You are on page 1of 257

Sosyolojik sorunlara felsefi derinlikten bakan ve dnce gelenekleriyle

hesaplaan bir dzeyden konuan Elias bu kitabnda zaman sorunu ze


rine gidiyor.
Varln alabildiine somut bir ey gibi dndmz, srekli akan ve
akarken bizi de kendi tnelinden geiren zaman gerekten yle somut bir
ey mi? Elias zamann var olan bir ey olmadn, onun bizim toplum
sal, tarihsel bir eserimiz olduunu sylyor. Peki zaman bizim zihnimizin
bir imgesi ise, gerekteki olaylarla, deiimlerle balants nedir? Nasl
oluyor da byle var olmayan bir ey algmzda doallk, somutluk kazan
yor. Bizi metafiziin girdaplarna gtrecek gibi grnen bu sorular,
Eliasn elinde tmyle maddi aklamalar buluyor. Zamann izini toplum
sal ilikilerde ve tarihsel geliim iinde sren Elias, basit gibi grnen
aklamalara uzanyor; basit, ama gnmz toplumunun insanlarnn
kavramakta zorland sorunlara.
Zaman incelemesi, ayn anda bir uygarlama incelemesi. Uygarlama
srelerinin yaps zerinde duran ve her uygarlama admnn tarihsel
bir srecin kanlmaz kstlanmalarn da ierdiini vurgulayan Elias,
baka almalarnda genelde uygarlama hakknda sylediklerini, bu a
lmasnda zaman olgusu zerinden somutlatryor. Bu tr bir incele
meyle modern toplum olmann anlam, toplumsal gelime srelerinin ka
rakteri, birey-toplum ilikilerinin i ielii belirginleiyor... Elias gnmz
de tarih incelemelerinin, sosyolojinin ve genel olarak bilimsel disiplinler
arasndaki yaltlmln btnsel bak nasl kstladn ve naifliimizi
niin almas ok zor bir duruma dntrdn zaman sorunu zerin
den sergiliyor. Kitapta zamann bugnn toplumu asndan yapsal zel
liklerini ve gemi toplum formasyonlarnn zamansz yaamalarnn ne
demek olduunu grmekle kalmyoruz; zaman zerine dnmek, kendi
alglarmz zerine dnmek, uygarlama meselesine greceli bakmak
ve bireysel zgrln toplumsal belirlenmilikten bam
sz dnlemeyeceini grmek anlamna da geliyor.
Batllama abas iinde olan toplumumuzun iinin niin
zor olduunu bu kitapta yapld biimiyle zaman incele
mesi zerinde dnerek biraz daha iyi anlayabiliriz.
Zaman kavramnn toplumun ileyiiyle ve bireylerin top
lumsal rolyle ilikisi ortaya ktka, Batnn zamanla kur-
duu ilikilerin, bizim gibi yar feodal kltrel yapsndan kurtulamam bir
topluma niin bire bir aktarlamayaca da daha iyi anlalyor. Bu sorun,
Eliasn metninde zel bir vurgu tamasa da bu yndeki okumalara ve
dncelere fazlasyla olanak tanyor.
NORBERT ELIAS
19. yzyln sonunda, 1897 ylnda Breslauda doan Norbert Elias, 1990 ylnda
Amsterdamda ld. Yaamnn yaklak otuz yln zor koullar altnda ngilterede
srgnde geirdi. Almanyaya 1965 ylnda geri dnd. nce Mnster, sonra Kons-
tanz ve Aachen niversitelerinde konuk profesr olarak grev yapt. 1978 ylndan
1984 ylna dek Bielefeldteki Disiplinleraras Aratrmalar Merkezini ynetti, son
ra Amsterdama yerleti.
Yahudi bir ailenin tek ocuuydu. Liseyi bitirdii yl Birinci Dnya Sava ba
lamt. Snf arkadalaryla birlikte gnll olarak savaa katld. Babasnn istei
zerine 1917 ylnda tp renimine balad, ama daha sonra felsefeye yneldi. Kari
Jaspersin, Edmund Husserlin rencisi oldu. 1922 ylnda Yeni Rantlardan Ric-
lard Hnigsvvaldm yannda doktorasn tamamlad. 1924 ylnda Heidelberg ni
versitesinde greve balad ve bundan sonra tamamen sosyolojiyle ilgilendi. Alfred
Weber ve Kari Mannheimle birlikte alt.
K. Mannheimin Frankfurt niversitesi Sosyoloji Blmnn bana getirilmesin
den, sonra Frankfurta yerleen Elias, 1932 ylnda doentlik tezini tamamlad. 1933
ylnda Naziler iktidara gelince Fransaya snd ve 1935 yl gz aylarnda n
giltereye yerleti. British Museumun K. Marxn Das Kapitali yazd tarihi sa
lonunda almaya balad, ve ber den Prozess de Zivilisation (Uygarlk Sreci)
adl iki ciltlik en nemli yaptn hazrlad. Kitap, 1939 ylnda svirede yaym
land.
ngilteredeki almalarn burslar ve yardmlarla srdren Elias, 1954 ylnda Le-
icester niversitesinin yeni kurulan sosyoloji blmnde greve balad. Uygarlk
Sreci uzunca bir sre tannmayan bir yapt olarak kald. 1969 basks da bilim ev
relerinin pek dikkatim ekmedi. Ama 1976 ylnda yaplan ikinci bask olaanst
ilgi grd. Elias artk yalnzca belirli aratrmaclarn tand bir sosyolog olmaktan
km, sosyolojinin en nemli temsilcileri arasna katlmt. 1977 ylnda Adorno
dln ald. Bu baar seksen yandaki Elias iin byk bir g kayna oldu ve
ard ardna yaptlar vermeye balad.
Eliasn ilgilendii konular geni bir yelpazeye dalmtr. Bilgi sosyolojisinden
Nazi felaketine, XIV. Louis sarayndaki yaantdan, kentsel yaam aratrmalarna
dek uzanr. Ama btn bu yaptlarnda yer alan temel grlerinin nveleri Uygarlk
Sreci nde mevcuttur.
Elias tarafndan dsal zorunluluklarn isel zorunluluklara uzun sreli dnm
eklinde tanmlanan uygarln en nemli zelliklerinden birisi de insann davran,
duyu ve duygularnda meydana gelen deiimlerdir. Uzun sreli bir sre zellii
gsteren bu deiimler, aklc bir plana uygun olarak gerekleemez. Eliasn ba
yapt, uygarlk, tamamlanmam bir sretir szyle balar ve Bireylerin ve top-
lumlarn oluturduu gelecek belirsizdir. Nihai ve kesin olan hibir ey yoktur sz
leriyle son bulur. Bu adan Elias ncllerinden ve adalarndan farkldr. Bu
farkllyla da insanlara, tarihsel gelimeye mdahil olma umudunu sunar. Eliasn
sosyoloji yntemine gre, o an iinde bulunulan yapnn ortaya kmasna yol aan
gelimeler incelenebilir ve elde edilen veriler ileriki toplum biimlerinin ngr
snde kullanlabilir.
zellikle Adorno dlnden sonraki yaptlarnda, sre kuramn gelitirmeye a
lr. Bunlar arasnda, 1977 ylnda yaymlanan Zur Grundlegung einer Theorie so-
zialer Pozesse (Bir Toplumsal Sre Kuramnn Temelleri zerine) ve 1983 ylnda
yaymlanan ber den Rckzug von Soziologen auf die Gegenwart (Sosyologlarn
Gnmze Geri ekilileri zerine) adl makaleleri nemlidir. Ama bilgi sos
yolojisiyle ilgili Engagemenl und Distanzierung (Angajman ve Mesafe) ve ber die
Zeil (Zaman zerine) gibi yaptlar da genlik yllarnda ortaya att sorulara birer
yant araylardr.
lmnden hemen nceki yllarda Etablierte und Aussenseiter (Sistemin Yerleikleri
ve Dlanmlar), Studien ber die Deutschen (Almanlar zerine ncelemeler) adl
nemli yapdan yaymlanr. lmnden sonra 1991 ylnda ngilterede The Symbol
Theory (mge Kuram), Almanyada Mozart. Zur Soziologie eines Genies (Mozart.
Bir Dehann Sosyolojisi zerine) adl yapdan yaymlanr.
Ayrnt: 275
nceleme dizisi: 151
Zaman zerine
Norbert Elias
Almancadan eviren
Veysel Ataman
Yayma hazrlayan
Turgay Kurultay
eviride kullanlan metinler
Uber die Zeit
Suhrkamp-1988
Time: An Essay
Basil BlacMl-1992
ev.: EdnumdJephcott

Norbert Elias & Liepman

Kapak illstrasyonu
Sevin Aitan
Kapak dzeni
Artan Kahraman
Dzelti
Sait Kzlrmak
Bask ve cilt
Mart Matbaaclk Sanatlar Ltd. ti.
Tel: (0 212) 212 03 39-40
Birinci basm 2000

AYRINTI YAYINLARI
Dizdariye emesi Sk. 23/134400 emberlita-stanbul Tel.: (0 212) 518 7619 Faks: (0 212) 516 45 77
Norbert Elias

Zaman zerine
Dostlarm Johan
ve Maria Goudsblom' a
indekiler

eviriye dair.............................................................................. 9
NSZ.................................................................................... 12
ZAMAN ZERNE................................................................57
Dizin................................................................................... ...251
eviriye dair

Eliasn bu metninin oluum sreci son derece karktr. Metin ks


men ngilizce, ksmen Almanca yazlm, ksmen de ngilizce ya
zlan blmn Almancaya evirisinin Elias tarafndan gzden ge
irilmi halidir. almann ilk blmleri (1-27 aras) 1974te
yaymlanm, Almancaya ilk eviri srasnda 28 ve 29. blmler
yazar tarafndan eklenmi ve 1984'teki yeni Almanca eviride 30-
46 aras blmlerin yan sra uzun nsz yazlmtr. Bizim Trke
eviriye temel aldmz 1988 Suhrkampf Almanca bask, metnin
son eklidir. Trkeye eviriye balamadan nce ngilizce metinle
Almanca metni genel olarak karlatrdk, ancak herhangi bir
sorun yaamadmz iin evirimizi Almanca metni izleyerek yap
tk, sadece belli noktalarda ngilizce metinden kontrol ettik.

9
Metnin bu kark oluum sreci, farkl dnemlerde Eliasn
farkl yaklamlar iinde olduu anlamna gelmiyor. Okurun bu ko
nuda kendi yorumunun nn kesmek istemeyiz, ancak eviri a
lmasnda bu sorun zerine dndmz iin, Trkiyeli okura
bu aklamay yapmakta da yarar gryoruz. zellikle nsz en
son yazld iin, Eliasn arada deien dnce ve bilgileri veya
almasna gelen tepkilere verecei cevaplar yanstaca akla ge-
lebilir. Ancak bizim grdmz kadaryla nszn byle bir zel
lii yok. Tersine nsz ana metinde para para sylenen (aforizma
tarznda blmlenmi) dncelerin daha btnlemi ve to
parlanm hali. Bu nedenle genel fikir edinmek isteyen okura nce
nsz okumasn nerebiliriz. nk nsz yazarn btn tez
lerini iermenin yannda, konunun eitli ynlerine de yer ver
mektedir.
Burada metnin bir dier zelliine de dikkat ekmek istiyoruz.
Eliasn metni hem ierikte hem anlatmda fazlasyla tekrarlar ie
riyor. Bu tekrarlarn birou eviride bulunmasayd metin bir ey
yitirmezdi. Ancak tekrar niteliindeki birok paragraf ve cmlede
zaman zaman ok nemli ayrntlar yer almaktadr ve bu ayrntlar
genel fikir edinmenin tesine gemek isteyen okurun ilgisini e
kecektir. zellikle de bu alma zaman sorunuyla snrl olmayp
uygarlama srecinin karakterini yanstt, dil olgusunun nemi ve
ilevi zerinde durduu, dahas bilimsellii, sosyolojinin ve tarih
biliminin yntemini sorunsallatrd iin farkl okumalara zemin
salamaktadr. Bu nedenle bizim evirimizde tm tekrarlar yerinde
duruyor.
Eliasn ilk evirisi olan bu kitabn dil ve anlatm tarz asndan
da bir Eliasa giri olmasn istedik. Eliasn dilini ve anlatm pers
pektifini ok nemsedik, ancak terim dzeyinde kapal bir dil kul
lanmak da istemedik. Bu kararmzn Eliasa da ok uyduunu d
nyoruz. Dili kullanmnda ve dnsel perspektifinde son
derece hassas ve tutarl olan Elias, terimlerle konumaktan byk
lde uzak duran ve terimletirdii anlamlar farkl anlatmlarla
tekrar tekrar dile getiren bir dnr. Eliasn Trkiyedeki top
lumsal srelere bakta nemli perspektifler sunacan ve bu e
10
virinin ardndan gelecek evirilerle Eliasn Trkiyede bilinir hale
geleceini dnyoruz. Biz de batan snrlar izilmi bir Elias
dili ve terminolojisi oluturmak yerine bu gelimeyi, anlama ve tar
tma srecine brakmay yeliyoruz; kukusuz belli noktalarda
vurgular yaparak ve iaretler derek. yi okumalar dileiyle.

Turgay Kurultay-Veysel Atayman


nsz

Bana zamann ne olduu sorulmad srece zamann ne olduunu


biliyorum; ama sorulduunda bilmiyorum, demi yal bir bilge.
Peki ben niin burada bu soruyu soruyorum?
Zamanla ilgili sorunlar aratrmaya ve incelemeye kalkt
mzda, gerek genelde insan hakknda gerekse de kendimiz hak
knda, daha nce gremediimiz birok olgu ve sorunla karlap
bunlar anlama ve kavrama ansmz doar. zellikle de teorilerin
gnmzdeki yetersizlii yznden el atamadmz sosyoloji so
runlar ya da genel olarak insan bilimleri alanndaki baz sorunlara
da zaman incelemeleri zerinden uzanabiliriz.
Fizikiler, zaman ltklerini sylerler sk sk. Bunu yaparken
matematik formllerine bavururlar; ve bu formllerde zamann l
12
s, fizie zg, ad konmu bir birim olarak kullanlr. Gel
geldim, zaman dediimiz ey aslnda ne gzle grlebilir ne de
elle tutulabilir. Duyularmzla alglanamaz bir eydir zaman. Bu
durumda, zaman bir nesne gibi lebildiimizi ileri srmek ne an
lama gelebilir? Bir saatlik bir sre, somut, gzle grlebilir bir ey
deildir. Cevab verilmemi sorulardan biri, zamann nasl olup da
bir doa nesnesi gibi muamele grd sorusudur.
Zaman llmez diyoruz, peki ama rnein saat dediimiz
mekanizmalar zaman lmezler mi? Kukusuz saatleri bir ey l
mek iin kullanrz. Ne var ki bu ltmz ey, o grnmeyen
zaman deil de alabildiine somut, elle tutulabilir bir eydir. r
nein bir alma gnnn uzunluu, Ay tutulmasnn sresi ya da
bir koucunun 100 metre yarndaki hz gibi.
Saat dediimiz aygtlarn gsterdii sre dilimleri, eit aralkl
tekrarlarla karmza kp dururlar; saatler, insanlarn norm-
latrd, bu anlamda sosyal dzlemde belirlenmi sre dilimlerini
temsil ederler; ayn ey dakikalar, saniyeler iin de geerlidir. Top
lumsal gelimilik dzeyinin elverdii lde, bu sre kalplar
btn bir lke genelinde, hatta birden fazla lkede ortak l bi
rimi olarak kabul edilip kullanlabilirler. Bylelikle, saatlerin yar
dmyla, dnyann farkl yerlerinde eit mesafeyi uan iki ayr ua
n hzlarn karlatrabiliriz. Saatleri kullanarak, szgelimi
birbiri ardna sz alan iki tartmacnn konumalarn eit sreyle
snrlayabilir, birka ay, hafta ya da gn nceki sreleri, senk-
ronize sreler gibi karlatrabiliriz. Doal karakterleri gerei bir-
birleriyle karlatramayacamz farkl dzlemlerdeki ya da art
arda sreleri karlatrabilir klyoruz. nsanlar byle bir kar
latrma yapmay gerekli grdklerinde, yan yana getirilip do
rudan karlatrlamayacak olaylar dolayl yoldan, standartlam
birimler kullanarak karlatrabilmek iin, toplumsal uzlamla
standartlatrlm herhangi bir olay sresini kullanmlardr. n
sanlarn bunu ne amalarla yaptklar ve sosyal gelimenin hangi
basamanda, belli bir standart birimi kullanarak eitli olaylarn
srelerinin ortak yanlarn, yani eit uzunluklarn tespit etmeye,
dolaysyla da zaman kavramnn gerektirdii yksek dzeyde
13
bir sentezi gelitirmeye altklar, aratrlmas gereken sorulardr.
Ama bundan da az zerinde durulmu bir sorun, insanlarn nispeten
daha alt sentez dzeylerinin kavramsal sembollerinden (baka bir
deyile, sosyal faaliyetlerini srdrmek iin bavurduklar daha alt
dzeylerdeki sentezlerden) grece yksek dzeyli sentezlerin ara
larna nasl ulatklar sorusudur. Aadaki incelemeler bu sentez
sorununa da hi deilse girmemizi salayacaktr.
Emin olabileceimiz bir ey varsa, o da saatlerin, bir zamanlar
benzer sosyal ilevleri yerine getirmi olan doa olaylar gibi kul
lanlarak, insanlarn, kendilerini iinde bulduklar sosyal, biyolojik
ve fiziksel srelerin silsilesi iinde sosyal ilikilerini ve fa
aliyetlerini dzenlemelerine yardmc olduudur. Ama saatler, in
sanlarn davranlarn birbirlerininkine gre ayarlayp uyum-
lamalarna olduu kadar, insann dndaki doal fiziksel olaylara
da uyum salamasna imkn verirler.
Gelimenin daha nceki basamaklarndaki insanlar, belli bir
olayn ya da olaylarn, btn bir deiimler silsilesinin oluturduu
sreklilik iindeki pozisyonunu ya da kapsadklar sre dilimini
bulma zorunluluu dayattnda, doal olaylarn ak iinden se
tikleri -szgelimi birbirini izleyen mevsimler ve kularn g
gibi- belli birka sabit sre dilimini bir olay akp birimi olarak kul
lanmlardr. Dier deyile, aslnda birbiri ardndan gerekleen her
ey gibi, bir kezlik, geri gelmez ve tekrarlanamaz olduu halde, her
ortaya k bir ncekine benzeyen ya da ayn sre kalbn temsil
eden doal srelere bavurmulardr. Szgelimi med-cezir olay,
insanlarn kendi nabzlarnn at, ya da Ayn ve Gnein dou
ve batlar, ardl kalplar (bir olay ak kalb, sekans-.n.) olu
turduklarndan, bunlar gerek kendi faaliyetlerini birbirlerine gre
ayarlayp uyumlama, gerekse de kendi dlarndaki doal, fiziksel
sreler ile sosyal faaliyetlerini bir uyum iine sokma amacyla
kullanmlar; daha sonraki gelimilik dzlemlerinde ise, insan bu
luu olan saatlerin kadranlarndaki rakamlarn oluturduklar sem
bolleri ardl birimler olarak ayn yolda deerlendirmilerdir. Bu
gne kadar ortaya koyduu grnmyle, bilim sosyolojisi kap
samnda bilginin, insanlarn sosyal faaliyet ve ilikilerini dzenle
14
melerine yardmc olan bu aracn geliimi zerinde yeterince du
rulduu sylenemez. nsanlarn iinde yaadklar dnyada faaliyet
ve ilikilerini nasl dzenledikleri ve yzyllar iinde bunu gittike
nasl daha iyi baardklar sorusuna verilecek cevap, insanlarn
daha iyi anlalmasna da yardmc olacak nemli bir sorudur.
Olaylarn srekli ak iinde, neyi ne zaman, nasl yapmas ge
rektiine karar verebilmek iin zaman belirleme abas ve bu ko
nuda kaydedilen gelimeler insan anlamaya da yardmc olacak
ipular verebilir. Gnmzde fizik bilimlerinin oynad nemli
rol yznden, zaman, insann dndaki doal, fiziksel alann
iinde kalan, dolaysyla da zaten bu alanca incelenmesi gereken
bir olgu gibi alglanmtr.
'Zaman belirleme konusundaki gelimelere ve bu belirlemenin
aralarna yle bir gz attmzda, fizikilerin ve natralist an
layn zaman sorunu zerindeki hegemonyalarnn olduka ksa
bir gemii olduunu grrz. Aslnda Galileo dnemine kadar
zaman, hatta doa dediimiz ey, merkezinde insann, insan
topluluklarnn bulunduu birer olguydular. Zaman, her eyden
nce sosyal dnyada neyin ne zaman yaplacan tayin etmenin,
insanlarn birlikte yaamalarn dzenlemelerinin bir aracyd. n
sanlarn mdahaleleriyle standartlatrlan doal sreler, olaylarn
ak iinde, sosyal faaliyetlerin zamansal konumlarn ya da bir
olay aknn sresini belirlemek amacyla kullanlmaktaydlar.
Ancak ok sonralar, yeni ada, kullanlmaya balanan saatler,
sosyal faaliyetlerin yan sra, insan mdahalesine maruz kalmam
katksz doal olaylarn srelerini belirlemede kullanlan ens
trmanlar olarak da yepyeni bir zellik kazandlar. Bu gelimenin
paralelinde, insanlarn teden beri sezinledikleri bir muammann,
yani zamann esrarengizliinin perdesi de daha kalnlat. yle
ayakst deinmek istersek, burada karmza sosyolojinin temel
sorunlarndan birinin ktn syleyebiliriz: nsanlarn bir arada
yaamalar sonucunda ortaya, onlarn anlayamadklar, kendilerine
esrarengiz, bilinmez, sr dolu grnen bir durum kmt. Birer
alet olarak saatlerin, insanlarn bir arada yaamalarndan treyen
ihtiya ve gerekliliklere cevap verdiklerini, dolaysyla da ok belli
15
amalar iin imal edilip kullanldklarn anlamann hi de zor ol
mad ortada. Gelgelelim, zamann da bir enstrman nitelii ta
yabilecei dncesi, belli ki, kavranmas zor bir dncedir. Ni
tekim zamann dur durak demeden, zerimizden nasl akp
getiini hissetmiyor muyuz? Zamann bir enstrman karakterine
sahip olabilecei anlayn kavramamz, dilin baz kullanm
larndan dolay da zorlayor. Dil kullanm zamann insanlarn
rettikleri saat denen teknik enstrmanlarla llen esrarengiz bir
ey gibi grnmesine yol ayor.
Zamann, sosyal dzlemde faaliyet ve ilikilerimizi tayin etme
ve dzenleme arac olma ilevini inceleyip kavrama konusundaki
yetersizliin ve beceriksizliin, insanlarn zerinde uzlaabilecek
leri bir zaman teorisi gelitirme abalarna ne ok engel ve glk
kardn, geleneksel felsefenin zaman sorununa ynelik zm
abalarnda da grmek mmkndr. Zamann karakterinin ne ol
duunu kavramaya ynelik felsefi tartmalarn odanda, oldum
olas birbirine zt iki gr var olagelmiti ve bunlar belki hl var
lklarn srdrmekteler. Bu felsefi tartmalarda karmza kan
birinci anlay zamann doal fiziksel dnyann nesnel bir esi
olduudur. Bu gr savunanlara bakacak olursak, zaman, var
lk tarz bakmndan, yani ontolojik bakmdan, doann teki nes
nelerinden farkl deildir; dierleriyle karlatrldnda, algla
namaz olma zelliiyle onlardan ayrlr sadece o kadar. Newton,
son zamanlarda gzden den bu nesnelci anlayn belki de en
nl simasyd. Kar kamptaki egemen anlaya gre ise, zaman,
olaylar birlikte grme biimiydi, bir beraber grme tarzyd;
zaman, insan bilincinin (ya da artk baka bir felsefi akmn ter
cihinde insan tininin, ya da insan aklnn) kendine zglnde te
mellenen, dolaysyla da her trl deneyimin nkoulu olarak de
neyimlerden nce gelen bir eydi. 17. yzylda Descartes bu
anlaya rabet etmiti. Ama felsefe tartmalarnda zaman kav
ram, bu anlamyla tam ifadesini Kant felsefesinde bulacakt;
Kanta gre zaman ve mekn, a priori, yani her trl deney ncesi
bir sentezin temsilcileriydiler. Pek de sistematik hale gelmeyen bu
grn, teki kamptaki gr iyice bastrd anlalyor. Sade
16
bir dille sylemek istersek, Kant gelenein zaman, bir tr do
utan gelen deneyimden baka bir ey deildir; yani insan do
asnn mutlak, deimez bir esi, bir parasdr.
Grdmz gibi, bu birbirine zt kutuplardaki zaman te
orilerinin kimi temel varsaymlar gene de ortaktr. Her iki gr
iin de zaman bir doa verisini temsil ediyor; fark ise urada: Bi
rinde zaman, nesnel, insan bilincinden tamamen bamsz var
olan bir doal veriyken kincisinde sbjektif bir karakter tayor;
yani insann doasnda doutan yerlemi, znel bir tasarm ola
rak anlalyor. te, zamann znelci ve nesnelci anlaylara
bal teorilerinin bu kar karya geli halleri, felsefenin ge
leneksel bilgi teorisinin temel bir yan; her iki durumda da ev
rensel, kendini durmadan tekrarlayan bir balang noktasnn var
olduunu kabul etmemiz isteniyor; yani bilmenin bir balang
noktasnn bulunduu savn tartmasz, olaan bir kabul olarak
nmze koyuyor bu anlaylar. Bu anlaylara bakacak olursak,
gerein bilgisine uzanan insan, sosyal bir gelenein devam ola
rak deil de tek bir insan, bir zne olarak nesnelerin karsna di
kiliyor; yani bir bana, yapayalnz dnyann karsna kyor ve
balyor deneyim toplamaya. Byle olunca da dnceler olu
urken, rnein insan olup bitenleri, olaylar zaman ak iinde ta
sarlarken, sorunu, znenin doasna m, yoksa nesnelerin doasna
m ncelik tanmak gerektii biiminde koyuyor.
Eski bilgi teorilerinin paradigmatik temel kabullerinden ke
sinlikle uzak durup (sadece zaman ile ilintili temel kabullerden
deil), bu teorilerin ve savlarn karsna, insan bilgisini farkl e
kilde aklayan bir teori koyduumuzda, bu birbirine zt geleneksel
bilgi teorisi anlaylarnn ortak kabullerinin zamann doasna
aykr, yani yapay olduklarn ve bu anlaylar savunanlarn sonu
gelmez tartmalarnn her trl hayatiyetten yoksun, steril tar
tmalar temsil ettiklerini kavrarz. nsan bilgisinin gzlemlene
bilir gelimesine yakn duracak bir teoriye gereksinimimiz var; bu
tr bir teori kendi paradigmatik varsaymlarn snayp do
rulayabilir ya da geri evirebilir. Elinizdeki metin byle bir abaya
da katkda bulunma amac tamaktadr. Kanmzca, insann bilgisi,
17
teke deil de, btn insanla ait ve belli, saptanabilir bir ba
lang noktasna geri gtrlemeyen uzun bir renme srecinin
sonucudur. Her bir insann bilgiye katks ne olursa olsun ve ne
kadar yenilik getirirse getirsin, herkes istisnasz, daha nce mevcut
bilgi birikiminden hareket ederek onu oaltr. Zamana ilikin bil
gilerimiz iin de ayn saptama geerlidir.
rnein gelimi toplumlarda, bir insann ka yanda olduunu
bilmesi kadar olaan bir ey yoktur. Bu trden ileri toplumlarn
yeleri, kendilerininkine gre daha az karmak, basit toplumlarda,
Yan ka sorusuna kesin bir cevap veremeyecek kimselerin ya
am olduuna aabilirler. Ama ite, bir insan topluluunun mev
cut bilgi olanaklar ve haznesi iinde bir takvim bulunmuyorsa, o
topluluktaki kiilerin, geen yllarn saysn belirleyebilmeleri ok
gtr. Bir mrn belli bir kesitinin uzunluunu bir baka kesitin
uzunluuyla dorudan karlatrp buradan yamz bakmndan
bir sonu kartamayz. Byle bir karlatrma yapabilmek iin,
olay dilimlerini periyodik olarak tekrarlanan ve uzunluklar sosyal
dzlemde standartlam baka olaylara ve bunlardan karlm,
edinilmi birimlere, ksacas, takvim dediimiz eye ihtiya vardr.
Bu takvimde, yllarn bir daha geri gelmemek zere birbirini iz
leyileri sembolik olarak, gerek sosyal dnyann gerekse doa
olaylarnn akn temsil eder. Bu ynyle de takvim, bir ara ola
rak, hem doal hem de sosyal nitelikli dnyamzn o byk d
nmlerinin sreklilii iinde, zamansal konumumuzu tayin et
memize yardmc olur. Ama te yandan, bir takvimin aylarn ve
gnlerini gsteren saylar, aslnda tekrarlanamaz olan sosyal ya da
doal olaylar srasnn tekrarlanabilirlik arz eden bir modelini tem
sil ederler. Gelimi, karmaklk dzeyi yksek toplumlarda, bu
takvim sembollerinin hepsi birlikte alndnda, insanlar aras ili
kilerin dzenlenmesi, rnein tatil gnlerinin, szleme srelerinin
vb. belirlenmesi bakmndan vazgeilmez birer aratrlar.
Bylelikle, bu tr toplumlarda gerek takvimin gerekse de sa
atlerin gsterdii zaman, hem insanlar aras ilikileri dzenleme
nin hem de her bir kiinin kendi durumunu ve ilikilerini tayin et
mesinin, rnein yan belirlemesinin aracdr ve onlar kullanan
18
kiiler iin bu durum, zerinde dnmeyi gerektirmeyecek kadar
olaandr. Artk kimse, -daha sonraki gelimilik aamalarnda
byle takvimsiz, saatsiz bir sosyal hayat bu kadar imknszken-
eski, gelimilik dzeyleri bizimkilere gre daha aada kalan top-
lumlarda, insanlarn takvimsiz ve saatsiz bir arada yaamalarnn
nasl mmkn olmu olduunu kendisine sormaya kalkmaz. Gn
leri, saatleri, hatta saniyeleri kl krk yararak standartlatrm bu
aygtlarn bulunup yetkinletirilmelerine kadar uzanagelen ge
limenin zerinde dnme ihtiyac hissetmedikleri gibi, ayn ge
limenin, bireyin kendi kendini kstlamasna, bir basncn altna
giriine, yani saatin ka olduunu bilme zorunluluu hissetmesine
nasl yol at konusunda da bir fikirleri yoktur. Zaman be
lirlemesine dayal vazgeilmez ve istense de kanlamayan ili
kiler a sunan bir toplumsal yap ile bu yapnn iinde yer alan ve
ok st dzeyde bir zaman disiplinine uymu, zaman duyarll
gelimi bir bireyin kiilik yaps arasndaki bantlar anlama, bu
bantlar zerine dnme gereksinimi, byle gelimi bir top
lumda yaayan insanlar iin, henz kendini dayatan bir sorun du
rumunda deildir. Bu insanlar, yalandka, yllarn, gnlerin ve
saatlerin basksn daha ok hissetmektedirler. Ve btn bu his
setmeler, onda ikinci bir tabiat olutururlar. Zaman, itirazsz boyun
eilen bir kader gibi grnr herkese.
Ve herkesi yllarn ve zamann basnc altna alan bu krleme
sre uzayp gider. Hele yksek dzeydeki sosyal koordinasyon
durumlarnda ve baka birok durumda insanlar birbirine ba
layan zincirlerin halka says arttka artar; zincirler uzadka uzar;
insanlar bu zincirlerin kesime noktalardr ve bu durumlarn iin
de yer alan insanlarn zerindeki, mesleki faaliyetlerini zamana
gre kesinkes ayarlama basnc da younlar.
Yksek dzeyde karmaklap sosyal faaliyet bakmndan ok
ynl ilevler kazanm bu toplumlarn yapsn gz nnde tu
tarak, baklarmz bir kez daha eskinin basit toplumlarna e
virecek olursak, oralarda da, insan topluluunun oluturduu mak-
rokozmos ile tekin oluturduu mikrokozmosun yaplarnn bir
birine baml ve belli lde birbirlerine uyumlanm olduklarn
19
grerek bu ilikiyi belki daha iyi kavrarz. Nispeten kendi iine ka
pal, ada grnm veren ve belki de zaman zaman birbirleriyle sa
vaan kk ky devletlerinde (ileride metinde de rnekleri ve
rilecei gibi) bireyler aras ilikiler zinciri nispeten ksa, bu zincirin
halkalar sayca azdr ve ok az ayrmlamlardr. Tekrarlanan
doa olaylarnn, rnein mevsimlerin bu insanlarn karsna pe
riyodik olarak kmas, hibir zaman tekrarlanmayan ve getikten
sonra bir daha karlamadklar yllara kyasla, bu insanlarn
dnyasnda ve bilgi daarcnda nemli bir yer tutmu olmaldr.
Ayrca bu eski gelimilik basamaklarnda, tek insan, mevcut ku
an iinde kendi bilincini tekilerden kaba hatlaryla bile ayrm
deildi. Tek tek kiiler, bir kezlik, kendine zg, apayr bir insan
olarak ortaya kp topluluun btnnden kopamyordu; yksek
dzeyde ayrmlam, gelimi gnmz toplumlarnda olduu gibi
bu anlamda bir birey olamyordu. Ben bu evi yaparken... diye
konuan bir erkein, gemii kastederek bykbabasndan sz edi
yor olmas olaand. Dolaysyla, takvimden bihaber, birbiri ardn
dan gelen tekrarlanmaz yllarn srasn gsteren kusursuz bir sem
boller katalogundan yoksun toplumlardaki insanlarn yalarn
niin bugnk insanlar gibi kesin olarak bilmeyecekleri de anlal
yor bylelikle. Bu insanlar, Ben doduumda o byk deprem ol
mutu diyerek yalarn tayin etmeye alm olmalydlar. Ne
zaman sorusuna yant vermek zere burada bir ilinti noktas olarak
seilen deprem, periyodik, kesintisiz bir sre olma zellii ta
maz. Uraksal, belli bir zaman noktasnda olup biten bir olaydr.
Tarihi belirlenmek istenen olay ile (ya durumu ile) tarihi belirle
meye yarayacak ilinti erevesi (deprem), alt dzeydeki bir sentez
rnei sunar. Zaman kavramnn gerektirdii sentez dzeyinin yk
seklii, bu aamada, mevcut bilgi ve yaant ufkunun ok te
sindedir.
Btn bu sylediklerimizden zaman kavram bakmndan kan
sonulara yle bir gz atacak olursak unu syleyebiliriz: Zaman,
nesnel olarak (bilinten bamsz) var olan bir akn kavramsal
yansmas olmad gibi, btn insanlara zg, her trl somut de
neyimden nce gelen bir yaant biimi de deildir. Zaman hak-
20
knda dnrken karlatmz bir glk de, snflandrma arac
olarak sorgulamadan kullanp durduumuz dnsel ekmeceler
den herhangi birine zamann yle kolay kolay uymamasdr.
Zaman sorunu, ounlukla fizikilerin ya da metafizikilerin bir
sorunu gibi grnr. Bu yzden de zaman zerinde kafa yorar
ken ayamzn altndaki zemini kaybederiz. Ama salam bir ze
mine basabilmek iin zaman sosyolojinin konusu olarak tanmla
yp bunun karsna fiziin konusu olan zaman karmak da
(yani sosyal zaman fiziksel zamann karsna karmak da)
yetmez. Tarih koyma, zaman belirleme abalar, sosyal ve doal/
fiziksel olarak blnm bir dnya kavrayndan veya zne ve
nesneye ayrlm bir dnya kavrayndan hareketle anlalamaz.
Tarihlendirme ya da zaman belirleme giriimleri, bir taraftan
hem insanlarn elinin demedii (doal trden) hem de insan m
dahalesiyle yapay trden fiziksel glerin, dier taraftan dnce
yoluyla sentez yapma yetenei tayan insanlarn, ardl olaylara e
zamanlym gibi bir btn olarak bakabilmelerini gerektirir. Za
man anlayabilmek iin, doa ve insan gibi iki ayr yerden
de-il de, doann iindeki insan noktasndan, daha dorusu
byle bir insan anlayndan hareket etmemiz arttr. Bylelikle
zama-mn ne olduunu anlama abas kolaylamakla kalmaz,
bunun ya-n sra doabilimlerin aratrma alan olan doa ile sos
yal bilim-lerin ya da insan bilimlerinin aratrma alan olan insan
toplum-lar biiminde dnyay ikiye ayran yanltc yaklam da
(bilim alanndaki hatal bir gelimenin rn bir ayrm) ortadan
kalkabilir.
Bugn doa kavram, doabilimlerin toplum iindeki yksek
statleriyle belirlenmektedir. Ama itibarlar ne olursa olsun, do-
abilimleri gene de dnyann snrl bir alanyla uramaktadr.
Doal evrenin belli bir trdeki ilikilerini odak alan bu bilimler,
insan ilikilerinin temsil ettii st dzeydeki bantlar, doaya
ait olmayan dzlemlerin ilikileri sayp ilgi alanlarnn dnda b
rakmaktadrlar. Gelgelelim, doa kavramnn ne anlama gel
diini kavrayabilmek iin, sosyal ilevlerin olduka st bir dz
lemde incelip ayrmlat, insanlarn hedef ve amalarnn birbi
21
rine entegre edildii bu yksek gelimilik basaman temsil eden,
gnmz insannn, o doal evrenden kageldiini unutmamak ge
rekir. Doann yn nceden belirlenmemi, krlemesine hareketi
iinden sadece helyum ekirdeklerinin ya da Ay llerinin deil,
sonu olarak biz insanlarn da ortaya kabildii gereinden ka
amayacamz gibi bu bilgiyi doa kavrammzn iine yer
letirmemiz de arttr. nsanlarn bu gerei bilmekle, gerek bir
birlerine gerekse de szcn dar anlamnda doaya kar tutum
ve davranlarnda omuzlarna hangi sorumluluklarn yklendiini
burada tartacak deiliz. Akademik dallarn bavurduu ge
leneksel snflandrmalar, doa ve toplum diye ya da bazen,
doa ve kltr diye ikiye blnm bir dnya tasarmn k
rkleyip durmaktadr. Ama buna karlk, evreci hareketlerin bn
yesinde, insanlarn, yaltlm ekilde kendi balarna deil de,
doa denen olayn iinde yaadklar ve kendi insan doalarnn
zgl yapsndan g alarak ya da hatta kendi hayat kayglarndan
yola karak bu ilikiye mdahale etmeleri gerektiini vurgulayan
yeni bir anlay kendini hissettirmektedir.
nsanlarn, bir eyin zamann belirleyerek zmeye al
tklar sorunlar, hep temel bir konuma, yani geni lekli bir dn
yada, yani doal evrende yer alan insan topluluklarna iaret et
mektedir: Zamana bavurulan her yerde ve her durumda, ger
ekten de, insanlar yaadklar evreler iindeki, yani hem sosyal
hem de fiziksel olaylarn ak iindeki faaliyet ve ilemlerin ak
trleri olarak ortaya karlar. Elinizdeki bu metinde, insanlarn
zaman belirlemenin verilerine niin ve hangi amalarla ihtiya
duyduklar sorusu en genel biimiyle sorulacaktr. Bu soruya cevap
vermek kolay deildir. Konu alabildiine genitir. Ama bir ba
lang yapmak gerekirse, olaylarn srekli aknn oluturduu sil
sile iinde birbirinin ardndan gelen durumlarn ve srelerin, ayn
andaym gibi yan yana konmalarnn ve birbirleriyle dorudan
karlatrlmalarnn mmkn olmay nedeniyle, zaman be
lirleniminin verilerine muhtacz. Demek ki, herhangi bir toplumda,
herhangi bir nedenle, belli bir dzlemin olaylarnn genel ak iin
deki belirli olaylarn srelerini, bunlarn zaman dilimi olarak uzun
22
luklarn ve konumlarn tespit etmek bir ihtiya haline gelmise,
bu durumda, baka bir dzlemin olaylar silsilesinin iinden se
ilecek belli bir sre dilimini, rnein Gnein sonsuz hareketi
iinde, bizim dnyamza gre douu ve bat arasndaki zaman
uzunluunu, birim olarak kullanmak durumundayz. Geri bu ikin
ci dzlemdeki btn deiimler de, rnein Gnein douu ve
bat, aslnda bir kerelik, bir daha tekrarlanamayacak, tersinmez
bir ak dorultusunda gerekleen srelerdir; ama ite bu hareket
btn iindeki tek tek deiimler, dou-bat rneinde olduu
gibi, bize az ok kurall ve birim olarak kullanlabilecek bir de
iim kalb sunar. Gnein gzle grdmz hareketi, ufuktaki
belli bir noktadan doup baka belli bir noktaya ulaana kadar
geen sre ya da saat gibi insan eseri olan teknik bir enstrmann
sresel dilimler gstericisi olarak akrep ve yelkovann iki ya da
daha fazla pozisyon arasndaki hareketleri, tekrarlanabilen sre ka
lplarna birer rnektirler. Bu birim kalplar, art arda gelen ve bu
yzden birbirleriyle karlatrlmalar mmkn olmayan po
zisyonlarn ya da pozisyonlar arasndaki zamansal uzunluklarn,
karlatrma yoluyla belirlenmesini salar. llen olaylarn d
ndaki bir dzlemden alnm bu birimler, dzenleyici ve zihinsel
semboller olarak zaman birimi anlamna brnr. Demek ki
zaman ifadesi, iki ya da daha fazla, srekli hareket halindeki
olaylar iindeki dilimlerin balang ve biti pozisyonlarn ya da
bu pozisyonlar arasndaki sreleri birbirleriyle ilikilendirme an
lamna gelir. Bu iliki, iletiimsel zellik tayan sosyal bir sembol
olan zaman kavramnda ifadesini bulur. Bu kavram belli bir top
lumun erevesi iinde yaanabilen, yaantmzda yer alan, ama
duyularla alglanamayan bir imgeyi, yani insanlarn belleinde yer
alan bir imgeyi, ses dediimiz alglanabilir bir kalp halinde, [z/a/
m/a/n], insandan insana tayabilir.
Eski bilgi teorisinin alkanlklar dorultusunda burada yle
bir dnce ortaya kabilir: Demek ki/ zaman, tek insann kur
duu bir ilikidir ve tek tek insanlarn dnda olgusall yoktur,
var olamaz. Bu eksik karsamann nedenlerinden, daha dorusu
zaaf kaynaklarndan biri, bu dncede, bilginin znesi olarak bir
23
toplumun deil de bir insann anlalmasdr. Bu bir zaaftr, zira tek
kii, zaman kavramn kendi yetenek ve gcyle kefetmi deil
dir. nsan zaman, gerek bir kavram olarak gerekse de bu kavramla
kopmaz bir birlik oluturan bir sosyal kurum olarak ocukluundan
balayarak renir. Zamann kavram ve kurum olarak var olduu
bir toplumda, zaman kavram, felsefecilerin zihninde olumu ve
karmza felsefe kitaplarnda kan bir dnme enstrman de
ildir. Byle toplumlarda yetien herkes, zaman olduka erken
yalarda, sosyal bir kurum olarak tanr ve renir. ok gemeden
de onu bir d zorlama, insann dndan dayatan ikinci bir doa
olarak hissetmeye balar. Kii, ilk on ylda zaman kurumlamasna
uygun ekilde kendini disiplin altna almay ve kstlamay
renemezse, yani yetimekte olan bir insan byle bir toplumda, ola
bildiince erken bir dnemde, gerek davranlarn gerekse duy
gularn zamann sosyal kurumlamasna uygun bir ekilde ayar
layp dzenlemeyi renemezse, bu toplumda yetikin bir insan ko
numunu temsil etmesi g, hatta olanaksz olabilecektir.
Zamann sosyal dzlemde kurumlamasndan treyen kendini
kstlama ve zamana gre ayarlama basncnn kiinin btn bir ya
amna yayldn biliyoruz. Bu iliki bize, uygarlama srele
rinin, bireyin kiilik yapsnn ayrlmaz yanlarndan biri olan sosyal
davran alkanlna damgasn nasl bastn gsteren belirgin
bir rnektir. Sosyal dzlemdeki bu bask, giderek bir i bask ku
rumlamasna, bir tr zaman vicdannn olumasna dnmtr
ve bunu unutmamamz nemlidir. (Bu zaman vicdan her kiide
ayn tepkileri ortaya koymaz ve przsz ileyen bir kstlama me
kanizmas oluturamaz. Kiinin zaman basncna uymamas, da
kiklie aldr etmemesi, faaliyetlerini gerektii gibi zaman d
zenlemelerine gre ayarlamamas sz konusu olabilmektedir.)
Sosyal zaman kurumlamasnn kiiye bir d zorlama olarak yap
t basncn rn olan zaman vicdan, tek tek insanlarn, olup
biten her eyi zamann ak iinde gerekleiyormu gibi ya
amasna neden olan eyin, insan olaylar byle alglamaya zor
layan doutan getirdikleri bilincin bir zellii olduu yolundaki
yanl anlayn kaynan anlamamza da katkda bulunur. Sosyal
24
davran alkanlklarmz, insan doasnn kendine zg,
renilmi olmayan bir zellii olarak dnlmektedir. nsann
kendi zaman yaantsn, kanlmaz ve zorunlu bir ey olarak his
setmesini yanl bir yorumla kavrayan felsefi sbjektivizm, inan
drcln byk lde bu duygumuza borludur.
Bu izi srecek olursak, geleneksel bilgi teorisinin tuzaklarndan
kurtulmamz salayacak admlar da atmamz kolaylaacaktr. Bu
rada bir karlatrma ya da benzetme yapabiliriz. Elbette her ben
zetme gibi, bu da biraz topallayacaktr. Zaman belirlemenin, in
sanlar iin ne gibi ilevler tad sylenebilir. Toplumsal
gelimenin seyri iinde bu ilevlerin hangi bakmlardan deiime
uradklar da ortaya konabilir. Bu deiimler, dnerek zaman be
lirlemenin biimine ve yollarna etkir; ayn zamanda bu amaca hiz
met eden ara ve enstrmanlar da deiir. Oysa zamann ontolojik
stats, varlklar arasndaki yeri, bugn hl aklanabilmi de
ildir. Zaman zerinde kafa yorarz; ama karmzda ne trden bir
eyin bulunduunu doru drst bilmeyiz. Zaman, bir doa nes
nesi midir? Doa olaylarnn bir paras mdr? Yoksa bir kltr
nesnesi midir? Yoksa, zaman szcnn dilbilgisel tanmda bir
isim olmas, onun bir nesne olduu yanlsamasn m yaratmak
tadr? Saatlerin zaman gsterdiklerini sylediimizde, aslnda
onlar neyi gstermektedir?
Belki zaman, insanlarn tarihsel sre iinde yarattklar ve
kendileri iin ok belli bal ilevleri yerine getiren baz aralarla
karlatrmak bizi birka adm teye gtrebilir. Mesela bir tek
neyi ele alalm. Birileri kalkp da, teknenin denizle ya da akarsuyla
ayn ontolojik staty paylatn, bunlar gibi bir varlk ya da
doa nesnesi olduunu ileri srecek olsa, olduka tuhafmza gi
decektir bu. Gene biri kalkp, tekneyi ina eden kiinin bu alma
srasnda, transandantal (akn) bir tekne tasarmna gre hareket
ettiini, bu akn tasarmn doutan, deneyle renilmemi olan
doal bir beceri olarak onun iinde mevcut olduunu, bir tama
arac olan teknenin ait olduu dnyann ne akarsuyuyla, ne de
niziyle ilgili herhangi bir deneyimin burada bir rol oynamadn
sylese, ayn yadrgamay yaayabiliriz. Sz konusu tekneyse,
25
bunun insanlarca belli amalar iin ina edilmi olduu aikrdr.
nsanlarn ya da onlara denk varlklarn bulunmad bir dnyada
zaman da olmazd. Ayrca ne saat bulabilirdik byle bir dnyada
ne de takvim. Gelgelelim bunu syler sylemez, ounlukla hi
farknda olmadan, zamann bir dnce ya da ide olarak anlald
ve temel sorunun, bu idenin gerekliin aslna uygun bir yan
smas olup olmad biiminde sorulduu geleneksel bir dnce
(felsefe) dnyasnda buluruz kendimizi. yi ama, zaman akl y
rtmenin konusu olarak alndnda, insann tasarmndan baka bir
ey deildir mi diyeceiz? Aada, bu soruya iyi kt bir cevap
vermeye alacaz. Ama dncelerin dur durak dinleyecek hal
leri yok. Bunlarn tesine geen birka baka dncenin de yarar
olacaktr belki.
Tpk tekneler ve saatler gibi zaman da, insanlar arasnda bir
takm belli grevlerin karlanabilmesi ve insana zg hedeflere
ulalabilmesini salamaktadr. Olaylarn ak iinde, daha nce de
belirttiimiz gibi kendi bana belirsiz kalacak durumlar, uraklar
ve sresel paralar zaman yardmyla belirlenir. Gnmzde za
man, ok eitli ve deiik grevlerin yerine getirilmesi, sosyal
iliki ve faaliyetlerin dzenlenip birbirleriyle koordine edilmeleri
amacyla kullanrz. Ne var ki, zamann insan eseri bir ara ol
duunu ileri srmemiz, zaman ile insan arasndaki bu ilikinin al
tn fazlaca izer ve zamann sadece ve sadece insan tarafndan
belli ihtiyalar karlamak iin icat edip gelitirilen bir ey olduu
izlenimini yaratr. Aslnda bu sadece vurgusunun arkasnda bir
hayal krkl yatmaktadr. Bilgi teorisinde yanstma ilkesine yas
lanan gr bir ideden, gerekte var olann yanstlmasn bekler.
Oysa burada, zamann insana ait bir icat olduunun sylenmesi,
yine yanstma mantnn bir sonucu olarak, zaman kavramnn in
sanlarn kafasnda durup dururken ortaya km bir ide olduunu
dile getirmektedir. Oysa zaman yle insanlarn kafasnda bir
denbire domu bir ide, bir fikir deildir. Bir ide olduu kadar, sos
yal gelimiliin durduu yere gre farkllk gsteren bir ku
rumdur. Tek tek kiiler byrlerken, kendi toplumlarnn kullan
dklar zaman iaretlerini anlamay ve eylem ve faaliyetlerinde
26
bunlara gre hareket etmeyi renirler. Zamann belleimizdeki
imgesi, yani her bir insann sahip olduu zaman tasarm, bir yan
dan zaman temsil eden ve iletiimde zaman kullanan sosyal ku
rumlamalarn gelimilik dzeyine bamllk gsterirken bir yan
dan da tek tek kiilerin ocukluklarndan itibaren zaman ile
kurduklar bireysel ilikilerce belirlenir.
Gelimi toplumlarda saatler, nde gelen zaman temsil me
kanizmalardr. Ama ite, saat denen mekanizma, zamann kendisi
deildir. Geri zaman da enstrmantal karakter tar, ama onun bu
karakteri, kendine zg, bambaka bir tarzda tezahr eder. Saat
denen mekanizmalar ile zamann ilikisini irdelemeye kalkt
mzda, karmza ilgin bir soru kmaktadr: Bir zaman be
lirleyicisinin, rnein bir saat mekanizmasnn oluturduu fiziksel
olay ak ile, ayn aygtn, zaman bildiricisi olarak gerekletirdii
sosyal ilev arasnda ne trden bir iliki bulunmaktadr? Aygt, bir
zaman belirleyicisi olarak, tpk gazete kdnn ve zerindeki ba
sl yazlarn, haberleri ve bilgileri okura tayan fiziksel aralar
temsil etmeleri gibi, zaman bilmek isteyen kiiye bir bildirimi ta
yan aratr. ster saat olsun bu ara isterse de Dnyann ev
resinde dolat Gne, zaman belirleme ilemleri, her zaman du
yularmzla alglanabilir olaylarn ak (akrep-yelkovann hareketi,
Gnein douu-bat) zerinden gerekletirilir. Sz konusu ya
zl ya da basl takvim olduunda da deimez bu ilke. Takvim
bizde zaman ak izlenimi yaratarak ayn ilevi yerine getirir. Ama
ister saatin hareketli gstergeleri olsun, ister ufukta hareket eden
Gne, isterse de takvimin birbiri ardndan gelen yapraklar; bu fi
ziksel aklarn zaman belirlemeye yaramalar iin, bunlarn ha
reketli birer sosyal sembol karakteri de tamalar ve gerek en
formasyon iletici gerekse de dzenleyici birer sembol olarak, insan
toplumunun iletiim dngs iine, yani sosyal dzleme yerlemi
olmalar arttr. Kaynaklar ve zellikleri ne olursa olsun, zaman
belirlemeye hizmet eden aralar, istisnasz her zaman sadece in
sanlara hitap eden mesaj kaynaklardr. Saat denen mekanizmalar
insanlarca dzenlenmi olsalar bile bir ynyle hareketli olaylar,
yani bir fiziksel ilikiyi temsil ederler. Ama bunlar belli bir yoldan,
27
rnein akrep ve yelkovann deien konumlarna gre insanlarn
semboller dnyasnn, sosyal dnyann iine yerletirilmi fiziksel
kkenli enstrmanlardr.)
Bir saatin kadran zerindeki akrep ve yelkovann ya da ra
kamlarn deien konumlar insanlara, gerek kendilerinin gerekse
de bakalarnn, olaylarn o byk ak iinde belli bir anda hangi
pozisyonda olduklarn ya da belli bir andan bir sonrakine, bir po
zisyondan bir dierine ulamak iin ne kadar srenin getiini gs
terirler. Saatlerin kadranlar zerindeki rakamlar, insanlarn buluu
olan sembollerdir; takvimin deien tarihleri de yle. Zaman
budur. Daha dorusu, bunlar zamandr. u anda saat 13:10. te bu,
13:10 zamandr. Elbette dili bu balamda kullanrken biraz dikkatli
olmak gerekiyor. Saatin zaman bildirdiini sylemek elbette
mmkndr. Saatler bunu, durmadan semboller reterek be bo
yutlu bir dnyada gerekletirirler; meknn boyutuna eklenen
zaman boyutunun yan sra iinde bu sembolleri anlamlandran in
sanlarn bulunduu dnyadr bu. Bu insanlar algladklar bir bi
imi, kendilerine zg tasarmlarla, belli anlamlarla ilikilendire-
bilmektedirler. te zamann baka hibir ilikide rastlanmayacak
kendine zg yan, bu balamdaki sembollerin (gnmz teknik
koullarnda bunlar genellikle rakam sembolleridirler) gerek fi
ziksel, gerek biyolojik, gerekse de sosyal ve bireysel dzlemlerdeki
olay aklarna uygulanarak btn bu dzlemlere ait ama ve fa
aliyetleri btnletirmesidir.
Bu ilikiler iinde, bir zaman aygtnn, rnein saatin sembol
yann fiziksel yanlarndan herhangi bir ekilde ve anlamda ko
parmak ya da ayr ele almak mmkn deildir. Tpk dilde olduu
gibi, nasl ki zihnimizdeki tasarm, fiziksel nitelikteki seslerle ya da
ses birimlerinin kalplaryla kaynap tek bir sembol olutur
mularsa, boyutlu mekn ile zaman bir araya getirerek drt bo
yutlu bir hareketi tek bir olay olarak sunan saatler, insanlarn bir-
birleriyle kurduklar iletiimi de karakteristik bir zellik olarak iin
iine katarak be boyutlu bir model oluturur. Bu be boyut, aynen
dilsel sembolde olduu gibi, ayrlmaz bir btn oluturur. Saat
denen mekanizmann temsil ettii biim araclyla, bir insan top
28
luluu, tek tek yelerinin her birine belli bir anlamda mesajlar yol
lar. Saat denen fiziksel aygt, mesajlarn yollaycs, dolaysyla da
belli bir sosyal bek iindeki davranlarn dzenleyici arac olarak
ilev grecek ekilde kotarlmtr. Saatin kadranndaki rakamlarn,
sembol olarak ilettikleri ey, bizim zaman dediimiz eydir.
Saate bakarz ve saatin ka olduunu grrz, syleriz. Sadece
benim iin deil, iinde yer aldm sosyal topluluun btn iin
geerlidir bu zaman tespiti. Saatin kadran zerindeki rakam sem
bolleri, ayrca doa olaylarnn akyla ilintili enformasyonlar da
iletirler bize. rnein, hareketlerinin bitimsiz ak iinde Gnele
Dnyann belli bir andaki konumunu, o anda akam m yoksa
sabah m, gece mi gndz m olduunu bildirirler. Demek ki u
andaki sosyal gelimilik basamandan grdmz gibi, zaman,
hem bireysel, hem sosyal hem de insan dndaki doal dz
lemlerin birbirleriyle kurduklar geni ilikiler rgsn yanstan
bir sembol olup kmtr.
Btn bunlar gz nnde tutulduunda, ortaya eitli sonular
kyor ve bunlardan biri de, birey, toplum ve doa ilikisinin n
ceki dnemlere gre artk farkl bir tablo sunuyor olmas. Gn
mzde hl, fiziksel, sosyal ve bireysel dzlemler arasna kaln iz
giler ekerek her birini btnn dnda tutan bir kavramlar ay
gtyla ilem yapp duruyoruz. zellikle de tek insann dnyadaki
yeri ve konumu byle bir tecrit modeli iinde alndnda, bu h
kim tablo, biraz arpk durmaya balyor. Tek kii, sanki dnyaya
kar bir bana orada duruyormu ve yaltlm bir varlk olarak
davranyormu izlenimi ediniyoruz bu tablodan. Toplum ile doa
da ayn yaltmlardan tr ounlukla kopuk, ayr dnyalar olarak
kyorlar karmza. te belki zaman konusundaki akl yrtme
lerimiz ve uralarmz, dnyay yaltlm blmelere ayran bu
tabloyu dzeltmeye de katkda bulunabilir. Doann, toplumun ve
bireyin i ie geerek bir btn oluturduu ve karlkl bamllk
halini temsil ettikleri gereine gzmz yumarsak zaman ile
olan bu uramzda da ilerleme kaydedemeyiz.
Saate ya da takvime yle bir baktmzda arpc bir ekilde
grrz bu balan. 1212 ylnn 12. aynn, 12. gn saat 12 ise,
29
demek ki, hem bireysel bir hayatn hem de doann hareketi ve
ak iindeki belli bir an belirlenebilir. Gnmzdeki gelimilik
aamasnda, zaman, grdmz gibi, ok yksek dzlemdeki bir
sembol sentezidir; gerek toplumsal, gerek bireysel gerekse de
doal hayatn ak iindeki pe pee olaylarn zamansal ko
numlarn birbirleriyle ilintilemeye yarayan bir sentez.
Takvimin sembolletirdii zaman buna gzel bir rnektir. As
lnda bir daha geri gelmeyecek yllarn o sembol dzlemindeki
ak iinde sembol birimleri olarak yerletirilmi aylar, haftalar ve
gnler belli aralklarla tekrarlanrlar, yani geri gelip dururlar. Tak
vimin zaman sembolleri ile (Sal, ubat, Temmuzun 3. haftas-.n.)
bu sembollere bir zamanlar modellik etmi doal olaylarn sem
bolleri (rnein aslnda gene tekrarlanmayan, bir kezlik olan, ama
periyodik bir hareket olarak sembolletirilebilen Ayn, Gnein,
yldzlarn hareketleri-.n.) gemite birbirleriyle balantl al
glanyordu. Bu iliki bugn tamamen unutulmu deildir; ancak
gemiin basamaklarnda olduu kadar sk bir iliki saylmaz
artk. nsanlar, Gne ile Ayn grnrde tekrarlanan hareketleri
arasndaki ilikide grlen uyumsuzluklar bir lde azaltmay ba
ard. Azaltmak zorundaydlar. nk olabildiince dzenli bir
zaman akna duyulan artan ldeki sosyal ihtiyac kar
layamayacak kadar bykt bu uyumsuzluklar. Ama hi de kolay
olmad Gnein, Ayn hareketlerini model olarak kullanp bu
doal olaylarn dilimleri ile sosyal hayatn kesitlerini bir takvim za
man biiminde birbirine uyumlama ii. nsanlarn takvim yapmay
renmeleri birka bin yllarn ald. O noktaya gelene kadar za
man, tekrarlanan, periyodik biimde geri gelen zaman birimlerinin
sembolleriyle temsil ve ifade edip bu birimleri sosyal olaylarn ak
n ayarlayan aralar olarak kullanma abasnda, bu sembollerin
oluturulmasnda model ilevi gren Ay ve Gne gibi gk ci
simlerinin hareketlerinin uyumsuzluklarndan doan aksaklklar
yznden srekli sorunlarla karlalm, sembolik zaman bi
rimleri ile doal hareket dzlemi bir trl rtmemilerdir. Ge
limi toplumlarda zamann bu kadar olaan karlanmasnda ve bir
zamanlarn glklerinin unutulmasnda takvim gibi zaman be
30
lirleyicilerin, bugn sorunsuz ve przsz kullanlabilmelerinin
pay olsa gerek.
Genellikle, tek insann, iinde yaad toplumun yelerince
oluturulmu ilikiler rgs iinde belli lde nispi bir zerklii,
serbest hareket edebilecei bir alan bulunmaktadr. nsanlk da
kendi yasalarna gre hareket eden bana buyruk doal dnya
iinde gene nispi bir zerklik alanna sahiptir. Ama ite, gerek tek
tek insanlarn gerekse doa karsnda btn bir insanln bu ser
bestlik alanlarnn snrlar oynaktr; alanlar genileyebilir veya da
ralabilir. Ama son sz hep doanndr. Gene de bu hkim doann
iinden, bugn bilip tandmz en yksek sosyal gelimilik dz
lemini temsil eden dzen basama kmtr; teki birok yetenek
ve becerilerinin yan sra semboller kullanarak -genlerde de
polanm olmayan, kaltmsal olmayan, sosyallemeye zg,
renilmi, dolaysyla insanlarca kotarlm bu sembollerle- bir-
birleriyle iletiim dediimiz ei rnei bulunmaz ilikiyi kurmu
ve gene semboller yardmyla dnyadaki iliki ve faaliyetlerini d
zenlemeyi rejnmi insanlarn dzenidir bu.
Burada zamann sembol olma zelliinden sz ettiimiz iin
iletiim sorunu asndan bir noktaya ksaca da olsa deinmemiz
gerekiyor. Anlattmz iletiim tarz, sosyal sembollerle ger
ekletirilen bir iletiimdir. Bir insan topluluunun dili, o topluluk
iinde byyen tek tek insanlarn iletiim aracna, bir birey olarak
kiinin ayrlmaz parasna dnr. okluu, yani ok sayda in
sann bir aradaln temsil eden insan toplumunun karakteristik
zelliklerinden biridir bu. Baka bir deyile, insan varlnn te
zahrleri, yani somut biimleri, sadece tek tek insanlarn dnda
bir olgu, yani sadece bir d dnya olgusu olmayp, ayn za
manda tekin kiilik yapsnn bir parasdr. Sosyal dilin, dur
madan bireysel dile dntrlmesi, sosyal verilerin ve olgularn
srekli olarak bireyselletirilmesine verilebilecek rneklerden sa
dece birisidir. Bu trden dnmler, ounlukla gzden karlr
ya da ayn srecin dier parasn oluturan bireyin sosyallemesi
sreci yznden rtlp grnmezleir.
Konuya bu gzle bakarsak, teki merkeze yerletiren ve
31
oku sonradan ortaya km gibi gsteren tablo kendini ele
verir. Bakalaryla birlikte yaamay ve bu birlikte yaamann ge
reklerini ifade etmek iin kullanlan sosyalizasyon kavram, top
lumsal zelliklerin bireye sonradan eklenen bir ey olduu d
ncesini getirmektedir. Balangcn bireyden, bireyin durduu
yerden yaplmas, buradaki haliyle gene de nispeten lml, ksmen
savunulabilir bir anlay saylabilir. Ama tekle ilgili grler ara
snda hibir ynden benimseyemeyeceimiz grler de vardr.
Max Webere balanabilecek eylem teorileri bu kincilere rnektir.
Gezegenimizi evrenin merkezine koyan geosentrik teorilerde ol
duu gibi, bu eylem teorileri de, kii kendini tek olarak nasl ya
yor ve alglyorsa o haliyle, o engin dnya hakkndaki dnce
lerin k noktasna koyar; teki zihin szgecinden geirmeden
kendi bana ele alnca bu sonu doaldr. nsanlarn toplumda
nasl bir arada yaadklarn anlamak iin, bu tek insan d
ncelerin k noktasn oluturur. Bu trden bir sosyolojik teori
yntemi tek kiiyi, dncede, kendi yaltlm eylemlerine in
dirgeyecek kadar ileri gidebilmektedir. Bu durumda artk toplum,
tek tek insanlarn yaltlm eylemlerinin oluturduu bir mozaik
gibi grnecektir. nsann aklna Alman airi Morgensternin di
zeleri geliyor:

Bir diz tek bana dnyay dolayor.


Sadece bir diz, o kadar!

Bu anlaya bal kaldmzda, eylem ve davranlar da grnrde


bir balarna dnyay dolap durmaktadrlar. Ya da ayn mantn
uzants olarak eylem ve davranlar, birbirleriyle birleerek y
nlar ve bylelikle de toplumlar oluturmaktadr.
nsann sadece dizini deil, btn bir insan bile alsak, onun
nce bir bana dnyada dolanp durduunu ve sonradan ve ta
mamen rastlant sonucunda davran ve eylemlerini, teki insanlara
bakarak onlara gre ayarladn dndmz srece bu abamz
insan anlamamza yetmeyecektir. Her insan, var olmak iin, ken
dinden nce gelmi ve gemi teki insanlarn varln gereksinir.

32
Bir ocuk, ancak mevcut bir insan topluluu ya da bei iinde,
ona ayak uydurarak byrse geliebilir, insan olabilir; dolaysyla
da kendisinden nce o sosyal bekte mevcut olan dili renerek ya
da drtleri, gdleri, duygu ve heyecanlar denetleyip onlara
hkim olmay, onlar kstlamay reten bir uygarlk kurallar ka-
talounu tanyp benimseyerek. Bunlar sadece teki insanlarla bir
arada ve birlikte yaayabilmek iin vazgeilmez admlar olmakla
kalmazlar, ayn zamanda insann kendisiyle yaayabilmesi, bir
insan bireyi olacak ekilde byyp geliebilmesi ve de hayatta,
ayakta kalabilmesi iin gereklidirler.
nsan zelliklerinin okluu ve eitlilii kendine zg bir d
zende yanssn bulur. nsanlarn bir arada yaamalarnn o zgn,
biricik olma zellii, gene ei bulunmaz, spesifik sosyal olgular
da beraberinde getirir. te bunlar tekten hareketle ne anlayabilir
ne de aklayabiliriz. Dil buna gzel bir rnektir. Bir sabah uyan
sak ve btn insanlarn hi anlamadmz bir dili konutuklarn
grsek halimiz nice olurdu? Belli bir sosyal olguya paradigmatik
bir rnektir dil. Bir insanlar okluunun, bir toplumun gereksin
dii, ama ayn zamanda toplum bireylerinin srekli olarak bi-
reyselletirdikleri sosyal olgulardan sadece biridir. Sosyal olgular
ve dil, bir sosyal toplulua dahil olan her yeni yeye bir lde
yansr, onun kiisel davran ve duygu matrisini oluturur, sosyal
alkanlna dnr, ama ayn zamanda bu alkanln iinden,
sosyal bein o tek yesini tekilerden ayrt eden bireysel zellik
ler de geliir. Bu ortak sosyal olgular, bir sosyal bein her yeni
yesine kadar yaylp sirayet eder; onun kiisel davranlarn, duy
gularn yanstan bir modele dnr; onun sosyal alkanl, tavr
al biimi olup kar. Bu sosyal oluumun iinden, teki sosyal
topluluun teki yelerinden ayran yanlar da treyip geliir. Top
luluun ortak dili de belli bir yere kadar bireysel etkilerle dn
mlere urayabilir. Ama dilin bireyselletirilmesi ipin ucunu ka
rnca, dil de artk o sosyal bein btn yelerinin anlayabilecei
bir iletiim arac olmaktan kaca iin, iletiimsel ilevini kay
beder.
Gerek vicdann oluup gelimesi gerekse drtleri ve duygusal
33
tepkileri kstlamann, bunlara hkim olmann, uygarlk iindeki bi
imleri de ayn trden baka rneklerdir. rnek olarak paray ve
zaman ele alabiliriz. Gerek parann gerekse zamann kullanl ve
deerlendirilii, belli bal kiisel davran ve duygulanm ka
lplarn, daha dorusu sosyal alkanlk modelini de temel yn
leriyle yanstrlar. Topluluk yesi olarak tek kii, paray ve zaman
deerlendirme, kullanma biimi asndan topluluun teki ye
leriyle ortak bir tavr paylar ve bu iliki, onun bireysel kiilik ya
psnn oluup gelimesinde atlanmaz bir ilev tar. rnein para
ilikilerinin, en ince ayrntsna kadar sosyal olarak dzenlenmi ol
duu ve bu balamda bireyler zerinde youn bir basknn bu
lunduu toplumlarda, para karsndaki bireysel tutumlarn fark
llklar geni bir eitlilik yelpazesi oluturur. Bu gibi rnekler, bir
genel sosyal alkanlk modelinin her bir tek (kii) tarafndan aynen
uygulanmasnn pek sz konusu olamayacan gsterir. Ellerine
geen en kk frsatta, sadan soldan, ok kk miktarlarda da
olsa, dn para alp bunu geri vermeme gibi ilerindeki bir zor
lamaya uyan insanlara rastlamak mmkndr; ya da mecburmu
gibi, ayan yorganna gre uzatmamakta srar eden kimselere
her zaman rastlarz. Benzer bir durum da, zaman bakmndan bi
reylerin kendilerini denetleme becerilerinin yksek bir standarda
ulam olduu toplumlarda, dakik olmama konusunda adeta di
renen insanlarla karlatmzda sz konusudur. Belki de iinde
bulunduumuz aamada, para ve zaman gibi konularda bir topluma
egemen davran klielerinin, teki deyile sosyal alkanln iin
den, o bireysel davranlarn, yani alkanlklarn nasl olup da t
rediklerini enikonu inceleyip kavramaktan henz uzaz. nsan top-
lumlar baka hibir organizasyonunkine benzemeyen tipik ilikiler
sunarlar. Bunlardan biri, tek insann, nce toplumun teki ye
lerinden renme, onlarn (bilgilerini) alkanlklarn zmseme
ve kendine mal etme sreleri zerinden mevcut sosyal al
kanlklarn klielerini edinip buna gre kendini denetlemeye ve k
stlamaya ynelmesi, ama bu sosyal boyuta ramen nispeten zerk,
davranlar bireysel tipiklikler gsteren, yani belli bir anlamda u
veya bu lde kendine zg, biricik bir kiilik yaps gelitiren
34
biri olabilmesidir. Bu olgular, kavramlarmzn mevcut gelimilik
dzleminde henz kolay kolay ifade edilebilecek gibi deildir.
Dil sosyalizasyonun bir aracdr dendi mi, bu ifadeyi anlamak
herhalde kolaydr. Ama bunu sylerken bu renme srecinin ken
dine zg karakteristik yanlarnn hakkn tam vermi saylmayz.
nsanlarn renilmemi, doal kaynakl iletiim aralar ni
teliindeki donanm, teki canllara kyasla byk lde dumura
uramtr. Buna karlk tek tek insanlarn sosyal bir iletiim ara
cna, zemini biyolojik olan dile ynelik bir renme mecburiyeti
daha dorusu dil edinme mecburiyeti o lde artmtr. okun
iletiim arac olarak anladmz dil, tek insan onu renmeye
kalktnda, her zaman renilmeye hazrdr. yleyse bu anlamda
dil kendini, tekin onu renmesiyle bireyselletiriyor demek pek
de yanl olmaz.
nsan topluluklar iinde kullanla kullanla gelien dilsel sem
bollerin esizlii, bu sembollerin insan iletiiminde oynadklar
rolle snrl deildir. Sosyal dzleme zg sembollerin iaret et
mekle yetineceim bir zellii de, insanlar arasnda, gene vaz
geilmez bir baka ilikiler dzenleme arac olan bilgi ilevi yk
lenmeleridir. Her sosyal bekte, orada doan tek kiinin mevcut ve
hazr bulduu ve tpk dil gibi, bir kuaktan tekine dil sembolleri
araclyla aktarlan belli bir genel bilgi birikimi mevcuttur ve tek
birey, sahip olduu byme potansiyeli sayesinde, doumundan
nce o toplumda birikmi bu bilgileri renme yoluyla kendine
mal ederken, tpk dili bireyselletirdii gibi sosyal bilgi birikimini
de bireyselletirir. nsanlarn bu yolla edindikleri genel bilgilere
dayanarak sosyal bek iindeki faaliyet ve ilikilerini tayin etmek
zorunda olmalar ve tayin edebilmeleri, teki deyile, hem tek kii
hem de topluluk olarak ayakta kalabilmek iin bu sosyal sem
bolleri renmek zorunda olular, yani sosyal birikime ba
mllklar, insanlar btn teki gelimi canllardan ayran, salt
onlara zg karakteristik yanlardan biridir.
nsanlarn toplumsal gelimenin belli bir basamandan itibaren
olaylarn ak iindeki yerlerini tayin edebilmek iin renmek zo
runda olduklar aralarndan biri de zamandr. Bu balamda da
35
tpk dil ve bilgide olduu gibi, sosyal bir olgunun bireyselle-
tirilmesinden sz edebiliriz. Eklemek gerekirse, dili bireyselletiren
tek kullancnn kendini denetleyip topluluun diline uyum sa
lamas, btn bir insan cinsinin karakteristik bir zelliidir, yani
homonidler topluluunun geirdii upuzun bir evrimin sonucudur.
nsanlarn kendilerini zaman bakmndan denetleyip ayarlamalar
ise bata ok ar aksak yol alan ve ok ge ortaya kan bir sreci
temsil eder. Ve ancak bu gelimenin nispeten bize ok yakn ba
samaklarnda zaman, artk kanlmaz ve her eyi kapsayan bir
d zorlamann, kstlayc bir basncn sembolne dnmtr. Bu
incelemeyi srdrdke, zamann bu zorlamasnn ve basncnn,
okun tekler zerindeki bir basks anlamna geldii, genelin
teki zorlamas, yani sosyal bir zorlamann sz konusu olduu, ama
ayn zamanda kendi yalanmasn grmekten kaynaklanan doal
bir zorlamann da sz konusu olduu, belki biraz daha net ortaya
kacaktr. ok olandan, genel olandan teke doru dnmek,
teki okun iinde kavramak, teki deyile, rolleri saptayarak
dnmek, imdilik belki hl biraz gtr. Byle bir dnme
tarz, insann kendisini kendi karsna koyup bakabilmesini, ken
disi ile arasnda mesafe koyabilmesini gerektirir ki, byle bir be
ceriye henz tam olarak ulaabilmi saylmayz. zellikle de ge
nelden, toplumdan teke gidilmesi gerektiini ileri sren politik
anlaya kar duyulan tepkiler, farkl politik tavrlar, byle bir in
celemenin yolunu tkamaktadrlar. Evet geri insanlar inceler ve
aratrrken, ok olandan teke doru yol alan bir dnme tarzn
benimsemek gerektiine iaret eden gr, toplumu birey
karsnda, ona gre daha yksek bir konuma yerletiren ve daha
fazla nemseyen politik bir kanaatin ifadesi olarak anlamak mm
kndr. Ama bizim derdimiz, birey ile toplum arasndaki ili
kinin nasl olmas gerektiini tespit etmek deil, nasl olduunu,
bunun ne trden bir grnt sunduunu aratrmaktr. Yani, dier
bir deyile mevcut bir durumu tehis etmektir.
te sorunu bu balamda anladmzda, bu metinde geni e
kilde ele alacamz zaman zorlamasnn ve basncnn ortaya k
mas sorunu, bir sosyal olgular aratrma, dolaysyla da sosyal ol
36
gular tehis etme sorunu olarak grlebilecei gibi, gene bu ba
lamda karmza kacak olan toplum ile birey arasndaki ili
kinin ne tarzda bir iliki olduu sorunu da ok verimli sonulara
gtrebilecektir bizi. Zamann, tekin zerine zorlama uygulayan
gizemli bir g olarak alglanmas hi de yeni bir ey deildir.
Horaz bile yle demiti:

Eheu fugaces, Postume, Postume,


labuntur anni...1
(Heyhat, Postumus,
Yllar uarcasna kayp gidiyor...)

Ozann uucu, kac yllarn akp gidiine yakn, ilkalarn


iinden bize uzanan, tazeliini hi kaybetmemi bir serzeniin, bir
aresizliin ifadesidir. Horaz daha o gnlerde, aslnda insan buluu
zaman sembollerinden biri olan yllara, geme, akma, ele avuca
smama zellii atfediyor; oysa aslnda yl, bireysel mrn
lme doru yol alnn, yani bir doal srecin, dzenleyici sem
bollerle bir periyodik matris iine yerletirilmesinin, bu anlamda
doal olann bir tr sosyal mdahaleye uramasnn ifadesidir.
mrn lme doru yol almasnn kanlmazl ve bu yol
culuun paralarnn ardkl, dilimlerin birbirlerini belli bir sra
iinde izlemeleri, hibir zaman insanlarn iradelerine ya da bi
linlerine bal olmamtr. te bu doal akn yllar biiminde
dzene sokulmas, insanlarn, kendi sosyal amalar iin yl denen
dzenleyici sembol gelitirmelerinden sonra mmkn olmutur.
stelik antik toplumlarda zamann belirlenmesi ynndeki sos
yal ihtiya hibir zaman, ne bu antik toplumlara gre rgtlenmesi
daha karmak olan toplumlardaki kadar ne de gnmzn sanayi
toplumlarndaki kadar byk ve her dakika hissedilen scak bir ih
tiya olmamt. Sosyal rollerin ve ilevlerin gitgide incelip fark
llamas ve oalmas, ama ve faaliyetlerin gittike daha ok b
tnlemeleri sonucunda ortaya kan hzl gelimeyle birlikte,
modern dnemin toplumlarnda, farkl insanlar zaman ile ili

1. Horaz, Carmina II, 14.

37
kilerini kendilerince farkl ekillerde kurmu, zaman karsnda
kendilerine zg bir hassasiyet gelitirmilerdir. Saatlerin, tak
vimlerin, hatta tat hareket saatlerini gsteren planlarn temsil et
tii o sosyal d zorlama ya da bask belli bir sre iinde i
selletirilerek, bu toplumlarda, bireylerin kendilerini bizzat denetle
meleri ve bask altna almalar ve faaliyet ve davranlarn belli bir
zaman matrisine gre ayarlanarak kendilerini kstlamalar so
nucunu dourmutur. Zamanla iselleen d zorlamalarn basnc,
nispeten dayatma duygusu yaratmayan, sknt vermeyen, lml, l
l, hatta zaman iine yaylm, iddete gerek duymayan bir zor
lamadr; ayn zamanda her yerde karmza kan ve kanlmaz bir
basntr.
Sosyal dzlemdeki zaman dzenlenmeleri, bireyin sosyal ha
yatnn daha ilk evrelerinde bireysellemeye balad iin, yani in
sanlar zamann dzenleniinden kaynaklanan zorlamay
iselletirdikleri iin, insanlarn zaman vicdanlar salam, sarsl
maz, gvenilir ve sesine hep kulak verilen bir vicdan niteliine b
rnmtr. Zamann neresinde bulunduumuzu, saatin, gnn,
ayn ka olduunu durmadan soran i sesimiz, ite bu basknn
hemen hi susmayan sesidir. Byle olunca da, insanlarn edin
dikleri bu kiilik yapsnn gerei olarak btn doal ve sosyal dz
lemlere ve kendi hayatlarna ait olay ve sreleri, kendi do
alarnn, hatta genelde insan doasnn karakteristik zellikle
rinden biri gibi alglamalarnda da alacak bir yan kalma
maktadr. Kkleri bu kadar derinlere uzanm, her an varln du
yuran, ne azalan ne oalan, kendisiyle hep ayn kalan bu zaman
vicdan basks ile donanm insanlar, kendilerinden farkl olan, za
man sorma ve renme zorlamasn kendileri gibi alglayp his
setmeyen, dolaysyla byle bir zaman vicdanndan yoksun kim
selerin de var olabileceini ya da bir zamanlar var olmu olabile
ceini tasarlamakta glk ekerler. yleyse, zamann toplumsal
dzenlenii neredeyse paradigmatik bir biim arz eder ve bir uy
garlama srecinin karakteristik yanlarn yanstr.
Burada iin bir boyutuyla daha karlayoruz. Semboller, ge
lime boyunca gereklie gitgide daha uygun hale gelip aradaki
38
mesafeyi adm adm kapatmaya doru yol aldklarna gre, in
sanlarn, sembol ile onun temsil ettii gereklii birbirinden ayrt
etmeleri de zorlayor demektir. rnein, daha da przsz hale
getirilebilmesi sz konusu olsa da mkemmel saylabilecek g
nmz takviminin zaman sembolleri gereklikle alabildiine yk
sek derecede bir akma sergilerler. te sembol ile gereklik ara
sndaki bu denklikten dolay, birok kimse, kendi mrlerinin
doal, fiziksel ak dzlemi ile bu srecin takvime yansy ara
snda (daha dorusu bu akan giden mr ile takvimin gnlerinin
geii arasnda) kurulmu ilikiyi kendi mrlerinin ak olarak al
glarlar. Aslnda geip giden, akan, gerek doal mrn kendisi ya
da doann ve toplumlarn deiimini salayan olaylarken, insanlar
zamann geip gittii duygusundan kendilerini kurtaramamaktadrlar.
Elbette insanlarn bu dnyadaki eylem ve faaliyetlerinde ka
rarlar alabilmek, durumlarn tayin edebilmek, yapp ettiklerini top
lumun btnyle bir uyum iine sokabilmek iin kullandklar
semboller, hatta bu sembolleri kullanma yeteneklerinin bizzat ken
disi, gerekliin bir parasn temsil eder. Bu ynden bakldnda,
semboln gereklikle u veya bu lde rttn sylemek
zaten anlamszdr. Ama burada konumuz bakmndan sembol-
gereklik ilikisi zerine daha fazla gitmemiz gerekmiyor; bu
kadar aklama bize yeter. nsanlarn, aslnda sosyal alann spesifik
rnleri olan semboller yardmyla iletiim kurmalarn gene on
larn biyolojik donanmlar gerekli ve mmkn klmtr. Bilginin
gelime sreci iinde de semboller kullanan dnya ile (insann
dnyas-.n.) sembolsz dnyann, metaforik bir dille syleyecek
olursak, doann kendi kendisiyle karlamasnn, bilgi olgusunda
sembollerin ilevini ele alan teoriler asndan ne ifade ettii so
rusu da, burada ele almayacamz ayr bir sorudur. Ama ak olan
bir ey var ki znenin nesneler dnyasna yabanc bir dnyaya
girermi gibi, ontolojik bir rastlant sonucu adm att yolundaki
eski bilgi teorisi anlay artk geride kalmtr.
Burada zerinde durulmas gereken bir konu da, gelimi sa
nayi toplumlarnn insanlarnda grlen karakteristik bir zellik

39
olarak, kendini toplumsal zamana gre ayarlayp dzenleme olgu
sunun arkasnda yatan uygarlama srecidir ve bu srecin ynnn
aratrlp incelenmesi ayr bir nem tamaktadr. Kendini zamana
gre ayarlama biimindeki bu sosyal alkanlklar, toplumsal
zaman ihtiyalar sanayi toplumlarndakine gre ok daha az olan
basit toplumlarn alkanlyla karlatrdmzda, her dakika
uyank, tetikte ve btn topluma yaylm bu zaman duyarllnn,
bir uygarlama srecinin belirtilerinden olduu iyice belirginleecektir.
Saatsiz ve takvimsiz insan topluluklar, bunlarsz binlerce
yl yaayagelmi, yok olmadan ayakta kalabilmilerdi. Bu top-
lumlarn yeleri, devaml akan bir zamana gre kendilerini ayar
layp byle bir d zora uymalar iin onlara bask yapacak bireysel
bir zaman vicdan gelitirememilerdi. Bu onlarn, bireysel genel
bir vicdandan yoksun olduklar anlamna gelmiyordu elbette. Daha
nce de insanlar, kendi kendilerini denetlemeyi ve disiplin altna
almay, aniden patlak veren duygularn, heyecanlarn ve drtle
rini bastrmay ocukluktan itibaren, teki insanlarla bir aradaki ya
amlar iinde spesifik dzenleme, ayarlama ve duygu ifade etme
kalplar olarak renip gelitiremezlerse ve bu yndeki doal po
tansiyellerini kullanmay renemezlerse, gerek tek olarak gerekse
sosyal topluluk olarak ayakta kalma anslar alabildiine azalr de
mitik.
Bir uygarlama sreci boyunca deien ey, insanlarn ken
dilerini kstlarken ve ayarlarken rnek aldklar kalplar ve bun
larn yapsdr. Bu balamda, zaman bilinci modeli buna gayet iyi
bir rnektir. Uygarlama srecine ilikin ortaya atlan bir modelin
yzeyselletirilerek kullanldna sklkla tank oluyoruz. rnein,
uygarlama dendi mi, bu srecin ekirdeinde, bireye ynelen ken
dini kstlama basncnn srekli artmas ve younlamas anlal
maktadr ounlukla. Oysa bu yorum, yanlglara yol aabilir. Uy
garlama teorisini byle anlamaya kalktmzda, ilkel toplumlarda
insanlarn kendilerine uyguladklar kstlama ve zorlamalarn is
tisnasz ok az, zayf ve etkisiz olduunu ya da zaten byle zor
lamalara hi rastlanmadn, heyecanlarn ve drtlerin dearjnn
ise sosyal alann her blgesinde eit ve ayn younlukta ger
40
ekletiini dnmemize yol aar. Oysa bizimkiler kadar kar
mak olmayan basit toplumlarn insanlarndaki davran biiminin
karakteristik bir zellii, zorlamann toplumsal blgelere yeknesak
bir ekilde dalmam olmas ve ounlukla da btn bir mr bo
yunca ayn younlukla srp gitmemesidir. Bu trden zorlamalar,
basit toplumlarn bireylerinin hayatlarnn belli evrelerinde, ge
limi toplumlarn bireylerinden talep edilen denetimin katln
ve dnszln katbekat aan boyutlara varabilmektedir. Ama
ayn basit toplumlar, hayatn kimi alanlarnda ve durumlarnda
gerek drtlerin tatmin edilmesi gerekse de heyecanlarn bo
altlmas bakmndan ylesine msamahal davranabilirler ki, bu
tatminler ve boalmalar, gerek younluu gerekse kendiliinden,
denetimsiz davurma biimleri, gelimi toplumlarda katlanlabilir
ve msamaha edilebilir btn davran kalplarnn ok ok tesine
taabilirler. Basit toplumlarn insanlarnn kendilerini denetleme ve
bastrma biimlerinin, ileri dzeyde gelimi sanayi toplumlarnn-
kilerle karlatrldnda gze batan tipik zelliklerinden biri de,
basit toplumlarda bu yndeki davran kalplarnn, sosyal alandaki
heterojen dalmdr. Davranlarn kat bir ekilde ritelletirilmi
ve formalitelere balanm olmas, bir yanda bunlara tekabl eden
nlemlere bavurma ve kendini tutma gibi dnsz talepleri be
raberinde getirirken te yanda, heyecan, duygu ve drtlerin, her
trl engellemeden ve biimsel kalplara uyma zorunluluundan
uzak, alabildiine youn yaanmasna imkn vermitir. Dav
ranlara ve duygulara toplumca ne kadar serbesti tannd bu iki
ar u arasnda gidip geliyordu. Gelimenin ilk basamaklarndaki
toplumlarda, bireyi kendini denetlemeye zorlayan d bask ile bi
reyin buna uyma davran arasndaki iliki de bugnknden fark
lyd; nk o toplumlarda ruhlarn btn varlklarn iine nfuz
etmi olduu bir dnyada yayor olma anlay hkimdi ve bu an
lay insanlarn gerek davranlarn gerekse de duygularn bu
gnknden ok farkl bir ekilde belirliyordu.
Bir ruhlar dnyasnda yayor olma anlay, bilginin ge
liiminin belli bir n basamana iaret etmektedir ve bu aamada
canl varlklar ile cansz doa nesneleri, sreleri arasnda bir ay
41
rma henz gidilmemitir ve zaten de gidilemez. Byle bir gelime
basamandaki sosyal topluluun insanlarnn kullandklar sem
bollerde de canl cansz birbirine gemektedir. Doada olup biten
her eyin bir amac olabilmektedir szgelimi; sre canl olsun can
sz olsun, ruhun iradesine tabi olarak hareket edilebilmektedir.
Gne, Ay, herhangi bir aa, hatta bir tekne tpk insanlar gibi
iradi davranabilmektedir. Daha sonraki toplumsal gelime ba
samaklarndan geriye dnp baktmzda, bu anlaylar kolektif
olduu kadar bireysel fantezinin rn olarak da okunabilirler. Bu
anlaya dayal semboller, hem ynlendirici hem de dzenleyici i
levler yerine getirirler. Ama ite bu durumda, i ile dn buradaki
ilikisine bakarak d zorlama dzlemi ile bireyin kendini de
netlemesi, kstlamas biimindeki i zorlama dzlemlerini ayrt
etmek zordur. O gnlerin insanlar kendilerini belli tarzlarda k
stlayp gemlemeyi rendikleri gibi, ruhlar yle istiyor diye ba
kalarna iddet ve zor da uygulayabilirlerdi. Demek ki, ruhlara
inanmak bir bakma vicdana sahip olmak, ruha vicdan ilevi yk
lemek demektir. Drtlerin itkisine ve heyecanlarna belki de kendi
gleriyle kar koyabilecek durumda olmayan insanlarn, fantezi
rn ruhsal varlklarn grnrde dtan gelen basklarnda,'ken
dilerini zapturapta alma yeteneklerini ve becerilerini glendiren
bir d destek bulmu olduklarn dnebiliriz.
Tabii unu da eklemeliyiz; ruhlarn ve insann hayal gcnn
rn olan teki insan benzeri varlklarn, iradelerini, istek ve ni
yetlerini nceden kestirebilmek, gelimenin daha ilerki aamala
rnda birok doa srecinde ve olaynda fark edilen ya da bunlara
atfedilen kurall, dzenli, mekanik hareketlerin sonucunu kestir
mekten ok daha zordur. Bu nceki toplumsal gelime basamak
larnda kiisel gvenliin zemini zayf, tehlike de o oranda b
yktr. Ruhlarla ve insanlarla kurulacak ilikinin ritellere ba
lanp formalitelerle belirlenmesi, bu balamda, bu yksek tehlike
dzeyinden kaynaklanan tedirginlik ve endieleri yattrmaya y
nelik nlemler olarak da deerlendirilebilirler. Szgelimi bu ilkel
toplumlarda, rnein bir ziyaretinin karlanmas ya da erkek o
cuklarn babalaryla ilikileri konusunda harfiyen izlenmesi ge
42
reken riteller vardr ve bunlar ayn zamanda sosyal statnn sem
bolleri olarak da ilevseldirler. Misafire, babaya davrann ri-
tellerine uymak ok nemlidir; nk gerek insanlarn birbirle
riyle gerekse de doa gleriyle kurduklar ilikilerde ok yksek
tehlike ve risk dzeyleri sz konusudur ve ritellere uymama du
rumunda, sosyal staty kaybetme tehlikesi de dahil olmak zere,
her tr tehlikeye maruz kalma olasl ok yksektir. Ayrca, co
rafi hareketleri ok snrl olan insan topluluklarnda, stat yitirme
durumu bir kez ortaya kt m, artk nne geilemez bir eydir.
te belki karmaklk bakmndan bizimkilere gre ok basit
bir dzeyi temsil eden bu toplumlarla yapacamz bu trden kar
latrmalar, gelimi toplumlarda, doa glerinin o gnlere k
yasla ok daha byk lde denetim altna alnm, dolaysyla da
bu glerin gsterdikleri kararszlklarn keyfiliine olan ba
mlln azalm olduunu, buna bal olarak da tehlike d
zeyinin iyice alaldn ve insanlarn kendilerini o gnlere gre
ok daha fazla gven iinde hissettiklerini gsterir. Bu gelimeler
dorultusunda, karmak yapdaki ve st basamaklardaki toplum-
larn insanlarnn kendilerini denetleyi ve bastr biimleri, bu an
lamdaki davran kalplar, basit toplumlarnkinden, karakteristik
bir zellikle ayrlrlar. lerki dnemlerin kendini denetleme ve
ayarlama yollan bir orta izgi izler, daha bir yumuak, lml, eit
dalml, her yerde ve her zaman ayn denebilecek biimdedirler;
ama te yandan -zamann basksna gre kendini ayarlama ve k
stlama zorunluluu rneinde olduu gibi- gemie gre daha bir
kanlmaz olma zellii de tarlar; tpk zaman zorlamas gibi,
toplumun btn yaama blgelerinde kendilerini hissettirecek e
kilde olduka eit bir yaygnlk gsterirler. Belki sosyal ilikilerin
en zel, en kiisel alanlarnda bir para gever bu tr zorunlu
luklar; ama bir btn olarak baktmzda, toplumsal denetim, bi
reyin kendini denetlemesinde ortaya kacak ar dalgalanmalara,
eitlenmelere msaade etmeyecek yapdadr. Burada bir kez daha
ayn eyi gryoruz: Bir uygarlama srecinin balang evreleri
ile sonraki aamalarn birbirinden ayrt eden farklln karakte
ristik yan, sanld gibi, gemiteki insanlarn kendilerini de
43
netleme, disiplin altna alp ayarlama gibi bir i-zorlamay ta
nmamalar, byle bir durumun uygarlkla birlikte sonradan ortaya
kmas deildir. Eskiden de vard bu. Uygarlamann o aa
malarndan buralara gelirken deimi olan ey, sosyal d zorlama
ile bireyin bizzat kendine uygulad i zorlama arasndaki ili
kidir; dolaysyla da kendi kendini zorlamann kalplar, bu ka
lplarn yaps, yani bizzat denetim modelleridir deien.
Ama ite bunu syleyince, bugn alabildiine yaygnlap yer
lemi ve byk lde sayg grp benimsenmi, dolaysyla tar
tlmaz nitelie brnm bir anlayn da yetersizliini ilan etmi
oluruz. Gelimi toplumlarn insanlar kendilerindeki zdenetim
karakteristiini ve bunun uzants olan -iyi ya da kt insan olma
nn da ltn oluturan- kendilerine hkim olma yeteneklerini,
doutan gelen doal zellikleri olarak grme eilimindedirler ge
nellikle. Oysa ite tam da bu zellikleri, yani dur durak bilmeksizin
yoluna devam eden takvim ya da saat zamannn gereklerine ister
istemez uyup hayatlarn buna gre dzenlemek zorunda kallar,
bir gerei ok iyi ortaya koymaktadr; insann doasnn genetik
kaynakl davran kalplar insan tek bana belirlememekte; belli
bir topluma ait olma durumunun artlandrd sosyal alkanlk
larn bask ve zorlamalar da, bir insann kiisel davran ve al
kanlklarnn oluup ekillenmesinde kesin bir rol oynamaktadr.
Ama ite bunu syler sylemez, modern an byk dnrler
katalogunda yer alan filozoflarn geleneinde hkim bir rol oyna
m olan bir insan anlayna da elveda demi oluruz. Descar-
testan yirminci yzyln varoluu filozoflarna kadar, karmza
ister natralist isterse metafizik kyafetler iinde ksn, btn d
nce modellerinde, tayin edici rol oynayan insan, hep toplumsuz,
bir topluma ait olmayan insandr. Hatta ou zaman, doal ev
renden tamamen bamsz, ondan hi etkilenmeden, yani dnyasz
var olduu izlenimini veren biridir. Tuhaf, bir ekilde benmerkezci
bu tek insann evresinde halkalanm bir gelenektir bu.
Burada zaman incelerken gelitirmeye altmz yaklam
ise, bize bambaka bir insan tablosu sunmaktadr. Bu tabloda, artk
o tek insan bir bana her eyin odak noktasn tutmaz. Doa, o tek
44
insann tamamen dnda, ondan bamsz var olan nesnelerin dn
yas deildir sadece. Ayn ekilde toplum da, tek insann tamamen
rastlant sonucu aralarna katld tekilerden olumu bir alan, bir
evre zelliiyle anlalmaz. Takvim zaman bize, ok basit bir
yoldan, tekin, iinde baka birok insann da bulunduu sosyal bir
dnyaya ve baka birok doal olayn yaand doal bir evrene
yerletirilmi olduunu gstermektedir. Bir takvimin yardmyla,
insan, bu sosyal ve doal olaylarn seli iinde bizzat hangi zaman
dilimi iine ayak bastn tam bir kesinlikle tayin edebilir. Ayn
gnlerinin tekrarlayan zaman kalplar, doum gnmzn ne gn
olduunu, tekrar ne zaman geleceini semboller zerinden gs
terirler. Ayn ekilde, takvimin yllar, her bir toplumun kendine
gre kulland zaman gstergesi zerinden o aslnda bir daha hi
geri gelmeyecek, hep ileriye akan yllarn hangisinin iinde ol
duumuzu syler; ister Mslmanlarn, ister Hristiyanlarn, Ya-
hudilerin ya da Japonlarn kullandklar zaman gstergesi olsun, bu
hi fark etmez. Bunlarn hepsi tek tek insanlarn kullanmna bir
dizi sembol sunarlar ve kii, bu sembollerin yardmyla, kendi do
umundan bu yana, Gnein o grnrdeki hareketi sonucunda
sosyal olarak ad konmu ve belirlenmi belli bir konuma ka kez
geri dndn, teki deyile ardnda ka yl brakm olduunu
kesinlikle tespit edebilir. Takvim yardmyla toplumlarn yalar ya
da toplumsal srelerin uzunluklar, bunlarn dnemleri de be
lirlenebilir. Kozmologlar, teden beri sosyal amalar iin stan
dartlatrlm zaman birimi olan yl, baka fiziksel srelerin
hz ya da seyrini belirlemek iin kullanyorlar. Sadece bir insann,
bireysel bir mrn ya da bir toplumun ve sosyal srelerin ya
lar deil, iinde yaadmz evrenin ya da ancak bir gne
yl gibi doal bir olayn seyriyle ilintilenerek tespit edilebiliyor.
Bu belirleme, insanlarn iinde yaadklar dnyada ve evrende, za
manla ilgili olarak neye gre hareket edeceklerini tayin etmelerini
ve kendilerini tehdit eden tehlikeleri daha kolay denetlemelerini
salamaktadr. )
Kozmik evrimin ve dier doal srelerin srelerini belirlemek
iin dnya merkezli bir standart sembol olan gne yln, do
45
laysyla Gnein grnrde Dnya evresindeki dn saysn
temsil eden bir sembol kullandmz sylerken, buradaki uy
gulamann aslnda gereklie tekabl etmediini ima etmek is
temiyoruz. Buradan kartlabilecek yegne sonu, evrenin s
releri ile ya da n hareketi ile Gnee atfettiimiz hareketler
arasnda bu trden koordine edici ilikiler kurmann sadece in
sanlar gibi varlklar bakmndan bir anlam ve amac olabilecei so
nucudur. te ancak insanlarn ortaya ktklar gelimilik ba
samaklarnda byle bir sentez yetenei de doann bu varlklaryla
birlikte ortaya kabilmi; bu sentez yetenei sayesinde, insanlar
evrenin hareketi ile Gnein grnrde Dnya evresindeki d
nlerini, kullandklar sosyal semboller sayesinde ayn anda olup
biten sreler ve hareketler gibi bir arada tasarlayabilme ve d
nebilme imknna kavumulardr. nsanlarn, sembolleri by
lesine karmak dncelere uygulayabilmek iin, ok uzun bir sos
yal gelimeyi arkalarnda brakmalar gerekmitir. Bu semboller
olmasayd, insanlarn bylesine karmak dnceleri iletiime sok
malar, onlar sayesinde birbirleriyle iletiim kurmalar mmkn
olamayaca gibi, bizzat bu sembollerin yardmyla zaman ile ili
kilerini belirlemeleri de sz konusu olamazd.
Zaman, daha nce belirttiimiz gibi, sosyal yoldan renilmi
olan sentezin bir semboldr. Zaman alanndaki incelemelerin kar
latklar en byk glklerden biri, insanlarn bizzat gelitir
dikleri ve srekli olarak kullandklar sembollerin, ne ileyileri
(yani nasl etkin olduklar) ne de yaplar hakknda pek fazla bir
ey bilmemelerinden kaynaklanmaktadr. Bu da onlar, kendi sem
bollerinin ormannda yollarn kaybetmeleri tehlikesiyle kar kar
ya getirmektedir. Zaman, buna sadece bir rnektir. nsan rn
takvim yapraklarndaki zaman gstergeleri ve saatlerin kadranlar,
zamann sembol karakterlerinin rnekleri ve belgeleridirler. Fakat
zaman insanlara gene de ou kez muammal grnr. nsan bu
luu sembollerin karakteristik zelliklerini ve etkili olu me
kanizmalarn gn na kartabilmek iin daha uzun almalar
yaplmasnn art olduu kesindir. Bu konuda da, karnca kararnca
katklarda bulunmak bu almann nne koyduu grevlerden bi
46
ridir. Dolaysyla da alma, gndelik konularla pek ilgilenmiyor.
Ne tatile, dinlenmeye, elenceye ayrlan bo zamanla, ne alma,
i saatleri ile. Aktel sorulara da hemen hi girmeyen bir metin bu.
Belki de bu alma, birok zelliinin yan sra insanlarn bir
arada yaamalarndan doan ilikileri ve sorunlar, gndelik ha
yatn sorunlarndan tamamen uzak dzlemlerde ele almann da ya
rarl olabileceini ve bu abann anlaml olabileceini gsteren bir
rnek olar-ak da anlalabilir.
Yine belirtmek isterim, sosyal sembollerin anlalmasn sa
lamak iin sylediklerim olduka snrl kalyor; burada sembol ko
nusunu sadece bir ynyle ele alarak, zaman konusunda insanlarn
neler dndklerini, zaman kavraylarn, geleneksel felsefi al
ternatifler arasndan, sbjektivizm ve objektivizm; nominalizm ve
realizm arasndan geirerek, zamann dzenlenmesinden belli e
killerde etkilenen insanlarn gerek kendilerini gerekse de insanlarn
konumlarn daha iyi anlayabilmelerini salayacak kadar de
indim.
Bu kitab okuyup bitiren biri, burada zaman incelemesinin bir
paras olarak, olduka geni al ve eitli sorunlara odaklanan
bir sosyoloji teorisinin de gelitirildiini fark edecektir. Burada
zaman sorunu rnek alnarak gelitirilen temel sorunlardan biri,
bilgi kuramnn kendisidir.2 Burada bir bilgi sosyolojisinden sz
etmek gerekir, nk bilginin znesi, bizim incelememizde artk
geleneksel felsefelerdeki gibi o tek insan deil, insanlarn olu
turduklar kuaklar silsilesidir ya da baka trl sylersek, gelien
ve kendini gelitiren insanlktr. Burada karmza kan glk,

2. Felsefi gelenein penceresinden bakldnda bilgi kuram" kavramndan sz


edilirken, sosyolojinin penceresinden bilgi sosyolojisi kavramndan sz edilir.
Bu iki gelenei birbirinden ayran temel bir nokta, kullanlan iki ayr kavramda
bilginin iki ayr ynnn ne karlmasdr. Birincisi dnyay bilebilme (yani
gerein bilgisini edinme) anlamnda bir bilgiden sz ederken kincisi bilgi bi
rikimi (yani dnya hakknda bildiklerimiz) anlamndaki bilgiden sz etmektedir.
Geri sylemek bile fazla, ama bunlar birbirinden bamsz eyler deil: Dn
yay bilebilme ynndeki admlar elbette ki toplumsal olarak sahip olunan bilgi
dzeyinden bamsz deildir. Bilgisi olmayan kii yeni bir bilginin de znesi ola
maz. Anlalaca gibi ben burada Kant geleneinden zellikle uzak durdum,
nk bu iki bilgi kavram birbirinden kopuk gsterilmektedir.
47
bir soruna bak asnn byle radikal bir ekilde yn deitir
mesiyle birlikte, birok yerleik kavramn ve modelin ie yaramaz
hale gelmeleri ya da nemlerini yitirmeleridir. rnein, bilginin
tarihi ile bilginin sistematii biimindeki ayrma temel olu
turan tanm ve kavramlar, tam da bu anlamdaki bir bak de
iiklii sonucu geersizlemitir. Baka birok belirtinin yan sra
-insan topluluklarnn- zaman belirleme ve bir deneyim olarak ya
ama alkanlklarndaki deimede ifadesini bulan renme s
recini, ne balbana bir bilgi tarihiyle ne de bir bana bilgi sis
tematiiyle kavrayabiliriz. Ayn ekilde, bilgi edinim srelerini
incelerken kavramsal aralarmz, tek bir insann nasl rendii,
bilgiyi nasl edindii sorusundan deil de, insanln bilgiyi elde
edii sorusundan hareketle gelitirirsek, (yani sosyal sembollerin
bize yn veren aralar olarak gelime srecinde insanlk asndan
bir sfr noktas bulunduunu kabul edersek) pozitivist ya da
transandantal gibi kavramlar da anlam ve nemlerini yitirirler.
Byle bir bak as deiikliini gerekletirdiimizde, insana
zg bu renme srecinin karakteristik yanlar arasnda, in
sanlarn bilginin nesnelerine kar aldklar tutumlarn da ok spe
sifik dnmler geirmi olduklarn grrz. Bu dnm, in
sanlarn, zaman gibi aralarn, yani sembollerin, gerek yaplarnn
gerekse de biimlerinin kaydettikleri deiimlerde ifadesini bulur.
Gkgrlts ve yldrmlar yapan kimdir? sorusu yerine Gk-
grlts ve yldrmlarn sebebi nedir? sorusunun ne kmas,
bu deiimin ak belirtilerinden ve rneklerinden biridir. Bu d
nm, buradaki teorik yaklama uygun bir belirlemeyle, insann
olup bitenle kendi arasna mesafe koymas, kendini olaylarn iinde
grmesi anlamndaki angaje olmak durumundan kp olaylarla
kendi arasna mesafe koymas ynndeki bir deiiklik olarak an
lalmaldr.3 Uzaklama, kopma ile buradaki anlamyla angaje
olma (iinde yer alma-.n.) arasndaki dengedeki deiimler, teki
sosyal faaliyetlerin sembollerinin yapsal deiimlerinin, yani bil-
3. Bu konuyla ilgili bkz. N. Elias, Engagement und Distanzierung. Arbeiten zur
Wissenssoziologie I, Ed.: Michael Schrter, Frankfurt/M, 1983. (Kitap balnn
Trkesi: inde Yeralma ve Mesafeli Durma, (.n.)

48
ginin ve renmenin sosyal dnmlerinin tehisinde bize yar
dmc olabilir. Bu deiimler, aratrmacya yol gstererek, insan
larn gerek birbirleri, gerek kendileri karsnda gerekse de -me
safe koymann sonucu olan ve grece gelimi, yksek bir ba
samaa denk gelen bir kavram olarak- doa karsnda aldklar
tutumlarnda grlen deiim ve dnmlerin ynn tayin et
mesinde yararl olabilirler. Doann bir ruhlar lemi olarak al
gland ve kavrand o ilkel anlay, st dzeyde bir angaje
olma, kendini d dnyadan soyutlayamama halinin karakteristik
rneini yanstr. Doann doa olarak alglanmas, dier deyile
yaantlarn deerlendiren insann kendisiyle doa arasna mesafe
koymas ise doaya angaje olmaya gre daha yksek derecedeki
bir dta kalabilme basaman temsil eder. Gelgelelim bu trden
denge deiimleri, ters ynde de gerekleebilir. Doa olaylarnn
ve srelerinin alglannda ve bunlarn denetlenmesinde, doayla
insan arasna mesafe koyma alkanlnn esas olarak ileriye
doru bir gelime yn izlediini sylemek mmkn olsa bile, in
sanln dilinin, dnce ve bilgisinin sosyal sembollerinin st d
zeyde bamszlat dnemlerin ardndan, yksek dzeydeki duy
gusal bir bamlln ar bast sosyal sembollerin yeniden
egemen olduu bir tarihsel konuma geri dmesi de pekl mm
kndr. Byle bir gelimenin rneini, Roma mparatorluunun
gitgide dalp ke doru yol ald srete buluruz. Kald ki,
doayla yani d dnyayla alg arasna mesafe koyma eiliminin
adm adm gelitii dnemlerde bile, ara sra ve snrl da olsa, ters
ynde araya girmelere tank oluruz. te yandan mesafe koyma
ile angaje olma, ayn dnemdeki bilginin farkl alanlarnda den
gesizlikler gsterebilmektedir. rnein gnmzde, doa s
relerinin renilmesinde, bunlara ait bilgilerin toplanmasnda ve
bu srelerin alglanmasnda sz konusu olan mesafe, sosyal s
relerin incelenme durumunda sz konusu olan mesafeye gre ok
daha byk ve belirgindir. Gerek bu iki durum arasndaki ilikiye
bakarak, gerekse baka ltler kullanarak -ister ayn insan top
luluunun erevesi iinde kalarak isterse de deiik topluluklarn
temsil ettikleri, gelimenin eitli basamaklarn gz nne alarak-
49
karlatrmalar yapmak ve aralarndaki eitli farkllklar ak bi
imde belirlemek mmkn olacaktr.
nsann bilgi daarcnn gelimesinin insanlk asndan oy
nad rol, gnmzde belki biraz gerektiinden az takdir edil
mektedir. Tam da bu nedenle, bilginin gelimesi meselesine biraz
daha fazla nem vermemiz yerinde olur. Bunu yaparken, renme,
bilgi edinme srelerinin gelime yn, ister gereklikle aradaki
mesafenin bymesi, sembollerle gerekliin birbirine karmlk
halinin ortadan kalkmas, sembolle gerekliin iki ayr dzlemde
yer almalar, isterse de tersine, bu mesafenin azalmas, bamlln
artmas, dolaysyla da semboller iinde fantezinin -duygusal b
tnlemenin- paynn bymesi ynnde olsun, btn bu ge
limelerin, insanlarn birlikte yaamalarndan doan ilikilerin bi
imindeki ve yapsndaki deiim ve dnmelerden ayr dnle
meyecekleri unutulmamaldr. Bu anlamda, bu trden srelerle,
krizlerin, amazlarn yapsal zellikleri ve bunlarn stesinden gel
me biimleri, szgelimi hayati maddeleri, besini, giyim kuam
temin etme, bltrme ya da hayatta kalmak iin gerekli her eyi
paylatrma biimleri arasnda kopmaz balar vardr. teki gelime
dorultular gibi, sosyal alandaki bilgilerin artmas ynndeki ge
lime, toplumun her bei ve yesi iin hayatta kalma ansn ar
trc nem ve ilevler tar: Bilgi birikimleri insanlarn geliimine
edilgen bir katk yapmakla kalmaz, bu srece etkin olarak ka
tlrlar.
Sosyal alkanlklarn uygarlk sreci iindeki geliimleri iin
de ayn eyleri syleyebiliriz. Uygarlama srelerine bakarken,
merceimizi, kabilelerin ya da devletlerin, yani hayatta kalmay
mmkn klan birimlerin bir btn olarak gelimelerine odaklaya
bileceimiz gibi, uygarlamayla atba giden bir oluum olarak dr
tleri ve duygular denetim altna alma konusundaki gelimelere de
tutabiliriz. Bu ikinci trden gelimeyi incelemeye yneldiimizde,
insanlarn birlikte yaamalarndaki gelimelerle, bu insanlarn her
birinin kiilik yapsndaki deime ve gelimeler arasndaki kop
maz ilintiyi -hemen her zaman olduka ge de olsa- fark etmekten
doan bir sorunla karlarz. Dardan, bakasndan gelen zor
50
lamaya karlk, bireyin iselletirdii ve zdenetimle kendini k
stlama biimindeki zorlama ve bunlar arasndaki iliki sz ko
nusudur burada.
Her insan, belli bir dereceye kadar kendini idare edip yn
lendirir. Gene her insan, gerek tekilerle birlikte yayor olmaktan
gerek iinde yaad toplumun yapsnn geirdii deiimlerden
ve gerekse de kendisinin ve teki insanlarn biyolojik, fizyolojik
ihtiyalarndan tr (rnein yeme ime ya da souktan, scaktan
korunma mecburiyeti) zaten belli bir lde zorlamalara maruz
kalmaktadr. Bu zorlayc nedenler ve kanlmazlklar arasnda in
sanlarn karar alabilme bakmndan kendilerine kalan alan, dier
bir deyile onlarn zgrl, son tahlilde, zorlayc eitli erkler
arasnda kurulmu olan az ok esnek ve deiebilir bir dengeyi, u
veya bu biimde kurma imknlaryla belirlenmi bir alandr. Bu
nedenle de, insan aratrmalar kapsamndaki her sondaj, insanlarn
maruz brakldklar ya da bizzat boyun edikleri zorlayc ne
denleri ve mecburiyetleri dikkate almad lde, boa gidecektir.
Kimi aratrmaclar bu mecburiyetleri yok sayarak insann z
grlnn yolunun denmesine katkda bulunacaklarn d
nmlerdir. Ne var ki, dikkate alnmamakla, yolumuzdan e
kilmi, ortadan kalkm olmaz bu zorlama ve mecburiyetler. eitli
zorlama trlerinin birbirleriyle olan ilikileri, aralarndaki dengeler
ve birbirlerine gre konumlar, insanln geliiminin deiik ba
samaklarnda olduu kadar ayn basamaktaki sosyal snf ve kat
manlar arasnda da farkllklar gsterirler; dolaysyla da in
sanlarn, gerek tek balarna gerekse bir sosyal topluluk halinde
karar alma imknlar, yani zgrlkleri de farkl farkldr.
Bireyin zdenetimle kendisine zorlama uygulamas ile sosyal
dnyann ona dayatt zorlamann ilikisi sorunu, ilk nce uygar
lama sreci zerine yaptm inceleme srasnda karma k
mt.4 Zaman incelerken bir kez daha karlayoruz bu sorunla.
Bylelikle belli bir anlamda ember kapanm oluyor. Bir yanda
uygarlama sreci asndan doayla, yani d dnyayla i ie olma
4. Kr. N. Elias, ber den Prozess der Zivilisation. Soziogenetische undpsycho-
genetische Untersuchungen, Frankfurt a.M. 1976, zellikle 2. cilt, s. 312 vd.
[Uygarlk Sreci zerine. Sosyogenetik ve Psikogenetik incelemeler.] (.n.)

51
durumuyla te yanda araya mesafe koyma durumunun birbirleriyle
ne trden bir iliki kurduklar sorununun incelenmesiyle zamann
incelenmesi, birlikte yryen almalardr ve ou yerde ayn so
runlar farkl ynlerden tekrar tekrar karmza karmaktadr. Daha
nceki almamda, uygarlama srelerinin gelime yn ko
nusunda ayrntl ampirik argmanlarla inceleyip ortaya koyduum
bulgular, bu kitabn hem nsznde hem de metninde, zaman ele
alnrken, d zorlama ile kendi kendini zorlama biimlerinin spe
sifik yanlar hakknda sylenenlerle dorulanmaktadr. Byk l
de bir kendi kendini zorlamaya, bir zdenetime dnm olan
sosyal nitelikteki d zorlama, gelimi toplumlarda sk sk rast
lanan ve uygarlamayla balantl zorlama tiplerinden biri olarak
karmza kmaktadr. Zamann sz konusu olduu yerde ken
dimizi zamana gre ayarlamamz ve kararlar almamz anlamndaki
i zorlamann tezahrlerini, bu toplumun bireyleri, bizzat kendi
zerlerinde gzlemleyebilirler. Gene uygarlamaya bal baka tip
disipline etme ve zorlama biimleri, zaman konusundaki zor
lamalar kadar kolay gzlemlenemese de kiinin kendi zerinde tes
pit edebilecei olgulardr.
Daha nce de deindiimiz gibi, dilsel e olarak sosyal sem
boller sorunu, bu metinde, zaman sorununun anlalmas ba
kmndan gerekli grld lde ele alnmtr. Birok baka
sosyal sembol gibi, zaman sembol de, ayn anda baka ilevler ta
yabilir. Zaman szc ile kavramnn oluturduu birlik, ile-
tiimsel bir semboln tayaca niteliklere bir rnektir. Toplumdan
topluma farkllklar gsteren belli seslerden olumu bir kalp, r
nein Almancada Z/e/i/t, ngilizcede t/i/m/e, Franszcada t/e/m/p,
[Trkede z/a/m/a/n,] bu toplumlarn her yesinin zihninde mev
cut, renimle edinilmi bir an kalbyla balant kurar. Bizim
anlam dediimiz ey ite budur. Ayn dil topluluunun yeleri
arasndaki uzlama sonucu, rnein z/a/m/a/n seslerinden olumu
birimin gndericisi (konuan/yazan) bu mesaj alan (dinleyen/
okuyan) ayn dil topluluu yesinin de kendisindeki an kalbn
(anlam) bu birimle ilintilemesini umma hakkna sahiptir. nsan
52
larn kullandklar sembollerin iletiimsel ilevlerinin srr da bu
rada yatmaktadr.
Bu semboller, bu ilevlerinin dnda, kiinin kararlar almasna,
olaylarn ak iindeki yerini tayin etmesine de imkn verir. r
nein fizikiler zaman denen sembol bu ekilde kullanrlar -ama
ite her istasyon saatinin rakamlar gsteren kadran, karmzda
sosyal dzlemde kurumlam bir aracn bulunduunu da gs
termektedir. stasyon saatinin hep belli bir ekilde ileyen mekanik
akam herkese, kurumlam grsel bir mesaj yollamaktadr ve o
kii bu grsel modeli ya da kalb belleindeki, sosyal olarak edi
nilmi ilgili kalpla irtibatlar, bylece ona bir anlam verir. Ayrca
btn bunlardan da teye zamann, bir sembol olarak, yn verici
ilevinin yan sra buna eklenen bir baka ilevi daha bulun
maktadr. nsan davranlarn ve duygu tepkilerini ynlendirip
ayarlama ilevidir bu. stasyon saatinden ald mesaja gre, kii
hzla hareket edebilecei gibi, istasyondaki bir lokantaya kp
uzun sre beklemeye karar verebilir. Bu ilikide, d ayarlama ile
kiinin kendisini ayarlamas ok zgl bir ekilde birbiri iine ge
mektedir. Zaman, ok karmaklam toplumlarda ok ilevli bir
karaktere sahip olduu iin, kullanm alan da geni ve eitlidir.
Bitirmeden, belki de pek ummayacanz bir noktaya de
ineceim. Zaman bir yandan, doal, fiziksel evrenin bir boyutu
olarak anlalrken, nasl oluyor da bu zellii onun sembol ka
rakterli oluuyla badayor diye sorabiliriz. Burada yaptmz
gibi, be boyutlu bir evrenden bahsettiimizde daha da artcdr
bu iliki. Bu be boyutlu evrende, zaman sanki kendine zg bir
tr ifte varlk zellii gstermektedir. nsan da dahil alglanabilen
her eyin, boyutlu mekn ve teki boyut zaman olmak zere
drt boyutlu evren iinde bir konumu bulunmaktadr; ama zaman
bir yandan da bir sembol olarak dnlp tasarlanr, bylece be
boyutlu bir dnyann bir esine dnr. Zamann bu ka
rakteristik zelliklerinin birbirleriyle ilikileri nedir; bir yandaki al
glanabilir her eyin bir boyutu olma zellii ile te yandaki in
sanlarn bir arada yaamalaryla gelien srelerle birlikte ortaya
km bir sosyal sembol olma zellii nasl ilintilenirler?
53
Bu sorularn ksa cevab udur: Her durumda zamann ve me
knn sembol karakteri mutlaka alglanacaktr denemez. Algla
yann olaylara sembol karakterinden bamsz bakmas da mm
kndr. Byle bir alglama durumunda, alglayanlar bilinli de
ildir ve bu bilinsizlik durumunda, alglanabilir sreleri, zaman
ve mekn iinde olup biten olaylar olarak alglamazlar.Yani olay
lar zaman-mekn balamnda tasarlayacak bilin ve sentez d
zeyine henz ulamamlardr. Ancak daha sonra, bilincin dner
merdiveninde bir basamak yukarya trmanldnda bu imkn
doar. Drt boyut iindeki olaylara beinci boyutun halkas eklenir,
yani bu beinci boyutun temsilcisi olarak, olup biteni mekn ve
zaman iinde alglayan ve ilemden geirip deerlendiren insan or
taya kar. Gzlemleyiciler bir anlamda kendilerini, zaman ve
mekn alglayan insan olarak bu merdivenin bir alt basamanda
grrler. Ksacas karmzda insan iki kez iki ayr basamakta gz
lemci durumundadr. Gelimenin bir alt basamanda boyutlu
mekn ve zaman, toplam drt boyutlu bir olgu olarak alglarken,
bu drt boyutlu dnyann sembol karakterini fark edip ona gre ka
rarlar almay, hareketlerini ayarlamay becerir; bu basamakta da o
insann sentez yetenei devreye girmektedir ve -daha nce de sy
lediimiz gibi- doada hibir zaman yan yana olmayan, aslnda
pe pee dizilen olaylar, kendi tasarm ve dnce dnyasnda, yan
yana hareket eden olaylar gibi dzenleyip ayn ann iinde ya
ayabilir. O drt boyutlu olaylar akn gzlemleyen insann sentez
yeteneinin sonucudur bu. Ancak toplumun kendisi, yani sosyal
dzlem, bilginin znesi, yani alglayan ve bilgi edinen zne olarak
devreye girince, bir kez daha bir st basamaa km oluruz. Bu
durumda, o bir nceki basamakta sadece doann bir boyutu olarak
meknn boyutuna eklenmi zaman boyutu -toplumu bilmenin
znesi olarak gzlem alanna soktuumuz andan itibaren- insan
yapm sembol olarak belirir ve gereklie daha st derecede bir
uygunluu temsil eder. Zamann, evrensel bir boyut karakterine b
rnmesi, var olan her eyin durmakszn hareket iinde olduu de
neyiminin sembollerle ifadesinden baka bir ey deildir. Zaman,
olaylarn konumlarn, aralklarn srelerini, deiimlerin hzn ve
54
baka birok eyi, bu hareket seli iinde belirleyen insanlarn,
kendi hareketlerini tayin etmeye almalarnn bir ifadesidir.
Demek ki, yukarda ortaya attmz soruya cevap verebilmek iin,
gzlemlerini deiik bilin basamaklarndan, bu basamaklara kar
lk gelen perspektiflerden yapan insann farkl konumlarn ayrt
eden modellere ihtiyacmz var. Drt boyutlu bir evrenden sz
ederken, bilincin bu alg basamanda, insan o drt boyutlu ev
renin iinde yer alrken, bilmenin bir st basamana getiimizde,
drt boyutlu evreni gzlemleyen zne konumuna, dolaysyla da
be boyutlu bir evrene geeriz. Dier bir deyile o drt boyutlu ev
renin sembol olma zelliiyle yz yze geliriz.

55
Zaman zerine
Aadaki alma zaman zerine bir alma olmakla birlikte,
onun tesine de gemektedir. Kolayca grlecei zere ele ald
sorun daha geni kapsamldr. nk birbiri ardna farkl za
manlarda gerekleen olaylarn zaman iindeki bir srallk ola
rak alglanmas, nce olan hatrlayan ve bilin gzn kullanarak
daha sonra olacak olanla ve imdi olanla birlikte tek bir imge ola
rak zamann alglanmas, birletirici birimlerin (insan kastediyo
rum), birbiri adna gerekleen A, B, C olaylarn bir arada ta
sarlayan zihinsel bir grnty kurarken, bunlarn ayn anda ger
eklemedii bilgisine de sahip olmasn gerektirir. Dolaysyla bu
durum, sentez yapma yetisine* sahip canllarn bu yetilerinin de

59
neyimle harekete geirilip yapsal zellikler kazanmasna baldr.
Bu tr bir sentez yetisi insan trne zgdr; insanlarn dav
ranlarnn belirleni biimi, bu anlamda trsel bir zellik gsterir.
nsan trnn davranlar, tandmz tm dier canllardan farkl
olarak, renilmemi tepkilere daha az balyken, daha nce
renilmi ve deneyimle kazanlm bilgilerin (stelik tek tek bi
reylerin deil insan kuaklarnn oluturduu uzun zincir boyunca
kazanlan deneyimlerdir sz konusu olan) etkisindeki alglarna
daha fazla baldr. nsann bu kuaklar tesi renme yetenei,
yani bir kuan deneyimini tekine aktarmas olgusu, yzyllar
iinde insann evresiyle ilikilerinde daha ileri ve daha kapsaml
ilikiler kurarak sorunlarn zmesini salamtr.
nsann zaman olarak alglayp yaad ey tam da budur,
evresiyle iliki ve sorun zme aracdr. Bu ara uzun bir srete,
kazanlan deneyimlerle ve kuaklar tesi bir renmeyle yava
yava gelimitir. Olaylarn bugn bizim zaman diye sem
bolletirdiimiz biimiyle ilikilendirilmesinin insanln tm za
manlarnda grlen bir davran olmadn gsteren ok sayda
veri vardr. nsann sentez potansiyelinin bu aamaya gelene, yani
insanlar zamann ardll biimindeki zihinsel imgeyi oluturana
kadar, harekete geirilmesi ve yapsal zellikler kazanmas ge
rekiyordu; dier bir deyile kuaklar boyu sren bir deneyim sreci
gerekiyordu. Bugn zaman diye nitelediimiz insan deneyimi
gemite deiime uramtr ve bugn de bu deiim srmektedir;
ve bu deiim, geliigzel deil, aklanmas mmkn olacak bi
imde, belli yaplar ve hedefler erevesinde gereklemektedir.
te bu almann amac, bu deiimin yapsn ve ynn eitli
bakmlardan ele almak ve bu srece nasl bir aklama getirile
bileceini bir lde gstermektir. in zne baklrsa bu prog
ramn nemli noktalar alabildiine basittir.

*Yeti: Trkede yeti, yetenek gibi szcklerin kullanm oka karsa da, konunun
neminden dolay yeti szcnden vazgemek istemedik. Burada yeti,
doutan gelen, biyolojik yapda yerini bulan zellik veya sorun zme olana
anlamyla kullanlmtr. Bu szcn anlam, sonradan renilen, toplumsal
birikimin salad veya bireyin gelime sreci iinde kazanlan beceri ve

yeteneklerden ayr tutulmaldr, (.n.)


1
Descartestan Kanta ve Kant sonrasna kadar uzanagelen olduka
yaygn bir hipoteze gre, insanlar doutan, olaylar birbirleriyle
ilintilemenin spesifik biimleriyle donatlmlardr ve bu biim
lerden biri de zamandr. Baka szcklerle, olaylar zaman se
kanslar (sral paralar) halinde sentezleme yetisi, insann alglama
faaliyetlerini her trl deneyimden nce belirlemitir ve bu sentez
becerisi, bu zelliiyle belli bir toplumun elindeki bilgilerinden ba
msz, renme yoluyla elde edilmeyen bir beceridir. nsanda
byle a priori bir sentez yetisinin bulunduu varsaym, insanlarn,
olaylar arasnda ilintiler ve balantlar kurma bakmndan genel ve
herkese zg bir yetiye sahip olduklar anlamna gelmekle kal
myor, ayn zamanda, onlar olaylar arasnda spesifik balar ve ilin
tiler kurmaya zorlayan doutan gelme bir yapyla donanm ol
duklar, dolaysyla, zaman, mekn, tz, doa yasas, me
kanik nedensellik ve benzeri kavramlar da oluturmaya mecbur
brakldklar ileri srlm oluyor. Bu durumda da bu kavram
larn, renmeyle edinilmemi, deimez mutlak sabitlikleri temsil
ettii izlenimi yaratlyordu.
Bu hipotezin rkln gstermeye alacam. nsanlar do
utan, doal donanmlarnn bir paras olarak, genel bir sentez
yapma potansiyeliyle, yani olaylar, sreleri birbirleriyle ba
lama, ilintileme yetileriyle donanmlardr; gelgelelim gerekle
tirdikleri btn o insana zg balantlar, gerek konumalarnda
gerek dnrken kullandklar, bu ilintilemelere karlk gelen
btn kavramlar, doutan gelme yetilerin rn olmayp sosyal
renmenin ve deneyimin sonulardr; insan kuaklarnn olu
turduklar o upuzun zincir boyunca renilmi genel bilgileri ve
bilgiyi bir kuaktan tekine aktaran zincirin sonulardr, zira tek
insann mr, yksek bir sentez dzeyini temsil eden, neden,
sonu, zaman vb. kavramlar, bunlarla ilintili spesifik ilintileri
bir bana renemeyecei kadar ksadr. nsanlarn, a priori bir
sentezin gcyle ve kendiliklerinden, yani herhangi bir renme
birikimine ihtiya duymadan, olaylar zaman kalbnn biimi
61
iinde birbirleriyle ilintiledikleri yolundaki felsefi gr, dier de
yile bu sentezi, doutan bir akln yetisine balayan anlay, Des-
cartesn, Kantn ya da tekilerin, adm adm izledikleri ve d
nemlerinde hazr bulduklar gereklik bilgilerinin snrllndan
olduu kadar bu dnrlerin deneyimi kavraylarndan da kay
naklanyordu: Onlar, deneyimden sz ederken gzlerinin nnde
hep zerk, tam bamsz bir birim olarak anladklar insan vard;
insanlarn yzyllar boyunca birbirleriyle kurduklar ilikilerle de
neyimlerinin arttn ve dnme aralarnn ve yollarnn oalp
yetkinletii gereini tamamen gzard ediyorlard.

2
inde yaadmz toplumlarda, zaman sekanslar* olarak ya
admz olaylar dizisini, insanln oldum olas bizim gibi, bugn
geerli olduu tarzda, yani dzenli, periyodik, tek biimli ve ke
sintisiz bir ak olarak yaadklar dncesi, gerek gemiin ge
rekse bugnn olgularna ynelik yapabileceimiz saysz gz
lemle tam bir eliki oluturmaktadr. Einsteinn, Newtoncu
zaman kavramnda yapt dzeltme, zaman kavramnn nasl de
iebileceine modern bir rnektir. Einstein, Newtonun, zaman
btn bir fiziksel evrenin iine yeknesak bir biimde yaylm, tek-
biimli bir sreklilik olarak kavrayndaki ksuru apak gzler
nne sermitir. Gzlerimizi, insanln toplumsal gelimesinin
ilkel balang aamalarna evirmeye enmezsek, bugn
zaman dediimiz eyin gerek deneyim olarak yaanmasnda ge
rekse de kavramlatrlmasnda tpk Einstein rneindeki gibi d
nmlerin ve deiikliklerin sk sk yaandn gsteren bulgular
ve kantlarla karlarz. Bizim bugnk kullanmmzda zaman,
ok yksek bir genelleme ve sentezleme dzeyine tekabl eden bir
* Zaman sekanslar: Zamann bir olaylar dizisi olma hali. Burada sekans ke
limesi dizisellii ifade ediyor, (.n.)

62
kavramdr1 ve bu kavram zaman sekanslarn lme yntemleri ve
bu dizimlerin kuralllklar konusunda ok geni bir sosyal bilgi bi
rikimine dayanr. Daha nceki ilkel gelimilik aamalarnda, in
sanlarn byle bir bilgi birikimine sahip olmalar sz konusu de
ildi. Elbette onlarn bize gre daha az akll olmalarndan
kaynaklanmyordu bu yetersizlik. Sadece, bu bilgi birikiminin or
taya kabilmesi, doal olarak uzun mu uzun bir zaman sresini
gerektiriyordu.
En eski zaman lekleri olarak Gnein, Ayn ve yldzlarn
hareketlerinin kullanldn sylemitik. Bugn, bu gk ci
simlerinin hareketlerinin dzeni, birbirleriyle ilikileri ve kurallar
konusunda tm ayrntsyla tandmz bir tabloya sahip bu
lunuyoruz. Atalarmzn, byle bir anslar yoktu. Hatta daha da
gerilere, gemiin derinliklerine yeterince daldmzda, insanlarn,
gk cisimlerinin ok eitli ve alabildiine karmak hareketlerini
birbiriyle badatran, az ok btnlemi bir model iinde top
lama konusunda iyice aresiz olduklar gelime basamaklarna
rastlarz. Bu basamaklardaki insanlarn tank olduklar ey, bir sr
tek tek, kopuk doa olayyd; ama bunlarn arasndaki balantlar
konusunda ak seik bir fikirleri yoktu ya da hayal gcne da
yanan olduka sallantl, dengesiz ilintiler kuruyorlard bu olaylar
arasnda. Olaylar zamansal ynden belirlemeye yarayacak stan
dartlatrlm sabit birimleriniz yoksa, bizimki gibi bir zaman kav
ramnz da olamaz. Ayrca insanlar, gelimenin eski basamak
larndan birinde, bugn sk sk alt izildii gibi, bize gre daha
somut kavramlarla iletiim kuruyor ve dnyorlard. Ama as
lna bakacak olursak, bir kavram iin somut demek mantken e
likilidir; dolaysyla da somut kavram yerine tekilletirici
veya daraltc sentezlerden, dier deyile dk bir soyutlama d
zeyinden sz etmek daha doru olacaktr. rnein, insanlarn
bizim bugn gece dediimiz yerde, uyku kavramn, bizim tak
vim ayn kastettiimiz yerde, onlarn gkteki Ay kavramn
zaman birimi olarak kullandklar gelime basamaklar vard.
1. Soyutlama dzeyinden bile bile sz etmiyorum. Zaman kavram nereden,
nelerden soyutlanarak" elde edilmi olabilir ki?

63
Bizim yldan sz ettiimiz yerde, onlar hasat kavramna ba
vururlard. Zaman konusundaki aratrma ve incelemelerde kar
latmz glklerden biri, insanlarn soyutlama yeteneinin ge
limesini aklayan bir teorinin, veya daha doru deyile, sentez
yapma yeteneinin evrimini modelletiren bir teorinin yok
luundan kaynaklanmaktadr. nsanln, tekilletirici, somuta in
dirgeyici sentez basamandan genelletirici sentez basamaklarna
doru kaydettikleri ilerlemenin admlar, bu balamda karla
tmz en nemli gelimelerden biridir. Ne var ki, burada bu ge
lime zerinde durmaya yerimiz msait deil. Ayrca bugn, tak
vimlerimiz ve teki zaman dzenleyici aralara uygun bir ekilde
birbirlerini tamamlayan, saat, gn, hafta, ay, yl gibi
zaman birimlerinin, gemite her zaman bu kadar przsz bir
btn oluturmadklarn biliyoruz. Gerekten de saatleri, birbirini
tamamlayan, kesintisiz yllk takvimler gibi nispeten btnlk gs
teren matrisleri, dahas sadan sonra 19. yzylda yayoruz t
rnden alar kapsayan zaman gstergelerini bulmamz mmkn
klan etmen, sosyal hayatn zaman belirleme alannda kaydettii
gelimedir. Bu gelimeyle birlikte, zamann yaanlmas, dzenli
akan bir su gibi tek biimli bir btn olarak alglanabilmitir. Bu
gelimenin yaanmad yerde bu trden bir duygu ve yaant da
mmkn olamaz.

3
Zaman kavramlarnn gelimesini temsil eden bir model ortaya ko
nursa, insan toplumlarnn doadan gittike bamszlamalarn ve
doa karsnda nispi zerkliklerinin gittike bymesini daha iyi
kavrayabiliriz. nsanlk tarihinde, insanlarn doann iinde ken
dilerine atklar sosyal alann henz ok dar ve snrl olduu ge
lime basamaklarndan geildi. Doann gbeindeki bu sosyal
adacklarn gerek kendi aralarndaki gerekse bu adacklar ile bizim
bugn kendimizi insan-merkezci bir mantkla dnyann ortasna
64
koyarak bizim evremiz dediimiz olgu arasndaki karlkl ba
mllk ilikileri, eski dnemlerde henz tereddtsz ve do
rudandr. Sosyal alanlar oluturan insan topluluklar ile insann d
ndaki doa arasndaki iktidar ve hkimiyet dengesi eski toplum-
larda doa lehine deiir. Ayrca sosyal olaylarn dnemlerini, ta
rihlerini belirleme giriimleri de insann dnda kalan periyodik
doal olaylarn ve srelerin gzlemlenmesinden elde edilen so
nulara bamldr. Doann gbeindeki sosyal adacklarn kap
lad alanlar genileyip, bunlar doa karsnda kentleme, ti
caretin gelimesi ve retimin mekanikletirilmesi sreleriyle
birlikte nispi zerkliklerini artrdka, bu sefer de, bizzat insan ya
ps olan zaman lc ve dzenleyici aygtlara duyulan ihtiya ve
bamllk da trmanmaya balam, buna paralel olarak da Ayn
periyodik hareketleri, mevsimlerin deimesi ya da med-cezir d
nemleri gibi, doal zaman ltlerine duyulan ihtiya ve ba
mllk da azalmtr. Gnmzn geni lde kentlemi ve sa
nayilemi toplumlarnda, doal mevsimlerle takvimin gsterdii
birimlerin ak arasndaki bant, tamamen yok olup gitmemise
de, daha dolayl, daha gevek bir ilikiye dnm, ama takvim
ay ile gkteki Ayn hareketleri arasndaki bir zamanlar var olan
bant, hemen hemen kaybolup gitmitir. nsanlar artk, kendi ya
rattklar sembollerin kol gezdii bir dnyada, bu sembollere
byk lde yaslanan bir hayat gerekletirmektedirler. Bir za
manlar doann ortasnda kendilerine atklar nispi bamszlk
alanlarnn zerklii, doa ile bu sosyal alanlar arasndaki ba
mllk ilikisi mutlak bir zerklikten sz edebileceimiz lde
tamamen yok olmam olsa bile, muazzam boyutlara ulamtr.
unu da eklemek gerekir, doa karsnda gittike daha ba
msz sosyal alan yaratma ynndeki bu gelimenin, tersinmez,
yani geriye ilemeyen bir sre olduunu ileri srmek zor olduu
gibi, bu srecin dmdz bir izgi izlediini sylemek de mmkn
deildir. Bu gelime iinde geriye atlm admlara, tekrarlara, do
lamba ve zikzaklara rastlayabiliyoruz. nsanlarn yaad s
reler, eitli ve ok ynldrler; dolaysyla insanlk daha geni
zerkliklere ve bamszlklara doru yol alrken, gelime s-
65
recinin iinde daha nceki aamalarn tekrarland, eski d
nemlerin yeniden karmza kt olur. rnein 19. yzyldan
nce ve sonra, insan buluu olan zaman lme enstrmanlarnn hi
bilinmedii ya da ok az bilindii, yapsal ynden birbiriyle e
deerli sosyal geliim basamaklarna rastlayabiliyoruz.
nsanlarn doa karsnda oluturduklar sosyal alanlarn zerk
liinin artabilecei, ama bu zerkliin, doann emberi iindeki
bu zgrln, gene de nispi bir artma olarak kalabilecei ger
eini anmsatmamz, aramzda ok yaygn ve bizi mthi ya-
nltabilen bir dnme tarzna da kar kmamz salyor. Biz,
sanki zne ile nesne, toplum ile doa birbirlerinden ba
mszmlar izlenimi veren kavramlarla dnp konuuyoruz ge
nellikle. inde yaanlan an tesine bakabilen, uzun erimli bir
perspektifle bertaraf edilecek bir yanlgdr bu.

4
Zaman sorunu zerinde dnrken, zaman szcnn isim bi
imi, kafamz kartrp bizi yanl yerlere yollamaktadr. Baka
bir yerde de, nesneletirilmi isim szcklerle konumann ve d
nmenin, olaylarn bantlarn alglamamz son derece g-
letirebileceini syledim.2 Bu konuma alkanl, bugn hl
yle tamamen ortadan kalkmam olan bir eilimi, eskilerin, so
yutluklar kiiletirme eilimini anmsatmaktadr. Adaletli dav
ranmann, Tanra Justitia kiiliiyle sembolletirilmesi gibi. Sos
yal olarak standartlatrlm bir dilin, toplumun tek tek bireylerine,
nesneletirme ieren isim szcklerle konumay dayatmasna sa
ysz rnek verilebilir. Rzgr esiyor ya da Nehir akyor gibi
cmleleri dnn yeter. yi ama, rzgr, aslnda esme ha
reketinden baka bir ey mi? Ya da nehir, akarsu, akan sudan
farkl, ayr bir ey mi? Esmeyen bir rzgr, akmayan bir akarsu ya

2. Norbert Elias, Was st Soziologie?, Mnchen 1971, s. 73.

66
da nehir dnebilir miyiz?
Ayn durum zaman kavram iin de geerlidir. rnein n
gilizcedeki fiil halini gsteren timing gibi bir fiil hali Almancada
olsayd, yani zamanlama ya da zamanlatrma gibi zamann an
lamn eylemletiren bir szck bulunsayd, saate bakma
ediminin, iki ya da daha fazla olayn ak iindeki sekans ve po
zisyonlar birbirine uyumlama, senkronize etme anlamna gel
diini kavrar, anlardk. Bu durumda, zamann ya da zaman-
latrmann, arasal karakteri gzden kamayacak kadar be-
lirginleirdi. Oysa rnein Alman dilinin mevcut imknlar, za
man belirlemek, zaman lmek gibi ifadeleri gerek konu
mann gerekse bu konuda dnenin karsna kartp durur.
Byle olunca da, sanki llebilecek, belirlenebilecek nesnelerin,
rnein zaman diye bir nesnenin var olduu izleniminden kur
tulamayz. Demek ki bu rnekte olduu gibi, bir toplumun dilsel
uzlamlar, alkanlklar, konuan ve dneni, yanl yola da
sevk edebilmektedir. Bu alkanlk, herhangi bir anlamda burada
olan, var olan, nesne gibi varlksal zellik tayan, insanlarn du
yularyla alglamadklar bir ey bile olsa, llp belirlenebilen
bir zaman anlayna yol ap, zaman konusundaki mitosu ta
zelemektedir. Byle olunca da, zamann bu kendine zg varolu
biimi zerinde yzyllar boyunca felsefe yapp durabilirsiniz
artk. Gerek kendinizi gerekse de bakalarn o esrarengiz varlk
zerindeki, zaman zerindeki speklasyonlarla oyalayp durur ve
ortalkta herhangi bir sr ya da esrarengiz durum olmad halde,
srlarn ustas olarak kaslabilirsiniz.
Sonunda Einstein zamann yle bir nesne olmayp sadece bir
iliki biimini temsil ettiini ispatlad. Newtonun sand gibi,
Tanr'nn yaratt, o gzle grnr nehirler ve dalara benzeyen,
onlardan tek fark grnmezlik olan, ama yine onlar gibi insandan
bamsz nesnel bir olu deildi. Ne var ki Einstein da bu m
dahalesini gerektii kadar derinletiremedi. Kendisi de dilin sz
cklerinin fetiletirici basksndan tam kurtulamad ve nesne zel
lii tayan zaman mitosu anlayna, kendi kavlince bir destek
vermeden edemedi. Zamann belli koullar altnda hz-
67
lanabileceini ya da yavalayabileceini sylerken, bize kar
mzda genleen ya da bzlen bir nesne olduu izlenimi verdi.
Ksacas o da, zaman, bir fizikinin kstl uzmanlk alan er
evesi iinde tartt. Oysa zaman kavramn eletirel bir de
erlendirmeden geirmek, fiziksel zaman ile sosyal zaman ara
sndaki ilikiyi, dier deyile sosyal alanda ve doada zamann
belirlenmesi arasndaki ilikiyi kavramamz gerektirir. Ama ite,
bu zaten Einsteinn grevi olmad gibi, fizikilerin uzmanlk
alan iine giren bir grev de deildi.

5
nsan toplumlarnn, yani sosyal adalarn, dnyann insan d
'doal alannn emberi iinde gitgide genilemesi, yukarda de
indiimiz gibi, toplum ile doann ayr ayr blgelerde yer al
d izlenimini veren bir dile ve konuma tarzna yaramtr. Doa
bilimleri ile sosyal bilimlerin gittike birbirinden ayrlan yollar da
bu izlenimi glendirmitir. Ancak fiziksel zaman ile sosyal
zaman, birbirinden bamsz incelendikleri srece, zaman olgusunu
doru drst kavramamz yine zaman olgusunun yaps gerei ola
nakszdr. Zaman szcnn bu isim halini, fiil biimine evirip
zaman belirleme sorununu zmeye alrsak, sosyal olaylarn
zaman belirleme faaliyeti ile fiziksel olaylarn zaman belirleme fa
aliyetini birbirinden ayr ele alamayacamz grrz. nsan ya
pm zaman lerlerin gelimesiyle birlikte, sosyal dzlemdeki
zaman belirleme giriimleri yaygnlap nispi bir zerklik ka
zanmaya balam, Gnein, Ayn hareketleri gibi, insan d
doal aralar kullanarak zaman belirleme alkanl gerilemeye
yz tutmutur. Doal hareketler ile sosyal zaman belirleme fa
aliyetlerinin iki ayr dzlemi arasndaki balant dorudanln
kaybetmeye doru evrilmi, ama hibir zaman tmden kop-
mamtr. Gerekten de nihai bir kopu zaten imknszdr. Ama
ok uzun bir sre, insanlarn toplumsal ihtiyalar, onlar gk ci
68
simlerinin zamann belirlemeye itmitir. Sosyal alanda zaman be
lirleme ynndeki gelimeler her ne kadar sosyal gelimelerden et
kilenmise de, kolayca gsterilebilecei gibi, bu, doal alandan ba
msz deildi ve bu bamllk srmektedir.
Evrenin fiziksel dzlemleri ile sosyal dzlemleri arasndaki
kopmaz balantlar gzden kardmz srece, baka deyile,
insan toplumlarnn ortaya kn ve gelimesini, insan d o
byk doal emberin iinde kalan bir sre olarak grmeyi be
ceremediimiz srece, zaman sorununun ok nemli bir yann
kavramamz olanakszdr. Zamann bu zelliini, kabaca yle be
lirleyebiliriz: Gerek fiziin gerekse de felsefenin hkim gelene
inin erevesi iinde, zaman, ok gelimi bir sentez dzeyinin
rn bir kavram olarak grnmektedir. nsanlarn toplumsal pra
tiinin alanna dndmzde ise -hani nemli bir randevuya ge
kaldmzda hemen fark edebileceimiz gibi- mecbur klc gc
olan bir dzenleme ve ayarlama mekanizmas olarak karmza
kar zaman. Doa ile toplumu birbirinden koparan, dolay
syla da fiziksel ve sosyal zaman sorunlarn, bunlar birbirinden ta
mamen bamsz tutarak zmeye kalkan geleneksel eilim, ortaya
paradoksal diyebileceimiz bir sorun atmaktadr; zaman tar
tmalarnda genellikle sessiz sedasz geitirilen bir sorundur bu;..
yle ya, genellikle stnde dnldnde ok st dzeydeki bir
sentezleme dzleminin kavram olarak grnen bir eyin, insanlar
zerinde bylesine gl bir bask yapmas, onlar bylesine zor
lamas nasl mmkn olmaktadr? Zaman sosyolojisi zerine ara
trmalar bugn hl yok denecek kadar azdr. Bunun nedenlerinden
biri, zaman sorunlarnn, hl -hatta sosyologlarca bile- geleneksel
felsefenin alkanlklarna gre tartlmasdr. Bir baka neden sos
yal gelimeyi, dar, ksa erimli bir perspektifle ele alma al
kanldr. Gelime srelerini izleyen ve farkl dnemleri kar
latran bir yaklam temel alnmad srece, zamana ynelik
sosyolojik aratrmalardan pek hayr gelmez.

69
6
Dediimiz gibi, yabancs olmadmz birok dil alkanl ve
deyim, bizde, zamann tpk aa gibi, akarsu gibi, fiziksel bir
nesne olduu izlenimi uyandrmaktadr. Zaman ltmz
sylediimiz an, gerekten de zamann tpk bir da ya da akarsu
gibi llebilecek fiziksel bir nesne olduu izlenimi doar. Ya da
aradan geen zaman boyunca, bu zaman sresi boyunca gibi
deyilere bir bakn; sanki insanlar ya da btn dnya, zamann
oluturduu bir aknt iinde yzmektedirler. Gerek bu rneklerde
gerekse baka durumlarda, zaman kavramnn bu isim hali,
zaman ve mekn iinde zaman diye bir nesnenin bulunduu ya
nlsamasnn olumasnda byk pay sahibidir. Oysa rnein di
limizde zamanlatrma ya da zamanszlatrma vb. gibi eylem hal
leri bulunsayd, hem zaman belirlerken hem de iki sreci kout
klmada bir insan faaliyetinin sz konusu olduunu, ama dmzda
zaman diye bir nesnenin bulunmadn kavramak kolaylard. Bu
tr bit insan faaliyeti belli amalarla, sadece bir ilikinin deil, bir
eyi iliki iine sokmann da sz konusu olduunu anlatr bize. Asl
sorulmas gereken udur: Kim, neleri, hangi ama ve niyetlerle ili-
kilendirmektedir?
Bu sorulara cevap vermek iin atlacak ilk adm nispeten ba
sittir. Zaman szc, bir insan topluluunun, yani anmsama ve
sentez yapma gibi biyolojik verilerle ve becerilerle donanm bir
canllar beinin iki ya da daha fazla olay ak arasnda iliki kur
masn ve bunlardan birini teki olay ya da olaylar iin kyas, kar
latrma ls olarak standartlatrmasn temsil eden bir sem
boldr.
Bu trden hareket aklarna, med-ceziri, Gne ile Ayn do
uu ve batn rnek verebiliriz; bu gibi olaylar zaman belirleme
amacyla kullanldnda, sosyal bakmdan standartlam de
iimler dizisi nitelii de kazanmlardr. nsanlar, bu trden
doal hareket dizisini zaman belirleme amalar bakmndan ye
tersiz bulduklarnda kendi eserleri olan daha kusursuz, daha hassas
ve gvenilir hareket aklarn l birimi olarak belirleyip dier
70
olaylarn akn bu birimlerle lmlerdir. te saat budur. nsan
buluu ve yapm olan, yapay yoldan fiziksel hareket reten sa
atler, birer deiimler dizisi olarak, doal, fiziksel ve sosyal de
iimlerin kurduklar teki sreklilikler iindeki dilimleri lmeyi
salarlar.3
yleyse farkl olay dzlemlerini ve bu dzlemlerdeki dilimleri
birbirleriyle ilikilendirerek zaman denen eyi oluturmak iin
tr srekliliin arasnda ba kurmaya ihtiya vardr: Bunlardan
biri ilikiyi kuran insandr; dier ikisi ise, biri dierinin ls ola
rak seilecek iki (veya daha fazla) hareket dizisidir. Bu trden bir
belirleme toplumlara zgdr ve belli bir toplumun tek bir yesi
kendini bu tr bir balant ls olarak aldnda da, yani kendi
mrn baka olaylarn llmesinde standart birim olarak kul
landnda da ayn ey geerlidir. Bu durumda bile karmzda
kutuplu bir dzlemler ilikisi bulunmaktadr. Sz konusu insan,
kendi mrnn deiimlerinin kurduu srekliliin iinde edi
nilmi standartlar, baka dzlemler ile karlatrp, onlarn za-
3. Bu balamda sk sk niin deiimlerin kurduu sreklilik biiminde bir tanma
bavurduumu ksaca aklamak istiyorum. Bunun nedeni, birok deiim s
recinin temelinde, btn bir sre boyunca kendiyle ayn kalan, deimeyen
herhangi bir tzn bulunmaydr. Srecin birliini kuran bu trden deimez
bir tz deil de, bu deiimlerin kurduu srekliliktir. Srecin birlii bu s
rekliliin iinde yatyor; kesintisiz bir sralan biiminde birbiri iinden kan d
nmlerin oluturduu sreklilik. Szgelimi 15. yzyln Hollandas ile 20. yz
yln Hollandasn rnek olarak alalm. Bu ikisini birbirine balayan herhangi bir
zden, zdeki bir ekirdekten sz etmemiz mmkn deil. 15. yzyl Hollanda
toplumunu 20. yzyldakine balayan ey, deiimlerin kurduklar zincirdir, dier
deyile srekliliktir. Bu sreklilik hatrlanan bir ey olmasyla daha da g
leniyor, yani herhangi soyut bir tz deil, insanlarn belleinde kurulmu bir s
reklilik sz konusudur. Ya da bir insan rnek alalm. Hume, bir keresinde, o s
ralarda temsil ettii yetikin kiinin, bir zamanlarki kk ocuk ile ayn ey
olduunun, yani onun bir devam olduunun ne anlama geldiini kav
rayamadn sylemiti. Bu rnekte de, kendi olmann bir tz deil de de
iimlerin, dnmlerin srekliliinin oluturduu birlik anlamna geldii, insan
bir basamaktan tekine trmandran bu deiimlerin ayn kiinin kimliini kur
duklar grlyor; bu sreklilik de hatrlama koulunu ieriyor. Evrim ba
lamnda hayvanlar lemi dediimiz ey de bir deiimler, dnmler s
rekliliidir; balklar insanlarla birletiren bir deiimler silsilesinin srekliliidir
evrim. Ayn ey fiziksel evren iin de geerlidir. rnekler bitmek bilmez. Btn
bu rneklerde, bir sonraki basama bir ncekiyle birletiren ey, deiimlerin
srekliliidir.

71
mansal srelerini belirleyen biri olarak, zaman len biri olarak
anlalr. Gene ayn kii doum ile lm arasndaki deiimlerin
kurduu srekliliin btnn temsil ettii lde, bir standart s
rekliliin kendisidir ve nihayet bu kiinin temsil ettii deiimlerin
kurduu srekliliin standart olarak baka olaylara uygulanmas
durumunda karmza kan teki sreklilik dizileri, nc kutbu
olutururlar.
Yanl anlalmalar nlemek iin, kiinin kendi mrn baka
olaylarn ak sresinde kullanlacak standart bir sreklilik olarak
deerlendirme imknnn, ancak olduka st dzeyde bireyselle
mi toplumlarla snrl olduunu anmsatmakta yarar vardr. Bu tr
den toplumlarda o tek kii, tekilerden ok farkl tek ve biricik bir
birey olarak belirgin bir ekilde ne kmakla kalmaz (rnein bir
kahraman, bir nder, bir misyon lideri vb.) btn bunlarn tesinde,
bu tr toplumlarda toplumun her bir bireyi kendi mrnn spesifik
bir deiimler dizisi olan zaman iindeki devamlln, dndaki
bir baka, sosyal olarak standartlam deiimler dizisine, sz
gelimi takvim yllarna gre de tam tamna belirleyebilecek du
rumdadr. nsanlar ancak toplumun olduka ge geliim aa
malarnda alar gsteren takvim gelitirme sorunuyla karlam
ve az ok ileyen bir takvimi de gelitirebilmilerdir. rnein eski
Yunanllar olimpik oyunlarn tekrarlarna gre olaylarn tarihini be
lirlemeye almlar. Romallar ayn amala Roma kentinin ku
ruluunu (ab urbe condita), .. 753', yllarn saylmasnda esas
almlar, Hristiyanlar ve Museviler de benzer yollardan zaman he
saplamlardr. Byle uzun erimli dnemleri kapsayan bir takvimin
kullanlmad, yani yneticilerin, rahiplerin denetledii bir stan
dart srekliliin kyas arac olarak bulunmad yerde, insanlarn
doum yllarn ya da yalarn, topluluun ortak hatrlad olay
lara bavurarak tespit etmekten, o byk frtna patladnda ya
da ef lmeden az nce gibi tekil olaylara bel balamaktan baka
areleri yoktu. Bu durumda, insanlarn her biri kendi bana birer
deiimler srekliliini temsil ettikleri iin, ortalkta sosyal an
lamda standart bir sreklilik lt bulunmamaktadr. Oysa bi
zimki gibi toplumlarda, kendi bireysel mrn, dndaki de
72
iimlerin zamann belirlemekte kullanmaya kalkan biri kendi
mrnn dilimlerini zaten takvime gre belirlemi olduu iin,
sosyal olarak gelitirilmi ve standartlatrlm bir deiimler di
zisini, yani yllar gsteren takvimi, kendi mrnn akna uy
gulam olur.
Grld gibi, zaman evresinde odaklanan ilikiler ala
bildiine karmak, ok katmanl ilikilerdir. Zaman bir nesne
gibi gsteren malum metaforlardan ya da hatta zamann ancak
felsefi fantezilerin oyunca olabileceini, zaman hakknda kesin
bir eyler sylemenin olanaksz olduunu ima eden yaygn an
laylardan uzak durmak zor olabilir. Geni kapsaml bakldnda,
zaman, ar ar gelimi bir sentez olarak, dier deyile eitli
trden olay ve srelerin, alabildiine karmak bir ilikiler yu
ma oluturacak ekilde birbirleri ile ilintilendirilmelerinin kav
ramsal sembol olarak anlayan bir inceleme tarzn benimsemekte
yarar vardr.
yleyse zaman belirleme, en sade ve temel biimiyle, tek
rarlanan ya da tekrarlanmayan, bir deiimin, teki deiimlerden
nce mi, onlarla ayn zamanda m, yoksa onlardan sonra m ger
ekletiini tespit etmek demektir. Karmzda bir deiimler dizisi
varsa, bu deiimler arasndaki zamansal uzunluun ne olduu so
rusuna yant vermek demek, rnein iki hasat arasndaki ya da iki
yeni ay arasndaki zaman aralnn uzunluunu, sosyal uzlamla
benimsenmi birer standart olarak bu deiim dilimlerine uy
gulamak demektir. Ya da daha karmaklam bir toplumsal dzen
aamasnda, bir 100 metre kousunun, bir iktidar dneminin, bir
insan mrnn uzunluunu ya da rnein ilka ile modern
an balanglar ile bitileri arasndaki mesafeyi, sosyal uz-
lamla benimsenmi ve standartlatrlm bir deiimler dizisiyle
ilintilendirerek bunlar iin zaman belirlemek demektir^ n
sanlarn olaylar zaman olarak yaayp yaamamalar, zaman be
lirlemeyi gerektiren sorunlar zmek durumunda olup ol
madklaryla ve bir deiim dizisini baka deiim dizilerinin
ls olarak kullanmalarn salayacak bilgi ve toplumsal r
gtlenme dzeyine sahip olup olmadklaryla balantldr.
73
7
Ne zaman yapyoruz? Bu soru, insanlarn yantlayabilmek u
runa zaman belirleme servenine giritikleri temel sorudur. So
runun k noktas, yani belirlenmek istenen ey, hele en eski ge
lime aamalarnda, bir sosyal topluluun ya da bein en bata
kendi faaliyetleri ve davranlar olmutur hep. Belli bir anlamda
insanlar faaliyetlerinin zamansal ilikisini belirlemeye baladklar
gelime aamasnda, ne zaman sorusu, bugnk gibi, ak seik
ve kesin bir belirleme talebi anlamna gelmiyordu henz. Ge
limenin bu basamaklarnda, zaman belirleme, edilgen bir gi
riimdi. Bu aamada, kimse, olup biteni bir zaman belirleme olarak
ne yaama ne de kavrama durumundayd ve snrl bir lde, bu
edilgen zaman belirleme bugn bile hl srp gitmektedir. r
nein, kii faaliyetlerini az ok kendi biyolojik, fizyolojik dr
tlerine gre iyi kt zamanlayabilir. Aken yemek yer; yor
gunken uykuya yatar. Bizimki gibi toplumlarda, daha ok
biyolojik, animalik nitelikli bu dngler, karmaklam bir sosyal
organizasyon ile uyum iine sokulmu ve yaplandrlmtr; by
lece insanlar, belli bir noktadan sonra, kendi ihtiyalarnn fiz
yolojik saatlerini, sosyal saate gre ayarlamaya ve bastrmaya zor
lanmlardr. Olduka basit toplumlarda, byle bir duruma pek
rastlanmaz. Bu toplumlarda fizyolojik saatin ayarlanmas ve ya
psnn kurulmas (hani bir ayarlama halinden sz edebilirsek
eer) insan ihtiyalarnn, insan d doa tarafndan (bazen de,
eer avlanan durumundalarsa dier insanlar tarafndan) ne lde
karlanabildiine ok daha dorudan balyd. Bu toplumlarda, in
sanlar ihtiya duyar duymaz ava giderler ve doyar doymaz av
falan unuturlard. Bu edilgen zaman belirlemenin geerli olduu
basit toplum aamasndan biraz daha gelimi evrelere geildike,
insanlar artk iyice uykular gelmeden, rnein hava kararnca yat
maya ve gne dounca uyanmaya balam olmallar. Ama gene
de herhalde dnrken ve konuurken gece szc yerine,
uykuyu kullanm olmaldrlar. Demek ki insan toplumlarnn ge
limesinde, kendi sosyal beklerinin faaliyetlerini evrendeki teki
74
deiimlerle etkili bir biimde senkronize etmelerini gerektirecek
bir belirleme ihtiyacn hemen hibir zaman hissetmedikleri,
gece, gndz gibi szckleri tanmadklar basamaklar vardr.
Gelgelelim insanlar avlayc ve toplayc olmaktan kp be
sinlerini kendi aktif faaliyetleriyle retmeye baladklar anda,
sahne de deimeye yz tutar. Buna iyi bir rnek, tarm, daha do
rusu slah edilmi bitkilerden yararlanma anlamndaki gelimedir.
Bu basamakta (hl zaman edilgen bir ekilde yaama alkanl
bir yandan srp giderken) aktif bir mdahale ile zaman belirleme,
dolaysyla da gerek sosyal gerekse de kiisel alann etken bir e
kilde denetlenmesi iyice nem kazanr. nk bitkiler dnyasna
hkim olup bitkilerden yararlanmaya balayan insanlar daha nce
hi tanmadklar ve besinlerini saladklar ekin bitkilerinin ge
reklerinden kaynaklanan bir disipline, dzenlenilere tabi olmak
zorunda kalmlardr. Geen yzyldan, kk bir Afrika ka
bilesinden kalma bir rnek, bu sylediklerimizi kafamzda can
landrmamza yardmc olabilir. Bu rnek, gemiin ilk iftile
rinin, zaman aktif mdahalelerle belirleme biimleri gelitirmek
zorunda kaldklarnda, karlarna km olan sorunlardan birini
gstermektedir.

Rahibin sabit grevleri arasnda yer alan bir baka i de btn halka,
buday ekmenin ve bayram enliklerinin zamann bildirebilmek iin,
mevsimleri tespit etmekti.
lk amaca ulaabilmek iin rahibin dou ynn gzleyebilecei bir
noktaya trmanmas gerekmiti. Bylece her sabah, gnein douunu
izleyebiliyordu. Douda, dimdik ykselen bir da olduu syleni
yordu. Ve Gne tam bu dan ardndan ykselirken grldnde, o
hafta yaacak ilk yamur, ekin iin yeterli saylyordu. Rahip ya
murun hemen ertesi gn bir alarm verdi. Bu alarm btn bir da k
ynde ksa srede yayld. Hemen ardndan btn ky halk, kadn
erkek demeden ellerinde kazmalar, kfeler ve sepetlerle, hep birlikte
almak zere dadan aaya indiler.
Rahibin verdii alarmn szleri yleydi:

Sefaletten kurtulun
Alk bitti,

75
Artk, ne geceyken
ne de gndzken
aza alnmayacak.
Ama yollansn diye alk
Aclar lkesine,
- Ben anyorum imdi onu.

nsanlar bu uyar arksn ekin ii srd mddete syleye


biliyordu; ama daha sonra, aln aclar lkesine srlp atlmasn
salayacak byl forml anlamna gelen bu arky aza almak ke
sinlikle yasakt; kurala uymayan ar ekilde cezalandrlyor, hatta
baka kabileye kle olarak veriliyordu.
Kabile halkna enliklerin ve elencelerin gnn tam tamna bil
direbilmek iin de bir baka kayann stne kyordu rahip ve batya
dnp, yeni ayn her grnnde, nndeki kseye bir kabuk ya da
iaretli bir ta atyordu. Rahipten ve onun yardmcsndan baka kim
senin bu kseye el srmesine msaade edilmiyordu...4

Bu alnt, olduka eski bir tarm aamasna tekabl eden canl bir
rnek sunuyor. Pratik sosyal ihtiyalarn gerektirdii bir zaman be
lirleme bu. Bu anlamda, kesinlikle aralar bakmndan tamamen
ie, bene, daha dorusu zaman belirleme sorunuyla kar karya
kalm bir sosyal bee dnk bir faaliyet. Rahip, Ayn, Gnein
hareketlerini astronomiye merakl olduu iin gzlemlemiyor; ko
numlarn srekli deitiren bu k kaynaklar ve onlar zerinden
de belki birtakm grnmez gler, o ilkel insanlarn rahibine, hal
knn ekine ne zaman balamas gerektiini, ayinli, kurbanl, belki
de arkl dansl trenlerin vaktinin gelip gelmediini bildir
mektedir; bylelikle besin maddelerinin retiminde ve muhtemel
tehlikelerin savuturulmas ya da nlenmesinde tanrlarn yardm
ettii, bunu da rahip zerinden yaptklar dnlmektedir. Ge
limenin bu aamasnda, besin kaynaklarnn retimi ile klt ey
lemleri smsk bir ba kurmulardr. Her ikisi de bir arada insan
lar, aktif mdahaleyle zaman belirleme zorunluluunun getirdii
sorunlar ile buluturmaktadr. Oysa zaman belirlemede, kiinin ve
sosyal topluluun edilgen olduu durumlarda ve aamalarda bir
4. N.A.A. Azu, Adangbe History, Accra 1929, s. 18.

76
takm aktif kararlar alma ve mdahalelerde bulunma zorunluluu
yoktur henz. Buradaki kritik nokta, sosyal faaliyetlerin srekli
dngs ile doadaki deimelerin srekli dnglerinin birbirleri
ile koordine edilmeleri zorunluluunda ortaya kar. rnein,
kurak aylar iin ayrlm son ekin, umulandan nce tketilmi ola
bilir. Av eti ya da yabani kklerden oluturulan yedek besin bir
yere kadar a kapasa da, ambarlar doldurmak iin gene de teki
hasada kadar bekleme mecburiyeti vardr. nsanlarn ynlendirme
ve denetleme imknndan yoksun olduklar mevsime bal dn-
gsel hareket ile onlara gre daha kolay denetlenebilir olan bitki
yetitirme srelerinin, daha dorusu byme srelerinin hzlarn
gz nnde tuttuumuzda, karar alabilmek iin sorulacak tek bir
soru bulunmaktadr: Ekin ekmeye ne zaman balamalyz? Soruyu
Bat Afrikann koullar ile irtibatlayarak soracak olursak, kurak
dnemin yerine ne zaman yal dnem geecektir sorusuna d
nr. Yaan yamur, byk yamurlarn habercisi mi, yoksa al
datc bir iaret midir? Bu soruya, Gne, rahibin azndan yant
vermitir: Evet, ekine balayabilirsiniz! Kabile halk sevin
lklar atmaktadr. Kendileri, rahibin bu cevaba nasl ulat so
rusuyla herhalde pek ilgilenmemektedirler. Zamann geen,
soyut bir ey olduu duygusuna henz yabancdrlar. Onlar il
gilendiren, dorudan pratik sorunlardr; rnein besin rezervlerinin
azalmas sorunu gibi. Kukusuz, bu trden pratik deneyimlerin,
nispeten yksek dzeyde gelimi bir sentez yeteneinin, teki de
yile soyutlamann rn olan yl, ay ya da zaman gibi kav
ramlarla zmsenip younlatrlamad gelime basamaklarna
tekabl eden eski toplumlar vard. Bu toplumlarn kavramlar,
somut ihtiyalarnn periyodik dngleriyle ok daha sk ba-
lantlanmt. htiyac annda giderme zorunluluunun hemen ar
dndan yeni bir ihtiyacn basksyla birlikte, yeniden bu ihtiyac gi
derme yollarnn aranmas, bu somut ihtiyalar dngsn ifade
ediyordu.
Gelimenin bu basamanda, zaman belirlemek demek, gkteki
kerameti olmayan bir saate bakmaktan ok, bir kehanette bu
lunmak anlamna geliyordu. Ve ancak adm adm, zaman belirleme
77
zorunluluu bu iki kutup arasnda bir yerde anlamn ve yerini bu
lacakt. te yandan, bu dnemlerin insanlar sadece saylarn yar
dmyla soyut sayma ilemi yapabilecek durumda pek deillerdi
henz; ya da byle bir beceriden tamamen yoksundular. Do
laysyla rahip, yeni ayn belli bir kerteriz noktasndan her ge
iinde, kseye bir kabuk atp, kuru, yasz havalar getiren
rzgrdan bu yana yeni ayn gkyznden ka kez getiini an
lamaya alr. Birikmi kabuk says deil de, kabuk ynnn b
ykl, trenlerin balama zamannn yaklap yaklamadn
sylemektedir ona. Bizim tandmz anlamdaki soyutlayc sa
ylarn bilgisinden yoksun insanlarn yaam olduklar sosyal ge
lime basamaklarn kafamzda, gzmzde canlandrmak bize zor
gelebilir; tpk zaman belirleme ve tarih tespit etmeye yarayan, do
laysyla da zaman devaml, kesintisiz bir ak olarak yaa
mamz mmkn klan tekniklerin henz gelitirilmemi olduu ba
samaklar tasarlamamzn zor olmas gibi. Gene de kendimizi zor
layp hayal gcmz iletmek iin almaya deer.

8
Kk bir da kabilesinden alnan bu yk, zaman sosyolojisi ba
kmndan anlam ve nemi byk birok yapsal zellik ier
mektedir. Sosyolojik adan incelediimizde, zamann koordine
edici ve btnletirici bir ilevi bulunduunu grrz. nsanln
gelimesinin eski dnemlerinde, koordine etme ya da faaliyet,
ama ve eylemlerin btnln salama ilevlerini genel olarak
bellibal merkezi otoriteler ya da figrler, rnein rahipler ya da
krallar yklenmilerdir. zellikle de belli faaliyetlerin zamann
bilerek, sosyal ilikileri gerektii gibi koordine edip uyumlama g
revi, uzun yllar rahiplerin sosyal grevlerinin banda gelmitir.
Bu rnekte grdk bunu. Bu grevi yklenmi rahiplerin, bu aa
mada beslenme ihtiyalarn gidermek iin kendilerinin dorudan
ekine, hasada katlma mecburiyetleri ortadan kalkmtr. Srekli
78
deien gkteki k kaynaklarnn hareketini gzlemleyebilmek
iin bol bol vakitleri vardr onlarn. Bu. kk Afrika ky r
neinde bile, rahip, uygun ve doru zaman bilmesini salayan
gizli gleri sayesinde, topluluunun yelerine, kolektif to
humlama faaliyetlerinin ya da yllk, periyodik klt trenlerinin
balama zamann bildirebilmek iin gerekli olan otoriteye ve ik
tidar gcne sahiptir.
yle zel, bal bana bir rnek deildir bu kesinlikle. nsan
toplumlarnn o uzun gelime sreleri boyunca, rahipler, hemen
her yerde ve hep aktif mdahaleyle zaman belirleyen uzmanlar ola
gelmilerdir. Sosyal evrimin daha ilerki aamalarnda, daha byk
ve karmak yapl toplumlar doup ortaya ktnda, rahipler,
nemli sosyal faaliyetlerin zamanlarn belirleme biimindeki sos
yal ilevlerini, zaman zaman gerginlikler de yaayarak, dnyevi
otoritelerle paylamlardr. Ve rahipler ile krallar arasndaki bu
ekime, kincilerin lehine nihai olarak sonulandktan sonra, ge
rek zaman belirleme gerekse parann basm yetkisi, devletin teke
line geen faaliyetlerden biri olup kt.5 Ama ite bu mer
kezileme dorultusunda atlm tayin edici adma ramen, rahipler
daha uzun sre, zaman belirleme yntemlerinin uzmanlar olarak
kaldlar. rnein Asurlularda rahipler snfndan gzlemleyiciler,
bu gzlemleri srasnda ne zaman bir yeni ay grdklerini krala bil
dirmek zorundaydlar. nk o dnemlerde, Ayn hareketini so
yut hesaplamalar ile nceden kestirebilmek konusunda insanlar
henz yerlerinde sayyorlard. Atinada Hieromnemones denen, en
st hkmet grevlisi konumlarndan birini temsil eden kii, her
yl, takvimin dzeltilmesinden sorumluydu (Herhalde Aristopha-
nes, yeni atanm Hieromnemonese, getirecei yeni sosyal tak
vimdeki gnlerin, periyodik saylan Ay hareketleri ile seleflerine
gre ok daha iyi badamasna dikkat etmesi gerektiini sy
lediinde byk alay konusu olmu olmal.) Sezar eski takvimi iyi
letirmek istediinde, Pontifex Maximusa bavurdu. Sezar, bu tak
vimin gk cisimlerinin gzlemlenebilen hareketleri ile badama
5. Bu tekelin kullanlmasna gnmzden bir rnek, resmi k saatinden yaz
saatine geitir.

79
dn grmt; belli ki Sezar, bir hkmdarn grevinin, btn
kamusal ilerde gvenle kullanlacak bir zaman belirleme ve ta-
rihleme erevesi sunmay da ierdiini dnyordu.
Mantken, dzenli ve uyumlu bir zaman hesaplama sistemi ge
litirme ihtiyac, devlet birimlerinin gelimeleri, bymeleri ve
kmeleriyle, bu devletlerin halklarnn ve topraklarnn bir
birleriyle btnlemilik derecesiyle ve nihayet ticari ve en
dstriyel ilikilerin oluturduklar zincirin karmaklk ve uzunluk
derecesiyle orantl olarak deiip durmaktayd. rnein devletin
hukuk kurumlan, halletmek zorunda olduklar vakalarn, d
zenlemek durumunda olduklar sosyal ilikilerin karmaklna ve
eitliliine uygun decek, kendi iinde uyumlu, tutarl zaman l
lerine muhtatlar. Artan kentleme ve ticaretle birlikte, yo
unlaan ve karmaklaan insan faaliyetlerini zaman dzleminde
birbirine uyumlamak, dier bir deyile senkronize etme ve dzenli
ileyen, tekbiimli bir zaman kalbn, btn insan faaliyetlerinin
ve eylemlerinin ilintilenebilecei ortak ereve olarak kullanma ih
tiyac da artmaya balad. Merkezi nitelikteki gerek dnyevi ge
rekse dinsel kuramlarn grevlerinden biri, bu ihtiyalara cevap ve
recek bir zaman modeli ya da kalb hazrlamak ve bunu kullanma
sunmakt. Vergilerin, faizlerin ve cretlerin periyodik aralklarla
dzenli denmelerinin yan sra baka birok szlemenin, an
lamann ve ykmlln yerine getirilmesi asndan da vaz
geilmez bir ihtiyat bu zaman kalb; almann yorgunluk-
luklarndan kurtulup dinlenmek isteyen insanlarn tatil gnlerini
tespit etmek iin de lazmd byle bir ereve. Bu ihtiyalarn ya
ratt basknn altnda, zaman belirleme tekelinin temsilcisi olan
kilisenin ve devlet otoritelerinin, bu grevlerini yerine getirebilmek
iin byk zorluklardan getiklerini tahmin etmek g deildir. r
nein, ayn devletin snrlar iinde bile, kimi rneklerde, yzyllar
boyunca, bir yln balang ve bitii konusunda, yerel, geleneksel
farkllklar olabilmitir. rnein, bilgilerimizin nda, 1563 y
lnda birka toplantnn ardndan, Fransz toplumuna yln ban
bildirecek tutarl bir takvim sunabilmek iin 1 Ocak gnn ylba
olarak tespit eden Fransa Kral IX. Charld. 1566 ylnda y
80
rrle giren buyruu, yln balangcn paskalyaya balayan az
ok resmi saylacak gelenee son vermiti. Bu eski takvime gre,
14 Nisanda balayan ve 31 Aralkta biten yl, sadece 8 ay 17 gn
den ibaretti. Eski Roma takvimine gre, Marttan balayan ve ad
larndan da anlalaca gibi, yedinci (September), sekizinci (Ok-
tober), dokuzuncu (November) ve onuncu (Dezember) aylar
temsil eden birimler, bu kez, dokuzdan balayarak 12. aya kadar
uzanyorlar, eski Roma takvimine gre 7. ay olan September (bize
gre Eyll) biraz sama bir ekilde, bu yeni Fransz takviminde 9.
ay oluyordu. O gnlerde bu deiiklik byk tepki ve diren
grd. Oysa bugn, farknda bile deiliz bu kaydrmann. 1
Ocakn yln ilk gn olmasndan daha doal bir ey yoktur bizim
iin. Yln, birim olarak, sosyal bir ilev tadn, doal bir ger
eklik ile ilintilenmi sosyal bir gereklik olduunu, ama doal
gereklikten tamamen farkl olduunu unutup dururuz. Yl, bir
doa verisi, bir nesne gibi alglama eilimimiz baskndr. Bir baka
rnek: Papa XIII. Gregorian, 325 ylndaki znik Konslnn top
lantsnda yaplan dzenlemeden beri, Paskalya Bayramnn gn
lerini belirleyen ve aradan geen yzyllarda ilkbahar gnlerindeki
kaymalarla sorunlar yaratan Julianus takviminin gzden geirilip
dzeltilmesine karar verir. Uygulamadaki takvime gre, 21 Mart,
gerileye gerileye 11 Mart olup kmtr nk. Papalka ya
ymlanan bir bildiriyle, 1582 ylnn 10 gn eksiltilir ve 4
Ekimden sonra 5 deil 15 Ekimin geldii ilan edilir. Eski Roma
takvimine Sezarm yapt reform mdahalesinden sonra, Gre-
goryan kilisesince gerekletirilen bu son reform, yzyllar bo
yunca doal yldan pek sapmayan bir takvimin oluturulmasn
salad; baka bir deyile, gzlemleyici ve kyas noktas olarak
merkezinde insanlarn yer ald bir iliki sistemine gre,
Gnein, gene insanlarca dou noktas olarak belirlenmi bir
noktaya geri dnne kadar geen srelere uyumlanm, bu ba
lamda doal yl ile az ok rten yllk bir sosyal takvim sistemi
oluturma dorultusundaki son giriimdi bu.
Kendi iinde srp gitmeyen politik veya baka trden olu
umlara ramen (buna yukarda deiimler dizisi de demitik) ger-
81
ekleen srekli bir gelimeye rnek olarak verebileceimiz tak
vimin sosyal bir zaman belirleme erevesi olarak ortaya kmas
reticidir. Bu rnek, zaman dediimiz eyin, olduka karmak
bir ilikiler a oluturduunu anmsatmakla kalmaz, ayrca da
zaman belirleme faaliyetinin znde bir sentezleme, bir b
tnletirici, srekli faaliyet olduuna iaret eder. Bu durumda in
sanlar, o nispeten hzla yol alan sosyal deiimlerin llmesi ama
cyla gkteki deiimlerin oluturduklar ve ilk bakta sosyal
deiimlere gre hemen hi deimiyormu izlenimi veren doal
deiimleri, bunlarn srekliliiyle oluan ereveyi kullanm
lardr. Gnein belli bir konumunun (rnein teki yldzlara gre)
belirlenmesi ve bu konumun bu anlamda az ok keyfi bir m
dahaleyle sabitletirilmesi sayesinde, zaman belirleyici bir birimin
balangcn ve sonunu, rnein bir yl tespit etmek mmkn
olmu, bylelikle insan faaliyetlerinin kendi aralarnda, sosyal ili
kiler olarak senkronize edilme imkn domutur. nsanlarn ancak
yzyllarca sren bir serven sonucunda, nispeten iyi saylacak l
deki, fiziksel deiimlere ayak uyduran ve devletler ve toplumlar
olarak bir araya gelmi insanlarn (hatta bugn global bir devlet or
ganizasyonu rgsnn) ihtiyalarn karlamaya elverili, ka-
demelenmi, tutarl bir senkronizasyon ls, yani takvim ni
teliinde bir zaman gstergesi gelitirebilmi olmalar, bu grevin
ne kadar zorlu bir i olduunu gstermektedir.

9
Grnen o ki, yzlerce, binlerce yllk dnemleri kapsayan; ya
ayan kuaklara, kuaklar zinciri ve sras iindeki yerlerini ke
sinkes ve kusursuz belirleme imkn veren bir alar gstergesi
oluturmak bundan da daha fazla zorlamtr insanlar. Byle, bir
daha geri gelmeyecek yllar, dnemleri gsteren bir zaman cetveli,
bir kyaslama modeli oluturma zorunluu, zm g, temel so
rular koymutur insanolunun karsna. zm giriimlerinin ilk
82
biimlerinden biri, birbirini izleyen yllar silsilesini, krallarn, h
kmdarlarn ailesi ile, onlarn iktidar yllar ile karlatrp tespit
etmekti. Gnmzde, yllar ve yzyllar sann doumundan
nce ve sonra olmak zere, bu noktaya gre nerede bulunduklarna
bakp tespit eden bir zaman cetveli kullanlmaktadr. Uzun ve artk
bir daha tekrarlanmayacak dnemleri, uzun sekanslar lmeye ya
rayacak bir cetvelin gelitirilmesini mmkn klan etmen, devlet
ve kilise gibi sosyal birimlerin, uzun erimli bir sreklilik nitelii
kazanmalardr ve bu srekliliin iinde yaayan sosyal beklerin,
zellikle de egemen beylerin, bu kuramlarn kalcl dncesini,
kesin ve net bir yoldan canl tutmay bu kuramlarn karlar u
runa gerekli grm olmalardr. lkada en uzun ve en tannm
dnemler cetveli, Babil kral Nabonassarn iktidar yllarndan ba
layarak l olarak kullanan cetveldi. Zaman birbirini izleyen h
kmdarlarn iktidar dnemlerinin uzunluuna gre hesaplama gi
riimi ilk kez Kaldeon-Babil geleneinde resmi devlet amalar
iin devreye girmi, ama bu giriim, sosyal ilikilerden edinilmi
bir deiim sekansnn bu kez doadaki deiimler srekliliine
uygulanmasna, rnein Ay tutulmas gibi olaanst doa ola
ynn tekrar arasndaki zamansal mesafenin, tamamen betimleyici
yoldan, yani yllar gsteren eldeki rakamlar sayesinde tespit edil
mesine frsat vermiti. Daha sonra Batlamyus, bilip tand bu en
eski ve en uzun zaman cetvelini, fiziksel evren modelini kurarken
kullanmt. Batlamyus rnei, sosyal ve fiziksel zaman stan
dartlarnn birbirine sarmam geliimine k tutmaktadr. Bugn
filozoflar ve hatta belki bir lde de fizikiler, sk sk, zamann
belli bir ynde akt ve zamann bu ynnn tersinmez olduu
varsaymn tartmaya bile gerek grmeden kullanmaktadrlar;
Einsteinin teorisi, bir yandan zamann pe peelii dncesine
bal kalmakla birlikte, fizikilerin bu anlayn tartlr hale ge
tirmi olsa da. Yllarn, yzyllarn hatta bin yllarn bir daha tek
rarlanamaz ekilde akp giderken kurduklar srekli sray kesinkes
belirlemeye imkn veren sosyal zaman lerlerin tarihi iinde o
ar ar ve zahmetli ortaya k ve gelime sreleri olmasayd
hep ileriye doru akan, tersinmez bir zaman ak anlayn fi
83
zikiler kendi balarna gelitiremezlerdi. Uzun mrl ve nispeten
dayankl, kalc devlet birimlerinin douu zaman hep ileri doru
akan bir su gibi yaamamzn ve alglamamzn nkoullarndan bi
ridir.
Zaman belirleme yolundaki gelimenin izlerini, o Afrika ka
bilesi rneinin izinde, gemiin tarm toplumlarnn yaama ko
ullarna geri giderek srmeye alrsak, o aamalarda, ne tek
rarlanan olaylarla ilikilendirilmi yl gsterici bir takvim
sisteminin ne de uzun dnemleri kapsayan ve zaman srekli, ter
sinmez bir ak olarak anlama ihtiyacn karlamann nkoulu
olan zaman cetvellerinin ortaya niin kmam olduunu da kav
rarz. Aylar ya da yllar gibi, zaman birimlerine taksim edilmi
sosyal faaliyetleri belirleme bakmndan kusursuz bir zaman er
evesini gerektiren sorunlar henz kmamlardr ya da k
mlardr, ama henz zm olanakszdr bunlarn. Onlarca yz
lerce yla yaylm sorunlar ise ya soylar, hanedanlar silsilesine
ilikin sorunlar olarak alglanmakta ya da tekin gr ufkuna hi
girmemektedirler. Bir rahip, grdmz gibi, Gnein hareketini
sabit yldzlar ile ilintileyerek zaman belirleme gibi bir dert ta
mamakta, Yeni Ayn douunu yeryzndeki bir kerteriz nok
tasna gre tespit ederek bu anlamda doru zaman bulmakta,
ama halknn, kabilesinin eylemlerini ve faaliyetlerini, btn bir
yl kapsayan bir takvime gre ayarlama yerine, bu doru zaman
somut, belli olaylarla, rnein ekin, hasat faaliyetlerinin ya da t
renlerin, lenlerin balamasyla ilikilendirip brakmaktadr.

10
Zaman belirleme faaliyetlerinin ve zaman lerlerinin izledii
btn o gelime yolunu doru bir perspektiften takip edebilmek
iin Afrika kabilesinden ok daha gerilere gidebiliriz. Aslnda bu
gelimenin balangc olarak alnabilecek bir nokta yoktur. Bu ge
limenin temelindeki, ou bizim iin hl mehul olan ya da
84
henz anlalmam evrimsel deimelerin aknn oluturduu s
reklilik iinde bir balant noktas bulabilmek iin varsaymmz
iletebileceimiz bir senaryo yazp hayali bir balang noktas
oluturmamz arttr. yleyse, biyolojik donanmlar bakmndan,
aynen bizim kadar, ortak iaretler araclyla birbirleriyle iletiim
kurma potansiyeline sahip bir insan topluluunu kafamzda ve g
zmzde canlandralm. Elbette burada, kimsenin doutan ge
tirmedii, yani deneyimlerini oluturan her eyin sembolik temsili
anlamna gelen iaretleri kastediyoruz. Dolaysyla da bu tr ia
retler, renilebilecekleri gibi, deitirilip dzeltilebilir ve sonraki
kuaklara aktarlabilir olma zellii tarlar. imdi bu varsaymsal
insan beinin kendisi, nceki kuaktan, bu trden hibir sembol
ya da iaret devralmam olsun. Senaryomuz gerei, bir nceki ku
aktan ve elbette gemi kuaklardan ve atalarndan herhangi bir
bilgi veya kavram miras kalmam olsun. Sz konusu durum, bir
tr stratejik, belli bir snr durumu temsil eden bir modeldir. iz
ginin bu tarafnda, organizmalarn, spesifik iaretleri temel iletiim
ihtiyalarn gerekletirecek ekilde kullanmalarn mmkn klan
biyolojik adm atlm, o zamana kadarki drt boyutlu evrenden bir
beinci boyut daha km; insan buluu olan renilebilir, ge
litirilebilir ve oaltlabilir sembollerle iletiimin gerekletirile
bilecei sosyal bir evren yaratma biimindeki insana zg serven
balamtr. Ama sadece sosyal olana doru adm atlm, henz bu
trden iletiim sembollerine gei yaanmamtr. Bu kuak, bir
ncekilerden, hatta anne-babalarndan, olaylar arasnda ba kur
malarn salayacak kavramsal aralar renmemilerdir, dolay
syla olaylar birbirinden ayrt edebilecekleri aralardan da yok
sundurlar. Bizim anladmz anlamda, nesne diye bir ey bil
memektedir bunlar. Yani her eye, ta en batan, ab ovo balamak
zorundadrlar senaryonun gerei. Aslnda milyonlarca yl srm
ve normal olarak dorusal bir gelime olarak kavranp ta
nmlanmas gereken bir sreci, younlatrp anlk bir durum iin
de toplamak; bu uzun sosyo-biyolojik deimeler srecinin btn
karmak sorunlarn bir yana brakp, biyolojik bir ereve iinde
sosyal sembollerle ilikili sorunlar zerinde younlaabilmeyi
85
mmkn klmaktadr. nk bu biyolojik ereve, hi de-
imemekte, daha dorusu, sosyal dnmlere oranla ihmal edi
lebilecek lde az deimektedir. te yandan, bu senaryodaki in
sanlarn byle bir ortamda ve o koullar altnda dnyalarn nasl
yaadklarn, nasl algladklarn gzmzde canlandrmamz da
olduka zordur. Bu bakmdan da bugn ok olaan bir ekilde,
btn o olaylar curcunas iinde zerinde hi dnmeden kur
duumuz balantlarn hangilerinin bir bilgi gerektirmeden o var
saymsal toplumda da mmkn olduunu sormak ve kar
latrmaya bu ynden yaklamak daha kolay olabilir. rnein o
topluluun insanlarnn, sfrdan balayarak, birka kuan mr
iinde, szckler gibi, iletilebilen iaretler gelitirebilmeleri, bu
radan da -u filozoflarn nereden geldiklerini ve ne yoldan ka
zanldn dnmekten bkp usanmadklar- en yksek sentez
dzeyini temsil eden, sebep ve sonu, doa ve doa yasalar,
tz ya da zaman ve mekn gibi kavramlar (iaretleri) ge
litirmeleri mmkn mdr?
Bu sosyal bein yeleri balangta kavramlardan tamamen
yoksundur, ama bugnk insanlarn sahip olduklar biyolojik do
utan sentez potansiyelinin tmne aynen sahiptirler; ancak al
glanan olaylar birbirine ilintileme yeteneine potansiyel olarak
sahip olmakla birlikte, olaylar nasl ilintileyebileceklerine ilikin
bilgiden yoksundurlar. Belli balantlar kuracak btn sembollerin
nce bir bir bulunmas, ilenip gelitirilmesi gerekmektedir. Gene
bu insanlar, tpk bizler gibi, renilmi iaretleri, olas btn de
neyimlerin sembolik temsillerini, birbirlerine iletmeyi renme ye
teneine sahip olduklar gibi, glmek, alamak, i ekmek
gibi, duygu ifadelerine yarayan ve doutan getirilmi biyolojik te
mele dayal - evrimin basamaklarndan aaya doru indike ile
tiim arac olarak nemleri alabildiine artan - bedensel hareketler
ve tepkileri de yine iaretler olarak birbirlerine aktarma yeteneine
sahiptirler. Ama bu yetenee sadece sahiptirler o kadar. Bir po
tansiyel durum vardr karmzda; yoksa bunlar onlara rete
bilecek kimse yoktur meydanda. Biyolojik dzlemde snr aan
temel adm atlm, bir sonraki dzleme geilmitir. Szcn tam
86
anlamyla insandrlar bu sosyal bein yeleri. Gelgelelim kav
ramsal dzlemle birer tabula rasa zellii tarlar. Elde ede
bilecekleri btn bilgileri her trl genel bilgiyi, renme yoluyla
zamanla kazanacaklarn ve gelitirebileceklerini varsaydmz
btn iaretleri, sembolleri, kendi deneyimlerine dayanarak ken
dileri bulup gelitirmek durumundadrlar. Bu insanlarn olaylar
arasndaki balantlar, tekrarlanan ya da tekrarlanmayan zaman di
limleri ya da sekanslar eklinde ampirik dzlemde tespit etmeleri
mmkn mdr? Bu insanlar, akllarnn a priori herhangi bir
verisi sayesinde, yani deneyim ncesi hep varolmu bir zellii sa
yesinde herhangi bir zaman ler ya da zaman belirleme sistemi
gelitirmi olamayacaklarna ve bu ksack varolu sreleri iinde
biriktirdikleri deneyimlerin zemininde de hemen bu trden lme
sistemleri gelitiremeyeceklerine gre, her eyi, kendiliklerinden
alglamalar sz konusu olabilir mi? Ya da hemen orada ve o anda
olmasa bile, o bir tek kuak iinde bu ynde ne kadar ilerleme kay
dedebilirler?

11
Tabula rasa ifadesi burada ylesine kullanlm bir ifade deil. n
sanlarn doutan, her trl deney ncesini temsil eden ideleri be
raberlerinde getirip getirmedikleri sorusunda ifadesini bulan ge
leneksel tartmada, nemli bir rol oynam bir ifadedir tabula
rasa. Zaman deneyimi ve zaman kavram sk sk zaman sanki
doutan beraber getirilmi bir ide imi gibi kullanld iin, bu,
herhangi bir zaman bilgisi bulunmayan, zaman kavram hakknda
da hibir fikri olmayan insan topluluu senaryosunu, biraz daha
kurcalamak yerinde olacaktr. nsan akl ya da dili zerine tar
tmalarn yapld her yerde, her zaman, fark edilmeden, arka ka
pdan, insana zg doutan ideler anlay tartmaya dahil edil
mektedir. Listeye girenler deiip dururlar geri. A prioriden,
insan deneyiminin deimez, mutlak koullarndan tutun da
87
dilin derin yaps, mantn dncenin ebedi, mutlak ya
salar"na kadar uzayp gider bu liste. Bu kavramlar savunanlarn
kendileri bile, ou zaman, insann doutan donanmna ait olan
biyolojik yaplardan sz ettiklerinin farknda deillerdir, nk d
ncenin ve dilin, tm bu kendine zg yaplarna dikkat ekerken
bunlar, btn insanlarda ortak, sosyal renme edimlerinden ta
mamen bamsz, renilmemi, ylece var olan zellikler olarak
anlarlar. yi, ama dilin ve dncenin kaynan aklamann baka
ne gibi imknlar bulunmaktadr. Bir insan hem pastasn yiyip
hem de nerede benim pastam diyemez. Eer kalkp bir ide, bir d
nce, bir kavram, a priori"dir diyeceksen, -dolaysyla insan var
lnn ya da anlama yetisinin deimez, mutlak karakteristik zel-
liklerindendir, her trl deneyimden nce gelen, ebediyen geerli
bir kategoridir, yani renilmemi, evrensel niteliktedir, di
yeceksen- biyolojik anlamda doutan verili yaplarla kar karya
olduumuzu da kabul edeceksin.
Herhangi bir kavramdan yoksun o sfr noktasndaki varsaym
sal insan beine dnersek, bu sorunu biraz daha kolay net-
letirebiliriz. Gene ortaya bir soru attmz varsayalm: Bizimle
ayn biyolojik donanm paylaan o senaryo toplumunun insanlar,
herhangi bir bilgiden yoksunsalar ve deneyimlerin birleip o
almas, kar karya gelmesi, atmas, kaynamas, bunlara
bal kavram oluturma gibi sreklilik gerektiren kuaklar st s
relerin sonucu ve zmsenmesi olarak, bir nceki kuaktan her
hangi bir bilgi ve miras devralmam olduklarna gre, dnyay
nasl alglar, dnyaya nasl bakarlard? Yaadklar olaylar, za
mann ya da mekanik nedenselliin kavramlarna gre annda bir
birleriyle ilikilendirip birbirlerine balayabilirler miydi?
imdi bizim senaryonun kavramsal mirastan yoksun insan ile
Kartezyen (Descartes) senaryonun insan arasndaki fark hemen
gryoruz. Descartes senaryosunda grnrde zamandan arnm,
tek bana bir ben, toplumun ve dnyann tamamen dnda, tam bir
yaltlmlk iinde, kendi akl zerinde meditasyon yapan, ak
ln, zihnini, zeksn, btn deneyim bilgilerinden, renilmi
btn kavramlardan arndrp, nihai, tartlmaz dorulukta bir k
noktasna ulamaya alan insan vardr. Btn yanlsamalardan
kurtulup, her eyden phe ede ede, o hi phe edilemeyecek
olan bulmamz salayacak bir balang noktas arar. Bulduu
ey, bilgi teorisinin dilinde, bu anlamda bir tabula rasa, bombo,
dmdz bir levha, bir yzeydir; nk deneyim yoluyla edinilmi
her ey, bilme adna, bilgi adna ne varsa, dolaysyla teki in
sanlardan renilmi kavramlar da, phe duyularak bir yana b
raklmtr. Bu anlayta akl, deiken ieriklerinden arn-
drlabilen, ii boaltlabilen ve btn insanlarda mutlak tpatp
ayn olan deimez bir tr kalba benzer. Uzun bir filozoflar sil
silesi, Descartesn izinden gitmi, bu senaryoyu benimseyip ge
litirmitir. Bunu yaparlarken, insanlarn evrensel genel geerli
sentez yapma potansiyeli ile (bu anlamdaki ilikilendirmeler
yapma, balantlar kurma yetenei ile) doutan belli idelere sahip
olduu varsaym arasndaki fark (insann doas gerei, yani
sosyal bir renme srecine bal olmadan, olaylar, doutan
sahip olduu, sebep, sonu, tz, mekn, zaman gibi
kavram ya da ideler sayesinde, ancak insanda grlebilecek ok
yksek bir dzeyde ve tarzda olaylar birbirleriyle ilikilen-
direbilme yeteneine sahip olduu varsaym arasndaki fark) pek
ak seik grememilerdir. Bu tr kavramlar bu varsaymda, do
utan varolan ve insanlar bu zel tarzda olaylar birbirleriyle ba
lant iine sokmaya zorlayan, her trl deney ve renme fa
aliyetinden bamsz bir sentezin belirtileri olarak anlalmtr.
Byle olunca da, zaman, mekn, tz gibi kavramlar, btn alar
boyunca her trl insan deneyiminin nceden belirlenmi ve de
imez koulu olarak grnmtr.
nsann bu anlaya gre aslnda ne yaptn dndmzde
bu Descartes senaryonun bizi memnun etmeye yetmeyen yan da
ortaya kar. nsan, kendi akl zerinde iyice younlanca, d
ncesinin belli bir katna, derinliklerine doru iner ve kendi d
neminin hi tartlmadan, hi snanmadan benimsenmi bir dog
masna ulaarak, bu karlat dnce basaman, gerek
kendisinin gerekse de teki insanlarn deneyimlerinden tamamen
89
bamsz, hi renilmeden edinilmi bir veri olarak kavrar. Ne var
ki bunu yaparken, (renilmi kavramlar da ieren) renilme yo
luyla edinilmi bilgilerden olumu snrsz bir donanm haz
nesini kullanrlar. Yani bu kii, kendi dneminin, btn alarn
deil de kendi ann kulland dilin ve sahip olduu bilgilerin
vazgeilmez ve dayankl repertuvarnda yer alan kavramlarn,
hem kendi dncesinin hem de baka btn dncelerin
renilmemi, doutan gelen zelliklerinin belirtisi olarak yorumlar.
Oysa bunlar, elbette kesinlikle btn zamanlarn deimez mutlak
kavramlar olmadklar gibi, uzun bir kuaklar silsilesinin pratik ve
teorik abalarnn rn olarak, o belli dnemdeki biimlerine ula
mlardr.
rnein Kant, insanlk yolculuunun kendi durann bir tem
silcisi olarak, zaman kavramn tam da bu dneme uygun bir bi
imde kavrayp yorumlam, bu kavramn anlamn, dneminin fi
ziinin ve tekniinin temsil ettii gelimilik basamann
erevesi iinde tanmlayp, kavram bu ereveyle uyum iinde
kullanm ve -u ie bakn ki- tam da bu kavram hem kendi bil
gisinin hem de btn insanln bilgisinin renilmemi, a priori
bir biimi olduu kefini yapmtr! Kant, kendisini bir deneyim
nesnesi gibi gzlemleyerek, aceleci bir adm atm ve kendi de-
neyimlerinin ve kendi zaman kavramnn insan deneyiminin ka
ytsz artsz, mutlak koulunu temsil ettiine karar vermi, bunu
yaparken, insann byle bir varsaym test edebileceini, doru mu,
yanl m diye yoklayabileceini, insanlarn, tarihin her aamasnda
ve her yerde gerekten de hep ayn sentez dzlemini temsil eden
bir zaman kavramna sahip olup olmadklarnn sorgulanabileceini
gz ard etmi; bu zaman kavramn, btn insan deneyimlerinin
gerekletirilmesinin hi deimez nkoulu ilan etmitir.6
6. Bugn de ayn tutum srdrlyor; argmantasyonun zn deitirmeden,
kullanlan terimlerin yerini bakalar alyor. nsan deneyiminin a priori bir n
koulundan sz etmek yerine, mantksal kouldan sz ediliyor. Bu kavram son
zamanlarda olduka geni, genel anlamlarda da kullanlmaya baland. rnein
insan dncesinin, her trl deneyimden, renilmi, sosyal olan her eyden
nce gelen, btn bunlardan bamsz kurallln ifade ediyor. Mantksal sz
cnn bu geniletilmi anlamnn, matematiin kylarnda yer alan ve belli
bal salt formel ilikilerle, verimli, sayg duyulacak sonular ortaya koyacak e
kilde uraan formel mantn mantksal kavramyla pek bir ilgisi yok. Man
tksal kavram, formel mantk ile herhangi bir ilikiyi ima ediyor gibi grnse
bile, byk lde, bir argmann kendi iinde tutarl olmas gerektiini ya da in
sanlar arasndaki iletiimde Ann hep A anlamna gelmesi gerektiini sy
leyen bir nermeyle ilintili. Bir zamanlarn prestiji yksek terimi mantksal,
biraz daha eski moda olan a priori ya da akla uygun kavramlarnn yerine kul
lanlrken eski prestijini aratyor.
Ya da Descartes ele alalm. Argmann, dneminin o iyice
gelimi felsefe diliyle ortaya attktan sonra, bulularn o nl La
tince deyite, cogito ergo sum ifadesinde zetlemi ve kendi d
ncesi ile kendi varlnn dnda her eyden phe edi
lebileceini bu ifadeyle ileri srmtr. Dnyorum yleyse
varm. Her eyden phe edebilirim, ama phe ettiime gre, d
nyorum demektir, yani phe ettiimden phe edemeyeceime
gre, dndmden de phe edemem. yleyse dnyorum.
Dnyorsam bir dnen olduuna gre, varm. Ama ite gerek
bu ifade, gerekse onun alm ve argmanlar, Latince ve Franszca
gibi, dnemin en gelimi felsefe dilleriyle ve Descartesa, tpk bu
diller gibi, nceki kuaklardan miras kalm felsefe gelenei ba
lam iinde dnlp ifade edilmilerdir. Ksacas, Descartes,
kendisinden nceki kuaklardan ve teki insanlardan renme yo
luyla edindii bilgilerin ve dillerin, yani onu kendi iindeki bir ey
leri kefetmeye ynelten ve bu kefi mmkn klan birikimlerin
iinden, kendi aygt ve aralarn ekip alm ve o, bu aralar sa
yesinde, ama kendine kalacak olursa, dtan gelmeyen, tamamen
doutan mevcut olan, bu bakmdan da hibir zaman kendisinden
phe edilemeyecek, yanlsama olma olasl hi bulunmayan bir
eyi kefetmitir. yi, ama Descartesn yapt gibi, deneyim so
nucu olan, dtan gelen ve renilebilen btn bilgilerden phe
edebiliyor, bunlarn yanlsamalar olabileceini ileri srebili-
yorsam, o zaman bizzat dilin kendisi ve bu dili kendilerinden
rendiimiz insanlar; aile, toplum vb. de niin bir phenin hedefi,
bir yanlsama olmasnlar? Yani, Descartesn phesi, yeterince
ileri gitmiyor. Filozoflarn, anlama yetisinin mutlak bam
szlndan ve zerkliinden kesinlikle emin olup bu inanlarn

91
bir felsefi aksiyom olarak koruduklar noktaya vardnda, bu ak
siyomu sarsaca anda phesine dur diyor. Oysa bu noktada ta
klp kalmadmz zaman, sorun da tamamen bambaka bir g
rnm alyor.

12
Burada nerdiimiz teki senaryo, atalarndan herhangi bir kav
ramsal miras devralmam, snr izgisindeki topluluun yksn
temsil eden model, Descartes senaryonun gizli elikilerini gn
na karr. Kendilerinden ncekilerden herhangi bir bilgi dev
ralmam, tekilerden herhangi bir ey renmemi bir insan be
inin temsil ettii tabula rasa hipotezini ileme koyarsak, o kur
maca sfr noktasndan ie balayan bu insanlarn, hibir bilgi
ncesi bulunmayan bir akln ya da anlama yetisinin bir ltfu
sayesinde ya da insan tininin evrensel, genel geer bir yetenei
sayesinde, olaylar, szn edegeldiimiz biimde birbirine ba
layabileceklerini ve bu ilikileri, dnme, rasyonel akl y
rtme ya da her trl deneyimden nce gelme gibi ifadeleri
hakl karacak kavramlarla karlamay becerebileceklerini ileri
srmemiz hl mmkn m? Ayrca yaltlm tek bir insann ye
rine, sfr izgisinde duran ve sadece biyolojik donanmyla bir po
tansiyel oluturan sz konusu senaryodaki insan beini var
saymsal balang noktas olarak alrsak, dnrlerin pek severek
ileri srdkleri gibi mantn ebedi yasas, hatta bireysel
akln aksesuvarlarndan biri olarak gsterilen ben kavramnn,
gerekte sadece insanlarn, kendilerini anlayan teki insanlara ia
retler verme abasnn bir paras olduu anlalmaz m?
Her trl renilmi bilgi temelinden yoksun insanlarn pra
tiini kafamzda canlandrmaya alrsak, bu insanlarn, byk l
de, iinde yaadklar ann kendini dayatan ihtiyalarnca el
lerinin kollarnn balanacan, bu ihtiyalara ncelik tanyacak
larn hesaba katmak zorunda kalrz. Bu sfr izgisi zerindeki
92
insan bei, sentez yapma yetenei anlamndaki potansiyelinin
hepsini ve olaylar arasndaki balantlar renme yeteneklerini,
hemen hemen tamamen bu ihtiyalarn hizmetine sunacaklardr.
htiyalar, gereklilikler ve drtler, insanlarn neyi ne zaman ya
pacaklarn byk lde belirleyecekler, dolaysyla da zamann
belirlenmesine ynelik ihtiya da bu anlamda ortaya kacak ya da
kmayacaktr. Srf bu nedenle bile, bu insanlarn olaylarn sil
silesini yaaylar, onlarla kurduklar pratik ba, teki deyile de
neyimleri; zaman kavramnn belirleyiciliinde gerekletirilen
deneyimden ok baka trl olacaktr. Hayal gcmz is
tediimiz kadar zorlayalm, bu insanlarn, zaman gibi o ok yksek
sentez dzlemine ait kavramlar (stelik de bunlar pratik karlar
bakmndan bir ey ifade etmezken ve ne olaylar ne de kiiler ara
sndaki ilikiler bakmndan bir ilev tamazken) tek bir kuan
mr sresi iine skm deneyim daarcn kullanarak olu
turabilme gibi bir beceri gsterebileceklerini herhalde ileri s
remeyiz.
Hatta bu kavramsal dzlemin daha alak basamaklarnda yer
alan Ay, yldz, aa, kurt gibi kavramlar da onlarn ilgi
ve erime kapsamnn dnda kalacaktr. Bu kavramlardan her
hangi birini, rnein kurtu yle bir yakndan ele alp kurt sz
cnn bugnk kullanmnda ne kadar geni bir bilgi ve mesaj
zmnen ierdiini yle bir dnmemiz yetecektir. Kurt kavram
szc, bir hayvanla kar karya olduumuzu, kurdun bir dii
kurdun dourduu bir memeli olduunu, normal bir hayat aknn
gerei olarak bir zamanlar kkken, olgunlap gelitiini ve ya
lanp leceini sylyor. Kurt olduunu dnebilecei bir g
rnty alglayan herkesin dahil olduu o bilgi balam iinde yer
alan btn insanlarda, bu szck bu bilgileri hemen hemen ken
diliinden harekete geirmeye yetecektir. Szc bu anlamlaryla
renmi bir insana, artk sarslmas olanaksz bir gvence iinde,
bir kurdun insana dnemeyeceini ve bunun tersinin de mmkn
olmayacan anlatacaktr. Oysa renmenin ve bilgi edinmenin o
uzun ve srekli balam iinde yer almam olan insanlar, ne bu
bilgiye hazr ne de bu tip bir gvenceye sahip olabileceklerdir. n
93
sanlarn, bu trden gvenilir bilgiye sahip olabilmek iin ka yz
yl beklediklerini bir dnn. Avrupada kurt adam inannn
ortadan kalkmas unun urasnda yz yl ncesine uzanr, hatta
belki de daha yakn tarihlerde kurtulmutur insanlk bu ina
nndan. Bugn kurt adamlarn, insann hayal gcnn eseri ol
duunu artk tartlmaz grmeye yanamayanlar hl olsa da bir
noktada kimsenin tereddd olmasa gerek. nsann kurda, kurdun
da insana dnemeyeceinden kesinlikle emin olabiliriz. Kurt
gibi kavramlarn anlamlan, kapsamlar ve mantksal ilemleri,
kendi bana bir btn olarak anlalamaz; nk bunlar, o kavram
kullanan toplumdaki insanlarn gelimilik dzeyince belirlenmi
lerdir.
Bu rnek zerinde, insanlarn bilgi alannda kaydettikleri iler
lemelerin zaman kavramn nasl etkilediini gstermek de mm
kndr. rnein kurt gibi bir organizmann temsil ettii doma,
byme, yalanma ve lme gibi, n alnamaz pepeeliklerin bir
birine ilintilenmeleriyle oluan deiimler dizisinin renilmesiyle
oluan bilgi, o zamana kadar kullanlan zaman lerlerine bir ye
nisini daha katmaktadr: Bir organizma, zellikle de insan be
deninin temsil ettii bir organizma, nispi zerkliinin yan sra
ierdii deitirilemez ilkenin gerei olarak, doum ile lm ara
sndaki mr izgisini dolduran ok spesifik bir deiimler dizisi
olarak anlalr. Ama burada bir mr ls olarak biyolojik
zamandan sz ederken, bunun zamanla ilgili nihai bir kavram ola
mayacan anlamak iin Einsteinn fizik alanndaki nermesini
anmsayabiliriz: Einsteinn kurmaca uzay gemisinden Dnyaya
dnen bir insann buradakilere gre daha az yalanm olaca tezi,
biyolojik zamanla ilgili srelerin de nispi bamszl ve se-
pesifik zellikte olduunu gstermez mi?
Ay kavramnn da tpk zaman gibi, mevcut bilgilerin ge
limilik dzeyi ile ilintisine bir gz atalm. Tasarlama ve d
nebilme yetenekleri ok gelimi, ok geni kapsaml bir bilgi
daarc iinde hareket eden insanlar, binlerinin birka gece ge
baktktan sonra, gkte nce bir orak gibi beliren, daha sonra kk
bir kayk grnm alan kimileyin de tostoparlak bir surata ben
94
zeyen eyin, tek ve ayn nesnenin farkl grnmleri olduunu ksa
srede kavramakta glk ekebileceklerine akl erdirmekte zor
lanacaklardr. nsan ncesi bir basamaktan aniden insanlk ba
samana sram varsaymsal bir insan topluluunun, herhangi
bir bilgi devralmadan, yle birka gn ya da birka hafta ge bak
tktan sonra, bir sre nce gkte grdkleri uzun, ince, kay an
drr n, o an karanlk gkten kendilerine bakan toparlak surat
ile ayn ey olduu dncesini oluturabilmeleri mmkn mdr?
Hele, bu tek ve yaltlm nesneyi gzlemledikten sonra, ken
diliklerinden bir sentez yapma yoluna gidip, gkteki bu deiik e
killeri tek bir kavram altnda, Ay kavramnda birletirebile
ceklerini, bylelikle bu ekillerin bizim ay kavramnda olduu
gibi, sosyal dzlemde kabul gren ve herkese anlalan bir lme
iareti oluturabileceklerini sylemek mmkn m? u birka gn
ya da hafta evvel gkte grdkleri ince uzun, kvrk n olu
turduu grnt iareti ile o gece gkte grdkleri tepsi gibi l
dayan k iaretinin ayn nesneyi temsil edip etmediklerini sorma
ihtiyac ne zaman domu, bu soru insanlar iin ne zamandan ba
layarak nem kazanmtr?
Bugn Ay kavram btn anlam ve ilemleriyle aikr ge
lebilir bize ve gnmz insan, yle gzn ap ge bakar bak
maz, o grdnde, Ay kavramn btn boyutlaryla ka
fasnda kurabildiini sanabilir. O nceki bilgilerden yoksun insan
topluluu senaryosu, eitli duyu alglarn uyumlu tek bir kavram
altnda birletirici bir kavramn bile, u bizim Ay kavramnda ol
duu gibi, upuzun bir kuaklar silsilesi almasnn rn ol
duunu kavratmaktadr bize. buralara kadar varmadan nce upu
zun bir renme srecine, ou tekrar tekrar kazanlm ve
kuaklar boyunca yeniden hatrlanm deneyimler zincirine ihtiya
vardr. Bizim o sfr izgisindeki senaryo topluluumuz, dorudan
ihtiyalarn gidermek iin nemli olan bantlar kurmu olsalar
bile, bunlar darack bir alana skmlardr; dolaysyla da byle,
kavramlardan yoksun bir topluluun gece gkteki Ayn ekillerine
bakarken alglayp yaayaca deneyim, kararsz, devamllktan
yoksun iaretlerden olumu bir kargaa; kaleidoskopu andran bir
95
dnmler grnts; herhangi bir btnleyici modele ba
layamayacaklar, birtakm sembolik temsillerini iletiim amacyla
kullanamayacaklar ve pozisyonlarn tayinde yararlanamayacaklar
bir k ve biim kargaas olmaktan teye, bir grnp bir kay
bolan ekiller ve benzer duyu alglar olmaktan teye geeme
yecektir. Bu insanlarn deneyim dnyasnda, btn o ekiller, ok
daha kolay bir ekilde, tpk ryalardaki gibi, birbiri iine akp du
rurlar. Hayal rn ve gereklik rn olarak iki alan birbirinden
ayrt edebilme bakmndan, yetenekleri bizimkine gre hayli s
nrldr. Rya ile, hayal ile gereklik arasnda kesin bir farkllk ol
duunu ve bu farklln ne anlama geldiini bilmeleri imknsz ol
duu gibi, tek bir kuan mr iinde bunu renmeleri de sz
konusu deildir. Bu nedenle de kendi kimlii, benlii konusunda
bizimki gibi sabit bir yap gstermez ve benliini alglay, hayat
boyunca nemli lde deiebilir.
Bizimki gibi toplumlarda doup bym her insann bir canl
varlk olduu, kk bir ocukken byyp olgunlat, eninde
sonunda yalanp lecei, onun kimliini tanmlayan zellikler ola
rak alglanr. nsan, kendi deiimlerinin oluturduu silsileyi, b
yyen, olgunlaan ve gitgide yalanp yok olan bir birey olma bi
imindeki kimlik imgesini, ok geni kapsaml bir bilgi daar
cna borludur. nsan varlnn bir benlik olarak alglanmas, bil
ginin bugn, gerek biyolojideki gerekse baka alanlardaki ilkeler
ve yasalar bakmndan ulam olduu gelimilik dzeyini ve ger
ee uygunluun u anki yksek dzeyini yanstmaktadr. Bu bilgi
ve onun gvenilirlii olmadan, bugn yalanm olan insann, bir
zamanlarki o yeni domu bebek ile ayn kii olduundan emin
olmak pek mmkn deildir. Gerekten de bu trden ve benzer
teki deiim srelerinin kavramlatrlmas, insanlar en ok zor
lam sorunlarn banda yer alr. Gnmzde toplumlarn ge
limesi ya da kavramlarn ortaya kmas gibi uzun erimli s
relerin belirlenmesi konusunda yaanan glkler buna kanttr.
nsann kendi hakkndaki imajnn, teki deyile bir kimlii, ben
lii olduu duygusunun bulunmad insanlk geliiminin eski ba
samaklarnda, kimliin hi yle sabit bir organizasyonu temsil et
96
mediini ve kaygan bir zeminde hareket edip durduunu gsteren
bir dizi kant gsterilebilir. O toplumlarn insanlar belli bir sosyal
statye kabul edilme treninin ya da yeni bir sosyal pozisyonu
igal etmelerinin ardndan, kendilerini ad deiik baka bir kii
olarak alglayp yaam ve toplumun teki yelerince bu yeni ve
deiik kimlikle alglanm olmaldrlar. Bu insanlar gerek kendi
alglarnda gerekse tekilerin alglaylarnda kendi babalar ile
zde tutulabilmi ya da bir hayvana dntkleri ya da hatta ayn
anda iki ayr yerde birden bulunabildiklerine inanlabilmitir.
Kendilerinden nceki alardan uzanagelmi bir bilgi birikme
srecinin mirasln yapmadan, olup biten olaylarn, de
iimlerin o olaanst geni ve yaygn btn iinde, kendisiyle
aynln ve kuralllklar alglamak son derece gtr. nlerinde
bu tr kuralllklarn ve tekrarlanan aynlklarn, geni bir bilgi h
zinesi olmadan, bugn artk byk lde hepimize olaan gelen,
ama hem nesnelerin hem de bizzat insann kendisinin boyun e
dii tekrarlanan kuralllklarn ve bu deiimleri iinde hep ken
disiyle ayn kalan bir kimliin, bir zdeliin oluturulmas
imknsz olur; olduka st dzeyde gvenilir bir bilgi anlamna
gelen hayat, doa ya da akl gibi ok yksek bir sentez d
zeyinin rn olan kavramlara ulamak da sz konusu olamazd.
Kendisinden nceki bir bilgi geleneinin mirasn devralmam bir
insan topluluunun, kendi gcyle, bugn Gne, Ay de
diimiz klen, byyen, deien byk gk cisimlerinin, hemen
hemen periyodik aralklarla gkte yitip tekrar grndklerini, bu
grntleri sunan iki cismin zde olduklarn tespit etmeleri mm
kn myd? Tek bir kuan mr aral iinde, bu trden d
zenlilikleri kavramalar sz konusu olabilir miydi? Ve deyi ye
rindeyse, gz ap kapayncaya kadar, gereklii, canl cansz ya
da ta, bitki, hayvan, insan gibi snflandrmalar iinde top
layabilirler miydi? Ya da birtakm olay bekleri arasnda bunlarn
uyduklar kurallarn ve srekliliklerin snflandrc zelliklerini
reten iyi kt bir bilgi birikimini hazr bulmadan, gkteki ci
simlerin hareketlerinin ve deiimlerinin kurduu trden belli bir
sreklilii, kendi sosyal faaliyetlerinin srelerini lme ve be-
97
lirleme ls olarak kullanmak insanlarn aklna gelir miydi?
Bir kez daha insanlarn mr boyu geirdikleri deiimlere ra
men kendileri olarak kalmalarn ve temsil ettikleri sreklilii nasl
algladklarn izleyelim. Bizimki gibi toplumlarda bir insann
mr izgisi, kl krk yaran bir kesinlikle llp belirlenir. Ben
on iki yandaym, Sen on yanda dememizi salayan kesin bir
sosyal ya takvimini herkes erken yalardan itibaren bireysel bilgi
daarcna katar ve hem kendi hakkndaki hem de teki hak
kndaki imajnn nemli bir esi olarak benimser. Gene de zaman
len ve deerlendiren saylarn birbirleriyle kurduklar ilikiler,
yle bir balarna kendi alanlarnda kalarak farkl niteliklerin ile
tilmesi ilevine hizmet edemezler; zaman, tarihi belirten saylar,
insanlarn bilinen biyolojik, psikolojik ve sosyal farkllklarn ve
deiimlerini belirten, iletilebilir sembolik ksaltmalar olarak kul
lanlmalaryla anlam ve nem kazanrlar. Ayrca uzun bir bilgi bi
rikimi sreci iinde, bu zaman gstergesinin ilintilendii biyolojik
ve sosyal srelerin, tek bir ynde ilerledikleri ve tersinmez ol
duklar bilgisi de yerleip yaygnlamtr. Bu nedenle de, bizzat bu
zaman gstergesi, sk sk, tersinmez bir srecin zorlayc, k
stlayc gcn temsil eder gibi grnmektedir. Kimileyin, yitip
giden yllardan, zamann geip gittiinden sz eder dururuz; as
lnda dmzda bir sre deildir geip giden; bizzat kendi bi
yolojik yalanmamzdr kastettiimiz; yalanmamzn ilerleyen,
tersinmez sreci. nsanln sosyal semboller evreninde sklkla
rastland gibi, gnlk dilde, yksek bir sentezleme dzeyinin
rn olan semboller, nesneleip somutlar; kendilerine zg bir
varla, bir hayata kavuurlar. Sembollerin bu hipostatik, yani asli
bir ey gibi kullanlma alkanlna en bata zaman kavram ala
nnda, ama zellikle de yalanmayla ilgili kavramlarda, bata gn
lk dilde bol rastlanmaktadr. (Yllar geiyor, sen ne dersen de-
.n) Bir insann yan, yaad yllarn saysn veren saylar sil
silesi de ayn ekilde, biyolojik, sosyal ve kiisel anlamlarla bes
lenmekte, bu anlamlar yklenen saylar, bir insann kendi kimlii
ve srekliliiyle ilgili duygusunu zaman iinde ve mr boyu be
lirleyip durmaktadrlar.
98
24, 62 gibi ya belirten sembollerin, yllarn bir daha geri
gelmeyecei duygusunu daha da artrmalarnn sebebi, bu ra
kamlarn tarihin akn gsteren bir a izelgesi ile kurduklar
bada aranmaldr. Kald ki, yl gsteren takvim de, srp giden,
tersinmez bir srece, kuaklarn bayrak yarp iaret ettii l
de, geri dnlmezlik duygusu iyice younlar. Bireysel bir ha
yatn deiimlerini ieren bir mr ve bir mrn sresini len
gsterge ya da izelgeler bir dnemin sosyal deiimlerinin s
releriyle ve bu deimeleri belirten gstergelerle karlatrl
dnda, olaanst ksadrlar. Szgelimi, ad bir aa, bir dneme
damgasn basan bir byn, bir kahramann (.. harfleriyle
sembolize edilen tarihsel dnem rneinde olduu gibi) ncesi ve
sonrasn kapsayan dnemler ya da hatta Dnyann balang
cndan bu yana, tanmyla belirtilen zaman sreleri yannda, bi
reysel mr devede kulak kalr. te yandan 1989, 1999,
2009 ya da 2019 gibi saylarda ifadesini bulan, dnem gs
tergelerimizle ltmz toplumsal sre, hep srp gidecek, ile
riye doru akacakm izlenimi verir. Oysa bu sreklilik, o sosyal
sre ilerlemeye devam ettii ve anmsand lde sz ko
nusudur. Demek ki zaman gstergeleri, somut srelere yansyp
onlar alglay ve yaay duygumuzu belirlerken, bu biyolojik, fi
ziksel, sosyal sreler ile zaman gsteren semboller arasnda ili
kiler kurup birini tekinin yerine koyar dururuz. nsan mr de
diimiz kendi aralarnda eklemlenerek sosyal btn oluturan ve
bir zaman leriyle tespit edilen bireysel sreler, eninde sonunda
bir noktada kesintiye urarlar. Ortalama yz yldan daha az olan
bir insan mr ile binlerce yla yaylabilen bir sosyal dnem, hatta
doabilimin her gn bir yann gn na kartt biyolojik ve
kozmik evrimin devasa uzunluuyla bir insan mrnn uzunluu
arasndaki korkun ztlk yllarn uup gittii, zamann boa git
tii, yitirildii duygusunu glendirir.
Byle bir durumu bizim nasl yaadmz, bizim gibi srekli
bir bilgi ak mirasna sahip olmayan, dolaysyla da a, dnem,
ya gstergelerinden mahrum olduklar gibi, olaylarn zamann be
lirleyici zel aygtlardan ve yollardan da yoksun o sfr nok
99
tasndaki varsaymsal topluluun, nasl yaadyla karlatrsak
ne grrz? Bizden ok farkl bir durumda olan bu insanlarn, ne
kendilerini ne de topluluun teki yelerini bugn bildiimiz, ta
ndmz ekilde alglayp yaamayacaklar kesindir. rnein bu
kurmaca tabula rasa topluluunun, ormandan kal ok olmam
bu insan topluluunun yalarn belirleyebilecekleri bir gsterge ya
da hatta bir zaman gstergesi oluturmaya koyulabileceklerini d
nmek mmkn m? Byle bir zaman gstericisi yapmaya hangi
neden itecektir ki onlar? Akllarna nereden gelecektir bu? Gk ci
simlerinin dzenli, kurall hareketlerini, kendi bedenlerinin de
iimlerini ve uyduu kurallar tespite yarayan gstericiler ya da
iyi kt kabul grm ve gvenilir bilgiler olmadan, bu insanlarn,
kendi benliklerini, hep ayn kii olduklarn alglayamayacaklarn
ve genel deneyimleri yaaylarnn bizlerden aka farkl ol
duunu sylememiz gerekmez mi? nsanlarn kendilerine ynelik
imajlar, kim ve ne olduklar, ksacas, kendileri hakkndaki yaay
ve duyumsay biimleri, bugn olduka yaygn anlayn aksine,
ne sahip olduklar bilgi birikiminden bamszdr ne de kendi d
larndaki dnyay yaay ve alglaylarndan yaltlabilir. Bu imaj,
insann sosyal ve semboller dnyasnn btnleyici bir parasn
oluturur ve bunlarla birlikte deiip durur. nsann benlii, kimlii
anlamndaki imaj, bilgilerin, genel bilme dzeyinin gelimesiyle
birlikte dnp durur. Bu bilgi sreci ise, olaylar arasndaki ba
lantlardan tmyle habersiz diye varsaydmz insanlk du
rumundan bilgisizliin gitgide azalmasna, insanlarn bulduklar ve
gelitirdikleri ve bantlar ifadeye yarayan sembollerin, ger
eklikle gitgide daha ok rtmesine doru yol almaktadr.

100
13
Zaman, olaylarn kesintisiz aknn belli yanlaryla ilintilidir ve
insanlar bu akn gbeinde yer aldklar gibi, bizzat bu srekli
akn parasdrlar. Bu srekli olay aknn zaman ilgilendiren
yanlarna, ne zaman sorusuyla ilintili yanlar da diyebiliriz. (So
runun btnn kapsam olmasak da.) Her ey duracak olsa, artk
zamandan sz edemeyiz. Bunu anlamak kolay, oysa de
iimlerin tek bir sra halinde birbirini izledii bir evrende de
zamandan sz etmenin imknsz olduunu anlamak, biraz daha
zor olabilir. Byle tek izgili, tek sekansl bir evrende yaasaydk,
bir eyin ne zaman baladn ne bilebilir ne de zaten so
rabilirdik. nk, ne zaman" sorusu, olaylarn srekli aknn
oluturduu bir devamllk iinde bir olayn ya da olaylarn, bu
btn iindeki balangcn ve sonunu gsteren, belli bir zaman
araln tekilerden ayrt eden, ya da sre dediimiz zel
liklerine bakarak iki ya da daha fazla olay birbiriyle zamansal
uzunluklar bakmndan karlatrmaya yarayan sabit noktalar bul
mak demektir. Btn bunlar zaman belirtebilmenin eitli yol
lardr. Tek kulvarl, deiimlerin tek bir sekansta topland bir
evrende, bunu yapamazdk. Byle bir evrende her ey birbiri ar
dnda tek bir hat zerinde meydana gelip sona erer; ayn anda iki
ayr deiim sreci gerekleemeyeceinden, bunlar karla
trmamz da sz konusu olamazd. Deiimlerin izledii tek kul
varl, tek sekansl silsilenin iinde iki ayr zaman aral, bir
birlerinden ya nce ya sonra gelirler, ama hibir ekilde bir arada,
birlikte var olamaz, kyaslanamaz, karlatrlamaz. Oysa bizim
zaman gstericileri ile yaptmz ey udur: Bir baka dzlemden
aldmz sekansn, yani zaman aralnn yardm ile belli bir se
kansn, yani zaman diliminin iine, balang ve son adn ver
diimiz nirengi noktalar yerletiririz. rnein, Saat sekizde ba
layp onda bitireceiz deriz. Ya da, o srekli akn iindeki
dilimleri, teki deyile belli bir olayn balangcndan son buluuna
kadar geen zaman araln, kapsayc akn btn iinde be
lirlemek iin onu bir baka sre ile kyaslarz. nsanlar iki saat a-

101
lyoruz diyebilmek iin, srekli deiimlerin gerekletii baka
hatlar bulmular, sonralar da kendileri bu ilevdeki saatleri bulup
gelitirmilerdir ve bunlar gerek kendileri gerekse de rnleri olan
toplumlarnn zaman belirtme ihtiyacnda kullanmlardr. Ba
langta, doa olaylar dediimiz hareket ve srelerin sreklilik
gsteren, tekrarlanan dilimlerini kullanmlar, ardndan insan ya
pm mekanik aygtlardan yararlanm, bu aygtlarn durmadan yer
deitiren konumlar sayesinde, kendi varlklarnn biyolojik, sos
yal ve kiisel srelerinin pe peelikleri iinde, kendi konumlarn
belirleme yoluna gitmilerdir. nsanlar, baka deiimlerin s
relerini, mutlak olamayan balang ve biti noktalarn sabitlemek
iin kullanmay, bylelikle de bizzat kendilerinin oluturduklar o
srekli deiimlerin silsilesi iinde, eit sreli zaman aralklarn
karlatrp belirlemeyi renemedikleri srece, rnein ka ya
nda olduklarn bilememilerdi ve zaten de bilmelerine imkn
yoktu; ayrca da herhangi periyodik bir sosyal faaliyetin balang
noktasn tespit etme bakmndan da, ellerinde kendi duygularn
dan, hissetme glerinden baka bir ey bulunmamaktayd.
Demek ki zaman belirlemek, insanlarn, srekli deiimlerin
oluturduu srelerden en az ikisini birbiri ile ilikilendirme, bun
lardan birini teki iin zaman ls olarak kullanma yeteneine
dayanr. Hi de kolay olmayan bir zihinsel sentez faaliyetinin
nemli bir baarsdr bu. nk l birimi ya da karlatrma s
resi olarak aldmz deiim dilimi, karlatrmay yaptmz,
yani sresini ltmz dilimden z gerei bambaka bir dz
leme ait olabilir. rnein gk cisimlerinin srekli olarak deien
konumlar, insanlarn birbirleri ile kurduklar ilikilerin bi
imlerinden ilkece farkl, bambaka tarzdadrlar. nsanlar gene de
yzyllar iinde, Ayn Gnein periyodik hareketlerini, sosyal ha
yatn faaliyet ve ilikilerinde zaman belirtici bir birim olarak kul
lanmay u ya da bu ekilde becerebilmilerdir. Byle iki bambaka
dzleme ait deiim diliminin birbiriyle ilikilendirilmesi, bu dz
lemler arasnda hangi spesifik ortak zelliklerin bulunmasn art
komaktadr? Ya da saatlerimizi alalm: Saat, znde durmadan ha
reket halinde olan minik bir makinedir ve deiimlerin kesintisiz
102
ardardaln, kadrann zerindeki say sembollerinin konumuna
yanstr. Bu haliyle, saatleri kendi sosyal faaliyetlerinin tasnifinde
ya da koordine edilmesinde bir lt olarak kullanan insanlarn,
sosyal ve kiisel hayatlarndaki deiimlerle ok az bir benzerlik
gsterirler. Saat yaps iinde kendini gsteren deiimlerin sil
silesi, insanlarn sosyal ve kiisel alandaki deiim ve d
nmleriyle ne trden bir iliki kurabilmitir? Tarz ve biimleri
farkl bu deiim sekanslarnn ortak yan nedir? Bu sorunun ce
vab artc lde basittir. Bu her iki dzlemin temsilcisi de,
(hem saat hem insan) az ok dzenli, kurall bir sekanslar dzeni
oluturup srekli olarak deiip dururlar. (Bu kurall dzenlilik
iindeki deiimin durduu yerde ve anda artk saate saat demeyiz,
ama insan da insan olma zelliini kaybeder.) yleyse zaman
kavram, srekli deiimlere ait dilimlerin, karlatrlabilir yan
larnn olmasna dayanr ve bunlarn znde farkl nitelikleri bu
ilikiyi deitirmez.
Zaman dediimiz ey, en bata, belli bir insan topluluuna,
giderek insanla, deiimlerin oluturduu srekliliin iinde sz
konusu insan topluluunca benimsenmi nirengi noktalar koyma
ya da byle bir deiimler ak iindeki belli bir evreyi, baka bir
deiimler silsilesi iinden alnm bir evre ile karlatrma imkn
veren bir ilintileme erevesidir. Zaman kavramnn, deiimlerin
oluturduu ok eitli silsilelere uygulanabilme nedeni budur.
Gnein Dnya etrafndaki grnrdeki dn, bir Gne yl bi
iminde standartlatrlabilmekte ve bu standart birim, baka koz
mik hareketlere, insan hayatna ya da devletlerin geliim s
relerine kyas ls olarak uygulanabilmektedir. Belki bir kez
daha zaman szcnn eylem halini, bir insan faaliyeti olan
senkronize etme faaliyetini dnmek burada sylenenleri an
lamamz kolaylatrabilir. Bir at yarnn, bir kimyasal tep
kimenin, bir ziyaretin ya da bir savan oluturduu srelerin iin
deki konumlar ya da sekanslar belirlemek mmkndr. Ksacas,
evrenin btn dzlemlerindeki olaylar birbirleriyle senkronize
edebiliriz; bunlar ister fiziksel dzlemdeki, ister biyolojik, isterse
de sosyal ya da kiisel dzlemdeki olaylar olsun fark etmez. Za
103
mann -spesifik zellikleri ne olursa olsun- art ardalk gsteren her
trl sekansa ilikin grlebileceini sylemek bu anlama gelir.
Ancak, hangi dzlemin sekans sz konusu olursa olsun, elinizde
sosyal uzlamla standartlatrlm belli bir sre biriminin bu
lunmas ve bunun bu deiik dzlemlerdeki olaylarn akna uy
gulanmas arttr. Birim olarak standartlatrlm srenin fiziksel
ya da tarihsel-sosyal nitelikte olmas fark etmez. Dolaysyla da za
mann incelenmesi srasnda doa ile tarih ya da kltr ara
snda snrlar eken kavramsal bir ayrmn geersiz olmas, daha
dorusu artk dayanaklarm yitirmi olmas, zamann belirlenmesi
faaliyetinin burada altn izdiimiz dzlem fark tanmayan bir
enstrman olma zelliinden ileri gelmektedir. Standard hangi
dzlemden semi olursak olalm, seilen birim artk salt arasal
nitelie brnmekte, kendi dzleminin zelliklerinden arnmak
tadr. Burada geersizliini gstermeye altmz yanl kav
ramsal ayrmlarn doa, tarih gibi alanlar arasnda ne derece kesin
snrlar izdii, alara zg bir durumdur, dolaysyla alabilir ni
teliktedir.

14
Zaman sorunlar ile urarken ii yokua sren glklerden biri
de zamana, zaman kavramnn sembolik yoldan temsil ettii de
iim srelerinin zelliklerini atfetme biimindeki yaygn ei
limdir. Hayatmzn srekli deiimlerine ya da toplumsal d
nmlere iaret etmek isterken zaman geiyor deme alkan
lmz vardr. Somut deiimleri kastedecekken, bizzat zamann
ilerlediini ifade ediimiz, zamann feti karakteriyle balantldr.
Zaman kavramnn kendine zg bir feti karakteri tamasnn ne
deni, bir organizasyon yapsn temsil eden insan topluluklarnn
gzlemledikleri deiimlerin oluturduu sreklilikler arasnda ya
da sadece bu srekliliklerin iindeki dilimler arasnda, belli ama
larla -kendi mrlerinin oluturduu deiimler dizisini iin iine
104
katarak ya da katmayarak- kurduklar olduka yksek bir sentez
dzeyindeki arasal balantlar temsil etmesidir. Zaman kavram,
belli bir toplumsal ereveyi oluturan insanlarn, srekli de
iimler arasnda kurduklar balantlar iermekle kalmaz, ayn
ekilde belli bir olayn gei sresine gre, o olaydan nce ve
sonra olan ya da olacak olan da kapsar.
Zaman ve zaman belirleme sorununun zmnde kul
lanlabilecek anahtarlardan biri, insanlarn, olaylarn srekli ak
iinde, daha nce ve daha sonra olan gemite ve ileride
olan birlikte dnp gz nnde tutabilme biimindeki zgl ye
teneidir. Bir arada, ayn zamanda olmayan, ayn anda olup bi
tiyormu gibi bir araya getirmek biimindeki tasarlama ediminde
bellek tayin edici bir rol oynar. nsanlarn sentez yeteneine by
lesine nemli bir rol atfederken, zellikle iaret ettiim ey, in
sanlarn, gereklikte imdi ve burada olmayan bir eyi, gereklikte
imdi ve burada olan eyle, tasarmlarnda birbirine balayabilirle
yeteneidir. Kukusuz bu yetenek, insann sentezleme yeteneinin
tezahrlerinden sadece biridir, ama btn zaman belirleme bi
imlerinin hepsinde tayin edici bir rol oynar. Daha iyi anlatabilmek
iin yle de syleyebiliriz. Ayn anda daha nce saatin iki ol
duunu ve daha sonra da alt olacan dnmeden, u anda saat
drt, demenin hibir anlam yoktur. Daha nce ve daha sonra
gibi kavramlar, insann ayn zamanda gereklemeyen ve in
sanlarca da ayn anda gerekleiyormu gibi yaanp alglanmayan
olaylar birlikte tasarlayabilme ve yaayabilme yeteneinin te
zahrleridirler.
Burada, zaman sorununun, ne kadar karmak olduunu gs
teren baz yanlarna biraz daha yakndan bakm oluyoruz. lk ba
kta zaman kavramnn tek bir kalptan km, nispeten basit bir
eyle ilintili olduu, bu kavramn alanna giren olgular birka
cmle ile anlatlabilirmi izlenimi uyanabilmektedir. Oysa gr
dmz gibi bu kavram, az ok belli bir dzene girmi ve sabit
insan beklerinin belli amalarla eitli deiim dizilerini ilin-
tilendirmeleri anlamna gelmektedir ve bu ilintileme, deiim di
zilerinin kendi iinde, iki deiim dizisi arasnda olabilecei gibi,
105
kendisi de bir deiim dizisi olan insan kapsayacak biimde de
olabilir.
imdiye kadar olaylarn pe pee kesintisiz akn bir sreklilik
btnl olarak sembollerle temsil eden, temsil ettikleri bu s
releri, uzun ya da ksa sekanslar hep bir olaylar aknn art ar-
dal iinde gren sentezlerden sz ettik. Bu sentezi, birbirlerini
izleyen olaylarn kurduklar kendilerine zg yapnn mantn
oluturan bir balantlandrma olarak da anlayabiliriz. Buna kar
lk bu sentez tarznda, sentezi yapan insann rol ierilmez, yani
birbirini izleyen olaylar sosyal sembollerle temsil eden insann,
ayn anda bunun farknda olmas gibi bir iliki bu sem
bolletirmeye yansmaz.
Oysa sk kullanlan baz baka zaman kavramlarnn olu
turduu baka tip bir sembolletirme vardr ve bu kavramlarn an
lamlar, insann olan ve olaca bir arada dnp sentezleme ye
teneini de kapsamaktadr. Burada gemi, imdi ve gelecek
gibi kavramlar kastediyorum. Bu kavramlarn anlamlar ve i
levleri gnmze kadar pek iyi anlalamamtr, nk yl, ay
ya da saat gibi zaman kavramlar ile gemi, imdi ve ge
lecek gibi kavramlar arasndaki farklar ve ilikileri ak seik be
lirleme yolunda henz giriimde bulunulmamtr. Yl, ay,
saat gibi kavramlar, olaylarn dilim dilim, sekanslar halindeki
aknn oluturduu zamansal yapya yollama yaparlarken, ge
mi, imdi ve gelecek gibi kavramlar insann belli bir ye
teneini de (sekanslarn akn ve bu akn kurduu zamansal ya
py gren insanlar da) birimlerin kurucusu olarak anlamlarnn
yrngesi iine alr. Gemi, imdi ve gelecek kavramlarnn
insan zeks karsna koyduklar bilmece, bunlarn, pe pee akp
giden olaylarn zaman yaps ile kurduklar yer deitirtici, kaygan
ilikidir. Bugnn gelecei, yarnn imdisidir ve bugnn imdisi,
yarnn gemiidir. Aslnda bilmecenin zm olduka basittir;
yeter ki -insanlarn hangi yaant tarzn incelersek inceleyelim-
karmza kan zgl ilintileme tarzn ve bu tarzn sembollerle
temsil edilebilmesi iin ne trden bir kategorik aygta ihtiya ol
duunu dnebilelim. Gemi, imdi ve gelecek gibi kav
106
ramlar, bu tarzda sembolik temsillere ihtiya duyan kavram tipine
girer. Bir dnemler gstergesinin, bir a takviminin 1605, 1606,
1607 gibi birbirini izleyen rakamlaryla sembolletirebileceimiz
deiimler silsilesine gre, gemiin, imdinin ve gelecein
anlam durmadan yer deitiriyorsa, bunun nedeni, bu kavramlarla
iliki kuran insanlarn bizzat deiimler ve dnmler iinde ol
malar ve bu kavramlarn insanlar ve onlarn deneyimlerini de iin
iine katmasdr. Gemiin, imdinin ve gelecein ne ol
duu, belli bir anda yaayan kuaa bakar. Bu dzlem, ku
aklarn bayrak yaryla birlikte srekli yer deiir ve elbette an
lamlar da deiip durur. Bu kavram iinde de, tpk yl, ay,
gn gibi sralayc daha basit zaman kavramlarnda olduu gibi,
insanlarn sentez yapma yetenei kendini ele verir, ama bu ikinci
durumda, ezamanda gemeyen olaylar ezamanda gereklei-
yormu gibi yaamaktr sz konusu olan. Yl, ay ve saat gibi
kavramlar ise, gene insann sentez yeteneine dayanmakla birlikte,
insanlarn bu ikinci tarz sentez yeteneinin kendisi onlarn an
lamlarna yansmaz. Bu kavramlar sadece, farkl sresel uzun
luktaki olaylar silsilesinin bu sresel niteliini temsil eder. Ge
mi, imdi ve gelecek kavramlar ise olaylar yaayan bir
kiinin ya da insan beklerinin deiimlerin sralanyla kur
duklar mdahale edici ilikinin ifadesidir; Akp giden olaylar sil
silesi iindeki belli bir urak, belli bir an, ancak onu yaayan, al
glayan insann kendisiyle kurduu iliki sayesinde, gemi ya
da gelecek karakterine brnm teki anlara gre, imdi ka
rakteri tayabilir. Bu ifade, kiilerce yaanan -onlarn bu yn
deki sentez yeteneini ieren- zaman birimleri sembolleri olarak
yl, gn ya da sebep sonu kavramlarnda olduu gibi, bir
yandan bir ardllk durumunu dile getirmekle kalmayp, ge
miin, imdinin ve gelecein insan deneyiminde, onun ya
antsnda senkronize biimde kendini gstermesini de salar.
Gemiin, imdinin ve gelecein, ayr szck olmalarna
ramen tek bir kavram oluturduklarn sylemek mmkndr.
Uzun dnemler boyunca, tek bir sekansn iindeki somut olay
larn, dolaysyla da bu sekansla ilikili birimlerin, rnein aylarn,
107
haftalarn, saatlerin ya da yzyllar gsteren zaman cetvellerindeki
yllarn, ksacas imdi kavramn kullanarak ifade ettiimiz olay
larn ve birimlerin hibir an sabit olmay, aslnda hi kalc ol
may ve imdi ile gelecek arasndaki ayrc izginin de durmadan
yer deitiriyor olmas, insanlarn kafalarn kartragelmitir. De
neyimlerle ilintili bu zaman biriminin grnrdeki paradoksuna
daha ilkada dikkat ekilmiti. Censorinus nce mutlak zaman
zerinde durduktan sonra, gemii, imdiyi ve gelecei yle ta
nmlar.

Mutlak zaman llemez, balangc ve sonu yoktur: Hep var olan bir
eydir ve hep var olan bir ey olacaktr ve herhangi bir insana baka
bir insana olduundan daha fazla bal deildir. Mutlak zaman za
mana blnr: Gemie, imdiye ve gelecee. Bunlardan gemiin
balangc, gelecein ise sonu yoktur. Oysa ortada bulunan imdi,
ylesine ksa ve kavranmaz, ele avuca gelmez haldedir ki, bir uzun
lua sahip olmad gibi, gemi ile gelecein balantsndan teye bir
ey olmad izlenimi vermektedir ve ayrca ylesine kaygan, ka
rarszdr ki, hibir zaman ayn yerde bulunmaz ve iinden getii her
eyi gemiten alp gelecee ilave eder.7

Bilmecenin Censorinus tarafndan formle edili biimi biraz tuhaf


olmakla birlikte, bu dzlemin oluturduu sorunlar anlamamz
gletiren sebebi fark etmemizi salamaktadr. Censorinus ge
mi, imdi ve gelecek birimlerini, zaman ve mekn iindeki
ayr nesneyi temsil ediyormu gibi ele almaktadr neredeyse.
Censorinus bu birime, bugn de sk sk yapld gibi, ba
ntlar fiziksel dzlemde temsil eden, ama ayn bantlar in
sanlarn onlar yaay, yani deneyim dzlemindeki durumlarn
gz nnde tutmayan kategorik anlamda yaklamaktadr.
Doasnda sentezleme yetenei olan insanlarn yaantlarn ve
deneyimlerini anlamna yanstan gemi, imdi ve gelecek
tipindeki zaman kavramlarn; eskiden, nceden, sonradan,
daha sonra gibi kavramlarla karlatrdmzda, birincilerin ka
rakteristik zelliklerini belki daha iyi anlayabiliriz. Eskiden,
7. Censorinus, De Dei Natali xv, 3 f (Friedrich Hultsch, Leipzig 1867 basks).

108
daha nceleri gibi kavramlar ile sonra, sonradan, daha
sonra, ileride gibi kavramlar birinci gruptaki gemi, imdi,
gelecek kavramlarnn uygulandklar sekanslara uygulanabilir.
Ancak daha nce, daha sonra kavramlar, -Einsteinn da ilgi
gsterdii- zaman belirleme giriiminden farkl olarak, bir baka
olay grubuyla karlatrmaya dayanmaz. Eskiden, daha nce
olmu ey, daha sonraki eye gre hep yle kalacaktr. Buna kar
lk imdi kavram, ister doay ister toplumu, isterse de bi
reyleri ilgilendirsin, belli bir dnemde yaayan bir insan top
luluunun, srekli olaylar silsilesini, bizzat kendilerinin de boyun
edii deiim ve dnmlerle ilintilendirerek zaman belirlemesi
anlamna gelir. Bu deiimlere ve dnmlere bal olarak, byle
bir insan bei ya da hatta her bir insan, burada ve imdi yap
tklarn, dorudan hissedip yaadklarn, imdi olarak belirle
yip, hem geip gitmi ve artk sadece belleklerde, anlarda yaayan
hem de belki gnn birinde yaayacaklar ve maruz kalacaklar
olaylardan, yani hem gemiten hem de gelecekten ayrt eder. n
sanlarn ancak kendi yaadklar dnem iinde kullanabilecekleri
ve bizzat onlarn deiimlerini de kapsayan bu zaman kav
ramnn karakteristik bir zellii de ancak nn bir arada be
lirgin bir anlam tamasdr.
Bir kerelik ya da tekrarlanan fiziksel olaylarn kurduklar, iler
leyen olaylar akn gz nnde tutup eskiden, nce, n
celeri ve sonradan, sonra, ileride gibi kavramlar, u anda
bugn ya da gemi, imdi, gelecek kavramlaryla kar
latralm. Birinci tipteki zaman kavramlar, ayn sekans iindeki
eitli pozisyonlarn bir ilintilenmesini temsil ederler. in iine gi
rebilecek btn muhtemel insanlar iin tek ve ayn sekans sz ko
nusudur.8 Oysa, u anda, imdi kavramlaryla takdim edilen
pozisyonlar, ilgili insan bei ya da kiiler deitike, iinde yer
aldklar akla beraber deiirler. Daha evvel de sylediimiz gibi,
srekli ak iindeki olaylar, gemiteki, o andaki ya da ge
lecekteki olaylar alglayp yaayan insanlar deitikleri ya da yer-

109
8. Burada, zerinde ok fazla duramasam bile, yle bir deinmek istediim ok
ilgin bir mesele kyor ortaya, Newtonun mutlak", evrenin her kesinde ayn
olan zamanna kar kan Einsteinn zamann (ya da zaman belirlemenin) al
nacak referans noktalarna gre deiebilecei teorisi, belli bir zaman tr an
layna dayanmaktadr. Burada da fiziin hkim gelenei dorultusunda,
zaman bir tr yasa karakteri tar; yani deien, dnen her eyin arkasnda
kendisiyle ayn kalan kuralllk gibi anlalr. Bu anlamda bir soyutlama, l
lebilen her eyin, deien her eyin bu zelliklerinden soyutlama yoluyla
karlm, arkadaki genel yasadr. Zaman diye ltmz sreler, bu anlamda,
bu en arkadaki deimez yasann sonsuz tekrarlanabilen zel davurumlardr.
Demek ki grecelik teorisi de tersinmez ekilde akp giden srelerin so
yutlanmas yoluyla elde edilmi bir teoridir ve dnerek bu srelere uygulanma
iddias tar.
imdi tersinmez ekilde evrende ileriye doru akan sreleri bu teorik er
eve iine yerletirmek istersek, bu kez de deiik trden zaman belirleme so
runlaryla kar karya kalrz. Bir olay aknn nceki ve sonraki ba
samaklarn birbirine balama sorunu buna bir rnektir. Soru u: Bildiimiz gibi
evrende, bir gne-yldz yalandka nce beyaz dev" tabir edilen evreden kr
mz cce denilen aamaya doru yol alr. (Yerleik literatrde bizde beyaz
cce", krmz dev" diye geiyor; metnin ngilizcesi de beyaz dev/White Gigant
eklinde-.n.) Karmzda srekli bir deiimler dizisi bulunmaktadr ksacas;
imdi byle bir srecin nceki" ve sonraki evrelerini belirlemeye kalktmzda,
buradaki soru, zaman belirleme sonularnn alnacak evrensel referans nok
talarna gre deiip deimeyecei sorusudur. Yani belli bir referans noktasna
gre, nceki aama ile sonraki aamann yer deitirip deitirmeyecei so
rusu. Argmann mantna kaplp, uzayn bambaka yerindeki ve referans nok
tasndaki bir gzlemciye gre, sonraki aamann nceki" olabileceini ve bu
varsaymsal gzlemciye gre, bizim buradan, gnelerden birinin lm an
lamndaki galaktik bir yolun sonunu ya da yldz evriminin ilerki bir aamasn,
ters yz etmemiz, sonray nce olarak ya da nceyi sonraki bir aama olarak
grmemiz mmkn m? Evrensel srallk modelinin teorik dayanaklarna gre,
byle bir ters evirme alabildiine imknsz grnyor; ayn ekilde evrenin her
hangi bir yerindeki varsaymsal bir gzlemciye gre memelilerin srngenlerin
atalar, bunlarn da balklarn atalar olmasnn imknszl gibi.
imdilik, bu tr sral srelerin basamaklarnn, dolaysyla da bu ba
samaklarn nceki" sonraki" zaman dilimleri olarak belirlemelerinin, referans
noktasndan etkilenmediklerini ve referansn konumundan bamsz olduklarn
sylemek mmkn. (Her ne kadar gnmzde art arda olaylar silsilesini ak
lamak iin bugn bavurduumuz teorik erevenin ilerki bir basamakta uygun
olmadnn ortaya kma olasl bulunsa da.)
Baka deyile, gnn birinde evrendeki evrimin deien konumlarna bal
olarak ya da uzaydaki evrimin birimsel paralan olan galaksilere, yldzlara bal
deiimlerle ilintilenerek zaman gsteren evrim saatleri gerekletirmek mm
kn olsa, o mutlak dediimiz zamana olabilecek en yakn konuma gelmi sa
ylrz. Ama ite bunu syler sylemez de mutlak zaman" ifadesinin hibir
anlam tamadn, karl bulunmadn da kavramakta gecikmeyiz. Burada
bir kez daha bir isim szck olarak zaman szc bizi yanltyor, dnme
tarzmz aksatyor. Zamana, her eyden bamsz bir varolu nitelii atfediyor.

Gzlemci evrenin neresinde ve kim olursa olsun, evrensel bir sralln nceki
ve sonraki basamaklarnn sralan zelliklerinin gzlemcinin konumundan et

kilenmediini syleyerek konuyu burada kapatabiliriz.


110
lerini birbirlerine braktklar iin, bu dzlem arasndaki ayrc
izgi de kayar durur. nsanlar doularndan lmlerine kadar dur
madan deiirlerken, toplumlar da kuaklarn silsilesi iinde bir
birlerinin yerini alp dururlar. (Ve daha baka trden deiimler de
yaanr.) Olaylarn, gemi, imdi ve gelecek dzlemlerindeki
olaylar karakterine brnmelerini salayan biricik etmen, bunlarn
ilintilendii insanlarn o an yaayanlar olmasdr. leriye doru
birbirini izleyen yllarn oluturduu sosyal zaman dilimi, rnein
l'den 2000'e kadar olan yllar, kozmik ya da biyolojik evrimin
byk dilimleri gibi, bir nirengi noktas olmakszn, sadece belli
insanlarla ilintilenerek yol alrlar; ama bu balamda sosyal alan
daki zaman dilimleri, teki deyile sekanslar, byk kozmik di
limlerden, insan d doal srelerin sekanslarndan yine de biraz
farkldrlar. Sz konusu olan insan toplumlar olduu srece, top
lumun sresel yapsnn insanlarca alglan ve yaan, dnerek
bu srelerin akn tamamlayc, etkileyici bir rol oynar. Do
laysyla sosyal olaylarn seyrinin yaanp alglanmas, byle bir
seyrin aknn btnleyici bir esini oluturur. Oysa evrenin
doa adn verdiimiz fiziksel dzleminde byle bir etki sz-
konusu deildir.
Yl, ay, ya da saat gibi (ya da eskiden, daha sonra
vb.) zaman kavramlar ile gemi, imdi ve gelecek gibi kav
ramlarn o sk sk kafa kartrc ilikisini aydnlatmaya ynelik
abalar, belki de beklenmedik bir sonuca varmamza yol ayor.
Gemi, imdi gelecek gibi zaman kavramlar, fiziksel olay
larn doa dediimiz dzlemine uygulanamazlar; nk bu dz
lemde olaylarn birbirleri ile balan ve ilintilenii, hakl ya da
haksz, mekanik nedensellik ilkesine gre gerekletirilir ya da in
sanlar, fiziin bu dzlemindeki olaylar kendi hayatlar ile ilin-
tiledikleri lde, gemi, imdi ve gelecek de, doa olay
larna uygulansalar bile artl olarak uygulanm olur. Gemi,
imdi ve gelecek terimlerinin doann nedensellik zincirlerinin
kendiliinden hareketine uygulanabilmesi iin, doa nesnelerine
ya da srelerine antropomorf (insan-biimsel) dediimiz, insans
bir kimlik atfedilmesi gerekir ki, bu da artk biraz mecazi anlamda
111
konumak demektir; rnein Gnein geleceinden sz et
tiimiz durumlarda olduu gibi. Yakndan baktmzda, doa,
enerji ile maddenin karlkl konumlarna gre gerekleen de
iim ve dnmlerin srekli bir sekansn oluturur. Bu enerji-
madde dnmleri silsilesi iinde Gnein helyum d
nmlerinin, bir olay silsilesi olarak ya da hatta bir birim olarak
insan bilincinde ne kmasnn nedeni, bu oluumun, insanlar iin
zel nem tamasdr. Doa nesnelerini ya da cisimlerini ya
antlarna katan insann bulunmad yerde, fiziksel evrenin doal
olaylarn; gemi, imdi ve gelecek dzlemlerine ayrmann hibir
anlam bulunmamaktadr.

15
leride tartacamz sorunlardan bazlarnn anlalabilmesi iin,
deiik tipte zaman kavramlaryla altmz gereinin byk
nemine bir kez daha ksaca dikkat ekmekte yarar var. Bir yanda,
insanlarn farknda olduklar, bildikleri deiimlerin sekanslarna
gre oluturduklar zaman kavramlar yer alr; ancak bunlar bu
kavramlarn oluumunda, tek tek insanlarn bilip algladklar, ya-
antlatrdklar sekanslar olarak karakterize edilmez. teki tipe
giren kavramlar ise, bu deiim dilimlerinin, sekanslarnn in
sanlarca yaan, alglan (ki insanlar da bu deiimlerin bir par
as olabilirler) bu zaman kavramlarnn oluumu iine alnr. Bu
iki tr zaman kavramn birbirinden ayrt etmemizi salayacak!
uygun terimler bulmak pek kolay olmasa gerekir. Belki yapyla
ilintili zaman kavramlar ile deneyimle ilintili zaman kavramlar
gibi bir tanmlama yapabiliriz. Bu her iki tip de renilmi, sosyal
erevesi olan balantlarn ya da sentezlerin sembolik tem
silcileridirler. Gelgelelim temsil ettikleri sentez tr farkldr. Es
kiden, nceden, nce ya da sonradan daha sonra, ileri
de gibi ifadeler, bir dnmler srekliliinin iindeki ko
numlarn, sekans ilikisi iinde belirlenmesi anlamndaki sentezin
112
terimleridirler. Mekanik sebep-sonu ilikisine uygulanabilirler.
Buna karlk, gemi, imdi ve gelecek de, gemiteki ve
gelecekteki olaylara uygulanabilmelerine ramen, nedensel ol
mayan bir iliki biiminin kavramsal sembolleridirler; olaylar ya
amann belli bir tarzn, kavramsal sentezin iine tayan sem
bollerdir. imdi, deindiimiz gibi, dorudan yaanabilen dz
lemdir. Gemi hatrlanabilen, gelecek ise bilinmeyen, belki
olacak olann dzlemidir. .. 1500 ile .S. 3000 yllarn gsteren
saylar dnelim. Bu saylar gemii ve gelecei temsil et
mektedirler. Bu saylarn arasnda, yaanan an ya da imdi de
diimiz yllar yer almaktadr; Ama bu yllara imdi di
yebilmemiz iin, bir gemi ve bir gelecek yaantsnn ilintisine
ihtiya vardr. Olaylarn ak iinde, kendi bana bu trden ke
sitler, segmentler bulunmazlar. Gemi olan, sramasz bir akla
imdinin dzlemine, o da gelecee geer. Gelecek diye ya
admz dzlemin, imdiye ve gemie dnm dnlrse,
bu sylediklerimiz ak seik kavranacaktr. Sadece ve sadece in
sanlarn yaantsyla ilintilendiinde ekilebilir bugn, dn ve
yarn arasna ayrc izgiler.
Olaylarn akn yaayan ve alglayan insanlarn geirdii de
iimlerle ilikilendiren zaman kavramlarna rnek olan imdi,
gemi ve gelecek kavramlar, evrenin beinci boyutunun ka
rakteristik zelliini temsil ederler. nsanlarn iin iine gir
meleriyle evrenin drt boyutuna bir beinci boyut katlr. bo
yutlu meknn ve drdnc boyut olan zamann yan sra
insanlarn zaman yaay ve alglay da bilincin, deneyimin,
olaylar yaamann ya da bu anlamdaki insana zg niteliklerin n
ceki drt boyuta eklenmesi demektir. nsanlarn ulaabilecekleri
alanda yer alan her ey, insan rn semboller sayesinde temsil
edilebilir ve yaanabilir hale gelir ve artk bunlar belirlemek iin
drt deil be boyutlu bir evreni esas almamz arttr. Gnmzn
zaman anlaynn da kaynan oluturan ve gelimekte olan sen
tez yetenei, bu beinci boyutun karakteristik zelliini yan
stmaktadr. Bilimsel vicdanmzn sesi, bu beinci boyutun gerek
kaynan gerekse de baka bir eye indirgenemez zglln
akla kavuturmamz gerektiriyor. Gelgelelim bu beinci boyut,

113
spesifik insan boyutunu temsil eden kavramlarn bilgi teorisi ala
nndaki stats, gemi, imdi ve gelecek kavramlar r
neinde olduu gibi, bugne kadar hl belirsizliini korumaktadr.
Bu kavramlara ynelik tartmalara, ounlukla metafizik ka
rakterli, gzlemlenebilir nesnel olgularla ilintilenmeyen, kiinin
keyfine ve isteine gre teorik dzlemde srdrlebilir tartmalar
gzyle baklyor ounlukla.
Bir yanlgdr bu. Nedeni de alabildiine basittir. Hkim ve
gl bir gelenek, evrenin fiziksel basamaklarnn aratrlmas s
rasnda gelitirilen kategorik, kavramsal aygtlarn ve gene bu ara
trma basamaklarnda kefedilen iliki biimlerine tekabl eden
sentez tiplerinin, zellikle de en bata mekanik sebep-sonu ili
kisini kuran tipteki sentezlerin, btn bir evrendeki her trl ba
lant ve btnleme biimlerinin aratrlp inelenmesine elverili
olduu ve bunlarn tesinde baka herhangi bir rasyonel sentez
tipinin bulunmad inann bir trl terk etmemitir. Oysa durum
byle deildir. Bu gelenein gc, hl bugn bile, bugne gre
daha basit, insan ncesi evrelerin entegrasyon basamaklarnda ya
anm olaylarn gvenilir fiziksel incelemelerin nesnesini olu
turduklarn; buna karlk gnmzn o aamalara gre ok ok
karmak insan toplumlarnn temsil ettii entegrasyon ba
samaklarnn bilimsel incelemelerin gvenilir mdahalesine ve in
celemesine kapal olduu; dolaysyla da metafizik teorilerin kap
rislerine ak olduklar anlayndan ok kimse kurtulamamaktadr.
Zaman sorunlar da aka ou kez bu trden metafizik spe
klasyonlara vesile tekil etmektedirler. Oysa temsilini, devletlerin
douundan beri muhtemelen bir zaman kavramnda bulan -ge
lime halindeki sentez dzeyinden ayr dnemeyeceimiz-
zaman belirleme tekniklerindeki ve kuramlarndaki gelime, eni
konu analiz edilebilir ve speklasyonlara pek az frsat tanr. Bu
analizde zamann ya da daha dorusu, zaman belirlemenin -gk
cisimlerinin hareketlerinin belirlenmesini de kapsayan ve ad tam
konabilecek- baz sosyal grevlerin stesinden gelebilmek ama
cyla bir ara olarak yzlerce yl iinde gelitirildii ortaya ko
nabilir.
Burada, beinci boyut olarak tanmladmz olgunun, kesin, ek
114
siksiz ve gvenilir bir ekilde aklanabilme olanandan duyulan
kuku ve gvensizliin, modern doa bilimlerinin balang aa
malarna zg olan ve abartlm bir genellemeden baka bir ey
olmadn grmek genellikle zor oluyor. Bilimin o basamanda,
klasik fiziin hkim kld ekliyle, olaylar birbirleriyle ili-
kilendirme ve balama tarznn dnda kalan her trl yolun, me
tafizik karakterli ve bilim d saylmas gerektii anlaynn kk
lerini buluruz. Bilginin ve renmenin gelime srecindeki belli
bir aamay yanstan bir anlaytr bu ve bilimlerin statlerindeki
stnlk ya da hiyerari srasn ifade eder; daha dorusu, modern
bilimin o gelime basamanda ortaya kp yerlemeye balayan
-bilimin eitli uzmanlk blmleri arasndaki- iktidar paylam
srecini yanstr. nsann deneyimlerinin alanna, sosyal alana y
nelik inceleme ve aratrmalarn kolayca speklasyonlara malzeme
oluturmas, mekaniki sebep-sonu ilikisine gre birbiriyle ili-
kilendirilemeyen her eyi, irrasyonelliin cehennemine yollama
geleneinin bize kadar varln korumu kamburlarndan biridir.
Yukarda, yapyla ilintili zaman kavramlar ile insan de
neyimini de kapsayan zaman kavramlar arasndaki farkll vur
gulamak iin sylediklerimiz, bu son konuda da mevcut an
laylarda bir deiikliin yolunu amaya yardmc olabilir belki.
Gnmzde, insanlarn, iinde yaadklar dnya hakkndaki bil
gilerinde arpc bir dengesizlik kendini ele vermektedir. nsanlar,
imdiye kadar evrenin fiziksel ilikiler dzleminde gvenilir bilgi
bakmndan olduka yksek bir dzeye ulaabilmilerdir. Fiziksel
dzlemleri inceleme ve aratrmada kullanlan sembollerin fiziin
gereklikleriyle rtme oran iyice artm; sembollerin temsili ile
olgular arasndaki uzaklk gittike azalmtr. Gelgelelim i, hele
hele insanlarn bizzat iinde yaadklar, yani kendi temsil ettikleri
teki dzlemlere gelince, durum deimektedir. nsanlarn yaama
alann oluturan sosyal dzlemlerde kullandklar kavramsal sem
bollerin, fizik dzlemindekilere kyasla, temsil ettikleri gereklikle
rtmeleri yetersiz kaldndan, bunlar ara olarak da o lde
gvenilir olamamaktadrlar. Bu, insansal dzlemlerin aratrlmas
ve burada karlalan sorunlarnn stesinden gelinmesi giriim-
115
lerinde insanlarn gelitirdikleri sembolik temsilcilerin gereklie
uygunluu, gereklik dzlemiyle rtme derecesi, doa dz
leminde kullanmay rendikleri sembollerle karlatrldnda,
snfta kalr. Dolaysyla da insann sz konusu olduu dzlemde
durumlarn tayin etmek aracyla kullandklar bilgiler de snrl ol
maktan kurtulamamtr.
Aslna baklacak olursa, insanlarn gerek fiziksel alanda gerekse
de biyolojinin baz alanlarnda yaptklar inceleme ve ara
trmalarn kaydettii byk ilerlemeler, kendi yaama dz
lemlerindeki, insan ilikileri alanndaki admlarna katklar yapt
lde, engeller de koymutur. Geri insan ilikilerinin alanlar,
kendilerine zg, karakteristik zorluklarla bezenmitir kukusuz.
nsanlarn, kendilerini kefetme konusunda az ok, ama aikr bir
endieleri vardr. Bu inceleme ve aratrmalarda ortaya kabilecek
olan gereklerden duyulan endiedir bu. Bu aratrmalar arasnda
yer alan zamann sorunlar da, ounlukla bir srrn zm k
lna brnr ve insanlar bu srrn rts altna, tpk saklayc bir
elbise iine gizlenir gibi, gizlenip dururlar. Oysa aratrmalarda or
taya kan ne gulyabanidir ne de rktc baka herhangi bir g
rnt. Zaman aratrdka, yava yava greceimiz ey, in
sanlarn, iinde yaadklar dnyada kararlar alabilecek, durumla
rn ve hareketlerini daha iyi tayin edebilecek duruma gelene kadar,
zahmetli ve zorlu bir yol katettikleri gereidir. nsanlar Gnein,
Ayn ve yldzlarn birbirine gre hi de dzenli saylmayacak ha
reketlerini, tarihi belirtici bir ara, teki deiim srelerini tayine
yarayan bir senkronizasyon birimi olarak kullanma aamasndan,
bunlara gre ok daha dzenli ileyen insan yapm zaman l
erleri kullanma aamasna gemeyi baarm; ama ardndan, ile
ride anlatacamz gibi, kendi davranlarn da bu sefer saatlere
uyumlama, bu anlamda saatlerle, takvimlerle senkronize etme al
kanl edinmi; giderek kendi zaman bilinlerini, doal yaplarnn
gerekten de esrarengiz bir paras gibi duyumsamakla kalmam;
nesnel bir varlk, d bir olgu gibi grdkleri zaman da, tanrlarn
bir armaan, bir tanr vergisi gibi alglayp yaamlardr.

116
16
Evet, az evvel iaret ettiimiz gibi, insan bilimlerinin iki
lemlerinden biri, hl insanlarn kendilerinden kap saklanma ar
zularnca belirleniyor olmalardr. Gelgelelim, fiziksel bilimlerin
doann aratrlp incelenmesinde gsterdikleri baar sayesin
de, btn teki bilimlerin ltn koyan rnek bilim statsne
ykselmi olmalar, insan bilimlerinin, bu ve baka glklerini a
mas giriimlerini iyice yokua srmektedir. nsan ilikilerinin ev
renini aratran bilimadamlar, bu durumda, bir tuzan iinde de
belenmektedirler. Birbirinden kt iki seenek arasnda skp
kalmlardr: Ya fiziksel aratrmalarn nlerine koyduu inceleme
yntemlerini, bunlarn kendi sorunlarna uygulanabilirliklerini hi
tartmadan, uygun olup olmadklarna bakmadan, srf bu stnlk
konumundan tr ylece benimseyecekler (belki de bu yoldan
bizzat nemli ve deerli, kusursuz bir bilimadam olma statsn
hak etmeyi umarak) ya da doa bilimlerinin dayattklar modelleri
kendi grevlerine uygun bulmadklar yerde, insan ilikilerinin
zgl karakterine daha uygun decek temsili semboller bulup ge
litirmeye alabilecek ve belirsizliklerin denizinde rpnma ris
kini gze almak zorunda kalacaklar; bu durumda ise, abalarnn
sonular, ortala, pek de ender olmayan speklasyon ve metafizik
kokular yayp duracaktr.
Gnmzde, zamann sorunlaryla urarken, boyuna bu tu
zaa dme tehlikesi iindeyizdir. Nedensel ilikileri kuran bir be
lirleyici kategori olarak zaman, fizik alanndan bakldnda,
ak seik, anlalr bir kavram olarak btn fizik bilimlerindeki
yerini almtr. nsanlarn zaman nasl yaadklar, duyumsadk
lar, dolaysyla neyle nasl ilikilendirdikleri sorusu, -Bergson ve
Heidegger rneinde olduu gibi- metafizie terk edilmitir. Ve
gnmzde, fizik dzlemlerine ilikin bilgilerle insan ilikilerinin
yer ald sosyal dzlemlere ilikin bilgilerin dengesizliinin
zaman sorununa tek yansy tarz da deildir bu. Bugn, zaman
sorunlaryla urarken ya da hesaplarken ortaya kan artc
yanlardan biri, sosyalbilimciler ile doabilimcilerin bu soruna y-

117
nelttikleri dikkatin ve verdikleri nemin farkdr. Toplumlarn pra
tiinde, zaman belirleme sorunlarnn nemi gittike artarken, top
lum teorilerinde, zaman belirleme sorunlarna verilen nem, teki
konulara verilenin yannda devede kulak kalr. Bunun sorumlusu,
belli bir yere kadar, zaman konusundaki incelemeleri teorik fizik
alanna brakmak isteyen hkim anlaytr. Bugn kalkp da g
nmzde hangi bilimsel kuramn zaman konusundaki en ileri ve en
nemli teori olduunu soracak olursak, herhalde, Einstein teorisi,
cevabna kimsenin itiraz olmayacaktr. Dolaysyla da sosyolog
larn, zamann sorunlarn kendi uzmanlk ve ilgi alanlarnn d
nda grmelerinden doal ne olabilir ki?
bununla da bitmiyor. Doa bilimleri ile sosyal bilimlerin bu
farkl gelimelerinin, ada dnce alkanlklarna etkileri ok
daha derinlere nfuz ediyor; saysz kavramsal blnmelerde ya
yor; olgular kartlklar iinde yanstan kavramlar yznden,
sanki dnya, insan dndaki doal dnya ile insanlarn yaadklar
dnyann oluturduu, birbirinden bamsz ve kopuk var olan, s
telik birbiriyle uzlamayan, hatta elien iki ayr paraym iz
lenimi douyor. Bugn, doa ve toplum, doa ve kltr,
nesne ve zne, madde ve ruh ya da tartageldiimiz fiziksel
zaman ile alglanan zaman vb. trden kavramlar merkez alan bir
dnme erevesi iinde hareket edip duruyoruz. Bu kartlklarn
bazlar, bize ok eski gemilerin miras olduklar halde, bunlarn
gnmzdeki hkim kavran biimleriyle, bilgilerimizin ge
limesinde farkl dereceleri ve bilimin grnrde birbirlerinden
kopuk akademik uzmanlk alanlarna blnmln arpc bir
ekilde yanstmaktadr. Bu balamda, doa, doa bilimlerinin,
zellikle de fiziin aratrma alannn konusuyla zdeletirilirken,
insan da, bu anlay dorultusunda, toplum, kltr, pratik ve ben
zeri biimlerdeki deiik tezahrlere baklarak, doa olmayan
ey saylarak ayr bir yere konmaktadr. Kimileri, gnn birinde in
sanla ilgili her eyin fizik bilimleri yoluyla aklanabileceini uma
bilir. Gene kimileri, insanlarla doa arasnda (doa bilimcilerinin
anlad doa arasnda) varolusal bakmdan, teki deyile on-
tolojik ynden almaz bir uurum olduundan emin olabilirler. Bu
118
anlamda, bu trden kart kavram beklerinin hepsi, aslnda rtl
mcadele cephelerini temsil etmektedirler. Yakndan baktmzda,
altndan bambaka bir ey kar; ontolojik blnmlk di
yeceimiz ey. nk, farkl alanlarn varlk bakmndan ayr alan
lar olarak gsterilmesi, aslnda, deiik bilimsel evrelerin, evrenin
gerekte ilinti iinde olan farkl dzlemlerine ve de inceleme ko
nusu olabilen insanlara onlarn atfettikleri deerlerin farkllndan
kaynaklanr. Btn bu durumlarda, dnyann deiik alanlarn
temsil eden sembolleri, kavramsal kartlklar biiminde yan yana
koymakla yetinirken, akla gelecek ilk soruyu, bu eitli alanlarn
birbirleriyle ne trden ilikiler iinde bulunduklar sorusunu sor-
maymzn nedeni budur. Dnyay, eitli akademik uzmanlk
alanlar arasndaki ayrm izgilerine denk decek kavramlarla
blmeye almz.
Doa ve toplum kartl, bu trden birok rnekten sa
dece biridir; ama byle kavramlatrmalarn zaaflarn gstermeye
yeter de artar bile. Bu iki alann sadece ontolojik bakmdan farkl
olmakla kalmayp herhangi bir ekilde badamaz ve birbirine kar
t olduu izlenimini de uyandran bu trden kavram oluturma
alkanl, giderek doa ve toplum dediimiz alanlar ara
sndaki ilikileri aratrmamza giden yolu da tkar. Bu alanlar ayr
ayr inceleyen akademik gruplarn ekmeine ya srercesine, her
iki alan da birbirinden kopuk ve bamsz gryoruz. Gerekte
ise, insanlk, yani toplum, kltr vb., doal olandan daha az
doal olmadklar gibi, evrenin paras olma hakkn atomlardan ya
da molekllerden daha az hak etmezler. nsanlar ile doa ger
ekten de gnmzdeki konuma ve dnme alkanlnn bizi
inandrdnn aksine, birbirlerinden bylesine farkl ontoloji alan
lar oluturmazlar. Herhangi bir bilimsel disiplinin her bir uzman,
kendi inceleme alann tekilerden yaltlm bir nesne gibi gr
meye ve ona teki bilimlerin inceledii nesneler karsnda ayr bir
zerklik tanmaya eilimlidir. Bu yzden de, en az karmaklk
gsteren dzlemlerdeki, cansz nesnelerin dzlemindeki inceleme
ve aratrmalar teki btn aratrma alanlar karsnda hkimiyeti
ele geirip, ortaya koyduklar sonular, insanlarn pratik ihtiyalar
119
alannda ok geni bir kullanlma ve uygulanma imkn bulunca,
"doa ya da nesne incelemesi adn alan bu aratrma dz
lemleri, gitgide, bir balarna, btn teki alanlardan ve insanlarn
dnyasndan bsbtn kopuk, bilgiyi edinen znelerden ta
mamen bamszm gibi alglanmaya baladlar. nsanlarn ge
limesinde onlara yardmc olan bilgi aralarnn farklar, dil ve d
nce daarcna yansd. yice yaplam, organize olmu bir
nesne olarak anlalan fiziksel doay inceleyen bilim beine at
fedilen bilgi statsnn, daha az organize olduu dnlen,
insan inceleyen bilim beine tannan statnn stnde yer al
da, bu farkn bir yanssdr. Ayrca evrenin insansal dzlemini
doal dzlemden ayrd dnlen almaz uurum da bu fark
llk anlaynn bir baka ifadesidir.
Burada belki bu tehisimizi tamamlayc bir ifade olarak iki
kltrden sz etmek gerekir: Doa bilimlerinin temsil ettii ve on
larn uyguland alann kltr ile sosyal bilimlerin ya da insan bi
limlerinin uyguland ve btn bir sanat ve edebiyat dnyas, k
sacas, szcn dar anlamndaki kltr. Bu her iki alanda
alan uzman gruplarnn konuma ve dnme tarzlarnn ta
mamen farkl olduu ok dorudur; dolaysyla da bunlarn bir-
birleriyle iletiim kurma glkleri bulunmaktadr; hatta kimi du
rumlarda, gereklere gzmz yummak istemiyorsak, bu iki
evre, tam bir iktidar mcadelesine girimilerdir ve her bir taraf,
olanca gcyle kendi uzmanlk alannn kar taraftakinden stn
bir deer tadn ispat etmek iin rpnr. Gelgelelim bu yndeki
tartmalarn gnmzde arz ettii duruma baklacak olursa, her iki
bein de, tpk, zne ile nesne, insan ile doa, tarih ile
doabilim arasndaki ok iyi tandmz kavramsal blnmlk
gibi, uzmanlar arasndaki farkl diller ve farkl amalarla iyice net
leen blnml, dnyada oldum olas var olmu, ebedi bir b
lnmlk olarak benimsedikleri izlenimini edinmemek mmkn
deildir. Aslnda ise, belli bir evreye ait, alacak bir b
lnmlktr bu. nce de sylediimiz gibi, insanlarn birey ola
rak kendileri ve toplum hakknda bildiklerinin olduka az, kendi
dnyalar iinde yerlerini, ynlerini tayin ederken, cansz doa
120
hakkndaki nispeten ilerlemi bilgilerinin sonularnn sosyal ha
yatlar iin tad nem ve anlam deerlendirmek bakmndan
henz yeterince gelimi olmaktan ok ok uzak olduklar, ama
buna karlk cansz doann olaylarna mdahale etme ve hkim
olma bakmndan olduka gelimi olduklar belli bir toplumsal ge
lime basamann rndr bu durum. ki kltrden sz eder
ken, dikkat ektiimiz sosyal blnmlk, demek ki bir dnemi
ilgilendiren tarihsel bir duruma iaret etmektedir. Belki bu alma,
belli bir dereceye kadar, bu blnmln geiciliini gs
termeye ve hatta onun almas ynnde admlar atlmasna katkda
bulunabilir.
Zaman sorunu konusundaki incelemeler, burada szn et
tiimiz kavramsal kartlklar erevesine hapsolduklar srece, ka
nlmaz olarak engellenmekten kurtulamayacaklar iin, doa
ile toplum kartlyla birlikte ayn karakterdeki baka kar
tlklarn zaaflarna deinmek art olmutur. Doa-toplum b
lnmesi, sosyal zaman, fiziksel zaman diyebileceimiz eye,
yani toplumdaki zaman ile doadaki zamana, birbirinden bamsz
var olabilen iki ayr eymi gibi bakmaya zorlar bizi. Oysa bu, ger
ee aykrdr. nsanlar, olaylarn zamann belirleme dorultu
sunda attklar ilk admdan itibaren, hep doal, fiziksel evrenin
iindeki insanlard ve oldum olas bu doal evrenin bir paras ola
rak davranp hareket ettiler. Gerekten de, zaman sorunlar, bilimin
zel uzmanlk alanlarnn ve bu alanlara tekabl eden kavramsal
aralarn blnmlnn sonucu olan kutucuklara yerletirile
bilecek sorunlar deil. Dolaysyla, zamann sorunlarn incelerken,
doa ile toplum arasndaki karlkl etkileim ilikisini, (geni an
lamda sylersek, evrensel tekliin bilincini) yeniden kurmamza da
yardmc olacaktr.
Doa ve toplum biimindeki kavramsal kutupluluun d
ncemize koyduu ambargoyu da, zaman sorunlarn aratrmaya
balar balamaz kaldrmak o kadar zor olmayacaktr. leride sy
leyeceimiz eylerin ou, bunu kolaylatracaktr. u an iin,
daha nce deindiimiz ve bir paradigma zellii tayan rahip ile
kabile olayn anmsatmamz yetecektir. Rahip hasat zamanlarn
121
belirleyebilmek iin Yeni Ay ile Gnein kerteriz noktalar ara
sndaki hareketlerini gzlyordu. Bu rnekte, insanlar, her yerde
olduu gibi, temel ihtiya maddelerini salayabilmek iin do
ann nimetlerine, ekini bytecek yamura muhtatlar; bir fi
ziksel hareket olan Gnein hareketini gzlemliyor, ne zaman ekin
yapmalar gerektiine, yeni sosyal bir faaliyetin balangcna karar
veriyorlard. Gene sosyal bir faaliyet olan Gnei gzlemleme fa
aliyetinin ardndan alklarn gidermenin, yani doal bir drty
karlamann en iyi yolunu aryorlard.

17
Zaman belirlemenin bu en eski yollar hakknda yazl belgeler ok
az bilgi verdikleri iin, bu rahip yksne ikide bir atf yapyorum.
Zaten bu yk de, yazl bir belgeden alnmt. Belge, zaman be
lirlemenin bu biimini o geni sosyal balam iinde, dorudan ve
olanca canllyla aktaryor. Yoksa elimizde belge olarak o
unlukla talar bulunmaktadr; talar suskundur ve yanl yo
rumlara aktr. ngiltere, Wiltshirede Salisbury vadisindeki nl
Stonehenge harabelerini dnn. .. 2. yzylda, aralarnda bir
blmnn Akdeniz blgesinden geldii kesin olan insanlarca en
az aamada ina edilmi bu ta yap, belli ki bir klt tapnan,
uzak batnn ilk dinsel merkezlerinden birini temsil etmektedir.
Ant, bir zamanlar dev ta bloklarn, dikine yan yana gelerek bir
merkeze gre oluturduklar bir emberdi ve eer bugn hl az
ok varln koruyan anm bir patika zerinden (bir zamanlar
rahiplerin ve krallarn maiyetleriyle birlikte byk olaslkla yap
m olduklar gibi) yapya kuzeydoudan yaklaacak olursanz ve
bunu yaparken talarn oluturduu emberlerin ana ekseninin do
rultusunda merkeze doru yrrseniz, bu dorultuyu dmdz g
neybat ynnde uzattnzda, -yaz mevsiminde ve Gnein bir
dnenceden tekine getii gnn sabah olmas kouluyla -G
nein tam belli bir tan ucuna, bir tr mihrap grevi gren tan
122
tam tepesine rastlayacak ekilde ykseldiini grebilirsiniz. Baka
bir deyile, Stonehenge, iine bir zaman ler yerletirilmi bir
klt alanyd. Baz yorumlara bakacak olursak, talarn dzeni, bu
yapy yapanlarn Gnee tapanlar olmas gerektiini gs
termektedir. Ama ite bu yorum, aslnda bizim cehaletimizi rt
mekten teye bir anlam tamamaktadr. Toplumsal gelimenin o
aamasnda insanlar tapndklar tanrlara ayinler dzenleyip dur
maktaydlar. Belki Gnei, tanrlardan birinin tezahr olarak gr
mlerdir; olabilir de, olmayabilir de. Bu ta harabeler bir za
manlar baka hangi ilere yaram olurlarsa olsunlar, zaman
belirleme arac olarak kullanldklar kesindir. Afrikal ra-
hibinkinden ok daha karmak, ama ilkece ayn yoldan, belli bir
kerteriz noktasndan geen Gnee bakarak, sosyal bir faaliyet
iin zaman tayin etme faaliyetinin bir rneiyle kar karyayz
burada.
Anmsayacak olursanz, Gne dnencesi Gnein ynnn
dnd noktadr. Bu noktada Gne, yaz yolculuunun en u
noktasna ulam ve dn yapmtr. Birok insan topluluu,
Gnein bu dn noktasndaki hareketinden kendileri iin zel
anlamlar tayan bir iaret aldklarn dnmlerdir. nsanolu,
uzun dnemler boyunca gkte yan cisimlerin hareketlerinin belli
kurallara gre gerekletii konusunda bizim bugn olduumuz
kadar emin olamamlard. rnein Ayn tutulduktan sonra, teki
deyile n yitirdikten sonra bir daha onu geri alamayaca,
iine girdii durumdan kurtulamayaca endielerinin tandn
gsteren birok yazl belge bulunmaktadr. Ayn endieyle in
sanlar Gnein bu yn deitirmelerini de keyfi gelimeler olarak
alglayp, Gne henz o dn noktasna varmadan nce geri dn
mesini garantiye almak iin tanrlarna kurbanlar vermi, onlarn
gnllerini honut tutarak hasadn iyi gitmesini, srlerin o
almasn istemi ya da dmana kar zaferler kazanmay ummu
olmaldrlar. ngilteredeki bu dev ant, hangi baka amalara hiz
met etmi olursa olsun, zaman belirlemenin bir arac olarak zaman
belirleme abasnn tarihsel gelimesi ve karakteristik zellikleri
hakknda bize ok iyi bir fikir verebilir ve olup biteni bambaka bir
123
perspektiften grmemizi salayabilir. Stonehengein insanlar da,
baka biroklar gibi, Gnein hareket ynnn, onlarn ko
numuna gre deitii an, bir kerteriz noktas olarak alp, onu
zaman belirlemek iin kullanmlardr. Bunu yapmlardr, nk
bu yn deitirme hareketinde, belli bir sosyal faaliyete girmek iin
kendilerine yollanan bir iaret bulmulardr. Baka bir deyile, bu
insanlarn zaman belirleme eylemleri, naif, benmerkezci bir ka
rakter tamaktayd; daha genel bir ifadeyle syleyecek olursak,
sosyal bee endeksli, yani sosyosentrikti.

18
Eski alarn zaman belirleme giriimlerinin zerinde durup d
nmemizi gerektiren bir zellii daha var; deiimin iki ucu ara
sna skm, bir sreklilik tanmayan bir zaman belirleme fa
aliyetidir o alarda karmza kan.9 Zaman belirlemeye ynelik
giriimlerin o ilk gelime aamalarnda, dikkate alnan sreler, tek
bir deiim dilimini kapsyor; bugn bizim anladmz anlamda,
deiimler silsilesi iinden kesit niteliinde bir srecin kul
lanldnn farknda olamyorlard insanlar. Bunu kantlayacak bir
ok belge bulunmaktadr. u an iin, Afrikal rahip rnei ve Sto-
nehenge insanlarnn davran birer rnek olarak yeterlidir.
te yandan, insanlar, Gnein ve Ayn gkteki yrngeleri
ve bu yrnge zerindeki hareketin kurall konusunda olduka
gvenilir bilgiler elde etmi olduklar aamalarda bile bu gk ci
simlerinin periyodik grnmlerini nceden hesaplayabilme ko
nusunda yol alabilmek iin birka yzyl beklemek zorunda kal
mlar, yani szgelimi gz kapal, u kadar gn sonra Ay u
9. Zaman belirleme faaliyetlerinin srekli olmadklarn, ihtiyalara gre, sras
geldike gerekletirildiklerini ilk kez Martin P. Nilson, 1920 tarihli Primitive
Time-Reckoning adl kitabnda belirtmi ve bu sorunu enikonu incelemi. Bu
kitap elime getiinde, zaman konusundaki almam hemen hemen ya
rlamtm. O kitapta bol bol sunulan materyal olmasayd, eski alarn zaman
belirleme faaliyetine zg yapdan bu kadar emin olamazdm.

124
ekilde ortaya kacak diyememilerdir. Bu ldayan varlklar
gkte bir sre iin kaybolduklarnda, rnein bir Gne ya da Ay
tutulmas durumunda, ya da Ayn belli bir ekil almasnn, do
lunay halinin veya incelip minik bir kay andrmasnn ardndan
belli bir sre sonra yeniden eski durumlarna dnebileceklerinden
-bugn bizim olduumuz gibi- emin olabilmek iin alar bo
yunca beklemilerdi. Emin olmak, inanabilmek iin grmeleri art
t. Hesaba mesaba gvenemezlerdi. te bu anlamda onlarn zaman
belirleme giriimi, belli noktalar arasnda kalan, sreklilikten yok
sun bir zellik tayordu ve zaman gstericisi olarak kullandklar
eyleri ve bunlarn srelerini, somut olarak gzlerinin nnde
grmeleri kouluna bal bir faaliyetti. Sosyal faaliyetlerini d
zenlemek, neyi ne zaman yapacaklarna karar verebilmek iin
Gnei Ay ya da yldzlar belli bir konumda, gzlerinin nnde
grmek zorundaydlar. Bu trl zaman belirleme giriimine, hi de
yerinde olmayan bir tanmla, somut sfat yaktrlyor sk sk.
Oysa doru deil bu. nk, o ada bir kii yeniayn ktn g
rerek, gerek kendi kendine Yeniay kt desin isterse de bunu
bakalarna sylesin, zaman ya da sosyal faaliyetlerinin tayini ve
iletiim iin somut bir eyi deil de bir kavram ara olarak kul
lanm olmaktadr. Ve somut kavram, soyut kavramndan
farkl olarak, kavramsal bir ilikiyle pek badamaz. Deiik so
yutlama ve sentezleme dzlemlerinin kavramlar arasnda fark
llklar gzetmek ise kesinlikle mmkndr ve hatta arttr. ki
nokta arasndaki, daha dorusu belli bir noktadaki olayn dorudan
alglanmasna, bu olayla yz yze olunmasna bal zaman be
lirleme biimleri, rnein yeniayn ortaya kn grmek, de
neyimin alt basamaklardaki bir soyutlama ya da sentezleme bi
imini temsil eder. Toplumlar daha ok sayda insann ilikisini
kapsayacak ekilde gelitike ve toplum iindeki ilevler artp fark
llatka, zaman belirleme dorultusunda ortaya kan de
iiklikler de, gene zgl bir ynde gelimitir.
Gemite, alk olunduu zere, zaman sorunu, zaman be
lirleme abalarnn geirdii geliimler ve bu geliimlerin ynleri
ele alnmadan zlmeye allmtr. Bu alkanlk srdke,
125
"zaman" sorunu zmszln koruyacaktr. Zamann bil
mecesini, zaman kavramnn sosyal gelimeyle birlikte geirdii
evrimle olduu kadar, bir deiim biriminin, nceki bir pozisyonu
ile sonraki bir pozisyonu arasnda kalan periyodik standart ara
lklarn gsteren yl, ay, saat ya da dakika gibi eitli
zaman birimleriyle ilintilemeden bir yere varamayz. Gelime s
relerini de iin iine katarak sorunlar ele alma giriiminin, 18. ve
19. yzylda geliim kavramnn artrd deer yarglar ve
anlamlar yznden engelleniyor olmas ok muhtemeldir. ster
zaman belirleme sorununun sosyal kurumlamalar isterse de do
rudan toplumlarn gelimesi sz konusu olsun, gelime kavram
Aydnlanmann u eski ideal ilerleme imgesi ile ayn kaba kon
maktan kurtulamamaktadr. Bu ilerleme kavram, bir sonraki her
basaman ncekinden daha yksek ahlki deerleri temsil ettii ya
da daha fazla mutluluk ynnde atlm bir adm olduu anlaym
kotarp durur gibidir. lerlemenin bu sonular getirmesi anlamnda
bir temenni modeli oluturduu bu durum ile gelime sos
yolojisinin somut konular (rnein olgusal ve ispatlanabilir iler
lemeler, ya da artk duruma gre, toplumun farkllamas, ilevlerin
artmas ya da sentez yetenei bakmndan geri dzleme dmesi
konular) birbirinden gerektii gibi ayrt edilememektedirler. Sz
gelimi Darwinin biyolojik evrim sorununa el atn dnelim.
Darwin, amfibik hayvanlarn balklardan, memelilerin srngen
lerden daha ahlkl olup olmadyla ya da insanlarn may
munlardan daha mutlu olup olmadklaryla deil, eitli trlerin
nasl olup da o aamada neyseler o hale geldikleri, niin byle bir
evrim geirdikleri sorusuyla ilgilenmi, ayrca evrim srecine daha
sonra ortaya km trlerin, ilevsel yetenekleri bakmndan niin
eskilerden daha stn olduklarn aklamaya almt. Genelde
toplumlarn gelimesi sorunu, zelde ise zaman sorununa giri
yolu ayndr. Zaman belirlemenin yaygn ve egemen biimleri ile
bu biimlere tekabl eden zaman kavram, bugn ne iseler o du
ruma geldiklerine gre, bunlarn gnmzdeki zelliklerini ve du
rumlarn anlayp aklayabilmeyi ummak iin, nce, nasl ve niin
bu ynde geliegeldiklerini bulup ortaya karmamz arttr.
126
19
Bu almada belirleyici bir rol oynayan bir dizi sorun var. Hassas
noktalar ilgilendiren bu sorunlar, btn bu inceleme boyunca tpk
leitmotif (tayc motif) gibi eitli klklarda tekrar tekrar kar
mza kyor. Ancak pek de haber vermeden yapyorlar bunu.
zerinde durduumuz konudan basbaya uzaklamadan bu tr so
runlara her zaman aka dikkat ekemiyorsunuz. Oysa konumuz
bakmndan ok nemli olabiliyor bunlar. te bu kaygyla, bu so
rulardan n, ksaca, ama gereken nemi vererek gzden ge
irmek istiyoruz.
Btn bu sorunlar ksmen ya da tamamen, konumann ve d
nmenin bellibal yerleik ve benimsenmi biimlerinin, hem
zaman sorununa hem de benzer baka sorunlara giri yolunu ka
patmasndan kaynaklanmaktadr. Zamana ynelik inceleme, fark
etmi olacanz gibi, bugne kadar oktan yaplm olmas ge
reken byk temizliklerin k noktasn oluturabilir. Herhangi
bir dnce gelenei toplumlarn ilikilerini dzenlemelerinde vaz
geilmez aralar uzun yllar saladktan sonra, brakt olumsuz
etkilerin temizlenmesi ihtiyac da eninde sonunda ortaya kar. r
nein Avrupa toplumlarnda Rnesanstan gnmze Des-
cartestan Husserle, Galileodan Einsteina hatta Thomasclktan
Yeni-Thomasla, Lutherden Bartha, Bultmana ya Schwe-
izere uzanagelen gelime, byle bir temizlii hak etmektedir. Bu
dnce temsilcilerinin hepsinde ve elbette ortaya koyduklar d
ncelerde, bellibal temel varsaymlar genel dilin ve dnme
alkanlklarnn iine ylesine derin nfuz etmitir ki, phe edil
mesi ve deitirilmesi gereken bir eyler olarak alglanp fark edil
meleri bile artk olanakszdr. Gnn yerleik kurumlamalarnn
olaan ve doal karlanan aksiyomlar olarak -srekliliin iz
gisi yzeyde her ne kadar krlm gibi grnse de- bir sonraki ku
aa aktarlacaklardr. Gelenek ne kadar uzun sreli ise, bu ak
siyomlar da o kadar olaan gelir insanlara. Dolaysyla da bir
dnce gelenei birka yz yln doldurmusa, artk bu sor
gulanmadan kullanlan aksiyomlar gzler nne sermek, verili bir

127
olaanlk olarak kabul edilen bu dnce aksesuvarlarnn hl
kullanlabilir olup olmadklarna bakmak, artk ie yarar deillerse,
yerlerine nelerin geirilebileceini dnmek arttr. Elbette bu,
yle tek bir kiinin altndan kalkabilecei bir i deildir. Tek bir
insan, belli bir toplumun faaliyetlerinde ve ilikilerinde, ynn,
yolunu tayin iin bavurduu, yzyllar boyunca yerlemi, ku
rumsallam ve derinlere kk salm aralar bir bana temizleyip
yolu aacak gce sahip olamayaca gibi, byle bir grevin ge
rektirdii bilgi daarcna ve mr uzunluuna da sahip deildir.
Dahas, eski geleneklerin clk km aksiyomlarn aabilecek
yeni aralar bulup deerlendirmenin, bunlar ileyip gelitirmenin
olanaksz olduunu bile dnebilir. Ama denemekten ne zarar
gelir.
Aada, konumuz bakmndan nemli olan kritik sorunlarn o
geni yelpazesi iinden, hem bu metnin incelemeleri bakmndan
hem de burada pek vurgulanmam balamlarda nem tayan
sorunu ekip ne kartacam. Ancak bu sorunlarn ksaca adn
koyup onlar yorumlamakla yetineceim. Amacm, buradaki a
lmann asl eletiri hedefini oluturan bilimsel tutum ile (yani
belli bir olguyu kapsayan sreleri indirgeyerek ve tecrit ederek,
rnein zaman, sosyal sreler dnda kavrayarak anlamaya ya da
incelemeye alan yntemsel alkanlk ile) incelemeleri sreler
iine yerletiren alkanlk ya da bilimsel tutum arasndaki farkn
altn izip, birincisinden kincisine geiin gerekliliini gstermek.
Getirmek istediim ilk sorun, zaman dediimiz eyin iindeki
pozisyonlar ve deiimlerin dilimlerini lmek iin kullanlan her
trl lein ve l cetvelinin zgl, baka l aralarnda g
rlmeyen karakteristik zelliini gz nne seriyor. Zaman lerler
her ynden mekn lerlerden ayrlrlar. Bu farkllktan dolay in
sanlar, zaman kavramlarnn ve standartlatrlm zaman birimle
rinin gelitirilmesinde ve cevaplanmas bu kavram ve birimlere
bal olan ne zaman sorularnn net biimde ifade edilmesinde
zel zorluklar yaamlardr ve yaamaya da devam etmektedirler.
Fizikiler de zaman lerlerle mekn lerler arasndaki farkll
gzden karm deillerdir. Gelgelelim fizikilerin ideal hedefi
128
olarak, sreleri, ierdikleri para dilimlere indirgeme, de
iimlerin oluturduu sreklilii yaltlm sistemlere blerek
inceleme ynndeki baskn eilimleri, zaman ve mekn lerler
arasndaki bu basit farklln, aslnda hi de karmak olmayan ka
rakterini gizlemi, dolaysyla da zamann aslnda ne olduunu
anlamalarn engellemitir.
kinci sorun daha nce de deindiimiz gibi, sreklilikten yok
sun, noktasal, duruma bal zaman belirleme biiminden, giderek
daha sk ilikilenen, sreklilik ve genellik arzederek insanlarn
tm yaam alanlar ve sresi iindeki eylemlerini etkileyen bir
zaman rgsne doru gelien deiimdir. Ulus devletler oluturan
ileri sanayi lkelerinin insanlarnn yaamlarn etkileyen sosyal
zaman rgs bu trden bir oluumdur. Bugn giderek btn dn
yaya yaylmaktadr ve zaman belirleyiminin eski biimlerinin
hkm srd yerlerde bu yeni biimin alnmasndan kay
naklanan glkler aka grlmektedir. Hatta buralarda ampirik
ve teorik alardan ortaya kan sosyolojik sorunlar daha ilgintir.
Zaman konusuyla ilgilendiinizi sylediinizde soruna iaret eden
bolca hikye toplayabilirsiniz. Geenlerde duyduum bir hikyeye
gre Gney Afrikal bir kadn Almanyadan memleketine dn
srasnda anlatyormu. Almanyann tren istasyonlarnda onu ok
artan bir ey grm. Saatlerin zerinde saat ve dakikadan baka
saniyeyi gsteren ibre de oluyormu.10 Zaman belirleyiminin bu
gne kadar geldii son noktaya iaret eden bu tr aklamalara ba
karak, zamann alglanndaki genel izgiyi yakalamak ve tm
zaman deneyimlerinin ve kurumsallamalarnn temelinde yatan
sentezle ilgili daha derinlemesine aratrmalar yapmak mmkn
olabilir.
uras aikr: Zaman belirleme, olaylarn birbirleriyle ilin-
tilenmesinin ya da sentezlenmesinin zgl biimlerinden birini
temsil eder. Gnmzde olaylarn eitli yanlarnn birbirleriyle
balantlanmas, olaylar arasnda zaman bakmndan bir sentez
yapmamz, kendiliinden gerekleen olaan bir edim gibi gel

10. Bu bilgi iin Elke Mller-Korteye mteekkirim. Bu trden saatlerin sk d


zenlenmi hareket planlar iin zorunlu olduu aklamasn getirdi.
129
mektedir bize. Bu faaliyetimizi ister kendi deneyimimizin, isterse
de sosyal birikimin bir sonucu olarak grelim, fark etmez. Oysa,
byle bir sentez yapma yeteneinin ve sentezin hi de yle ken
diliinden gerekleen, olaan bir ey olmadn; insanlarn, sos
yal gelimenin eski basamaklarnda, olaylarn zamann iinde
birbirleriyle nasl ilinti iinde olduklarn bilmediklerini ve zaten
bilmi olmalarnn da mmkn olmadn ve atalarmzn adm
adm gerekletirdikleri sentezlerin hepsini ieren ve birbirine ba
layan, geni kapsaml bir btne varabilmek iin, dolambal, etin
bir dnme serveninin yaanm olduunu kavradmz anda,
bu kavray bizi dosdoru zaman sorununun merkezine g
trecektir. Bugn insanlarn bu alanda gerekletirdikleri st ba
ntlar anlamndaki sentez, ok uzun bir srecin u anda ulalm
ileri basamaklarndan biridir. Bu srecin eski basamaklarnda, sz
gelimi u bizim kavramlardan yoksun kurmaca topluluun ya
knlarnda bir yerlerde, insanlar, bugnkne gre daha geici ve
dar bakl bir sentez yapabilecek durumdaydlar. Bu nedenle de
onlarn zaman belirleme giriimini de ieren perspektifleri, bi
zimkiyle karlatrldnda, kopuk, kesintili, devamllktan yok
sun bir perspektifti. Sentez yeteneini ilgilendiren bu ikinci soru,
burada zerinde daha fazla duramayacamz ok geni kapsaml
daha baka sorular gndeme getirmektedir.
zerinde biraz daha fazla durmamz gerektiren nc soru
ise, doa ile toplum ilikisinde odaklanyor. En azndan bu ili
ki, sorunun k noktasn oluturuyor. Daha nce de sk sk be
lirttiim gibi, gnmzde doa ile toplumun ontolojik ynden
iki ayr alan temsil ettikleri gr olaan geliyor herkese. Do
laysyla zaman sorunu da bu iki alana blnyor. Fizikteki za
mann hem sosyal zamandan hem de insanlarn yaad, duyum
sayp alglad zamandan bambaka bir ey olduu izleniminden
bir trl kurtulamyoruz. Daha nce de zerinde durduumuz o bi
zimkilere gre daha basit toplumlarda, zaman belirleme giriimleri,
bugn doal ya da fiziksel diye tanmladmz olaylar ile
sosyal ya da insana zg diye tanmladmz olaylarn, teki
deyile, yaptmz bir ayrmn ncesi olan btnlk halini temsil
130
ediyordu. Dolaysyla zaman belirleme abalarnn uzun sosyal ge
liimini ve ynn incelediimizde, amzda bilginlerin ou tar
tmalarna hkim olan, doa ile insan arasnda almaz bir
uurumun bulunduu anlaynn, tartmasz bir aksiyom karakteri
tadn grrz. Bu aksiyomun oktan tarihin p sepetine atlp
atlmamas gerektiine bakmak lazm.
Doa toplum ilikisi sorununu ortaya atmak zaman sorunu
bakmndan zel bir nem tamaktadr. Dnyay ikiye blen bu
aksiyomu olaan saydmz srece, gnmzn dil kullanmnda
-ayrdmz en bata fiziksel dzlem anlamna gelen, ama el
bette biyolojik sreler btnn de kapsayan- doaya ilikin
dzlemler ile insan ilikilerinin dzlemleri arasndaki ilikileri
kavramamz mmkn olmayacaktr. Zamann sosyoloji alanna
giren sorunlarn, doabilimleri ile sosyalbilimler arasndaki ssz
blgede aramak gerekirken zamann esas olarak fizikilerin zel
likle de teorik fiziin meselesi olduu biimindeki hkim anlaya
sarlp kalmz. Bilim adamlarnn her bir beinin, uzmanlk ala
nnn sorunlarn, alabildiine kutsallatrarak ele alma eilimleri,
bu sorunlar, uzmanlk alanlarnn ortak uzlamlarn ve ide
olojilerini kullanarak oluturduklar bir kale gibi yabanc is
tilaclardan korumaya almalar, eitli bilimsel alanlar ortak bir
teorik ereve iinde birbirleriyle birletirmemizi engellemektedir.
Zaman sorunuyla urarken, mevcut durum, nmzdeki bu en
gelleri amamz iyice zorlatrmaktadr. Baka bir ifadeyle, zm
nen, fiziksel zamanla sosyal zamann, biyolojik zamanla insann
yaad zamann birbirleriyle herhangi bir ba olmakszn yan
yana durduklar varsaymn glendiren bir tarzda dnmeden ya
da konumadan edemiyoruz. te en bata bu nedenle, dnme ve
bilim yapma geleneimizde dnyann sembollerle temsil edildii
btn dzlemlere nfuz etmi olan ve doa ve toplum ya da
zne ve nesne gibi kavramsal kutuplamalara yol am b
lnme zerinde durmamz gerekmektedir asl. Zaman inceleyip
aratrrken, bir yanda doay te yanda da insan ayr ayr ele
alma hatasna dmeden, doa iindeki insan da incelemeliyiz.

131
Szn ettiim kritik sorundan ilkine biraz daha ayrntl girmek
istiyorum. Zaman ile mekn sorununa. Burada deineceim
ynleri de karmza ok geni kapsaml baka bir sorunu daha
karyor. Eskimekte olan bir gelenein entelektel ekirdeinin s
tn gittike kalnlaan gene entelektel bir pas tabakas kap
lamtr. Bu tabakalar kat kat kaldrrsak, altndaki ey ortaya
kar. te aada byle bir adm atacaz.
Zaman ile mekn kavram, sosyal geleneimizin faaliyet ve
ilikilerinde yerimizi tayin etmemizi salayan balca aralar ara
snda yer alrlar. Bu iki kavram, onlarla balantl pratie bakarak
incelediimizde, bunlarn birbirleriyle olan ilikilerini de daha
kolay kavrarz. Zaman ve mekn sosyal eylemlerin ve ku-
rumlarn belirli tiplerini temsil eden kavramsal sembollerdir. Bu
ikisi, insanlarn, zaman ve mekn iindeki belli noktalara ya da bu
noktalar arasndaki mesafelere gre yerlerini tayin etmelerini sa
larlar. Her trl olay hem ayn byk ak iindeki dier olaylara
gre konumlanr, hem de l ilevi gren baka bir aktaki kout
elere gre konumlanr. Dolaysyla da gerek zamann gerekse de
meknn iindeki belli pozisyonlarn, yani belli bir noktada bu
lunma halinin alglanmas ve belirlenmesi, toplumsal gelimenin
belli bir basamandan itibaren mmkn olabilmitir. Sz konusu
basamak, insanlarn, nispeten yksek dzeydeki genelletirme ve
sentez yapma yetenei sonucunda elde ettikleri aralar sayesinde
olaylara hkim olma, onlar denetleyebilme ve onlar zerinde d
nebilme imkn bulabildikleri bir basamaktr. Zaman ve
mekn iindeki pozisyonlar anlamna gelen ilikiler, bir so
yutlama, ayklayp birletirme, teki deyile sentezleme ili
kileridir. nsanlar, gzlemlenebilir olaylar, belli bir byklk hi
yerarisine gre ilikili olduklar mmkn btn teki olaylardan,
rnein galaksilerden ve kum taneciklerinden ya da balinalardan,
insanlardan ve bakterilerden hareketle soyutladktan sonra, bu
geriye kalan art sentez yoluyla ilintileyerek, zaman ve
mekn ilikisini elde etmilerdir. Demek ki bu iki kavram da,

132
gzlemlenebilir olaylarn, katksz, her eyden arndrlm po
zisyon ilikilerini ifade ederler, dolaysyla da soyutlamann ve
sentezlemenin ok yksek bir dzeyine karlk gelirler.
nsanlarn bu dzlemde, olaylar ilintilerken iki trl balant
kavram gelitirmi olmalarnn nedeni, pratikte, zamansal du
rumlar arasndaki ilikileri belirlemek iin gerekli olan l ti
pinin, mekn iindeki pozisyonlarn ilikilerini belirlemek iin ge
rekli olan l tipinden birok ynde farkl olmasdr. Meknn
iindeki pozisyonlarn ilikileri, standart ve sabit l birimleriyle
belirlenebilen ilikilerdir; insanlar pratikte standartlar l olarak
kullanabilmek iin bunlar hareket ettirirler ve gerek zaman ge
rekse mekn iindeki pozisyonlarn deitirirler, ama standartlarn
kendileri sabittir. Ayrca, aslnda birbiriyle ilintilenmi po
zisyonlarn belirli dizimleri sadece insanlarla ilikilendirildikleri
belli artlarda hareketsiz saylrlar ve insanlarla ilikilerinde ha
reketli olan baka trden pozisyonlardan ayr tutulduklarnda
meknsal anlamda pozisyonlar olarak tanmlanrlar. Zaman
dediimiz eyin iindeki pozisyon ilikileri ise sadece ve sadece
bizzat hareketli l birimleriyle ya da standartlaryla, teki de
yile, pozisyonlar durmadan deien llerle belirlenebilen ili
kilerdir. Zaman ile meknn birbirinden farkl, hatta belki de
birbirinden kopuk byklkler olduklar izlenimini yaratan kav
ramsal ayrm, aslnda sadece dorudan pozisyonlara ynelik iki
ayr iliki tipini kavramsal dzlemde birbirinden ayrt etme gi
riiminin sonucudur. Bir yanda hareketsiz standart birimlerle, te
yanda ancak, pozisyonlar srekli deien hareketli standartlarla
belirlenebilen iki iliki dzlemi ile kar karyayzdr. Srekli ha
reket halinde olan Gnein bir zaman lc olarak ilevini ya
da kendileri mekanizma olarak hareket etmemekle birlikte sem
boller dzleminde srekli bir pozisyon deiikliini temsil eden sa
atleri ve takvimleri dnmemiz ve bunlar cetveller, metreler ya
da kilometre talar gibi mekn lleri ile karlatrmak ara
daki fark grmemiz yeter. Bylelikle, zaman ile mekn ilikisini
kavramaya giden yolda bir ilk adm da atm oluruz.
Standartlarn bu iki tr arasndaki fark, gerek mekn gerekse
133
de zaman ilikilerinin, salt pozisyonlar ynnden belirlenmesinde
nmze konan pratik grevlerin farkl olduklarn gstermektedir.
En bata, zamann ve meknn iindeki pozisyon ilikilerinin,
kavramsal dzlemde birbirlerinden koparlmalarndan, bu pratik
farkllklar sorumludurlar. Pozisyon ilikilerini ise lme pratii d
nda dorudan birbirlerinden ayrt etmek mmkn deildir.Min-
kowski ve Einsteinn drt boyutlu evren kavraynda doruuna
ulaan ve zaman ile meknn kavramsal dzlemdeki kopuklu
unu gideren gelimeyi burada anlatacak deiliz. Bu gelimenin
bizi ilgilendiren yann basit ifadelerle de aktarabiliriz. Ksaca,
mekndaki her deiim ve dnm, zamandaki bir dnm
ve deiimdir ayn zamanda, ya da tersi. Bir yandan zaman akp
giderken meknda hareketsiz oturabildiinizi hatrlayarak al
danmayn. Bu akan zamann paralelinde insan durmadan yalanr.
Kalbimiz arpar, soluk alr sindirim yaparz; hcrelerimiz byr ve
lp giderler. Bu deiimler belki alabildiine ar yol alrlar, ama
ne olursa olsun sonuta zamann ve meknn iinde srekli ola
rak deiir, insan olarak gittike yalanrz; gene durmadan deien
bir toplumun paras olarak, dur durak demeden hareket eden yer
krenin sakini olarak.
Meknda kullanlan ller, mekn iindeki pozisyonlarn ili
kilerini belirleme amacyla seilip standartlatrlm olduklar ve
bu pozisyonlar da gene kendilerini len insanlara gre de
imezlik zellii tadklar iin, insana gre hareketsiz ya da de
imez olabilirler. Bu zelliklerden tr bu standartlatrlm
iliki gstericilerini, birbirleriyle olan ilikilerini tespit etmek is
tediimiz pozisyonlara kolayca uygulamak mmkn olmaktadr.
Nerede sorularnn cevabn, setiimiz bir ly kullanarak
vermek nispeten kolaydr; nk spesifik pozisyon ilikilerini tem
sil eden lnn kendisi de onlar kullanan insanlara gre tpk l
lmek istenen nesneler gibi hareketsizdir. Birbirini izleyen ve ke
sintisiz bir deiimler silsilesinin paralarn oluturan pozisyon
larn ve bu pozisyonlar arasnda kalan srelerin aralarndaki ili
kileri -bu pozisyonlar ve sreleri, hareketsiz pozisyonlar ara
sndaki ilikilere kavramsal olarak indirgemeden- lmek, mekn
134
daki pozisyonlar lmekten katbekat daha g bir itir. nsanlarn
iinde yaadklar ve bir parasn oluturduklar evren ve dnya
hep hareket halinde olduundan ve durmadan deitiinden,
mekn ve zaman kavramsal dzlemde birbirinden ayr tut
mann, hatta ayr byklkler olarak ele almann mantn me-
rulatrabilmek iin yle bir aklama getirebiliriz belki: Mekn
dediimiz ey, hareketli olaylarn arasndaki pozisyon ilikileriyle
ilintilidir; bu pozisyonlar belirlemek istersek, onlarn deitikleri
ve hareket halinde olduklar gereini bir yana brakp, yani bu po
zisyonlar hareket ve deiim zelliinden soyutlayp ele almak zo
rundayz. Oysa zaman da, deiimlerin oluturduu bir s
rekliliin iindeki pozisyon ve sre paralarn lmemizi
gerektirir, ama bunu yaparken pozisyon ve sekanslar bu srekli
deimelerden ve hareketlerden soyutlamamak durumundayz.

21
Gnmzde, deien ve hareket halinde olan ilikileri, deimeyen
ve hareketsiz ilikilere indirgeyen bir entelektel gelenein ta
leplerine boyun ememenin zahmetinden kamak iten bile de
ildir; nk deiimleri ve hareketleri indirgeyici yaygn an
layn geleneksel dnme ve konuma tarzna uyum salama
basks ylesine youndur ki, bu entelektel gelenein dnda
kalan bir kavramsal dil kullanmamz ya da dnce izlememiz ne
redeyse olanakszlamaktadr. Bu uyum salama basksna
zaman kavram da direnememektedir. Zaman bir yandan global
bir sembol olma anlamnda, nceki bir pozisyondan sonraki bir po
zisyona yol alan tersinmez pozisyon deimelerini ifade ederken,
bir yandan hl, rnein fizikte, mekn ve arlk gibi hareketsiz
olaylarla bir tutularak bunlarn nicel deerleri ile ayn dzlemde
yer alr. Byle olunca da zaman kavram gnmzde, bir yandan
tekrarlanamaz deiimlerin srekli sekanslarna, bir yandan da de
135
iimlerin tekrarlanabilir dilimler sekansna- tekrarlanabilir, ye
niden yeniden ayn halleriyle ortaya kabilir olduklar lde ayn
kabul edilen- iaret eder. Gelgelelim bu iki dzlemin arasndaki
fark ve bunlarn birbiriyle ilikisi bugne kadar ak seik bir sorun
olarak formle edilip nmze konmad gibi, bu dzlemler bu
ynde bir giriimle henz karlamamlardr. te bu durumda da,
yerleik zaman kavram, geride sakl duran sorunu rtmekte, bizi
ona bulamadan zaman sorununu tartmaya itmektedir. Bu so
runun ne olduunu ve gerekte zaman dendiinde nelerin kast
edildiini daha iyi anlamann yolu, geleneksel kullanmn nmze
srd zaman kavramn bir yana brakp insanlarn zaman kav
ramyla hangi sorunlar zmeye alageldiklerine bakmamzdan
gemektedir.
imdi bir rnekle, zaman kavramnn yerleik kullanmnn
etkisinden syrlarak, sosyal dzleme bakma ve insanlarn bu kav
ramn yardmyla zmeye altklar sorunlardan hareket etme
yaklamn modelletirmeye alalm. Diyelim ki, bir halk top
luluu, hatiplerin belli bir konudaki lehte ve aleyhte fikirlerini din
ledikten sonra politik bir karar oylamak iin topland. Bu topluluk,
konumaclarn birbirlerinden belli bir uzaklkta durmalarn, fi
kirlerini oradan sergilemeleri kuraln koymutu. Bu durumda me
safe mekn iindeki iki pozisyon arasnda kalan spesifik iliki
anlamna gelir. Hatiplerin konuma srasnda aralarndaki mesafeyi
koruma kuralna uyup uymadklarn tespit etmek, bu trden po
zisyon ilikilerini belirlemek hi zor deildir. ki hatip arasndaki
pozisyonun uzunluunu standartlatrdnz anda sorun kalmaz.
Standartlatrlm uzunluktaki bir tahta paras ya da ip, bu iin s
tesinden gelmenize yetecektir. Ama bu topluluk ikinci bir kural
olarak bu iki szcnn, konuma srelerinin de belli bir zaman di
limi ile snrl olmas gerektii kuraln koymu olsun. Hatibin biri
tekinden nce konuuyor. Peki bu durumda bu iki konuma s
resinin eit zaman uzunluunda olup olmadklarn nasl be
lirleyeceiz? Pe pee gelen iki ayr olay aknn balang ve biti
pozisyonlar arasndaki mesafeyi nasl tespit edeceiz. Durmadan
hareket eden bir eyin balang ve bitii arasndaki sresel uzaklk

136
baka bir sresel uzaklk ile nasl karlatrlp kyaslanabilir? Bi
rinci konumacnn hareketli deiim dilimi ile sonraki ko
numacnn hareketli deiim dilimi ayn anda yan yana balayp
srmediklerine gre, ne yapabiliriz? Bu her iki konuma, tez ve
anti tez olma zelliini yitirmedike, bir baka deyile bu ilevini
kaybetmedike, ayn anda balayp paralel yol alamazlar. Peki bu
durumda, konumalardan birinin tekinden uzun srp sr
mediini nasl tespit edip salama alacaz? Eski Atinallar, bu so
runla kar karya kalmlard; ama aslnda sorunun zm de el
lerinde olmasayd sorun da ortaya kmazd herhalde. Atinallar bu
iin stesinden gelmek iin kum saati kullandlar; bu yolla her bir
konuma iin izin verilen sreyi yani zaman lyorlard.
Ancak acele edip, Atinallar zaman lyorlard demeyi bir
yana brakr ve gerekten AtinalIlarn neyi ltklerini dnecek
olursak, geleneksel zaman kavramnn gerisinde gizlenmi so
runu da daha net grrz. nk, zaman duyu alglarna ak bir
d nesne olmadna gre, zaten llmesi sz konusu deilse,
zaman ltmz sylediimizde, aslnda ne yaptmz ileri
srm oluyoruz?
Atinallara dnelim. Onlar iki konumann balangc ile bitii
arasndaki aral birbiriyle karlatryorlard; yani karlarnda,
tekrarlanmas olanaksz, birbiri ardndan gerekleen iki sosyal de
iimin temsil ettii bir sreklilik bulunmaktayd; onlar da bu iki
deiimi, teki deyile konuma dilimini alp bir kum saati iin
deki kumun bir gzden alttakine dklmesi iin geen sre ile kar
latryorlard; buradaki modele gre, fiziksel, dolaysyla
doal nesneler arasnda yer almas gereken ve tekrarlanabilir d
nmlerin srekliliini temsil eden bir arala, yani her altn s
tne getiriimizde, ayn deiiklii ayn sre iinde gerekletirip
kumun aadaki gze akt bir kum saatiyle. Atinallar ko
numalarn zamann lyorlard derken, ok basit bir eyi dile
getirmi oluyoruz demek ki; yani, balang ve biti arasnda kalan
aralklar, konumalar ile karlatrldnda cansz dnyaya ait
srelerin balang ve bitileri ile karlatryorlard. Bu kinciler
hem tekrarlanabilirlik zellii tayorlar hem de gerek konu
137
malardan gerekse de teki btn insan eylemlerinden daha kolay
denetlenebiliyorlard. Bu balamdaki zaman belirleme giriimi, eni
konu sosyosentrik, yani toplum merkezci bir zellik gsteriyordu:
Snrl uzunluu olan, tekrarlanabilir doal sreler ya da se
kanslar, tekrarlanamaz sosyal sekanslarn uzunluunun ls ola
rak kullanlmaktayd. ster bir kum saati iindeki kumun sabit ve
tekrarlanabilir dklme sresi anlamndaki aralk olsun, isterse de
Gnein, Ayn belli iki nokta arasndaki hareketiyle belirlenen
aralk olsun, zaman belirlemenin o ilk aamalarnda, sosyal fa
aliyet sresine uygulanan dilim, fiziksel bir olayn iki pozisyonu
arasnda kalan araln temsil ettii dilimdi. Belli bir sosyal amacn
arac olan fiziksel bir olay sz konusudur burada. nsanlar gkteki
cisimlerin ya da yeryzndeki fiziksel maddelerin srelerini srf
meraktan ya da i olsun diye tekrarlanabilir dilimler halinde tespit
etmeye kalkmamlard. Bu fiziksel, doal maddi sreler, on
larn belli bir sosyal faaliyete, belli bir eyleme ne zaman balayp
onu ne kadar srdrmeleri gerektiini syleyen yol gstericilerdi.
te bugn kalkp da, AtinalIlarn kum saatini zaman lmek
iin kullandklarn sylediimizde, zaman kavramnn, bir kere,
alabildiine somut, elle tutulur, maddi bir durum iin, rnein bir
birini izleyen iki konumay lmek iin kullanlm maniple edi
lebilir bir sembol olduunu kastediyoruz demektir. Bir gzden te
kine dklen kumun oluturduu denetlenebilir dnmn sresi
ise, lmeyi gerekletiren toplumca standartlatrlm ve kar
latrma arac olan bir dilimi temsil eder. Elbette bir kum saatini,
belli bir mesafeyi koarken ya da yumurtay kaynatrken de lme
dilimi olarak kullanabiliriz. ster kum saatleri olsun isterse de
gne ya da kuvars saatleri; zaman lerler, insanlarn belli sosyal
grevlerin stesinden gelebilmek iin kullandklar enstrman
lardr. ounlukla birbirinden olduka farkl olan ve her biri en
azndan, aynen bir saatin zerindeki hareket gibi, grlebilir olan
ya da grlebilirlik potansiyeli tayan olaylarn ak iindeki po
zisyonlarn belirlenmesi amacyla insanlarca bavurulan ortak ilinti
kurma srelerini temsil ederler.
Bu spesifik olaylarn aknda, ya da takvimlerin yardmyla be
138
lirlemeye allan ortak zellie zaman diyoruz. Ne var ki
zaman kavramnn ok eitli ve deiik olaylarn zamansal yan
ile ilintili oluu, daha dorusu ne zaman sorusunun eit eit
olanlara yneltilebilmesi, onun her trl toplumsal standartlatrma
ya da normlatrma ihtiyacndan bamsz varolduu izlenimi ve
rebilmektedir. nsanlar, ok spesifik somut olaylarn ya da somut
olma potansiyeli tayan olaylarn belli yanlarn senkronize et
tiklerinde ya da bunlara bir tarih belirlediklerinde, onlar za-
mansallatrdklarnda, zaman belirliyoruz derler.
Ve ite tek tek insanlarn faaliyet ve davranlarnn sosyal ola
rak kurumlam zaman tarafndan normlatrlmas, zaman kav
ramnn fetilemesinin de nedenidir; nitekim, toplumlarn kar
maklnn ve ilevsel farkllamalarnn artmas ve bu balamda
her bir kiinin, Saat ka?, Bugn aylardan, gnlerden ne? diye
sorma zorunluluunun kanlmazlamas lsnde, bu kavram
insann algsnda daha derinlere inip kk salar ve baka trl bir
duyumsama olana kalmaz. Kum, su ya da gne saatlerinden ki
lise kulelerindeki saatlere, oradan da insanlarn kiiselletirip kul
landklar kol saatlerine kadar uzanagelen gelime sonucunda, tek
tek insanlarn hem faaliyet ve davranlarn hem de duygu dn
yalarn, sosyal dzlemde kurumlam zamana uyumlaylarnn
gitgide nasl olaan karlanmaya balandn ve bu uyumun yine
de kiiden kiiye baz farkllklar gsterdiini tespit etmek zor ol
masa gerekir. Bir zamanlar mezzinin okuduu ezan ya da an
sesi, dindar bir insan, sabah, le, akam ibadete armaya ye
tiyordu, bu anlamda sosyal bir ihtiya bu yolla karlanabiliyordu;
sosyal gerekliliklerin daha yksek bir aamasnda, meydan saatleri,
bu tr grevleri stlendiler; ok daha gelimi basamaklarda, artk
saatlerin de tesinde dakikalar ve saniyeler de sosyal ihtiyalar, ta
lepler dorultusunda hayatn iinde rol oynamaya balad.
Salt fiziksel srelerin belirlenmesi amacyla saatlerin kul
lanlmas alkanl esas Galileoyla balad. Yani fiziksel za
mann sosyal zamandan olduka ge ayrlm bir gelime olduunu
daha nce de sylemitik. Gelgelelim fizikiler ile filozoflar, daha
yolun banda, kendi uzmanlk alanlarnn zerinde kafa yo
139
rarlarken, gelien insan toplumunun bilgiyi besleyen topra ile
kendi bilgileri arasndaki ba kaybettiler. Bu gelimenin yaps,
gene fizikilerin ve filozoflarn meseleyi yanl kavramalar y
znden, yapdan yoksun bir tarih anlayna kurban gitti. Yaps
bulunmayan, salt gemie ilikin bir gelime olarak deersizle-
tirildi bu sre. Sosyologlar da zamana gereken ilgiyi gsterme
yince, zaman bir bilmece, bir muamma olma zelliini korudu.

22
Zaman belirleme ediminin gelime srecindeki tayin edici d
nemelerden biri, merkezinde doann bulunduu zaman belirleme
biiminin, merkezinde insann bulunduu zaman belirleme bi
iminin iinden tremesiydi. Ancak bu atallanma hi de bir anda
ortaya kmad; gerekleebilmesi iin uzun ve ar ar yol alan
bir sre gerekiyordu. Yaptyla, nasyann ve Akdeniz bl
gesinin gelimi ilka toplumlarnn astronomi hakknda kendi d
neminde bilinebilecek her eyi toparlayp sistemletiren Batlamyus
bile, gk cisimlerinin hareketlerinin kural ve bantlaryla bu ci
simlerin insanlarn kaderlerinin bir iareti olarak yorumlanmalar
arasnda, bugn bizim yaptmz gibi bir ayrm yapamam, hem
astrolojiyi hem de astronomiyi bir arada ele alan bir deneme yaz
mtr. adalan gibi onun gznde de bu iki dzlem aikr e
kilde birbirini tamamlamaktayd. Gk cisimlerinin hareketlerinin
ve pozisyonlarnn incelenmesi giriimleri bu hareketlerin in
sanlarn kaderleri bakmndan tadklar varsaylan anlam ve ne
min incelenmesinden ayr tutulmuyordu. Doa ile insanlk, nes
neler ile zneler, henz dnyann iki ayr ontolojik alanna
taksim edilmi deillerdi ve bir btn olarak grlmekteydiler.
rnein ortaa skolastiinin gznde ve dnce sisteminde
de, byle bir varolu dzlemi farkllna iaret eden bir uurum
bulunmamaktayd. nsanlar doadan sz ettiklerinde, Tanrnn

140
hiyerarik yaplanm yaratmnn bir yann kastetmekteydiler. Bu
hiyerarik kademelenme iinde insanlar, kendilerine zg yksek
bir staty ve deerleri tayorlard. Ama ayn hiyerarik yap, hay
vanlar, bitkileri, Gnei, Ay ve yldzlar da iermekteydi. Gk
cisimleri, Tanrya en yakn yerde olduklarndan, kusursuz ve m
kemmeldiler. Hareketleri ideal ve tam bir ember izecek e
kildeydi. Hareketleri insan ya da hayvan mdahalesiyle, yapay et
kiler yznden dzenliliini yitirmi yeryz cisimlerinin, eninde
sonunda o mkemmel konuma ve yere, yani doal yerine geri
dnme eilimi tad dnlyor; cisimlere, Tanrnn yaratr
ken onlara ayrd mutlak sknet ortamna eninde sonunda geri
dnme itkisi atfediliyordu. Tanr merkezli bir ereveyi tutarl bir
ekilde uygulama zorunluluu, doann sorunlaryla birlikte fi-
ziksel hareketleri de, Tanrnn yarattklar iin koymu olduu ve
yaradln amac gerei ulalacak olan hedeflere uygun kavramlar
zemininde anlama mecburiyeti getiriyordu. Tanr merkezli an
laya dayal bir evren kavray, kavramlarnn oluturulmasnda
teleolojik dediimiz, ereksel bir anlayn izlenmesine yol amt.
Bu bakmdan, Aristotelesi anlayta temellenen ve Ortaa sko
lastiinde benimsenen doa kavramnn anlam da, teosentrik
(Tanr merkezli) erevenin ve bu gr tayan sosyal ku
ramlarn hegemonyasnn zayflamasyla birlikte ortaya kan ve
hkim duruma geen daha yeni anlaytan farklyd.
Zaman kavramnn anlam da ayn dorultuda deiti. Fi
ziksel srelerin Tanr merkezli bir amaca gre deil de, bunlar
kendi balarna anlama kaygsna bal olarak incelenmesi, za
mann doay, merkez alan bir ereve iinde belirlenmesi, Ga-
lileonun dneminde ortaya kan ve hkimiyeti ele geiren bir an
layt. Geri Galileo da, teosentrik dediimiz, her eyin
merkezinde tanrsal bir anlam ve ama gren anlaya sahip k
maya devam edecekti, ama top gllesinin yrngesini ya da serbest
den cismin hzn incelerken, teosentrik doa anlayndan ta
mamen uzak durmay becermiti. Btn bu cansz birimlerin enin
de sonunda ulaaca kabul edilen doal yer anlayn bir yana
brakan Galileo, ayn ekilde, Tanrca dzenlenmi doal bir ha
141
reketin karsna, insan mdahalesiyle oluturulmu hareketi koy
maktan da vazgemi ve olaylar ve sreler arasndaki gz
lemlenebilir ilikilere ikin kurallarn ve yasalarn aratrlmasna
ynelmi, bir ekilde matematiksel denklemlerle temsil edilebilen
ve doann gzlemlenebilir btn deiim ve dnmlerinin te
melinde yatan ebedi yasalar statsn hak edebilecek ekilde kav-
ramsallatrlabilen kuralllklar ve yasalar bulmaya almtr.
Geri bu yasalarn matematiksel kavramlarla verilebilmesi ala
bildiine artcyd, ama matematik ile fizik arasndaki bu ak
lanamaz iliki sonucu deitirmiyordu.
Byle olunca da, bir kez daha gzlemlenebilir nesnelerin o dur
madan deiimler yaratan seyri iinde, daha dorusu bu srelerin
ardnda, kendisi deimeyen, ebedi, srekli bir olgunun varl ken
dini belli etmeye balamt. Ama bu kez Tanr deil, yasayd, ku-
ralllklard bu ebediyen kendisiyle ayn kalan eyin ad. Dnya ne
ynde ve nasl deiirse deisin, kendisiyle hep ayn kalan eyin
sembol olan Tanr, yerini doa yasas denen eyle de
itirmek zorunda kalacak ve doa yasalarnn nicelletirilebilir
ve snrsz olarak yeniden yeniden retilebilir bir sabitesi olarak an
lalan- zaman da, bir zamanlarn o nispeten kendi iinde b
tnlkl,11 insan ve Tanr merkezli kavramndan ayrlp yepyeni
bir yol izleyecekti artk. Aynen doa gibi zaman da gitgide ma
tematikselleti. Yaltlm miktarlar halinde kendi balarna, kendi
birimleriyle llen arlk, meknsal mesafe, kuvvet ve benzeri
bir dizi kavramn yannda yer alp gnn -haftann, ayn, yln- o
sosyal ve yaanan zamanndan tamamen bamsz ve yaltlm
olarak llp biildi. Gel zaman git zaman, insanlar, bilimsel
aratrmalar srasnda zaman ltklerini sylemeye alp bunu
ok olaan grdler ve bu kavramn ilintili olduu gzlemlenebilir
verileri incelemeyi akllarna bile getirmediler; oysa zaman as
11. insan odakl, dier bir deyile sosyal zamanlarn, kendi snflandrlmalar
bulunmaktadr. Tanrlarn zaman ayrdr, devletin zaman ayr. Rahiplerin
zaman, krallarn zaman ya da devlet memurlarnn zaman, bir tr sosyal
bir hiyerariye gre kademelenirler. Ay zaman ile Gne zaman da farkl
statlerdedirler; ama btn bu snflandrmalar, tekrarlanan zaman ile tek
rarlanmayan zaman ayrmndakinden farkl bir tr ifade eder.

142
lnda ne grlebilir ne de gzlemlenebilir, dolaysyla da llmez.
Bu durumda da ne bzlr ne de genleir.

23
Galileonun almalar zaman kavramnn ortaadan ba
layarak gsterdii gelime ve dnmlerin yan sra yeni doa
kavramnn ortaya kn da adeta modelletirerek gzler nne
serer. Yeri gelmiken, bizzat Galileonun o nl hz ya da iv-
melenme deneylerinin betimlemelerini onun anlatt ekliyle oku
mamzn yarar olabilir. Galileo deneyleri ve bu deneylerle ilgili
aklamalar, doa merkezli fiziksel zaman anlaynn ge
limesine giden yolun almasna katkda bulunmulard. Ga
lileonun anlattklar, deneylerinde gsterdii olaanst abay ve
onlara atfettii byk deeri bizim aklamalarmzdan ok daha
iyi gzler nne sermektedir.

12 dirsek uzunluunda (dirsekten orta parmak ucuna kadar uzanan


eski bir uzunluk birimi-.n.) yarm dirsek geniliinde ve parmak
kalnlnda bir cetvelin ya da diyelim ki tahtann dar kenarnda bir
parmaktan biraz daha geni bir oluk almt. Bu oluk dmdz bir yol
izliyordu ve oluun i yzeyinin przsz olabilmesi iin bu yzeye
dmdz ve tertemiz bir parmen yaptrlmt. Bu oluun iinde,
ok sert, yusyuvarlak, yzeyi iyice parlatlm bir pirin kre yu
varlanmaya brakld. Tahtay hazrladktan sonra, tahtann bir ucu
nce bir dirsek, daha sonra da iki dirsek lsnde yksee kaldrld.
Sonra, kreyi oluun iinde serbeste yuvarlanmaya brakarak, aa
da aklayacamz ekilde, btn bir yol boyunca, dme sresinde
geen zaman tespit ettik. Zaman tam bulabilmek iin, her bir deneyi
(bir dirseklik ve iki dirseklik eimlere gre-.n.) sk sk tekrarladk,
ama hibir (zaman) fark bulamadk, bir nabz atmnn onda biri kadar
bile. (Ayn mesafeden kreyi her salmzda kre ayn srede aaya
varyordu.) Bunun zerine bu kez bu kresel arl, mesafenin drtte
biri kadar bir uzunluktan drdk ve daha nceki dme srelerinin
tam yars kadar bir dme sresi tespit ettik. Ardndan baka me-

143
safeler setik ve ltmz dme srelerini bir ncekilerle kar
latrdk, 1/3, 1/4 kadar kesirli sreleri bile gz nnde tuttuk. De
neyi yz kez tekrarladktan sonra bile, hep mesafe ile zamann ili
kisinin karesel bir oran oluturduunu bulduk. Ve iinde krenin
yuvarland kanaln her trl eimi iin bu sabit oran deimiyordu...
Zaman lmek iin, tabannda dar bir delik bulunan bir su kovas
kullandk; gzlemlediimiz her d sresi boyunca bu delikten akan
ince bir su alttaki bir kaba toplanyordu. Bu yoldan biriken su, ok
hassas bir terazide tartlyordu; tartlarn sonularnn farkllklarndan
hareketle arlk ile zamann orantsal ilikilerini elde ettik ve kusursuz
lmlerle yaplan bu saysz deney ve gzlemden elde ettiimiz
sonu hibir zaman die dokunur farkllklar gstermedi.12

Galileonun deney dzenei basit olduu kadar dhiceydi. Za


man ltn sylediinde aslnda neyi ltn apak gs
teriyor bu dzenek. Oluktan aaya yuvarlanan kreciin bu d
srasnda katettii yol ile zaman ilikisini bulabilmek iin, dibi
delik bir kovadan akan su eridini kullanyor. Kre, A nok
tasndan B noktasna ulancaya kadar kovann dibindeki kapta bi
riken suyun oluturduu arl lyor, sonra, bu arl, BC,
CD mesafelerindeki dler iin de tespit ediyor. AB, BC, CD,
mesafeleri ayn uzunlukta. Gelgelelim, krecik, AB arasndan ge
erken kovann dibindeki kapta biriken su BC sresinde birikenden
daha fazlayken, BC sresince biriken de CD sresince birikenden
gene belli bir oranda fazla. Tahtann altna doru, krenin katettii
mesafe paralar ayn olsa da, biriken su miktar daha az. Galileo,
krenin belli bir mesafeyi alrken, mesafeler eit olsa da, aaya
doru indike ayn mesafe iin geen srenin belli bir oranda azal
d biimindeki gzlemini, sosyal zaman belirleme arac olan sa
atlerin diliyle, zaman kavramyla ifade ediyor. Bir su saati olarak
tanmlanabilecek dibi delik kovadan akan suyun alttaki kapta du
ruma gre daha az birikmesi, teki deyile kovann dibinden akan
su eridi, gzlemlenebilir bir veriydi. Aaya doru yuvarlanan
12. Galileo Galilei, Urterredungen und mathematische Demonstrationen Ciber
zwei neuere Wissenzweige, die Mechanik und die Fallgesetze betreffend. (ki
Yeni Bilime, Mekanik ve Dme Yasalarna likin Aklamalar ve Matematiksel
Demonstrasyonlar.) Arthur von Oettingen, Darmstadt 1973, 162.

144
madeni krenin ayn mesafeler iin gitgide daha az zamana ihtiya
duyduu saptamas, bu gzleme dayanmt. Baka deyile, za
man ifadesi, zaman len hareketi, yani suyun akma hareketini
ifade etmekteydi. Kovann dibindeki delikten (su saatinden) akan
eit olmayan su miktarn arlk olarak tartp farklar belirleyen
Galileo, bu miktarlar, eit olmayan zaman miktarlarnn iareti
olarak grmekteydi. Bylelikle, deney dzeneinin kendisine g
venilir sonular retmesini salam, krenin yol paralarn git
tike daha hzl getii sonucundan emin olabilmiti ya da baka
deyile, krenin belli aralardan geerken ihtiya duyduu zaman
sresinin, balangta daha uzunken, altlara doru, mesafeler ayn
olduu halde, ksaldn kesinlikle saptayabilmiti. Yani, krenin
hz yeknesak, hep ayn kalan bir hz deildi: Gittike ivme ka
zanyordu.
Galileo, den bir cismin ivmelenen, yani gittike hzlanan bir
hareketi temsil ettiini, ya da ayn anlamda, yatay bir yzeyden
aaya doru yuvarlanan bir krenin gittike hzlandn tespit
edebilmek iin, suyun akma hareketini bir karlatrma erevesi
olarak kullanmt; aksi halde, yani elinde bir tr zaman ls
verecek bir baka fiziksel ara olmasayd, bu deneyden sonu ala
mazd. Betimlemelerinden de anlalaca gibi, deneylerinde, in
sanlarn kolaylkla ulaabilecekleri kadar basit zaman belirleme
aralarndan birini daha devreye sokmutu: Nabz atlarn. Nabz,
yle pek gvenilir bir zaman lme arac olmasa da, yaps, iv-
melenmeyen ve kendisiyle hep ayn kalan bir hareketi temsil eder
ve atlar arasndaki aralar, ayn uzunlukta olup, net bir ekilde
marke edilebilir. Ne nabz ne de su saati, bizim bugn zaman be
lirlemede kullandmz l aygtlarnn dzenlilik ve yeknesaklk
derecesine ulaabilecek durumda deillerdi elbette. Gene de bu ha
reketleri Galileo nun, den bir cismin hzlarnn, onun iki nokta
arasndaki deime srecinde geen zamann eit dalmadn
tam bir kesinlikle renmesine yetmiti. Hatta, gene bu su saati ve
onu denetleyen nabz atlar, den bir cismin tam tamna hznn
ne kadar arttn ya da bir zaman ls ara ile ilintileyerek sy
leyecek olursak, d srasnda (geen) zamann, meknsal uzun-
145
luklar ayn olan mesafelerden geerken ne kadar azaldn ke
sinlikle tespit edebilmesini salamt. Galileo deneyleri va
stasyla, dme srasnda alan mesafenin zamann karesi ile
orantl olduu hipotezini snayp dorulam, bu sonucu D~T2 for
mlyle ifade etmiti.
Ne bu deneyler ne de bu deneylerle test edilen yasalar, Ga-
lileonun kafasnda durup dururken bir fikir halinde aniden ortaya
km deillerdi; aratrmacmz, uzun aratrma ve keif sreci
boyunca yanl yollara sapp durmu, kmaz sokaklara dmekten
kurtulamamt. Ama iin peini brakmad byk bilgin. Kendi ha
talarn grp kabul edecek kadar esnekti ve daha iyi zmler re
tecek kadar da sabrl ve atlgand. Sonuta, belli bir yere kadar ba
arya da ulat.
Sonraki kuaklar, Galileonun yaptlarn artk gnllerine gre
yorumlayp durdular; lmlere genelde yaplan onun da bana
geldi; yorumcularnn aleti olmaktan kurtulamad ve onlarn kendi
tezlerini dorulatma mcadelesinde tank gsterildi. Ampirisistler
onu bir ampirisist olarak gryorlard; idealistler ise idealist, Pla-
toncu olarak. Galileonun sonradan dme yasas denen nl ya
say, srf kafadan, salt tmdengelimci yoldan m, yoksa deneyler
yapa yapa tmevarmc yoldan m bulduu tartmalar bitmek bil
medi. Oysa bu trden sorularn anlamsz olduklar aikrdr. n
sanlarn, kendilerinden nceki akl yrtmeler olmakszn, srf gz
lemleme yoluyla ya da hi gzlem yapmakszn srf akl yrtme
yoluyla sonulara varabilecei varsaymna dayanrlar. Pozitif, te-
orik-ampirik bilimlerde tannm hibir aratrma ve keif yntemi,
aratrmann biricik yolunun akl yrtmeye dayal tmdengelimci
olduunu ya da srf deneyden kalkan tmevarmc olduunu ileri
sren anlaya itibar etmez. Bu iki varsaym birbirleri ile ba
damaz olduklar halde ayn paradigmay paylamaktadr. Bunlar
kartlk iinde savunanlara kalrsa ille de bir balang bulmak
arttr. Aratrmann, renmenin dnceyle baladn ileri sren
varsaym ile deneyden baladn kabul ederi varsaym, toplumsal
bir gelimenin ayn basamann rndrler; tpk belli bir top
lumsal dnemin nlerine koyduu soruya birbirine zt badamaz
146
cevaplar veren antagonizmalar gibi, paradigmalar ortak, cevaplar
birbirine zttr. renmenin, aratrmann ya da deneyin ya da d
ncenin alannda mutlaka bir balang noktasn ararken, fiziin
kulland nedensel aklama modelini benimseyerek statik bir
aklamay hedefler; renmenin sresel karakterini unuturlar.
renme, aratrma, inceleme bir sretir. Bir balangc yoktur;
ister ampirik bir sre olsun isterse de salt zihinsel dzlemde y
rd varsaylan bir sre. Bu trden bir modeli dnce yoluyla
yeniden kurarken, sreleri, hareketsiz yaplar eklinde mo-
delletiren analiz, sreci faktrlerine ve nedenlerine ayrma ilemi,
sentezin geici bir yardmc aracdr o kadar. Bir balang yoktur;
nk ncesinde dnme ve akl yrtme bulunmayan bir gzlem
ve inceleme ve ncesinde gzlem ve inceleme bulunmayan bir akl
yrtme yoktur.
Ne var ki, Galileo dneminin cephelerini belirleyen bu inat
lama deildi; Galileodan sonraki bir kamplamayd burada an-
latageldiimiz. Galileonun mcadelesi ise baka cephelerde ve
rilmiti; dolaysyla da Galileonun bu tartmalardaki pozisyonu
farkl bir yap gsteriyordu. Galileonun grlerine damgasn
vuran ey, dnemin dnce atmalaryd; Aristonun retisine
sahip karak, otoriter ve tartlmaz, doruluu su gtrmez bir
doktrin oluturan gelenee kar kyordu. Bu doktrin, zamanla
hemen hemen Hristiyan dininin kutsal metinleri statsne edeer
bir konuma ykselmi, vahiy yoluyla olumu bilgi hzinesi ko
numuna gelmiti.13 Aristoya gre bir nesnenin d hz ar
13. Hayatn cilvesine bakn ki, Aristonun retisi 13. yzylda kilise oto
ritelerince tehlikeli, sapkn bir reti olarak grlmt. O dnemlerde, Yu
nanca, Arapa, ibranice yazlarn evrilmesiyle kilise iinde ortaya kan en
telektel hareket, iddetli bir diren grp dnemin ortodoks cephesinin
tepkisiyle dize getirilmeye allmtr. Avrupa Aydnlanmasnn bu ilk d
nemlerinin Paris niversitesindeki szclerinden biri olan Siger von Brabant
adl Aristocu aydn, kilise yneticilerince defalarca uyarlm, tehdit edilmi,
mahkm edilmi ve sonunda papaln gzetimindeyken, mehul ve pheli bir
ekilde ldrlmtr. Orta yolun adam Thomas von Aquin geleneksel
retileriyle yeni retilerin kaynatrlmas iin elinden geleni yapm ve bu arada
Aristonun o zamanlar bilinen yaptlarn kilise tarafndan otoritenin sz an
lamna gelen yaptlar arasna sokmutur. Thomas von Aquin de mr boyu ac
ekip, insan tketen entelektel mcadelelere karm durmutur; oysa ken
disinden sonra gerek onun gerekse rencilerinin retileri uzun yllar boyunca
kilise ve din dnyasnda benimsenmitir. Byle uzun erimli bir srecin yapsn
ve zaman ile ilikisini tespit etmek ilgin olabilir. Bu sre boyunca yeniliki ol
duu kadar yer yer bastrlm bir reti, Aristo retisi, bir kilise d reti ola
rak gene de kilisece benimsenip mevcut retinin paras olarak kabul edil
mitir; dolaysyla da geleneksel ve ortodoks bir anlaya dnen Aristocu
retinin kendisi yeniliki, kilise d grlerin bastrlmasnda bir ara haline
gelmitir. Kiliseye aykr, bastrlm retinin bizzat bir baskc doktrine d
nmesi sreci yaklak 250 yl bulmutur.
lyla doru orantlyd. Galileo bu gr rtme abas iin
deydi ve onun yerine snanabilir olgulara daha sk bal olan yeni
bir teoremi koymak istiyordu. Bu aba Aristonun retisinin sa
dece ieriine ynelik deildi, Aristocularn bir teoriyi sistemli de
neylerle snamaktan uzak durma tavrlarna da karyd ayn za
manda.
Galileonun, sistemli gzleme ve deneye dayanan yorumlarn
yeniliki yann gren ilk kii olduu sylenemez. Florensa top
lumu, onun sistematik lm tekniklerini kullanarak yeni ger-
ekiliini hayata geirmesi, bireysel yorumlar ve deneyler yap
mas ve bylelikle yerleik gelenekten kopmas iin uygun bir
zemin sunuyordu. Buna iyi bir rnek, Masaccio ve Uccello gibi
adamlarn evresindeki deneyci ustalarn gelitirdii ve Albertinin
teorik yan ar basan grleriyle desteklenen perspektifli resimdi.
Bu gelenek iinde Galileonun almas bir doruk noktasdr. Bu
almann ampirisizmi veya idealizmi temsil ettiini d
nmek tarihsel srece aykr bir yanlgdr. Aristo, ortodoks
retisinin karsna konan Galileonun yeni gerekilii, o dnem
iin dnsel sentezin daha ileri bir aamasn oluturmaktayd ve
geree uygunluk derecesi daha yksekti. Bugn bizim, Ga
lileonun kefi olan nesnelerin dmesi olaynda geree daha
uygun den formlne uzanan gzlem ve yorum srecine dair bil
gimiz blk prktr; uras ak ki, bu sonuca ulamasnda pra
tik, teorik ve ampirik sorunlarn ortak katks olmutur.
Galileoyu ilgilendiren pratik sorulardan biri, top gibi silahlarn
nasl etkili olduklar ve altklar sorusuydu. Den cisimlerin uy
duklar yasalarn bilgisini kullanarak bir top gllesinin havada iz
dii kavisli hareket yolunu zmleyip bu yolu hesaplamay ba

148
ard. Bu hareketin yasalar hakknda edindii bilgileri deneyime,
pratie aktardka, topuluun slah iin, ie yarar nermeler
yapma imkn da artyordu. Venedik silah deposunu, yapt bilim
zerine konumalarn mekn ya da gsteri yeri olarak semi ol
mas bouna deildi. Gururlu szlerle, kendisinden ncekilerin de
bir top gllesinin kavisli bir yol izlediini fark etmi olduklarn,
ama bu yolun bir parabol oluturduunu kavramam olduklarn
sylyordu. Bu yol bir parabol olarak kesin matematik he
saplamalarla belirlenebilecei gibi maniple de edilebilirdi. Ga
lileonun gznde bir parabol, ileriye ve aaya doru bir ha
reket kombinasyonu olarak kavramak mmknd. Byle bir
harekete ikin kurallar bulunduunda, matematiksel teknikleri, pra
tiin yrngesel hareketlerine uygulamak iten bile olmayacakt.
Galileonun yllarca cann diine takarak diditii, den ci
simlerin tabi olduklar kural ve yasalar sorununu ite bu ereve
iinde kavramak zorundayz. Dmenin hz uzaklkla orantl
myd? Yoksa zamanla m, arlkla m orantlyd? Hz yeknesak,
yani her noktada sabit miydi? Deiip duruyor muydu? zel pratik
sorun iinde genel teorik sorunu fark etmi olmas, Galileonun
keskin zeksnn bir belirtisidir. Onun grd ekliyle zlmesi
gereken sorun, den cisimlerin eitli zellikleri arasndan, pe
riyodik olan, tekrarlanan ilikileri bulup tespit etmekten ibaretti.
Kendisinden nceki bilimadamlarnn, fiziksel hareket sorununu
tartp kavrama abalarnda terk etmedikleri erekselci anlaya
gre kurulmu ereveyi Galileo tamamen terk etmiti. Byk bir
olaslkla, bu erevenin, onu ilgilendiren pratik sorunlar ba
kmndan hibir nem ve anlam tamay nedeniyle dna k
mt. Demek ki Galileo rneinde, pratik sorunlar ile teorik so
runlar birbirlerini tamamlamaktaydlar; ne bugn sklkla yapld
gibi bunlar birbirlerinden koparlyor ne de pratikten ve teoriden
hangisinin sebep hangisinin sonu dzlemini oluturduklar ek
linde bir ncelik sorununa meydan veriliyordu.
Galileo da, tpk dneminin teki insanlar gibi, bu trden so
runlar aratrrken, dar anlamda sosyal gelimiliin o aamadaki
snrlamalarna olduu kadar gene mevcut teknik imknlarn d
149
zeyiyle oluan nesnel engellere arpmt. Bu kstlanmlk hali,
serbest den cisimlerin nispeten byk hzn tespit edi tarz ve bi
iminde apak grlmektedir. Serbest den bir cismin o hzdaki
hareketini lecek, dakika ve saniye gibi alt birimlere blnm
zaman lme enstrmanlar henz bulunmamlard. Galileonun,
cismi serbest de brakmak yerine, srtnmesi asgariye in
dirilmi yatk bir yzeyden kaydrmas, bylelikle elindeki ens
trmanlarla zaman srelerini lebilecei yavalkta bir hareket
elde etmesinin nedeni bu olmu olabilir. Bu bile, hareket sresi
ile hz belirleyecek lmlerin karlkl fonksiyonel bamllna
bir iaret saylabilir. Mesafenin ayn olmas durumunda, hz ile
zaman arasndaki bamllk ilikisi sayesinde, birini biliyorsak
tekini hesaplayabilirdik.
Galileonun ampirik sorunu, aaya doru hareket eden ci
simlerde zaman ile uzunluk ilikisini verecek ampirik kantlar
bulmakt. Yukarda betimlediimiz deney dzenei, onun bu so
runa verdii yantt. Bu dzenek, Galileoya, belli bir mesafe iin
deki hareketin hzn ya da zamann kendisinden ncekilere gre
ok daha kusursuz tespit edebilme imkn vermi, dolaysyla da
gerek eski hipotezleri gerekse de kendi yeni varsaymlarn ken
disinden nce hi kimsenin yapamad bir tutarllk ve kesinlikle
snayabilmesini salamt. Bu yeni dzenein hazrlanmas da ona
ok zamana mal olmutu; akl yrtmenin, kafa yormann ve am
pirik gzlemlerin nemli ve belirleyici roller oynadklar bir sreti
bu da. Kimbilir, yukarda anlattmz teknoloji harikas deney d
zeneini kurmadan nce, belki de nabz atlarn karlatrma bi
rimi olarak kulland nispeten kaba n deneyler yapmt.
Bugn bilebildiimiz kadaryla, Galileonun kulland trden
bir insan yapm zaman lm aygt, bir tr kronometre, fiziksel
srelerin tespiti iin daha nce hibir dnemde devreye sokulma
mt.14 Galileonun gelitirerek ve slah ederek kulland klepsh-
ydra, yani su saati, insanlarn sosyal faaliyetlerini belirlemek ama
14. Tycho Brahein astronomi incelemelerinde daha kesin sonular elde ede
bilmek iin frsat bulduka zaman leklerine bavurduunu gsteren belirtiler
bulunduuna iaret etmemiz gerekir.

150
cyla bavurduklar geleneksel bir enstrmand. Sosyal bir zaman
lerdi bu. Zamann llmesi, insan merkezci dediimiz, sosyal
amal bir giriimdi. Galileonun yeniliki zeks ve tasarm gc,
bu sosyal aygtn klasik ilevini deitirmesini ve onu sosyal alan
dan fiziksel alana kaydrmasn, orada doal olaylarn srelerinin
belirlenmesi amacyla kullanmasn mmkn klmt. Ve bu kay
drmayla birlikte de yeni bir zaman kavram, fiziksel zaman
kavram, eski, geleneksel, merkezinde insan bulunan ve nispeten
daha btnlkl olan zaman kavramndan ayrlp yepyeni bir yol
izleyecekti. Bu adm, doa kavramnn da buna tekabl eden d
nmler geirmesiyle mmkn olmutu. Doa artk insanlarn
gznde, zerk, kendi bana buyruk mekanik olaylarn alanna d
nyor; dtan konmu bir amac bulunmayan, ama armonik bir
dzeni olan bir alan olarak anlalyordu. Yasalara, kuralllklara
boyun eiyordu doa. Zaman da bu balamda kendine zg bir
nitelik ve yer ediniyordu. Uzun, ar ar yol alan bir gelime, za
man belirleme kayglarn, Tanr ve insan merkezci, karakterinden
arndrp doa merkezci anlayn evresinde topluyordu. Ga
lileonun deneylerine bakarken, bu deneylerin iinde bir afa in
vivo gryoruz.

24
Fiziksel zamann, sosyal zamann matrisinden kp kendi yo
lunda gelimesi, hi de azmsanmayacak bir neme sahipti. nsan
buluu ve rn olan zaman lerlerin yepyeni bir ilev ka
zanmasyla -zaman artk gitgide daha ok srf doal olaylar ve
sreleri belirlemek iin kullanma ihtiyacyla- atba giden bir ge
limeydi bu. te zaman kavramnn olumasnda sonular bugne
kadar uzanagelmi ve kemiklemi bir gelimenin ilk admlar
byle atlmt. Dnyay kavramsal dzlemde ikiye blen ve o gn
den balayarak insanlarn gerek dncelerine gerekse dillerine git
tike daha ok hkim olan ve genelce benimsenmi bir aksiyom
151
grnmne brnd iin de kimsenin sorgulamay aklndan ge
irmedii bir yarlmayd bu. Bir yanda, mutlak ve sarslmaz ya
salarn temsil ettii olay ve srelerin alan olan doa vard, te
yanda da insanlar ve onlarn sosyal dnyas; kincisi yapay, insan
eseri, keyfi ve yapdan yoksundu. Doa, kendine has yasa ve ku
rallarla donanm, bu haliyle insan incelemesine ve aratrmasna
sunulmu bir nesneydi; ama anlalmaz ve aklanamaz bir ekilde
naslsa insanlarn dnyasndan ayrlm, kopmu grnyordu. Bu
yanlsamann, insanlarn, gerek akl yrtrken gerekse de gz
lemleyip incelerken; ksacas aratrp renme kaygsyla hareket
ederken, kendileri ile doa arasna mesafe koyma, doaya, bir
birlerine olduundan ok daha mesafeli durma zorunluluunun so
nucu olduunu kavrayamyorlard. Cansz olay ve srelerin ilin
tilerini aratrp renebilmek iin zorunlu olan mesafe koyma ve
kendini bu anlamda disiplin altna alma davran, insanlarn d
ncesinde yanlsamalara yol ap kendileri ile, yani zne ile onun
aratrd nesne, yani doa arasnda reel bir mesafenin bulunduu
fikrini besledi.
Galileonun ivmelenme deneylerini bu geni balamda de
erlendirdiimizde ortaya kn kolaylkla izleyebildiimiz bu
dalizm, zaman kavram alannda gittike artan bu blnme, in
sann dnya grnde, gitgide artan ontolojik blnmeyi de ak
lamaktadr. Bu gelimeye sahne olmu toplumlarda sz konusu d
alizm ylesine derin kkler salmtr ki, bu toplumlarn insanlar;
olaylar, ya doal ya sosyal, ya znel ya nesnel, dolaysyla da ya
fiziksel ya da insana zg olaylar diye ayrarak grmekte herhangi
bir saknca bulamadklar gibi, bu saplantlarn da tamamen olaan
bulup aratrma ve incelemelerinde bu temelden hareket ede
bilmektedirler. Kavramsal dzlemde gereklemi olan bu ayrlk
genel bir geerlik kazandnda zaman da iki farkl tipe bln
mtr: Fiziksel ve sosyal zamana. Birinci dzlemde zaman
fiziksel doann bir esi gibi grnr; fizikilerin ltkleri ve
arlk gibi, uzunluk gibi deitirilemez sabitelerden biri olan
zaman, bu zelliiyle, doa yasalarnn sembolik temsilleri sa
ylan matematiksel denklemlerde yerini alr. teki anlamda ise
152
zaman sosyal bir kurumlamay ifade eder; insanlarn ya
antlarn, sosyal olaylar dzenleyici etmendir; dolaysyla da sa
atler, onlarsz edemeyecek bir toplumsal dzenin tamamlayc par
alardr.
Olup bitene, geliim sosyolojisi dzleminden bakarsak, fiziksel
ve sosyal zaman biimindeki bu blnmlk, fiziksel bilimlerin
ykseli trendi ile smsk balantldr. Fizik bilimleri bilimsel
alana hkim olduklar lde fiziksel zaman da genel zamann
prototipi olarak anlalmaya baland. leride zerinde duracamz
bir deer hiyerarisi dorultusunda fiziksel bilimlerin aratrma ko
nusu olan doa, insanlara iyi dzenin ta kendisi olarak gelmeye
balad ve belli bir anlamda, insanlarn, doaya gre daha az d
zene girmi ve rastlantlara terk edilmi gibi grnen dnyalaryla
karlatrldnda, daha gerek olduu kabul edildi. Fiziksel
zaman ve sosyal zaman da bu anlay dorultusunda deerlen
dirildi. Fiziksel zaman, yaltlm nicelikler olarak temsil edi
lebiliyordu. Byk bir kesinlikle tespit edilebiliyor; yani l-
lebiliyordu ve zamansal nicelikler baka lmlerin sonula
ryla birlikte matematiksel hesaplamalarn iinde yer alabiliyordu.
Byle olunca da zaman teorileri kurmak artk sadece fizikilerin
ya da onlarn tercman olarak anlalan filozoflarn ii sayld.
nem ve anlam insanlarn toplumsal yaam pratiinde gitgide art
masna ramen, sosyal zaman, teorinin konusu, ya da daha genel
sylemek istersek, bilimsel incelemelerin konusu olarak g
rlmekten tamamen kt; nemsenmez oldu. Olaylarn hakiki sey
rini tamamen gzard edip gereklii tersyz eden bir anlayla,
sosyal zaman, yaps salam fiziksel zamann biraz keyfi ak-
sesuvarlarndan biri olup kt bile demek mmkndr.
Bu durumda kavramsal dzlemdeki dalizm, zamann her iki
tr arasndaki stat ve deer farkllyla smsk ilintilenmiti di
yebiliriz. Doal zaman ifadesi bile, sosyal zamana kyasla
reel, somut, hakiki bir olguyu yanstyor izlenimi verirken, sosyal
zaman ifadesi sanki toplumsal uzlamn soyut bir rnyd.
Oysa glk, zamann, bu dalizmin kavramsal emasna s
mamasndan kaynaklanyor. Baka birok olgu gibi zaman da,
153
doal ya da sosyal, objektif ya da sbjektif gibi snflan-
drc kavramlara boyun emiyor; bir btn olarak bunlarn hep-
sidir zaman. Zamann grnrdeki muamma halinin srp git
mesinin nedenlerinden biri, bu kavramsal blnmln, yani d-
alizmin hl srp gidiyor olmasdr. Gnmzn gelimilik
basamanda doa ile toplum, dolaysyla da fiziksel zaman
ile sosyal zaman arasndaki ikilik; almaz, ebedi, ontolojik bir
kopukluk olarak anlald srece de bu bilmece hali srp gi
decek, bilmece zmszln koruyacak ve fiziksel zaman ile
sosyal zamann ilikileri meselesi de aratrlmadan kalacaktr.
Zaman, sosyal bir olgu olarak ele alndnda, toplum, kl
tr, sermaye, para ya da dil adlarn verdiimiz teki sosyal
olgularla ayn ilgin varolu biimini temsil eder. Bu adlarla yol
lama yaptmz olgular, kabaca belirlenmi haliyle, insandan ba
msz, onlardan ayr varolduklar izlenimi veren olgulardr. Ya
kndan bakldnda ise, bu snfa giren adlarn, karlkl
bamllk ilikileriyle birbirine balanm insanlarn varln art
koan olgulara iaret ettiklerini grrz. Zaman da bunlardan bi
ridir. Dolaysyla da nispi bir zerklik durumunu temsil eden bu ol
gular, insann dnda duruyor gibi grndkleri lde, her bir in
sana belli bir zorlama ve bask da uygulayabilirler. Bu yzden de,
insanlar tek tek, bu trden sosyal olgularn, bireyler olarak ken
dilerine baml olmadna bakarak, tamamen bamsz, balarna
buyruk olduklar yanlsamasndan kurtulamazlar. zellikle kent
lemi toplumlarda saatlerin imalat ve kullanlma tarz, kent n
cesi toplumlarn maske imalatn ve kullanmn andrmaktadr.
Maskelerin insanlarca yapld bilinir; ama insand varlklar
temsil ediyormu gibi alglanp yaantya yeniden dahil edilir bun
lar. Maskeler, o alarda ruhlarn vcut bulmas saylyorlard. Sa
atler ise zamann cisimlemesi, vcut bulmas olarak an
lalmaktadr. Saatlerin standart kullanm bu balamda u anlama
gelmektedir: Saatler bize zaman gsterirler. Bizim sorumuz ise
u: Saatler aslnda bize neyi gsteriyorlar?
Zaman lerlerin asl belirleyici zelliklerini bir kez daha gz
nne alrsak, bunlarn ilevlerini de daha iyi anlayabiliriz. Daha
154
nce de deindiim gibi, zaman len enstrmanlar, arl ya da
uzunluu lenlerden, hareketli olma zellikleriyle ayrlrlar. Ama
bu zellik, onlarn karakteristik yanlarn tanmlamaya yetmez. Za
man len aralarn hareketlerinin, ltkleri ey karsnda
nispi bir bamszlklar olduunu ve sz konusu olan hareketin
(devresel de olsa), tek ynl (tekrarlanabilir de olsa) tersinmez
olan bir hareketi temsil ettiini yani ivmesinin hep sfr kaldn
da bu aklamaya eklememiz gerekir. Saatlerin, zaman gs
terdikleri ya da kaydettikleri anlay, yanl anlamalara aktr.
Saatler (btn zaman belirleme aralar gibi) ister insan buluu ve
yapm olsun, ister olmasn, insanlarn kendi amalan do
rultusunda kullandklar mekanik hareketlerden baka bir ey de
illerdir. Gnein, takm yldzlarnn oluturduu tablolar ara
sndan geiinin zaman belirleme arac olarak kullanlmasndan
tutun da sarkal bir saatin akrep ve yelkovannn kadran zerinde,
rakamlar arasndaki ilerleyiine ve zaman elektrikle ileyen bir
ekran zerinde veren bir atom saatinin mikro dalga osilatrne
kadar, btn zaman gstericiler, fonksiyonlar bakmndan, bir ta
raftan ortak karakteristik bir yap gsterirken, dier taraftan ken
dilerine zg hareketleri gsteren nesnelerdir. Hepsi, sabit bir
hzla, deiip duran pozisyonlarn oluturduklar kesintisiz s
ralann iinden akp giderken, daha nce getikleri, birbirini iz
leyen herhangi iki pozisyon arasnda kalan mesafenin sresel uzun
luu, iki nokta arasnda kat ettikleri mesafenin sresel uzunluu,
eit mesafeli baka iki nokta arasnda da ayndr. Bu ilikiden tr
de, yelkovanlarn ya da Gnein temsil ettikleri bu trden ha
reketler, insanlar tarafndan ok eitli ve deiik amalarla kul
lanlabilir; rnein bu dzenli hareketler, bir nceki pozisyondan
bir sonrakine pek de dzenli ve kurall saylmayacak ve tek
rarlanmas olanaksz ekilde yol alan baka olaylardaki deiimler
zinciri iindeki belli aralklar lmede bavurulan karlatrma
arac olabilir. Burada ad geen ve gemeyen zaman belirleme
aralar yardmyla, bu aralarn dnda kalan olaylarn aknn
kesintisiz hareketi iinde belli noktalar alnarak birbirini izleyen iki
pozisyon arasnda kalan ve kendi bana llmesi mmkn ol
155
mayan uzunluk sresini belirlemek mmkn olur. Bir zaman l
erin saniyeleri, saatleri, gnleri ya da onun kesintisiz hareketinin
baka birim dilimleri, birbirine eittir ve ileriye doru bir izgide
birbirlerini izlerler. Bu ekilde birbirini izleme dzeninde, geen
her bir saniye, her bir dakika, saat ya da gn, artk bir daha geri
gelmemek zere geip gitmitir; tekrarlanamaz bunlar, gelirler, gi
derler; dnmemek zere. Ne var ki iki pozisyon, iki nokta arasnda
kalan ve sosyal dzlemde zerinde uzlalarak adna saniye, da
kika, saat, gn, ay, yl dediimiz hareket dilimi, sonsuz
hareketin belli iki noktas arasndaki sre, standartlatrlm bi
rimler olarak hep ayn sresel uzunlua sahiptir ve stan
dartlatrlm ayn adl teki birimlerle rtrler. Bir saniye,
bir saat, birka gn sonraki bir saniye ile ya da saatle ayn
uzunluktadr; oysa o birka gn evvelki saniye ya da saat, bir daha
geri gelmemek zere gemitir aslnda. Tekrarlanamaz, geri dn
meyecek sekanslar olarak zaman birimleri srekli bir hareket iz
gisi iinde birbirlerini izlerken, bu birimlerin ifade ettii sreler,
tekrarlanma ve sabit uzunluklar olma zellii tar. Bu zellik ol
masayd, bu sreleri birer zaman birimi olarak kullanmaya kal
kamaz, onlar baka bir dzlemde birbirini izleyen olaylarn se
kanslarn, belli iki pozisyon arasndaki uzunluklarn lmek iin
kullanamazdk. Demek ki lme yapabilmemiz iin, belli bir akn
iinde, ayn mesafeleri ayn hzla alan, ileriye doru bir kar
latrma hareketine ihtiyacmz vardr; dolaysyla da insanlar, bu
anlamdaki yapsal zellikleri tayan hareketleri zaman be
lirlemenin arac olarak kullanmay renemedikleri ya da hatta biz
zat bu ite kullanlabilecek aralar yapamadklar srece, zaman be
lirlemesi yapmalar mmkn olamamt.
nsanlar, ayrca zaman belirleyici bir enstrmann hzn de
itirip eitlendirerek, nceki bir pozisyon ile sonraki bir pozisyon
arasnda yol alan bir hareketin sresini ksaltabilirler. Mesafe ayn
olduu halde hz artrdmz lde, ayn mesafeyi alma sresi
azalacaktr. Ve eer, farkl hzlardaki hareketleri, ayn mekanik
aygt iinde bir araya getirebilirseniz, her bir birimin bir tekine
gre belli bir sabit oranda, daha hzl ya da daha yava hareket et-
156
meini salayabilirsiniz. Sreleri yapsal birimlere indirgeyen dil
sel alkanlklarmz dorultusunda, bir gnn 24 saat, bir saatin 60
dakika ve gene bir dakikann 60 saniye olduunu sylerken tam da
bu trden bir ilikiyi ifade ediyoruz. Bu sosyal uzlamla stan
dartlatrlm kavramlara kendini kaptrmadan bir saatin kadrann
bir sre gzlemleyen biri, ayn yerde toplanm eitli fiziksel bi
rimler gzlemlediini fark edecektir kolaylkla. Farkl hzla ha
reket eden fiziksel btnlklerdir bunlar ve her biri ayn mesafeyi
geerken, diyelim ki 1 ile 3 rakamlar arasnda kalan ember par
asn aarken, sabit oranlardaki bir hzla yol alrlar. Diyelim ki
zerinde gn gsteren bir ibre daha bulunan bir saate bakyoruz;
bu durumda bu drt ibreyi, birbiri ile ilintili drt tr zaman ara
ln; gn, saati, dakikay ve saniyeyi gsteren iaretler olarak
anlayabiliriz; hatta bunlar drt deiik farkl hzla, sabit bir oran
olan 1:2:24:1440 oranyla dairesel hareket eden fiziksel birimler
olarak da grebiliriz.* Toplumlarmzn kavramsal gelenekleri do
rultusunda, saatin kadrannda hareket eden bu birimlerin deien
konumlarn, yediyi be gee, on dakika otuz-be saniye diye
okur ve yaarz. Bylelikle, olaylarn zamann belirlemeye ya
rayan bu birimsel konumlar, onlar gzlemleyicinin sosyal al
kanlklar dorultusunda ve bu alkanlk araclyla, cisimden
yoksun bir zamann ak iindeki uraklarn sembollerine, yay
gn bir konuma tarznn alkanlklarna boyun eerek, her trl fi
ziksel hareketten ve onlar gzlemleyen, onlara bakan insandan ba
msz var olan ve kendi yollarnda giden sembollere dnrler.
Zamann oluturduu muammaya, zaman kavramnn, sanki za
mann bana buyruk, bamsz bir varl varm gibi kul
lanlmasna baktmzda, toplumun geneline yaylm bir sem
boln, gzlemlenebilir btn verilerden kopartlp yaltlarak
insanlarn dillerinde ve dncelerinde kendine zg bir varolu
biimi elde ediine arpc bir rnek grrz. Buraya kadar sy-
leyegeldiklerimiz, zamann bamsz bir varlk durumunu temsil
ettii izlenimini aklama bakmndan umarz ie yaramtr. Bu iz-
* Oran hesab yaplrken "gn gstergesinin gnde 1 tur att varsaylm,
(.n.)

157
lenim, deindiimiz gibi, zaman ve ona benzer bir dizi sosyal ol
gunun insan toplumundan ve btn olarak insanlktan deilse bile,
tek tek somut insanlardan nispeten bamsz oluundan ileri gel
mektedir. Ayrca ister insan buluu ve rn olsun, ister doal
olsun, zaman belirleme aralarnn kendilerine zg bir harekete
sahip olmalar da bu aklamay tamamlayan bir yandr; bunlar,
sosyal dzlemde standartlatrlm hareketlerdir ve teki ha
reketlerden belli bir derecede ayrldklar gibi, ls klndklar
dier doal olaylarn ve doal olmayan, sosyal srelerdeki di
limlerin, teki deyile deiimlerin belirlenmesini salarlar.
Saatlerin gsterdikleri zamann bu iki katmanl nispi ba
mszln Bat toplumlarnda gzlemlemek ok kolaydr; yani
zamann, hem sosyal bir olgu ve hem de fiziksel bir hareketin bir
zellii olmasndan gelen iki katmanln kastediyorum. Tpk bir
dilin, belli bir topluluun ortak dili olmas halinde ve yle olduu
srece dil olarak ilevini gerekletirebilmesi ve herkes kendi zel
dilini kullanmaya kalktnda ie yaramaz hale gelmesi gibi, sa
atlerin ilevlerini yerine getirebilmesinin n koulu, hareketli ib
relerin (ya da ayn ii gren mekanizmalarn) deiip duran ko
numlarnn, dier deyile, bu deiimlerle gsterilen zamann,
belli bir insan topluluu iin ayn ve ortak olmasdr. Ayrca za
mann bu zellii, onun tek tek insanlar zerindeki basksnn ve
zorlayc gcnn kaynaklarndan birini oluturur. Tek kii, kendi
davran ve faaliyetlerini ait olduu sosyal bein yerleik za
man kavrayna uyumlamak zorundadr ve karmak toplumlarda
insanlarn faaliyet ve davranlarnn karlkl bamll artp on
lar birbirine ilintileyen zincirleri uzayp griftletike saatlerin kral
l hkmn artrmaktadr.

25
Birok baka sosyal faaliyet gibi, zaman belirleme anlamndaki fa
aliyetler de, bugnk durumuna, belli sosyal taleplerin artmas ile
158
ortaya kan toplumsal bir etkileim srecinden geerek ulamtr.
Bu ihtiya ve taleplerin banda da insanlar koordine ve senk
ronize etme, teki deyile kendi faaliyetlerinin oluturduu art ar-
dalklar, gerek birbirleriyle gerekse gene doa olaylarnn ak
ndaki art ardalklarla karlkl bir uyum iine sokmak gelir.
Byle bir sosyal ihtiyacn btn toplumlarda duyulmas hi de sz
konusu deildir. nsanlarn bir araya gelerek oluturduklar toplum
ne kadar byk, insan says bakmndan ne kadar zengin, fonk
siyon ve faaliyetler ne kadar farkllam, uzmanlam ve kar-
maklamsa, bu ihtiya da o lde artm demektir. Avclarn,
obanlarn ve kyllerin oluturduklar ilkel topluluklarda, olaylar
aktif mdahalelerde bulunarak zaman ile ilintilendirmek ya da
onlar tarihlemek ihtiyac yok denecek kadar azd; byk, kent
lemi devlet toplumlarnda, zellikle de sosyal ilevleri, uz
manlamalar bakmndan ok ilerlemi toplumlarda, bu ilevleri
yerine getirenleri birbirlerine balayan balarn hem uzun hem de
alabildiine eitlenmi olduu ve gnlk almann yknn
byk lde insan rn enerjilere ve makinelere devredildii du
rumlarda, zaman belirlemeye duyulan sosyal ihtiya da ok byk
lde artar; bu ihtiyala birlikte zaman belirleyecek aralarn,
ortak sosyal zaman gsterecek mekanik iaretlerin vazgeilmez
gereklilikler arasna girmesi, bu dorultuda da, bu toplumlardaki
insanlarn belli, ortak bir zaman duygusuna sahip olmalar ka
nlmazdr.
Makine kullanmnn yaygn olduu toplumlarda, kendileri kol,
duvar vb. saatleriyle donanm ve atalar, avc, oban ya da ifti
olarak kk bekler halinde bu tr aygtlardan yoksun yaam
olan insanlar, gelimi ve karmaklam bu toplumlarn yeleri
ve onlarn bu tr meselelerde szcln yapan saygn filozoflar,
zaman sorunlarn tartp deerlendirirken ortaya koyduklar
yaklamlaryla, zaman kavramnn ve deneyiminin oldum olas,
btn topluluklarn ve toplumlarn insanlarnda bugnk gibi var
olmu ve yaanm olduu varsaymn hi tartmadan be
nimsemekte ve kendi zaman kavramlar ve zaman yaay bi
imleri ile o eski topluluklarn insanlarnn kavray ve yaay bi
159
imleri arasnda hibir farkllk bulunmadn dnerek naif bir
benmerkezcilik sergilemekteler. Bu anlamda, filozoflar, kendi top
lumlarnn dnce ve duygu standartlarn gz nnde bu
lundurmaktan baka bir ey yapmamaktadrlar. Bu filozoflar da,
ocukluklarnda kendilerinden yal insanlardan rendikleri ve
iinde yaadklar toplumda herkesin her gn rutin ekilde kul
land zaman kavramn benimsemi grnmektedirler. Ne var ki,
zaman yaamann nasl olup da insanlar zerinde bylesine bir
hkimiyet kurduunu sormamaktadrlar. Zaman kavramn ve za
mann kurumlamasn bir armaan gibi; toplumda kullanlan sem
bollerden olumu bir ortak ereve, kararlar alma ve iletiim
kurma arac, bir klavuz olarak karlamakta, ama onu sorgula
maya, aklamaya; bu kavramn ve kurumlamann doup olu
masnda, insanlarn yaama tarzlarnn ve deneyimlerinin hangi d
nmlerinin srayla bu srelere karm olduunu sormaya ya-
namamaktadrlar. Felsefenin perspektifinden bakldnda, zaman
kavram, mekn kavram ile birletirilmi olarak kendi bana var
olan bir kavram grnm sunmaktadr. Dolaysyla da, tpk
mekn gibi, kendi bana, ylece duran bir eydir zaman: Ya
ltlm, apayr bir szck, belki de tecrit edici bir tanmla des
teklenip salamlatrlarak, ayr, tecrit edilmi bir var oluu gs
termektedir. Onun peinden gitmek de artk dnrlerin grevidir
bu durumda.
Yzyllar boyunca yanl yolda, yanl iz zerinden gidilerek
kovalanm bir avd zaman; olmayan bir ey yakalanmaya a
llmt: Dnmlere uramayan, btn insanlara ayn tarzda ve
rilmi ve onlarn da ayn tarz ve duygularla yaad bir olgu. D
nrler sorunlarn zaman denen bu nesnenin zerine her
yneltilerinde, kendi kazdklar kuyulara dp durdular: Her se
ferinde, zaman konusunda birbiriyle badamayan ve ikisi de ayn
lde nazari ve deney tesi olan, yani dorulanmas mmkn ol
mayan iki temel varsaymla kar karya kaldlar. Bir yanda, za
mann insanlara, btn teki fiziksel nesneler gibi, ebedi doa d
zeninin bir paras olarak verilmi olduunu ileri srenler (Newton
da byle dnenler arasndayd); te yanda, zamann, insan bi-
160
lininin evrensel, genel geerli bir yapsna tekabl ettiini, yani
bu evrensel bilincin belli bir biimi olduunu varsayanlar yer al
yordu. kinci kamptakilere gre, insanlar, olup bitenleri zaman
iinde geen olaylar olarak yaarlarken ve sentezlerken (so
yutlarken) bunu herhangi toplumsal bir renme srecine gerek
duymadan ve her trl (tarihsel) deneyimden nce, her yerde ve
her zaman ayn tarzda gerekletirebiliyorlard. Bu varsayma gre
zaman, olaylar bir dzen iine sokmann bir yolu ve biimi ola
rak (mekn kategorisiyle birlikte veya tek bana) insanlarn iine
doutan yerletirilmi akl yeteneinin bir parasdr; insan bi
lincinin ya da insann varoluunun deimeyen, sabit bir zel
liidir.
Birbirine zt zaman anlaylarnn ikisi de, klasik Avrupa fel
sefesinin, bilgilerinin edinilmesi konusundaki temel tezleri ve var
saymlaryla rtmektedir. En azndan Descartestan gnmze,
filozoflarn, deiik btn bilgi kuramsal grlerinde ortak bir
payda olarak beliren ve zamann karakteri konusundaki iki zt an
layn temelinde yer alan varsaym da ylece sorgulanmadan be
nimsenmitir. Filozoflarn, cevap bulmak zorunda olduklar ortak
sorun, insanlarn iindeki bilginin -ounlukla d dnya diye
de tanmlanan insann dndaki nesneyle ne lde rtt, bil
ginin nesneye uygunluu sorunudur. Bilgi teorisinin bilgi sorununu
bu ekilde kuruu, bilgilerin topland anak gibi anlalan tek
insan ile onun dndaki btn bir dnya arasndaki, grnrdeki
rktc uurumun yaratt bu kbus grnts, felsefi tar
tmalara yzyllar boyunca tahakkm etmitir. Artk bundan kur
tulmann vakti gelmitir.
Bir i dnya ile bir d dnya arasnda var olduu d
nlen byle bir szde meknsal uurum, hem bireysel hem de
kolektif fantezinin bir rndr. Belli zel bir yaantnn, kav
ramlar araclyla nesneletirilmesini sembolik dzlemde temsil
eder bu varsaym. alma sreci iinde bilimsel sorunlar (ya da
karmaklam, gelimi toplumlarda karlatmz trden bi
limsel sorunlar) zmek zorunda kalan insanlar, kendileri ile bu
sorunlar arasna duygusal bir uzaklk koyuyor, sorunlar zerinde
161
dnmek iin fazlasyla bekliyorlar; hemen eyleme geme itkisi
ve heyecanna kendilerini kaptrmyorlar; bu yzden de nesneler
zerinde dnp kafa yorarken, nesne ile kendi aralarna bu an
lamda mesafe koymadan edemiyorlar. Bilimsel bilgilerin ka
rakteristik zelliklerinin ne olduu konusunda kafa yoran filozoflar
da, farknda olmadan bir bilimadamnn bavurduu mesafe koyma
ediminin bizzat kendisini nesneletiriyorlar. Bilimadamnn bu
tavr ve tutumunun sonucu olarak filozoflar da, kendileri farkna
bile varmakszn, ortalkta gerek, somut bir mesafe varm sans
yaratabiliyor; zne ile, bilmeye alan znenin o ana kadar z
meye alt ve halledilmemi bir sorun olarak grnen ey ara
snda yani zne ile nesne arasnda, somut bir mesafenin varlna
hkmediliyor. Bu mesafe yaants (alglamas), filozofun d
ncesinde, zne ile nesne, i dnya ile d dnya ara
sndaki grnmez uuruma dnyor. Filozoflar, insan yapm
(bilgi) sembollerin(in) bir sorunun zm srecindeki ilevlerini
betimlerken, kendi bavurduklar meknsal metaforlarn kendilerini
yanl yola sevk etmesi sonucunda, zmek istedikleri sorunlara
(nesneye) meknda (kendi dlarnda) bamsz bir konum at
fediyorlar. Btnlk iindeki bir bilgi edinme sreci esas aln
dnda, insan ile doann ya da insan ile insann iki ayrlmaz, bir
birini btnleyen iki ilevine karlk gelen zne ve nesne
kavramlar, filozoflarn konuma tarzlar iinde, almaz bir
meknsal uurum ile birbirinden ayr duran iki bamsz varolu
olarak grnrler. Felsefenin dilinde dnya d, bilgi ise itir.
Oysa bilmek tpk konumak gibi, tecrit edilmi, tek tek in
sanlarn marifeti olmayp birbiriyle iletiim halindeki insanlar art
koar. Sosyal bir olgu olan dil ile bireysel dilin ilikileri zerinde
dnmek istediimizde, ya da kolektif kavramlar ile bunlarn tek
tek kiilerce kullanl arasndaki iliki zerinde dnmek is
tediimizde, bunu d dnya kavramndan daha iyi gsterecek bir
rnek bulmak zordur. Nesne (d dnya), belli bir dnemdeki
sosyal bilgi daarcnn bir fonksiyonudur.
Bilgi sorunlarnda filozoflarn dayandklar ortak paradigma
zerindeki btn geleneksel zmler de iki kutup arasndaki pa
162
rametre zerinde hareket eder: Ya d nesneler grntlerini (im
gelerini) insanlara yanstr; bilgi de, bu yansmln rn ya da
sonucudur ya da insanlar kendi i entelektel yaplarnn de
imez anlaklarnn, tinlerinin, bilinlerinin, varlklarnn
(ya da artk her neyse) onun insana zg yaan biimlerini, gene
iteki mutlak kategoriler ya da yasalar uyarnca d dnyann nes
nelerine ve srelerine yanstrlar. Bu seeneklerden birincisi naif
pozitivizme yaklarken, kincisi nominalizme ya da solipsizme
varr. Nominalizm ve solipsizm yandalar iin dnya (gereklik)
ilkece bilinemez, bilgisi edinilemez bir eydir; nk d dnyaya
ynelik btn deneyimler, oradan edindiimiz her yaant de
neyimi, insann doutan getirdii, her eyin ncesinde bi
imlenmi, spesifik yasalarn ve kategorilerin, bilinci veya o trden
bir eyi dzene soktuu deneyimlerdir; dolaysyla da, dtaki nes
nel dnya ilkece bilinemez. nsann bu her eyin ncesinde bi
imlenmi zellikleri, evrensel, genel geerli, btn insanlarda
ayn olan ortak zelliklerdir; bu anlay, fenomenolojik tezlerin
tam karsnda yer alr. nk fenomenolojik varsayma gre,
teki insanlar, o tek insann deneyim nesnesi olarak en az btn o
d nesneler kadar dtadr, byle olunca da btn insanlar kap
sama ve insanlk iin geerli olma iddias tayan her trl genel
tespit -insana ilikin tespit- imknsz hale gelir. Bilgisi edi-
nilemeyen, bilinemez bir dnyada her insan bir bana, yalnz va
rolmaktadr. Gerek bu grn gerekse bu grn tam kar kut
bunda yer alr grnen anlaylarn, insann ve insan hakkndaki
doru ve hakiki bilginin karakterini aklayan biricik doru an
layn kendileri olduklar iddiasn tadklarn anmsatmaya bile
gerek yok. Bu ncllere ve kabullere dayanarak yazlm bir sr
kitap, insan hayatnn trajikomik bir savurganl ve boa har-
canmlnn kantlar olarak insanln yolu zerinde saa sola sa
lm durmaktadrlar. Madem ki dnya bilinemez; bu anlay sa
vunan yazarlar, dnrler niin hl, ounlukla da byk bir
srarla stne basa basa, bize bu anlay tantmaya urayorlar.
Mtevaz suskunluklar daha uygun dmez mi bu durumda?
Doa hakkndaki aklamalarnda, bu anlayn kar kut-
163
bundaki felsefi grler de ayn dnce emasn paylamak
tadrlar. Tayfn bir yannda, zamann, nesnelerin bir karakteristik
zellii olduu anlay yer alrken, te yannda, bilgi edinen z
nelere zg yaplarn rn olduu gr durur. nk bu bir-
biriyle elien ularn savunucularnn ortak anlayna gre, gerek
zaman kavram gerekse bu kavrama bal zaman deneyimi ev
renseldir ve insanlarn genel bilgi dzeylerinin gelimilik ba
samandan, daha genel bir deyile, onlarn yaama tarzlarndan ta
mamen bamsz ekilde, her insan tarafndan paylalmaktadr.
Filozoflar oldum olas baka toplumlar hakknda kendi top-
lumlarna kyasla ok snrl bilgilere sahip olmulardr; bu yzden
de tasarlama ve dnme kapasiteleri hep iinde yaadklar top
lumla snrl kalmtr. Zaman balamnda olaylar deerlendirir ve
kavrarken yaptklar sentezler; ister istemez, btn insanlar iin
balayc grnmtr onlara. Bilgi daarcklar kendilerinkine
gre daha kk ve yaama alanlar snrl insanlarn kavramsal
sentezlerinin hem tarz ve biiminin hem de kapsamnn ken-
dilerinkinden farkl olmas gerektiini dnmemilerdir.

26
Bunlara bal olarak da felsefe, zaman sorununda tek yanl ve bir-
birleriyle badamayan deerlendirmelere sahne olmutur. Tek
yanldr; nk filozoflar, insanlarn her zaman ve her yerde olay
lar ayn zaman kavramna dayandrdklar dncesinden bir
trl kurtulamamtr. Canl, dediimizde, bu kavram sadece
insan rnei zerinden gelitirmeye kalkmzda nasl bir tek
yanlla dersek, burada da ayn tutum sz konusudur. te yan
dan filozoflarn zaman kavram ya da zaman kavraylar, me
selenin kendisine yabanc ve aykr deerlendirmelere maruz kal
mtr; nk bilgi alanndaki abalarna denk decek ekilde,
zaman, alarn tesindeki bir evrensel olgu olarak bir bana be
lirlenmeye allmaktadr. Bu abalar, hedefleri bakmndan kabul
164
ve itiraf etmi olmasalar bile, tanrbilimden devraldklar deer e
masn yanstr; stelik bu emann tanrbilim alanndaki kullanm,
bilgi alanndan farkl olarak bir anlam tayabilmektedir. Filozoflar
ise, zaman, deiimlerin gzlemlenebilir sralannn tesinde,
kendi bana bir verilmilik olarak bizzat zamann aknn d
nda, insann ve doann mutlak, deimeyen, ebedi bir ka
rakteristik zellii olarak yakalamaya alrlar. Hegel ve Comte
gibi, ok az istisna bir yana braklacak olursa, filozoflar genelde,
gzlemlenebilir somut sreleri, nemsiz sayp bunlar mutlak, de
imez bir ze indirgeme yanlgsndan kendilerini kurtarama-
mlardr. Zaman kavram, birok baka zelliinin yan sra tek
rarlanamaz srelerle ilintilidir. Seksen yandaki bir insan bir
daha hi krk yanda olmayacaktr. Ve 1982 yl bir daha gel
meyecektir. Ama filozoflarn byk bir ounluu, btn de
iimlerin gerisindeki mutlak, deimeden kalan bir z arayp
durmaktan vazgememilerdir; rnein insann hep ayn kalan bir
zaman ve mekn bilincinin ya da doann ve akln ebedi, deimez
yasalarnn peine dmlerdir.
Sreci yapya indirgeyen bir inceleme yntemi olarak bilimsel
yntem bile, Galileo iin hl byk lde arasal zellik ta
yordu; amaca giden yolda arat bu bilimsel yntem. Den ci
simlerin gzlemlenebilir dzenlilii, dmenin yasaya uygunluu,
Galileo iin hibir zaman pratik grevlerin zmnde de
erlendirilebilecek bir yasa olma zelliini btnyle kaybetme
miti. O zamanlar zaten henz dme yasas adyla kutsanm da
deildi Galileonun tespit ettii dzenlilikler. Ne var ki, ba
langta yalnzca zel uzmanlk ii olan, snrl grevlerin
zmnde uygulanan yntem, zamanla gelitirildi. En bata gk ci
simlerinin dzenli hareket yasalarnn belirlenmesi amacyla
kullanld. Bir yandan Galileo yasalarn pratie gittike daha ok
uygulayan uzmanlarn, onu ve yntemini kavrayp anlaylar, bir
yandan da filozoflarn bu bilimsel ynteme getirdikleri yorum ve
aklamalar, onu, ebedi geerli ve biricik aratrma yntemi haline
sokarken; bu yntemin duruma gre, ya insanlarn doutan be
raberlerinde getirdikleri a priori rasyonellikten ya da nesnelerin
165
doasndan tretilebilir bir yntem olarak anlalmasna yol at.
Balangta sadece belli bir amacn arac olan bu yntem, giderek
deimez, mutlak kuralllklarn kefi aracna dnt; sistematik
lmlere dayanan ve matematiksel mutlakln sembolleri olan
doann, sonra da mantn yasalaryla, hatta salt matematiksel
ilemlerin sonularyla temsil edilebilen kuralllklarn kefi olarak
anlalp, bir sre iin belli bir fiziksel ve felsefi gelenein me-
rulatrc en yce deeri, hatta bilimsel aratrmalarn en fazla
prestij vaat eden alma biimi olarak grld.
Zamansal dzlemde gerekleen btn deiimlerin en ge
risinde yer alan ebediyen deimez bir eyin kefi, bu yollardan ev
renselleip ritelleerek, insann bilgiyi arayna verilmi en byk
armaan olma zelliini kazanp korudu; sadece fizik alannda
deil, baka birok bilim ve inceleme alanndaki prestijiyle orantl
olarak, insanlara yer yer, belli bir noktaya kadar daha ncekine
gre ok daha iyi bir klavuz, karar verme ve denetleme arac sun
duu iin, yer yer de kkenleri, bambaka amalarla ilintili ge
leneksel deer emalaryla uyum iinde olduu iin, insanlar ara
snda da byk bir sayg grd. Ebedi, deimez yasalarn kefine
ynelik abalar, dorudan bilme isteiyle, bilgi edinmek iin ya
plan bir aramann sonucu deildi; tersine, olgulara alabildiine ay
kr bir eyi gzlemlenebilir btn verilerin ve olgularn dur durak
tanmayan dnm seli iinde, kesintisiz, kendisiyle hep ayn
kalan, kalc bir eyler; geici hayatlarnn gerisinde geici ol
mayan ve zamandan etkilenmeyen bir ey bulma zleminden g
alan bir aramann rnyd. Geici olmama zelliinin, kalcln
ve ebediliin zihinlerimizdeki sembollerine atfedilen o byk
deer ve nem, giderek insanlarn dncelerinde basknlaarak,
ok katmanl bir l deeri, deimez bir mutlaklk haline ge
lerek, deiimlerin belli bir sralann temsil eden ifadenin sem
bolik mahiyette olduunun ve bilginin somut, nesneyle ilintili,
arasal nitelikte olduunun stn rtt.

166
27
Kendi kendine ivmelenen bir (somut) hareketin Galileo tarafndan,
mutlak, deimez ivme (hz) sabitesiyle sembolik biimde ifade
edilmesi, teki deyile, belli bir deiimler dizisinin (dme ola
ynn) sabit, deimez bir matematiksel forml ile gsterilmesi
imkn, deindiimiz gibi, aslnda sreci indirgeyici bu yntemin
arasal, pratik ilevinden ok daha nemli grlmt. O gn bu
gn, aradan geen zaman iinde, yasann rutinlemesi ve felsefi
retilerin yasa kavramn kendi retileri iine alma ynndeki
bitmeyen abalarnn sonucunda yasa kavramnn kekreliini du
yumsamak iyice gleti ve insanlarn da birer parasn olutur
duklar, grnen somut dnyann devaml dnmlerinin arkasn
daki grnmeyen, deimez dzenin simgesi olarak kullanlan me-
taforik anlam doallat.
Somut bir sreci bu ekilde indirgeme, deiimlerin pe pe-
eliini; deimez, mutlak yasalar ya da yasa benzeri so
yutlamalar, salt arasal bilgi edinme yolu olarak kullanmann ve
bunu semboller araclyla temsil etme alkanlnn, somut s
relere uygun olup olmad saptanabilir; nk, bizzat bu temsil
aralarnn ve yollarnn kendileri de deiebilme potansiyeli ta
dklar gibi, daha baka uygun aratrma ve inceleme aygtlar da
bunlarn yerlerini rahatlkla alabilir. Bilimsel pratiin gelimesi,
daha imdiden birok alanda deimez yasalarn ve yasa benzeri
bilgi aralarnn ilevlerinin dnmlere uramasna yol at; ya
salarn ya da benzer aralarn kullanl bugn eskiye gre ol
duka snrlanm, zihinsel ileyi asndan aratrmann en nihai
ve yksek amac olma anlamndaki itibar ve statleri de Newton
dnemine gre olduka sarslmtr. Birok bilimde ve fiziin bir
ok dalnda, yasa modellerinden ok sre modelleri ne kt; za
mann ak iindeki uzun deiim dizileri, rnein kozmik ya da
biyolojik evrim ya da sosyal gelime alan gibi uzun erimli de
iim, dnm sreleri genel yasalardan daha nemli hale geldi.
Bu sre modellerinin, bilimsel teorilerin odanda yer alarak bil
giye ne gibi katklarda bulunaca, bunlarn bilgi ilevinin ne ola-

167
ca konusunda henz bulanklk hkm srmektedir. Evrim mo
deli, sosyal gelime modeli gibi yapsal-sistemsel modellerin gerek
yasalarn gerekse de yasa merkezli teorilerin yerine getirdikleri
grevleri, karladklar beklentileri ayn lde karlayamadklar
anlalmaktadr. nk somut sreler, bilgi edinme abalarn, ge
ici, deien dnyann gerisindeki geici olmayan mutlak bir eye
yneltmemekte; byle olunca da, bilimin, btn dnmleri a-
knlatrarak, zaman d ve geicilik zellii bulunmayan bir ey
kefetme umudunu da boa karmaktadrlar. Bu sre modelleri,
bilimsel abalar, mutlak yasalar aramaya deil de dnmlerin
ierdikleri yaplara ve kurallara, dnmn, zamann ak iin
deki dzenlerine yneltmektedirler. Byle olunca da, bilgi edinme
abalarnn, bilim d, yar dinsel ilevi de ortadan kalkm; doa
yasas, doa dzeni, akln yasalar gibi kavramlara tadklar
bilgi deerini ok ok aan sosyal bir stat kazandrm olan ve ka
zandrmaya devam eden bilim d, yar dinsel ilevler de ge
rilemeye yz tutmutur.
Btn dnmlerin ve deiimlerin arkasnda deimeden
kalan, ebedi ve srekli bir ey kefetmeye ynelik abalarn, in
sanlar iin bylesine nem ve deer kazanm olmas yle sa
nyorum ki, insann korkusuyla, onun kendi geiciliinden, lm
den duyduu korkuyla aklanabilir. Bir zamanlar bu korku, ebedi
tanrlara duyulan inanla almt; ardndan insanlar yeniden, do
ann kalc dzeninin temsilcileri olarak ebedi doa yasalarnn
varlna inanp geicilie ve lm korkusuna kar donanmaya a
ltlar. Kantn yaptnn tannm bir yerinde zerimizdeki yldzl
gkten ve iimizdeki ebedi ahlki yasadan sz ediindeki o dikkat
ekici duygu ve scaklk, yzeyden bakldnda, bilimsel ya da fel
sefi dncenin katksz rasyonel rnleri olarak grnen anlay
ve dncelerin, duygusal, manevi anlam ve nemini gsteren bir
rnektir. Bir baka rnek bilimsellik iddias tayabilecek ebedi ya
salarn ya da yasa benzeri, zaman tesi ilintilerin kefedilmesine
ynelik sabr ve inatlarn, aratrmalarn en byk hedefi olarak
ilan edilmeleri ya da bunlara kimi biimsel mantk filozoflarnn ya
da matematikilerin atfettikleri o yksek bilgi deeridir.
168
G.H. Hardyin tannm kitab A Mathematicans Apology bu
rada evresinde dolandmz noktay biraz daha netletirebilir.15
Hardy, o kitapta ok anlalr bir tespit yapyor: En asil hrs, kalc
deeri olan bir eyler brakmaktr. Ama Hardy bu saptamann ar
dndan, matematii verek, onun bu hrs tatmin etme bakmndan
teki birok alana gre ok daha elverili olduunu sylyor:
Eski Yunan matematii kalcdr. Yunan edebiyatndan daha ka
lcdr... Aiskhylos unutulduunda da Arimet hl belleklerde ya
ayacaktr... Kii matematiksel n elde edebilirse, bu en reel ve en
gvenli yatrmlardan biridir. Hardy bu balamda Bertrand Rus-
seln, gerekten de unutulmamas gereken bir ryasn aktarr:

Bertrand Russeln bana korkun bir ryasn anlatn hatrlyorum.


Milattan sonra 2100 ylnda niversite kitaplnn en st salonunda
duruyormu. Kitaplkta grevli bir yardmc elinde koskoca bir p
torbasyla raflar dolayor, kitaplardan birini alp birini brakyor, i
lerine yle bir gz atp ya tekrar rafa geri koyuyor ya da torbasna at
yormu. Byle byle gelip ciltlik bir kitabn nnde durmu ve
Russel bu kitaplarn kendi Principia Mathematica'snn kalm son r
nekleri olduunu fark etmi. Kitaplk yardmcs kitaplardan birini
eline alm, sayfalarn biraz kartrm, bir an iin kitabn iindeki
tuhaf sembollerden kafas karm bir halde kitab elinde torbaya
atsn m, atmasn m, kararsz tartp durmu...

28
nsanlar, srf mrlerinin snrll dncesinden kamak, le
cekleri gereini rtbas etmek iin nelere inanmaya hazr deiller
ki. Matematiin bizim toplumlarmzda sahip olduu st dzeydeki
itibar da, teki nedenlerin yan sra bir sembolik ara oluturmas
ve insann bu ara adna -tpk Hardynin yapt gibi- lm aan
bir ebedilik sunma iddiasnda bulunabilmesi de nemli bir etkendir.

15. G.H. Hardy, A Mathematicans Apology, Cambridge 1948, s. 21.

169
Bu iddia biraz daha mtevaz olsayd Hardyye hak ve
rebilirdik. Elbette gelecek kuaklarda da insanlar iin anlam ve
nemi olan, ie yarayabilen bir eyler ortaya koyabilmek insan iin
ok ey ifade edebilir; Gelgelelim Hardy, insan rn olan sem
boller ve bu sembollerin i dzenine ynelik olarak salt matematik
uzmanlarnn (dolaysyla da kendinin) uralarna ar bir baar
ans tanmaktan kurtulamamtr. lmszl nemseyen kii,
diyor Hardy, glerini seferber etmek ve bu anlamda bir yatrm
gerekletirmek iin matematikten daha iyi bir alan bulamaz. Ve
Aiskhylos gibi bir ozann adnn oktan unutulup gittiinde Ar-
imet gibi bir matematikinin adnn hl insanlarn belleinde ka
lacan syleyecek kadar ii ileri gtryor. Baka bir deyile,
Hardy, kendi benimsedii deerler hiyerarisinin -matematiin
ebedi dorularnn sanatn, dayanksz yaptlarna gre ok daha
yksek bir dzlemde yer aldklar bir hiyerarinin- kendisinin iin
de yaad topluma zg ve geici yanlarnn bulunma ihtimalini
hi aklna getirmeden, gelecein kuaklarnca da aynen korunup
paylalmak zorunda olduunu ileri sryor.
Bu trden dnceler, hi kukusuz, insanlarn, kendi ge
iciliklerini rtbas edip onlara bu geicilik dncesini unutturan
bir eyler arama biimindeki doyumsuz arzularn tatmin et
mektedir. Gelgelelim matematie kalclk statsn tanyan bu hi
yerari, olduka sallantl grnmektedir. Gnmzdeki bilgi d
zeyinin ierdii bir boluk, bu sallanty iyice rtmektedir. Nasl ki
bugne kadar zaman konusunda, genelce benimsenebilecek, s
nanabilecek ve gelitirilmeye msait bir teori henz ortalkta g
rnmyorsa, matematik alannda da, zerinde uzlalabilecek byle
bir teoriden eser yoktur henz; altn bir kez daha izmek gerekirse,
karmzda bir bilim teorisi alan bulunmaktadr ve matematik de
son tahlilde insanlar tarafndan bulunup gelitirilmi, dolaysyla
sosyal ile ilintili bir alan temsil etmektedir; dolaysyla da ek
siimiz, bilimsel-sosyolojik bir matematik teorisi, yani teki zel
liklerinin yan sra insanlar asndan yerine getirdii ilevleri, fi
ziksel sorunlarn zmne katklar ve bu alandaki kullanll
ve nihayet doa fenomenlerinin ilintilerini aklamaya elverililii
170
asndan matematii deerlendiren bir teoridir.
Burada, imdilik, bu trden bilgi eksikliklerine yle bir de
inip gemek ve iaret edilen boluklarn doldurulmas iin atl
mas gereken admlarn ynne ilikin birka sz etmek yeterlidir.
Bu boluklarn giderilmesi iin bir sosyal semboller teorisine ih
tiya vardr. Be boyutlu gereklie deinirken semboller ko
nusunda sosyal uzlama dayal bir teorinin eksikliinden sz et
mitim. nsanlar zaman ve mekn iine yerletirilmilerdir ve bu
drt boyutlu alan iinde, yerleri ve tarihleri belirlenebilir. Ancak
yeterli deildir bu; beinci boyut, onlarn yaadklar, yapp et
tikleri her eyi, bu sembolik evrende hareket ettikleri ve birlikte
yaadklar insanlarla kurduklar ilikileri belirler. Bu boyutun bes
belli bir temsilcisi dildir; yani insanlarn bulup gerekletirdikleri
ve toplumdan topluma deiik olabilen, gerek insanlarn kendi ara
larndaki iletiime, gerekse ynlerini belirleyen kararlar ala
bilmelerine hizmet eden, kapsaml, karmak sembollerin olu
turduu bir sistemdir. Ama ayn zamanda sembollerin ierikleri,
kavramlar ya da iletiim iindeki anlam dediimiz ey, yani ile
tilmek istenen dnce, yani insanlarn birbirleri ile ilikilerinde
bilinlerinden szlp geen ve biime kavuan her ey beinci
boyuta girerler; elbette, mekn ve zaman kavramlarnn g
nmzdeki anlam ve ilevleri de bu boyutun iinde yer alr. n
sanlarn bulup gelitirdikleri, zaman, mekn gibi btn teki sem
boller de, kendiliklerinden var olan, ebedi, deimez semboller
olmayp, hep hareket halinde, akp giden, deien; neyseler, d
ne dne o noktaya gelmi ve dnmeye devam eden sem
bollerdir; bu dnm, ya gittike gereklikle daha ok rtme,
dolaysyla nesneye uygunluk ynnde ya da insan duygularnn,
heyecanlarnn ve hayallerinin ifadesi olma ynnde gerekle
ebilir, bazen gelien, kapsam byyen bazen de bzlp kapsam
daralan bir sentez ortaya kabilir.

171
29
Gnmzde zaman olarak kavradmz eyin kapsam ve er
evesi, baka deyile, zamanla ilintili olarak insan faaliyetlerinin ve
dncelerinin, deien dzeylerde standartlamas ynndeki ge
lime, durmadan yaygnlaan bir sentez olma nitelii bakmndan
genelde sembollerin gelimesine de gzel bir rnektir. Toplumsal
gelimenin balangtaki basamaklarndan birinde, insanlarn,
zaman belirlemek isterken bavurduu dmz his
settiimizde trnden bir bildirim o sosyal gelime basama iin
karakteristiktir. Gelimenin belki biraz daha ileri bir basamanda,
bu kadar kiisel bir tespit ifade etmeyen k sembol kul
lanlmaya balanmtr. Bugnse btn dnyada, kn hangi ayda
baladn gsteren takvim kullanlyor; stelik k aylarnn ol
duka scak getii blgelerde de insanlar bu takvimi kullanyorlar.
Gemiteki btn toplumsal gelime evrelerinde, insanlarn
bugn bizim zaman belirleme dediimiz eyi gerekli bulup ayn
yoldan gitmeye kalkm olmalar sz konusu olamaz. Ama benzer
faaliyetlerin izlerini gemite aramaya kalktmzda, o alarn in
sanlarnn grlebilir ya da hissedilebilir zgl bir d olgu ile
kendi aralarnda olduka kiisel ilikiler kurmu olduklarn an
lyoruz. rnein bizim Gne ya da Yeniay dediimiz, gk ci
simleriyle ilgili olaylar, onlar, belli bir eyi yapma ya da yapmama
dorultusunda bir uyar olarak yorumlayabilmilerdir. Oysa bizim
iin zaman kavramnn zellikleri arasnda, bu kavramn ala
bildiine geni kapsaml bir sentez, yani ok st dzeyde bir so
yutlama sembol olmaktan da teye, ilikiler kurmaya yarayan bir
sembol olma zellii de bulunmaktadr; ama bu ilikiler, ge
miteki ilkel toplumlarda olduu gibi, belli olgular ile rnein Ye-
niayn douu ile kiisel kararlar ve davranlar arasnda ba
kurma anlamndaki ilikiler deildir. Bu adan bakldnda zaman
kavram matematikilerin kullandklar sembollerle ayn tre girer.
Zaman sembol, katksz bir iliki semboldr. Zamann kendisi
geri ok zel trden ilikiler kurdurmaya elverili bir semboldr;
rnein iki olayn birbiri ardndan geliiyle ortaya kan po

172
zisyonlar birbiriyle ilintiler, ama bu ilintilemede birbirleriyle ili-
kilendirilen olaylar, birbirlerinin yerini alabilirler. ki saat sren bir
konser ile iki saat sren bir alma, zaman zerinden bir iliki
kurar; ilikinin aynl (her iki olayn da rnein iki saat srmesi)
olaylarn farkl olmasndan etkilenmez.
nsanlar soyut ilikiler kurmalarn salayacak semboller olu
turup gelitirinceye ve bunlar gerekli grnceye kadar arkalarnda
upuzun bir gemi braktlar. Gelgelelim, bu trden sembollerin
oluturulmas, ok geni kapsaml sentezleri, bildik dille sy
leyecek olursak, ok yksek bir soyutlama dzeyini art komakla
birlikte, bu konuda sylenecek asl ey, iin z alabildiine ba
sittir.
ki ift elmay yan yana koyarsak, drt elma elde ederiz. Top
lumsal gelimede, insanlarn drt elma ya da drt inek an
lamnda sembollere sahip olduklar, yani ancak belli nesnelere
gnderme yapmayan, dolaysyla pek ok farkl nesneye uy
gulanabilen drt, be, alt gibi sembollere sahip olmadklar
dnemler bulunmaktadr. te bu noktada, matematiin birbirinden
o kadar farkl nesneler alanna uygulanabilmesinin srr ara
lanmaktadr. Btn nesne alanlarnda o alanlara zg, spesifik ili
kiler egemendir. Ama lmeler yardmyla, bu ilikiler, ma
tematiin salt iliki sembolleriyle temsil edilebilir. Maddi
taycsndan arnm iliki sembolleri, rnein saylarla, kt
zerindeki semboller olarak, her trl ilem iin kolaylkla oyna
nabilirken, insanlarn ve nesnelerin ilikilerine mdahale etmek ve
onlar ileme tabi tutmak bambaka bir eydir. Ve bu trden ka
tksz ve soyut sembollerle gerekletirilen ilemlerin sonular,
dnerek o somut spesifik nesnelerin ya da kiilerin ilikilerine ak
tarlabilir. Hatta belki, deneysel yoldan soyut iliki sembolleriyle
hesaplanm sonularn, ilgili ilikilere uygulandklarnda do
rulanp dorulanmadklarna baklabilir.
Zaman belirlemek, dediimiz gibi, en azndan iki olay s
resinin pe peelik yanlarn birbiriyle ilintilendirdiimiz trden bir.,
faaliyettir ve bu olaylardan biri l olarak alnarak, birbiri pe
inden akp giden olaylar iindeki sreleri ve pozisyonlar be- -
173
lirlemeye yarayan sosyal bir standart ilevine brndrlr. Top
lumsal uzlamla standartlatrlm zaman llerinin, rnein
12.30 sembolnn temsil ettii lnn olaylarn seyri iindeki
konumu, bir sr farkl, zgl eylem ve olayn seyrinde kar
latrma noktas olarak alnabilir. 12.30, pekl, bir trenin hareket
saatine olduu kadar ders saatinin sonuna ya da Gne tu
tulmasnn balangcna da iaret edebilir.
Burada, katksz iliki sembolleri hakknda yaptmz snrl
aklama bile, bunlar gibi kapsaml ve st dzeyde bir sentez be
cerisini ve yeteneini gerektiren sembollerin, insan rn sem
bollerin ve bunlara tekabl eden sosyal kuramlarn gelimesinde
nispeten ge bir dnemi temsil ettiklerini anlamamza yetip art
maktadr. Bu trden sorunlar daha iyi kavrayabilmek iin, bu tr
den sembollerin gelimesini aklayan bir teoriye ihtiyacmz var
dr. Gnmz bilgi dzeyindeki bu boluk giderilemedii srece,
bir sr sorun zmsz bekleyecektir. Zaman sorunu da bun
lardan biridir.
nsanlarn ok yksek mehul bir kulede hep daha yukarya
kma abalarn anlatan bir hikye okumutum. lk kuak beinci
kata kadar kabilmi, ikinci kuak yedinciye ularken; nc
kuak onuncu kata trmanmt. Zamanla, sonraki kuaklar yznc
kata kadar gelmiler, ardndan merdivenler kmt. Yznc
katta kalan insanlar, buray bir gzel deyip yaamaya ba
lamlar, atalarnn alt katlarda geirdikleri mrleri ve onlarn u
raa uraa yznc kata kadar ktklarn unutup gitmilerdi.
Gerek kendilerini gerekse de dnyay bu yznc katn pers
pektifinden grrken, insanlarn buraya kadar nasl ulatklarn
bilmiyorlard. Hatta, kendi katlarnn perspektifi zerinden kur
duklar ilikileri ve dnceleri, btn insanla mal etmeye kal
kyorlard.
Aslnda zaman gibi o kadar basit bir sorunun zm iin gs
terilen bunca abann boa kmas, sosyal gemiin unutulmasna
iyi bir rnektir. Bu gemii hatrladmzda, kendimizi de ke
fetmi olacaz.

174
30
nsanlk bugn, tm insanlar birlikte dndmzde, amzn
ok ynl ve karmaklam endstriyel ulusal devletlerini olu
turmutur, ama gemiin herhangi bir evresinde kabile, soy bek
leri ya da ky devletleri halinde belli bir gelimilik dzeyini pay
laan sosyal oluumlar da insanln eseriydi; bugn Amazonlarda
yaayan baz yerli kabileler de byle bir gelimilik basaman
paylaan sosyal beklere rnektirler. Tpk bu Amazon kabileleri
gibi, gnmzn ulus devletlerinin bireyleri de, birbirlerinden is
tedikleri kadar farkl olsunlar, toplumsal gelimenin ayn ge
limilik basamann temsilcileri olarak, bellibal kiilik zel
liklerini paylarlar. Zaman tamamen kendilerine zg bir ekilde
yaamalar ve alglamalar, bu ortak zelliklerden biridir. Sa
nayilemi ulus devletlerinin insanlar, yln, ayn, gnn tarihini;
saatin ka olduunu yaklak da olsa bilme gibi, kanlmaz di
yebileceimiz bir ihtiya iindedirler. Bu ihtiya, her eyin iine
ve herkesin iine ilemi zaman duygusu, ylesine mecbur klc,
ylesine basn yapan bir duygudur ki, bu trden toplumlarda bir
arada yaayan insanlar, tadklar zaman duygusunun, zaman du-
yumsay biimlerinin, dnyann her kesindeki insanlarca pay-
lalmadn akllarnn ucundan bile geiremezler. Bu zaman duy
gusu, ylesine derinlere kk salm, onlarn kiiliinin ayrlmaz bir
zelliine dnmtr ki, bu duyguyu, sosyal geliime bal bir
deneyimin rn olarak grmekte iyice zorlanrlar. Bu tr top
lumlarn yeleri arasnda, ancak, doaca verilmi bir yetenek ola
rak grdkleri ya da Tanrnn armaan olarak kavradklar eyi,
btnyle kendilerine ait gibi grme eilimi ok yaygndr. Top
lumsal gelime sonucunda kazandklar eyler, yani sosyal al
kanlklar, kendi hakiki doalarna gre, tesadfi, asli olmayan bir
ey, kolayca kaldrlp atlabilecek bir kabuk olarak grnr.
Zamann ok ynl ve karmak toplumlarnn yeleri iin ge
nellikle bir buyruk duygusu yaratmas, yukarda belirttiimiz ya
nlgy dzeltmemize yardmc olabilir. Zaman bir d buyruk gibi
alglamamz, bu zaman duygusu, insanlarn, bu trden toplumlarda
175
kendi benlikleri olarak yaadklar eyin btnleyici bir esidir.
W.H. Audensin deyiiyle, insan, iindeki bir sesin, insan tam
pmek isterken ksrmesinden ve ona hep zaman hatrlat
masndan kimileyin nefret etse de, bu i sesten kurtulamamaktadr.
nsann doas iinde batan beri verilmi olmayan, ama gene de
bizzat bu doann mmkn kld zorlamalardan, uygarlamann
yol at kstlanmalardan biridir zaman. Bu kstlayc zorlamalar,
sk sk ikinci doamz denen ve her insann kiiliinin, bi
reyselliinin spesifik zelliini oluturan sosyal alkanlklarn bir
blmn temsil eder.
Henz belki pek iyi anlalmam ve amzn genel, ortak bil
gileri arasna girmemi olan bir dier olgu da, eitli toplumlarn
yelerinin sosyal alkanlklar ve davranlar arasndaki fark
llklarn, genellikle bunlarn birbirlerini anlamalarn gletiren,
hatta tamamen engelleyen etmen olduudur. zellikle de, ge
limiliin farkl basamaklarn temsil eden toplumlar birbirleriyle
temas ettiklerinde, bu trden blokajlarn ou zaman olduundan
ok daha etin engeller kurmalar sz konusudur. Gnmzde bu
trden birbirini anlama zorluklar ve anlamay iyice olanaksz
latran engelleri, olduklarndan daha da almaz klan bir etmen,
bu trden engelleri tanmlarken, hem ne dedii tam belli olmayan
hem de birden fazla anlama gelebilen bir terminolojiye ba
vurulmasdr. nceleri kullanlan rk farkllklar terimi bir ke
nara brakldktan sonra, etnik farkllklar gibi, sz edilen fark
llklarn genetik artlardan m kaynaklandn, yoksa sosyal
gelime sreleri iinde mi edinildiini belirtmeyen, dolaysyla
kaamak yantlara elverili bulank bir terim kullanlmaya baland.
eitli toplumlarn zaman alglay ve yaaylarndaki farkllklar,
uygarlama srecinin baka birok belirtisi ya da karakteristii
gibi, sosyal gelime sreci iinde kazanlmlk zelliini ortaya
koymaktadr. Zaman alglamadaki farkllklar, hi tartmasz sos
yal gelime ile balantldrlar. Sosyal alkanlklar ve davranlar
arasndaki farkllklar ve gene deiik toplumlara ait insanlarn ki
ilik yaplarndaki eitlilikler ve farkllklar da sosyal gelimeye

176
ve bu balamdaki farkllamalara endekslenmitir. Ve hele sz-
konusu toplumlar, ayn gelimilik basamanda yer almayp, ge
limenin deiik dzlemlerini temsil eden basamaklarda yayor
larsa, farkllklar iyice gze batar hale gelmektedir. Gerektiinde
bu farkllklar, dnmlere, deiimlere aktr; ama olduka ar
yol alan dnmlerdir bunlar. ounlukla, byle bir dnm
enikonu fark edebilmek iin, en azndan kua kapsayan bir ge
lime modeline ihtiyacmz vardr.
20. yzyln 30'lu yllarndan T. Halln naklettii bir hikye,
Amerikallar ile Pueblo yerlilerinin zaman alglarnn ve zaman
yaay biimlerinin ztlklarn, gzmzde, gayet gzel canlan
drmamza yarayacak bir model sunmaktadr.16 Hall, nce Ame
rikallarn zaman konusundaki byk hassasiyetlerini anmsatr.
Onlarn gerisinde kalan bir duyarllk veya bir geveklik, say
gszlk, hatta sorumsuzluk olarak anlalabilmededir. nsanlarn
zaman konusunda ar duyarllatklar, zaman yitirmeme, tam
vaktinde orada olma ve gerekeni yapma saplantsna iyice teslim
olduklar u durumlarda ayn duyarllklarn paylalmamas, si
liklemelere neden olabilmektedir. Amerikallar ile Pueblo yer
lilerinin byle iki ayr zaman duyarllna ramen bir araya gel
melerinin vesilesi, Pueblo yerlilerinin Paskalya trenleri olmutu.
Yerliler Rio Grande dalarnda yayorlard ve bir grup Amerikal
onlarn belli bir gnde ve saatte balayacak tren ve danslarn gr
mek zere dalara kmlard.

2300 metre ykseklikte, saat 1 civarlarnda insann iliklerine ileyen


soua tahamml etmek neredeyse imknsz gibiydi. Pueblolarn ses
sizlie gmlm hallerine bakarken, dansn balayaca zaman gs
teren bir iaret, bir belirti kolluyordum.
Darda t kmyordu. Ara sra bir Pueblo davulunun bouk sesi
duyuluyordu o kadar. Bazen bir kap alyor, akamn karanln
kesip geen bir k ieri szlyordu. Dansn yaplaca kilisede bir
ka beyaz, kentli insan, i galeride toplanm, daha ne kadar beklemek
zorunda olduklarn kartabilecekleri herhangi bir belirti aryorlard.
Dediklerine baklacak olursa, geen yl saat 10'da balamt tren.
16. Edward T. Hail, The Silent Language, New York 1959, s. 21.

177
Rahip gelmeden balayamazlarm. Zaten ne zaman balayacaklarn
nceden kestirip syleyebilmek imknszm. Dileri birbirine vuran,
durmadan yerlerinde zplayan insanlar, bir yandan bunlar sylerken,
bir yandan da zplamalaryla kan dolamlarn desteklemeye a
lyorlard.
Derken ieriye aniden bir yerli girdi, atei canlandrd. Tamam
dedi herkes, herhalde balyorlar. Ama aradan gene bir saat geti. Bir
baka yerli kapda belirdi, kilisenin iinden geip arka kapda gzden
kayboldu. Muhakkak balyorlar, neredeyse saat 2 oldu. Aramzdan
biri yerlilerin ketum davranmalarn, beyazlar eninde sonunda da
yanamayp ekip giderler beklentisine yordu. Bir bakas, ilerinden
birini tanyordu, kalkp tren ne zaman balayacak diye sormaya yer
linin evine gitti. Ve beyazlar artk neredeyse tkenmiken, gecenin
iinden davullar, ziller, ark syleyen erkeklerin sesleri duyulmaya
balad. Bize hibir uyar falan yapma gerei duymadan trene ba
lamlard.

Byle bir dansn teki ilevleri ne olursa olsun, Pueblo yerlilerinin


geleneinde en bata ritel oluturma ilevi gelir. Onlarn ge
leneklerine gre, byle bir dans, soylarnn, atalarnn ruhlar ile ya
da en azndan mistik, ruhsal dnyayla iletiim kurmann, o dnya
ile zdelemenin geleneksel bir yoludur. Katlmclar, ancak ge
rekli ruhsal atmosfere girince dansa balarlar. Geleneksel yaam bi
imleri ve alkanlklar, ancak beslenme maddelerinin salanmas
kaygs ne ktnda -ille de bir zaman kollama, zaman di
siplinine uyma zorunluluundan bahsetmek istiyorsak- bir zaman
basks sz konusu olabiliyordu. Ama ite bu zamana uyma an
lamndaki disiplin bile, yle soyut bir ey olmayp, ani ya da ya
anmas kesin aln basncyla, somut bir zorunluluk olarak al
glanyordu. Yani onlar greve aran, harekete geiren etmen,
vicdanlarnn soyut sesi deil, aln somut zorlamasyd. Aynen
byle somut gerekliliklerle ilintili dansn o ritel olma zellii de,
gel zaman git zaman zayflamaya yz tutmu ve kimi durumlarda
da bir gelir kayna olarak nem kazanp ritel zelliini bas
trmtr. Dansn kendisi, eer silinip gitmediyse, karakterini yitirip
gsteri biimlerinden birine dnmekten kurtulamamtr; ama
ite bu tr dnmlerle birlikte gelenek ve kiilik yaps ara

178
sndaki dengenin kollanmas mmkn olmadndan, gelenek de
iirken, kiilik yapsnn bu dnmlere ayak uydurmama sreci
dramatik durumlara sahne olmakta, kimi durumlarda, en azndan
kuak, dnme direndikten sonra, kiilik yaps da bu yeni bi
ime uygun zellikler kazanabilmektedir. Bu tr dnmelere gene
bir rnek olayla aklk getirebiliriz.
Siouxlara ayrlm bir yerleim blgesindeki bir okul mdr,
kabile gruplarnn uyum salama glkleri hakknda Hail ile ko
nuur. Kendisi yar beyaz, yar yerli bir aileden gelmektedir ve bu
yerleim blgesinde bym, ardndan Amerikallara zg bir
eitim alp bir Amerikan niversitesinde okuduktan sonra mdr
olarak bu okula verilmitir. Dolaysyla Amerikallara zg zaman
duygusuna sahip olan bu melez mdr, kollamaya alt in
sanlarnn, Siouxlarn niin kendisininki gibi bir zaman duygusuna
sahip olmadklarn bir trl anlayamamaktadr.

Zaman anlamna gelen bir szc bulunmayan bir halk hakknda


ne dnebilirsiniz? dedi bana. Halkmn, ok ge ya da bek
lemek gibi durumlar anlatan szckleri yok. Beklemenin ya da ok
ge kalmann ne demek olduunu, ne anlama geldiini bilmiyorlar.
Ardndan da ekledi, Zamann ne anlama geldiini ve saat kan ne
ifade ettiini renmeden beyazlarn kltrne uyum salayama
yacaklarn fark ettim. Anlayacanz onlara zaman retmek zere
harekete getim. Yerleim blgesindeki okullarn hibir snfnda a
lan bir saat bulamazdnz. Ben de nce birka doru drst saat satn
aldm. Ardndan, okul otobslerini tam vaktinde hareket ettirmeye
baladm. Ge kalan baksnd bann aresine. Otobs 8.42'de hareket
ediyordu ve binmek isteyen tam zamannda orada olmalyd.17

Dzenleri ileri dzeylerde zamana bal klnm olan sanayilemi


devlet toplumlarnda doup byyen bir ocuk, zaman
renebilmek iin 7 ila 9 yla ihtiya gsterir; yani saatlerin ve tak
vimlerin o karmak semboller sistemini tam anlamyla renip
kavrayncaya ve gerek duygularn, dncelerini gerekse de dav
ranlarn bunlara gre ayarlayp dzenlemeyi reninceye kadar.

17. A.g.y., s. 25.

179
Gelgeldim bu toplumlarn insanlar, bu renme srecini ar
kalarnda braktktan sonra, zaman renmek zorunda kalm ol
duklarn grne baklrsa unutmaktadrlar. Gnleri ya da ge
celeri, dorudan ya da dolayl yoldan, u ya da bu teknik aygta
bakarak, oradan okuduu zaman, gstergelerin gereine uymak,
sorgulanacak yan bulunmayan olaan bir alkanlktr. Akl gibi,
vicdan gibi ya da ad ne olursa olsun benzer zdenetim erkleri,
bu gelimelerle uyum iinde biimlenmitir. Bu durum, zdenetim
ynnde bask yapan dier sosyal zorlamalarn ve kstlamalarn et
kisiyle de alabildiine glenip desteklenir. Bu tr toplumlarn in
sanlarnn davranlarn geerli, kolektif zaman emasna gre
ayarlamaktan vazgemeleri halinde, insan ilikilerinin her trls
sarslp bozulur.
Kanlmaz olduu kadar zorlayc da olan ve insann, tand
ou kimseyle paylat kiilik yaplar, gnmzn hkim bilgi
ortamnda, genellikle, doutan getirilmi ayrlmaz doal zellikler
olarak anlalp kavramlar zerinden zihne mal edilirler; ite bu ne
denle, byk lde zamana gre ayarlanm bu toplumlarda ye
tiip eitilmi insanlarn ou, zamann o ekilde dzenlenmemi
olduu toplumlardan gelen ve kendilerinkine benzeyen bir zaman
bilincine sahip olmayan insanlarla karlatklarnda, tpk bizim
okul mdr gibi tepki gstermektedirler. Kendilerinden farkl ola
rak, zaman ayarlamalarna ve dzenlemelerine gre yaamayan,
zaman disipliniyle ynlendirilmemi, hatta zaman szcnden
bile bihaber olan insanlarla karlatklarnda gzlerine, kulaklarna
inanamamaktadrlar.
Ge dnem toplumlarnn zaman dzenlemelerine st dzeyde
ayak uydurmu olan yelerinin asl zorlandklar nokta, zaman be
lirleme ihtiyac imdikine gre ok daha az olan gemiin in
sanlarn anlayamamalar deil, bizzat kendilerini de bu balamda
anlayamamalardr. Sahip olduklar kavramsal kategoriler aygt,
kendi kiiliklerinin bylesine kanlmaz ve zorlayc karakteristik
bir zelliini tehis edip aklayabilme bakmndan, onlara genel
dayanak yapabilecekleri tek bir dnme yolu brakmaktadr:

180
Zamann, insann renilmemi doal zelliklerinden biri ya da
belki her trl deneyimden nce gelen kavramsal bir sentezin so
nucu olduu biimindeki, rtk anlaytr bu. Zaman belirlemenin,
renilmesi gereken bir ey olduunu, sz konusu anlay ap
kavramak, olduka gtr; ama gene de bu gerein gzden ka
rlmas da mmkn deildir. Gelgelelim dnemimizin yaygn ve
adm ba karmza kan zaman bilinci bir kez edinilip iselle-
tirildikten sonra hi hissettirmeden insana ylesine buyurucu bir
ekilde hkim olmaktadr ki, sz konusu insanlara, doal donanm
larnn bir paras gibi gelmektedir. Bugne kadar, renilmi,
yani sosyal yoldan edinilmi bir yapnn, doal donanmmz
aynen genetik yoldan kesin belirlenmi yapmz kadar etkin bi
imde zorlayabileceini, renilmi bir yapnn doal donanm
mz kstlayp onun ayrlmaz bir esine dnebileceini henz
pek de kavram deiliz. Zaman ar hassas biimde dzenlemi
toplumlarn insanlarnn zaman alglaylar ve yaaylar, bi
yolojik zelliklerinin zorlamalarn yaaylarndan hemen hi
farkl deildir ve bu durum, aslnda sosyal yoldan renilmi yap
zelliklerine verilebilecek birok rnekten sadece biridir. Sosyal
yoldan edinilmi olan ile mevcut doal yaplanmalarn bu rtme
zellii, yksek dzeyde karmak sanayi toplumlarnn yelerinin
kendi zaman alglay ye yaay alkanlklarn, kendi zaman
duygularn, neden btn insanlara zg evrensel lekte bir yeti
olarak grdklerini anlamamz saladktan baka, dorudan kar
laarak ya da urada burada okuduklar metinlerde, kendileri gibi
zaman duygusu tamayan ve ayn ekilde zaman ayarlanmasna
tabi olmayan insanlarn yaadklar toplumlardan haberdar olduka
iine dtkleri aknl ya da buna inanmak istemeyilerini de
anlarz.

181
31
Yeri gelmiken, bu konu balamnda, psikoloji bilimlerinin g
nmzdeki durumuna deinmeden edemeyiz. Bu bilimin, farkl ve
deiik toplumlardaki insanlarn zaman yaay, alglay ve bu
toplumlarda zamann dzenlenii bakmndan mevcut farkllklar
aklayp aydnlatmaya nemli katklarda bulunmu olacan d
nmemiz normaldir. Oysa, bugn akademilerde retildii bi
imiyle psikoloji, bu konuda pek az bir yarar salamaktadr. Bu ye
tersizlii aklayabilecek baz nedenler akla gelmektedir. Akade
mik psikolojinin arlkl birok okulu, asl psikoloji ile sosyal psi
koloji arasnda kesin bir ayrm izgisi bulunduu kanaatini ta
maktadr. Bu ayrm, makul grnen bir aksiyom gc tayan ve
bir dizi insan-biliminin geleneksel yaklamnda ve ynteminde
tayin edici bir rol oynam olan bir varsayma dayanmaktadr. Bu
varsayma gre, bireyler ile toplumlar, bilimsel aratrma ve in
celemenin konusu olarak iki ayr alan olutururlar ve bu iki alan
birbirinden tamamen bamszdr; dolaysyla da aratrmalarn ayr
ayr blmelerde, birbirinden yaltlm halde gerekletirilebilecei
dnlmektedir.
Psikoloji ile sosyopsikoloji arasndaki kurumlam ayrm buna
iyi bir rnektir. Byle bir ayrm yapmann hakl olabilmesi iin, bu
anlay paylaanlarn, insanlarn psiik organizasyonlarnn kimi
yanlarnn salt bireysel zellik gsterdiini dnmeleri ve bir
insan bireyinin tekilerle birlikte yaayp bymesinin bu bi
reysel yaplara hi etki yapmadn; bu bireysel zelliklerin d
nda kalan yanlarn tamamen sosyal olduunu ve bu zellik
lerinden tr de bireysel olanlardan tamamen tecrit edilebilecei
biimindeki geleneksel anlay paylayor olmaldrlar. Gereklie
yabanc, onu tanmayan, deerler ve idealler (zellikle de politik
nitelikte olanlar), yanll bylesine aikr bir anlay, toplum
ile birey arasnda szde ontolojik, farkl varlk alanlarna ait
olma gibi bir ayrm diri tutmaktadr. Bu geleneksel yanlg iinde
debelenip durabilmek iin, aikar bir gerek olduu halde, bir insan
yavrusunun, yetikin bir insan olabilmek iin, bakalarnn da kul-
182
land ortak bir dili; kendisine o dili kullanan sosyal bee zg
bir dizi bilgiyi aktaran bir iletiim aracn, ksacas, ocuun teki
insanlarla etken ve edilgen ilikiler kurup iletiime girmesini mm
kn klan sosyal bir dili renmek zorunda olduunu grmezden
gelmek gerekir. teki deneyimlerle birlikte ocuun sosyal olann
iinden emdii dil, bir bireyin kiilik yaps iinde yer alan ilk sos
yal katlardan biridir. Kiinin teki insanlardan farkllklarn ifade
eden bireysel zellikler, bireyin zel karakteristik farkllklar, bu
sosyal zelliklerden tamamen bamsz bir gelime gsterme an
sna sahip deildir. Konumann, hatta yazmann bireysel tonu ve
rengi, kiinin bunlara vurduu zel damga, toplumun dnda olu-
mayp gene o topluma zg ortak konuma ve yazma eilimlerinin
ve tarzlarnn, bireye zg, biricik modeli olarak, sosyal olann
iinde gerekleir. teki deyile, sosyal bir alkanlk, sosyal dav
ranlar, her insan bireyinin biricik kiilik yapsnn ayrlmaz, b
tnleyici esini olutururlar.
Bireysel psikoloji ile sosyal psikoloji arasndaki yerleik ku
rumsal ayrm, bir insann kiiliinde ayrlmaz bir btn oluturan,
toplumun da paylat ortak sosyal yaplar ve onun biricik bi
reysel yapsn bir btn olarak alglamamz nler. Bu yaltma,
psikologlarn kendi uzmanlk alanlarn doabilimi olarak gs
termelerine ve buna tekabl eden aratrma yntemlerini bu alana
adapte etmelerine yol amtr. Bylelikle karmza biraz tuhaf bir
durum kmtr: Grnene baklacak olursa, bireysel psikoloji bir
doabilimiyken sosyal psikoloji bir sosyal bilimdir.
Gereklikte byle bir ayrmann dayanakszl ve rkl
ortadadr. Bireysel psikoloji uzmanlarnn deneylerinde test et
tikleri her tek insan, ocukluunun ilk evrelerinden itibaren teki
insanlardan rendiklerini, onlarla paylatklarn ve onlarla kur
duu ilikilerde deneyim daarcn gelitirirken btn bunlara ki
isel damgasn da vurur. Bylelikle sosyal kaltm, ncelikle de
szl ifadenin ve teki sosyal ilikilerin sembollerinin oluturduu
sosyal miras, her bir bireyin kimlii ve benlii iinde, tamamen
onun biricikliine gre yaplar; bu yap, toplumun teki ye-

183
lerininkinden az ok deiik, farkl bir biimdir. Oysa durum buy-
ken, yani bir kiinin davranlar, duygular, vicdan ve drtleri
gibi psikolojik katlar da, geliim sreci iinde renilmilik dam
gasn yemi olduklar halde -bu bakmdan da ayn zamanda hem
doal hem de sosyal yoldan edinilmi zellikler gstermelerine
ramen- bireysel psikoloji uzmanlarnn birou, aratrmalarnda
inceledikleri kiileri, ne sosyal dilden ne de herhangi baka sosyal
yaplanmalardan hi etkilenmemi katksz doal nesnelermi gibi
grp ele almaktadrlar. Tek tek insan bireylerinden olumu bir
bek zerinde aratrmalar yapan bir fizyolog, kiinin fizyolojik i
levlerini incelerken, onlarn yaadklar toplumun gelimilik ba
samandan tamamen bamsz olarak, bu tek tek kiilerin tmne
zg, genel geerli doal kuralllklar tespit etme bakmndan iyi
bir ansa sahiptir; gelgelelim ayn bek zerindeki deneylerde bu
kez psikologlar da benzer sonulara varrlarsa, bu sonulardan
hakl olarak kuku duymak ve bunlarn byk olaslkla geersiz
olduunu dnmek gerekir. nk fizyolojik katmanlar, sosyal
olandan etkilenmeyen ortaklklar arz ederlerken, psikolojik yaplar,
yle sadece doal verilerce, doutan biyolojik etmenlerce be-
lirlenmilik zellii gstermezler; daha dorusu, insan trnn sz
konusu olduu yerde per se (kendiliinden) karakteristik olma
zellii yoktur psikolojik yaplarn; bunlar sosyal bee zglk
tarlar ve sosyal olanca etkilenip belirlenmitir. Psikolojinin bir
sosyal bilim olarak ortaya koyduu bilgilere ramen tek tek ki
ilerin sosyal zelliklerine iaret eden teknik ifade ve terimlerin a
mzn dilinde henz yer etmemi, yaygnlamam olduunu da
gayet iyi biliyorum.
Birey konumundaki kiilerin sosyal kiilik yaplarndan ve sos
yal alkanlk ve davranlarndan sz edildiinde neyin kast
edildiini yukardaki rneklerin yeterince netletirdiini ve sy
lenenleri kiisel deneyimlerimizle btnletirmemizi salayacan
dnyorum. Zamann alabildiine dzenlenmi ve ayarlanm ol
duu gelimi toplumlarda byyen insanlarn karakteristik dav
ran ve tutum zellii olan kendini zamana gre ayarlama ve d
zenleme biimindeki neredeyse kanlmaz alkanlk, bireylerin
184
sosyal alkanlnn sadece bir parasdr. Gelimiliin farkl ba
samaklarn temsil eden toplumlarda da, gerek gemiin, gerek
imdinin gerekse de gelecein farkl farkl alglanp yaandn
gstermek hi de zor olmasa gerekir. Tpk devletleme ncesi top
lumlarda, birey st bamllk zincirlerinin sonrakilere gre nis
peten ok ksa olmalar gibi, gemii ve gelecei de imdiden ya
ltarak, ondan ayr alglama ve yaama alkanl pek az
gelimitir. Bu eski insanlarn alg ve yaantlarnda, dorudan
iinde yaanlan an, imdi ve burada olma hali, hem gemiten
hem de gelecekten ok daha ar basar. nsanlarn eylemleri de
byk lde imdinin, iinde yaanlan ann ihtiyalaryla ve
anlk duygu ve isteklerle belirlenmitir. Daha sonraki toplumlarda
ise gemi, imdi ve gelecek birbirlerinden ok daha net izgilerle
ayrlr. Gelecei ngrme, bylece nispeten uzaklardaki bir yarn
hesaba katabilme ihtiyac ve yetenei, imdi ve burada gerekleen
faaliyetlere gittike daha ok etki yapmaya balamtr.

32
Her ne kadar bu incelemede zaman belirleme ve zaman yaama
bakmndan grlen sosyal farkllklar dikkatimizin odanda yer
alyorlarsa da, zaman yaama ve alglama biimlerinin, sosyal
alkanlklarn bir yan olarak anlalp tek tek ihsanlardan ayr ve
bamsz ele alnabilecekleri izlenimini vermekten kanmaya a
ltm. nsanlarn sosyal davran alkanlklar iinde, sosyal ge
limiliin farkl basamaklarnn dzeyini tespit etmemize ya
rayacak birka baka uraa da (rnein kavramsal sentezler
yapma dzeyini ya da doal evrenin ve ortamn gbeindeki
sosyal alann nispi bamszlnn genilii gibi) iaret edegeldim.
nsanlarn gelecek bilincinin de onlarn ait olduklar sosyal ge
limiliin basamana iaret eden karakteristik zellikler gs
terdiini grmek istersek, zamann yaanmas ve alglanmas ile
uygarlk arasndaki ba bir kez daha inceleyebiliriz. Gelecekten
185
ok imdinin ihtiyalarna ynelik bir eylem ve davran, insandan,
nispeten ok daha az ve dk younlukta bir zdenetim ister. Ge
lecee, hatta ok uzak bir gelecee ynelik bir eylem ya da proje,
imdideki ihtiyalar gelecekte umulan dllere tabi klabilme ye
tenei gerektirir. Duyguda, dncede ve eylemlerinde gelecei
byk lde gz nnde tutan bir toplumda bym biri, d
zenleme, disiplin altna alma, gelecein dlleri uruna kendini
bastrma gibi tutumlar benimserken, bunlar alabildiine olaan
karlayabilir; hatta bunlar normal insan zellikleri olarak g
rebilir. Belki de bu kendi kendini denetleme, gelecee gre ayar
lama kalplarnn ve bunlar arasnda, zellikle yksek dzeyde ge
limi, farkllam bir zdenetim anlamna gelen, kendini
zamana gre ayarlama davrannn, tpk teki sosyal beceriler,
yetenek ve davranlar gibi ar ar, yzyllar boyunca, belli bal
sosyal ihtiya ve gerekliliklerin ortaya kmasyla el ele vererek
bugnk biimlerini aldklarn bilemeyecektir.
Bu trden sosyal gerekliliklerin bazlarna yukarda deindik.
Her insan kendi eylem ve faaliyetlerini, gittike artan sayda in-
sannkiyle bir uyum iine sokmak, uyanp yataktan kalkmak ve
uyku saati yataa gitmek de dahil olmak zere, her trl benzer fa
aliyetini, sosyal yapnn karmaklamasyla doru orantl olarak,
daha ayrntl belirlemek ve dakikas dakikasna bu belirlemelere
uymak; gelecekte, yarn, bir yl sonra neyi ne zaman yapmak is
tediini ya da yapmak zorunda olduunu ayrntlaryla planlamak
durumundadr. Bylece, insan toplumlarnn yaplarnda, bu al
kanlklara tekabl eden deiim ve dnmler ortaya ktka,
bunlarla ezamanl bir biimde, insanlarn kendilerini denetleyip
ayarlama zorunluluklar, dolaysyla da sosyal ve bireysel zo
runluluklar artmaya balam; baka bir ifadeyle insanlarn bir-
birleriyle kurduklar ilikilerin biimi deiip dntke ve bunlar
gnmz toplumlarndaki alabildiine st dzeyde karmak
lam, ayrmlam grnmlerine ulatka, insanlarn dav
ranlarn zaman bakmndan da ayarlama mecburiyetleri artmtr.
Dnya nfusunun, devaml olarak ayn oranda deilse bile gene de
olaanst art, yakn dnemlere kadar mesleki alandaki uz
186
manlamalarla ve organizasyon dzlemindeki entegrasyonlarla el
ele yryen bir gelimedir; bu gelime, baka bir yerde iaret et
tiim gibi, insanlar arasnda kurulabilecek her trl ilikinin iyice
oalmasna yol amtr.18 nsanlar arasndaki karlkl ba
mlln zincirleri daha da uzamakla kalmam, bunlar daha da
karmaklap ayrmlamtr; ilikilerin birbirine sarmat an
gzenekleri, iinden zor klr hale gelmi ve btn bu ilikilerin
zamanm tam tamna belirleyebilme zorunluluu, o ilikileri de
netleyip dzenleyebilmenin pratii bakmndan kanlmaz hale
gelmitir. Bu nedenle, st dzeyde karmaklam devlet top
lumlarnn bireylerinin sosyal davranlarnn bir paras olarak
sahip olduklar hassas ve amansz zaman bilinleri gemile kar
latrldnda bu zellikleri, bir hayvann birka ayak izinden
btn zelliklerini kartan avc toplumlarnn yelerinin bu be
cerisinden daha fazla artc deildir.
nsanlarn kiilik yaps da, iinde byyp yetitikleri top
lumlarn yaplarndaki ve gelimilik basamandaki farkllklara
gre eitli kanallarda geliir; srekli dzenlemelerden yoksun,
zaman belirleme ihtiyalar deiken olan, duruma gre artp du
ruma gre azalan, nispeten kk apl ve pek ayrmlamam top
lumlarda, insanlarn kendilerini ayarlayp denetleme, zamana
uyum salama mekanizmalar da ona gre geliir. Karmaklam
dolaysyla da zaman dzenlemeleri kl krk yaracak ekilde ay-
rntlam, stelik ilkel toplumlarda olduunun aksine, ara sra
nem kazanan dzenlemelerin yerini srekli dzenlemelerin alm
olduu byk nfusa sahip toplumlardaki insanlarn kendilerini
ayarlamalar ve bir baka anlamda da sosyal davran alkanlklar
bu toplumlarn yapsal zelliklerine bal olacaktr. Yeri gelmiken
burada bir kez daha, zaman belirlemenin sosyal bir beceri olarak
gelimesinin, insanlarn duygularn ve davranlarn ayarlayp d
zenleyen bir gelime olarak, uygarlamann getirdii zorlama ve
taleplerin geirdii gelimeyle balantsna bakabiliriz. Bu iki dz
lem arasndaki ilinti, daha nce de sk sk deindiimiz, ama o
unlukla yanl anlalan can alc bir noktaya, uygarlama s
18. Norbert Elias, Was st Soziologie? Mnchen 1971, s. 105-109.

187
relerinin odandaki bir soruna aklk getirmeye yarayabilir.
Uygarlama srelerinin balad bir sfr noktas yoktur; hani
insanlarn uygar deilken uygarlamaya baladklar bir snr nok
tas. Her insann kendini zorlayabilme, ayarlama ve denetleme ye
tenei mevcuttur. Toplumun yetikin yeleri, doduklarnda vahi,
zaptedilmeleri neredeyse imknsz o kk canavarlarn iine
kendini ayarlama, kendini tutma ve denetleme kalplar yer
letirmemi olsalar, hibir insan topluluu yle zerinde durmaya
deer bir sre ayakta kalamazd. Bir uygarlama sreci boyunca
deien ey, bireyin kendi kendisini zorlamasnda rnek ald sos
yal kalplar ve bunlarn, bugn vicdan ya da hatta akl, mantk
dediimiz biimde tek tek insanlarn iine yerletirilme tarzdr.
Nispeten daha kk, daha kendi iine kapal ve sosyal ilevleri
farkllamam gemiin toplumlarnda, belli bir grubun sosyal
normlar ve yasalar, belli konularda yelerinden kendilerini zor
lama ve denetleme mekanizmalar gelitirip bunlara uymalarn
talep edebilir; bu davran kalplar stelik daha sonraki, daha ge
limi toplumlarn llerine gre, kendini zorlamann ar kat ve
dnsz biimleri olarak alglanabilir.
Belli bir sosyal bee alnma ritelleri rktc eyler ie
rebilir; sz konusu kiiler belirli tabulara srekli olarak boyun
emek, belli bir alanda kurallar bozduklar endiesiyle yaamak
zorunda kalabilirler. Ama gene, gelimilik basamann bu d
zeyindeki insanlar baz durumlarda, duygusal eylemlerini, tut
kularn, daha sonraki gelimilik basamaklarndaki insanlarn ta
nmadklar bir iddet ve younlukta yaayp davurma serbest
liine sahiptirler; stelik bu serbestlik de, kiinin kendisine yapt
bask gibi belirlenmi, sosyal kurallarla snrlar izilmi bir ser
bestliktir. Airet, kabile ve klan toplumlarna kyasla kendi temsil
ettikleri gelimilik basama olduka ayrmlam ve kar
maklam olan ortaa toplumlarnda bile, hl sosyal kurallar
ve ilkeler, btnn dzenleyici klielerindeki ztlklar ve oy
naklklar, hayatn normal aknn bir paras saylyordu.
rndan km, lgnca zevklerin yaanmasnn ardndan, kendi
kendini idiletirme biimindeki tvbeler gndeme gelebiliyordu
188
orada. Oru gnlerini karnavallar izliyordu. Keiliin, baz tr
lerinde, hayatn zevklerine ve hazlarna alabildiine teslim olmu
bir yaama tarz ile dnya nimetlerinden uzak durulan yaam tarz
yan yana var olabiliyordu. Bir uygarlama srecinin ilk ba
samaklarnda, diyebiliriz ki, vicdan genel deil tikel bir zellik
gsterir: Kimi durumlarda ar sert, kuvvetli ve kat, kimi ba
kmlardan da gene ar zayf, yumuak bir vicdanla karlarz.
Buna karlk uygarlama srecinin daha sonraki gelime ba
samaklarnda, hemen her durumda, her alanda ve her yerde, ll,
zamana ve mekna eit dalm bir disiplin uygulama eilimi ar
basar. Toplumlarn durumunu gsterme bakmndan tipik olan
zaman dzenlemeleri, belki okurun da fark ettii gibi, bu top
lumlarn temsil ettikleri uygarlk modelini gsterir. Byle top
lumlarda zamann sosyal dzenlemesi de, belli durumlarda, bir
sre iin gndeme gelen tikel bir dzenleme olmayp insanlarn
btn bir mrne yaylr. Oynaklklara, gevekliklere tahamml
yoktur bu dzenlenmenin; her yerde ve her an ayndr ve aman
szdr, yani kanlmazdr.
Bu tr aklamalarda, basitletirici ve yzeyselletirici ar
ptmalara dmekten kamak pek kolay deildir. Burada, bir uy
garlama srecinin basamaklarnn ok basit bir ekilde, tamamen
nicel yoldan belirlenebilecei yolundaki inat anlaytan uzak dur
mak gerekir. Ayrca amzn kavram daarc da bir adan ye
tersizlii yznden, byle bir eilime anak tutmaktadr. Bir uy
garlama srecini, uygarlam ve uygarlamam biimindeki
istatistiki kutuplamayla tanmlamaktan kanmak iin, geriye bu
sefer de daha ok ya da daha az uygarlam eklindeki ni
celiksel farkllk belirten ifadelere bel balamak kalyor ki, bu da,
insanlarn sz konusu zdenetimlerinde, kendilerini zorlayp ayar
lamalarnda, bir niceliksel azlk ve okluk durumunu kabul et
memiz anlamna geliyor. Byle olunca da, insanlarn, sosyal ge
limelerinin daha eski aamalarnda, sosyal ve bireysel kstlama
lardan ve bunlarn kurduu yaplardan tamamen yoksun olmasalar
da, bunlarn nicelike daha az, daha eksik biimleriyle yetinmek
zorunda kaldn sylemi oluruz. Uygarlama sreleri boyunca
189
deien eyin, sadece kendini disipline etmenin nicelii, yani id
det ve younluk derecesi olduu dnlebilir bu durumda. Ama
ite, zaman belirleme konusundaki gelimeler hakknda buraya
kadar yapageldiimiz aklamalar, uygarlama sreci bakmndan,
nicel deil karakteristik yapda olan dnmleri anlamamz ko
laylatracaktr.
Ve bir kez daha dncelerimizin, akl yrtmemizin, bugnk
dillerin belli bir yetersizliinden nasl olumsuz etkilendii, burada
nicel nitel szckleri ile yaptmz tartmada da kendini ele
vermektedir. Nicel olmayan dediim anda kimi okurlar, nitel
zellikleri kastettiime hkmedeceklerdir otomatik olarak. Byk
olaslkla bizi, nicel deiimlerin biricik alternatifinin nitel de
iimler olduuna kesinlikle inandran etmen, fiziin ve felsefenin
dilimize yapt gl etkidir. Oysa insanlardan sz ederken, nitel
deiimler kavram olduka belirsiz yollamalar yapmaktadr. Bir
uygarlama sreci boyunca fiilen deien ey, insanlarn sadece
nitelikleri deil, kiiliklerinin yapsdr da. Bu srecin sadece iki
yanna iaret etmek gerekirse, bir tarafta bir kiinin, renilmemi,
beraberinde getirdii temel itkileri, heyecan ve hisleriyle bunlar
denetleyip zaptetme becerisi arasndaki btn ilikiyi ve teki ta
rafta bu iki dzlem arasnda kurulmu olan dengeyi gstere
biliriz. Kiinin kendine bask uygulamas, duygularnn taleplerini
kstlamas konusunda, en eski tip insan topluluklarnda bile yeterli
potansiyelin ve bu potansiyeli fiiliyata geirme imknnn bu
lunduunu sylemitim; ancak bireysel duygularn, heyecan ve
davranlarn denetlenmesi ve ynetilmesi konusunda bavurulan
mevcut sosyal matrisin btn, teki deyile, kendine bask uy
gulamann ve kstlamann modelleri, toplumsal gelimenin farkl
basamaklarnda farkl grnmler sunabilir.
Daha gelimi basamaklarn temsilcileri, sylediimiz gibi, ata
larnn sosyal silsilesini ve kendilerine kadar uzanagelmi gelime
srecini gzard etme eilimi gsterirler. Ama elbette gemiin
unutulmasn hafife alamayz. Geni erimli sonular vardr bunun.
Zamann kendine zg yann, zerinde uzlaabileceimiz bir
tarzda aklayabilme konusundaki yetersizlik, birok rnekten sa
190
dece biridir. Kendimizi tekrarlayarak bir kez daha u saptamay ya
pabiliriz: Toplumsal gelimenin ileri basamaklarnn hemen hep
sinde karlatmz, kendini zamana gre ayarlayp dzenleme
alkanl, ne biyolojik bir zellie balanabilir (yani ne insann
doal yannn bir zelliidir) ne de metafizik bir zellie iaret
eder (yani varsaymsal bir a priorinin marifeti deildir); insann
kendine uygulad zaman kstlamas, bu anlamdaki kendini zor
lama, onun durmadan gelien sosyal kiilik yapsnn bir yann
temsil eder ve bu zelliiyle de, her bireysel kiiliin tamamlayc
bir parasdr.

33
nsan ele aldmzda, onun iki tipik yann birbirinden ayr tut
maya biraz dikkat etmemiz gerekir. nsann zellikleri arasnda bi
yolojik evrensellikler sz konusudur (ya da bu tr biyolojik ev
renselliklerle balantl zellikleri vardr); ite bu yzden insann
zamandan zaten etkilenmeyen ve deimeyen yanlar ile bugne
kadar denetim altna alnamam ya da zlememi sosyal so
runlarla balantl olduklar iin deimeden kalm yanlarn bir
birinden ayr tutmak arttr. Geri, bu ikinci dzlemde yer alan sos
yal sorunlarn hibir zaman zlemeyeceklerini kabul etmemiz
iin akla yatkn bir neden bulunmamaktadr, ama bu sonu mevcut
durumu deitirmez. Biyolojik sabitelerle balantl yanmza bir
rnek, belli kmazlara ya da skntlara alarm tepkisi denen
tepki tryle karlk vermemizdir. nsan trnn teki gelimi
hayvanlarla ortak tepkilerinden biridir bu. Bir canl ya da cansz
tehlike kayna karsnda olduumuzu hissettiimiz, bu kaynak
karsnda aresizlie dtmz anda, biyolojik bir otomatik me
kanizma organizmay bambaka bir gerilim durumuna tayp, sal
drmaya ya da kamaya hazrlar. Doruluuna gvenebileceimiz,
iyice aratrlm bir biyolojik tepki modelidir bu19 ve insann do-
19. Walter B. Cannon, The Wisdom of the Body, 1932 / New York, 1963.

191
utan saldrgan olduu dncesine kolaylkla kap aralayabilir.
Hakikatte, organizmay bir tehlike durumuna uygun decek hzl
ve enerjik bir eyleme hazrlayan, gerginlik durumundaki o oto
matik deiiklik, saldrganlk kavramnn ima ettiinin tersine, zel
olarak insan trne zg deildir.
nsanlarn kabileler, devletler arasndaki ihtilaflar birbirlerini
karlkl ldrerek, teki deyile savala halletme biimindeki
yerleik alkanlklarn bu trden biyolojik genel geerli tep
kilerden net bir ekilde ayr tutmak arttr. nsanlarn ihtilaf ve so
runlar sava dnda herhangi bir yolla zemeyecekleri tezini be
nimsememizi gerektirecek hibir kant bulunmamaktadr ortalkta.
Gerekten de yirminci yzyln sonunda biricik ve itiraf edelim ki
en nemli soru, bir baka byk sava patlak vermeden nce dev
letler, aralarndaki sorunlar zecek, iddet ve zor gerektirmeyen
aralar bulacaklar m, yoksa buralara gelmeden nce yeni bir sa
vaa ihtiya duyacaklar m sorusudur. Gene de her sava ncesi
durumda sorulan, sava niin kt sorusuna ksmi bir cevap ver
memizi salayan bir etmen, insanlarn, devletler arasndaki ih
tilaflarn zmnde iddet ve zor tehditlerine bavurma, iddet
gsterileri yapma biimindeki sosyal alkanlklardr.
Bugn insanl srekli biimde sava tehdidi altnda yaamaya
mecbur brakan devletleraras ilikilerin dinamii; tpk maruz kal
dmz o srekli zaman basnc gibi, kadn, erkek oumuzun an
lamakta glk ektiimiz eylerdir. Gnmzn, ge dnem ge
limilik basaman temsil eden toplumlarndaki zaman yaan
tsndan sorumlu grdm sosyal alkanln dou ve gelime
koullarna biraz olsun k tutmaya altm. Gemiteki top
lumlarn zaman kavraylar ile bugnkler arasnda karla
trmalar yapmak, insanln gelime srecinin eitli basamak
larnn farkllklarna, dolaysyla da bu basamaklarn kendilerine
zg yanlarna daha iyi bakmamz salamtr. Ama insanlarn za
man yaay ve alglay alkanlklarndaki gelimeler de bu arada
unutulmamaldr. Bu ilikileri daha da anlalr klabilmek iin,
zaman konusunu, gemiin toplumlarnn baka kimi yanlarn esas
alarak ve bu arada bu toplumlardaki kiilik yapsnn oynam ol
192
duu rol de gz nnde tutarak, karlatrmalar yapmak is
tiyorum.

34
rnek olarak, bir Fransz misyoneri olan Joseph-Franois La
fitaunun 1724 ylnda Kuzey Amerika yerlileri hakknda an
lattklarn vermek istiyorum.20 Daha nceki rneimizde, zaman
20. Joseph-Franois Lafitau, Moeurs des sauvages americains, comparees aux
moeurs des premiers temps, cilt 2. Paris, 1724.
Sekiyi yayna hazrlayan E. H. Lemay, 2 cilt, Paris 1983. Aada De la guerre
chez les Indiens balkl bir blmden alnt yer alyor. Bu yaz 1980 ekiminde
Le Debatdergisinin 5. saysnda 60-112 sayfalar arasnda yer almtr.
Lafitau, gzlemledii ve yanlarnda kald Amerikan yerlilerinin birbirlerine
reva grdkleri o korkun muamelelere ramen, zellikle plaklk konusunda
Fransz kltrnn bien seance'na uygun davrandklarn ve ly fazla ka
rmadklarna inandrmaya urayor. Lafitaunun kitabnn resimlerini izen il-
lstratrn, okurun kimi blmleri okurken kendini kaptrd duygular, hele i
kence sahnelerinde elinde olmadan hissettiklerini grsel ifade olarak
yanstabilirle konusundaki beceriksizlii kitabn en ilgin yanlarndan birini olu
turuyor. stelik, Lafitaunun seici davrand ve betimlemelerinde her eyi an
latmayarak okura gerektekinden daha lml, dozu daha dk iddet sahneleri
sunduu apak belli. Ama izimleri yapan, bu kadarn bile yanstmaktan aciz
dir. Lafitau, bir yandan Kzlderililerin yannda geirdii yllarda grp duy
duklarna sadk kalp okurlarn kafasnda bunlar canlandrmalarn salayan bir
tablo sunabilme duygusu (bir yandan da okurlarnn duygularn fazla zor
lamamak) ve kendisini orada himayeye alm yerlileri 18. yzyln Fransasnda
gereinden fazla kk drmemek endiesi arasnda gidip geliyor. Ama zel
likle izimler, saraylln damgasn tayan bir ikonografinin uygar gelenei
iinde yetimi bir sanatnn, bir Barok ressamnn, resim alanndaki sosyal uz-
lamlarn ve anlaylarn kabuunu krma konusundaki kabiliyetsizliini et
kileyici biimde ortaya koyuyor, ikence direindeki sava bile cesaretini Paris
salonlarndaki bir Fransz soylusunun davran ve jestler repertuvarndan se
ilme ifadelerle davuruyor.
Bir dnemin sanat slubu dediimiz ey, ister Roman slubu olsun, ister
Barok ya da Rnesans, bir insan beinin gelimiliin belli bir basamandaki
sosyal ilke ve kurallarnn belli bir yanndan baka bir ey deildir. Baka birok
ey gibi, sanat slubu da bireylerin kiilik yaplarnn iinde derinlere kk sal
mtr. Sanat slubu, tek tek insanlarn (sanatlarn da) zevk ve grme tarzn
biimlendirir, teki deyile de snrlandrr. Etkilemenin boyutlar ve younluu
deikenlik gsterebilir. nk sosyal ilkelerin, yasa ve kurallarn esneklii, bi
reyin bunlar arasndaki hareket alannn boyutlar deiebilir. Basit toplumlarda

193
kavramn anlatacak herhangi bir szckleri bulunmayan sosyal
topluluun atalarnn da, misyonerin anlatt topluluktan ok farkl
yaamadn dnebiliriz. Genel bir zaman kavramnn bu
lunmamas, ne misyonerin rneinde ne de baka gemi rnek
lerde, bu gibi sosyal topluluklarn, daha sonraki geliim aamasnn
insanlarnn zamanla ilintili kavramlar snfna sokabilecekleri, az
gelimi bir sentez dzleminin rn olan kavramlara sahip ol
madklar anlamna gelmez. 18. yzyln Kuzey Amerikal yerlileri,
kendileriyle ayn gelimilik basamandaki teki insanlar gibi, bir
hayvan ayak izinin, taze mi, eski mi olduunu, hatta belki de ka
gnlk, ka saatlik bir izle kar karya bulunduklarn byk ola
slkla kolayca tespit edebiliyorlard. Taze bir iz ile eski bir izi
ifade etmek iin zel ifadeler kullanm olma olaslklar byktr.
genellikle bireyin davran ve duygularna sosyal ilke ve kurallardan gelen k
stlamalar ok daha dnszdr ve katdr. Ortaa ve sonrasnn modern top-
lumlarnda bu katlktan pek eser kalmamt, ama Lafitaunun ressamnn gs
terdii gibi gene de duygu ve anlaylar dar korselere yerletirecek kadar
dnszdler. Ancak yakn dnemlerde bu basnlar iyice azalm, sanat bi
reyselliinin damgasn byk lde yaptna vurabilecek duruma gelmitir.
yle ki insanlar, sosyal alann, duygular, davranlar konusundaki ortak kural ve
ilkelerini (uyulmadklarnda iletiimin gleecei, hatta tamamen imknsz ola
ca kural ve ilkeler olsalar da) yok sayabilmektedirler. Lafitau dneminde, Fran
sada canilerin ya da cani, haydut olduuna hkmedilenlerin halkn gz nnde
ikencelerden geirilmesi hl yaygn bir alkanlkt. Oysa byk lde saray
topluluunca belirlenen sanat zevki, alabildiine seici, kibar duygulara hitap
ediyordu, insanlarn karlat u durumlarn ve bu u durumlarn yol aa
bilecei duygularn ve ruh hallerinin gsterilmesine hi msait deildi bu sanat
anlay.
Lafitau'nun anlattklarnn gvenilirlii konusunda bir karara varmadan bu tr
den kstlamalar da unutmamak gerekir. Halknn, okurunun duygular kar
snda kr ve duyarsz olmad muhakkak. Lafitaunun, Amerikan vahilerine
bir para Fransz kibarl mal etmeye bu yzden zen gsterdii belli. Kuzey
Amerika yerlileriyle lka yazarlarnn anlattklar halklar arasnda bir sr ben
zerlik kefetmiti Lafitau ya da kefettiine inanyordu. Bu karlatrmay da iki
azl bir ustura gibi kulland sylenebilir. Antik an paganlarn m yeriyor,
kendi Kzlderililerini mi yceltiyor pek belli olmuyor. Belki hakl olarak vahice i
kencelere hedef olan bu zavall kurbanlarn gzlerini krpmadan, en ufak bir ac
ekme belirtisi vermeden btn o vahete katlanmalarnda yansyan kah
ramanln altn izmeden edemiyor. Lafitaunun kendi kltrel ortamndan
gelen kstlayc etkilere boyun emi olmasna ramen, insan toplumunun ge
lime basamaklarndan birine ynelik tanklnn deerini unutamayz. nk
kendimizi tanmak istiyorsak, bu basamaklarn toplumlarn ok iyi tanmamz
arttr.

194
Dman bir ky basmak iin yola ktklarnda, hedeflerine var
mak iin yaklak drt be gn sren bir tr keif gezisi ger
ekletiriyorlard. Topraktan geinmeyi bilmelerine ramen, bu
kk sava harekt sresince, kendilerine yetecek kadar yiyecek
iecek alyorlard yanlarna. Belki, sreleri farkl seferler iin, fark
l szckleri bile vard. Ne var ki, rokiler ve onlar gibi Ame
rikann usuz bucaksz alanlarna yaylm kabileler, zaman be
lirleme aralaryla donanmamlard. Ne bugn bizim olduumuz
gibi, gece ya da gndz boyunca herhangi bir zaman basnc his
sediyor ne de btn heyecanlarn, btn duygularn ve fa
aliyetlerini srekli etkileyen bir zdenetim kalb tanyorlard.
Ama bu, onlarn kendilerini kstlama mecburiyetinden tmyle
habersiz olduklar anlamna gelmiyordu. Memedeki bebein d
nda, psiik ynden normal hi kimse iin sz konusu deildi bu
serbestlik. Bugn elimizdeki malzemeye bakarken, grmz
bulanklatran bir zihin karkl iindeyiz. iddet ve saldrgan
lk konusu zerinde biraz daha durmakta yarar var. nsanlarn,
bekler ya da srler halinde yaayan gelimi hayvanlarn tersine
tehlike ya da aresizlik durumlarnda veya atma anlarnda, f
kelerini ve korkularn denetlemelerini salayan doal, otomatik
olarak devreye girebilen mekanizmalara sahip olmadklarn anm
satmamz gerekiyor. Ancak bu yoksunluk, bir baka ynden gi
derilmitir. Doa onlar, herhangi bir fizyolojik madde zmseme
sreciyle ya da dtaki bir ateleyiciyle otomatik olarak devreye
girmeyen bir baka denetim mekanizmasyla donatmtr. Bu me
kanizma, doutan gelen potansiyel bir yetenek olma zellii tar.
Dolaysyla da, sosyal geliimdeki renme ve belli bireysel de
neyimlerle canlandrlp gelitirilme sreleri bu potansiyel ye
tenei gelitirip harekete geirmedii srece, latent (rtl) bir ye
tenek olarak bekler. Heyecan ve duygularmz denetleme arac
olan biyolojik kalplar, ocukluun erken dnemlerinde gereken
ekilde yaplatrlarak erken yalara zg bir renme gerekleir;
bu renme biimi, bireyin kendisini kstlamay, denetlemeyi sa
layc mekanizmalar edinmesini ve sosyal gelimenin daha son

195
raki basamaklarndaki toplumlarda -daha nceden edinilip, artk
yerlemi olduu iin bilinli mdahalelerle ynlendirilmesi mm
kn olmayan, dolaysyla da ikinci bir insan doasna dnm-
sosyal ve bireysel mekanizmalarn oluup gelimesini mmkn
klar. te, sosyalin iindeki mevcut kalplarn renilmesiyle or
ganizmann en temel ve en spontan drt ve duygularn en
gelleyen ya da baka bir yne kanalize eden bu renilmemi, kay
na sosyal olmayan yetenek, insan denen trn biricik, tamamen
ona zg yandr.21
Psikoloji okullarnn birounun, zellikle de Konrad Lorenzin
kurduu hayvan psikolojisi okulunun temel zayflklarndan biri,
insana zg bu biyolojik donanmn, onlarn teorilerinde hemen
hemen tamamen gzard edilmi olmasndan ileri geliyor. nsann,
kii olarak gelimesi, biyolojik sreler ile sosyal srelerin bir
birine sarmamalaryla mmkn olan, karakterini bu sarmamaya
borlu bir gelimedir. renilmemi, doutan gelen, doal ve po
tansiyel byme sreleriyle renilen, deneyimler zerinden y
ryen gelime sreleri kendilerine zg bir tarzda ayrlmaz bir
btn olutururlar; bunlar birbirinden ayr tutmak beyhude bir a
badr. nsan biyolojik etmenlerin esiri gren natralist bir psi
koloji, belki de kendine doabilimleri statsnde iyi kt bir
konum edinmek kaygsnn kurban olup, insanlarn, kiiliklerinin
gelimesi sreci srasnda, o grnrde almas imknsz uurumu
-doa ile toplum, dolaysyla da doa ile kltr arasndaki
uurumu- amay rendikleri gereini gzard eder. Bunun bir
sonucu olarak da gelimi toplumlar iin tipik bir davran olan
kendini zamana gre ayarlayp kstlama ya da insanlar aras ili

21. Baka evcilletirilmi kimi hayvan trleri de bu yetenein izlerini tayorlar.


Bugne kadar hep insan trnn kendini evcilletirme yeteneinden sz edildi.
Doutan getirilen denetim mekanizmalarndan farkl olarak sosyal platformda
renilmesi gereken denetleme mekanizmalarn insann bu kendini ev
cilletirme yeteneine borlu olmas mmkndr, dolaysyla da bu srecin ya
psal zelliklerinden biri olarak anlalabilir. yle ya da byle, sosyal dzlemdeki
kendini kstlama mekanizmalarn renip biimlerini gelitirebilecek biyolojik
potansiyele sahip, dolaysyla da drt ve duygularna bu renmenin ge
rektirdii esneklikle hkim olabilen baka bir hayvan tr yoktur.

196
kilerde iddete, zora bavurma ve iddeti denetleme sorunlar gibi
temalarn tartlmas, zerinde uzlalabilecek sonulara ula-
makszn srp gitmektedir.
iddete, zora bavurma tartmas buna iyi bir rnektir. Bu tar
tmada, insanlarn, doutan beraberlerinde genetik bir sal
drganlk drts getirdiklerini ileri sren bir taraf vardr. Burada
saldrganlk drts, cinsel drt kavramna zenilerek tretilmi
bir kavram andrmaktadr. Bu grn karsndakiler ise, sal
drgan eilimlerin tamamen kltrel ya da sosyal evrenin et
kisiyle olutuunu dnmektedirler. Bu tartmaya taraf olanlarn
ok az, ksa zaman ncesine kadar alarm tepkisi diye ta
nmlanan ve zora dme ve tehlike durumunda organizmay ya
mcadeleye ya da kamaya doru harekete geiren, ileyii ok iyi
bilinen bir biyolojik tepki trndeki davran kalbnn, insanlarda
esnekleip kart etkilerin sonucunda, denetlenebilecek, mdahale
edilebilir bir hale gelmi olabilecei grn ne srmektedir.
Saldrganlk sorunsalyla akraba teki btn sorunlarda yrtlen
standart tartma, baka bir deyile, duygularmz, heyecanlarmz,
korkularmz ve endielerimiz ile bunlarn denetlenmesi ve bas
trlmas arasndaki balanty gz ard etmektedir; oysa bu de
netleme kalplar toplumdan topluma, bireyden bireye e-
itlenebilen bir ilikiyi temsil ederler.
Kendi alanlarnda yadsnmaz baarlar ve hizmetler ortaya
koyan hayvan psikologlar ve davran-bilimcileri, insan psi
kolojisi alanna adm atmay gze aldklarnda, insan trnn ta
mamen kendine zg biyolojik yapsn hesaba katmay genellikle
ihmal etmektedirler. nsan doasnn biricikliinin belirgin zel
liklerinden biri, az nce altn izdiim gibi, biyolojik donanmla
birlikte sunulmu, potansiyel olarak kendisinde var olan ve bi
yolojik drtlerini, duygularn, heyecanlarn; ok eitli yollardan
gerekleebilen bir renme sreci iinde kendi hkimiyeti altna
alabilme ve dntrme yeteneidir. Dolaysyla da baz insan top
luluklarnn, rnein Kuzey Amerika yerlilerinin zellikle sava,
mcadeleci davran ve duygularn aklamak istersek, bunu ala
bildiine yksek dozda bir doutan saldrganlk drtsne ba
197
lamaya kalktmz yerde, inandrc olmamz zordur. Bu aklama
yolu, aklanmas gereken bir olgunun gene bizzat aklanmaya
muhta bir baka olgu ile aklanmas biimindeki sk rastlanan tu
tuma tipik bir rnektir. Bu durumda rnein Amerikann bir-
birleriyle kyasya savaan yerli kabileleri gerekten de zellikle
gl bir saldrganlk drtsyle doutan donanmlarsa, gene
ayn younlukta bir saldrganl bastrma ve denetleme drtsyle
donanm olamazlar m? Gerekte, bu yerlilerin sosyal davran ka
lplarn incelediimizde, baya gl, enikonu kalplam bas
trma, kendini kstlama ve denetleme mekanizmalarnn, varln
tespit edebiliyoruz. Bu yerliler rnei, bizim iin ok retici. Bu
yerlilerin durmadan savaa yol aan ihtilaflarnn temelinde genetik
nitelikte ve zellikle fazla dozda bir biyolojik saldrganlk drts
aramak yerine, bir ihtilaf, bir anlamazl halledip denetleyebilme
yeteneinin gelimemi olmasn ve sava iin yanp tutuan kiilik
yaplarn grmek gerekiyor.
Gemiin gelimilik basamaklarndan birindeki insan top
luluklarnn ou gibi, Kuzey Amerika yerlileri de sosyal dzlemde
belirlenmi bir yasalar ve kurallar daarcna sahiptiler. Bu yasa
ve kurallar onlara, belli durumlardaki davranlarn ve duygusal
hayatlarn dzenleyip, onlardan kendilerini tutmalarn ya da k
stlamalarn talep ediyordu. Ama ite onlarn kendilerini kstlay
biimleri, dolaysyla da sosyal davran alkanlklar, daha son
raki toplumsal gelimilik basamaklarndaki yasa ve kurallar b
tnnn gerektirdii denetleyici yaplardan baz bakmlardan ok
farklyd. Kuzey Amerika yerlilerinin zaman belirleme biimleri ve
sosyal yasa ve kurallar btnnn talep ettii zdenetim devaml
olmayan belli bir sreyle snrl ve ancak belli durumlarda ba
vurulan bir faaliyetti. Ayrca bu kstlamalarn uygarlama s
recinin daha ge aamalar bakmndan karakteristik olan herhangi
bir zdenetim biiminden ok daha kat, dnsz ve ar bir g
rnm ald belli durumlar vard; ama te yandan, sosyal ku
rallarnn kimi baka durumlarda gz yumduu ya da hatta talep et
tii byk bir rahatlk da sz konusuydu. Eski insan topluluklarnn
sosyal kurallarnn bir belirtisi olarak, zevkten zntye, zntden
198
zevke yaadklar gel-git sarkac da ar ulara gidebiliyordu. Bu
ynyle de daha sonraki gelimilik basamandaki bir toplumda
grdmz karekteristik bir zellii burada gremiyoruz: Sonraki
toplumlarda, serbestlik ve kstlama arasndaki gei yumuat
larak, denetlenen serbestlikten lml zorlamaya doru dereceli bir
btn olumutur.
nsanlarn kendilerini kstlamalar bakmndan sosyal dz
lemde treyen davran kalplarnda yaanan gelimelerin eitli
toplumlardaki yn, insanlarn i dnyalarnda gittike daha ba
r olmalarn iermektedir; bu sre iinde insanlar, saa sola sa
lm dolap duran insan srleri topluluundan, belli blgesel s
nrlar iinde kalc olarak yaamaya balayan ya da da kylerini
kuran insan topluluklarna doru gei yapm daha sonralar, s
nrlar surlarla evrili kentlerin douuyla ya da gittike daha
byk, kendi iinde gittike daha bar hale gelen blgesel dev
letleri ortaya karmlardr. Bu aamalarn her birinde sosyal
bekler arasnda ihtilaflar halletmenin bir yolu ve geleneksel bir
sosyal kurumlama olarak ldrme eylemlerine rastlanr ve bu
durum, insanlarn sosyal davran alkanlklarn derinden et
kilemitir. Ama birok eski toplumda bu zellik daha da ileri gi
derek insan beklerinin birbirlerine kar uyguladklar iddet ve
zorun, varlklarnn srekli ya da hatta hkim art saylabilecei,
hatta pek de ender saylmayacak baz rneklerde bir yaama tarz
olarak belirdii biimler vardr.
Kimi sosyal antropologlarn yapt gibi, incelemelerinizi bir
ka sava aleyhtar, bar blge ile snrlarsanz, gemiin top
lumlar hakknda olduka tek yanl bir tablonun oluma tehlikesi
vardr. Pierre Clastresin u yeni grne hemen hemen tmyle
katlmak gerekiyor:

Aklnza ayn anda sava getirmeksizin ilkel toplumlar d


nemezsiniz... Yabanl insanlarn dnyasnda, savan ierdii iddet,
her bei birbirinden bamsz ve kendi bana zgr tutabilmenin asl
yolu olarak grnmektedir. Devletten yoksun toplumlarn, devletin
temsil ettii ve zaten devlet demek olan birletirme mekanizmasna
kar en byk engelleri olan sava, ilkel toplumun znn ayrlmaz
199
parasdr. Bunu sylemekle, her ilkel toplumun sava olduunu da
sylemi oluyoruz; bu nedenle, bilinen ilkel toplumlarda, tm e
itliliklerine karn sava, etnografik bir evrensel sabite olarak tespit
edebiliyoruz.22

Devlet ncesi toplumlarn yelerinin, kolonicilik ncesi d


nemlerde de, karlkl iddet ve zor uygulama pratiklerinin srekli
endiesi ve korkusu altnda yaam olduklarna, son zamanlarda
ben de kanaat getirdim. Gene de bu olguyu geliim sosyolojisi dz
leminden ele alacak olursak, devlet oluumunun gittike ilerleyen
sreciyle birlikte, zellikle halkn ve sosyal alann, kendi iinde ba-
rlatn aka grrz ki, bu da gerekten gemie gre dn
yay temelden etkileyen bir farkllktr. Ne var ki bu gelime, in
sanlarda savaa kar nefret duygusunu glendirmi ve insanlar
savatan tiksinir hale gelmi olsalar da, deiik devletlerin yurt
talar iddet tehdidi ve uygulamas sonucunda, bir baka devletin
iradesine boyun emeye mecbur braklma endiesinden hl kur
tulabilmi deillerdir. eitli insan topluluklar arasnda karlkl
iddete bavurma tehlikesi henz almamtr. Sava yoluyla id
det ve zor uygulama pratii, geri dnyann birok blgesinde bir
lde gerilemi ve gemi toplumlardaki gndelik tehlike olma
zelliini kaybetmitir. Yabanc bir savann karanln iinden
anszn kp malmz canmz almaya teebbs edecei kor
kusuyla yatp kalktmz gnler geride kald denebilir. Ancak
bar, devletlerin snrlar iinde, her ne kadar yaygnlatysa da in
sanlarn birbirlerinden duyduklar korku srmekte, devletler aras
ilikilerde karlkl tehditlerin durmadan trmanmas, eskiden ol
duu gibi denetlenemezliini korumaktadr. nsanlarn hayatta kal
masn salayan kurumlarn ya da birimlerin byk lde devlet
ncesi dnemlerin karakterini tad toplumsal basamaklarda da,
bunlara benzer tehdit ve endieler, ok az denetlenebilmekteydi.
Clastresin hl yabanl insanlar diye tanmlad ve aynen bizim
gibi, sadece bize gre daha eski bir sosyal gelime basamandaki

22. Vahi Savann Mutsuzluu, Pierre Clastres, ev.: Alev Trker - Mehmet
Sert, Ayrnt Yay., (1992)

200
insanlarn, her an sava tehdidiyle kar karya olularn daha iyi
anlamak iin, bugn bizim de grece ilerki bir aamaya gre, in
sanln gelimesinin n basamaklarndan birini temsil ettiimizi
unutmamalyz. (Bizim iinde yaadmz bu aamay insanln
tarih ncesi diye tanmlamak mmkndr; insanlarn hl, eitli
devletlerin bandakileri, sorunlarn iddet yoluyla zmeye y
nelten sosyal dinamii fark etmekten ve denetlemekten aciz ol
duklar bir aama olarak.) Yerli rokilerle ilgili olarak yle ya
zyor Lafitau:

Kylerinde aylak aylak oturan erkekler bu tembelliklerini, aslnda sa


dece byk eyler iin zellikle de savamak iin yaratlm ol
duklarn gsteren bir eref iareti olarak gryorlar. nk ancak sa
vata, cesaretlerini snayabilirler. Sava, btn yce duygularn en iyi
ekilde ortaya kartan birok frsat sunmaktadr onlara.23

Lafitau, roki erkeklerinin yapt balca iki i olan avcl ve ba


lkl da, savaa hazrlanmalarn engellemesi halinde, zaten
yeme ime sorunlarnn zmyle uraan kadnlara braktklarn
syler. Bu savaa hazrlanma faaliyeti, kendini dmana ola
bildiince korkun, en yrtc hayvandan bile daha korkun gs
termek ve gerekten de korkun olmaktr. Irokilerin dmanlarnn
da ayn eyi amaladklar kesindir. Bu ve benzeri anlatlanlardan
kan tablo, karlkl olarak birbirlerine saldran irili ufakl bu
yerli kabilelerinin gerek kurbanlarn yok ederken gsterdikleri
vahet ve canavarlkta, gerekse tutsaklarna yaptklar inanlmaz i
kencelerde, tekinden hep bir adm nde olmaya uratklarn
gsteriyor. Gerekten de bu kabileler, bir katlayc sreler bi
iminde tanmlayacam trden bir ilikiyle birbirlerine ba
lanmlard.24 Burada srece dahil olan herkes, tekine zarar verme
aralarn ve yollarn durmadan trmandrmaya ve rakibin di
rencini krmak iin ona korku vermeye alyor, ayn zamanda
23. Lafitau, a.e. s. 62.
24. Gerek bu kavram iin gerekse kabileler ve devletler arasndaki ilikilere uy
gulanmas iin bkz. Norbert Elias. Engagement und Distanzierung. Arbeiten zu
Wissenssoziologie 1, yayna hazrlayan M. Schrter, Frankfurt A. M. 1983, zel
likle s. 121.

201
muhtemel ikencelerin korkun aclarna kar sertleiyordu; nk
gnn birinde tutsak olarak kar kabilenin eline geecek herkesi
ayn akbet bekliyordu.
Sosyal gelimenin ok erken basamaklarn temsil eden bu top
luluklarda, kabileler ve sosyal bekler arasnda, korkuyu ve deheti
trmandrma ilikisiyle karlayoruz ve bu ilikinin yaps, mutatis
mutandis, yani zaman iinde kanlmaz deiiklikler olsa da ilkece
ayn ekilde atom silahlar ann devletler aras ilikilerine trans
fer olmutur. Aslnda insanlarn, bir atom sava ardndan yava
yava ve aclar iinde lmesine yol aacak olan radyasyon teh
didinin yol at ok byk aclar ile Kuzey Amerika yerlilerinin
gemi azya alnca sava tehdidiyle birbirlerinde yarattklar korku
arasnda birini dierine tercih ettirecek bir fark yoktur. Fark atom
sava tehdidi altndaki devlet toplumlarnda birlikte yaayan in
sanlarn kiilik yaplarnn bar eylemlere ve faaliyetlere gre
ayarlanm ve kl krk yaran bir zaman dzenlemesine gre be
lirlenmi olmasdr; bu zaman dzenlenmesi, bireyin vicdannda
kendi tekabliyetini, kendini tamamlayan kar parasn bulur; za
mann aknn her eye nfuz eden bilinciyle de yakndan ba
lantl bir kendini kstlama davrandr bu.
Bar faaliyetlere uyum salam, zaman dzenlenmesinin ka
lplarn iselletirmi atom a insanna karlk bir Kuzey Ame
rika savas, tamamen farkl, bambaka bir kstlama ve kendini
denetleme modeline gre byr. Sadece bir noktay ne kartmak
gerekirse, onun hayat, en azndan bir erkek olduu andan itibaren,
tamamen savaa adanmtr diyebiliriz. Ama ite, tam da durum bu
olduu iin, tmyle savaa hazrlama ve hazrlanmayla megul
olan insanlarn kiilik yaplarndaki ve kaderlerindeki ikili karakter
kendini burada ak seik ele vermektedir. Daha nce sylemitim;
bu erkekler, tutsaklarna lmlerden lm beenirken duyduklar
ve sosyal kurallarnn defterinde kendilerine vaat edilmi mthi
haz ve zevki, icabnda pahal demekten kurtulamayacaklardr.
anslar yaver gitmediinde, dman savalarn eline ge
tiklerinde, ayn muameleye tabi tutulacaklarndan en ufak bir p
heleri olamayaca gibi, bu olasla ocukluktan itibaren ken
202
dilerini altrmak ve hazrlanmak zorundadrlar. Sava saylabile
cek karlkl saldrlar ve ani basknlar tehlikesine ak olan bu ka
bileler, birbirlerinden bamszdr; gene de hepsinin eref anlay
ortaktr ve bir sava iin ikence grrken acsn yle ucundan
olsun belli etmek, en byk utan saylmaktadr. Byle bir dav
ran, onun kabilesinin onurunu yok etmeye yeter. te bu yzden
her kabile, erkeklerinin yan sra byk olaslkla kadnlarn da, bu
muhtemel aclara gre en kk yalardan balayarak hazrlamak,
gnn birinde feci bir ikenceyle ldrlebilecekleri ihtimalini he
saba katarak acsn herhangi bir belirtiyle davurmasn nlemek
iin her trl abay gsterir.
Lafitau, daha be yandaki ocuklarn, ellerine kor halinde ta
lar alarak, sosyal ilkelerinin gerektirdii gibi aclara katlanp kat-
lanamayacaklarn grmek iin, bu talar avularnda skarak oy
nanan bir dayanma oyunu anlatyor. Birbirlerine ac vermek iin en
sk bavurduklar yntem atele ac vermektir. Tutsa ikence di
reine balayp, ayaklarn, kzgn metallerle yakmaya balarlar.
Trnaklarn skp ayak parmaklarndan birini ikisini kopartrlar,
pipolarnn ucuna takar ya da kzartp yerler. Canl tutsan etini
keserken ya da yakarken bir sinire rastlaynca, onun acsn art
trmak iin siniri ekerler, kvrrlar, kendi zevklerini de bylece
artrrlar. Elbette istisnasz btn tutsaklarn bu tr ikencelere t
larn karmadan katlandklar sylenemez. Ama Lafitau, ikence
grenlerin genellikle o ilk Hristiyan ehitlerin boyun emezliini
anmsatrcasna ikenceler srasnda yiitlik arklar sylediklerini
naklediyor. Halknn arklardr bunlar ya da kendi kah
ramanlnn ezgileri. Bu arklarla, kendilerine ikence edenleri
tahrik ederek, ikenceyi yapan kendileri olsa ne kadar daha usta,
kurbanlarna ac vermede onlara gre ne kadar baarl olduklarn
anlatrlar. Birka saat sonra ortalk byk olaslkla biraz yatr.
Tutsaa, uzanp birka saat dinleme frsat tannr. Ardndan tekrar
getirilip ikence direine balanr ve zafer kazanm olan kabile,
tutsa para para koparmaya, orasn burasn yakmaya devam
eder. Bir iki gn sonra, tutsaktan geriye artk canl namna ne kal
dysa, ona da biri nihai bir darbeyle son verir.
203
En gelimi ve en karmak, ite alabildiine bar hale gelmi
Avro-Amerikan toplumlarnda doup bym insanlar arasnda,
baka insanlara, bu ac verici, dozaj yava yava artrlan i
kenceleri uygulayabilecek ve bundan ayn zamanda haz duyacak
insan says herhalde ok deildir ya da tn karmadan ayn me
tanetle bu trden ikencelere katlanacak insan says da. Lafitau da
yerlilerin eline den Franszlardan ya da ngilizlerden benzer i
kencelere tabi tutulanlar arasnda o yerliler gibi, olup bitene yiite
dayanabilenlerin ok az olduunu naklediyor. te karmak Avro-
Amerikan toplumlarnda da gerek kendilerinin gerekse de baka in
sanlarn, iinde yaadklar dnyann sosyal ve doal dzlemle
rinde, iyice keskinlemi bir zaman duygusu olmadan, kendilerini
ayarlamalarna ve kstlamalarna yardmc olacak saatler, tak
vimler gibi aralar kullanmadan yaayabileceklerini sanan insan
says da herhalde ok azdr. Ama ite, insan, kendi kiiliinin bu
sarslmaz donanmna, kiilik yapsnn kaynan merak ettiinde,
karsna sosyal bir tabakann kmasna, daha dorusu kendi bi
reysel kiiliinin iinde sosyal bir yann bulunmasna pek akl er-
dirememektedir. Bu trden yaplar, insan kiilii iinde ylesine
kklemi grnmektedirler ki, onun doal yannn sabit bir par
as izlenimi yaratmaktadr. Ayn akl erdirememe durumu, Kuzey
Amerika yerlilerinin insanlar lme gtr tarzna duyulan nefret
ve infialde de kendini ele vermektedir. Yerlilerin bu detlerine tep
kiler de kiiliin en derin zellii ya da insan doasnn ayrlmaz
paras olarak gelebilir bize. Oysa gerekte doann bir rn
deil, dorudan sosyal dzlemin, yetimenin bir sonucudur bu tep
kilerimiz.
Yabanl diye bildiimiz insanlarn ilkellii, canavarlklar de
diimiz ey iin de geerlidir bu sylediklerimiz. Birok yerli ka
bilesinin, bakalarna ikence yaparken duyduu o dehet verici
haz ve zevki, psikiyatrinin terminolojisiyle sadizmin bir biimi
ya da biyolojinin terminolojisiyle doutan bir iddet ve sal
drganlk drts olarak snflandrmakla aklam olduumuzu
dnebiliriz. Oysa aklanmaya muhta bir eyi kendisi ak
lanmaya muhta bir eyle aklamak demektir bu, explanandum
204
zerinden explanandum. lk bakta tutsaklara uygulanan i
kenceler, spontan drt ve duygularn marifeti olarak alnabilirler.
Ama olup bitene yakndan baknca, ileri derecede biimselle
tirilmi bir ritelle kar karya bulunduumuzu kefederiz. Ka
bilenin yallarnn tleri, tutsaklardan hangilerinin ikenceden
geirilip ldrleceine, hangilerinin, daha nce yitirdikleri bir
aile yesinin an kapatmak zere balanp o boluu dol
durmaya ayrlacann zmni kararlarn da ierir. ou zaman tut
saklara bir zgrlk tannarak, onlar bekleyen kanlmaz ka
derlerinden kurtulduklar izlenimi verilerek kandrlmalar bile sk
rastlanan durumlardr. Bu kabileler gibi sosyal ilikileri kar
maklamam basit topluluklarn sosyal kurallarnn btn, bir
yanda bakalarna ikence ederken alabildiine haz duyulmasna
msaade ederken, daha dorusu haz duymay buyururken, tersi du
rumda da, yani ikenceye maruz kalnd durumlarda da kiinin
kendisini denetlemesini, aclara katlanmaya zorlamasn ister. zet
olarak, eski bir gelimilik basamandaki hemen btn toplum
yeleri, sosyal kural ve yasalarnn btnnn talep ve zoruyla, yer
yer kendini denetlemenin, kendine hkim olmann en etin ve
imknsz biimlerini gerekletirmek durumunda kalrlar; ama,
bunun kadar tuhaf olan bir baka ey de bu insanlarn sosyal ku
rallarnn, hazzn ve zevkin bizimkilere gre nispeten vahice sa
ylacak bastrlmam biimlerini de yaamaya tevik etmesidir.
ncelikle yaplmas gereken aklama, burada bireysel davran ve
bu zevklerin kendiliinden yaan deil, bu davran ve duy
gulara damgasn basan sosyal kurallar btn olduudur; baka
deyile, az ok birbirinden farkl, ayrt edilebilir bireysel kiilikler,
sosyal kiilik yapsnn iinden doup geliir.

35

Nispeten daha karmak olan kentlemi toplumlarn yelerinin her


yere sirayet etmi zaman bilinci de, onlarn sosyal kurallar ve ya-
205
salar btnnn tamamlayc bir paras; sosyal kiiliklerini olu
turan yapnn bir esidir. Bu olguyu daha iyi aydnlatabilmek iin,
daha nceki gelime basamaklarndaki toplumlarda karlatmz
savalarn kiilik yapsna ve onlar kuatan sosyal kurallar b
tnne geni bir yer verdim. Zaman sorunundan olduka uzak
latm ve kendimi bu konuya baya kaptrdm itiraf et
meliyim. Basit yapl toplumlarda, sosyal kurallar btn, ok az
miktarda zaman iareti ierir; ve bu ok az da, ok belli birka is
tisna durumla balantldr. Zaman belirten bu iaretlerden hibiri,
sanayilemi ulus devletlerinde yaayan insanlarn ilikilerini d
zenleyen zaman iaretlerinin temsil ettikleri yksek sentez dz
lemini ve yaygnlk derecesini tutturamazlar. Kuzey Amerika Yer
lileri ile Clastresin anlatt daha gneyde yaayan Chaco yerlile
rinin sava kiilikleri, bir tarafta dehet verici aclar ile dier ta
rafta ac ekenlerden alman dehet verici haz arasnda gidip ge
lirken, bu kiiliklerinin, iinde yaadklar an ile, dnem ile smsk
balar iinde oluunu dikkate aldmzda, bu balant, kendi ki
iliimizin zelliklerini, rnein bizi hkimiyeti altna alm zaman
duygusunu, onunla aramza belli bir mesafe koyarak, btnl
iinde kavramamz ve alglamamz kolaylatrabilecek negatif bir
fotoraf hizmeti grebilir. Bu iki ayr kiilik yaps arasndaki zt
lklar sayesinde, zaman kolektif alglaymz ve yaaymz,
gerek sanayi ulus devletlerine zg toplumsal gelimilik ba
samayla gerekse de bu tip toplumlarn insanlarnn kendilerini k
stlama ve denetleme davranlarnn temsil ettii uygarlama ba
samayla iliki iinde grmemiz kolaylar.
Daha eski bir basaman toplumlarndaki insanlarn kiilik ya
plar esas alnarak yaplacak karlatrmalarda belirginleen ve
zerinde henz yeterince durulmam bir baka sorun var. Kuzey
Amerika yerlileri, biyolojik ynden bizden farkl deillerdir; onlar
da homo sapiens trnn yeleridirler. Amal bir abann sonucu
olmayan sosyal bir sre, aralarndan birounun, zellikle sa
valarnn, hem savalarda ve ikencelerde rol alarak hem de
kendi uradklar eziyet ve ikencelere yiite dayanarak ha
yatlarn dolduran bir anlam, bir ama edindikleri bir noktaya ta
206
mtr onlar. Onlar, bu yaama tarzn kendileri semediler; upu
zun, amasz, kr bir toplumsal gelime sreci, bu tarz onlara da
yatt. Ayn ey bizim yaama tarzmz iin de geerlidir. Belli bir
zaman duygusuna sahip olma mecburiyetinden kaamaymz, ya
da birbirimizin canna okuyacamz bir atom sava tehlikesine
maruz oluumuz ve u ana kadar byle bir tehlikeyi kontrol altna
alabilecek rahatlatc, inandrc bir yol bulamam oluumuz; sos
yal gelimenin o nceden planlanmam, kastsz kr gelimesinin
yaratt mecburiyet ve kstllklarn en az yukardaki rnek kadar
semptomatik bir yann ifade etmektedirler. Aramzdaki byk za-
mansal mesafe sayesinde, Amerika yerlilerini srekli savalarn ve
ikencelerin o dar kulvarna srklemi olan kr toplum srecini
fark etmemiz kolay olabilir. Dahas, gene bu mesafe sayesinde,
ok eski alarda sel baskn, salgnlar gibi denetleyemedikleri
doal srelerin keyfiliine nasl teslim olmularsa onlar keye
sktrm bir sosyal gelime srecinin keyfiliine de eli kolu bal
ylece terk edilmi olduklarn da kolayca grebiliriz. Doa s
relerinin hedefsiz hareket eden gc hl yok olmu deildir;
ancak bu srelere egemen yasalarn bilgilerinin oalmasyla ve
nedenlerinin kavranmasyla bunlar, nemli lde kontrol altna
alnabilmitir. Ancak amzda insanlar hl, faaliyetlerinin bir
birine sarmaarak yol at etkiler sonucunda, doal srelerden
hi de daha az keyfi olmayan, amasz, kr sreleri harekete ge
irdiklerinin ok az farkndadrlar. Bu alma boyunca tartagel-
diimiz, zaman yaama duygusu, ok gelikin bir zellik olarak
bunlara bir rnektir. Kimsenin nceden planlamad, maksatl ola
rak hazrlanmam, toplumsal gelimenin kendiliinden bir sonu
cudur bu da. Bu sonuca katlanmak, hatta savaa doru gtre
bilecek olumsuzluklarla yaamak zorundayz; tpk, az nce an
lattmz, sosyal yaplarn dayatt kstlamalarla yaamak zo
runda kalm insanlar gibi. Tpk onlar gibi, biz de, daha ocukken
bu yapnn iine kayp deriz. Bu yaplar paramz olup karlar.
Hatta onlara anlamlar bile atfederiz. Zaman, byle bir yapya iyi
bir rnektir. Her yerde karmza kan bir zaman duygusunun
iine hapsolmuuzdur. Kiilik yapmzn bir paras olmutur
207
zaman duygusu. Bu biimiyle de olaanlamtr. Dnyay baka
trl alglamann, yaamann yolu yok gibi gelmektedir bize.
Burada sylenenler, sadece zaman ya da sava balamnda
deil, bundan da teye, bu trden durumlar yaratan kr sosyal s
reler karsnda da kavrayc bir mesafe edinmemizi salayabilir.
Bu tr srelerin karakteristik yanlan henz pek az anlalmtr.
Onlar kontrol altna alabilme yetenei de henz emekleme saf
hasndadr. Bu konu ile ilintili birok gr, birbiriyle amanszca
atmaktadr. Zaman sorunu ise nispeten ntr bir tartma zemini
sunduu gibi, srp giden tartmaya k tutacak malzemeyi de
iermektedir.
stelik, bu balamda karlatrma ynteminin bilgi edinme ba
kmndan tad deeri de ayrca kavramamz iin, burada ya
pacamz aklamalarn yarar olabilir. Bir toplumun kendi top
lumsal davran ve duygu alkanlklarnn gz nne serilmesinin
en iyi yolu, kendinden baka bir gelimilik dzeyini temsil eden
lerle karlamas, bir alveri iine girmesidir. Bu trden kar
lamalar sayesinde, hem insanln gelimesinin hem de bu ge
limenin basamaklarnn kapsaml bir resmini elde edebiliriz.
Sosyal bilimcilerin gemi ve gelecei bir yana brakp dorudan
yaanan dneme bakma eilimleri, gemii sadece tarih olarak
grme alkanl gibi, karlatrmal yntemlerin nn kes
mektedir.
Kendi zaman alglaymzn, zaman yaaymzn, ancak ge
mii yeniden kurgulamamz, dolaysyla da gemiin zaman be
lirleme abalarnn geirdikleri geliiminin basamaklaryla kar
latrmalar yapmamz halinde anlalabileceini sylemitim. u
son sylediklerimizle, bu basamaklarn da, gelime merdivenindeki
tek tek admlar olarak anlalmas gerektii grlmtr sanrm.
Zaman ile ilintili klasik felsefe literatr, sosyal gemiin inkr
yznden bu alana egemen olan karmaaya iyi bir rnektir; baka
bir deyile, insanlar bugn bulunduklar noktaya getiren uzun mu
uzun srecin grmezlikten gelinmesiyle doan karmaaya. n
sanln imdiki gelimilik basamanda, kimi insanlk tem
silcileri; birbirlerini, kendilerini, hatta insanl tmden yok edecek
208
g ve iktidar ellerinde tutmaktadrlar. te byle bir durumda teh
likeyi yok etmek istiyorsak, drst olmak ve ister idealist, ister ma
teryalist, isterse de hangi kumatan olursa olsun rtlerimizi
karp atmak zorundayz. Tehlike, gnmzdeki uygarlama
hamlesinin ulat basamakta, bireysel denetim ve kstlama me
kanizmalarnn, dtan, bakasndan gelen denetim ve kstlama
mekanizmalarnn yerine henz geememi olmasndan kaynaklan
maktadr.

36
Gemie yapacamz uzun bir safari bu konudaki tabloyu ta
mamlamaya yardmc olabilir. Yapacamz bu sefer, bize, eski ba
samaklardan birindeki zaman belirleme abasn, sosyal balam
iinde gsterebilir. Zamann aratrlp incelenmesini zel ve apay
r bir sorun gibi grmek, zamann gelimesini btn teki ilin
tilerinden tecrit ederek ele almak gibi bir tehlike mevcuttur. Bu
rada asl, zaman sorunuyla urayor olsak bile, rnein iddetin,
zora bavurma alkanlnn gelimesini ve denetlenmesini gz
nnde bulundurmann ie yarayabileceini sylemitim. Belki de
eski toplumlarda zamann karakterini ve ilevini belirleyebilmek
iin, olup biteni balangtaki sosyal balam iinde elden gel
diince iyi kavramak, verimli sonular elde etmemizi salayabilir.
amzda bugnk biimiyle bir devlet olma eiliminden ta
mamen uzak, byle bir derdi hi olmayan; dolaysyla da zaman
belirleme faaliyetinin o en arkaik biimleriyle gerekletirildii
devlet ncesi toplum biiminin yle fazla rnei kalmamtr. Ta
rihsel geliim iinde gerek iddet ve zorun, gerekse de zamann de
netiminin merkezi, artan lde devlet ncesi dzlemden, feodal
ky devleti dzlemine, oradan ynetim, adalet ve askeri aygtlarn
ayrt uzmanlklara blnm toplum dzlemine doru iler
lemitir. Bu nedenle de, iktidar ve g merkezinin, kalc, srekli,
uzmanlam personelle donatlm devletlerin dzlemine ge-

209
meden hemen nce, geleneksel bir kydeki otantik hayatn nasl ol
duunu renmek isterseniz, yapabileceiniz tek ey, olduka eski
yazl kaynaklara el atmaktr.
Chinua Achebein roman Tanrnn Oku25 bu balamda ok
retici bir belge olarak bize yardmc olabilir. Bu romann odanda
zaman belirleme konusundaki bir anlamazlk yer alr. Roman
dou Nijeryadaki bir Ibo kyndeki hayat birinci tekil ahs pers
pektifinden anlatr. Olaylar eski yaama tarznn, hl gndemde ve
etkili olmasna ramen, yeni koloni rejiminin etkisiyle dnmeye
balad dnemde geer. Yazarn harika yks, ortak bir tanr
evresinde birlemi ve bir ky cemaatleri devletinin belirtilerini
tayan, ihtiyarlar meclisinin ve kimi rtbe, stat sahibi erkeklerin
ynettii bir tr cumhuriyet grnm sunan birka kyde, gnlk
hayata yansyan iddetin yan sra farkl ky cemaatleri dev
letlerinin arasnda yaanan iddet ve g atmalarn abartsz,
canl bir anlatmla vermektedir. Bu trden bir ky devletinin y
neticileri arasnda tanr Ulunun barahibi, alt kyn en byk tan
rsnn temsilcisi bulunmaktadr ve onun egemenlii, federasyonun
asl birliini oluturur. te barahiplik mevkisinin o dnemdeki
temsilcisi Ezeulu, romann da ba figrdr.
Ezeulu, gururlu ve gl bir rahibin tipik temsilidir. Birka
kuak nce, aralarnda Ezeulunun kynn de bulunduu alt ky,
kle avclarnn ard arkas kesilmeyen saldrlarna hedef ol
mutur.26 Alt ky, bu saldrlar karlayabilmek iin bir tr fe
derasyon oluturmulardr. Tanr Ulu ve Ezeulunun dedelerinden
biri olan rahip, alt kyn birliinin sembolleri olmulardr. Ve
tanr, kyllerin isteklerini yerine getirir. Yabanc savalar geri
pskrtlrler ya da gelmez olurlar. Ulu, her eye muktedir gl
bir tanr olduunu ispat etmi ve tanrnn gc, onun barahibinin

25. Chinau Achebe, Arrow of God, Londra 1964.


26. Gnmzde, o dnemlerin Avrupa kle avclarnn 17. yzyl ile 19. yzyl
arasndaki faaliyetleri srasnda Nijeryann gney blgesinde bir dizi. bo kyn
haritadan sildiklerini ve sakinlerinden bazlarn Yeni Dnyaya gtrdklerini
gsteren kantlar mevcuttur. Ama bizzat Ibolardan oluan ve Ara Chuku ad ve
rilen kle avclar da ayn ii gerekletirmilerdir. Achebe bu ekibin adn biraz
kapal bir ekilde anyor romannda.

210
gcn de merulatrmtr. Kyde hayat birok ynden be
lirleyen barahip, tanrnn adna, bizim zaman dediimiz eyi de
dzenlemekte, Yeniayn nasl karlanabileceini bilmektedir. Alt
kyn halkna Yeniayn grndn, sefalar getiren bir misafir
olarak kendisi tarafndan karlandn ve Yeniayn geliine bal
ilerin artk balayabileceini syler. Elbette Ezeulu, Ayn bu alt
kyde aa yukar ne zaman grneceini az ok nceden bil
mekteydi bilmesine, ama Yeniay gkte kefetmek her zaman pek
de o kadar kolay olmaz. rnein yamur mevsiminde genellikle
bulutlar arkasna saklanr Ay; onu plak gzle grmeden, ger
ekten gelip gelmediinden iyice emin olmak mmkn deildir.
Sosyal gelimiliin bu basamanda, Yeniayn knn, he
nz kendiliinden periyodik biimde tekrarlanan, doal, nedensel
bir srecin paras olarak yaanmadn ve byle alglanmadn
daha nce belirtmitik. znde canllarn, kiilerin bulumas ola
rak yaanan bir olaydr bu. Kyn belli bal kiilerinin grebildii
ve emin olabildii bir olay. Elbette gzleri normal gren herkes,
gkte Yeniay kefedebilir; zaten Ezeulunun dmanlarndan biri
de benzer bir eyler mrldanp durur kyde. Ama ite sradan in
sanlar, grnenin Yeniay olup olmad konusunda kolay kolay uz
lama salayamayabilirler; bundan pek emin olmayabilirler. Byle
bir durumda, zaman dzenleyici bir iaret, bir sinyal olarak ilevi
tehlikeye dm demektir. Ayn knn belirsizlemesiyle, bu
iarete bal sosyal faaliyetler de aksayabilir. Btn bunlarn te
sinde, gelimiliin o aamasnda, Ayn insanlarca grlmesi, as
lnda o insanlarn Ay tarafndan grlmesi anlamna da gelmek
teydi. Byle bir Ay herkesin yzn beenmeyebilirdi. Dolaysyla
en iyisi, Ay grme ayrcaln rahibe brakmak, onun davuluyla
karlama trenini balatmasn ve misafirin gerektii gibi ar
lanmasn salamak olacaktr. Bylelikle Yeniay kt bir Ay ol
mayacak ve insanlara, faaliyetlerini dzenlemeleri iin yol gs
teren bir zaman iareti olma nitelii gereince yerine getirecektir.
Achebe, Bir Yeniaya Ezeulunun ocuklarnn ve elerinin tep
kisini yle anlatyor:

211
Ezeulunun kyndeki kk ocuklar Ayn karlanmasna ka
tlyorlard... Kadnlar da ky meydanna toplanm konuuyorlard.
Ey, Ay dedi, Ezeulunun en yal ei Matefi yzme bakan yzn
bana mutluluk getirsin!
Nerede ki Ay diye sordu daha gen olan kadn. Onu gremiyorum,
yoksa kr mym?
Ukwa aacnn tepesinde grmyor musun onu? Orada deil. Par
mam takip et.
Tamam, gryorum. Ay, benim yzme bakan yzn bana mutluluk
getirsin. Ama, nasl oturmu orada. Durum houma gitmedi.
Niye ki diye sordu Matefi.
Sanrm, kt bir Ay gibi, yamuk oturuyor.
Hayr diye karlk verdi Matefi, kt bir Ay kendini gayet ak gs
terir. Okuatann lmn getiren gibi tpk. Okuatann bacaklar yu
karya bakyordu.
Ay insanlar ldrr m diye sordu Obiageli ve annesinin eteinden
ekti.27

Tpk teki Afrika ky devletlerinin rahipleri gibi Ezeulu da zaman


belirleme ilevini ykleniyor, insanlar da zel sosyal faaliyetlerini
buna gre yrtyorlard. ok saydaki bireyin alma ve fa
aliyetlerini birbirleriyle koordine etmenin bir arac olarak zaman
belirleme giriimi, en bata bu ounluun birletirici bir otoriteye
tabi olmaya ses kartmamas kouluna baldr. Belli baz kolektif
faaliyetlerin yan sra bireysel faaliyetlerin de ne zaman balatl
mas gerektiini belirlemek iin gerekli olan ve sosyal gelimenin
uzun dnemleri boyunca rahiplere tannm olan otorite, bu ki
ilerin ruhlar dnyasyla yakn temasta olduklar varsaymyla ya
kndan ilintilidir ve zaman belirlemekte bavurulan aralar olarak,
ok uzak gemilerden beri bilinen Gne, Ay gibi gk cisimleri
de, bu ruhlarn elileri ya da temsilcileri olarak kabul edilmilerdir.
Zaman belirlemenin srlarn bilmesi ve belli sosyal faaliyetlere ne
zaman balanmas gerektiini otoritesine dayanarak aklayabilme
ya da isterse aklamama yetkisine sahip olmas, hi kukusuz, her
hangi bir rahip gibi Ezeulunun da g ve iktidarnn kay
naklarndan biriydi. Tanrsna dantktan sonra, kabak bayramnn
27. Achebe, a.e. s. 2 ve dev.

212
ne zaman balayacan tespit eden oydu rnein. Bu bayram kut
lamalarnda, kadnl erkekli btn ky, meydanda toplanp, ortada
bir ember boluu brakyordu. Btn kylerde iitilebilen ve ge
rektiinde ky halkn ya da kimi durumlarda sadece ky ya
llarn bir araya gelmeye aran dev davul, gl, heyecan verici
sesiyle gmbrdemeye balamt o gn. Bir sre sonra Ulunun
yksek rahibi, yardmclarnn refakatinde grnd; gelip, halkn
ona ayrd merkezdeki ember boluun iinde daireler izerek
dans etmeye balad. Dans ettii alana byk kabak yapraklar d
yor, insanlar bu yapraklarn stne atyorlard kendilerini. Ra
hibin dans onlar yaptklar ktlklerden arndryordu. Ya da
yine tanrsnn sesini duyduktan sonra, insanlarn balca besin
kayna olan yerelmasnn toplanmas iin en doru zamann han
gisi olduunu bildirmek de onun hem grevi hem de ayrcalyd.
Bunu bildirmek, yeni yln baladn da aklamak demekti. Muh
temelen yerelmas kilerleri artk neredeyse boalmak zere olan in
sanlar yeniden kilerlerini doldurup azlarnn tadyla bu temel g
dalarn rahat rahat yiyebileceklerdi. te btn bu zamanlamalar
bakmndan o alt kyde yaayan insanlar tanr Uluya ve onun
barahibine muhtatlar. Ezeulu, bu ve benzeri teki grevlerinin
kendisine salad g ve iktidarn da farkndayd.
Ezeulu iri, uzun boylu, itibarl, gururlu ve tanrsnn kendisine
olan gveninden emin biriydi. Ne var ki, kendisi grmek istemese
de, gerek kendisinin gerekse de tanrsnn gc, beyaz adamn ve
bir lde de yepyeni bir dinin kagelmesiyle birlikte sarslmaya
balamt. Beyaz adam, kendi barn yaymaya balad. Ksa sre
sonra artk korkulacak yabanc, dman kabileler kalmamt or
talkta; eh, bu durumda da tanr Ulunun koruyuculuuna ihtiya
yok demekti. eitli ky devletleri arasndaki sk grlen yerel,
dar kapsaml kavga ve atmalar bile yasaklanmt. Ve alt kyn
yallar heyeti, Ulunun ve onun barahibinin uyarlarna ve sert
muhalefetine ramen, komu kyle tartmal bir tarla parasnn
yaratt ihtilaf zmek iin, sava gze alarak erkeklerle yola
ktklarnda, beyaz adam adn sann daha nce kimsenin duy
mad bir lkeden birlikleriyle kageldi; kyn btn silahlarn
213
toplad; ounu milletin gz nnde krp att; kalan da alp gitti.
Besbelli, bir dnmn azndaydlar.
Alt kyn marur ve bana buyruk kylleri, Roma m-
paratorluunun ilk dnemindekiler ve teki bo kabileleri insanlar
gibi, eflere ya da ara sra adn duyduklar bir otoriteye, krala,
boyun emeye hi niyetli deillerdi. Hatta aralarndan bazlar,
Ulunun barahibinin gznn iktidara doymaz olduunu, kendine
kalsa bir rahip kral olmaya kalkacan ak ak sylemeye ba
ladlar. Varn younu Ezeulunun gcn ykmak iin seferber
etmi olan kar tarafn bandaki adam, Nwaka adnda hali vakti
yerinde bir kylyd. Bu iki adam arasndaki ihtilaf byyerek bir
savan eiine getirmiti taraflar; Ezeulu, tanrsnn adna, byle
bir sava haksz bir sava olarak reddediyordu, ama Nwaka sa
vatan yanayd. Uzatmayalm, savan ardndan beyaz adam araya
girdi ve bir tr mahkeme toplanp savan kimin kabahati olduu
belirlenmeye alld. Koloni ynetiminin dzenledii bu top
lantda, Nwaka ve alt kyden gelen tanklar, szkonusu arazinin
kendilerine ait olduunu, savan sorumlusunun kar taraf ol
duunu stne basa basa sylediler. Ezeulu, her zamanki gibi eil
mez ve marur tavryla bu savan tamamen haksz bir sava ol
duunu ileri srm, beyaz adam da bu ynde bir karara varmt.
Kydeki insanlarn ou, rahibin kendilerine ihanet ettiini d
nyorlard. Bir yandan rahiple bir yandan da kar tarafta Nwaka
ve yandalaryla bu insanlar arasndaki gerginlik arttka artmaya
balamt. Kendine hakszlk edildii dncesinden kendini bir
trl alamayan rahip Ezeulu halka kinlenip durmaya balamt.
Tanrs, halkndan itaat bekleyen, insanlarn baka otoritelere
boyun emesini istemeyen kskan bir tanryd ve kendisine edilen
saygszl cezalandrma alkanl vard. Bu yzden de, hasat za
man yaklatnda, Ezeulu sessiz kald. Tanrsnn sesini duy
mayan rahip, insanlara hasat zaman geldiini de bildiremezdi her
halde. Halk, berbat duruma dmt. Alt ky iin bir sefalet
dnemi balad. Geen yln besin maddeleri tkenip gitmi, ama
yerlerine yenisi konamamt. Ky sakinleriyle birlikte Ezeulu da
oluuyla, ocuuyla, kanlaryla bu ktlktan nasibini almaya ba
214
lamt. mkn olan baka kylerden gizlice yiyecek satn al
yordu. Hristiyan misyonerleri de, Hristiyanlarn tanrsna kut
sanmak zere yeni toplanm meyveler getiren herkesin, gerek
Uludan gerekse de teki eski tanrlarndan korkmamalar ge
rektiini, Hristiyanlarn tanrsnn onlar gvence altna alp ko
ruyaca sylentisini yayyorlard. evresinde alk ve acdan
baka bir ey grmeyen Ezeulu, tam bir amaza dmt. Ciddi
ciddi kendisine, yerelmas toplama zamannn geldiini, do
laysyla da yeni yln baladn syleyecek olan tanrnn sesini
bekliyor, iyi haberi halkna iletmek iin sabrszlanyordu. Ama bu
beklentisi srerken, bir yandan da iinden bir ses, btn bunlarn,
kendi fkesinin bir eseri olduunu; ky halkna duyduu kz
gnln ve onlardan intikam alma isteinin, kulan tanrnn se
sine kapatm olabileceini sylyordu. Ne var ki, fkesi ve kini
bir trl dinmek bilmiyor; insanlarn kendisine yaptklarn ce
zalandrma istei, bizzat kendisine ve ailesine de zarar vermesine
ramen, aklnn bana gelmesini engelliyordu. Gordiyon d
mn zen kl darbesi anszn ortaya kt. En sevdii olu
hi beklenmedik bir ekilde ve aniden lverdi. imdi hem ky
halk hem de Ezeulu, tanrnn onlara artk srtn dnm olduunu
biliyorlard. Ulu, rahibini terk etmiti. Ezeulu, mr boyu kendisini
tanrsna yakn hissetmi, yreini ona, bir evladn babasna a
tndan ok daha scak am, onunla btn itenliiyle ko
numutu. Ve tanrnn sesini iitmedii iin, ona olan saygsndan,
eski yln lmesi iznini ve yeni bir yln balamas haberini ver
meyi reddetmiti. Ama tanr, bu yaptklarna karlk sevgili o
lunu ldrm, bylelikle yzn ona dndn, hatta d
manlarnn saflarnda yer aldn ona belli etmiti; herhalde
bundan sonra da artk Ezeuluyu iyice mahvedecekti. Tanrsnn
gven ve koruyuculuundan yoksun, duygularn ve dnme ye
teneini iyice kaybetmi, yaama gc bitmi olan Ezeulu yolun
sonuna gelmiti. Ama ite ayn kaderi tanrs da paylaacakt Ac-
hebenin anlattna gre; nk rahibini yitirmi bir tanr neye ya
rard ki?

215
37
Bu yknn gzlerimiz nne serdii gibi buradaki toplumsal ge
limilik safhasnda, zamann anlam bakadr; bizim zaman kav
rammzda olduu gibi, kiilerden bamsz, var olacandan bir l
de emin olabileceimiz snrsz bir gelecekten gelen ve imdi,
burada yaayanlarn ann katedip, dipsiz gemie doru dalp
giden takvim yllarnn o devaml akyla sembolize edilmi bir
nehir deildir henz. Bugn hkim olan zaman duygumuz ya da
zaman deneyimimiz, doay, kiilerden bamsz olaylarn ken
diliklerinden oluturduklar bir btn olarak yaaymzla smsk
ilikilidir. Bu ilintiler btn, galaksilerin douunu, gelimesini
ve yok olup gidiini nasl ieriyorsa, mrmzn eksilen yllar ta
rafndan sembolize' edilen hayatmzn olgunlap yalanmasn da
yle iermektedir.
Achebenin anlattklar, yle gzmze sokmamakla birlikte,
zaman deneyiminin eski biimlerinden birine bakmamz salyor.
Gelimenin bu basamanda, gemi, imdi ve gelecek arasndaki
ya da canl cansz nesneler arasndaki ayrm, insanlarn ko
numalarnda, dncelerinde ve yaantlarnda, bugn bildiimiz
kesin izgilerle yer almyordu henz. Bugn baz dillerde olduu
gibi, cansz nesneleri tanmlayan kimi kavramsal sembollerin eril,
kimilerinin de ntr ya da diil olmas, bu nesnelerin bir zamanlar
kiiymi gibi alglandklar dnemlerden miras kalm ola
bileceini dndryor.
Bu sylediimiz, bizim bugn cansz olarak alglayp ya
antmza soktuumuz eyleri, bir zamanlar eski toplumlarn in
sanlarnn canl saydklar anlamna m geliyor? Bu soruya evet
ya da hayr eklinde kestirme bir cevap vermek ii basite almak
olurdu. Gemi alarn deneyim zelliklerine atfettiimiz ani
mizm tanm, bu standart kavram, evet cevabn destekliyor. Bu
rada iin can alc noktas, canl ve animizm gibi kavramlar
gnmzde kullanmzla balantl durumda. Animizm kav
ramnn bugnk anlam, Ay ile Gne ile vb. kurulan o ilikileri
tam yanstmaya yetmiyor gibi. Biz, baz eyleri canl bazlarn
216
da cansz diye belirlerken, bu belirlemede canl ve cansz oluun
btn belirtilerinin, btn iaretlerinin oluturduu, gereklie
uygun, alabildiine gvenilir bir bilgiye srt dayyoruz. nsanlar
bugn birok durumda, canl ve cansz nesneleri birbirlerinden
iyice ayrarak, hem canly hem de cansz ayn lde, gvenilir
belirtileriyle alglayabilmektedirler. Bir hayvanat bahesi ka
fesindeki aslann, kafesin demirlerini paralayacak sihirli kuv
vetlere sahip olmadndan, oradan kap bir iki kiiyi ldreme-
yeceinden emin oluumuz, hayvan sakin sakin, heyecanlan
madan seyretmemize imkn vermektedir. Animizm kavram,
daha sonraki nispeten gelimi toplumlarn insanlarnn cansz ola
rak bildikleri eyleri, eski toplumlarn insanlarnn sk sk canl ola
rak algladklarn fazlasyla anlatmaktadr. Ama Ezeulunun ky
lerindeki gibi bir baka deneyim trnn kavramsallatrlmas iin
animizm ifadesi yle pek uygun dmemektedir. nk bu
ifade, eski bir gelimilik basamann insanlarnn, bizim bugnk
bilgilerimize gre cansz saydmz bir eyi, canl diye al
glarlarken, bunu, daha sonraki gelimilik basamaklarnda rast
ladmz lde o eyle aralarna gerekli uzaklklar koymadan,
stne stlk o eyle kiisel iliki kurarak yaptklarna yeterince
dikkati ekemiyor. Bu trden alglar, gelimenin sonraki evrele
rinde, nesne ile alglarmz arasnda artan lde mesafe koyuu-
muzla mmkn olabilmilerdir. Oysa, gemiin o toplumlarnda,
Ay gibi, Gne gibi cisimler bir kii olarak alglanp yaanm
lardr; nk bunlarn gkte belirip yok olmalar, bir kez daha
gelip gelmeyecekleri konusunda byk belirsizlikler yaratyor, ay
rca bunlar tehlikelerin ya da hatta bolluun ve iyiliin potansiyel
kayna olarak alglanyordu. Eski toplumlarn bir cevap aradklar
soru, birinci dereceden acil soru, Ay nedir? Gne nedir? sorusu
deildi herhalde; ya da bunlar mineral kkenli mi, bitki kkenli mi,
yoksa hayvan kkenli mi sorusu hi deildi. Onlarn sorusu uydu;
Gkteki u ya da bu olay bizim iin ne anlama geliyor? Olup biten
bizim iin iyiye mi, yoksa ktye mi iaret ediyor?
Achebenin yksnde Yeniayn grnmesi, rahibin eleri,
oluk ocuu iin kiisel bir karlama, zel bir buluma anlamna
217
geliyordu hi kukusuz. Bu anlamda canldan canlya bir buluma
olarak animist bir ilikiydi bu. Ama Ay ile karlamak te yan
dan bir kehanet karakteri de tayordu aile iin. Aile olaylardan biz
zat etkilenmiti. Bu gelimilik basamandaki toplumlarn ge
lenekleri, insanlarna belirli ritel formlleri, davran biimleri
sunuyor, bu klie davranlar onlara kiisel karlamalar ya da bu
lumalar olarak yansyor. Yeniay ilk grdklerinde, insanlar onu
benimkiyle karlaan yzn gibi szcklerle biimsel bir ne
zaketle karlyor. Bu rnek, olaylar alglamann, yaamann on
larla i ie, benmerkezci tarzn ak seik gsteriyor. Ayn do
uunun, alnt yaptmz sahneden kartabileceimiz gibi, onu
grenlerin hayatna yapabilecei etkilerle ilgili yorumlarna yol
ayor. Yeniayn, onu gren kiilerin hayatnda belli bir etkisinin
olaca olaan olarak nceden kabul edilmitir. ocuklardan biri
bu nedenle, Ayn ocuklar ldrp ldrmediini soruyor ve an
nesi ona Ayn hi de yle kt bir varlk olmadn syleyip onu
yattryor.

38
Baka szcklerle sylersek, bu eski gelimilik basamanda
btn bir dnya, insann kendi kynn merkez konumda olduu
bir emberin iinde toplanmt ve bizim doa dediimiz ey,
ruhlarn bir btnlk olarak anlalan dnyasn temsil ediyordu.
Gelimenin sonraki basamaklarnda, deneyimin bu tarz tmyle
kaybolup gitmek zorunda deildir. Ama insan hayatnn ou ala
nnda, artk baat tarz olmaktan kmtr. Hkim bir deneyim tarz,
yaama biimi olarak kurumlaan bu tarz, gitgide belli baz sosyal
alanlarla snrl olarak varln srdrmtr. nsanlarn ken
dilerini doal olaylarla i ie gemi gibi hissetmelerinin belirtisi
olan temel soru olarak, Bu olup biten bizim iin iyiye mi, yoksa
ktye mi alamet sorusu, ilerki alarda da insanlarn yaantla
rna ve hayat deneyimlerine etkiler yapmaya devam etmitir, ama
218
gitgide, hayatn birok alannda, asl belirleyici soru olma niteliini
yitirmitir. zellikle de bugn bizim doa dediimiz alandaki
deneyimlerimiz ve olaylar yaaymz bakmndan, Btn bu
olup bitenin bizim ya da benim iin tad anlam nedir sorusu
tahtndan inerek insanlarn doa olaylar ile kendi aralarna me
safeler koyduklar anlamna gelen, olup biteni benmerkezci bir
tarzda kiiletirmediklerini gsteren sorulara yerlerini brakmaya
balamtr. Bu olaylar arasndaki ba ne trden bir badr?
Benim dmda, bu olay bu ekliyle ne anlama gelmektedir? te
olayla insan arasna mesafe koyan tipteki sorularn peinden giden
insanolu, insan bilgisinin gereklikle rtme derecesini yk
selttike ykseltmi ve bu rtme, kimi alanlarda muazzam artm
ve bu gelimelerle birlikte hem bilginin gvenilirlii hem de sz
konusu alanlardaki olaylar denetleyip ynlendirme becerisi ala
bildiine ilerlemitir. nsanln gelimesinde, bildiimiz ka
daryla, hibir zaman gereklik bilgisinin balad bir sfr noktas
olmamtr; ama gereklikle ilintili bilgi birikiminin, hayal rn
hurafelere, fantezi birikimlere kyasla ok snrl kald sosyal ba
samaklar vardr. Gereklikle rtmeye ynelmi bilginin artp bi
rikmesiyle birlikte, sadece olaylar denetleyip ynlendirme becerisi
yetkinlemekle kalmam, insanlarn olaylar birbirlerine balarken
ve onlarn kkenini aklarken duyduklar gven de artmtr.
in tuhaf yan, bu gvenilirlik artnn anlam ve neminin
henz hemen hemen hi anlalmam olmasdr. Genellikle ger
ee uygun, gerekliin hakkn veren bir bilginin, bilimsel doa
bilgisinin en iyi rneini oluturduu bir bilme halinin, insanlarn
korkusunu azaltmay salayacak en iyi yol olduunu u ana kadar
doru drst fark etmi deiliz; byle bir bilgi, insanlarn eylem ve
faaliyetlerinin sonularn nceden ok daha iyi kestirebilmelerini,
davran nedenlerinden ok daha emin olmalarn salayacak ve
gvenilir bilgilerin izdii bu alann snrlar iinde insan imdiye
kadar olduundan ok daha byk bir rahatlkla, kendini gven
iinde hissederek yaayabilecektir. Sonraki gelimilik basamak
larnda rastladmz, yaama gvencesindeki o muazzam art,
dolaysyla da endienin, korkunun ve hayatndan emin olamama
219
duygusunun gittike azaln, dier bir deyile, gelimi bir top
lumsal basaman karakteristik yanlarndan birini oluturan bu du
rumu enikonu kavrayp anlamadan, gemiin basamaklarndaki
toplumlardan herhangi birinin yaad o mthi gvensizlikleri,
ba baa olduklar tehlike ve korkularn dzeyini de anlamamz
imknszdr. Sonraki basamaklardan birinin deneyim ve dnme
kategorileri gereince bir baba, olunun aniden hastalanmasn ve
bunu takip eden beklenmedik lmn doal nedenlere ba
layabilir, byk aclara da boulabilir; ne var ki olup bitenin ka
bahatini ve sorumluluunu birilerine, hatta kendine ykleme ih
tiyac, iinde yaad toplumun hkim anlay dorultusunda en
beklenmedik hastalanmalar bile doal nedenlere balama ei
liminin gerei olarak frenlenecektir. Byle bir eilimin sz konusu
olmad yerde, doann bir ruhlar, sihirli gler dnyas olarak
algland yerde, insann hayat alglay ve yaay iine keyfi bir
etmen, nceden hesaplanmas imknsz bir e girer. Bu durumda
sadece hangi ruhun, hatta kiinin olup bitenden sorumlu olduunu
bulmaya alabilirsiniz; niyeti hakknda tahminler yrtebilirsiniz.
Ama ite byle durumlarda kamuoyu belli bir aklamaya ki
litlenmise (Ezeulu ve dmanlar arasndaki ilikide olduu gibi)
bu aklama insanlar aras ihtilaflar ya da iktidar hrsna hizmet
eden bir aklamadr genellikle.

39
Eski tipteki bir toplumda insanlarn bilgileri, dolaysyla da ha
yatlar bakmndan karakteristik bir grnm sunan o yksek d
zeydeki gvensizlik durumunun nedenlerinden biri, bu toplumlarn
sentez yapma dzeyinin nispeten dklnde aranmaldr. Ge
tipteki toplumlar oluturan insanlar, ilerinde zaman dediimiz
kavramsal semboln de yer ald ok yksek dzeydeki kavram
sembolleri sayesinde rutin ilemler yaptklarnn farknda bile de
illerdir ounlukla.
220
Gnmzde, bu durumlarda sentezlerden deil de so
yutlamalardan sz etmek daha yaygn bir alkanlktr. Gelgelelim
soyutlama ya da birok dildeki haliyle abstraksiyon ifadesinin
de, soyut ve somut ifadelerinin de neyi kastettikleri pek belli
deildir. Daha nce, zaman derken, zaman hangi olgunun iin
den ayrdmz, dier bir deyile soyutlayp kardmz an
lamann pek mmkn olmayacana deinmitim. Dnyada mil
yonlarca insann kulland saate bakma edimlerinden mi soyutlan
mtr? Ama bu insanlara saate niin baktklarn soracak olursanz,
size zaman renmek iin, cevabn vereceklerdir. Ya da doa
kavram, doa olaylarn gzlemleye gzlemleye, buradan
karttmz bir soyutluk mudur? Bu sorulara verilecek cevaplar ne
olursa olsun, zaman, doa, sebep tz gibi kavramsal sem
bollerin ok yksek bir sentez dzeyini temsil ettikleri kesindir.
Belki bu balamda da bunun ne anlama geldiini daha ak
seik grmek iin bu tablonun negatifini kullanmamz gerekiyor.
Achebenin Tanrnn Oku roman burada bir kez daha bize yar
dmc olabilir. Barahip Ezeulu, romanda, ngiliz blge ko-
miserince davet ediliyor. Komiserin brosu, komu kylerden bi-
rindedir. Ezeulu ge kalnca, zaten ar bir hastaln belirtilerini
tayan ve bundan tr de mthi sinirli olan komiser, ii azt
tn dnd rahibi, hapishane olarak kullanlan gzetim ku
lbesine koymalarn, orada akl biraz bana gelip nezaket ku
rallarn reninceye kadar tutmalarn ister. Komiser bu arada
yksek atele hastaneye kaldrlr; Hill vilayetinin sakinleri, ko
miserin hastalann, hareketleri kstlanmak istenen barahibin in
tikam ve onun gcnn belirtisi olarak yorumlarlar. Bu arada Eze
ulu ok iyi muamele grmektedir. Ama rahat deildir, huzursuz
dur. Bulunduu yerin stndeki gkyz ona yabanc gelir. Zaten
baka trl de olamazd ki diye sylenir kendi kendine. Her
memleketin, yani her ky devletinin kendi g yok mu?28
Bugn dnyann birok lkesindeki ocuklarn, standart top
lumsal bilgileri arasnda, gkyz olarak alglanan ve deneyim-

28. A.e., s. 196.

221
lerimize dahil ettiimiz ve son zamanlarda sk sk uzay diye de
tanmladmz eyin, yeryznn Gnein evresinde dnp du
rurken iinde hareket ettii bir boluk alan olduu bilgisi de yer
alyor. Yeryznn herhangi bir yerinde her blgesinde naslsa
yle, deimez bir gktr bu. Uzayda Gnein evresinde dnen
bir Dnyann oluturduu tablo, nispeten yksek dzeydeki bir
sentezleme becerisini temsil eder. Bu tablo, daha nceki ayrnt sa
ylacak birok gzlemin, kk kk sentezlerin birikimleri ze
rine kurulmutur; ama eskilerine gre gereklie yaknlnn de
recesi olduka yksek bir sentezdir bu. Bylesine gerekilie
yakn, yksek dzeyde bir sentez dzeyinin kavramsal temsilleri
olan sembollerle bym insanlar iin, Dnyay da ona gre al
glamak ve yaamak kolaydr. Ama ite, bu alglarnda herhangi bir
zorluk grmedikleri, bunu olaan bulduklar iin de, i buralara ge
lene kadar, insanlk byle bir sentez dzlemine trmanana kadar
binlerce yl alm zahmetli bir srecin getiini unuttuklar gibi,
bu sorun zerinde dnmeyi de ihmal edebilmektedirler.
Sonraki toplumlarn insanlarnn, Dnyay, yksek bir sentez
dzleminin kavramyla alglayabilmeleri, bu aamann insanlarnn
eski insanlardan daha akll ya da herhangi bir bakmdan daha iyi
olduklar anlamna hi gelmemektedir. Sadece ve sadece, te
kilerden sonra gelmi olmann, toplumlarn oluturduu upuzun
bir aamalar zincirinin, nceden planlanmam, istenmemi, ama
lanmam olmasna ramen, sosyal dzlemdeki bilgi birikimini ar
trp belli bir duruma tad bir evrede domu olmann tesinde
bir nedeni yoktur bu durumun. Kendilerinin hibir katklar ol
madan, birikegelmi ve durmadan byyen bir bilgi birikiminin g
venilir sonularndan yararlanp durmaktadr gnmz insanlar.
Gemiin toplumlarnda yaam insanlarn kullanmna amade
byle bir birikim bulunmamaktayd. Bugn bile, hl o aamay
temsil eden toplumlarn insanlar, bu frsattan yoksundurlar. Birka
blm nce, bilgi ve stn pozlara girerek, yerlilerin zaman an
lamnda bir szckleri bile bulunmadndan yakman Amerikal
okul mdrnden sz etmitim; halbuki mdrn zaman kav
ram gibi, ok yksek bir sentezleme dzeyinin rn olan bir sem
222
bol kullanabilmesi, hibir ekilde kendi baarsna iaret et
memekteydi. Ayn ekilde, hayatlarnn ihtiya ve taleplerine bal
olarak kimi zaman belirleme yollarna sahip olduklar kuku g
trmez bu yerlilerin, btne yayabilecekleri, anlk deil de, srekli
kullanabilecekleri bir zaman kavramna sahip olmaylar, onlarn
ilkesel bir yetersizliklerinin belirtisi hi deildi.
Beati possidentes, yani bedavadan, aralarnda yksek bir sen-
tezleme dzleminin kavramsal temsilcileri de olmak zere zengin
bir bilgi mirasna konmu bir toplumun insanlar, yzyllar bo
yunca, bu mirasn, bu malik olma halinin arkasndaki srr bu
labilmek iin boa rpnp durmulardr. Daha ilkada Au-
gustinus gibi dnrler zamann ne olduu konusunda kafa
yormular, Kant, ondan yaklak bin beyz yl sonra, zaman ve
meknn a priori bir zihinsel sentezin temsilcileri olduklar, yani
bu sentezleme biiminin insan doasnn bir paras, onun do
utan getirdii bir biim olduu hipoteziyle, yeterince hayran bul
mutur kendisine. Oysa Kant rneinde, gemii hesaba kat
mamann, onu unutmann, btn bir bilgi birikimi srecinin ihmal
edilmesinin klasik bir vakasyla kar karya bulunduumuzu her
halde grebiliyoruz.
te bu bakmdan insanlarn zaman alglayp yaamalarnn
belli bir gelime basamandaki tarz ve biimini, zaman ve mekn
henz bizimki gibi, yksek bir sentez basamana tayp ya
ayamayan, dolaysyla da bunlar bir btn olarak alglayamayan
insanlar tanyp anlamak ve buradan kartacaklarmz, kendimizi
anlamak iin yeniden kurgulamak olduka yararl olabilir. Gk
yznn de dahil olduu btn bir manzarann iinde, birbirinden
nispeten bamsz bir sr ayrnt gren bir gz iin, gkyznn
bile, o insanlarn yaadklar kyn zgn sahnesini temsil ediyor
olmasnda, srf o blgeye ait bir manzara paras olarak alglanp,
bir baka kyden bakldnda gn bambaka bir varlnn ola
cann dnlebilmesinde, alacak bir yan bulunmamaktadr.
Gelimiliin bu basamanda, ksaca sylemek istersek, insann
iinde yer ald kendi bei ve yaad ky, bugn bizim ev
renimiz diye tanmladmz eyin yerini tutmakta, onun ya
223
antsnda her eyi ilintiledii birincil dereceden ilikilerin er
evesini oluturmaktayd.
Gene, byk bir olaslkla, byle eski gelimilik basamak
larndan birinde Yeniayn douu da, zerinde yeterince akl y
rtme imkn bulmadan, kiinin bizzat kendisiyle ilintilendirdii,
kendini de iyice iine katt bir olay olarak ve Ay tarafndan o top
lulua ve o yere gerekletirilen bir ziyaret olarak alglanp yaan
maktayd. Achebenin anlattklar kafadan bulunmu bir ykyse,
btn bu sylediklerimiz bakmndan ok yerinde, ok akll bir
yk uydurmutur, Achebe. Bize, Ezeulu bir baka kyde bulun
duu srada, en kk olunun evde onun iin endielendiini an
latr Achebe. nk, babasnn Yeniay karlama, ona hogeldin
deme alkanl olduunu bilmekte, ama te yandan Ayn da ba
bas tarafndan karlanmaya alkn olduunu dnmektedir.

Ne olacakt imdi Yeniayn hali? Babasnn, gitmeden nce onu bek


lemi olduunu biliyordu kk ocuk. Ay, babasnn arkasndan Ok-
periye gidecek miydi, yoksa babasnn dnmesini mi bekleyecekti?
Ay, Okperide grnecek olsa, babas Ezeulu, Ay hangi madeni gong
ile karlayacakt?.. En iyisi, Ayn ertesi gn dnene kadar babasn
beklemesiydi.29

lk bakta bu ocuun endieleri, bir yazarn iirsel hayal gcnn


rn olarak gelebilir bize. Belki de, bize yabanc bir haleti ru-
hiyenin, tanmadmz bir yaant, duygu ve dnce dnyasnn
belirtileri olarak alglamaktayz bunlar. Ama aslnda, insann, ge
miteki bir gelimilik basamanda, zaman ve doay yaay
ve alglayn gsteren otantik ve temsil gc yksek bir tablo sun
maktadr yazar bize. nsanlarn, renme ve bilgi edinme srecinin
hangi tarihsel aamasnda, her yerde grdkleri o nesnenin ayn Ay
ve gene her yerde karlarna kan kubbenin, kimi farkllklara
ramen, ayn gkyz olduu gereini ak seik ifade ede
bilecekleri kavramsal sembollerle iletiim kurmaya baladklar,
sorusu henz cevapsz bir sorudur.

29. A.e., s. 105.

224
Elimizde bir karlatrma malzemesi, yani kontrast oluturan
tablolar bulunmad srece kendi zaman ya da doa deneyim
lerimizi btn zgnlyle ve karakteristik zellikleriyle kav
ramamz ok zordur. rnein, bu durumda, zaman belirlemenin
ok yksek dzeyde uyumlanm, btnletirilmi bir biimiyle ya
amaya alk olduumuzu fark bile edemeyebiliriz. Oysa, ne
redeyse plak gzle grlebilecek bir gerektir bu. Hepsi birbiri
iine girmi, kutu kutu dzenlenmi saniye, dakika, saat, gn, yl
gibi zaman belirleyici birimler, bir yumurtann halanmas, dnya
hava trafiinin dzenlenmesi, bir insann yaama srelerinin be
lirlenmesi, yldz ve galaksilerin dou ve yok olular ve hatta
btn bir evrenin douu ve yok oluu srelerine uygulanabilecek
birimlerdir.
Bizimkine gre daha alttaki bir gelimilik basaman temsil
eden bir toplumda, bir rahibin, tanrs ona henz zamannn gel
diini bildirmedii iin, hasadn vaktini aklamamakta direnmesi,
karakteristik bir durumdur; Achebenin ok ey syleyen bir ifa
desiyle, ky bu ketumluk karsnda geen yln iine hapsolup
kalmtr. nk rahip onlara, hasat zamanyla birlikte ayn an
lama gelen yeni yln baladn da aklamamaktadr. Yeni yl da,
bekleme durumundadr. Bizim, zaman belirleme dediimiz spe
sifik dzenleme ve ayarlama faaliyeti, orada dnyay henz bir
ruhlar toplumu olarak gren bakn snrlar iinde kstlanmtr.
Gerek insanlar arasndaki gerekse insan ile bizim doa de
diimiz ey arasndaki iliki, o aamalarda, alabildiine kiisel bir
karakter tamaktadr. nsanlarn ilk kez ne zaman ve nerede ben
likleri dnda kalan bir doa dzeni ile kendi sosyal dzenlerini
birbirinden ayrt etmeye baladklarn kesinlikle sylemeye ye
tecek kadar bilgimiz bulunmamaktadr. Ama, bu ynde Antik
Yunanda tayin edici bir atlmn gerekletii de bilinmektedir.
Orada, aydnlar ve bilginler arasnda, yasalar alan ile doa alanna
giren eyler birbirlerinden bir sre iin kesin bir ekilde ayr-
dedilmi, bu ayrm iyice yerlemiti. Ve gene belki mitolojide ilk
kez, Yunan mitolojisinde bir zaman tanrs ortaya kmtr. Bu ilk
a tanrsnn ad Kronostu ve Kronos szc, zaman ifade
eden szcklerden biriydi. nsanlarn zaman belirleme giriimleri
225
bakmndan, bir tanrnn adn bir kavrama vermesi muhakkak ki
anlamldr. Zaman belirleme faaliyetinin ve zaman kavramnn bir
birinden ayr ele alnmasnn imknsz olduunu kesinlikle iddia
edebiliriz. Bu ikisi, insanlarn kendi dnyalar ve gene bu dnyann
iinde yaadklar koullar hakkndaki tablonun btnnn ay
rlmaz parasdrlar.
Karlkl bamllk zincirlerinin, insanlar aras bamlln
zincirlerinin zellikle ekonomik ve askeri sektrde alabildiine
uzad ve kimi durumlarda, hatta btn bir dnyay sard bir d
nemdeki zaman kavramnn, ky devletlerinin, hayatta kalabilme
abas iinde en st dzeyde toplumsal btnlemeyi salad bir
aamada olduundan ok daha yksek dzeyde bir sentez dz
lemini temsil edecei besbellidir. Bu ky devletleri, Ezeulunun
dneminde, artk mutlak zerk, kendi iine kapal birimler olu
turmuyorlard. Pazarlar, artk sabit oluumlar haline gelmilerdi,
ama gene de her aile en bata kendi kynde retilene muhta, ona
bamlyd. Kendi bann aresine bakma ve bu anlamda bamsz
yaama, Achebenin bo kylerinde hl yksek derecede ge-
erliydi. Bu kyleri belli ilevlerle bal olarak d dnyaya ba
ml hale getirecek karlkl iliki zincirleri henz ok az ku
rulmutu. Ve mevcut olanlar az halkal zincirlerdi. D ticaretin ilk
sembollerinden biri olan kibrit, rnein, bu kylerde, grebil
diimiz kadaryla ya bir lks madde saylyor ya da zaten hi kul
lanlmyordu. Ayrca fiziksel varlklarn koruma konusunda da,
gerek kle avclarna gerek teki ky devletlerine, gerekse de bir
birlerine kar savunma mcadelelerinde tamamen kendi kylerinin
olanaklarna bamlydlar. Bir smrgeci gcn rejimine boyun
emek zorunda kaldklar andan itibaren, dnm de kageldi; bu
da btnlemelerinin daha st bir dzlemine doru bir adm at
malar, devlet oluturmaya giden yolun merdiveninde bir st ba
samaa trmanmalar demekti. nceki basamakta sahip olduklar
olduka yksek dzeydeki ekonomik ve askeri bamszlklar, ifa
desini yerelletirilmi bir zaman alglaynda, zamann yerel ih
tiyalara gre yaannda buluyordu; Yeniayn ky ziyaret et
mesi ya da kiisel nedenlerden tr ky tanrsnn, sadece bu
226
kyde, eski yln lmesine izin vermeyip yeni yl da bir trl ba
latmamas gibi yaant tarzlar, yine bu yerel zaman anlaynn ifa
deleriydi.

40
Bir yandan sosyal btnlemenin gittike daha byk birimlerini
ortaya koyan bir yandan da sosyal ilikileri birbirine balayan zin
cirlerin uzayp birbirlerine sarmamalarna yol aan ift ynl ha
reket, bilgi alanndaki belli deimelerle ilintilenmi bir- hareketti
ve bu deiimler arasnda kavramsal sentezin daha yksek ba
samaklarna doru atlan admlar da yer almaktayd. Bu yndeki
bilgi birikimlerinin ve deiimlerinin, deien bu toplumlara ge
tirdii yararlan fark etmek zor deildir. Byle bir gelime, gerek
toplumdaki gerekse de doadaki bamllk ilikilerinin alglanma
sna ve bu gittike daha karmaklaan ve kapsam genileyen ili
kilerin sembollerle temsil edilmesine olanak tanmtr. Zaman ve
mekn iindeki uzun ve byk mesafelerin ilintilerinin bilgisel
dzlemde kavranmas ve bu dzlemdeki hakimiyet, bilgi iindeki
fantezinin ve hayalin paynn azalmasna, insan bilgisinin ger
eklikle rtme derecesinin artmasna katkda bulunan zaruri bir
yandr. nsanlarn kendi dlarnda kalan doay denetleyip yn
lendirme becerilerinin gittike artmas her ne kadar, insanlarn bir
birleri iin oluturduklar tehlikelerin boyutlarn byttyse de,
doa alanndaki insana ynelik tehlikelerin azalmasna yol a
mtr.
Kukusuz bu gelime sadece yararlar ve kazanlar salamakla
kalmam, yitimlere ve zararlara da yol amtr. Ykseklerdeki bir
sentez dzlemine kadar trmanan insanlar, o uzun merdiveni ve bu
trmanmann koullarn kavramadan, -bu gelime srecinin d
avurumlarndan birini kullanarak- kendi deyileriyle, yksek de
recedeki soyutlamalara bavurarak birbirleriyle iletiim kurma
alkanl iindedirler ve bunu yaparken, btn yksek derecedeki
227
soyutlamalarn asl temeli olan duygusal ayrntlarn sembolik tem
sillerini gzden karmaktadrlar. Ritelletirilmi yksek d
zeydeki soyutlamalarla dolup taan ve dtan birinin kesinlikle an
layamayaca bir dille birbirleriyle anlaan ve entelektel ynleri
gelimi insanlarn oluturduu cemaatleri bulmak hi de zor de
ildir. Bu cemaatin, bu kk evrenin iinde bu ritelletirilmi
soyutlamalar hibir zaman kesin ve ak seik belirtilmeyen ve be
lirtilmek zorunda da olmayan bir armlar alan olutururlar;
aklanmalar gerekmez, nk grup ii kullanmda, bu armlar
zaten anlalmaktadr. Ne var ki cemaatin mridi olmayan ve bu
sekinlerin tarttklar ve ortaya attklar sorunlarn herkes iin
nemli ve bilgisel deeri bulunan sonulara yol amas gerektiini
dnen ve yol aacan uman insanlar, bu trden soyutlamalarn
bombardman altnda kaldklarnda, aresizleip kalrlar o
unlukla. Cemaat yelerinin bu soyutlamalarda yansttklar zmni
armlar dardan insanlar tanmadklar ve bilmedikleri iin,
beyhude yere, bu soyutlamalarn somut, karl bulunan bir ey
lerin sembolleriyle, yani gzlemlenebilir ayrntlar temsil eden
kavramsal sentezleriyle muhtemel balantlar arayp dururlar. Gz
lemlenebilir ayrntlar temsil eden kavramsal sentezlerle ilin-
tilenemeyecei ak olan yksek bir sentez dzleminin sembolleri,
onlar iin bo laflar olmaktan teye gidemez ounlukla. Bu sem
bollerden olumu bir labirentin iinde kaybolma eilimi, yksek
bir sentez dzleminin sembolleri bakmndan zengin olan bir bilgi
daarcna ve birikimine sahip toplumlardaki hayatn kar karya
olduu srekli tehlikelerden biridir. Ve baka birok tehlike daha
mevcuttur.
Eski toplumlarn karakteristik iletiim aralarn gz nne al
dmzda, kazan kayp bilanosunu biraz daha net grebiliriz
belki. Ataszlerinden, zdeyilerden bahsediyorum. O toplumlarn
vazgeilmez iletiim aralarndandr ataszleri. Belli durumlarda,
belli, nemli ilevler yerine getirirler. Buna karlk daha sonraki
toplumsal gelime aamalarnda kendilerinden ok daha yksek bir
dzlemi temsil eden kavramsal sembollerin basksyla kenarlara iti
lip sonunda da yerlerini tmyle bunlara brakrlar. Ge dnem
228
toplumlarnn insanlar iin ataszleri, zdeyiler, atalarnn folk
lorik mirasnn bir paras olarak, imdiden ziyade gemie ait olan
szl edebiyatn bir biimi olarak grlebilir. Gemiin toplum-
larnda, gelimenin belli bir aamasnda, ataszleri ya da ayn i
levi tayan deyiler, iletiimin yeri doldurulmaz enstrmanla
ryd. Bu toplumlarn yeleri, onlar konuma ve tartmalarnda
normal bir anlama arac olarak kullanrlard ve bu kullan tarz,
daha sonraki toplumlarn kimi yelerinin soyutlama dediimiz
eyleri ya da genellemeleri, onlarnkinden daha yksek bir sentez
dzeyinin temsilcileri olarak, kullan tarzlarndan hi de farkl de
ildir.
Achebenin Tanrnn Oku roman, bu balamda da bir sr
rnek sunar. Achebe ataszlerini bir koleksiyon halinde sunmayp
bize bir zdeyiin, bir atasznn kullanld spesifik balam
gsterir sk sk. rnein Ulunun barahibi Ezeulu, romann bir ye
rinde, kyde, dmanlarnn sulamalarn reddeder. Kar taraf,
belli bir sorunda, Ezeulunun kendi kyne kar ngiliz y
netiminden yana tavr ald sulamasn getirmitir. Kar taraf
sava isterken, Ezeulu ve tanrs, savan haksz olduunu gr
mlerdir. Kendisini sulayan bir muhalifine Ezeulu, bizzat onun
beyaz adamn kye gelmesine yardm etmi olduunu anmsatarak
karlk verir. stelik kalkm, beyaz adam unu bunu yapyor diye
ikyet etmektedir. Ne diye kendisine, Ezeuluya gelip ikyet et
mektedirler ki; szlerini bir ataszyle tamamlar Ezeulu: Odun
lar kulbeye karncalarla birlikte getiren kimse, kertenkelelerin zi
yaretine homurdanmamaldr.30 Kavram gelimesinin daha sonra
ki basamaklarndan birinde, elbette byle bir durumda, Houna
gitmeyen bir eyin olmasn istemiyorsan, nce kendi davranla
rna ekidzen ver diyebiliriz. Ama birinin, bir bakasn su
lamadan nce, sz konusu naho olayda kabahati bulunup bu
lunmadn da dnmesi gerektiini syleyebiliriz ki, bu son
ifade tarz artk kiileri hedef almayan genellemelere, yksek bir
sentez dzleminin sembollerine rnektir. Bu rneklerden, sentez

30. A.e., s. 163.

229
dzeyinin getirdii avantaj ve dezavantajlar kartabiliriz. Yksek
bir mesafe koyma dzeyini yanstan kiiler tesi genellemeler, ok
daha kesin, ak seik ve anlalr, tek anlaml olabilirler, ama ayn
zamanda da duygusal etki gleri ok azdr, kurudurlar, esnek de
illerdir; uygulanma alanlar dardr. letiim arac olarak kullanlan
zdeyiler, ataszleri belli bir anlamda esnek, aktrlar; teki sen
tez dzeyi rnlerine gre daha az kesindirler, yollamalar daha az
belirgindir ve okanlamldrlar. Bu okanlamllktan kurtulmalarn
salayan, kullanldklar somut durum, iinde yer aldklar somut
koullardr. Ama ite belli bir durumda da baka hibir sentezle-
menin yapamayaca kadar ta tam gediine koyarlar. Bu du
rumda artk, onu kullanan kii, maksadn, hibir acabaya meydan
vermeden aa vurabilir ve teki yksek sentez dzleminin sem
bollerine kyasla, bir argmann ruhunu, zn kavramaya ve zet
lemeye onlardan ok daha elverilidirler. Sonu olarak zdeyiler
ya da ataszleri, yksek bir sentezleme dzeyinin sembollerine k
yasla, kardakine, onu kullanann duygularn daha gl anlat
maya ve kardakinde bir heyecan, duygusal bir tepki yaratmaya
ok daha yatkndr.
Yksek bir sentez yapma dzlemini temsil eden insanlarn,
Dostluun dmanla dnn fark ediyoruz ifadesini kul
land yerde, gelimiliin alt dzlemlerinde ayn anlama gelen bir
atasz kullanlabilir rnein: Tokalama dirsei anca, artk to
kalama deildir. Byle bir zdeyi, belli ki, gs gse dv
me stratejisini ok iyi tanyan bir sosyal bein deneyimlerinden
demlenmi bir kural dile getirmektedir. Tandk biri yanmzdan
alelacele geiyorsa ve bize ancak bayla ylesine bir selam ve
riyorsa, yksek bir dzeyin sentez diliyle yle deriz: Muhakkak
acelesi var. Gemi evrelerden birinde herhalde ayn durumla kar
laan biri, biraz da kmsemeyle yle derdi: Peinde bir eyler
olmasa kaplumbaa gn nda ortaya kmaz. Ataszlerinin ya
da zdeyilerin metaforlar, dkya kar eski gelimilik aamala
rnda duyulan tiksinti ve irenmenin dzeyini gsterebilir. Ache-
benin romannda sk sk karmza kan bir zdeyi yle: Bir
bok yn zerinde gururla dolaan sinek, bouna vaktini harcar;
230
yn her zaman sinekten daha byk olacaktr.31 Burada ierilen
dnce, yksek soyutlama dzeylerinin dilinde kendini ol
duundan daha fazla gsteren bir insan eklinde ifade edilebilir.
Bu balamda bir metafor ararsak, Shakespearei kt bir oyun ya
zar sayan eletirmenler, ifadesini de kullanabiliriz. Tanrnn
Oku'nda Ezeulu yukardaki ataszn kendi dmanlarna kar
kullanr.
Ezeulu, hi kukusuz, edebiyatn izdii dikkat ekici bir fi
grdr. Tanrsna da aynen kendisine gvendii gibi gvenir; ka
ytsz artsz, itirazsz. Arkadalarndan biri onu yar tanr yar
insan diye tanmlar. O da kendisinin, normal insan yeteneklerini
aan becerilerle donatlm olduuna inanmaktadr. Gelecei g
rebilir; tanrs ondan baka kimseye itimat etmez.
Ezeulu, byk, itibarl, anl, ereflidir, arkadalar iin esrarl,
akl ermez biridir. Ky meclisi nnde cokulu bir ritel dans edi
ini grrz; bu dansla, yerlere atlm kabak yapraklarn kul
lanarak kyn gnahlarn sprr. Azndan kan szleri kontrol
etmesini bilir, ama onurunu krdklarnda, suskunluunun ve duy
gularnn arkasndaki fkeyi kolay kolay gizleyemez. zerine sal-
drldnda atlmaya hazr bir leopar kadar tehlikelidir. Ac
maszdr, fkesine kaplp herkese kyar; kendini dizginleyemez bu
fke durumlarnda, ta ki tanrs onu terk edene ve akl bana ge
lene kadar.
Ezeulu, birok ynden gemiin karizmatik rahiplerinin mo
delidir. Ulu ve ben deme alkanl vardr; sanki tanrnn iki
ziymi gibi. Btn bunlarn tesinde, onun tanrs da, bir kiisel ad
olan, dolaysyla daha soyut ve genelletirici bir niteleme olan
tanr sfatyla tanmlanmayan, huyu suyu belli olmayan bir bi
reysel varlktr. Kendilerini tanrnn aracs olarak hisseden, kendi
seslerinin tanrnn sesi olduundan emin, byk ve gl rahipler,
sadece gemie zg olmayan, gnmzden de iyi tandmz tip
lerdir. Achebenin byle bir figr gnmzde karmza kar
mas, olaanst bir baardr. Olayn getii yer, smrgecilik d
neminin ilk evrelerindeki bir Afrika ky; Ezeulunun kkleri de

31. Ae.,s. 282, 161.

231
bu kydedir. O sralarda smrge gc tarihte henz marjinal bir
rol oynar durumdadr. Avrupallar kendi kurallarna gre dav
ranmaktadrlar, Afrikallar kendi kurallarna. likileri, her iki ta
rafn da birbirini hemen hi anlamamasyla ilgin bir grnm sun
maktadr. Avrupallar, rnein scaa filan bakmadan akam
yemeine lkelerindeki gibi kaln kyafetlerle gelirler. Gelenekleri,
Afrikallara gre, daha ge bir gelimilik basamann damgasn
tar. stnlklerinin kayna da budur ve kendi dzeyleri deiik
ve farkl bir kiilik yaps ortaya koyar. Byle biimlenmi in
sanlar, Ezeulunun bykln ya da itibarn alglayabilecek du
rumda deillerdir.
Bylelikle Achebenin yks belli bir anlamda, sadece zaman
belirleniminin gelimesindeki eski bir evreyi canlandrmakla kal
maz, zaman yaamann bu aamasn anlamamzn n koulu olan
sosyal ereveyi de sunar. Sk sk eski zaman belirleniminin, ara
lklarla ve gerektiinde gerekletirildiine, teki deyile sreksiz
liine dikkati ekip durmutum. Ky devletleri aamasnda, zaman
belirlenimine ihtiyac olmayan birok pratik alan bulunmaktadr.
Ay ilk kez grndnde sevinle karlanr, nk bu olay, ge
leneksel anlaya gre insanlarn sosyal hayatlarna bir mdahale
anlam tamaktadr; ama daha sonra kendi yoluna gidebilir Ay;
can nereye isterse, yol nereye gtryorsa. Pazarlarn kurulduu
gnleri, panayr gnlerini zaman lei olarak kullanrlar ve bizim
belki hafta nce dediimiz yerde onlar panayr nce der
ler; nk panayrlar ky halknn sosyal hayatnda ok kolay ha
trda tutulacak bir dilimi iaretler. Sosyal gelimenin sonraki bir
basamandaki insanlar, bir panayrdan tekine uzanan olaylarn,
iki, ya da daha fazla panayr hesab yapmak yerine, iki po
zisyonu iaretleyen olaylar arasnda kalan zamann terimleriyle ko
numann ne kadar zor olduunun; yani Yeniay ya da panayr,
pazar gibi kavramlar yerine ay, hafta gibi kavramlarla d
nmenin ne demek olduunun farknda bile deillerdir; hafta
kavramn, pazar/panayr kavram ile karlatrdmzda, bi
rincisinin daha yksek bir sentez dzlemine trmanma anlamna
geldiini de. Ayn ey, ay, yl gibi ifadeler iin de geerlidir.
232
41
nsanlarn bilgilerinin gelimesinde de daha stteki bir sentez aa
masna geiin bu tr rneklerine bol bol rastlayabileceimizi bu
raya eklememiz gerekir. arpc bir rnek, ilkan Mezopotamya-
Msr matematiinden, Yunan matematiine trmantr. Yunan
matematik geleneinde Pyhtagorasn buluu olarak bilinen te
oremi, bir dik al genin byk dik kenarnn karesinin teki iki
kenarn karelerinin toplamna eit olduunu, Babilliler ve M
srllar Phytagorasn doumundan ok nce biliyorlard. Ama bu
yasay, Phytagorasa gre daha alttaki bir sentez dzleminde kav
rayabilmiler; pratik amalarla kullanlabilecek, rnein bir evin
inasna uygulanabilecek ekilde, birok rnekle ifade etmilerdi.
Bildiimiz kadaryla, ne eski Babilliler ne de Msrllar pratikle
ilintilenmi bu rnekleri soyutlayp, o tek tek uygulamalarn, genel
bir yasann zel ve tek tek temsilleri olarak anlalabilecekleri e
kilde bir sentez dzlemine karp sembolize etme noktasna hibir
zaman ulaamadlar. Soranla dorudan ilintili sembollerini, bu ya
say formle etmek iin basit bir matematiksel denklemin yeterli
olabilecei daha yksek bir sentez dzlemine tayamadlar. Oysa
daha sonra, tek tek durumlar birletiren sembolik bir temsil, teki
deyile matematiksel teorem, eitimli Yunanllar tarafndan ko
laylkla kavranp uygulanm grnyor.
Daha sonraki bir gelimilik aamasnn miraslar belki ka
falarndan yle bir soru geirmilerdir: Babilliler niin ma
tematik sembollerini kullanrken, onlar daha sonra Yunanllarn
ulatklar sentez dzlemine tayamamlard? Kukusuz hakl bir
sorudur bu. Ancak bu soruyu Mezopotamya halklarnn ma
tematie doru ilerlemeler kaydederken sahip olduklar bilgileri ve
sembollerin gelimilik dzeyini gz nne almadan aratra
nlayz. Ayrca, iletiime sokulabilir sembollerin, mevcut alt bir ba
samaktan daha st bir basamaa doru gelimesinin tad zor
luklar hesaba katmadan, soruya hakkyla cevap veremeyiz. Bu tr
den aratrma ve incelemeler yaplmadan, Babilliler niin...
konusunda yetersizdiler? sorusu naif, benmerkezci bir bak a
233
sn ifade edecektir. Byle bir soru, kendimizi l alarak yola k
tmz, ya da daha genel bir saptamayla, bir eski gelimilik ba
samana, sonraki basamaklarn mantyla baktmz gsterir.
Kendi dnme ve tasarm gcmz, sonraki basamaklardan
geriye bakmaya zorlayacamza, gemi basamaklardan birinden
daha sonrakine bakp onu anlamaya almak gerekir. Byle bir
perspektif, hem daha uygundur hem de daha verimli. Sembol ge
liiminin daha nceki bir aamasyla karlatrldnda, Ba-
billilerin matematii, byk olaslkla ileri bir biimi temsil edi
yordu. Ama daha sonraki bir basaman sembollerinin gelimilik
dzeyini l olarak aldmz andan itibaren, manzara de
iecektir. Bu alandaki gelimenin izledii sray kafamzda ye
niden kurduumuzda, gerek matematikte gerekse de bilimin baka
kimi alanlarnda Yunanllarn kaydettikleri atlmn, daha yksek
bir sentez dzlemine trmanmann, ilkan nasya blgesinde
elde edilmi ilerlemelere vazgeilmez nkoul olarak dayandn
kolayca fark ederiz. Bilgilerle donanm insanlar iin bir zamanlar
bu bilgilerden yoksun insanlar anlamak, onlarn yaama ve hayat
alglay tarzn kafalarnda ve gzlerinde canlandrmak kolay de
ildir. Kiinin kendisi, bilgi daarc yksek bir sentezin dzeyini
temsil ettii ansl insanlar arasnda yer alyorsa, daha nceki bir
dzlemin kavramsal sembolleriyle ve o dzlemin bilgi diliyle ye
tinmek zorunda kalm kuaklarn, bir sonraki sentez dzeyinin
sembollerini ve bilgi dilini gelitirmek ve kazanma dntrmek
iin ne kadar zahmet ekmi olduklarn kolayca gzden ka
rabilir.

42
Gnmzden bir rnek bu trden zorluklar anlamamz ve bu zor
luklar anlayla karlamamz salayabilir. Byle anlama g
lklerinin Sadece gemile ilintili olduunu sanmayn. Gerekten,
elinizde tuttuunuz bu inceleme de glklerin gemile snrl ol
234
madna bir rnektir. Bu alma, zaman konusundaki tar
tmalarn gnmzdeki dzleminin tesine gemektedir. Bu alan,
bir yandaki natralist-felsefi yaklamlar ile te yandaki tarihsel
yaklamn oluturduu iki kutup arasnda yer almaktadr. Belki,
bu incelemeyi, nceki bir sentez dzleminden sonraki bir sentez
dzlemine gei adm olarak, statik sistematik ya da dar, ksa
perspektifli tarihsel bir sentez dzleminin yerine, hem felsefi
mutlaklktan hem de tarihsel grecelilikten ayn lde uzak, ge
lime sosyolojisine dayal bir inceleme tarznn konmas olarak
grmek, anlalmasn kolaylatracaktr. Yukarda, szgelimi
zaman sorununun felsefi zm konusunda masum Kant na-
tralizm iin sylediklerimizi burada tekrarlamaya gerek yok.
Buna karlk, zaman sorunlarna ve insanln gemiiyle ilintili
sorunlara el at tarz bakmndan, gelime sosyolojisine dayal
yntem ile tarihsel yntem arasndaki fark konusunda birka sz
etmek yerinde olacaktr.
Tarihselcilik yntemine bal olanlarn bilimsel olma iddia ve
taleplerinin dayana, birok kaynak iinden, gemiin ayrntl ka
lntlarn ayklayp gstermelerinde yatmaktadr. Gemiin tarih
yazm yntemleriyle karlatrldnda, gerek kendi toplumu-
muzda gerekse yabanc toplumlarda, gemiteki ve imdiki za
mandaki olaylarn bugnk modern tarih yazmnda yapld gibi,
kl krk yaran detaylara dayanarak yazlmas, gvenilirliin sa
lamlna iarettir ve bu alanda byk bir ilerlemenin belirtisidir.
Bu yntem, toplumlar, bugn bizim tarih dediimiz eyin olu
turduu biimde aratran bilimadamlarn, imdi noktasndan tarih
ncesine kadar uzanan aralkta birbirinden ayrt ettikleri her bir d
nemin tek tek olgularn biriktirip gn na karmaya y
neltmitir. Bu sayede, tarih ncesi ile gnmz arasnda kalan d
nemlerin sunduklar tablolar da, adm adm speklatif olmaktan
kp daha gerek olmulardr. Ancak tarihilerin ayrntlara y
nelttikleri dikkat, bir uzmann profesyonel gzleriyle denetle
nirken, tarihilerin, bu pr dikkat topladklar ayrntl fragmanlar,
kendi iinde tutarl bir btn oluturacak ekilde birletirme g
revleri, bu kadar titiz bir denetime tabi deildir. Tarihilerin sz
235
konusu detaylar sentezleme biimi, hl anlatc bir betimleme bi
imi olmaya devam etmektedir; yani bu sentezde, gvenle saptanan
tek tek olgular, bir tasarm gcnn yardmyla, ama o kadar da g
venilir olmayan bir tarzda bir araya getirilmektedirler. Kiisel d
ncelerin ve kanaatlerin rn olan aksiyomlarn ve ideallerin, ta
rihilerin anlatmlarnn iine karmasna meydan verecek bo
luklar olduka fazladr. adalar hakknda hkm vermeye ya
rayan olanakl ve olas btn kriterlerin, gemiin sosyal bek
lerine ve bireylerine uygulanmas alkanl, tarihilerin normal ve
uzmanlk niteliklerine uygun pratiklerinden saylmaktadr. Ge
miin artk kendilerini savunma imkn bulunmayan insanlarna
kar mahkemeler kurmaktan ve bunu yaparken bugnn kriter ve
deerlerini l olarak kullanmaktan daha normal bir ey yoktur ta
rihiler iin. Bylelikle, imdi ile tarih ncesi arasnda hibir d
nemde ve hibir yerde die dokunur farkllklarn bulunmad ve
gelime basamaklarnn deimesi gibi bir eyin sz konusu ol
mad izlenimi yaratlmaktadr.
Salam ve gvenilir olduklar konusunda snanabilir kantlara
dayandrlan yaltlm ayrntsal olgularn yan sra byk lde,
snanp dorulanmas mmkn olmayan bir fantezi rn olan sen
tez, ite byle bir kombinasyon, insanlk gemiinin tarih bi
iminde anlatlna belirli snrlamalar getirmektedir. Uzak bir
gemiten gnmze doru yaklatka, kaynaklarn says da o l
de artar, dolaysyla da tarihsel alma yapmak iin gerekli olan
ve potansiyel olarak nem tayan gemiin ayrnt paralar da o
alp durur. te, insanln gemiinin tarih dediimiz biimde
gsterilip anlatlmas giriimlerinin, ounlukla dar bir perspektif
iinde hareket etmesinin nedenlerinden biri budur. Saylar gittike
artan tarihilerin gayretleri sayesinde, gemiin birok dnemine
ait olan ve durmadan ortaya karlan olgularn saysnn b
ykl ve durmadan art karsnda, bir tarihinin gerek alma
gerekse de dikkat sreleri, nispeten ksa tarihsel dnemlerle s
nrlanmaktadr. Tarih aratrmaclar, sadece bu ksa tarihsel b
lmler bakmndan uzman olma iddialarnn arkasnda durabilirler.
O uzun insanlk tarihinin gnmzde bir dizi ksa dneme b
236
lnml, tarihilerin kendi profesyonel yeteneklerini nasl kav
radklarn, bundan ne anladklarn gstermektedir. Gerek pro
fesyonel ilkeleri gerekse de profesyonel vicdanlar, nispeten ksa
zaman aralklaryla uramalar iin, onlar, zerinde hi d
nmedikleri bir baskyla kar karya getirmektedir. Ksacas, ta
rihilerin tarihi, tek szckle sylersek, ksa vadeli, dar perspektife
sktrlm bir tarihtir.
Ayn nedenden tr de, ellerindeki malzemeyle ortaya ko
yabildikleri sentez, nispeten gevek bir biim olan tarih anlatm
biiminde bile, nispeten ksa dnemleri iermekten teye gi-
dememektedir. Bu anlatm, bir btn olarak alt dzeyde bir sen
tezdir. Bir tarihi, Yunan ilkann kapsaml bir grnmn su
nabilir; bir bakas ayn eyi in ilka iin yapabilir; bir
ncs talyan Rnesansn, bir drdncs modern Nijeryay
ve bir beincisi Kuzey Amerika tarihini enikonu nmze se
rebilir; ama bu yaplrken bu eitli tarihleri birbirine balayacak
hem btn kapsayc hem de snanabilir bir ortak ereve eksik
kalmaktadr. Anlatc historiografi, yani tarih yazm, eitli du
rumlarda, douda olsun, batda olsun, gneyde olsun, kuzeyde
olsun, insanlk tarihinin btn o eitli dnemlerinin hep ayn dz
lemdeki dnemler olduu biimindeki zmni varsayma dayanr bir
izlenim vermektedir. Sanki eitli tarih alarnn gelimilik ba
samaklar arasnda hibir fark bulunmamaktadr. Tarihilerin ya
ptlarnda u veya bu ksa dnemin tarihsel gelimelerine yaplm
sistemsiz yollamalar eksik olmamakla birlikte, gemiin yeniden
kurgulanmasna ynelik tarihsel bir sentez biiminin btnletirici
herhangi bir ereveden yoksun oluuyla, gerek eitli dnemlerin
gelimilik dzeyleri arasndaki farkllklar, gerekse de tek bir
dnem iindeki uzun vadeli dnmleri belirleyecek ve gerekli
karlatrmalar yapacak imknlardan yoksun kalyoruz.
Kstllklarna ve snrllklarna ramen, insanln gemiinin
tarih biiminde anlatlmas, bilgilerimizi gene de muazzam artrm
ve zenginletirmitir. Bunun gelecekte de sreceinden hi ku
kum yok. Tarihilerin profesyonel almalarnn bilgi deerini
inkr ettiimi dnmek, sylediklerimin tamamen yanl an
237
lalmas anlamna gelecektir. Gnmzn ksa perkpektifli hkim
tarih yazm biimi, yani gemiin nispeten ksa dnemlerine ait
ayrntlarn sk bir aratrma ve incelenmeye tabi tutulmas, in
sanln gelimesinin btn olarak aratrlmasna ve yeniden kur
gulanmasna vazgeilmez katklar yapmaktadr. Tarihilerin a
lmalarnn, insanln gemiinin aratrlmasnda zorunlu bir
adm olduu grlerine katlyorum. Ama insanln gemiinin
aratrlp incelenmesi ve anlatlmas bakmndan, tarih ya da
daha ak bir deyile anlatc tarih dediimiz biiminin, yeterli
bir adm oluturduu biimindeki grlerine katlmyorum. En
bata da, insanln gemiini sembollerle yeniden kurarken, an
latc tarih biiminin insanln gemiini aratrp nakletmenin bi
ricik yolu olduu ve bu yolun, gemiin ve imdinin, sembolik mo
dellerle iten tutarl ve snanabilir bir tarzda gsterilmesine imkn
verdii grn benimsemiyorum. Gemiin, zenle ayklanp ta
ranm olgusal paralarnn aralarnda var olmu olmas mmkn
ilintileri gsteren geici hipotezler olarak, bu anlatc tarih can
landrmalar bir bakma yararl olabilirler. Ama, yle sanyorum ki,
tarihilerin profesyonel ilkeleri, daha yksek derecede bir me
safeden bakmay, ayrntlar iinde kalmamay talep ettiinde ve ta
rihiler anlatc gemi betimlemelerini, kendi dnemlerinin ide
olojik mcadelelerini neticelendirecek bir ara olarak kullanmaya
daha az yeltendiklerinde byk yararlar elde edilecektir.

43
nsan toplumlarn tarihsel bir inceleme tarz yerine gelime sos
yolojisinin inceleme tarzyla ele almak, gzlemlenen olgu ile in
celeme arasna mesafe koyma alkanlnn yksek bir dzlemine
trmanmay gerektirmektedir. Gelime sosyolojisine adm atmann
glklerinden biri burada yatmaktadr. Burada anlaldklar ek
liyle uzun dnemleri kapsayan gelimeleri yanstan modeller,
byk lde olgulara bal bir sembol oluturucu sentez biimini
238
temsil etmektedirler. Bu basamaa gei, ayn anda, anlatc tarih
yazm basamayla kyaslandnda, daha yksek bir sentez dz
lemine kmak demektir. nsanln gemiini bir gelime olarak
anlamak, tarihilerin kant olarak topladklar malzemenin kurduu
basaman zerine kacak bilgilerle mmkndr. Bu n adm ol
madan o bilgiye ulaamayz. Tarihilerin bazlarnn, uzun dnemli
gelimelerin anlalmasn salayacak ilintileri kurmay, do
laysyla da daha yksekteki bir sentezin dzeyine ykselmeyi de
ersiz saymalarnn, hatta bu yolu kapamalarnn anlalr nedenleri
bulunmaktadr. Bu yndeki birok giriim, gvenilir olmayan so
nular vermekten teye geemedii ve speklatif olma zel
liinden kurtulamad iin, bu diren hi de nedensiz deildir. te
yandan, ksa dnemleri kapsayan bir inceleme ve aratrmadan,
uzun dnemleri kapsayan bir inceleme ve aratrmaya gemek, ta
rihilerin bak alarn ve becerilerini snrlayan dnemsel en
gelleri de amay gerektirmektedir.
Tarih almasnn geleneksel kitabndan, uzun vadeli s
relerin incelenmesi iin gittike artan ayrnt bilgisine ihtiya ol
duu, bu ayrnt birikimine hkim olma mecburiyetinin tek bir in
sann kapasitesini katbekat aaca izlenimi edinebiliriz. Halbuki,
daha yksek bir sentez dzeyine kma becerisi, ille de bildiimiz
olgusal ayrntlarn saysnn ok olmas, ayrnt bilgimizin artmas
anlamna gelmemektedir. Bu dncenin tersi daha yerindedir. Ba-
billi matematikiler, gerekli soyutlama dzlemine trmanamam
olduklar iin, her bir pratik uygulamada, yzlerce ayrnty iin
iine katmaktan kurtulamamlard; oysa, Yunan matematikileri,
tek bir matematik formln hatrlayarak, c2=a2+b2 eitliini kul
lanarak iin iinden kabiliyorlard.
Aynen buradaki ilikide olduu gibi, uzun dnemleri kapsayan
gelimeleri, byle bir gelime srecinin btn olarak izledii yolu
belirlemek istersek, bu tr srelerin eski ve yeni aamalar iinden
seilecek rneklerin sistemli bir ekilde karlatrlmalarndan
elde edilecek sonularn sembolik, olarak temsilini salayabiliriz.
Bu incelemenin baz blmleri, zaten byle bir amaca ynelikti.
Zaman belirlemenin, evrensel, genel geerli ilevini bulup ortaya
239
koymak artt; bu yoldan, zaman belirlemenin bir faaliyet olarak,
bir kurumlama ve deneyim olarak izledii yn kefetmek iin,
gemiin ve imdinin hangi yanlarn birbirleriyle karlatrmamz
gerektiini anlayabilmitik. Bu sayede de bu yntemi byk lde
gerekletirebildik. Olgusal kantlar kullandk; ama elbette, za
mann yapsal olmayan bir tarihini yazabilmek iin gerekli olan
dan ok daha azn ele alabildik. Hatta geliim sosyolojisi yn
temine bal bir zaman incelemesi olarak bu alma bir ilk adm
olmaktan teye geemez. Daha yksekteki bir sentez dzeyine
gei denemesi olarak bile, soruna bu ilk yaklam, yeterince zor
lad bizi. Bundan daha fazlasn yapabilmek ve rnein zaman be
lirleme faaliyetinin gelimesinde tek tek trmanlan basamaklar,
devlet ncesi toplumlardaki ilk biimlerinden balayarak u anda
sanayilemi ulus devletlerindeki son haline kadar inceden inceye
aratrmak ok gzel olurdu.
Toplumsal gelimeyi aklamaya alan eski kavramlar, o
unlukla teleolojik, belli bir amaca doru yol alan bir gelimeyi
gz nnde tutan kavramlard. Gzlemlenebilir her gelime yn,
belli bir hedefe dnk olarak anlalyordu. Ve hedef, sosyal ge
limenin en nemli yan olarak grlyordu ounlukla. Ge
limesinin bu eski basamaklarnda, toplumsal gelime kavram,
biraz da bynn, sihirin havasndan nasibini almt. Bu kavram,
bir tr kehanetin aracyd. Zorunlu olarak, belli bir hedef do
rultusunda gerekleecei vaadini kendi iinde tayordu. Sosyal
gelimenin hedefi, aslnda insanlarn srekli bir ilerleme ve so
nunda ideal topluma ulama arzularnn yanssndan baka bir ey
deildi. nsanlarn zaman belirleme biimleri ve zaman alglayp
yaaylarn ve bunlarn gelimesini inceleyen bir alma, top
lumsal gelime kavramn, gemiteki metafizik kabuundan kur
tarmamz kolaylatrabilir. Zaman belirlemenin kesintili, ara sra
bavurulan biiminden, srekli bavurulan biimine, ksacas saat
kullanmna doru bir gelime olduunu hi tereddt etmeksizin
aka ileri srebiliriz. Ama ite bu gelime ynn tanmlayan te
orik bir model, bu satrlarn yazarnn, daha iyi bir dnyaya olan
zleminin bir ifadesi olarak anlalamaz. Gelimi toplumlarn
240
zaman deneyimine sahip olmasnn eski durumlara gre ok daha
iyi olduunu ileri srme gibi bir dnceyle uzaktan yakndan
ilgim yok benim. Ben sadece daha nce zlmemi bir sorunu
zmeyi denedim.
Geri bu sylediklerimiz, insanln gelime sreci iinde, iler
lemeye dnk olarak anlalabilecek hatlarn bulunmad an
lamna gelmiyor. Teleolojik bir gelimeyi yok saymak, byle iler
lemeleri inkr etmek saylmaz. Uzun dnemleri kapsayan sosyal
srelerin arlkl eilimlerinin, bir ilerleme ynnde yol almak
olduunu gsteren, ender saylmayacak rnekler var. ok uygun
bir rnek, bu almann balamna da uyan bir gelimeden, tak
vimin gelimesinden alnabilir. Bu gelime zerinde ok daha ay
rntl ve uzun durmak isterdim. Takvimin gelimesi, tarihe ba
karken tarihilerin iine skt ksa ve dar perspektifle gelime
sosyolojisinin perspektifi arasndaki farka k tutacak nitelikte.
Ksa vadeli perspektif, insann gemiini, tek tek dnemlere, bir
insan mrne denk geldii izlenimi veren dnemlere blp par
alayarak kavrar ve ksa dnemler genel sreci etkilese bile, d
nemlere konan snrlara taklmayan, bu snrlar aan uzun erimli
genel srelerin alglanp anlalmasn engeller. Gemii tarih
olarak kavrayan hkim mantk, bu kopukluklarn, dnemsel, ke
sintili srelerin algmza hkim olmasna yol amakta ve in
sanlarn, gemii, birbirine bal olmayan dnemlerin ym ola
rak grmesini salayan bir baka altrmaktadr. Bu alkanlk
ylesine gldr ki, dnemlerin snrlarn aan uzun erimli ge
limelerin incelenmesine dnk almalar halen yok denecek
kadar azdr. Oysa dnem tesi nitelikteki gelimelere yeterince
rnek bulunmaktadr. Avrupa takviminin gelimesine ilikin birka
saptama, bu noktay gstermeye yetecektir.

241
44
Gnmzde hemen hemen btn dnyada ayn takvim kul
lanlmaktadr. Zaaflar vardr bu takvimin. Kimilerine gre, r
nein Paskalya, takvimde oraya buraya kayp duracana, tpk
Noel gibi, sabit bir ayn belli bir gnnde balayp bitmeli ya da
doum gnleri yln hep ayn gnne, pazarsa pazar, salysa sal
gnne denk dmelidir. Ama belki de birazck dzensizlik yle
pek de ho karlanmayacak bir ey deil. Aslnda gnmzdeki
takvim, o ynla insan faaliyetinin srelerinin ayarlanmasn sa
layc bir zaman belirleme enstrman olarak iini ylesine sessiz
ve przsz halletmektedir ki, bu ilerin baka trl de yrtle
bileceini insan genellikle aklnn ucuna bile getirememektedir. n
sanlarn yzyllar boyunca kullandklar takvimlerin, alar boyu
ileri arapsana dndrp durduunu ve bu takvimlerden biri olan,
Avrupadaki takvimin, ancak son reformdan bu yana ulat ku
sursuz saylacak duruma gelene kadar birka kez reforma tabi tu
tulup dzeltildiini herkes unutmaktadr.
Avrupa takviminin geirdii gelime, gerek insan bilgisinin ge
liiminin, gerekse de buna bal toplumsal dnmlerin, uzun d
nemlere yaylmasndan kaynaklanan sreklilik karakteristiini gs
teren kk, ama iyi bir rnektir. Takvimin, bir ileri bir geri
admlarla gerekleen ilerlemesi, birbirini izleyen bir dizi top
lumsal geliimle oluan uzun erimli hattn ampirik nitelikli kk
bir modelini sunabilir; ksa vadeli, tek tek tarihsel dnemleri bir
birine balayan ve bu toplumsal evrelerden bazlarnn mrnn
ok ok tesine uzanan bir hattr bu. rnein austos aynn, ad
Augustus adl Roma imparatorunu ereflendirmek iin ondan al
dn, hl Janus ba figrnde yanssn bulan Roma tanrs
Janusun, geriye eski yla ve ileriye yeni yla bakan ocak (january)
ayna adn verdiini dnecek olursak, burada szn ettiimiz
sreklilii tm canllyla gzmzn nne getirebiliriz. Al-
mancadaki takvim anlamna gelen kalender szc bile La
tince calare eylem szcnden gelmektedir ve uzak da olsa, ge
mi bir evrede, bir Roma rahibinin, tpk Nijerya kyndeki rahip
242
gibi, Yeniayn ne zaman grndn bildirmesiyle ilgilidir. Ca-
lendare yani, anons edilmesi, bildirilmesi gereken gnler,
Romada bir dini memurun sokaklarda gezip Yeniayn g
rndn, dolaysyla da yeni bir ayn baladn bildiren bir
uyar yapmasyla, yani zamanla ilgili bir olaydr.
Ama gene de gnmzde kullandmz takvimin, bilginin ge
limesinin o binlerce yllk serveninin kurduu, devletlerin ve d
nemlerin mrlerini aan sreklilii temsil ediinde artc bir
yan bulamayabiliriz; belki de, bugn kullanlan takvimin olu
turulmasna katkda bulunmu bilgilerin geirdikleri deiimlerin
bir gelime karakteri tadn bile grmeyebiliriz. Ama herhalde,
bizimkine gre eski bir takvim kullanmak zorunda kalm gemi
toplumlarn insanlarnn, bu takvimin yetersizliklerinden tr
ikide bir glklerle karlatklarn; bunun zerine, daha sonraki
yzyllarda slah hareketlerine gittiklerini, ama bu dzeltmenin de
yeni sorunlara ve slah giriimlerine zemin hazrladn ve eninde
sonunda takvimlerin yol at sorunlarn ou halledilecek ekilde
bu takvimin mkemmelleene, sosyal ilevlere tam uyum sa
layacak dzeyi tutturana kadar bu araylarn sregeldiini grmek
o kadar zor deildir. Ve bu takvim, nihayet przsz ilemeye ba
layp artk herkesi memnun ettiinde, bu sefer de, durumun bir za
manlar bundan farkl olduunu, o binlerce yl sregelmi bu yn
deki gelimeyi unuturuz. Bu uzun gelime iinde insanlarn
yarattklar takvim sembollerinin, bir yandan sosyal grevleri ye
rine getirme gerekleriyle uyum salarken bir yandan da cansz do
ann bu faaliyetler bakmndan nemli olan srelerine ayak uy
durma bakmndan mkemmel noktaya ulamasnn glklerini
artk hatrlamayz.
Bu gelimeler boyunca almas art olan glkleri genel ifa
delerle basit yoldan ve ksaca tanmlayabiliriz. Ama ite, buradaki
almann amalaryla snrladmz zet bir aklama bile, yer
leik bir anlayn ierdii sorunlar gstermeye yetecektir. Ge
leneksel bir deerler cetveline gre doa, uzun sre dzen de
diimiz durumun modeli olarak anlald ve bugn bile yer yer
yle anlalyor. Buna karlk insan toplumu, kaotik deilse bile,
243
doaya gre dzensiz ilikilerin alan olarak kavranyordu ve kav
ranyor. Gemiin takvimcilerinin sk sk ve yeniden yeniden kar
larna kan glkler ise, doann hareketinin insanlarn ihtiya
ve gerekliliklerine cevap vermek bakmndan yeterince dzenli
olmamasnda yatyordu! nsanlar, kapasiteleri yeterli zaman be
lirleme enstrmanlar yaratamadklar dnemler boyunca, sosyal
hayatlarnda tekrar tekrar ortaya kan zaman aralklarn lebil
mek iin, hep tekrarlanan doa olaylarn, en bata da Gnein,
Ayn ve yldzlarn periyodik hareketlerini kullanmlard. Gel
geldim, insanlarn gndz, gece ya da gne yl gibi zaman bi
rimlerini bulmamz salayan Gnele, ay birimini bulmanz
salayan Ayn hareketlerini koordine etmeleri mmkn deildi.
Oysa insan toplumlar, ilevler gitgide farkllatka ve ilikiler
karmaklatka sabit ve kusursuzlua da o lde yaklam bir
zaman dzenleyicisine ihtiya duymaktaydlar.
Roma cumhuriyetinde olduu gibi, sosyal gelenek, devlet me
muriyetlerinde bir rotasyonu zorunlu kldnda, zellikle iktidar
mcadelelerinin dorua trmand dnemlerde, bir makam st
lenmenin ve onu brakmann kesin tarihleri alabildiine nem ka
zanyor, dolaysyla kimin belli bir makam devralp ne zaman b
rakaca kamuoyunca nceden biliniyordu ve bu, herhangi bir
tereddde yer vermeyecek ekilde aklanyordu kamuoyuna. Se
imler tam zamannda yaplmak, vergiler, kiralar, borlar ve faizler
tam gnnde denmek zorundayd. Julius Sezar iktidara getiin
de, Roma takviminin karmaalara yol atn grd. Roma cum
huriyetinde zamann denetlenmesi, tpk Ezeulunun kynde ol
duu gibi, Pontifex Maximusun ynetimindeki bir rahipler kol-
legiumunun greviydi. Pontifex Maximus ve rahipleri devlet
takviminin bekileri ve kollayclarydlar. Gelgelelim bu takvim,
sosyal ilikilerin dzenleyicisi olarak, cumhuriyet iindeki iktidar
kavgalarnn etkilerine bak bir takvim deildi. kar gruplar,
anlayabildiimiz ve buradan grebildiimiz kadaryla, belli bir yl
uzatma ya da ksaltma konusunda rahipleri ikna edebiliyorlard.
Dolaysyla da doal ve sosyal olaylarn karlkl ilintilenme g
lkleri, iktidar mcadeleleriyle birleince, Roma takvimi de pu
244
sulay aryordu.
Fiilen bir diktatr olan Sezar, kkl bir takvim reformu iin
emir verdi. Son tahlilde sosyal ilikilerin zamana gre ayarlanmas
meselesi, hep ya rahiplerin ya da dnyevi-resmi otoritelerin grevi
olagelmiti. Oysa imdi imparator, Sosigenes adl bir Msrl ma
tematiki ve astronomi bilginini yardma arp Roma takviminin
muhta olduu reformlara danmanlk etmesini istiyordu ve bu gi
riim lka Romasnda bilimin gelimesi srecinde bir aamaya
iaret etmek bakmndan da nemliydi. O dnemlerde Msrllar
yldzlar gzlemleme ve takvim yapma konusunda uzun bir ge
lenee sahiptiler. Sezarn sadan nce 46 ylndaki takvim re
formu bu gelenein birikimlerini kendi birikimlerine eklerken, bu
gnk takvimden bildiimiz birok zellik ortaya km, bir
bakma gnmz takvimine gtrecek gelime yolunun adm
larndan biri atlmt.
Msrllar daha nceden Ay ve Gne hareketlerine gre d
zenledikleri zaman birimlerini birbirleriyle koordine etmi, bir yl
12 aya bldkten sonra, her bir ay da 30 gn olarak tespit etmi,
sonra bu paralar bir gne yl ile uyum iine sokabilmek iin,
her yln nne ya da arkasna 5 gn eklemeyi adet edinmilerdi.
Sezar ise bu zm benimsemek yerine, ubattan bir gn
karm ve alt fazla gn, tek sayl aylara taksim etmiti. Modern
takvimin dzenine iaret eden bir gelimeydi bu. mparatorun l
mnn ardndan, doum ay olan temmuz, onun onuruna Juli
olarak adlandrld.
kinci bir takvim reformu, Rnesans dneminde gerekleti.
Roma Kilisesi, Antik Romadan yeniaa kadar uzanagelen balca
sosyal bilgi kprlerinden biriydi; bu kilise, Julianus takviminin
kimi deiikliklerle adan aa geebilmesini salamt. Ama
ite, aradan geen 1000 yldan sonra artk pek o kadar iyi i
lemiyordu bu takvim. Aradan geen yllar iinde gerek Sezarn
gerekse Msrl danmannn uyguladklar ilkelerin Aya bal
zaman birimleri ile Gnee bal zaman birimlerini birbirleriyle
koordine etme bakmndan yetersizlikleri ortaya kmt. En azn
dan Avrupann baz blgelerinde devlet organizasyonlar, etki ba
245
kmndan antikan Pax Romanasnn (Romann bar iinde
geen dnemi- .n.) organizasyon ve i bar salama dzeyine
yakn bir yere gelmilerdi ve bu organizasyon aamas kentleme
ve ticaretin gelimeleriyle birlikte zamann resmi kamusal alanda
dzenlenmesine duyulan ihtiyac da artrmaya balam, giderek
Roma takviminin eksiklikleri de iyice su yzne kmt.
Bu eksikliklerden sadece biri, dini bayramlarn, zellikle de
Paskalyann tarihlerinin yldan yla kaymasyd. Yahudi gelenei,
Passover (hamursuz-.n.) bayramn ilkbaharn balangcndan son
raki ilk Yeniay ile ilintilemiti. sadan sonra 325 ylndaki znik
Konsl, Hristiyanlarn Paskalya bayramlarn, ilkbaharn, geceyle
gndzn birbirine eitlendii gnden sonra doan ilk Yeniaydan
sonraki Pazar gnnde balatma karar almt. Aradan geen za
manda o gnn tarihi, balangtaki 25 Mart tarihinden 21 Marta
gerilemiti. 16. yzylda ise insanlarn gelitirdikleri resmi kamusal
takvimin sembolleri ile Gnein gzlemlenebilir hareketlerinden
elde edilen sonular anlamndaki doal sreler arasndaki kayma
da, 10 gnlk bir farka ykselmiti. 13. yzyldan itibaren bu iki
dzlem arasndaki uyumsuzluun artt fark edilmeye balanm
ve kilise meclisleri ara sra toplanarak bu kaymaya are bulmaya
almlard. Ne var ki, gelenekle arasn bozma konusunda her
zaman isteksiz olan kilise, artk i rndan kana kadar die do
kunur bir nlem alamamt. Sonuta Papa XIII. Gregorius, Na-
polili bir doktor ve astronom olan Luigi Lilioya akl danp a
reler aramaya balad; Lilionun lmnn ardndan da bu kez
bilgin Claviusu bir zm bulmaya davet etti. Yaptklar d
zeltmelerden biri, artk ylla (ubatn 29 ekmesi) ilgiliydi. n
celemelerinin sonunda, her 400 yllk periyotta, 400'e tam olarak
blnebilen yzyl bann artk yl saylmas, dier nn
artk yl saylmamas durumunda, Gnele Ayn hareketlerini
insann ihtiyalar dorultusunda daha iyi koordine edebileceklerini
grdler. Buna gre ilk ilem 1600'de yapld iin, kincisi
2000'de olacaktr.

246
45
Bugn takvim, artk kamunun ilgi alan dnda duruyor. 1582 y
lnda gerekletirilen takvim reformuyla, takvim sembollerinin
sosyal grevlere daha uygun olmalar salanm, Gne ile Ayn
grnen hareketlerini birer zaman gstericisi olarak hem bir
birleriyle hem de bunlar sosyal olaylarn seyriyle ilintileme yo
lunda baarl admlar atlmtr. Takvimin ulat bu en son aa
mada, gerek takvimin, gerekse zaman belirlemenin teki enstr
manlarnn gsterdii gelime, zaman belirleme sembollerinin,
daha nce sembolletirdiimiz eylerden, doann, Gnein,
Ayn ve yldzlarn hareketlerinden, iyice kopmaya baladklarnn
belirtilerini sunmaktadr. nsann bulduu yapay k kaynaklar sa
yesinde, gece gndzn bir paras olmutur; ay dediimiz zaman
biriminin, eskilerde Ayn bymesi ve klmesiyle smsk bir
iliki iinde olduunu yle bir aklmza getirelim. in uz
manlarn bir yana brakacak olursak, ylmzn, Gnein ha
reketleri ile aylarmzn da Ayn hareketleri ile balantl ol
duunu bugn ok az insan aklna getirmektedir. nsanlar, bahar
balangc olan nisanda sann dirili bayram olarak kutlanan Pas-
kalyann, ilkbahara, kara topraktan, yeni taze yeilin fkrmaya
balad gnlere denk dmedii yerlerde yaarlarken, bu uyum
suzlua aldr bile etmiyorlar. Takvim ve saat gibi insan eseri
olan enstrmanlar, insan ilikilerini zamana gre dzenlemede,
Dnyann ve Ayn, Gne etrafndaki karmak hareketlerinden
ok daha elverilidirler. Gerek bu bakmdan gerekse de baka ba
kmlardan, insanlar bugn kendi eserleri olan bir semboller dn
yasyla smsk btnlemilerdir. Adm adm, binlerce yllk bir
gelimenin ardndan, takvimlerin rahatsz edici sorunlar iyi kt
zlmtr. Ve bugn artk, mevcut takvim, sorunlar karmad
iin, insanlar da, takvimlerin glklere yol at gemii silip at
mlardr kafalarndan. Atalarnn sz konusu glkleri adm adm
atklar gemiin geliim basamaklar, onlarn umurunda deildir
pek. Oysa insanlar, gemiten gnmze uzanagelen gelimenin
bilgilerini bilgi daarcklarna katmakta gecikirlerse, ne kendilerini

247
ne de ak duran gelecein imknlarn doru drst kavraya
bilirler.

46
Takvimin gelimesi, belirttiimiz gibi, uzun sreli bir gelime s
recinin kimi genel karakteristik belirtilerini gsteren kk bir mo
deldir. Sosyal gelime kavramn mistifikasyonlarndan temizleme
mize yardmc olabilir bu model. Grdmz gibi, bir gelimeyi
karakterize eden tayin edici yanlardan biri, insanlarn bouup dur
malarna karn, yzlerce hatta kimi durumlarda birka bin yl
zmsz kalan ve bir dnemin koullar iinde zlmeyen so
runlarn varldr. Gelime dediimiz olay, ilerleyen ya da gerile
yen bir istikamette yol alna gre, insan topluluklarnn adm
adm ve ounlukla hi farknda olmadan bir sorunun zmne
yaklatklar, ama bazen de ondan uzaklatklar bir sretir. Ve
btn sosyal sorunlar, hep birbirlerine sarmam ekilde insanlarn
karsna ktklarndan, tek bir hat zerinden srdrlen in
celemeler -rnein takvimin gelimesi sorunu gibi- geici n in
celemeler olarak anlalmaldr. Ama bu tr incelemeler bile, burda
grldn umduum gibi, nceden planlanmam dnmlerin
niin ve nasl olup da gene de belli bir ynde yol aldklarn ve bu
dnmleri birtakm metafiziksel, mehul kuvvetlerin gizli he
deflerine balamadan ya da sosyal bir sorunu zme dorultusunda
atlan her admn, insanlar mutlulua gtrme gibi bir gizli amaca
hizmet ettiini ima eden kehanetlere gerek kalmadan anlayabilece
imizi gstermeye yetmektedir.
Balangtaki sorun iyi kt zlnce sosyal gelimeler de
nispi bir sona ularlar. nsanlarn zaman belirleme sorunlar buna
yararl bir rnektir. Bu rnek, zlmemi sorunlarn, bu tr kimi
sorunlarn zerine plansz gidilerin yeni yeni sorunlara yol aa
bileceklerini, ama byle bir durumun, o ana kadar elde edilmi
zmlerin deerini drmeyeceini retmektedir. nsann 24 sa
248
atinin ie yarar bir zaman matrisine blnmesi, retim dzeyi git
tike artan ve srf kuru daha fazla kazanmak uruna artk vaz
geilmesi gerekmeyen bo zamann oald toplumlarda ileye
bilmesi iin vazgeilmez bir kouldur. Ama te yanda bugnk bi
imiyle zamann bir uygarlama ilkesi olarak yaratt basn
hl zm arayan sorunlar dourup durmaktadr. Bu sorunlar bir
st basamakta yer alan gelimelere gtrecektir bizleri byk ola
slkla.
Tarihilerin ounun gnmzde uzun srelere yaylm sosyal
sreleri hesaba katmaya yanamamalar, bana yle geliyor ki, ks
men de olsa kendi yetersizliklerinden, insan topluluklarnn hem
gemite kar karya gelmi olduklar, hem de bugn hl kar
karya bulunduklar sorunlar zerinde sistematik kafa yorma ek
sikliinden kaynaklanmaktadr. nsanlar, ne gemite ne de g
nmzde, zmek zorunda olduumuz sorun u diyemediler ve
diyemiyorlar. nsanlarn, dar, spesifik sorunlarla, bunlarn adlarn
koymakszn ve ou durumda, bu sorunlara ilikin kavramsal
sembollere sahip olmakszn bouup durduklarn gryoruz.
Zaman belirlemenin eski geliim aamalarnda, insanlarn bizim
zaman szcmzle ayn anlama gelen bir szckleri yoktu
muhakkak. Karsnda durduklar zaman belirleme sorununu ak
seik ifade edebilecek durumda deillerdi. Ne var ki, onlarn so
runlarn -onlarn o dnemlerde yapamayacaklar bir tarzda-
bugn aklamadan eylem ve davranlarn hakkyla anlayamayz.
Sistemli karlatrmalar bunu kolaylatrabilir ve eski bir sen-
tezleme dzeyinden yeni bir sentezleme dzeyine geiin g
lklerle dolu olduunu anlamamz salayabilir. nceki bir dz
leme almak, oldum olas, bir sonraki st dzleme trmanmay bir
sreliine durdurma sonucu getirir. Halbuki alkanln ba
layclna ramen, sosyal gelime basamaklarnn art arda kur
duklar silsileyi gn na karacak bir uzun dnem pers
pektifinin hi de yle yararsz olmadn belki bu almada
grdk. Burada anlattklarmz, gelimenin seyrinin, teki deyile
merdiven basamaklarnn izledii srann, hantal, hareketsiz, ya
pdan yoksun bir tarihsel malzemeye dtan dayatlmadn, in
249
celeme konusu edilen malzemenin potansiyel olarak bu gelimeye
yol atn, dolaysyla geliimle dnemler arasndaki bu ilikinin,
snanabilir, aratrlabilir ve -sembolik temsil anlamnda- bir ku
ramsal model halinde ortaya konabilir olduunu grdk.
Yine grld gibi, toplumsal gelimenin deiik basamaklar
arasnda yaptmz karlatrmalar ve bir geliim basamann
merdivenlerinden bir yukarya bir aaya kp inerek yaptmz
aratrma seferleriyle gerekletirilen karlatrmalar sayesinde,
gelimenin tmn gz nne almayan ve karlatrmalar yap
mayan dar perspektifli, ksa dnemli, bir tarihsel inceleme tar
zndan farkl olarak dnemlerin gzlemlenebilir olgular hayatiyet
kazanmaktadr. Yapacak daha ok ey kalyor geriye. Ama belki
de, zaman basnc altnda yaayan sanayilemi ulus devletlerinin
kentlemi yurttalar, bir zaman belirleme arac rol oynam olan
ve onlarn hayatndan bu ynyle hemen hemen tamamen kp git
mi olan Ayn bir zamanlar, insanlara, az ok periyodik ara
lklarla, kendi sosyal hayatlarna mdahaleler yapmalarnda yar
dmc olduunu hatrlayacaklardr. Ya da belki, Ezeulunun kyne
yapacaklar bir sefer, yksek dzeyde karmaklam devlet top
lumlarnn yurttalarnn kendi zaman deneyimlerini dolaysyla da
kendilerini anlamalarn kolaylatracaktr.

250
Dizin

1:2:24:1440 157 antik 37


1600 246 antropomorf 111
2000 246 Aquin, Thomas von 147
Aristo 147, 148
A Aristotelesi 141
A Mathematicaris Apology 169 Arimet 169, 170
a priori 16, 87, 88, 90, 91, 165, 191,223 artk yl 246
ab ovo 85 Asikhylos 170
abstraksiyon 221 astroloji 140
Achebe, Chinua 210, 221 astronomi 140
Afrika 75,79, 84, 231,232 Asurlular 79
arlk 149 ataszleri 228, 229, 230
austos 242 AtinalIlar 79, 137, 138
aile 91 atom a insan 202
Aiskhylos 169 atom saati 155
akl 87,88, 89,92,97, 161, 188 atom sava 202, 207
akl yrtme 147 Audens, W. H. 176
akla uygun 91 Augustinus 223
akim yasalar 168 avc toplumlan 187
aksiyomlar 127,128 Avro-Amerikan toplumlar 204
alarm tepkisi 191, 197 Avrupa 232
Alberti 148 Avrupa Aydnlanmas 147
alglanan zaman 118 Avrupa takvimi 241, 242
Amazonlar 175 Ay 14, 30,42, 63,65, 68, 70, 76,79, 84,
Amerika yerlileri 194, 207 93, 94, 95, 97, 102, 116, 122, 123, 124,
ampirisistler 146 125,138, 141, 211, 212, 216, 217, 218,
an 107,111,185 224,232, 244, 245, 247, 250
angaje olma 48, 49 Ay tutulmas 83
an kalb 52 Ay zaman 142
animizm 216,217 Aydnlanma 126
anlak 163 aylar 38, 63, 64, 77,84, 106,107, 111,
anlam 52 126,156,175,232,247
anlama yetisi 91, 92
anlatc tarih 238 B
Antik Roma 245 Babilli matematikiler 234,239
Antik Yunan 225 Babilliler 233
bamllk zincirleri 226 biyolojik sreler 196
bamszlk 65 biyolojik yap 88
bar 200 biyolojik zaman 94
Barok 193 bo zaman 249
Barth 127 blgesel devletler 199
basn 38 Brabant, Siger von 147
basit toplum 19, 40,41, 74 Brahe, Tycho 150
balang noktas 17, 18, 89, 147 bugn 109, 113
Batlamyus 83, 140 Bultman 127
Beati possidenles 223 byk temizlik 127
benmerkezci 233
Bergson 117 c-
be boyutlu gereklik 28, 53, 55, 171 calare 242
beinci boyut 85, 113, 114, 171 Calendare 243
bilgi 14, 34, 36, 47, 61, 62, 85, 86, 87, 88, canavarlk 204
89,90,91,92, 93,94, 95,96, 97, 115, canl cansz nesneler 216
116, 120, 140, 161, 162, 163, 166, 219, canl ve cansz 216, 217
227, 234, 237, 239, 247 cemaatler 228
bilgi ak 99 Censorinus 108
bilgi aralar 167 Chaco yerlileri 206
bilgi birikimi 35,47,50, 63, 97, 98, 100, Charl, IX. 80
219,222, 223,227 Clastres, Pierre 199,200, 206
bilgi daarc 94, 96, 98, 128, 234 Clavius 246
bilgi dzeyi 170 cogito ergo sum 91
bilgi edinme sreci 162 Comte 165
bilgi kuram 47 a 99
bilgi teorisi 17, 23, 25, 39, 89, 114, 161 alar gstergesi 82
bilginin sistematii 48 an sesi 139
bilginin tarihi 48 evreci hareketler 22
bilim 168 kar gruplar 244
bilim sosyolojisi 14 ok 36
bilim teorisi 170
bilimadam 162 D
bilimsel tutum 128 da kyleri 199
bilimsel yntem 165 daha nce 105
bilin 163 daha nceleri 109
bilinsizlik 54 daha sonra 105, 108, 109, 111, 112
bilmek 162 dakika 126, 139, 150, 156, 157, 225
bin yllar 83 dakiklik 24
birey 29, 32, 33, 34, 36, 37,72, 96, 182, Darwin 126
183, 184 davran kalplan 41,44
bireysel 182,186 deiik toplumlar 176
bireysel denetim ve kstlama deiim 73, 129, 135 ,177
mekanizmalar 209 deiimler dizisi 73,81, 104,105,167,
bireysel kiilikler 205, 183, 184 111, 112
bitkiler 141 deiimler silsilesi 124, 134
biyolojik evrensellikler 191 deiimlerin sreklilii 71
biyolojik evrim 167 denetim mekanizmas 195
biyolojik kalplar 195 denetleme 41, 42,43,45
deney 146 Dnya 27, 29, 46, 103,222
deneyim 61,62, 93, 107 dnya bilinemez 163
deneyimden nce gelme 92 dnya nfusu 186
deneyimle ilintili 112 dme yasas 146
deneyimler zinciri 95 dnce 88, 90, 146
Descartes 16,44, 61, 62, 88, 89, 91, 92, dnce aksesuvarlar 128
127,161 dnce gelenei 127
devlet 83 dnme 92
devlet oluumu 200 dnme enstrman 24
devlet otoriteleri 80 dnme tarzlar 120
devlet ncesi toplumlar 209, 240 dzen 243
devlet toplumlan 187
devletler aras ilikiler 82, 192, 200, 202 E
d buyruk 175 ebedi doa yasalar 165, 168
d dnya 161, 162 Einstein 62, 67, 68, 83, 94, 109, 118, 127,
d nesneler 163 134
d zorlama 44, 52 enerji 112
dta kalabilme 49 entelektel gelenek 135
dil 28, 31, 33, 35, 36, 52, 66, 68, 87, 88, eskiden 108, 109, 111 ,112
91, 154, 162, 171, 183 etnik farkllklar' 176
dil alkanl 70 evren 45, 101
diller 91 evrensel 163, 164, 181, 239
dilsel uzlamlar 67 evrensel bilin 161
doa 15, 21,22, 29, 31, 43,44, 49, 64, 65, evrim 71, 126
66, 68, 68, 69,74, 86, 97, 102, 104, evrim modeli 168
111, 112, 116, 117, 118, 119, 120, 131, evrim saatleri 110
140, 140, 141, 143, 151, 152, 153, 195, explanandum 204, 205
218, 219, 220, 221, 224, 225, 227, 243, ezan 139
247
doa bilimleri 68, 115, 117, 118, 118, 120 F
doa dzeni 168 farkllklar 176, 177
doa ile insan 131 feci bir ikence 203
doa merkezci 151 felsefe 17, 69, 91, 164, 190
doa sreleri 207 felsefe dilleri 91
doa ve kltr 22, 118,196 felsefi aksiyom 92
doa ve toplum 22, 118, 119, 121, 130, fenomenolojik tezler 163
131, 154, 196 feti karakteri 104
doa yasalar 86, 142, 152, 168 fetileme 139
doabilimleri 21, 131, 183 filozoflar 83, 139, 140, 153, 159, 160,
doal 68, 130 161,162, 164, 165
doal sreler 138 fizik 21, 68, 69, 115, 118, 130, 142, 166,
doal zaman 153 190
doum ile lm 72 fizik bilimleri 15, 117, 153
doutan bir iddet 204 fizikiler 12, 15, 83,128, 131, 139,140,
doutan ideler 87 152,153
doutan saldrgan 192 fiziksel zaman 21,68, 70,118,121,131,
dnem 99 139, 143, 151, 153, 154
dalizm 152,153,154 fizyolog 184
dn 113 fizyolojik saat 74
Florensa 148 Gne zaman 142
formalite 42 gne yl 45, 244,245
formel mantk 91 gnlerden ne 139
gnn tarihi 175
G
galaksilerin douu 216 H
Galileo 15, 127, 139, 141, 143, 144, 145, hafta 64, 108, 232
146,147, 148, 149, 150, 151,152, 165, Hail, T. 177, 177
167 Hardy, G. H. 169,170
gece 63, 74, 75 hareket 134,135, 136, 140, 141, 142, 145,
gece gndz 247 149, 150, 155, 156, 158, 165, 171
geicilik 168 hareket aklar 70
gemi 105, 106, 107,108, 111, 112, 113, hareket dilimi 156
114, 185,240 hareket dizisi 71
gemi, imdi ve gelecek 106, 107, 108, hareketsiz ilikiler 135
109, 111, 112, 113, 114, 185,216 hasat 64, 96,97
gelenek 179 hayvan psikolojisi 196, 197
geleneksel dnme 135 hayvanlar 141
geleneksel zaman 137 Hegel 165
geliim sosyolojisi 153, 200, 240 Heidegger 117
gelime 243 Hristiyan ehitleri 203
gelime modeli 177 Hristiyarlar 72
gelime sosyolojisi 126,235, 238, 241 hz 67, 145, 149, 150, 150, 156
gelime sreci 241 historiograf 237
gelimi toplumlar 18,43, 44, 196,240 hiyerarik yap 141
gelimilik 188,208,217 homo sapiens 206
genel teorik sorun 149 homonid 36
genelletirme 132 Horaz 37
geosentrik 32 Hume 71
gereklik 39, 50, 96, 100, 116, 163, 219 Husserl 127
geri dnlmezlik duygusu 99
global devlet 82 I-
gk cisimleri 68, 140, 165, 172,212 rk farkllklar 176
gkyz 221, 223, 224 tbolar 210
grecelik teorisi 110 i dnya 161, 162
grnmezlik 67 i ses 176
gzlem 147 i-zorlama 44
Gregorian, Papa XIII. 81 iinde yer alma 48
Gregorius, Papa III 246 ide 26
Gregoryan kilisesi 81 ideal toplum 240
g ve iktidar 209 idealistler 146
gn 19, 38, 64, 107, 156, 157, 225 ihtilaflar 220
gndz 75 ihtiyalar 93
Gne 14, 23, 27, 29, 30,42, 45, 46, 63, iki kltr 120, 121
68,70,76,81, 82,84, 97, 102,103, ikinci doamz 176
112,116,122, 123,124, 125, 133,138, iktidar 83, 115,120,220,244
141, 155, 172,212,216,217,222,244, ileride 105,109,112
245,246,247 ilerleme 126
Gne dnencesi 123 iletiim 46
iletiim aralar 35, 228, 230 Kartezyen 88
iletiim sembolleri 85 katksz iliki sembolleri 174
iliki gstericileri 134 katksz rasyonel 168
iliki sembol 172 katlayc sreler 201
ilkbahar 247 kavramlar 97
ilkel toplumlar 40, 42, 159, 199, 200 kavramsal blnmlk 120
ilkellik 204 kavramsal kartlklar 121
imaj 100 kavramsal semboller 132, 216, 249
imge 27,59,60 kehanet 77, 240, 248
in vivo 151 kendini evcilletirme yetenei 196
inanlmaz ikenceler 201 kentlerin douu 199
insan 71, 87, 89, 96, 103, 106, 118, 120, kentlemi toplumlar 205
140. 163, 191, 196 kstlama 38,43
insan bilimleri 12, 117, 120 kstlamalar 176, 180, 207
insan deneyimleri 90 kstlanmlk 150
insan doasnn biriciklii 197 k 172
insan ile doa 120 k saati 79
insan ilikileri 116, 117, 131, 180,247 Kzlderililer 193, 194
insan kiilii 204 kilise 80, 83, 147, 246
insan psikolojisi 197 kimlik 97
insan srleri topluluu 199 kimlik imgesi 96
insan topluluu 85, 87, 95, 97, 100 kiilik 179
insan toplumlar 21, 111 kiilik yaps 180, 183, 187,206,207
insan-merkezci 64 klasik Avrupa felsefesi 161
insana zg 130 klepslydra 150
insanlar 112, 113, 119 koordine 78
insanln tarih ncesi 201 korku 168
insanlk 65, 90,95, 100, 119, 140, 158, korku ve dehet 202
175, 222 korkun olmak 201
insanlk tarihi 236 kle avclar 210
rokiler 195,201 kr sosyal sreler 208
sa 83 krallarn zaman 142
isim hali 70 kronometre 150
isim szck 110 Kronos 225
iaretler 86, 87 kum saati 137, 138
ikenceler 193, 194, 202, 203, 204, 205, kuralllklar 142, 151
206, 207 kuramsal model 250
ivme 145, 155, 167 kurt adam 94
znik Konsl 81, 246 kuaklar silsilesi 47, 90, 95, 111
kularn g 14
J-K Kuzey Amerika yerlileri 198, 193, 194,
Julianus takvimi 81, 245 197, 202, 204, 206
kader 19, 140 kltr 104, 120, 154
Kaldeon-Babil 83
kalender 242 L
kalc devlet birimleri 84 Laftau, Joseph-Franois 193 194,201,
Kant 16, 17,47,61, 62, 90, 168, 223,235 203,204
karlamalar 208 Lilio, Luigi 246
kartlklar 118, 119 Lorenz, Konrad 196
Luther 127 ne kadar 138
ne zaman 74, 76,101, 128,138, 139, 212
M nedensellik zincirleri 111
madde 112 nerede 134
madde ve ruh 118 nesne 17, 21, 67, 68, 85, 120, 152, 160,
makrokozmos 19 161, 162
mantn ebedi yasas 92 nesne ve zne 118
mantk 188 nesneler 140, 164
mantk filozoflar 168 nesnelerin doas 17
mantksal 90, 91 nesneletirilme 161
Masaccio 148 nesneletirilmi isim szckleri 66
maskeler 154 Newton 16, 62, 67, 109, 160, 167
matematik 12, 142, 169, 170, 173 nicel 190
matematik teorisi 170 Nijerya 210
matematikiler 168, 172 Nilson, Martin P. 124
matematiksel denklemler 152 nisan 247
med-cezir 14, 65, 70 nitel 190
mekn 54, 89, 132, 133, 135, 136, 160, Noel 242
161,162 nominalizm 163
mekn lerler 128, 129 normlatrma 139
mekn llen 133
mekanik hareketler 155 o-
mesafe 48, 136, 152, 155, 162, 206,219 ocak 242
mesafe koyma 49 olay ak 110, 113
metafizik 21, 114, 115, 117 olay ak birimi 14
mevsimler 14, 65 . olaylar silsilesi 107, 110
meydan saatleri 139 ontolojik blnmlk 119, 152
Mezopotamya-Msr matematii 233 organizma 94
Msrllar 245 ortaa toplumlan 188, 194
mikrokozmos 19 renme 34, 35, 48, 50, 60, 61, 91, 92, 93,
Minkowski 134 115, 146, 147
mitoloji 225 renme sreci 18, 180, 197
modern 37 l aralar 128
modern bilim 115 l cetveli 128
Morgenstern 32 ldrme 199
mozaik 32 mr 39, 94, 98, 99, 104, 128, 169, 216
Museviler 72 nce 105,109, 112
mutandis 202 nceden 108, 112
mutatis 202 nceki 110
mutlak 165 nceleri 109
mutlak kategoriler 163 ncelik 17
mutlak kuralllklar 166 zdenetim 44, 51, 52
mutlak yasalar 167 zdeyiler 228, 229, 230
mutlak zaman 108, 110 zerklik 65,66
zgrlk 51
N zne 17,21, 120, 152, 162
nabz atlar 145 zne ile nesne 66, 120, 162, 131
Nabonassar 83 zneler 140,164
natralist-felsefi yaklamlar 235 znenin doas 17
p saniye 129, 139, 150, 156, 157, 225
para 34, 79, 154 sava 192, 199, 200, 201, 206, 207
paradigma 121, 147 sava tehdidi 192,201
Paskalya 81, 177, 242, 246, 247 saylar silsilesi 98
Passover 246 Schweizer 127
Pax Romana 246 sebep 89, 221
per se 184 sebep-sonu 86,107, 113, 114, 115
perspektifli resim 148 sekanslar 103,106,109,111,112, 135,
Pontifex Maximus 79, 244 138,156,156
pozisyon ilikileri 133, 134, 135, 136, 155 semboller 28, 29, 30, 31, 35, 36, 38, 39,
pozitivizm 48,163 42, 43, 45,46, 47, 50, 53, 54, 55, 65,
Principia Mathematica 169 66,70, 86, 87,98, 100, 106, 113, 115,
psikologlar 183, 184 116, 119, 157, 167, 170, 172, 173,227,
psikoloji bilimleri 182, 196 247
Pueblo yerlileri 177, 178 senkronizasyon 82, 103, 107, 116
Pyhtagoras 233 sentezleme dzlemi 61, 69, 14, 20, 46, 54,
59, 64, 69, 82, 86, 93, 97, 102, 103,
R 105, 107, 113, 116, 125, 130, 132, 133,
rahipler 78, 79, 122,212, 231, 244, 245 171, 172, 173, 174, 220, 222, 230, 240
rahiplerin zaman 142 serbestlik ve kstlama 199
rasyonel akl yrtme 92 sermaye 154
referans noktas 110 Sezar, Julius 79, 80, 81, 244, 245
ritel 42, 43 sfr noktas 219
ritelietirilmi soyutlamalar 228 Siouxlar 179
Roma 49, 243, 245 solipsizm 163
Roma cumhuriyeti 244 somut 125
Roma kilisesi 245 somut kavramlar 63
Roma takvimi 244, 246 sonra 105, 109
Romallar 72 sonradan 108, 109, 112
Rnesans 127, 193 sonraki 110
ruhlar toplumu 41, 225 sonu 89
Russell, Bertrand 169 sorun u 249
rya 96 sosyal 130, 182, 186
sosyal alanlar 66, 68
s- sosyal alkanlklar 34, 44, 50, 176, 184,
saat 13, 16,18, 19, 23, 25, 26, 27, 28, 29, 185,187
38,40, 44, 46, 53, 64,71, 77, 102, 103, sosyal antropologlar 199
105, 106, 107, 111, 126, 139, 153, 154, sosyal bilimciler 208
155, 156, 157, 175, 225, 240,247 sosyal bilimler 68, 118, 120
saat ka 139 sosyal bir dil 183
saate bakma edimi 67,221 sosyal bir evren 85
saatler 14, 15, 108,155, 158, 204 sosyal blnmlk 121
sadizm 204 sosyal btnleme 227
saldrganlk 192 sosyal davranlar 183
saldrganlk drts 197,198,204 sosyal deiimler 82
salt arasal bilgi 167 sosyal dil 184
sanat slubu 193 sosyal gemi 174,208
sanayilemi ulus devletler 179, 181, 240, sosyal gelime 167, 176, 185, 248, 249
250,206 sosyal gelime modeli 168
sosyal ilikiler 82,227 T
sosyal kalplar 188 tabula rasa 87, 89, 92 ,100
sosyal kiilik yaplar 184, 191, 205, 206 takvim 18,19, 20, 26, 27, 28, 29, 30, 38,
sosyal kurallar 188,205, 206 39,40,44,45,46,63,64,65,72,73,
sosyal olaylar 65, 111 79, 80, 81,82, 84,99,116,138, 172,
sosyal psikoloji 182 216,241,242,243,245, 247
sosyal saat 74 takvim reformu 245, 247
sosyal semboller 47, 48, 49, 52 takvimin gelimesi 248
sosyal semboller teorisi 171 takvimler 204,244
sosyal stat 43 tam vaktinde 177
sosyal sreler 98, 196, 249 Tanr ve insan merkezci 151
sosyal yaplar 186, 207 tanrbilim 165
sosyal zaman 21, 68, 68, 69, 121, 131, Tanrnn Oku 210, 221, 229, 231
139,151,153, 154,159 tarm 75
sosyal zaman lerleri 83 tarm toplumlar 84
sosyal zaman rgs 129 tarih 104, 140,208,235, 236, 237,238,
sosyal zorlamalar 180 241
sosyalizasyon 32 tarih ile doabilim 120
sosyologlar 140 tarih ncesi 236
sosyoloji 15,21, 131 tarih yazm biimi 238
sosyoloji sorunlar 12 tarihiler 236,237,238, 239,241,249
sosyoloji teorisi 47 tarihlendirme 21
sosyosentrik 124, 138 tarihsel yaklam 235
soyut 125 tarihselcilik 235
soyut ve somut 221 tatil gnleri 80
soyutlama 125, 133, 172, 173, 229 tek 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 44, 84, 92,
soyutlama dzeyi 63, 221, 227 158
soyutluklar kiiletirme 66 tekrarlanabilir dilimler 138
szck 93 tekrarlanabilirlik 18, 137, 142, 149, 156
spesifik ilikiler 61,173 tekrarlanamaz sreler 165
standartlar 133 tekrarlanmayan zaman 142
standartlatrma 70, 139, 158, 157 teleolojik 141,240, 241
Stonehenge harabeleri 122, 123, 124 temmuz 245
su saati 145, 150 teosentrik 141
sre 101 teori 17
sre modelleri 167 teorik fizik 118,131
sreler 65,125, 128, 129 terminoloji 176
sreklilik 99,106,112,129,137 tersinmez zaman ak 83
sreler 156 Thomasclk 127
iddet 197, 209 timing 67
iddet ve saldrganlk 195 tin 163
iddete bavurma 197,200 toplum 24, 29, 36,37,45,68,69,71,91,
imdi 106, 107,108, 109,111,112,113, 119,154,159,182
114,185,240 toplum ile doa 66
u anda 109 toplumsal gelime 62,82,121,153,172,
phe 89,91,92 175,182,191,207,240,250
toplumsal sre 99
tz 86,89,221
transandantal 48
tmdengelimci 146 yitip giden yllar 98
tmevarmc 146 Yunan matematii 233, 239
Yunanllar 72
u- yksek sentez dzlemi 206
Uccello 148 yzyllar 83, 108
ulus devletler 175
uygarlama 52, 176, 187, 206, 249 z
uygarlama sreleri 38,40, 50,51,188, zaman 12, 13, 15, 16, 20, 23, 24, 25, 26,
189, 190 28,29,46,54,60, 62, 89, 103, 109,
uygarlk 44,185 110, 132, 135, 142, 153, 160,221
uygarlk modeli 189 zaman aral 101
uyku 63, 74 zaman basnc 250
uzaklk 149 zaman belirleme 21, 22, 25, 27, 64, 68,
uzay 222 70, 73,74,75, 76,77,78,79, 80, 82,
panayr nce 232 84, 87, 105, 109, 110, 114, 118, 122,
hafta nce 232 123, 124, 129, 138, 140, 158, 172, 181
185, 187, 190,225,239, 240, 248,249
V-W zaman belirleme aralar 158
vahet ve canavarlk 201 zaman belirleme enstrman 242
Vahi Savann Mutsuzluu 200 zaman belirlemek 102
var olmak 32 zaman bilinci 82,83, 84, 180, 181, 187,
varlk 163 205
vicdan 188, 189 zaman duygusu 159, 175, 181, 206, 207
Weber, Max 32 zaman dzenlemesi 202
zaman dzenleyici aralar 64
Y zaman geiyor 104
yaltlm sistemler 129 zaman gstergeleri 82, 98, 99
yanlsamalar 91 zaman gstericiler 101, 125, 155
yapsal-sistemsel modeller 168 zaman iindeki bir srallk 59
yapyla ilintili 112 zaman kalplar 45, 80
yarn 113 zaman kavramlar 67, 112
yasalar 109, 142, 151, 163, 166, 167. 168 zaman matrisi 249
yasalar ve kurallar daarc 198 zaman miktarlar 145
ya 18, 19,20,45,72,99 zaman mitosu 67
yaama gvencesi 219 zaman modeli 80
yaama tarz 207 zaman lerler 66, 68, 84, 87, 94, 99, 116
yaanan an 113 128, 138, 150, 151, 154, 156
yalanma 98 zaman lleri 174, 102, 145
yaz saati 79 zaman sekanslar 61, 62, 63
yeni gerekilik 148 zaman sorunu 174
Yeni-Thomaslk 127 zaman sosyolojisi 69, 78
Yeniay 172, 211, 217, 224, 226, 232, 243, zaman szc 66,70
246 zaman tanrs 225
yerliler 204 zaman ve mekn 16, 70,86,108,132,
yl 20,37,45,64,64,77, 81,82,84,106, 133,134,171,223
107, 111, 126, 156, 175,225,232,247 zaman vicdan 24, 38,40
ylba 80 zaman yitirmeme 177
yldzlar 30, 63, 84, 116,125, 141,244 zaman zorlamas 36,43
yllar 83, 84, 108 zaman renebilmek 179
zaman yaama 185
zaman yaama duygusu 207
zaman yaay ve alglay 64,113, 192
zamann ardll 60
zamann basks 43
zamann geip gittii 98
zamann iinde 130
zamanlama 67
zamanlatrma 67,70
zamansal nicelikler 153
zamansal yap 106
zamansallatrma 139
zorlama 38, 51, 52, 176

You might also like