Professional Documents
Culture Documents
SOSYAL BiLiMLER
Teorinin Aynas1ndan
Goriinen Pratik:
Sosyal Bilimler
omo
Yap1 Kredi Kiiltiir Merkezi Etkinlikleri 93-94
Dizi no: 94/ E
ISBN 975-363-383-1
u var; bu bi.iyi.ik teori bir kere kurulmu, 19. yi.izy1hn, 20. yi.izy1hn
ortaya 1kard1g1 bi.iti.in bu b i.iyi.ik teori birikimini mikrolaarak ya
atmak nasil mi.imki.in olacak, -yani bir geriye doni.i nasil mi.im
ki.in olacak- ve bunu moral ideallerle, -<;i.inki.i moralden de bahsetti
Seyfettin Gi.irsel- nasil bagdatmyor? G ordi.igi.im kadanyla, art1k
mikro teoriler zamam geldi diyenler var, mesela ekoloji di.ii.ince
sinde ok belirgin olarak gori.iyorum bunu. Amerika'da ozellikle
baz1 ak1mlar var, bunlann da 1k1 noktas1 ashnda tamamen liberal.
Ashnda bunlar, bi.iti.in bi.iyi.ik teorilerin zamamnm getigini ve bu
nun iyi bir ey oldugunu, sadece ki.ii.ik issue'lara dayanarak yarg1-
larda bulunmanm en insancil yontem oldugunu falan savunarak
ortaya 1ktilar aag1 yukan 20 sene once. Fakat bugi.in geldikleri
noktaya b ak1yorum da sonuta k1smen biraz Marksizmin baz1
anahtarlanm, yontemlerini, sonulanm da alarak kendileri pekala
bi.iyi.ik teori yapmaktalar. unu demek istiyorum: Bi.iyi.ik teoriden
vazgemek ne kadar mi.imki.in, ve vazgeildigi zaman bunun mo
ral sonulan da dahil olmak i.izere politik sonulan gerekten iyi
mi? Bunu tart1makta yarar var. Bizen, mesela ki.ii.ik teorilerin ye
rini, bi.iyi.ik teorinin biraktig1 yeni bir din doldurabiliyor, bu din ne
kadar iyi bir ey olabilir, onu tart1makta yarar var.
jzLEYjCj- Nail Sathgan'a unu sormak istiyorum, Marksizmin
politik yonlerinden az b ahsedildi burada, iktisat1 oldugunuzdan
m1, yoksa politik yonlerde Marx'm b aans1z oldugunun kabulun
den mi kaynaklamyor bu? Marx, kendi zamanma kadar olan felse
fecilerin di.inyay1 tammlamakla, y orumlamakla ugratiklarm1, ken
disinin di.inyay1 degitirecegini soyli.iyordu. Arna Nail Bey'in anla
tim1 Marx'm di.inyay1 tammlama di.izeyindeki kamtlandir, yani po
litik di.izeyine girilmeden. Aynca diger konumac1 on tane madde
nin i.i dort tanesi iin "liberaller de zaten bunu kabul ediyor" dedi.
Demek ki Marx'm kamtland1 dedigimiz yonleri, sadece Marx' a dair
degil. Hayatm kendisi, b aka di.ii.incelerde de bunlan ortaya koy
mu. unu sormak istiyorum; Marx uygarhgm mah m1dir? Bundan
sonra Marksizmin savunuculan yanhzca komi.inist partiler mi ola
caktir? Liberal hareketler de Marx' tan yararlanabilir mi?
S. G.- Tabii yararlanabilir.
jzLEYjCj- Sosyal demokrat p arti de Marksizmi savunabilir
mi? Marksizm ha.Ia tekel midir?
S. G.- Di.igi.im teleoloji meselesinde. Bence bi.iyi.ik teoriler esas
olarak, ongori.ileri dogruland1-dogrulanmad1 bir tarafa, toplumun
ti.imi.ini.i a1klama iddiasmda olan teorilerdir ki, bunu hepimiz ka
bul ediyoruz tamm olarak. Toplumun dinamiginin bi.iti.ini.ini.i a1k-
SAL! TOPLANTILARI
Biraz daha detaya girelim. Soyut bireycilik diye bir gori.i var.
Oznelciligin de bireysel oznellik diye bir alt kategorisi var. Bu ikisi
ni bir araya getirdiginizde benim biraz once anlathg1m gene! den
ge kurammdaki insan davramlan c;1kar. Soyut bireycilik, insanla
rm temel niteliklerinin toplumsal giriim ve deneyimden bag1ms1z
olarak belirlendigini ileri si.irer. Onun ic;in insanlar toplumlardan
bag1ms1z olarak kendi temel niteliklerini olutururlar, dolay1s1yla
insanlarm davramlannm kaynaklan toplumsal olmaktan c;ok psi
kolojiktir. Farkh toplumsal koullar ve ki.ilti.irlerde benzer insan
davramlan olmas1, bu nedenle dogaldH ve beklenir. Bu yakla1m
da bireyler ak1lc1 bencillerdir. Bireyci oznellik ise, bireylerin ahlak
sal tercihlerinin kendilerine ozgi.i oldugu ve kendi bireysel tercihle
ri ile c;ak1hgm1 ileri si.irer. Benim ahlaksal gori.ii.imi.i yalmz benim
tercihim belirler. Ben sizden etkilenmem. Bi.iti.in bunlar bir araya
gelince biraz etkisel egoizme benziyor. Boyle olunca da egoist in
sanlardan oluan b ir toplumda Pareto olc;i.iti.ine bavurulmas1 do
gal. Bunun otesine gec;mek de olanaks1z. Dolay1s1yla iktisadi adalet
sorunu da devre d11 kahr.
Arna yine de matematikle u gramay1 goze ahyorsamz, Pareto
olc;i.iti.i i.izerinde durmaga deger. \:i.inki.i ac;ik, berrak bir ey soyli.i
yor. Dolay1s1yla bir durumun Pareto Etkin olup olmad1gm1 soyle
mek olanakh. Arna iki Pareto durumundan hangisinin daha iyi ol
dugunu soylemek olanakh degil. Boyle olunca iki milyon kiinin
oldi.igi.i Bengal k1thgmdaki Pareto etkin durum ile Pareto Etkin bir
sosyal refah devleti arasmda tarafs1z kalmm1 olunuyor. Bunun te
mel nedeni de, soz konusu etik anlay1mm bir toplumdaki ti.im bi
reylere, kendi degerlendirmelerine gore uygun bulmad1klan ti.im
toplumsal durumlan veto edebilme yetkisi veren b ir ozgi.irli.ikc;i.i
(libertarian) gori.ii.in i.izerine kurulmu olmas1dH.
Buraya kadar soylediklerimden "iktisatc;Ilar manas1z eylerle
ugram1lar" sonucuna varabilirsiniz. Bilemiyorum. Arna ben bir
konuya daha deginip susmak istiyorum. iki tane etik gori.ii.i var
ki, kammca bunlar Paretocu di.ii.inceden c;1kanlabilir. Bunlardan
ilki Friedrich van Hayek'in gori.ii.i, otekisi ise Robert Nozick'inki
dir. Bence Hayek c;ok ilginc; bir adamdH. Bu iki di.ii.ini.iri.in yakla1-
mma ozgi.irli.ikc;i.i (libertarian) deniliyor. Bu di.ii.ini.irler ozgi.irli.ik
kavramma o kadar agHhk veriyorlar ki, sonuc;ta ozgi.irli.ik ugruna
her eyi feda edebiliyorlar. Arna bence o zaman ozgi.irli.igi.in de ka
hp kalmad1g1 kukulu.
imdi Hayek'e bakahm. Hayek piyasay1 b ir dogal durum ola
rak gori.ir. Dogal durumun adil olup olmad1g1 ise tarhIlmaz. Size
SAU TOPLANT ILARI
H. E.- Estagfurullah.
E . K.- imdi konunun bahg1: iktisat ve Adil Toplum. Saym Er
sel gayet yetkin bir ekilde bu adil toplum kavramm1 refah kura
mma indirgedi, bu ;ok onemli bir ey. Ben daha basit bir ekilde
ele alacag1m. Adil toplum kavramm1 bir bohiiim sorunu diye ele
ahyorum. Tabii burada, mutlaka refah kuramma bir siirii referans
verilecek, ama adil toplum bohiiim sorununu ;agnhnyor bende.
0 yiizden iktisat ve bohiiim sorununa b akacag1m. Saym Hasan
Ersel'in yaphg1 belki daha dogru, yani iktisat ve refah kuram1 ili
kileri. Ben iktisat ve boliiiim sorunu diye ald1g1m i;in en sonunda
soyleyecegimi, batan soyleyeyim. Bohiiim sorununun halen ikti
sat d11 bir olay oldugunu diiiiniiyorum. iktisah ilgilendirmedigi
ni diiiiniiyorum.
A. U.- Herhalde, iktisadi hayat degil de iktisat kuramm1 demek
istiyorsun.
E . K. - iktisat kuramm1, tabii. Hatta iktisat politikalarm1 da. Ya
ni sadece kuram1 da degil, d1mda bir yerde bu olaym kotanld1gm1
diiiiniiyorum. Kotanlmak kelimesini burada kohi bir anlamda
kullanm1yorum, pejoratif anlamda, ama bohiiim sorunu iktisat d1-
mda ;oziihiyor gibi geliyor. Boyle bir konumaya balarken aslm
da herkesin kafasmda oldugu gibi benim kafamda da bir toplum
sal iitopya var. Yani nasil bir toplumda yaamak istiyorum, ;ocuk
lanm nasil yaasm gibi b ir iitopya var. Bu iitopya beni biraz buna
gohiriiyor. Yani bohiiim sorunu iktisat kurammm d1mda bir yer
lerde ;oziilsiin. Bunun neresi oldugunu ben de ;ok iyi bilmiyorum.
Tammlayam1yorum bu alam. Arna iktisat d1mda bunu ;ozmek
galiba daha ho geliyor bana. Ho ne demekse. imdi, bohiiim so
runu iktisat kurammda agHhkh b ir yer tutuyor, ama u anda dort
ba1 mamur bir ekilde ayakta duran bir bohiiim kuram1 yok. <:;:e
itli iktisat kuramlarmm boliiiim kuramlan var ama, en genel ;er
;evesiyle bildigim kadanyla bu kuramlarm hepsine ;ok onemli hii
cumlar yapilm1 ve hiicumlara da ;ok iyi cevaplar verilememi.
Yani bunlan ;ok kabataslak ahrsak, iktisadm emek deger kuram1-
nm beraberinde getirdigi bir bohiiim kuram1 var. Bu bohiiim ku
ram1 bir maim degeri olutugu anda, eanh olarak bunun bohiii
miinii esas ahr, ama bunun detaylanna girmek istemiyorum. Bun
dan epey bir soru ;1kar. 1 9. yiizyilm sonunda, emek-deger kuram1-
na ;ok z1tm1 gib i ortaya ;1kan, ideolojik ;1karsamalan ;ok farkh
olan fayda-deger kurammda ;ok benzer bir bohiiim kavram1 var.
Bir iiretim fonksiyonu yaz1hyor. 19. yiizyilm sonunda yazilmam1
belki boyle bir iiretim fonksiyonu, ama bir Cobb-Douglas iiretim
SAL! TOPLANTILARI
faatlerinden bir h.i. r li.i. soyutland1g1 bir durum olmas1 lazrm. R.i w J :-,
bag1ti;1 gorl.ie doni.i. y or: insanlar o toplumda hangi pozisyond.i ol
duklanm bilmedikleri durumda karar veriyorlar. Dolay1s1yl.1 l i1 1 1
bahi;1van olma olas1hg1m1 bilmiyorum. Bahi;1vana para verclim d 1
diginiz zaman, ben de orada bahi;1van olabilirim her an, diye d 1 1 i 1 1
niiyorum. Harsanyi d a buna benzer bir ey yap1yor. Onun y.1 1 1 1 1)',I
da u; toplumun refahm1 hesaplarken her kiinin kendi fayd.i f p1 1 k
siyonunu ahp onlan birbirine ekleyerek, toplumsal fayda fon b 1 y 1 1
nunu kurdu. Fayda fonksiyonu olarak kulland1g1m ey birl'y l 1 11 1 1
kendi fayda fonksiyonlarmm toplam1dir. Ben de ahlaken bunu J.-. 1 1 1
lanacag1m dediginiz zaman herkes aym fonksiyonu kullan m1 1 d 1 1
yor. Herkes aym fonksiyonu kulland1klan zaman da, b u topl1 1 1 1 1 . . d
fayda tek bir noktaya dogru gidiyor. Harsanyi'nin sorunu bi!y l 1 h 1 1
fayda fonksiyonunu kullanmarnn ak1lc1 olup olmad1g1d1r. ( > 1 1 1 1 1 1
biiti.i.n teori i;ahmas1 bunun ak1lc1 oldugunu gostermeyl' y 1 1 1 l l ' l i i-.
tir. Onun d a temel dayanag1 nasil bir durumda yer alacag111111 1 1 1 1
memenizdir. Arna soyleyeyim ki b u varsayrm hemen hemm .id . d 1 1
teoriyle ugraan her iktisadi teoride vardir.
A. U.- Hasan, belki yanh anla1lmaya engel olmak ic;in i 1t n d1
yer alacagm1z1 bilmiyorsunuzu ai;mak laz1m, yani bunl.1 r .i:-,hn1 l a
galiba b i r adil toplum nasrl olur diye diii.i.nmeye baland1gm d .i ,
s1firdan di.i.i.i. n meye balayanlar. Hani tutun ki bi.i.ti.i.n di.i.ny.i 1 1 .1 1 1
d a mevcut halleriyle bir kenarda duruyor. Siz yeni bir di.iny.i J.-. 1 1 1 .1
caksm1z, oyle ilkeler bulahm ki b u adil toplum olsun, yani :-, i /. () i i
kelere oyle bir ekilde bakm ki sonradan kaz1gm1 siz yenwyin.
H.E.- Evet. Onun ii;in menfaatin olacak.
A. U.- Yani demin, mesela pasta ornegi mesela, oyle b i r top I um
kuracaksm1z ki, pastay1 o kessin, siz aim.
H.E.- Evet.
A. U.- 0 da bilsin ki kendisi de o pastadan alacak. Y,mi :-, 11 l-.1
sip birinciyi almaym, o kessin siz sonuncuyu aim, yani b i rl i i 1 1 1 1 1
bagh olun v e o kuracagm1z toplumsal dengede sizin d 1 y 1 r .i l ,1 1 -.1
gm1z1 ve o ilkelerle b ag1mh olacagm1z1 bilerek di.i.nyay1 !-. m u n d i
yen bir yakla1m tipi. 0 yi.i. z den, demin verilen ornekler ii;in . uyl11
yorum, nas1I bir yerde olacagm1z1 bilmiyorsunuz derken, o il kd1n
hep o gozle bakan adamlar bunlar.
H.E.- Evet.
A. U.- Hep, herkesin kabul etme noktas1m arayan
H. E.- c;:unki.i. menfaat baglantismm yi.i.ksek olm<1 111as1 l.lZlm,
menfaat baglan yi.i. k sek ise benim adalet ol<;i.i.ti.i.m gayl't a1;1k yani
hep bana; adil bir oli; C1 t olmayacak. Onun olmamas1 i1;in o ili: J.-.inin
74 SAL! TOPLANTILARI
eder. Bi.iti.in bunlan anla tI1m bu teoriyi c;ok sevdigim ic;in degil.
Arna bu teorinin sordugu sorulara herhangi bir adalet teorisiyle
ugraan birinin cevap vermesi laz1m. Vermedigi takdirde ortahkta
bir kuram degil, bir soylem vardH. Soylemde bu istediginiz gibi
olur. Arna tutarhhk saglanmad1g1, bu sorulara cevap verilmedigi
takdirde adalet sorunu kuramsal di.izeyde ele almm1 olmaz. Be
nim de rastlad1g1m ey daha c;ok boy le bir di.izeyde ele almmad1g1-
dH. Yani Ti.irkiye'de tartI malarda adil deniyor, ahlaki deniyor,
ama hangi adalet, hangi ahlak ve niye onlarm kuram1 tutarhdH ve
niye toplumda benimsenmelidir, sorulan sorulmuyor. Sormaymca
da gayet ac;ik olarak sizin adalet anlay11mz benimkini, benimki de
sizinkini ilgilendirmez ve ters di.iebilir, mesela demin dedim, yani
benim adalet anlay11m bu toplumdaki bi.iti.in nemalarm bana ve
rilmesidir. Bu kimseyi mutlu etmiyor. imdi bir iki tane soruna de
ginip lafim1 bitirecegim. Bir tanesi u: Diyelim ki ben sadistim. Be
nim tercihlerim hesaba katilacak m1? Harsanyi'nin cevab1: HayH.
Arna hayH deyince bir sorun daha c;ik1yor. Demek ki Harsanyi'nin
teorisinin arkasmda bir teori daha var. 0 teori de hangi tercihleri
toplumsal olarak hesaba katacag1m1zla ilgili. Burada bir sorun var.
C::i.inki.i bir ekilde sansi.ir etmeye balad1g1mz zaman, kim gi.ic;li.iy
se onun tercihleri esas almm1 olur. Bu faydac1 teori ile ilgili bir
eletiri noktas1 ve onemli bir nokta gibi geliyor ban a. Bir de sadece
fayda bilgisini kullanmamn getirdigi smHhhk var. 0 konuda bir
ornek verecegim. bmek benim degil, Amartya Sen'indir. 1970'ler
de yazd1g1 bir yaz1dan. imdi bu vergileme meselesini hatirlaym
ve benim soyledigimin dogru oldugunu diii.ini.in, her ne kadar
dogru degilse de, farzedin ki zenginden vergi almak onun faydas1-
m azaltacag1, zenginden ahnan o paray1 da fakirlere vermek, onun
faydas1m daha c;ok artiracag1 ic;in toplumda fayda artar. Oyle mi?
Oyle. Faydac1 gori.i oyle diyor. Ben size aym ornegi baka ti.irli.i
vereyim. Dedigim gibi Amartya Sen'in ornegi. Verdigi ornek u: i
lili ikenceci, ikence ettigi adama, ben, diyor, sefih bir adam1m.
Hayatta baka bir zevkim yok, sadece ikence yapmay1 severim ve
bundan bi.iyi.ik mutluluk duyanm. Senin, diyor, ideallerin var. De
mokrasi bilmem ne falan filan diyorsun. Tabii, diyor, ben ikence
yapmca sen zarara ugruyorsun, mutsuz oluyorsun. Arna benim
mutlu oldugum kadar, mutsuz olmuyorsun. 0 halde sosyal ac;1dan
benim sana ikence yapmam gayet adil bir c;ozi.imdi.ir, diyor. imdi
burada ciddi bir sorun var. Burada sadece fayda bilgisini kullamr
samz bu dediginiz dogru olabilir. Yani farzedileni de utility cinsin
den olc;i.iyoruz. Hakikaten adamm hayatta b aka ze\'ki yok. Tek
SAL! TorLANTILARI
zevki o ve sonuc; dedigi gibi c;1kti. iki kiilik b ir toplum di.i.i.i. n i.in,
b iri otekisine ikence yapacak m1? 0 zaman diyorsunuz ki haylf
yapamaz. Niye? <:;:i.inki.i. ite ikence yapmak, baka bir eye aykm
du, ozgi.i.rli.i.klere aykmdu. Demek ki sadece fayda b ilgisini kullan
mamn getirdigi bir sorun var. Obi.i.r taraftan da adil toplumda, her
kesi kendi yoni.i. n e, kendisinin nasil degerlendirdigine bak1p onlan
hesaba katmak gibi muazzam b ir fayda boyutu var iin, yani b ilgi
boyutu var. Bu ikisini biraraya getirdiginiz zaman, bu teorinin bizi
nereye kadar goti.i.rdi.i.gi.i. i.i. p heli. imdi buradan sonraki bak1 ac;1s1
ic;erisinde yapilabilecek eylerden bir tanesi faydac1 gori.i.i.i. n d1ma
c;1kmaktu. Tabii o zaman bu geceyi de c;ok oteye goti.i. r ecegi ic;in
ben mahsus buna girmiyorum. Rawls bunun b ir ornegi, Rawls tek
degildir bu ac;1dan. Dworkin var. Amerikah siyaset b ilimci, sosyal
bilimci, onun da edinimlerin eitligi i.i. z erine bir teorisi var. Dwor
kin'in yaptiklanm Marx' tan gelen di.i.i.i. n ceyle birletiren John Roe
mer var. Brock diye bir baka Amerikah oyun teoricisinin faydaya
dayanmayan teorisi var. Dolay1s1yla, bunlarm hepsi de aag1 yuka
n 1 970'lerin ikinci yansmda ortaya c;1kan teoriler. Aslmda bu ii
sosyal b ilimler alanma getiren Rawls' tu, diyebiliriz. Ondan sonra
birc;ok boyle aray1lar var. Fakat bu aray1larda karilailan c;eitli
sorunlar devam ediyor. Bu bilgi sorunlan nasil c;ozi.i.li.i. r ? Ben bir ke
re adalet i.i. z erine b ir yaz1 yazm1tlm, o da Prof. Sadun Aren'e arma
ganda yaymlanm1h, Mi.i. l kiyeliler Birligi tarafmdan. Orada mesele
yi oyle di.i.i.i.n di.i. m . Bu bilgi sorununu c;ozmek zor. Acaba ben c;ev
remi di.i.i.i. n sem, c;evremdekiler de c;evresindekileri di.ii.i. n seler, bu
nun sonucunda bu di.i.i.i. n ce b ic;imi toplumu kapsayabilir mi? Bura
da tabii, iletiimin roli.i.ne gelmek istiyorum. Yani benim c;evremi
di.i.i.i. n ebilmem ic;in bir eyler almam laz1m. <:;:evremi di.i. i.i.nmem
normal, burada c;evre diye kastettigim annem, babam, kanm, k1z1m
degil. Onun otesinde bir ey duunmeye b alarsam ve bu ekildeki
alt ki.i.melerinden bi.i.ti.i.n toplumu kapatusak, acaba benim o c;evreyi
di.i.i.i.nmekle alacag1m ahlaki kararlarla, herkes tarafmdan almacak
ahlaki kararlarla toplumda daha adil bir duruma gidebilir mi? Onu
da faydac1 olmayan bir teoride denemeye c;ahtim. Arna yine b ir
sorun var. Yine, o ilginin nasil edilinecegi sorunu var. Bir de tabii
benim soyledigim bu kriterin niye herkes tarafmdan kabul edilece
gi konusunda dogrusu ben kendimi de ikna edemedigim ic;in o da
orada kaldi. Benim soyleyecegim bu.
A . U.- Eser, senin ekleyecegin bir ey var m1?
E.K.- Sadizm konusunda saym Ersel'in soyledigi c;ok guzeldi.
Yani orada t1kamyorlar. Dolay1s1yla, bence sorun faydac1 gori.i.i.i.n
iKTiSAT B iLiMi VE A o i L ToPLUM 77
kin bir durumu ele alahm. Bu durumda biz birini oldi.irsek ve bi.i
ti.in mahm mi.ilki.ini.i bir bakasma versek, eriecegimiz yeni durum
da Pareto etkin durumdur. 0 zaman Pareto herhalde, onemi yok
camm nasil olsa bir baka Pareto etkin duruma eritik derdi. Yalmz
o durumdan obi.iri.ine gec;i suasmda yapilan bi.iyi.ik ahlaks1zhg1
gormezlikten gelmi olurduk. Ben bir de baka bir ey sormak isti
yorum. Ben bir kitapta b ir ey okudum. iktisat biliminin aksiyom
lan varm1, cebirin, geometrinin aksiyomlan oldugu gibi. Kitab1 da
soyleyeyim. Fikret Bakaya'nm "Paradigman'm iflas1" isimli kitab1.
Orada bu aksiyomlardan iki tanesini soyli.iyor. Birincisi uymu:
"Homo economicus aksiyomu" Yani iktisat bilimi her ti.irli.i akil yi.i
ri.itme suasmda ti.im insanlar homo economicus 'tur. Yani maksi
mum kar etmeyi di.ii.ini.ir, en kaliteli mah en ucuza almaya c;ahu
gibi bir varsay1mla hareket ediyormu. imdi ben once unu sor
mak istiyorum. Sizce bi.iti.in insanlar homo economicus mu, homo
economicus olmah m1? Gene aym kitapta iktisat biliminin dayand1-
g1 ikinci bir aksiyomdan soz ediyor. iktisat bilimi varsay1yor ki do
gal kaynaklar ti.ikenmez, ama dogal kaynaklar bugi.in ti.ikenme s1-
mrma dayanm1, diyor. Burada oyle bir soruna deginiyor. Bugi.in
Oc;i.inci.i Di.inya i.ilkelerinin kalkmma c;abas1 var. Oc;i.inci.i Di.inya i.il
kelerinin ni.ifusuna bir goz atahm. Mesela Hindistan I milyara ya
km, <;:in I milyan gec;iyor. ikisinin toplam1 2 milyar. Endonezya,
Malezya, Filipinler, Pakistan, B anglade bunlan da ekleyelim. 3
milyar. Hic;bir Orta ve Gi.iney Amerika i.ilkelerini Afrika'y1 falan
saymasak bile 3 milyar tane oldukc;a koti.i artlarla hayat si.irdi.iren
insan var. imdi bunlarm Amerika Birleik Devletleri hayat stan
dardm1 yakalad1gm1 varsayahm. Amerika Birleik Devletleri'nde
1. 7 kiiye bir otomobil di.ii.iyor. Bu 3 milyar kiinin de her 1. 7 tane
sine bir otomobil versek, 2 milyar tane yeni otomobil piyasaya c;ik
sa, buna bu di.inyanm madenleri mi yeter? Petrol mi.i yeter? Yoksa
bunlarm yaratacag1 hava kirliligine atmosfer mi yeter? Tabii bu sa
dece otomobil ornegi ic;in sozkonusu degil. Her ti.irli.i modern ti.ike
tim olanaklan ic;in soz konusu. Demek ki u anda geri kalm1 i.ilke
lerin hepsinin geliimi fiilen imkans1z. Dogal kaynaklar buna elver
miyor. Oyle ise ne yapacag1z? Bana iki c;ozi.im gori.ini.iyor. Birincisi
ya bir sava c;ikacak insanlarm onemli bir k1sm1 olecek ki geriye ka
lanlara dogal kaynaklar yetsin. ikinci bir c;ozi.im de, bu boyle de
vam edecek. <;:in, Hindistan, Uzak Dogu i.ilkeleri, Gi.iney Amerika
i.ilkeleri imdiki refah di.izeylerine raz1 olacaklar. Sizce bu iki 1ktan
birini tercih mi etmek laz1m, yoksa i.ic;i.inci.i bir 1k gori.ini.iyor mu?
A.U.- Aslmda sizce derken belki en azmdan bizim iimizi ko-
1KTiSAT BiLiMi vE A o iL ToPLUM 79
durumun iyi bir durum oldugunu ima eden bir teorileri var diyi
rum. Bunu da a;1k;a soylemem gerekir. Hayek de, Nozick de fay
dac1 degillerdir, Paretocu kavramlan kullanmazlar. Arna gene!
denge ortammda Hayek'in ya da Nozick'in teorisi, Pareto etkin du
rumu iyi durum olarak ilan eder, demek istiyorum. Hayek i.izerin
de 1srarla duruyorum. <:;: i.inki.i o da ozgi.irli.igi.in ;ok iyi bir ey oldu
gunu soyli.iyor. Arna onun i.izerinde durdugu ozgi.ir toplumun in
sanlan ;ok mutsuz etmesi olas1g1 da vardH. Onun korkularm1 anh
yorum. Yani Nazileri gormi.i, hakh korkmakta . . . Planlama kavra
mma kar1 piyasadan yana. Onu da anhyorum, ozgi.irli.igi.in ;ok de
ger verilmesi gereken yonleri oldugunu da kabul ediyorum. Arna
ozgi.irli.ik;i.i (libertarian) baglamda Pareto anlammda etkin, fakat
mi.ithi bir gelir dag1hmmm bozuk oldugu bir noktay1 Nozick veya
Hayek' te, ozgi.irli.ik var diye iyi bir durum diye tammlayabilirsiniz,
o da yalm olur diye di.itini.iyorum.
A. U. - Baka soru varsa, buyrun.
iZLEYiCi- Eser Bey, Bah ekonomilerinde, etkinlikle adaletin
birarada sagland1gm1, bunu anlamaya ;ahhgm1z1 soylediniz yan
h anlamad1ysam.
E.K.- Ters gelmedigini en azmdan.
iZLEYiC!- Evet. Yani ikisinin birarada sagland1gm1 soylediniz.
Aym konuyu ben de di.ii.indi.im ama ben sonu; olarak oraya var
m1yorum. Bence Bah ekonomileri kapah ekonomiler degil. Kendi
i;lerinde etkinligi ve adaleti sagla rken baka i.ilkelerdeki gelir dag1-
hmm1 bozmular. Yani onun i;in etkinlik, art1 adaleti birarada sag
lad1klanm di.ii.inmi.iyorum. Yani o Almanya'y1 Almanya, ingilte
re'yi ingiltere olarak di.ii.inemeyiz bence.
E.K.- Hakhsm1z tabii, ama Almanya refahm1 arttmrken baka
i.ilkelerin gelir boli.ii.imi.ini.i bozuyor demek, kolay kolay soyleyebi
lecegim bir ey degil benim. Dstelik tamamen de etkinlige bagla
mad1m, yani orada gelir boli.ii.imi.ini.in politik olarak daha kabul
edilebilir yerlere gelmi olmasm1 etkinlikten ;ok o toplumlann de
mokratik di.izeyleriyle a;1klama egilimindeyim; insanlarm gelir
ak1mlanna ulaabilmede firsat eitlikleriyle. Ozgi.irli.ik daha ;ok be
lirliyor yani.
H.E.- Ben de Eser Bey gibi di.ii.ini.iyorum.
iZLEYiCi- 0 ozgi.irli.igi.in saglanmasmda da mevcut bir refah
di.izeyinin etkisinin oldugunu . . .
H.E.- Yalmz bu toplumlann tabiri caiz ise vahi kapitalizm do
nemlerinde kendi toplumlarmda gelir dag1hm1 ;ok b ozuktu r.
Charles Dickens'in yazd1g1 ingiltere felaket bir yer. Arna 20. yi.izy1-
iKTiSAT B iLiMi VE AniL ToPLU M
iki ahali tipi ve bilgi devri c;atlam1 bir goriinh.i. veriyor. Mesela Hil
ton'da resepsiyon memuru bile b ir ogretmenden c;ok fazla kazarn
yor. <:;i.inki.i yabancilarla ilikisi oldugu ic;in bi.iyi.ik gelir hakk1 v ar
du.
E.K.- Cevap veremiyorum bu sorunuza, bilemiyorum. Yani Sa
ym Erse! ne der?
H.E.- imdi bir iki konu var. Bir tanesi insarn, ben bilerek bir
tek faydaya indirgeyip bitirdim. Faydac1 gori.ii.i anlat1yorum diye,
ama insan tabii b oyle bir ey degil. insanm en basitinden bir dona
rnm1 var. insanm donanum fiziksel gi.ici.idi.ir, insanm donarnm1 sa
hip oldugu eylerdir. Kendisinden ayut edilebilir eyler var. Mi.il
kiyeti var, arazisi var. Arna bir de ayut edilmeyenleri var. Becerisi
v ar, vs. Onlann da bir degerlendirilmesi var. Dolay1s1yla insarn
b oyle bir tek bir ey olarak almay1p bir vektor olarak aim ve c;ok
uzun bir vektor olarak aim. ite y ab anc1 dil biliyor, matematik bili
yor, fizikten anhyor gibi. Onlarm hepsinin bir piyasas1 var. 0 piya
sa oluunca onlara bir fiyat bic;iliyor. Ondan sonra da Eser Bey'in
ikayet ettigi doc;entin maa1 c;1k1yor. Ve toplum yanh fiyatlar d a
verebiliyor.
E . K.- ikayet etmiyorum, gerc;ekc;i buluyorum.
H.E.- Tabii, boy le bir fiyatlama c;1k1yor. 0 piyasanm vard1g1 c;o
zi.im noktas1, bu faydac1 olmayan adalet teorileri ac;ismdan onemli
bir ey; c;i.inki.i faydac1 olmayan adalet teorilerinden bir tanesi b u
b alang1c; donarnmlarma yahut edinimlerine dayan1yor. Onlan ve
onlardaki firsat eitligini arttuan b ir ey. 0 zaman da sorun, degii
yor. Eger toplumda daha iyi bir iktisadi c;ozi.im b ulmak istiyorsa
rnz, kiiler arasmdaki gelir farkhhklanrn, firsat eitliklerini gider
mek istiyorsarnz ugramarnz gereken ey basit dag1hmlan degil,
ondaki o temel yetenekleri arttumak b ic;imini ahyor. Tabii once egi
tim geliyor akla. Nitekim ite faydac1 olmayan gori.ilerden Amart
ya Sen'in gori.ii.i bu. Zaten insanlarm emeginin niteligi itibariyle
farkh oldugunu bunlarm ancak belli ekillerde kazarnld1gm1 gos
termeye kalktigm1z zaman, o zaman klasik birc;ok teoride c;ok b i.i
yiik s1kmtiya di.iersiniz. Mesela Marx' tan gelemezsiniz. Orada
emegin homojenligi c;ok onemlidir. Veya belli bir ekilde o emegin
ilenmesi c;ok onemli. Onu degitirirseniz ic;ilerin kapitalistleri so
mi.irdi.igi.i modeller bulursunuz. Her eyi b ulabilirsiniz. Arna konu
ac;ismdan bakt1g1m1z zaman, diinya ortamma girmek demek, basit
letirerek soyli.iyorum, Ti.irkiye'deki fiyat oluumunu etkileyen fak
torlerin degimesi demektir. Ti.irkiye'de benim becerime olan talep
d1ardaki taleple birleiyor. Benim o beceriyi arz ederken, Ti.irkiye
1KTiSAT BiLiMi vE AoiL ToPLUM
ic;inde tekelci olabilecek bir giiciim olsa bile diinya ortammda degi
lim. 0 yiizden benim durumum zay1fhyor, benim kazanc1m diiii
yor veya tersi oluyor. Ancak, beklenenin aksine, emek hareketli de
gil diinyada. Tabii hareketlilik var, bizim bu kadar insamnuz Al
manya'da c;ah1yor. Onlan kiic;umsemek ic;in soylemiyorum. Gayet
ciddi bir miktardH. Arna bu sermayeye gore hareketli degil. Diin
yadaki sermaye hareketlerine b akm, onlann miktarm1 diinyadaki
sermayeye kabaca boliin, b ir giinde bir yerden bir yere trilyonlar
gidiyor. Dolarla mark arasmdaki biitiin bu dalgalanma nasil olu
yor? Bu ekilde hareketlerle oluyor. Arna insanlar yetitikleri yer
ler, aileler, hrnak ic;inde kiic;iimsenen o irrasyonel nedenlerle, sev
giyle ve sayg1yla c;ok fazla hareket etmiyorlar. Tabii c;ok kotii olay
lan d1anda bHak1yorum. Yani sava, Yugoslavya'da olup bitenler.
Onlan bir tarafa bHakahm. Kendi goniillii gidileri c;ok daha smHh
oluyor. 0 zaman her iilkenin u sorunu var: Nasil ben iilkemin ic;e
risinde istihdam problemini c;ozecegim. Dolay1s1yla uluslararas1
ortamda dahi bir ulusal politika alam var. Bir kere istiham sorunu
var. Tabii ondan soma iilke ic;inde olanlarm yerel ihtiyac;larm1 gi
derdiklerini unutmamak gerek. D1andan Tiirkiye'ye kimse gelip
ekmek yapmaz. 0 gene kendi p iyasam1z. Yani b az1 yerel mallar
var. Onlardan oluan bir piyasa var. Ve yerel olarak bu piyasalar
daki hareketi koordine eden mali piyasalar var. Bankac1y1m ya . . .
Onun ic;in oraya getirdim lafi. Onlar da oldugu ic;in oralarda da b ir
istikrar saglanmas1 sorunu var. Bu, kapah ekonomiye oranla c;ok
daha zor b ir sorun. Onun ic;in gec;mi on, onbe yilm Amerika ile
Avrupa arasm1 c;ok etkileyen siyasi tarhmalarda iktisat politikala
rmm koordinasyonu sorunu c;ik1yor. Acaba iilkeler kendi b alarma
hareket edeceklerine iktisat politikalarm1 koordine edebilir lerse da
ha iyi bir duruma gec;ebilirler mi? Bu konuda da iktisatc;Ilar c;ok c;o
ziim iiretmeye c;ahhlar. Arna zor. ic;inde sadece lie; tane iilke olan
bir model yapm1h Frankel. Avrupa, Amerika ve geri kalanlar. Sa
dece ikisine b ak1yor: Avrupa ile Amerika. 0 ikisi oynuyor. Otekile
rin davram1 veri diye bak1hyor. c;:oziim bir diferansiyel oyun ek
linde formiile ediliyor. Fakat c;oziimii 550 tane. 550'lik bir seti bir
siyasilerin oniine gohirdiigiiniizde Alman babakamyla, Amerikan
devlet b akaninm bunlann arasmdan bir ey sec;meye kalkhgm1
diiiiniin, herhalde hic;bir zaman c;ikmayacakhr. Zor bir olay ama
koordinasyon sorunu, belki Avrupa toplulugu eklinde biraraya
gelmeyi de on plana c;1karan bu olayd1. Arna gorece baans1zhgm
nedeni de zor olmas1. Herkesin yerel menfaatleri var. Bir de global
birligin menfaati var. Orada aym sorunlan ya1yoruz. Arna samyo-
SAL! TOPLANTILARI
oluum iine girmiiz son 50-60 yildH, hatta daha da gerilere gide
rek bir gene! dogrultu iine, tabii butt.in Tiirkiye olarak girmiiz. 0,
daha sok siyasal elitlerin, yonetim kesiminin benimsedigi bir fikir
ama, egitim muesseseleriyle toplumun buyuk kesimine bu moder
nite fikrinin buti.in unsurlan aIlanm1. Bu aIlanma iinde hepi
miz, geleneksel olan ey boyle bir sure iinde -ilerlemeye dogru
giden bir sure iinde- akla ters dutugunde de bir ayak bag1dH
diye duunmuuz. Arna imdi bak1yorsunuz, en azmdan bir 1 50
yildH, iki turlu bu fikre kar1 direnme, kmlma var. Bir tanesi Bah
d1mdaki ulkelerde, bir tanesi de bizim gibi Bah iindeki baz1 ulke
lerde. Bir, yeni ulkeler 1k1yor, bu modernite meselesinde ahhg1-
m1z kahplan kullanarak degil de baka turlu bir varolma biimi
gosteriyor. Bir de bizim gibi ulkelerin iinde b az1 gruplar var. Adh
admca soylemek gerekirse, mesela bir Japonya ornegi var. Hem
deniyor ki geleneksel kulturune ok bagh, hem de biliniyor ki eko
nomik rasyonaliteye uyuyor ve Amerikahlara kan kusturacak ka
dar baanh. Arna bunlar ne Bahh, ne de bizim klasik analizlerden
bildigimiz Bahh burjuva. Bir bak1yorsunuz, bizim toplumumuza,
baz1 gruplar var ki, mesela islami hareketler, mesela kente yeni ge
lenler, ahhg1m1z turden, bir guzergah izlemiyorlar. bambaka,
hatta modernite fikrinin o ilk formuna b agh kalanlan ok tedirgin
edecek birtak1m farkhhklar, farkh guzergahlar, fakh stratejiler izle
"
me yoluna gidiyorlar. Bu arada Avrupa da aslmda eski baansm1
gosteremiyor. Bana sorarsamz o da devrini kapatm1 durumda, in
sanhk tarihi itibanyla eskidi. Bir donemdeki yarat1Clhgm1 gostere
mez halde. Bundan da ok gocunmamak laz1m, unku hepimiz
kendi donemimiz iinde bak1p, varolanm hep ezeli ve ebedi oldu
gunu duunuyoruz. Geriye bakhgm1z zaman, 19. yuzyildaki bir in
giltere'nin ihtiam1 ve buhin yuzyila neredeyse damgasm1 vurmu
lugunu bir duunun, bir de imdiki halini duunun. Bu yuzyila,
ozellikle ikinci yansma yaklaIlHken, damgasm1 vurmu olan
Amerika'y1, yava yava ufukta avkmm, 11gmm dumeye bala
d1gm1 hatHlaym. Dolay1s1yla bu, aslmda tarih kursusunden, yuka
ndan b akild1gmda pek de aHhc1 bir ey degil. Arna biz herbiri
miz bunlarm iinde yer ald1g1m1z ve etimiz camm1zla bu kahplarm
urunu oldugumuz iin bizim camm1z1 epey yak1yor; tek tek her bi
rimizi kamrhyor. Arna buna ragmen belki kendimize kar1, kendi
mize ragmen duunmeye ahmak gerek. Bu akam bunu yapma
ya ahabiliriz. "AhIlm1 Bah kahplarmm modernitenin ahIlm1
ete kemige burunme tarzlarmm d1mdakilere nasil bakmah?" soru
su, yani ok kabaca soylenecekse, "Bahh olmadan ekonomik baan
92 SAL! TOPLANTILARI
hep birer Girit olmas1, hep Yunan aguuna atilmas1 i;in hazHhk
demektir" di ye yaz1yor. Yani bunu bugi.ine getirecek olursamz, bu
gi.in yerel yonetimlerin gi.i;lendirilmesi, yerel yonetimlerin, beledi
yelerin veya b aka birimlerin, bi.iyi.ik ehir birliklerinin gelitiril
mesi, o zamamn diliyle "anasH"m dagilmasma ;ahan hainlerin ii
olarak gosterildi. imdi, toplayacak olursam; bana oyle geliyor ki
modernite ;eitliligi gerektiriyor, bunu demokratik bir ;er;eve
i ;inde si.irdi.irmeyi gerektiriyor. Biraz once degindigim Viyana
Konferans1'nda bir bildiri ;1kartild1 ve orada ilk kez "bireylerin ge
lime hakk1" vazge;ilemez bir insan hakk1 olarak tescil edildi. Bu
nu altim ;izmek istiyorum, bireyin gelime hakk1 devletin bamda
ki egemen sm1fm uygun gordi.igi.i yolda gelime hakk1 degil, o bi
reyin kendi bildigi, kendi istedigi gibi kendisini ve ;evresini geli
tirme hakk1; yani insan haklannm korunmas1 ;ogunluk yontemiyle
birlikte gidiyor. Siyasal a;1dan onemli olan, bu iktidarm se;imle
degitirilebilme olanag1, se;imle iktidara gelmek onemli degil, ama
iktidardan se;irnle gitmek demokrasilerin turnusol kag1d1. Bir yer
de iktidarlar se;imle uzakla1yorsa orada demokrasinin varhgm
dan soz edebiliyoruz. Samyorum bu aamada bu kadar konumam
yeter. Teekki.ir ediyorum.
A. U.- Ben teekki.ir ediyorum. Ruen?
Ru?en (:akzr- Ben sosyal bilimci degilim, once onu belirtmem
gerekiyor. Universiteyi terk etmi biriyim.
A. U.- Bak ben bunu bilmiyordum.
M. T.- <;:agHmazdm, degil mi?
A. U.- <;:agHmasma ;agmrd1m da . . .
M. T.- "Ogretmenler cep kitab1 bi.iyi.ikli.igi.inde diktatorlerdir"
diye bir soz vardH.
R.(:.- Bunu bir hatirlatay1m. Once ben gazeteciyim, meslegim
bu. imdi tabii benden esas olarak ilgi alamm olan islam, daha
dogrusu din olarak islamdan ziyade islamm politik, sosyal, ekono
mik, ki.ilti.irel, vs. yans1malarmdan hareketle bu soruya bir cevap
vermem isteniyor. "Moderniteyle biiti.inlemenin baka yolu var
m1?" sorusunu, beni ilgilendiren k1sm1 ile, yani Mi.isli.imanlar, din
darlar -terminolojiyi geniletebilirsiniz, islami duyarhhg1 yogun
olanlar- ve hatta islamcilar moderniteyle birleebilir mi perspekti
finden tarhmaya ;ahacag1m. Once bunun cevabm1 vereyim; tabii
ki baka yolu var ve zaten yaanan o, en azmdan Ti.irkiye'de yaa
nan o, di.inyanm degiik Mi.isli.iman toplumlarmda da yaanmaya
;ahIlan o.
Ti.irkiye'de dindarlarm sorunu, moderniteye kar1 ;1k1p ;1kma-
SAL! TOPLANTI LARI
islami bir modernite. Farkh yol olarak bir islami modernite soz ko
nusu olamaz. Arna modernite islam1 da kendine uydurur, uydura
biliyor, yahut islam1 demeyelim, Mi.ishimanlan diyeyim. Ben, din
olarak islamm boyle diinyevi eylere fazla bulatmlmasm1 istemi
yorum, ama Miisliimanlan da katabilir, Huistiyanlan da katabilir.
0 anlamda birden fazla yol yok, ama c;ok kestirme bir ekilde bak
tigurnz zaman, yabanc1 birisi Tiirkiye'ye gelip "Miisliiman, ama
modern bir iilke," diyebilir. Bu da anlailu bir eydir, ama c;ok so
yu tlamaya gittigimiz takdirde bir yol var.
A. U.- Siz boyle bir sonuc; c;1karmak ic;in diinya tarihi olarak er
ken bir noktada oldugumuzu mu diiiiniiyorsunuz? \:iinkii Ru
en'in soylediklerini basite indirgedigimde boyle bir cevap ahyo
rum ben. Bu sorunun cevabm1 ben biliyor degilim, onun ic;in zaten
iinlemli.
M.T.- imdi ben unu eklemek istiyorum: sadece bugiiniin me
selesi degil. Kimi islamolar da gec;mie dogru efsaneler uyduru
yorlar. Osmanh imparatorlugu -siz bakmaym baz1 tarihc;ilerin kli
elerine- bir teokrasi filan degildi. Osmanh imparatorlugu'nda e
riat uyguland1g1 dogru degildir. Miishimanlar her zaman c;aglarma
gore hareket etmilerdir. Gec;mi oyle iyi idi, boyle iyi idi bak1la
n, bugiiniin uydurmalandu. Size ac;1k bir ornek vereyim: Mesela
islamc1larm "Ulu Hakan" diye yere goge s1gduamad1klan Padiah
II. Abdiilhamid, Tanzimat doneminde baz1 er'i hiikiimlerin yerine
kabul edilen yabanc1 yasalarm bir tekini bile kaldumam1t1. Miislii
manlc1r Tanzimat'ta ilerin bozuldugunu hep soylerler, ama Tanzi
mat'tan once de kesinlikle islama aykm koca bir orf hukuku vardu.
Orf kavram1 kendi bama, Osmanhnm bir teokrasi olmad1gm1 gos
terir. Dolay1s1yla islamcilarm bu elastikiyeti giiniimiize ozgii degil
dir, gec;mite de vard1. Bunu eklemek istedim.
A.U.- Efendim, o zaman isterseniz, birlikte tartimaya devam
edelim.
iZLEYiO- Bu bcnim soracaklanm tam soru degil, biraz once
Aydm Bey, toplantmm bamda yiiksek sesle diiiinmek dedi. Biraz
belki oyle olacak.
A. LI.- Arna bu konuda diiiinmek, degil mi?
iZLEYiCi- Tabii, imdi Aydm Bey, b ata erc;eveyi c;izerken,
c;agdalamayla moderniteyi ne kadar ayumaya da c;ahsamz, gel
dik galiba yine moderniteden daha c;ok c;agdalamaya, yani mo
dcrnizasyona, modernizasyonla modernite kantl ve oyle bir hal
ald1 ki, ben i\inden c;1kamad1m . Konumacilann en azmdan benim
problemimi halletmesini istiyorum.
ManERNiTEYLE BiRLEM ENiN YaLu 0LABiLiR Mi? 10 5
c;ok biiyiik bir direnrne ile karila1yor. Arna arhk, b ugiin, "s1rnf"1
bir analiz arac1 olarak kullanrnayan herhangi bir toplurnsal bilirn
arahrrnas1 rniirnkiin degildir. Arna tabii, boyle bir analiz aracmm,
sosyal bilirnlere girebilrnesinin, 1 9 . ve 20. yiizyilm toplurnsal hare
ketleriy le, onl rm sars1c1 etkilerinin, toplurnsal bilirnlere yans1rnas1
ile, c;ok ilikili oldugunu da unutrnarnak gerekir .
Toplurnsal hareket, genel olarak, toplurnsal bir degirne sagla
rnak arnac1yla giriilen bilinc;li ve kolektif bir etkinlik diye tarif edi
lir. Aym zarnanda da, yerleik iktidar yap1sma, yerleik norrnlara,
degerlere kar1 yoneltilen bir protestoyu da ic;erir. Dolay1s1yla, bu
ekilde tamrnlanan etkili top lurnsal hareketlerin, toplurnun hirnii
iizerinde oldugu gibi, toplurnsal bilirnler alanmda da etki yaratrna
rnas1 diiiiniilernez. irndi ben, buradan tahrnin edebileceginiz gibi,
1 960'larm ortalarmdan itibaren Arnerika'da, 70'lerin balarmdan
itibaren de, biihin Bah Avrupa'da gelien, kadm hareketinin, top
lurnsal bilirnler iizerindeki benzeri etkilerine deginrnek istiyorurn.
Bu kadm hareketinin protestosu, gene bildiginiz gibi, c;ok degiik
alanlara yoneldi. Bu arada da, b ilirnlerin yerleik norrnlanna, ta
mrnlarma, aletlerine, yani rnetodlarma ve yakla1rnlarma da ciddi
eletiriler getirdi, onernli sorular sordu. Bilirnler alanmdaki eletiri
nin en onernli sonucu kadmlarm, -yani toplurnun neredeyse yans1-
m, bazen yansmdan c;ogunu oluturan bir kesirninin- bilginin iire
tirni siirecinden d1land1klarma ve diinyay1 tamrnlarna, ad koyrna
olanagmdan yoksun b1rakilarak kendi deneyirnlerinin goriinrnez
kilmd1gma dikkat c;ekrnek oldu. Kadmlarm boylesine d1anda b1ra
kilrnas1, kadmlar toplurnsal gerc;ekligin ortak kurgularnasma er
kekler ile aym diizeyde kahlrn1yorlarrn1 gibi bir sonuca gohirii
yordu. Gerc;eklik ile gerc;ekligin kurgulanrnas1 ve tamrnlanrnas1
arasmdaki belli bir uc;ururna, farkhhga ya da boluga dikkat c;eki
yorlardi. Dolay1s1yla, boyle bir varsay1rndan hareket eden toplurn
sal bilirnlerin, sonuc;ta ortaya c;1kard1klan toplurnsal gerc;eklik tab
losu, hem c;arp1k hem de c;ok eksik oluyordu. Dolay1s1yla feminist
arahrrnalarm ilk yoneldigi alan, bilginin iiretilrne siirecindeki cin
siyetc;iligi ve tek yanhhg1 ortaya c;1karrnak oldu. Yani, normal bili
rnin, kadmlara ilikin olarak, bilirn degil, ideoloji olarak iledigini
one siirdiiler ve tabii bunun dogal bir sonucu da c;eitli bilirnsel
alanlarda, kadmlan goriiniir kilrnak old u. Ozellikle tarih \'e sosyo
loji alanmda bunun birc;ok ornegini gorrnek rniirnkiin. Birtak1rn ki
tap adlan bile, bu dururnu hernen ortaya koyar. brnegin Kndllllnrw
Tnrihini Ozgiirll.'tirml.'k ya da Tnrihi11 Arkn Yiizii, (:o,1111/11k Kl.'11di Gt.'(-
111ii11i Gai istiyor gibi adlarla ozellikle tarih alanmda yap1lan ara-
SosYAL BiLiMLERiN GER<;EKLici KuRMA looiAsI 1 29
linmeyen bir eyin, ad1 konmam1 bir eyin yok olmas1 anlamma
gelecegini de diiiiniiyorlar. Bunun birtak1m politik <;1karsamalan
var.
A. U.- Onlara da sanmm hem ikinci turda, hem de sorularda
girmek imkam olacak. Burada, ilhan Hoca'ya sozii vermeden once,
bir eyin altm1 <;izmek isterim. Sakin sakin anlath iki konumac1 da
olup biteni. Oysa ben, bu meselelerle iliki kurmaya balad1g1m
son alh-yedi senedir dehet i<;indeyim. (iinkii, benim epey b ir za
mandH, zahmetlerle kendi kendirne ogretmeye <;ahhg1m dogrular,
bir zenaat bi<;imi. Ben iiniversitede <;ah1yorum. Bilgi; ilk diiiirune
ye b alarken vardH ve tektir, onu bulacag1z diye diiiiniirek yola
<;1khg1m bir eydi. Bakmaym bu s akinliklerine. Son y1llarda, bilgi
nin tek oldugu ve b ulunabilirliligi konusunda, <;ok ciddi kukular
var. Ustiinde durdugum zemin, yani iiniversite, ki iiniversellik
iizerine kuruludur, sars1hyor. Boyle bir evrensel, iiniversel bilginin
olamayacagma dair, gerek kadmlardan, gerek farkh toplumsal gu
ruplardan, gerek farkh epistemolojik konumlardan gelenlerin bii
yiik bir eletiri bombardunam var. Dolay1s1yla, aslmda bilgiyle bir
likte iiniversite de elden gidiyor. Bu, benim ahsi problemirn olabi
lir, ama samyorum iiniversite hepimizin problemi. (iinkii; <;ah1-
yor, bilgi iiretiyor ve ger<;eklige tekabiil ediyor, diyerek geceleri ra
hat rahat uyumam1z1 saglayan, makina o. 0 makina gittigi zaman,
"herkes kendi bilgisini tek bama m1 iiretecek? gibi ciddi bir sorun
var. Dolay1s1yla, makina elden gidiyorsa, bunu erken bilelim diye,
sozii ilhan Hoca'ya vermek istiyorum.
ilhan Tekeli- Son zamanlarda bir bildiri yazdun, o bildiriyi niye
yazd1g1m1 anlatarak konuya girecegirn. 0 bildiriyi ozetleyecegim.
Bildiri, temelde u soruya yamt anyor. "Acaba eletirel kuram de
mokratikleen bir toplumun bilgi iiretme yolu ya da yakla1m1 ola
bilir mi?" Boyle bir soruya, neden yamt aramak hizumunu hissedi
yoruz? Benim ya1mda olan kuak bak1mmdan onemli bir konu.
B i z 1 960'larda Tiirkiye'de sosyal bilimlerin canlamp gelitigi Sirada
sosyal bilim formasyonunu elde etmi kiileriz. Aym y1llarm bize
benirnsettigi bir baka deger yarglSl var. Demokratikleme, demok
ratiklik, ozgiirhik. Bunlara da <;ok onem veriyoruz. Son y1llarda,
birden, sosyal bilimlerle, ozgiirhige ilikin degerlerimizi nasil bag
dahracag1m1z sorunuyla karilahk. Aydm'm dedigi hiinerlerimi
zi, Orhan'm iizerinde durdugu tiirden bir sosyal bilim; yani, veriye
dayanan, ger<;ekleri, toplanan veriler i<;inde bulabilecegini ve b u
ger<;eklige ulailabilecegini kabul eden b i r sosyal bilim anlay1mda
gelitirerek belirli bir noktaya ulaacag1m1z1 diiiiniirken, birden
132 SAL! TOPLANTILARI
pratik bir meseleyi c;ozmek ic;in de degildir. <;iinkii pratik bir mese
leyi c;ozmek, pragmatik i gormeyle ilgili bir eletiri, soz konusu
degildir. Neden soz konusu degildir? <;unkii getirilecek c;oziim,
mevcut yapmm arac;lanyla yapilacaktu. Yap1sal degime giindeme
gelmemitir. Oysa, eletirel kuram, toplumun degimesine doniik
bir eletiri getirecektir. Bu, bir anlamda, toplumsal yap1daki alda
hlan ortaya c;1karacak, kendi iistiinde diiiinen insan diiiincesi
nin, ozgiirletirici spiralini balatacak bir eletiridir. Tabii, burada
kar1m1za oy le bir konu c;1k1yor: B u eletiri iki eyi reddediyor. Bir;
bu ilemeye, yani eletiriye ac;ilan ve devamh degien toplum nere
ye gidecek sorusunun yamh bunun ic;inde yoktur. Yani, ne moder
nizasyon kurammdaki gibi evrimsel olarak izlenecek bir c;izgi, ne
de tarihsel materyalizmde oldugu gibi ulailacak bir durak yoktur.
Bu oluum ic;inde vanlacak noktaya bir raz1 olu vardu. Bu raz1
olu ic;inde ne vardu? insanm dogas1 iizerinde iyimser bir bekleyi
bulunmaktadu. Bu iyimserlik, sistem ilerliligine buakild1g1 za
man, insanlarm sec;melerinin, toplumu eitlikc;i ve hakc;a bir diize
ne gotiirecegi varsay1mm1 tau.
Bundan sonra bir eletirel kuramm epistemolojik yakla1m1 iis
tiinde durmak gerekir. Boyle bir bilgi nasil iiretilebilir? Boyle bir
bilgi bir kii tarafmdan iiretilemez, ancak, toplum tarafmdan iireti
lebilir, yani intersubjective olarak iiretilebilir ve bundan dolay1 bilgi
iirctimi kamu alanma ilikin bir faaliyet alam olur. Toplumda iire
tilen bilgi, gorelidir, zaman ve mekan d1mda bir dogruluk degeri
iddias1 ta1maz. Eger boyle bir yakla1m ic;ine girerseniz, siyasal
giic;le ilgili diiiinceniz de degiir. Ancak, hemfikir olmaya daya
nan bir siyasal giic; soz konusu olabilir. Bask1ya dayanan bir siyasal
giic;, boyle bir diiiince sistemi ic;inde yer alamaz. Aym ekilde,
arac;sal rasyonellik de anlamm1 yitirir, ancak iletiimsel bir rasyo
nellik tammlanmas1 kar1m1za gelebilir. Burada arhk, gorgiilcii
(apirisist) yakla1mda oldugu gibi, olaylarm tekrarma ve bu tekra
rm gozlenmesine dayanan bir nedensellik anlay11 degil, dogurucu,
jeneratif bir nedensellik anlay11 ortaya c;1kabilir. Dogurucu bir ne
densellik anlay1mda, yapilar ve mekanizmalar gibi, iki farkh dii
zeyde nedenler ortaya konulabilir.
A . U.- Hocam, daha ileri gitmeden, unu biraz ac;abilir misiniz
bize: Onemli bir ey dediniz. Boyle bir yakla1m ic;inde toplumda
iiretilen bilgi gorelidir, zaman ve mekan otesinde gec;erlilik iddias1
ta1yamaz. Bu, samyorum sizden sonraki tarhmalan devam ettire
bilmek ic;in gec;erli.
t T.- Bu noktay1 ac;ay1m biraz. <;unkii c;ok ilginc; bir no kt a. Eger
SAU TOPLANTILARI
Hoca, her eye ragmen, protesto edilen, eletirilen eyin bir b i.i ti.in
olmas1 sebebiyle, kendisi her ne kadar baka vaatler, baka h.irh.i
sozler verdiyse de bir h.imelligi, evrenselligi iistlendi. Kapitalizm
veya kar1 olunan ey neyse, otoriter diizen, u ya da bu. Eger yek
pare bir "A", son bir "A" varsa, buna kar1 <;1kan B, C, D, E, F, G de,
sonu<; olarak, bu yekpare "A" tarafmdan belirlenmi olacaktu sonu
cunu <;1kanyorum ben. Her eye ragmen, kar1 <;1k1 i<;in, kar1 <;1k1-
lan eyle, kendisinin soyledigi gibi intersiibjektif, ozneler aras1 bir
konuma alarn, bir konuma diinyas1 yaratmak zorunday1z. Konu
abilmek i<;in de, herkesin anlad1g1, fazla oznel olmayan; nesnel, ti.i
mel kavramlar kullanmak zorunday1z. Ben hala buna kahhyorum.
Arna bir ol<;iide, tiimiiyle degil.
A. U.- Aslmda senden de unu rica etsek Orhan. Baz1 kavram
lan, netletirme <;abasmda bulunsan. Bu "oznellikler aras1" katego
risindeki her siibjetiviteyi bize k1saca soyleyebilir misin?
O.K.- u, siibjektif kavram1; bir yarnyla, sadece ahsi olan; ya
ni, anlamm, sadece, solibsist tek, benzersiz, ego tarafmdan konul
dugu bir ey. Yani, "siyah" dedigim zaman, "siyah"m anlam1 sadece
benim konuluyor. Bu "siyah"la ben, ayrn zamanda, "1slak" ya da
"hiiziinhiyii" de anhyor olabilirim. Obiirii siyah dedigi zaman, sa
dece, "isyan"1 ve "koti.ih.igi.i" anhyor olabilir. Arna inter-siibjektif bir
alanm kurulabilmesi i<;in, "siyah"m hepimiz i<;in ortak olan bir an
lam1 kurulmas1 laz1m. (agn1mlan kiiler i<;in ne kadar degiik
olursa olsun. En basitinden, imdi, Hoca burada ey yaph. Bu tiir
den, evrensel, ti.imel, herkesin bir ol<;iide kahlabilecegi ve birbirine
ayrn terimleri kullanarak itiraz edebilecegi; birbirinin tezlerini <;i.i
rii tebilecegini vurguladi. Dolay1s1yla, biitiin tez ve kar1 tez sahip
lerinin iizerinde, yarg1<; merciinde bulunabilecek bir evrensel soz
diizenini, bir hakikat diizenini varsayd1 her eye ragmen. Oysa Fat
magiil burada, biitiin referanslar Marksizm gibi daha evrenselci bir
diiiinceden gelse de, hakikatlerin, ancak, kendileri de k1smi olan
ozneler tarafmdan kurulabilecegini, hikayelerin, manhklarm, dog
rularm, hep ozneye; yere, zamana ve <;1kara (<;1kardan kashm men
fa;:it degil, bu <;1kar son derece imtiyazs1z b ir <;1kar da olabilir, kad1-
nm <;1kan, i<;inin <;1kan vb.) bag1mh oldugunu soyledi. imdi bura
da bir kar1thk var. Demek ki, metodolojik gelimenin -benim no
minalizm dedigim- d iiiincenin tarihsellemesinin i<;inde bile bir
tiir kar1thk var.
A. U.- Affedersin bir ey soylemek istiyorum. Bir film var belki
gormiisiiniizdiir. Kurosawa'nm; bir Japon filmi "Raamon" adm
da. Once bir cinayet anlahhyor, onu goriiyoruz biz. Ondan sonra,
SosYAL BiLiMLERiN GERc;EKLici KURMA 1ooiAs1 1 39
m u ben i y i mi, kohi mii gibi bir yere getirmek istemiyorum. Sadece
sorulmas1 gereken bir soru olarak, aratumacmm etigi anlammda
bir alan oldugunu belirterek, dolay1s1yla miidahalenin hi<; olmazsa
zararh olmamas1 ii;in "dogru" sorular sorulmas1 gerektigini belirte
rek oyle bir sonuca baglamaya i;ahay1m. Belki de en onemli nok
talardan biri, bu etigin sosyal bilimlere dahil olma aamasmda or
taya i;1kan "dogru" soruyla birlikte "dogru" etige sahip i;1kmak ve
oyle bir hipotez ileri siirmek miimkiin. Eger modernite ve sosyo
loji bana degerlerden soyutlanm1 bir bii;imde aratuma yapmam1
emrettiyse ve aksi takdirde aforoz edilmekle tehdit edildiysem bu
giin gelinen durumda ben dini, dinsel birtak1m hareketleri ya da
kendilerine dindar bir kimlik vermi olan insanlan anlamak ii;in
sadece somut olarak modernitenin bana saglam1 oldugu kavram
sal arai;larla yetinmedigimi fark ediyorum. Eger bugiin Modernite
nin kendisi de yetmiy-0rsa hatta yetmedigi ii;in, bazen rontgencilik
yaptig1m, bazen yargilad1g1m konulanm1 "dogru bir etikle" anlaya
bilmem ii;in imdiye kadar sahip olmad1g1m baka birtak1m alanla
n da sosyolojinin ii;ine i;ekmeye i;ahmam laz1m. Yani "inani;" de
nen olay1, bir b ireyin kendi kafasmm ii;inde, duygulanyla, baglan
malarla vs. geri;eklemi olan bir yerde anlamak zorunday1m.
imdi sakmcalarmm farkmda olsan da sosyal bilimlerdeki ti
kamkhklarm ailabilmesi ii;in " radikal" de olsa oyle bir hipotezi
sonui; olarak ileri siirmek istiyorum. Eger ben inamyorsam, bu
inani;, inanan insanlarla ve duygulanyla iliki kurmama imkan ya
ratabilir. Ya da eger inanm1yorsam, inanan bir insanm falan ekilde
davran masma neden olan ii;sel diirhileri hakl<mda en ufak bir ipu
cu bile yakalayabilmeme imkan yok. Farkmday1m; bu i;ok iddiah
bir hipotez; yani sonui; olarak nerdeyse "dinle ugra1yorsamz,
inanmak zorundasm1z" demeye yakm bir ey. Bu hipotezin bol so
ru iaretleriyle dolu oldugunun farkmday1m. Fakat, az once belirt
tigim gibi bir dini veya dinsel bir hareketi anlamak iizere yapilacak
bir i;ahma da deger yiiksiiz olamayacagma gore, her hahikarda
batan bunu kabul ettigimize gore, din gibi tam bir problem yuma
g1 olan konularda hipotezleriniz c;ok i;eitli ve zengin olmak zorun
da. <;iinkli dini incelemekle sadece sosyolojik i;ahma yapm1yor,
hem sosyolojiyi, hem de moderniteyi sorguuyorsunuz demektir.
Ve bu yumag1 i;ozmek ii;in birtak1m yeni kavramlara ihtiyac1m1z
var. Yani din sosyolojisi vesilesiyle benim oniimiizde gordiigiim
ciddi sorun ve ulailmas1 gereken hedef, inani; olan, sadece deger
olan dinsellik ile sosyal olan birlikteligini anlamak. Ya da her iki
alandan gelen duygu ve kavramlan bir potada eritebilmek. Ya da
160 SAL! TOPLANTILARI
akla aykm olan, b ilime aykm olan, bilimin ilkelerine aykm olan
kurumlan tasviye etmemiz, yerlerine bilimsellige uygun, bilimin il
kelerine uygun yeni kurumlar koymam1z gerekir. Bu aydmlanma
diiiincesinin aleyhtarhgmda da, kralhk aleyhtarhgmda da kendisi
ni ortaya koymu olan ilkedir.
A . U.- Modernizasyon denilebilir.
L.K.- Modernizasyon da denilebilir. Toplumu rasyonel ilkelere
dayanan bir ekilde yeniden ina etmek gibi bir gorevi vard1r. Bu
tip pozitivist bilim anlayimdan hareket edenler ac;1smdan bilimin
boyle bir ilevi vardu. Bu, hem bizim tarihimizde hem Bah toplum
larmm tarihlerinde c;ok yaygm olan bir anlay1hr. Buray1 toparla
maya c;ahay1m. imdi boyle bir bilim anlay11 toplumsal ilikileri
ve kurumlan da diizenlemeye kalkt1g1 zaman ve boyle bir bilim
anlay11 temelinde siz toplumu diizenlemeye kalkhg1m1z zaman
ortaya oyle bir manzara c;1k1yor benim kanimca. Tlirkiye'nin de
ic;inde yer ald1g1 Avrupa tarihine bakt1g1mda ortaya c;1kan boy le bir
goriiniim oldugunu zannediyorum. Biraz ekonomik gelimenin te
rimleriyle soyleyecek olursak, bir tarafta kapitalist gelimeye erken
bir donemde girmi olan toplumlar var, diger tarafta kapitalist sii
rece kapitalizmin gelimesinin belli bir noktasmdan sonra entegre
olmak durumunda kalm1 olan, yani bir ekilde kapitalizme maruz
kalm1 olan toplumlar var. imdi bu birinci grupta olabilecek top
lumlar arasmda mesela ingiltere'yi saymak c;ok onemli. ingiltere'de
ampirizm ve rasyonalizm bir ekilde siyasi ideolojilerle yogrularak
siyasi ideolojiler ic;inde bir yer edinerek, tarihin diger toplumlara
gore eski denebilecek, 16.yiizyil'dan itibaren ki donemlerinde boy le
kendi kendine bir gelime gosteriyor. Dolay1s1yla orada ekonomi
nin, biirokrasinin, toplumsal ilikilerin, bir ekilde geleneklerin ras
yonalizasyonuy la sonuc;lanmas1 daha kendiliginden oluyormu gi
bi goriini.iyor. Buna kaq1hk toplumsal gelime siirecinde kapitaliz
me gee; entegre olmak durumunda kalm1, kapitalizme maruz kal
m1 olan toplumlarda tepeden toplumu aydmlatma misyonunu
iistlenmi otoriter liderliklerin ve otoriter liderlikler etrafmda bi
c;imlenen, orgi.itlenen biirokrasilerin ortaya c;1ktigm1 goriiyoruz. Al
manya'da, Rusya'da ortaya c;1km1 olan, aydmlanm1 despotizm
adm1 verdigimiz kurumlamalarm, yapilamalarm ortaya c;1k11
boy le. Tlirkiye de bunun ic;inde, yani Osmanlmm 2. Mahmud'dan
bu yanaki Cumhuriyet de dahil, reform siireci, aslmda bu aydm
lanm1 despotizme benzeyen bir yapilamanm ve bir biirokratizas
yonun geregi bir gosterge goriiniimiinde. imdi burada ne oluyor?
Almanya gibi, Tiirkiye gibi, Rusya gibi toplumlarda, -Rusya biraz
I b8 SAL! TOPLANTILARI
riiniiyordu. Bu oli;iilere gore -kare kur diyoruz- yani iki boyuta <;1-
k1yoruz. Boylelikle bunlar eit oldu ve ayni oli;iilere gore biz kiip
kuracag1z diyoruz. Bunlar azalmaya baladi. Demek ki bizim en
basit hayahm1zda bile boyutlar ok onemli. Fakat bilim adamlan
boyutlarla ugramaya zaman bulamad1k diyorlar. Bakm i;ok basit
bir olay da var, yani bu boyutlara yedi boyutta denir. Kendi ara
m1zda da soylenir, yedi boyuttan sonra ilerin nasil oldugunu an
cak holotransformasyonla anlayabiliyoruz, bu kadar basit. Aynca
ben imdi slaytlan seri olarak gosterecegim. Bizim daha once soy
ledigimiz gibi, oklit uzay1 dedik; oklit uzay1 yakm uzay, onu da ih
mal edemeyiz. Ve ite holotransformasyon bir problemi super uza
yma, yani tamamen zamanla ifade edilen, yani Minkowski uzaym
da oldugu gibi kartezyen uzaya zaman ilave ederek Lorentz donii
iimleri ile bir uzay degil, tamamen her eyin zamanla oli;iildiigii
ki, bu helistir, en azmdan i;ifte sarmal helisle ifade edilir. Bunla
SOSYAL BiLiMLER OOGA BiLiMLERiYLE NE YAPIYOR? 191
A + B > C
A2 + B 2 = C 2
3
A + B 3< C 3
SOSYAL BiLiMLER OOGA BiLiMLERiYLE NE YAPIYOR? 1 93
..
. \
'I J
r "
.(' 4 , t !
t, . 'J !.- h
.,..
7 II)\ - l}
SosYAL BiLIMLER DocA BiLiMLERiYLE NE YAPIYOR? 1 95
Fl
SAL! TOPLANTILARI
I
I
- ---+ - --
l
i I
--- --- --- .
---1
SOSYAL BiLiMLER OOGA BiLiMLERiYLE NE YAPIYOR? 1 97
nin devarn1 olan Frankfurt okulu vs., bunlar da buna kar1 c;1k1yor
lar ve ikisi arasmda sagirlar, ki::i r ler diyalogu var. Ondan soma ya
pilan olay; ancak o sirada Anglosakson Avusturya diyebilecegirniz,
karnp dui.incesi ic;ine baka adarnlar girrni. Pozitivizrne ters du
en, b ata Wittegenstein c;ok bnernli. Yava yava o tarafta Hegel'i
barnbaka bir ekilde ogrenrneye balarn1, arna burada bi.iyuk kav
ga var. Kavganm yine politik nedeni var. 1 960'larda bildiginiz gibi
tekrar bir sol dalga geldi. Sol dalga geldigi anda, hic;bir bic;irnde po
zitivizrn k1skac;lan ic;inde, onun gordugi.i gayet basit, yahn, arnpirik
olc;i.iler ic;inde toplurnlarm ne olacagm1 kestirrnenin, olurnsuzuna
c;ok kar1 c;1kan bir ak1rnd1 sol 1 960'larda, c;ok prestijliydi, biihin
di.inyay1 etkiliyordu. Geldik 1990'lara, bir kere olay degiti. irndi
herhalde gazeteleri okuyorsunuz. Bu sefer ortadan aymhrn. Elma
gibi ikiye aymhrn, rnodernite, postrnodernite olarak apayn bir ey
c;1kt1. Kahrarnanlan da degiti. Pozitivizrn orkadan kalkti. Bu kere
aym Marksist gelenek, barnbaka bir eyle ugrarnak zorunda kal
d1, ki bunun kahrarnam olarak ben yine Haberrnas'1 gori.iyorurn.
Bir olc;ude Anglosaksonlar'1 da olurnlu bir karnpta gori.iyorurn.
Frans1zlardan c;1kan bir olay. Biraz once yine sbzi.i edildi; yorurnbi
lirn, relativizrn geldi. Yani tek bir, rnutlak bir dogru yoktur, birden
fazla dogru vardir ve bunlar birbirleriyle kar1latmlarnaz ve insan
bilirnleri ic;in yorurnbilirn diye bir laf Ti.irkc;eye o ekilde uygulam
yor. Bu da Alrnanlardan c;1kan bir olay. Gadarner bunun bnernli
sbzci.ilerinden bir tanesi. Bu kere barnbaka bir ey oldu, dondi.ik.
Ashnda bugi.ini.in sbzcusu gibi irndi bakarsamz, pozitivizrn ile He
gelci di.ii.ince, i\ .rksist dui.ince arasmdaki kavgalar olurken, iki
karnp vard1 dunyada; yani dedigirn gibi, kapitalizrn rakipsizdi. Ya
va yava bunun kar1h olan bir toplurnsal sistern kaybolrnaya ve
ya c;okrneye balaymca, en son oyle bir olay oldu: Bir tane global
ideoloji var. Tek kutuplu bir di.inya, kapitalizrn rakipsiz. Tek ku
tuplu olunca o kutuptan sbz edilrnez. Bugi.in gazeteleri ac;arsamz,
kirnse kapitalizrnden sbz etrniyor. 0 sbz gitrni kaybolrnu. Niye
kaybolrnu? C::u nku onun kar1h ortadan kalktig1 ic;in sbzci.ik kay
boldu gitti. Ne kald1 onunu yerine? Ufak tefek yerel ideolojiler;
orada biri bayragm1 c;ekiyor, orada biri rnilliyetc;i, ufak yerel kavga
larla, bir kocarnan adarna kuc;uk birtak1rn adarnlar kiieden yurn
ruklar at1yor. Bu kuc;i.ik yurnruklan atanlar da, postrnodernizrnin
kuc;uk adalan. Bugunku toplumsal olaylar t.;:1gunki.i ortarnm otur
rnas1, bu tabii c;ok tehlikeli. Bunu da ortaya, bir olc;i.ide balatan ki
i, aslmda gi.inahma girrnernek laz1rn, c;ok bnernli bir di.ii.ini.ir ola
rak gordugurn bir kii: Michel Faucault. Faucault'un yap1tlanm
SOSYAL BiLiMLER OOGA BiLiMLERiYLE NE YAPIYOR? 209
okursamz, okurnas1 c;ok zordur, bir sayfa bir ci.irnledir, arna onun
yap1tlanna bakarsamz, bir Nietzsche'ye doni.i vard1r. Reason, yani
c;ok bnernli eye kar1 her iki taraf da pozitivist karnpta, Hegel
karnpta; akla c;ok bi.iyi.ik onern verirler, arna ikisinin de ak1l yorurn
lan farkhdlf. Akhn bir gi.ic; oldugunu, gi.ici.in ahlakhs1 ve ahlakslZI
olrnadagm1, gi.ic; gi.ic;ti.ir, diyen ahlak konurnunu kurarndan c;1karan
bir yap1 koydu ortaya. Bunun arkasmdan rnutlak bir iyiyi ve koti.i
yi.i aylft edernediginiz bir ortarnda, ister isternez c;ok bnernli baka
bir felsefe bunu kapti: Rolativizrn. Yani her ey rni.ibahtir, senin
dogrun b aka kardeirn, benirn dogrurn baka ve bunlar da birbir
leriyle k1yaslanarnaz dogrular eklinde bir ortarn c;1kt1. Bugi.in eger
felsefe di.inyasmda bir kavga varsa, daha c;ok bu akla kar1 gobek
ten taarruza gec;en, yorurnbilirn boyutu olan, c;eitli boyutlan olan,
burada aynnhsma girerneyecegirn ak1rnlar akh ve aydmlanrnay1
koruyan ak1rnlar arasmda donen bir baka bir felsefi tartirna var.
Ve ben bugi.in b aktig1rn v akit bu tarhrnalarm ic;ine, pozitivizrn
kaybolrnutur. Yani pozitivizrn yok, hatta pozitivizrn daha c;ok akh
koruyan bir ey oldugu ic;in, obi.irleriyle birleip tekrar aklm gi.ici.i
ni.i ortaya koyar. -Reason diye bir ey vard!f.- Bu olaylar sand1g1-
mz kadar rolatif, gorece olarak degerlendirilernez diye bir durum.
C:: ok k1sa bir ey daha soyleyecegirn. Ti.irkiye'den hie; bahsetrnedirn
dikkat ederseniz. Yalmz unu soyleyeyirn: Ti.irkiye'de, benirn gor
di.igi.irn kadanyla ikinciye geliyoruz, kururnsal yapilar ac;1smdan
belki bu soylediklerirnle iliki kurabilirsiniz, kurarnazsm1z, sizin
degerlendirrneniz, i.izi.ilerek soyli.iyorurn, Ti.irkiye'de baz1 yonleri
ile gelikin bir i.ilke; ticari alt yap1s1 birc;ok Dogu Avrupa i.ilkesin
den, benirn u s!fa yakmdan tamd1g1rn Rusya ve oralardar, daha
gelikin, kapitalist model i.izerine kurulrnu bir i.ilke, arna c;ok zay1f
b ir yam v ar: Egitirn kururnlan inamlrnaz derecede zay1f. Size
abartrnadan soyleyeyirn. iran'da gordi.igi.irn i.iniversiteler bazen bi
zirnkilerden iyi ve ciddi. Kururnsal yap1smda rni.ithi bir hale geldi
Ti.irkiye, terci.irne etkinliklerini de alsamz, bugi.in c;olde susuz kal
rnarnak ic;in, bir insanm kesinlikle bir yabanc1 dil bilrnesi zorunlu
luk haline geldi. Bu karanhktan kurtulrnak ic;in baka yol rni.irnki.in
degil, yok. Aksi takdirde bi.iyi.ici.ilerin elinde kahyor insanlar. Be
nirn diyecegirn bu kadar, ben burada bitiriyorurn.
A . U.- Teekki.ir ederirn, Kernal inan. irndi efendirn, bir ikinci
tur konurnac1lanrn1zm hakk1 var, arna ne dersiniz, ikinci tur hak
k1rn1Z1 birbirirnizin soyledikleri i le ternash ekilde kurarsak, yani
dernin b alad1g1rn1z p arc;alarm eksik kalrn1 tarnarnlarnalarmdan
c;ok, birbirirnizle diyaloga girersek ne dersiniz? Yarnan Bey,isterse-
210 SAL! TOPLANTILARI
siniz?
E.B.- Biliyorsunuz, bu belirsizlik teorisinde, diyelim ki bir
enerji, seviyesinin hangi belirsizlik oranmda o enerjiyi ta1yabilir?
Biz moleki.ille ilgili veya bir sistemle ilgili bunu verebiliriz. Tabii,
saym inan'm soyledigi gibi, herhangi bir: ekilde ifade ederken, me
sela h.en ne kadar kelim? %95 kelim, burada Saym Bakan c;ok daha
hakh. Saym inan almmasm, bu strateji ile ne oluyor? Biz z1ttm1za
da ey vermi oluyoruz, yani ona bir pay vermi oluyoruz, onunla
ifade etmi oluyoruz. Tabii bu olas1hkta da, biliyorsunuz c;eitli uy
gulamalarda gene birtak1m sapmalar var. Bizim kabullendigimiz
den dolay1 birtak1m sapmalar var. Bunun tamamen boyle iist iiste
diiecegini ben kabul etmiyorum. Yani bulamk lojikle belirsizlik te
orisinin, belirlemi oldugu birtak1m olas1hk kuramlan ile iist iiste
c;ak1maz, ama her ikisi de birbirleri ic;in kullamlabilir.
jzLEYjCj- Saym Kemal inan ' a sormak istiyorum. Otomatik
kontrol sisteminden sbz ettiniz. Burada egemen olan negatif geri
besleme dedigimiz ilkenin anlad1g1m kadanyla pozitif geri besle
meden mi soyutlanmas1? Toplumsal uyarlamasmda hangisi ag1r
hkh olarak diiiiniilmesi icap eder?
KJ.- imdi bu sbzciikler negatif geri besleme ve pozitif geri
besleme, yani olay1 daha genel bir yere eye koyahm. Otomasyo
nun benim kavramsallatird1g1m bic;imde bir aamas1d1r, o da u
dur: Enformasyonla enerji arasmda iliki kurrnak. Bir sistemin iste
diginiz ekilde davranmasm1 istiyorsunuz. Siirekli olarak, onun
nasil davrand1gm1 gozleyip o bilgiyi, sizin istediginiz bilgiyle kar
Ilatmp buradaki fark1 alarak, bu farka gore harekete gec;irirsiniz.
Fark oldugu ic;in negatif lafi oradan gelir. Eger pozitif geri besleme
yaparsamz, bir sistem istenmeyen bir yone gidiyorsa, onu daha da
istenmeyen bir yone gotiiren olayd1r. Negatifle pozitifin arasmda,
teknik faz fark1 diyecegim olaylar vard1r. Sistemlerin kararhhg1
meselesi ve bnemlisi bu otomasyon c;agmm sistemlerinin konula
nndan b ir tanesidir. Bu tiir yakla1mlann, toplum bilimlere uygu
lanmas1 konusunda ki -yine boy le ortaya c;1km1 bir laf vard1r.- Al
t! botur, fakat Viyana'dan c;ok onemli oldugu ic;in siirekli boyle
popiiler dergilerde goriirsiiniiz, adam c;ok bnemlidir: Norbert Wie
ner. Fakat oyle bir laf uydurmutur ki kibernetik vs. Tiirkiye'de bu
nun b irtak1m sbzciileri vs. c;1km1tlr, yazilar yazm1tlr, alt! tama
men botur. Bunu genelletirerek insan beyni vb. gibi bir siirii laf
yan yana gelir. Fakat bunun arkasmda, bildigimiz otomatik kont
rol kurammm belirledigi, matematiksel modeller d1mda, toplum
bilimlere uygulanmas1yla ilgili fazla bir veri, fazla bir anlam yok-
224 SAU TorLANTILARI
olur mu? Elleri kmlsm bunu yapanm deyip hemen iistiine giderdi
niz. Oysa bu olmadi. <;:iinkii oyle bir tepki geldi. "Evet ama, o ka
dm yahut miistakbel kadm, o toplumdaki kadm-erkek ilikileri,
boyle bir folklorik orf adet ilikisinin ic;inde ki buna engel oldugu
nuz zaman oradaki dengeyi bozuyorsunuz. Buna benzer bir ey
Fiisun'un da daha once degindigi gibi sanmm gec;en mart Viya
na'da ki insan Haklan Konferans1'nda yaandi. Fakat o konferans
oncesi her bolge degilse bile <;:in Hindi bolgesi Uzakdogu bolgesi
biraraya geldi. Japonya katilmad1 buna ama alttan alta destekledi.
Bir Bangkok Bildirgesi c;1kti. 0 bildirgede demin Fiisun'un soyledi
gi ekilde bir eyleri ortaya koyuyordu. insanm Temel Hak ve Oz
gi.irhikleri dedigimiz eyler Bah diinyasmm, kiiltiiriiniin tarif ettigi
kahplar ic;indedir. Bizim burada farkh beer dengelerimiz, ki.iltiir
dengelerimiz var ve bizim ic;in, tam da boyle bakmak fazla mi.isait
degildir demeye gelen ve ilk defa kendini bu kadar ac;1kc;a ortaya
koyan bir ey oldu. Bunu soylerlerken, biri dogru yap1yor, biri
yanh yap1yor eklinde degil. Bizim ic;in evrensel olan bir eye kar
1 kategori getirebiliyor. Bir de bu iki kar1thg1 bir baka diizlemde
arad1g1m1z zaman cevaps1 bir eyler bulmak miimkiin. 0 da u: Bi
limin evrenselligi dedigimiz zaman, bilimi, sadece bir teoriler diiz
leminde degil de, onun uygulamaya doniiti.igii ana, yani teknolo
j isine bakt1g1m1z zaman hakikaten evrensellemeyi goriiyoruz.
Herkes aym saati, Greenwich'e gore olan saati, herkes aym demir
yolu ve trafik sinyalizasyonunu herkes aym ticaret, iktisat terimle
rini aym standartlan, normlan ve uygulamalan kullamyor. 0 an
lamda bir evrenselleme bir globalleme, kiireselleme var. Tam bu
globalizasyonun oldugu sirada, bu "yerellemeler"in (bu particula
rizmlerin) veya "kiilti.iralist", "yerel olanlar"m govermesine, su yii
ziine c;1kmasma tamk oluyoruz. Pekiyi burada oyle bir denge de
yok mu acaba diye diiiini.iyorum. Tam da, berikinin arhk saltana
tm1 kurdugu sirada paradoksal olarak otekine imkan var. Ne an
lamda imkan var? imdi buradan b iraz metasosyolojiye gec;erek
bir yerlerde sistemin sanki bir m anhg1 var diye d Jiinmek miim
kiin. Diinya sistemi, bir yerlerde asgarisini hallettigini diiiindiigii
noktada bu yerelliklerin demiryollarma, ticarete ve kar ak1ma ma
ni olmad1g1 siirece kendi tonlanm ortaya koymasma imkan tam
yor. Yani yerellik mi? Siz pantolonunuzu oyle, baortiiniizii oyle
kullanm tamam. Arna, hitfen bankac1hk sisteminde bildigimiz e
kilde. Bu ikisi bu noktada buluuyor.
Paradoksal bir birliktelik var m1 diye kendi kendime soru so
ruyorum. Bir de buradan c;1karak galiba diinyanm ilk kez kar1 kar-
SALI TorLANTILARI
1ya kald1g1 bir rnesele var: \:ogulluk rneselesi. Tek tek kirnlikler or
taya i;1k1p i;ogullukla dokunrnu bir zernin ortaya i;1kard1g1 zarnan,
ilk defa, dernokrasilerin irndiye kadar gei;rni olrnas1 gereken bir
irntihan ortaya i;1k1yor. Baktigm1z zarnan dernokrasi diye bildigi
rniz siyasi sistern daha i;ok bu evrenselciligin rnakinalaruun i;ahh
g1 sisternde, zerninde i gorrnii. Dernokrasileri iyi iliyor dedigi
rniz iilkeler farkhhklan rnerkeze dogru i;ekrne uygularnalarm1 ya
pan iilkeler olrnu. 0 iilkelerde i;ok bncelerden beri ya rnevcut
farkhhklar b astmlrn1 veya i;oktan yok edilrni. Bireylerin zihniye
tinde agari bir benzerlik saglanrn1; kirnliklerin i;ok da belli olrna
d1g1 zernin iizerinde, dernokrasi oyunu oynanrn1, oyle gotiiriil
rnii. 0 anlarnda da, belki, dernokrasi i;ogullukla "pluralite" ile irn
tihan verrnerni. irndi ilk defa Bah ii;in olsun, bizirn ii;in olsun
boyle bir irntihandan gei;rnek zorunlugu var. Avrupa Birligi diye
bir eyi bu insanlar ciddi bir ekilde ya1yorlar. Oraya gidenlerirniz
biliyorlardir, her s1mrda her binanm iistiinde Avrupa bayrag1 var.
Kirnse de pasoport filan sorrnuyor. Tarn da bir Avrupa Birligi sbz
konusu degil arna ona dogru ciddi bir aray1 var. Geri;ek anlarnda
kiiltiirel i;ogullukla kar1 kar1ya: Frans1z'm i;ok oviindiigii bir kop
riisii var. 0 ingiliz'e kar1 kazand1g1 zaferin isrnini ta1yor. Deniz'in
obiir tarafma gei;iyoruz, en onernsedigi koprii, Frans1z'a kar1 zafer
kazand1g1 Waterloo'nun adm1 ta1yor. Halbuki kendi ii;lerinde bu
kadar -gei;rnileri itibari ile- farkh toplurn birirnleri degilken, irn
di yeni kurduklan birirn ii;inde, bogazlarma kadar farkhhk ii;ine
gorniilii bir yerden b ahyorlar. Orada bile, i;ogulluk dururnunu i;o
gulculuga doniitiirebilrnekle dernokrasi ilk defa kar1 kar1ya kah
yor. Ayms1 bizirn i i;in de galiba sbz konusu. Yakm zarnana kadar
rnerkezden uzaklaanlarm i;ok fazla kendilerini dile getirrnedikleri
bir ortarndan, rnerkezkai; giii;lerin de ciddi bir noktada devreye gir
dikleri, siyasi ve sosyal sahnede belirgin hale geldikleri bir donerne
girdik. Galiba oniirniizdeki rnesele hepirnizin rneselesi: ilk defa de
rnokrasi bu geri;ek i;ogullugu i;ogulculuga i;evirebilrne smavmdan
gei;iyor gibirne geliyor deyip, bu soylediklerirni soru diye telakki
etrnek rniirnkiinse, cevaplanrnas1 ii;in ortaya birak1yorurn.
0.5.- ilkin Aydm'a kendi goriiiirnii bir kez daha -irndi dene
yecegirn gibi- derleyip toplay1p anlatrna fusah verdigi ii;in, bu ay
nca verdigi brnek ii;inde teekkiir ediyorurn. Diinya Saghk
Tekilah ne yap1yor? ilkin birinci anlarndaki kiiltiirle karila1yor.
Kadm siinneti ilkin klitorisin kesilrnesi b ii;irnirde geri;ekletirilen
olaydir. Afrika'da i;ok yaygm bir olay. is tanbul Oniversitesi'nin
film arivine bavurursamz size bu konuyla ilgili belgeseli gosterir-
BiLiMiN EvRENsELLici KuL TuRuN YERELLiciNE KARI M 1 ? 249
Bundan once, "Bu iki ayn ti.ir yaratigm birbirinden fark1 ne?'' diye
soracak olursamz; bir kere, siyaset bilirnci ve siyaset adarn1 farkh
degerleri rnaksirnize etrnege c;ah1yorlar. "Siyaset olsun olrnasm, bir
bilirn adarn1 hangi degeri rnaksirnize etrnege c;ah1yor?" derseniz;
gerc;egi bulrnak, gerc;egi yakalarnak eklinde bir yamt verrnerniz
rni.irnki.in. Buna kar1hk, "siyasetc;i hangi degeri rnaksirnize etrnege
c;ah1yor?" derseniz, c;eitli yamtlar bulunabilir. Belki arkasmdaki
destegi gorevde kalrnak ve istediklerini uygularnak ic;in gereken
destegi rnaksirnize etrnege c;ah1yor diger eylerden once. Tabii bu
ikisi farkh davramlara yol ac;1yor. Gerc;egi rnaksirnize etrnek isti
yorsamz, baz1 eyler yapabilirsiniz. Siyasal destegi rnaksirnize et
rnek ic;in ise baka eyler yapabilirsiniz. i kinci olarak, siyasal bilirn
cinin bir rneslegi var. Siyasetc;inin rneslegi ise bazen var, b azen si
yaset bir rneslegin yanmda da y apilabiliyor. Siyaset, rnutlaka bir
rneslege doni.irneden de yapilabilen bir faaliyet. Bu c;ok onernli de
gil belki de. Fakat ilerine yaklarnalan ac;1smdan onernli bir fark
var; bilirnci genellikle gec;rnii ac;1klarnaya c;ahu, siyasetc;i ise gele
cegi kestirrneye ve ekillendirrneye c;ahu. Bu c;ok onernli bir fark
samyorurn. Yani bilirnciyi son derece rahatlatan, genellikle gec;rni
le ugrarnas1du. Siyasetc;i gec;rnile ugrau L,e bir yere vararnaz. ii,
gelecegi kestirrnek ve kestirerek de ekillendirrnek.
Bu gozlernleri yaptiktan soma, gelelirn sorulanrn1za: Siyasal
bilirnci siyasete girrneden siyaseti inceleyebilir mi? Aslmda bu soru
c;ok rnasurnane bir soru da degil. C::: i.i nki.i rnetodologlann da i.izerin
de c;ok tartirna yaptiklan bir soru. irndi, rnetodoloji okullan ara
smda onernli fark var. Mesela gorgi.il yakla1rnlan, yani arnpirik
yakla1rnlan benirnseyen ve savunanlar, genellikle gozlerni yapan
kiinin gozledigi nesne kar1smda yans1z olrnas1 gerektigini ileri
si.irerler. Tabii, bunun dogal sonucu olarak da ileri si.irdi.ikleri go
ri.i; bilirnci, inceledigi olguyu, onun d1mda kalarak gozlernek
rnecburiyetindedir. Gozlenen olgunun bir parc;as1 olacak olursamz,
gerc;egi gorrnenin uzagma diiersiniz. Neden uzagma diiersiniz?
Birincisi, kii olaym ic;inde oldugu zarnan ancak bulundugu yerden
k1srni olarak gerc;egi gorebilir, hirniinii gorrne irnkanma sahip de
gildir. Soma, kii, gozledigi dururnun bir parc;as1 olursa, kendisini
dururnla ilgili duygulardan ve c;1karlardan annduarnaz, dolay1s1y
la dururndan etkilenir. Bu da, gerc;ege varrnak konusundaki gay
retlerine bir darbe indirir. Tabii, bunun tersi de ileri siiriiliiyor. Ya
ni, psikolojide Alrnanca'dan kaynaklanan ve "Uerstelzen (anlarnak)
denilen bir yakla1rna gore de, insan, bir dururnu ancak ic;ine gir
dikten soma anlayabilecegi ic;in, d1andan seyircilikle bir siireci an-
SiYASET<;i iLE SosYAL BiLiMci \:APRAZ NAZARLAR 26 1
hcpsi, tabii, birer hipotez; onu soylernern laznn. Belki bir arat1rrna
yapilarak, bunlar smanabilir aydmlar arasmda. Gen;ekten, siyaset<;i
irnaj1 boy le rnidir aydmlar arasmda? Belki tart1arak biraz gelitire
biliriz. ikinci olarak be lirtrnern gereken husus da, elbette ki, siya
sett;ilerirniz arasmda bu genellernelerin d1mda olan pek t;ok insan
oldugu. Oncelikle u gozlerni yaprnak yalrn ve abartrna olrnaz di
ye diii.ini.iyorurn. Ti.irk aydm1 siyaset s1rnfma gi.iven duyrnuyor.
Siyasett;ilerin toplurnun gerisinde kald1gm1 di.ii.ini.iyor genellikle.
Ben, i.iniversitedeki ogrencilerirn arasmda da, gazeteci arkadala
nrn, sosyal bilirnci arkadalanrn arasmda da t;ok yaygm oldugunu,
rnaalesef, gori.iyorurn. Zannediyorurn, set;kinlerin, elitlerin baz1 ke
sirnlerinin toplurna gore ileride oldugu di.ii.ini.ili.iyor. Ne bileyirn,
Ti.irkiye'de rnesela yoneticiler sm1fmm, giriirnciler sm1fmm, hak
kmda genellikle olurnlu kamlar var. Bunlann toplurnu s1rtlay1p go
ti.irdi.iklerine dair bir kam var; arna siyasett;ilerin, toplurnun s1rtm
da bir yi ik, bir tutuculuk unsuru olduguna dair bir yaygm kam ol
dugunu kesinlikle soyleyebilirirn. Siyesett;iler genelde tutucu bir Sl
mf olarak gori.ili.iyor. Mesela, hernen hepsinin kar1 oldugu 1 982
Anayasas1 degirneden kalrn1hr. Oysa aydmlanrn1z arasmda top
lurnun t;ok kokli.i reforrnlara ihtiyac1 olduguna dair bir inan<; oldu
gunu varsayarsak veyahut kabul edersek, o zarnan, siyaset sm1h,
aydmlann beklentilerinin t;ok t;ok gerisinde kahyor diyebiliriz.
Ut;i.inci.i bir nokta, aydmlarm, siyaset sm1firn1z1 "populist" olarak
gori.iyor olrnalan. Yani, yapilrnas1 gerekenleri degil de oy getirecek
olan, bugi.ini.i kurtaracak politikalan tercih e trneleri, uzun vadeli,
toplurnun yolunu at;acak politikalann takipt;isi olrnarnalan; popu
list politikalar izledikleri gibi bir kam var. Baka bir yaygm kam, si
yasett;ilerirnizin, belirli ilkeler ve fikirler it;in degil de, ne pahasma
olursa olsun, koltuk, iktidar it;in siyase t yapt1klan. \:i.inkii tutarh
olrnad1klanm t;ok s1k gori.iyoruz siyasett;ilerirnizin. iktidarken ba
ka, rnuhalefetken b aka gori.ileri savunuyorlar. Bunun brnekleri
t;oktur. Mesela "\:eki<; Gi.it;"e rnuhalefetteyken kar1 9k1hr, iktidara
gelindigi zarnan sahip 9k1hr. Zaman it;erisinde tuturnlar t;ok degi
ir. Bu <;ok veciz bir ekilde "Di.in di.indi.ir, bugi.in bugi.indi.ir" felse
fesiyle ifade edilrnitir.
Siyasett;ilerirnizin bilgili olrnad1klanna dair de t;ok yaygm bir
kam var. Yani, siyaset sm1hrn1zm, hele siyaset bilirnciler at;1smdan
bakilmca, hayli cahil oldugu di.ii.incesi var. Bu b ak1rndan, siyaset
t;ilere yukan dogru degil de, aag1 dogru bakild1g1 soylenebilir. Si
yasett;ilerirnizin pek bilgi sahibi olrnad1klan gibi, bilgiyi ki.it;i.irnse
dikleri de di.ii.ini.ili.iyor. Ti.irkiye'de sosyal bilirnlerin bugi.i nki.i du-
SiYASET<;:t ILE SOSYAL BtLiMCI \:APRAZ NAZARLAR 265
lik. Baka herhangi bir i.ilkede de boyle bir durum olsa, belki aym
derecede v ahirn olrnayabilir. Bizde rn aalesef, siyasi kururnlar ve
gelenekler yerlernerni oldugu i<;in kiilerin <;ok bnerni var. Siyaset
yapan insanlarm yeteneklerinin ve kiiliklerinin <;ok onerni var.
Mesela bir italya olsayd1 farkh olabilirdi. Gori.iyoruz, italya'da hi.i
ki.irnetler degiiyor, yolsuzluklar, kirli toplurn, terniz toplurn, bir
y1gm hrtma kopuyor arna, italya, di.inyanm en gelirni sanayi i.il
kelerinden ve dernokrasilerinden biri olrnaya devarn ediyor. \:iin
ki.i kururnlan ve gelenekleri saglarn. Siyaset sm1h i<;erisinde kopan
hrtmalar, toplurnu pek etkilerniyor. Biz neden bu dururna geldik?
Bu konuda da birka<; ey soyleyeyirn. Bir defa, zannediyorurn, Ti.ir
kiye'de yoneticiler dairna siyasi k atihrndan korkrnular. Bakm ana
yasalanrrnza, yasalanrn1za; ozellikle 1970'lerden soma, siyaseti top
lurna yasaklarnak i<;in, insanlarm siyasete girrnerneleri i<;in; siyase
ti, p artilerin tekeline verrnek i<;in her eyi yaprn1lar. Ulkernizde,
yasalar, siyaseti toplurna yasaklarn1hr. Gen<;ler yaparnaz, kadmlar
yaparnaz, dernekler, sendikalar siyasetle ugraarnaz, vs. vs. Tabii,
askeri rni.idaheleler, ikide bir gelip, butt.in toplurnu alti.ist edip, si
yasi kururnlan, gelenekleri baltalad1klan i<;in de siyaset sm1fmm
yetiip, belirli degerleri, belirli tecri.ibeleri birbirine aktaracak si.i
rekliligi saglarnasma irnkan birakrnadi.
Toplurnurnuzun orgi.itsi.iz yap1s1 da populist politikalara fev
kalade elverili bir ortarn saghyor. Maalesef, bir<;ok Akdeniz toplu
rnu gibi biz de, <;ok orgutsuz bir toplurnuz. brgutler olrnaymca in
sanlar siyaset i<;in yetirne hrsah bularn1yor. Birka<; yil once, Boga
zi<;i'nden bir grup arkadam yaphg1 bir arahrrna ortaya koydu ki
Ti.irkiye'de herhangi bir dernekten, sendikadan siyasi partiye kadar
uzanan herhangi bir orgi.ite i.iye olanlann oram %6'y1 ge<;rniyor.
Fevkalade orgi.itsi.iz bir toplurn oldugurnuz i<;in, siyaset populist
nitelige bi.iri.ini.iyor. Bir karizrnatik lider, onun populist ideolojisi ve
soylerni ve kitleler. Onun i<;in, siyaset ve toplurn arasmda bi.iyi.ik
bir kopukluk var. Siyaset<;iler ile toplurn arasmda kopri.iyi.i kuran
toplurnsal orgi.itlenrneler yok. Ben, siyaset sm1hrn1zm bugi.inki.i du
rurnunu a<;1klarnada az1rnsanrnayacak bir faktori.in de, Ti.irkiye'de
1960' l ardan bu yana se<;irnlerde uygulanrnakta olan nispi ternsil
sisterni oldugunu di.ii.ini.iyorurn. Ti.irkiye'deki nispi ternsil esasma
dayanan se<;irn sisternleri sultasm1 getirdigi gibi, siyaset<;ileri, hi.i
ki.irnetleri toplurna kar1 sorurnsuz kilan bir uygularna olrnutur.
;lirndi onerilere ge<;iyorurn. Yani ne yapabiliriz? Ti.irkiye'de si
yaset sm1fm1 daha nitelikli, ehliyetli, saygm, onlardan bekledigirniz
gorevleri yapabilir hale getirrnek i<;in ne yapabiliriz? Bence, siyaset-
SiYASET<;:i iLE SOSYAL BiLiMCi \:APRAZ NAZARLAR 267
S iyaset ve B ilim
Bilim Siyaset
*ideal-Teori *Realite-Pratik
*Bireysellik *Kitlesellik, ortak bilinc;
*ivediligi yok *Realitenin dayattig1
zamanlamalar, rutin gerekler
*Uzmanlama *Yaamm ve bilimin her alani
rafi var. Siyasa kitlesel yap1hyor, ortak bir bilinci gerektiriyor. Siz
bilirnde, kendi bilinciniz ii;erisinde bir dogruyu anyorsunuz, siya
sette, kendi bilinciniz ii;inde dogruyu bulrnak yetrniyor. Siyaseti;i
nin sanc1s1 da, s1kmtis1 da, eger bir rniktar d uunuyorsa, zaten bu
noktadir. Kendi ii;inizde bir nokta yakahyorsunuz, arna onu ortak
bilince, toplurnsal bilince di::in uturerniyorsamz, o sizin yureginizin
sanc1s1 olarak kahyor. Kitleselletirdiginiz i::i l i;ude bir anlarn1 oluyor
siyasette arad1gm1z unsurun.
Oi;uncusu, b ilirnin acelesi yok. Yani rnukernrnel bir sei;irn siste
rni, rnukernrnel bir anayasa, rnukernrnel bir vergi yasas1 aratmp
gelebilirsiniz. Benirn Hukuk Fakultesi'ni bitirdigirn yildan bu yana,
samyorurn ki yirrni yildir, hep i;ah1hyor. Her zarnan yenisi bulu
nuyor. Arna siyasetin, zarnam bu kadar rahat kullanrnak gibi bir
luksu yok. Siyaset ite o anda, o di::i n ernde, o sei;irn di::inerninde, he
rnen bumurnuzun dibindeki sei;irn di::in erninde, tavir alrnay1 gerek
tiriyor, bir ey si::i y lerneyi gerektiriyor, bir ey yaprnay1 gerektiriyor.
Dogru di ye si::i y lerniyorurn bunlan, yani bir ya da i::iteki dogru degil.
Arna siyaset, anhk davranrnay1, hernen davranrnay1, zarnam k1s1th
sureler ii;inde kullanrnay1, hatta b azen rutin gelirneleri cevaplarna
y1 gerektiriyor. Bilirnin hii;bir ivediligi yok. Bilirn zarnan ii;inde,
uzun bir zarnan ii;inde arad1klanna dogru cevab1 bulursa kendisiy
le yetinebiliyor. Tabii, bilirnde uzlarna var. G aliba dernin konu
rnacilar degindiler, bilirnde uzlarna var kai;milrnaz olarak. Siyaset
te de urnanrn bir gun olacak, arna u anda yok. Yani dunyada da
pek yok, bizde de yok.
Siyaset, hayatm kar1 kar1ya kald1gm1z b utun sorunlanna ce
va p verrneye i;ah1yor. Siyaseti;i, hayatm, kar1 kar1ya kald1gm1z
her sorununa cevap verrneye i;ah1yor. Siz -Turkiye geri;egi uzerin
den bak1yorurn- herhangi bir siyaset adarnrnm, " Ben anayasadan
anlanrn, ekonorniden anlarnarn," diye cevap verdigini, verecegini
duunernezsiniz samyorurn. Ozellikle elit duzeyindeyse, liderlik
duzeyindeyse. Boyle olsa ki::it u mu olur? Belki daha iyi olur, arna si
yasetin u anda ahtig1rn1z geri;egi ii;inde, yaarnm ve bilirnin her
alamm karilarna, her ad1rnma cevap verrne var. Oysa bilirnde uz
larna var. Ne yap1yor siyaset? Bilirnsel bilgiyi ahyor, toplurnsal
arnai;lan ii;in ideolojik ve uygularna duzeyinde degerlendirrneye ve
kullanrnaya i;ah1yor. Bilirnle siyaset arasmda, iin i::i z unden kay
naklanan, bi::i y le bir farkhhk gi::ir uyorurn, saptiyorurn ve o yuzden
siyaseti;i ile siyaset bilirnci, sosyal bilirnci ile bilirn adarn1 arasmda
bir uslup farkm1 kai;milrnaz buluyorurn.
irndi tabii, bir baka geri;egi gi::ir rnerniz laz1rn. Mukernrnel bir
SiYASET<;i iLE SosYAL BiLiMci APRAZ NAZARLAR 271
itli kasabalarda h.iccar, <;:ift<;:i gibi s1fatlan olan bir baka se<;:kin
grubu. Bunlar arasmda bir ittifak var. Kitlelerin bi.iyi.ik bir katilrna
gi.ici.i yok siyasal si.irece. 0 donernlerde rnerkezin belirledigi rno
dernletirrne politikalarm itaatin saglanrnas1 i<;:in, bu rnahalli ileri
gelenlere birtak1rn ayncahklar tanm1yor. Daha tarn incelenrnedi.
Mesela, "Curnhuriyet Halk Partsi'nin yerel orgi.itlenrnelerinde kirn
ler onernli gorevlerde?" diyecek olursamz, goreceksiniz ki bi.irok
ratlarla bi.iyi.ik toprak sahipleri, ticarette roli.i olan insanlar birarada
bulunuyorlar. Bunlar arasmda sernbiyo tik dedigirniz, yani ikisinin
de <;:1karma hizrnet eden bir iliki var. irndi buradan ortaya oyle
bir anlay1 da <;:1k1yor: Siyaset bir rnenfaat dag1trna arac1dir. Bu do
gal zaten. Bugi.in de her yerde boyle. Fakat kirne dag1tilacak soru
suna cevap verdigirniz zarnan, d evletin, kendisini destekleyen ve
toplurnun destegini saglarnakta arac1hk eden kiilere <;:1kar sagla
rnas1 soz konusu. Dernokrat Parti goreve geldigi zarnan, bu <;:1kar
dag1tum kar1smda alternatif bir <;:1kar dag1tirn rnekanizrnas1 oluu
yor. 0 gi.ine kadar ileyen rnekanizrnanm d1mda kalanlar i<;:eriye
giriyorlar, i<;:inde olanlar d1ma <;:1kanlrn1 oluyorlar. 0 gi.in bu gi.in
di.ir, siyaset anlay11rn1zda bir degiiklik olrnad1. Bugi.in geldigirniz
tikamkhk noktas1 da, bu h.ir dag1tirnm yapilacag1 denizin bitrni ol
rnas1. Bu dag1tirn aglan o kadar geniledi ve o kadar <;:ok kii iin
i<;:ine girdi ki yetrniyor arhk, ve s1kmhrn1z biraz da orada. una dik
katinizi <;:ekeyirn, Ti.irkiye Curnhuriyeti'nin bir bakamm, aym parti
nin rnilletvekili onbe kiilik kadro i<;:in tokatlad1 ve hi<;:bir ey de
olrnad1. Yani kirnse yadirgarnad1, <;:i.inki.i hepsi aym iin i<;:indeler:
Bir patronaj ve hirnaye ilikileri ve <;:1kar dag1tirn1 var. Bugi.inki.i h
kamkhk burada ve eger siyaset<;:iler bugi.in begenilrniyorsa, <;:ogun
luk itibariyle bu agm i<;:inde olrnalan dolay1s1yla artik begenilrni
yorlar.
irndi gelelirn sosyal bilirncilerle ilgili olarak gozlernlere. Ben
Saym Gi.inay'a <;:ogu zarnan katihyorurn bu gozlernlerle ilgili ola
rak. Yalmz bakm irndi, Ti.irkiye'de sosyal bilirn hangi kururnlar
arac1hyla geliti? Mi.ilkiye Mektebi. Nedir bu kururn? \:agdala
rnanm sivil alandaki rnisyoneri bir kururn. Niye kurulrnu, ne ya
pacak? Devlete <;:agda bi.irokrat yetitirecek. Balang1<;:ta arnac1 ger
<;:ekleri ararnak degil. Bu, sonradan kendisine yak1tmlan bir gorev.
Hatta, siyasetle baglanh o kadar gi.i<;:li.i ki, ne zarnan iktidar degise
Mi.ilkiye'deki hocalar hazirhk yaparlarrn1, acaba nerenin rni.istean
olacagrm ben diye. Yine bu <;:er<;:eve i<;:erisinde, bak1yorsunuz baka
hangi faki.ilte? Oil, Tarih ve Cografya Faki.iltesi. Ne yaprn1? Hatir
laym1z, istanbul'daki Edebiyat Faki.iltesi'ni begenrnerniler, Anka-
SAU TOPLANTILARI
men bir kalernde \izip atrn1yorurn, arna, tart1i}rnaya \Ok \Ok rnuh
ta\ buluyorurn. Derninki soyledigirne, ta b ata soyledigirne doni.i
yorurn: Teoriyle pratik arasmdaki, soyutla bugi.inki.i ger\ek arasm
d aki aynrndan, bilirnciyle siyaset\i arasmdaki b ak1 farkhhgmdan
b akarak soyli.iyorurn. Ben bugi.in dar bolge sisterninin, Ti.irkiye'de
ornegin ingiltere'de verdigi sonu\lan verecegini sanrn1yorurn. Bi
raz siyasetin i\inde, siyasetin ger\egini bilen bir insan olarak, hal
km ger\ekten tercih ettigi en iyinin degil; rnedyay1, paray1 en fazla
kullanabilenin; airet, rnezhep, a gahk, beylik baglan, en gi.i\li.i ola
nm se\ilebilecegi kaygilan ta1yorurn. Hatta istanbul'un istanbul
olrnaktan \1k1p, bolgelere, iyice ki.i\i.ici.ik yapilara doni.iecegi ve is
tanbul rnilletvekilinin, Ankara rnilletvekilinin, izrnir rnilletvekilinin
kalrnayacag1 kayg1sm1 ta1yorurn. Tabii %3 i.iniversitelisi olrnayan,
%80 civarmda ilkokul rnezunu di.izeyinin altmda olrnayan bir i.ilke
olsak, dar bolge tek aday sisterninin, daha iyiyi, gi.izeli se\tirebilece
gi, se\rnen ve se\ilen arasmda bag kurabilecegi v arsayilabilir, arna
bugi.inki.i Ti.irkiye ger\ek\iligi i\inden bak1yornrn ve sonucu oyle
gorrni.iyorurn. Ben bugi.inki.i se\irn sisterninin ti.irni.iyle kar1smda
y1rn ve se\rnenin iradesini dogru yans1tabilecek olan bir sisternin
savunucusuyurn. Dar bolge sisterninin bir de u tarafi v ar: Bir bol
gede bir oy fazlas1yla se\iliyorsunuz, yani sizden bir oy eksik alan
olan oylar ziyan oluyor. Yani, iki tur bile olsa, 49 oy ziyan oluyor,
51 oy se\iliyor. Bunu i.ilke \apmda toplad1gm1z zarnan, olagani.isti.i
bir oy ziyan oluyor. Milli bakiyeyi onerrniyorurn, arna "di.iz ayna
sisterni" denilen, yani, ne oy alrn1samz, aag1 yukan, onun aynen
kar1hgm1 veren bir sisternin, Ti.irkiye'yi bugi.in sancilarmdan \Ikar
rnak konusunda daha kolay olacagm1 di.ii.ini.iyorurn, tabii bu tar
hrnanm se\irn sisterni tarhrnasma donrnernesini diledigirni de ifa
de ederek. Teekki.ir ediyorurn.
A . U- Ben teekki.ir ediyorurn. Efendirn, aslmda saati yine sekiz
bu\uga yaklatird1k. isterseniz, 10 d akikahk, sorular boli.irni.ine ge
\elirn. Haks1zhk olacak, arna \Ok uzarsa da sanmrn, ilgi ve verirnli
lik di.iecek. 0 bak1rndan, sorulanrn1z1 gori.i bildirrnekten \Ok, soru
smmnda tutarsak hepirniz bu toplanhdan, bezgin olarak degil de
daha verirnli fikirlerle aynlmz. Buyurunuz efendirn.
iZLEYiCi- Say1n Gi.inay, aslmda genellerne yaparsarn, i.i\ ko
nurnacmm da konurnalan bir nevi vaaz niteliginde, yani bilirn
a\1smdan \ak1acak noktalar gorrnedirn. Galiba di.ii.ince sisternirni
zi birlikte sorgularnarn1z laz1rn. Yani, benirn sisternirn \Ok farkh,
farkh yakla1yorsunuz. Sosyal bilirnler, sosyal, toplurnsal analizler
boyle olrnaz. Bunlar \Ok yanh. Tarnarn1yla vaaz. Saym Gi.inay, bir
SiYASET<;i iLE SosYAL BiLiMci \:APRAZ NAZARLAR 28 7
bir tartirna konusunda bir talebirn var, bunu buradaki biitiin ilgili
lere soyli.iyorurn. Hala itirazlanrn siiriiyor. Bilgi konusuna gelince:
Ben, sosyal bilirnlerin goreceli oldugu konusunda hala kayg1 ve bi
lirnsel kuku ta1yorurn. Onu da soylerni olay1rn. Bir de, bu top
lantilardan ard1rn1zda soylernedigirniz eyler vehrnedilrnerneli ve
yanh algilarnalar kalrnarnah diye diiiiniiyorurn. Bir arkada1rn
Curnhuriyet Donerni'ni eletirdigirni soyledi. Tarn tersine, Curnhu
riyetin 70 yilhk geleneginin gerideki 700 yilhk gelenegi aarnad1g1-
ni soyledirn ben. Yani Curnhuriyet, "yurttaf kavrarnm1 ortaya c;1-
kardi. "Curnhuriyet'in ternel vasfi nedir?" derseniz; bizirn insanirn1-
z1 kul olrnaktan, tebaa olrnaktan, reaya olrnaktan yurtta olrnaya c;1-
karrnaya c;ahrnaktir. Curnhuriyet'in 70 yildir yaprnay1 arnac;lad1g1,
o gerideki 700 y1h heniiz aarnadi. Gerideki 700 yilda insanirn1z
kul, reaya, tebaa olrnu, onu soylerneye c;ahtirn. Yanh!? alg1larna ol
rnasm.
jzLEYjCj- Curnhuriyet'e kar!?1 olanlarm kabahati mi?
E . G . - Yok galiba, o tartirnaya girrniyorurn.
A. U.- 0 ayn bir tartirna.
jzLEYjCj- Dernokrat Parti'yi siz bd tarafta goriiyorsunuz.
5ALI TOPLANTILARI