You are on page 1of 79

Reat Nuri Gntekin _ Miskinler Tekkesi

www.kitapsevenler.com
Merhabalar
Buraya Yklediimiz e-kitaplar
Grme engellilerin okuyabilecei formatlarda hazrlanmtr.
Buradaki E-Kitaplar ve daha pek ok konudaki Kitaplar bilhassa grme engelli
arkadalarn istifadesine sunuyoruz.
Ben de bir grme engelli olarak kitap okumay seviyorum.
Ekran okuyucu program konuan Braille Not Speak cihaz kabartma ekran ve benzeri yardmc
aralar
sayesinde bu kitaplar okuyabiliyoruz. Bilginin paylaldka pekieceine inanyorum.
Siteye yklenen e-kitaplar aada ad geen kanuna istinaden tm
kitap sever arkadalar iin hazrlanmtr.
Amacmz yayn evlerine zarar vermek ya da eserlerden menfaat temin etmek deildir elbette.
Bu e-kitaplar normal kitaplarn yerini tutmayacandan kitaplar beenipte engelli olmayan okurlar,
kitap hakknda fikir sahibi olduklarnda indirdikleri kitapta ad geen
yaynevi, sahaflar, ktphane ve kitaplardan ilgili kitab temin edebilirler.
Bu site tamamen cretsizdir ve sitenin ieriinde sunulmu olan kitaplar
hibir maddi kar gzetilmeksizin tm kitap dostlarnn istifadesine sunulmutur.
Bu e-kitaplar kanunen hi bir ekilde ticari amala kullanlamaz ve kullandrlamaz.
Bilgi Paylamakla oalr.
Yaar MUTLU
lgili Kanun: 5846 Sayl Kanunun "altnc Blm-eitli Hkmler " blmnde yeralan "EK MADDE
11. - Ders kitaplar dahil, alenilemi veya yaymlanm yazl ilim
ve edebiyat eserlerinin engelliler iin retilmi bir nshas yoksa hibir ticar ama gdlmeksizin bir
engellinin kullanm iin kendisi veya nc
bir kii tek nsha olarak ya da engellilere ynelik hizmet veren eitim kurumu, vakf veya dernek gibi
kurulular tarafndan ihtiya kadar kaset, CD, braill
alfabesi ve benzeri formatlarda oaltlmas veya dn verilmesi bu Kanunda ngrlen izinler
alnmadan gerekletirilebilir."Bu nshalar hibir ekilde
satlamaz, ticarete konu edilemez ve amac dnda kullanlamaz ve kullandrlamaz. Ayrca bu
nshalar zerinde hak sahipleri ile ilgili bilgilerin bulundurulmas
ve oaltm amacnn belirtilmesi zorunludur." maddesine istinaden web sitesinde deneme yaynna
geilmitir.
T.C.Kltr ve Turizm Bakanl Bilgi lem ve Otomasyon Dairesi Bakanl
ANKARA
bu kitap Grme engelliler iin dzenlenmitir.
Kitab Tarayan ve Dzenleyen Arkadaa ok ok teekkrler.
bu kitaplar bu hale gelene kadar verilen emee sayg duyarak ltfen bu aklamalar silmeyin.
Reat Nuri Gntekin _ Miskinler Tekkesi
MISKINLER TEKKESI
REAT NURI GNTEKIN
imdi olduu gibi ocukken de pek canmn kymetini bilirdim. Komaca, kaydrak, birdirbir gibi
oyunlar asla iime gelmezdi. Akam stleri alr - kapanr iskemlemi konan bahe kapsna kurar,
vcuduma gre ok kocaman olan bam mutfan sarmaklarla kapl duvarna yaslayarak kar
viranede oynayan ocuklar seyrederdim.
ocuklar, kendileri gibi bakalarna da rahmi olmayan, hasbetenlillh ktlk yapmaktan zevk duyan
kk canavarlardr. Hi sebep yokken arada bir bana da satarlar, fesimi kaparlar, yzme toprak
atarlar, altmdan iskemlemi ekerlerdi.
Gene imdi olduu gibi o zaman da gcm, kuvvetim yerindeydi. Hangisini istesem, evvelallah,
ayamn altna alr evire evire tepeliyebilirdim. Fakat bunun iin yerimden kalkmak, komak, toz
toprak iinde yuvarlanmak gibi bir sr lzumsuz hareket yapmak lzmd. Ancak deer mi? Hayvan
yavrular gibi ne yaptklarn, ne istediklerini bilmiyen birtakm abuk sabuk mahlklara uyarak tatl
canm skntya sokmaktan ne kacak?
Ne mi kacak? Sana yaplan hakszln altnda kalmam olacaksn. Elin, ayan biraz zedelense
de yrein ferahlayacak...
Belki hakknz var. intikam duygusu asl bir duygudur. Asil dediimiz insan; ahsna, onuruna, mal ve
canna yaplan tecavzlere kar an bir titizlik ve hazm sizlii olan insanlardr. Ancak kzdrlan
hayvanlar da baka trl m yaparlar ya? Kedinin en miskinine, kpein en dalkavuuna haddin

varsa, bir para takl... Velinimeti bile olsan hemen fkelenir; diiyle, trnaiyle kar koymaa kalkar.
Hayvanlarn en asl olan at, onlardan da mantkszdr. nndekinin bir hareketinden pirelendii
zaman arkasndaki hi suu, gnah olmayan biareyi iftelemee kalkar. Hele devenin kendisine
fenalk yapan zamanla da affetmedii, bir airet reisi seba-tiyle kin gtt mehurdur.
Evet, intikam duygusunun yokluu bir insan iin belki iyi almet deildir. Fakat ben hayatmn hibir
anda byle bir heyecann, beni yoklamadn itiraftan ekinmeyeceim. Ne yapalm, byle
yaratlmm. Czzaml yank acsna ne kadar duygusuzsa, ben de kuyruk acsna yleyim.
Gene diyebilirsiniz ki:
intikamn faydal bir taraf vardr. Yapt ktln yanna kalmadn gren kimse (hi olmazsa
acsn unutuncaya kadar) sizi rahat brakr.
Bu da doru. Fakat unutmamal ki bu neticeye varmak iin daha yumuak yollar da vardr. Mesel
yalvarmak. Benim o zaman bana sataan ocuklara yaptm gibi: ki gzm kardeim. Bilirim sen
benim bam yarabilirsin. Hi ben, seninle baa kabilir miyim? Bam yanlrsa yazk deil mi
bana... Vesaire...
Hele bunu sylerken biraz da boynunu bkmesini, sesini titreyerek szldanmasn bilirsen hi mesele
yoktur.
Meslek icab olarak gayet iyi bilirim: Olduka die dokunur bir madd menfaate dayanmayan
meselelerde rica ve niyaz en kuvvetli bir silhtr. Yalvarmasn, amma usul ve dabna gre
yalvarmasn bilen insan iin almayacak kap, erilmeyecek mertebe yoktur. Nitekim ben, daha o
yata gayet ustalkla kullanmaa baladm bu silh sayesinde kendimi yalnz sokak ocuklarnn
MlSKNLER TEKKES
errinden korumakla kalmyor, onlar burnu halkal Arap kleler gibi tepe tepe kullanyordum.
Gznzn nne getirin: Bahar, btn saltanatiyle gelmi, aalar ptrak gibi kiraz dkm. Yalnz,
ne yazk ki kudret, onlan krmz gelincikler gibi ayaklarmzn altnda yetitirmiyor... Hepsi hava
kular gibi elimizin eriemiyecei boluklar iinde sallanyorlar... Yanlarna varmak iin bir sr
tehlikeyi gze alarak aalara trmanmay mertlik damarlarn okamay bilirsen onlar, aac takmiyle
senin ayaklarna indirirler.
Kirazlardan sonra canm bir araba sefas isterse, alr - kapanr iskemlemi katlayp bir keye
brakarak bahvannn tek tekerlekli ekek arabasna kurulur, bir eski zaman kral saltanatiyle
kendimi tebaama ektirirdim. Hep ayn tatl dil, gler yz sayesinde...
Ancak ne de olsa ocuktum. Bebeklerle evcik oyunu oynyan kz ocuklar, teneke kllarla muharebe
oyunu oynyan olan ocuklar gibi benim de zaman zaman bir eyin oyununu oynamaya, byk
insan taklidi yapmaya ihtiyacm vadn. Lapac mizacna ok uyan; kolay, rakipsiz ve kavgasz bir oyun
icadetmitim: Dilencilik oyunu.
Taklidin benzemesi iin kh gz kapaklanma sigara kd yaptrarak kr, bir kolumu tersine
evrilmi hrkamn iine saklayarak, olak, kh dolaptaki dedemden kalma bastonlar koltuk denei
gibi kullanarak topal olurdum. Sonra: Alilim... Elim ermez, gzm grmez... Bir sadakack verin!
diye szldanarak minderler, sandalyeler arasnda dolardm.
Kimseye bir zarar olmamakla beraber, bu oyun nedense bykleri kzdrrd. Sudanl Glfidan
dadmz beni o halde grdke parmaklarnn ucuna tkrerek:
8
MSKNLER TEKKES
Tuu... Tuu... Tuu... Ayo, sen hi utanmaz msn? diye ince ince haykrr; sonra salavat parman
diliyle slatp duvara iaretler izerek:
Grrsnz... Bu olan eninde, sonunda dilenci olur, derdi.
Tehlikeli haarlklarla yreini oynatmadm iin beni konan teki ocuklarndan fazla seven
byk annem, hemen bacya krd:
Azndan yel alsn... Bak u ku beyinli fellhn yaktrdna... Sen, ondaki kafaya baksana... Bu
yata onun bildiini sen bilmezsin... Grrsnz o, ne adam olacak inallah!.
Krk ve gecelik entarisiyle daima evde kadnlarn arasnda oturan dayma gelince, o, benim iin bir
trl kararn veremiyordu. Arasra iindeki maddeyi merak eder gibi kocaman kafam elleri iinde
evirip evirir, karpuz muayene edenlerin yapt gibi tesine, berisine fiskeler vurarak: Bilmem
amma... Bu byklk pek hayra almet olmasa gerek! derdi.
Byk annemin buna da cevab vard:
Byk babam emseddin Mollaya Kocaba Kazasker dediklerini unutuyor musun? Arabaya
bindii zaman ban tutmak iin yanna bir lala oturturlard... Sizin kafalarnz yumruk kadar amma
Kocaba Kazasker gibi padiah sofrasnda yemek yiyemediniz. Hepiniz hl ondan kalan nimetin
knntlariyle geiniyorsunuz.. Bu ocuk da ona ekmi. Hele bir bysn, greceksiniz ne adam
olacak o...

Dnya hali acayiptir. Talihin beni de bir Kocaba Kazasker yapmasna hi mni yoktu. Fakat
nedense Gl-fidan bacnn tahmini byk anneminkinden daha doru kt. Birbirini kovalyan bir sr
vak'alardan sonra nihayet... bacnn dedii oluyorduk.
MSKNLER TEKKES
II
Dedelerim arasnda gerekten deerli kimseler vardr. Bunlann bazlar tarih kitaplarna gemi,
yalnz bizim ailenin deil, btn memleketin kendileriyle nmesine hak kazanm byk
adamlardr.
Arasra kibar cenaze alaylar arkasnda Eyp'e, E-dirnekap'sna, Merkezefendi'ye gittike birkann
hl ayakta duran mezar talanna rastladm: Sudur-i izamdan Hac Nasr Molla, Akideciba Osman
Melali Efenw di, Kaputan- Derya Rkneddin Paa, Abuvada Mselli-mi Tahir Bey ve niceleri...
Dedelerimin bu mezarlklarda hl vakar ile dikilen kavuklu talanna bakarken gzlerim dolar,
gsm iftiharla kabanr. Fakat onlarn son torunlariyle iftihar edebileceklerini ummadm iin
yanlarna pek sokula-mam. Hele Sultan Mahmut'la dizdize yemek yemi Kocaba Kazaskerin yana
arplm bir kavuklu ta vardr ki beni tana bsbtn yklmasndan korkarm.
Evet bu padiahlarla bir sofrada yemek yemi, dalara, deryalara hkmetmi adamlardan ben nasl
ktm? Bizim Sudanl Glfidan bac kafasiyle dnrsek bu Allann akl ermez bir hikmetidir. Fakat
ben kendi hesabma bu ie pek de ayor deilim.
Bugnk mesleimde bu hrmete, dedelerin tesirleri bence parmakla gsterilecek gibi aktr.
Hayatlarn iyi bilmiyorum; ecerenamemiz ve daha baka ktlar ve fermanlar Aksaray yangnnda
yand. Fakat ocukluumda onlara dair dinlediim hikyelerden aklmda baz eyler kalmtr. Mesel
bamn kocamanln-dan dolay kendime en yakn saydm Kocaba Kazasker, gerekten Sultan
Mahmut'un gzbebei hkmn-deymi. Konanda belki yirmi otuz halayk, kle, a,
10
ayvaz vesaire bannrm. Byle olduu halde bu mbarek adam Padiahn sofrasnda kaymak
grdke ellerini aarak dua edermi: Allah mr-i ahanelerini mz-dad eylesin. Abd-i fakir ancak
say-i devletinde kaymak tadyor. Yoksa kaymaa el srmek biz gibilerin haddine mi dm?
Gene o byk adam, Sultan Mahmut'un nnde kalan ekmek krntlarn yzne, gzne srerek
toplar, srf bu i iin yaptrlm bir sedef kutuya koyarak dualar, senalarla el stnde konaa
getirirmi. Ben, bu mesut devreye yetiemedim. Fakat yllarca ailenin yeni doan ocuklarna
teberrken tattrlan ilk dnya nimeti (Sakal- erif gibi kat kat ilemeli bohalar iinde saklanan) bu
padiah artklar olmutur. Yavrunun btn mrnce yiyecei ekmek zahmetsiz ve skntsz bir el
ekmei olsun diye.
Benim yetitiim kinci Abdlhamit zamanlarnda bile arasra saraydan (adna resmen Sadaka-i
ahane denen) elli altnlk, yz altnlk ihsanlardan gelir ve Ka-racaahmet'in mehur Miskinler
Tekkesi'nde olduu gibi btn aile, byk sofada toplanarak min, min arrd.
Demek ki sadaka benim mayamdadr; Kocabalar ailesinin hamuru onunla yourulmutur ve anl
dedele-rimdeki Tanr vergisinin ilerleye ilerleye bende tam kemal mertebesini bulmu olmasna
amamak lzmdr.
Sekiz, on sene evvel air dedem Osman Mell Efen-di'nin Divann ele geirmitim. Arasra ibretle
okurum. Bu divan, batanbaa bir yalvarp yakarma kitabdr... Dedem; bata Allaha, peygambere ve
terifat srasiyle ashaba yalvarr... Arkasndan padiahlar, vezirler gelir. Nihayet kasideler bitip
kane gazeller balaynca bu sefer de canana bitip tkenmez yalvarlar: Bir nigh iin, bir hande
iin, zlf-i semenbdan bir tel iin... \)
III
nsan, yedisinde neyse yetmiinde de odur! derler. menna! Fakat yedisinde neyse on yedisinde,
hatt yirmi yedisinde, pek o kadar o deildir de ancak krka doru tekrar yedisindekne benzemeye
balar. Mesel, yedisinde korkak olan ocua on yediye doru bir cesaret gelir; kan kaynar; tede,
beride baz tehlikeli atlganlklar yaptn grrsnz. Fakat krktan sonra damarlar katlamaa
balaynca eski korkaklk gene deliinden burnunu gsterir. Yedide caddan, elli yedide hrsz veya
polisten korkan insanla yirmi yedide karanlk sokaklarda slk alarak dolaan gen adam arasnda
sln sesi biraz titirek de ksa - her halde bir fark tanmak lzmdr.
Yedisinde babasnn etei dibinde namaz klan ocuk, yirmi yedisinde felsefe okurken dinsiz olur,
cennet ve cehennemden glerek bahseder. Fakat elliye doru hava tekrar dnmee balar. Kitap
rafnda beliren damar ilc, kuvvet ilc vesaire ieleriyle beraber zihninde de birtakm tereddtler,
acaba lar uyanr. Arasra yaplndaki ustal seyre gittii Sleymaniye camiine, birka yl nce
Amerikal seyyah gibi ayanda terliklerle grdii halde, imdi kunduralann eline alarak, orapla girer
ve Allaha, Peygambere kar tereddtle ve mahcup bir mlzemet-i kaneye balar.

Evet, insamn hamur veya amuru yedide neyse yetmiinde de muhakkak odur. Fakat genlik
dediimiz o mukaddes kavak yelleri anda, bu mayann az ok kabardn ve yirmi yandaki
delikanlya ocuk ve ihtiyar insandan ok farkl bir eni verdiini kabul etmek lzmdr.
Anlatmak istediim u ki sekiz, on yandaki ben ile bugnk ben arasnda pek ayn gayn yok
gibidir.
12
MSKNLER TEKKES
Fakat birbirini gayet iyi anlyan bu iki ben arasnda, delikanllk amda, bir yabanc ben, bir
nevi teklifli misafir girmitir.
imdi onu kendimle ayn kandan, fakat baz fikirlerinden, huysuzluklarndan dolay bir trl
kaynamamza imkn olmayan bir akraba gibi hatrlarm. Evet, erkek olma yama doru bende bir
bakalama oldu. Baharda soanlar gibi birtakm yeerme almetleri belirmee balad. Yzm
uzuyor, derimdeki krklklar kayboluyor, yanaklarmda pembe bir renk dalgalanyordu.
Baklarmda bir derinlik, sesime tatl bir slaklk gelmiti. deta kvrcklaarak uzayan salarm
altnda bam bile daha klm, daha insana benzemi grnyordu. Klk kyafetimde de epeyce
deiiklikler vard. ocukken son derece apaul olduum halde gitgide deta klayordum. kide
bir dadm sktrarak pantalonumu tletiyor, sokaa karken boynuma kolal yaka, kelebek
boyunba takyordum. Hsl, ksa bir zaman iin zerzevat iee benzeten bahar beni de insana
benzetmiti. Alr -kapanr iskemleden ayaklandm, kozasndan kan kelebek gibi orada, burada
kanat rpmaa baladm. Akamlan pencereden yldzlara bakarken kh ge umak arzusiyle
yreimde arpntlar uyanyor, kh acayip dncelerle gzlerim ya-anyor ve dalyordu.
Artk hareketleri eski vurdum duymazlkla karl-yamaz olmutum. Cesur ve cmerttim. Yalnz, bu
duygular hareket halinde dar kacak derecede kuvvetli olmad iin imdilik nazar ve hayal
kalyordu. Mesel bir gece eve hrsz geldiini tasavvur ederek zerine saldryor, her biri korkudan
bir keye kaan konak halknn gzleri nnde kollarn balyarak polise teslim ediyordum.
(Benimle korkak diye alay edenlere kar ne intikam!) Bir baka gn kendimi piyangoda zengin
MSKNLER TEKKES 43
olmu grerek byk annemin aylk ktlarm sarraftan kurtaryor, konan yllanm borlarn bir
rpda temizliyordum.
imdi, byle bir delikanlya bir de sevgili lzm deil miydi? Ben yataki ocuklar iin mesele yoktu.
Bir ksm mart kedileri gibi tavan aralarnda ahretlik kovalyorlar, bir ksm akam stleri kz
rtiyesinin kapsnda nbet tutarak kendilerine sevgili tedarikine urayorlard. Ben, daha ziyade bu
ikinci nevi klardandm. Gz peklii istiyen kap aras klar benim yaradlma uymuyordu.
Sonra, ihtiyar kadnlar arasnda byyen birok ocuklar gibi apknl byk bir ayp ve gnah
sayyordum. Benim istediim, ilerde Allahn emriyle karm olacak eli, yz dzgn bir hanm kz
bularak uzaktan uzaa iaretler, glmsemeler ve mektuplarla sevimekten ibaretti. Ne tehlike, ne
yorgunluk! Sonunda kucama deceine emin olduum bir eftalinin, dalnda ar ar irileip
kzarmasn beklemeye benzer zahmetsiz ve sakin bir ak!
Yalnz eski airin de dedii gibi:
deme kendi aya ile devlet gelmez!
Kkken yalvarma ve izzet-i nefislerini okama yoliyle baka ocuklar aaca kararak kendime
kiraz toplatabiliyordum. Fakat imdi rtiye kzlarn ayn kolaylkla ayama getirmeme imkn var
myd? Mutlaka ben de bir para onlara doru birka adm atmalydm. aresiz, ben de akranlarma
katlarak ke balarnda sevgili avna kmay cidd bir surette dnmee baladm bir zamanda
talih, imdadma yetiti.
*
Talih diyorum; fakat hakikatte bu, bir felkettir. Bir ramazan akam, iftar sofrasndan kalkmak
zereydik. Kalfalardan biri uzakta, Edirnekap tarafla14
MSKNLER TEKKES
nnda bir yangn haberi verdi, ihtiyarlar, yerlerinden kmldanmadlar; genler ve ocuklar, birbirinin
pei sra, konan drdnc katndaki tahtaboa ktlar. Glfidan bac ile ben ikinci kattan yukarsn
gze alamamtk. Karmz kapal olduu iin gkte, akamn alaca karanl iinde bir hafif
kzllktan baka bir ey farkedemiyorduk. Tahtabotakiler, t uzaklarda bir cami minaresi ile bir servi
arasnda bir evin yandm sylyorlard.
Bir aralk ben de yukar kmaya yeltenir gibi oldum. Fakat bac:
Hadi ocuk, deli olma... Allahm yangnn grmedin mi? dedi.
Glfidan bacya gre her vaka Allahm bir eyi idi: (Allahm hastal, Allahm souu, Allahm delisi
v.s.) Bunun iin ufak tefek vakalann pek yle zerine varmaya gelmezdi.

Bac ile tekrar aa inmek iin cam kapayacamz zaman sokaktan bir tulumba takmnn getiini
grdk ve durduk.
Koca ehrin bir bandan te bana kadar yalnayak koan tulumbaclar benim iin dnyann en
alacak kahramanyd.
Bac, geri onlardan korkar ve adlan anld zaman nefretinden yerlere tkrrd. Fakat bu, onun
gndelik hayata mahsus bir gryd ve yangn zamanlarnda tulumbac, onun gznde de
ehemmiyetli bir insan olurdu. Dadm, beyaz bartsnn kenarlan uarak pencereden sarkyor:
Hadi, Padiahn arlardan, gorayim sizi. Allah yolunuzu ak etsin, diye banyordu.
Sonra, btn aile, gene yemek odasna dnd. Arkasndan erkekler teravihe gittiler; muamba
fenerlerle kadn misafirler geldi, epeyce bir zaman pei ve yzk
15
oynand. Ayana zenmeyenler birka kere yukar karak yangnn bydne dair haberler
getirdiler. Aadakiler bunu ezbere mnakaa ediyorlar:
Merak etmeyin karanlktan yle grnyordur. Hem oras neresi, buras neresi, diyorlard. Evet,
oras neresi, buras neresi? Ancak u oldu ki imsak topundan biraz sonra ortalk yava yava
aarrken bizim zavall konak atsndan tutuuyor ve btn aile, bunu biraz aamzdaki sra
bostanlarn birinden alaa bara seyrediyorduk.
IV
Yangndan sonra Cinci meydan taraflarnda gene bir eski zaman konana yerletik. teki gibi
bunun da haremi, selml, trabzanlan kopmu, yelpaze merdivenleri, byklerin iinde at kotur
diye tarif ettikleri talk ve sofalar, yksek ahnili pencereleri, yllarla kuruya, rye kav halini alan
ve tutumak iin havadan bir kvlcm bekliyen oymal saaklar vard.
Barnlmaz hale gelen baz odalar battal edilmi, yklma tehlikesi gsteren tahtabolarn kapsna
kalaslar ivlenmiti. Damn yamurdan akmayan taraf kalmad iin yukar kata yalnz yaz ortasna
doru aml-cada hava tebdiline gider gibi hafif eya ile klrd. Bununla beraber yamur
iddetli olursa ikinci kat da akar, byle zamanlarda yatak odalarna bo gaz tenekeleri ve amar
leenleri dizilirdi.
Tavanlardaki iki ayr eit mimariden anlaldna gre konak bir tarihte esasl tamir grmt.
Bnyedeki bozukluun tamirle dzeleceine inanan bol paral ve iyi niyet sahibi bir adamcaz, eski
tavann ken, akan yerlerini yeni kalfalara yamatp boyatm, fakat
16
bir zaman sonra tabiate kar uramann nafileliini anhyarak her eyi hali zere brakmt.
Geni deme tahtalarnn aralan o kadar almt ki arasra kaza ile elimizden den onluk ve
kurular yerde daire evirerek dnd srada atik davranp stne basamazsak mutlaka
bunlardan birine der ve kayboluyordu. Oda ve sofadaki su tenekelerinin bir vazifesi de ayet gnn
birinde bu aralklar arasna yanar bir sigara kaarsa onu sndrmekti.
Yanan konaktan pek az eya kurtanlabilmiti. Bunlarn krlr cinsten olanlar o kargaalkta bostana
tanrken kullanlmaz hale gelmiti. Hele ikinci kattaki misafir odasnn pencerelerinden baheye
atmak suretiyle kurtarlm bir ceviz koltuk takm vard ki bir trl tamir tutmam, tahta zal malller
gibi arpk kalmt.
Ailemiz, yangndan sonra niin derli toplu bir evce-ize snmam da bu berhaneyi bana bel
etmiti? Bunu bata bykannem olmak zere btn ev halknn sk sk tekrar ettii Allah kimseyi
grdnden ydet-mesin sz kfi derecede anlatr sannm. Kocabalar ailesi iin asalet: konak
ve bir miktar da Arap ve erkez halayk demekti, yle sannm ki yangndan sonra yeni bir eve km
olaydk, hepimiz adra km gibi kendimizi klm grecektik.
Tavanlardan kopup sarkan muamba paralan stndeki boyal ve yaldzl resim artklan; k gelirken
kenarlarna bez, yahut kt eritler irilenen ve rzgrl havalarda kek zilleri gibi ngrdayan
battal pencereler; renkli camlan knldka yerlerine di cam ve bazan da mukavva taklan merdiven
cameknlan; iinde ok kere bir gaz tenekesi kuru soanla biraz kuru fasulye ve pirinten baka bir
ey bulunmayan kiler odas; haremle selmlk arasndaki dnme yemek dolab; bakkaldan gn
gnne alnan kmr mangalda fliyerek
MlSKNLER TEKKES 17
yakan Arab baclar, sabahlan km hanmlarla, ki beyleri dizlerinin arasnda erkezce arkl
masallarla oyalayarak salarnn sirkesini ayklayan dadlar; misafirlerin eteini pen ba konakl,
aya orapsz Anadolulu ahretlikler, bu insanlara eski debdebenin devam gibi grnyordu: Allah,
insan grdnden ydetme-sin!
Ailenin demirbalar byk annem, byk halam ve daymd. Gene demirbalardan saylmak lzm
gelen bac ve dadlar mstesna, geri kalan ksm, irili, ufakl bir alay oluk ocuk ve her gn deien
bir kervansaray kalabal idi.

Mesel: Ruhi daylar izinle hava tedbiline geliyor. denir. Birka kadn ve ocukla seyrek sakall,
ksa boylu bir efendi birka hafta veya ay konan bir tarafna yerleir, sonra kaybolur gider.
Bir baka gn: Rstem Paa, Manastr'dan, Trabzon'a geiyor derler. Paa hakikaten geer ve
ailesini be, on gn bize misafir brakr. Sonra, erkez amcalarn Hicaz'a gittii haberi kar. Bir
hafta, on gn selmlk odasnn duvarlar dibine kalpakl, sakall, izmeli ihtiyarlar melir.
Hele, nemiz olduunu bilmediim bir Kad Rasim Efendi merhum vard ki her gittii yerden yznn
ak ile alt ayda geri dner ve yeniden bir kadlk alncaya kadar bizde otururdu. Bu alt ay, yle kesili
bicili bir zamand ki kad, biraz gecikti mi Rasim Efendi'den ses ada kmad. Sakn bir hal olmasn
biareye! diye merak ettiklerini hatrlarm.
Byk annemin diline dolad szlerden biri de Allah kimsenin kapsn kapamasn! di. Misafirleri
daima gler yzle karlar. Hatt Trke bilmeyen ve yzlerine baktka utanlarndan parmaklarn
sran
F. 2
18
MSKNLER TEKKES
sakall erkezleri bile karsna alarak saatlerce konumaya alrd.
Byk annem, gerekten misafirden holanr myd? Yoksa bunu, bir hanedan kiilik vazifesi sayd
iin mi byle yapard, bilmiyorum. Yalnz, ay sonralarna doru eldeki para tkendii ve sokak
satclar kapy andrmaya balad zaman btn kibarln kaybeder, dilenci beslemekten
yandm diye avaz avaz haykrrd. O esnada civarda misafir varsa baclar ve dadlar (snnet
ocuklarnn yaygaralann bastrmak iin yapld gibi) hep birden bararak, el ve ayak vurarak
grlt ederlerdi. Byk annemin bu taknlklarna hak vermek lzmd. nk Abdlhamit'in
mabeyincilerinden olan byk daymn bile arasra ondan para istemesine gre deirmen onun
banda dnyordu.
rad, ayl, mcevherleri, hazr paras var myd? Hazr paray zannetmem. Byle bir ey olsayd
afiyetle yenecek ve her ay grlt kmayacakt. Fakat birka para irad, mcevherleri ve epeyce bir
ayl olduu muhakkakt. Miktarlarn byk annemin kendisinin de bildiini zannetmem. nk
mtemadiyen Kosti adnda bir sarrafa gidilip gelindiine gre gre aylk, kayd- hayat artiyle
krdrlm olacakt, iratlarla mcevherlerin en byk ksmnn rehinde bulunduunu da gene
durmadan birtakm muamelecilere, Emniyet San-d'na ve bankalara tanmadan anlardm. Zavall
hanmefendinin btn kr rehinler satla karldka eline kalan bir miktar paralardan ibaret olsa
gerekti.
Hsl, gidi iyi bir gidi deildi. Fakat ne byk annem; ne de saraydan artan zamanlarn Naima
tarihi okumak ve kendinde vahmettii hastalktan birtakm uydurma illar ve fosfatn muhallebileriyle
tedaviye uramakla geiren byk daym, bu bata grmekte
MSKNLER TEKKES 19
Afrikal Arab baclarmz ve Kafkasyal erkez kalfalarmzdan daha ileri deillerdi.
Aradm sevgiliyi ite Cinci meydan civarndaki bu ikinci konakta buldum. Bitiimizide bizden kale
duvarlar kalnlnda bir yangn duvariyle ayrlm bir pembe konak vard. Sevdiim bu konakta
yayor ve gzel havalarda baheye karak havuzun kenarnda oturuyordu. Sar sal, al yanakl,
yusyuvarlak bir kzd. O da benim gibi ar bal ve byk adam tavrl id. Gene benim gibi nafile
hareketlerden holanmaz ksa kollarnn ucundaki pembe, tombul ellerini, yana gre bir para fazla
ekik karnnn zerinde birbirine kilitliye-rek saatlerce kmldamadan otururdu. Nihayet, o da ben gibi
susadn, yahut baka bir ey istedii zaman etraftan gelip geenlere tatl bir sesle yalvarrd.
Hsl, biz deta birbirimiz iin yaratlmtk. Bugn bir yangn vesile ederek bizi birbirimize komu
yapan Tanr, yarn da evlenmemizi nasip eder ve az ok ksmetimizi de ayamza gnderirse, byk
bam Mesrure'nin benim iin hazrlanm bir atlas yasta benziyor gsne yaslyarak tadna
doyulmaz bir mr geireceime hi phe yoktu.
Onu yeni konamzn henz perdeleri taklmam pencerelerinden grr grmez k olmutum. Hi
unutmam, gzel bir bahar gnyd. Bir mermer havuz kenarnda, sarmakla sarlmaa balam bir
ardan altnda gnee kar oturuyordu. Yan belinden yukarsnn aksi, hemen hemen hakikatteki
renkleriyle, nndeki havuzun aynasna derek onu iki bal bir iskambil kzna benzetmiti.
Mesrure, o seneki bahar, yaz ve sonbaharn bir ks20
MSKNLER TEKKES
mim hemen hemen byle kmldamaz bir resim vaziyetinde geirdi.
ekinmeden penceremin nne oturabilseydim mesele yoktu. Benim onu seyrettiim gibi o da bir
baka tablo halinde beni seyrede ede nihayet sevmee mecbur olacakt. Fakat ne yazk ki henz
ka g devrinde idik. Terlemee balayan byklarmla kendimi yetimi bir erkek sayyor, komu
kadnlarn gzetliyen bir apkn vaziyetinde grlmekten fena halde rkyor-dum. Sonra, dadsnn

onu bahenin bir baka kesine gtrp oturtmas da baka bir tehlikeydi. Bunun iin Mesrureyi
seyrediim aresiz, inik am perdeleri arkasndan, fotoraflarn balarn rt altna sokarak
fotoraf ekmeleri gibi bir ey oluyordu.
Bu gizliliin bir ikinci faydas da, bamn aybn saklamas idi. Ne zaman bir yabanc ile karlasam
ilk nce bama dikkat ettiini, vaziyete gre ona acnacak, yahut glnecek bir ey gibi baktn
grrdm. Bu hal, ocukken beni rahatsz etmiti. Fakat zamanla alm, bu baklara pek aldr
etmez olmutum. Ancak btn vehim ve heyecanlariyle gen bir adam olmaa ve hele sevmeye
balaynca derdim yeniden depreiyor, kabuu kopmu bir yara gibi ince ince szlamaya balyordu.
Glfidan bac, yangn gecesi aknlkla bir ayna, yakalam, sandn btn eyasn brakarak
yalnz onu kurtarmt. Byk annem, bu vakay kahkahalarla glerek anlatr, hikyeyi daima hangi
yzn seyredecektin aklsz fellh? diye bard.
Bacnn yeni konaktaki odamzn bir kesine yerletirdii bu ayna karsnda ne hznl saatler
geir-miimdir.
Fotoraf karsnda titremi gibi dank ve karar21
sz izgilerim, ekseri zayf iradeli kimselerde grld zere yass, yaygn ve gevek bir burnum
vard. Bu burunun hafif bir izgi ile ortadan ikiye blnm ucunda bycek bir et beni sivrilirdi.
Szme bal rengi gzlerime, azma ve hele ene ukuruma irkin denemezdi. Ancak ne are ki
alnmda, kaln atk kalarmn stnde hafif bir knt yaptktan sonra birdenbire frlp ien
bam hepsinin zerine ty dikiyordu.
Aynann karsnda salanm saa sola, ne, arkaya tanyarak yaptm tecrbeler korkun neticeler
verirdi. Bir trl yola gelmeyen bu ba karsnda bazan deniz tutmu gibi saframn kabardn ve
vcudumun btn azasna souk bir titreme yaptn hissederdim.
Bu bala kendimi Mesrure'ye gsterecek olursam felketti. O da herkes gibi evvel yalnz, bama
bakacak ve artk baka tarafm grmeyecekti. Vapur ve imendifer biletilerinin delii gibi yalnz
yzm gsterecek bir delikten Mesrure ile konumay ne kadar isterdim. Bal rengi gzlerimle,
dzgn azmdan glmsyor gibi kan tatl dalkavuk sesimle ona mutlaka kendimi beendirmenin
yolunu bulacaktm. Etrafm-daki kadnlardan rendiime gre irkin kzlar satmak iin de zaten
byle yaplyordu. iek bozuu, alk vesaire gibi kusurlar evvel pee, boya vesaire ile gizleniyor,
sonradan nikhtaki kerametle bunlarn hepsi grlmez hale geliyordu.
Kafam her hangi bir vasta ile kltmek, yahut kk gstermek mmkn olmadna gre baka
bir areye bavurmak lzmd. Uzun uzun dndkten sonra nihayet bir ey kefeder gibi oldum:
Hemen gnar bize gelen Hsniye yengemiz vard ki gzel ud alard. Bir ok yalvarp yakarmalarla
bu Hsniye yengeyi bana ders vermeye raz ettim ve sonbaharn ilk
22
gnlerinde Uak perevinden ie baladk. Maksadm ertesi yaza kadar bir eyler becermek ve
Mesrureyi udumun sesine k etmekti.
O k, hayatmn en mesut senesi olmutur, diyebilirim. Musikiye gerekten istidadm m vard; yoksa
akn acayip mucizelerinden biri mi demek lzm, bilmiyorum. Birka hafta iinde perevden arklara
getim. Sokakta lapa lapa kar yaarken ben, ke minderinde srtmda al rnei hrkam, gsmde
udum ile durmadan alyordum. Sesler umulmayacak kadar sr'atle temizlenip tatllayor, ilk
zamanlarda dehetle baka odalara kaanlan yava yava etrafma toplamaya balyordu.
Bahe mevsimi tekrar gelince udum da Mesrure'ye dinletilecek bir hale gelmi bulunuyordu. O, daha
bym, fakat ocuk halini kaybetmemiti. Havuzun yanndaki kanapesinde gene uslu uslu
otururken gsnn zerinde kavumu parmaklariyle tempo tutmasndan ve arasra
pencerelerimize bakmasndan beni dinlediini anlyor, sevinten alayacak gibi oluyordum. Yaz
ilerleyince akamn alaca karanlnda baheye de kmaya baladm. Mehtapl gecelerde onun beni
grebilecei yerlerde dolamaktan korkmuyor ve en tatl sesimle konuup glyordum.
Fakat btn bu ll, bicili byk adam tedbirlerime ramen ne de olsa ocuktum. Bir akam, bana
birok gz yana malolmu bir talihsizlikten kendimi ko-ruyamadm.
Parlak mehtapl bir austos gecesiydi, yle kudurtucu bir mehtap ki Mesrure'yi bile kanapesinden
kaldrarak bahede koturuyor ve sesini ku sesleri gibi cvl datyordu.
Yanma iki ufak misafir ocuu almtm. MeruMSKlNLER TEKKES 23
renin iitebilecei bir sesle konuuyor, biarelere yalarnn ok stnde birtakm eyler
anlatyordum.
Bir incir aacnn altndaydk. Birdenbire bana bir fikir gfeldi ve yreim iddetle arpmaa balad.
Ne pahasna olursa olsun bu gece aaca kacaktm. ok kere bakalarnda ayplyor gibi yaptmz
eyler iin iimizde ne hevesler, ne hasetler reklenip yatar..

Heyecandan kslan bir sesle ocuklara:


Durun size incir koparaym, dedim ve bir bahe iskemlesine basarak aacn bir koltuk gibi rahat ve
ferah olan birinci atalna ktm. Sonra oradan daha yu-kanki dallara doru yeni bir yry...
Yapraklan hrdatarak mehtap iinde yzer gibi dalga dalga mesafeleri aarak ykselirken yreimi
iiren gururu gklerde taklak atan tayyareci bilmem duyabilmi midir?
Yerden kim bilir ka kar yksekteydim. Fakat oraya bakarken bir minare tamircisi gibi gzlerim kararyordu.
te o esnada melun bir tesadf, konan as Kasm Aa'y bahenin br ucundaki mutfandan
karm, acaip bir ark mrldanarak ar ar bizim bulunduumuz tarafa doru srklemiti. A,
beni aata grnce birdenbire ahengi deitirerek barmaa balamasn m:
Amann dirim; amann dirim... Sen haline bakmadan aaca da m karsn?, n aa abuk..
Kafam kabak gibi patlatp da bam belya m sokacaksn?
Byk annem, bahedeki btn vakalardan Kasm Aa'y mesul tuttuu iin adamcaz, bandan
korkmakta belki hakl idi. Fakat hayatmn en nazik dakikasnda bu mdahale, beni canevimden
vuruyor ve kafam kabak gibi patlatmak tbiri tuz biber ekiyordu.
Komu bahede sesler birdenbire kesilmiti. Bu de24
mekti ki Mesrure ile dadlar bizi dinliyorlar. Gkyz tepemde fini fini dnmeye balamt. Ksk bir
sesle lf anlatmak istedim. Fakat ne mmkn! Ay, dinlemiyor, deta retmiler gibi inadna dik bir
sesle barmaya devam ediyordu:
Tanmam... in aa diyorum sana ocuk... Aa kim, sen kim?
Asl korkmas lzm gelen ey benim dmem olduu halde zerinde bulunduum dal ucundan
yakalya-rak canavarca silkeliyor, bylece tehlike yzde beten yzde elliye, altma kyordu.
Nihayet, ayandaki nalnlar frlatarak aacn altndaki iskemleye kt ve beni belimden tutarak,
eekten indirir gibi, kolayca yere ald.
Dediim gibi bu vaka, bana ok tesir etmiti. Beni, sevdiimin yannda kk dren ayya kar
aylarca karanlk intikamlar dndm. Mesel onun ok sevdii priyol saatini, tulumbada abdest
ald srada, usu-letle ararak kuyuya atvermek. Yahut bunun tersine olarak bykannemin para
antasn mutfaktaki bulak bezleri arasna saklayarak ay hrszlkla thmet-lendirmek. Bereket
versin her trl harekete kar olan nefretim, bu tehlikeleri nlyor ve namert intikamlarm, birer
hayalden ibaret kalyordu.
O yl k, ok hazin balad. lk yamurlarla beraber Mesrure, baheden kaybolmutu. Her halde
konan kuytu bir kesinde, gene el el stnde oturuyor olmalyd. Fakat ne are ki bunu grmek
deil, tasavvur etmek imknndan bile mahrumdum.
Bu iki senede udu daha fazla ilerletmitim. imdi geceleri:
Vuslat yine mi kald gzel, bahara? arks iin ev halkndan bana deta yalvaranlar oluyordu.
MSKNLER TEKKES 25
Evet Vuslat yine mi kald gzel, baka bahara? Bunu tekrar ederken bazan gzlerimden yalar
geliyordu. Eh, o geldikten sonra da insann yapt herhangi bir ii fena yapmasna galiba imkn
yoktur.
Ud, ilh akmn deta bir hastalk halini ald bu uzun ve gaml k gecelerinde beni byle
avutuyor. Fakat bamda bir dert daha var. Rtiyenin son snfn-daym. Yze yze kuyruuna
getirdik. Sonra bu kafa pe-rianliyle bu sene bu kuyruun altndan nasl kalkacam?
Benim uddan baka bir marifetim olduunu galiba sylemedim. Gzel yaz yazardm. Yani
hsnhattm vard. Dorusunu sylemek lzm gelirse hi kazaya uramadan son snfa kadar
geliim biraz da onun yz suyu hrmetine olmutu. Evet, tembel olduu muhakkak bir ocuk; fakat
hattat! Hocalardan iyi yaz yazyor! Zaten hattatn cahil olmas kaide deil midir? Sonra, insana
gayriihtiyar hrmet veren bir kocaman ba var. Sonra uslu... Bana imdiye kadar snf geirten
sebepler bunlardr... Fakat bundan sonras ne olacak? Al-lahn byklne bakn ki talih burada da
imdadma yetiiyordu. Daha mektebin ilk ald gn mdr, beni odasna anyor; bilmem hangi
ktphaneden ald yazma bir divann bir suretini karmam emrediyor, okuyamadm yerleri geilp
kendisinden sormam istiyor. Bu, en aa sene sonuna kadar srecek bir itir. Snfn en arka
srasna ekiliyordum. Bir daha artk hibir hoca, ne derste, ne de imtihanda, beni nafile suallerle
rahatsz etmee cesaret edemiyecektir. Geceleri udun sesinde olduu gibi gndzleri de nmdki
deftere bir siyah nur gibi akan bezir mrekkebinde Mesru-re'nin hayaline glmsiye glmsiye belki
en gzel senemi geiriyordum.
Vcutta en kolay iliyen za, belki hatt eneden
26
MSKNLER TEKKES

de evvel, parmaklar olacaktr. Dikkat edilirse hareketten en ok nefret eden byk sultan tembellerin
bile, kelerinde otururken ellerini birbirine kilitliyerek eha-det parmaklariyle durmadan ark
evirdikleri grlr. Benim ud gibi yazda gsterdiim kabiliyetin de sebebi bu olsa gerekti. Udun da,
yaznn da beni Mesrure'ye yaklatrmakta ok byk faydalan olmutur. Anlataym.
Bizim konak, batan kara giden bozuk bir devlete benzerdi. Kendi hrgrmzden sz aamadmz
iin komularla megul olmaya vakit bulamazdk. Bu sebepten yanan konakta olduu gibi burada da
mahalleli ile hibir mnasebetimiz yok gibidir. Ancak, benim talihime o k, komumuz Mesut Paa ile
daym arasnda sk bir ahbaplk balamt.
Mesrure'nin babas benim gzmde Tann gibi bir ey olduu iin onun gelecei geceler en yeni
elbiselerimi giyer, misafir odasnn bir kesine otururdum.
Dorusu aranrsa ilk zamanlarda Paa, bana benim kendisne baktm gzle bakmyordu. Hatt
arasra hi bakmamak iin gzlerini teye, beriye kardna da dikkat ediyordum. Fakat kkten
beri byk insanlar arasnda otura otura onlarn ne taraflanndan yakalanacaklarn renmitim.
Mesut Paa, krknn iinde hafife omuzlarn ksarak etrafna bakmaa balaynca hemen sobaya
bir odun paras atlr, o, elini sigara kutusuna gtrrken parmaklarmn arasnda bir amal kibrit
parlard.
Yazs pekiyi olmyan daym bir akam, saraya takdim ettii arizalan bana temize ektirttiini
sylemiti. Paa, gzln takp benim birka satrma bakar bakmaz k oldu ve bana yle geldi
ki o zamandan sonra gzlerini benden karmad.
ii bu kadarla da brakmadm ve Mesrure'nin baba27
sna kendimi beendirmek iin daha ustalkl tertiplere giritim.
Paa, iir merakls geinirdi. Her su iite iini ekerek:
Nedir efendim, Fuzul'nin o su kasidesi, der ve okurdu:
Dkme ey gz, ekten gnlmdeki odlara su
Kim bu denl tutuan odlara klmaz are su
Paa, bundan sonra glkle bir iki msra daha okur, fakat arkasn getiremezdi. Genliinde daha
fazlasn bilir miydi bilmem. Fakat (hay Allah cezasn versin bu ihtiyarln... Hafza kalmad) diye
kabahati yana yklerdi.
Daymn ktphanesini kartrarak evvel Divan, sonra su kasidesini buldum; yazdm; sonra Faris
hocamza okutup dikkatle harekeleyerek ar ar ezberledim. Ak insana ne yaptrmaz?
Derken gene bir gece Paa: Nedir efendim, o su kasidesi.. diye balad. Fakat biraz sonra durduu
zaman, camilerdeki mukabele hafzlar gibi, onun brakt yerden ben alarak devam ettim.
Bunu ellerim dizlerimde, gzlerim kapal okurken kocaman bam saat rakkas gibi vezne uydurarak
ar ar iki yana sallyordum. Paa hayretler iindeydi. Bitirdiim zaman vs'at-i mtalanz tebrik
ederim. Allah feyzinizi artrsn dedi.
Dorusu aranrsa daymn hayreti de onunkinden aa deildi. Fakat bu tebrikten kendisine de bir
pay ayrlmas lzm geleceini dnerek bozmad. Hatt: musiki gibi iire de merak vardr diye
yalanc ahitlii de etti.
Daym, bu vesile ile air dedemizin Divanndan da bir para bahsetmiti. Fakat Paa, onun Kocaba
Kazasker ile kartrd:
28
MlSKNLER TEKKES
Demek merhumun airlii de vard. Grlyor ki cedd-i vlsna ekmi kk bey, dedi.
Bahar iekleri amaya balaynca bir bakas.. Mesel ubatta yeni yln kuzulan kesilmeye
balaynca zemin ve zamana mnsip bir iir:
Bilsem u kuzu neden gam alm? Her nlesi kalbe dazendir; Feryadederek koar nedendir?
Stsz m, refiksiz mi kalm? Paa artk avucumun iindeydi. Fakat bu adamcaza kar en
byk tertibim Ha-zine-i Fnun da rastladm bir manzumeyi kendime mal etmem olmutur.
Felek yeter daha m vakf- strap olaym Brak ki ben de lp t-me-i grap olaym Kemiklerim
rsn bir avu trab olaym Safa-y mr gibi birden nak-i ber'ab olaym... vesaire... Bunu en
gzel yazmla yazdm ve bir akam Paa'ya uzattm:
Efendimiz. Rtiyede bir arkadam vardr.. Arasra baz iirler karalar. Bunu da yazm. Tashihini
rica ediyor.
Paa ne olur, ne olmaz, iiri evvel sessiz, sonra yksek sesle okudu. Manal manal glerek:
Kimmi bu air arkada bakaym? dedi.
Ayn zamanda hileyi yutmadn anlatmak iin de dayma ka, gz iaretleri yapyordu.
Ben, aalam gibi grnerek ortaya isimler atmaya, birbirini tutmaz lkrdlar sylemeye baladm.
iiri dorudan doruya kabullenmeyisin! belki aklr diye idi. Fakat bu tedbirim, Paa'ya bir tevazu
yalan gibi grnyor, beni onun gznde bsbtn ykseltiyordu.

Bu defa daym tebrik etti:


MSKNLER TEKKES 29
Kk beyle hakikaten iftihar edilmeli... Li-san- nazma bu yata bu derece tasarruf ayah-
hayrettir. Allah feyzini arttrsn.
Sonra, bir meslektala, bir akranla konuur gibi bana kendisinin de vaktiyle iire heves etmi, hatt
baz gazeller karalam olduunu anlatt, bunlar ayet bulursa bana okuyacan vdetti.
Turnay gznden vurmutum. O, sylerken ben Mesrure'yi telli, pullu gelinlik elbiseleriyle koltuunda
gryor, dizlerimin karncalandn, kafatasmn sarslm bir saat an gibi iin iin ttn
duyuyordum. Kafamn bykl artk lehime dnmt. Paa, imdi ona bir asalet hcceti,
asrlardan kalma bir hazinenin mahfazas gibi bakyor, beni Kocaba Kazaskerin z torunu
sayyordu:
Maallah, maallah.. Cedd-i vlsnn vris-i ke-malt olacak inallah... Akbet grkzade gurk
eved.
Yangn duvarnn te tarafndaki konaa henz ayak basmamt. Fakat Krolu'nun ad dalarda
gezdii gibi benimki de imdi bu konakta geziyordu. Paann arasra elini pmee giden akraba ve
ahbap ocuklarna beni misal gsterdiini, azm kulaklarma vararak, teden, beriden iitiyordum.
On sekiz yanda rtyeyi bitirdiim zaman benim bir baltaya sap olmamda daymdan ziyade
Paa'nn emei gemitir. Balta, o vakitki Evkaf- Hmayun Nezaretiydi, lk balangcm pek parlak
oldu. Hakikatte ben, oturmaktan ve arasra bam evirerek yanmdaki pencerenin kaln am
perdeleri arasndan Marmaray seyretmekten baka bir ey yapmyor grnyordum. Fakat talih
beni, havasn bulmu bir yelken gemisinde gibi durmadan ileri gtrmekteydi. Gzel yazm
rtiyeden kulamda kalm Faris beyitler ve yal insanlar meclisinde rendiim edibane
konuma tarziyle bir
30
MSKlNLER TEKKES
araya gelince, hele buna kocaman kafatasmn verdii arlk da katlnca Evkaf Nezaretinin birinci
snf insanlar arasna girmekten daha tabi bir ey olamazd.
teki meseleye gelince, bizim zamanmzda geim ucuzdu; sinema kadnlarmza henz yeni hayat
usullerini retmemiti. Tanrnn kr kurdundan bile gemediine inanlrd ve bir kr kurdun
nafakasna raz olduktan sonra da fukaralktan korkmaya sebep kalmazd. Mektepten kan ve eli
ekmek tutan ocuu solutmadan evlendirmek o zamann gzel bir deti idi.
Benim iin de konakta gnden gne ciddileen akalar baladktan sonra bir frsatn kolladm ve bir
gn dayma aldm. Komu konaa damat olmak istememi kimse acayip bulmad. Paa, bana
hayrand, bir papaan kadar cahil bir sarayl olan hanmefendiyi dnmeye bile sebep yoktu. Kala
kala bir Mesrure kalyordu ki bizim dadlar onunkilerle el ele verdikten sonra bu saf ocuu kafese
koymak da iten deildi. Bununla beraber kzn en aptal bile grnlere kar hassas olduu iin
kafamn zannedildii kadar kocaman olmadm ve yam ilerledike daha da ufulacam Mesrure'-ye
ispat etmek epeyce zor olmutur: Kz uzun zaman bocalad. Dadlarnn anlatlarna gre, arasra
yumuar gibi oluyor; sonra gene cayarak:
Getir dad u iskambilleri... Bir fal daha ataym.. Papaz karsa varmayacam; olan karsa
varacam, diye kararszlklar iinde yanyordu. Perdeler, drbnler vesaire ile rasathane haline
gelen penceremden onu gzetlediim zamanlarda bazan sinirli hareketlerle papatyalan dittiini
gryor, bunun benim iin bir fal olduunu anlayarak heyecana kaplyordum.
\ Mesrure'nin dads iki taraf aras lkrd gtrp getirirken metinlerde daima iki taraf da okayacak
deiiklikler yapard. Fakat bizim Glfidan bac, kafasz
olduu iin her eyi bana olduu gibi sylyordu. Dadmn bana anlattna gre Mesrure:
Kalfacm, ehresi fena deil amma ba da pek byk. Koca diye el-lemin iine nasl karrm?
der, bac da:
Aman kzm, gnah gnah... Hi Allalhn yaratt baa kusur bulunur mu? diye beni mdafaa
edermi.
Son yamurlarda bahedeki ara duvarnn biraz kt iin imdi birbirimizi daha iyi grebiliyorduk.
Mesrure, benim bahede dolatm farkedince yerinden kalkyor, paldr paldr bahe kapsna
kayordu. O zamana gre bunun byk mnas vard: Mesrure benden utanyordu, demek ki beni
sevmeye balamt.
Nihayet, bizimkiler, kalenin iinden fethedilmek zere olduuna hkmederek Paa'ya, aldlar.
Paa'nn beni gene gklere kard bir gn daym: Keke lyk olsayd da kendisini evltla kabul
buyurmanz istirham etseydik demi; o da glmsiyerek: Biz asalet ve zek k insanlarz... Hele
u Ramazan gesin. Bu meseleyi salim kafa ile bir kere daha grrz diye cevap vermi. Bu sz,
hemen hemen bir vait demekti.

Dadlar, ierden zorlama hareketlerine devam ediyorlard. iekli ve kulu bir mavi kda benim
kalemim ile uzun bir name yazld ve kimseye gsterilmiye-ceine dair byk yeminlerle Mesrure'ye
teslim edildi. Eri br bir yaz ile gelen cevapta sevgilim: Ben de sizi seviyorum. Allah ksmet
ederse mesud oluruz inallah diyordu. ok tuhaf ey! Ben, kendi mektubumda byle ak ak ak
ve alkadan bahse cesaret edememitim. Anlalan birou Cezmi romanndan alnm
cmlelerimi Mesrure de benim gibi pek anlamayarak daha kestirme yoldan yrmt.
Dadlar, kim bilir ne dnm olacaklar ki beni Mesrure ile bir kere yz yze konuturmak istediler.
Gveyin gelini koltuk merasiminde tand devirler
32
MSKNLER TEKKES
oktan gemi olduu iin bunda zaten bir zarar da yoktu.
Parlak bir haziran mehtab!.. Paa'nn ii haber alarak dadlar sra dayana ekmesi tehlikesine
kar baheye gzcler kondu ve Mesrure, duvarn ykk yerine kadar getirildi. Benden utand iin
zavall kzn nnden ekip arkasndan iterek deta katr gibi haydyorlard. Ben dua eder gibi ellerimi
ap bam sallayarak glkle birka kelime syleyebildim. Mesrure, onu da beceremedi. Dadlar,
ona srttklar bir armudu benim azma soktular. Yreimde tatl bir ezinti ile dilerinin yerini
azmdan hissettim. Mesrure'nin btn tad benim iin bundan ibaret kalmt. Hayatta grp
greceim tek ak!..
VI
bir
Ben yata olanlar Merutiyet inklbnn nasl hengme olduunu iyi hatrlarlar.
Sokaklarda imamlarla papazlann sarlp pt, mzka ve nutuk grltsnden rken atlann
dkknlara girdii o ana baba gnlerinden birinde caddemizin st bandan bayrakl ve davullu bir
nmayi alay koptu ve biraz sonra bizim konan kapsna dayand. Daym, dedikleri gibi, kafas
ezilecek bir hafiye miydi? insann alacas iinde olduuna gre belki evet... Fakat nmayi yapanlar
da bu meselede benden fazla bir ey bilmedilkeri-ne gre belki de hayr... Muhakkak olan u idi ki
yukardan kopan dalga, yolunun stnde baka bir konaa tesadf etmedii iin, aresiz, bizimkine
arpp krlmt.
Damgallarn sk duracak vaziyette olanlarndan bir ou o gnlerde az ok hrpalanmlar, fakat
sonradan tekrar ulu dzmee muvaffak olmulardr. Bize gelince, yukarda bir para anlttm gibi
bizim angranga konak zaten yklmak iin bir bahane anyordu.
33
Byk annemden dn para almadan ay sonunu getiremeyen daym byk paalarla beraber,
srgne gn-derilince konak dald; dadlar erke'e gittiler; Araplarn ne olduklarm bilmiyorum.
Bunlardan bir tanesini ok sonradan bir hamam kapsnda susam satarken grdm.
Ben, bykannem ve Glfidan bac, Balarba'nda rak karlm bir ihtiyar kalfann evine
snmtk. Kazan kaynamad iin artk misafir gelmiyordu. Fakat buna mukabil sarraflar,
muameleciler ve bunlara benzer daha birtakm acayip adamlar kapmzdan eksik olmuyorlard.
Tanrnn gn istanbul'a inen bykannem mahkeme, defterhane ve Emniyet Sand arasnda
mekik dokuyor.
Fakat bu, ok srmedi. Bir dlger hikyesi vardr. lm deine dm bir ihtiyar dlger bir trl
can veremez, gzleri kapal: Kireleri getirin; tulalar dizin, ivileri akn diye emirler verirmi.
Nihayet uzun alkanlklarn ne olduunu bilen biri kulana eilmi, akamstleri yaplarda kalfalarn
bardklar sesle Pay-dooos diye barm, artk yaplacak ii kalmyan adamcaz da derhal ruh
teslim etmi. Onun gibi btn mrnce konan ykn ekmi olan zavall bykannem de son
takririni ve son borcunu verdii gnn akam yatana uzand. ocuklar, bana bir ey oluyor;
galiba leceim diye deta akacktan bir tel gsterdi ve biraz sonra sahiden oluverdi.
Bu kadar akraba, bu kadar tandk... Fakat cenazesinde Glfidan kalfa ile yalnz kalyordu. Sonra,
evde de gene yle...
Gelelim imdi bana! Evkafta her ey ar yrr, derler. Benim oradan yrtlmem de yle oldu.
Evvel kimsenin bana ses etmediine bakarak epeyce mitlere
F. 3
34
kaplmm. Fakat inklptan birka ay sonra yaplan mehur tasfiyede ilk sokaa atlanlardan biri ben
oluyordum.
**
Evkafta Sakall Talt diye bir ocukla ahbap olmutum. Geri o zaman Evkafta sakall olmayan
devede kulakt. Fakat onunkinin sebebi bsbtn baka: Talt, Eyp Peygamber kadar fukara bir
adamd. ok ocuklu bir kk gmrk ktibinin olu imi. Son derece a-lkanm. ptidaiyi,

rtiyeyi, idadiyi ate alr gibi geerek ocuk denecek yata Mlkiye'nin kapsna dayanm. Fakat
kaza insana katan, gzden yakndr. Evlerinde oturacak, duracak yer olmad iin karlarndaki
mezarlkta mlkiye imtihanlarn hazrlarken biareye bir ahretlik kz musallat olur.. Scak lelerinde
kzgn mezar talar ve diz boyu kuru ot ve diken kmeleri arasnda ahretlik arsz arsz srnamaa
ve el akalar yapmaa balaynca ne olaca malm.. Mahalleli harekete gelerek kz zorla Talt'a
yamar; ahretliin efendisi el etek perek ona Evkafta iki yz kuru aylkla bir ktiplik becerir. Derken
arkadan ocuklar skn etmee balar ve saylar alt senede drd bulur. Buna karlk maa henz
yz elli... Arkadalar arasna iane toplarlar; fakat bunu para olarak eline vermeyi uygun
grmedikleri iin ya, pirin, eker gibi ayniyat alarak evine gnderirlerdi. Bu Talt'n sakal
sofuluktan deil, zrtlktendi. Bir gn, bana bir byk sr anlatr gibi:
Ne yaparsn birader, demiti, klk kyafet malm... stelik be alt gn de tra paras
bulamaynca bsbtn hrpaniye dnyorum... yisi mi namusumla bir sakal koyuvereyim dedim.
Talt, ufak yapl, gsterisiz bir adamd. Bu yzden her bulunduu yerde daima ayak altnda
kalmaa mahMSKNLER TEKKES 35
kmdu. Yirmi beini gemeden tesinden, berisinden aarmaya balayan bu sakal olmasayd
tasfiyede onun da kim vurduya gitmesi pek mmknd. Bununla beraber bu badirede Talt' koruyan
eyin yalnz bu sakal olmadna da phe etmemek lzmdr. Talt, ok alkan ve becerikli bir
memurdu. Sade kendi ilerini deil, bizimkilerini de o kanr, btn kalemlerde her ba skan ona
koard diyemeyeceim, fakat hademe ile onu a-rtrd. Talt'n durup dinlenmeden ilemesi bazan
bizim skn zevkimizi bozar; hatt dorudan doruya bizim iin urat baz zamanlarda, deniz
tutmu gibi elimizi gzlerimize gtrerek: Aman, Allah akna dur biraz diye onu azarlardk.
Kalemlerde kayt, kuyut hak getireydi. Gemi gnlere ait muameleler iin en emin defter Talt'n
hfzasy-d. Tasfiye encmeninde bulunan baz mirler bu kuru ve klksz kk memuru her halde
sakalndan ziyade bu ileriyle hatrlam ve taburcu edildii halde dairede kopacak curcunay bir an
gzlerinden geirmi olmaldrlar.
Sakall Talt ayn zamanda da ok geimliydi. Geri olmaz da ne yapard denebilir amma hi
deilse baz uygunsuz muamelelere kar surat asmak kabildir ya. Halbuki o, en ar hareketleri iltifat
gibi karlar ve bir teekkr etmedii kalrd. Yalnz, onu da sylemeliyim ki o hibir eyi anlamyor
gibi grnd halde domuzuna hassast. Hatt baz en zararsz kelime ve hareketlerden trl akla
gelmez mnalar karmasna gre vesveseli ve iinden pazarlkl da denebilirdi, ini bitirdii ve
kendini yalnz zannettii zamanlarda bu hareketleri birer birer hatrlar ve tefsir eder; her birine yenip
yutulmaz hamal kfrleriyle karlk vererek iini boaltrd.
Sakall Talt'a neeli demek belki doru olmaz... Fakat ufak ocuklarda olduu gibi zaman zaman
iinden
36
sebepsiz bir sevin dalgas kabanrd: Bir tel, bir heyecan... Zaten dar ve kk olduu halde
sefaletten bsbtn kepe kadar kalm, stelik bir ksm da sakalla rtlm yznn her zerresi
ayr ayr oynar, gzleri slanp alar, sesi ku sesi gibi ter. Bu sevinci, karsndakinin kolunu
skmaa, srtn svazlamaya balayarak souk muamelelere urard. Byle zamanlarda ka kere
ulan neye seviniyorsun? diye avazm kt kadar ba-rmamak iin kendimi zor zaptetmiimdir.
Tasfiyeden birka ay sonra Talt' tekrar grdm zaman sakal defetmi, belki de yeni idarenin
ihtar zerine klk kyafeti az ok deitirmiti. Gene o hangi saadet veya mit iin olduunu bir trl
anlayamadm tanr ve sulu sevinciyle kolumu skarak:
Yr- canm, ben artk Darlfnun talebesi oldum, dedi, arasra kaamak yaparak Hukuka
gidiyorum. Grlyor li mektepten kmayana bundan sonra ekmek yok. Bugn belki oluk ocua
acyarak beni kap dan etmediler. Fakat yarn ne olaca belli olmaz. Beni dinlersen sen de
Darlfnuna girmelisin..
Neyle? Darlfnuna girmek iin idadi ehadetna-mesi lzm,.
Brak canm, kim kime? Tozdan, dumandan ferman okunuyor mu? Zeynep Hanm konann
kaplarn ardna kadar atlar.. ehadetnamesi olmayanlar dinleyici diye giriyorlar. Sene sonunda
imtihan vererek asl talebe oluyorlar. Hacs, hocas hep orada. Benim snfta bedesten telllndan,
srk arabacsna kadar her eit insan var. Sen de gel, alrsn... Bir yandan da be kuruluk bir
i bulunur sana belki.
Birka gn sonra henz eskimemi mabeyin biimi redingotum ve fesimle Zeynep Hanm konann
kalabalna ben de karm bulunuyordum. O vakitki Darlfnun, gerekten yolgeen han gibi bir
yerdi. Tysz
MSKlNLER TEKKES 37

tssz ocuklardan bizim Talt gibi kalem efendilerine, saraydan uartlm niformal mabeyin
hademelerine, kr sakall elllilik medrese softalarna kadar eit eit insan, sralarda kucak kucaa
Ahmet Mithat', Emrullah Efendi'i dinlerdi. Yirmier paralk ta basks formalardan dersleri
takibederek benim de postu suda kurtarmam pekl mmknd. Fakat yapamadk.
lk merutiyet knda her yer gibi Zeynep Hanm konanda da bir politika kazan kaynyordu. Bunun
derecesini anlatmak iin o senenin Otuz Bir Martndan sonra aslan mehur Dervi Vahdeti, Kr Ltfi
Bey ve adm hatrlyamadm daha baka bir hocann benim snf arkadalarm olduklarn
sylemem kfidir.
Kll aybndan baka bir de politika m? Doru! Fakat bu, benim politikann ne olduunu
bilmeyiimden ileri gelmemitir. nsan, denize girmee de taraftar olm-yabilir. Fakat adam, hele
benim gibi hibir zora kar koymaa kudreti olmyan bir iradesiz adam sandan, solundan
iterlerse..
Bizim Glfidan bacnn bir masaln hatrladm. Bilmem nereden iki koyun geermi; biri ak, biri kara.
Ak koyuna binen; yedi kat gkyzne kar; karaya binen ise yedi kat yerin dibine inermi. Ortada
ittihatlar ve Ahrar diye iki fkra vard. Benim ksmetime kara koyun, yeni Ahrar dt ve bir daha
kmamak zere yerin dibine battm.
Dediim gibi benim politikaclm sadece herhangi bir rzgra kar mukavemetimin sfr olmasndan
ileri geliyordu. Fakat neden ittihatlar deil de Ahrar? Her eyden evvel baka elbisem bulunmad
iin deitirilmesine imkn olmayan mabeyin biimi redingotum... istanbul'da kee-klhtan papaz
apkasna kadar btn kyafetler Ahrar'da idi. Sonra ailem, kadro harici vaziye38
MSKNLER TEKKES
tim vesaire de beni ittihat ve Terakki honutsuzluklar tarafna atan sebeplerdi.
Geri benim ittihatlara kar pek bildiim bir ey yoktu. Btn yaptm gevek yaradlm icab
olarak etrafmdakilerin her sylediine kafa sallamaktan ibaretti. Fakat teslim etmeli ki benimki gibi bir
kafann tasdiki heybetli bir tasdik oluyordu. Bununla beraber gene de pek ly kaybetmez, etrafta
az ve kl bozuk birini grdm gibi derhal kendimi toparlardm. Bunun iindi ki Otuz Bir Mart'tan
sonra arkadalarm itibarlarna gre derece derece daraacna ve hapse giderlerken ben, sadece
sene kadar bir zaman iin Sinop'ta srgne gnderi] iyordum.
VII
Balkan muharebesine doru ittihatlar dnce beni de tabiatiyle salveriyorlard.
ilk zamanlar Sinop'ta epeyce bocalam, fakat az sonra belimi dorultmaya balamtm.
arbanda bir kocakarnn evinden dkkndan bozma bir odada oturuyordum. Hava ve gne
almak iin bu odann kepenkle-rini aralaynca yeniden dkkn oldu. Bir gaz sandiyle bir hokka
kalem tedarik ederek arzuhal ve kyl mektuplar yazmaya baladm. Arasra da zengince bir kitap
satcsndan muamba zerine toptan muska siparileri alyordum. Sonra Darlfnunlu politika
mahkmu sfatm bana az ok bir hviyet izafe ettiinden mahkemede, vergi dairesinde baz
aprak ii olanlar bana akl danmaya geliyorlar ve bunlardan bir istiareyi yumurta, bal, tavuk gibi
hediyelerle deyenler oluyordu. Bir aralk devaml bir nezle sebebiyle bama byk bir yn takke
giydiim ve sakalm uzattm iin ihtiyar kadnlardan bana hasta okuyup okumadm soranlar
olmutu. Fakat iltifat etmedim. Zaten arda oturdu39
um iin alverilerimi pencereden yapyor ve bu suretle bazan haftalarca yerimden
kmldamyordum. Hsl tam gnlme gre bir i; yapt kayalardan kabuklarn etrafn akntlarna
kar aralayarak ksmetini bekleyen mesut bir midye hayat!
Fakat hrriyet! Onun cazibesine dayanmak mmkn mdr? yi dnlrse benim gibi bir insan iin
en iyi hrriyet, hrriyetsizlik! radesini kullanmadan, nnde alan yollardan hangisine gideceini
kendi kendine sormak zorunda kalmadan vukuatn akna kendini brakmakt. Fakat ttihatlar
dnce teki srgnleri saran ocuka heyecan, bana da sirayet etti; birdenbire kendimi
toparlayamadm; stanbul'dan beni krmz mhr mumlariyle davet edenler varm gibi ben de
onlarla beraber vapura bindim.
Yaptm delilii ancak Sirkeci'de ucuz bir otel odasna yerletiim gece btn dehetiyle
anlyabiliyordum. te o zaman, Sinop'taki odam, yahut dkknn bana gerekten kaybedilmi bir
nezaret koltuu gibi grnmtr. stanbul'da Talt'tan baka kimsem kalmamt. O fukarann ileri
de iyi gitmiyordu. Birbirimizi grmediimiz sene iinde arkadam, ocuklanndan birini kaybetmi,
ancak byk Tanr ona bunun yerine iki tane yenisini hem de bir arada gndermiti.
Talt, Hukuku bitirdikten sonra Darlfnunun bir baka ubesine kaydolmutu. Fakat, bana izah
ettiine gre bu, srf bir kurnazlktan ibaretti. Haftada sabah Darlfnuna gidiyorum diye
Evkaftaki mirlerini kafese koyuyor ve Aksaray taraflarnda bir husus mektepte yz kuru aylkla
hesap ve Faris hocal yapmaya gidiyordu. Bununla beraber gayretli ocuk, bo zamanlarnda da

gene formalardan Darlfnun derslerine alyor ve her sene olmasa bile iki senede bir snf
geiyordu.
40
MSKNLER TEKKES
Talt, bir kere daha elimi tutmak istedi; Sirkeci'deki otelin kahvesinde ikinci grmemizde:
Bizim mektepte sana da bir i buldum, dedi, yaz hocal ve ktiplik yapacaksn... Vazifenin en
g taraf ay balarnda para almaktr... Fakat sk bas'rsa o da oluyor... Buna mukabil mektepte
yiyip yatacaksn. Bir mstakil odan olacak.
Fakat Sinop'taki dkknda, daha dorusu evimde yazn entari, kn da aba ile oturduum iin
redingotum aa yukar eski halinde kalmt. Mercan yokuundan bir beyaz gmlekle iki lstik yaka
uydurduk mu bu i tamam oluyordu. Mektep; i ie selmlk ve harem baheleri, ykk ahrlar,
hamamlar ve havuzlar arasnda gene bir eski zaman konayd. Onu Florina muhacirlerinden bir
baba oul iletiyordu. Oul, Selanik Hukuku mezunlarndan efkati Bey diye bir adamd. Gznn
biri tekinden kk, kafas ve enesi bir tarafa doru hafife arpk, kekeme bir efendi darenin asl
ehemmiyetli unsuru baheye ilk girite aba poturu, plak ayaklannda yrtk postallar, omuzdan ilikli
gmlei, kark kr sakal ile bahvan sandm babas idi. Fakat gelen giden olduu zaman onu,
kyafeti iin, i tarafta bir yerlere saklarlard.
Ne olduumu, nereden geldiimi arayp sormamlard. Vazifem ktiplik ve yaz hocal idi.. Canm
skldka baz ak derslere girip kacak, odamn etrafndaki frdolay pencerelerden teneffs
bahesine gzclk edecektim.
efkati Bey'in Maa meselesini dnmeyin. Mektep sizin. Bakalm ay ba gelsin de mnsip bir
sev takdim ederiz demesi bir para mide bulandrc idi. Fakat ben imdilik boaz tokluuna, hatt
Sinop'tan getirdiim birka paradan biraz da ste vererek buraya kaplanmaMSKNLER TEKKES 41
yi nimet sayacak vaziyette bulunduumdan ay balarnda ne eserse aktan kr sayacaktm.
Admz Nur-i rfan idi. Derse giri k zamanlarnda babann boynuna bir krk trampet takmakla,
bahelerde, sofalarda dolanmasna gre Galatasaray Sulta-nsiyle rekabete hazrlandmz
grlyordu. Zaten ortada dolaan szler de o merkezde idi. Ne id belirsiz serseri Frerler elinde
terbiyesi bozulan vatan ocuklarn mutlaka kurtarmak lzmd, yi dnlrse Florina-nn gitmesi de
o yzden deil miydi?
Ancak halkmz, Allah selmet versin, daha gaflet iindeydi. Etek dolusu para dkerek, stelik de
yalvarp yakararak yavrularn o Galatasaray denen batakhanede ziyan olmaya gtryordu. Fakat
mit kesmemek lzmd. Kendileri, ben, Talt gibi mnevver ve- hamiyetli vatanadalaru elbirlii
sayesinde bir gn elbette Nur-i rfan'm yolu da renilecekti.
Bu baba oul, evvel atalca'da, baz hemehrileriy-le beraber, bir miktar toprak alarak hayvanclk
etmek istemiler, fakat nedense bir mddet sonra ortaklarnn ahlkszl yznden dalarak ii
mektepilie dkmlerdi. Sahiplerinden bir ksm ortada bulunmayan bu konaa ne verdiklerini
bilmiyorum. Belki de aradaki adam-laa biraz bir ey koklatarak imdilik beki gibi yerlemilerdi. Bir
rivayete gre de, gene aradaki adamlar va-stasiyle biraz pein para vererek ve geri tarafn taksite
balayarak, kona enkaz fiyatna kapatmak istiyorlard.
Aradan daha birka sene geer ve hele bu arada bir de konan olmaz bir tarafna bir kvlcm
srarsa sahiplerinin bu fiyat da arayayacaklarna phe yoktu. Bununla beraber binann henz
ayakta duran taraflan ve hele duvarlarla tavanlarn bir ksmndan salam kalm tezyinat numuneleri
onun bir zaman daha Galatasaray'la ba komasna msaade eder haldeydi.
42
MlSKNLER TEKKES
Benim kitplik odam binann en mkellef odalarndan biriydi. Duvarlarnda trl naklar; yars insan
yars balk denizkz resimleri; tavannda gkteki burlar temsil eden yalboya bir kubbe vard.
Birka yerinden atlam ve aralklarndan samanl kire paralar sarkmaa balam olan bir
kubbenin bir gn Akrepleri ve Terazileri ile bama gmesi korkusu olmasa manzara pek gzeldi. Bir
de gene merhum paadan kalm antika bir yazhane vard ki eine gerekten ne Galatasaray'da, ne
de hatt Maarif Nezareti'nde rastlamak mmknd. Yalnz aa kurtlan tarafndan tamamiyle yenmi
i ksmlar teller, sopa paralan ve temel ivi-leriyle, pek ustalkl bir ekilde birbirne tutturulmu
olduu iin yanndan geerken arpmamaya ve otururken kenarlanna dayanmamaya dikkat etmek
lzmd.
Nur-i rfana ocuk yazdrmaya ve aylk vermeye gelen talebe velileri mdr odasndan sonra
merasimle buraya sokulurdu. Mabeyin biimi redingotumun naslsa elimde kalmas deta Tannnn bir
inayeti olmutu. Sanrm ki bu odada Nur-i irfan ktibini, Kocaba oullarnn son torununu hibir
kyafet bu derece amyacak-t. Mdr .ef kati Bey, Selanik Hukuk mezunu olmasna ramen, iri

ve buruk yz, klksz, sska vcuduyla kendi odasnda kaybettiini burada beni ktip bey diye anrken kazanyor gibiydi.
Bu odann pazarlklar zerinde daima uurlu bir tesiri grlrd. Ktip bey teslimat makbuzunu bir
berat kadar gzel bir hat ile ar ar yazp verir, sonra redingotunun nn ilikleyerek paray
kedeki kasaya kilitlemeye giderdi. Kasa bozuktu. Fakat bunun pek o kadar ehemmiyeti yoktu.
nk ziyareti kar kmaz baba, garip bir hastalkla evlerinden uram korkun gzleri, kr
sakalnn altnda hindi kursa gibi kabanp ien grtla ile odaya girerek kasaya dorulur; paralar
minMSKlNLER TEKKES 43
tannn iinde saklad bir kirli czdana yerletirdikten sonra konumadan kard.
ok kere birbirinden aptal grnen, fakat sras gelince de eytana klah giydirecek kadar hinolu hin
olan bu iki mdrn hangisinin tekine stn olduunu anla-yamammdr. Muhakkak olan cihet
parann babada olduu ve mektepte en ziyade onun borusu tt idi. Aralarnda ikide bir kavga
kar, hatt yatl byk ocuklarn anlatna gre baba eski el alkanliyle mdr beye bir iki
tokat da atard. Fakat baba oul arasnda, tabii teklif aranacak deildi.
Nur-i Irfan'n krk kadar yatl talebesi vard. Bunlardan bir ksm Anadolu belediyelerinin ucuz bir
fiyatla istanbul'a okumaa gnderdii zeki ve yoksul ocuklar, bir ksm boanma, cinayet gibi
sebeplerle tasfiyeye uram ailelerden akta kalan kimselerdi. Bunlar belediyeler ve ailelerin
stanbul'daki baka ilerini de kova-lyan Rumelili avukatlar getirirlerdi.
Mdrler, yatl ksm ok ocuklu bir aile gibi idare ediyorlard. Yani buras iin ktiplik dairesinden
'hibir muamele gemezdi. Baba, mektebin zerzevatn yatl ocuklarla beraber ekip bitii arka
baheden karyor, iyi numara almak istiyen ocuklarn evlerinden, yahut sokaktan toplayp,
getirdikleri krntlar ve sprntler-le de tavuk, kaz ve kei besleniyordu. Sonra, baba, yaz k her
gn sabahtan evvel tfeini srtlayarak surlar dnda avlanmaya giderdi. Kuyruu veya kanad olmak
artiyle tavandan leylek yavrusuna varncaya kadar nne ne karsa vurur; bunlar, harem
mutfanda kaynayan kazana, bahenin zerzevatiyle beraber doldurularak yemek olurdu. alacak
taraf u ki Tanr, bu mektep iin yemei olmayacak ot ve kk yaratmamt. Mesel avn ve bahe
mahsullerinin kt zamanlarnda baba, gene surlar dnda hodana eledii devedikeninc benzer
44
bir acayip ot bulup getirir ve bunun orbadan dolmaya kadar yedi, sekiz eit yemei olurdu. Gene
mesel bizim ancak tatlsn tandmz helvac kaban dilim dilim una bulayp kzartrlar ve zerine
sirke, kuru nane ve krmz biberle yaplm bir garip sala dkerek ocuklara kap kap yedirirlerdi.
Bu maritetler daha ziyade ailenin yedi sekiz kadar tahmin ettiim, kadnlarna aitti. Onlar da baba gibi
nalnl plak ayaklan, basma alvarlar ve bartleriyle yemekleri piirirler, on be gnde bir kfe ile
mezbahadan gelen i yalarn eritirler, bahede amar ykarlar ve arasra da hep bir arada
mektepte, temizlik yapmaya gelirlerdi.
Daha evvel de anlattm gibi benim vazifem ktiplik, yaz hocal, canm istedike bo derslere
girmek ve bir de odamn pencerelerinden teneffs bahesine gzclk etmekti. Hemen daima
snflarn te ikisi botu. Fakat canm istedike kaydndan da anlald zere bu, bir nev ihtiyar
vazife olduundan iin bu ksm beni pek rahatsz etmiyordu. Yani bo snflardan birinde pek byk
bir kavga filn olmadka yerimden kmldamaz-dm. Buna mukabil de, evvelden pek hafif tahmin
ettiim bahe gzcl vazifesi, hele yemi mevsimlerinde, ar mesuliyetli bir iti. Baz haan
ocuklar, yemi almak iin aaca karlard. Byle zamanlarda otlann arasna saklanarak bekilik
yapan baba, evvel elindeki uzun sopa ile ocuklar yere indirir, sonra kank sakal kirpi dikeni gibi
kabarm bir halde benimle kavgaya gelirdi.
ocuklara Mill ve islm iara uygun bir terbiye verecek muallimlere gelince, bunlann en
ehemmiyetlisi bizim Talt't. tekiler yakn mahallelerde oturan bir\:a ihtiyar ve efkati Bey'in
arasna Zeynep Hanm konandan avlayp getirdii baz Darlfnunlu genlerdi. Para lkrdsn
tehlikeli bulan mdr, bunlara daha ziyade
MSKlNLER TEKKES 45
mefkureden bahseder, onunla beslenemeyecek hale gelerek azdklar zaman ise yerlerine yenilerini
getirirlerdi.
Bu Darlfnunlu ocuklarn bazlarnda bir fikir hissderdim. Gya ortada yenip iilecek bir ey varm
da bunu ihtiyarlar kendilerine saklyorlarm gibi garip bir vehme kaplrlar ve onlar devirerek
mektebin bana gemek iin aralarnda tertipler yapar, talebeyi kkrtrlard. Bu zamanlarda, efkati
Bey iin btn mesele zaman kazanmakt.
Zavall ocuklar, benim odadaki, bana bile hayr dokunmayan, gstermelik kasa gibi kendi
tertiplerinden de mit kesinceye kadar snflarda bara bara ders takrir ederler, bahede
konferanslar verirler ve sonra kaybolurlard.

Bir ksm muallimler de vard ki dorudan doruya fahr idiler. Mesel gnn birinde sarsak bir
bahriye mtekaidi gelir, hi bir mektebe smamayaraV ortada kalan olunu ucuz bir fiyatla almamz
isterdi. efkati Beyin byk sa gz aptal bir merhametle ihtiyara bakarken kk sol gz daha
ziyade uf alarak dnrd:
Beybabacm... Biz, birbirimize yardmla mkellef deil miyiz? Sizin ocuunuz bizim
ocuumuz.. Biz sizden para da istemeyiz. Yalnz ocuklarmzn haftada iki saat yksek ilminizden
istifade etmelerine msaade buyurursanz..
Anlayamadm, yani.
ki saat riyaziye dersi verirsiniz. Sizin iin b'r elence de olur.
Fakat ben hi muallimlik etmedim.
Aman beyefendi! Sizden iyisi olur mu hocann?..
Ertesi gn mdr odasnn kaps yamnda asl Heyeti muhtereme-i talimiye levhasna, gzel bir
yaz ile ilve ederdim: Hfzrrahman firkateyni sabk komodorlarndan ve riyaziyundan binba
Ferhat Bey.
46
MtSKlNLER TEKKES
Ferhat By, bazan mektebe urar, ok kere de gelmezdi. (Nasl ki olu da yle yapard.) Fakat
muallim kadrosunun o ksm uzun bir mddet, erefli bir isimle kapanm bulunurdu.
Gitgide bu mektebin ilerinden daha baka kokular da almaa balyordum: Umum Harbe girmitik.
anakkale'den neesiz haberler geliyor, stanbul'daki sknt, gn getike artyordu. te bu sralarda
mektebe byk merasimle be kadar parasz ehit ocuu aldk. Fakat buna mukabil her gn baka
ocuklar krmzya boyanm teneke kutularla sokakta iane toplamaa gn-deriyorduk. Sonra, i
daha ziyade byd. Mektebin ktibi sfatiyle redingotumun yakasna bir kordel takarak ve saat
hesabiyle kiralanm bir arabaya bindirilerek beni baz dkknlar ve ticarethanelerden iane
toplamaya gnderiyorlard. lk cidd dilencilk talimimi ben bu dolamalar esnasnda yapmmdr.
Saysn tasrih etmediim ehit ocuklarnn Nur-i rfan ocana nasl geldiklerini, bu yavrular nasl
barmza bastmz anlatyor, onlar iin para ve erzak topluyordum. Hatt.bir gn Tahtakale
taraflarnda verecek bir eyi olmadn syleyen bir nalburdan birka avu ivi aldm hatrlarm.
Neticeler parlakt. O kadar parlak ki arasra efkati Bey, babasnn gsndeki czdanndan,
mektebin hakiki kasasndan, gemi aylklarma mahsuben bana bir iki lira para bile veriyordu.
Bu bir dilencilik deil miydi? Keke yalnz yle olsa. Fakat bizim ayn zamanda bir sahtekrlk ve
dolandrclk yapmadmzdan emin olamyordum. Daha fenas boyuna kendi imzamla etrafa
makbuzlar da datmaktaydm, yle ki bir akam, baba da dahil olduu halde mektebin idare heyetini
karakola gtrdkleri ve komiserin karsna dizdikleri zaman korkudan aklm kyordu. Bereket
versin ki bu davet, mektepte bz as47
ker kaaklar sakladmza dair verilen bir yalan haber zerine imi.
Benim o zaman, bir trl iinden klamayar bir askerlik meselem vard, kide bir ben ubeye
ararak bam lp biiyorlard. Kocaba ailesinin o hi bir lye smayan balan vaktiyle
onlarn orduda en yksek kumanda mevkilerine kmalarna mni olmamt. Nitekim imdiki
kanunda da buna dair ak bir emre rastlanmyordu. Fakat buna ramen ube mirleri bir trl beni
gzlerine kestiremiyorlar, her defasnda imdi git, biz seni icabnda arrz diyorlard. Nihayet,
galiba Sankamtan sonra kafam artk gremiye-cek derecede sktrdlar ve Yarn sabah be
gnlk yiyecekle beraber gelirsin diye bir emir verdiler.
VIII
tik hedef Msr'd. Yollar emin olayd ve ingilizler, Kanal mdafaaya kalkmasalard Kocabalarn son
torunu, hi phesiz, bu memleketin ikinci ftihleri arasnda bir yer alacakt.
Gnll Mevlevi alayn gtren trenin krk kiilik vagonlarndan birine ykletilmitim. Deil mi ki
yrmek yoktu; vagonumun fazla yumuak ve aydnlk almamas nee karan bir ey saylmazd.
Hatt yerimden kmldamadm halde etrafmdaki sarsntlar ve demir grltlerinden, tahta kprleri
getike altndaki boluun verdii seslerden uan bir kartal gururu duyuyordum. Baz byk
istasyonlarda vagonun kaplan aldka, gene kmldamadan, Anadolu'yu seyir ve tetkik etmek de
baka bir zevkti. Ttn duman, scak mein kokulan, Anadolulu neferlerin sazlan ve aramza
dm baz Mevlevi fkaralarnn nefesleri arasnda, gnleri saymak yorgunluuna bile
katlanmadan, gecemiz
48
MlSKNLER TEKKES
gndzmze karm bir halde kh uyuyup kh uyanmakla geen o yolculuk hi hatrmdan
kmaz. Fakat ne yazk ki demiryolu daha tamamlanmamt. Pozant-dan sonra Toros geitlerini

yryerek gemek benim iin ok meakkatli oldu. Fakat vatan iindir diye szldanmadan sineye
ektik.
Yalnz o geceli gndzl yrylerden iflah olmadm. Bir mddet sonra, Toprakkale civarlarnda
yle bir k ktm ki ne tehdit, ne dayak beni bir daha ayaa kaldramad ve ordu etrafmdan bir
sel gibi akp geti.
Haftalarca sonra yeni bir kafileye kararak tekrar yola kacam srada bir tesadf, imdadma
yetiiyordu. Hafif hizmetliler arasnda demirci, nalbant gibi zanaat sahipleri aranmaktayd. nndeki
bir masa dolusu evrakn iri br yazlar karsnda aalam bir sakall binba o mehur yazmla
zene bezene yazdm birka satra yle k oldu ki beni hemen yanna ald ve iki seneden fazla
bir zaman Halep'te yazc neferlii ettim. Yerim rahat, iim hafifti. Sinop'taki alkanln tesiriyle bo
vakitlerimizde arzuhaller, asker mektuplan ve hatt muskalar yazarak be, on kuru arttrmann
kolayn da buluyordum.
Ta, yuvarlana yuvarlana gedii bulmutu. Etrafmdan durmadan insan dalgalan akyor, midye, gene
srtn kayasna yaptrarak kabuklarm aralam, gyle byle geinip gidiyordu. Fakat bir gn sokak
banda zerime doru gelen bir levazm katrndan kamak m, kamamak m teredddn
geirdiim bir dakikada ar bir kazaya uradm; katr, sa bileimle kolumu birka yerinden krd.
Sa kolumdaki arpklk onun yadigrdr. stelik tek geim vastam olan parmaklarm da o
zamandan sonra ilemez olmutur. Artk bir mall gazi olarak erefle ve bir, iki kuru aylkla
istanbul'a dnmeme bir mni kalmyordu. Fakat aksi gibi o sralarda
49
bozgun balad. Dille anlatlmaz bir ana baba gn! Din ulemas Kzlcleniz'in yarlmas, ayn
yanlmas gibi mucizelerden bahsederler. Fakat, Tann'nm asl byk mucizesi o kargaalk iinde
benim canm kurtarm ve ge-' ne yrye yrye memleketime dnm olmutur.
Bu yollan ben nasl getim? Krk derece ateli hastann ryalar anlatlabilir mi? Kendimi kh bir yk
vagonunun bir kapsndan alaya alaya girip teki kapsndan dayak yiyerek atlyor gryorum; kh
ayaklarmdaki izmeleri almak iin beni falakaya ykar vaziyette yere yatrm Arapa yetler,
hadislerle yalvaryor gryorum; kh kendim gibi birka serseri ile beraber dilendiimi, samanlklarda
yattm, geceyans lklarla uyanarak kimden, niin olduunu bilmeden, bir koyun sr-sndeki
koyun gibi, yalmarak katm gryorum. nsann en miskini sky grnce dldl oluyor Yarabbi!
Bilmiyorum ka hafta, yahut ka ay sonra dalga, beni byk bir ehre att. Sordum: Konya dediler.
Suriye'deki bozgun, ierdeki mtareke bozgunuyle karyor, memleketi barnlmaz bir hale
getiriyordu. Bu sefer Trke yalvararak, Trke dilenerek ve dayak yiyerek yeni bir yolculuk, kh
hastalanp gnlerce kendimi kaybederek, kh eceli gelmiyen iin en iyi il olan byk sefaletle
iyileerek bir zaman daha srn... Nihayet, yukarda sylediim byk mucize bir bun bana
kendimi zmir'de bir hastahanede bulduruyor.
IX '
Evvel ttn tabakama, kay kemerime varncaya kadar nem varsa yollarda sattm, sonra da
boynumdaki muskaya kadar soyulduum iin pek fena bir vaziyette idim. yle Jd hastahane mdr
beni taburcu edebilmek iin bana yanmdaki yatakta lm kimsesiz bir ihtiyarn eskilerini vermee
mecbur olmutu: bir don gmlek,
F. 4
50
lstikleri gevemi bir ift. eski lpn, kiraz kokan bir kaln baston, hazin bir tesadf olarak da
eskilikten ayr gibi yeerip parlam bir redingot takm!
Yunanllar tarafndan yeni igal edilen izmir, kargaalk inideydi. Bununla beraber ben halde olanlar
bsbtn sokakta brakmyor, Ktipolu taraflarnda bir eski ttn deposuna misafir ediyorlard:
Adam bana bir ot minder ve gnde bir n orba. Ne yapalm, buna da Allah bereket versin.
Diyebilirim ki hastahaneden ktm gn eski ben den yalnz erimi vcudumun zerinde
eskisinden daha heybetli bir hal alan bam kalyordu.
Doktor, bol gne, bol istirahat, bol gda tavsiye etmiti. Reetenin ilk iki maddesinde dnlecek bir
taraf yoktu. Yaz geldii iin gne, doktorun tavsiye ettiinden daha da boldu. Etrafmdaki
kerevetlerde birok alayp inleyenler, kavga edenler, hatta vakitli, vakitsiz lmee kalkanlar
bulunmakla beraber istirahat de (kmldanmadan yatmak mnasna) aa yukar yle idi. Fakat bol
gda!
ilk zamanlarda btn gnm deponun arkasndaki bir eski Yahudi maatlnda yatmakla
geiriyordum. Bu maatln ince bir yosun tabakasiyle rtl mermerleri gnele kzyor, tatl bir
gbekta scakl alyordu. Diyebilirim ki benim yeniden diriliim ikinci defa olarak hayata douum
bu maatlkta olmutur, ilk zamanlarda taa yapm bir kertenkele ls gibiydim. Vcudum, o
kadar incelmiti ki arasndan geen gne mermerin stne kemiklerimin resmini karyordu

desem yalan saylmamaldr, ite bu gnetir ki, kpein enciini yalamas gibi, yumuak, scak
diliyle yalaya yalaya beni canlandrmtr. Bu yeniden hayata dn devresinde kafam da vcudum
kadar canszd. Kapal gzlerimin iinde kvlcmlar uuuyor, bunlar arasnda
MSKlNLER TEKKES 51
durgun bir bataktan kalkan su sinekleri gibi kk, renksiz fikirler canlanp oynamaya balyordu.
Byk airlerden biri her halde Fuzul olacak ne gzel sylemitir: His var m bu lemde
nekahat gibi tatl! Vcudum, ne kadar zehiri, pislii varsa dar atm gibiydi. deta iyilik ve sevinle
dolu bir sbyan yrei.
Biraz ayaklannca etrafta ufak tefek gezintiler yapmaya balamtm. Bunlar, yeni yryen bir
ocuun emekleyileri gibiydi. Be on admda bir dizlerim kesilince olduum yere neliyor,
bastonumu altma koyarak dakikalarca dinleniyordum.
*
**
Meslee ilk balaym bugnlerde olmutur. Kzl-ullu yolu stndeki Erefpaa camii nnden
geiim nedense ok kere ikindi vaktine tesadf ediyordu. Kapnn karsndaki bir aaca yaslanarak
ahalinin namazdan kn seyreder ve dinlenirdim. Bunlarn arasnda bir ihtiyar hanm vard, rdek
gibi yrrken hafife iki tarafa sallanan ksa vcudu, enesinin altndan ineli siyah gron araf, yaz
k omuzlarndan eksik etmedii kahverengi atksiyle uzaktan uzaa zavall bykanneme
benzettiim bu kadna uzun uzun bakardm.
Bu baklarm farkettiinden mi, yoksa o da beni bir bakasna benzettii iin mi, birka gn iinde
onun da bana dikkat etmeye baladn grdm. Hatt be adm yrdkten sonra dnyor,
dinleniyor gibi yaparak tekrar bana bakyor, sonra deta tereddtle, zorla yoluna devam ediyordu.
Nihayet bir gn caminin kapsyla benim aramda uzunca bir lmelif izdikten sonra o salntl
yryyle yanma yaklat, antasn aarak, yzme bakmadan, bana iki il kuru verdi.
Ben dilenmi miydim? Zannetmem. Fakat yleyse neden avucumu bu kadar abuk bulmutu?
ocukken geri ben, onun oyununu oynardm. Fakat ne de olsa bu,
52
MSKNLER TEKKES
bir oyundu. Ya Nur-i rfan ktipliinde yaptklarm? iyi amma o, bakalar hesabna idi? Asker
dnndeki yiyecek dilenciliklerine gelince, onu bir alay a hep bir arada yapmtk; frsatn
bulaydk hi phesiz ekiyalk da edecektik. Ancak, ne olursa olsun bunlar, benim iin bir takm
talimlerdi; yaradlm ve btn hayatm durmadan beni bu akbete srklemiti. Fakat ilk resm
sadaka, ilk resm mterimin elinden o gn ilk defa avu-cuma dyordu. O, vermekten; ben,
almaktan utanyor, bir ayp yapar gibi o anda birbirimize bakmaktan ekmiyorduk. Dediim gibi,
benim ilk resm mterim bu kadndr, tik sadakas alnan kadn da ilk koynuna girilen kadn gibi
unutulmuyor.
Bu vakadan sonra ikimiz de kendi yollarmza yrmtk. Fakat avucum kapanmyor, ortasndaki iki
gm kuruluk ak duruyordu. O gn ortalk kararmca-ya kadar da yle durdu. Bunlar bana
oynasn diye vermiler gibi geceye kadar oynadm. Ertesi sabah, bu para ile aldm peynir ve kuru
zm depodaki arkadalarla blyor, bylece kendimi bir acayip skntdan kurtaryordum.
Her meslein balangcnda zorluklar, mazur grlmesi lzm sinir hareketleri, hayvan mukavemetler
vardr. Sonradan her ey yle bir yoluna giriyor ki!
Esnaf, sabahleyin yaptklar ilk alverie ehemmiyet verirler. Onun gibi bu asl kadncazn elinden
yaptm siftah da bana uurlu gelmitir.
O gnden sonraki gezintilerde yolumu deitirdim. Artk iki tarafnda tarlalar ve babo keilerden
baka bir ey grnmeyen Kzlullu'ya doru gitmiyor, aksi istikameti tutarak Tatar mahallesinden
tkiemelik'e, akam stleri byk insan kalabalklarnn kaynat caddelere yneliyordum.
MSKNLER TEKKES 53
ulu dzelttikten sonra ehrin sapa bir kesinde kendime bir oda aramay dndm.
Gndelik kazancm ta tayan, odun yaran herhangi bir iinin gndeliini gemeye, arasra depoyu
teftie gelen kravatl, bastonlu doktorlar ve byk belediye memurlarnn kazancna yaklamaya
balamt. Demek ki artk devlete yk olmakta mna kalmyordu.
Ktipolu'nda geirdiim yazdan sonra gcm, kuvvetim de iyice yerine gelmiti. Srtmda
redingotum, elimde kaln bastonumla kh oturup, kh yryerek ve bu arada ticaretimi de ihmal
etmeyerek uzun uzun dolatm. Sonunda Kadifekale eteklerinde tamaalk denen bir mahallede
gnlmce bir yer buldum.
imdi bilmem ne haldedir? Fakat o tarihte bu Tamaalk, dan dibinde deve srt gibi bimiiz
yokular ve inilerden meydana gelmi bir oyuktu. Tufandan evvel yaam ve Nuh Peygamber'in
gemisine sacak halde olmadklar iin nesilleri kurumu fil-i Mamudiler malm! Dadan baktmz
zaman sanrdnz ki her biri be alt fil cesametinde olan bu hayvanlardan bir sr, gnn birinde bu

ukurda dolaarak oraya, buraya terslemi ve bu Tamaalk mahallesi onlar bek bek kuruyup
katlamasndan hsl olmutur. Fakat iine indiiniz vakit manzara bakadr. ou en di bir
hendeseden mahrum kstebek kmbetleri arasnda tatan, tenekeden, hatt tahtadan yaplm
kulbeler de vardr.
Dadan inen seller topra yalayarak yer yer yollar am ve bunlardan bazlar deta merdiven
haline gelmitir.
Tamaalk'n ahalisi Afrika zencileridir. Konaklardan rak karlm, yahut kam, sr sr
Glfidan baclar ve onlarn erkekleri... Bunlarn gl, kuvvetlileri gndzn ehirde incire, palamuta,
yahut dilencilie
54
giderler; ihtiyar ve sakatlar kulbelerinin nnde, kzgn gnein altnda iri kertenkeleler gibi yar
plak yatarlard. Tamaalk'ta geceler de gndzleri aratmayacak kadar scaktr. Gndzn tepedeki
dan, hamam talar gibi kzan kayalklar, gne batnca bu sca ar ar aaya vermeye
balarlar ve mahallede Arapklar iin deta Sudan geceleri hkm srer ki biareleri buraya
toplayan da belki budur.
San, solun rzgrlar bu izbeye yol bulamadklar iin Tamaalk'n k da olduka yumuaktr.
Yalnz, arasra byk yamurlarda dadan sel inerek baz kulbelerin eyalarn, hatt kendilerini
gtrp, baclar sabaha kadar acayip kular andran sesleriyle haykmr-lar; fakat ertesi gn krk
dkkler elbirlii ile tamir edilerek her ey tekrar yoluna girer.
ehrin her kesinde birok aratrmalardan sonra kendime setiim yer, bu Tamaalk'n en hallice
evlerinden birinin sokak yznde bir odas idi. Evin bundan baka, bir yarm odas, ufak bir tal ve
bu taln dibinde mutfak vazifesi gren bir ocakl vard. Ev sahibi Nur-i Nigh kalfa adnda bir
hastabakc idi. Doktorlarn fil hastal dedikleri bilmem o mudur? Kadnn bacaklar korkun bir
ekilde imiti. Yanmdaki yarm odada tahta kerevetin stndeki yatanda kmldanmadan ve
hatt beni rahatsz edecek bir fazla ses bile karmadan yatyordu.
Ben gelmeden evvel bilmem ne yeyip ierdi. Her halde komu baclar kendi yediklerinden ona da bir
para bir ey getiriyor olmalydlar. Fakat benden sonra kira parasiyle, talktaki ocakta bazen bir
para st, bazen bir pirin orbas kaynamaya balad. Tamaalk'n ha'ini anlamal ki baclardan
bazlarnn: Allah versin. Ona gn dodu. Evinin iradn yiyor diye bu Nur-i Nigh kalfay deta
kskandklarm iitiyordum. Fakat biareMSKNLER TEKKESt 55
nin saadeti uzun srmedi. Tamaahk'a tanmamdan bir, bir buuk ay sonra bir akam, sokaktan
dndm zaman bacnn odasn kapal ve kapsn krmz mumla mhrl buldum. Kap eiinde
ufak bir idare lmbas yanyordu. Biraz sonra benim lmbam da yannca komular pencereye gelerek
haber verdiler. Nur-i Nigh kalfa sabahleyin, ben ktktan biraz sonra merhum olmu ve ikindi
namaznda cenazesi kaldrlm. Odasnn mhrlenmesine ve kandilinin yaklmasna kadar her
eyin bu kadar abuk olup bitmesine o gece hayret etmitim. Fakat sonradan grdm ki Tamaalk'ta
lm kadar sade bir dva yoktur. Evimin etrafndaki tepe ve ukurlarda, kulbelerin nndeki
meydancklarda baclarn, ple inmi kargalar gibi, yedier, sekizer kiilik halkalar halinde melip
oturduklar her zaman grlen manzaralardandr. Bazen bunlarn durup dururken korkun
hayknmalarla yerlerinden frladklarm ve ortada bir hasr zerine yatm birinin etrafnda kendilerini
yerden yere arptklarn grrdm. Etraftan daha bakalar yetierek bu rpnanlar kollarndan
yakalarlar ve arabuk yattnrlard. Derken aradan yarm saat gemeden birka erkek Arap, st
ak bir tabutu srtlayarak yokuu inerler ve len her kim ise byle iki saat iinde kdemde Nuh
Peygamber'e msavi olurdu.
Nur-i Nigh kalfann kimsesi olmad iin evi ve eyas mahlle kalyordu. Bir iki pl-prt ile be
kap kaaktan ibaret olan bu eyay mezattan satn almam, bu defa evin tamamn kiralamam, beni
birdenbire mahallenin en byklerinden biri mertebesine kard. Komu baclar artk evimi silip
spryorlar, amarm ykyorlar, yemeimi piiriyorlard. Aralarndan vak-tivle paa ve belki de
vezir konaklarnda kalfalk, dadlk edenler buulnduu dnlrse bunu. Kocabalarn
56
MSKNLER TEKKES
son torununa talihin garip bir ikram saymak lzm gelirdi.
Baclarn btn bu hizmetlerinin karl amarmdan artan bir sabun paras, benim iin
doldurduklar dolmann bir iki tanesi, kuru ekmek krntlar ve arada bir ellerine sktrdm birka
para idi.
Cemiyet halinde fukaraln bu derecesini, ben diyebilirim ki baka hi bir yerde grmedim. Kedi
mancas satan Arnavut, mahalleye urad zaman baclar, etrafna rler, sngn ucunda
sallanan akcierlerden bir para kestirirler ve bunu kuru ekmek unundan bir hamura bulayarak,

kaplarn nnde yaptklar erp ateinde tava ederlerdi. Hali anlamal ki buna da imrenen-leri,
tavadan kalkan yal duman kedi gibi kardan koklayarak ve krmz dilleriyle yalayarak: Gle gle
ye komu... Afiyet eker olsun! diye dua edenleri grrdm.
Arada bir mahalleye bol miktarda deve eti gelirdi. Bunlar, her halde ehir dnda kesilen hurda
hayvanlar olacakt. Hatt bazlarnn ldkten sonra kesilmi olmamalar iin de sebep yoktu.
Komularm deve etinin biraz eki olmakla beraber sr eti kadar lezzetli olduunu sylerler ve
kzarttklar kftelerden bana da tattrmaa urarlard. Bu kadar sefaletin, zenginlii dillere destan,
Frenk mahallesinin bu kadar yaknnda nasl barnd, Tann'nn anlalmaz bir hikmetiydi. Fakat
bundan daha fazla alacak ey, ok kere dvl bir sabun \ ^ya odun paras etrafnda sa saa
ba baa kavgalar, hatt bazen erkekler de kararak sopal ve kanl gazveler olduu halde
mahallede hi hrszlk vakas iitil-memiti. Kavgalar sadece paylalamayan haklar iindi.
Tamaalk mahallesinde epeyce ocuk da vard ve bunlarn pek ufaklar aa yukar Afrika'daki
zenci kylerinde gibi, yani rlplak gezerlerdi. Ancak gnn
57
birinde de bu ocuklardan bir veya birkann fistolu ipek entariler; boncuklu pelerinler; kvrck
balannda kordellar, hatt renkli Japon emsiyeleriyle ortaya ktklarn, oyuncak bebekler gibi
ellerinden tutularak gezdirildiklerini grrdnz. O vakit, hemen anlamalyd ki o gnlerde kibar
mahallelerden birinde bir ufack kz ocuu lmtr.
Bununla beraber mahallede l elbisesiyle birdenbire sklaan yalnz ocuklar deildi. Bir gn evvel
sokakta dolarken alvarnn deliklerinden para para etleri grnen bir ihtiyar Arap, ertesi gn
bacanda izgili pantolon, srtnda kadife yakal kaputla dolar; entarisinin etei dizkapaklanna
km bac, arkasnda hr hr gron arafla tavus gibi kabararak sokaklarda sallanrd. Hatt bu
yzden bir ramazan gecesi Tilkilik arsn heyecana dren bir vaka da olmutu. O zamanlar
zmir'in mehur bir damac Hacs vard. Uzun boylu, kse sakall, kuru yzl bir ihtiyar Yemenli...
Yaz k lstik potin, zmrt yeili bir cbbe giyer; pelerin gibi omuzlarna att bir krmz al
boynunda sktktan sonra iki ucunu gsne sarktrd.
Semtin bykleri yaz geceleri Tilkilik'in mehur meydan kahvesinde Hac'ya dama oynatrlar, arasra
dalna basp kt kt kfr ettirerek elenirlerdi.
Bir ramazan gecesi sahura doru Hac'ya birdenbire Allah emri erdi ve ertesi gn deme bir byk
adama nasip olmayan bir cenaze alay yapld. O akam, teravihten sonra meydan gene hncahn
doluydu. Kadir gecesi olduu iin gramofon alnmyor ve oyun oynanmyor, hazin hazin damac
Hac lkrds ediliyordu.
te bu sralarda kar sokan karanl iinden yava yava Hac'nn belirdii; ince burma sang,
zmrt yeili cbbesi, boynundan gsne sarkan krmz al ile cadde fenerinin aydnlna doru
ilerledii g58
rlmesin mi? Evvel biri bard; sonra btn cemaat hurya ayaa kalkt. Salar dimdik olarak
baranlar; avaz avaz salt selm okuyanlar; birbirini ezerek, sandalye ve masalar devirerek
kaanlar!.. Gndzn ilhiler, dualarla gmlm bir lnn gece mezarlk yolundan ar ar
indiini grmek gerekten korkuntur. Fakat halkn grd damac Hac'nm kendisi deil, onun
elbiseleriyle giyinip kuanan ve o keyifle teravihten sonra meydan kahvesine bir ay imee inen bir
Arap komu idi.
XI
Tamaalk'ta itibarm artyor, kendimi gitgide lde bir kabile reisi gibi grmee balyordum.
Gerekten buras le ne kadar benziyordu. Baclarn dillerini ancak yanmda konutuklar zaman
anlamak kabildi. Uzaktan birbirlerine seslendikleri, kulbelerden birinin nnde toplanarak
gltkleri, yahut kavga ettikleri zaman kendinizi bir Afrika kynde sanrdnz.
Mesule kalfay ite bu Tamaalk'ta tandm. O vakitler bir deri, bir kemik denecek kadar zayft ve
boyunun uzunluu bu zayfl bir kat daha meydana karrd. Ayaklarnda yandan dmeli erkek
potinleri vard ve kalem gibi ince ayak bileklerinden bu potinlerin zerine ksa konlu erkek oraplar
derdi. Yeldirmesi ok ksalm olduu iin bacaklarnn, dizkapaklariyle bu dk oraplar
arasndaki ksm, yaz k ak dururdu.
Kyafetinin bu gln hrpaniliine ramen halinde anlatlmas g bir bakalk, deta bir kibar konak
kz nazll vard. Sabahlan Kadifekale eteindeki dik sel ukurlarnn birinden, elindeki ufak, bo
torbay bir evre gibi sallayarak iner, evimizin biraz aasndaki meydanda etrafn alan baclarla bir
para konuup akala-tktan sonra yoluna devam eder, akamlan ayn yoldan, bu defa dolu
torbasiyle, gene daa kard. Komular59

mn bu Mesule bacya ok ehemmiyet verdiklerine dikkat etmitim. Bir zaman sonra kendim de
konuunca onlara hak verdim. Dili, tekilerden daha az etrefil olmamakla beraber, dudaklarnda
nazl kvnmlara, inanlmayacak kadar ince kelimeler sylyor, adamakll muamele ve terifat biliyor,
gzleri ve bembeyaz dilerinden irin bir glmseme hi eksik olmuyordu. Lkrd arasnda bir gn
Boazda bir Srur Paa yalsndan bahsedince ayaklarm suya erdi.
Daha sonra, rendim ki bu Mesule kalfann bir sevgili guubeyi (kkbey) vardr; Topalt'ndaki bir
odada otururlar ve hasta olan bu guubeye kendisi bakar.
Evvel yirmi, yirmi be yalarnda bir ocuk sandm bu kk beyi sonradan kendim de grdm.
Altmlk bir insan viranesiydi. Yahut belki de krk, ne bileyim? Yan belli etmek iin insanda az ok
surat ve vcut kalm olmak lzm gelir.
Bu guubeyin paa babadan kalma konaklan, han-lan yemi bir mirasyedi olduu anlalyordu. Hem
kendini bu hale sokabilmek iin nasl bir yiyi! Ona, ecza-hane cameknlarnda kavanoz iinde tehir
edilen ceninlerin bir by ve canls denebilirdi. Fazla olarak da kafas bir maden emberle,
gzlerini dar uratacak derecede, sklmtr.
Fakat Mesule kalfa kim bilir nasl bir by ile onu eski guubey gryordu.
Guubeyle Mesule dadsn Boaz'da Sruri Paa yalsndan buraya hangi rzgr atmt. Bunu
sorup anlamay merak etmedim. Bildiim sade u idi ki baba malnn nasl da satlamam bir
parac olan bu zavall Mesule bac, gndzleri onu komulara emanet ederek ehirde gndelie
gidiyor, akamlar dolu torbasiyle dnyor ve onu yaatmaa devam ediyordu.
Eski konaklarn Arapklanm benim gibi yakndan
60
tanmam olanlar artacak bir acayip vefa ile muhabbet! Fakat bu biareye, bu kadar dknlk
iinde, bu bir eski saray kz nazllk ve kvrakln veren de belki gene bu vefa ve muhabbetti.
*
Bir gn Petemalclarba taraflannda bir ara sokaktan geiyordum. Burada belediyenin yktrmaa
balad bir ada ile set zerinde eski bir mahalle mezarl vard. Bu mezarlktan kulama birtakm
ocuk yaygaralar arasnda tanr gibi olduum bir ses geldi: Alla akna, Peygamber akna,
Padiah ba iin yapmayn ayo! diye yalvanyordu. Sonra, bu ses birdenbire: Mslman yok mu?
Can kurtaran yok mu? diye lklara balad. Mezarlk duvannn ykk bir yerinden bam uzatnca
bir dayak manzarasiyle karlatm. Bizim meslektalardan bir eyh Abdu tanrm. Heykel yapl, tun
renkli, uzun sakall, beyaz bornozlu bir m arap. Bu eyh Abdu'nun aa caddede drtyol aznda
bir yeri vard. Eski bir binek, yahut musalla ta olmas mmkn bir tan yannda yaz, k
kmldamadan ayakta dururdu. Bir eski Arap halifesinin heykeli yaplmak istense sanrm ki bu eyh
Abdu'dan daha ihtiaml bir rnek bulunamazd. O da benim gibi sknun byk kudretini anlam
olanlardand ve bu skn, onun iri vcuduna uzun beyaz bir sakalla evrilmi tun ehresindeki bo
gzlerine benden ok ziyade yarard. Evet, ne bir ses, ne bir dua ve hareket... Ba dargn bir
vakarla gkyzne kalkm durur ve bembeyaz bornozun hakettii paralar durmadan yaard. Daha
garibi Mslmanlar gibi Ermeniler, Rumlar, hatt Yahudiler de onun mterileriydi.
eyh Abdu'yu o gn ilk defa hareket halinde gryordum. Bununla beraber ne vcudunda, ne
yznde hi bir izgi oynamyor, gzler gene her zamanki gibi bo.
MlSKNLER TEKKES 61
Heykel, bir eliyle zayf bir Arap kadn yakalam, br elindeki asa kaside okur gibi ar bir ahenkle
inip kalkyor ve her defasnda kprdad grlmeyen dudaklarndan tek kelime kyor: Mal'une,
mal'ne, mal'ne.
Daya yiyen bizim zavall Mesule kalfa idi. mdat aramak iin etrafma baktm; kalfa, sopay yiyip
bardka, plak ayaklarn yere vurup ekirge gibi birbirlerinin omuzuna zplayan ve keyiflerinden
birbirlerinin fesini kapp atan bir sr ocuktan baka kimse grnmyor. Geri Arap, bir kaza karp
ban belya sokmamak iin gayet hesapl hareket ediyor, srden koyun satn alr gibi Mesule
bacnn srtn ve butlarn iyice yoklamadan vurmuyor. Fakat biare Arap, o kadarna da takati
olmayan bir kadit. Komuma yardm vacip olmutu. Ancak, eyhe yaklamak tehlikeliydi. Sokaklarda
birka kere kr dilenci kavgasna rastlam ve dehete dmtm. Gzleri grmedii iin bunlar bir
tecavzden kukulandklar zaman birdenbire sopalarn kaldrarak olduklar yerde topa gibi
dnmee balarlar ve sopann evirdii arkn iine denlerin kafasndan, gznden hayr
kalmazd. Sonra, enkaza bir de eyhin Mesule Kalfay tutan mengenesine dmek vard ki dnen bir
makine kayna kendini kaptrmak gibi bir eydi.
Kalfa, ard Mslmanlardan imdilik bir mit olmadn grnce nameyi deitirdi, gene
yalvarmaa balad: Ya eyh... Alla, Peygamber, Padia ba iin... Bir daha gelirsem ayaklarm
kinisin! Fakat eyh, aldrmyor ve hain bir soukkanllkla vurmakta devam ediyor: Mal'ne,
mal'ne, mal'ne...

Artk dayanamayarak ben de bardm: Bu, ne re-za'et ey!... Hadi bakalm karakola, Hareketim
hesapsz deildi. eyh, karakol szn iitince derhal durdu. Cadde azndaki makamm ancak
polisle ho geinmek
62
MlSKNLER TEKKES
sayesinde muhafaza edebileceini biliyordu. Sesimi iyi idare ettiim iin beni polis sandna phe
yoktu. Fakat ne olur, ne olmaz Mesule bacy da brakmaa raz olmayarak: Mni-i rzk mel'ne
dedi ve bir heybetli arapa bedduaya balad.
Sahici polis bu beddua karsnda belki de aracakt. Fakat ben, ocuklarn beni ele vermesinden
korkarak, can havliyle bir kere daha haykrdm:
Brak diyoruz eyh... Kanun namna emrediyoruz... Biz onun terbiyesini veririz.
Mengene gever gevemez Mesule kalfa, yle bir frlad ki eyh Abdu, onu artk maherde bile
yakalayamazd. Zavall kadn, evvel ince ve uzun bacaklariyle sprge nnden kaan rmcek gibi
kouyor, yeldirmesinin zaten ksa etekleri havalanarak tesini berisini mev-dana karyordu. Fakat
tehlikenin uzaklatn grnce tekrar dnd, yanma geldi ve alayarak itiraf etti. Meer benim gibi
onun da ehirdeki ii gizli dilencilikmi.
eyh Abdu'nun bu senitte bir nevi derebeylik idaresi kurduunu o gn rendim. dil adam olduu
iin bakalarnn toprana gemez, fakat kendi snrlarna girenleri de affetmez ve onlara kar bir
nevi kan dvas gdermi.
tkbal mevkii kolay muhafaza edilir mi? Hacnn mahalle ocuklanndan bir nevi gizli polis tekilt
varm. Arasra bu civarda dilenmeve cesaret edenleri bu ocuklardan renir ve derhal tedbir
alrm. Mesule bacnn bir zamandan beri buralara dadandm renince toprana gz dikilmi bir
hkmdar gibi gazaplanms ve birka para mukabilinde kadncaz ocuklara yakalatarak cezasn
vermi.
Bir iki hafta sonra Mesule bacnn bir kere daha
MSKNLER TEKKES 63
haykrdn ve vcudunun sopa ile ldrlen bir ylan gibi yerlerde kvrandn grdm. Fakat bu
sefer dayak yemiyordu. Guubeyi lmt. Braksalar gece mezarlkta melip kesik kesik
uluyacakt. Fakat brakmadlar; o gece ve daha ertesi gece zorla Tamaalk'ta alkoydular.
yle grnyordu ki zavall bac, guubeyi deil, hayattaki istinat noktasn, kfreden klhanbeylerin
dedii gibi avulunu kaybetmiti.
Boaz'daki yaldan Topalt'ndaki kulbeye dnmek bir ey ifade etmezdi. Yal da, her ey de kk
beydi. O gidince ayann altndan toprak kayyor; yuvas sprlm bir rmcek gibi bolukta,
grnmez bir ince telin ucunda sallanyordu.
Biraz kendini topladktan sonra bac, bende bir konak kokusu sezdi ve ilerimi grmek bahanesiyle
etrafmda dolamaa balad.
Arasra benden edal bir istanbul sesiyle: Dad kal-facm gibi kelimeler iittike okanm bir kedi
gibi hrltlarla srtn kabartyor, gelip gelip dizlerime sr-tnmek iin kendini zor tutuyordu.
Bir gece, Topalt'nn bir ksmn silip snren bir iddetli su baskn Mesule bacnn barakasivle
beraber kendini de bizim Tamaalk'a indirdi ve artk bsbtn sokakta kalan bac, benim eve,
rahmetli Nur-i Nigh kalfadan kalan kk odava verlesti.
Talihin bir garip cilvesiyle benim bu yatan sonra gene bir dadm oluyordu. Sanclandm zaman
avakla-nm hardall suya sokacak, minimini kuhanelerde piirdii lezzetil yemekleri neredeyse
kaskla azma sokacak yeni bir Glfidan dad. Fakat o, kendisinin arad kk beyi bende deil, o
vhn ilkbaharnda bi/imle beraber yaamaya gelen bir ufak erkek ocukta bulmutur. Bunu da
anlatmalym.
64
XII
Tamaalk'n her yl mehur Dana bayram vard ki, her halde Afrika'dan getirilmi bir putperest yini
olacakt. ehirde ve hatt civar kasaba ve kylerde , kadar Arap varsa Tamaalk'a akn eder,
bunlara hemen bir o kadar da beyaz seyirci katlrd. Acemlerin Seyyid Ahmet deresi tekkesindcki
eski On Muharrem yinleri ne benzer bir alay...
Bayramn hazrl aylarca evvelden balar, Tama-alk'm inili, yokulu srtlarna seyirciler iin,
seyyar kahveler kurulurdu. Tamaalk'ta debdebe ve drat o gn grmeliydi. ehrin kibar llerinden
kalma ne kadar ss eyas varsa meydana kar; kadnlar; Rama kumandan kabuk gibi araflar,
Hac Efendiler ngiliz ayandan elbiseler, Ankara sofundan latalarla ortada salnrlar; bir gn evvel
salya, smk iinde yan plak dolaan kz ocuklar satentilyon entariler, erkek ocuklar ksa kadife
pantalonlar giyerlerdi. Bayramn asl arlk merkezi olan mukaddes danaya gelince; onun bayram
ok evvelden balam bulunurdu. Bir kalabalk, boynunda ve boynuzlarnda krmz gaz bombeleriy-

le danay haftalarca sokak sokak dolatrrlar; zilsiz tefler alarak, oyunlar oynayarak evlerden
kendileri iin para; yorgunluk ve alktan kaburgalar km hayvan iin zerzevat kabuu toplarlard.
Fakat oyunlarn asl by o gn Tamaalk'n orta meydannda danann etrafnda oynananlard.
Havadaki toz toprak bulutlarn bir kat daha arlatran scak gnlk dumanlan arasnda zilsiz tefler
doulur, hep bir azdan imdiki dans havalanna benzeyen birtakm arklar okunur; danann
etrafnda i ie birka daire tekil eden erkek Araplar, olduklar yerde
65
maymunlar gibi zplayp dnerek ve ellerindeki sopalar birbirlerine vurarak acayip bir horon
oynarlard. Sonra gene bu sesler arasnda dana kesilir, akla smayacak bir sratle yzlp
paralanr, kenardaki al rp ateinde piirilerek yenirdi.
Mahallenin b}oik gn erefine ilk -"il ben de almay tatil ederek evimde kalm, Mesule bacnn
pencereme dizdii fesleen sakslar arasndan bayram seyretmitim.
Komu baclardan bazlar yeni araflarn gstermek iin mahsus penceremin nne geliyorlar,
benimle birka lkrd konuuyorlard. Bazan da sakat ve meczup dilenciler, kol kola mlar
geiyorlar; bir ey istemedikleri halde ben kendiliimden onlar durdurup birer onluk atryordum.
Derken karski tmseklerden birinde birdenbire bir grlt ve kargaalk oldu ve etraftan insanlar
komaa balad. Byle fevkalde gnlerde bazan ihtiyar Araplardan birinin babas tutar, aznda
kpklerle haykra haykra yerde debelenmee balar; yardmdan ziyade bu merakl manzaray
seyretmek iin etraftan birok kimseler, hatt k hanmlar zabitler kouur. Evvel gene yle bir sev
sanarak pek aldr etmemitim. Fakat biraz sonra -bir polisin, kucanda bir ocukla, kalabal
yararak bizim tarafa doru geldiini grnce ben de evden ktm.
Polis: Su var m? abuk kahvelerden biraz sn bulup getirin! diye banvordu. Kahvelerden gelen
suyu benim Mesule bac yetitirdi. ocuu kapmn nndeki hasra uzattk. Burun deliklerinden
iddetle boanan kan, yzn deta grnmez hale getirmiti. Bunlar bir para ykandktan sonra su
ve amurdan birbirine yapm kvrck salan, kenarlar kemik gibi sertlemi ince kulaklar, sivri
burnu ve enesiyle kei olaklarna
F. 5
66
benziyen ipirin bir yz meydana kyordu. Sonradan gzleri alnca da biraz evvelki kandan
sram gibi krmz krmz zerrelerle benekli yeile alar renkte bir acayip gzler grnd.
Bizim tarafta artk merak edilecek bir manzara kalmaynca kalabalk, tekrar sopal rakslar seyre
dnyordu. Mesule bac, polis ve ben ocuun banda yalnz kaldk.
Bu, bir di dme vakasyd. Belki baka ocuklar itmilerdi; yahut da kalabaln arasnda bir yerden
bir yere koarken kendi dmt. Yz ve bacaklanndaki syrklar ehemmiyetsiz grnyordu,
ilknce bizi tellandrm olan burun kan da dinince, yere melmi olan polis ayaa kalkt:
Varaym anas orospuyu arayaym unun... karrlar, karrlar ortaya atarlar byle, diye sve
saya yanmzdan uzaklat.
Biraz sonra ben Mesule bac ile beraber ocua stl yedirirken kardan alaya bara yeldirmeli
bir kz skn ediyordu. Onun aladn grnce ocuk da stlc brakarak tekrar feryada balad.
Bu kza anal yaktramayarak:
Sen ablas msn bunun? diye sordum. Salya, smk birbirine karm, ocuun burnunu bir kere
daha kanayacak ekilde sarsp perek:
Anasym, dedi.
Hayret! n dilerinden birkam drm olmasna gre ocuk en az yedi yanda olmak lzmd.
Halbuki ana, yirmisinde bile grnmyordu.
Fakir insanlar birbirleriyle abuk ahbap olurlar. Kzdan meseleyi rendik. Pek oralarn yabancs
deilmi. Kendi yanda iki arkadaiyle, Topalt'nda tuttuklar bir odada oturuyor, sonbaharda incire,
sonra ne i bulursa, ttne, palamuda gidiyormu.
MSKNLER TEKKES 67
Kocan yok mu? dedim.
Sadece ban arkaya atarak Aah diye cevap vermesine gre fazlasn sormak doru olmazd.
Gndzleri ocuu, krk paraya Havra sokanda bir Yahudi karsna brakyormu. Krk para bir ey
deil gibi grnr amma Yahudi karsnn taln daki ocuklarn gnne gre krk, elliyi bulduu
dnlrse...
Yav.a yava ocua snmaya balayan Mesule bac:
Ayo kzm... Yahudi kars dver bu guzal olan, dedi.
Derin derin iini ekerek kz ikyet etti:
Aah... Dayak bir ey deil amma teki ocuklar kandrp yiyeceini alyorlarm elinden... Zaten
aptaldr bu...

Fakir insanlar arasnda sade ahbaplk deil, alveri de abuk olur. Kzla orada abucak bir pazarlk
yaptk. Sabahlan ie giderken kiemelik'ten inecei yere Tamaalk'tan inecek ve ocuu Mesule
bacya brakacakt. Bunun iin Yahudi kars gibi para istemiyorduk. Yiyeceinin elinden alnmas
korkusu da yoktu. nk ocuk, Allah ne verdiyse bizimle beraber yiyecekti. Ku kadar ocuun
boazndan ne olacak? Mesule bac, dolma suyuna bir dilim ekmek basarak papara yapsa onun
cann alrd.
Kibar bir mahallede bulunsak byle garazsz, ivazsz bir teklif trl vesveselere yol aard. ocuu
yiyecek miyiz? Cambazlara, yahut Yahudilere mi satacaz? Yahut benim anada gzm m var?
diye. Fakat byle bir ey kzm aklna uramad ve ocuk, hemen o gnden yan yanya bizim
ocuumuz oldu.
*
**
Kz, sonradan bize hayatn da para para anlatt: Zileli imi. Memlekette bakacak kimsesi olmad
iin onu kk yanda bir Defterdara evltlk vermiler...
68
MlSKNLER TEKKES
Efendileriyle beraber Anadolu'da gezmedik yer brakmam... ocukken dverlermi. Biraz geliip
gzelle-ince dayaklar kap aralarnda pp okamalara evrilmi, nihayet, evin mektepli kk beyi
seni alacam diye kandrarak bu yumurca karm. Defterdar, ok namuslu bir adam olduu
iin bu ii namusuna yedire-miyerek evltlm ocuuyla beraber sokaa atm! Yedi senedir
incirde, palamutta alarak kendini de, olunu da geindirmeye urayormu.
Bu kz yahut kadn, saati saatine uymyan delimen bir ocuktu. Sefaletinin asla farknda
grnmezdi. imdi alarken biraz sonra alt handaki mdrn galiba kendini alacan
syleyerek kahkahalarla gler, sevinirdi.
ocuuna dkn myd? Baz hallerine gre pek ok. Mahallede her ocuk ldke: Ya benimki
de lrse diye yere kapanarak katla katla alard. ocua oyuncak almak iin kendi iskarpinlerini
satarak gnlerce ptk terlikle iine gidip geldii olurdu. Baz le paydoslarnda t Pasaparot veya
Punta'daki hanndan koa koa, kan ter iinde Tamaahk'a gelir, sana dayanamadm diye alaya
alaya olunu ptkten sonra 1ek-rar geri dnerdi. Fakat aklna estii zaman da mesel ocuuna
kuvvet urubu iin ayrd para ile bir ift kalay kpe alarak kulaklarna takar; haber vermeden
stste bir, iki gece ortadan kaybolurdu.
Pudralar allklar ve dzgnlklerle klnn gitgide arttn, Karantina'da oturduunu syledii bir
arkadann evinde geirdii gecelerin sklatn grdke ben pireleniyor:
Bak kzm. Gndz gibi gece de ocuk bamzla beraber, diyordum; fakat sakn alacaz
malacaz diye bir kere daha ban belya sokmasnlar senin... Aman ocuum, ite kpee kar
ayam denk al...
69
Fakat kz, bir tarafn skmm gibi, ngr ngr haykryor:
Beni istiyenler etrafmda kum gibi kaynyor amma dnp bakmyorum bile. ocuumun stne
ben deli miyim? Vallahi, billahi bir ey yapmyorum, diye yeminler ediyordu.
Gece misafirlikleri zamanla haftada birden ikiye, ikiden e bindi. Artk ie de gitmediini anlyorum.
Gn ortasna doru gzleri ,iine km, dudaklarnda iyi ykanmam boyalarla yorgun argn
kendini minderin stne attn grdke anlyordum ki verilen nasihatler botur ve kz yolu
tutmutur. Fakat gene de bana deni sylemekten geri durmuyordum...
Nihayet, bu habersiz kaybolularn birinden kz hi geri dnmedi. Bir hafta bekledikten sonra polise
haber vermeyi dndk. Fakat kendi rizasiyle gidene polis ne yapacak? stelik ocuu bizden
almalar tehlikesi de vard. Halbuki Mesule bacnn sokaktan bulup getirdii bir san kedi ile beraber
bu yumurcak, evimizin enliiydi. Bacya, deil polise haber vermek, hatt komularn yannda bile
bu iin stne pek dmemesini sk sk tembih ettim.
Anas gelmedii geceler ocuk, Mesule bacnn koynunda yatvordu. Bsbtn bizim olunca benim
daha byk ve scak olan odama bir yer yata yapmav dndm. Fakat bacnn gsterdii tel ve
hzn karsnda anladm ki ate, bacay sarm, rahmetli gucube-yin pabular bir daha dnmemek
zere dama atlmtr.
XIII
Baclar memleketin drt bir tarafndan Tamaalk'a srp getiren sebep malm. Fakat ben, burada
ne ara70
maya gelmitim? Hele kazancmn bir memur kazancn gemee balad bir zamanda!

Yukarda meslee ilk admm atarken bir para ir-kildiimi sylemitim. Fakat dorusu aranrsa bu
irkili, pek de dediim kadar bir para olmamtr. Trl atafatl unvanlar ve vezir tulan altnda
dilenciliin trl eklini yapm muhterem ve mbarek atalarm arasnda her halde baz soyu
bozuklar da olacak ve bunlardan bana sznt halinde bir gurur akp gelmi bulunacaktr. nsana
secde etmemek iin Tanrya ba kaldrm eytann melun gururundan bir ufak r-znt! iste bu duygu,
mesleimin balangcnda beni epeyce rahatsz etmitir. Sonra, zamanla kayboldu; valnr hibir
z?man t?mamivle ivi olmayan ?tma gibi ar?da bir beni yokla-yarak dilerimi birbirine arptrd.
Czzarna tutulduunu renenler gibi kendimde kendi vcuduma, kendi etime kar bir tiksinti vard
ve ne vapsam bunu gidere-miyordum. tnsan vcudunda kafa gibi, kalb gibi bir sr nafile za
sallanp gezerken katr, sap elimi krmt. e yaramas mmkn tek zam. Bu ieri doru kvrlr)
bzlm kuru parmaklar benim vatlmdan baka ne Yapabilirlerdi? Fakat gel gr ki kendi kendimle
ak bir hesaplamaya bir trl cesaretim yoktu. Btn mrlerini tekini berikini vurmakla geiren,
fakpt bir qn bunlar demek hayalinde olduklar iin bir trl dolan-drnh&T /erlerine
konduramavan kimseler gibi be1 de resm sfatm kabullenmivor, bozgunda vaptm dilencilik gibi
bunun da geici bir hal olduunda inadedi-yordum.
Ktipolu'nd? bir kuyu vard. Aksam karanl^mc'" depova dnerken birok defalar bu kuvunun h^smd^ durduum olmutur, teine iri ta yuvarlar, kan sesi dehetle dinleverek: Nasl cesaretin var
m? Ya bu, va o'.... yleyse kr boynunu diye sylenir ve avucumda
MSKNLER TEKKES
71
sadakalarmla trs trs deponun yolunu tutardm. Bu Stmann sonradan bana daha baka delilikler
de yaptrdn ilerde anlatacam.
Dilencilerin asilzade ksm (yani cetbecet dilenci olanlar) iin mesele yoktur. Onlarn dilenmesi ifti
ocuunun babadan kalma sabanla topra srmesi kadar tabidir. Fakat tekiler, yani benim gibi
sonradan meslee girenler iin i deiiyor.
Deniz kylarnda birtakm sprntlere rastlanr. Ot mudur, yosun mudur, yani karaya m aittir, yoksa
denize mi, kestirilemez. Dalga, onlan alr, sonra tekrar dan atar; gene alr, geri getirir; fakat en
sonunda getirmez, insanlarn da byle kklerinden kopmu bir Sprnt ksm vardr ki, iki lem
arasnda uzun mddet bocalar: Muvazenesizler, ayyalar, serseriler, yahut sadece talihsizler; benim
gibi, Tamaalk'taki baclar ve daha biroklar gibi... Beni Tamasahk'a atan; baclarla aramdaki bu
benzerlik duygusu olmalyd. Ku btn gn utuktan sonra geceyle beraber nasl ban bir duvar
kovuuna sokarsa ben de yle, akamlan mahalleme dndm zaman, insan ile ku arasnda bir
garip mahlk olan bu biare Araplann sesleri arasnda kovuuma sokuluvor ve burada duvduum
rahatlk ve em-niveti baka hibir yerde asla bulamyacam sanyordum.
**
Tamaalk'ta erkenden sokaa kp gece ile beraber evime dndm grenler ne yaptm
bilmezlerdi. Soran olursa bir i aradm sylyordum ki gerekten de yleydi. Fakat ne ii?
zmir igalinin ilk ylndayz... Yer demir, gk bakr... Fakir halk incir ve palamut hanlan nnde can
cana, ba baa. Sokaklar daha geceden doluyor; kald72
rmlar zerinde ocuklu kadnlar yatyor... Kaplar alnca balayan hcumu nasl anlatmal? Ayak
altnda ezilen ocuklar hay kryor, pehlivan gibi erkekler kadnlar kollarndan yakalayp savurarak
yerlerini alyorlar.
Ka sabah daha tamamiyle iyi olmam kolum ve bacam gecenin kralarndan szlyarak ben de
bu kalabalk arasna kartm.
Baladurlar tamam, tamam diye kaplan kapadklar zaman sokakta kalanlar arasnda barp
alaanlar oluyor; ben yorgunluk ve mitsizlikten daha ziyade arplm, bastm yeri grmeden
bastonuma dayana dayana yryorum.
Ne garip ki i istemek iin yalvardn zaman al-drmyanlar, hatt tersliyenler skt iinde kendi
dncelerime dalarak yrmee baladm vakit bana dikkat ediyorlar; ne kadar urasam
saklyamadm arpk avucuma onluklar, kurular dyor.
Nihayet, bir gn bir Giritli baladur naslsa bem de ieri ald. Bu gnn hayatmda tarih bir ehemmiyeti
vardr. nk mrmde bir tek defa bakalar ribi alarak ekmeimi kazandm gnden
birincisidir.
Buras ivli tepe camlarndan k alan geni ve uzun bir talkt. Tavan tutan demir putreller
arasnda sra sra masalar uzanyor, bunlarn iki yrnmdaki tahta sralara oturmu insanlar nlerindeki
kutulara incir basyorlard. Bu, grnd kadar kolay bir i deildi. Her ite olduu gibi kutularn alt
ksnvm cemiler dolduruyor, iki misli pr>delik alan ustalar bv'plann 'T/P-rine cami inileri gibi
ssl nak1 ar islivorlard. T^-o-M-nin parmaklan yapk tatldan yara, bere imindeydi. Devam

edemiyecek hale geldikleri zaman fincan fincan sade kahve getirtiyorlar, stnden acele birka
yudum
73
itikten sonra parmaklarn fincana sokarak yaralarn dalyorlard.
Acemilikten baka parmaklarm da sakat olduu iin bana bir ayak ii vermilerdi. Dolmu kutulan bir
masadan baka bir masaya gtrp istif ediyor, yerlerine bolann getiriyordum.
Ayak ilerini grenler hemen tamamiyle ocuklard. Aralarnda ayan zas gibi sakall ve redingotlu
bir adamn gelip gitmesi gerekten garip oluyordu. Bu acayip i kyafetine bir de bastonumu ilve
edersem bsbtn gze batacam dnerek onu masalardan birinin altna yerletirdim.
Sabahtan akama kadar ayakta durmak ve iki elimde iki kutu ile, saat rakkas gibi, bir masadan br
masaya gidip gelmek! Fakat fevkalde zamanlarda insan ac ve ar gibi yorgunluu da duymaz bir
hale geliyor. Yaptm umulmaz fedakrlktan deta vecd iindeydim. Ancak geceleri Tamaalk'taki
evime dndm zaman i deiiyordu. Masalar arasnda bir gnde durmadan gidip geldiim yollan
ucuca eklersek benim baka vakit iki ayda yrdm yolu belki de geerdi. Sonra da bir lhza
oturup dinlenmeder...
Vaktiyle bir klhanbeyinin sokakta birine hay senin avuluna diye kfr etiini iitmi ve bundan bir
mna karamamtm. Bir insann avulunun bozulmas ne demek olduunu ben ayakta geirdiim o
gnn akamlarnda anladm. deta kemiklerim birbirine gemi, kaburgalarm iinde ne kadar
let varsa karnma, karnmdakiler kaklanma inmi, bacak damarlarm boydan boya kurumutu.
Yatamda her zamanki fibi uzunlamasna vatamyor, anr^k kerevetimin vann-daki ilteye cmelip
tortop olarak karnm kalkk diz kapaklanm stnden geirdiim, kollarmla ivice sktrdm zaman
azalannn yerlerine geldiini hissediyor
74
ve biraz kendimden geiyordum. Sonra, sabaha kar alacakaranlkta tekrar sokaa kmak, tekrar
ie gitmek ve stelik de teki iin getirdii parann drtte birini bile alamamak! Nedir bunun mnas?
Nafile gurur; bazlarnda kabre kadar devam eden, ya bir kuru hasr stnde, yahut da bir
daraacnda gzlerini yummadan biarenin yakasn brakmayan hastalk. Bereket ki bu, bende,
dediim gibi, arasra derimi yoklayp geen zararsz nbetlerden ibaret kalmtr.
kinci gn taln genzimi yakan ve Tamaalk'ta-ki Araplarn kokusuna rahmet okutan kokusu,
birbirine kansan ark ve kavga sesleri arasnda rakkas hemen hemen ayn intizamla iliyordu. Byle
olduu halde ikide birde: Baba, uyuma! diye baranlar vard. Uyuyan kim? Fakat ne kadar
kosam, etrafmda eytan gibi oyulgalanan yumurcaklar arasnda gze grnmeme imkn var m?
Evet, rakkas arlamyor; fakat onu da saklamaym ki eski alkanla kaplarak arasra dalyorum;
masalar arasnda yanl istikametlere gidip gelmeye balyorum.
Hele putreller ve tavann ak kirileri arasnda sallanan sigara dumanlanna akam glgeleri
karmaya balaynca bu dalgnlk, daha da artyor. Bu saatler teki meslekte piyasann kzt
saatlerdir. Garip, ok garip ey! Burada alrken biraz arlasanv- Baba, uyuma! diye
baryorlar. Halbuki tede arlk, hzla gelip geenler arasnda daima geriye kalarak yrmek bir
fazilet oluyor. Ar hareket ettiim ve bir ey yapmadm iin verilen cret kendimi harabedercesine
acele ederek yaptm iin cretini kat kat gecivordu.
nc gn rakkas daha arlast ve aksama doru bsbtn durma almetleri gsterdi. O zaman,
haketti-im gndelie ehemmiyet vermeden, masann altndan
75
usulca bastonumu aldm ve parmaklarn kaynar kahve ile dalayan ve ayn zamanda da ark
syleyen ii sralan arkasndan ar ar getim. k o k!
Fkara aile kzlar vardr. Gnn birinde bir kazaya urarlar; tekerlenirler. Kapatma, yahut sermaye
olarak yaadklar hayat pek de ikyet edilecek gibi deildir. Yemediklerini yiyorlar, giymediklerini
giyiyorlar; arabaya biniyorlar. Fakat bu mddet esnasnda durmadan szldanrlar; eski yoksul hayatn
hasretini ekerler; hamal amal takmndan biri kendilerini nikhla almak istese alayarak kabul
edeceklerini ve gsterecei tek odann; soan, ekmek ve minderlerini burada alt gzel eylere
seve seve deitireceklerini sylerler ve bu szler dua kadar samimdir de. Namus kadar kkl
anane var mdr dnyada?
Derken gnn birinde Tanr, dualara aldanr; onlara raz olduklar hamal Cemal'dan hatt bir para
daha iyisini, elinde bir yzk ve bir iek demetiyle gnderir. Bu hayat, soanl ve ot minderli hayat
msveddesinden elbette daha parlaktr. Fakat tulumba bu defa tersine ilemeye, kadncazn hamle
hamle yreine doldurduu fazileti boaltarak yerine ikinci hayatn susunu, busunu sokmaya
balamtr: Manto, ipek orap, alg, araba, kibar kyafetli erkeklerin nezaketi v.s. v.s... nk
nihayet bu da, yeniliine ve ksalna ramen, tekinden daha az kuvvetli olmayan bir baka anane

haline gelmitir. Derken kadncaz, gnn birinde bir az dalandan sonra, hatt bazan o da
olmadan bohasn alr ve benim aksam st ncir hannda yaptm yapar. Bu sefer artk kat'
kabuldr; gnl nzasiyledir ve dn yollan kesilmitir.
Evet: Tann, kr kurdundan bile gemez! derler. Buras doru. Fakat dvann ruhu kr kurttan biraz
da76
ha baka trl yaamaya gayret noktasnda toplanmyor mu?
Mazaretim ne olursa olsun ncir hanndan kendi ayamla ktktan sonra artk kemkm etmemek,
dilencilii meslek olarak kabul etmek lzmdr. Ne yapalm, bizim aln yazmz da buymu! dedikten
sonra hal-ledilmiyecek mesele yoktur. Hem asln ararsan insan, yapt iten utanmamahdr. Asl
gururu buradadr. Hem yap; hem utan; yani lyk olmadn bir erefe hak iddia et! Hem yiyeceksin;
hem peygamber olacaksn! Nerede bu bolluk? Asl ayp olan bu!
XIV
Sadakann defteri yoktur. Fakat unu da bilmeli ki bir byk ehirde bir ylda fukaraya verilen parann
yeknu, devlet demiyeceim, fakat belediye vergisi yeknunu mutlaka aar.
ehirde, yazl vergisi olanlar kata katr? Buna mukabil sadaka vermiyen yoktur, diyebiliriz.
Kanunla kesilmi vergi borlarndan kaanlar; bunu vermemek iin her trl ayb, haciz ve hapsi
gze alanlarn (bazan uzak ve mphem vadeli, fakat buna mukabil byk faizli bir bor verdiine
inanarak, bazan hatt bunu da dnmeden) dilenciye hi amadan bor verdiklerini grrsnz.
Hatt dilencilerin kendilerinin bile daha dkn meslektalara para verdikleri muhakkaktr; vani
Beyazt ta dilenip Sultanahmet'te sadaka vermek sz bir mecazdan ibaret deildir.
u halde o hangi kuvvettir ki bn hrs ve menfaat dnyasnda mutlak ciz demek olan dilenciyi kanun
ve polis kuvvetine dayanan vergi tahsil darndan daha kuvvetli bir insan vapar? insanln erefine
olarak basta ilh merhameti sylemek lzm. Vazifenin veri kafa, merhametin yeri hesap ve kitab
olmayan ve bir ocuk
MSKNLER TEKKESt 77
gibi kolay kanan kalptir. Dilencinin asl kuvveti, bu kalbe hitabetmesindedir. Ondan sonra da daha
bakalar gelir.
Dilenci, vergisini pek kk kk taksitlere balar ve onu size farkna varmadan detir. nnden
geerken her gn krk para vermeyi det ettiiniz fakiriniz, sizden bir senelii bir arada, yani yz
bilmem ka kuruu birden istese kim bilir ne dersiniz?
Belediyecilerin insan glmsetecek kadar ocuka bir dnceleri vardr: Hayr sahipleri sokak
dilencilerine verdikleri paray toptan bir tahsildara versin. Bu para ile onlar biz idare edelim. derler.
Yani evimizde hasta olduunuz, oluk ocuunuzla kavga ettiiniz, yahut bakkal kasap borcunuzun
eksiini nasl tamamlayacanz koyu koyu dndnz bir zamanda kapya antal, kravatl bir
efendi gelecek; siz, ona toptan sadaka vereceksiniz!
Dediim gibi, dilencilikte merhamet bata geliyor. Sanatn btn incelii o daman yakaavp derin
derin szlatmakladr. Tpk byk airler vesairede olduu gibi. Fakat byk air olmak gibi byk
dilenci olmak da bir yaradl davasdr.
Hemen hibir esasl ders ve tecrbe grmeden meslein en yksek mertebelerinden birine varm
olmama gre benim alnnda vldziyle domu bir sanatkr olduumu kabul etmek lzmdr. Manev
ata miraslarmdan yukarda biraz bahsetmitim. Her halde aile terbiyemin grgmn ve az buuk
mrekkep yalam olmamn da bu Tann vergisini beslemekte tesiri olacaktr. Pevgamberin
buyurduu gibi: Hi bilenle bilmeyen msavi olur mu? Edeasizin, hrszn liminin cahilinden az
muvaffak olduu nerede grlmtr?
Bununla beraber kendimde bu yldz kefediim
78
izmir'deki ncir hanndan ktm o mehur gecede olmutur. Bunu anlataym:
Vcudum bir byk meydan dayandan km kadar harapt. Bir byk caddenin yeni yanm puslu
fenerleri altnda, iki yanmdan antal, zembilli, mendilli bir insan kalabal hzla akp gidiyordu. Bu
sefer artk resmen kabul ettiim mesleime balamakta acelem vard. Dilenmek iin azla
yalvarmay henz art zannettiimden yanmdan geenlerden birine:
Beyefendi, diye seslendim.
Sesimi birdenbire ayar edemediim iin galiba hzlca kmt. Adam, hmla dnd:
Ne oluyor?
Uzun boylu, keskin yzl atmaca gibi bir adamd o. Bu dn ve bu sesteki sertlikten anladm ki ya
bir eye kzgndr, iinden birisiyle kavga etmektedir; yahut da kendisini bir dnceden
uyandrmmdr. Birdenbire beni terslemesinden, ac bir ey sylemesinden korkarak:

Affedersiniz, rahatsz ettim, diye kekeledim.


Adam, ayn sinirli tavrla hzl hzl yoluna devam etti. Fakat nedense admlan gitgide arlayordu.
Ban cevirmemekle beraber beni beklediini hissettim. Yakn gemekten ekiniyor gibi bir ufak ark
evirerek ve deta duvara srnerek yoluma devam ettim. Bu hareketim, onu d?ha zivade tahrik
etmiti. Bir hizaya geldiimiz zaman bana dnd ve hl sert sesiyle:
Biraz buraya bakn, dedi. Bak deil de bakn. Hayret'.
Emredin efendim!
Siz bana bir ey syliyecektiniz galiba? Hafife titriyen kollarm kaldrarak:
Hayr, hayr, dedim, bir yanllk oldu. Affediniz beni.
79
Gene bir duraklama ve yoluna gidecek gibi bir hareket. Sonra:
Sizin bir ihtiyacnz var galiba?
Bu defa sesi yumuamt; biraz evvel imek gibi parlam gzlerin bak da yle bambaka.
Redingotuma, bastonuma, sakat elime bakyor, bir trl ayrlmaya karar veremiyordu.
Btn bu mit verici almetlere ramen, altndan ne kacan bilemeyerek, bir daha kekeldeim:
Hayr, hayr... Hibir ey...
Kendisine karanlkta uzun bir dert anlatmm da ona cevap veriyormu gibi derin derin ban
sallayarak:
Olabilir, dedi, insanlktr bu... yardm etmek isterdim size. Fakat...
Bana bir mecidiye eyrei uzatt. Evet, bir mecidiye eyrei. Reddetmemden korkuyor gibi:
Aln, dedi, aln., ziyam yok.
Sesi gene sertti. Fakat tavnnda, bana ilk sadakam veren ihtiyar kadnnki gibi deta masum bir
utanma vard. Sonra, yzme bakmaktan ekinerek hzl hzl uzaklat.
Meslein kuts srrna erdiim an ite bu an olmutur. Bana evvel ummadm dakikada bu
ummayacam kadar byk sabakay getiren, beni bir dkn eski memura benzeten redingotum ve
o gecenin iliklerime ilemi anlatlmaz ye'si idi. O dakikada gerekten de o halsizlik, hsl sefaletin
her nev'i deta yamur gibi bu redingotun eteklerinden akyordu.
O gn iin gerek olan bu hali ben, sonradan yava yava bir sanat, ince bir oyun ekline getirdim.
Arkamda daima yorgun bir redingot (hazindir ki baka yerlerde olduu gibi dilencilikte de itibar
krkedir), ayaklarmda lstikleri gevemi; temiz, fakat boyasz galo
80
MSKNLER TEKKES
potinler; elimde yer yer kabuklan dklm kaln kiraz bastonum; bamda evvel bir eski aziziye fes,
sonradan bir kasket; yaz, k koynumu ve gsm kapayan bir atk; ihtiyacm olmad halde
kulaktan atma tel sapl bir cam gzlk; hafif bir sakal; Kocaba oullarnn ok vakitsiz bir kesinden
ayrarak ehrelerine yumuaklkla kank bir vakar veren ve onlar gen yalarnda byk mevkilere
gtrm olan mehur kse sakallan. Sonra knk sa kolum ve daima saklanacak bir yer arar gibi
ar ar duvar diplerinden yrrken hafife srmee altm sa ayam; nihayet bunlarn
hepsinin stnde, hi bir eyle almayacak mahzun ve muammal sktum!
Meslein acemileri ve kabiliyetsizleri dilencilii yalvarp yakarmaktan ibaret sanrlar. Benimki gibi bir
sktun tesirini yalnz benim meslektalar arasnda deil, cemiyetin daha yukan tabakalanndaki
dilenciler arasnda da anlayan o kadar az, o kadar azdr ki...
Hakikat u ki insanlar bir hayatn lemini kefetmekten zevk duyarlar. Saklamak istediiniz bir elem
veya ayb kendi incelikleriyle bulduklarm zannedecekler. Btn mesele bu.
Sokakta kamak ve utanmak suretiyle erkei pelerine takan kzlar gibi ben de deta bu cekinsen
sktumla mterilerimi peime takyordum. Ak gibi dilencilikte de kaan kovalyorlar.
Bsbtn gece deil,' fakat insanlan anlalmaz bir mahzunluun kavrad, biroklarnn yorgun
arsn evlerine gittikleri, gene biroklarnn nereve gideceklerini bilemevecek hznle admlarn
arlatrdklar o lo ve bulank aksam saatleri benim en iyi zamanlanmd. Devaml mterilerim
arasnda bana, gazetecisine alr gibi alanlar, duvar kenarlannda glgemi grmedi &i ?a-man
rahatszlk duyanlar oluyordu. Akamlan Tilkilik
MSKNLER TEKKES g l
istasyonundan galiba Bornova'daki evine giden orta yal bir adamn bir gece bana krk param
vermek iin son treni kardn hatrlarm.
*
**
Bizim eskilerin fukara-y sabirin dedikleri bir dilenci nev'i vard, sim bile ne kadar sofu ve kalenderdir.
Fukara-y sabirn!
Eskimi bir cbbe ve sankla dolaan, byk yoksulluunu saklamaya urayor gibi grnen ve hi
bir zaman azlarndan bir ikyet ve rica sz kmayan bu insanlar babalarmz ok severlerdi;

aramzda dolaan bir nevi yarm evliyalar gibi grnrlerdi. En enesi kuvvetli cerrar dilencilerin en
bell srnaklarn, dklm etleri arasndan vcudunun kemikleri grnen czzamllarn
yapamadklarm bu fukara-y sabirn geinenler sktlariyle yaparlard.
Baz memleketlerde dilencilerin krallar olduuna dair hikyeler vardr. Ben, kendi hesabma bunlara
pek inanmammdr! Kraln dilencisi, evet. Fakat dilencinin kral!
Bununla beraber bizim eski dilencilerin de bir kral olmak lzm gelsevdi. onu mutlaka bu fukara-y
sabirn arasndan seerlerdi. nk halk arasnda o kadar itibar vardr. Gelelim imdiye; hele sark
ve cbbe yasak olduktan sonra aramzdan elini, eteini bsbtn eken fukara-y sabirnin bo kalan
tahtra imdi veni bir namzet vardr: Ymrak eski elbiseli, aarm pabulu, vorgun kasketli eski
memur. Yeni dilenci iin en b-vk tlsm klk kvafetiyle; sktu, ekingenlii ve dalgn hzn ile
kendini o zannettirmektir.
XV
izmir, gerekten ticaret ehridir. Birka yl evimi pek gzel geindirmi, epeyce de para yapmtm.
Biraz
F. 6
82
MSKNLER TEKKES
daha zenginletikten sonra Deirmenda taraflarnda bir ufak ev alarak bsbtn yerlemeyi
dnyordum. Fakat birtakm sebepler, beni istemeye istemeye, gene istanbul'a doru srkledi.
Anlataym:
izmir kurtulmutu. Fakat korkun bir geim sknts geiriyordu. Bizim piyasada rakiplerin says
gnden gne oalmaktayd. Kelli felli efendiden adamlarn, hatt sarkl ulemann gnden gne
hrpanileen klklarla, elleri boyunlarnda, kaldrmlar arnladklarn gryordum. Lokanta
cameknlan, kebap dkknlar nnde durarak dalgn dalgn dnyorlar, yrrken kendi
kendileriyle konuuyorlard. Gururlan imdilik ayaktayd. Biri, bir yardm teklifinde bulunsa mut-Ir-ka
terlerler, belki hatt dvmeye kadar da giderlerdi. Fakat eller, eski elbiselerin terden saranp akm
koltuk altlarnda, kravat boazda ip haline gelerek arplm, yz tralanm ve uzam; bu kendi
kendine svlenMerin. bu ar ve nereve gittiini bilmeyen penesi kalkm kunduralarla yrylerin
bu biareleri er-ge nereye gtreceinden phe etmemek lzmdr. Onlar, ekingen ve utanga
tavrlariyle bizden daha bakir idiler. Bu korkunun merhametleri bir ehvet gibi azgn-latraca, yeni
kaldrma km krpe kzlar gibi pelerine taburla mteri taklaca muhakkakt. Hele sokakta
sarkla gezmek tehlikeli olmaya balaynca meslein ilerisi bana bsbtn karanlk grnd.
Beni yer deitirmeye zorlayan bir ikinci sebep de Tamaalk'n zengini sfatiyle etrafmda birtakm
pheli insanlarn dolamaya balamasyd. Dilenciler bankalara kolay girip kamadklar iin
paralarn teye, beriye gmerler. Baz serserilerin ustalkla Mesule bacnn, hatt ismail'in azn
aradklarn renivordum. Hele son zamanlarda evimin etrafnda baz yerlerin kazlmas bsbtn
nevrimi dndryordu.
MSKlNLER TEKKES
83
Fakat dorusu aranrsa asl sebep gene de bunlar deildir. Mesule bac, aka filn derken bama
sahici bir kk bey karmt, ismail'in kat elbisesi, burnu demirli potinleri vard. Daha baka
eyleri de yle. Yani aa yukar plkte bir konak iei. Bac alverilerden arttrd birka para
ile, onun iin, hrdavatlardan bir knk t bile satn almt. Hatt, gelecek bayrama bir paa elbisesi
de dnyordu amma, bunu tabi iddetle menettim. Kendisi de bir yeni yeldirme yapmt.
Sabahlar ocuu elinden tutarak antas ve sefertasiyle Namazgah mektebine gtryor ve
kendisine dad dedirtiyordu. Olan, ate gibi kmt. Bacandan umulmayacak kadar alyordu,
yle ki iki yl iinde iki snf atlayarak drdncye gemiti. Yani neredeyse dadi diye bama
ekiyecek.
Her ey yolunda gidip dururken bir de bir akam geldim ki ev deta cenaze km gibi bir halde.
Mesule bac, bana atk atarak somurtmu. Olann yz alamaktan an sokmu gibi...
Mesele anlald. Arap, kendine dad adn takt gibi olan da bana, benim iin bey baba, bey
baba demeve altrm. Zaten hocalara ve bellibal ailelere gsteri olsun diye sefertasna
doldurduu dolmalar, tatllar milleti iin iin kzdnyor... Bunun zerine bir de bey baba lkrds
knca ocuklar, gayet hakl olarak dilenci beybabann keyfi iyi mi? diye sormaya balamlar.
Derken bac, hocaya atarak kim bilir neler sylemi, o da fellh kolundan tuttuu gibi sokaa atm.
Allah bilir ki, ben bir gn bile yolumun zerinde olduu halde, bu Namazgah semtinden gememitim.
Fakat mektep ocuklanna dersten baka ne malm deildir ki? Evvel ben de bacy haladm.
Sonra: Ben artk mektebe gitmem! diye alayan olana iddetle k84
MSKNLER TEKKES

arak smn eke eke yatmaa gnderdim ve arkasndan: Bak maskaraya!... Yumurta
kabuundan km, kabuunu beenmemi! diye bardm. Bardm amma beni de bir dncedir
ald. Her ocuk gibi ismail de sk sk alar. Fakat bu seferkini beenmemitim. Alarken bana
bakmyor, ok uzaklarda bir eyler grr gibi dolup dolup tayordu. Saklamaya ne hacet! Mesule
bacnn kt terbiyesi, yumurcaa izzet-i nefis denen hastaln tohumunu atmt. Bu grdm,
onun filizleriydi. Hay, Allah belsn versin!
nhann terbiye ile deieceini zannetseydim bunu kknden kazmak iin elden geleni yapardm.
Fakat biliyordum ki byle tohumlarla uramak nefile bir yorgunluktur. nce kayboluyor gibi
grnecek, fakat bir zaman sonra hi beklemediim bir taraftan tekrar burnunu gsterecektir. Hele
karn doyduka ve okuyup yazma arttka!.
O gece, gzlerimi uyku tutmad ve yatan iinde bir yandan bir yana dndm. Olan, hakikati yeni
mi reniyordu? imknsz grnmekle beraber bu, pek de akla gelmeyecek bir ey deildi. nk
ahalisinin yans dilencilikte geinen Tamaalk'a herkes birbirinin ne yaptn bilir, fakat kimse
kimsenin stne varmazd. Arada sk sk tutulan bir gizli mukavele var gibiydi. Fitre, zekt, skat gibi
kelimeler sk sk geer, fakat asla sadaka lkrds olmazd. Onun iin Tamaalk'ta kimsenin ismail'e
bizim nasl geindiimizi anlatm olmasna imkn yoktu. Yahut da biliyordu. Fakat bakalar
tarafndan yzne arplmaynca pek iyi anlayamamt.
Bir nc ihtimal olarak da yasnn bymesi ve bilgisinin artmas akla gelebilirdi. Biraz oslan
nme oturtarak her eyi ack ack anlatmav kurdum. Okuduu kitaplardan misal getirerek. Yakup
oullarnn vaktiyle kuyuya attklar kardeleri Yusuf'tan ekmek irMSKNLER TEKKES 85
lenmeye gittiklerini, bri zaman peygamberlerin en zengini olan Eyp Peygamberin bir sknt
zamannda yabancya el atn anlatacaktm. Fakat kendini bir kere efendilik sevdasna kaptrm
insana bunlar ne yapar?
Vcudum yatakta bir yandan bir yana dnmekten armaya balayp kafam karnca bu defa bir
vehim bastrd. Birka gn evvel kzn kaybeden Gani Dede'yi ayan beyan grmee, o cenaze
dnnde olduu gibi alayn iitmeye baladm.
Bu Gani Dede gayet gzel konuan ehl-i dil, arif bir adamd. O kadar ki dilenci ile ahbaplk etmek
nedense det olmad halde belli bal adamlar onu evlerine davet ederler; kiemelik
kraathanelerinde karlarna alp tatl tatl syletirlerdi. Sonra da ayrlrken avucuna birka kuru
sktrrlard. Hsl, efendiden adamd; bvk adamlann nedimlerinden fark yoktu. Uzunyol'da
tertemiz bir evde otururdu; hatt galiba bir evltl bile vard. Byle olduu halde bu adamn Zehra
adndaki kz veremden lmt. Btn o taraflar halk Gani Dede gibi Zehra'y paylaamazlard.
Onun lm deta bir mesele oldu. Cenazesi bir kibar cenazesinden farkszd. Eski belediye
reislerinden bir paa ile byk zm tccarlarndan biri ve pos bykl bir melm miralay, tabutun
arkasnda sra ile Dede'nin koluna giriyorlard.
Bu zavall adam, kendine ve kzna eref veren byk insanlara kars o gnnde bile zarif ve
mmkn olduu kadar gleryzlyd. Fakat akam kararrken tenha bir sokakta benimle yalnz
kalnca hkra hkra a-lamava balad:
Yavrucuum ili bir ocuktu; zorla kendini sevdirdii iin kimre ona hrmet ve muhabette kusur
etmezdi. Bununla beraber nasl Teindiimizi, admzn ne olduunu biliyordu. Bir trl hazmedemedi
yavrucam diye kahroluyordu.
86
Evet, yumurca karma alp konuurken mutlaka bana inanacakt. Inanmayp ne halt edecekti?
Meseleyi hallolundu sanacaktm. Fakat gnn birinde de Gani De-de'nin kz gibi geberecekti.
Nasl bir serserinin pii olduunu biliyor muydum? Nereden bu derdi bama satn almtm, yarabbi!
Ertesi sabah olan, sklm pklm yanma girdi. Dn akam benden yedii zlgttan adamakll
afallam grnyordu. Gece unuttuu bir eyi arar gibi odada bir iki dolat; benden yz
bulamaynca dan kt. Sonra tekrar geldi; elimi pt. Fakat gene gzlerini benden ka-nyordu.
Biraz sonra arabn, hibir ey olmam gibi, elinde sefer tas ile onu mektebe gtrmekte olduunu
grnce beni bir hrs bast; pencereyi aarak arkalarndan bardm:
Nereye?
O?1aru elinden tutarak bir tmsekten indiren bac aalad:
Narava olaca... Mattaba. Sert bir emir verdim:
Dnn bakalm geriye... ismail bugn mektebe gitmevecek.
Bugn diyordum amma ismail artk hibir gn mektebe gitmeyecekti.
KNC KISIM
istanbul'un hali bakadr. Orada kimse kimsenin farknda deildir. Ayaklara dolamamak artiyle bir
duvar kenarna upuzun yatarak lmeye kalksan kimse ne yapyorsunuz? diye sormaz.

zmir de geri byk ehir; fakat ona benzer mi? In-san, bir zaman onun sokaklannda dolatktan
sonra ehrin tannm ehreleri arasna karp gider. hretin iyi taraflar gibi fena ve ypratc
taraflar da bulunduunu unutmamal. u veya bu marifetimiz iin arandmz mddete mesele
yoktur. Ancak halk, maymun itahldr; air ve hanendesi gibi fkarasn da sk sk eskitmek meylindedir. Her gn yeni bir ehre ile meydana kan yeni rakiplerle ba komak kolay olmaz. Nitekim
izmir'deki baz temelli mterilerim zerindeki tesirimin gitgide zayfladn, onlarn beni alttan alta,
baz yeni ehrelerle aldatmava baladklarn dehetle soruyordum. Halbuki istanbul'un nihayetsiz
ke bucaklar vard. Bir semtte mterilerinize usan vermeye baladnz grnce izinizi
kaybetmek ve bir zaman sonra, bir eski htra tatll ile geri dnerek, muhabbeti bir mddet daha
devam ettirmek pek mmkndr.
hretin bir ikinci tehlikesi de meslektalar arasnda uyandrc kskanlktr ve bu, politikada olduu
gibi; insan lme kadar gtrebilir. Dilencilerin byleleri-ne kar korkun ittifaklar yaptklar ve akla
gelmez ifti88
MSKNLER TEKKES
ralarla kuyularm kazdklar ok grlr. Nitekim, ben de izmir'de bunun ackl bir misalini gzmle
grmm-dr. Sokaklarda Mevlna diye meczup bir dervi gezerdi. Belinden iple plak vcuduna
balanm yrtk san abal, seyrek sakall, halm mavi gzl bir Giritli idi. Geceleri sokak fenerlerinin
altnda durarak Mesneviden uzun paralar okur ve Mevlna ile konuurdu.
Her meczubun bir mnasebetsizlii vardr. Bu bica-reninki de sokakta mahallebicileri evirmek ve
yedier, sekizer vasrn^laki fakir ocuklar etrafna toplayarak onlara mahallebi yedirmekti.
Mevlna'nn byklerce ok sevilip tutulmasn ekemiyen meslektalar onun iin korkun bir hikye
uydurdular. Gya sokakta rrahallebi yedirdii kk kzlarn bazlarm, ortalk karardktan sonra,
mezarla gtrr; azlarm balavarak satatktan sonra, vahice ldrr ve taze mezarlara
gmermi. Kaybolan ocuklar kimlerin nesidir? Niin imdiye kadar bunlar bir arayan kmamtr?
Mevlna, taze mezarlar hangi letlerle ap kapyor? Bu cihetleri soran yoktu. Fakat srtna giyecek
gmlei olmayan ve tavuk gibi sokakta bulduu ekmek knntlariyle plenen bir fukarann nne
gelen ocua mahallebi yedirmesini nasl izah etmeli?
Hsl, masal, halk arasnda eitside yayhvordu. Nihayet, gnn birinde dokuz yanda bir kz ocuu
gerekten kaybolunca pheler bsbtn kuvvetlendi. Daha acs polis de buna inanarak bir gece
Mevlna'v, fener elpvlanna ben/eyen bir alav ortasnda ite k?ka Namazgah karakoluna
gtrdler ve kalabal damtp kapl a-n kapadktan sonra orada bir hayli hrpaladlar.
Birka gn sonra kaybolan ocuun kendi bvk annesi tarafndan alnarak Tire've kacnldS
anlalmt. Fakat Mevlna, bir trl pheden kurtul amyord. Gariptir ki ona en ok musallat
olanlar ocuklard. SokakMSKNLER TEKKES 39
ta srlerle peine taklarak biareye kfrederler, ta atarlard. Nihayet, bir gece, bir ocuk, belki de
mahallebi yedirdii ocuklardan biri Mevlna'y tala bandan yaralad. Fakat o, byle kk eylere
aldracak adam deildi. Sar sakal akandan szan kanla ar ar slanrken gene fenerlerin
altnda duruyor, a elini uzatarak Mevlna ile konumalarna devam ediyordu. Birka gn elnrdr
kirli bir cors ile sokaklarda dolat. Gitgide yz iiyor, gzleri klyordu. Nihayet, memleket hastahanesine kaldrdlar ve birka gn sonra ldn iittik.
Gnn birinde benim de bama byle bir ey gelmesi mmknd. Nitekim bir ezan vakti yanma
temiz kyafetli bir gen adam vaklat. Para vereceini zannederek bam nme indirdim. Fakat o,
ekingen bir sesle kulam? mini mrl bir evler sylyordu. Anlayamadm grnce tekrar etti.
Meer benden kaak esrar istiyormu; ka kuru istersem verecekmi! Esren kimlerin sattn
bilmem. Acaba klk kyafetimde beni onlara benzeten bir ey mi var? Fakat bana vle geldi ki bu,
bizim meslektalardan birinin marifetidir ve doimsu adamakll korktum. Beni esrar kaaks diye
belleyerek ikide birde karakollara srklemeye ve haraca balamaya kalkarlarsa ne yapardm?
Evet. crifcret fettir. Tamaahk'ta adm zengine kmt. Belli bal adamlardan benden faizle para
istemeye gelenler oluyordu. Nihayet, geceleri birtakm pheli glgelerin dolamaya balamas ve
evimin etrafndaki topraklann yer yer kazlarak sakl para arandm gsteren baz almetler
bsbtn iimi rtt. Hsl, Ta-maahk'ta bannmak artk tehlikeli olmutu. Fakat istanbul! Orada
fkarann istikbli iin Darlceze'den baka korkulacak ne vardr?
*
**
90
MSKNLER TEKKES
Niin buradan gmek vacip olduunu anlatmak iin bir araba lkrd syledim. Fakat dorusu
aranrsa asl sebep gene de bunlar deildir, ismail'i bamdan atmak istiyordum. Bu ylan gzl olan

beni, adamakll rahatsz etmee balamt. Onu paral, parasz bir yatl mektebine kapayacak ve
bir daha adn anmayacaktm. Hatt Mesule bac yapmaa kalkarsa onu da defetmeyi gze
almtm. Benim gibi zayf insanlar iin aile balarnn ve muhabbetin her ekli azaptr. Kimsenin beni
tanmayaca ve hor grmek iin sebep aramayaca bir yerde izimi kaybetmek ve yapayalnz byk
ge hazrlanmak! Dnyada gerek saadet budur. Birok kimseler byk g gnnde yalnz
kalmaktan dehet duyarlar, lrken etraflarnda, yzlerini muslukta ykayp ykayp odaya giren,
kzark gzler ve i burunlarla glmsemeye uraan candan insanlar bulmak hayali onlar btn
mrlerince nelere katlandrmaz. Halbuki byk gte insann hibir eye, ne muhabbete, ne hatt
mehur son yudum suya ihtiyac olmadn ben bozgunda ve zmir hastahanele-rinde birka kereler
yaptm hazrlk tecrbeleriyle bilirim. Ate, kim bilir kaa km, hava uurumlar stnde, sefil
bedenin btn ar acsiyle ilikilerinizi kesmi bir mcerret ruh gibi uup gidiyorsunuz. Ben, birka
defa tekrar ettiim bu seferlerin birinden pekl geri dn-mevebilirdim de... Demek istiyorum ki o
byk g pek yle zihinde bytlecek kadar korkun bir ey deildir.
Evet, bu ylan gzl olan, rahatm karmt. Artk Darafaka filn gibi bir parasz yatl mektebi
mi olur. Olmazsa srtmdaki gmleimi de vermeye razym... Tek bu muhabbet, yahut nefretten
yakam syravm...
Hayatmda birinci defa olarak bir karar vermitim ve gene birinci defa olarak bu kararda sk
duruvordum. ismail, mektebe gitmeyecek, l, fakat Tamaalk'ta nasl
MSKNLER TEKKES 91
barndrrsn? Yumurca kknden koparmam olsaydk mesele yoktu. Mahalledeki yar plak Arap
ocukla-riyle har neir olur giderdi. Fakat bu kadarck bir mektep tahsili onu batan karmaya kfi
gelmiti. Evvelce mektep dnlerinde irili ufakl mahalle arkadalarn peine takarak alabildiine
elenir; kulbenin damlarna karak hrsz polis oynar, ta muharebeleri yapard. Fakat mektebe
gitmeyince bunlar bsbtn kesti. deta yal bir adamck olu. ocuklar yanna sokmuyor; yere
oturarak tatan evcikler yapyor; tahta paralariyle topran stne bir eyler iziyor. Sonra uzun
zaman urat iin tatszln ve boluunu gren insan gibi onlan deta dmanca hareketlerle
bozarak evimizin etrafnda ar ar dolayor... Amma ka defa, ka yz defa... Topran altnda
gerekten hibir ey yokmu gibi acayip bir kof ses karan bu ufak ayaklar diyebilirim ki benim
yreime vuruyordu. Bir are olarak bir kei satn aldm ve smail'i Mesule bac ile beraber
Kadifekale-sinde onu otlatmaa gndermeye baladm. Bazan dan arka yamacndaki Sinekli
kyne kadar indiklerini sylyorlard. Ne yaparlard, bilmiyorum. Fakat hi olmazsa gzm
grmyordu. smail, bana dargn myd? Ona ne phe... Fakat sylemeliyim ki bu dargnlk da ak,
namuslu bir dargnlk deildi. Bana bir para kafa tutsa yahut her hangi bir sokak ocuu
terbiyesizlii yapsa baya ferahlayacam. Fakat her sabah, her akam, efendisinin elini yalayan bir
kei yavrusu gibi lk ve slak dudaklariyle sessiz sedasz elimi pyor, geceleri yanma gelerek
lmbann yanndaki pstekiye yzkoyun uzanyor, eline geirdii her hangi bir gazete, yahut kitap
vap-ran, yahut bugn bile ieri odada bir Kur'an mahfazas gibi hl asl duran antasndan ald
eski ders kitaplarndan birini okuyor, okuyor.Sktlar uzun srd zaman bana sylemek iin zoraki
bir eyler aradn his92
sediyorum. Keke onu da yapmasa. nk kaf alarmn ardnda ikili bir ey olmayan insanlar
birbirlerinin gznn iine bakarak konuurlar, ismail'le ben ite bunu yapamyoruz. Onun gzleri
benimkilerin iinden ziyade etraflarnda, kanatl bir gece bcei gibi kirpiklerimde, kalanmda,
sakalmda dolayorlar; karlkl baktmz halde birbirimizi grmyoruz, ismail'in beni hor
grdne phe var m?
iki serserinin melezi olan bu anlalmaz yumurcakta her halde iin iin bir eyler kaynyor. Bu skya
dayanamayarak gnn birinde kamas da mmknd ve bu bana kanatlan bym kuun kamas
kadar aresiz grnyordu. Akam stleri sokakta her gecikiinde: Oldu. Anas gibi o da bir daha
gelmeyecek. diye deta ac bir sevin duyuyordum. Fakat kapnn ekildiini ve onun ufak talktan
getiini iitince de hkrarak alayacak gibi oluyordum. Bir gece sokakta yediim bir sk
yamurdan sonra birdenbire atelenerek yatmtm. Yan uyanktm; daha dorusu uyank m, uykuda
m olduumu bilmiyordum. Onun ar ocuk uykusunda olmas lzm gelen saatlerde birka defa,
terlikleri elinde, odaya girdiini ve yavaa yanma yaklaarak uzun uzun bana baktn hissettim.
Sevgiden olmasna imkn veremiyor-dum. Fakat acyordu bana her halde. Demek ki beni brakp
gitmeyecekti. Ancak, onun bana yapamadn ben, ona yapmava mecburdum. Piliyi prty toplayp
bir ayak evvel istanbul yolunu tutmalydm.
II

Byle olmakla beraber istanbul'da yerlemee gene de y/devz karar vermi deildim. Hangi
tccar, piyasa ahvalini bir kere yoklamadan ticarethanesini bir yerden bir vere kaldnr? Dediim gibi
asl derdim yumurca bamdan defetmek. Ondan sonras kolay. Bakalm artk
93
vukuat ne gsterir? Farzet ki birka ay slaya gidiyorum. Benden besbeter birok memur ailelerinin
ikide birde bor ederek, daha olmazsa tencerelerini, yataklann satarak istanbul'a yazla gittikleri
grlmyor mu? Evet ortal yle bir kolaan ederim. Hesabma uygun gelirse ne l... Olmazsa
izmir yirmi drt saatlik yer... Mesule bacy aldm gibi doru Tamaalk...
Tamaalk'tan ayrl hazin olmutu. Konu komu bir byk memur uurlar gibi nalnlar ve yrtk
terlikleriy-le yollara dklmlerdi. Bu acayip Arap kalabalndan kukulanan polis, onlan Tilkilik
caddesinden geri evirmemi olsayd vapura kadar peimizi brakmayacaklard. Bu ayrln, her iki
taraf iin de bir teselli noktas, zayf da olsa, bu dn midiydi. Nasl ki bir sabah vakti istanbul'un
sislere batm kubbelerine bakarken, sonra otomobil grltleri arasnda caddelerden geerken
duyduum korkuyu da gene bu mit az ok gidermiti. Korku ve bir de dargnla, kine benzer bir
acayip soukluk, Vaktiyle bizim konaktan kovulmu, sekiz on yaslarnda bir evltlk vard. Etyemez
taraflarnda bir kk esnaf ailesine kaplanmt. Dehetli ksknd bize. Fakat arsz gnlne de bir
trl sz geiremezdi, ikide birde yeni evinden kap gelerek konan etrafnda dolard. Fener
direklerinin arkasna saklanarak peneleri seyrederdi. Fakat arld zaman da fena halde
fkelenerek kaard. Ben imdilik istanbul'a kar byle bir vaziyetteyim: Dargnlk, fke, utanma,
korku ve daha ne bileyim neler Salkmst'teki ucuz otelimizde Mesule bacva bir ava kalmadan
gene Tamaalk'a dneceimizi durmadan tekrar ediyordum, istanbul'u bac da yadrgamt. Zaten
onun burada tanyabildii Galata Kprs'yle yangn kulesinden ibaret gibiydi.. Tek arzusu
Boaz'daki yaly bir kere grmekti, izmir'e dnmeden evvel ona bu yaly uzaktan olsun gstermek
iin bamn etini yiyordu. Bere94
MSKNLER TEKKES
ket, Mesule bacda zaman gibi semt fikri de bulunmadndan istediini yapmak g olmad. Byk
anamn mezarn aramak iin skdara getiimiz bir gn ona, vapurdan emsipaa kylarnda
rastgele bir beyaz yal gstererek: ite aradn dedim. Zavall kadn, bahenin aalarndan
paann, kk beyin pencerelerine kadar her eyi glp alayarak tand ve bu fasl da bylece
kapam olduk.
*
**
lk tasavvurum hayatmz iin verilecek byk karan sonraya brakarak bir eyyam, Amerikal
seyyahlar gibi, istanbul'u dolamak ve para yemekti. Kesenin azn amtm. Tramvay ve vapur
masraflarndan kamyordum. Sabahlan sokaa kyor, otura kalka dnyay dolayorduk: Glhane
Park, Eypsultan, Kapahcar ve daha nereleri... Dediim gibi imdilik gnl elendirmekten baka
maksat yoktu. Fakat yabanc bir lokantada karnn doyurmaya giden lokantac nasl o dkknn ve
semtin i kabiliyeti zerine dnmekten kendini alamazsa ben "de dolatmz yerlerde, esnaf
gziyle, baz tahminlerde bulunuyordum ve bu gezintiler, ayn zamanda bizim piyasa bakmndan,
ufak tefek tetkik seyahatleri oluyordu.
Aklmda yanl kalmadysa istanbul'a geliimizin beinci gnyd, ismail nde, Mesule bac ile ben
arkada ar ar Sultanahmet yokuunu ktk Ayasofya'y, Sultanahmet camiini grdkten sonra
Divanvolu'na dorulacak ve Fatih'e, Topkap'ya doru gidebildiimiz kadar gidecektik. Bu semtte bac
ile ismail'in en holarna giden ey meycVmn alt bandaki kyafet mzesi oldu. Hele bac, kazan
tayan kavuklu, kaftanl yenieriler karsnda o kadar heyecana geldi ki ismail iin elinde taMSKNLER TEKKES 95
d ufak bir su iesini drp krd: O: Aman ayo. Bi canlan eksik bunlarn... Tulanm upard diye
barrken ismail glmekten katlyordu.
Ben, yenieriler vesaire hakknda biraz bir eyler sylemek istedim; fakat olann bunlar benden
daha iyi bildiini grerek ksa kesmeye mecbur oldum. Yumurca* n hibir zaman bana bugnk
kadar batmadn hissediyordum. Arkasnda bal rengi bir sre gmlek, belinde bir kay, kemer,
ellerini byk adam gibi krmz benekli, ksa paal kadife pantolonunun ceplerine sokmu, backl
parlak potinleriyle nmzde bir yry, iki de bir durarak kubbelere, kemerlere hi klmeden bir
bak vard ki, bir padiah ocuudur da babasnn hayratlarn seyrediyor sanrdnz. Al keratay
ayaklarnn altna, hani o kanatlann tuttuun zaman parmaklarda kirli bir tozdan baka bir ey
brakmayan kelebekler gibi ez. Hem sade onu deil, dilenci artiyle bym bir veletten bama bir
ehzade karan beyinsiz Arabi da. Bacy mezarlkta eyh Abdu'nun elinden kurtardm gn o
saatte deta hasretle hatrlyordum.

Bir aralk amdan kadar boyuna, potinlerinin demirli burnu zerine ykselerek bir yaz levhasn
okumaya uraan yumurcaa: Hey buraya bak beberuhi!.. Gidiyoruz diye seslendim. Ben,
kimseye ar sz kullandm bilmem.
Bu beberuhi kelimesi bence pek byk bir hakaretti; iimde hamur gibi kabaran byk hncn
ifadesiydi. Bana gerek bir ehzade gibi grnen olann karlk vereceini, yahut sadece
kubbelere, kemerlere bakmak iin yapt gibi boynunu biraz yana evirerek azemetle bana
bakacam umuyordum, te o zaman kzlca kyamet kopacak ve bu gzel gnn btn enliine su
iktiza edecekti. Fakat o, duvardaki levhann arkasnda merakl bir lem seyrediyor gibi dalgn ve
heyecanl, beni
MSKNLER TEKKES
hatt iitmedi; elimden tutup ekerek: Bak baba, ne gzel! Ah, bana hepsini anlatabilsen! dedi.
Mehur: Dil bedest ver ki hacc- ekberest
ktasn hemen hemen doru okuyor, mnasn bir para sezinliyebildiini grdke deta
seviniyordu. O yata bir ocuk iin kendisine alman bir hediye, yahut oyuncaa sevinmeyi anlarm.
Fakat bir iiri anlar gibi olduuna sevinmek! len bacaksz, benim senden ekeceim var. Fakat
bereket ki bir mektep bulup, canm da vermek lzm gelse vererek, seni bamdan defedeceim gn
artk ok yaklat ve dnyada hibir ey bana bu kararm deitirmeyecek.
Divanyolu'nu kim bilir ne kadar zamanda ar ar yryerek, le ezan okunurken Beyazt
meydanna varyorduk. Orada da narlarn altnda, uzunca bir mola verdik. Paytak paytak
etrafmzda dolaan gvercinlere yem serptik; mehur tablal kukusunun pilviyle ve souk
erbetlerle kendimize bir gzel ziyafet ektik. Sonra, gene olan, ellerini ceplerinden karmad
kadife pantolonu, havava kalkm kk burnu ile nde; ben, redingotum ve kiraz bastonumla,
ortada, bac, smk, gibi boyu, parlak zeytuni arafiyle, en arkada; Direkleraras-na doru tekrar yola
koyuluyorduk.
tsmail, bir aralk geri dnerek bana Zeynep Hanm konan soruyor. Darlfnun; bizim en byk
mektebimiz diye cevap veriyorum; kollarnda antalar ve kitaplarla kapsndan girip kan kocaman
adamlarn, zannettii gibi hoca olmayp talebe olduklarn anlatyorum. Koca koca kubbeleri,
minareleri hi hayret etmeden seyreden yumurcak, bu defa bir slk alyor; gzbebekleri korkudan
bym gibi kim bilir ne ok evler reniyorlar baba diyor. Htralarn rikkatine kaplarak bir
zamanlar benim de onlarn arasnda bulunduumu syli-yecek gibi oluyor, fakat hemen kendimi
toparlyorum.
MSKlNLER TEKKES 97
Bunu sylemek renirler, renirler amma bu, onlardan bazlarnn sonradan benim gibi olmalarna
mni olmaz demek gibi bir ey olacaktr. Mesule bacnn istanbul'da Galata Kprs ve yangn
kulesinden sonra tanmas mmkn olan tek yer Direkleraras'dr. Baz ramazan akaamlan yalnn
hanmlariyle beraber, kapal kupa arabalar, iinde buradan getiini galiba bana sylemiti. Fakat,
ne yazk ki onun direklerini yklm buluyor ve Vezneciler'den Sleymaniye taraflarna sapyoruz.
Caddeden ktktan az sonra sokaklar daralp fkara-layor; urada, burada diken ve talk dolu
yangn yerleri; talar arasnda yosunlar bitmi ykk medrese ve eme duvarlar; birbirine yaslanm
arpk tahta evler. Bir usuz, bucaksz sarayn dehlizlerinden km gibi, Mesule bac ile rahat bir
nefes alyoruz. yle geliyor ki bir para daha gidersek Tamaalk'n seslerini iitmeye balayacaz.
Mesule bacya mezattan aldmz yabanlk eya arasnda bir ift de topuklu iskarpin vard. Fakat bu
topuklar onun terlie alm uzun ceyln bacaklarn ikide bir burkuyor ve biareyi ince ince
haykrtyordu. Nihayet dayanamad; arafnn eteklerini kvrarak bir eme yalann kenanna iliti.
eme, oktan kurumutu. Fakat yannda yetimi bir asma, hl yemyeil yaamakta devam
ediyor; iki kfl telden ibaret arda zerinde soka getikten sonra kar evin st pencerelerine
trmanyordu. Ben de bastonuma dayanarak ve srtm duvara yaslayarak bacnn yannda
dinlenmeye balamtm. Omuzunda sopaya taklm iki gaz tenekesi su ile yanmzdan geen iri
boylu bir beki:
Siz, galiba ev aryorsunuz, dedi, kar evin aa katnda iki oda var. Kalabalnz yoksa rahat
edersiniz. Talk, mutfak, bahe, kuyu, hepsi tamam...
F: 7
98
Mesule bac ile birbirimize baktk. Ben tereddtle:
Eh, grelim bir kere, dedim ve mnasebetsiz bir ey yumurtlamasndan korktuum bacya
kalarm kaldrdm.
Ev diyorum; fakat bekinin gsterdii ev, dklm krmz boyalan, yayvan ahniiyle bir viran konak
yavrusu idi. Byle bir yer bulup yerlemeyi o dakikaya kadar aklmdan geirmi deilim. Nihayet,

kapdan girerken de byle bir fikrim yoktu. Maksadm sadece bizim eski kona hatrlatan bir yeri
dnya gziyle bir kere daha grmekti ve bu arzu, yreimi arptryordu.
Ev sahibi elli yalannda gn grm bir dul kadnd. Hemen hemen bir eski hanmefendi, istanbul'da
haftada iki defa hizmetini grmeye gelen bir azatl kalfadan baka kimsesi yoktu. Selmlk adn
verdii aa kat, aza oa bakmayarak, kendine canyoldalk edecek iyi bir insanlara kiralamaya
karar vermiti. Benim rdeingo-tumla sakall ve gzlkl eski istanbul efendisi ehrem; Mesule bacnn
zeytun' atlas araf ve karsnda adamakll bir insan grd zaman pislikte aan iek gibi
beyaz dilerinde btn inceliiyle canlanan sarayl nezaketi; hele dzmece ehzadenin kadife
pantoloniyle sivri gzel ehresi derhal kadnn kalbini kazand.
Bekiye bize aklnn yattn anlatan iaretler yapyor; temiz basma entarisi, beyaz barts ile
nmze derek tal, kileri, ortaklaa kullanacamz mutfa gsterivor; hatt istersek kk iin
yukar katta bir oda aabileceini sylyordu.
ismail'in, retilmi gibi Ben dadmla yatarm efendim demesi kadnn bsbtn gzlerini at. Biz,
bu saf kadncaza kar dpedz bir sahtekrlk oyunu oynuyorduk. Sokak yzndeki oday, tal,
mutfa gezerken gerekten de be dakikay gemivecek zararsz bir oyun. Fakat biraz karanlk
olan arka odann skm kiMSKNLER TEKKES 99
nk pancurlan bekinin sert bir yumruiyle alnca oyun birdenbire rengini deitirdi. Ufak bir
bahenin stnden Hali'e ve Okmeydan'na doru kar srtlara inanlmaz bir bak... Uslu uslu
konutuu bir kadna birdenbire k olduunu hisseden bir adam gibi, btn hesaplarm altst eden
bir yrek arpntsiyle derhal kararm veriyordum. Niin bu evde bir iki ay oturmamal? mrde bir
defa olacak saltanat... Bizi dardan gelmi tekat memur gibi bir ey sanyor bu kadncaz... Daha
fazlasn ne kendisi merak edecek, ne kimse ona syleyecek... Han odalarndan daha ucuz bir ev.
Halbuki ben, ok daha fazlasn verecek bir adam deil miyim? Bekinin bir aralk yanma yaklaarak
bana gizlice: Belki birka kuru daha indirtiriz demesine kulak. asmyor, kadnn ilk istedii paray
bir tahtada sayyorum. Hem hepsi ba kudar da deil. Mademki bize ufak tefek eya da veriyorlar.
Niin bu geceyi burada geirmemeli? Bekiye bir araba buldurup getirtiyorum. Ben, Mesule bac ve
smail bir krkl payton iinde otele iniyor ve dnyoruz... Dedim ya ben, bugn lgn bir
mirasyediyim... mrmde bir defa bu... Arabada mutlaka karnza oturmak iin inat eden Mesule
bacnn otuz iki dii bir enlik gecesi gibi pml prl yanyor... Ben, tatl bir badnmesi iindeyim.
Aramzdan yalnz dzmece ehzade, imdiye kadar arabalarn arka dingilinden baka yerini bilmedii
halde yanmda bir sahici ehzade gibi kuruluyor; kaldrmlardan yryenlere btn mrnce
arabadan bakm gibi rahat ve hayretsiz bir bakla etraf seyrediyor.
III
Mademki ayrlk vacip olmutu, ismail'le son gnlerimizden bu evde bir ho ada kalmalyd. Kk
misafirimden artk hibir ikram esirgemiyordum. Evvelden hazrladm bir tertibe gre ona sur
dlarna kadar bu100
MtSKNLER TEKKES
tn istanbul'u ar ar gezdirdim. En holand yerin camiler olduunu hayretle gryordum.
Sokaklarn gneinden sonra; ellerimizde kunduralarmzla siyah kap perdelerini aralayarak bu lo
ve serin sknet lemlerine girdiimiz zaman ocuk, deta kendinden geiyordu. Ben, ok kere,
rahlesinin nnde alak sesle hatim sren bir hafz dinleyerek otururken o, sessiz, sedasz,
dolayor; hibir byklk karsnda rkp eziliyor grnmeyen minimini boyuyle kubbeleri,
kemerleri, avizeleri, seyrediyor, mahfillere girip kyordu. Camilerle beraber de mahalle ilerindeki
mezarlklar. Yanmda uslu uslu yrrken iki sokak an yoldan servi kokularn alyor, tavan gibi
burun kanadlann oynatarak:
Mezarlk var urada baba; gidelim mi?., diyordu.
Byk, kk her mezarlkta mutlaka durmamz ve talarn kitabelerini birbirimize yardm ederek
okumamz lzmd. Bunlar arasnda beendikleri olursa, kalemiyle dilini ve dudaklann boyayarak,
daima cebinde tad bir kk deftere zene bezene yazyordu, ismail'in bir merak da
yaymaclardan ucuz kitap satn almakt. Son zamanlarda verdiim ufak tefek harlklarn hemen tamamiyle bu kitaplara gittiini gryordum. Evimizde ben, Hali'e bakan o arka oday almtm.
Geceleri denizi ve kar kylan karanlkta seyretmek daha houma gittii halde, onun hatr iin
lmbaya izin verivordum. Ben, minderimde kh geceyi seyreder, kh uyuklarken ismail, tpk
Tamaahk'taki gibi, yere uzanm, arasra eliyle yzndeki pervaneleri kovarak bunlar okuyor,
okuyordu. Fakat ne de olsa ocuktu; bir zaman bu vaziyette kitabn okuduktan sonra ba ellerinin
stne dyor ve olduu yerde uyuyup kalyordu.
Bu ufak ocua bu merak nereden gelmiti? Birka sene gidip geldii Namazgah mektebinden mi?
Olamaz. Bu muammann anahtanm babasnda aramak lzm. Her

101
halde Defterdarn olu rastgele bir serseri deildi. ocuktaki bu yz, bu burun, bu ceyln gibi gzler
de onu gstermiyor mu?
Mesule bac, ismail'i almaa gelinceye kadar zerine bir rt atyor ve uyuyan yzn ekinmeden
seyrediyorum. Aramz aktr; bu muhakkak! Ikmizin de birbirimizi affetmemize imkn yoktur. Bir
dolandrc, memleket satan rtbeli adamlardan biri olsam smail beni affedecektir. Fakat ben olarak
asla!..
ismail'le geirdiim son geceler beni alk olmadm gaml dncelere srklyor, deta mizacn
deitiriyordu. Nihayet, eyll sonlanna doru bir gece sakat avucumu yavaa onun kitabna
kapayarak zihnimde hazrladm masal okumaya baladm:
ismail, sen artk bydn! Her eyi anlayacak yaa geldin. Syleyeceklerimi iyi dinle... Sen, bana
baba maba dersin amma bilirsin ki ben senin ne babanm, ne hibir eyinim... Senin baban belli bal
bir adamd. Biare vakitsiz lmtr... Kim olduunu sana syleyemem... Fakat ileride belki bir gn
her eyi ok iyi anlayacak yaa geldiin zaman... Peki, sen neci oluyorsun diyeceksin! Ben, ite
ylesine bir adamcaz... Ben, u olmuum, bu olmuum bundan sana ne bir eref gelir; ne bir leke...
Sen, bana babann ve anann bir emanetisin anladn m? Hem seninle beraber bana bycek bir
para da emanet ettiler. Bugne kadar onu yedin, yani demek istiyorum ki senin kursana benim bir
lokma ekmeim gitmemitir... Giydiin elbiseler, okuduun kitaplar hep onundur. Daha da epeyce
kalyor bu paradan elimde... Tahsilinin sonuna kadar da idare edeceine phe yok... Birka gne
kadar seni bir yatl mektebe vazdnyo-rum. Biz, buradan gideceiz... Yani demek istiyorum ki bizi
pek btn deilse de uzun zaman gremeyeceksin. Umarm ki alr, adam olursun... ite byle
ismail...
102
MSKNLER TEKKESt
ocuk, masalm olduu gibi kabul etti mi? Belki evet, belki hayr... Fakat muhakkak olan u ki bu
masal, ikimizi de bir ar skntdan kurtarmtr. Onun artk benden utanmasna sebep kalmyor.
Bana gelince, ben gerekten nesiyim bu yumurcan? Hareketlerimin hesabm kime borluyum?
Durup dururken bir fuzul babalk kararak kendimi skntya sokmak niin?
Ne i grdm renerek alad ve utand geceden beri, diyebilirin ki, ilk defa ekinmeden gz
gze geliyoruz. Birbirimizi grmiyeliberi ismail, ne kadar deimi... Aln daha geni; yznn derisi
daha gergin ve parlak; burun, az, yanak ve ene kemikleri daha sekin... Gzler hl o kan
serpintisi gibi ince krmz beneklerle deta bir gen adam gzleri... ismail, vcudunda bir ayp
hastalk phesinden kurtulmu gibi sevinlidir. Fakat ayn zamanda bizden ayrlacana da a&l-yor.
Eh, bu kadar olacak tabi. Bu kadar yln alkanlklar var; kucamda kendini bilmeden yatt ve her
gzn atka benim ehremi grd hastalk geceleri var.
Onu yatmaa gnderdikten sonra lmbay sndryorum; artk sevilmedii yzne sylenen bir
ihtiyar k gibi krlm ve unutmaya karar vermi, gzyalarn geri evirmeye urayorum.
Fakat Mesule bac benim gibi yapamad. O, gnlsz ve kibirsiz sade bir mahlktu, ismail'in bizden
ayrlacan haber alnca vahi lklarla san, ban, yoldu:
Ban da gdarm... Ban da gdanm; onu mattabnda bula yakarm... Bana da bir sokum ekma
varla... diye kendini yerlere arpt.
Bacnn cidd tehditlerine kulak asmayarak bir rezalet karmas ihtimaline kar ismail'le az birlii
ederek mektebin yerini sakladk. Dorusu arasra orada beni de grecek deillerdi. Son haftalarda bir
tesadf bu ii hayli kolaylatrmt. Efendiden bir arkadam, ismail'i elinMSKlNLER TEKKES 103
den tutarak mektebe gtrecek, danlkl bir kimsesiz ocuk olarak bekr yatl yazdracakt. Bu
arkada ayda bir mektebe urayarak onu yoklyacam va'dediyordu.,
Bana gelince, dediim gibi, ben kendimi bir yerlerde kaybedecektim. Fakat kendim nerede
bulunursam bulunaym aylk taksitler, gn amadan, mektebe gidecekti.
IV
Efendiden bir arkada, dedim. Benim iin efendiden arkada sakall Talt'tan baka kim olabilir?
imdi yeni devirde yalnz sakall deil, byklan da defetmi olan zavall sakall Talt... Onu
istanbul'da aramay aklmdan geirmi deildim. Fakat bir tesadf, hi aklma gelmeyecek bir yerde
bizi birdenbire birbirimizin kucana att. Bir gn bir dairenin sofasnda dolarken., fakat hikyeyi
biraz yukardan almak daha doru olacak.
Evvelce de anlattm gibi ben, istanbul'a yle ne yapacam pek bilerek gelmemitim, ismail'i
bamdan atacaktm. imdilik muhakkak olan bu. Sonra birka ay gezecektim; para yiyecektim.
Senelerce Anadolu'da alm ve bir para para yapm izinli bir memur gibi... te taraf sonradan
dnlecek eydi. Elimde epeyce bir para vard. Fakat bu, Mesule bac ile beni sittin sene yaatamazd. Hele, ismail'in tahsil masraf da omuzuma bindikten sonra...

Demek ki bir zaman sonra tekrar almaya balamak lzm gelecekti. Fakaaaat... istanbul havas
bana umduum kadar yaramamt. Sokaklarda gezerken, S-leymaniye'deki evimin pancurlu
penceresinden Hali'i ve Okmeydan'n seyrederken kanmdaki eski mikrobun yeniden remee
baladn, sebebi birdenbire grnmeyen
104
hznler ve korkularla kark bir titremenin ar ar vdumu sardm duyuyordum.
istanbul sokaklar benim gibi gerekten birinci snf bir meslek adamna ilhamlar verecek kadar
zengindi. Fakat bunlar, imdilik bence birer kuru dnceden ibaret kalyor ve tekrar ie balamak
fikrine kar vcudumda derin bir tiksinti uyanyordu. Hsl, gnden gne artan bir hastaln tehdidi
altnda idim. Ne demi de Tamaa-lk'taki odumu, ocam datmtm; beni ancak oras paklard.
Bir battal yelken gemisi gibi daima kacak r?n bekliyen zayf irademle ne yapacam, kendimi
buradan nasl kurtaracam kestiremediim gnlerden birinde bu nksn bana bir kere daha bir
delilik yaptrdn saklamayacam. Tpk tzmri'deki tncir hannda olduu gibi.
istanbul'daki sefahatlerimden biri de arasra ar hamamlarna gitmekti. Buralarda insan, renkli
petema-liyle bir nevi Arafat hacs gibidir; elbiseleriyle beraber hviyetini de vcudundan atar.
Denilebilir ki tam msavat ancak hamamdr.
Bir gn bu hamamlardan birinde ykandm srada gbek tanda yatan bir adamcaza hafif bir
b^vnnhk geldi. Yzne tasla souk su serperek, tesini, berisini uuturarak bir para yardmda
bulundum, insanlar arasra yokluk lemine kayar gibi olduktan sonra kendilerini tekrar dnyada
b^lunca karlarnda grdkleri ilk ehreye acayip bir yaknlk duvarlar. Onda da vle oldu. Elimde su
tasmla ve kendisininkine benziven pestema-hmla glmsediimi grnce beni kendi cinsinden bir
adam sanarak tatl tatl konutu. Onun benimkinden dn-ha fkara grnen clz, nlak vcudu da
ban:? cesaret vermiti. Hsl, abucak ahbab olduk. Ismarladm gazozu yudum yudum itikten
sonra Galata'da bir handa avukatlk ettiini syledi, buna karlk benim kim olduMSKNLER TEKKES 105
mu sordu. Ben mi? Bir para askerlik, bir para memurluk yapm ite yle bir adam! Geri be on
param var... yle byle geinip gidiyorum. Halime gre yle hafif bir i bulsam elbette daha iyi
olacak ya... Fakat bu sakat parmaklarla ne yapabilirin? Benim bir para souk su ile yaptm
yardma o da yle birka serinletici lkrd ile mukabele etti. Dnyada aresiz dert yoktu. Halime gre
bir memuriyet veya i tedariki iin u veya bu yoldan gidilebilirdi. Her halde bir gn Galata'daki
yazhanede bir kahvesini imeye gitmeliydim. Teerrf ederdi. Babaa vererek bir ey dnrdk.
Baka bir zamanda bu eit bir lkrdya kulak asmayacam muhakkakt. Fakat zihnimin o altst
zamannda bu davet, bana denize bir olta atmak gibi grnd. Kim bilir ksmet bu.
Fakat Galata'daki yazhanede, sokak kyafetimizle, karlatmz zaman ahbaplmzn ekli
birdenbire deiiyordu. O, artk karas kaybolmu gzler, kei kuyruu gibi sivri bir slak sakall,
gbek tanda ene atan p-lam adam deildi. Buna ramen beni bsbtn de bo dndrmek
istemedi. Bir iskemleye oturtarak hamamdaki gazozuma karlk bir ay smarlad. Hamam dndaki
klma gre numaram daha iyi takdir ettiinden artk gereken tavsiyeyi yapt. En dorusu, harp
mall olarak, mnasip bir yerde bir ufak ttnc dkkn amaa almalydm. Bunun iin bana
yol gsterdi; bir istida msveddesi ile iki tandna iki tavsiye kart karalad ve bylece ahbaplmz
sona ermi oldu.
Bir kebanda bir ttnc dkkn! Bir gn haber alrsa ismail'in pek utanmayaca bir ticaret, te
bu sevda ile daireyi dolamaya ve iimi takip etmeye baladm. Fakat ilknce bana gayet kolay
grnd halde muamele uzuyor, gittike dal budak salarak bir devlet ii gibi bir ey oluyor. Beni
saatlerce kap diplerinde bekletiyorlar, daireden daireye, kalemden kaleme gnderiyor106
MSKNLER TEKKES
lar. Kendileri kdn kaybetmek veya yanl yazmak gibi kusurlar yaptka beni azarlyorlar.
Gnlerce pencere ilerinde, merdiven basamaklarnda, st tahta ile kapal yangn kovalar zerinde
oturuyorum. Fakat sklmyorum, hatt elendiimi hissediyorum. midimi oktan kestiim halde,
belki de bunun iin muamelemin takibine devam ediyorum. Zaten sklmaya ne sebep var? tini
bitirdii zaman nereye gideceini bilmeyen adam, bitip tkenmez bekleyiler iinde zaman denen
eyin hesabn, kitabm oktan unutmu adam!
Bu dairelerde beni eken daha baka bir ey de seziyordum.
Btn ii olanlar, ortaya dklm dertlerimiz ve sefaletimizle, hamam gibi orada da hepimiz plak,
hepimiz msaviyiz. Yalvaranlar var; odalardan bararak, yahut alayarak kanlar var; ald bir
vaitten balarn havaya kaldrp kanlar var.
Talt' ite bu daierlerden birinde buldum. Yaslanm, daha ziyade kurumu, hafife kamburu km
ve uzun tra ak pak. Fakat vcut gene eskisi gibi evik, aceleci. Arasra kolunda bir yn evrak ile

bir kapdan kyor, koar gibi admlarla bir baka kapya giriyor. Kyafet eskisinden de berbat.
Kunduralarnn topuklan dnm; siyah ceketinin dirsekleri k vurmu gibi parl parl... Fakat ahali,
arasra sofadan geen kelle, kulakl mdr beylerin pek farknda grnmedii halde ona koarak
saldranlar, elleri ve kollariyle yalvaranlar, nnde iki bklm olanlar var... Anlalyor ki dairelerde
biroklar iin byk mdr ha var ha yok olduu halde Talt gibi bir kk memur her eydir; keyfine
gre insan kurtarmaya, yahut yakmaya muktedirdir.
Talt'n basnda artk fes yok. Fakat bu karsna kanlardan kendini kurtarp yeni bir kapya girecei
zaman eliyle hl onu banda anyor; bulamaynca seyrelMSKNLER TEKKES 107
mis kank salarn dzeltiyor. Tannmayacama yzde yz emin olarak durduum yerden eski
arkadamn bu tell giri klarm seyrediyor ve muhabbetle glm-syordum.
Fakat bir defasnda gene byle glmsiyerek kendisine baktm bir srada birdenbire durdu,
gzlerini bana dikti. Yannda dert anlatmaya alan birine elinin tersiyle git, git iaretleri yapyordu.
Ben, ar ar bam yukar kaldrarak tavanlan seyretmee baladm. Fakat yutmad, ayn aceleci
admlarla yanma gelip dikkatle yzme bakt:
Yahu, ben sizi tanyacam galiba, dedi.
Gzler, birbiriyle karlatktan sonra, inkr kabil mi? Birbirimize sarlarak ptk ve onun
heyecandan yere dklm evrakn toplayarak odasna girdik.
Burada birok masalar ve masalarn banda dimdik oturan gen ocuklar vard. Taltn baefendi
masas en bata ve camn nndeydi. Ellerimi okayarak beni yanma oturttu ve bir nane ekeri verdi.
Kyafetlerimiz aa yukar bir olduu iin en ziyade knk elim ve sakalmla megul oluyordu.
Birbirimizi kaybettiimiz yllarn tarihini, hastaha-neden ktm gne kadar ksaca anlattm ve te
taraf iin kolumla mphem bir iaret yaptm. Bereket ki onun da daha ince elemeye vakti yoktu.
Gerek bir teessrle gzleri sulanmaya balarken bir i sahibi, yahut ktip, elinde ktlarla yanna
geliyordu. Talt, yzne musallat olmu bir sinei kovar gibi elleriyle hareketler yapyor, fakat teki,
sk davranarak yakasn brakmyordu. yle ki kavga, yahut muameleyi bitirdii zaman heyecan
gemi ve soracan unutmu bulunuyordu.
Talt'n ocuklar bymt. Byk kz bir mahkeme ktibivle evli, ortanca kz bir ilkmektep
hocasna nianl idi. Byk olu Gmrkte memurdu; henz yirmi
108
MSKNLER TEKKES
yama gelmeden bir dul kadnla evlenmiti, tekiler, daha mektebe gidiyorlard.
Neyse arln byk bir ksmm stnden atmsn, dedim. Ac ac gld:
Nesini attk, dedi, byn kocasn iinden kovdular. Alt aydan beri kan koca bamdalar. Olan
da aa yukar yle. Aylklarm ayn on beine kadar yerler; bohalarn ve iki ocuklann alarak
benim bama ek-irler... Kovacam, fakat ocuklara dayanamyorum. Ah, bilsen torun ne tatl ey...
Vallahi insan, kendi evltlarndan fazla seviyor onlan... Ortanca kz evlenmek iin benden para
bekliyor. tekilerin boazlar, st balan vesa-ir masraflan... Kadn uzun zamandan beri hasta, yani
daha dorusu ktrm gibi bir ey... aresiz, ev ilerinden tekat ettik. Fakat buna ramen iki ocuk
daha kard... Anlyorsun ya hali!
ki Darlfnundan mezun memur, yirmi ksur yllk hizmetine kar ald paray syledii zaman
iime derin bir hzn kt. Fakat: Senin anlayacan dilenciden mek parmak farkl bir aylk
diye ilve edince de glmemek iin kendimi zor tuttum. Zavall adam, benim snftan bir dilencinin ne
kazandn bilmiyordu.
Tatil zili almt. Daire boalyor, fakat onun ii bir trl bitmiyordu. Hl elinde tomar tomar evrak ile
dar gidip geliyor, her kta:
Allah akna otur, diye yalvanyordu.
Bu klarn uzunca sren bir tanesinden istifade ederek odacya acele iim olduunu, yaknda
tekrar geleceimi syledim ve katm.
Tekrar geleceim yaland. Talt, hayatta tek arkadamd; fakat benim gibi bir adamla devlet memuru
arasnda arkadalk tasavvur edilebilir miydi? ikinci bir
MSKlNLER TEKKES
109
karlamada srrm sylemee mecbur olacaktm. u halde imdiden izimi kaybetmek daha doru
olurdu.
Fakat aksi bir tesadf sekiz on gn sonra beni gene yakalatt, bu defa sokaktaydk. O, yanmda
yryor, tekrar kamamdan korkar gibi smsk koluma yapyordu. Bir tramvay duranda, gene
yalanc bir vaitle, kamak istediim zaman raz olmad, beni hemen hemen zorla Sultanahmet
Park'nm aalan altna srkledi. Akam karanlnda yan yana bir kanapeye oturduk. Yrtk
antasn ve akam pazarndan ald ucuz zerzevatlar nne koyarak:

Benim de hakkm yok mu? Felekten bir yarm sa-atik almaya benim de hakkm vok mu? dedi.
Derin bir skn ihtiyaciyle gzlerini kapayarak ban arkaya brakyor, elinin eritii yerlerdeki otlar
kopararak kokluyordu. Kendi yorgunluu ve straplariyle o kadar dolu ki bana hi bir ey
sormayacan hissediyor ve ferahlyordum. Biraz sonra deta kendi kendine konumaya balad:
Tekkelerin aptal vardr ya... te ben de dairelerin aptalym. Vur abalya... Zaten btn dairelerde
byledir. Btn daire uyur; ayakta ie yarar bir tek adam vardr; belki de yaradl icab naslsa
ilemeye balam bir zavall adam... Btn ii ona yklerler. Geen pn grdn halimi... Yl on iki ay
byledir. Hep bana, hep bana.
Sen stelik Darlfnun mezunusun, dedim, daha iyi bir is bulabilirdin.
Bulabilirdim. Fakat eeklik ettim. Daha dorusu vaktiyle ettiim eekliin devam... ilerlemek iin
istanbul'dan kmak lzmd. Fakat etrafmda, paa dknts gibi, bir alay ocukla nasl yerinden
kmldarsn?
Sen ki o kadar becerikli bir insansn ve dediim gibi elinde iki tane kap kadar Darlfnun
ehadetname110
si var... Daha iyi bir i iin hibir yere bavurmadn m? Gene ac ac glmeye balad:
Yahu, u klk kyafetime bir baksana... Bir gn-u kabuktan synlabildim mi? i verecek adamlarda
hsnniyet tmen tmendir. Adama bir kere bakarlar ve klk kyafetine gre paha bierler: Neyle
geinebilir bu adam!... Elli, yahut yz elli, yahut iki yz elli.. Bana gelince, sen niformay yalnz
asker mi giyer sanrsn? Yirmi ksur yldan beri mmeyyiz elbisesi srtma yapm, deta derim
olmutur... t verecek adamlar halime bakarlar; mmeyyiz derler... Eh gittiim yerde de mmeyyiz
olarak alacak olduktan sonra kendi yerimin suyu mu kt?
Peki senin nasl canla bala altn gren mirlerin ayln artrmay dnmyorlar m?
Ne sebep var? Onlar pek iyi bilirler ki gidecek yerim yoktur, on be gn akta kalp kafa tutmaya
kudretim yoktur. O halde neye para versinler, yahut va'det-sinler? Ben halde bir adam, daha sk
altrmak iin kovmakla tehdit kfi deil mi? Daha skya gelirlerse dediklerini yaparlar da... mir,
tccar deildir ki alkan bir adam kovmakla ne kaybedeceini dnsn!.. Yapar m yapar?
Peki, seni sevmeleri lzm deil mi? Talt, gene gld:
Onu inkr edersem nankrlk olur. Severler; tpk stl inei, yumurtal tavuu sevdikleri gibi..
Hepsinden vazgetim; hi olmazsa insann izzet-i nefsine hrmet etseler... Muhakkak farknda
olmusundur... Geen gn senin yannda yerin dibine getim.
Farketmedim.
Yok canm.
Vallahi...
Talt, bir tereddt geirdi. Mademki farketmemitim. Saklyabilirdi. Fakat bu kadar aldktan sonra bunu lzumsuz grd ve devam etti:
Geenlerde bir gn daireye geldiim zaman masam bir tarafa ektiklerini, bir iinin yanmdaki
duvara bir eyler akmakla megul olduunu grdm. Bu ne dedim. Zil dedi. Zilin ne ii
var? dedim. Bilmem vallahi; mdr bey de yle emretti dedi. Bunu iitince fitili aldm; doru
mdrn yanma: Talt Efendi, dedi, seni her defa odac ile arlmak g oluyor. Bir zil taktrdm, ki
defa alnd m anlarsn ki sana ihtiyacm var. Gelirsin... Gzel fikir deil mi? Mdr, marifetinden
memnun oluyor, ellerini uuturuyordu. Teres, bunca yllk mdrdr; en basit muameleye akl
ermez; ikide-bir odac ile artarak akl sorar. stelik gelenin gidenin yannda da halar... Hepsini
sineye ekeriz... Odacdan bir farkm onun zille benim odac ile anlmamdan ibarettir. Onun da
kalktn grnce tepem att: Aman beyefendi! istirham ederim. Demek bir zil alarsa odac, iki
alarsa bendeniz.. Artk odac menzilesine mi dtk? diye bardm. Keke yapmamalymm.
Aadan alarak yalvarsavdm bekli acrd. Fakat isyanm onu kzdrd: Benim byle bir fikrim
olamaz, h... Fakat emirlerime de itiraz edilmemeli... iinize gelirse... dedi ve yaz yazmaya
balad.
Bir ey sylemeden duruyordum. Zille anlmak elbette iime gelmezdi, gelmezdi amma ne
diyeceksin? Bir mddet bekledikten sonra iimden: Allah beln versin deyyus diye sylenerek
dar ktm. Gryorsun ya sokak dilencisinden farkm kalmad.
Sesi deimiti. Alyordu.
Karanlkta beni bunaltc bir gamdr bast. Bu sal, sakall adam alatan ey benim plkten km
parmak kadar pii alatan eyin ayn... Beni artk alatmyorsa kanksadmdandr; byle maskara
mzmzlklar
112

artk nefsime yediremediim iindir. Gene de zaman zaman tahta eyay yiyen kurt gibi bir eyin
derinden derine bir yerlerimi kemirdiini duyarm. Yarabbi, hikmetine nasl akl erdirmeli senin?
Yaratr, yaratr salverirsin. Anladk; fakat bu kurdu neye iimize koyarsn?
Talt'tan sakladm srr sylemek artk birok cihetlerden vacip oluyordu. Ar ar:
Gam yeme, dedim. Daha an var onun. Ben dilendim biliyor musun?
Dileniyorum demee dilim varmamt. O, birdenbire sesini kesti. Kelimemde bir mrur-u zaman
mazereti anyarak: Ne zaman? phesiz bozgun esnasnda dedi. Kurumam gzleri bana imdi
bambaka bakyordu. Bam emeye, yzm saklamaya tenezzl etmeyerek ben de ona baktm.
Anlad:
Vah kardeim, dedi.
Fakat, artk ellerini stme srmyor; kucaklamaa hazrland adamn tehlikeli bir hasah
olduunu anlam biri gibi dehetler iinde kalyordu.
Arkadalk artk bitmitir, dedim, gryorsun ya ben czzamlym.
O, dalgn dalgn, akn:
Ne mnasebet! Ne mnasebet! diye kekeliyordu. Yerimizden kalkarak kapya doru yrdk.
Benim halim ona il gibi tesir etmiti. Zilin sesi imdi ona bir musiki gibi geliyor olmalyd. Karanlkta
ayrlacamz zaman ellerindeki kalabal bahane ederek elimi skmad. Niyetindeki ktl
sesindeki atele saklamaya alarak:
Muhakkak grelim, dedi.
Olur, haydi uurlar olsun, diye cevap verdim.
Evet, bu dakikada Talt'n niyeti kt idi. Fakat bilmem neden snf gayretinin bizi pek uzun zaman
ayra-myacan hissediyordum. Nitekim de yle oldu. Bir zaMSKNLER TEKKES 113
man sonra gene birbirimizi aramaa baladk. Yalnz, bir arada grlmeyi pek istemiyen klar gibi
tenha yerler aryorduk. Ben, ismail'in mektebe yazdrlmasnda olduu gibi az ok yaldza muhta
ilerde onun devlet memuru nfuzundan istifa ediyordum. O da evinde yedii suyuna tirit akam
yemeklerinin eksiini bazan bizde Mesule kalfann lezzetli dolmalariyle tamamlyor, pek skt
zamanlar utana skla bizden bor para bile alyordu.
*
**
istanbul'da geirdiimi sylediim ikinci buhran o akam Sultanahmet Park'nda sona ermiti.
Vaktiyle ncir hannda nafile bir mitten canm kurtardm gece kendimi nasl hafif buldum, sokan
ak havasn nasl kokladmsa bu gece de yle yapyordum. Dilenirken hi olmazsa beni zille
ararak hakaret eden yoktu.
Btn cesaretimi bulmutum. Iklarn yeni yanmaya balad, yorgun insanlann somun gibi ien
yreklerle uraya, buraya dald bulank saatlerde sokaklar bana usuz bucaksz maliknelerim
gibi grnyordu. Di-vanyolu'nu karken admlarm arlatryor, halkn niin kendini tuttuunu
bilen bir tivatro oyuncusu gibi ekilip kanmaktan baka bir incelii olmayan, eski tecrbe edilmi
oyunuma yeniden balyordum.
istanbul'da almaya karar veriim ite byle oldu.
O sene k erken balamt. Durmadan, rzgr esiyor, sokaklar barnlmaz hale getiren yamurlar
yayordu. Arkasndan byk karlar akn etti.
Byle havalarda ben halde fkaralar iin en emin yer dairelerdir. Bunlarn kaloriferle snanlar vardr;
F: 8
114
MSKNLER TEKKESt
kmr sobas, yahut sadece insan nefesiyle snanlar vardr. Fakat kunduralar slanmam olan iin
hepsi ayn derece iyidir.
Buralarda kimse insana ne aradn sormaz. Herkes, kendi derdine dmtr. kovalyanlardan
ve hatt dairenin kk memurlarndan ou aa yukar ben kyafette olduklar iin dikkati ekmek
tehlikesi yoktur. Ellerinde puldan, mhrden yzleri grnmez hale gelmi ktlarla kalem odalarna
dalp kanlar, kaplarda bekleenler, kendi kendilerine konuarak dolaanlar, duvar diplerine,
merdiven basamaklarna melip birbirleriyle derileenler...
Bunlar arasnda fazla srnap beteldii iin kovulanlar olur. Aylarca bekledikten sonra, birdenbire
bar-mava balayanlar, baylanlar olur. Fakat en ziyade yalvaranlar... Hem de benim
meslektalardan hibirinin bulamayaca kelimelerle, gz yalariyle... Ve galiba da en abuk bunlarn
ii kar...
Yal, souk k gnlerini bu dairelerde geirmek pek zevkime gidiyor ve yllardan beri insanlarla
kaybettiim yaknl bana yeniden kazandryordu. Soba balarnda slak kundura ve pantolonlarn
kurutan, souk ve nezleden imi yzlerini atee uzatarak dertleen takr halli insanlarn halkasna

ben de giriyorum. Tut ki ben de burada takibedilecek bir muamelesi olanlardan biriyim. Yeri geldike
ben de konuuyorum. Bir oklarna akl veya hi deilse teselli verdiim oluyor. Dikkat ve hrmetle
dinlediklerini grmek yreime tatl bir scaklk veriyor.
Dediim gibi buralarda herkes, kendi derdinde olduu iin karsndakinin de bir eyi olabileceini
okluk merak etmezler. Fakat soran olursa dalgn veyahut esrarl bir glmseme ile anlayamayaca
bir eyler mrldanyorum. Bir hastam var da ilcn m alamyordum; yoksa
MSKNLER TEKKES 115
iltan daha m zarur bir ihtiya? Karmdaki, bunlar bilmiyor; fakat benden ar bir bedbahtlk
sezerek hayalinin zenginlik derecesine gre bundan bir masal kararak bana yardm ihtiyaciyle
yanyor. Bu ekingen baklar, bu gse gitmeye hazrlanan tereddtl el hareketleri de benim ok iyi
tandm almetlerdir. Ona yardm etmek iin bam eviriyorum; sokakta aldklarmla kyas
edilemeyecek kadar byk bir para avucuma skyor. Onun zengin veya fakir olmasnn ehemmiyeti
yoktur. Hatt ne kadar fakir olursa vergisi o kadar ok olacaktr. Bu onun o dakikadaki kendi
bedbahtlnn derecesine bal bir meseledir; bir de benim o dakikay avlamakta gstereceim
incelie... Grlyor ki ben, daireleri fisebilillh dolayor deilim ve kazancm bazen sokaktakinden
de daha byktr. Yalnz, buradaki alma tarzm bana sokaktakinden daha ahlksz grnyor.
Sokaklardan daima glge gibi sessiz dolatm. Burada konumak mecburiyeti var. Sylediim
kelimelerden ak bir mna da kmasa onlarla birtakm insanlar aldatyorum. Kendimi mesel ilcn
alamayan bir hasta gibi gstermek yalan ufak ve zararsz da olsa bir nevi dolandrclk deil
midir?
Fakat, bunun zerinde pek fazla durmayarak kendimi teselli ediyorum:
Evet, bunun bir ahlksz olduu muhakkak- Fakat madem ki bir dairedeyiz; o halde pek fazla
ince eleme. Bak etrafna... Merdivenleri koa koa kan u ge kalm memur da biraz sonra
efendisine vapuru kardn, yahut hastasna il almaya gittiini sylemeyecek mi? istanbul'da i
isteyen bir memura tand bir hekimin, bulunduu yerin havasnn kendisine yaramadna dair bir
rapor va'dettiini biraz evvel kulamla iitmedim mi? Evet, pek ince elemeyeceiz. Sonra Allah
esirgesin, her ey znk diye durur.
116
Yolu biraz aprak olmakla beraber bu dairenin en sevdiklerimden biri Ayasofya'daki Adliye
binasyd. Bir zaman oraya memurlarnn bazlarndan daha intizam ile devam ettiimi hatrlarm. O
tarihte bina henz yanmamt. Fakat sofa ve odalardaki sobalardan birer parmak geniliindeki tahta
aralklarndan srayan atelerle son hazrlklarn yapyordu.
Bu Adliye binasnda deta bir kk memleket iinde kaybolmu gibiyim. Yprak pantolon
paalarndan szan amurla, sokak haline gelen kalabalk koridorlarda dolayorum. Mahkeme
kaplarnn nnde avaz avaz isimler arlyor. Kalabalk, yer yer dalgalanyor; skyor. Kara
cbbeleriyle bir acayip ku gibi aramzdan szlp geen avukatlara birtakm kimseler saldryorlar..
Direkleraras'nda ramazan gecesi piyasasna km gibi her kapnn nnde ayr ayn duruyorum;
dvann en merakls ve en heyecanls nerede ise tahkik ederek oraya giriyor ve dinleyiciler
srasnda kendi halinde birka kiinin arasna oturuyorum.
Trl trl alacak verecek dvalar; hrszlk, dolandrclk, boanma dvalar; her biri bir ayn hikye
olan cinayet dvalar... Kirli amarlar ortaya serilivor, birok insanlar btn sakatlan, kusurlan ve ef
aletleriyle nmzde mlplak soyunuyorlar... Evet, her biri bir ayn hikye olan dvalann hemen
hepsinin altnda para... Onu hep bakasnn kesesinden, grtlandan skmek iin sonu gelmez bir
bouma...
Bu muhakemelerin merakl olduu kadar da dndrc taraflar var. Biroklarn dinlerken
bizimkilerin sokakta avu alarn ne kadar temi/, as' ve namuslu buluyorum.
Bir gn, olduka tuhaf bir vaka oldu. Sofadaki byk sobann banda birka fakir adamla beraberdim
MSKNLER TEKKES H7
Deminden beri merdiven banda bir avukat, kibar kyafetli bir iri adam ve krk mantolu bir ihtiyar
kadnla konuuyordu. Bir aralk, bunlarn hep bir arada dndklerini ve bana baktklarn farkettim.
Niin bize deil de bana? Biz soba banda drt, belki de hatt be kiiyiz. Buna ramen
baklann ben olduumu ve imdi yzlerini tekrar te tarafa evirdikleri halde benden bahsettiklerini,
garip bir sezinti ile, hissediyordum. Biraz sonra kibar kyafetli dediim erkein onlardan aynlarak bize
doru geldiini grnce bu korkum daha kuvvetlendi. Kendine rasgele dolaan bir adam hali vermek
iin ellerini cebine sokuyor, zaman zaman kuvvetle topuklarna basarak duraklyor, etrafmzda bir
nevi ark evirerek ar ar yanmza yaklayordu. Yzn imdi daha ivi gryordum. Kalpak gibi
kvrck salar il mi, iekbozuu mu olduu anlalamayan kirli beneklerle dolu bir krmz yz,
birbirine yakn iki yuvarlak gzn altnda rdek gagas biiminde biraz arpk bir burnu vard.
Cebinden kard bir sigaray yakmak iin sobaya eildi; tekilere bakarak Amma da souk

bugn dedi. Sonra maksat ben oluuma ?re, esasen lzumsuz olan bu ihtiyatlar birdenbire
brakarak: Dvanz m var sizin de? diye sordu ve benden biraz kendisiyle beraber gelmemi rica
etti. Avukatla iman adamn bizim ar ar merdiven bana doru yrymz seyrettiklerini
gryordum.
Neyse, biraz sonra maksat anlald: Allah cmleyi kt errinden saklasnm; kendisinin durup
dururken byle biriyle ba belya girmimi; dayakla kansk bir alveri dvas... ayet bir di ahit,
hakikati mahkeme huzurunda sylerse hak yerini bulacakm. Hsl kibar adam, bana yalanc
ahitlik teklifinde bulunuyor, bir hakikatin tezahrne hizmet erefiyle beraber bir miktar da para teklif
ediyordu. Buna benzer ufak tefek sahte118
MSKNLER TEKKES
karlklar hi yapmam deilim. Hele Nur-i rfan mektebi ktiplii devam edeydi bu ite az ok bir
ihtisas bile edinecektim. Fakat bugn, hi bir mecburiyet yokken bu ekilde bir adalet vazifesi
yapmak bana ar geldi. stelik yalanc ahitliin trl tehlikeleri olduunu da biliyordum. Neme
lzm, tatl ama ac kartraym. Ayp bir ey yapyormu gibi sklarak erefli hizmeti reddettim.
Adam bende ekmek olmadn grnce zoraki nezaketini bir yzk gibi, zetan yaramayan,
ehresinden birdenbire att; gzleri daha vahi burnu daha arpk Hadi yleyse yoluna dedi ve
arkadalarna doru yrd. Beni bir kere de izmir'deki bir gencin afyon kaaksna benzeterek
benden afyon istediini hatrlyorum. Demek, halimde yalnz kaakya deil yalanc ahide de
benzer bir ey vard ve bu, herhalde ehremi sk sk mahkemede gren avukatn marifeti olacakt.
Dorusu o gnden sonra pek sevdiim Adliyeden bana bir rknt geldi ve ziyaretlerimi
seyrekletirerek baka daireleri dolamaa baladm.
**
ubat .geldii halde k devam ediyor, hatt daha da iddetini artryor. Ben, artk sokak adam
olmaktan karak bir nevi sandalyesiz kalem efendisi oldum. Dairelerin birinden kp tekine girerek
hem snyor, hem sanatm yapyordum. Kazancm da olduka yolunda. Bu daire dilenciliinin benim
iin yeni bir ihtisas ubesi atn hissediyorum. Muvaffak olduuma, hatt bu nevi iler iin orak
gibi grnen bir sahada kimsenin dikkatini ekmeden muvaffak olduuma <re ustalm kabul
etmek lzm. Ne yapyorum? Bu, benim srnmdr: daha dorusu benim kendimin de bilmediim bir
srdr. Eserini nasl yaptm hangi byk sanatkr bize syleyebilir? air dedeme sorulsayd her gn
hepimizin kul119
landmz bir sr tatsz tuzsuz kelimelerden o ramazan mahyalarna benzeyen nur parlaklnda
msralar nasl kardn izah edebilir miydi? Tanrnn her byk vergisi bir srdr.
Bununla beraber dairelerde benden ok usta sanatkrlara rastlamak her zaman mmkndr, te bir
misali:
Bir gn, dairenin st kalndaydm. zerine oturduum bir kalorifer borusunun tatl scaklyle hafife
kendimden gemitim ki birdenbire bir acayip sarsnt ile yerimden frladm. Ortalk allak bullakt.
Btn oda kaplan alm, merdivene doru itie kaka bir kouma oluyordu. Evvel, zelzele
zannettim. Fakat deil. nk san ve kravatn dzelterek, gsn ilikleyerek zelzeleden kamak
det olmamtr. Nihayet, mesele anlald. Ankara'dan gelen vekil, daireye uramt.
Onu sokaktan, hatt belki de otomobille daha uzaklardan kovalayanlarla yzn grmek iin kalem
odalarndan frlayanlar, yukar kattan inenler aa sofadaki toplant salonu nnde kucaklayorlar,
bedevi topu denen vaziyette birbirlerine kenetleniyorlard. yle ki iki iri odac, dirseklerini birbirine
geirerek, canlan pahasna kar koymasalar bu kalabalk, kap kanatlan zerinde bir dalga gibi
atlayacak ve vekili grmek isteyenler alt alta, stste salonun ortasna frlayacaklar.
Vekil, dairedeki ube mdrlerinden biriyle yalnz grmek istemi ve ieriye kimse sokulmamasm
emretmiti. Bu mdr tanrdm. Tanrdm dersem uzaktan tabi. Uzun ve dimdik vcudu, geni aln
stnde ortas hafife alm kr salan, sakin ve ar hareketleriyle kibar bir adama benzerdi.
Arasra odasndan karak arkasnda havlu ve sabun kutusu tayan bir odac ile, ayakyoluna
giderken ehemmiyetli bir memleket ii
l
120
grmeye gidiyor gibi grnr ve tanyan, tanmayan gay-rihtiyar yana ekilerek kendisine yol
aarlard.
On dakika, yahut daha fazla bir bekleyiten sonra toplant salonunun kaps ald. Kalabalk, Vekil
kyor sanarak yeniden heyecanland. Fakat hayr! Lo sofa zerine birdenbire alan kapnn
aydnlk erevesinde evvel davul gibi bir arka grnd. Bu bahsettiim mdrd; daha dorusu
mdrn bize doru evrilmi arkas. Anlaldna gre Vekil, bir iltifat eseri olarak, onu kapya

kadar getirmiti. O da teekkr etmek iin birdirbir oynamaa hazrlanr gibi bir vaziyette ne eilmi,
ban, kollarn ne sarktm, durmadan eilip kalkyordu. Geri geri yrrken aya kap eiine
taklarak sendeledi; bereket versin odaclar, kalalarna yaparak dmesine mni oldular. Ben, bu
manzaray bir merdiven basama zerinde seyretmekteydim. Adamcazn kendisine bakan
kalabal grnce fena halde bozulacam samyordum. Fakat korktuum olmad. nk bunun iin
kalabal grmek lzmd. Halbuki o, Sina danda Tanr ile konumu Musa gibi nurlar iinde
yryordu. Kendisine bakanlar grmedi. Gzler kamam, az -ve burun delikleri bir ibadet istirak
ile genilemi, hl iitmekte devam ettii gzel szlere glmseyerek ar ar aramzdan geti;
kundurasnn burnunu bu sefer de kendi kap eiine takarak heykel vcuduyle, bir kere daha
zpladktan sonra odasna girdi.
Kendi kendime hay Allah, dedim, meer bizim tekkemiz de, pirimiz de burada imi.
ok kere byle kelleli kulakl, yksek zatlarn sokakta yksek sesle bizimkilere ktklarn duyarm:
Utanmyor musun dilenmeye be adam?
O zaman istemeden dudaklarma bir neeli glmseme gelir ve yalmz kendimin iitebileceim bir
sesle sorarm:
121
Efendim o mertebeye ermek iin acaba ne yapt?
VI
Meslekteki tecrbelerimi bylece tamamladktan sonra bahara doru tekrar sokaa kmak beni
deta bir bunaltdan kurtaryordu: Ooooh, dnya varm!
Fakat bizim kardeler iin istanbul, artk eski s-tr-nb'il delildir. ocukluumda onlar aka yaarlard.
Turucu gibi, kt helvac ve mezar malc gibi onlar da bir nevi crneftlar. Pek oklarnn muayyen
yerleri, ma-halle^ri mterileri vard. teki esnaf pibi sokaklarda ekinmeden gezerler, barrlar,
ark, yahut ilhi svle-verek ak ak sanatlarn yaparlard. Simiti gibi dilencinin sesinden de
rahatsz olmak kimsenin aklndan gemezdi. Hele ramazan gibi, muharrem ve aylar gibi mbarek
zamanlarda Anadolu'dan istanbul'a aknlar olur, ehrin tesinde, berisinde deta dilenci panayrlar
kurulurdu.
Bunlarn en ok i yapanlar deilse bile en gze grnenleri sakatlard: Kolsuzlar, nvakszlar, krler,
trl bilinmez fetlerin frp iirdii; yahut dal gibi kuruttuu azalar; korkun surette patlam
gzler; etleri dklm ene kemikleri balon gibi grtlaklar; bir taraf yaarken bir taraf ryp
dalmaya balam insanlar; kazma ile ortalarndan ikiye blnm, solucanlar gibi yerlerde kvranp
srnen yarm adamlar; eczahane cameknlannda grdmz ceninlerden az daha farkl ocuklar
ve daha neler! Bunlar, sahipleri tarafndan sra sra kaldrmlara dizilir; panayr adrnda iki bal
buzay, sakall bal grmee giren merakl kalabal onlarn da etrafm evirir ve merhametten
ziyade bir seyir hakk olarak gnlnden kopan tenekeye atard.
122
Aralarnda meydan oyuncular gibi, srf soytarlkla ve kendilerine mahsus baz hnerlerle ekmeklerini
kazananlar da vard. Bunlardan ocukluumda tandm bir tanesini hl unutamam. Hacyatmaz
adn verdikleri bu adam, kol ve bacaklan diplerinden budanarak deta bir iri omak haline gelmi bir
sakall dilenci, yahut sanatkrd. Yeni domu bir ocuk gibi bir abani kundaa sararlar ve her halde
aylkla tutulmu bir iri hamaln srtna ykleyerek sokaa salverirlerdi.
Hacyatmaz'n on be, yirmi gnde bir mahallemize uramas kuklacnn yahut borazanl
macuncunun ziyareti gibi bir neeli vakaiydi. ocuklar, gnlerce evvelden para biriktirerek yolunu
beklerdik. Hacyatmaz'n hnerine gelince, kalabal etrafna toplanm grd zaman evik bir ba
hareketiyle sakalnn ucunu birdenbire azna alr ve suratm ekilden sekile sokarak bizi katla katla
gldrrd.
Sonra, sakalm brakarak gene dileriyle hamaln plak bandaki bir uru" srp adamcaz
bartmaa balar ve kahkahalarmz iki misline karrd. Bu yarm adam, boynunda asl tenekeve
yamur gibi vaan onluklarla kim bilir ka btn adam, hatt para hatr iin sabahtan akama kadar
kafasndaki uru srtmaya katlanan o insan azman hamal cesametinde ka insan beibirliini
besliyordu?
Sakatlardan sonra deliler ve aptallar gelirdi. Halk, gerekten bunlarn kvd; abuk sabuk
lkrdlarnn kim bilir nerelerden geldiini sanarak mna karmaya urar ve bu insanlar korktuu
kadar da severdi, istanbul sokaklarnda evliva dive baslarnda mum yananlardan kim bilir ka
bunlardandr!
Delilerden sonra da aklllar: Dnyann ve dnva varlklarnn hiliine, bu varlklardan hi birinin te
tarafa tanmas kabil olmadna, buna mukabil bedeli
MlSKNLER TEKKES 123

hi bir dnya faiziyle llmeyecek bir Tanr istikraz tahviline sizi bir hatip gibi ikna eden efendiden
adamla:, ulemadan adamlar; gzel sesli musikiinaslar; goygoycular gibi irket, skatlar gibi topluluk
halinde alanlar; hsl istanbul'un drtte biri, hatt belki daha fazlas ..
*
**
Evet, benim ocukluumun mesut zamanlarnda bunlar akta yaarlard. Halk, rzka mni olann
rzkn Allah keseceine inanr, kimse, bu manzaralardan ikyet etmeyi aklndan geirmezdi.
Fakat belediyeler ve ehri gzelletirme cemiyetleri lmlar nasl balk srt caddeler, katranl yollar,
parklar ve abideler altnda saklyorsa dilencileri de istanbul'un sapa sokaklarna, yangn arsalanna,
ykk duvar kovuklarna saklamak yolunddrlar.
Memleketime dndm ilk gnlerde ortal bombo grerek dehete dmtm. Fakat pek az
sonra meslek adam gzyle her eyin eski hamam, eski tas olduunu grdm. Yalnz, herkes gibi
benim meslektalar da zamana uyarak kyafet deitirmiler, yer deitirmilerdi. Polisin gznden
kamak iin hangi saatlerde, ne vaziyetlerle kalabaln arasna karmak lzm geldiini biliyorlard.
Arasra bir biare acemi, duvardan sokaa dm bir kertenkele gibi, polisin eline getike birka
tanesinin ellerinde karamela kutular, yahut birka ayakkab ba ile uzaktan acyarak baktklarn
gryordum. Dilenci simsarlar gene eskisi gibi iliyor, ucuz otobslerle yakn Anadolu'dan istanbul'a
artsz, arasz ii tayordu. Pek iren bir sakatl olanlar, dediim gibi, artk aka gezemiyorlard.
Eskiden zuhuri koluna kar gibi, trl acayip kla girenler imdi giyinilerinde temiz
124
MSKNLER TEKKESt
pak ev efendilerini, ihtiyar tekatleri taklit ediyorlar, iki lem arasndaki fark yava yava
kaldryorlard.
Gene bizim zamanmzda kibar insanlar arasnda bir mektupla dilenme usul vard: Mesel damat,
kaynba-baya, her gn diz dize yaad bir arkada iin mektup verirdi. Bu usuln imdi bizimkiler
arasnda da alp yrdn gryordum. Dilenci, bir gazino, yahut vapurda gzne kestirdii birine,
seyir yerinde arafl kadnlara name sktran eski zampara gibi, bir mektup uzatyor, geriye
ekilerek utanga ve edepli bir skt ile neticeyi bekliyordu. Hatt tpk kibarlar leminde olduu gibi
buna ihtiyacn gerekliini gsterecek sahte vesikalar balayanlar vard.
Sonra eskilerle yeniler arasnda bir byk fark daha belirmiti. Dilencilikle beraber yardmc bir
zenaat yapanlar gnden gne oalyordu: Mesel hizmeti tellll. Bunlann arasnda en edepsiz
simsarlar atlatanlar, en akgz hizmeti idarecileriyle ba koanlar vard. Dilenci tellllar cn,
ccm tandklar baz mahallelerde kapsndan honut olmayan hizmetileri tahrik ediyorlar; gzleri
yeni almaya balayan evltlklar koca vesaire vaatleriyle, damanna giriyorlar ve onlara birer ikier
haftalk aralarla kap deitirerek boyuna tellaliye topluvorlard.
Gene eskilerle yeniler arasndaki bir tek fark da imdikilerin yeni maliye usullerini renmi
olmalaryd. Parav hrka dikileri arasna dikmek, yahut kavanozla topraa pmmek gibi eskilikler
kalkmt. imdi, oma r ekinmeden bankalara girip kyorlar, Defterdarlk satlarm takip ederek
ucuz emlk satn ahvorlard. Sonra paral fukaralar arasnda sarraflk da alp yrmt. Ay sonunu
bir trl getiremeyen kk memurlar arasnda peyledikleri mterilere, saat, kol dSmesi gibi eya
karl olarak bor para veriyorlar, mahalle araMSKNLER TEKKES 125
lannda deta gezginci bir Emniyet Sand vazifesi gryorlard.
Nihayet, yeni maliye usullerinin ilerlemesi kibarlar leminde olduu gibi fukaralar arasnda da baz
korkun insanlar meydana getirmee balamt. Bunlar arasnda iki tanesini tandm ki deta
tylerimi rpertir: istanbul ve Beyolu'nun fakir sokaklarnda pencerelerde kiralk oda ilnlar aslr.
Bunlarn sahipleri ok kere fakir insanlar, ihtiyar dul kadnlar vesairedir. Bazlar nizam bilmedikleri
iin, bazlar buralara belediye ve polis aya basmadn bildikleri iin bu ilnlara pul yaptnlmad
ok olur. Sylediim o iki korkun fukaradan biri ki tek gzl, sracal arpk boyunlu bir ufak ihtiyard,
bir yandan kap kap dilenirken bir yandan pulsuz ilnlar, o tek gzyle grr ve bunlar haber
vererek ikramiye alrd.
ikincisi pulsuz iln muhbirinden de daha cekinile-cek bir adamd. Zamanmzda hac modas
kalkm olmakla beraber nedense onu hac diye arrlard. Fakat o, ne hacyd yarabbi! Kemik
hastalndan vcudu, iskambil kd gibi tam ortasndan ikiye bklm gen bir adam. Sokakta iki
eline takt takunyalara dayanarak drt ayak yrr ve arasra kaldrm kenarlannda kuyruk sokumu
zerine oturduu zaman, kslm kollar ve ayaklaryla plkte bir san ls manzaras alrd.
Ancak bu elli, ayakl mikropta boncuk gibi iki mavi gzbebei ile akrep kuyruu biiminde tkrkle
kvrlm iki ince apkn by vard ki hi iyi bir ey sylemezdi.
Bu hacnn zenaati; dilendii yerlerde herhangi kadn veva kzn hanei erkekle bir dalaveresi
bulunduunu gzleyip tahkik etmekti. Sonra, o kadn veya kzlarn sokakta yollarn bekleyerek, hatt

bazen de evlerinin kaplarm alarak boncuk gzlerinde ve iren bynda bir glmseme ile duaya
balard: Allah sevgiliniz, me126
sel Ahmet Beyi balasn, Allah ikinizi de dman errinden esirgesin. Biare kadn veya kzlar
bu dua karsnda baygnlklar geirirler; bazlar sinirlenmeye kalkacak olursa Hac'nn da sesi
derece derece ykselmeye balar. Onun bir incelii de mterilerinin fazla atak ve pervasz olanlarn
rkek ve mazlum olanlardan ve hele akaya gelmez bir baba veya kocas bulunanlardan gayet iyi
ayrdedebilmesidir. O halde ne yaplacak? Yaplacak eylerin en iyisi mikrobu yle ayak altnda
eziverip kaldrm tama svamaktr, amma tabi bu, yaplamaz. Bylece Hac, bu kadncazlar
haraca balar ve canlarna tak deyip illallah diye baracaklar gne kadar durmadan szdrrd. Artk
orap, sinemac iin biriktirdikleri para m olur; baba veya kocalanndan ardklar para m olur;
yoksa ine kpe gibi ayniyat m olur; Hac, bunlar utana skla alr ve dua eder: Allah, Ahmet, yahut
Mehmet Beye uzun mrler versin; siz fukaranz koruduka Allah da sizi kem gzden korur.
VII
Pulsuz iln hafiyesi dilenci gibi ve bu Hac gibi cemiyetin daha yksek tabakalarna braklmak lzm
gelen kibar ilere burnunu sokanlar bir yana atlrsa ben, tekilerin hepsini ho grmee oktan
almmdr. Her biri bir yol tutturmu, gidiyor. ikyet botur; bedbinlik nafiledir. Hepsine kader
deyip gemek en dorusudur. Bu, byle gelmi, byle gidecektir.
Yalnz, nasrlanm yreimi arasra szlatr gibi olan bir ey var ki ocuklardr ve bu, hi phesiz
bana ismail'in yadigrdr. Yumurcan bana geirttii stmalar ocuk milletine kar yreimde byle
bir rk damar brakmtr.
MSKNLER TEKKES 127
ocuklar! Daha evvel de anlattm gibi benim zamanmda ocuklarn en makbulleri grnr bir
sakatl olanlard. Bunlar, orasndan, burasndan delinip deilmi, yahut kopmu vcutlariyle,
hrdavat eyas gibi, kaldrmlara serildikleri zaman uyandrdklar merhamet ve getirdikleri para
bykt.
Simsarlarn bylelerini Anadolu'da ailelerinden satn almaya ktklar, hatt bazlarnn kkken
gzlerini kardklar, vcutlarnn bir zararsz azasn kopardklar sylenirdi.
Zamanmzda istanbul'un byk caddelerinde byle-lerine pek rastgelinmez olmutur. imdi, moda
,daha ziyade kvrak ve sevimli ocuklardadr. Sahipleri onlan tertemiz nlkler, ilemeli beyaz
yakalar, boyal potinlerle kk mektep ocuklar kyafetine sokuyorlar; vapur, istasyon, gazino gibi
yerlerde kalabaln arasna salvererek kenardan neticeyi seyrediyorlar. Kk eliyle size eker
ikram eden, glmseyerek yakanza iek inelemeye uraan ipirin bir ocuk! Ona verilecek para
vcudundan irinler akan, ayaklan, diz kapandan kopmu canl irkefe atlan paradan elbette byk
olacaktr.
Bunlara bizim lemin saylan pek de ok olmayan kk ehzadeleri demek lzmdr, tekiler, yani
asl byk kalabalk caddelerde, hatrl ikinci sokaklarda pek grnmez. Grnse de tebdil
kyafetindedir. Kime yapacan bilir; kukuland zaman elindeki iki eski ga-zetevi sallayarak
piyangoyu yazyor diye barmaya balayacak kadar nizamlan renmitir. Onu yakalamak elle
ku tutmak kadar gtr. Arasra bir tramvayn arkasna yapm giderken, yahut bir durak, bir iskele
kalabal arasnda oyulpanrken skp yakaland da olur. Fakat bu, pek o kadar korkulacak bir
ey deildir. Polis amca, onu parmaklariyle kulann memesinden yakalayarak bir mddet alata
barta gtrr. Ancak,
128
MSKNLER TEKKES
ne zamana kadar, nereye kadar ve hele kime teslim etmek iin? Polis amca, bunu kestirebilse kolay.
Fakat kendisi de bilmiyor. Bir zaman gittikten sonra kar kaldrmda bir ahbap, yahut ucuz bir balk
iportas grr; duraklar, ocuun yznn pek salya, sme batmam bir tarafm arayarak... iki
amar atar ve salverir; devlet takibinin durmadn anlatmak iin de kunduralarnn nalal
peneleriyle; birka kere olduu yerde tepinir: Azat buzat, cennet kapsnda gzet! Ondan sonra
biraz evvel tuttuu kulak memesinden parmaklarnda kalm kiri pantolonuna silerek yoluna gider.
Ne sylyordum? Evet .. Byk kalabalk, caddelerde pek grnmez olmutur. Onlarn yeri Belediye
ve polis ura olmayan i mahalleler, yangn yerleri, medrese, kla, kale art byk viranelerdir.
T ehir kaplar dna kadar... ok kere sr, daha dorusu sopalar, talar temel ivileriyle silhl
eteler halinde gezerler. Baz nereden indii anlalmayan sere srleri gibi byk bir drtyol azna
birdenbire akn ettikleri de olur. Fakat pheli bir koku aldlar m gene yle hep birden havalanrlar.
Onlardan bazlarn yalnz yakalamak isterseniz avaz paann kol gezdii gece yarlarndan birine
doru byk ve kk sokaklarda siz de yle bir kol gezmeyi gze alacaksnz.

Rzgr ve yamura kar olduka muhafazal bir sokak kesi, ierlek bir kap, yahut kenara ekilmi
bir araba altnda bir karalt, bycek bir kmbet grdm zaman bilirim ki t kendisidir. nk artk
Belediye, sokaklarda kpek ve bu heybette sprnt yn brakamayacak kadar ileridir maallah...
Yaklarm; bastonuma dayanarak, glkle dizlerimi bkerek yanna cmelirim. Bir deil de iki,
tane iseler, sepette kedi yavrular gibi, birbirine sokularak topak olmulardr.
MSKNLER TEKKES 129
Garibi u ki yalnz yatanlarn pek kklerini ismail'in kklk haline benzetirim. Zaten karanlkta
byle b-zldkleri ve ksrdkleri zaman hangisi hangisine benzemez pilerin? ismail,
Tamaalk'taki evde hastalanp sayklad, yahut derslerine alrken rahatsz bir vaziyette
uyuyakald, horlad zaman tpk byle yanma melirdim. Bunlardan birinin stne eilirken hafif
bir hareket yapsam ismail'in uyanacam, onun kzl benekli gzlerinin alacan sanarak
rperirdim. Dedim ya bu olan, beni sakat brakt.
Byle yalnz yatanlardan ka tanesini, hele karl gecelerde, alp evime gtrmeyi ka defa
dnmmdr. Fakat bama yeni bir ismail bels sarmaktan rkerim. Ben, daha onun
sersemliini stmden atabilmi deilim.
melmekten kesilmi dizlerimi zorla dorultarak kalkarm. Nedir bu yreimi ar a&r kemiren kurt?
Bir su mu iledim acaba? Fakat dedikleri gibi bir Allah varsa ve gene dedikleri gibi baz kullarndan
hesap sormak onun detlerindense cevabm hazrdr: Bu sakat dilenciye gelinceye kadar alnacak
baka kaplar vardr byk saltanatlm... nnde kral kyafetiyle kapclar bekleyen kaplar, nnde
tfekli jandarmalar bekleyen kaplar ve daha niceleri, niceleri.
**
Bazen ukalalm tutarak bir mesele gibi dnrm: Bunlar oalyorlar, korkun bir surette
oalyor-lar. Herde daha oalnca ve saylan keten ballkl dadlarn ektii arabalarda ocuk
bahelerine giden ocuklarn saym kat kat atka nasl bir istanbul greceiz? Fakat sonradan
gene dnrm ki byle bir gn gelemez; gelmesi mmkn olayd oktan gelirdi. Haaratn douu
gibi lmleri de sr iledir. Hele byle
F: 9
130
MSKNLER TEKKES
souk gecelerde Azrail amcann trpan durmadan iliyor. Sonra da, efendime syleyeyim, bu srler
mutlaka dilenci yetitirmezler.
Bunlar, byk cemiyetin birer deposu, bir nevi ak hava mektebidirler, ilerinde ne zeklar, ne
dizginsiz cretler ve hrslar kaynar. Bir ormanda gibi kuvvetli; durmadan zayf, r yiyor.
Serseri ocuu gz gre silhla ldren aslr. Buna hi phe yok. Kanun kanun, adalet adalettir.
Fakat dvlen ocuk, ikence edilen ocuk iin polis ve mahkeme defterlerinin tertemiz olacan
sannm. Bylece kalbur stnde, yani sa kalanlar en zekiler, en kuvvetli ve gz pek olanlardr.
Baz srlerin anszn bir bostana akn etmelerini, bahe duvarlarn aarak yemi aalanna
trmanmalarn grrm; ulanna kurunlu balk inesi takl bir nevi oltalarla balkonlardan nasl
amar avladklarn glmseyerek seyrederim. Bu mekteplerde zarlar ve iskambillerle kumar
oynamak, bak atmak ve daha ona gre neler, neler renilmez. Yalnz byk cemiyetlerin ahlk,
merhamet, vefa zerine dzlm ve tesirleri bazen lm deine kadar sren masallar
mstesna...
Yal gecelerde kap eiine ban koyarak uyumu ocuk; grlt yaparsam uyanarak ismail'in
gzleriyle bana bakacan zannettiim ocuk! iki buuk sene sonra sokakta rastlayacam kelepeli
hrszn, peynir sardm gazetede resmini greceim t gibi katil gzelinin o olmadndan hi bir
zaman emin olamayacam. O kadar da abuk yetiirler biareler!
Hsl, bu srlerin fazla oalmasndan korkmamak lzmdr. Bir ksm durmadan kalr; bir ksm
baka mesleklere geer; kasa hrsz, yankesici, kalpazan, manitac vesaire olur. Yldz parlak olan
son bir ksm da byk cemiyette erefli vazifeler alrlar.
MlSKNLER TEKKES 131
VIII
Neresinde kalmtm masalmn? Ne vakit bu yumurcaklarn lkrds gese zaten perian olan
hafzam byle bsbtn darmadan olur. Evet ilkbahara doru dairelerden sokaa km
sylyordum. Bahar, istanbul'da lmlerin oald mevsimdir. K bin zorlukla karan hastalar ve
ihtiyarlardan birou baharda pes ederler. Etrafta her ey uyanr ve yeniden yaamaya hazrlanrken
lmek, muhakkak ki ok acdr. Fakat bunun bir ufak teselli taraf da vardr: Cenaze yalnz kalmaz.
Bir ilkbahar lesinin lk gneinde, keskinlemi ayr, kekik ve servi kokulan arasnda dostlar
elbette daha derin bir vefa ile insan mezarna gtrrler.
Baharda yle gnler vardr ki byk mezarlklar deta yemiileri, algclar ve salncaklar eksik
seyir yerleri halini alr.

En ypranm kalbin, aka kadar btn eski heyecan ve heveslerini yeniden bulmaya balad bir
ma) s gnnde zavall bir dostu insann kendi kemiklerini kemiriyor gibi bir ses karan hnzr bir
testere gcrts iinde topraa sokarken kendinin henz yaadn, biraz sonra Eyp kebapsnda
kebap yiyeceini hissetmek ne ruhan bir zevktir. Hele bir iki de gzel sesli hafz yank yank Kur'an
okumaya balaynca akacak gzyann tad baka hi bir eyde bulunmaz. Cemaat arasnda kr
havas almaa kan hastalar, minimini torunlarn Hdrelleze gtrr gibi, giydirip kuatarak
yanlarna alan bastonlu byk babalar bile eksik olmaz.
Baharda mezarlk, bizim meslektalar iin de pek hararetli bir pazar yeridir. Eskiden skatlar dive
tehlikeli bir rakibimiz vard. Bunlar, muayyen mezarlklarn gediklileri idiler. Aralarna yabanc
sokmaktan holanmazlar, pheli birini cemaat arasna karm grr132
lerse tala, hatt yerine gre sopa ile mezarlk dna kadar kovalarlard.
Iskatlar, memuriyetlerin ve maa zarhlannm byklere srnamak ve aslmakla alnacam sanan
baz kk memurlara benzeyen adamcazlard. Daha mezar yanmyamalak rtlp airlerin arkas
alnmadan l sahiplerinin etrafn sararak ekitirmee balarlar ve biareleri mezarlktan dar
karrlard. Mezar bandan ayrlmamak iin kilitlenmi eneler, bembeyaz gzlerle dost srarlarna
kar koyan bu biarelerin bir an hcumuna uram gibi ukurlara basarak, talardan atlayarak
canlann kurtardklar ok grlrd. Hatt btn dnva mallarn gzlerinden kardklarna huls ile
inandklar, btn insanl karde gibi gslerine basmak ihtiyacn duyduklar bu ilh dakikada
kendilerini tutamayp skatya dayak atanlar bile olurdu.
Yeni belediyenin imdi mum edip amdana diktii dilenciler arasnda bu skatlar da unutmamak
lzmdr. Belediye, onlar yeni mezarn mmkn olduu kadar uzanda bir yere, ayet varsa bir
duvar dibine eteklerini toplayp toplu olarak melmeye zorluyor; vakti gelince antal bir memur
yanlarna yaklaarak, mal sandklarnn tekat aylklarm datr gibi, sra ile ellerine er, beer
kuru veriyor.
Ben, burada da kyafetim, ehrem ve hi kimseden hi bir ey kabul etmemee azmetmi yalnz ve
mahzun duruumla bir muamma gibiyim, lnn bir uzak ve fakir akrabas m? Zaman zaman iyiliini
grm bir eski emektar veya mektep arkada m? Herkesten kap saklanmak ister gibi bir halim
var. Fakat nereye baksanz mutlaka gryorsunuz... Grnmemee urayor gibi yaparak
grnmek, hi bir ey istemeksizin istemek... Byk cemiyette tutunanlardan, byk mevkilere ykMlSKlNLER TEKKES 133
selenlerden bir ksmnn srlarn bunda aramak acaba doru olmayacak mdr?
Bu vaziyette dururken yumuak topraklarda ayak sesi iitilmemi bir glgenin sessizce omuz
bamda belirdiini farkederdim; titrek bir el uzanr; bir trbeye braklan mum gibi deta ekingen bir
hrmetle avucu-ma bycek bir para brakr.
**
Bununla beraber benim mezarlklar seviim yalnz kr dncesiyle deildir. Daireler gibi onlar da
benim iin bri kazan yeri olmaktan ziyade bir mektep olmulardr.
Bizim gzel kalpli eski airlerimize ne ruhan ilhamlar vardr mezarlklarn!... Gerekten de yledir.
Bir lnn arkasndan ar ar yryen insan, ne kadar vakarl ve derin dncelidir. Yol devam
ederken btn hrs ve tamahlardan rlplak soyunur; dnya nimetlerini gzden kard iin
memlekete yeni gelmi bizim baz muhacirler gibi bo bir f iinde oturan, Yunan hakimi Diyojen'e
benzeyen bir adam olur.
Bu airlerden beyitler aklma geliyor: Dehrin ne safa var acep sm- zerinde, nsan brakr hepsini
hn-i seferinde
Evet, netice bu olduktan sonra nedir, sim- zer; nedir rtbe, nisan, hamam, han, apartman?
Nafile didiip boumalar, kinler neye yaryor? Bu kadar yzszlk, arszlk, hayaszlk ne iin? Hele
bir yn hiler uruna birbirini krp incitmek niin? Hasl, kh bir alaturka tekbire, kh bir alafranga
mzkann ahengine uyarak nde sallana sallana gidenin halini ibretle dnnce insann srtnda esi
varsa karp yola yle devam edecei gelir.
Fakat, beim gibi bu ii bir para da ticaret haline
134
MSKNLER TEKKES
getirenler, zaman ile tekbir ve mzka sesine az ok ka-nksayanlar iin meselenin baka taraflar da
vardr: Gzel kalpli airin zannettii gibi lmle her ey bitiyor ve bir zavall lnn kemikleriyle
geinenler yalmz mezarln brtl bcekleri oluyor deildir. Arkadaki cemaat arasnda bu
adamcazn brakt paray yiyecek1 er vardr; iinde ld yatakta yatacaklar, ayr-kiarndan
km orab giyecekler vardr. Ben, kendim bile elimde bir lnn yadign olan eski kiraz
bastonumla bu bceklerden biri deil miyim? Hem hepsi bu kadarla da kalmyor. len bir memur ise,

onun brakt sandalyeve oturmak iin, bu cemaat arasnda birbiriyle bouacaklar vardr. Bir fakir
eskici ise brakt zembille ve mterilerle yllar yl geinecek olanlar vardr. Henz yetime anda
nur yzl bir kzcaz brakmsa onu bastan karacaklar ve bir tkenmez sermaye gibi gene yllar
yl elden ele, kucaktan kucaa dolatracaklar vardr. Hatt daha ilerisini dnmek de mmkn...
Adm, sann bilmeden arkasndan yrdm u adamcazdan kalma fikirleri kitaplarda ve
krslerde hamam kubbeleri gibi birbirlerine tekrar ederek ka yl onlarla yaayacak ka kii
bulunduunu biliyor muvuro?
Merkezefendi'ye gtrdm cenazelerden birini va-arken de tesadfen tanmtm. Kl, kyafeti
benden pek farkl olmayan ufak tefek, seyrek sakall bir adamd. Eskimi paltosu, yorgun kunduralar
zerinde ksal-m pantolonu ile pazarda ucuz zerzevat ararken tesadf ederdim. Gsterisiz ve
sessiz bir insan olduu iin esnaf, onu baba diye arr ve bazlar hatt hakaret ederdi. Fakat
buna mukabil de bu fakir adama baz ok ivi giyinmi adamlann lzumundan fazla hrmet
gsterdiklerini, kendisi paltosunun yamal yerlerini elleriyle saklamaya alrken tekilerin, nlerini
ilikleyerek elini pmeye altklarn grrdm. Biraz evvel zerzevatnn
MSKlNLER TEKKES 135
hakaretine kar korkak korkak gzlerini krptran bu ihtiyar birkam bahsettiim cenazedeki
cemaat arasnda da tandm o kibar adamlarla konuurken birdenbire deiir, ufak bir ispen
horozu gururuyle ban kaldrarak bir acayip emniyetle sz syler ve glerdi.
Bir gn, gene arda bu adamn son zamann en byk bestekrlarndan biri olduunu renmitim.
Hangi ark veya byk besteleri bestelediini bilmiyordum. Ka defa akam vakitlerinde bir algl
gazinonun ak kaplarndan bir arkc kzn kadeh, tabak grltleri ve el akrtlar arasnda
ark sylediini iit-timse bu biareyi hatrlam ve kendi kendime sormuumdur: Belki de ucuz
akam pazar zerzevatlarndan hakaret grm olan o fakir kyafetli adamndr. Bu biare lden
kalm ses ka insan yaatyor! Kim bilir gecede ka lira alan bu pullu entarili kz onun etrafnda
udlar, kemanlar, darbukalarla dvnen algclar; ellerinde donanm tepsilerle kouan beyaz
nlkl garsonlar; kesindeki masasnda vergi hesab yapan gazino sahibini, vergiyi alacak devleti;
u pencerelerin karsndaki masada bu arky dinlerken ehresine den hzn ve mnann
gzelliiyle karsnda rak ien zengin hovarday kendine k eden kadn ve daha bilmediimiz ne
insanlar...
l, bazen ne tkenmez hazinedir Yarabbi!
**
Evet, insann bir cenaze arkasnda yrd zaman, dnya hrslarndan en temizlendii zamandr.
Fakat, yol uzun srerse bu ok temiz eyin tesine, berisine kurt dmee baladm ok grdm.
Hele geride kalanlarla nasl geineceklerim dnmek iin ok vakit brakmam kk adam
cenazeleri arkasnda...
Bu fikir, bana bvle birinin cenazesinde musallat olmu ve bir daha yakam brakmamtr. Cami
meydan
136
maher gibiydi o gn. Musalla talarndan birinde kymetli Acem allarna sarlm bir tabut, tekinde
bir kk adam cenazesi yatyordu. Caddeyi dolduran otomobiller .otobsler birdenbire harekete
gelerek ally yetiilmez bir sratle kapp gtrdkleri iin ben, aresiz tekiyle babaa kaldm.
Babaa diyorum. nk byk kalabalk ekilince biz ikinci tabutun etrafmda kalan be, on kii ile
deta yalnz grnyorduk. Mezarlk, pek uzak deildi. Fakat yayan gittiimiz iin birka yerde, usul
hilfna tabutu duvar yknts falan gibi ykseke bir yere brakarak soluk almaya mecbur olduk.
Bu, bir esnaf cenazesiydi. Etraftan kulama geldiine gre ufak bir mahalle aras bakkal. Avc
elbi^elei giymi, kasketli ve izmeli bir gen adam, boaz beyaz bir tlbetle bal zayf bir ihtiyar
kolundan tutuyordu. Birinin krk yanda bir oul kaybetmek kolay deil demesinden anlaldna
gre cenazenin en hatrl ehresi bugnlk bir ihtiyard. Yznde teessrden ziyade nndeki bir
uuruma bakanlar gibi bir aknlk grnyordu. Durduumuz zaman bizimle yere melerek
dinleniyor, sonra, parkta mehtap sefasna km klarn yaptklar gibi bir kolunu belinden
geirerek kendisini tutan gen adamn kolunda bast veri grmeden adm adm srkleniyordu, tte
bu kendini tamamiyle baka bir insann iradesine brakm kle halinde ihtiyarn birdenbire
silkelendiini, kendisini dyor sanarak daha kuvvetle yakalamaa uraan avc elbiseli adamn
kollarndan kurtulmak iin deta abaladn fark ettim, teki, tekrar eski vaziyete dnmek istedi.
Fakat ihtiyara garip bir canllk gelmiti. Yarasna dokunulmak istenen bir at gibi titizleniyor, ksa ve
sert silkinilerle onun kendine artk el srmesine mni oluyordu.
Kimsenin dikkat etmedii bu hareket banr mnalarla dolu grnd. Bunun bir isyan ve nefret hareketi
MSKNLER TEKKES 137

olduuna phe yoktu. Krk yanda bir lnn babas olmasndan baka bir ey bilmediim bu
ihtiyarda, kendisini deta kucanda tayan bu gen adama kar birdenbire iinden ne gemiti?
Ortada baka bir sebep grnmeyiine gre bunu yol boyunca yava yava aknlndan kurtulan
ihtiyara musallat olmu bir dnce ile izah etmek lzm geliyordu. Evet ona bu dmanca hareketi
yaptran ey .ancak akn kafacmda nceden bir ufak aydnlk gibi uyanarak sonradan bir yangn
haline gelmi bir dnce olabilirdi.
Kimseden bir ey renmek imkn olmad iin zihnimde yle bir hikye tasavvur ettim. Bu adam,
gelini ve torunlariyle beraber olunun yannda barnyordu. Bu nevi ailelerde baba hatn diye bir ey
kalmt. Bakkal oul, krk yana ramen babasn hl ocuk gibi sayyor, karsna ve ocuklarna
da yle yaptryordu. Kaln ensesiyle toparlak yz, genlik ve shhat kadar da hayvanlk ve
sarholuktan kzarm bu avc elbiseli adam, gelinin ne id belirsiz serseri kardeiydi.
Karabatak gibi bir batp bir kan, ne i grdn kimse bilmeyen, kh hapse girdii, kh kt
kadnlarla para yedii renilen bu kaynbiradere bakkal, yaad mddete yz vermemitir. Fakat
imdi lmn kokusunu alan bu adam, atalca, yahut Gemlik'ten kageli-yor; evin perianlndan
istifade edreek dizginleri ele alyor .Bugn cenaze alaynda ihtiyar babay deta kucanda
tamaktadr; fakat yarn kzkardeiyle kendini ocuklara vas tayin ettirmeyi ve artk dayanacak veri
kalmayan babay sokaa atmay konuacaktr; kim bilir ka ylda meydana km zavall bakkal
dkknn ca-bun ve pirin uvallariyle, tavana aslm sprgeleriyle kim bilir ka pimde vutmava
alacaktr ve yutacaktr.
Dediim gibi nmzdeki iki adamn haline bakarak bu, benim kendimden uydurduum bir masaldr.
Fakat
138
bu kk cenazeler arkasndaki dncelerin buna pek uzak eyler olmadm ok iyi bilirim.
Sevdiimiz insann ateiyle yanp tutuan melek gibi olduumuz dakikalar az deildir. Fakat bu
meleklikte sebata bizim cinsimizin fazla tahamml yoktur. Yreimizdeki bir tutam ateimizi yakp
tkettikten sonra birtakm aalk dnceler, geceleyin mezarlklarda dolaan srtlan gibi yava
yava zihnimize sokulmaya balarlar; kafamz silkeleriz; kaar gibi olurlar; sonra, gene gelirler;
etlerimizi kemirirler. Hele yukarda da sylediim gibi, arkada-kileri bir ufak bekleme zaman bile
veremeyecek derecede darda brakm kk llerin cemaatleri arasnda yle eyler kulama
alnmtr ki bana dehet vermitir.
ocukluktan kalma bir htram vardr. Ben domadan ok evvel rak karlm bir erkez kalfamz,
kzn bir binbaya vermiti. Gnn birinde bu binba ld. Bykannem bizi yanna alarak ok
uzakta olmayan cenaze evine gtrd, ihtiyar kalfa da, binbann kars olan kzlla bizi grnce bir
azdan haykmmaya baladlar:
Ne olacak halimiz... Kapdaki ifter ifter neferler gitti... 'Tayn ekmekleri gitti; tayn yalar gitti.
Bu giden eyler arasnda bir daha geri gelmeyecei en ok muhakkak olan binbann kendisiydi.
Fakat o biarenin adnn bir kerecik bile gemediine daha o zaman dikkat etmitim.
IX
Bununla beraber insanln dirisi gibi ls etrafnda kalabalk ne kadar ok olursa pislik de o kadar
ok oluyor. Bunun bir byk adamn Eyp'e gtrlen cenazesinde grdm bir misalini, kendi
ahs sefaletlerimden biri gibi, her zaman hatrlayacam. Bata bir mMlSKNLER TEKKES 139
kellef mzka, sonra kol kol askerler, tfeklerinin ucunu yere evirmi kara askerleri, prl pnl deniz
askerleri, jandarma, polis, sonra mektepler; renk renk erkek mektepleri, kz mektepleri; Babil'in asma
baheleri gibi havada sokaklar boyunca iek elenkleri; sonra terifat srasiyle istanbul'un bykleri,
hatrllar ve nihayet ndeki mzkay iitemeyecek .kadar gerilere dalm bir ayak takm
kalabal...
Arada bir alay duruyor; by kadam arabaya koymak isteyenlerle mezarna kadar el stnde
tamak iin smsk tabutun kollarna yaplanlar arasnda itiip kakmalar oluyor. Tabutun insann
yreini azna getiren hareketlerle sarslp sallanmaya balamas pencere-lerdeki, damlardaki
kadnlar haykrtyor ve alay, yeniden yola koyuluyor.
Byle byle byk adam, son bir defa arabasna bi-nemeden Eyp'e kadar el stnde, daha iyisi
parmak stnde gitti. Alay o kadar ar gidiyordu ki, yorulduka bir yere melip bastonuma
dayanarak alabildiine dinlendiim, hatt bir defasnda bir hamal kahvesinde kahve itiim halde
sonradan hi sknt ekmeden gene yetiiyordum. Bu kadar uzun ve ar bir yry oktan
unuttuuna phe olmayan ortadaki kibar cemaatin yal, yahut fazla iman olanlarndan pek az
alaydan kp arkadaki otomobillere binmeye raz edilebiliyorlar; fakat tekiler trnaklarn dilerine
takarak son vazifelerine sonuna kadar devam akarar vermi grnyorlard.

Olduka geriye kalanlar ve bu suretle biraz da kuru kalabala karanlar aralarnda konutuklar ve
hatt sigara itikleri halde ndekiler bunu yapamyorlar ve bu sknt, ehrelerine, merasime daha ok
yakan ar ve strapl bir ciddiyet veriyordu.
Arasra ak pencereler ve alak tahtabolardan sarkan taze yzl plak kollu ve bacakl kadnlara
gz140
lerinin bir tekiyle yle yandan bir horoz bak atmaktan baka bir deiiklii olmayan bu yry
o kadar uzun srmt ki cemaat, kendini Eyp mezarlnn diz boyu ayrlar iinde bulunca alayda
hi bir eyin nne geemeyecei bir dalma oldu. Bereket versin vaziyet be on dakikalk byle bir
molaya elverili idi. Cenaze alaylar ne kadar tertipli olursa olsun mezar hi bir zaman hazr deildir
ve daima tamamlanacak bir eksii vardr.
ukurun iinden kafalan ve plak gsleri grnen adamlar tella kire, ta, su gibi eyler
isteyerek urarlarken cemaat de teessrne biraz ara vererek nefeslenmeye vakit bulur.
O gn de yle olmutu. Kalabalk, mays bayramna getirilmi bir mektep alay gibi bir zaman iin
buraya neye geldiini unutuverdi. Hazrlanan mezarn mmkn olduu kadar uzaklarna dalp bek
bek oturanlar, melenler, hatt gazete veya pardessn serip uzananlar; souklamak korkusuyle
yalnz arkalarnn bele kadar olan ksmn bir aaca skca yaslayp bacaklann ileriye doru krarak
yorgunluk alanlar .arkadalarndan ayrlp uzaklara giderek ve yzlerini insan bulunmayan taraflara
evirerek tek balarna kar ufuklar seyredenler! ...
Eyp'te akraba ve ahbab bulunanlar, hazr gelmiken onlarn da hatrlarn ho etmek iin
mezarlarn aryorlar ve yanlannda bir iki de misafir gtryorlard. Sonra, mezarln bugnk kibar
ziyaretileri arasnda eski yazy unutmam belli bal adamlar da bir hayli idi. Bunlar, ayakta kalm
mezar talar arasnda dolaarak okunakl kitabeler aryorlar; eski yaz devrine yetiemediini tahmin
ettikleri genlere yksek sesle bunlar okuyorlar; eski edebiyatn, efendim, o her biri birka mna
ifade eden cinaslarna, telmihlerine, tevriyelerine
MlSKNLER TEKKESt 141
ve daha nelerine hayran oluyorlar. Daha telerde nemli otlar arasnda minimini papatyalar, ine
burnu gibi mavi mineler toplayanlar, geerken kopardklar bir taze dal ucunu aklariyle soyup
yontanlar...
Orada, burada er beer kiilik ayak divanlarnda merhuma ait htralar, fkralar anlatyorlar. Sonra,
merhum yava yava kendini aradan ekiyor; sz, baka vadilere sryor; politikadan ve undan,
bundan konuuluyor. Derken birinin kendini fazla unutarak yksek sesle bir ey anlatmas ve hatt
glmesi, rpermeye benzer bir hareketle matemin tekrar dnmesine sebep oluyor; ehreler yeniden
kararp uzuyor; birisi topra gstererek: Hepsinin sonu bu diye derin derin iini ekiyor.
***
Mezarlkta merhumun ok yaknlarndan olduu sylenen bir byk zat tandm: Ksa kunt vcutlu bir
ihtiyar. Gs ve kann ksm o kadar kaln ki, ksa kollan ve ksa bacaklar deta kaslm bir elbise
iinde gibi dik ve hareketsiz kalyor Bu vcut zerinde Beyolu bakkallanndaki yuvarlak Avrupa
peynirlerine benzeyen kpkrmz ve plak bir ba; iki ufak delikten ibaret kalm bir burun altnda di
fralan gibi sert ve ksa iki byk...
Yryecek hali olmad iin her halde, otomobille getirmi olacaklard. imdi, bir mezarn etrafn
eviren parmakla srtn yaslam ve yanndaki kiiden birinin parmaklk duvanna serdii
pardesye kalalanm ilitirmi, ikide bir mendili ile gzlerini ve yzn silerek dinleniyordu.
Etraftan kulama alnanlara gre, bu lm, herkesten ziyade onu sarsmtr. Serviler arasndan
dolaa142
rak yaban sarmaklar ve dikenlerle kapl bir baka parmakln arkasnda, onu iyice grecek ve
iitecek bir vaziyette durdum.
Merhuma yaknl kadar da yksek mevki sahibi olduu iin etrafndaki adam mstesna
yanna kolay yaklalamyordu. Bununla beraber bazlar ona kardan uzun uzun baktktan sonra
hzl hzl yryerek nne gidip eiliyorlar; fakat fazla saygszla cesaret edemeyerek birka
kelimeden sonra geri geriye ekiliyorlard.
Mezarlkta byk, kk ayrl olur mu? O, hepsine babacan bir saflkla elini uzatyor: Siz de sa
olun arkadam, yahut kardeim, yahut ocuum diyor, sonra alar gibi yzn buruturarak
hepsine hi deitirmeden: Ah, zalim! Benim hakkm yedi; lmek benim hakkmd... mrnde yedii
tek hak benim hakkm oldu diyor sonra, elini gsne bastrarak: Nasl da yanyor yreim diye
ilve ediyordu. O vakit, yanndaki daim arkadann itirakiyle hep bir azdan Fatiha okur gibi
hafiften mrltlarla iyi anlalamayan bir eyler syleniyor ve merasim nihayet buluyor.

Sonra, o, birdenbire yanndakilere soruyor:


Yahu, u kar tepede grnen kmbetler ky m? Muhacirler mi yerletiler acaba oraya?
Bastonuma dayanarak meldiim yerden ikide birde kulama gelen sesi dinliyorum.
Yahu, bak u aas kpek mandras gibi olmu. Kpekler nerede ise lleri kanp yiyecekler.
Belediye biraz himmet etse.
Teekkr ederim arkadam. Ah, zalim! Benim hakkm yedi.
Yahu, Kzm'n telgrafna cevap vermedik deil mi? Dnte unutma. Bana hatrlat.
MSKNLER TEKKES 143
Yahu, Eyp'te kebaplar hl duruyor mu acaAalann arasndan air sesleri gelmee balamakla beraber henz mezarn tamamlandn
gsteren bir almet yoktu. Byk zatn arkada biraz uzaklaarak aralarnda konumaya
balamlar ve onu dnceleriyle yalnz brakmlard. O, bir aralk elini altndaki pardesnn cebine
sokarak bir gazete kard; sahife-lerini aarak baktktan sonra tekrar katlad ve yerine koydu. Fakat
pardesnn cebinde bu defa eline baka bir eyler gemiti. Bunlar, bir kesekd iinde kebap
kestaneleri idi. Bir tanesini ald; gevrek kabuklarn parmaklan arasnda skarak trdattktan sonra
kestaneyi kd, kd cebe koydu. Fakat ok gemeden tekrar kard. Karann vermiti.
Glkle ban evirip mezar talarn okumakla megul arkadalanna baktktan sonra bir tanesini
soydu, yedi, arkasndan bir tane daha... Fakat, bir ncsn azna att zaman birka adm
tesinde kk yzl, kara sakall bir zat peyda oldu.
Boyu gayet uzun ,vcudu gayet ince olduu iin otlar ve kurumu amurlar arasnda ban ne
uzatarak yrrken her an yerinden oynam bir snk gibi devrilecek korkusunu veriyordu. Yeni gelen,
byk bir heyecan iinde: Vah kardeim, bunu da m grecektik? diye iman zatn omuzlarna
sarld. Sivri sakalyla arkadann plak krmz ban sprrken gzlerinden iri iri yalar
dkyordu. Nihayet, yz yze geldiler. Fakat inemee vakit bulamad kestane, boazn tkad;
morararak ksrrken, kestanenin birdenbire frlamas iin, dudaklanm skarak avurtlarn iiriyordu.
Sakall; teessrn unutarak ona meraklanmaa balamt. Dik ve azimli bir sesle:
Bana bak, diye bard. Sen, bize daha lzmsn...
144
MSKNLER TEKKESt
Bu kadar kendini hrpalamaa hakkn yok... ocuk deilsin!..
Tehlike atlamt... iman, mendilini azndan kaldrarak derin bir nefes ald ve alamaya balad:
Benim hakkm yedi zalim... lmek benim hakkm idi...
O esnada teneffs sona ermi, kalabalk drt bir taraftan mezara doru akmaa balamt.
Merhumun baucunda kii nutuk syledi. Bu nutuklara gre bugn gerekten bir byk insan, bir
nevi yeni zaman peygamberini topraa verdiimiz anlalyordu. Fakat o gn cenaze arkasnda
yrrken ve mezarlkta oradan oraya dolarken, hi kimseyi alka ile dinlemediim, ancak uradan,
buradan esen fsltlara kulak misafiri olduum halde ben, bu byk adamn yalnz kendinin deil,
yedi gbek evvelden balamak zere btn soy sopunun hrszlk, arszlk, yalanclk, iftiraclk
ahlkszlk vesaire vesaire vesairesiyle tekmil seyyiatn nereden, kimden renmitim yarabbi!
Bir' kalabalk meclise giren adamda garip bir kuruntu vardr. Btn o kalabal kendine bakmak,
boyun-bandaki bir trl dzelemeyen arpklktan pantolonunun diki yerlerindeki parlakla
varncaya kadar btn ak ve gizli ayplarn aramak iin oraya toplanm sanr, nereye basacan
.ellerini nereye saklayacan arr. O dakikada o kalabal meydana getiren insanlardan her
birinin de kim bilir hangi ayb saklamak, hangi orap deliinin hangi pantolon paasndan, hangi iine
kvrlm kirli gmlek kolunun hangi ceket kolundan frladn^ grmek kaygsiyle kendinden
bakasn gremeyecek halde olduunu dnmez; hele bu insanMSKlNLER TEKKES 145
lardan birounun kim bilir hangi korku veya utanc bastrmak iin yksek sesle glp akalatn
hi anlayamaz.
Evet, bir byk cemiyetin iinde kimin kimi grmeye hali vardr? Ben, bu nkteyi naslsa bir kere
anlamaya muvaffak olduum iin usuz, bucaksz istanbul'da, gerekten kendi maliknem iinde gibi
dolayordum. Hangi noktada durmu olursam olaym etrafma baktm zaman her tarafm yoldu.
Merutiyet; hayatmn tabi gidiini deitirmeseydi ben, bu yollardan yalnz birini tanyacaktm; btn
mrmce her gn hep onun birer birer bellediim kaldrm talarndan ayn kaleme gidip gelecektim.
Fakat^ o yoldan bir kere anca her ey deiiyordu. Her trl hareketten bir azap gibi tiksinen bu
ar ve sakat kaplumbaa bedenine sanki bir seyyah ku ruhu hulul etmiti. Her gn, bam alp
kimseye ve kendime bir ey sormadan bu yollardan birinde kendimi kaybediyor, hi acele etmeden
istediim yerde istediim kadar dinlenecek kinatlar dolayordum. Gerekten ne kinattr o istanbul!
Srgnde Karadeniz'i askerlik zamanmda, dalgann att yerlere gre, bir para aa Anadoluyu'yu
ve Suriye'yi grmtm. Bunlardan bende kalan izler bir kere grlp geirilmi bir ryann htralar

gibi karanlk ve karktr. Fakat, buna mukabil kokular ve sesler, bir daha kmayacak kadar kuvvetle
bana sinmi gibidirler. Boaz'da, yahut hatt Hali'te bir deniz kysnda birka Karadenizli karaya
ekilmi bir sandal hzl hzl kavga ederek ve ark syleyerek kalafat ederlerken gzlerimi yumarm,
rzgrn getirdii katran kokulariyle kendimi Karadeniz'de bulurum. Tahtakale'de, daha yukarda Vefa
taraflarnn baz mahallerinde Arabistan sesleri ve kokular arasna girer kendimi, elinde assiyle
uzun bir devrilem
F. 10
146
seyahatine km bir serseri dervi vehmine kaptrrm.
Bir ayn mahalleye, bir ayn yere balanmayan gezginci fkara iin muayyen gn ve mevsimi olan
yerler yalnz daireler deildir. Ziyaret gnlerinde hastahane ka-1 p ve baheleri; vapur ve tren
gnlerinde yolcu bekleme/ yerleri, hsl insanlarn trl rzgrlarla deniz gibi coup tat ve inledii
btn yerler sanatn bilen fakir iin tkenmez maden damardr. Hasta ameliyat ettiren, yolcu
bekleyen, yahut uurlayan, ocuk imtihana sokan kimse sadakaya inanmayabilir, hatt hi bir yerden
hi bir ey beklenemiycceine de inanabilir. Fakat gene de byle zamanlarda, kendine gre ahane
denecek sadakasn verir. Yeni domu ocuunu, bir sakal- erif bohas gibi, iki eli zerinde
hastahane kapsndan arabaya gtren yal babann, kardan munis bir ehreyle bu sevince itirak
eden fakiri ineyip gemesine imkn var mdr? Hatt bir bakma sevin, insan kederden de daha
fazla cmert yapar. Bunu tecrbelerimle sylyorum. ok kere bir nikh, dn ve elence yerinde
aldm para hastahanede, mezarlkta aldm kat kat amtr. Bunlardan benim iin emsalsiz bir
vaka denecek kadar ehemmiyetli olan bir tanesini anlatmalym:
Her yl, yaza doru yolculuklarmdan en byne hazrlanmay; Mesule bac ile Hacca gidiyor gibi
hell-laarak on be, yirmi gnlne Bursa'ya, yahut Yalova'ya gitmeyi det etmiimdir. Bu, benim
byk hastalmdan kalm baz anlan scak su ile tedavi iindir. Fakat dnlerde daima kazancm
masrafmdan ok daha fazla olduunu grrm. Bir defasnda Yalova'dan dnyordum. Geceydi;
sk ve serin bir yldz rzgr estii iin gvertede in, cin yoktu. Yalnz, vapurun karanlk burnunda
benim ocukluumun gemilerinde yzst uzanm tahtadan bir deniz kznn ban denize sarktt
yerde bir kzla bir delikanl duruyordu.
MlSKNLER TEKKES 147
Bir de biraz geride, direin dibinde bir halat ynnn zerine oturmu ben...
Erkek, kendi ceketini kzn rzgrla kabardka arasndan gece klan grnecek kadar ince elbisesi
zerine atmt. Vapurun durmadan inip kalkan burnunda arasra bir dalga atlyor, onlar bir an bulut
halinde havaya kalkan bir su serpintisi iinde kaybolup kyorlar, fakat ekilmeyi akl etmiyorlar. Kz,
sala n uarak nndeki parmakln demirlerine sarlyor, delikanl onu belinden, kollarndan
yakalyor. Hayatlarnn yle cidd bir anndalar ki hatt, sularn basknna uradka hayknp
glmyorlar. Bu ocuklar ya o gn sca scana nianlanmlardr, ya ona benzer bir fevkalde
hal... Her hangi bir akn bu ciddiyetle s-tste iki gece dayanmasn tasavvur edemiyorum. Bir
yandan gitgide artan rzgr ve serinlik, te yandan bu ocuklarn bir yabancdan sklmalar korkusu
bana buradan kalkp gitmek iin bir hareket yaptryor. Halatlarn zerinden kalkmaya urayorum.
Fakat vapur sallanrken, bu, benim iin kolay deildir. Evvel bastonum dyor, sonra onu almaya
urarken rzgr kasketimi uuruyor. Fakat rzgr, kasketimi onlarn ayaklan dibine gtrmtr.
Delikanl, ne de olsa cva gibi ocuk. Kasketi yakalayp bana getiriyor. Bu defa onun arkasndan kz
da yaklayor. Artk salannn da, entarisinin de uacak halleri kalmamtr. Islaklktan smsk bana
ve vcuduna yapmlardr. Arkadan vman bir fener nda birbirimizi pek az grebiliyoruz; rehrelermiizin parlamasiyle snmesi bir oluyor. Bu srlsklam yznde bir garip ate yanan kzda bu
anda bana kar bir byk zaaf hissediyorum. Elinde yans yenmi ikolata var. Bir minimini ocuk
msumluuyle glerek onu bana uzatyor; fakat saniyesinde bunun nasl br ocukluk olduunu
farkederek, elini ekiyor. Galiba,
148
ben de dahil olduum halde glyoruz. O zaman, delikanl, elini kzn omuzundaki ceketin cebine
sokarak bana bir kt uzatyor. Eilerek alyorum. Bu defa kz. kk bir tereddtten sonra, bir
azizlik yapmak istediini anlatan bir bak ve glle elini ayn cebe daldryor. Bir kt lira da ondan.
Bu, onun elini sevgilisinin cebine ilk skdr. Bu hareket, daha ileride kim bilir re boumalara
meydan aacaktr. Fakat bu an iin o kadar sevimli, birbirlerine yaknlklarn o kadar iddetle
hissettiren bir eydir ki, birka adm uzaklatktan sonra delikanl, sevdiini yanmda pmemek iin
titreyerek skt elini bir nc lira iin bir kere daha ayn cebe sokuyor. Halbuki bu lira, onlar iin
ok paradr. Bunu yakndan grdm hallerinden anlyorum.

Bir kere de gene byk sevincini etrafndaki ocuklara onar para datmakla ifade eden ok fakir bir
ihtiyar kadna tesadf etmitim. Bir yaz gecesi benim eski Nur-i rfan mdrlerine benziyen bir iki
dolandrc bir umum bahede bir snnet dn tertibetmilerdi. Bahsettiim kadn, snnet edilen
fakir ocuklardan birinin bykanasyd. Bahenin bayraklarla ssl kapsna yerletirilmi hallar ve
iekli masalarda, ieriye oluk gibi akan halka ikier liraya bilet satan vkel yapl dn sahipleri
kadnn: Ben Mustafa'nn bykanasym. Yavrumu keserlerken korktu mu, bayld m? Bir kere
karyolasnda uzaktan gsterin... gene karm diye uzun mddet barmasna kulak asmamlar,
arasra kalabala kanp kamak istedike kolundan tutup dar atmlard. Fakat sonradan byk
hanma sokakta bahenin etrafndaki viran tahtaperdenin kenarnda bir yer temin edilmiti.
Kadncaz, buradaki iri bir budak deliinden yalnz baheyi, ovun meydann deil, mahalle
arkadalarndan ikisiyle beraber yaldzl bir karyola149
da yatan Mustafa'y da mkemmelen seyredebiliyordu. ocuun keyfi yerindeydi. O, banda
Maallah'l mavi takkesiyle, eline verilen bir iirme dd fleyip ttrdke byk ana da kh
glp kh alayarak, ayn ddn daha bir byne benzer bir sesle etraftaki ocuklar anyor,
onar para onar para sadaka datyordu: aka m bu: Bykana budak deliinden mrvvet gryor.
**
Evet, fkaraya kar mesut adamn da bedbaht kadar eli aktr; cmerttir. Bizim iin korkulacak ey,
hakik l mevsim, kalblerin bir makine intizamiyle iledii sknet ve muvazene zamanlardr. Keder
veya sevincin o kadar birbirinden farklan yoktur. Ehemmiyetli olan ey o korkun muvazenenin
bozulmas, terazinin akn hareketlerle saa, yahut sola aksamaya balamasdr
NC KISIM I
Seferden dnen gemiciler vardr; sefalet ilikilerine ilemi, st balan rutubetten, kften dklecek
halde; bastklar yer ayaklan altnda hl sallanyor; uykuya dalarken yataklannda, bir byk l
dalga zerinde pi-bi derin hltlarla ar ar ykselip alalyorlar.
Bu gezintilerden Sleymaniye'deki evime ben aa yukan ayn perianlk iinde dnerdim ve
grdm duyduum eylerin sarsnts uzun mddet devam ederdi. Bu zamanlarda hangi canann
kuca benim bu evdeki kem kadar rahat olabilirdi. Benim kem Hali'i, Beyolu tepelerini ve ack
bulunduu zaman da bir kysndan Sleymaniye kubbesinin bir parasiyle bir minaresini gren o krk
pancurlu pencerenin karsnda bir byk kerevetti. stn, geen yllar iinde teden, beriden elime
dm bir ka kee, kilim paras ve ne kadar asnsa hl yaamakta devam ediyor gibi ta/elii-ni
kaybetmiyen bir geyik postu ile donatmtm. Yanmdaki duvara oyulmu ieklikte daima elimin
altnda bulundurmaktan holandm bir iki ufak tefeim dururdu. Mesule Bacnn yamurlu havalarda
bile her sabah stlamav det ettii bir clz "sma, gitgide bv\e-rek evin bahe yzn ve
pencerelerini sarmt Ap kapamas g olduu ve rutubetten mantarlam kanatlan her zorlayta
orasndan, burasndan toz halinde dkld iin pancurlan daima kapal tutardm Rn-nun bu semtte
olduka sert olan k rzgnm kesmekte az ok yardm olduu iin yazn fazla scak gnlerinde
MSKlNLER TEKKES
oday serin ve lo tutard. Sonra nmzde basamak basamak Hali'e inen damlarda birka
leylekten baka bizi grecek kimse olmad halde bu kapallk, bana bu odada izah edilmez bir
mahremiyet ve emniyet duygusu vermekteydi.
Geceleri lmba yanmad zaman pancurlarm aralklarndan tavana, duvarlara ok zayf ve yeilimsi
aydnlklar aksederdi. Bu yol yol izgilerle akar sulara benzer bir belli belirsiz kaynama ve
harelenme vard ki bende uzun zaman, imknszla ramen, aadaki denizden gelen bir gerek
akar su aksi phesini uyandrmt. Denizden, yahut gkyznden, yahut da sadece aralk pancur
tahtalarnn henz tamamiyle dklmemi rutubetli ve kaypak boyalarndan, mehtapta ve
gkyznn baz fazla aydnlk gecelerinde bu k izgileri bende deta seyrek sepet sazlarndan
yaplm bir byk kulbe iinde yatmak vehmini uyandrrd. Dnyada kadndan gayri de bir eye
k olmak mmknse, bu fazla hrpalanm zamanlarmda bu odaya ve bu kerevete kar duyduum
eye aktan baka bir ey denemezdi.
Uyku ile uyanklk birbirinden ayn iki lemdir. Fakat ben, bu kerevet zerinde geirdiim baz gece
saatlerinde bunlarn hangisi iinde bulunduumu sylemeye gerekten muktedir deilimdir. Vcut,
yorgunluktan kle haline gelmi, en kk bir hareket imknm kaybetmi bulunmasna gre
muhakkak ki her paras ayn ayr uyuyor. Evet, kaplumbaa uykuda; fakat onun ar ve sakat
kabuu iine hapsedilmi ku uyank. Srtm bir ykseke duvar yastna dayyarak uzandm
yerden tavanda kaynaan yol yol akar su akislerini, karmdaki duvara aslm iki byk levhann
erevelerini ve nur gibi parlyan yazlarn, oda kaps yanndaki rdek sobann daima ak
kapandaki atei gryorum. De152

mek ki uyanm. Fakat ayn zamanda bunlarn arasnda gndzn rastladm baz ehrelerin
gitgide kmldanmaya, gndzki sesleriyle konumaya, glp alamaya baladklarn da
gryorum: Yani hakikat leminin vcutsuz mahlku olan rya. O halde bu anlarda bu lemlerin
hangisinde bulunduumu nasl kestirmeli?
Bazan asmann dallan rzgrla pencereye vurmaya balar; soba, hafife horuldar; onun horultusunu
oturduu yerde yzn aleve kar uzatarak uyuklayan Mesule Bacnn horultusu hi amadan takip
eder. Hayaletlerim aralarnda fsldarlarken, darda bir yere vurulduunu iiten ocuklar gibi
seslerini keserler ve sinerler. Kerevetinin tahtalar deta kendiliinden trdamaya balar; hafiflemi
elimi uzatarak ieklikteki lmbay yakarm.
Bu ieklikte elimin altnda bulundurmaktan holandm baz ufak tefek eyann durduunu
anlatmtm. Sylemesi ayp olacak amma bunlarn bir ksm kitaptr. Arasra mezatlardan, l
terekelerinden yok pahasna aldm baz kitaplar. Bunlar arasnda en ok sevdiim kaln bir Mesnevi
erhidir.
Arkamdaki yast dzelterek ve yerimde daha ziyade dorularak onu dizlerimin zerine aarm.
Ahiretle dnya arasnda ne acayip bir kitaptr bu Mesnevi! Kk yerin amuruna gml; fakat ban
gkyzne kaldrm ayiekleri gibi bir kitap! Ne Farissini, ne yksek fikirlerini anladm iddia
etmeyeceim. Havr, asla. Ben el amaktan ekinmeyen bir adamm. Fakat bu kadar ilh bir eyi
istemek iin deil! Evet, onun ne Fari-ssine, ne fikirlerine bir vaknhk iddia edecek deilim ben. Fakat
onda bir kk insanlardan bahsetme tarz ve dnya nimetlerine kar bir yksek istina var ki ite
bunu kimsenin benim gibi anlayacan zannetmiyorum.
*
* >
MSKNLER TEKKES 153
Mesule Bac, imdi artk Tamaalk'm alktan hrt-lambosu km rmcek bacakl, kuru ve sefil
Mesule Bacs deildir.
Sanl, krmz entarileriyle, mercan terlikleriyle, rme yn kuandan sarkan anahtarlariyle deta kelli
felli bir konak kalfasdr. Kendi kendine ne olduu anlalmaz arklar syleyerek evin iinde dolar;
benim pek taraftar olmamama ramen pencereden pencereye komularla yrenlik eder; kapdan
geen satclarla bitip tkenmez pazarlklara giriir. Tamaalk'ta olduu gibi burada da kendisini
herkese saydrmasn bildiini hayretle grrm. Bu kadar dknln; bir lokma ekmek, yere
dm bir sabun paras iin bu kadar sa saa, babaa dmelerin ondaki konak kalfas
nazhlfm, hatrinasln bir trl bozmam olmas bence Allahn bir muammasdr.
Mesule Bacda imdi farketmeye baladm bir yenilik de sesidir. Eskiden ksk ve bir para hrltl
bir sesi vard. Bu ses, yava yava alm ve tatl bir gevreklik almtr. Hele arasra en olmayacak
eylere ocuka neelenmesi, cill piyano kapaklarndan kan piyano dileri gibi bembeyaz
dileriyle ngr ngr kahkahalar atmas beni de deta neelendirir.
Gel gelelim bunlar Mesule Bacnn gndzlere mahsus bir grndr. Akamla beraber o da
derece derece kararmaya balar; yz uzar; burnu ile duda arasndaki mesafe korkun bir surette
uzar; hatt boyu bile uzuyor grnerek haline bir heyula sessizlii ker.
Geceleri Mesule Kalfa ile aramz bozuktur. Hizmetlerimi sessiz sedasz yaparken yzme bakmaz;
konumaz; bir ey sorarsam dudak ucuyle cevap verir ve lkrds bsbtn anlalmaz hale gelir.
Hanl bac, bana dargndr. Onun gznde ben, ku kadar bir ocuu evime sdramayarak sokaa
atm
bir zalimim. Dnyada hibir eyin bu kanaati deitire-miyeceini bildiim iin asla stne varmam.
Zaten bu bahsi kurcalamak tehlikelidir de. ismail'i ondan ayrdmz gnlerin dehetini hl
unutamam. Onu eyasiyle beraber, Talt'n yannda arabaya koyduumuz zaman Mesule Bac,
rlplak evden uram, tekerleklerin nne yatmaa kalkmt. Gecelerce onun gmlekleriy-le
yzn, gzn kapyarak sabaha kadar uludu.
imdi, artk sesi pek kmamaktadr. Gndzleri mutfakta, bahede, sokak kapsnda avunuyor.
Fakat, gece oldu mu, anlattm gibi dertleri tepreir ve eve, dorusu pek de ikyet etmediim bir
ar sessizlik ker.
K gecelerinde Mesule Bacnn yeri, oda kaps yanndaki rdek sobann azdr. Hava souk
olmasa bile bu soba mutlaka yanacak ve kapa ak duracaktr. Alevin eksik olmamas iin onun
kuru portakal sandklarndan ince ince kesilmi bir nevi mealeleri vardr. Kendisi sobann aznda bir
likim parasnn stndeki dizlerini dikerek ve kollarn bacaklarn zerinden geirip kilitliyerek
saatlerce sessiz sedasz oturur ve uyuklar.
Mesule "Bacnn bir yeni ak da vardr. Uzaktan uzaa kendisine benziyen sska ve uzun bir arap
kedi. Onun karmzdaki emenin kuru yalana dourduu yavrular bir gn bir sprntc ba

bir kaza neticesi yanarak yz, gz korkun surette birbirine karm bir adam sprnt
arabasna atm ve faciay pencereden grerek yalnayak sokaa frlayan Mesule Bacnn
yaygaralarna kulak asmadan denize gtrmt.
Kedinin bir zaman sprnt arabasnn arkasndan kousu ile kendisinin ismail'in arabas arkasnda
yapt rezalet arasnda bir benzerlik bulan bac, o gnden
155
beri bu kediyi eve alm ve kendine, szm ona, dert orta yapmtr. Sokak yzndeki pencereden,
birbirine benziyen uzun, sivri yzleriyle sokaa bakarken yank ba' sprntcnn getiini grecek
olursa bac meraklanr: Allah daha da beter edece isalla, mamun ysl kal aya diye arkasndan
beddua ederdi.
Dorusu aranrsa kedide yle yavru mavru dnecek surat yoktu. Sivri hrsz yzl, sansar gibi, bir
mahlktu. Mesule Bacnn merhametini maden gibi ileterek mutfan yansm yedikten sonra,
akama doru srtm daha ziyade uzatarak ve kulaklarn ksarak mahallede ekyala kar ve
bazan kafasnda, bacaklarnda dayak yaralariyle dnerdi. Fakat, geceleri soba banda Mesule
Bacnn ayaklar dibinde mazlum mazlum yatard. Bununla beraber sobann ak azndan hi eksik
olmyan alevin aksinde uzun sivri yzlerini hafif hafif sallayarak ve enelerini titreterek karlkl bir
uyumalar vard ki bende onlarn, bilmediimiz bir dille, birbirine bitip tkenmez bir eyler anlattklar
vehmini uyandrrd.
Kedi .arasra titrer, silkinir, ince ince sesler kararak vaziyet deitirir. Mesule Bac, bunu onun gene
yavrularn hatrna getirmesine vererek derin derin gs geirir; kafasn okayp kayarak:
Uzulma Allah byk! Allah o mamun ysl ka! ayay da sulum sulum sulunduraca diye sylenirdi.
Gya kel aynn srnmekten baka bir ey yapt varm gibi!
Bilirim ki Mesule Bacnn bu szlerinin bir paras da banadr. Fakat bu biareye nasl anlatrsn ki
onu bu evden atan ben deilim; bilkis bizi brakp giden odur. Mesule Bac, bu gecelerde benim
kiminle beraber olduumu anlayamayacaktr. Karmdaki duvara asl: Dil bedest ver ki...
156
MSKNLER TEKKES
levhasnn yazsnda saatlerce benim neyi seyrettiimi anlamayacaktr. Aramzn en ak olduu bir
dakikada bu kt'a onu nasl benim kollanma atmt yarabbi! Onun mnasn sezinlemee balarken
seviniyor, daha iyi anlamak iin benden bir ey beklerken aresiz dargnlmz nasl unutuyordu. O
dakikada kamatrc bir aydnla bakar gibi kst krmz benekli gzleriyle, hrsla titreyen ince
burun kanatlaryla ne kadar deiikti.
imdi, artk utanmay brakarak sylemenin sras gelmitir. Ben bir zamandan beri arasra kitap
okurum. Hatt bir para daha kendimi zorlaan arasradan daha fazla da diyebilirim. Bunun nereden
ktn bilmem anlataym m? Balangc Tamaalk'tan bir yerlere kamay iyiden iyiye kurmaa
baladm gnler kar.
Benim izmir'de bir zavall Gani Dedem vard; o zaman benimle konuan tek adamd. Gani Dede'yi
ehl-i dil kibarlarn ok sevip aradklarn daha evvel de sylemitim. Bunun bir sebebi de gayet tatl
hikye anlat-masyd. Doru veya uydurma neler bilmezdi o adam; herkesin mizacna gre cin, pjeri
masallar, keramet ma-sallar.dedikodu merakllar iin ehrin bykleri hakknda ineler ve talarla
dolu fkralar; ilim ve fazilet klar iin Faris beyitlerle kank Glistan hikyelerine benzer hikyeler.
Bunlann bir tanesini de ben dinlemitim: Eski zamanda ilim ve fazilet k bir ran ah devre kar
ve aklmda yanl kalmadysa Rey isminde bir kasaba veya ehre urar. Sokaklardaki yalnayak
ocuklar bile gzlerini yumup smklerini iire-rek ezbere Hfz' okuyorlar, Sadi'yi okuyorlar.
Yalnz, bu ocuklann arasnda ahn gzne Gani Dede'nin tasvirine gre bir para bana
benziyen kocaman bal ve sakall bir hrpan iliir ki elifi grse mertek sanMSKNLER TEKKES 157
yor. Byk ahlarn ihsan gibi gazaplar da boldur. Herifi adamlarna yakalatyor, bandan kavuunu
kartyor ve alnnn t ortasna barutla, at nal gibi bir d-me hakettiriyor: Hr- Rz yani Rey
ehrinin veya kasabasnn eei. Aradan be yl m alt yl m, hsl, ne pek ksa, ne de pek uzun
denemeyecek bir zaman geiyor ve ilm fazilet kls ah bir kere daha Rey ehir veya kasabasna
uruyor. Sakall, alnnn mor damga-siyle gene oluk ocuk arasndadr. Fakat hayret! O, imdi
fkhtan simyaya kadar btn ilimleri yutmu, edip. air bir adamdr. iir sylyor, Kur'an tefsir ediyor,
ahn yannda ss gibi gezdirdii limleri, iskambil ktlar gibi bir solukta yere deviriyor. Nedir bu
mucizenin sebebi? Damgay yedikten sonra bu sakallnn yreine garip bir ate dmtr; evvel
tekinin, berikinin eline eteine derek okuyup yazmay renmitir; sonra yllarca geceyi gndze
katarak almtr. Hem nasl bir alma... Hsl Hr-i Rz deil, Rey ehrinin, belki iran'n en
byk adam olmutur. Fakat ilim ve fazilet kls ah. imdi ne yapacak? ineyle ve barutla
kazlm damgay silmeye imkn yok. Meer ki biareyi bir kere daha yakalatarak koyun kellesi gibi,
alnnn derilerim yzdrsn. O halde bu hakszlk nasl tamir olunacak? ah, o vakit: Gelsin gene

dme-ciler! diye buyuruyor; dmeciler geliyorlar. Sakallnn alnndaki yazya bir F harfi ilve
ediyorlar ve Hr-i Rz, Fahr-i Rz oluyor; Rey ehrinin varliyle iftihar edecei adam; mehur ran
air ve tefsircisi Haz-ret-i Fahr-i Rz.
Hikye doru mu acaba? Olabilir. nk geceleri nmde yzkoyun yere uzanarak boyundan
byk kitaplar okumaya kalkan, bana Acemce beyitler soran bu yumurcak, yreime vurduu bir
baka damga ile bana geceleri Mesnevi okumay det ettirmi olursa bir bu158
MSKNLER TEKKES
yk ahn naslsa cahil kalm cevherli bir adamdan bir Fahr-i Rz karm olmasn ok grmemek
lzmdr.
Evet, bu okuma merak bana bu hikyenin ilhamdr. Kitabm okurken zihnimde baz klar uyanr;
her zamankilere benzemiyen ufak tefek dncelerin kmldadn duyarm, ileride byle bir gecede
onunla gene babaa kalacak myz? Zannetmiyorum; ummuyorum. Fakat ayet byle bir ey olursa
ona bu fikirleri sylemeye baladm tasavvur ederim. Benden iittii eylerin yenilii karsnda
baklarnn t deitiini grrm. Arasra dalgnlklarmdan uyandka bana Mesnevi okutan ite bu
ocuka hayaldir. Yeni eritiim mertebeye kendimi smail'e baka trl gstermek hayali!..
Demek yllar insan deitirmiyor. ocukken gnlmden geirdiim bir kza udla yaptm zavall
tecrbeyi imdi aarm sa ve sakalmla Mesnevi'de tekrara urayorum.
**
Biare Mesule Bac bunlar bilmez. Bir gece kerevetimden birdenbire frlayarak knk kolumu bir kere
daha krlmak-tehlikesine niin drdm bilmez.
Bir akam, eve hasta ve ok yorgun dnmtm. stelik bir lodos frtnas da esiyordu. Dizlerimin
stne alm Mesnevi ile o uyank m, yoksa uykuda m olduumu kestiremediim hallerden birine
dmtm. Belki de durmadan zngrdayan camlarn sesinden kendimi kaybetmelerimle
uyanmalarm bir oluyordu.
te o esnada oda btn eyasiyle duvardaki levhalar, rzgrdan sallanan perdesiyle ak
gzlerimin nnde dururken, uykunun ryas daha kk bir s-mail ekliyle karmda belirdi;
sallanan perdeye trmand; plak ayalkariyle bolukta sallanyor; decek.
MSKNLER TEKKES 159
te o zaman tanmadm bir ses kararak kendimi frlatyorum; kolumun zerine yere dyorum.
II
Kim olduumuz, neyle geindiimiz mahallede bir srdr. Tamaalk gibi burada da deta ummann
ortasnda kaybolmu birer harap tekneye benziyoruz.
lk zamanlarda Mesule Bacnn gevezeliklerinden korkarak onu evdekilerle ve konu komu ile fazla
ko-nuturmamaya almtm. Fakat sonradan grdm ki bu nafile bir yorgunluktur ve onun
korkulacak taraf belki bilkis fazla vnmeye kalkmasdr. Mesule Bacnn, bir leylein htralarndan
daha derli toplu olmasn tasavvur edemediim htralariyle, drt yanda bir ocuk dili gibi g
anlalr etrefil diliyle Tamaalk' yle bir deitirerek anlat vardr ki ben bile kendimizi garip
hususiyetleri olan bir mehul Afrika memleketindeki saltanatndan uzaklam bir hkmdar ailesi
sanacak gibi olurum.
Sonra, gitgide anlammdr ki bu mahallede de, Tamaalk'ta olduu gibi, herkes kendi derdindedir;
kimsenin kimseyi grecek hali yoktur.
Evimizin tek misafiri Talt'tr. Daha evvel de sy-ledimdi galiba. O, benim ne i grdm rendii
zaman rkmt; park kapsnda ayrldmz gece bana srnmekten bile tiksindiini hissediyordum.
Gene grrz derken yalan sylyordu. Fakat ayn zamanda da gene bir his, bana bunun
devam edemeyeceini haber vermiti. Nitekim de yle oldu.
Benim sevdiim yerlerden biri de Bitpazan'dr. Ara-sra orada dolamaktan holanrm, insanlarda,
daha yukarda da bahsettiim muvazenenin aksad yerlerden biri de orasdr. Bir sknt zerine baz
eyalarn, ken160
MSKlNLER TEKKES
dileri iin kymetli baz ufak tefeklerini satmaa gelenler az ok aalam insanlardr; kumar
oynayanlar gibi tesadflere ve baz ehrelerin getirebilecei uura daha fazla inanrlar. Ellerindeki
ufak bir para ile kelepir drmeyi, mesel bir fakir kz eyizlemeyi umanlar da yle. Hsl, ufak
paramn pek hesab, kitab dnlmeyen yerlerden biri de orasdr.
Bir gn, sat yerini eviren sralardan birinde dinleniyordum. Telll bir ara eline uzaktan kararm bir
mutfak tavasna benzeyen, garip ve yuvarlak bir kemence ald. nsan, ancak kendi hemcinsindeki
irkinlie ve sakatla gler. Fakat bu, belki de sahibi tarafndan yaplm kemence o kadar iptida ve
gln bir eydi ki glerek, kemeneyi irene irene kuyruundan tutulan bir hayvan ls gibi
parmaklarnn ucunda sallayarak bard:

Antika bir kemence (...) kuru! Bu defa halk arasnda yksek sesle bir glme daha oldu.
Telll, biraz bekledikten sonra sordu:
Yok mu bir isteklisi bu kelepirin?
Gene kahkahalar.
Kemenenin sahibi byklan ve salar aarm ok fakir kyafetli bir Karadenizli idi. Sralarda
oturacak yer bulamayarak yere melmesi ona utanyor gibi bir manzara vermiti. Telll, eilerek bu
adamla bir eyler konutu ve tekrar ban kaldrd. Bu defa Karadenizliye acm grnyor, fakat
akacl da brakmyordu. Gene bard: (
Kelepir iin sahibinden daha birka kuru ikram istedim; raz olmuyor: Can stnde hastas
varm; memleketime gideceim, yol paras kmal! diyor; dedi.
Kalabalkta bu sefer ses yok.
MSKlNLER TEKKES 161
Telll, artk kemeneyi brakmaa hazrlanm, son bir tecrbe yapt:
Klna, kyafetine bakmayn. Gayet gzel sesi varm...
O zaman Karadenizli, ayaa kalkt; ksa boylu ve bir aya bir para aksayan bir adamd. algy
tellln elinden ald. Fakat birdenbire bunun yle rastgele bir tutu olmadna dikkat ettim. Adeta
hakaret grm bir dostu, sakat bir evld elinden tutar gibi severek ve acyarak bir tutu... Sonra,
yay srterek kemeneden birka ses kard. Bir Karadeniz trksnn bir parac m, yoksa
rastgele mi uyduruvermiti, bilmiyorum. Fakat yle zehir gibi yree iliyen bir sesti ki, gaynih-tiyar
gzmden ya geldi.
nmzdeki srada kelepir avlamaya gelmi iki iman adam oturuyordu. Bunlardan biri, arasra
birdenbire horlyarak, kestirmekte olduu uykudan silkinerek uyand; tkank mor burnundan yine
horluyor gibi kan bir sesle: Gzel sesi var yahu, almal! dedi. Zmrt ve yakut yzklerle
sslenmi kll kt parmaklan ve tkank mor burnu ile kemeneden kendisinin de ayn sesi
karacan sanyordu. Fakat arkada vazgeirdi. Gzlerimle etrafmda birini aradm. Ben mezattan
bir ey alacam zaman yksek sesle pey srmee cesaret edemem; daha dorusu benim
snfmdan olmayan in-sanlann baz yaptklarn yapmaa kendimde hak grmem. Kyafetinden
rkmeyeceim bir kimseye grsey-dim bu kemeneyi bana almasn rica edecektim. Ne yapmak iin?
Belki de gene sahibine vermek iin... Sonradan gene o sesle alsn diye... ihtiyarlamaya baladktan
sonra bende byle alnalmaz huylar peyda olmutu. Etrafmda byle birini ararken ne greyim?
Tellln arkasnda kalabalk arasnda benim Talt. KoltuuF. 11
162
nn altnda bir boha ve elinde bir tun havan. Derhal ii anlyorum: Talt, gene skntda; bohaya
doldurduu birka para eya ile havan satmaya gelmi; kalabalk arasnda sra bekliyor.
Karadenizliyi de, kemeneyi de unutarak kendisine doru yrdm. Beni grnce boha ile havan
saklamak ister gibi bir hareket yapyor; hatt bir anbeni aldatmak iin zilninde bir yalan da
tasarladm seziyorum. Fakat Talt'n o gnlk sknts benim tasavvur ettiimden de byktr.
stelik de fena halde aala-mtr. Bunu, satmaa getirdii birka para yrtk prtk aman grr
grmez kendi de utanarak acele ile tekrar bohaya tkmasndan anlyorum. Bereket versin tun
havan bir iki lira ediyor ve Bitpazar'ndan kyoruz.
Talt'la banmamz ite byle olmutur. Arada bir bunald zaman Aksaray'n bilmem neresinden
benim evime gelir, yemeye alkoruz. Hatt havann ok bozuk olduu, yahut evdekilerle kavgal
bulunduu gecelerde benim odamda yatt bile olur.
Evimize, hele yemee ve gece yatsna bir misafir gelmesi Mesule Bac iin, Tamaalk'n dana
bayram kadar fevkalde bir enliktir. Biarede Srur Paa yalsnn kim bilir nasl htralar esip
savrulmaya balar. Artk, ke bucakta ne kadar gsterilecek eyamz varsa ortaya dklr. Talt'a
tertemiz yatak araflan, t-l patiska entariler, gcr gcr mercan terlikler kar. Mutfakta dolma
tencereleri kaynar, et satrlar takrdar, scak bir helva kokusu evi batanbaa sarar.
Talt, kapdan girince bacnn, umaa hazrlanan bir kuru leylek gibi kollarn sallayarak zerine
komas, beyefendi diye eteini pmee kalkmas grlecek eydir. Bir gn, hatt bac, Talt'n
pardessnn aMSKNLER TEKKESt
murlu eteini yakalamaya alr; Talt, bunu mdafaa iin tella eilirken kafa kafaya
tokumulardr.
Benim evimde grd eyler Talt'n mrnde hayal edemiyecei bir saltanattr. Bacnn enlik
geceleri gibi parl parl yanan dilerinin btn nee ve hevesiyle, belki kendi de farknda olmadan,
oynad bu konak oyununu, bu misafirlik oyununu zavall Talt, kendine ikram sanarak ne
yapacan arr.

Onun bize geldii gnler en ziyade kavga veya baka sebeplerle evinden uratld gnlerdir. Bir
zaman parmaklariyle akaklarn skarak ve gzlerini smsk kapayarak oturduu yerde hfza alan
bir ocuk gibi uzun uzun sallanr. Sonra gzlerini iri iri aar, ziyaret ettii bir sarayn eyasndaki
hadden an nisbetlere aan bir kyl gibi her eye ayn ayr bakar. Bununla beraber onun bazan
nerede bulunduunu dnerek pirelendiini, acayip bir rahatszlkla gzn, burnunu oynattn
farkederim. Fakat Mesule Bacnn sofrasn donatmaya balayan dolma ve helva tabaklan bu
tutukluu abucak giderir ve Talt, her zamanki Talt olur.
A
Talt'a zamanla ufak ufak para yardmlannda da bulunmaya baladm. Yardm diyorsam bor tabi.
Ancak Talt' buna altrmak kolay olmamtr. Bitpazar'nda havam satt gn korka korka yaptm
bu teklifi deta hakaretle reddettiini hatrlarm. Birdenbire belki de hakk vard. Fakat sofram
ereflendirdikten sonra buna da sra gelmesi zaruri gibiydi.
Bir gece afak bir konuma esnasnda bana karsnn bir trl neticeye balanamayan hastaln
anlatyordu. Yeni bir il iin o akamst tandklarndan birine yzn kzdrdn, yann belki bir
aresine ba164
MSKlNLER TEKKES
karz diye garip bir cevap aldn syledi. Ben: u ekmecede bir miktar para var. Sen al onlardan
ilca yetecek kadar. Ay banda getirir, verirsin. dedim. Talt'ta bir horozlanma almeti grnd:
Para istemiyorum. Baz dostlarn acayip hallerinden ikyet iin syledim. Anlamamazlktan
gelerek:
Malm, dedim, fakat urada boubouna duran bir para varken... Ay bandan evvel lzm deil
bana diyorum.
Bizim lemimizde de birok defalar kadn kandrma vakalarna tesadf etmiimdir. Naslsa aramza
dm bir toy gen kadn biri gzne kestirir. Byk cemiyette olduu gibi ilknce para ile; mendil,
kpe gibi ufak tefek hediyelerle avlamaa urar, avlyamazsa da az ok yumuamaya muvaffak
olur. Nihayet, bir gece vakti sokan tenhaca bir kesinde mlakata arr. Bir ktlk iin deil,
yle arkadaa bir konuma Bir yandan sylerken bir yandan elleriyle kadnn kollarna, bacaklarna
dokunmaya balar. nk yalnz kane szlerle kalrsa kadnn birdenbire fkelenerek kalkp
gitmesi tehlikesi vardr. Fakat ayn zamanda vcuduna bir erkek elinin hkim olduunu hissedince...
Gece, kadnn zayf zamandr.
Bunun gibi ben de nazar konumakta fazla devam edersem Talt'n nazlanmasndan ve bu esnada
kendi azndan kacak baz byk kelimelerin grltsnden halecanlaharak bsbtn inada
sapmasndan korktum, Paralan ekmeceden alarak nne koydum. imdi artk daha emin
konuabilirdik. Zavall Talt, gecenin mahremiyeti iinde nasl yava yava gevetildiini anlattm
fakir kadn gibi: Yok canm... olacak i mi bu? diye sylenmee devam ediyor, vcudunun kam
btn yzne kfi gelmedii iin burnunun ucu ve ka165
natlan garip bir surette kzarryordu. Manzara hl gzmn nndedir; parmaklar masann tahtas
zerinde hafif hafif, sinirli sinirli trampet alyor ve gitgide paralara yaklayor. Sonra, onlarn zerinde
bir ikinci trampet fasl...
Ufak ufak sinir kahkahalar iinde farknda olmadan paralan yerden kaldryor; scak bir maddeye elini
altrr gibi gene brakyor; gene alyor. Gayriihtiyar Erefpaa camiinde, uzaktan uzaa byk
anneme benzeyen ihtiyar kadndan, ilk mterimden aldm paray, onu nasl avcumda oynattm
gryor ve insanlarn baz anlarda birbirlerine ne kadar benzediklerine hayret ediyorum. Kime kar
olduunu bilmediim birikmi bir hnc bu biareden karmak ister gibi deta zlim bir sevinle
ykleniyordum: Koy unlar cebine Talt Bey, bu kadar iyiliin var bana... ayp ayp... ay bana
getirirsin, haydi.
Gerekten Talt, ay banda borcunu koa koa getirip teslim ediyor; yansm on beinden sonra,
yarsn da ay sonuna doru tekrar alyor. Giren ayn banda gene hepsini birden getirmek artiyle.
O zamandan beri Talt'la aramzda bir defter almtr. Dairesindeki usule gre o, bu deftere zene
bezene izgiler izer; rakamlar ve yazlar yazar. Ben, bir ey anlamadm, daha dorusu dikkat
etmediimi gstermemek iin gzlm takar ve evet, dorudur diye bu hesaplan tasdik ederim.
Anlyabidim ufak bir ey bunlarn gitgide bir ayn, birka ayn erevesi iinden kmakta, uzun
vadeli bir devlet istikraz manzaras gstermee balamakta olmasdr. Fakat gene kendi kendime
glmseyerek dnyorum ki onun olduka ileri bir devlet memuru olarak arasra benim hakir evime
getirdii erefe gre nedir bu para!
166
MSKNLER TEKKESt
III

lk zamanlarda Mesule Bac ile Talt arasnda beni pek elendiren bir kibarlk yardr balamt.
Bac, Srur Paa yalsnda ikram, nezaket, dalkavukluk namna ne grmse Talt'a tatbik ediyor,
hatrnda kalan terifat cmlelerinin kelimelerini beceremedii iin seslerini taklidederek deta ku
gibi tyordu. Talt da zaten mehur olan kalem efendisi nezaketiyle ondan geri kalmyor ve
karmda bazan deta orta oyunu oynanyordu. Bununla beraber ikisinin nezaketi de bsbtn
hesapsz deildi. Talt, Mesule Bacy tutmak, bu evde suyun ban tutmak demek olduunu
abucak sezmiti. Bacya gelince, ilk zamanlarda onun politikas daha derin ve inceydi. Talt' arasra
mutfaa, yahut ieri odaya ekip eline, ayana kapanmakla onun beni ismail'i yatl mektebine
gndermekten vazgeirebileceini ummutu. Fakat bir zaman sonra onun bilkis bu ie nayak
olduunu grnce, yahut daha dorusu ocuun hazrlklariyle Talt'n megul olduunu grerek
yle zannedince birdenbire ona garaz oldu. Memurluk hayatnda daima ayak altnda kalm ve
etrafndakilerden grd Irena muamelelerden hastalk derecesinde bir azap duymu olan Talt,
vaziyeti abucak sezdi.
Bacnn arpkl onu mirlerinden biriyle arasnda km bir tehlikeli anlamazlk gibi rahatsz
ediyor, kalar sivrilip ufak yz karmakark olarak: Yahu, ldracam. Ben ne yaptm bu Araba.
Benim ne kabahatim var? diye kendi kendini yiyordu. Srur Paa yals nezaketine Tamaalk'n
sa saa, ba baa kavgalarnn az ok bir ey ilve etmemi olmasna imkn yoktu. Onun iin
bacnn fke deilse bile somurtkanl hi tatl bir ey olmuyordu. Zavall Talt, onun burnu ile st
duda arasnda gitgide uzayan mesafeyi ve
MSKNLER TEKKES 167
iinde o enlik gecesi gibi dilere mukabil birdenbire bir maymun takm srtacak gibi grnen
kabark, kapal az karsnda dehete dyor, onu gldrmek iin deta haysiyetsiz hokkabaz
yarda maskaralklar yapyordu.
Ortalk kararrken Mesule Bacnn uzun ince kollarm oda kapsnn iki kenarna gererek simsiyah
dikilmesi, bir zaman bu vaziyette durduktan sonra Talt'n adn sylemeden ar bir sesle bana ...
yemee kala-can m bu gece? diye sormas zavall adam tepesinden vurulmua dndryordu.
yle zannediyorum ki bu dakikada Talt, evik ve ikilli zeksiyle nerede olduunu, benim kim
olduumu, hele kendine aka hakaret eden Mesule Bacnn kim olduunu ve bunlarn hepsinin
stnde de kendinin kim olduunu imek gibi zihninden geiriyor ve benim: Sorulur mu? Elbette
kalacak! demem onu bsbtn ahlandrarak yerinden frlatyordu. Akam karanlnda gzler
alam, dolu dolu, fakat marur, tulumba gibi inip kan grtlak kemii zerinde kirli lstik yakasn
ve boyunban dzelterek: Hayr, hayr, mutlaka gideceim; evde bekliyorlar diyordu. Ve ne
mutfaktan gelerek evi tutmaya balayan baharl dolma kokulan, ne hibir ey onu yolundan
alkoymuyordu.
Uzun mddet anlamamazlktan geldikten sonra bir akam kapda: Yahu, Talt Bey; sen bu ku
beyinli Araba galiba ierliyorsun! dedim. Birdenbire yz kart; elini gsne vurdu; bir dargn
sevgiliden ikyet eder gibi: Greceksin; beni verem edecek! dedi ve aladn gstermemek iin
hzl hzl kat.
***
Bununla beraber bir zaman sonra Talt'la Mesule
168
Bacnn yeniden anlamaya baladklarn hissettim. Fakat kalabalk iinde rezaletle birbirinden
ayrlm iki k gibi bu barmay deta gizli tutuyorlard. Sebebini aramak uzun mddet aklma
gelmedi. Sonra bir gece Musule Bacya anszn bir baskn yaptm:
Bana bak, sen bugnlerde sokaklarda fazla dolamaya baladn.
ilknce kafa tuttu ve yzme bakmadan dudak ucu ile:
Alla, Alla... Ben ocu muyum? Narda istaarsam gdanm, diye homurdand.
Fakat sonra sktumdan korkarak mdafaaya mecbur oldu:
Atapazarna zazavat almaa...
Sen Atpazar'na deil, ismail'in mektebine gidi-yormusun.
Birdenbire aalad; korkudan kahkahayla glmeye balad.
Bende hi grmedii bir sertlikle gzlerimi atm:
Bak, ben glmyorum ama!
Mesule Bac, burnuna kzgn maa ile vurulmu bir kedi gibi tslad; toparland. Kekeliye keliye
yeminlere balamaya hazrlanyordu. Bu sefer deta bardm:
Yalan istemem. Bana haber verdiler. Kollan, bacaklar yaprak gibi titriyordu; baylacak gibi bir
halde sordu:
Kim solad?

Tabi: Ben kendim grdm diyemedim. nk bu, kendimin de baz akam vakitleri mektebin
civarnda dolatm, alaca karanlkta mektebin pencerelerini, bahenin parmaklklar arasndan
grnen bir parasn gzetlediimi itiraf demek olurdu.
Mesule Bac, derhal Talt' ele verdi:
Gnah; gnah; solamam diye yemin de etti ayo!
MSKlNLER TEKKES 16g
Demek bu oyunu oynayan Talt't. Bacnn surat asmas devam ederse bu evde tutunamyacan
grm, onu yeniden avucu iine almak iin bu areye bavurmutu. Meseleyi biraz daha eeleyince
diz boyu rezaletle karlayordum. Talt, bir gn Bacy mektebe gtryor; mdre karyor, on
be yirmi gnde bir smail'i grmesi iin izin alyor. Bac, tabi ii tadnda brakmyor; ziyaretleri
haftada ikiye, e karmaya kalkyor. Bu defa kendinden kapcya yalvaryor, hatt ufak tefek
rvetler gtryor. Onun bazan teneffslerde baheye salveriyorlar; bazan ona da muvaffak
clamayarak leylek bacaklariyle bahe duvarnn parmaklklarna trmanmaa kalkyor.
in asl ac taraf bundan en ziyade ismail'in ikyeti olmasdr. Mesule Bac, bana gya onun
susuz olduunu ispat iin kendisini grdke nasl kzdn, katn, hatt: Gelme...
utanyorum! diye kovduunu aka anlatyor.
Gelme... utanyorum! plk ieinin bizi hor grd, gkteki Allaha ok atmaya kalkan Nemrut
gibi kk bacaklarnn zerinde kalknd ve irkin bir inatla gzlerini ve burun kanatlann kst
zamanlardaki ehresini grr gibi oluyorum; skntmdan yere -melerek ve gzlerimi kapayp
avularm akaklarma ve yanaklarma vurarak: Allah beln versin fellah-.. Allah beln versin!
diye inliyorum.
Mesule Bacy iki gn stste, yatak ve yorganiyle beraber sokaa atmakla tehdidederek alatp
barttm; nc gn, Talt da aramzda bulunduu halde ona ap-dest aldrtarak ve kitaba evde
Mushaf bulunmad iin Mesneviye el bastrtarak byk bir yemin ettirdik ve mesele kapand.
Yahut ben, yle zannettim ve artk arkasn aramadm.
170
MlSKNLER TEKKES
IV
Fakat meselenin asl kapanmas, hem de bir daha geri dnmemek zere kapanmas bu birinci
senenin sonbaharnda olmutur.
Bir yaz gecesi evdeyim. Talt, fevkalde k bir kyafetle geliyor; cuma ve bayramlara mahsus
elbisesini tletmi, tra olmu, salarn kestirmi... Glerek:
Bir bakalm nereden? diyor ve hemen kendi bildiriyor:
Senin olann mektebinden... Velisi bulunmam dolaysiyle mdr bir tezkere yazm... Gittim,
grtm. Olann nclkle snf getiini mjdeledi. Hatt birinci de olacakm amma bir, iki
hoca hakszlk etmi... Pek hakszlk da deil ya... Olan, bazan kafa tutuyor ve hocalar
kzdnyormu.. Mektep kapanyor; tatilde ailesinin yanna gidecek mi? diye soruyor mdr?
Vallahi bilmem, dedim.
Nasl bilmezsin, Talt Bey... Hangi ailesinin?....
Doru amma byle konumam ihtiyatl da olmu. nk biraz sonra olan grdm... Daha da
bym... Maallah keyfi, neesi yerinde... Allah seni bandan eksik etmesin... Babam beni
aldrmayacak m? diye sordu.
ismail mi?
yle ya...
ismail'le kavlimiz byle miydi?
ocukla kavil olur mu canm? ismail'i eve alp almamak senin bilecein ey... Bilirsin ben korkarm
sizin iinize kanmaktan... Bac ile de ne geldiydi bama... Fakat olan seninle mutlaka grmek
istiyor.
Yreim hzl hzl arpmaa balamt; cevap ve-remiyordum.
MSKNLER TEKKES
171
Snf getim; babamn elini pmek istiyorum diyor.
Bende gene ses yok.
Vallahi gene sen bilirsin amma ocuu mahzun etmekte mna yok...
yle mi sanrsn, demek istiyorum; fakat demi-yerek sadece ac ac glmsyorum.
Anladm, doru bulmuyorsun... Pekl; ne diyeyim?
Talt'n beni fazla skmadan yola gelmesi gzel bir ey. Fakat ne garip ki buna da memnun
olmuyorum. Binmemee karar verdii bir vapurun kalkmasn seyreden biri gibi tuhaf bir sinirlilik
hissediyorum.
Vapur kalkt; Talt sylyor:

O halde ben, yarn gene mektebe giderim. Yarn cuma, daire kapal, ocuu karmaya sz
verdim. Bu kadar parlak bir imtihandan sonra hakkdr. Niyetim evvel parka, sonra Sirkeci'de bir
sinemaya gtrmekti. Fakat garip ocuk! Bsbtn baka bir istikamete gitmek istiyor... Kariye camisi
varm; onu grelini, diyor. Bir de bir baka cami daha varm... Adn unuttum... Mrteci mi olacak,
nedir bu olan?
Sadece: Pekl, dedim.
Oda kararm, Mesule Bac, daha lmbay getirmemiti. Talt, bir eyler anlatyor. Fakat
dinlemiyorum. Aklmda hep yarnki gezinti... El ele birtakm dar sokaklara girip ktklarn, ismail'in
trbe parmaklklarna trmanarak kapal kepenkler arasndan ierisini grmeye uratn
gryorum. Kariye camisi nerededir? Evvel Msr'da sanrdm. Sonra yangn yerlerinin tesinde bir
yerlerde olduunu rendim; Kabe gibi ancak istikametini bilirim, ileride bir gn bu camiyi arayp
bulmak benim iin de artk vacip olmutur.
Talt, ge vakte kadar bizde oturuyor. O gece bu172
MSKNLER TEKKES
tn maskaral, dalkavukluu stndedir. Mesule Bacy gldrmek iin fkralar anlatyor; hatt kibrit
kutusuna koyduu bir paray bacnn burnundan kararak hokkabaz oynatyor ve daha neler. Sonra
yalnz kaldmz vakit defterini kararak bana olan borlarn ne kadar zamanda, nasl bir usulle
deyeceini izah ediyor. Fkralar ve hokkabazlklar gibi bunlara da ha! ha! diyerek bam
sallyorum. Fakat gzmn nnde hep i ie mermer stunlar; ses veren lo kubbeler, mihraplar,
avizeler ve aralannda merhamet verecek kadar kk vcudu, bunlar grmek iin yana edii ince
boynu ile smail...
Gidecei vakit Talt' kapya, sonra ayamda terliklerle kebana, daha sonra byk caddenin
azna kadar gtrdm. Daha fazla gitmek iin bahane kalmad zaman ise utan ve heyecandan
sesim kesilerek:
Talt Bey, muvafksa o Kariye camiinde ben de bulunaym yann, dedim, tesadf gibi bir ey... Sen
evvelden bir ey syleme... ocuu bir kere grmemek doru olmayacak...
Sonra, ayr bir sesle ilve ettim:
Ondan sonra da oracktan gene her birimiz yolumuza gideriz.
Bunu Talt'n sokakta benimle beraber grnmekten ekinmesi ihtimaline kar sylemitim.
**
Ne de olsa ocuktu. Baba diye boynuma atlarak beni, slak dudaklariyle, yanamdan pt!
Yanamdan! Boyu daha sivrilmi, yz deimi ve daha da gzellemiti.
Camiden ktktan sonra, Talt, bir meydan kahvesinde oturmamz teklif etti. Tenha ve yabanc bir
yer olduu iin bunu yapabilirdik. Bata Talt olmak zere
173
mz de neeliydik. stmzdeki aatan boyuna etrafmza inip kalkan serelere simit krntlar
atarak konuuyorduk.
Konuuyorduk diyorsam, bunu yapan Talt't. Biz, daha ziyade birbirimize glmseyerek onu
dinliyorduk ve kendi hesabma ben, bundan daha memnundum, s-mail ile dorudan doruya
konuacam her ey bizi bilinmez tehlikeye srkleyecek gibi grnyordu. Talt, ismail'in vasisi
sfatiyle onun almasn uzun uzadya methetti. Fakat mutlaka deitirilmesi ]azm gelen bir kt
huyu da vard. Bunu benim yanmda onun yzne kar sylemek gene vas sfatiyle onun
boynunun borcuydu. Hocalara, mirlere, byklere kafa tutmak skmezdi. Bak, o kadar alt
halde dikball yznden snfta nc olmutu. Bu kafada giderse ileride ok sknt ekerdi.
Kendisi srf vaziyeti idare ederek mirlerini honut ettii iin az ok adam olmu ve kazasz,
belsz tekat yana yaklamt. Bununla beraber Talt, kendi muvaffakiyetleri zerinde pek
hararetle durmad ve Allah hayvanlar kzdrlmak iin deil, yem yedirilmek iin yaratmtr diye,
mevzua pek uymyan bir acayip darbmeselle szn balad, sma-il, evvel glmsemeyi
brakmamakla beraber utanarak ve nne bakarak dinlemekteydi. Fakat birbirimizi kaybettiimiz
mddet esnasnda bana daha genilemi gibi grlen alnndaki inat damar kabard; dudaklar ve
ince burun kanatlar hafife ksld ve kendini mdafaaya balad. Hocalara kar azndan terbiyesiz
kelime kmyordu. Fakat onlarn baz en ?k eyleri anlamamalarndan, anlamak istememelerinden
ve en ziyade de hakszlklarndan ikyet ediyordu, ceza defteri ve numara defteri ellerinde olduu
iin glerek ve hakaret ederek yaptklar hakszlklardan.
ismail, bu dediklerini ispat iin ehresi gibi zeks174
nn ve konumasnn da deitiini gsteren misaller anlatyordu. Hocalarn kaba muamelelerim, ar
hakaretlerini sylerken fkeli ve si idi. Fakat anlayszlk dedii hallerini, azlarndan naslsa

km bir yanllktaki srarlarm, usulcack bir kitap veya lgate gz atarak rendikleri eyi
kendilerinin diye satmalarn, okumadklar bir vazifeyi okuduk diye syledikleri yalan anlatrken
gene irkin bir kelime kullanmamakla beraber dudaklarnda ve gzlerinde beliren sinsi alay ve
hatt merhamet bana fke ve isyandan daha korkun grnyordu.
Bu szleri, bu bilgi eday, bu bir kk ocua yakmayacak heyecanlarla deiip kansan kk
ehreyi hi sevmemitim. Demek ki ben yanlm deilim.
Bu ocukta kendime kar sezdiim istihfaf, dmanlk, baz zaaf ve pimanlk zamanlarmda phe
ettiim gibi, bir vehim deildi. .
Zemheri ayaznda niin plak gezdiini soran birine bir kere soyunmu bulunduk diyen mehur
Mahmut Paa pla gibi Talt da naslsa bir kere hocalarn mdafaalarna girimi bulunuyordu.
Talt'n- daima ayak altnda kalm bir kk insan olarak smail'e birok noktalarda hak vermesi
lzm geldii, hatt yala, sefaletle kirli bir paavra yprakl alm kk yz bazan ayn
heyecanlarla krt halde o, mdafaalarnda srar ediyor, cevap bulmaktan ciz kaldka Mecelle
kaideleri ve kalem odas tekerlemele-riyle ocuu artp matetmeye urayordu. Hele imdi o,
bahsi kazansn, ileride baka frsatta ismail ile bu iler zerinde arkada gibi, akran gibi konuup
anlaabilirdi.
Bende biraz evvelki, o btn kinlerini unutmu sbyan neesi tamamiyle snmt. Bu sefer, artk
ismail'in, benim iin, aresiz bir surette kaybolduunu ac
MSKNLER TEKKES 175
ac anlyordum. Yalnz, daha yukanda sylediim gibi, o, ne de olsa ocuktu. mrnn, byk bir
ksmn adam atlatmakla geirmi ihtiyar tilkinin oyunlar karsnda aaladka beni yardma
aryor, gzlerimin iine bakarak: Doru deil mi baba? Sen sylesene! diyordu.
Doru smail, doru amma ben bu dorular, bu sesle ve bu ehre ile senin azndan iitmeyi
sevmiyorum. Bununla beraber bu dar zamannda bana snn, bana eski gnleri, her sylediim
eye inandn zamanlan hatrlatyor. Bu sn imdi bile her eye ramen, o ocukluktan kalma
emniyet, hrmet ve sevginin bir para devam gibi grmek iin, iim eriyor.
Mnakaann sonuna doru ismail'in bir sz benim bsbtn bam dndrd. ocuk, artk iyiden
iyi hrpalanm bir tavrla aa yukar yle sylyordu: Hem efendim, ben kendim iin kavga
etmiyorum ki... Ben alyorum; hocalarm sayyorum ne diyebilirler bana... Hatt seviyorlar bile...
Bakalarna yaptklarna dayanamyorum. Bakalar iin.
Bu sz karsnda Talt, birdenbire durdu ve kalkk kalarnn altnda birdenbire testekerlek olmu
gzlerle bana bakt.
ismail'in, biraz sonra gene farknda olmadan syledii baka bir sz:
Sonra hocalarn hepsi ikyeti deil ki benden... Mesel bir kere de tarih hocasna sorun beni...
Grsen ne kimseye benzemiyen bir insan o, baba? Neler biliyor, nasl konuuyor?
Talt'la pene peneye didiirken ismail'in sesi kh hrn, kh alayc idi; dediim gibi her iki halinde
de houma gitmeyen bir sesti. Fakat: Grsen ne kimseye benzemiyen bir insan o, baba! derken
birdenbire ne
176
MSKNLER TEKKESt
kadar deiiyor, ne kadar baka bir leme geiyordu bu ses Yarabbi!
Grsen ne kimseye benzemiyen bir insan o, baba! Ban kubbelerin ihtiamna kaldrd zaman
yapt gibi, boynunu yana eerek gzlerini ksyor, bolukta eriilmez mesafelere doru bir uuu
hayranlkla seyreder gibi dudaklarndan hafif bir slk kyordu, u yle olmu, bu byle gitmi, o,
bunu ezmi, bu, onu anlamam: teki, berikine hakszlk etmi, beriki tekinin izzetinefsini, yahut
kafasn krm. ok kere yksek devlet divanlarna, yksek ilim heyetlerine, yksek mahkeme
heyetlerine kadar en deerli, en ar insanlar derin derin uratrp dndren ve birbirine dren
btn bu meseleler birdenbire bu sesle ne kadar kk, ne kadar demez ocuk kavgalar
menzilesine dyordu. Ben, bu sesi geen sene bir gn, kk kabilemle Ayasofya'dan
Sleymaniye'ye ktm gn, bir kere daha iittiimi hatrlyordum. O gn, birbirimizle kavgaya
hazrlanyorduk. Ben, ismail'e, hakaret etmitim. Fakat o, bir faris levhadaki gzellii yanmyamalak
sezdiine sevinerek gene bu biraz ksk, ar sesle bana bu kavgann nafileliini anlatmt. Biraz
sonra Zeynep Hanm Kona'ndan kan sal, sakall talebelere bakarak kim bilir neler biliyorlar
onlar? derken gene o ses... nsan, karsndakine birdenbire bu kadar ar, bu kadar deiik bir
sesle sz syleyebildikten sonra kk dnyamzn kk dvalarndan, bir yn hi etrafndaki
kk didimelerinden hibiri gerekten yoktur.
Evet, nasl insan; o kimseye benzemeyen tarih muallimi! Kendisini tanmyorum. Belki gerekten
ismail'in dedii gibidir; belki bir parlak gsteri arkasnda bir ocuk vehim ve hayali! Fakat ben,
nnden geen saltanat arabasiyle nnden geen p arabasna daima ayn msavi bakla
bakm gzlerimle bu tarih muallimini

MtSKlNLER TEKKES 177


grmeye alrken onu lgncasna seviyor, lgncasna kskanyorum. Demek Fahr-i Rz masal
bo deil, en s bir ruhu, bir dncenin yksekliiyle kendi boyunduruuna vurmak hayali bo
deil; ismail'i kendinin de bilmedii kimbilir hangi atein itiyakyle rpnan bu bir para boyal tozdan
ibaret pervaneyi Mesne-vi'nin ateiyle kendime ekmek hayali bsbtn bo bir hayal deil. Ne yazk
ki ben, o adam deilim.
Fakat ne yazk ki bu mrmde belki ilk defa dtm vecid hali, ok srmyor. Sz artk deimitir.
Ayrlk yakn olduu iin ilerimizi konuuyoruz.
Sz arasnda gibi baka yerlere bakarak:
ismail'in, yaz tatili nasl geecek? diye soruyorum. Birden tellanarak:
zin verirsen mektepte kalacam baba! diyor ve bunu gene houma gitmeyen bir az
kalabaliyle tell tell izah ediyor. Zayf kalm dersler; arkadalarnn yardm olmadan
anlalmayacak dersler; hazrlanacak vazifeler; mektepte baka yerde de bulunmayacak kitaplar ve
daha birok lar, lar, lar!
Ar ar bam dndrerek Talt'a bakyorum. O, namaz kld zamanlarda olduu gibi gzlerinde,
dudaklarnda, burnunda seirmeler balyor.
Mesele gerekten ehemmiyetli! Talt, ismail'in yaz bizimle geirmek istediini sylerken beni
aldatmtr. Kelimeler tamamiyle aklmda deil. Belki Talt, kendine bir ak kap brakmak iin
kaamakl konumutur. Fakat kelimeler ne olursa olsun bende braktklar tesir budur. Halbuki ismail
bizi istemiyor; hatt byle bir teklifin azmdan kmasna zaman brakmamak iin bana solumadan
kurt masallar okuyor. Mesel hi krk numaras yokken, zayf derslerim var demesi apak bir
yalan deil mi?
F. 12
178
MSKNLER TEKKES
Ya bir gizli duygusu bana lkrdm geveletmemi olayd; snta srta seni bekliyoruz evde
diyeydim!
Evet, ismail, bizi istemiyor. Bu, Talt'n bir oyunudur. Belki deil, muhakkak... Karmda kapana
kslm fare gibi sk sk gzlerini krpmasndan, burnunu oynatmasndan da belli deil mi? Mesule
Bac, Talt' gene sktrd; o da yeni bir dargnlktan rkerek beni satt.
smali, meselesini bu kadar kolay hallettiine memnun, glyor; tehlike atladktan sonra baka eyler
zerine Talt'la ene yar yapyor.
Bu kahvede biraz daha oturabiliriz. Akama dnya kadar vakit var. Bunu istiyorum da. Bir ara ismail
iin deta mitlere kapldktan sonra ondan, azma bir pas acl veren bu fena duygu ile aynlmak
benim iin gerekten g olacak. Her eyin bsbtn bittiini gren bir dargn k gibi bir mucize
bekliyorum. Fakat mutlaka kalkmalym. Kar sokan banda sopal ve torbal bir adam
grnmtr. nmzdeki sra dkknlar ar ar dolatktan sonra bu tarafa dnecek, masalarn
her biri yannda gecike gecike bize doru gelecektir. Ben, bu tehlikeyi nasl daha evvel dnmedim?
Birdenbire ayaa kalkarak:
Bana izin ocuklar, diyorum, hemen gitmeliyim... Sonra, benden hesap soran varm gibi, kendim
iin en akla gelmeyecek gln yalan sylyorum:
im var.
Bu uzun yaz gnnn ne gnei, ne de rzgr hi kr etmemi gibi eve gittiim zaman, yanamda
ismail'in pt yer hl slak duruyordu. O gece sabaha kadar da yle kald.
Eyll sonuna doru bir akam eve dndm za179
man bana kapy o at; gene ayn slak dudaklarla yanam pt.
ismail, lgnca bir sevin iindeydi. Bilmem nasl bir msabakay ikincilikle kazanmt, iyi
anlamadm grnce:
Yani parasz devlet talebesi oldum, dedi, bundan sonra artk para vermeyeceksin.
ismail, artk para vermiyeceimi sylemekle beni memnun edeceini sanyordu. Demek artk
aramzdaki son ba da kopmutur.
Elinde boaz kesilmi bir horozla sokaktan gelen Mesule Bac, bizi bir arada grnce alayp
barmaya balad. Horozu elinde sallayarak taze kanlarm stme, sakalma sratyordu, ismail,
kahkahalarla glerek ii anlatt:
Ben gelirsem horoz keseceine yemin etmi... Akam ge vakit bekiyi aramaya gitti...
Sofrada bu ie pek memnun olduumu birok defalar tekrar etmeme ramen o gece yalnz
kaldmz vakit ismail:
Deil baba, dedi, deil sen umduum kadar sevinmedin.

Kendisinde imdiye kadar grmediim oynak ve akac tavrla gzlerinden birini kapyor, dilinip
karp burarak ne sylesem inanmayacan bana anlatmaya urayordu. Bunlar, onun mektepte
kibar ocuklarndan rendii haller olmalyd.
Glerek Gel bak ismail, dedim, gryorum ki sen artk kk bir erkeksin .Birok eyleri
anlamsn. Sana bir ey syleyeceim; sevindiimi sylememin ne kadar doru olduunu, baka
delil istemeden, hemen kabul edeceksin.
Ona artk ocuk olmadn sylemekle beraber eskisi gibi, hatt eskisinden de fazla, baz akam
vakitlerinde
180
MSKNLER TEKKES
Tamaalk'n stmasndan titredii zamanlardaki gibi yanma alarak, kucama oturtarak, ban
tutmutum.
Daha evvel bir sual soracam sana. Amma doru cevap isterim. Sana ailenden bir para kaldn
sylemitim. Ne diyorsun sen bu ie?...
Evet baba o zaman inandm. Fakat sonradan dnnce...
Tamam; anlatk; inanmyorsun artk; dorudur, her eyin bir mevsimi var. Fakat imdi
syliyeceime inanmalsn. Ben, senin iin bir para fedakrlk edebildiime memnundum.
Onu biliyorum.
Demek ki artk para vermeyeceim diye sevinmeme imkn yok. Peki, o halde bu ie sevinmemi
nasl izah edeceiz?
ismail, duygulariyle yayan bir kk ocuk olduu mddete elim, kolum balyd; ona hibir ey
anlatmama are yoktu. Fakat imdiki idraki az uyanmt, onu bu yoldan yakalamay ve yreine ufak
bir yara amay mmkn gryordum. Bu, benim ufak bir intikamm olacakt; smail, bunu haketmiti.
smail, dedim, ben, senden deil, sen benden, benim gibi bir adamn yardmndan kurtuluyorsun,
te ben buna seviniyorum.
Dediim gibi ismail'in szmdeki zehri anlayacam ummutum. Fakat bu kadar kuvvetle deil!
Vcutcuu-nun kollarmda, vurulmu ku gibi hopladm duydum ve alamaya balad.
smail duyuyor, alyor; fakat yaplacak bir ey yok. Ne benim tarafmdan, ne onun tarafndan. Daha
korkuncu beni ve kendini teskin iin syliyeceim her hangi bir szn hi bir eyi deitirmeyeceini
ve bana hrmetsizliin en by bu olacan bir byk insan gibi hissediyor.
181
Biraz birbirimizden uzaklam, karanln iinde bu alamann yava yava kesilmesini bekliyoruz.
Sonra, bilmiyorum ne kadar sonra, billur gibi canl ve przsz bir sesle tekrar konumaa balyor:
Yalnz bir ey var baba... Onu daha sylemedim. Bu imtihan kazananlan olduu mektepte, yahut
istedii mektepte okutmuyorlar. Nerede ak yer varsa orada okutuyorlar. Bana Bursa dt.
ok gzel ismail. Grmedim amma gzel memleket derler.
Gitmeme on, on iki gn kadar zaman vamn. Dndm ki, sen istersen, bu on, on iki gn
burada geireyim.
ok iyi olur ismail... Mademki istiyorsun...
Mutfakta bulak tkrtlar kesilmi, Mesule Bacnn terlikleri sofada iitilmee balamtr. smail,
sesini alaltarak:
Yalnz istersen Bursa'ya gideceimi o gne kadar bacmdan saklayaym. Yoksa gene bize kan
kusturur. Hatrlarsn ya o gn araba tekerleklerinin altna nasl kendini atmt?..
ismail, bundan sonra bacnn mektepte yapt rezaletleri uzun uzun anlatmaya balad. Kapy bo
bulduka ieri kaarak kendini kovduruncaya kadar urar-m... Mektebe giremeyince de smail
pencereye gelsin; smail bahede parmakln yanna gelsin! diye hademelerle, talebelerle haber
gndermeye balam. (smail bunlan anlatrken ikide birde Mesule Bacnn konumasn
taklidederek hakhalarla glyordu)... Sonra parmakla karak kollarn sallaya sallaya iaretler
yapyormu.
Bilmiyorsun baba... ocuklar bir kere alaya balarsa... Bir aralk sana haber gnderecek oldum.
Sofada hl ilerini bitirmemi olan Mesule Bac
182
MSKNLER TEKKES
arasra uzun ince vcudunu, ylan girer gibi, kapdan uzatyor, anlamadan ismail'in kahkahalarna
itirak ederek:
Ayo, bana da solayn da ban da gulim, diyordu. Bir keresinde de garip bir halle:
Sak bana m glyorsunuz ayo! diye sordu, smail bana gz krparak nee ile:
Elbette sana glyoruz; baka kime gleceiz! dedi.
Yooo... Sen bana glmezsin.

Mesule Bac hakaretin her ekline alkt; bunu deta kendi hakk sayard. Fakat onda glmeye kar
garip bir hassasiyet kalmt. imdi ismail'in kendine glmesini imknsz grd iin aka yapyordu.
Fakat baka zamanda etrafta kahkaha sesi iittii zaman hemen pirelenerek gzlerini bejirtir; kendini
en gln vaziyetlere drmekten deta zevk ald halde biri glecek olursa korkun bir cehreyle:
Na oluyu?... Yzmde mamun mu oynuyo? diye kavgaya hazrlanrd.
Mesule Bacnn bir defa izmir'de bir Arap dilenciden yedii korkun bir daya seyretmitim. Fakat
dorusunu sylemek lzm gelirse ismail'in bu geceki alay ondan daha ac idi. Yann ok stnde
bu kadar ince duygular, bu kadar garip sezileri olan ismail'in; az nce karanlkta alayn
dinlediim ocuk, sefil olduu nisbet-te ve hatt asl bunun iin ilh olan .merhamet kadar tatl, bir
muhabbeti hissetmesi bana anlalmaz bir muamma gibi grnyordu. Bir ara ismail'deki bu
vefaszlk bana yle eza verdi ki syliyecektim. Fakat biraz evvelki alay hatrladm ve bu
anlalmaz ocukta benim arzumu ok aacak iddette bir sarsnt yapacak yeni bir zemberee
dokunmaktan korkarak sustum.
MSKNLER TEKKES
183
ismail, Sleymaniye'deki evde on iki gnden de fazla kald.
Ondaki deiiklik birka ay evvel grdmden ok bykt. Bazan anasnn bize brakt bir
bohadan km nfus tezkeresinden pheye dyor, sakn ne idi- belli olmyan bu
yarmyamalak kdn gsterdiinden birka ya daha byk olmasn diyordum.
Yalnz mektep kitaplariyle kalmayarak daha baka kitaplar da okumaya balamt. Zaten bu huy
onda kkten beri vard. ine peynir sarlm gazete ktlarn okur, sokakta giderken bir eme,
yahut mezar tana rastgeldiimiz zaman dur, baba okuyalm diye eteimi ekerdi. Fakat imdi
korkulacak bir iptil haline gelmiti. Bana ekinmeden de sylediine gre hocalar onun uradan,
buradan eline geirdii kitaplardan bazlarn yakaladklar zaman gzlerini iri iri aarak ahlk
numaran kranz diye banyorlard. Birok geceler uyku saatinde kendisini merdiven aralklarnda
krk mektep eyalar saklanan odalarda, cebinde tad bir mum parasn yakarak, kitap okurken
yakalyan gece bekilerini nasl kandrdn glerek anlatyordu. Demek mektebin ismail'den ikyeti
haksz deilmi!
Kariye camiinde bulutuumuz gn, horoz gibi Talt'la altalta stste bouurken hocalar iin
dnd baz eyler tylerimi rpertmiti. imdi, onun mektep dndaki daha ar ve yksek
eyler iinde bunlardan daha az korkun olmayan fikirler sylediini iiterek dehete dyordum. Bir
ocuk iin azgn atlann kuyruunu ekmek, koan tramvaylara sramaktan ok daha tehlikeli
oyunlar! Yalnz, bu oyunlar tek bana oynanamya-ca iin beni de Talt gibi mnakaalara
srklemee urayordu. Fakat ben, yllardan beri yalnz yasaya ya184
MtSKNLER TEKKESt
saya konumay unutmu ve bunun bir eye yarayacana zaten pek inanmam adam, sadece onu
sessiz sedasz dinliyordum ve ismail yorularak baka eylerle oynamaya gidiyordu. Ah, u ocuklar!
Bir oyuncak gibi daima oynayacam sanrken, hi beklemediimiz bir anda elimizde ate alan bu
hava fiekler! Gkte kandil kandil utuktan sonra neye arparak nereye dkleceklerini bilmek
mmkn mdr?
Hsl, ismail gerginleen akaklarnn kalemle yaplm resimlerdeki gibi biraz yana ekerek
uzatt gzlerinin saniyeden saniyeye deien baklariyle da,ha incelip effaflam, cildinin
saniyeden saniyeye deien renkleriyle bana deta korku veren bir yeni ismail'dir, ismail'in btn bu
tavrlar, bu huylan mektepten aldna phe yok. Keke yalnz almakla iktifa etse. O, kendinde
olanlarn bunlarla kartrnca nasl bir tertip meydana geleceini bilmiyorum ve ite asl bu, beni
korkutuyor.
*
**
Gecenin bir ksmn baheye ve sokaa girip kmakla, sofada Mesule Bac ile glp boumakla
geiren ismail, nihayet odama gelir; yorgun ve durgun bir tavrla karma oturur.
Mesule Bac, bu hali uyku mahmurluu sanarak onu yatrmay teklif eder, ismail, ona ve bana bakp
glmseyerek:
Bir para iimiz var... imdi gelirim, der. Bu bir para iin ne olduunu bilirim. Fakat onun
sylemesini beklerim.
Azck senin kitabn okuyaym m baba?
Uygun gelmediyse peki, ismail.
Senin de gelmediyse.
135
ikimizin de uykuyu dnmediini ikimiz de biliyoruz. Fakat bu, bir nevi k az ve nazdr.

deta nazlanarak Mesnevi'yi yerinden alrm, sahife-lerini kartrmaya balarm.


Gzel bir yerinden oku baba.
Her taraf birdir onun smail.
Oku; mnasn anlat bana.
Bunlar anlatabilmek iin ok okumu olmak lzm ismail. Bilirsin ki ben cahilim. Amma yle
rastgele bir yerinden sana okumaya alaym.
Rastgele deyiim yalandr; okuyacam yer ona kendimi beendirmek iin, imtihana girecek bir
ocuk gibi tekrar tekrar okuduum bir yerdir. Fakat gene de imtihanda btn bildiklerini unutan ocuk
gibi arrm.
Mesnevi'nin ne kelimesini, ne de fikirlerini anlayacak bir adam olmadm daha nceden syledim.
Fakat onun kimsenin benim kadar anlayamayacan da gene daha evvelden sylediim taraf yava
yava anlatmaya baslarm. Ben, yalnzl iinde dncesi rya, sz bir nevi sayklama haline
gelmi bir fikir fukarasym. Fakat belki de bunun iin, karmda uyumak zere bir ocua bir mazbut
dncenin hendesesini deil, bir ryann birbirine karm ekil ve boyalarn anlattm iin onu
yava yava tuttuumu, benim artk hibir irkinlii grmeyen gzlerle kendime rmettiimi grrm,
ismail, bu saatlerde hibir dncenin, hibir kk dnya hrsnn benim elimden alamyaca benim
Ismailim olu...
**
ilk ayrlkta Mesule Bac, yrtc lklar koparm, sonra bunu bana kar bitip tkenmez dargnlklar
takip etmiti.
Fakat gecenin birinde o, henz daha eyll sonunda
186
bulunmamza ramen yakt sobann banda kendisiyle; ben kerevetimde Mesnevim ile yalnz
kaldmz zaman alamad ve bana danlmad. Bu seferki ayrln aresizliini o da anlamt. Hafif
bir rzgr vard. Asma dallan penceremize arpp salladka ban kaldrp dinleyerek smail'in
korktuunu sylyordu. Bursa urackta bir yerdi, ismail'in yeni mektebindeki yatanda oktan
uykuya dalm olduunu ona temin ediyordum. Fakat bu kadar aresiz bir ayrln bu kadar ksa bir
yolu olmasna o, bir trl inanmyor, rzgr tekrar pencereyi tkrdatt zaman bana yeniden ayn
suali soruyordu.
Evet, Mesule Bac, bu sefer barmad; danlmad. Fakat hepsinden fenasn yapt. Baz geceler kar
ve arka evlerde gramofon alard. Mesule Bac, bunlardan, ark da deil de bir gazel rendi. Onun
glerken ve alarken bana deta gzel gelen bir sesi vard, fakat Ban sani ak ile... diye gazel
sylemeye balaynca...
Baz akam, mutfaktan gelen bulak akrtlan arasnda onun ilh bir acy bu kadar sefil ve gln
bir kla sokan bu gazelini dinlerken eski vahi lklan ne hasretle arammdr.
VI
lk geldiim zaman mahalle dar ve eribr bir sokan bozuk kaldnmlan kenanna dizilmi irili ufakl
iki sra evden ibaretti. Boyalan dklm, ahnileri arplm, saaklanmn knklanm kafeslerinde
gvercinler yuva tutmu eski zaman evleri; baka bir iddia ve heves, baka eit pencereler, kaplar
ve balkonlarla tuladan, tatan yapldklan halde onlar kadar sefil ve ihtiyar bir ehre balam yeni
zaman evleri ve aralannda yeni bir yangn veya zelzeleden kma benzeyen birka virane.
Bu iki sra ev, benim iin uzun zaman, karagz gsMlSKNLER TEKKES 187
termelikleri gibi, i ve arkas olmayan tek yzlk bir resimden ibaret kalmtr; gndzleri, uzun yllar
asl kald bir duvarda gneten, tozdan, rutubetten boyalan silinmee yz tutmu bir eski suluboya;
gece olunca pencerelerinin dandan ve kardan vuruyormu gibi grlen l aydnlklariyle bir
karanlk kabartma...
Geen, yllar iinde bu kaplardan girip kan insanlar grdm; ilerinden ve kap nlerinden sesler
iittim. Bende bunlara kar asla bir merak ve tecesss yoktu. Hatt pencerelerini bile kapal tuttuum
evimde etrafm saran dua yalnzl iinde rahatsz edilmekten korkarak bunlardan kayordum bile.
Byle olmakla beraber bu grnler ve sesler, geen zaman iinde birike birike yle bir hdise
oldu ki bu sokak benim iin bir cansz resim olmaktan kmaya balad; cepheler yava yava
aydnland; bir kere bile ayak basmadm, hatt geerken aralk kaplarndan bir gz atmay merak
etmediim halde imdi hepsinin iini (odalar, merdivenleri, mutfaklariyle ve daha btn gizli keleriyle) biliyorum; iindeki insanlarn yaaylarn en mahrem hareketleriyle, bir ruh gibi, istemeden
seyrediyorum.
nndeki ykk emenin kenarndan bizim evin cephesine bir ince asma dal uzayan dar, yzl tahta
evin st katnda bir baba kz oturur. Baba, muallimdir. Belki de benim ismail'in bir ilh gibi gklere
kard adam. Bu muaalimin akaklanna kr dmeye balamtr. Fakat ya nihayet otuz be, otuz

altdr. Biraz evvel gmleinin kollarn svayarak bir gazocanda piirdii yemei baba kz yediler.
Kz, yedi yanda zayf, sarn bir ocuk. Mutfak haline getirilen aralkta durmadan babasnn
ayaklan arasnda dolat; yava yava ark syleyen baba, onun kendisine yardm gayretiyle bir ey
devirmesinden yahut krmasndan korkuyor; ikide bir
188
MtSKNLER TEKKES
arksn keserek: Hadi sen sofray hazrla; tabaklan koy, atallar yka, yalnz bakla ekmei
kesme! diye bandan savuruyordu. Her ey hazr olunca ocuun damlasn iirdi; btn gayretine
ramen gene de pek lezzetli pimemi yemei ona daha fazla yedirmek iin trl maskaralklar yapt;
sonra beraber oynadlar; kz nihayet esnemeye balad ve hi bir oyunu reddetmeyen g-leryzl
babaca yeni bir oyun teklif ederken ban brakarak uyuyuverdi. Muallim, ayaklarnn ucuna basa
basa birka kere arala gidip gelerek sofradaki kirli tabaklar ve atal, baklan tad;
akrdatmamaya gayret ederek hepsini bir araya toplad. Bizim bitiiimizde oturan bir ihtiyar kadn,
yarn sabah oraya urayarak bu bulaklar alkalayacaktr.
Muallim, akam yemeklerini piirmeyi, kk kz giydirip taramay rendi. Fakat bvlak ykamay
renemedi; daha dorusu bundan duyduu tiksintiyi bir trl gideremedi.
imdi, artk lmba dolamyor; geceyarsndan ok sonralara kadar kmldamadan yanaca yere
konmutur. Baba, kk kz kanapeden alarak yatana gtrd; kucanda evirip evirerek soydu:
geceliini gydir-di. Bunlar yaparken eilerek, hatt bazan gzln takarak ocuu muayene
ediyor. Btn dikkatine ramen vcudunu clz ve sefil gryor; kulaklarnn arkasnn ve boynunun
kirli oldupunu gryor; gmleinin koltuk altn sklm, bir dmesini kopmu gryor. Uyku
halinde gzlerinin ukuruna, burnunun kenarlarna den glge onu erimi ve solmu gsteriyor. Ya
arasra derinden derine iini ektike titreen dudaklarnn renk-silii! Baba, gzlnden sonra
lmbay alarak ocuun yzne yaklatryor. Fakat lmbann bu yzde oynatt glgeler onu bu
sefer daha aresiz surette sefil gstererek evhamn artryor. Bir gnn trl trl
MlSKNLER TEKKES 189
yorgunluklarndan, hrnlklarndan sonra kendini uykuya teslim eden her ocuk, hakikatte budur.
Fakat ancak anas olmad zaman byle grnr. Ben, hibir ey bilmeden, grmeden ehadet
ederim ki bu kk kz, anas zamannda baka trl baklmyordu; belki hatt boynu imdikinden
daha kirli, yz daha zaytt.
Ne acayip, bir gen kadnd onun anas! Evde olduu zaman ya gler, ya alar, ya ark syler, fakat
hepsinden fazla olarak kavga ederdi. Yalnz sesten ibaret bir kadn. ark syledii zaman sokaktan
geenler admlarn arlatrrlar, hatt dururlard. Fakat o, sesi, arkdan fazla kocasiyle kavga
etmek iin kullanyordu. Btn haykrlarnn hulsas: Ben yaamak istiyorum; ben bu zindanda
bouluyorum.
Ben, gene bir ey grmeden bir ey bilmeden ahadet ederim ki o, kocasn seviyordu, ocuunu
seviyordu. Bu sesle ark syleyen bir kadn, hi deilse baz saatlerde kocasn, ocuunu
delicesine sevmesin olamaz. Fakat buna ramen bir sene evvel ban alp gitmitir.
Sonradan mahallede renildi: Artk muradna ermi; ryasn grd hayat yayormu;
Vilyetlerde gezen bir saz takmnda hanende imi; gndzleri leye doru bir otel odasndaki
karyolasnda uykudan uyanarak karski adan gelen krmz yal yemeklerini yiyormu; akama
kadar arasra pencereden sallad bir kmr ts ile boncuklu, srma ilemeli elbiselerini tlyormu; yatan baucundaki illi aynada, kollarm, gs ve ensesinin grnecek yerlerini
kolonyal pamukla temizliyormu; ykanacak yer ve su bulunmad iin kundura boyaclarnn
usulne uyarak kir tabakalarnn stn tertemiz boyalar ve cilalarla boyayp par-latyormu; sonra
gazinonun iinde veva bahesindeki sahnede, dar bakmak ve glmek tehlikeli olaca iin yannda
ayakta duran ingene kemancya glmseyerek
190
MSKNLER TEKKES
arksn sylyormu; ark bittii zaman birbirleriyle yrenliklerine fasla vererek el rpan
dinleyicilerine ba-iyle selm veriyormu; sonra gazinonun karanlk sokana iki keeli dizilen klar
arasndan sanda bir beki, solunda bir polisle, gene oteline dnyormu!
Havann scak olmasna ramen muallim; kk kz smsk rttkten sonra tekrar masasna geldi;
ocuun gzne vurmamas iin lmbann n stste konmu birka byk ciltle sipere aldktan
sonra kitaplarn, defterlerini at. alyor, belki de ismail'e grsen ne kimseye benzemiyen bir
insan o dedirten eyleri dnyor, aryor.
Biraz sonra hafif bir pencere tkrts duyuyorum. Bitiiimizdeki evden, sabahlan muallimin
bulaklarn ykamaya giden ihtiyar kadnn evinden sokaa drt ke bir aydnlk erevesi dyor
ve bunun iinde salkm saak bir kadn glgesi harekete balyor. En gzel bir kadnn glgesi
olabilecei gibi benim Mesule Bacnnki olmasna da hi bir mni bulunmayan salkm saak bir glge.

Fakat yllarn gzlerime kazandrd o esrarl hassa sayesinde ben, bu erevenin iinde tombalak
bir gen kadn ehresi gryorum. Gldke daha ufalarak yanaklarna gmlen kk zm
gzleriyle, kenarlan darya doru kvrk dudaklar ve ucu hafife yukarya kalkk minimini burnu ile
ocuk kalm bir ehre. Hi irkin deil. Salarn saman rengine boyamasa, azn darya kvrk
dudaklarndan taan slak krmz boyalarla yavrularn yemi bir vahi kedi azna dndrmese gzel
bile denecek. Pencerenin nnde udunu yan plak gsne dayyor; tellerini bir iki kere
tngrdattktan sonra hafiften hafife ark sylemeye balyor: Karanlkta glmsyorum; o kadar
glmsyorum ki, gecenin sessizlii iinde gittike artan bu arkya, kitaplarnn stnden ban
kaldran muallim de bunu farkediyor; o
191
da bana doru bakarak glmsyor. Dudaklarmz kmldatmadan, yalnz bu glmseme ile
konuuyoruz:
Bu arklar hep senin iin.
Anlamamak mmkn m? Sirke ile sinek avlamak istiyor biare.
Bunu benim kendi kefim sanyordum. Vaktiyle ben de ud alarak kendimi birine beendirmeye
almtm.
Gidenin arklarn hatrlatmakla beni kendine k edeceini sanyor. Sonra, onun oyunu bundan
ibaret de deil. Sabahlan bulamz ykayan, arasra odamz sprmeye gelen anasna bir
zamandan beri para kabul ettiremiyorum. Baz akamlar, odamzda kk iek demetleri
buluyorum. Kzm, bunlar karki ablann getirdiini sylyor. Karki ablay, hatt bir gn
odamzda kzmla oynarken yakaladm. Geldiimden haberi yokmu gibi birdenbire ak gsn
kapad; utanm gibi bir tavrla glerek dar kat; aa inmeden nce ksa bir zaman merdiven
banda kendisini armam bekledi.
Demek imdi udla o, sizi aryor.
Evet, fakat benim ona gre ne ilerim var... Pencereyi kapatmak lzm.
Aman, onu yava yapn... Belli etmeden... Tesadfen gibi.
Niin?
Sizin iin ark syleyen bir insann yzne birdenbire pencere kapamak gnahtr da ondan. Gene
glmsyor:
Alktr o...
Ben de glmsyorum:
Bu kadncaz hakknda ne dndnz bilmiyorum. Sadan, soldan benim de baz eyler
alnmtr kulama... Gnlerce evinden kaybolarak birtakm er192
MlSKNLER TEKKES
keklerle dp kalktn, gazinolarda sarho olduunu bilirim.
O halde?
O halde gene acrm bu biareye. nk bunlar, sadece bir koca avlamak iindir ve belki on be
yldan beri, yani on alt, on yedi yanda babas yeni lm bir kz olduu -zamandan beri bu,
byledir. Hatt bugn bile sokakta karsna kan adam namuslu biri olup da ak ak: Kk
hanm, bende epeyce dnyalk var. Seninle bir eyyam bir yere kapanp safa srsek dese onun
alayarak ve haykrarak kovacana phe yoktur. Nitekim anas da yle. Fakat Allann emriyle
imdilik nianlanalm; sonra da birbirimizi tanyp tecrbe ettikten sonra gene Allann emriyle... dedi
mi kendi de, anas da derhal yelkenleri suya indiriyorlar. Bu teklifi yapan bilmem hangi uzak vilyette
lm halinde bir ihtiyar amcadan miras yiyeceini syleyen, uha pantolonunun diz kapaklar deve
diz kapaklanna dnm kaln kundura-l bir fakir darlkl talebi mi? defa evlenip ncde
msrif, pasakl, namussuz kadnlara dt ve buna ramen bir drdnc tecrbe yapmak istediini
syli-yen orta yal, klksz ve ayya bir kk memur mu? Yoksa hatt ocuklarn evlendirip nihayet
kendine sra geldiini ve rz ehli bir kadn aradn syliyen ihtiyar kurt mu? Ana kz bunlar hi
birbirinden ayrdetmeden raz oluyorlar. Maksat bir koca deli mi?
Muallim, glmsemesi daha genilemi olarak beni dinliyor; devam ediyorum:
nk ikisi de zamann cahilidirler. Eski evlenme usulnn deimi olduunu biliyorlar ve
yenisini' bu sanyorlar. Ana, kzn otomobile bindirip gtren adam iin az kulaklarna vararak
damadm, diyor, ne yapalm zamann deti byle imi. Herkes byle yapyor. Bir hafta, bir ay,
yahut daha fazla, sonra macera, bir rezalet193
le, hatt ok kere o da olmadan kendi kendine sona erdii zaman ana da, kz da gene aym saflkla:
Talihimize nianl bu defa da ahlksz kt diyorlar. O bir hafta, bir ay, yahut daha fazla zamann
zararlarna gelince, eeey dnya halidir bu. insann bana ne gelmez?... Allah insan edepsiz
errinden saklasn...

Yani biarenin btn mr ucuzcu serserilerin kucanda getii halde ne yaptklarm kendi de, anas
da anlayamayacaklardr.
VII
Muallimin oturduu uzun yzl evle kcebamdaki mavi konak arasna tek katl bir bodur ev
skmtr. Benim Tamaalk'taki evin bir numara hallicesi. Burada ihtiyarlam bir posta ktibi ile
kars ve ocuu oturur. ocuklar yetitikten sonra arka baheye, mutfan bitiiindeki eski
kmesin yerine, ksmen de onun tahta-lariyle, bir yer odas yaptrlm, ondan artan para ile de evin
yzne bir sar badana vurdurulmutur. Fakat zaten alak olup sokan ykselmesiyle biraz daha
topraa gmlm olan tokmakl kapl hali zere kalmtr.
Srt iyice eilmi olmakla beraber gene de ok uzun boylu kalan baba ve boyca ondan aa
olmyan olu bu kapdan girip kmak iin epeyce glk ekerler. Kzlar ufak tefek zeytin ekirdei
gibi eylerdir. Fakat onlann girip kmalar erkeklerinkinden de daha gtr. Her defasnda, taln
karanlndan kedi gz gibi parlayan gzlerle sokaktan temiz kyafetli bir yabancnn geip
gemediini muayene ederler.
Sokak yzndeki byk oda bu iki kza braklmtr. Onlar dipteki yatak yknn kaplarm skerek
yansn elbise dolab yapmlar, yansna aynas, renk renk
F. 13
194
MSKlNLER TEKKES
ieleri, kutulan vesaireleriyle tuvalet masalann yerletirmilerdir. Gndzleri evde bulunduklar
zaman burada alafranga ark derslerine ve Almancaya alrlar; ara sra teklifsiz arkadalanna ay
verirler; geceleri de eit eit firketeler ve kt paralariyle sanl salarn krmz, san, yeil,
siyah boyalarla lekeli bir tlbentle kundaklayarak ve yzlerini yalayarak kedeki kerevetin
stnde koyun koyuna uyurlar. Onun yanndaki dar odann birka vazifesi vardr. Sabaha doru eski
mahalle imamnn evindeki toplantdan, yahut Beyolu'ndan dnen oul, leye kadar orada yatar;
leden sonra ortadaki masada onun belinden bzmeli mavi ceketi, paas kvnk bol pantolonlar,
kolsuz gmlekleri, eit eit boyunbalar tlenir; sonra, o gidince t, kzlarn eline geer; akama
doru da bu masaya sofra kurulur.
Ana baba, bylece evi hemen tamamiyle ocuklara brakarak kendileri bahedeki yeni daireye
ekilmilerdir. Posta ktibi eskiden ok sert bir adamd. Yannda az amak kimin haddineydi. Fakat
gitgide ona garip bir durgunluk kmtr. Kans burgu gibi incecik sesiyle geceleri ban yerken
onun bu sese kulak vermi-yerek uzakta konuulan bir eyi dinler gibi bir hali vardr.
Kadn,, kendisi iin hibir ey istemiyro; onun btn derdi ocuklardr. Kzlar ne olacak?
Paraszlktan adamakll bir mektebe verilmemi olan olan ne olacak? Herkes iini uydurup etek
etek para toplarken kocas, doruluk diye bir ey tutturmutur. Bugn gmrk hamallarnn bile burun
kvrd bir aylkla kendini limon gibi sktrmaktadr.
Bu kavgalann ilk balad zamanlarda posta memuru eski titizliiyle kansn halar; hatt dvmekle,
boamakla tehdidederdi. Sonra, hzm kaybederek daha alaktan almaa balard: Vallahi o i bana
anlattklar
MSKlNLER TEKKES
195
gibi deil hanm. Ben, doru bir adam olmasam da eri olsam ne yapabilirim diye dnyorum.
Damgal posta pullarn temizliyerek tekrar kullanmaktan baka bir yolunu gremiyorum ki, bu da,
tehlikesine baklnca, ne temin eder insana? diye deta kendini mdafaaya urard. imdi ise,
koyun gibi gzlerle hi ses karmadan dinliyor. Oul ile kzlara gelince, onlar oktandr kendisiyle
konumadklar iin zaten mesele yoktur. htiyar memuru kzdrmak iin bir tek are vardr: Ona bir
yerden bor para, yahut taksitle eya almay teklif etmek. Yalmz o zaman gzleri dnyor, yz
terlemee balya-rak baryor: Olmaz o. Mavi konak gibi benim kapmda da banrlarsa ben,
kendimi de, sizlerden elime geeni de ldrrm.
Tramvayda birbiriyle Almanca konuan, aylarda pek stlerine dlrse gftelerini az
kalabalna boduklan alafranga arklar syleyen kzlara arasra iyi ksmetler kmaktadr. Fakat
onlar, benim ud alan kk gnll komudan daha fazla kendilerini satmasn bildikleri iin onun
gibi hemen kaplvermiyorlar; uzun nianllk tecrbelerine kolay yanamyorlar; kzlardan birinin
arasra nianl namzelterinden biriyle sinemaya veya pastahaneye gitmesi lzm gelirse teki de
beraber bulunuyor.
Kzlarn bu ihtiyatnda evlerinden ve babalarndan utanmalarnn da tesiri vardr. Kendilerini
kordella-ra, parlak cam ktlarna sarlm hediyelik ekerleme kutular gibi gz alc boyalariyle bir
yerde grp cam eken bir erkei nianl namzedi olarak bu bodur evin tokmakl bodur kapsndan
indirmek ve hele bu ak bykl, klksz ve dilsiz adam baba diye takdim etmek! Kzlar, daha bunu

dnrken encelerinden srtlarna buzlu su kam gibi, korkun sinir hareketleriyle, titreip
kvranyorlar.
196
MSKlNLER TEKKES
*
**
Bereket versin yanlarndaki keban tutan yayvan konakta, Abdlhamit zamanndan kalma bir
paa hazretleri vardr ki btn skntl zamanlarnda imdatlarna yetiir ve onlara deta babalk eder.
Posta memurunun kars vaktiyle bu paann kzlarndan birine bir iki gn st vermi olduu iin bu
babaln ayrca bir tutamak taraf da vardr.
Kzlar baz kibar meclislerde paa baba unu dedi, paa baba bunu yapt gibi szler sarf ederek
kendilerini yabanclara onun z kzlar gibi satarlar ve posta memurunu ustalkla aradan kaynatrlar.
Kzlar, zaten vakitlerinin ounu yelpaze biimindeki ifte merdivenli, sokan iki yzne indiren
kap talndaki iki tahta stun ile kap kemerinin stndeki birka boya bulandan baka
maviliinin ahidi kalmam Mavi Konakta paann kzlar ve oullariyle beraber geirirler.
Kendilerinin mektebe balamalar, ikiz olmadklar halde nasl bir araya geldii anlalamayan isim
gnleri ve erkek kardelerinin snneti gibi trenlerde daima postac ortadan kaybedilmi, onun yerini
paa baba almtr. Nianl namzetlerinin aile bykleriyle grme zaman gelince onlar, dorudan
doruya Mavi Konaa getirilirler. Kzlar, burada ne kadar kendi evlerinde olduklarn gstermek iin
sofada ark syleyerek hizmet ederler ve paa baba arasra onlara kendi hesabna bir para da
sahi taraf bulunan ak akalar yaptka glp hay-krarak sakaln ekiyor gibi yaparlar.
Utanlacak bir baba olan posta memuruna karlk uzun beyaz sakal ve seksenine yaklam
olmasna ramen hl dik duran vcudu ile gerekten utanlmayacak bir baba, gs kabartacak bir
babadr.
Paann sokaa kmak iin artk elbisesi kalmamMSKINLER TEKKES 197
tr. Fakat vaktiyle Hnkr yaveri iken Abdlhamit'in hediye ettii sylenen bir elma krk vardr.
Nianllar gelecei zaman Mavi Konan ke bucanda ne kadar yaldzl, oymal eya kalmsa
selmlk odasna tanrd; paa getirin bakalm u benim bakkal korkutan diye glerek krk ister
ve arkasndaki al rnei entarinin pek grnmemesi iin onu kuakla skca belinden balar.
Krke, bakkal korkutan adn aa yukar otuz senden beri tekat bulunan paann kendi
koymutur. Sebebine gelince, alacakllarn yeni ve yabanc olanlar bu odaya alnr; paa, onlar bir
yaldzl koltua oturtup zarf ini, fincanla kahve iirirken Abdlhamit'e ait htralarn anlatr, bir
yandan da elma krkn kendi heybetli karn stne gelen ksmndaki tylerini elleriyle yava yava
svazlar.
Adamcazlar yaptklar kabalktan utanarak konuma sonuna doru onun istedii birka gnlk
mh-lehi honutlukla verirler. Hatt aralarnda borcun lkrdsn hi azna almadan kanlar olur.
Geri onlann en edeplilerinden bazlarnn bir zaman sonra sokak kaps nnde telll arr givi
seslerle ve en ar kelimelerle bu krke svdkleri de iitilmitir. Fakat ne olsa kazanlan zaman bir
krdr.
*
**
Mavi Konan st katnda dnyaya ksm bir adam oturmaktadr.
nsan iine kmaktan utanr; mahallede yzn gren yok gibidir. Sabahlan gn domadan kar;
geceleri iyice karanlk bastktan sonra eve dner. Ge vakitler penceresinde grlen tek k gamn
defetmek iin saatlerce stste itii sigarann parlayp snen ateidir.
198
Muallimle olduu gibi onunla da kardan karya konumalarm vardr.
Kanma. Ben utanlacak bir adam deilim. Hatt adam bile olduum pheli. Gryorum
insanlardan kayorsun? Sokakta dolamak hakkn bile kendine vermeyecek duvar diplerini syra
syra evine gelip gidiyorsun. Karanlk ve scak da olsa paltonun yakasiyle yzn kapyorsun. Nedir
bu o kadar saklamaya uratn yz karas?
Zengindim. Fakir oldum.
Hakkn var. Gerekten ayplarn en by. Babadan m geliyordu bu zenginlik?
Hayr, kendi el emeimdi. Byk muharebede ticaret yaptm. Vagon alp satyordum. Hudutlardan
ku umad bir zamanda altn getirip gtryordum. Buna benzer daha baz byk iler..
Ayn tarihte Suriye taraflarnda benim de byk vatan hizmetlerim olmutur. Bir nevi silh arkada
saylrz. O vakitki zenginlerden birinin bir Avrupal oyuncu kzna banknotlardan bir yorgan yaptrd
rivayet olunur. Sen misin o acaba?

Sigarasnn kvlcmnda dudaklarnn gaml bir glmseme ile burkulup ksldn gryorum:
Hayr. Ben ondan da cmert adamdm. Bir gece evlerimden birini ereflendirmi bir kibar
hanmefendiye ertesi sabah giderken btn eyasiyle beraber o evin tapusunu hediye ettiimi
hatrlarm. Fakat insanlarn nankrlne bakn ki mtarekenin en karanlk gnlerinden birinde o
deil, fakat tapu hediye ettiim baka kadnlardan biri beni elimde emsiyem ve bavulumla son
evimden kap dar etti.
Tapu onda olduu iin kendi evinden demeli.
Evet, fakat ne de olsa gene nanakrlktr. Czdanmda ka lira kaldna bakmaya cesaret
edemiyordum.
199
stelik de hastaydm. Sokakta rastladm dostlar koleral gibi kayorlard benden. Halbuki ne
fedakrlklar etmitim ben onlara.
Muharebe iinde yle geceler olur ki ben onlan, erkekli diili ylanck riyallar gibi ikier ikier
otomobillere doldurur, Boazii'nde mehtap yahut sabah seyretmeye gtrrdm. Halk, ay
bardaklarnda zeytinya yakarken karanlk krlar ve bayrlar arasnda on, on be otomobilin seyyar
bir enlik gecesi gibi, prl prl akn bir gznne getirin.
Dostlar yledir. Ho grmeli .
Aylarca hastahanede srndm. Nihayet ilk karm elinde iki ocuu ile beraber Anadolu'dan geldi,
yi zamanlardan kalma birka para mcevherini satarak beni bir hasta ocuk gibi tedavi etti. imdi
epeyce zamandan beri bir kmr deposunda kantar memuruyum. Sabahtan akama kadar ter ve
kmr tozuna bulanarak almama mukabil elime geen pek az para ile karm bu evde beni ve
ocuklarm idare etmee urayor.
Bu, birdenbire ykselip alalmalarda benim durgun bamn anlayamayaca pek ok eyler
bulunduu muhakkak. Fakat bir tanesi var ki ona hi aklm ermi-yecek. Ben, utanlacak adam
deilim. Bunu daha evvel de syledim. Anlatn bana. Vagon ii, altn ii, daha bilmem ne ii yaparken
saklanmadnz; bana bir tanesini tasvir ettiiniz o donanma gecelerinde bilkis yznz btn
klarn odak noktasna evirip herkese gstermekten holanrdnz. Bu, bir tabiat meselesidir; asla
bir diyeceim yok. Fakat imdi, sabahtan akama kadar kan tere boularak hayatnzda belki ilk defa
kazandnz ekmei kendi karnzla, kendi ocuklarnzla blrken nasl gururlanmyorsunuz? te
ben, bunu anlayamadan leceim.
200
MSKNLER TEKKES
VIII
l
Mahallede bu kalktktan sonra den biareye mukabil dtkten sonra kalknm bir adam
yaamaktadr: Mahallenin hl eski adiyle Tombul imam diye arlan eski imam.
Bu Tombul mam, Abdlmecit devrinde akpene-lii ile mehur bir emsalsiz adamm. Mahallenin
Defter-hanede, Tekat Sandnda, eyhislm kapsnda ve er'-iye mahkemelerinde olan en batak
ilerini vekil, kefil, ahit, evrak- msbite vesaire tedariki de kendine ait olmak zere gtr
olarak zerine alr ve kanrm. Mahallede ev alm - satmndan, evlenme ve boanma ilerine kadar
hibir i ona danlmadan yaplamazm. Kocalarnn zulmnden kaan kadnlar, babalarnn
istemedii bir erkekle evlenmemek iin evlerinden kaan kzlar; efendilerinden kaan arap halayklar
onun evine s-nrlarm. Dnler, cenazeler, mevltlar, hafz tehni-yeleri gibi byk merasimi o
tertipler mevltru, algc, kek, hokkabaz pazarlklar onun evinde olurmu. Mahallenin namusunu
kirletenleri mahalleden kovmak, olmazsa fenerli baskn alaylar tertibetmek onun vazifesi imi. Hsl,
biraz ilerideki eyhislm krptsnn k gibi bir yer.
Merutiyette mahallenin bazi ileri gelenleriyle beraber imamn da yldz kararmaya balyor ve bunu
Vefa yangnnda camisinin yanmas, serseri, afyonke ve kumarbaz kan byk olunun byke bir
paray alp kamas gibi srt sraya birtakm felketler kovalyor. Cum-huriyet'te mahalle imaml ve
sark kaldrld zaman ise artk sylenecek sz yoktur ve Tombul mam, Allah tarafndan sabr ve
sadakati denenen Eyp Peygamber gibi bir adamdr. Aile, il yavrusu gibi dalyor; ev, oda oda
kiraya veriliyor ve baz eski borlara mukabil kira para201
sna mahkemece haciz konuyor, mamn ilerde kendi yerine geirmek iin zene bezene hfza
altrd kk olu ile taraflarnda bir kyn imamlna kadar dm ve bir fakir kmrcye
damat olmutur, ki kzdan by aabeysinin arkadalarndan onun gibi ayya ve kumarbaz bir
memura vararak Anadolu'ya gidiyor, k vaktiyle evlerinde gndelikle diki dikmeye gelen bir
Rum terzinin yanma girerek cann kurtaryor.
mamn kendisine gelince, sakal uzam, gbek erimi, tutam tutam sarkan kr salarnn stnde
arplm bir yal kasketle uzun zaman meczup gibi viranelerde dolayor. Fakat daha ziyade bir

hastalk hali olduu anlalan bu ilk sersemlikten sonra yava yava akl bana gelmektedir. Bunun
delili sahiplerinin ldn, yahut baka memleketlerde bulunduunu bildii baz bo arsalarn
talarn er beer liraya arabaclara satmaya balamasdr.
Bu ilk sermaye, imama yeniden uur getiriyor. O, bugn eskisi kadar deilse de gene mahallenin en
mamur adamdr. Bu zeki adamn yeniden ykelmesi yle balamtr: Boazii iskelelerinden biri
civarnda bir kahve vardr ve bu kahvenin sahibi; imamn eski mahallesinde uzun zaman oturmu bir
saf adamdr, yapamadndan ikyet eden bu adama imam, ayn semtte akam stleri ve geceleri
adam almyan ikili gazinolar misal gsteriyor: Zamana uymak lzmdr; kahve ile, ayla bu i
yrmez; sen de onlar gibi yap. Gnah varsa Allah bana yazsn. Sen benim ne Mslman adam
olduumu bilirsin! diyor.
Bu teklif imamn pek de fazla bir ey midetmeden rastgele att bir oltadr. Fakat kahveci derhal
yakalanyor.
mam, iki yasa zamannda Anadolu'da rak kaakl yapm ve son zamanlarda ok perian bir
vaziyet202
te istanbul'a dm olan byk olunu ona yardmc veriyor.
Bu ocuk, imdi otuz bei gemi, koskoca bir erkektir. Meyhanecilii biliyor. Bunca yl trl sefalet
ve rezalet iinde, tavada balk gibi evrile evrile kzardktan sonra olduka akln bana almtr.
Sonra, ne de olsa babasnn oludur. Nihayet bir ikili gazinonun icabet-tirdii resm muameleler ve
rakip komularla, polisle olan daha bir sr nazik i iin imamn arkada olduu dnlrse bu
teebbsn yryeceine inanmak lzmdr, mam, lmemitir; iler mevzuunu deitirmi de olsa
mahiyetini deitirmemitir.
mam, algl gazinolar yle dolayor. Vaktiyle en byk camilerde, btn vzeras, vkelsiyle
mevltlar, hafz tenhiyeleri, saz, hokkabaz, ortaoyunu ile hnkr dnne benziyen dnler idare
etmi bir adam iin bir miktar boyal bez ve tahta ile bir algl gazino kurmak nedir?
Byk ouldan sonra ile'deki hafz oul da istanbul'a getirtiliyor. Hfz dinledii sralarda Kur'an
okurken, en mehur mevlutulara yardm ederken sesinin ve okuyuunun tatllna herkesi hayran
etmi olan hafz, etrafn alan birka algc ve hanende kz arasnda Kz Kulesi'ne kar gazele
balaynca gazino altst oluyor.
Asl kahvecinin ne olduunu bilmem. Fakat, hafz imdi musikinin en hretli statlarndan biridir.
Byk kardei Beyolu'nda bycek bir algl gazinonun sahibidir. Bizim mahalledeki ev,
batanbaa tamir edilmi ve boyanmtr. Kk kz, alt katta bir terzihane aarak artk ihtiyarlayan
eski ustasn yanna makastar almtr. Yukar katta kumar oynanr ve hemen her gece ortalk
karardktan sonra araba araba kibar kadnlar ve erkekler gelir. Bu iin idaresi Anadolu'daki kocasnn
yannda ok sknt ekmi, fakat buna mukabil evde gizli kumar
oynatmak sanatn btn incelikleriyle renmi olan byk kza verilmitir.
Sakaln bamteli tbir edilen ksmnn biraz altnda eski gzel sakalndan, mecidiye eyrei
byklnde ,bir aarm htra ve numune brakm olan imamn vazifesi arasra misafirlerinin
arasnda dolamaktan ibaret gibidir. Yalnz, kap zilinin hzla alnmas, yahut sokakta yksek sesle
bir mnakaa olmas gibi hallerde, misafirlerden biri rkeklik gsterecek olursa, imam, evik bir
hareketle elinden tebihi havaya atp tutar, eski dil alkanliyle saye-i resulllahta hi endie
buyurmayn, keyfinize bakn! diye teminat verir ve glmseyerek gzlerinden birini krpar.
IX
t
Mavi Konan mukabilindeki ke banda, muallimin bir ev ansndaki yeni tula binann st
katnda, gecenin ge vakitlerinde bir mavi k yanmaya balamtr.
Buras imamn tamir edilen evinden sonra mahallenin en yeni evidir; ben buraya yerletikten galiba
iki sene sonra yaplmtr. Bu evin mavi k yandn sylediim st katnda gen bir ii ile kans
oturmaktadr.
Birka sene evvel dnleri oldu; birtakm arafl ihtiyar kadnlarla Feshane kumandan yeldirme
biimi mantolar giymi ba rtl gen kadnlar, stanbul'un bir kenar mahallesinden, atlarnn
boynuna renkli basmalar sarlm, eski talika arabalariyle, kz gelin getirdiler.
Erkek, byk fabrikalardan birinde tornac, tesviyeci gibi bir eydir; yaknlarda da ustaba olmutur.
Otuz yalannda salam ve yakkl bir delikanldr, tini ve karsn ok sever; birinden ayrld m,
arada hi vakit
204
kaybetmeden, tekine koar. Vaktiyle epeyce haar imi. Sk sk sarho olur ve arkadalariyle kavga
karrm. Galiba gene byle bir sarholuk esnasnda yapt bir vukuat yznden iki ay hapis
yatm. Fakat evlendikten sonra bunlarn hepsi bitmitir. Arasra bulutuu uygunsuz bir kadn bir

odaya kapatmay cidd surette dnd sralarda imdiki karsn tand. O, fabrikada kolunu bir
ark kayna kaptrarak paralam bir ihtiyar gece bekisinin drt veya be ocuundan biriydi.
Delikanl, .bu kz fabrika kapsnda gz yalariyle ykanm sedef gibi yzyle grnce ak olmu ve
hemen o saatte onu kendine kan yapmaya karar vermiti. Hele o perianlk gnnde bir dilenci
kzmkinden fark kalmam kyafetine bakarken memnun oluyor, her eyi kendisine borlu olaca
iin bir Tanr gibi tapacan dnyordu. Nitekim ilk evlendikleri zaman, deil, viranede yetimi a
ve plak bir beki kz, bu tun heykellere benzi-yen gen vcut ve ehre iin mkellef bir
hanmefendi de pekl evini, barkn ykabilirdi.
Gen klar aklarnn tam tadn karmak iin onu ark, iir, yahut gzel szle sslemek
ihtiyacndadrlar. Bu delikanl, bunlarn hibirini beceremedii iin kendi sanatnn saz demek olan
eki vesairesin eline alr ve evde bulunduu zaman, yani akamstleri ve tatil gnleri ak u evk ile
evi ve eyay tamir ederdi. Bylece yeni evin geni balkonundaki kap ve demir parmaklk baka bir
ekle sokuldu ve maviye boyand; zerine telden bir a rlerek boyal sakslar iinde yetitirilmi
sarmaklarla sardrld. Sonra, gene bu balkona kurulan bir kk tezghta tahtalar rendelendi; yeni
biimde masalar, dolaplar, raflar ve doacak ocuklar iin bir tahta karyola yapld ve boyand.
Gerekten ty gibi bir fkara gzeli olan kars tiril tiril ince entarilerle etrafnda dner; tahtalarn,
ivileri205
ni getirip gtrerek, boya tenekelerini tutarak ona yardm ederdi.
Kzn teki kardeleri ne olmutu bilmiyorum. Fakat anas onlarla beraber yaamaya gelmiti. Ya,
artk evlenmeyi dnmek zamannn geldiine karar veren baz kibar aile kzlarnn yan pek fazla
gememi olmakla beraber bana bir yemeni, arkasna bir siyah entari ile kendini ihtiyar klna
sokan bu kaynana da bazan yanlarna gelir, balkona aslacak amarlar veya sucuklar unutarak
onlara yardm ederdi.
st kat byle derece derece deierek alt katlara hi benzemez bir boyal oyuncak haline gelirken
onlarn yaama tarzlar da deiiyordu. Postaba olduktan sonra eli bsbtn genileyen ve leyin
yiyeceini bile evden gtrerek sokaktaki masrafn hemen ttn parasna indiren ii karsn ikide
birde arya gtrerek ince oraplar, k iskarpinler ald. Eve gndelikle terzi getirtti ve kendi eliyle
yapp boyad elbise dolabn renk renk ipekli elbiselerle donatt. Gene ayn hevesle gen kadn
berbere gtrerek uzun salarn kestirtt; ona baka bir gzellik veren, top salata biiminde bir
kvrck ba yaptrd.
lk zamanlarda balkonda top gibi birbirine atp tutmakla elendikleri ocuu sonradan bsbtn
byk anaya brakarak arka odaya gnderdiler. Onun da eskisi gibi yemenisiyle i zamanlarnda
entarisinin stne ektii basma doniyle balkona kmasna artk izin yoktu. Evin ilerine yardm
etmek iin belki de eski mahallelerinden, on iki, on , yalarnda bir kz ocuu getirerek gsne
bir fistolu nlk takmlard.
Gelelim imdi, bir zamandan beri bu katta gecenin ge vakitlerinde yanmaya baladn sylediim
mavi a! Btn bu anlattm deiiklikler olduktan sonra gen kadn, kendini ak gsl ipek
elbisesi ile, boyu206
n daha ziyade uzatan iskarpinleriyle, kvrck baiyle kocasnn eliyle yapt elbise dolabnn bir
byk su damlas gibi uzam sb aynasnda grd zaman teki kibar hanmefendilerden fark
olmadna kanaat getirdi. Bu, bir dereceye kadar doru idi de. Bu kibar hanmlardan birounu ylan
derisi iskarpinlerinden, adn bir trl beceremediim parlak kvrck tyl krk mantolardan soyarak
onun eski kyafetine soksanz onlardan da ne kalacaktr?
Halbuki bu gen kadn, zarif hareketler ve gzel szler cihetinden olan ufak tefek eksikliklerini de
grd sinemalardan ve postacnn kzlarnn getirdii romanlardan abucak tamamlamak
yolundadr. Onun yeni ilemeye balam taze ve hevesli zeks bunlar deta smre-rek gz gre
gre bymektedir.
Ancak o, byle kozasndan km renkli bir kelebek gibi havaya ve gnee kanad aarken kocas
kasketi ve deri tulumu ile hep ayn adam kalyor ve bunu nihayet, beraber gezmeye ktklar
gnlerde bir temiz avc ceketi ve pantoloniyle deitirebiliyor. Bu, onun iin bir para deil, hibir
pahaya deitirilemiyecek bir meslek kl meselesidir. O, imdikinin be misli de para kazansa
posta memurunun olunun taksitle yaptrd beli bzmeli mavi ceketi, ak yakal, yahut kelebek
boyunba ipek gmlei giyemeycektir.
Eskiden bu st katn pencereleri erkenden snerdi; kar koca da, ocuk da, kaynana da erkeden
uyurlard. Fakat bir zamandan beri gen kadn, uyumuyor ve baz ksa yaz gecelerinde bu kk
mavi k sabaha kadar yanyor.

Bu kk mavi k, marifetli olduu kadar da zevk sahibi olan iinin demir teller ve karsnn mavi
ipek elbisesinden artm kuma paralariyle meydana getirdii, bir gzel abajurun dr. Gen
kadn, bu abajurun
nnde, gitgide kusurlarn grmeye balad kanapesi-nin stnde bir yandan br yana dnerek
romann okuyor, bir mermer sarayn mermer balkonunda, her dt yere yaldzl varak ktlar
gibi yapan bir mehtabn altnda uzun sal bir gen erkein, kollarn boynuna dolayarak kendisine
bakan bir gzel kadna syledii iitilmemi szlere kendini o kadar veriyor ki biraz sonra gzlerini
kapad zaman o szleri ezbere tekrar ettiini hayretle gryor. Sonra, yerinde dorularak ban
arkaya eviriyor, hafife horlayan kocasnn, karyolann kenarnda sarkan plak koluna bakyor. Bu
sefer hangi romandan hatnnda kaldn hatrlayamad iin kendi iinden geliyor zannettii bir
baka cmleyi tekrarlyor: Seviyorum onu muhakkak. Daima da seveceim. Fakat korkuyorum ki
birbirimizi anlamadan leceiz.
Gariptir ki bu duygu, imdi onun anasnda da vardr. Kzyla damad sokaa ktklar zaman onlarn
yan yana uzaklamalarn balkondan seyrederken kar taraftan postacnn mavi ceketli olunun,
imamn beyaz yakal, gderi eldivenli, rugan iskarpinli hanende olunun, paann arasra
hastahaneden izin alarak birka gn Mavi Konakta misafir kalan morfin hastas olunun geldii-* ni
grecek olursa iini ekiyor: Kz, byle birilerine lyktr. Yazk ettik! diyor.
Gen kadnn da, anasnn da haklan vardr. Bu adam iyidir, hotur; fakat bu kadn
anlayamayacaktr. Kdan ykseldike o, inadna dmekte, daha tenas bayalamaktadr. Karsnn
en sade kadnlk haklarn anlamyor; postacnn ince ruhlu kzlar ve onlar vastasiyle tand daha
baka yksek aile kadn ve kzlanyle ahbaplk etmesini ho grmyor; bu ve buna benzer eyler
yznden arasra kan kavgalarda, fabrikada imi gibi azn bozuyor ve yumruklarn skyor.
Kim ne derse desin geceyarsna, doru btn ma208
halle karanla gmld zaman bir byk mavi yldz gibi parlamaya balayan bu ben
sevmiyorum; gecenin birinde yrtc hayknlanyla yataklarmzdan uramayacamza, bu yldzn
etrafndaki karanla uursuz tabanca aydnlklariyle delinip deiliyor grmeyeceimize bir trl
kendimi inandramyorum.
Karmzdaki amal eve, muallimin alt katna elli yalannda kadar grnen bir darlk kadn
yerlemiti. Her sabah pencereleri aarak uzun uzun temizlik yapyor, sonra arafn giyerek, elinde
bir kk sepetle pazardan alverie gidiyordu. Konukan bir kadn olduu belliydi. Fakat mahallede
kimseden yz bulamad iin nihayet gnn bir ok saatlarmda pencerede grd Mesule Bacda
karar klmt. Hicazllan Arap sand iin bacy hac hanm diye aryor ve bu, Mesule Bacnn
pek houna gidiyordu. Birbirlerinin dilini pek anlamamakla beraber ahbaplk arabuk ilerledi ve iki
komu, bir zaman kardan karya konutuktan sonra birbirlerine gidip gelmee baladlar. Bac, bu
haccaamm la daha ziyde hak kazanmak iin sandktan kard bir yeil gaz boyamasn
bana balyor ve misafirlik dnlerinde bana bu kadn uzun uzadya methediyordu. Fakat bu, onu,
gnn birinde, bir ok sevdii kadn iin gayet ar bir ey sylemekten alkoymad: Baz geceler
yatsdan sonra bu kadna uzun boylu bir erkek misafir geliyormu; perdeleri kapyarak saatlerce
oturuyorlar-m; sonra kadn, onu usulca sokaa salveriyormu!
Mesule Bacy bu irkin vesvesesi iin fena halde haladm. Fakat dorusu kendimin de bir para
iim r-medi deli. Bac, insanla maymun aras bir mahlktur; fakat ne de olsa konak
yetitirmesidir; burnu gizli mna209
sebetlerin kokusuna alktr. Byle olmakla beraber gene de bu gleryzl, tostoparlak, darlk
kadn iin fena dnmek elimden gelmiyordu. Hatt tesadfen bir gece onun tpk, bacnn tasvir
ettii ekilde, sokak kapsn atm, uzun boylu misafiri sokaa salvermeden onun boynuna
sarlarak tekrar tekrar ptn, bununla da kalmayarak uzun uzun arkasndan baktn grdm halde de gene hkmm veremedim.
Fakat bir gece yans bu kadna ar bir baygnlk geldi. Eli, aya aran ev sahibi kadn, yukardan
muallimi, kardan bizi ard. Zavall muallim, geceliinin stne giydii bir palto ile kim bilir hangi
karakollar dolar ve nafile yere hekim ararken kadn Mesule bacnn kucanda kendiliinden ald.
O gece, hastann yanna beki braktm Mesule Bacnn etrefil dilinden, ertesi gn, bin glkle
hakikati reniyordum: Gece gelen uzun boylu misafir, kadnn kendi olu imi; onu evvel Konya'ya,
sonra stanbul'a, sonra Avrupa'ya gndererek adam etmi, Avrupa'daki tahsilinin son yllarnda, hali,
vakti yerinde bir ifti olan babann ileri bidrenbire bozulduu iin kadn, boynundaki beibirlikleri
ikier er bozdurmaya balam ve tahsil bununla tamama ermi.
Bunlarn hepsi gzel. Fakat bugne kadar olunu Mesule Bacdan saklamann sebebi ne? Kendisini
srf hastalna baktrmak iin istanbul'a gelmi gibi gstermek niin? Hastalk, gerekten dorudur;

kadnn midesinde ne olduu anlalmam bir yara vardr. Fakat asl yaraya gelince, Avrupa'dan
dnen oul, istanbul'un asl ve kibar bir ailesine damat olmutur. Her halde bir gnl ii. Fakat
Avrupa'da da okumu olsa bir kyl ocuuna bu kadar yksek bir kz ancak kyl olduunu
saklamak, soyunu sopunu inkr etmek artiyle verilmitir.
F: 14
210
Damadndan para ve asalet istemeyen bu byk ailenin hi deilse bir para yumuak ballk
istemek elbette hakkdr.
Dn, Karaman'daki anadan gizli tutuluyor; o, bunu renerek, son kalan beibirlikleriyle ziynet
altnlarn gelinine gtrmek iin tutturunca trl bahaneler, yalanlar uyduruluyor. Fakat sonradan
baba lp midedeki yara da bir istanbul seyahatini kanlmaz bir zaruret haline getirince!
te o zaman, bu lf anlamaz kyl kadnna, kendisini Haydarpaa istasyonundan almaya giden
olunun daha orackta, istasyonun bekleme odasnda, hakikati ak ak anlatmas vciboluyor:
Anasdr; kendisi gibi karsnn ba stnde de elbette yeri vardr. Fakat bu asil ve byk ailenin
ili'deki mkellef apartmanna, hl arafm bile srtndan atmam, yeil pazen entarili bir kyl
nasl girecektir? Elektrik avizelerinin aksinden aynaya dnm kaypak cill deme tahtalar
zerinde nasl yryecektir? Yllarca Avrupa'da kalm olmasna ramen kendisi bile bir davet
sofrasnda hl, karsnn kardan verdii ka gz iaretleriyle talimli maymun gibi yemek yerken
kyl ana, bunu nasl yapacaktr? O asl baba, o asl ana, o her bi i drt lisan konuan asl erkek ve
kzkardeler bu kyl kadm dnrmzdr diye ortaya karmaktan utanmasalar bile, onlar kendileri
ne olacaklardr? efkatli bir anann, byle insanlar yannda olunun yzn yere getirmeye bu kadar
hakk var mdr?
Kadn, evvel aryor; kzyor; fakat sonradan oluna hak veriyor. Demek ki en dorusu, anasnn
istanbul'a geldiini ailesine bile haber vermeyerek (nk haber verirse asl insanlar onu mutlaka
apartmana aracaklardr) onu yle kenar kede tutulmu bir odaya misafir etmek olacaktr. Hatt
telgraf alnca byle bir
211
oday hazrlamtr bile. Kendisi sk sk bu evde anac-n grmeye gelecektir; onun bir an evvel
hastalndan kurtularak selmetle Karaman'a dnebilmesi iin en iyi doktorlar" ve hastahaneleri
imdiden temin etmitir. Hatt dn gn istasyona, imdi konutuklar bekleme odasna, gelinini
getirerek ona gstermeyi bile va'dediyor. Yalnz, bunun iin her eyi son gne kadar ailesinden
saTslamak lzmdr. Anac Sleymaniye'de oturduu mddete kim olduunu, kimin nesi olduunu
herkesten saklayacana daima gsnde tad En'am erif zerine yemin ederse olunu
daha memnun edecektir. Kadn, bunlar iittikten sonra yaptna gerekten utanyor; hatt bir ara
geldii trenle geri dnmeyi dnyor, fakat olunu dnyaya getirdii gnden beri dnd gelinin
yzn grmeden, onun iin salad ziynet altnlarn eliyle boynuna takmadan gitmeye raz
olamyor. Ailenin kendisinin istanbul'a geldiini bilmediine inanmtr; bu talihli rnaymun gibi
damadn haftada iki, gece izin almadan nasl sokaa ktn kendi kendisine sormamtr. Bir
baygnlk nbetinden sonra kendini belki de lecek zannettii bir gecenin yalnzl iinde srrn Hac
Hanma syledii zamana kadar her eyi herkesten saklamtr. En'am erif zerine verdii yemini
bozmann byk gnah olduunu biliyor.. Fakat ertesi sabahtan tezi yok. Haccanmla pazara
kacaktr; kpeklere bir ka okka ekmek dorayacaklardr.
Bir ka gn sonra bir otomobille anasn hastaneye gtrmeye gelen olu, gndz gzyle de
grdm. am yarmas gibi, al alna, moru moruna yakkl, bir delikanl; mum gibi paltosu, beyaz
ipek boyun atksiyle gerekten moda gazetesi resimleri gibi-bir insan olmu. Yalnz, mahallemize pek
seyrek gelen otomobilin etrafnda toplanm birka kk ocukla akalarken ciddiyetini bir para
kaybetti. Hele kendisine ta atan
212
drt yalarnda bir kk kzn taiyle yaralanm grnerek ayann birini kaldrd ve incecik bir
sesle: Vay, bacama dedi; vay, bacama dedi diye teki aya zerinde birka kere zplad
zaman, bir an iin, memleketinin ocuu oluverdi.
Garip bir tesadf, o senenin yaznda beni bu gen adamla bir kere daha karlatrd. Daha gzeli
asil kars da, sekiz on kadn ve erkekle beraber yannda idi. Bir vapur iskelesinde idik. Onlar, hep bir
arada Altnkum'a gitmek iin bir atana smarlamlard; takat nedense bu atana gecikiyordu. Gelin
hanm ufak yzl, ufak boylu bir kadnd. Ayana bol paal bir mavi pantolon giydii iin daha
ziyade de klyor; hele oturduu iskele babasnn stnde sinirden ayaklarn sallad ve uzun
boylu kocasn arasra emsiyesiyle ararak karsna diktii zaman deta elimsiz gemi
muolarna benziyordu.

skeleden balklan seyrediyor gibi yaparak yanlarna yaklatm. Mesele gerekten ehemmiyetli idi:
beceriksiz adam telefonla bir atana smarlamay becereme-mi, kim bilir lkrdy nasl aznda
geveleyerek bu felkete sebep olmutu.
Damat, bugn deniz kyafetiyle idi. Ayanda bir beyaz pantolon, orapsz hasr rmesi terlikler,
srtnda yakas gbeine kadar ak, kolsuz bir beyaz gmlek vard. Telefonla asla gevelemediini,
fakat atanaclarn ahlkszlk ettiklerini yeminlerle anlatrken arasra sesi ykselecek olursa hanm,
birdenbire kalann atarak sert bir iaretle yava diyor, iskele memurunun odas kapal olduu iin
onu arda telefon aramaya gnderiyor ve antasndan aynasn kararak yznn boyalarn
tazeliyordu.
Bir defasnda kavga byyecek gibi olduu iin on drt, on be yalarnda ufak bir kz araya girdi;
ellerin213
den biriyle gen adam omuzundan tutup br elindeki mendille yznden akan terleri silerek
titizlendi: Yooo abla... Eniteme sz syletmem... Ne kabahati var adamcazn, gelmediler ite.
Damat, bu kk sevgili baldzn yere drd mendili alp ona verirken, benim tarafmda olan
gznde ne derin bir minnet glmsemesi peyda olmutu.
Nihayet, atana geldi; kadnlar, erkekler birbirleriyle akalap glerek bindiler. O bekleme
odasnda bir kere daha kaybolduktan sonra kollarnda bir alay yiyecek paketi; emsiye, pardesu gibi
birka kadn eya-siyle atanaya geldi. Yz glmee balayan kars ierden:
Sakn bir ey unutmu olmayasn, diye seslendi. O, bu sefer sesini karmaktan korkmayarak
kaln kaln gld:
Olur mu yle ey?
Bununla beraber ihtiyaten, yahut da karsnn szn hie saym grnmemek iin bir kere daha
bekleme odasna gitti ve koa koa geri gelerek iskeleden ayrlmak zere olan atanaya atlad.
Hasr pabulariyle, beyaz pantolonu ve beyaz ipek gmleiyle ne uakt yarabbi, ne uak!
SON
Bu hayat iinde yllar, yllar geti. Benim zavall Gani Dedenin daima tekrar ettii bir tbir zere
geerken mihnet gibi uzun, getikten sonra visal gibi ksa yllar!
Mesule Bacnn zaten seyrek olan salan, banda top top oldu; gzlerini hafif bir duman brd.
Yalnz geceleri sobann azndaki alevde dilerinin enlii hl devam ediyor.
Talt, imdi artk bizimle beraber yaamaktadr. Epeyce zamandan beri tekattr. Oullar, kzlar
birbiri ardnca yetiip tede, beride evlendike stndeki yk hafifler gibi oluyor, fakat ok gemeden
onlar, kuyruklarnda ifte ifte kabaklarla tekrar ona ullanyorlard... Nihayet, yle bir zaman geldi ki
btn kabile, eit eit dertleri, kavgalar ve rezaletleriyle onun bana kt. stelik hasta kadn da
hl alaya, inleye ortada yatyordu.
Talt, artk haritay, pusulay, iyice armt. Dairede ie gce bakamyor; zaman zaman gzlerini
smsk yumup azn, yzn arptarak kendi kendisiyle konuuyor, tyor gibi acayip sesler
kararak etrafnda-kileri kendine gldryordu.
Zaten bakmsz olan klk kyafetini bsbtn sfli, gln, pis bir ekle sokmaktan deta bir melmet
zevki duyar olmutu. Dmeleri kopmu pantolonunu engel ineleriyle ilikliyor, burnunu gazete
paralarna silerek teye, beriye atyordu.
Byle olunca daire, onu vaktinden birka sene evvel tekat etmee mecbur oldu. Kdn ald
akam evine uramadan bize gelmiti. iddetli bir gs nezlesinden dolu dolu ksryordu. Sobann
karsnda onu soyup kafes gibi kalm srtna kupa eken Mesule Bac, ne yiyeceini sorduka,
azm kapayarak burnundan kard bir acayip ince sesle: Ben Eyp Peygamberi de getim
kalfacm. Ben melek oldum bu gece. Melekler yiyip ierler mi kalfacm? diye soruyordu.
Fakat hayatn bazan akl, sr ermeyen garip tavizleri vardr. Talt'n artk iinden klamayacak bir
kargaalk halini alm grnen meselesi inanlmayacak kadar az bir zaman iinde, inanlmayacak bir
kolaylkla zld. Kadn ld; kabile vaktiyle de bana olduu gibi sanki yer yarld, takmiyle
yerin iine geti ve Talt, hemen benim kadar yalnz kald. Ondan sonra hepsini sicimlerle bal bir
ufak anta ile kese kdna sdrd eyasiyle bizim eve yerlemeye geliyordu.
Bizim ev, epeyce zamandan beri gerekten bizim evdir. Sahibi olan ihtiyar hanmefendi ldkten
sonra bu ev az bir para ile bsbtn bizim olmutur. Onu sylemenin sras da gelmiti ki
Kocabalann son torunu da artk kendi mesleinin bir... mtekaididir. Benim bir yana konmu birka
paramdan ziyade Talt'n beceriklilii sayesinde imdi bir kk dkknmz vardr. Bir kere daha
kendini toplayan Talt orada ttnden baka gazete, kt, kalem gibi eyler de satyor. Benim
Sinop-taki arzuhalci dkknm uzaktan uzaa hatrlatan bu dkkna ben de sk sk urar ve
sokaktan grnmeyen bir kesine oturarak onu seyrederdim.

Geen yllar iinde Talt, bana birka defa ismail'den haber vermitir. Zaten ayrldmzdan beri bu
ocuk iin ne rendimse ondandr.
Talt, gecenin birinde sesini biraz deitirip alaltarak: ocuktan haber var der. Bam nme
eerek,
216
bir kelime sylemeden, dinlerim. detimi rendii iin benden ne baka bir hareket ne bir cevap
beklemeden syler ve susar. Aylar, yllar sonra yeni bir havadis kncaya kadar.
smail, Bursa'ya giderken hemen hemen anlamtk. Yaza gene gelecekti. Fakat daha bahar
gelmeden bunun olamyacan bir mektupla haber verdi: Gene zayf kalm dersler, babaa
vererek allacak arkadalar, mektepten baka yerde bulunamayacak kitaplar, vesaire, vesaire...
ikinci senenin banda bir mektup daha: Babas ve daha ziyade Defterdar bykbabas iin ne
biliyorsam yazmam srarla istiyor. Bu zatn ok faziletli ve asil bir byk baba olmasndan baka
hibir ey bilmediim cevabn veriyorum.
Bundan birka ay sonra bir mektup daha: Bayram iin gnderdiim biraz paray bana posta ile iade
ettiini haber veriyor: Ellerini perim; bana artk para gnderme. Burada hibir eye ihtiyacm
yoktur diyor.
Bu bizim birbirimize son mektubumuzdur. Bundan sonra onun iin rendiklerim, dediim gibi,
Talt'n zaman zaman teden, beriden duyduu eylerdir: smail, orada da ok alyor; smail
mektep idaresinin stne titredii grlmemi bir talebe oluyor; smail gene birincilikle son snfa
geiyor; fakat smail, imtihana ay kala, si diye mektepten kovuluyo.
Bu son haberi alnca, Tamaalk'n Dana Bayram'n-da bana onu, yz gz kana bulanm olarak
kucakta getirdikleri gn hatrlyorum. Talt'a bile bir ey sylemeden, hl kiraz kokan eski
bastonumu alarak Bursa'-nn yolunu tutuyorum. Fakat ok ge!
Mektep memurlarndan birinden rendiime gre
idare onun byk zeksna acm, darltt birka hocadan mektupla zr dilerse tekrar mektebe
almay va'-detmi. Fakat smail, cevap bile vermiyor ufak bir yevmiye ile bir mhendis heyetine
katlarak Anadolu'ya gidiyor.
Yllardan sonra, onun artk yaamasndan bile mit kestiim zamanlarda, yeniden haberler balyor;
ismail Avrupa'da imi... smail Avrupa'da mimar olmu... smail Ankara'ya dnm, gnden gne
ykselip parlyor-mu.. Talt, bana dkkndan gazeteler getiriyor, onun Anadolu'da dolat yerlerde
valilerle, vekillerle km resimlerini gsteriyor... Bunlar, gerekten gzel haberlerdir. O kadar gzel
ki Mesule Bacya da anlatarak onu da sevincimize ortak etmek istiyoruz. Fakat o, sylediklerimizi bir
trl doru anlamyor. smail eve geliyor sanarak: Bugn m gelecek, yarn m? diye sualler
soruyor, onu hl on iki yanda bir ocuk sand iin bir dolaba saklad terliklerini aramaya
kalkyor. Hay-krp alamalar fasl oktan getii iin smail'in ne yarn, ne hi bir zaman
gelmeyeceini ac ac sylemekten ekinmiyoruz. Fakat o, inanmyor, ban geriye atp: Yooo
gelece... ben biliyorum diye pnl pnl dileriyle glyor.
*
**
Derken bir gn, bir akam vakti kapmzn nnde bir otomobil duruyor. Bakyorum, smail. Beni
grnce ellerimi, yzm pyor; sonra Mesule Bacy, feryat, fign, kucana alarak taln
ortasnda dndrmeye balyor.
Ben, akn, onlar seyrederken omuz bamda mu-ambal bir gen kadn beliriyor, kollarm
okyarak,
218
karanlkta ancak glmsemelerini farkedebildiim szlerle:
Baba, ben sizin gelininizin!, ismail'in karym ben, diyor.
Sonra, ikisi de bizi brakarak, aceleleri varm gibi el ele odalara girip kyorlar; smail, ocukken
oynad yerleri, kitap okuduu yerleri gsteriyor.
Onlar, trenden kar kmaz ayaklarnn tozuyle bize gelmilerdir. Bu gece hep beraber yemek
yiyeceiz.
Mutfakta Mesule Bacya yardm eden Talt, arasra aklna bir ey estike elinde kepeler, baklarla
koa koa yanmza geliyor; fakat daha sze balarken atete brakt tavay hatrlayarak tutumu
gibi zplaya zp-laya gene mutfaa kouyor.
Yemek vakti gelince Mesule Bac, iinde ne olduunu hi merak etmemi olduum bir dolap
gznden kullanlmam atal bak takmlar, iekli tabaklar, bembeyaz yemek havlular karmaya
balamt. Benim hayretime cevap verir gibi:
Ban solamasmdm gelece diye, dedi ve kollarn yanna brakarak glmsiye glmsiye uzaklara
bakt.

smail, yemekte birbirimizi grmediimiz yllarn havadisini veriyor, bunlardan glneceklere glyor;
glnecek yeri olmayanlara daha kuvvetle glyor, ilerinde ilk grdm gn bana ince kan
serpintileri gibi grnm olan kzl benecikleri hl kaybetmemi gzleri pnl prl...
Ben, bir sokak adamym. Uzaktan, yakndan insanlarn nelerini grmedim!... Fakat kimsenin byle
sedef gibi konutuunu hatrlamyorum.
219
ismail, bir aralk bana bakmadan karsna eilerek ve onun parmaklarndan birini tutarak:
Evvelce de birka kere syledim sana, dedi, babamdan bir alacamz var. Onunla sana bir gzel
yzk alp burada takacaz. Daima parmanda tayacaksn.
Sonra, gene bana bakmayarak deiik bir sesle ilve etti:
Bu alacak, babamn bana Bursa'ya gndermi olduu bir bayram parasdr ki ben, onu posta ile
geri gndermitim.
ismail, bu sefer bana dnyor; birdenbire yanaklar atelenmi, hasta bir ocuk gibi:
isterim onu baba, mutlaka isterim, o, benim hakkmdr; bu kadar altm, diye titizleniyor.
Pek de ksa olmayan bir susmadan sonra yavaa bam sallyarak: Olur diyorum ve ismail benim
sofra stnde duran sakat elimi eiliyor; onu pyor.
Sonra, gene kansna dnerek ksa ksa gllerle anlatyor.
Bir defa da ona faziletli byk babamdan haber sordum. Kim bilir arayp bulmaya m
alacaktm? Yoksa, hi deilse adn, sann renerek ben uyum diye vnecek miydim?
ocuk, ne namussuz bir gaddardr.
Bu sefer, gene bana doru sert bir dn ve sert bir itham:
Hep kabahat babamndr. Hibir aile ocuu benim kadar marur ve muhteem bymedi. Bir
padiah ocuu mutlaka babasndan, amcasndan yalvararak birok eyler istemitir. Fakat o, beni
hibir ey iin yal220
vartmadan bytt. Sonra, mektebe gittim. Mektep, babalar, amcalar ve hatt ahbaplarn serveti,
mevkii ve hretiyle vnlen bir cemiyettir; biroklar iin sahte gururlar, sahte gsterile fideliidir.
Yani sefil bir evltlk olan anamla beni sokaa atm bir byk babay bana arattrm olan o buhran
anda ben, pekl kaynayp gidebilirdim. Fakat yle sanyorum ki ben, kendimi bu uurumdan
kurtarmak kuvvetini gene bu insann bende brakt htralarda buldum: Onun hi kimsede
grmediim skneti, mazlumluu souk gecelerde beni yorgannn iine alarak syledii eyler
arasnda bana grnm baka bir lemin htralar... izmir'deki Mevlna'y. ocuklarn tala
ldrd o zavall meczup Giritliyi hatrlar msn baba? Btn ocuklar gibi, hatt bir akam, onu
alayla karakola gtren polisler gibi ben de onun geceleri kk ocuklar ldrerek taze mezarlara
gmdne inanyordum. Halbuki sen, bana onu geceleri karda, yamur da sokak fenerlerine elini
uzatp asl Mevlna'dan beyitler okuyan bir adam olarak anlattn. Bir serseri gibi gittiim Avrupa'da,
ilk zamanlarda benim de hemen hemen bu Mevlna kadar sefil zamanlarm oldu. Kn souk ve
ksz bir tavanarasna snmtm. Pencerenin ilerisinde ve aalar arasnda bir sokak feneri
yanard. Karanlkta onun zayf etrafna yaan karlardan baka bir ey grnmedii iin btn
gkyzn bu fenere ullanyor gibi tasavvur etmekten zevk duyardm. Sonra bu, bana zavall
Mevlna'y hatrlatt. Bunlar, pek kk eylerdi. Fakat senin yllardan beri hl yatann yannda
duran u Mesnevi'ye sardrdn merakn ve beni sonradan sarm bir takm iptillann o zavall
meczup Giritliden balamadna emin miyiz?
smail, ocukluunun sefaletini, Tamaalk'n sefaletini btn teferruatiyle rplak anlatyor, sefil
anasnn htralanna varncaya kadar hibir noktasndan utanmay aklndan geirmiyor. Beni asl
artan ey, bir ufak ocuun, o zaman hi farknda olmuyor gibi grnd eyleri bu kadar
teferruatiyle nasl aklnda tuttuu deildir; bsbtn baka bir lemin kz olan kars yannda bunlar
sylemeye cesaret etmesidir. Fakat ondan da daha fazla atm bir ey fakir soframzda, Talt'la
benim aramda bir ssl oyuncak gibi oturan bu gen kadnn onu bu kadar benimseyerek dinleyiidir.
Taln karanl iinde kollarm okamaya balad zaman yalnz gzlerinin tatl glmsemesini
far-kettiim bu gen kadn, bana evvel rastgele bir insan gibi grnmt. Fakat klar yandktan
sonra meydana kan renkleri ve izgileriyle gitgide gzelleiyordu. Sonra, kibar bir ailenin naz iinde
yetitirilmi bir kz olduuna da phe yoktu. Bu vaziyette bir gen kadnn kendi leminin asalet,
gurur vesaire hakkndaki trl trl dnce ve greneklerinden bu kadar syrlmasn, bu kadar
sadelikle aramza girmesini nasl izah etmeli? Ak m? Belki bunun da tesiri var. Fakat ben, sanrm
ki bunu aktan daha byk eye gerekten byk olan bir fikrin daha kk fikirler zerindeki
cazibesine vermek daha dorudur.
smail, bu hikyeden sonra kendisine daha sokuluyor gibi grnen karsnn ban okayarak:

Benim babam hor grdm zamanlar oldu, dedi, fakat mevki, eref, para itibariyle hibir eksii
olmayan birok kibar insanlarn hatt byk insanlarn ufak bir geim skntsna dtkleri,
kendilerinde olandan daha fazlasna gz diktikleri, bakalarnn otomobilini, mevkiini kskandklar
zaman gzlenni belerterek az diye aladklarn grdkten sonra...
ocuuma bakarken gzlerim kamayordu. Hakik
222
gurur, hakik asalet, bildiklerimizden ne kadar baka bir eydi.
ismail, bir aralk bana:
Baba, sen bir ey dnyorsun, dedi.
Bu kadar vakalarla bir gn gene bedbaht olmadan korkuyorum, diyecektim. Fakat kendimi
topladm. Bu sefer ben, onun elini dudaklarma gtrerek:
'- Sadakalarmn en muhteemim ben, senden aldm smail, dedim.
Reat Nuri Gntekin _ Miskinler Tekkesi
www.kitapsevenler.com
Merhabalar
Buraya Yklediimiz e-kitaplar
Grme engellilerin okuyabilecei formatlarda hazrlanmtr.
Buradaki E-Kitaplar ve daha pek ok konudaki Kitaplar bilhassa grme engelli
arkadalarn istifadesine sunuyoruz.
Ben de bir grme engelli olarak kitap okumay seviyorum.
Ekran okuyucu program konuan Braille Not Speak cihaz kabartma ekran ve benzeri yardmc
aralar
sayesinde bu kitaplar okuyabiliyoruz. Bilginin paylaldka pekieceine inanyorum.
Siteye yklenen e-kitaplar aada ad geen kanuna istinaden tm
kitap sever arkadalar iin hazrlanmtr.
Amacmz yayn evlerine zarar vermek ya da eserlerden menfaat temin etmek deildir elbette.
Bu e-kitaplar normal kitaplarn yerini tutmayacandan kitaplar beenipte engelli olmayan okurlar,
kitap hakknda fikir sahibi olduklarnda indirdikleri kitapta ad geen
yaynevi, sahaflar, ktphane ve kitaplardan ilgili kitab temin edebilirler.
Bu site tamamen cretsizdir ve sitenin ieriinde sunulmu olan kitaplar
hibir maddi kar gzetilmeksizin tm kitap dostlarnn istifadesine sunulmutur.
Bu e-kitaplar kanunen hi bir ekilde ticari amala kullanlamaz ve kullandrlamaz.
Bilgi Paylamakla oalr.
Yaar MUTLU
lgili Kanun: 5846 Sayl Kanunun "altnc Blm-eitli Hkmler " blmnde yeralan "EK MADDE
11. - Ders kitaplar dahil, alenilemi veya yaymlanm yazl ilim
ve edebiyat eserlerinin engelliler iin retilmi bir nshas yoksa hibir ticar ama gdlmeksizin bir
engellinin kullanm iin kendisi veya nc
bir kii tek nsha olarak ya da engellilere ynelik hizmet veren eitim kurumu, vakf veya dernek gibi
kurulular tarafndan ihtiya kadar kaset, CD, braill
alfabesi ve benzeri formatlarda oaltlmas veya dn verilmesi bu Kanunda ngrlen izinler
alnmadan gerekletirilebilir."Bu nshalar hibir ekilde
satlamaz, ticarete konu edilemez ve amac dnda kullanlamaz ve kullandrlamaz. Ayrca bu
nshalar zerinde hak sahipleri ile ilgili bilgilerin bulundurulmas
ve oaltm amacnn belirtilmesi zorunludur." maddesine istinaden web sitesinde deneme yaynna
geilmitir.
T.C.Kltr ve Turizm Bakanl Bilgi lem ve Otomasyon Dairesi Bakanl
ANKARA
bu kitap Grme engelliler iin dzenlenmitir.
Kitab Tarayan ve Dzenleyen Arkadaa ok ok teekkrler.
bu kitaplar bu hale gelene kadar verilen emee sayg duyarak ltfen bu aklamalar silmeyin.
Reat Nuri Gntekin _ Miskinler Tekkesi

You might also like