir byk, yer gtrmez orduyu gnderecek smet
Paa Torosa. Deli Sinan Paa ne yapacak, nce kuyular kazdracak."
Ali:
"Allah gstermesin!"
"Allah gsterecek," diye gsn kabartt Murtaza Aa. "Byle giderse, nce
Memed de dalarda padiah olursa, bu vatann altn oymaya devam ederse Deli
Sinan Paa gelecek ve hem de en nce bin tane kuyu kazdracak."
"Allah gstermesin!"
"Ylann ba kkken ezilmeyince Allah gsterecek."
"ly ne zaman gmecekler Aam?"
"Hemen olmaz," diye dnp yrd Murtaza Aa. Ham yolda rugan kunduralar toza
batp kyor, yreye scak tozlar fkrtyordu. "Hemen olmaz Ali kardam.
Beklemeli l. Ale54
gn,
mi ibret iin ly bilcmle Trkiye Cumhuriyeti vatandalar grmeliler,
duymallar."
"l kokuyor, hava ok scak."
"Bunu mu Ali karda, bak, izgileri mor, halis yn." Ali susuyor, teki boyuna
gsteriyor.
Sonunda dkkanc bakt ki bunlar doru drst bir kuma seemeyecekler, en
stteki kumlu, koyu mavi kuma topunu
indirdi.
"Kuma aryorsanz, ite bu. Ben Murtaza Aa gibi bir soylu Beye bu kumatan
bakasn bu dkkanda layk gremem."
Murtaza Aa dkkancnn bu davranna sevindi:
"Beendin mi, beendin mi Ali Karda," diye onun yresinde birka kez dnd.
Ali bir ocuk gibi utanarak kzararak:
"Beendim," dedi. "Beendim ama ne zahmet. Yazk deil mi bir uval paraya?"
Kuma:
"Aa, sen paraya bakma," dedi. "Murtaza Aada para ton kadar."
Murtaza Aa da onu onaylad ban sallayarak:
"Hibir kymeti yok."
Kuma alp dkkandan ktlar. Murtaza Aa kuma alrken para vermemi, salt,
"Yaz deftere," demiti kumaya.
Terzi dkkan iki dkkan tedeydi. Hemen oraya vardlar. Terzi posbyklar
aarm ksa boylu, yuvarlak yzl, kk gzleri fldr fldr yuvalarnda
dnen birisiydi.
"Hemen, hemen, hemen yarn isterim bu elbiseyi terzi ba. Hemen yarn. Paraya
pula bakma, hemen yarn. Bu benim z bir kardam Ali Aadr. Byle bir adam u
ukurova toprana imdiye kadar gelmemi, bundan byle de hibir zaman
gelmeyecektir."
"Aman Aam, buyruun ba stne ama, yarn akama yetimez."
"Yetitireceksin."
"Yetimez."
"Yetiecek."
Terzi bir anda yumuad, uzun uzun Topal Aliye baktktan sonra:
57
"Olur Aa," dedi. "Ne yapalm, bir elbise iin senin hatrn kracak deiliz
ya... Gece sabaha kadar urar bitiririz."
"Sa olasn, var olasn," diye coan Karadalolu Murtaza Aa, terzinin srtna
bir tokat indirdi.
Oradan kkere uradlar, sonra gmlekiye. Ustalar yarn akam biltekmil her
eyi vereceklerdi.
Murtaza Aa nde, Ali arkada ary birka kere bir utan bir uca getiler.
Koca narn altndaki nalbantn yannda bir sre durdular. Murtaza Aa saraca
Aliyi, "u ukurova lkesine byle bir adam gelmedi, bundan sonra da kyamet
kopsa gelemez," diye tantt. Sara, "Vasuphanallah," diye hayretini
gizleyemedi.
Bunun arkasndan camiye gidip, uzun uzun aptes aldktan sonra namaza durdular.
Namazdan sonra da l evine uradlar. l evi sessizdi, ne at sesi, ne de
herhangi bir ses. Ortalkta t yoktu.
Kasabann iindeki kyl kalabal da ekilmi, ortalk bombo kalmt.
Ali:
"Demedim mi?" diye Murtaza Aann gzlerinin iine bakt.
"Neyi?"
"Kokuyu... Bak, kokla Aam, koku dnyay alm, btn kasabay sarmtr. Yarn
sabaha kadar da... Vay Allah vay..."
Murtaza:
"nallah Arif Saim Beyin burnuna gider de bu koku, inallah, Ali Safa Beyin,
nce Memedin laf alr. te o zaman da Deli Sinan Paa..." Alinin gzlerinin
iine uzun uzun baktktan sonra: "Bunlardan bir hayr gelmez ya Ali," dedi,
"gelir mi?"
"Gelmez," dedi Ali.
"Sinan Paa da ok yaland. Belki de tekat olmutur. Hi ad gemiyor. Belki
de asmlardr. Delinin biriydi zaten."
"Ben de duydum, aalara talim ettirir, hazr ola gemeyen aalar
krbalatrm."
Murtaza Aa gld:
"Belki de asmamlardr. Belki de smet Paa onu gnderir. O bir gelirse
Toroslara Kuyucu Paaya rahmet okutur. Sen Faruk Yzbay tanyor musun?"
58
"Grmlm var."
"nce Memedi yakalayabilir mi?"
"Yakalayamaz."
"Neden?"
"O kylye ok zulm ediyor."
"Haaa, doru... Bylesi zamanlarda kylye zulmetmeyeceksin, deil mi?"
"Kyl hakareti, zulm hi sevmez..."
Gene yrdler. Murtaza Aa durup durup ona bakyor, sonra gene yryorlard.
Aralarnda uzun bir sessizlik oldu. Kprye kadar ayaklarnn ucuna bakarak
yrdler. Kprnn korkuluuna yan yana durup aaya, suya baktlar bir sre.
Murtaza birden sordu:
"Senin imdi stnde silahn var m?"
"Yok."
"imdi nce Memed gelse de nce seni, ardndan da beni ldrmeye kalksa ne
yaparsn?"
"Hibir ey yapamam."
"Peki, dman sahibi adam hi silahsz dolar m?"
"Katiyyen dolamaz."
"Peki sen?"
"Gz ksn, fkaralk."
"Sen iyi bir nianc msn?"
"Saylrz Aam," diye alakgnll boynunu bkt Ali.
"Tabanca m, mavzer mi?"
"kisi de..."
"Pekiyi, nce Memed mi iyi at yapar, sen mi?"
Topal Ali utand, kvrand, gzlerini aadaki suya dikti, glmsedi, Aaya
bakt, Aa bekliyordu.
"Syle, syle, gerei syle, ben kardasn gerei bilmeliyim."
"nce Memed..."
"Eeee, ne olmu nce Memede?"
"Demem o ki..."
Gene utanga sustu, ban te yana evirdi, suya bakt, gzlerini kardaki
bahenin uzun, telli kavaklarna dikti.
"Syle, ne diyorsun?"
59
"nce Memed daha dnk ocuk... Bize gelince, biz ki izci Topal Aliyiz..."
"Haydi eve gidelim. Sen bundan sonra bizde kalacaksn. Beendiin tabancay,
filintay sana vereceim. Tabanca na-gant. Zinhar naganttan bakasn
kullanmayacaksn. tekiler tutukluk yapar."
"Doru."
"Sap fildiinden on drt tabancam var, been, beendiini al.
"Sa ol Aam."
"Kunda ilemeli Alaman filintalanyla bir orduyu donatrm, her birisi yeni
fabrikadan km. Onlardan da se."
"Seerim Aam."
"Sandk sandk da mermi..."
"Sa ol Aam."
"Ka yldr silah kullanmyorsun?"
"Yirmi bir yldr."
"Elin alkanln yitirmitir."
"Yitirdi Aam."
"Yarn br gn, cenaze kalktktan sonra atlara binip Akarcaya kacaz. Orada
at talimleri yapp, elimizi altracaz."
"Haklsn Aam."
"imdi eve."
"Olur Aam."
"oluk ocuun?"
"Dur Ali, dur!" diye can havliyle bard Murtaza Aa. "Dur bre kardam. Biz
sana karda dedik, biliyorum beni ldreceksin. Ama ldrrse de kardam
ldrsn beni. Dur ve de hemen geriye dn!"
Birka adm atp serte onu kolundan tuttu, kendine ekti, buyuran, sert bir
sesle:
"Al o tabancay oradan. O tabanca benim sana armaanm-dr. imdi beni iyi dinle
Ali, benim hayat sana bal. Al, ne yaparsan yap! ster ldr, ister kaldr.
stersen gtr de nce Memede teslim et. Ama bundan sonra sen sen ol, beni
brakp da bir yerlere gitme."
Ali gitti usulca tabancay oradan ald, beline takp Aann yanma geldi.
62
"Kusuruma bakma Murtaza Aa."
"Ne kusuru Ali. Kusur bende. Haydi eve gidelim."
Eve vardklarnda gn batt batacakt. Iklar evlerin camlarna btn
grkemiyle vurmu, srtn bu zeytin aal yamaca dayam kasabay bir peri
sarayna evirmiti. Bu saatlarda kasaba uzaktan, Anavarzanm bu yanndan baknca
yerden savrulan renk renk bir k yumanda dner, yreyi ta uzaklara kadar
tarifsiz bir aydnla board.
Murtaza Aa, Trkmen Beylerinden birinin oluydu. Babas buralarda ok saylan
Kekeme Adem Aayd. Cmert, sofras yerden kalkmayan bir adamd. Eski
klaklarn iftlik olarak kapatm, tapusunu da stne yaptrmt. leriyi
gren bir kiiydi. Belki bu kasabada ilk salam tapu onundu. Tapusu yedi bin
dnmlkt ama, tapu snrlar iinde belki krk bin dnmlk tarlalar
kalyordu. yle tekiler gibi hazinenin, ya da Ermenilerin topraklarna
konmamt Murtaza Aa. Ve hem de bununla vnrd. Yalnz, imdi bu oturduu
kona, kaarken ona Ermeni dostu Karabet Keklikyan vermiti. Herkes konan
Karabetten zorla alndn sylyordu ya, Murtaza Aa bu iftiraya cin ifrit
oluyordu. Hayr, o, bu grkemli kona gasp etmemi, Ermeni dostu Keklikyana il
il altnlar sayarak satn almt. Konaklar gasp edenler Zlfyd, Takn
Halil Beydi, Molla Duran Efendiydi, Mustantk Rt Beydi. tekilerdi. Bir kuru
vermeden, ne devlete ve ne de konaklarn sahiplerine, onlar gidince, babalarnn
mallar gibi gelip oturuvermilerdi.
Murtaza Aa kapnn tokman kere hzl hzl vurdu. Kap hemencecik ald.
Konak iki katlyd ve on drt odas vard. Bir oda da at katmdayd ve tavan
arasndan kk bir merdivenle klr, icab hal, baka, gizli bir merdivenden
de sokaa varlrd. Kasabann en gzel, beyaz badanal, byk yaplarndan
birisiydi. Karabet Keklikyan, ustay ta Sivastan getirmiti. Konak yapldnda
hem Ermeniler ve hem de Trkler arasnda dillere destan olmutu. Her odasnn
duvar nakl ak dibudak aacndan ilenmiti ki, hibir odann yaps tekine
benzemiyordu. Birinci katn taban akl talaryla renk renk denmi,
demenin tam ortasna da Anavarzanm oralardan
63
bozulmadan getirilmi, stnde geyikler, slnler, mor iekler olan bir Bizans
mozaii yerletirilmiti.
Prl prl bir tahta merdivenden yukarya ktlar. Karlarna gelen duvarda
gene Anavarzadan getirilmi byk bir mozaik daha vard. Bu mozaikse bir ku
cennetiydi. Bir bataklkta yryen leylekler, uan turnalar, krmz bir ylan,
knal keklikler...
Ali byk salonun ortasnda dikilmi kalm, hayran hayran bu mozaie bakyordu.
"Ne bakyorsun Ali?"
"Tevatr Aa! Kim yapm ola?"
"Kffardan kalma. Karabet bunu yerin altndan karttrm, ok kymetliymi.
yle dediler. Bundan, odalarda tane daha var."
"Tevatr! Tpk canl gibi. Ylan da akyor."
Merdivenin tam karsndaki byk cumbaya gidip frdolay ilemeli yastklarla
evrilmi sedirlere oturdular. Ortalk yahni kokuyordu.
"Amma da ackmz," dedi Murtaza Aa.
"Acktk," dedi Ali.
"Soan yahnisi sever misin?"
"Bir kere yemitim bir seferinde, tad daha damamda."
"ehriyeli pirin pilav, taze yal?"
O nde, Ali arkada merdivenleri inip Takn Halil Beyin konann yolunu
tuttular, oraya vardklarnda Murtaza Aann sevinci artt, Beyin otomobili
avluda yunmu arnm, silinmi taptaze duruyordu.
"Dur orada," diye otomobile konutu Murtaza. "Dur orada ki Murtaza Aa senin
kara gzlerini psn." Ardndaki Aliye dnd. "Sen de u aacn altnda bekle,
bekle ki, koca Tanr belki yzmze gle. Oooof bu koku da ne, burnumun direi
krlacak. Neredeyse baylacam. Tabancan yannda m?"
"Yanmda."
"yi yleyse, kokuyla sen naslsn?"
"lyorum."
"yi, yleyse bekle. ldr kokar. ok scak var. ldr, katlanacaz."
Kap akt, ikirciksiz ieriye girip merdivenleri kt. Takn Halil Bey onu
merdivenin banda karlad.
"Yaktn bizi, mahvettin Murtaza," dedi fkeyle. "Rezil ettin dnyaya. Nedir o
telgraflar, Ankaray topa tutmusun. Sen delirdin mi, ne oldu sana? Kck bir
ekya ocuk bir adam ldrm daa kam. Daha yakalanp yakalanmad da
belli deil, sen sanki btn dnya ayaklanm gibi kasabadaki her kiiye telgraf
ektirmisin, sen delirdin mi? Bey imdi uyanr da bunlar duyarsa... Onun mebus
olduu bir blgede byle
70
visizk olsun, Bey bunu bir duyarsa, elbette duyacaktr, h hi karmam, seni
engele asar, ya da otomobilinin arkas-balar Adanaya kadar bir paran kalmaz."
tekiler de akn akn onlara bakan Murtaza Aann yresini sardlar, onlar
da Halil Beyden daha sert konutular. Bereket Bey uyuyordu da seslerini fazla
ykseltip baramyorlard. Ama her szleri Murtaza Aann yreine bir al
haner gibi saplanyordu. Ne yapacan, kendini nasl savunacan bilemez,
ortada kalm gzlerini kirpitirip duruyordu. Sonunda:
"Kokuyor," diye bard, "amann ne kadar da ok kokuyor. Amann ls batsn,
dirisi de, telgraf da batsn, her eyi de... Amann burnumun direi krld
kokudan. Amann ha... Bey uyanmasn. Ya Bey uyanrsa bu koku iinde yandk. Ne
yapalm?"
"Ne yaplabilir, l evi burnumuzun dibinde. Gerekten
koku dehet... Ne yaplabilir?"
"ly Bey uyanmadan evden alp hemen camiye gtrmeli."
"Gtrmeli," dedi Mustantk Rt Bey.
Kaymakam da gelmiti:
"Derhal gtrmeli/'
Savc:
"Hemen u anda... Bey bir uyanr da..."
Emekli yarg Hdai telaland:
"Kolonya, kolonya..." diye.
"Btn kasabadaki kolonyalar l evine tadlar."
Birden ierden brr gibi bir ses duyuldu.
"Uyand," dedi Halil Bey. "Bu kokuyu Beyin burnunun almamasnn mmknat yok."
Hemen odaya kotu.
Bey uyanm ortada don paa dnyor, pijamasn karyor, yeniden giyiyor,
pantolonunu, gmleini aryor, bulamyor. akn, perian...
Kendine azck gelince bas bas barmaya balad:
"Kokuyor, kokuyor, dayanamayacam, kokuyor! Bu byle kokan ey nedir? Kokan,
kokan..? Bu koku ne kokuyor? Pantolonum nerede?"
71
"te, ite burada... Buyurun Bey."
"Kokuyor."
"Buyurun ceketinizi."
"Kokuyor."
abuk abuk, elleri ayaklar titreyerek giyinen sa sakal karmakar Arif Saim
dar frlad.
"Aman Beyler kokuyor! Ben mrmde byle bir kokuya rastlamadm. Btn dnya
kokuyor. Kokudan leceim. Kolonya, kolonya... Bir ey... Ne olursa olsun
kokuyor. Ne kokusu bu?"
"l kokusu..."
nr.
"Dorudur, benzeterek."
"Bir insan ne kadar sana benzerse, o kadar da benzemez. Hibir insann bir baka
benzeri yoktur."
"Yoktur," diye dnd Murtaza Aa," olamaz da..."
"yleyse beni renmeye almaktan vazge."
Murtaza Aa gld:
"Al ite vazgetim gitti," diye sa kolunu savurdu. "Vazgetim ama, seni kimsin,
nesin diye de bir merak ediyorum ki... Ben senin gibi bir adam hi grmedim. u
dnyada senin gibi bir adam yok."
"Var," dedi Topal Ali, "hem de ok. Bir hner bir kiide varsa her insanda da
var demektir. Yeter ki merak et, yrekten merak et, insanolunun elinden hibir
eyin kurtuluu yoktur."
"Ben imdi yrekten isteseydim senin gibi bir izci olabilir miydim?"
"Olurdun, candan yrekten sarlnca, merak edince olurdun."
"Sen neden bu ie merak sardn da, btn mrn u izcilie verdin de baka bir
eye vermedin, u izcilik, bu kadar bir hner ya, ne ie yaryor, yarayacakt ya
da... Hi dndn m? Bu ie balarken, izcilii yani, yeni renirken, bu
hnerin hibir ie yarayp yaramayacan hi dndn m?"
"O zaman hi dnmemitim. imdilerde, ya kemale erince dnmeye baladm."
"Ne dnyorsun, neye yarad u senin hi kimsede olmayan ince hnerin?"
"ok dndm, uzun bir sredir buna bir cevap bulamadm."
"Sonra?"
"Sonra birden aklma geldi..."
"O gelen ne?"
"Yaamak ne ie yaryor diye sordum kendi kendime. Yaamak ne ie yaryor,
sylesene Murtaza Aam?"
Murtaza Aa sustu bir sre, gene gzlerini gzlerinin iine
74
H'kti uzun uzun baktktan sonra yrekten glerek Alinin koluna girdi:
"Sahi bre Ali, yaamamz, lmekten bu kadar korktuumuz, yaamak ne ie yaryor?
Uruna bu kadar alaldmz, zulmettiimiz, haram yediimiz, insan ldrdmz
yaamak ne ie yaryor? Sonunda ite byle ya bir kasabay, ya da kck bir
mezarl kokuyla dolduruyoruz. Vay babam, insan ls de ne kadar kokarm
byle, it leinden de beter. Ben de byle kokacak mym?"
"Haa."
"Kokarm, kokarm... Belki bundan da beter... Ali!"
"Buyur Aam."
"Benden sana vasiyet, beni nce Memed ldrrse, beni hemen, derakap gmsnler."
"nce Memed seni ldrmeyecek."
"ldrecek," diye inatlat Murtaza Aa, hem de kere ayan yere vurdu,
ayann dibinden kumlar fkrd. "ldrecek!"
"Orasn ben bilmem Aam."
"Doru sen bilmezsin. Bilmezsin ya reneceksin. imdi bu kasabada sra bende.
Keski onunla o kadar uramasay-dm."
Ali susuyordu.
Uzun bir sre ayn kysnda, portakal bahelerinin iinde dolatlar.
Aadaki kye inip Murtaza Aann portakallarn, limonlarn, narlarn
grdler. Dallardaki portakallar daha kck, yemyeildi. Her birisi bir
gvercin yumurtas kadar. Murtaza Aa sylemiyordu ya, bu bahe de ona Ermeni
dostundan kalmt.
Uzaktan le ezann duyunca olduklar yerde durdular. Kasabann camlarna gn
vurmu, ortal ltya bomutu. Yalnz kasaba deil, yreleri bile ta
uzaklara, yukardaki ormana kadar bu ltlardan ipiliyordu.
"Sela okunuyor."
"Az sonra Ali Safa Beyi gmecekler."
Ali Safa Beyin lsn camiye kadar kylleri, akrabalar zr tamlar, bir
ikisi salacay tarken baylp yerde kalmt.
75
Yzba glmsedi.
"Sen ne kadardr buradasn?"
"Bir gece, iki gndz oluyor."
"Buradan geen bir atl, bir adam, bir silahl, bir yaral kii grdn m?"
"Hi kimseyi grmedim. Buralara hi kimsecikler gelmez ki... Ben burada hi adam
grmem, ka yldr koyun gderim burada. Siz adam aryorsanz o aalardadr."
82
"Anladm Yzbam, bu it yalan sylyor."
Yzba elindeki krbac ona doru, sus, diye kaldrd.
"Sen bu gece hi kurun sesi duydun mu?"
"Duymadm."
"Nasl olur, nasl duymazsn, btn orman kurun sesinden biribirine girdi,
arpma oldu, nasl duymadn?"
"Uyuyordum. Benim uykum ardr."
"Sen nasl bir obansn ki uyuyorsun, koyunlar kurt kapmaz m?"
"Kapamaz," diye vnd oban ocuk. "Sen o sary gryor musun, on tane kurdu
yer. Onun gibi bir kpek yok."
Onun kpei, o sar tpk insan gibiydi. Her eyi bilir, anlar, dnrd. Bir
tek konuamyordu. Meram etse belki de konuurdu.
"Benim bu sar var ya, hi obana bir gerek olmadan bu sry alr bir hafta, on
gn, bir ay dalarda gder. Benim bu sar var ya, kck tehlike olsun, bir
ylan, bir akrep, bir insan, ben de uyuyor olaym, gelir beni usulca kolumdan
tutar uyandrr."
"Bu gece seni uyandrmad m, kurun seslerini duymad m?"
"Kurun seslerini duysa o beni uyandrrd."
"Uyandrmtr," diye bard Kerti Ali, "ama o duymadm diye yalan sylyor."
"Uyandrrd," diye karlk verdi Mslm. "Demek ki duymamtr. O kurun
seslerini bilir. Ekyay, candarmay, iyi adam, kt adam biribirinden
ayrr. Geenlerde bir adamn boynunu kapt u aadaki ormanda az daha adam
bouyordu. O adam var ya, bir kzn bana ktkten sonra da onu paralamm.
Ya benim sar yle bir sardr. O, kpeklerin aas, piridir."
"ok mu seversin kpeini?"
"Herkesten ok... O benim arkadamdr."
"Anasdr Yzbam, babasdr," diye alay etti Kerti Ali.
Mslm de ona sert kt. Onun kim olduunu iyi biliyordu. Onba olunca on
be candarmayla kendi kyne git-m, btn ky gn gece sopadan
geirmiti.
"Ne sandn ya..."
83
"Yalan sylyor Yzbam. Bu adam nce Memedin ne yana gittiini biliyor. unun
ifadesini alaym."
"Al," dedi Yzba soukkanl.
"Burada m, ormanda m?"
"Burada," dedi Yzba. "u aada. Bakalm bu deyyusu nasl konuturacaksn?"
Kerti, Mslme yumuack, sevecenlikle yaklat:
"Bak yavrum," dedi, "dn sabah ortalk rken, bir yaz ata binmi, hem de
plak bir yaz ata, doludizgin nnden geen tfekli adam grmedin mi? Atn
stndeki adam senden az irice... Syle yavrum, tam ormandan kt, senin stne
geldi, at ayaklarnn taprtsndan da sen uyandn, ya da seni kpek uyandrd.
Sen de uyannca o doludizgin atly grdn. Hangi yana gitti o atl?"
"Grmedim."
"Grmedin mi?"
"Hi grmedim."
"Yavrum, senin adm ne?"
"Mslm."
"Mslm yavrum, sylemezsen senin iin iyi olmaz."
"Hibir atl grmedim."
Drt candarma oktan hazrlanmlar bekliyorlard. En iri-yarsnn elinde kaim
bir sopa vard.
"Ykn unu."
Hemencecik Mslm ykp tfein kayn ayaklarna geirdiler.
"karn arklarn."
abucak arklarn, oraplarn karp teye, bir keven beinin stne
attlar.
"Bala."
riyar candarma btn gcyle sopay Mslmn ayaklarna durmadan indiriyor,
ocuktan hibir ses ada kmyordu. Yzba gzlerini aknlkla am bu
tansk ie bakyordu.
"Devam, daha sert."
Yz gz ter iinde kalm Mslm salt dilerini skyor, sopa her indike
bedeni bir geriliyor, hopluyor, ardndan da zlyordu.
84
Aradan epey bir sre geti, Mslmden t kmad. Yzszlerini falta gibi
am aknlkla ona bakyor, o ses ba d
^--
karmadka fkeleniyordu.
"Ali, sen al sopay eline," diye sert bir komut verdi. "Bu da nasl bir i
byle!"
riyar candarmadan sopay eline alan Ali, btn gc, hneri ustalyla aband
ocuun stne. Mslm, gene gk de-miyordu.
Kpek de gelmi az ilerde, drt bir yann mavi iekli yarpuz alm pnarn
ayakucunda duruyor, kaygl gzlerle yere yklm, ayaklarna boyuna sopalar
inen Mslme bakyordu ban dikmi, tetikte bir hali vard. Ama Mslmden en
kk bir t, bir iaret gelmiyordu.
Yzba dayanamad, yerinden kalkt, gitti oban ocuun baucunda durdu. Kerti
Ali kapkara kesilmi, dilerini skm, kaim sopay kaldryor, btn gvdesiyle
abanarak indiriyor, ocuktan, hoplayp gerilmekten baka en kk bir tepki
gelmiyordu.
Sonunda ocuun ayaklan kanamaya balad.
Yzba:
"Olamaz Ali Onba, olamaz. Sen hi byle bir mahlukata rastlam miydin?"
Soluk solua, ter iinde kalm Kerti Ali, "Yok," diye karlk veriyordu ona,
var gcyle, hklayarak sopasn indirirken, "yok Yzbam, ben mrmde byle
bir bela grmedim."
"Syle olum, sen nce Memedi grdn, deil mi?"
Mslmn dileri kenetlenmiti, almyordu.
"Syle olum, yoksa bu Ali Onba seni ldrecek. O, byle dve dve ok adam
ldrmtr."
"ok ldrdm, ok ldrdm," diye btn bedeni gerilmi, boyun damarlar imi
Kerti Ali, Yzbay onaylarken, ayaa inen kaln sopa sanki bklyordu. Ve
ayaktan kanlar fkryordu. Sopa bir anda kpkrmz oldu.
Gz bir ara orada dikilmi kalm kpee ilien Yzba Faruk:
"Dur," diye sevin iinde buyurdu Kerti Aliye, "dur Ali Onba."
85
Ali Onba derin bir soluk alarak durdu.
"Kaldr onu."
Kerti Ali ocuu elinden tutup zorla ayaa kaldrd. Ms-lm ayakta duramayp
boylu boyunca yere serildi.
"Kaldr u kpei."
Kerti Ali ocuu yerden kaldrd, koluna girdi. ocuun teki koluna da bir
candarma girdi. ocuk aralarnda cansz-mcasma sallanyordu.
Asm avu bandan beri olan biteni bo gzlerle seyretmi, sonra ayaa kalkp
yanlarna gelmiti.
"Bu ocuk lyor Yzbam. Bakn, can ekiiyor."
"Bunlar yedi canldr, bir ey olmaz bunlara," diye sert kt ona Yzba.
"Grmedin mi, bu kadar sopa yedi de of bile demedi."
"Yedi canldrlar," dedi Kerti.
"Ben onu konuturmasn bilirim," dedi Yzba. Tabancasn belinden kard,
orada durup kalm kpee evirdi: "A gzlerini imdi oban bey, a da imdi az
sonra ne olacak onu gr!" Sesi bak gibi keskindi, fkeli, utkulu bir sevin
doluydu.
ocuk ar ar gzlerini at, bir tabancaya, bir Yzbaya, bir kpee bakt.
"imdi syle," diye grledi Yzba. "Eer u anda doruyu hemen sylemezsen
kpeini ldreceim."
ocuk gzlerini kirpitirdi, abucak bir kpeine, bir gneten menevilenen
Yzbann tabancasna, bir ular titreyen Yzbann byklarna bakt:
"Syleyeceim," dedi. "Sary vurma. Hemen sylerim. nce Memedi grdm."
"Ha yle," diye gld Yzba. "Getirin unu..."
Gitti eski yerine bir sekinin stne kt. ocuu karsna getirdiler
oturttular.
"Ne bildin nce Memed olduunu onun?"
"Tfei vard."
"Baka?"
"Altndaki at yazd."
"Baka?"
"Altndaki at plakt."
86
"Baka?"
"Benim kadar bir ocuktu."
"Baka? Hangi yana gitti?"
"u yana..." Gnbaty gsterdi. "Ben onun gittii yeri de
biliyorum..."
"Nereye gitti?"
"Bakrgedii var ya, ite oradaki maarada Kel Ekya var, dokuz kiisiyle. nce
Memed ite onlara karmaya gitmi."
"Ne biliyorsun btn bunlar?"
"Onlar konutu."
"Kim?"
"Dn Kel Ekya burada, u pnarn banda konuurken, nce Memed geliyor, dedi,
ondan haber geldi. Onu Bakrgedi-indeki maarada bekleyeceiz. Sonra da
gittiler. Balarnda krmz fesleri vard."
"Peki, daha nce niin sylemedin bunlar?"
"ok korktum."
Yzba ayaa kalkt, gerindi, bacaklarnn stnde birka kere yaylandktan
sonra, nne getirdikleri atma atlad ve hareket emrini verdikten sonra, atn
orada dikilmi kalm kpee doru srp tabancasn kard, kpee
dorultmasyla tetie aslmas bir oldu. Kpek derinden bir venildedi, kvrand,
kendi yresinde dnmeye balad. Yzba tabancasndaki btn kurunlar st
ste kpein bana boaltt. Bir anda kan golne batp kan kpek oraya, yeil
imenlerin stne cansz serildi. Kurun sesini duyan Mslmn kalkmasyla
kpee komas bir oldu ya, kpek oktan lm, kevenlerin arasna bir insan
gibi upuzun serilmiti.
Candarmalar ekilip giderlerken Mslm kpeini kucaklam, kanl ban
kucana alm, bir l ocua ninni syler gibi ranyordu usul usul...
87
Yaz at uzakta, ak kahverengi keskin akmaktandan kayaln stnde
duruyor, usul usul da kuyruunu sallyordu.
Kerti Ali Onba:
"Yzbam," diye bard, "ite o at, nce Memedin at. Ali Safa Beyin at.
Demek nce Memed buralarda. oban ocuk doru sylemi. Demek nce Memedi
Bakrgedii maarasnda sktracaz."
"Bu at vur," diye bard Yzba.
"ok uzakta," dedi Kerti Ali Onba. "Ama onu vurmal."
Kayala doru komaya balad.
Yzba arkasndan:
"Dur," diye bard. Kerti Ali Onba olduu yerde durdu. Yzba atn
zengiledi, onun yanna vard. "Ver tfeini bana. Sen oraya yetiinceye kadar o
at gider." Yamaca doru atn doldurdu. Yama kepir talkt ve bu kepir
talkta Yzbann at zor kouyor, durmadan tkezliyordu. Yzba birka kere
attan dme korkusu geirdi ama dmedi. Kayaln dibine gelip durduunda at
kpe batmt, krk gibi de soluyordu. Yaz at bal rengi, pul pul ltl
kayaln sivrisinde duruyor, daha usul usul kuyruunu sallyordu. Yzba
aadan yukarya bir iyice nian aldktan sonra tetie bast, o tetie basar
"Orasn siz bana brakn Yzbam," dedi Kara brahim. "Onlarn yerini ben bu
gece elimle koymu gibi bulurum. ok uzakta deiller ve de candarmay
beklemiyorlar."
Yzba:
"Kara brahim," diye onun omuzuna yavaa, okarcasna elini koydu, "eer bu
dokuz ekyann iinde nce Memed varsa, ite o zaman dile benden ne dilersen.
ukurova aalar seni zengin, Karun ederler. Hele bir etmesinler."
Ve daha tanyerleri mam, ortalk hrck karanlkt. Ekyalarn nbeti
koyduklar iriyar, fesli olduu alacakaranlkta bile belli olan ekya bir
ktn stne yumulmu oturmutu. Uyuklar gibi bir hali vard.
"Ben bu adam tanyorum Yzbam," dedi Kara brahim-"Benim z bir daymn olu
olur. Ekya olmadan yiit oland92
i sonu buymu, ne yapalm. Su testisi su yolunda krlr. Ne oaym, kader byle
imi. Onu canm kadar severdim."
Yzba:
"Hazr msnz Asm avu?" diye sordu.
"Hazrz Yzbam."
"Ben iaret verince toptan yaylm atei balayacak. Ben gnr vermeden de
durmayacaksnz, isterse hepsi ldrlm olsun ekyalarn."
"Ba stne Yzbam."
"AH Onba!"
"Buyur Yzbam."
"lk kurun senden!"
"Ba stne Yzbam."
"u ktn stndekini ilk atta..."
"lk atta Yzbam..."
Kara brahim iini ekti:
"Vay daym olu vay, vay kadersizim, kimsesizim, vay gn grmemiim vay, az
sonra yle mi? Hay benim iki gzm -kayd da bu gnleri grmeyeydim, hay,"
diye kendi kendine sylendi durdu bir sre.
Ve ilk kurunu Kerti Ali Onbann skmasyla ktn stndeki yumulmu iri
adam havaya srar gibi oldu, sonra da ktn bu yanma dp cansz yere
serildi. Kurun sesleriyle birlikte de Yzbann at uzun uzun kinedi,
kayalklarn ardndan baka bir at da yanklanan kinemesiyle ona karlk
verdi.
93
iftlie gnderilen yanama ngiliz krmas al bir at alp gelmiti. At, be
yanda, dayankl, binei iyi, rahat bir att. Murtaza Aa gerekten, kendi
bindii attan sonra bunu severdi, iyi de koan bir att. Aliyle birlikte avluda
duran atn yresinde dnyorlar, ata hayran bakyorlard. Demek Ali bu ata
binecekti... Ali gzlerine bir trl inanamyordu. Parlak gz gneinde atn
tyleri prl prld. Aln sakar, sa aya dize kadar sekili at onlar
yresinde dnerlerken keyifli kuyruunu sallyordu.
"erke eyeri mi Ali, Trkmen eyeri mi, hangisini seversin?"
Ali skld, ellerini ovuturdu, ban yere dikti, yz etleri gerildi.
"Sklma bre Ali, sen benim kardamsn."
"Aam bilir."
"Git ieriye, ierde bir oda dolusu eyer var, hangisini beenirsen al."
"Aam bilir. Sen hangisini mnasip grrsen."
Murtaza yanamann elindeki at ald:
"Git de ierden ka gm savatl erke eyerini getir," dedi.
"Ba stne Aam."
Eyer gelince Ali gzlerine inanamad. Eyer, ok deerli bir eyerdi, attan bile
deerliydi.
"Ali, eyeri atna sen vur."
94
Ali, yanamann elindeki eyeri elleri titreyerek ald, ata git-sta bir binici
gibi alkn, eyeri atn srtna yerletirip kolan
'
i
1
J
bir iyce
sklad.
Bin ata da yle kprnn tesine, dn gittiimiz yerlere
sr.
Ali kpkrmz kesilmi, terlemi, elleri titriyor, konuamyor yerinden de
kprdayamyordu. y
'"BinAli."
En sonunda Ali kendini zorlad, konutu:
"Binemem Aam."
"Neden imi o?"
"nkleyim ben kimim ki Aamn u grkemli atna bineyim. Ben kim oluyorum..."
"Sus," diye bard Murtaza Aa, "sus! Sen benim z bir kardam deil misin, bu
at da senin deil mi? Derakap ata
bin!"
Ali ne yaptn bilmeden kendini atn stnde buldu.
Murtaza Aa geriye ekilip gerindi, bir ata bir Aliye bakt:
"Vasphanallah, Allah nazardan saklasn! Demek yiidin yak da at imi...
Ali!"
"Buyur Aam," hafif bir ses kard Ali, atn boynuna doru yumulmu.
"Giyitlerini yarn alacaz. Belinde nagant tabanca, elinde de Alaman filintas,
banda ftr apka..." Sevinle bard: "Haydi imdi sr ve de yel gibi
kasabay k da geri gel, iimiz var."
Ali at zengiledi, al at avlu kapsndan darya bir uzun yalm gibi snp
gzden yitti.
Murtaza Aa arkasndan:
"Aliye de pravo, kardama," diye bard.
Hsne Hatun, teki kadnlar, ocuklar, evdeki konuklar, konan balkonunda
durmular onlar seyreyliyorlard.
Murtaza Aa avludan ayrlmam, bir duvardan bir duvara gidip gelerek giden
atly bekliyor, ban nne emi dnyordu. Arada srada da yzn avlu
kapsna evirip bir sre duruyor, sonra gene yrmesini srdryordu. Ali
gittii yerden dndnde onun haberi bile olmamt. ylesine dalm
95
gitmiti. Aann kendisini grmesini, attan in, demesini bekleyen Ali konak
kapsnn nnde atn stnde dikilmi duruyor gidip gelerek kendi kendine
konuan Aaya bakyordu.
Hsne Hatun yukardan balkondan seslendi sonunda:
"Aa, Aa, Ali geldi, duymadn m?"
Murtaza Aa ban kaldrd, arm, Aliye bir bakt. Az sonra da sert,
gerilmi yz yumuad:
"Alim, kardam geldin mi," dedi. "Nasl atn iyi mi?"
Ona doru yrd.
Ali attan ineyim mi, inmeyeyim mi diye ikircik iindeydi. Murtaza Aa birka
adm tede durdu, bir ata gzlerini dikip uzun uzun bakyor, bir Aliye. Ali de
ona gzlerini dikmi buyruunu bekliyordu.
"ok gzel, ok mnasip," diye glmsedi sonunda Murtaza Aa. "Ve de uygun. Ve
de baka trls olamaz. Dnyalar izcisi Aliye ve hem de Murtazann z bir
kardama yaksa ya-ksa byle soylu bir at yakr."
Hayran hayran, sevgi dolu gzlerle Aliye bakyor, ona attan in demek aklna
gelmiyordu.
Yukardan gene Hatun seslendi:
"Aa, buyur da Ali Efendi kardamz attan insin, senin buyruunu bekliyor."
"Ne, ne?" diye kendi yresinde telala dnen Murtaza Aa bard.
"Estafurullah, haa! n kardam Ali..." Yanamalar ard: "ocuklar,
neredesiniz, Ali Aann atnn ban tutun..."
ki yanama birden koup attan inmi Topal Alinin elinden atn dizginini
aldlar. "arya kalm Ali Efendi kardam, nce Hac smaile gidelim, sana
oradan bir ftr alalm, hem de mebus ftr."
Ali sklm, ban yere dikmi, korkarak konutu:
"Aam ben ftr giyemem ki... Ben hi giymedim ondan... Beni bala gzn
sevdiim Aam."
"Olmaz," diye grledi Aa. "O sana smarladm takm elbise ftrsz giyilmez.
Beni ele aleme rezil mi edeceksin Ali, el ne diyecek, syle, ne diyecek?
Murtazann kardamn ftr apkas bile yok, diyecekler. D nme!"
96
Murtaza Aa nde, Ali arkada avlu kapsndan ktlar. Aa
abuk abuk yryor, hem de durmadan konuuyordu:
"Olur mu, olur mu byle iler, kardam? Hem takm elbise
ek, soylu ngiliz atna binecek, beline fildii sapl, sap altn kapl nagant
tabanca takacaksn, bir de Karadalolu Mur-za Aann byk hnerli, dnyada
bir tanecik usta olan, izci-1 r ba olan, ve de izciler ah olan, er lakabyla
anlr, gzmzn bebei ve hem de tm ukurovann umudu Topal Ali olasn, ondan
sonracma da sen ftr apka giymeyesin, olamaz kardam olamaz."
Durdu, geriye dnd, gene gzlerini bir eyler arayarak ivi gibi Alinin
gzlerinin iine dikti, ardndan da:
"Olamaz kardam olamaz. Byle bir adam Arap atsz, ftr apkasz, nagantsz ve
hem de Alaman filintasz, ve hem de Ali Efendi kardam, ftr apkasz olamaz.
Hem de yle bir ftr apka ki yalnz be yalnz onu ancak mebus beyler ve hem
de emekli byk paalar giyer. Oldu mu?"
"Ba stne Aam, sen nasl buyurursan yle olsun."
"Hah, byle ite." Yrmeye balad. Bir, hzla cokuyla yryor, bir, durup
Aliyle konuuyordu. "Yarndan tezi yok Ali karda, u Slemi tepesinin te
yamacna nian talimine gideceiz. Elimiz alsn. Bakmsn ki nce Memedle
kar karya gelmiiz, o daha tetie basmadan, biz ikimiz iki yerden basacaz
tetie." Gene durdu: "Ali!"
"Buyur Aam?"
"Ali sen bir insan gznn bebeinden vurabilir misin?"
"Eskiden vurabilirdim Aam."
"Mavzerle, uzaktan?"
"Uzaktan Aam."
"nce Memedle karlarsak..."
Ali de durmu, o da ivi gibi gzlerini onun gznn iine dikmiti. Murtaza Aa
gzlerini onun gzlerinden karyor, yere, saa sola bakyor, nereye bakarsa
baksn Alinin gzleri onun gzlerine yapm bir trl brakmyordu.
Sonunda Aa dayanamad bard:
"Syle Ali, syle kardam, syle benden ne istiyorsun?"
Ali de sesini ykseltti:
"Aa, Aa," dedi, "sen bana iyi bak, ben Topal Aliyim. yle nce Memed, Mince
Memed benim yanma yaklaamaz. Mademki sen bana karda dedin, bu kadar itibar
ediyorsun bana ran ahm arlar gibi arlyorsun, sen artk gerisine karma
Senin yanma hi kimse yaklaamaz. Deil nce Memed, Mustafa Kemal Paa bile
yaklaamaz. Mademki biz kendimizi Topal Ali olarak bilmiiz, sen bundan sonra
kimseden korkmadan ekinmeden rahat uyu." Sesini biraz daha ykselterek: "Bir
daha da beni denemeye kalkma, olur mu? Mademki biribirimize karda dedik. Var m
bundan tesi?"
"Yok," diye gzleri sevin iinde kalm Murtaza onun koluna girdi, yrdler.
"Yok, ben ayp ediyorum. Can korkusu, ne varsa bu canda, nasl olsa lecek deil
miyiz, insan gene de korkuyor, korkup zvanadan kyor. Kusura kalma kardam,
sana ta bata karda dediimde gvenmeliydim."
Murtaza Aann ayaklar sevinten uuyor, Topal Aliyi kolundan yakalam
srklyordu.
"Koktu," dedi, "ok koktu."
"Kokar," dedi Ali.
"iti."
"ier," dedi Ali, "gz gn de olsa, ukurova ok scak."
"Ali!"
"Buyur Aam."
"Sen saata bakmasn bilir misin?"
"Bilirim."
"Sana bir de altn ve hem de bir okka altn kstekli Longi-nes marka saat
gerek."
Ali susuyordu.
"Evet ve hem de evet, sana byle bir saat yakp gelir... Saati yelein bir
cebine, kstein ucunu da yelein teki cebine sokarsn, bir okka kstei de
gbeinin stne sarktrsn..." Kendi saatini gsterdi, "te byle, ite byle
gece gndz ldar durur."
"Sa ol Aam, kardam."
Ne giyitler, ne at, ne tabanca, ne mavzer, hibir tanesi saat kadar
etkilememiti Topal Aliyi. Saat szn duyunca heyecanland, yz sarard,
dudaklar titredi, ayaklar feldirde98
Alideki bu deiiklik de Murtaza Aann gznden kamad"Evet ve hem de bin kere evet, sana bir altn saat yazp duVe hem de altnn parlts yzne vurup durur."
Hac smailin dkkannn nne gelmiler, oray oktan gemiler, Murtaza Aa,
Alinin saat iine ok sevindiini anla-vnca, veryansn ediyordu saatlar stne.
Alinin koluna iyice eirmi, uzun gvdesiyle ona abanm, kendinden gemi,
alaca saatm ne biim bir saat olacan, onu svireden dorudan doruya saatm
fabrikasndan getirteceini sylyor, saati, talarn, naklarn, ksteinin
arln, minelerini bir bir sayp dkyordu.
"Yiide drt ey gerek. Bir yiit drt eysiz olamaz. Hem de senin gibi bir
yiit. O drt eyden birincisi saat, ikincisi gzel, kaln sarl avrat,
ncs silah, drdncs yavuz, kula kalem gibi, tyleri yldrdayan attr."
ary darya ktlar gittiler, Murtaza Aa comu konuuyordu. Neredeyse
kasabay kacaklard.
Murtaza:
"Ali!" diye gene durunca, farkna vard ki neredeyse kasabay dar kacaklar.
"Kasabay kmz Ali, dnelim."
Dndler, Hac smailin dkkanna geldiler. Hac smail onlar yerden temennanla
karlad:
"Buyur, buyur, buyur karagzl, soylu Aam benim. Seni grmeyeli... Gzleyi
gzleyi gzmz drt oldu. u nce Memed ii de... Duydun mu karn Ht da
gibi... Kokusu daha kasabay dolanp durur, aalara, topraa, duvarlara sinmi
kmyor..." Hemen kasadan kolonya iesini kard, nce Murtaza Aann stne,
sonra Topal Aliye, ardndan da dkkana, sonra da kendine sepeledi. "Kokuyor. O
nce Memed zavall Ali Safay tam gznn bebeinden..."
"Gznn bebeinden," dedi Murtaza. "nce Memedin merakdr, vurduu kimseyi
vurunca tam gznn bebeinin orta yerinden, yldzndan vuruyor, yle deil mi
Ali?"
Ali:
"Huyudur," dedi.
"Evet huyudur. Bundan sonra da bu kasabadaki Aalarn
99
hepsini gzlerinin bebeklerinden vuracakm. Haber gndermi, ahdetmi, ant
imi, Peygamberin ba iin, Allahn ad stne, ben ukurovada, diyormu
gzbebeinden vurmayacam aa brakmayacam, hem de domdom kurunuyla. sterse
hac olsun, hoca olsun, benim iin fark etmez..."
"Allah gstermesin, aman Allah gstermesin, aman Alla-aah... Musibet, felaket,
bela... Demek Allahn bir gazab... Buyurun, oturun..." kisine birer sandalya
uzatt. Kendi de titreyerek oturdu. ember sakalnn stndeki yanaklar
kpkrmz olmutu. "Musibet..." Hac latasn savurarak oturduu sandal-yasm
onlarn karsna ekti. "Demek yemin etmi, ant vermi Allahn ad stne?
Hibir kimseyi... yle mi? Gzbebei demek..." Hac dualar okuyor, ardndan da:
"Lain," diyordu, "eytan lain, demek btn aalar?"
Murtaza glerek Alinin kulana fsldad:
"Bir ben kalacam, gzbebeinden kurun yemeyecek, o da senin yksek sayende,
kardalnn yz suyu hrmetine."
Ali de glmeye balad:
"Evet Hac Bey, hi kimse aldrmyor ama, bu musibet, bu eytan lain bence bir
eyler yapacak."
Hac okuyup fleyerek:
"Yapacak," dedi. Ardndan da gene okuyup fleyerek: "Bir emriniz mi?"
Murtaza, Aliyi anlatmaya balad Hac smail Efendiye.
"Biliyorum Ali Aa kardamz," dedi Hac smail. "yle bir nl kiiyi kim
bilmez ki..."
"Kimse bilmiyor," diye gene balad Murtaza Aa. Alinin btn marifetlerini,
izciliini, gkteki kuun, sudaki baln bile izini srebildiini bir bir
syledi. Anlattka couyor, cotuk-a Alinin akla hayale smaz marifetlerini
sayp dkyordu, sonunda szn: "te bu adam benim z bir kardamdr. u dar
dnyada tek eyim budur. te bu kardama bir ftr apka istiyorum ki mebus
apkas olacak ve de Arif Saim Beyin apkasna benzeyecek."
"Ba stne, yle bir apka var, var," diye ayaa frlad sevinle Hac smail.
"Sakladm, kymetini bilmezler grp de almasnlar diye bu gzel apkay.
nallah Ali Aann bana uyar-'
100
DkKann ardiyesine girmesiyle elinde bycek bir boha
kmas
bir oldu. Bohay masann stne koydu, krlp dki ekmicesine parmaklarnn ucuyla incitmeden at. apka mSiyah, sol yannda
krmz tyyle ortaya kt. Gerekten gz kamatryordu.
Murtaza Aa hemen ayaa kalkt:
"Ne gzel," dedi. "nallah Ali Efendi kardamm bana
uyar."
"Uyar," dedi Hac ismail, apkay masadan iki eliyle usulcana ald, yava yava
Alinin yanma geldi: "Ltfen Bey karda-m serpuunuzu karr msnz?"
Ali hemen takkesini bandan alp dizinin stne koydu. Doruldu, ban dikti,
Hac smail gene usulca getirdi apkay onun bana koydu. Koyduktan sonra da
yle bir bakt:
"Tam oturdu," diye de ellerini rpt.
Murtaza Aa ok ciddi bir yz taknarak Aliye yaklat, uzaklat, bakt,
eildi, doruldu, sadan soldan gzden geirdi:
"Oldu," dedi. "Sa ol. Ceremesi ne kadar?"
Hac:
"Kymeti yok," dedi. "Hele siz apkay aln gtrn, ben deftere yazarm."
aylar geldi, itiler, dkkanda biraz daha oturdular. Ali daha yle dimdik,
kaskat kesilmi duruyor, sana soluna bile bakmyordu.
"Bir de aynada kendinize bakmaz msnz efendim?" diye onu elinden tutup
baldrd Hac smail. Ali, gene dimdik, kaskat, bir kalp gibi ayaa kalkt.
Aynann nne gittiler. Ali aynann nnde hazr olda gibi kaskat durdu kald.
Eer Murtaza Aa, "Ali karda iimiz var, haydi gidelim," demeseydi, belki de
Ali sonuna kadar kprdamadan aynann nnde yle dikilip kalacakt.
Oradan kkere gittiler. Kker ok gzel bir deriden kr-mz, uzun konlu
postal hazrlamt. Ali postal giyip dkka-nn iinde yle bir dolat.
"yi mi, ayana iyi geliyor mu Ali karda?"
"yi geliyor," dedi Ali. "Sa ol Aam."
101
"teki, hele teki, yle olan ayana da? Hani ahin yuvasndan dp de..."
"Ona da, ona da ok iyi geldi."
Murtaza Aa kkere kard parasn verdi.
"Sa ol Aam, Allah ziyade etsin. Efendi kardamza bir postal diktim ki
ylda eskitemez."
"Salcakla kal. Haydi gidelim Ali."
Ali bekliyordu.
"Haydi Ali, ne duruyoruz?"
"Aa," dedi, durdu Ali.
"Syle!"
"Eski postalm nerede acaba?"
"Ne yapacaksn eski postal, altlar delik, parampara olmu."
"Gerek olur Aam."
"Haydi canm, ne gerei olacak o eski postaln, bizim canmz sa iken!"
Ali banda ftr apkas, ayaklarnda krmz postalyla kker dkkannn
ortasnda dikilmiti. Sonunda kker eski postallar getirip eline tututurdu.
"Yok," diye bard Murtaza Aa, "olamaz, bu eski parampara postallarla arda
dolaamayz. Zinhar, byle bir ey olamaz! Elalemi stmze gldrme kardam
Ali."
Alinin elindeki postallar alp dkkann bir kesine frlatt, koluna girdi
dkkandan ktlar. Doru terziye gittiler, terzi onlar epeyce uzaktan grm
karlamaya kmt. Sevin iinde onlar karlad, dkkana geldiler.
"Kuma ok gzel," diye konuuyordu terzi. "Byle gzel kuma geecek ki insann
eline, ite byle gzel elbise dike... Demek bu karda naml izci Topal Ali Aa?
Byle bir adama elbise dikmek benim iin ereftir Aamz."
"Sen izciler ba Topal Ali Aay nereden biliyorsun?"
"Onu kim bilmez ki Aamz? Onun nam yedi dveli tutmutur. O yle bir izciymi
ki, kara ta stnde kara karncann izini karanlk gecede srer imi."
Aa kahkahalar atarak gld. Sevin iindeydi.
"Tevatr, tevatr," diyordu durmadan, "hem de ne teva102
" Glmesi geince: "Bak, terziba," dedi, "senin o dediin
yanl-"
Terzi uzuldu:
"Neymi o yanl olan Aam, bir kusur mu iledik?"
"Her ey doru da, haa, ne kusur olacak terziba, haa... Yalnz o karnca
iinde bir hata var. O kara tan stnde karanlk gecede kara karncann izini
sren Ali karda deildir. Kara karncay gren Allahtr, yle derler. Ali
karda gkte uan kuun bile izini srer."
"Karncann da," dedi terzi. "Btn ukurova, btn Trkiye onu tanyor. Hem de
Avrupa gazeteleri onun iin yazlar yazyorlar. Dnya da tanyor onu."
Murtaza Aa ciddileti:
"te bunu duymamtm, demek Avrupa gazeteleri onun fotorafn basyor?"
"Basyor," dedi terzi. "te u kulaklarmla retmen Zeki Beyden duydum. Tam u
kulaklarla. Zeki Bey yedi dvelin gazetelerini okur mu okumaz m?"
Murtaza Aa yzn buruturarak:
"Okur ama, o bir zndk," dedi.
"Btn dnyay bilir mi bilmez mi?"
"Bilir ama, zndk..."
"Zndk olsun," dedi terzi. "O diyor ki, Ali gibi bir adam Avrupada olsa onu ba
tac ederler. Karun kadar da zengin olur, diyor. Byle bir hner yeryznde
kimsede yokmu. Ama, diyor Zeki Bey..."
"Ne diyor, ne diyor?" diye telaland Murtaza Aa.
"Diyor ki, ok yazk, diyor, nce Memed onu yaatmaz, diyor. nce Memedin bana
gelenler bu Ali Ustann yznden-mi."
"Hibir ey yapamaz nce Memed," diye grledi Murtaza Aa. "Onun, o nce Memedin
bizim stmze gelecei varsa, grecei de var. u Avrupann Karun iine
gelince, Ali karda yaknda burada da Karun olacak. Sen tapucu Zlfy biliyor
musun, onun Arif Saim Beyle nasl konutuunu grdn m? Selam syle Zeki Beye,
Ali karda burada da Karun olacak. Burada da onu ba tac edeceiz." Elini
terzinin omuzuna pat, di103
ye indirdi: "Bak," dedi, "iyi bak Ali Kardasn u bandaki ftr apkaya, byle
bir apkay Arif Saim Bey, Mustafa Kemal Paa giymi mi?"
Terzi, Topal Alinin yresinde birka kere dndkten sonra, sayglca:
"Ustam," dedi, "u bandaki apkaya bakabilir miyim?" sesinde hayranlk vard.
Topal Ali yle dimdik, denek yutmu gibi duruyor, gzlerini bir noktaya dikmi
donmu kalm, hi kprdamyordu. Sa eliyle, al, dercesine iaret etti. Terzi
apkay Alinin bandan usulcana ald, sama, soluna, stne, iine bakt,
birka kere hafife fiskeledi:
"Abooov Aam!" dedi ardndan da. "Bu talyan apkas, abooov, bu bir kucak
para... Bunu Adanadaki Deli Memet bile giyemez."
"Giyemez ya," diye vnd Murtaza Aa.
"Elbiselerini imdi burada m giyecek Ali Ustamz, evde mi, boha yapaym m?"
"Evde," dedi Murtaza Aa. "Ancak ev mnasiptir byle bir elbiseye."
Terzi elbiseleri hemen bir boha yapp Aliye uzatt:
"Buyur ustam, hayrl olsun, gle gle giy."
"Yaz deftere."
"Ba stne, ba stne Aam."
Murtaza Aa nde, Topal Ali arkada terziden ktlar. Konaa doru gelirlerken:
"Avrupaym, kadir kymet bilirmi Avrupa, deyyus zndk Zeki Bey, biz sanki
bilmiyormuuz gibi. Deil mi Ali karda?"
"yle Aam."
"Muallim zndk Zeki gelsin de u ftr, u elbiseyi grsn, Avrupada bylesini
giymiler mi bakalm, sylesin. Dillerine pelesenk etmiler, Avrupa da Avrupa!
Aaah, ayandaki u krmz postallar da olmasayd, o zaman ite, kim kadir
kymet biliyor, kim bilmiyor btn dnya grrd."
Avluyu geip konan kapsna geldiler. Yukardan, balkondan Hsne Hatun onlar
glmseyerek, sevinerek izliyordu. Aliyi sevmiti. nceliine, davranna,
insanlna hayran kalmt.
104
Merdiven banda onlar karlad:
"Aldnz yle mi giyitleri? apka da ne gzel! Hayrl olsun, hayrl olsun..."
"Byk, aynal oda ak m?"
"Atm," dedi Hsne Hatun. "Ak ama beni bekleyin kanda azck." Hemen abucak
gidip elinde bir bohayla geriye dnd. "Bu da Ali kardaa benim hediyem. ki
kat don gmlek, ift raP' mendiller... Buyur Ali Efendi karda."
"Gel!" Murtaza Aa kapy iteleyip Aliyi ieriye soktu. "Sen giyin, ben
geliyorum. Donunu gmleini de deitir. orap da giy- Sonra da berbere
gideceiz."
Kapy kapad, onu balkonda beklemekte olan Hatunun yanna gitti:
"Sa ol," dedi. "Bu adam el stnde tutmalyz. Onu herkes tanyor. Muallim
Zeki Bey diyormu ki, onu dnyann gazeteleri yazyormu. O zndk okumu. nce
Memedden bizi korursa bu adam korur. Millet gittike azgnlayor. Koskocaman
Bey ldrld de kimsenin ty kprdamad. Korktuuy-la kald Ali Safa Bey..."
"ldyle kald," diye fkelendi Hsne Hatun. "Fkara-nn lsn de it ls
gibi kokuttular. Allah Ali Safa Bey gibi kimseyi etmesin. Bu adam iyi bir adama
benziyor."
"nce Memedin de adam..."
"Ne biliyorsun?"
"Ben biliyorum, anlyorum. Ama yava yava bizim tarafmza geiyor. Bir hain,
bir kafir, ama bir insan yan var bu adamn. Ekmek yedii sofraya bak
sokuculardan deil. tii bir kahvenin hatrn krk yl sayclardan..."
"Becerikli, akll. nsan bylesi insanlara gvenmeli."
"Sa ol Hatun, ona sen de hediyeler yaptn. Biliyordum zaten. Hele ben gideyim
bakaym bakalm, giyinmi mi bizim Ali Aa!"
ieriye girdiinde Ali giyinmi, aynann karsna gemi kendisine akn
akn bakyordu.
"Gel Hatun, gel!" diye darya bard Murtaza Aa, "gel de Ali kardamz
gr. Gel gr de ne biim yiit, yakkl bir adam olmu bizim kardamz, gr!"
105
Hatun koarcasna odaya girdi, aynadaki Aliye uzun uzun bakt, ok ciddi bir
yzle:
"Ne gzel bir elbise yaptrmsnz," dedi. "ok da yak, m Ali kardaa,
tpk mebus gibi olmu. Hayrl olsun. Gle gle eskit Ali karda."
Alinin "Sa ol," diye sesi ancak duyulabildi.
Murtaza Aa da Alinin yresinde dnyor, apkaya, elbiseye, gmlee bakyor,
Aliyi tepeden trnaa inceliyordu. Sonunda dingin bir sesle:
"yi, mnasip, gzel," dedi. "Yalnz bel kemeri eksik, onu unuttuk. Hatun, benim
bel kemerlerinden birisini al da getirse-ne."
Hatun hemencecik kt geldi:
"Al," dedi, "bunu daha yeni getirmitin Adanadan."
Murtaza Aa kemeri ald, kendi eliyle Alinin pantolonuna geirdi, tokay skt.
"stersen geveteyim."
Ali bayla, iyi iareti yapt.
Murtaza Aa geriye ekildi, yana gitti, ne geti Aliye bakt. Aynann iinde
onu seyreyledi. Pencerenin nne a gtrd bir sre de inceledi orada onu:
"Oldu," dedi. "Ali karda bylece al gtr Byk Millet Meclisine, orta yerine
oturt, herkes Bakan geldi sanr. Aaaah, u postallar da olmasa... Yakmyor,
stte ftr, talyan mal, altta da krmz dal ar, yakmyor."
"Yakyor," dedi Hatun, "hem de bir gzel... Postal bizim geleneimiz,
greneimiz deil mi, hem de dede yadigarmz, Mustafa Kemal Paa da onu
istemiyor mu?"
Murtaza Aann gzleri parlad:
"Dorusun Hatun," dedi. "Geleneimiz, greneimizdir bizim krmz postal. Orta
Asyadan bu yana dede yadigarmz-dr. Mustafa Kemal Paa bunu duysa, bilse,
kendisi de bizim Ali Aa gibi bu postal giyer, Byk Millet Meclisinin iinde
zort zort gezinirdi... Sen sa ol hatun. Teekkr ederim, konuuma, hem de bana
iyi davrandm. Asil azmaz, yol tezikmez, demiler. Sen ki bu dnyann, koca
Trkmenin en soylu Beyinin kzsn... Biz imdi Ali kardalan berbere
gidiyoruz."
106
"Gle gle," dedi Hatun, onlar oda kapsndan karlarkenAli dimdikti, gerilmiti. Kaskat yryor, nne bakamad njan bast yeri grmyordu. Merdivenleri inerlerken ner-Hevse
yuvarlanyordu. Murtaza Aa onu kolundan muhkem kavrad da Ali yukardan aaya
tepetaklak dp bir yerini
krmad.
"Gle gle gidin. Akama gelecek misiniz yemee?"
"Dur Hatun dur," diye telaland Murtaza Aa. "Az daha unutuyordum. Ali Aann
partallarn atee at da gzm grmesin kardam Alinin byle parampara
giyitler giydiini... Amann ihmal etme Hatun, derakap yak!"
"Olur, Aa, olur, hemen imdi," diye yukardan aaya konutu Hatun.
Ali boazlanmaya gtrlen birisi gibi derinden inledi:
"Elini ayan peyim Aam, olunu ldrdm ocana dtm, yaktrma benim
partallar. O alvar bizim krolu dokumutu yedi yl nce kendi eliyle.
pliini kendi eirmi, boyasn kendi boyam, kendi elceiziyle dokumu,
bimiti, dikmiti. Ayan peyim Aam, yakmayn benim partallarm."
"Olmaz," diye kkredi Murtaza Aa. "Olmaaaz, benim gzm bir daha gremez senin,
kardamn, o eski halini anmsatan partallar. Dayanamam, gremem, duramam.
Yakn onlar, yakn!" Sesi konan iinde n m tt.
"Hemen," diye kesin konutu Hatun. "Hemen imdi, ocak yanyor zaten."
Ali sustu, bir imdat arar gibi saa sola baknd, Aa onun koluna girmi
darya srklyordu.
ary bylece getiler, dut aacnn altndaki berber dkkanna girdiler.
erde berberden baka kimsecikler yoktu. Murtaza Aa Alinin bandaki ftr
alp duvardaki iviye as-hktan sonra:
"Ali Aay sa sakal... Bir gzel tra edeceksin ki..."
"Ba stne Aam..."
Murtaza Aa orta yerde durmu kalm Aliyi kolundan ekerek gtrd koltua
oturttu.
Berber:
107
"Demek izci Ali Aay da tra etmek bize nasip olacakm Allah bu gzel gn de
bize gsterecekmi..." Beyaz nln zenle balad. Makas akrdamaya balad.
Murtaza Aa biraz teye, kirli koltua drt ke olup oturmu, nl izci kardei
Topal Alinin trann bitmesini bekliyOr. du, kendi kendine vnerek.
7
108
Dalarn doruklarna gn vurmutu. Ortalkta t yoktu. Silah sesleri kesileli
epeyi olmutu. Aadaki bir alnn dibinden bir inilti geliyor, Kerti Ali
Onba oraya bir kurun sallyor, inilti kesiliyor, bir sre sonra da gene
balyordu. O balar balamaz da Kerti Ali Onba gene fkeyle silahn alya
dorultuyor, bir kurun daha sallyordu oraya.
Candarmalardan hi l yoktu. Yalnz Drtyollu Muhsin kolundan bir yara alm,
kurun sol bilek kemiini parampara etmi, Yzba da onu aadaki ieklidere
kyne yollamt. Onlar da Drtyollunun kolunu kydeki cerraha sardrmlar,
bir ata bindirip kasabaya yollamlard.
"Haydi erat alalm da aa inelim, bakalm ilerinde sa, yaral bir kimse var
m?"
"O inleyenin de sesini kestim Yzbam."
Aaya indiler, o alnn ardndaki inleyen adam az yukar serilmi, daha
ls soumamt. Byklar yeni terlemi gencecik birisiydi. Sadece belinde
bir tabanca gzkyor, o da kabndan ekilmemi bile. Banda fes bile yok.
"Bu nce Memed olamaz," dedi Yzba. "O daha yal olacak."
"Daha yaldr," dedi Asm avu. "Bu gen Kara brahi-min yieni olmasn?"
"O nerede?" diye sordu Yzba.
"O gitti. Yieninin lsn grmemek iin, son inilti kesimce atna bindi de
gitti."
lleri teker teker dolatlar, hepsi de dokuz kiiydi. O
Sen, ls daha soumam kiiden baka hepsinin banda
a fes vard. Hepsi de koar koar fiek balamlar ve iyi gi111
yimliydiler. Ellerindeki mavzerler de yepyeniydi, fabrikadan dn km gibi.
Sabah nda namlular meneviliyordu.
Kuluk oluncaya kadar llerle uratlar, salarna, gzlerine, boylarna
bolarna baktlar, nce Memeddir, diye bir kii. nin stnde karar klamadlar.
u yandaki ukurda yatan, daha parma tetikte olan, gzleri ardna kadar alp
yle kalm, srtndaki srmal abas yepyeni kii nce Memed olabilirdi.
"Benziyor mu nce Memede avuum?"
"Bu olabilir Yzbam. nce Memedin tarifine uyuyor. Omuzlar geni, boyu ksa,
avurtlar kk, byklar gsterisiz, gzleri byk, dizleme oraplar, erke
haneri..."
"Uyuyor btn bunlar ona, yle mi?"
"Tpk, uyuyor."
"Bu olabilir yleyse." Yzba kahkahalarla glyordu. "Hala orada duruyor..."
"At sabahn gr nda ipileyen kayalarn stnde dimdik durmu, salt arada
bir kuyruunu sallyordu. O da olmasa bu at kayadan bir paradr denebilirdi.
Kyller de yava yava gelmiler, koyan yarlarnn stne sralanmlard.
t karmadan, soluk bile almadan, onlar da oralarda dikilmi kalmlard.
Yzba onlara seslendi:
"inizde nce Memedi tanyanlar, grenler, bilenler var m?"
Yzba sorusunun karln bir sre bekledi, kalabalktan t kmyordu.
"Hi kimse nce Memedi grmedi mi iinizden?"
Kalabalktan gene bir ses kmad.
Bu sefer Kerti Ali Onba bard:
"Yahu siz nasl adamsnz, iinizde ekya nce Memedi bir gren yok mu? Nasl
olur? Hac Musa sen, sen grmedin mi Ir>' ce Memedi, gel buraya."
"Sen de gel ihtiyar," diye fkeyle bard Yzba. "Ne haindir bunlar. Hepsi
tanr nce Memedi bunlarn, ama sylemezler. Ben de onlara gsteririm."
Yal kii, Hac Musa uzun ak sakaln savurarak yokuta11 aaya indi,
llerin yanma vard:
112
W
"Buyur Yzbam."
Boynu incecik, bir deri bir kemik kalm, sakallar ta gbeine kadar inmi
yal adam, teker teker llere bakmaya balad.
"Bunu," dedi, "bunu tanyorum. Bu Kstebek Bekirin kel
olu. Buna Kel Ekya derler, yln unuttum, oktan beri dalardadr.
ldrmler ite."
Yzba onu elinden tutup gzleri falta gibi alm ekyann yanna gtrd:
"Bu nce Memed deil mi?"
Yal adam eildi kvrlm yatan ekyann yzne uzun uzun bakt. Ekya
kurunu karnndan yemi, kurunlar onun belden aasn paralam, bacaklar
bir kan glei iinde kalmt.
"Bilemedim ama bu nce Memede benziyor."
Yukardan bir delikanl hzla indi geldi:
"Ben tanyorum onu," dedi. "ieklideresinde ona azk gtrmtm."
"yleyse bu adam m o?" Gzleri falta gibi alm adam gsterdi Yzba.
Asm avu deil mi? Buna szm yok. Bu Asm var ya, yiit adam, has adam,
taa drt okka adam. Haydi teslim etsene beni Kertiine, o soysuz celladna,
Mustafa Kemal de bunu bir duysun da..."
Yzba:
"Bu adam bunam," dedi glerek. "Bunak ihtiyar! Aln gtrn unu."
"Bak bak Yzba," diye bard Sar avu. "Bak nce Me orada." Kayalktaki at
gsterdi. "Yiit isen onu yakalasana.
Yredeki kyller:
"Onun kusuruna kalma Yzbam," dediler. "O ok buna-di. Ne gz gryor, ne de
kula duyuyor."
"Eskiden byle miydi bu Sar avu?"
"Bir zabit grse ta uzaktan hemen srayp ayaa kalkar esasa geerdi."
"O hi byle konuur muydu kumandann karsnda..."
115
"O bunad."
"O, eskiden olsa hi byle konuur muydu..."
"nce Memed lmedi diye dualar okur muydu..."
"O, nce Memedi yakalar, elini kolunu balar, Yzbas^ teslim ederdi."
"O byle beli bklm bir adam myd ki, o bir diz kerdi, mavzerini yle
dorulturdu ge, bir kartal havadan ten-ger menger yere derdi."
"Kusuruna kalma Sar avuun Yzbam..."
"O nce Memedi hi grmedi. Grse bile tanmaz ki..."
Sar avuun kalabaln arasndan daha sesi geliyor, ama syledikleri
anlalmyordu.
"Susturun u buna," diye bard Yzba.
Sar avuun sesi bir daha duyuldu, kolunu tedeki ata doru uzatt:
"te nce Memed orada ddm, yiit isen onu vursana. Bak, aslanlar gibi, gn
paras gibi orada yldrdayp duruyor, vurabilirsen vursana onu."
Bundan sonra da susturuldu.
Bozulmu, ikirciklenmi Yzba glmsemeye alarak boynunu kvrp duruyordu.
"imdi syleyin bakalm bana, nce Memed hangisi?"
Kyller arasnda bir tartma kt, biribirlerine dtler. Uzun bir sre
aralarnda tarttlar. Sonunda ortaya mavi dola-mal, kap gibi, iri bir yal
kadn atld.
"Ne biribirinize dtnz bre ulan kyller..." Ekyalarn banda teker teker
duruyor: "Bre ulan kyller u adam nce Memed olabilir mi, baknsana una,
boynu armut p gibi ince, bir gz de ylk, kvrlm yatar, bacaklarn da
karnna ekmi."
"Olamaz," dediler kyller.
teki ekyann baucuna vard. Bu uzun yzl, san sakall birisiydi. Kurun
kafatasn alm gtrm, beyni grnyordu.
"Ya bu, ya bu sar yan, byle bir nce Memed grdnz m siz hi?"
"Grmedik," dedi on be, yirmi kyl hep birden. "Byle bir nce Memed olamaz."
116
"Suna bakn ocuklar, eli de tetikte daha... Korkusundan k kurun skamamtr.
Bakn bir aya da topal..."
Bu geni omuzlu, ksa boyunlu eri bacann birisi ksa, ker pantolonu giymi,
azck kambur birisiydi. Bir ukurday-,
j_jer bir yan da kan iinde kalmt.
"Ulan kyller, Allah billah akna syleyin u topal gibi bir nce Memedi siz
hi grdnz m?" Burun kvrd. "Ya bu kel Kel Ekyay bu yrelerde bilmeyen
var m?"
"Yok," dediler hep bir azdan kadn, erkek, oluk ocuk btn kyller.
"Kylere gelir, ok gzel trkler syler, Krolu hikayeleri anlatr, Vezir
Kizir oyunu oynar, btn kylleri glmekten krar geirirdi. Bir elinde saz,
bir elinde tfei... Biz ona ekya ezyle bakmazdk ki... Vay Kel Ekya
karda vay..."
"Uzun etme," dedi Yzba sabrszlkla.
"Dur Yzba," diye dikeldi kadn. "Dur bacm, dur Yzbam. Dur ki sana u Kel
fkaraya yazk ettiini syleyeyim. Biz yayla zaman gelince drt gzle Kel
Ekyann gelmesini beklerdik. O geldi miydi, btn kyler obalar enlenirdi."
"Ge otur."
"Dur Yzba Aam, dur, sar yavrum dur! Bu Kel Ekyann hi kimse karncay
bile incittiini duymad, grmedi. O bir ahr zaman ermiiydi. yle deil mi
kyller, elinizi yreinizin stne koyun da syleyin, o bir ermi deil miydi,
syleyin?"
"Ermiti, ermiti," diye kalabalktan sesler ykseldi. Bu srada Asm avu
kadnn yanna geldi, sevecen bir sesle:
"Emi Hatun," dedi, "dur senin ermiinin hnerini ben sana gstereyim."
"Gster bakalm Asm avu Aam," diye dikeldi Emi Hatun.
Asm avu eildi Kel Ekyann nndeki kapk ynn gsterdi:
"ite bu kadar kurunu o skt bize, candarmaya. Bak, hibir ekyann nnde bu
kadar ok kapk yok."
Emi Hatun ona pek aldrmad, gene kyllere dnd:
117
"Bu ermi yapl, eli sazl, gzel trk syleyen, tatl adam hi nce Memed
olabilir mi?"
"Olamaz," dediler.
"Ya bu ocuk? Daha byklar yeni terlemi. Bir tek kurun bile skamam.
nnde hi kapk yok..."
"Hangisi nce Memed, burada nce Memed var m yok mu, biz sana onu soruyoruz
Emi Hatun."
"Burada nce Memed var," diye derin derin iini ekti Emi Hatun. "Bizim
ocamz batt da snd avuum, burada, bu ller arasnda nce Memed var
avuum. Bu dnyaya bir daha byle bir nce Memed gelir mi ki..." Gitti, o
iriyar, sa yanna yatp kvrlm, ktn stndeki ilk kurunu yiyince brerek havaya frlam, sonra da yreyi rmalayarak, ancak alt kurun
yedikten sonra zorla can vermi ekyann yanna diz kt: "Vay nce Memedim
vay," diye ralanmaya, at yakmaya balad usul usul. teki kyl kadnlar da
geldiler, lnn yresine halkalandlar, usuldan alamaya, at sylemeye
baladlar.
"Muhtar kim?" diye kalabala bard fkelenmi, tir tir titreyen Yzba.
"Benim Yzbam."
Yzba kadnlar gsterdi:
"Bu ne, ne oluyor bu kyde, bir ekyaya, bir katile byle
alamak?"
"Bizde kim olursa olsun, gelenek grenektir, alarlar, at
yakarlar."
"Yerin dibine batsn byle bir gelenek grenek! Gel yakna."
Muhtar Yzbann karsna gelip hazr ola geti: "Emret komutanm."
Bu srada Yzbann gzne kayalktaki at iliti: "Senden gn iinde bu atn
kellesini isterim." "Emret Yzbam, ba stne Yzbam... gn iinde."
"imdi beni dinle Muhtar, dokuz tane beygir bulacaksn, bulabilir misin?"
"Bizim kyde yalnz beygir var Yzbam. Ama yakn
kylerde ok at var, isteriz."
118
"Hemen buluruz beygirleri Yzbam..." dedi Kerti Ali.
"Birka saat iinde isterim. Beygirler plak gelecek."
"Anladm Yzbam, ba stne Yzbam."
"Bir de nce Memedin ldrldn en erken kasabaya nasl ulatrrz, Asm
avu, sen syle."
Asm avu hznle, dokunsalar boanacak yzyle Yzbann karsnda oktandr
dikilmi duruyordu, ta gibi.
"Buralarda ok hzl giden at bulunur mu?"
"yle at bulunmaz Yzbam. Bulunsa da sarp kayalklar aamaz atlar."
"Ya ne yapacaz?"
"Mutlu haberimizi en erken ancak ayana abuk bir kii ulatrabilir kasabaya."
"Byle bir kiiyi tanyor musun?"
"Biliyorum."
"Kim o?"
"Taz Tahsin."
"Burada m?"
"Almyor," diye boynunu bkt. "Dur Beyim, ben onu imdi aarm." Bir yandan
elini amaya urayor, bir yandan da soluk solua anlatyordu: "Bakrgedii
maarasnda evirdi Yzbam, sabaha kar. Gn yncaya kadar msademe
ettiler. Yzba, nce Memedi kendi eliyle ldrd. nce Memed de yle nce
Memed deil, senin benim gibi drt adam eder, am yarmas gibi bir ey. Yzbam
tam iki kann ortasndan vuru-vermi." Taz Tahsin sonunda elini aabildi:
"Atm," dedi sevinle, kad Kaymakama uzatt. Kaymakamn, Doktorun, odacnn
az kulaklarndayd.
Kaymakam durup durup elindeki pusulay bir daha bir daha okuyordu.
"Bu nce Memed bamza ok gaile aacak sanmtm, eh, o da halledildi. imdi
rahatz. br ekyalarn hibir ehemmiyeti yok. Asl canavar olan buydu. Halk
bunu tutuyor, koruyordu. Ankara da, Adana da bizi ok sktryorlard. Evet,
bu i de bitti. Kasaba eraf da bu ocuktan ok korkuyorlard. O, Ali Safa Beyi
ldrdkten sonra uyumamaya baladlar. Sanki nce gelecek, hepsini teker teker
gzlerinden kurunlayacak... Hele Murtaza Aa, o ne gece, ne gndz yerinde
duramyor, hep nce Memed gelecek de onu gzbebeinden kurunlayacak sanyordu.
imdi tamam."
Taz Tahsin ayakta dikilmi kalm sallanyordu. Kaymakamn gz ortada
kalakalm Tahsine iliti:
"Demek nce Memedle birlikte Yzba Faruk Beyin ldrd ekya says dokuz,
yle mi?"
"Tam dokuz tane. Hepsi de l. Yzbam bana dedi ki ulan Taz, ku kanadyla
usa bu haberi senden daha abuk Kaymakamma ulatramaz. Yarn sabah bu haberi
Kaymakammza yetitirmeni senden dilerim, dedi. Ben de dtm yola,
125
bir at bile, Beylerin Arap atlar bile benden daha abuk koa-maz, drt gnlk
yoldur Bakrgediiyle kasaba aras, ben de koup bu haberi zatna ulatrdm.
Benim adm Taz Tahsin. Asker olurken beni candarma yazman ve hem de beni
uzatmal onba, istersen de avu yapman zatndan dilerim. te o zaman gr
ekyalarn kk nasl kaznrm. O Kerti Ali var ya, o vizzo... Onun kyly
dayaa ekmekten, karakola her denden rvet almaktan baka bir bildii yok.
ok da korkak... Ben rvet de almam, beni uzatmal onba yaparsan. stersen de
btn kyly, anam babam bile yle bir sopadan geiririm ki, Kerti Ali
Onba da, Yzbam da, Mustafa Kemal Paa da yanmda vz kalr."
"Adm ne, adm ne demitin?"
"Taz."
Kaymakam nndeki kada yazd.
"Taz ne?"
"Taz Tahsin derler bana. Ben bu dalarda attan daha hzl koarm. Bir
keresinde ocukluumdayd, bir tavan koarak yakaladm da ite ol sebepten
benim namma Taz dediler, Taz Tahsin. Adm da imam koymu Tahsin diye,
yzbasnn adym."
"Gidebilirsin."
"Buyur?"
"Gidebilirsin."
"Gidebilir miyim?"
"Gidebilirsin."
"Buyur, ya mutuluum, ya mjdem?"
"Gidebilirsin."
Tahsinin az ak kald. Bir eyler daha syleyecekti ki odac onu kolundan
tutup dar kard.
"Yzbam bana... Mutuluunu... Seni, dedi, altna, gme, tarlaya takma
boacak Aalar, Beyler, dedi..." Boynunu bkt. "Ben ldm yahu. Az daha canm
kyordu. Grmedin mi u gzlerinle kardam? Ben lmyor muydum? Brak kolumu
kardam."
Odac onun kolunu ancak aada, Hkmet konann avlusunda brakt:
126
"ek git buradan," dedi. "Ulan hayvan, Hkmetin koskoca Kaymakamna byle
konuulur mu?"
"Buyur?"
"Dedim ki Hkmetin koskoca bir Kaymakamna byle konuulmaz."
"Buyur?"
"Sen bilmiyor musun ki Kaymakam onbadan da, yzbadan da daha byktr?"
"Buyur? Ya benim mutuluum?"
"Bre ulan sersem sepet, mankafa, hi Kaymakamdan mutuluk istenir mi?"
"Buyur?"
"imdi sen buralarda durma beni dinlersen, buralarda bana bir i aacaksn
sen."
"Buyur?"
Odac onu orada brakp yukarya kt, Taz Tahsin de gidip konan avlusunda
ilemeli antika iri bir mermer tann stne oturdu.
Odac Taz Tahsinin eli alr almaz, Kaymakam, Yzbann pusulasn okuyup
da i muhkemleince hemen aada, merdivenin dibinde bekleen memurlara komu,
memurlar da bu mutlu haberi hemen darya yetitirmilerdi. Kasaba bir anda bu
inanlmaz haberle alkalanmaya balam, dkkann kapatan pa-zaryerine,
pazaryerindeki Tevfiin kahvesine komulard.
Murtaza Aa haberi duyduunda konanda Topal Aliyi karsna alm, ona
gelecekteki tasarmlarn anlatyor, onu zengin, Karun, iftlik sahibi edeceini
sylyordu. Bu sabah da ona tam yz lira vermiti. Bu yz lirayla be alt tane
krmz, ay boynuzlu kz alnabilirdi. Kk bir tarla bile alnabilirdi. Ali
iten ie, gerekten Murtaza Aay sevmeye balamt. O, grnd kadar saf,
temiz, dorucu bir adam deil, hinolu hin, kurnaz, dalkavuk, kan iici,
karc, yalanc, berbat bir ki-iydi, bunu Ali birka gnde iyice renmiti
ya, onu gene de sevmeye balamt. Bu mendebur, bu aalk adam sevmek
istemiyordu, iinden, derinden gelen bir duyguyla da onu sevmekten kendini
alkoyamyor, bu yzden kendinden, kendi insanlndan utanyordu.
127
Haberi getiren kebap Nusretti.
"Doru mu ulan bu getirdiin haber?" diye ayaa frlad Murtaza Aa. Boynu
kpkrmz kesilmi, boyun damarlar imiti. "Doru mu getirdiin haber?"
Kebapya bir sarlyor, onu pyor, soluk solua kalm soruyordu: "Doru mu bu
haber? Doruysa seni Murtaza Aan... Murtaza Aan seni... Sana yeni bir dkkan
aarm. Ne istersen yaparm. Mutuluun bam stne, dile benden ne
dilersen..." Kendinden gemi, durmadan da doru mu, doru mu, diye soruyor,
ardndan da: "Murtaza senin kara gzlerine kurban ve hem de hayran olsun,
kebap Nusret Efendi," diyordu. "Murtaza senin gzel dillerine..."
Bu srada odalardaki kadnlar, yanamalar, hizmetiler de salona dkldler.
Hsne Hatun yere diz km:
"ok kr, ok kr Allahm senin bu gnne, bu dirliine, bu dzenine. u
adamn bize l yzn gsterdin ya, bizi bu adamdan kurtardn ya ok kr, ok
kr sana byklerin by Allahm," diyor, ardndan da dudaklar kpr kpr
dualar okuyordu. "Onun lsn u gzlerimle grrsem, sana ifte kurbanlar
keseceim Allahm... Sen bana onun l yzn gsterdin ya..."
Murtaza Aa en sonunda kebapya sormay akl etti:
"Kim getirmi haberi, nasl olmu bu i, kebapm, Nusre-tim? Bu haberi bana sen
getirdin ya, mutuluun ba stne. O dkkan sana alacam, mlkiyeti senin
mutun olacak. Hibir kymeti yok bizim iin. Kim, kim getirmi haberi?"
"Bir kyl. Bakrgedii maarasndan dn sabah yola dm, bu sabah, az nce,
kuluklaym Kaymakama, odasna gelmi, can km. Avucunda bir kat varm,
zorlan lnn avucunu amlar, Murtaza Aama syleyim, iinden bir mektup
km. Mektupta Yzba yazyormu ki, nce Memed de iinde dokuz ekyay
evirip bir maarada sabaha kar hepsini teker teker geberttim, diyormu.
Yalnz nce Memed bizi bir iki saat uratrd, otuz kurun yedi adam, bana
msn demedi/ diyormu. Diyormu ki, sonunda onu yaral yakalayp tam
gzbebeinin ortasna ben kendim ate ettim, diyormu."
128
Murtaza Aa ellerini havaya at:
"ok kr koca Allahm sana," dedi, "bu gn de bana gsterecek miydin?"
Hemen odaya koup en gzel, dnlerde bayramlarda, Ankaralara, Adanalara
gittiinde giydii lacivert ngiliz kuma giyitini giydi. Krmz da bir kravat
takt. Yaka cebine de kravatn renginde bir mendil soktu. Yeni talyan ftrn
de bugn ilk olarak giyiyordu, nce Memedin lm onuruna. stanbul-dan
"lr gibi oldum. Kaymakamn odasnn nne ldm de dtm. Sonra eli antal
Doktor geldi de beni diriltti."
"Derdin neydi de byle kotun?"
"Yzba dn kuluklayn bana dedi ki, bu kuluklayn sen eer haberi kasabaya
ulatrrsan, dile benden ne dilersen, ben de dn kuluklayn Bakrgediinden
ktm."
"Ne? Bakrgediinden mi, neee?"
"Bakrgediinin maarasndan... nce Memedin at da maarann kayalnn yce
doruuna dikilmi yle kartal gibi duruyordu, kprdamadan, yaz bir at."
"nce Memedin lsn sen u gzlerinle grdn m?"
Alinin gzyalar kesilmiti.
"Grdm."
"Nasl bir adamd dedin?"
"Kocaman, iri gzl, kara angal bykl, uzun..." Kulacn at. "te bu kadar
geni gsl, altn dili..."
"Sen nce Memedi daha nce grm mydn?"
"Grmemitim."
"Yzba da nce Memed mi, dedi, o angal bykl, altn dili ekya iin?"
"yle dedi. Sevincinden deli oluyordu. Bir de o kayalkta duran atlan, avratlara
fkeleniyordu. Btn ieklideresi kylleri de baktlar onun yzne, vay vay,
dediler, zarladlar, nce Memede yazk oldu, dediler."
"teki ekyalara da baktn m?"
"Teker teker baktm, hele birisi vard, byklar daha yeni terlemi on
altsnda bir ey..."
Topal Ali Taz Tahsini kolundan tuttu, ilemeli antika mermer tan oraya
gtrd. Yan yana taa oturdular. Topal ldrlm ekyalar Taz Tahsine en
ince ayrntlarna kadar anlattrdktan sonra:
"Bre Taz olum," dedi, "sen Yel Musadan da yaman bir adammsn. O kadar yolu
nasl geldin?"
"Geldim ama, ldm de dirildim. Beni o eli antal Doktor diriltti."
Ali glmeye balamt. Btn bedenini bir sevin alm,
131
byklarndan, gzlerinden, ellerinden, giyitlerinden, topal ayandan sevin
fknyordu. Onun bu sevinci Taz Tahsine de gemi, delikanl da duruyor
duruyor, kahkahalarla glyordu. Topal Ali:
"Bekle burada," diyordu Taz Tahsine. "Bekle de mutuluunu al. imdi ierden
Murtaza Aa kacak, ben onu sana gsteririm, mutuyu ben getirdim, diye ona
syle... teki Aalara da syle. Sana ok para verirler. Vermezlerse, buradan
bir yere ayrlma. Az daha lyordun."
"lyordum deil emmi, ben ldm; ldm de br dnyaya gittim geldim."
Kasabann ileri gelenleri, birer ikier, gzelce giyinmiler, akalaarak,
kahkahalar atarak geliyorlar, Hkmet konana kyorlar, yukardan da ha bire
sevinli barmalar, kahkahalar geliyordu. Ali de onlar kadar sevinliydi ya,
iini bir ikircik kurdu kemiriyordu. Midesini u kadnlarn yaktklar at bulandryordu. Bu at ii de olmasa, imdiye kadar oktan sevincinden kanat
takp umutu.
Duruyor duruyor, dnyor, keskin gzlerini Taz Tahsine dikiyor, ona bakyor,
inceliyor, ardndan da soruyordu:
"Sen nce Memedi hi grm mydn?" diyor, ardndan da btn ekyalarn
ekalini inceden inceye ona anlattryordu. "Biz nce Memedi hi grmedik," diye
balyordu Taz Tahsin. "Grmedik ama biliriz onu biz. Onu btn Toros dalan da
bilir..."
Ondan sonra ldrlm teki ekyalara geiyordu. "Nasl bir adamd, bir daha
sylesene nce Memedi." "Ben onu iyice grmedim. Yzba pusulay elime verince
dtm yola, gnlk yolu bir gn, bir gecede geldim. Az daha lyordum. ldm
de. Doktor diriltti. O da bir ie yaramad. Mutuluumu verirler mi?" "Kim
bilir, belki de verirler."
"nce Memed var ya, da gibi, angal bykl bir adamm-Alnnn ortasnda bir
ben varm, Peygamber mhr. O sebepten ona kurun gemez imi." "Nasl gemi
yleyse?" "Onun orasn bilemem, onu ancak koca Allahmz bilir132
"Yani," diye sordu, "nl izci Topal Ali sen misin, hani gkte uan kuun izini
bile sren?"
"Benim," dedi Ali.
136
"Abooov," diye at Taz Tahsin. "Sen byle ne klna girmisin byle abooov,
vay vay babam vay! Ben varaym da gideyim, belki akllar balarna gelir de
param elimden geriye alrlar. Ben bu paraylan on ift kz bile alrm deil
mi, istersem?"
"Alrsn. Be de at alrsn. Bir de gelin getirirsin eve. Drt de inek, bir sr
de koyun..."
"Hele ben yola deyim, yolcu yolunda gerek... Abooov, Topal Ali Aam sen de ne
hallere girmisin. Sen eskiden de byle miydin yoksa?"
"Byle deildim," dedi Topal Ali yzn buruturarak.
"Salcakla kal. Senin bu iyiliini unutmayacam."
"Gle gle..."
Tellal barmaya daha Belediyenin nnden balamt. Kambur Ahmedin yle bir
sesi vard ki neredeyse Alinin kulaklarn patlatacakt.
"Eeeey ahali, duyduk duymadk demeyin, bugn, az nce Yzba Faruk Beyden gelen
bir habere gre nce Memed naml kan iici ekya ldrlmtr. Eeeey ahali,
ilan olunur."
Elindeki byk an alarak, ayn szleri syleyerek arnn bana kadar
vard. Orada bir sre durup kendine ekidzen verdikten sonra, birka kere
ksrd, ardndan da daha gr bir sesle barmaya balad.
"Eeeey ahali, duyduk duymadk demeyin, nce Memed dn gece tanyerleri rken
Yzba Faruk Bey kumandasndaki candarmalarca sekiz kiilik etesiyle birlikte
imha edilmitir. Bunun iin Yzba Faruk Bey ve mfrezesi iin byk karlama
merasimi yaplacaktr. Her dkkan bayrak asacak, btn ar sslenecektir,
tpk Cumhuriyet Bayramlarnda olduu gibi. Eeeey ahali, duyduk duymadk
demeyin, o kan iici, o yediden yetmie eline geen kadnn rzna geen rz
dman, o gebe kadnlarn karnlarndaki bebeleri kurunlayan, o yal
kimselerin gzlerini kzgn demirleri sokarak oyan, o gen kzlarn rzna
getikten sonra derilerini yzen, o nce Memed, gzlerinin bebeinden
kurunlanarak ldrlmtr. Onun ve de adamlarnn leleri yarm deilse br
gn kasabamza getirilecektir. Ve her vatanda o canilerin lelerine
tkrecektir ve de bu kan iicilerin, hususiyetle nce Memedin cesedine kim t137
krmekten imtina ederse cezalandrlacaktr. Hem de en ar bir cezayla... Eeeey
ahali, Yzba Faruk Beyimizle mfrezesi kasabamz ve kyllerimiz tarafndan
byk, muzaffer bir kumandan, stiklal Mcadelesini kazanm bir kumandan gibi
karlanacaktr. Eeeey ahali, duyduk duymadk demeyin."
Tellal Kambur Ahmet ary brakm, mahallelere dalm, oralarda da, elindeki
an sallayarak, var gcyle baryordu. nce Memedin zalimlii, kan iicilii
stne neler, neler sylemiyordu. Her duyann tyleri diken diken oluyordu.
Topal Ali Belediyenin geni merdivenleri stne oturmu, ierden kacak Murtaza
Aasn bekliyor, bir de onun, bundan sonraki kendisine kar alaca tavr
merak ediyordu. Bir de u Taz Tahsini dnyordu. Bana devlet kuu konmutu.
imdi o, iyi biliyordu, o kadar a, yorgun, bitkin olduu halde, geldiinden
daha hzl kouyordur, hem de arkasna dnp baka baka, birisi arkamdan geliyor
mu, diye. Gelip de elimden para-cklarm alrlar m, diye.
Taz Tahsin tpk onun dnd gibi yapm, koarak yola dm, bir anda da
kasabay km, dalarn yolunu tutmutu. Cann diine takm, ne olursa olsun
bir an nce kasabadan uzaklamaya, ormana varmaya alyordu. Bir ulu aal
ormana ularsa, artk onu deil Hkmet, izci Topal Ali bile bulamazd, on yl
arasa...
Kaymakam nde, Belediye Bakan ve tekiler arkada gle akalaa Belediyeden
ktlar. Bu srada da pazaryerinden davullarn sesi gelmeye balad. Topal Ali
de on be, yirmi adm geriden onlar izliyordu. Hepsi doruca kasabann tek
ikili lokantas olan Nazifolunun lokantasna gittiler. Nazifolu btn
hazrlklarn yapm onlar epeydir bekliyordu. Lokantaya girince Murtaza Aa
Kaymakamdan izin istedi:
"Bir saata kalmaz eve gider gelirim Kaymakam Bey, bir iim var da."
"Tamam. Yaz sen. u paray da al. Postacya para vermek yok. Bu sefer btn
paralar Takn Halil Beyle Molla Duran Efendi deyecekler. Onun iin dayan, bir
hafta gece gndz demeyecek, fabrika gibi telgraf yetitireceksin."
"Ba stne Beyim. Siyasetiyi de kendime yardmc alrm.
"Ne yaparsan yap... Yap da Ankaraya dolu gibi telgraf yasn yeter ki..."
"Bavekile de ekmek lazm deil mi, yavuz smet Paa-ya?"
140
"Amman ha, az daha yavuz smeti unutuyorduk. Amman ha, unutma onu."
Arkasna dnnce, ilerde akasya aacnn altnda dimdik, utkulu bir kahraman
gibi duran, yznden gznden, giyitlerinden, trnak ularndan bile sevin
fkran Aliyi grd. Onu kmseyerek, dudaklarn bzp aalayarak batan
ayaa szd. Sonra da tkrr gibi bayla yr, diye bir iaret akt. Bu
iaret altnda ok ey yatyordu ya, Alinin umurunda deildi. Onun derdi nce
Memed ldrlm myd, deil miydi. Taz Tahsine bakarsan ldrlmemiti,
anlatt kiilerin hibirisinin kbal nce Memede benzemiyordu. Ya kadnlarn
at yakmalar, ya yal adamlarn onu tanmalar? ieklideresinin insanlar
nce Memedi tanrlard. Ya onlarn tanklklar? kircik iinde kvranyor,
kahroluyordu.
Doruca, koarcasna yryerek eve geldiler. Avluya girince Murtaza Aa fkeli,
kmseyen, onu aalayan bir yz ve sesle:
"Topal olan, sen burada azck bekle bakalm," dedi.
Ali avlu duvarnn dibine melip cebinden bir sigara ald yakt. Baka
zamanlarda sigara imek aklna gelmezdi. Byle ikircikli zamanlarda sigara
imese deli olurdu. Sigarann birini sndrp birini yakyordu.
Biraz sonra onu bir yanama balkona kp ard.
Ali ar ar merdivenleri kt. Yukarda be tane iri adam ayakta durmu,
bekliyorlard. Murtaza Aaysa bir aa, bir yukar gidip geliyordu. Bir sre
fkeyle byle gidip geldi. Yz de gittike azgmlayordu. Hsne Hatun odann
kapsnda durmu, kocasnn gidip geliini endieli bir yzle izliyor, bir eli
bandaki ak bartsnde sinirli sinirli oynuyordu.
Murtaza Aa geldi, adamlarn biraz ilerisinde dikilmi kalm Topal Alinin
karsnda durdu:
"Eeee Topal Aa, syle bakalm, nce Memedin geberdii-ne ok sevindin yle mi?"
diye sordu.
Ali usulca:
"Aam bilir," dedi.
"Aan bilir ya, yukardan baktm azn kulaklarna varyordu. Demek bu kadar
sevindin. Cann kurtuldu, deil mi?"
141
"Kurtulduk Aam."
"Yzba Faruk Bey..."
"Yiit adamm, pravo."
"Pravo ki pravo... Ylan gebertti. Eee Topal Ali Aa, biz seninle ne
yapacaz imdi? nce Memed de ld artk."
"Allah rahmet etsin ld."
"Neee, neee, Allah rahmet mi etsin diyorsun o kpee?"
Murtaza Aa, ayaklarn yere vurarak, btn kona zangrdatarak, tyleri diken
diken eden bir sesle avaz kt kadar baryordu.
"Yani, yani..."
"Ulan Topal kppek, ne yani yani... Ne demek yani yani?"
"Yani Mslman da, her Mslman ls iin, Allah rahmet etsin derler de...
Allah rahmet etsin."
"Susss, susss, susss Topal kpek sus! Kapmda beslediim bir uak bile... Karda
deyip de yatak odam paylatm birisi ona rahmet okursa..."
"Yani Mslman dedik de... Yani, yani... Yani Kuranda yazar da... Her kim olursa
olsun... Mslman da..."
"Ulan Topal kpek sen hi ylandan Mslman grdn m? Domuzdan, canavardan,
srtlandan, ejderhadan, kan iici keneden Mslman grdn m?"
Topal Ali ban nne emi artk karlk vermiyor, teki de durmadan:
"Getilerse?" diye sylendi kendi kendine. Gene kendi kendine gld. "Ulan, sen
Topal Alisin," dedi, "rmcek an-da yrse sen duyar hemen uyanrsn."
aya indi, suyu avularyla alp yzne arpa arpa yundu.
Karn ok, ok ackmt. Gn dodu, ortalk kzdrd. Yoldan bir geen olmad.
le oldu, gene bir Allahm kulu ortalkta gzkmedi. Ali ay boyunca, bir bostan
bulurum, bir obanla karlarm umuduyla ikindine kadar yrd, kimseyle
karlamad. Bir zmcarlkta durmu ne yapacan dnrken, ilerde, yemyeil,
bir insan boyundan da yksek, sazlara karm, geni bir alana yaylm bir
brtlenlik grd. Kr kurdun ksmetini veren Allah, diye brtlenlie
seirtti. Oraya varnca ok sevindi, her bir brtlenin st parmak kadar,
parmak kadar kara brtlenlerle svalyd, zm salkm...
"Allah benim u aklsz bam koparsn," diye konutu. "Nasl oldu da bu
brtlenlii daha nce akl edemedim!"
Brtlenler tatlanmlar, bir ksm da kurumutu. Ali, diken, tevek, dal
demiyor avu avu brtlenleri syrp azna dolduruyordu. Aznda tadna
eriilmez bir lezzetle, insan mest eden bir koku kalyordu.
Brtlen yiye yiye taa zmcarlm iine kadar girmi, karn da bir iyice
imiti. Susad, brtlenlii kp ayn kysna geldi, ay kan gibi lk
akyordu, imedi. Kyya oturup yarn dibindeki akl talarnn arasndan,
eliyle bir aykara aarak, kaynayan buz gibi suya az aa yatarak doya doya
itikten sonra da birden ayaa frlad: "Amann ocan bata Topal Ali, sen
karnna daldn, ya candarmalar geip gitmilerse..."
Yola kp koca narn altna geldi. Akama kadar orada bekledi. Yoldan gene
bir Allahm kulu gemiyordu. Karanlk kavuunca gene srt narn gvdesine
dayal ba nne dt.
Uyandnda tanyerleri mt. Gn douncaya kadar bekledi, gene bir gelen
giden yoktu. Bunlar teki yoldan gidecekler, dedi kendi kendine. Brtlenlie
inip bir karnm doyuraym da... Koarak brtlenlie indi, abuk abuk
brtlenleri iki eliyle birden avu avu tkmarak yedi, doydu. Dn at
aykara kapanmt, kolayca yeniden at, souk sudan doya doya iti.
148
Yolun ortasnda durmu bekliyor, bir karara varamyordu. Yukar yoldan
gidiyorlar diye kendisini kesinlikle inandrp oraya doru komaya balad. Bir
byk kayaln stne kp oturdu. Buradan, ukurovann nne serilmi dz,
kyleri, sararm ekin yerleri, bkleri, bataklklar, hykleri, Anavar-za,
Ylankale, Dumlukalesiyle, her birisi birer ltya kesip ovaya yaylm kvrm
kvrm uan sularyla gittike mavileerek, dumanlanp dzleerek Akdenize doru
iniyor, oralarda, Ak-denizin kylarndan ar ar ykselen, kabaran ak
bulutlarn altnda kalyordu. Yollar da durmadan tozukuyor, toz direkleri
dnerek buralara doru ipileyerek geliyor, yaknlarda bir yerlerde snyorlard.
Yoldan leye kadar kimse gemedi. leyi az gee izci Topal Alinin kulaklar
ok uzaklardan gelen bir slk sesini seti. Beklemeye balad. Dorusu geleni
merak ediyordu. Bu bir oban sl, bir aa kaaks, bir candarma, bir kyl
sl olamazd. Avclar da byle slk almazlard. Yrkler, dallar,
ukurovallar, kasaballarn da slklar baka bakayd. Her kavim, her soy,
her millet baka baka alarlard slklarn ve Topal Alinin kulaklar ok
slk duymutu. Duymamsa bile hangi sln hangi dudaktan ktn
avullayabilirdi. O byle dnrken, o kestiremedii slk sesi iki kere daha
geldi. Bu slklar bir insan slna deil de, duyulmadk grlmedik bir kuun
sesine benziyordu. Topal Ali merakndan deli olacakt. Her eyi, nce Memedi,
Murtaza Aay unutmu, u yaklap gelen sl dnyordu.
Yolun kvrmndan nce bir eek ba gzkt kocaman kulaklaryla. Sonra eek
btnyle ortaya kt. Bu iri, kapkara, besili, tyleri yldrdayan bir eekti.
Bu bir Yrk eei diye dnd Topal Ali, ancak Yrkler bu kadar iyi bakarlar
eeklerine. Eek yklyd ve ykn ar olduu eein yrynden
anlalyordu. Birinci eein arkasndan bir ikincisi, bir ncs kt.
Srtlarmdaki dolu kilim uvallarn altnda belleri bklyordu. En arkadan da
ok gen kadm geliyordu. Zlf biimlerinden, balklarndan nn de gen
kz olduklar anlalyordu.
Ali yola indi. Kzlar karlarnda don gmlek birisini grnce glmsediler.
149
"Durun gzel baclar," diye nlerine geti Ali.
Kzn birisi ndeki eei durdurmak iin slk ald, eek de znk diye sl
duyar duymaz yerinde kalakald.
"Ne akll eein var bacm," diye gld Ali.
"Soyludur," diye akalat kz. "Soyu Arabistandan gelir, bu da Arap eeidir."
"Hangi obadan olursunuz?"
"Sarkeili oymandan..."
"Nereden gelip nereye gidiyorsunuz?"
"Kasabann pazarna peynir gtryoruz."
"Halimi gryorsunuz kzlar, burada bekliyorum. Karnm da a. Burada da ok
bekleyeceim daha. Bana azck peynir ekmek verir misiniz?"
Kzlardan birisi hemen ndeki eeklere kotu, arabuk birka bazlamayla bir
tekerlek peynir ald geldi:
"Al karda."
"Sa ol bacm, Allah kt gn gstermesin size."
"Burada ne bekliyorsun karda? Herhalde bandan ok iler gemi olacak."
Ali bu Yrkleri, hele Sarkeili oyman iyi tanrd. Bunlara nce Memedi
beklediini sylemesinin hibir zarar yoktu. Kimseye bir ey sylemezlerdi.
"nce Memedi vurmular kzlar," dedi Topal Ali. "Aaaah, ah, iim yanyor kzlar.
Candarmalar nce Memedin lsn etesiyle birlikte getiriyorlarm da, ben onu
gzlyorum ite. nce Memedin lsn greceim."
Kzlardan de yerden, bir iek gibi aarak, iten glmeye baladlar.
"Cuk cuk cuk," yaparak, boynunu kvratarak Aliyi karlad. "Duyduk," dedi,
"bana gelenleri. Aldrma, zlme, insan olann bana akla gelmedik iyilik de
gelir, ktlk de... nsan olann bana her trl alaklk da gelir, yiitlik
de. nsan, insandan her eyi beklemeli Ali Aa. Demek nce Memed seni de Ali
Safa Bey gibi ldrecekti, sen de dalardan kap geldin de Murtazaya sndn,
o da senin bana bunlar getirdi, yle mi?" Onu kolundan tuttu, yandaki unlu,
bir sedire benzer uzun
152
sandn stne oturttu. "Ben deirmeni durduraym da yle konualm."
Gitti deirmeni durdurup geldi. Ortalkta pervanelere arpan suyun sesinden
baka ses kalmad.
"Bre Ali Aa, sen de ne saf adamsn, adam bu alaklara inanr gvenir mi? Adam
byle rezil ederler ite. Btn kasaba onun sana bu yaptklaryla alkalanyor.
O da nne gelene, izci Topal Aliye yle yaptm da, byle yaptm, diye
vnyor-mu."
"vnsn," dedi Ali iini ekerek. "vnsn bakalm, daha ne kadar vnecek..."
Gelip onun yanna oturan deirmenci Kara Hasan Aa:
"Bak Ali Aa, sana yarn sabah bir ceket, bir alvar, mintan, bir de postal alr
getiririm. Kker senin u teki ayann lsn biliyor herhalde. Murtaza
deyyusu sana postal orada yaptrm. Ben bu akam haber salarm, yarn leye
kadar o, sana postaln hazr eder. Drt oluyla birlikte alyorlar. lse de
benim hatrm krmaz."
"Sa ol, var ol," diye onun ellerine yapt Topal Ali. "Ben senin bu iyiliinin
altndan nasl kalkacam, nasl deyeceim btn bunlar?"
"Sen Topal Alisin," dedi Hasan Aa. "Sen dersin. Ne zaman deyebilirsen o zaman
de. stersen hi deme. Sen izci Topal Alisin."
Alinin boazna bir yumruk gelmi tkanm, abalyor abalyor konuamyordu.
Kara Hasan Aa sonunda akl etti:
"Vay benim ocam batmaya!" diye bard. "Yemei unuttum. Sen imdi acndan
lyorsundur."
Hemen kotu, ocan stndeki isli bakr tencereyi ald getirdi, yana, uzun
sandn stne koydu. ki tane de taze km-be getirdi, kan birisini Alinin
eline tututurdu, tencerenin kapan at. Kapak alnca ortal mis gibi bir
trl, av eti, tereya kokusu ald.
Yemei yiyip bitirdikten sonradr ki Alinin dili ald:
"Hasan Aam, syle bana," dedi, "sen nce Memedin lsn grdn m?"
153
"Grdm. Dn sabah onu u yoldan, nmden geirdiler. Ama yzn gremedim.
plak beygirlerin srtlarna atmlard onlar. nce Memedin tam alnnn
ortasnda Peygamber mhr varm, Faruk Yzba tam oradan vurmu. nkle-yim
ki Ali Efendi kardama syleyim, nce Memede orasndan, o mhrden baka yerden
kurun gemezmi."
"Sen nce Memedi hi grm mydn, Hasan Aa?"
"Bu deirmene gelmi, bir gece de burada yatm, benim kl kmbemi yemi, tpk
senin gibi, senin oturduun yere oturmu, ama ben onu grememitim, her ne
hikmetse."
"ldrdler mi acep?"
"ldrmez olurlar m, yle bir dn bayram kurdular ki Aalar, yle bir enlik
admanlk, ancak nce Memed ldrlnce byle bir enlik admanlk olur.
Kusura kalma Ali kar-da, o nce Memed senin dmann ya, olum lm gibi
yanyor yreim ona."
"Benim de..." diyebildi Topal Ali, ardndan da boand, gzlerinden yamur gibi
dkmeye balad.
"Alama," diyordu deirmenci Hasan. "Alama ala gzl Aam. Aaah, nce Memed,
yiitler yiidi nce Memed, ona dmanlar bile alyor, Mustafa Kemal Paa bile
duysa alar ona. Kim alamaz ki bu babayiide? Yedi lkelik koca Toros dalar
bile alyor yiide, ana kuzusuna. Alama kardam alama, kader byle imi. O
sa kalsayd seni ldrecekti. Onun yznden kyn, evini barkn, on bir
ocuunu braktn da gelip bylesi alaklarn, Aalarn avucuna dtn, dtn
de insanolunun grd en byk hakarete uradn. Ondan sonra da dmanna
yamur gibi gzyalar dkerek alyorsun. nkleyim ki, insanoullarnn en
Gn kuluk olunca Muslu avu, Seyfalinin evinin kapsndan darya bir iki
adm atp hemencecik de geriye dnd. Kyn sokaklarnda hibir canl yoktu.
Bylesine bir sessizlikten rkmt.
Gene kar karya geip oturdular, sabaha kadar her eyi konumular
yorulmulard. Ellerinde birer p nlerindeki ocan kllerini
kartryorlard. Uzun, bu youn sessizlii yr* tan bir lkla irkilip ayaa
frladlar. lk ylesine uzun, ustura gibi keskin bir lkt ki, sanki g
ikiye bimi, geriye dnp susmutu.
162
"Eyvah Muslu avu," dedi Seyfali, "bu lk Seyrann l- imdi artk Koca
Osman duyar, bir cenaze daha kaldrrz yarn brs gn. Haydi Seyrann evine
gidelim."
Seyran evinin duvarnn dibine km, oraya yumulmu, gzleri kapal,
kprtsz duruyordu canszmcasma. Ta gibi devinimsizdi.
Eve her gelen Seyran bu halde grnce hibir sze varamyor, bir keye bzlp
oturuyor, gzlerini de Seyrana dikip kalakalyorlard. Seyrann evinin n
gittike kalabalklayor-du. Gene youn sessizlik olduu gibi srp gidiyordu.
Ortalkta ar, ldrc bir hava vard. Kuluklaym aa yukar kyn btn
insanlar Seyrann evinin nne gelmi melmiler-di. Yalnz Koca Osmanla Kamer
Ana yoktu ortada. Herkes de onlar bekliyordu. Bu ar hava daha fazla
sremezdi. kenceden de lmden de te bir eydi.
Kyn gnden geen bir ak bulutun glgesi stlerinden geti. stlerindeki dut
aacndan kar salkm sde birka ku utu. Tam bu srada da ortal sevin
dolu bir gl nlatt. Kyller balarn evirince teden, en gzel
giyitlerini giyinmi, gm ksteini, savatl, ilemeli kuburunu beline
balam, dizleme nakl oraplarn ekmi, ayandaki krmz postallar
parlayan Koca Osmanla, gene bayramlklarn giyinmi, burnuna altn hrzmasn
takm Kamer Anay grdler.
Koca Osmann sesi nlad:
"unlara bakn hele unlara," dedi. "Mezar talar gibi ne km kalmsnz
yle? Uzun boyunlu Muhtar, seni ben de akll bir adam sanrdm. Tuh senin
adamlna!"
Seyrann yanma gitti durdu, onun baucunda biraz bekledikten sonra, sert,
buyurucu bir sesle:
"Kalk kz ayaa," dedi. "Ahmak avrat, ne yle oturmu kalmsn bir yas evinde
gibi? Sen de bu ahmak kylye, bu aklsz Seyfaliye uymusun. Kalk! Yoksa
ayamn altna alrm seni. Kim ldrebilirmi ki benim ahinimi, nce
Memedimi, olumu? Ylda ka kez ldrr o kasaballar, o Aalar aslanm. Hk kez
mi duyuyorsunuz onun lm haberini?"
Kahkahayla glyor, melip kalm kyllerin arasnda dolayor, eleniyor,
akalayordu.
163
"Hahhaaah, tuzlaym da kokmasn o Faruk Yzba, o vuracakm benim ahinimi ha?
Hahhahhaaah! Kim bilir kimi hangi zavall ekyay vurmutur da nce Memed
yerine, onunla vnyordur dlek Faruk Efendi."
Olduu yerde durdu, sert, ayan yere vurdu: "Bre ahmaklar, deli insanlar,
byle yas tutacanza, byle kannz kuruyarak mezar ta kesileceinize,
biriniz gidip de candarma kumandannn kapsnda ekya llerine baksayd-nz
ya, iinde ahinimin ls, azmdan yel alsn, tu, tu, tuuu, azm dilim
kurusun, ls var m yok mu diye baksaydnz ya... Bu kylden baka kim tanr,
kim bilir ki ahinimi, kim, kim, kim... Sa adamn yas tutulmaz, haydin
kalkn."
Sesi o kadar buyurucuydu ki herkes ayaa kalkt. Bu srada da Seyran yola dm
kasabaya doru kouyordu.
"Brakn gitsin," dedi Koca Osman onun ardndan glmseyerek. "Akl bana geldi
falliin. imdi gidip de grecek." Kamer Anay kolundan tuttu:
"Haydi, abuk eve gidelim de ben bir iyice karnm doyuraym," diye ekti
gtrd. Bundan sonradr ki kyller almaya, biribirleriyle konumaya
baladlar.
Seyran karaallklarn, kamlklarn aralarndan geiyor, kk blklere
dyor, altn sars firezli tarlalardan kouyordu. Kasabaya yetimek iin en
170
nn verimli topraklarnda byk bir iftlii vard. Komu iftliin olu
karsnn rzna Akasazn bknde zorla gemiti. Kerim de adam yakalam,
Anavarza kalesine karm, elini kolunu balam, gn gece ona ikenceler
yaparak ldrmt.
Darda Hamza Daynn otomobili bekliyordu. ki adam geldi, Kerimi aldlar,
otomobile tadlar, arkaya, koltua yerletirdiler. Gzel gzl kadn da ne,
Hamza Daynn yanna bindi. l ok kokuyordu, imiti.
kindistyd ki alt kii geldi, alts da yepyeni lacivert gi-yitliydiler.
Ayaklarnda krkl siyah izmeler, bacaklarnda da gene ceketin kumandan
klot pantolonlar vard. Hepsinin bandaki de biribirinin tpks ftr
apkalard. Byklar da biri-birinin bynn tpksyd. Kapkara, uzun ve
ular zenilerek burulmutu. Geldiler, nce Memedin karsnda durup teker
teker eilip onun yzne baktlar.
Darda, avlu duvarnn ardnda ocuklardan baka kimse kalmamt. ocuklarsa,
kular gibi duvarn stne kp sralanp oturmular, merakl gzlerle
ekyalarn gelen alclarna bakyorlard.
"nce Memedin nnde durdular," dedi birisi. "Bunlar da nce Memedin
akrabalar."
"Yok," dedi en iriceleri ylk gzl Ak Mustafa. "nce Memedin hibir kimsesi
yok. Onun bir anas vard, onu da Abdi Aa ldrd."
"Yalanc."
"Ne yalan, biz geen yl onlarn kyne yaylaya ktk."
"Hit, bakmsana be, bunlar nce Memedin nnde durdular, eilip eilip
bakyorlar. nce Memedin kimsesi yok da bunlar neci ya?"
"Arkadalar," dedi Ak Mustafa.
Lacivert giyitli alt kii hep birden yukarya, Yzbann yanma ktlar.
"Biz geldik Yzbam," dediler.
"Ho geldiniz ya ne istiyorsunuz?"
"Kardeimizin lsn almaya geldik."
"yi ya, gidin de alm. nce Asm avula konuun." eri171
ye bard: "Asm avu, bir ekyann daha sahipleri kt. Bu kokudan
kurtulacaz."
"Bakalm Yzbam."
Yzba lacivertli alt kiiyi Asm avuun yanna gnderdi.
"Kim kardeiniz?"
"Kara Osman."
"Hangisi o?"
"En bataki, don gmlekle kalm olan."
"teki ekyalarn hepsi giyimli de bizimkisi neden byle yar plak?"
"Vurduunuzda byle miydi?"
"Silah bile yok muydu?"
"Byle aya yaln bakabak myd?"
"O adam, aadaki iriyar adam sylyorsanz, o Kara Osman deil."
"Ya kim?"
"nce Memed."
lnn kardeleri fkelendiler:
"Bizim kardeimiz Kara Osman nasl nce Memed olur?"
"Nasl olmaz, be kyn halk grd. Hepsi de bu nce Me-meddir dedi..."
"Bizim kardeimiz Kara Osman nasl nce Memed olur avuumuz?"
Asm avu masasndan frlayp birka admda Yzbann karsna geldi dikildi,
olay ona nasl syleyeceini bilemiyordu. O anda da aln boncuk boncuk
terlemiti.
"Ne var, ne oluyor Asm avu?"
"Bunlar nce Memedi istiyorlar."
"Neyi olurlarm bunlar nce Memedin?"
"Kardeleri."
"Allah Allah, Asm avu Memedin hi kimsesi yoktu ki, bunlar kardeleri
olsun..."
174
Yzba bu kadar, onlar dinleyecek kadar yumuak bir adam deildi. Karsnda
bylesine kafa tutan, dangul dungul kiileri derhal sopann altna yatrr,
analarndan emdikleri st burunlarndan getirir, onlar doduklarna bin piman
ederdi, gir, bunlarn klklarndan huylanmt. kincisi, konumalar yle
kyl myl konumasna benzemiyordu. Her birisinin yeleindeki bir utan bir
uca sarktlm altn saat kordonlar, belki iki avu gelirdi. Bunlar ok ok
zengin bir soydan olmalydlar. ncs, Yzbann iine bir ikircik atei
dmt. Bu adam koskocaman, am yarmas gibi bir adam, sylediklerine gre
nce Memed kck, bir ocuk gibi bir eydi. Ama onu tanyan ieklideresi
kyllerine ne oluyordu, niin bu adam nce Memeddir desinler de at
sylesinlerdi stne? Eer bu adam nce Memed deilse, btn Trkiyeye nce
Memedin ldrld bildirilmi, onun lmn boy boy resimler basarak gazeteler
bile yazmlard. Hayr, bu adam nce Me-medden bakas olamaz, diye dnd.
Asm avuu, Kerti Ali Onbay ard, yandaki odaya kapandlar. Uzun uzun bu
ii tarttlar, sonunda da kesin bir sonuca varp darya ktlar.
"Ben nce Memedin lsn Kara Osmandr diye size veremem. Nereye isterseniz
oraya bavurabilirsiniz."
Yzba sert, kesin konumutu. Kardelerin yapacaklar hibir ey yoktu.
armlar, ne yapabileceklerini tartarak arya indiler. Bir dkkancdan
arzuhalciyi sordular, o da eliyle pazaryerindeki Deli Fahriyi gsterdi, "te
bunun kaleminden kan damlar, yazd arzuhaller taa demire bile geer. On
avukat bile onun eline su dkemez. Byle yaman bir adamdr.
Arzuhal yaza yaza koca nce Memedi de ldrten budur," dedi.
Uzaktan onlarn geldiini grnce Deli Fahri hemen anlad bu kiilerin arzuhal
yazdracak kiiler olduklarn, onlar dkkannn dna kadar karak
karlad.
"Buyurun, buyurun, ieriye buyurun efendim." nde ge-'en en byk kardein
kolundan tuttu: "Zat devletleriniz yle buyursunlar," diye ona eski koltuu
uzatt.
Adamlar ona balarna geleni anlattlar, bir Savcya, bir de
175
Kaymakama dileke yazmasn istediler. Valiye de, Ankaraya da telgraf
ekeceklerdi. Telgraflar da ona yazdracaklard. Fahri Efendi onlar uzun uzun
dinledikten sonra: "Hele siz birer ay iin. Arzuhal falan yazmaya hi gerek
yok. Siz burasnn yabancssmz herhalde. Soylu duruunuzdan sizin kymetli
kiiler olduunuz anlalyor. Sizin iinizi benim arzuhalsiz halletmem gerek...
Kahveci... Siz aynz iince-ye kadar ben gelirim. Siz hi telalanmayn. Ben
lnz onlarn ellerinden alrm... Yazk, yazk, yazk," dedi ve koar adm
oradan uzaklat. ardan geerken de birka dkkana olay anlatmadan edemedi.
Anlatmasa atlar lrd. O, Murtaza Aann evine varncaya kadar olay btn
ar renmiti, az sonra da btn kasaba her eyi en ince ayrntsna kadar
bilecekti.
Murtaza Aa:
"Ne oldu, gene ne var Fahri Efendi?" diye onu telala karlad.
Fahri Efendi, sedire oturdu. Konuacak durumda deildi. Azn bir ku yavrusu
gibi sonuna kadar am, gs inip inip kalkyordu. Epeyce sonra kendine gelip
soluunu toparlad:
"Felaket Aa. Byk felaket. Mahvolduk. Tarih, tarih olal bylesi bir rezalete
ahit olmamtr." "Beni korkutuyorsun Fahri..."
"Kork Aam kork. Ne kadar korkarsan o kadar hakkn var. Kork Aam kork.
Felaket!"
"Syle, abuk!" Onu kolundan tutup sarst. "nce Memedin alt kardei geldi
benim dkkana. Her birisinin gbeindeki saat kordonu bir okka gelir."
"nce Memedin alt kardei mi varm?" diye sordu glmseyerek Murtaza Aa.
"O nce Memed dedikleri nce Memed deilmi." "Ya kimmi?"
Deli Fahri sorunu olduu gibi Murtaza Aaya aktard. Murtaza Aann etekleri
tututu. Ne yapacan bilemiyor, salonda gidiyor geliyor, "Felaket, felaket,
byk felaket," diye kendi kendine syleniyordu. "Ben ldm, ben yandm, aaah
176
Topal Ali kardam aaah! Ben bundan sonra da yaayabilir miyim acaba, aaah,
aaaah, ah! Kadrini kymetini bilmediim z bir kardam Topal Ali. Kusura kalma
Ali Efendi kardam, insan kk kardana byle akalar, kck akalar yapmaz
m? Hani seni bir snamak istedim. Adam karda dedii, can dedii, bir mr boyu
rzn, namusunu, cann, maln teslim ettii bir adam snamak istemez mi?"
Dalm gitmi, salonda drt dnyor, kendi kendine delicesine mrldanyordu.
Deli Fahri onun szleri arasndan yalnz Topal Ali, kardam Topal Ali szlerini
seebiliyordu.
Ayaa kalkp:
"Aa," dedi, "hemen bir eyler yapmalyz. Onlar bir Ankaraya, Adanaya telgraf
ekerlerse biz, hepimiz, sen, ben, Yzba, btn kasaba yandk."
Hsne Hatun odann birinin kapsnda durmu, merakla Murtaza Aaya bakyor, yz
solmu gitmi bekliyordu ya, kocasna bir ey soramyordu. Bir ara onu gren
Murtaza Aa:
"Yandk, yandk, felaket, byk felaket. Ben artk lym, eyvaaah, Topal Ali,"
diye ona kotu. Sorunu arabuk anlatt. 'Topal Ali, Topal Ali kardam buldur
bana Hatun. Ben Belediyeye gidiyorum. Adamlar kar kasabaya, daha buralardadr
o. Yerdeyse de gkteyse de onu bana bulsunlar. Ne kadar adam bulursan, o kadar
adam kar kasabaya, dalara kylere, Ali kardam, ylann deliine girmise
de, kuun kanadnn altna saklanmsa da bana bulsunlar. Ben onu snadm. Adam
kardam snamaz m?"
Hsne Hatun derinden iini ekti:
"Aaah Aa ah," dedi. "Aceleci Aa. Senin bu acelen yok mu..."
"Snadm. Kardam snadm."
"Bir daha Topal Alinin, yle sanyorum ki yzn gremezsin..."
"Grrm, grrm," diye ceketini giyerek merdivenlere yrd Murtaza Aa. "Ona
tarlalar veririm kan pahas, iftlikler hediye ederim, o benim kardam deil
mi, bana gcenmez. Hemen kar adamlar..."
Belediyeye geldiinde Kaymakam, Savcy, sorgu yargc177
m, yargc, retmen Sami Turgutu, Molla Duran Efendiyi, Yzbay, Takn Halil
Beyi, tapucu Zlfy, yani btn erkan orada hazr buldu. Yzba candarma
gndermi, herkesi Belediyeye artmt. Durumu gzden geiriyorlar, bu iin
altndan nasl kurtulacaklarn dnyorlard.
Candarma gnderip alt kardei de getirttiler. Molla Duran Efendi bunlar hemen
tand. Babalan onun ok yakn arkada olurdu. Genliinde bunlarn kydeki
konaklarnda kalmt. Yedi kardelerin oca, at hrszl ocayd. Bunlar
taa babadan, dededen, slaleden bu yana at hrszydlar. Suriyeden, Iraktan,
daha aalardan, Yemen llerinden bile at hrszlarlar, Bulgaristana,
Yunanistana, rana, Rusyaya soylu atlar satarlard. te Molla Duran Efendi
genliinde bu ocan kapsnda at hrszl yapmt. Kara Osmanm ekya olmak
iin hibir sebebi olamazd, kanl katil de olsa, yz kiiyi de ktr ktr doram bulunsa, Kaplan Aa dedikleri, gerekten kaplan gibi bir adam olan Aa,
olunu deil mahkemenin elinden, smet Paann elinden bile alrd.
Molla Duran Efendi, Kaplan Aay, soyunu sopunu orada-kilere en ince
ayrntlarna kadar anlatt. Bu ocan dedeleri Halep Valisine, stanbul
Padiahna, Arap eyhlerine her yl bir sr soylu at armaan olarak
gnderirlerdi. Bu soy yle bir soydu ki, btn Toroslarm ah bunlardr, derdin.
Demek ki byleydi. Bu adamn da nce Memed olmad anlalmt. Alt kardee
Kara Osman vermekten baka are kalmamt. Ama nasl vermeliydi, ite en byk
sorun buradayd.
Molla Duran Efendi:
"Orasn bana brakn," dedi. "Ben orasn hallederim. Ben gelirken grdm,
kasaba oluk ocuk haberi duymular, cemmi gafur kumandanla gidiyorlard.
imdi gidin bakn kumandanln n ana baba gndr. Onun iin Beyler bir
teklifim var."
Kaymakam:
"Buyurun efendim, Duran Bey, sizi dinliyoruz."
"Bu delikanllar llerini gece, sabaha kar alacaklar, ortalkta kimsecikler
yokken... Bir ula, hasra saracaklar... Gerisine siz karmayn. Bundan
sonrasn artk ben hallederim."
178
"Ya nce Memed yerine bakas iin dn bayram?" diye ayaa kalkt Takn Halil
Bey. "Bence bu iin altndan kalkmak mkl."
"Mkl," dedi tapucu Zlf.
"Korkmayn, ben her eyi hallederim. Gene ldrlen nce Memed olur, sonra da
ls kaybolur. Siz bana inann ve hem de gvenin."
"Ya Ankaray, Adanay ne yapacaz?"
"Onu da bana brakn. nce Memedin yerine baka bir zatn ldrldn onlar
duyamazlar, duymayacaklar. Bu da benden."
Yzba ayaa kalkt, utanga:
"Hepinize teekkr ederim Beyler," dedi. "Gerekten byk bir yanllk oldu.
Eer nce Memed sasa, ben de Yzba Faruksam, onun yaknda lsn
pazaryerinde greceksiniz. Ya da benim lm."
Dar kan Duran Efendi Belediyenin bir odasnda, alakgnll oturmu kalm
kardelerin yanna gitti:
"Gznz aydn oullarm," dedi. "Babanza selam syleyin. Bu gece de bize
gelecek, akam yemeini bizde yiyecek, sabaha kar da gizlice lnz alp
gtreceksiniz."
Kardeler, "Sa ol amca," diyerek onun teker teker elini ptler.
"Sahi ocuklar, niye ekya kar da byle candarma kurunuyla lr, Kaplan Aa
gibi bir kaplann olu?" diye de bir soru sormaktan kendini alamad Molla Duran
Efendi.
Kardeler biribirlerine baktlar, gene byk karde verdi karl ona:
"Bilmiyoruz amca," dedi. "Bunun sebebini hi kimse de bilmiyor. Bir ara onun
ekya olduunu duyduk, aradk taradk, hibir yerde onun izine bile
rastgelemedik. ki gn nce de ieklideresinden babamn eski bir adam, Osman
onun elinde bymt, o, Osman ocuklarndan da ok severdi, yolda iki at
atlatarak kara haberi bize ulatrd."
Molla Duran Efendi ieriye girip btn olan biteni erkana anlatt. Yzba bu
ie arp kald. Kara Osman nasl nce Me-d olmutu, buna hi akl ermedi.
ieklideresi kyllerine
179
fkeleniyordu. Onu onlar bu rezil duruma drmler, onuruyla oynamlard.
Hele o at yakan kadnlar... Bu olaydan sonra ieklideresi kyllei onun
elinden zor kurtulurlard artk. kencelerden ikence beensinlerdi.
Belediyeden ok zgn ktlar. Hele Yzba bitmi tkenmiti. Ba yerdeydi ve
ban kaldrp kimsenin yzne bakamyordu. Bir de Murtaza Aann hali beterdi,
yz sapsar kesilmi, bacaklar feldirdiyordu. Saa sola, fr fr dnen
gzlerle korku iinde bakyordu. Kollar yanlarna dmt. Yuvalarnda fr fr
dnen gzleri de olmasa Murtaza Aaya tam bir canl cenaze derdi insan.
Ayaklarn srkleyerek topluca can-darma komutanlnn nndeki caddeye
ktlar. Komutanln n her zamankinden de daha ok bir kalabalkla dolmutu.
nce Memedin, nce Memed deil de Kara Osman adnda baka ekya olduunu duyan
gelmiti. Haber ksa denecek bir srede kylere kadar bile yaylmt. Btn
kasaba alkalanyordu.
O gece, sabaha kar, daha tanyerleri madan, alt kardeler llerini ok
grkemli plak bir kr atn stne atp gtrdler. Hepsi de, grkemli, uzun
bacakl kr atlara binmilerdi.
Ertesi gnn sabah candarma komutanlnn duvarlan nnde Kel Ekyadan baka
hibir ekyann ls kalmamt. Avlu duvarnn dndaki kalabalk ekilmi,
yalnz ocuklar kalmlard. Onlar da, kimler gelip de Kel Ekyann lsn
alacaklardr, diye meraklarndan bekleiyorlard.
Kel Ekyann duvarn dibindeki yalnz ls, yle mahzun, kederli, ba bir
yanna dm bekleyip duruyordu. Dehet de kokmaya balamt. nnden geen
candarmalar, burunlarn tutup hzla uzaklayorlard. Nbeti de taa uzaklarda
dolayordu, burnunu tutmu. Sonunda, ocuklar bir de baktlar ki Kel Ekyann
da ls duvarn dibinden yok olmu.
180
10
Kasabadaki alkant bir trl durulmuyor, hemen hemen her yerde nce Memedden
baka bir ey konuulmuyordu. Konumalarn odak yerlerinden balcas berber Kr
Salihin dkkan, onun ardndan Tevfiin kahvesi, ondan sonra da Deli Fahrinin
arzuhalci dkkan, pazaryeri, kprba geliyordu.
nce Memedin lsnn candarma kumandanlnn nnden srra kadem bast
gecede olan bitenlerdi en ok stnde durulanlar. O gece on iki yeil libasl
kii gelmiti kasabaya. On ikisi de biribirinin tpks... Giyimleri kuamlar,
azlar burunlar, hepsinin de iri gzleri, salar, elleri ayaklar, boylar,
durular tp tpna biribirine benziyordu. Hepsi de biribirinin tpks kr
atlara binmilerdi. Atlarn koumlar da, dizginleri, eyerleri, zengileri
aynyd. Atlarna benzer bir kr at da yedeklerinde getirmilerdi. Yalnz bu
kr at plakt. Bu yeil donlu adamlardan alts kasabaya girmiler, nce
Memedin lsn candarmalarn gzlerinin nnden alm, plak kr atn stne
atmlar, candarmalar hibir eyi grmemilerdi. On ikiler ly Krklar dana
gtrp Krk Ermilere teslim etmilerdi.
"Sktlar kpekler, yalanclar... nce Memedi ldrdk, diye de dnyaya ilanat
verdiler."
"Ne kt altndan, ne kt?"
"Altndan, at hrszlarnn padiahnn olu Kara Osman kt."
"Kardeleri geldiler, onun lsn aldlar gtrdler."
181
"Krk Ermiler gelmi de..."
"Yeil donlu Krk lmez..."
"Almlar da ellerinin stne, uurmular nce Memedi Dldl dann
doruuna..."
"Doruunun tam stne."
"nce Memed de orada, yeil donlu da, ela gzl Krklarn ortasnda, bir has
bahenin de iinde gzlerini am da, ben neredeyim erenler, bana ne oldu, diye
sormu da..."
"Erenler de demiler ki..."
"Ne demiler, ne demiler... Sen ldn de dirildin, demiler."
"Sen teki dnyaya gittiydin de, seni oradan, kanadmza aldk da biz getirdik."
"nce Memed de ne demi..."
"Sa olun var olun, siz olmasaydnz, hele o bindirdiiniz kr at olmasaym,
ben imdiye oktan kara topran altnda ylanlara yanlara yem olmutum. Var
olun, sa olun Krk Ermiler, demi."
"Sizi dzenbazlar sizi, ne olacak imdi?"
"Nasl saklarsnz imdi?"
"nce Memed yarn dalardan iner de, gene birinizin tam gzbebeinin ortasndan
ivilerse ne dersiniz ha, ne dersiniz?"
"nce Memed Krk Ermilerin sarayndan kurtuldu da Dldl dann tepesinden
indi de..."
"Ne dersiniz ne?"
"Btn bunlar o karnnda krk tilki dolaan Molla Duran Efendinin ba altndan
kyor..."
"d kopuyor nce Memedden..."
"nce Memed bir gn nce lsn de..."
"Gerisi ne olursa olsun."
"sterse yalancktan lsn..."
"Hahah, hahaaah..."
"Zlf de korkuyor."
"Belli etmiyor ya, korkuyor."
"Ya Murtaza?"
"Topal Aliyi fellik fellik aryormu da bulamyormu."
"Deliye dnm korkudan, aramaktan."
182
"Aaolu etesi de nce Memede katlm."
"Aydnl Temir de..."
"Horoz Veli etesi de ona katlm."
"Yaknda hepsi birleip..."
"Yryeceklermi kasabann stne..."
"Korkmayp da ne yapsnlar fkaralar."
"Can bu!"
"Varsn glsnler," diye glmsedi Hsne Hatun. "Varsn glsnler, kim onlar,
bir sr baldrplak. Can pazar bu. Bizim canmz srat kprsnde. Biz
klcn az stnde yryo'
192
-uz. O baldrplaklara da ne oluyor? Duydun mu sen, duydun mu hi/ nce Memed
ne olmu?"
"Allah belasn versin onun."
"On iki yeil donlu, on iki kr ata binip gelmiler. Onun lsn bir yeil
ipekliye sarp gene yeil bir kr ata bindirmiler alp gitmiler. Btn bu
iler olurken de candarmalar bakp kalmlar, azlarn bile aamam, yle
lalebkem olduklar yerden kprdayamayp onlar seyretmiler."
"Yalan. O i baka..."
"Biliyorum yalan, yalan ya... nce Memed Dldl dandaki Krk lmezlerin
arasna gtrlm. ok deil, yaknda, yalnk-ll, yeil donlu bin kiiyle
zuhur edecek... Zuhur ve huru edecek, inecek ukurovaya, btn ukurovay ele
geirecek. Mal ok olandan alp, mal olmayanlara verecekmi. Zuhur ve huru
ettikten sonra ukurovada, ve hem de koca Toroslarda kurt ile kuzu birlikte
yaylacakm. Herkes alacak, herkes eit kazanp, eit yiyecekmi. Kimsenin
kimsede gz kalmayacakm. O nce Memed zuhur ve de huru edince deil insann
insan en kk bir biimde incitmesi, en kk bir biimde de kimse kimsenin
gnln bile krmayacakm. O, zuhur ve huru edince insan deil insan, yerdeki
karncay bile incitmeyecekmi... O zuhur..."
"Yeter, sus allahakna, sus Hsne Hatun, yalan, btn bunlar klliyen yalan...
O Molla Durann bann altndan kyor btn bunlar. Ona uydur dedik ya, bu
kadar da demedik. Adam imdiden nce Memedi bir de ermi ederse, yandk bittik.
Bir ekya yetmedi de, bir de biz ermile mi uraacaz? Hay Allah belan
versin Molla Duran, vur dedik diye bu kadar da ldr demedik! Durumumuzu biraz
kurtaracak bir ey uydur da halkn azna ver, dedik. Bakn hele imdi... Biz ne
syledik, o ne yapm!"
"Doru," dedi Hsne Hatun. "Btn bu sylediklerim doru. On iki yeil donlu,
kr atl, biribirinin tpks, hepsi de biribirinin burnundan dm gibi, hepsi
de nce Memede benziyorlar. nce Memede de... stersen ar da bizimkilere sor,
onlar gzleriyle grmler. Bizimkiler niye yalan sylesinler, hem de sabaha
kar, hrck karanlk yiter, tanyerleri rken... Bir iyice grmler."
193
"Yalan!"
"Yalan olamaz, kurban olduum Murtazam. Yalan olamaz bu. ldeki devekuu gibi
bamz kuma sokmayalm. Molla Duran Efendi, taaa Msrlarda okumu, o diyormu
ki, nce Me-med zuhur ve huru edecekmi."
"Allah bin belasn versin o Molla Durann... imdi biz bu Topal Ali iini ne
yapacaz, sen onu syle bana?"
"Bir adam daha gnderelim. stersen hatrl birka adam gnderelim. stersen
cami imamn gnder."
"Ben onu biliyorum, tanyorum, kimi gndersek gelmez."
"yleyse sen git de gnln al!"
"Olur mu, bu yatan sonra nasl giderim o ayana stm itin topal ayana?
Aaah, ah, ah," diye diini skt, enesi atr-dad. "Yazk, ok yazk ki Topal
Aliden baka aremiz yok. Ne yapmal?"
"O senin kardasn deil mi, kardan sen gcendirmedin mi, byk de olsan onun
ayana gitmelisin."
"Arma gidiyor Hatun, arma gidiyor, o Topal bokun ayana gitmek. lsem
daha iyi."
"Allah gstermesin."
"Grenler bana ne diyecekler? Btn kasabann diline deceim. Buradan kap
gitsek de, bu beladan syrlsak m? Birka yl Adanada otursak m, u nce Memed
belas ortadan kalkana kadar, ne diyorsun Hatun?"
"Sen bilirsin."
"Ya bu iler, bu atlar, bu iftlikler... Herkes dnya kadar tarla kapatr, u
ovay yama ederken ben ne olacam? Baka aresi yok... Aliyi geri getirmekten
baka mmknmz aremiz yok. O benim canm korurdu. Ne gerei vard, onu
snamann, byle bir akay yapmann, her adam her akay kaldrabilir mi?"
Susup ban nne edi, uzun bir sre ylece kald. Hatun da yannda yle
kalakalm, o da dnyor, nce Memedin zuhur ve huru edeceine, bir gn gelip
hanumanlan sndreceine inanyordu. Kzlnda, babasnn evindeyken, yeil
donlu bir ermiin bir gn ortaya kacan, doruluu, iyilii, eitlii,
kardelii yayp pekitireceini, kimsenin kimsede hakknn kalma194
yacan, ksa pn bile uzundan hakkn alacan, herkesin, dnyadaki her
yaratn mutlu olacan, yz glmeyen kiinin, yaratn kalmayacan, btn
dalarn, ovalarn, kylerin, kasabalarn, ehirlerin azna kadar iekle
dolacan, btn dnyann bir iek bahesine dneceini, lmden baka hibir
kaygnn kalmayacan, bu adam sayesinde, ok duymutu. Neden o adam nce Memed
olmasnd? Kanl bir kiiden, yeil donlu ermi olur mu, diye sormaktan da
alamyordu kendini. Be kyn stne kendini tanr yapar da Abdi Aa gibi, be
kyn insanna da zulm ederse, her kim ki o Abdiyi ldrrse ermi olur ya...
Ali Safa Bey gibisini... Ermi olur ya...
"Ermi olur ya..."
"Ne diyorsun?" diye sordu Murtaza Aa, yz allak bul-lakt.
"Sen git Topal Aliye. ok dnme yle. Nasl olsa gideceksin."
"Doru, gideceim." Ayaa kalkt. "Alinin giyitleri, postal, ftr apkas
nerede?"
"Bir tek postal evde, tekilerin hepsini sen seyis aban Ustaya vermedin mi?"
"Eeee imdi ne yapacaz, o sevinle amma iler yapmz ha!"
"Cann sa olsun, geer."
"Geer," dedi Murtaza. "Geer ya imdi ne yapacaz u giyit iini?"
"aban Usta burada, aa evde alyor, imdi ben bir adam gnderir o
giyitleri aldrr getirtirim. aban Ustaya da bunun tpks giyit, apka
alrsn. Kunduras da caba."
"Hemen," dedi Murtaza Aa, sevindi.
Hsne Hatun bir yanama ard. aban Ustaya gitmesini, giyitlerini alp
gelmesini, usul usul, en ince ayrntsna kadar anlatarak buyurdu. Biraz sonra
giyitler, krmz postal, ftr apka ipekli bir bohaya sarmalanm, Murtaza
Aann yanma konmutu.
"Baka hibir mmknm arem yok, benim bu Topal rz krna lm gidiyor, ama
ne gelir elimden? Syle de atm eksinler."
195
11
"At hazr, kapda seni bekliyor."
"Sa ol Hatun."
"Allah szn gekil, klcn keskin eylesin."
Deirmen kapsnda onu saygyla Kara Hasan Aa karlad, atnn ban tuttu,
Murtaza attan inince at gtrd nar aacnn altna balad.
"Ho gelip safalar getirmisin Murtaza Aam, deirmenimize."
"Sa olasn," dedi Murtaza Aa, ama bir trl de deirmene doru bir adm atp
da yryemiyordu. Pervanelere dklen su, dnen talar, akldaklar inanlmaz,
kulaklar sar edici bir grlt karyorlard. Hasan Aa onun sylediklerini
bir trl anlayamyor, tekiyse avaz kt kadar baryordu.
Hasan Aa edemedi:
"Dur Aam," dedi, "u deirmeni durduraym da geleyim."
Deirmene kotu, o korkun grlt de kirp diye kesildi. Ortal derin bir
sessizlik sard. Bu sessizlik daha ok rktt Murtaza Aay.
"Diyordum ki..." diye kekeledi. "Hani diyordum ki, bizim deli olan, kardam
Ali buradaym..." Konuurken glmeye alyor, glemiyordu.
Kara Hasan Aa:
"erde canm, ierde o. Keyfi yerinde ya, geldi geleli hi darya kmad."
"Nasl ksn fkara," dedi Murtaza Aa. "Ben yle bir bok yedim ki, o da akam
anlamad. Benimkisi de eek akasyd-Yaaa, eek akasyd."
Orada dikilmi duruyor, ieriye bir trl yryemiyordu. Kara Hasansa undan apak
olmu deirmenin kapsn am, "Buyur Aa," diyerek onu bekliyordu.
"Buyur Murtaza Aam."
Murtaza Aa sanki onu duymuyordu.
Belki byle yarm saatten fazla kapda durdu kald. Gld glemedi, konutu
konuamad. Kara Hasana abuk sabuk bir eyler sordu, ondan, bir kulandan girip
tekinden kan karlklar ald. Birazck kendisine gelince glebildi. Bakt
ki duru196
^m iyice. Birka kere daha glmeyi denedi, baya glebiliyordu, hemen glerek
ieriye girdi, sevinli bir sesle bararak:
"Ben geldim Ali karda. Da Musaya gelmezse Musa daa gider. te ben geldim.
Naslsn, iyi misin, gl yzl kardam Ali? Yahu adam Aasna bir ho geldin de
mi demez? Bak hele una, una bak, Hasan Aa. Doru, hakkn var. Beni affetmeni,
balaman dilemeye geldim senden. zr dilemeye geldim. Beni eylediim
kusurlardan dolay can yrekten balaman dilemeye geldim, muhterem ve hem de
yce gnll kardam. Ben seni snamak istediydim, keski snamaz olaydm da,
dilim azmda ryeydi. Hani dedim ki, u yiit kardamz bir snayalm,
mademki bir mr boyu karda olduk. Abooov, denemez olaydm da, boyum
devrileydi. ABooov karda, sen ne onurlu adammsm yle, beni, akam geree
alp o giyitleri karp stmze atnca, ben bir oldum ki, ben bir oldum
karda, senden bunu hi beklemiyordum, oluk ocuumun iinde, hatunlarmn
nnde ben yle oldum ki, dondum kaldm. Eer ki, bir haneri alp da yreimin
bana saplasaydn bir damla kanm kmazd. Ben yle perian, yle perian
oldum ki... Btn ar, kasaba bu senin bana yaptklarn duymular da, herkes
bana acm, Murtaza Aa bir karda bulduydu kendisine, onu da bok yoluna
elinden karp, u dar dnyada tek bana, bir bana gene kimsiz kimsesiz
kald, demiler."
Elindeki mavi ipekten giyit bohasn grnce anmsad.
"Kalk," diye serte buyurdu. "Kalk da kar o stndekileri, bunlar giy de eve
gidelim. Kapda atn seni bekliyor."
Arkaya dnd, Kara Hasan kapda bekliyordu:
"Bu giyitleri kardama sen mi aldn?"
"Ben aldm Aam, ben ne yapaym, deirmene geldiinde rlplakt."
"yi yapmsn. Kardama gsterdiin bu konukseverlikten dolay sana candan ve
hem de yrekten teekkr ederim. Ve hem de hrmetlerimi sunarm."
"Sa ol Aam. Ben de zatna bin kere hrmet ederim, o mbarek ellerinden
perekten..."
"Ka para verdin bu giyitlere?"
"Hibir kymeti yok Aam."
197
"Ne demek kymeti yok? Sen fkara bir adamsn. Ne demek ola ki..." Hemen
czdann kard. "Ne demek ola, ne demek ola ki... Sen benim iki gzmden de
aziz kardam byle arlamsn, al, al, al unu."
Ona bir elli liralk uzatt.
"Aman Aam, bu ok... Hem de o kadar ok ki... Ben bu paray bir ylda
kazanamyorum, aman Aam, kulun kurbann olaym, ben ne yapacam bu kadar
paray?"
"ocuklarn var. Al ve cebine koy o paray."
Sesi sert ve buyurucuydu. Kara Hasan onun buyruundan darya kamazd. Elleri
titreyerek, rme bir kese karp elli liray drd bkt, iine koydu.
"Kalk Ali kardam, kar o partallar da kendi giyitlerini kuan."
Alinin ba nndeydi. Sanki tatan bir adamd. O ne sylerse sylesin hibir
tepkide bulunmuyordu.
Murtaza Aa, Kara Hasana gzlerini dikti, uzun uzun ona bakt. Ondan bir imdat
ister gibiydi, sonunda vazgeti:
"Sen dar k temiz ve hem de saf, iyi yrekli Hasan Aa. Senin iin Molla
Duran Beyefendiye de syleyeceim, bu yl kiray senden almasn olur mu?"
"Sa ol Aam."
Bu deirmen Molla Duran Efendinin, yle deil mi?"
"Onun Aam."
Murtaza Aa bayla kapy kapa da git, diye iaret etti. teki karken:
"Buralardan da ayrlma," dedi. "arnca duyacak bir yerde ol."
"Olur Aam."
deil, aldm! Muhacir Muradn iki katl konan... Yz otuz liraya satyormu,
onu da sana aldm. Anan st gibi sana helal olsun. Yarn onun da tapusu elinde
olacak... Bak olum Ali, tapu senin elinde olursa ne evi, ne de tarlay kimse
senin elinden alamaz. Al atn da kapda bekliyor. Evde de yeni fabrikadan km
bir Alaman filintas, kz gibi. Ne diyorsun Ali? Seni maaa da balayacam/
altn kakmal tabancam, altn kordonlu, bana smet Paann hediyesi saati da
sana vereceim."
Onu usulca omuzlarndan tutup sarst, srtn svazlad. "Haydi kardam kalk
evimize gidelim," dedi. "ok ge oldu. Hatun seni ne kadar sever biliyorsun,
kardatan da ilen,
200
simdi bizi gzleyi gzleyi gzleri drt olmutur. Ne diyorsun Ali, gelmiyor
musun?"
Yorulmutu, kedeki taa gitti. Krk gibi soluyordu. Tozlu, rmcek al
tavana krlanglar kocaman bir yuva yapmlar, yuvada da sar sar kocaman
azl yavrular, kefli azlarn amlar, kyameti koparyorlard.
Murtaza yerinden kalkt, dinginlemiti. Elini havaya kaldrd, parmayla yuvay
gsterdi:
"Bak unlara Ali karda," diye gld. "Bak unlara, ku yavrusu ku yavrusu iken
bak azlarn amlar, yem getirecek analarn, babalarn bekliyorlar. Ya
senin o dalardaki on bir yavrun, on bir tane cierparen, ne stte st, ne bata
ba, a susuz, senin yolunu gzlyorlar. Onlar niin kurtarmak istemiyorsun?"
Sesini ykseltti: "te ben sana, hem de z bir kardasn, elimi uzatyorum, bu
eli geri evirme."
Uzatlm eli yle havada, Alinin burnunun dibinde duruyordu. El bekledi,
bekledi, sonunda da usuldan titremeye balad.
"Demek bu eli kabul etmiyorsun? Pekiyi kardam." Sesini gene yumuatt,
scack, itendi. "Olur kardam, sen bilirsin kardam."
Elini indirip darya kt.
Alinin ii gidiyordu. Bu adam bu sefer her dediini yapacakt ya, Alinin onunla
konumak, onun yzne bir daha bakmak iinden gelmiyordu. Hele dadaki
perperian ocuklarn annca Alinin yrei czz etmiti. ocuklarn o korkun
yoksulluktan kurtarabilirdi. Onun ocuklar da u ukurovada okuyabilir,
yanamalktan, obanlktan, rgatlktan kurtulabilirlerdi... Az daha ayaa
kalkp Murtaza Aann boynuna sarlacak, sen benim z bir kardam Murtaza
Aasn, ben, senin beni snadn anlamtm, diyecekti. alt abalad,
yapamad. Yrei gtrmedi. Kendini yenemedi. te Murtaza Aa da gitti- O da
mrnn en byk frsatn kard.
Topal Ali ierde kendisiyle byle cebelleirken, Murtaza Aa Kara Hasann
elinden tutmu ieriye girdi, grleyerek, sevinli bir sesle:
"una bir akl ver Kara Hasan," dedi. "Seni Allahm huzu201
runda yemin edeceim iin ahitlie ardm. Ben imdi ne sylyorsam, Kurana
el basarm ki ve de Allahm byk ad s_ tne yemin ederim ki, u
sylediklerimin hepsini Topal Ali nam kardama vereceim."
Vereceklerinin hepsini bir bir saydktan sonra Kara Hasana sordu:
"Saydklarmn hepsini aklnda tutabilir misin?"
"Tutabilirim Aam."
Murtaza Aliye dnd, elini srtna koydu. Alamakl bir sesle:
"Konu Ali," dedi. "Kalk da evimize gidelim."
Elinin altndaki Alinin srtnn rperdiini sezinledi. Ardndan da onun
titrediini anlad.
"Haydi Ali, Hsne Hatunun zatn gzleyi gzleyi gzleri drt olmutur."
Konumasn srdrd. Yalvard, kzd, svd, bard, ard, szland,
yumuad, bir su gibi sesi aydnland. Ali ta kesilmi konumuyordu.
Ak kalm kapdan ok gibi giren krlangc grnce sesini kirp diye kesti. Ku
gelmi yuvasnn yresinde dnyor, yavrular da azlarn kocaman kocaman
amlar, yaygaray basarak, analarnn verecei yemi bekliyorlard.
Aliye vard, kocaman elleriyle onun ban tutup hzla yukar kaldrd:
"Bak u kua," dedi, "bak una... Bak bak una... Bak yavrularna nasl
sevinerek yem getirmi de veriyor, bak! O bir hayvan, sen de insansn. yi bak!"
amenna, biz kendi gzmzle grdk, bu adam Topal Ali ldrd diyecekler. Bu
ahitlerden birisi de sana iyilik eden, burada gnlerdir karnn doyuran
deirmenci Kara Hasan olacak, isterse ahitlik etmesin, bu deirmenin sahibi kim
biliyor musun, Molla Duran Efendi. Anladn m imdi? Se imdi ikisinden
birisini, ya aslmak, ya da devlet memurluu, ya da iftlik sahiplii, se
birisini..."
Sesini son perdesine kadar ykseltti:
"Ben imdi gidiyorum. Konu, konu Aliiii..." Sanki kilometrelerce teye
baryordu. Ali szcn ylesine uzatyordu, "te ben gidiyorum. Bundan
sonrasn artk sen dn.
204
Elimden de kurtulacan hi sanma." Gld. "Daa ksan kamazsn, orada nce
Memed, ovada da ben... Ben de imdi gidiyorum, demek eve geliniyorsun?"
Dilerinin arasndan slk gibi bir ses kard: "Sen grrsn!"
Kapy ylesine hzla arpt ki, btn deirmen salland, Aliyi de irkiltti.
Az sonra da kapy yavaa aarak geriye dnd:
"Bak Alim, kardam, ne geldi aklma, beni imdi iyi dinle, bundan sonra sana
Topal Ali demeyecekler. Belki, alkanlk, sana Topal Ali diyecekler ya, sen
topallamayacaksn. Neden ki dersen, Alamann payitaht Berlinde ayak gibi ayak
yapyorlarm, etten kemikten. Ben sana Alaman kardalarmzdan, Ala-man bizim
kardamz deil mi, bir milyona da olsa bir ayak getirtip taktracam. Yok,
ille aya biz ancak Alamanyada takarz derlerse, biz de seninle Alamann
payitahtna gider, yeni ayan orada taktrrz." .
Bu buluuna ok gveniyordu. Buna da hayr diyebilirse bir insan, artk o
insandan daha aalk birisi olamazd.
"Sen de bundan sonra yeni ayanla talarn kayalarn stnden, aalarn
tepesinden, dalarn doruundan keklik gibi sekersin. Sekersin de ne izler
srersin, deil mi kardam?" Szn kesip, birdenbire bir sevin l
kopartt: "Bak, bak Ali karda, bak! Krlang gene geldi, bak bak, bak Ali
karda, yavrular azlarn nasl atlar bak, kafam girer azlarna, sar
sar, boyunlarn da nasl uzatyorlar, bak, bir kar, keratalarn boyunlar
kopacak..."
Ali onun, bak bak, demesiyle ban krlang yuvasna evirmi, glmseyerek
kyameti koparan yavrulara, onlarn yresinde uarak dnen ana krlangca
bakyordu.
"Ali konu!"
Ali hemen ban gene nne indirdi. Bu sefer Murtaza Aa tam zvanadan kp
kendini paralamaya balad:
"Ulan senin derini yzdreceim ulan," dedi. "Ulan seni kaza oturtacam,
yaptramaz sanyorsun, deil mi, seni ayana, bacana stmn Topal seni!
Ulan biz stiklal Mcadelesini kazanm kiileriz. Bir Topal Ali, topal bacana
stm aahk mahlukat vz gelir."
205
Artk kprm, kenldini kapp koyvermiti, azna ne gelirse sylyordu.
Alinin karsnda byle, deirmenin iinde drt dnerek ne kadar svd sayd,
kendi de, Ali de, deirmenci Hasan da farknda deildi. Bu ara deirmene
gelenler, ierdeki sesi, amatay duyuyorlar, bahenin bir kesine ekilip
siniyorlard.
Sonunda:
"Azna stmn topal deyyusu, sana insanlk deil, lm, zulm layk," dedi,
kapdan bir ok gibi kp atma yrd. Deirmenci Kara Hasan hemen kotu, atn
ban tuttu, zengiye yapt. Atna atlayan Murtaza Aa, kapkara kesilmi bir
yzle birazck eildi, yavaa:
"Syle ona," dedi, "ok fkelendim inadna, ahmaklna, karda deil miyim,
elbet de fkelenirim. Syle ona, Vali onu Hkmetin maal baizcisi yapacak,
ben onun topal ayana yeni bir ayak taktracam, eskisinden daha iyi olacak
aya. Kara Hasan, eer Ali kardamm gnln eder de evime gn-derirsen, ben de
bu deirmeni alr sana veririm. Sen de bana taksit taksit dersin. Bilirsin, ben
szmn babayiidi bir kiiyim. Onu bu gece evde bekliyorum."
Deirmenden ieriye ok gibi szlen krlangc Kara Hasana gsterdi:
"Bak," dedi, "bak, u kua bak, yavrularna yem getiriyor."
Atn srd.
206
11
ocuklar kasabann st bandaki yamata, murt alsnn dibinde, bir Roma
mezarnn nnde ak oynuyorlard. irisiklerinin stlerinde kurumu iekleri
daha dklmemilerdi. allar, dikenler, otlar, batan ayaa kck, dme
kadar, dme kadar, smklbceklerle apak kaplydlar. Trl trl, krmz,
mavi, yeil, san, hepsi de gnee gelince akan, bykl kkl arlar,
grltlerle vzlayarak dalayorlard.
Ak oyunu, koyunlarn, keilerin, danalarn ak kemiklerinden karlan
kemiklerle oynanrd. Bir biim bir zar oyunuydu. Byklerin kumar arac olan bu
kemikler kklerin de oyun aracyd.
Ak Mustafa daha ie balamadan:
"Neyine oynayalm?" diye sordu.
teki ocuklar bu soruya karlk vermeye hazr deildiler. ou kez idemine
oynarlard.
"idemine," dedi Veysi ocuk. Daha sekizini sryordu ya, okula gitmiyordu.
nat etmiti, hibir zaman da o okul dedikleri eye gidip, o mengeneye
skmayacakt.
"Daha idem karmadk ki," diye onu yantlad Ak Mustafa.
"ncirine."
"ncir nerede be?" diye sordu Mustafa. "Bakn dallara bir fek incir kalm m,
veyikler yemi bitirmiler."
"Arsna."
207
pliklerle bellerinden balanm anlar salarnda, sollarnda uuuyorlard.
"Ben tlrsem bile," dedi Ak Mustafa, "arlarm vermem, kimsenin arsn da
istemem. Bakn bakn," diye az ilerde uan arlarn gsterdi. Her birisi parmak
kadar, parmak kadard, gnee geldike de sapsar, bir altn bilye gibi avkyp
snyorlard. "Siz hi byle arlar yakaladnz m, buralarda hi byle ar
grdnz m? Bu arlar kimseye de vermem, bir kiiyi sokunca, hemencecik orada,
hk dedirtmeden ldryor."
Tartma uzun srd. Sonunda anlatlar, kim tlrse, tenler onun srtna
binecekler, kara incire kadar gidip geleceklerdi. Bunu da Veysi hi istemiyordu.
nk ak oyununda imdiye kadar bir kerecik bile olsun kazanamam, bu
ocuklar saysz, srtnda eekler gibi tamt. Oysa Veysi ocuk ar, ku,
sinek yakalamakta birinciydi. u kasabada onun stne bir avc daha yoktu. Bir
keresinde yaylada bir ahin yavrusu bile yakalam, bytmt, ahin ona
ylesine almt ki, nereye gitse, onunla birlikte onun bir kula stnden
uarak oraya gidiyordu. Ne yapsa, bir alya, bir dala, bir duvara konup onu
bekliyordu. Sonra bir gece onun ahini ortadan yitti gitti. Ne olduunu, nereye
gittiini kimse bilemedi. Veysi ocuk btn kasabay, kasabann btn yrelerini
arad tarad gnlerce, kuunu bulamad. Sonunda ii anlad, ya kuu almlar,
ya da babas geceleyin ahini birisine satmt. Zaten babasn, o adam hi
sevmezdi. Bunun stne de ona iyice bir dman kesilmiti, bymeyi bekliyordu.
Her zamanki gibi gene Veysi tld, ocuklar onun srtna teker teker binip kara
incire kadar gittiler geldiler. Veysi gl, salkl bir ocuktu ya, bu kadar
ocuu srtnda taynca ok yoruluyor, kan ter iinde kalyordu.
Oyun bitince arlarn dikenlerden, otlardan zdler, ellerine alp uurarak,
allk yamaca yrdler, ellerinde sivri ulu mee kkleri vard, bunlarla
idem soanlarn kolaylkla karyorlar, alvarlarnn kocaman ceplerini
bunlarla dolduru-yorlard.
Topraktan idem kararak, arlarn baladklar yerden ok uzaklara gittiler,
bir dere atlar, kuru pnar getiler, bahar208
,ja bu pnarn am oluundan akr akr sular akard, alla vardlar, burada
bodur meelerle allar karmakar bitmiti. Bundan sonra da gene bodur, yaban
zeytinleri balyordu. Zeytinlikler arasndaki kuru derenin yamacnda, imdiye
kadar grmedikleri incir aalar grdler. Her incir aacnn st olmu, her
birisi yumruk kadar iri incirlerle doluydu. ocuklarn hepsi her yerden
incirlere saldrdlar.
Ak Mustafa:
"ok yemeyin, karnnz arr," dedi. "Kimseye de haber vermeyelim, arada srada
gelir yeriz. Bakn, bu aalar kular da bilmiyor. Gagalanm hibir incir
yok."
"Yok," dedi Glbahar kz.
O, hibir zaman erkek ocuklardan ayrlmyor, kzlarnsa aralarna hibir zaman
girmiyordu. "ok da tatl incirler, bal akyor."
Karnlarn doyurduktan sonra yarn stne sralanp ayaklarn aaya
sarkttlar. Hepsi de u aadaki mahalleden olurlard. Bu mahallenin btn
halk da, toptan, kadn erkek, oluk ocuk tarlalarda rgatlk yaparlard. En
ok da pamuk tarlalarnda alrlard. Yaknda btn mahalle pamuk toplamaya
aadaki ovaya ineceklerdi. ocuklar pamuk toplamay ok seviyorlard. nk
her pamuk tarlasnda, pamuklarn arasnda karpuz tevekleri, domates fidanlar
olurdu. Her tevekte be on ball karpuz, her domates fidannda da yzlerce
krmz domates... ocuklar saldrrlar, domatesi, karpuzu kaprlard. Bir de
ku yuvalar olurdu pamuklarn dibinde, ilerinde kck yavrular, ya da
palazlar...
Ak Mustafa pamukta, geceleyin i bitip de rgatlar dinlenmeye ekilince sazn
eline alr, onlara trkler sylerdi. Syledikleri trklerin bir ksm
bellenmi eski trklerdi, bir ksmn da dpedz kendi uydururdu. Bir Allah
vergisi. Byynce bir hak a olacakt, tpk Dadalolu gibi. Daha imdiden
sa sakal aarm aklarla karlayor, bir o, bir yal ak sylyor, hi
bile mat olmuyordu. Bir comaya, ardndan da bir titremeye balaynca, szler
azndan u pnarlardan akan al al sular gibi boanyordu. Ekyalara da
ok meraklyd. Onlar stne ok trk karmt. nce Memed stne de trkle209
ri vard. u len dokuz ekya stne de at yakmt ya, daha kimseye
sylemiyordu. Hele dursundu hele, bu yl pa_ mukta kalabalk ok olacakt.
Dalardan, her eyden ok trky seven insanlar ineceklerdi. te Ak Mustafa
da ilk olarak onlara syleyecekti dokuz ekyann atlarn.
"On iki yeil donlu adam," dedi Veysi.
"On ikisi de biribirinin
tpks, gece yars gelmiler..." "Yalan," dedi Glbahar. "Yalan," dedi smet.
Mustafa susuyordu.
"nce Memedi ldrememiler ki... Babam syledi. Bilmiyorsunuz yani, benim babam
beki. Grmediniz mi, nah bu kadar tabancas var, karnnn stne asl. te
babam dedi ki... O nce Memed deil bakasym. Babam dedi ki, nce Memede
kurun gemezmi, bes alnndaki Peygamber mhr..." diye bilgisiyle vnd
Fevzi. "Benim babam hem de bekiba... Boyu da aadaki kavak kadar."
Oradaki btn ocuklar, bir ey sylesin diye Ak Musta-faya baktlar.
Ak Mustafa, ciddi, kendine gvenmi, trk syler gibi bir hal ald,
dudaklarn uzatt:
"Doru," dedi, "o nce Memed dedikleri kiinin, nce Memed olmad doru. O
bakasym. imdi ben size bir ey syleyeceim ya, kimseye sylemeyeceksiniz."
Gzlerini teker teker herkesin stnde gezdirdi, sonra da sesini alaltt:
"nce Memed, lmemi, yaralanm. Alnnda Peygamber mhr varm, bu doru,
oradan yalnz kurun geermi ona... Belki de oradan yaralanmtr...
Yaraland doru, hem de gn gibi ortada. Geen gece dalardan bir Aydnl
Yr geldi bize... Hi kimseye sylemek yok. Amcamlan fsr fsr, ok gizli
konuurlarken, ben uyumuulua vurdum, onlar ne konutu-larsa duydum. imdi
hepsini size anlatacam. Eer bir kimseye aznzdan bir tek sz karrsamz,
Yzba da bunu duyar, giderler yaral yaral nce Memedi orada kstrp
yakalarlar, onu getirip pazaryerinde de asarlar, kellesini de kesip Ankara-ya,
Mustafa Kemal Paaya yollarlar. te byle nce Memed Ali
210
Safay1 ldrnce daa kam. Ali Safa ok zalim bir adamm. Kylye kan
alatyormu. nce Memed de onu gzbebeklerinin vurmu, daa kanca candarmalar
ona pusu kurmular, nce Memedi de vurup atndan drmler. O at da onu
alm, dileriyle candarmalarm arasndan karm. Candarmalar ata kurun
yadrmlar ama, vuramamlar. O at afsunluymu, ona hi kurun demiyormu. At
da alm onu dan tepesindeki bir maarasna gtrm. km dan kayalk
doruuna, oradan kinemi, kinemi. Bir kanatl ejderha inmi bir ak bulutun
Cemal, bir hasr ucundan tutmu srklyordu. Bir elinde de bir kazma vard.
Az sonra da Fevzinin sesi duyuldu. Onlar hasr aacn altna getirmilerdi ki
smetle Mustafa da geldiler. Ardndan da Fevzi gzkt. Fevzinin elinde de
kocaman bir sabun kalb vard. smet de bir krek bulmu getirmiti. Mustafa da
bir orak tayordu elinde, bir krekle birlikte.
Tanyerleri rken ocuklar, nce kire ocaklarnn oraya gittiler. Btn kire
ocaklar azlarna kadar, meneke meneke, layan, srtlar slak
kelebeklerle dolmutu. Oradan aaya koyun damna indiler. Akbabalar, kartallar
koyun damnn stne konmular, kanatlarn drmler, kartallar bir yanda,
akbabalar br yanda kar karya durmular bekleiyorlard. Kpeklerse koyun
damn evirmiler, yan yana klarnn stne oturmular, gzlerini de damn
duvarlarna dikmilerdi.
Mustafa:
"Buraya bo yere geldik. nce mezar kazmalydk."
"ly gtrelim de mezarla yle kazarz," dedi Fevzi. "Hem mezarln yannda
su da var. ly ykarz da. Ben bir kalp sabun getirdim."
"Bir gren olursa ya..."
"Grsnler," dedi smet. "Mezarlkta l olur. Grseler ne derler ki..."
Uzun tarttlar, Mustafa sonunda tekilerin isteklerine uydu, koyun damnn
kapsn aar amaz ylesine bir koku arpt ki onlara, hepsi birden
sersemlediler. Glbahar hemen yetiip lnn stne eyizlik kolonyann yarsn
boca etti. ly bir anda darya kardlar. Kolonyann, ak havann
etkisiyle koku azck eski gcn yitirdi. Akbabalar, kartallar, kpekler ly
grdkleri halde yerlerinden kprdamadlar. Oysa ocuklar, ellerinde ta, sopa
onlara kar tetikte ve hazrlklydlar.
217
ly hasrn stne yatrp mezarla kadar y getirdiler. Bu arada Glbahar,
lnn stne serpe serpe kolonya iesini bitirdi. Kel Ekyay getirip
mezarln yanndaki bir hendee, allarn altna yatrdlar. Onlarla birlikte,
kpekler, akbabalar, kartallar da gelmilerdi. Kpekler gene koyun damndaki
gibi klarnn stne oturup lnn yresine hal-kalandlar. Kartallar,
akbabalar, ar ar sekerek, kocaman kanatlarn gerip mezarlarn arasna
indiler. Kartallar bir yana, akbabalar bir yana ekilip beklediler.
Mustafa:
"Murt als kesmeye gideceiz. Kim benimle gelecek, kim burada kalp ly
bekleyecek?"
Glbahardan baka hepsi Mustafayla birlikte gitmek istedi.
"Veysi, sen Glbaharla burada kal, lye de iyi mukayyet olun. Kpekleri,
kular yaklatrmayn ona," diye Mustafa buyurdu.
Murtluk kire ocaklarnn az stnden balyor, Akarcaya, am ormanlarna kadar
gidiyordu. Mustafa bu ileri iyi biliyordu, az bir srede bir mezarlk murtu
biti. Her ocuk kucanda bir kucak alyla mezarla dndler. Kartallar,
akbabalar, kpekler daha yerlerinden kprdamamlar, olduklar yerlerde yle
duruyorlard. allar st ste koydular, ok koyu yemyeil bir yn olutu
orackta, mezarlarn arasnda. Murtlarm keskin kokusu neredeyse lnn kokusunu
bastryordu.
Murtu getirdiklerinden dolay kvanlydlar. Burada hibir l murt alsz
gmlmezdi, Fevzi:
"Bunu iyi yaptk," dedi. "Murtsuz l lden saylmaz. Kel Ekyann ls l
gibi l. Bir de ykamalyz."
Mustafa:
"Olmaz," diye diretti. "Nerede buluruz kazan, suyu stmak gerek... Olmaz.
Yapamayz. stelik de camide ykamamz gerek onu."
"Mezarlkta da olur," dedi Fevzi. "Evlerde de ykanr l."
Ortalk kart, her azdan ayr bir sz kyordu. ly ykamak m, ya da
ykamamak m stne bir trl anlaam-yorlard. En sonunda gene ii Ak
Mustafa kestirdi att:
"Size soruyorum," dedi. "sterseniz en bilgili hocaya gidin
218
sorun, ehit olan ol kiileri ykamann hi gerei yoktur. Yce Tanrnn
melekleri, o mbaret kiiyi ykayp pirpak eylemilerdir. Syleyin bakalm, Kel
Ekya ehit deil midir? O ehit deil de o kire ocandaki onun stn rten
kelebekler, hem de mavi, hem de ufack ufack, hem de ipil ipil... Nedir yleyrt/t
ser
Ak Mustafa bunlar syleyince akan sular durdu. Bunun stne kar gelebilecek
sz kim syleyebilirdi ki... Fevzi somurtmu, elinde kocaman bir kalp sabunla
az ilerde, akn, kalakalmt.
"Pekiyi, ya duasz l gmlr m?"
Mustafa soukkanl, dingin:
"Duay ben okurum," dedi. "Benim bildiim dua kadar duay kim bilebilir ki...
Ben imdi Kel Ekyaya duay okuyup, onun ruhuna gnderiyorum. Haydiyin imdi
bir mezar yeri bulalm da kazalm."
Bu da uzun sren bir tartma konusu oldu. Sonunda mezarln ortasndaki dut
aacnn altn setiler, ama orasnn topra kurumutu, ta gibi sertti.
Kazmak zor oldu. Mezar kazp bitirdiklerinde kan ter iinde kalmlar,
yorgunluktan kprdayacak halleri kalmamt.
ly aacn dibine getirdiler, Kadriye Hanmn turuncu gll, mor kelebeklere
benzeyen meneke ilemeli arafna sardlar, onu incitmeden, yavaa mezara
indirdiler, stne de murt allarn yumuack yumuack serdiler. Sonra da
toprakladlar. Aacn altnda taptaze, uzun bir toprak yn olutu.
"Durun, bekleyin," diye komaya balayan Fevziyi ister istemez beklediler.
Fevzinin dnmesi uzun srd. Mezar talarna oturdular. Fevzi elinde boyu kadar
bir salkmst fidanyla dnd.
"Kknden kardm," dedi. "Bu kurumaz. Hele derin gmersek hi kurumaz."
Buna sevindiler. Elbirliiyle derin bir de ukur kazdlar mezarln baucuna.
"Ben bu salkm sd byynceye kadar, her gn gelir sularm da," dedi
Glbahar.
"Ben de her gn Glbaharla birlikte gelirim," dedi Veysi.
219
"Bu salkmst byynce de kelebekler gelirler stne konarlar," diye onlara
katld Ak Mustafa.
ocuklar bir sre mezarn yresinde sessizce durdular Mustafa, dudaklar kpr
kpr, dua okur gibi bir eyler yapt Ortalkta hibir ses yoktu, bir ar
vzlts bile duyulmuyordu. Ortala apaydnlk bir gne km, iki ocuk eli
byklnde masmavi, kanatlarnn ular yaldzl bir kelebek de kardaki
mezar tann bu yannda scaktan kavrulmu bir iein dalma konmu,
kanatlarn durmadan ap ap kapatyordu.
Sonra ocuklar, bir mezara, bir biribirlerine baktlar, ardndan da hep birden,
"Alloooo," diye bir sevin l koyverip kasabaya doru komaya baladlar.
"Alloooo, alloooo!"
Onlarn bu akyan sevin lklarn duyan kpekler katlar, kartallar,
akbabalar, geni, ar, kanatlarn aarak havalandlar.
220
12
ukurovadaki ky evleri genellikle sazlarla kamlardan, bir de cilpirti
dedikleri allardan kurulur, hu denilen bu evler dikdrtgen biiminde,
uzunlamas en ok yirmi be, otuz adm, enlemesi on admla on be adm aras
olurdu. Yan duvarlar ka-msa, kamlar, uzatlm kalaslarn stne dikine
dizilirdi, it-se, dikilmi kazklarn aras ince cilpirti ubuklaryla
rlrd. Duvarn ykseklii iki buuk metreden fazla olamazd. Kam itlerin
de, cilpirti itlerinin de ii toprakla kalnca svanr, bu svalarn st de
Hemite da yrelerinden getirilmi mavi, sar, yeil, krmz topraklarla
boyanr, sslenirdi. Hularn st ounlukla sazlarla rtlrd. Yalnz ok
zengin insanlarn evlerinin, o da ok seyrek, duvarlar tatan rlr, damlar
da inkoyla, kiremitle rtlrd. Bu yrede yalnz Talip Beyin iki katl
konann duvarlar ta, dam kiremit, pencereleri de camlyd. Ve bu konak dz
ovann ortasnda apak parldayarak yeni dikildiinde uzun bir sre dillerde
dolam, salt bu kona grmek iin uzak kylerden, dalardan merakl konuklar
gelmilerdi.
Bu yre kyllerinin Anavarza altndan Kozana, Kadirli altna, oradan Osmaniye,
oradan da Ceyhana kadar evlerinin kamlar, sazlar yalnz Akasazdan elde
edilebilirdi. Akasaza da Trkmen Beyi Talip Bey sahip km, Akasazm her
yanna eli tfekli, boa aletinden krbal bekiler koymutu. Gereksinimleri
olan kyllere Akasazm kamlarn, sazlarn satyor, dediklerine gre de
sandklara kese kese altn dolduruyordu.
221
Akasaza sahiplendii gibi Anavarza ovasnn byk bir ksmna da sahip
kyordu. Bu ovada ylk ylk atlar, koyun, tosun, inek srleri yaylyordu.
Ovann her yl bir ksmn Yrklere satyor, her nasl ediyorsa bazan ikinci
yl, bazan da birka yl sonra satt yerleri zorla onlarn ellerinden geriye
alyordu.
Bu ovada Talip Beyin elinden ekmeyen kalmamt ya, Homanl Yrk obasnn
bana gelenler bin beterdi. Bu oba oktandr yerlemek istiyordu. Koyunu
keisi, sr, at, devesi bol, ok zengin bir obayd. Derlerdi ki, Homanl
Beyinin adrnn direi som altndandr. Bunu ovada gzleriyle grenlerin
olduu da sylenirdi.
te Talip Bey bu airete sahip kt topraklardan bir ksmn satt. O nasl
satt, tapucu Zlf ne yapt, bunu kimse bilmiyor, yalnz birka yl sonra
balayan yarglamada Homanl obas btn topra yitirdi. Obann elinde avucunda
hibir ey kalmamt. Neleri var neleri yoksa, hepsini satp satp parasn
Talip Beye vermilerdi. En soylu atlarn, develerini, srlerini, kilimlerini,
keelerini, ta dededen kalma ilemeli, sedef, gm, altn kakmal beiklerini
bile satmlard. Evlerinde neleri kalmsa onu da mahkeme, avukat paras olarak
vermiler, ipipullah sivri klah kalmlard.
Oba dalmamt ya, ok perian olmutu. Eer dayanmay, geleneini daha
yitirmemi teki Yrk obalar olmam olsalard, Homanl oyma oktan
dalm, ya da alklarndan krlm gitmilerdi. Ovada Talip Beyin
adamlarnn dayan yememi kyl mumla aranacak kadar azd. Akasaza girdin,
yat boa aletinden krbacn altna, Talip Beyin toprana bastn, gir Talip
Beyin konann yanndaki zel hapisanesine de orada gzlerin layaraktan,
gn gece a kalaraktan, tuzlu su ierekten kal da akln bana gelsin. Bu
Talip Bey dayak faslnda zaptiyeden de, candarmadan da bin beter bir kiiydi.
O sabah, erkenden, kasabaya Talip Beyin ldrlme haberi geldiinde kimsenin bu
habere pek inanas gelmedi. Onu, o kartal gibi adam kim ldrebilirdi ki...
Onun yzlerce koruyucu silahl adam, dokuz olu, u kadar akrabas vard. O,
devlet
222
I
iinde devlet, hkmet iinde hkmetten de daha gl hkmetti.
leye doru her ey ak seikti ve gerekten Talip Bey ldrlmt. nce
Memedden baka da kim ldrebilirdi bu Anavarza kaplan Talip Beyi? Talip Bey de
nce Memedin eliyle ldrlnce kasabann beli kknden krlmt. Byle kaplan
gibi bir beyi de ldren nce Memed etesiyle artk baa klamazd. Ne
Hkmet, ne de bir ey... Koskocaman dveli muaz-zamay yenen ordu bile gelse
nce Memedle baa klamazd.
nce Memed dn gece, tanyerleri rken, on bir tane tepeden trnaa ak libaslar
giymi kiisiyle Talip Beyin kyne gelmi, hepsinin de altnda birer kr at ki,
Krolunun Krat rnei, ellerinde Alaman filintas gcr gcr, ay nda
parlayan... Heybeleri fieklerle, bombalarla dolu... On iki ak libasl adam
basmlar ky, Talip Beyin adamlarnn ellerinden silahlarn alp, onlar
muhkem balayarak domuz topu etmiler. Sra konaa gelmi, teslim ol, ya Talip,
demiler. O da, ben teslim olmam, demi, yiit adam, Osmanl adam, kuruna
kurunla mukabele etmi. Dokuz olu, nce Memed adn duyar duymaz,
korkularndan kleri dp, elleri balarnn stnde hemen orada konaklarnn
nnde nce Memede teslim olmular. nce Memeddir, "Ey arkadalar," demi,
"benim sizinle hibir davam olamaz, benim davam Talip Bey dedikleri kan iici
zalim-len. imdi sizin ikinizi geri brakyorum, gidin, onu bana yakalayp
getirin, nkleyim ki ben, soylu Beyimiz Talip Beyi, ne kadar zalim, ne kadar
rz dman, her ne kadar u ovada zorla rzna gemedii gzel kadn
brakmamsa da ben onu ldrmeyeceim. Eer o teslim olmaz, byle direnirse,
ben de onu ldrmek zorunda kalacam. nk bana kurun gemez, bense onu elee
eviririm. Eer siz de gider geri gelmezseniz, onun ivasma uyup da, ben de u
arda bir ara Molla Duran Efendiyi grd, o tilki adam ona grnmemek iin
saklanmak istedi. Murtazann hi gzlerinden kaar m, vard, hemen onu
sakland dkkandan kard. Molla Duran Efendinin, bu dnya kurnaz, Camiyl
Ezherde okumu bu dnya allamesinin bile, dnya yansa vurdumduymazn bile yz
sapsaryd. Konuurken sesi titriyordu.
Onun koluna girdi, ary ktlar, konua konua kprye aaya indiler.
225
"Ne yapacaz?"
"Vaziyet feci. ok acdm haline Talip Beyin. Hem kaza akmlar konann
iinde, hem de gzlerinin nnde evlad eyalinin, gencecik kzlarnn,
gelinlerinin gn gece rzlarna gemiler."
"ntikam, intikam, intikam alyorlar ayak yalnlar bizden..."
"Biz byle olur da, gece gndz biribirimizin kuyusunu kazarsak elbet de
alacaklar. Biz birlik olmazsak... Ali Safa Bey ldrldnde hepimiz senin
gibi, soylu bir gayreti, Kara-dalolu Murtazann gtt gayreti gtseydik,
belki de imdi, u anda Talip Bey byle feci bir ekilde ldrlmez, yanmzda
olurdu."
"Gzbebeklerinden vurmu. Bu vaziyet bu iin nce Meme-din ii olduuna hibir
phe brakmyor."
"Evet, evet, evet," diye kalarn att Molla Duran Efendi. "Evet insanlar
gzbebeklerinden kurunlamak o kafirin huyudur, zavall Abdi Aay da byle
ldrmt, deil mi?"
"Byle..."
kisi de dnceye dalmlar, kendilerini dnyorlar, bu iin altndan nasl
kalkacaklarn hesap ediyorlard. Ankara bu ekya iini ciddiye almyor, ks
dinliyordu. Niin ciddiye alsnlar, tehlikede olan kendi canlar deildi ki...
Molla Duran Efendi ban kaldrd, Murtaza Aann yzne bakt, bir ey soracak
gibi oldu vazgeti. Ayn hareketi birka kez daha yapnca Murtaza Aa:
"Sor," dedi, "ne soracaksn, Molla Duran Efendimiz?"
"eyi soracaktm..."
"Neyi?"
"Hani u Topal Ali meselesini... Dnden bu yana arda, kasabada, u Talip Bey
haberi gelinceye kadar bu konuuluyordu. Sen gitmisin de Topal Alinin
ayaklarn pmsn, yalvarm yakarmsm, iftlikler vaat etmi, konaklar
yaptracak olmusun ona..."
"Doru," dedi Murtaza Aa. "Sana hayatn balayan bir adama, sen ne vermezsin
ki, Hocam?"
Topal Aliyi, onun izciliini, nce Memede dmanln/
226
onun nce Memedden daha nianc, daha yiit, daha yrekli, becerikli bir kii
olduunu bire bin katarak ona da bir daha anlatt.
"Biz bir byk kusur iledik, Hocam, ona kar, ve kendimizi balatamadk. O
ok onurlu bir zat. Adamolu adam o... Bir gn kendimizi, kusur ilediimiz z
bir kardamz zata kendimizi balatabilirsek ne mutlu bize."
Deirmen olayndan sonra nereye gitse, kimi grse Aliden sz ama frsatn
karmyor, kendi hakkndaki bu kanatl, iyi szleri duyar da imana gelir diye,
onu gklere karyordu.
"Demek Topal Ali Efendi byle bir insan? Ben zatlaryla hi merref
olamamtm. Ne yazk..."
"Yazk, yazk," dedi Murtaza Aa.
Bu srada onlara doru koarak birisi geliyordu. Gelen delikanl ok
heyecanlyd.
"Mddeiumumi Bey gnderdi beni. lle de Murtaza Aay bul getir, dedi. Durum ok
nazik, amann iki eli kandaysa da hemen bana yetisin."
"Demek durum bu kadar nazik..."
"ok nazik, ok nazik," dedi delikanl.
"Demek durum bu kadar nazik, birlikte gidelim seninle Molla Duran Efendi.
Zatnn yksek tecrbelerinden mstefit oluruz."
Birlikte Savcln yolunu tuttular.
Savc ak bykl, kk avurtlu, dalgal ak sal, zayf, grtlak kemii
darya frlam orta boylu birisiydi. nsan ona baktnda ilk olarak grtlak
kemiini, sonra da uzun boynuyla krk iinde kalm alnn grrd. Her zaman
sinirli, telal bir hali vard ve abuk abuk konutuundan sylediklerinin bir
ksm hi anlalmaz, bir ksm da zor anlalrd.
"yi ki abuk geldiniz Beyler," diye konutu Savc. Odasndaki kanepelerin
stne km dokuz kiiyi gsterdi. Bunlar ya srasna gre kanepenin stne
sralanm oturmular, ellerini de dizlerinin stne koymular, gzlerini
kardaki Atatrk resminin gzlerine dikip yle kalakalmlar, hi
kprdamyorlard. Hepsinin de elmack kemikleri kkt. Az ok biribirleri-ne
benziyorlard. Hepsi de buday benizli, byk kulaklyd.
227
"yi ki, iyi ki abuk geldiniz. Yoksa vaziyet nazik ve vahim. ok vahim. Bu
Beyler bir arzuhal getirdiler, bendeniz bunu kabul edemezdim. Hayat
memuriyetimde byle bir ey gelmedi bendenizin bana... Bu kasaba ok tuhaf bir
yer... Gya babalar Talip Beyi nce Memed deil de bakalar katletmiler...
Ben de onlara olamaz byle bir ey, dedim, babanz nce Memed nam cani ve aki
katletmitir, bundan bakasn biz mahkeme olarak kabul edemeyiz. Bu kasaba,
hayat memuriyetimde grdm en acayip yerdir. Muhterem Beyefendilere rica
ediyorum ki babanz kanunen nce Memedden bakas katledemez, anlamak
istemiyorlar szlerimi... Acayip, acayip, acayip..." Bundan sonra konumasn o
kadar abuklatrd ki, kimse bir ey anlayamad. Soluk solua szlerini bitiren
Savc: "te hal ve keyfiyet bu minval zeredir Beylerim, Aalarm," dedi. Tilki
gzleriyle bulank, biraz akac, biraz da kendisiyle alay eden, babacan,
dnyaya bo veren, bkm biri gibi Murtaza Aaya bakt.
Murtaza Aa her eyi anlamt:
"Banz sa olsun kardalarm," dedi.
tekiler hep bir azdan:
"Sa ol, sa ol," diye toparlandlar.
Murtaza Aa yzne alams bir hal vererek:
"Yand yreimiz, kkten yand Anavarza kaplan Talip Beye. Demek onu da
ldrd, o kan iici canavar, demek Talip Bey gibi bir kaplana da kyd! Vay
kafir vay! Demek onu da gzbebeklerinden vurdu, vay alak vay! zlmeyin
ocuklar, kardalarm, benim acl oullarm. Bilirsiniz biz Talip Beyle
kardatan da ileriydik. Kasabaya gelir de beni grmez olur muydu hi! Hi
zlmeyin oullarm, bundan sonra artk sizler benim ouUarmsnz. Atmm
stnde, soylu kr atnn stnde onun bir kasabaya girii vard, Arabistan
llerinden boanm bir kaplan sanrdn. yle dimdik, krbal eli sa dizinin
stnde, gzler ilerde, gs kabark... Sizler de tpk babanza benziyorsunuz.
Banz sa olsun. nallah her biriniz o babayiidin, o dnya soylusunun yerini
doldurursunuz. Ve dolduracaksnz. nkleyim ki gl yerinden hibir zaman su
eksik olamaz. Bir de nce Memed iini... O Anavarza kaplann ldreni...
228
Byk oul epeydir yutkunuyor, bir eyler sylemek istiyor, ama Murtaza szn
arkasn brakmyordu ki...
Sonunda byk oul cann diine takarak Murtaza Aann szn keserek konutu:
"Bizim babamz nce Memed ldrmedi ki..." dedi.
"Ne? Ne, sen ne diyorsun ne?"
"Bizim babamz ldren nce Memed deildir. Biz babamzn katilini biliyoruz.
Btn Anavarza yazsndaki kyller de biliyorlar."
"Olamaz, olamaz, nce Memedden bakas olamaz. Kanunen yasaktr. Biz hemen bir
heyet hazrlayp, nce Memedin tenkili iin Ankaraya gnderdik bile. Bu hadise,
Anavarza kaplan Talip Beyin ldrlmesi zerine..."
"Babamz Aslan kyllerle Yrkler birleip ldrdler. Katiller ortalkta
dolap duruyorlar. Saklanmyorlar, kamyorlar bile."
"Kamazlar, kaamazlar, niin kasnlar, nk Anavarza kaplann onlar
ldrmemilerdir. nkleyim ki o kan iici nce Memed ldrmtr. Bakas
olamaz, kanunen yasaktr. lle de Anavaza kaplan babamz alelade bir kyl
ldrd demekte srar ederseniz piman olursunuz. Pimi aa souk su katmayn,
hazr heyetimiz Ankara yolundayken. nce Memed ii hallolunduktan sonra biz o
kyllerin de, Yrklerin de icabna bakarz. Deil mi, Mddeiumumi Bey?"
"Olur efendim, arz edeyim efendim. Siz bu arzuhali mevkii tatbike koymayn
efendim. Doru arz ediyorlar kendileri... Murtaza Aa Beyefendileri,
kendileri... Ben size arz etmedim mi daha nce, nce Memedden bakas bu ovada,
bu dalarda, yani ukurovada bugnlerde, kendileri ifna edilinceye kadar, hi
kimse, hibir insan ldremez. Muhterem babanz da nce Memed kendileri
katleylemilerdir. Meselenin tatbik biimi, muhterem pederinizin karlmas
biimi, kendilerinin kaza oturtulup gzlerinden kurunlanmas, muhterem ve
kymetli babanzn katli ekli gsteriyor ki babanz nce Memed katletmitir.
Anavarza kaplan ve de muhterem..."
"Babamz gzlerinden kurunlanmamlar ki..."
"Olamaz," diye ayaa kalkt Murtaza Aa," olamaz! n229
kuleyim, alnan istihbarata gre babanz, Anavarza kaplan Talip Bey gzlerinden
katledilmitir. Bu da yalnz nce Memed nam caninin ii olabilir."
"Byle bir fiili yalnz be yalnz nce Memed ileyebilir."
"Yok," dedi heyecanla byk oul, "yok. Babamzn lm biimi baka, durum da,
ok rica ederim anlataym da... nk bu i byle kalrsa, ok byk hadiselere
sebebiyet verilecektir. Ben bu ocuklar, akrabalar, obamz kyllerini zor
zapt ediyorum. Ben olmasaydm, bugn oktan kan gvdeyi gtrmt. Biz ok
kuvvetliyiz ya, Aslan kyn kylleri de, Aydnl Yr de ok yrekli, gz
kanl insanlar."
Bundan sonra, ister istemez Murtaza Aa sustu, byk oul da olay olduu gibi
anlatmaya balad. Bata Aydnl Kerem, Aslan kyden Krt Zaro, Ksack Hac,
Deli Kenan, daha kii Talip Beyin yolunu gnlerce bekleyip onu pusuya
drmler Kozan yolunda, ldrmemiler, onu Akasaz bataklnn en kuytu,
insan aya basmam, kaplan giremez, zncarmdan, aacndan, kamlarndan gk
grnmez bir yerine gtrmler, ok da yalvartmlar. nce bir kulan
kesmiler, arkasndan burnunu, sonra da kollarn... Gsnn derisini
yzmler. Dudaklarna, gzlerine bir ey yapmamlar. Gzleriyle olan biteni
grsn de, diliyle yalvarsm diye... Sonra kaza akmlar, ondan sonra da Talip
Beyi yar canl oradaki st aacnn en salam dalma ayaklarndan rlplak
asmlar. Btn bedenine de bal srmler, arlar, sinekler okusun-lar da, onu
lmeden yiyip bitirsinler diye.
"Bizim nce Memede ne dmanlmz vard ki babamz byle ldrsn?"
"Ali Safa Beyin ne dmanl vard ki onu gzlerinden kurunlasn?" Murtaza Aa
iini ekti. "Vah Talip Bey vah, insan soyu canavar olmu da bizim haberimiz
yok..."
"te bu sebepten bizim arzuhalimiz mevkii muameleye konacaktr. Eer bu
kasabada bu ii baaramazsak Ankaraya, Adalet Vekaletine kadar gidip meseleyi en
byk merciye arz edeceiz. Yoksa ok kan dklecek, Anavarza ovasnda sonu
gelemeyecek bir muharebe balayacaktr, eer hkmet babamzn katillerini bulup
asmazsa..."
230
"Babanzn katili nce Memeddir."
"Deildir," diye kesinlikle konutu byk oul.
Murtaza Aa skmt. Bu dokuz ahmak oul bir uval inciri neredeyse berbat
edeceklerdi. mdat ister gibi orada susup kalm Molla Duran Efendiye bakt, ona
bir de, konu, diye, gizlice imdik att.
"Dur Murtaza Aam, dur," dedi Duran Efendi usulca.
"Ne durmas be karda!" diye inler gibi bir ses kard Murtaza Aa. "nce nce
Memedin yakalanma yalan, imdi de bunlar, Ankaraya kacak yz brakmad bizde.
imdi ben ne bok yiyeyim ben!"
"Sus!" dedi Molla Duran Efendi. "Dirayetli Mddeiumumimiz her eyin stesinden
gelirler, her belann altndan kalkarlar."
Bu srada yarglar girdiler odaya, arkasndan da Yzbayla Asm avu.
Savcnn odas gittike doluyor, ayakta duracak yer bile bulamyorlard son
girenler.
Yzba Savcya bir selam aktktan sonra:
"Muhterem Mddeiumumi Bey, Belediye Reisimiz sizi orada bekliyorlar, hepimizi
daha dorusu. Kaymakam Bey ve br zevat da gelecekler."
Belediye Bakan ayaa frlayarak yandaki bir odann kapsn at, "Buyurun,"
dedi.
Oullar hemen oturdular. Yzleri allak bullakt.
Molla Duran Efendi ne uzanp boynunu bir leylek boynu gibi de uzatmt. Sa
elindeki tespihini hzla ekiyordu.
"Ulan deli misiniz siz?" dedi. "yle ne srar edip duruyorsunuz? Ulan aklnz m
yok sizin? Ulan hepten sndreceksiniz ocan Anavarza kaplan Talip Beyin."
Kolunu birka kez daha emredikten, aptes alr gibi yaptktan sonra: "Size,"
dedi, "birka kk sualim var, doru cevap vermeniz sizin menfaatinize olur."
"Buyur," dedi byk oul.
"Bir, babanz Aslan kyden, daha ergen alt kzn rzna, kzlar adamlarna
karttrp geti mi, gemedi mi?"
"Geti," dedi byk oul.
"Kzlar da adamlaryla sonradan evlendirdi mi evlendirmedi mi?"
"Evlendirdi."
"Bu duruma ok kzan Aslan kyl Hurit Aay Akasaza
233
gtrp orada ikenceyle, kulan, burnunu, hayasn keserek ldrd m
ldrmedi mi?"
"ldrd."
"te u Mddeiumumi babanz bu beladan kurtard m kurtarmad m?"
"Kurtard."
"Demek bu Mddeiumumi sizin dostunuz?"
"ok para alr ama, gene de dostumuz."
"Pekiyi, Yrkleri perian edip, donlarna kadar babanz onlar soyup, satt
tarlalar bir hilesini bulup, ellerinden geri ald m almad m?"
"Amenna ald," dediler, oullarn dokuzu da dokuz yerden.
Molla Duran Efendi gzlerini belertmi, korkun bir hal alm, tespihli sa
elini beline dayamt.
"imdi asl mhim sualime geliyorum." En kk oulu gsterdi. "Sen kalk ayaa
bakalm. Kalk ve gelip karmda dur."
Delikanl kalkt onun karsna dikildi. Epeyce de utangat, yz kpkrmz
kesildi. Usuldan da terliyordu.
"Syle bakalm, sen evlendiinde, dnya gzeli bir kzla, baban ka gn dn
dernek yapt?"
"Yedi gn," dedi utanga delikanl yere bakarak.
"Dne btn ukurovann Aalarn, Beylerini ard m?"
"ard."
"Birka ay sonra da baban, senin gzel karn elinden alp yedinci kars yapt
m?"
"Yapt," diye fsldad, kpkrmz, oluk oluk terleyen yzn gizleyerek
delikanl.
"Sen de kendini Anavarza kayalklarndan aaya atmaya kalkmadn m, tam sen
kendini uuruma fldrtp atarken bu," byk oulu gsterdi, "bu da seni
kolundan tutmad m, sen de bundan dolay ona ate etmedin mi?"
Durdu, soluu tamt. "Git yerine otur," diye buyurdu delikanlya.
Delikanl da aya ayana dolanarak gitti yerine bir kle gibi kt.
234
"imdi babanzn sizlere yaptklar zerine birka sual daha soraym m? nk
babanzn size yaptklarn, aramzda kalsn, siz benden de, u koca
ovadakilerden de, u dalardan da ok daha iyi bilirsiniz, soraym m?"
"Sorma," dediler.
"Grdnz, az nce ardan geldim. Btn ar neyi konuuyor, biliyor musunuz?
Sizi konuuyor. Sizin babanz, sonunda onun yaptklarna, insan akl almaz
zulmlerine dayanamayp, Akasazm bkne gtrp onu ikenceyle ldrdnz
konuuyorlar. u anda arda sizin Talip Beyi barta barta bkle
gtrdnz gren tam yirmi kii dolayor. Yirmisiyle de konutum. imdi
syleyin bana, babanzn katili nce Memed mi, Aydnl Kerem mi?"
Oullar susmalarn srdryorlard, balan yerde.
"imdi ben darya kp, ortada bir yanllk olduunu, on iki ak libasl
kiiyi, balarnda nce Memed, sizin de grdnz syleyeceim."
Darya kt, haziruna her eyi anlatt. Oullar da onun arkasndan geldiler
ve herkes onlar yrekten, en akrak, sevin iinde kutladlar.
"Bu gece bizde misafirsiniz," dedi Duran Efendi. "Allah bin rahmet eylesin,
mekan nur olsun, Peygamber Efendimiz onu efaatinden mahrum etmesin. O ki iyi
kimselerden, ermi gibi bir adamd, Allah indinde ehit olmutur. Son Trk
Devletinin temel direklerinden birisiydi, Allah ona bin rahmet eylesin. Benim de
can azizim ve de itiimiz su ayr gitmeyen bir gzel dostumdu. Ol sebepten bu
gece siz baba dostunuzun evinde misafir kalacak, yarn da Mddeiumumi ve
Doktorla Akasaza gidip zabt tutacaksnz. Belki sizinle birlikte muhterem
Karadalolu Murtaza Aa Beyefendi de gelirler."
Ve ii mutlu bir sonuca balayp Belediyeden cmbr cemaat karak soluu
Nazifolunun lokantasnda aldlar. Bu gece btn masraflar Murtaza Aadand.
Elbirliiyle bir vartay daha atlatmlard ve nce Memed delegeleri de Ankara
yolunu tutmulard. Murtaza Aa ok mutlu olacakt, hem de ok mutlu, u Topal
Ali iini de bir halledebilseydi. Ama yaknda hi
235
i
kimseye bir gereksinme kalmayacakt, bir alay asker Ankara-dan Toroslara doru
yola knca...
Ertesi sabah Hamza Daynn otomobiliyle Savc, Doktor, Candarma Komutan, bir de
Murtaza Aa yola ktlar. Candar-ma Komutan gitmek zorunda deildi ya, bu
olay ok merak etmiti. Bir de bu nce Memed canisinin cinayetlerini, cinayeti
ileyi biimlerini grmek, teker teker incelemek istiyordu.
iftlikle kasaba arasndaki toprak yol, bugnlerde hava kurak gittiinden epeyce
iyiydi. Otomobil de her zamanki huyundan vageip bozulmadmdan abuk vardlar.
Molla Duran Efendinin evinden erken uyanp atlarna binen oullar oktan
yerlerine ulamlar, konan avlu kapsnda durmular onlar bekliyorlard.
"Bir kahvalt yapalm da yle gidelim vaka mahalline," dediler.
Yukarya kp hazrlanm kahvalty hemencecik yaptlar. Aada herkesin
binecei atlar hazr bekliyordu. Atlara bindiler, Akasaza yneldiler. Tam le
scanda girdiler Akasaza. Sk allarda grlmemi irilikte rmcekler,
aldan alya byk rmcek alarn germiler, keye ekilmi avlarn
bekliyorlard. Koskocaman sarca ar petekleri dallara aslmlar, asldklar
dallar, o kadar iriydiler ki, kertmilerdi. Yolda her adm banda oradan
oraya akan kara, yeil, mor, krmzya alan boz ylanlarla karlayorlard.
Her yandan ku sesleri, onlar grnce havalanan ku kanatlarnn aprtlar
geliyordu kulaklarna. Dallarda, havada, allklarda yzlerce biim biim ku
yuvalar, havada uan cins cins kular... Savc bu bataklktan epeyce rkmt
ya, epey de kvanlyd. kide birde de yanndaki Yzbaya:
"Ne harikulade ve korkun," diyordu.
Bir ara sk, yksek bir kamla dtler, Savc artk buradan hi
kamayacaklarn sanarak dehete urad. Bereket ki oullar, bkl ok iyi
biliyorlard da, kamlktan kolaylkla ve abucak ktlar, az sonra da bir
akla geldiler. Kk bir alan taptaze incecik, yeil bir imenle kaplyd.
imen ylesine ince, taze bir yeildi ki, sanki az nce topraktan
fkrvermiti. Dzln ortasnda kaim, grkemli, dallar yreye yaylm bir
st aac ykseliyordu. Gndousundaki uzun, yatk, kaln dalnda da
rlplak, uzaktan kapkara gzken bir insan aslyd. Ba topraktan kar
yukardayd. Ste yaklanca bir ar, sinek uultusuyla karlatlar. lye
tepeden trnaa, st ste arlar okumular, lnn teninden ine ucu kadar
gzkr bir yer brakmamlard. Talip Beyin bir tek, ela gzleri sonuna kadar
alm, aknlkla, hayretle yle bakyorlard. Gzlere deil ar, bir tek
sinek bile konmuyordu.
"Rahmetli babanz oradan indirin," dedi Savc. Bir sre oullardan hibirisi bu
anl, sinekli babaya yaklaamad. lye svanm arlardan baka, bir ar kmesi
de, tpk ar oul verir gibi lnn yresinde uuldayarak dolayorlard.
Balarlar, eekars, sarca, kara, krmz, alaca arlar, trl trl, hi
grlmemi arlar karman orman olmular, azgmlam, kaplan kesilmi her
birisi, uuldayarak sd sarm dolayorlard.
Onlarla birlikte ly gtrmeye gelen iftlik adamlar tedbirli gelmiler,
arclarn bal keserken kullandklar elek balklardan getirmilerdi. Balarna
onlar takp ste yrdler, bir sre arlarn iinde kalp bocaladktan sonra
lye varabildiler. Ve ly stten alp plak bir atn srtna attlar.
iftlie lnn stnde oul veren, uuldayan arlarla girdiler. Orada onlar
yakn kylerden gelmi, gelip yolun kysna sralanm, byk oluk ocuk, gen
yal, kadn erkek merakllar kalabal bekliyordu.
Tutana orada, Talip Beyin konanda tuttular. Tutanakta, Talip Beyin her iki
gznden de kurunla vurularak ldrld, ldrldkten sonra da kulaklarnn,
burnunun kesildii, sonra da zerine bal srlerek Akasaz denilen nam mahalde
bir st aacna asld yazlyd. Doktor daha birok ey, bilimsel birok
terim kullanmt. Bu tr, gzlerden kurunlayarak ldrmenin, bu ovada ve hem
de Toroslarda, yalnz be yalnz bir kiinin, nce Memed nam ekyann marifeti
olduunun da eklenmesi unutulmamt.
Konakta av etlerinden, gerekten de hibir yerde yenemeyecek kadar lezzette
piirilmi yemeklerini yediler, gn daha kavumadan da kasabaya ulatlar.
Kaymakam, Belediye Bakan ve teki zevat rak sofralarn kurmular, iftlikten
gelecek
236
237
konuklarn bekliyorlard. Hemen masaya kp Talip Beyin erefine imeye
baladlar.
Yzba her kadehe asldka:
"Feci, feci bir manzarayd," diyordu da baka bir ey demi-yordu. "Ben de o kan
iici nce Memedi... Tpk... Ayn..."
Murtaza Aaysa sevinten uuyordu. Bugn byk bir i baarmlar, ite Savc,
ite Doktor, ite kyller, Talip Beyin de aynen Abdi Aa, Ali Safa Bey gibi
gzbebeklerinden kurunlandn grmlerdi. Eer Belediye Bakannn syledii
bir sz onun midesini bulandrmam olsayd, bu sevinci belki de bir hafta
srecekti.
"Rica ederim Reis Bey, ltfen bir daha syle."
"Efendim, senin Topal Aliyi Molla Duran Efendi artm, byk paralar vererek
onu kendisine bamuhafz tutmu."
Murtaza Aann sevinci ine sokulmu bir balon gibi sn-verdi. Hemen kalkp
Molla Duran Efendiye gitmek istedi ya, bunu da yapamad. O gece o kadar iti ki,
herkesin, zellikle Molla Durann ikiyzll, kallelii hakknda o kadar
konutu ki sonunda onu kimse dinlememeye balad. O da bunu anlaynca azttka
aztt.
Gece yarsna doru artk kendinden gemi Murtaza Aa, kollarna girmi iki
adamn yardmyla, ayaklarn srkleyerek evine gidiyordu.
Talip Beyin iftliine gidenler otomobile biner binmez Molla Duran Efendi de
hemen evine komutu. Adamlarna:
"abuk," diye bard, "bana Topal Aliyi bulun, yerdeyse de gkteyse de bana onu
hemen bulacak getireceksiniz. zciler ba Topal Aliyi. Kara Hasann
deirmeninde diyorlar. Orada deilse Kara Hasan onun nerede olduunu bilir.
Syleyin ona Topal Aliyi bana kulandan tutup getirsin. Syleyin ona, hemen
imdi Topal Aliyi ondan isterim. Hemen imdi."
Aradan bir saat gememiti ki Kara Hasan Topal Aliyi alm gelmiti.
"Buyur Efendi," dedi, "izciler ba Topal Ali budur."
Molla Duran Efendi sedirde oturmu, gzlerini yummu, tespihini ekiyordu.
Usulca gzlerini at. "Topal Ali mi dedin?"
238
"Topal Aliyi istemisin, ben de zatnza onu getirdim."
"yi, gelsin bakalm."
Elindeki doksan dokuzluk tespihi Topal Aliye doru sallad, "Ali, gel otur
uradan bakalm." Karsndaki ceviz sandalyay gsterdi. Deirmenci Hasana da,
"sa ol Kara Hasan, sen de git," dedi.
Hasan hemen dnp giderken Ali de vard sandalyaya kt, dizlerini kavuturup
iki elini de ok saygl stne koydu.
"Rahat otur," dedi Molla Duran Efendi.
Ali birazck kprdand.
"Bre Ali, ocan batmaya, senin izciliini anlata anlata bitiremiyorlar. Hele
Murtaza Aa seni yere ge koyamyor, Topal Ali kardam diyor da baka bir ey
demiyor. Bir de nce Me-med senin can bir dmanmm, bre Ali, nasl ettin de
ldre-medin onu? Senin gibi bir adamn fendi, ylesi dnk ocuu havada yer,
deil mi?"
"ldremedik Efendi..."
"Niin, neden?"
"O ok yreklidir Efendi."
"Ya sen?"
"Onun yannda biz kimiz Efendi..."
"Ona kurun gemez diyorlar. Sen de buna inanyor musun?"
"nanyorum Efendi. Onu Krkgz Ocann Anack Sultan afsunlam, Efendi. Bir
de ben kendi gzmle grdm, onda yldrmn iinden km ate gibi yanan,
baknca gzleri kr edecek kadar kamatran bir ta var."
"Ne ie yararm o ta?"
"O ta stnde tayanlara kurun demezmi, dese de gemezmi. O ta, yani
yldrm tan stnde tayanlar kl kesmez, ate yakmaz, su gtrmezmi."
"Tevatr," dedi Molla Duran Efendi. "Sen buna inanyor musun?"
"Herkes inanyor."
"Ben byle zrvalara inanmyorum dersem, ne dersin?"
"Sen bilirsin, sen de nefesi ta eriten ulularmzdan bir byk hocasn."
239
"Estafurullah... nce Memed mi iyi nianc, sen mi?" "Karlamadk hi,
karlarsak ya Allah ona verir, ya bana...
"O seni nasl etti de ldremedi, o kadar ok istedii halde?" Ali gld:
"O daha dnk ocuk, bizimle ak atamaz, cebinde yldrm ta da olsa..."
"Anladm. Onun yaknda ii tamamdr, ne olursa olsun. Ama kyller onu ok
tutuyorlarm. Onu bir ermi, keramet sahibi byk bir alim seviyesinde
ykseltmiler. O bu kadar iyi adam m?"
"yi bir adam."
"yi bir adam da seni neden ldrecek, hem de on bir tane ocuunu ksz
brakacak?" "Ben lm hak ettim de..."
Molla Duran Efendi tespihini hzl hzl ekmeye balad, biraz arm,
enesini ne uzatt, birka kez lahavle dedikten sonra sakaln birka kez de
svazlad:
"Demek sen lm hak ettin, nedenmi ki o?" "Onun bana btn bu belalar ben
sardm. Onun izini srerek Abdi Aaya yakalattm." "Ha, ha, ha, hikaye malum."
"te byle Efendi." "nce Memedi ok mu seversin?" "ok severim, hem de
canmdan ileri." Ali!"
"Buyur Efendi." "Ben seni ok sevdim." "Sa ol Efendi."
"imdi sen benim yanmda alacaksn." "Senin yannda alrm Efendi."
"O Murtazanm sana yapt ayp, gayri insani bir hareket. nce seni giyindirip
kuatt, sonra da elbiselerini elinden alp/ ayak yaln ba kabak darya
att, yle mi?" Topal Ali ban nne eip sustu.
"Sonra da gn gece deirmene gelip yalvard, ayaklarnn altn pt. Sen
de onunla tenezzl edip konumadn."
240
Ali, zgn, ban kaldrd, hzla tespihini ekmekte olan Molla Durann
gzlerinin iine bakt:
"Konumadm, konumak elimden gelmedi, dilim tutuldu."
"Benim yanmda almak iin ne istersin Ali?"
"Bir ftr apka ilk nce. Bir de takm elbise. Bir ift de kundura... Ondan
sonra da soylu bir al at. Bir de Alaman filintas, bir de sap fildiinden,
yepyeni, menevilenen toplu bir tabanca. Giyitlerin parasn hemen imdi
isterim. Aylk olarak da sen syle, on bir ocuum var dada, getiremiyorum, ne
verirsen alrm, senin vicdanna kalm."
"Benim vicdanma kalmsa i kolay," diye glmsedi Molla Duran Efendi, elini
kuann altna soktu, oradan eski, ypranm, koskocaman bir czdan kard.
"u paray al Ali," dedi, "arya git kendine, ocuklarna, karna istediini
al. Bu paray deftere yazyorum. Sonra azar azar maandan keserim."
"Sa ol Efendi."
Paray alan Topal Ali nce apka satan adama gitti, teki apkann tpks olan
bir apkay ald. Sonra kumaya, oradan terziye gitti. Terziye smarlad
takmn pantolonu klot olacakt, tpk svari subaylarnn pantolonu gibi.
Ardndan da kundurac Cafer Ustay buldu. Cafer Usta onun ayana bakt bakt:
"Ben bu ayaa nasl kundura yaparm?" diye kendi kendine sylendi.
"Kker nasl postal yapyorsa, sen de yle bir ift izme yapacaksn."
"O kker..."
"Sen de n btn ukurovay tutmu bir kunduracsn. Ferasetin elinden hibir
ey kurtulmaz."
Cafer Usta tepeden trnaa onu yle bir szdkten sonra, yz gld:
"Sen," diye sordu, "nl izciler ba Topal Alisin, deil mi?"
"Ben Topal Aliyim," dedi Ali.
"yleyse sana bir ift izmeyi yaparm, hem de seve seve." Katlar kard,
ller ald, hesaplar yapt, lt, biti: "Tamam," dedi. " gn iinde gel.
Biliyorum, senin iin ivedi."
241
Bir hafta sonra Ali giyinmi kuanm, izmelerini ekmi, topallamamaya
alarak arnn ortasndan yryor, bana bakyorlar m diye de ka altndan
yreyi dikizliyordu.
Birka gn iinde al at da, filinta da, tabanca da gelmiti. Btn bunlara Molla
Duran Efendi bir de ok keskin bir Ala-man drbn eklemiti ki, gece
karanln bile aydnlatan. Bunlar hep Alinin hesabna yazmt.
Murtaza Aa, Alinin byle al bir at stnde, boaznda da drbn, stelik de
konann nnden zort atarak getiini grnce kplere bindi, bundan nce
kendini zor tutmutu ama tutmutu. Aliyi byle grnce kendisini son derece
aalanm sayd, doru Molla Duran Efendinin evine gitti.
"Hoca, Hoca," diye bard, "yaktn beni. Ocam sndrp stne incir diktin.
Byle de i olur mu, Topal Ali benim elimden alnr m?"
Hoca yumuak gitti, onun azndan girip burnundan kp yattrd. Aliye ondan
daha ok kendisinin gereksinmesi olduuna inandrmaya alt.
Murtaza inanm grnerek onun evinden ayrlrken, iinden de, bunu Molla Duran
Efendinin yanna brakmayaca stne yeminler ediyor, Kurana el basyordu.
242
Deirmenoluk ky daha gn domadan kart. Evden eve sessizce gidip gelmeler,
fsltlar, anlaml baklar... Biraz sonra da, gn dalarn yamalarn
aydnlatrken ky derin bir sessizlie brnd, ortalk pssz kald. nce
Memedin lmn duyduklarnda da byle olmu, alayan bebekler bile susmutu.
Vurulan ekyann nce Memed olmadn duyunca da bir sevin kasrgas birden
patlamt.
O zaman da, ne yapp etmiler, nce Memedin lmn Hr Anaya bildirmemilerdi.
Hr Ana ok grm geirmi, esen yelden hile sezen bir kiiydi ya, kydeki
sessizlikten kt bir anlam karmam, hi stne alnmam, kimseye de bu
sessizliin sebebini sormamt. Ky, nce Memedin vurulmadn duyup da, bir
sevin kasrgasnda dnerken de Hr Ana fazla cokunlua kaplmadan, salt,
"Biliyordum," demi, o da onlarla birlikte kendini sevin seline kaptrm
gitmiti. Yalnz, o da bir kerecik, yreinin ba czz etti, o da kocas Durmu
Aliyi anmsadnda. O, imdi sa olsayd, diye dnd, hasta haline bakmadan,
bir ayan taa havalara kaldrarak, o eski zaman oyununu byk cokunlukta
eserek oynard.
imdi bu sessizlie gene aldrmyordu. Ama iinde azck da olsa, belli belirsiz
bir acy, kukuyu tayordu. Benim oluma hibir ey olmaz, diyordu kendi
kendine, o fakir fkarann ekmei, gvencesi, tek umududur, diyordu. Onun
stnde ok kiinin duas var. Koca, ala gzl, gzel, ak sakallarndan
yeryzne k salan, yerin gn yaratcs ne demeye koruma243
sn onu... Ona kurun gemez, onu ate yakmaz, onu su bomaz. Koca Allahmz
kimi can yrekten kayracan, koruyacan bilmez mi?
Toprak damnn gnden yanna oturmu, nce Memedine dizleme bir ift orap
ryordu, orabn da bitmesine az kalmt. Bu orap yle gzel bir orap
olacakt ki bitince, hibir ana on yldr askerdeki, yzne hasret kald
oluna, karasevdal bir kz, lmne zlem duyduu yavuklusuna, bir gelin
ateinden yand gurbetteki kocasna byle bir orap yapmam olacakt. Masmavi
ieklerden bykl kkl naklar ilemiti oraplara. Bu oraplar taa
uzaktan nce Memedde grenler, azna kadar iekle dolmu bir tarlann
yrdn sanacaklard. Byle bir orab ahlar, padiahlar, koyiit K-rolu
bile giymemi grmemiti.
Gz gnei kzdryor, az ilerde uzun boyunlu mor bir iein yresinde akp
snerek dolaan bir krmz, mavi ar da iee konuyor, hemencecik de
kalkyordu.
Hr Ana arada bir ban oraptan kaldryor, gzlerini krptrarak ban
kyn iine evirip bakyor, sonra da mor ieklerine dalp gidiyordu. nce
Memed bu orab giyince koca Allah onu daha da ok kazalardan belalardan
koruyacakt. Neden korumasmd, Hr Ana kime ne yapmt? u dnyada Al-lahm
hibir yaratna bir ktl dokunmam, onun bir kelebeini, bir karncasn
bile incitmemiti. O dinsiz Topal Alinin dnda, hibir kulunun da gnln
ykmamt. O da hak etmiti, o kafir de. nce Memed de, o teki aya da
krlas Topal bir adam sayyordu da, ite Hr Ana da buna cin ifrit oluyordu.
Topal Aliye yz veren, onunla konuan hi kimseyi de balamyordu. Ama nce
Memede gelince, ona toz kondurmuyordu. O, iini bilirdi. Zaten u kadarckken,
ufacck bir ocukken bir yrekliydi o! O da koca Allahmzm, ala gzl de k
sakallmzn bir karncasn bile incitmemiti.
Kylnn byle iine kapanmasna, gnlerce susmasna da kzyordu ya, susuyordu.
Ne olacak, ahmak kyl, diyordu. Ahmak, hem de nankr... Abdi Aay ldremedi
diye kylnn nce Memed hakknda atp tuttuklarn, onu kyden kovduklarn hi
unutamyor, kzyordu. imdi Kel Hamza da git"
244
mis" ya, oooh, artk rahatlard. Bol bolamad topraklan vard, ekinleri de
harmanlardan taacak, inekleri, ksraklar, keileri koyunlar ifter ifter
douracakt. Bu ahmaklar bilmiyorlard ki, bu onlarn bana konmu devlet
kuudur, nce Memed bereketidir. Bakn hele unlara bakn, onlara bunca iyilik
eden nce Memedin bir tek anas, Hrcenin yanma da hi uruyorlar
m:
orabn leye kadar rdkten sonra, azck bir ey kalmt zaten, azck daha
alrsa belki akama bitirecekti, Hat-eyi anmsad, ona zld, ne iyi bir
kzd diye aklndan geirdi, o da nce Memede byle oraplar yapard,
karasevdasn belli etmek iin, o lmse, nce Memed orapsz m kalacakt, ok
kr onun Hrce Anas daha yayordu, hem de turp gibiydi, ileri, yn
yumaklarn, oraba sarp eve gtrd, usul-lack ocakln yanndaki iskemlenin
stne koydu, belini iyice dorultup atrdatt, kyn iine kt.
Ev aralarnda kimseyi gremedi. Onu grenlerin saklanr, kaar gibi bir halleri
vard. Varsn kasnlar, kasnlar. Varsn sussunlar, sussunlar... Gene bir hal
mi geldola ncemin bana? Bu domuz kyller de benim yavrumu lmeden
ldrecekler, tu, tu, tu... Ocaklardan, evlerden rak...
Vard Hsn evinin nnde durdu, kap kapalyd, buna fkelenip bard:
"Ne oldu byle gz kaslar, ne var gene? Kyn her evinden bir l km
gibi..." Sesini sertletirdi. "Beni duymuyor musunuz hrtklerden gidesiler,
an kapy!"
Pancar Hsn evinin kaps ald, Hsk darya kt, gzleri kzarmt.
"Ne o, ne var?" diye grledi Hr Ana.
"Bir ey yok," dedi kollarn yana aarak Hsk. "Sen hele buyur hele Hrce
Bac."
"Bir ey var," diye yz fkeden gerilmi konutu Hr
Ana.
Pancar Hsk daha da yumuak:
"Gel hele, gel hele yle ieri de..." diye onu yumuack kolundan tutup ekti.
"Gene nce Memedi mi ldrdnz, varsm lsn," diye
245
meydan okudu Hr. "Varsn vursunlar, nce Memed lnce dnya durulur mu
sandlar. Analar daha nice nce Memedler dourur. O, nce Memed lmez. nce
Memed lr lr dirilir. lmse nce Memed canmz sa olsun. lmse o,
dmann karsnda dn bayram ederim, hem de gbekler atarm, anladnz m?"
"Gel hele Hrce Bac, ieriye gel hele."
"nce Memed ldrlmse gbek gbek atarm," diye bu sefer arkaya dnp btn
kye bard Hr. "nce Memed bir sefer lr, bin sefer dirilir. Analar sa
olsun, analaaar, ahmak kyl beni dinleyin, analaaar. nce Memed bizim kyden
deil miydi, Sefil brahimin olu deil miydi, ya anas, eline vur ekmeini
elinden al fkarack Dne deil miydi, nedir bu byle, evlere kapanp her
biriniz bir mezar ta olmusunuz."
Hsk sesini daha indirerek:
"Gel bacm, sen azck ieriye gel de yornuunu al da..."
Hr kolunu onun elinden kurtarp kyn ortasna doru, bararak ararak
yneldi, geldi kck alanckta durdu. Kylye, candarmaya, yzbaya, kim
aklna gelirse, nce Me-medden bakasna veryansn ediyordu.
O, orada o kadar ok bard ard ki, kyller meraktan birer ikier
evlerinden kp, alanckta, onun yresinde biriki-meye baladlar. O da
kyller kalabalklatka azttka aztt. "Siz erkek deil misiniz, insan
deil misiniz, nce Memedin de iki gz, iki eli, iki kula var, sizin de...
nce Memed vurulursa vurulsun. Koyiit Krolu yitti gitti de, bir daha
gelmedi, Krklara kart da dnya duruldu mu, Demirciolunu delikli demir deldi
de dnya Demirciolusuz mu kald, Gizik Duran vurdular da ne oldu, dnya
padiaha m kald, ldrsnler nce Memedi, ldrsnler..."
ldrsnler derken, her ldrsnlerle birlikte onulmaz acsn da dile
getiriyordu. Her ldrsnler derken, kendi de bir kere lyordu.
Sonra sustu, dinginledi, kyl biltekmil ocuk, yal gelmiler, onun yresinde
halkalanmlar, bu acdan, fkeden ta kesilmi yal insana bakyorlard.
Hrnn susmas uzun srd. Ellerini beline koymu,
246
gzlerini Alidamn doruuna dikmi, dalm gitmiti. Gittike zld, bir
iyice yaland, kt belli oluyordu. Kendini braksa, dizleri arln
ekemeyip oraca kverecekti. Bunun farkna varnca, kendine geldi, acsn,
merakn iine itip gene dikeldi, gzlerini kalabaln stnde dolatrdktan
sonra:
"Gene ne oldu nce Memede?" diye sordu, tepeden, alayl, glmseyerek. "Onu gene
ala gzlerinden kurunlad m Yzba Aa? Ne oldu? Onu gene kancklad m soyu
tkenesi Topal Ali? Varm da uak olmu Molla Durana... Oooh, ok kr
Allahma, benim ahm yerde kalmaz, koca Allahm da ala gzlm, onu daha kt,
daha beter edecek, uaklktan da beter edecek..." Ellerini havaya at,
dudaklar kpr kpr etti, "ok kr Allahma," diyerek ellerini gene beline
indirdi. "Bana haber vermiyorsunuz nce Memedin lmn, deil mi, Hrce Ana
yaland, dayanamaz, dayanamaz diye, yle mi?"
Sustu, gzlerini gene kalabaln stnde dolatrd, iki kere el rpt,
oynar gibi birka kere salland.
"Dayanrm yavrularm, dayanrm," dedi. "Ben bilmez miyim, kurban
olduklarm..."
Sesi acdan titriyordu.
"Ben bilmez miyim ki ekya dnyaya payidar olmaz? Sultan Sleymana kalmayan
dnya, o Sleyman ku dilini bilirdi, Kaftan Kafa hkmederdi, ite ona kalmayan
dnya, hi kimseye kalmaz. Biliyorum, nce Memed de bir gn lecek, ya da
Krolu gibi, Krolu ran Ali gibi, o da yitiklere karacak..."
Krklara diyecekti, dilini tuttu, o, nce Memedin, lse de yitse de sonunda
Krklara karacana, koca Allahna ne kadar inanyorsa o kadar inanyordu.
imdi u kyllerin dilini aarsa, nasl olsa aacakt, o kyllerin bin eit
huyunu suyunu bilirdi.
"Dayanrm yavrularm dayanrm. Ekyann sonu yoktur, bilirim yavrularm
bilirim. Bilirim, bilirim de gene de yreim yanar, demircilerin kresi gibi."
Sesi gene grledi:
"Susmayn, konuun," diye buyurdu. "Ben nce Memedin Hr Anasym, ben
dayanrm."
247
Sesini indirdi, imdi sesi sevecen smscackt: "Demir olsaydm rrdm,
toprak oldum da dayandm, toprak oldum da dayandm, toprak oldum da..."
Birden dikleti. Sanki az nceki yumuack, ipek gibi yumuack, okayan sesli
kadn deildi.
"Syleyin bakalm gene ne geldi nce Memedin bana?" Kalabalk ban nne
indirmi, ta gibi donmu susuyordu.
"Ne susuyorsunuz hrtkler?" diye bard. Sonra da gene fkelendi, azna
geleni kalabaln stne kustu.
Bir eyler olmutu, bir eyler ya, bu hrtklerden gidesiler susuyorlard. ine
dm kurt onu gittike kudurtuyordu. Ya gerekten nce Memede bu sefer bir ey
olmusa, toprak oldum da dayandm ya, demiti de vnmt, bu sefer
dayanamazd. Durmu Aliden on drt ocuu olmu, hepsini de kara topraklara
koymutu, koymutu da toprak olup dayanmt, nce Memede ta olsa da, gkyz
olsa da dayanamayacak, ryecekti, lmese bile.
Tam nnde sklm pklm, ellerini karnnn stne kavuturmu Ksack Mahmudu
grnce, iinde bir umut uyand. Ksack Mahmuda, anas o bir yandayken
lmt, o bakp bytm, evlendirmiti. Onun huyunu suyunu bilirdi.
"Gel yanma Mahmut," diye buyurdu.
Mahmut geldi, onun nnde durdu.
"Syle, ne oldu nce Memede? Bana bir daha sordurma!"
Sesi ylesine buyurucu ve kesindi ki Mahmut deil, kim olsa onun sorusuna
karlk vermemezlik edemezdi.
Mahmut:
"At," dedi sustu.
"Ne at?" diye kalarn att Hr.
"nce Memedin at, bindii at... Hani, o gn..."
"Anladm, kara at. Ne olmu ona?"
"Orada... Orada duruyor," dedi Mahmut.
"stnde binicisi var m?"
"plak," dedi Mahmut.
Hr sapsar kesildi, plak szn duyunca. Birka kere salland, bu ok az
srd, kendini toparlad.
248
"Nerede?"
"Orada, kayalarda."
Hr yrd, Ksack da arkasndan. Kalabalk sessizce araland, ona yol
verdiler.
Hr hzland, yrdke hz artyor, uunuyor, Ksack Mahmut arkasndan zor
yetiiyordu. Kayalarn dibine gelince durdu. Gs krk gibi alp alp
veriyordu. Ban kaldrd, yaz at sarp kayaln tam doruunda duruyordu.
Ynn gnee dndrm, ban dikmi, kuyruunu usul usul bir saa bir sola
sallyor, dnyay azna kadar doldurmu bol n altnda tyleri
yldrdyordu.
Hr bir kayann stne kp, gzlerini attan hi ayrmadan yornuunu aldktan
sonra ayaa kalkt:
"Sen burada bekle Mahmudum," dedi, kayala trmanmaya balad. "Birka sualim
var u kara attan, bakalm o ne syleyecek, ben ne dinleyeceim."
Kayann tepesine kan incecik bir iir buldu kendine. Al-lalem, bu da buradan
km tepeye, diye dnd. Hem dinlene dinlene kyor, hem de atla
konuuyordu. Gzelim elma gzl, kz suratl yaz at. Keklik sekilim de ceren
baklm. Srma yelelim de ipek kuyruklum, sen Krolunun Kratna benzersin,
kanat takarsn da ge uarsn, yedi gnlk yolu, bir gz ap kapayncaya kadar
aarsn. Senin binicine kurban olsun Hrce, sen onu neyledin nettin, syle
bana, nolursun? Onu alc kulara, yrtc kaplanlara, yedi dilli ylanlara m
kaptrdn, syle sana kul olaym, sen ne yaptn binicini? Syle bana binicini,
bir haber ver ondan, Hrce Ana da kurban olsun sana, hemi de trnaklarna, onu
bir derin yardan m uurdun, derin derin sulara m drdn, onu gittin de
azl, kurt dili can-darmanm kurununa m teslim ettin, syle elma gzl, kz
suratl yaz at... Sen Hazreti Alinin Dldlne benzersin. Yz bin kl
iinden de szlerek karsn, syle bana ne yaptn binicini, yangnlar m onu
elinden ald, hasta m, sayr m oldu, syle ona ne oldu? Sen, ad gzel, kendi
gzel Muhammedin Burama benzersin, pervaz vurup gkyzne uan. Hzrn
Benlibozuna benzersin, yedi denizler stnde yryen, syle bana binicini u
moraran yce dalara m verdin, kara adrl,
249
imeni yeil gzl Yrklere mi teslim ettin, iyi yrekli, tez canl kyller mi
kaptlar senin stnden onu, syle bana, kurban olsun nce Memedin anas Hrce
sana. Syle ne yaptn binicini, tyleri yldr yldr gn altnda yanan yaz
at?..
Byle, atla konua konua atn yanma kadar kt, onun birka adm berisinde
durdu. At yerinden hi kprdamyor, ylece kuyruunu sallayp duruyordu. Bundan
yreklenen Hr atn yanma kadar yanat, sa elini kaldrd yelesine dokundu,
okad usul usul, ekinerek.
"Kurban olsun Hrce senin srma yelene, syle nereye gtrdn binicini sen, sa
m, hasta m, sayr m, iyi ellerde mi, ba darda m?"
Yaz at tam bu anda kprdad, arkasndan da aha kalkt, n ayaklar havay
dvyordu, Hr onun birden kayalklardan aaya szldn grd. Olduu
yerden az daha ekil-meseydi Hr, yaz at onu kayalklardan aaya
yuvarlayacak, o da bin para olacakt.
"Boyu devrilesi de elma gzleri kasca eytann z bir olu kara domuz, sen
insanlktan, atlktan ne anlarsn, delirmi de akln oynatm imansz,
merhametsiz! O senin gibi pise... ncemde de akl m var sanki, onda hi akl
olsayd, can bir dman, hemi de kurdun kuun, dnyadaki tekmil canllarn
dman, Molla Durann da klesi Topal Aliyi hi yaatr myd? Ben de sana ko
Krolunun Krat, dedim! Var da sen kurban ol Krolunun, o kyamete kadar
yaayacak bengisu imi Kratnn trnaklarna. Sana ad gzel kendi gzel
Muhammedin Bura dedim, var sen de..."
Ata kzm veritiriyordu. fkesi biraz geince kayalardan indi.
"Nereye gitti o huysuz, kt yaz?" diye Ksack Mahmu-da sordu.
"Kye," dedi Mahmut.
Yan yana, ar ar kye yneldiler. Hr Ana ban nne emi, hi
konumuyordu.
Bylece eve geldiler.
Hr:
"Ksack," dedi, "imdi gitme de bu akam sana bir gzel
250
yemek piireyim. stersen sana bir horozlu soan yahnisi yaparm. ocukken ne
kadar severdin, aklnda m?"
Ksack Mahmut gld:
"Senden sonra ben hi horozlu soan yahnisi yemedim, Ana."
"imdi bugn ye ite," dedi Hr.
Darya oturup srtlarn duvara verdiler. Onlar daha otururlarken at
doludizgin, szlerek, bir yel gibi nlerinden s-nerek geti gitti. Hr onu
grnce ban evirdi:
"Ne yaparsa yapsn, o kara domuzlan bir daha konumam," dedi. "Onun bir daha da
yzne bakmam, o boyu dev-rilesinin."
Aradan ok gememiti ki at gene szlerek nlerinden geti, kayalklara doru
gitti. Onun yzne bakmamaya ant imi Hr, o gzden rayp yitinceye kadar
zlemle arkasndan bakt.
Gn yklp gitmiti, nce Hr Ana ardndan da Ksack Mahmut ayaa kalktlar.
Hr:
"Mahmudum," dedi, karda einen iri, apak layan, ak sar telleri sarkan
horozu gsterdi, "unu yakala da kes, kes de sana..."
Ksack Mahmudun komasyla, horozu kesmesi bir oldu. Ba kesik horoz oradan
oraya sramaya balad.
"Ksack, oca batasca Ksack," diye bard Hr Ana, "byle de horoz
kesilir mi, haydi git de yakala onu. Eziyet ekmesin fkara. Yakala da stne
kestiin ba koy, kprdamaz o zaman horoz."
Ksack Mahmut kotu, horozu yakalad, yere yatrp, stne ba koydu, horoz
kprdamad.
Hr Ana kollar svayp gn batmcaya kadar Ksack Mahmuda bir yahni yapt ki
kokusu btn ky doldurdu. Kar karya geip horozu bir gzel yediler. Hr
Ana bu gzel yemein stne bir de ay piirdi.
Bir at aya taprts duyup Hr Ana darya frlad, eikte bir sre durup
alacakaranlkta uan bir ku gibi yumuack akan at seyretti.
251
eriye dnnce:
"Mahmudum," dedi, "biliyor musun, bu nce Memed lmedi, daha sa. Sa ama
banda da bir hal olduu besbelli. Onun banda bir hal olmasayd, bu at byle
babo dolamaz-d buralarda. Vurulmu olsayd gene dolaamazd."
"Dorusun Ana."
"imdi ben onun nerelerde olduunu biliyorum. Bu at bize haberci geldi. Keski
ben de ona o kadar svp, karg etmeseydim. nce Memed beni istiyor. Benimle
gider misin?"
"Giderim Ana. Giderim ya, ben senin iin cehenneme desen de giderim ya, nce
Memedin yeri uzak m yakm m?"
"Epeyce uzak," dedi Hr Ana.
"O zaman bu kadar yolu sen nasl gidersin?"
"Ben giderim," diye dikleti Hr Ana. "Yeter ki sen yorulma."
"Bizim eei de alrm yanma. Semerini de daha yeni yapmtm. stne de bir
minder atarm, yorulursak bineriz. Benim eek at gibidir, Ana. u nce Memedin
at bile onun kadar yryemez."
"Olur," diye gld Hr Ana. Ardndan da ekledi: "Yryemez. Yarn gece yars
yola karz, kimse bilmesin nereye, ne yana gittiimizi. Sen de karna kasabaya
gittiimizi syle, olur mu?"
"Olur," dedi Ksack Mahmut.
Ksack Mahmut tam gece yars Hr Anann kapsnn nndeydi. Hr Ana da
btn gece uyumam onu bekliyordu. Elinde bycek bir boha ve bir sepetle
darya kt.
"nce Memedime de incir kuruttuydum, Delice koyan narndan da ona nar
sakladydm. nce Memedim taa ocukluktan bu yana Delice koyan narlarn
sever. O narlarn her birisi pespembe olur da, insann yzne glen, adam kafas
byklnde her birisi... te bu bohada da ona don gmlek, bir de mintan,
birka tane de dizleme orap gtryorum. Bu gece imdiye kadar oturup rdm de
mavi iekli orab bitirdim-Dnnce sana da yaparm yavru, bu oraplardan,
stne de ce-renler ilerim."
"Sa ol Ana. Eee binsene."
"Dur hele, dur Mahmut, dur hele ky bir kalm."
Hr Ana nde, yedeindeki eeiyle Ksack Mahmut arkada, ky usullack kp
Alida yoluna dtler. Alidama ay vurmu, da bir ay duman iinde kalm,
bir mavi, incecik, ardndan gkyz gzken bir bulutmucasma Dikenlidzne
inmiti- Ay nda bir ortadan siliniyor, sonra da ardndan ay nda apak
kesilerek, inceden de mora dnerek yeniden ortaya kyordu. Hr Anann
elleri m, o da ellerini koynuna sokmu, stne de yumulmutu.
"Ana binsene eee."
"Binerim ya, yorum, souk var, hele biraz, gn douncaya kadar yryeyim."
Tam Alidamn dibine varmlard ki gn dodu. Hr Ana dan dibinde durup uzun
uzun daa yle bir bakt. plak da batan sona iee durmu, ksa boyunlu
masmavi iekler da gkyz mavisine boyamt. Alidann krmz, mor, tten
kayalklar mavinin iine bir batyor, bir kyorlard.
Hr Ana yolun st banda, kayay yarp km koskocaman, turuncu, uzun
boyunlu, ipileyen bir iek grd.
"Bak Ksacm, bak," dedi. "u Allahm ilerine, u gzel iee bak, ne de
gzel ipiliyor, n iine batm da..."
"piliyor," dedi Ksack Mahmut.
"Onu oradan usulca kopar getir de nce Memedime gt-reyim, solar ya biz onun
yanma varana kadar, varsn solsun. nce Memedim Alidamzm ieini belki de
ok zlemitir."
Mahmut koarak gitti, iei kkyle birlikte kaya yarndan skt kard.
"u bohay al da eein stnden iine koy. Kokuyor mu?"
Ksack Mahmut iei uzunca burnunda tutarak koklad.
"Kokuyor Ana," dedi. "Hem de ne gzel kokuyor, ukurova nergisi gibi."
Getirdii iei Hrnn eline verdi. Hr de iei incitmeden uzun uzun
koklad.
"Kokuyor," dedi, "ok da gzel. Solsa bile Memedimin amarlar burcu burcu
kokacak."
Mahmut bir kayann stne koyup bohay zd, Hr
252
253
Ana da turuncu, gzel kokulu iei, Memede kendi eliyle diktii Mara
inanndan krmz izgili mintann iine koydu usulca, incitmeden, mintan
katlad, bohay da eskisi gibi bir gzel baladktan sonra eein semerine
ast.
"Bin artk Ana, gn de dodu. Benim eeim marzman, benim eeim Kbrs eei."
Eeini vyor, yere ge koyamyordu. Hr Ana da onu hogryle dinliyordu.
Eeinden baka hibir eyi yok ki fka-racm, varsn vsn, diye iinden
geiriyordu. st dz bir taa gelinceye kadar vmesini srdrd Ksack Mahmut.
Dz tan nnde durup arkadan gelen Hry bekledi. Hr hibir ey sylemeden
taa kt, oradan da eee atlad.
"Oooh, yorulmuum," diye eein yularna yapt. "Deeeh..."
Eek Mahmudun vdnden de iyiydi, at gibi gidiyor,
Mahmut arkasndan zor yetiiyordu.
leye doru ormann ilk aalarna ulatlar. Buralarda aalar seyrek ve
ksayd. Bir pnarn banda durdular, Hr Ana eekten atlayarak indi. Mahmut
onun huyunu iyi bildiinden, onun ne eee biniine, ne de iniine yardm
edebiliyordu.
Pnar apak akltalarmn altndan kaynyor, dibine gn vurmu suyun iinde
kck kck balklar ldayarak oradan oraya dolayordu. Sular pnarn
altnda uzun, geni bir am oluktan dklyor, aadaki dereye amlarn
arasndan akarak gidiyordu. Yreyi, mosmor am, diz boyu yarpuzlarn keskin
kokusu, lk gnete biraz daha keskinleerek dolduruyordu.
Hr Ana daarc srtna balamt, onu oradan ald, pnarn bana kp
oturdular. Daarcktan kaln, kzarm, yer yer de yanm, dilim dilim kesilerek
st ste konmu soanl kmbe kt.
Mahmudun az sulanp yutkundu. Derin derin, daha yeni lmaya yz tutmu
kmbenin kokusunu iine ekti:
"Ne gzel Ana," dedi, "ne gzel kokuyor kmbe!"
Kmbeden bir para ald srd. Hr Anaya bakt, o yemi-yordu. Mahmut elindeki
paraya yumulmu, dnyay gz grmyordu. Karnn bir iyice doyurduktan
sonradr ki, ancak yeniden Hrye bakabildi, o daha azna bir lokma atmamt254
"Niin yemiyorsun Ana?" diye sordu.
Hr Anann gzleri ya iinde kalmt:
"Ben bataym ben," dedi. "Hr Anan batsn da u kara topraklara gmlsn. Benim
kmbe boazmdan geer mi ki, sen bilir misin hay oul, hay Mahmutcuk, eei
gzel yiidim, nce Memed de ok severdi soanl kl kmbesini. Ben de ona taa
ocukluktan bu yana kmbe yapardm.
"Gene yaparsn Ana, zlme."
"Yaparm," dedi Hr, "zlmem..." Pnara eildi, dudaklaryla sudan kana kana
iti. "Kalk gidelim," dedi. "Belki Allah bize ncemin izini gsterir."
Mahmut nde, eei yedeinde, en arkada da Hr Ana, gene yola dtler. Mahmut
yol kysnda iri bir ktk grnce eei ekti, gene onun nnde durdular, Hr
Ana kte kp eee atlad. Eein semeri yeniydi. Semerin stne Mahmut,
daha yeni yaplm bir pamuk minder atmt, Hr Ana bu yzden ok rahat
ediyor, ikide birde de arkasna dnp Mahmuda:
"Sana," diyordu, "kye dner dnmez, bir orap yapacam ki nce Memedime
yaptm oraba da benzer."
Ormanda on bir tane Yrk kadnyla karlatlar. On birinin de ocuklar
ilemeli krmz kolanlarla srtlarna balanmt.
"Durun hele kadnlar," dedi Hr.
Yrk kadnlar durdular, eteklerinde kabuklu yeil ceviz vard.
"Bereketli olsun Yrk kadnlar."
"Sa ol Ana," dediler.
"Size bir sualim var, iyi dnn de yle konuun. Siz, dn, ya da ncesi gn,
ya da bir hafta, on gn nce burada bir at grdnz m, bir yaz at, eyersiz,
dizginsiz, pusatsz, belle-mesiz, rlplak..."
Kadnlar hi konumadlar, bir sre ona, Ksack Mahmuda baktktan sonra ormann
iine kaarcasna ekildiler gittiler. Hr onlarn ardndan bakakald. Sonra
eeini tekmeledi:
"Deeeh!" Sesi sevinliydi. "Grdn m bamza gelenleri, bu iin iinde bir i
var, nce Memedim sa... Yoksa biz at sorunca onlar niin kasnlar..."
255
Bundan sonra ormanda kime rastgelmiler, kime at sor-mularsa, hepsi de onlara
bu kadnlar gibi davranmlar, nce onlar tepeden trnaa szdkten sonra
ormana kap gzden rayp gitmilerdi.
Hr Ana artk kzmaya balyordu:
"Bu da ne, bu da ne, bu Yrkler dil bilmiyorlar m, bunlar akllarn m
oynatmlar?"
yi ki yaz at soruyor Hr Ana, bir de nce Memedi sor-saym, bunlar ne
yapacaklarm acaba?
"Nereye kayorsunuz, nereye, ben adam yiyici deilim..."
Eskiden olsa, yreinde de acs olmasa Hr bunlara, kasklarn tuta tuta bir
gler, bir glerdi ki akl bandan gidene
kadar.
Geceyi iri bir sedir aacnn altndaki pnarn banda geirdiler. Ksack
Mahmut gece yars ormann iine yle girivermi, birka tane irice, yal,
ar kula gelivermiti. Oluun alt bana, imenlerin stne bir ate
yakmlar, kular yolup ykamlar, tuzlayp kzlerde bir gzelce
piirmilerdi. Hr mrnde bu kadar yal, gzel kokulu, lezzetli et yememiti.
"Bre ocan batmaya Ksack, sen bu kular nasl yakaladn?"
"Yakalarz biz Ana."
"Bre Ksack, bu kulardan bizim Dikenlidznde de var
m?"
"Bizde de ok olur Ana."
"Kye dner dnmez, senden bu kular isterim, hem de be tane."
"Ohhooo Ana," dedi Ksack, "istersen sana her gn on tane de tutarm."
"nce Memed eve geldiinde de..." "O zaman elli tane iste Ana, u benim
gzmden." Parmaklarn yaladktan sonra, srtlarn biraz aaca verip
kestirdiler. Eei az ilerdeki alya rklemiler, bol imende o da itahla
yaylyordu.
Hr Ana uyandnda ay daha tepedeydi:
"Kalk yr Ksack," dedi. "Uyan, yolcu yolunda gerek."
Ksack srayp uyand.
256
"Yolcu yolunda gerek Ana, yolcu yolunda," diyerek eee eitti, onu aldan
zd. "Bin Ana," dedi.
Hr gld.
"Haydi, haydi tut ayamdan bineyim. Bu gece yars binit ktn nerede
bulacaz."
Gn burnuna orman ktlar. Keven dikenlerine gn vurmu, bir pembe k bulutu
yamalarda savruluyor, tozukuyor-du. Ormann stnden de yer yer, yeil, sar
dumanlar kalkyordu.
"Baksana Ksack, u kar dan ardndan bir duman yekiniyor gibi. Benim
gzlerim iyi seemiyor, ocak duman m o, yoksa yekinen bulut mu?"
Ksack sa elini gzlerine siper edip bakt:
"Bu duman ocak duman Ana," dedi. "Dikine ttyor."
"yi."
Eei tekmeledi.
Yemyeil bir kk koyaa indiler. Koyan ortasndan incecik bir su
akltalarn yuvarlayarak akyordu. Aada, tek aacn dibinde birok kadn
kararts grdler. Kadnlar ya yere melmiler, ya oturmulard, buradan belli
olmuyordu.
"Oraya gidelim."
"Gidelim Ana," diye eein nne dt Ksack Mahmut.
Onlar yaklanca kadnlar hep birden ayaa kalktlar.
"Selamnaleykm kadnlar."
"Aleykmselam," dedi kendi yanda bir kadn.
Hr hemen toparland:
"Ya, ya, akacktan sylyorum."
Utanga kz sklm, yz ter iinde kalmt.
"Ben de kzma neler getirdim, Aslanolann kzna. Senin adn neydi hele?"
"Fatmal."
"Yaaa, ben de gzel Fatmalma nar getirdim ki, bal akyor iinden... ncir
getirdim ki, kendi elimlen kuruttum. Mahmut!"
Mahmut eekten bir kocaman narla, bir avu incir alm getiriyordu.
"Al kzm al!"
Kz utanyor, zrl zrl da terliyordu. Sonra birden glmeye balad, glerek:
"Ben de seni tanyorum teyze," dedi.
"Teyzen srma salarna kurban olsun," diye onun salarn usul usul okad
Hr. "Ye, ye bakalm incirleri."
Kz bir ona, bir Mahmuda bakt, sonra da srtn onlara dnp azna bir incir
att. Dndnde gzleri lyordu.
Az teye ekilip dzln yamacna yan yana oturdular.
259
Kz bir yandan incirleri attryordu. Bir Hrye sevgiyle, gzleri parlayarak
bakyor, bir attryordu. ncirleri bitirdikten sonra:
"Bu nar adra gtrsem de Mslme versem olur mu teyzem? Ben yemesem de Mslm
yese. O hasta da..."
"Mahmut, bir nar daha getir."
Mahmut bir nar daha getirdi kza verdi. Kz sevincinden uuyordu.
"Bunu da evde kesip yesek olur mu? Anam babam da yer."
"Olur," dedi Hr onun salarn okayarak. "Olur gzel kzm, Fatmalm benim."
Kk kz ona minnetle bakt, srtndan daarcn kard, iki narn da
gzelce daarca yerletirip yeniden srtna balad.
"Mslm hasta," dedi.
"Mslm senin kimin olur?"
"Aam olur," dedi. "Onu hasta etmiler. Sen buralarda ne aryorsun teyze?"
"Bir at aryorum," dedi Hr Ana. "Bir at, kara, yaz... Gzel bir at aryorum.
Sen buralarda yle bir at grdn m hi?"
"Grdm," diye heyecanland Fatmal, yz de yeniden kzard. "Grmez olur muyum
hi, o at ite... Her gn uarak gelir, u kayann tepesine konar, orada hi
kprdanmadan durur. Yaaa, bir de kuyruunu sallar. Sonra kartallar gelince,
kartallar da onun stnde ok ok dnnce o da a karr gider." Birden
kukuland, gzlerini Hrnn gzlerinin iine dikti uzunca bakt. "Sen o at
niye aryorsun teyze?"
"Olumun at da, olum da..."
"Sen yalancktan byle diyorsun, deil mi teyze?" diye g-lerekten sordu
Fatmal. Daha yle gzlerini Hrnn gzlerine dikmi kukuyla bakyordu. "O
atn hi sahibi yokmu ki. O at cinli bir at imi. Diyorlar ki o Krolunun
Krat imi. Babam diyor ki Krolunun at hi lmez imi. te bu yalannca
byle kara olmu. Babam diyor ki Krolunun o hi lmeyen at, yaaa... Babam
diyor ki dondan dona da girer imi."
"O ata birisi biniyormu," dedi Hr Ana.
260
"Yok, yok," diye telaland Fatmal. "Olur mu hi? O at var ya, ok yllardan
beri, ben domadan nce, babam da doma-mm, sen benim dedemi biliyor musun,
ak sakal var, nah bu kadar." Kollarn at. "te byle bir kucak... Bu at o
domamken bile bu kayala gelirmi, orada da yle dururmu. Kartallar onun
can dmanym, kartallar gelince de o kaarm. Yaaa..." Daha kukuyla
bakyordu Hrye. Sonunda glerek: "Yalanck," dedi, "sen o at aramyorsun.
Benim aam Msl-m dvdler de o hasta imdi. Ben de onun yerine obanlk
ediyorum."
"Kim dvd?"
"Kim dvecek, Kerti Ali Onba... Sen biliyor musun teyze, o Kerti var ya, bir
dverse adam kemiklerini kryormu. Mslm bir dvm, bir dvm..."
"Niye dvm ki?"
Fatmal elini enesine dayad, ban nne edi, bir sre bylece dndkten
sonra Hrye bakt, gene ban edi nne.
bakarken. Byle bir yz gren, adam ldremez, hibir yarata ktlk yapamaz,
yoksulun acsna dayanamazd.
"Hr bacm," dedi Battal Aa, "artk bizim gcmz yetmez oldu yedi direkli
adra. Yedi direkli adr tamak iin drt deve gerek. Bizde ne deve kald,
ne de Arap at... Bizi bitirdiler Hr bacm, bizim iflahmz kestiler. adr
da be diree indi. Gelecek yl diree, tekisi yl da bir diree inecek..."
Yz hznlenip sakal titredi, gzel, imeni yeil gzleri de dumanland. Ve
sustu, artk konuamazd bir sre, ok dertliydi Battal Aa, kendini tutmasa, u
yal kadnn nnde yerlere kapanp hngr hngr alayacakt.
O konumaynca Hr balad. Battal Aann haline ok yrei yanmt.
ukurovada onlarn bana u yeni yetme Aalarn neler getirdiklerini biliyordu.
"Yaa kardam, Battal Aa kardam, banza gelenleri biliyorum. Eskiden yayla
dn Yrkler Dikenlidzne konarlard. O zaman o dinsiz Abdi Aa yoktu, onun
babas zamannda. O gavur Abdi Aa, sen de bilirsin ya, etek etek para ald da
Yrklerden, ondan sonra onlar da konmaz oldular Dikenlidzne."
Yrkler konduklarnda Dikenlidz bir seyran yerine dnerdi. Yeil atlas, kutnu
kuma giymi, ba altn varakl Yrk kzlar salnrd dzlkte. Yzlerce kz,
delikanl bir arada semah dnerlerdi. Mengiye belki bin kii dururdu, kadn
erkek, insanlarn gzel seslerinden dalar dalgalanrd. Byk toy dnler
kurulur, gnlerce lenler srerdi. Yein atlarla cirit oynarlard. Buradan
Alidamn dibine kadar koan atlar, dan yresini bir gnde dner gelirlerdi.
Dnen dner, dnemeyen
265
atlar atlard. Yzlerce Dede gelirdi sedefli sazlaryla Dersim dalarndan,
Orta Anadolundan, Kazdandan, Hacbekta Velinin Suluca Karahynden. Gece
sabahlara kadar sazlar alnr, ulu destanlar sylenirdi.
"te ben bu gnlere yetitim Battal Aam. Ne yapalm, ite bu gnlere de
kaldk. Devir dnd Battal Aam, insan azgm-lat. nsan insanlktan kt.
Bundan sonra biz iflah olur muyuz ola? Bundan sonra herkes kendini dnyor.
Eskiden bir tek insann trnana ta dese, bir oyman, bir airetin, btn u
dnyadaki insanlarn yreine demi gibi olur, herkesin yrei szlard. imdi
ya, imdi herkes biribirisinin lsne basp geiyor, basp geiyor, basp
geiyor."
Hr Ana boanm, cokun bir sel gibi, fkelenmi konuuyordu.
ok konutu, ok ilendi, ok kprd, en sonunda z konuya geldi:
"Hay Yrkler Yrkler," diye balad. "Hay Aydnllar Aydnllar, hay
Sarkeililer Sarkeililer sizin kulunuz kurbannz olaym, sizin eskiden yedi
direkli adrlarnz olurdu ii padiah saraylar, otalar gibi. Arap atlarnz
olurdu ceren kovan. Tor ahinleriniz olurdu, her birinizin elinde gkte uan
turnay, toyu kapan... Hay Yrkler Yrkler, sizin eskiden sofralarnz yerden
kalkmazd, bir ay, iki ay... Hay Sarkeililer Sarkeililer, size kanllar,
katiller snrd, padiah gelse, yer gtrmez orduyla stnze atlsa, siz,
hepiniz krlrdnz da, size snm gene kimseye vermezdiniz. Siz byle bir
soy, byle bir kavimdiniz. Gl yerinden su eksik olmaz Battal Aa. Syle
bana..."
Battal Aa gzel, aydnlk, imeni yeil gzleri, apak inci gibi dileriyle
glyordu.
"Bir dilein olacak senin bizden Hr bac, syle dileini, korkma, ne ise
dilein, can ba stne."
Hr Ana oturduu yerden yle bir doruldu dikeldi:
"Ben nce Memedin Hr Anasym. Beni iyi dinle, Hac-bekta Veli donlu Battal
Aa, bak unu..." Eliyle orada yumulup kalm Ksack Mahmudu gsterdi. "te
bunu bir yandayken, anas ld de ben aldm byttm. nce Memedin anas
lmediydi ya, ona da ok emeim geti. Ben onun bu sebep266
ten dolay z bir Hr Anasym. Kurban olaym sana gzel gzl, gl yzl
Battal Aam, bana nce Memedimden bir haber ver."
"Ben ondan sana nasl haber vereyim Hr bacm, o dada gezen bir ekya."
"Bak, beni kandrma Battal Aam, ben onun izini sre sre aldm buraya kadar
getirdim. u aada atndan inmi. Syle bana Battal Aam, ben onun z
anasym, analk batsn yreim yanyor, sen ondan bana haber syle, o l m
inmi atndan, diri mi?"
Gzlerini Battal Aann gzlerinin iine dikmi, alnnda domur domur olmu
terler, bekliyordu.
"l m, diri mi?"
Battal Aann yznden durmadan ikircik glgeleri geiyordu.
"Syle ala gzl Battal Aam, ben onun anasym, diri mi, l m?"
"Diri," dedi Battal Aa ok dnceli, ikircikli bir yzle. "nce Memed diri
Hr Hatun."
"Yaral m?"
Battal Aann gzel gzleri hznlendi. Yzndeki sevin bir anda yitip gitti.
"Yaral," dedi, "hem de o ar yaral bacm." Sesi yumuack, bir at yakar
gibi acmaklyd.
Hr gene dikleti:
"Cann skma koca Battal," dedi, "analar daha nice nce Memed dourur, daha...
Hi sen zlme ona. nce Memeddir bu, lr lr dirilir. Hazreti Ali gibidir.
Mehdi rneidir o. Hi cerrah merrah getirdiniz mi?"
"Getirdik," dedi Battal Aa.
"Onu grmeliyim. O beni, Hr Anasn grnce dzelir."
"Onu bugn gremezsin. Bana bile sylemiyorlar yerini. Onun yerini bir tek kii
biliyor, o da bizim Temir."
"Ekya Temir mi?"
"Ekya Temir," dedi Battal Aa.
"O beni tanr, onu hemen art bana koca Battal."
"Burada yok. Yarn sabaha kadar sabredeceksin."
267
Baka are yoktu, Hr Ana sabredecekti. Battal Aa ayaa kalkt, teki odalara
geti. Onun oraya gitmesiyle de bir sr kadn, kz, gelin, ocuk Hrnn yanma
geldiler, ona ho geldin deyip elini ptler.
Akam yemeinde sac kavurmas, pirin pilav, petekli balla az yediler.
adrn en son odasnda ona yatak yaptlar. Hr Ana mrnde hi bu kadar
yumuak bir yatakta yatmamt. Ban yasta koyar koymaz uyudu. ok
yorulmutu.
Sabahleyin an sesleriyle, bir hayhuyla uyand ki dipdiriydi. arabuk giyindi
orta odaya geti. Battal Aa cezveyi atee srm onu bekliyordu, glerek
karlad:
"yi uyudun mu Hr bacm? Hele bir kahvalt et de, seni bekliyorlar geceden bu
yana. Senin Mahmut Efendi burada kalacak."
Oturdular, sofra hazrd. Bir tasta da st dumanlanyordu. Tatl bir taze ekmek,
st kokusu doldurmutu adr. Ortada st ayran kabarckl bir tereya topu
duruyordu. Bazlama el yakacak kadar scakt.
"Hele bir kahve ielim seninle karlkl."
Battal Aa kahveyi kendi eliyle koydu onun fincanna.
Konumadan kahveyi iip kahvalty yaptlar.
Hr ayaa kalkp:
"Yolcu yolunda gerek, yle deil mi Aam?" dedi.
Battal Aa hep glyordu.
Darya ktlar, dilerine kadar silahlanm, banda mor pskll bir krmz
fes, ilk bakta, sar posbyklar gze arpan ksa boylu birisi, elinde
grkemli, erke eyerli bir atla onu bekliyordu.
"Bu ite Temir," dedi Battal Aa iini ekerek. "Benim emmim olu olur.
Gvenilir adamdr."
Temir, Hr Anaya yaklap onun elini pt.
"El penlerin ok olsun olum Temir."
"Temir senin gzlerini balayp yle gtrecek seni gidecein yere, kusura
kalma," diye zr diledi ondan Battal Aa.
Binek tama kadar gittiler. Hr Ana taa bir atlayta kt, Temir de zengiyi
tutmutu, ata usta bir binici gibi bindi.
268
Battal Aaya:
"Biz de dndk Krkgz Ocan, Battal Aa da... nce Memedi biz bu halde
oraya gtremeyiz ki... Anack Sultan da, o ocan huyu yle imi, hi yerinden
kprdamazm."
"Ben onu kprdatrm."
"ok yalym o, belki de yz yanda, buraya nasl kar ki?"
274
"Sen nce Memedi aa indireceksin, olur mu, u dan dibine... Candarmalar
daha balarnn telaesindeler. Orada, aada bir Yrk obasnda... Ben Anack
Sultana gidiyorum. Sen beni Sarkeiliye imdi hemen gtr, imdi... Memedin
yerini Battal bilir deil mi?"
"Bilir."
"Onu aa indir, lrse de aada lsn, burada da banda boku bokuna deil.
Benim yaptm orbay ihmal etmeyin. Ona her gn sabah, len, akam bu
orbadan yapn. Baka bir ey isterse de verin."
eriye girdi, uzun uzun Memede sarld, onu pt koklad:
"Ben gidiyorum oul," dedi. "Krkgzn Anack Sultanna gidiyorum. Ben dnnceye
kadar diini sk, dayan, lme. Ben Anack Sultan alp gelince, kirp der
yaralarn saalr. Bir de seni ona afsunlatrm ki, sana kurun demez, dese de
gemez. Top bile ilemez sana Anack Sultandan sonra... Diini sk yavrum, dayan
yiidim. u fkara, u dnyada kimsesiz, elsiz ayaksz kalm Hrce iin dayan,
lme, ben dnnceye kadar."
Maarann kapsnn nnde durmu hayranlkla, sevgiyle, ii l l ederek
ona bakyor, bir trl admn atp da darya kamyordu.
"Allahm," dedi, dudaklar kpr kpr etti, ellerini havaya at, bir sre yle
tuttu. "Allahm, koca Allahm, ad gzel Mu-hammed akna, uzun kll Ali
akna, Krkgz Ocann btn pirleri, ermileri akna, olumu bana, fakir
fkaraya bala..."
karken onu bir daha gremeyecekmi gibi dnp dnp bakt. Onun o gl yzn,
ermilere has o yumuack yzn gzlerinin iine, derinine, hi unutmamacasna
nakediyordu.
Temir at ekmi kapda onu bekliyordu.
"Olum," dedi Hr yalvarrcasna, "benim gzlerimi no-lursun balama. Ben nce
Memedin anasym, derimi yzseler bile..."
Temir:
"Olur Ana," dedi, onu kucaklayp ata bindirdi.
Hr ona yle atn stnden eilip bakt:
275
"Anan sana kurban olsun," dedi. "Anan senin u altm gibi yalp yalp eden gzel
byklarna hayran olsun. yi ettin de gzlerimi balamadn. u senin yoldan
Memed var ya, lmeyecek..."
en akrak, atn kayalarn arasndan srd. Sol yanma bakt ki, abooov, ucu
buca gzkmez bir uurum...
"Onu buradan nasl kardnz yavru?"
"Sorma Ana," diye iini ekti Temir.
Yoku aa gidiyorlard. Neredeyse at tepesinin stne dikilecek, Hr de u
uurumdan aa uacakt.
"Keski gzlerimi gene balasaydn!"
Gltler.
276
Krkgz Oca orada, akmaktandan apak kayalklarn arasnda, iri, yalan
belirsiz aalarn yannda, Trkmenin Horasandan geldii yllardan bu yana durup
durur. Eski, akmaktandan rlm eve tane kemerli kapdan girilir. Kaplar
meedendir ve salamdr. stne trl iekler, kular, bcekler, Kurandan
ayetler ilenmitir. Her kapnn ilemeleri arasnda bir giz, bir afsun
gizlidir. Bu ocak Horasandan bu yana btn dertlere deva, hastalara ifadr.
Yoksullar, dknler, ba dara gelmiler dertlerine areyi bu ocakta ararlar. O
ulu aalarn altndan apak da bir su kaynar, kayalar, kprerek, grl-deyerek
dolandktan sonra yamatan aalara doru inanlmaz bir hzla talan oyarak
iner. Kimileri, bu suyun, byle sonsuz bir hzla akarken birdenbire olduu yerde
durduunu, durmakla kalmayp gzne doru ayn hzla gerisin geri aktn
grdklerini sylerler. Toroslarda bunun byle olduu tartlmaz, tartmak
Padiahlarna klc bir Konyadaki Hnkar Dede, bir de buradaki Krkgz Oca
kuatrm. Bir kl kuatsn diye, bu kapda aylarca, yllarca bekleyen,
bekleyip de Krkgzn pirini gremeden dnen ok Bey, ok ah, Padiah var imi.
Fakir fkaraya alan kaplar bu zalim Beylere, Padiahlara kapanrm.
Krkgz pirlerinin krk tane gnl gzleri olurmu, biriyle maribi, birisiyle
mark grrlermi. Birisiyle cenneti, tekiyle cehennemi, birisi iyi insanda,
birisi zalimdeymi. Biri gemite, biri gelecekteymi. Birisi karncada, birisi
kutaym. Yamurda, bulutta, suda, atete, yldzlardaym... Birisi insan yreklerindeymi. Bu kapdan ieriye, bu kap olduundan beri ktlk, haram,
zulm girememi. te imdi de insan azp,
279
dnya kirlenince bu kapdan artk kolay kolay girilemiyormu. Anack Sultan, o
da ok genliinde yakkl gen bir zalim Beyin direniini kramam, onun
admn eikten ieriye attrm da, geyikler yedi yl onun semtine uramam,
bulut o durduu yerden ekilmi gitmi, gvercinler bir daha o yrelerde kanat
rpmamlar, su tersine akmam, kayalar atrdayp sar, mavi iekler
akmaktalarn yaramamlar.
Hr Ana korkuyordu, krk gzle btn dnyay gren, her insann, bu iyi mi,
kt m, diye iini okuyan Krkgzn Anack Sultan onu ieriye almazd belki.
Bir ktlk yaptm m, bir gnah iledim mi, diye btn yaantsn gzlerinin
nnden geiriyor, bazan umutlanp seviniyor, bazan da korkuyordu. Acaba gnah
m, ya da sevab m daha oktu? Dndke hep sevab ar basyordu.
Genliinde, daha Durmu Aliyle yeni evliyken, o da askerdeyken, baka birisiyle
deirmende... Acaba Anack Sultan bu kadar eski bir eyi anmsar da, onu ieri
almaz myd? ok eski, ok eski, diye dnd, Anack Sultan da ok yal.
Sa yannda giden delikanlya sordu:
"Sen Anack Sultan grdn m, yavru?"
"Grdm," dedi delikanl.
"ok mu yal?"
Delikanl yle bir, tepeden trnaa Hrye baktktan sonra:
"O senden gen."
Hr buna ok bozuldu.
"Nasl olur, nasl olur yavrum," dedi alayl, dudaklar titreyerek. "Nasl olur
yavrucuum, o Mustafa Kemal Paaya kl kuattnda, o zaman daha Yunan munan
ii ortada yoktu, ben kck bir kz, o koskocaman bir avrat idi."
"O senden gen Ana. Demek ki pirler kocamyorlar."
"Kocamyorlar yavrum, aaah onlar kocamyorlar."
imdi oraya varnca, kayalar yarlp da mavi iekler ortala knca her ey
anlalacakt. Yoook, onu kayalar apak karlar da hibir ey olmazsa, ite o
zaman u kara bal Hr Ana da yanmt, kr talihli nce Memed de...
"Yavru, sen buraya geldiinde, o kayalar atr atr atlatarak kan mavi
iekleri grdn m?"
280
"Kayalarn atrdadm grmedim ya, iekleri grdm. Kayalarn yarklarndan
fkrmlar, yazya yabana bir mavi kilim gibi denmilerdi."
"Ben de grr mym?"
"Sen niye grmeyesin Ana?"
"Sen harama hi ukur zdn m yavrum?"
Delikanl bir tuhaf bakt ona.
"Ben hi ukur zmedim ki harama ukur zeyim."
"Hi adam ldrdn m?"
"ldrmedim."
"Sen hi birisini dvdn m?"
Delikanl sustu, karlk vermedi.
"Sana diyorum," diye dikleti Hr Ana. "Sen hi adam dvdn m?"
"Dvdm."
"Kpeklere vurdun mu?"
"Vurdum."
"Hibir hayvan ldrdn m?"
"ldrdm."
"Ku?"
"Ku da ldrdm."
"O zaman sen Krkgzn Anack Sultann nasl grdn?"
"Demek ki hi gnahm yokmu Hr Ana."
"Hm."
Hr Ana sevindi, o deirmendeki ii imdi kendisi bile hayal meyal anmsyordu.
Onlar, o eski deirmene onunla gn gece kapanmlar, ierden kapy
kilitleyip soluk bile almadan, uyumadan, dinlenmeden sevimilerdi, ama gemi
zaman, o gnleri hep anmsamak, yeniden o tatlar yaamak istiyor, bir trl o
eski tad bedeninde bulamyordu. Amaaan, krk gz deil de, bin gz bile olsa
Anack Sultan o kadar eskiyi nasl grecekti? O deirmen bile yklm, yerinde
yeller esiyordu. Ama baka gnahlar da vard Hr Anann... Pekiyi ya, Anack
Sultann hi mi gnah yoktu, insan olur da, kadn olur da hi gnah olmaz olur
muydu? Onu atele mi ykamlard yani? Kim bilir bu i nasl bir iti, akl sr
ermez. te gidiyordu oraya, belki de mavi iekleri grverirdi. Belki de daha
kapya
281
varmadan Anack Sultan onu yz geri ederdi. Hele durun bakalm, azck daha
sabretmeli, azck daha diimizi skmal. Ak gt, kara gt geitte belli olur.
Sultan Murad da yiit, gzn daldan budaktan esirgemez bir padiah imi. Badat
stne sefer eylemeye karar vermi. O kavli kararnda olsun, Muradn anas bir
gn Padiah olunu huzuruna arm, "Olum Murad," demi, "sefere gidiyorsun
Badat stne, hayrl uurlu, kademli olsun. Osmanl byk bir devlet, senin de
yer gtrmez askerlerin var, var ama Badat da yenir yutulur lokma deil,
karndakiler de epeyce gller. Onun iin sen sefere giderken, yolunun
stndeki Krkgz Ocana uramadan, onlarn desturunu almadan gitme. Krkgz
Ocandan kime destur kmsa onun klc keskin, baht ak olmu. Unutma bu
tm. unu da unutma, sen bir byk padiahsn, gurura kaplrsn, Krkgz
Ocann eiine giderken, Allah huzurunda nasl olursan, orada da yle dur.
Ocaa girerken yedi kez topra p. eik vardr ocakta, nde de niyaza
dur..."
Sultan Muraddr, anasnn hayr duasn aldktan sonra elini pm, askerini
hazrlam, birka ay sonra da sefere km. Sefere km ya, o telae iinde
her eyi unutmu, orduyu ekmi taa Diyarbakra kadar gelmi. Diyarbakrda uzun
bir sre kalm. Oradan da bir trl ayrlamyormu. Orduda dedikodu balam,
amann ha, biz Badada sefere mi, yoksa Diyarbakra oturmaya m geldik?
Padiahn btn bunlar kulana gidiyormu. Gidiyormu da bir trl de yola
kamyormu. Unuttuu bir ey varm gibi boyuna dnyor, kimseyle
konumuyor, aratryormu. Bir gn birden, hak demi, ok kr Allahma
buldum. Hemen seraskerini, vezir vzerasm arm, amann Krkgzn Ocan
pirini bana bulup getirin, demi. Seraskeri, vezirleri, olamaz Padiahm,
Krkgz Ocann piri ocandan kp da hibir yere, kp da kimsenin huzuruna
varamaz, demiler. Senin padiah baban, dedelerin hep onun huzuruna gidip kl
kuanrlard. Konyada Molla Hnkar neyse Krkgz Ocann pirleri de odur. Ve
hem de ondan da bin beterdirler. Sultan Muraddr, gidin getirin, diye buyurmu,
ben Krkgz, bin gz dinlemem. Vezirler vzeralar derin konumalara dal282
mlar' Padiaha birka kez daha gidip yalvarmlar, Padiahtr diretmi.
Vezirler ne yapmlarsa olmam, arnaar kalkmlar Krkgz Ocana gitmiler,
pire kmlar, pir onlara demi ki, ne iin geldiinizi biliyorum, Sultan
Murada syleyin, kim oluyor da babasnn, dedelerinin yz srd ocaktan yz
eviriyor? Vezirler bu szler, bu keramet stne ap kalmlar, dnp Padiaha
gelmiler, ite Padiahmz hal keyfiyet byle byle demiler. Sultan Muraddr,
azgn m azgndr, ben de onun stne ordu ekerim, demi, varn syleyin, pir
midir nedir, ona.
Vezirler daha son kapda niyaza durmularken pir glm, gencecik de bir
adamm:
"Syleyin Sultan Murada, ne kadar ordusu varsa, eksin gelsin ocamz stne,"
demi. "Onu ok deneyen oldu, hibirisi de iflah olmad."
Padiahtr fkelenmi, yeri g inletmi, Badat ordusunu evirmi Krkgz
Ocann stne. O gn gkyznden bir tufan boanm, Nuh tufan yannda yaz
yamuru gibi kalr.
iein yresinde de bir ku kadar byk mavi bir kelebek, geni kanatlarn
ap kapatarak dola288
syordu. O kadar bozulmutu ki Hr Ana kelebee bile aldrmad. Hibir eye
deil de bu kutsal ocan kapsndaki uyuz kpekle tavuklara ok bozulmu, atn
stnde, ineyim mi dneyim mi, diye ikircik geirmeye balam, orada ylece
durup kalmt. Ocan kapsyla, ancak bir ocuk girecek kadar geni olan
penceresi de kapalyd. Ortalkta da hibir adam yoktu.
"Krkgzn Oca buras m," diye krlm, lmcl bir sesle sordu Hr Ana.
"Buras..."
Hr Ana yorgun, bitkin, atn boynuna doru uzanm, kan ekilmi, dizgin
elinden dm, orada ykk kap kemerinin karsnda durmu kalmt.
Delikanllar da aada, balar nlerinde, kemerin bir byk tann yanna
dikilmilerdi. Ne o konuuyor, ne de tekiler bir ey sylyorlard.
Aralarndaki sessizlik ok uzun srd.
Neden sonradr ki delikanllar Hr Anann sesiyle irkildi-ler:
"Geliyor, geliyor, dan stndeki bulut bu yana geliyor."
Balarn kaldrdlar ki, doruktaki kk bulut bu yana geliyor.
Hr Ana hemen attan indi, ykk kemerin ortasn, buras eiktir diye
avullayp eildi pt. Delikanllar da at yandaki aaca baladktan sonra onun
gibi yaptlar. Hr Ana ar temkinli yryordu. Avlunun ortasna gelince,
burada da eilip bir ak ta pt. Ak kapdan ieriye bakt, ierisi
karanlkt. Delikanllar kapda kalmlard. Bir admda geni ta eii geti.
Karsna ok uzun boylu, sarn, sarkk bykl, el dokumas bir kahverengi
yn alvar giymi, bacaklarna da ilemeli dizle-me bir orap ekmi gen bir
adam kt.
"Buyur Hatun," diye incelikle, saygyla onun nne dt. Byk bir oda
getiler, buras daha aydnlkt, yere, tahtalarn stne nakl keeler
sermilerdi. Bir oda daha getiler. Hr Anamn gzlerine burada ok byk, her
yan tahta ilemeli bir ocak iliti. Ocakta, yanmam iri ktkler. nc oda
apaydnlkt. Drt yan da apak, turuncu ilemeli patiska rtlerle kaplanm
sedirlerle evrilmiti. Uzun odann kesindeki gene byk, ceviz aacndan,
oymalarla sslenmi ocan sa yann289
daki dee serilmi postun stnde, ilk bakta Anack Sultan olduu anlalan
bir kadm bada kurmu oturuyordu. Hr Ana onun nnde vard durdu, sonra da
hemen sa dizini yere koyup niyaza vard, Anack Sultann eline yapp pt.
Anack Sultan onu elinden tuttu kaldrd sa yanna oturttu. ri, gzel, imen
yeili, iinde mavi kvlcmlar akan gzlerini sevgiyle Hr Anaya evirip:
"Ho geldin Hr Hatun," dedi okayan, scak, candan bir sesle. "Ho gelip
safalar getirmisin sen Krkgzn kutlu ocana. Hi zlme, senin olun nce
Memed o yaralardan lmeyip kurtulacaktr."
Hr Anann gzleri parlad, yz allak bullak oldu, ne yapacan ard,
konumak istedi konuamad, o anda da onun eline sarlmak geldi aklna. Anack
Sultann bir elini brakp birini pyor, bir elini brakp brn pyordu.
Sonunda dili zlp konuabildi:
"Hr senin o kerametli dillerine kurban olsun, Hr senin o bastn kutlu
topraa hayran olsun."
"Yarn sabah erkenden seninle yola deceiz, ben imdi haber salarm Battala,
Sarkeili obasna, nce Memedi onlar K-zlkartallya indirirler. Ben de onun
yaralarna bakarm."
"Hr senin o kutlu tabanlarnn altn psn."
Anack Sultan alakgnll glmsyor, sa eliyle usul usul onun omuzlarn
svazlyordu. Hr Ana da artk susmu, konuamyor, onun apak salarna, ince
enesine, sevgi kvlcmlar kaynaan gzlerine, uzun kuu boynuna, kk
elmack kemikli, deirmi, nurlu yzne, gzleri ya iinde kalm hayranlkla
bakyordu. Eer, o az nceki gen adam bir gm tepsinin iinde tten, kokusu
btn oday birden saran kahvelerle gelmemi olsayd, Hr Ana daha ona yle
lalebkem bakp kalacakt.
Kahveyi alan Hr titreyerek bir fincan dudaklarna gtryor, bir oday
seyrediyordu. Kar duvarda uzun, belki de kula, bir ak ipekten bayrak
Anack Sultan ilalarndan, her birisi prl prl yanan, ok eskilerden kalm
insanlar kesip bien aletlerinin hnerinden, ly dirilten abalarndan,
imdiye kadar kimseden hibir cret almad. ly bile diriltse, bu ocan
gelenei, bunun karlnda hibir ey almamakt. Btn mr boyu bulama ien
294
Anack Sultan da yllardr kimseden bir kuru almamt. Onun bu durumunu
bilenler, kendisine biraz bulama salansn, Mlayim Babann ocuklar bu da
banda a kalmasnlar diye, aadaki ceviz aacnn kovuuna, o da gizlice be
on kuru koyuyorlard. O da onlara yetiyordu da artyordu bile. Geyiklerin yz
yldr bu kapya uramamas onlarn bir kap bulamaca muhta olacak kadar
yoksullamalarna sebep olmutu.
te bu dnya gzeli Anack Sultan, eline erkek eli demeden, ocan srdrmek
iin bu da ban kendine mekan tuttu. Ona geyikler uramad. Krolunun
Krat, Alinin Dldl, Gen Osmann Arabi onun semtine uramad, kayalar
atlayp iekler fkrmad, o inat edip ocandan ayrlmad.
orbalarn sahanlara koyup byk odaya geldiler. Cicim sofra serilmi ak
duruyordu. Ortasnda da bir drm yufka ekmek. orbalarn konumadan itiler.
Konumadan da yats namazna kadar yan yana oturdular.
Yllardan bu yana bir kartal kadar byk, tyleri yemyeil, gagas ahin gagas
gibi kvrk, gzleri kpkrmz billur gibi bir ku, her akam gn batar, kar
dan ba a keserken gelir kalkar, koca kanatlarn aarak uar gelir
ocan stnde kere dner, ardndan da kar moraran dan stne yukar
szlrd.
Namaz kldlar, tedeki odada yatak serilmiti, Hr Anay, Anack Sultan
odasna kadar gtrd: "Allah rahatlk versin," diye onu orada brakt. Hr Ana
yataa girdi. Yatak da iei kokuyordu.
Sabahleyin uyandnda ty gibi hafifti, ii ylesine pr pr ediyordu ki,
anasndan yeni domu gibi. Yataktan hemen kp giyindi, kuan beline sard,
doruca Anack Sultann odasna gitti, orada bir kz ocuu elinde ibrik, havlu,
nnde leen, sabun bekliyordu. Kz su dkt, Hr Ana elini yzn yudu. Anack
Sultan ocan yanndaki postuna oturmu, gzlerini yummu, usul usul tespih
ekiyor, dudaklar kpr kpr dualar okuyordu.
Hr Ana ykanmay bitirince Anack Sultan gzlerini at, tespihini yanna
brakt:
"Sana bu sabah da stl dvme orbas yaptm," dedi.
295
Odann ortasndaki yerde, sofrann stndeki sahanlarda orbalar ttyordu.
Hemen oturdular.
Kahvalt bitince Anack Sultan ayaa frlad.
"Yolcu yolunda gerek," diye dn akamki ielerin bulunduu odaya gitti. Hr
Ana da onu izledi. Anack Sultan vard, stne kabartma gller ilenmi bir
ceviz sand at. Sandk alrken m nnn tt. Anack Sultan sandktan bir
ipekli yeil kadife kese ald, kesenin kimi yerleri eprimi, hav dklmt.
Bzgl keseyi at, iinden kard incecik, l l makaslar, baklar,
daha baka bir sr aletleri, gene ileye ileye anarak parlam kck
imir ubuklar, byk bir mercei teker teker gzden geirdikten sonra torbaya
geri koydu, aznn da bzgsn sk skya ekti. Ardndan da kck bir
sand raftan ald. Sandn iinde de bykl ufakl, renk renk bir sr
ieler, kundura boyas kutular, el kadarck hz-manlar vard. Bu oda ylesine
gzel, binbir da ieinin kokusuyla kokuyordu ki, Hr Ana buraya girer girmez
bir eit da sarholuuna tutuluyordu.
Anack Sultan nce Memedi iyi etmeye gidiyordu. Mmkn aresi yok, onu iyi
edecekti. Hr Ana ondan bir ey daha isteyecekti ya utanyordu. la odasnn
kokular onu yreklendirdi:
"Anack Sultan," diye yz sapsar, sesi titreyerek balad, "senden bir dileim
daha var. Onu da benden esirgeme de u dar dnyada gzm ak gitmesin. Bu
kutsal ocan iinde bunu senden isteyim de..."
"Buyur Hatun."
"u nce Memedimi bir de afsunlayver de ona kurun gemesin. Bunu da benden
esirgeme."
Anack Sultan onun bu isteine karlk vermedi:
298
paras var diye imdi ky biribirine girmi, balarnda da Muhtar, drt gzle
onun yolunu gzlyorlard. Mahmut Aaya bile haber gndermilerdi.
O gece maarada yatt. Korkuyordu da. Maarann ii ka-ykanat doluydu, her
birisi kocaman kocaman, hem de kan iici. Bu kaykanatlar var ya, insann
grtlana gagalarn bir saplar, damarlarnda ne kadar kan varsa smrp
bitirinceye kadar brakmazlarm. Yatarken parasnn stne yatyordu.
Kaykanatlar btn kann smrsnler de yeter ki parackla-rna
dokunmasmlard. Bu parayla neler, neler alacakt. ki ift krmz, ay boynuzlu
kz, bir pulluk, drt stl inek, koyun, kei, bir de doru bir at, o doru
atlar severdi, doru atn aln da aktma sakar olacakt, bir de Topal Alinin
apkas gibi tyl bir lenger apka, bir de tpk Topal Alinin pantolonu, ceketi
gibi bir ceket, sonra da kenarlar sar kordonlu krmz, ate gibi yanan bir
ift postal... Atma binip kyn bir bandan bir bana akama kadar gidip
gelecekti, lenger apkas yana yklm... Haaa, hep bunu unutuyordu, o da
korktuundan, Taz Tahsinin tfekten, tabancadan, hanerden bile, kan karan ne
varsa hepsinden d kopard, bir de Alaman filintas takacakt omuzuna, tabii
ii bo, o deli miydi, hi filintasna kurun koyar myd? inde kurun yoksa,
o gene tfekten korkard ya, o kadar ok korkmazd.
Sabaha kar azck uyudu, bir uyand ki, baucunda azman bir yaratk. Bararak
darya urad. Darda da oban Veliyle gs gse geldi. Onu tanyamad,
hemen maaraya dnd, maarada o kocaman yaratk yle duruyordu, darya kat.
Bir sre byle maaradan darya, dardan ieriye gitti geldi. Sonunda Veliye
baknca onu kepeneinden tand.
"Veli..."
"Ne var," dedi Veli, "ne oldu sana?"
"erde..."
"erdeki benim kpek. Seni tand da sesini karmad. Ben de uradan
geiyordum az nce, maaradan bir inilti duydum, korktum ieriye giremedim,
oraya kpei saldm."
Taz Tahsin dizleri zlm yere kverdi. Bir sre gs inip inip kalkarak
yle kalakald.
299
"Ne oldu Tahsin, ne var, syle bana?"
"Candarmalar," dedi Tahsin can ekiircene. "Murtaza Aann adamlar... Mahmut
Aamza da haber salmlardr. O da benim kemiklerimi un ufak eder eline
geirirse beni." Olan biteni olduu gibi Veliye anlatt. "Eer bu dediklerimi
de bir tek kiiye, anana, babana bile sylersen seni boar ldrrm. Bunu
bylece bil," dedi.
Veli on altsnda ya var, ya yoktu, ablak yz dinledii byk macerann
heyecanndan kpkrmz kesilmiti.
"Tahsin Aam ben bunu hi kimseye syler miyim! Ben Mahmut Aay bilmez miyim, o
yeter ki bir adamn elinde para grmesin, hemen alverir. O da yetmez, ardndan
da insann kemiklerini krverir, un ufak eyler. Mahmut Aa da kye geliyormu.
Demek bunun iinmi."
"Sylemeyeceine yemin edeceksin."
"Neyin stne?"
"Anann ba stne."
"Anamn ba stne ben hi yemin etmedim. Sonra anam lr ya..."
"yi ite, o zaman da sen kimseye sylemezsin."
"Anamn bana yemin edemem."
"Edeceksin. Etmezsen ben de seni burada ldrrm. ldrr de kaarm. Kim
bilecek..."
"ldr ama anamn ba iin bana yemin itirme. Sonra lr fkara. Baka neyin
stne dersen ederim."
Taz Tahsin direniyor, teki ldrseler de, anas stne yemin etmeye bir trl
yanamyordu. O kadar tarttlar, konutular ki ikisi de yoruldu, sesleri de
kmaz oldu, biri bir yana dt, biri bir yana, slk gibi kyordu artk
sesleri.
Taz Tahsin duyulur duyulmaz:
"Bana ekmek ver," dedi, "git biraz da st sa."
Veli ona ekmei verdi, vermesiyle keilerin iine girmesi, oradan da kye aa
alp yatrmas bir oldu. Taz Tahsin o kadar at ki onu kovalayp yakalamak
aklndan bile gemedi. Velinin ky nasl velveleye vereceini biliyor, nndeki
yemei bir anda bitirmeye alyordu. Sonunda sabredemedi, azk knn da
alp yukar ormana, pnarn bana ekildi. Susamt,
ORHAN KEMAL
300 L HALK KTPHANES
azn ak aakl pnara dayad, kana kana yarpuz kokulu sudan iti.
Bir nndeki Velinin azndan yiyor, bir pnara eilip su iyordu. kndaki
son kalnty da bitirince ayaa kalkt, yu-karlarda daha rahat yerler, kck
imenli bir alann ortasnda uzun, st de dz bir kayalk vard, oraya
gidecekti, ayaa kalkar kalkmaz salland, gzleri karard, decekti, bir dala
yapt. Gene de dal onu tayamad, yere dt, der dmez de onu bir uyku
bastrd, ta gibi uyudu kald.
Btn ieklideresi ky, nce Memedin lm haberini kasabaya gtren Taz
Tahsinin zengin olduunu, Aalarn, Beylerin ona verdikleri mutu parasn da
onun elinden almak iin Mahmut Aann onun arkasna on bir atlsyla dtn
duymu, ortalk allak bullak olmutu.
"Onun elinden alr Mahmut Aa bu paray." "Ona verdikleri paraylan on bir kz,
dokuz at, yz kei, otuz be koyun alnrm..." "Zengin oldu da gitti."
"Korkmasn da ne yapsn, o kadar parann onda olduunu ekyalar bir
duyarlarsa..."
"Kerti Ali Onba Paa bir duyarsa..." "O paray onun elinde brakrlar m hi,
Tazck Tahsinin!" "Para deil, bana bela ald Tazck Tahsin." "Mahmut Aay
bela ald, kartal bakl." "Ya bizim Muhtar? Onun elinde brakr m o
paray..." "Kerti Ali Onbayla bir olup..."
"Mahmut Aa kimseye bir zrnk koklatmaz o paradan..." "Vermesin bakalm paray
onlara Taz Tahsin." "nce Memedi ldrenler Muhtarla Kerti Ali Paa... Onlar
paray..."
"Paray alan da burnu smkl Tazck Tahsin." "Birazck kotu diye bir insana
o kadar paray verirler mi?" "Mahmut Aa derisini yzer onun." "Onba Kerti
Ali Paa gzlerini oyar onun." "Yiitse gelsin kye..."
"Mahmut Aa binmi al atma, filintas boynunda, ku gibi bu yanlara geliyormu."
301
Taz Tahsinse ormanda uyuyor, bir tuhaf dler gryordu.
stne gnn demesiyle uyand. Uzaklarda bir kurt uluyordu. Kurt ulumas
uursuzlua alamettir. Taz Tahsinin tyleri diken diken oldu. Eli koynundaki
parasnn stndeydi. d koptu. imdi Veli gitmi her eyi kyde anlatmt.
Kyl de... Kim bilir... Kzlar da ona ne biim bakacaklard, zengin bir adama o
biim baktklar gibi. Kyn iinde, tpk Onba Ker-ti Ali gibi gs ierde,
k darda ko gibi dolaacak, herkes bu Taz Tahsin ne biim zengin adamm
diye, ona bakacaklard.
Kurt korkusu, kyde zenginliinin tadn karma dncesi onun ayaklarn ald
kyn st bandaki kayann stne gtrd. Karanlk kavuuncaya kadar burada
saklanacak, karanlk kavuunca da bir sansar gibi kye inecek, anas da kyde
olan biteni ona ulatracakt. O da... Kyde parasn yle bir yerlere saklard
ki bin yl arasa kimse bulamazd. Ky hemen grmek istiyor, burada
sabrszlktan lyordu. Grsnlerdi o kyller mrmrk orbas ie ie karn
imi Tazck Tahsini, grsnlerdi...
Daha fazla dayanamad, gizlendii kovuktan darya kt, altnda sakland
kayann stnde gezinmeye balad. imdi bir kyl onu burada gsn iirmi
byle gezerken grmeliydi ki, btn zenginler gslerini ite byle
iirirlerdi. Ya kye gelmilerse Mahmut Aayla adamlar, ya da Murtaza Aa,
ite o zaman da Taz Tahsin alr yatrrd dalara te. Yakalasnlar
yakalayabilirlerse, u kayalklarda o koarken arkasndan kurun sksalar
ulaamazd. Kye gidecek, parasn almaya gelen birisi varsa, ver elini dalar,
ok da azk alacakt yanna... Tuz da, keskin bir bak da... Acknca bir
obann srsnden bir ola... amlar arasnda, yarpuzlu pnarlarn banda
harmanlam kzlerin stnde kebap ettii olak etlerini, dudaklarnn
kysndan yalar akta akta yiyecekti. O it olu Velinin, hele Velinin yiye
yiye keilerini bitirecekti. Onlar Tazck Tahsini ne sanyorlard, o Tazck
Tahsin yle becerikli bir hrszd ki uyurken gzlerinden kirpiini alar da
"Az bile."
"Nereye koyalm da bu paray, kimse..."
"Sen bana ver o paray, ben koyacam yeri bilirim. Mustafa Kemal Paa gelse
bulamaz."
"Veremem ana, ben saklayacam."
Anas gcendi:
"Senin paran deil mi, sen sakla! Ama Kerti Ali Onba paayla, bir de Muhtar
derini yzerlerken, sen parann yerini sylemez misin?"
"Sylerim..."
"yleyse sen bilirsin yavrum."
"Sen sakla ana," diye heyecanland Taz Tahsin, "Beni dve dve ldrseler bile
parann yerini syleme onlara. Beni kyma gibi etseler de... Gzlerini,
kulaklarn kapa, syleme. Mahmut Aa seni atma inetse bile."
"Sylemem."
"Yemin et!"
"Neyin stne?"
"Benim stme."
"Ettim gitti."
Eer Taz Tahsinin barmalarna dayanamayp, ana parann yerini sylerse
onlara, Taz Tahsin o anda hk deyip lecekti. Buna da, lr de anas raz
gelemezdi. Kerti Ali onu dve dve ldrrd, o baka.
Taz Tahsin paralar anasna teslim ettikten sonra:
"orba koy ana, lyorum," dedi.
Ana orbay koydu sofraya tencereyle. Taz Tahsin byk bir tahta kakla abuk
abuk imeye balad. Biraz sonra da ter iinde kald.
"Olum ben gidiyorum."
"Git ana, git de... Paralar da san yemesin."
Ana kt gitti, dndnde Taz Tahsini ocan nnde kvrlp uyumu buldu.
Sabahleyin ana oul sevin iinde uyanp mor ineklerin, soylu atlarn,
koyunlarn, keilerin, pulluklarn, kaplan giremez ekin tarlalarnn inanlmaz
dnn tadn kara kara leye kadar konutular. Konutuka da
konuuyorlard. Taz Tahsin kyn iine kmak iin o kadar acele etmese ana
oul bu konuyu durup dinlenmeden gn gece konuurlard. Taz Tahsin hem
anasyla birlikte ilerdeki zenginliinin mutluluunun dlerini iliklerine kadar
tadn kararak kuruyor, bir yandan da kylnn kendisini grmesini istiyordu.
Parasn salama almt. Dnya dnyaya girse, onu elinden alacak bir g yoktu
u dnyada.
304
305
Dayanamad, sonunda kye kt, narn altna geldi. narn altndan gr bir
pnar kaynyordu. Onu gren ocuklar evlere komaya baladlar, bir anda da
narn alt kadn erkek, oluk ocukla doldu. nne gelen nasl zengin olduu
stne Taz Tahsi-ne soru soruyor, o da bkmadan usanmadan, buradan koarak
kasabaya nasl gittiini, kasabada kendisini davul zurnayla nasl
karladklarn, Kaymakamn odasnn kapsna kadar gidip orada nasl kendinden
getiini, uyandnda Doktoru, kasabann ileri gelenlerini banda bulduunu,
uzun boylu ok zengin bir adamla, lenger apkal topal bir adamn kendisine
durmadan para verdiklerini, paralan almak istemeyince de ona ok fkelendik- j
lerini sayp dkyordu. Sonra ona zorla para veren adam onu evine gtrm,
onuruna kuzu kesmi, peteklerden bal sam, ona gl kokulu erbet verip, gl
kokulu yataklarda yatrmt.
"Sonra o uzun boylu adam dedi ki... nce Memed o adam mmkn yok ldrecekmi.
Onba Kerti Ali Paa da nce Memedi ldrnce, ben de mutuyu ona gtrnce, o
da bana dedi ki dile benden ne dilersen, bam stne her bir dilein. stersen
seni, bu kasabann gl kokulu kzlaryla evlendiririm, dedi. Ben de istemem,
dedim. O da beni uurlarken, sen benim olumsun Tahsin, dedi, bu ev senin evin.
Ne zaman ban skrsa gel, attan at, silahtan silah, seni ok sevdim,
yakamdan geirip evlat edindim, paradan para, tarladan tarla, kzdan kz
been... Ne dilein varsa ba stne... Mademki benim dmanmn lm mutusunu
sen getirdin bana, lp dirilerek... Ben de seni... Ben de ona, sa ol Aam,
dedim."
O sevince Taz Tahsin de kendini kaptrmt. O, baka bir eye, nce Memedin
lmemesine herkesten daha ok seviniyor, sevincinden ne yapacan bilemiyor,
boyuna baryordu.
Evlerine geldiklerinde:
"Ana," dedi, anasnn boynuna sarld, "anam benim, imdi iyice zengin olduk.
Bak ne yapacam, Muhtar deil, ben arayacam nce Memedi, izini srp onu
bulacam, gidip o Aaya haber vereceim, o Aa da bana bu sefer daha ok, daha
daha ok para verecek. Bu ev parayla dolacak. Nah, bu kadar!"
"Sus, hrtklerden gidesi, ben para istemem. Onlar da nce Memedi ldrecekler,
yle mi?"
"ldrsnler," diye dudak bkt Taz Tahsin. "nce Me-med benim babamn olu mu?
Yarn sen bana ok azk hazrla, ben gidiyorum."
308
16
Btn muhtarlarn listesi Murtaza Aann cebindeydi. Bir gece atna atlad
gibi Adanann yolunu tuttu. Ramazanl Beyinin evine vardnda gece yarsn
oktan geiyordu. Bey yal bir adamd, oktan da uyumutu. Kapy alar almaz
bir uak kapy at. Yar uykulu Bey banda takkesi, srtnda gecelik
entarisiyle hemen uyanm, aaya inmiti.
"Kimdir o?" diye sordu. Sesinde korkudan ok bir aknlk vard.
Kapy aan uak kede duruyor, ieriye giren bu uzun boylu, lenger apkal,
kuann altna ifte tabanca sokulu, daha nceden tand bu Aaya bir tuhaf
bakyordu.
Murtaza Aa:
"Benim Bey," dedi, "ben Murtaza kulun. Bu gece yars seni rahatsz ettim ki...
Kusura kalma..."
"Canm, gel hele, gel yukar da sonra konuuruz."
Yukarda gidip gelmeler... Konan klar oktan, Bey daha merdivenlerden
inerken yaklmt.
Yan yana sedire oturdular. Onlar oturur oturmaz da kahveler geldi.
"Hayr ola Murtaza Aa..."
Murtaza Aa btn olan biteni, nce Memedi, Ali Safa Beyin ldrlmesini,
Yzba Faruk Beyin yalann, kendisini Ramazanl Beyi gibi kasabada
karlatn, Talip Beyin nce Me-medce feci bir biimde katlediliini bir bir
anlatt:
"te," dedi, "hal keyfiyet bu minval zeredir, Bey... Arif
309
Saim dedikleri o adam da her eyi, kendi gtnden korktuu iin btn bunlar
olmam gibi gsteriyor Ankaraya. Ankara btn olan biteni duyacak olursa, onu
bir daha buraya mebus tayin etmez. Bu yzden de dalar ekyalarla doldu. Bu can
dman, rz, mal dman nce Memed de kendisini bilumum Toros dalar stne
hkmdar ilan etti. nce Memedi bundan sonra ne bir blk, ne bir tabur, ne de
bir alay durdurabilir. Btn halk tabakas ve de bilumum baldrplak, aya
yaln taifesi onun buyruunda. u dmana kar kurtardmz vatan payimal
ettiler. Duyduuma gre de yaknda Adanay igal edecekler, btn ehri
yamalayp ta stnde ta, kelle stnde ba brakmayacaklar..."
Ramazanl Beyi Arif Saimin can bir dmanyd. O milletvekili olacakken, Ankara
bu ne idi belirsiz candarmay onun yerine milletvekili tayin etmiti. Oysa bu
Adana yedi yz yldan bu yana onlardan, Ramazanl Beylerinden sorulurdu. Yedi
yz yl bu topraklara hkmetmi Ramazanoullar Cumhuriyet devrinde klahn bir
parasn bakalarna kaptrmlard. Bu da onlar iin yenir yutulur bir bela
deildi. Hibir ada Ramazanl Beylerinin bana bylesine bir bela gelmemiti,
taa Mem-lklerden, Selukilerden bu yana... Bir tek milletvekilleri vard, o da
sarhoun birisiydi ve ancak yarm Ramazanlyd.
"Haklsn Murtaza Aa," dedi Ramazanl Beyi. "Bunu, bu ayaklanmay bir yolunu
bulup Ankaraya bildirmemiz gerek. Yalnz nasl bildireceiz? Dahiliye Vekilinin
yanna varlmyor. O kendisini sadrazam sanyor. Paaya ulamaksa Toros
dalarn denize indirmekten daha zor."
Sabaha kadar, kl krk yararak konutular, sonunda da Murtazanm dncesinde,
nerdii yolda gitmeyi kararlatrdlar.
"O Arif Saimin baka ileri de var Bey..."
"Nedir o?"
Murtaza Aa gld:
"Ben yava yava tespit ediyorum ya, imdilik ispat edecek durumda deilim. Bir
ispat edecek duruma gelirsem eer, ite Arif Saim, ite o zaman toz olacak."
Bey heyecanland:
310
"Syle, nedir o?" Gzleri bymt.
"Benim anladma gre Arif Saim kck bir mebuslukla, vekillikle,
bavekillikle yetinecek bir adam deil. Onun gz ykseklerde... Her
konumasnda Paay ben idare ediyorum diyor da baka bir ey demiyor."
"Bunu biliyoruz."
"O gizli gizli konuuyor."
"Kiminle?"
"Yukar dalardaki erkeslerle anlam durumda... Onun iin de dalara, btn
dalar ayaa kalksa da ilimek istemiyor. Duyduuma gre..."
"Syle duyduunu."
"erkesler ona kuryelik yapyor, Suriyedeki Franszlarla, Iraktaki ngilizler
arasnda. Daha tespit edemedim. "Ayaa kalkt, kollarn sallad, bir ara ayakta
dnd. "Dilim varmyor Bey," dedi, yerine oturdu. "Ne yapaym benim bu sz
sylemeye dilim bile varmyor."
"Varsn," diye bard Ramazanl Beyi.
"Sana bir ey soracam Bey."
"Sor."
"u tarihler, u eski toprak, u koca Osmanl lkesi imdiye kadar bir Mustafa
Kemal Paa daha yetitirebildi mi?"
"Onun orasn bilemem," diye yzn ast Bey. "Sen ne oluyor, onu bana syle."
Murtaza Aa bozuldu, birka kere yutkundu. mrnde ilk olarak, Mustafa Kemal
Paa hakknda byle souk bir bilemem szyle karlamt. aknl srp
gidiyordu. Neden sonradr ki kendini toparlad.
"Arif Saim Beyin Mustafa Kemal Paaya bir suikast hazrlad, hatta bunun iin
de nce Memedin, teki bilumum ekyann Toros dalarnda kuvvetlenmesini
istedii halk arasnda dolaan yaygn bir ayiadr. Ne buyrulur?"
Ramazanl Beyi buna uzun uzun gld:
"Yanl bir ayiadr bu, Murtaza Aa. Yanl. Arif Saim buna cesaret edemez."
"O gz kanl bir ete reisidir Bey, eder."
"Edemez."
311
"Btn halk bunu konuuyor."
"Yanl konuuyor."
"Yaknda grrsnz."
"Keski," diye azndan kard Bey.
"Olamaz," diye ayaa kalkt Murtaza. Tyleri diken diken olmu, korkudan kaacak
delik aramaya balam, bir anda da ter iinde kalmt. "Olamaz!"
Bey ayaa kalkt, d kopmu Murtazay dinginletirdi. Bir daha da ne o, ne de
teki bu konuya dokunmad.
Daha gn rken konaa avukat Hamurcuzade Sabit Bey geldi. Gen bir adamd.
Hrsl gzleri yuvalarndan frlam dnyordu. Murtaza avukat grnce rperdi.
Ksa boylu, ekik gzl, kk elmack kemikleri yznden darya kam bir
tuhaf kiiydi. Gzleri de tam burnunun stnde birlemiti. Yerinde duramaz bir
hali vard ve abuk abuk konuuyordu.
"Bu Sabit Beyin," dedi Bey, "kaleminden kan damlar. Deil Adanada, btn
Trkiyede Sabit Beyin stne ibilir bir avukat daha yoktur. Ol sebepten bugn
sana Murtaza onu takdim ediyorum."
Murtaza Aa ister istemez Sabit Beyle ibirlii yapacakt. Yoksa Beye ayp
olacakt. Geldiine de geleceine de bin piman olmutu avukat grnce.
Oturdular, ba baa, le yemeine kadar altlar. On alt muhtar ileri
Bakanna on alt mektup yazacak, otuz muhtar da telgraf ekecekti.
Mektuplar, telgraflar Sabit Bey btn gece alarak, yarm leye kadar hazr
edecek, sonra da Murtaza Aaya okuyacak, onayn alacakt.
Gzel bir le yemei yediler ve Sabit Bey, yemei yer yemez antasn kapt
gibi kt gitti. O gittikten sonra Bey:
"Ate gibidir, vallahi ate gibidir Sabit Bey olumuz, imdi Ankaray bir atee
tutacak ki ne Dahiliye Vekaleti kalacak, ne Bavekalet, smet Paa belki de
buraya bir ordu gnderecek."
Murtaza Aa leden sonra ehire kt, Seyhan kysna gitti, ocuklar
ekerkam somuruyorlard, uzun bir ekerkam ald, nehrin kysna, dnme
dolaplarn kuytusuna ekilip gizli gizli kamlar somurmaya balad. Kerhaneye
gidecekti. Takanm kapsna kadar geldi, bir sre bekledikten sonra vaz312
geti. Genliinde her Adanaya geliinde kerhaneye giderdi. imdiyse Ramazanlmn
evine konukluundan mdr, nedir, yapamad. inde bir tuhaf korku, ac vard.
Bu Hamurcuzadeyi hi tutmamt. Halleri biraz retmen Sami Turgutun hallerine
benziyordu. Bir de bu adam onu soyup soana evirecekti. Bu ii, bu nce Memedi
bu kadar kafasna takmamalyd. Ne yapmt ki nce Memede? Ona bir ey
yapmamt ki onu ldrsn. Btn bunlardan vazgese de nce Memedi Molla Duran
Efendinin stne sevk etse olamaz myd, Molla Duran Efendiyi nce Memede
ldrtmenin bir yolunu arasa da bulsa... nce Memedin can bir dman Topal Ali
de Duran Efendiye rak durmutu. kisini birden... Ama o Topal gerekten nce
Memedin dman myd, hi de yle gzkmyordu. O, nce Memedin kasabadaki bir
kolu, adam olamaz myd? Eer yleyse yandm diye, dizlerini dvd Murtaza.
O gn akama Ramazanl konana dndnde Murtaza allak bullakt. Bey onu gler
yzle, taa merdivenin banda karlad, elinden tutup sedire oturttu. Beyin
Hatunu bile gelip, ona, ho geldin, dedi. Konak Seyhan kysnda, iki katl,
ahap, her kat on bir odal, byk balkonlu, grkemli bir konakt. Bu konakta
Beyin babas olan paa oturmutu ilk olarak. Ve kona Ermeni ustalar
yapmlard. Marangoziyesi iin de dalardan, aatan adam yapan Rza Ustay
getirmilerdi.
"Farknda deil misin," diye zntl bir sesle konutu Bey. "Hi mi farknda
deilsin koca Trkmen Aas Murtaza, bunlar ukurovay paylayorlar. Kimi
Elazdan, kimi Mani-sadan, kimi Afyondan, Maratan, Urfadan gelmiler, baba,
dede yurdumuz, klamz ukurovay paylayorlar, yama ediyorlar. Byle bir
talan ne Seluk, ne Osmanl, ne de Msr Valisi Memet Ali Paann olu brahim
devrinde grdk. Ky ky, ova ova paylayorlar. Biz de elimiz kolumuz bal
durmu bunlarn kudurmucasma topramz paralamalarn seyrediyoruz. Sen ne
diyorsun Murtaza Aa, biz tkendik, biz bittik artk."
Ramazanl Beyi ok dertli, ok fkeliydi. u Ulu Camiyi, u koca ta kpry,
hanlar, hamamlar onlar yapmlard bu ehire. Bu Adanay onlar var etmilerdi.
ukurova onlarn h313
kmranlmdayd belki sekiz yz yl... Bu adam, bu Bey tepeden trnaa fkeye
kesmez de ne olurdu. Koskoca Ramazanl kuyunun dibine atlm bir ta gibi
keye frlatlm atlmt. Murtaza Aa ok zlm, neredeyse alayacakt.
Sonra birden kendisine geldi. Bilgilerini yoklad. Bundan yllar nce, en yakn
arkadalarndan birisi Ramazanoullarndan olurdu. Onun ii gc Ramazanly,
onun grkemli tarihini, Yreirli Beyi olaraktan ukurovaya gelilerini
anlatmakt. Ramazanl-lar tarih boyunca hibir zaman ynetimden dmemilerdi.
u anda bile ynetimde hatr saylr arlklar vard. Daha da olacakt. Gl
yerinden hibir zaman da su eksik olmam, olmayacakt. Yaknda Ankaray gene
Ramazanl soyu dolduracakt. Arif Saim Beyi, teki yeni yetmeleri Bey
yutamyordu. Doruydu, haklyd ya, azck da sabr gerekmez miydi? Doru, u
anda bu ark rk, nereden geldikleri bellisiz, soylarnn neci olduklar bile
bilinmeyen kiiler bile mebus olmular, ukurova-da cirit atyorlard da, u
koskoca Bey kesine ekilmi, kuyunun dibindeki ta gibi kalmt. O
fkelenmesindi de kimler f-kelensindi...
kinci gn tam lest Avukat Sabit Bey konaa geldi. antas azna kadar
katlarla dolmutu. Mektuplar, telgraflar teker teker Murtaza Aaya okudu.
Aa mrnde bu kadar dokunakl, bu kadar etkili hibir szler duymamt,
avukata hayran kald.
Okuma bittikten sonra Bey:
"Sizi temin etmeliyim, Karadalolu Murtaza Aa, Sabit bey bizim z bir
evladmzdr. Ona verdiimiz srlarmz hibir yere kamaz. Bundan msterih
olabilirsiniz," dedi.
Sabit Bey ekik gzlerini Murtaza Aaya dikerek kesin bir dille konutu:
"Bize tevdi edilen sr kellemiz gidene kadar bizde kalr. Bunu bilmelisiniz."
Murtaza Aa bu szler stne gene sevincinden umaya balad.
"Telgraflar bugn leden sonra Ankaraya ekilecek ve mektuplar postaya verilmi
bulunacaktr."
Sra cret iine gelmiti. Hamurcuzade Sabit Bey bu kadar
314
kk bir ey iin para almamakta, Murtaza Aa da, onu verek gklere karyor
ve para almasnda diretiyordu. Sonunda Sabit Bey, Murtaza Aann yalvarmalarna
yakarmalarna dayanamayp, o kk creti syledi. Syler sylemez de Murtaza
Aann dudaklar uuklad. O kck cret bir servetti ve Murtaza Aann
cebinde u anda o kadar para yoktu.
Pikin pikin glerek:
"Evden gnderirim," dedi, azck sklm, utanm.
"Hibir kymeti yok," diye abuk abuk katlarn toplayan Sabit Bey
basamaklar ikier ikier atlayarak konaktan indi.
Kasabaya dnen Murtaza Aa her eye karn mutluydu. ary bir utan bir uca
sava kazanm bir kumandan kabar-masyla, ba dik, gs ilerde dolayor, her
nne kanla se-lamlayor, konuuyor, yarenlik ediyor, akalayordu. Bir tek
Topal Aliyi grnce cinleri bana yor, yerin dibine de geiyordu. O
deirmendeki yalvarmalar da gzlerinin nnden hi gitmiyor, bu Topal
yaatmayaca stne yemin stne yemin ediyordu. nce onun topal ayan
gzlerinin nnde, eline bir kasap satr alp kknden kesecek, sonra yava
yava derisini yzerek, gzlerini oyarak onu ldrecekti. Hele u nce Memed
belas ortadan bir kalksnd hele. unun, u topal ayak-larndaki parlak
izmelere baknd hele. Kabzas fildii tabancaya, altndaki Arap ata, bandaki
lenger apkaya da baknd hele. Seni uak olu uak seni! O Molla Duran
Efendi, o sahtekar yalanc, o alak, o da grecekti. O Arif Saim, o Yzba da
grecekti. u avukat gz ok tutmutu. Onun o istedii kck creti de
kardeine vermi, daha kasabaya ayak basar basmaz gndermiti. nk bu avukatta
ok i ve istikbal vard. Yaknda mebus, vekil, her ne isterse onu olacak, ol
sebepten de Murtaza Aann iine yarayacakt. Murtaza da ona elinden geleni
esirgemeyecekti. Evet, bu Arif Saim Bey Mustafa Kemal Paay ldrmek istiyordu.
Varsn kimse inanmasn. Avukat Hamurcuzade Sabit Bey isterse btn dnyay buna
inandrr, Mustafa Kemal Paa da bizzat Arif Saim Beyi kendi gzleri nnde
astrrd.
Artk geceleri rahat uyuyordu. nce Memedden de hi ses ada gelmiyordu
dalardan. Belki de ldrlmt. Belki de
315
f
ls u kire ocana atlan ekya nce Memeddi, nce Me-meddi de korkusundan
onun lsne kimse sahip kamamt. Ama u nce Memedin baka bir huyu daha
vard, duruyor duruyor, bir yerlerde gizleniyor, ardndan da dmann stne hi
umulmadk bir srada hm gibi iniyordu. Ali Safa Beyi de byle ldrmemi
miydi?
Ekya Bayramolu onun dostu olurdu. Affa urayp da dze inince mrnde bir
kere bile olsun kasabaya uramam, Adanaya gitmemiti, vekiller, paalar onu
ok grmek istedikleri halde, o hi kynden kmamt.
Osmanl devrinde on drt yl dalarda gezmi, Mara, Adanay, Antebi
titretmiti. ok gen, on alt yalarnda daa km, hkmet onun iin
durmadan aflar karmasna karn o kabul etmemi, hibir zaman da dadan
inmemiti. Kurtulu Sava gelip atnca da etesini toplam, dmana kar
Toros-larm bir kanadn tutmu savaa girimi, bylelikle de dillere destan
olmutu. Sava bittikten sonra kyne ekilmi, tfeini, fieklerini, altn
kabzal hanerini, drbnn, deerli tabancasn satm, bir ev yapp evlenmi,
bir ift de kz alm, babasndan kalan birka dnmlk tarlada iftilie
balamt. O gn bugndr de o destanlar kahraman, trkler yiidinin ad
unutulmu, imi timi bellisiz olmutu. Dnyaya onun kadar kurnaz bir ekya
gelmemi, tam on drt yl koca Osmanlya, stne gnderilen taburlara, alaylara
kafa tutmu, ne bir kurun yaras alm, ne burnu kanamt. Ekya dnyaya
hkmdar olmaz, demilerdir ya, Bayramolu dada dolat on drt yl sresince
dnyaya hkmdar olmutu. nce Memedin hakkndan gelse gelse, bu eski kurt
gelebilirdi.
Murtaza Aa bu eski kurdu kimseye, Yzbaya, Arif Saim Beye sonuna kadar
sylemeyecekti. O yerinde dursundu hele. Yaknda, o deilcikten onu bir ziyaret
edecek, halini hatrn soracak, ona armaanlar gtrecekti. Eer nce Memed
ortaya bir daha kacak olursa ite o zaman, buyur Bayramolu meydan senin,
diyecekti. Dile benden ne dilersen...
Ertesi sabah arya kt, dkkanclara urayp Bayramo-luna bir eyler
bulmaya alt. Ona bir kaput, bir takm elbise, bir Halep kua, krk dmeli
bir Halep yelei, bir ftr apka,
316
gmlek almalyd. Ama onun boyu ne kadard bilmiyordu ki... Birden Krt Rstem
geldi aklna. Krt Rstem btn gn, k ortalarna kadar srtnda prl prl
yanan gmyle arda zillerini alarak meyankk erbetini satard.
Kurtulu Savanda Bayramolu etesinde dvt syleniyordu. Krt Rstem her
Cumhuriyet Bayramnda haki, buru buru ete giyitlerini giyer, bacana rmcek
a gibi yarlm, taban parampara izmelerini eker, bana byk, grkemli
kuzu derisinden kara kalpan geirir, kay yerine bir yn ip taklm eski,
kunda entik entik tfeini omuzuna asar, gsnde koskocaman madalyaya
benzer krmz kordonlu eski zaman parasyla komusu sucunun karn karnna
gemi, kemikleri frlam yar beygirine biner, ok ssl krbacn eline
alr, trenlere katlrd. Her katld trende de, halkn onunla alay etmesine
katlanamaz, bir olay karr, bararak, sverek evine dner, ondan sonra da bir
hafta evinden darya adm atmaz, kendi kendisiyle konuur, savata ald
yaralan bir el aynasnda, "Bak, bak Krt Rstem, iyi bak, bunlar hibir ie
yaramad, halbuy-samki kurun sesini duyunca kaacak delik arayanlar kahraman,
zengin olup, iftliklere kondular, bak bak, iyi bak Rstem, sen bir bok
olamadn," diye kendi kendine gsterirdi.
"Oooo, merhaba Krt Rstem Aa."
Rstem ehrin dnda, mezarln bitiiinde kendi eliyle tenekelerden, atlm
tahtalardan, allardan yapt evinde alt kk ocuu, gen karsyla
oturuyordu.
"Buyur Bey, buyur Aa," diye onu darya koarak avluda karlad. "Buyur Aa,
buyur! Krt Rstemin evine de byle byk Aalar gelirler miymi? Vay babo vay!"
Murtaza ieriye girmedi. Yandaki bir mezar tann stne oturdular. Rstem onu
ele geirdiinden dolay mutluydu. "Bana bak Aa..." dedi.
Murtaza Aa bana gelecekleri biliyordu. aresiz katlanacakt.
"Buyur Rstem..."
"Allahn seversen, sen ne zaman daa ktn da, dmana bir tek kurun attn da
sana madalya verdiler? Syle, syle..." t
"Eeeeh, biz de karnca
kararnca..."
317
"Dman bizim kasabaya girdiinde, biz de kasabay dmann elinden aldmzda
ben seni samanlkta, samanlara gmlm, banda yz elli tane civcivle bir sr
krk tavuk dolarken grp de oradan elinden tutarak karmadm m?"
"kardn, ne yapalm, can tatl..."
"Hahhaaah, can tatl yle mi, yleyse o madalyay kim verdi sana, banda
dolaan civcivler mi, kim?"
"Ne var yani, ben aldm."
"Peki, bana niye vermediler?"
"Sana hakszlk ettiler."
"Peki, seni getik, o Takn Bey?.. Sava sresince bir kere olsun evinden kt
m, elini vicdanna koy da syle."
"kmad."
"Niin verdiler yleyse ona o kadar tarlay? Ya Zlf kpei, o Franszlarn
adam, kpei deil miydi?"
"Kpeiydi."
"Ya Arif Saim? Bir gn tebdili kyafet dalardan kasabaya indim..."
"ndin."
"nince beni candarmalar yakaladlar Arif Saime gtrdler. O da beni Kemal
Paann adamdr, diye, yatrd sopann altna... gn gece beni
ldrdler. Ben de dil bilmiyor gibi, lala diyerek ahraz gibi gsterdim kendimi,
tatl can kurtardm. imdi o..."
Kasabada kim varsa, Kurtulu Savanda kim kam, kim kamamsa, Krt Rstem
bir bir sayd dkt. Boyun damarlar oklava gibi imi, yz, boynu boncuk
boncuk terlemiti.
"O zaman benim ayama kapananlar, greyim de selamlarn alaym diye yolumu
kesenler imdi benimle alay ediyorlar, bir tas meyan erbetimi bile imiyorlar,
ikramm bile kabul etmiyorlar."
"nsanolu i st emmitir."
"Emmitir," diye, boalm, dinginlemi Krt Rstem glmsedi. Yllardan beri
Aalardan kimi, nerede ele geirse Rstem, onlarn korkaklklarn,
ikiyzllklerini yzlerine kar byle sayar dkerdi. Ne olursa olsun, Rsteme
ses karamazlar, ondan ekinirler, ne sylerse sylesin yutarlard.
318
"Buyur Aam, kusura kalma, bin yln ba bir sen gelmisin evime, ho gelmi
safalar getirmisin, benim iki gzm k-sln, ben de sana ileri geri konuurum.
Buyur, ne emredersen emrin bam stnedir, n byk Murtaza Aam."
Murtaza, bu Krd nasl da candan severim, diye iinden geirdi.
"Sen, Rstem, Bayramolunu tanrsn, deil mi?"
"Tanmam m Aam," diye vnerek ayaa kalkt, geri oturdu Rstem. "te bir tek
yiit, yrekli, ocuk gibi temiz, mert bir adam vardr u ukurovada, u
dalarda, o da Bayra-moludur. O hi yalan sylemez, kimseye tepeden bakmaz,
ocukla ocuk, bykle byk bir kiidir. Ben onunla be yl dalarda gezdim,
iki yl da dmana kar dvtm, bu dnyaya geldim geleli ben ok adam grdm
tandm, yle bir adam grmedim. imdi yleyse sen bana syle, ben neden o
erbet gmn dalardan indim ineli srtmda tayorum, kimin yznden?"
"Kimin yznden?"
"Kimin yznden olacak, Bayramolunun yznden... Sava bitince bizi bana
toplad, sizi, dedi, balad hkmet. imdi sizler dze inip kendinize birer
i bulacak, harama el srmeyecek, kimseye karmayacaksnz. nk, neyise o,
tarihe getiniz, milletin gzbebei oldunuz, dedi. te bu yalan, bir kere
yalan syledi Bayramolu, o da bu yalan... Biz de, o da, milletin de, kimsenin
de gznn bebei olamadk."
"Duyduuma gre durumu ok ktym."
"ok kt," dedi Krt Rstem. "Hem de nasl kt... Kendisi, ocuklar, kars
her yl pamuk toplamaya, eltik bimeye, ot vurmaya ukurovaya inerler. Yoksa
alar. Ben ona her yl, her bayramda..." yice, karnn tuta tuta gld. "Her
Cumhuriyet Bayramndan sonra ona giderim. Ben ona gidince, o da beni grnce
enlik admanlk eder. Ben de ona armaanlar gtrrm, ay, eker... O, ay
ok sever. Dada bile aydanln yannda tard. eker olmasa da olurdu. ay
da bulamazsak da otlarn ierdi. O, her otu bilirdi."
"Onun boyu pou ne kadar?"
Krt Rstem bir eylerden kukuland, sevindi.
319
"Sen ne yapacaksn Aa, onun boyunu pounu? Anladm," diye de arkasndan inci
gibi dilerini gstererek gld. "Sen ona armaanlar yapacaksn?" Ayaa kalkt:
"Bak bana, aha boyu ite bu kadardr. Muharebede, basknlarda kimi zaman biribirimizin arklarn giyerdik. Ben Krt, o Trkmen, Allah bizi lm bimi
bir yaratm!"
"O zaman kalk gidelim de terziye ln ver. Kunduracya da... izme sever mi
o?"
"Severdi ya, imdi fkara bir kyl o, sen ona krmz postal alrsan daha ok
sevinir. Pantolon giymez. O, Topal Ali gibi pantolon da giymez, lenger de
takmaz."
"Anladm."
"Vay sen sa olasn Aa... Ben bilirim, senin gibi bir Aa da yoktur bu
ukurovada. O tabanca da, silah da, at da istemez."
"Anladm."
"O, bes ay, eker ister."
onu aalamak olurdu. Ama Murtaza Aayd o, gn grm, devran geirmi bir
soyun ocuuydu, obay iftliine incelikle armann bir yolunu nasl olsa
bulurdu.
Karsnda grkemli Dldl da, yukarlara doru trmanyordu. Altndaki at
gl bir att, bu kadar yokuu trmanyor, bana msn demiyordu.
Yolda, ellerinde baltalarla sk ormanlarn iinden kan adamlar grd. Birka
kiiye Bayramolunun kyn sordu, hi kimse ne Bayramolunu, ne de onun kyn
bilemedi. Yolda, bir byk, yeil, ortasndan pnarlar kaynayan dzlkte bir
obaya daha sapt, onlar hem Bayramolunu, hem de kyn biliyorlard, yolu
gsterdiler.
kindist kye girdi. Ky birka evlikti ve hepsi de yma talardan yaplm
toprak damd. Her evin nnde koskocaman, dallar evlerin stne kadar uzam
narlar vard. narlarn altndan da birer gr pnar kaynyordu.
Karsndan gelen bir yal kadna Bayramolunun evini sordu. Kadn atnn
ban tutup ekerek onu Bayramoluna gtrd.
322
"Heeey Bayramolu, gzn aydn, eli tor ahinli konuun geldi," diye onu
kutlad. Bayramolu onun sesini duyar duymaz darya kt:
"Buyur Aam," diye onun atnn ban tuttu. "Ho gelip safalar getirmisin:"
Murtaza Aa atn terkisindeki heybeyi ald, yere koydu. Bayramolu da at ekip
ilerdeki it ala balad. Sonra, gen bir insan gibi Murtaza Aaya kotu.
ahini onun elinden alp ilerdeki aacn budana koyup balad.
"Ho gelip safalar getirmisin."
erden birka kadn birden darya dekler tayor, narn altndaki
peykelerin stne seriyorlard.
"Hele buyur, buyur hele otur. Kahve nasl olsun?"
"Orta."
"ki orta," diye bard ieriye Bayramolu. Oysa o kahveyi hep sade ierdi.
Konua ayp olmasn diye o da orta syledi.
Murtaza Aa oturduu peykeden, gz ucuyla tepeden trnaa Bayramolunu szerken,
bir yandan da Dldl dana bakyordu. Yllarca bu dalar, u ovalar titretmi
kii, bu kemikleri darya frlam zayf, frsen yklacak kii miydi?
Bayramolunun gr kalar vard. Bu salkm saak gr, ak kalarnn altndaki
ukura kam kvlcml yeil gzleri tpk u ilerdeki budaa konmu ahinin
gzlerine benziyordu. Bu uzun, tel tel ak sakall, incecik kiinin elleri insan
korkutacak kadar kocaman ve glyd. Bacaklanndaki solmu, eprimi el dokumas
alvarnn paalar, cep azlar dklm, liyme liyme olmutu. Ayandaki ham
ar belli ki kendisi dikmiti. izgili mintan tertemiz gzkyor, sabun
kokuyordu.
"Bana Karadalolu Murtaza derler..." dedi Murtaza Aa alakgnll, adn
sylemekten utanr bir havayla. "Geende bizim Krt Rstemle seni konuuyorduk
Bayramolu. Ben de o anda iime dodu, ulan, dedim Rsteme, bizim gzmz kr
olmu da dnyay grmyoruz, dedim, sava bittikten sonra, o yiidi biz, dedim,
kuyunun dibindeki ta gibi unuttuk gittik, dedim. Bu hakka reva m, bu,
insanla sar m, dedim. Ben, dedim, ite o unuttuumuz ulu yiit, gazi
Bayramolunu grmeye gidiyorum, dedim."
323
"Sa ol Aa."
Bayramolu bir tuhaf, sorular sorarcasna Murtaza Aann gzlerinin iine
bakyor, Murtaza Aa da gzlerini ondan karmak zorunda kalyordu. Onunsa
gzleri, Murtaza gzlerini nereye evirirse evirsin gelip onun gzlerini
buluyordu. Bayramolu biliyordu ki bu Aalar bir karlar olmadan, bir
grdrecekleri bulunmadan, onun yanna uramazlard. Murtaza da onun bu
duygusunu anlyor, bu seferlik onun stne varmak istemiyordu. nce Memed iini
ona bu kez amayacak, eer o aarsa, nce Memede hi nem vermez gzkecekti.
Kahveler geldi, dumanl, kokular temiz havaya yaylarak...
Eski gnlerden, Kurtulu Savandan, Kurtulu Savana katlm ekyalardan,
Karaylandan, Krt Sleymandan, Gizik Durandan konutular.
"Ben," dedi Bayramolu alakgnll, arbal, "ben Karaylan da, Krt
Sleyman da, Gizik Duran da tandm. Karaylan yiit, yrekli, dnmesi kt
bir kiiydi. Krt Sleyman onun bacs Haneyle evliydi. Asl akl, asl ekya
Krt Sley-mand. Karaylan Franszlara kar dve gtren oydu. Koca Fransz
ordusunu perian eden... Gizik Duran akll bir adamd ama kurnazlnn kurban
oldu. O sa kalsayd, btn uku-rovay imdiye kadar alr, kendisine iftlik
yapar, kendisini de bu iftliin bana hkmdar ilan ederdi. Arif Saim onun
yannda ocuk oyunca kalrd. Arif Saimi de iyi tanrm. Ben Franszlarn
tarafna geeyim diye bana yapmadn koymad."
"Bayramolu," diye sordu Murtaza, "sen niye bu dalara ekildin kaldn?"
Bayramolu usuldan gld.
"Bir ekya ya sonuna kadar ekya kalr, ya da benim gibi lr. Sava bittikten
sonra ben kendi kendime dedim ki... Birlikte savatm kiilere kar ekya
olup dvemem. Ben Mustafa Kemal Paann emrinde dmana kar dvtm, o baa
geince ben ona kar gelemezdim. Gittim Doan Beye, ben kyme ekiliyorum... O
bana, iyi yaparsn, dedi, o beni, o benim ne dediimi anlad. Ama bu Arif Saimle
Kl Ali yakam
324
turakmadlar. Aman sana iftlik, aman sana mlk... Aman ha aman..."
"Niin kabul etmedin ki?"
"Bu da bir eit ekyalk olurdu, baka biimde bir ekyalk... Niin
veriyorlard bana o mal mlk, ben ne yapmtm ]<i... Birka kurun yakmtm
Fransza kar yle mi, bizim can-darmalara kar yakacamz o birka kurunu
dmana kar yakmtm. Benim iim ekyalkt, ha una skmm kurunu, ha
buna..."
"O kadar da deil Bayramolu."
"O kadar, o kadar," diye diretti Bayramolu. "Onlar, iftlikleri, paralan, mal
mlk ekya Bayramoluna veriyorlard. Bak, Murtaza aa, beni dinle, sen de
bugn bana, benim iin gelmedin, ekya Bayramolu iin geldin. Sa ol, var ol
ama, konuumsun, bam stnde yerin var, ben ekyal, elimden tfei
braktmdan bu yana, Krt Rstemin dnda, ete arkadalarm da iinde, o gn
bugndr bana kimse uramad... lk sen uradn, syle ne istiyorsun?"
Murtaza Aa keye skmt. indekini sylese btn tasarlar yatar,
Bayramolu bir daha onun yzne bakmazd.
"Ben bir ey istemiyorum," diye kesin konutu Murtaza Aa. "Yalnz be yalnz
seni grmeye geldim. Senin gibi bir adam, benim gibi bir adam merak etmez mi?
Dmana bir tek kurun atmamlar, dman gelince karlarnn eteklerinin altna
snmlar kahraman, gazi oldular, dnyann maln mlkn aldlar da senin
gibi bir adam da, hibir mecburiyetlii olmad halde rgatla soyundu. Sen
dadan indiin, hibir eyi kabul etmediin sralar, senin hakknda neler neler
sylemediler. Senin Dldl danda bir saray hazinesi kadar hazinen olduunu
biliyor musun?"
"Biliyorum."
"Senin ukurovaya rgatla yalnz be yalnz hazineni rtmek, kendini be
parasz gstermek iin gittiini de biliyor musun?"
Bayramolu ince, ocuksu bir glle glyordu.
"Biliyorum."
"On be yl, bizim Krt Rsteme de inanmadlar, onun sr325
tnda erbet satmasn da, parasn saklamak iin yaptn syleyip durdular.
Ha bu yl karacak hazinesini Krt Rstem, ha gelecek yl karacak da hanlar
hamamlar, iftlikler alacak derken, aradan yllar geti ve Krt Rstemin
srtndan meyan erbeti gm inmedi. Krt Rstem onlar umut krklna
drnce de, onun hazinesinden umutlarn kesince de fkaraya bir dman
oldular, bir dman oldular, nereye gitse, ne yapsa onunla durmadan alay etmeye
baladlar. Krt Rstem de aldrmad, o da onlarn alaylarna katlp kendi
kendisiyle alay etmeye balad."
"Biliyorum Aa. Yiit adamdr, salam, gl adamdr Rstem. Ben onunla yllarca
dada gezdim, onun hibir zorluun altnda kalmadn grdm. Bylesine ermi
huylu, iyi, yrekli, akll adam bu yama geldim daha grmedim. O istese bir
kasabann yarsn bir gecede dorar. yle evik, yle attn vurur bir adam
da grmedim daha. Syle Aa ne istiyorsun '.
gzmn iine bakarlar. Bu kyde bile dayanamadm, belki on kere tfei alp
daa kmaya davrandm, gnlerce kendi kendimle cebelletikten sonra eytana
lanet edip oturdum yerime. imdi artk rahatm. imdi yalandm. imdi artk
kimse gelip de melul mahzun gzlerimin iine bakmyor. Benden umutlarn
kestiler. Sen sorsana Krt Rsteme imdiye kadar ka kere tfei alp daa
kmaya kalkm. Bir keresinde bana geldi, tam karar vermi, gn gece ona
diller dktm de ancak yolundan dndrebildim. stelik o bir erbeti, onun kim
olduunu kasabada bilmiyorlar, stelik de ok dayankl bir adam o... Gene
de..."
"nce Memed?" diye sordu Murtaza sklarak, bir ak vermemeye alarak.
"Onun ii bir tuhaf. Benim bu ocua aklm ermedi. Gidiyor, yitip yitip yeniden
ortaya kyor. Bir ekya, benim bildiim, hibir yere saklanamaz. Bu ocuk
nereye saklanyor, kim saklyor onu? Kimse bir ekyay ondan bir ey beklemeden
saklamaz. Gitti bir yere oban durdu diyelim, ekyala alm, hele nce
Memed gibi ermilik mertebesine karlm bir
328
ii kendisini silip de bir kede kalamaz. En kk bir yanllkta, falanca
kediye ta att diye, kapar tfeini, soluu dada alr. nsanlar insan gibi bir
ekyay dzde brakmazlar. Sana bir ey syleyim mi, bu nce Memedin, nce
Memed de olsa sonu yok. Her ekya da, ne kadar yrekli olursa olsun, sonunun
olmadn bilir. Geende de Ali Safa Beyi vurmu, daa kam ortadan da yitmi
gitmi."
"Bir daha ortaya kmayacak m dersin?"
"kmamak iin her eyi yapacak."
"Rahat brakmayacaklar m dersin?"
"Benim anladma gre bu nce Memed yle bir adam ki kendi kendini rahat
brakmayacak."
"Yani ne olacak?"
"O Ali Safay tanr myd?"
"Sanmyorum."
"Onu ldrmesi iin bir sebep var myd?"
"Bilemem. Benim bildiim yoktu. Belki ldrd ana kadar onun yzn grmemiti
bile."
"Byle adamlar vardr, onlar mecburdurlar."
"Sen?"
"Ben onlardan deildim."
"Onlar..?"
"Onlarn iinde ayr, bambaka bir ate yanar. Mecbur ateidir o. nce Memed
daa kmaya, Abdi Aay, Ali Safay ldrmeye mecburdu. Sonuna kadar
gidecektir. Bari acele etmese..."
"Neye acele etmese?"
"Daa kmaya... Dada tekilat kurmadan bir ekya yaayamaz."
"Halk ona tapyor ya..."
"Tapsn... Yz bini tapar, bir tanesi dman olur, ite o zaman yand. Bir
ekyann btn otlar, iekler, kular, her al, her yaprak gz olmal. Krk
gnlk yolda yaprak kprdasa, o burada duymal, hile kapmal. Krolu byleydi
de sonuna kadar yaad."
"Onun da Topal Alisi var," diye Bayramolunun azn aramak iin konutu
Murtaza, tepeden trnaa dikkat, onun hibir hareketini karmayarak.
329
Bayramolu dingin, azck dndkten sonra:
"Onda bir Topal Ali varsa eer, Topal Ali gibi bir insan onu eer tutuyorsa,
nce Memede hi kimsenin gc yetmez."
O gece sabaha kadar uyumadan konutular. Sabah olup da gn alnca Murtaza Aa
getirdii armaanlar heybeden kard.
"Bunlar Krt Rstemin," dedi, yzne bakt Bayramolu-nun. Bayramolu Rstemin
armaanlarn glerek, gzleri yaararak ald. "Bunlar da benden..."
Bayramolu bu kadar gzel giyitlere, krmz postala ok sevindi. ok mahcup
olmutu.
"Ne zahmet, ne zahmet," diyordu da baka bir ey demi-yordu.
"Sormadk. Demek bu nce Memed ii bu kadar kolay." "Bana bak Murtaza," diye
onun kolunu tuttu Mahmut Aa, "sen beni taa eskilerden tanrsn, daha
ocukluktan... Babamla sizin eve geldiimiz gnlerden bu yana. Syle, imdiye
kadar ben hi zort attm m?" Murtaza Aa biraz dnd. "Hayr, haa... Sen..."
Kasabaya geldiler, arnn ucunda durdular. "Sen bu gece bizde kalacaksn.
Hsne Hatun seni yemeye bekliyor. Bizde geceleyeceksin. Atn nerede bal? Atn
da al getir. Hem konuur, hem de dertleiriz. Sen haklsn. Biz seni hi
dnmedik. Biz adam olmayz. Korku bizim hepimizi delirtmi. Sen duydun mu hi
Arif Saim iini?" "Ne olmu Arif Saime?"
"O, Paay ldrecekmi. yle bir hazrlk iindeymi. Dalardaki erkeslerle
birlemi, ngilizlerle, Franszlarla anlam. Olacak i mi bu? Sen Arif Saimi
yakndan tanrsn, byle bir ii yapabilir mi?"
O hi glmemi, glme nedir bir kere bile bilememi adamn yznden bir
glmseme glgesi geti:
"Ge," dedi, "kim bilir, hangi dman uyduruyor bunu Arif Saimin... Akama
konuuruz."
Elini Murtaza Aaya uzatt, arkasn dnd, az ilerdeki saracn dkkanna girdi.
Murtaza Aa, ieklidereli Mahmuda kar taknd tavrdan dolay kvanlyd.
O, nce Memedi kulandan tutup yarn sana getiririm, dediinde comam, onun
stne gitmemi, soukkanlln yitirmemiti. Doruydu, bu kasabada nce Memedin iini bitirecek bir kii varsa o da Mahmuttu. imdiye kadar onu niin hi
kimse, o cin fikirli Zlf bile akl edememiti? Oysa byle bir yiit, gz
kanl bir kii karlarnda durup duruyordu. Hem de haphazr nce Memedi
ldrmeye, anna an katmaya gnll.
334
Eve vardnda Hsne Hatun onu merdiven banda karlad:
"Ho geldin Aa... yi haberler mi?"
Yz rahatlamt. Son gnlerde de Hsne Hatun onu hi byle dingin grmemiti.
Odasna girdi, sedire yayld. "yi haberler Hatun."
Derin bir soluk ald. Neredeyse dinginliinden uyuyuvere-cekti.
"Biz eeiz Hatun. Gzmzn nndeki koskoca da grmyoruz da, gidip
Arabistan lnde p aryoruz. Yapra gryor da ulu aal orman grmyoruz.
Biz eeiz. Hem de eeolu eekleriz..." "Ne oldu Aa?"
"Biraz nce ieklideresinden Mahmutla konutuk. nce Memedi o, bir kibrit p
kadar bile grmyor. Bu kadar korktuumuzdan dolay bizimle alay ediyor. O nce
Memed mi, diyor, yarn giderim daa, kulandan tutar alr getiririm, diyor."
"Alr getirir." "Bize gcenmi." "Gcenir, hakk da var."
"Ben hi oral olmadm, stne de varmadm. Anladm ki nce Memedi ldrmeye,
namna nam katmaya can atyor. Biz istemesek de o nce Memedi yakalamaya
gidecek. Anladma gre hazrlklarn bile yapm. Onun dada iki de ekya
etesi var, l dedii yerde len, kal dedii yerde kalan. Anlamyorum Hatun, bu
adamlar bu ileri nasl beceriyorlar. stelik Mahmut Aa benden de, bu kasabada
herkesten de ok mrekkep yalam bir kii."
"Onlar doduklarndan bu yana can pazarndalar. leri bu, adam ldrmek, adam
korkutmak. Ona gre yetimiler. Bilmiyor musun imdiki iftliini nasl
aldn. Kim yapabilirdi bu ovada onun yaptn."
"yleyse bu adam iin iyi hazrlan. yle bir len ekelim ki ona, gzleri
kamasn."
"nce Memedden de ona hibir sz etmek yok, yle mi? Kendi aarsa onun lafn,
ne ala, yle mi?"
335
"O duramayacak, kendiliinden aacak. Can atyor nce Memedi ldrmeye."
Mahmut Aa Toroslarm en soylu ocaklarndan birisinden olurdu. Babas onu okusun
byk adam olsun diye, Adanalara, stanbullara gndermiti. O da elhak okumutu.
Kasabada hi kimse onun Toroslara, bu etin yaaya, bu kadar okuduktan, byk
ehirlerde yaadktan sonra dneceini hi sanmyordu. Oysa, babas lr lmez o
hemen kyne dnm, aradan bir hafta gemeden de arkasndan dilerine kadar
silahlanm on be atlsyla kasabaya inmiti. Daha o gn kasabada, babasnn
mezarna svd sylenen birisini atna ineterek ldrm, hibir ey olmam
gibi de atn srm, kasabadan km gitmiti. Bu olay kasabada hibir zaman
unutulmam, bundan sonra o, atna adam ineten Mahmut Aa olarak anlmt.
Atna adam ineten ieklidereli Mahmut Aaya babasndan ok para, ok mal mlk
kalm, o da bunlarn stne, babasndan da, dedesinden de ok servet ymt.
Zenginliini babasndan, dedesinden gelen ekonomik dzene borluydu. O, bu
dzeni daha da gelitirerek srdrmt. Bu dzen ovada, zellikle Akdeniz
kylarnda pek bilinmeyen bir dzendi. rnein, Aa bir kylye gen bir ksrak
veriyordu. Anas lmez, kar yarya oluyordu. Kyl ksraa bakyor, yemliyor,
tmar ediyordu evinde. Diyelim ki bu ksrak zamanla alt tay kulunluyordu, bu
alt tayn kylnn de Aann oluyordu. Anas da her zaman Aannd. Ana
ksrak ld, diyelim. Kyl bunu demek zorundayd. Bylelikle Aa, bir sr
kye, yzlerce, binlerce ksrak, inek, koyun, kei datyordu. On yl, on be
yl sonra Aann kylerde at ylklar, koyun, inek, kei, tosun srleri
oluuyordu. Kyl kendi payna deni de Aadan baka kimseye satamazd. Aann
istedii pahaya ona vermek zorundayd.
Mahmut Aa, okumu adam, bu dzeni gelitirmiti. Kyler stnde dnm,
nerede en gzel at yetitiriliyor, o kylere ksrak vermi, nerede en gzel
kei, koyun, inek yetitiriliyor, oraya kei, koyun, inek vermiti. Ondan nce
babasnn, dedesinin devrinde iler bakayd ve ksraklar, inekler, keiler
karmakark datlyordu. Bylelikle Mahmut Aa soylu atlar,
336
boalar, inekler, keiler yetitirmiti. Dalarda, ukurovada ylk ylk
atlar, koyun srleri, inek srleri vard. Ve her yl bu srler Halebe,
Adanaya, stanbula gtrlp satlyor, altn olarak da Mahmut Aann kasasna
dnyordu.
Bu ovada en soylu atlara binen, en ekinilen, en cmert kii oydu. Ast astk,
kestii de kestikti. Atma adam inetmeyi huy edinmiti. Bundan dolay da kimse
ondan hesap soramazd. sterse, ldrd kiinin karsna, ocuklarna,
akrabalarna bir kan pahas derdi.
Sonra Adana Valilerinden birisi onun bu nn duymu, Mahmut Aay, bu nasl bir
adamdr diye, yanna arm, o da gitmemiti. Vali, isteini birka kere
yinelemi, Mahmut Aa aldrmamt. Buna ok kzan Vali de, bir Yzbann
komutasndaki candarmalan ieklideresine gndermi, o da evde Mahmut Aay
bulamamt. Yzba dalardan Adanaya dnerken bir konakta Mahmut Aa onu
evirmi, yakalam, "Buyur Yzbam, ben Mahmut Aaym," demiti. Yzbay
birka gn yannda alkoymu, ona grlmedik lenler dzenlemi, biraz da
cebine di kiras koyarak, "Vali Beye selam syle, ben Devlete asi deilim,
kendi isterse buraya gelsin, birka gn bu cennet dalarda konuumuz olsun,
bam stnde yeri var," demi yollamt.
Bundan sonra da Vali Adanadan ayrlm, bu i de burada kalmt. Ama Mahmut Aa
bir kere kukulanm, bundan sonra hep tetikte kalm, bir subay, tahsildar,
hkmet adamn, kukuland kiileri yle kolay kolay dalara sokmamt.
Birinci Dnya Savana kadar kendi dalarnda, kendi halinde yaamn
alakgnll srdrmt.
Birinci Dnya Savanda ok zorluk ekti Mahmut Aa. Az bir srede dalar asker
kaaklar, ekyalarla doldu. Bunlar kyleri basyor, talan ediyor, kar
gelenleri ldryorlard. Bu yzden Mahmut Aa adamlarn oaltmak zorunda
kald. Bunun iin de ok para gerekiyordu, bir ksm adamlarn ayrp, ok
yazk ki, hi istemedii halde soygunculuk yaptrd. Bu iten sklyordu ya, ne
yapsn... Adamlar Mara, Kayseri, ukurova yrelerine kadar sarkp ona ok
ganimetler getirdiler.
Kyllerle de ba belaya girmiti. Kimi kyler, ellerindeki
337
keileri, koyunlar, srlar yemi bitirmiler, onu da asker kaaklarnn
stne atmlard. Mahmut Aa, geni bir aratrma yaptrd. Ekyalar, kaaklar
birka hayvan almlard ya, onun hayvanlarn yiyenler ounlukla a kalan
kendi kylleriydi. Bu olaylar dzenin bozulmas demekti, bu da onu deli divane
ediyordu. Sorunu kknden kesmek gerekiyordu.
Bir gn atma bindi, arkasndaki silahl adamlaryla dalarn ykseklerinde bir
koyaa kurulmu ormanlk Sakzl kyne gitti. Kye girdi, ky sanki bombo, onu
ne bir kimse karlamaya kt, ne de bir kimse kyn iinde gzkyordu. Ky
yllar nce braklm gibiydi. Sakzl ky soylu keiler yetitiren bir kyd.
Mahmut Aa burann krmz, uzun tyl keilerinin damzln taa uzaklardan,
kucak dolusu paralar dkerek getirtmiti. Her birisi iri, ok stl keilerdi.
Ve kyller btn bu deerli keileri kesmi yemiler, bu gzel, altn
rengindeki keilerin kkn kurutmulard.
Kyn ortasndaki byk kamalak aacnn altnda atndan indi, aacn dibinden
kaynayan suyun kysndaki bir kayann stne oturup filintasn kucana ald.
Yz cehennem gibi olmutu.
"Bana Muhtar Musay aln getirin."
Muhtar Musa iki silahl adamn ortasnda sklm pklm, ellerini karnnn
stnde kavuturup ne bklm geldi. Aann, hi kimsenin yzne bakamyordu.
El dokumas alvar yama iindeydi, mintannn yrtklarndan kllar darya
frlamt. Ayandaki arksa yepyeniydi ve krmz kei derisinden yaplmt.
"Kyde hibir kei kald m, bir tane bile?"
Musa ban kaldrmadan bzlm, duyulur duyulmaz bir sesle:
"Kalmad," dedi.
"Bir tane bile?"
"Kalmad."
"Hepsini siz mi yediniz, benim keilerimin?"
"Biz yedik."
"Ekya, kaak?"
"Sayende bu kye kimse urayamaz."
338
"Niin yediniz?"
"ok dayandk yememek iin. A kaldk. Bir ay, iki ay, ay dayandk. Sonra bir
tane kestik..."
"Ondan sonra?"
"Gene acktk."
"Sonra?"
"Gene kestik."
"Sonra?"
"Btn keiler tkendi. Son keiyi de gn nce kestik."
"imdi?"
"Az."
Mahmut Aa ayaa kalkt, oradakiler onu atma binecek, Muhtar Musay ineyerek
ldrecek sandlar. Oysa, hi yle olmad. Mahmut Aa yumuackt, ne kadar
yumuak olabilirse byle bir adam, o kadar yumuakt. Usulca yerinden kalkt,
Musanm yanma gitti.
"Ban kaldr!" diye buyurdu souk bir sesle.
Musa korkuyordu, usul usul ban kaldrd.
"Bugn, bu kyden kp gideceksiniz. Bir tek kii kalmayacak. Yarn gene
geleceim, eer bir tek kii bile kalmsa bu kyde atma ineterek
ldreceim. Anladn m?"
"Aam kyma bize. Bizi yerimizden yurdumuzdan etme. O keileri yetitiren
bizdik. Gene yetitirir, bir keinin yerine kei veririz. Bala bizi."
"Yarn bu kyde kimseyi grmeyeceim."
Buyruu kesindi.
Mahmut Aa gn sonra kye dndnde ky bombotu. Adamlarna evleri teker
teker aratt. Kyde yal kpekle, yallktan ayaa bile kalkamayan bir
karkocay kyn dndaki kei alma snm buldular. Aaya getirdiler.
"Siz niye gitmediniz?"
Bzlm, ok da temiz giyinmi karkoca, ona hi karlk vermediler.
Mahmut Aa stelemedi. Bu yal kiilere ok acm, gzleri dolmutu.
"Bunlar aln, atlara bindirin, bizim kye gtrn. Yolda ihtiyarlar inciteyim
demeyin. yi bakn onlara. u kpekleri
339
de gtrn. Kpeklere de acdm. A kalrlar burada zavalllar."
Mahmut Aann yal karkocaya, kpee gsterdii iyilik, yumuak yreklilik
birka gn iinde btn da kylklerine yayld, kasabada bile duyuldu. Herkes
ondan vgyle sz etti.
Sakzl kynn srlmesi stne, hibir ky, hibir kii bundan sonra,
alarndan da lseler, bir daha deil sr, kei, bir tavuk bile kesip
yemediler.
sormad. Kimse benden bir ey istemedi. Artk kimse bizi adamdan saymyor. Bana
Yalnz-yurt iinden dolay garaz balamlar. Bilmiyorum ki benden ne
istiyorlar? Adamlar btn keilerimi yediler, kardeimi, adamlarm ldrdler,
altnlarmn, tarlalarmn stne oturdular, benim etek etek para dkp
ormanlar hopur edip kardm tarlalarmn... Ben de mlkme sahip knca,
dnya alem, Ankara bile, diz dize, yan yana arptm, dman kurunlar
altnda, ate iinde birlikte altm arkadalarm bile bana dman oldular.
Yemin ederim size, eer o Yalnzyurt kyllerinden bir tekini bulabilselerdi,
Yalnzyurt iftliini elimden alrlar, o kyllere verirlerdi. Biz u dalarda
vatanmz iin ala kanmz bouna aktmz. al diplerine tavan gibi sinip
de bir daha balarn karamayanlar, Zlfler, Arif Sa-imler, Takn Haliller
bamza kahraman kesildiler. Bizse... Bereket versin ki tarlalarm gasp eden
Yalnzyurtlular katlar, utanlarndan bir daha ortaya kmadlar, terki diyar
eylediler de bizim iftliimiz elimizde kald."
"ekemeyenler, dmanlar," dedi acl bir yzle Hsne Hatun, "Biz seni bilmiyor
muyuz Aa, senin gibi var m? Sana da, Murtazaya da btn bunlar dman. kinizi
de karnlar yemiyor. nk sen de, Murtaza da, ikiniz de daldan eme deil
onlar gibi, sizler kkten srmesiniz. Bizler Osmanlya kz vermi, kz alm bir
soydanz. Bu yabanllar bizi ekebilirler mi ki? Onlar ellerinden gelse, seni
de, Murtazay da nce Memede ldrtrler. Belki de ldrtecekler."
"Yama deil," diye soukkanl sylendi Mahmut Aa.
Bir sre durdu, arkas arkasna kadehini bana dikti. Murtaza Aa meze taban
ona uzatt. teki, gzleriyle ona teekkr etti. Sama soluna, duvarlara,
sedirlere baknd.
346
"te bu mmkn deil. Birka gn sonra, srf senin gl hatrn iin o nce
Memedin kellesi senin u gzel ayaklarnn dibinde olacak."
"Dmanlar da kskanlklarndan tam orta yerlerinden atlayacaklar," dedi Hsne
Hatun, "o kadar korktuklar nce Memedin ba benim ayaklarmn dibine dt
diye. O smsk Yzba da gene yataklara decek, belki de kahrndan lecek.
Duyduuma gre kars ona dayanamam, ocuklarn ald gibi miralay babasnn
yanna gitmi."
"Gider," dedi Murtaza Aa. "Byle bir korkak adamla ne yapsn kadncaz..."
Mahmut Aa bundan sonra, arada bir birka szck syleyerek ar ar gn
atncaya kadar iti. ok konumutu. Oysa, onun apndakiler, onun
soyluluundaki kiiler nce Memed gibi bir kutan rken gariban iin bu kadar
sz etmezlerdi. Zarar yok, diye kendini teselli etti, bunlar yabana
saylmazlar. Bunlar da hane halkndan olurlar. nanmyorlar, diye de
dnyordu, bunlar benim nce Memedin kellesini yarn, br gn getireceime,
getirip de ayaklarnn dibine atacama inanmyorlar.
Bu Arif Saimin de Paay ldrme giriimi nereden kaynaklanyordu? Ortalk
karyor muydu? yi ki bu sorunu ko-numamlard. inden, kendi kendine epey
bir sre sevindi.
347
Murtaza Aa az kulaklarnda ary bir batan bir baa sonuna kadar gidip
geliyor, nne gelen kylyle, kasabalyla konuuyor, Tevfiin kahvesinde bana
toplananlarla tartyor, akalayor, eski Kurtulu Sava gnlerini anlatyor,
Mustafa Kemal Paann Toroslar rgtlemek iin gnderdii gen subaylardan,
Doan Beyden, Tufan Beyden sz ediyordu. Her gittii yerde bir sevin, bir
mutluluk rzgar estiriyordu.
Kasaballar onun daha dn sokaklarda boynu bkk, yznden den sinek krk
para olur, can ekiir halde dolarken bugn byle birdenbire bir sevin
frtnas olup esmesine bir anlam veremiyorlar, aryorlard. Onun sevinci,
ona ne kadar aarlarsa asnlar, btn kasabaya da gemi, tasal kasaba halk
drt kol bir engi oluvermiti. Herkes ldrlen ekyalar, Ali Safa Beyi, nce
Memed belasn unutmu gitmiti. Pa-zaryerinde, ortada fol yok yumurta yokken,
Abdal Cmek durup dururken davulu ekmi gelmi, delikanllar halaya
durmulard. Nereden gelmise bir de cambaz kumpanyas zuhur etmi, kprnn alt
bandaki alana, mavi iek am, gzel kokulu haytlarn arasna, ok yksee
tellerini germiler, davul zurna eliinde sabahtan akamlara kadar, kadn
bir erkek iplerin stnde gbek atyor, birikmi kalabalktan para
toz eder. Hahhaaah... Ama ben onun ok, oook, oooook eski dostuyum, bana
kyamaz... te bizim Mdr Umumi antasn at, u size getirdiim, az nce
de okuduumuz katlar bana verdi ve bunlar sizin iin hfzettim Beyefendi,
dedi, bunlan benden baka da kimse grm deildir. Bu dnya byle ite..."
Bu srada retmen Zeki Bey ieriye girdi.
"Gel bakalm gazeteci Bey... Senin adn neydi hele?"
"Gazeteci Zeki."
"Sen muallimsin de deil mi?"
"Muallimim."
"Otur bakalm."
Zeki Bey sayglca, ellerini dizlerinin stne koyarak oturdu, boynunu
alakgnll bkt.
356
"Buradan stanbul gazetelerine haberler veriyor, muhabirlik yapyormusunuz."
"Yapyorum efendim."
"Eveeet, hangi haberleri verdiniz imdiye kadar?"
"Efendim, geen gn dokuz ekyann ldrlme haberini verdim. ok da iyi
yazdm. Yzbamz merasimlerle nasl karladmz, nce Memedin nasl bir
adam olduunu ok gzel tasvir ederek bildirdim."
"Baka?"
"Efendim, ekyalarn o ky bastklarn, ve de alt kzn rzlarna geerek,
daa kaldrarak, ardndan da btn ky yakarak..."
"Byle bir ey oldu mu?"
Yzba:
"Bizim haberimiz yok," dedi.
"Pekiyi, baka?"
retmen Zeki Bey bir yl iinde yazp gnderdii btn haberleri cokuyla sayd
dkt. "Murtaza Aa Beyefendi ok vatansever bir kiidir," dedi. "yle bir
muhterem zattrlar ki kendileri, her eyden beni haberdar ederler."
"Sonra, sonra, sonra ne oldu?"
"Efendim," diye iki bklm oldu Zeki Bey, skld, elinden oyunca alnm bir
ocuk gibi zld, dudaklarn sundurdu. "Efendim ben ikayetiyim," dedi. "Size
ikayet ediyorum."
"Neyi, kimi?"
"Size bilumum stanbul gazetelerini ikayet ediyorum, efendim, btn bu zene
bezene yazdm, bu feci haberlerin hibirisini neretmediler. Anadolu batsa,
toptan yansa, dmanlar gelse de bizim buralarn igal eylese gene
yazmayacaklar. Bize efendim, bize sinek kadar ehemmiyet vermiyorlar. nce
Memedi, nce Memedi bile neretmediler muhterem efendim, onun lmn bile...
ikayet ediyorum efendim. yi ki beni ardnz da, ben de zatnza btn
bunlan syleyebildim."
"Hibir haberiniz kmad m imdiye kadar gazetelerimizde?"
"kt," dedi bir ocuk gibi sevinerek Zeki Bey. "karma-yalard da, ben de
greydim onlar."
357
"Neydi o haber?"
"Zat
devletlerinin
kasabamz
teriflerini bildirmitim, basayfadan onu
verdiler, sizin resminizle birlikte."
"Bunun iin bir cret falan?"
"Efendim?"
"cret falan, dedim."
"Ne iin?"
"Haber iin."
"Almadm efendim. stemiyorum da... Yeter ki kasabamzn ad gazetelere gesin,
ben baka bir ey istemiyorum."
"Zeki Bey!"
"Buyurun efendim."
"Sen muallimsin deil mi?"
"Sayenizde Beyefendi."
"imdi size bir teklifim var."
"Ba stne efendim."
"Muallimlii brakacaksnz."
"Yapamam efendim," diye inledi Zeki, "oluk ocuum, ihtiyar anam babam
alarndan lrler."
"yleyse gazeteci Bey, o gazetelere haber vermeyi derhal kesecek, bir daha da
hibir yere tek satr yazmayacaksnz. Eer duyarsam... imdi gidebilirsin. Eer
bir daha duyarsam..."
Zeki ayaa kalkt, milletvekilinin ellerine sarld, o, elini ekti, teki zorla
onun elini pp, sallanarak merdivenlere yrd, hem yryor, hem de,
"Duymayacaksnz efendim, hibir zaman duymayacaksnz, duymayacaksnz, duy...
duy... duymayacaksnz," diyordu.
Btn ar boyunca "Duymayacaksnz" szn yineledi. Yresini grmyordu,
kprye kadar kendinde olmayarak yrd.
"Zavall ocuk," diye arkasndan zld Arif Saim Bey. znts itendi.
"Verdii hibir haberi kmyor, o gene de gndermekte srar ediyor. Zavall
kk idealist muallim!"
Gzleri Takn Halil Beyi arad: "Nerede bu Halil Bey?" "imdi gelecek efendim."
"Buraya gel Yzbam..."
358
Yzba hazr ola geti.
"Buradan hibir haber szmayacak darya.
"Postaneye el koydum efendim. Bu kasabadan darya bizim haberimiz olmadan,
oktandr hibir ey kmyor. Ne mektup, ne de telgraf..."
"Adanay muhterem Vali Bey ele alyor."
Vali rahat, kendine gvenmi konutu:
"Arif Saim Beyin emrettikleri gibi olacak."
"Yzbam, siz de artk ne yaplmas gerektiini biliyorsunuz elbet...
zlmeyiniz. nce Memed vakas da cannz skmasn. Ben Bayramolunu dokuz kere
ldrdm. Her ldrdmde de kyller, ite Bayramolu budur, diyorlard.
nann, beni aldatmak iin sylemiyorlard bunu. Yalan da sylemiyorlard. Her
iriyar, pos bykl kiiyi Bayramolu sanyorlard. lnce btn insanlarn
yz deiir. Kyller de her ldrdmz kiiyi Bayramolu sanyorlard. Siz
nce Memedi daha bir kere ldrdnz. Biliyorum, imdi gznze uyku girmiyor,
yemekten imekten kesilmisinizdir. Ben de Bayramolunu ilk kez ldrdmde
byle olmutum. Bayramolunu nc ldrmde artk alm, onu bir drdnc
kez gerek ldrmeyi soukkanllkla beklemeye balamtm. Onu dokuzuncuda bile
ldremedim. Dokuzuncuda ldrdmz kii, ne yazk ki, on yedi yanda bir at
hrsz kt. Bu daha by terlememi ocuk, imdi Mecliste birlikte
olduumuz... Neyse..."
Arif Saim Bey onun stne konumak istemedi. Burada oturanlarn hepsi de olay
ve Mecliste olan o kiiyi biliyorlard.
Dayanamad gene konutu:
"Mecliste birlikte altmz, o, btn yeryznn atlarn bir zamanlar
slaha kalkm, bu yzden de btn atlar geceleri ahrlarndan aldrarak... Son
Bayramolu, ite onun kurbanyd."
Takn Halil Bey kollar emrenmi ieriye girdi:
"Ekya kebab hazr Beyim," dedi.
"Boma rak da var m?"
"O da hazr."
Odann ortasnda, drt masa yan yana getirilerek bir sofra kuruldu.
359
Murtaza Aa yemee kalmak istemiyordu. Can ok sklmt. Bu ilerin kendi
ba altndan ktn burada bilmeyen yoktu. Molla Duran Efendi de ona yle ne
biim bakmt... Takn Halil Beyin arkasndan darya kayd, merdivenleri
inerken Halil Bey onu kolundan yakalad:
"Ahmak adam, ahmak adam," diye ylan sl gibi bir sesle kulana fslad.
"Ahmak adam, sen imdi buradan kaacak olursan, imdi senin arkandan Arif Saim
Beye neler sylemezler ki... Btn bu pislik senin stne yklmaz m? Dn
geriye."
Murtaza sessizce geriye dnp eski yerine oturdu.
Takn Halil Beyin evindeki bomal, ekya kebapl cmb sabaha kadar srd.
Konuklar o gece hi uyumadan, sabahleyin tanyerleri rken yola dzldler.
Zlf onlar uurladktan sonra, abuk abuk evine gitmekte olan Murtaza Aann
arkasndan yetiti, hzla onun kolundan tutup koparrcasna ekti:
"Ulan alak, korkak kpek, srf korkundan bamza sen getirdin bu ii. Beni
mahvettin, ocam sndrdn. Grdn m, ayrlrken Arif Saim, o benim adam edip
de Meclislere gnderdiim kii, elimi skmad gibi, yzme de bakmad. Yaktn
beni Murtaza. Ben de seni yakacam ki, kllerini yelde savuracam. Anladn m,
benim istikbalimi yok, yok, yok ettin! imdi bekle beni, az sonra kozunu, onun
da istikbalini sndrdn, Yzba Farukla, Valiyle, Arif Saimle pay et!"
Kolunu itip arkasn dnd gitti. Bir sre olduu yerde donmu kalm Murtaza,
onun arkasndan kotu, nne geti:
"Benimle oynama Zlf," dedi. "Sen beni tanmyorsun. O gvendiin dostlarna, o
Molla Duran sahtekarna sor, beni sana sylerler. Ben son sz ilk syleyen
kiiyimdir, u mektuplar, telgraflar yznden eer bama bir i gelecek olursa
seni katiyetle ldrtrm."
Zlf glmeye balad, ardndan da onun koluna girdi:
"Be ahmak adam," dedi, "ben senin Adanaya, Ramazanl Beyine gittiini, onun
avukatna bu mektuplar yazdrdn bilmiyor muyum?"
"Ne!" diye bard Murtaza Aa. "Sen btn bunlar nereden rendin?"
360
"Ben renirim ama, benden kimseye, Arif Saim kardeime de bir sz kmaz. Ama
sen de bundan sonra bana sormadan bir i yapaym deme."
"Sz!"
Kol kola girip konua konua kprye kadar gittiler.
Yzbaysa, candarma komutanlmdaki odasna zor yetiip, Arif Saim Beyin
getirdiklerini masasnn stne yayd, teker teker okumaya balad. Okuduka bir
tuhaf oluyor, kendinden geiyordu. kindiye kadar her mektubu, telgraf birka
kere dne dne okudu. Sonra da avaz kt kadar bard. Asm avu, Kerti
Ali Onba hemen koup odasnn kapsnda hazr ola getiler.
"Buyur Yzbam."
Yzba kendinden gemi, gz hibir eyi grmyor, baryordu:
"imdi imdi, artk bundan sonra benim kim olduumu renecekler o ikiyzl
smklbcekler! Benim istikbalimle oynar, beni bu hale koyarlar m, beni
mahvederler mi? Ben bundan sonra insan iine nasl kar, komutanlarmn,
byklerimin yzne nasl bakarm?"
Kapdaki astlarn hazr olda grnce azck yatt:
"Ben gidiyorum. Okuyun unlar..."
Yalpalayarak, sarho gibi odadan kt, evine gitti, btn bedeni havanda
dvlm gibi acyordu, soyunmadan yatann stne uzand, az sonra da uyudu.
Sabahleyin erkenden komutanla gelen Yzba, Asm avuu, Kerti Ali Onbay,
teki avular, onbalar yazclarn odasnda nlerindeki masada mektuplar,
telgraflar, toplanmlar, tartr buldu. Onlarn yzlerine bile bakmadan, ok
sert bir suratla gitti masasna oturdu. Bu sabah tra bile olmam, sa ba
dank, ayakkablar tozlu, komutanla byle perian gelmiti. Gzleri de
ukura kamt. Bir sre kendi kendine masasnda uratktan, bir eyler yazp
karaladktan, katlar kartrdktan sonra Asm avuu ard.
"Kim bu ankazk ky muhtar Kenan?" diye sordu. "Ben onu tanyor muyum?"
"Tanyorsunuz kumandanm."
361
"Nasl bir adam?"
"Bizim muhbiri hasmz. Hani btn at hrszlarn takip ederek bize yerlerini
bildiren, ksa boylu, cin gzl zayf adam..."
"Tandm," dedi Yzba. "Ne de ho bir adama benziyordu. Benim aleyhime
Ankaraya nasl byle bir mektup yazdrabilir, ha ne dersin Asm avu?"
"nsanoludur, insanolu belli olmaz Yzbam. Bir aa bin damardr,
damarlarnn dokuz yk doksan dokuzu yeraltnda, ancak bir tanesi dardadr.
nsanolu da byledir. Sanyorum ki o yazmamtr bu mektubu, ona
yazdrmlardr."
"Ben de yle zannediyorum. Yazdran bize syler, deil mi?"
"Syler Yzbam, o bizim muhbiri hasmzdr, sizi de can gibi sever."
"Ben de yle bilirdim. Kenan nasl yapt bu ii bana? O mektuplar okuyunca
kendimden getim, insanlmdan utandm. Daha da kendime gelemedim. Eer o
grmelilerdi Ali Onbay... Bir orduya bedel bir askerdi o. Kerti ne demek,
diye dnd bir ara, kertiin kertenkelenin by olduunu sormu renmiti
ya, Ali Onbann neresi kertie benziyordu? Sonra da her eyi, btn dertlerini
unutup gld, gerekten Ali Onba kocaman, mavi damarl acayip burnuyla, hep
kafasn aa yukar indirip kaldrmasyla bir kertie benzemiyor muydu?
"Ali Onbadan ne haber Asm avu?"
"Daha hibir haber yok. imdi gelir o. ini gn na koymaz o."
"Konuturmu mudur?"
"Konuturmutur."
"Kim olabilir bu mektuplar yazdranlar?"
"Hi beklemediimiz birisi."
"Mesela?"
"Mesela Molla Duran Efendi."
"Sen ondan m phe ediyorsun?"
"Hayr."
"Kimden?"
"Bence bu kasabada iki kii var, birisi Zlf, birisi de Mur-taza Aa."
"Nasl olur? Birisi Arif Saim Beyin en yakn arkada, tekisi de benim...
Olamaz."
"Ben ikisinden bakasn dnemiyorum."
"Bunu bana niin yapsnlar?"
"Onun orasn ben bilemem artk. Zatnz dnnz."
"Bizim Ali Onbaya kerti diyorlar, biliyor musun?" diye
366
sz baka yere eldi Yzba. Zlf Bey de, Murtaza Aa da olamazd. Niin
olamazd, nk olamazd da ondan...
Yzba makaralar koyvermi glyordu. Epeyi bir sre gldkten sonra:
"Kerti byk kertenkele demektir. Hani ban kaldrr kaldrr indirir ya
bizim onba, byk burnuyla kertie benziyor deil mi?"
"Benziyor," diye glerek ona katld Asm avu. "ok benziyor. Ban tpk
yle yapyor. ok sinirli bir onba."
"Yazk bu adama," dedi Yzba. "Ona ok acyorum, bir ad da cellat."
"Evet cellat... Zavall."
"Nerede kald acaba?"
Yzba acaba szn daha bitirmeden Kerti Ali Onba odaya girdi, hazr ola
durdu, dklyor, alnnda da boncuk boncuk terler... Kulunlan, koltuk altlar
da pslakt. Gbee kadar da amura batp kmt. Giyitleri de buru buru...
Onu grr grmez nce Yzba, arkasndan da Asm avu, kasklarn tuta tuta
glmeye baladlar. Bir ban kaldrp kaldrp indiren Aliye bakyorlar, bir
glyorlard. Onlar gldke Ali hazr olunu pekitiriyor, ban daha ok
indirip kaldryordu.
Sonunda Yzba zorla glmesini tutabildi:
"Konutu mu?"
"Konutu kumandanm."
"Sence gerei mi konutu?"
"Bence gerei konutu."
"Kimlermi?"
"Zlfyle Murtazaym ya..."
"O da nesi?"
Kerti Ali kvrand, bir eyler syleyecekti, beceremedi.
"Yoksa ld m?"
"Az biraz."
"Ne demek az biraz..."
"ok dayand, ben de dayandm... Can ekiirken bu iki ismi azndan aldm.
Hemen, onu candarmalara brakp kotum."
367
"Demek ld?"
"Az biraz."
"Otur da bir ay i..."
Kapdaki er koup hemen scak bir ay ulatrd Ali Onbaya. Ali Onba ay
ierken bile yar hazr oldayd. Yznde mutlu insanlarn rahatl, iyi bir i
grp de yorulmu insanlarn dinginlii vard.
"Evet Onbam, Muhtar Kenan lmtr."
"Az biraz..."
"lmtr Ali Onba!"
"Ba stne Yzbam, lmtr Yzbam. Hani ben Ke-nana ok acdm da...
lm, lmtr Yzbam."
Biraz sonra da candarmalar Muhtar Kenanm lm haberini getirdiler.
"Gidip orada, lnn bana zabt tutacaksnz. sterseniz Mddeiumumiyi de,
Doktoru da gtrebilirsiniz. Daktiloya ge Asm avu, sen, bizzat... Yazcy
istemem. Benim sylediklerimi aynen yazacaksnz. Bana Kenann knyesini getirin.
ankazk Muhtar Kenanm knyesi zaten dn akamdan beri masann stnde
duruyordu. Ali Onba onu oradan kapt gibi Yzbaya uzatt.
"Buyurun Yzbam."
"Teekkr ederim. imdi sen git istirahat et, Asm avu zapt bitirinceye
kadar."
Daktilo akrdamaya balad. Bu, ok eski, byk, hantal, bir ksm harfleri
basmayan, ama Asm avuun eline geince kr kr ileyen bir makinayd.
"Evet... nce Memed nam sergerde, dn gece kasabann kysndaki kuru dereye
kadar inerek, hkmetimize ok kymetli faydalar dokunmu bulunan, btn at
hrszlarnn yerlerini haber vermekle hrszlar yakalatm bulunan, dalardaki
btn ekyalarn yerlerini senelerce takip ederek bize gstermi bulunan
ankazk ky Muhtarmz Kenan darbeyleyerek kat-leylemitir. Ve Muhtarmzn
yannda bulunarak bu feci sahneleri bize anlatarak, bu feci durumu bize duyurmu
bulunan gene ankazk kynden Sleyman olu Haydar nam kyl, bu
368
feci manzaray bize ylece arz eylemitir. nce Memed nam sergerde
adamlaryla..."
Asm avu birden tulardan elini ekti:
"Yzbam," dedi, "bu ifade eliik bir ifade olmuyor mu?"
"Ne demek o?"
"Hem nce Memed kayp, yok, diyoruz ve hem de kasabaya kadar indi, diyoruz."
Yzba Faruk gld:
"Asm avu," dedi, "bu zabt bizde kalacak, sonra nce Memed ifna edilince de
btn onun yaptklar sahneye dklecek. Anladn m?"
"Anladm Yzbam."
"Btn bunlar sonra bizim sicilimize yazlacak. Devam."
Adamlaryla gelerek Muhtarmz Kenan evinden alarak, kasabann kenarndaki kuru
dereye getirerek, kasabamz erafndan Karadalolu Murtaza Aann yerini
sormulardr. Sergerde nce Memed maktul Ali Safa Beyle birlikte Murtaza Aay
da ldrmek isteyerek onun evine de gitmise de o tarihte Murtaza Aa evinde
bulunmamakla bu badireden cann zor bela kurtarmakla, lm atlatmtr. Onu
ille de katleylemek isteyen sergerde kasabaya kadar inmek cesaretini kendinde
bula-raktan, mcehhez olaraktan ankazk Muhtar maktul Kenan gece buraya
yatandan alp getirmekle, Muhtara Murtaza Aann yerini sormakla Muhtarmz da
cann gzne alarak Murtaza Aann bilmekte olduu yerini sylememekte
direnerek ve nce Memed nam sergerde de ve adamlar da onu darbeyleyerek, sabaha
kadar ikence ederek ldrmekle ve de ibu zabt mahallinde ahitler huzurunda
tespit edilerek...
"yi mi?"
"ok gzel Yzbam."
"Cenazeyi hemen ailesine teslim edin. Cenazeyi kasabann iinden geirmeden
alsnlar gitsinler. Sen de Ali Onbay, birka candarmay, ahitleri...
ahitler hazr m?"
"Ali Onba oktan hazr etmitir ahitleri. Bylesi ilerde o ahitsiz, bir
yere bir adm bile atmaz."
"Doktoru, Mddeiumumiyi..."
"Be dakikada her ey hazrdr."
369
371
sn, ne yaparsa yapsn, btn kasaba onun dedesini, dedesinin neler yaptn
biliyordu. Her neyse btn kasaba onun dedesini bilsinler de hkmet adamlar
bilmesinler, ne olur ne olmaz. Onun dedesi Frkay Islahiyede Kozanoluyla
birlikte olup Sumbas kolunu tutmu, koskocaman Kozanolu Osmanlya pes ettii
halde, onun dedesi Osmanl ordusu karsnda bir adm bile gerilememi, Frkay
Islahiyeyi krm geirmiti.
Dedesinin Trkmen tarafndan ok ayplanan, Osmanl tarafndan da ok vlen bir
davran daha olmutu. Kozanolu yenilince Torosa kam, yannda da Ak
Dadalolu, Toroslar-da ky ky, dere kovuk gizlenmi, ama onlar dalar kabul
etmemi, Kozanolu Ahmet Paa da Karadalolunun yedi gbekli adrna
snmt sonunda... O gece Dadalolu sabaha kadar, saz kucana ekmi,
yenilginin trksn sylemi, btn Trkmen eli de onunla birlikte
alamlard. Sabah olunca da o soylu Karadaholu olan dedesi, Kozanolu Ahmet
Paann ellerini arkasna balayarak gtrm, Osmanl kumandan Dervi Paaya
"Paa, al sana Kozanolunu getirdim, getirdim ya, sen onu ldrmeyesin, yoksa bu
dnya bana yklr," demiti. Ama Ak Dadalolunu Osmanlya teslim etmeye ii
elvermemiti ya, buna karn bile, Trkmen onun soylu dedesinin Kozanolunu
Osmanlya teslim ediini balamam, bunu insanla, trelere aykr bulmu,
obadan airetten, bir sabah bir de bakmt ki, yresinde bir tek kii kalmam,
ondan sonra da soylu dedesinin airetinden bir tek kii, kardeleri, akrabalar
bile yanma uramamt. Hala eski Trkmenden kalan kiiler, onun dedesinin adn
anarlarken, eytana lanet okurlard.
Gece yars olana dek dedesini, babasn dnd nedense... Ne yapyor, ne
ediyorsa bu gece dedesini, babasn dnmekten kendisini alkoyamyordu. Ama
dedesi Kozanolu Ahmet Paay teslim etmiti de hkmete, Ak Dadalolunu
teslim etmemi, onu korumutu. O koruduu, cann kurtard Dadalolu bile, o
gnden sonra ona srtn dnm, bir daha evine ne uram, ne de yzne
bakmt.
"Hsne Hatun," dedi, oktan beridir konumadan, onun yzne bakp dncelerini
okumaya alan karsna, "dedemi dnyorum. O iyi ki Trkmen Beyi olarak
kalmam. O,
372
Trkmen Beyi olarak kalsayd, biz de bugn teki baldrp-lak, alktan nefesi
kokan Trkmen Beylerinin ocuklar gibi olurduk. Byle yar gebe, yar a yar
tok... yi ki, iyi ki..."
Kars ona karlk vermedi ve bir tuhaf bakt. nk karsnn soyu o yar a
yar tok dedii Trkmen Beylerindendi.
Dervi Paadr, cmert adam, yiit adamdr, haza Osmanldr, dedesinin Osmanlya
yapt bu iyiliin karl olarak, dile benden ne dilersen, istersen atnn
ayak basabildii kadar toprak senin olsun, demiti. Dedesidir, Dervi Paann
huzurunda kyama varm, kanl yalar dkerek, ben ne yapaym mal mlk, ben ne
yapaym dnya maln, elim airetim beni bir czzaml gibi bu dnyada yek bama
brakarak gittikten kelli, demiti. Dervi Paadr, onu teselli etmi, u Ceyhan
rmann bu yan senindir diye bir ferman yazp eline vermiti. Bozgunda
Trkmenden kalan srler, atlar, develer, adrlar, altnlar da dedesinin
olmutu. Babasna gelince o da bu mallar iyi idare edip malnn stne mallar
katmt. Gn gemi devir dnm onlar yalnz brakm airetleri biraz
toprak, biraz otlak iin onlarn ayaklarna dmt. Fakat onun soylu babas
Nuh demi de Peygamber dememi, onlar brakp giden airetini balamam,
onlardan bir tekinin bile yzne bakmamt. Ama Murtaza Aa yle mi, Murtaza
Aa scakkanldr, eline airetine dkndr, elsiz airetsiz hibir eyin
yrmeyeceini, kaba aacn dal ile grlediini bilendir.
"Babam yanl yapt Hatun, yle deil mi?"
"Yanl," dedi Hsne Hatun.
"Elin airetin olmaynca servetin hibir kymeti yok."
"Olamaz," dedi Hatun sevinerek.
"imdi elimiz airetimiz yanmzda olsayd, biz de eller gibi... Bak
Bozdoanllara, kimse gzn stnde kan var diyebiliyor mu? Onlar
fkaradrlar, benim servetimin binde birisi onlarda yok ama, alem onlardan
korkuyor."
"Korkacak."
"Onlarn hi kimsesi, hibir eyleri yok ama, airetleri var. Ha deyince yz
kii ve hem de bin kii Bozdoanl Beyi iin lr."
"lr," dedi Hatun.
373
"Bir nce Memed daa knca benim gibi can telana dp bir san deliini
bin altna aramazlar."
"Aramazlar."
"Ben varaym da Yzbaya gideyim bakaym devran ne gsterecek... Bence Muhtar
Kenan Kerti Ali Onba ldrd."
"Belki nce Memed ldrmtr, hi belli olmaz."
"Hi belli..." Murtaza Aa saatna bakt, merdivenleri indi.
Daha uzaktan Yzbann gaz lambasn grnce sevindi. Bu anda da ii Yzbaya
kaynad. yi ocuktu, mert adamd. Tam bir Cumhuriyet zabitiydi. Hilesi hurdas,
yalan dolan yoktu, dobra dobra bir adamd. Ama ne yazk ki, Zlfye tapnmt. Zlf de onun kuyusunu kazyordu. Bu anda onun iin yazdrd
mektuplara ok piman olmutu. Yazk deil mi, diye dnyordu, bylesi bir
gence, gecesi yok, gndz yok, yl on iki ay ekyalarn ardnda, hem de kurun
yamurlar altnda. Bu alak kyller onu aldatmlarsa, kadnlar onun yolunu
nce Memedden evirip de Kara Osmanm stne dndrmler, Kara Osman ldrlnce
de ona nce Memeddir, diye at yakmlarsa ne yapsn...
Kapy ald, bir er:
"Kimdir o?" diye sordu.
"Yavrum benim, ben Murtaza Aa, Yzbaya haber ver."
Kap ald, er:
"Yzbam seni bekliyor," dedi.
Yukardan Yzba kvanl bir sesle:
"Ben bilirim, ben adamm bilirim," diye glyordu. "Seni bekliyordum Aa. ay
da hazrlattm. Ge kaldn."
"Ge kalmadm, tam gece yars, ortalktan el ayak ekilsin de dedim hani."
"Ho geldin, iyi yaptn. Zlf Bey de burada."
Zlfyle kucaklatlar.
ay hazrd.
Zlf hemen konuya girdi:
"u mektup ve telgraflar... Arif Saim Bey deli oluyor bu ie. Grdn ya, benim
yzme bile bakmad. Mektuplar yazan istiyor. Dn de bir dedikodu geldi
kulama, tuh tuh, ocaklardan uzak, gya ki Arif Saim Bey Mustafa Kemal Paa374
miza, yerine gemek iin suikast hazrlyormu, erkeslerle birlikte. Dveli
muazzamayla ibirlii iindeymi. Byle ey olabilir mi hi?"
"Olamaz, haa!" diye bard Murtaza Aa. "Amann Arif Saim Bey bunu duymasn,
bu kasabay ykar. Atee verir de yakar."
"Dur heyecanlanma Aa," dedi Zlf, olgun, gn grm arbal haliyle.
"Dedikodunun menei bizim buralar deil, Adanada dolaan bir dedikodu bu. Onun
iin bizi pek o kadar alakadar etmez. Ama ne dehet bir dedikodudur bu ki, Arif
Saim Bey..."
"Haa, bin kere haa..."
"Evet, iyi konutun Murtaza Aa, haa. Evet, ne biim bir dedikodudur ki bu
kan, Arif Saim Bey Allahtan nce Mustafa Kemal Paaya tapar. Ben bilmez miyim,
tapar. Mustafa Kemal Paa, Allah gstermesin, imdi lse, Arif Saim Bey de
duyduu anda onun lmn eker tabancasn kendi azna boaltr. Korkuyorum
Murtaza Aa, ok korkuyorum, bu dedikodunun altndan bir ey kar diye."
"Korkma," diye gld Murtaza Aa. "Ate olmayan yerden duman kmaz, diye
korkma. Biz yle insanlarz ki ate olmayan yerden duman karrz. Bunu da
dnyalar kahraman, akll, o gne bal Paamz bilir. Bilmez mi?"
Zlfnn gzlerinin iine gzlerini dikip bir sre delici baklarla ona bakt,
o susuyordu.
"Bilir," diye bard Murtaza.
Yzba masann bir kesine oturmu, bir yandan onlara ay dolduruyor, kukulu,
rahatsz bir ona, bir tekine bakyor, endieli bir yzle onlarn konumalarn
var. Keski ben de senin yannda olsam da u Aalarn soluunu kessem de, her gn
be onunu... Sk dileri aznda atrdad.
381
8
nce Memed birka haftadan beri iyiydi. Dadaki maarasndan ormana inmi,
ormann en kuytu yerinde kk bir adrda yayor, Kasmla Temirin obalardan
ona getirdikleri yeni salm taze stleri iiyor, tereyalarn, ballar,
kzarm av etlerini yiyordu. Obalar sanki yara girimilerdi. Her nne gelen
kadn, gen kz ona bir yiyecek piiriyor, ne yapp ediyor, scak scak ona
ulatryorlard. Kk kara adr bir gelin evi gibi kilimlerle, keelerle
denmi, ilemeli uvallar, heybeler, atlas yorganlar, kuty yastklar, yn
deklerle donatlmt.
nce Memedin iyilemesi obalarda bitip tkenmeyen bir bayram sevinci yaratmt.
Herkes ii gc brakm, bu olaanst sevgi seline kaptrm kendisini. Varsa
da nce Memed, yoksa da nce Memed...
Krkgzn Anack Sultannn verdii merhemler, iirdii iksirler, daha ilk
gnden etkisini gstermi, bir hafta iinde de onun ateini drm, yaralarn
saaltmaya balamt. Hr Ana onun banda kular gibi dnm, geceleri uyku
yz grmeden onun ban beklemiti. Yaralarn merhemlemi, iksirlerini, onu
gece yarlar bile uyandrp iirmiti. Sonunda nce Memed gzlerini ap
glmseyince de, onun salarn oka-m:
"Hr Anan senin kara gzlerine kurban olsun," demiti. nce Memed ayaa
kalknca da, "imdi artk bana izin nce olum," diyerekten eeine binmi,
Ksack Mahmutla birlikte kyn yolunu sevin iinde tutmutu.
382
O nce Memedin de, onun gzlerini balatarak yanma yle gtrttn bir trl
unutamamt. Hele daha iyileip de ekyala balasmd hele, Hr Anack da u
dnyann ka bucak olduunu ona gsterirdi.
nce Memed iyileip de, Hr Ana yola dnce grenler onu tanyamamlard.
Belki yirmi ya genlemi, yzndeki krklklar yitmi, gzleri gen
kzlarn gzleri gibi parlamt. Yzne mutlu bir gl yerlemi, stbeyaz
dileriyle Hr Ana bir sevin gl olup amt.
"Seni daha brakp gitmezdim ama nce Memed, benim daha ok iim var kyde..."
Uzun uzun biribirlerine sarlmlard...
Kye geldiinde, bir akamstyd, hi yorulmam, Ksack Mahmudun eeinden,
daha eei durdurmadan, yere usta, gen bir binici gibi atlamt. Eve
vardklarnda da nce Memedin yaz atn kapsnn aznda yle dimdik durur
bulmutu. At ban kapya dayar gibi etmi, dnceli, sessiz yle durmu
kalmt. Onu gren kyller evden eve kouarak haberi herkese bir anda
ulatrmlard. Kapsnn n de, daha o eve girmeden ana baba gn olmutu.
"Ho geldin Hr Ana, Hr Ana ho geldin," sesleri ky bir anda doldurmutu.
Bu kadar kalabalk bile bu yaz at rktemiyor, at, olduu yerde kprdamadan
duruyordu.
" gndr bu at burada Hr," dedi Hsk. " gndr gece gndz bu at ne
yiyor, ne de iiyor, burada byle bekleyip duruyor."
Hr Ana kalabal yard, atn yanma doru ekilerek, "Yol verin, yol verin,"
diye yrd, "benim ona syleyeceklerim var, o gndr beni neden byle
kprdamadan bekliyor, ben onu biliyorum ite."
Kyl kalabal soluksuz kesilip sustu. Hr Ana atn yanna usul usul yanat,
elini kaldrd onun yelesini korkarak usul usul okad. Kulana da eilip,
"Gzel at, yaz at," dedi, "sen Hazreti Alinin Dldl, Krolunun Krat, Gen
Osma-nn Arabi, Peygamberin Bura soyundansm. Sen soylularn soylususun. Yoksa
burada gndr yemeden imeden durur da beni bekler miydin... Dur imdi..."
383
At huysuzlanmaya, kuyruunu hzl hzl, saa sola sallamaya balam, ban
kaldrm kulaklarn dikmiti. Hr Ana imdi ancak onun gsne yetiebiliyor,
heyecanlanm, elleri titreyerek ancak oralarn okayabiliyordu. Kalabalk da
durmu onlar bym gzlerle seyreyliyordu.
"imdi beni iyi dinle," diye duyulur duyulmaz bir sesle konutu Hr Ana.
"Ban azck indir de kr olas, bak sana ne gzel szler syleyeceim, beni
dinle."
"Neee? Sen Topal Ali misin? Benimle takala etme yavrum. Topal Ali senin
trnaklarna kurban olsun aslanm. O bana hi Hr Ana der mi, o beni eline
geirse kanma ekmek doramaz m?"
"Vallahi billahi ben Topal Aliyim, Ana." Hr Ana ona kurnaz kurnaz,
glmseyerek, sen benimle eleniyorsun dercesine bakt.
"Ana sen de bugn giyinmi kuanmi gnlk geline dnmsn, ne oldu byle
sana, bir ey mi var?" Hr Ana buna karlk vermedi.
"Hr Ana sana kurban olsun atl," dedi, "senin o Topala hi benzer bir yerin
var m?"
"Ana istersen, u yana ge de topal ayama bir bak..." Hr Ana kukulanmt.
br yana geti, Alinin zengiye sktrlm, bir top yumruk gibi topal
ayan grd. Grr grmez de yerlere saldrd, bir ta kapp:
"Seni topal ayana stmn topal domuzu seni..." diye ta hzla ona
frlatt. Ta Topal Aliye demedi.
Hr Ana, ta ona demeyince ldrd, yerde ne kadar ta bulduysa Topaln
stne yadrmaya balad. Toprakta dnemiyor, atn stnde arm kalm
Topal Aliye basyordu kalay...
"Seni ukurova zaar seni. Bana da lenger apka giymi, adam olmu da... Seni
kaplarn yal kpei seni! Seni de can-darmalarn boku seni! Senin o lenger
apkann iine atr atr sarm da, doldururum da sen de giyersin, seni! nce
Memedi lm sandn da bu kye geldin, yle mi, seni! nce Memed lmedi, lmedi.
O nce Memed de seni ldrmeyince ben de gz ak gitmez miyim seni!"
"nce Memed iyi mi Ana? ok kr Ana... Mjden bam stne... O sa olsun
da..."
388
Daha fazla konuamad, ensesine yedii bir tala salland ama yere dmedi.
"Seni de btn kpeklerin azna st da, btn eeklerin burnuna iedii...
Seni ukurova zaar da seni... nce Memed lmez ya, lr m, lr m, lr m o
hi, sizin gibi daha bin tane kokarcay ldrmeden lr m?"
"Etme Ana, sana szm var," diye yalvaryordu Ali.
Bir yandan da gelen talardan kendini saknmak iin abalar harcyordu.
"Omuzuna mavzer takana da bakn kyller, sakalna, byna da ocuklarn
bokunu srdme de bakn, nce Memedi ld sannca tfekler kuanp, Arap
atlara binip kye gelene de bakn, kurbannz kulunuz olaym. nce Memed ld
diye de gerp gerp gerinene de bakn! nce Memed lmedi, lmedi..."
Hr Anann amatasn duyan kyller darya uramlar, Hr Anann bu gzel
giyimli atlya yaptklarna zlerek bakyorlard.
Sonunda Hr Ana eline oralardan uzun bir sen geirdi. Alinin ona dnk
srtna gelha eyledi. Topal Ali sarsld, atn srmese ikinci seni yiyip yere
decekti.
"Ka," diye arkasndan grledi Hr Ana, "ka topal ayana stm, ka. O
nce Memed de bu sefer seni de ldrmez-se, ben de ona hakkm helal etmem."
Hrsn alamamt ondan, elinde talarla onun arkasndan bir sre gitti ya
ulaamad. Evine vard, damnn stne kt, ynn Alidamdan yana dnd,
yaz at armaya balad:
"Gel, gel, gel yaz atm gel. Kalem kulakl da, ince de bellim, elma gzlm
gel. Gel de u Topal ayaklarnn altnda ezi-ver. nce Memedi lm biliyor da
kye geliyor, gel! Krolu-nun Krat, Peygamberin Bura, Alinin Dldl
soylum, gel! Gel ha gel! Hr Anan seni aryor, soyunda kheylanlk, soyunda
azck adamlk, mertlik, yiitlik varsa gel! nce Memed uzaklarda, onun yerine
sen varsn, gel! Gel de u uyuz, u ha-yn Topal ayaklarnn altnda ine de,
un ufak eyle, gel!"
Ellerini havaya at, dualar okumaya balad. Hem dualar okuyor, hem yaz at
aryordu.
Az sonra Alidann nndeki akrdikenli dzlkten ko389
pan at, szld geldi Hr Anann evinin nnde durur gibi etti, sonra da
gndoudaki kayalklara doru doludizgin, kuyruu havada ekildi gitti.
At grr grmez Hr Anann nutku tutulmu, olduu yere damn stne dizlerinin
ba zlerek oturmutu. Yrei, korkusundan, aknlndan hzl hzl
atyordu.
para bulacam. Biz bittik, biz tkendik. u Molla Duran Efendi gibi bir firavun
yok u ukuro-vada. Yaknda bu yaylaa da sahip karsa hi amayacam. imdi
de Topal Aliyi kendisine kahya yapm. Diyorlar ki..." Memedin gzlerinin iine
gzlerini dikip, bir eyler bekler gibi bakt. "Diyorlar ki bu Topal Ali de bin
beter, ondan da insafsz bir adamm. Elinden ekeceimiz var. Molla Duran
Efendi o Topal Alinin altna bir at ekip omuzuna bir mavzer vermi."
Memed kendinde olmayarak gld, bu da Battal Aann gzlerinden kamad.
"Sanrm ki bu Topal Ali, Abdi Aann adam izci Topal Alidir."
"Odur," dedi Memed glerek, sevinerek.
"yi bir adam mdr?" diye sordu Battal Aa ortaya.
"ok iyi adamdr," dedi Memed. "Onun gibi yiit, yrekli, akll bir adam daha
analar dourmamtr."
"yle de diyenler var," dedi Battal Aa. "Her neyse bizim iimiz artk zor. Bizi
u ukurovallar soya soya bitirdiler. Keri-molunun da ba belada."
"O nasl?" diye sordu Memed. "Onu yllar var ki gremedim. u dnya gzyle onu
bir grsem de elini psem. Allah lmeden bunu da bana nasip eder inallah."
Memed Kerimolundan sz ederken utanga sulu bir ocuk gibiydi.
"O da," dedi Battal Aa Memedin iinden geenleri sezerek, "seni ocuklar
kadar, can kadar seviyor."
Memed biraz daha sklp nne bakt. Kerimoluyla karlatklar gnleri hi
anmsamak istemiyordu.
"Onun obas da perian oldu. Onlarn da klaklarna birisi, yeni yetme bir Aa
sahip km. Klaklarnn yanndan bile geirmiyormu onlar o Aa... Durun
hele, ne idi onun da ad?"
392
pnceye dald, aln krt, byklaryla oynad. "O da bir stiklal Harbi
kahramanym. Klcnn hakk olaraktan, ona da Kerimolunun klan
vermiler. O da, onlar klan yanna yaklatrmyormu. Molla Duran gene
insafl, altn alyor ya gene de bizi klamzdan kovmuyor." Durdu,
byklaryla oynad: "Hah," dedi, "onun ad da Sabit Bey. Hi duydunuz mu byle
bir adam?"
"Duymadm," dedi Memed boynunu bkerek.
"On yla kalmaz artk biz biteriz. Bizim oba imdiden bile dalmaya balad."
Gzleri doldu. "Ben lrsem," diye kekeledi, "Yrn mezarl olmaz ya, mezar
da olmaz ya," ac ac gld, "beni getirin de u pnarn bana, o aacn altna
gmn."
"Allah geinden versin," dedi Memed, onun da gzleri dolmutu.
"Buradan baka bizi kabul edecek toprak yok. Bari tez gnde leyim de, buras da
elimizden gitmeden u pnarn bana gmleyim."
"Aa etme," dedi Memed sesi titreyerek.
Bu srada gen kzlar, gelinler, yal kadnlar, kk, byk nakl bohalar
getirip adrn emesinin dibine koyuyor, durmadan, Memede bir gz atp
gidiyorlard. Bir delikanl da birka srmal fieklikle, bir Alaman filintas
getirdi, ilemeli uvallarn dibine koydu, ayakta, elpene divan durup bekledi.
Arkasndan bir drbn, iki erke haneri, bir nagant tabanca getirildi, sap
fudisinden... Memed btn bu gelenlerin ne iin olduunu anlamyor, aknlkla
bir filintaya, bir bohalara bakyordu.
Battal Aa uzun, ince boyuyla ayaa kalkt, imeni yeil gzleriyle bir erkek
gzeliydi, birinci bohay ald, amadan Memedin nne koydu. Srasyla teki
gelen bohalar da Memedin nne dizdi.
"Bunlar sana nce Memed. Bunlar obamzn sana amsakz oban armaandr.
Kusurumuza kalma sana kar bir kusur i-ledikse..."
"Kusur bizde," diye toparland Memed. "Aman ne zahmet..."
393
arm, ne yapacan bilemeden nndeki bohalara bakyordu.
"A onlar," dedi Battal Aa. "Bunlar sana obamz kzlarnn..." uvala dayal
filintay, onun yanndaki fieklikleri, tabancay gsterdi. "Bunlar da sana
obamzn armaandr."
Kpkrmz kesilen Memed ancak bir "Sa olasnz" diyebildi. Boazna bir yumruk
gelmi tkanmt. Kendisini tutmasa katla katla alayacakt. Elini bir trl
bohalara sremiyor-du.
"Ben sanmyorum ya inallah stesinden gelirsin," dedi Battal Aa. "Ben seni
azck tanyorsam, senin iindeki bu kurt var iken, byle de depreip durur
iken, sen mecbursun. Kro-lu da mecburdu."
"Biliyorum mecburum, biliyorum duramam, biliyorum nce Memed yitince ben buna
dayanamam. Biliyorum kendimi, biliyorum ya ka para eder... Biliyorum,
biliyorum, biliyorum."
Battal Aa imeni yeil gzlerini onun gzlerine dikmi, Memed artk gzlerini
saklamyordu, onun gzlerine gelmi oturmu o elik ltsna bakyor, vay
insanolu vay, diyordu iinden, az nceki u halim selim, u, giyitleri grnce
bir ocuk gibi utanarak sevincinden, iyiliinden ocuk gibi alayan adama bakn,
bir u kaplan kesilmi, tyleri diken diken olmu deve bakn.
"Biliyorum Aam... Beni iyi dinle, iimi yakan sylyorum sana. Ben lmden
korkmuyorum. lm bizim, bugn deilse de yarn er ge yolumuzdur. Ondan korkan
insan olamaz. Ben kurunla lmekten korkmuyorum. Benim derdim baka..."
Battal Aa dnceli, uzun parmaklarn enesinde dolatryor, onu can
kulayla, her szne nem verdiini belli ederek dinliyordu.
"Benim derdim byk dert. Allah kimsenin bana vermesin byle bir derdi. Dman
bana bile... Ben Abdi Aay ldrdm, onun yerine Kel Hamza geldi. Onu da
ldrdm, bakalm kim gelecek... Ali Safa Beyi ldrdm. imdiye kadar onun
yerine birisi gelmitir, onu da ldrdm diyelim, bak Ke-rimolunun da bana
Sabit Bey konuvermi, hem de gkten inmi. Senin banda da Molla Duran Efendi
var... Benim btn
396
bu ldrmelerim neye yarad, bunu desene bana Battal Aam? Binini ldrsem, iki
bini gelecek..."
Battal Aa kahkahayla glnce Memed bir tuhaf oldu. "imdi anladm senin
derdini," dedi Battal Aa. "Bir iyice anladm." Hem konuuyor, hem de glyordu.
"Sen de beni iyi dinle nce Memed..." Diz st kp sesini dikletirdi. "nce
Memed ldrlecek onun yerine Ali Memed gelecek, o da ldrlecek onun yerine
Hasan Memed gelecek... O da ldrlnce Veli Memed gelecek... O da, o da, o
da... Sen ne sanyorsun olum Memed, nce Memedler bitecek mi sanyorsun? Her
insann iinde bir mecbur kurdu, bir nce Memedlik, bir Kro-luluk kurdu var.
Krolu gitti nce Memed geldi. nsanolunun iinde bu kurt olduka insanolu ne
olursa olsun yenilmeyecek. Sen insanolunun iindeki kurtsun, ne olursan ol,
nereye gidersen git. te insanolunun iindeki bu kurt yiterse, insanlk da
ite o zaman insanlktan kar. nsanolu iindeki bu kurdunu yitirmeyecek, ona
kyamete kadar gz gibi, yrei gibi bakacak. O kurt insanolunun ahdamar,
atan yreidir. Senin iindeki kurt da, ite insanln bu kurdudur."
O gn nce Memed onlara, hakknz helal edin, ben gidiyorum diyemedi bir trl.
O gece sabaha kadar tarttlar. Battal Aa dnya stne, insanlk stne ok
ey biliyordu. "Bir nce Memed giderse bin, on bin, yz bin nce Memed gelir,
Aalar biter de nce Memedler bitmez," sz onun iine ilemi, bu sz onu
tepeden trnaa sarsmt. Szn etkisinden bir trl kurtulamyordu.
Sabah oldu gn ald, nce Memed dncesini deitirmiyordu. Zaten yaralar da
iyi olmamt daha. Son olarak da bunu syledi Battal Aaya.
Battal Aa, ne sylerse sylesin, sonunda ona hak veriyordu. O da insand, o da
oluk ocua kavuacak, rahat edecekti. Bunu biliyordu. Ama insann iindeki o
kurdu da biliyordu. Bu kurt onu rahat brakmayacakt, bunu da ok iyi biliyordu.
Sabahleyin glerek, sevinerek bir kahvalt ettiler. Gn kulua doru nce Memed
ayaa kalkt:
"Ben gitmeliyim," dedi, "hakknz bana helal edin, belki de kyamete kadar bir
daha gremeyeceiz."
397
Hanerini, drbnn, tabancasn, fiekliklerini ald Bat* tal Aann nne
koydu.
"Bunlar obada kalsn, belki bir gn bir nce Memed daha der bu obaya. Bunlar
teki yitip gitmi, imi timi belirsiz olmu nce Memedindir diyerekten ona
verirsiniz."
Dn akamdan bu yana olduklar yerde duran obann ona armaan ettii filintay
grd, vard onu da fiekliklerle, tabancayla, hanerlerle birlikte yerinden
ald, getirdi Battal Aann nne koydu.
lem geldi oturdu. imdi u anda, urada, u delirmi yldzlarn altnda Seyran
burada olmal, onun elini scack tutmal, ona sarlmalyd. Seyran onu bu kadar
zlyor muydu acaba? Kim bilir, belki de onu l sanyordu. Hr Ana ona bir
haber salmtr nasl olsa, diye sevindi. Gitmeden Seyran da grecek, onu da
birlikte alp gtrecekti gittii yere. Ama Seyrana nasl gidecekti, onlarn
evini, Vayvay kyn candarmalar hi bo brakrlar myd, candarmalarn
ekyalar avlama biimlerinden balcas da sevgili evleri beklemekti.
Ekyalar ne kadar gl olurlarsa olsunlar, insandr bu, beklendiklerini yzde
yz bildikleri halde kendilerini yenemiyor, eninde sonunda bir gece soluu
sevdiklerinin evlerinde alyor, daha sevgililerinin yzlerini bile gremeden,
sevgililerinin gzleri nnde kan iinde yere seriliyorlard. "Seyran grmenin
bir yolunu bulacam," diye mrldand. Dndke Seyrana zlemi artyor,
imdi, u anda yola dp Vayvay kyne, her eyi gze alarak gitmek istiyordu.
Candarmalar bugnlerde onu Vayvayda aramazlar, Seyrann evini beklemezlerdi.
Silahnn olmadn dnnce... Silah olsayd, Seyrana gitmenin tam
srasyd. Belki de gene gidebilirdi klk deitirerek. ukurovallar gibi bir
kara alvar giyer, orapsz ayana da arkas bask bir kara yemeni geirirdi.
Bir de kasket takard bana, kasketin siperini de tam gznn stne indirirdi.
Kim bilecekti onun nce Memed olduunu... nce Memed olduu alnnda yazl
deildi ya... Byklarn da kestirirdi. Hibir bykszn ekya olduu
grlm mdr? Seyran nce korkacak, ksecek, sonra da sevincinden deli olacak,
ona kemiklerini krarcasna sarlacakt. Sonra da onlarn kayalk kylerine
balarn alp gideceklerdi. nce Memed lecek, ok da ocuklar olacakt.
Acaba, imdiye kadar Seyrann niin ocuu olmamt? Yoksa hi mi ocuu
olmayacakt, ksr myd? Varsn olsun, ksr olsun Seyran, diye glmsedi, onun
ocuu vard ya... Bir gn, nerede olursa olsun, nasl olursa olsun olunu
bulacakt. O bulamazsa da ocuk onu gelecek bulacakt. Iraz ona iyi bakmtr,
hem de gz gibi. Bundan hi kukusu yoktu.
Gece yarsnn horozlan tp sustuktan sonra kovuundan darya kayd, hava
daha da soumutu. Bildii kuytu yollar401
dan kye girdi, bir kedi gibi t karmadan Hr Anann kapsna geldi. Kk
takadan bakt, Hr Anann ral daha yanyordu. Ana da ocan nne oturmu
kzleri bacann arasna alm, ban da nne drm dalm gitmiti. Belki
de yle uyumu kalmt.
Usuldan takay tkrdatt. Hr Ana tkrty duyunca ayaa kalkt, akn
akn sama soluna bakmaya balad. Memed bir daha tahtaya vurunca Hr Ana
kapya kotu at. Onu grnce:
"Biliyordum, biliyordum da bugn geleceini, oturmu
bekliyordum," dedi. Kucaklatlar.
"Gir ieri."
"Ne biliyordun?"
"Bilmez olur muyum hi, senin deli at var ya, ne bileyim ben, o at herkes
senindir diye biliyor, yaz, grkemli bir at."
"Benim atm o."
"te o olmaz olas at, gndr, sabah, len, akam kapya geliyor, orada
boynunu bkp duruyor, ben de ona su, arpa vereyim diye rpnrken, kuyruunu
kaldryor, uup gidiyor. Ondan biliyorum senin geleceini."
"At m syledi?"
"Takala etme kpek," diye Hr Ana sevinle onun srtna bir yumruk indirdi.
"Senin o deli atn batsn.
"Ne olmu atma?"
"O atn batsn, batsn... O kadar yalvardm da..."
"Ne istedin de yapmad?"
"Ne isteyeceim o kara suratl domuzdan, Topal Ali buradayd, dedim ki ata, bu
senin sahibin nce Memedin ba, birinci dmandr, ayaklarnn altna al da ez
onu, un ufak eyle, dedim de o kara suratl yzme bile bakmad. Sonra da piman
olup kapmdan ayrlmad. Ben de senin hatrn iin ona su, arpa verdim, ellerden
bularak ne suyu iti, ne yemi yedi."
"Sen bir ho olmusun Ana, at ne anlar ki," dedi Memed onun srtn okayarak.
"Anlar, anlar o," diye kulana eildi Memedin, bir eyler syledi. "O her eyi
anlyor, anladn m?"
402
"Anladm," dedi Memed, Hr Anann ocan nne serdii dee yorgun kverdi.
"Topal Ali burada m?"
"Onu ldrecek misin?" diye gzleri layarak sordu Hr. "ldreceksin, deil
mi?"
"Ben ekyal braktm Ana. Topal Ali burada m?"
"Dne kadar buradayd. Duydun mu, Abdi Aann evini, bir kucak para dkerek
satn ald. O, kasabada bir adamn ift-ibas olmu. Ayanda izme, banda
lenger apka, omuzunda aynal mavzer, altnda da Arap at... Kyn iinde, benim
barma basarak gort gort dolat be gn. Kk dalar ben yarattm, bykleri
de babamdan kald, diyor da baka bir ey demiyordu."
"Abdi Aann ocuklarna ne oldu?"
"Srgn oldular kyden, her eyciklerini brakp kasabaya gtler, orada dkkan
amlar fkaralar, koca, da gibi grle-yen Abdi Aann ocuklar. Yreim
yand onlara. Kyden, bizden ayrlrlarken fkaralar, sana sylemeyi unuttum sen
hastayken, iki gz iki eme aladlar. Btn kyl de onlarn arkasndan
alad. Onlarn evini de bu Topal Ali alnca, kylnn yreine de hanerler
sapland. Koca Abdi Aann evi Topal Alinin oldu, Topal Alinin oldu, duydun mu
Memed, duydun mu?"
"Duydum Ana," dedi Memed. "Bir iyice duydum."
"Topal Alinin de o pasakl avrad, on bir tane smkl ocuuyla bizim gl gibi
Abdi Aamzn evine yerleti. Bunu da duydun mu Memed?"
"yice duydum Ana..."
"Bir dkkan ald kye. Bir Darendeli geldi. ok da iyi adam, ad da Gde
Mevlt. Mevlt Efendinin bir gbei var, nah senin kadar. Yaaa, yle iyi bir
adam ki, dkkan da azna kadar dolu. Basmalar, kutnu kumalar, cnck boncuk,
boyal ekerlemeler, ayakkablar, tuz, biber, eker, ne istersen var. Mevlt
Efendinin dkkannda olanlar kasabada bile yok. Bir de iyi adam ki, taa beni
uzaktan grnce, buyur Ana, diye karlyor, beni dkkanna aryor, kendi
elceiziyle bana kahve piiriyor, kimseden para da istemiyor, paras olanlar
veriyor, olmayanlar da deftere yazyor. Dkkan an kovan gibi iliyor.
403
Taa dalardan bile kyller, Yrkler gelip ondan alveri ediyorlar."
Memedin kulana eildi:
"Kimsecikler duymasn," dedi usulca. "Bir sen bil. Onu Hkmet senin iin buraya
gndermi diyorlar. Ben de ondan phelenmitim zaten. Gzleri velfecir okuyor.
Ben bylesi ok glen, herkesin suyuna giden, yaltak adamlardan korkarm.
Topal Ali gelince de gece gndz fsr fsr konutular. te ondan sonra da
benim ondan stkm syrld. Bir de nmde kuyruk sallayarak, o deilcikten seni
sordu. Ben de, neee, dedim, o nce Memed mi, o yok ki buralarda. O, Halebe
gitmi diyorlar, dedim. Bunu duyunca da o bir dnceye dald, bir dnceye
dald, ite onun Hkmet adam olduunu, hele Topal Aliyle fiskos edince de
senin kanna susadn bir iyice anladm."
"Topal Ali gene gelecek mi?"
"Gelmez olsun da, arkasnn stne gelsin! Gelecek zaar. Onu ldreceksin deil
mi?"
"Ana ben ekyal terk ettim, diyorum sana... Bak tfeim, silahm var m?"
Hr Ana durdu, ona uzun uzun bakt, ardndan da:
"Demek sen silahsz pusatsz geldin kye? Seni ldrve-rirler imdi. Sen
Allahtan korkup, Peygamberden utanmyor musun da byle geziyorsun? Ulan seni
byle rlplak iki yandaki ocuk bile ldrverir!"
Hr Ana telalanm, ne yapacan bilemiyor, evin iinde drt dnyor, eline
ne geerse kapnn ardna yyordu. Ktk, yorgan, dek, ekmek tahtas,
kaklk, kap kaak...
"Ana ne yapyorsun?"
"Ne yapyorum grmyor musun ahmak herif, kapy muhkemletiriyorum."
Gtrd bir yast da kk pencereye tkad:
"Buradan da k szmasn."
"Ana gel otur hele yanmdan, gzel anam."
"Geldim oturdum Memed Aa," dedi alayl bir sesle Hr Ana. "Geldim oturdum
ite, kanma susam Memed Aa. Sen buraya gelirken hi kimse grmedi ya?"
"Grmedi," dedi Memed.
404
"Ah, ben ne yapaym yarabbim, ben ne yapaym u Sefil brahimin olunun
elinden... Bunlarn adaml bu kadar ite, tutmu da silahsz gelmi kye! Ben
imdi nereden bulaym bir torba fiekle, bir mavzeri... Hay koca Allahm, her
ey verdin de u ksz Memede, hay ala gzlerini sevdiim gzel Allahm, neden
azck akl vermedin? Kendini koyun gibi boazlatmaya gelmi kye..."
Geliyor, Memedin yanma oturuyor, sylenerek kalkyor, evin iinde dnyor,
kapnn arkasna bir eyler yyor, pencereye gidip yast aralayp dary
dinliyor, yeniden geliyor, yeni tanyormu gibi Memedin yzne uzun uzun
bakyor, yeniden kalkyor evin iinde dolanyor, yerinde duramyordu.
"Ana, dur, Ana vallahi bir ey olmaz. Ana benden kimsenin haberi yok."
"Seni ahmak adam, ahmak adam," diye ylan sl gibi ses karyordu Hr. "Sen
deil misin benim gzlerimi balatp da, beni dalardan artan, kr gibi
artan... Ulan ben mi kaldm, Anan Hr m kald senin yerini candarmaya haber
verecek? Ulan smkl Memed, ben unuttum mu sanyorsun bana bu yaptn? Bre
boyu devrilesi Memed, diyeceksin ki, candar-malar seni yakalarlar da derini
yzerler, sen de diyeceksin ki Hr Ana dayanamaz derisinin yzlmesine de benim
yerimi syler. Ulan smkl, ben Hr Anaym, Hr..."
Kendi gsne kt kt yumruklar indiriyordu.
"Ben Hrceyim Hrce, etimi dirhem dirhem kerpetenle koparsalar da, gzlerimi
oysalar da, ben seni, olumu, bir tek gzmn n ele verir miyim?"
"Ana ben yapmadm, senin gzlerini ben balatmadm."
'Onlar yoldan deil mi senin?"
"Deil Ana, nerden yoldam olacak. Ben vurulunca, kendimden geince onlar beni
orada bulmular. Gz balamak da Yrklerin tresiymi."
"Vay onlarn byle trelerinin iine saym!"
"S Ana, s!"
"imdi, imdi, imdi ne olacak, ya imdi candarmalar evi sarmlarsa?"
Memed dnd, onu nasl etse de, bu gece ona bir ey
405
olmayacana inandrsa. Candarma yok, dedi. Kimse benim buraya geldiimi
bilmiyor, dedi. Candarmalar kendi canlar telamdalar, dedi, bin dereden su
getirdi, olmad. Ne sylerse sylesin Hr Anann korkusu gvensizlii artyor
azalrn-yordu.
Memed ne syleyeceini, ne yapacan armt ki, birden aklna geldi,
yznde iten bir glmseme dolat:
"Ana," dedi.
"Syle ahmak herif."
"Ana, ben hi kendimi atee atar mym, gzel anam benim?"
"Ya ne bok yersin?"
"k darya da bak anam, ite atm orada, damn arkasnda bekliyor,
arkadalarm da yukarki kayalktalar... Bir ey olunca... Ben ata atladm
gibi... Tfeim de orada..."
Hr Anann birden yz deiti, yatt, sanki az nceki telandan kyameti
koparan o deildi:
"yle desene yavrum, yiidim, Memedim, ncem," dedi. "yle desene Anana kara
gzlm, gzel Dnemin teberii."
"Yoksa Ana ben yle bombo kye iner miyim?"
Hr Ana bir ara yle ayakta durdu kald, sonra da:
"Vay benim gzm ksn da iki elim yanma gelsin, imdi sen asn olum."
"Am Ana," dedi Memed kvanl.
"Gel bana yardm et de u kapnn ardmdakileri yerlerine koyalm."
Hr Ana o telala kapnn ardna o kadar ey ymt ki, onlar alp yerlerine
koymak bir hayli zaman ald.
Ocaa orba koyan Hr Ana:
"Ya yakmayacam yavru," diye zr diledi. "Ya kokusunu bu gece yars alrlar
da kyller, Hrcenin evine birisi gelmi, derler."
"Peynir ekmek yok mu?"
413
"Adma Tilki Tahsin derler." "Hangi kydensin?" "ieklid eresinden."
"Bir de Taz Tahsin var o kyde, tanr msn?" "Tanrm. O taz, ben tilkiyim."
nce Memed gld. Yandaki kayann kuytusuna ekildiler, burasn yamur
tutmuyordu.
"Nerden gelip nereye gidiyorsun?"
"Senden sakl deil ya Aam, sigara kaakl yapyorum." Cebinden balmumuylan
yaplm bir kaim keseden, ellerini toprakta kurulayarak, ttn kat karp
sigara sard, Memede uzatt. Memed onun uzatt kavli akma da ald, bir
akta kav tututurdu. Da havasnda yanan kav gzel koktu.
"oktandr cgara imiyordum Tahsin karda. Ekyaclk-tr bu. Bir gn cgara
bulursan be gn bulamazsn. Bir de adama ok zarar veriyor bu meret."
"Ben de her zaman imiyorum," dedi Taz Tahsin. Ama Taz Tahsin ok tedirgindi.
Korkuyor, ardndan da hemencecik seviniyor, dalp Memedin gzlerine bakyor,
Memed ona baknca da gzlerini karyor, bir trl tnedii tan stnde rahat
edemiyor, yerinde duramyor, bu da nce Memedin gznden kamyordu. Bu ocukta
bir i vard ya, acaba neydi, bunu anlamas gerekti.
"Ben vurulduumda Bakrgediinde miydin?" "Oradaydm nce Memed Aa. Senin o
atn var ya, o da oradayd, yaz. Bir kayaln en yce sivrisine dikilmi,
kprdamadan orada yle duruyordu."
"Ben vurulunca kadnlar bana at yakmlar." "Yaktlar. Yzba senin ln
onlarn elinden, sng tak, alnca, onlar da seni rlplak edip giyitlerini
aldlar, ekildiler koyaa, sana gn gece at yaktlar."
"O nce Memed bana hi benziyor muydu?" "imdiki sana m, imdiki sana hi
benzemiyordu. O, iki metre boyunda, boa gzl, kaim kal, yank yzl, am
yarmas gibi bir adamd."
"ieklideresi kylleri beni yediden yetmie tanr, bilir, nasl yanldlar?"
414
"Kimse yanlmad ki nce Memed Aam, ben bile o adam nce Memed sandm, bu ite
hi yanlma yok, o adam nce Me-ned bildiler, o kadar.
Memed gld:
"ok acayip bir i," dedi.
"ok acayip," dedi Taz Tahsin, "ok acayip ya, o adam senden ok benziyordu
nce Memede, anladn m?"
"Anladm," dedi nce Memed glmsemesini srdrerek.
Bir imek akt g bir utan bir uca bierek, grlts dalar atrdatarak,
ortal velveleye vererek.
nce Memed onu bir sre yokladktan, el altndan inceledikten sonra:
"Bak Tahsin karda," dedi. "Beni iyi dinle, candarmalar grr de beni sana
sorarlarsa o gitti dersin. O bir daha ekyalk yapmayacak, dersin. O, ban
alm gidiyordu, ben grdmde, dersin. O gnahlarn balatmak iin Kabeye
gidiyordu, dersin, olur mu? Bak silahm da yok."
"Olur," dedi Taz Tahsin, kovuktan hemen kt, yamura kotu. Memed onun
arkasndan bir sre baktktan sonra, bu adamda bir eyler vard ama, neydi, diye
dnd. Yolu deitirmeliyim. Gzleri ktyd, hem de korku doluydu. Bylesi,
her eyden, en kk glgeden, kprdayan yapraktan korkan kiilerden korkulur.
Bunlarn insanlara yapamayacaklar ktlk yoktur.
Taz Tahsin gzden irilip yitip gidince o da kendini kovuktan darya atp
ynn yaln kayalkl dan yamacna evirdi, yolu brakp. Biliyordu, bylesi
gzleri olan adamlar ilk grdkleri adama, ilk grdkleri candarmaya onu
grdklerini sylerlerdi. Belki de u anda cann diine takmtr, bu tilki mi,
akal m olacak zknabut, topuklar kna deerek kouyordu kasabaya,
Yzbaya. Onun iin bu blgeden hemen uzaklamak gerekti.
Taz Tahsin gittike stndeki korkuyu, heyecan atyor, iindeki sevin
byyordu. Gnlerdir da ta koymam onu aram, sonunda bir oban ocuktan
onun buralarda dolatn renmi, buralardan ayrlmam, u yollar belleri
mekan tutmutu. Taz Tahsin u kyl milletinin, hele u Yrklerin az415
larnm ne kadar sk olduunu biliyordu. O, kyly konuturmasn da bilirdi
ya, ona buralarda rastlamak onun iin kolay olurdu. imdi nce Memed silahsz
pusatsz nereye gidiyordu, onun yerini bir iyice bulmak, saptamak gerekti.
Geriye dnd, brakt kovukta onu bulamad. zlerine bakt, o, daa yukar
gitmiti. Her eyi anlaynca, sevincinden yrei duracakt. nce Memed Krkgzn
Ocana gidiyordu. Yoksa bir ekya, ahmak deilse, ekyal braksa bile bu
dalarda silahsz pusatsz ge-zemezdi, ancak Krkgzn Ocana giderken bir kii
yanna en kk bir silah alamazd. Bir ak bile. O ocaa akyla bile yaklaan
iflah olmaz, belasn bulurdu. O ocakta da bir ekyay, mahkumu, kim olursa
olsun, ocan ats altna snmsa oradan onu kimse alamazd. Bu ocaa gelen
padiahlar, beyler bile bir gnlk yolda silahlarndan arnp ancak ondan
sonradr ki ocan eiine yz srebilirlerdi.
nce Memed de bir gnlk yolda silahlarndan arnm, derviler gibi heybesi
boynunda yaya yapldak yola dmt. Hemen yetiip o adama haber vermeli, o da
ona para vermeli, ondan sonra da Yzbaya gitmeliydiler. Yzba, candarmalar
silahl ocaa giremezler ya, ocan yollarnda pusu kurup da nce Memedi pusuya
dremezler mi? Tez, abuk, daha nce Memed Krkgz Ocana yetimeden
candarmalar yollan tutmal. Ya da o Krkgz Ocandan dnerken...
Taz Tahsin geriye dnd, cann diine takm komaya balad. Kasabaya bu gece
sabaha kar varmal, candarmay yola karmalyd. Ama o adam nasl bulacakt?
Grnce o uzun boylu adam tanrd. Tarif edince de onu herkes bilirdi. Byk
bir Aayd o. Bir de o Topal Ali vard, izciler ba. Hi kimseyi bulamazsa onu
nasl olsa sorar soruturur bulurdu.
Yamur gz atrmyordu. ar su iindeydi. Baka bir ayakkab olsa bu yamura
mmkn yok dayanmazd, krmz postal, ift srme edii... nce Memed de postal
giymiti. Bu da iyiydi. O, ayandaki krmz postalla bu yamurda iki gnde
varamazd Krkgzn Ocana. O krmz postallar yle ok su ekerlerdi ki,
ierlerdi. Belki de nce Memedin heybesinde ar vard. Ekya milletinin
aya muhkem olmal, bu atalardan kalm bir szdr.
416
Yokutan aa uup gidiyordu. liklerine kadar slanmt. Eer byle hzla
komam olsayd, titremekten dii diini yer, buyar da lrd. Gittike de
hzlanyordu. Bu hzla dzle indi. Dzlk silme ayrlkt, ortasndan da dibi
akl tal bir pnar kaynyordu. Pnarn akara sel sularyla birlemi,
tam, yan yreyi almt. Az aadaki orman usuz bucaksz taa u-kurovaya
kadar kararyor, stnden, bu yamurun altnda bile, azck dumanl, top top ak
bulutlar ykseliyordu. Sa yanda da, dzln ortasndan tek bana bir kayalk
ykseliyordu. Kayaln bu yannda da yal, dallar yreyi rtm bir sedir
aac duruyordu. Kayalk, ak bir bulutun iindeydi. Taz Tahsin olduu yerde
durmu, ormann yolunu ararken, ortadaki kayalklarn stnde, bulutlarn
iinden bir at ba grr gibi oldu. At ba yitip yitip ortaya kyordu. Sedir
aacna kadar, d m gryorum, hayal iinde miyim, diye yrd. Koskocaman
bulut hzla kayaln sivrisinde savrularak dnyordu. Aacn altnda durdu
bekledi. Yamur gittike artyor, akan imekler, den yldrmlar dalar
atrdatyor, sallyordu. Uzun, dnyay a boan bir imek akt, bulutlarn
iindeki at bir sre iin ortaya kt yitti. Taz Tahsin nce Memedi
grdnden de daha ok sevindi ata. Hemen kayala trmanmaya balad. Hem nce
Memedin haberini daha abuk ulatracakt kasabaya hem de at gtrecek, o
cmert, zengin adama verecekti. O zengin, o cmert adam da onu altna, paraya
gark edecekti. Birden anmsad, Murtaza Aayd ad...
Bu dimdik, duvar gibi kayaya kmas ok zordu. Hele yamur da durmaz yaarken,
insan yal diree trmanm gibi oluyordu. Bu at nasl kmt buraya? Belki
de bu bir at deil bir cin peri, bir eytand. Korktu ama, atn yanna da
gitmekten kendini alamad, gzlerini hrs brmt. Yamur yukardan atkuyruu
gibi salyordu.
Taz Tahsin dorua ktnda elleri kan iinde kalmt. Bir imek akt,
gkler grledi, ok yakma atrtyla bir yldrm dt, altndaki kaya beik
gibi salland, at simsiyah bir yalbr-dad, onun stne doru bir ahland, Taz
Tahsin atn karnnn
I altnda kald, her naslsa, korkusundan kendisini talarn aralna
atabilmi, at da gelmi stnden szlerek gemi gitmi,
417
aada, aacn yannda dikilmi kalmt. "Yakalayacam onu," diye sylendi
Taz Tahsin. "Onu yakalayp karlnda bir iftlik alacam. Ben olmasam kim
yakalayabilirdi ki bu at!"
Hzla kayalklardan aaya inen Taz Tahsin bir alnn dibinden yeil otlar
kopard, eline ald, ata seslenerek ona yaklamaya balad. Ata gittike
yaklayor, yaklatka da yrei gs kafesini yaracakm gibi gmbrdyordu.
Yaklat, yaklat, elini uzatt, yelesinden tutacakken, ne oldu ne olmad, Taz
Tahsin kudurmu, gzleri prtleyip darya uram, dileri l l bir kl
gibi parlayarak atn onun stne ancak saldrdn grebildi, ardndan da
kendisinin bir top gibi yerden yere vurulduunu, savrulduunu grd.
At onu yere aldktan sonra avm, uzaa, pnarn yanma kadar kendini
yenemeyerek gitmi, ancak orada durabilmi, birka kez de kendi yresinde fr
dnm, ardndan da Taz Tahsinin stne doru snerek, horlayarak, kpkl
az, darya frlam dileri, gerilmi boynu, prtlemi gzleriyle saldrya
gemiti.
Tahsin az daha yerinden kalkamayacak olsayd, atn dileri arasnda
paralanacak, ayaklar arasnda can verecekti. At daha ona yz metre kalmadan
Taz Tahsin cann aacn gvdesinin arkasna zor att. Bu sefer yaz uzaklara
avp gitmeden hemen horlayarak, gzlerinden ateler saarak Taz Tahsine dnd,
dileriyle uzand, aacn gvdesinin arkasna sinmi Tahsinin kolunu kapt
gibi, ceketinin yenini ald gtrd. Bereket versin ki Tahsin kolunu daha at
ban uzatmadan ekmi de onun dileri yalnz cekete ulaabilmiti.
Artk atla Taz Tahsin arasnda bir lm kalm sava balamt. At, dileri,
iftesi, btn gvdesiyle Taz Tahsine saldryor, teki de aacn gvdesini
dnerek kl pay cann kurtarabiliyordu ya, sonunda at o kadar ok saldrd ki,
Taz Tahsin yoruldu, gzleri kararmaya, ba dnmeye balad. Az sonra yere
decek, hibir kurtulu umudu kalmayacakt. Atsa gittike hzlanyor,
saldrsn artryor, Taz Tahsini yakalayamaynca da hrsndan aacn
gvdesini diliyordu. Tahsinin artk bir tek kurtulu umudu kalmt, o da aaca
trmanp cann kurtar418
mak... At avp gidince acele aaca trmand yatk ilk dala kadar kt. At onu
orada aacn dalnda grnce lgna dnd, aha kalkt, eer at aha kalkncaya
kadar Taz Tahsin aacn br yanma dnmeseydi, azgn canavar onu kapacakt.
Tahsin daha yukarya, daha yukarya, aacn doruuna kadar trmand. Btn
bedeni cezbeye kaplm gibi titriyordu. Yamur aacn gvdesinden, dallarndan,
yapraklarndan seller gibi boanp aaya iniyordu. O, dorua ktktan sonra
at gene durmad, ard ardna, bir yerlerden imdat beklercesine, sert, keskin,
uzunlu ksal kineyerek aha kalkt, birinci dala kadar uzand geri dt. Bu
hareketini bir sre yineledikten sonra durdu, bir sre de kzgn, kanl gzlerle
aacn altndan Taz Tahsine fkeli bakt. Sonra da aacn gvdesine yann
vererek, kulaklarn, kuyruunu drm, sol art ayan karnna ekmi orada
kald.
olursun. Bir atn da kanl olmas hi iyi deil. Sen hi kan ilemi at grdn
m, duydun mu? Bir at kan ilerse, o at bir daha da kyamete kadar iflah olmaz.
Krklara da kavuup ermi mertebesine yetiemez. Sen de orada sabaha kadar
kalrsan da ben de burada buyar lrm. Sen de benim kanlm olursun. Git oradan
ne olursun, nce Meme-din ba iin benim yakam brak da burada lmeyeyim. nce
Memedi de candarmaya, o Aaya haber vermeyeceim. stersen ad gzel, kendi
gzel Muhammedin adna, grkemli, yce Allann ad stne yemin ederim, git de
oradan, aaya ineyim de canm kurtaraym.
Yamur kabarm, yadka yayor, drt bir yandan kulana sel altlar,
yuvarlanan iri talarn sesleri geliyordu. imek klar uzun sre ortal
aydnlatyor, aacn altndaki at kulaklarn drm, boynunu yere doru
sarktm, yelesi, peremi dklm, aada uyuyordu kprdamadan.
Bak gzel, soylu at, gzeller gzelisin. Sen de beni buradan azat edersen, ben
de nce Memedin yerini... Barmaya balad. mekten sesi istedii gibi
kmyordu. Kimseciklere, kimseciklere, kimseciklere sylemem, sylemem, ne
stne dersen yemin ederim. Haydi ekil oradan.
Bakt ki elleri ayaklar uyumu, donuyor, aacn doruuna kp inmeye balad.
Az sonra da snd, dilerinin akrdamas da biraz azald. Ulan gitmezsen
gitme, kpek, diye bar421
di. Sen at deil, deli bir uyuz kpeksin. Kpeksin, kpeksin... Durmadan da
aacn doruuna kyor iniyordu.
Ortalk azck dnda da artk tkenmi, kprdayacak hali kalmam,
bacaklar, kollar da sanki yerinde yoktu, kopmutu. Aaya hznle bakt, az
sonra gc sonuna gelecek, atn ayann altna buradan salverecek, at da onu
ayaklar, dileriyle parampara edecekti.
"mdaaat, imdaat! Can kurtaran yok mu?" diye var gcyle bard. Kulak verdi
drt keyi dinledi, akan sellerin altsndan, yuvarlanan talarn
seslerinden baka hibir ses duyulmuyordu. Arada da uzak dalara den
yldrmlar, grleyen, atr atr eden gkler dnyay beik gibi sallyordu.
Ortada bir tek canl yoktu, ne ku, ne bcek, ne srtlan, ne domuz, ne akal, ne
de ay... te u atla, u aada bekleyen gz dnm canavarla dnyann
ortasnda yapayalnz, bir bana kalmt.
Bak gzel at, diye gene yalvarmaya balad, beni brak da, bala da gideyim,
ne olursun. Biliyorum, ben kt bir adamm, nce Memedi Yzbaya haber vermeye
gidiyordum, sen karma kmasaydn, koca Allah seni karma kard da bana bu
ktl yaptrmad... te ben de vazgetim. Beni brakacaksn, deil mi?
"Brakmayacak msn?"
"Neden brakmayacaksn, nce Memedi gidip de haber mi verdim?"
"Biliyorsun ki vermedim. Sen ktn karma. Verecektim. Ne mi alacaktm?"
"lmn haber verdim de... Ben de dedim ki, ls bu kadar para eden adamn
dirisi ne kadar eder ki? Dtm yollara, gnlerce, gnlerce aradm onu."
"Kimse onun yerini bana haber vermiyordu. nsanolu, kurt ku, yol sapak, aylar
akallar, tm dnya dilsiz kesilmiler onun yerini bana sylemiyorlard. Sonra
koca Allah onu benim karma kard. Krkgzn Ocann yolunda..."
422
"Yok, yok, yooook! Allah kard onu benim yoluma. Ben o yolu tutmu gnlerdir
bekliyordum. Baka yoldan Krkgzn Ocana gidemezdi ki... Mecburi oraya
gidecekti."
lsn.''
"ok akllym ya... Ama sen yakaladn beni. Sen daha akl"Akllsn, ok akllsn.... Bak bir garip dul anam var benim. Benden baka
onun dirlii dzenlii yok. Beni ldrr-sen, canm ekiliyor zaten, anam
kahrndan ve hem de acndan lr. Bana acmaz msn?"
"Biliyorum, vicdansz bir atsn, ama sen soylu bir atsn, soylu atlar da
lmszdrler, sonra kyamet kopunca da cennete giderler. Onlara orada
Peygamber, huriler, melekler binerler. Ama bugn burada bir kan iler de,
Allann yapt gzel yapy ykarsan Allah da seni, senin gibi bir kanly
cennetine sokar m? Sen cennetini, bir beni ldreceksin diye cehenneme evirme.
Cehennem yerinde hi ate yoktur, isteyen ateini buradan gtrsn. Sen kendi
ateini buradan gtrme."
"Neee, btn atlar cehennemlik mi, hele yaz atlar? Yok! Kim syledi bunlar
sana, nce Memed mi?"
"Krkgzn Anack Sultan m? O yle bir ey sylemez, btn soylu atlar
cennetliktir, ben de bunu ondan duydum."
Tanyerleri usul usul aydnlanyor, aadaki ormann stnden yamura yukar
apak dumanlar ar ar ykseliyordu. Yamur azck bir sre yavalyor,
ardndan da gkler grleye-rek atrdyor, arkas arkasna imekler akyor,
yldrmlar dyor, gkten yere rmaklar boaltlyordu.
"Bak, cennetini cehennem etme."
"Bak, ben de buradan kurtulursam, senin bana yemin iin ant veriyorum, sana
harmanlardan alp bir kuyu arpa doldururum maaralara, sen de kn a
kalmazsn."
423
"nce Memedin de yerini...'
"Yok, yok, iki gzm yerinden ksn ki... Kimseye haber vermem! Kurana da el
basarm."
Sert bir yel esti, aacn dallar biribirine girdi, aatan bir ku srs gibi
kopan yapraklar havaland, aaya, ormana utu. Yamur krba gibi sadan
soldan veritirdi, at orada durmu olana bitene aldrmyor, yere sarktm
boynunu bir kere olsun havaya kaldrarak yresine bir kezcik olsun bakmyordu.
"Amma da, amma da inatsn."
Artk sesi kmyor, ancak azn ap kapatabiliyordu, o da bin glkle.
Yamur, dalardan gelen souk yel ylesine artmt ki aacn stnde kendisini
zor tutuyordu.
ok yaknlara bir yldrm dt, yldrmn avk ylesine sert, ustura gibi
keskindi ki gzlerini kapamasa o anda kr olacakt. Birincisinden daha sert bir
yldrm onlara biraz daha yaklat. nc yldrm atn stnde durduu o uzun
sivri kayalkta patlad. Artk arka arkaya imekler akyor, sada solda,
yaknlarda yldrmlar patlyor, imekler birer a gibi biribirlerine dolam
dalardan aaya akan sellerle birlikte snp geliyor, ormana aaya dklp
gidiyordu. Dadan, ortal sarsarak inen son yldrm geldi aac drt kere
doland, bir ktan halka yapt, at bir srad halkann dna kmak istedi,
kamad. Yldrm aac brakp atn yresinde dolanmaya balad. At yldrm
halkasnn ortasnda kalm kouyor, halka da savrularak onun yresinde
dnyordu. Atla yldrm Kzlkartall koyana yukar bylece biribirinin
yresinde dnerek, savrularak, biribirlerine dolanarak, grlmemi bir youn
k, at oyununda gzden radlar gittiler. Bu srada da aacn stndeki Taz
Tahsin gvdeden akan sularla birlikte yere akverdi. Bir sre gvdenin dibinden
kalkamad, gzleri yrede yldrma karm gitmi at korkuyla aryordu. At
bir kez daha dner gelirse, artk kurtuluu yoktu. Ne bir daha aaca trmanacak
hali kalmt, ne de kap koacak... Srnerek yoku aa inmeye, hareket
ettike de snmaya balad. Ormann stnde bir yerlerde imekler akyor, bir
byk top k orman,
424
dalar aydnlatyor, Taz Tahsin bu kta her eyi en ince ayrntsna kadar,
kayalklardaki en kk, ine ucu kadar akan ipiltileri, allarda yamurun
bozduu kk damlalarn sarktt rmcek alarn, en kk yapran
damarlarna kadar her eyi gryordu.
Ban kaldrnca ormann ucundaki adrlar grd. Bunlarn Yrk adrlar
olmadn hemen anlad. Darda ne hayvan, ne insan, bir adrn nnde bir
ataln stne tnemi iri alc kutan baka hibir canl gzkmyordu.
Barmak istedi, sesi kmyordu. Korkuyla yresine bakmyor, geliyor mu diye de
at aranyordu. adrlar yaknd ama, enesi kenetlenmi, btn bedenini seirir
gibi inceden ince gelen bir titreme almt. Elleriyle ayaklaryla yere
dokunduka da amura giriyordu. Az bir srede de amurdan adam olup kmt.
Yamur gittike de artyordu. n alc kulu adrdan darya krmz nlkl
bir kz kt, hemencecik de darda hi durmadan ieriye geri girdi. Kz
grnce Taz Tahsin iine doan sevinle abalad. Srnmeye balad. Kuun tam
yannda gzleri kararrken, ala ahinin imek gibi akan gzlerini, alm
esneyen azndaki kpkrmz dilini, kvrk keskin gagasn grd, kendinden de
geti.
Az nceki kz bir daha, hm gibi inen yamurun altna, darya kt, onu
gren ku kanatlarn at, rpnd, yresine ar damlalar fkrtt, kz da
darda hi durmadan gerisin geri adra girdi.
"Dede," dedi, "kapda bir l var, uzanm yatyor."
Dede kepeneini srtna alp darya kt. ok uzun boylu, ok ak sakall, ok
uzun parmakl bir adamd. Taz Tahsinin yanma kadar geldi, sa elini onun
gsne koydu:
"Bu adam bizim Taz Tahsin," dedi glmseyerek, "lmemi. Hibir eyi de yok.
Azck donmu, ok da korkmu."
"Neden korkmu dede?"
"Bilmem, korkmu."
Dede, torun Taz Tahsini ieriye tadlar.
"Babann donunu, gmleini, orabn, giyitlerini getir. Bir de havlu getir. Sen
de atei bir iyice grlet. Bunun enesi kenetlenmi. lmemi ya Taz Tahsin,
durumu o kadar da iyi deil. Bir de ay kaynat."
425
Taz Tahsini yandaki bo blmeye ekti. Bu srada Tahsin gzlerini bir kere at
kapad:
"Amann geliyor, geliyor, geliyor yetiin," diye de dilerinin arasndan
mrldand duyulur duyulmaz. Yal adam onun ne dediini anlayamad.
Kz dedesinin istediklerini getirdi yanma koydu. Keenin stne uzanm yatm
Tahsinin stnden bandan boanan sular keenin stnde gllenmiti. Yal adam
becerikli ellerle Tahsini arabuk soydu, havluyla onu yava yava kurulad,
giydirdi, kilimlerle sarmalayp ocan bana tad. Bu srada Tahsin iki kere
daha gzlerini at kapad.
"Her ey kolay da u Tahsinin kenetlenmi dilerini amak zor. Bu kadar m
insanlarn kenetlenmi dileri kolay kolay alamaz."
Kz atei grlettike grletiyor, adrn ii snyor frn gibi oluyordu. Kz
ikide birde de darya kp ieriye girmeseydi adr daha ok snacakt.
"Dede, ku da darda Taz Tahsin gibi donacak. Tyleri kabarm, tyleri domur
domur olmu. Onu ieriye alaym m?"
"Bir ey olmaz kua," diye sert, kesin konutu dede.
"Ama dede..."
"Bir ey olmaz," diye kaln, pskl pskl ak kalarn att dede. "Kularn
tylerinden onlara su gemez. Kular mezler."
"mezler de dardaki ku niye yle kabarm da bzlm?"
"Huylardr, kular yle ou kez kabarrlar souk, yamurlu, karl
havalarda..."
"Ama dede..."
"Eeee, al getir ieriye istersen kuu," diye kzd dede.
Kz darya kt, kuu atalyla birlikte ald getirdi, atal ocan yanma
akp kuu stne kondurdu.
"te imdi, az sonra bzlmekten kurtulur, gzleri cin gzleri gibi oynar,"
dedi kz.
Kuun gzlerine perde rtlm, tyleri domur domur olmu, sa ayan karnna
ekmi, uykusunda rperiyordu arada srada da.
426
Bir sre sndktan sonra, nce ku, sonra da Taz Tahsin gzlerini atlar, bir
tuhaf, bir eyleri anmsamaya alarak nce kza, ardndan da dedeye bakt.
Konumak istedi, enesi almad.
Ocakta ay fokurdayarak kaynyordu.
"Azn ap da bir ay iersen, karnna scak bir ey girince hibir eyin
kalmaz." Dede sesini ykseltip onun kulana eildi, kula az duyanlarla
konuur gibi bard: "Sen ok korkmusun, sen ok," dedi. "Sen ok korkmusun
sen, ok, sen ok..."
teki, gzlerini ap, ona bir sre anlamsz, bo gzlerle baktktan sonra
yeniden kapad.
"Seni kim kovalad da byle korkuttu, yavrum Taz?"
Taz Tahsin gzlerini bir daha at, bu sefer gzlerinden bir k belirtisi
geti.
"O senin grdn nce Memed deilmi Tahsin olum. nce Memed on bir
yandayken bile o kadarckt, imdi o, ben onu geenlerde grdm
Deirmenolukta, atnn stnde dimdik, uzun, yakkl, bir svgaca dal gibi
duruyordu. yle iriydi ki, altndaki o seni yiyecek olan atn belini kertiyor,
iki kat ediyordu. Amann Tahsin olum, bu szleri, atn da seni yiyecei, seni
yamurda gn gece aacn altnda bekledii tevatrn kimsecikler
duymasn, olur mu, senin iin hi iyi olmaz. Sen kap gibi nce Memedi bir
sabicik ocuk yaptn da ktn, Tahsin olum, bunlar bakalarna anlatp da
elalemi stne gldrme." "Ama Vahap Day, vallahi de, billahi de..." Kz daha
glmesini kesmemi, Taz Tahsin direttike o glmesini artrarak srdryordu.
Sonunda aresiz kalan Tahsin:
"Varn siz inanmayn," dedi kskn. "Ne gelir ki elimden." "Hibir ey gelmez,"
dedi Vahap Day. "imdi beni iyi dinle Taz olum. yi adamsn, ho ocuksun,
baban da senin gibiydi ya, o da ok korkakt. Sen de ok korkmusun."
"ok korktum. O at beni yiyordu. Beni yemek iin kocaman azn ap aaca
trmanyordu. Bir dseydim aatan, benim bir param brakmazd. Silah var m
evde?" "Var, ne yapacaksn?"
"imdi gelir o... Gelince de mz de yer o. Parampara eder mz de...
Nereye gitsem o benim kokumu alr. Bir tabanca alacam kasabaya gittiimde. O
benim kokumu alarak beni bulduunda da ekeceim tabancay..."
429
"O ata kurun gemez," diye gld Vahap Day. "Sen de onu vuramaynca, vay gele
senin bana... te o zaman yaz at seni didik didik edecek..."
"Doru, ona kurun gemez," diye boynunu bkt Taz Tahsin. "Peki ben ne
yapaym, nerelere gideyim bu atn elinden de canm kurtaraym, bana bir akl
ver Vahap Day."
"Bak Tahsin, sen bundan sonra aa olmayan yerde dolama. Senin baka aren
yok."
"Yok," dedi Taz Tahsin. "Kzgn eekarlarmn yuvalarna omak sokmayacaksn.
Sokunca ite byle olur, eekarlarmn da elinden kurtulamazsn."
"Kurtulamazsn," dedi daha iin iin glmekte olan kz.
"Hi kurtulamazsn," dedi Vahap Day.
"Ya imdi gelirse, ben ormana kaaym m?"
"Gelmez," dedi Vahap Day.
"Gelirse?"
"Gelirse bu ku ne gne duruyor, ben bu ahini yalnz av avlamak iin mi aldm
sanyorsun? Bu kuu o atn stne salverdim mi, tamam."
Kz karnn tuta tuta, uunarak glyordu.
"Ku gider, onun bana, kulaklarnn arasna konar, bir gagada bir gzn, br
gagada da teki gzn oyar uraya at-verir. ki gz kr at seni arasn da
bulabilsin."
Taz Tahsin glmsedi, yatt, arkasna yaslanp gzlerini kapatt, biraz sonra
da olduu yerde uyudu kald. ocuklar gibi rahat, dudaklarn sndrerek soluk
alp veriyordu.
Uyuduu da iyi olmutu, az sonra Vahap Daynn adrna gndr bekledii
kaaklar geldiler. Heybeleri ipekliyle, saatla, altnla doluydu. Mallar
Suriyeden alp Malatyaya gtryorlard. kaaknn nn de at doruydu.
Eyerleri, dizginleri klaptan ileme, heybeleri hal, silahlar Alman
filintasyd. Lacivert ceket, klot pantolon giymiler, ayaklarna parlak
izmeler ekmilerdi. Mintanlar ipeklidendi. Kasketleri pahal ngiliz
kumandand. Ceketlerinin altna gene klaptan ilemeli fiekliklerini st ste
aprazlama balamlard.
Vahap Day kaaklar sevinerek karlad.
430
I
" gndr, geceli gndzl gzlerim yollarda sizi bekliyordum. Banza bir i
geldi sanyordum."
Kaaklar hi slanmamlard. Geni, sugeirmez ince erke yamlar onlar
dizlerine, atlar da sarlarna kadar rtm korumutu. Heybelerini,
teberilerini abucak adra tadlar.
"zlme senin olan Halepte kald, durumu iyi Vahap Day," dediler.
Vahap Day olunu sormak istiyor, korkusundan, bana bir i gelmitir diye
soramyordu.
"Ne yapacakm Halepte?"
"Bizi bekleyecek, gelecekte birlikte dneceiz. Duyduk ki nce Memed yeniden
daa km, ortal kasp kavuruyor-mu."
"Hele oturun, hele azck snn hele. Bir de ay iin..."
"teki eteler nerdeler?"
"Hele oturun hele!"
Vahap Day onlarn srmal, yamuru yiyince kaskat kesilmi yamlarn, yn
balklarn teki odaya gtrd geldi, atein drt yanna dekler serdi:
"Buyurun," dedi, "oturun."
nce belli bardaklara kz ay dolduruyordu. Kaaklarn de pos
byklydlar. Bataki en uzun boylu olan cebinden kk bir altn maallah
karp kza uzatt:
"Al," dedi, "bu senin hediyen."
Vahap Daynn gzleri parlad.
tekiler scak ay ar, usturuplu iiyorlard. Kz dolduruyor, onlar birer
para ekeri dileriyle kryor grtlama yapyorlard.
"u yatan babayiidi de sorarsan, bunun adna Tahsin derler, Taz Tahsin. Bu
Taz Tahsin bu dalarda gnlk yolu bir gnde gitmekle, koca da da iki
gnde amakla namldr. Soylu Arap atlar bile onunla yanamazlar... Amma velakin
bana bir i gelmi ki Taz Tahsinin Allah dman bana vermeye."
Batan sona kadar onun bandan geenleri, nce Memedin Bakrgediinde nasl
vurulduunu, kyl kadnlarn nce Me431
mede nasl at yaktklarn, nce Memedin vurulma haberini Taz Tahsinin nasl
bir gn bir gecede kasabaya ulatrdn, kasaballarn bayram ettiklerini,
Taz Tahsini de nasl paraya pula boduklarn, sonra ldrlen ekyann nce
Memed deil de bakas olduunu, bundan sonra da Taz Tahsinin nce Memedi
aramaya ktn, onu grdn, arkasndan da nce Memedin yazn yakalamaya
altn, atm da onun bana ne iler atn bir bir anlatt.
"Bu at ii doru mu?" diye sordu kaak ba.
"Niin yalan olsun, o at yle bir attr. Onu nce Memedden bakas yakalayamaz,
onun yanna kimse yaklaamaz. ok denendi, o ata kurun da gemiyor."
"Peki u yldrm ii, atn bir yldrm halkasnn ortasnda komas, yldrm
na sarnp gitmesi, bu da m doru?"
"Neden doru olmasn?" dedi Vahap Day. "Alinin Dldl, Krolunun Krat byle
deil midir?"
"Bu at yakalamann hi mmkn aresi yok mu?"
"Yok," dedi Vahap Day. "Grmyor musunuz, bu haym aacn tepesinde buydurup
ldryormu. Yldrma kretsin."
"Koca Dursun etesi buralarda m?"
"Akadadayd nceki gn."
"yleyse daha bir haftada buraya gelemez o. Bizi pusuya dremez ya?"
"Geleceinizi kimse bilmiyor."
"Candarmalar?"
"Onlarn gz nce Memedden bakasn grmyor, dalar ekya alm, onlar iin
varsa da nce Memed, yoksa da nce Memed. O da ortalarda yok. Saklanm bir kaya
kovuuna kmyor ortaya."
"Bir tuhaf ekya."
"Hem de ne tuhaf! Ben byle bir ekyay imdiye kadar ne grdm, ne de duydum.
Bir sre ortadan ekiliyor, yitiyor, ad san, imi timi bellisiz oluyor, bir
bakmsn ki bir gn ortaya -kvermi, dnyay biribirine katp
kartrvermi. Yaknda dalarn stne byk asker gleri yryecek. te o
zaman bir sre siz buralara uramayacaksnz. Dn iekliolu btn e432
tesiyle buradayd, ona tez gnde ban alp bu dalardan baka yere gitmesini
tledim." "Bu at iini aklm almad."
"Yzba bu at kyllerden istedi, buyurdu, kyller onu yakalamak iin da
bayr ardna dtler, yakalayamadlar." "imdi yollar ak m?"
"Yollar ak, Krt Kerem etesi de sizi Krkgzn drt yol aznda bekliyor. Siz
bu dalardan aana kadar sizinle beraber olacak."
"Haydi bir yemek yiyelim."
Taz Tahsinin yatan teye, adrn emesinin dibine ekmiler, o uyuyordu.
Alc ku da atalnn stne tnemi, gzlerine perdeyi indirmi, bir kanadn
da taa ayann yanna drm kestiriyor, arada srada da perdenin arkasnda
kalm gzleri oynuyordu.
Yemeklerini yediler, yolcu yolunda gerek deyip atlarna atladlar, yamlarn
stlerine ektiler hm gibi yaan yamurun altna vurdular.
Onlar gittikten sonra Vahap Day yats namazna kadar kaval ald, kz dinledi.
Yats namazndan sonra pekmezli yourt yiyip uyudular.
Taz Tahsin uyandnda daha sabaha epeyi vard ya dinlenmi, dincelmiti.
Ocaktaki byk ktkler kze dnmler, neredeyse klleneceklerdi. Kl adrn
ii scackt. Kzla dedesi derin uykudaydlar. Taz Tahsin gzlerini bir iyice
uu-turduktan sonra, geceden bu yana ocan bandaki akltala-rna serilmi
kuru giyitlerini ald giyindi. arklarn da ekti. Darya kp yrmeli,
kasabaya ulamal, gzel haberini o uzun adama vermeli, ondan da gene bir kucak
para almalyd. Ge, ge, ok ge kalmt zaten. Kim bilir, imdiye kadar nce
Memed Krkgz Ocandan km, nerelere gitmiti... Darda yamur yayordu
daha hm gibi. Varsn yasn, dedi kendi kendine Taz Tahsin, gitmeli,
kasabaya ulamal, mutuyu o uzun boylu Aaya vermeli, mutuluunu da almalyd.
Darya kt, kmasyla da geriye dnmesi bir oldu. Darda, tan-yerlerinin
oralarda aartya benzer bir eyler balkyordu. Atn kararts da ormann stne
koskocaman bir bulut gibi km
433
oturmutu. Karart karanla yapm boyuna kabarp iiyor-du. Ne olursa
olsun, at onu ldrse de Taz Tahsin yola kacakt. Ocan yanndaki atalna
tnemi alc kuu, gzlerinde kzlerin , kendisine bakar grd. Hah, diye,
tepeden trnaa bir sevin rpertisi geirdi, hah, imdi kuu alacak, at da
gelirse kuu onun stne brakacak, ku da onun gzlerini oya-cakt. Ama Vahap
Daynn kuu alnamazd ki... Vahap Day bu dalarda nce Memedden de, atndan
da daha cana kycyd. Dadaki btn ekyalar, kaaklar ondan sorulurdu.
Onun bilmedii, tanmad, ynetmedii ekya yoktu bu dalarda. stediini
ldrtr, istediini srdrr, istediini kurtarrd. Byle bir adamn kuunu
kim alabilirdi ki... u dan banda yannda bir ak bile olmadan, ite byle
hi kimseden korkmadan uyuyabiliyordu o. Allahtan sonra ekyalar ona
taparlard. Taz Tahsin onu grdnde, dileri kenetlenmemi bile olsayd, dili
tutulurdu. Oysa ne de iyi bir adamd. Onun cann kurtarmt. Kuu istese, bir
gnlne vermez miydi? Uyandrmak iin stne eildi, sonra birden, ya
vermezse, diye vazgeti, darya kt, ortalk neredeyse aydnlanacakt.
Yamur daha olduu gibi veritiriyordu. Sellerle dolmu koyaklardan sularn
grltleri geliyordu. Vahap Day sabahleyin uyannca, bir de bakm ki ku yok.
Herkes bilir, o, kularn canndan ok sever. Bilir Tazck Tahsinin aldn,
hi fkelenmez, arr oullarndan, ekyalarndan birisini, yakalayn u haym
Tazy, nankr, ekmek yedii sofraya bak sokan, kellesini kesin de bana
getirin, der. Yeter bu kadar da. Bunlar da dndke eli aya zlyordu.
Ama kusuz da bir yerlere gidemezdi Taz Tahsin, at ormann ucunda durmu,
glgesini de da gibi ormann stne, karanla drm bekliyordu.
Vahap Day sandan soluna dnerken homurdand, kulaklar kocamand, Taz Tahsin
bylesine bir kulak grmemiti mrnde. Glmesi geldi. Bu anda da ataln
stndeki kuu kapt gibi darya kt. Durmadan yoku aa, rpnan kuun
ban koltuunun altna sktrm, gbeine kadar gelen hzl selleri, keven
dikeni beklerini, kayalar aarak kouyordu. Ormann ucuna vardnda ulu bir
sedir aacnn dibinde durdu, aacn alt yle fazla yamur tutmuyordu. Kaln
yap434
rakl dallarn altlarndaki kimi tmsekler yer yer tozluydu bile. Bir tmsein
stne sekilenip oturdu. Ku artk rpnmyordu ya, ok sarslmt. imdi
geer, diye dnd. Doruydu, az sonra ku kendine geldi, rpnmaya, onun
ellerini gagalamaya balad.
Biraz dinlendikten sonra ukurova yolunu buldu, artk Taz Tahsinin keyfine
diyecek yoktu. Ku da artk ona alm, rpnmay, ellerini gagalamay
brakm, yatmt.
Poyrazolua gelince yamur dindi, ortalk at, gne kverdi, slak kayalar
lad, Taz Tahsinin de, kuun da gzleri kamat, ku gene rpnd ya, yle
eskisi gibi huysuzluk etmedi, az sonra da dinginledi.
Taz Tahsin kasabaya ertesi sabah girdi. st ba amur iindeydi. Elindeki ku
da amur iinde kalm, kanatlarn drm kolunda uyuyordu. Halsiz dm, ne
rpmyor, ne de herhangi bir harekette bulunuyordu. Kasabann ilk evlerine
gelince Tahsin kua uzun uzun bakt, ku cann attan kurtarm, onun yz suyu
hrmetine korkusuz buraya kadar gelmiti. nallah kua bir ey olmayacak, o da
ilk frsatta kuunu gtrp Vahap Dayya teslim edecekti.
Pazaryerinde, taa on be dkkan teden burnuna youn bir kebap, sumak kokusu
geldi. Acndan lyordu. Hemen kebapya kotu. Ku da ondan beterdi.
"ki kebap, bol soanl, domatesli... Bir para da i kyma, kua."
Kebap ocaa ifte kebab syledi. Gitti bir avu da kyma ald getirdi. Tahsin
daha elini ap uzatmadan ku onun elindeki kymaya saldrd. Gagasn onun
avucundan hi ekmeden canlanm gzleriyle, hibir yne bakmadan kymalar
yuttu. abuk abuk kymalar yiyip bitiren ku onun gzlerine, a bir kpek gibi
bakmaya balad.
"Bir bu kadar kyma daha."
"Bu ku ktlktan km."
ki misli daha kymay bir top yapp kebap getirdi Tahsi-ne verdi. O da gene
kua yedirmeye balad. Ku bu sefer yle eskisi gibi ban kaldrmadan
yemiyor, bir yiyor, bir sre yreyi seyrediyor, yutkunuyor, st ste, gagasn
bacann ty435
lerinde temizliyor, sonra gene keyifli keyifli yemeye balyordu.
Kebaplar geldiinde ku kymasn bitirmi, kanatlarn am, uzun uzun
geriniyordu.
Yal kebap geldi, o kebabn yerken karsna oturdu. Dkkanda baka kimse
yoktu.
"Nedir bu halin arkada?" dedi Taz Tahsine. "Senin banda bir hal var. Bak,
bak tepeden trnaa amura batp kmsn. Ccn km..."
"ok yamur yad."
"Elindeki ku bile amur iinde."
"Btn gece kotum, yrdm."
"Derdin neydi bre arkada?"
Taz Tahsin hem abuk abuk kebabn yiyor, bir yandan da ona laf
yetitiriyordu.
Kuun nne bir para kebap att. Ku kanatlarn aarak masann stnde kotu,
muambadaki paray kapp yuttu. Tahsin bundan sonra bir kendi azna atyordu
kebab, bir kuun nne... Ku kanat ular titreyerek nne den kebap
parasn yutkunmada yutuyordu.
"nce Memedi grdm arkada, onu ok aradm, sonunda da yerini buldum,
kendisiyle konutum. Onu da buraya, o uzun adama haber vermeye geldim. O uzun
adam dedi ki... Adn unuttum onun."
"Bu kasabada epeyce uzun adam var."
"Bu ok zengin bir Aa, ben nce Memedin lm haberini getirince ona, o da bana
ok para verdi, ben zengin oldum. Hah, buldum, onun ad Murtaza Aayd, yle
deil mi?"
"imdi de dirim haberini mi?"
"O Aa dedi ki bana, eer sen bana nce Memedin yerini bulur da haber verirsen
seni altna, paraya boarm. Ben de btn dalar aradm buldum onun yerini."
"imdi de haber vermeye geldin yle mi?" "yle."
"nce Memed nasl bir adam?"
"nce, uzun, dal gibi... Nah benim iki mislim, utanga, akll, yrekli, byk
kara gzl, kara kal, ekik bykl, srmal
436
aba giyinmi bir tuvana delikanl. yle de yakkl ki yzne bakmaya
kyamazsn. Onu bir grnce de yanndan ayrlamaz, yzne bakmaya doyamazsn."
"imdi sen de onu haber vermeye geldin o Aaya, o Aa sana para verecek,
candarmalar da gidip nce Memedi ldrecekler, yle mi?" Kebap birden
sertleti: "Seni casus kpek," diye dilerini skt. "Kalk oradan,
zkkmlandn yeter. Kalk, kalk da siktirol, cehennem ol da git. Seni uyuz olu
uyuz, casus olu casus... Kalk..."
Taz Tahsin arm kalm, yz allak bullak olmutu. Orada lokmas aznda,
yle kalakalmt. Ne azndaki lokmay ineyebiliyor, ne de darya
atabiliyordu.
"Kalk, kalk, seni anasn avradn... Kan cieri be para etmez uak seni...
Be on kurua nce Memedi ldrttreceksin, deil mi, kalk! Al kuunu.
Kuun ipini sandalyadan zd, Tahsinin bana att onu. Taz Tahsin bir sre
kula cebelletikten sonra, kuu yakalayabildi.
"Kalk, defol git buradan, senin gibi pis bir adamn parasn da istemem, haydi
kalk, zkkm olsun sana..."
Taz Tahsin neye uradn bilemiyor, aval aval, bir yerlerden bir imdat umar
gibi drt bir yana bakmyordu.
"Kalk ulan dedim sana," diye iriyar kebap kuand ak nl savrularak onun
koluna yapt, "de yallah!" Onu darya srkledi. Ku onun omuzuna konmu,
Taz Tahsin de varm kar duvara dayanmt. Daha ne olup bittiinin farknda
deildi. fkeden kudurmu kebap daha onu duvara dayanm, orada bekler grnce
stne zorlatt. Taz Tahsin bakt ki, o dev gibi adam delirmi stne geliyor,
kebapnn boynuna doru uzanm kocaman emrenmi, kaim kollarnn altndan
kayd uzaklat, arnn ortasndan yukarya doru geliigzel kotu. Caminin
avlu kapsna gelince durdu, ieriye girdi. Bir ksm adamlar adrvanda aptes
alyorlard, bir muslua varp azn dayad, kana kana iti. Bu adam ona niin
byle yapmt, Taz Tahsin bir trl anlayamyordu. Bir yandan da seviniyordu,
enayi, nedense o kadar ok fkelenmiti ki kebap parasn bile almay unutmutu.
Bu ehirlerde ok tuhaf insanlar vard, canm...
437
Belki de nce Memedi yanh tarif ettim, o yzden kzmtr, diye dnd. Doru
tarif edeyim de benim stme glsnler, deil mi, glsnler de beni takalaya
alsnlar, yle mi? Hahhah, yama m var! Bu delifiek, osuruu cinli adamn
kudurmasna baka trl bir anlam vermenin mmkn yoktu.
adrvann tanda oturmu, o uzun, zengin adam dnrken, gzne yal,
ember sakall, yumuak grnl bir adam iliti, ite bu adama o uzun zengin
kii sorulabilir, diye iinden geirdi, yanna ekinerek yanat:
"Sana birisini soracam..."
"Sor bakalm," diye glmsedi eli tespihli, ember sakall, yumuak tavrl
adam.
"Hani bir adam var, ok uzun boylu, izmeli, ok da zengin. Ben ona nce Memedin
lm haberini verince, o da bana ok para verdi. O adam ite, onu aryorum."
"Ad yok mu o adamn?"
"Bilemiyorum ama, ad Murtaza Aa olacakt. Zengin bir adam. Parlak izmeleri de
var."
"Ne yapacaksn o adam sen?"
Taz Tahsin bir an dnd. Hi bir daha nce Memedin szn eder miydi,
yalann kvrd:
"O bana i verecek de... iftliinde de..."
Adam dnd, dnd, kendi kendine birka ad sayd:
"Bilemiyorum, karamadm kim olduunu," dedi. "Ben tanmyorum Murtaza Aay."
Sonra da tuhaf tuhaf onun yzne bakt. Bu delikanldan kukulanmt.
"Sen niye bylesin ocuk?" diye sordu. "amura batm kmsn. u kuu benim
elime ver de, sen de git u adrvanda arn."
Taz Tahsin kuu ona gvenip vermeden adrvana gitti, nce kuun amurlu
kanatlarn, gagasn, ban bir gzelce sildikten sonra omuzuna kondurdu.
Kendi de ayaklarndan balayarak, bacaklarna, gsne, kollarna kadar
amurlardan arnd.
"Sen byle pslak r, satlcan olur lrsn," dedi ember sakall adam. "Bir
ocakba bul da kurun."
"Olur day," dedi Taz Tahsin. "Hani bir de topal bir adam
438
vard, izciler ba... Lenger apkal, boaz yularl, yular da som krmz,
yalm gibi, sen onu da m bilmiyorsun? Topal Ali olacakt onun da ad."
"Onu biliyorum," diye gld yal adam. "zci Topal Aliyi aryorsun, deil mi?"
"Onu aryorum ite."
Yal adam Molla Duran Efendinin evini ona bir gzel tarif ettikten sonra:
"te Topal Ali Aa orada," dedi. "Git onu bul da, o da sana bir ate bulsun da
kurun."
Taz Tahsin camiden kmadan az nce yamur yeniden yamaya, ok iri tanelerle
dklmeye balam, sokaklarda kimsecikler kalmamt. Aldrmad, yamurun
altnda, srtnda kuu, Topal Aliye rastgelirim umuduyla ary bir utan bir
uca gidip gelmeye balad. Yamur da gittike arlayor, kuzeyden de
omuzundaki kuun kanatlarn savuran sert, souk, keskin bir poyraz esiyordu.
Kasabann tek ps Gmen Murat bu omuzu kulu ocuu, bir yere
ulaacakmcasna yamur altnda hzla ary gidip gelmesine acd, banda
bir hal m var acaba fkarann, diye dnd.
"Hit karda, haan sen, bakarm ha byle byle gider gelirsin durmadan. Haan
de bana, var m bir derdin?"
Taz Tahsin onu duymad, yryn srdrd.
"Hit, hit, olum hit!"
Kolundan ekti onu durdurdu. Gz gze geldiler. Gmen Murat sorusunu yineledi.
teki de Molla Durann evindeki lenger apkal izciler ba Topal Aliyi
aradn syledi.
"Haydi seni ona gtreyim," dedi Gmen Murat, onun koluna girdi. "Kuun da ok
gzel ya be evlat, slanmsnz ikiniz de, ccnz km. kiniz de hasta
olursunuz."
Molla Duran Efendinin evine abuk geldiler.
"Molla Duran Efendi, a be Molla Duran Efendi, Tanr misafiri geldi sana."
Gmen Muradn sesi stne Topal Ali kt balkona.
"A be bu ocuk seni arar be Ali Efendi. zciler ba Ali Efendi der de arda
dner durur btn gn."
439
Topal Ali Taz Tahsini hemen tand:
"Geliyorum," dedi, "sa olasn Murat Efendi."
"A be bir ey deil, sa olasn sen de..."
Aa inen Ali:
"Ne oldu sana Tahsin, nereden byle?"
Taz Tahsinin bedenindeki btn kan ekilmi, yz kat gibi olmutu.
"Gel hele, gel yukarya."
Onu yukarya kard, bir kat amar getirdi nne koydu:
"u odada soyun, kuunu oraya koy da..."
Molla Duran Efendinin kadnlar, evdeki evlatlklar, hizmetiler gidiyorlar
geliyorlar, bu kulu olan Topal Aliden soruyorlard. Sonunda Duran Efendi de
geldi, o da omuzunda bir kula bir ocuun evine gittiini daha arda
duymutu.
"Kimmi o Ali?"
"nce Memedin bize lm haberini getiren o koucu ocuk."
"Hani u komaktan baylan ocuk mu?"
"O," dedi Topal Ali. "Bence onda bu sefer de bir i var. Gene koarak gelmi,
yamur altnda hem de. imdi ierde giyiniyor."
Mutfaa gidip bir de alvar ald getirdi, Taz Tahsine verdi.
"Bunu da giy"
Tahsin alvar da ayana geirdi, darya ktlar.
"te bu ocuk, Efendi."
Molla Duran:
"Tandm," dedi. "Gel bakalm."
nde Ali, arkada Taz Tahsin, omuzunda da kuu Molla Duran Efendinin at
kapdan byk bir odaya girdiler. Sedirler apak, dizi dizi gller ilenmi,
sabun kokan patiska beziyle kaplanmt.
"Bir ay Ali," dedi Molla Duran Efendi. "Belki ocuk ackmtr da... Belki ok
uzun yoldan geliyordur."
"Haber getirdim size," diye sevindi Taz Tahsin. Yemek yediini, kebapy
anmsad, yz deiti. "Yemek yedim," dedi, "kasabaya gelince, bir ay olursa
mem geer."
Ali kalkt, mutfaktan bir gm tepside, byk bardaklara konmu tane ay
ald getirdi.
440
Taz Tahsin ayn iinceye kadar konumad, sonra da enesi ald. Olay
olduu gibi, batan sonuna kadar, en ince ayrntsna kadar anlatt bitirdi.
"te," diye gsterdi kedeki sandalyann stne balanm kuu, "O attan bu
ku beni kurtard. Eer ben bu kuu Va-hap Daydan almam olsaydm, imdi ben
burada olmazdm, o at beni parampara ederdi."
"Tam, u iki gznle grdn m nce Memedi?"
"Tam. Yalan sylyorsam u iki gzm nme aksn ki... nce Memedi grdm, nce
Memedi... Ben onu grnce, o da nce Memed olduunu bildirmek istemedi."
"Sen onu daha nce nereden tanyordun?"
"Dayma da bak hele, ben onu kyndeyken de tanrdm, ekyalnda da bizim
kyde kald, her gn grrdm onu."
"Pekiyi, nasl bir adam nce Memed?"
Taz Tahsin Topal Aliye bakt, o ban nne emi susuyordu. Sylese miydi
acaba, bu nce Memedin tarifinden de her zaman bir ktlk kyordu da...
"nce Memed nasl bir adam olum, bana anlat bakalm."
"Sen onu grdn m Duran Aa?"
Duran Efendi gld:
"Grmez olur muyum hi," dedi.
"yle bir adam ite."
"Nasl bir adam?"
Taz Tahsin skmt, bir eyler sylemek zorunda sayyordu kendisini."
"Kocaman, kz boynuzu gibi byklar var, iki adam omuzunun stne bada kursa
otursa yerimiz dar demezler. Gzleri de at gzleri kadar byk. Kollar aa
dallan gibi."
Molla Duran Efendi glmeye balad:
"Bre ocan yana Tahsin," dedi, "sen nce Memedi deil, Kr An anlatt
Krolunu sylyorsun."
"Hah, ite nce Memed o Kroluna benziyor ite."
Topal Ali de glyordu.
Molla Duran Efendi Aliye:
"Alim," dedi, "bu ocuun elbiseleri kurusun da sen onu Murtazanm konana kadar
gtr de ona teslim et. Belki ocu441
a birka kuru verir, bak fkara ne kadar ok zahmet ekmi. O deli at da
fkaray ldryormu, bereket versin u ku..."
"ldryordu," diye derin derin iini ekti Taz Tahsin. "Ya bu ku olmasayd,
ben de o adrdan buraya hi bir tek adm atabilir miydim!"
"Allah korumu seni nce Memedin atndan Tahsin kar-da," diye onun srtn
svazlad Topal Ali.
"Allah korudu..."
Molla Duran Efendinin mahkemede bir ii vard, onlara allahasmarladk deyip
darya, daha da iddetlenmi yamura kt, paltosunu giyip emsiyesini
alarak.
Onlar yamur azck hafifleyinceye, giyitler kuruyuncaya, ikindine kadar o odada
oturup konutular, sonra da Ali ald onu Murtaza Aann konana gtrd, ite
buras diye de grkemli yapnn kapsn gsterip dnd.
"Murtaza Aa, Murtaza Aa," diye bard avlu kapsna varan Taz Tahsin.
"Murtaza Aa, ben geldim. Ben geldim."
Balkona kan Murtaza Aa:
"Vay sen ho gelmi safalar getirmisin, sen kimsin?" diye glerek aaya
bard. "An kapy ocuklar, bakn bakalm bu gelen kii kimmi bu yamurda."
Yanamalar Taz Tahsini bir iyice sorgudan geirdikten sonra onu yukarya
kardlar.
Onun omuzundaki kuu gren Aa:
"Sen avc msn, avlarn nerede?" diye merakla sordu.
"Ben avc deil, Taz Tahsinim. Hani ben size nce Memedin lm mutusunu
vermitim de, sen de bana para vermitin... Ben de imdi sana bir haber getirdim
ki... nce Memedi grdm, yerini de biliyorum."
"Nerede?" diye gzleri parlad Murtaza Aann. "Vay senin dillerine hayran olsun
Murtaza Aan! Ben de seni paraya, altna, tarlaya bomazsam, ben de seni drt
kez evermezsem... Ben de seni... Gel, gel, gel ieriye de anlat bana... Hibir
eyi karmadan."
Odaya girdiler. Taz Tahsin adamn bulunca byle olacan biliyor, sevincinden
uuyordu. Salam bir gven geldi iine oturdu. Kuu kedeki sandalyanm stne
baladktan sonra
442
geldi Murtaza Aann karsna oturup onun gzlerinin iine sevgiyle bakt.
"Ben senden paray aldm ya, hemen katm. Kanca sen adam gnderip benden
paray geriye istemedin nce Memed lmeyince... Ben de dedim ki, bu gzel Aann
bu byk iyiliinin altnda kalamam, dedim. Ona nce Memedi bulaym da bari bu
sefer de onun dirisini haber vereyim. Haber vereyim de Yzbam da, Onba
Kerti Ali Paa da onu yakalasnlar da assnlar..."
Taz Tahsin bandan geenleri bu sefer daha derinlere, ayrntlara inerek ar
ar anlatt bitirdi. Ardndan da:
"te," dedi, "bu burada olmasayd, imdi ben burada olmazdm. Beni bu ku
kurtard. Eer bu ku yznden de Va-hap Day benim grtlam kesmezse..."
"Kesemez," diye onun szn kesti Murtaza Aa. "Yarndan tezi yok, ben Vahaba
bir atl gnderip sana bu kuu satn alacam. O Vahap ha, o ha, benim szmden
kamaz."
"nallah," diye boynunu bkt Taz Tahsin.
"Bre Tahsin Efendi," diye onun omuzuna vurdu Murtaza Aa glerek, st
enesindeki n altn dileri layarak, "bre Tahsin Efendi sen her eyi
anlattn da syledin, bir gzel hatmettin de nce Memed nasl bir adamm, boyu
pou, salar burnu, hi sylemedin."
Taz Tahsin bu belay atlattm sanyordu. te gene atmt. Ne demeli, nasl
demeli, diye bir hayli dndkten sonra sevinle:
"Senin gibi o," dedi. "Senin gibi gzel, yakkl bir adam. Onun da aznda
seni gibi altn dileri lyor. O da senin gibi cmert. O da senin gibi bana
altn verdi de, ekya parasdr diye almadm. yi yaptm m, ekya paras
haramdr alnmaz, deil mi?"
"Keski alaydn," diye onun omuzlarn okad Murtaza aa. "Domuzdan bir kl
ekmi olurdun."
"stemez," diye onun elini tuttu Taz Tahsin. "Ben ekyalarn parasn istemem,
benim da gibi Aam var. Ben de nce Memedi yakalatrsam, o da beni Karun
edecek."
"Ederim," dedi Murtaza Aa koltuklan kabararak. "imdi
443
kalk da hemen Yzbaya gidelim. O da hemen askerlerini Krkgzn Ocana ekip
nce Memedi imha eylesin."
Murtaza Aaya yamsn getirdiler, bir yam da Taz Tah-sine verdiler.
Darda, gn dibi delinmicesine bir yamur dklyordu.
"Hi durmuyor," dedi Taz Tahsin. "u dalar, ormanlar hep deniz oldu da kt.
yi ki bu yamurda yetiebildim sana."
Yzba Taz Tahsinin geldiini, nce Memedden haberler getirdiini duymu,
epeyi bir sreden beri onlar bekliyordu, yannda Asm avu, Kerti Ali
Onbayla birlikte. Onlar ayakta, kapda karlad. Taz Tahsine ay
smarladlar.
Yzba:
"Anlat bakalm, delikanl," dedi okayc bir sesle. Yzba onunla konuunca,
hem de dorudan doruya, Taz Tahsin ok onurlandn taa yreinin banda
duydu. Bu sefer en batan balad. nce Memedin nasl yaralanp atndan
dtn, Y-rklerin onu alarak dada sakladklarn, o lmekteyken, hemen o
gn Delice koyan naryla Hr Anann ona nasl ulatn, oradan Krkgzn
Anack Sultanna gidip onu getirdiini, onun da nce Memedi merhemlerle,
iksirlerle iyiletirdiini, btn bunlar nce Memedi ararken ondan bundan,
"Konutum."
Onlar geldiinden bu yana Ali Onba bir eyler sylemek istiyor, frsat
bulamyordu. Bu olan hi gz tutmamt. Ker-ti Ali kylyd ve de
kyllerin yreklerinde ka damar var, beyinlerinde ka bin tilki dolayor, o
bilirdi. Bunlar byle saf grnrler, Yzbalar, Murtaza Aalar da onlara
inanrlard.
"Bir ey mi sylemek istiyorsun Ali Onba?"
"Evet Yzbam."
"Syle yleyse."
"Bence nce Memed byk ilere hazrlanyor."
"Ne demek istiyorsun?"
Sz Asm avu ald:
446
"Ali Onba demek istiyor ki bu Tahsin Efendinin bize syledikleri hep
uydurmadr."
"Yok vallahi billahi," diye sapsar kesildi Taz Tahsin. "Niye tevatr edeyim?
Bakn u ayaklanma, ben o nce Memedi u Aamn hatr iin da tepe o kadar ok
aradm ki, belki be kez lyordum da Allah kurtard. Niye uyduraym ki? Aa
bana ok para verdi, ben de ona iyilik yapaym da nce Memed de benim Aam
ldrmesin, o da lmeyince bana ok para, ok ok tarla versin de, ben de... Ben
de evleneyim de oluk ocua karaym. Yam da geldi geiyor. Anam da diyordu
ki geenlerde, sen hi evlenemeyeceksin... te bu ad gzel, kendi gzel Aa
kt da, ben de ona nce Memedin lmn ulatrnca, o da bana ok para verdi.
nce Memedin lm yanl olunca da, ben de duydum ki nce Memed hep Aalar
ldryormu, ben de kendi kendime dedim ki, nce Memed ite o iyi Aay
ldrmeden, ben de nce Memedi bulaym da, yakalattraym da, Aam da kurtulsun
da..."
Murtaza Aa kvanl, gzlerinin ii glerek Taz Tahsine bakyordu sevgiyle.
"Sen nce Memedi grdn diyorsun, deil mi?" diye sordu Yzba."
"Grdm."
"Onun ekalini bana anlat bakalm. O nce Memed dedikleri de ne kbal bir
adamm, biz de bilelim."
Taz Tahsin ikirciklendi, sonra rkt, kvrand. Murtaza Aann gzlerine bakt
ondan bir car umarcasma, Murtaza Aa neesini bulmu glyordu. Hangi nce
Memedi syleseydi acaba, hangisini sylese hepsinin de altndan bir apanolu
kyor, insanlar ona ya inanmyor, ya da onunla alay ediyorlard. Her eyi
tutturmutu da u nce Memedin kbaln bir trl tutturamamt. O Topal Ali
ok iyi, ok akll, anlayl bir kiiydi. Keski ona u ince Memedi, u
insanlara nasl anlataym diye sorsayd, o da ona bunlarn nasl bir nce Memed
istediklerini sylerdi.
"O nce Memed, o nce Memed var ya, tpk... tpk..."
Sustu. Acaba burada bunu sylemek yakk alr myd? Murtaza Aayla gz gze
geldiler, onun gzleri, syle, der gibiydi.
447
"Tpk bu Murtaza Aama benziyor, parmaklar onun parmaklar, gzleri de yle.
Onun kulaklar biraz bycek ya, kulaklar da, boynu da, boyu pou da ite bu
Aama benziyor. Azn anca, onun azndaki tane altn di de bunun dii
gibi avk veriyor. Onun da burnu byle ahin gagas gibi kemerli. O da byle
gzel, yumuak glyor. Onun ya da..."
Burada durdu dnd.
"Onun ya da... Onun ya azck daha gen. Bir de o, abuk, taz gibi yorulmaz
bir kii. te bu. Ayanda krmz postal, dalnda Mara abas, hem de
srmal... Mintannn yakas da ilemeli, tpk oya gibi, ipekli. Parmanda da
bir tane altn, krmz kal yzk var. Ona Krkgz Ocandan vermiler."
"Sus!" diye fkelendi Ali Onba. "Byle nce Memed mi olurmu, sus."
"Ya nasl olurmu?" diye boynunu bkt Taz Tahsin.
"imdi bunun kim olduu anlald m Yzbam?" diye sordu Onba.
Yzba susuyor, dnyordu.
"nce Memed bir oyunlar eviriyor, dikkatli olmalyz Yzbam," diye ok ciddi
konutu Asm avu. "Krkgz Ocan da bu ie niin kartryor, o da stnde
ciddiyetle durulacak bir meseledir. O, bir harekata hazrlanyor, bizim de
sevgisinden tadan mutsuz olamaz, adam ldremez, ktlk yapamazd. Memede, taa
ocukluundan bu yana g olmu, sevgi kayna olmu, en karanlk gnlerinde,
Hatenin lmnde bile onun sevgisi, kendinden umudunu kesmiken bile, onun
scakl, aydnl iini aartm, onu yaama dndrmt. Bir de u Battal
Aann sz yok mu, artk bundan sonra lse de gz ak gitmeyecekti. Bir Aa
gidince bin tanesi gelirse, bir nce
Memed gidince, on bin, yz bin, yz yz bin tanesi gelecekti. Aalar az,
fkaralar oktu. O gnden bu yana nce Memed bu szleri diline pelesenk etmi
yineleyip duruyordu. O bu szleri yineledike ii aydnlanyor, sevgiyle
dostlukla doluyor, dalar, bulutlar, u akan azgn selleri, grleyen
imekleri, yldrmlar gzleriyle okuyor. O kck, kendisini kancklamak
iin kasabaya koan o adam da sevmiti. Kim bilir, onu kanckla-ynca ona ne
kadar para vereceklerdi. O kck adamn gzleri stmal gibi yldr yldr
yanyordu. Onu grr grmez nce korkmu, eli aya zlm, sonra da
sevincinden gklere umu, tabanlar yalamt. imdiye oktan kasabay bulmu,
kasaba Aalarndan, candarma Yzbasndan mutuluunu almt. Candarmalar,
Memed uzun deneyleriyle biliyordu, bylesi havalarda kasabadan burunlarn
bile darya karmazlard. Onun iin rahatt. u burada yamur tutmayan bir
maara, kovuk bulacak, ackmt, karnn doyuracak, ondan sonra da ver elini...
diyecekti. Ver elini diyecekti ya, nereye gidecekti, onun iin btn dnya bir
tuzakt. Her tan altnda, her kede, her alnn iinde onu bir uursuzluk
bekliyordu. Seyran nasl kyden alacak, onunla birlikte u dalar nasl
aacaklar, nereye snacaklard? Ekyala da almt, bundan sonra baka
bir ii nasl yapacak, stelik de ne i grebilecekti? Bir Aann yanma yanama
dururum, ift srerim, diye kendi kendine glmsedi. Belki de ukurovaya,
Adanaya, deniz kysna, Dursunun kyne iner, gerekten Dursunun kynn ad
neydi, orada portakal bahelerinde bahvan dururum. Seyranla ikimize portakal
bahelerinin iinde bir kck ev yaparm, yllar sonra da Hr Ana gelir, o da
ocuklara bakar. Portakal bahelerinin stne, bahar gelip de ortalk lynca
aydnlk, bol gnele birlikte, ak bulutlar gibi iekler ker. Limon,
portakal, turun ieklerinin kokular insanlar, arlar, kular, kelebekleri,
ylanlar, kurbaalar esrikletirirdi. Turun kokularn alan bilcmle yaratk
bir sarholuk dngsnde kendilerinden geerler, savunmasz, kendilerini doann
insafna brakrlard. nce Memed bir keresinde baharda, portakal baheleri ak
bulutlar gibi dalgalanr, dnyay, ta topra kokuyla kendilerinden
geirirken, bir gece ay nda bir bahede
453
kalmak zorunda olmu, gn gece oradan ayrlamam, kendinden gemi, o
aatan bu aaca dolanp durmutu. Seyran portakal iei kokacakt, ocuklar,
yaan yamur, esen yel, tozan toprak hep hep portakal iei kokacakt. Koca
dalgal Akdeniz portakal iei kokuyordu. Bir ift de ak gvercin alacakt,
hani o gkte on sekiz takla atanlardan... Bir de ahini olacakt, tlek,
kck, ak badanal evinin nne ak bir ataln stne konduracakt. ukurovada
deniz kysnda ok bldrcn olurdu. Kuunu, sabah erkenden ava kacak,
allardan kaldrd bldrcnlara brakacakt. Hr Ana disiz azyla,
enelerinden ya akta akta yumuack bldrcn etini yiyecek, u dar dnyada
hi gn grmemi Hr Ana, onun evinde gn grecekti. Seyran hep glecekti. O
gld zaman dnyalar gzeli olurdu. Bir sre oturduu yerde aydnlk suya
bakarak Seyran dnd, onun yzn getirdi gzlerinin nne, gamzeleri insann
iini ltan, sevgiyle, akla dolduran, incecik bir kvrltyla
ukurlayorlard. Esmer, tatl yznden lk, insan aktan delirten incecik
bir kokuyla kark bir yel esiyordu. Dehet zlemiti onu. Hemen elini abuk
tutmal, Krkgzn Ocana gidip geri dnmeli. Seyran oradan almal, sonra da
ad san bilinmedik ellere... Bu ad san bilinmedik eller szn ok seviyordu.
Karacaolan da yle demiyor muydu, ad san bilinmedik ellere gitmeyince gnl
yardan ayrlmaz... Bir de oraya, o bayltc portakal iei kokulu eve
tandktan sonra, Seyran da, ocuklar da alrlard, bir tek Hr Ana
almazd. Doruca Anavarzaya gelecek, Recep avuun mezarn bulacak, orasn
bir trbe gibi yapacakt. Onun mezarn da nce Memed trbe gibi yaptrnca,
herkes ne bilirdi onun ekya olduunu, kyller de, Yrkler de gelecekler,
onun trbesinde kurban kesecekler, aacna aput balayacaklard.
gznden kamad. Fincan ald tepsiden ona uzatt, bu da onu daha ok allak
bullak etti.
"Seni bekliyordum nce Memed. Ho geldin yavrum, iyi
msn r
"yiyim anam," dedi nce Memed, bir ocuk sklganlyla. Yzne kan basm,
yanyordu.
Odada kltan baka da hibir ey grmyordu. ocukluundan bu yana bu kl
stne ok ey iitmiti. Trkcler, aklar, hikayeciler bu dalarda yllar
yl u duvarda asl kl456
cin macerasn anlatmlard. Bu klcn stne altnla dokuz yz doksan dokuz
ayet, hadis yazlmt. Tlsmlyd. Ocaktan istiklal Harbine giden on alt
kiiden hibir tanesi de bu klc kuanp gitmemi, hibirisi de geriye
dnememiti. Bu tlsml klc niin almamlard? Belki de klc alm
olsalard, hibirisinin de burnu kanamazd. Hepsi de geriye, ocaklarna
dnebilirlerdi. Hasan Beyin kutsal klcn ocakta tayacak erkek kalmam,
duvarda mahzun, kskn yle durup duruyordu. Ne kadar iyi bir insan olursa olsun
nce Memed bu klc tayamazd. Hasan Beyin soyundan gelenler bile, hakk
olanlar bile klc duvardan alarak kuanp savaa gitmek yrekliliini
gsterememilerdi. Ocak, bu tlsml, kutsal klc kuanamayacak kadar bozulmu
muydu, kim bilir. te bir tanesi de stiklal Harbinden dnememiti.
"Ne dnyorsun nce Memed, yavrum, gzlerini klca dikmisin de?"
"Niin savaa giderken pirlerimiz bu klc alp da yle gitmediler, diyorum."
"Gleri yetmedi Hasan Beyin klcna. Babam, kardala-rm, amcalarm, Hasan
Beyin klcdr o... O klca herkesin gc yetmez ki derlerdi, o kltan
korkarlard."
Padiah Eybolu Selahaddin armaan eylemiti Hasan Beye kutsal klcn. Bu
kl onun elinde Kuds, am- erifi korumutu demir donlu, boyunlarnda ha
asllardan. Ve kutsal beldeler uruna ehit dmt. Bir sabah, uykudan yorgun
uyanan Eybolu Selahaddin Padiah Hasan Beyi yanna arm, u doan gnein,
balkyan n, dnen ark felein, ln, kutsal Kudsn, bereketli topran,
yeil imenlerin yz suyu akna, bu kl bundan sonra senin elinde o demir d
onlulara kar savaacak, kimseye de teslim olmayacaktr. Al klc, al
askerlerini ko git, gnn batt yere. Hasan Beydir kutsal klc eline alm,
yarenlerine, haydin gazaya demi, i baa dt, Anadoluna, Rum toprana
gidelim.
Konya ovasnda demir donlu, boazlarnda halar asl uzun klllarla
karlamlar. Gelenler kalabalk, demir don-lular deniz kadar, ltlar,
angrtlar iinde, Hasan Beyin ordusu azlk. brleri onun, otuz kat.
457
Kyasya bir cenk balam Konya ovasnda. O gn Hasan Beyin on be bin
kiisinden on bini gitmi. Konya ovasnda kartallar, kuzgunlar insan etine
doymular. Ertesi gn, Hasan Beyin ordusunun geriye kalanlar da krlm. Hasan
Bey krk ki-isiyle arkalarndaki alml daa snm. Dmanlar kalabalk,
drt bir yanndan ulu, sivri, grkemli da kuatmlar. Hasan Bey gn akam
oluncaya kadar, bu da karncalar gibi sarm demir donlularla dvm, gn
kavuunca da dan doruunda kii kalmlar. Dorua gr bir ate yakp
dinlenmeye gemiler. Yaktklar atein btn ovay aydnlatm. Sabah
alm, Hasan Bey dman ordusunun iine, koyun srsne dalan bir kurt gibi
dalm. Dmanlar onu sa yakalamak istiyorlarm. Hasan Bey arkadayla tam
lest ehit dm. Dmanlar sevinlerinden barmlar. Komutanlar, "Onun
klcn bulun bana," diye buyurmu. "Bizim kkmz o kl kesti, ocamz
sndrd." Klc aramlar taramlar, yok. Geriye dnmler, komutana, hal
keyfiyet byle byle demiler. Komutan da "Bunda bir i var, amann klc
bulamad-nzsa Hasan Beyin lsn bulun da kellesini kesin," demi. Demir
donlular varmlar ki ller de yok.
Ertesi gn kyller gelmiler, bakmlar ki krk l de yan yana uzanmlar,
dudaklarnda glmsemeler, hibir yerlerinde en kk bir kan damlas yok, yatar
dururlar, derin uykularda. Onlar ykamlar, ak kefenlere sararak gmmler.
Bir de grmler ki ne grsnler, Hasan Beyin klc gelmi mezarnn baucuna
dikilip kyama durmu. Klc almak istemiler, el uzatmlar, kyller el
uzatr uzatmaz kl ekilmi yerin altna girmi. Onlar ekilince gene yerin
altndan ar ar km, gene kyama durmu. tekiler klc ne kadar oradan
almak iste-milerse kl onlara teslim olmam. Bu srada bir er peydah olmu,
"Destur," diye barm, "destur mmeti Muhammed, bu klc buradan hi kimse
koparp alamaz. Vakta ki Hasan Beyin soyundan bir er buraya gele, bu daa ka,
ad da Hasan ola, ancak o er Hasan Beyin kutsal klcn yerinden ala... Ondan
bu yana, o klc yerinden koparmaya hibir er muktedir olama-ya..."
Aradan yllar, yzyllar gemi, o kl orada, Hasan Beyin,
458
onun yiitlerinin banda trbedarlk yapm Krkgz Ocana Hasan adnda bir
pir gelinceye kadar. Pir gnlerden bir gn, on yedisinde tuvana bir delikanl
imi, daa yrm, Hasan Bey dedesinin trbesine gelmi klc grm.
rkntsnden oraya yaklaamam. Kltr, ona doru yrm kabzasn
delikanlnn eline vermi. O da alm onu ocaa getirmi.
O gnden sonra o dan ad Hasan da olmu. Ve o gn bugndr, gne her sabah
doduunda Hasan dann doruuna gelir, orada bir sre oturur, ardndan da ge
ykselir.
Akam oldu, Anack Sultan, namazn kldktan sonra mutfaa gitti, ona ho
kokulu bir orba piirdi. orbadan sonra yan yana oturdular, gece yarsna kadar
yle durdular, konumadlar.
Sonunda Anack Sultan sessizlii bozdu:
"Konumuyorsun nce Memed, bir derdin mi var olum senin?" diye sordu.
"Dalardan iniyorum Anack Sultan," dedi nce Memed. "Ekyalk bana gre deil.
Hibir ie yaramadm imdiye kadar. nce Memedi ldreceim. Onu sana sormaya
geldim."
"in neyi istiyorsa onu yap!"
"Onu yapaym da, nereye gideyim, ne yapaym? Bir de benim bamda klfetim,
karm var, aada Vayvay kynde yolumu gzlyor."
"Hibir gidecek yerin yok mu?"
"Yok Anack Sultan. nce Memed lnce yerine ok nce Memed gelecek. Fakir
fkaralar ok, tekiler az. Ben nereye gitmeliyim?"
Sustular dncelere daldlar. nce Memedin gzleri kutsal klca taklm
ayrlmyordu. Bu kl sahipsiz kalmt, bundan sonra onu oradan alabilecek bir
kii kacak myd?
"Gitmesem, bu dalarda kalsam, olmaz m Anack Sultan, mrm burada bitirsem,
bir kurunla da lsem..."
Ondan destur istiyordu dpedz nce Memed, gitme, ekyaln srdr, senin
yazgn da bu imi, aln yazn silemezsin, demesini bekliyordu. O bunu sylerse,
bundan sonra i tamamd.
"Gnlnn istediini yap."
^
459
"Olur Anack Sultan..."
Anack Sultan ayaa kalkt, cebinden bir sr anahtar kard, bir sandn
nne oturup n diye at. Oradan kadifelerin iine sarlm bir mhr yzk
ald getirdi:
"Bu," dedi, "ocan mhrdr. Benden sonra bu ocak snyor, al sende kalsn.
Malatyaya gidersen, Auien Ocana var, bunu onlara gster, seni saklarlar.
lnceye kadar da, parmana taktm bu yz yanndan ayrma. Belki sana bir
faydas olur. Bu ocak snerken, bu yzk iyi bir kimsenin parmanda olsun."
Sa elini tuttu yz ortaparmaa usulca, incitmeden geirdi. Yzk sanki nce
Memedin parmana gre yaplmt, tpatp uydu.
"Bu kl da senin hakkn ya, benim gnlmce, o klc ben kimseye veremem. Ben
ldkten sonra o kl kendi bann aresine kendisi bakar."
nce Memed onun huzurunda niyaza durup elini kere pp bana koydu.
"Bana destur Anack Sultan," dedi sevin iinde, k iinde kalm, bedenine
yepyeni bir g gelmi, yeniden anasndan domu gibi olmutu. i ylesine
yunmu arnmt.
"Bir orba daha piireyim de sana, ondan sonra seni u doan gne teslim
edeyim."
Gn burnuna orbay da ayn tastan birlikte itiler.
nce Memed uunan bir k iinde kalm, yukardan aaya kanat takmcasna
iniyordu. Sa yandan da, ormann iinden bir kalabaln at sesleri geliyordu.
Drt yol azna gelince durdu, at seslerine kulak verdi, merak etmiti, bir
tan stne oturdu, bekledi. At sesleri gittike yaklayordu.
nce salacay grd. Salacanm stne gen, by yeni terlemi bir delikanly
uzatmlard. lnn yz balmumu gibi olmutu. Kollar salacadan aaya
sarkm sallanyordu. Salacay tayanlar da gen adamlard. Altsnn da
yzleri donmu gibiydi. Geldiler, nce Memedin nnde durdular. Onu
grmyorlard. rkek gzlerle saa sola bakndlar, omuzlarndaki salacay
yaknlarndaki bir ak kayann stne yerletirip, lnn
460
sarkm kollarn da toplayp gsnn stnde birletirdiler. Az sonra da
at kadnlar, kyller kalabal skn etti. Geldiler, lnn yresinde
halkalandlar.
Memed ayaa kalkt, nndeki ak sakall yal kiinin yannda durdu:
"Banz sa olsun," dedi usulca. "Ne olmu ki bu delikanlya?"
"Gz kr olsun, oca snsn o nce Memedin," dedi yal adam, "kymz bast
dn gece, bizi soydu, kzlarmzn bana ktler. Bizi perperian ettiler."
Bu srada onu gren kalabalk birer ikier onlarn yanlarna gelmeye baladlar.
Alamaktan sakal pslak olmu yal adam: "Bu benim en kk olumdu. Hibir
sebebi yokken, onu kurunlay verdiler."
"Kr olas nce Memed," dedi bir ikisi. "Kr olas..." Salacann baucuna
oturmu bir kadn rganarak adm usul usul srdryor, nce Memedi de yerin
dibine batnp karyordu.
Memed bir ho oldu, dnya bana ykld, gzleri karard, ayakta duramad, az
nce kalkt tan stne kendisini zor atp ban elleri arasna ald,
yumuldu.
Onun bu zntl hali oradakilerin gzlerinden kamad. lnn yresindekiler de
oray brakp onun yanna geldiler.
Yal adam:
"Sen onu, olumu tanr miydin yolcu?" diye sordu. "Benim aslanm senin de mi
yoldand, onun yolda oktu."
"Ona btn dnya yand."
"Oca snsn o nce Memedin."
"Yal kurunlardan gitsin."
"Leini itler paralasn."
"nallah mezar yz grmez de kartallara yem olur."
tekiler konuuyor, o, bir trl kendine gelemiyordu.
Yresine birikmi kalabaln ilenmeleri, nce Memede kfrleri uzun srd.
Sonunda kalabaln iinden uzun boylu, tekilere bakarak daha iyi giyinmi,
saat kstek taknm, beli tabancal birisi kt, geldi Memedin kolundan tuttu:
461
"Ban kaldr arkada," dedi. "O nce Memed deil feri-tah da olsa Hasann
lsn biz yerde komayz, biz alt kardeiz, cmz alrz. Sen nereden
tanrdn Hasan?"
Memed ban yerden kaldrd, o elik lts gelmi gene gzbebeklerine
oturmutu ya, gene de ok periand.
"Nasl bir adamd bu sizin nce Memed dediiniz adam?" diye yumuack sordu. "Bu
Hasan ldren?"
"Yz batsn," diye atld bir sakall. "Sar bir yana benziyordu."
"nce Memed sar bir yana benzemez." "Ya neye benzer?"
"nce Memed senin benim gibi bir adamdr." "Sar bir ylana benziyordu." "akr
gzleri souktu." "Surat lmn suratyd." "Bir yanllk olacak."
"Bir yanllk yok olum yolcu, ben tanrm, o nce Me-meddi."
"Sen nce Memedi hi grm mydn?" "Ben onu iyi tanrm."
"nce Memed byle gen, yakkl bir Hasana kyamaz. Ben de bilirim onu."
"Biz hepimiz de tanrz nce Memedi." "Kim bilmez nce Memedi..."
"O zalim nce Memedden bakas olabilir mi, yolcu?" Kadnlar da, kzlar da
geldiler Memedin bana. Onlar nce Memedi erkeklerden de daha ok tanyorlard.
Onu taa ocukluunda, Deirmenoluk kynde kei gtt gnlerden biliyorlard.
"nce Memed Hasan ldrmez."
alm, kzleri lar gibiydi. Yan banda bir atn grltyle soluklandn
duyunca olduu yerde dikildi kald. Yaz at yirmi, yirmi be adm kadar
tesindeydi, durmu ona bir tuhaf bakyordu. Elindeki kuu yere koydu, ata doru
gitti, yanna yaklat, elini tam ona uzatrken at snd, bann stnden
akarak uzaklat gitti. Biraz zayflamt. Gitti, sivri bir kayann stnde
durdu, st ste kere kinedikten sonra, ynn gnee dnd kulaklarn
dikti. Memed yerdeki kuu ald, ata zlemle bakt:
464
"bret al gnlm," dedi, "eer sende azck adamlk kalmsa bu attan, bu kutan
ibret al." Elindeki kuun ban okad: "Sen de ibret al alc ku," dedi. "Bak
o at atken bile, az dili yokken bile kimseye teslim olmuyor. Olmayacak da...
Bu dalarda lecek, kemikleri un ufak olacak ama, o da Krolu-nun at gibi
teslim olmayacak. At atken, az var dili yokken bile... bret al deli gnlm,
bu kutan, bu attan."
Kzlkartall koyana evirdi ynn. nallah Sankeili oyma daha
kalkmamt. Koarcasna yryordu, kucanda yaral alc kuuyla. Alc ku
artk dinginlemi, Memedin kucanda yatm, ona uysal gzlerle bakyordu.
nndeki tepeyi anca obay grecekti. Grm geirmi Battal Aa onu grr
grmez her eyi anlayacak, yumuack, dudaklarnn ucuyla glmseyecekti. Memed
ona ne syleyeceini, nasl davranacan bir trl bilemiyordu.
Tepeye knca oyman yerini grd, g kalkmt, bir iki ocak da daha
incecikten ttyor, dumanlar ormann stne doru iniyordu. Bir sre olduu
yerde durup oray seyretti. Ayaklar onu ald koyaa gtrd. Battal Aann
adrnn yerinde kl ullarn, kilimlerin izleri olduu gibi duruyordu. Bir
ift eski ocuk ar, nakl bir orap eskisi, bir sipsi, bir krk kam
grd. Sipsiyi yerden alp almaya balad. ocukken gzel sipsiler yapar, ok
da gzel alard. Bir tan stne oturup eski, ocukluunda ald havalar
ald. Hateye sipsi almasn retmeye alm, bir trl becerememiti.
Kzlar bir trl kaval almasn, sipsi ttrmesini renemiyorlard. Kularn
atallar adrlarn nnde daha dikili duruyordu. lerdeki bir adr yerinde
bo bir hzman yan yatm duruyor, hzmanm yresinde bir ar srs dolanp
duruyordu. Bir adrn nnde de kpkrmz bir bek keven dikeni bitmiti, ter
taze lyordu. Sap krk bir ak bir adr direinin ukuruna dmt.
Karnca katarlar oyman ortasndan yukarya, yana, aalara
ince
yollarndan,
azlarnda
tohumlar
ekiliyorlard. nndeki atala bir
kck ku geldi kondu. Memed, bu kuu bir tala vurmal, etini de elindeki
alc kua vermeli, diye dnd. Yerden ald ta kua nianlad, kk ku
ylesine renkli, ince, gzeldi ki atmaya kyamad ta, ald yere usulca
465
geri koydu. ine bir hzn kt, elindeki yaral kuun da gzleri hzn
doluydu. Kuu g yerine brakt. Alc ku bir srayta ataln stndeki
kk kuun yanna vard. teki havaland, birka kere alc kuun yresinde
dndkten sonra, zikzaklar izerek ormann stne utu gitti. Memed de onun
arkasndan ormana indi, candarmayla ilk karlat kayala, yaraland yere
geldi. Kayal dndnde bir candarma b-lyle hapahap kald. Bir an ikircik
geirdikten sonra yolun kysna ekilip bln gemesini bekledi. At stndeki
Yzba onun karsna gelince atnn ban ekti, bu srada onun arkasndaki
blk de durdu.
"Gel bakalm buraya kyl," dedi Yzba.
Astsubaylar, avular, onbalar da hemen yanlarna kotular.
Memedin yz bir an sararp sonra eski haline dnd.
"Bu elindeki ne kuu?"
"Yaral," dedi Memed, "ne kuu olduunu bilmiyorum." Kuun macerasn ksaca
anlatt.
"Demek yakalayamad, bir tek ku bile alamad o kadar kuun iinden?"
"Alamad."
"imdi sen bu kuu ne yapacaksn?"
"Kye gtrp bakacam, iyi olunca da ormanna brakacam."
"Gzel. Senin adn ne?"
"nce Memed."
"Allah Allah," diye gld Yzba, "bu dalardaki herkesin ad da nce Memed."
Uzaktan kulana bir oymak kalabalnn sesleri geldi. Sand gibi oba yeil
dzle konmutu. Burada birka gn kalrlard. nndeki kayal dnp de uzun
sedir aalarnn arasna girince adrlarn tepelerini grd, ilerleyemedi.
imdi obaya nasl girecek, Battal Aaya ne syleyecekti? Saa krd. Ereltiler
gsne kadar geliyor, slak orman reinesi, topra, yarpuzu, daha yeni am
gz iekleriyle keskin, ac kokuyordu. Ormann kokusu onu azck kendine
getirdi, kua bakt, o gzlerinin perdesini indirmi uyuyordu, scack.
Oymaa girmek iin geceyi bekledi. Obann oban kpek468
lerinden korkuyordu. Her birisi at gibi kpeklerdi. Gece bir yabancy
grmesinler, paralarlard.
Yeil dzln evresini drdnc kez dnmekteyken bir oban grd. Yannda
boynu tohtlu krmz alal kpei bir pnara eilmi, kollarn evremi,
pnarn gleinden elini sokup sokup ustalkla alabalklar yakalayarak
imenlerin stne atyordu.
"oban!" oban onu tand:
"Buyur Memed Aam." Hemen kpeiyle onun yanna geldi.
"Battal Aa oymakta m, Kasmla Temiri grdn m?" "Oymaktalar."
"Haydi git obaya da Kasmla Temiri ar. Beni syleme. Sizi bir yoldanz
istiyor diye syle. Al buraya getir."
oban gitti. Biraz sonra Kasmla Temir omuzlarnda tfekleri, aprazlama
fieklikleri tam tekmil dzln ucundan gzktler. Memedi grnce hi
armadlar, glmseyerek ona kotular, sarldlar. Temir:
"Battal Aa seni bekliyordu," dedi. "Az sonra gelir, diyordu. Kahven ocakta
hazr."
"Ne biliyordu?"
"O ok ey bilir. Eski bir soydur. Yrk Yrkken btn bu dalar, btn o
aadaki ukurova bizimdi. Yrk kalmad artk. Bizi kt kyl, bizi perian,
bizi nan ekmee muhta ettiler."
Bu ok az konuan Temirin byle konumas Memedin iine iledi.
"Haydi gidelim," dedi Kasm. "Seni bekliyor Battal Aa. Seni grnce ok
sevinecek. Sen gittin gideli yalnz seni konutu. Senden baka azna baka sz
alamyordu. Ne konuursa konusun, sz dndryor dolatryor sana getiriyor,
her gn de sabahlardan akamlara kadar tepeye kp senin yolunu gzlyordu. Ben
her eyde yanlrm da adamda yanlmam diyordu. Yanlmam. Haydi."
Kasm nde, Memed onun arkasnda, en arkada da Temir
469
obaya yrdler. Battal Aa onlar dzln ucunda karlad. Memedi kucaklad:
"Ho geldin nce Memed," dedi.
Battal Aann ellerinden, gzlerinden, tm bedeninden yle bir sevgi tayordu
ki Memedi rpertti. Onu bir tek Hr Ana byle karlar, onu bir tek Hr Ana
byle severdi.
"Seni gittiin gnden beri bekliyordum."
"Neden?"
"Kurdunu iyi biliyorum senin."
"Nasl bir kurtmu ki o acep?"
"imdi o kurdu sen benden daha iyi rendin, grdn, tandn, bildin, bana m
soruyorsun?"
adra geldiler.
"Biz bu dzle hi konmazdk, seni Kzlkartallda bekledim, bekledim umudu
kesmedim ya, keser gibi ettim, g ykledik, buraya gelince de iim gtrmedi,
zn yk dedim. Seni, sen gelinceye kadar, ka kadar burada yolunu
gzleyecektim."
"Size ukurovaya gelirdim."
"ukurova olmaz, ekya tuzadr oras. lmdr. Yzbayla yolda karlatn
m?"
"Karlatm, bana adm sordu, ben de nce Memed dedim. Bu ku kurtard beni.
Hi kuca kulu ekya olur mu?"
"Olmaz," dedi Battal Aa.
adra dekler, sofra serilmi konuu bekliyordu. nce tten bir orba
getirdiler.
"imdi ben onu neredeyse elimle koymu gibi bulurum. Onun sakland btn
yerleri biliriz. Ona Saniyan Abdik derler. Yakalaynca ldrecek miyiz?"
"ldrmeden yakalayacaz."
ki gn geceli gndzl yol aldlar dalara doru. ok kayalk bir yere
geldiler.
Memed:
"Kusura kalmayn ben daha hamm, yorgunluktan ldm. Yemek yemek bile istemiyor
canm," diye onlardan zr diledi, kendini yere att.
Kasm:
"Biraz bekle," diye onu ayakta tutmaya alt. "imdi, yere kuru ot sereyim
de..."
Hemen Temirle ikisi kuytulardan kuru otlar toplayp kovuun iine serdiler,
Memed kendini otlara att.
472
i
"Temir seni bekleyecek, ben de Sariyan bulacam. Burada adamlarmz var,
onlar onu bulurlar."
Kasm gn doarken geldiinde Memed uyanm, bazlamasnn iine sard peyniri
yiyor, Temir de ona hayran bakyordu.
"Buldun mu?"
"Buldum. Az ilerde, yanlarnda da alt tane kz keyfediyor-larm."
Memed:
"Tamam," dedi. "Onlar bu gece uyumamlardr, sersem sersem, kuatacaz onlar.
Sariyan vurmak yok. tekileri, Allah ne ksmet etmise..."
"Ya teslim olmazsa Saniyan?"
"Teslim olacak."
Yamatan aaya bir kedi sessizliiyle indiler. Saniyan etesi korunmasz bir
aralkta, tabak gibi ortadaydlar.
"Bunlar ekya deil, alkakc," dedi Memed. "Ekya olan bir ekya byle
yerde konaklar m?"
"Ekya olan bir ekya byle elin rzna dokunur mu?"
"lm fermanlarnn altna bunlar kendi elleriyle basmlar mhr."
"Temir sen u yana ge! Kasm sen de u kayann stne k! Ben de u tan
arkasna geeceim. lk nce ortada dolanana ate edeceim. ldrmeye deil.
Ksmeti varsa..."
lk kurun atldnda o ortada dolanan zayf ekya bararak yere dt, sonra
kalkt, elindeki tfeiyle kendi yresinde dnd. Az sonra da elindeki tfek
frlad gitti. nce Memed, Kasm, Temir hi ses karmadan ard ardna ate
ediyorlard. Neden sonradr ki oradan bir karlk geldi. Sonra onlar da ate
etmeye baladlar. Kzlar oraya buraya kouuyorlar, kendilerini tatan taa
atyorlar, ilk kurunda vurulmu ekya yerde debelenip duruyordu.
Memed, omuzu gzken bir tanesini daha vurdu. Vurulan kii ayaa kalkp yokutan
aaya ald yatrd. Temir onu iki bacandan da biti. Bir kii daha tfeini
brakp kamaya balad. Temir onu da devirdi, arkasndan da:
"Seni kara dinini..." diye svd.
"Teslim ol Saniyan, teslim ol Abdik," diye Memed gr, et473
kili, kayalklarda uzun uzun yanklanan bir sesle bard. "Sarldnz, ya
teslim olun, ya da hepinizi ldreceiz."
"Sen kimsin?" diye sordu Abdik.
"Ben nce Memedim," dedi Memed.
"Eer senin nce Memed olduun doruysa teslim olurum."
"Ne bileceksin doru olup olmadn?"
"nce Memedi tanyan bir arkada var iimizde."
"yleyse sal da gelsin."
Kayaln ardndan kck bir adam kt. Tepeden trnaa btn bedenine
fieklikler balamt. Yaklat.
"At tfeini yere. Tabancalarn da..."
Adam bir anda silahn, tabancalarn yere att, fiekliklerinden soyundu,
ellerini havaya kaldrd, gln bir hal ald. Tir tir titredii daha uzaktan
belli oluyordu.
Kyller onlarn yolunu kestiler, "Bir yemeimizi, bir aymz imeden biz nce
Memedi hibir yere gndermeyiz," dediler.
"Size ben gcendim," dedi nce Memed.
"Syle kusurumuzu," dedi Hasann babas.
"Siz bana ilendiniz."
"Oul acs..." dedi yal adam.
"Irzmz payimal oldu," dedi bir yal kadn.
nce Memed sesini ykseltti. ok fkeli olduu belliydi.
"Siz beni yaraladnz."
"Biz sana ne yaptk, nce Memed?"
"nce Memed hi Hasan gibi iei burnunda bir genci ldrr m, daha
evlenmemiti bile, deil mi?"
"Evlenmemiti..."
"nce Memed bylesi bir insana kyar m?"
Karlk vermediler.
"nce Memed hi rza geer mi, bunu neden hi dnmediniz?" Bakn nce Memed bu
eli kanl rz dmanlarn, kendi adn be paralk edenleri bile size teslim
ediyor, benim cm de siz bunlardan aln."
Kalabalk donmu kalm, kimse bir sze varamyor, ne dm balarn
kaldramyorlard.
Onlar geerlerken kalabalk ortadan ikiye ayrld, nde nce Memed, arkada
Kasmla Temir kyn iinden ar ar ktlar gittiler.
"Bu kyn ad ne?"
"Bu kye amlyol ky derler."
476
22
mmetin sofras her zaman herkese akt. Bu da banda, bu yrelerde onun
evinden baka ev yoktu. Onun iin yolda belde, karda kta kalanlar oraya
snrlard. Eskiden orta halli bir kiiydi mmet, bir yl iinde
zenginleivermi, deimiti. Evi gzl bir toprak damd. imdi o toprak
damn yerinde ats krmz kiremitli, pencereleri, kaplar kemerli iki katl,
yirmi gzeli bir konak ykseliyordu. Konak yksek mazgall duvarlarla
evrilmiti. Yap ormanlkl, kayalkl dan yamacna yapm, ok uzaklardan
bile apak parlyor, avlusundaki narn altndan da gr bir pnar kaynyordu.
Sylentiye gre mmet ekya Keklikolu yznden zengin olmutu. Kekli-kolu tam
otuz yedi yl kiisiyle bu dalarda gezmi, evler basm, yollar kesmi,
ocaklar sndrmt. mmet onu taa ocukluundan beri tanr, ona yataklk,
ulaklk ederdi. Gene sylentiye gre Keklikolu otuz yedi ylda sandk sandk
altnlar biriktirmi, bu biriken altnlar da, ok gvendii, can kadar sevdii
mmete emanet etmi, bundan sonra da ortadan yitip gitmiti.
Onu mmetin ldrdn, hem de ne biim ldrdn herkes biliyor, olay da
gzleriyle grmler gibi anlatyorlard. Bir gece Keklikolu yorgun argn,
elinde bir torba altnla mmete gelmi. Ekyalarn de yorgunluklarndan
ayakta uyuyor-larm. Onlar byle grnce mmettir ok sevinmi, nceden
hazrlad deliceli ekmei de onlara yedirince yal ekyalarn yerden,
daha sofradan kalkmadan, olduklar yerde trla477
mlar. mmet onlarn n de katrlara atm dan doruuna gtrm, n de
yan yana yatrm basm kurunu. Kendilerinden gemi ekyalar
debelenememiler bile.
Bu sylentiye kimi inanyor, kimi de hi inanmyordu. mmet onu tanyan, gren
btn insanlara gvenilir bir adam duygusu veriyordu. Btn bu Keklikolu
sylentilerine karn herkes ona eskisinden de daha ok gveniyordu.
Sylentiler, en kk bir biimde de olsa, onu hi etkilememiti. Bu da
banda, bu drt yol aznda ekyalarn da, candarmalarm da ona gereksinmeleri
vard. O da, her insann, her ba dara gelmiin yardmna kouyordu. Ekyalar
izlemeye km candarmaya ne kadar yrekten yardm ediyorsa, izlenen ekyalara
da o kadar, belki ondan da ok can gnlden yardm ediyordu. Bir ekyann
yakalanmas onun iin ne kadar bir sevinse, o kadar da bir zntyd. mmet bir
tuhaf bir adamd ite.
"Beklerim," dedi nce Memed. "Sen azck peynir ekmek bulursan... u ocaa da
ay da koyarsan..."
"Daha, daha? Baka bir istein var m, benim yakkl olum, nce Memedim?"
diye akalat San mmet. Ardndan da bard: "Kzlar, ocuklar..." Odaya iki
kz, birisi delikanl kii girdiler. "Hemen bir kuzu kesin, olum, kzartn,
abuk olsun. Kzlar, siz de ya, bal, peynir, ne varsa evde bylesi eylerden
hemen getirin, ay da yapn, demli olsun. Benim dnya kardam gelmi ki,
sevinten deli olmamak eldeyse olma bakalm..."
Gerekten de Sar mmet sevincinden yerinde duramyor, gidiyor geliyor, onu
kucaklyor, pyor, konuuyordu.
"lm haberini bile duyduk..."
"Az daha lyordum."
"Anack Sultan olmasayd..."
"Kurunun bir tanesi sa kreimin altnda duruyor." Anack Sultan, Hr Anay
anlatt. imdiye kadar bandan ne gelip gemise Sar mmete batan sona
syledi.
Sar mmetin sevincinden az kulaklarna varyordu.
"O Yzba var ya, hani senin dada karlatn, onun adna evket Yzba
derler, Faruk Yzbann can dman. Biribirlerini hi ekemiyorlar. evket
Yzba Mara Vilayeti Candarma Kumandanl emrinde. Ama o gene nce Memedin
480
ardnda. nce Memedi ben yakalayacam diyormu da baka bir ey demiyormu.
Faruk Yzba da avucunu yalayacak, ele aleme rezil kepaze olacak. ki Yzba
biribirlerine takmlar ki kan gvdeyi gtryormu."
"Sen u konan iini anlat hele bir kere. Ben bu ii anlayamadm. Bir gecede
periler mi kondurdu onu buraya."
"Periler kondurdu dersen ben de inanrm, ylesine gz ap kapayncaya kadar
kt bu konak ortaya... Ekya Kekli-kolu var ya..." Sustu, sonra da gzlerini
Kasmla Temire dikti. Memed onun ne demek istediini anlad: "Konu," dedi. "Bu
Kasm, bu da Temir. Bunlarn yannda her eyi konuabilirsin. Bu arkadalar
senin bildiin kiilerden deil, anladn m, benim canm gvendiim kiiler.
Bunlar olmasalard, ben imdiye kadar oktan kara topran altnda olurdum.
Senin de bu gzel konacm gremezdim."
"Anladm/' diye gld Sar mmet. "imdi beni iyi, can kulayla dinle yleyse.
Keklikolunu ok eskiden, ocukluumdan, babamn salndan bu yana tanrdm.
Babam onu ok severdi. Babam ldkten sonra ne yapar eder, iki eli kanda da olsa
ylda birka kez bana urar bir hafta, iki hafta kalr dinlenirdi. Biz onunla,
babam ldkten sonra baba oul gibi olduk. ki arkada vard, de ayn gn
ekya olmu, daa kmlard. Bir gn, u tan arkasndan bir slk sesi
geldi, hemen Keklikolunun geldiini anladm. Ben de slm aldm. Dokuz kii
birden avluya girdiler. Keklikolu, kardalmm olu, diye bana sarld. u
dnyada senden baka kimsem yok. Eer adam karsan da sensin, kmazsan da...
imdi bir ko boazla da bize, seninle sonra konuuruz, dedi. Ko kolay,
Keklikolu, dedim. Sen kou kesilmi bil, biz babamzn arkadan arlamasn
iyi biliriz, dostu dman arlamasn bildiimiz gibi..."
Keklikolu yanndakileri Sar mmetin damna gnderdi, siz ierde dinlenin, ok
yorgunsunuz, dedi. Onlar ieriye ekilince, bunlar da gidip u narn dibinden
kaynayan suyun bana oturdular.
"Kardalmm olu, beni iyi dinle," diye konutu Keklikolu. Kalar
atlmt. Onun sakal braktn bu anda fark
481
etti Sar mmet. Keklikolunun stbeyaz, uzun bir sakal vard. "Yalandm
Sarm, olum, artk bir dadan tekine bir gnde ulaamyorum. Benim ekyalm
bitti ya nammz i gryor. O nam da bir gn, iki gn i grr, nc gn de
deriyi tuzlarz. Ben ekyal brakyorum. Syle bana, mrmn sonuna kadar
yaayacak param var, ok altm biriktirdim, ben nerede saklanabilirim?"
O gn akama kadar kafa kafaya verdiler dndler, Kek-likoluna rahat
yaayacak bir yer aradlar. kinci gn de dnerek, tartarak geirdiler.
nc gn Keklikolunun gidip saklanaca yeri buldular. Keklikolu
kvanlyd.
Bir zamanlar Krt Resul Paa ukurovaya, kasabaya srgn gelmiti. Krt Resul
Paa srgne gelirken dokuz karsn, bin kadar atlsn, ocuklarn, elinin,
airetinin bir ksmn da getirmiti. Yaz gelince ukurovanm korkun
scaklarna, sineine dayanamayan Krtler krlmaya balamlar, hkmetten izin
ala-raktan yaylaya kmlard yzlerce kara adrla. te bu srada gen bir
adam olan Keklikolu da onun adamlarna karm, karncay gznden vuracak
kadar atc olan Krtlerden niancl renmiti. Onun nianclna Resul
Paa bile parmak srmt. Gel zaman git zaman Paa Urfaya dnd. Btn Harran
ovas, Ceylanpmar taa Abdlaziz dalarna kadar onun toprayd. Keklikolu da
Resul Paayla birlikte Urfaya gitmiti. Paa onu btn adamlarndan daha ok
seviyor, onu yanndan ayrmyordu. Keklikolu az bir srede Krte de
renmiti.
Paa Urfada gene rahat durmad. Dorusu bu kadar geni, verimli topraklarn
stnde bir devlet kurulabilirdi. Paa bakaldrd. arpmada yenildi ve Halebe
kapa dar att. Araya Halep Beyleri, Valisi, Paas girdi de Padiah Resul
Paay balad. O da Halepte oturmaya, topraklarndan gelen gelirle geinmeye
raz oldu. Yanndan da, nereye giderse gitsin, koruyucusu Keklikolunu
ayrmyordu. Paa srmeli gzl, ceren bakl, geni alnl, uzun yzl, ince,
dal gibi bir kiiydi. En soylu, en gzel atlara btn Arabistan lkesinde o
binerdi. Keklikoluyla ayn yataydlar, biribirlerine de karde gibi benziyorlard. Bir seferinde Halep Valisi, Resul Paann yerine Keklikolunun
boynuna sarlm onu pmt.
482
Bir gn, ok can sklan Keklikolu, o sonuna kadar bakasna koruyuculuk,
bekilik yapacak bir adam deildi, elindeki tfein hakkn verebilecek bir
kiiydi, "Destur Paam ben gidiyorum," dedi.
"Etme eyleme Keklikolu, sen benim kardamsm, karda-mdan da ilerisin bu
gurbet elde benim iin... Sen benim iin Torosun en yce doruunun stnde am
bir gne glsn, beni brakmak sana yakmaz."
Keklikolu, Resul Paa ne syledi, ne yaptysa onu dinlemedi, ondan ayrld ve
arkadayla yllarca Antep, Urfa, Halep yollarn tuttu. Gz pek, sert,
yrekli bir adamd. Az bir srede btn gneyde Urfadan Adanaya, Halebe, Musula
kadar nlendi. Ve yllarca bu yollarda altn, elmas, inci, yakut ve yeim
toplad. Arap, Krt, Trkmen Aalarnn, Beylerinin evini bast. Onun adn
duyan, ne istiyorsa hemen karp veriyordu. Bedeninde yaralanmadk yer kalmad.
Yedi canl bir kedi gibiydi ve can kmyordu.
Ykn tutunca onun iin daha gvenceli bir yer olan To-roslara dnd. Dalar
ekyalarn en byk sncalardr. Burada da bo durmad, yollar kesti, evler
bast, altnlarnn stne altn koydu. Ama bir kerecik olsun, yanlp yazlp
da bir fkara-dan bir ine bile almad. Orta halli olduunu bildii kiilerin
bile bir ipliklerine dokunmad. Onun u ovada, u dalarda soymad hibir Bey,
Aa yoktu. Sanki btn Aalar, Beyleri vergiye balamt. Zaman gelince
herkes, Keklikolunun gnderdii adamna vergisini veriyordu. Vermeyenler de
birka gn iinde, isterse ylann deliine girsin, kuun kanadnn altna
saklansn teki dnyay boyluyordu. Toroslar, Toroslar oldu olal byle kurnaz,
akll, evik bir ekya grmemiti. Yllarca blkleri, taburlar, alaylar
ardna takm oyum oyum oynatmt bu dalarda. Herkes onun elinden el aman
demiti. En byk zellii bu gece buradaysa, br akam ukurovada oluuydu.
Onun bu kadar abuk devinme gcne kimsenin akl ermiyordu. Bir bakmsn
Aladada, iki gn sonra da bir bakmsn Dldlde... Bu kadar uzakl, bu kadar
az srede ku bile uamazd.
Toroslarda, ukurovada, adnn getii her yerde herkes onun yd altnlardan
sz ediyordu.
483
Halepteki Paa daha sad. Sar mmetle gn gece dnp bulduklar
saklanacak yer Paann yanyd. Paa onu grnce ok da sevinecekti. Duyduuna
gre Paann o kadar, eskisi gibi hali vakti de iyi deildi. Hem ona bir yardm
da dokunurdu.
"Bu i tamam, Paann yanma gidiyorum. Baka bir isteim daha var senden Sar
mmet, bunu da yerine getirirsen gzm ak gitmez."
"Buyur amca, istein neyse bam stne."
"Burasn bana satacaksn. Ustalar birlikte getirdim, onlar nasl bir konak
yapacaklarn biliyorlar. Resul Paann ldeki konan onlara gsterdim,
tpksn dikecekler buraya. Bu konak bir yl iinde bitecek. Ben gelip
greceim. u narn dibine, suyun stne, kayaln iine de mezarm
yapacaksn, ben nerede lrsem leyim, benim mezarm alp buraya getireceksin.
Paraya gelince, yaknda greceksin ya, Sultan Sleymann hazineleri kadardr
benim altnlarm, onlar sana vereceim. Ben de Halepte yaayacak kadar yanma
altn alacam, insan halidir, yetmezse sen bana getirirsin."
Bir gece yars katr alp Keklikolunun altnlarnn sakl olduu sarpa
gittiler. Gerekten buras kimsenin aklna gelmezdi. Gelse de kolay kolay bu
sarpa kmay kimse gze alamazd. Altnlar elik kasalardayd.
"Konak bittikten sonra Keklikolu geldi grd m?"
"Gelmedi."
"Duydu mu?"
"Duydu."
"Gelecek mi?"
"Gelecek."
"Ne zaman?" diye heyecanland Memed. "Gelince bana da haber verir misin?"
"Veririm."
"Paayla aras naslm?"
"Paa ok fkara dm, Keklikolunu grnce ok sevinmi. Keklikolu da onun
ayaklarnn altna altnlar sermi."
"Sen artk zenginsin."
"Zenginim."
484
"Bu konak senin."
"Benim. Ama onun gelip de dnya gzyle onun iin yaplan kona grmesini yle
bir istiyorum ki..."
"Niin hemen gelmedi?"
"ok korkuyor o," dedi Sar mmet.
"Keklikolu mu?"
"Keklikolu."
"Ne tuhaf!"
"Yalannca insan korkak olur, ejderha da olsa."
"Bunu bilmiyordum. Bir yalnn nnde ne kadar zaman kalm ki..."
"Bir gn bile kalmsa, o, bir gne bin ylm gibi drt elle sarlr. O yzden
yallar kadar korkak bir yaratk gelmemitir bu dnyaya. Delikli demiri
grnce, bir delikli demir de kendi almay akl etmemi, dalardan kamtr ko
Krolu. Neden? Korkaklndan. Yal olmasayd kaar myd Krolu?"
"Kamazd..."
"te bunun iin Keklikolu bir daha buraya gelemez. lnce onun lsn buraya
ben getireceim. Bana inanyor."
"Sana nedense herkes inanr. Herkes senin Keklikolunu ldrdn sylyor ya,
gene de sana gvenmeden edemiyorlar, sana kyamyorlar."
"Keklikolunun lmediini biliyorlar da..."
"Bir resimci bulsan..."
"Konan resmini ektirip Keklikoluna gndersem, diyorsun. yi bir akl. Bouna
nce Memed olmaz ki adam..."
"Ne yaptm da nce Memed oldum? te buna da akl sr ermiyor ki... Krolu da
benim gibiydi herhal." "Tpk senin gibi..." "e yaramaz... Bo yere..."
"Bak," dedi mmet, "sana bir ey deyim de beni iyi dinle... Bu millet sana nce
Memed demise, bunda bir ey vardr, sende bir ey bulmutur. Millet, insan
herkesten iyi anlar, dnya kurulduundan bu yana insanolu insanolunu
tartmtr. nsanolu, insanolunu bildii kadar hibir eyi bilmez." "Benim
aklm ermiyor." "Ersin."
485
"O senin insanolun var ya, en ok da insanda yanl yapyor."
"En ok da insan tanyor. Keklikolu geldi de bu kadar insan iinde beni nasl
buldu? Biliyordu ki dnya dnyaya gese, ben bu kona yaptrrm, onun da
lsn u kayala gmerim. Baucuna da yabangllerini dikerim. Hem de kara
gzl nergis, hem de mor saakl smbl..."
Kardan, doruuna gn vurmu grkemli bir daa bakar gibi bakyorlard ona,
hayran.
Sar mmet, bu arada Sinemolu etesini anlatmt Memede. etedeki ekyalar
ona teker teker sylemiti. alacak i, hepsinin de maceras aynyd, btn bu
dalarn, ovann insanlarnn da maceras aynyd. yleyse, niin yalnz bu alt
kii kmt daa? Onlarn iindeki kurt daha m baka bir kurttu ki...
Sinemolunun dedesi savaa gitmi dnmemiti. Sylediklerine gre dedesinin
babas, onun da babas savaa gitmiler gelmemilerdi. Dedesi, babas,
amcas, yedi days da savata Arabistan lnde, Yunan Savanda kalmt.
etedeki teki delikanllarn babalar, dedeleri de savalardan dnmemilerdi.
Bunlarn alts da, askerlik zamanlar gelince kafa kafaya vermiler,
dnmler tanmlar daa kmlard.
"Bir af karsa inecek misiniz?"
"nmeyeceiz."
"lnceye kadar sava iinde olacaksnz, savatan korkup askere gitmediniz
ya..."
"Ekyalk savatan iyidir."
"Kim bilir," dedi Memed. Sonra da gzlerine o elik lt-sndaki k geldi
akld. Sapsar gneler banda dnd, sa-aklad, harmanlad. "Bir yer bulsak
kendimize, bir portakal bahesi, deniz kysnda. Portakallar iek am,
kokular insann ban dndren... Siz hi portakal bahesi grdnz m?"
Sinemolu ellerini gsterdi, elleri trmk iindeydi.
"Bak ellerime, portakal bahelerinde rgatlk edenin elleri byle olur. Ben yedi
yamdan bu yana Drtyolda portakal topladm."
"imdi byk bir bahemiz olsa, o da iek asa, gzel koksa, siz gene inmez
misiniz dze?"
"nmeyiz."
Akamst al atnn stnde Topal Ali geldi. Memed onu) grnce glmeye balad.
Topal attan indi geldi Memedi, Um- j meti kucaklad, o, iki kat olmu daha Topal
Aliye bakp bakp glyordu.
488
Topal Ali kzm gibi yapt, kalarn att: "Neye glyorsun olum smkl
Memed, bir ak yerimi mi grdn?"
"Yok yok... u lenger apkasna bakn unun... Lenger, len-ger..."
Memed glmekten neredeyse boulacakt. Sinemolu, Kasmla Temir, mmet, teki
ekyalar da Memede katlmlar, onlar da glyorlard.
"Ne var ki olum bu lengerde bu kadar glecek?"
"kar unu Ali."
"karmam olum, senin gibi grgsz bir ekya paras Aalarn, Beylerin, hem
de Paalarn giydii lengerden ne anlar. Sen biliyor musun ki bu tyl lenger,
senin gibi bir kylnn kan pahasmadr."
Topal Ali lengerini kard, krmz kartal tyn okad, tozunu almak iin
fiskeledikten sonra yle usturuplu bana geirdi.
"imdi anladn m olum Memed bu lenger nasl giyilir-mi?"
"Anladm," dedi Memed.
eski arkada sarma dola oldular. Topal onlara sabaha kadar kasabay,
onlarn korkularn, Murtaza Aayla arasnda geenleri anlatt. O anlattka
Memed glyordu. Karn, kasklar glmekten aryordu.
"ldrdn beni glmekten, beni Ali karda."
"Yarn Faruk Yzbayla karlarsan byle glmeyi unutursun."
"Unutmam."
"Ben Murtazay ldrp de daa knca sen glmeyi iyice unutursun."
"Sen bunu bana yapmazsn. Sen ukurovada olmazsan ben ne yaparm?"
"Sen ne yaparsan yap, ben kendi elimle ldreceim Murtazay."
"Sen onu ldrmeden, ya onu ben ldrrsem?" Alinin gzleri yuvalarndan
frlad, dudaklar titredi, yumruklarn skt:
489
"Btn o hakaretleri senin iin yuttum. Murtazay sen benden nce ldrrsen,
Kuran stne, Allann ad stne ant veriyorum ki ben de seni ldrrm..."
"Aboooov Ali!" dedi Memed, Topal Aliyi hi byle grmemiti, "bu ne fke byle!"
Topal Ali Memedi zdn anlad:
"Kusura kalma Memedim," dedi. "Biliyorsun sen ne dersen o olur ya, byle
aalk bir adamn bu dnyada bir damla su imesi, bir lokma ekmek bile yemesi
haram. Bizim u dnyamz ne kadar kt olursa olsun, byle bir adamn yaamasna
layk bir dnya deil."
"Ali Aam," diye boynunu kvrd Memed, "u dnyaya kim bilir ne kt, ne alak,
tanynca ne kadar utanacamz insan gelmitir, kim bilir?"
"Bunun gibisi gelmemitir," diye kestirdi att Topal Ali. "Ben onu kendi elimle
ldreceim."
"ldr," diye gld Memed.
Sabahleyin atna binen Topal Ali kayklarak, lengerin tozunu fiskeleyerek yola
dt. O gzkmez oluncaya kadar da Memed onun arkasndan gld.
"Bize at gerek mmet."
"Ohhooo, attan ok ne var konakta..."
"Neden o kadar ok atn var?"
"O Krt paas var ya..."
"Var..."
"O Urfalym, syledim ya..."
"Syledin."
"Urfanm kheylanlar dnyann gzel atlar."
"Bunu herkes biliyor."
"O Krt Paasnn da Urfada tavla tavla Arap atlar varm."
"Sen bu atlar Urfadan m getirdin?"
"Ay otuz, hafta yedi, bir hafta, bir ay gemiyor ki Keklikolu bir at
gndermesin, bir kaakyla, bir Krt ekya, bir seyisle..."
"ok mu at var ahrda?"
"Say sayabildiin kadar. Hepsi de eyerli, her bir eyerin, dizginin, zenginin
deeri belki de yz altn."
490
"nallah Keklikolu korkusunu yener de gelir grr btn bunlar..."
"nallah," dedi Sar mmet.
Gn kavuurken atlar ektiler, bindiler. Sar mmet her birisine de birer
srmal Kabartay erkesi ii yam verdi, silahlar grnmesin diye.
"Siz gidin, ben de arkanzdan geliyorum. Ben de silahl ineceim kasabaya."
O gece sabaha kadar at srdler ya Vayvay kyne ulaamadlar. Gn burnuna
Azaplnn altndaki bkle vardlar, atlar sazlarn, kamlarn iine ekip
geceyi orada beklediler. Memed sabrszlanyor, hemen dar kp Vayvaya
gitmek istiyordu. Uzaktaki yoldan at arabalarnn sesleri geliyordu. Souk bir
poyraz esiyor, bklkteki kamlar gneye doru yatryor-du. Ova bir tuhaf
hlt iindeydi. Poyrazn nne dm kular hzla Akdeniz stne, kanatlar
savrularak akp gidiyorlard. rm ot, kk, yaprak, iek kokusu ortal
almt. Anavarzann stndeki bulut oraya aklm gibi kprdamadan duruyordu.
Memed gzlerini kapatm, yresindeki dnyay unutmutu. Delice koyaktaki iek
am nar aalar al bir bulut gibi yukarya, dan doruuna yukar ap
gidiyordu. Kpkrmz bir yol oradan buraya kadar btn ovay kuatyordu.
Kpkrmz bir ku, gzleri de bir kz gibi yanarak bkln stnde kanatlar
yalazlayarak dolanyordu. Sararm baaklar, ikindist yeliyle srtlar
layarak, altn sarsnda avk-lanarak doudan yana yatyorlard. Seyrann
gne yan yz, salar buday, ac iek, gn kokuyordu. Scak
toprakta onu deli eden bir koku vard. Sar gz yapra, yamur sonu topra
kokuyordu Seyrann bedeni. Islak, scak... Memed durmadan bataklktan darya
kayyor, Vayvay kynden yana bakyor, alm geni burun delikleriyle havay
kokluyordu. Her yer Seyrann gn kokusuyla kavrulmu kokuyordu. Seyrann
kokusu kayaya, kanad yaral alc kua, allarn dibindeki menekeye, dibi
akltal, kylar yarpuzlu pnara sinmiti. Kasm da, Temir de Seyran
kokuyorlard. Memed sonunda dayanamad: "Atlar zn arkadalar," dedi,
"gidiyoruz."
491.
Kasm ok deneylerden gemi bir kiiydi, Memedi anlJ yordu.
"Gidelim," diye ayaa kalkt.
Memed oktan ata binmi bkl dar kmt bile.
Ksa bir srede nikah kydlar, Memedle Seyran odada braktlar ktlar. Az
sonra Koca Osmann avlusunda davullar dvlmeye, zurnalar tmeye, halaylar
ekilmeye balad.
495
Memed, ekinerek, ar ar, ortada ta gibi donup kalm Seyrana yaklat,
glmsedi, teki yle buz gibi duruyordu.
"Seyran," dedi. Ta kesilmi Seyrann kirpikleri bile oynamad. Memed onu
kucaklad, skt, pt, Seyran bir aa kt gibi cansz, btn kan ekilmi,
ayakta lmt sanki. "Seyran ne oluyor?"
Seyran durumunu hi bozmad. "Etme Seyran..."
Uzaktan, davulun sesinin altndan, Akasazdan birtakm sesler geliyordu.
"l msn Seyran?"
Memed urat, yalvard yakard, Seyrann inadn kramad.
"ldrdn beni Seyran. Bir ey, bir sz syle bana." Seyran kocaman, ksm
gzlerini akn, sevgi dolu onun yzne dikti bir sre, gzlerinin iine bakt:
"Bin atma git Memed," dedi. "Sen lrsen ben yaayamam. Sen git, ben seni
neredeysen tez gnde bulurum. Bin atna!"
Sesi o kadar hznlyd ki Memedi yrekten yaralad. "Hemen gidiyorum Seyran,"
dedi. "u anda." Kucaklatlar. Seyran onu yanandan, incitmekten korkar-m
gibi usulcana pt.
Memed merdivenleri birer ikier koarcasna indi. Seyran da onu izledi.
"Haydiyin arkadalar, gidelim." Koca Osman onu yakalad:
"Olmaz," dedi kesin bir sesle. "Dn yemeimizden yemeden seni bir yere
gndermem. te asl uursuzluk bundan gelir."
Memed glerek Seyran gsterdi. Koca Osman:
"Kz," dedi yumuack, "ne istiyorsun benim ahinimden? nce Memed benim
ahinim. Herkes seni ld sand da..." Elini Memedin omuzuna koydu: "Syle
Seyran, yalan m, ben, benim ahinim lmez, dedim. Syle, syle yalan m?" Sonra
gitti Seyran kucaklad: "Ulan," dedi, "ulan kz, adnz Seyran da ol496
sa avrat milleti deil misiniz, bak kzm Seyran, Feleksiz Fazl kasabaya
yetise bile, haydi yetiti diyelim, candarma hazrlanacak da, buraya yetiecek
de... Sen deli misin kzm, brak da ahinim yemeini, hem de dn yemeini
rahat rahat yesin. Ona dn yahnisini Kamer Anas piirdi." Sana Seyran,
soluna Memedi ald. Ak sakallan sevin iinde glyordu. "Bu dn gn
gece srecek, sen imdi ekip gitsen de... Sen kimsesiz, ksz bir ocuk
deilsin, senin evin var, Koca Osman gibi baban var. u ovada kim varsa,
yarndan tezi yok okuntu gnderilecek, pehlivanlara, aklara, halayclara..."
"Sa ol Emmi..."
Odaya getiler. Seyran kapda kald. Bir sre Memedi, onun gzelliini hayran
seyrettikten sonra ayrld, alacakaranlkta kyn yresinde dnmeye balad.
Keskin kulaklar en kk bir sesi, bir trty karmyordu. Feleksiz Fazly
aramaya kanlar bir trl daha dnmemilerdi. Bir yandan evlendiine, Memedin
cann da gze alp ona geldiine seviniyor, iinde lk lk kaynayan, aydnlk
bir su gibi iine ken bir sevgi, bir yanda da onulmaz bir korku... imdi
elinde olsa da Memedi bir ku yapverse de onu havaya atverseydi. Allahm, diye
kollarn ge at. Gkte yldzlar st steydi ve sevin iindeki yldzlar
gn vurmu, balkyan sar bir ekin tarlas gibi dalgalanyordu. Allahm, sen
koru Memedimi.
Kasabaya doru yryor, dereye gelince geriye dnyor, kulan yere dayayp
uzaklardan sesler dinliyordu. Topraktan, uuldayan, patlayan bataklk
seslerinden baka hibir ses alamaynca da yreine bir gven geliyordu. Ve
dnyordu, bundan sonra btn yaam hep byle geecek, bir mr boyu, ya da
nce Memed de vurulana kadar eli yreinin stnde olacakt. Memedin elinde bir
yzk grmt, stnde yazlar olan o eski yzklerden birisine benziyordu. O
koruyucu yzklerden... Heyecanland. Ama imdi nasl gider de, o kadar adamn
iinde ona, Memed, bu parmandaki yzk ne, diye sorabilirdi.
Kye doru kotu, Koca Osmann avlusuna geldi, Kasm buldu, bu adam gz
tutmutu: "Ben Seyranm," dedi.
497
"Bildim bacm."
"eriye gir de, onun kulana, kimse duymasn, benim onu burada beklediimi
syle."
Kasmn ieriye girmesiyle Memedle birlikte kmas bir oldu.
"Seyran..."
"Daha bir gzkr yok ortalkta. Ben yollan gzlyorum. Kasm, Temir karda da
burada. Sana bir ey soracaktm da, onun iin..."
Sesi sklgan, utangat.
"Sor Seyran..."
"Hani demem o ki..." Kekeledi.
Memed gld:
"Benden mi utanyorsun?"
"Hani dedim ki..."
"Ne dedin Seyran, Seyran, Seyran," diye Memed onu kucaklad. O yank gne,
k, ekin, ot, insan kokusunu iine ekti. Ba dnd. i sevgiden doldu
tat.
"Hani... O parmamdaki..."
"Yzk m? Onu ite benim yaralarm saaltan Krkgz Ocann piri Anack
Sultan verdi. Bu yz yalnz ocan soyu takabilirmi, ilk olarak ben
takyorum... lmden, kurundan, hastalklardan, yldrmdan..."
"Biliyorum Memed. Sen var git yoluna. Yolun ak olsun, Allah seni sonuna kadar
gnendirsin. Seni tez gnde arayp bulacam. Artk senin stnde bu yzk
varken hi korkmuyorum."
"Korkma," dedi Memed. "Bak sana bir ey syleyim mi, bir Abdi lnce yerine Kel
Hamza gelir, o lnce yerine, on Kel Hamza... Ali Safa lnce, yz Ali Safa
gelir... yleyse benim abam niye?"
"Niye," diye sordu Seyran. Memedin bu kadar konutuunu grmemiti. Herhalde ok
nemli bir ey syleyecekti, durup dururken, gecenin yarsnda byle sorular
sorduuna gre.
Avlunun ortasnda byk ate yanyor, atein yresinde delikanllar eski, ar
bir halay ekiyorlard, durgun bir su gibi dingin.
498
"nce Memed lnce..." Sesi k gibi nlyordu.
"Allah gstermesin."
"nce Memed lnce on bin, yz bin, yz yz bin, bin bin, milyon nce Memed
gelecek. Neden ki dersen fakir fkaralar okluk, zenginler azlk... Sonunda
tkenecekler."
"Anladm," diye onu kucaklad Seyran. "Bir iyice anladm. Sonunda knla knla
soylar tkenecek. Sen imdi gir ieri de yemeini ye... Ka gndr asn, kim
bilir."
Memed ieriye girdi, Seyran da kyn yaknndaki tepeye yolland. Tepe o kadar
yksek deildi ya gene de tepe saylrd. Birden anmsad ki alnan davullar,
bu kurulan dn onunla nce Memed iin...
Tepeye kyor, iniyor, alman davulla halaydan halaya geiini dinliyor, yanan
ocan durmadan leriliini izliyor, dnn dnyor, Anack Sultann
yzn aklndan karmyor, ama gene de korkudan kurtulamyordu. u adam,
uradan, bana bir hal gelmeden kurtulsa gitse diye Tanrya yalva-ryordu.
Ama nce Memedin btn yaam byle, bugnk gibi gemeyecek miydi, buna can m
dayanrd. Derin, kaygan, umutsuz bir karanln iine yuvarland. Dayanamayp
slak topraa oturdu, ardndan da ban elleri arasna ald.
Sonra birden kendine geldi. "Orospuya bak," dedi glerek kendi kendine. "u
korkak, ahmak orospuya bak... Hep byle korkacakm. Olan ne dedi, hi
anlamadn m, hey ahmak kafa Seyran, smkl, Aalar az, fkaralar ok... Knla
knla tkenecekler. Dnya kurulduundan bu yana berikiler krldlar, krldlar
tkenmediler. Bu sefer de tekiler..."
Koca Osmann avlusuna geldiinde genleri yeni bir halaya durmu buldu. Kyn
kzlar, gelinleri, kadnlar da en gzel bayramlk, dnlk giyitlerini
giymiler, takmlar taktrmlar birer bahar iei gibi amlard. Seyran
aralarna aldlar, geni sofal bir eve gtrdler, eski, sevinli gzel
trklerine baladlar. Bunun bir oyun deil, gerek bir dn olduunu daha
yeni anlamlard. Az bir srede Seyrana ok gzel bir gelin ba yaptlar.
Gece yarsna doruydu ki doludizgin gelen atl Koca Os-
499
mann avlusunda, yanan atein yannda durup atndan atlad, koarak ieriye
girdi, onun telan gren davulcular da seslerini kestiler beklemeye
baladlar.
"Kasabann altnda, kprye bir sigara iimlik yerde ulatm Feleksiz Fazlya.
Atn doludizgin sryordu. Bir kurunda atm vurdum. At devrildi. At devrildii
yere vardm. Baktm ki Fazl yok. Onu aramaya baladm oralarda, allarn
iinde, kamlarn kklerinde, aalarn stlerinde. Ben onu aramakta olaym,
bir baktm, kprde bir kalabalk. Bir baktm, candar-malar. Bir baktm,
balarnda Yzba Faruk, yannda Temen Habip, Kerti Ali, Feleksiz Fazl...
Ben de at doldurdum, buraya yetitim."
Memed, soukkanl, hibir ey olmam gibi ayaa kalkt, glmsy ordu:
"Bu iyi oldu," dedi, oradakileri teker teker kucaklad, darya kt, halay
ekenlerin yanma vard. "Sa olun ocuklar, ne gzel de halay ekiyordunuz,
neden durdunuz?"
Davullar hemen almaya balad.
Seyran sordu, yol gsterdiler, gelin bal Seyran grnce gzleri doldu:
"Salcakla kal Seyran," dedi.
"Selametle git."
Aa yoldan, Amberarknn oradan kasabaya doru ktlar.
Kabaaacn altnda yannda at, sigarann birisini sndrp birisini yakyordu
Topal Ali.
Memed:
"Kasm bak," dedi, "orada, o aacn altndaki ipiliyen aara Topal Alinin."
"Ne biliyordu ki bizim geleceimizi?"
"Bilse de, bilmese de o bekler."
Biraz sonra aacn yannda atlarnn bam ektiler.
"Selamnaleykm Topal Aa."
Topal Alinin kararts onlara doru birka adm att.
"Memed Aa, buyurun, inin bakalm, bir cgaramz iin."
"eni severiz," dedi Kasm.
"eni severiz," dedi Temir.
CflHAfc.KHN?&l
500
"Sar bir tane okkal," diye gld Memed. "Biliyor musun Topal Aa, ben
evlendim."
"Biliyorum. Allah bir yastkta kocatsn.
"Dn var Vayvay kynde."
"Biliyorum. Allah enliimizi eksik etmesin."
"Faruk Yzba da takm taklavat dne gidiyor."
"Biliyorum."
"Senin de bilmediin hibir ey yok Topal Aa. Sinemolu ne alemde?"
"Allah gstermesin, bir bela o... Dn gece yarsndan sabaha kadar mitralyozu u
tepeye koydu, tkrdatt. Kasabada hi kimse, ne candarma, ne de Asm avu
burunlarn darya karamadlar. imdi, az sonra da balar."
"yleyse Faruk Yzba onu brakt da nasl gitti Vayvaya?"
"Seni yakalayacak. Feleksiz Fazl onun has adam, byk casusu. O ihbar yapnca
i tamam demitir."
"Hocay grdn m?"
"Hocay grdm, ok sevindi, seni gzlerinden pyor. Nbeti de tamam.
Yobazoluna gelince, ben buradan kmam da kmam diyor."
"Desin o, tfein ucunu grnce... imdi seninle Molla Duran Efendinin evine
gidiceiz, ondan sonra da biz Ferhat Hocay gidip alacaz. Sar mmet nerede?"
"arda... Grme onu sen. imdi o geerken btn ar ayaa kalkp onu
selamlyorlar. Aalar, Beyler bile o geerken, Sar mmet bir selam versin diye
can atyorlar."
"Demek iler yolunda."
"Yolunda ya, sen benim Aam Molla Duran Efendiyi ne yapacaksn?"
"Sen benim Aam Murtazaya ne yapacaksan..." "Etme eyleme nce Memed bunu bana.
Kendime gzel, iyi, insanlkl bir Aa bulmuum, onu da sen elimden alma."
"Sen beni ona gtr. Ama daha nceden senin elini balayacam."
"Balama," dedi Ali. "O cin gibi bir adam. Her eyi, seninle benim dostluumuzu,
kardalmz biliyor. O bizden birisi... Aalara, Beylere fkesinden deli
oluyor."
501
"Daha iyi ya... Haydi gidelim yleyse."
"Ona bir ktlk..."
"Haydi gidelim Ali."
"Dur bre adam, u sigaran bitir."
"Bitmiyor ki... ok kaim sarmsn." st ste elindeki sigaray birka kere
ekti tketmek iin, sonra yere, uzaklara att. "Haydi kalk..."
Topal Ali kalkarken, karanlkta bile lengerini fiskelemeyi
unutmad.
Topal Ali yampiri yampiri merdivenleri ok hzl ktndan soluk solua kald.
"Ne oldu Ali, ne var?"
"Bir yanllk, uygunsuzluk yok. nce Memedi getirdim."
"Neee?"
"nce Memedi."
Duran Efendi onu karlamak iin ayaa kalkt.
"Buyurun, buyurun nce Memed evladm, ben de seni grmeyi ok arzu ediyordum.
Seni grdme ok sevindim. Benim Peygamber sfatlm, Hazreti Ali Efendimizin,
Krolu dedemizin klc olum, nce Memedim, ty bitmedik yetimlerin
intikam... Senin klcna suyu Allah vermi, senin srtn Hazreti Hzr
okamtr. Klcn nereye uzatrsan kesecek, meydan muharebesinin ortasnda
kalsan sana kurun demeyecektir. Buyur hele buyur, bir kahvemizi iin."
Bu yal adam sevincinden drt kol bir engiye dnm, ne yapacan, ne
syleyeceini bilemiyor, nce Memedin yresinde dnp duruyordu.
"ldrdn o dinsizi, ldrdn o Ali Safay. nallah geriye kalann da
ldrrsn. Allah bundan sonra ne mrm kalmsa alsn sana versin. Otur, dinlen
yavrum, a msn, susuz musun, buras senin evin, babann, kardamn evi..."
Boyun damarlar imi, yzndeki damarlar kpkrmz kesilmiti.
"Kahveler gelene kadar, sana bir sigara saraym ki kokulu, kehribar bir
ttnden..."
Sigaray sararken gld:
"u Topal var ya, u Topal, Allah bunun gibi bir adam
502
dman bana vermesin. Dedim ki ona, gnlerdir diyorum ki ona, bana ald
gnden bu yana, ulan, diyorum, bizim nce ekya adamdr, dada belde adamdr,
onun arkasnda benim gibi bir adam gerek. Git sor, paraya pula, silaha
cephaneye, yataa, adama bir ihtiyac var m, yerini bilmiyorum, diyor da Topal
eytan lain baka bir ey demiyor. Kimseye, kendi gzne bile gvenmiyor."
"Sana ok gveniyor Efendi."
"imdi anladm gvendiini."
"Ferhat Hoca iini de sana syledi mi?"
"Syledi."
"Daha nasl gvensin sana Efendi?"
"Gveniyor."
Memed ban nne edi, bir sre dald gitti. Arada bir ban kaldrp bir
Kasma, bir Temire bakyor, sonra geri indiriyor, dalp gidiyordu.
"Syle Memed olum, bir zorun mu var, benden bir istein mi var?"
Memed ban kaldryor, bir onun yzne, bir Kasma, bir Temire bakp geri
indiriyordu.
"Syle arkada iindekini, sklma, beni baba, aabey bil. Ne istersen bana her
eyi ak ak syle. Hibir boka yaramadm u dnyada para biriktirmekten
baka, her ey, btn fkem iimde kald. u kasaba Aalarna baktka kusacam
geliyor, u insan msveddelerine, merhametsiz, yalanc, korkak canavarlara...
Gittike ben de onlara benziyor, onlar gibi hileci, belki onlardan da bin beter
yalanc, ikiyzl, kendime, evime, ocuklarma, dostlarma, sana, Aliye bile
ikiyzl oluyorum, onlar gibi... Gzn seveyim, benden ne istiyorsan syle.
Ak konu benimle."
"Yrklerin klaklarn ver onlara," diye sert, bak gibi konutu nce Memed.
Sesinin byle gr, keskin, buyurucu kmasndan da utand, ban nne edi.
"Veremem."
"Vereceksin," diye fkelendi nce Memed. Molla Durann "Veremem" diye sert
kmas iine yarad. Artk o da ondan daha sert olabilirdi.
503
"Kimseye malmdan, tapulu topramdan, canm gitse de bir avu veremem. ki
gzm nce Memede bile. Ben onlar nasl kazandm sen biliyor musun, bir can
iin, canmdan korkup da ben topram birisine verir miyim sanyorsun nce
Memed?"
"Durun," diye sze kart Topal Ali. "Ortada bir yanllk olacak. nce Memed
senin tarlalarnn tapusunu istemiyor, Yrkler gene eskisi gibi konsunlar da
para vermesinler, diyor. Yrkler ok fkara dtler. O topraklar onlarn..."
"Allahm," diye gld Molla Duran Efendi. "Onlardan da ben il il altnlar
sayarak aldm. Syle Yrkler gelsinler otursunlar. Sen yaadn srece, dada
da olsan, dzde de olsan, yatalak hasta da olsan onlardan otlakiye, toprak bast
paras almayacam."
"Sen sa ol Molla Duran Efendi."
"Sen de sa ol nce Memedim, olum, yiidim. Allah seni dalarmzdan eksik
etmesin. Bundan sonra ne mrm varsa Allah onu benden alsn da sana versin."
nce Topal Ali, sonra ekyalar ayaa kalktlar, Molla Duran Efendi onlar
konan kapsna kadar uurlad.
"Dinle beni nce Memed, bu ovada her ne hacetiniz varsa tarafmzdan
grlecektir. Sizden de bu Molla Duran Efendi hibir ey istemeyecektir. Bes,
kimse tarafndan ben sa iken, topraklarma el bile srlemeyecektir. Canm
koyarak aldm o topraklar da benim insanlmdr, nce Memedlik nasl senin
insanlnsa... Allah yardmcnz olsun ve de klcnz keskin... Ferhat Hocaya
selam syleyin."
Ali o srada, onlar Duran Efendiyle konuurlarken kln deitirmi eski
kyl donuna girmiti.
Onlar ev aralklarndan hapisaneye doru yrrlerken, tepeden de Sinemolunun
cayrts balad. Yalnz mitral yozu takrdatmakla yetinmiyorlar, be mavzer de
be yerden durmadan ate ediyordu kasabann stne.
Duvarn stndeki nbet yerindeki candarmanm yere yattn, "parola, yasak,"
dediini duydular. Topal Ali bir kedi gibi duvara trmanp nbetiyi mengene
gibi elleriyle tuttu: "Sus ulan Sivasl," dedi, "bana Sinemolu derler, kann
ierim senin.
504
"Kyma canma Sinemolu!"
Topal Ali candarmanm tfeinin mekanizmasn kard ald.
"Bunu hapisanenin kapsnn yanna koyarm giderken. Kt bir ey yapmyoruz,
iftiraya uram Allahm adam Ferhat Hocay kurtarmaya geldik, sana ne oluyor?"
Duvardan kayarak aaya indi.
"A gardiyan kapy."
Gardiyan kapy at.
Bu sefer yukardan, candarma komutanlndan etkili, bilinli bir ate balad.
Alt yedi kii kadar vardlar.
"Asm avu," diye bard Memed, "kasabay krk kiiyle sardm. Faruk Yzbay
da Vayvaya gnderdim, kt bir ey yapmyorum. Sen de biliyordun Ferhat Hoca
adam ldrmedi. O, karncay bile incitmez. Onu alp gtreceim, ne var
bunda... Eer kurun skmay srdrrsen, imdi seni de alr daa gtrrm.
Anamn ve hem de Hatenin ruhu, Krkgz Ocann ba iin sylyorum ki,
bilirsin beni, seni alr gtrrm. Sen de koca avu, dosta dmana rezil
olursun."
Asm avu kurunlarn kesti.
Gardiyan Ferhat Hocayla Yobazolunu ierden ald getirdi nce Memede teslim
etti.
"Sizi grdme ok sevindim nce Memed Bey. Sizi grmek beni saadete gark
eyledi. Hoca Efendiye kar hrmette kusur etmedik zannedersem. Kendileri bizden
zannedersem memnundurlar..." Eildi Ferhat Hocann elini pt. "Gle gle Hocam,
gemi olsun. Bakn, ne gzel, nce Memed Bey sizi bihakkn tahliye ettiler. Ben
size, buraya dtnzden bu yana hibir suunuz yok, kurtulacaksnz demiyor
muydum, kurtuldunuz ite, gznz aydn. Biz de sizin sayenizde nce Memed
Beyefendiyi tanm, grm olduk. Gle gle efendim. Kusurumuz olmusa, biz
kulunuzu balaynz efendim..."
505
Feleksiz Fazl Yzbaya ikayet ediyordu.
"Ben bu kyde kalamam Yzbam. Beni ldrmediler, dvmediler bile ya,
ldrmekten beter ettiler, benimle kyde hi kimse konumuyor, kimse yzme
bakmyor, kyn kpekleri bile. Anam, kardelerim bile benimle konumuyorlar.
Kerti Ali Onbamz, kyde dayaktan geirmedii kimse brakmam, anamn bile
kaburga kemiklerini krm. Kyl dayak yediine, zulmlere, aalanmalara
kzmam da dnlerinin bozulmasna kzm. Ben ne bileyim onun kimin dn
olduunu. Ben kasabaya koarken kyde dn mn yoktu. Sonra da renemedim bu
dnn nereden ktn, kimse benimle konumuyor ki, kime soraym da
reneyim o dnn nereden ktn? Ben nce Memedi bilmez miyim, onu senden
de, kardamdan da, anamdan da daha iyi tanrm. u gzlerimle grdm. Kyl onu
yitirdiyse su benim mi Yzbam?"
"Su senin," diye grledi Yzba. "Kyl seni bilmemeliydi. rendikten sonra,
sen de ortadan kaybolunca nce Memed de kat. Sen bana baka adam
gndermeliydin."
"Adam bulamyorum Yzbam. Hepsi, yediden yetmie btn kyller, ukurovallar
ve hem de dallar onu ermi eylemiler de bast topra pyorlar. Onun
geldiini size haber verdim diye anam bile konumuyor benimle. Bir ey yap
Yzbam, ben o kyde yaayamam artk."
"Pekiyi, yerine adam buldun mu?"
506
"Bulamadm."
"Kye gideceksin."
"Gidemem."
"Emrediyorum."
"Gidemem Yzbam. nce Memed bir daha kye gelirse ilk ii beni ldrmek olur."
"Kye gelemez o bir daha."
"Gelir Yzbam. O hibir eyden korkmaz. Hem gelir, hem de beni ldrr."
"Sen kye gideceksin, o kadar. Haydi k imdi, benim iim var. Murtaza Aaya
git, sana para versin. Sen bugnden tezi yok kye git ve benim emrimi bekle.
Seyrandan da gzlerini ayrma."
Feleksiz Fazl boynunu bkt ve yava yava Yzbann odasndan kt.
"Syle Asm avu," diye masasndan, palaskasna parmaklarn sokmu Yzba
kalkt. "Syle, bu gece de gelecek mi o mitralyozlu ekya kasabay
kurunlamaya?"
"Gelecek Yzbam."
"nce Memed mi bu adam?"
"nce Memed olamaz Yzbam. O ciddi bir ekyadr."
"Sen seviyorsun onu, deil mi?"
"Severim Yzbam. O da beni sever."
"Biliyorum Asm avu. Dman ama..."
"Dmann yiidine can kurban."
"Bu kim olabilir?"
"O kklerden, nam yapmak isteyenlerden birisi olabilir. nce Memed ondan
kasabay bir gece basmasn istemise..."
"O da meydan bo bulup... Onu bu gece pusuya drelim de... u ii bitirelim.
Kasabann ekyalarca basld Anka-rada bir duyulursa... Ferhat Hocay,
Yobazolunu da kard nce Memed mahpusaneyi basarak, bu da duyulursa seninle
ben ondan sonra ancak bir i grebiliriz, o da Belediyeye, Muhacir Muradn
yerine p yazlabiliriz."
"Doru Yzbam, ben arya insan iine kamaz oldum. Herkes bizimle alay
ediyor gibime geliyor."
"Alay ediyorlar. Grmedin mi Vayvay kyn, herkes bi507
zimle alay ediyordu. Bunlar, bu kyller bize ne kadar dmanlar byle...
Korkuyorlar bizden. Sadece korkuyorlar. Bizi hi sevmiyorlar. Ekyadan da
korkuyorlar ya bizi hi sevmiyorlar. Ne yapacaz imdi?"
avuun elindeki yara izi Alinin gzlerinden kamad. nce Memed onu demek ki bu
elinden vurmutu. Bu Asm avu
509
kadar akll, yrekli bir adam grmedim, diye dnd. Bu avu byle candarma
olup srneceine ekya olmu olsayd eer u dalarda nce Memedden de daha
ok nam verir, ad dillere destan olur, btn Trkiye Cumhuriyetinin candarmalar bir araya gelseler onu yakalayamazlar, vuramazlard.
"nce Memed sana ok ktlk etti mi?"
"Etmedi. O beni ldrecek. O bana ktlk etmez. Molla Duran Efendiyi, din
adamdr ya, sayd da beni ldrmedi."
"Kimler bu kasabay kurunlayanlar, hibir fikrin var m?"
"Bence kck, gen ocuklar bunlar. Akl banda kimseler bunu yapmazlar."
"nce Memedin parma var m bu ite?"
"Var. O, Ferhat Hocay kurtarmak iin candarmay kasaba dna karmak
istedi... Bunlarn da kasabay kurunlamak holarna gitti. Durmadan
kurunluyorlar her gece. ocuk dedim ya... Nam iin. Yaknda kim olduklarn
dnyaya ilanat verirler."
"Eer bu gece biz onlar yakalamazsak... Bu gece gelirler
mr
i?"
"Eer teki eteler onlarn nne gemezlerse..."
"Kasabamz iin yzkaras."
"yledir Yzbam."
"Sen ne diyorsun, gelirlerse yakalayabilir miyiz?"
"Asm avu geliyor mu?"
"Geliyor."
Ali glmsedi:
"yleyse yakalarz. Ben de bir silah alabilir miyim?"
"Alabilirsin. Hem de kendi silahn..."
"Ba stne Yzbam."
"Ben kasabada kalyorum bu gece. Siz istediiniz kadar candarma aln yannza."
Ali sevindi.
O gece Domuz tepeye gizlice ktlar, allarn arasna yerletiler, sabaha
kadar beklediler, kimseler gelmedi.
Gn dounca Ali ekyalarn izlerini srd bir sre.
"Bunlar alt kiiler," dedi. "Alts da acemi aylak. Bugn de gelmelilerdi,
niin gelmediler? teki ekyalar ya onlar vurmu, ya da kulaklarn ekmi
olacaklar."
510
"Keski onlar yakalasaydk," dedi Asm avu. "Senin iin de, benim iin de iyi
olurdu." "yi olurdu," dedi Ali. "Bu nce Memedi ne yapacaz?" "Onu yakalamak
zor."
"Zor ama yakalamalyz. Yzba kederinden lecek. nce Memed diyor da baka bir
ey demiyor." "Herkes bir nce Memed." "Atn bile evliya ilan ettiler."
"Ben biliyorum o at," dedi Topal Ali. "Ali Safa Beyin soylu at. nce Memedin
deil ki..."
"Btn dalara emir verdik, yakalayn da getirin diye, kimse yaklaamyor o ata,
niin anlamyorum. Vuramyorlar da..."
"Attan korkuyorlar. Bizim kyller bylesi hayvanlardan rkerler. Onu yakalar,
onu vururlarsa balarna bir felaketin geleceinden korkarlar."
"Sen de korkar msn?"
"Korkarm. nce Memedi vururum da o at vuramam." O gn Asm avu, Topal Ali
candarmalarla birlikte yakn kylere kadar kp geriye dndler, kasabay
basanlarn kim olduklarn kylerde herkes biliyordu. Kasabaya geldiklerinde
btn kasabann da bildiini grdler. nce Memedin, stelik de kasabay
bastrarak Ferhat Hocay hapisten ald halde adndan kimse sz etmiyordu.
Varsa da ekya Sinemolu, yoksa da ekya Sinemolu.
Asm avula Topal Ali kasaba yresinde bir hafta daha pusuya yattlar, o
yrelerde ku bile uurtmadlar, ne gelen oldu ne de giden.
Yzba Asm avua:
"Ama hibir suu yokmu Ferhat Hocann." "Hibir suu yoktu da peki niin adam
idamlk iddialarla karma kardlar, kati surette byle bir ey yapamam.
Adaleti oyuncak haline getiremem. Biliyorum, ok tecrbem var, bundan sonra bu
kasabada beni rahat brakmazlar ama ne yapalm, ben dededen bu yana hakim olan
bir ailedenim, benim iin adalet mbarektir, hibir ekilde onu kirletemem.
Ferhat Hoca suluydu da kanca m susuz oldu? Brakn bunlar Halil Bey. Siz
bu memleketin halasna kanyla itirak etmi bir kiisiniz. Bunu benden
istememeliydiniz. Eer adalet zedelenirse biz bu memleketi zor ayakta tutarz.
Bu Mddeiumumi513
yi de benim gzm hi tutmuyor. Hi suu olmayan bir adam benim karma nasl,
nasl getirirler deliller uydurarak, ahitler gstererek? Kederimden
kahroluyorum Halil Bey... Biliyorum, memleket yeni kuruluyor, ok hatalar
oluyor, ama adalet fikri, insan vicdan ok eskidir. Ben onlarn arzularn
maalesef yerine getiremeyeceim. Ferhat Hoca, benim nme getirilen delillerle
mahkum edilecekse edilecek, beraat edecekse edecektir."
Yarg o kadar sert, kesin, inanm konumutu ki bir anda ter iinde kalmt.
kide birde de mendiliyle alnn siliyordu.
Kars:
"Bu kadar fkelenme Bey, kendini ldryorsun," diye ona bir bardak su getirdi,
sevecenlikle onun omuzuna okarca-sma dokundu.
"Kahroluyorum Hanm, u memleketin haline kahroluyorum. Biliyorum, bu gnleri de
atlatacaz ama... ok zor olacak... Karma gelen, su ilemi kylleri bir
grseniz, kendimden, insanlmdan utanyorum."
"Zor meslek sizinki," dedi Halil Bey. "ok zor. Allah yardmcnz olsun."
'"Lor" dedi kpkrmz kesilmi Yarg. "imdi ben nme getirilen delillere
bakarak Ferhat Hocay cezalandrsaydm, ne olacakt? imdi de ayn adamlar
karma gelmiler, suu yok, diyorlar. Ben ne yapaym ben? Ben kanun adamym.
Biz mesleimizde babamzdan, dedemizden byle grdk. Kahroluyorum Halil Bey...
Beni anlyor musunuz? nsann iindeki adalet duygusunu kreltirsek, insann
insana saygs kalmaz. nsann insana itimad, hrmeti kalmaynca da bir yerde
insanlk ok ey kaybeder, hayat irkinleir."
Yarg comu konutuka konuuyordu.
"Biz yeni bir memleket kurarken ok adil olmalydk."
Ban kaldrd, bir tuhaf Takn Halil Beye bakt.
"imdi bu Ferhat Hoca ekya m olacak?"
"Belki de," dedi Halil Bey. ok utanmt, elini koyacak yer bulamyordu, yanma,
koltukla bacann arasna saklad elini.
"imdi adam ekya olur da bizden grmedii adaleti kendisi datmaya alrsa,
kyller de nce Memed gibi onu evli514
ya mertebesine ykseltirlerse biz ne yapacaz, bu adam haksz m, diyeceiz?"
Halil Bey bilgi bir tavrla:
"Bu adam ekya olacak, hem de kanl bir ekya."
"Biz onu beraat ettirsek de... Bu duruma gre susuz olduu anlalyor, gene
ekyalkta devam eder mi?"
"Belli olmaz ki insanolu, belki de hibir ekilde ekya olamaz."
Yarg bir su daha ierek dncelere dald. Sonra da gld.
"Bu insanolu hi belli olmuyor. u Yzbaya da dorusu acyorum. Burada, bu
kadar ekyann, asker kaann karsnda tek bana braklm. Bir de
karsnda bu kasaba canavarlar... Kck bir menfaatleri iin, Halil Bey,
yapmayacaklar yoktur. O da fkelendike, sktka fkesini kyllerden
alyor. Karma getirilen kyllerin hallerini gryorum, gryor ve de
kahroluyorum."
Takn Halil Bey ayaa kalkt, o da terlemiti.
"Kasabay bile bastlar, gece mitralyozla taradlar. Durumumuz mkl."
"Mkl," dedi Yarg. "Allah yardmcmz olsun."
Takn Halil Beyi kasaba ileri gelenleri, Kaymakam, Belediye Bakan belediyede
bekliyorlard.
Altn dili, yakkl, eski bir kundurac olan Belediye Bakan onu daha yolda
karlad.
"Ne oldu?"
"Ne olacak, Reis yad grledi, azna geleni syledi ama Ferhat Hocay beraat
ettirecek."
"sterse ettirmesin," dedi Murtaza Aa. "Ferhat Hoca yok. Ne hapse girdi, ne de
kt. Hi kimse bilmiyor bunu, bilmeyecek de... Kasabay da kimsecikler
basmad. O kurun sesleri var ya, candarmalarn kaaklarla giritikleri
msademelerin kurun sesleriydi. Bunlar da bugn rendik."
Molla Durana dnd, onu omuzundan tuttu:
"O senin eve gelen de nce Memed deildi, yle mi?"
"Deildi."
"O nce Memed de yaknda yakalanacak, u kasabann or515
tasnda o Ferhat Hocayla birlikte aslacaktr. imdi Zlf Bey kardamz
dinleyelim."
"Dinleyelim," dedi Kaymakam.
"nce Memedin bir ekyalk arkadan buldum, ad da Cabbar. Uzun Cabbar diye
tannyor. Afta nce Memedle birlikte dada gezerken dze inmi. Tesadfen
rendim. Bizim iftlikte alyor. Sessiz, etliye stlye karmayan bir kii.
Ekya demeye bin ahit ister. Kyller onun ok cesur, namuslu, nce Memedi
nce Memed yapan kii olduunu sylediler. Ben de dndm ki, onu nce Memede
ekya gibi gnderelim, o da uyurken nce Memedi bir gece ldrversin. Bunu
Yzbaya syledim, kabul etmedi. lle de nce Memedi ben yakalayacam, ben
ldreceim, diyor. Bencil..."
Murtaza Aa:
"Ya nce Memed, kasabay basan, hapisaneden adamlar karan, Vayvay kynde
dn kuran nce Memed, Yzba onu yakalayamadan, ya o bizim hepimizi
ldrrse? Hep birlikte Yzbaya gidelim onu ikna edelim."
"Ben ok rica ettim."
Belediye Bakan:
"O beni sever, beni dinler."
Kaymakam:
"En kolay Cabbar forml. Yzbann bunu kabul etmesi gerek. Ama Cabbara
sordunuz mu, kabul etti mi, yiit bir adam diyorsunuz, ylesi bir adam
arkadan kancka ldrmeyi kabul eder mi?"
Zlf Bey kahkahayla gld:
"Sormadm ama kabul eder. Ben ona kabul ettiririm. Daha kck kck
ocuu var."
"Siz Yzbaya kabul ettirin yeter ki, ben Cabbara kabul ettiririm," dedi
gvenle Murtaza Aa. "Ben de duyardm Cabbadi.
"Biz de bu iyiliinin altnda kalmayacaz, Yzbam," deri.
Yzbayla ertesi sabah konumaya karar verdiler.
Sabah erkenden Kaymakam, Belediye Bakan, Takn Halil Bey Belediyede buluup
Yzbaya gittiler. Ve Yzba bir sre direttikten sonra kabul etti.
Eski komitac Takn Halil Bey:
516
"Ne gibi?"
"Eer Cabbar onu ldrrse, biz de Ankaraya, Adanaya, btn dnyaya nce Memedi
senin ldrdn ilan edeceiz."
Kaymakam:
"ok gzel bir fikir."
Belediye Bakan cokun bir adamd, ayaa kalkt, Yzbann elini yakalad,
ardndan da onu kucaklad:
"Sizi imdiden tebrik ederim Yzbam. Ha siz ldrmsnz nce Memedi, ha
byle bir tertiple ldrtmsnz, gene eref sizin."
"Ben bunu kabul edemem. Ben bu sahtekarl... Bu adam ortadan kalksn da onu
kim ldrrse ldrsn. Ama onu ben ldrmek isterdim, o adam benimle ok
oynad, onurumla benim. Onu yakalamak, konumak sonra da onu ldrmek isterdim.
Ardnda genliimi tkettim. Ne yapalm, imdi de onu tertiple, kancklayarak
gemiti, ancak bzlm, iki kat olup oturmu ok uzun boylu bir adam yle
byle anmsyordu. "Yzba ok zlecek."
"zlsn," diye gld Murtaza Aa. "Ona ne oluyor? Biz gnderiyoruz Cabbar.
Ona, bunu haber vermenin bile lzumu yoktu. O kendi iine, kasabay nce Memede
bastrdna karsn. nce Memed herhangi bir ekilde ldrlrse mesul o mu
olacak? Gene bize kretsin o Yzba, beceriksiz, nce Memedi Cabbara biz
ldrteceiz, ya da bakasna, parsay o toplayacak. Eer bu Cabbar da bu iin
stesinden gelemezse, bende de bir adam, bir adam, bir adam var ki nce Memedi
su gibi ier. Yalnz imdilik, ince bir taktik icab onun adn kimsecikler
renemeyecekler. Ben adamm nce Memedi ldrmeye gnderdiimde de bunu ne
kimseye syleyeceim, ne de kimseye bir ey soracam, ne de muhterem Yzba
Faruk Beyden icazet dileneceim. Hele Cabbar bir deneyelim. Ben, maa dururken
kz elimle tutmak, kendi adamm zahmete komak istemiyorum. nk o kahraman
insan, o bana, bu kasabaya her zaman lazm olacak bir cesur, gz kanl kiidir.
yle kiiler ancak bir asrda bir kere gelebilirler bu ukurovaya ve hem de
biltekmil Toros ve hem de Binboa dalarna. Bende de bu adamlardan bir deil,
iki alc ku var."
"imdi anladm sendeki deiikliin sebebini," diye gld Takn Halil Bey.
"Azn kulaklarnda. nce Memedden de hi korkmuyorsun."
"Onun iin nce Memed antada keklik."
519
"Ne sandn ya olum Zlf?" diye grledi Murtaza Aa. "Tabii nce Memed antada
keklik. Beni Ali Safa m sandn? O nce Memed benim iin bir iimlik su bile
deil... Onun benim iin bir karnca kadar bile hkm yok. O nce Memed mi ne
k-zlkurt, o, aya yaln, plak kyl m ne, o ksz... ylesi bin ekya
benim iin bir kuru p bile deil. Onu barlarna basan kyllere de bu
muhterem Trkiye Cumhuriyetinin bir sz olacak, Yzbaya da..."
Arif Saim Beye de diyecekti ya sustu. yle durup dururken ortaya att o sz
ortal velveleye vermi, Adana, Ankara ve hem de stanbulu alkalamt.
Ald son haberlere gre, Arif Saim Beyin Mustafa Kemal Paaya suikast yapaca
haberi btn lkede bomba gibi patlamt. Ankarada yksek rical Mecliste, rak
sofralarnda, gazete matbaahanelerinde hep bunu konuuyorlard. Kasabada da bu
suikast iini herkes biliyordu ya, hi kimse yle uluorta konuamyordu. Ate
olmayan yerden duman kmazd. Belki de doruydu, Murtaza Aa byle mhim bir
hadiseyi kendi ikembeyi kbrasmdan karacak deildi ya... Nasl olsa Mustafa
Kemal Paann da kulana gidecekti bu hadise. te o zaman gr sen, Zlfy ve
ite gr sen Arif Saim Bey adndaki milli kahraman! Boaznda ip, gsnde
yafta, ipte sallanan Arif Saim Bey ve de Zlf ve hem de yandalar...
Zlf onun birka kere azn aram, Murtaza Aa hibir ey duymam gibi
davranm, oral bile olmamt. Biliyordu ki, Zlf bir gn bu meseleyi onunla
ak ak konuacakt. imdiden d kopmaya balamt.
Cabbar grdnde, Murtaza Aann gz onu hi tutmad. Ayanda ifti
edikleri, bacanda solmu, yrtk bir kara alvar, banda siperlii krlm
bir kasket, sklm pklm, soluk yzl bir adam, utangalndan da kimsenin
yzne bakamyor.
Konaa geldiinde ok erkendi. Murtaza Aa, aba altnda er yatar, diye dnerek
onu iyi kabul etti, kahvaltya ard. Cabbar kahvaltda aknd, ay
ierken, tabaklardan peyniri, zeytini alrken bir kere olsun ban kaldrmam,
onun yzne bakmamt. Elleri de titriyordu. Sofradaki bala, tereyana elini
bile srememiti.
520
"Evet Cabbar Efendi, demek sen nce Memedin arkadaydn?"
Cabbar skld, utand, bir eyler sylemek istedi syleyemedi.
"Demek yle ha, sen dada nce Memedle mi gezdin, birlikte mi baladnz
ekyala?"
"Daha nce ben Deli Durdu etesindeydim, Deli Durdu Kerimolunu dvnce... Evini
de soyunca ben de, bir de Recep avu ondan ayrldk, nce Memedle birlikte
dolatk. Recep avu da Akasazda lnce biz Memedle birlikte kaldk."
"Hep iki kii miydiniz?"
"ki..."
"Sen neden ekya kmtn?"
Cabbarm ilk olaraktan yznde bir deiiklik oldu, elle tu-tulurcasna bir
aknlk belirdi, bu da Murtaza Aann gznden kamad.
"imdi nce Memed dada. Bu kati ve ekyalk yapyor, adam ldryor, yol
kesiyor."
"O yol kesmez," diye kesin konutu Cabbar.
"nce dediler ki, nce Memedi Topal Aliye, Krt Rsteme, daha bakalarna
ldrtelim. Zlf Bey de senin adn syleyince, ben de ite nce Memedi
ldrmek bylesi bir adama yakr dedim. Bak, ben harbi adamm, laf yle
evelemesini, gevelemesini bilmem, kurunu adamn alnna alnna skarm. Onun
iin iyi dinle beni ve hem de kulaklarn bir iyice aaraktan. Sen nce Memedi
ldrnce, Zlfyle, teki Aalarla Beylerle konutuk, sana yz dnmlk,
beendiin yerden bir tarla vereceiz. Bir ift beendiin at, drt kz, iki
pulluk, tohumluk, bir de ev yaptracaz sana. Bir de sana, ne kadar gerekliyse
aramzdan toplayarak para vereceiz. Paran Molla Duran Efendide kalacak. nce
Memedi ldrp dndnde de para senin olacak. nsan halidir bu, eer sen gider
de, sen nce Memedi deil de, o seni ldrrse btn para, sana sylediklerim,
tarla marla karna, ocuklarna verilecek. Eer sen bizim imdi bu dileimizi
kabul etmezsen, hem nce Memede ve hem de bize ktlkte bulunacan iin, seni
bu ukurovada yaatmayacaz. nce seni Zlf Bey iftlikten atacak. Bu da
olmad yle mi, seni bu dnyada hibir yer kabul etmeyecek, bizim ve hem de
Hkmetimizin eli kolu uzundur taa ara kadar, seni nereye gitsen bulacaz.
Bana hibir ey de mi yapamazsnz diyorsan, yaparz, ldrlm bir adam senin
stne atarz. Ya daa kar nce Memede karr, gene de kurundan gidersin, ya
da ieriye girersin, hapisanede ocuklarnn yzn gremeden lrsn. Ya da
aslrsn u kasaba meydannda..."
523
O szn bitirince Cabbar sapsar l gibi kesildi:
"Etme bunu bana Aa," diye onun ellerine sarld. "Bunu yapma, kyma bana. Beni
nce Memede ldrtme."
"O ne bilecek senin ona niin geldiini? Ekya ktm dersin, senin daa
ktn duyunca, o da sana inanr."
"inanmaz o. Bilir beni o. Benim bir daha ekya kmayacam da bilir.
Kendisini ldrmeye geldiimi de bilir, etme bunu bana. Kk, kck
ocuklarm var, kyma bana."
"Tamam! Baka sz istemem. nce Memedi senden isterim. Ve hem de tm kasabamz
ve hem de bilumum Hkmetimiz byle bir erefi sana layk grdler de... Sus! Al
tfeini, k daa... Senin bu kasabaya geldiini, bizimle grtn kul olan
bilmeyecek. Yolun ak, gazan mbarek olsun."
Cabbar bundan sonra ne kadar inledi szlad, yalvard ya-kardysa da Murtaza
Aaya, onun azndan bir tek sz alamad. Murtaza Aa ta kesilmiti de dil
vermiyordu.
Sonunda:
"Bana on gn izin," dedi Cabbar. "Bir dneyim, tanaym."
"Gene ekya kmaya kalkma, alimallah yanarsn..."
"Ekyalk nerde, biz nerde," diye ac ac glmsedi Cabbar.
Upuzun boyuyla ayaa kalkt, sendeliyordu.
"Sana on be gn izin, dn tan."
524
Molla Durann ky u uzak mor dalarn arkalarnda kayalkl, ormanlk keskin
bir koyan kuytusundayd. En yakn ky bir buuk, en yakn kasabaysa gnlk
yoldayd. Ky dnyaya sarp dalar aan incecik bir iir balyordu. Yln
yedi ay da kyn btn dnyayla ilikisi kesiliyordu. Tarlalar yoktu. Kaya
aralklarnda bulduklar avu ii kadar topraklara ekinlerini kazma ile
ekiyorlard. Ve ok keileri, az koyunlar, hemen hemen hi inekleri yoktu. Bu
sarpta katrdan baka da binit ilemiyordu. Duran gzn atndan beri bol bol
kabak, bol bol mantar biliyordu. Ekmei bile ok seyrek gryordu. Eki ayran,
imansz kelek bile onun zlem duyduu yiyeceklerdendi. On iki yana kadar
boynu p gibi inceydi. Gzleri yuvalarndan frlam, yz kurumu,
kavrulmutu. Bacaklar, zayflktan biribirine dolanyordu.
Birinci Dnya Sava yllarnda ky ilk yabanclar grd. Bunlar, kimisi daha
by terlememi gen, kimisi de orta yal kiilerdi. Kimisi silahl, kimisi
Ama hi konumadlar. Konumak deil, Hseyin Hoca bir kerecik ban kaldrp
da onun yzne bakmad.
kinci gn, boazlarna mavi boncuklu ziller taklm iki biribirisinin tpks
doru at koulmu yeil, nakl, koumlar prl prl, ya kokan yepyeni bir
arabaya binip kasabaya indiler. ok alveri ettiler.
Dkkan alr almaz btn kyl saldrd. Birka kez kasabaya gene gittiler,
kyl mal almaya doymuyordu. Sava iinde teki kyler ne kadar fkaralamsa,
bu ky o kadar zenginlemiti. Bir yandan kaaklk yapyor, Suriyeye sr,
kei, koyun gtryorlar, bir yandan da skenderundan gelen teknelere
portakallarn yklyor, az da olsa yetitirdikleri pamuklarn gene ayn
teknelerdeki tccarlara veriyorlard. Kyllerin tm de Girit gmeniydiler.
529
I
Molla Duran tam yl kald Hseyin Hocann yannda. ylda bir tek szck
bile konumadlar. ylda bir kere olsun gz gze bile gelmediler. kisi de
Allahm belas iki etin cevizdi.
yl doluncadr ki bir gn kasabada bir kebap dkkannda karlkl oturmu
sumakl kebap yerlerken, Molla Duran Hseyin Hocann gzlerine dostlukla bakarak
ilk olarak konutu:
"Gidiyorum Hocam," dedi. "Beni bamdan da byk g-nendirdin, sa olasn. Senin
bu iyiliini lnceye kadar unutmayacam. Hakkn helal et." Sesi
karncalanm, elleri de usuldan titriyordu.
"Helal olsun ne hakkm gemise sana Duranm. Sen de var ol, sa ol... Artk
gideceini biliyordum." Elini koynuna soktu, byk bir czdan kard. "
yldr dkkandan kazandn paralar bile hazrlamtm. Al paran." Czdandan
kaln bir deste para ekti, kvanl, glmseyerek Durana uzatt. "Al!"
Duran paray ald, boazna asl kesenin bzgsn ap desteyi oraya gzelce
yerletirdi, ayaa kalkt. "Salcakla kal Hseyin Hocam," dedi, kt gitti.
Hoca onun arkasndan sevgiyle bakt. Bu ocuk ok hrsl, diye dnd, yle bir
adam olacak ki btn ukurovanm aknlktan parma aznda kalacak.
Molla Duran hemen, gn geirip frsat vermeden zamana pazara gidip grkemli, at
gibi bir Kbrs eei satn ald, bir ift de camekan uydurup iini cnck
boncukla doldurdu, hemen o gn de kylere kt.
Gittii kylerde hem teberilerini satyor, frsat bulduka da imamlk ediyor,
namaz kldryordu. Nereye gitse, da banda da olsa bir vakit iin namazn
geirmiyordu.
Alt ay sonra eei satp yerine bir at ald. Atyla kaak mal satmaya balad.
O da yetmedi, yanma drt be kii uydurup Halepten kaak mal getirdi. Bu kaak
mallarla Antepte, Kiliste dkkanlar at. Bu da yetmedi, byk bir kaak
ebekesinin ba oldu. i olaanst bir beceriyle ynetti, ok para kazand.
Kaakln da sonunun olmadn biliyordu. Her eyi, e530
bekeyi, dkkanlar yzst brakp sandk sandk altnlarla kasabaya geldi.
Kprnn st ban oldum olas severdi. Otuz dnmlk bu byk baheyi
altna ald. Bir yl iinde kasabada byk bir n yapt. O, yedi yandaki
Hafz Kuran olmu, bunu duyan Adana Valisi de onu Msra Camiylezhere okumaya
gndermiti. O da orada yle bir tahsil yapmt ki deme din bilgini onun eline
su dkemez. Ankarada ona Diyanet leri Bakanln nermiler, o btn
nerileri geriye evirmi, hibir ey kabul etmemiti...
Bundan sonra onun byk ak tarla olmutu. Zlfyle anlam, hazinenin ak
artrmaya kard topraklar birka altna bir utan almaya balamt. Birka
yl iinde hazineden, kyllerden o kadar ok tarla almt ki tapularnn
saysn kendi de unutmutu. lk kars babas lm bir Aann kzyd, ondan
da binlerce dnmlk iftlikler gelmiti. Ald en gzel tapu da on yedi
dnmlk, bir kylden iki buuk altna drd bir tapuydu. Bu tapu Torosun
tam ovadan balayan, en gr ormanl, her aacnn gvdesini iki adam el ele
verse e-viremez bir yamacn tutuyordu. Bu on yedi dnmlk tapunun snrlar
ylesine snekti ki bir yan ovadan balyor, dalarn ilk tepelerine kadar
gidiyordu. Batdan douya da kilometrelerce uzuyordu. Molla Duran bu tapuyu
alnca kendisini mahkemeye verdirmi, mahkeme yllarca srmt ama, o da
kazanmt. Bu sefer de Yargtaya gndermiti kendisini, o da yetmemi Genel
byle kl pnar sular gibi temiz olan insanlar gerek ki bize, azck soluk
alalm. Onu kurtardnza iyi yaptnz ya, o da beni ok kzdrd. Gelmi
buraya, bana Yrklerin eski klaklar Yrklerin olacak, diyor." Birden
parlad, bu szler onu yreinden yaralamt. Onun tepkisiydi. Yoksa Molla
Duran Efendi soukkanlln hi yitirmez, yitirdii zamanlarda da burnuna
esrikletirici portakal ieklerinin kokusu gelir, onu dingin-letirirdi. "Ulan
nce Memed, bir daha syle hele bir daha, sen ekya oldun diye kimin maln
alp da kime veriyorsun, dedim. Ben kznca o da indirdi. Yrklerin ata
klaym benim tarlalarm, hem de bin yllk. Olsun, bana ne, ben il il
altnlar sayarak almadm m o topraklan? Yrklerin akl yok muydu, niin
benden nce akl edip de kendi klaklarnn tapusunu almadlar? Ben kzdka o
indirdi, o indirdike ben kzdm... Sonunda anlatk. O benim tapuma
karmayacak, ben de sizden, ben lnceye kadar otlakiye almayacam."
"Vallahi billahi, Kuran stne yemin ederim, buraya nce
533
Memedin geldiinden haberimiz olmad, yoksa gndermezdik."
"Cebine koy o keseyi!"
Battal Aa kukulu, onun gzlerinin iine bakarak, altndan bir apanolu
kmasn diye ekinerek keseyi koynuna
soktu.
"Bizi bilen bilir. Biz gkteki kartallarla dverek, diimizle trnamzla bu
hale geldik. Bizi Allahtan baka kimse yolumuzdan eviremez. nce Memed gibi
ocuklar bize bir lokma bile olmazlar. Lokma olmazlar da ne demek, diimizin
kovuuna bile girmezler. Ama yleyse ben niin sizden bundan sonra lnceye
kadar otlakiye, klak paras almayacam? Syle neden?"
"Allah seni inandrsn ki onu biz buraya gndermedik. Bize gcenme ve de
kusurumuza kalma..."
"Neden mi, nk siz nce Memed gibi bir yiidi kurtardnz. Kurtarp da bu
mbarek vatana iade ettiniz. Bundan dolay ben de size minnetimi bildirmek
iin... Bundan sonra siz benim iin nce Memed gibi bir ermii, kahraman
kurtarm kiisiniz. Bam stnde her zaman yeriniz var."
Battal Aa ikircik iindeydi, bu adam nce Memedi gerekten seviyor mu, diye
dnd. Byle adamlar dnyada kendilerinden baka da hi kimseyi sevmezler,
dedi kendi kendine. Bylesi canavarlar yle kolay kolay da korkmazlar.
Molla Duran Efendi onun ne dndn anlam gibi, biraz ac, biraz alayl
glmsedi:
"Bir insan ne kadar yrekli olursa olsun nce Memedden korkmal. nk o, lmn
tesinde yayor. Bu ne demektir, biliyor musun?"
"Biliyorum ya, nce Memed yle deil."
"Doru, her zaman deil. ou kez herkes gibi bir adam. Yumuak, iyi huylu,
kk bir ocuk gibi nazl... Kimisinde de..."
"Korkulur," dedi Battal Aa.
Molla Duran Topal Aliyi ard.
"Ali, yle otur hele. nce Memedi konuuyorduk."
"Duydum Efendi. Doru konutunuz ikiniz de. Onu iyi ta534
nyorum, ocukluundan bu yana, bir i yapmaya kalkt m gzlerine nce bir
elik lts gelip yerleiyor. te o zaman o lmn tesine geiyor. te o
zaman ondan korkulur."
"Benden de korkulur," dedi Molla Duran Efendi. "Biz onunla ayn demirdeniz."
"Anladm," dedi Ali. "kinizi bir arada grnce hemen anladm. kinizin de
gzlerine o k geldi ayn anda yerleti."
"Ben bir kar kla vermem deyince, bu topraklar benden alacak yrekli bir
kii varsa gelsin de grelim deyince, o anlad ki olmayacak. Ben de ona
otlakiyeyi hediye ettim. Bir de onu kurtardnz iin size... Bir de Aliyi
balad benim hatrm iin. Belki Ali onun adamdr, o baka. Ali onun,
dedikleri gibi dman da olsa benim iin balard." "Balard," dedi Ali,
kvanl.
"Size bir gizlim var, ama adamm Aliye gvenemiyorum. Bilsem ki bu adam nce
Memedin adam rahat edeceim."
"Bana sen gvenmelisin. nce Memed de gvenmeli. Benden de korkulur."
"Bunu biliyorum ite. Sen hepimizden betersin." "Siz ayda, ylda bir lmn
tesinde gezersiniz. Bana gelince ben her gn lmn tesindeyim. Benden ben
bile korkuyorum. Ama nce Memedle sen bana gvenmelisiniz."
"Dinleyin yleyse, birka gn nce ekya Kuzgun Veli bana haber salm. Diyor
ki, nce Memedi ben ldrrsem, beni balatr da dze indirtir misiniz? Bu
adam kafasna koymu, bu ii yapacak. Ben nayak olmasam bile bakasna, Takn
Halil Beye, Zlfye, Murtazaya bavuracak. Onlarn da nce Memedden o kadar
dleri kopuyor ki onun her istediini kabul edecekler. imdi size sylyorum,
Kuzgun Veli felein emberinden gemi bir kiidir, otuz otuz be ylk
ekyadr. Yannda da gn grm, turnay gznden vurur sekiz kiisi var. Belki
de, gaflete getirip nce Memedi avlayabilir. te o zaman da ben kendim de
lm, yenilmi gibi olurum. Topal Ali de yle olur. Ben onun lmne dayanamam.
Bunu akacktan deil, taa yreimin kknden sylyorum. Bir are..." Sustu,
yz kararmt, ban nne edi, bir sre dnd. "Tek are, bunu nce
Memede ulatrmaktr. Temkinli ol, stne gelen Kuzgun Ve535
lidir diye. O Kuzgun Veli ki, pis bir adamdr, ldrd insan elliyi geer.
Bunu ona kim ulatracak, Battal Aa sen mi, izci Ali sen mi?"
Aliyle Battal Aa biribirlerine baktlar, Battal Aa abucak:
"Ben," dedi, "ben, ona bu haberi ulatrrm. Sa ol Molla Duran Efendi. Senin
de bize bir emrin olursa..."
"Estafurullah..."
Battal Aa ayaa kalkt, yanna yresine baknd. "Ali Aa, benim heybem
nerede?"
"Kapnn arkasnda, getireyim mi?"
"Zahmet olmazsa."
Ali kapnn arkasndaki hal heybeyi ald getirdi onun nne koydu. Battal Aa
cebinden bir anahtar kard hal heybenin kilidini at. Kilit kere nnn
etti. Heybeden bycek bir klek kard.
"Bunda ar st var," dedi. "nsan genletirir. Arlarn yuvalar en yce
dan doruunda bir akmakta, cam gibi bir kayann kovuundadr. te bu bal
oradandr." Bir klek daha kard. "Bu da tereyadr. Bu ya sen de, sen de
iyi bilirsiniz." nc klek biraz daha bykt. "Bu da mor peynirdir, otlarla
yaplr. Yalnz bizim Yrkler yapmasn bilirler. Yiyince rayihas on gn
insann bedeninden gitmez. Ho, deli, esrik bir koku iinde dolar insan. Bir
de her derde devadr. Bana izin."
Molla Duran onu cmle kapsna kadar uurlad, kucaklatlar.
"nce Memede haberi ulatrmay unutma."
"Bu gece."
Ali onu bahenin dndaki yola kadar uurlad.
Battal Aa atn stnden ona eilip yavaa:
"Sana yarn Mslm ocuu yolluyorum buraya. O, nce Memedi neredeyse bulur."
Molla Duran yats namazn klm, duasn topluyordu, aadan biraz telal
gelen Topal Ali:
"Geldiler," dedi.
"Al getir."
536
Kepenekli oban girdi odaya. Molla Duran ayaktayd, Kuzgun Veliyle
kucaklatlar.
"Bu dnyada bir tek sana gvenirim Molla Duran. Malm, mlkm, karm ve hem
de canm. Sen de i st emmi bir insanolusun ya, sana u insanlar iinde en
ok gvenirim."
"Sen otur hele otur, u kepeneini kar da... Sana obanlk ekyalktan daha
ok yakyor." teki ekyalara dnd. "Siz de kepeneinizi kartn."
Kuzgun Veli, tekiler kepenekleri stlerinden atnca altndan prl prl,
menevili silahlar kt. Gsleri aprazlama fieklikten gzkmyordu.
Drbnleri, tabancalar, hanerleriy-le dilerine kadar silahlanmlard.
Kuzgun Veli ok uzam gitmiti. Bir zenci kadar yank yzlyd. Yan hi
gstermiyordu. Molla Duran onu tand gnden beri o hep otuzundayd. Onuncu
yl affnda nce Me-medle birlikte aff kabul etmeyerek dadan inmeyen
ekyalardan birisi de oydu. Niin dze inmiyorsun diyen dostlarna, daha ykm
Hseyin Hoca ok zengin olmutu. Portakal bahesinin snrn taa Akdenize kadar
gtrm, birka tane de gemi alm Akdenizde yzdryordu. Portakal aalar
sikirdim gibi iek amt ve dnya kokudan deliriyordu. ki arkada Hocay
alm al kpkl, yksek dalgal, byk denizin kysna gtrmlerdi.
"Son szn Hocam?"
Molla Durann sesinin titredii Kuzgunun gzlerinden kamamt.
"Beni tanyerleri rken vuracaksnz. Byle olacan, senin bir gn geleceini
biliyordum. Anandan, ocuklardan bir haber var m?"
Molla Duran karlk vermedi. Sabaha kadar denizin sesini dinleyerek dingin
beklediler. Tanyerleri d yacak Molla Duran sap fildii tabancasn
ekti, Hseyin Hocann karsna geti.
"Daha var," dedi Hseyin Hoca. "Tanyerleri az sonra yacak, o kadar acele etme
canm..."
Molla Duran elinde tabanca onun karsnda bir sre bekledi.
"Tamam m, bak ortalk aard."
"Tamam," dedi Hseyin Hoca. Yz kl gibi olmutu.
Molla Durann tabancasndan kan kurun doru gitti Hseyin Hocann yreine
sapland. Hseyin Hocann ok
539
kan akt. Hoca son soluunu verinceye kadar banda beklediler.
"Nasl da soukkanl, hibir ey olmam gibi, tanyerleri rken ldrmtn
onu... Sonra da iekli bir portakal dal krm doya doya koklamtn. Birlikte
Hacca gidip gnahlarmzdan arnacaz."
"Arnacaz," dedi Molla Duran Efendi.
"imdi senden isteim, ben nce Memedi yakalamaya, ya da ldrmeye geldim."
Konuurken Topal Aliye gz iliti.
"Bu mu?" dedi Molla Duran. "Bu izci Topal Alidir. nce Memed bunun kanna
susamtr. Geen gn ldryordu Aliyi, onun elinden zor aldm. Bana ne kadar
gvenirsen, ona da o kadar gven."
"Ben Topal Aliyi bilirim," diye gld Kuzgun Veli. "O da beni bilir."
Topal Ali biraz yakma gelip ona elini uzatt:
"Ho geldin," dedi.
"Ho bulduk Ali karda. Korkma, o nce Memedi ldreceim. Dnk ocuk o."
"nallah."
"nce Memedi ldrmek iin bir tek ey istiyorum, o da balanmam. Anladn m,
Molla Duran Efendi?"
"Anladm."
"Ben nce Memedi ldrdkten, ya da yakaladktan sonra, elimde bana bir ey
yaplmayaca stne, en byk yerden bir sz kad olacak. Bunun stesinden
gelirsen ben de sana..."
"Haydi imdi biz uyuyalm. Gn ala, hayr ola..."
Molla Duran Efendi sabahleyin Takn Halil Beye giderken, Topal Aliden
talimatn alm oban Mslm de dalara nce Memedi aramaya gidiyordu.
Gece kasabann ileri gelenleri Molla Duran Efendinin konanda toplandlar.
Kuzgun Veli, nce Memedi yakalamak ya da ldrmek iin, bu ii yaptnda onu
affeden yazl bir sz istiyordu. O da Arif Saim Beyden.
Zlf:
"Ben bu kad sana iki gn iinde alr getiririm. Arif Saim Bey imdi Adanada.
Beni de arm."
540
"Ben de sana byle bir kad Validen alrm," dedi Murta-za Aa. "Ben seni iyi
tanrm. Gelsen gelsen bu iin stesinden sen gelirsin."
"Ben de candarma komutanndan alrm," dedi Takn Halil Bey. "Askerler mert
olurlar, hem de szlerinin eri..."
Kuzgun Veli etesi bir hafta sonra cebinde katlar Molla Duran Efendinin
bahesinden, suyun kysndaki lgnlarn arasndan, nce Memedi aramak iin
dalara ekiliyordu. Bundan Kaymakamn, Yzbann, teki hkmet adamlarnn
hi haberi olmamt. Kuzgun Veli, iini salama almak iin bunu Aalardan,
Beylerden zellikle istemiti.
nce Memedden korkulur, ona gre kendini sakn, demiti Molla Duran. Kuzgun Veli
dnyordu. Acaba ne demek istiyordu Molla Duran? nce Memed kimdi, kck,
"Dur hele," diye glmsedi Ferhat Hoca. "Dur hele, onlar sonra ldrrsn,
imdi sen buraya niin geldin, onu syle?"
"Amma da bulunmaz adamlarmsnz siz de, hay yien. Sizi araya araya ayaklarm
iti, arm delindi," diye gcenik konutu Mslm.
Ayann altn gsterdi. arnn btn taban anm gitmiti.
"Sana yeni bir ark alrm. Buraya niin geldin?" "Beni sizi bulmaya Topal Ali
Aa gnderdi." Ferhat Hocaya, eil iareti yapt, bu adam nce Memedden daha
ok gz tutmutu. Ferhat Hoca eilip kulan onun azna dayad: "Bakn, beni
buraya Topal Alinin gnderdiini sizden baka kimse bilmeyecek. Bilirse olmaz.
Dnya az gevek adamlarla doludur. Olur mu?"
"Olur," dedi Ferhat Hoca dorulurken. "Sen getirdiin haberi syle."
oban Mslm kukulu gzlerle yanma ynne baknd, kimseyi gremeyince, alak
sesle:
"Kuzgun Veli etesi sizi ldrmeye geliyor." Sesini daha alakt. "Topal Ali Aa
dedi ki, kasaba Beyleri ona ok para vermiler sizi ldrsn diye. Bir de onun
sularn balayacak-m Hkmet, o da gidip iftliinde yan gelip yatacakm
lene kadar. Topal Ali byle dedi ite."
551
"Sa ol Mslm," dedi Ferhat Hoca, onu kucaklad. Ardndan da bir dua okuyup
onun stne fledi.
"Bildim," diye gld Mslm. "Sen Ferhat Hocasn. H-m... Sen ne yaman
adamsn sen..." Mslm onu tandna sevinmiti.
"Sen beni nereden biliyorsun?"
"Ben seni bilirim, hem de ok iyi," diye vnd Mslm.
"Sen bizi nasl buldun Mslm?" diye merakla sordu Me-med.
"Ben bulurum," dedi Mslm. "Sen onun orasna karma-san iyi edersin. zmn
ye ban sorma. imdi ben Kuzgun Veliyi kovalamaya gidiyorum." Sesini alaltt,
sama soluna ba-kndktan sonra: "Topal Aa bana dedi ki, haberi ver onlara,
sonra da Kuzgunun yerini bul, onlara bildir dedi. Ben gidiyorum, bir diyeceiniz
var m, sizi neredeyseniz ben bulurum..."
"Bir yemek yeseydin ya Mslm."
"Azm var belimde. Cebimde de param var." Bir iki topallayarak yrd. "te o
dedi ki bana, gn geirip frsat verme zamana. Salcakla kaln." Yrd, bir
elli altm adm gittikten sonra dnd: "Senin at var ya, senin at? O delirmi
yahu Memed Aa. ok bela bir at olmu. Onu geen gn Karsavuran dznde grdm.
Kendi kendime, bu nce Memedin atdr, dedim, yanna varaym da azck boynunu
okaym, dedim, aman varmaz olsaydm, az daha beni ldryordu. Yzba da emir
vermi, o at demi, grld yerde, nce Memedden de nce vurulacaktr, demi.
Yaaa, duydun mu Memed, onun hakknda da vur emri var. Benim kpeimi de ldrd
o Yzba. Ben de onu ldreceim. Senin atn ldrrse de... Kyller de senin
atma yaklaamyorlarm. Kyller dediler ki, o ata yaklanca at grnmez
oluyormu. Olmaz olsun yle at, iyi huylu bir ey deil. Vururlarsa hi zlme.
Aaah, benim kpeim yle miydi ya..."
ini ekti.
552
26
Yaz at yel gibi uarak geldi geni yeil ayrln ortasnda durdu. Ban
kaldrp kulaklarn dikti. Dzl epeevre sarm orman uulduyordu. Sar
yapraklar yer yer yeili rtmt. Uzaktaki yar puslu dan koyaklarna sabahn
glgeleri dmt. Dimdik at kmldad, gerindi, sars ince ince krt.
Bedeni upuzun uzam, karn yere deecek kadar gerilmiti. Bir sre byle durdu.
Dikeldiinde kukuyla saa sola baknd, bir kayalk ayna gibi arada bir
avkyor, klar atn gzne geldike at bir irkiliyor, kulaklarn dikip saa
sola bakmyordu.
ayrln ortasndan yresini mor iekli yarpuzlar alm, dibi ak aakl
pnar kaynyordu. Pnarlardan sularn yzndeki kaygan bcekleri son hzla
oradan oraya kayyorlard.
Yaz at ok ar, yrmez gibi en yaknndaki pnara yrd, eildi, kuyruunu
usulca sallayarak suyu imeye balad. Ban sudan bir trl ekmiyordu.
Yukarda, gkte atmacalar, gslerini esen yele vermiler, yle szlyorlard.
Pnarn bana tane ard kuu kondu. At bundan rker gibi oldu, ban
kaldrd, sonra geri indirdi. Az sonra bir ak bulut gibi bir kelebek srs
geldi, pnarlarn yresindeki mor yarpuzlara kondu. At, ayrlk, bir sre ak
kelebek bulutu iinde kald. At huyland, ban aa yukar, kuyruunu yana
yreye hzla sallad. Kelebekler bir uuyorlar, sonra gerisin geri yarpuzlara
konuyorlard. Bir ara geliyor, at kelebeklerden gzkmyordu. Durmadan ban
silkeleyen, kuyruunu da daha hzl sallayan
553
at ald yatrd. Kelebekler onu brakmyorlar, onunla birlikte, onu sarmlar
uuup gidiyorlard. Gnete ok ltl, saydam, pul puldular.
At ayrl bir utan bir uca kelebeklerle gidiyor geliyor, duruyor einiyor,
ifte atyor, alyor yatryor, aha kalkyor, kelebeklerden bir trl
kurtulamyordu.
Dzln ortasnda yorulmu, teslim olmu durdu. Ak kelebekler stnde
kaynayorlar, o inatla yle durmu hi kprdamyordu. pnarn nn de
suyu tat, fokurdad, ak kpkler kabard yeil imenlerin stnden aldad.
Atn dizlerine kadar kt sular. Kelebekler atn stne svanmlard. Sular
ormana ekildiler gittiler. Gne pnarlarn dibine vurdu. Atmacalar orada,
gn mavisine yapm daha yle duruyorlard.
Aadaki ormann iinden bir yalm patlad snd, at yalm grr grmez olduu
yerde bir sre pisti, karn yere yapt, kulaklarn indirdi, peremi bann
ucundaki sar iekli alya dedi. stnde kelebekler, nereden geldikleri
belirsiz gittike oalyorlar, at da gzkmyordu. Gne ortal kavurdu,
gzleri kr eden tozlu bir sar scak ald ortal, otlar, pnar, mor iekli
yarpuzlar kurudu. Bir toz tabakas orman, otlar, iekleri, sular kaplad.
Kar yam gibi her yer tozlar altnda kald. Yaz at silkindi, tozlar,
kelebekler dkld. Bir ara Hr Ana elinde bir urgan, bir tutam ot ata
yaklat. Bir yalm patlad aralarnda at ahland ileriye srad, yresini
sarm yalmlarla birlikte kendi yresinde hzla dnd. Hr Ana, atn tesinde
durmu yalmlarla birlikte dnen at seyreyliyordu. Ormandan elleri urganl, bir
tutam otlu bir sr kyl kt. Yalmlarla birlikte dnen ata doru geldiler,
Hr Anann arkasnda dndler. Ormandan kp geliyorlar, kp geliyorlar Hr
Anann arkasnda toplanyorlard. Sonra ortada yalmlarla dnen atn yresinde
halkalandlar. Kalabalk byyordu atm yresinde. Yalmlar snd. At gene ak
kelebek bulutu iinde kald. O dndke de kelebekler savruluyor ama onu
brakmyorlard.
Urganlar sald ata doru. At dndke atlan urganlara dolanyordu. Dizlerinin
stne kt. Bu anda da gzden yitti gitti. Kyller ardlar. Atn dnd
yere geldiler. Otlar bir
554
harman yeri kadar ezilmiler, at izleri topra akur ukur etmiti.
Sert bir yel esti, sar yapraklar savurdu. Kyller yapraklarn altnda
kaldlar. Hr Ana glerek, ata sverek yapraklarn altndan kt elindeki
urganla. Kyller de yapraklan yararak onu izlediler. Hr Ana bir kayann
stndeki at grnce ona kotu. Kyller de onun arkasndan... Kayal
evirdiler. At hi aldrmyor, kayann sivrisinde, ynn gnee dnm, uzun
glgesi kayayla birlikte topraa serilmi orada dimdik duruyordu. Kyller
kayala trmanmaya baladlar. Dik kayay yarya kadar trmanyorlar, oradan
teye bir kar bile -kamyorlard. Kaya salland, trmanan kyllerin hepsi
yere dkldler. Eli mavzerli, kara yzl bir adam kt ortaya, durun siz,
dedi. Diz kp topraa, ata nian ald, arka arkaya be el ate etti, at
yerinden kprdamad bile. Onun ardndan Yzba Faruk geldi kayann dibine,
kyller sklm pklm, elleri karnlarnn stne kavuturulmu yana
ekildiler. Azgn yzl Yzba Faruk ata baknca yzn geni bir glmseme
kaplad, yere diz kt, ata nian ald, arka arkaya be kere ate etti. At hi
aldrmad. Yzba Faruk mavzerini abucak doldurdu, gene be kere tetie bast.
At hi oral deildi. Yz gnee dnk, olduu yerde yle durdu kald. Yzba
tfeini doldurup doldurup boaltyordu. Hi de yorulmuyordu. Bir kelebek bulutu
geldi, at sard. At kendi yresinde kelebekleri savurtarak dnd, ardndan da
kayann doruundan, kelebeklerle birlikte, tam Yzbann stnden bir ku gibi
szlerek, uzaktaki ayrla indi. Seyran onu yelesinden tutmu ekiyordu.
Yzba kyllere dnd, nce Memedin can bu attadr, sizden bunun lsn ya
Bir koyan diz boyu taze ayrlarnn ortasmdaydlar. Yazla ksrak, ktlktan
kmasna, balarn yerden kaldrmadan otluyorlard. Uzakta, ormann st
yannda bir yerden gr bir duman ttyor, yamaca doru yaylarak ayordu.
Atmacalar, gslerini yksekte esen serin yele vermiler, alabildiine
kanatlarn amlar, bombo, duru gkte salmyorlard.
alnn arkasndan turunculara brnm, uzun kara belikleri kalalarna kadar
inmi bir kz kt, yaylan atlara doru yrd, kr ksran yanna geldi.
Yaylan kr ksrak kz grnce ban kaldrd, bakt, kz bekledi. Kz onu
yelelerinden tuttu, stne bindi srd. Yaz bir sre kr ksran kuyruk
altn koklayarak onlarn arkasndan gitti, kz at doldurunca yaz
557
olduu yerde kald. tekiler uzaklatlar. Yaz uzun uzun st ste birka kere
kinedi, arka ayaklarnn stne dikilerek, onlarn arkasndan, onlar gzden
ralncaya kadar bakt. Mahzun geriye dnp yeniden otlamaya koyuldu.
Yaz at tanyerleri rken o ok mavi gln kysmdayd. Suyun st
dumanlanyordu. Ormann sar yapraklarnn stnden bulutlar kalkyordu. Kr
ksrak kar kyda kiniyor, einiyor, bacaklarn gerip iiyor, yaz da burun
deliklerini aarak derin derin, btn havay iine ekiyordu.
Yaz dayanamad, kendisini mavi sulara brakt, br kyya doru sular
kprterek yzmeye balad. Kr ksrak da kendisini suya att, ortada
bulutular. Yaz onu dileriyle boynundan yakalad, ksrak kurtulmaya alt,
abalad, sonunda da kurtuldu. Birlikte kyya ktlar. Ksrak srtndan sular
akarak bacaklarn alabildiine gerip iemeye balad, rpnd, stndeki
sular dkt. Yaz onun yanma geldi, amak istedi. Yrelerini urganl, silahl
kyller alverdiler. Ksrak huysuz-land, kinedi, arkasn dnd yaza
ifteler yadrd. Yaz ahland, kinedi, kudurdu. Eli urganl kyl
kalabal gittike kalabalklaarak stlerine geliyorlard. Aralarna nereden
geldii bilinmeyen bir yalm dt, patlad, snd, stlerine bir ak bulut indi,
yaz kalabaln stnden gle szld, yzerek karya geti. Kr ksrak da
arkasndan geldi. Gl ktlar, rpnp sularn dktler, ormana daldlar.
Gzel bir bahar lklnda toynaklar yumuack topraa gmlerek, ak iekler
am portakal bahelerine dtler. Esen yel, dalga dalga imdiye kadar hi
bilmedikleri bir koku getiriyordu burunlarna. Portakal bahelerini getiler.
Irgatlar iki bklm olmular, tarlalarda alyorlard. Aralarndan
syrldlar. alan adamlar o kadar ilerine vermilerdi ki kendilerini,
nlerinden geen atlar grmediler bile... Kylarna vardklar usuz bucaksz
serilmi byk deniz minare boyu dalgalarla kpkleniyordu. Biribirlerine
sokularak yan yana denizi beklediler. kisinin de glgesi kumlara dmt. Bir
incecik yel kt, sonra durdu. Ksa aralklarla yel bir fisiliyor, bir
duruyordu. ok scak vard. Scakta deniz duruldu, st dmdz oldu, krksz.
Denizin ortasndan bir aygr ba gzkt, bu
558
yana geliyordu. Kr ksrak huyland, kamaya davrand. Portakal kokular denize
doru esti. Kr ksran burun delikleri titredi. Denizdeki at ba gittike
yaklayordu. Geldi geldi, tam nlerinde denizden kt. Lekesiz kr, iri,
gzleri byk, kulaklar kalem, yeleleri mavi boncuklu bir aygrd. Silkindikten
sonra kr ksraa yaklat. Onu koklad. Ksrak hibir ey yapmyor, hibir
devinimde bulunmuyordu.
Yaz arm, kr ksrak ne yapacak diye bakyordu. Aygr onun her bir yerini
kokluyordu. Denizden kpkrmz bir yalm sahverdi kyya, yaz ahland,
aygra saldrd. Kr ksrak bir yana ekilmi bu biribirine girmi azgn atlara
bakyordu.
Dvleri uzun srd. Kuyruk, yele kllar havada uuuyor, keskin dilerin
yaralad bedenlerden kanlar akyor, atlar krmzya boyanyordu. Sonunda
ikisinde de kprdayacak bir durum kalmad ya, yaz biraz daha canlyd. Aygr
nne katt, tarlalardan, portakal bahelerinden onu dalara srd. Aygr
ormanda yitinceye kadar arkasndan kovalad. Dnd denizin kysna geldi. Kr
ksrak onu orada bacaklarn am bekliyordu. Yaz yorgunluuna bakmadan ona
at. Bu srada da bir kelebek bulutu gelip pr pr stlerini rtt.
Bulut dalnca eli urganl kyl kalabaln karlarnda buldular. Bu sefer
ok daha kalabalktlar. Hep birden onlar yakalamak iin urganlarn attlar.
Bir yalm patlad. Yaz kendi yresinde kere dndkten sonra denize atlad,
kr ksrak da arkasndan... Kalabaln barts, amatas az sonra gerilerde
kald. ki at yan yana usuz denizde sonsuza doru yzyorlard.
559
Gedii anca Sakzl ky karlarna kt. Ky bir koyan st ucundaki
dzlkteydi. Srtn mor kayalkl Kekilli dana vermiti. Evlerin ou yar
yarya yklm, duvarlarn talar arasndan yaban otlar, eek incirleri,
iekler fkrm, kyn dndaki aasz kk mezarln da btn hece
talar devrilmiti.
Kasm kyn st bana gelince durdu, bir tan stne sekilendi.
"u ev bizimdi," dedi kalarn atarak. Koyan kar yamacndaki, yma
talardan geni bir avlusu olan iki katl, svalar dklm, badadi kirileri
grlen bir evi gsterdi. "Ky srldkten sonra buraya bizim kyden tek gelen
insan benim. Ne yapalm, btn keilerini yemitik ieklidereli Mahmut Aann.
Alk bu. Dini iman, vicdan yok aln..."
Konukan bir adam olmayan Kasmn dili zlmt.
"Benim yutamadm, bizi buradan kovdu anladk, keilerini yemitik. Ama
ukurovadaki kymz neden elimizden ald? Biz o topraklar canmz vererek
karmtk."
Ellerini gsterdi. Ellerinde al yrtmam, orak, tahra, balta kesmemi azck
bir yer bile kalmamt. Elleri bir tuhaf hayvana benziyordu.
"ldrdn Mahmut Aann kk kardeiydi, deil mi?" diye onun yanma melmi
Ferhat Hoca sordu.
"Bir kurunda ba parampara oldu, taa dm karpuz gibi."
560
"Senden baka, teki kyller hi mi diretmediler?"
"Diretmediler. Diretseler de hibir ey gelmezdi ellerinden. Mahmut Aann
banda ok silahl adam vard. Bir de Hkmet arkasnda. ok da gzmz
korkutmutu bizim Mahmut Aa. Bu kadar korkan insanlar hibir ey yapamazlar."
"Sen nasl yaptn yleyse?"
"Ben onlarn on misli, yz misli korkuyordum da ondan. Nasl yaptm, ben de
bilmiyorum. Parmam tetie dokunuver-mi."
"Ya imdi Kasm?"
"imdi o kadar ok ldm ki, korkuya altm."
"Duyduuma gre senin Sakzl kylleri, yani Yalnzkurt kylleri balarn
almlar, uzak, ad san duyulmadk diyarlara gitmiler. mleri timleri belirsiz
olmu."
"Antakyaya, Amik ovasna gittiler. Orada saklanyorlar. O kadar korkuyorlar ki
Mahmut Aadan, orada da gelir kendilerini bulur diye, delik delik kayorlar.
Bylesine bir korku grlm deil. Bylesi bir korku lmden de beter."
"Beter," diye onu onaylad Ferhat Hoca. "Bir aabilselerdi ilerindeki o korku
dan, bir krabilseler o zinciri bir daha kimse o kylleri zapt edemez. Ne
kadar gl olursa olsun Mahmut Aa toz ediverirler onu. Ama gel gr ki..."
nce Memed de Ferhat Hocann yanma tpk onun gibi melmi, elindeki bir ple
topra kartryor, hibir sze varmyor, salt dinliyordu. Temirse aadaki
itlembik aacnn altna oturmu, srtn gvdeye dayamt, boynunu uzatm
pssz kye bakyordu.
Kasm iini ekti:
"Bir daha dnmeyecekler bizimkiler bu kye, ukurovaya da... l Arabistanda
yitecekler."
Ayaa kalkp kye aa yrd. tekiler de onu izlediler. Kasm vard evlerinin
avlusunun nnde durdu, orada bir sre bekledi.
"Ne o Kasm, eve girmeye korkuyor musun?"
"Ben bu evde dodum da, bydm de..." Ban kaldrd Ferhat Hocaya, Memede,
Temire bakt, evi batan aa szd. "Giremeyeceim," dedi, arkasn dnd,
koyan dibinden, su561
yun kysndan yoku aa yrmeye balad. tekiler onun ardndan zor
yetiiyorlard. Ykk ky, ortasndaki plak, uzun kavak aacyla gzkmez
oluncaya kadar bu minval zere yrdler. Memed varp da Kasm tutup kolundan
durdurma-sayd onun duraca yoktu. Soluk solua kalmlard.
Bir tan stne ken Ferhat Hoca tabakasn kard, kaln bir sigara sard,
iri demirci akman akt, ortal gzel bir kav kokusu ald.
"Kyn neresinde saklandn Kasm, kendi evinizde mi, kaak olduun sralar?
Mahmut Aa seni fellik fellik aradnda bo kyden korkmadn m?"
"Korkuyordum," dedi Kasm. "Ama burada, bo kyde gizlendiim srece beni kimse
ele vermezdi. Bir de benim gelip de bo kyde snacam Mahmut Aann aklna
gelmezdi."
"Bo kylerden, eski renlerden insanlar kadim zamanlardan beri korkarlar, imdi
az nce Kasmn kendi evinden korkup da kat gibi."
"Korktum, rktm," diye Ferhat Hocay onaylad Kasm. "llerden ok korktum."
"Kyde saklandn sralar yemek iin ne yapyordun?"
"lk gnlerde ieklideresine gidiyordum yemek yemeye. Herkes bana sofrasn
ayordu. Az bir srede btn kyler benim bo kyde barndm rendi. Ben
hi korkmadm. Bir keresinde ieklideresinin iinde Mahmut Aayla kar karya
geldik. O beni tanmazd ya btn adamlar beni grmlerdi, tanyorlard.
Korkumdan dizlerim zld, ileriye bir adm atamadm. Onlarn karsnda
sararm yaprak gibi titreyerek ylece kaldm. Ne onlar beni yolun ortasnda
brakp gidiyorlar, ne ben yerimden kprdayabiliyordum. Sonunda Mahmut Aa bir
eylerden kukulanm olacak ki beni yanma ard, sen kimsin, nereden gelip
nereye gidiyorsun, bu halin nedir, niin byle yaprak gibi titriyorsun, diye
sordu. Ben de ona, Aam, Mahmut Aam grnce byle oldum, deyince onun houna
gitti, glmeye balad, ardndan da atn srd, bana daha baka bir ey
sormadan ekildi gitti. Mahmut Aann adamlar giderlerken, atlarnn stnden
bana dnp dnp bakyorlard. Onlarn baklarndan Mahmut Aa hilelenir de
geriye d562
ner diye dm koptu. Yolun az tesindeki dama canm zor attm. ok tuhaf deil
mi, Mahmut Aann adamlarndan hibirisinin beni ele vermemeleri? Oysa aylardr
da ta beni aryorlard."
"Ferhat Hoca, sen ne dersin bu ie?"
"nsanolu yiit yaratktr," dedi Ferhat Hoca. "nsanolu mert, onurlu
yaratktr. Kasmn o kadar korktuunu grnce kimse onun aradklar Kasm
olduunu sylememitir Mahmut Aaya. Bunu kklk, alaklk saymlardr.
Herkes insanlarn kt, alak yanlarn gryor da bu yanlarn grmek
istemiyorlar."
Kasm omuzundan tuttu:
"Syle olum," dedi, "sen bo kyde kalrken btn bu yre kylleri,
ieklideresi de iinde senin orada kaldn yediden yetmie biliyorlard,
biraz nce yle demitin, deil mi?"
"Biliyorlard. Biliyorlar, u tepedeki aacn dallarna getirip benim iin
yiyecek asyorlar, kn dala baladktan sonra da bir ay slyla bana haber
veriyorlard. Bazan gece ben uyurken ay sln duyuyor, yatamdan kyor,
bir kyl de bir yatak brakmt bir seferinde aacn dibine, aaca geliyor,
daha scack yemek knn daldan alyordum, bir gecede kez slk sesi
duyduum da oluyordu. O kadar ok yemek geldi ki bana, sonunda kyden hi kmaz
oldum. Ardndan da Temir dt kye." Temir:
"Buradan, u karki yoldan yaylaya gidiyordum," diye sze kart. "Bir slk
duydum. Bir adamn da aaca bir kn baladn grdm. Kyn bombo kalm
bir ky olduunu, bandan da neler getiini biliyordum. Bir alnn iine
saklanp bekledim, baktm Kasm kt kyden, geldi kn daldan ald, oraca,
aacn altna kt, kn at attrmaya koyuldu. Sonra ben ktm ortaya,
Kasmn yanna geldim, afiyet olsun arkada, dedim, sa ol, dedi ban
kaldrp, buyur... Ben de gidip onun yanna ktm, birlikte yemei yedik."
"Mahmut Aa btn bu olan bitenleri duysayd, nce ieklideresi kyllerini,
sonra da bu dalarn kylklerim Sakzl ky gibi srgn ederdi, deil mi?"
563
"Ederdi."
Yreyi epeevre evirmi dalarn doruklarn bulut almt. Bir de batdan,
Alada stnden kapkara bir bulut yn kabararak geliyordu. Ortalk da usuldan
kararyordu. Yalnz Sakzlnn ortasndaki alana bir harman yeri byklnde
ok parlak bir k dmt uzun, plak kavan tam stne.
"Yamur geliyor."
"Gelsin," dedi Memed. "Biz de Sakzlya snrz. Kasmn evi olduu gibi
duruyor."
"Ben gitmem," dedi Kasm. "Yamurdan boulsam da, beni seller alsa gtrse de
ben o kye bir daha girmem. Mahmut Aann elinden bir daha kasam da, katlime
ferman ksa da, ben de bu kye girince yzde yz kurtulacam bilsem de o kye
bir daha giremem. Siz girin kye yamur gelince, ben sizi burada oturur,
beklerim."
"Haydi kalkn," dedi Ferhat Hoca. "Burada da daha fazla kalmayalm. Ortada kum
gibi candarma kaynyor. Durup dururken bir atmaya girmeyelim."
Yamaca yukar yrdler. Souk yamur yelleri esmeye balamt. Yamur yeli
kimi ok sert, sadan soldan aadan yukardan esiyor, kurumaya yz tutmu
keven ieklerini atr-datyor, kryor, savuruyor, kimi yumuuyordu. Yamac
knca iri, ar damlalar da pat pat diye topra dvmeye balad. Aadaki
yolda atn bir oraya, bir buraya sren, arada bir de durup yreyi aratran,
dinleyen bir yolcu grdler.
Kasm:
"Tandnz m u atly?" diye yolu gsterdi. "oban ocuk o. Ne de gzel at
sryor, atnn stnde oynuyor."
"Bizi aryor," dedi Memed, "o eytan."
Temir koarak, bararak aaya indi. Yolcu atnn ban ekti, Temiri
bekledi.
"Merhaba Mslm. Ne var, ne yok?"
"yi haberler var."
"Dur, bekleyelim, tekiler gelsinler de..."
Mslm attan indi, at gtrd yolun kysndaki am aacna balad.
"Yaralarm daha szlyor. Kerti Ali beni dvmt ya...
564
Yamur yanca yaralarm szlyor."
"ok yamur yayor..."
"Siz ne biim ekyasnz?" diye kt Mslm. "Ekyann yams olur ki
erkesden gelme. Top gllesi bile ilemez, deil yamur."
"Bizim yok. Biz fkara ekyayz."
"Zengin olun. Dalar talar zengin adamlarla dolu. Ben kmalym ki bir daa, o
zaman grn siz! Btn bu dalar, ovalar, zenginleri soyarm."
"Onlar da seni ldrrler."
"ldrsnler, lm haktr. lmden korkup da sen geri durma, yiidin alnna
yazlan gelir."
Yamur hm gibi iniyordu. Ekyalarn da, Mslmn de cc kmt. Ortalk
da gittike kararyor, yalnz karda dz bir kayann st pul pul lyordu.
"Ho geldin Mslm."
"Ho bulduk nce Memed."
"Sende iyi haberler olacak."
"Var," dedi Mslm. "Beni size Hdr gnderdi."
"Kimmi o Hdr?"
"Sen onu tanyormusun. Bir Hasan varm, hani senin ar-kadanm. Onu
Sariyan ldrm de, ben de nce Meme-dim, demi. te bu Hdr o Hasann
babasym. Anladn m?"
"Bildim," dedi Memed.
"te bu Hdr bana dedi ki tez ula nce Memede... Onlar benim senin ulam
olduumu biliyorlar nasl bellemilerse... Bir onlar m biliyor," diye vnd
oban Mslm, "btn da kylkleri biliyor."
"Bir de candarmalar bilirse kemik koymazlar sende..."
"Bilemezler, bilseler de beni bulamazlar, bulsalar da yakalayamazlar,
yakalarlarsa da ellerinden karrlar, karmazlarsa da hapsedemezler,
asamazlar. Ben ok kurnazm, hem de akllym."
"Anlald. imdi sen Hdr Aa ne dedi, onu syle bana."
"Hdr Aa dedi ki, lm Hasann babas, Kuzgun Veli onlarn kyne gelmi. Bu
Kuzgun Veli Hkmete sz vermi, seni ldrecekmi. Hkmet de onun iin af
karm. Hdr Aa
565
dedi ki, o senin kanna susam. Hdr Aa dedi ki, amann nce Memede syle, bu
gece amlyol kyne ulasn. Biz Kuzgun Veliye bu gece delice ekmei
yedireceiz, o da iki gn iki gece baygn decek. Gelsin de kellesini kessin."
"Bu gece nasl yetiiriz amlyola? Atla bile gitsek oraya yetimenin mmkn
yok."
"Hdr Aa bir de dedi ki aman temkinli olsunlar, iekli-deresinden Mahmut Aa
da otuz adamyla onun ardmday-m."
"Ohhooo, dnya bizim ardmza dm," diye gld Ferhat Hoca. "Biz de
hapisaneyi basmasaydk, kasabay kurunlat-masaydk. Daha da ok adam
yollayacaklar stmze. Her ey iyi de Mahmut Aaya ne oluyor, onu anlamyorum."
"Ben onu ok yakndan tanrm," dedi Memed. "Onun gibi nam dkn bir adam
yoktur bu dalarda, u aa ovada."
"nce Memed bu kadar nlendi ya, ondan pay kapacak teres," diye fkesini belli
ederek konutu Kasm. "O benim kurunumla gidecek. Allah..." Ellerini havaya
at: "nallah," diye de indirdi.
"nce u Kuzgun Veliyi ortadan kaldrmalyz." "O kolay," dedi Ferhat Hoca.
"Kuzgun bizi bir karnca kadar bile grmyor. Bu yzden onun ii kolay. Onu
abuk avlarz. Ben Mahmut Aadan korkuyorum. Bir, banda ok adam var. ki, u
dalarda onun yanda olan epeyce de ete kar. , candarmalar da alr yanma.
Drt, kyllerin de hepsi onun kulu. Kasmn iine bakmayn. O bir kere olur.
Yoksa kyller, salt Mahmut Aann gzne girmek iin, hepimizin derisini,
babalar, analar, ocuklar olsak da derimizi yzerler. Syleyin imdi ne
yapacaz?"
"amlyola gideceiz. Ne yapp edeceiz bu gece, sabaha kar da olsa oraya
ulaacaz. Hadi sen yola k Mslm." "Nasl ularz Memed?"
"Ularz Hocam. Ben kese yollar biliyorum. u da anca amlyolun stne
deriz. Yolumuz ok sarptan geiyor ya, ne yapalm."
Mslm atnn ban evirdi, doludizgin krba gibi inen yamurun altnda
gzden uzaklat.
566
tekiler kayalarn arasndan yer yer amlar, allar km ee gibi ptrl,
arklarn dolayan daa vurdular. Durmadan yamur biteviye usul usul yayordu.
Tfeklerinin azn yere evirmi ekyalar dik yamac trmanyorlard. Memed en
ndeydi ve bir geyik gibi sekiyor, tekiler onun ardndan zor ulayorlard.
Gece ortalk gz gz grmez bir karanlkt. Hibirisi nereye bastn, ne
yaptn, ne yne gittiini bilmiyordu. Gn alncaya kadar Ferhat Hoca iki
kere sele kapld. Birincisinde onu zor kurtardlar. kincide Hoca bir dala
yapm avaz kt-mca baryordu, yerini kolay buldular. Kasm da bir
uurumun kuyu gibi derin dibine dt. Ondan umudu kestiler. Bir yarm saat
sonra dt yerden kageldi. Dt yer yumuack bir dere yata,
kumlukmu, azck sol baca incinmiti.
Kaya, al, orman, da, su demiyor, nlerine dm Memed kedi gzleriyle
karanlk demiyor ilerliyordu. Gedie geldiklerinde ortalk azck mt.
Aadaki kyn birka evinin de bacalar ttyordu.
"Geldik," dedi Memed.
"Geldik ya, ldk," diye karlk verdi Ferhat Hoca.
Memed:
"Temir," dedi, "kyn u en ucundaki eve gidecek kadar halin kald m?"
"Kald," dedi Temir. "stersen bir bu kadar daha yrrm."
"yleyse o eve git, evde kim varsa, kadn, erkek, ocuk H-drn evine gnder.
Hdr al buraya gel."
Temir koarak, sanki bu kadar yolu o yrmemi, gecenin karanlnda, yamur
altnda o allklara dmemi, aalarn gvdesine o toslamam gibi yamac
aa indi. Berikiler, byk bir sedirin duldasnda oturdular. Burasn hi
yamur tutmam, sular biribirinin stne yapm geni dallarn stnden kayp
gitmiti.
"Bir ate yaksak m?" diye sordu Kasm. "Kururduk. Ben titriyorum."
"Hepimiz titriyoruz," dedi Ferhat Hoca.
567
"Drt bir yandan kuatldk Kasm," dedi Memed. "Farknda deil misin, nasl
ate yakarz?"
Kasm stelemedi.
Bundan sonra hibirisi bir daha konumad. Balarn nlerine drp daldlar
gittiler. Aadan bir atrt duyuncaya kadar da yle kaldlar.
"Geldik," dedi Temir. Koarak yokuu kyor, ardndan da, ok gerilerde kalm
Hdr Aa geliyordu. Aacn altna geldi, daha soluunu toparlayamadan:
"Konumuyor," diye yaknd, "bu Hdr mdr nedir, azn amyor. Bir eyler
dnm olacak bu kyde ya ben bir ey anlayamadm. Gelsin hele."
Gitti, srtn aacn gvdesine dayad.
"Buyur Hdr Aa," diyerek Memed Hasann babasn yolda karlad, koluna girdi
sedirin altna getirdi. Ferhat Hoca da, Kasm da onu biraz aaya inerek
karladlar.
"Ho gelmisiniz Aalar. Bu karde Ferhat Hoca m?"
"Odur," dedi Memed.
"Biz Hocamz bu dalarda ok severiz. O, Allahm bir ermiidir. Uzun yllar biz
onu Hzr sandk. Sonra da anladk ki o Ferhat Hocaym."
"Hzrdr," dedi Memed. "O Hzrdr da bizi Ferhat Hoca donuna girmi
kandryor."
"Kandrmam," diye gld Ferhat Hoca.
"Buyurun eve gidelim yleyse. Scak orba sizi bekliyor evde. Hem de duman
stnde."
"Kuzgun Veli nerede?"
"Bo verin Kuzgun Veliye de siz eve gelin."
"Hani bu gece?"
"Ge kaldnz, kardk onlar. Merak etmeyin, bir daha gelecekler."
Arkasna dnd yrd, tekiler de onu izlediler.
Kye girdiklerinde btn kyllerin darya dklm, onlar beklediklerini
grdler. Aralarndan geip Hdr Aann evine, konuk odasna geldiler. Konuk
odas ok geni, byk pencereleri aadaki ok derin, baknca ba dndren
uuruma alm, dam krmz kiremit deli, btn duvarlar tahta oymal,
taban seme kilimli, inke tandan rlm byk
568
\
ocakl, iki duvarna boydan boya karlkl sedirler konmu bir odayd.
"ok slanmsnz, soyunmaz msnz?"
Hdrm dilinin altnda bir eyler olduunu Memed oktan anlamt. Yoksa bu
sabahn erkeninde, daha gn yeni dodu doacakken, krba gibi indiren yamurun
altnda btn kyller darya dklp niin onlar beklesinlerdi? Bu kyde bir
eyler dnmt ya, acaba neydi? Ferhat Hocayla kiminde gz gze geliyorlar, bir
eyler dndn gzleriyle konuuyorlard ya, ne olduunu karamyorlard.
"Soyunuruz," dedi Memed.
Biraz sonra Hdr Aa elinde drt kat amarla geldi.
"Bunlar giyin. ocuklar giyitlerinizi atee tutup hemen kuruturlar siz
orbanz ierken."
Teker teker yan odaya girip soyundular, kuru amarlar giyinip ktlar. Onlar
giyininceye kadar da byk bir bakr sini gelmi ortaya konmutu. Sinide st
yal, krmzbiberli, sarmsakl tarhana orbas ttyordu. Hdr Aa da uzun,
az geni taslar ortadaki byk kaptan tarhanalar kepeyle alyor
dolduruyordu.
"Buyurun hele..."
Ocak grlyordu. Drt a kak drt yerden tarhana taslarna saldrdlar.
Ardndan tereya, ak petekli, pren kokan bal geldi. Bir iyice karnlarn
doyurdular. Bir gen kzla bir delikanl geldiler siniyi, taslar, kaplar
kaldrdlar.
Memed kendini brakm, ocan scana kendisini kaptrm gitmiti. Hocaysa
tetikteydi. orba ierken bile tfeini kucandan ayrmamt.
Sofra kaldrlr kaldrlmaz, nce yallar, ardndan da tekiler birer ikier
odaya gelmeye baladlar. Her gelen, "merhaba, ho geldiniz," diyor, bir yere
oturuyordu. Oda iyice dolup da ykn alnca Hdr Aa ekyalarn kurumu
giyitlerini getirdi. Gene teker teker teki odaya gittiler giyinip geldiler.
Krmz izgili, azlar geni, kulpsuz fincanlarda kahveler geldi. Scak
odann ii ar bir kahve kokusuyla koktu. Adamlar kahveyi ierlerken Hdr Aa:
"Getirin," dedi.
569
ki delikanl nlerinde rlplak, zayf, zayflktan kask kemikleri darya
frlam, ok uzun boyunlu, yank tenli, gzlerinin feri snm, elleri arkasna
balanm bir adam odaya getirdiler. Adam korkulu gzlerle yreye bakyor, ne
eilmi hayasn bacann arasna alp saklamaya alyordu.
"Buna Kuzgun Veli derler. etebadr. nce Memedi ldrmek iin buraya, bizim
kye kadar gelmitir. Buyurun, biz de onu amlyol ky olaraktan size teslim
ediyoruz."
"Sa olun," dedi nce Memed.
"tekileri de getirin."
Delikanllar teki plak ekyalar da getirdiler. Hepsinin de kollar arkadan
balanmt. Hepsi de ne eilmiler hayalarn saklamaya alyorlard.
"Beni niin ldrecektin Kuzgun Veli?"
"unun iin ki nce Memed, seni ldrrsem beni affedeceklerdi. Ben de u
dalardan bkmtm. Aada ovada iftliim, varlm, karlarm, ocuklarm,
her bir eyim vard. Krk yldr bu dalara nasl dayandm, bilmiyorum. Krk yl
her gn her gn ldm. mrm kalmsa bir ylck da, bundan sonra lnceye kadar
da rahat yaayaym, dedim, her gn lmekten-se... Nasip deilmi. Bu alak,
insanlktan km kyller beni al ile avladlar. Bir kurtulabilsem imdi, hi
umut yok ya, bu kyllere yapacam bilirim ben. Hi yerinme, sevinme nce
Memed, senin sonun da benim sonum gibi olacak. Sen temiz bir ocuksun. Bu
kyller seni de benim gibi yakalayacaklar, stelik nce Memede deil de
candarmaya teslim edecekler. imdi benim azck da olsa bir umudum var. Senin
hi olmayacak."
"Neymi o senin azck umudun?"
"O da sensin. Sen azck yiit bir ekyaysan beni brakrsn. nk hibir
ekya byle eli kolu bal bir hasmn ldrecek kadar klmez."
"Sen benim hasmm deilsin."
"Ben kim olursam olaym, seni ldrmeye geliyordum. Bu yzden de imdi ben senin
eline dtm, beni ldreceksin. Silahsz, rlplak, o da u alak kyllerin
yakalad bir dmann ldremezsin. Bu insanla yakmaz. Eer be570
ni ldrrsen, azck mertlik kalmsa sende, lnceye kadar kendini
balamazsn. Ben lrken senin insanln, yiitliini, cmertliini, iinde
ne gzel eyin kalmsa onun hepsini de alp gtreceim. Beni brakmak
zorundasn. Beni brak, ver silahm elime, seninle kar karya, teke tek
dvelim."
"Haklsn," dedi nce Memed. "Dur da Ferhat Hocaya soraym."
"Kuzgun Veli hakl," dedi Ferhat Hoca. "O bizim dmanmz."
"Hoca," diye bard Memed, "sen yanlsn. Ben onu kendim iin, o, beni
ldrmeye geldi, diye ldrecek deilim. imdi teke tek biz onunla vuruursak, o
da beni ldrrse bu kyller ne olur? Kuzgun canavar btn bu kyleri yakmaz
m, ta stnde ta, gvde stnde ba brakr m? Benim derdim bu. Yoksa ben
byle zalim, byle bir kan iiciyi, yol kesiciyi, fakir fkaray soyucuyu
karma alr da konuturur muydum."
"Ben fakir fkaray hibir zaman soymadm. Sen beni brakrsan eer, belki
seninle bir daha hi kar karya gelmem ama bu kylleri senin dediinden de
beter ederim."
"Syle Hocam, buna ne diyorsun?"
"Ben syleyeceimi syledim Memed."
Kyller susmular, olan biteni seyrediyor, dnyorlard.
Hdr Aa olduu yerden ayaa kalkt:
"Brak gitsin Kuzgun Veliyi nce Memed," dedi. "Bizim iinse sen hi ksm
ekme. Biz de senin o bildiin adamlardan deiliz. Ekya Saryan bizi gafil
avlamt. O zaman kymzde drt tfekten baka tfek yoktu. imdi ky bir
cephanelik gibi. Bizim de gzmz ald. Sen brak Kuzgun Veliyi istiyorsan.
Bizi dnme, onun bu kye bir daha gelecei varsa, grecei de var." Kyllere
dnd: "nce Memed braksn m Kuzgun Veliyi?"
Kyller hep bir azdan:
"Braksn," dediler.
"Byle ka gn dayanrz?"
"Kyde de ok cephane var, belki gn, drt gn. Bilemedin be gn."
" gn iinde btn yremiz yzlerce, binlerce askerle
573
dolar. Bugn bu kuatmay, en ok da bu gece yarp kamazsak bizden hayr
bekleme Hocam, hepimizi teker teker keklik gibi avlarlar."
"Ne dnyorsun?"
nce Memed Hocay elinden tuttu, uurumun bana gtrd. stlerine kurun
yayordu, ta ynlarnn ardnda durdular. O ksa boylu ekya da
yanlarndayd. Az sonra, nereden ktysa, oban Mslm de geldi aralarna.
"Ben u uurumdan aa insem de, bu gece onlar varsam da arkalarndan
kuatsam, onlar da..."
Ferhat Hoca uurumun ucuna geldi, aaya bakt:
"Abooov, ocan yana Memed," dedi, "bakamadm bile, dibini bile gremedim
uurumun! Sen buradan nasl aa ineceksin? Bir dersen bin para olursun."
"Ben ok indim byle uurumlardan. Eskiden, geyik avlarken."
"Bu uurumdan inemezsin. Ku kanadyla, ylan beliyle de inemez."
"Ya inerim, ya da burada hepimiz candarmalara yem oluruz. Candarmalar bizi
yakalarlarsa sa m brakrlar sanyorsun."
Memedle Ferhat Hoca arasndaki tartma uzayp gidiyor, ky saranlarn yaylm
atei de gittike oalyor, Kasmla Te-mir de yanlarndaki Kuzgun Velinin
adamlaryla ayn younlukta onlara karlk veriyorlard.
"Senin Kasm iyi dvyor."
"Gece yarsna kadar onlar arkalarndan..."
"Bu uurumu inemezsin. Baksana, usuz bucaksz, bir de duvar gibi dimdik."
Bu srada orada durmu bekleyen, bir kzarp bir bozaran oban Mslm:
"Ben Memed Aam buradan indiririm," dedi.
"Nasl indirirsin?"
"Ben yolunu biliyorum. nce ben nlerinden inerim, sonra da onlar benim ardmdan
gelirler. Eer bana da bir tfek verirseniz..."
"Sen tfei ne yapacaksn?"
"Ben de ite onlara..." Kyn dndan ate edenleri eliyle
574
gsterdi. "Ben de... Bana tfek vermezseniz, ben de burada kalrm. Ben bir
oban ocuum, kimse bana bir ey yapmaz."
Ferhat Hoca duvarlarn dibine sinerek Kuzgun Velinin lsne kadar gitti.
Mslmn bu tfee gz koyduunu anlamt. Ekyann stndeki btn silahlar,
kurunlar, bir de onun kuburunu ald geldi, "Al," dedi oban Mslme verdi.
oban Mslm, elleri ayaklan biribirine dolanarak silahlan kuand.
"Memed, sen de bu kuburu al... Azna kadar altn dolu. Sana bir gn para
gerekebilir."
Memed hibir sze varmadan, gm savatl, ok gzel bir deriden ilenmi, gl,
ceren, at ba kabartmal kuburu ald beline balad. Kubur ok ard ve ancak
altn bu kadar ar olabilirdi.
Ferhat Hoca, "Ben gidiyorum, adamlar bizimkileri ok sktryorlar. Byle
giderse akama kadar dayanamayacaz," dedi, yanndaki iki kiiyle kyn sol
yanma, uurumun teki ucundaki kayala kayd.
"Hoca oray tutarsa bir gn de, iki gn de dvr, karsnda bir ordu da
olsa."
Az ilerde durmu kalm Kuzgun Velinin ksa boylu etesi hibir sze varmyordu.
"Senin adn ne?" diye onun varlnn farkna varan Memed sordu.
"Sahan."
"nebilir miyiz dersin buradan aaya paralanmadan?"
"neriz."
"yleyse Mslm, d nmze."
Mslmn yz kpkrmz olmu, surat aslmt. Olaanst bir ie hazrlanm
insanlarn temkinindeydi. Ynn gndouya dndrd, uurumun kysndaki uzun,
hendek gibi bir ukura indi. ukurun iini keven dikenleri, allar, kurumu
otlar azna kadar doldurmutu. Memedle Sahan da onu izlediler. Mslm, kiminde
gbee kadar suya batyor, ama hendekten kp da darda yrmeyi nedense
drt kii olduk imdi, atee bir balarsak sarldklarn sanarlar, hele bir
ikisini vurursak..."
"Vururuz," dedi Memed. "O kolay. Tfeklerinin yalmna ate aarz, o tamam.
stediim kadarn..."
"Dana gibi brtrz," dedi Sahan.
577
"Bu karda kim?"
"Bu Sahan," dedi Memed. "Bu da oban Mslm."
"Kuzgun Veli etesinden Sahan bu mu? Abooov Memed, sen de adamn hasm
bulurmusun! Kuzgun Veli kim ki, onu Kuzgun Veli eden bu Sahandr derler. Ne
oldu Kuzguna, size mi katld?"
Memed olay olduu gibi ona anlatt.
Sefil Ali:
"yi olmu," dedi. "imdi benim kayaya gidelim. Kayann arkas bir sarp ki
kartal bile uamaz."
Kayaya vardklarnda Sefil Alinin at onlar kineyerek karlad. Yukardaki on
altlk ayn nnden hzla bulutlar geiyordu.
Atn stnde bir sazn karartsn gren Memed:
"Demek sen daha akl brakmadn Ali," dedi.
"Ben ekyal braktm. ncesi gn kye geldiimde senin yeniden daa
ktn, bu kyde olduunu duydum. Tfeimi aldm dtm yola."
Ali daha szn bitirmeden nlerinden youn bir cayrt balad.
oban Mslm:
"Ben de ok candarma ldreceim."
"Ekyalar candarma ldrmezler," diye onu azarlad Memed.
"Ya, onlar ekyalar ldryorlar."
"Onlar ldrrler."
"Ekyalar candarmalar ldrmezler de ne yaparlar yleyse?"
"ok skrlarsa yaralarlar."
"Skmazlarsa?"
"Kaarlar."
"Ya ben Kerti Aliyi grrsem?"
"Onu vur," dedi fkesini belli ederek nce Memed. "ldr onu. O bir zalim,
ikenceci..."
Candarmalara ilk atei Mslm at. nc kurununda aadan bir bart
geldi.
"Grdm," dedi Mslm. "Tfeinin yalmyla birlikte de nian aldm. ldrmedim.
Omuzunu deldi geti kurunum."
578
"Sus , konuma," dedi Memed.
Dalmlar, aay youn bir atee tutmulard. Sanki drt adam deil de krk
adam ate ediyordu. Koarak, saa sola atlayarak, elleri makina gibi ileyerek
kendilerini oaltyorlard. Candarmalar iki ate arasnda kaldklarn oktan
anlamlar, aknlktan atelerini seyrekletirmiler, ate emberinden bir an
nce, gn domadan syrlmann yollarn aryorlard. Bu ekya kalabal gn
dounca hepsini keklik gibi avlayacakt.
Kimseye haber vermeden adamlaryla nce Memedi izlemeye kan Mahmut Aa
Kzlkartallda Yzba evketle karlam, Kuzgun Velinin amlyol kynde
nce Memedi yakaladn duymu, Yzbayla birleerek hzla bu yne kaymlar,
amlyol kyn kuatmlard. Mahmut Aa da, adamlar da bu ky, bu yreleri
ta ta, al al biliyorlard.
"Bastryorlar Yzbam. Sandmz gibi bunlar birka kii olamazlar. Sarldk.
Hem sarldk, hem de kydekiler yaman dvyorlar. ok usta adamlar. Biz
onlardan ancak bir kiiyi vurabildik, onlarsa bizim yarya yaknmz
yaraladlar. stesey-diler hepimizi vururlard. Skrlarsa, sabah da olursa
bizim bir tekimizi brakmazlar. Onlar, candarmadr diye ldrmeye skmyorlar.
Gn doup da bizi byle grrlerse... Ben ekiliyorum, una aa doru."
Yzba evket ok fkelenmiti:
"nce Memedi bir daha m kardk?"
"Belki kaamam, belki onu ldrmtr Kuzgun Veli."
"Ya o Kuzgun Veliyi ldrmse?"
"Tamam m?" diye heyecandan kslm, titreyen sesiyle sordu Mahmut Aa.
ri adam:
587
1
"Tamam," diye bard.
"Ellerini kollarn balayn."
"Bir tanesi yaral."
"Onu da balayn."
Ksa bir srede drt kiinin kollarn arkalarna baladlar, Sefil Aliyi de
yukardan getirdiler.
"Muhtar arn."
Sar avu olan biteni duymu, don gmlek darya km aval aval Mahmut
Aann yresinde konumadan dnp duruyordu.
"Sar avuu aln getirin."
"O burada," dediler.
"Vay, seni kocam kpek, demek benim kymde, benim evimde dmanlarm, bu
milletin canna kast etmileri saklarsn ha? Seni kocam uyuz it seni. Bana
neler geleceini hi u aklsz bann keciinden geiriyor musun?"
"Azn topla Mahmut, ben kocam kpek deilim, kocam kpek olan sensin."
"Syletmeyin u deyyusu, balayn ellerini. Senin derini yzeceim senin,
kocam akal."
"akal senin baban. Hem de sensin. Hem de slalen."
"Getirin u dinsizi yanma."
Mahmut Aann boa aletinden krbac arka arkaya ylan sl gibi terek
saklad.
"Muhtar gelemiyor Aamz."
"Nedenmi o?"
"Avrad onu odaya kitlemi."
"Gidin de krn kapy."
ki ev tedeki evden bir sre pat kt, kap gcrtlar geldi, az sonra da
kesildi.
"Oooo Muhtar, baba dostu, insan Aasn byle kilitli kaplar ardndan m
karlar?"
"Kusura kalma Aam, avrada kendimi kilitlettim."
"Nedenmi o?"
"nkleyim ki Taz Tahsini sana ben gnderdim. Piman olurum da onlara, Taz
Tahsini sana gnderdiime..."
"yi yapmsn."
588
"Bize buyurun."
"Size geleceiz ya, u ekyalar nereye koyacaz?"
"Hele eve gidelim de... Onlar da alp..."
"Doru..."
Kyde iki katl topu topu iki ev vard. Bir tanesi Mahmut Aann kona, bir
tanesi de Muhtarn eviydi. Ekyalar nde, Mahmut Aayla adamlar arkada, bir
anda olay duyup alanlar, ev aralarn doldurmu kyl kalabaln yardlar,
Muhtarn evine geldiler. Kalabalktan t kmyordu. Sanki hepsinin kan
ekilmi, kupkuru aalara dnmlerdi.
Muhtarn konuk odasnn kaps akt ve kars elinde anahtarlarla kapnn
krk kanadnn nnde duruyordu. Kadn ocaa da st ste ktk atm,
ktkler tutumular, bol yalmlarla yanyorlard. Oda aydnlkt.
Mahmut Aa geti baa oturdu. Adamlarndan bei de alt alta onun aasna
sedire sralandlar. teki adamlarnn bir ksm darda, bir ksm da ierde
elleri tetikte bekliyorlard.
"ndirin onlar sedirden, o ekyalar... Kim oluyormu onlar! Aalk yol
kesiciler, soyguncular... Getirin onlar, yere, u ayamn dibine oturtun.
Bizim Muhtar da bu kefen soyuculara paa muamelesi yapyor."
Muhtarn sedire oturttuu ekyalar Mahmut Aann adamlar aldlar, Aann
ayaklarnn dibine yan yana dizdiler.
Mahmut Aa bir sre onlar szdkten sonra, batakine:
"Hey yaral, sen kimsin bakalm? ok da utanga bir adama benziyorsun."
dam, savran kurmu sar iekli, mor kevenli koyam, yaz bahar aylar gelince
nennilenen ormanm, sarasmalarm, veyiklerim, ball incirlerim, bin iekten
bin koku derleyen arlarm?
"Gelmez olaydn da ieklideresine, nce Memed!"
"Grmez olaydk o devrilesi boyunu."
"Prtlemi kurbaa gzn."
"l, daarck yzn."
"Yal kurunlardan gidersin inallah, nce Memed."
"Leini itler srkler inallah nce Memed."
"Kartallarn aznda kalr her paran, her bln inallah nce Memed."
"nallah seni bir ingene asar, nce Memed."
"Onmayas..."
"Gn grmeyesi..."
"Yln yln, ylancklar kararak da hapislerde ryesi nce Memed."
"Mezar yz grmeyesi..."
Kayalklara saklanm ekyalara kadar kyn lklar, patrtlar grltleri
geliyordu.
"Hocam, bir ey var bu kyde. Bir ey oldu onlara."
"Oldu," dedi Ferhat Hoca. "Mahmut sabahleyin uyannca..."
"Ne yapar onlara Hoca?"
"Kasmn kyne ne yapmsa, ondan beterini de, hem de bin beterini bunlara
yapacak."
599
"Ne yapalm yleyse, Hoca?"
Hoca ona karlk vermedi.
Aralarnda uzun bir sessizlik oldu. Hi kimse konumuyordu. Kyn stnden bu
yana durmadan top top kular uuarak yorgun geliyorlard.
Kyde seslerin kesildiini neden sonra fark ettiler.
"Ne oldu, Hocam?"
"Kt bir ey oldu. Seslerin byle birdenbire kesilmesi hayra alamet deil."
"Tam bizim kyde de byle olmutu," dedi Kasm. "Allah dman bana vermesin
byle bir derdi."
Bu srada aadan, kayalklarn arasndan Mslmn krmz fesli ba gzkt.
"Nereden buldun o fesi?" diye ona takld Ferhat Hoca.
"Sar avu verdi."
"Nasl o?"
"ok inliyor ya, iyi."
"Ky nasl?"
Mslm ky, kylleri, Memede ovenleri en ince ayrntsna kadar onlara bir
bir anlatt.
"Demek byle ha!"
"Byle," dedi Mslm. "Hi anlamadm bu ii, ne var bir gmede de bu kadar
alyorlar, kyameti koparyorlar? Biz her gn gyoruz. Gmek daha iyi deil
mi?"
Ayaa kalkm Hoca onun omuzunu okad:
"Konup gmek daha iyi ya, bu insanlar o tad oktan unuttular yavrum. Mslm.
Senin ocuklarn da unutacak. G sz edilince de aadakiler gibi kyameti
koparacaklar."
"Sanki dnya batyormu gibi..."
Ferhat Hoca Memedi elinden tuttu, kendine doru ekti:
"Gel," dedi, "gel de urada birazck kendi kendimize konualm."
Bir kayann dibine, srtlarn talara verdiler oturdular.
"imdi iyice anladm ki, olum Memed, bu ekyalk sana gre deil. Aadan
sesler gelirken ldn ldn de dirildin. Eer kyl srgn edilir de, yleye
benziyor, ieklideresi ky Sakzlya benzerse sen kolay kolay ayakta kalamaz,
yaayaORHAK Khff^t
,
6o
mazsn. Bu i baka i, senin gibi ocuk yreklilere gre deil. Senin yznden
bir ky azck alad diye neredeyse dp u kayalarn iine lecektin. Ya
yarn senin yznden Faruk Yzba, Aalar, Beyler btn Toroslar dayaktan,
ikenceden, zulmden geirirlerse, ya yarn brs gn btn Toroslar bir feryad figana dnerse, senin halin nice olur Memed?"
Memed boynunu bkm konumuyordu.
"Bak yavrum, sen bir deli atn bile tek bana dada kalmasna dayanamyorsun.
Neredeyse zntnden ont olacaksn. Seni ldrseler de sen bir insana ate
edemezsin. Benim anlamadm, sen nasl Abdi Aay, Kel Hamzay, Ali Safay
ldrdn? Bana yle geliyor ki onlar sen ldrmedin. Azck anlyorum ya, az
daha Yobazolunu ldrecektin atn yakalamaya gitmiyor da, ban alp kayor
diye. Bak Memed, senin o belindeki kuburda ok altn var Kuzgun Velinin, sana
bir mr boyu yeter. yi ki Mahmut grmedi. Ben de nce Memed adn bu dalarda
eksik etmem. lnceye kadar seni bamda, yanmda tarm. Hi kimse senin dze
indiini bilemez ben lnceye kadar. Ben lnce de bir baka nce Memed kar."
"kar m, dersin?"
"kar," diye topra yumruklad Ferhat Hoca. "Sen nasl ktn? u topraktan,
u sar idem, bak, topra nasl yarm kmsa, bak, nasl yzmze gn
gibi glyorsa, insanlarn iinden de nce Memedler byle kacak. Beni
merak etme. Ben imdi dalardan, ormanlardan benim kye giderim."
"Sefil Aliyle birlikte gidin."
"Olur."
"Ben de Kasm, Mslm alrm. Temir ne oldu acaba?"
"Sen onlar merak etme, ben yaknda bulurum."
"Hakkn helal eyle Hocam."
"ok ocuun olsun."
Kucaklatlar.
Ekyalarn yanna geldiler. Ferhat Hocann sakal titriyordu. Durmadan da
gzlerini kirpitiriyor, ellerini ovuturuyordu.
"Haydi siz salcakla kaln. Ben, Kasm, bir de Mslm, biz gidiyoruz."
601
Helallatlar.
Memed arkadalaryla kye geldi. Gn yklm gitmi, glgeler uzamt.
Kyller alanda durmular kalmlard. Yamatan inen nce Memedi, o daha ok
uzaklardayken grmlerdi.
nce Memed aralarna gelince hibir tepki gstermediler. Ne balarn evirip
baktlar, ne konutular, ne de ona bir kt sz sylediler, yle orada balk
gibi devinimsiz kalakaldlar. Sadece Emi Hatun ona srtn dnd. Memed,
yannda Kasmla Mslm kyn iinde bir oraya gitti, bir buraya... Bir sre
doland durdu. Kyden t kmyordu. Sonunda Sar avuun evine yolland. Evde
kimsecikler yoktu. Sar avu da ocan yanna serilmi yatakta tek bana
inliyordu.
Memed vard, avuun yanma diz kt:
"Gemi olsun avu Aam."
"Sa ol Memed. O kafir gitmi. Gitmi, gitmi ya ky de bitirmi. Ben bunu ona
brakmam. Sar avuun bunu ona brakacan sanyorsa aldanyor. Ayaa kalkar
kalkmaz onu ldrecek, ban da kesip smet Paaya yollayacam, bunlar
bamza siz cellat eylediniz diye. Mustafa Kemal Paama da bir mektup
donatacam ki mektup derim sana. te o zaman bu kasaba aalar grrler
Hanyay Konyay... Ky srgn ediyor sidikli Mahmut, varsn, ne olacak, biz de
ukurovaya gideriz. Gider de karaallklardan, kamlklardan, sazlklardan
toprak karrz. Bizim kymzn delikanllar ok gldrler.. Bir kye
yetecek kadar orman, karaall alt ayda hopur eder, tarla karrlar."
Yanna km Memedi kolundan tuttu:
"Sen ok zlme benziyorsun. Aldrma bizim kyn kadnlarnn senin iin ileri
geri konutuklarna. Canlar yanyor da, kylerinden srgn ediliyorlar da onun
iin yle azck ac konuuyorlar. Yoksa onlar sana hi kyarlar m? Sen lnce,
bizim kyn kadnlar senin stne yle bir atlar yaktlar ki, u dnyada
hibir kadn ad gzel kendi gzel Hazreti Muham-med stne bile byle gzel
atlar yakm deil... O kadnlar ite dn gece de..."
Gzleri lad, sznn gerisini yuttu.
602
"Dn gece de peri kzlar, bin tane, iki bin tane, ak libaslara brnmler
geldiler de, bizim kadnlar da onlara, salt sizin glden nazik hatrnz iin
Taz Tahsin szn yeni bitirmiti ki bir atl daha geldi. Atnn burnu imi,
krk gibi soluyordu.
"nce Memedi yakalad Mahmut Aa."
O gn akama kadar atllar geldiler geldiler gittiler. Taz Tahsin arya
dm nce Memedi nasl yakalattn nne gelene anlatyor, ama o eski
kebap dkkannn nnden gemek yrekliliini bir trl gsteremiyor,
pazaryerine gelince belki yz adm tesinden geiyordu kebapnn.
Sonunda Topal Ali buldu onu. "Gel bakalm Taz Tahsin," dedi. Taz Tahsin olay
ona da bire bin katarak, kvantan kendinden geerek anlatt.
"Eer bu yaptn doruysa seni ldrrm ulan boklu Taz."
"Neden, ne yaptm ki ben sana?"
Gz dnm, boyun damarlar imi, byklar diken diken olmu Topal Ali
hmla onun stne yrd. Taz eer atik davranmayp da Alinin eline bir
geseydi, krlmadk yeri kalmazd.
Topal Ali fkesini yenemeyince Molla Duran Efendiye gitti, onu gren Duran
Efendi:
"Duydum Ali, duydum," dedi. "ok yandm nce Meme-" de. Diri yakalam onu
stelik de o kafir. Keski onun lsn
607
ele geirseydi Mahmut. ok ktlk edecekler nce Memede. Ona ok hakaret
edecekler. nsanla yakmaz zulmlerle, ikencelerle aalayarak
ldrecekler. lmden de bin beter edecekler onu. Bu yoz kasaballar, ben
bunlar ok iyi tanyorum, almalar yaman olur. Bunlar insanln dna
dm, hibir hayvann da..."
"Onu kurtarmak mmkn deil mi?"
"Dur hele, dur Ali, gn domadan neler doar. Dur hele dur, o kadar zlp de
kahretme kendini. nce Memeddir o."
"O bir ocuktur, iyi, temiz yrekli bir ocuk. Bu i burada bitti. Ben de o
Mahmudu yaatrsam bana da Topal Ali demesinler."
"Dur hele dur Ali. Ben imdi Belediyeye gidiyorum. Sen de arya k. Dur Ali,
zlme, biz de varz. Gn domadan neler doar."
Yzba Faruk ok zgnd. Kaymakamn, Belediye Bakannn, tekilerin
dediklerini hibir zaman yapamayacak, can-darmalarn alp Deveboynunda Mahmut
Aay, Yzba evketi karlayamayacakt. Arif Saim Bey, Vali, l Candarma
Komutan, ileri Bakan da emir verse bu ii yapamayacakt.
"Asm avu, bir olay kmal bu gece kasabada. Biz de askerimizi ekip ya u
yana, Dldl dana doru gitmeliyiz, ya da ovaya aa inmeliyiz."
"Olur Yzbam. Ali Onba bu gece sivil giyinip bana krmz bir fes takar,
geer kasabann st bana sabaha kadar kasabay kurunlar. Biz de onu Hemite
dana, Osmaniye stne doru kovalarz."
Yzba kvanlanmt. Ne olursa olsun, kendisine haber vermeden nce Memedi
yakalamaya daa kan Mahmut Aay, ona yardaklk eden, stelik de kendi
blgesine girerekten ekya avlayan o igzar evketi karlamayacakt. O, nce
nce Memede fiske bile vurdurmayacak, ne boynuna ip taklp kasabada
dolatrlacak, ne ona kimse tkrecek, ne de onu en kk bir biimde de olsa
kimse aalayabilecekti.
"Biz gidiyoruz Yzbam. Biz kasabada yokken bu katil nce Memede neler
yaptrmaz ki..."
"Hibir ey yaptramaz," diye yumruklarn skt Yzba.
608
"Ben Kaymakama tembih ederim, o da benim szmden kamaz. Kasaba dna
kmasak da, o katili karlamasak... Onu da ele aleme ilan etsek... Olmaz,
deil mi? O zaman kskand da Yzba... Demezler mi?"
"Derler."
"nce Memede en kk bir hakarette bulunsunlar da greyim onlar. Hepsini
delie tkarm."
"Korkarlar."
"stelik de nce Memedi astrmayalm, Asm avu, yle deil mi? Onun Abdiyi,
Ali Safay, Kel Hamzay ldrdn gren var m?"
"Yok. Hi kimse onun karncay incittiini bile grmemitir."
edebilir? Yaknda nce Memed de, bu talihsiz kii de, bu halkmzn bir ermi
mertebesine ykselttii mbarek insan da bizim gibi hr, serbest bir vatanda
olarak bu topraklarda dolaacaktr. O bir ehit yavrusudur. Dedesi anakkalede,
babas Yunanda, bir amcas Sarkamta, days Kanalda, br amcas Galiyada
kalmtr. Btn bunlardan tr bu vatanda hr ve serbest dolamay o
hepimizden daha ok hak etmitir. cap ederse ben onun iin Hakim Beyle de, Arif
Saim Beyle de greceim. cap ederse ben onun iin Ankaraya kadar giderim. Siz
hi zlmeyin, ben nce Memedi, bu mbarek kiiyi, o ieklidereli Mahmuda
yedirmem, o kan iiciye, o zalim, o kyleri srgn edene, o slk gibi btn bu
dalarn, ovann kann somurana... Tanr ahidim olsun ki, u koca ovadan ona,
bundan sonra da deil bir dnm, bir karlk bir toprak parasn bile
vermeyeceim."
Belediyeden sonra konumalar gece ge zamanlara kadar da lokantada ierek
srdrdler.
Sabah olurken de kar tepeden bir cayrt koptu. Ekyalar gene kasabay
basmlard. Yzba yarndan tezi yok kasabay basanlar izlemeye kacak, o
srada da Mahmut Aa kasabaya gelecekti. Kasaba ileri gelenleri de ister
istemez, Yzbay karladklar gibi deilse de, onu gene grkemli
karlayacaklard. Yzbann kasaba baskn oyununu oynayaraktan bylece ay611
rlmas iyi olacakt. Onun yannda kimse Mahmut Aay ku-caklayamaz, coamaz,
onu gkyzne karamazd. yle grkemli karlayamazlar, kasaba bayraklarla
donatlamaz, Turgut Saim o gz yaartc sylevini, yrtnarak, kendini
paralayarak, lp lp dirilircesine syleyemezdi. Btn bunlar yapsalar da
tad olmazd. Gen, Cumhuriyet ocuu Yzbaya kar biraz ayp olurdu. Zaten
Mahmut Aa nce Memedi yakalamakla ona yapacan yapmt.
Molla Duran Efendi eve gece yarsndan sonra ancak gidebildi. Topal Ali gzleri
imi, yz bir iyice krm, on be ya daha kocam, onu bekliyordu.
"Haydi gzn aydn Ali, mjdemi isterim."
"nce Memed kam m?"
"Kamam Ali."
"Ya ne olmu yleyse?"
"nce Memed Abdi Aay ldrmedi mi?"
"Benim bildiim..."
"Senin ne bilip bilmediini bilmem. nce Memed Abdi Aay ldrmemi. Kel
Hamzay da, Ali Safay da ldren nce Memed deilmi."
"Hibir ey anlamyorum, Efendi."
"Ben de anlamyorum Ali ya, dur da sana anlataym anla-tabilirsem."
Molla Duran Efendi gitti sedire oturdu, doksan dokuzluk tespihini eline alp
dualar okumaya balad.
"Gel yanma otur, Ali. nce Memedi ieklidereli Mahmut Aa yakalaynca burada
bizimkiler ldler dirildiler. Yzba da ok fkelendi, onu karlamamak iin
bir oyunlar evirecek. Emir vermi Yzba, nce Memede kimse..."
Her eyi olduu gibi batan sona anlatt.
Ali:
"Her ey aklma gelirdi de ite bu gelmezdi."
"nce Memedi de yanmza alrz."
"O zaten hi ekyalk yapmak istemiyordu, bu iyi oldu."
"nce Memed be alt yl ok iimize yarar. Ondan sonra ekya, ermi deil de
peygamber olsa da unutulur. Be alt yl da bize yeter de artar bile."
612
Sabaha kadar uyumadan konutular, tasarmlar kurdular, dler, iftlikler
gerekletirdiler.
Ali uyumadan arya kt, camiye gidip sabah namazn orada kld. Namazdan
sonra berber Kr Salihe urad. Berbere daha hibir mteri gelmemiti, Kr
Salih onu gzelce bir tra etti. Tra ederken de durmadan konutu.
"nce Memed beraat edecek. Bir ekya adam, daa alm adam dzde ne yapabilir
ki..."
"Daha o ok gen, bir ocuk o."
"Demek Abdi Aay, Ali Safay da o ldrmedi?"
"ldrmedi," diye kesin konutu Ali. "O, karncay bile incitmez, nereden adam
ldrecek... ftira."
"ftira bir ateten gmlek," dedi Kr Salih hayflanarak.
Ali Kr Salihe para verdi, berber Aliden para almad. O ktktan sonra dkkana
Murtaza Aa girdi, girer girmez de:
"Salih, Salih, kardam Kr Salih," dedi, "insanolu yan-lan bir yaratktr. Ne
ok yanlm da, ne kadar ok korkmuuz. Meer nce Memed hi kimseyi
ldrmemi."
"Ben de biliyorum Aa, o karncay incitmemi bir kimsedir. O kk bir
delikanldr, bu koskocaman Aalar nasl ldrr ki?"
Murtaza Aa biraz dnd, byklarn saa sola oynatt:
"Herkes biliyor bu Aalar, Beyleri kimin ldrdn. Bir biz bilmiyormuuz.
Daha dorusu bir ben bilmiyormuum. Yzba da, Takn Halil Bey de, Molla Duran
da, Zlf de, An-karadaki Arif Saim Bey de, btn Trkiye biliyormu, bes bir
ben bilmiyormuum. Benim de onun adn sylemeye dilim varmyor."
"Kim Aa? Kurbann olaym syle..."
Aa nazland.
"Kimdir o, Aa? Ben, ben, ben nasl olur da ben bilmem? Bu kasabada benim
bilmediim bir ey olabilir mi, syle kulun olaym."
"Diyorlar ki, btn kasaba, btn ukurova yediden yetmie onu konuuyor,
maalesef, diyorlar ki, Abdi Aay, Ali Safay da, Kel Hamzay da ldren
ieklidereli Mahmuttur, diyorlar."
613
"Vay anasn!" diye bard Kr Salih. "Bunu bilmeliydim ite. nce Memed gibi
aya arkl bir garibann bu kaplan gibi Aalar ldremeyeceini bilmeliydim.
Nasl, nasl oldu da bu kadar atladm? Kendimi lnceye kadar balamayacam.
Talip Beyi kim ldrd yleyse?"
"Bu kadar ahmak olma Kr Salih," diye ona kt Murta-za Aa. "Ayp etme
artk'. Artk onu da kimin ldrdn sen bul."
"Vay be, onu da Mahmut Aa ha? Vay namussuz kan iici adam vay! Diyorlar ki
Mahmut Aann o kadar ok altn varm ki hepsini de bankaya koymu, on bir
sandk... Doru mu?"
"Herkes biliyor, var. Nasl olmasn, onun slalesi yz yldr Torosu soyuyor.
Artk ukurova da ona kald. Bundan sonra da btn Trkiyeyi soyar soana
evirir. Bundan sonra bu kasabada onun nne duracak bir kuvvet yok. Bundan
sonra o daha ok, daha ok kaplan gibi Aalar ldrmeye devam edecek."
"Allah seni esirgesin Aa."
Murtaza Aa boynundan kuyruksokumuna kadar rperdi.
"Dilim varmyor ya, Allah bizi bu adamlarn elinden kurtarsn. Zavall nce
Memed, zavall ocuk bihakkn bu dalarda a kurt gibi yllarca kovaland, bok
yoluna. Ne hakszlk, ne vicdanszlk, ne zulm, ne adaletsizlik."
Tra bitti, berber Kr Salih hi konumadan eski bir frayla onun stndeki
kllar ald.
"Hrsl, doymaz insanlar, gzlerini toprak doyursun. Onu, o zalimi, o kan
iiciyi bir de merasimlerle karlayacaz, milli kahraman ilan edeceiz
ieklidereli katili. Hay Allah, u bamza gelenlere bakn! Bir katil, bir
masumu yakalam diye merasimler yapyoruz. Ne yapalm bizim milli geleneimiz
bu, Ouz dedelerimizden bu yana greneimiz bu."
arda esnafn bir ksm dkkanlarna ay yldzl krmz bayraklar
ekmilerdi bile. Dalardan murt dallan, yaban iekleri getirilmi, taklar
dikilmiti. Ustalar hrsla alyorlard. Pazaryerine krs kurulmu, krsnn
st, yan yresi bayraklarla rtlmt. Davulcular pazaryerine daha gn
domadan gelmiler, sabrszlanyor, bir sorumlu kiinin, al demesini
614
bekliyorlard. Kyller dalardan, ovalardan daha imdiden kasabaya ekilmeye
balamlard.
leye doru btn hazrlklar bitti. Herkes heyecan iindeydi. Artk kasaba,
bunca zamandr bekledii nce Memedi grecekti. ieklideresinden Mahmut Aay
da daha iyi, daha yakndan tanyacakt.
arnn ortasna tane tak kurulmutu, yemyeil, mavi susamlarla, yaban
iekleriyle, kasmpatlarla donatlm, her zamankilerden daha gzel. Kurbanlar
618
Kaymakam, Belediye Bakan, yarglar, savc, retmenler, Murtaza Aa, Takn
Halil Bey, Zlf, tekiler Mahmut Aay yukardaki narn orada karladlar.
Mahmut Aa yorgun, sar bir yzle atndan indi, ona karc kanlarla
kucaklat. Arkasndaki atllar put gibi kprdamadan olduklar yerde, balar
nlerinde duruyorlard.
Kaymakam, Mahmut Aa, Belediye Bakan, Murtaza Aa, Molla Duran Efendi, Hamza
Daynn otomobiline skarak Murtaza Aann evine, o grkemli takn altndan
geerek yollandlar, onlar takn altndan geerlerken davullar, zurnalar da
balad, esnaf, bu gzel gn kutlamaya gelenler de yollara dklmlerdi,
kyamet alkladlar.
Byk bir len hazrlanm, cicim sofralara bakr siniler konmutu. Yemee
oturmak iin geride kalan arkadalarn beklediler. Onlar daha yeni
soluklanmlard ki tekiler yetitiler. Murtaza Aa, o eli kanl, iri, can,
vatan millet dman nce Memedi yakalam arkada yiitler yiidi Mahmut Aa
iin yle yemekler piirtmiti ki yiyen be parman da birlikte yer, yle
lezzetli.
Mahmut Aann adamlar drt yandan nce Memedin yerini ona haber veriyorlard.
Btn dalar da, o Krkgzn piri olacak orospu yznden nce Memedi tutuyor,
onu saklyordu. Mahmut Aa tam yedi kere kapana kstrd o kan iiciyi. Beriki
hem cva gibi bir adam, hem de btn bu fakir Toroslar onun yannda. O orospu
Anack Sultan yznden de, onun yarasn Anack Sultan iyi eylemi, ocan
mhrn de ona vermi, ite bundan dolay da bu kanl katil bir ermi olmu
km. Ama meramn elinden ne kurtulur ki, sonunda Mahmut Aa onu ieklideresinde yakalayp zincire vurmu, kendi kale gibi konana da, yedi kap
arkasna hapseylemi. Ve gece yars bir grlt kopmu, Mahmut Aa dar
km ki ne grsn, btn kyller yediden yetmie darda bekleip dururlar.
Konan yresini de almlar, ky hncahn doldurmular. Sonra dalardan,
aa ovadan daha ok, daha ok insanlar akm gelmiler, akm gelmiler. ne
atsan adamdan yere dmyormu. Aya arkllar kalabal da nedense gittike
fkeleniyor, homurtular uultuya dnyormu. Sabah olmu gn alm
619
ki, Mahmut Aa ne grsn, dnya bir adam denizi olmu. Ne yapsn Mahmut Aa,
atma binmi, adamlarn yanna alm, kalabal yararak, cann kyn dna
zor atm. Bir de bakm ki, ne grsn, kalabalk, bata da kendi kylleri,
hepsi onun kylleri ya, hepsi de onun nam nimetiyle perverde olanlar ya, konaa
yrm, bir kapanmlar, sonra da kalkmlar, konan yerinde yeller esiyor.
Bu, ejderhadan korkmayan Mahmut Aann, o azgn kalabalktan d patlam. nce
Memedi, Ferhat Hocay alm kalabalk, hi durmadan, Mahmut Aann gznn
nnden, zincirleri paralayarak dalara ekilmi gitmiler.
Murtaza Aann rak kadehini tutan eli titriyor, azna kadar dolu kadehten
yreye raklar salyordu. Takn Halil kpkrmz kesilmi, boyun damarlar
imi, elinde bir keklik bu-du yle kalakalmt. Molla Duran Efendi bir yandan
tespihini ekiyor, bir yandan sakaln svazlyordu. Zlf enesini avular
arasna almt. Kaymakam bir eyler homurdanyor, Savc aknln
gizleyemiyordu.
"Ben demedim mi?" diye yaknd Murtaza Aa. "Syleyin, ben demedim mi ylann
ba kkken ezilmeli? imdi artk bundan sonra Kuyucu Murat Paa da gelse para
etmez. Aya arkllar artk azdlar, dilerine kan dedi, nce Memedi Toros
kaplan Mahmut Aann bile elinden aldlar. Tamam, bu i burada biter... nce
Memed artk bundan sonra bu kasabada ta stnde ta, kelle stnde ba
brakmaz. Ben syledim. Ben kendimi paraladm, amann, dedim, bu kylnn diine
bir kere kan demesin, amann yoldalar bunlar bizi perian ederler, dedim. Bana
inanmadlar, bana Murtaza korkusundan ldrm, karncay bile nce Memed
gryor, dediler, buyurun, aln ite! Oysa bizim ok tecrbemiz vard. Diine
kan demi aya arkldan daha zalimi, daha kan iicisi bu dnyaya gelmi
deildir. Benim dedem, salt bir ekyay, Devlete asi Kozanolunu yakalad da
Dervi Paaya teslim etti diye, u ukurova bizimle, bizim soyumuzla, itimiz
atmzla bile konumad. Kendi elimiz, obamz bile o gnden sonra yzmze
bakmad. Yahu, yz yl gemi, daha yzmze bakmyorlar. te bundan sonra,
imdi ne yapacaz biz, syleyin?"
620
Mahmut Aa raky itike kendine geliyordu.
"O nce Memedi bir daha yakalayacam. Yakalar yakalamaz da ldreceim, hem de
ok yakn bir gnde. ieklideresi kyne de on gn iinde ky boaltsnlar
diye emir verdim," dedi, elindeki kadehi sonuna kadar bana dikti.
"O ky yerinde kalrsa olmaz," dedi Murtaza Aa. "O nce Memedi elimizden alp
karan ky cezasn bulmal. Onlarn ukurovaya yerlemelerine msaade
etmemeli."
"Onlar hudut harici etmeli," dedi Takn Halil Bey. "Bu kadar da fazla. Bu,
basbaya Cumhuriyete, Devlete, hepimize kafa tutmadr. Bu fiil ok sert bir
ekilde cezalandrlmal."
"Derhal," dedi Zlf Bey. "Bu gaileden, zecri tedbirler almadan
kurtulamayacamz anlald."
"nce Memed kurtulur kurtulmaz da geen gece ekyalar kasabamz bastlar. Bu
hadiseden sonra, nce Memedin kurtulduunu bilmeliydik. te bu yzden de
Yzbamz, kymetli kardeimiz Mahmut Aay karlamak erefinden mahrum kald.
ok dikkatli olacaz bundan sonra," dedi Kaymakam.
ki, muhabbet gece yarya kadar srd. ieklideresi kyllerine tannan on
gnlk mhlet oktu. O kyller derhal ky tahliye etmeliydiler. Mahmut Aa
bunun mmkn olamayacan sylyor, "Ben," diyordu, "bu yaa gelinceye kadar
ok ky boalttm. On gnden nce ne yaparsak yapalm onlar ky boaltamazlar,
bize de ba ars olurlar. Benim sizden ricam, onlar ukurovaya gelirlerse,
onlarn bu altn topraklara yerlemelerinin nne geilmesidir. Bunlar Suriyeye,
Iraka, rana srgn edilmeliler. nk dalardan kovulanlar gelir uku-rovada
ky kurarlarsa mkafatlandrlm olurlar, tpk Sakzl ky gibi. Numuneyi
imtisal olurlar."
"Hayr," diye bard Zlf. "Sana sz veriyorum Mahmut Aa, o kyller Trkiye
topraklarndan kendilerine bir ayak basacak yer bulamadklar gibi, bir mezarlk
toprak da bulamayacaklardr. Sana sz veriyorum, sz."
erefe kadeh kaldrdlar.
621
Dalardan, ormanlklardan ok hzl yryerek Avarlara gelmiler, bkln
iine saklanmlard. Uzun, tozaklam mor kamlar esen ince yelde
rgalanyorlar, bulutsuz gkte kular, buradan Akdeniz stne kme kme
uuyorlard. ncecik bir otta da bir ar kadar kk ak bir kelebek kanatlarn
ap kapayarak dinleniyordu. Yorulmu bitmilerdi. Bir trl de onlar uyku
tutmuyordu. Kasm hep konuuyor, Memed onu dinlemiyordu. Derin dncelere
dalm, kendi iine gmlm gitmiti. Kimi zaman o elik lts geliyor
gzlerine oturuyor, ayaa kalkp yreyi dinliyor, banda bir sar k yuma
salarak avklanyor, topraa pul pul salyordu.
Kararszd. Burnuna rm ot, kam kk, saz, rm su, bataklk kokusuyla
birlikte portakal ieklerinin, Seyrann gneten yanm bacaklarnn, dik
memelerinin kokusu gnee, scaa karm geliyordu. Bataklk soluklanyor,
uul-duyor, toprak sallanyordu dnya her soluk alta. nce Seyrana gitmeli,
onun scack koynuna girmeli, gamzeli, glerken sevgiden, sevecenlikten insan
ldrtan yzn grmeli, karsna oturmal, gzlerini krpmadan kyamete kadar
onu seyreylemeliydi. Seyran bylesi durumlarda hi konumazd. O da durur, hi
konumadan ona ylece bakar kalrd. Onu bir kere daha grseydi... Belki
gidecei yerden bir daha hi dnemezdi. Seyran grmeden lmek lmden de
beterdi. Portakal kokular, Seyrann gne kokusu elle tutulacak gibiydi.
Yresindeki her ey silinmiti. Bataklk, dnya, Kasm, kk kelebek...
622
Ortada yalnz Seyran kalmt. Korkmaya da balyordu. Seyran bir daha
grememek onu ldrtyordu. ok ackmlard. Yemek yemeden de, a acna oraya
gidilmezdi ki... imdi, Seyrana gitmeli, onun yanna varmal, Seyran ona taze
ukurova sebzelerinden bir trl yapmal, onlar da karnlarn bir iyice doyurmallard.
Mslm kasabaya, Topal Aliye gideli ok olmutu. Bir trl de gelmiyordu.
Yakalanm myd acaba? Yakalanm da... Yok yok, bu Yrk ocuunu yakalayp
diri diri derisini yzse-ler, etlerini kyma etseler, gzlerini oysalar bile
onun azndan kimse bir sz alamazd. Gecikmesinin bir sebebi olmalyd.
"Topal Ali Aam dedi ki hemen gelsinler. Candarmalarm hepsini Yzba alm
kasabann dna km. Topal Ali Aam dedi ki, Osmaniye stne gitmiler.
Mahmut Aa kasabaya geliyor diye, Yzba candarmalarn ekmi, ban da alm
gitmi. Topal Ali Aam dedi ki, tam sras, Mahmut Aa da Mur-taza Aann
evinde, tam sras, dedi. Aman bu gece yetisinler. Gn geirip frsat
vermesinler zamana. Ben iki atla Kabasakzm altnda onlar bekliyorum. Mahmut
Aa da adamlarn, dedi Topal Aam, iftliine gndermi."
Mslm sustu, somurttu:
"Benim atm yok," dedi arkasndan da.
Memed ayaa kalkt, daha nce kazdklar aykaradan su iti avularyla.
"Demek Seyran gremeyeceim. Belki de onu hi bir daha dnya gzyle
gremeyeceim. lrsem, bu yzk sana teslim Mslm, sen bu yz ne edip
eyleyeceksin Seyrana ula-trcaksn..." ini ekti. "lm de burada, ukurova
topranda brakmayn. lm Hr Anaya teslim edin, o ne yapacan, beni
nereye gmeceini bilir. Bir de Hr Anaya syle ki..." Szn bitirmedi.
"Haydi, delim yola."
Kabasakza geldiklerinde Topal Alinin karartsn daha uzaktan grdler. Ulu
aacn altnda bir adamla at...
Topal Ali nce Memedi, sonra da Kasm kucaklad.
"Ne yapalm Ali," dedi Memed, "yazg byle imi."
Topal Ali gld.
"Bunu ben hi istemedim, Ali. Bil ki hi mmknm arem yok."
"Allah yolunu ak etsin, klcm da keskin..." Sonra talarn stne oturdular,
Ali, Murtaza Aann evini, merdiveni, oday uzun uzadya ona anlatt:
625
"Kapy ben aacam," dedi. "Seni taa odanm kapsna kadar ben gtreceim. Bir
ey olursa Kasmla ikimiz... mz, kasaba candarmayla dolu bile olsa, biz
dalan tutarz. Meraklanma."
Memed konumad. kii atlara bindiler, Mslm orada
kald.
"Sen," dedi, "Seyran bacna git, her eyi ona olduu gibi syle. Memed diyor ki,
de, kusuruma kalmasn. Salcakla kal." Atlarn srdler. Silme ay aa
ovay doldurmu, dalar aydnla bomutu, gndz gibi. Hzla kasabann
iinden getiler. Evlerin glgeleri sokaklara, alanlara dmt. Murtaza Aann
kapsnda indiler. Ali avlu kapsn kolaylkla at. Evin cmle kapsnn
anahtar da oktandr kendisindeydi. Merdivenin banda bir gemici feneri
yanyordu. Ali nden kt. Sahanlkta durdu, "te bu kap," diye fsldad, o
aa inerken Memed oda kapsn at. Karpuzu byk lamba biraz kslm yan
duvarda yanyordu. Kap alr almaz Mahmut Aa uyand, doruldu, sol
dirseinin stne yasland, tabancas elindeydi, Memedi grnce yle kalakald.
Bu srada Murtaza da uyanm, o da onun gibi durmu Memede bakyordu.
"Beni tandn m Mahmut Aa, benim adm nce Memed."
Mahmut Aann elindeki tabanca son bir gayretle doruldu, bu srada da nce
Memedin elindeki filinta kere st ste patlad. Kurunlarn yelinden
duvardaki lamba snd. Kurunlar patlar patlamaz da Murtaza Aa yorgan bana
ekti, yatan iinde tortop oldu. Memed merdivenlerden indi, Alinin elindeki
at ald atlad, kasabann iinden yel gibi kt. O kasabadan km,
uzaklam gitmiti ki arkasndan kurun seslerinin geldiini duydu.
Btn bir gn, bir gece sapa yollardan, ormanlardan, sel yataklarndan at srd,
gn burnuna ieklideresi kyne geldi. Kyn orta yerindeki alann ucunda, uzun
kavan yan banda durdu. At kpk iinde kalm, burun delikleri alm,
gs krk gibi iniyor kalkyordu. Gn dodu, ortal youn bir k ald.
Kavak aacnn, atlnn glgeleri ipi626
leyen, gr akan suyu geip teye, gnbatdaki kayalara kadar uzandlar. Kyden
t kmyordu. Birka kz ocuu, birka kadn balarn kaplardan uzatp geri
ektiler. Kar dadan bir ku sesi geldi, sonra da sustu. Boynu tohtlu turuncu
iri bir oban kpei topra koklayaraktan kyn alt bana ar ar yrd,
evlerin aralarnda yitti. Dan doruundan kopan ak bir bulut geldi kavak
aacnn stnde bir sre salndktan sonra ynn gndoudaki yksek daa
dnd, tel tel salarak yukar ad. Yeil, krmz tyleri yalbrdayan bir
YAP
r\
H
t
U
I
Y
I
N
L rt
C
U
E
D
I
H
Sait Faik Abasyank
Semaver
Sarn
ahmerdan
Lzumsuz Adam
Birtakm insanlar
Kayp Aranyor
Havada Bulut
Havuz Ba
Kumpanya
Mahalle Kahvesi
Son Kular
Alemda'da Var Bir Ylan
Kargan Bala
Mahkeme Kaps Peter Ackroyd
Chatterton
ingiliz Mzii
Doktor Dee'nin Evi Gilbert Adair
Kapal Kitap
Kulenin Anahtar
Yazarn lm Adonis
Arap Poetikas Adalet Aaolu
Yazsonu
lmeye Yatmak
Bir Dn Gecesi
Hayr
Geerken
TopluOyunlarl.il, III
Karlamalar
Baka Karlamalar
"Fikrimin ince Gl"
Be Kii
Ruh mesi
Gece Hayatm Samet Aaolu
Btn ykleri Glten Akn
Toplu Oyunlar Sabahattin Kudret Aksal
ykler
Oyunlar
Denemeler, Konumalar
mer Asm Aksoy
Trke Bir Hayat Hulki Aktun
Bir a Yangn
Son iki Eyll
Erotologya? - Bir Trk Erotologya'sna Giri iin Denemeler
Toplu ykler I
Toplu ykler II Sabahattin Ali
Deirmen
Sra Kk
Yeni Dnya
Kan, Ses, Esirler (Oyun)
Krk Mantolu Madonna
iimizdeki eytan
Markopaa Yazlar ve tekiler
Kuyucakl Yusuf
akcfnn ilk Kurunu
Btn Romanlar
Mahkemelerde
Yiit Bener
Eksik Talar
Krlma Noktas Walter Benjamin
Tek Yn
Bin Dokuz Yzlerin Banda
Berlin'de ocukluk ilhan Berk
El Yazlarna Vuruyor Gne
Uzun Bir Adam
Kanatl At
Logos
Poetika
ital Otlar Kitab
Niyazi Berkes
Asya Mektuplar Thomas Bernhard
Odun Kesmek
Bitik Adam
Eski Ustalar
Ses Taklitisi Louis De Bernieres
Yzba Corelli'nin Mandolini Yves Bonnefoy
Olaslk Dndaki Aydn Boysan
Yzler ve Yrekler
istanbul'un Kuytu Keleri
Nereye Gitti istanbul? Louis Breger
Freud - Grntnn Ortasndaki Karanlk Cihat Burak
Cardonlar
Yakutiler
Zenci Kalnz! Sevim Burak
Ford Mach I
Yank Saraylar
Sahibinin Sesi Michel Butor
Michel Butor stne Doalamalar A.S. Byatt
em-i Blbln iindeki Cin Halk Cansn
Unutmaya Kyamadklarm
Dereceler
YAPI
KRED
YAYINLAR
/
EDEBYAT
YAPI
KRED
YAYINLARI
/
EDEBYAT
Julio Baquero Cruz
Mezbahann Mimarisi Italo Calvino
Grnmez Kentler
Palomar
Marcovaldo ya da Kentte Mevsimler Anton ehov
Yeni Bulunmu Hikyeler Evliya elebi
Gnmz Trkesiyle Evliya elebi Seyahatnamesi: istanbul (2 cilt) Asaf Halet
elebi
Btn Yazlar Ayegl elik
Korku ve Arkada Burak erezciolu
Mavi Sal Kz Osamu Dazai
Batan Gne
Mor Bir Serserinin Gezi Notlar Gilles Deleuze - Fe~!ix Guattari
Kafka - Minr Bir Edebiyat iin Rosie Pinhas-Delpuech
Bizans Siti Osman Deniz
Parola Harbiyeli Aldanmaz Ouz Demiralp
Okuma Defteri
Kutup Noktas
Kr Okur Mehmet H. Doan
iir ve Eletiri
Tekrarn Tekrar
iir, Bugn
Alak Uu Ahmet Muhip Dranas
Yazlar Sezer Duru - Orhan Duru (haz.)
O Pera'daki Hayalet lhan Durusel
Toplu ykler 2
Alacaceren
Toplu Oyunlar
Cavlann iinde Sessizce Gustav Meyrink
Golem ilhan Mimarolu
New York Kap D Sanat Karen Mulhallen
49. Paralelin tesinde - Kanadal Yazarlardan
ykler RobertMusil
Yaarken Alan Miras Mustafa Sait Bey
Avrupa Seyahatnamesi (1898) Antonio Mufioz Molina
Emevilerin Crdobas Rauf Mutluay
Sebiller Su Vermiyor
BendeYaayanlar Fethi Naci
Trk Romannda lt Sorunu Eletiri Gnl-I (1980-1986)
Gcn Yitiren Edebiyat Eletiri Gnl-ll (1986-1990)
Roman ve Yaam-Eletiri Gnl-lll (1991-1992)
"Dnya Bir Glgeliktir"
Reat Nuri'nin Romancl
Sait Faik'in Hikyecilii
Yaar Kemal'in Romancl N9zm Hikmet Oyunlar -1
Ocak Banda
Kafatas
Bir l Evi
Unutulan Adam
Bu Bir Ryadr Oyunlar - 2
Yolcu
Ferhad ile irin
Sabahat
Enayi Oyunlar - 3
insanlk lmedi Ya
Allah Rahatlk Versin
Evler Yklnca
Yusuf ile Menofis
ivan ivanovi Var myd Yok muydu? Oyunlar - 4
istasyon
inek
Demokles'in Klc
Tartf-59 Oyunlar - 5
Kadnlarn isyan
Yalanc Tank
Kr Padiah
Her eye Ramen
Yazlar -1
Sanat, Edebiyat, Kltr, Dil Yazlar - 2
(1924-1934) Yazlar - 3
(1935) Yazlar - 4
(1936) Yazlar - 5
(1937-1962) Yazlar-6
Konumalar
Romanlar -1
Kan Konumaz Romanlar - 2
Yeil Elmalar
Yaamak Hakk Romanlar - 3
Yaamak Gzel ey Be Kardeim
Masallar, Hikyeler -1
Hikyeler Masallar, Hikyeler - 2'
eviri Hikyeler Masallar, Hikyeler - 3
Orman Ccelerinin Sergzeti
Sevdal Bulut
Sevda Masallar
br Masallar Behet Necatigil
Erturul Facias
Btn Radyo Oyunlar
Serin Mavi
Dzyazlar 1 - 2
Mektuplar
YAPI KRED YAYINLARI / EDEBYAT
YAPI
KRED
YAYINLARI
/
EDEBYAT
Avni Okar
Trkiye'de Tayyarecilik Ahmet Oktay Gece Defteri
airin Kan / Yaznsal Eletiriler 1 -1954/2000 Anlatlarn Aynas Haluk OralM. eref zsoy
Erol Gney'in Ke(n)disi Canip Orhun
Cranvvefl Hatralar - Bir Havac Temenin
Anlar Emin zdemir
Dilin te Yakas Tezer zl
Eski Bahe Eski Sevgi
Yaamn Ucuna Yolculuk
ocukluun Souk Geceleri
Kalanlar
Zaman D Yaam Mahir zta
Ruh kizini Arar
Souma
Korku Oyunu
Ay Gzetleme Komitesi
Bir Arzuyu Beslemek Orhan Pamuk
istanbul - Hatralar ve ehir Georges Perec
Yaam Kullanma Klavuzu
Dodum Robert Pinget
Fantoine ile Agapa Arasnda
Sorgulama
Msy Songe
Libera Jan Potocki
Hafz'n Yolculuu Marcel Proust
iek Am Gen Kzlarn Glgesinde
Guermantes Taraf
Mahpus
Sodom ve Gomorra
Svvann'larn Taraf
Albertine Kayp
Yakalanan Zaman evket Rado
Szn Gelii
Alain Quella-Villger
Pierre Loti: Gezegen Seyyah Oliver Sacks
Karsn apka Sanan Adam
Sesleri Grmek
Renkkrleri Adas
Uyanlar
Tungsten Day - Kimyasal Bir ocukluun
Anlar J.D. Salinger
Franny ve Zooey
avdar Tarlasnda ocuklar
Dokuz yk
Ykseltin Tavan Kiriini Ustalar... Aye Sarsayn
ok ey Yarm Hl Bruno Schulz
Tarn Dkknlar Isaac Bashevis Singer
Toplu ykler
Meuga Philippe Sollers
Stdyo
Sabit Tutku Luan Starova
Keiler Dnemi
Babamn Kitaplar Mine St
Yz ve Sz
Binbir Gece Masallar (8 cilt)
YAPI KRED YAYINLARI / EDEBYAT
STANBUL ORHAN KEMAL L HALK KTPHANES
i Kayl No
:
[{353$
(Tasnif No :
83
a?
Konu No:
3 i? <-/ Kayt No:
KTAP CEB
p
Otuz iki yllk bir zaman diliminde yazlan nce Meme drtls, dzene
bakaldran Memed'in ve insan ilikileri, doas ve renkleriyle ukurova'nn
yks. Yaar Kemal'in syleyiiyle "iinde bakaldrma kurduyla domu" bir
insann, "mecbur adam"n roman.
iekli Mahmut Aa, ieklideresi kyndeki topraklarn ileyen kylleri nce
Memed'i koruduklar iin topraklarndan atar. Bunun zerine Memed iekli Mahmut
Aa'y ldrr. Zulmedenlerin ldrmekle bitmeyecei ynndeki kukular, "bir
nce Memed gitse de, yerine bin Memed gelir" fikriyle umuda dnr.
"Byk bir yazar, byk bir kitap... Demek ki hem ok okumulara hem az
okumulara seslenen bir eser yazla-bilirmi. Bir eser ki hem destan hem de
bireysel nitelikli; bir eser ki yrekle akl birletirmi."
Anne Philippe, Liberation, (Fransa)
"Yaar Kemal yalnzca Trkiye'nin en byk romancs deil, dnya edebiyatnn
da bir devidir."
Alain Bosquet, Magazine Litteraire, (Fransa)
"Byk bir edebiyat olay. Dnya apmda bir Trk roman." Liv Kooter Lauhn,
Morgenavisen, (Norve)
"Bu byl ve en doal dnyalar dile getiren bylesine harika bir sevgi, lm
ve isyan arksn grmezlikten gelebilir miyiz?"
Jacqueline Piatier, Le Monde, (Fransa)
Kapaktaki Resim: Avni Arba
Takm ISBN 975-08-0698-0 ISBN 975-08-0703-0
Yaar Kemal _ nce Memed 3
Tarayan Yaar Mutlu
1 e-posta yasarmutlu45@gmail.com
2 e-posta mutlukitap@hotmail.com
Yaar Kemal _ nce Memed 3