Professional Documents
Culture Documents
Gabriel Garcia Marquez - Albaya Mektup Yazan Kimse Yok PDF
Gabriel Garcia Marquez - Albaya Mektup Yazan Kimse Yok PDF
Kahveyle yatak odasna girdiini gren kars cibinlii kaldrd. Bir gece
nce bir astm nbetine tutulmutu ve imdi uykulu bir hali vard. Ama fincan
almak iin doruldu.
"Ya sen?"
"Ben itim," diye yalan syledi albay. "Koca bir kak daha vard."
Sandkta kocaman, eski bir emsiye buldu. Kars onu albayn partisi
iin para toplamak amacyla dzenlenen bir eya piyangosunda kazanmt.
Ayn gece, yamura karn srdrlen bir ak hava gsterisine gitmilerdi.
Albay, kars ve o zaman sekiz yanda olan oullar Agustin, emsiyenin altnda
oturup gsteriyi sonuna kadar izlemilerdi. imdi ise Agustin lm, parlak
saten kuma ise gveler yemiti.
"Bu cenaze zel bir olay," dedi albay. "Yllardr grdmz lmler
arasnda doal nedenlere dayanan ilk lm bu."
"Byle iyisin," diye itiraf etti kadn, sonra kocas odadan karken
ekledi: "Sor bakalm doktora, bu evde stne kaynar su mu dkmz."
Ama daveti kabul etmedi. len adamn annesine basal dilemek iin
doruca eve girdi. lk alglad ey bir sr farkl iein kokuuydu. Sonra
scaklk artt. Albay yatak odasna ylm kalabaln arasndan kendine yol
amaya alt. Ama biri suratna elini koydu ve onu akn yzler arasndan
iterek odann arkalarna, lnn derin ve kocaman alm burun deliklerinin
olduu yere doru gtrd.
Kadn ban evirmedi. Azn ap ulur gibi bir ses koyuverdi. Albay
irkildi. Titrek bir haykrla sarslan ekilsiz bir kalabalk tarafndan cesede
doru itildiini hissetti. Elleri iin salam bir dayanak arad ama duvar
bulamad. Duvarn yerinde baka gvdeler vard. Biri kulana yavaa, ok
yumuak bir sesle, "Dikkat edin albay," dedi. Bam hzla dndrd ve lyle
yz yze geldi. Ama onu tanmad nk kat ve dinamik bir grnm vard
ve elinde trompeti, beyaz rtlere sarnm haliyle kendisi kadar tedirgin
gibiydi. Albay soluk alabilmek iin ban lklarn yukarsna kaldrd
zaman, kapal kutunun duvarlara doru dalp giden iekli bir yamatan
aaya, kapya doru ine ka ilerlediini grd. Terliyordu. Eklemleri
aryordu. Bir an soma cadde de olduunu anlad, nk iseleyen yamur
gzkapaklarn actyordu. Biri kolundan yakalayp, "abuk olun dostum, sizi
bekliyordum," dedi.
Sabas boazn temizledi. Boyu albaydan ksa olduu iin sol elindeki
emsiyenin sapn nerdeyse bayla ayn hizada tutuyordu. Cenaze alay
meydandan ayrlnca konumaya baladlar. O zaman Sabas kederli bir yzle
albaya dnd:
"Ama bu bir ayaklanma deil ki," dedi albay. "Yoksul bir mzisyenin
cenazesi."
"Ekim geldi."
"Ya," dedi Sabas. Evinin kapsnda albaya veda etti. Evi, dvme
demirden pencere parmaklklar olan iki katl yeni bir yapyd. Albay, takm
elbisesini bir an nce karmak iin sabrszlanarak evine doru yneldi. Az
sonra yine dar kp bir teneke kahveyle horoz iin bir miktar msr almak
zere kedeki dkkana gitti.
"ok hevesliler," diye bilgi verdi albay. "Herkes horoza oynamak iin
para biriktiriyor."
"Bu kadar irkin bir horozda ne buluyorlar bilmem," dedi kadn. "Bana
bir hilkat garibesi gibi grnyor, kafas ayaklarna gre fazla ufak."
"Posta."
"O kadar saf olmayn albay," dedi doktor. "Mesih'i beklemek iin fazla
yalandk artk."
"Eve gtrn onlar," dedi. "Bu gece okuyup yarn geri verebilirsiniz."
"Kimse iin uygun deil," dedi. "Hemen hemen bir yldr filmler herkes
iin kt."
Onlar ilk sayfadan son sayfaya kadar, reklamlar bile atlamadan, tarih
srasna gre okudu. Saat on birde sokaa kma yasam bildiren boru ald.
Albay okumasn yarm saat sonra bitirdi, avlunun kapm gecenin kopkoyu
karanlna at ve sivrisineklerle kuatlm bir halde duvar direklerine doru
iedi. Yatak odasna dndnde kars uyankt.
Gece yarsndan sonra yamur yad. Albay uyumay baard ama biraz
soma barsaklarmdan gelen alarmla uyand. Damn bir yerinde bir aknt fark
etti. Yn bir battaniyeye kulaklarna kadar brnp karanlkta delii bulmaya
alt. Belkemiinden aa souk bir ter boand. Atei vard. Bir pelte
havuzunda i ie daireler izerek yzyormu gibi hissediyordu kendini. Biri
konutu. Albay portatif devrimci yatandan yantlad.
"Kiminle konuuyorsun?" diye sordu kars.
Her zaman olduu gibi, kadn nbetten sinirsel bir enerjiyle dolu
kmt. Btn sabah evin altm stne getirdi. Saat ve gen kzn resmi
dnda her eyin yerini deitirdi. O kadar zayf ve esnek grnyordu ki,
aaya kadar dmelenmi siyah giysisi ve bez terlikleriyle ortalkta dolarken
duvarlardan yryp geecek gce sahipmi duygusunu veriyordu. Ama on
ikiden nce hacmini, insan arln yeniden bulmutu. Yatakta, bir boluktan
farkszd. imdi ise ereltiotu ve begonya sakslar arasnda dolarken, ev onun
varlyla dolup tayordu. Tropikal topran retebildii tm yenilen eylerin
doranp kaynatld tencereyi kartrrken, "Agustin'in senesi dolsayd ark
sylemeye balardm," dedi.
"Cann ark sylemek istiyorsa syle," dedi albay. "Dalana iyi gelir."
"Herkes ld m?"
Albay onu ieri buyur etmek iin kalkt.
Albay ona dik dik gibi bakt. Tek kelime sylemeden zarf geri verdi,
ama doktor almad.
"Bu sabah atei vard," dedi, kocasn gstererek. "Nerdeyse iki saat i
sava hakknda sama sapan konutu durdu."
Albay irkilmiti.
"Saksaana benziyorsun."
"Yarm kilo msr al," dedi kadn. "style de yarn iin kahveyle yz
gram peynir alrsn."
"Ve kap aralna asmak iin altn bir fil," diye devam etti albay. "Yalnz
msr krk iki tutuyor."
Ama inana pek az saat srd. Evde artk saat ve resimden baka
satacak ey kalmamt. Perembe gecesi, olanaklarnn snrnda, kadn
duruma ilikin kayglarn aa vurdu.
"Uak harika bir ey," dedi albay. Gzleri posta antasnn stndeydi.
"Bir gecede Avrupa'ya gidebileceinizi sylyorlar."
"Ama yine de tehlikesi var," dedi albay. Posta efini gzden kaybetmiti
ama sonra merubat arabasndaki renkli ielerin arasnda yine grd.
"nsanlk bir bedel demeden ilerlemiyor."
"Bu safhada bile tekneden daha emniyetli," dedi doktor. "Alt bin
metrede uarken hava koullarnn stne karsnz."
"Alt bin metre," diye akn akn yineledi albay. Saynn anlamn
hayal edemiyordu.
Ama albay posta efinin hareketlerine taklmt yine. efin sol elinde
tuttuu bardaktan kpkl pembe bir ey itiini grd. Sa elinde posta
antas vard.
"stelik okyanusta demirleyip gece uularyla srekli balant kuran
gemiler vardr," diye srdrd doktor. "Bu kadar ok nlemle tekneden
emniyetli."
Posta efi doruca onlarn yanna geldi. Albay dayanlmaz bir kaygnn
itiiyle geri ekilerek mhrl zarfn stndeki ad okumaya alt. Posta efi
antay at. Doktora gazete tomarn verdi. Sonra kiisel mektuplarn
bulunduu zarf yrtp at, alnd kadn kontrol etti ve mektup sahiplerinin
adlarm zarflardan okudu. Doktor gazeteleri at.
"Avrupallar iin Gney Amerika bykl, gitarl ve tfekli bir adam," dedi
doktor, gazetesinin tepesinden glerek.
"Problemi anlamyorlar."
Posta efi postay datt. Kalan antaya koyup yine kapatt onu.
Doktor iki kiisel mektubunu okumaya hazrlanyordu ama zarflan yrtp
amadan nce albaya bakt. Soma posta efine bakt.
Albay dehete kapld. Posta efi antay omzuna vurdu, setten indi ve
ban evirmeden yantlad:
"Biz bekleyip dururken o numara piyangoda iki kez kt," diye yantlad
kars. Albay her zamanki gibi ilk sayfadan son sayfaya, ilanlara varncaya dek
okudu. Ama bu kez dikkatini veremedi. Okurken emeldi ayl hakknda
dnd. On dokuz yl nce Meclis yasay kard zaman, hakkm
kantlamas sekiz yln almt. Sonra, listelere alnabilmek iin bir alt yl daha
harcamt. Albayn eline geen son mektup oydu.
Kadn dnd.
Albay iki yl ncesinin tarihini tayan ilan okudu. Sonra onu kapnn
arkasnda asl duran ceketinin cebine koydu.
"On be yldr ayn ey," diye yantlad albay. "u ksr horozun
hikayesine dnmeye balad."
Avukat iin idari girdi ktsn ok canl bir biimde anlatt. Sandalye
sarkk kaba etlerine dar geliyordu. "On be yl nce daha kolayd," dedi. "O
zaman her iki partiden de yeleri bulunan bir emekli askerler rgt vard
ehirde." Cierlerini boucu havayla doldurdu ve cmleyi sanki hemen o anda
icat etmi gibi syledi:
Avukatn yz deimedi.
Hep ayn hikaye. Albay onu her dinleyiinde sessizce ierliyordu. "Bu
bir sadaka deil," dedi. "Bize bir ltufta bulunmuyorlar. Cumhuriyeti korumak
iin belimizi krdk." Avukat ellerini havaya kaldrd.
Avukat bekledi.
"Yani?"
"Avukatm deitireceim."
Bir ana rdek, ardnda birka yavru rdekle yazhaneye girdi. Avukat
onlar dar kovmak iin doruldu. "Nasl isterseniz albay," dedi hayvanlar
kovalayarak. "Nasl isterseniz yle olsun. Mucize yaratabilseydim bu kmeste
yayor olmazdm." Avlu kapma tahta bir parmaklk koyup sandalyesine
dnd.
"Benim iin deil," diye itiraz etti avukat. "Hepsi son kuruuna kadar
masraflara gitti."
"te burada."
Albaya mhrl bir kat verdi. "Kopyalar iptal etmeleri iin vekillerime
yazmam gerek," diye bitirdi szn. Albay kadn stndeki tozu silkeledi ve
onu gmlek cebine koydu.
"Haklan ispat."
"Ama kimse belgeleri evine gtremez," dedi albay. "Her yeni memurun
onlar ilgili dosyada bulmu olmas gerekirdi."
"stelik o katlar bakanlktan imdi alnrsa listelerde yeni bir yer iin
beklemeleri gerekecek."
"Yzyllar srer."
Kadn alak sesle gld. "izgi filmleri anmsamyorum bile artk," dedi.
Albay cibinliin gerisinden onu grmeye alt.
Kadn uyand.
"Kiminle konuuyorsun?"
"imdi demez," dedi. "Dv iki ay soma, o zaman onu daha iyi bir
fiyata satabiliriz."
"O uursuz horozlar felaketi oldu onun!" diye haykrd. "Ocan nde
evinde otursayd, eceli gelmeyecekti." Sska parman kapya doru uzatp
bard:
"Ne var?"
"Saati satabiliriz."
"Ortalkta Kutsal Trbe'yle dolamak gibi bir ey bu," diye itiraz etti
albay. "yle gstermelik bir parayla sokakta grlrsem Rafael Escalona beni
arklarndan birine koyar."
Ama kars onu bu kez de ikna etti. Saati kendi eliyle indirdi, bir gazete
kadna sard ve albayn kucana koydu. "Krk pesoyu almadan dnme
buraya," dedi. Albay kolunun altnda paketle terzi dkkanna gitti. Agustin'in
arkadalarn holde oturur buldu.
lerinden biri ona oturmas iin yer gsterdi. "Sa olun," dedi albay.
"Kalamayacam." Alvaro atlyeden kt. Holdeki iki kancann arasna gerilmi
telde bir para slak kuma aslyd. Alvaro sert, keli bir bedeni, yabam gzleri
olan bir delikanlyd. O da albaya oturmasn syledi. Albay kendini rahatlam
hissediyordu. Tabureyi kapmn pervazna dayad ve teklifini yapmak iin
Alvaro'yla yalnz kalana kadar beklemek zere oturdu. Birden ifadesiz yzlerle
evrelendiini hissetti.
"Ne sylyor?"
"Zahmet mi, ne zahmeti?" dedi Hernan. Saati ekip ald. "Alman senin
on pesonu alr, saat de imdikinden farkl olmaz."
"Borcum ne kadar?"
"Onu dert etme albay," diye yantlad Hernan, grubun iindeki yerini
alarak. "Ocakta horoz deyecek onu."
"Ne gibi?
Oturup bacak bacak stne att. Sakin bak, masasnn zerine doru
eilen adama taklp kalmt. Ufak tefek, iman ama etleri gevemi bir
adamd bu. Gzlerinde bir kurbaann hzn vard.
"yle dostum," diye yalan syledi. "Saat be olduu halde daha horoza
ine yaplmadm dnyordum."
Kadn armt.
"Bir horoza ine yapmak ha, sanki bir insanm gibi!" diye bard.
"Gnah bu."
"Bu yalnzca budalaca bir inat," dedi Sabas, pencereye doru dnerek.
Albay onun krk gibi soluduunu duydu. Arkadann gzleri onda acma
uyandryordu.
"Makul olsanza," dedi Sabas srarla. "ki tarafl bir pazarlk bu. Bir
taraftan u dertten kurtulursunuz, br taraftan cebinize dokuz yz peso girer.
"Dokuz yz peso."
Kars onu bir tabak msr lapasyla karlad. Albay lapasn sessizce,
lokmalar arasnda uzun uzun durup dnerek yedi. Karsnda oturan kadn
onun yznde bir eylerin deimi olduunu fark etti.
"u emeldi ayl iini bekleten memuru dnyorum," diye yalan att
albay. "Elli yl sonra biz yerin iki metre altnda huzur iinde yatarken o zavall
her cuma emekli aylnn balanmasn bekleyerek lp lp dirilecek."
"Doru," diye iini ekti albay. "Hayat imdiye dek icat edilen en gzel
ey."
Ocan ayana bal duran horoza bakt. Bu kez farkl bir hayvan gibi
grnyordu. Kadn da bakt ona.
"lk kez deil bu," dedi albay. "O kasabalarda Albay Aureliano
Buendia'ya da ayn eyi yapyorlard. Onunla iftletirmek iin kk kzlar
getiriyorlard."
"Arlnca altn eder," dedi. Bir kak lapay yerken baz hesaplar
yapt. "Bizi yl besleyecek."
"Neyin var?"
O gece onlar yoklamaya gitti. Albay len adamn evine kadar ona elik
etti, sonra hoparlrlerden taan mzie kaplarak sinemaya doru yneldi.
Peder Angel odasnn kapsnda oturmu, kendisinin on iki uyar vuruuna
karn kimlerin filme gittiini grmek iin sinemann giriini gzlyordu. Bir
k seli, tiz bir mzik ve ocuklarn lklar, evrede somut bir direni havas
yaratyordu. ocuklardan biri albay tahta bir tfekle tehdit etti.
"Hala yayor."
Drt renkli bir afi sinemann nn tamamen rtyordu: Gece Yars
Bakiresi. Bir baca uyluuna kadar alm, tuvaletli bir kadnd. Albay
uzaklarda imek ve gk grltleri balayana kadar mahallede dolat durdu.
Sonra karm almaya gitti.
len adamn evinde deildi kars. Evde de deildi. Albay sokaa kma
yasana az kaldn tahmin ediyordu, ama saat durmutu. Frtnann
kasabann zerinde ilerlediini hissederek bekledi. Tekrar dar kmaya
hazrlanyordu ki kars geldi.
"Ne sorusu?"
"Neredeydin?"
"Albay haman kurdu. Evi kilitleyip oday ilalad. Sonra lambay yere
koyup hamaa uzand.
Albay incinmiti.
"Yirmi yldr her seimden sonra sana vaat ettikleri renkli kk kular
bekliyoruz ve tek elimize geen l bir oul," diye srdrd kadn. "l bir oul
dnda hibir ey."
Albay glmsedi.
Gzlerini at.
"Neyi?"
"Ben her gece kabus grrm," dedi kadn. "imdi de, u ryalarda
karlatmz mehul insanlarn kimler olduunu bulmay koydum kafama."
"stersen on kez st," dedi Sabas. "Ama bamn etini yeme imdi."
O zaman Sabas kapy ama iini tamamlad. "u horoz meselesi," diye
yineledi glmseyerek ve ustaban hole doru itti. "Dnya tepemize yklyor
ve benim dostum hala u horozu dnyor." Sonra albaya dnd:
Albay iki adamn ayak sesleri holn ucunda duyulmaz olana kadar
odann ortasnda kmldamadan durdu. Sonra bir pazar le uykusuyla
uyumu kasabada dolamak zere dar kt. Terzi dkkannda kimse yoktu.
Doktorun muayenehanesi kapalyd. Suriyelinin tezgahndaki mallara kimse
bakmyordu. Nehir elikten bir levhayd. Kyda bir adam drt petrol bidonunun
stnde, yz bir apka ile gneten korunmu, uyuyordu. Albay kasabada
kmldayan tek eyin kendisi olduundan emin, evine gitti.
"Horozu da al," diye tledi kars, albay dar karken. "Onu etten
kemikten karsnda grmesi bir mucize yaratabilir."
Albay kar kt. Kadn onu n kapya kadar aresiz bir kayg ile izledi.
Kadn dinlemedi.
"Bekleyebilirim," dedi.
"Ben bunu oktan syledim ona, ama bir milyon iin," dedi doktor.
"Yoksulluk ekerin en iyi ilacdr."
"Drt yz peso."
"Baka zaman olsa bin peso da verirlerdi," diye aklad. "Ama imdi
kimse iyi bir horozu dvtrmeye cesaret edemiyor. Her an iin dv
meydanndan vurulup ldrlm olarak kma tehlikesi var." Yapmack bir
d krklyla albaya dnd:
"Pekala," dedi.
"nsan etiyle beslenen tek hayvan Sabas," dedi doktor. "Horozu dokuz
yz pesoya yeniden satacandan eminim."
"yle mi dnyorsunuz?"
"Bu kadar saf olmayn," dedi. "Sabas paraya kendi postundan ok daha
fazla nem verir."
"Agustin'den," dedi.
Albay gizli notu cebine koydu. Alvaro epey bir miktar on bire oynad.
Be kazand.
"zninizle," dedi.
Bir ift kk, yuvarlak yarasa gzyle karlat. Bir anda bu gzler
tarafndan yutulduunu, ezilip ufalandm, sindirilip hemen dar atldn
hissetti.
"Gidebilirsiniz albay."
"Daha iyi ya," dedi albay. "Glle semirmi domuzlar ok lezzetli olur
herhalde."
"Eskiden byle olurdu," dedi, "imdi de yle olsa ben sekiz yz doksan
yedi yanda olurdum. Ya sen?"
"Kedini sakla albay. Olanlar onu alp sirke satarlar." Albay posta
efinin ardndan gitmeye hazrlanyordu. "Yabani hayvan gsterisi deil ki bu,"
dedi.
Albay horozu ondan ald. "yi gnler," diye mrldand. Daha fazla bir
ey sylemedi, nk hayvann scak, derin zonklamas rpertmiti onu. Bu
kadar canl bir eyi daha nce hi eline almam olduunu dnd.
Piman deildi. Uzun bir sre kasaba, on yllk tarihle harap olmu
durumda, bir eit sersemlik iinde uyuup kalmt. O le sonras yine
mektupsuz bir cuma insanlar uyanmt. Albay baka bir dnemi anmsad.
Kendini, kars ve oluyla birlikte bir emsiyenin altnda, yamura karn
kesilmeyen bir gsteriyi izlerken grr gibi oldu. Evinin avlusunda, partinin
titizlikle giyinip kuanm liderlerinin mziin ritmine uyararak
yelpazelenilerini anmsad. Davulun ac veren titreimlerini nerdeyse yeniden
hissetti barsaklarnda.
Kadn onu yatak odasna kadar izledi. Onun tam anlamyla bir insan
olduunu ama bir sinema perdesindeymi gibi dokunulmaz olduunu hissetti.
Albay dolaptan bir tomar kat para ald, ceplerindekini de ekleyip tmn
sayd ve yine dolaba koydu.
"Dostum Sabas'a geri verilecek yirmi dokuz peso var," dedi. "Kalann
emekli aylm geldiinde alr."
"Gelecek."
"Ama ya gelmezse?"
"Geri almak zorundalar, diye yantlad albay. "Yalnzca iki kez giydim
onlar."
"Anlamak zorundalar."
"Ya anlamazlarsa?"
"Arlamazlarsa anlamazlar."
"Uyanksn sen."
"Evet."
"Evet."
"Gelecek."
"Ya gelmezse?"
Albay yant vermek iin sesini bulamad. Horozun ilk tnde gerek
kafasna dank etti ama sonra bir kez daha deliksiz, rahat, amansz bir uykuya
dald. Uyandnda gne gkte oktan ykselmiti. Kars uyuyordu. Albay her
zamankinden iki saat ge de olsa sabah ilerini dzenli bir biimde yineledi ve
kahvalt etmek iin karsn bekledi.
"Yemek yok."
Albay konumad.
"Hep ayn hikaye," diye balad kadn bir an sonra. "Biz ala
katlanyoruz ki bakalar yiyebilsin. Krk yldr hep ayn hikaye."
"Saati de satabiliriz."
"Onu almyorlar."
"Onu da almyorlar."
"O zamana kadar Ocan 20'si olur," dedi albay iyice uyanarak. "Yzde
yirmiyi o gn leden sonra derler."
"Elinin krn."
SALI UYKUSU
Yerine dndnde annesi yemek iin onu bekliyordu. Kza bir para
peynir, msr unundan yaplma yarm gzleme ve bir kurabiye verdi. Naylon
torbadan kendisi iin de ayn miktar ald. Yemeklerini yerken tren demir bir
kprden ar ar geip tpk daha ncekilere benzeyen ama farkl olarak
meydannda bir kalabalk bulunan bir kasabaya ulat. Bir bando bunaltc
gnein altnda canl bir mzik alyordu. Kasabann br ucunda, ekili
topraklar kuraklktan atlam bir ovada son buluyordu.
"Yapmak istediin bir ey varsa imdi yap," dedi kadn. "Daha sonra
susuzluktan lsen bile hibir yerde bir ey ime. Hepsinden nemlisi, alamak
yok."
"imdi uyuyor."
Bayat iek kokusu sinmi bir odaya girdiler. Evin kadn onlar tahta
bir sraya gtrp oturmalarn iaret etti. Kz oturdu ama annesi antasn iki
eliyle smsk tutarak dalgn bir tavrla ayakta kald. Vantilatrn
uultusundan baka bir ses duyulmuyordu.
Evin kadm odann uzak ucundaki kapda yine grnd. "ten sonra
gelmenizi sylyor," dedi ok alak bir sesle. "Daha be dakika nce uzand."
Ksa ve kendinden emin bir yantt bu, ama kadnn sesi tatlln,
yumuak tonlamasn koruyordu. Evin kadn ilk kez glmsedi.
"Pekala," dedi.
"Kim?"
"Geen hafta burada ldrlen hrsz," dedi kadn ayn ses tonuyla.
"Ben annesiyim."
Papaz ona dikkatle bakt. Kadn da sessiz bir zdenetimle bakt ona.
Peder kzard. Bam eip yazmaya balad. Sayfay doldururken kadndan
kendini tantmasn istedi. Kadn sanki okuyormuasna hi duraksamadan,
kesin ayrntlarla yantlad onu. Peder terlemeye balamt. Kz sol ayandaki
ayakkabnn tokasn at, topuunu dar kaydrp tahta srann alt ubuuna
dayad. Sa ayayla da ayn eyi yapt.
Papaz yine caml dolaba dnd. Kapan i tarafnda iki byk pasl
anahtar aslyd; kz, ocukken annesinin dnd ve bir zamanlar papazn
kendisinin de mutlaka dnm olduu gibi, onlarn Aziz Peter'in anahtarlar
olduunu dnd. Papaz onlar indirip parmakln stnde ak duran
defterin stne koydu ve henz yazm olduu sayfann bir yerini
iaretparmayla gstererek kadna bakt. ' "uray imzalayn."
Papaz nce kadna sonra kza bakt ve bir tr sofuca hayretle onlarn
alamak zere olmadn fark etti. Kadn ayn ses tonuyla devam etti:
"Ona birinin karnm doyurmak iin gereksinme duyduu bir eyi hibir
zaman almamasn sylerdim, o da beni dinlerdi. te yandan, nceleri, boks
yapt sralarda, yumruk yemekten bitkin der, gn yataktan kalkamazd."
"Btn dilerinin ekilmesi gerekmiti," diye araya girdi kz.
GNLERDEN BR GN
Her eyi masann stne dizdikten sonra delgiyi dii koltuuna doru
ekti ve oturup takma dileri cilalamaya giriti. Yapt ii dnmyor gibi
grnyordu ama srekli alyor, gerek olmad zaman bile aleti ayayla
pompalyordu.
"Baba!"
"Ne var?"
Bir altn dii cilalyordu. Onu bir kol boyu uzaklkta tutup yar kapal
gzlerle inceledi. Olu kk bekleme odasndan seslendi yine.
Dii dii incelemeye devam etti. Ancak onu bitmi ilerle birlikte
masann stne koyduktan sonra konutu:
"Baba."
"Ne var?"
"Otur bakalm."
"Neden?"
"Gzlerini sil."
Damaso gn aarrken odaya dnd. Alt aylk gebe olan kars Ana,
giyinik durumda, ayakkablar ayanda, yatan stne oturmu onu
bekliyordu. Gaz lambas snmeye yz tutmutu. Damaso karrm onu btn
bir gece her dakika beklediini ve onu karsnda grebildii u anda bile hala
beklemekte olduunu fark etti. Eliyle yattrc bir hareket yapt ama kadn
yantlamad bunu. Korku dolu gzlerini erkein elinde tad krmz bez
kna dikti, dudaklarn skt ve titremeye balad. Damaso sessiz bir iddetle
onu entarisinden kavrad. Soluunda ac bir koku vard.
"Bilardo oynamaya."
"Ne dnyorsun?"
Her zaman pes bir kontralto olan sesi hncndan kalnlam gibiydi.
Damaso sigarasndan son bir nefes ektikten sonra izmariti toprak zeminde
ezip sndrd.
"Baka bir ey yoktu." ini ekti. "erde bir saat kadar kaldm."
"Grnte yle," dedi Damaso "Ama ieri girdiin zaman her eye
bakmaya, her yeri aramaya balyorsun ve die dokunur hibir ey olmadm
fark ediyorsun."
Kadn uzun sre suskun kald. Damaso onu gzleri ak, belleinin
karanlklarnda sylemeye deer bir ey bulmaya alrken hayal etti.
Damaso yine bir sigara yakt. Alkol onu tek merkezden yaydan dalgalar
halinde terk ettike bir kez daha uzuvlarnn arln, hacmim ve
sorumluluunu stleniyordu. "Orada bir kedi vard," dedi. "Kocaman, beyaz bir
kedi." Ana dnd, ikin karnn kocasnnkine bastrp bacam onun dizleri
arama soktu. Soan kokuyordu.
"ok mu korktun?"
"Ben mi?"
"lgnlk bu."
"Biri bilardo salonuna girmi ve her eyi alp gitmi," dedi kz.
Ana tsn bitirince temiz amarlar iki eit yna bld ve dar
kmaya hazrland.
"yle olmal," dedi arkasnda duran bir kadn. "Bu kasabada hrsz yok
ki. Herkes herkesi tanyor."
Ana baklarm teye evirdi. "Doru," dedi yine. Ban rtp oradan
uzaklarken yal adamn hala kendisine bakt duygusundan
kurtulamyordu.
Damaso yataa uzanm, Ana'nn onu bir gece nce nasl sigara
imeden bekleyebilmi olduunu kendi kendine defalarca sormutu. Karsnn
glmseyerek, terden slanm bartsn kararak ieri girdiini grnce
hemen hemen hi iilmemi sigarasn toprak zeminde, bir dizi izmaritin
ortasnda ezdi ve oalan bir kaygyla bekledi.
"Ee?"
"Nedenmi o?"
"Hibir ey yoktu."
"ki yz peso varm," dedi Ana.
Ana'y ikna etti. "htiyar dzenbazn biri o," dedi yumruklarm skarak.
"Suratm datmam iin kasmyor." Ana yksek sesle gld.
"Aptallk etme."
"Zenginim ben," diye yantlad Damaso keyifle. "ki yz pesom var ya!"
Ana duvara dnp gsnden bir miktar kat para kard ve kocasna
bir peso verdi.
Damaso bir daha glmedi. Art arda sigara ierek kopuk kopuk bir
yknn paralarm grd yalnzca. Sonunda klar yand ve seyirciler
gerekle yz yze gelmekten rkm gibi birbirlerine baktlar, "iyiydi dorusu!"
diye haykrd yanndan biri. Damaso ona bakmad.
O gece Damaso odaya o kadar saknarak girdi ki, uyur uyank bir halde
olan Ana onu fark ettii zaman oktan yataa uzanm ikinci sigarasn
iiyordu.
Ana yant vermeyecek kadar iyi tanyordu onu. Gnn ilk klarna dek
bir astml gibi soluyarak sigara itiini hissetti. Sonra yataktan ktm, sanki
grmekten ok dokunmaya dayanan, ne olduu belirsiz bir aray iinde oday
altst ettiini sezdi. Soma da on be dakikay akn bir sre yatan altnda bir
yeri kazdn ve grlt etmemeye alarak, Ana'nn uyuyormu gibi yapp
ona yardm etmekten bir an bile geri durmadm fark etmeden, karanlkta
soyunduunu hissetti. Ana'nn en ilkel igdlerinde bireyler kprdad. O
zaman Damaso'nun sinemaya gitmi olduunu ve neden bilardo toplarm
yatan altna gmdn anlad.
"Ne ac Roque."
"Ya o zenci?"
"Vurulana kadar."
"On bir peso," diye yantlad kadn. Sonra alak sesle ekledi: "Kira iin."
"Ne gibi?"
"Sonra deriz."
"Hi dnmeyeceim."
"Ne iersiniz?"
Kz Damaso'ya dnd.
"Ne iiyoruz?"
"Hibir ey."
"Ben smarlyorum."
Krmz giysisini karp iri sar iekli, daha ak bir ey geirdi stne.
"En ufak bir fikrim yok," dedi kz. Soma kapnn azndan, "imdi
geliyorum," diye seslendi.
"Saat ka?"
Gnn ilk yla oda krsal seslerle doldu. ocuk alad. Kz onu
yataa alp notal bir ark mrldanarak emzirdi. Sonunda de
uyuyakald. Damaso kzn yedi sularnda uyanp odadan ktn ve ocuksuz
dndn fark etmedi.
Damaso btn gece bir saatten fazla uyumam gibi hissetti kendini.
"Niin?"
"Toplar alan zenciyi grmek iin," dedi kz. "Onu bugn gtryorlar."
"O deildi."
"Kim syledi?"
"Kal burada," dedi kz. "le yemei iin bir tavuk keseceim."
"Hep mi?"
Biraz sonra zenciyi tekneye bindirdiler. Ucundan bir polisin tuttuu bir
iple bilekleri arkasnda balanm olarak meydann ortasndan geirdiler onu.
ki yannda tfekli birer polis yryordu. Zenci gmleksizdi, alt duda yarlm
ve Dukas imiti. Bu haliyle bir boksre benziyordu. Tepkisiz bir vakarla
kalabaln baklarndan kamyordu. Kalabaln daha byk blm,
gsterinin her iki ucuna da tank olabilmek iin bilardo salonunun kapsnda
toplanmt. Aralarnda salonun sahibi kafasn sessizce sallayarak zencinin
geiini seyrediyordu. brleri bir eit hevesle gzlyordu onu.
"imdi tekmeliyor," dedi Ana. "Btn gece ierden bana ufak ufak
tekmeler atp duruyor."
"Gitmek istiyorum."
"Nereye?"
"Nereye olursa."
"Para iin belki," dedi Ana. "Ama kimse toplan alacak kadar aptal
olamazd."
"kmaz."
"Zenci onlar yemedi ya."
"Polis her yeri arad," dedi Roque, inam ileden karan bir kesinlikle.
"Nehre atmtr."
Orkestra, iki kadnla birden dans eden yalnz bir mteri iin alyordu.
brleri tedbirlice duvara yaslanp oturmu, postay bekler gibiydiler. Damaso
bir masaya oturup barmenden iaretle bir bira istedi ve onu soluk almak iin
ksa molalar vererek ieden iti. ki kadnla dans eden adam sanki bir camn
ardndaym gibi gzlyordu. Adamn boyu kadnlardan daha ksayd.
Gece yars, sinemaya gitmi olan kadnlar pelerinde bir grup erkekle
geldiler. Damaso'nun arkada da aralarndayd. brlerinden ayrlp onun
masasna oturdu.
"yleyse bakma ona," dedi kz. Sonra barmenden bir iki istedi. Pist
iftlerle dolmaya balamt ama kadnla dans eden adam salonda yalnzm
gibi srdryordu dansn. Bir dnnde Damaso'yla gz gze gelince dansna
daha da byk bir aba katt ve tavan dileriyle Damaso'ya glmsedi.
Damaso gzn krpmadan dik dik bakt ona. Sonunda adam ciddileip
arkasn dnd.
Bir sonraki blmde dans ettiler. Dans bittiinde Damaso iin iin
yanar gibiydi. Kz onu kolundan tutup tezgaha doru yneltirken, "Alktan
lyorum," dedi. "Senin de yemen gerek." Mutlu adam kar ynden kadnla
birlikte geliyordu.
"Mzie devam!"
"A azn."
Damaso onu kenara itmeye alarak, "ekil nmden," dedi. Ana kap
pervazn iki eliyle birden kavrad. Gzlerini krpmadan birbirlerine baktlar.
"Sen bir eeksin," diye fsldad Ana. "Tanr senin grnne verdiklerini
beyninden eksiltmi." Damaso onu sandan yakalayp bileini bkerek ban
edirdi; sklm dilerinin arasndan, "Sana ekil dedim nmden," diye
sylendi. Ana boyunduruk altnda bir kz gibi gznn ucuyla bakt ona. Bir
an iin kendim acya duyarsz ve kocasndan gl hissetti. Ama Damaso,
kadn gzyalarndan tkanana dek sam bkt, bkt. "Karnmdaki bebei
ldreceksin," dedi Ana. Damaso onu srkleyerek, nerdeyse tayarak yataa
gtrd. Ama brakr brakmaz kadn onun srtna srayp kollarm ve
bacaklarm bedenine dolad, ikisi birden yataa dtler. Soluklar kesilmeye
balamt. "Barrm," diye fsldad Ana kocasnn kulana. "Kmldarsan
barrm." Damaso fkeli fkeli burnundan soluyor, top paketiyle kadnn
dizlerine vuruyordu. Ana bir lk atarak bacaklarm gevetti ama Damaso'nun
kapya ulamasn engellemek iin kendini onun beline kenetledi. Sonra
yalvarmaya balad. "Sana sz veriyorum, yarn onlar kendim gtreceim,"
diyordu. "Kimse fark etmeden onlar yerlerine koyacam." Giderek kapya
yaklarlarken Damaso toplarla onun ellerine vuruyordu. Kadn acsn
geirmek iin bir an onu brakyor sonra yeniden yakalayp yalvarmaya devam
ediyordu.
Damaso onu silkip att. "Btn kasaba grecek seni," dedi Ana. "yle
aptalsn ki dolunay olduunun farknda deilsin." Srgy amadan nce bir
kez daha yakalad Damaso'yu. Sonra, gzleri kapal, "Hayvan, hayvan!" diye
nerdeyse haykrarak yzne, boynuna yumruklaryla vurdu, vurdu. Damaso
darbeleri savuturmaya alrken Ana srgy yakalayp onun elinden ald ve
kafasna doru savurdu. Gen adam eilip kannca srg omuz kemiinde,
bir cam panoya arpm gibi tnlad.
Hayvan a kar durup gizlisi sakls olmadan bakt ona. Damaso onu
gn boyunca orada hi grmemi olduunu hafif bir rpertiyle anmsayana dek
feneri kedinin stnde tuttu. Bir ara ileri doru srp, "Pist," dedi ama
hayvan kmldamad. Soma kafasnda bir eit sessiz patlama oldu ve kedi
tmyle belleinden silindi. Ne olduunu fark ettiinde el fenerini oktan
drm, top paketini smsk gsne bastryordu. Oda aydnlanmt.
Damaso, sanki sonsuz bir ey sonunda bitmi gibi bir duyguya kapld.
Roque ubuu indirdi ve aa ak, yaklat.
Gzlkleri ve takma dileri olmaynca bir kadna benziyordu. "Burada
ne yapyorsun?" "Hi," dedi Damaso.
"Elinde ne var?" diye sordu Roque. Damaso geriledi. "Hibir ey," dedi.
Roque kpkrmz kesildi ve titremeye balad. "Ne var elinde?" diye bard,
ubuu kaldrp ilerleyerek. Damaso paketi ona verdi. Roque, hala tetikte, onu
sol eliyle ald ve parmaklaryla yoklad. Ancak o zaman anlayabildi. "Olamaz,"
dedi.
Damaso kendini pelte gibi hissediyordu. Alkol onu tmyle terk edip
gitmi, yalnzca dilinin stnde przl bir tortuyla akn bir yalnzlk
duygusu brakmt. "Demek mucize buydu," dedi Roque, paketi yeniden
sararak. "Bu kadar aptal olabileceine inanamyorum." Kafasn kaldrdnda
yzndeki ifade deimiti. "Ya o iki yz peso?"
"ki yz peso vard orada," dedi. "Ve imdi onu senin postundan
karacaklar. Hrszlndan ok aptalln iin."
"yleyse biraz dinlen bari," dedi kadn. "Bu sakalla insan iine
kamazsn."
"Elli iste," dedi Ursula. "u iki hafta ok uykusuz kaldn. stelik
olduka byk. Sanrm hayatmda grdm en byk kafes bu."
"Mr. Chepe Montiel iin hibir ey deil ki bu. Kafes de deer buna,"
dedi Ursula. "Altm istemelisin."
Balthazar kzard.
"Doru sylyorum," dedi doktor. Genliinde gzel olan bir kadn gibi
przsz, zarif bir tombulluu ve narin elleri vard. Sesi, Latince konuan bir
rahibi anmsatyordu. "ine ku koymana bile gerek yok," dedi. Kafesi ak
artrmayla satyormu gibi izleyicilerin gzleri nnde dndrd. "Kendi
kendine ark syleyebilmesi iin onu aalara asman yeterli olurdu." Kafesi
yine masann stne koydu, ona bakarak bir an dnd ve sonra konutu:
"Hayr," dedi Balthazar. "Bir ift sarasma kuu iin bunun gibi byk
bir kafes istediini syledi."
"Bir papaan iin bile yeterince byk," diye sze kart ocuklardan
biri.
"O kafes bu ite," dedi Balthazar, kafas kararak. "Onun iin yaptm
bunu."
"ok zldm Doktor," dedi Balthazar. "Ama satlm bir eyi satamam
size."
Aslnda Jose Montiel grnd kadar zengin deildi ama yle olmak
iin her eyi yapabilecek yapdayd. Oradan birka sokak tede, akla gelen
gelmeyen her eyin satlabilir olduu, her trl gerele tka basa doldurulmu
bir evde, kafese ilikin habere kaytsz kald. lm saplantsyla yaayan kars,
le yemeinden sonra kaplar ve pencereleri kapatr, Jose Montiel uyurken o
da gzleri odann loluuna dikili, iki saat ylece yatard. Duyduu
karmakark sesler onu artt. Oturma odasnn kapm atnda evin
nnde bir kalabalk buldu. Kalabaln orta yerinde Balthazar, yeni tra
olmu, beyazlar iinde ve elinde kafesle, yznde yoksullarn zenginlerin
evlerine yaklarken taknd terbiyeli tokszllk ifadesiyle duruyordu.
Jose Montiel, havlusu boynuna sarlm bir halde, iman ve kll, yatak
odasnn penceresinde grnd.
"Neymi o?"
"Kimin?"
"Sende kalsn," dedi Balthazar. Sonra Jose Montiel'e dnd, "Ne de olsa
onun iin yaptm bunu."
"nemi yok," dedi Balthazar. "Onu zellikle Pepe iin bir armaan
olarak yaptm. Para istemeyi dnmemitim."
"Sana bir say," dedi birisi. "Mr. Chepe Montiel'den byle bir para yn
koparmay beceren tek kii sensin. Bunu kutlamamz gerek."
"O emsiyeyi kapatn Mr. Carmichael," dedi ona. "Bamza gelen btn
belalardan sonra bir tek sizin eve emsiyeniz akken girmeniz kalmt zaten."
Mr. Carmichael emsiyeyi keye brakt. Parlak derili yal bir zenciydi;
beyazlar giymi, ayaklarndaki arl ileri skmasn diye bir bakla
ayakkablarna yarklar amt.
Bunu okurken Montiel'in dul kars iki yldr ilk kez glmsedi. Evin
klarm sndrmeden yatak odasna kt ve yataa uzanmadan nce
vantilatr duvara doru evirdi. Sonra komodinin ekmecesinden bir makas,
bir kutu yara band, bir de tespih kard ve sa baparmann kemirilmekten
yara olan trnan sard. Ardndan dua etmeye balad, ama ikinci muammada
tespihi sol eline aktard nk yara band boncuklar hissetmesine engel
oluyordu. Bir an uzaklardan gk grltsnn titreimlerini duydu. Sonra ba
gsne dt ve uyuyakald. Tespihli eh yanna sarkmt. Sonra avluda,
kucanda beyaz bir araf ve tarakla, baparmaklarnn arasnda bit kran
Koca Ana'y grd. Ona sordu:
"Sorun nedir?"
Belediye bakan bir kez daha bakt kadna. Onu, kk zarif kadife
ieklerinden mat gm rengi ayakkablarna kadar, sanki mrnde ilk kez
gryormu gibi dikkatle inceledi. Sonra, gzlerini ondan ayrmadan, ok
ll hareketlerle aaya indi ve yere ulatnda bir elini kemerine dayayp
tornavidayla masay iaret etti:
Saat tam on ikide bir olan, iinde her gn ayn eylerin bulunduu
blmeli bir tepsiyle koridordan geip odaya girerdi. Tepside bir para yukkayla
kemik suyu, beyaz pilav, soansz piirilmi et, kzarm muz ya da msr
unundan bir kekle, Sunan Kutsal Ayini'nin Peder Anthony hi tadna
bakmam olduu birka mercimek olurdu.
"Hepsi," dedi dul kadn. Sonra hayvan tiksintiyle skp taban altna
koyarken ekledi: "Eer tellerimi yrtmasalard bu bile skmazd canm."
O anda tren ddn ald. Yllardr ilk kez, Peder onu duymad.
Trenin youn bir duman bulutu iinde istasyona girdiini grd ve pasl inko
levhalara arpan kl yamurunu duydu. Ama leden sonra, drd biraz gee,
pazar gn verecei grkemli vaazn son rtularm yapt ana dek tam
anlamyla uyanamad uzak ve anlalmaz bir d gibiydi bu. Sekiz saat sonra,
lmek zere olan bir kadna kutsal ya srmeye arld.
Calvary'ye gitmekte olan sa ile alay ettii iin mahere dek yeryznde
dolamaya mahkm edilen Yahudi vagona dek izlerdi. O zaman klar yanard
artk tren yolunun br ucundaki kasabay grrd ve yalnzca trenin geiini
izleyerek bir baka kasabaya gitmi gibi olurdu. Belki de bu yzden her gn
istasyonda hazr bulunmak alkanln edinmiti; iiler vurulup
ldrldkten ve muz iftlikleri ve onlarla birlikte yz krk vagonlu trenleri
ekip gittikten ve yalnzca, ne kimseyi getiren ne de kimseyi gtren o sar,
tozlu tren kaldktan sonra bile.
Oysa o cumartesi biri gelmiti. Sunan Kutsal Ayini' nin Peder Anthony
Isabeli istasyondan ayrlrken, alndan baka hibir zellii olmayan sessiz
bir gen tam bir gn ncesinden beri bir ey yememi olduunu anmsad
anda son vagonun penceresinden papaz grd. Dnd ki, eer bir papaz
varsa bir otel de olmal. Ve trenden inip metalik austos gneinden
kabarcklanm caddeyi geerek istasyonun karsnda, anm bir gramofon
plandan gelen sesin duyulduu evin serin glgesine girdi. ki gnlk alnn
biledii koku alma duyusu ona burasnn otel olduunu sylyordu. Ve "OTEL
MACONDO" tabelasn grmeden ieri dald, mrnde hi okumayaca bir
tabelayd bu.
"Buraya gelenler, daha serin olduu iin verandaya bir sandalye ekip
otururlar," dedi kz. Kz dinlerken onun konumaya ne kadar can attm
hissetti olan. Gramofonu kurarken ona yle bir bakmay gze ald. Kz orada
aylardr, belki de yllardr oturuyormu gibiydi ve o noktadan ayrlmak
konusunda en ufak bir istek belirtisi gstermiyordu. Gramofonu kuruyordu
ama tm yaam olann stnde younlamt. Glmsyordu.
Olan bu kez kulaklarnda bir yanma hissetti. Kzn bireyler ima etme
yntemini dnerek rperdi. Bir yere kapatlmln tedirginliini ve kard
trenin yaratt panii yaad yine. O anda otel sahibesi ieri girdi.
"Ne yapyorsunuz?" diye sordu.
"Zahmet etmeyin," dedi otel sahibesi. "Ben size bir tabure getiririm."
"Benim fikirlerim deil," dedi kz. "Evvelki gn iki tanesini sen kendin
sprdn."
Otel sahibesi sabr tkenmiesine bakt ona. Kzn acnacak bir ifadesi
ve her eyi en ufak bir kuku kalmayana dek aklamak iin apak bir istei
vard.
Bir hafta nce, yaamnn, son i sava srasnda bir tara okulunun
amur ve sazdan rlme drt duvar arasnda yamurlu bir afakta dnyaya
geliinden annesinin hamana yaklap ona yirmi ikinci ya gn iin stnde
"Sevgili oluma, onun gnnde," yazl bir kartla bir apka verdii haziran
sabahna dek uzanan dz ve przsz bir sicime benzediini dnebilirdi.
Zaman zaman hareketsizliinin pasm silkip okulu, karatahtay ve sinek
pislikleriyle dolmu bir lke haritasn ve duvarda, ocuklarn adlar altnda
uzun bir dizi halinde asl duran fincanlar zlyordu. Oras scak deildi.
Tavuklarn klrengi uzun bacaklaryla snfa girip lavabonun altna
yumurtladklar, sakin, yeil bir kasabayd. Annesi o zamanlar mahzun, az
konuan bir kadnd. Karanlk basarken oturup kahve iftliklerinden szlen
havay iine eker ve "Manaure dnyann en gzel kasabas," derdi. Sonra ona
dner, onun hamanda sessizce bymesini gzleyerek, "Bydn zaman
anlayacaksn," diye eklerdi. Ama o hibir ey anlamamt. Yama gre fazlaca
uzun olduu, aylakln getirdii o kstah ve pervasz salkla dolup tat on
be yanda anlamamt. Aslnda yirminci ya gnne dek yaam hamanda
yat eklini birka kez deitirmenin dna tamamt. Ama o uralarda
annesi, on sekiz yl boyunca hizmet etmi olduu okuldan romatizmas
nedeniyle ayrlmak zorunda kalmt. Bunun sonucu olarak da snfa girenlere
benzer klrengi bacakl tavuklar besledikleri kocaman bir avlusu olan iki odal
bir eve tanmlard.
Ne kadar bir sre yerde, hibir ey dnmeden, iyi bir lm iin dua
etmeyi bile akl edemeden, kprtsz yattn bilemiyordu. Gerekte sanki bir
dakika kadar lm gibiydi. Ama yeniden ayldnda artk ac ya da korku
duymuyordu. Kapnn altndan szan parlak grd; uzaklardan horozlarn
hznl, bouk seslerini duydu, hayatta olduunu ve vaaznn kelimelerim
eksiksiz anmsadm fark etti.
"Evet var," dedi kadn. "Ama yok gibi bir ey, nk hemen hi kimse
gitmez. Sorun u ki bize yeni bir papaz gndermek istemiyorlar."
"Bu kez eytan deil grd," dedi Argenida. "Ya kim?" diye sordu
Rebecca, resmi ve kaytsz,i "imdi de Gezgin Yahudi'yi grdn sylyor."
Dul kadn derisinin karncalandm hissetti. Kzlnn uzak le sonralarndan
beri anmsamam olduu bu kelimeleri duyunca, aralarnda yrtk tellerini,
sca, ku llerini ve balarndaki belay seemedii karmakark eyler
t kafasna. Sonra, buz gibi ve fkeli, Argenida'nn az ak onu seyrettii
yere doru yneldi.
"Pythagoras."
"Sonra paray alp onu balangta tek basma olan gence ver ve bunu
papazn gnderdiini, bununla kendine yeni bir apka almasn syle."
YAPMA GLLER
"Benim giyeceklerimi bir daha alma," dedi Mina. "Bu gnlerde gnee
gven olmuyor."
"Gitti," dedi.
"Olamaz."
Kutuyu sallad.
Kr kadn dikkat kesildi. "Bir daha salla," dedi. Mina hareketi yineledi,
ama kr kadn iaretparmam kulakmemesine bastrp nc kez dinledikten
sonra da kutudakilerin ne olduunu karamad.
Mina grnmez bir cam siler gibi, ellerini ninesinin gzlerinin nnden
geirdi.
"Sen bir cadsn," dedi.
"Bu sabah iki defa helaya gittin," dedi kr kadn. "Bir defadan fazla
gitmezsin hi."
Mina iki eliyle birden makaray, makas ve bir avu bitmemi sapla gl
toparlad. Tmn sepete koyup kr kadnn yzne bakt. "Peki yleyse helaya
ne yapmaya gittiimi syleyeyim mi sana?" diye sordu. Mina kendi sorusunu
yantlayana kadar ikisi de gerilip bekledi.
"Smaya gittim."
Kr kadn kk anahtar sepetin iine att. "yi bir bahane
olabilirdi," diye mrldand mutfaa girerken. "mrnde ilk kez azn
bozduunu duymasam inandrabilirdin beni." Mina'nn annesi, kollar dikenli
iek demetleriyle dolu, koridorun br ucundan geliyordu.
Bir baka dnemi anmsatyordu bu. Koca Ana, yetmi yama gelinceye
dek doum gnlerini anmsanabilen en uzun ve amatal karnavallarla kutlama
alkanlndayd. Kasaballara damacanalarla rom sunulur, halk meydannda
srlar kurban edilir ve bir masann zerine yerletirilen bando gn hi
durmadan alard. Tozlu badem aalarnn altnda, yzyln ilk haftasnda
Albay Aureliano Buendiann blklerinin kamp kurmu olduu yerde tezgahlar
kurulup muz likr, rek, sucuk, kzarm et, kymal brek, sosis, avizeaac
ekmei, tatl halka, sandvi, msr ekmei, pufbrei, ikembe, hindistancevizli
kozhelva ve scak, ekerli romun yan sra her eit vr zvr, cicili bicili ssler,
oyuncaklar ve biblolarla horoz dv ve piyango biletleri satlrd. alkantl
kalabaln kargaas iinde, stnde Koca Anann resmi olan basma kumalar
ve kei gmlekleri de satlrd.
Bu gelenek, biraz ailede art arda gelen yaslar, biraz da son birka yln
siyasi istikrarszl nedeniyle kesintiye uramt. Yeni kuaklar o grkemli
kutlamalarn yalnzca yklerini dinlemilerdi. Koca Ana'y Byk Ayin'de
devletin bir memuru tarafndan yelpazelenirken ve Hollanda ii volanl eteiyle
kolal patiska jponunu berbat etmemek iin ayinin ykseli annda bile diz
kmeme ayrcalm kullanrken hi grememilerdi. Yallar, Maria del
Rosario Castaneda y Montero'nun, babasnn cenazesine gidip henz yirmi iki
yanda Koca Ana'ya dnm olarak yeni ve ltl bir vakarla dnd le
somas malikane konandan kiliseye kadar caddeye denmi olan iki yz
metrelik haly, getiklerinin bir sanrs gibi anmsyorlard. O ortaa hayali
yalnzca ailenin deil milletin de gemiine aitti. Giderek uzaklap belirsizleen
ve scak le sonralar sardunyalar arasnda bunald balkonunda artk
gbela seilebilen Koca Ana, usulca eriyerek kendi efsanesine dnyordu.
Yetkisini Nicanor araclyla kullanyordu artk. Gelenekle belirlenmi,
kelimelere dklmemi bir vaade gre Koca Ana'nn vasiyetini mhrledii gn,
miraslar gece srecek genel enlik ilan edeceklerdi. te yandan onun son
dileklerini lmeden birka saat ncesine kadar aklamama yolunda karar
vermi olduu da biliniyordu ve zaten hi kimse Koca Ana'nn lml olmas
olasl zerinde ciddi bir biimde dnmemiti. Ancak bu sabah Viaticum'un
an sesleriyle uyannca, Macondolular Koca Ana'nn yalnzca lml olduunu
deil lmekte olduunu da anladlar.
Nicanor, ikiye katlanm yirmi drt tabaka kat zerine gayet temiz bir
el yazsyla, Koca Ana'nn servetinin titiz bir dkmn yapmt. Koca Ana
sakin soluklar arasnda, doktorun ve Peder Anthony Isabelin tanklnda,
byklnn ve yetkisinin esiz ve yce kayna olan mlknn listesini
notere yazdrd. Gerek boyutlarna indirgendiinde tm mlk, smrgenin
kuruluunda kral buyruuyla balanm blgeden ibaretti; zaman iinde
karmak kar evlilikleri araclyla tm Koca Ana'nn denetimi altnda
toplanmt. Be kasabay kapsayan ve tek bir tohumun bile toprak sahiplerinin
zararna ekilmedii o uurlar belirsiz, ilenmemi arazide yz elli iki aile,
kirac ifti olarak yayordu. Her yl isim gnnn arifesinde, Koca Ana
topraklarn devlete intikal etmesini engelleyen tek denetim mekanizmasn
kullanr, yani kiralar toplard. Evinin arka verandasnda oturup, topraklan
zerinde yaama hakk iin yaplan demeyi ahsen kabul ederdi, tpk yz ym
akn bir sre boyunca atalarnn, kiraclarnn atalarndan kabul etmi olduu
gibi. gnlk toplama ilemi sona erdiinde, avlu armaan olarak getirilip
braklan domuzlar, hindiler, tavuklar, topran ilk rnleri ve aar vergileri ile
tklm tklm dolmu olurdu. Aslnda bandan beri l olan ve ilk incelemede
yz bin hektar olarak hesaplanan bir topraktan ailenin toplad tm rn
bunlardan ibaretti. Ama tarihsel gelimeler bu uurlar iinde Macondo
blgesinin alt kasabasnn, hatta ile merkezinin byyp refaha ermesine yol
amt, bu durumda hi kimse, iinde yaad eve ilikin olanlar dnda
herhangi bir mlkiyet hakkna sahip deildi, nk toprak Koca Ana'ya aitti ve
kira ona deniyordu, tpk hkmetin de caddelerin vatandalar tarafndan
kullanm iin ona deme yapmak zorunda olduu gibi.
Koca Ana'nn maddi servetini birer birer sayp dkmesi saat srd.
Bunaltc yatak odasnda lmn eiindeki kadnn sesi, adlandrd her eyi
yceltiyor gibiydi. Titrek imzasn attnda ve tanklar da kendi imzalarn
eklediklerinde, evin nndeki meydanda tozlu badem aalarnn glgesinde
toplanmaya balayan kalabaln yrei gizli bir rpertiyle sarsld.
imdi eksik kalan tek ey manevi servetinin ayrntl bir listesiydi. Koca
Ana olaanst bir abayla atalarnn da lmeden nce soylarnn egemenliini
gvenceye almak iin harcadklar trden bir abayla kendini heybetli
kalalarnn stnde ykseltip anlara dalarak, otoriter ve iten bir sesle,
grnmez mal varlnn listesini notere yazdrd:
Oysa kainat, bekleyii daha gnlerce uzatacakt. Drt deri tabure, bir
testi temiz su ve dulavratotundan bir hamakla donatlm il genel meclisi
salonunda geirdii uzun, bunaltc geceler boyunca uykusu kaan Papa
hazretleri, ter iinde, dilekeler ve idari emirler okuyarak oyalanyordu. Gn
boyunca onu pencereden grmeye gelen ocuklara talyan ekeri datyor ve
amberaacnn altnda Peder Anthony Isabel ile, ara sra da Nicanor'la le
yemei yiyordu. Bekleyiin ve scan uzatt sonu gelmez haftalar ve aylar
byle geirdi. Sonunda bir gn Peder Pastrana davulcusuyla meydann ortasna
kp karar bildirisini okudu. Kamu dzeninin bozulduu, gmbedegm ve
cumhurbakannn elinde, gmbedegm, Koca Ana'nn cenazesine katlmasna
olanak veren, gmbedegm, olaanst yetkiler bulunduu duyuruluyordu,
gmbedegm, gmbede, gmgm, gmgm.
kinci srada, sakin yas krepleri iinde, var olmu ya da olabilecek her
ey iin seilmi milli kralieler yryordu. lk kez dnyevi grkemlerinden
syrlm olarak, nlerindeki kainat kraliesini izliyordu hepsi: soya fasulyesi
kraliesi, sakzkaba kraliesi, muz kraliesi, yukka kraliesi, guava kraliesi,
hindistancevizi kraliesi, brlce kraliesi 225 mil uzunluunda iguana
yumurtalar kraliesi ve bu yknn sona ermesini engellememek iin sz
edilmeyen tm brleri.
165