You are on page 1of 546

MADI DOLMAYAN UMUT

IslAM In the BAlkAns


UnexpIreD hope

2
cilt
Editr
MuhaMMet Sava KaFKaSYaLI
Trkistandan Balkanlara
From Turkestan to the Balkans
2
cilt

MADI DOLMAYAN UMUT


Islam in the Balkans
Unexpired Hope

TRKSTANDAN BALKANLARA
FROM TURKESTAN TO THE BALKANS

EDTR
Muhammet Sava Kafkasyali

Ankara - Belgrade - Bucharest - Budapest - Chisinau - Kiev


Podgorica - Sarajevo - Skopje - Tirana - Zagreb
nceleme Aratrma Dizisi
Yayn No:19
BALKANLARDA SLAM
MADI DOLMAYAN UMUT
Cilt 2: Trkistandan Balkanlara
From Turkestan to the Balkans
Editr
Dr. Muhammet Sava KAFKASYALI
Balkanlarda slam: Trkistandan Balkanlara - From Turkestan to the Balkans
/ Editr: Dr. Muhammet Sava Kafkasyal
Ankara: T.C. Babakanlk Trk birlii ve Koordinasyon Ajans Bakanl 2016 5.c.
(2902 s.) ; 16*24 cm T.C. Babakanlk Trk birlii ve Koordinasyon Ajans Bakanl
inceleme-aratrma-dizisi; yayn no:19
indekiler:
c.1: Mulaklktan Berrakla / From Ambiguity to Clarity
c.2: Trkistandan Balkanlara / From Turkestan to the Balkans
c.3: Gnl Fethinden Zihniyet Temsiline / From the Conquest of
Hearts to the Representation of Mentality
c.4: Vakti Azizden Vakti Zelalete / From Times of Glory to Times of Humility
c.5: Kprler Ykan Zihniyetin Ykl / Demolishing Mentality Which Demolishes Bridges
ISBN: 978-605-9642-11-8 - Takm
ISBN: 978-605-9642-13-2 - Cilt-2
Kafkasyal, Muhammet Sava
Redaksiyon
Prof. Dr. smail ALIKAN
Prof. Dr. Ahmet YILDIRIM
Proje Ekibi
Do. Dr. Bahadr GCYETER
Dr. Hamza KOLUKISA
Dr. Fatih VEYS
Hasan BEKDE
Tasarm-Bask
Karnca Creative Ajans

Adres: Dr. Mediha Eldem Sokak 56/1 Kzlay/Ankara


Tel: 0 312 431 54 83 / Faks: 0312 431 54 84
http://www.karincayayinlari.net
karinca@karincayayinlari.net
Bask Tarihi: 2016
Bask Yeri: Ankara
Bask ve Cilt: Eflal Matbaaclk
Sertifika No: 13987
Tika Yaynlar
GMK Bulvar No:140 / Anadolu Meydan
PK: 06570 ankaya/ANKARA
Tel: +90 312 939 70 00
Fax: +90 312 939 75 15-16
www.tika.gov.tr
MADI DOLMAYAN UMUT
Islam in the Balkans
Unexpired Hope

TRKSTANDAN BALKANLARA
FROM TURKESTAN TO THE BALKANS

EDTR
Muhammet Sava Kafkasyali

Ankara - Belgrade - Bucharest - Budapest - Chisinau - Kiev


Podgorica - Sarajevo - Skopje - Tirana - Zagreb
indekiler / Contens

Trkler ve Balkanlar
The Turks and the Balkans
Halil nalck9
X - XIV. Yzyllarda Orta ve Dou Avrupada slm Varl
The Presence of Islam in Central and Eastern Europe in the X XIVth Centuries
Tasin Gemil 41
Balkanlarda slamn ve Trkln Yaylmasnda Bir nc: Sar Saltuk
A Precursour in the Extension of Islam and Turkishness into the Balkans: Sar Saltuk
kr Halk Akaln 51
Balkanlarda slamiyetin Yaylmasnda Sar Saltukla lgili Efsaneler ve Rivayetlerin
nemi
The Importance of Legends and Myths for Sari Saltuk in the Spread of Islam in the
Balkan
Fadl Hoca73
Trkistandan Balkanlara Sema/h: Kken, Figr ve Ritel Ortakl
Sema/h from Turkestan to the Balkans: Origin, Figures and Ritual Partnership
Ali Kafkasyal101
Balkanlarda Tasavvuf Edebiyatna Genel Bak
An Overview of Sufi Literature in the Balkans
Mustafa Kara135
Balkanlarda slamiyetin Yaylmasnda Tekke, Zaviye ve Ziyaretghlarn nemi
Importance of Tekke, Lodges and Pilgrimage for the Spread of Islam in the Balkans
Mensur Nuredin155
Balkanlarda slamn Yapc ve Evrensel Paradigmas ve Osmanl Dneminden
Gnmze rfan Ocaklar: Tekkeler ve Tarikatlar
The Constructive and Global Paradigm of Islam in the Balkans and the Wisdom
Societies from the Ottoman Era to Date: Lodges and Religious Orders
Metin zeti187
Osmanl Trkleri Vastasyla Arap Yarmadasndan Balkanlara Tanan
Kltrel Miras
Ottoman Turks as a Bridge from Arabian Penisula Carried the Cultural
Heritage to the Balkan Nations
rfan Morina239
Aspects of the Spread of Islam in the Balkans: Particular Conditions and Ottoman
Structures (1354 - 1800)
slamn Balkanlarda Yaylmasnn Boyutlar: zel artlar ve Osmanl Yaplar
(1354 -1800)
George Tsoutsos255
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

The Role of the Mosque and the Tekke in the Formation of the Cities
ehirlerin Oluturulmasnda Cami ve Tekkelerin Rol
Hasan Cilo271
ki Yarmadada Yarm Kalm Bir Serven: berya ve Balkan Yarmadalarnda
slm Varl
Two Peninsulas Unfinished Adventure: Presence of Islam in the Iberian and Balkan
Peninsula
Nizamettin Parlak293
Trk slam Kltrnn ve Sanatnn Polonya Kltrne ve Sanatna Etkisi
The Impact of Turkish Islamic Culture and Art on the Culture and Art of Poland
ztrk Emirolu 321
Erken Dnem Macarlar Arasnda slam
Islam among Early Era Hungarans
Osman Karatay369
Balkanlarn slamlamasnda Osmanl Devletinin Siyasi ve dari Anlay - Yaps
The Political and Administrative Understanding-Structure of the Ottoman
State in the Islamization of the Balkans
Raif Vrmia379
Tarih Boyunca Kosovada slam
Islam in Kosovo Throughout History
Nexhat brahimi389
Muslims in the Republic of Poland the History and the Present
Polonya Cumhuriyetinde Mslmanlar - Tarih ve Bugn
Tomasz Mikiewicz399
Muslims in Poland: Their Origin, History and Organization of Religious Life
Polonyadaki Mslmanlar: Kkenleri, Tarihleri Ve Dini Yaamin Dzenlenmesi
Agata S. Nalborczyk427
Importance of Isa Beg and His Family on Islamization of the Balkans
Balkanlarn slamlamasnda sa Bey ve Ailesinin nemi
Sulejman Baki449
Balkan Dillerine Trkeden Geen slami Terimler
Islamc Terms Passed to Balkan Languages from Turksh
Serkan en459
Arnavutlara Mill Adn Veren Deiimler
The Changes Which Gave the Albanians their National Name
Milazim Krasniqi481
XV-XVII. Yzyllarda Anadoludan umnuya (Kuzeydou Bulgaristan) Yaplan
Gler ve Kurulan Mslman Trk Yerlemeleri
Migrations from Anatolia to Shumen (North-East Bulgaria) and Established
Muslim Turk Settlements between XVth-XVII th Centuries
Osman Gm - Hasan Hseyin Ylmaz501
Trkler ve Balkanlar*1
Halil NALCIK
Prof. Dr., Bilent niversitesi

zet
B
alkanlarn tarihi phesiz ki Trk tarihinin ayrlmaz bir par-
asdr. Nitekim Balkan kelimesi de Trke kkenli olup
srada veya dalk anlamna gelmektedir. Balkanlardaki
Trk varl Osmanldan daha nce balamtr; Trkler, olduka
erken saylabilecek tarihten (VI. yzyl) itibaren Balkan Yarmada-
sna gelmeye balamlar, bata Deli-Orman olmak zere Varnadan
Tunaya kadar olan blgede eitli yerleim alanlar oluturmular
ve Osmanldan nce bu yerleim alanlarnda (Kuzeydou Bal-
kanlarda) gl devletler kurmulardr. Bu devletler arasnda VII.
yzylda kurulan Bulgar Hanl zellikle anmsanmaldr. On iki
Hayvanl Trk Takvimini kullanan, hkmdarlar Han unvan
ile anlan Bulgarlarn Balkanlarda Bizans mparatorluunun yerini
aldklar bilinmektedir. Yine Osmanl Trklerinin Balkanlara gir-
mesinden evvel bir Trk kavm olan Kpaklarn/Kumanlarn XII.
yzyldan itibaren blgedeki varlklar sz konusudur. Dobrucadan

*1 Bu yaz ayn adla, Halil nalck, Osmanl ve Modern Trkiye - Aratrmalar, Tima
Yaynlar, stanbul, 2013 iinde yaymlanmtr.

9
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Akkermana kadar olan step blgesine yerlemi olan Kumanlarn


Dobruca-Varna blgesi civarnda gl bir beylik kurduklar bilin-
mektedir.
Kuzeyden gerekleen bu Trk glerine 1260l yllardan itibaren
gneyden, Anadoludan balayan Trk gleri elik etmitir. Bu g-
lerden ilki Sar Saltuk Baba nderliinde Moollardan kaarak nce
Seluklu hkmdar zzeddn Keykvusun yanna snan, sonra
da Bizans mparatorunun izniyle Kuzey Dobruca blgesine yerle-
tirilen 30-40 Trkmen obasnn gerekletirdiidir. Anadoludan
Balkanlara gelen ilk Mslman velisi olarak sayabileceimiz Saltuk
Baba Saltuknme isimli destanda Balkanlara slmiyeti ve Trkleri
tantran bir veli olarak kutland grlmektedir. Saltuk Baba n-
derliindeki Trkmenlerden sonra Anadoludan Balkanlara yaplan
Trk aknlar ise Karesi Beyliinin kurulmasyla devam etmitir;
fakat bu aknlar neticesinde yeni yerleimler zuhur etmemitir.
1354 ylnda Gelibolu kalesinin ele geirilmesiyle birlikte Osmanl
iin Balkan ftuhat da balamtr. Zaten Balkanlardaki ilk Osman-
l harekt sleri Gelibolu ve Balayr olmutur. Osmanl bu dnemde
Bulgaristan ve Makedonyaya doru egemenliini srekli genilet-
mitir. Bir blge olarak gneyde Akdeniz ile snrlanan, Moradan
Tunaya kadar uzanan Balkanlar, I. Bayezidden beri Osmanl kendi
egemenlik alan olarak grm ve Dalmaya, Karada, Arnavutluk,
Mora, Eriboz ve Ege Adalarndaki Venedik kolonilerini kendi hk-
mne alabilmek iin Venedik ile kyasya bir mcadeleye girimi-
tir. Ayn zamanda deniz ve kara gc arasndaki bir mcadele olan
Osmanl-Venedik mcadelesi yava da olsa kara gcnn ilerleyi-
iyle sonulanm ve tm Balkanlar Osmanl siyas birliinin ii-
ne girmitir. Osmanlnn Balkanlarda karlat rakip g sadece
Venedikten ibaret olmamtr; gneydeki Venedik ile srekli ittifak
iinde yer alan kuzeydeki Macaristan, Osmanlnn blgedeki bir
dier rakibidir ve Balkan jeopolitiinin deimez bir sonucu olarak
bu iki g srekli Osmanlya kar beraber hareket etmilerdir.
Balkanlarn Osmanl egemenliine girmesinde uc beylerinin etki-
si byk olmutur. Kosavann, Bosnann Osmanlya katlmasn-
da byk rol oynayan uc kuvvetleri 1371 ylnda Srp ordusunu
irmende yenerek Bizans-Srp ittifakn sonusuz brakm, by-
lece Balkanlarda yeni bir imparatorluk, Osmanl mparatorluu
domutur. Fakat bu imparatorluk dier imparatorluklardan farkl
olarak Osmanlya tabi olmu devletlerden oluuyordu; bugnk
deyimle bu imparatorluk bir devletler topluluu niteliindeydi;

10
Trkler ve Balkanlar

balar olduka gevekti. Osmanl Yenierilerle ve aknc birlikleriyle


blge ii bar kuruyorlar ve blgenin Venedik ve Macaristan ta-
rafndan ele geirilmesinin nne geiyorlard. Osmanl blgedeki
senyr ailelerinin ounu eski feodal topraklarnda tmar sahibi ola-
rak brakyor ve bunun iinde din deitirme koulu aramyordu.
Nitekim 1500 ylna kadar blgede pek ok Hristiyan tmar sahibi
sz konusuydu. Yani halk gibi yerli aristokrasi de Osmanl hanedan-
ln tanyarak onun hizmetine girmekten baka bir i yapmyordu.
Osmanlnn blgedeki uygulam olduu politikann karakteri
onun Ortodoks kilisesine kar gtt politikayla daha iyi anla-
lr. Her eyden evvel Osmanl gayrimslimleri cizye vergisi dnda
Mslman tebaadan ayr tutmam, onlarn canlarn ve mallarn
korumann Allahn bir emri ve devletin balca grevi olarak gr-
mtr. Ayrm gzetmeksizin tm tebaay korumay kendine vazife
bilmesi Osmanlnn blgede yaylmasn salayan faktrlerin ban-
da gelmitir. Bu koruyu, uzlatrc ve hogrl siyaset blgedeki
topluluklar etkilemitir. Nitekim ilk Osmanl kronikleri de birok
fethin bu yolla, yani istimaltle yapldn teyit etmektedir.
almada, bu yazda zikredilen bilgiler erevesinde Trklerin Os-
manl ncesi ve sonrasnda Balkanlara gelii zerinde durulacak,
Balkanlarda Osmanl mparatorluunun kurulu koullar incele-
necek ve Osmanlnn Balkanlardaki ftuhatnn sonular deer-
lendirilecektir.

11
The Turks and the Balkans

Summary
T
here is no doubt that the history of the Balkans is an integral
part of Turkish history. Indeed the word Balkan is of Turk-
ish origin and means mountain range or mountainous. The
Turkish presence started in the Balkans before the Ottomans; the
Turks started to migrate to the Balkan peninsula at a rather early
date (VIth century) and established settlement areas starting with
Ludogorie on an area extending from Varna to the Danube and
established powerful states on these settlement areas (Northeast Bal-
kans) before the Ottomans. Special attention among these states
should be given to Great Bulgaria established in the VIIth century.
It is a known fact that the Bulgarians whose rulers used the Turk-
ish Calendar with Twelve Animals and whose rulers were addressed
with the title Khan replaced the Byzantine Empire in the Balkans.
Again before the Ottoman Turks entered the Balkans the Kipchaks/
Cumans which were Turkish tribes had been present in the area
since the XIIth century. It is known that the Cumans had settled

12
Trkler ve Balkanlar

in the steppe region from Dobruca to Akkerman and established a


powerful principality around the Dobruca-Varna region.
As of the 1260s these Turkish migrations from the north were
joined by Turkish migrations from the south starting in Anatolia.
The first of these migrations incurred when 30-40 Turkmen clans
fled the Mongols under the leadership of Sar Saltuk Baba to take
refuge with Seljuk ruler zzeddn Keykvus and who were subse-
quently settled in the North Dobruca region with the permission
of the Byzantine Emperor. In the epic named Saltuknme by Saltuk
Baba who can be counted as the first patron of Muslims to migrate
from Anatolia to the Balkans he is celebrated as the patron who
introduced Islam and the Turks to the Balkans. After the Turkmen
under the leadership of Saltuk Baba the Turkish incursions from
Anatolia to the Balkans continued with the establishment of the
Principality of Karasi however no new settlements were established
as a result of these incursions.
In 1354 with the conquest of the Gallipoli fortress the conquests
of the Balkans began for the Ottomans. In fact the first Ottoman
operational bases in the Balkans were Gallipoli and Balayr. During
this period the Ottomans expanded their sovereignty continuously
towards Bulgaria and Macedonia. Since the reign of Bayezid the
1st the Ottomans had assumed sovereignty over the Balkans which
were surrounded by the Mediterranean in the south and reached
from Mora to the Danube and they engaged ruthlessly with Venice
to gain control of Dalmatia, Montenegro, Albania, Mora and the
Venetian colonies on Euboea and the Aegean Islands. The combat
between the Ottomans and Venice which was also a combat be-
tween land and naval forces progressed albeit slowly with the ad-
vancement of the land forces and eventually the Balkans as a whole
was included in the Ottoman political union. The Venetians were
not the only opposition force that the Ottomans encountered in the
Balkans; Hungary in the north was in a continuous coalition with
Venice in the south and was another competitor of the Ottomans in
the region and as the inevitable result of the geopolitics of the Bal-
kans these two forces always acted together against the Ottomans.
The impact of end principalities had a major impact on Ottoman
sovereignty in the Balkans. The end forces which had a major role
in the inclusion of Kosovo and Bosnia to the Ottomans gained a
victory over the Serbian army in 1371 in irmen and left the Byz-
antine-Serbian alliance unresolved and thus a new empire, the Ot-
toman Empire was established in the Balkans. However, this empire
differed from other empires in that it was comprised of states which

13
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

were subjected to the Ottomans; in contemporary terms this empire


was similar to a union of states, the ties were rather relaxed. The
Ottoman Janissaries and the raider units established inter-regional
peace and prevented the Venetians and Hungarians from invading
the region. Most of the seigneur families on Ottoman territory on
ancient feudal soil were left with fiefdoms and changing religion
was not a required condition. In fact until 1500 there were many
Christian fiefdoms in the area. In other words the local aristocracy
also recognized the Ottoman dynasty as did the people and chose
to serve them.
The characteristics of the policies applied in the region by the Otto-
mans are better understood with the policy that was pursued against
the Orthodox church. With the exception of a poll tax the Otto-
mans did not differentiate between Muslims and non-Muslims and
considered it Gods orders and the main task of the state to protect
their lives and properties. One of the main features which enabled
the Ottomans to expand in the region was that they considered it
their duty to protect all the citizens without discrimination. This
protective, conciliatory and tolerant policy had an impact on the
communities in the region. In fact the first Ottoman chronicles
confirm that many conquests were disposed of this way.
The study will focus on the arrival of the Turks in the Balkans before
and after the Ottomans within the framework of the information
referred to in this text, the establishment conditions of the Otto-
man Empire in the Balkans will be studied and the results of the
Ottoman conquests in the Balkans will be assessed.

14
Trkler ve Balkanlar

I. Kuzeyden Gelen Trkler


Balkanlar tarihi, Trk tarihinin ayrlmaz bir parasdr. Balkan kelimesi dahi, sra-
da veya dalk anlamna gelen Trke bir szcktr. Gvenilir tarih kaynaklarna
gre, Balkan Yarmadas VI. yzyldan balayarak Trk kavimlerinin gelip yer-
letii bir yurt olmutur. Doudan, Asya iinden, Kuzey Karadeniz step blgesi
yolu zerinden birbiri ardndan gelen atl gebe Trk kavimleri, ya burada Dac,
Trak ve Slav aslndan yerli halkla karm, ortadan kaybolmu (XI. yzylda Ouz
aslndan Peenekler ve Uzlar gibi); yahut asker egemen snf olarak Kuzey-Dou
Balkanlarda gl devletler kurmulardr. Bu sonuncular arasnda, bir Trk boyu
olan Kutrigurlarn VII. yzylda kurmu olduu Bulgar Hanl zellikle anm-
sanmaldr.
Bulgarlarn Dobrucada braktklar kitabelerde, hkmdar Han unvan ile
anlr ve Oniki Hayvanl Trk Takvimi kullanlr. Bulgar Hanlar IX.-XI. yzyl-
larda (1018e kadar) Balkanlarda Bizans mparatorluunun yerini almtr. XIII.
ve XIV. yzyllarda, yine Bulgaristanda, Kpak/Kuman aslndan SlavlamTer-
teri ve iman hanedanlar hkim oldu.
Osmanl Trkleri Balkanlara girmeden nce, XII.-XIV. yzyllarda Kpak/
Kumanlarn blgedeki stn tarih rol yeterince vurgulanmamtr. zellikle,
DobrucadanAkkermana kadar step blgesinde yerlemi ve Hristiyanla ge-
mi Kpak/Kumanlar eitli hanedanlar kurmulardr. Bunlardan bir grup, XIV.
yzyln ikinci yarsnda Dobruca-Varna blgesinde bir beylik kurmutur (Mer-
kezi Kalliakra); Dobrovi ve bir Kuman ad tayan kardei olpann Dobruca
Beylii, 1388de I. Murad metb tanm, 1393te I. Bayezid bu beylii Osmanl
lkesine katmtr.
zetle, Deli-Orman ve Varnadan Tunaya kadar giden blge daha Osmanl-
lardan nce gerek bir Trk yerleim alan olmutur.

II. Anadolu Trkleri Balkanlarda


Trklerin gneyden, Anadoludan gelip Balkanlara yerlemesinin tarihi 1260lara
kadar gider. Kuzey Karadeniz blgesinden gelen Trk oruklar, zamanla Hristi-
yanl kabul edip yerli Slavlarla kartklar hlde, Anadoludan gelen Mslman
Trkler kendi din ve kltrlerini korumay baarmlardr. lk yerleme, 1261de
Moollardan kap Bizansa snan Seluklu Sultan zzeddn Keykvusla ger-
eklemitir.
Mool idaresinden kaan otuz-krk Trkmen obas, kutsal kii Sar Saltuk
Baba ile zzeddn Keykvusun yanna gelmi ve Bizans imparatoru tarafndan
Kuzey Dobrucaya yerletirilmitir (1263). Balangta, Mslman Altn-Ordu
emri gl Nogayn himayesi altna giren bu Anadolu Trkmen grubu, burada
Baba Saltuk kasabas ile baka kasabalar kurmulardr. 1332de buradan geen

15
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

bn Battuta, Baba kasabasn Trklerin oturduu bir ehir olarak anar. Nogay
lnce (1300) yerine geen putperest Mool hanlar zamannda Trkmenlerin
bir ksm Anadoluya geri dnmek iin g etmiler (1301); kalanlar ise yerli
Kumanlar arasnda Hristiyanl kabul etmilerdir. Bunlar, Keykvusun halk
anlamna gelen Gagavuz adyla gnmze kadar gelmilerdir ve bugn kendi si-
yasi varlklarn tantmaya almaktadrlar. Dil aratrmalar Gagavuzlarn Ana-
dolu lehesini konutuklarn ortaya koymutur. Anadoludan Balkanlara gelip
yerlemi ilk Mslman velisi olarak Baba Saltukun kiilii etrafnda menkbeler
tremi ve sonra bu rivayetler, Cem Sultan emriyle, Rumeli Trklerinin byk
destan Saltuknme adyla Ebul-Hayr Rum tarafndan toplanmtr.1 Bu byk
destanda Sar Saltuk, Balkanlar slmiyete ve Trklere aan byk bir veli-gazi
olarak kutlanmaktadr. 1484te Osmanl Sultan II. Bayezid, Bodan seferinde
Dobrucaya geldiinde onun kabri zerinde bir trbe yaptrm, vakflar adam,
bylece Rumeli gazilerinin gnln almak istemitir. Baba-Da kasabas, kuzeye
kar yzyllarca gazi, yrk ve aknclarn hareket ss olmutur. Bugn ykk
trbesi, ken imparatorluun hazin bir simgesi gibi metrk durmaktadr.
Bu giri yazsnda, Osmanl Trklerinin Balkan ftuhatn anlatmak, ksa
bir biimde de olsa mmkn deildir. Ancak, bu ftuhatn sebep ve koullarn
objektif bir yaklamla incelemek tarihinin devidir; biz burada ariv belgeleri
nda bu koullar inceleyen yeni aratrmalarn sonularn zetleyeceiz.
Sar Saltuk Trkmenlerinden sonra, Balkanlara Anadoludan yaplan Trk
aknlar Karesi Beylii kurulduktan sonra balar. Bu aknlar sonucu yerleme ol-
mamtr. anakkale Boaz yerleimi zorlatran balca engeldi; geen kk
kuvvetler, yerli gler tarafndan sarlma ve yok edilme tehlikesiyle kar kar-
ya kalyordu. Bu akn nderlerinden Ece Halil ve shak burada anlmaya deer.
Onlar, Bizans imparatoruna isyan eden Katalan-Almugavar cretli asker kum-
panyasyla i birlii yaparak, Franklarn Atina Dukalna kadar gitmi (1311),
Atinada Katalan egemenliini salayan meydan savanda nemli rol oynam-
lardr. Osmanllar, 1352de Cinbide (Tsympe) bir kprba kuruncaya kadar,
te yakaya byle birok Trk aknc birlii gemi; bunlardan bir ksm Balkanl
devletlerin hizmetine cretli asker olarak girmi, bir ksm da yamadan sonra
Anadoluya dnmtr. O zamanlar Rumelide gvenilir bir mttefik bulmadan
akn yapmak tehlikeli bir macera idi. Bu yeni taktii en baarl bir biimde kulla-
nan Aydnolu Umur Bey olmutur.2 O, Bizans taht iin Trakyada arpan Yani
Cantacuzenusun ittifakn salayarak, 1340larda 300 gemiyi bulan donanmasy-
la zmirden Balkanlarn her tarafna aknlar dzenlemeyi baard. Bu aknlarda
Dobruca ve Arnavutluka kadar gitti. Bizans, onu durdurmak iin Bat Hristiyan

P. Wittek, Yazdjioghlu on ChristianTurks, Bulletin of the School of Oriental and African Studies,
Londra; Saltuknme, Fahir z (Ed.), Saltuknme I-VII, ABD, Harvard University Printed Office, 1976,
2 Umur Gazinin aknlar iin bkz. P. Lemerle, LemiratdAydn, Byzance et lOccident, recherches sur
le gested Umur Pacha, Paris 1957; The Rise of the Turcoman Maritime Principalities Byzance and
Crusades, Byz. Forschungen, IX, s. 179-217.

16
Trkler ve Balkanlar

lemini harekete geirmekten baka are bulamad. Nihayet 1344te Bat Hallar
zmir Kalesini alp onun denize kmasn nlediler. O zaman Bat Anadoludan
gelen gaziler, Balkanlara gemek iin anakkale Boazna yneldiler. O tarihte
Osmanllar Kareside yerlemi bulunuyorlard. Osmanl lkesi bylece, Anadolu
gazilerini Balkanlara sevk eden balca hareket ss hlini ald. Orhann bu ucta
yerleen olu Sleyman Paa (lm 1357), Cantacuzenusun mttefiki olarak
defalarca Trakyaya geti ve sonunda 1352de Cantacuzenusun klamak iin ona
teslim ettii Cinbi Kalesinde yerleip kald. Gelibolu Yarmadasnda en nemli
stratejik noktay, Bolayr zapt etti ve Anadoludan sratle geirdii Trkmenleri,
gneye ve batya doru akn yapmak zere orada rgtledi. ki yl sonra, 1354 yl
Mart aynda iddetli bir yer sarsntsnda surlar yklan nemli Gelibolu Kalesini
ele geirdi. Bylece Balkan ftuhat balam oldu.3
Balkanlardaki ilk Osmanl harekt sleri Bolayr ve Geliboludur. Hallar ve
Bizans, Geliboluyu 1366-1376 arasnda Osmanllardan geri aldlar. Bununla be-
raber Osmanllar, bu dnemde de Balkanlarda Bulgaristan ve Makedonya ilerine
doru egemenliklerini geniletmeyi baardlar. Bu faaliyetlerde, zellikle asker s-
nr merkezleri, uclarda yerleen Evrenuz Gazi, Hac lbeyi, Mihalolu gibi aknc
beylerinin rol byk olmutur.

III. Balkan Yarmadas ve Osmanl Yayl


Jeopolitik durumunun sonucu olarak uzun alar tarih ve kltr birlii gsteren
Balkan Yarmadas tarih bir blge olarak gneyde Akdenizle snrlanr. Burada
Ege, yzlerce adasyla deta Balkanlar iindedir, oradan Giritle Akdenize uzanr
(Girit XIII.-XVII. yzyllarda Venedik egemenlii altndadr). Batda Adriyatik
Denizi, yahut uzun yzyllar Venedikin savunduu gibi Venedik Krfezi yer alr,
yani Balkanlar dnda kalr; fakat greceiz ki Osmanllar, Dubrovnik, Avlona ve
Hercegnovi (Nova) limanlarn gelitirerek, Adriyatiki Balkan nfuz alanna sok-
maya alacaklardr. yoniyen Adalar ve Korfu, Venedik ile Osmanllar arasnda
uzun bir savan konusu olmutur. Nihayet, talya kylarnda Puglia (Otranto)
ve Ancona, Osmanl siyasi ve ekonomik nfuzu altna girmitir. Bir Balkan im-
paratorluu olarak Osmanl Devleti, I. Bayezid (1389-1402) dneminden beri
Moradan Tunaya kadar btn Balkanlar kendi egemenlik alan olarak grm
ve Dalmaya, Karada, Arnavutluk, Mora, Eriboz ve Ege Adalarndaki Venedik
kolonilerini kendi hkm altna sokmak iin yzyllar boyu uzun bir mcade-
leye girmitir. Mcadelenin uzun olmas, Venedikin denize, Osmanlnn kara-
ya hkim olmasndan ileri gelir. Sz konusu mcadele, 1718e kadar, uzun bir
dnemde adm adm kara devletinin ilerleyii ile sonulanr ve tm Balkanlar,
Ege ve Giritin de katlmyla Osmanl siyasi birlii iine alnr. Nasl ki, Bizans
mparatorluu da ayn snrlar iinde bir Balkan imparatorluu, daha dorusu

3 H. nalck, Gelibolu, Encyclopedia of Islam, 2. edisyon, II, s. 983-987.

17
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Anadolu-Balkan imparatorluu hlinde idi (Fatih Mehmed bu jeopolitik birlii,


Sultnl-Berreyn ve Hknl-Bahreyn, yani Anadolu ve Balkanlarn Sultan ve
Ege ve Karadenizin Hakan unvanyla ifade etmitir). Bu jeopolitik tarih blge-
nin kilit noktas stanbul, daha dorusu anakkale Boaz ve stanbul Boaz ile
birlikte stanbul olmutur.
Balkanlarn kuzey snrna gelince, Roma dneminden beri Tuna Irma,
yarmadann kuzey snr olarak belirlenmitir. Tuna Irma, gneyde Boazlar
gibi almas g bir su engeli oluturuyordu. Bununla beraber Tuna, Karadenize
inen balca ticaret yolu olduundan ve iki kys arasnda sk ticaret balar bu-
lunduundan asla almaz bir engel oluturmamtr. Tuna berisi Balkanlara ege-
men olan imparatorluklar, daima Tuna tesi topraklar kendi kontrolleri altnda
tutmaya almlardr. Bu, dorudan doruya bir egemenlik olmasa da, kltr
ve sosyal yap bakmndan Tunann kuzeyi ve gneyi olduka nemli farklar
gstermitir. Tuna, zellikle asker bakmdan asl Balkanlarn kuzey snr olarak
kalmtr. Balkanlarn batsna doru Vidin ve zellikle Belgrad bir kilit nokta-
s roln oynam ve Belgraddan sonra Sava Irma, Bat Balkanlar Syrmia ve
Macaristandan ayran bir snr oluturmutur.
Osmanl mparatorluu ile gl Macar Krall arasnda, Sava ve Drava r-
maklarnn ortasnda Syrmia bir sava alan olduundan boalm, harap olmutu.
Nasl ki, Osmanllar Tuna ve Sava tesini kontrol altnda tutmak istiyorlarsa,
stratejik ve ticari faktrler etkisiyle Macar Krall da Tunann berisinde Bosna,
Mava, Srbistan ve Kuzey Bulgaristan zerinde nfuz ve egemenlik kurmaya
alyordu. Bu sava Osmanllarn Eflak, Banat, Erdel ve Macaristan zerinde
egemenliinin kurulmas ile sonuland. 1683-1699da Habsburglarla savan-
dan sonra da Tuna ve Sava iki imparatorluk arasnda snr oldu. Osmanllarn
Ungurusun Kaps dedikleri Belgrad Kalesi daima kuzey snrnn kilit noktas
olarak kald.
Osmanllarn, imparatorluklarn kurarken karlarnda iki byk gc, g-
neyde Venedik, kuzeyde Macaristan bulmalar bir rastlant deildir ve Balkan
jeopolitiinin deimez bir sonucudur. Venedik ve Macaristan daima beraber
hareket etmiler ve Avrupay, papa yolu ile bu mcadelede Hal ideolojisiyle
yanlarna almaya almlardr.
Balkan Yarmadas iinde birtakm stratejik massif dalk blgeler, boaz ve
geitler imparatorluun kurulu aamalarn belirlemitir. Bu jeopolitik faktr,
Balkanlarda Osmanl yayl aamalarn anlamak iin temel nemdedir.
Osmanllar anakkale Boaznn Avrupa kysna yerletikten sonra,
Edirneden Eneze kadar Meri Irma ilk fetih ve yayl snr oldu.
Dou Trakya ve Edirne alndktan sonra Evrenuz Gazi, psala merkez olmak
zere uc merkezini Bat Trakyaya kar kurarken, Hac lbeyi ve teki Karesi gazi
beyleri Dimetoka ucunda Uzuncaova-Filibe dorultusunda gazileri rgtlediler.

18
Trkler ve Balkanlar

Krklarelinde, kuzeye, Bulgaristana kar Balkan Dalar dorultusunda bulunan


dou uc gazileri Mihaloullar kumandas altnda idi. Evrenuz Gazi, Serez-Selnik
dorultusunda, Balkanlar Yunanistan ve Adriyatike balayan Antik ViaEgnatia
dorultusunda ilerledi. Fakat Rodoplardan kyya inen da kitlesi nnde, G-
mlcinedeki yeni bir ucta bir zaman beklemek zorunda kald. Serez ve Selnik
ovalarna indikten sonra bu iki kuvvetli kale onun daha ileri gitmesini engelledi.
Osmanllar zapt g kaleler nnde havale kuleleri yaparak ehri srekli ablu-
ka ile teslime zorlama taktii uygularlard. Selnik, ilk kez 1387de teslim oldu.
Evrenuzunucu, ondan sonra biri Teselya, br Vodena-Ohrida dorultusunda
iki uc hlinde rgtlendi. I. Bayezid dneminde verimli Teselya Ovasn ele gei-
ren Evrenuzun gazileri Sperchios Vadisi ve tesinde, Orta Yunanistan massif da
kitlesi nnde yarm yzyl durakladlar. Thermopylde ve Doris-Fokis koridoru-
na egemen olmadan zengin Thebe Ovasna ve Atinaya inmek olanakszd. Bu
dnemde Evrenuzlular ve sonrasnda Turahan Bey ve oullar, Teselya ucundan
Korent berzahna kadar uzanan blgeye sadece akn dzenlemekle yetiniyorlard.
Berzahta yaplan duvar, gazilerin Moraya girmelerini bir kertede engelliyordu.
Osmanllar, Atina ve Moray ancak Fatih Mehmed zamannda, 1458-1460ta ke-
sin olarak fethedip yerleebildiler.
stanbul-Edirne zerinden Meri Vadisi boyunca Sofyaya erien yol, Balkan
Yarmadasn aprazlama kesen anayoldur. Dou Roma dneminde mparatorluk
Ordu Yolu olarak adlandrlan bu yolu, balangtan beri beylerbeyi veya padiah
kumandas altndaki Osmanl ordular Srbistan, Macaristan ve Orta Avrupa se-
ferlerinde izlemilerdir. Sofyadan ayn zamanda batya skpe, Arnavutluk ve
Bosnaya giden yollar ayrlr. Bu merkez yol kava durum ile Sofya, Rumeli
beylerbeyilik merkezi olmutur. Sofyadan kuzeybat ynnde Niten Morava
Vadisine inmek ve Srbistana varmak iin uzun bir boazdan gemek gerekir.
Geilmesi tehlikeli olan bu boaz, Osmanl kuvvetlerini uzun zaman burada du-
raklatmtr. Niin zapt (1386), Osmanllara, Srbistan ilk kez vassallk altna
alma olasln verecektir. Fakat bu stratejik durum Srbistann 1459a kadar
neden bamszlk veya otonomisini sakladn ve zaman zaman Macar nfuzu
altna girdiini aklar.
Ni Geidinden Morava Vadisine inmek, Osmanllar, Srbistan ihya
eden zengin gm madenlerine gtryordu. O zaman Macaristan ve talyaya
(Dubrovnikten) ihra olunan bu Srp gmn douya, Osmanl lkesine e-
virmek sultanlarn balca amalarndan biri olacaktr. Zira imparatorluun ku-
rulmasn salayabilecek merkez byk bir ordunun beslenmesi, ancak geni
gm stokuna sahip bir merkez hazine ile gerekleebilirdi. Kayda deer ki,
Bat Balkanlarda Osmanl egemenliinin yeniden kuvvet kazand bir dnemde,
1436 ylnda, II. Murad Srbistann kard gm talyaya gndermesini ya-
saklamtr. Fatihin ilk seferlerini bu gm maden blgesine yneltmesi de bu
gerek nda daha iyi anlalr.
Makedonya, Arnavutluk ve Bosnaya giden yollarn birletii skp, Osman-
l uc beylerinden shak Bey oullarnn yerletii bir merkez olup bu memleket-

19
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

lerin fethinde hareket ss olmutur. Kosovada kazanlan zaferler (1389, 1448,


1688) Osmanllara Balkan egemenliini salamtr.
skpten bir yol Dibra Boazndan Kuzey Arnavutluka iniyor; yine
skpten gneye, Makedonyaya ve kuzeyde Bosnaya yollar ayrlyordu.
Bosnann Osmanllara tbiliiniskp uc beyleri salamtr (1429). Gney
Bosnada Hodidjed (sonra Saraybosna) Ovasnda yerleen kuvvetler, Fatih d-
neminde btn Bosnann fethini (1463) hazrlamlar ve akabinde kasaba
Bosnann merkezi olarak hzla gelimitir. XVI. yzylda Saraybosna, Doudan
Adriyatik limanlarna, Dubrovnik ve Splite gelen ticaret kervanlarnn merkezi
olarak ykselecektir.

IV. Balkanlarda Osmanl mparatorluu Kurulu Koullar


Osmanllar, Bizans taht iin Cantacuzenus ile Andronik arasnda kan i sa-
vatan yararlanarak Trakyada hzla yayldlar ve 1361de Edirneyi ele geirdiler.
Bu bir dnm noktasdr. Osmanl ilerlemeleri, Selnik ynnde, douda Dob-
ruca ve ortada ise beylerbeyi kumandasnda, Meri Vadisi boyunca Edirneden
Sofyaya rgtlendi.
Osmanllarn hzla ilerlemesini kolaylatran faktrler arasnda, bu tarihte
Balkanlarda Osmanl ilerleyiini durduracak byk bir devletin olmayn anm-
samak gerekir. Osmanllarn Geliboluyu aldklar srada Srp ar Stefan Duan
lm (1354), Makedonyadan Tunaya kadar kurduu imparatorluk kk dev-
letler ve senyrlkler arasnda paralanmt. Keza bu dnemde, Bulgar arl
paraya blnm bulunuyordu. Nihayet Bizans mparatorluu bir isimden
ibaretti. Bu kk devletler arasnda etin bir rekabet vard; komudan birka
kasaba almak iin her biri dardan yardmc ve mttefik aryordu. Macaristan
ve Venedik, Balkanlarda egemenliklerini kurmak iin bundan yararlanmaya al-
yorlard. Osmanllara gelince, yerli hanedanlar, bu yeni kuvvetten yararlanmak
iin yara girdiler. Osmanl yardm, ksa zaman sonra himaye, metbluk hline
dnyor ve sonunda yerli hanedann ortadan kaldrlmasyla lke Osmanl ege-
menlii altna alnyordu. rnein, Karadeniz kylarnda iki liman, Anchialos ve
Mesembria zerinde Bulgar Krall ile Bizans arasndaki sava uzun zamandr
srp gidiyordu. Osmanllar gelince, Bulgar ar Osmanllarla Bizansa kar it-
tifak yapmaktan ekinmedi (1366). Bizans da Macaristanla Bulgaristana kar
ittifak yapt. Osmanllar, daha bu tarihte, Bulgar mttefiki olarak Tuna sahil-
lerinde grndler. Bundan be yl sonra Bulgar ar, Osmanl tbiliine girdi.
Bylece daha balangta Osmanllar, Balkan denge politikasnda oynadklar rol
sayesinde egemenliklerini genilettiler, bunda sava kadar diplomasi de nemli rol
oynad. 1371de irmende Osmanllarn Makedonya Srp prenslerine ve Bizansa
kar kazand zafer, Balkanlarda Osmanl stnlnn kesinlikle saland bir
dnm noktasdr.4

4 Bu noktalar zerinde bkz. H. nalck, The Ottoman Turksand the Crusades 1329-1522, K. Setton (Ed.),
A History of theCrusades, VI: H. Hazardand P. Zacour (Ed.), Madison 1989.

20
Trkler ve Balkanlar

Osmanl uc kuvvetleri, 1371de Srp ordusunu irmende bir basknla yok


etmiler ve Bizans-Srp ittifak sonusuz kalmt. irmen zaferi zerine Bizans,
Bulgaristan ve Makedonyadaki hanedanlar, Osmanl sultannn tbiliini tan-
mak zorunda kaldlar. Kendisine hara vermeyi ve ordusuna yardmc kuvvetlerle
katlmay kabul ettiler. Bylece 1371de Balkanlarda yeni bir imparatorluk, Os-
manl mparatorluu domu oluyordu. Fakat bu imparatorluk, Osmanl sulta-
nnn yksek egemenlii altnda tbi devletlerden olumu, bugnk deyimiyle
bir devletler topluluu niteliinde idi. Balar gevekti. Osmanl sultan, yenieri
ordusu ve aknc kuvvetleriyle en byk asker g olarak blge ii bar koruyor;
Macaristan ve Venedikin blgede yaylma ve egemenlik kurma giriimlerine kar
kyordu. Balkanlarda tbi hanedanlar, bu devletlerle iliki kurduklar, sultana
hara demeyerek tbilikten kmaya kalktklar zaman, kendisinin kuvvetleri
harekete geiyordu. Gerekte Osmanllar, Balkan imparatorluunu, merkeziyeti
bir imparatorluk hline getirmeye alyorlard. Bu siyaset safha safha gerekleti;
vassallk dnemini dorudan ilhak izledi.
Dorudan doruya ynetimi altna aldklar topraklarda Osmanllar, yerli
senyr ailelerinin ounu eski feodal topraklarnda tmar sahibi olarak brakyor,
bunun iin din deitirme koulu aranmyordu. 1500 ylna kadar Rumelide pek
ok Hristiyan tmar sahibi bulunmakta idi. Yani halk gibi yerli aristokrasi de
sadece yeni bir hanedan, Osmanl hanedann tanmaktan ve onun hizmetine
girmekten baka bir ey yapmyordu. Henz ilhak olunmayan blgelerde, tbi
despotluk veya senyrlkler kendi aralarndaki anlamazlklar iin metblar sul-
tana bavuruyorlar, taht iin hanedan ii atmalarda, rnein Bizans Paleolog-
lar, onun kararna ba eiyorlard. XIX. yzylda Balkan mill devletlerinde tarih
yazcl, bu gerekleri genellikle sz konusu etmemilerdir ve dahas edemezler-
di. Balkanl tarihiler, Osmanllarla ilk dnemdeki ilikileri, daima mill direnme,
mill ura erevesinde grmeye ve yorumlamaya almlardr. Trk tarihileri
de, ou zaman gaza ve fetih literatr havasnda, Osmanl Devletinin Balkanl
karakterini, diplomatik faaliyetlerini, ksaca Balkan realitelerini grmekten uzak
kalmlardr.

V. Hogr ve Koruma Politikas (stimlet), Merkeziyeti-Brokratik


mparatorluun Kuruluu
Osmanllarn Ortodoks Kilisesine kar gttkleri politika, imparatorluun
Balkan karakterini kuvvetle yanstr. lkin Osmanllar, slmn gayrimslimler
iin tand zimm hukukunu en geni anlamyla uyguluyorlar, yani onlar cizye
denmesi dnda Mslman tebaadan ayr tutmuyor; canlarn, mallarn koru-
may Allahn bir emri ve devletin balca devi biliyorlard. Osmanl hogrs,
devletin Mslim ve gayrimslim btn tebaay korumay kendine vazife bilmesi,
Osmanl egemenliinin hzla yaylmasn salayan faktrlerin banda gelir. Bu
siyaset, Kurndatelifl-kulb ve Osmanl kaynaklarnda istimlet adyla ifade
edilmitir.

21
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Osmanl imparatorluk rejimi, din ve rk ayrl gzetmeyen, btn tebaay


Osmanl Devleti emsiyesi altnda birletiren siyasi bir dzendi ve XIX. yzylda
Bulgarlar, Srplar, Yunanlar mill bilinle mill devletler kurmak iin ayaklannca-
ya kadar, Balkanllar tarafndan byle kabul edilmiti. arigradda (stanbulda)
oturan ar (sultan), onlar en son adalet ve himaye mercii olarak gryorlard. Bir
kelime ile Osmanl mparatorluu, Balkanlarda Dou Roma mparatorluunun
merkeziyeti imparatorluk rejimini yeniden canlandrm saylabilir. Zaten,
Fatihten bu yana Osmanl sultanlar Kayser unvann da kullanmaya bala-
mlar, bu gelenei benimsemilerdir. Rejimin nemli bir yn, Dou Roma
mparatorluunda grld gibi, devletin kk kyl aile iftliini ve ky-
l emeini bilinli ve srekli biimde korumay bir devlet grevi olarak benim-
semesidir. Aslnda, ge Romada jugum-caput, Bizansta Zeugarion olarak geen
kk kyl aile iftlii, Osmanl ift-hanesinden baka bir ey deildir. 60-150
dnm arasnda deien bu raiyyet iftlii, bir ift kze sahip bir kyl ailesi
toprak iletmesidir. mparatorluk siyasi rejiminin ve temel vergi kaynaklarnn
korunmas, bu tip kyl nitelerinin korunmasna bal idi. Nasl ki, Bizansta
Makedonya hanedan imparatorlar, eyaletlerde jynatoi(gllere) kar yoksul
kylnn savunucusu ve koruyucular olarak ortaya kmlarsa, Osmanl sultan-
larnn brokrasisi de daima reaya fukarasn, z-kudret ekbire kar koru-
mulardr. Osmanllar, Balkan fetihlerinde Toprak ve reaya sultanndr prensi-
bini ilan ederek, topra ve kyl emeini devlet kontrol altna geirmi; feodal
beyleri, voyvoda ve kefalyalar da ya bertaraf etmiler veya tmar rejimi altna
sokmulardr. Bylece zayflayan Bizans ve Balkan devletlerinde topra ve kyl
emeini kontrolleri altna alan yerel feodaller yerine eski merkez imparatorluk
rejimini ihya etmilerdir. Bir bakma bu gelime, Dou-Roma mparatorluunun
brokratik-merkeziyeti idaresini yeniden canlandrma, kyl kitleleri lehine bir
eit sosyal devrim anlamna geliyordu. Balkanlarda Osmanllara kar yerli hane-
danlarn kar koyduklar ve Bat Hristiyanlna dnler vererek papa yoluyla
Hal ordularnn yardmn saladklar dorudur. Fakat 1463te Bosna kralnn
papaya yazd gibi, kyller bu hanedanlar ve feodal beyleri yalnz brakm-
lar, genellikle Osmanllara kar onlar desteklememilerdir. Osmanl egemenlii
altnda Balkanlarda 1600lere kadar kyl isyan ndir bir olaydr. slma kar
kyl kitlelerini bir din savana srkleme giriimleri de baarl olmamtr. Bu-
nun sebebi aktr. Osmanllar, Ortodoks Kilisesine kar koruyucu bir politika
gtmler; Ortodoks Kilisesinin btn imtiyazlarn tanm, kilise hiyerarisine
devlet iinde yer vermiler, manastrlarn baklk ve ayrcalklarn, Osmanl
ncesi devletlerde naslsa o biimde brakmlardr. 1432 Arnavutluk tmar def-
terinde5 metropolitlere tmar verilmi olduunu grmek tarihiler iin bir srp-
riz olmutur. Fatihin Ortodoks Kilisesi hiyerarisini korumas ve tayin beratnda
patrikliin Bizans dnemindeki imtiyazlar ile resm bir makam olarak tannm
olmas bir yenilik deildir. Osmanllar, balangtan beri Ortodoks Kilisesine

5 H. nalck, Hicr 835 Tarihl Sret-i Defter-i Sancak-i Arvanid, ndeks: Metropolitan, Ankara 1954.

22
Trkler ve Balkanlar

kar bu politikay gdyorlard. Bu tutum imparatorluk rejimi iin byk yarar


salamtr. Evvel, kyl kitleleri, Mslman devletinin kendi dinlerini ortadan
kaldrmak iin gelmediini, aksine Ortodoks Kilisesini koruduunu grmler-
dir. Hlbuki Macaristan ve Venedik ile Hallar, Balkanlarda Katoliklii egemen
klyorlar, kilise ve manastr vakflarna el koyuyorlard.
1396, 1443, 1444 ve 1448de Balkanlar istila eden Hal ordular, umduk-
lar gibi Hristiyan kyllerin toptan ayaklanp kendilerine katlmalarn bouna
beklediler. zetle, byk toprak sahibi feodaller ve hanedanlar gzlerini Batya
evirirken, kyl kitleleri bu topraklar mr sistem ile devlet kontrol altna alan
ve angaryalar asgari dzeye indiren yeni rejime kar bu feodallerin yannda yer
almak iin bir sebep gremiyorlard. Balkanl Marksist tarihilerin bu husus ze-
rinde durmalar beklenirken, onlar da milliyeti tarihilerin izinden giderek, Os-
manl mparatorluunu, geri bir feodalizmi temsil eden Trk asker feodallerin
smr rejimi olarak yorumlamaya devam etmilerdir.
Osmanl egemenliinin Balkanlarda hzla yayln ve bir yzyl iinde
Tunadan Frata kadar merkeziyeti-brokratik bir imparatorluun kuruluunu
anlamak iin tarihinin baka bir aklamaya ihtiyac yoktur. Osmanllar, im-
paratorluklarn kurarken, kitleleri eken bu uzlac, koruyucu, hogrl siya-
seti bilinle izliyorlard. lk Osmanl kroniklerinde birok fethin bu yolla, yani
istimletle yapld vurgulanmtr.
Burada vurgulanmas gereken nemli nokta, Osmanllarn Balkanlarda yal-
nz kyl kitleleri iin deil, kilise ve yerli asker snflar ve byk arazi sahibi
feodaller iin de bir uzlac-ekici istimlet politikas gtm olmalardr. Hem
kyl hem feodaller karsnda uzlama politikasnn elikili olduu sanlr. Ger-
ekte Osmanllar, kar koyan ve tehlikeli olan hanedan ve senyrleri tereddtsz
ortadan kaldrmlar, ancak kendilerine itaat eden ve gelip aralarna katlanlar
Osmanl merkeziyeti tmar sistemi iine alarak Osmanllatrmlardr. Nitekim
Osmanl hanedanna ballk, hanedann simgeledii imparatorluk rejiminin ko-
ullarna uyumluluk demekti.
br taraftan Osmanl imparatorluk rejimi, byk kyl kitlelerini ilgilendi-
ren Osmanl-ncesi kanunlar, rf ve detleri, vergileri, Osmanl kannnmelerini
iine alarak bu uzlac politikay en geni kapsamyla uygulamtr. Bylece, zel
hukuku kapsayan slm hukuku yannda rf-sultn kanunlar, bamsz bir im-
paratorluk hukuk sistemi olarak merkeziyeti brokratik ynetimin temelini
oluturmutur. Kyl, kendisini en yakndan ilgilendiren vergileme sisteminde de
feodal keyf vergilerin ve angaryalarn kalktn, fakat yzyllardr alt temel
imparatorluk vergi sisteminin geri geldiini gryordu. te btn bunlar, Bal-
kanlarda Osmanl mparatorluunun nasl kurulduu ve bu siyasi yapnn neden
be yzyl yaayabildiini bize aklar.6 unu memnuniyetle eklemek gerekir ki,

6 Genel olarak bkz. H. nalck, Lempire Ottoman, Actes du Premier Congres International des tudes
Sud-EstEuropeennes, III, Sofia 1969, s. 75-104; ikinci bask: H. nalck, Studies in Ottoman Social and
Economic History, No. II, Variorum Reprints, Londra 1985.

23
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

son krk yl iinde Osmanl arivlerine gelerek alan yeni nesil Balkan tarihileri
arasnda artk pragmatik-doktriner yaklam brakarak, Osmanl imparatorluk
rejiminin objektif temellerini incelemeye ynelenler vardr. Bunlar arasnda H.
abanovi, H. Hadjibegic, A. Suceska, D. Bojanic, N. Todorov, M. Maxim, M.
Gubolu, E. Zachariadou ve A. Baltay anmak gerekir.

VI. Osmanl Ftuhatnn Sonular


Osmanl istilasnn, Balkan tarihinin doal geliiminde ani bir kesintiye sebep
olduu ancak bir dzeyde dorudur. Balkan milletlerinin, kendi mill hanedan-
larn ve ynetici snflarn kaybettii dorudur. Sz konusu devletlerin ortadan
kalk ile sekinlerin simgeledii yksek kltr geliimi de durmutur. Buna
karlk, Osmanl dneminde halk kltr ve kiliseye bal sanatlar canlln ve
geliimini srdrmtr. br yandan Osmanl kltrnn dilde, sanatlarda,
gnlk yaayta kuvvetli etkisi olmutur. Yerli halk kltrnn bu ekilde Or-
tadou slm kltr ile temasa gelerek zenginletii ileri srlebilir. Bu kltr
etkisinin en ak belgesi Balkan dilleridir. Trkeden alnm kltr szcklerinin
says, bugnk Balkan dillerinde bile, blgesine gre 2000-5000 kelime arasn-
da deimektedir; giyim-kuam, halk mzii, yeme-ime ve davranlarda bugn
bile Osmanl miras gze arpar bir kertededir.
Yeni rejimin Hristiyan kitleler iin ar bir farkllk getirdii tek husus olarak
cizye vergisi ileri srlr.
1528e doru Osmanl Rumelisinde gayrimslimlerin dedii ba vergiler
olan cizye ve ispenelerin toplam 42 milyon aka veya 764 bin altna ykseliyor,
buna karlk Anadoluda bu vergiler ancak 3.76 milyon akaya varyordu. Bu
vergiler genel btenin yzde 8ini oluturuyordu. Cizye, ou yerde hane bana
bir altn veya onun aka karl olarak alnrd. 1691den sonra ise kii bana
alnr oldu. Cizye, akann enflasyonunu izleyerek 1592de 160, 1603te 360 ak-
aya, nihayet XVII. yzyl boyunca da 2 altna kadar ykseldi. Buna cizye top-
layanlarn maiet ve hizmet akas adyla yaptklar ilveleri de eklemek gerekir.
Cizye nakden denmesi gereken bir vergi olduundan, zellikle Balkan kyls
iin denmesi g bir hle geldi.7 Balkanlarda, zellikle topra verimsiz fakir
blgelerde, Hristiyanlarn bu vergiden kurtulmak iin toptan slmiyeti kabul
ettikleri ileri srlmtr. Bununla beraber, Osmanl hkmeti reayay korumak
iin, bir kasaba veya blge vergisinin toplu bir miktar zerinden cemaat reisi
tarafndan kendi aralarnda toplanp hazineye teslimi metodunu geni lde uy-
gulamaya balamtr. Balkan kylsnn dedii teki vergiler, Mslmanlarn
da dedii vergilerdir. zellikle sava zaman alnan olaanst vergiler (avrz),
her iki grup iin de beklenmedik ar vergilerdir ve 1590dan sonra her yl alnr
olmutur. Hristiyan halkn Osmanl rejimine kart olmaya balamas, ekyal-
n yaygnlamas, isyanlar, tm bu deien koullarn sonulardr.

7 Bkz. H. nalck, Djizya, Encyclopedia of slam, 2. edisyon, U, s. 563-566.

24
Trkler ve Balkanlar

mer Ltfi Barkan, 1520-1535 arasna den Osmanl nfus ve vergi def-
terlerine gre bu dnemde Balkanlarda nfus saysn hane/aile olarak hesaplam
ve bir haritada Mslman ve Hristiyan nfusu bir arada gstermitir.8 Bu ha-
ritaya baklnca, Balkanlarn dousunda Mslmanlar kesinlikle ounluktadr.
Buna kar Bat Balkanlarda, yani Makedonya, Srbistan, Arnavutluk ve Bosnada
Mslmanlar o zaman kk aznlklar hlindedir. Bu durum, XVIII. yzylda-
kinden ok farkldr ve slmlamann XVII.-XVIII. yzyllarda, yani Osmanl
Devletinin k dneminde meydana geldiini kesinlikle ortaya koymaktadr.
XVI. yzyl balarnda Dou Balkanlardaki Mslman ounluu, Anadoludan
XIV. ve XV. yzyllarda kitle hlinde gelen srekli bir gn sonucudur. Osmanl
Devletinin zellikle gebe gruplar zorla Anadoludan Rumeliye geirip stratejik
yollar boyunca belli blgelere yerletirdiini kaynaklarmz sylyor. Bu g ettir-
me ve yerletirmenin bir nedeni, fethedilen blgeleri ve anayollar gvenlik alt-
na almak ve uclarda aknc kuvvetleri salamaktr. Baka bir nedeni, Anadoluda
karklk karan ve kyly zarara sokan hayvan yetitirici gebeleri Rumeli
hudut boylarna gnderme siyasetidir. Sebep ne olursa olsun, devletin Rumeliyi
Trkletirmede nc bir rol oynadna kuku yoktur. Fakat bunun yannda,
zellikle XIV. yzylda, Rumelinin zengin topraklarnda yerlemek amacyla
Anadoludan kendiliinden byk bir g hareketi olmu grnmektedir. Bu
ge katlanlar, ounlukla, Bat Anadoluya Dou ve Orta Anadoludan Mool
basks altnda gelip ylan Trkmen boylardr. yle grnyor ki, bizzat Bat
Anadoluda Bizans topraklarnn igali ve Trkmen beyliklerinin ortaya kmas,
bu Trkmen g hareketinin bir sonucudur. XVI. yzyl ariv kaytlarna gre,
1520lerde bile Bat Anadoluda nfusun dokuzda birini yrkler oluturmakta
idi. Biteviye doudan Bat Anadoluya g eden Trkmen gebeleri bir nfus
basksna sebep olmakta idi. Yeni otlaklar aramak zorunda olan gebeler iin ise
Balkanlar ekici bir aland.
Ky nfusunu ayrntl veren mufassal tahrir defterlerinde, Dou Balkanlar-
da, Varnadan Tunaya kadar uzanan blgede, yrk kylerini yerli Hristiyan Bul-
gar kylerinden ayrt etmek g deildir. Her eyden nce asl Anadolulu Trk
kylerinde ky adlar, baba-oul adlar, Mslman-Trk adlardr ve bu kyler
yerli Hristiyan-Bulgar kylerine gre genellikle daha ufak ve fakir kylerdir. Bul-
gar kylerinde de tek tk Mslmana rastlyoruz. Bunlarn yeni slmiyeti kabul
eden yerli Bulgarlar olduu baba adlarnn Abdullah yazlmas sebebiyle anlal-
yor. Genel olarak, Mslman olan Bulgar yine kendi kynde yayor.
Istranca dalar, Balkan da silsilesi, Deli-Orman ve Dobruca-Krna XIV.
yzyl sonlarna doru, zellikle Timurun Anadolu seferlerinden sonra, yrk
gruplarnn gelip yayldna tank olmaktayz. Vizeden Tunaya, Trakyadan

8 Essai sur les donnes statistiques des registres de recensement dans lEmpire Ottomanau XVe et XVIe
siecles, Journal of Economic and Social History of the Orient, I (1957); . L. Barkan, Osmanl
mparatorluunda bir iskn ve kolonizasyon metodu olarak Srgnler, stanbul niversitesi ktisat
Fakltesi Mecmuas, C. Xl/l-4, 1949-50, s. 524-569; C. XIII, 1951-52, s. 56-58 ve C. XV, 1953-54, s.
209-237.

25
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Selnik blgesine kadar bu youn yrk gruplarn Tayyib Gkbilgin ariv ka-
ytlarna gre saptam bulunmaktadr.9Osmanl Devleti bu yrklerin nemli
bir ksmn asker hizmetler iin rgtlemitir. 1530a doru Rumelide btn
yrkler 50 bin aile olarak saylmtr. Bunun 35 bini asker ocaklar hlinde dev-
lete rgtlenmi bulunuyordu. Barkann haritasna baklrsa, bu tarihe kadar bu
saynn ok stnde yrn kylerde yerletii, Bat Anadoludaki gibi yerleik
hayat setii anlalyor.
slmlamann ilk iki yzylda ok kstl olduu cizye defteri kaytlaryla da
ortaya kan bir gerektir. 1489da bir ylda Mslman olmu 94 hane ve onu
izleyen yl iinde yalnz 255 hane hesaplanmtr.10 lk slmlamalar, Osmanl
ordusunda hizmet edenler, zellikle Hristiyan tmar sipahileri arasnda olmutur.
Osmanl Devletinin zel baz hizmetler ykledii gruplar, genellikle Mslman-
lar arasnda yaayan veya onlarla sk temas olanlar arasnda slmlamalar daha
sktr. Bu dnemde slmlama, kesinlikle sosyal bir olaydr, sosyal faktrler etki-
siyle olmutur.
Hristiyan aileler arasndan Yenieri Oca veya sarayda hizmet iin toplanan
devirme olanlara gelince, bunlar XVII. yzyl balarna kadar ylda ortalama
3000 saysnda idi. Baz tarihiler, XVII. yzyldan sonra Balkanlarda vuku bulan
kitle hlinde slmlamalar, cizye miktarnn artrlm olmasna yormaktadrlar.
Bu nokta henz yeterince aratrlmamtr. slm, ihtidada zoru kabul etmez.
ocuk masumdur, yani dinini tayinde bilin sahibi saylmaz. Osmanllar, dn-
yevi bir amala Mslman olanlar ahriyan ad altnda gerek Mslmanlardan
ayr tutmulardr.
ehir ve kylerde, Trklerle uzun yzyllar beraber yaama, Osmanl
Devletinin kanun ve altyap kurumlarnn etkisi ve nihayet Osmanl yksek kl-
trnn bir prestij-kltr olarak taklidi, Balkan yerli halk arasnda kltrleme-
nin balca yollarn oluturmutur. W. Hasluck, Hristiyan ve slm halk inan-
lar ve detlerinin her iki toplum yelerince ne kadar geni lde paylaldn
gstermitir. Bunda, Bektalik gibi halk din tarikatlarnn eklektizmi nemli rol
oynamtr. br yandan Rumeli Trkleri, Balkan yerli halklarndan tarm, gn-
lk hayat ve sanatta birok kltr unsurunu alm, bylece zamanla Rumelili ile
Anadolulu arasnda bir kerte kltr farkll ortaya kmtr.
Fakat Balkanlarda ve Avrupada bilinmezlikten gelinen baka bir gerek, XIX.
ve XX. yzylda Rus istilalar ve yeni mill Balkan devletlerinin bask ve hatta
etnik arndrma hareketleriyle Mslmanlarn ortadan kaldrlmas giriimleri-
dir. Bunun sonucu yzbinlerce Mslman, ya soykrma kurban gitmi, yahut
Trkiyeye muhacir olarak kamak zorunda kalmtr. Yaklak ikiyz yldr sre-
gelen ve son korkun tekrarna Bulgaristan ve Bosnada tank olduumuz dramn

9 Rumelide Yrkler, Tatarlar ve Evld- Ftihn, stanbul 1957.


10 Bkz. . L. Barkan, 894 (1488/1489) Yl Cizve Tahsiltna ait Muhasebe Bilanolar, Belgeler (1964,
TTK), I, 1-117.

26
Trkler ve Balkanlar

belgelerini Bill imir yaynlam bulunmaktadr.11 Balkanlarda beyz yldr


yurt tutmu Trklerin ve Mslmanlarn soykrm karsnda Bat Hristiyan
dnyasnn tasvip derecesine varan kaytszl insanlk tarihi iin bir lekedir. a-
drlar ile geldiler, adrlarn toplayp gidiyorlar laf, XIX. yzylda bir Avrupal
devlet adamnn azndan kmtr.12
Balkanllar arasnda slmlama konusu, bugn maalesef gncel nemi olan
bir sorun olarak ortaya kmtr.
Anadili Slavca, Arnavuta, Yunanca olan ve Trke konumayan topluluk-
larn genellikle slmlam yerli Hristiyan halktan olduklar ileri srlr. Fakat
bugn bu insanlar Mslman diye cezalandrmak, Ortaalardaki Hal soy-
krmlarn hatrlatan ad bir davrantr. 1870te Bosna-Hersekte ounluk
olan Osmanllar byle bir ey yapmamlardr.
Osmanl dneminde slmiyeti kitle hlinde kabul eden yerli halk, en ok
Balkanlarn bat ksmnda, Arnavutluk, Kosova ve Bosnada bulunur. Rodop da-
lk blgesinde bulunan Pomaklar da bu grup iindedir. Buna karlk, Balkanlarn
dou blmndeki Mslmanlarn ana dili Trkedir. Onlar Anadolulu Trk-
lerdir.

VII. Ticaret, Yollar ve ehirler


Balkanlarda bugnk yol ve ehir a, ana hatlar ile Osmanl dneminde ortaya
kmtr. Bugn balca Balkan ehirleri ve devlet merkezleri olan Filibe, Tatar-
pazarck, Sofya, Belgrad, Sarayova, skp (Skopje), Yeniehir (Larissa), lbasan,
Manastr, Kstence, Rusuk (Ruse) birer kk kasaba veya ky iken, Osmanl
dneminde byk ehirler hlinde gelimilerdir. Osmanl-ncesi ehirler, rne-
in Edirne, Selnik, Nibolu, Silistre byk gelimeler gstermitir.13 Yeniden
gelien ehirlerin, Osmanl yaylnda birbirini izleyen uc blgelerinde, uc mer-
kezleri olarak kurulduunu anmsamak gerekir.
Balkanlarda Osmanl dneminde byyen ve gelien ehirler, balangta
idari-asker merkezler hlinde iken, zamanla geleneksel Osmanl el sanatlar ve
esnafn (balca dokumaclk, boyaclk, dericilik) yerlemesiyle, ticari-sinai mer-
kezler hline gelmilerdir. XV. yzylda Osmanllarn ticari bakmdan neminin
ak bir kant, Balkanlarda, hatta Osmanllarn youn ticari ilikilere girdikleri
Braov (Erdel) gibi yabanc ehirlerde, Osmanl gm akasnn egemen bir para

11 Bill imir, Rumeliden Trk Gleri, Belgeler, 1-3 Cilt, Trk Tarih Kurumu Yaynlar, Ankara 1989.
12 Encyclopedia Britannicann 1911 tarihli 11. basksnda aynen unlar yazldr: The five centuries of
Turkishrule (1396-1878) form a darkepoch in Bulgarianhistory. The Invaders Carried fire and sword
through the lands, towns, villages and monasteries were sacked and destroyed and who redistricts were
converted into desolate was tes (bkz. Bulgaria, s. 78).
13 Bak. N. Todorov, The Balkan City, 1400-1900, Seattle 1983; Mslman nfus iin bkz. Aadaki Tablo I.

27
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

durumuna gelmesidir. Bu ticaret merkezlerindeki gmrk defterleri ve o blge-


lerde kefedilen aka defineleri bu gerei ortaya koymaktadr.14
XV. ve XVI. yzyl Osmanl tahrir defterleri, btn Balkan ehirlerinde ba-
lca el sanatlarnn, Osmanl Bursasndakinin ayn eitlilik ve rgtlenme bii-
mini gsterdiini belgeler. Bir baka deyile, Bat etkisiyle XIX. yzylda temelli
yap deiimi kendini gsterinceye kadar, Balkan ehirleri kuvvetli bir Osmanl
ehir yaps gsteriyordu.
te yandan Osmanl dneminde, XV. yzyl bandan itibaren, Balkan-ii ve
Balkan-d ticaret grlmemi bir gelime gstermitir. Osmanl ncesi dnemde
talyanlar, Balkanlardan deri, yn, balmumu, buday, peynir, bal, i-ya, zeytin-
ya, arap gibi hammaddeler, yiyecek maddeleri ve esir satn alrlard. Yukarda
iaret ettiimiz gibi, Srp ve Bosna gm XIII. yzyldan beri bir zenginlik
kayna idi. Osmanllar geldiklerinde, Bizans paralar yerine talyan altn para-
larnn, yani Venedik ve Floransa altnlar ve gm grossilerinin (kuru) btn
Balkanlarda dolamda egemen paralar olduunu grmlerdir. Balkan tarihile-
rine gre, Osmanllar gelince Balkanlarda daha nce gelimi ticaret hayat, ehir-
leme ve tarm ekonomisi gerilemi, Avrupadakine e gelimeye ayak uyduran bir
ileri-feodalizm yerine parazit bir geri-feodalizm rejimi yerlemitir. XIII. yzylda
PaxMongolica sayesinde ktalararas ticaretin gelimesi sonucu, Karadeniz, stan-
bul, Balkanlar ve talyann grlmemi bir ticari-ekonomik gelime ve zenginlik
dnemine eritii dorudur. Fakat XIV. yzyl ortalarnda Osmanllar gelmeden
in ve Orta Asya ticaret yollarnn engellenmesi ve yaanan byk veba salgn
sonucunda, Levantta, Balkanlar ve talyada uzun bir iktisadi bunalmn balad
da dorudur. Bu dten Osmanllar sorumlu deildir. Aksine, Osmanl m-
paratorluu dneminde Balkanlarda gze arpar bir iyileme ve gelime dnemi
balamtr.

14 M. Berindei, Lempire Ottoman et la route Moldave avant la Gonquete de Chilia et de Catatea Alba
(1484), Journal of Turkish Studies, X, Harvard 1986.

28
Trkler ve Balkanlar

Tablo I.
1520-1530da Balkanlarda balca ehirlerin nfusu (. L. Barkana gre)15
(Hane olarak)

ehirler Mslim Hristiyan Yahudi Yekn

Edirne 3338 522 201 4061

Atina 11 2286 - 2297

Saraybosna (Sarajevo) 1024 - - 1024

Manastr (Monastir) 640 171 34 845

skp (Skopje) 630 200 12 842

Sofya (Sofia) 471 238 - 709

Selnik (Salonika) 1229 989 2645 4863

Serez (Siroz) 671 357 65 1093

Trhala (Triccala) 301 343 181 825

Yeniehir (Larissa) 693 75 - 768

Nibolu (Nicopolis) 468 775 - 1243

(Vergiden bak nfus alnmamtr).


XIX. yzylda Balkan tarihiliinin byk ncs C. Jirecek ve onu izleyen
byk Rumen tarihisi N. Jorga (Iorga), Balkanlarda Osmanl imparatorluk d-
zeninin, Balkanlar-ii bar salayarak ticaret ve ehirlemeye yol atn belgele-
riyle ortaya koymulardr. Jirecek aynen der ki: Trk fetihleri zerine Dubrovnik
ticareti kukusuz bir gelime dnemine girdi... O zamana kadar mevcut kk
devletlerin snrlar ve gmrkler kalkt. Onun yerine Balkanlarda, dk gm-
rk tarifesi uygulayan gl birleik bir imparatorluk dzeni geldi.
Balkanlarn talya ve Avrupa ile ticaretinde en ilek liman hline gelen
Dubrovnik (Raguza) Cumhuriyeti, Macar ve Venedik nfuzundan karak daha
1433te Osmanllarn tbisi oldu. Bat Balkan blgesi ve Bulgaristan ehirlerin-

15 Bkz. yukarda not 9.

29
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

deki Dubrovnik ticaret kolonileri en elverili koullarla, (bu arada yzde 2 gibi
aa bir gmrk deyerek), Venedikle rekabet eder bir duruma geldiler. Dub-
rovnikliler, Osmanl hkmetine dedikleri 12.500 altn hara karlnda mu-
azzam kazanlar elde ettiler. Dubrovnik Limannn gmrk geliri 1535te 17.000
altndan 1569da 26.000e ve 1570te Osmanl-Venedik Sava srasnda 106.000
altna ykselmitir.16Saraybosna, XVI. yzyl ikinci yarsnda Bat Balkanlarn ti-
cari merkezi durumuna ykselmi, Dubrovnik yerine Venedikin Split (Spalato)
Limannn gelimesine yardm etmitir. Dubrovnik ve Bosnann gelimeleri, b-
tn Balkan Yarmadas iin bir gsterge saylabilir.
Dubrovnikin refah, 1460-1520 dneminde Balkan Yarmadasn doudan
batya kesen byk bir kervan yolunun olumas ile ilikilidir. Bu yol, Bursaya
randan gelen ipei Floransaya ulatrmakta kullanlyordu ve sk devlet kont-
rol altnda idi. Ayn zamanda Balkanlardan yn ve deri bu yolla talyaya sevk
ediliyordu. Denizde Venedik tekeline kar Osmanllar bu yolu gelitirmilerdi.
Osmanl dnemi iin imdiye dek herhangi olumlu bir hkm vermekten ka-
nan Balkanl mill tarihiler, son zamanlarda dikkatlerini ticari-iktisadi geli-
melere evirmilerdir. Marksist gelime teorisine gre sosyalist dnem ncesinde
bir burjuva-kapitalist snf bulma gerei bunda yararl bir etki yapm grn-
mektedir. Yugoslavyada J. Tadic, I. Bojic, V. Vinaver; Bulgaristanda L. Berov, S.
Panova; Arnavutlukta St. Nai, Z. Shkodra; Yunanistanda N. Svoronos Osmanl
dneminde ekonomik gelime ile ilgili nemli aratrmalar yapan tarihilerdir.
Osmanl dneminde, Balkan ticaretinin geliiminde rol oynayan ana do-
rultudan biri, dou-bat arasnda Edirne-Dubrovnik ve Edirne-Avlona yolu idi.
teki iki anayol, Erdele giden Edirne-Nibolu-Braov yolu, ncs deniz
zerinden stanbul-Akkerman-Lwow (Lehistanda dou ticaret merkezi) yolu idi.
Edirne, Balkanlarn stanbul ve Bursa ile balantsnda odak noktasn oluturan
byk asker, idari ve ticari bir merkezdi. Dou mallar, yani Bursa ipeklileri,
ran ipei, Hindistan baharat ve boyalar, Anadoludan Hamid-elinin pamuklu
bogasileri, Safranbolunun safran, Erganinin ve Krenin bakr ve Ktahyann
ap, Edirne ve stanbuldan Balkanlara ve kuzeye buradan dalrd. Burada
vurgulanmas gereken bir husus udur: Osmanllar, am-Halep-Bursa-stanbul-
Akkerman zerinden Avrupaya dou mallar ihracat iin milletleraras bir ticaret
yolu meydana getirmilerdi. Lehistandan Moskovaya kadar tm Dou Avrupa,
dou mallarn bu yoldan almakta idi. Bu yol, Beyrut veya skenderiye-Venedik
arasnda horizental Akdeniz ticaret yolu ile rekabet ediyordu. XVI. yzylda za-
man zaman bu yolla gelen baharat, Lizbona gelen baharat miktarn buluyordu.
Osmanl mparatorluunun, dolaysyla Balkanlarn dnya ticaretinin nemli bir
blm iin bir koridor oluturmas, blgenin XVI. yzylda zenginlik ve refah-
n aklayan ve nemle belirtilmesi gereken bir husustur.

16 J. Tadic, Le commerce de Dalmatie Raguse et la decadence economique de Veniseau XVIII siecle,


Aspetti et Causadella Decadenza Economica Veneziananei XVII, s: Atti,Venedik 1961, s. 238-274.

30
Trkler ve Balkanlar

XVII. yzylda imparatorluun siyasi bunalt ve ekonomik k, bunun


Balkan kylsne etkileri zerindeki ayrntlar iin okuyucuyu iki aratrmama
gndermekle yetinirim.17 XVIII. yzylda Avrupa ile ticaretin grlmemi bir bi-
imde bymesi ve imparatorluk idaresinde merkeziyeti sistemin braklmas,
Balkan halklarnn gelecei bakmndan son derece nemli gelimelerin kayna
olmutur. XVIII. yzylda Avrupa pazarnn gda maddelerine verdii yksek fi-
yatlar ve tamacln gelimesi sonucu, Balkanlarda d pazar iin tarm rnleri
yetitirmek nem kazand; zellikle buday, pamuk, zeytinya ihracatnda g-
rlen byk gelimelerden Hristiyan kyl payn ald. Bununla beraber, devlet
topraklarn kontrol altna geiren yan ve aalar, bu gelimelerden aslan pa-
yn almakta idiler. Yeni ykselen bu egemen snf, genileyen tarm topraklar
iin reaya emeini alabildiine smrme yoluna gitti. Sahile ve limanlara yakn
blgelerde, zellikle Bosna, Kuzey ve Dou Bulgaristan, Teselya, Makedonya ve
Arnavutlukta, Balkan kyls ve ky knezleriyle toprak sahibi Mslman aalar
arasnda iddetli bir ekime balad.18 Eyaletlerde eski etkin kontroln kaybeden
merkez hkmet ise bozulan dengeyi dzeltmekte gsz bir durumda idi. br
taraftan, XVIII. yzylda Rusya ve Habsburglarla yaanan felaket savalar srasn-
da hazineye para ve asker yardm salanmas ancak bu yan ve aalar vastasyla
mmknd. Bu koullar altnda merkez hkmet, onlara ayrcalklar tanmak
ve toprak ve kyl zerinde kontrollerini onaylamaktan baka bir ey yapamazd.
XVIII. yzyl sonlarnda, sava sonu isiz kalan cretli askerler, Krcaaliler, Ar-
navutlar, haydut blkleri hlinde Balkanlar batan baa tahribe giritiler. te
bu genel koullar altnda Balkan kyls, milliyeti aydnlarla, komitecilerle i
birliine girmekten ekinmedi. XIX. yzylda Balkanlarda bu koullarn en kt
biimde kendini gsterdii blgelerde, Kuzeybat Bulgaristan ve Bosna-Hersekte
daha nce grlmemi iddette yaanan Hristiyan kyl ayaklanmalarn, temel-
de, bu sosyal yap deiiklii hazrlamtr. Son krk ylda Marksist Balkanl tarih-
iler retim ilikilerindeki bu deiiklikleri esas almaktadrlar.19 Fakat Balkanlar-
da, imparatorlua kar ayaklanmalarda ve Balkan milletlerinin ayrlma ve mill
devlet kurma abalarnda teki faktrleri de unutmamak gerekir.
XVIII. yzyln ikinci yars, Balkanlarda ticari gelime-ehirleme ve bir yerli
tccar snfnn douuna paralel olarak, Aydnlanma a Avrupasnn etkisi
altnda eitimin gelimesi ve bir Yunan, Srp ve Rumen intelligentsiasnn ortaya
kn grmtr. Avrupada Viyana, Venedik, Paris, Cenevre, Leipzig, Odesa
gibi byk ehirlerde XVIII. yzyldan beri Rum, Bulgar, Srp, hatta Trk Os-

17 The Ottoman Declineandits Effectsuponthe Reaya, Aspects of the Balkans, Continuity and Change,
H. Bimbaum ve S. Vryonis (yayn.), Lahey 1972, s. 338-354; Militaryand Fiscal Transformation in the
Ottoman Empire, 1600-1700, Archivum Ottomanicum, VI (1980), s. 283- 338.
18 Bkz. B. McGovvan, Economic Life in Ottoman Empire, Cambridge University Press, USA, 1982.
19 F. Adanr, Tradition and Rural Change in Southeastern Europe During Ottoman Rule, University
of California Press, 1989, s. 131-176; Chirot (Ed.), Origins of Backwardness in Eastern Europe; H.
nalck, Tanzimat ve Bulgar Meselesi, stanbul, Eren Yaynevi, 1992; Nikolay Todorov, The Balkan, bkz.
not 12.

31
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

manl tebaasndan tccar koloniler meydana km; stanbul Rumlar, zellikle


Fenerli nfuzlu aileler ocuklarn Avrupada tahsile gndermeye balamlard.
Bylece, Avrupa Aydnlanma ann, zellikle Fransz Byk Devrimini hazr-
layan fikir admlarnn etkisi altnda, milletleri iin hrriyet isteyen devrimci bir
Balkan intelligentsias vcut bulmutu. Romanya, Kuzey Bulgaristan, Srbistan,
Arnavutluk zellikle deniz tamacl ile zenginlemi; Yunanlar artk ekonomik
bakmdan Osmanl merkezine deil, Avrupaya bal duruma geldiklerini, Os-
manl mparatorluundan ayrlmakla bir ey kaybetmeyeceklerini grmlerdi.
Osmanl Devleti, Avrupa ile sk ticari ilikisi olan kendi gayrimslim tebaas-
na Avrupa tccar adyla birtakm zel imtiyazlar tanyarak onlar devlete bala-
mak giriimlerinde bulundu ise de yarar olmad. Onlar, konsoloslardan aldklar
belgelerle, bir bakma, Avrupa devletleri himayesine giriyorlar ve kapitlasyon
imtiyazlarndan yararlanmay tercih ediyorlard. Osmanl Devleti kendi tccar
tebaasn kaybediyordu.
Bunun yan sra, imparatorlua komu iki byk devlet, Avusturya ve Rus-
ya, Balkanlarda kendilerine bal uydu devletler yaratmak iin diplomasilerini,
o ilemezse ordularn harekete geirmekte yar hlinde idiler. te XIX. yzyl-
da Balkan milletlerinin birbiri ardndan imparatorluktan ayrlp kendi bamsz
devletlerini kurmalar, bu ekonomik, sosyal ve dnsel deiimlerin sonucudur.
phesiz bu, nlenmesi olanaksz tarih bir geliim idi.
Balkan milletlerinin Rnesans, Osmanl Trkleri arasnda Batllama ha-
reketine iki biimde etki yapmtr. lkin, Osmanl mparatorluu bu milletleri
idaresi altnda tutmak iin reform hareketini hzlandrm; br yandan Batlla-
m birok gayrimslim, Osmanl idare ve kltr hayatnda n safta yer almtr.
Osmanl Devleti adna sylenebilecek bir ey varsa, o da bu milletleri be yzyl,
yok etmeye almadan, kendi mill varlklarn, ticaret ve kltrlerini gelitir-
melerine elverili bir ortam srdrm olmasdr. 1839da imparatorluk birlik
ve btnln korumak iin ilan edilen liberal Tanzimat rejimi bu gelimeyi
ksteklememi, aksine gelitirmitir. Balkan milletleri arasnda her bakmdan en
ileride grnen Yunanlar, Osmanl Devletine kar btn Avrupann yaptrm
ve basks ile 1830da bamsz devletlerine kavutular. Fakat ondan yarm yzyl
sonra fiilen bamsz hle gelen Bulgaristan, Tanzimat dnemi idaresi altnda ei-
tim ve ekonomi bakmndan gelimi hliyle, o tarihte Yunanistandan daha ileri
bir memleket manzaras gsteriyordu. Balkanl milletler bamszlklarna kavu-
unca, tekrar XIV. yzyldaki bouma srecine dnmlerdir. Yalnz birbirleri ile
deil, kendi snrlar iinde be yzyllk bir tarihin yaratt din-etnik gruplar
hunharca yok etmeye almakla, byk devletlerin ve bloklarn planlarna alet
olmakla, Birinci Dnya Savanda grld gibi, dnya barn tehdit etmek-
tedirler.
Osmanl lehine belirlenmesi gereken baka bir nokta, hkmetin, impara-
torluun birlik ve btnln korumak amacyla 1839-1877 dneminde re-

32
Trkler ve Balkanlar

formlara inanarak sarlmas ve nihayet slm dnyasnda ve Dou Avrupada ilk


anayasa ve parlamento rejimini ilan etmi olmasdr (1876). Bugn Trkiye, de-
mokrasi rejiminin kuruluunda Avrupann eiinde nde gelen lkelerden biri
durumunda ise bunu her eyden nce Tanzimatlarn giriimlerine borludur.
Bu dnemde, Osmanl reformcularnn Balkan milletlerini imparatorlua bala-
mak iin ortaya attklar ideoloji Osmanllktr; bu hareket imparatorluk fikrine
bir ierik vermeye alyordu. Tanzimatlar, ortak bir Osmanl vatan iinde,
btn Balkan Hristiyan milletlerine Mslmanlarla eit haklar tanyor, hatta ciz-
yeyi bile kaldrmay dnyorlard. Osmanlllk, mill ayrlk ideolojisine kar
bir imparatorluk veya bugnk terimi kullanmak caiz ise bir common-wealth ide-
olojisi getiriyordu. Devlet idaresinde ve kanunlar nnde Hristiyan-Mslman
herkes eit olacak ve Osmanl vatan, bir din veya halkn imparatorluk egemenlii
yerine, burada yaayan milletlerin ortak vatan olacakt.
Bu dnce, Leh devlet adam artoriski tarafndan da daha XIX. yzylda
byk devletlerin kontroln gideren bir rejim olarak ak bir biimde ifade edil-
mitir. Balkan Birlii fikri, bugn her zamankinden ok nemini gstermektedir.
Tarih ve din yapsn deitiremeyen Osmanl mparatorluu, tabii byle bir
ideolojiyi gerekletirmekten uzakt. Trkler kendileri, 1923te mill ve laik bir
cumhuriyet kurarak bu fikrin gereklemesi iin en elverili zemini yaratmlardr
inancndayz.

VIII. Balkan Aratrmalar


Balkan tarihinin Balkan milletlerinin el birliiyle aratrlmas iin rgtlenme,
ilkin 1963 ylnda NicolaJorgann yurdunda, Bkrete Balkanl delegelerin bir
araya geldii bir toplantda kararlat. Unesconun desteiyle vcuda gelen rgt,
AssociationInternationaledesEtudesduSud-EstEuropeen (AIESEE) dnyada Balkan
aratrmalar yapan her devletin yeliine aktr. Yaplan statye gre yelik iin
bavuran memleketlerde nce bir mill komitenin rgtlenmi olmas gerekiyor-
du. Balkanl milletlerin merkez komitede iki oyla temsili, bakanlk, genel sek-
reterlik ve baka hususlarda Balkan memleketlerinin ncelii, rgtn Balkanlar-
aras i birlii karakterini vurgulam bulunuyordu. Trkiye, bir Balkan devleti
sfatyla tabii bandan beri bu rgtte aktif bir rol oynad. Bkreteki ilk toplan-
tda rahmetli Faik Reit Unat Trkiyeyi temsil etti. Ondan sonra, memleketimiz-
de Balkan aratrmalar mill komitesini rgtleyen Trk Tarih Kurumu adna bu
satrlar yazan delege gnderildi. Association, ilk kongresini 1968de Sofyada yap-
t. Balkan Aratrmalar, arkeoloji, tarih, etnografya, edebiyat, folklor, sanat tarihi
gibi btn insan bilimleriyle konuyu en kapsaml biimde ele alyordu. Ondan
sonraki kongreler, her Balkan memleketinde ylda bir sra ile topland. Her
Balkan memleketi bir Balkan Aratrmalar Dergisi karmaya balad. Trkiyede
rahmetli Cengiz Orhonlunun giriimiyle stanbul niversitesi Edebiyat Faklte-
si tarafndan Gneydou Avrupa Aratrmalar Dergisi karld ise de onun lm

33
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

ile yayn durdu. Bu dergi, Trkiyede Balkan aratrmalar zerinde ilk ve son bi-
limsel periyodik olmutur. Associationn bakanlk sras 1971-1974te Trkiyeye
geldi. Orhonlunun lm ve benim Chicago niversitesine gitmemden sonra,
bu nemli kurulu ile ilgilenen olmad, o kadar ki Belgradda toplanan kongrede
bir tek Trk delege dahi yoktu.
unu memnuniyetle belirtmek isterim ki, Trkiyede bu boluu bugn
1985ten beri Trk-Arap ilikileri aratrmalarn yapan ve 1992 banda Balkan
aratrmalarn da stlenen Ortadou ve Balkan ncelemeleri Vakf doldurmak-
tadr. Vakf, Balkanlar konusunda 26 Eyll 1992de ilk sempozyumunustanbulda
dzenlemitir. imdi de Balkanlar referans kitabn yaymlamaktadr. Daha sonra
ngilizce yllk dergiler de karacaktr.
Bugn tarih gnler yayoruz. Balkanlarda, yzyllarca kader birlii yapt-
mz insanlar kendi talihlerine brakamayacamz sonunda anlam bulunu-
yoruz. Bugn btn vatandalar ve Trk hkmetleri bu ortak bilin iindedir-
ler. XX. yzylda artk Balkan milletlerinin, Trkiye Cumhuriyetini Osmanl
mparatorluunun devam gibi grmemeleri zorunludur. Osmanl Devleti, belli
bir an gereklerine yant vermi bir tarihtir, geip gitmitir. Trkiye Cumhu-
riyeti, imparatorluktan sonra kurulmu bir mill devlettir, bir Balkan mill devle-
tidir. Kurulduundan beri Trkiye Cumhuriyeti hkmetleri teki Balkan dev-
letleriyle i birlii yapmak ve ahenk iinde yaamak iin aba gstermilerdir.
Osmanl dmanl, Trk dmanl biimine dntrlmemelidir. Tarih
olgularn saptrlmasyla bir husumet ve atma dnyas yaratmaktan kanmak
herkesin yararnadr. Anlay ve i birlii ruhunu, be yzyllk ortak tarihimizin
objektif bir ekilde bilimsel aratrlmas ve ortaya kan gerekler getirecektir.
Ortak tarihimiz, stanbulda milyonlarca belgeyi ieren Osmanl Arivlerinde
yatmaktadr. lk defa bu arivlerden onbinlerce belgeyi mikrofilm olarak alan
Bosnal ve Srp tarihiler, imdiye kadar ok deerli incelemeler yaynlamlar-
dr. Bugn arivde belgeler hzla tasnif edilip aratrclarn yararlanmasna su-
nulmakta, aratrma formaliteleri basitletirilmekte, her trl fotokopi olanaklar
salanmaktadr. Bunlara ek olarak yaplmas gereken, ariv binasnda veya ya-
knnda Osmanl ariv belgelerini hakkyla okumak ve deerlendirmek iin bir
uzman grubun belli saatlerde retim yapt bir ariv semineri rgtlemektir.
Ayrca aratrclar iin elverili koullarla kalacaklar ve birlikte alacaklar bir
misafirhane kurulmas, daha ok sayda Balkanl gencin stanbul arivlerine gelip
almalarn tevik edecektir. Bir kelime ile Balkanlarn her kesinden gelecek
aratrclar, stanbulda kendilerini kendi evlerinde hissetmelidir.

34
Trkler ve Balkanlar

EKLER

1.) 1860-1878de Rumelide Mslman Nfusu


(Kaynak: E. Akarl, OttomanPopulation in Europe in the 19th century,
Tez, Wisconsin niversitesi, 1970)
Vilayetler Nfus
stanbul 342.200
Edirne 597.100
Tuna 945.60/-------
Sofya 154.200
Selnik 264.800
Yanya 430.500
Manastr 880.600
kodra 141.000
Bosna-Hersek 520.000
Girit 48.400
Ege Adalar 80.000
Yekn 4.404.600

zetle, bu blgede 4,5 milyona yakn bir Mslman nfusu olup bunun 2
milyonu etnik Trk, 1.300.000i Arnavut, 600.000i Bonak, 400.000i erkez
idi.
1831 Osmanl tahririne gre Rumelide nfusun yzde % 37.5i Mslmand.
K. Karpata gre yzyln ikinci yarsnda, 1877ye doru Mslmanlar btn
nfusun %30u il %43 arasndadr.

35
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

2.) 1894 Osmanl Saymna Gre Nfus


(K. Karpat, s. 155)20

Vilayet Mslman Yunan Ermeni Bulgar Yahudi

Edirne 434.366 267.220 16.642 102.245 13.721

Manastr 630.000 228.121 29 - 5.072

Yanya 235.948 286.294 - - 3.677

2.797
kodra 330.728 5.913 - -
(Katolik)

Girit 74.150 175.000 500 - 200

Adalar 30.809 226.590 83 2 2.956

atalca 18.701 35.848 585 5.586 966

37.206
Selnik 463.000 277.000 1.257 223.000
(2.311 Katolik)

1.706
Kosova 419.390 29.393 - 274.826
(5.588 Latin)

Bu saymda Mslman nfus Edirne, Manastr, kodra, Selnik ve Kosova


blgelerinde ounluktadr. Etnik Trk Mslman nfus ayrca gsterilmemitir.

20 Kemal H. Karpat, Ottoman Population, Demographic and Social Characteristics, 1830-1914, Madison,
University of Wisconsin Press, 1985.

36
Trkler ve Balkanlar

3.) 1889da Rumelide Baz ehirlerin Nfusu


(Kaynak: . Sami, Kamsul-alm, II, 1213)

Selnik 80.000

Edirne 62.000

Prizrin 38.000

kodra 36.000

Manastr 35.000

Belgrad 35.000

Yanya 33.000

umnu 32.000

Saraybosna 30.000

Rusuk 26.000

skp 25.000

Yeniehir 21.000

Sofya 20.000

37
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

4.)21 Bosna Eyletinin 1870 Ylnda Nfusu


(Kaynak : H. 1287 Bosna Vilayeti Salnamesi)

Vilayet Mslman Ortodoks Katolik Yahudi ingene1 Toplam

Saray 98.921 51.566 24.590 2696 1.903 179.675

zvornik 178.964 131.471 32.787 354 5.521 349.098

Travnik 122.251 70.547 65.110 441 1.850 260.199

Bihke 127.027 104.343 5.898 0 1.124 238.393

Yenipazar 147.942 85.952 0 112 2.086 236.093

Banaluka 84.061 126.288 40.554 65 1.656 252.623

Hersek 110.964 66.041 51.414 0 1.900 230.319

TOPLAM 870.128 636.208 220.353 3.669 16.041 1.746.399

21 Profesr Justin McCarthy, Bosna nfusu zerinde Harvard niversitesinde 8 ubat 1993 tarihinde
toplanm olan sempozyumda sunduu 4 ve 5 numaral tablolar.

38
Trkler ve Balkanlar

Kaynaka
Essai sur les donnes statistiques des registres de recensement dans lEmpire Ottomanau
XVe et XVIe siecles, Journal of Economic and Social History of the Orient, I (1957).
Militaryand Fiscal Transformation in the Ottoman Empire, 1600-1700, Archivum Ot-
tomanicum, VI, 1980.
The Ottoman Declineandits Effectsuponthe Reaya, Aspects of the Balkans, Continuity
and Change, H. Bimbaum ve S. Vryonis (yayn.), Lahey, 1972.
ADANIR, F., Tradition and Rural Change in Southeastern Europe During Ottoman
Rule, University of California Press, 1989.
BARKAN, . L., Osmanl mparatorluunda Bir skn ve Kolonizasyon Metodu Ola-
rak Srgnler, stanbul niversitesi ktisat Fakltesi Mecmuas, C. Xl/l-4, 1949-50;
C. XIII, 1951-52 ve C. XV, 1953-54.
BERNDE, M., Lempire Ottoman et la route Moldave avant la Gonquete de Chilia et
de Catatea Alba (1484), Journal of Turkish Studies, X, Harvard, 1986.
CHROT, Daniel (Ed.), Origins of Backwardness in Eastern Europe.
NALCIK, H., Gelibolu, Encyclopedia of Islam, 2. Edisyon, II.
NALCIK, H., Hicr 835 Tarihl Sret-i Defter-i Sancak-i Arvanid, ndeks: Metropo-
litan, Ankara, 1954.
NALCIK, H., Tanzimat ve Bulgar Meselesi, stanbul, Eren Yaynevi, 1992.
KARPAT, Kemal H., Ottoman Population, Demographic and Social Characteristics,
1830-1914, Madison, University of Wisconsin Press, 1985.
Rumelide Yrkler, Tatarlar ve Evld- Ftihn, stanbul, 1957.
Saltuknme, Fahir z (Ed.), Saltuknme I-VII, ABD, Harvard University Printed Office,
1976.
MR, Bill, Rumeliden Trk Gleri, Belgeler, 1-3 Cilt, Trk Tarih Kurumu Yayn-
lar, Ankara, 1989.
TODOROV, Nikolay, The Balkan.
WTTEK, P., Yazdjioghlu on ChristianTurks, Bulletin of the School of Oriental and
African Studies, Londra.

39
X - XIV. Yzyllarda Orta ve Dou
Avrupada slm Varl
Tasin GEML
Prof. Dr., Direktr, Trkoloji ve Orta Asya almalar Enstits
Babe-Bolyai niversitesi, Romanya

zet
A
vrupaya slamn geii zellikle Osmanl Devletine balansa
da Osmanllardan evvel de Avrupada slamn varl ele geen
son bulgularla kantlanmtr. Osmanllardan nce Avrupaya
ulaan Mslman Trk topluluklar zellikle Balkanlardaki baz kit-
lelerin slam dairesine girmesinde mhim rol oynamtr. Ancak ge-
rek Hristiyan devletlerin politikalar gerekse slam devam ettirecek
kadar geni kitleye sahip olmamalar sebebiyle bu topluluklar zaman
ierisinde asimile olmular ve bu topluluklardan geriye olduka k-
k gruplar kalmtr. Osmanlnn Balkanlardaki hzl ilerleyiini
bu gelimelerin sonucu olarak grmek sanrz yanl olmayacaktr.

41
The Presence of Islam in Central and
Eastern Europe in the X XIVth
Centuries

Summary
A
lthough the transition of Islam into Europe is particularly as-
sociated with the Ottoman State recent findings prove that
Islam was present in Europe before the Ottomans. Muslim
Turkish communities reaching Europe before the Ottomans and
especially some groups in the Balkans had a significant role in the
inception of the Islam circle. However, due to the fact that the poli-
cies of Christian states as well as insufficient number of followers to
sustain Islam these communities were assimilated in time and very
small groups remained from these communities. We believe that
it will not be erroneous to presume that the rapid progress of the
Ottomans in the Balkans was generated as a result of these develop-
ments.

42
X - XIV. Yzyllarda Orta ve Dou Avrupada slm Varl

Giri
Genel olarak, slmn Balkanlara ve sonra da Orta Avrupaya doru yaylnn
Osmanl ile balad iddia edilmektedir. Fakat Dou ve merkezi Avrupada Ms-
lmanlarn, zellikle Trk asll Mslmanlarn mevcudiyetinin daha erken za-
manlarda olduu ispatlanabilir.
1222 ylnda, Macar Kral II. Andrei (Andras) tarafndan verilen ve Altn
Bula (Altn Mhr/Damga) adn tayan ok nemli bir belgede, Hysmahelite
et Judei szleri kaydedilmitir. Muhakkak, burada Mslmanlardan ve Yahudiler-
den bahsedilmitir. Ayn kaynaktan anlaldna gre, bu Mslman ve Yahudi-
ler Macar Krallnda ok nemli pozisyonlara sahip imiler. Kralln maliyesi,
yani vergilerin toplanmas (comites camere), darbhanesi (monetari), tuz ticareti
(salinari) ve gmr (tributari) bunlarn ellerinde bulunuyormu1. Bu sebepten
de, bu toplumlar Arap kkenli khalis terimi ile tannmlar, yani temiz (halis),
stn insanlar gibi Hristiyan ortamnda n kazanmlar. XII-XIII. yzyl kay-
naklarndan anlaldna gre, halk arasnda khalis terimi kaliz, kaluz, kulus, klus
ekillerini alm. Zamanla, bu terim tuzcular, yani Orta an ok kymetli mal-
larndan birisi olan tuzun alm-satm ile megul olanlar iin kullanlm. Hatta
yeni bir varsayma gre, Transilvania blgesinin en byk ehri olan Clujun ismi
bile bu corafyaya erken yerleen Mslman cemiyetin adndan geldii de ileri
srlmtr. Romen diline uygun Clus ekli 1173 ylna ait vesikalarda bulun-
maktadr. En nihayet, Macarca Culustan Koloszvar ve Romence Clustan da Cluj
meydana km2.
XIII. yzylda yaayan Arap corafyacs Yakut bn Rumi ok kymetli ve il-
gin bir bilgi nakletmitir. 1220 ylnda, Yakut bn-i Rumi Halepte yabanc gen
bir Mslman ile tanm. Bu gen, lkesinin baka genleri ile birlikte, Halepte
slam ilahiyat okumaya gelmi. Yani, gnmzn tabiriyle, bu gen Halep s-
lam lahiyat Fakltesinde yabanc uyruklu talebeymi. lkesi hakkndaki soru-
yu yantlarken, bu gen yle konumu: lkemiz Konstantiniyyenin tesinde
bulunmaktadr. Bu lke Hnkr adnda bir Frenk kavmine aittir. Biz Mslman
olarak o kraln tebaasyz. O kralln serhaddinde, kasaba byklnde 30 ka-
dar kymz vardr3. Khalis szcnden tremi ve Transilvanyada bulunan
yer adlar bu Erdelli Mslman talebenin dediklerini teyit etmektedir. Buradan
ok ak anlaldna gre, XIII. asrn balangcnda, Macar (Hungar) krallnda
yerleik, olduka kalabalk ve zengin bir Mslman toplumu varm.
Tabii ki, bu Mslmanlarn Macar krallnda varl o zamanda balama-
m. Baz varsaymlara gre, Transilvanya ve Pannoniaya Mslman unsurlar ve
gruplar Macar boylarndan nce gelmiler ve IX. asrn sonunda da, Arpad bal-

1 Hansgerd Gckenjan, Hiilfsvlker und Grenzvachter in mittelalterlichen Ungarn, Wiesbaden, 1972, s. 61.
2 Virgil Ciocltan, Cluj i Galai: sugestii etimologice, The Steppe Lands and the World Beyond Them.
Studies in Honor of Victor Spinei on His 70th Birthday, ed. Fl.Cuta, B.-P.Maleon, Iai, 2013, pp. 523-541.
3 Jacuts geographisches wrtenbuch, ed. Ferdinand Wstenfeld, Leipzig, 1866, s. 470.

43
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

nda gelen Macar kabileleriyle birlikte daha ok sayda bu blgelere yerlemiler.


X. yzyln ikinci yarsnda yaayan Yahudi seyyah Abraham Iakobsen (Ibrahim
ibn Yakub)in seyahatnamesini kaleme alan Arab al-Bakriye inanrsak, IX. asrn
sonuna doru Tuna azlar blgesine yerleen Peeneklerin ekserisi slam kabul
etmiler4. Herhlde, Macar kralln en eski tarihi kaynaklarnda Mslman top-
lumlarndan bahsedilmektedir. Kralla ait Latince yazlm kaynaklarda, Msl-
manlar saracen, ismaelite, besermen diye adlandrmlar. Eski Macarcada
ise Mslmanlara bszrmeni denilmi. Erken dnemlerde, Macar krallnda
mevcut Mslman toplumlar Hrezm, ran ve Kafkas kkenli Alan (As, Yazig),
Kuzey Karadeniz blgesinde bulunan Khazar boyu, Volga kylarna yerleen Bul-
gar, Bakr unsurlarndan olumu5. Macarlar Dou kkenleriyle balantlarn
uzun sre saklamlardr.
Erken asrlarda, Macar Krallnda bulunan bu Mslmanlarn, Yahudiler
ile birlikte, Khazar Kaanlndan geldikleri varsaym zerinde durulmaktadr6.
Ama bu Mslmanlar Byk Bulgar Kaanlndan da gelebilirlerdi. Bilindii
gibi, Khazar Devleti Yahudilii kabul etmi ise de, dil (Volga) Bulgarlar Ms-
lmanl semilerdir7. dil Bulgarlar arasnda, slm IX. yzyln sonu ve X.
yzyln banda geni ekilde yayld kaydedilmitir. Orta Asyadaki parlak
Mslman merkezleri ile sk ticari ilikileri olan Byk Bulgar Devleti, Trk-
slm medeniyeti (Hanefi mezhebi) etkisi altnda gelimitir. Badat halifesi al-
Muktadirin, 921 ylnda dil blgesine gnderdii sefirin yannda bulunan ktip
bn Fadlann yazdklarna gre, o tarihte Bulgar devletinde nemli bir Mslman
toplumu bulunuyormu. 903-913 yllar arasnda yazd eserinde, bn Rd de
dil Bulgarlarn Mslman olduklarn kaydetmitir. Yani, Badat halifesinin gn-
derdii sefaretin balca nemi, dil Bulgar Devletini bir Mslman lkesi olarak
resmen tandn ilan etmesi olmutur. Tabii ki, bu diplomatik baar dil Bulgar
Devletinin Mslman dnyas ile ilikilerini geniletmi ve pekitirmitir. Neti-
ce olarak da, dil boyunda slmn yaylmas g kazanmtr; hatta Mslman
Bulgarlar henz Hristiyanl kabul etmeyen Ruslar arasnda da slam yaymaya
almlardr. Bilimsel aratrmalarn neticesi olarak denebilir ki, XI. yzyldan
itibaren, dil Bulgarlar arasnda slm en kuvvetli din olarak yaylmtr8.
1236-1241 yllar arasnda dil Havzas da Mool istilsna maruz kalm ise
de, blgede slmn stnl devam etmitir. 1242 ylnda Batu Han tarafnca
kurulan Altn Orda Devleti ok az bir dnemde slmlam ve Trklemitir. As-
lnda, bu devletin esas tebaasnn Kpaklardan olutuu herkese kabul edilmek-

4 Victor Spinei, Realiti etnice i politice n Moldova meridional n secolele X-XIII. Romni i turanici,
Editura Junimea, Iai, 1985, s. 144.
5 Ioan-Aurel Pop, Din minile valahilor schismatici. Romnii i puterea n Regatul Ungariei medievale (secolele
XIII-XIV), Editura Litera, Chiinu, 2011, s. 52.
6 Virgil Ciocltan, Cluj i Galai: sugestii etimologice, s. 523-528.
7 Bkz. Bulgarica. Vremja I proctranstvo Bolgarskoi tzivilizatzii. Atlas, Institut istorii im. . Mardjani AN
Respubliki Tatarstan, Moskva Kazan, 2012, s. 280 328.
8 Tatar History and Civilisation, IRCICA, Istanbul, 2010, s. 53-56; 60-74.

44
X - XIV. Yzyllarda Orta ve Dou Avrupada slm Varl

tedir. Hatta o zamann ve amzn tannm tarihileri Altn Orday bir Kpak
Hanl veya Kpak Sultanl olarak adlandrmlardr.9 Batu Hann kardei
Berke (Bereke) Han (1257-1256) bu dev devletin ilk Mslman hkmdar ol-
makla birlikte yrtlen slmlama ve Trkleme eylemlerini kuvvetlendirmi ve
hzlandrmtr. Asya ve Avrupa ktalarn geni blgelerini kapsayan Altn Orda,
XIII. asrn ikinci yarsndan itibaren, ounlukta Trk soyu Mslmanlardan
oluan ve Trk-slam nitelii ar basan bir devlete dnmtr. Bu derin ve
geni srelerin en nemli neticesi imdiki Tatarlarn bir Trk ve Mslman hal-
k olarak tarih sahnesine kmas olmutur. Altn Orda kudretinde bir Avrasya
Devletinin slm lemine dhil olmas, devrin siyasi dengesini etkilemitir. Altn
Orda ve Memluk Devleti arasndaki uzun sreli ittifak, Ak Deniz ve Kara De-
niz havzalarn yaknlatrm ve nemli derecede etkilemitir. Yani, Altn Orda
medeniyeti ve kltr o devirlerde yksek seviyelere ulaan slm medeniyeti ve
kltr tesiri ile gelimitir.
Altn Ordann hudutlar Dou ve Gney-Dou Avrupann geni bir ksmn
da kapsamakta idi. 1370 yllarna kadar, imdiki Romanyann dou blgesi de
Altn Orta hkimiyetinde bulunuyordu. 1424 ylnda tamamlad Tarih-i al-i
Selk adl eserinde, Osmanl mellifi Ali Yazczade, Berke Han zamann (1257-
1266) gz nnde tutarak, unlar da yazmtr: ok mddet Krmdan Kara
Bodan (tarihi Moldova T.G.) iline dein Mslmanlkt. Kara Bodanda dahi
adna (Berke Han adna T.G.) mescidi durur. Kfirler iine domuz koyarlarm,
fil-cmle.10 Bu bilgi arkeolojik aratrmalar ile de kantlanmaktadr. imdiki
Moldova Cumhuriyeti arazisinde, Altn Orda zamannda kurulmu iki byk
ehir kalntlar meydana karlmtr. Gnmzdeki Kosteti (Costeti) ky
yaknlarnda izleri kalan byk bir Tatar ehrinin ad henz tespit edilmemi
ise de, Orhei kasabas yaknlarnda bulunan dier Tatar ehrinin adnn, ehrin
kurulduu yerde bulunan madeni paralardan, Yang eher/ehr-i Cedid olduu
bilinmektedir. Kalntlardan anlaldna gre, bu ehirler tam manasyla byk
Mslman ehirleri gibi gelimi altyapya sahip imiler. Yang eherde 3 000
m2, yani 57,7x51,5 m (baka bir lye gre: 58,8x52,8) ebadnda bir ulu cami
temeli hl mevcuttur. Ayn yerde, tatan yaplm umum hamam, kervansa-
ray, tuladan iki trbe ve bir 352 m2 (52x26 m) alannda kapal ar kalntlarn
da yalnz temelleri gnmze kadar ulamtr11. Romen ve Moldoval limler
bu ehirlerin kurucusunu Abdullah Han (1362 1369) olduunu ileri srm

9 Tasin Gemil, Osmanl ncesi Romanya Topraklarnda Trk Varl, Motenirea Istoric a Ttarilor, vol.
II, ed. Tasin Gemil, Nagy Pienaru, Editura Academiei, Bucureti, 2012, s. 45-46.
10 Topkap Saray Mzesi Ktphanesi stanbul, Revan - 1392, s. 235 v.; Yazyjy Ogly Aly, Seljuk
Trkmenlernn Taryhy, II, ed. Rahmaberdi Godarow, Agabat Miras, 2004, s. 316: Krymdan
Garabogdan iline enli ilatyn kpsi musulmandy. Garabogdanda hem z adyna metjidi bardy. Kapyrlar iine
donuz goyarlardy.
11 P. P. Brnea, Kamennoe sooruszenie I v Starom Orhee, Arheologicheskie issledovanija srednevekovyh
pamjatnikov Dnestrovsko Prutskogo meszdurechja, Chiinu, 1985, s. 25; Tamara Nesterov, Situl Orheiul
Vechi. Monumente de arhitectur, Chiinu, 2003, s. 47- 48.

45
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

iseler de12, bence bu ehirler zbek Han (1313 - 1342) devrinde ina edildii
de olaslk dhilindedir. Maalesef, Sovyet ve Moldoval arkeologlar burada ta
zerinde bulunan slm yaztlarnn bazlarn, bilerek veya bilmeyerek, tahrip
etmilerdir.13
1330 yllarnda Altn Ordada bulunan Arap seyyah bn Battuta, zbek
Hann zevcelerinden Bizans prensesi olan Konstantiniyenin seyahatine itirak
ederek, Dobrucadaki Babada kasabasn Mslman Trklerin son ehri oldu-
unu kaydetmitir.14 Mkemmel kaynaklara dayanarak yazd eserinde, Ali Yaz-
czade, XIII-XIV. yzyllara ait, unu da kaydetmitir: okluk zaman Dobruca
ilinde iki pare Mslman ehri ve otuz-krk blk Trk obalar vard.15
Mslman Berke Han (brahim Cemaleddin) zamannda, Altn Orda en
azndan imdiki Dobrucann kuzey blgesine de sahip idi. 1263 ylnda, yani
Mslman Berke Han devrinde, Sar Saltk nderliinde, 1012.000 Anadolu
Trkmeninin Kuzey Dobrucaya, imdiki Babada kasabasnn civarlarna yerle-
tikleri tarih kaynaklarda kaydedilmitir16. Bu hadise zerine epey aratrma yapl-
mtr, fakat Mslman Trkmenlerin banda Sar Saltuk Babann Dobrucaya
gelii ve sonra da Krma gidiinin bir slmi misyonerlik hareketi olabileceine
dikkat ekilmemitir.17 Yukarda da vurguladmz gibi, zellikle Berke Han za-
mannda, Altn Orda Mslman erenlerin ok serbest dolatklar geni bir alan
olmutu; bunlar Altn Ordann garp taraflarna da, yani gnmzde Ukrayna,
Moldova Cumhuriyeti ve Romanya topraklar olan blgelere de ulatklarn
kabul etmemiz mantkldr. Zaten bu yerlerde eskiden de Mslmanlar eksik
deildi. Hatta XII. yzyla ait Hoca Ahmet Yesevinin mehur Divan-i Hikmet
(Hikmetler)inde de bu meyanda baz ipular bulunabilir. Ahmed Yesevinin ha-
lifeleri arasnda Baba Main de vard.18 Baba Main Horasan erenlerinden olup
mehur bir veli gibi tannm ve vefat ettikten sonra Ferket kasabasna gmlm-
tr. Hoca Ahmed Yesevinin yaknlarndan baka birisi de Baba shak idi.19 Bu

12 Bkz. Eugen Nicolae, Quelques considration sur les monnaies tatares de la Ville Neuve, Studiii
Cercetri de Numismatic, ner.11/1995, Bucureti 1997, s. 197-200.
13 Bu meyanda, birka sene nce de uyarma yapmtm (Tasin Gemil, Osmanl ncesi Romanya
Topraklarnda Trk Varl s. 49, n.104.). 2013 ylnda, bu kalntlar Birleik Arap Emirliklerinden
gelen bir heyet ziyaret etmitir. Neticeden haberdar deilim.
14 Altn Orda halk olan Tatarlar, Ibn Battuta devaml Trk adlandrmaktadr (Ibn Battutta Seyahatnamesi,
ev. A.Sait Aykut, stanbul, YKY, 2005, s. 331: Nihayet Baba Saltuk adyla bilinen ve Trklerin yaadklar
topraklarn sonu olan kasabaya geldik).
15 Bkz. Topkap Saray Mzesi Ktphanesi, Revan 1392, s. 234.
16 Bkz. Topkap Saray Mzesi Ktphanesi, s. 264-265.
17 Bkz. Aurel Decei, Problema colonizrii turcilor selgiucizi n Dobrogea secolului al XIII-lea, Aurel Dcei,
Relaii romno-orientale,Editura tiinific i Enciclopedic, Bucureti, 1978, s. 169 192 (ilk defa
Trke yaynlanmtr: Ankara niversitesi D.T.C. Fakltesi Tarih Aratrmalar Dergisi, VI (1968), nr.10-
11, p.85-111).
18 Hoja Akhmet Yasav, Hikmetler, ed. Anna vezov, Lexica, Moskva, 1992, s.123 (kiril alfabesiyle
transkripsiyon) ve bab 100 (arab harfleriyle fotokopi): Baba Main (traskripsyonda Makhin) ol sultan
murid bold bi-guman.
19 Hoja Akhmet Yasav, Hikmetler, s. 122, bab 100: Iskhak babnn buyru, eyih Ibrahim kullu.

46
X - XIV. Yzyllarda Orta ve Dou Avrupada slm Varl

adlar Dobrucann kuzeyinde hl saklanmtr. Main ve saki Tuna kysnda


bulunan eski Trk yerleim yerleridir; Osmanl dneminde nemli kazalar arasn-
da saylmlardr. Byle bir yaklamn kolay kabul edilebilecek bir varsaym ola-
madn biliyorum; fakat bu tarih kaynaklarn da artk hesaba alnmas gerektii
kanaatinde olduumu da bildirmek isterim. Ayn yrede, yani Dobrucann ku-
zeyinde, baka bir ehrin ad da yine Orta Asya balantlarn akla getirmektedir.
Tula ehri eskide bir kaza, gnmzde ise kuzey Dobrucay kapsayan Tula vi-
layetinin merkezidir. XII - XIII. asrlarda, Dou Trkistanda, Yedi-su havzasnda
Kula isminde kuvvetli bir Mslman merkezinden de bahsedilmektedir.20 Bu
yer adn Tula eklinde okumak ta mmkndr, nk Arap harfleriyle el yaz-
malarda T ve K harfleri ok kolay kartrlabilir. Main veya Maen adnn da
yine Trkistanda bir su yolunun ad olduunu biliyoruz.21 Mahmud Kagarinin
Divan-i Lugatit-Trkte ise, Main bir Trk kolu bilinen Tawgalarn (Tabga)
lkesi gibi gsterilmitir.22 Dobrucaya bu adn (ihtimal Tula ve sak da) Orta
Asyaya bal olan Sar Saltuk Baba (Muhammed Buhari?) ynetimindeki Msl-
man Trkmenler ile birlikte gelmesi mmkndr. Ayn zamanda, Main, Tula
ve sak adlarn eski Trklere de (Peenek, Kpak) balanmas bence olaslk
dhilindedir.
slm dinin Dobruca ve Balkanlara yaylmasnda, Cengiz Han slalesinden
prens sa Nogayn roln gz ard etmek mmkn deildir. Aslnda, Dobrucann
kuzeyinden, Tuna boyunca, gerdaplara (Kladovo/Feth-l Islm) kadar slm et-
kisinin ilk yaylm Nogay ve varislerin eseridir. Mslman Berke Hann l-
mnden (1266) sonra, tmen- noyan Nogay alan kazanmaya balamtr. Ksa
bir zamanda, Nogayn hkimiyeti Don havzasndan imdiki Bulgaristann ku-
zeyine ve Srbistann dousuna kadar yaylmtr. Dobrucann kuzeyinde, Tuna
sahilinde hl mevcut sak kasabas Nogay Devletinin bakenti olmutur. Bal-
kanlarda, 1270 yllarndan itibaren, Tuna azlarna yakn sakya bakentini
yerletiren Nogayn nfuzu, Volga kenarnda Saray ehrinde hkm sren Altn
Orda hann nfuzundan daha kuvvetli olmutur. Nogay bamsz bir hkmdar
gibi, Isakda kendi adna para bastrmaya balamtr. Berke Handan sonra Altn
Orda tahtna oturan muhalif hanlar Budhaya tapndklar sebepten de, Nogay ve
oullar slma sarlmlardr. 1286-1287 yllarndan itibaren, Isakda bastrlan
paralar Mslman usul ve iaretlerini tamaktadrlar.23 Nogay Altn Ordada
slm taraftarlarnn lideri olarak, olu ve varisi aka da kendisine Ala ed-Din
unvann semitir. Nogay ve oullar dini bir siyasi silah olarak da kullanarak,

20 Bkz. V. V. Barthold, Mool stilasna Kadar Trkistan, ed. Hakk Dursun Yldz, Ankara, Trk Tarih
Kurumu Basmevi, 1990, s. 391, 426-427, 520; Fuad Kprl, Trk Edebiyatnda lk Mutasavvflar, ed.
Orhan F. Kprl, 3. Basm, Ankara, Trk Tarih Kurumu Basmevi, 1976, s. 34 35, 74-75, 88.
21 V. V. Barthold, Mool stilasna Kadar Trkistan, 1990, s.181.
22 Mahmud el-Kagari, Divan Lugatit Trk, ed. Serap Tuba Yurteser ve Sekin Erdi, stanbul, Kabalc
Yaynevi, 2007, s. 22, 542, 543.
23 Bkz. Ernest Oberlander Trnoveanu, Inceputurile prezenei ttarilor n zona gurilor Dunrii n lumina
documentelor numismatice, Ttarii n istorie i n lume, ed.Tahsin Gemil, Editura Kriterion, Bucureti,
2003, s. 67, 102.

47
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

slmn Tuna nehrinin gneyine de yaylmasna nem vermilerdir. zellikle


sakda bastrlan paralarn incelenmesinden anlaldna gre, Nogayn hiz-
metinde Anadolu ve Krmdan gelen darphane ustalarnn yan sra, slm dinini
yaymak iin yeterli sayda dervi de gelmitir.24 Nogay ve oullarnn hkimiyeti
XIV. yzyln banda sona ermi ise de, srdrdkleri geni ve dinamik faaliyetle-
ri neticesiz kalmamtr. Balkanlarda (Dobruca dhil) slmn gelimesine ve do-
laysyla, Osmanl hkimiyetinin yerlemesine Altn Orda ve zellikle sa Nogay ve
oullarn hazrladklar ortamn da bir katks olduunu vurgulamak yerindedir.
Macar krallnn tahtna 1301 ylnda oturan Kral Carol Robert (1301- 1342)
ile bu lkede Fransz hanedan Anjou dnemi balamtr. XIV. asrdan itibaren,
Macar Krall tam manasyla bir Bat Avrupa devletine dnmeye balamtr.
Macar asll Arpad hanedanna 300 yldan fazla hizmet eden Transilvanyadaki
Mslman toplumu ar basklara maruz kalarak, XIV. asrn sonuna dek Hristi-
yanlatrlm ve bylece tarihe karmtr. Fakat Dobrucada Mslman toplumu
asla yok olmamtr. XIV. yzyln sonlarnda bu blgeye gelen ilk Osmanl asker-
leri yerli ve olduka salam Mslman topluluklar ile karlamlardr. Belki bu
sebepten de bu blgelerde Osmanl fethi epeyce kolay gereklemitir.

24 Ernest Oberlander Trnoveanu, Inceputurile prezenei ttarilor n zona gurilor Dunrii n lumina
documentelor numismatice s. 99-102.

48
X - XIV. Yzyllarda Orta ve Dou Avrupada slm Varl

Kaynaka
ALY, Yazyjy Ogly, Seljuk Trkmenlernn Taryhy, II, ed. Rahmaberdi Godarow, Agabat
Miras, 2004.
BRNEA, P. P., Kamennoe sooruszenie I v Starom Orhee, Arheologicheskie issledovanija
srednevekovyh pamjatnikov Dnestrovsko Prutskogo meszdurechja, Chiinu, 1985.
BARTHOLD, V. V., Mool stilasna Kadar Trkistan, ed. Hakk Dursun Yldz, Ankara,
Trk Tarih Kurumu Basmevi, 1990.
Bulgarica. Vremja I proctranstvo Bolgarskoi tzivilizatzii. Atlas, Institut istorii im. .
Mardjani AN Respubliki Tatarstan, Moskva Kazan, 2012.
COCLTAN, Virgil, Cluj i Galai: sugestii etimologice, The Steppe Lands and the
World Beyond Them. Studies in Honor of Victor Spinei on His 70th Birthday, ed.
Fl.Cuta, B.-P.Maleon, Iai, 2013.
DECE, Aurel, Problema colonizrii turcilor selgiucizi n Dobrogea secolului al XIII-
lea, Aurel Dcei, Relaii romno-orientale,Editura tiinific i Enciclopedic,
Bucureti, 1978.
EL-KAGAR, Mahmud, Divan Lugatit Trk, ed. Serap Tuba Yurteser ve Sekin Erdi,
stanbul, Kabalc Yaynevi, 2007.
GEML, Tasin, Osmanl ncesi Romanya Topraklarnda Trk Varl, Motenirea
Istoric a Ttarilor, vol.II, ed. Tasin Gemil, Nagy Pienaru, Editura Academiei,
Bucureti, 2012.
GCKENJAN, Hansgerd, Hiilfsvlker und Grenzvachter in mittelalterlichen Ungarn,
Wiesbaden, 1972.
Jacuts geographisches wrtenbuch, ed. Ferdinand Wstenfeld, Leipzig, 1866.
KPRL, Fuad, Trk Edebiyatnda lk Mutasavvflar, ed. Orhan F. Kprl, 3. Basm,
Ankara, Trk Tarih Kurumu Basmevi, 1976.
NESTEROV, Tamara, Situl Orheiul Vechi. Monumente de arhitectur, Chiinu, 2003, s.
47- 48.
NCOLAE, Eugen, Quelques considration sur les monnaies tatares de la Ville Neuve,
Studiii Cercetri de Numismatic, ner.11/1995, Bucureti 1997.
OBERLANDER TRNOVEANU, Ernest, Inceputurile prezenei ttarilor n zona
gurilor Dunrii n lumina documentelor numismatice, Ttarii n istorie i n lume,
ed.Tahsin Gemil, Editura Kriterion, Bucureti, 2003.
POP, Ioan-Aurel, Din minile valahilor schismatici. Romnii i puterea n Regatul Ungariei
medievale (secolele XIII-XIV), Editura Litera, Chiinu, 2011, s. 52.
SPNE, Victor, Realiti etnice i politice n Moldova meridional n secolele X-XIII.
Romni i turanici, Editura Junimea, Iai, 1985.
Tatar History and Civilisation, IRCICA, Istanbul, 2010.
Topkap Saray Mzesi Ktphanesi stanbul, Revan 1392.
YASAVI, Hoja Akhmet, Hikmetler, ed. Anna vezov, Lexica, Moskva, 1992.

49
Balkanlarda slamn ve Trkln
Yaylmasnda Bir nc: Sar Saltuk
kr Halk Akaln
Prof. Dr., Hacettepe niversitesi Edebiyat Fakltesi Trk Dili ve Eddebiyat Blm Bakan

zet
B
alkanlara slamn gelii ve yaylmasnda en byk etken
Ouz-Trkmen boylarnn batya doru olan yolculuu-
dur. VII-VIII. yzylda Orhon ve Yenisey blgesinde varlk
gsteren Ouzlar, X. yzylda Trkistan corafyasnda Ouz Yab-
gu devleti ile siyasi bir g hline gelmilerdi. Seluklu Devletinin
kuruluu ve glenmesi, nihayet Malazgirt Zaferi ile Anadolu ka-
plarnn almas; Trklerin slamn klc diye adlandrlmasn
salamt. Kgarl Mahmudun nl eseri Divan Lugatit-Trk
yazmasnn sebeplerinden biri de slam dnyasnda yeni bir g
olarak ortaya kan Trklerin dilini renme ihtiyacna cevap ver-
mekti. Anadolu Seluklular ve ardndan Beylikler Dneminde de
Ouz-Trkmen boylarnn batya doru hareketlilii srmtr.
Bunlardan tarihte iz brakan, 1263 ylnda Sar Saltuk ncln-
deki otuz krk Trkmen obasnn skdardan Dobrucaya geiidir.
Sar Saltukun bu blgedeki faaliyetleri, Balkanlarn slamlamas ve

51
bu corafyada Trk nfusun yaylmasnn en nemli admlarndan
biri olmutur. Ouzlarn Kay boyundan gelen ve en batda yurt
tutmu olan Osmanoullar Beyliinin glenerek egemenlik ala-
nn geniletmesi ve Avrupa ilerine kadar yaylmas bu yolculuun
kalc hle gelmesini salamtr. Makalede Balkanlara geen ve bu
topraklarda slamn yaylmasnn ilk admlarn atan Sar Saltukun
tarih ve menkbevi hayat ile faaliyetleri zerinde durulmutur.

52
A Precursour in the Extension of Islam
and Turkishness into the Balkans:
Sar Saltuk

Summary
T
he main factor in the arrival and extension of Islam into the
Balkans were the westward journeys of the Oguz-Turkmen
tribes. During the VII-VIIIth centuries the Oguz existed in
the Orhon and Yenisey regions and became a political power with
the Oguz Yabgu state in the Xth century in the Turkistan terri-
tory. The establishment and strengthening of the Seljuk state and
finally the Victory of Malazgirt opened the gates to Anatolia caused
the Turks to be called the sword of Islam. One of the reasons that
prompted Mahmut from Kashgar to write his renown work Divan
Lugatit-Trk was the need to respond to the necessity to learn the
language of the Turks which had emerged as a new power in the
world of Islam. The movement of Anatolian Seljuks followed by the
Oguz-Turkmen tribes during the Beylikler Era westward continued.
One of these movements that left its trace in history is the transit
of thirty-forty nomad groups migrating from Scutari to Dobruca

53
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

headed by Sar Saltuk in 1263. The activities of Sar Saltuk in this


region were the main steps which lead to the Islamization of the
Balkans and the proliferation of the Turkish population in the geo-
graphical area. When the Osmanoullar Principality comprised of
migrants from the Oguz Kay tribe who settled in the most west-
ern part grew strong and spread their sovereignty deep into Europe
made this journey permanent. The article is focused on the histori-
cal and legendary life and activities of Sar Saltuk who transited in
the Balkans and took the first steps to promulgate Islam on this
territory.

54
Balkanlarda slamn ve Trkln Yaylmasnda Bir nc: Sar Saltuk

Giri
Balkanlarda slamiyetin yaylmasnda en byk etken Ouz-Trkmen boylarnn
VII-VIII. yzylda tarih sahnesinde grldkleri Orhon ve Yenisey blgesinden
batya doru olan hareketlilikleridir. Daha sonra X. yzylda Seyhun Irmann
batsndaki blgede grlen Ouzlar, Trkistan corafyasnda kurduklar Ouz
Yabgu devleti ile siyasi bir g hline gelmilerdi. Seluklu Devletinin kuruluu
ve glenmesinin ardndan Malazgirt Zaferi ile Anadolu kaplar Ouz-Trkmen
boylarna almt. Daha nce farkl zamanlardaki eitli glerle Anadolu
topraklarna dank bir biimde yerlemi bulunan Ouz boylar bu defa geni
kitleler hlinde Anadoluya yerleiyorlard. Malazgirt Zaferi, Trklerin slamn
klc diye adlandrlmasn salamt. Badatta Trkeye kar byk bir ilgi
balamt. Kgarl Mahmudun nl eseri Divan Lugatit-Trk yazmasnn
sebeplerinden biri de slam dnyasnda yeni bir g olarak ortaya kan Trklerin
dilini renme ihtiyacna cevap vermekti. Anadolu Seluklular ve ardndan Bey-
likler Dneminde de Ouz-Trkmen boylarnn batya doru hareketlilii sr-
mtr. Bu yolculuun tarihte en ok iz brakan, 1263 ylnda Sar Saltuk1 nc-
lndeki Trkmen topluluklarndan bir blmnn skdardan Dobrucaya
geiidir. Sar Saltukun bu blgedeki faaliyetleri, Balkanlarn slamlamas ve bu
corafyada Trk nfusun yaylmasnn en nemli admlarndan biri olmutur.
Ouzlarn Kay boyundan gelen ve en batda yurt tutmu olan Osmanoullar
Beyliinin glenerek egemenlik alann geniletmesi ve Avrupa ilerine kadar
yaylmas bu yolculuun kalc hle gelmesini salamtr. Ancak Balkanlardaki
ilk Mslman-Trk yerleimi Sar Saltukun 1263 ylndaki yolculuu ile bala-
mtr.
Balkanlarn ve Balkan lkelerinin tarihi, kltrel altyaps aratrlrken ba-
vurulmas gereken kaynaklardan biri de Saltuknamedir. nk Saltukname, yal-
nzca esere adn veren kahraman Sar Saltukun hayatn deil XIII. yzyldan
balayp XV. yzyla kadar uzanan bir dnemde Anadolu ile birlikte Balkanlarda
yaanan olaylarn, savalarn, bu corafyada yaayan halklarn, inanlarn, kl-
trel ilikilerin de gemiinden kesitler sunan nemli bir kaynaktr. Saltukname
elbette bir tarih eseri deildir. XV. yzyl sonlarnda szl rivayetlerden derlenerek
oluturulan Saltukname, XIII. yzyln tarih bir ahsiyeti olan Sar Saltukun
halk muhayyilesinde canl bir biimde yaayan menkbelerinden olumutur.
Sar Saltuk, Anadolu ve Balkanlarda gazalara katlan, cengaverlii ve velaye-
ti ile efsanev bir ahsiyet haline gelen bir Trk kahramandr.Hayat etrafnda
oluan menkbelere dier gazi ve velilerin menkbeleri de karmtr. Bu sebeple
Sar Saltukun gerek hayat ile ilgili bilgileri elde etmek son derece glemitir.

1 Sar Saltukun tarih ve menkbevi hayatnn yan sra Balkanlarda slamn yaylmasndaki nc roln
ele alan nemli bir alma Ahmet Yaar Ocak tarafndan yaplmtr: bk. A. Y. Ocak, Sar Saltk, Popler
slmn Balkanlardaki Destan ncs, Trk Tarih Kurumu Yaynlar, Ankara, 2002. Ayrca bk. F.
Babinger, Sar Saltk Dede, slm Ansiklopedisi, c. X, stanbul, 1966, s. 220-221; Keml Yce, Saltuk-
nmedeTarih, DinveEfsanevUnsurlar,Kltr ve Turizm Bakanl yayn, Ankara, 1987.

55
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Tarih kaynaklarda yer alan Sar Saltuk ile ilgili bilgiler Sar Saltukun gerek ha-
yatn ortaya koyacak nitelikte deildir. Gerek hayat ile menkbevi hayat i ie
gemitir. stelik tarih kaynaklarn Sar Saltuk hakknda verdikleri bu bilgilerin
bazen birbiriyle elitii de grlmektedir.

Tarih Kaynaklarda Sar Saltuk


Tarih bir ahsiyet olarak Sar Saltuktan sz eden en eski kaynak Muhammed b. Ali
b. es-Serracn2 Tuffahl-ervah ve Miftahl-irbah3 adl eseridir. Eserin 194a-201a
varaklar arasndaki yedi anlat ve bir ksa hikye Sar Saltuka ayrlmtr. Serrac,
eserin194ann son satrlarnda Saltuk et-Trkye ile ilgili anlatlara ver vermeye
balar4. Serracn Saltuk et-Trk adn vermesi ilgi ekicidir. Saltuknamede de Sar
Saltuktan Trk5 olarak sz edilmesi, hatta Serracn belirttii gibi Saltk- Trk6
sanyla anlmas bu adlandrmayla ilgili bilgilerin rttn gstermektedir.
eyh Saltuk da eserde kullanlan bir baka addr7. Serraca gre Saltuk sarn ve
orta boyludur. Bu bilginin ardndan Sar Saltuk ile ilgili verilen ikinci zellik ou
kere ge bakmasdr. eyh Allme Takyddine sarnl dnda ok benze-
mektedir. Ancak tevazu yoluna girmemi, ne gemek istemi ve kibirlenmitir.
Serrac, Sar Saltuka genliinde Dmakta ok nasihat ettiini, kuzey lkelerine
gidiinden sonra da saysz mektup gnderdiini yazmaktadr8. Sar Saltuk ile
ilgili bu bilgiler Saltuknamedeki anlatlarla ortaklklar gstermektedir. Yiite
gezmek, dmanlarna tepeden bakmak, Sar Saltukun zelliidir. Serraca gre
Sar Saltuk yaklak 70 yalarnda Hicri 697 (Miladi 1297/1298) ylnda vefat
etmitir9.
Sar Saltuktan sz eden en eski ikinci kaynak bni Batuta Seyahatnmesidir.
Tannm Arap gezgini bni Batuta, Sar Saltukun lmnden yaklak yarm

2 Tam ad Muhammed b. Ali b. Abdurrahman b. mer b. Abdlvehhab b. Muhammed b. Tahir el-Kad


zzeddin Ebu Abdullah b. es-Serrac ed-Dmak e-afidir. Doum tarihi bilinmemektedir. 1300-1301
yllarnda Halepte bulunduu, 1302-1303 ve 1310-1311 yllarnda Besnide ve Khtada kadlk yapt
belirtilmektedir. 2 Rebil-ahir 747 (23 Temmuz 1346) veya Zilhicce 747 (Miladi 1347)de Khtada
vefat ettii eklinde bilgiler vardr (bk. Muhammed b. Ali b. es-Serrac, Tuffhul-Ervh ve Mifthul-rbh:
Ruhlarn Meyvesi ve Kazancn Anahtar, Haz. N. Grkan, M. N. Bardak, M. S. Sarkaya, Kitap yaynevi,
2015, stanbul, s. 11-13).
3 Cemaziyess-sani 715 (Miladi Eyll 1315) tarihinde tamamland kaydedilen eserin ad Trkeye
Ruhlarn Meyvesi ve Kazancn Anahtar olarak evrilmitir. Eserin elde bulunan her iki nshas da
yazlndan ok sonra istinsah edilmitir. ABDde Princeton niversitesi Ktphanesindeki nsha 1589,
Berlin Staatsbibliothek nshas ise 1851 ylnda istinsah edilmitir (Serrac, age s. 18-19). Eser menkbe ve
kerametlerin yan sra yazarn bizzat yaad, grd ve byklerinden duyduu olaylar hakknda bilgiler
verdii ve deerlendirmelerde bulunmu olmasyla dikkat eker (Serrac, age s. 58).
4 Serrac age s. 319.
5 Eblhayr- Rumi, Saltuk-nme I, Haz. . H. Akaln, Kltr ve Turizm Bakanl, stanbul 1987, s. 34, 47,
58, 82, 83 vb.
6 Eblhayr- Rumi, age I/84,
7 Serrac age s. 321 vd.
8 Serrac, age s. 325
9 Serrac, age s. 326

56
Balkanlarda slamn ve Trkln Yaylmasnda Bir nc: Sar Saltuk

yzyl sonra Baba Saltuk adl bir yerleim merkezine gelmitir. Burada bni
Batutaya, Saltuk un mkaefe sahibi (Allahn srlarn gren hakikat ehli) olduu
anlatlmtr. Ancak, bni Batuta bu anlatlanlarn slm inanlarna aykr oldu-
unu belirtir10.
Yazczade Ali Efendinin Tevrih-i Al-i Seluk adl eserinde, II. zzeddin
Keykvusun maiyetindeki Sar Saltukun Anadoludaki Trk aileleri ile birlikte
nce znike oradan skdara giderek Dobrucaya geii anlatlmaktadr. Sar
Saltukun Dobrucadaki Baba Da kasabasna yerlemesi ve Krm seferinin
yan sra zzeddin Keykvusun Bizans saraynda bulunan olunu kurtarmas da
Tevrih-i Ali-i Seluktayer almaktadr11.
Keml Paazadenin Tevrih-i Al-i Osmannda ve Seyyid Lokmann
Yazczadenin eserini zetleyerek yeniden kaleme ald Ouz-nmede de bu
olaylar benzer ekillerde anlatlmaktadr12. Hatta Seyyid Lokmann eserinde yer
alan bir drtlkte Sar Saltukun Rumeliye gei yl (662 Hicri) da verilmektedir.
Bu bilgiye gre Sar Saltuk, maiyetindekilerle beraber 1263 ylnda Rumeliye
gemitir13:
Sar Saltuk ubur Rmeline
Alt yz altm iki idi hemn
Hep Oguz-nmeyi tetebbu idp
Yazd icml ile Seyyid Lokman
Sar Saltukun Balkanlara yerlemesinin bir baka anlatcs ise Evliya
elebidir. Seyahatnamesinin ikinci cildinde Sar Saltukun asl ad Muhammed
Buhari olduunu, Balkanlara geliini ve Dobruca blgesinde slam dinini yayma
almalarn anlatmaktadr. Sar Saltuk, Dobruca kralnn iki kzn ejderin elin-
den kurtarmas ve kraln slam dinini semesi olayn Evliya elebi eserinin ikinci
cildinin Der-sityii Tekyei KeliraSultn yan SarSaltkSultn baln tayan
blmde yle anlatr:
kendlerinde al-sreti asfaru'l-levn olmala eyh Ahmed Yesev hazretleri
kendlere Saltk Bay nmyla knye demiler idi. Amm ismi erfleri Muhammed
Buhr'dir. Badeh seyht ile Pir Er Vard yan Pravadi kalasna gelp skin
olmala Bir er varddan galat Pravadi kalas derler, anda def ve kudmn alarak
Dobruca kralna buludukda kral dlli bed-fil eydr: Ey Sar Saltk! Eer sende
kermet varsa benim diyrmda bir ejdeh peyd olup Karadeniz shilinde bir yaln
kaya iinde iyn edinp cmle reya v berym yidi. Ve hl dr dnyda iki

10 bni Batuta Seyahat-nmesi, (Haz. smet Parmakszolu), 1000 Temel Eser Dizisi, stanbul, 1971, s.102
11 Yazcolu Ali, Tevrih-i Al-i Seluk, Topkap Saray Mzesi Ktphanesi, Revan Kk Blm no.1391,
233a
12 Ocak, age s. 2.
13 Ahmed Tevhid, Rum Seluk Devletinin nkraz ile Teekkl Eden Tavaif-i Mlktan Karahisar Sahibde
Sahib Ataoullar, Tarih-i Osmani Encmeni Mecmuas, cz 9, Austos, 1327, s.5.

57
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

cier-ke kzlarma tlii kura dp ejdere gda olma-in Dobruca sahrsnda


bir amd azme kzlarm balamz. Vakti zuhr olunca gelp yise gerek, amm bu
ejdere bir re eyle dey Dobruca kral ric edince Sar Saltk Sultn eydr mdi
kral, Muhammed dnin hak bilp slm ile merref olursan senin kermelerin ol
bcn gds olmadan bi-emrillah ve bi-himmeti'l-pr hals ideyim dedikde kral
cn u gnlden yemin billah eyleyp durur, hemn Saltk Bay Vel fukarlarna
zkrullah deyp yetmi aded dervi dil-riyle def u kudmlerin alup alem ve
sraf kaldrup Saltk Vel tahta klcn glfndan karup niyyet'l-gaz deyp bir
papas kulauz ile Dobruca sahrsnda kral kzlarnn amda bal olduu yire va-
rup kzlar hals edp bir yerde hfz eder. Kends amd dibinde durur. Ejdeh
dahi iddeti hr olunca Dobruca sahrsndan bir ejderi heft-ser gjgrup dmen-ber-
hev kec klup mutd kadmesi olan mile yakn gelince hemn Sar Saltk Sultn
fukarlarna iret edp def kudm ve nefr zil alnca ejder mil dibine yakn
geldikde Saltk Bay Sultn Y Mabd b-hemt deyp dal-satr Muhammed;
olup yetiyle bir naraya reh buldurup ejderin aa kellesine
bir tahta kl nie urursa kelle galtn olup bir imr levha dahi urup bir kellesin
kesp hemn ejder dem ekim snup bi-emri Hud dem-beste olup drd bayla firr
eder. Ard sra eyh Saltk Sultn ejderi kovarak ejder cn acsndan grna girp
eyh dahi akbince girp drd kellesin dahi keserken ejder eyhi der- edp skar.
eyh dahi Y Hfz- Msten deyp arkasn grn bir cnibine dayayup eyhin
vcdu kayaya gird yer hl zhir bhirdir. Ve iki desti erfleri ve iki kademi
sadetleri kayaya tesr etd almetleri zhirdir. Badeh ejderin tb tvn kalma-
yup Saltk Sultn koyverir. Sultan merkm eli kan, klc kan, snesi uryn, dilinde
Hazreti Kurn tilvet ederek fukarlarnn yanna gelp kraln iki kermesin yanna
alup Dobruca kralna gitmede. Mukaddem kzlarn bal olduu amdun dibinde
azz hazretleri ejderin kellesin kesp ard sra kovagiderken beri tarafda kulauz-
luk ile gelen papas ejderin iki kulan ve bir dilin kesp seirderek Dobruca kralnn
huzruna kulaklar ve dilleri braup Mjde olsun kralm, ejderi katl edp kzlar
hals etdim, ite almeti dey kizb iftir eder. n satde Saltk Sultn dahi kraln
kzlaryla gelp tahta klc kanyla kraln huzruna kor. Kzlar kral barlarna
basup Ejderi kim katl etdi dey Dobruca Kral kermelerinden sul eder. Kzlar
dahi m-vak zre Saltk Bay Sultn'n katl etdn bir bir takrr ederler. Ruhbn
meln musrr olup Elbette ben katl etdim der. Saltk Sultn eydr "mdi ey kral.
Ejder ldrmek kermetdir. Bu rhib ile beni bir kazana koyup su iinde fkr fkr
kaynadn. Kangmz ejderi ldrd ise pimeyp hals olur. Kizb syleyp ben ldr-
dm diyen bryn olur dey bu davy merdi edince papas b-dn bu kavle rza
vermeyp kral eyle olsun deyp Pravadi garbnda Kazan Balkan demekle marf
ol balkanda bir kazan ire su doldurup gayr ruhbnlar Saltk Sultnn ellerin
ardna balayup kazana korlar. Dervnlar dahi papas muhkem kayd-bend edp
kazan iine korlar. Kazan altna te edp alev-ber-alev tei Nemrd iinde iki
cn kaynamada. Beri Anadolu tarafnda Krehri'nde Hac Bekta Vel, destmliyle
bir kayay silp Saltk Muhammed'im ztrbda terlemededir. Hak dest-gr mun u
zahri ola dedikde kayadan tuzlu su akard. Hl Hac Bekt Vel tuzu ol gnde

58
Balkanlarda slamn ve Trkln Yaylmasnda Bir nc: Sar Saltuk

hsl oldu. Badeh kazann azn aup grdler kim Saltk Bay Sultn arak-ld
olup Y Hayy ismine megl, ruhbn meln herse olup ancak sthnlar ve siyh
ruklesi kalm. Bu hli Dobruca Kral grp hki pyi eyhe dp ehdet parman
kaldrup dern dilden bendei Sbhn olup taalluktndan ol sat yedi bin dem
ile slm'a geldiler. slm'a gelmeyenlere gazlar edp feth fthtlar etdiler. Dobruca
Kral Orhn Gz'ye eliler gnderp mutmnkd oldu. Orhn'dan Dobruca Krala
kad ve tu u alem gelp ismi Al Muhtr oldu14.

Saltuknameye Gre Sar Saltuk


Sar Saltukun tarih ve destan ahsiyeti ile ilgili bilgileri eitli eserlerde bulmak
mmknse de bu konuda en nemli kaynak, dorudan doruya Sar Saltukun
hayatn konu alan Saltukname adl eserdir. Eserin yazar Eblhayr- Rumi15, Cem
Sultann emri zerine Anadolu ve Rumeliyi adm adm dolaarak Sar Saltuka
ait menkbeleri toplam ve ciltlik bir eser haline getirmitir. Eseri tahminen
1480 ylnda tamamlamtr.
Saltuknameye gre Sar Saltukun asl ad erif Hzrdr16. eceresi ise Hz.
Muhammede ve Hz. Aliye dayanmaktadr, baba tarafndan Hz. Hseyn, anne
tarafndan ise Hz. Hasandir17. Bu sebeple, eserde kahramanmzn erif, erif
Hzr, Server, Saltk, Sar Saltk adlarnn yan sra Seyyid ad ile de anld
grlmektedir. Babasnn ad Hasandr.erifHzr, yandayken babasz ka-
lr. erif in yetitirilmesi iini Seravil adndaki bir lala stlenir18. Ksa srede ata
binmeyi, ok atmay, kl kullanmay renen erif Hzr, Trk destanlarndaki
alp tipinin nemli bir rneini tekil eder. Ryasna giren Seyyid Battal Gazi, at
Akarn ve dier silahlarnn bulunduu maaray sylemi, bu maaray bulan
erif Hzr Akar ve silahlar almtr19. Daha sonra ayn maarada Hz. Alinin
at Zlcenah bulacak ve ona da sahip olacaktr20.
erif Hzrn Saltuk adn al ise bir gelenee dayanmaktadr. Bu gelenek,
kiinin gsterdii kahramanlk sonucu ad almasdr. Dede Korkut Kitabnda r-
neklerini grdmz ad alma-ad verme olaylarnn21 benzerleri Saltuknamede
de yer almaktadr. Kahramanmza Saltuk adn, savata yendii Alyon adl bir
dman vermitir. Mslman olan Alyonun adn da Saltuk, lyas olarak de-

14 Evliya elebi Seyahatnamesi, 2. Kitap, Haz. Z. Kurun, S. A. Kahraman, 2. Bask, Y. Dal, Yap Kredi
Yaynlar, stanbul, 2006, s.72-72.
15 Saltuknamenin yazar Eblhayr- Rumi hakknda ayrntl bilgi iin bk. . H. Akaln,Eblhayr Rumi,
TDV slm Ansiklopedisi, c.10, s. 360, stanbul, 1994
16 Eblhayr- Rumi, age I/3
17 Eblhayr- Rumi, age I/10
18 Eblhayr- Rumi, age I/3
19 Eblhayr- Rumi, age I/3
20 Eblhayr- Rumi, age I/8
21 Doan Aksan, Her Ynyle Dil, TDK yayn, Ankara, 1982, s.121

59
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

itirir22. Bu ad verme olay dnda eserde geen dier ad verme olaylar Saltuka
yenilerek Mslman olan kiilere Saltuk tarafndan bir Trk ad verilmesi ile il-
gilidir23.
Sar Saltuk, bir destan kahramannda bulunmas gereken btn zelliklere
sahiptir. Son derece gldr, yreinde korkunun zerresi bile yoktur. Tek bana
dman iine yanar od gibi girmekte, dman kalelerini fethetmektedir. Aman
dileyen dmanna kar ise merhametlidir. Saltuknamede, yiitte bulunmas ge-
reken zellikler ok atmak, yaz yazmak, suda yzmek ve yiit iken gezmek olarak
sralanrken, Sar Saltukun bu drt hnerde mahir olduu zellikle belirtilir24.
Bu zellikler dnda Sar Saltukun olaan st gleri de olduunu
Saltuknamede mbalaal bir ekilde anlatlmaktadr. ok uzaklarda aleyhinde
sylenenleri iitebilmekte, oturduu yerden bir kl darbesiyle bir baka diyardaki
dmann ldrebilmekte, gz ap kapayncaya kadar bir diyardan bir baka
diyara gidebilmektedir. Serracn eserinde de Saltuk et-Trknin gsterdii ke-
rametler arasnda uzak diyardaki Mslmanlarn yardmna kotuu anlatlmak-
tadr:
eyh Saltuk et-Trknin (Allah rahmet eylesin) bulunduu beldeden saylar
binin altnda bir grup Mslman kffara kar sefere kt. Aradan birka gn
geince eyh yerinden kalkt, zerindekileri kartt ve ayakta plak olarak
rahatsz edici bir ekilde sanki dmanla savayor gibi hareket etmeye balad.
Vcudundan kanlar akyor, derviler onu ard ardna siliyorlard. Bu hl gndz,
yaklak saat boyunca srd. Sonra oturdu, sakinleti. lerinde ad geen Sey-
yid Behramahn da bulunduu dervileri ona bunun sebebini sordular. yle cevap
verdi: Sefere kan Mslman askerin karsna otuz bin kiilik byk bir dman
topluluu kt -bu topraklarda bu say iin tmen denilir, bir tmen on bin kii-
den oluur- Onlarn dmandan ok zayf olduklarn grnce Allahn verdii gle
kendilerine katlarak dmanlaryla savatm ve onlar kendileri iin setiim yola
sevk ettim. Bylece ok az hari helak olmaktan kurtuldular. Helak olanlar ise
setiim yoldan bakasna ynelenlerdi, saylar kadard. Kurtulan topluluun
ncleri yedi gn sonra geri kalan ise on gn sonra buraya ulaacaktr. eyhin
mritleri eyhin daha nceki hllerinde olduu gibi bunu da tarihledik dediler.
Onlarn ncleri yedi gn sonra evlerine gitmeden nce zaviyeye gelerek, ocuu len
kadnlar gibi alaarak kendilerini eyhin nne attlar: Ey Allahn velisi! Senin
kymetini bilemedik, emrini tutamadk diye pimanlklarn dile getirdiler. Durum
kendilerine sorulunca yle anlattlar: Biz bin kiiden azdk, zerimize otuz bin
kfir geldi. Helak olacamz kesinleince bu eyh Saltuk gelip onlarla savat, biz

22 Eblhayr- Rumi, age I/19


23 Dr. . H. Akaln, Saltuk-nmedeki Ad Verme Hadiseleri, III. Milli Trk Folkloru Kongresi, Konya, 1989
24 Eblhayr- Rumi, Saltuk-nme II, Haz. . H. Akaln, Kltr ve Turizm Bakanl, stanbul 1988, s. 16.

60
Balkanlarda slamn ve Trkln Yaylmasnda Bir nc: Sar Saltuk

onu dman savp bizi kurtarrken grdk. On gn sonra arkada kalanlar da gel-
diler. Bunlar da ayn eyi haber verdiler25.
Dmanlar bir trl Saltuku ldrememektedir; ok atarlar batmaz, kl
vururlar kesmez, by yaparlar tesir etmez, suya atarlar boulmaz, atee atarlar
yanmaz. Btn cinler ve melekler Sar Saltukun yardmcsdr. Hatta bu cinler-
den birisi ile ahiret kardei bile olmutur. Dmanlar ise kfirler, zalimler, cadlar,
devler, canavarlar ve kt cinlerdir.
Btn bu zellikler gz nnde bulundurulduunda, Sar Saltukun alperen
kiiliinin yan sra, baz menkbelerde bir masal kahraman kimliiyle karmza
kt da grlmektedir.
Saltuknameye gre Sar Saltuk doksan dokuz yl yaam, sonunda dmanlar
tarafndan zehirlendikten sonra hanerlenerek ehit edilmitir. Ancak, son nefesini
vermeden nce kendisini zehirleyen ve hanerleyen dmann ldrmtr.
Gerek Saltuknamede, gerek yukarda anlan eserlerde, Sar Saltukun Bal-
kanlara gittii aka anlatlmaktadr. Sar Saltukun Balkanlardaki almalar,
gazalar, kerametleri Anadoludan daha oktur.Bu sebeple, Balkanlarda slamn
ve Trklnn tarihi ile ilgili almalarda Sar Saltukun tarih kiilii ve men-
kbevi hayat zerinde nemle durulmaldr. Sar Saltuk, tabir yerindeyse, Rumeli
Trklnn atasdr.
Sar Saltukun Balkanlardaki faaliyetlerine bir rnek oluturmak zere
Saltuknamede skp ile ilgili anlatlara dikkat ekmek istiyoruz.
Saltuknamenin birinci cildinin daha ilk sayfalarnda Sar Saltukun Rume-
lideki, gazalar, savalar anlatlmaktadr. Anadoludan nce stanbula geen, ora-
dan Edirneye giden Sar Saltuk bylece Rumeliye ulamtr. Rumelide Srp,
Frenk, Macar krallaryla, ordularyla mcadeleleri bu blmde anlatlr. Sar Sal-
tuk, adamlarn yanna alarak ngrus kral zerine sefere kar. Kralla yapt
savata bir darbede kraln ban uurur. Oradan krk adamyla Leh kral zerine
gider. Onu da sancann altnda ldrr, eh kraln ortadan kaldrr. Rus kra-
ln esir eder, Eflk kraln ldrr. Bunlarn ardndan Kariban olarak adlandr-
lan Rm askerlerin savalarndan sz edilmektedir. Saltuknameye gre Kariban,
Rumdaki birdiyarn Arapa addr. Bu askerin beyi Taynostur, ehirlerinin ad
ise Skb (skp)dr:
Kariban lekeri, kim Rmlere dirler Arab dilince, anlar kaldlar. Gir gayret ge-
trdiler, ceng ittiler. Faris, Aceh ol Kariban Rm birle ceng ittiler. Meger bu Kariban
lekerinn bei adna Taynos dirlerdi, te Rm yakasnda bir ehr diyr vard, asl
Rm iinde Kariban anlar idi ve ol ehre Skb dirlerdi. Ol ehrn pdih katnda

25 Serrac, age s. 320

61
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

iki ulu bn vard. Birine Srf- Rm ve birine Lz dirlerdi. Birbirine hsmlard.


Anlar alup Kariban erisiyle katlar gittiler, taldlar26.
Bu blmden sonra Sar Saltukun Anadoluya geii anlatlmaktadr. Bu b-
lmlerde dikkati eken bir zellik, Sar Saltukun kendisini skp diyarndan
gelen bir pehlivan olarak tantmasdr:
Ol krbn ba eyitti: Ne glersin? didi. erf eyitti: Ben dah bir ulu pehle-
vanam, Rum iinde anluram. An iidp geldm. didi. Anlar eyittiler: Hey sen
fikr ittgn gibi deldr bu, sakn gafil olma didiler, gittiler. ehre gelp kond-
lar. erifn deti deyre konmakt. Gelp gir bir deyre kond. Ruhbanlar sordlar:
Kandan gelrsin? didiler. erif eyitti: Skp diyarndan gelrem. Padiah iidp
geldm didi27.
Saltuknamenin ikinci cildinde ise skp bir Trk ve Mslman ehri olarak
anlmaktadr. evre illerden toplanan dman gleri skpe bir baskn dzen-
lerler ve ehrin beyi Ali Beyi ehit ederler. ehrin dman eline gemesi zerine
ehirdeki Trklerin bir blm Babadaa (Romanya) giderler:
evre il kfirleri gelp oaldlar. Mslmanlar zaf idi, hem azd. Ol gaziler
durup hisara girdiler. Tekur- lain grdi, ceng birle hisar alnmaz, evre Tekurlar ve
banlar cem idp Firiban ilinde Skp ehrine geldiler, Ali Bei gafil buldlar, ehid
ittiler, hisar aldlar. Mslmanlardan kurtlanlar kaup Babaya gittiler28.
Saltuknamenin daha pek ok yerinde XIII. yzyldaki Rumeli ile ilgili bil-
giler, tarih gerekler ve efsane ile kark bir ekilde yer almaktadr. Bu bilgiler,
Rumeli tarihinde nemli bir yere sahiptir.

Gnmzde Balkanlarda Sar Saltukun zleri


Gnmzde Balkanlarda Sar Saltukun etkisinin ve izlerinin hl varln ko-
ruduunu grmekteyiz. Menkbelerinin destanlaarak, hikyeye dnerek veya
rivayetler eklinde anlatlmas, trbe veya makamlarnn Anadoluda olduu gibi
Balkanlarda da varln korumas, bu trbe ve makamlara bal olarak birtakm
geleneklerin, inan ve ziyaret ekillerinin olumas, gnmzde yaanan baz olay-
larn bu trbe ve makamlara bal olarak yorumlanmas, Sar Saltukun Balkan
Trklnn hafzasnda bir Trk alpereni olarak yaamas, baz yer adlarnda
Sar Saltukun etkisinin bulunmas ve baka zellikler bu Trk bynn Bal-
kanlarda brakt izlerden ve etkilerden bazlardr.
Tarih, edeb ve menkbevi eserlerde yaayan Sar Saltukun etkisinin gster-
gesi trbe ve makamlardr. Anadolunun dousundan balayp Balkanlara, oradan

26 Eblhayr- Rumi, age I/26-27


27 Eblhayr- Rumi, age I/90
28 Eblhayr- Rumi, age II/68

62
Balkanlarda slamn ve Trkln Yaylmasnda Bir nc: Sar Saltuk

da Dou Avrupaya kadar uzanan corafyada Sar Saltukun trbe ve makamlar


varln srdrmektedir.Bu trbe ve makamlarn varl tarih kaynaklarda da
yer almaktadr.
Dou Bloku lkelerinde uygulanan politikalar, bu trbe ve makamlarn etki-
sini yok edememitir. Romanya, Bulgaristan, Arnavutluk, Makedonya gibi Bal-
kan lkelerindeki Sar Saltuk trbe ve makamlar varln korurken, bu trbe ve
makamlarla ilgili inanlar ve anlatlar da gncellenerek srmtr.
Saltuknamede Sar Saltukun on iki mezar olduu belirtilmektedir. Sar Sal-
tuk, beylerin ve krallarn mezarna sahip kmak isteyeceklerini syleyerek her
isteyene verilmek zere birer tabut hazrlamalarn vasiyet eder29. Sar Saltukun
mezarn kendi lkesinde bulundurmak isteyenler, kendilerine verilecek tabutta
Sar Saltukun vcudunu grecektir. Vasiyete gre adamlar Sar Saltuku ykayp
kefenleyip erann yanna getirirler. Ayrca isteyen beylere verilmek zere on bir
tabut hazrlarlar. nk Sar Saltuk lmnden sonra on iki yerde makamnn
olacan kendilerine sylemitir30. evredeki beylerden ve krallardan her isteyene
bir tabut verilir. Tabutu alan, Saltukun cesedinin kendisinde olduunu grr ve
lkesine dnerek cenazeyi defneder31. Saltuknameye gre Sar Saltukun tabutu-
nu alarak lkesine gtren krallar ve beyler unlardr: Tatar Han, Eflk, Bodan,
Rus, ngrs (Macar), Leh (Polonya), eh (ek), Bosin (Bosna), Beravati (?
Hrvat), Karnata (Grnata ?). Babaya ve Edirneye gmlen tabutlarla mezar say-
s bylece on ikiye ulamaktadr. Saltuknamede Sar Saltukun cenazesinin Baba
(Babada/Romanya)ya defnedildii belirtilmekteyse de Sar Saltukun cesedinin
Edirne yaknlarndaki Eski Baba (Babaeski)da gml olduu yolunda bir riva-
yet bulunduu da anlatlmaktadr32. Bu rivayete gre Edirne meliki, Saltukun
cesedinin bulunduu tabutu alarak Edirneye getirmek ister. Bunun zerine bir
tartma balar. Tartma srasnda tabuttan Saltukun naras ykselir:
- Sizi helk ederim, benim vasiyetime aykr i yapmayn, der. Herkes korku-
dan ne yapacan arr. Sonunda tabutu alp Edirne yaknlarndaki Babaeskiye
defnederler. Ancak bu rivayetin hemen ardndan Ebl-Hayr- Rm ve amm
sahh budur era yandu yirde gmdiler. diyerek Sar Saltukun asl mezarnn
Babadada olduunu tekrarlar33.
Evliya elebi, Seyahatnamesinde Sar Saltuk iin birden fazla tabut hazrlan-
mas ve isteyen krala verilmesi olayn, kk farkllklarla da olsa benzer ekilde
anlatmaktadr:
Badeh senei mezbrda Saltk Sultn vasyyet eyledi kim Beni gasl edp yedi
tbt mde edin. Zr benim in yedi kral ceng cidl ve harb ktal etseler gerek-

29 Eblhayr- Rumi, Saltuk-nme III, Haz. . H. Akaln, Kltr ve Turizm Bakanl, stanbul 1990, s. 298
30 Eblhayr- Rumi, age III/301
31 Eblhayr- Rumi, age III/302
32 Eblhayr- Rumi, age III/299
33 Eblhayr- Rumi, age III/300

63
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

dir dey vasiyyeti erfi zre cmle fukarlar cem olup yedi tbt hzr edp azz
hazretleri dahi sene trhinde dr bkiye irthal edp cmle huleflar tevhd
tezkr ile azzi gasl edp bir tbt ire kodular. Hemn yedi kral tarafndan askerler
gelp ibtid Maskov kral bir tbtu alup aup grdler kim cesedi erfi tbt ire
durur. Bre meded bizim tbtda imi dey tbt ile cesedi Saltk Bay' alup diyr
Moskov'da ehrinde defn edp hl bir sitnei azmi vardr. Andan Leh Kral
bir tbt alup anda dahi na erfi bulunup Leh diyrnda Danska iskelesi ehrinde
defn edp anda dahi azim sitnesi vardr. nc eh kral askeri bir tbt alup
gitdiler. eh diyrnda Pzovnie nm ehirde bir sitnei azmi vardr. Drdnc
fet kral bir tbt alup diyr sfee'de Yivane nm ehirde sitnesi vardr. Be-
inci drivne kral bir tbt alp Edirne kurbunda Baturye nm ehrin manastrnda
defn etdiler kim hl Babaeskisi nm kasaba ehri azm idi. Anda medfndur kim
bir deyri kadmdir. l yevmin-hz eralar snmemidir. slmbol'dan Edirne'ye
gidenlerin ziyretghlardr kim Babaeskisi nmyla hret bulmudur. Altncs
Bodan Kral Yirvan nm kral kendi gelp bir tbt alup Bozav kalas kurbunda
bir engelistn u hybn yerde bir deyr-i kadimleri var idi. Anda defn etdiler kim
hl ol deyr yerinde Byezdi Vel, Akkirmn fethinden sonra bir cmi ve bir imret
ve medrese ve hn ve hammm ve imret ve Saltk Bay Muhammedi Buhr zre bir
kubbei pr-envr in edp der-i sadeti zre trhi budur Geliniz, bb mually
ziyret klnz sene [1008]. Hl ol ehre Babada derler bir ehri rndir. Cmle
Muhammed Buhr Sar Saltk evkfdr. Yigirmi bir sene Saltk ruhbn nmyla mil-
leti Meshyye'den grnp cmle kefereleri dne davet edp mchid f-seblillah
idi. Yedinci tbtu Dobruca krallndan slm ile merref etd Al Muhtr bir
tbt alup bu maksad mermmz olan Kelira kayalarnda Ejderha maarasnda
defn edp Kelira kayas nmyla itihr bulmu kaya olmala Kelira Sultn derler.
Lisn Latnde Kelira ejder-i heft-sere derler. Fesahat- lisn- Latin'dir. Annn
yedi kralda medfn olup sitnei sadetleri vardr. li Osmn hkmnde ulu
sitnelerdir. Ve her diyrda birer ismiyle msemmdr. Amm Rm'da Baba Sultn
ve Sar Saltk Sultn ve Kelira Sultn derler. Amm kfiristn Hristiynistnda
sveti Nikola derler Bu Kelira kayasnn t burnunda Kelira Saltk Sultn bir
maara iinde medfndur kim ejderhnn gr karr idi. Ve yine bu mahalde tekyesi
sitnei azmdir kim ibtid bnsi Dobruca Al Muhtar bin etmidir. Azzin aa
klc ve sapan ve def ve kudm ve alemi ve sanca u bayraklar durur34.
Bu bilgiler, lmnn zerinden yaklak yzyl gemi olan Sar Saltukun
hatrasnn XVII. yzylda canl bir biimde yaadn gstermektedir.
Hacim Sultan Velayetnmesinde ise Sar Saltukun vasiyeti zerine krk ta-
but hazrland ve btn bu tabutlarda bedeninin grld anlatlmaktadr.
Dobruca kral krk tabutu da kontrol etmitir. Bunlardan yalnz birindeki ce-
sedin elinin kmldadn grnce Sar Saltukun gerek bedeninin bu tabutta

34 Evliya elebi Seyahatnamesi, 2. Kitap, Haz. Z. Kurun, S. A. Kahraman, 2. Bask, Y. Dal, Yap Kredi
Yaynlar, stanbul, 2006, s.73-74.

64
Balkanlarda slamn ve Trkln Yaylmasnda Bir nc: Sar Saltuk

olduuna inanmtr. Otuz dokuz tabutu bir daire meydana getirecek ekilde,
gerek bedenin olduu tabutu da bu dairenin ortasna gmmtr35. Hac Bekta
Velayet-nmesinde geen bir rivayette de Sar Saltukun yerinde (Dobrucada) l-
mnden sonra yedi tabut yaptrld ve bunlarn Saltukun mritlerince muhtelif
ehirlere gtrld u ekilde anlatlmaktadr: lrken, bana muhip olanlarnz
birer tabut yaptrsn, koyup gitsin; birbirinizle ekimeyin, ben hepinizin tabutunda
bulunurum, diye vasiyet etti. Gerekten de hepsi birer tabut alp gitti ve Sar Saltuk
her tabutta grnd, hepsi de sevindi, neelendi. Fakat kale sahibi beye, ben asl senin
tabutundaym, demiti de bey, nereden bileyim deyince, tabut iinden sana elimi
sunarm, buyurmutu, ona da bu kerameti gsterdi36.
Anadolu Alevilerinde hl yaamakta bulunan ve pirlerin mezarlarndan bah-
seden bir nefeste ise
sakada Sar Saltuk yatar
Varup ziyaret ettin mi turnam
dizeleri gemektedir37. Ancak, bu nefesten baka, sakada Sar Saltuka ait
bir mezar veya makam bulunduundan sz eden bir baka kaynak mevcut deil-
dir. saka (saccea), bugn Romanyann Ukrayna snrnda Tuna nehri kysn-
da bir iledir. Babadan kuzey batsna den bu ilede Osmanl dneminden
kalma cami, han, trbe gibi eitli slam eserler bulunmaktadr. 1995 ylnda
blgeye yaptmz gezide burada Sar Saltuktan bir iz bulmaya altk. Ancak,
ne bir mezar, ne bir trbe, ne de bir makam vard sakada Az sayda Trkn
yaad bu ilede Sar Saltuka ait bir mezar ya da makam yoktu amailede ya-
ayan Trkler Sar Saltukun bir Trk alpereni olduunu ve mezarnn sakann
gney dousundaki Babadada bulunduunu biliyorlar ve ondan saygyla sz
ediyorlard.
Btn bunlar, Sar Saltukun lmnden hemen sonra eitli yerlerde ona
atfedilen mezar ve makamlarn ortaya ktn gstermektedir. Bu makamlarn
varl da Saltuknamede ve Seyahatnamede geen menkbe ile aklanmaktadr.
Gerek Saltuknamede, gerek Seyahatnamede bu lke ve ehir adlar ierisinde
bugn Sar Saltukun makamlarnn bulunduu baz yerlerin adlarnn gememe-
si dikkat ekicidir. te yandan Saltukname ve Seyahatnamede ad geen lkele-
rin bazlarnda da Sar Saltuka ait olduu belirtilen trbe ve makamlar gnmze
ulamamtr.
Balkanlardaki Sar Saltuk trbe ve makamlar zerine yaplm baz almalar
bulunmaktadr. F.W. Hasluck Kaliakra (Varna/Bulgaristan), Babada (Romanya),

35 Aktaran N. Sevgen, Sar Saltuk ve Aiyos Spiridon (3), Tarih Konuuyor dergisi, S. 35, Aralk, 1966,
s.2922
36 Menakb- Hac Bekt- Vel Vilyet-nme, Haz. A. Glpnarl, nklp Kitabevi, stanbul, 1990, s.47
37 Aktaran Y. Z. Yrkn, Bir Fetva Mnasebetiyle Fetva Messesesi, Ebussuud Efendi ve Sar Saltuk,
Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, C.I, S.2-3, Ankara, 1952, s.156

65
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Ohri (Makedonya), Kruyadaki trbe ve makamlar aratrm38; N. Sevgen, Sar


Saltuk ile Aiyos Spiridon arasndaki ilgiyi ele ald yaz dizisinde Babadada (Ro-
manya) bulunan trbeyi tantm39; M. Kiel Babadadaki trbeyi ve bu trbenin
tarihini incelemi40; G. M. Smith Babada (Romanya), Blagay (Bosna-Hersek)da
bulunan trbe ve makamlar hakknda genel bilgiler vermi41; N. Hafz pekteki42,
T. Hafz Blagaydaki43 trbeler hakknda bilgiler veren bildiriler sunmulardr.
Dobruca blgesinin Romanyada kalan ksmnda Babada olarak anlan ile-
de Sar Saltuk trbesi vardr44. Burada yatan kiinin gerekten de Sar Saltuk oldu-
una dair kaynaklarn bulunduuna yukarda deinmitik. Kuzey Dobrucadaki
9.000 nfuslu bu kasabann gney ksmndaki Main sokanda Sar Saltuk tr-
besi ve bu trbenin karsnda da yaz k akan Baba Pnar bulunmaktadr. Trbe
yakn zamanda bir onarmdan geirilmitir. Ancak, bu onarm srasnda trbe-
nin tarih yaps ksmen kaybolmutur. Trbe, bugn de kasabadaki ve evredeki
Trkler tarafndan ziyaret edilmektedir. Trbeyle Vedat Tairolu adl Babadal bir
Trk ilgilenmektedir. Babadan yallar, eskiden bu trbenin yannda bir bina
daha bulunduunu sylyorlar. Arif Reyip, dedesinin bu binann eskiden tekke
olarak kullanldn anlattn belirtiyor45. Evliya elebinin Seyahatnamede an-
latt bu trbe ve tekkeden bugn sadece zeri kapal bir mezar kalmtr. Yakn
zamanda bu trbe Trkiye Cumhuriyeti devletinin katklaryla aslna uygun bir
biimde onarlmtr. Kasabann en yal kadn Sdka Emriye Hanm eskiden
beri trbenin ziyaret edildiini, kadnlarn adaklar adadn anlatyor. ocuklu-
unda trbe ziyaretinin byk bir tren eklinde yapldn, Hristiyanlarn da
trbeyi ziyaret ettiini46 belirtiyor47.Gnmzde ise Hristiyanlar artk bu trbeyi
ziyaret etmiyor. Kasabadaki bir baka ziyaretgh olan Koyun Babay Mslman-
larn yan sra Hristiyanlar da ziyaret etmektedir.
Sar Saltuk trbesini ziyaret eden kadnlar dileklerinin olmas iin trbede
dualar okumakta, mum yakmaktadr. Eve dndklerinde koku karma olarak ad-

38 F.W.Hasluck, Christianity and Islam Under the Sultans, c.II, Oxford, 1929, s. 429-439
39 Sevgen, age
40 M. Kiel, The Trbe of Sar Saltk at Babadag-Dobrudja, Gneydou Avrupa Aratrmalar Dergisi, S. 6-7,
stanbul, 1977-1978, s. 205-225
41 G. M. Smith, Some Trbes/Maqams of Sar Saltuq an Early Anatolian Turkish Gazi-Saint, Turcica, XIV,
1982, s. 216-225
42 N. Hafz, Yugoslavyada Sar Saltuk, Renkler, Kriterion yaynevi, Bkre, 1995, s. 212-217
43 T. Hafz, Blagayda Sar Saltuk Trbesi, Renkler, Kriterion yaynevi, Bkre, 1995, s. 218-220
44 Bu trbe ve Babadadaki Trkler hakknda daha fazla bilgi iin bk. . H. Akaln, Romanya Trkleri ve
Sar Saltuk, Yesev dergisi, yl 2, S.24, stanbul, Aralk 1995, s. 32-35
45 Kaynak kii: Arif Reyip, Babada kasabas, Romanya.
46 Hasluckun ift tarafl perestighlar olarak adlandrd hem Mslmanlarn hem de Hristiyanlarn ziyaret
ettikleri bu yerlerle ilgili bilgi ve sebepleri iin bk. A. Yaar Ocak, Trk Halk nanlarnda ve Edebiyatnda
Evliya Menkabeleri, Kltr ve Turizm Bakanl yayn, Ankara, 1984, s.12 vd.
47 Kaynak kii: Sdka Emriye, Babada kasabas, Romanya. Bu yzyln balarnda Hasluck da, Sar Saltuk
trbesinin hem Mslmanlar hem de Hristiyanlar tarafndan ziyaret edildiini yazmt. bk. Hasluck, age,
s.432

66
Balkanlarda slamn ve Trkln Yaylmasnda Bir nc: Sar Saltuk

landrdklar kzgn yada hamur kzartma iini yapmaktadr48. Anadoluda lokma


dkme, pii vb. adlarla adlandrlan bu gelenein Babadada koku karma olarak
adlandrlmas dikkat ekicidir. Kokunun ve ttsnn eski Trk inanc ierisinde,
zellikle nazardan, byden ve tehlikelerden korunmakta nemli bir yeri olduu
bilinmektedir49. Bu hamurlar daha sonra hayr iin veya yedi eve datlmak-
tadr. Bunlar da Trk inan sistemi ierisinde yeri olan saylardr.
Bir toplant vesilesiyle 2002 ylnda bulunduum Kosovada yaplan aratrma
gezisinde Kosoval meslektalarmz Sar Saltuka ait olduunu bildikleri ancak sa-
va srasnda ykldn belirttikleri trbeye gittik. Gerekten de ayrlk Srplar
trbeyi tamamen yok etmilerdi.
Makedonyada Ohri gl kysndaki Sveti Naum Manastrndaki apelde bu-
lunan mezar gnmzde Hristiyanlar Sveti Nauma ait olduunu dnerek zi-
yaret etmektedirler. Mezardan sesler geldiine inanan ziyaretiler dilek tutup ku-
laklarn mezara dayamakta ve dileklerinin olup olmayacana inanmaktadrlar.
Bu mezar yakn gemite Trkler tarafndan Sar Saltukun mezar olarak kabul
edilmekte ve saygyla ziyaret edilmekteydi. Gemite bu mezarn hem Hristiyan-
lar hem de Mslmanlar tarafndan ziyaret edildii, Hristiyanlarn mezarda Sveti
Naumun yattna inandklar, Mslmanlarn ise mezarda yatann Sar Saltuk
olduuna inandklar aratrmaclarn almalaryla ortaya konulmutur. Daha
sonra Trklerin pek ounun blgeden ayrlmasyla mezarn Mslman ziyaret-
ilerinin says gittike azalmtr. Bugn mezar grnte sadece Hristiyanlarn
ziyaret ettii bir yer haline gelmitir. Ancak, Makedonyadaki Trklerin bir bl-
m, bu mezar hl Sar Saltukun makam bilerek ziyarete devam etmektedirler.
Sar Saltukun blgedeki Trkler zerindeki etkisi de hl srmektedir. Oh-
rideki Halveti Tekkesinin mritleri arasnda Sar Saltukun hatrasnn yaadn,
mritlerin mezarda yatann Sar Saltuk olduuna yrekten inandklarn 1996
ylnn yaz aylarnda blgeye yaptmz aratrma gezisinde grmtk. Sadece
Ohridekiler deil Makedonyadaki btn Trkler, Sar Saltuku bir Trk kahra-
man olarak tanmakta, az veya ok, ksa veya uzun menkbelerini bilmekteydiler.
Ohrideki Halvet tekkesinde hl Sar Saltukun menkbeleri anlatlyor. Son
derece gl olmasnn yan sra keramet gsteren bir veli olduu da belirtilmek-
tedir. Buradaki mritlerden Sar Saltukun bir rahiple iddiaya tutumas menk-
besini dinledik. Bu menkbe aynen Saltuknamede de yer almaktadr. Tekkenin
eyhi merhum Abdlkadir eyh ve mritleri, Trklerin Makedonyada ounlu-
u ve hakimiyeti kaybetmesinden sonra bu mezarn Hristiyanlar tarafndan bir
Hristiyan ziyareti haline getirildiini belirtiyorlard. Gerekten de gnmzde
bu mezarn Sar Saltuka ait olduunu gsteren en kk bir iz bile kalmamtr.
Oysa daha geen yzyln sonlarnda bile burada namaz klmak iin seccadeler

48 Kaynak kii: Sabahat Dalip, Babada kasabas, Romanya.


49 . H. Akaln, zerlik, Karacaolan-ukurova Halk Kltr Sempozyumu Bildiriler II, Adana, 1993,
s.247-260

67
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

bulunuyordu50. Sveti Naum eskiden Sar Saltuk dergh idi. Trkler bu dergh
sk sk ziyaret ederlerdi51. Mezarn yaknlarndaki pnar da bu ziyarette nemli
bir yere sahipti. Merhum Abdlkadir eyh, mezar Kptilerin de ziyaret ettiini
belirtmiti. Eski Yugoslavyadan Kptiler bu mezar ziyarete geliyorlarm.
Hasluck, 1914te blgeye yapt gezide bu manastr da ziyaret etmiti. Ma-
nastrda grevli Yunan barahip, Koritzadaki Bektailerin manastrdaki mezarla
ilgilendiklerini, hatta sk sk ziyaret ettiklerini belirtmitir. Hatta bu ziyareti-
lerden biri, rahibe mezarda yatan kiinin Sar Saltuk olduunu sylemi ve Sar
Saltukun bir rahiple birlikte Ohri gln hasr zerinde getiini anlatmtr52.
Aba, seccade veya hasr zerinde nehir, deniz, gl geme motifi evliya menkbe-
lerinde sk grlmektedir. Saltuknamede de Sar Saltukun seccade zerinde Ka-
radeniz kylarn dolat da anlatlmaktadr. Bu bilgi, seksen yl ncesine kadar
manastrdaki mezar Trklerin ziyaret ettiini gsterdii gibi, Bektailerin mezar-
da yatan kiinin Sar Saltuk olduuna olan kesin inanlarn da gstermektedir.
Hasluckun yazdna gre, bu mezar Bektailerin kutsal ziyaret yeridir. emsettin
Sami de, Kmsul-almda Bektai dervilerinin Ohri gl kenarnda bir manas-
trda bulunan Sent Naumun mezarna Sar Saltukun mezar gzyle bakarak
ziyaret ettiklerini yazmaktadr53.
Smith, Yugoslavya-Arnavutluk snr gerginliinin henz yaanmad yllarda
Arnavutluktaki Mslmanlarn Ohriye gelerek manastrdaki mezar Sar Saltuk
diye ziyaret edip dualar okuduklarn yazmaktadr. Bu durum 1947-1948 yllar-
na kadar devam etmitir. Smith, Makedonyadaki Trklerin mezarda yatan kiinin
Sar Saltuk olduuna inandklarn ve Saltukun Sveti Naum ile arkada oldukla-
rn sylediini de kaydetmektedir54.
Koritzadaki Bektai merkezinden sk sk ziyaretiler gelmesi binann ksmen
slm unsurlar tad dncesini uyandrmaktadr. Snrlarn kapanmas ve
blgedeki Trk varlnn azalmasyla ziyaretiler de doal olarak azalmtr. By-
lece binadaki slm unsurlar hzla kaybolmutur. Daha sonra yaplan onarmlarla
da bina tamamen bir Hristiyan mabedi haline gelmitir.

Sonu
slamn Balkanlarda yaylmasnn ncs Sar Saltuktur. Otuz krk kadar Trk-
men obasyla 1263 ylnda skdardan sallarla Dobruca blgesine getii tarih
kaynaklarca da kaydedilen Sar Saltuk, Balkanlarda slamn yaylmas, Trk boy-
larnn bu corafyada iskn iin faaliyetler yrtmtr. Gazi-dervi, bir baka

50 Von Hahndan aktaran Hasluck, age, s.583


51 Kaynak kii: Abdlkadir eyh, Ohri, Makedonya.
52 Hasluck, age, II/583.
53 . Sami, Kmsul-alm, C. IV, stanbul, 1311, s. 2916
54 Smith, age, s.223.

68
Balkanlarda slamn ve Trkln Yaylmasnda Bir nc: Sar Saltuk

syleyile alperen tipinin en karakteristik rnei olan Sar Saltuk kimi zaman kah-
ramanlklaryla kimi zaman gsterdii kerametlerle Balkanlarn slamlamasnda
nemli bir rol oynamtr. Sar Saltukun hatrasnn Balkanlarda hlen yaad-
nn gstergesi Balkan lkelerindeki Sar Saltuk trbe ve makamlardr. Bu kutsal
meknlarda hl Sar Saltukun ad ve hatras yaatlmaktadr. En doumuzda
Tunceliden balayp Diyarbakr, Bor, Alaehir, znik, Rumelifenerindeki ve Bal-
kanlarda Romanya, Bulgaristan, Makedonya, Kosova, Arnavutluk, Bosna-Hersek
vb. lkelerdeki Sar Saltuk trbe ve makamlarnn saygyla ziyaret edilmesi, Sar
Saltuk hatrasnn birletirici bir deerimiz olduunu da ortaya koymaktadr.
Osmanl Devletinin Balkanlarda kaybettii topraklardan sonra buradaki
ynetimler Sar Saltuka ait trbe ve makamlarla birlikte Trk ve slam eserleri-
nin yok edilmesi, niteliinin deitirilmesi gibi birtakm giriimlerde bulunsalar
da bunda tam anlamyla baar salayamamlardr. Baz meknlarda bugn Sar
Saltuktan bir iz kalmasa bile kaynaklarda ve anlatlarda bu meknlarn gemite
Sar Saltuktan izler tad bilinmektedir. Bugn yalnzca trbe ve makamlarda
deil Balkanlardaki camilerde, Bektai tekkelerinde, derghlarda, mescitlerde ve
halkn hafzasnda Sar Saltuk canl bir biimde yaamaktadr.

69
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Kaynaka
AKALIN, Dr. . H., Saltuk-nmedeki Ad Verme Hadiseleri, III. Milli Trk Folkloru Kong-
resi, Konya, 1989.
AKALIN, . H., zerlik, Karacaolan-ukurova Halk Kltr Sempozyumu Bildiriler
II, Adana, 1993.
AKSAN, Doan, Her Ynyle Dil, TDK yayn, Ankara, 1982.
ES-SERRAC, Muhammed b. Ali b., Tuffhul-Ervh ve Mifthul-rbh: Ruhlarn Meyvesi
ve Kazancn Anahtar, Haz. N. Grkan, M. N. Bardak, M. S. Sarkaya, Kitap yay-
nevi, stanbul, 2015.
Evliya elebi Seyahatnamesi, 2. Kitap, Haz. Z. Kurun, S. A. Kahraman, 2. Bask, Y. Da-
l, Yap Kredi Yaynlar, stanbul, 2006.
Evliya elebi Seyahatnamesi, 2. Kitap, Haz. Z. Kurun, S. A. Kahraman, 2. Bask, Y. Da-
l, Yap Kredi Yaynlar, stanbul, 2006.
HAFIZ, N., Yugoslavyada Sar Saltuk, Renkler, Kriterion yaynevi, Bkre, 1995.
HAFIZ, T., Blagayda Sar Saltuk Trbesi, Renkler, Kriterion yaynevi, Bkre, 1995.
HASLUCK, F.W., Christianity and Islam Under the Sultans, c.II, Oxford, 1929.
KEL, M., The Trbe of Sar Saltk at Babadag-Dobrudja, Gneydou Avrupa Aratr-
malar Dergisi, S. 6-7, stanbul, 1977-1978.
Menakb- Hac Bekt- Vel Vilyet-nme, Haz. A. Glpnarl, nklp Kitabevi, stan-
bul, 1990.
OCAK, A. Y., Sar Saltk, Popler slmn Balkanlardaki Destan ncs, Trk Tarih
Kurumu Yaynlar, Ankara, 2002.
RUM, Eblhayr-, Saltuk-nme I, Haz. . H. Akaln, Kltr ve Turizm Bakanl, stan-
bul 1987.
RUM, Eblhayr-, Saltuk-nme II, Haz. . H. Akaln, Kltr ve Turizm Bakanl, s-
tanbul, 1988.
RUM, Eblhayr-, Saltuk-nme III, Haz. . H. Akaln, Kltr ve Turizm Bakanl, s-
tanbul, 1990.
SAM, ., Kmsul-alm, C. IV, stanbul, 1311.
SEVGEN, N., Sar Saltuk ve Aiyos Spiridon (3), Tarih Konuuyor dergisi, S. 35, Aralk,
1966.
SMTH, G. M., Some Trbes/Maqams of Sar Saltuq an Early Anatolian Turkish Gazi-
Saint, Turcica, XIV, 1982.
TEVHD, Ahmed, Rum Seluk Devletinin nkraz ile Teekkl Eden Tavaif-i
Mlktan Karahisar Sahibde Sahib Ataoullar, Tarih-i Osmani Encmeni Mecmu-
as, cz 9, Austos, 1327.

70
Balkanlarda slamn ve Trkln Yaylmasnda Bir nc: Sar Saltuk

YAZICIOLU, Ali, Tevrih-i Al-i Seluk, Topkap Saray Mzesi Ktphanesi, Revan
Kk Blm no.1391, 233a .
YRKN, Y. Z., Bir Fetva Mnasebetiyle Fetva Messesesi, Ebussuud Efendi ve Sar
Saltuk, Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, C.I, S.2-3, Ankara, 1952.

71
Balkanlarda slamiyetin Yaylmasnda
Sar Saltukla lgili
Efsaneler ve Rivayetlerin nemi
Fadl HOCA
Prof. Dr., Uluslararas Vizyon niversitesi Rektr, Makedonya

zet
A
vrupa ve Balkan lkelerinde trbelerin olumas Osmanl
Devletinin bu blgeye gelmesiyle balarsa da, Osmanl Trk-
leri bu blgeye gelmeden nce, XIII. yzylda bir slam misyo-
neri gibi buralara gelen Sar Saltukun buralarda birok trbesi oldu-
unu grmekteyiz. Arnavutluk, Kosova, Bosna ve Makedonyann
trbe, tekke ve camilerine ait dervilerle ilgili bilinen en eski efsa-
neler ve rivayetler, btn ayrntlaryla birlikte yaadmz yzyln
ilk yarsnda kaydedilmitir. Bu trbelerin her biri eitli efsanelere
bal olup bu efsaneler halk arasnda Trk ve dier Balkan dillerin-
de anlatlan yeni ilavelerle genilemitir. Bu efsaneler ve rivayetler-
de fantezi unsurlar n plandadr. Bu unsurlar, onlarn olaanst
kiiliklerini ortaya koyan motiflerdir. Bunlar arasnda en enteresan
olanlar, slamiyet uruna ehit olan gazilerin bazlarnn kesik ba-
larn koltuklarnn altna alarak baka yerlere gidip orada dtk-
lerini anlatan efsanelerdir. Baz hastalklarn iyilemesi, buna bal

73
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

olarak baz byler, sihirler ve efsanelerle birlikte anlatlr. Bunlar-


dan bazlar Sar Saltukla ilgili olan efsanelerdir. Trkiyenin birok
yrelerinde, yakn ve ortadou lkelerinde, ayrca Balkanlarda XIII.
yzyln tannm slam gazisi olan Sar Saltukla Horasandan ge-
lip Anadoluya yerleen Bektai tarikatnn kurucusu Hac Bekta-
Velinin olduka fazla efsaneleri vardr. Sar Saltukla ilgili Yakovada,
Ohride Sv. Naumda, Hersegovinada, Blagayda, Arnavutlukta
(Luma, Kruja, Leja), Dobrucada, Korfuda ve daha baka yerlerde
eitli efsaneler vardr.
Sar Saltuk Babann Balkanlara geii ilk bakta, bir fetih veya fet-
he hazrlk eklinde olmayp, Bizans mparatorunun insafna s-
nan zor durumdaki bir Seluklu sultannn tevikiyle kendilerine
alan hayat sahasnda kendi airetinin varln muhafazaya ynelik
bir aba eklindedir.
nceden hazrlanm bir Trkletirme ve slamlatrma plan-
nn varl hakknda elde herhangi bir tarihi belge bulunmamak-
tadr. Ancak, Ahmet Yesevi dervilerinin faaliyetleriyle gerekleen
Trkleme-slamlama srelerinin zorlamalardan ziyade, tabi bir
seyir takip ettii gz nnde bulundurulduunda, bu konunun an-
lalmas kolaylamaktadr.
Osmanl mparatorluunun Balkan topraklarna girmesiyle bura-
larda slam dini ile birlikte dil ve genel olarak slam kltr de gir-
mi, yerlemi ve gnmze kadar srmtr. Ayn biimde Nak-
ibendi, Mevlevi, Kadiri, Sadi, Rifai ve zellikle Bektai gibi tm
tarikatler de bura halk arasnda yaylm ve bylece tarih boyunca
kent ve hatta kylerde kesin olarak saysn bilmediimiz tekke ve
trbeler de ina edilmitir.
Hoca Ahmet Yeseviden Hac Bekta Veliye, Sar Saltuk Babaya
onun devam niteliindeki Otman Baba ve Kzl Deliye, hatta daha
sonra Budapetedeki Gl Babaya kadar uzanan silsilede yer alan
herkezin hayat efsanelerle rldr. Bu, onlarn yaptklar ilerin
neticelerinin byklnden ve kutsallndan dolay sonraki nesil-
ler tarafndan insanst glerle donatlp olaanst iler yaptrl-
mas hadisesidir. Olaanst hadiseler etrafnda cereyan edenler ise,
maddi hayatla ilgili olmaktan ziyade manevi bir iklim oluturulma-
syla alakaldr. Bu olgu nihayetinde salam temellere oturmu bir
kltrn temelleri zerinde maddi varln da devamlln perin-
lemeye yardmc olmutur.

74
Balkanlarda slamiyetin Yaylmasnda Sar Saltuk

Sahip olduuna inanlan insanst glerle ktadan ktaya koan,


yenmedik ktlk, cezalandrlmadk kfir brakmamak iin gayret
eden Sar Saltuk Baba aslnda at koturduu geni corafya iinde
Anadoluda Trkln ve slamiyetin kalcln temin ederken,
Balkanlarda filizlenecek, yeerecek ve kalc narlara dnecek
tohumlar ekmitir. Buraya vurduu mhre bakldnda, mad-
di yanndan ziyade manevi ynnn ncelii gze arpmaktadr.
Balkanlarn Trklemesi de Anadoluda olduu gibi, bir tekke bir
zaviye veya bir cami kurmak ile balamtr. Sosyolojik anlamda e-
hirlemeyi, ehirlerde deiik dinlerden ve etnik kkenli insanlarn
birlikte bar ve huzur ierisinde, karlkl sayg, sevgi ve hogr
esaslar erevesinde gvenlik endiesini yok etmeyi ve nihayetinde
stn meziyetli insanlar ve medeni topluluklar haline gelme yolunu
hedeflenmitir. Bunun gerekletii rahatlkla ifade edilebilir.
Gnmz insan ve toplumlarnn Sar Saltuk Babay ve felsefesini
tanmakla aslnda elde edebilecekleri en nemli nasihatlerin banda
ite bu ahsn her att adm ksa vadeli geici menfaatler uruna
atmak yerine, Yaradann rzasn almak ve farkl toplumlarn m-
terek menfaatlerini gznnde bulundurarak atmay bilmek olma-
ldr.
Arnavutluktaki tarikatlar hakknda kitap veya makale, Balkan
memleketlerine gre daha az yaymlanmtr. Hatta Bektailik d-
nda Arnavutluktaki tarikatlar hakknda bilgimiz hemen hemen
hi yoktur. Yalnz Arnavutluk tarihi genel olarak Bektailikle son
derece bal olduu iin bu tarikat hakknda birka kitap ile bir-
ka makale yaymlanmtr. te yaymlanan bu eserlere dayanarak,
Bektailik tarikatnn yaylmas konusunda Trk - slam misyoneri
olan Sar Saltukun bizzat abalar ve efsaneleri Arnavutlukta bu
tarikatn nasl etkin olduu, hangi tarihlere kadar srd, hangi
tekkelerin nerede ina olduu ve bu tekkeler hakknda kimin dede,
baba olduu, kimin yetitii, kimin kimden el ald ve kimin nasl
eser verdii anlalmaktadr.
Arnavutlukta yaayan Arnavut ulusunun din, siyasi ve kltr ha-
yatnda Bektailiin nemli rol vardr. Hemen hemen her ehirde
en az birer Bektai tekkesi bulunmakta idi. Fakat ne yazk ki XVIII.
ve XIX. yzylda bu tekkelerin tam saysn tespit etmek iin, bu
tekkeler hakknda bilgimiz ok azdr. Arnavutluktaki Bektailik ayr
bir zellik tamaktadr, bugne dek Bektailik Arnavut halk ara-
snda en ok sevilen ve en ok yaylan bir tarikattr. Arnavut ulusu
da Bektai tarikatnn Arnavutlar arasnda yaylmas konusunda Sar

75
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Saltuk efsanelerinin ve menkbelerinin nemli bir rol oynadklarna


inanmaktadrlar.
Sar Saltukun yar tarihi, yar efsanevi vaziyeti ciddi bir aratrmaya
deer. Doru olan cihet, Sar Saltukun byk bir saygya mazhar
olduu Balkanlardaki Bektailik ile Bektailik tarikatnn yaylma-
syla ilgili sk skya alakal olmasdr.
Sar Saltuk Baba ve mridlerinin ekin eker gibi Balkanlarn deiik
corafyalarna sat trbeleri, makamlar ve bunlar etrafnda ekil-
lenen manevi atmosfer bir mddet sonra bu Balkan corafyasnn
Trkleme ve slamlamasnn anahtar olduunun en bariz bir r-
nei olsa gerek.
Yapm olduumuz bu incelememiz gerek Makedonyada gerekse
Kosovadaki tekkelerle ilgili mevcut olan ve halk arasnda gnmze
kadar yaamaya devam eden efsaneler, folklor motiflerinin zengin-
liini gstermektedir.

76
The Importance of Legends and Myths
for Sar Saltuk in the Spread of
Islam in the Balkan

Summary
T he appearance of the mausoleums in the states of Europe and
Balkans begins with the Ottomans, but the mausoleums of Sar
Saltuk - the Muslim missionary- in this area prove that in early
XIII century there were already mausoleums before the Ottoman
Turks.
All details of the most ancient known legends relating to dervishes
about mausoleums, convents, and mosques are registered in the first
half of the XX century.
Any of these mausoleums has relations with different legends, which
are expand with many additions being narrated by the people speak-
ing the Turkish and by others speaking the Balkan languages.
These motifs are the motifs which emphasis the extraordinary charac-
ters of the above mentioned legends. Among these legends, the most
interesting ones are those, which narrate about the martyrs - people
who died while serving for Islam- and ghazi warriors who hold their
own heads underarm going other places and dying. Getting better

77
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

from some diseases, related some magic, sorceries, are among the
things narrated with the legends. Some of these legends, are the leg-
ends about Sar Saltuk.
In some regions of Turkey, in the Near East and Middle East coun-
tries, and especially there are considerably lot of legends about Haji
Bektash Veli - the missionary of Islam and the founder of Bektashi
sect in Anatolia - who came from Horasan with Sar Saltuk. There
are many different legends about Sar Saltuk in Djakova, (Kosovo)
St. Naum in Ohrid Macedonia, Blagaj, (Bosna Herzegovina), Alba-
nia (Luma, Kruja, Leja), Dobrudja, Corfu (Romania) and in other
places.
Travel of Sari Saltik Baba to the Balkans at first glance doesnt mean
a conquest or preparation for occupation, but an effort to maintain
the existence of their own tribe with encouragement of Seljuk Sultan
who was in difficult situation and was saved by Byzantine Emperor.
There is no any historical evidence of existence of previously prepa-
ration of Turkification and Islamization. However, if we look to the
activities of Ahmet Yesevi and see that the proces of Turkiziation-
Islamization is natural rather than enforced process, we will better
understand the situation.
With the entrence of Ottoman Empire to Balkan lands here Islam re-
ligion and Islam culture and language was entered, settled and lasted
until the present day. Likewise sects as Naqshbandi, Mevlevi, Kadiri,
Sadi, Rifai and especially Bektashi spreaded among the entire nation
so in these cities and villages were built lodges and shrines through-
out the history in number which we precisely dont know.
Lifes of Ahmet Yesevi, Haci Bektas Veli, Sari Saltik Baba, Otman
Baba, Kizil Deli, Gul Baba from Budapest are full of legends. This is
the magnitude of the consequences of their works and is equipped
with extraordinary forces because of the sanctity of human events by
later generations of the extraordinary work done. The extraordinary
events that took place around, are related to the creation of a moral
climate rather than being related to material life. The tangible assets
on the basis of a culture firmly established in this case finally helped
and rivetted the continuity.
Sari Saltik Baba which is believed to own superhuman character-
istics, runs from continent to continent, overcomes evil, punishes
infidel activities in fact provided the durability of Turkization and
Islamization in the region of Anatolia, and the planted lasting plane
trees in Balkans. Referring to seal that he stamped here, spiritual as-
pects are more important rather than the material aspects. Turkiza-
tion in the Balkans, as in Anatolia started with building of mosques,
lodges and small dervis lodges. In the frame of sociological sense of
urbanization, cities in different religions and ethnic people together

78
Balkanlarda slamiyetin Yaylmasnda Sar Saltuk

in peace and harmony, mutual respect, not to destroy the security


concerns in the context of love and tolerance principles he targeted
the road of becoming a high-round people and civil society, and we
can conclude that this happened.
Today people and communities with meeting of Sari Saltik Baba and
his philosophy actually get that person here at the beginning of the
most important advices that they can achieve, every step I take in-
stead of throwing the sake of short-term temporary benefits to get
the consent of the wound and should be able to take considering the
common interests of the different communities.
After the entry of Ottoman Empire into the territory of the Balkans,
together with the Islam was entered and installed also the language
and at the same time the Islam culture, which are still present. In the
same way, the Naqshbandi, Mevlevi, Kadiri, Sa`di, Rifai and par-
ticularly Bektashi sects were expanded between the local population
and in the towns and cities they built an undetermined number of
mausoleums and dervish lodges called tekke.
There are published less books and articles about the sects in Albania
by comparison to the books and articles published in Balkan coun-
tries. We dont have almost nothing about the sects in Albania. It is
just because of the relations of Albanian history with the Bektashi
order, there are some books and some articles published about them.
We get some knowledge about the expansion of Bektashi order espe-
cially from the legends of Sari Saltik - The Turkish - Islam missionary.
His legends are talking about the fact how this sect became active, the
dates of its duration, which dervish convents are built where, who is
the grandfather, the father; and who wrote how the piece of art.
The role of Bektashi order in the religion, political and cultural life
of Albanian people is significant. Almost in every town it could be
found Bektashi lodge. But, unfortunately we dont have enough in-
formation about the number of these lodges in XVIII and XIX cen-
turies. The Bektashi order in Albania has a particular characteristic.
The Bektashi order among the people in Albania is the most liked
and the most expanded sect. The Albanian people think that for the
expansion of Bektashi order in Albania, the significant role played
the Sari Saltik`s legends and sagas.
The history and the legend of Sari Saltik need to be researched. The
reason of these researches is the strength connections of Bektashis
and the Bektashi order in the Balkans where Sari Saltik enjoys great
respect.
According to this research, we tried to demonstrate the richness of
folklore motifs and the legends, being narrated among the people
until these days and those about the convents in Macedonia.

79
Balkanlarda slamiyetin Yaylmasnda Sar Saltuk

Giri Tarihe
Sar Saltuk Baba isminin Balkan Trkleri ve Mslmanl arasnda bugne ka-
dar yaamasnn asl sebebi, Balkanlarn deiik corafyalarnda Sar Saltuk Baba
ile ilgili mevcudiyetini hl korumu olan bir sr efsane ve rivayetlerin nemi
byktr. Sar Saltuk Babann hakka yrmesinden en az 250 yl sonra kaleme
alnan Otman Baba Velayetnamesinde bile, Otman Baba, Sar Saltuk Babann
kendisinde hull ettii iddiasndadr.1 Seluklu Sultan zzeddin Keykavus ken-
disine tabi olan gebe Trkmenlerden Sar Saltuk Dede ile Balkanlara ger.
Bu ekilde, Tatarlarn akmlarndan korunacan dnr. Bu Trkmen grubu,
Balkanlarda Baba-Saltuk kasabas yansra baka yerleimler de kurmulardr. lk
Mslman velisi olarak Baba Saltukun kiilii zerine eitli menkbeler retil-
mitir. Bu tretilen efsane, rivayet ve menkbeler Cem Sultann icazeti ile Rumeli
Trklerinin byk destan olarak Saltukname adyla Ebu-l Hayr Rumi tarafndan
derlenmitir.2
Sar Saltuk Dedenin Anadoluyu terk edip Balkanlara ynelmesi tesadf de-
ildir. Aslnda Sar Saltukun blgeye yerlemesiyle, Balkanlarda mevcut olan ve
yaygn bir vaziyette olan Bogomolizmin eski yaylma sreci yavalama ve du-
raksama dnemine denk gelmi ve bu nedenle bu corafya onun nfus ettii
bir mekn haline gelmitir. Saltuk Dede ve mridlerinin hogr ve insan sever
faaliyetleri sayesinde Bogomolizmi idrak eden yerel halkn slamn hogr ve
dayanmas neticesinde slamiyeti tanyp sevmelerine ve kitlesel bir ekilde din
deitirmelerine vesile olmutur. Nitekim bu esnada Sar Saltuk Dede ve Bektai
erenlerinin Bogomolizm sonras Balkanlardaki yerel Pomaklar da slamiyete da-
vet edip slam dinini semelerinde byk katklar olmutur.
Sar Saltuk, Anadolu ve Rumelinin fethi esnasnda gazalara katlan,
cengverlii ve velayeti ile daha yaarken efsanev bir ahsiyet hline gelen bir
Trk kahramandr.3 Hayat etrafnda oluan menkbelere dier gazi ve velilerin
menkbeleri de karmtr. Bu sebeple Sar Saltukun gerek hayat ile ilgili bil-
gileri elde etmek son derece glemitir. Tarih kaynaklarda yer alan Sar Saltuk
ile ilgili bilgiler Sar Saltukun gerek hayatn ortaya koyacak nitelikte olmad
tespit edilmitir.4 Nitekim, Sar Saltuk 13. y.y.da Osmanl askerlerinden nce,

1 Otman Baba Velayetnamesi, s. 23; Bu era yakan Sar Saltuk ve server-i cihan benem.....
2 Ercan okbankir, Balkan Trklerinin Kkleri (Anavutlar, Bonaklar ve Pomaklar), zmir, Gaziemir
Belediyesi Yaynlar, 2010, s. 78.
3 Sar Saltuk hakknda ayrntl bilgi iin bkz. Franz Babinger, Sar Saltk Dede maddesi, slm
Ansiklopedisi, c. X, stanbul, 1966, ss. 220-221; Keml Yce,Saltuk-nmede Tarih, Din ve Efsanev
Unsurlar, Ankara, Kltr ve Turizm Bakanl yayn, 1987, s. 20-100; kr Halk Akaln, Eblhayr
Rumi maddesi, TDV slm Ansiklopedisi, c.10, s. 360, stanbul, 1994.
4 kr Halk Akaln, Saltuk-nme I (nceleme-Metin), Doktora Tezi, stanbul niversitesi Sosyal Bi
limler Enstits, stanbul, 1987, s. VII-XX. Tezin metin blm Kltr Bakanl tarafndan yaym
lanmtr.Ebl-Hayr- Rm, Saltuk-nme I, Hazrlayan Dr. kr Halk Akaln, Ankara, 1987. Daha
sonra da ikinci ve nc cilt yaymlanmtr:Ebl-Hayr- Rm, Saltuk-nme II, Hazrlayan Dr. kr
Halk Akaln, stanbul, 1988;Ebl-Hayr- Rm, Saltuk-nme III, Hazrlayan Do.Dr. kr Halk
Akaln, Ankara,1990

81
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Balkanlarda Trk-slam kltrn Yunusa, yani gnlleri fethederek yaym


olduu kanaati yaygndr.5 Sar Saltukun katklarndan bahsederken, Saraybos-
na niversitesi hocalarndan olan Nedim Filipovie gre, Osmanl beyliinin
Anadoludan Balkanlara yaylmas ve bir dev mparatorluk seviyesine bymesi
sadece asker fetihlerle deil, Trk ordusundan nce, aknc olarak gelen Sar Sal-
tuk gibi derviler ve babalar Dobruca ve btn Balkanlarda zemin hazrlayarak
byk katkda bulunduklarn ifade etmektedir.6 Dolaysyla, gerek hayat ile
menkbev hayat i ie gemitir. stelik tarih kaynaklarn Sar Saltuk hakknda
verdikleri bu bilgilerin bazan birbiriyle elitii de grlmektedir.7
Nimetullah Hafz pekteki8, Tacida Hafz Blagaydaki9 ve Haluk kr Akaln
Ohrideki (Sv. Naum)10 trbeler hakknda bilgiler veren bildiriler sunmulardr.
Trkiyenin birok yrelerinde, yakn ve ortadou lkelerinde, ayrca
Balkanlarda XIII. yzyln tannm Trk - slam misyoneri Sar Saltukla be-
raber Horasandan gelip Anadoluya yerleen Bektai tarikatnn kurucusu olan
Hac Bekta- Velinin olduka ok efsanesi vardr. Arnavutlukta eski dnem-
lerden bugne kadar gelen efsanelerde ise, Sar Saltukun papaz giysileri iinde
yrelerde yaayan Hristiyanlar arasnda slam dinini yaymaya almakta olduu
sylenmektedir. pekte, Zeynel Aa Ovasnda eskiden beri onun trbesi olduu
sylenilen bir trbe bugn bile korunmakta olup yre halk tarafndan halen
ziyaret edilmektedir. Yre halknn anlattna gre ok eski zamanlarda yaygn
olan sarlk hastal yznden ok insan ac ekmi. Uzaktan gelen bir yabanc
bir dua okuyarak halk bu hastalktan kurtarm ve halk bunun zerine sarya
saldk demi. Bu deyi zamanla Sar Saltuka dnm ve yabancnn ad ol-
mu11 olduu sylenmektedir.
Gnmzde Rumelide Sar Saltukun etkisinin ve izlerinin hl srdn
grmekteyiz. Menkbelerinin destanlaarak, hikyeye dnerek veya rivayetler
eklinde anlatlmas, trbe veya makamlarnn Anadoluda olduu gibi Rumelide
de varln korumas, bu trbe ve makamlara bal olarak birtakm geleneklerin,
inan ve ziyaret ekillerinin olumas, gnmzde yaanan baz olaylarn bu trbe
ve makamlara bal olarak yorumlanmas, Sar Saltukun Rumeli Trklnn
hafzasnda bir Trk alpereni olarak yaamas, baz yer adlarnda Sar Saltukun
etkisinin bulunmas ve baka zellikler bu Trk bynn gnmz Trk-slam
kltrnde brakt izlerden ve etkilerden sadece bazlardr.12

5 Muzaffer Tufan, Yunus Emre ve Balkanlardaki Sar Saltuk, Pritine, evren, Bilim Kltr Dergisi, say
87, 1992, s. 77.
6 Nedim Filipovi, Princ Musa i eyh Bedreddin, Svjetlost Sarajevo, 1971, s. 768.
7 kr Haluk Akaln, agt, s. XIII.
8 Nimetullah Hafz, Yugoslavyada Sar Saltuk, Renkler, Bkre/Romanya, Kriterion yayn evi, 1995, ss. 212-
217.
9 Tacida Hafz, Blagayda Sar Saltuk Trbesi, Renkler, Kriterion yayn evi, Bkre/Romanya, 1995, ss. 218-
220
10 kr Haluk Akaln, Rumelide Sar Saltukun zleri ve Ohrideki Sveti Naum/Sar Saltuk Ziyaretgah,
ukurova niversitesi Trkoloji Aratrmalar Merkezi, s. 13.
11 Yaar Kalafat, a.g.e., s. 57.
12 kr Haluk Akaln, a.g.e., s. 13.

82
Balkanlarda slamiyetin Yaylmasnda Sar Saltuk

Sar Saltuk menkbelerinin trbe ve makamlarn bulunduu yerlerde hl


anlatlmas da, bu trbe ve makamlarn kutsalln yanstmakta nemli bir un-
sur olarak kullanldn gstermektedir. Gerek Anadoludaki gerek Rumelideki
trbe ve makamlarda benzer zelliklerin, det, inan ve efsanelerin bulunmas,
Trk-slam kltrnn btnln gstermektedir.
Gnmz dnyasnda olduka geni bir alanda eitli trde ilgin efsaneler
ve rivayetler anlatlagelmektedir. Bu efsaneler zerinde ilk kez bilimsel inceleme-
ler yrterek ilgilenen XIX. yzyln ilk yarsnda yaam olan Yakob ve Vilhelm
Grim kardeler olmu, onlarn balatt bu derlemeleri ve almalar birok bi-
lim adam ve folklorla uraanlar gnmze kadar devam ettirmilerdir. Aa
yukar krka yakn eitli kaynak, motif indeksleri gsteriyor ki, efsaneler dnya
zerinde tr bakmndan, konusal zenginlik bakmndan, ierdikleri saysz mo-
tifler ve kiilikler bakmndan olduka geni bir alana yaygn bir grnmdedir-
ler. Dnya Efsaneleri adl eserinde, birbirine yakn olan ve benzerlik gsteren
efsaneleri ustalkla bir araya toplayan nl derlemeci ve bilim adam Riard Ke-
vendi13, bu derlemelerin yan sra eitli halklara zg inan piskolojisinin de
birok ynleriyle birbirinden ayrldn gstermitir.
Efsanelerdeki motifler ve kiiler, trbe ve tekkelerle dorudan doruya ilgi-
lidir ki, incelememizde bunlara deinmeyi uygun buluyoruz: Avrupa ve Balkan
lkelerinde trbelerin olumas Osmanl devletinin bu yrelere gelmesiyle balar-
sa da, Osmanl Trkleri bu yrelere gelmeden nce, XIII. yzylda bir slam mis-
yoneri gibi buralara gelen Sar Saltukun buralarda birok trbesinin olduunu
grmekteyiz.
Sar Saltukun trbe ve makamlar zerine yaplm baz almalar bulun-
maktadr. F.W. Hasluck Kaliakra; (Varna/Bulgaristan), Babaeski (Trkiye), Ba-
bada (Romanya), Ohri (Makedonya) ve Kruyadaki (Arnavutluk) trbe ve ma-
kamlar aratrmtr.14
Sar Saltuk Baba zerine yaplan en ciddi ve mhim almalardan biri de
brahim Bahadrn Balkanlara Aleviliin Girii ve Sar Saltuk balkl alma-
sdr. Byk ve son derece ciddi bir alma olan bu makale, adeta bir bilimsel tez
niteliini tamaktadr.15
Sar Saltuk Gazi evredeki Hristiyanlardan da ok hrmet grm ve benim-
senmitir. zellikle ortodoks Bulgar halk tarafndan bir aziz gibi, Sveti Nikola
(Aziz Nikola), Aziz Spyridon, Sveti Naum (Aziz Naum) diye kabul grmtr.16
Hatta Aziz Georgios, Aziz Elias, daha sonralar Aziz Simeon ve Kara Koncolos
yerine de konulmutur. 17

13 Ricard Kevendis, Legend of The World, Orbis Publishins Ltd, London, 1983 - Legende sveta, priredio, Rad,
Beograd, 1984.
14 F.W.Hasluck, Christianity and Islam Under the Sultans, c.II, Oxford, 1929, ss. 429-439.
15 brahim Bahadr, Balkanlara Aleviliin Girii ve Sar Saltuk, Yol Dergisi, Ankara 2001, s. 11, s. 39-62.
16 Evliya elebi Seyahatnamesi, s. 448, Nazmi Sevgen-Sar Saltuk ve Aiyos Spiridon-Tarih Konuuyor, c. 6,
say 33, Ekim 1966.
17 Fanz Babinger, slam Ansiklopedisi, s. 221.

83
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Sar Saltuk Baba, (Dede, Gazi) Trk-slam leminde derin izler brakm, zel-
likle Balkanlardaki Mslmanlar zerinde ve Bektai inanc evresinde hrmet
gsterilen, sayg ile anlan bir manevi yol gstericisi olmutur. Saltuk Babann
manevi ahsiyeti, o kadar derindir ki skntl zamanlarda imdadna arlanlardan
olmutur. Bu efsanevi inan erevesinde, Balkanlar slamlatran ve her zaman
tarihi menkbelerde anlan bir Alperen olarak tarihe gemitir.18
Son zamanlarda bu konular zerinde alan eitli uluslara ait bilim adamla-
rnn arasna, Trk folkloru zerinde alan bilim adamlarnn da, bu zengin ve
tr bakmndan olduka geni olan Trk halkna zg efsaneler zerinde derle-
meler ve incelemeler yapanlar da grlmeye balamtr19.
Bu efsaneler ve rivayetler zerinde farkl dnce ve yorumlar ne srerek,
almalar yrten bilim adamlar, efsanelerde eitli inan unsurlarnn oluma-
sna, hususi olarak paganlk, ok tanrl ve tek tanrl inan dnemlerine ait zel-
likleri ele almlardr. zellikle, efsanelerde anlatlan olaylar gerek olmasa bile,
olaylar yaayan kiiler ve yaand yer gerektir. Olaylarn yaand bu yerlerde
Trkler de kendilerine zg efsaneler ortaya koymulardr.
Btn bu trbelerde, Osmanl mparatorluunun snrlarn geniletmesi s-
rasnda ve dini savalarda len ehit ve gazilerle, eitli tarikatlara mensup eyhler,
vezirler ve padiahlar, ayrca baz velilerle dier nemli din bykleri de gm-
ldr. Byle trbeler bugn Avrupann birok lkelerinde hl korunmaktadr.
Bunlar arasnda Budindeki Gl Baba Trbesi, Hrvatistanda Slavonya blge-
sindeki Stara Gradika yaknlarndaki Ali Gayibnin Trbesi, Belgradta Mus-
tafa Paa Trbesi vb. trbeleri sayabiliriz20. Bu ekildeki trbeler eskiden en ok
Bosna-Hersekte, Sancakta, Ulinde, Gney Srbistanda, Makedonya ve bilhassa
Kosovadadr21. Eski kaynaklarda yedi veya oniki olarak geen Sar Saltuk Baba
trbe ve makamlarnn says, Prof. Dr. Necati Demirin yapt aratrmalarna
dayanan ifadesine gre krk bulmaktadr. Keza, bu konuyla ilgili yakndan ilgile-
nen bilimadanlarndan Prof. Dr. Alemdar Yalna gre bu trbe ve makamlarn
bir ksm Sar Saltuk Baba adna ina edilmekle beraber, bir blm onun soyun-
dan gelen sonraki nesillere mensup kiilerin trbe ve makamlar olduunu iddia
etmektedir. Her ne olursa olsun Trk-slam toplumunun bu nemli efsanevi ismi
yaatmak iin sekiz asra yaklaan dnemde nemli bir gayret gsterdii aikrdr.22

18 Aydn Aydan, Rumeli ve Akdeniz Adalarnda Trk Varl, stanbul, UKD Yaynlar, 2013, s. 585.
19 Dr. Saim Sakaolu, Anadolu Trk Efsanelerinde Ta Kesilme Motifi ve Bu Efsanelerin Tip Katalou, Ankara,
1980, s. 82-86.
20 A. Hangi, Zivot i obicaji Muslimana u Bosni i Hercegovini, Sarajevo, 1906; (ia) Elezovi, Derviki redovi
Muslimanski, Tekije u Skoplju, Skoplje, 1926; F. W. Hasluck, Christianity and Islam under the Sultans,
vol. I-III, Oxford, 1929; Tihomir R. Djordjevic, Nekoliko turbeta I legend o njima, Nas narodni zivot, V,
Beograd, 1932, s. 8 (8-35).
21 Prof. Dr. Nimetullah Hafz, Arnavutlukta Bektailik, EVREN-Toplum, Bilim, Yazn ve Sanat Dergisi,
Pritine, Say 81, 1991, s. 29.
22 efik Kantar, Gnmz Diliyle Sar Saltuk Baba, stanbul, UDK Yaynlar, 2014, s. 105.

84
Balkanlarda slamiyetin Yaylmasnda Sar Saltuk

Bunlardan bazlarn Velayetnmelerde, Menakbnmelerde, zellikle de Os-


manl dnemine ait Saltuknmelerde bulmak mmkndr. Bununla ilgili ola-
rak ilgin elyazmas kitap, Kosovada, Yakova kentinde Bektai Tekkesinde ko-
runmaktadr. Horasanl Hac Bekta- Veliye ait olan bu Menakbnmenin ad
Hz Kitabu Menkbi Katbl-rifn Hazreti Hnkr Bekta Veli al-Horasn,
kuddise sirruhu lazizdir23.

Balkanlarn slamlamasnda Sar Saltuk Efsanelerinin nemi


Sar Saltuk Babann Balkanlara geii ilk bakta bir fetih veya fethe hazrlk
eklinde olmayp, Bizans mparatorluunun insafna snan zor durumdaki
bir Seluklu sultannn teviki ile kendilerine alan hayat sahasnda airetinin
varln muhafazaya ynelik bir aba ekli olduu dnlmektedir. nceden
tasavvur edilmi bir slamlatrma veya Trkletirme plannn varl hakknda
elde herhangi bir tarihi belge bulunmamaktadr.24 Ancak, Yesevi Dervilerinin
faaliyetleriyle gerekleen slamlama srelerinin zorlamalardan ziyade tabi bir
seyir takip ettii gz nnde bulundurulduunda, konunun daha iyi anlalma-
s kolaylamaktadr. Saltuk Babann mritleri ve halk normal hayatlarn yaar,
ilahi esaslara uygun ekilde tebli faaliyetlerini yaparken, sonucun ne olaca hu-
susunda salam bir tevekklle sadece Allaha dayanmaktadrlar.
Nitekim Sar Saltuk Dedenin Balkanlara g veya gnderilmesiyle ilgili
Hac Bekta- Veli ardl nl Bektai piri ve ozan Abdal Musadan Sar Saltuk
Dedenin Balkanlara Rumeliye gnderilmesi ile ilgili bir manzum dizesinde
unlar ifade etmektedir:
Battal Gazi Hac Bektaa geldiler
Sar Saltuk Urum ele saldlar
ok kr dertlere derman buldular
Tavafn kabuldur Abdal Dediler
Doudan Batya doru srekli bir g yaayan Trkmen airetleri, yeni ula-
tklar blgelere Allahn ismini, nizamn ve adaletini gtrmeyi, sonraki nesil-
lerin idrak ettikleri gibi olaanst hadiselerden ziyade, gayet sradan ve tabi bir
grev olarak telaki etmekteydiler. Bu erevede, Sar Saltuk Babann Dobruca
blgesine yerletikten sonra, slam yaymak insanlar ktlerden ve ktlkler-
den korumak iin yaptklar aslnda onun bir Trkmen nderi ve Yesevi dervii
olarak en tabi grevleri arasndadr.25 Kendisinden sonra yazlan Saltuknamede
ve dier menakbnamelerde anlatlanlar, onun att temellerin ftuhat ruhunun

23 evket Plana, Kosova ve Makedonya Trbeleriyle lgili nemli Efsaneler, EVREN-Toplum, Bilim,
Yazn ve Sanat Dergisi, Pritine, Say 59, 1987, s. 21.
24 efik Kantar, Gnmz, Diliyle Sar Saltuk Baba, stanbul, UKD Yaynlar, 2014, s. 65.
25 efik Kantar, a.g.e., s. 66.

85
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

genel erevesi ierisinde sonularna ve gnn artlarna gre daha iyi anlalp
deerlendirilmesi daha doru bir hususiyettir.
Yesevi hareketinin en dikkat eken zellii, tarihi olarak basit grnen hadi-
selere ykledii derin anlamlarla onlar insanlar ve toplumlar iin azami lde
rnek, ders ve yararllk seviyesine karmasdr. Basit hayat tarzlarna ve sradan
grntlerine ramen, kendi zerlerinde ilahi bir grev, stn insanlardan oluan
bir toplum oluturma misyonunu gren insan ve topluluklar, aradan belirli bir
zaman getikten sonra daha belirgin bir ekilde anlalmakta, tannmakta, tarif
edilebilmekte, gerekletirdikleri ilerin nemi, deeri ve bykl sebebiyle de
yaptklar faaliyetleri efsaneletirilmektedir.
Hoca Ahmet Yeseviden, Hac Bekta Veliye, Sar Saltuk Babaya, onun de-
vam niteliindeki Otman Baba ve Kzl Deliye hatta daha sonra Budapetedeki
Gl Babaya kadar uzanan silsilede yer alan herkesin hayat efsanelerle ve riva-
yetlerle rldr. Aslnda, bu efsaneler onlarn yaptklar ilerin neticelerini b-
yklnden ve kutsallndan dolay, sonraki nesiller tarafndan olaanst ve
insanst glerle donatlp mblaalatrlm iler yaptrlmas hadisesidir. Bu
olaanst hadiseler etrafnda cereyan eden efsane ve rivayetler ise, maddi hayatla
ilgili olmaktan ziyade, manevi bir anlam oluturulmasyla alakaldr. Ancak, bu
hadiselerin nihayetinde, salam manevi temellere oturmu bir kltrn temelleri
zerinde maddi kltrn ve varln da devamlln perinlemeye yardmc ol-
mutur.
Efsane ve rivayetlere dayanarak, sahip olduuna inanlan insanst glerle,
ktadan ktaya koan, yenmedik ktlk, cezalandrlmadk kfir brakmamak
iin gayret eden Sar Saltuk Baba, aslnda at koturduu geni corafya iinde
Anadoluda slamiyetin ve Trln kalcln temin ederken, Balkanlarda fi-
lizlenecek, yeerecek ve kalc narlara dnecek tohumlarn ektii aikrdr.
Balkanlarda vurduu mhre bakldnda, maddi yanndan ziyade manevi y-
nnn ncelii ve gll bast daha belirgin bir hadisedir. Zira, bilindii
gibi airet mensuplarnn bir ksm kendisinden sonra Anadoluya dnm bir
ksm ise Balkanlarda kalmtr. Balkanlarda kalp hayatlarn srdrmeye devam
ettiren mridlerinin byk bir blm, ekin eker gibi blgeye sat trbeleri,
tekke ve zaviyeleri, makamlar ve bunlar etrafnda ekillenen manevi hadiseleri
bir mddet sonra bu topraklarn slamlamasnn ve Trklemesinin anahtar ol-
mutur. Balkanlarn da slamlamas ve Trklemesi, Anadoluda olduu gibi bir
tekke, bir zaviye veya bir cami kurmakla balamtr.
Sosyolojik anlamda ehirlemeyi, ehirde deiik dinlerden ve kkten insan-
larn birlikte bar ve huzur ierisinde, karlkl sayg, sevgi ve hogr esaslar
erevesinde gvenlik endiesini yok etmeyi ve nihayetinde stn meziyetli in-
sanlar ve medeni topluluklar haline gelmeyi, iteki uyum kadar dars ile m-
nasebetlerde de sevgi, bar ve hogr yolunu hedeflemi ve bunu byk lde
gerekletirmitir. Nitekim, Sar Saltuk Baba vefat ettikten sonra, yaad coraf-

86
Balkanlarda slamiyetin Yaylmasnda Sar Saltuk

yann uzak ve yakn komu krallar tarafndan cenazesinin istenecek oluuna dair
kerameti ve efsaneleri bunun en bariz ifadesi olsa gerek. Yaln gzle bakldnda,
her gn bir toplulukla savaan bir tasavvuf nderinin cenazesinin neredeyse tm
komu krallar tarafndan istenmesinin ardnda yatan gerek hadise, onun tebli
ve insanlarn kardelii felsefesini hayata geirmedeki baarsndan baka bir ey
deildir. Nitekim, Sar Saltuk Babann ahsi kiiliiyle, deiik maddi ve manevi
kltre sahip olan toplumlar ne denli etkilediini onun hakkndaki Evliya elebi
Seyahatnamesinde anlatlanlara yakndan baknca daha iyi anlamak mmkndr.

Balkanlardaki Trbe ve Tekkelerde Sar Saltuk Efsaneleri ve Rivayetleri


Osmanl mparatorluunun Balkan topraklarna girmesiyle buralarda slam dini
ile birlikte dil ve genel olarak slam kltr de girmi, yerlemi ve gnmze
kadar srmtr. Ayn biimde Nakibendi, Mevlevi, Kadiri, Sadi, Rufai, Bektai
gibi tm tarikatlar de blge halk arasnda yaylm ve bylece tarih boyunca kent
ve hatta kylerde kesin olarak saysn bilmediimiz tekke ve trbeler de ina
edilmitir. Fakat XIX. yy.n sonlarnda ve XX. yzyln balarnda byk ve g-
l Osmanl devletinin kmesiyle ve bu topraklardan uzaklamasyla buralarda
yeni kurulan milliyeti devletler frsat bularak ellerinden geldii kadar Tekke ve
Trbeleri ykmtr. Fakat ok sayda yaayan Mslmanlarn ehir ve kylerinde
teki slam eserleriyle birlikte tekke ve trbelerin bazlar gnmze kadar ko-
runabilmitir. Korunan tekkelerin bir ksm hlen etkinliini srdrmektedirler.
Son zamanlarda tm dnyada bu tarikat, tekke ve trbelerle ilgili ok sayda
aratrma ve incelemeler yaplmaktadr. Btn Anadoludaki tekkelerin Balkan
memleketleriyle ve ayn ekilde btn Balkan memleketlerindeki tekkelerin Ana-
dolu, Arap memleketleri ve hatta Rusya Federasyonundaki Mslman ahalinin
ounlukta olduu Cumhuriyetleriyle farkl ynden ilikileri vardr. Zamanla
bunlarla ilgili eitli kitaplar, makaleler ve tanma yazlar yaynlanmaktadr. Fa-
kat Arnavutluktaki tarikatler hakknda kitap veya makale gibi yaynlar Balkan
memleketlerine gre daha az yaymlanmtr. Hatta Bektailik dnda Arnavut-
luktaki tarikatlar hakknda bilgimiz hemen hi yoktur. Yalnz Arnavutluk tarihi
genel olarak Bektailikle son derece bal olduu iin bu tarikat hakknda birka
kitap ile birka makale yaymlanmtr. te yaymlanan bu eserlere dayanarak
Arnavutlukta bu tarikatn nasl etkin olduu, hangi tarihlere kadar srd,
hangi tekkelerin nerede ina olduu ve bu tekkeler hakknda kimin dede, baba
olduu, kimin yetitii, kimin kimden el ald ve kimin nasl eser verdii anla-
lmaktadr.26
Arnavutlukta Bektailikle ilgili yaymlanan hemen hemen btn eserleri bir
araya getirerek bylece Arnavutlukta Bektailiin Balkan memleketlerinde ol-
duu gibi iki koldan yerletii kanaatine vardk. Birincisi, Bulgaristanda XIII.

26 Nimetullah Hafz, Arnavutlukta Bektailik, evren Bilim/Kltr Dergisi, say 81, Pritine, 1991, s. 29.

87
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

yzyldan itibaren yerlemeye balayan Ortodoks veya Heteredoks mahiyetindeki


Bektailiin Bulgaristanda yerlemesi esas olarak Balkanlarn Osmanl devleti ta-
rafndan alnmasndan sonra balar. Bu konuda Bulgaristan Trkolou Dr. Riza
Mollof un kaydettii gibi Balkanlarda Trk airetleri veya Bogomilizm gibi ere-
tik eyh taraftarlar ile mnasebetleri; yenierilerin Bektailik mezhebiyle ball
nispetinde bu tarikatn sarayn Mslmanlatrma gibi bir temessl siyasetinde
oynad rol Balkanlarda eyh Bedrettinin yapt isyan ve buna Hristiyan halk
ile tarikatlarn itirak gibi birok byk ve nemli meselelerin konkre olarak
incelenmesine bal olmasna bakmak gerek.27
Buna dayanarak Bektailiin Balkanlara yaylmas XIII. yzylda Dobrucaya
ilk Seluk kolonizasyonu ile ilgili olan birok menkbelerle balar. Bu menkbe-
lerde, Sar Saltuk Dede adnda mitolojik karakteri haiz bir kimsenin Balkanlara
getiinden bahsedilir. Kimi aratrmaclar Sar Saltuk Dedenin Tatarlar arasnda
misyonerlik yaptn, kimileri onun Ahmet Yesevi ile Hac Bekta Velinin mridi
olduunu ileri srmlerdir.28 Fakat her eye ramen Sar Saltuk Dedenin slam
misyoneri olup olmad, Balkanlarda tarikat kurup kurmad veya nasl mezhep
kurduu gibi meseleleri aydnlatmak kolay bir i deildir. Daha sonralar buralara
yerleen Bektailer arasnda Sar Saltuk Dedenin olduka hret kazand g-
rlmtr. Bylece Sar Saltuk Dedenin kltl, ilk nce Bulgaristandan Eski
Yugoslavyay ondan sonra bugnk Arnavutluk blgelerini kapsamtr. Baz sy-
lentilere gre, Bektailie bal olan Sar Saltukun Eski Yugoslavyada olduu gibi
Arnavutlukta da Osmanl mparatorluunun Balkanlara yaylndan nce bu-
ralarda slamiyeti yaymaya alt bilinmektedir. Bununla ilgili M. Tayip Oki
Bir Fetva balkl yazsndan Topkap Sarayndaki Revan Ktphanesinde
1612 numarada kaytl Saltuknameyi gstermektedir.29 Bu kaytlara dayanarak
Sar Saltuk Dedenin Bulgaristan, Eski Yugoslavya ve Arnavutluk uluslar arasn-
da sevilmi olduu hatta onun lmnden sonra da buralarda yaayan kent ve
ky halk ona sonsuz sayg gstermi ve onu sevmilerdir. Mslmanlardan baka
Ortodokslar da Sar Saltukun kendi dinlerinin yaycs olarak kabul ettiklerin-
den kendi yaadklar blgelerde onun kabrinin olmasn istemiler ve bylelikle
baz ky ve kentlerde, hatta kiliselerde Sar Saltukun mezarlarnn bulunduuna
inanmaktadrlar.
Bugnlerde Kafkasyada ve Romanyada Sar Saltuk Dedenin kabrinin bu-
lunmasyla ilgili sylentiler gibi Eski Yugoslavya ve Arnavutluktaki Arnavut ve
Trk halk pek, Prilep ve Kruyada ve Patrik Danda Sar Saltuk Dedenin birer
kabrinin bulunduuna inanlmaktadr. Ortodoks halk ise Ortodoksluu yayd-

27 Hasan Kaleshi, Albanische Legenden um Sari Saltuk, Actes du Premier Congres nternational des Etudes
Balkaniques et Sud-Est Europeennes, VIII, Sofia, 1971, s. 817.
28 Saim Sakaolu, Anadolu Trk Efsanelerinde Ta Kesilme Motifi ve bu Efsanelerin Tip Katalou, Ankara,
1980, s. 82-86.
29 M. Tayyib Oki, Sari Saltuka Ait Bir Fetva, Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, Cilt I, say 1, s.
48-58, Ankara.

88
Balkanlarda slamiyetin Yaylmasnda Sar Saltuk

ndan dolay Sar Saltukun Korfu adasndaki Aya Spiridon ve Ohrideki Aya
Naum Manastrndaki mezarlarda bulunduu iddia edilmektedir. Hasan Kalei
Sar Saltuk Dedenin kabirleri ile yerli halk arasnda eitli sylentilerin bulundu-
unu da zikretmektedir.30

Bosnada Sar Saltukla lgili Mevcut Olan Efsaneler ve Rivayetler


Sar Saltuk Babann efsanevi hayatnn anlatld Saltuknameye gre, nl mu-
tasavvfn gml olduu on iki mezardan birisinin Bosnada olduu rivayet edil-
mektedir. Aratrmaclarn ortak kanaati gereince, bahsedilen mezarn Blagay
Tekkesi olarak bilinen, gnmzde ise Blagay Alperenler Tekkesi adyla hizmet
veren tekkenin iindeki mezar olduu dnlmektedir.
Blagay Mostar ehrine yakn mesafede olan kk bir kasabadr. Ancak, onu
sradan bir yerleim yeri olmaktan karan Sar Saltuk Babann trbesinin de
iinde yer ald Balagay Tekkesidir. Bu tekke kaynaklarn efsane ve rivayetlerine
gre, 1520li senelerde blgeye gelen dervilerce ina edilmitir.31 Tekkenin ina
edildii yer kayalklarla Buna nehrinin kayna arasnda bin bir dnceyi a-
rtran, gnllere bin bir trl ilham ve tasavvufi hogr verecek zellikte bir
yerdir. Tekke, Osmanl mimari tarznn ustalkla birletirildii manevi etkileyici
bir mimariye sahiptir.
Saltuknamede, Sar Saltuk Babann ok gzel insanlar olarak grd
Bosnallarn Mslman olmalarn arzu ettii, onlarn Mslmanla geilerini
salad ve dmanlarndan koruduu efsaneleri ve rivayetleri bir hayli yaygn-
dr. Gerek Bosna ve gerekse Bonaklar, slam tarihi ve slamn Avrupaya yayl
asndan ok hassas bir konumdadrlar. Balkanlarda, Osmanllardan ok nce
balayan bir slamlama sreci yaand ve bu hususta Sar Saltuk Babann ok
nemli bir yeri olduu inkr edilemez bir gerektir.
Sar Saltuk Babann felsefesinden hareket ederek, Balkan corafyasna ek-
mi olduu sevgi, sayg karlkl anlay ve bar ile hogr dncesi, Osman-
l Devletinin blgede kolayca hkimiyet kurmasna, Saraybosna ve Mostar gibi
eitli etnik ve din topluluklarn bir arada kardee yaayabildii merkezlerin
olumasna hizmet etmitir.
Kuvvetle muhtemeldir ki, Sar Saltuk Babann mritleri, ona atfen bereket ve
manevi sembol olan bu su kaynann banda bir trbe yapmlardr. Nitekim
XIV. asrda bu corafyaya gelen derviler de sz konusu yerde hem Saltuk Baba
hatrasn yaatmak hem de bu u noktada Trkistan Piri olan Hoca Ahmet Yese-
vi tasavvufi ve felsefi dncesinin yeermesini salamak maksad ile tekkelerini
ina ederek irat faaliyetlerine balamlardr. Deiik dnemlerde farkl tasavvu-

30 Hasan Kaleshi, a.g.e., s. 818.


31 efik Kantar, Gnmz Diliyle Sar Saltuk Baba, stanbul, UKD Yaynlar, 2014, s. 106.

89
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

fi yollarn merkezi olarak hizmet veren tekkede deimeyen tek ey, Sar Saltuk
Babann ilhamn verdii insanlara hizmet, insanlarn kardelii ve birlikte yaa-
ma arzusunun canl tutulmas efsaneleri ve rivayetleri olmutur.
Gnmzde Sar Saltuk Baba denince ilk akla gelen sfatlardan olan Alpe-
renler tekkesi olarak varln srdrmekte ve giderek daha ok bilinen, tannan
ve ziyaret edilen bir manevi havay yanstan merkez hline dntne ahit
oluyoruz.
Sar Saltuk Babann Balkanlardaki hayatn kuatan destanvari ve efsanevi
srlarla dolu tarih, Blagay Tekkesi iin de sz konusudur. Bu tekke, tarih ve tasav-
vuf tarihi aratrmaclarndan, birok tekke, trbe ve zaviye gibi efsane ve rivayet-
lerin yan sra, gerek hikyelerin ortaya karlmasn beklemektedir.

Arnavutlukta Bektailiin Yaylmasnda Sar Saltuk Efsane ve Rivayetlerinin


nemi
Arnavutlukta Bektailiin yaylmasnn ikinci, en byk ve en gl yolu Os-
manllarn bu yerleri tamamyla igal etmeleriyle ve Yunanistan Bektai Babala-
r araclyla oldu. Baz efsanelerde baka trl fantazi unsurlar vardr. Masal
unsurlar da efsanelerle birliktedir. Bunlar arasnda eyh brahimle ilgili bu ef-
sane eyh brahimle birlikte eyh Sleyman Acize Babayla da ilgilidir: Acize
Baba kodrann Buat kyndendir. Gen yata stanbula gitmi ve efsaneye
gre medrese okumu, eyhlislam olmu. O srada eyh brahim de amdan
stanbula gelmi. eyh brahim, Sadi tarikatndanm ve kfirmi. Yaamn dile-
nerek srdrm. Ayasofyann avlusunda uyurmu. Burada Sultann kz hasta-
lanm. Sultan, btn hekimleri sra ile ard hlde hibiri derman bulamam.
En sonunda birinin aklna eyh brahim gelmi, bunu Sultana sylemi. Bunun
zerine sultan da onu sarayna arm. eyh brahim, kzn yatt odaya gelmi,
uzaktan eliyle iaret yaparak k mbarek diye barm. Bunu syler sylemez
kzn karnndan bir ylan km, eyh hemen onu alp koynuna sokmu. Kz da
birden iyileivermi. eyhe para vermek istemiler, eyh kabul etmemi. stelik
sultan grmek de istememi. Ben fakir biriyim, sultanla ne iim ola ki demi.
Dnp yine Ayasofya avlusuna gelmi.
eyhlislam Acize Baba bu haberi duymu ve ok arm. Yardmcs
Abdlselam arm ve birlikte Ayasofyay, eyhi grmeye gitmiler. Ayasofyaya
gelip yats namazn klp eyhi aramlar. Onu bulmular. Ancak, eyh kendisini
niye aradklarn sormu. Onlar da mridi olmak istediklerini sylemiler. eyh,
onlara zengin olduklarn bu bakmdan fakir birine mrit olamayacaklarn sy-
lemise de, onlar yine srar etmiler. Bunun zerine eyh Benimle birlikte olmak
istiyorsanz, yarn gn domadan uzun bir yolculua kmaya hazr olun. demi.
eyhlislam ve yardmcs hazrlanmlar, kemerlerine altn yerletirmiler. Er-
tesi gn Ayasofyaya gn domadan gelmiler. eyhi bulup birlikte Kumkapya

90
Balkanlarda slamiyetin Yaylmasnda Sar Saltuk

gitmiler. Denize geldiklerinde eyh, postekisini suya atm stne oturup onlar
da arm. Onlar oturur oturmaz posteki suya batm. Bunun zerine boul-
maktan korkarak imdat istemiler. Fakat eyh onlara stnzdeki ylanlar (pa-
ralar) atnz, onlar kemerlerinizde tayorsunuz. demi. Bunun zerine altnlar
atmlar ve postekinin zerine batmadan oturmular. Yola koyulmular ve mrit
olmular.
eyh brahim bir gn onlar yanna arm. Abdsselama stanbulda bir
tekke amasn sylemi. Sleyman Acize Babaya ise Yakovaya gelip orada tekke
amasn emretmi. Acize Baba da onu dinleyerek Yakovaya gelmi, tekkeyi kur-
mu. Bugn Arnavutlar oraya Teqja e Madhe (Byk Tekke) derler.32
zellikle, Kosova Cumhuriyeti ve Makedonya Cumhuriyeti ile bugnk
Arnavutlukta yaayan Arnavut ulusunun dini, siyasi ve kltr hayatnda Bektai-
liin nemli rol vardr. Hemen hemen her ehirde en az birer Bektai tekkesi bu-
lunmakta idi. Fakat ne yazk ki XVIII. ve XIX. yzylda bu tekkelerin mevcut tam
saysn belli etmek iin, bu tekkeler hakknda malesef bilgimiz ok azdr. Arna-
vutluktaki Bektailik ayr bir zellik tamaktadr. Nitekim bugne dek Bektailik
Arnavut halk arasnda en ok sevilen ve en ok yaylan bir tarikattr.33 Arnavut
ulusunun mill ve manevi folklorunda Bektai tarikatnn Arnavutlar arasnda ya-
ylmas konusunda Sar Saltuk efsaneleri ve rivayetleri ile menkbelerinin nemli
bir rol oynadklarna inanmaktadrlar. Sar Saltuk Dede ile ilgili Arnavutlukta
anlatlan iki efsane ve menkbe dikkat ekmektedir. Gney Arnavutlukta yaklak
iki bin metre yksekliindeki Tomor dandaki bir trbede yattna inanlan Ali
Abbas ile ilgili, inana gre Ali Abbas, Hz. Alinin ok yakn akrabasdr. Kerbela va-
kas srasnda Tomor dana gelerek krbasna su doldurur. Kerbelada susuzluk eken
Hz. Hseyin ve arkadalarna su gtrr. Sonra da buraya gelir ve orada vefat eder.
imdi her sene austos aynda dnyann her yerinden Bektailer oraya gider. Kurban
niyetiyle kuzu keserler sonra evirip yerler.
kinci efsane ve rivayet ise yledir: Akahisarda (bugnk Kruya ehri) Sar
Saltuk trbesi vardr. Bu zat ehir halkn rahatsz eden, ekinlerini ve hayvanlarn
yiyen bir ejderhay ldrerek halk byk bir beladan kurtarr. Sonra halk bu kiiye
layk olduu hrmeti gstermez. Hazret de kzar ve bir admda mezkr Tomor da-
ndaki Ali Abbas trbesine gelir, soluklanr ve ikinci admda Korfu adasna giderek
lr. Sar Saltuk Dedenin bu iki admlk yolu uumu be yz kilometre tutar.34
Bu iki efsane ve menkbenin aslnda Arnavutluk blgesinin, Bektailerin Bal-
kanlardaki merkez ss olumasnda nemli bir rol oynadn gstermesinden
dolaydr. Dier bir neden ise, Arnavutlarn mehur airlerinden Naim Fraerinin,

32 Hasan Kaleshi, A. Degrand Souvenir de la Haute Abanie, Paris, 1901, s. 236.


33 Hasan Kaleshi, Legjendat Shqiptare per Sari Saltukun, Perparimi, Prishtine, 1967, nr. 1, s. 88-90.
34 Balkanlar El Kitab, cilt 3, stanbul 1999, s. 63.

91
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Arnavutlarn mill kahraman olarak kabul ettikleri skender Bey adna bir iir
yazarak bu iirden hareketle Bektailiin Arnavutlarn aslnda tabii dini olarak
grme temayldr.35

Kosovada Sar Saltukla lgili Efsane ve Rivayetlerin nemi


Kosovadaki efsaneler ve rivayetler arasnda Kesikba motifi de en nemlilerinden
biridir. Efsanelere gre eyhler ve kutsal kiiler, slamiyet yolunda ehit dnce,
kesilmi balarn alarak Kosovaya getirmilerdir. Bunlar arasnda Gilan yaknla-
rndaki Rogaitsa kynde Rogaitsa Trbesi en nemlilerinden biridir. Burada
Badattan gelen iki ehit yatmaktadr. Bunlar, bir sava srasnda bir yerde ba-
lar kesilerek ldrlmlerdir. Efsaneye gre kellelerini koltuklar altna alan bu
iki ehit ldkleri yerden uzaklamlardr, Rogaitsaya geldiklerinde onlar bura
halk grm ve basz insann nasl byle yryebileceine armlar. Halk ise
onlara sayg gstererek birer trbe yapm. Etraflarna rdkleri duvar zerine
bir de at kondurmak isteyen halkn arzusu gereklememi ve gndz ina et-
tikleri at geceleyin kermi. Bu trbe bugne kadar atsz ve drt duvardan
ibaret kalm. Bu efsaneye gre bu iki ehit her gece kalkp abdest alp namaz
klarlarm. Bunun iin trbede, halk srekli olarak bir ibrik su ve bir de pekir
bulundururmu.36
Kosovadaki bir pek efsanesine gre Sar Saltuk Trkiyede Saryer kynde
domu drst, akll, dindar biriymi. evresinde ok rencisi varm. Yedi
blgeden yedi renci gelmi. Onlardan her biri ondan ders grerek sahib-kemal
olmular. Sar Saltuk lnce her biri mezar kendi memleketine gtrmek iste-
diinden aralarnda tartma km. Fakat bu srada Allah tarafndan ayn gece
yedisi de ryasnda Sar Saltuku grmler. Sar Saltuk hepsiyle ayn ekilde ko-
numu ve yle demi: Herbiriniz birer tane tabut aln, hangisinde beyaz iek
grrseniz ben onda olacam. O tabutun sahibi beni alp lkesine gtrsn!.
Ertesi gn hepsi birer tabut almlar. Ancak hepsinin de yannda birer beyaz iek
bitimi. Yine her bir tabutta Sar Saltukun cenazesi yatyormu. Bunun zerine
yedisi de tabutu alp kendi memleketine gtrm. Bugn Sar Saltukun yedi
mezar vardr. 37
Bu efsaneye benzer baka bir efsane de Yakova kylerinden olan Novakaz da
vardr. Yre halk trbeye, abdest iin akam bir leen su koyar, sabahleyin ise le-
endeki suyun bittiini grm.38 Vranyadaki eyh trbesaine ise her gece bir ibrik
dolusu su, leen ve sabun brakrlarm. eyh Sleyman bu su ile her gece abdest

35 Ercan okbankir, a.g.e., s. 83.


36 Tihomir R. Corcevi, Yo nekoliko turbeta i legende o nyima, Na narodni jivot, VIII, Beograd, 1933, s. 50.
37 Hasan Kaleshi, Albanische Legenden um Sari Saltuk, Actes du Premier Congres nternationel des Etudes
Balkaniues et Sud-Est Europeennes, VII, Sofia, 1971, s. 817-819.
38 Tihomir R. Corcevi, Yo nekoliko turbeta i legende o nyima, Na narodni jivot, X, Beograd, 1934, s. 79-80.

92
Balkanlarda slamiyetin Yaylmasnda Sar Saltuk

alrm.39 Sar Saltukla ilgili Yakovada, Ohride, Sv. Naumda, Hersegovinada,


Blagayda, Arnavutlukta (Luma, Kruja, Leja), Dobrucada, Korfuda ve daha baka
yerlerde eitli efsaneler varl tespit edilmitir40.

Makedonyada Sar Saltukla lgili Efsane ve Rivayetlerin nemi


Makedonyada trbe, tekke ve camilerde dervilerle ilgili bilinen en eski efsaneler,
btn ayrntlaryla birlikte yaadmz yzyln ilk yarsnda kaydedilmitir. Ko-
numuzla ilgili olanlar srasyla unlardr: Kumanova yaknlarnda bulunan kr
Baba Trbesi, Majeti kynde Osman Baba Trbesi, Dalardovca kynde Si-
noplu kr Baba Trbesi, Tetovada (Kalkandelen) Harabati Baba Tekkesi ve
Trbesi, Gostivarda Halveti Tekkesi ve Trbesi, Debrede eyh Kadri Tekkesi ve
Ohri ile Bitolada (Manastr) en tannm efsanelerin olutuu birok trbe vardr.
Ohride bunlar arasnda en tannanlar Sinan elebi Trbesi, Hac Muhammet
Hayati Halveti Tekkesi ve Trbesi, Dalga Baba Trbesi, Ak Baba Trbesi, eyh
Kaplan Baba Tekkesi ve dierleridir. Manastrda ise Hasan Baba Trbesi ve Tek-
kesi, eyh Mahmut Kuleli Vakf ve Tezveren Baba Trbesidir. Bunlar arasnda ef-
saneleriyle balantl olan Melmi Tekkesi ve Trbesi, Ustrumcada ki Sinan Baba
Tekkesi ve Trbesi ile Ustrumca yaknlarnda Baynsko kyndedir. Yine tipte
Hayati Tekkesi ve Trbesi, Muhiddin Rm Trbesi ve dierleri mevcuttur41.
Bu trbelerin her biri eitli efsanelere bal olup bu efsaneler halk arasnda
Trk ve dier Balkan dillerinde anlatlan yeni ilavelerle genilemitir. Bu efsane-
lerde fantezi unsurlar n plandadr. Bu motiflerin onlarn olaanst kiiliklerini
ortaya koyan motiflerdir. Bunlar arasnda en ilgin olanlar, slamlk uruna ehit
olan gazilerin bazlarnn kesik balarn koltuklarnn altna alarak baka yerlere
gidip orada dtklerini anlatan efsanelerdir. Baz hastalklarn iyilemesi, buna
bal olarak baz byler ve sihirler, efsanelerle birlikte anlatlmaktadr. Bunlar-
dan bazlar da Sar Saltukla ilgili olan efsanelerdir42.
Yapm olduumuz bu incelememizden hareket ederek, ister Makedonyada
ister Kosovadaki tekkelerle ilgili mevcut olan ve halk arasnda gnmze kadar
yaamaya devam eden efsaneler bu corafyada mevcut olan folklor motiflerinin
zenginliini gstermektedir. Bu efsanelerin bu yrelerde yaayan Mslman halk
arasnda yllarca geliip yaylmas, trl tarikatlara mensup derviler sayesinde
olmutur.
Balkanlarda XIII. yzyln tannm Trk - slam gazisi olan Sar Saltukla il-
gili olduka ok efsane vardr. Dier Balkan lkelerindeki efsanelerde olduu gibi

39 Tihomir R. Corcevi, Yo nekoliko turbeta i legende o nyima, Na narodni jivot, V, Beograd, 1932,s. 8
40 Hasan Kaleshi, Ayn eser, Sar Saltuk zerine unlar da sz etmitir. Evliya elebi, Seyahat-name, I, s. 659-
660; III, s. 133-139.
41 Mensur Nureddini, Makedonyadaki Belli Bal Ziyaret Yerleri (Dinler Tarihi Asndan Bir Deerlendirme),
Gostivar, 2003, s. 14.
42 Yaar Kalafat, Makedonya Trkleri Arasnda Yaayan Halk nanlar, stanbul, 1994, s. 56.

93
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Sar Saltukun papaz giysileri iinde bu yrelerde yaayan Hristiyanlar arasnda


slam dinini yayd rivayeti anlatlmaktadr.43
Baz efsanelerde Hristiyanla ait motifler de katlmtr. zellikle Make-
donya ve Kosovada XVII. yzyl sonralarnda yaratld sanlan bu efsanelerdeki
motiflerle ilgili Evliya elebide de bir yoruma rastlanlmaktadr. Nitekim Evliya
elebi, Sar Saltukun yedi ayr yerde mezar olduunu sylemitir. Hatta Ev-
liya elebi dnda, bu motifler baka kaynaklarda grlmyor. Keza, stanbul
ktphanelerinde olsun, dier ktphanelerdeki kaynaklarda olsun bu motifleri
gremiyoruz44. Bu da bize, bu efsanelerin Makedonyada ve Kosovada yaratlm
olduklar tezini dorular mahiyettedir.
te yandan bu efsaneler bize, insanlarn, i skntlarn, eitli bunalmlarn
gidermek iin onlardan derman aradklarn, bu bakmdan toplumsal psikolojiyi
ieren folklor motifleri bakmndan olduka zengin olduklarn gstermektedir.
Ayrca Tasavvuf Edebiyat asndan da deerlidir. Makedonya ve Kosovada
yaratlan bu efsaneler, XIII. yzyldan bugne kadar burada yaayan halkn ruh
zenginliini gsteren efsaneler olmas hasebiyle bunlarn deer ve neminin daha
da arttn sylemek mmkndr45.
Sar Saltukun Rumelideki faaliyetlerine, gazalarna kk bir rnek olu-
turmak zere Saltuk-nmede skp ile ilgili anlatlara dikkat ekmek istiyoruz.
Kariban olarak adlandrlan Rm askerlerin savalarndan sz edilen blm-
de Saltuk-nmeye gre Kariban, Rumelideki bir lkenin Arapa addr. Bu aske-
rin beyi Taynostur, ehirlerinin ad ise Skb (skp)dr:
Bu blmlerde dikkati eken bir zellik, Sar Saltukun kendisini skp diya-
rndan gelen bir pehlivan olarak tantmasdr: Ol krbn ba eyitti: Ne glersin?
didi. erf eyitti: Ben dah bir ulu pehlevanam, Rum iinde anluram. An iidp
geldm. didi. Anlar eyittiler: Hey sen fikr ittgn gibi deldr bu, sakn gafil
olma. didiler, gittiler. ehre gelp kondlar. erif n deti deyre konmakt. Gelp
gir bir deyre kond. Ruhbanlar sordlar: Kandan gelrsin? didiler. erif eyitti:
Skp diyarndan gelrem. Padiah iidp geldm. didi.46
Saltuk-namenin ikinci cildinde ise skp bir Trk ve Mslman ehri olarak
anlmaktadr. evre illerden toplanan dman gleri skpe bir baskn dzen-
lerler ve ehrin beyi Ali Beyi ehit ederler. ehrin dman eline gemesine zerine
ehirdeki Trklerin bir blm Babadaa (Romanyaya) giderler.

43 evket Plana, Arnavutluk ve Kosova Trbeleriyle lgili Efsaneler, evren, Toplum, Bilim, Yazn ve Sanat
Dergisi, say 49, Pritine, 1985, s. 18.
44 Hasan Kaleshi, a.g.e; A. Degrand, Souvenir de la Haute-Abanie, Paris, 1901, s. 236; Th. A. Ippen, Skutari
und die Nordalbanische Kstenebene, s. 71; F. W. Hasluck, Annual of the Btirish School of Athen, XXX, 123,
Nr. 3.
45 Mustafa Kara, Balkanlarda Trk Tasavvuf Edebiyatna Genel Bak (Balkanlardaki Trk Kltrnn
Dn-Bugn-Yarn), Uluslararas Sempozyum Bildiri Kitab, Bursa, 2002, s. 86.
46 Akaln, Saltuk-nme I, s. 90.

94
Balkanlarda slamiyetin Yaylmasnda Sar Saltuk

evre il kfirleri gelp oaldlar. Mslmanlar zaif idi, hem azd. Ol gaziler
durup hisara girdiler. Tekur- lain grd, ceng birle hisar alnmaz evre Tekurlar ve
banlar cem idp Firiban ilinde Skp ehrine geldiler. Ali Begi gafil buldlar, ehid
ittiler, hisar aldlar. Mslmanlardan kurtulanlar kaup Babaya gittiler.47
Makedonyada Ohri Gl kysnda kurulmu olan Sv. Naum manastrnda-
ki apelde bulunan bir mezar tarihin karanlkta kalm olan eserlerinden biridir.
Gnmzde Hristiyanlarn Sv. Nauma ait olduunu dnerek ziyaret ettikleri
ve sesler geldiine inananarak dilek tutup kulaklarn dayadklar bu mezar ge-
mite Trkler tarafndan da Sar Saltukun mezar olarak kabul edilmi ve saygyla
ziyaret edilmitir. Tarihte bu mezarn hem Hristiyanlar hem de Mslman Trk-
ler tarafndan ziyaret edildii, Hristiyanlarn ise mezarda Sv. Naumun yattna
inandklar ancak Mslman Trklerin ise mezarda Sar Saltukun yattna dair
inanlar aratrmaclarn yapm olduklar almalar sayesinde ortaya atlmtr.
Daha sonra Ohri Trklerinin pek ounun blgeden ge zorlanmalar neticesi
olarak, mezar ziyaret eden Trk ziyaretilerinin says gittike azalm.
Makedonyadaki Trklerin bir blm bu mezarn hl Sar Saltukun maka-
m olduuna inanarak ziyaret etmeye devam ediyorlar. Hatta Ohrideki Halveti
Tekkesinin mridleri arasnda Sar Saltukun hatralarnn ve efsanelerinin hl
yaadn ve o mezarda yatann Sar Saltuk olduuna yrekten inandklar bilin-
mektedir. Bu Halveti Tekkesinde hl Sar Saltukun menkbeleri anlatlarak, Sar
Saltukun son derece gl olmasnn yan sra keramet gsteren bir veli olduu
da belirtilmektedir. Buradaki mritler tarafndan Sar Saltukun bir rahiple iddi-
aya tutumas menkbesi de anlatlmaktadr. Nitekim bu menkbe aynen Saltuk-
namede de yer almaktadr.48 Bu konuda aratrmalar yapan deerli aratrmac
kr Haluk Akalnn belirttiine gre Sv. Naum eskiden Sar Saltuk dergh
olarak Trkler tarafndan sk sk ziyaret edilirmi. Mezarn yaknlarndaki pnar
da bu ziyarette nemli bir yere sahipmi. Sar Saltukun Babadandaki Trbesin-
de olduu gibi, burada da akarsu bulunmas aslnda Saltuk-namede Baba Pnar
adyla anlan bir pnardan sz edilmesi, kaynaklardaki bilgilerle szl bilgileri
birletirmektedir.
emsettin Sami de, mehur eseriKmsul-almda Bektai dervilerinin
Ohri Gl kenarnda bir manastrda bulunan Sent Naumun mezarna Sar
Saltukun mezar gzyle bakarak ziyaret ettiklerini yazmaktadr.49
Evliya elebi, Seyahatname adl eserinde ise, Sar Saltuku kastederek Mu-
hammed Buhariyi Ruma gnderen Ahmed Yesevinin u szlerini naklederken,
Makedonya konusuna deinerek, yle bir ifade kulland tespit edilmitir: Bek-

47 kr Haluk Akaln, Slatuk-name (nceleme-Metin), Doktora Tezi, SBE, stanbul, 1967, s. 7.


48 kr Haluk Akaln, a.g.e., s. 23.
49 emsettin Sami,Kmsul-alm, C. IV, stanbul, 1311, s. 2916.

95
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

tam seni Ruma gndersin, Leh diyarnda delalet-ayin olan Sar Saltuk suretine
girip, ol melunu tahta bir klla katleyle! Makedonya ve Dobrucada, yedi krallk
yerde nam ve an sahibi ol.50 diyor.

Sonu
Sar Saltukun yar tarih, yar efsanevi ve rivayetvari vaziyeti ciddi bir aratr-
may gerektirecek kadar son derece nemli bir konudur. Doru olan cihet, Sar
Saltukun byk bir saygya mazhar olduu Balkanlardaki slamlama ve Trk-
lemenin yan sra, Bektailik ve Bektailik tarikatnn yaylmasyla ilgili sk skya
alakal olmasdr.
Gnmzde bu tr efsaneler ve rivayetler malesef gncelliini kaybettikleri
iin bylece halk arasnda da deerlerini kaybetmektedir. Yalnzca deiik tarikat-
lara mensup derviler arasnda yaayan bu tr efsane ve rivayetler, ancak, Arna-
vutluk, Bosna, Makedonya ve Kosova folklorunda kalabilmitir ve farkl mahi-
yette deerlendirilip tetkik edilmitir. Bu efsane ve rivayetlerin en ilgin yan ise
trl sanatlarda motifleri ve kiileri ile olaylarn yaatabilmeleridir. Bu efsane ve
rivayetler edebiyatla ilgili iir, roman ve yk gibi trlerde; drama gibi sahne sa-
natlarnn yan sra, sinema ve resim sanatlarnda da kaynak olarak kullanlrlarsa
sonsuza dek kltr tarihine iz brakp kalabilirler. Dolaysyla, mill ve manevi
kltrmzn eserleri olan bu efsane ve rivayetlerin korunmas ve yaatlmas,
Balkanlardaki slam ve Trk tarihi ile Trk Halk edebiyat asndan olduu gibi,
Balkan milletlerinin tarihleri ve edebiyat tarihleri asndan da hem sanat hem de
estetik bakmdan byk deerleri olduunu gstermi olacaktr.
Balkanlarda Saltuk Dede ile ilgili sylenen ve ona ile mritlerine atfedilen
efsane, menkbe ve rivayetlerden hareket ederek Saltuk Dedenin Balkanlarda y-
rtm ve icra etmi olduu insani ve slami faaliyetlerin neticesinde, Balkanlarda
yerel halklardan Bonaklar bata olmak zere, Hristiyan-Katolik kilisesinin tem-
silcileri ve papazlar ile youn bir anlamazlk ve mcadele ierisinde bulunan
ve Bogomolizme inanan Bogomillerin Sar Saltuk Dede ve mridlerinin hog-
rleri, ahlaki davranlar ve sayg ile hrmetle Bogomillere baklar sayesinde
slamla ereflenmelerine vesile olmu, Hristiyan-Katolik tebann Balkanlardaki
saysnn azalmasna byk lde yardmc olmulardr.
Sar Saltuk ve mridlerinin Balkanlarda yllarca yrtm olduklar misyon-
lar sayesinde slam yayma misyonlar sayesinde, Bosnadaki Bogomiller yan sra,
Makedonya ve Bulgaristan Pomaklar arasnda faaliyet gsterip onlarn slamiyeti
semelerinde son derece nemli rol oynadklarn rahatlkla syleyebiliriz.

50 Machiel Kiel, The Turbe of Sar Saltuk at Babadag Dobrudja, Gney-Dou Avrupa Aratrmalar Dergisi,
1978, stanbul, s.214; Evliya elebi Saltuknamesi, C. III, s. 366.

96
Balkanlarda slamiyetin Yaylmasnda Sar Saltuk

Balkanlarda Arnavutluk bata olmak zere Bektailiin kabul edilmesinde


ve nerede ise merkez ss hline gelmesinde Sar Saltuk Dede ile mridlerinin
ok byk katklar olduu inkr edilemez bir gerektir. Hatta Bektailik unsuru
okadar ileri bir hl almtr ki, Arnavut aydnlarnn bazlar bile, Bektailiin
Arnavutlarn bir dini olduunu ifade etme cretinde bulunmulardr. Nitekim
Bektailiin Balkanlarda en byk ss ve tekkesi olarak Arnavutlarn ounlukta
yaadklar Kalkandelende (Tetova) bulunan Arabati Baba Tekkesinin olmasn
tesadfe balamak mmkn deildir.
XIII. yzylda Orta Asya, Anadolu ile Balkanlarda yaanan son derece bu
buhranl ve kargaal dnemde, Sar Saltuk Dede gibi bir slam veli ve gazisinin
Balkan corafyasna gnderilmesini kimi aratrmaclara gre, planlanmam olsa
bile, asla tesadfe balamamak gerekir. Balkan corafyasnda slam kltr alt-
yapsnn ve slami anlay katmanlarnn olumasnda ve ileride kurulacak olan
Osmanl Devletinin Balkanlardaki kkl temellerinin atlmasnda ve salanma-
snda, Saltuk Dedenin Balkanlarda bulunup yllarca baarl bir eilde yrtm
olduu muharebeler ve fetihleri ile uygulam olduu stratejilerinin ok byk bir
vesile olduu aikrdr.
Bundan hareketle, Saltuk Dede ile Balkanlara gelen Abdal- Rum mritleri-
nin Balkanlarda slamiyetin ncleri olarak saylmalar ve kabul grmeleri icab
eder.

97
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Kaynaka
AKALIN, kr Haluk, Rumelide Sar Saltukun zleri ve Ohrideki Sveti Naum/Sar Sal-
tuk Ziyaretgah, ukurova niversitesi Trkoloji Aratrmalar Merkezi, Adana - Tr-
kiye, 1987.
AYDIN, Aydan, Rumeli ve Akdeniz Adalarnda Trk Varl, stanbul, UKD Yaynlar,
2013.
BABNGER, Franz, slam Ansiklopedisi, c. X, s. 220-221, stanbul, 1978.
BABNGER, Franz, Sar Saltq Dede, Encyclopedie delslam, t. IV, Leyden-Paris 1934.
BABNGER, Franz, Quelques problemes detude islamiques dans le sud-est europeen,
LEurope Orientale Paris 1940. (Aufsaetze und Abhandlungen II. Munchen 1962)
BAHADIR, brahim, Balkanlara Aleviliin Girii ve Sar Saltuk, Yol Dergisi, say 11,
Ankara, 2001.
BARKAN, mer Ltfi, Kolonizatr Trk Dervileri, stanbul, Hamle Yaynlar, 1975.
BARTHOLD, Wilhelm, Orta Asya Trk Tarihi Hakknda Dersler, Ankara, Kltr Bakan-
l Yaynlar, 1975.
OKBANKIR, Ercan, Balkan Trklerinin Kkleri (Arnavutlar, Bonaklar ve Pomaklar),
zmir, Gaziemir Belediyesi Kltr Yaynlar, 2010.
DECEI, Aurel, Le Probleme de la colonization des Turcs Seldjoukides dans la Dobrogea
au XIII sicle, Tarih Aratrmalar Dergisi, 1964, c. VI. say 10-11, Ankara, 1972.
DEMIR, Necati, Mehmet Erdem DURSUN, Saltukname I-II-III-IV, stanbul, UKD
Yaynlar, 2013.
DENNY, Jean; Sar Saltiq et le nom de la ville de Babadaghi, in Melanges Emile Picot,
Paris, 1913.
DJORDJEVIC, Tihomir R., Nekoliko turbeta I legend o njima, Nas narodni zivot, V,
Beograd, 1932.
ELEZOVI, Glia, Derviki redovi Muslimanski, Tekije u Skoplju, Skoplje, 1926.
Evliya elebi Seyahatnamesi, Nazmi Sevgen-Sar Saltuk ve Aiyos Spiridon-Tarih Konu-
uyor, c.6, say 33, Ekim 1966.
FILIPOVI, Nedim, Princ Musa i eyh Bedreddin, Svjetlost Sarajevo, 1971.
GKALP, Ziya, Trk Medeniyeti Tarihi, c. I-II, stanbul, Trk Kltr Yayn, 1974.
GUBOLU, Mihail, Certains problemes Turcolojiques dans le sud-est de l Europe et
leur importance IV. Uluslararas Gney-Dou Aratrmalar Kongresi, Ankara, Aus-
tos, 1979.
GRKAN, Ahmet, slam Kltrnn Garb Medeniletirmesi, stanbul, Aka Kitabevi,
1976.

98
Balkanlarda slamiyetin Yaylmasnda Sar Saltuk

HAFIZ, Prof. Dr. Nimetullah; Arnavutlukta Bektailik, EVREN-Toplum, Bilim, Ya-


zn ve Sanat Dergisi, Pritine, say: 81, 1991.
HAFIZ, Nimetullah, Yugoslavyada Sar Saltuk, Bkre/Romanya, Renkler, Kriterion Ya-
ynevi, 1995.
HAFIZ, Tacida, Blagayda Sar Saltuk Trbesi, Bkre/Romanya, Renkler, Kriterion Ya-
ynevi, 1995.
HAMZAOLU, Yusuf, Balkan Trkl, c. I-II-III, skp, Logos-A Yaynevi, 2010.
HANGI, A, Zivot i obicaji Muslimana u Bosni i Hercegovini, Sarajevo, 1906
HASLUCK, F. W, Christianity and Islam under the Sultans, vol. I-III, Oxford, 1929
KALAFAT, Yaar, Makedonya Trkleri Arasnda Yaayan Halk nanlar, stanbul, 1994
KANTAR, efik, Gnmz, Diliyle Sar Saltuk Baba, stanbul, UKD Yaynlar, 2014
KALESHI, Hasan; Legjendat shqiptare pr Sari Salltukun, Prparimi, Prishtin, 1967
KALESHI, Hasan; Albanische Legenden um Sari Saltuk, Actes du Premier Congres In-
ternational des Etudes Balkaniques et Sud-Est Europeennes, VII, Sofia, 1971.
KANTAR, efik, Gnmz Diliyle Sar Saltuk Baba, stanbul, UDK Yaynlar, 2014.
KARA, Mustafa, Balkanlarda Trk Tasavvuf Edebiyatna Genel Bak (Balkanlardaki
Trk Kltrnn Dn-Bugn-Yarn), Uluslararas Sempozyum Bildiri Kitab,
Bursa, 2002.
KEVENDIS, Ricard; Legend Of The World, Orbis Publishins Ltd, London, 1983 - Le-
gende sveta, priredio Rad, Beograd, 1984.
KIEL, Machiel, The Turbe of Sar Saltuk at Babadag Dobrudja, Gney-Dou Avrupa
Aratrmalar Dergisi, 1978, stanbul, Evliya elebi Saltuknamesi, C. III.
KKEL, Cokun, Sar Saltk ve Balkanlarda Alevi, Bektai Kltr, Trk Kltr ve
Hac Bekta Veli Aratrma Dergisi, say: 43, s.117.
KPRL, Mehmed Fuad, Trk Edebiyatnda lk Mutasavvflar, stanbul, Akay Yay-
nevi, 2013.
.. , .. , .. ; ,
, . .. , , ,
1965.
MELIKOFF, rene, Hac Bekta Efsanelerden Geree, stanbul, Cumhuriyet Kitaplar,
2004.
NUREDDN, Mensur, Makedonyadaki Belli Bal Ziyaret Yerleri (Dinler Tarihi Asn-
dan Bir Deerlendirme), Gostivar, 2003.
OCAK, A. Yaar, Sar Saltk-Popler islamn Balkanlardaki Destani ncs, Ankara, Trk
Tarih Kurumu Yaynlar, 2009,

99
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

OK, M. Tayyib, Sari Saltuka Ait Bir Fetva, Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi Der-
gisi, Cilt I, say 1, Ankara.
CALAN, Hasan Basri, Balkanlardaki Trk Kltrnn Dn-Bugn-Yarn, Ulus-
lararas Sempozyum Bildiri Kitab (Ekim 2001), Bursa, 2002.
PLANA, evket, Kosova ve Makedonya Trbeleriyle lgili nemli Efsaneler, EVREN-
Toplum, Bilim, Yazn ve Sanat Dergisi, Pritine, Say: 59, 1987.
RECEPOLU, Altay Suroy, Kosovada Trk Kltr veya Trke Dnmek, Ankara, Kl-
tr Bakanl Trk Dnyas Edebiyat, 2001.
SAKAOLU, Saim, Anadolu Trk Efsanelerinde Ta Kesilme Motifi ve bu Efsanelerin Tip
Katalou, Ankara, 1980.
TUFAN, Muzaffer, Yunus Emre ve Balkanlardaki Sar Saltuk, EVREN- Bilim Kltr
Dergisi, Pritine, say: 87, 1992.
YCE, Kemal, Saltuknamede Tarihi, Dini ve Efsanevi Unsurlar, Ankara, Kltr Bakan-
l Yaynlar, 1987.
ZEYDAN, Corci, slam Medeniyeti Tarihi, c. V, stanbul, Dal Neriyat, 1971.

100
Trkistandan Balkanlara Sema/h:
Kken, Figr ve Ritel Ortakl *

Ali KAFKASYALI
Prof. Dr. Giresun niversitesi, Fen Edebiyat Fakltesi, Trk Dili ve Edebiyat Blm

zet
T
rk kltrnn nemli unsurlarndan biri olan sema/h,
kk ve baz renkleri slmiyet ncesi Trk inan ve kltr
unsurlarna dayanan, slm deerlerle bezenmekle birlik-
te pek ok kltrden de etkilenip, ktalar aras yaygnla ulaan,
din, felsef, edeb, ahlk ve sanatsal zellikleri olan din folklorik
bir ayindir. Gemii ile balantl olan, yzyllarn tesinden nesil-
den nesle aktarlarak gelen semann, lkeler ar, hatta ktalar aras
milyonlarca insann, byk ekseriyetle Trk soylu insanlarn din,
felsef, ahlk, dnyalarn etkileyen eitli din, felsef gruplar tara-
fndan farkl adlarla da olsa kullanlan ortak deer olma zellii
vardr. Ne var ki, Trk dnyasnn ok nemli mterek bir figr
olan sema, bir btnlk iinde ele alnp btn ynleriyle deerlen-
dirilememitir. Bunun iin din zellii, folklor zelliine, ayin yan
oyun yanna kartrlm, ileri srlen grler yaplan yorumlar
noksan olmu, istismara msait kalmtr.

*
Bu makale, Kazakistanda yaplan V. Trkoloji Kongresinde ayn adla sunulan bildirinin
gzden geirilmi eklidir.

101
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Semann temelinde Trk insannn hayata ve Tanrya bak ile


manev dnyas vardr. Sema, ruhen ve bedenen Allaha ynelme
tavrdr. Trklerin eski Gk Tanr / Tengricilik inancnn bir rn
olduu, daha sonra slm grnm alarak bir din folklor deeri
kazand grlmektedir. Trkler Mslman olmadan nce byk
ekseriyetle Gk Tanr / Tengricilik dini dairesinde olmulardr. Hat-
ta Gk Tanr inanc Asya kavimlerine Trklerden yaylmtr. Btn
eski kavimler, gk cisimlerini mukaddes tanyp gn kendisi ile
ilgilenmedikleri hlde, Trkler hem gk cisimleri ile ilgilenmi hem
de gn kendisini dnmler ve mcerret bir Tanr inanna
ulaabilmilerdir. Eski Trk Dnce sistemine gre lemin kutu
ve sahibi ze (Yce) Tanrdr. Trkler iin Gk (Sema) kutsaldr.
Gk, Tanrnn hem mekn hem de sfatdr. Yer-Sub kutsaldr.
Trklerde adrlarn, otalarn, camilerin kubbelerinin gk kubbe-
sine, benzetilmesi tesadfi olmasa, bunda da Gk Tanr inancnn
etkisi olsa gerek . Gk Tanr inanc Trkistan Trk toplumlarnda
ok kkl bir inan olmas sebebiyle etkisi slm sonrasnda da de-
vam etmitir.
slmiyet ncesinde Trkler arasnda ok yaygn olan ve sadece evli
iftlerin katld ve ok sk kurallar erevesinde yaplan, ziyafet-
ler verilip, kmz iilen bir din merasimin olduu bilinmektedir.
Gk Tanr inancnn bir ayini olarak yaplan bu merasim Ms-
lman olunduktan sonra Mvernnehirde gebe Trkmenler
vastasyla slmi grntye sokularak Yesevlie alnmtr. Daha
sonra Horasan, Azerbaycan zerinden Anadoluya ve daha batya
getii anlalmaktadr. Eski Trklerdeki bu ayin, bugn Dou
Trkistandan Dou Avrupaya kadar pek ok Trk toplumunda
deiik adlarla anlmaktadr: Dou Trkistanda sama, dolan,
sanam; Kazakistanda Yesev Zikri; Harezmde Kutepdi; Ho-
rasan Trkmensahrada Haner Zikri / Zikr-i Haner; Anadoluda
ve Balkanlarda Sema, Semah veya Zamah; Mslman olma-
yan Yakut, Altay, Tuva Trkleri arasnda ise Osyohay, nk ek-
linde ifade edilmektedir. Gnmzde Tengricilik veya Gk Tengri
inancnda bulunan Yakut / Saha or, Altay, Tuva Trkleri arasnda
bahar mevsimlerinde yaplan Osyohay raks ile evli iftlerin belir-
li zamanlarda yapt nk raks incelendiinde semah ve var-
yantlarnn benzeri olduu grlmektedir. Mslman Alev Bekta
tarikatlarnda temel ayin olarak yaplan Ayin-i Cem de eski Trk-
lerdeki bu din merasimin Mslmanlk cilasndan gemi hlidir.

102
Trkistandan Balkanlara Sema/h

slmiyetle birlikte tasavvuf hareketinin nemli bir merkezi Hora-


san olmutur. 9. asrda Herat, Niabur, Merv mutasavvflarla dol-
maya, 10. asrda ise Buhara ve Ferganada eyhler grlmeye balar.
Trk asll eyhler de derghlarn bana geer. Eski ozanlarn ya-
nnda ata veya bab/baba unvanl derviler de obalar dolaarak
tasavvuf fikrini yayarlar. Ozanlarn pri Korkut Ata ve Yesevnin
hocas Arslan Bab (l. 1166) bunlardandr.
ehir ve kasabalarda yeni dinin icaplar yerine getirilirken, krsal
kesimlerde ve gebe hlde yaayan Trkler, Mslmanl sath
olarak idrak ederler. Eski dinlerine ait ayin, tren, bayram ritelleri-
ni hayatlarndan tamamen karp at/a/mazlar. Onlarn bir ksmn
slm grnme sokarak devam ettirirler.
Yesiye dnen Ahmed Yesev ve halifeleri, Gk Tanrc, Budist, Ma-
niheist mitolojik unsurlarla rl mistik nitelikli ifah bir din kl-
trne sahip olan ve byk ekseriyeti konar-ger bir hayat tarz
srmekte olan Trklere slm ister istemez yine bir sf nitelikle
ve deer hkmleriyle kabul ettirebileceini grr. Mslman olan
gebe Trkler, Trk gebe hayatnn bir zarureti olarak, eski din-
lerinde olduu gibi kadn erkek bir arada bulunur ve ayinlerini b-
yk bir vecd ve heyecan iinde, mzik ve raks (sema) ile yaparlar.
Ahmed Yesevnin yaad dnem, Anadolu Seluklu Devleti d-
nemine rastlar. Seluklu Trkleri Kgardan Bat Anadoluya,
Kafkasyadan Yemene kadar byk bir devlet kurarlar. Yz binler-
ce Trk askeri ve onlarn ardnca getirilen ger evli Trk tayfalar
ran, Kafkasya, Anadolu, Irak ve Suriyeye yerleir. Tabi ki onlarla
birlikte Yesevlik de bu yerlere nfuz eder.
Bu Yesev dervileri Kagr ydgh Derghndan, Kafkasya Niyaza-
bad Avar Baba tekkesinden, Balkanlarda Sar Saltuk, Bulgaristan
Varna Akyazl Baba tekkesine kadar pek ok merkezde tekke ve
zaviye kurarlar. Yesevlik sadece kendi ad altnda deil Haydarye,
Baba ve Bekta tarikatlar gibi eitli tarikatlar hlinde faaliyet gs-
terir.
Dier bir husus sema veya semah, Mevln veya Hac Bekta Veli
ile ortaya kmamtr. Sema, Tebrizli ems tarafndan Mevlanya
rabet ettirilmitir. Mevlan kendisinden evvelki tasavvuf gelenei
devam ettirmitir.
Btn semalar din karakterlidir. Tamamnda dil ve edebiyat Trk-
edir. Gfte olarak klsik iirler fazla kullanlmtr. Krsal kesimler-
de yaplan semahlarda genellikle saz iiri trleri kullanlagelmitir.

103
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Btn sema/semah trlerinde msik ve raks vardr. Ana alg dap


(def ), kopuz ve onun trevleri olan dombra, dutar, gcak, saz, ba-
lamadr.
Mevlev semas ile Alev Bektai semahnn dnda btn semalarda
mridizm karakteri, cenk havas, cenge hazrlan veya zafer cokusu
havas vardr.
Semalarn tamamnda evrenin dnne tebih, kesintili veya s-
rekli dnme ve ge ama vardr.
Semalarn tamamnda birlik ruhu ve birlik mesaj bulunmaktadr.
Her sfi mnferid hareket eder, tek bana dnerken ayn zaman-
da eyhin etrafnda dnerler. Bu ayinlerde birde birleme vardr.
Birdirler ancak birliktedirler.
Dou Trkistandan Dou Avrupaya kadar muhtelif Trk halk ve
tayfalar tarafndan yaplan semalar, maksat, ilev, grnm ve m-
zik ynnden aynlk arz etmektedir. Hlasa olarak semah sadece
Anadolu corafyas ve Anadoluda yerleik bir veya birka Trk tay-
fasnn deil, btn Trk dnyasnn ortak din folklor rndr.

104
Sema/h from Turkestan to the Balkans:
Origin, Figures and Ritual Partnership

Summary
S
emah is an important element in Turkish culture the origin
and some colors of which are based on elements of pre-Islam
Turkish faith and culture and adorned with Islamic values as
well as been influenced by many cultures before Islam and which
has expanded over continents and which is a religious folkloric rite
with religious, philosophical, ethical and artistic characteristics. Se-
mah is affiliated with its past and has been passed from generation
to generation from beyond centuries and although it named differ-
ently by various religious, philosophical groups it is distinguished
for comprising the common values of millions of people beyond
borders and even continents affecting the religious, philosophical,
ethical worlds of mainly people of Turkish origin. However, semah
which is a very significant common figure of the Turkic world has
not been assessed in all its aspects as a whole. Therefore the religious
aspects has been confused with the folkloric aspect, in other words

105
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

the rite has been confused with dancing, the asserted views and the
interpretations have been incomplete and semah has been vulner-
able to exploitation.
The basis of Semah is comprised of the outlook of Turkish people
on life and God including the spiritual world. Semah is an attitude
of the spirit and body orientating towards Allah. It is a product of
the former faith of the Turks in the Sky God/Tengrism which subse-
quently adopted an Islamic outlook and gained a religious folkloric
value. Before the Turks became Muslims they were mainly involved
in the religious circle of the Sky God / Tengrism. In fact the Sky
God faith was spread by the Turks to the tribes in Asia. All ancient
tribes considered celestial bodies sacred although they were not in-
terested in the sky itself yet the Turks were involved in both celestial
bodies as well as the sky and reached a belief in an abstract God.
According to ancient Turkish philosophy heaven and the universe
were owned by Almighty God. For the Turks the Sky (Semah) is
sacred. Sky is both Gods venue as well as title. Yer-Sub is sa-
cred. If it were not a coincidence that the tents, pavilions, domes of
mosques of the Turks resembled the dome of the sky this must have
also been influenced by the faith in the Sky God. The faith in Sky
God was very prominent in the Turkish communities of Turkestan
which is why its influence has continued also after Islam.
Before Islam it was a very common practice among Turks to get
together for feasts which were religious ceremonies in which kumis
was consumed and only married couples could participate and very
strict rules were applied. This ceremony which was held as a rite to
the faith in the Sky God was put into an Islamic image through the
nomadic Turkmen of Transoxiana they became Muslims and in-
cluded in the Yesevi faith. Subsequently it is apparent that it spread
to Khorasan and to Anatolia over Azerbaijan and further west. This
rite of the ancient Turks is reminisced by many Turkish communi-
ties today from East Turkestan to Eastern Europe under different
names: In East Turkestan it is called sama, dolan, sanam; in
Kazakhstan is it known as Yesev Zikri; in Harezm as Kutepdi;
in Horasan Trkmensahra it is known as Haner Zikri / Zikr-i
Haner; in Anatolian and the Balkans it is called Sema, Semah
or Zamah; non-Muslim Yakut, Altay, Tuva Turks know it as Osy-
ohay, nk. Today when Yakut / Saha or, Altay, Tuva Turks of
the Tengrism or Sky Tengri faith perform the dance Osyohay and
the when married couples perform the nk dance at specific

106
Trkistandan Balkanlara Sema/h

times it is evident that they share similarities with semah and its
variations. Ayin-i Cem which is a fundamental rite of the Muslim
Alawite Bektashi sects is one the religious ceremonies of ancient
Turks which has been polished with Islam.
Horasan became a significant center of Sufism together with Islam.
In the 9th century Herat, Niabur, Merv started to fill with mystics
and in the 10th century sheikhs were observed in Bukhara and Fer-
gana. Sheikhs of Turkish origin start to lead the dervish convents.
Dervishes titled ata or bab/baba (father) travels with former poets
to nomad camping sites and spread the word of Sufism. The master
of poets Korkut Ata and Yesevs mentor Arslan Bab (d. 1166) are
just a few of them.
While those living in cities and towns managed to fulfill the re-
quirements of the new religion the Turks living as nomads in the ru-
ral areas perceive Islam superficially. They can/will/do not eliminate
the ceremonies, rites, feast rituals of their former faiths completely
from their lives. Some of them continue their former habits by dis-
guising them in Islam.
Ahmet Yesevi and his caliphs who convert to Yesi realize that they
can perforce make Islam acceptable to the Turks who mostly lead
a nomadic life and who have a religious culture with mystic heal-
ing qualities and interwoven with Sky God, Buddhist, Manichaean
mythological elements with mystic qualities and value provisions.
Out of necessity the men and women of the nomadic Turks who
became Muslim were together like in their former religion and per-
formed their rites with ecstasy and excitement, music and dance
(semah).
The lifetime of Ahmed Yesev coincides with era of the Seljuk State
in Anatolia. The Seljuk Turks established a large state from Kashgar
to Western Anatolia and from Caucasus to Yemen. Hundreds of
thousands of Turkish soldiers and the married Turkish troops who
followed them settled in Iran, Caucasus, Anatolia, Iraq and Syria.
Naturally Yesevizm penetrated these areas with them.
These Yesev dervishes established lodges and hermitages in many
centers from the Kagr ydgh Lodge, from Niyazabad Avar Baba
lodge in Caucasus, Sar Saltuk in the Balkans, and Varna Akyazl
Baba lodge in Bulgaria. Yesevzm is not active only under its own
name but was also active under various sects such as Haydarye,
Baba and Bekta.

107
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Another fact is that sema or semah did not emerge with Mevln or
Hac Bekta Veli. ems from Tabriz introduced Mevlan to sema.
Mevlan continued with the previous mystic tradition.
All semahs have religious characteristics. All their languages and
literature is Turkish. Classical poems have been used mainly as lyr-
ics. Minstrels have usually been used in semahs performed in rural
areas.
Music and dance is included in all types of sema/semah. The main
instrument is the dap (tambourine), the lute and its derivatives
dombra, dutar, gcak, saz, balama.
With the exception of Mevlev sema and Alawite Bektashi semah all
the semahs have a character of mysticism; there is an atmosphere of
combat, preparation for combat or the enthusiasm of victory.
All the semahs have similitudes with the rotation of the universe,
interrupted or continuous rotating and meteors in the sky.
All the semahs include messages of spiritual unity and solidarity.
Each mystic acts alone, while he rotates by himself at the same time
he rotates around the sheikh. These rites manifest around uniting in
one. They are one yet they are together.
Semahs performed by various Turkish people and troops from East
Turkestan to Eastern Europe have similarities in terms of intention,
function, appearance and music. In content semah is not only the
religious folklore of a few Turkish troops settled in Anatolia but the
common religious folklore product of the whole Turkic world.

108
Trkistandan Balkanlara Sema/h

Giri
Trk kltrnn nemli unsurlarndan biri olan sema/h, kk ve baz renkleri
slmiyet ncesi Trk inan ve kltr unsurlarna dayanan, slm deerlerle be-
zenmekle birlikte pek ok kltrden de etkilenip, ktalar aras yaygnla ulaan,
din, felsef, edeb, ahlk ve sanatsal zellikleri olan din folklorik bir ayindir.
Gemii ile balantl olan, yzyllarn tesinden nesilden nesle aktarlarak gelen
semann, lkeler ar, hatta ktalar aras milyonlarca insann, byk ekseriyetle
Trk soylu insanlarn din, felsef, ahlk, dnyalarn etkileyen eitli din, felsef,
mezheb gruplar tarafndan farkl adlarla da olsa kullanlan ortak deer olma
zellii vardr.
Rufalik, Kadirlik, Halvetlik, Mevlevlik, Kbrevlik ve Naklik gibi b-
yk tarikatlar, semann insan Allaha yaklatran ve ykselten bir zellie sahip
olduunu kabul etmilerdir. Ancak ilk zamanlar Melmetlik, daha sonralar ise
Naklik semaha kendi seyr slk sistemleri iinde yer vermemitir.1 Ne var ki,
Trk dnyasnn ok nemli mterek bir figr olan sema, bir btnlk iinde
ele alnp btn ynleriyle deerlendirilememitir. Bunun iin din zellii, folk-
lor zelliine, ayin yan oyun yanna kartrlm, ileri srlen grler yaplan
yorumlar noksan olmu, istismara msait kalmtr. Semann varl ve zellikleri
sadece bir blge ile bir Trk devlet veya topluluu ile snrl tutulmamaldr. Trk
kltrnn nemli bir deeri olan semann slm ncesi varl, Gk Tanr ve
dier Trk din ve inanlar ierisindeki yeri, anlam, zellikleri, slm dnemdeki
seyri, btn Trk devlet ve topluluklar nezdindeki durumu ve varyantlar bir
btnlk ierisinde incelenmeli, bu din ve folklorik zellikli Trk kltr hazi-
nesi maksatl mihraklarn istismarndan kurtarlmaldr.zamanla Budizm2, Manih

1 Sleyman Uluda, slm Asndan Msik ve Sem, Bursa, Uluda Yay., 1992, s. 358.
2 Hindistandan Asyaya geen Budizm, 2. ve 3. asrlarda Dou Hunlar arasnda yaylr. Daha sonra Dou
Trkistana geer. ou kervan yollar zerinde olmak zere lkenin pek ok yerinde Budist mabetler
yaplr. 6. yzyldan itibaren Gktrkler arasnda da yaylr. Muhan Kaan ve Topo Kaann Budist olduklar
bilinir. Buhara ve Belh ehirleri Budizmin nemli merkezleri olur. Fakat Gktrk Kitabelerinde Budizmle
ilgili herhangi bir ifadeye rastlanmaz. Bu durum da Budizmin Trkler arasnda etkinliini kaybettiini
gsterir. Bu arada Budizmin Uygur Trkleri arasnda 9. ve 10. yzyllarda ok gl durumda olduu
gzlenir. slmiyet Uygurlar arasnda ok yayld hlde Budizm etkisini varln devam ettirir. Sarayda
hem Mslman hem de Budist din adamlar yan yana grev yaparlar. Dou Trkistan ve dier Trk
yurtlarnda bulunan ve gnmze kadar gelen Budist tapnaklar bunlarn kalntlardr.

109
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

izm3, Zerdtlik4, Mazdekizm5, amanlk / Kamlk6 inan sistemleri dairesinde


bulunmutur. Hatta bu inanlar kadar yaygn olmasa da Trkler arasnda Hristi-
yanlk7, Yahudilik8 de kabul grmtr. slmn yaygnlamasndan sonra nfu-
zunu yitiren bu inanlar, gnmzde ok kk Trk tayfalar arasnda varln
srdrmektedir.
kinci halife dneminde rana giren Mslmanlar, mahall dinlerin tanr ve
tanmaz deerlerini ortadan kaldrdktan sonra bnyesine ald yeni Mslman
olmu eitli rk ve inantan unsurlarla Trkistana ynelmitir. Mslmanlk,
ok gemeden Dou Trkistana kadar yaylmtr. Mslmanlar, bir taraftan
bata Gk Tanr / Tengricilik dini olmak zere, amanizm, Manihaizm, Budizm

3 Zerdtilik, Budizm ve Hristiyanln karmndan meydana gelen Maniheizm, ran corafyasnda 3.


yzylda ortaya kmtr. Mezopotamya, Babilonya (Badat) ve randa gelimi ve 10. yzyla gelindiinde
Trkistan, Kuzey Hindistan, Bat in ve Tibete kadar yaylmtr. Maniheizm en parlak dnemini Uygur
Devletinin mill dini olarak ilan edildii dnemde yaamtr. Dinin kurucusunun ad Manidir. Mani, eski
Trkede meng/beng/ebed, aatay Trkesinde ise Tanr demektir.
4 ran corafyasnda ortaya kan dinlerden biri de Zerdtliktir. 7. asrda etkisini artran bu din 8. ve
9. asrlarda Maverannehirden Azerbaycana kadar geni bir corafyada yaayan Ouzlar, Dokuzouzlar,
Halalar ve Karluklar arasnda ok yaylmtr. nl Azerbaycan kahramanlarndan Babek bu Trk
tayfalarna dayanarak Abbaslere kar mcadele etmitir. Zerdtlerle Mazdeistler i ie olmulardr. Bu
dinin kurucusu Zerdtn Trk olduu da pek ok kaynakta gemektedir. Zerdtn altn suyu ile 12
bin inek derisine yazl bulunan ve stehr ehrinde zel ktphanede muhafaza edilen ancak Makedonyal
Byk skender ve hocas Aristo tarafndan el konulup tp, astronomi, astroloji, matematik blmleri
tercme edilip Makedonyaya gnderildikten sonra tamamnn yaklmas Batl lkelerin mehur acmasz
kltr katliamlarndan biridir. E. Seferli H. Yusifov, Gedim ve Orta Esrler Azerbaycan Edebiyyat, Bak,
Maarif neriyyat, 1982, s. 11.
5 5. asrn sonu 6. asrn balarnda ran corafyasnda ortaya kan ve adn hareketin lideri Mezdekten alan
Mazdekiyye / Mazdakizme Trkler arasnda kabul grm inanlardandr. eitli inanlardan kaynaklanan
bu dinin nemli zellii bir eit komn toplum hayatn savunmas, atein kutsal saylmas ve ihtiram
edilmesidir. ran Trk tayfalar arasnda yaylm olmas muhtemeldir. Altay ve Yenisey havzasndaki
Trkler arasnda grlmtr. Annesi Trk olan Hsrev An-irvan zamannda ortadan kaldrlmtr.
Geni bilgi iin Nizaml Mlkn Siyasetnmesine baknz.
6 amanlk/Kamlk, eskiden Trklerin ilk dini gibi gsterilmitir. Ancak son yllarda yerli ve yabanc
bilim insanlarnn yapt aratrmalara gre amanizm, Trklerin eski dini olmad gibi din de deildir.
amanizm, byclk, sihirbazlk, meczup bir kimsenin tabiat glerini, gelecei, lm ve hayat kontrol
ettiini iddia ederek yapt garip hareketler ve sylemlerdir. Bugn de bu tarz gsteriler yaplmaktadr.
Ne var ki, bugn de Altay, Tuva, Hakas Trkleri arasnda rastlanlan amanizm eski dnemlerde Trkler
arasnda rabet grmtr. Geni bilgi iin bkz.: . Kafesolu, Trk Mill Kltr, 1998, tken Yay.,
stanbul, s. 300 vd.
7 8. yzyldan itibaren Bizanstan kovulan stanbul patrii Nestorius tarafndan oluturulan Nesturi
Hristiyanl Uygurlar arasnda ksmen de olsa kabul grmtr. Baz Budist ve Maniheist Trk topluluklar
Hristiyanla gemitir. Karluk Trklerinden kalan baz kilise ve mezar kalntlar bunlardandr. eitli
Arap kaynaklarnda baz Ouz boylarnn, Krm ve Kafkasya evresinde yaayan Hazar Trklerinin
arasnda Hristiyan unsurlarn olduunu bildirse de asl zerinde durulmas gereken blge Dou Avrupa
ve Balkanlardr. Buralara yerleen Peenek, Ouz ve Kuman Trklerinin burada tantklar Hristiyanla
getikleri bilinir. Gnmzdeki Hristiyan Gagauz Trkler bu Trklerin bakiyesidir. Ahmet Gner,
Tarikatlar Ansiklopedisi, stanbul, Milliyet Yaynlar, 1991, s. 22 vd.
8 Bizans Hristiyanlar ile Abbas Mslmanlarnn basksna dayanamayan Musev topluluklar zellikle
din adamlar Volga boylar ve Kafkasyada hkm sren Hazar Trk Devletine (630-1048) snrlar.
8. yzylda Musev din adamlarnn istilasna urayan Hazar devleti, bilhassa yneticiler eski inanlarn
brakarak Musev olurlar. ok gemeden Hazar Trk Devleti, Yahudilii resm din olarak kabul eder.
Bunlarn bir ksm 9. ve 10. yzyllarda Hazarn kuzeyinden Dou Avrupaya kitleler hlinde gerler.
Arthur Koestler (1905-1983) 13. Kabile romannda Yahudilerce aranan kayp kabilenin ve Hitlerin
ldrtt Yahudilerin bunlarn torunlar olduunu ima etmektedir.

110
Trkistandan Balkanlara Sema/h

ile yz yze gelirken, bir taraftan da eitli halklarn kltr deerleri ile tan-
mtr. Ksa srede ok geni corafyada, eitli kltr ve medeniyet unsurlaryla
bir araya gelen, hatta slm inanc potasna alnmaya allan bu farkl kltr,
medeniyet ve inan unsurlar tamamen kotarlamamtr. slm dinine dahil olan
muhtelif kltrden insanlarn medeniyet ve kavmiyet asabiyeti eitli mezhep,
tarikat, tasavvuf hareketlerine kaynak tekil ederek ayrmalara ve farkllamalara
sebep olmutur.
Yeni Mslman olmu Trkler, nce Araplar daha sonra Moollar tarafn-
dan halifenin hassa veya devlet ordularnda grev alarak ya da ger evli obalar
hlinde Batya ynlendirilmitir. Trkistanda kalan Trk tayfalar olsun, Hora-
san, ran, Kafkasya zerinden Orta Dou, Anadolu ve Dou Avrupaya giden
Trkler olsun, eski dinlerine ait sosyal normlar, ayin, tren, bayram ritellerini
hayatlarndan tamamen kar(a)mamlardr.9 Onlarn bir ksmna slm gr-
nm kazandrarak devam ettirmilerdir.
Bu almamzda, Dou Trkistandan Dou Avrupaya uzanan geni bir alan-
da ve ok eitli Trk halklarndaki, eski dinlerinde olduu gibi kadnl erkekli bir
arada veya ayr olarak ayinlerini byk bir vecd ve heyecan iinde, mzik ve raks
eliinde yaptklar ve gnmzde sema, semah, dolan, ku tepti, zikri haner ve
daha baka adlarla adlandrlan ayinler incelenmitir. Alan aratrmas ile yapt-
mz bu almann neticesinde bu kadar geni bir alanda benzerlik hatta aynilik
gsteren semann btn Trk dnyasnn ortak din folklor rn olduu tespit
edilmitir. Amacmz, gnmzde genellikle sema veya semah olarak adlandrlan
oysa daha baka adlar da bulunan ve Trk topluluklarnn muhtelif inan ve
folklor gruplar arasnda ayin eklinde icra edilen bu kadim gelenein, Trklerin
eski Gk Tanr / Tengricilik inancnn bir rn olduunu, daha sonra slm
grnm alarak bir din folklor deeri kazandn ve Trk halklarnn nemli
bir ortak deeri ekline geldiini belirtmektir. unu da ilave etmek gerekir ki
slmiyet ncesinde Trk topluluklarnda yaygn olarak bilinen ve muhtelif Trk
topluluklarnda farkl adlarla anlan semaya kaynaklk eden din folklorik ayin
gnmzde Mslman olmayan Yakut, Altay, Tuva Trkleri arasnda Osyohay,
nk adlar altnda varln devam ettirmektedir. Ancak gemi Rus hk-

9 Jean Poul Roux Trklerin bu zelliini yle deerlendirmektedir: Ellerinde bilinen byk bir reti
metni bulunmayan, srekli olarak tarihin deiimleriyle hrpalanm, kkrtlm tm byk uygarlklar
tarafndan kuatlm bu barbar insanlar, tarih ncesinden hemen hemen tmyle dinsel olarak belirli bir
birikimle kyorlar ve zamanla yozlamasna karn dinlerinin temel niteliklerini modern alara kadar
tayorlar: Yollarnda rastladklar btn dinlere kukuyla merak saran, hi ekinmeden bu dinlerden,
kendi zihinlerindeki betimlemeye girebilen her eyi alan bu insanlar Hristiyanla, Budizme, Maniheizme,
Yahudilie, Mazdeizme, slma geiyorlar ve bu dinleri kabul ederken grnr dnmlerine karn ilk
bataki grlerine sadk kalmay biliyorlar. Aralarnda her yerde rastlanabilen kukucu, aklc kimselerin
bulunmasna karn mrleri tamamen sava eylemleriyle geen bu kalpleri inan dolu insanlar, en kk
dinsel bir saldrganlk gstermeden, tarihte hi bir rnei bulunmayan bir hogr sergiliyorlar ve en
kart ve birbirine en dman dinsel retilerin taraftarlarn uyum iinde bir arada yaatmak iin srekli
olarak aba gsteriyorlar. Herhlde bu insanlarn kalplerinin derinliklerinde, uurlarnn yapsnda,
inandklar retinin tesinde, evrensellikle ilikili bir eyin var olmas gerekir. Jean-Paul Roux, Trklerin
ve Moollarn Eski Dini, stanbul, Kabalc Yay., 2011, s. 298 vd.

111
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

metleri, Trk kltrn besleyen bu folklorik ayini gzesinden kurutmak adna


uygulad ok ar yasaklar ve sansr yznden pek ok zelliini kaybederek
yaamaktadr.

1. slm ncesi Trklerde Sema


Trkler, dnyann pek ok corafyasnda devletler kurup hkmran olmakla bir-
likte Dou Trkistandan Dou Avrupaya kadar olan corafyada, siyas anlamda
ksa sreli kesintiler olsa da, kltrel bakmdan hkimiyetlerini kesintisiz devam
ettirmilerdir. Bugn de bu blgede Trkler hem nfus hem kltr ve medeniyet
hem de erk bakmndan hkim durumdadr. Hl byle olunca bu byk coraf-
yann asl unsuru ve hkim gc olan Trklerin inan deerleri onlarla birlikte
yaayan ve sonradan onlara dahil olan halklarn inan ve kltr deerleri ile etki-
leime girmeden hli kalmamtr.
Trkler Mslman olmadan nce ekserisi Gk Tanr / Tengricilik dini daire-
sindedirler. Kadim eserlerde fazlaca grlen Gk Tanr inancnn izleri, az da olsa
gnmzde de grlmektedir.10 Hatta Gk Tanr inanc Asya kavimlerine Trk-
lerden yaylmtr. Btn eski kavimler, gk cisimlerini mukaddes tanyp gn
kendisi ile ilgilenmedikleri hlde, Trkler hem gk cisimleri ile ilgilenmi hem de
gn kendisini dnmler ve mcerret bir Tanr inanna ulaabilmilerdir.11
Eski Trk Dnce sistemine gre lemin kutu ve sahibi ze (Yce) Tanrdr.
Trkler iin Gk (Sema) kutsaldr. Gk, Tanrnn hem mekn hem de sfatdr.
Yer-Sub kutsaldr.12 Trklerde adrlarn, otalarn, camilerin kubbelerinin gk
kubbesine, benzetilmesi tesadfi olmasa, bunda da Gk Tanr inancnn etkisi
olsa gerek.13 Gk Tanr inanc Trkistan Trk toplumlarnda ok kkl bir inan
olmas sebebiyle etkisi slm sonrasnda da devam etmitir.
slmiyet ncesinde Trkler arasnda ok yaygn olan ve sadece evli iftlerin
katld ve ok sk kurallar erevesinde yaplan, ziyafetler verilip, kmz iilen
bir din merasimin olduu bilinmektedir. Gk Tanr inancnn bir ayini olarak

10 Gktrkler dneminin yazl abideleri olan Gktrk Kitabelerinde Gk Tanr dinine birok yerde iaret
edilmitir: Kl Tigin Beng Tanda Tengri teg tengride bolmu Trk Bilge Kaan bu dke oturdum.
Sabmn tketi eidgil. (Tanr gibi gkte olmu Trk Bilge Kaan bu devirde tahta oturdum. Szm
sonuna kadar dinle.) diyerek Tanr gibi gkte olduunu ve Tanrdan olduunu ifade etmektedir. Nesimler,
Hallac- Mansurlar da ayn sz tekrar etmilerdir. Hak olduklarn, Haktan olduklarn vurgulamlardr.
Ayn abidenin dou cephesinin ilk cmlesinde ze Kk Tengri asra yaz yir klndukda ikin ara kii ol
klnm. Kii olnda ze em apam Bumn Kaan stemi Kaan olurmu. Olurupan Trk budunung
ilin trsin tuta birmi, iti birmi. (stte mavi gk, altta kara yer yaratldnda ikisi arasnda insanolu
yaratlm. nsanoullar stne atalarm Bumin Kaan, stemi Kaan hkmdar olmu. Hkmdar olup
Trk milletinin ilini, tresini tutmu, dzenlemi.) A. Bican Ercilasun, Balangcndan XIII. Yzyla Kadar
Trk Nazm ve Nesri, Byk Trk Klsikleri, stanbul, tken-St Yay., 1985, 69 vd.
11 Ahmet Gner, Tarikatlar Ansiklopedisi, s. 21; brahim, Kafesolu, Trk Mill Kltr, s. 308.
12 Dosay Kenjetay, Hoca Ahmet Yesevnin Dnce Sistemi, Ankara, Hoca Ahmet Yesev Oca Yay., 2003, s.
36.
13 Emel, Esin, Trk Kltr Tarihi, Asyadaki Erken Safhalar, Ankara, Atatrk Kltr Merkezi Bakanl
Yay., 1997, s. 5.

112
Trkistandan Balkanlara Sema/h

yaplan bu merasim Mslman olunduktan sonra Mvernnehirde gebe


Trkmenler vastasyla slmi grntye sokularak Yesevlie alnmtr.14 Daha
sonra Horasan, Azerbaycan zerinden Anadoluya ve daha batya getii anlal-
maktadr.15 Eski Trklerdeki bu ayin, bugn Dou Trkistandan Dou Avrupaya
kadar pek ok Trk toplumunda: Dou Trkistanda sama, dolan, sanam;
Kazakistanda Yesev Zikri; Harezmde Kutepdi; Horasan Trkmensahrada
Haner Zikri / Zikr-i Haner; Anadoluda ve Balkanlarda Sema, Semah
veya benzeri adlarla yaplan din folklorik ayinden bakas deildir. Mslman
Alev Bekta tarikatlarnda temel ayin olarak yaplan Ayin-i Cem de eski Trk-
lerdeki din merasimin Mslmanlk cilasndan gemi hlidir.16
Ayrca gnmzde Tengricilik veya Gk Tengri inancnda bulunan Yakut /
Saha or, Altay, Tuva Trkleri arasnda bahar mevsimlerinde yaplan Osyohay
raks ile evli iftlerin belirli zamanlarda yapt nk raks incelendiinde se-
mah ve varyantlarnn benzeri olduu grlmektedir. arlk Rusyas dneminde
Rus misyonerlerinin gayreti ile bazlar Hristiyan olmular, Sovyetler Birlii d-
neminde ise ateizm propagandasnn etkisi ile bu din ile zaten zayf olan ilikileri-
ni hayli kesmiler.17 Btn din ritellerin yasaklanmas sebebiyle ok dank ve
az sayda bulunan Yakut / Saha, orlar, Altay, Tuva Trkleri bu deerlerini ok iyi
koruyamamlardr. Son yllarda bu deerlerini yeniden canlandrmaya balam-
lardr. Osyohay din folklorik dansn izleme ve kayt altna almay baardysak da
nk din folklorik dansn izleme ve kayt altna alma imkn bulamadk.18

2. Trklerin slma Gei Dneminde Sema


Yedinci yzyln son yarsnda Kafkasya ve Horasan Trkleri arasnda yaylma-
ya balayan slmiyet 9. yzyln ilk eyreinden itibaren Ouzlar ve Karluklar
arasnda hzl bir ekilde kabul grr.19 Trklerin kitleler hlinde Mslman ol-
mas ve ok gemeden Dou Trkistan, Kgar ve Balasagun havalisine kadar

14 Giri blmnde iaret edildii gibi bu folklorik ayin gnmzde Mslman olmayan Yakut, Altay, Tuva
Trkleri arasnda Osyohay, nk adlar altnda -Rus hkmetlerinin uygulad ok ar yasaklar ve
sansr yznden pek ok din ve mill zelliklerini kaybederek- varln devam ettirmektedir.
15 Ahmet Yaar Ocak, Ahmed-i Yesev ve Trk Halk Mslmanl, Ahmed-i Yesev Hayat, Eserleri, Fikirleri,
Tesirleri, stanbul, Seha Neriyat, 1996, s. 376.
16 Ahmet Yaar Ocak, Alev ve Bekta nanlarnn slm ncesi Temelleri, s. 175; Mehmet Erz, Trkiyede
Alevlik Bektalik, Ankara, Kltr Bakanl Yay., 1990, s. 283, 304.
17 Leysen ahin, , Sibirya Trk Topluluklar Tarihi, Trkler 20, Ankara, Yeni Trkiye Yay., 2002, s. 734.
18 Saha Trklerinden olan Trkolog Vasilyev Nikolay vanoviin verdii bilgilere gre Yakutlarn / Sahalarn
% 80-85 kadar Gk Tengri dinindedir. % 15-20 kadar ise Hristiyan olmutur. Halk Trk olduunu
bilmektedir. Halk Gk Tengrinin gkte olduuna inanr. Bununla birlikte gn dokuz kat olduuna
ve her bir katnda yeryzn ve insanlar idare eden glerin bulunduuna inanrlar. Atei de kutsal bilip
azizlerler. Atein zerine kmz serperek, ona kurban keserek dilekte bulunurlar. Kinattaki eitli kltlere
de tazimde bulunur onlar vastasyla Gk Tanrdan istekte bulunurlar. Ancak atee ve tabiat varlklarna
tapnmazlar. Baz Mslman evrelerde yatrlara, pirlere ve makamlara kurban kesip dua edilerek dileklerde
bulunmas bununla ilgili olsa gerek.
19 Osman Turan, Seluklular Tarihi ve Trk-slm Medeniyeti, s. 64.

113
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

slmn yaylmas20 ile Tengricilik dini nfuzunu yitirir. Ancak baz Ouz tayfa-
larnn 10. asrn ilk eyreine kadar Mslman olmadklar21 da bilinmektedir.
Seluklu Devletine adn veren Seluk Bey daha 960larda Mslman olmutur.22
Halifelerin, zellikle Halife Memunun, balatt ve Halife Mutasmla devam
eden Trkleri hassa ordusuna alma faaliyeti, nemli bir krlma noktas olmutur.
Bu halifeler, Sod, Fergana, Usruana, a (Takent) bata olmak zere muhtelif
yerleim yerlerinden ve konar ger obalardan orduya aldklar Trkleri Iraka
yerletirecek, hatta burada Trklerin iskn iin Samarra gibi ehir ve garnizonlar
kuracaklardr.
Kadim kltr muhitlerinden biri olan ve eitli kadim inanlarn merkezi
durumunda olan Horasan, slmiyetle birlikte tasavvuf hareketinin nemli bir
merkezi olur. 9. asrda Herat, Niabur, Merv mutasavvflarla dolmaya, 10. asr-
da ise Buhara ve Ferganada eyhler grlmeye balar. Ferganada Trkler eyh-
lerine bab yani baba derler. Trk asll eyhler de derghlarn bana geer.
Muhammed Muk Ts ile Emir Ali Eb Halis Trk eyhlerdir. Eski ozanlarn
yannda ata veya bab/baba unvanl derviler, el ve obalar dolaarak tasavvuf
fikrini yayarlar. Ozanlarn pri Korkut Ata ve Yesevnin hocas Arslan Bab (l.
1166) bunlardandr. Halkn yannda devlet erkn da mutasavvflara kar sayg
duymaya balar. Karahanllar ve ilk Seluklular, limlere ve eyhlere kar byk
hrmet gsterirler. Bu durum da eyhlere byk nfuz kazandrr. lk tahsilini,
Trk menkbelerinde Ouz Hann bakenti olarak gsterilen23 Yesi/Trkistanda
geirdikten sonra Mvernnehrin byk slm merkezi olan Buharaya giden
Ahmet Yesev, Buhara ve Semerkantta eyh Hemedannin24 derghnda tahsilini
tamamlayp Trkistana dnmeden blge halk tasavvuf fikri ile tanr.
Trk ehir ve kasabalarnda yeni dinin icaplar yerine getirilirken, krsal ke-
simlerde ve gebe hlde yaayan Trkler, Mslmanl sath olarak idrak eder-
ler. Eski dinlerine ait ayin, tren, bayram ritellerini hayatlarndan tamamen
karp at/a/mazlar. Onlarn bir ksmn slm grnme sokarak devam ettirir-
ler. Konumuzla ilgili rnekleme yaparsak eski din ve geleneklerinde olan kadnl
erkekli ayinlerini byk bir vecd ve heyecan iinde, mzik ve raks/sema eliinde
devam ettirirler.25

20 M. Fuad Kprl, Trk Edebiyatnda lk Mutasavvflar, Ankara, Aka Yay., 2007, s. 46.
21 bni Fazlan, Seyatnmesi Tercmesi, stanbul, 1975. Hazrlayan: Ramazan een, s. 31.
22 Osman Turan, Seluklular Tarihi ve Trk-slm Medeniyeti, s. 66.
23 M. Fuad Kprl, Ahmed Yesev, slm Ansiklopedi I, stanbul, MEB Yay., 1978, s. 210.
24 Yusuf Hemedan (Hemedan 1048 - Merv 1140), Irak, Horasan, Mvernnehr, Buhara ve Semerkantta
bulunmutur. Hoca Ahmet Yesev ondan Buhara ve Semerkantta seyr-i slk grmtr. Mervde
medfundur.
25 M. Fuad Kprl, Trk Edebiyatnda lk Mutasavvflar, s. 46.

114
Trkistandan Balkanlara Sema/h

yi bir medrese tahsili ve tasavvuf eitimi alp Yesiye dnen Ahmed Yesev26,
irada balad sralarda Hrizmahlar kuvvetli bir slm devleti hline gelmekte-
dir. Trkistanda, Yedi-Su havalisinde kuvvetli bir slmlamann yannda yaygn
bir tasavvuf hareketi vardr. Medreselerin yannda kurulan tekkeler tasavvuf ha-
reketinin merkezleri durumundadrlar. Bu uygun artlar altnda Ahmed Yesev,
Takent ve Siriderya yresinde, Seyhunun tesinde bozkrlarda yaayan gebe
Trkler arasnda kuvvetli nfuz sahibi olur. Bir mrid ve ahlk hviyetiyle
onlara slm dinini ve tasavvuf esaslarn, tarikatnn dab ve erknn retmeye
alr. Yesev ve halifeleri, Gk Tanrc, Budist, Maniheist mitolojik unsurlarla
rl mistik nitelikli ifah bir din kltrne sahip olan ve byk ekseriyeti ko-
nar-ger bir hayat tarz srmekte olan Trklere slm ister istemez yine bir sf
nitelikle ve deer hkmleriyle kabul ettirebileceini grr. Jandarbekin27 ifadesi
ile Hoca Ahmet Yesev, halkn arasna sflik yolunu yaymak iin Mslman-
ln be farznnn dnda, zikir ibadetini, ak zikri de getirmitir.28 Horasan
Melametiliinin cezbeci karakteri, Gk Tanrc, Maniheist ve Budist cezbeye
alk Trklere hi de yabanc gelmez.29 Yesev, Arapa ve Farsa bildii hlde,
etrafnda toplanan bu yerli, kyl ve gebe halka onlarn diliyle hitap eder ve
yazd sade Trke hikmetleri sunar.30 Mslman olan gebe Trkler, Trk
gebe hayatnn bir zarureti olarak, eski dinlerinde olduu gibi, imdi de kadn
erkek bir arada bulunuyor ve ayinlerini byk bir vecd ve heyecan iinde, mzik
ve raks (sema) ile yaparlar.31
Trkler Mslman olurken yukarda iaret ettiimiz gibi baz ayin ve folk-
lor deerlerini slm ciladan geirerek din hayata sokarlar. Bir nevi karlkl

26 Yedi yanda Yeside Arslan Babadan talim terbiye alr. Onun lmnden bir sre sonra Buharaya giderek
eyh Yusuf Hemednye (l. 1140) intisap ederek onun irad halkasna girer. Yusuf El Hemednnin
lm zerine ird mevkiine nce Abdullah- Berk, onun vefatyla eyh Hasan- Endak geer. 1160
ylnda Hasan- Endaknin de vefat zerine Ahmet Yesev irad postuna oturur. Bir mddet sonra,
vaktiyle eyhi Yusuf Hemednnin vermi olduu bir iaret zerine irad makamn eyh Abdlhlik-i
Gcdvanye brakarak Yesiye dner. Vefatna kadar burada irada devam eder. Kemal Eraslan, Ahmed
Yesev, slm Ansiklopedisi 2, stanbul, Diyanet Vakf Yaynlar,. 1989, 161, s. 160.
27 Zikiriya Jandarbek, Yasavi Jolu jene Qazaq Qoam, Almat, El-ejire,. 2006, s. 38.
28 Bu konuda geni bilgi iin baknz: Zikiriya Jandarbek, (2006), Yasavi Jolu jene Qazaq Qoam, El-ejire,
2006, Almat.
29 Ahmet Yaar Ocak, Ahmed-i Yesev ve Trk Halk Mslmanl, s. 586.
30 Kemal Eraslan, Ahmed Yesev, slm Ansiklopedisi 2, 1989, s. 161.
31 M. Fuad Kprl, Ahmed Yesev, slm Ansiklopedi I, 210; Mehmet Erz, Eski Trk Dini (Gk Tanr
nanc) ve Alevlik Bektalik, stanbul, Trk Dnyas Aratrmalar Vakf Yay., 1992, 10. Ayrca bu konuda
Ocak u tespiti yapar: uras muhakkaktr ki, dnya zerinde mevcut olmu dinlerin inan sistemlerinin,
ideolojilerin hi biri, fark kltr corafyalarnda yayldka aradan geen zamana ve deiken kltr
ortamna paralel olarak bir yandan insanlar belirli lde bir deiim iine sokarken, dier yandan da ister
istemez onlarn bir takm niteliklerini uygun bir yapya brnmek zorunda kalmlardr. Baka bir ifadeyle,
orijinal biimlerini tam manasyla koruyamamlar, yaan biimi itibariyle belli bir deiime maruz
kalmlardr. Bu evrensel sosyolojik bir gerektir. zellikle kitab dinler sz konusu olduu zaman, bu
deiim sreci daha da belirgin olarak ortaya kar. te ayn sre slm dini iin de sz konusudur. slm
dini daha Peygamberin vefatn mteakip Araplar iinde dahi deiik biimlerde alglanm, Arabistan
yarmadasndan dar karak fetihlerle etrafa yaylp buralardaki kltrlerle temasa geldikten sonra da bu
kltrlerin iinden gelen eitli toplumlarn sosyo-ekonomik ve sosyo-kltrel yaplarna uygun yorum ve
uygulamalara konu olmutur. Ahmet Yaar Ocak, Ahmed-i Yesev ve Trk Halk Mslmanl, s. 585 vd.

115
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

etkileim olur. Trklerin -konumuz erevesinde- slm hayata aktardklar eski


inan unsurlarnn banda sema gelmektedir. Trkistanda sema ilh cezbenin
galebesi hlinde makbul saylr. Abdlkadir Geylannin (l. 1166) de talebelerin-
den olan Mutasavvf ahbeddin Suhreverd (1145-1234) msikye cevaz verir.32
Trkmen tayfalar daha Anadoluya gelmeden nce mensubu bulunduklar Gk
Tanr, Budist veya Maniheist eski Trk inan sistemlerini bu tarikat ve inan sis-
temine katm, syncrtique bir hlita oluturmulardr. Mzik ve sema (raks) baz
Trk tarikatlarna girmi, din bir vecd unsuru olmutur.33
Ahmed Yesev, elbette ki ilk Trk mutasavvf deildir. Hz. mer devrinden
itibaren Mslmanlarla tanmaya balayan Trkler arasndan pek ok mutasavvf
kmtr. Ktb-i sitte melliflerinden mam Buhar, Mslim, Tirmiz ve Nese
Trk olduu gibi Abdullah b. Mubarek de Trk muhaddis ve mutasavvflardan-
dr. Ancak bu Trk-slm limleri, eserlerini o gnn ilim dili olan Arapa ile yaz-
mlardr. Fakat Ahmed Yesev, ncekilerden fark olarak, Farsa konuup yazan
Yusuf Hemedannin rencisi olmasna ve kendisinin de Arapa ve Farsa bilme-
sine ramen irad ve tebli dili olarak Trkeyi semi, Trke eserler vermitir.
Tasavvuf edebiyatnn ncs olmutur.34 Bunun iin de M. Fuad Kprl Trk
Edebiyatnda lk Mutasavvflar adl eserinde onu ilk Trk mutasavvf olarak
deerlendirmitir.

3. Semann Anadoluya Gelii


Ahmed Yesevnin yaad dnem, Byk Seluklu Devletininin dalmasndan
sonra Anadoluda kurulan ve buray Trk yurdu yapmak iin gayret gsteren Ana-
dolu Seluklu Devleti dnemine rastlar. Onlarca Trk tayfas, Anadolu Trkleri-
ne yardm iin dr-l-cihad denilen bu cihad meydanna koarlar. Anadoluyu
Trkletirmek ve slmlatrmak iin gelen bu alperenler arasnda kadim eserlerde
adlar Horasan Erenleri diye geen Yesev dervilerinin pay ok byk olmu-
tur.35 Bu derviler Kagr ydgh Derghndan, Kafkasya Niyazabad Avar Baba
tekkesinden, Balkanlarda Sar Saltuk, Bulgaristan Varna Akyazl Baba tekkesine
kadar pek ok merkezde tekke ve zaviye kurmulardr.36
Uzun Firdevs (Firdevs-i Rum), Menkb-i Hac Bekt Veli adl eserinde,
Trklerin, Diyr- Rmu ayr zamanda fethettiklerini bildirir: lki Abbasiler

32 Osman Turan, Seluklular Tarihi ve Trk-slm Medeniyeti, s. 395.


33 M. Fuad Kprl, Bektailik, slm Ansiklopedi 2, stanbul, MEB Yay., 1979, s. 1.
34 Kmil Ylmaz, Anadolu ve Balkanlarda Yesev zleri, Ahmed-i Yesev Hayat, Eserleri, Fikirleri, Tesirleri, Seha
Neriyat, stanbul, 1996, s. 567 vd.
35 Kmil Ylmaz, Anadolu ve Balkanlarda Yesev zleri, s. 569.
36 Yesev Dervilerinin Kafkaslardan Balkanlara kadar, eitli merkezlerde kurduklar tekke ve zaviyelerden
belli ballar unlardr: Kafkasya Niyazabad Avar Baba, Tokat Gajgaj Dede, Tokat Zile eyh Nusret,
Bozok Hseyinova eyh Emir in Osman, Merzifon Pr Dede, Krehir Hac Bekta Veli, Bursa Geyikli
Baba, Bursa Abdul Musa, stanbul Unkapan Horos Dede, Filibe Baba Sultan, Bulgaristan Varna Akyazl
Baba, Balkanlar Sar Saltuk. Kmil Ylmaz, Anadolu ve Balkanlarda Yesev zleri, s. 570 vd.

116
Trkistandan Balkanlara Sema/h

zamannda suur denilen Bizans hududundaki asker klalara (Ribat) yerleti-


rilen Trk askerlerinin Anadolu ilerine dzenledikleri aknlarla. Battal Gazi,
Abdurrahman Gazi bu dnemde ehid den kahramanlardr. kincisi, Sultan
Turul Bey ve Alp Arslan zamannda Ouzlarn kitleler hlinde girip Anadoluyu
fethetmesi. ncs ise Yesev dervilerinin byk kalabalk hlde Anadoluya
akp, fetihlere katlp fethedilen eitli yerlere dergh kurup yerlemilerdir.37 Hac
Bekta, Sar Saltuk, Kzldeli Sultan (Seyid Ali Sultan), Balm Sultanlar Yesevnin
bu fatih dervilerindendir.38
Trkn gcn arkasna alan Mslmanlk, zerinden bir asr gemeden
Trkistandan, cokun bir sel gibi Batya ynelir. Bir ksm halifelerin hassa or-
dusunun askerleri olarak, bir ksm yeni fethedilen yerlere yerletirilmek zere
ger evli olarak batya gelir/getirilir. Giderken Arap, Fars kltrleri ile renklenen
Mslmanlk, geriye dnte Trk, Mool, in, Hint unsurlarn da iine alarak
batya ynelir. Seluklu Devletine 985te adn veren Seluk Bey (l. 1007), olu
Turul Bey39 (. 1063), yeeni Alparslan (1033-1072) ve onun olu Melikah (l.
1092) dneminde Seluklu Trkleri Kgardan Bat Anadoluya, Kafkasyadan
Yemene kadar byk bir devlet kurarlar. slmn iman kalkan ve Trkln kl
gc ile Hristiyan saldrlarna kar yz yl savaan Seluklular, henz topar-
lanmken Asyann derinliklerinden Mool tufan gelir. Btn kltr, medeni-
yet merkezlerini yakp, ykp talan eder. Moollarn nnden kaan yz binlerce
Trk obas ve Mool ordusunda yer alan yz binlerce Trk askeri ve sonradan
getirilen ger evli Trk tayfalar ran, Kafkasya, Anadolu, Irak ve Suriyeye yerle-
ir. Tabi ki onlarla birlikte Yesevlik de bu yerlere nfuz eder.
Kprl40 Yesevliin Anadoluya gelii hakknda yle der: Bir Trk sfisi
tarafndan halis bir Trk muhitinde kurulan bu ilk byk Trk tarikat, iptida
Seyhun havalisinde, Takent civarnda ve ark Trkistanda kuvvetle yerlemi,
sonra Trk dil ve kltrnn Mvernnehr ve Harizm sahalarnda kuvvetlen-
mesi ile mterafk olarak onlarda da ehemmiyet kazanmtr. Seyhun vadisinden
ve Harezmden bozkrlara ve Bulgar sahasna yaylan Yesevlik, galiba Mool isti-
las neticesinde, Horasan, ran, Azerbaycan mntkalarndaki Trkler arasnda da
mevcudiyetini gsterdikten sonra 13. asrda Anadoluya girmitir.
Yesevlik sadece kendi ad altnda faaliyet gstermemitir. Ondan doan
veya onun tesiri ile oluan baka tarikatlar vastasyla da faaliyet gstermitir.
Horasanda 13. asrda Haydarye tarikatnn domasnda messir olan Yesevlik,

37 Bedri Noyan Dedebaba, Btn Ynleriyle Bektlik ve Alevlik I-II, Ankara, Ard Yay., 1998, s. I/247.
38 Mikil Bayram, Anadolunun Trklemesi ve slmlamasnda Hce Ahmed-i Yesevnin Rol, Ahmed-i Yesev
Hayat, Eserleri, Fikirleri, Tesirleri, stanbul, Seha Neriyat, 1996, s. 533 vd.
39 Henz ikinci nesil Mslman olan Turul Bey, btn Orta Douyu lkesine katp, halifenin lkesini
hkimiyeti altna alp halifelii kendisine balar. Ayrca halifenin kzn alp akraba olur. Byk toy
dn yaplr. Bu dnde batl gzlemcilerin anlattna gre Turul Bey ilerlemi yana ramen Trk
sazlarnn eliinde oynar. Oyunun tasvirine bakldnda insann gznn nnde Bursa kl kalkan
oyunu, Karsta oynanan haner bar ve Dou Trkistann sama/dolan canlanmaktadr.
40 M. Fuad Kprl, Ahmed Yesev, slm Ansiklopedi I, s. 213.

117
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

yine bu asrn ikinci yarsnda Anadoluda Baba ve Bekta tarikatlarnn oluma-


snda da etkili olmutur. u da bir gerektir ki, sema veya semah, Mevln veya
Hac Bekta Veli ile ortaya km veya onlarn meydana getirdii bir ayin deil-
dir. Sema, Mevlna ncesinde Harezm, Horasan ve Rey (Tahran), Tebriz ve ci-
varlarnda yaplan bir tarikat ayinidir. Sema, Tebrizli ems tarafndan Mevlanya
rabet ettirilmitir.41 Mevlan kendisinden evvelki tasavvuf gelenei devam
ettirmekten baka bir ey yapmamtr. Mevlannn babas Bahaeddin Veledin
eyhi olduu sylenen Necmeddin Kbrnn muhtelif sema meclislerinde ha-
zr bulunduu bildirilmektedir.42 Mevlana dneminde sema iin yer ve zaman
aranmaz, vecd ve heyecan nerede ve ne zaman doduysa, orada ve o zaman sema
yaplrd. Mevlanann lmnden sonra izleyicisi Hsameddin elebi, cuma
namaznn ardndan topluca sema edilmesini tarikatn kurallarndan biri haline
getirir. Ama baka zamanlarda da sema yaplmaktadr.
Dier nemli bir husus mam Gazal (l. 1111), mubah sayd sema ko-
nusunu, iki nemli eserinde geni bir biimde ele almtr. Biri, ilk yazd eser
hyu Ulmid-Din43 (Din limlerinin Diriltilmesi) adl kitabnn Sekizinci
Kitab olan Kitabu dbis Semavel - Vecd (Sema ve Vecdin db) bl-
mnde; ikincisi ise Kimy-y Sadet44 adl kitabnn Vecd ve Seman Edebleri
ve Hkm blmnde deerlendirmitir. Gazali, bu eserlerinde ok ncelerden
sema yapldn, ashaptan Abdullah b. Cfer, Abdullah b. Zbeyr, Muire b.
ube ve bakalarnn da sema yaptklarn bildirir. Bunlar bir kenara koyulacak
olsa bile Gazalnin 11. yzyln sonlarnda yazd bu eserlerinde sema meselesi-
ni enine boyuna ele almas, semann Gazalnin evresi olan Tus, Merv, Buhara,
Semerkant, Horasan, Mavernnehir, ran, Irak corafyasnda yaygn olduunu
gstermektedir.45 Gazalnin, Mevlnnn doumundan yz sene nce bu eseri
yazmas semann ok nceden Trkler arasnda yapldn gstermektedir.

4. Kafkasya, Anadolu ve Orta Douda Sema


Ksa srede ok geni corafyaya hkim olan Mslmanlar, eitli inan ve kltr
mensuplar ile bir araya gelirler. Hatta bunlar Mslman sosyokltrel hayat
ierisinde kotarmaya alrlar. Ancak bunlar tamamen kotarlamaz. Mslman-
lar arasna katlan bunca din ve inan mensuplar medeniyet ve kavmiyet asabi-
yeti ile eitli mezhepler, tarikatlar, cemaatler meydana getirirler. Bu kurumlar
slmiyetin ilk yllarnda Mslmanlarn sosyal hayatnda mevcut deilken son-
radan eitli din ve inanlarn da tesiri ile unsurlarnn ekserisini slmdan alan
tasavvuf cereyan btn slm lemine yaylr. Kprlnn tespitine gre (2007:

41 M. Fuad Kprl, Trk Edebiyatnda lk Mutasavvflar, s. 217 vd.


42 Sleyman, Uluda, slm Asndan Msik ve Sem, s. 358.
43 Hccetl - slm mam Gazal, hyu Ulmid-Din, Bedir Yaynlar, stanbul, C. 2, s. 673.
44 mam Gazal, Kimy-y Sadet, Merve Yaynlar, 1985, stanbul, s. 291.
45 mam Gazal, Kimy-y Sadet, Merve Yaynlar, s. 678.

118
Trkistandan Balkanlara Sema/h

48), Sf adn alan ve Suriyede ilk zaviyeyi kuran Kfeli Ebu Haimden sonra
Sfyan- Serv (l. 784), Msrl Znnun (l. 859), Horasanl Beyazid-i Bestam
(l. 875), Hallac- Mansur (l. 921), Cneyd Badad (l. 909), Kueyr (1072),
Shreverd (l.1234), Geylan (l.1166), Gazal (l. 1111) ve Tabakt- sfiyye
kitaplarn dolduran onlarca mutasavvf, binlerce mrit ile halk arasnda nfuz
kazanmaya devam eder.46
nce, Kafkasya, ran, Irak ve Suriyeye daha sonra ise Anadoluya gelen, ekse-
riyeti krsal kesimin insanlar olan ve gebe insanlarn ar hayat artlar altnda
Mslmanl benimsemi bulunan Trkler, eski inan ve geleneklerine ait baz
unsurlar slm perdesi altnda devam ettirirler.47 Anadoluda hallara kar sa-
varken len askerlerin, silahlar ile gmlmesi, Seluklu sultan ve vezirlerinin
cesetlerinin 13. asrda bile, mumyal olarak topraa verilmesi, Barak Baba, Sar
Saltuk gibi Trkmen babalarnn Mslman eyhlerinden ziyade eski Kamlarn
hviyetinde grlmeleri bunun gstergesidir.48 Anadoluda Mevlev ve Ahi zaviye-
lerinde, eskisinden daha fazla msik ve sema (raks) bir vecd unsuru olarak ayin-
lere girer.49 15. yzyln son eyreine kadar Dou Trkistandan Dou Avrupaya
kadar faaliyette bulunan Trk tarikatlar arasnda fazla farkllk ve mesafe yok-
tur. 15. yzyln son eyreinde, Hurfliin ve Safevlerin gayreti ile Bektalie
nispeten farkl bir grnm kazandrlr. 1501de Sultan II. Bayezidin Dimeto-
ka Kzldeli Derghnn eyhi Balm Sultan Anadolu Hac Bekta Derghnn
bana getirmesi ile de Bektalik Hak-Muhammed-Ali tarznda ifade edilen
ulhiyyet mefhumunu ve on iki mam kltn tarikatlarnn esaslar arasna ala-
rak bugnk grnmn kazanr.50
Kafkasya, Orta Dou, Anadolu ve telerini Trk vatan yapp halkn Msl-
manlatran Trkler, halkndan hakanna kadar mzikle, raksla, sema ile i iedir-
ler. Henz ikinci nesil Mslman olan Turul Bey, btn Orta Douyu lkesine
katp, halifelii de hkimiyeti altna alr. Ayrca Halife Kaim Biemrillahn kzn
alr. 18 ubat 1063te balayan dn bir hafta srer. Yaplan byk toyda Turul
Bey yabanc gzlemcilerin anlattna gre ilerlemi yana ramen Seluk Beyleri
ile birlikte sarayn salonunda Trk sazlarnn ahengine uyarak ve Trke arklar
syleyerek, dizlerini yere vurup kalkarak raks ederler. 51 Bu ksa tasvir bile insann

46 Bu tasavvuf, tarikat veya hizipler arasnda eski inanlarnn asabiyetini gdenler de olmutur. Trklerin
ar ypratmasndan sonra Araplarn ykt Sasanler, Hz. Hseyin evldn kendilerinin varis ve takipisi
sayarak Ehl-i Beytin hukukunu mdfaa perdesi altnda Zerdtlii yaatabilmilerdir. M. Fuad
Kprl, Trk Edebiyatnda lk Mutasavvflar, s. 47.
47 Gustav Mcnschingden naklen Ocak yle yazar: Yzyllar boyu belli bir kltre sahip olmu ve onun
iinde yorulmu, sonra birtakm sebeplerle baka bir kltre gemi insan topluluklarnn, bu gei
srasnda ve hatta ok uzun zaman sonra bile, eski kltrle ilgilerini tamamen kesmedikleri, ona ait
baz unsurlar olduu gibi, bazlarn da yeni kltrn kalplarna uydurarak muhafaza ettikleri bilinen
sosyolojik bir vkadr. (Ocak 2010: 25)
48 Osman Turan, Seluklular Tarihi ve Trk-slm Medeniyeti, s. 353.
49 Osman Turan, Seluklular Tarihi ve Trk-slm Medeniyeti, s. 395.
50 Ahmet Yaar Ocak, Alev ve Bekta nanlarnn slm ncesi Temelleri, s. 374, 378.
51 Osman Turan, Seluklular Tarihi ve Trk-slm Medeniyeti, s. 140 vd.

119
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

gznn nne Bursa kl kalkan oyununu, Ankara Zeybeyini, Kars haner


barn veya dolan raksn getirmektedir. ok dindar bir hakan olan Erdebil h-
kmdar Muzaffereddin Gkbrnn sema yapmas da ayr bir rnektir.52
Osmanl padiahlarnn tamam tarikat mensubudurlar. Osman Gazi, Orhan
Gazi ve Sultan I. Murat, Ahilik; Yldrm Bayezid ve Sultan I. Mehmet, Zeyniye;
Sultan II. Murad ve Fatih Sultan Mehmed, Bayramiye; Yavuz Sultan Selim Hal-
vetiye; I. Abdhamid Nakibend; Sultan III. Selim Mevlev; Sultan Abdlaziz,
Bektaye...53
Her devirde Trk devletlerinin tarikatlara bak ayn olmutur. Trk devletle-
rini ynetenler din adamlarna, bilginlere, eyhlere, tasavvuf ehline her zaman say-
g duymular, onlar korumulardr. Ancak bunlar byk g olduklarnda, dev-
lete ortak olmaya kalktklarnda veya yle grldklerinde her trl imknlar
ellerinden alnm veya datlmlardr. Bir zamanlar Osmanl Devletinin gzide
ordusu Yeni eri Ocann ruhu saylan ve fetihlere katlan Bektalik, gn gel-
mi tedip ve takibe maruz kalmtr.

5. Semann Trk Yurtlarndaki Varyantlar


Sema, Trk devlet ve topluluklarnda deiik adlarla anlmaktadr. Dou
Trkistanda sama, dolan, sanam; Kazakistanda Yesev Zikri; Harezmde
Kutepdi; Horasan Trkmensahrada Haner Zikri/ Zikr-i Haner; Anadoluda
ve Balkanlarda Sema, Semah veya Zamah; Mslman olmayan Yakut, Al-
tay, Tuva Trkleri arasnda ise Osyohay, nk eklinde ifade edilmektedir.

5.1. Yesev Zikri54


Gvenilir kaynaklara gre Mslman olan Trkler, gebe hayatnn bir zarureti
olarak, eski dinlerinde olduu gibi, kadn erkek bir arada bulunup ayinlerini b-
yk bir vecd ve heyecan iinde, mzik ve raks (sema) ile yaparlar.55 Trkistanda,
bizzat Yesev muhitinde yirmi yldan fazla bulunan ve gzlem yapan Zeybek56
kitabnda yle yazar: Yesev yolunda kadn ve erkein birlikte oturduu, birlikte
sohbet halkasna girdii, birlikte ibadet, birlikte zikir yaptklar da yine bilinen-
lerden... Devamnda yle der: Ahmet Yesev, Trk tresinin gereini yapmak ve

52 Osman Turan, Seluklular Tarihi ve Trk-slm Medeniyeti, s. 396.


53 Ahmet Gner, Tarikatlar Ansiklopedisi, s. 379.
54 Yesev tarikatnda zikir cehrdir. Zikr-i Erre veya Zikr-i Minsar diye anlan bu zikir sesli olarak yaplr.
Baz eyhler Ha-Hayy! bazlar ise Allah tarznda icra ederler. Bu szleri bk sesi gibi kardklar iin
Zikr-i Erre diye anlmaktadr. Dosay Kenjetay, Hoca Ahmet Yesevnin Ahlk Felsefesi, Ankara, Hoca Ahmet
Yesev Oca Yay., 2003a, s. 39.
55 M. Fuad Kprl, Ahmed Yesev, slm Ansiklopedi I, s. 212; Mehmet Erz, Eski Trk Dini (Gk Tanr
nanc) ve Alevlik Bektalik, s. 10.
56 Namk Kemal Zeybek, Ahmet Yesevi Yolu ve Hikmetleri, Ankara, Ahmet Yesevi Vakf Yay.,2003, s. 44.

120
Trkistandan Balkanlara Sema/h

Trkler arasnda slm yaymakta zorlanmamak iin slm kurallardan sapma-


mtr. Tam aksine slma sokulmu ve kural durumuna getirilmi Arap kltr-
nn etkisinden kurtulmu saf slm uygulama gayretinde olmutur.
slm dini Hz. Muhammed vastasyla Arap corafyasna geldiinde, o
toplum kltrel deerleri olmayan, siyas, sosyal, ekonomik dzeni bulunma-
yan, plak bir toplum deildi. O toplumun her eyi vard. Ayn ekilde slm
dini Trkistanda Trklere geldiinde de Trklerin dilleri, edebiyatlar, mzik-
leri, siyas, sosyal, asker, ekonomik dzenleri, hlsa her eyleri vard. Trkler
slmiyetin muhtevasn aldlar.57 Kuran aldlar. Hadisleri aldlar. Araplarn veya
onlardan nce Mslman olan baka kavimlerin yaay tarzlarn, klk kyafetle-
rini, rf detlerini almadlar. Trkler kendi kltrel deerlerini slmn iman, iti-
kat ve ahlk deerleri ile uyumlu hle getirerek, slm ncesi kltrel deerlerini
slm ciladan geirerek yaatmaya devam ettiler. Bunlardan biri de hi phesiz
ki, kadn erkek bir arada yaplan din folklorik ayinlerdir.
Semann Trklere has mill kimlik kazand mekn olan Yesev Oca, Rus-
larn blgeye nfuz etmesiyle orantl olarak hem mekn hem de mensuplar
rselenmitir. 18. yzyln balarndan itibaren bu ocak plnl olarak sndrl-
meye allmtr. ktidardan ve itibardan drlmeye allmtr. Sovyetler
Birlii dneminde ise btn kurum, kurulu ve mensuplaryla birlikte ortadan
kaldrlmtr. Trkistandaki merkez dergh bata olmak zere btn dergh ve
tekkelerin mal varlklar gasp edilmitir. Yesev tarikatna mensup pek ok kim-
se Kzl Krgn ve Aydnlar Katliamnda ya ldrlm ya da lkelerini terk
etmeye, Afganistan, Pakistan ve rana snmaya mecbur braklmtr. ok sk
takibe alnan Yesev Oca kprdayamaz hle getirilmitir. Bir ksm Yesev Oca
mensuplar Kazakistann Karada, Sr Derya blgeleri ile zbekistann Fergana
vadisine snp orada faaliyetlerine devam imkn bulmulardr.
Dou Trkistandan Dou Avrupaya kadar bu byk corafyada milyonlarca
insann, zellikle Trk insannn slm ile tanmasna vesile olan ve slmn bu
byk corafyada nevnema bulmasnda byk katks olan Yesev Yolunun or-
tadan kaldrlmasnda en byk etken Ruslar olmutur. Yesevliin din ve ahlk
deerleri yaatp gelitiren, mill ruhu canlandran zellii, Mslman Trkle-
re hayat hakk tanmak istemeyen glerin daima dikkat merkezinde olmutur.
Onlar rahatsz eden en nemli hususlardan biri bu olmutur. Bunu ortadan
kaldrmak iin ok almlardr. Baarl da olmulardr. Yesevlii bir taraftan
meknlarn gasp ederek, bir taraftan mensuplarn ortadan kaldrarak yok olmak
noktasna getirmilerdir. Bu yetmiyormu gibi slm grnml birok tarikat
ve cemaata da imkn ve g vererek Trk halklarn baka yollara ynlendir-
milerdir.
Kazakistan bamszln kazandktan drt yl sonra Afganistandaki Yesev
tarikatna mensup Kazaklardan bir grup, 1994te eyh smetullahn bakanln-
da Trkistana gelerek Yesev Ocan enlendirmeye alr. Ne yazk ki Yesev

57 10 Nisan 2013, Trkistan, Dosay Kenjetaev Tursunbayul anlatm, zel arivimiz.

121
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Ocann faaliyetleri bu defa da muhtelif endielerle Astana hkmeti tarafndan


durdurulur. 2011 ylnda 82 yandaki eyh tutuklanr ve hapishaneye konulur.
ki yldan beridir yaptmz alan aratrmas ve gzlemlerimizde Yesev Zikri
ve benzeri faaliyetlere rastlayamadk. Kazakistan gizli emniyet mensuplarnn
bile ulaamad bu hareket hakknda bilgi edinmek veya grnt temin etmek
imkn bulunamamtr.

5.2. Dou Trkistanda Sama, Dolan veya Sanam


Dou Trkistanda eit sema vardr. Biri sama, biri dolan dieri de
sanamdr. Mevlevlikte sema, devran adyla da ifade edildii gibi Dou
Trksitanda da sama, dolan veya sanam adyla da anlmaktadr. Bu semalar
sadece mrid veya gazelhan tarafndan veya mrid ile birlikte , be veya
yedi kiilik bir ynetici grup nezaretinde yaplr. Sema yapanlarn says ift ra-
kaml iftlerden oluur. ki, drt, alt, sekiz, on, on iki, on drt veya on altar
gruplar halinde kadn erkek bir arada icra edilir. Yalnz erkeklerden veya kadnlar-
dan ibaret de olur. Samahlarn ve ynetenlerin says yrelere gre deiiklik arz
edebilir. eyh/ler ise tek sayl olur: Bir, , be eklinde.
Sz ve mzik eliinde yaplr. Mrid veya gazelhan tarafndan okunan ve
kopuz, saz, dap, surnay gibi alglarn katksyla okunan ilahilerle yaplr.
Erkekler beyaz renkte sufi kyafeti giyinirler. Etekleri dizlerinin altna kadar
sarkan, yakas yeni yok dmesiz stlk ve beyaz alvar giyerler. Bellerine siyah,
krmz veya mor renkli kuak balarlar. Balarnda siyah renkli silindir eklinde
siyah kuzu derisinden kalpaklar vardr. Kalpaklarn st taraf beyazdr. Mridin
veya yneticinin kalpa tamamen beyaz renklidir. Dizlerine kadar uzanan do-
lamal orap ve zerine mes giyerler. Kollar dirseklerine kadar elmenmi olur.
Sama yaparken genellikle kadn ve erkekler mnferid hareket ederler. Figrler
ve hareketler benzer ve e zamanl olmakla birlikte tek banalk gsterir. Baz y-
relerde erkekler bir grup, kadnlar ayr bir grup eklinde kol kola tutuup birlikte
hareket ettikleri de olur.
Dolan ayini, Mevlev semas veya devran gibi ok disipline edilmitir.
Msiksi, alglar, dolan yapanlar, mrid ve yneticileri ile kompleks bir ayin-
dir. , be veya yedi kiiden oluan mrid ekibi st bata sfilerden ykseke
bir yerde ellerinde 40-50 cm. apnda dap (tef ) olduu hlde ayakta dururlar.
Giri mzii ve okunan gazelin eliinde erkek dolanlar salona girer, tazim
ederek mridin nnden geip onlarn paralelinde tek sra hlinde dizst otu-
rurlar. Gsteri iin yapldnda arkalar mrid ekibine dnktr. Onlarn da
elinde birer dap vardr. Daha sonra bayanlar salona tek sra hlinde dahil olurlar.
Sa kollar havada ellerinin ayas semaya dnk biimde, sol kollar aa sarkk
elinin ii yere dnktr. Mrid grubu ile erkeklerin arasnda yerlerini aldktan

122
Trkistandan Balkanlara Sema/h

sonra sa elleri semaya, sol elleri yere bakar ekilde mihverleri etrafnda dnerler.
Hakk selamlarlar. Halk adna Haktan talep ettiklerini alp halka sunduklarn
ifade ederler. Sonra sa ellerini yreklerinin zerine koyarak ve balarn ne ee-
rek nce mrid veya mrid tayfas ile erkek dolanlar selamlarlar. Daha sonra
g, yeri ve btn varlklar selamlar. Btn dolanlar mziin ritmine uygun
benzer ve ortak hareket ederler. Mziin ritmine gre hareketler gittike hzlanr.
Devaml ykselen bir heyecan ve coku grlr. Coku, heyecan ve hareketler son
hzlarna ulatnda sonlandrlr.
Kadnlar ve erkekler iki kat elbise giyinirler. elbiseleri beyaz, dtaki siyah-
tr. Bayanlarn etekleri yere dokunacak uzunluktadr. Kaftanlar, biri nden, iki-
si yandan yrtmaldr. Balarnda silindir eklinde ykseke kalpaklar vardr.
Bayanlar kalpan stnden yarsn rtecek ekilde ve boyunlarna dolanacak
biimde krmz bir yazma balarlar. Dolan erkekler samah erkekler gibi giyi-
nirler ancak beyaz sfi elbisesinin zerine bir de siyah kaftan giyerler. Mrid tay-
fas beyaz giyimlidirler. Bellerine altn renkli kuak balarlar. Kalpaklar siyahtr.
Sadece eyhin kalpa beyazdr.
Son yllarda Uygur bilim adamlar tarafndan yaplan aratrmalara gre On
ki Makam msik toplusu, adlarn M.S. 480li yllarda tahta oturan Ccen han
Dolonun adndan alan Dolan Trk tayfas tarafndan tasnif edilmitir. Dolan
Trk tayfas, bugnk Yeken nehri boyunca gneyden kuzeye doru Mekit ve
Maralvei ilesi, sonra Tarm nehri boyunca batdan douya doru Aksuya bal
Avat, Karatal, ayar, hatta Kuarn gney blgelerinde yaamlardr. in kay-
naklar da Dolanlarn eski Uygur kabilelerinden biri olduunu gstermektedir.58
12 Makamn iinde yer alan Dolan makam 5. yzylda adn bu Trk tay-
fasndan ald ve bu tayfa tarafndan dzenlendiine gre bu makamla yaplan
dolann (sema) da en azndan bu tarihte var olduuna hkmedilebilir. Baka bir
ifade ile Uygur Trklerinde sema gelenei msiksi ve raks ile slmiyet ncesi
dneme aittir.

5.3. zbekistan Harezm, Balkan ve Trkmenistanda Kutepdi


Kutepdi, genellikle kadnlar arasnda yaygn olarak yaplan iki figrl din
folklorik bir oyundur. Baz yerlerde mzikle baz yerlerde mziksiz yaplmaktadr.
Trkistann pek ok yerinde, zbekistann Harezm Blgesi, Trkmenistann
Balkan ve Horasan Blgesinde, rann ve Afganistann Horasan Blgesinde,
rann Trkmensahra blgesinde yaygndr. Kadn erkek ayr yaptklar gibi bir-
likte de yapmaktadrlar. Trkmenistanda baz din otoritelerin, randa ise Tahran
ynetiminin basks ile kadn erkek ayr yaparlar. Ancak ran ve Trkmensahrada
yerleim yerlerinden uzak, fundalklar arasnda, balarn, bahelerin tenha yerle-

58 Alimcan nayet, Uygur On ki Makam ve Edebiyat, Turkish Studies, Valume 2, S. 2. 2007, s. 371.

123
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

rinde veya Trk kltrndeki yer-su-gk kutsallarna ihtiram ifadesi olarak ten-
ha deniz, gl kylarnda toplanp bu ayini kadn erkek birlikte de yaparlar. Bir
gazelhann ynetiminde yaplr. Sadece gazelhann okuduu, din ierikli trk
veya ilahlerle yapld gibi muhtelif alglar eliinde ve bir veya birden ok k/
bahinin alp okuduu mzik eliinde de yaplr. Trkmensahrada genellikle
biri gcak dieri dutar alan iki bahinin alp okuduu din ierikli Mahdum
Kulu komalar ile yaplr.

5.4. ran Horasan Trkmensahrada Zikri Haner


slmdan nce Trkmenler arasnda Haner Megi adnda bir sava dans var-
m. Trkmen savalar savaa girmeden nce mzik eliinde ellerinde kl
olduu hlde halka olup dmana hamle hareketleri yaparak dnerlermi. V-
cutlar snp, gdlendikten sonra sava safna geerlermi. slmn geliinden
sonra bilhassa Nakibend Tarikatnn yaygnlamasndan sonra bu mek, bu raks
slm renge brnmtr. ah Nakibendnin takipileri bu raks, bu megi
tarikat zikir halkasna temil etmitir. Mzik ve hareketler, gsteriler, figrler ta-
mamen Haner Meginin, Raks- Hanerin ayns olan ancak Eskiden slm
ncesi inanlarla ilgili szlerin/iirlerin yerine ah Nakibendnin, Mahdum
Kulunun veya zamann baz eyhlerinin szlerinin okunduu bir ekil alr. Ad
da deitirilir, baz yerlerde Zikri Haner, baz yerlerde Kudepti, baz yerlerde de
Semah olur. Btn bu meg veya danslarn hayat seyirleri ve anlamlar benzerdir.
Zikri haner bir gazelhann okumas ile ynlendirilir. ah Nakibend halifeleri
gittikleri yerlere bu dans, bu semah da tamlardr. Zikri Haner, Nakibend
Tarikat ile birlikte eitli Trk tayfalar arasnda yayld gibi bu tarikata intisap
eden Fars, Arap, Belu, Krt halklarna da gemitir. Tabi ki bu yaylma srasnda
kk farkllklar da meydana gelmitir. teden beri semahlar saz, daire, tef, du-
tar eliinde yaplrken Nakibend Tarikatnn Belucistandaki, Pakistandaki, ve
Trkmenistandaki, Seyfiyye gibi baz tarikat kollarnda algsz sadece sesle yapl-
maktadr. Bu muhitteki Krtler de meklerini sadece tef eliinde yapmaktadrlar.
Yine bu semah, Dou Trkistandan Balkanlara kadar pek ok yerde kadn erkek
birlikte yaparken baz yerlerde ynetimlerin basks veya baz din hadimlerinin
yasaklamas ile kadn erkek ayr ayr yaparlar. Zikri Hanerin din kimlii olduu
iin rahatlkla trenlerde, dnlerde, derneklerde icra edilmektedir.
Trkmenlerin mzik ve folklor deerlerinin en nemli figrlerinden biri
Zikri Haner veya Kutepti semahlardr. Zikr-i Haner veya Kutepdi diye ad-
landrdklar folklorik dans veya semah Trk msik ve folklorunun en kadim
deerlerinden olan ve Dou Trkistandan, zbekistan, Harezm, Trkmenis-
tan Anadoludan Balkanlara kadar hatta daha baka corafyalara yaylan sema-
hn tipik bir rneidir. ran slm Devriminden nce Dou Trkistan, Ha-
rezm ve Anadoluda olduu gibi kadn erkek birlikte yaparlarm. Ancak 1979
Devriminden sonra erkekler ve kadnlar ayr ayr ku tepti veya zikri haner dans
/semah yapmaktadrlar.

124
Trkistandan Balkanlara Sema/h

5.5. Anadolu ve Balkanlarda Sema ve Semah


5.5.1. Mevlev Semas
Devran ve mukabele diye de adlandrlan Sem, Mevlevilerin mzik eliinde
vecde gelip, kendi evrelerinde dnerek yaptklar ayindir. Mevlev Sems mevle-
vihanelerin ortasndaki, topluca namaz da klnabilen yuvarlak meydanda yaplr-
d. Buraya semhane, tevhidhane, mukabelehane gibi adlar verilirdi. Mevlevi ayi-
ni srasnda sema eden dervilere semzen denirdi. Semzenler yakasz, gsn
bir blmn akta brakan, st gvdeyi skca saran, belden aas uzun ve
olduka geni, beyaz bir giysi olan tennure giyerlerdi. Tennurenin stne elif-lam
ya da elifi mened denen, be parmak eninde bir kuak sarar, ayrca yakasz, ksa ve
gene beyaz bir gmlek olan destegl giyerlerdi. Semda temel hareket, ark atma
denen dntr. ark atma srasnda, direk denen sol ayak sabit kalr, ark de-
nen sa ayak dn iin gereken hz verirdi. Itrinin Nat- Mevlnasyla balayan
mukabelede karlkl selamlatktan ya da mukabele ettikten sonra semhaneye
dalan semzenler, gslerinin zerine aprazladklar kollarn yava yava aar
ve sa ellerinin avu iini yukarya (Allaha), sol ellerinin avu iini ise aa-
ya bakacak ekilde tutarlard. Yzlerini sol kollarna doru evirir. Al diyerek
baladklar her ark lah diyerek tamamlarlard. Bylece semaboyunca Allah
zikretmi olurlard. Semzenlerden biri (semzenba), semaetmekten ok, arala-
rnda dolaarak semzenlerin meydana dengeli biimde dalmalarn salar, bir
bakma semy ynetir.59

5.5.2. Alev Bekta Semah


Semah/samah/zamah eklinde de ifade edilen Alev ve Bektalerde Sema, m-
zik eliinde ve kadn erkek birlikte gerekletirilen, temelinde dinsel duygularn
egemen olduu cokulu ayindir. Alevlerdeki ayine cem denir. Bu ayinler lev
dedeleri tarafndan ynetilir. Bu ayinde tertipten sonulandrmaya kadar 12 kii
grev alr. Bunlar: Peyk (ayine gelecekleri davet eder), postu (dedenin nne
postu seren ve dzeni salayan), beki (ayin yaplan mekan koruyan), ibriki
(ayine katlanlarn eline su dken), sprgeci (ayin yaplan meknn temizliini
yapan), ra (aydnlanma iine bakan), ayakkabc (davetlilerin ayakkablar ile
ilgilenen), lokmac (ayine katlanlarn beraberlerinde getirdikleri yemekleri top-
layp onlarn servisini yapan), zakir (ayin srasnda saz alp 12 imam iin yaz-
lan demeleri okuyan), sakka (su iine bakan), delil (terifat), dede (mrid).
Alevlerin cem ayinlerine kadn erkek birlikte katlr. Evli iken boanm, insan
ldrm, suu ispatlanm insanlar dkn adlandrlr ve ayine katlamazlar.
Genellikle ocak veya ubat ay iinde gn tutulan hzr orucu zamannda
yaplr.

59 Ana Biritannica, Sema, C. 19, stanbul, Ana Yay., 1993a, s. 240 vd.

125
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Cemler, kk ve byk muhabbet diye ikiye ayrlr. Kk muhabbetlerde


samah, toplantnn sonuna doru, byk muhabbetlerde ise toplant sresince
zaman zaman yaplr. Byk muhabbetlerde ayrca orada bulunan herkesin katl-
d byk samah da yaplr. Samahlar genel olarak blmden oluur: Ar-
lama blmnde kadn ve erkekler mziin ahengine uyarak hareket ederler
ve admlarn iki ileri bir geri atarlar. (Baz yrelerde bu blmlerden nce nefes
ya da deyi denen paralar okunur, sonra da en yal kadnla erkein, ayaklar
ak, belleri bir kuakla bal oynad Miralama denen samaha geilir.) kin-
ci blm yrtmedir. Bu blmde oyuncular pe pee halka halinde yrrler,
hareketleri gittike hzlanr. Dnme blmnde ise tempo daha da ykselir.
Kadnlar sola erkekler saa doru dner. Erkekler bazen tek ayakla, bazen iki
ayakla tartm vururlar. Kadnlar ise ellerini havada dndrrler. Yrelere gre
deiiklik gsterebilir. Samah srasnda klarn saz syledii nefesler genellikle
Hatay, Viran, Nesim, Pir Sultan, Kul Himmet gibi Alev Bektai topluluklarn-
da ok sevilen airlerin deyilerinden seilir.
Semalar mridin huzurunda ve mride niyaz etmekle balar. Semahlar iki,
drt, alt, sekiz, on ve on ikierli gruplar halinde kadn erkek bir arada icra edilir.
Bu say yrelere gre deiiklik gsterebilir. Semada el ele tutuulmaz. Kar kar-
ya oynanr. Eller kollarla birlikte ileriye doru uzanr ve tekrar geriye ekilerek g-
se kavumak suretiyle hareket eder. Ayaklar besteye uygun hareket eder. Sema
edenler cem bezmi iin alan bolukta kuralna gre durarak deil dolaarak da-
ire hlinde dnerler. Mumlarn yand era taht denilen yer mukaddes saylr.
Buraya arka dnlerek geilmez. Buradan geerken yzleri eralara ynelik olur
ve hrmet ifadesi olarak hafif eilerek ve eller gse bastrlarak geilir.
El, kol, ayak, gvde melodinin ahengine uyar. lerlerken her adm atta o
ayan baparma, br ayan baparma stne basar. nnden geerken e-
maya (mum) srt evrilmez. El gs stnde balanr, ba hafife eilir. Kadn
erkek kark yaplan semahlarda kadnlar mihverlerinde dnerler. Erkekler yarm
daire yaparlar. k, nefesin airin ad geen ah beyitini okurken sema yapanlar
olduklar yerde durup beklerler. Bu hareket, nefesi syleyen aire duyulan saygnn
ifadesidir. Sonra ani bir hareketle semaya devam edilir. Yorulan kimse, oturanlar-
dan birinin nnde eilip, dizini perek kendi yerine onun oyunu srdrmesini
ister. Ama erkekler ancak erkeklere, kadnlar da kadnlara yerlerini verebilirler.60

6. Osyohay, nk, Yesev Zikri, Sama, Dolan, Sanam, Kudebdi, Zikr-i


Haner, Sema ve Semah Ayinlerinin Ortak zellikleri
Trk dnyasnda yaplan samadan semaha kadar btn semalar din karakter-
lidir. Tamamnda dil ve edebiyat Trkedir. slm ncesi devirde kamlarn, ozan-
larn kopuz refakatinde terennm ettikleri manzum szlerden Ahmed Yesevnin

60 Ana Biritannica, Samah, C. 19, stanbul, Ana Yay., 1993, s. 37; Ahmet Gner, Tarikatlar Ansiklopedisi, s.
33; S. Nuri zcan, Bekta Msiksi, slm Ansiklopedisi 5, stanbul, Diyanet Vakf Yay., 2009, s. 371.

126
Trkistandan Balkanlara Sema/h

hikmetlerinden, Ali ir Nev, Hatay, Fzl, Mahdum Kulu, Yunus Emre,


Mevlan, Hac Bekta Veli, Pr Sultan Abdal, Kaygusuz Abdallarn iirlerine ka
dar uzanan nefesler, hem nazm hem de msiki olarak son derece ilgi ekici bir
gzellik ve zenginlik arz etmektedir.
Dou Trkistan Uygur Trklerinde olsun, zbek, Trkmen, Horasan, ran
ve Anadolu Mevlev semalarnda olsun gfte olarak klsik iirler fazla kullanl-
mtr. Uygur bilim adamlarndan nayetin61 yapt incelemeye gre 13. yz-
yldan eyh Seidden Ali ir Nev, Fuzl, Mahdum Kulu, Itr, Dede Efendiye
kadar byk airlerin klsik eserleri semalarda gfte olarak kullanlmtr. Uygur
sema ve dolan makamlarnn da iinde yer ald 12 Makam msik toplusunda
2.689 klsik iir gfte olarak kullanlmtr. Bunun yzde 48i yani 1274 msras
Nevye aittir. Trkiyede Alev Bekta semahlarnda olduu gibi halk iirleri de
nemli yer tutmaktadr. Krsal kesimlerde yaplan semahlarda genellikle hece l-
l ilah ve nefesler, ehirlerde ise aruzla yazlm klsik iirler kullanlagelmitir.
Btn sema/semah trlerinde msik vardr. Ana alg dap (def ), kopuz
ve onun trevleri olan dombra, dutar, gcak, saz, balamadr. Bunlarla birlikte
neyden, surnaya kadar muhtelif Trk alglar hatta baka milletlere ait alglar
da yer almaktadr. Tarikat msikleri ierisinde Mevlev msiksi ile at ba giden
msik Dou Trkistan Uygur 12 Makam msik toplusunun nemli bir b-
lmn oluturan Uygur tarikat msiksidir. Yaygnlk bakmndan ise Mevlev
msiksinden sonra Alev Bekta msiksi gelmektedir.
Kltr merkezlerinden uzakta, krsal kesimlerde yaplan sema/semahlarda te-
mel alg olarak kopuz/balama ve bunlarn trevleri avr, gr, ruzba, irzva,
bulgari, cura, tambura ve divan saz gibi ok eitleri kullanlr. Msik bir heyet
tarafndan icra edildiinde balamaya kabak kemane, eit, ud, cmb gibi yayl
ve mzrapl sazlar da elik eder. Byk merkezlerde yaplan sema/semahlarda ise
klasik msik sazlarna daha ok rabet gsterilir. Trkmen, Uygur Trklerinde
de durum ayndr. Onlarn da ehir merkezlerinde yaplan ayinlerinde klsik veya
modern msik uygulanrken krsal kesimlerde halk msiksi, k msiksi kulla-
nlr. yn-i Cem62 merasimlerinde nefes, mersiye, miraciye, nevrziye, devazdeh
imam (on iki imam) besteli manzumeler okurlar. Trenlerin sonunda semah ya-
plrken de yine bu tr eserler belirli ritim ve melodi ile alnp okunur. stanbul
ve evresinde okunan nefeslerde beste ve melodik yap bakmndan klasik Trk
msiksine, Rumeli ve Anadoluda okunan nefeslerde ise k havalarna ve halk
msiksine benzerlik grlr. Bu eserler tamamyla mahall motiflerle meydana
gelmi eserlerdir. zcann tespitlerine gre semah msikisinde curcuna, aksak,

61 Alimcan nayet, Uygur On ki Makam ve Edebiyat, s. 373.


62 yn-i Cem genellikle yle yaplr: Muhabbet sofras kurulduktan bir mddet sonra mridin izniyle k/
zkir/sazende veya gyende denilen ozan nce nefes, ardndan devazdeh imam (iinde on iki imamn
ad geen manzume) okur. Ozana bir veya birka kiiden meydana gelen saz heyeti de elik eder. Bu heyeti
oluturan kiiler de ayn adlarla anlr. Muhabbete balarken saz/lar/n ald ilk paraya perev denir. S.
Nuri zcan, Bekta Msiksi, slm Ansiklopedisi 5, stanbul, Diyanet Vakf Yay., 2009, 372.

127
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

dyek, devr-i hind, devr-i turan, yrk sem, Trk aksa, sofyan ve nmsofyan
gibi klasik Trk msikisinde kullanlan usullere de ska rastlanmaktadr.63
Mevlev ve Uygur msiksinde uzun kompleks makamlar byk yer tutar.
Dier tarikat msiklerinde genellikle birleik makamlar yok denecek kadar azdr.
Genellikle hseyn, hicaz, karcar, rast ve uak gibi basit makamlar kullanl-
mtr. Birleik makamlardan, ok az olarak, sab, nihvend, segah, hzzam gibi
makamlar kullanlmtr.64
Mevlev semas ile Alev Bektai semahnn dnda btn semalarda mri-
dizm karakteri, cenk havas, cenge hazrlan veya zafer cokusu havas vardr. Se-
malarda sergilenen hareketlerde de byk benzerlikler vardr. Tamamnda, ge,
yer altna ve yer st varlklara mracaat vardr. Eski Trkler gkyzne, ay, g-
ne ve yldzlara byk deer verir ve onlar kutlu sayarlard. Buna Trklerde
Gk Klt demekteyiz. Gk ve gk cisimleri Trklerin kutsal saydklar klt-
lerdendir. Ouz Kaann ocuklarna Gn Han, Ay Han, Yldz Han; Gk Han,
Da, Deniz Han adlarn vermesi tesadfi olmasa gerek. bni Fadlann yazd
gibi, Trkler bir hakszla uradklarnda, skntya dtklerinde balarn ge
kaldrarak Bir Tanr derlerdi.65 Ellerini gkyzne doru ap, yz ve gzleri
ge evirerek dua etmek, yakarta bulunmak, eski Trk inancnn izlerindendir.
Eski Trklerin inancna gre insan iki zt kuvvetin, k ile karanln tesiri altn-
dadr. Bunlardan birincisi gkte bulunur ve k saar, iyilik saar. Gndzleri g-
ne geceleri ay ve yldzlar. Bunlar karanl azaltrlar. Cennet (Umak) gktedir.
kincisi karanlktr. Ktln ve lmn kayna kabul edilir. Dnyay soutan,
karanla boan karanlk. Cehennem (Tamu) yer altndadr. Kt ruhlar yerin
derinliklerindedir. Bu ikisinin arasnda Yer-Su Klt vardr. nsann btn madd
ihtiyalarn karlayan nesneleri veren yer, su. Da, deniz, nehir, orman hepsi
Yer-Su klt iine girer.66
Sa kolun ge uzatlp elin ayasnn semaya almas, gkten iyiliklerin bek-
lenmesi ve talep edilmesi; sol elin yere uzatlp elin ayasnn yere yneltilmesi,
canllara ve yere iyiliklerin sunulmas; sa elin sol gsn yani kalbin zerine
bastrlp ba eilerek mridin ve onun ahsnda insanln selamlanmas, ku
tepti oyununda ok ak olarak grld ekilde ellerle ve ayaklarla yeryzn-
de ve yer altnda bulunduuna inanlan kt ruhlarn, ktlklerin, kt nefsin
uzaklatrlmas iin kelenmesi, kovulmas, tepilmesi btn bunlarn ifadesidir.
Kamlarn byk bir vecd ile Tanrdan alp insanlara verme ritelini sema, se-
mah, dolan, ku tepti gibi gnmz ayinlerinde de grmekteyiz. Dervi, semazen
veya dolanclarn sa elleri yukarya, sol elleri aaya dnk olur. Bu, Haktan

63 S. Nuri zcan, Bekta Msiksi, slm Ansiklopedisi 5, stanbul, Diyanet Vakf Yay., 2009, s. 372.
64 S. Nuri zcan, Bekta Msiksi, slm Ansiklopedisi 5, s. 372.
65 bni Fazlan Trklerin Tek Tanrya inanlarn yle anlatr: lerinden biri zulme urar veya sevmedii
bir ey grrse ban semaya kaldrp Bir Tengri der. Bu Trke Bir Allah demektir. Zira Trkede
bir vahid ve Tengri ise Allah demektir. bni Fazlan, Seyatnmesi Tercmesi, stanbul, 1975. Hazrlayan:
Ramazan een, s. 31.
66 Mehmet Erz, Eski Trk Dini (Gk Tanr nanc) ve Alevlik Bektalik, s. 98.

128
Trkistandan Balkanlara Sema/h

alr, halka saarz; hi bir eyi kendimize mal etmeyiz. Grnte var olan araclk
eden bir suretten baka bir ey deiliz anlamndadr. Bu duruun baka bir anlam
ise; ge aarz, yere yaarz demektir.
Semalarn tamamnda evrenin dnne tebih, kesintili veya srekli dnme
vardr. Sema67 ve sinonimlerinin anlamlar da sema, sama, semah, dolan (do-
lanmaktan), devran (devretmek/dnmekten), tamam dnmekle, ge amakla
ilgilidir.
Semalarn tamamnda birlik ruhu ve birlik mesaj vardr. Yine burada evrene
tebih vardr. Btn dnenceler gnein etrafnda dndkleri ve bir uyum ahenk
iinde bulunduklar gibi sfiler de eyhin etrafnda dnerler. El ele tutuarak dn-
me yoktur. Her sfi mnferid hareket eder, tek bana dnerken ayn zamanda
eyhin etrafnda dnerler. Bu ayinlerde birde birleme vardr. Birdirler ancak bir-
liktedirler.
Eski Trklerin danslarnda halka olarak dnme ve Kamlarn yapt gibi fer-
din kendi ekseni etrafnda dnmesi eklinde yaplmaktadr. Sema, semah, devran,
dolan, sanam ayinlerinde de hem halka hlinde hem de ferdin kendi etrafnda
dnmesi vardr. Kullanlan ifadeler de tamamen gk ile ilgilidir. Bu dnler-
de, gnein ve yldzlarn yani evrenin dn simgelenmektedir. Burada evrenle
bir zdeleme, btnleme sz konusudur.68 Btn bu din folklorik ayinlerde
madde evreninden ruh evrenine ynelme vardr.
Semalar izlendiinde zellikle Sama, Dolan, Sanam, Yesev Zikri,
Kudebdi, Zikr-i Haner semalar izlendiinde eenlerin Zikir Megini,
amilin mridizmini, Bursa kl kalkan oyununu, Ankara Seymenlerini, zmir
Zeybeini, Aydnn efelerini grrsnz.

Sonu ve neriler
Kk ve baz zellikleri eski Trk inan ve kltr unsurlarna dayanan Sema,
Trklerin Mslman olmas ile birlikte, slm renge brnerek devam eden,
din, felsef, edeb, ahlk ve sanatsal zellikleri olan, farkl adlarla da olsa pek ok
halk tarafndan, byk ekseriyetle Trk halklar tarafndan idrak edilen, ortak
deer olma zelliine sahip din folklorik bir ayindir.
Btn byk tarikatlar, istisnasz olarak semann, insan Allaha yaklatran
ve ykselten bir zellie sahip olduunu kabul etmilerdir. Tarikat literatrnde
sema, ritim ve msik eliinde yaplan, sadan sola, kalbin etrafnda ark atp

67 Sema hakknda Mslman bilim adamlar ve birok kimseler pek ok eser yazmlardr. Semann
meruluunu veya tersini savunmulardr. Semann kelime anlam dinleme/iitme olmakla birlikte
slm tarihi boyunca farkl anlamlar da yklenmitir. Bunlardan biri sfilerin ayinlerinde yer alan zikir
muhitindeki vokal veya enstrmantal mzik eliinde yaplan oyunun addr. Lois Lamya Faruk, slma
Gre Mzik ve Mzisyenler, ev. . Taha Yardm, stanbul, Akabe Yay., 1985, s. 13, 43.
68 Glnur Ycekal Ermetin, Mevlevlikte amanizmin zleri, stanbul, Tre Yaynevi,. 1997, s. 95.

129
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

dnerek icra edilen bir nevi ibadet olan sema, bir gk dansdr. Btn bu din
folklorik ayinler, gkle ilgilidir. Bu ayinler sadece bir inan veya etnik grubun;
yalnz bir Trk topluluunun veya belirli bir corafyann deeri deildir. Dou
Trkistandan Dou Avrupaya kadar btn Trk topluluklarnn ortak kltrel
deeridir. Bu din folklorik deerin yaatlmas Mslmanla zarar vermesi bir
yana Mslmanlktan uzaklamak isteyenleri Mslmanlarn iine ekecektir.
Aksi durum ise milyonlarca Trk insann slmdan uzaklatracaktr.
Trk kltrnn nemli bir mterek figr olan sema, slm ncesi varl,
Gk Tanr ve dier Trk din ve inanlar ierisindeki yeri, anlam, zellikleri,
slm dnemdeki seyri, btn Trk devlet ve topluluklar nezdindeki durumu
ve varyantlar bir btn hlinde incelenmelidir. Aksi hlde bu din ve folklorik
zellikli Trk kltr hazinesi istenildii zaman maksatl mihraklarn istismarn-
dan hli kalamayacaktr.
Sema, Trk dnyasnn byk blmnde ayn adla; baz yerlerde ise nispeten
farkl isimle ifadelendirilmektedir. Dou Trkistanda sama, dolan, sanam;
Kazakistanda Yesev Zikri; Harezmde Kudebdi; Horasan Trkmensahrada
Haner Zikri / Zikr-i Haner; Anadoluda ve Balkanlarda Sema, Semah
veya Zamah diye anlmaktadr.
Sema/semahlarda tabiat kltlerinden Gk Tanr inancna, amanist, Budist
ve Maniheist unsurlardan Anadolu kltr kalntlarna kadar ok eitli motifleri
grmekteyiz. Bunlarn her biri slm ciladan geerek ve bir anlam kazanarak
yaamaya imkn bulmutur. Bunlarn gnmze kadar canl olarak gelmesinin
elbette ki din, tarih ve sosyolojik sebepleri vardr. Bu kltr deerini gnmze
tayan byk bir sosyal kitlenin oluu; grmezden gelinmesi mmkn olmayan
bir din ve kltrel senkretizmin olmas ve Trk milletinde kltrel deerlerini
her hlkrda koruma hassasiyetinin yksek olmas gibi sebepler vardr.
Trk dnyasnda yaplan samadan semaha kadar btn semalarn pek ok
ortak zellii vardr. Balca zellikleri unlardr: Din karakterlidirler. Tamamn-
da dil ve edebiyat Trkedir. iirler Yesev, Nev, Fuzl, Mahdum Kulu, Yunus
Emre, Mevlan, Hac Bekta Veli, Hatay, Pir Sultan Abdal gibi airlerden seilir.
Msik ve raks semann vazgeilmezleridir. Ana alg dap (def ), kopuz ve
onun trevleri olan dombra, dutar, gcak, saz, balamadr. Bunlarla birlikte
neyden, surnaya kadar muhtelif Trk alglar hatta baka halklara ait alglar
da yer almaktadr. Semalarda yaplan hareketlerde de byk benzerlikler vardr.
Tamamnda, ge, yer altna ve yer st varlklara mracaat vardr. Semalarn
tamamnda bire ynelme ve birlik olma gayreti vardr.
Dou Trkistandan Dou Avrupaya kadar muhtelif Trk halk ve tayfalar
tarafndan yaplan semalar, maksat, ilev, grnm ve mzik ynnden aynlk
arz etmektedir. Hlasa olarak semah sadece Anadolu corafyas ve Anadoluda
yerleik bir veya birka Trk tayfasnn deil, btn Trk dnyasnn ortak din
folklor rndr.

130
Trkistandan Balkanlara Sema/h

Kaynaka
a) Yazl Kaynaklar
ABYOV, Aydar, Qoja Axmet Yassavidin Filosofiyalg Kzqaras, Trkistan Tarixi men Me-
denieti, Trkistan, H. A. Yassavi Atnda Xalqaralk Qazaq Trik niversiteti Yay.,
2000.
Ana Biritannica, Alevlik, C. 1, stanbul, Ana Yay., 1992.
Ana Biritannica, Samah, C. 19, stanbul, Ana Yay., 1993.
Ana Biritannica, Sema, C. 19, stanbul, Ana Yay., 1993a.
ARAT, Reid Rahmeti, Eski Trk iiri, Ankara, Trk Tarih Kurumu Yay., 1991.
BARKAN, mer Ltfi, Osmanl mparatorluunda Kolonizatr Trk Dervileri, Trkler
9, Ankara, Yeni Trkiye Yay., 2002.
BAYRAM, Mikil, Anadolunun Trklemesi ve slmlamasnda Hce Ahmed-i Yesevnin
Rol, Ahmed-i Yesev Hayat, Eserleri, Fikirleri, Tesirleri, stanbul, Seha Neriyat,
1996.
BEE, Ahmet - TOZLU, Selahattin, ngiliz Kaytlarnda Alevler ve Bektaler, Ankara,
Trk Kltr ve Hac Bekta Veli Aratrma Dergisi, S. 59, s. 195-220, 2011.
BULU, Sdettin, aman-amanizm, slm Ansiklopedisi 11, stanbul, Mill Eitim Ba-
kanl Yay., 1997.
CEYHAN, Semih, Sem, slm Ansiklopedisi 36, stanbul, Diyanet Vakf Yay., 2009.
EBUERP, Sayran, Trkistann Kne Atavlar, Trkistan Tarihi men Medenieti, Trkis-
tan, Kazakistan, H. A. Yassavi Atnda Halkaralk Kazak Trik niversiteti Yay.,
2000.
ERASLAN, Kemal, Ahmed Yesev, slm Ansiklopedisi 2, stanbul, Diyanet Vakf Yayn-
lar,. 1989.
ERCLASUN, A. Bican, Balangcndan XIII. Yzyla Kadar Trk Nazm ve Nesri, Byk
Trk Klsikleri, stanbul, tken-St Yay., 1985.
ERMETN, Glnur Ycekal, Mevlevlikte amanizmin zleri, stanbul, Tre Yaynevi,.
1997.
ERZ, Mehmet, Trkiyede Alevlik Bektalik, Ankara, Kltr Bakanl Yay., 1990.
ERZ, Mehmet, Eski Trk Dini (Gk Tanr nanc) ve Alevlik Bektalik, stanbul, Trk
Dnyas Aratrmalar Vakf Yay., 1992.
ESN, Emel, Trk Kltr Tarihi, Asyadaki Erken Safhalar, Ankara, Atatrk Kltr Mer-
kezi Bakanl Yay., 1997.
FARUK, Lois Lamya, slma Gre Mzik ve Mzisyenler, ev. . Taha Yardm, stanbul,
Akabe Yay., 1985.
GLPINARLI, Abdulbaki, Mevlev Adab ve Erkn, stanbul, nklp Kitabevi, 2006.
GNER, Ahmet, Tarikatlar Ansiklopedisi, stanbul, Milliyet Yaynlar, 1991.

131
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

HASLUCK, F. W., Bektalik Tetkikleri, eviri: Rgb Hulus, stanbul Devlet Matbaas,
1928.
HUART, Clment, La Perse Antique et La Civilisatoon Iranienne, Paris, La Renaissance
du Livre, 1925.
NAN, Abdlkadir, Tarihte ve Bugn amanizm, Materyaller ve Aratrmalar, Ankara,
Trk Tarih Kurumu Yay., 1978.
NAYET, Alimcan, Uygur On ki Makam ve Edebiyat, Turkish Studies, Valume 2, S. 2.
2007.
JANDARBEK, Zikiriya, Trkistan Tarihi, Trkistan Tarihi men Medenieti, Trkistan, Ka-
zakistan, H. A. Yassavi Atnda Halkaralk Kazak Trik niversiteti Yay., 2000.
JANDARBEK, Zikiriya, Yasavi Jolu jene Qazaq Qoam, Almat, El-ejire,. 2006.
KAFESOLU, brahim, Trk Mill Kltr, stanbul, tken Yaynlar, 1998.
KENJETAEV, Dosay Tursunbayul, Hoca Ahmet Yesev Dnie Tanmnn, tark slm Fi-
losofiyas Tarihnda Orn, Trkistan, Kazakistan, 2012.
KENJETAY, Dosay, Hoca Ahmet Yesevnin Dnce Sistemi, Ankara, Hoca Ahmet Yesev
Oca Yay., 2003
KENJETAY, Dosay, Hoca Ahmet Yesevnin Ahlk Felsefesi, Ankara, Hoca Ahmet Yesev
Oca Yay., 2003a.
KPRL, M. Fuad, Ahmed Yesev, slm Ansiklopedi I, stanbul, MEB Yay., 1978.
KPRL, M. Fuad, Bektailik, slm Ansiklopedi 2, stanbul, MEB Yay., 1979.
KPRL, M. Fuad, Trk Edebiyatnda lk Mutasavvflar, Ankara, Aka Yay., 2007
MAKSUM, smetulla, Kuran Srlarnn Elippesi, Almat, Ala, 2004.
MAKSUM, smetulla, Jariya Zikirdin Deleli, Almat, Ala,. 2006.
NISANBAEV, E., Goja Ahmet Yassavi Dnietanmnda Adam Problemas, Trkistan Ta-
rihi men Medenieti, H. A. Yassavi Atnda Halkaralk Trkistan, Kazakistan, Kazak
Trik niversiteti Yay,. 2000.
NOYAN, Bedri Dedebaba, Btn Ynleriyle Bektlik ve Alevlik I-II, Ankara, Ard Yay.,
1998.
OCAK, Ahmet Yaar, Alev, slm Ansiklopedisi 2, stanbul, Diyanet Vakf Yay. 1989.
OCAK, Ahmet Yaar, Bektalik, slm Ansiklopedisi 5, stanbul, Diyanet Vakf Yay. 1992.
OCAK, Ahmet Yaar, Ahmed-i Yesev ve Trk Halk Mslmanl, Ahmed-i Yesev Hayat,
Eserleri, Fikirleri, Tesirleri, stanbul, Seha Neriyat,. 1996.
OCAK, Ahmet Yaar, Trkiyede Tarihin Saptrlmas Srecinde Trk Sfliine Baklar,
stanbul letiim Yay., 2005.
OCAK, Ahmet Yaar, Alev ve Bekta nanlarnn slm ncesi Temelleri, Bekta Menk-
belerinde slm ncesi nan Motifleri, stanbul, letiim Yay., 2010.

132
Trkistandan Balkanlara Sema/h

ZCAN, S. Nuri, Bekta Msiksi, slm Ansiklopedisi 5, stanbul, Diyanet Vakf Yay.,
2009.
ZTRK, Yaar Nuri, Yugoslavyada Tasavvuf Hayat ve Tekkeler, Ankara, Trkiye Yazar-
lar Birlii Yll, 1986.
ZTRK, Yaar Nuri, Tarih Boyunca Bektailik, stanbul, Yeni Boyut Yay., 1990.
ROUX, Jean-Paul, Trklerin ve Moollarn Eski Dini, stanbul, Kabalc Yay., 2011.
SEFERL, E. - YUSFOV, H., edim ve Orta Esrler Azerbaycan Edebiyyat, Bak, Maarif
neriyyat, 1982.
SIBGATULLNA, Elfine, Ahmed Yesev Hikmetlerinin Tatar Edebiyatndaki Akisler,
Ahmed-i Yesev Hayat, Eserleri, Fikirleri, Tesirleri, stanbul, Seha Neriyat, 1996.
AHN, lhan, Ah Evran, slm Ansiklopedi 1, stanbul, Diyanet Vakf Yay., 1988.
AHN, Leysen, Sibirya Trk Topluluklar Tarihi, Trkler 20, Ankara, Yeni Trkiye Yay.,
2002.
TANRIKORUR, Barihda, Mevleviyye, slm Ansiklopedisi 29, stanbul, Diyanet Vakf
Yay., 2004.
TURAN, Osman, Seluklular Tarihi ve Trk-slm Medeniyeti, stanbul, tken Yayna-
evi, 2010.
ULUDA, Sleyman, slm Asndan Msik ve Sem, Bursa, Uluda Yay., 1996.
YAZICI, Tahsin, Sem, slm Ansiklopedi 10, stanbul, MEB Yay., 1997.
YILMAZ, Kmil, Anadolu ve Balkanlarda Yesev zleri, Ahmed-i Yesev Hayat, Eserleri,
Fikirleri, Tesirleri, Seha Neriyat, stanbul, 1996.
YKSEL, Ahmet Turan, Ahmet Yesev: Hayat, Eserleri, Fikir ve Tesirleri, Trkler 5, Anka-
ra, Yeni Trkiye Yaynlar, 2002.
ZEYBEK, Namk Kemal, Ahmet Yesevi Yolu ve Hikmetleri, Ankara, Ahmet Yesevi Vakf
Yay.,2003.
b) Szl Kaynaklar
Aratrmac Yazar Carullah Msllmbay, Mays 2012, Kagar-in.
Aratrmac Yazar Musa Corcan, Mart 2012, Ramses-ran.
Aratrmac Yazar Yusuf brahim, Nisan 2012, Urumi-in.
Bahi Kl Enver, Mart 2006, Kmbeti Kavus, ran.
Do. Dr. Nikolay vanovi Vasiliyev, Nisan 2013, Yakutistan.
Prof. Dr. Bahtiyar Kerimov, Mays 2012, Takent-zbekistan.
Prof. Dr. Dosay Kenjetaev, Nisan 2013, Trkistan-Kazakistan.
Prof. Dr. Zikiriya Jandarbek, Aralk 2012, Trkistan-Kazakistan.

133
Balkanlarda Tasavvuf Edebiyatna
Genel Bak
Mustafa KARA
Prof. Dr., Uluda niversitesi, lahiyat Fakltesi, Bursa

zet
X
IV. asr ortalarnda Osmanllarn Geliboludan Avrupa top-
raklarna ulamalaryla birlikte Trk tasavvuf edebiyat da
yeni bir zeminle tanm oldu. Daha nce Endls Eme-
vileri, Avrupann gneybat ucunda tasavvuf dncesini Arapa
olarak ifade ederken, bu defa ayn ktann gneydousunda sz ko-
nusu tefekkr Trke olarak insanla sunuluyordu. Osmanl dne-
mi tasavvuf dncesi Anadolu ve Balkanlarla yakndan ilikilidir.
Dnemin sosyal ve siyas artlarna, corafyann iktisad ve kltrel
durumuna gre farkllklar varsa bile ana izgi deimemitir. Ah-
met Yesevnin msralarnda yer alan pek ok konuyu Yunus Emre,
k Paa, Sleyman elebi tekrarlam, ayn seda Buhara, Bursa
ve Bosnada da yank bulmutur. Balkan lkelerinde yaayan muta-
savvflarn bir ksm baka lkelerden bu topraklara geldikleri gibi,
Balkanlarda doup byyen baz derviler de Osmanl Devletinin
farkl ehirlerine hicret etmi ve hizmet vermilerdir. Balkanlarn

135
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

btnne bakldnda u sylenebilir: Bu blge, btn tarikatlara


kucak am, vahdet-i vcud, Melmetiye gibi tasavvuf dncenin
derin konularna mimar yetitirdii gibi Bedreddiniye, Bektaiye
gibi muhalif seslere de zemin tekil etmitir.

136
An Overview of Sufi Literature
in the Balkans

Summary
W
hen the Ottomans reached European soil from Gallipoli
in the middle of the XIVth century Turkish sufi litera-
ture became acquainted with a new platform. While the
Emevis of Andalusia had expressed their sufi philosophy in the so-
uthwestern tip of Europe in Arabic this time the aforementioned
meditation was being presented to mankind in Turkish. The sufi
philosophy of the Ottoman era is closely affiliated with Anatolia
and the Balkans. Although there might have been differences de-
pending on the social and political conditions of the era as well
as the economic and cultural status of the geographical terrain the
main plot has remained unchanged. Many subjects mentioned in
the verses of Ahmet Yesev have been repeated by Yunus Emre, k
Paa, Sleyman elebi and the same sound has echoed in Bukhara,
Bursa and Bosnia. Some of the Sufis living in Balkan countries have
come to this territory from other countries just like some dervishes

137
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

born and raised in the Balkans have immigrated to different cities


of the Ottoman State and served there. An overview of the whole
of the Balkans indicates that: this region has raised the architects of
profound subjects such as unity of existence, condemnation and
embraced all sects as well as provided a platform for dissenting
voices such as Bedreddini and Bektashi.

138
Balkanlarda Tasavvuf Edebiyatna Genel Bak

Giri
Rivayet ederler ki, Prizrende olan dosa adndan akdem mahlas kor-
lar. Vardaryenicesinde doan olan baba diyecek vakit Faris syler.
Pritinede olan dosa diviti belinde doar derler. Binaenalzlik,
Prizren air menba, Yenice Faris oca, Pritine ktip yatadr.
k elebi
Trk tasavvuf edebiyatn, Trkistan blgesinin en mehur sfsi Ahmet
Yesev ile balatmak det olmutur (l. Yesi, 1166). Onun vefatndan yaklak bir
asr sonra Anadoluda dnyaya gelen Yunus Emre ile bu edebiyat zirveye trman-
mtr (l. Eskiehir, 1320). Her iki sfnin Divan blgelerindeki tasavvuf ede-
biyatnn belirleyici kayna olmu, o gn bugn gcnden bir ey kaybetmemi
bazen besteli bazen bestesiz srekli terennm edilmitir.
XIV. asr ortalarnda Osmanllarn Geliboludan Avrupa topraklarna ulama-
laryla birlikte Trk tasavvuf edebiyat da yeni bir zeminle tanm oldu. Daha
nce Endls Emevileri, Avrupann gneybat ucunda tasavvuf dncesini
Arapa olarak ifade ederken, bu defa ayn ktann gneydousunda sz konusu
tefekkr Trke olarak insanla sunuluyordu.
Osmanl dnemi tasavvuf dncesi Anadolu ve Balkanlarla yakndan ili-
kilidir. Dnemin sosyal ve siyasal artlarna, corafyann iktisad ve kltrel
durumuna gre farkllklar varsa bile ana izgi deimemitir. Ahmet Yesevnin
msralarnda yer alan pek ok konuyu Yunus Emre, k Paa, Sleyman elebi
tekrarlam, ayn seda Buhara, Bursa ve Bosnada yank bulmutur.
Konumuz asndan Balkanlarn btnne bakldnda u sylenebilir: Bu
blge, btn tarikatlara kucak am, vahdet-i vcud, Melmetiye gibi tasavvuf
dncenin derin konularna mimar yetitirdii gibi Bedreddiniye, Bektaiye
gibi muhalif seslere de zemin tekil etmitir. Bu drt terim biraz daha alabilir:

1. Vahdet-i Vcud
Tasavvuf felsefenin temel konusu olan vahdet-i vcud, bir eit varl izah tarz-
dr. Gerek varlk olarak sadece Allah gren bu anlayn simge ismi Endlsl
bn Arab (l. am, 1240) kabul edildii gibi, bu bak asnn temel kitab da
Onun Fssul-Hikem isimli kk hacimli eseridir.
Birok dnya diline evrilen, erh edilen Fssun Trke tercme ve erhini
ilk defa gerekletiren dervi Abdullah Bosnevdir (l. Konya, 1654). Ayn eseri
Arapa erh eden bir baka sf de Usturumcal Bal Efendidir (l. Sofya, 1553).
Bal Efendinin halifesi Filibeli Nureddinzde Musluhiddin Efendinin (l. s-
tanbul, 1573) eserlerinden birinin ad Risle-i Vahdet-i Vcuddur. Ayn konuya
eilen Filibeli bir baka ahsiyet, Vahdet-i Vcud ve Muhyiddin ibn Arab isimli

139
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

eserin sahibi smail Fenni Erturuldur (l. stanbul, 1946). Sz konusu eser 1928
ylnda baslmtr.1
2. Melmetiye
Tasavvuf hayat ve dncede z yakalayabilmek iin tac, hrkay, tekkeyi,
zaviyeyi bir tarafa koyarak yryen dervilerin yolu olan Melmetiyenin n-
c devresinin piri 1887 tarihinde Usturumcada vefat eden Muhammed Nurul-
Arabdir. Melmetiye hareketini Trk tasavvuf tarihileri devrede ele almak-
tadrlar:
a. Hamdun Kassar (l. Niabur, 884)
b. Dede mer Sikkin (l. Gynk, 1475)
c. Muhammed Nurul-Arab (l. Usturumca, 1887)
Abdullah Bosnevden baka, Bosnal Hamza Bali Efendi (l. stanbul, 1573),
Trhalal dris-i Muhtef (l. stanbul, 1615), Peteli Lamekan Hseyin Efendi
(l. stanbul 1624) ikinci devre Melamiliinin mhim temsilcilerindendir.
nc devir Melamiliin piri Muhammed Nurul-Arabnin yannda yeti-
en sflerin byk bir ounluu da bu blgedendir. Aralarnda Ali Urf Efendi
gibi lim ve ariflerin de bulunduu mehur halifeleri yle sralanabilir:
Ad Doum Yeri Vefat Yeri ve Yl

Abdurrahim Fedai Prizren (l. Msr, 1303/1885)

Ali Urf Efendi Grice (l. Selanik, 1305/1887)

Hac Sleyman Bey Usturumca (l. Usturumca, 1307/1889)

Hoca Mahmud Efendi skp (l. Hicaz, 1310/1892)

Faik Mehmed Bey Usturumca (l. Selanik, 1319/1901)

Vehbi Efendi Manastr (l. stanbul, 1323/1905)

Salih Rfat Efendi tip (l. tip, 1326/1908)

smail Efendi Koana (l. 1328/1910)

Yunus Efendi Pritine (l. Pritine, 1330/1912)

Ali Rza Vasfi Efendi Manastr (l. Manastr, 1331/1913)

Abdlahad Efendi skp (l. skp, 1332/1914)

Hac Abdlkadir Bey Usturumca (l. Tikve, 1332/1914)

Hafz Abdurrauf Efendi skp (l. skp, 1340/1922)

Hac Maksut Efendi Pritine (l. stanbul, 1347/1929)

1 Mustafa, Kara, Buhara Bursa Bosna, stanbul, Dergh Yaynlar, 2012.

140
Balkanlarda Tasavvuf Edebiyatna Genel Bak

3- Bedreddiniye
Osmanl asrlarnn en renkli ahsiyetlerinden biri olan Bedreddin Simavnin ha-
yat ve davranlar gibi, kendisine nispet edilen Bedreddiniye de srekli olarak
tartmalara sebep olmutur.
Medrese ve tekke ilimlerini en st seviyede cem eden ender ahsiyetlerden
biri olan Simavna Kadsolu eyh Bedreddin 1420de Serezde idam edilmise de
fikirleri o gn bugn yaamaya devam etmitir.
Meslektalarnn onunla ilgili kanaatlerini grupta toplamak mmkndr:
1- Batl bir fikrin peindedir. Devletin tavr dorudur. Bu grte olan
sflerin banda Balkanlarda da yaygn olan Celvetyenin piri Aziz Mahmud
Hda (l. stanbul, 1628) bulunmaktadr. Aleyhinde gr beyan eden Bal-i
Bosnev de idam edilmitir.
2- Grleri dorudur. Onu anlayamayanlar idamna hkmetmitir. Bu g-
r savunan mutasavvflarn en eskisi Nakibendyeyi Trkistandan Osmanl
topraklarna ve Balkanlara tayan Abdullah lahdir (l. Vardaryenicesi, 1491).
lah, onun tartmal eseri Vridt Arapa erh eden ilk sfdir2
3- Dorusunu Allah bilir.
Deiik tarikatlara mensup insanlar onun fikirleriyle ilgilenmi, Vridta
erh yazmtr. Nakibendyeye mensup olan Kstendilli Sleyman Efendi (l.
Kstendil, 1819) erh-i Kelimat- Bedreddin Simavyi (.. Ty. Nu. 3469) kale-
me alrken, Ali Urf Efendi (l. Selanik, 1887) Terceme-i Vridtla, Nureddinzade
Muslihuddin Efendi erh-i Vridtla ayn alana hizmet etmitir. 1920de srgn
olarak bulunduu Edirnede vefat eden eyhlislm Musa Kazm Efendinin de
Tercme-i Vridt vardr.3
eyh Bedreddinin hayranlarndan biri de Niyaz-i Msrdir (l. Limni, 1694).
Vridt, redifli gazeli bunun en ak belgesidir:
Can kuunun her zaman ezkrdur Vridt
Akl hayaln heman efkardur Vridt
idicek adn duyd canum dadn
Bildim ki riflern esrardur Vridt
Sdkla gnlm sever grmeye canum iver
Anun in kim Hakkun envardur Vridt
Ol drr-i yekdanenn kadri bilinmez anun

2 H. Rahmi, Yanal, Vridat Tercmesi ve erhi, stanbul, Byyenay Yaynlar, 2013.


3 H. Rahmi, Yanal, Vridat Tercmesi ve erhi.

141
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Bu dil-i viranenn mimardur Vridt


Geri ktb ok yazar ilm-i lednden haber
Cmlesi bir baedr glzardur Vridt
lm-i Fsusla tamu odlar syinr kamu
Anun yerinde biten ezhardur Vridt
Muhyiddn Bedreddn itdiler ihya-y dn
Dery Niyaz Fsus enhardur Vridt

4- Bektaiye
Hak m batl m, ortadoks mu heteredoks mu sorularna muhatap olan tasavvuf
cereyanlardan biri de Bektaliktir. Daha ok Anadolu ve Balkanlarda yaygn
olan Bekta neve Safevlerle olan menfi ilikiler sebebiyle her zaman gndemde
olmu, zellikle 1826da Yenierilikle birlikte kapatlmas tarikatn illegalite bo-
yutunu derinletirmitir. Balkanlarda ve zellikle Arnavutlukta tutunma imkn
bulan bu tarikatla ilgili tartmalar bugn de devam etmektedir. Tarikata ikinci
kurucu ahs (pir-i sni) kabul edilen Balm Sultan bir rivayete gre Dimetoka
doumludur (l. Hacbekta, 1516). Cumhuriyet dneminde sz konusu tarikat
kltr ile ilgili geni aratrmalarn sahibi olan Bedri Noyan da Serezlidir (l.
1997).
Bilindii gibi her tarikat her blgede yaygn deildir. Ancak Anadoluda yay-
gn olanlar genel olarak Balkanlarda da yaygndr. Celvetiye, Nakibendiye, Rifa-
iye, Kadiriye, Halvetiye, Sadiye, Bayramiye
Bayramiyeye mensup Yazczade Mehmed Efendinin (l. Gelibolu, 1451)
Muhammediye isimli manzum eseri Osmanl topraklarnda yaayanlarn el kitab
olurken, kardei Ahmed-i Bicann (l. Gelibolu, 1454) Envarul-Aikn adl eseri
1624 tarihinde Janos Hazi tarafndan Macarcaya evrilmi ve baslmtr.
Celvetyenin nemli ahsiyetlerinden biri olan, Laihatl-Berkyyat isimli
tasavvuf tefsirin sahibi Atpazarl Osman Efendi (l. Magosa, 1632) umnulu ol-
duu gibi, en mehur halifesi smail Hakk Bursev (l. Bursa, 1725) de bugnk
Bulgaristann bir baka beldesindendir: Aydos.
Muhammediye, Aydoslu smail Hakk tarafndan Ferahur-Ruh adyla mensur
olarak erh edilecek ve Osmanl toplumunda ok tutulacaktr.
Halvetiyeye mensup Bosnal Ali Dede (l. Zigetvar, 1598) Muhadaratl-
Evil (Bulak, 1300) ve Havatiml-Hikem adl eserleriyle bn Arab nevesini ya-
atrken, hemehrisi Sad Bostan, Glistan ve Hafzn Divan gibi dnya klasik-
lerini Trkeye tercme ediyordu (l. stanbul, 1599).

142
Balkanlarda Tasavvuf Edebiyatna Genel Bak

Sadiye tarikatna mensup Rusuklu Zarif mer Dede (l. Rusuk, 1795)
Pendnme ve Divan sahibi bir air olup, tarikatda Aciz Sleyman Efendi (l.
kodra, 1738) dilde eser veren bir dervitir.

Murtaza Skt
Selanik Kprl Sadi Dergh eyhi Murtaza Sktnin kalmad redifli iiri
din, ahlk ve sosyal konularla ilgili tenkitleri de ihtiva etmektedir.4
Fitneler itti zuhur ehl-i nusret kalmad
Be paalar zulmiyle ehl-i himmet kalmad
B edebler buldu meydan hkm-i dnya bu asr
Her birisi kavm-i Nemrud ehl-i efkat kalmad
Kad mfti eyh dervi hem ulem cmlesi
Rvetiyle oldu mehur ehl-i hikmet kalmad
Din u millet gret oldu her hususta serteser
Tuyan etti cmle lem ehl-i izzet kalmad
Ehl-i iman tenhalarda kendisin klm nihn
Namusun etmi vikaye ehl-i hrmet kalmad
Uzlet etmekten Sukut, gayri are yok bugn
Hfzider Huffaz- mutlak ehl-i gayret kalmad
Gerek nesir gerek nazm olarak eser veren Balkan sflerinin bir ksm yle
sralanabilir:
Ad Doum Yeri Tarikat Vefat Yeri Tarihi
mer b. Hamza Edirne Zeyn
eyh Bedreddin Simavna Serez 823/1420
Hasan Efendi Yeniehir Kbrev Kuds 845/1441
Yazczade Muhammed Gelibolu Bayram Gelibolu 855/1451
Ahmed Bican Gelibolu Bayram Gelibolu 858/1454
Kabul Mustafa Efendi Edirne Rifa Edirne 878/1473
Abdlkerim Efendi Edirne Glen Edirne 922/1584
AhmeD Sarban Hayrabolu Bayram Hayrabolu 952/1545
Sineak Yusuf Efendi Vardaryenicesi Mevlev stanbul 953/1546
Sofyal Bal Usturumca Halvet Sofya 966/1553

4 Nurgl, zcan, Murtaza Skt Baba Dvn, stanbul, Ar Yaynclk, 2011.

143
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Kurd Muhammed Ef. Tatarpazarc Halvet Tatarpazarc 996/1587


Yusuf Sinan Efendi Yanya Snbl Medine 979/1571
Nureddinzade Mus. Ef. Filibe Halvet stanbul 981/1573
Hseyin irazi iraz Halvet 1000/1591
Ali Dede Bosnev Bosna Halvet Zigetvar 1007/1598
Muhy Efendi Edirne Glen Kahire 1014/1605
Abdlkerim Efendi tip Halvet stanbul 1015/1606
dris-i Muhtef Trhala Melam stanbul 1024/1615
Adl Hasan Efendi tip Snbl 1026/1617
mer Fan Debre Halvet stanbul 1033/1622
Lamekan Hseyin Ef. Pete Melam stanbul 1034/1624
Abdullah Bosnev Bosna Melam Konya 1054/1664
Cahid Ahmed Efendi Edirne Uak anakkale 1070/1659
Gafur Mahmud Efendi Gelibolu Celvet stanbul 1078/1667
Parsa Sabr Muh. Dede Gelibolu Mevlev Gelibolu 1090/1679
Kasm Hasan Efendi Bosna Kadir zornik 1091/1680
Adn Recep Dede Siroz Mevlev Belgrad 1100/1688
Atpazarl Osman Fazl umnu Celvet Magosa 1102/1690
Gavs Ahmed Dede Gelibolu Mevlev stanbul 1109/1697
Fenay Mustafa Efendi umnu Celvet stanbul 1115/1699
Abdlhayy Efendi Edirne Celvet stanbul 1117/1705
uhud Muhammed Ef. Babaeski Halvet Babaeski 1126/1714
Alem Muhammed Ef. Edirne Nak Edirne 1130/1717
Vahdet Osman skp Celvet Edirne 1135/1722
Enis Recep Dede Edirne Mevlevi Edirne 1145/1732
Acizi Sleyman Efendi kodra Sad Prizren 1151/1738
Seza Hasan Efendi Mora Glen Edirne 1151/1738
Zat Sleyman Efendi Gelibolu Celvet Kean 1151/1738
Cemaleddin Uak Edirne Uak stanbul 1164/1751
Zuhri Ahmed Efendi Nevrakop Sinan Selanik 1165/1751
Mslim Efendi Belgrad Halvet Edirne 1166/1750
smail Hakk Bursev Aydos Celvet Bursa 1174/1725
Nehr Ahmed Efendi Tekirda Kadir Tekirda 1182/1768
Zarif mer Efendi Rusuk Sad Rusuk 1210/1795
Fahr Ahmed Efendi Gelibolu Celvet stanbul 1214/1799
Sleyman Efendi Kstendil Nak Kstendil 1235/1819
Nazif Hasan Dede Yeniehir Mevlev stanbul 1277/1860
Yusuf Efendi umnu Nak Edirne 1282/1865
Abdurrahim Efendi Prizren Melam Msr 1303/1885
Abdullah Hulusi Efendi Gelibolu Melam stanbul 1305/1887

144
Balkanlarda Tasavvuf Edebiyatna Genel Bak

Azm Hseyin Dede Gelibolu Mevlev Beyrut 1311/1893


Faik Muhammed Bey Usturumca Melami Selanik 1315/1897
Salih Rifat Efendi tip Melam tip 1326/1908
erefuddin uayb Ef. Edirne Edirne Edirne 1329/1911
Abdlkerim Vardar Vardaryenicesi XVII. yy

Gnmzde baz Balkan lkelerinde bulunan tekke fotoraflarna ulamak


iin Tue Tunann Balkanlardaki Miras: Tekkeler adl eserine baklabilir.5

Seyyah Derviler
Balkan lkelerinde yaayan mutasavvflarn bir ksm baka lkelerden bu top-
raklara geldikleri gibi, Balkanlarda doup byyen baz derviler de Osmanl
Devletinin farkl ehirlerine hicret etmi ve hizmet vermilerdir. Birok lkeyi
tanma asndan en nde olanlardan biri eyh Bedreddindir. Onun hayatnn
gzergh yle izilebilir:
Simavna, Edirne, Bursa, Konya, am, Kuds, Kahire, Mekke, Medine, Kahi-
re, Tebriz, Kahire, Filistin, am, Halep, Konya, Tire, Sakz Adas, zmir, Ktahya,
Bursa, Gelibolu, Edirne, Bursa, Aydn, Edirne, znik (Gz hapsi), Kastamonu,
Sinop, Zara, Silistre, Dobruca, Deliorman, Serez. Kemikleri, sevenleri tarafndan
be yz sene sonra 1924te stanbula nakledilmi, Divanyolu-emberlitataki
mezara defnedilmitir.
Balkan lkelerinde doup byd halde dier blgelerde mrit olarak
grev yapanlara bir rnek olarak da Bursa verilebilir. te Bursa tekkelerinde post-
niin olarak hizmet veren baz Balkanl sfler:
Ad Tekkesi Tarikat Doum Yeri Vefat Tar.
Hayreddin Efendi Ahmed Fenar Halvet Edirne 1017/1608
Mustafa Efendi Karakd Kadir
tib 1060/1649
Ahmed Efendi Karakd Kadir
tib 1070/1659
Ahmed Efendi Kasab Cmert Kadir Vodina 1086/1675
Ahmed Efendi smail Rum Kadir Usturumca 1155/1737
Hikmet Mehmed Ef. smail Hakk Celvet Rodoscuk 1165/1752
smail Hakk smail Hakk Celvet Aydos 1174/1725
Ali Rza Efendi Atinal Al Rza Msr Atina 1280/1863
Ahmed Bedreddin Atinal Ali Rza Msr Atina 1285/1868
Ali Efendi aramba Halvet
Ttnce 1326/1908
Osman Necmeddin Ef. Mir-i Bdela Nak Hasky 1326/1908
Hasan Efendi Emir Sultan Kbrev Yeniehir XV. yy

5 Tue, Tuna, Balkanlardaki Miras: Tekkeler, stanbul, H Yaynlar, 2012.

145
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Beste ve Gfte
Bilindii gibi medeniyetler ilim, fikir ve sanat lsyle oluur ve geliirler. Os-
manl medeniyetinde gzel sanatlar dnyasnn en nnde grnen dallar ise
iir, musiki ve hattr. Hemen syleyelim her sanat dalnn hamisi tekke ve
derghlardr. Dervileri atlayarak musiki tarihimizi yazmak mmkn olmad
gibi iir ve edebiyat tarihimizi de kaleme almak mmkn deildir.
Medeniyetimizin Rumeli topraklar byk air ve ediplere zemin tekil ettii
gibi, musiki dnyasnn aheser bestelerine de ilham kayna olmutur.
XX. yzyl Trk edebiyatnn zirve ahsiyetlerinden biri olan Yahya Kemal
Beyatl, skpl olduu gibi ilk iirini de bu ehirdeki Rufai derghnda post-
niin olan Sadeddin Srr Efendiye okutup tenkit ve tavsiyelerini almtr. Onun
msralarnn byk ounluunda tasavvuf kltrnn izlerini grmek hi de zor
deildir. Bektai dervii Smih Rfatn bir iirine nazire olarak yazd thaf adl
iirde tasavvuf dnyasnn son yzyldaki zayf durumunu zetlemi, beklenti
ve zntlerini dile getirmitir:
Fer almken tul- kibriyadan
Bu gn b-vye kalm her ziydan
Bu mlkn fark yok bir tengndan
Niin nur inmiyor artk semdan?
Bu ek, barmda her gn gh u b-gh
Dolatm H deyp dergh dergh
mid ettim ki bir pr-i dl-agh
Desn destur! mihrab- hafdan
Ab var post var meydanda er yok
Horasan erlerinden bir haber yok
Uzun yollarda durdum hi eser yok
Diyar- Rma gelmi evliyadan
Tecellgh iken binlerce rinde
Melmet snd arkn her yerinde
Bu devrin geri son sohbetlerinde
Nefesler dinledik saz- Rzdan
O yerler ite Badat, ite mid
Bugn her leden mahrm, cmid,

146
Balkanlarda Tasavvuf Edebiyatna Genel Bak

O yerlerden gelen son yolcu Hmid


Haberdr olmaz olmu mverdan
Bu manzmenle ey stad- hokm
Aliden doldurup iksir-i ilham
Leb-i uaka sundun yle bir cm
Ki yorulmu trab- Kerbeldan
Selanik doumlu Nazm Hikmet (l. Moskova, 1963) genliinde Mevlnaya
ktr:
Sararken alnm yokluun tac
Gnlden silindi neeyle ac
Kalbe muhabbette buldum ilac
Ben de mridinim ite Mevlana
Ebede set eken zulmeti deldim
Ak iten duydum Ara ykseldim
Kalbden temizlendim huzura geldim
Ben de mridinim ite Mevlana
Gmlcineli Sabahattin lnin ise (l. 1948) gnln kaptrd mutasavvf
kalbi Badatta olan Abdlkadir Geyln idi:
Kalplere serptiin kvlcmlardan
Bir k yanyor ya Abdlkadir...
Gnller zatn bize ak sunan
Bir ilah tanyor ya Abdlkadir...
Bilirsin gnlmn ne duyduunu
Karnda tekrara hacet yok bunu
Benliim nnde ululuunu
Daime anyor ya Abdlkadir...
Bamz nnde geliyor yere
Iklar dattn sen gnllere
Pak tarikatna giren bir kere
Seni nur sanyor ya Abdlkadir...

147
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Ulviye nuruyle bizleri besle


Urunda lelim biz de hevesle;
Sabahn kalbi bu taze nefesle
Beraber kanyor ya Abdlkadir...

Bestekr Derviler
Musiki dnyamz genellikle tekkelerden beslendii iin musikiinaslarmzla der-
vilerimiz ayn kiilerdir. Hanende ve sazendelerimiz deiik tarikatlara mensup
iseler de daha ok Mevlevler ne kmaktadr.
Selanikli Mevlev, Necip Dedenin (l. 1883) Can- candr hazret-i Ahmed
Muhammed Mustafa diye balayan naatn hemehrisi Kenan Rifa (l. stanbul,
1951) bestelemitir.
Byk Trk tarihisi Mneccimba Ahmed Dede, Selanikli olup bu ehir-
deki Mevlevhanede Ahmed Dedenin yannda ilesini tamamlam, daha son-
ra Mekke Mevlevhanesine eyh olmutur. iirlerinde k mahlasn kullanan
Mneccimbann Risle-i Musikiye adl bir eseri de vardr.6
Yeniehir-i Fenarda doan Giriftzen Asm Bey de Mevlevdir. (l. stanbul,
1929) Bugn zevkle dinlenen u arklarn bestekrdr: Hbgh- yre girdim arz
iin ahvlimi, Cn rakbi handn edersin, Sana ey canmn can efendim.
Geen yzyln en byk ahsiyetlerinden biri olan Tanbur Ali Efendi de
Midilli doumludur (l. zmir, 1890). Bestelerinden bazlar unlardr:
Ceyhun arayan dide-i giryanm grsn
yle sermestim ki idrak etmezem dnya nedir?
Anlataym halimi dildara ben
Dil harab knam sensin sebeb berbadma
Her bir baknda nee buldum
Sayd eyledi bu gnlm bir gzleri h
Beni candan usandrdn cefadan yar usanmaz m?7
1885te Trnovada doan Ahmed Ami Efendiden feyz alan, Lugate-i Felsefe
(1927), Maddiyyun Mezhebinin zmihlali (1928), Vahdet-i Vcud ve Muhyiddin-i
Arab (1928), Hakikat Nurlar (1949) gibi felsef-din birok eserin yazar olan
smail Fennnin (Erturul) dikkat ekici ynlerinden biri de bestekrldr. Ba-
harn hayat verici gzelliini anlatan u uak beste onundur:

6 Byk Trk Musikisi Ansiklopedisi, Cilt II, Ankara, Kltr Bakanl Yaynlar, 1990, s. 88.
7 Byk Trk Musikisi Ansiklopedisi, Cilt I, s. 46.

148
Balkanlarda Tasavvuf Edebiyatna Genel Bak

Yaz geldi ieklerle yz gld zeminin


Gnden gne gitmekte gam kalb-i hazinin
hya edelim biz de heman bezm-i safaya
Yok faidesi derd-i dile h u eninin8

air Derviler
Tekke atmosferinden feyz alan airlerin bir ksmn hikmetli beyitleriyle yd ede-
lim:
1. Kemaleddin Perr / Mevlev / Manastr / l. stanbul, 1937
Sarldk dmen-i hsanna bir kmil-i asrn
Ebul-vakt-i cihan zanneyledik ibn zeman grdk
Gnl medh olur Perr, semandan, safasndan
Der-i Hnkar biz, ehl-i dile drul-eman grdk9
2. Sofyal Bali Efendi / Halvet / Usturumca / l. Sofya, 960/1552
un nasib oldu ezel, meyhane-i akn bana
Gemiim havf u recdan msiva neyler bana
Hr u aynn dme dam- zlfne zhid gibi
Ge hevasndan behitin maksad- aksay gr10
3. Zarif mer Efendi / Had / Rusuk / l.1210/1795
Kendden uluya rabet eyle gel
Hem kelm bil edeble syle gel
Ulu kadrin fehm iden olur ulu
Gzleyen adab u erknn yolu11
4. Fahr Ahmed Efendi / Celvet / arky / l. stanbul 1214/1799
N dub cm- enelhakda huvel-hak bdesin
Knt kenz esrarn rif, evliya ister gnl

8 Byk Trk Musikisi Ansiklopedisi, Cilt I, s. 263.


9 bnlemin Mahmut Kemal nal, Son Asr Trk airleri, Cilt II, stanbul, Dergh Yaynlar, 1988, s. 856.
10 Bursal Mehmet Tahir Bey, Osmanl Mellifleri, Cilt I, Hazrlayan smail zen, stanbul, Meral Yaynevi,
1975, s. 42.
11 smail zen, Osmanl Mellifleri, Cilt I, s. 109.

149
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Nahnu akrab namesin g eyleyenden Fahriy


Ba- vahdet glistannda nev ister gnl12
5. Cahid Ahmed Efendi / Uak / Edirne / l. Kilidbahir, 1070/1659
Cahid vasl olmak diler yarna
Aldanub kalmaya dnya varna
Pervne-ve yanub akn nrna
Mevlm didarn grmek muradm13
6. Hulus Efendi / Celvet / Usturumca / l. 1167/1753
eha, hunrzi gamzen zahmn bmar olandan sor
Perian hatr dilbeste-i dildr olandan sor
Hulus remzi okdur nsha-i akn hakikatta
O terkibin beyann vkf- esrr olandan sor14
7. Abdulkerim tib / Halvet / Melam / l. stanbul, 1015/1606
Gel beru ey tlib-i Hak matlab- alay gr
Cmle varlkdan geb ol Zat- b hemtay gr
H arabndan iub mest oldun ise sufiya
Ayn vahdetle nazar kl srr- ev edny gr15
8. Zt Sleyman Efendi / Celvet / Gelibolu / l. Kean, 1151/1738
Dil, keyfiyet-i ak yr meyhor olandan sor
ub vahdet arabn ebed mahmur olandan sor
Enelhak srrn Zt riyazet ehline sorma
An sen dr- dildra bugn Mansur olandan sor16
9. Zhr Ahmed Efendi / Halvet / Sinan / Nevrekop / l. Selnik
1165/1751
Tark-i Hakka girdinse azimet rh- yabandr
Gnl ehrine irdinse ganimet hadd payandr

12 smail zen, Osmanl Mellifleri, Cilt I, s. 141.


13 smail zen, Osmanl Mellifleri, Cilt I, s. 53.
14 smail zen, Osmanl Mellifleri, Cilt I, s. 133.
15 smail zen, Osmanl Mellifleri, Cilt I, s. 119.
16 smail zen, Osmanl Mellifleri, Cilt I, s. 72.

150
Balkanlarda Tasavvuf Edebiyatna Genel Bak

Talebkrsen dilrya hazer kl er-i garraya


Cehd kl hkmn craya eriat bahr-i ummandr17
10. Sineak Yusuf Efendi/Mevlev / Glen / Vardaryenicesi /l. stanbul,
941/1534
Kiminin dnya meram kiminin ukbdr
Yusuf un sensin meram iki lemde fakat
Erbb- mihnet bizi Yusuf bilur amma
Ashab- hased gzne ey dost snarz18
11. Faik Muhammed Efendi / Melm / Usturumca / l. Selnik,
1319/1901
T ezelde Fik-i b-are akdr sana
Kl efaat ltfidup al kemteri senden yana
Rz-i maherde ceml-i pkini gster bana
Zt- pkin ehl-i akn sevgili cannsn19
12. Kaim Hasan Efendi / Kadir / Bosna / l. zvornik, 1091/1680
Hayat- cvidan remzin hakikatle bilen dirsem
Hzr-ve b- hayvan karanlkda ienden sor20
13. Habibe Hanm / Mevlev / Hersek / l. stanbul, 1308/1890
mid-i merhamet klmak abesdir senden ey kfir
Seni b-din demilerdi ezelden yokdur imann
Habibe, b dev derdden hals olmak da mkildir
mid etmez esir-i derd olanlar gayri dermanm21
14. Hakk Paa / Mevlev / kodra / l. stanbul, 1313/1895
Baka bir hlet verir sermest-i bezm-i vahdete
Nee baha-y safdr meclis-i rindane ney

17 smail zen, Osmanl Mellifleri, Cilt I, s. 72.


18 smail zen, Osmanl Mellifleri, Cilt I.
19 smail zen, Osmanl Mellifleri, Cilt I, s. 143.
20 smail zen, Osmanl Mellifleri, Cilt I, s. 148.
21 bnlemin Mahmut Kemal nal, Son Asr Trk airleri, Cilt II, s. 465.

151
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Bende-yi Monla-y Rumum ok mudur Hakk eer


Her nefes demsz olursa bu dil-i nlne ney22
15. Lmekn Hseyin Efendi / Melm / Pete / l. stanbul, 1034/1624
Pk eyle gnl emesini t durulunca
Dik tut gzn gnlne, gnln gz olunca
nkr ko, dil destisini ol emeye tut, dur
Ol b- saf bah ile bu desti dolunca
Ey tlib-i Hak
Nedir bu sen ben
Bu akl u bu dil
Bu can u bu ten
Ko ikilii
Bir ile bir ol
Birlie yetip
Ge ikilikten23
16. Cell Paa / Mevlev / Siroz / l. stanbul 1321/1903
Chil ikbal u saadetle yaar dnyada
mr mihnetle geer kesb-i keml eyleyenin
Ah eer byle ise kaide ukbada dahi
Yanarm hikmet-i icadna icad edenin24
17. Yanyal Yusuf / Nak / l. Yanya, 1245/1829
Oldur talebkr- Huda vakt-i seher bdr olan
Bulur safa ender safa vakt-i seher bdar olan
em eyler ol cn byn bulbl gibi eyler figan
Arzusun hakdr bgman vakt-i seher bdar olan25

22 bnlemin Mahmut Kemal nal, Son Asr Trk airleri, Cilt I, s.487.
23 smail zen, Osmanl Mellifleri, Cilt I, s. 191.
24 bnlemin Mahmut Kemal nal, Son Asr Trk airleri, Cilt I, s. 219.
25 smail zen, Osmanl Mellifleri, Cilt I, s. 203.

152
Balkanlarda Tasavvuf Edebiyatna Genel Bak

18. Esad Dede / Mevlev / Selnik / l. stanbul, 1329/1911


Srmez isen sivay sen hne-yi dilinden
Grmez safay ruhun mirat- dil mkedder
lemleri adem bil meyil etme sivaye
Terkeyle custucuyu hereyi bir mukadder26
19. Faik Bey / Nak / Manastr / l. stanbul, 1317/1899
(Mezar tana u rubainin yazlmasn vasiyet etmitir.)
Ben muterif-i acz u kusrum ya Rb
Alde-i irkb- ururum ya Rb
Ya Rab! Kerem u ltfuna ddm imdi
Bir mlteci-i ism-i Gafurum y Rab.27
20. Fazl Paa / Mevlev / Bosna / l. stanbul, 1300/1882
Hazret-i Molla gibi varken ulu sultanmz
Fazla! ahn- gayre ihtiram etmek de g28

26 bnlemin Mahmut Kemal nal, Son Asr Trk airleri, Cilt I, s. 326.
27 bnlemin Mahmut Kemal nal, Son Asr Trk airleri, Cilt I, s. 357.
28 bnlemin Mahmut Kemal nal, Son Asr Trk airleri, Cilt I, s. 370.

153
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Kaynaka
Byk Trk Musikisi Ansiklopedisi, Cilt II, Ankara, Kltr Bakanl Yaynlar,
1990.
NAL, bnlemin Mahmut Kemal, Son Asr Trk airleri, Cilt II, stanbul,
Dergh Yaynlar, 1988.
KARA, Mustafa, Buhara Bursa Bosna, stanbul, Dergh Yaynlar, 2012.
KARA, Mustafa, Derviin Hayat Sufinin Kelam, stanbul, Dergh Yaynlar,
2012.
ZCAN, Nurgl, Murtaza Skt Baba Dvn, stanbul, Ar Yaynclk, 2011.
ZEN, smail, Osmanl Mellifleri Bursal Mehmet Tahir Bey, Cilt I, stanbul,
Meral Yaynevi, 1975.
TUNA, Tue, Balkanlardaki Miras: Tekkeler, stanbul, H Yaynlar, 2012.
YANALI, H. Rahmi, Vridat Tercmesi ve erhi, stanbul, Byyenay Yaynlar,
2013.

154
Balkanlarda (Makedonyada) slamiyetin
Yaylmasnda Tekke, Zaviye ve
Ziyaretghlarn nemi
Mensur NUREDIN
Do. Dr., skp slami Bilimler Fakltesi - Makedonya

zet
M
akedonyadan coraf blge olarak milat ncesinden beri
sz edilmektedir. Ancak dnya tarihinde n plna k-
masnn nedeni Filip ileolu Byk skenderin doum
yeri ve saltanatlarnn pay- taht olmasndandr. Milad V. asrda
Karpatlarn ardndan yola kan Drugovit, Velegezit, Sagudet, Voy-
nut ve Brizit Slav kabileleri bu blgeye yerlemi, XIV. asrn ilk
yarsna kadar da Slav meneli birok hanedan iktidara gelmitir.
ar Samoilden balayarak ar Duan, Stefan Nemanya ve Koso-
va Savanda Sultan Murat Hdavendigara kar savaan Uglyain
Makedonyay ynetenler arasnda yeralmaktadr.
Osmanllarn gelmesiyle slamn topluca kabul edilmesinde nemli
bir etken 9-10. yy. arasndaki Bogomil hareketidir. Bogomiller, Or-
todoks ve Katolik Kilisesinin ideolojisine kar tek bir Tanrya ve
douda Ariusular gibi sadan sonra Madmad adnda bir peygam-
berin geleceine inanmaktadrlar. Bogomil Hristiyanlar bu anlay-

155
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

lardan dolay Bulgaristan ve Srbistandan kovulurlar ve Makedonya


ile Bosnaya yerleirler. Hakszlk ve zulm altnda yaayan Make-
donya ve Bosna sakinleri onlar bu zulmden kurtaracak, gven ve
huzur iinde yaamalarn salayacak bir ynetime ihtiya duymak-
tadr. Osmanllarn gelmesiyle asrlarca bekledikleri huzuru bulurlar
ve bundan dolay topluca slam kabul ederler.
skp, Manastr, Selnik dolaylarna yerleen Trk topluluklar,
dier yerlerde olduu gibi burann sadece etnografik grnn
deil, ayn zamanda buralarda tekke, zaviye ve ziyaretghlar ina
ederek byk apta deitirmitir. ehir ve kasabalarda yerleenler-
den baka kylerden de yerlemek ve topra ilemek suretiyle bu
topraklar ikinci bir yurt olarak benimsemilerdir.
Osmanl idar tekilatnda Makedonya, Selnik, Manastr ve skp
olarak vilayete ayrlmtr. Bunlarn hepsine birden Vilayet-i
Selse denmitir.
Osmanl dneminde Makedonyada edebiyat, musik, resim ve
zellikle mimarok revatadr. 4-5 asrlk bir dnem iinde burada
ina edilen yaplarn mimar usluplarna bakldnda, Trk-slam
zellikleri aka grlmektedir. Be asrlk Osmanl idaresinde
Makedonya iyice gelimi ve bu blgeden yetien eraf, Osmanl
Devletinin eitli mevkilerinde vazife grmtr.
Makedonyada slamiyet iki ana yol izleyerek gelimitir. Bunlardan
birincisi, slamiyetin zuhurundan evvel, bazen Kaansz klanlar
hlinde, bazen de Saka-skit Trk Konfederasyonu, Avar Trkle-
ri, eitli Hun mparatorluklar, Bulgar Trk Devleti, Hazar Trk
mparatorluklar gibi tekilatl olarak blgeye gelen Trklerin, daha
sonra blgeye gelecek olan Evlad- Fatihandan slamiyeti renme-
si ile gelien koldur. kinci yol, Osmanl Trk mparatorluu dne-
minde blgeye gelen Evlad- Fatihan olarak bilinen Trklerin ge-
tirdii slamiyettir. Blgedeki Snn -Hanef slam anlay, byk
lde bu ikinci kolla gelimitir.
Makedonya Mslmanlarnn, tekke, zaviye ve ziyaretghlara kar
olan inan ve uygulamalarn, benzerlikler ve farkllklar asndan
mukayese ederken, Trkiye ve Trk Cumhuriyetleri, Bulgaristan ve
Yunanistanda yaayan Mslmanlarn inan ve uygulamalar esas
alnmtr. Tabii ki, bu inan ve uygulamalar elimizdeki kaynak
eserlerin verdii bilgilerle snrl kalmtr.
Yapm olduumuz inceleme, genelde Makedonyadaki Mslman-
lar arasnda tekke ve zaviyelere ynelik olan inan ve uygulamalar
ile Trkiye ve kltrel benzerlik tayan dier baz lkelerdeki ina-

156
Balkanlarda slamiyetin Yaylmasnda Tekke, Zaviye ve Ziyaretghlarn nemi

n ve uygulamalarn kyaslanmas eklinde olmutur. Fonksiyonel


analizler ise ziyaret yerinin, aratrma alanmzn din, toplumsal,
psikolojik ve kltrel yaantsyla nasl btnletiini bize gster-
mitir. Bu btnleme, aratrma alanmzn ait olduu toplumun,
Osmanllarn kltr ile nasl balantl olduunu bize gstermek-
tedir.
Makedonya Cumhuriyeti snrlar ierisinde odaklaarak, kutsaln
sembolik tezahr biimlerinden biri olarak kendini gsteren ve bu
bakmdan da mbarek bilinerek belli usl ve amalarla ziyaret edi-
len ziyaret yerleri ve bunlarla ilgili inan ve uygulamalar fenome-
nolojik metodu esas alarak gerekletirdiimiz bu alma, aratr-
ma alanmzda ziyaret fenomeninin, zengin bir tezahr eitliliine
sahip bulunduunu bize gstermitir. Fenomenolojik ve tipolojik
perspektiften olayn, lkemizde, anavatanmz Trkiyede ve hatta
btn Trk ve slam dnyasnda ve oradan din dnyalar arasndaki
tezahr biimlerinin karlatrmal tetkiki, hi phesiz bu konuda
bize yeni ufuklar aabilecek mahiyeti haizdir. Bununla birlikte, bu
tr bir amacn, bu konuda bizimkine benzer daha birok monogra-
fik almalarn yaplmas artna bal olduu akrdr.
almamz srasnda elde ettiimiz bilgiler ve gzlemlediimiz
olaylara dayanarak diyebiliriz ki, Makedonyada yaayan halk, ken-
dilerince kutsal kabul edilen yerlere reva gstermektedir. Derdine
derman bulma vesilesi ortada olduu zaman, Hristiyan veya Ms-
lman olan halk arasnda, bu gibi yerleri ziyaret etme konusunda
ve ritelleri uygulama asndan pek fark gzetilmemektedir. Farkl
dini anlaya sahip olan ahslar, dier din mensuplar tarafndan
kutsal saylan yerler rahatlkla ziyaret edebiliyor.
Makedonyada yaayan Mslmanlarn bu gibi davranlarnda,
dier dinlerin etkisi de vardr. Bunun yansra, tarikatlarn Balkan-
larda da derin etkisi olduunu ve Tasavvuf anlaynda bu gibi dav-
ranlarn hor grlmediini gznne alacak olursak, olay netleip
daha ak hle gelir.
almamz sonucunda grlmtr ki, zaman iinde ziyaret yerle-
rine ziyaretler azalmam tam tersine oalmtr. Bu ziyaretlerin de-
iik uygulamalar, inanlar ve ritellerle gerekletirildii grlm-
tr. Blgedeki din adamlarnn, bu amalarla yaplan ziyaretlerin ve
uygulanan ritellerin dinen tasvip edilmediini ve yasak olduunu
sylemelerine ramen ziyaretler eksilmemitir. Birok tekke, zaviye
ve ziyaretgh yeri tarih bir eser olarak ziyaret edilmekle kalmyor,
deiik amalarla ve inanlarla da ziyaret edildii grlyor.

157
Importance of Tekke, Lodges and
Pilgrimage for the Spread of
Islam in the Balkans (in Macedonia)

Summary
I
n respect of its geographic region Macedonia is known from
before Christ (B.C-M.O). Macedonia has been birth place
and capital city of Filip and its son Alexandar the Great (Bu-
yuk Iskender) and his makes Macedonia to become more popular.
In V. century following the why of Carpathians Drugovit, Velegezit,
Sagudet, Voynut and Brizit Slav tribes settled in this region and
till the first half of XlV. century many dynasties royal households
who originate from Slav starts to rule in this regions starting from
Czar Stefan Nemanya and Uglyasin who fought in Kosovo against
Sultan Murat Hudavendigar also is among people who have ruled
in Macedonia.
An important factor in 9-10 collectively adaption of Islam is with
the arrival of the Ottomans. And it is the Bogomil movement bet-
ween the centuries. Bogomils after Jesus Christ as God and one
Orthodox of eastern Arians against the ideology of the Catholic

158
Balkanlarda slamiyetin Yaylmasnda Tekke, Zaviye ve Ziyaretghlarn nemi

Church agreed to the future of a prophet named Madmad. Bogomil


Christians were expelled from Bulgaria and Serbia where settled in
Bosnia and Macedonia. Living under the injustice and cruelty of
Macedonia and Bosnia residents will save them from oppression.
They need a management that will allow them to live in a peace and
security. From the arrival of the Ottomans they found the peace of
mind that they expect for centuries and therefore collectively they
agreed to Islam.
Skopje, Bitola and Thessaloniki due to Turkish settlers of the com-
munity as in other places not only the ethnographic aspect also
around the lodge, lodges and pilgrimage had changed by building
a large scale. The cities and towns whom they settled from other
villages by cultivating the land had been adopted as a second home.
Administrative organization of the Ottoman, Macedonia was di-
vided in to three provinces: Skopje, Monastery and Thessaloniki.
They were called together (Vilayet-I Salase) The three provinces.
At the Ottoman period in Macedonia literature, music, painting
and especially architecture were important. During 4-5 century
as if you look at the characteristics of the buildings that architects
made you could clearly see Turkish-Islamic style. 5 centuries long
when the Ottoman was ruling, Macedonia had developed and the
honorable people of the Macedonia had various positions in the
Ottoman Empire.
In Macedonia Islam developed following two main ways: First one
is before appearance of Islam.
Sometimes without any ruler in a condition of clans sometimes
Saka Iskit Turkish confederans, Avar Turkish various Hun empi-
res, Bulgarian Turk state like Khazar Turkish empires which Turks
arrived organized after wards coming to this region from Evladi
Farihan to learn the Islam. Second one is in the time of Ottoman
Turkish empire people known as Evladi Fatihan brought Islam
and this is second way. In the region Sunni-Hanefi percept has de-
veloped in respect of second way.
Beliefs and applications of Muslims living in Macedonia towards
Dervish convent, Small Dervish lodge and place of pilgrimage,
comparing in terms of similarities and differences, Turkey and Tur-
kish republics essentially taking the applications and beliefs of Mus-
lims living in Bulgaria and Greece. Off course, this applications and
beliefs remain limited based on knowledge in source products.
We concluded our investigations by making comparison between
beliefs and applications of Muslims living in Macedonia towards

159
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Dervish convents, Small Dervish lodges and Muslims living in Tur-


key and regions having similar culture as Turkey. Functional analy-
ses show that, religious, social, psychological and cultural living in
space of research concreted with visit place. This concretion shows
that society in the space of our research has connection with Otto-
mans culture.
Focusing inside the borders of the Republic Macedonia, show itself
as one of the secret symbolic manifestation and in this view it is also
blessed by knowing certain procedures and places to visit the goals
and beliefs and practices are related to this work that we performed
phenomenological method basis of the phenomenon wishing our
field research that these is a rich manifest diversity.
From a phenomenological and typological perspective, of our co-
untry, our motherland Turkey and even the whole of Turkish and
Islamic world and comparative surveys that the manifest form from
the religious world and undoubtedly having the nature of us could
open new horizons in this regard.
At the sometime such purpose similar to ours, due much more mo-
nographic studies will be done with this condition now obviously.
During our studies, amount of information and observations we
made the conclusion that the people who lived in Macedonia could
accept that they had holy places. When somebody had to find a
cure for his or her problem, the Christian and Muslim people had
not too much difference in visiting such places of following rituals.
The people, who had a different religious understanding or even a
different religion, could freely visit their own holy places.
The Muslims whom lived in Macedonia with such behavior have
the effect of other religions. In addition the order of the Balkans has
also a deep impact. If we take into account whether the bad behavi-
or in the mysticism even becomes clearer.
In the results of our studies we could see that in time the places to
visit didnt get less visitors it even got more visitors. These visits were
based on various applications, beliefs and rituals. In that area the
religious man told the people that they should not visit that places
that were forbidden by the religion, but the people still visited these
places. Many lodge, loges and pilgrimage didnt visit the places as a
historical place but for a different purpose.

160
Balkanlarda slamiyetin Yaylmasnda Tekke, Zaviye ve Ziyaretghlarn nemi

Makedonyann Ksa Tarihi


Makedonyadan coraf blge olarak t milat ncesinden beri szedilmektedir.
Ancak dnya tarihinde n plna kmas Filip ve olu Byk skenderin doum
yeri ve saltanatlarnn pay- taht olmasndandr. Milad V. asrda Karpatlarn ar-
dndan yola kan Drugovit, Velegezit, Sagudet, Voynut ve Brizit Slav kabileleri
bu blgeye yerlemi, XIV. asrn ilk yarsna kadar da Slav meneli birok hane-
dan iktidara gelmitir.1 ar Samoilden balayarak ar Duan, Stefan Neman-
ya ve Kosova Savanda Sultan Murat Hdavendigara kar savaan Uglyain
Makedonyay ynetenler arasnda yeralmaktadr.
Osmanllarn gelmesiyle slamn topluca kabul edilmesinde nemli bir
etken 9-10. yy. arasndaki Bogomil hareketidir. Bogomiller, Ortodoks ve Katolik
Kilisesinin ideolojisine kar tek bir Tanrya ve douda Ariusular gibi sadan
sonra Madmad adnda bir peygamberin geleceine inanmaktadrlar.2 Bogomil
Hristiyanlar bu anlaylardan dolay Bulgaristan ve Srbistandan kovulurlar ve
Makedonya ile Bosnaya yerleirler. Hakszlk ve zulm altnda yaayan Make-
donya ve Bosna sakinleri onlar bu zulmden kurtaracak, gven ve huzur iinde
yaamalarn salayacak bir ynetime ihtiya duymulardr. Osmanllarn gelme-
siyle asrlarca bekledikleri huzuru bulurlar ve bundan dolay topluca slam kabul
ederler.
Bizans imparatoru III. Andronikosun 1341de lm onun ok kk ya-
taki olu V. Juannis Paleologosu kendine vasi tayin etmesi, Balkanlarda Srp
ve Bulgar tehlikesinin bagstermesi zerine, Bizans tahtn ele geirmek iste-
yen Jean Kantakuzenos nce Umur Beyin yardmna mracat eder, daha sonra
ise Orhan Beyden yardm ister. Bu mnasebetin Trklerin Rumeliye geilerini
olduka kolaylatracan dnen Orhan Bey 5000-6000 kiilik bir yardmc
kuvveti Trakyaya gnderir. 1344 ylnda vuku bulan bu hadiseden yl sonra
(1347) Kantakuzenosun tekrar yardm istemesi zerine, Orhan Bey, olu Sley-
man Paay 20.000 askerle gnderir. Kantakuzenos Osmanllara askeri s olarak
impe (imbi) kalesini verir. Bylece 2 Mart 1354 ylnda Osmanl Gelibolu
yarmadasnn fethini tamamlar. Sleyman Paa Trakya ilerine yapt gaza akn-
laryla hakimiyet sahasn daha da geniletir ve bir bakma Osmanl Rumelisi ku-
rulmasn kolaylatrr.3
Osmanl Rumeliye geiten hemen sonra baz tedbirler alr. Yabanc unsur-
larn bulunduu yerlerde, o blgenin siys ve asker emniyetini salamak iin
Anadoludan Rumeliye Trk unsurunu yerletirir. Bylece Osmanl bir taraftan

1 Aleksandar Stoyanovski, Gradovite na Makedoniya od Krayot na XIV. DO XVI vek, Skopye 1981, s. 7.
2 Daha geni bilgi iin bkz. Dragolyub Dragolyevi, Bogomilstvo na Balkanu i u Maloy Aziyi i Bogomilski
Rodonaalnici, Beograd 1974, s. 9 ve devam; Aleksandar Solovyev, Yesu Li Bogomili Potovali Krst, Sarayevo
1948, s. 6.
3 Daha geni bilgi iin bkz: Doutan Gnmze Byk slam Tarihi, X, 146 ve devam, stanbul; Georges
Castellan, a.g.e.; Joseph vonHammer, Geschichte Des Osmanichen Reiches, bonakaya terc. Nerkez
Smailagi I, 51 ve devam, Zagreb 1979.

161
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

ordusuyla elde ettii topraklarda, hem tarikatlar yoluyla hem de kendilerine yak-
latrabilecek deiik inanlarla gnlleri fetheder. 1389 skp, Pirlepe, tip;
1391de Manastr ehirleri fethedilir. 6 Ocak 1392 ylnda Makedonyann tama-
m Osmanl idaresi altna geer. skpn fethinden bahseden Avrupa tarihisi
Castellan ok zlerek u szleri syler: 1392 ylnda sultann bayraklar artk
skpte de dalgalanmaya balyordu, ok gemeden Beyazt, Vardar Ovasna binler-
ce Trk yerletirerek Makedonyay Osmanllarn dier fethettiklerine balang nok-
tas tekil edecek bir vilayet hline getirmitir.4
skp, Manastr, Selnik dolaylarna yerleen Trk topluluklar, dier yer-
lerde olduu gibi burann sadece etnografik grnn deil, ayn zamanda bu-
ralarda tekke, zaviye ve ziyaretghlar ina ederek byk apta deitirmitir. ehir
ve kasabalara yerleenlerden baka kylerden de yerlemek ve topra ilemek su-
retiyle bu topraklar ikinci bir yurt olarak benimsemilerdir.
Osmanl idar tekilatnda Makedonya; Selnik, Manastr ve skp olarak
vilayete ayrlmtr. Bunlarn hepsine birden Vilayet-i Selse5 denmitir.
Osmanl dneminde Makedonyada edebiyat, musik, resim ve zellikle
mimar ok revatadr. 4-5 asrlk bir dnem iinde burada ina edilen yaplarn
mimar slplarna bakldnda, Trk-slam zellikleri aka grlmektedir. Be
asrlk Osmanl idaresinde Makedonya iyice gelimi ve bu blgeden yetien eraf,
Osmanl Devletinin eitli mevkilerinde vazife grmtr.

Makedonyada slamiyetin Yaylmasnda Ana Unsurlar


Makedonyada slamiyet iki ana yol izleyerek gelimitir. Bunlardan birincisi,
slamiyetin zuhurundan evvel, bazen Kaansz klanlar hlinde, bazen da Saka-
skit Trk konfederasyonu, Avar Trkleri, eitli Hun mparatorluklar, Bulgar
Trk devleti, Hazar Trk imparatorluklar gibi tekilatl olarak blgeye gelen
Trklerin, daha sonra blgeye gelecek olan Evlad- Fatihandan slamiyeti -
renmesi ile gelien koldur. kinci yol, Osmanl Trk imparatorluu dneminde
blgeye gelen Evlad- Fatihan olarak bilinen Trklerin getirdii slamiyettir. Bl-
gedeki Snn-Hanef slam anlay, byk lde bu ikinci kolla gelimitir.6
te tespitini yapmaya altmz tekke ve trbelerdeki halk inanlar, daha
ziyade bu ikinci kola mensup Mslman Trklerin yaad blgelere mahsustur.
Elde etmi olduumuz inan ve uygulamalardan hareketle, bu blgelerdeki eski
Trk boylarnn izleri ile karlatmz, buralarda ve burada eski Trk boyla-
rnn ikamet ettiklerini gsteren birok inan ve uygulamalar tespit ettiimizi
belirtmemiz gerekir. Deiik milletler ve deiik Trk boylarna ait deiik inan

4 G. Castellan, a.g.e. s.73.


5 smail Hami Danmend, Osmanl Tarihi Kronolojisi, stanbul, 1955, IV, 344.
6 Kalafat, Makedonya Trklerinde Yaayan Halk nanlar, s. 1213.

162
Balkanlarda slamiyetin Yaylmasnda Tekke, Zaviye ve Ziyaretghlarn nemi

ve uygulamalarn izlerine bu almamzla tesadf ettik. Tarihin ilk devirlerinden


itibaren farkl zamanlarda oluan bu inanlar Orta Asya Trklerinin hayatna yn
vermeye, onu belli bir tarz ve ekilde belirlemeye balamtr. Bu inan ve uygula-
malardan bir ksmna gnmzde Makedonyada yaayan Mslmanlar arasnda
tesadf etmek mmkndr.

Konunun Aydnlatlmasnda Bavurulan Kaynaklar


Aratrma esnasnda, elde edilen bulgulardan hareket edilerek, Makedonyada
mevcudiyetini hl korumu olan birok tekke, zaviye ve ziyaretghlarn
Mslmanlarnn inan ve uygulamalarnn Trkiye ve dier Mslman
lkelerdekilerle kyaslanmas iin, inan ve uygulamalar hususunda, Orhan
Acpayamlnn Trkiyede Doumla lgili Adet ve nanmalarn Etnolojik Etd-
7
isimli kitabnn yansra, Mehmet Naci naln Romanya Dobruca Trkleri ve
Mukayeseleriyle Doum Evlenme ve lm detleri8 eserlerine mracaat edildi.
Tekke ve zaviyelerle ilgili inanlar ve uygulamalar blmnde ise, Makedon-
ya Mslmanlarnn merasimlerine itirak edilerek gzlem ve mlkata dayal
bilgiler edinildi. lm konusunda ise, Sedat Veyis rnekin Trk Folklorunda
lm9 adl eserinden byk lde istifade edildi.
Makedonya Mslmanlarnn, tekke, zaviye ve ziyaretghlara kar olan
inan ve uygulamalarn, benzerlikler ve farkllklar asndan mukayese eder-
ken, Trkiye ve Trk Cumhuriyetleri, Bulgaristan ve Yunanistanda yaayan
Mslmanlarn inan ve uygulamalar esas alnmtr. Tabii ki, bu inan ve
uygulamalar elimizdeki kaynak eserlerin verdii bilgilerle snrl kalmtr.
Yapm olduumuz inceleme, genelde Makedonyadaki Mslmanlar arasn-
da tekke ve zaviyelere ynelik olan inan ve uygulamalar ile Trkiye ve kltrel
benzerlik tayan dier baz lkelerdeki inan ve uygulamalarn kyaslanmas ek-
linde olmutur.

Halk nanlar ve Dindeki Yeri


lah dinlerin gelmi olduu toplumlarn, daha nceden de baz inanlara sahip
olduklar bilinmektedir. Bu inanlar, ya daha nceki peygamberlerin getirdii
eylerin inhiraf ile ortaya km veya deiik kltr ve topluluklarn tarih tecr-
beleri neticesinde ortaya kmtr. Bu bakmdan, Peygamber Efendimizin gelmi

7 Orhan Acpayaml, Trkiyede Doumla lgili det ve nanmalarn Etnolojik Etd, Ankara, Atatrk
niversitesi Yaynlar, 1974.
8 Mehmet Naci nal, Romanya Dobruca Trkleri ve Mukayeseleriyle Doum Evlenme ve lm detleri,
Ankara, Kltr Bakanl Yaynlar, 1998.
9 Sedat Veyis rnek, Trk Folklorunda lm, Ankara, Ankara niversitesi Dil ve Tarih Fakltesi Yaynlar,
1979.

163
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

olduu Arap toplumunda da rukye, kadnn uursuzluu, tavafn uryan (plak)


bir ekilde yaplmas gibi muhtelif halk inanlar vardr.
Risalet vazifesini yklenen her Peygamber, karsnda batl da olsa, btn
inan ve davranlarda bu medeniyet ve hayatn getirdii kltr bulmutur. Pey-
gamberler insanln pek ouna tabi gelen bir hayat tarzn, Allahn buyrukla-
r dorultusunda deitirmeye almlardr. slam dini kendinden nceki halk
inanlarn tamamen ilga etmedii gibi, kr krne de tasvip etmemitir.
Genel bir ereve ierisinden bakldnda denilebilir ki, slam dini asndan
tasvip edilen ve tasvip edilmeyen inan ve uygulamalar veya det ve gelenekler
vardr. yle inan ve uygulamalar vardr ki, din hibir taraf olmad hlde dini
birtakm farizalarn yerine getirilmesini salamakta veya birtakm din gereklerin
hatrlanmasna neden olmaktadr. Bu gibi inan ve uygulamalar, halka zarar ver-
meyen ve onlar bir nebze de olsa dine yaklatran veya dini vecibelerin hatrlan-
masna neden olan det ve gelenekler olarak deerlendirilmelidir. Bu konudaki
inan, det ve geleneklerin rnekleri Makedonyada azmsamayacak kadar oktur.
Yine, halk tarafndan benimsenen birok det ve gelenek, din hibir taraf
olmad gibi, din inanlara da zarar verebilmektedir. Bu gibi inan ve gelenekler
halk tarafndan din olarak kabul grr ki, bunlarn uygulanmas din adan
tasvip edilmez.
Halkn ierisinde derinlemi olan bu gibi det ve geleneklerin ortadan kald-
rlmas veya deitirilmesi hayli zordur. Her zaman zararl inan ve geleneklerin
yerine din emir ve yararlar tavsiye etmek ve bunlarn uygulanmasn tevik et-
mek, ayn zamanda halkn din olan ve din olmayan ayrmas iin onlar bilin-
lendirmek, en nemli grevlerimizden biridir.

Balkanlarda Halk nanlarnn Ortaya k


a) Telkin Yolu ile Ortaya kan nanlar
Telkin yolu ile ortaya kan inanlar, felsefi dncelerin, ideolojilerin telkin et-
tii, halkn yle kabul etmesini istedii inanlardr. Bu tr inanlar, daha ok, be-
nimsetme veya ikna etme yoluyla ortaya kmaktadr. Buna en bariz rnek olarak,
misyonerlik faaliyetleri zikredilebilir. Zira, misyonerlik faaliyetlerdeki yntem,
benimsetme ve ikna etme yntemidir. Arnavutluun gney blgesinde kom-
nizmden yeni km ve din ile hibir ilgisi olmayan halka, Hristiyan misyonerleri
tarafndan halarn datlmas, telkin, benimsetme ve ikna yolu ile ortaya kan
inanlarn en bariz rneklerinden biridir. Bu rnekte, hem benimsetme hem de
ikna etme yntemi grlmektedir. nk datlan halar hem benimseterek
yani onlara dinin faydalarn anlatarak, hem de oradaki halkn ihtiyalarn kar-
layarak ikna yntemi kullanlmaktadr.

164
Balkanlarda slamiyetin Yaylmasnda Tekke, Zaviye ve Ziyaretghlarn nemi

b)Tebli Yolu ile Ortaya kan nanlar


Bu yolla ortaya kan inanlar, ilah dinlerin peygamberleri tarafndan halka teb-
li edilen ve onlarn buna inanmalar istenilen inanlardr. Buna rnek olarak, s-
lam dininde Hz. Muhammedin halka, Allahtan indirilmi olan iman esaslarnn
tebli etmesidir. Telkin yolu ile doan inanlar ile tebli yolu ile doan inanlarn
ortaya kmas arasnda zahiren bir benzerlik grlyor ise de, farkl olduu an-
lalmaktadr. Birisi tamamen beer kaynakl olup insan zihninin rn iken,
dieri ilah kaynakldr.

c) Anonim Olarak Ortaya kan nanlar


Anonim olarak doan inanlarda belli bir telkin ve propaganda vastas yoktur.
ou zaman bu tr inanlar mehuliyet zerine ina edilmitir. Yani, bilinmeyen
bir zaman iinde, keyfiyeti kesin olarak bilinmeyen bir hadisenin ortaya kma-
sndan sonra doan bir inan esi, belli bir zaman getikten sonra, toplumun
genelinde kabul grerek ortak inan hline gelir.10 Bu gibi halk inanlar genellik-
le, eitim seviyesi dk olan yerlerde ortaya kmaktadr.
Btn bu aklamalardan da anlalaca gibi halk inanlar, gnlk yaay,
iktisad ve ticar davran ekilleri, hava tahmini, gzel sanatlar ve edebiyat gibi
yzlerce konuyu ihtiva eden zenginliiyle, bunlarn yer yer manev ve din inan-
larla benzerlik gstermesiyle, ok geni bir alan kapsamaktadr.

Makedonyadaki Ziyaret Yerleri, Riteller ve nanlar


1. Abdi Baba Trbesi (tip)
Abdi Baba Trbesi tipin merkezinde bulunur. tipte bulunan ziyaret yerle-
rinden en mehur olanlardandr. Trbede tarihi ile ilgili tam olarak bilgileri elde
etmemiz iin hibir levhaya rastlanmaz. Fakat trbedardan ve evredeki yallar-
dan edindiimiz tahmini bilgilere gre 600 ksr senelik bir ziyaret yeri olduu
rivayetleri mevcuttur. Yani, bildikleri sadece Osmanllar dneminden kalma bir
trbe olduudur.
Trbe yaklak 60-70 mlik bir alanda yerlemitir. erde bulunan mezarlar
blmden oluan bir yap ile rtlm. eriye girildiinde koridor blm,
en byk eyhin mezarnn bulunduu oda ve dier hizmet vermi kiilerin me-
zarlarnn bulunduu salondan ibarettir. Trbede 12 mezar vardr. Trbeye ismi-
ni veren ztn mezar ayr bir odadadr. Genelde riteller, bu eyhin bulunduu
mezarda yaplr. Bu eyhin ismi Abdi Babadr. Trbe de Abdi Babann ismi ile
mehur olmutur. Kendisi Halvet tarikatna mensuptur. Trbe Halvetler tara-
fndan sahiplenilmitir. Onlar burann bakm ile ilgilenirler, ziyaret ederek zikir-

10 Ali elik, slamn Kabul veya Reddettii Halk nanlar, stanbul, 1995, s. 21.

165
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

ler yaparlar. eyh Abdi Babann tarikatta byk hizmetleri olmutur. Bununla
birlikte kendisi, sava dnemlerinde baz harikulade olaylar yaamtr. Kendisi
ermi bir kii olarak kabul edildiinden mezar ziyaret edilip riteller uygulanarak
derman istenmitir.
Ziyaretiler Abdi Baba Trbesine geldiklerinde ilk olarak, trbedarlk yapan
Pendiye Aliye bavururlar. Geli amalar belirtilir. Trbedr abdest aldktan
sonra, trbenin kapsn aarak ziyaretileriieriye kabul eder. Ziyaretilerin de
abdestli olmasnn iyi olduuna inanlr. Daha sonra ritellerin yapld Abdi
Babann mezarnn bulunduu odaya girilir. erde ilk olarak Abdi Babann me-
zarnn banda sadan sola doru dnlr ve o esnada mezar okanarak plr.
defa dndkten sonra ziyareti, trbedar ile beraber diz kerek Kurandan
bildiklerini okur. Ayn zamanda derdine derman iin dua ederek Hastalm iin
Abdi Babadan sebep Allahtan derman. szlerini tekrar eder.
Ziyaretiler ve trbeyi sahiplenmi olanlar Abdi Babann mezardan kalkp
namaz kldna inanmaktadrlar. Bu yzden trbenin iinde kendisi iin beyaz
bir takke, abdest almas iin bir srahi dolusu su ve yannda havlu braklr. Ayn
zamanda bunlar, gelen ziyaretilerin ritellerinde kullanlr. Ziyaretiler mezarn
etrafnda dnp dua ettikten sonra, Abdi Babann namazda kullandna ina-
nlan takke ziyaretiye verilir. Takke ziyareti tarafndan pldkten sonra, hem
erkek hem de bayan ziyaretiler onu balarna koyarlar. Abdi Babann namazdan
sonra kullandna inanlan tespihler de riteller iin kullanlr. Bu tespihler zi-
yaretinin boynuna aslr, ziyareti mezar banda yalnz braklr. Bu hl 10-15
dakika devam eder. Daha sonra trbedar ieriye girer, dua ettikten sonra tekrar
dar karak ziyaretiyi yine tek bana brakr. Bu uygulama defa tekrar edilir.
nc defadan sonra trbedar ieriye girerek ziyaretiyi defa tespihten gei-
rir. Bu esnada Bismillah, hlas ve Fatiha okunur. Bu uygulama ile ziyaretide var
olan ktlklerin kacana inanlr. Daha sonra yine ktlklerin temizlenmesi
iin, ierde bulunan bir sprge mezara srlerek onunla ziyaretinin vcudu
temizlenir. Bu ritelle ziyaretide var olan skntnn, hastaln, derdin temiz-
leneceine inanlr. Bu uygulamadan sonra ziyaretilerin yanlarnda getirmi ol-
duklar balar mezar bana braklr. Ba olarak havlu, gmlek, orap, seccade
vb. gibi eyalar getirilir. Bazlar ise Trbenin bakm iin para vb. eyler ba-
lar. Ziyaretiler yanlarnda getirdiklerini mezar banda braktktan sonra Abdi
Babann mezarndan dar karlar. Darda bulunan ve gecelemi olan sudan
iilir, el ve yzler ykanr. Bazlar mum yakma iini sonunda, bazlar ritellere
balamadan nce gerekletirir. Mumlar ziyaretiler evlerinden getirir, trbenin
iinde zel olarak tahsis edilen yerde dilek tutarak mumu yakar. Her dilek iin
ayr mum yaklr. Bylece, ziyaretler yerine getirilir ve riteller gereklemi olur.
Bu ziyaret ve ritellerde, dileklerinin kabul olunmas iin inanmak nemlidir.
Ar hastalarn, ritelleri gerekletirerek Abdi Baba Trbesini defa ziyaret
etmesi gerekir.

166
Balkanlarda slamiyetin Yaylmasnda Tekke, Zaviye ve Ziyaretghlarn nemi

Abdi Baba Trbesi birok neden iin ziyaret edilerek riteller gerekletiri-
lir. ocuk sahibi olamayan, deerli eyalar kaybolmu olanlar, kendisine muska
yapldn dnenlertarafndan; ayrca ba arlar, beden arlar, urak, psiko-
lojik rahatszlklar vb. nedenler dolaysyla trbe ziyaret edilir. Psikolojik rahat-
szl olan baz ziyaretiler, psikoloji doktorlarnn tavsiyesi zerine Abdi Baba
Trbesini ziyaret ediyor.11 Yani, tbben aresi bulunamayan kiilerin, bu trbeyi
ziyaret etmeleri nerilir. Bu da ziyaretghn sihirli bir yer olduuna inanldn
gsteren delil olarak alglanmaktadr.
Trbe her ya grubu tarafndan ziyaret edildii, yani ocuklarn da buraya
getirildii sylenir. Korku, az tutulmas, kk abdestini tutamama, salkl bir
ekilde byme vb nedenlerden dolay ocuklar ziyaret yerine getirilir. Abdi Baba
Trbesini ritelleri ile beraber ziyaret edenlerin derman bulduklar rivayet edilir.
Psikolojik hastal olanlara, ocuklarn skntlarnn giderilmesinde daha faydal
olduu ifade edilir. Ayrca muskann bozulmasnda da ok tesirli olduu sylenir.

2. Bogovin (Mehmet Baba) Tekkesi - (Kalkandelen)


Kalkandelen kasabasnn gneyinde sekiz kilometre uzaklkta, ar dann etek-
lerinde Bogovin ky bulunur. Yani, Kalkandelen ile Gostivar kasabas arasnda
bulunan kylerden biridir. Bogovin, byk bir ky olduu iin 1999 ylnda bele-
diyeye dntrlmtr. Bugn Bogovin, Kalkandelen Bykehir Belediyesine
bal bir belediye konumundadr. Bogovindeyaklak 1300 hane ve 7000 nfus
vardr. Halk, genellikle ziraatla ve hayvanclkla uramasna ramen, burada gur-
betilik daha yaygndr. Halkn tamam Arnavuttur. Bogovin Tekkesi (Mehmet
Baba) ismindeki ziyaret yeri de bu beldede bulunur. Halk arasnda bu ziyaret yeri
daha ok Bogovin Tekkesi ismi ile tannmaktadr.
Tekkedeki mezarn tarihesine gelince, kesin olarak zamannn bilinmedii
ama yaklak 500 sene nceye ait bir mezar olduu ve Mehmet adnda bir oba-
nn gmld beyan edilir. Bu obann keramet gsteren bir veli olduu kabul
edildii iin mezar ziyaret edilir.
Bogovin ky (o zaman birka hanelik bir ky konumundaym) genelde,
obanlarn hayvan srlerini dalk blgelerden douya yani scak iklime sahip
olan blgelere gtrmek iin bir gei yolu konumundaym. Mehmet Baba di-
er oban arkadalaryla beraber, Kosova snr yaknlarnda bulunan Restelia ve
evresindeki kylerden aldklar srleri douya doru gtrmek iin yola koyul-
mu. Szn ettiimiz kye vardklarnda, srleriyle beraber biriki gn istirahat
etmek amacyla konaklamaya karar vermiler. Kyde zm yetitirildii iin ve
zmlerin de olgunlat bir zaman olduundan balardan birinin sahibinden
zm istemeye karar vermiler. Arkadalar, yaa daha kk olduundan zm

11 Benzer bir inan Ankara Beypazarndaki Ayvak Dede ismindeki ziyaret yeri iin de sz konusudur. Bkz.
Ankara ve evresindeki Adak ve Adak Yerleri, s. 103.

167
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

istemeye Mehmetin gitmesini istemiler. Kendisi ok ekingen ve alngan bi-


riymi. Bu yzden, kendisine yaplacak herhangi bir hakaret veya azarlamadan
korktuundan gitmeye ekinmi. Fakat, arkadalarn krmayarak tekliflerini ka-
bul etmi. zm istemeye gidince ba sahipleri (isimleri kesin olarak bilinmiyor)
onu kk drerek, bizim size verecek bir eyimiz yok deyip Mehmeti ok
zmler. zgn ve kzgn bir ekilde durumu arkadalarna akladktan sonra
ellerini semaya doru evirerek beddua ettiinde, Allah tarafndan byk bir tu-
fanla o kiinin ba helak olmu. Bu olaydan sonra Mehmet, znt ve skntdan
o kyde vefat etmi, oban arkadalar mezarn, bugn bulunduu yere dikmi-
ler. Yllar getikten sonra Bogovin kynde yaayan bir ailenin by, len o
obann kendi ailesinden biri olduunu ve o mezara sahiplenmeleri gerektiini
ryasnda grm ki bugn bu mezar hakknda bilgileri edindiimiz Halil Amca
da o ailenin miraslarndandr. Bu aile ryay grdkten sonra mezar, duvarlar
ve atdan oluan 25 mlik bir alan rtmler. Daha sonra Mehmet Babann
mezar etrafnda mezarlar dikilerek, kyn kabristan olumutur. Bogovin Tek-
kesi burada yatan Mehmet Babann gstermi olduu kerametten dolay ziyaret
edilmektedir. Bununla birlikte onun evliya olduu sylenir.
Bogovin Tekkesi, 23 kmlik Kalkandelen-Gostivar yolu arasnda bulunan Bo-
govin kynde yer alr. Ziyaretgh bir mezardan ibarettir. Ziyaret yeri, mezarda
yatan ve evliya olduu dnlen kiinin ismi ile deil, bulunduu kyn ismiyle
tannmtr. Bu ziyaret yeri bugn bir belediye durumunda olan Bogovin kabris-
tann ortasnda yer alr.
Ziyaretiler tekkeye geldiklerinde, ritelleri gerekletirmek iinonlarn Halil
Hayredini almas gerekir. Riteller tekkenin iinde gerekletirilmektedir.
Ziyaretgh, tbben aresi bulunamayan urak, kekeme, muska, ocuu olma-
ma, psikolojik rahatszlklar gibi nedenlerden dolay ziyaret edilir. Tekkenin iin-
de, 3 m uzunluunda iki mezar bulunur. Halilden elde ettiimiz bilgilere gre
biri evliya ve kendi ailesinden olduunainandklar Mehmete, dieri Mehmetin
eine aittir. Riteller ise evliya olarak bilinen Mehmet Baba mezarnda yaplr.
Ziyaretgh, Bogovin Tekkesi ismiyle halkn diline yerletii iin, ziyaretiler
tarafndan ziyaret yerindeki mezarda yatan ermiin ismi bilinmemektedir. Halil
Amca ise mezarn kendi ailesinden olan Mehmet Babaya ait olduunu, kendisi-
nin hibir tarikata mensup olmadn ifade ediyor.
Deiik rahatszlklar nedeniyle gelen ziyaretiler, Tekkeye girdikten sonra,
mezarn ba zerinden gemeyerek defa hilal eklinde sadan sola doru d-
ner. Bu esnada ziyareti dua ederek ne iin geldiini belirtir. Derdini syledikten
sonra, Kurandan bildii sureleri okur. Ayn zamanda, ritelleri gerekletirir-
ken ve dua ederken Babadan sebep, Allahtan derman. szler tekrarlanr. Baz
ziyaretiler ise mezar perek deiik uygulamalar gerekletirirler.

168
Balkanlarda slamiyetin Yaylmasnda Tekke, Zaviye ve Ziyaretghlarn nemi

Bu ritelleri gerekletirdikten sonra ziyaretiler, mezar yanndaki srahide


bulunan sudan defa iip yzlerini ykarlar. Bylece, dileklerinin kabul oluna-
cana inanrlar. En sonunda ziyaretiler kendi eyalardan herhangi birini mezar
zerine iaret olarak brakrlar. Ziyareti, kendi eyas dnda duasnn kabul ol-
mas iin tekkede yakmak amacyla mum getirip yakarlar. Baz ziyaretiler ise
dileklerinin gereklemesi iin metal paralar brakrlar. Dilekleri yerine gelen veya
rahatszlklarna derman bulan ziyaretilerin bazlar, teekkr niyetiyle kurban
getirerek tekkeyi tekrar ziyaret eder. Tekkede kesilen bu kurbann eti kydeki fa-
kirlere datlr. Kurban adayan ve tekkeye gelip kesmeyene ise ryasnda Mehmet
Babannbu durumu o kiiye hatrlattsylenir.
htiyalar nedeniyle ve tbben derman bulamayan ziyaretilerin, tekkeye ilk
gelilerinde ritelleri gerekletirdikten sonra, evlerine dndkleri gece ziyaretleri
esnasnda Mehmet Babann yerinde bulunmadna dair rya grrlerse, dilek-
lerin yerine gelmesi iin iki defa daha ziyaret ederek ziyareti e tamamlamas
gerektiine inanrlar. lk ziyaretten sonra o gece ryalarnda Mehmet Baba g-
rnmezse bu, bir daha ziyaret etmeye gerek duyulmadna iaretolarak kabul
edilir. (Buna benzer olan inan, Kalkandelenin ipkovia kyndeki tekkedede
mevcuttur).
Din, dil, rk fark gzetilmeden, tbben ifa bulamayan herkes Bogovin
Tekkesini ziyaret edebilir. Bunlarn arasnda orta bir din bilgisi olanlarla, yksek
tahsilli kiiler de bulunur. Ziyaretiler, Makedonyann her yerinden gelerek,
dertleri nedeniyle Tekkeyi ziyaret edip riteller gerekletirirler. Ziyaretler, bel-
li bir zaman, belirli bir ya snr olmadan ihtiya duyulduu her zaman, her
ya gurubu tarafndan yaplabilir. Adaklarn en ok bu zamanda kabul olduu
dnldndenHdrellezden nce halk tarafndan tekke youn olarak ziyaret
edilir.
Bogovin Tekkesi kadnlar tarafndan daha ok ziyaret edilir. Bu ziyaretiler
genelde ocuu olmayanlar, ksmetleri almayanlardr. 30-40 sene nce bu meza-
ra fazla rabet edilmedii, din bilginleri tarafndan da nem verilmedii sylenir.
Fakat zaman iinde ziyaretler nedeniyle dertlere derman, hastalklara ifa bulun-
mas Bogovin Tekkesine ziyaretlerin younlamasna neden olmutur. Ziyareti-
lerin tbbn aresiz kald birok hastalklara tekkede derman bulmas din adam-
larnnsuskun kalmasna sebep olmutur. Bu gibi ziyaretlerin ve yaplan ritellerin
doru olmadn syleyenbaz imamlarn says az olduu iin halk, are bulmak
iin insanlarn inanlarna dayanarak bildiklerini yapmaya devam etmektedir.
Halil Amca, Bogovinde gerekletiini syledii bir olay, ziyaretilerin ra-
hatszlklarna are bulunduunu gsteren rneklerden biri olarak anlatt: Krk
ksr sene nce kyde Ali isminde zengin, tekkeye yaplan ziyaretlerin yanl
olduunu, mezarn insanlara hibir faydasnnbulunmadn, orasnn dier me-
zarlardan hibir farknnolmadnsyleyen bir kii yayormu. Oluna gelin
getirdikten sonra, Ali Beyin gelini hi kimsenin are bulamad bir rahatsz-

169
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

lkla karlam. yle bir hastalkm ki sanki vcudunda iskelet yokmu gibi
yerinden hareket edip dengesini salayamyormu. Ali Bey, kyde bulunan Tekke
ile ilgili dncelerinden dolay mezarda yatan Mehmet Babann bu hastala
derman bulabileceineinanmyor, bu yzden de trbenin ziyaret edilip riteller
yaplmasna izin vermiyormu. Ailesi, Ali Beyin birka gnlk seyahatini frsat
bilip ondan habersiz tekkeyi ziyaret etmeye karar vermiler. Ziyaret yerine ilk
gelilerinde mezar banda gereken ritelleri yaptktan sonra gelin, o akam evi-
nin ana giri kapsnn altnda by olduunu ryasnda grm. Ertesi gn sa-
bahleyin kapnn altna baktklarnda yaplm olan muskay bulmular. kinci
gece geline, evin merdivenlerinin nc basamanda muska olduu ryasnda
grndkten sonra, tekrar kontrol ettiklerinde ryas gerek km. Fakat ge-
linin salnda hl hibir deime grlmemi. nc gece gelin banyonun
kaps altnda bir muskann daha bulunduunu ryasnda grm, kapnn eii
altndan muska karldktan sonra gelin salna kavumu. Ali Bey seyahatten
dndnde, kendisine bu durum anlatlnca, Halil Hayredinin ailesine giderek
sylemi olduu szlerden dolayonlardan zr dilemi, sahip olduu inanlarn
yanl olduu kanaatine varmtr. Bu olaydan sonra Bogovin Tekkesine ziyaret-
lerin daha youn bir ekilde devam ettii rivayet edilir.

3. Krova (Hayati Halvet) Tekkesi ( Krova)


Halvetliin yaylmas iin Hayati Baba Horosandan kalkp Krova kasabasnda
tekke kurmutur. Krova Tekkesini kurduktan sonra Halvetlerin merkezi olan
Ohri ehrinde de Halvet Hayati Baba tekkesini kurmutur.
Krovada Halvet tarikat gl bir ekilde yaylmtr, fakat son dnemler-
deki gler ve yallarn vefat tarikatn zayflamasna neden olmutur. Krova
Tekkesinin ilk eyhi Ahmed Efendidir. Kendisi yaklak be yz sene nce vefat
etmi ve mezar Krova Tekkesindedir. Ziyaretiler tarafndan da bir trbe ile
rtlen bu mezar ziyaret edilerek ierde riteller gerekletirilmektedir.
Trbenin bulunduu mekn tarif edersek, Halvetlere ait olan cami, caminin
iinde namazlarn klnd ve zikirlerin yapld semahane, semahanenin kn-
da tarikatla ilgili sohbetlerin yapld kahve oca bulunur. Darda ise ayn avlu
iinde adrvan ve eyhlerin defnedildii iki yap yer almaktadr. Bu yaplardan
sadece ilk eyh Ahmet Efendinin ve ondan sonraki iki eyhin mezarnn bulun-
duu yap ziyaret edilir. Ayn zamanda tarikata mensup olanlar tarafndan, sadece
ritellerin yapld blm haftada bir defa ziyaret edilerek zikirler yaplmaktadr.
Her iki yapda tarikatta hizmet eden 16 eyhin mezar bulunmaktadr. Fakat ziya-
retilerin kabul edildii ve zikirlerin yapld yerdeki mezarlar ilk eyhe aittir.
Bu eyhlerden ilki eyh Ahmet Efendidir. kinci eyh, eyh Ali Efendidir. brahim
Bey, dier eyhlerin isimlerini ise hatrlayamadn sylyor.

170
Balkanlarda slamiyetin Yaylmasnda Tekke, Zaviye ve Ziyaretghlarn nemi

Tekkede grev yapaneyhin ifadesine gre mensubu olduklar tarikatn hi-


bir gizlilii yoktur. Onlar, Peygamberin yolunu takip etmektedir. Onlarn yapt
ifazla namaz, fazla zikir, fazla ibadettir. eyh, kaplarnnherkese ak olduu-
nu, isteyenin namazlara, zikirlere, sohbetlere katlabileceini belirtiyor.
Halvetler tarafndan trbe, her cuma gn sabah namazndan sonra ziyaret
edilir. Bu ziyaretler esnasnda, tarikata mensup olanlar tarafndan Yasin-i erif
okunup Kelime-i Tevhid getirilir.
Bunun dnda derman iin, hastalklar iin trbeye gelen ziyaretiler de var-
dr. ocuklarn korkmas, alamas, ocuu olmayan kadnlar ve tbbi rahatsz-
lklar iin ziyaret edenler ounluktadr. Bu rahatszlklara ziyaret yerinde derman
bulacaklar inanc vardr.
Trbeye gelen ziyaretiler trbedar tarafndan kabul edilir. Trbedar, ziya-
retinin geli nedenini rendikten sonra ziyaretiden, giydii eyalardan birini
teslim alr. Teslim alnan eyalar trbede hastann adna dua edilerek eyhlerin
mezarlar nne braklr. Orada bir gece kaldktan sonra, ertesi gn trbeden
alnarak ziyaretiye teslim edilir. Getirilen eyalar genelde bart, tirt, orap,
havlu, gmlek vb.dir. Bu eyalar ziyareti teslim aldktan sonra derman bulabil-
mek iin kullanmas, zerinde ifa iin bir mddet tamas gerekir. Derdine der-
man bulduu takdirde ziyareti, tekrar trbeye gelip teekkr ziyareti yapar. Ar
hasta olanlar temiz ve abdestli olma artyla trbedar tarafndan trbeye kabul
edilir. Trbede ilk eyhin mezar etrafnda sadan sola doru dnlr. Bu
esnada Kurandan bildikleri blmler veya sureler okunur ve dua edilir. Trbedar
tarafndan da ziyareti iin dua edilmektedir. Ziyaretilerden bazlar hlas ve
bir Fatiha, bazlar ise Yasin-i erif okurlar. Bununla birlikte trbede iki rekat nafi-
le namaz klan da olur. Bu riteller yapldktan sonra hasta tarafndan, geri almak
maksadyla kendi eyasndan bir ey trbeye braklr. Ertesi gn hasta, brakt
eyay giymek iin gelip trbedardan teslim alr.
Halvetlere ait olan trbe genelde, Krova ve evresinden gelen ziyaretiler ta-
rafndan daha youn bir ekilde ziyaret edilir. Bazen ryasnda Krova Trbesini
gren Makedonyann dier kasabalarndan da ziyaretilerin geldii syleniyor.
Ziyaretgh Mslmanlarn yansra Hristiyanlar tarafndan da ziyaret edilir.
Bunlar genellikle tptan midini kesen ziyaretilerdir.
nceden trbeyi ziyarete gelenler dilekte bulunmak iin mumlar getirirler-
mi. Ayn zamanda tarikat geleneine gre her gn akam ile yats namaz arasn-
da mutlaka mum yaklrm. imdi ise elektrik kullanldndan mum yaklmyor.
Ziyaretilerden getirilen mumlarn da yaklmasna izin verilmiyor.
eyhten edindiimiz bilgilere gre dileklerinin yerine gelmesi iin, ziyaretle-
rin ve ritellerin inanlarak yaplmas gerekir, aksi hlde derman bulmak mm-

171
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

kn deildir. nanlar tam olan, ziyaret ve uygulamalar gerektii ekilde ifa


edenziyaretilerdenbazlarnn derman bulduklar rivayet edilir. Derman bulanlar
tekrar trbeyi ziyaret ederek bata bulunup hediyeler getirdikleri grlmtr.
Ziyaretilerden en ok derman grenlerin ocuklar olduu ifade edilir. Bundan
dolay trbe ocuklar iin daha youn bir ekilde ziyaret edilir.
Trbedar tarafndan kabul edilen ziyaretilerin eyalarndan biri, bir gece ge-
celemesi iin teslim alnr ve ertesi gn de teslim edilir. Ar hasta olan ziyaretiler
ise trbeye alnr, kendilerinden sadece mezarlar dnmeleri, dua etmeleri ve e-
yalarndan birey brakmalar istenir. erde nafile namazn klnmas, mezarlarn
plmesi ise ziyaretilerin kendilerine gre yapt uygulamalardr.
Trbede bulunan mezarlardaki zatlarn hangi tarikata mensup olduklar ou
ziyareti tarafndan bilinmemektedir.

4. Koca Babalar (Gizli Babalar) Trbesi (Radovi)


Trbe, Koca Baba ve Gizli Baba isminde iki ermi kiinin yatr burada bulun-
duundan bu isimlerle anlmtr. Bu kiilerin Halvet Hayat Tarikatna mensup
olduklar rivayet edilir. Bu kiilerin hangi tarikata mensup olduu ziyaretilerin
ou tarafndan bilinmemektedir. Bu, sadece tarikata mensup olanlar veya trbe-
yi sahiplenenler tarafndan bilinir.
Trbe tibe bal olan ve bu ehrin dousunda bulunan Radovi kasaba-
sndadr. Ziyaretgh yaklak 20 mlik bir alan kapsayan bir trbeden oluur
ve ikisi ieride ikisi darda 600 senelik drt mezar bulunur. Trbe gnmzde
Hristiyan ailelerin evleriyle kuatlm bir meknda bulunur. Bu kiilerin devletin
yksek makamlarnda almas dikkati eker.
Bu mezarlarda yatanlarn evliya olduklarna inanlr. Ayn zamanda tarikata
mensup olduklar kabul edilir. Edindiimiz bilgiler dorultusunda, bu mezarlarda
yatan ermilerin isimleri yledir: lk ve en byk olarak kabul edilen mezar Koca
Babaya aittir. Bu yzden Trbe bu isimle anlmtr. kinci mezarn ise Gizli
Babaya ait olduu rivayet edilir. Trbe bu isimle de bilinmektedir. Bu iki mezar
trbenin iinde olduundangnmzde ziyaretgh bu iki isimle anlr. Dier iki
mezar ise Hsn Efendi Baba ve Hamamda Yatan Babaya aittir. Bu iki meza-
rn dardadr. Fakat izleri kaybolmutur, dolaysyla tam olarak nerede olduklar
da kesin olarak bilinmez. Bu mezarlarn izleri, buralar sahiplenen Hristiyanlar ta-
rafndan yok edilmitir. Trbeyi de ykmaya almlar, fakat bu dncelerinden
dolay baz skntlar meydana geldii rivayet edilir.12Anlatlanrivayetlere gre;
trbeye komu olan,devletin yksek makamlarnda alan Hristiyan birine, Koca

12 Ziyaret yerlerine kar yaplan saygszln musibetle cezalandrlmas ile ilgili benzer rivayetler iin bkz.
Kayseri ve evresindeki ziyaret yerleri; Ali Rza Karabulut, Kayseride Mehur Mutasavvflar, Kayseri, 1984,
s. 77.

172
Balkanlarda slamiyetin Yaylmasnda Tekke, Zaviye ve Ziyaretghlarn nemi

Baba ve Gizli Baba, eer oray ykmaya kalkrsan banza byk felaketler gele-
cek szleriyle ryasnda grnm. Hristiyan olan dier bir komu ise, trbenin
yanndan geerken, ban mezarlara evirerek tkryormu. Bundan dolay o
kiinin az neredeyse ensesine ulaacak derecede eilmi ve konuamaz hle gel-
mi. Bu durumdun kurtulmak iin gidip trbedarlk yapan Kemal Bey arlm
ve kendisine olay anlatlm. Kemal Bey, Hristiyan komuya mezarlardan zr
dilemesini sylemi. Trbeye kabul edilen bu Hristiyann, gerekliritelleri ger-
ekletirdikten sonra normal hline dnm. Bu olaylardan sonratrbe etrafnda
yaayan, devletin yksek mertebelerinde grev yapan Hristiyanlar ar derecede
korkmular. Bunun sonucunda onlarda trbeye kar bir sayg olumu ve orada
gerekten nemli kiilerin mezarlar olduuna inanmaya balamlar. Trbenin
kaps kilitli olmamasna ramen hibir zarar verilmemi. Ayn zamanda, ziyaret
yerine hizmet ederek bazlar bakmn da stlenmi. Bunlarn dnda sayglar
nedeniyle, trbenin nnden hnzr geirmemi, hatta etini de yememi, evleri
ziyaret yeri ile ayn avludaolduundan, alkol de sadece evleri iinde imilerdir.
Ziyaret mahallinde, Hac Kemal aban trbedarlkyapmaktadr. Hac Kemal
aban, trbede yatan evliyalarla ilikisi olduunu sylyor. Kemal Bey, mezar-
larda yatanlarn ne zaman trbeden ktklarnn, ne zaman dndklerinin il-
ham yoluylakendisine bildirildiini iddia etmektedir. Bazen, trbede bulunduu
zamanlarda ermilerin geldiklerinde mezarlarn titrediini sylyor. Hac farizas
esnasnda onlar uzun sakall bir hlde grdn ifade ediyor. Kemal Bey hem
trbedarlk hem de Rufa eyhlii yapyor. Bu greve dedesinin vefatndan sonra
veklet etmeye balam. Gnmzde dedesine intisap edenlerden 120 dervii
var. Yaplan zikirleri ve ibadetleri yrtmektedir. Kendisi Rufa eyhi olarak hasta-
lara ifa dattn, ocuk sahibi olamayanlara olma yollarn sylediini, kendine
gelenlerin ne iin geldiklerini, yolda gelirken kendisi hakknda ziyaretilerin neler
sylediini, bys olanlarn muskas evinin hangi yerinde olduunu bildiini,
evlenemeyenlerin ksmetlerini atn iddia ediyor. Bunlarn hepsini tespihlerin
yardmyla bildiini ifade ediyor. Bu grevi Rufa tekkesinde eyhlik yapan dede-
sinden aldn anlatyor. Dedesinin eyhlik dneminde, kendisinin fel olduu-
nu, ayaklar ve ellerinin birbirine girdiini, ayn zamanda konuamadn syl-
yor. Yaklak bir ay bu hldekalm, dedesi gelip bir baston ile bana vurmu, bu
vurutan sonra normal hline dnm. Bu olaydan sonra dedesi bu greve onun
devam etmesini sylemi. O gnden beribu grevi yrtmekteymi.
Evliya olduklarna inanlan bu kiilerin isimleri hakknda yaplan aratrma
neticesinde grld ki bu konuda halk fazla bilgiye sahip deil. nceki nesiller-
den yle olduuna dair elde ettikleri bilgiden ibarettir. Bu yzden bugn de bu
isimlerle anlmaktadr. Ayn zamanda ziyaret yeri ile ilgili bir levhann bulun-
duunu rendik, fakat bu levhadaki yazlar okunmayacak derecede silinmi ve
paralara blnmtr.
Koca Babalar veya Gizli Babalar Trbesi her gn ziyaret edilir. Fakat pazar-
tesi ve perembe gnlerinde hem tarikata mensup olanlar hem de ifa iin ge-

173
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

lenler tarafndan daha youn bir ekilde ziyaret edilir. Bayramlarda ise, bayram
namazlarndan sonra toplu olarak ailece ziyarete gidilir. Bu gnlerde ziyaretgha
ok ziyareti gelir. Bayramlarda gelen ziyaretiler genelde Radovi kasabasndan
ve evre kylerdendir. Bu gnlerde Mslmanlarn bayram olduu iin sadece
Mslmanlar tarafndan ziyaret edilir. Dier gnlerde ise Hristiyanlar tarafndan
da ziyaret edilir.
Ziyaret daha ziyade ifa umudu ile yaplr. Bu nedenle gelenler, Kemal aban
beye bavurlar ve birlikte Trbeye gelirler. Ziyareti geli amacn belirttikten
sonra trbeye girilir. Orada hastala gre Kemal Bey tarafndan bir mddet ier-
de tek bana braklr. Rahatszlklara gre kimileri on, on be dakika, kimileri
yarm saat ierde tek bana braklr. Ziyaretiler ierde dua eder, bazlar iki re-
kat namaz klar. Bu uygulamadan sonra Kemal Bey de ieriye girerek kendileri
iin dua eder. Genelde Koca Baba ve Gizli Babadan sebep Allahtan derman
gibi dualar edilmektedir. Kemal Bey ziyareti iin dua etmeden nce ierde iki
rekat namaz klar. Namazn sonunda ilk olarak Allaha hasta iin dua eder. Du-
ada gelenin ismi zikredilerek derdine derman bulunmas iin yalvarr. Duadan
sonra hlas ve bir Fatiha okur. Ziyareti de bildii ve istedii dualar ayn anda
okur. Bu ritelden sonra, hasta defa tespihlerden geirilir. Ayn anda hasta iin
Allahm bu hasta iin efaat ol, Allahm kendisinin bu hastalktan kurtulmas
iin derman ver. gibi dualar edilir. Allaha dua edildikten sonra ermi olduklarna
inanlan kiilerden de derman aranarak dua edilir. En sonunda trbenin iindeki
srahiden ziyaretinin defa imesi iin su verilir. Bazlarna ise derman iin
srahideki suyla ellerini ve yzn ykanmas, leende birikmi olan sudan da
imesi tavsiye edilir. Bu suyun daha ifal olduu kabul edilir. Kendisi de okkere
bu sudan itiini ifade eder. Trbede bulunan srahi, ziyaretilerin kullanmas
iin her perembe doldurulur. Kullanlacak suyun ise en az iki gn trbede kalm
olmas gerekir. Bu suyun daha ifal olduu kabul edilir. nk o sularn ounu
mezarlarda bulunan ermilerin kullandna inanlr. Kemal Bey, sihirli olduuna
inand bu suyun darya atlmamas iin bazen itiini belirtiyor. Bundan sonra
geriye doru, arkay mezarlara evirmeden trbeden klr.
Trbe, haftada ortalama 15-20 ziyareti tarafndn ziyaret edilir. Bunlarn
ou Mslman ziyaretidir, fakat Hristiyanlar tarafndan da ziyarete gelenler
olur. Onlar da tekkede riteller gerekletirirler. Hatta Kemal Bey tarafndan bes-
mele de syletilir. Bayramlarda ise yzden fazla kiinin ziyarete geldii belirtil-
mektedir.
Trbeye gelen ziyaretilerin bazlar yanlarnda havlular getirir. Dilekleri ye-
rine gelenlerden bazlar ise Trbeyi tekrar ziyaret ederekkesmek iin kurban da
getirirler.
Ziyaret yeri tannm olduu iin Makedonyann birok yerinden, hatta
yurtdndan da ziyaretiler geldii sylenir. Fakat Radovi ve yakn kasabalardan
daha youn olarak ziyaret edilir. Ziyaretiler arasnda her yatan insan bulun-
maktadr. ocuklarn da trbeye geldii, dertlerine derman bulduu ifade edilir.
Bunlarn dnda kaybolan deerli eyalarn bulmak isteyenler, ocuu olmayan

174
Balkanlarda slamiyetin Yaylmasnda Tekke, Zaviye ve Ziyaretghlarn nemi

kadnlar, evlenemeyenler, urak geirenler gibisebeplerden dolay halk tarafndan


trbe ziyaret edilir.
Ziyaretilerden, bu gibi nedenlerden dolay gelenlerin bazlarnn derman
bulduklar rivayet edilir. Bunlar rnek olarak ocuklarn korkularnn giderilmesi,
kadnlarn evlat sahibi olmas, ksmetlerin almas vb. gsterilmektedir.

5. Halvet Hayati Baba Tekkesi- (Ohri)


Trbe, adndan da anlald gibi Halvet tarikatna aittir. Yeri ise Ohri kasa-
basnn merkezindedir. Trbenin yer ald alanda, Bektailerin Halvet tarikat
tarafndan kullanlan bir cami bulunur. Bu caminin iinde Halvetlerin zikir ve
ibadet ettikleri semahane, namazlarn klndklar mescit, sohbet edilen ve tarikat
asndan nemli grlenkahvehane bulunur. Trbe ise bu yapnn dnda yer
alr. Halvetlere ait olan bu yap, yaklak 500 sene nce Pir Muhammed tarafn-
dan Trkiyeden inaat izni alnarak yaptrlmtr. Pir Muhammed Horasandan
Ohriye geldikten, btn ilemler ve izinler tamamlandktan sonra tekke ina
edilmitir. Bu tarihi eser, o zamandan beri birka defa tamir edilerek bugne
kadar en iyi ekilde korunmutur. Bu eserin ina edildii mekn ise Zeynelabidin
Paaya aitmi. Derghn kurulmasnda Zeylenabidin Paann byk emei var-
dr. Dergh kuran ise Pir Muhammettir.
Trbe, yaklak 120 mlik bir alan kapsar ve iki blmden oluur. Trbenin
ana blm ve haftada bir gn zikirlerin yapld yer daha byktr. Burada be
mezar bulunur. Bu mezarlarda Halvet tarikatna mensup olan eyhler yatmak-
tadr. Bu eyhlerin isimleri srasyla: eyh Pir Muhammed Hayati Halvet, eyh
Osman Efendi13, eyh Abdlkerim Efendi14, eyh Mrteza Efendi15, eyh Nene
Valide16. Trbenin ikinci ve daha kk olan blmnde ise eyhlerin yaknlarna
ait olan ve tarikata hizmeti geen toplam 12 kiinin mezar bulunur.
Trbe, haftada bir gn olmakla birlikte, sabah namazndan sonra tarikata
mensup olanlar tarafndan ziyaret edilerek zikir yaplr, dualar edilir. Bununla
birlikte, trbeyi sahiplenen aile tarafndan her akam, akam namazndan yats
namazna kadar trbedeki klar yaklr. Bu uygulama, mezarda yatan eyhlerin
uyanmalar iin yaplmaktadr.
Ziyaret yeri deiik nedenlerle youn bir ekilde ziyaret edilmektedir. Her
gn ziyaret edilmesine ramen perembe ve pazar gnlerinde dileklerin daha

13 eyh Osman Efendi Horasana giderken bugnk Bulgaristann Kstendil kasabasnda ehit olmutur.
Gerek mezarnn orada olduu iddia edilir. Bu yzden trbede mezar bulunmamaktadr. Mezarlar
arasnda manevi mezar olarak boluk braklmtr.
14 eyh Osmann oludur.
15 eyh Abdlkerim Efendinin yeenidir.
16 eyh Abdlkerimin hanmdr.

175
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

makbul olduuna inanlr ve haftann bu iki gnnde ziyaretler daha ok gerek-


letirilir. Deiik tbb ve ruh rahatszlklar iin bu iki gn zellikle tercih edilir.
Bilmeyenler ise haftann dier gnlerinde de ziyaret eder. Bylece Hayati Halvet
Baba Trbesi, yaz aylarnda daha youn olmakla birlikte haftada yaklak 15-20
ziyareti tarafndan derman iin ziyaret edilir. Bunun yannda ziyaretgh ehir
merkezinde olduundan ve Ohri, glyle de nl bir turistik yer olduundan yaz
aylarnda turistik amal ziyaretler de yaplmaktadr.
Rahatszlklar nedeniyle gelen ziyaretiler, trbeye gelirken yanlarnda i a-
marlar dndaki eyalarndan bir veya birkan getirerek trbedara teslim eder.
Trbedar, ziyaretinin rahatszln renerek eyalar teslim alr ve bunlar Pir
Muhammetin mezarnn ayaklar tarafna brakr ve hasta iin dua eder. Eyalar
o gece orada kaldktan sonra ertesi gn sahibine teslim edilir. steyen trbe iin
bir hediye brakabilir. Dileklerinin kabul olmas iin trbeye bir eyler verilmesi
gerekliliine inanlr.
Ar hasta olmayan ziyaretilerden eyalar teslim alnr ve kendileri trbenin
penceresinden dua ederek geri dnerler. Ar hastalar ise temiz ve abdestli olarak
trbenin iine kabul edilir. Trbedar nden hasta arkadan gelerek sadan balaya-
rak ierdeki be mezar tavaf edilir. defa dnlerek ve dualar okunarak riteller
gerekletirilir. Bu esnada hem ziyaretiler bildikleri dua ve sureleri okur, hastal
iin dua eder. Hem de trbedar dua edip sure okur. Ziyaretiler genelde, u
mezarlarda yatanlardan sebep, Allahtan dermanszlerini tekrar ederler. Trbedar
ise hlas ve bir Fatiha, bazen Yasin-i erif okuyarak hasta iin dua eder. Bazen
ziyaretiler tarafndan trbenin iinde iki rekt nafile namaz klnr. Bazlar ise
mezarlar pmeye ynelir. Bu gibi riteller gerekletirildikten sonra geriye doru
dar klr. Bylece riteller sona ermi olur.
Ziyaretler hem ferdi hem de topluluklar hlinde yaplr. Ar hasta olanlar ge-
nelde ailece veya birka kii ile ziyarete gelirler. Turistik ziyaretler de ayn ekilde
hem ferdi hem de grup hlinde yaplr.
Hayati Halvet Trbesi, sadece herhangi bir vcut hastal iin deil, her dert
iin ziyaret edilir. ocuk sahibi olamayanlar, azlar tutulanlar, korkan ocuklar,
ksmetlerin almasn isteyenler, psikolojik olarak rahatsz olanlar gibi nedenler-
lede trbe ziyaret edilir.
Ziyaretgh, Mslmanlar dnda Hristiyanlar tarafndan da ziyaret edilir.
Onlar da hastann eyalarn trbeye gecelemesi iin getirirler. Ayn zamanda
kendi dinlerine gre dua ederler.
Ziyaretiler daha ok Ohri ve evresinden youn olarak gelmektedir. Ama
bununla birlikte Makedonyann her yerinden ziyaretiler de gelmektedir. Hatta
yurtdndan da Hayati Halvet Baba Trbesini ziyaret etmeye gelenler olmak-
tadr.

176
Balkanlarda slamiyetin Yaylmasnda Tekke, Zaviye ve Ziyaretghlarn nemi

Edindiimiz bilgilere gre, Hayati Halvet Baba Trbesini ziyaret edip rit-
eller gerekletirerek dertlerine, rahatszlklarna are bulanlar olduka fazladr.
ocuklarn korkularnn gittii, alayan ocuklarn sakinletii, ayn zamanda on
be sene ocuk sahibi olamayan bir kadnn ocuk sahibi oldu rivayet edilmek-
tedir.

6. ipkovia (Koyun Baba) Tekkesi - (Kalkandelen)


ipkovia veya Koyun Baba Tekkesi (Kayserinin Yeilhisar ilesinde de ayn
isimde bir ziyaret yeri mevcuttur)17, Kalkandelenin batsnda, ar da yolu ze-
rindeki ipkovia kynn yaknlarnda bulunur. Tekke, Kalkandelenden 4 km
uzaklktaki dalk blgede kyden 2 km nce yolun zerinde yer alr. Bugn halk
arasnda mezarn kime ait olduu kesin olarak bilinmemektedir. Ancak burada
Koyun Baba isminde bir evliyann mezar olduu dnlr. Ziyaret yeri Koyun
Baba ismiyle tannm olmad iin, ziyaretiler tarafndan da mezarn kime ait
olduu bilinmiyor. Bu nedenle ziyaretgha kyn ismi verilmitir.
Ziyaret yerini sahiplenmi olan brahimi ailesi, bir sava esnasnda Koyun
Babann, at zerinde savarken dmanlar tarafndan mezarn bulunduu yerde
bann kesildii, bedeninin ise at zerinde Kalkandelenin Poroy kyne kadar
ulatn rivayet ediyor. Bu olaydan dolay onun, bir veli olduu kabul edilmi ve
bu yzden brahimi ailesi bann dt yerde mezar yaptrp buray sahiplen-
mitir. Bedeninin ise belli olmayan baka bir aile tarafndan gmld, bugn
mezarn nerede olduunun bilinmedii, Poroy ky etrafnda bulunduu rivayet
edilir.
Koyun Baba mezar kyn dnda bulunduu iin, mezar sahiplenen brahi-
mi ailesi kyden ayrlp mezar korumak amacyla, mezarn etrafna yerlemitir.
Bugn orada ayn aileye ait, biri 500 senelik olmakla birlikte drt ev bulunur.
brahimi ailesinin kurmu olduu bu evler ve ziyaret yeri, ipkovia kynn iki
kilometre dnda yer alr.
Makedonyann birok yerinden ziyaretilerin geldii ama Kalkandelen ve
Gostivar kasabalar ve evresinden daha youn bir ziyaretin olduu sylenmekte-
dir. Bu ziyaretiler, ipkovia Tekkesini eitli nedenlerden dolay ziyaret etmek-
tedir. Kk tuvaletini tutamayan ocuklar, ocuu olmayan iftler, doumdan
sonra ocuklar vefat edenler, psikolojik rahatszl olanlar yani tbben aresi bu-
lunamayan birok hastalklar iin ziyaret edilir. Ziyarete gelenler, brahimi aile-
sinden yal bir nine tarafndan karlanmaktayken ninenin yakn zamanda vefat
etmesiyle bu gelenei onun Habibe ismindeki gelini srdrmektedir.

17 Bkz. nver Gnay, (Harun Gngr, aban Kuzgun, Huzeyfe Saym, Vehap Tatan), Kayseri ve evresinde
Ziyaret ve Ziyaret Yerleri, Kayseri, 1995.

177
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

ipkovia Tekkesinin yapsna gelince, ierde Koyun Baba ismindeki veliye


ait olduu dnlen bir mezar vardr. Bu mezar, yaklak be yz senelik ve
drt metre uzunluundadr. brahimi ailesi, bu mezarda yatan kiinin bir veli
olduuna inandklar iin mezar sahiplenmilerdir. brahimi ailesi bu mezar sa-
hiplendikten sonra, 18m karelik alan bir yap ile rtmtr. Yapnn ierisine
girildiinde, 4 metrelik bu mezar rten atnn mezar kadar byklkte semaya
doru bir akl dikkati eker. Bunu da defa rtmeye almalarna ramen,
her defasnda atnn ayn byklkte yand rivayet edilir. Bu durumun, evliya
olarak bilinen Koyun Babann nurundan kaynaklandna inanlr. (Benzer riva-
yetler Kayserideki Gani eyh Trbesi, Ali Baba Trbesi ve Evliya Mezar iin de
anlatlmaktadr.)18
Tekkenin yannda, eski dnemlerde atlarla yolculuk yaplrken Prizrene git-
mek iin kullanlan bir yol vardr. Bu yoldan geen yolcularn Koyun Baba me-
zarn ziyaret ettikleri, yol tarafnda bulunan pencereye mezarn bakm amacyla
paralar brakarak getikleri rivayet edilir. Bu rivayet, Koyun Babann mezarnn
uzun zamandr ziyaret edildiini gsteriyor.
brahimi ailesi efradndan biri ryasnda, Koyun Babann suya ihtiyac oldu-
unu grm. O dnem, eme bulunmad iin su ihtiyalarn kaynaklardan
giderirlermi. Ryadan sonra bu ihtiyacn giderilmesi iin bir srahi su, leen ve
havlu ile beraber mezarn yanna koyulmu. Ertesi gn Koyun Baba tarafndan
suyun kullanld ve havlunun slak olduu grlm. Bu nedenle aile tarafn-
dan, her gn tekkeye su getirilmeye balanm. Bu olaydan sonra Koyun Babann
gerekten ermi bir kii olduu kabul edilmi. Ayn zamanda onun mezardan
kalkt ve hareket hlinde olduu da rivayet edilmektedir. Daha sonra, her gn
su gtrmek yerine, tekkenin yannda bir eme yaptrmaya karar verilir. Yap-
lan bu eme, evlerin emeleriyle ayn kaynaktan beslenmesine ramen, evlerde
bazen suyun kesildii, tekkenin yanndaki emenin ise suyunun hibir zaman
kesilmedii ve bol olduu sylenmektedir.
brahimi ailesinin anlattna gre, ziyaretgh her zaman ziyaret edilebilmek-
tedir. Fakathalk arasnda yaylan bir inanca gre, aylarn son gnlerinde dilekler
daha makbul olduundan tekke bu gnlerde daha youn bir ziyaret gerekle-
mektedir. Ziyaretler hem ferdi hem de grup hlinde yaplmakta, riteller brahi-
mi ailesinin ynetimi ve yardmyla gerekletirilmektedir.
Tekke, Mslmanlarn dnda Hristiyanlarca da ziyarat edilmektedir. Anla-
tldna gre, bir mdr iyerinde para alp vermeyle ilgili hatadan dolay rahat-
szlanr. Bu rahatszla tbben are bulunamaz. O kii, tavsiye zerine tekkeyi
defa ziyaret eder ve rahatszlna ifa bulur. Riteller, Koyun Babaya ait olduu-
na inanlan ve kendiliinden mezarn zerine geldii dnlen bakrdan yapl-
m tas ve bir metre uzunluunda bir sopa ile gerekletirilir. Bunlarn ok eski

18 Hikmet Tanyu, Trklerde Tala lgili nanlar, s. 111.

178
Balkanlarda slamiyetin Yaylmasnda Tekke, Zaviye ve Ziyaretghlarn nemi

dnemlere ait olduuna dikkat ekilmektedir. brahimi ailesi bu aralarn mezar


kadar eski olduunu dnyor.
ifa amacyla gelen tm ziyaretilerin, ritellere balamadan nce mutlaka
abdest almalar gerekir, aksi hlde bunun Koyun Babaya saygszlk olaca ve
dileklerinin yerine gelmeyeceine inanlr. Ziyaretilerden kk tuvaletini tu-
tamayan ocuklar geldiinde, Koyun Babaya ait olduuna inanlan sopa su ile
ykanr, tasta biriken su iki tas arasnda defa dklr, ocuun defa imesi
ve elini yzn ykamas iin ocua verilir. Bundan sonra, ritelleri yrten
bayan ellerini mezara doru kaldrarak ocuk iin dua eder, duadan sonra ocukla
beraber defa mezarn etrafnda dner, arkalarn evirmeden kapdan geriye
doru kar. Byleceriteller tamamlanm olur.
Koyun Babaya ait olduuna inanlan sopa sadece kk tuvaletini tutamayan
ocuklar iin kullanlr. Dier rahatszlklarda ise tasla uygulamalar gerekleti-
rilir. Herhangi bir rahatszlndan dolay tekkeye gelen ziyaretiler iin tas ile
mezarn yannda bulunan emeden su alnr. Su iki tas arasnda defa dklr,
defa imesi ve defa elini yzn ykamas iin ziyaretiye verilir. Bununla
birlikte mezar banda; bilenler Fatiha, hls ve Ayetl-Krsiyi, bilmeyenler ise
bildikleri sureleri okuyarak dilekte bulunurlar. defa mezar dndkten sonra
geriye doru karlar.
Riteller gerektii gibi yerine getirilirse dualarn kabul olunacana inanlr.
Ritelleri yrten Habibe Hanm tarafndan, dileklerin gereklemesinde meza-
rn sadece sebep olabilecei, dermann ise Allahtan baka kimseden olamayaca
ziyaretilere sylenir. Buna ramen baz ziyaretiler, ifa bulmak iin mezar ba-
nda her eyi yaparlar, derman mezardan bulacaklarm gibiriteller gerekle-
tirirler.
Ziyaretilerden bazlar, mezar banda yakmak iin mumlar getirerek dilekte
bulunur. Ziyaretilerin inanlar, ziyaret yerinde yaptklar uygulamalardan anla-
lmaktadr. Dileklerinin gereklemesi durumunda kurban adayan ziyaretiler,
tekrar ziyaret yerine gelerek kurbanlarn keserler. Kesilen kurbanlarn eti fakirlere
datlr. Bazen kurban kesmek yerine tekkenin bakm iin para da braklr.
ocuu olmayan veya olup da yaamayan kadnlar, yukarda belirtilenritel-
lerin dnda, kendi eyalarndan birini iaret olarak mezar bana brakrlar. Ayn
zamanda, ocuu oluncaya kadar kadnlarmezar zerinden bir ta paracn alp
zerlerinde tarlar. Dilekleri yerine geldii takdirde, alm olduklar ta parac-
n geri getirip mezarn stne koyarlar. Bu esnada adanlan kurbanlar da kesilir.
Dilekleri yerine gelse de gelmese de ziyaretilerin aldklar ta paracklarn mut-
laka iade etmeleri gerekir. Aksi hlde, kendilerine bir ktlk gelebilecei kabul
edilir.
Ziyaretiler tastaki su ile riteller gerekletirildikten sonra, bu uygulamalara
evlerinde de devam etmeleri iin ayn tastan onlara su verilir. Bu su kesinlik-

179
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

le kanalizasyona dklebilecek yerlerde kullanlmamaldr; aksi hlde hastann


hibir zaman ifa bulamayacana, hatta hasta olmayann da hastalanabileceine
inanlr. Koyun Babaya eitli nedenler iin yaplan ilk ziyaretten fayda grlrse,
ritelleri yrten Habibe Hanm tarafndan iki defa daha riteller Tekkeyi ziyaret
etmeleri nerilir. Eer ilk ziyaretin yarar dokunmamsa bir daha oraya kadar
gelip zahmet etmelerine gerek olmad sylenir.
Koyun Babaya ait olan, ritellerde kullanlan ve mezar kadar eski olduuna
inanlan tas incelendiinde 1,5-2 kg arlnda bakrdan yaplm ve zerinde
hlas, Ayetl Krsi ve okunmayacak kadar silinmi olan baz dualar yazl olduu
grlr. Sopa ise yaklak bir metre uzunluunda, mee aacndan yapld, se-
nelerce slatlarak ritelleri gerekletirilmesine ramen rmedii, salamln
koruduu grlr. Bundan dolay da onun, gerekten bir veliye ait olduu kabul
edilerek sopa byk bir titizlikle kullanlr.
Koyun Baba Tekkesi ile ilgili dikkat eken dier nemli bir husus da mezarn
ynnn, Mslman mezarlar gibi kbleye doru dnk olmamasdr. Koyun
Babann, kuzeye dnk olan bu mezara Mslman olmayanlar tarafndan m g-
mld sorusunu akla getirmektedir. Bunu brahimi ailesine sorduk, ama me-
zarn tarihi hakknda fazla bilgiye sahip olmadklarndanbiryeterli bilgi alamadk.
Yukarda belirtilen nedenler dnda, sihir ve muska iin ziyarete gelenler, b-
rahimi ailesi tarafndan engellenmeye allr. Tekke, hem Mslmanlanhem de
Hristiyanlar tarafndan ziyaret edilir. Fakat her iki dine mensup olan ziyaretilerin
vasat bir din inanca sahip olduklar grlr.
evredeki eski din adamlarndan bazlarnn bu tekkeye ziyaret yaplmasn
tavsiye etmesine ramen, ou tahsilli kii, yaplan ziyaretlerin ve orayla ilgili
sahip olunan inanlarn yanl olduunu ifade ediyor.

7. Vurtok (Cafer Ve Hdr Baba) Tekkesi (Gostivar)


Vurtok Tekkesi veya Cafer ve Hdr Baba Trbesi, Vurtok kynn 1 km kadar
dousunda, Gostivar kasabasnn gneybat tarafnda ve buraya yaklak 7 km
uzaklktadr. Dier bir ifade ile Vurtok Tekkesi, Vardar rmann kaynad ky-
de yer alr.
Tekke iinde iki mezar bulunur. Bunlarn isimleri Cafer Baba ve Hdr
Babadr. Onlarn Horosanl erenler olduu rivayet edilir. Cafer ve Hdr Babann
evliya olduuna inanlr ve kendileriyle ilgili mucizev bir olaydan bahsedilir.
Buna gre, Cafer ve Hdr Babann Osmanl dnemindeki savalardan birinde
kafalar kesilir. Evliya kabul edilen zatlar, kesilmi balarn ellerine alarak bu-
gnk mezarlarnn bulunduu yere gelirler (O zaman arazi, Dede Baba ailesine
aittir. Bugn de mezarlarn bulunduu yer ve tekke Dede Baba neslinden olduk-
larn iddia eden kiiler tarafndan sahiplenilmitir). Cafer ve Hdr Baba kafalar

180
Balkanlarda slamiyetin Yaylmasnda Tekke, Zaviye ve Ziyaretghlarn nemi

kesilmi hlde Baba Musann (Baba Musaya Dede Baba ismi verilmitir ve daha
ziyade bu isimle tannmtr) arazisine geldiklerinde gmlmek istedikleri yeri be-
lirtmiler ve onlardan gmmeleri iin rica etmiler.19 Aile onlar tarif ettikleri yere
deil, arazinin kesine gmer. Ertesi gn kalktklarnda mezarlarn gmld
yerde olmadklar, Cafer ve Hdr Babann tarif ettikleri yere doru yrdkleri
grlr. Bundan sonra evliya olduklar kabul edilir. Baba Musa ailesi o iki mezar
sahiplenmeye karar verir. Bylece her iki mezar iine alan yaklak 50 mlik bir
yap ina edilir.
Cafer ve Hdr Babann mezarlar yaklak be yz krk senelik mezarlardr.
Kendilerinin Bektai tarikatndan olduklar sylenir.
Cafer ve Hdr Baba ile ilgili olarak anlatlan baka bir olay da yledir: Cafer
ve Hdr Babann mezarlar yaplrken, evliya olduklarna inanlan bu kiilerin
suya ihtiyalar duymular. O zaman oralarda su bulunmuyormu. Cafer ken-
dinden kk olan Hdrdan su istemi. Kendisine suyun bulunduu yeri tarif
etmi (Bu yer, bugnk trbenin yaklak 700 m. batsndadr). Hdr, tarif edilen
yere ulatnda ne suyla ne de baka bir eyle karlar. Dnp durumu Cafere
anlatr. Cafer ona bir testi verir, gidip o yere kere vurmasn ister. Hdr oraya
varnca yere kere vurur, buradan kan fkrmaya balar. Hdr akn bir hlde
gelir, kan var, su yok der. Cafer de o kan ehitler kandr diyerek gidip oraya
defa tekrar vurmas iin srar eder. Hdr sylenenleri aynen uygular, ayn yerden
bu sefer su fkrmaya balar. Suyu aldktan sonra dner. Evet, su kt hem de
ba Vardar gibider. Gnmzde bu yer Bavardar ismiyle anlr. Bavardar,
Vardarn ba demektir. Yani, Vardar nehrinin ba veya kaynad yer anlamna
gelir. Bundan sonra nehrin ismi Vardar olarak anlr.
Cafer ve Hdr Baba Tekkesinin bakmn hlihazrda Fetahi ailesi stlen-
mitir. Onlar ayn zamanda trbedarlk yaparak ziyaretileri kabul ederler. Ziya-
retiler erkek olduunda Mensur Fetahi, bayan olduunda iseMensur Fetahinin
gelini Glah Fetahi tarafndan karlanr.
Fetahi ailesi, daha nce tekkeyle ilgili nemli bilgilerin yerald bir levhann
olduunu, fakat bu levhann buradan alndn, emin olmamakla birlikte, bu
levhann Trkiyeyegtrldn zannettiklerini belirttiler.
Buras, deiik rahatszlklar nedeniyle ziyaret edilmektedir. Kyllerin
inanlarna gre, tekke haftann yedi gnnde ziyaret edilmekle birlikte cuma
gn leden nce ziyaret edilmesi daha makbuldr. Yani cuma namaz nce-
sinde dualarn daha makbul olduu kabul edilir. Fakat isteyen dier gnlerde de
ziyaret eder.
Ziyaretiler Vurtok Tekkesine geldiklerinde Fetahi ailesi tarafndan kabul
edilir. Tekkeye beraberce girilir. Trbedar nden gider, ziyareti onu takip eder

19 Benzer bir olay tipin Vinisa kasabasnn Peklana kyndeki Sefer Baba Trbesi ile ilgili olarak da
anlatlmaktadr.

181
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

veriteller yaplr. Mezarlar uzunlamasna koyulmutur. Ziyaretilerden Bekta-


i tarikatna mensup olanlar sa taraftan, derman iin gelenler ise sol taraftan
ritellerini gerekletirirler. Giriteki Cafer Babann mezarnn ilk nce ayak-
lar ksmna daha sonra ba ksmna Bismillah denilerek elle dokunulur. Daha
sonra Hdr Babann da ilk nce ayak, daha sonra ba ksmna dokunulurken
besmele ekilir. Geriye dnlrken Hdr Babann mezarndan balanarak yine
bismillah denilerek mezarlarn orta ksmna ve ayaklarnn bulunduu ksma
dokunulur. Darya kmadan nce mezarlarn nnde diz kp ziyarete geli
niyeti belirtilerek,Cafer Baba, Hdr Baba sizden sebep Allahtan derman. szleri
tekrarlanr. Bunun yannda Kuran- Kerimden bildikleri sureler okunarak dua
edilir.
Bazlar ise tekkenin iinde iki rekat namaz klar. Bununla beraber bilen, ier-
de Yasin-i erif okuyarak dua eder. Bu uygulamalar ziyaretinin tercihi dahilinde
yaplr, ritel gerei olarak mecburi deildir.
Kendisine by yaplm ziyaretiler, tekkede ritelleri gerekletirip dua et-
tikten sonra, ierde tekrar hastalanarak kendini kaybeder. Cafer ve Hdr Baba
muskay kimin yaptn ve muskann nerede olduunu o kiiyebildirildii, mus-
ka bulunduktan sonra ziyaretilerinsalklarna kavutuklar rivayet edilir.
Ziyaretiler tekkeye gelmek iin niyet edilir, sonra ilk ziyaret yaplr. Bundan
sonra iki gn iinde iki ziyaretin daha pepee yaplmas gerekir. Yani, ziya-
ret gn iinde yaplarak riteller gerekletirilir. Her ziyarette riteller yap-
lp dua edildikten sonra, Osmanl dnemine ait olan tas ile, tekkede gecelemi
olan sudan hastaya verilir. Her gelite bu tastan su iilir. Bazlar ise bu sudan
evlerine gtrp imek iin ieler getirirler. Tasta, hlas, Ayetl-Krsi ve
okunmayacak kadar silik olan Osmanlca dualar yazldr. Bakrdan yaplm olan
tas yaklak bir kilo arlndadr.
Ziyaretiler gnllerine gre para, havlu, bart, gmlek, orap gibi eya-
lardan bata bulunurlar. Bunun yannda ziyaret nedeniyle dertlerine derman
bulurlarsa, kurban kesme sz verilir. Dilekleri kabul olan ziyaretiler, ziyaretle-
rinden sonra tekrar tekkeye gelerek adadklar kurban getirip keserler. Bu kurban
Fetahi ailesi tarafndan kydeki fakirlere datlr.
Bunun dnda ziyaretiler tekkeye mum da getirirler. Fakat mumlarn yakl-
masna izin verilmez. Mumlar, sadece Fetahi ailesi tarafndan kullanlr. Mumla-
rn akam namazndan 10-15 dakika nce yaklmas gerektiine inanlr. Mumla-
rn zamannda yaklmad vakit ya evlerindeki eyalardan birinin krld ya evin
lambalarndan birinin bozulduu ya da daha byk bir problem olduu iddia
edilir. Fetahi ailesi bu uygulamadan kurtulmak iin tekkeye elektrik balam. Fa-
kat bu durumda da ya kablolarn yand veya lambann bozulduu rivayet edilir.
Yani, bu durumun uygun olmad, onun iin sadece mum yaklmas gerektii
kabul edilir. Bu yzden her akam namazndan 10-15 dakika nce mutlaka mum
yaklmas ve tekkeye k verilmesi gerektiine inanlr.

182
Balkanlarda slamiyetin Yaylmasnda Tekke, Zaviye ve Ziyaretghlarn nemi

nceden tekke etrafnda su bulunmadndan, Cafer ve Hdr Babann ab-


dest almalar iin tekkeye her gn su ve havlu getirilirmi. Daha sonra Fetahi
ailesi tarafndan tekke evresine eme yaplm. Zaten grlen ryada da byle
emredilmitir. Sadece hasta olan ziyaretiler tarafndan tastan iilmesi iin tekke-
nin iine su getirilir. Yani o su bir gece orada geceledikten sonra hastaya verilir.
Vurtok Tekkesi hem Mslmanlar hem de Hristiyanlar tarafndan ziyaret
edilir. Glah hanmdan edindiimiz bilgilere gre, Vurtok Tekkesi haftada or-
talama 10-15 kii tarafndan ziyaret edilmektedir. Makedonyann her yerinden
ziyaretiler geldii, hatta yurtdndan da gelenler olduu ifade edilir.
Her trl rahatszlk iin ziyarete gelinebilir. Fakat bys olanlar, byden
dolay rahatsz olanlar, ocuklar rahatsz olanlar, ocuk sahibi olamayanlar daha
yaygn olarak ziyaret etmektedir. Psikolojik rahatszl olanlar da ziyaret yerine
getirilir. Elleri bal olarak gelenlerden bazlarnn, ritellerden hemen sonra ifa
bulduu sylenir. Konuamayan ocuklarn, ziyaretgha gn pepee getirilip
riteller uygulandktan, tekkedeki sudan itikten ksa bir sre sonra normal ola-
rak konutuu anlatlr. 12 sene ocuk sahibi olamayan bir kadnn da, tekkeyi art
arda gn ziyaret ettikten 9 ay 9 gn sonra ocuk sahibi olduu sylenmektedir.
Fetahi ailesi, Cafer ve Hdr Babaya yapm olduklar hizmetlerin karln-
da, onlarn da kendilerine yardm ettiine ve koruduuna inanmaktadr.
evredeki din adamlar bu gibi ziyaretlerin yanl olduunu beyan ediyor ve
bunlar slam dinine aykr buluyorlar. Dermann sadece Allahtan bulunacan
ve sadece ondan yardm dilenmesi gerektiini sylyorlar.

Sonu ve Deerlendirme
Makedonya Cumhuriyeti snrlar ierisinde odaklaarak, kutsaln sembolik teza-
hr biimlerinden biri olarak kendini gsteren ve bu bakmdan da mbarek bili-
nerek belli usl ve amalarla ziyaret edilen ziyaret yerleri ve bunlarla ilgili inan ve
uygulamalar fenomenolojik metodu esas alarak gerekletirdiimiz bu alma,
aratrma alanmzda ziyaret fenomeninin, zengin bir tezahr eitliliine sahip
olduunu bize gstermitir. Fenomenolojik ve tipolojik perspektiften olayn, l-
kemizde, anavatanmz Trkiyede ve hatta btn Trk ve slam dnyas arasn-
daki tezahr biimlerinin karlatrmal tedkiki, hi phesiz bu konuda bize
yeni ufuklar aabilecek mahiyeti haizdir. Bununla birlikte, bu tr bir amacn, bu
konuda bizimkine benzer daha birok monografik almalarn yaplmas artna
bal olduu akrdr.
Bu bakmdan, almamzn ikinci blmnde ziyaret yerlerini strktrel ve
fonksiyonel boyutlar ierisinde tahlile tabi tuttuk. Strktrel analiz, ziyaret yerle-
rinde bize kutsaln eitli karakteristiklerinin nasl tezahr ettiini gsterdii gibi,

183
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

ayn zamanda onun yapsal unsurlarn derinlemesine ve sistematik bir biimde


ayrdetmemize de imkn vermitir. Fonksiyonel analizler ise ziyaret yerinin, ara-
trma alanmzn din, toplumsal, psikolojik ve kltrel yaantsyla nasl btn-
letiini bize gstermitir. Bu btnleme, aratrma alanmzn ait olduu top-
lumun, Osmanllarn kltr ile nasl balantl olduunu bize gstermektedir.
almamz srasnda elde ettiimiz bilgiler ve gzlemlediimiz olaylara
dayanarak diyebiliriz ki, Makedonyada yaayan halk, kendilerince kutsal kabul
edilen yerlere reva gstermektedir. Derdine derman bulma vesilesi ortada oldu-
u zaman, Hristiyan veya Mslman olan halk arasnda, bu gibi yerleri ziyaret
etme konusunda ve ritelleri uygulama asndan pek fark gzetilmemektedir.
Farkl dini anlaya sahip olan ahslar, dier din gruplar tarafndan kutsal saylan
yerler rahatlkla ziyaret edilebilmektedir.
Makedonyada yaayan Mslmanlarn bu gibi davranlarnda dier dinlerin
etkisi de vardr. Bunun yan sra, tarikatlarn Balkanlarda da derin etkisi olduunu
ve tasavvuf anlaynda bu gibi davranlarn hor grlmedii gz nne alnacak
olursa, olay netleerek daha ak hle gelir.
almamz sonucunda grlmtr ki, zaman iinde ziyaret yerlerini ziyaret
edenler azalmam, tam tersine oalmtr. Bu ziyaretlerin deiik uygulamalar,
inanlar ve ritellerle gerekletirildii grlmtr. Blgedeki din adamlarnn,
bu amalarla yaplan ziyaretlerin ve uygulanan ritellerin dinen tasvip edilmedi-
ini ve yasak olduunu sylemelerine ramen ziyaretler eksilmemitir.

184
Balkanlarda slamiyetin Yaylmasnda Tekke, Zaviye ve Ziyaretghlarn nemi

Bibliyografya
ARAZ, Rfat, Harputta Eski Trk nanlar ve Halk Hekimlii, Ankara 1991.
BLGSEVEN, Amiran Kurtkan, Genel Sosyoloji, stanbul 1982.
CASTELLAN, Georges, Historie des Balkans (XIV XX siecle), Arnavutaya ev. Arben
Puto ve Luan Omari, Tirana 1992; Trkeye ev. Dr. Ayegl Yaraman-Babuu,
stanbul 1995.
ELK, Ali, slamn Kabul veya Reddettii Halk nanlar, stanbul 1995.
DANIMEND, smail Hami, Osmanl Tarihi Kronolojisi, stanbul 1955.
Dinler Tarihi Aratrmalar, Ankara 1973.
DRAGOYLOV, Dragolyup, Bogomilstvu na Balkanu i u Maloj Aziji i Bogomilski Ro-
donaelnici, Beograd 1974.
EMN, Ahmet, Fecrul-slam, 11.bask, Kahire 1975.
EYBOLU, smet Zeki, Anadolu nanlar, stanbul 1998.
GNAY, nver (Harun Gngr, aban Kuzgun, Huzeyfe Saym, Vehap Tatan), Kayseri
ve evresinde Ziyaret ve Ziyaret Yerleri, Kayseri 1995.
HAMMER, Joseph Von, Geschichte des Osmanichen Reiches, Bonakaya ev. Nerkez s-
mailagi, Zagreb 1979.
HANERLOLU, Orhan, Felsefe Ansiklopedisi
KAHRAMANYOL, Mustafa, Trk Haklar, Ankara 1995.
KALAFAT, Yaar, Ahmet DOAN, Kuzey Irakta Karlatrmal Trk Halk nanlar,
Ankara 1995.
KALAFAT, Yaar, slamiyet ve Trk Halk nanlar, Ankara 1996.
Makedonya Trkleri Arasnda Yaayan Halk nanlar, stanbul 1994.
Meydan Larousse, cilt. 6.
MORNA, rfan, Kosova Salnamesinde Kalkandelen Kazas (1894), evren 5, say 16,
Pritine 1977.
MURAT, Kemal, Krova ne Traditat e saj te vjetra, Shkup 1996.
POPOV, Aleksandar, Balkanlarda slam, ev. Komisiyon, stanbul 1995.
SARA, Tahsin, Byk Franszca-Trke Szlk, TDK, Ankara 1976.
SELM-OSMAN, Edibe, Rite e Besime Popullore ne Viset e Tetoves dhe te Gostvarit,
Shkup 1996.
SOLOVYEV, Aleksandar, Yesu li Bogomili Potovali Krst, Sarayevo 1948.
STOYANOVSK, Aleksandar, Gradovite na Makedoniya od Krajot na XIV do XVI vek,
Skopje 1981.

185
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

EHAP, Behicuddin, slamska Arhitektura vo Skopje, Skopje 1986.


TANYU, Hikmet, Ankara ve evresinde Adak ve Adak Yerleri, Ankara 1967.
Trklerde Tala lgili nanlar, Ankara 1968.
UZUNARILI, .H, Osmanl Tarihi, Ankara 1972.
YILDIZ, Hakk Dursun (M. etin Varlk, hsan Sakin, smen Mirolu, Feridun Emecan,
Mucteba lgrel), Doutan Gnmze Byk slam Tarihi, cilt. X, stanbul.
Zavod za Statistika, Statistiki Godinik na Republika Makedonija (1994), Skopje 1995.
ZERKA, Medhalul-Fkhul-Amm, I., Dmek 1963.

186
Balkanlarda slamn Yapc ve Evrensel
Paradigmas ve Osmanl Dneminden
Gnmze rfan Ocaklar:
Tekkeler ve Tarikatlar
(Arnavutluk, Kosova ve Makedonya rnei)
Metin ZETI
Prof. Dr., Tetova niversitesi, Makedonya

zet
I
slm tarihinin byk bir zaman dilimini oluturan Osman-
l Devletinin teekklnde ve geliiminde nemli rol olan
tasavvuf, sadece din alanla alkal bir olgu olarak kalmam,
fikir, felsefe, mimar, iir ve msk, ehirlerin kuruluu, bata olmak
zere btn ilim ve gzel sanatlara uzanarak ilm ve sosyal hayatla
ilgili ynlendirmeler yapan bir dnme ve yaama tarz olmutur.
Bu ekliyle tasavvuf, bata toplumdaki anomalilere kari bir reak-
sion olarak ortaya km, fakat daha sonralar, tm mslman
toplumlarn yapc ve evrensel hayat paradigmasn tekil etmitir.
Balkanlarda yaayan milletleri- Mslmanlar ve gayr- mslmler,
bu paradigmann dnda deerlendirmek, onlar hakknda eksik so-
nulara varmaya sebep olur.
Balkan, sra da, sarp, geit vermez, dalk arazi anlamnda Trke
bir kelimedir.Avrupal corafyaclar, Trklerin Merile Tuna arasn-
da, onlara paralel uzanan dalara vermi olduklar bu ismi alp ko-

187
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

caman bir yarmadaya vermilerdir.Hatta blgenin son asrlardaki


problemli gemii ve atmal paralanml, bu kelimeden bir de
Balkanize olmak deyiminin domasna yol amtr. Bundan ha-
reketle Balkanlar bir taraftan medeniyetler aras kpr, drtyol,
milletler salatas olarak nitelendirilirken dier taraftan Avrupann
iinde barut fs, sava meydan potansiyel atma alan ola-
rak grlmtr.
Balkan lkeleri eitli kltrlerin karm ile olumutur. Douda
Ssn devletinden gelen tcirler, batda Roma mparatorluundan
gelen tcirlerle Selanikte karlayor, mallarn deitiriyorlard.
Dnyann deiik blgelerinden gelen tcirler yanlarnda muhte-
lif zanaatlar da getirmekteydiler ve bunlarn birou da gittikle-
ri yerlerde yerleip kalyordu. Ayn zamanda, batdan gelen Roma
kltr ile douda Byk skenderin fetihlerinde karlat Hint,
Ssn, Mezopotamya ve Anadolu kltr Balkanlarda bir araya
geldi. Bu kltr karmnn belirtileri Osmanl ncesi Balkanlar-
daki kilise stillerinde, kiliselerin iindeki ikonorafyada, arkeolojik
kazlar sonucu ortaya kan eitli ssl ev eyalarnda aka grl-
mektedir. Balkan yarmadasnda yaayan milletlerin genel anlamda
slm diniyle tanmalar ve bazlarnn byk lde slm kabul
etmeleri Osmanllarn bu blgelere gelmesiyle olmutur, daha do-
rusu XIV. yzyln ikinci yarsndan itibaren.
slm ve Osmanl idaresinin yaylmasnda ve Balkan halklar (zel-
likle Arnavut ile Bonaklar) tarafndan toplu ekilde benimsenme-
sinde iki nemli unsur etkili olmutur:
1. Bogomilizm ve bu hareketin yapsndaki mistik anlay,
2. Osmanl ncesi blgeye yaylan derviler.
Balkanlarda Osmanl ncesinde tasavvuf anlaynn bu ynn
temsil eden ve hakknda birok efsanenin dilden dile dolat,
Mslmanlar arasnda sevildii kadar Hristiyanlarca da benim-
senmi olan ahs hi phesiz Sar Saltk (. 1264)tr. Sar Saltk
Dedenin hayat ve eseri, saysz efsanenin konusu olmutur.
Tarikatlar ve tekkeler Anadolu toplumu bnyesinde sosyal, siyas ve
din alanda topladklar sempatiyi Balkanlarda yaayan halk tarafn-
dan da grmlerdir. zellikle tekke yapmnda toplumun deiik
kesimleri ellerinde var olan gle yardmc olmaya almtr.
Balkanlara XIII. yzyldan itibaren yerlemeye balayan slam tasav-
vuf anlaynn XVIII. ve XIX. yzylda tesir ve yaygnlnn n-

188
Balkanlarda slamn Yapc ve Evrensel Paradigmas

ceki yzyllara gre arttna, deiik yerlerde ina edilen tekkelerle


ballarnn geni kitlelere ulatna ve mrid halkalarnn genile-
diine ahit olmaktayz. Mezkr blgelere ve yzyllara genel ola-
rak baktmzda u tarikatlarn faaliyet gsterdiini grmekteyiz:
Mevlevlik, Nakibendlik, Halvetlik, Kdirlik, Riflik, Sadlik,
Bektalik ve Melmlik.
Dervilerin kitlelere ynelik bu fonksiyonunun dnda bir de do-
rudan ahslara ynelik tasavvufun temel hedeflerinden olan insann
mnev terbiyesi vardr. Bu mnev terbiye netcesinde insanlar in-
sanlk uuruna varp Allahn istedii ekilde haytlarn srdrmeye
alacaklardr.
Bir nevi irfan ocaklar olan tekkelerin kurulu dnemleri, sava,
anari, kriz ve buhran asndan amzla byk lde paralellik
arzetmektedir. Onlar Anadoluda ve Balkanlarda, balarna gelebile-
cek birok tehlike yznden, yaadklar blgeleri aileleriyle birlikte
terk etmek zorunda kalmlardr. nsanlar, sadece mallarn ve ileri-
ni deil, moral ve mitlerini de kaybetmilerdi. te byle bir ortam-
da Byle bir durumda, tekke ve tarikatlar insanlar imana, mit ve
sevgiye davet ederek yeni bir perspektif ve paradigma ortaya atyor,
yzyllarca deiik ortamlarda etkisini srdrebilecek bir bilin ina
ediyor ve nce ile sonra birok mtefekkirin sistemi ierisinde yer
alaca, bir olgun insan portresi izmilerdir.
nsanln dn, ilm ve sosyo-psikolojik adan birok skntlar-
nn olduu gnmzde, bu problemlere zm nerileri sunabi-
lecek fikirler, ancak byk kargaalklar ve alkantlarn yaand
dnemlerde fert ve toplumun dn ve sosyal yapsn ayakta tutmay
ve yeniden inasn baarm bir paradigma ile mmkndr. Tekke
ve tarikatlar ve balarnda olan mritler bu perspektifi ok gzel
bir ekilde ilemi ve esas ftratn anlam insan- kmil anlaynda
temsil ettirmilerdir.

189
The Constructive and Global Paradigm
of Islam in the Balkans and the Wisdom
Societies from the Ottoman Era to Date:
Lodges and Religious Orders
(The Example of Albania, Kosovo and
Macedonia)

Summary
S
ufism which plays an important in the formation and de-
velopment of the Ottoman State which establishes a major
timeframe in the history of Islam has not only remained a
phenomenon in the religious area but has also become a philosophy
and life style which steers scientific and social life and reaches out to
all science and fine arts starting with ideas, philosophy, architecture,
poetry and music and the establishment of cities. In this way Sufism
has emerged primarily as a reaction to anomalies in society however
later on it has established the constructive and global life paradigm
of all Islamic communities. An evaluation of the nations living in
the Balkans muslims and non-muslims alike outside this para-
digm will result in incomplete conclusions about them.
The word Balkan in Turkish means a mountain range, a steep
impassable mountainous terrain. This name which has been given
by the Turks to the parallel mountain range between the Maritza

190
Balkanlarda slamn Yapc ve Evrensel Paradigmas

and the Danube has been taken by European geography experts and
given to a large peninsula. In fact the saying of being Balkanized
has been generated from the problematic past and the conflicting
fragmentation of the area in the past centuries. Based on this on one
hand the Balkans has been qualified as a bridge between civilizati-
ons, crossroads, a potpourri of nations and on the other hand it
has been defined as the powder keg, battlefield and potential
conflict zone within Europe.
The Balkan countries are comprised of the conglomeration of va-
rious cultures. Merchants from Sasani state in the east encounter
merchants from the Roman Empire in the west in Thessaloniki and
trade their goods. Merchants travelling from various regions in the
world are often accompanied by various artisans and many of them
settled in the various destinations. At the same time the Roman
culture from the west and the Indian, Sasanian, Mesopotamian and
Anatolian cultures encountered by the conquests of Alexander the
Great in the East conglomerated in the Balkans. This conglomerati-
on of culture is clearly indicated in the style of churches in the pre-
Ottoman era Balkans, the iconography ornamenting the churches
and the various ornamental household goods which have been reve-
aled by archeological excavations. The nations living on the Balkan
peninsula were introduced to the Islam religion in a general sense
with the arrival of the Ottomans to these regions as well as the
adoption of Islam by some of them in other words as of the second
half of the XIVth century.
Two significant elements have been influential in the collective
adoption of Islam and the expansion of the Ottoman administra-
tion by the Balkan peoples (especially the Albanians and the Bos-
nians):
1. Bogomilism and the mystic understanding of the structure of this
movement
2. The dervishes who had spread in the region in the pre-Ottoman
era.
There is no doubt that the individual who represents this aspect
of Sufism in the pre-Ottoman era in the Balkans and has been lo-
ved by the Muslims and adopted by the Christians and regarding
whom numerous legends circulate is Sar Saltk (d. 1264). The life
and works of Sar Saltk Dede have been the subject of countless
legends.

191
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Religious orders and lodges received the same sympathy in social,


political and religious areas by the people of the Balkans as they had
received within the Anatolian community. Various groups in the
community tried to be helpful with the means they had especially
in the establishment of lodges.
We witness that the understanding of Islam Sufism which started to
establish itself in the Balkans as of the XIIIth century increased in
terms of influence and prevalence in the XVIIIth and XIX centuries
compared to previous centuries and that it has reached wide audi-
ences through affiliated lodges and follower peoples have expanded.
An overview of settlement areas and centuries displays the activity
of the following religious orders: Mevlevi, Naqshbandi, Khalwati,
Rifai, Sadi, Bektashi and Malamatiyya.
In addition to this function that the dervishes delivered to the mas-
ses there was the direct fundamental goal of mysticism for individu-
als which was the spiritual discipline of humans. As a result of this
spiritual discipline individuals could be able to grasp a conscious-
ness of humanity and sustain their lives in the way that the Creator
had intended.
The establishment eras of the lodges which were like some kind of
associations of wisdom parallel our era in terms of wars, anarchy,
crisis and depression. They had been forced to leave the regions they
inhabited in Anatolia and the Balkans with their families to escape
various possible hazards which might befall them. People had not
only lost their goods and jobs but their morale and hopes as well.
In such an environment and state lodges and religious orders invite
humans to faith, hope and love and generates a new perspective and
paradigm, structures a consciousness that can sustains its impact in
different environments for centuries and has drawn the portrait of
a mature human being which is included before and after in nume-
rous reflective systems.
Ideas which generate solutions to the problems of humanity which
are currently caused by religious, scientific and socio-psychological
issues can only materialize with a paradigm which has maintained
the religious and social structure of individuals and the communi-
ties through major tumult and turmoil and enabled its restructu-
ring. Lodges and religious orders and the mentors who administer
them have processed this perspective very well and represented the
consciousness of understanding the principles of the perfect human
being.

192
Balkanlarda slamn Yapc ve Evrensel Paradigmas

Giri
Kaynan Kurn ve Snnetin ruhundan alp Mslmann gnl dnyasnda
manev gelimeyi hedefleyen slm tasavvufu kltrel zenginliimizin nem-
li kaynaklarndan biridir. Balangta Ahmed Rifa, mam Cuneyd el-Badadi,
Abdlkadir Geylan, Ahmed Yesev, Mevln Celleddn Rm, eyh Edebl...
gibi byk sflerin ahsiyetinde temsil edilmi slam tasavvuf dncesi daha
sonralar gerek ortaya kan trl akmlar ve gerekse yetitirdii mtefekkir-mu-
tasavvflar asndan son derece zengin bir konuma sahiptir.
slm tarihinin byk bir zaman dilimini oluturan Osmanl Devletinin te-
ekklnde ve geliiminde nemli rol olan tasavvuf, sadece din alanla alkal bir
olgu olarak kalmam, fikir, felsefe, mimar, iir ve msk, ehirlerin kuruluu,
bata olmak zere btn ilim ve gzel sanatlara uzanarak ilm ve sosyal hayatla
ilgili ynlendirmeler yapan bir dnme ve yaama tarz olmutur. Bu ekliyle
tasavvuf, bata toplumdaki anomalilere kari bir reaksion olarak ortaya km,
fakat daha sonralar, tm mslman toplumlarn yapc ve evrensel hayat para-
digmasn tekil etmitir. Balkanlarda yaayan milletleri- mslmanlar ve gayr-
mslmler, bu paradigmann dnda deerlendirmek, onlar hakknda eksik so-
nulara varmaya sebep olur.

Osmanl ncesi Balkanlar


Balkan, sra da, sarp, geit vermez, dalk arazi anlamndaTrke bir kelimedir.
Avrupal corafyaclar, Trklerin Merile Tuna arasnda, onlara paralel uzanan
dalara vermi olduklar bu ismi alp kocaman bir yarmadaya vermilerdir.1Hatta
blgenin son asrlardaki problemli gemii ve atmal paralanml, bu ke-
limeden bir de Balkanize olmak deyiminin domasna yol amtr. Bundan
hareketle Balkanlar bir taraftan medeniyetler aras kpr, drtyol, milletler
salatas olarak nitelendirilirken dier taraftan Avrupann iinde barut fs,
sava meydan potansiyel atma alan olarak grlmtr.2
Balkan yarmadasnn doal ve coraf artlar nedeniyle yarmadada barnan
devlet ve milletler Anadolu ve Orta Dou ile bir taraftan, batdaki devlet ve mil-
letlerle dier taraftan irtibatta olmulardr. Baty douya balayan en ksa kara-
yolu Balkan yarmadasndan geer, Akdenizi de Orta Avrupa lkeleriyle (Avus-
turya, Macaristan, ekistan, Polonya) balayan denizyolu Adriyatik denizinden
gemektedir. Yaplan arkeolojik aratrmalar, Balkanlar ile Anadolu arasndaki
kltr ve ticar ilikilerin ok eski devirlere dayandn sylemektedir. Ortaya
kan malzemeler bu ilikinin 4-5 bin yl ncesine kadar gittiini gstermektedir.3

1 Ylmaz ztuna, Rumelini Kaybmz, stanbul, 1990, s. 9; Castellan, Georges, Histoire des Balkans,
Arnavutaya evirenler: Arben Puto ve Luan Omari, Tirana trz., s. 17.
2 Modern History of Macedona, 1830-1912, Selanik, 1988, s. 290.
3 Muhamet Ternava, Studime Per Mesjeten, pek, 2000, s. 81.

193
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Milttan nce 6.-5. asrlardan itibaren ise Akdenizden Adriyatik vastasy-


la Orta Avrupa lkelerine giden denizyolu nemli lde arlk kazanmtr.
Akdenizden Venedike giden denizyolunda tcirlerin ve yolcularn devaml ura-
d iki liman vard. Biri Dubrovnik liman ki onun vastasyla Slovenya, Hrvatis-
tan, Srbistan ve Bosna Akdeniz lkeleriyle ticar ilikilerini devam ettirmilerdir.
kincisi de Arnavutluktaki Durazzio (Dra) limandr. Durrazzio liman Arnavut
blgelerini (Arnavutluk, Kosova, ameria, Makedonyann bir blm) Akdeniz
lkeleriyle balamtr. Zikredilen iki gzerghn dnda bir de Ege denizin, Se-
lanik limanndan Vardar nehriyle Manastr ve skpten geerek batya giden yol
da doudan batya intikal eden kltr etkileimde etkili olmutur.
Zikredilen btn bu nedenlerden dolay Balkan lkeleri eitli kltrlerin ka-
rm ile olumutur. Douda Ssn devletinden gelen tcirler, batda Roma m-
paratorluundan gelen tcirlerle Selanikte karlayor, mallarn deitiriyorlard.
Dnyann deiik blgelerinden gelen tcirler yanlarnda muhtelif zanaatlar
da getirmekteydiler ve bunlarn birou da gittikleri yerlerde yerleip kalyordu.
Ayn zamanda, batdan gelen Roma kltr ile douda Byk skenderin fetih-
lerinde karlat Hint, Ssn, Mezopotamya ve Anadolu kltr Balkanlarda
bir araya geldi. Bu kltr karmnn belirtileri Osmanl ncesi Balkanlardaki
kilise stillerinde, kiliselerin iindeki ikonorafyada, arkeolojik kazlar sonucu or-
taya kan eitli ssl ev eyalarnda aka grlmektedir.4 Bunun en belirgin
misali Manastr ehrinin yannda arkeolojik kazlar sonucu ortaya kan eski Stobi
ehridir. Stobi ehrinin amfisi eski Roma stilinde yaplrken, her kapnn nnde
tatan yaplm Mezopotamya simgelerini tayan ikier aslan yer almaktadr.5
Balkan yarmadasnda yaayan milletlerin genel anlamda slm diniyle tan-
malar ve bazlarnn byk lde slm kabul etmeleri Osmanllarn bu blge-
lere gelmesiyle olmutur, daha dorusu XIV. yzyln ikinci yarsndan itibaren.
Ancak Balkan yarmadasnn ilk sakinleri lirler ve V. asrdan balayarak blgeye
yerleen gney Slavlar, slm diniyle daha nceden de tanmlardr.6 Slavlarda
slm dininin ilk izlerine Slavlarn henz Balkan yarmadasna yerlemeden nce,
daha dorusu Slavlarn henz Hristiyanl kabul etmeden, eski oktanrl inan-
lar dneminde rastlanmaktadr.7 Eer bu iddia doru ise o zaman Hristiyanln
Balkan sakinleri arasnda ortaya k slmdan nce deildir. Balkan yarmada-
sna yerleen birok Slav kabilesi henz Hristiyanl kabul etmi deildi, ancak
Bizansn resm dini hline gelmi olan Hristiyanlk gl ve geleneksel Bizans
devlet kltrnn desteiyle yeni yerleen milletlere harp meydannda sava kay-
betmi olsa bile kltr ve medeniyet asndan galip gelmiti. Fakat Hristiyanl

4 Dragoljub Dragojlovi, Bogomilstvo na Balkanu i u Maloj Aziji i Bogomilski Rodonaelnici, Beograd, 1974,
s. 9.
5 Stobi ehrindeki yaplarla benzer zellikler tayan birok baka din ve sosyal yap daha mevcuttur. Daha
geni bilgi iin bkz. Redzi, Husrev, Studije O slamskoj Arhitektonskoj Bastini, Sarajevo, 1983.
6 H. Seton-Watson, Nacije I Drzave, Zagreb 1980, s. 150.
7 Muhamed Hadyijahi, Neki Pojavni Oblici slamske Civilizacije u Nas, Argumenti-asopis za drustvenu
teorju I praksu, Nr. 2/1982, Rijeka, s. 212.

194
Balkanlarda slamn Yapc ve Evrensel Paradigmas

kabul etmi olsalar bile, din emsiyesi altnda yaplan birok hakszla dayana-
mayp birok defa lirlerin ve Slavlarn Mslman Araplarla ittifaka girip Bizansa
kar savatklarn tarih vesikalar sylemektedir.
Binlerce Slav ve lir asll Bizans askeri Araplarn tarafna gemitir.840-841
ylnda Adriyatik sahiline yaplan Mslman aknlar sonucu, sahilde bulunan
baz ehir devletler Bizans egemenliinden kurtulmutur. Gney Slav tarihinin
en eski kaynaklarndan biri olan Pop Dukljaninin Salnmesinde (Ljetopis) yle
denilmektedir:
O zamanlar Sicilyadan birok Arap (Saracen) gemisi grnd. Sahil ehir-
lerinin tamamn yktlar. Latinler ise kaarak Slavlarn kaldklar tepelere yerle-
tiler.Daha sonralar Slavlar, Latinlerin ehirlerine dnp onlar kleletirdiler.
talyann gneyine ve Sicilyaya yerlemi olan Mslmanlar -tcirler, zanaat-
lar, sfler- deiik vesilelerle Dalmayann sahil ehirlerine gelip yerlemiler-
dir. Trogir ehrinde IX.veya X. asrda kilise kaps nnde yaplm srtnda yk
tayan Mslman heykeli bu ilikinin var olduunu sylemektedir. Endlste
Emev devleti kurulduunda askerlerin arasnda birok lir ve Slav asll gen
halfenin ve yneticilerin zel koruma grevinde bulunmutur.8
Balkan yarmadas sakinleri ile Mslmanlar arasnda ticar ilikiler de olmu-
tur. Adriyatik sahilinde Dubrovnik ve Durrazzio limannn bu konuda epeyce
yardmc olduunu daha nce sylemitik. Ticar ilikinin ileri boyutlarda oldu-
unu Bosna-Hersekin, Arnavutlukun ve Srbistann i kesimindeki ehirlerinde
bulunan ve VIII. ve IX. asra ait olan baz maden paralar da gstermektedir.9
Hristiyanl kabul etmi Balkan milletleri arasnda slm dinini yaymaya
alan kiilerin ve kitaplarn da olduu, Papa Nicolae tarafndan I. Bulgar kra-
l Boris Hana gnderilmi olan cevap niteliindeki mektuptan anlalmaktadr.
Mektupta yle denilmektedir:
Siz milletinizin arasnda Araplarn datm olduklar dinsizlerin kitaplaryla
ne yaplmal, diye soruyorsunuz. Onlar yok etmek gerekir, nk Korintlilere
gnderilen mektupta yle yazldr: Kt konumalar salkl dnceyi ykar.
Zararl ve dine kar olduklarndan onlar atee atn.10

8 M. Breznik, M. Senti, Sastav I Razvitak Stanovnistva u Jugoslaviji Prema Naconalnoj Prpadnosti, Razvitak
Stanovnitva Jugoslavije u Posleratnom Perodu, Institut Drustvenih Nauka, Centar za Demografska
strazivanja, Beograd, 1974, s. 45.
9 Bosnal nl yazar Osman Asaf Sokoloviin ahs koleksiyonunda, Mostarda bulunmu ve Halfe II.
Mervan dnemine ait bir gm para vardr. Parann bir tarafnda hls sresi ve kelime-i tevhid dier
tarafnda ise Tevbe sresinin 33. yet-i cellesi yazldr. Bkz. Hadzjahic, Muhamed, slm i Muslimani,
Sarajevo, 1977, s. 21.
10 Metnin asl yledir: De libeeris profanis, guas a Sarracenis vos abstulisse acapud vos haber e perhibetis,
guid faciendum sit, inguiritis. Qui mimiraut non sunt reservandi: Cunmpunt enim, sicut seriptum est
mores bonos collogna mala , set utpote noxii et blasphemi igni tragendi. . Bkz. Sarajli Semsudin, Mi I
Bliznji stok, Sarajevo 1935, s. 206.

195
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

ki nl Hristiyan misyoneri olan Kiril ve Metodinin (IX. asr) tartmala-


rn ieren Jitye isimli kitapta, onlarn birok Mslman limle yapm olduklar
tartmalara yer verilmitir.
Omi11 tarihinden bahseden Cronica di Slavonia kitabnda, kiliselerdeki iko-
norafyaya ve Hz. snn ilh olduuna kar kp, kiliseleri ykmaya kalkan
genlerden, zellikle Kai kardelerden bahsedilmektedir. nl klasik Hr-
vat tarihi Lukarevi diyor ki, Onlar (Kai kardeler) Muhammedin dinine
bulamt.12
Fakat buna ramen Balkan yarmadasna yerleen ilk Mslman ahali Araplar
deil Trklerdir. Balkan yarmadasnn ilk Mslman sakinleri Selanik vilyetine
bal Vardar ovasna yerleen Trk boylardr.13 XI. asrn yarsndan itibaren Bal-
kanlara Peenekler, Kumanlar, Kpaklar yerlemeye balamtr. 1050-1100 yl-
lar arasnda yazlm olan Srp, Bulgar kronikleri Trk boylarna kar iddetli kin
ve nefret ifadeleri kullanmaktadrlar.14
Trk boylarnn gelmesiyle Balkan yarmadasnn beer corafyasnda, zel-
likle Niten kuzeye doru Tuna nehrine kadar, deimeler olmutur. XI. ve XII.
asrlarn seyahatnme yazarlar, bu blgelerde snnet olmu, yerli halkla ok iyi
uyum salayan, adrlarda yaayan boylarn yerletiini sylemektedirler.15
Nihayet son devrede Osmanl Trklerinin faaliyetleri sz konusudur. Osman-
llar ar ama kararl admlarla ilerleyecek ve buray Rumeli yaparak Devlet-i
liyyenin ayrlmaz bir paras hline getirecektir.

Osmanl ve Balkanlar
Osmanl devletinin kuruluundan ok nce Balkanlarda Trklerin varoluundan
sz etmitik. Avrupay hedef alan Hun aknlarndan sonra Avarlar, Kumanlar,
Peenekler, Vardar Trkleri (Vardariot) gibi baz Trk kavimleri Balkanlara yer-
lemitir. Osmanl fetihleri balad sralarda bu Trk boylarnn izleri tamamen
henz silinmemiti ve bir hayli Trk meneli yer ismine rastlanmaktayd.16
Blgede Osmanllardan nce Trk unsurunun mevcudiyeti (yer yer asimile
olmu ise de) slmn ve Osmanl idaresinin kabul edilmesinde nemli rol oyna-
mtr.17

11 Hrvatistanda bir ehir.


12 Zarko Benkovi, Bogumilstvo I slmizacija, Argumenti-asops za teorju praksu, Nr. 2/1982, Rijeka, s.
234.
13 Daha geni bilgi iin bkz. Janin, R., Les Turcs Vardariotes, Echos d Orient, XXIX, 1930, s. 437-449.
14 Ludvik Kuba, teni o Bosne o Hercegovine, Prae 1937, s. 237.
15 Marko Vego, Zbornik Srednjovekovnih Natpisa III, red. br. 160 ve 199.
16 Bu yer isimlerine bugn bile rastlanmaktadr: Vardar, Kumanova, Obrovatz (Avar kelimesinin Slav telaffuz
ekli).
17 Bkz. Hadzjahic, Muhammed, a.g.e., s. 25.

196
Balkanlarda slamn Yapc ve Evrensel Paradigmas

slm ve Osmanl idaresinin yaylmasnda ve Balkan halklar (zellikle Arna-


vut ile Bonaklar) tarafndan toplu ekilde benimsenmesinde iki nemli unsur
etkili olmutur:
1. Bogomilizm ve bu hareketin yapsndaki mistik anlay,
2. Osmanl ncesi blgeye yaylan derviler.

1. Bogomilizm ve Bogomillerin Mistik Yaklamlar


oktanrl inanca sahip olan Arnavutlar ve gney Slavlar Hristiyan dinine kar
honutsuzluk gstermilerdir. Kendilerine zorla empoze edilen bu dinle beraber
Romallar onlar Latinletirmeye altklarndan dolay kilise otoritesinden ayrl-
mak iin areler aramlar ve bu yolda epeyce mcadele etmilerdir.18
Papala ve Frank ile Macar memleketlerine yakn blgelerde yaayanlar
(Sloven, Hrvat ve Srplar) kilisenin basklarna dayanamayp Hristiyanl kabul
etmilerdir. Fakat dou ve gney blgelerde, zellikle dalk yerlerde oturanlar
(Bonaklar ve Arnavutlar) arasnda Hristiyanln yaylmas yzeysel ve zayf ol-
mutur. Durum byle iken Anadolu yoluyla doudan gelen Bogomil hareketi
Bonaklar ve Arnavutlar arasnda epeyce reva grmtr. Bogomil hareketindeki
tek Tanr anlay daha sonralar slmn kabul edilmesinde etkin rol oynamtr.
Bogomilizm mstakil bir din ve siyas hareket deil, ancak resm din anlay-
na tenkiti bir yaklamn tezahrdr. Yani lks ve israfa boulan kilise hiyerar-
isine bir reaksiyondur.19
Bogomil hareketi Ermenistandan Gney Fransaya kadar uzanan mistisizm
erevesi ierisinde ortaya kmtr, o asla bir ahsn veya bir toplumun mahsul
deildir, ancak mistik tecrbenin blge adaletsizlii sebebiyle ortaya kdr.20
Bogomil hareketinin en belirgin zelliklerinden biri gnostisizmdir.21Bogomil
nazariyat ve uygulamalarnda gnostik anlay byk lde mevcuttur.22 Eer

18 Balkanlarda kilise hiyerarisinin iyice yerlemesi ancak IX. ve X. asrlardan sonra olmutur. Fakat olutuktan
sonra da yine mahall piskoposlar merkezden ayr hareket etmeye uramtr. Bosna kilisesi bunun en bariz
rneidir. Bkz. Dragojlovi, Dragoljub, Bogomilstvo Na Balkanu i u Maloj Aziji i Bogomilski Rodonaelnici,
Beograd, 1974, s. 4.
19 Hazreti Peygamberden sonra ilk zamanlarda Mslmanlarda mahede edilen inziv hareketi de sosyal
bnye iinde bir reaksiyon olarak ortaya km, daha sonralar ise aksiyon hlini almtr. Bkz. Eraydn,
Seluk, Tasavvuf ve Tarikatlar, s. 58.
20 Dragojlovi, Dragoljub, a.g.e.,s. 2.
21 Gnostisizim veya rfniyye: Bilgi kaynann kef ve ilham olduunu savunan tasavvuf ve felsef akmdr.
Szlkte bilmek, tanmak, kavramak anlamna gelen irfan kelimesinden nispet ekiyle oluturulan
irfniyye, Yunanca bilgi manasndaki gnosisten tretilen gnostisizm karlnda kullanlan bir terim olup
bata Tanr olmak zere varlk ve olaylarla din konulara dair gerek ve derun bilginin duyu verilerine, akl
yrtmeye veya burhan kantlamalara dayanmakszn sadece kef ve ilham yoluyla elde edilebileceini ileri
sren mistik ve felsef akm ifade etmektedir. DA, VII, 361, rfaniyye.
22 Daha geni bilgi iin bkz. Angelov, D.,Bogomilstvo v Blgarija, s. 120-121, 186; Obolensky, D., The
Bogomils, s. 52, 139; Runcinam, S., The Medieval Manichee, 2/25.

197
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

iki kilise merkezi tarafndan alnan tavrlar anlatan vesikalar bir tarafa braklr-
sa gnostik anlayn Bogomil hareketinde temel ta olduu ortaya kar.23Onlara
gre Tanr ve varln mahiyeti ancak kef ve ilham yoluyla kalbe gelen ve umu-
miyetle akl bilgiden stn olan bir deer tayan irfanla anlalabilir.24
Tanr birdir, diyor Bogomiller, Hz. s, Kutsal Ruh Onun deiik
tecellileridir.25Bogomillerde ontoloji ve epistemoloji anlay ile daha sonralar
Bogomillerin yaadklar blgelere gelecek olan Osmanl ncesi bu blgelere ge-
len dervilerinin anlay ve onlardan sonra blgeye yerleip uzun sre hkm
srecek Osmanl tasavvuf slm anlay arasnda epeyce ortak noktalar vardr.
Kanaatimizce Bogomilizme mensup olanlarn (Bonaklar ve Arnavutlarn bir b-
lm) slma gemelerinde tasavvuf slm anlaynn byk lde etkisi ol-
mutur. Hi phe yok ki Balkanlarda yaayan milletlerde slmn kabullenmesi
bir sreten gemi ve zikrettiimiz faktrn dnda birok baka siyas, sosyal,
ekonomik faktr de etkili olmutur.
Bogomillerdeki din pratik ile messese hiyerarisinde mistik dzenleme
mevcuttur ve slm tasavvufundaki sistem ile benzerlik arzeder. Bir ahs Bogomil
hareketine katlmak istiyorsa bat etmesi gerekir. Harekete yeni biri katldnda
Bogomiller zel bir yn tertipler. Bu ynde talip, dede (dyed) ismini verdikleri
cemaat nderinin nnde dizst oturur ve elini ncilin zerine koyup nderi-
nin emrinden kmayacana dair yemin eder26 ve dedenin u sorularna mspet
cevap vermesi gerekir: Hz. snn ruhaniyetini kabul etmeye hazr msnz, elini
kitabn zerine koyup bugne kadar yapm olduun gnahlardan piman olur
ve bir daha tekrarlamamaya sz veriyor musunuz? Hayatnzn tamamnda i ve
d temizlie, tevazua ve mana leminin deerlerine saygl davranacana ahitte
bulunuyor musunuz? Ayn zamanda hibir zaman insan ldrmeyeceine, zina,
hrszlk vs. yapmayacanza dair yemin eder misiniz?27
Bogomiller beden ve ruh temizliine de ok nem vermilerdir. badetlere
balamadan nce bedenin belirli yerlerini ykayp temizledikleri belirtilmekte-
dir.28

23 Schmidt, C., Histoireet Doctrine di la Secte Cathares, II, 265 (Bogomilizmi Kataryen gnostisizmin bir sektesi
olarak grmektedir.); N. Filipov, Proizvod i Sunost na Bogomilstvoto, II, s. 265 (Gnosay Bogomil
hareketinin temeli olarak grmektedir.). Kr. J.V.G. Engelhardt, Die Bogomilism, Kirhengeschichte, 1832,
s. 151-206; Matter, A.J., Histoire Antique du Gnosticisme, III, s. 294.
24 Mandi, Dominik, a.g.e.,s. 58.
25 A.g.e.
26 Mandi, Dominik, a.g.e., s. 325.
27 Bogomil hareketine katlma merasimi tarikatlardaki bat merasimine ok benzemektedir. Bat srasnda
kullanlan sorularn asl yledir: ohannes, habetis voluntatenrecipiendi baptismum sprtuale Christi et
perdonum vestrorum peccatorum, propter deprecationem bonorum, christianorum, cuum impositione
manuum, et retinere illlud toto tempore vitae vestre Cum castitate et humilitate, et cuum omnibus
aliis virtutibus bonis, guas deus vobis tribuere voluerit? tem aportet vos facere hoc votum et honc
promissionem deo, guod ruuguom facietis komicidum, nec adulterum rec furtum palam rec privatim, rec
inrabitis voluntarie aligua accasione rec Per vitam, rec Per mortem J., Sidak,O Vjerodostojnosti sprave
Bosanskog Bana Tvrtka Stjepanu Rajkoviu, Zbornik Radova Filozofskog Fakulteta II, Zagreb 1954, s. 37-
38.
28 A.g.e.,s. 45.

198
Balkanlarda slamn Yapc ve Evrensel Paradigmas

Fakirlik (siromatvo) Bogomillerde stn bir deer olarak kabul edilmitir.


Cemaatin nderleri yaptklar din hizmetler iin cret almadklar gibi kendi
mallarnn tamamn da muhta kiilere datrlard. Tenashn bir gerei olarak
ruhun bedenden bedene intikal edeceine inandklarndan dolay et yemezler,
arap da imezler; oru tuttuklar zaman, gnde bir defa gne battktan sonra
yemek yerlermi. Oru gnleri unlard: Her hafta gn (Pazartesi, aramba
ve Cuma), her senenin banda ve sonunda birer hafta ve her senede krk gn.
Bogomiller gndz be ve geceleyin kapal meknlarda drt defa dua
ederlerdi.29Dualarnda birka defa eilir, birka defa da balarn yere koyup
(secde eklinde) dua ederlerdi. Dualarn tek bana yaptklarndan dolay zel
mabedler (kilise) ina etmemilerdir.Bogomiller ibadetini yaparken eilir, yere
kapanr ve bazen de kendinden geerek balarn ne arkaya ve saa sola gtrerek
hareket ederlerdi.30
Ayn zamanda onlar Tanrnn sda bedenletiini (Transsubstantiatio) kabul
etmez ve bunun gerei olan Ekmek-arap ynini (Evharistiya) de sama olarak
grrlerdi. Onlara gre Hz. s ilh hakikati tayan bir tezahr, bir melektir.
Bogomil doktrinine gre Hz. snn bedeni ruhunun glgesidir, o hibir zaman
insan bedenine girmemi, yememi, imemi, eziyet ekmemi, haa saplanma-
m ve yeniden dirilip gkyzne kaldrlmamtr.31
Bogomil cemaatinin manev lideri dede (dyed) ismiyle isimlendirilmitir.
Dede oniki halfe (strojnik)nin arasndan seilir ve hayatnn sonuna kadar grev-
de kalr.32 Dedenin ynettii oniki halfeden (strojnik) -Hz. snn havarileri gibi-
oluan bir kurul vard. Halfelerden her biri belirli bir blgenin din yneticisiydi.
Dede ve halfenin dnda Bogomillerde yal (starac) ve misafir (gost) unvan da
mevcuttu. Yal ve misafirlerin arasnda birer Byk Yal ve Byk Misafir seilir
ve onlar Dede ile halfeler kurulunda temsil ederdi.33
Ortodoks ile Katolik kiliselerin devlet mekanizmas araclyla Bogomillere
kar uygulam olduklar bask ve Bogomillerin nazar, amel ve messesev ko-
nularda slm diniyle, zellikle Balkanlara intikal eden tasavvuf slm anlayyla
olan benzerlikleri Bogomil olan Bonaklarn ve baz Arnavutlarn slm dinini
kabul etmelerini kolaylatran nemli faktrlerden saylabilir.

29 H., Puech, Ch. Vaillant, A., Le Troite Contre Les Bogomiles de Cosmos le Pretre, Paris 1945, s. 83.
30 Euthimi de Peribleptos, Epistola Invectiva Contra Phundagiagitas sire Bogomilos Haereticos, Leipzig
1908, s. 3-86.
31 Hz. s hakknda Bogomillerin anlayn anlatan orijinal cmleler yledir Quidom enim Cathari,
videlicet Sclari, negout cuum habere animom, et dicunt, istud corpus phantasticum, guod habuit secundum eos
regetatum fuisse ab Angelo, guem Deus misit in mundum. Christum enim non Deum, sed Angelum confitentur.
Dominik, Mandi, a.g.e.,s. 366.
32 Benzer uygulama Bekta tarikatnda mevcuttur.
33 Bkz. Dominik, Mandi,, a.g.e.,s. 218.

199
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

2. Osmanllar gelmeden nce blgeye yaylan derviler


Osmanllar Balkanlara yneldikleri zamanlarda Hristiyan Balkan devletleri mez-
hep ve hanedan kavgalarnn yol at siyas bir kaos ierisindeydi. Osmanl
Devletinin asker ynnn tesinde ideolojik planda slm dininin dzenli, sis-
tematik ve insan yapsna uygun din ve ideolojisi, birbirleriyle devaml sava hli
ierisinde bulunan Hristiyan veya yar Hristiyan gruplara yapc bir teolojik ve
pragmatik alternatif sunmutur.
Malum olduu zere her tarikatn temelinde insan nefsini terbiye etmek ve
insan istidatlarna ve tabiatna uygun bir din anlay sunmak vardr. Kinatn
srr olarak her fert birbirinden farkl bir mizaca, fikre ve hissiyata sahip olarak
yaratlmtr. Her insan kendi ahsiyeti ierisinde bamsz bir lem tekil ettii
gibi o ayn zamanda sosyallemeye muhta olan bir varlktr.Yani insan toplum
d bir varlk olarak grmek veya dnmek mmkn deildir.
nsan kapasitesinin bu inceliini ok iyi kavrayan deiik tasavvuf akmlarna
mensup ahslar bir yandan insann ferdiyetine, dier taraftan da sosyal ynne
gereken nemi vererek ahs ve toplumlara uygun bir ideolojik sistem sunmutur.
Balkanlarda farkl mill kkenlere, rf, det ve geleneklere sahip olan yerli
nfus, Roma, Frank, Macar ve Srplarn zorba ve zalim idareleri karsnda, bo
ve tenha34 yerlere yerleen gezginci dervilerin sunduklar sistemi byk lde
tercih etmilerdir.35
Osmanllar Balkanlara yerlemeden nce seyyah derviler bu blgelere gelip
bir taraftan slm anlatm dier taraftan da adaletsizlik penesi altnda yaayan
topluluklara alkn olmadklar alternatif bir tolerans anlay sunmulardr.
Balkanlar Osmanl ordusu tarafndan gelip asker adan fethedilmesinden
nce seyyah derviler tarafndan bir anlamda fethedilmitir. Dier bir deyile Os-
manl buraya geldiinde yerli halk psikolojik olarak bu fethe hazr hle getirilmi
bulunuyordu.36
Trklk ve slm adna bir gnl fethi gerekletiren dervilerin nemli rol
oynadn gnmzde dahi yol kavaklarnda bulunan tekkelerin varln ko-
rumas ile aklamak mmkndr.37Balkanlarda slmiyetin ilk tohumlarnn

34 mer Ltfi Barkan, Osmanl mparatorluunda Bir skn ve Kolonizasyon Metodu Olarak Vakflar ve
Temlikler, stil Devirlerinin Kolonizatr Trk Dervileri ve Zviyeler, Vakflar Dergisi, sy. II, Ankara
1964, s. 279-353.
35 G. Finley,A History of Greece From Its Conquest By the Romans to the Present Time, Oxford 1877, III, 502;
T.W. Arnold, The Preaching Of Islam, The Propagation of the Muslim Faith, Karachi 1979, s. 149.
36 Birge John Kingsley, Bektalik Tarihi, ev. Reha amurolu, stanbul 1991, s. 57; Oki, Tayyib, Bir
Tenkidin Tenkidi, A...F.D., sy. II, Ankara 1953, s. 221-255.
37 Bu tekkelerin byk bir blm komnist dnemde deiik bahanelerle yklm ise de bazlar yine ayakta
kalabilmitir. Mesel: Kalkandelen Harabati Baba tekkesi, Mostar Blagay tekkesi, Kanatlar Bekta tekkesi,
Ustruga Halvet tekkesi, Yakova Bekta tekkesi, Kruya Bekta tekkesi vs. Balkanlarda Mslmanlarn
din, sosyal ve kltrel yaay tarzn incelediimizde tasavvuf motiflerin belirgin ekilde bulunmas, ou
ailede tarikat anlay ve geleneinin devam ettiini gstermektedir. Bkz. G. Palikrusheva ve K. Tomovski,

200
Balkanlarda slamn Yapc ve Evrensel Paradigmas

tarikatlar tarafndan atlmas, tasavvuf anlayndaki derin insan sevgisi, yksek


hogr ve karlksz hizmeti esas almalarndan dolaydr. Bu davran siyas ve
ideolojik depremler yaayan halkn dikkatini ekmitir.Genelde btn tasavvuf
akmlar, ilkeleri itibariyle ok geni ufuklu, insana sevgi ve saygy temel esas
olarak almaktadrlar.Bu zellik ve tavrlar Mslmanlarla Hristiyanlar arasnda
sevgi ve kaynama zemininin kurulmasnda etkili olmutur.38
Tekkelerin iktisad ve sosyal alandaki faaliyetlerinde din, dil, rk fark g-
zetmemeleri halk tarafndan epeyce rabet grmelerine vesile olmutur. Dervi-
ler, hangi dinin mensubu olursa olsun halkla karp kaynaarak halk kitlelerini
ynlendirmede nemli lde baarl olmulardr. Dervilerin bo topraklarda
kurduklar tekke ve zviyelerin etrafnda zamanla kyler oluarak, buralar birer
din, kltr ve sanat merkezi hline gelmitir. Genellikle bu tekke ve zviyeler etra-
fnda oluan yerleim birimleri kurucu dervilerin adlaryla veya eyhler Ky39,
Derviler Ky40, Tekke Mahallesi41, Dedeky42 gibi isimlerle anlmaktadr. Bu
blgelerle ilgili bir nevi nfus ve arazi istatistik defterleri olan tahrir defterleri-
nin verdii bilgilere gre kylere Mslman halkn yan sra gayr-i mslimler de
yerlemi ve zviyelerdeki pek ok mridin Abdullah olu eklinde kaydedilmi
olmas da Hristiyanlarn da Mslman olup mridler arasnda yer aldn gs-
termektedir.43
Faaliyetlerine bakldnda bu eyh ve derviler sadece dervi kimlii tayan
din adamlar deil, ayn zamanda topra ileyen, ky kuran, sanat ve ilim yapan
ahslar olarak da nmze kmaktadr. Tekke ve zviyelerin bu dnemlerdeki
temel fonksiyonu bo topraklara yerleip, ekip bimek suretiyle buralar enlen-
dirmek, mamr etmek ve aln teriyle elde ettikleri bu mahsul etrafndakilere da-
tmakt. Bylece sevgi, efkat ve saygdan mahrum kalan geni halk kitlelerinin
kalbini Allah sevgisine dayal bir insan sevgisi ile slma ve tasavvuf dncesine
sndrmaya almlardr.
Dervilerin kitlelere ynelik bu fonksiyonunun dnda bir de dorudan a-
hslara ynelik tasavvufun temel hedeflerinden olan insann manev terbiyesi var-
dr. Bu manev terbiye neticesinde insanlar insanlk uuruna varp Yaratcnn
istedii ekilde hayatlarn srdrmeye alacaklardr.

Les Tekkes eu Macedoine aux XVIII et XIX siecle, Anti del secondo congresso internazionale di arte Turcha,
(26-29 Septembre 1963- Venezia), Institut Universitario Orientale, Napoli, 1965, s. 205.
38 Bunun yansra yeni fethedilen topraklarda, Hristiyan halkn Osmanl idaresiyle uyum salamasnda
tasavvuf akmlar kaynatrclk grevi de yapmlardr. Bkz. Handzi, Mehmed, slmizacija Bosne I
Hercegovine, slamska Dionika Stamparija, Posebno zdanje, Sarajevo, 1940, s. 15.
39 Makedonyann Gostivar ehrinden 5 km uzaklkta Vardar nehrinin kaynad yerdir. Bugnk ismi
Vrutoktur, iinde ise eski ismi eyhler olan bir mahalle vardr.
40 Pirlepeden birka kilometre uzaklkta bir ky.
41 Kalkandelen Harabati Baba Bekta tekkesi civarndaki mahalle.
42 Makedonya Radovi ehrinden 7 km uzaklkta bir ky. Trkler bu ky 1955 ylnda boaltp Trkiyeye
g ettikten sonra kye yerleen Hristiyan ahali bu kyn ismini deitirmi ve Radanya ismini vermitir.
43 . L. Barkan, a.g.m., s. 303.

201
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Sar Saltk Baba ve Balkanlar


Balkanlarda Osmanl ncesinde tasavvuf anlaynn bu ynn temsil eden ve
hakknda birok efsanenin dilden dile dolat, Mslmanlar arasnda sevildi-
i kadar Hristiyanlarca da benimsenmi olan ahs hi phesiz Sar Saltk (.
1264)tr. Sar Saltk Dedenin hayat ve eseri, saysz efsanenin konusu olmutur.44
Osmanllar Balkanlara gelmeden nce iki asra yakn bir zaman diliminde
slm yayan birok derviin ismi mehul kalmtr. Ancak Sar Saltk byle de-
ildir. O, XIII. AsrdaGneydou Avrupann birok lkesinde faaliyet gsteren
ve kahramanl ve velilii hakknda bir hayli efsanev rivayet nakledilen bir ahs-
tr. Bu nemli ahsiyetin varln ve faaliyetini anlatan Balkan meneli vesikalara
rastlanmamaktadr ve genelde bilgiler mahall ananelere, ifh rivayetlere, me-
zar ve trbelere dayanmaktadr. Baz blge tarihilerine gre45 Sar Saltk gerek
bir ahsiyet olmayp onun isminde blgede iki asr boyunca faaliyet gstermi
btn mistiklerin tecrbeleri toplanmtr.Bundan dolaydr ki blgede faaliyet
gstermi deiik tarikatlar ve tekkeler onun ismiyle zdelemitir.46Ancak u bir
gerektir ki Sar Saltk en ok Bektaler arasnda hret kazanm ve Balkanlarda
yaayan halk arasnda Bekta tarikat ile zdeletirilmitir.
Bu mehur ahsiyet hakknda en eski kaytlara bni
BatutannSeyahatnmesinde47, Seyyid Lokmann Ouznmesinde48, Evliy
elebininSeyahatnmesinde49 rastlanmaktadr. Sar Saltkn hayat ve almalar
hakknda bilgi veren ve bugn mevcut olmayan baz eserlerden de bahsedilmek-
tedir.50
Sar Saltkn Mslmanlar arasnda sevilmesi kadarHristiyanlarca da benim-
senmi olmas, mezarnn yedi ayr yerde olduunun sylenmesi ve hatta kilise av-
lularnda mezarnn bulunduundan bahsedilmesi, tasavvuf akmlarnn Balkan
milletleri arasndaki yksek hogr ve takip ettii metodu anlatmaktadr. Gayr-i
mslimlerin lkelerine giden Sar Saltk bazen Mslman olduunu gizlemek
mecburiyetinde kalmtr. Saltuknmede bu konuyla ilgili ak ifadeler mevcut-
tur: Kfirlerin dillerini, dinlerini lim bir rahip kadar bilir, onlarn ehirlerine,

44 Sar Saltkn gerek ad Evliy elebiye gre (Seyahatnme, stanbul 1314, I, 659) Mehmed Buhr,
Saltuknmeye gre ise erf Hzrdr. Bkz. M. Tayyib Oki, Sar Saltka Ait Bir Fetva, A...F.D.,
stanbul 1952, I, 48.
45 Hasan Kaleshi, Legjendat Shqiptare Per Sar Saltkun, Perparimi, reviste Kulturore e Shkencore, 1/1967,
Pritine, s. 87.
46 Balkanlarda bugn mevcut olan hemen btn tarikatlar Sar Saltk kendi aralarndan gstermeye
alrlar.
47 Tuhfetun-Nuzzr f Garibil-Emsr ve Acibil-Asfr, Voyage dbn Battutah, texte arabe, acconpagne
dune traduction por C. Defrenery et le Dr. B. R. Saguinethi, Paris 1854, II, 416, Mehmed erif (Paa)
tarafndan yaplan Trke tercme, stanbul 1333-1335, I, 396, Oki, M. Tayyibden naklen, a.g.m.,s. 50.
48 cmli Ahavli li Seluk Ber Mcibi Nakli Ouznme-i Seyyid Lokman, J.J. W. Lagus, Seid Locmani
ex Libra Turcico qui Oghuzname nseribitur Excerpta, Helsingfors 1854. Oki, M. Tayyibden naklen
a.g.m.,s. 48.
49 Evliy elebi, Seyahatnme, stanbul 1314, I, 659-660; II, 133-139; III, 366-369, 481.
50 M.Tayyib Oki, a.g.m., s. 50.

202
Balkanlarda slamn Yapc ve Evrensel Paradigmas

kiliselerine hkmdar saraylarna kadar gider, rahip kyafetiyle kiliselerde vaazlar-


da bulunur.51 Yirmi bir sene Saltk, ruhban namyla Millet-i Mesihden gr-
np nice kefereyi dine davet ederek mchid f seblillah oldu52
Tuna etrafndan (Podunavlye) bir hayli ahs Sar Saltkn yanna gelip giz-
lice slm reniyor, ibadetlerini f ediyor ve Bayrmdan sonra lkelerine
dnyormu.53Bu nl mutasavvf hakknda blgede yaylm olan hikye ve ef-
saneler de yukarda zikredilen ifadeleri dorulamaktadr.54
Sar Saltk hakknda mevcut olan bir menkbeye yledir: nl Hoca Ahmed
Yesevnin (. 1166/1167) mridlerinden, Hac Bektan yran, ad Mehmed
Buhara olan ve Sar Saltk diye de tannan bir dervi Osmanl Padiah Orhan
Gazinin sarayna gelmi ve Bursann fethinden sonra 70 mridiyle Avrupaya
gnderilmitir. Bu yolculuunda Sar Saltk Krm, Moskovay ve Polonyay
ziyaret etmitir. Danzigde Patrik Aya Nikolay ldrm ve onun klna br-
nerek pek ok kiiyi Mslman yapmtr lmeden nce ermi, cesedinin yedi
sandukaya konmasn vasiyet etmitir. nk yedi kraln ona sahip olmak iin
savaacan biliyormu. Syledii olmu. Her kral bir sandukay alm. Bunlar
bulunup aldnda her birinin iinde bir gvdenin bulunduu grlmtr.55
Sonralar Bektaler tarafndan benimsenmi olan Sar Saltkn Bekta olup
olmad belli deildir. Saltuknme ile Evliy elebininSeyahatnmesindeki riva-
yetler, Sar Saltk hakiki bir Snn, gayr-i mslim lkelerinde hakiki slm dinini
nereden bir mchid olarak gstermektedir. Gneydou Avrupadaki sahalarda
-gerek Sar Saltktan evvel gerek ondan sonra- Snnliin ve Snn tasavvuf anla-
ynn hkim durumda bulunduu tarih bir hakikattir.56
Sar Saltkn mezarnn bulunduu ve Hasluckun zikrettii yedi kralln57
dnda bu nl ahsn izlerine Arnavutlarn arasnda da rastlanmaktadr. Sar
Saltkla ilgili efsanelerin asl Anadolu kltrne dayansa bile onlarn arasnda Ar-
navut gelenek ve tresinden kaynaklanan bir hayli unsur mevcuttur.58 Arnavutlar
arasnda mehur olan bir efsaneye gre Sar Saltk asasn bir kayaya saplam ve
kayadan su fkrmaya balamtr.59

51 Muhamed Hadzjahic, a.g.e., Sarajevo 1977, f. 26.


52 Evliy elebi, Seyahatnme, II, 137.
53 Muhamed Hadzjahic, a.g.e.,s. 26.
54 Hasan Kaleshi, a.g.m.,s. 91.
55 F.W. Hasluck, Anadolu ve Balkanlarda Bektalik, stanbul 1995, s. 155-56. Menkbeyi Hasluck, Evliy
elebinin Seyahatnmesinden (II, 137) nakletmektedir.
56 M. Tayyib Oki, a.g.m.,s. 57; Kaleshi, Hasan, a.g.m., s. 93.
57 Sar Saltkn naana sahip olan yedi krallk unlardr: 1. Moska, 2. Polonya, 3. Bohemya, 4. sve, 5.
Edirne, 6. Moldova, 7. Dobruca.
58 Mark Tirta, Prania e Kultures Arabo-slame ne Mite, Rite e Besime Popullore Shqiptare, ne Kultura e tradta
slame Nder Shqiptaret, Simpozum Ndirkombitar, Pritine 1995.
59 Hasan Kaleshi, a.g.m.,s. 99.

203
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Arnavut topraklar dahilinde birok yer bugn bile Sar Saltkn ismini ta-
maktadr. Akahisar (Kruja)n 600 metre stnde bir tepe Sar Saltk ismini ta-
maktadr: Mali i Sar Saltkut. Bu tepede bir maarann iinde Sar Saltk tekkesi
de vardr. Tekke yerin altnda olduundan buraya basamaklarla inilir. Kapsndaki
kayadan su fkrmaktadr ve bu sudan insanlar ifa olarak ierler.60Tekke kaps-
nn nnde Sar Saltkn ayak izleri vardr.61
Sar Saltkn olduuna inanlan ayak izlerine Kosovada Opoya ehrinin Zga-
tar kynde de rastlanmaktadr. Zgatar-Lubeevo-Prizren yolu zerinde Germen
ismini tayan tepede bir kayada ata binmek iin hazrlanan iki ayak izi mevcut-
tur. zlerin 20-30 metre tesinde tatan yaplm bir oturak vardr.62Ayak izlerinin
bulunduu yerden 300-500 metre tede Byk Mezar ismini tayan drtgen
eklinde ve kk bir penceresi olan bir kabir vardr. Bu kabir ok ziyaret edil-
mektedir. Kabrin biraz tesinde Zgatarn Byk Maaras bulunmaktadr.Men-
kbeye gre bu maarada Sar Saltk ejderhaya kar savam ve onu ldrp
kylleri zulmden kurtarmtr.
pek-Pritine yolunda Kk kynn yannda Sar Saltk Vadisi ismini tayan
bir ova vardr. Baz tarihilere gre burada Siparunti ismi altnda antik bir ehir
mevcutmu.63Bu blgede nceden Sar Saltk Trbesi de varm ancak Birinci
Dnya Savanda trbe yklm, kabir ise rtlmtr. Kabrin nnde mihrab
eklinde iki tane ta vardr. Halk orada mum yakar, helva datr ve demir para-
lar brakrlar. Ziyaret genelde le namazndan sonra ikindiye kadar yaplr. Sal
gn ziyaret gndr.64
pekten 17 km uzaklkta Pirlepe kynde, Reka nehrinin sahilinde Sar Saltk
ismini tayan bir Trbe vardr. Patrik yaylasnda Arnavutluk hududunda Sar
Saltka ait olduu dnlen bir kabir vardr. 2 austosta bu yer birok blgeden
gelen insanlar tarafndan ziyaret edilir. Bir rivayete gre Sar Saltk burada sadece
dinlenmitir, fakat orada gml deildir. Sar Saltkn mezarnn bulunduu
yer hakknda zikrettiklerimizin dnda Makedonya-Arnavutluk snrnda bulu-
nan Ohri ehrinin Aya Naum manastrnda bulunan mezarn da Sar Saltka ait
olduu halk tarafndan kabul edilmektedir.
Sar Saltkn kabirlerinin Balkanlarn birok yerinde olduu inanc bu byk
derviin bir tek ahs deil de Balkanlarn deiik blgelerinde faaliyet gstermi
ve tasavvuf metotla Hristiyan halka slm dinini sunan eitli derviler olduunu
ak bir ekilde ortaya koymaktadr.

60 Bu yer her yl 7-15 Austos tarihleri arasnda ziyaret edilir ve orada zikir yaplr, nefesler okunur, a
datlr.
61 Benzer izlere Ergiri (Gjirokastr)de Kutsal zler tekkesinde ve Dra (Durres) etrafndaki Duritsa kyndeki
Sar Saltk tekkesinde de rastlanmaktadr. Bkz. Mark. Tirta, a.g.m.,s. 45.
62 Bu yer halk tarafndan ok ziyaret edilir. Deiik hastalklara yakalanan insanlar bu yere gelir ve buraya
oturarak Sar Saltktan ifa dilerler.
63 Mehmet Loci, Siparunti Antik, Pritine 1974, s. 78.
64 Hasan Kaleshi, a.g.m.,s. 88.

204
Balkanlarda slamn Yapc ve Evrensel Paradigmas

Osmanllarn Balkanlara yerlemeden nce Bogomil faktrn de gz nne


alarak gezginci derviler nemli roller stlenmi ve din, dil, rk fark gzetmeksi-
zin halka din, itima ve kltrel hizmetlerde bulunmulardr.
Balkanlarda Osmanllarla birlikte slmn yaylmasnda dervilerin nemi ol-
duu kadar, burada VI. asrdan X.ve XI. asrlara kadar Orta Asyadan g etmi
Avar, Peenek, Kpak, Kuman Trk boylarnn henz kaybetmedikleri rf, det
ve geleneklerinin katklar da olmutur.65nk ayn mill deerlere bal karde
topluluklarn karlamasnda birok mterek zellik ortaya kmtr.
X.-XIV. yzyllar arasnda Balkanlarda Slav aknlarna ve iki byk kilise-
nin basksna maruz kalan bu Trk boylar dinlerini ve lisanlarn byk lde
kaybetmiler ise de eski rf, det ve geleneklerini devam ettirmilerdir.66 Onlarn
bu ekilde rf, det ve geleneklerine sk skya bal kalmalar onlarn kolayca
Osmanl idaresini ve slm dinini benimsemelerine yol amtr. zellikle Po-
maklarn slm kabul etmeleri bu sebeplere balanmaktadr.67
Bonaklarn ve Arnavutlarn slma ve Osmanlya yaklamalarnda Bogomil
hareketinin bir reaksiyon olarak iki kiliseye kar kmas ve blgeye slmn n-
cleri olarak gelen dervilerin tasavvuf anlay ile nemli lde benzerlik arzet-
mesi etkili faktrlerden biridir.
Zikrettiimiz faktrlerin dnda XIII.-XIV. asrlarda Balkanlarda Bizans
mparatorluunun zayflamasyla ortaya kan otorite boluu, toplumsal karga-
a, yolsuzluk ve anari olaylarn yaanmas da Osmanlnn yerliler tarafndan ho
kabul edilmesinde etkili olmutur.68 Bu kargaa ve anari dneminde Arnavutla-
rn Slavlarn bask ve yamalarna maruz kalmalar Osmanly bir kurtarc olarak
grmelerine ve Osmanl idaresini benimsemelerine vesile olmutur.
Yukarda zikredilen hususlarn dnda Osmanllarn balkanlarda fethini ko-
laylatran baz sebepler daha vardr:
a) Balkanlardaki din istikrarszlk ve ahenksizlik: zellikle XIII. asrda
Rum ve Latin kiliseleri arasnda balayan mcadele.
b) Ekonomik sebepler: XIV. asrda Balkanlarda ekonomik yapda tam bir
kriz hli hkimdi. Balkanlarn byk bir ksmn elinde bulunduran Bizans, top-
rak sahibi zengin beylere btn salhiyetleri vermiti. Hristiyan kyl kitleleri
zengin toprak sahiplerinin zulmnden inim inim inliyor ve kendilerinin bu s-
kntl hayatlarn kurtaracak bir kurtarc bekliyorlard. Osmanllar blgeyi ele
geirince topra, devlet arazisi hline getirip tmarl sipahilere kiraladlar. Ar
olmayan cz kira karl topraa sahip olan kyller gnl huzuru ile alarak

65 iro Truhelka, Jo o Testamentu Gosta Radina i o Patarenima, Glasnik Zemaljskog Muzeja u Sarajevu XXV,
Sarajevo, 1913, s. 374.
66 A. Radi, Nasi Turci, Novi Bahar, XIII, 1940, Sarajevo, s. 8.
67 Radi, A.,a.g.m., s. 9.
68 G. Palikrusheva, Tomovski, K., a.g.m., s. 22.

205
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

bol kazanca sahip oldular ve refah ierisinde yaadlar. Bu nedenledir ki 1402


Ankara yenilgisinden sonra Osmanl Devleti, otorite boluu sonucu neredeyse
dalma durumuna geldii hlde, Balkanlardaki Hristiyan halk Osmanl Devleti
aleyhine kendiliinden harekete gemedii gibi, Papann ve Katolik devletlerin
tahriklerine de gelmemi ve Osmanlya balln srdrmtr.69
c) Balkanlardaki politik ve idar sebepler de Osmanl fetihlerini kolaylatr-
mtr. Yerli halka, Katolik Latin devletlerinin yaptklar zulm yetmiyormu gibi
bunun zerine bir de khnelemi Bizans idaresinin zulm eklenmitir. lkede
aristokratlar snf iyice bozulmutur. Kendi balarna hareket eden rahipler snf
da halka eziyet ve ikence etmektedir.
d) Balkanlar ve Orta Avrupann asker yaps da fetihleri kolaylatran se-
beplerden biri olmutur. Srp krall ile Bulgar krall birbirleriyle daima mca-
delede idiler. Bizansla mcadele veriyorlar, Katolik Latin devletlerinin ve Macar-
larn saldrlarna maruz kalyorlard. Mezhep mcadeleleri ile sosyal, idar ve eko-
nomik buhranlara, bu atmalar da eklenince blgedeki lkeler iyice zayflam
ve moralsiz askerlerin d hcumlara kar dayanma gc kalmamtr. Zikretti-
imiz nedenlerin dnda Trk soyundan gelen bir ksm yerli halkn, Bogomil
hareketinin monofizit ve gnostik anlay ve yerleen dervilerin salad yardm
ve destek de fetihleri kolaylatran nedenlerin arasnda yer alr.70

Arnavutluk, Kosova ve Makedonyada Tekkeler ve Tarikatlar


Tarikatlar ve tekkeler Anadolu toplumu bnyesinde sosyal, siyas ve din alan-
da topladklar sempatiyi Balkanlarda yaayan halk tarafndan da grmlerdir.
zellikle tekke yapmnda toplumun deiik kesimleri ellerinde var olan gle
yardmc olmaya almtr.
Balkanlara XIII. yzyldan itibaren yerlemeye balayan slam tasavvuf an-
laynn XVIII. ve XIX. yzylda tesir ve yaygnlnn nceki yzyllara gre
arttna, deiik yerlerde ina edilen tekkelerle ballarnn geni kitlelere ulat-
na ve mrid halkalarnn genilediine ahit olmaktayz.71 Mezkr blgelere ve
yzyllara genel olarak baktmzda u tarikatlarn faaliyet gsterdiini grmekte-
yiz: Mevlevlik, Nakibendlik, Halvetlik, Kdirlik, Riflik, Sadlik, Bektalik
ve Melmlik. Burada toplumsal adan faaliyetleri daha youn olan Mevlevilik,
Halvetilik ve Bektailik rneklerini vermeye alacaz.

69 Branislav Nedeljkovi, storije Bastinske Svojine u Novoj Srbiji Od Kraja 18 Veka do 1931, Beograd 1936,
s. 17.
70 Hazim Sabanovi, a.g.e.,s. 17.
71 Bkz. John Kingsley Birge, The Bektashi Order Of Dervshes, London 1965, s. 71; Nijaz Sukri, Mjesto
utjecaj tesavvufa na razvoj slamske kulture u nas, Zbornik Radova Prvog Simpozja 1408/1988, Zagreb
1989, s. 141-150; Peter Bartl, Mill Bamszlk Hareketleri Esnasnda Arnavutluk Mslmanlar (1878-
1912), s. 171-180.

206
Balkanlarda slamn Yapc ve Evrensel Paradigmas

a. Mevlevilik
Mevln Celleddn Rm (. 672/1273)nin gelitirdii tasavvuf anlaynn te-
melini Belhin zhde dayal anlay ile Endlsn vahdet-i vcd anlay ve
Horasann iirle ifadesini bulan ilh ak anlayna dayal tasavvuf retilerinin
bir terkibi oluturmaktadr.72 Bu sentezin sonucu olarak Mevln ve onun yo-
lundan gidenler slmn insanla ynelik mesajndaki evrensel temalar yakala-
yabilmi ve bilfiil yaadklar ilh ak ve cezbe ile dier din mensuplar arasnda
slmiyetin yaylmasna hizmet etmilerdir.73
XIII. yzylda Anadolunun din ve kltr corafyasnda, beden yaps ve buna
bal olarak d dnyas ile asl temel, i dnyasn, manev hayatn, uyumlu bir
ekilde senteze ulatran ve bu erevede kmil insan tipinin en belirgin zel-
liklerini zerinde toplam olan Mevln bu portreyi mridleri vastasyla devam
ettirmi ve Osmanl toplumunun bir parasn oluturan Balkanlara tamtr.
XIX. yzyln sonlarna kadar Kosovada ehirde, Prizren, Yakova ve pek
(Peja) Mevlev zviyeleri mevcuttur. pekte 1930 ylna kadar bu Mevlev zviyesi
faaliyet gstermi, son eyhi smail Efendi ise Konyaya g ettikten sonra tek-
ke de kapanmtr.74 Tarikat ve tasavvuf hayat olduka canl olan Prizrendeki
Mevlev zviyesi ise Halvet-Ramazn tarikat mensuplarna devredilmitir ve in-
celediimiz yzyllarda Halvet tarikatna ait bir tekke olarak faaliyetlerine devam
etmitir.75 Yakovada Mevlevler faaliyetlerine zel bir evde 1955 ylna kadar de-
vam etmilerdir.76
Makedonyada XVIII. ve XIX. yzylda Manastr (Bitola), tip, Veles (Kp-
rl), Kriva Palanka ve skpte birer Mevlev zviyesi faaliyet gstermitir.77
Mevlevlik Makedonyada yksek zmrelere ilgili bir vaka hline gelme-
sinden dolay kk yerlerdeki Mevlev zviyeleri mridsizlikten veya eyhsiz-
likten kapatlmtr.Bundan dolay Mevlev faaliyetleri en youn olarak skp
Mevlevhnesinde gereklemitir.Ancak Mevlevliin simgesi hline gelen sem,
Makedonyada skpn dnda baz ehirlerde de icra edilmitir.78
Manastrdan 1818-1821 yllar arasnda geen Alman seyyah Johann Karl
Weyand, Johann Karl Weyands Reisen durch Europa, Asien und Afrika von dem
jahre 1818 bis 1821 adl eserinde Yunanistandan Makedonyaya getiinde

72 B. Frzanfer, Mevln Celleddn (ev. F. Nafiz Uzluk) stanbul 1997, s. 63 vd.; efik Can, Mevlana,
stanbul 1995, s. 31vd.
73 A. Yaar Ocak, Trk Sfiliine Baklar, s. 146-147; Kara, Mustafa, Tasavvuf ve Tarikatlar Tarihi, s. 294.
74 Kosovo nekad danas (monografi), Beograd 1973, s. 387.
75 J ashar Rexhepagii, Dervishet, Rendet dhe Teqete, s. 216.
76 A.g.e., s. 217.
77 Liljana oli, Dervishki Redovi u Skoplju, Beograd 1994, s. 28; skp zviyesini Abdlbaki Glpnarl da
zikretmektedir. Bkz. Mevlndan Sonra Mevlevlik, s. 335; Alexandre Popovi, Les Derviches Balkaniques
Hier et Aujourdhui, s. 270.
78 Bkz. Stojanovski Aleksandar, Gradovite Na Makedonija od Krajot na XIV do XVII vek, Skopje 1981, s. 45.

207
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Manastrda birka gn kaldn sylemektedir.79 Weyand Manastrdaki bir evde


sem ynine katldn ve semnn Hindu dinlerinden alnan bir uygulama ol-
duunu ifade eder.80Onun verdii bilgilerden anlalan nemli noktalardan biri
Manastrda sem yninin icra edildii ve yne katlan semzenlerin mevcut ol-
duu konusudur.
skpte Bitpazar denilen yerde 1955 ylnda yktrlncaya kadar bir Mevlev
tekkesi mevcutmu.81 Bu tekke hakknda ilk bilgileri 1660 ylnda skp ziyaret
eden Evliy elebi vermektedir. Evliy elebiye gre skpte 20 tekke vardr ve
bunlarn arasnda nceden bir paann kona olan bir ev Melek Ahmed Paann
emriyle Mevlev tekkesine dntrlmtr.82skp Meyih Meclisinin 1939
ylndaki raporunda kaydedilen bilgilere gre XIX. yzyln balarnda Konyada
Mevlev sitnesinde trbedar olan Hseyin Dede skp Mevlevhnesine post-
niin olarak gnderilmitir. Ondan sonra yerine yine Konyadan Mustafa Dede
ile Abdlbki Dede gnderilmiler. 1267 (1850-51) ylnda tekkenin postniini
olan Abdlfetth Efendinin lmnden sonra tekkeye lbasanl Niyzi Efendi
eyh olmu ve krk yl kadar bu grevde kalmtr. 1307/1889-90 ylnda onun
lmnden sonra bu greve olu Ali Efendi gemitir.83
Bu tekkede kuruluundan skp ehrinin Bulgarlar tarafndan igaline kadar
her Cuma yn icra edilmitir.84 Glia Elezoviin ifadelerine gre Sultan Read
1909 ylnda skp ziyaretinde kendisinin de mensubu olduu Mevlev tarika-
tnn skpteki tekkesini tamir etmitir.85
Tekkenin son eyhi eyh Hakk Efendi 1954 ylnda stanbula g etmi ve
bundan sonra 1955 ylnda tekke yktrlmtr.86 Gnmzde Makedonyada ve
Kosovada Mevlev tarikatnn tekkesi yoktur. Fakat Mesnev sevgisi ve Mevln
ak entelektel boyutta birok alanda grlmektedir.87
XVIII. ve XIX. yzylda Mevlevliin Arnavutluktaki mevcudiyetini anla-
tacak kesin belgelere rastlayamadk. Ancak Arnavutlukta zanaat ve meslekleri
aratran Ziy kodra Bey Esnafet Shqiptare (shek. XV-XX) adl kitabnda Evliy
elebinin XVII. asrda lbasan (Elbasan) ehrinde zikrettii tekkelerin arasnda

79 Weyand Manastrdaki Mslmanlarn dinlerinin birok sama sapan det ve dncelerden ve makul baz
ataszlerinden olutuunu ifade eder. Onlarn birok hareketi, diyor Weyand, Hristiyanln, Yahudiliin
ve Brahmanlarn izlerini tamaktadr. Weyand Osmanl toplumuyla ilgili verdii dier bilgilerde de ayn
ar ve hakaret dolu slbu kullanmtr.
80 Makedonija vo delata na stranskite patopisci 1778-1826, haz. Aleksandar Matkovski, Skopje 1991, s. 770-
778.
81 Lidija Kumbaradzi-Bogoevi, Osmanliski Spomenici vo Skopje, Skopje 1988, s. 133.
82 Evliy elebi, Seyahatnme, V, 556; Sabanovi, Hazim, Evlija elebi PutopisOdlomci O Jugoslovenskim
Zemljama, Sarajevo 1979, s. 285; Ayverdi, E.H., a.g.e., III, 391.
83 Liljana oli, Dervishki Redovi u Skoplju, s. 49.
84 Glisha Elezovi, Turski Spomenici, I, 683.
85 Glisha Elezovi, a.g.e., ayn yer.
86 Lidija Kumbaradzi-Bogoevi, a.g.e., s. 133
87 Mesel Hamza Humo, Abdlaziz slami, Blaze Koneski, Jovan Jovanovi Zmaj gibi irler ak olarak
Mesnevden etkilenip ilham aldklarn sylemektedirler.

208
Balkanlarda slamn Yapc ve Evrensel Paradigmas

bir tekkenin Mevlev tekkesi olduunu sylemektedir.88brhim ve Mustafa Dede


Zviyesi ismini tayan bu tekke lbasan ehrinden karken Tiranaye giden yo-
lun sa tarafnda yer alyormu. I. Dnya Sava sralarnda metrk hlde olan
tekke Srp askerleri tarafndan yaklmtr. Bu tekkenin Babakanlk Arivinde
hicr 1245te kayd vardr.89Ayn zamanda lbasan sancann, vilyet merkezi
olan Manastra gnderdii mektuplarn birinde bu zviyedeki dervilerin ok
maharetli zanaatlar ve meslek sahibi olduklarndan sz edilmektedir. Mektup
1284/1868 tarihini tamaktadr.90
1860l yllardan sonra skpteki Mevlev tekkesinin dervileri ve baz post-
niinleri de lbasan tekkesinden gelmitir. Mesel, lbasanl Niyzi Efendi (.
1307/1889-90) bunlardan biridir.
lbasandaki Mevlev tekkesini Nathalie Clayer de LAlbanie, pays des derviches
isimli kitabnda Ziy kodra Beyin verdii bilgilere dayanarak zikretmektedir.91
lbasan ehrinin dnda Arnavutlukta Petrela ehrinde de bir Mevlev
zviyesinden bahsedilmektedir. Arnavutluk arivlerinde Osmanl belgelerini ara-
tran Dr. Kujtim Nuro elde ettii bilgilere gre Petrela ehrinde de sem ynini
icra eden dervilerin XIX. yzyln sonlarna kadar mevcut olduunu sylemek-
tedir.92 Petreladaki dans (sem) eden dervilerden Richard Riedl de 1907 yln-
da yaymlad Die tanzenden Derwische von Tirana isimli makalesinde bah-
setmektedir.93 ki aratrmac tarafndan dans eden derviler olarak zikredilen
Petrela dervilerin sem yni yapan Mevlevler olduu anlalmaktadr.94
Arnavutluktaki Mevlevler Osmanlnn son dneminden itibaren daha
ok skp Mevlev Zviyesine doru kaymaya balamlar ve XX. asrda artk
Arnavutluku ziyaret eden aratrmac ve seyyahlar Mevlevlerin mevcudiyetinden
bahsetmemektedirler.95
Dier Balkan lkelerinde olduu gibi Arnavutlukta da Mevln ve Mesnevnin
zel bir yeri vard. Osmanl dneminde ve Osmanl sonras dnemde birok Ar-
navut iri Mevln ve Mesnevden etkilenerek iir yazmtr. Arnavutlarn en
byk irlerinden biri olan Naim Fraer (1846-1900)96 Mevln Celleddn

88 Zija Shkodra, Esnafet Shqiptare (shek XV-XX), Akademia e Shkencave e R. se Shqiperisi, Instituti I
Historise, Tirani 1972, s. 50.
89 E.H. Ayverdi, a.g.e., IV, 399.
90 Arqivi Qendror I Shtetit I Republikes se Shqiperise (Arnavutluk Cumhuriyeti Merkez Devlet Arivi) no.
113.
91 Nathalie Clayer, LAlbanie, pays des derviches, Les ordres mystiques musulmans en Albanie a lpoque post-
ottomane (1912-1967), Berlin 1990, s. 13.
92 Kujtim Nuro, Dokumente Osmane n Arkivat Shqiptare, Tirani 2000, s. 46.
93 Richard Riedl, Die tanzenden derwische von Tirana, Ostereiche Rundchan, 11, s. 230-231.
94 Bkz. Nathalie Clayer, a.g.e., s. 14.
95 Arnavutluktaki Mevlevliin daha Osmanl dneminde son bulduunu Alexandre Popovi de
sylemektedir. Bkz. Alexandre Popovi, Balkanlarda slm, ev. Komisyon, stanbul 1995, s. 21 ve s. 55te
25 numaral dipnot.
96 Naim Bey hakknda daha geni bilgi iin bkz. Naim Frasheri, Vepra, Beograd-Prishtine 1963; a.mlf.,Vepra

209
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

RmninMesnevsinin banda yazm olduu Ney ile ilgili beyitlerden etkile-


nerek Dhembjet e Fyellit (Kavaln Aclar) isimli deta serbest tercme denilebi-
lecek bir iir yazmtr.
O yle diyor:
Pa degjo fyellin thote- Kavaln sesini dinle bak ne diyor
Tregon mergimet e shkreta- Gurbetin viranln anlatyor
Qahet nga e zeza bote- Kara dnyadan ikyet ediyor
Me fjale te verteta- Hakikat dolu szler sylyor.
Qe kur me kane ndare- Dost ve arkadatan
Nga shoke nga miqesia- Ayrdklar gnden beri
Gra e burra kane qare- Erkek kadn alad
Nga ngasherimet e mija- Benim ac feryatlarmdan.97
Daha baka irler de tasavvuf edebiyatndan ve zellikle Mesnevden etki-
lenmitir.98

b. Halvetilik
Halvetlik Kosovada en yaygn tarikatlardan biridir. Halvetliin birok ube-
si vardr. Kosova ve Makedonyada yaylan bu ubeler unlardr: Ramaznlik,
Cerrhlik, Ramaznliin Hayatlik kolu ve Sinnlik.99
Kosovann Prizren ehri Osmanl dneminde ve sonrasnda tasavvuf hayatn
nemli merkezlerinden biridir. Balkanlarda yaylan hemen hemen btn tarikat-
larn Prizrende tekkeleri ve temsilcileri olmutur.
Prizrenin merkezinde bugn Kukli Bey Camii yannda yer alan Halvet tek-
kesi Pr Osman Baba tarafndan kurulmutur.100 eyh Osman Baba bugnk

te Zgjedhura, Tirana 1980; Xholi, Zija, Naim Frasheri, Jeta dhe dete, Tirane 1962; Historia e Letersise
Shqipe, Prishtine 1975, s. 460-501; Qosja Rexhep, Porosia e Madhe, Prishtine 1986; Muhammed Arui,
Frairi Nam, DA, XIII, 195.
97 Naim Frasheri, Vepra 6, Prishtine 1986, s. 134.
98 Bkz. Poezia e Bejtexhinjve, yayna hazrlayan, Mr. Hajdar Slihu, Prishtine 1987; Mahmud Hysa, Alamiada
Shqiptare I-II, Shkup 2000; Mehdiu, Feti, Reflektime ti literatures orientale ni vepren e Naim Frashert,
Flaka, 26 Ekim 2000, s. 9.
99 Bosna-Hersek ve Srbistanda olduu gibi Kosova ve Makedonyada da daha dorusu Balkanlarn byk
blmnde mevcut olan Halvet tekkelerinde eyhlik yapan zatlar iki koldan iczet almlardr. Bu
sebeple ve ayrca tekkelerde mevcut olan ktphanelerin XIX. yzyln ikinci yarsndan sonra epeyce hasar
grmelerinden dolay bu blgelerde faaliyet gsteren Halvet takkelerin hangi kola mensup olduklarn
tespit etmek olduka zordur.
100 ki sokaktan girii olan tekkenin ana kaps Dragisha Neki caddesindedir. Byk ve yeni yaplm ahap
kap dikdrtgen eklindedir. st ksm ise yarm daire eklinde zel atyla yaplmtr. Genelde tm cadde
uzunluunu kapsayan tekke, tek katl olarak ina edilmi ve ok gzel bir grnts vardr. Gnmze

210
Balkanlarda slamn Yapc ve Evrensel Paradigmas

Arnavutlukta bulunan Luma blgesinin Veje kyndendir.101 lk tahsilini mem-


leketinde aldktan sonra Sereze gitmi ve orada Pr Hseyin Siroz (1110/1698-
99)de Ramaznlik usl zerine seyr slkunu tamamladktan sonra Prizrene
dnm ve orada XVIII. yzyln balarnda bu tekkeyi kurmutur.102 eyh Os-
man Babann kurmu olduu bu tekke Halvetliin daha dorusu Ramaznliin
Arnavut blgelerindeki merkezi olmutur. Onun mridlerinden eyh Hasan
b. eyh Ali (XVIII. yzyl) Tiranada, eyh Sleyman Rahova (Rahovets)da,
eyh brhim Damyanda, eyh Ahmed kodrada tekkeler kurmulardr. eyh
Osmandan sonra Prizren Sarahne Halvet tekkesinde oullarndan u isimler
eyhlik makamna oturmulardr: eyh Ahmed b. eyh Osman (. XVIII. yz-
yln ikinci yars), eyh Sinn b. eyh Osman (. 1223/1808-09), eyh H-
seyin b. eyh Sinn (. 1218/1803-04), eyh Cemluddn, eyh ihbuddn,
eyh Aluddn b. ihbuddn (. 1918), eyh Hseyin (. 1926), eyh Hasan
(. 1955), eyh Necti.103 Prizren Halvet tekkesinden birok mft, mderris,
imam, ir ve dier alanlarda n yapm ahslar yetimitir.
Prizrende Halvet-Ramazn koluna mensup olan Sarahne tekkesinin d-
nda, Prizrende doduu sylenen brhim mm Sinn (. 976/1568) tarafn-
dan kurulan Sinnlik koluna mensup tekke daha vardr.104
Prizrende ilk Sinn tekkesini Tabhne mahallesinde Horasanl Kutub eyh
Ms105 XVII. yzyln balarnda ina etmitir. Kutub Ms Efendi kodral

kadar birka defa onarlmtr. Tekkenin giriinden sonra kaldrml ok temiz bir avlusu ve avluda beyaz
mermerden ina edilmi bir emeyle bir adrvan vardr. Girite tekkeden ayr olan sekizgen eklinde
semhne yer almaktadr. Daha geni bilgi iin bkz. Raif Vrmia, Kosovada Osmanl Mimar Eserleri I,
Ankara 1999, s. 152; E.H. Ayverdi, a.g.e., III, 211.
101 Jashar Rexhepagi, a.g.e.,s. 160.
102 Galaba Palikrusheva, Dervishkiot red Halveti vo Makedonija, Zbornik Na Shtipskiot Naroden Muzej,
tip, 1959, s. 111.
103 eyhlerin isimleri tekkede bulunan zel silsilenmeden alnmtr. Ayrca bkz. Dz. ehaji, a.g.e., s. 115;
N. Clayer, a.g.e., ekler blm. 1927 ylnda doan Necti Efendi tekkede on birinci postniindir. Necti
Efendi 1955 ylndan itibaren Kosova ve Makedonyadaki tekkelerde eyhlik yapan birok eyhe iczetnme
vermitir. Ayn zamanda tekkede de Baz tasavvuf yaynlar yapmtr. eyh Necatinin vefatndan sonra
posta olu eyh Abidin oturmu ve hlen tekke postniinliini yrtmektedir.
104 Bkz. Hasan Kaleshi, Kontributi I shqiptareve ni dituriti islame, Prizren 1411/1991, s. 40; Harrizde,
mm Sinnn doum yerinin Bursa olduunu syler. Tibynul-vesil, II, 142. Bursal Mehmed Thir
de, Prizrende doduu rivyet ediliyorsa da, bir iczetnamede Bursal olduklar grlmtr. diyerek
bu hususta Harrizdeyi tasdik ediyor. Bursal, Karamanl olduuna dair bir rivyet bulunduunu da
kaydediyor, Osmanl Mellifleri, I, 20. Ayrca Reat ngren, a.g.e.,s. 93.
105 Bugn Prizrende Kutub Ms Efendi ile ilgili birok menkbe anlatlr. Onlardan biri yledir: Zamannda
Arabistandan eyh Prizreni ziyaret etmek iin yola koyulmular. Kalkandeleni getikten sonra arda
eteklerinde kar frtnasna kaplmlar. Bu frtna esnasnda bir an nce Kutub Ms Efendinin tekkesine
snmak isteyen seyyahlardan biri tekkeye geldiimizde inaallah akam yemeinde kuru fasulye ile
pastrma vardr derken, dieri scak ekmek ve ncs de zmn olmasn istemi. O anda tekkedeki
postunda oturan eyh Kutub Ms Efendi bunlarn hepsini duymu ve misafirlerin gelmesinden nce
kahvecisini arm ve ondan akam iin kuru fasulye ile pastrma hazrlamasn, taze ve scak ekmeklerin
yaplmas iin frncya haber vermesini, daha sonra da baa gidip en iyi zmlerden bir sepet toplamasn
istemi. Kahveci de btn bunlar yapm, fakat k olduundan dolay zm nasl bulacan merak
etmi. eyhin emrini yerine getirmek iin baa gittiinde bada her asma aacnda zmn olduunu
grm ve bir sepet zm toplayarak eve dnm. Biraz sonra gelen misafirler scak odaya girip, hl
hatr sorduktan sonra, yemek iin kurulan sofrada kuru fasulyeyi, pastrmay, scak ekmekleri ve zm

211
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Dervi Efendinin, Dervi Efendi de skp Bukagili tekkesinin postniini eyh


Hasan b. Mehmedin (. 1562), eyh Hasan skp Vardar Tekkesi eyhi Veli
Dedenin (. 1590-91), o da mm Sinn halfelerinden ve stanbul Eypte tek-
ke kuran eyh Nasuh Efendinin (. 976/1568) mrididir.106
eyh Msdan sonra posta u eyhler oturmutur: eyh Hasan, eyh Mah-
mud, eyh Muhammed, eyh Akib mer, eyh smil, eyh Mustafa, eyh
Abdlfetth, eyh smil, eyh mer, eyh Vehb, eyh Abdurrahmn, eyhzde
Mahmud.107
XVII. yzyln balarndan itibaren Sinnler Balkanlarda iki blgede yo-
un faaliyette bulunmulardr. Birincisi Tisa, Tuna ve Drava (Srbistan) blge-
si ki Belgrad da iine alr; ikincisi de Bar ve Kotora kadar yani stanbuldan
Adriyatike kadar uzanan daha gneyde ki gzerghtr. Bu blgede Sinnlerin
merkezini Prizren ve skp tekil etmitir.108 eyh Kutub Ms tekkesi XIX.
yzyln sonlarna kadar faaliyette bulunmutur. Sinnlerin Prizrende bugn de
mevcut olan tekkesi, Terzi Mahalle Halvet tekkesidir. Tekke 1768 ylnda eyh
Ali Receb Koro tarafndan kurulmutur. Kermet sahibi olan eyh Ali Receb Koro
hakknda birok menkbe anlatlmaktadr. Bir menkbeye gre, bir gn Prizren

grnce birbirlerine bakmlar ve aakalmlar. Bunu gren Kutub Ms Efendi seyyahlardan ikisine
dnp, Bu zamanda scak ekmek, kuru fasulye ve pastrmann istenmesi tabidir. ncsne dnerek,
Ancak aklna zm nereden geldi? diye sormu ve isteini yerine getirmek iin kendisini skntya
soktuunu bildirerek szne son vermi. Bunu iiten seyyahlar Kutub Ms Efendinin ne kadar byk
bir evliy olduunu grmler ve ondan zr dilemiler. Ertesi gn kahveci yine sepetini eline alp zm
almak iin baa gitmi. Ne grsn, ba karla rtlym ve dnk zmlerden hibir iz kalmam. Geri
dnnce Kutub Ms Efendi kahveciyi yanna arp her gn dn deildir diyerek sabah kahvesini
piirmesini rica etmi. Benzer bir menkbe Azz Mahmud Hdy hazretleri hakknda da mevcuttur:
Hdynin manev mertebeleri ksa zamanda katederek ykselmesi baz dervileri kskandrmt.
Hdynin sene gibi ksa bir zamanda bu derece ykselmesini ekemeyenler vard. Durumu sezen
Hz. ftde, Hdynin bykln gstermek iin yle bir plan hazrlar: K mevsiminde darda
kar yaarken, frtnalar eserken Hz. ftde mridn ile beraber yemek yiyordu. Sofraya pilav konulduu
zaman Hz. ftde, imdi badan taze koparlm zm olsa bu yemekle ne gzel olurdu! deyince
derviler birbirlerinin yzlerine bakmaya balarlar. nk sylenen szde bir gayr-i tabilik vardr, zira
her taraf karla kapl idi ve zm mevsimi oktan gemiti. Fakat Hdy, eyhinin teklifindeki iareti
kefederek, Msaade buyurulursa maksadnz yerine getireyim. der ve Hz. ftde, Memnun olurum
cevabn verir. Mridn hayretler iinde birbirlerine bakarak neticeyi beklemeye koyulurlar. Hdy gider
ama ba karla rtldr. Fakat maneviyatn iddetli atei nnde bunun ne nemi vardr. Ktkler derhl
yeillenir, yeil yapraklar arasnda olgunlam zmler grnr. Hdy, bu zmlerden bir iki sepet
doldurur. Sevincinden yolda vecde gelir. Meczb derviler gibi yolda sallana sallana ilh, evrd, kasde
okurken kazara aya kayar ve yanndaki batakla der. Kurtulaym diye urar ama bir trl muvaffak
olamaz. Bu hlin kendisini son derece mahzun ettii esnada anszn bir dervi zuhr ederek yanna gelir
ve ona, Evldm elini uzat seni kurtaraym. der. Hdy ona kim olduunu sorar, fakat cevap alamaz.
Ancak Efendi, bu el senden bakasna uzatlmaz! deyince Hdy elini uzatr ve oradan kurtulur. Meer
bu dervi, Hzr (a.s.) imi. Hdy nihayet zm eyhin huzuruna gtrmee muvaffak olur. Bu zaten
onun iin imtihandr. Hdy olanlar eyhine anlatnca btn mridn hayretten donakalmtr. Onun
hakkndaki s-i kanaatlerinden dolay da ayrca ok piman olurlar. eyh ftde onlara, Grdnz ya
Hdynin kemlini, o bu hilfete oktan hak kazand! buyurur. Bkz. H. Kamil Ylmaz, Azz Mahmud
Hdy, Hayat-Eserleri-Tarikat, stanbul 1990, s. 79-80.
106 Ljljana oli, Derviski Redovi Muslimanski, Tekija u Skoplju, s. 36; Clayer, N., a. g.e. ekler blmnde
Sinn silsilesinin Balkanlardaki emas.
107 Ljljana oli, a.g.e.,s. 37; ehaji,Dz., a.g.e., s. 116; Clayer, Nathalie, a.g.e. ekler blm.
108 Ljljana oli, a.g.e., s. 36.

212
Balkanlarda slamn Yapc ve Evrensel Paradigmas

halk su ktlndan dolay eyhe ikyette bulunmular. Ertesi gn kalktklarnda


her mahallede suyu olan birer kuyu ve ikier kova grmlerdir. Tekkenin kuru-
cusu eyh Ali Receb Korodan sonra evldiyyet uslyle eyh Mehmed, eyh Ali,
eyh Abdulgni ve eyh Abdurrahmn posta oturmutur. Tekke kinci Dnya
Savandan sonra terkedilmi ve gnmzde de bakmsz hldedir.109 Prizrende
asrlarca faaliyet gsteren iki Halvet-Sinn tekkesinin kapanmas bu ehirdeki
Sinn geleneini bitirmemitir. XX. yzyln balarndan itibaren stanbulda
Eyp mm Sinn tekkesinden iczet alan eyh abn iko Prizrende zel ev-
lerde zikre devam etmitir. Onun 1992 ylnda lmnden sonra zikri byk
olu eyh Hseyin iko devam ettirmektedir.110Kosovann Rahova (Rahovec)
kasabasnda da XVII. yzyln sonu ve XVIII. yzyln balarnda merkezde ar
Camiinin yannda eyh Sleyman, bir Halvet tekkesi kurmutur. Tekkede yazl
olarak mevcut olan rivyete gre tekke 300 yl nce eyh Eyybun olu eyh
Sleyman tarafndan kurulmutur.111
Kosovann byk ehirlerinden biri olan Mitroviada da altmz asr-
larda iki Halvet tekkesi faaliyet gstermitir. XIX. yzylda eyh Muhammed
(Meta) Efendi ehu tarafndan ilk nce Yakovada kurulmu, ondan sonra Mitro-
via ehrine tanmtr. eyh Mehmedin olu eyh Hamza Mitroviadaki tek-
keye canllk kazandran ahstr. 1894 ylnda vefat eden eyh Hamzadan sonra
u eyhler posta oturmutur: eyh Ali, eyh Ahmed ve imdiki eyh Muhammed
ehu.
Prizren kadar olmazsa bile zengin tasavvuf gelenekle mehur olan Kosovann
ikinci ehri Yakovada (Gjakova) da bir Halvet tekkesi vardr. Tekke XVI-
II. yzyln ortalarnda Prizrenli Pr Osman Babann torunlarndan, eyh
ihbuddnin halfelerinden olan eyh Muhammed tarafndan kurulmutur.
eyh Muhammedden sonra 1956 ylnda tekkenin son eyhi eyh Hlide verilen
iczetnmeye gre u eyhler posta oturmutur: eyh Hlid, eyh Ahmed, eyh
Hseyin, eyh II. Hlid. Gnmzde de faal olan bu tekkede zikir cuma nama-
zndan sonra yaplmaktadr.112
Gilan ehrinde gnmzde Halvet tarikatna mensup bir tekke yoksa da,
iinde ve etrafnda bulunan trbe Halvetliin bu ehirde de Osmanl dne-
minde mevcut olduunu ve buralarda faaliyet gsterdiini gstermektedir.
Kosovada olduu gibi Makedonyada da Halvetlik birok ehirde kurulan
tekkelerle temsil edilmitir. Prizrenin at kynden olup Prizren Sarahne
Halvet tekkesinden iczetli eyh Slih Baba XVIII. yzylda skpte Vardar

109 Hadz Shejh Dzemal Shehu, Tekija dervishkog reda sinani (Terzimahalle), Bulletini Hu, Prizren 1994,
sy. 1, s. 4.
110 Jashar Rexhepagi, Dervishet, Rendet dhe Teqete, s. 200. eyh Hseyin Efendi 1994 ylnda evinin yanndaki
arsada iki katl yeni bir tekke ina etmitir. Gnmzde bu tekkede her sal gn ikindi namazndan sonra
zikir yaplmaktadr. Tekkenin 30 kadar dervii vardr.
111 Rivyete gre eyh Sleyman, Osmanl devletinin birok yerini gezip tasavvufu reten ve yayan seyyah
dervilerdenmi. Bkz. Selam, Prizren, sy. 11/1997, s. 19.
112 Dz. ehaji, a.g.e., s. 117.

213
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

nehrinin sa kysnda bir tekke kurmu ve ird faaliyetlerine balamtr. s-


kp beylerinin piknik yeri olan bu blgede tekke atndan dolay eyh Slih
skpten kovulmutur. stanbulda alt ay kaldktan sonra yeniden dnp ayn
yerde daha byk bir tekke ina etmitir. Tekke birok defa Vardar nehrinin ta-
mas sonucu yklmtr.
skpte Vardar kysndaki Ramazn tekkesinin dnda bir de XVII. yz-
yln sonunda kurulup ve 1971 ylnda komnistler tarafndan yklncaya ka-
dar bugnk Sv. Kiril niversitesinin binasnn bulunduu yerde bulunan dem
Baba veya Zincirli tekkesi vard. Menkbeye gre, tekkenin eyhi dem Baba ok
fakirmi. Kurban bayram yaklatnda kurban satn alacak paras olmadndan
ok zlyormu. Bayram gn tekkede mahzun bir ekilde otururken kapdan
bir geyik girmi ve ban eteine dayam. dem Baba geyii boynuzlarndan zin-
cirle balam ve kurban olarak kesmitir. Geyiin boynuzlar ve zincir tekkenin
yklna kadar semhnenin duvarnda asl durmutur.113
Tekkenin yklndan sonra skp Kurunlu Hana nakledilen, XIX. yzyln
tarihlerini tayan iki mezar ta vardr. Birinci mezar tanda yle yazldr:
Hvel-bak el-merhmeh vel-magfreh el-muhtceh il rahmetillhi tel Paa
binti-eyh Abdurrahmn rhi in el-ftiha. Sene 1220/1805-1806.
kinci mezar ta hasar grdnden dolay sadece eyh Hasan Efendinin
olu Bekir Efendiye ait olduu anlalmaktadr. Tarihi de 1222/1807-1808dir.114
Makedonyada Halvet tarikatnn en ok yaylan ve faaliyetlerinin gn-
mze kadar devam ettiren kolu Haytliktir. Haytlik Pr Mehmed Hayt
(1180/1766-67) tarafndan kurulan Ahmedlikin Ramaznlik kolunun bir alt
koludur.115
Pr Mehmed Hayt Buhrada domu, orada ilk tahsilini aldktan sonra
Edirneye gelmi, oradan da Prizrenli Osman Baba gibi Sereze gidip Pr Hseyin
Siroz (. 1110/1698-99)den seyr slkunu tamamlam ve Makedonyann
Krova ehrine yerlemitir. eyhi Hseyin Siroz, Ramazn olduundan dolay
Haytlikin, Ramaznlikin alt kolu olduu da ne srlmtr.116
1667 ylnda Ohriye gelmi, ancak ehir yneticileri kabul etmeyince ehrin
dnda bir tekke kurmu. defa stanbula giden Pr Mehmed Hayt sonunda
Ohride bulunan medresenin yannda bir tekke kurmay baarmtr.117 eyh Meh-
med Hayt Ohride kurduu tekkede (sitnede) bir hayli halfe yetitirmi ve
etraftaki blgelere gndermitir. Ohri Halvet-Hayt tekkesinde kurucusu olan

113 G. Palikrusheva, a.g.m., s. 112; Clayer, N., a.g.e., s. 255; ehaji,Dz., a.g.e., s. 112; Kumbaradz-Bogoevi,
L., a.g.e., s. 133.
114 Bogoevi Kumbaradzi, a.g.e.,s. 133.
115 Bkz. Sleyman Uluda, Halvetiyye ematik tasnifi, DA, XV, 392-393.
116 Dz. ehaji, a.g.e., s. 113.
117 Mehmet Tevfik, Manastr Vilyetinin Tarihesi, Manastr 1327/1910-1911, s. 88.

214
Balkanlarda slamn Yapc ve Evrensel Paradigmas

Pr Mehmed Hayt (. 1180/1766-67)den sonra u eyhler posta oturmutur:


eyh Osman (. 1198/1783-84), eyh Abdlkerm b. Osman, eyh Abdlhdi
b. Abdlkerm, eyh Mehmed b. Abdlhdi, eyh smil Hakk (. 1915), eyh
Zekeriyy (. 1938), eyh Mustafa (. 1961) eyh Yahy (. 1989).118
Ohri Halvet-Hayt Tekkesi bir tasavvuf merkez olmas yan sra Ohrinin
ve etraftaki ehirlerin sosyal ve kltrel hayatnda da olduka etkili olmutur. Bu
tekkeden yetien eyhler Ustruga, Krova, Manastr (Bitola), tip, Ergiri (Gjiro-
kaster), lbasan (Elbasan) gibi ehirlerde Hayt tekkeleri amlardr.
Ustruga Hayt Tekkesini Pr Mehmed Haytnin olu eyh Osmann
halfesi Hasan Dede kurmutur.
Daha ncede sylediimiz gibi Pr Mehmed Hayt Serezden geldiinde
ilk nce Krovaya yerlemiti. Krova shk Bey Camiine yerleen Pr Hayt
menkbeye gre cami imam tarafndan ok gzel kabul edilmi. Caminin imam
Ahmed Efendi ayn zamanda mderrislik de yapyormu. Pr Mehmed Hayt
Krovadan uzaklanca Ahmed Efendinin ba armaya balam ve hibir yerde
dev bulamam. Sonunda bu arnn gelen yabancyla ilgili olduunu hatrlayan
Ahmed Efendi Ohriye gitmi ve Pr Haytnin dervii olmu. Ksa bir sre iin-
de de halfe olup Krovaya dnm ve shk Bey Camiini tekkeye dntr-
mtr. Onun ilk dervileri medresede okuttuu 12 rencisi olmutur.119
Arnavutlukta ilk dnemde en yaygn tarikatlardan biri Halvetliktir. II.
Byezid dneminde, 1490 yllarnda Korada Mirahor lyas Bey bir Halvet tek-
kesi yaptrmtr.120 Tekke blge halknn slm kucaklamasnda nemli lde
etkili olmutur.121
XVI. yzylda Halvetlik Delvina, Vlora (Avlonya), Berat (Arnavut Belgrad)
gibi Arnavutlukun nemli merkezlerine yaylmtr.122
XVIII. yzylda ise Makedonya ve Kosovada olduka etkili olan Halvetlikin
Ramaznlik, Haytlik ve onlardan daha az etkili olan Sinnlik kollar Prizren ve
Ohrideki merkezlerinden Arnavutlukun drt tarafna yaylmlardr.123

118 Dz. ehaji, a.g.e., s. 113; G. Palikrusheva, a.g.m., s. 115; Nathalie Clayer, a.g.e., ekler blm, Pr
Mehmed Hayt halfelerin ematik tasnifi. eyh Yahydan sonra olu eyh Kadri eyh olmutur. Ancak
eyh Kadrinin, seyr slk grmediinden dolay pek itibar olmamtr. 1994 ylnda vefat eden eyh
Kadriden sonra tekke ynetimi nceden Hristiyan olan hanmna kalmtr. Zikirleri dervilerden Dervi
Daut ynetmektedir.
119 G. Palikrusheva, a.g.e., s. 116.
120 Mehmet Tevfik, Manastr Vilyetinin Tarihesi, s. 89. emsettin Sami bu konuda yle diyor: Kora
kasabas Ebul-Feth Sultn Mehmed Hnn riclinden ve Sultn Byezid Hn- Snnin lalas ve mrhru
olan lys bey tarafndan Sultan Byezid mrn ileyh devrinde tess olunmutur. Gzi-i mrn ileyh
orada bulunan eski bir manastr mbyaa ile hedm ve yerine elyevm mevcd olan byk bir cmi-i erf
ve medrese ve imret ve tekye bin ederek kasabann essn vaz etmi idi . Sami,Kmsul-Alm,V,
3919.
121 Ekrem Vlora, Aperu sur lhistore des ordres religieux et particulier du Bektachisme en Albanie, Shpirti
shqiptar, Torino, X/4, s. 8.
122 N. Clayer, LAlbanie, pays des derviches, s. 13.
123 H. Kaleshi, Teqeja Halvetiane e Prizrenit, Dr. Hasan Kaleshi , Vepra I, Logos A, Shkup 1996, s. 88.

215
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Kuzey Arnavutlukun Has blgesinde Prizren Sarahne Halvet-Ramazn


tekkesine bal Prizrenli eyh Osman Babann olu eyh Sinn (. 1223/1808-
09)n halfesi Hasl eyh Hasan tarafndan XIX. yzyln banda bir tekke ku-
rulmutur.124
Arnavutlukun Kosova-Makedonya snrnda bulunan Lumada ve dier ta-
raftan Kosova snrnda Kukes ehrinin Nanga kynde de XIX. yzylda faal
olan bir tekke vard. Kuksn Nanga kyndeki tekke de eyh Hasan tarafndan
kurulmutur.125
Lumada bulunan bu tekkeyi XIX. yzyln ikinci yarsnda Kuzey
Arnavutluku ziyaret eden Fransz seyyah Gillier da zikretmektedir: Lumada bu-
lunan eyh ok akll bir kiidir ve isyanlarla kaynayan, ekyalarn kol gezdii
Kuzey Arnavutlukun Luma blgesinde sosyal hayat ve insanlarn davranlarn
kontrol etmede olduka baarldr.126
Hasta tekke aan eyh Hasanla ayn Prizrenli eyh Sinndan hilfet alan
eyh Ysuf da Aa Debre (Pekopeya)de bir zviye amtr.127
Kuzey Arnavutlukta zikrettiimiz Halvet-Ramazn tekkelerden baka Mat
ve kodrada da faaliyet gsteren birer Halvet zviyesi olduu zikredilmektedir.128
Orta Arnavutlukta Tiran ve lbasanda Halvet tekkeleri faaliyet gstermi-
tir. Tiran eyh Sleyman Halvet Tekkesi XVIII. yzyln banda kurulmutur.
Atik Camii yannda olan tekkenin vakfiyesi 21 evval 1116/16 ubat 1705 tari-
hinde tescil edilmitir.129 Bu tekke Prizren Sarahne Halvet Tekkesi eyhi eyh
Osmann halfesi Tiranl eyh Ali Pazr tarafndan kurulmutur. eyh Aliden
sonra posta oturan u eyhleri tespit edebildik: eyh Ahmed b. eyh Ali Pazr,
eyh Mahmud b. eyh Ahmed, eyh Ali b. eyh Hasan, eyh Hasan b. eyh
Mahmud, eyh Ahmed b. eyh Ali (. 1931).130
Tiranda Pazr ailesi tarafndan ynetilen Halvet- Ramazntekkesinin d-
nda kinci Dnya Savana kadar alan, Ohri sitnesine bal bir Halvet-
Hayt tekkesi vard. Tekke Ohride eyh el-Hacc Abdlhdi b. Abdlkermin
mridi eyh veys tarafndan 1840-50 yllarnda kurulmutur. eyh veysten

124 H. Kaleshi, a.g.e., s. 71; Clayer, N., LAlbanie pays des derviches, s. 138.
125 N. Clayer, a.g.e., s. 138; Hasluck, Margaret, The Unwritten Law in Albania, Cambridge Univ. Press, 1954,
s. 178. Ayn bilgiler Mitrovial eyh Muhammed ve Hoa e Vogel kyndeki yal Halvet dervileri Agim
ehu ile Mehdi aladan da alnmtr.
126 A. Gillier, Grece et Turquie, Notes de voyage Lempire, Janina, thaque, Delphes Le parnasse, Athenos,
Grecs et Turcs, Paris 1877, XV, 308, Dr. Veli Veliu, Shqiptaret Sipas Udhipirshkrimeve Frenge ti shekullit XIX,
s. 64den naklen.
127 H. Kaleshi, a.g.e., s. 75; Clayer, Nathalie, Mystiques Etat& Socite, Les Halvetis, s. 298.
128 G. Palikrusheva,a.g.m., s. 111; Clayer, N., LAlbanie pays des derviches, s. 138.
129 E.H. Ayverdi, a.g.e., IV, 388.
130 Jashar Rexhepagii, Dervishet, Rendet dhe Teqete, s. 147; Bu tekke 1990 ylnda yeniden faaliyete balam
ve 1992 ylnda eyh Ahmedin olu eyh Muammer Pazari Tiranda Halvet tekkesini yeniden amtr.

216
Balkanlarda slamn Yapc ve Evrensel Paradigmas

sonra olu eyh Haydar, onun olu eyh Mustafa ve son olarak da eyh dil
posta oturmutur.131
Tekkenin kurucusu olan eyh veysin olu eyh Haydar Arnavutlukun par-
alanmasn isteyen Yunan ve Srplarla beraber hareket edip Osmanl Devletine
kar halk isyana tevik eden baz Arnavut beylerle ak olarak mcadeleye kalk-
m ancak Yunanllar tarafndan ldrlmtr.132
Pr Hseyin Siroz (. 1110/1698-99)nin halfelerinden eyh Osman Baba
Prizrende Sarahne Halvet tekkesini, Pir Mehmed Hayt Ohri Halvet-Hayt
sitnesini, bir de eyh Garb Tirann ay kynde Halvet-Akba kolunu tesis
etmi ve bir tekke kurmutur. Tiran blgesinin ay kynde kurulan bu tekke
ayn zamanda Halvet-Akbaliin sitnesidir.133

c. Bektailik
XVII. yzylda Kosovay ziyaret eden Evliy elebi Mitrovia, Dubnia ve
Kaanikte Bekta tekkelerinin mevcut olduunu belirtmektedir. Mitrovia eh-
rinin etraf mahallelerinde Evliy elebi Mustafa Baba Tekkesinin bulunduunu,
trbenin ok ziyaret edildiini ve o tekkede fakir Bektalerin oturduunu haber
vermektedir.134 Kaanik ehrinde de bir Bekta tekkesi olduunu zikreden Evliy
elebi135 Kaanikten skpe giden yolda da Krklar trbesinin mevcut olduu-
nu ve oray ziyaret ettiklerini anlatmaktadr.136 Evliy elebi Dubnia ehrinde iki
tekkenin mevcut olduunu, bunlardan birinin Bekta tarikatna mensup oldu-
unu, tekkede Hssam Dede isminde bir evliynn gml olduu sylenmek-
tedir.137 Evliy elebinin zikrettii bu tekkelerden hibiri gnmzde mevcut
deildir. XVIII. yzyln sonlarnda Baba Receb isminde Arnavutluktan gelen bir
Bekta babas Pritine Pri Nzr Camii avlusunda bir Bekta tekkesi yaptrm-

131 sa Bajinca, Probleme te Perkthmt te Teksteve slame ne Gjuhen Shqpe, Feja, Kultura Dhe Tradita slame
Nder Shqptaret, (Uluslararas Sempozyumun Bildirileri) s. 76. Yazar bu bildiride Tirana Devlet Arivinde
bulunan Tirana Halvet-Hayt tekkesi eyhlerinin bir silsilenmesinden eyhlerin isimlerini tespit etmitir.
132 Hysamedin Feraj, Skice e mendimit politik shqiptar, Tirana 1998. Yakn tarihlere kadar Arnavut tarihileri
eyh Haydar vatan ve millet haini olarak saymlardr. Tirana niversitesi Sosyoloji Fakltesi retim
yesi olan Hsamedin Feraj, 1998 ylnda Arnavut milliyetiliinin temellerini inceleyen bir kitap
yaynlad. Bu kitapla, eyh Haydarn Srp ve Yunanllara kar Osmanl ile ittifakn Arnavutlar iin
daha hayrl olaca dncesinde olduu ortaya kmtr. Hsamedin Feraj yle devam ediyor: XIX.
yzylda Arnavutlarn birou Balkan kavimleri ile mttefik olup Balkan d igalci kuvvet olarak saylan
Osmanlya kar harekete getiler. Bylece Serbofil ile Grekofil (Srp ve Yunanc) ceryanlar dodu
ki bunlar Arnavutlukun Srp veya Yunan hkimiyeti altnda kalmasn amalamtr. Dier taraftan da
Osmanl ile ittifakta kalmay amalayan daha kk bir grup aydn Arnavutlukun ve Arnavutlarn gerek
milliyeti kesimiydi. Bkz. Hsamedin Feraj, a.g.e.,s. 146.
133 Ziya Shkodra, slami dhe nstituconi Esnafor Ne Shqiperise Etnike, Feja, Kultura Dhe Tradta slame Nder
Shqiptaret, Uluslararas Sempozyum Bildirileri, Pritine 1995, s. 143.
134 Evliy elebi, Seyahatnme, V, 547; Putopis, s. 269.
135 Evliy elebi, Seyahatnme, V, 556; Putopis, s. 280.
136 Ayn yer.
137 Evliy elebi, Putopis, s. 300.

217
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

tr. Tekke XIX. yzylda hem tekke hem medrese olarak, XX. yzyldan itibaren
ise sadece cami olarak faaliyet gstermitir. Bahesindeki Pri Nzr trbesi ziyaret
edilmektedir.138 Caminin avlusunda bulunan Pri Nzr trbesi 3x5 metre eba-
dnda kargir, ats kiremitle rtl olan bir binadr. Trbede bir sanduka vardr
ve yatann Yavuz Sultan Selimin ve Kanuninin veziri Pri Nzr olduu sylen-
mektedir.139 Ancak trbede Pri Nzrn deil de tekke kurucusu Baba Recebin
ve tekkenin ikinci postniini s Dedenin yattn syleyenler de vardr.140
Makedonyada Bekta tekkelerin kuruluu XVII. yzyln ikinci yarsndan
sonra balam, en aktif olduklar dnemler de XVIII. yzyln ikinci yars ve
XIX. yzyln ilk yars olmutur.
XVIII. ve XIX. yzylda Arnavutluk ve Makedonyada hkm sren birok
paann Bekta tarikatna mensup olmas Bektalerin bu blgelerde rahata fa-
aliyet gstermelerine ve paalarn desteiyle tekkeler, zviyeler ve trbeler ina
etmelerine sebep olmutur.141
XVIII. yzyln sonlarna doru zayflayan Osmanl mparatorluunun bu
blgeler zerindeki etkisi azalmaya balamt. Doan otorite boluundan is-
tifade eden baz idarecilerin yenieri nefyini bahane ederek Bekta tekkelerini
kendi amalar dorultusunda kullanmaya, onlar isyan hareketleri iin merkez
edinmeye balamlardr. Bu gibi hdiselerin en belirgin rneini Kalkandelen
Harbt Baba Bekta tekkesinde grmekteyiz. Devrin Kalkandelen idarecisi Re-
ceb Paa balatt isyan hareketinde Bekta tekkesini s olarak kullanm, durum
Abdurrahmn Paa (. 1254/1838) zamannda da devam etmitir.142
1750lerden sonra Bektaler Makedonyada hzla birok tekke kurmular an-
cak babalarn ve dervilerin eitli tarihlerde meydana gelen Arnavut milliyeti-
leri tarafndan ynetilen isyanlara katlmalar ve Balkan Bektaliinin slm ve
tasavvufun znden tamamen uzaklamas halk arasnda onlara kar bir tepki
yaratm ve tekkelerin terk edilmesine, mridlerin azalmasna yol amtr. Bu
nedenle baz Bekta tekkeleri bo kaldktan sonra ya yklm veya baka bir tari-
kat tarafndan kullanlmtr.

138 Maxhida Beirbegovi, Prosvetni objekti slamske arhitekture na Kosovu Starine Kosova, VI-VII,
Prishtina 1972-73, s. 86.
139 Hasan Kaleshi, zvjetaj o radu na ispitivanju turskih spomenika u Prishtini, Prizrenu, Pei, Dakovici I u
Vushitrnu, Prishtina 1955.
140 M. Beirbegovi, a.g.m., s. 87. Bu trbeyi hem Srplar hem de Mslmanlar ziyaret ederler. Srplar
caminin avlusunda Knez Lazarn gml olduuna inanrlar. Anlatlan rivyete gre Byezidin emri
zere Knez (Prens) Lazarn naa Kosova savandan bir gn sonra leden sonra Pri Nzr Camii
avlusuna gmlm, ancak yl sonra buradan karlp Razania manastrna gtrlmtr.
141 J. K. Birge, a.g.e., s. 83.
142 Hasluck, a.g.e., s. 56; Vishko, Ali, Harbt Teqe e Tetoves Dhe Veprimtaria Ne Te Ne Perudhen e Kaluar,
Tetove 1997, s. 33.

218
Balkanlarda slamn Yapc ve Evrensel Paradigmas

XVIII. ve XIX. yzylda Kalkandelen kazs, zellikle Receb ve olu


Abdurrahmn Paa143 zamannda, Polog vadisinde o kadar etkili hale gelmi ve
gelimi ki Gostivar ve Krovay da etkisi altna almtr.
Receb Paa ve olu Abdurrahmn Paann yardmlaryla Harbt Babann
Sersem Ali Dedeye ina ettii trbenin etrafnda bir klliye yaplmtr. in-
de trbeler, mescid, semhne gibi din yaplarn yannda misafirhane, adrvan,
eme, dervi evi, Fatma evi, a evini barndran Harbt Baba tekke ve klliye-
si Makedonyann en nemli, merkez Bekta tekkesidir. Harbt Baba Bekta
tekkesi ayn zamanda Kalkandelenin kalknmasnda ve etraftaki blgeleri etkisi
altna almasnda da etkili olmutur.144
Harbt Baba Bekta tekkesi hakkndaki aratrmalar tekkenin ne zaman
kurulduu konusunda farkllk arzetmektedirler. Baz kaynaklarda tekkeyi Sersem
Ali Babann145 ina ettii, Harbt Baba zamannda da tekkenin canllk kazan-
d ve tekkede ilve yaplarnn ounun yapld sylenmektedir.146
Dier aratrmalar ve Harbt Baba tekkesinin giri kapsnda yer alan ve tek-
kenin kuruluu ile ilgili menkbeyi anlatan Makedonca metin tekkenin Harbt
Baba zamannda yapldn ifade etmektedir.
Menkbe yledir: Sersem Ali Baba mcerredler snfndan olup sultann ve-
zirlerindenmi. Mnzev bir hayata ekilmek iin vazifesini brakmak istemi. Za-
mann sultan onu bu isteinden vazgeirmeye altysa da sz geirememi. En
nihayet Sersem Ali Baba vazifesini terkederek daha sonra ld Necef e gitmi.
Daha sonra Bekta mridlerinden olan Harbt Baba drt arkada ile birlikte
Bekta tarikatn yaymak iin Rumeliye doru yola koyulmular. Kalkandelene
vardklarnda Harbt Baba burada kalr, dier arkadalar ise gittikleri yerler-
de Bekta tekkeleri kurmulardr. Kalkandelende kalan Harbt Baba, yeil bir
kandilin yandn grm, orada Sersem Ali Babann ruhu olduunu inanr ve
bir trbe ina eder.
Bundan dolay tekkeye iki ad verilmitir: Harbt Baba ve Sersem Ali Dede
Tekkesi.

143 Arnavuta yazlan literatre ve Haslucka gre bu iki ahsa paa unvan verilmitir. Harbt Baba tekkesi
hakknda bir monografi yaymlayan Ali Vikoya gre, Recep Paa XVII. yzylda Osmanl-Avusturya
savanda birok kahramanlklar gstermi, bu nedenle sultan tarafndan Kalkandelen paalna tayin
edilmitir. Bkz. Ali Vishko, a.g.e.,s. 92; Kalkandelen Osmanl dneminde sadece bir kaz olduundan
ve hibir zaman paalk (vilyet) olmadndan bu iki ztn paalk yneticileri olarak gsterilmesi
kanaatimizce yanltr.
144 Tetovo Tetovsko Nz Istorjata, Tetovo 1982, s. 56.
145 Sersem Ali Dede aslen Kalkandelenli olup Kanuni Sultan Sleymann vezirlerindenmi. Ayn zamanda
sultann kzkardei Mh- Devrnla evli olduundan dolay sarayda etkili birisiymi. Ancak daha sonralar
grevden uzaklam, Bekta tarikatna girmi, dedebaba makamna kadar ykselmitir. Balm Sultan
halfelerinden ve eskiden vezir olan Sersem Ali Baba, dedebaba unvan ile 1551-1570 yllar arasnda on
dokuz yl postta oturmutur. Bkz. B. Noyan, a.g.e., s. 45; Ali Vishko, a.g.e., s. 18.
146 Aydn Oy, Kalkandelende Harbt Baba Tekkesi, evren, 8/4, Prishtina 1980, s. 19.

219
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Harbt Baba Bekta Tekkesinde yaplan faaliyetlerin genilemesinde ve


halkn irdnda faal olan Bekta babalar unlardr: XVIII. yzyln ikinci yar-
snda Harbt Baba tekkesinin postniinliine Malatyal Harbt Mehmed Baba
tayin edilmitir. Bu Bekta Babas Kalkandelene Receb Paa idaresi dneminde
gelmitir. 1194/1780 ylnda vefat eden Mehmed Babadan sonra Hseyin Dede
(. 1199/1784), Sdk Baba (. 1204/1789), Hasan Dede (. 1208/1793) post-
niinlie gemitir.
1214/1799 ylnda tekkenin postniini Ekmeki Ahmed Baba olmutur.
Ekmeki Ahmed Babann dneminde tekke, hem vakflar ynnden, hem din
ve kltrel faaliyetler ynnden ok baarl bir dnem geirmitir. Sultan II.
Mahmudun 1826 ylnda Bekta tekkelerinin kapatmasyla imparatorluun di-
er blgelerindeki Bekta tekkeleri ile beraber Harbt Baba tekkesi de kapa-
tlmtr. 40-50 yl kapal kalan tekke 1870 ylnda Dimetoka Seyyid Ali Sultan
tekkesi postniini Yusuf Baba, tip ve Kprlye gelmi ve tekkenin eski as
Emn Babay Harbt Baba tekkesinin postniinliine tayin etmitir. Hac Emn
Baba, tekkeye baba olarak gelir gelmez, tekkenin maln gasbeden baz beylerden
mal geri almakla ie balam. Emn Baba kendi dneminde tekkenin vakfna
Kalkandelende 15 dkkn ve skpte bir han katmtr. 1298/1880 ylnda vefat
eden Emn Baba veya dier ismiyle Snnetlizdenin isminden Kalkandelen hal-
k arasnda uzun sre bahsedilmitir. Emn Babadan sonra srasyla Muhammed
Mehdi Baba, Hac Ahmed Dede, Hamza Baba, Hamid Baba postniinlik gre-
vinde bulunmulardr.147
1909 ylnda tekkeyi ziyaret eden Max Choublier zamannda tekkenin eyhi
Ali Baba imi. Tekkede yaayan derviler mcerreddir, diyor Choublier, ehirde
yaayanlar ise evli olup haftada bir defa tekkeye gelirler. Dervilerin byk bir
blm zanaatlardan ve kyllerden mteekkildir.148
1905 ylnda tekkeyi Srp seyyah S. Tomi de ziyaret etmi ve tekkenin mun-
tazam altn ve Tetova halknn tekke ile gurur duyduunu yazmtr.149
Harbt Baba Tekkesinde kltr ve sanatn her alanna nem verilmesi,
Bektalik dbna gre her derviin bir sanat ve zanaatla megul olmasndan ileri
gelmektedir. Derviler altklar sanat ve zanaatla kendini yetitirerek evre hal-
kndan rabet gryorlard. Binaenaleyh Harbt Baba Bekta tekkesinde tekke
edebiyat, din msk ve resim sanat gibi kltr dallarna yer verilmitir.
XIX. yzylda Arnavut milliyetilerin Bekta tekkelerinin etrafnda toplan-
malar, Yanya valisi Tepedelenli Mehmed Ali Paann Osmanl Devletine kar
Arnavut Bektalerinin ok bulunduu Gney Arnavutluku kendi bamsz pa-

147 Harbt Baba tekkesinde postniinlik yapan babalarn isimleri Baba Kzm Bakallinin el yazmas hlinde
bulunan notlarndan alnmtr.
148 Bkz. Choublier, Max, Les Bektachies et la Rumelie, Revue des Etudes slamique, Annee III, Paris 1927, s.
48.
149 S. Tomi, Putopis, s. 220.

220
Balkanlarda slamn Yapc ve Evrensel Paradigmas

al olarak iln etmesi, 1826 ylnda Sultan II. Mahmudun Bekta tekkelerini
kapatmasyla birok Bekta babasnn Arnavutlukun kylerine yerlemesi ve en
nemli olarak Bektalikteki heterodoksi belirtileri birok Batl yazar, bu konuy-
la ilgilenmeye sevketmitir.150
Arnavutlarn din hayatnda mevcut olan esneklik Bektalikteki heterodok-
si ile badatrlm ve birbirine uyum saladklar sylenmitir. Ayn zamanda
Arnavutlarn Bektalie girmeleriyle eski inanlardan fazla uzaklamalar gerek-
medii de ifade edilmitir. Bu ve buna benzer deerlendirmeler genelde 1880 yl-
larndan sonra Arnavut toplum ve zellikle Arnavut tarikat ve tasavvuf hayat de-
erlendirilerek varlan sonulardr. Fakat daha nceki yzyllarda durumun byle
olmad sylenebilir. Son dnemde, Arnavutlukun en yaygn tarikat olduu
sralarda bile Bektalik Arnavut Mslmanlarn %15ni gememitir.151
Osmanlnn Arnavutluka yerletii ilk dnemlerde Bekta tarikatna ve tek-
kelerine ait izlere rastlanmamaktadr. Evliy elebi XVII. yzylda Arnavutluka
geldiinde Bektalerle ilgili dorudan sz etmez. Evliy elebi bir yerde, Emev
halfeleri, Muviye ve Yezide kar nefret saan bir halkla karlar. Bunlar
Muviye mavi giydii iin o rengi giymeyi reddederler. Boza imezler nk bu
ikiyi Muviye yapm ve kullanmtr.152
Evliy elebi Arnavutluk ehirlerinden Pogradets ve lbasanda abdaln tek-
kelerine rastladn syler.153
Evliy elebinin bu bahislerinde geen gruplarla ilgili ifadeleri Bekta tari-
katna ait olarak yorumlanmtr.154 Fakat Muviyeye ve Yezide kar nefret sade-
ce Bektalerde deil Trklerle slmn ulat Balkanlarn her yerinde yaayan
Mslmanlarda vardr. Bunun en iyi misali Muviye ve Yezid adlarnn ocuklara
konulmamasdr. Abdallar tekkesine ve Sar Saltk ahsiyetine gelince daha nce
de sylediimiz gibi btn tarikatlar tarafndan benimsenmi ve deiik tarikatla-
ra mensup olarak gsterilmitir.
Bekta tarikatnn sistematik bir ekilde tekke kurmalar ve tarikat olarak
faaliyet gstermeleri 1790-1822 yllar arasnda Gney Arnavutlukta bamsz

150 John Kingsley Birge, The Bektashi Order of Dervishes, London 1965; F.W. Hasluck,Christianity And
Islam Under The Sultans, New York 1973; Peter Bartl, Die albanischen Muslime zur Zeit der Nationalen
Unhabhaugigheit (1878-1912), Otto Harasowitch Wiesbaden, 1968, Mill Bamszlk Hareketleri
Esnasnda Arnavutluk Mslmanlar (1878-1912), ev. Ali Taner, Bedir 1998; Popovi, A., La comunante
musulmane dAlbanie dans la periode post ottomane, Zeitchift fr Balkanologie, XIX/2, Berlin 1983, s.
151-216; a.mlf., Lislam Balkanique, Wiesbaden 1986; E. Rossi, Credenze ed usi dei Bektasci,Studi e
Materiali di Storia delle Religion, XVIII/1-4, s. 60-80; Nathalie Clayer, LAlbanie pays des des dervishes,
Berlin 1990, vs.
151 Bkz. N. Clayer,a.g.e., s. 36; Fatmire Musaj, Organizmi Instituconal I Sektit Bektashian Ne Shqiperi ne
vtet 1920-1939, Feja, Kultura Dhe Tradita slame Nder Shqiptaret, (Uluslararas Sempozyum Bildirileri)
Pritine 1995, s. 227.
152 Evliy elebi, Seyahatnme, VIII, 679.
153 A.g.e.,s. 680, 745.
154 Birge, a.g.e.,s. 82.

221
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

hareket eden ve kendisi de Bekta olan Tepedelenli Mehmed Ali Paann yneti-
mi zamannda olmutur.155
Tepedelenli Mehmed Ali Paa (. 1238/1822) zamannda Bektalik Gney
Arnavutlukta ok geni bir yelpazeye yaylm, onun talimatyla Mslman olup
itaat eden Himara kylerinde Bekta tekkeleri almtr. kodra blgesinde ise
Buatl Mustafa Paa, kendi blgesindeki Bektaleri Tepedelenli Mehmed Ali
Paa iin altklar gerekesiyle srdrmtr.156
XVIII. yzyln sonlar ile XIX. yzylda Arnavutluk snrlar dhilinde faali-
yet gsterdii tespit edebildiimiz Bekta tekkeleri unlardr: Kruya (Akahisar)
Hac Yahy Baba Tekkesi, Berat (Arnavud Belgrad) Baba Alio Tekkesi, Elbasan
(lbasan) Cef Baba Tekkesi, Fraer Nasb Thir Baba Tekkesi, Gjirokaster (Ergi-
ri) sm Baba Bekta Tekkesi, Leskovik ehrinde Baba bidn Bekta Tekkesi

Osmanl Kozmopolitizmi ve Sufi Paradigmas


Osmanllar balkanlara sufi paradgmasn n planda tutarak ilerlemilerdir. Sufi
paradigmas kendi etkisini dinin sadece nazari yerlemesinde deil ayn zamanda
toplumsal hayatta ki grnlerinde de gstermitir. Aslnda Balkanlarda ehir-
lerin kltr antropolojisi tasavvuf antropolojisinin bir devam ve ekli yndr.
Osmanl ehri aslnda bir insan- kmil anlaynn mekn dahilinde, yatay
ekilde yer almasdr. Suf antropolojisinin tm nazar tecrbesi, kemle ve y-
celie ulam insan olan insan- kmil, evrensel ve ideal olan insan- kulli ve
mutlak ve ruhan olan insan- mutlak terkipleri ve ifadeleri etrafnda toplanm-
tr. nsan- kmil anlayn mitolojik bir sre olarak grmek yanltr157, nk
Kuran metninin btnl ve manasnda insann primordial ve evrensel karak-
teri zikredilmitir. nsandaki keml anlay Mslman toplumun tm ynlerine
de aktarlmtr.
Balkanlarda Osmanl ehri tm bu karakteristikleri iinde barndrmaktadr.
Kuran insan, ilahi hilkatn ierisinde kemlin ve gzelliin birinci derecedeki
rnei olarak tarif etmekte, o ayn zamanda kendisinde maneviyat ve maddiyat
barndrabilen, mikrokozmik ve makrokozmik ekaln younluk kazand obje,
melekut ile ehadet lemini birbirine yaklatran bir varlktr. Balkanlarda Os-
manl ehri, cami, tekke, hamam, kervansaray ile budur.
nsann ruhan ve fizik ahsiyeti Yaratc kuvvet tarafndan gelen hediyele-
rin yetkin bir ekilde kabul edicisidir. Biz insan Allahn hiten yaratm olduu
bir varlk veya fyzat sonucu ehadet mertebesine inen bir zillullah olarak m

155 J. K. Birge, a.g.e., s. 83; Baba Ali Turabiu, Historia e Pergjthshme e Bektashnjevet, Tirane 1929, s. 67.
156 P. Bartl, a.g.e., s. 183; Hasluck, a.g.e., s. 589.
157 Nicholson ve der baz batl tasavvuf tarihileri tasavvuftaki insan- kamil anlayn mitolojik bir gelenek
olarak grmektedirler. Bkz. Reynold Nicholson, Rumi: Pesnik i Mistik, Sufizam, Beograd trz., s. 169.

222
Balkanlarda slamn Yapc ve Evrensel Paradigmas

greceiz hi nemli deil, o her adan Yaratc kuvvetin kendi varln lem-i
ehadete indirdii ve esm ile sfatn temsil ettirdii karakterdir. nsan karak-
teri ezel ve ebed olan nefha-i ilahiyyenin evrensel kabul edicisi olarak Allahu
Tealann doksan dokuz gzel isminin ehadet ve jografik anlamdaobjektifleme-
sini sergilemektedir. Bundan dolaydr ki tasavvuf literatrnde insan ilahi tecel-
lilerin tezahr ettii bir mekn olarak grlmtr. inde bu vasflar barndran
insan, epistemolojik ve ontolojik ynden varlk cetvelinin varlksal ve bilimsel
kademelerini aarak, kinat kitabn (Lber mund) ve vahyi (Liber revelatus) takip
ederek keml mertebelerine (scala perfectons) ular. te tasavvufun ortaya koy-
maya alt keml insan tipi budur.
Bu kavram deiik kademe ve kapsamlarda ele alnabilir, ancak hepsinde de
bu mukayese nemini korumaktadr. nsan- kmil kendisinde Yedullahn bolca
hibe ettii hediyeleri kabul eden kmil bir fizik ve manev kabul edicisi olarak
suf antropolojisinde her zaman ahsiyetinde temsil edilen tecelliyt- ilhiyye ile
n planda tutulmutur. Bu tecelliyat sayesinde La teayyun mertebesine sahib olan
Ruh-i ilh melekt ynn korutmakta ve insan karakterindeki yetkinlik saye-
sinde bu boyutun ehadet yansmasn sergilemektedir.158
Her insann kendi ahsiyeti ierisinde bamsz bir lem tekil ettii gibi o
ayn zamanda sosyallemeye muhta olan bir varlktr. Yani insan toplum d bir
varlk olarak grmek veya dnmek mmkn deildir.
nsan kapasiteinin bu inceliini ok iyi kavrayan deiik tasavvuf akmlarna
mensup ahslar bir yandan insan ferdiyetine dier taraftan da sosyal ynne ge-
reken nemi vererek ahs ve toplumlara uygun bir anlay sunmutur.
Manev ve din otoritenin doru drst oturmam, madd organizmalarn da
genellikle bask ve zorbala dayand, Roma mparatorluu ve Srp Krallndan
devaml ikence gren Arnavut toplumu, bo ve tenha yerlere 159 yerleen gezgin-
ci dervilerin sunduklar sistemi byk lde tercih etmilerdir. Osmanllar bu
blgelere yerlemeden nce seyyah derviler gelip bir taraftan slam anlatm di-
er taraftan da adaletsizlik penesi altnda yaayan topluluklara alkn olmadkla-
r alternatif bir hogr anlay sunmulardr, yani askeri fetih olmadan nce bir
anlamda gnl fethi olmutur. Osmanl buraya geldiinde yerli halk psikolojik
olarak bu fethe hazr hle getirilmitir.160 Balkanlarda slmiyetin ilk tohum-
larnn tarkatlar tarafndan atlmas, tasavvuf anlayndaki derin insan sevgisi,
yksek hogr ve karlksz hizmeti esas almalarndan dolaydr. Bu davran

158 nsan- kmil anlayn islam tasavvufu dnda musev Kabaladaki Adam Qadmon veya uzak dou
dinlerindeki Wang mefhumlarnda da rastlamaktayz. Birok mistik bak asnda mevcut olan bu
kavram bir taraftan prmordal ekil olarak insanolunu, dier taraftan da mahdud bir varlk mertebesini
kastederek toplumsal oluun kademelerine inen toplumsal insann ontoloji ve epistemolojisini temsil
etmektedir. Bkz. Rene Guenon, Simbolika Krsta, aak 1998, s.16.
159 mer Lutfi Barkan, Osmanl mparatorluunda Bir skan ve Kolonizasyon Metodu Olarak Vakflar
ve Temlikler, stila Devirlerinin Kolonizatr Trk Dervileri ve Zaviyeler, Vakflar Dergisi, sy.II, Ankara
1964, s.279-353.
160 John Kingsley Birge, Bektailik Tarihi, ev. Reha amuroglu, stanbul 1991 s. 57; Tayyib Oki, Bir
TenkidinTenkidi, A...F.D., sy. II, Ankara 1953, s. 221-255.

223
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

siys ve ideolojik depremler yaayan halkn dikkatini ekmitir. Genelde btn


tasavvuf akmlar, ilkeleri itibariyle ok geni ufuklu, insana sevgi ve saygy temel
esas olarak almaktadrlar. Bu zellik ve tavrlar, Mslmanlarla Hristiyanlar ara-
snda sevgi ve kaynama zemininin kurulmasnda etkili olmutur.161
Tekkelerin iktisad ve sosyal alandaki faaliyetlerinde din, dil, rk fark g-
zetmemeleri halk tarafndan epeyce rabet grmelerine vesle olmutur. Dervi-
ler, hangi dinin mensubu olursa olsun halkla karp kaynaarak halk kitlelerini
ynlendirmede nemli lde baarl olmulardr. Dervilerin bo topraklarda
kurduklar tekke ve zviyelerin etrafnda zamanla kyler oluarak, buralar birer
din, kltr ve sanat merkezleri hline gelmitir.
Faliyetlerine bakldnda bu eyh ve derviler sdece dervi kimlii tayan
din adamlar deil, ayn zamanda topra ileyen, ky kuran, sanat ve ilim yapan
ahslar olarak da nmze kmaktadrlar. Tekke ve zviyelerin bu dnemlerde-
ki temel fonksiyonu bo topraklara yerleip, ekip bimek suretiyle buralar en-
lendirmek, mamur etmek ve alnteriyle elde ettikleri bu mahsul etrafndakilere
datmakt. Bylece sevgi, efkat ve saygdan mahrum kalan geni halk kitlelerine
Allah sevgisisine dayal bir insan sevgisi ile insanlarn kalbini slma ve tasavvuf
dncesine sndrmaya almlardr.
Dervilerin kitlelere ynelik bu fonksiyonunun dnda bir de dorudan a-
hslara ynelik tasavvufun temel hedeflerinden olan insann mnev terbiyesi var-
dr. Bu mnev terbiye netcesinde insanlar insanlk uuruna varp Yaratcnn
istedii ekilde hayatlarn srdrmeye alacaklardr.
Bir nevi irfan ocaklar olan tekkelerin kurulu dnemleri, sava, anari, kriz
ve buhran asndan amzla byk lde paralellik arzetmektedir. Onlar
Anadoluda ve Balkanlarda, balarna gelebilecek birok tehlike yznden, yaa-
dklar blgeleriaileleriyle birlikte terk etmek zorunda kalmlardr. nsanlar, sade-
ce mallarn ve ilerini deil, moral ve mitlerini de kaybetmilerdi. te byle bir
ortamda, byle bir durumda tekke ve tarikatlar, insanlar imana, mit ve sevgiye
davet ederek yeni bir perspektif ve paradigma ortaya atyor, yzyllarca deiik
ortamlarda etkisini srdrebilecek bir bilin ina ediyor. Onlar, nceki ve sonraki
birok mtefekkirin sistemi iinde yer alanolgun bir insan portresi izmilerdir.
nsanln dn, ilm ve sosyo-psikolojik adan birok skntlarnn olduu
gnmzde, bu problemlere zm nerileri sunabilecek fikirler, ancak byk
kargaalklar ve alkantlarn yaand dnemlerde fert ve toplumun dn ve sos-
yal yapsn ayakta tutmay ve yeniden inasn baarm bir paradigma ile mm-
kndr. Tekke ve tarikatlar ile balarndaki mritler, bu perspektifi ok gzel bir
ekilde ilemi ve esas ftratn anlam insan- kmil anlaynda temsil ettirmi-
lerdir.

161 Bunun yansra yeni feth edilen topraklarda, hristiyan halkn Osmanl idaresiyle uyum salamasnda
tasavvuf akmlarn kaynatrclk grevi de yapmlardr. Bkz. Mehmed Handzi, slmizacija Bosne I
Hercegovine, slmska Dionika tamparija, Posebno zdanje, Sarajevo 1940, s. 15.

224
Balkanlarda slamn Yapc ve Evrensel Paradigmas

Bibliyografya
A. Rfk, Bekta Srr, I-III, stanbul 1325.
A. Hlet elebi, Mevln ve Mevlevlik, stanbul 1952.
ABDLKADROLU, Abdlkerim, Halvetlikin abniyye Kolu, eyh abn- Vel
ve Klliyesi, Ankara 1991.
ADIVAR, Adnan, Osmanl Trklerinde lim, stanbul 1982.
AHMED, Refik, lim ve Sanatkrlar (haz. V. abuk), Ankara 1980.
________, Osmanl Devrinde Rfizlik ve Bektalik, Darlfnn Edebiyat Fakltesi
Mecmas, IX, sy. 2 (1932), s. 21-59.
AHMED, Rifat, Mirtl-Meksid f Defil-Mefsid, stanbul 1293.
AHMET, Bajrush, Perandoria Osmane dhe Perhapja e slamit ne Trojet Shqiptare dhe
Viset fqinje, Prishtine 1997.
ALGAR, Hamid, The Naqshbandi Orderr: A Preliminary Survey of its History and
Significance, Studia slamica, sy. XLIV, Paris 1976, s. 123-152.
________, Political Aspects of Naqshbandy History, Naqshbandis, s. 123-152.
________, A Brief History of the Naqshbandy Order, Naqshbandis, s. 3-44.
________, Nakshbandiyya, EI, VII, 934-939.
________, Some Notes on the NaqshbandiTariqat in Bosnia, Die Welt des slam,
XIII, 1972, s. 168-203.
AL, Turabi, Historia e Pergjithshme e Bektashinjevet, Tirana 1929.
ALA, Tasim, Rumiu dhe Thesaret e Letersise, Tirana 1997.
ALPAN, Necip, Prizren Birlii ve Arnavutlar, Ankara 1978.
ANDREJEV, Borislav, Arhitektonska Batina Vranja,Vranjski Glasnik, XII-XIII,
75-84.
ANU BIH, Ahkmu-ikyet Defteri: VIII-1313, 1231/1816; 104-IX-2713,
1258/1842;207-VII-54/4, 1216/1801; 67-IX-25/1, 1251/1835; III, 1765-1778;
251-121-109/2, 1120/1708;127-325-60-3, 1181/1768.
ANONM, Rufaije, Behar, Sarajevo 1900.
________, Vdekja e Kryetarit te sektt Rufa, Tomorri, sy. 207, Tirana 1941.
________, Haxhi Shejh Danjoll Shehu, Rufai Gjakove, Bilten Hu, Prizren 1981, s.
39-41.
ARBA, Hamit, Mevlev Sanatlar, Osmanl, XI, s. 93-99.
ARKV KOSOVES, Fond Glia Elezovi, 12. Dokumenti: Tekii vo Skopje.
ARKV NA MAKEDONJA, Fond Ulema Medzlis, Dokument: 84-85.
ARNOLD, T.W., The Preaching Of slam, The Propagation of the Muslim Faith, Ka-
rachi 1979.

225
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

ASMOV, Muxhait, Tekija Halveti, Rahovec, Prishtine 1951.


AIKPAAZDE, Dervi Ahmed, Akpaazde Tarihi, stanbul 1332.
AT, Nevizde, Hadikul-Hakik f Tekmileti-ekik, (nr. haz. Abdlkadir zcan),
II, stanbul 1989.
ATALAY, Besim, Bektalik ve Edebiyat, stanbul 1340.
AYAS, M. Rami, Trkiyede lk Tarikat Zmrelemeleri zerine Din Sosyolojisi Asn-
dan Bir Aratrma, Ankara 1970.
AYN, M. Ali, Hac Bayrm Vel, stanbul 1343.
AYVANSARY, Hfz Hseyin, Hadkatl-Cevm, I-II, stanbul 1281.
AYVERD, Ekrem Hakk, Avrupada Osmanl Mimar Eserleri, I-IV, stanbul 1981.
AYVERD, Smiha, Trk Tarihinde Osmanl Asrlar, stanbul 1999.
AZEMOV, Z.- MUOV, E., eyh Muhammed Uzianin, Knjizevmik i Borac iz
XVIII veka, Uziki Zbornik, IV, s. 81-88.
BABA Rexhepi, Mistiizma slame dhe Bektashizma, Tirana 1995.
BABNGER, Franz, Osmanl Tarih Yazarlar ve Eserleri, (ev. Cokun ok), Ankara
1992.
___________, Ewliya Tchelebis Reisewege in Albanien, Mitteilungen des Seminars
fr Orientalische Sprachen, XXXIII, Berlin 1930, s. 31.
BAJNCA, sa, Probleme te perkthimit te teksteve slame ne gjuhen shqipe, Feja,
Kultura dhe Tradita slame Nder Shqiptaret, (Uluslararas Sempozyum Bildirileri),
Pritine 1995.
BAJRAKTAREV, Danilo, Kosovski Tip, Zbornik Filozofskog Fakulteta U Prishti-
ni, VIII, Pritine 1976.
BALAGJA, Abdusselam, Les Musulmans Yougaslaves, Alger 1940.
BAL, smail, Kultura Bonjaka, Wien, 1973.
___________, Das Unbekannte Bosnien Europas Brucke zr slamischen Weld, Kln
1992.
BARDAKI, Mehmet Necmettin, Sosyo-Kltrel Hayatta Tasavvuf, Isparta 2000.
BARKAN, mer Ltfi-AYVERD Ekrem Hakk, stanbul Vakflar Tahrr Defteri, s-
tanbul 1970.
BARKAN, mer Ltfi, Osmanl mparatorluunda Bir skn ve Kolonizasyon Meto-
du Olarak Vakflar ve Temlikler, I: stil Devirlerinin Kolonizatr Trk Dervileri ve
Zviyeler, VD, sy. 1 (1942) stanbul 1974, s. 279-353.
BARTL, Peter, Mill Bamszlk Hareketleri Esnasnda Arnavutluk Mslmanlar
(1878-1912), (ev. Ali Taner), stanbul 1998.
BAAG, Safvet, Gazi Husrev Beg, Sarajevo 1908.
___________, Znameniti Hrvati Bonjaci i Hercegovci u Turskoj Carevini, Zagreb
1931.

226
Balkanlarda slamn Yapc ve Evrensel Paradigmas

BAESKJA, Mulla Mustafa, Ljetopis (1764-1804), (nr. haz. Mehmet Mujezinovi),


Sarajevo 1968.
BAYAR, Muharrem, Bolvadin Mevlevhnesi ve Pendr Kar Ahmed dede,TAD,
yl:2, sy. 2 (Mays 1996), s. 225-231.
BEGOV, M., Organizacija slamske Vjerske Zajednice u Kraljevini Jugoslaviji, Beog-
rad 1968.
BEJT, Alija, Dervi M. Korkut Kao kulturni i javni radnik, Sarajevo 1974.
___________, Skender Paina Tekija, Novi Behar, XVI, Sarajevo 1944.
___________, Spomenici Osmanlijske Arhitekture u Bosni i Hercegovini, Sarajevo
1957.
___________, Eli brahim pain vakuf u Travnku, El-Hidje, V/7, Sarajevo 1942, s.
169-179.
BENKOV, Zarko, Bogomilstvo i slamizacija, Argumenti, sy. 2, Rijeka 1981.
BRGE, John Kingsley, Bektalik Tarihi, (ev. Reha amurolu), stanbul 1991.
BOKOV, Vano - SHAK, Fetah, Rifaiskoto teke vo Skopje, Glasnik na nstitutot za
Naconalna storja, II/1, Skoplje 1958, s. 179-191.
BOZDA, smet, Abdlhamitin Not Defteri, stanbul 1975.
BUNCA, Fahri, Teqet ne Vushtrri (el yazma).
BURSALI, Mehmed Thir, Osmanl Mellifleri, stanbul 1338.
BUTUROV, Dervi, Dvije Konjike Vakufname, GVS, Sarajevo 1966.
CAN, efik, Mevln, stanbul 1995.
CARL, Wet, Kelm Derghndan Htralar, (ev. E. Cebeciolu), Ankara 1993.
CASTELLAN, Georges, Historia e Ballkanit, (Arn. ev. Arben Puto ve Luan Omari),
Tirana 1994.
CARL, Wet, Kelm Derghndan Htralar, (ev. E. Cebeciolu), Ankara 1993.
CASTELLAN, Georges, Historia e Ballkanit, (Arn. ev. Arben Puto ve Luan Omari),
Tirana 1994.
CLAYER, Nathalie, Bektalik ve Arnavut Ulusuluu, (ev. Orhan Kololu) , Top-
lumsal Tarih, sy. 2, ubat 1994.
_____________, Mystiques Etat et Socite, Les Halvetis dans laire balkanique de la fin
du Xve sicle nos jours, Leiden 1994.
_____________, LAlbanie, pays des derviches, Berlin 1990.
_____________, Les ordres mystiques musulmans et linformatique, Lettre
dinformation, sy. 7, Paris, EHESS, Haziran 1987, s. 35-43.
CLAYER, N.,- POPOV, A., Sur les traces des derviches de Macedoine Yougaslave,
Anatolia Moderna-Yeni Anadolu, IV, Derviches des Balkans, disparitions et renais-
sances, Paris-stanbul 1992, s. 13-63.

227
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

CHOUBLER, Max, Les Bektachis et la Roumelie, Revue des Etudes slamiques, 1,


Paris 1927, s. 427-453.
CORDGNANO, P.Fulvio, Condizioni religiosse del popolo albanese, in Albania, A
cura dell Instituto di studi adriatici, Venecia 1939, s. 76-81.
COAN, Esad, Hac Bekta- Velnin Maklt, Ankara trz.
COURTADE, P., LAlbanie, notes de voyage et documents, Paris 1950.
ALIKOLU, M. Asm, Snbl Efendi ve Merkez Efendi, stanbul 1960.
EHAJ, Dzemal, Derviki redovi u Jugoslovenskim zemljama, Sarajevo 1986.
____________, Drutveno-politiki, religiozni, knjizevni i drugi aspekti dervikih
redova u Jugoslovenskim zemljama, POF, XXXIV, Sarajevo 1985.
____________, Derviki red Nakshibendija, GVS, 1982/2, Sarajevo 1982, s. 153-
170.
____________, Neke Karakteristike uenja Dzelaluddina Rumija i nastanak dervikog
reda Mevlevija u Bosni i Hercegovini, POF, XXIV, Sarajevo 1974.
ETNER, Ylmaz, Bilinmeyen Arnavutluk, stanbul 1966.
EK, Yakup, Harrzde Mehmed Kemleddn Hayat, Eserleri ve Tibynu vesilil-
hakik f beyni selsilit-tarik, Muhtevas, Kaynaklar, (baslmam doktora tezi),
stanbul 1982.
OL, Liljana, Derviki redovi u Skoplju, Beograd 1994.
UR, Hajrudin, Muslimansko kolstvo u Bosni i Hercegovini do 1918, Sarajevo
1983.
DAKA, Palok, Bibliografi retrospektive e Shtypit Periodik Shqiptar e mbi shqiperine e
viteve 1848-1944, Studime Historike, Tirana 1974.
DE JONG, Fred, Aspects of the organization of the Bektachi Sect in Albania, Strasbourg
1986.
DJORDJEV, Tihomir, Na Narodni Zivot, Beograd, 1984.
DJUR, Petar, Derviki Obredi u Jugoslaviji, Kultura stoka, Gornji Milanovac,
1987.
DJURDJEV, Branislav, Re dve o Turskoj Vlasti u Crnoj Gori u XVI Veku, Pregledi,
Zagreb 1959.
DOBRAA, Kasim, Tuhfetul-Musalln ve Zbdetul-Hin, Anali Gazi Husrevbego-
ve Biblioteke, II-III, Sarajevo 1974.
DOAN, Ahmet Ik, Osmanl Mimarisinde Tarikat Yaplar, Tekke, Zaviye ve Benzeri
Nitelikteki Ftvvet Yaplar, stanbul 1977.
DORAMACI, Baha, Niyz-i Msr, Ankara 1988.
DRAGOJLOV, Dragoljub, Bogomilstvo na Balkanu i u Maloj Aziji i bogomilski
rodonaelnici, Beograd 1974.
EFLK, Ahmed, riflerin Menkbeleri, (ev. Tahsin Yazc), I-II, stanbul 1987.

228
Balkanlarda slamn Yapc ve Evrensel Paradigmas

ELEZOV, Glisha, Derviki Redovi Muslimanski, Tekije u Skoplju, Stara Srbija,


Skoplje 1925.
____________, O imenima i poretku starijih muslimanskih porodica u Skoplju,
Zbornik za etnografiju i folklor Juzne Srbije i susednih oblasti, I, Skopje 1931.
____________, Turski Spomenici U Beogradu, Juzna Srbija, Beograd 1924.
ELSIE, Robert, slam and the dervish sects of Albania, An introduction to their history
development and current situation, slamic Quarterly, XIII/4, London 1988.
____________, Historia e Letersise Shqiptare, (Arn. ev. Abdurahman Muftiu), Peje
2001.
EMECEN, Feridun M., Saruhanoullar ve Mevlevlik, Ekrem Hakk Ayverdi Hatra
Kitab, stanbul 1995, s. 282-297.
____________, Bosna Eyaleti, DA, VI,296.
GLLER, A., Grce et Turquie, Notes de voyage Lempire, Janina, Ithaque, Delphes le
parnasse, Athenos, Greecs et Turcs, Paris 1877.
GJN, Gasper, Srpsko-Prizrenska Biskupija Kroz Stoljea, Zagreb 1966.
GKBLGN, Tayyip, Rumelide Yrkler, Tatarlar ve Evld- Ftihn, stanbul 1957.
GLPINARLI, Abdlbaki, slm ve Trk llerinde Ftvvet Tekilat ve Kaynaklar,
FM, sy. I-IV (1949-1950), s. 6-354.
____________, Melmlik ve Melmler, (tpkbasm), stanbul 1992.
____________, Mevlnadan Sonra Mevlevlik, stanbul 1983.
____________, Mevlevlik, A, VIII, 164-171.
____________, Yunus Emre ve Tasavvuf, stanbul 1992.
____________, Vilyetnme-i Hac Bekta, stanbul trz.
GYN, Nejat, Osmanl Devletinde Mevleviler, Belleten TTK, LV, sy. 213 (1991)
Ankara 1991, s. 351-358.
GRAPANOV, Mustafa, Muslimanski vjerski objekti u Bijeljini, GVS, 1983/5,
Sarajevo 1983, s. 714-721.
GLCAN, Ali, Karaman Mevlevhnesi, Mevlevlik ve Karamanl Mevlevler, Karaman
1975.
GNDODU, Cengiz, Bir Trk Mutasavvf Abdlmecid Sivs, Ankara 2000.
GNDZ, rfan, Osmanllarda Devlet-Tekke Mnasebetleri, stanbul 1984.
_____________, Gmhnev Ahmed Ziyeddin (ks.) Hayat, Eserleri-Tarikat Anlay
ve Hlidiyye Tarikat, stanbul 1984.
HADZJAMAKOV, Muhamed, Dvije pjesme ejh Sejfuddina blizovia, Anali
Gazi Husrevbegove Biblioteke, VII-VIII, Sarajevo 1982, s. 29-33.
HADZVASLJEV, Jovan, Grad Debar u vreme oslobodjenja 1912 godine, Beograd
1940.
____________, Prilep i njegova okolina, Beograd 1902.

229
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

____________, Po Tetovskoj Oblasti, Beograd 1938.


____________, Juzna Stara Srbija, Kumanovska Oblast, Beograd 1909.
HAFZ, Nimetullah, Yugoslavyada Bekta Tekkeleri, evren, sy. 11, Pritine 1996.
____________, Prizrende Yeni Bulunan Birka Trk Yazt, Belleten, XXXIX/154,
Nisan 1975, s. 225-232.
____________, Yugoslavyada Mevlev Tekkeleri, Mevln ve Yaama Sevinci, Ankara
1978, s. 173-178.
HAFZ, Tacida, Kosovada Trbeler, POF, XXX, Sarajevo 1980, s. 189-201.
HASLUCK, F.W., Anadolu ve Balkanlarda Bektalik, (ev. Ycel Demirel), stanbul
1995.
____________, Christianity and slam under the Sultans, I-II, Oxford 1973.
HASLUCK, Margaret, The Unwritten Law in Albania, Cambridge University Press
1954.
HEPER, Sadettin, Mevlev yinleri, Konya 1974.
BRAHM, Nexhat, slami ne trojet liro-shqiptare gjate shekujve, Shkup 1419/1998.
L, D., Hodi Djia, Beograd 1932.
MAMOV, Mustafa, Historja Bonjaka, Sarajevo 1996.
NALCIK, Halil, Othoman Methods of Conquest, Studia slamica, 1955.
NANER, . Turul, Kdirilikte Zikir Usl ve Msk, DBA, IV,377-78.
____________, Riflikte Zikir Usl ve Msk, DBA, VII, 329.
NCCYAN, P.L. - ANDREASYAN, H.D., Osmanl Rumelisi Tarih ve Corafyas,
Gneydou Avrupa Aratrmalar Dergisi, 2-3, stanbul 1973-74.
SEN, Mustafa, Het Behite Gre Yugoslavya Snrlar inde Doan airler, evren,
sy. 32, Pritine 1981.
____________, Knhl-Ahbra Gre Yugoslavya Snrlar inde Doan irler,
evren, sy. 38, Pritine 1983.
____________, Sehi Bey Tezkiresi, Het Behit, stanbul 1980.
SKENDER, Riza, Kosovadaki Melm Tekkelerinde Mevlnya Ait Gelenekler, I.
Milletleraras Mevln Kongresi (3-5 Mays 1987) Teblileri, Konya 1998, s. 109-
116.
TP, Mehmet Ali, Tasavvuf ve Halvetlik, stanbul 1968.
Z, Mahir, Tasavvuf, stanbul 1969.
ZET, Metin, Makedonyada Bektalik, (D.E..S.B.E. yksek lisans tezi), zmir 1998.
KLE, Sleyman, Osmanl Tarihinde Arnavutluk, zmir 1944.
LALAJ, Ana, Roli i slamit ne formmn e unitetit kombetar shqiptar, Feja, kultura
dhe tradita slame nder shqiptaret, Uluslararas Sempozyum Bildirileri, Pritine
1995.

230
Balkanlarda slamn Yapc ve Evrensel Paradigmas

LALZDE, Abdlbk, Tarikat- Aliyye-i Bayrmiyyeden Tife-i Melmiyyenin


Anane-i rdetleri, stanbul 1281.
LAM ELEB, Nefehtl-ns Tercmesi, stanbul 1993.
LATF, Evsf- stanbul (haz. Nermin Suner-Pekin), stanbul 1977.
LAYISH, Aharan, Waqfs and Sufi Monasteries in the Ottoman Policy of Kolonizazti-
on. Sultan Selms Waqf of 1516 in Favour of Dayr-al Asad, Bulletin of the School
of Oriental and African Studies, c. 50 (1987), London 1987, s. 61-89.
LE GALL, Dina, The Ottoman Naqshbandiya in the Pre-Mujaddidi Phase: A study in
slamic Religions, Culture and its Transmission, Prinseton University 1992.
LEWIS, Bernard, Istanbul and the Civilization of the Ottoman Empire, Norman Uni-
versity of Oklahoma Press 1963.
LEWIS, G.H., Bayrmiyye, EI, I, 1137.
LEVENT, Agah Srr, Trk Edebiyat Tarihi, Ankara 1988.
LOGORECI, Anton, The Albanians, Europes Forgotten Survivores, Colorado 1975.
LTF, Ahmed Efendi, Tarih-i Ltfi, stanbul 1874.
MACEDONIA 4000 YEARS OR GREEK HISTORY AND CIVILIZATION, Athina
1988.
MAGLAJLJA, Abdullah, ejh Sejfuddin efendi Hrnji, Preporod, XVIII, 1/393, 1
Ocak 1987, Sarajevo 1987.
MALCOLM, Noel, Povijest Bosne, Zagreb-Sarajevo 1985.
MALOKU, Ahmed, Ata gabo une qorto, Pritine 1996.
MALTEZ, Luan, Beteja e Fushe Kosoves dhe Shqiptaret, Tirana 1999.
MAND, O. Dominik, Bogomilska Crkva Bosanskih Krstjana, Chicago 1962.
MELKOFF, renne, Le Destan dUmur Pacha, Paris 1954.
MEM, Abdurrahman, Hlidi Badd ve Anadoluda Hlidlik, stanbul 1999.
MJEV, Senad, Tekija Pir Muhammed Hayati u Ohridu, Preporod, 2/346, Sara-
jevo 15.1.1985, s. 12.
MLOEV, Snezana, Ode bokser u dervie, Bazar, Beograd 1986.
MLADENOV, M., No dervia, Ilustrovana Politika, Beograd 1973.
MODERN HISTORY OF MACEDONIA 1830-1912, Selanik 1988.
MORNA, rfan, Kosova Salnmesinde Kalkandelen Kazs (1894), evren, sy. 16,
Pritine 1977.
MOSTARAC, Fevzi, Bulbulistan (nr. haz. ehaji Dzemal), Sarajevo 1973.
MOUSSET, Albert, LAlbanie devant lEurope, Paris 1930.
MUDERZOV, Riza, ta su to dervii, Jugoslovenska Pota, sy. 499, Sarajevo
1931.

231
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

MUHY-Y GLEN, Menkb- brhim Glen ve emlelizde Ahmed Efendi


ve-i Tarikat- Gleniyye (yay. Haz. Tahsin Yazc), Ankara 1982.
MUJEZNOV, Mehmed, Mjesto Zivota, GVS, IV, Sarajevo 1981.
_____________, Kaligrafski zapisi u Sinanaovoj Tekiji u Sarajevu i njihova konzervaci-
ja, Nae Starine, V,95-104.
_____________, slamska Epigrafika Bosne i Hercegovine, Sarajevo 1974.
MUSLU, Ramazan, XVIII. Asrda Anadoluda Tasavvuf , (M..S.B.E. doktora tezi),
stanbul 2002.
MUSH, Omer, Poslanica ejha Muhammeda Uzianina Beogradskom Valiji Mu-
hammed Pai, POF, II (1951), Sarajevo 1952, s. 185-194.
____________, Trea poslanica ejha Muhammeda iz Uzia, POF, VIII-IX (1958-
59), Sarajevo 1960, s. 192-202.
____________, Jo dva pisma iz korespodencije Uzikog ejha Muhammeda, POF,
XII-XIII (1962-63), Sarajevo 1965, s. 249-254.
____________, Hadji Muhammed Sejfuddin ejh Sejfija-pjesnik iz Sarajeva, Anali
Gazi Husrevbegove Biblioteke, VII-VIII, Sarajevo 1982, s. 5-27.
MUSHOV, Ejup, Muslimansko Stanovnitvo Srbije od pada despotovine (1459) i
njegova sudbina, Kraljevo 1992.
____________, Dervisi u Novom Pazaru, Novopazarski Zbornik, XVIII, Novi Pazar
1993.
MUVEKKT, Slih Sdk, Trh-i Bosna, yazma eser OS nr. 1164.
MYDERZ, Osman, Letersia shqipe me alfabetin arab, Buletin per shkencat shoqe-
rore, III, Tirana 1955.
____________, Letersia fetare e Bektashive, Buletin per shkencat shoqerore, III, Tira-
na 1955.
____________, Nje doreshkrim shqip i panjohur i Gjirokastres, Buletin per shkencat
shoqirore, XI, Tirana 1958.
NAKEV, Omer, Hasan Kafija Pruak Pionir Arapsko slamskih Nauka u Bosni i
Hercegovini, Sarajevo 1977.
NAMETAK, Alija, slamski Kulturni Spomenici Turska perioda u Bosni i Hercegovini,
Sarajevo 1979.
NAMETAK, Abdurrahman, Hrestomatije Bosanske Alhamijado Knjizevnosti, Sarajevo
1981.
NAMETAK, Fehim, Fadil Paa erifovi, pjesnik i epigrafiar Bosne, Sarajevo 1980.
OBOLENSKY, D., The Bogomils, Cambridge 1948.
OCAK, Ahmet Yaar, Osmanl Toplumunda Zndklar ve Mlhidler (15.-17. Yzyllar),
stanbul 1998.
____________, Babailer syan, stanbul 1980.
____________, Zviyeler, VD, XII (1978), s. 247-269.

232
Balkanlarda slamn Yapc ve Evrensel Paradigmas

____________, Anadolu Heterodoks Trk Sfliinin Temel Ta: Hac Bekta- Vel
el-Horasn (?-1271), Yunus Emre, Nasrettin Hoca ve Hac Bekta Vel Dnce-
sinde Hogr, Ankara 1995, s. 185-201.
____________, XVI.-XVII. Yzyllarda Bayrm (Hamzav) Melmleri ve Osmanl
Ynetimi, Belleten TTK, LXI, sy. 230 (Nisan 1997), s. 93-110.
____________, Kltr Tarihi Kayna Olarak Menkbnmeler, Ankara 1997.
OUZ, Muhammed hsan, Hazreti abn- Vel ve Mustafa erke, stanbul 1993.
OUZOLU, Yusuf, Mevln Vakfnn ve Zviyelerinin 17. Yzyldaki Durumu,
Mevln, (haz. Feyzi Halc), trz.
OK, Tayyib, Quelques documents indits concernant les Hamzevites, Procedings of
the Twenty Second Congress of Orientalists, Leiden 1957.
____________, Sar Saltka Ait Bir Fetva, A...F.D., sy.I, Ankara 1952.
____________, Gzi Hsrev Bey, DA, XIII, 453-454.
OSMANOLU, Aye, Babam Sultan Abdlhamid, stanbul 1994.
OY, Aydn, Kalkandelende Harbt Baba Tekkesi evren 4, Pritine 1980.
OYTAN, M. Tevfik, Bektaliin yz, I-II, stanbul 1983.
GEL, Bahaettin, slmiyetten nce Kltr Tarihi, Ankara 1994.
NGREN, Reat, Osmanllarda Tasavvuf, Anadoluda Sflik, Devlet ve Ulem (XVI.
Yzyl), stanbul 2000.
____________, Osmanlda Sflerin Farkl Toplum Kesimleriyle liki Tarzlar, slm
Aratrmalar Merkezi Dergisi, sy. III, stanbul 1999.
NSAY, Rfat, Osmanl Sanayii ve Sanayileme Politikas, Ankara 1988.
ZDAMAR, Mustafa, Dersadet Derghlar, stanbul 1994.
ZDEMR, Rfat, Osmanl Devletinin Tarikat, Tekke ve Zaviyelere Kar Takip Ettii
Siyaset, Ankara niversitesi Osmanl Tarihi Aratrma ve Uygulama Merkezi Dergi-
si, Ankara 1994, s. 259-310.
SHKODRA, Zija, Esnafet Shqiptare (shekujt XV-XX), Tirana 1973.
SHPUZA, Gazmend, Kuvendime per Historine Kombetare, Tirana 2000.
SHUTERQ, Dh., Shkrimet Shqipe ne vitet 1332-1850, Tirane 1965.
SKR, Sakir, Sejh rif Sdk, GVS, IV, Sarajevo 1942.
____________, Pobozne pjesme ejh Abdurrahman Srrija, GVS, IX, Sarajevo 1941.
____________, Derviskolostorok es szent sirok Bosniaben, Turan 2/9, 10. dec. 1918,
Budapest.
____________, Sarajevske tekije, Narodna Uzdanica, Zagreb 1927.
SOLOVJEV, Aleksandar, Jesu li Bogomili Potovali Krst, Sarajvo 1948.
SPAHO, Fehim, Jo nekoliko dokumenata o uzikom ejhu, POF, XVIII-XIX (1968-
69), Sarajevo 1973.

233
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

STPEV, Aleksandar, liret, Historia, Jeta, Kultura, Simbolet e Kultt, Pritine 1990.
SUNAR, Cavit, Melmlik ve Bektalik, Ankara trz.
SABANOV, Hazim, Bosanski Paaluk, Sarajevo 1978.
____________, Knjizevnost Muslimana Bih na orijentalnim jezicima, Sarajevo 1973.
____________, Vakufnama sa Bega shakovia za njegove zaduzbine u Sarajevu, POF,
II, Sarajevo 1951, s. 7-29.
____________, Krajite sa Bega shakovia, Sarajevo 1964.
SAM, Midhat, Francuski Putnici u Bosni i Hercegovini u XIX Stoljeu (1836-1878),
i Njihovi Utisci u Njoj, Sarajevo 1987.
SHEHU, Dzemal, Tekija Rufai ne Prizren, Bilten Hu, sy. 3-4, Prizren 1982, s. 3-8.
SHEJH, smail Aga, Tarikatet slamike, Saadizma, Tropoje 1995.
SHEJH, Muhammed SHehu, Shejh Shefqeti dhe Teqeja e Madhe, Gjakove 1418/1998.
EKER, Mehmet, Fetihlerle Anadolunun Trklemesi ve slmlatrlmas, Ankara 1991.
ELLEY, Cristopher, Abdullah Efendi Comentator on the Fusus al-Hikem, Journal of
the Muhyiddin Ibn Arabi Society, XVII, Oxford 1995.
EYH, Mehmed Efendi, Vekyiul-Fudal, I-II, (haz. Abdlkadir zcan) , stanbul
1989.
SDAK, Jaroslav, Problem Bosanske Crkve u Naoj Historiografiji, Rad JA, Zagreb
1954.
SUKR, Nijaz, Mjesto i utjecaj Tasavvufa na Razvoj slamske Kulture u Nas, Zagreb
1989.
___________, slamska Zajednica u Bosni i Hercegovini nakon Oslobodjenja, Sarajevo
1995.
TAHRALI, Mustafa, Ahmad al-Rifi (512-578/1118-1182): sa vie, son oeuvre et sa tari-
qa, (doktora tezi), Sorbonne Nouvelle-Paris1973.
_______________, Ahmed er-Rif, DA, II,127-130.
_______________, Muhyiddn bn Arab ve Trkiyeye Tesirleri, KAM, yl.23, sy. I
(1996), s. 26-35.
_______________, Tasavvuf Tarihi Ders Notlar (baslmam).
TAL, H., Odluka o prestanku rada tekija u NR BiH, GVS, III/5-7, (mays-haziran
1952).
TANASKOV, Darko, La situation actuelle de lordre des Naqshbandis au Kosovo et en
Macedoine, Beograd 1990.
TANMAN, M. BAHA, Abdsselm Tekkesi, DBA, I, s. 55-57.
_______________, Glenlik, DBA, III, s. 424-444.
_______________, Halvetlik, DBA, III, s. 533-535.
_______________, Zeynlik, DBA, VII, s. 552-553.

234
Balkanlarda slamn Yapc ve Evrensel Paradigmas

_______________, Sinnlik, DBA, VII, s. 6-8.


TANPINAR, Ahmet Hamdi, Be ehir, stanbul 1989.
TAKPRZDE, smuddn Ahmed, e-akikun-numniyye f ulemid-devletil-
Osmniyye, (inceleme ve notlarla nereden Ahmed Suphi Frat), stanbul 1985.
TAY, Mehmed Serhan, Cemliyye, DA, VII, s. 318.
TEKEL, Hamdi, Ahmed Gazz, Hayat ve Tasavvuf Grleri, Uluda niversitesi Sos-
yal Bilimler Enstits (yksek lisans tezi), Bursa 1991.
TEMREN, Belks, Bektaliin Eitsel ve Kltrel Boyutu, Ankara 1995.
TERNAVA, Muhammet, Studime per mesjeten, pek 2000.
TETOVO TETOVSKO NZ STORJATA, Komisyon, Tetova 1982.
TEVFK, Mehmet, Manastr Vilyeti Tarihesi, Manastr 1910-11.
_______________, Kratka storija Bitoljskog vilajeta (haz. Glia Elezovi), Bratsvo,
XXVII, Beograd 1933.
TOMI, Jovan, Les Albanais en Vieille Serbie et dans le Sandjak de Novi Pazar, Paris
1913.
TKN, Fruzan Hsrev, Mevlevlik, Trk Dncesi, VII, sy. 4-37 (1957), s. 23-28.
TRALJ, Mahmud, Sedam tekija-sedam stjeita bogobojaznih, ebi Arus, Sarajevo
1983, s. 36-38.
TRFUNOVSK, Jovan, Kumanovsko-Preevska Crna Gora, Beograd 1951.
_______________, Ovepoljska Kotlina, Zbornik za Narodni Zivot Juznih Slovena,
Zagreb 1964.
_______________, O tekijama u Gornjem slivu Bregalnice, POF, XXII-XXIII (1962-
63), Sarajevo 1965.
_______________, Albansko Stanovnitvo u Socijalistikoj Republici Makedoniji, Be-
ograd 1988.
TRIMINGHAM, J. Spencer, The Sufi orders in slam, Oxford 1971.
TRKOV, Radmila, Buna Uzikog ejha Mehmeda 1747-1750, Beograd 1976.
TRUHELKA, iro, Gazi Husrev Beg, njegov zivot i njegovo doba, GZM, Bosne i
hercegovine, XXIV, Sarajevo 1912.
_______________, Jo o testamentu Gosta Radina, GZM, XXV, Sarajevo 1913.
TULACI, Pars, Osmanl ehirleri, stanbul 1985.
TURAB BABA, Literatura e Bektashivet, vjersha te perkthyera prej shkrimtareve Bektas-
hinj te vjeter, Tirana 1927.
______________, Historia e pergjithshme e Bektashinjevet, Tirana 1929.

235
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

TURAN, Osman, Seluklular Tarihi ve Trk slm Medeniyeti, stanbul 1969.


TRER, Osman, Osmanl mparatorluunda Padiah Tarikat eyhi Mnasebetine Dair
Tarih Bir rnek, TDA, XXVIII (1984), s. 181-194.
______________, Batnn slm Tanmasnda Tasavvufun Rol, Tanm, Kaynaklar
ve Tesirleriyle Tasavvuf, (haz. Cokun Ylmaz), stanbul 1991, s. 143.
ULUDA, Sleyman, Tasavvuf Terimleri Szl, stanbul 1991.
______________, Ahmediyye, DA, II, s. 171.
______________, Halvetiyye, DA, XV, s. 392.
UKA, Sabit, Xhamite, mesxhidet dhe teqetene sanxhakun e Nishit deri ne 1878, Feja
Kultura dhe Tradita slame nder Shqiptaret, Pritine 1995.
ULUSOY, Celalettin, Hnkr Hac Bekta Vel ve Alev Bekta Yolu, Hac Bekta 1986.
UZLUK, F. Nafiz, Mevlev Hilfetnmeleri, VD, IX,313-399.
UZUN, Mustafa, Dede mer Ruen, DA, IX, 81-83.
UZUNARILI, smail Hakk, Osmanl Tarihi, I-X, Ankara 1988.
______________, Osmanl Devletinin Saray Tekilat, Ankara 1965.
VAKUFNAME Z BOSNE i HERCEGOVNE, OS, Sarajevo 1955.
VAS, Milan, Gradovi Pod Turskom Vlasu, Titograd 1975.
VASSF, Hseyin, Sefne-i Evliy-y Ebrr, I-IV, Sl. Ktp., Yazma Balar nr. 2305.
______________, Sefne-i Evliy, (haz. M. Akku-Ali Ylmaz), c. I, stanbul 1991.
VEGO, Marko, Zbornik Srednjovekovnih Natpisa, III, Zagreb 1961.
VELU, Dr. Veli, Shqiptaret Sipas Udhepershkruesve Frenge te Shekullit XIX, Peje 1998.
VELJA, edomir, stoni Utjecaji i nteres za ndiju u Jugoslovenskoj Knjizevnosti i
Filozofiji, Zagreb 1968.
VERA, Anti, Lokalni Hagiografi vo Makedonija, Skoplje 1977
VSHKO, Ali, Harabati Teqe e Tetoves dhe Veprimtaria ne te ne Periudhen e Kaluar,
Tetova 1992.
VLORA, Ekrem, Aperu sur lhistoire des ordres religieux et en particulier du Bektachis-
me en Albanie, Shpirti Shqiptar, 1/3 Torino 1955.
VOKOPOLA, Ferit, Kultura slame, Tirana 1940.
VOKRR, Abdullah, Shkollat dhe Arsimi ne anen e Llapit brenda viteve 1878-1944,
Pritine 1995.
VRMA, Raif, Kosovada Osmanl Mimar Eserleri, I, Ankara 1999.
VUKANOV, T.P., Preevo, Vranjski Glasnik, Vranje 1965.
YAHYA, Abbas, Makedonyada Tekkeler ve Tekke Musikisi, (M..S.B.E. baslmam
yksek lisans tezi), stanbul 2001.

236
Balkanlarda slamn Yapc ve Evrensel Paradigmas

YAZAR, Nihal, Halvetliin abniyye Kolu - Menkb- abn- Vel ve Trbenme,


Ankara 1985.
YAZICI, Tahsin, Fetihten Sonra stanbulda lk Halvet eyhleri: elebi Muhammed
Cemleddn Snbl Sinn ve Merkez Efendi, stanbul Enstits Dergisi, II (1956),
s. 87-113.
_____________, Mawlawiyya, EI, VI,883-887.
YILMAZ, H. Kamil, Anahatlaryla Tasavvuf ve Tarikatlar, stanbul 1993.
_____________, Azz Mahmud Hdy, Hayat, Eserleri, Tarikat, stanbul 1990.
YILMAZ, Necdet, Osmanl Toplumunda Tasavvuf, Sfler, Devlet ve Ulem, stanbul
2001.
YURD, Ali hsan, Ftihin Hocas Akemseddn, Hayat ve Eserleri, stanbul 1972.
YKSEL, Hasan Avni, Trk-slm Tasavvuf Geleneinde Ry, stanbul 1996.
YCER, Hr Mahmut, XIX. Asrda Anadoluda Tasavvuf, (M..S.B.E. baslmam dok-
tora tezi), stanbul 2001.
ZKR, kr Efendi, stanbul Tekkeleri Silsile-i Meyihi (haz. inasi Akbatu), slm
Medeniyeti, sy. 4, Haziran 1980, s. 51-96.
ZAMOLO, Divna Djuri, Beograd Kao Orijentalna Varo pod Turcima 1521-1867, Be-
ograd 1985.
ZAMPUT, njac, Nje doreshkrim Bektashijan i gjysmes se shekullit XIX (1850-1860),
Buletin per shkencat shoqerore, Tirana 1955, s. 203-210.
ZAPLATA, Rudolf, Stanica za umnobolne u Sarajevu u XVIII stoljeu, Jugoslovenski
List, XXX/1936 Sarajevo.
ZELYUT, Rza, z Kaynaklarna Gre Alevlik, stanbul 1992.
ZRNJ, L., storija Srednjega Veka, Bepgrad 1926.

237
Osmanl Trkleri Vastasyla Arap
Yarmadasndan Balkanlara
Tanan Kltrel Miras
rfan MORINA
Prof. Dr., Hasan Pritina Devlet niversitesi
Trk Dili ve Edebiyat Blm Bakan Kosova

zet
E
vvela, Balkan yarmadasnda be yzyl sren Osmanl hkimiyetinden
geride kalan ve grlen kltr miras iinde binlerce Trke kelimeyi
ele almak gerekir. nk Trkenin Balkanlarda yayl sadece ehir
veya kasaba hayatyla yetinmemi, ky hayatna varncaya kadar insan yaa-
ynn btn alanlarna girmi ve orada z bir mal deeriyle benimsenerek
iyice yerlemitir. Balkanlarda Osmanl Devletinin resmi dili olan Trke,
blgedeki toplumlar tarafndan gnlk iletiim arac olarak kullanlmtr.
Blgede Osmanl tebaas olarak yaayan halk devletle olan ilikilerinde ve
gnlk hayatta Trkeyi kullanmtr. letiim ihtiyacndan kaynaklanan
bu etkiyle Trke kelimeler zaman getike Bonak, Makedon, Bulgar,
Srp ve Arnavut szvarlna girmeye balamtr. Zamanla sz konusu ke-
limeler o kadar oalm ki nl aratrmac ve Trkolog merhum smail
Eren: 18. asrn sonunda ve 19. yzyln balangcnda Bulgaristandaki
ehirlerde oturan Bulgar halk, Trkeyi ana dilleri olan Bulgarcadan daha
iyi bildiklerinden, Bulgar yazar Sofroniy Vraanski (1739-1813), eserleri-
nin Bulgarlar tarafndan daha iyi anlalabilmesi iin birok Trke kelime
kullanmaya mecbur kaldn ileri srmektedir.

239
Ottoman Turks as a Bridge from
Arabian Penisula Carried the Cultural
Heritage to the Balkan Nations

Summary
F
irstly,thousands of Turkish Words should be mentioned among the
heritage remained from the five hundred years ruling of Ottomans
in Balkans. Because spread of Turkish language did not stop with
the cities and towns but it went all the way to the country side until it
went to every field of human life and was well rooted as cultural value.
Thus Turkish as the official language of Ottoman country in Balkans was
used by the regional communities as everyday mean of communication in
their communion with the commonwealth as well as informal cases. As
the result of need of communication Turkish words started to penetrate
to the Bosnian, Macedonian, Bulgarian, Serbian and Albanian vocabulary.
By time Turkish vocabulary in use have increased so much that well known
searcher and Turkologist Ismail Eren said: By the end of 18th century and
beginning of 19th century Bulgarians living in Bulgaria knew Turkish bet-
ter than Bulgarian, thus Bulgarian writer Sofroniy Vraanski (1739-1813),
in order to be better comprehended by his fellow Bulgarians had to use
mainly Turkish vocabulary in his works.

240
Osmanl Trkleri Vastasyla Arap Yarmadasndan Balkanlara Tanan Kltrel Miras

Giri
Balkan dillerindeki yabanc kelimelerin ounu en ok Osmanl Trk asker ve
idari tekilatn memurlar, yerli Mslmanlar ve ehirliler yaymlardr. Umu-
miyetle yabanc kelimelerin bir dilde bulunmas, iki veya daha fazla toplumun
temas veya karmas sebebiyle meydana geldii grlr. Trkler, Balkanlara yeni
bir cemiyet ve devlet idaresi dzeninin kurucular ve slam kltrnn tayc ve
yayclar olarak gelmiler; umumiyetle adlar ile birlikte kabul edilen birok yeni
anlam ve messeseler meydana getirmilerdir. Bu da Dou Dilleri (Trke, Arap-
a, Farsa vs.) kelimelerinin mevcudiyetinin balca sebebi olmutur. Hlbuki baz
Trkologlara gre Trke kelimelerin bugne kadar Srp ve Hrvatlarda, bilhassa
Bosna ve Hersek ahalisinde ok yaygn bir ekilde bulunmasnda iki faktr rol
oynamtr. Bunlardan birincisi, stanbulda tahsil gren, Srpa-Hrvatay ko-
nuan blgelerdeki Mslmanlar, ikincisi ise, yukarda iaret edildii gibi Dou
(Trke, Arapa, Farsa vs.) asll ve fazlaca bulunan kelimelerin dokunuu ile
meydana gelmi kendi halk (epik ve lirik) trkleridir.
Btn Balkan dillerinin halk hikyelerinde, ky masallarnda, halk edebiya-
tnda, edeb deerdeki destanlarda bile sevgi, zleyi, i insan anlay anlamnda
binlerce Trke kelime, Trkemizin en gzel deyimleri, bugn bile kullanlmak-
tadr. nl Bonak aratrmacs Abdullah kaliin Turcizmi u Srpskohrvats-
kom-Hrvatskosrpskom Jeziku1 balkl szlnde, Srp-Hrvat diline Trke
yoluyla giren 8742 kelime ve kavram incelenmitir. kalyi, bu eserin n sznde:
Srp Hrvataya Trke yoluyla geen kelimelerin anlamlarn bilmiyorsak, halk
hikyelerini, halk trklerini, ataszlerimizi, deyimlerimizi anlamamz mmkn
olmayacaktr2 diyor.
Balkan Yarmadas, yzyllarca muhtelif medeniyetlerin toplanma yeri olmu-
tur ayn zamanda. Gneyde, byk Yunan medeniyeti geliirken kuzeyde, lirler
yayorlard. lirlerin dili Hint-Avrupa dilleri arasna girer. Bu dilin devamn bu-
gnk Arnavutada bulabiliriz. Sonradan, Romallar gelip bu dil ve halk zerinde
kendi tesirlerini brakmlardr. Altnc yzylda ise Slavlar tedricen Balkanlara
gelmeye balamlardr.
Bir zaman sonra gelen Avarlar da kuzeyde yerleerek Slavlarla anlama yap-
mlardr. Bunlarn dili, Hint-Avrupa kknden olmayp, Ural-Altay menelidir.
Ta o zamanlardan beri Altay dili unsurlarnn Slav dillerine girmi olmas muhte-
meldir. rnein, barut ve ban kelimeleri gibi. Bugn Balkan yarmadasnda
be muhtelif dil mevcuttur. Yunanca, Trke, Arnavuta, Slav dilleri ve Romence.
Btn bu milletler, birbirlerine ylesine bir kltr tesiri yapmlardr ki, ancak
Balkan halklarna mahsus olmak zere, muhtelif ve mterek deyim ve adetler
meydana gelmitir. Bunlar bugn Balkanoloji ilmini meydana getirmektedir.

1 Srp-Hrvat Dilinde Trke Kelimeler.


2 Shkalj, Abdulah, Turcizmi u Srpskohrvatskom-Hrvatskosrpskom Jeziku, Svjetlost, Sarajevo, s.73.

241
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Bu ilmin sahasna etnoloji, etnografya ve bilhassa deniz yolu ile gelen, dier
yabanc tesirler de dhildir. Trkler ise, Balkanlara geldikleri zaman, kendileri ile
beraber tamamen baka ve yeni bir medeniyet yani slam medeniyetini getirmi-
lerdir. Bu medeniyet hem dil hem de yaay zerinde derin izler brakmtr. Bu
tesirler bugn bile Balkan mozaiinde aka grlmektedir. lk bakta Osmanl
medeniyeti ile beraber gelen kelimelerin, kaynaklarn tespit etmek kolay gibi
gzkr. Hlbuki bu kelimeleri Slavlarn byk muhaceretinden yani Balkanla-
ra gelmelerinden evvel, daha Asyada iken Ural-Altay dillerinden alm olduklar
birok kelimelerle Farsa vastasyla dier Slav dillerine alm olduklar kelime-
lerden, ayrmak gtr. Bundan baka, baz Farsa kelime ve ekler de vardr ki,
bunlar phesiz Trke kanal ile Slav ile Farsann mterek unsurlar, saylanla-
rn Trke kanal ile mi yoksa Hint-Avrupa kk benzerliinden mi ileri geldiini
tespit etmek olduka gtr.
Baz kelime ve unsurlarn Bonakaya, Srpaya ve Hrvataya Trke vasta-
syla girmi olmasna ramen, bunlarn kklerini Dou Avrupa dillerine balamak
mmkndr. Bu kelimelerin ou talyanca ve Yunancadr. Bunlardan birkann
Balkanlarda hem Trkler hem de talyanlar vastasyla gelmi olmas, olduka ilgi
ekicidir. rnein, marangozkija (marangoz), Venedikede marangone.
Bununla beraber, unutmamaldr ki, Trke de, Slav dilleri tesiri altnda kal-
mtr. Fakat bu tesir phesiz o kadar geni olmamtr. Bu eit kelimeler daha
ziyade kuzey Trk ivelerinde ve Osmanlcada bulunmaktadr. Kral, Kralie, Ku-
lbe gibi.
imdiye kadar ileri srdmz fikirler neticesinde Trkenin Srp-Hrvata
zerinde yapm olduu tesir, ilk tahminler hilafna, yalnz devlet tekilat ve as-
kerlie ait terimlerde olmam gnlk hayat ve maddi medeniyete ait konularda
da yerlemitir.
Bunlardan baka ekil bakmndan da baz belirli farklar meydana gelmitir.
Bu ksa aklamadan Srpa ve Hrvatann daha XIV. yzyllarda ekil almaya
balad neticesini kartabiliriz. te tam bu srada, Trkler Balkanlara gelmeye
balam ve bu sayede, birok Trke kelime ve unsurlar Srpaya girmi, yukar-
da bahsettiimiz fonetik kaidelerin, tesiri altnda kalarak Srpada temelli olarak
yerlemilerdir.
XIV. yzylda Vuk Karadzi , t o k a v s k i ivesini temel olarak ele alm ve
Hrvat dilinin gramerini vcuda getirince bu edebi dili de kurmutur. Ayrca bir
de Hrvata Srpa adl lgat yazmtr. Bu lgat bugne kadar, sahann en ky-
metli ve en nemli eseri olarak kalmtr. Vuk Karadzi bu edeb dili kurarken en
ok halka kullanlan ve benimsenen kelime ve kaideleri almtr. Bundan dolay
birok Trk unsurlar da bu dile aktarlmtr. Bylece bunlar Srpa ve Hrvata-
da tamamyla yerlemitir. Lakin bir ksm bugn arkaik saylmaktadr.

242
Osmanl Trkleri Vastasyla Arap Yarmadasndan Balkanlara Tanan Kltrel Miras

Srbistan 500 sene gibi uzun bir zaman Trk hkimiyeti altnda kald iin-
dir ki, Srpadaki Trke kelimeler Hrvataya nispeten daha fazla gze arpmak-
tadr. nk Hrvatistan Avusturya-Macar mparatorluu nfuzu altnda bulun-
duundan bu dilde Trke kelime serveti kttr. Bosnada konuulan dil de S t o
k a v s k i grubundadr. Hatta edeb dile en yakn bu dil olup, Hrvata ve Srpa
arasnda filolojik sentezi tekil etmektedir. Bosnada yerlemi olan Hrvatlar ara-
snda Trke kelimeler yerli Mslman halka nispeten azdr. ou Trkiyede tah-
sil grm olan Bosna Mslmanlar Srpa-Hrvataya birok Trk unsurlarn
getirmilerdir. Buraya tabii olarak Trkedeki Fars ve Arapa kelimeler dhildir.
Bu vesile ile Turcizam kelimesinin hangi manalarda kullanldn akla-
mak gerekir.
Asl manas, Trkeden gelen tabir veya kelimedir. Fakat kaliyi onu, Trk-
ler vastasyla girmi btn kelimeler iin kullanmaktadr. Bu tabiri byle geni
bir manada kullanmak aslnda hatadr. Bayraktarevi, Prilozi za Knyijevnost,
Jezik i Folklor Beograd, 1960ta A. kalyi, Turcizmi u Govoru i Knyijevnosti, B.
. H. adl makalesinde buna bir zm olarak ark meneli kelimeler tabirini
teklif etmitir. Fakat ben bu tabiri yine de kabul etmedim. nk ark men-
eli terimi, geni bir tabirdir, bu kelimelerin Trkler vastasyla geldiini ifade
etmemektedir. Onun iin yanl olmasna ramen, bazen trnak iaretleri arasnda
Turcizam terimini kullandm. Baz yerlerde ise Balkanizam terimini de koy-
dum. Bu terim Balkanlarda yaratlm olan kelimeler iin kullanlmtr. Bunlar
Arnavuta veya baka bir Balkan dilinden Trkeye girip, dier Balkan dillerinde
yerlemi tabirlerdir. rnein, y a m a gibi. Bu kabilden kelimeler ne Trk men-
eli, yani turcizam, ne de ark meneli saylabilir. Turcizam yerine daha iyi
bir tabir buluncaya kadar Trkler vastasyla girmi olan kelimeler diyebiliriz.
stanbulda tahsil grm olan Bosna Mslmanlar memlekete dndkleri
zaman, Srpa ve Trke arasndaki Trke kelimeleri Hrvataya uydurmakla bir
dil ortam yaratmlardr. Bylece bir takm K a l k l a r meydana gelimitir.
Bugn bile, en ok Trke kelime Bosnada kullanlmaktadr. Bu da apayr bir
gerektir.
Bosna ve Karada Mslmanlar arasnda son zamanlara kadar sadece Arap
harfleri ile yaz yazlrd. Bu ekilde Bosnada Alhemiad edebiyat meydana gel-
mitir. Bu edebiyatta Arap harfleri ile yazlm Trke divan edebiyat kaidelerine
uygun iirler ve bilhassa Trkeden tercmeler vardr. Sleyman elebinin nl
Mevlitini tercme eden Gaovi bunlarn en mehurudur. Bayraktarevi tara-
fndan aklamas yaplmtr. Bu eserleri bugn Trke bilmeyen bir kimsenin
anlamas gtr.
Trklerin Makedoncaya tesiri ise ok daha byktr. nk Makedonca
vastasyla baz unsurlar Srp ve Hrvat edeb diline girdii gibi, bu dilde birka

243
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

bin Trke kelime de mevcuttur. Konuma dilinde 400 K a l k vardr. Yz sene


evvel, Trkenin resm dil olarak kullanlmas, bunun sebepleri arasnda olabilir.
O zamanlar Makedonca ancak Langue de Famille saylrd. Trkenin resm
dil olmaktan karlmas zerine, hissedilen baz eksiklikler dolaysyla, yeniden
birok Trke szler dilde braklmtr. Fakat Makedonca yap bakmndan Srp-
Hrvatadan ok farkldr. Bundan dolay da Trkenin Makedoncaya olan tesiri
ayr bir konu tekil eder.
Sloven diline gelince o da Bonakadan, Srpadan ve Hrvatadan farkldr;
daha ziyade Hrvatistann bir diyalekti olan Kajkavskiye benzer Slovenya ve
Balkanlarn kuzey batsnda bulunmaktadr. Bu ksm Osmanl uyruunda bu-
lunmad iin dillerindeki Trke kelime azdr. Mevcut olanlar da Hrvata yolu
ile gelmilerdir.
Bat taraflarda Dalmaya ve Primoryede konuulan azlarda ise Trke un-
surlar az olup, hmanizm ve Rnesans tesirleri altnda XVI ve XVII. asrda bu
diyalekte bir edebiyat yaratmlard. Bu devrin tannm air ve filozoflar, umu-
miyetle Mslman komulardan birok fikirler almlardr. O kadar ki, yazdk-
lar iirlerde, bugn o taraflarda bulunmayan birok eski Trke kelimeler gze
arpmaktadr.
Gerekte Trk unsurlarnn en fazla bulunduu edebiyat sahas halk edebi-
yatdr. Fra-Grga Marti3 tertip ettii bir halk iiri antolojisinin n sznde diyor
ki: ehirlilere ait ak iirlerinin, Trke unsurlarna boulmasna ramen, bu
kelimeler halk tarafndan benimsenmitir. Bunlarn eksiklii, iiri tpk baharatsz
yemek gibi, tatsz yapaca dnlmtr. Bu sebepten dolay yabanclar iin,
eserimin sonuna bir szlk koymay lzumlu grdm.
kalyiin dedii gibi Srp ve Hrvatadaki yabanc kelimelerin temizlenme-
sinde Trkeye kar dierlerine nispetle ok hogr ile veya baka bir deyimle
toleransl davranlmtr. Hatta baz Slav kelimelerinin yerine, Trke karlklar
tercih edilmi, Slav kelimeleri ister istemez unutulmutur. Son senelerde Balkan
dilleri srf malik olduklar mterek hususiyetler zerine, hep mtereken mta-
laa edilmitir. Buna gre de bu mterek aratrmalarda Trkeye pek az nem
verilmitir. Bunun sebebi, Hint-Avrupa filologlarn Trkeyi bilmemeleri ve kar-
latrmal Balkanoloji hakknda yaplan ettlerin, Trklerin Balkanlara gelme-
den evvelki devresine ait olmasdr. Nasteva ise Balkanoloji sahasnda tannmas
gereken hakk Trkeye vermitir ve onun dedii gibi, diyebiliriz ki, Trke, Bal-
kan dillerinin gelimesinde ayr bir zellik kazanmasna vesile olmutur.
Trkenin Balkanoloji zerinde tesirlerinden bahsederken Makedonyadaki
Yrklerin dilinin de unutulmamas gerekir. nk btn Balkan, bilhassa slav
dilleri lgati, onlarn tesiri altnda kalmtr. Kunoa gre Yrk diyalekti, mene
itibaryla Seluk Trklerinden de nce gelen n Asyadaki Trkmenlerinin diya-

3 Hrvat kkenli nl bir air.

244
Osmanl Trkleri Vastasyla Arap Yarmadasndan Balkanlara Tanan Kltrel Miras

lektidir ve gayet sade bir dildir. imdiye kadar, Yrk Trkesi zerinde yaplan
geni aratrmalar, bunun herhangi bir Trk diyalektinden farkl olduunu gster-
mektedir. Makedonca bu diyalekte pek az tesir etmitir. Balkanolojide, Makedon-
ca diyalektleri arasnda bilhassa galiki diyalekti ok mhimdir. nk bunlar
en eski Slav dilini temsil etmektedirler. Gney Makedonyann Selanik dolayla-
rndaki eski Slav kilise dilinin bu diyalektlerden domu olduu sanlmaktadr.
Balie gre Slavlar, Balkan yarmadasna gelmeden evvel, Slav ana diline sahip
olmular. Douda yerleenlerden eski Slavca (kilise lisan) ile beraber Bulgarca,
batda yerleenlerden ise Srp, Hrvat ve Slovence domutur. Bunlardan Slovence
kendi hususiyetlerini aynen muhafaza ederek yaamtr. Makedoncadan ise iki:
Biri Selanikten Manastr ve Ohriye kadar konuulan gney Makedonca, dieri
kuzeyde kullanlan asl Makedonca tremitir.
Osmanllarn Yugoslavyada be yz sene gibi uzun zaman yaamas, phe-
siz bu memleketin medeniyet ve kltrnde derin izler brakmtr. Ayn ekilde
Osmanllar da, bu milletin det ve unsurlarndan bir ksmn benimsenmitir.
Bu konu hakkndaki ilk nemli aratrmalarn balangc birinci ve ikinci dnya
harpleri arasna rastlamaktadr. nl bir Hrvat Slavisti olan Dr. Petar Skok, Os-
manllarn Balkan milletleri zerindeki tesirleri hakknda aratrmalar yaparak,
Osmanl medeniyetinin Balkan milletleri tarafndan hi bir zor kullanlmadan,
isteyerek benimsendiini ilk olarak, ispata alm bir kimsedir. Bu konuda ya-
zlan eserler arasnda, en nemli yeri onun eserleri tutmaktadr. kinci Dnya
Harbinden evvel, Balkan milletlerinin birleerek, dier milletlere kar tek bir
cephe meydana getirmeleri politikas, Dr. Petar Skokun kartt Revue nter-
nationale des Etudes Balkaniques isimli derginin, Zagreb ve Belgratta yaynlan-
masna yol amtr.
Bu dergide Balkanolojiye ait esas problemler ve btn Balkan milletlerinin
folkloru ve dili aklanmtr. Ne yazk ki, kinci Dnya Harbinin balanmas ile
Balkan halknn rf, det ve gelenekleri hakknda sistematik yayn yapan bu dergi
sona ermitir.
Balkanlarda Osmanl tesirinin ne zaman balad kati olarak sylenemez.
Ayn ekilde, Osmanllarn hangi detleri Bizanstan alarak kendi hayatlarna uya-
cak ekilde deitirdiklerini ve Balkanlara yaydklarn, hangilerinin ise katksz
bir Osmanl yaayna ait olduunu, tayin etmek burada gtr.
Fakat bize yol gsteren ve balangcn tayin edebildiimiz tek tesir, dil ze-
rinde olandr. Yaplan aratrmalara gre, XV. asrn balangcnda, Slav dilleri ara-
snda umumi yap bakmndan byk bir fark olmad hlde, deklinasyon hu-
susunda farklar mevcut olmutur. Bu sebeple, o zamanki Slav diline giren ve a ,
u , i ile nihayet bulan Trke kelimeleri, Slav deklinasyon sistem ve kaidesine
uydurmak zere -ja (-ya) eki ilave edilmitir: rnein kazanc-kazandziya gibi.
Bu gn bu ek, sadece Srpada deil, Makedoncaya ve Bulgarcaya dahi girmi,
Trke kelimelerde kendisini muhafaza etmitir. Hlbuki bugnk Makedonca-

245
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

da ve Bulgarcada deklinasyon yoktur. Ayn zamanda Slav dili olmayan Yunanca


ve Arnavutaya girmi olan Trke kelimelerde de byle bir ek bulunmamaktadr.
Fonetik bakmndan buna rnekler de bulabiliriz. yle ki, Trkede kaln
sesi, Orta Balkanlarda a, dier ksmlarda ise u olarak alnmtr. Ayn ekilde
eski Slavcada nazal sesi, Trkede ya tekabl etmektedir. XV. asrda Orta Bal-
kanlarda yerine a, dier blgelerde ise u vokali kullanmaya balanmtr.
rnein -lk -luk -lak; slav. ka> ruka> raka gibi.
XIV. asrda, Osmanllar Balkanlar fethedince bu devletlere, yeni bir hiyerari
sistemi getirmilerdir. Bu yolla devlet idaresi ile orduya ait kelimeler, Balkan dille-
rine girmeye balamtr. Fakat byle mecburi olarak yerleen kelimelerden baka
Osmanl kltr ve medeniyeti, yerli manevi ve maddi hayata da tesir ettii iin,
bu sahalara ait terimler de benimsenmitir ve bunlarn ou gnmze kadar
gelmitir. Ve bunlarn yerine ayr herhangi bir Slav kelimesi mevcut deildir. B-
tn bunlar gsteriyor ki, Osmanllar, Balkanlarda sadece asker bir kuvvet olarak
yaamam, orann manevi medeniyetinde derin izler brakmlardr.
Balkan milletleri, Osmanl devlet tekilatna ait unsurlara ok ilgi gstermi-
ler, gnlk hayatla ilgili olan kelimeleri sempati ile karlayp benimsemilerdir.
Daha Osmanllar eski Bizans mparatorluu topraklarna yerlemeden nce,
Dou Akdenizde Bizans kltr hkimdi. Fetihle beraber Trk kltr de ya-
ylmaya balamtr.
Osmanllar, Bizansn detlerinden ounu alarak baz Grek ve Latin keli-
meleri benimsemi ve onlar Balkanlara kendi unsurlar olarak yaymlardr. O
zamana kadar belki de bu kelimeler Balkanlarda, dorudan doruya Grek telaf-
fuzu ile mevcut olmutur. Osmanllar Bizanstan aldklar bu kelimeleri, Trke
kaidelerine sokmakla yeni telaffuzlar da yaratmlardr: rnein;. Fener, kiler,
avlu, gmrk vs. Farsa ve Arapa kelimeleri de ayn ekilde yaymlardr. Bunla-
rn says Grek-Latin kelimelerinin saysna nispetle ok daha fazladr. Greke ve
Latince terimler Srp ve Hrvat lgatlerine T u r c i z m i olarak girmitir. nk
Trkler vastasyla ve Trk telaffuzu ile yerlemilerdir.
Bu, Osmanllarn Balkanlara geldikleri XIV ve XV. asrlar arasna rastlar. e-
hirler daha yeni yeni kurulmaya balanmt. Osmanl tesiri dilde olduu kadar,
ehir hayatnda da grlmektedir. Bu sebeple ehir planlamasna ait btn terim-
ler Trkeden alnmtr. Bunlarn bir ksm gnmze kadar gelmitir. Balkan-
larda Osmanl kltr ve medeniyetine ait izlerden mahrum herhangi bir ehir
veya kasaba yoktur. Bunlara sokak isimleri ile ev eyasnda rastlanmaktadr. rne-
in Belgratta; Terazije, Dorcol, Kale megdan, Ta meydan, Topider, Karaburma,
Yatagan maha, avala, havale, Baariya, ben baa, kuyundjluk vs. gibi semtler
bugn bile mevcuttur. Elli veya yz sene evvel, sokak, cada-cadde, mahala-mahal-
le, orsokak-krsokak/kmaz sokak, gibi kelimeler geni manada, rahata Balkan
kasaba ve ehirlerinde kullanlyordu. Osmanllarn Srbistan ve Bosnay terk et-
mesinden sonra, ehircilik anlay pek tabii olarak Avrupa tesiri altna girmi ve

246
Osmanl Trkleri Vastasyla Arap Yarmadasndan Balkanlara Tanan Kltrel Miras

Trke terimlerin yerini Almanca veya Slavca terimler almtr. Bununla beraber
Trke kelimelerin birou bu gne kadar muhafaza edilmitir.
ehirlerde yalnz d mimaride deil, i mimaride de Trk zevk ve anlay
hkim olmutur. Hatta memleketin i ksmlarndaki kasabalarda bugne kadar
muhafaza edilmitir. Evlerin etrafnda avlu yaplm, direkler, kafesli pencereler,
basamaklar kullanlmtr. Birinci katta ardak ad verilen manzaral byk oda-
lar ina edilmitir. Halk arasnda btn bu deyimler hl yaamaktadr. Fakat
byk ehirlerde, bazlar yava yava arkaik olmaa balamtr. Osmanl tesiri
daha ziyade Srbistan, Bosna ve Makedonya kasaba ve ehirlerinde grlmtr.
Hrvatistann sadece kk bir ksm Osmanl hkimiyetinde bulunduu iin,
Hrvatistan daha ziyade Alman tesiri altnda kalmtr. Fakat bu kelimelerin bir-
ou Hrvatistana da girmitir ve bugn de kullanlmaktadr. rnein, kapiya
(kap) kelimesi btn Balkanlarda mevcuttur. Onun yannda Slavca olan vrata
kelimesi ev dhilinde bulunan kapy ifade edip kapiya (sokak kaps) manasna
gelmektedir. Onun yerine kullanlan baka bir Slav kelimesi yoktur. Bu kelime
edebiyat diline dahi girmitir. Hrvatistanda Zagrebde bu kelime yerine, Alman-
cadan gelme Houstor ve Dalmayadaki talyancadan gelen portun, portone
kelimeleri kullanlmasna ramen edeb dile girmek hakkn kapiya kelimesi
kazanmlardr. Bu kabilden misaller olduka boldur. Ne var ki, Osmanlnn Bal-
kanlardan ekilmesiyle beraber Balkanlarda yaayan halklar dillerindeki Trke
kelimeleri atp onlara kar kampanya misali hareketlerde bulunmulardr.
Bonaklar, konuyla ilgili lml davranmlardr. Dillerindeki Trke kelimele-
rin bulunmasndan gurur duymulardr. Bu halkn yetitirmi olduu Trkolog ve
arkiyatlardan Fehim Bayraktarevi, akir Sikiri, Tevfik Mufti ve en sonunda
yukarda adn birka kez zikrettiimiz Abdullah kalyi Trke kelimelerin ken-
di dillerine ayr bir renk kattn bunlarn temizlenip yerlerine baka kelimelerin
koyulmasnda byk sakncalarn doabilecei kukusunu ortaya koymaktadrlar.
Sarayevoda Trkoloji sahasnda bize nemli eserler veren meslektamz Prof.
Dr. Kerime Filan konuyla ilgili bir aratrmasnda Bonakaya geen Trke keli-
meleri drt gruba ayrmaktadr. Onun yapt snflandrma yledir:
Birinci grupta: Slav kkenli karlklar bulunmayan, dolaysyla Bosna ve
Hersekte konuulan standart dillerin ayrlmaz bir parasn oluturan Trke ke-
limeler yer almaktadr. Bunlar, Bonaka, Hrvata, Srpada kkenleri asn-
dan sahip olduklar belirlilii (marked) kaybederek bu dillerin iinde teki leksik
geler gibi yaamaktadr; bunlar ana dili Bonaka, Hrvata veya Srpa olan
vatandalar tarafndan bilinip gndelik yaayta yaygn olarak kullanlmaktadr.
Bu grubu temsil eden birka rnek verelim: badem, arapa (>orap), eki, izme,
up (>kp), fenjer,(>fener), katran, kesten (>kestane), kre (>kire), sapun (>sa-
bun), top, tepsija (>tepsi), turpija (>trp).
kinci grupta: Slav kkenli karl var olan Trke kelimeler yer almakta-
dr. Konuan kiinin, e anlaml iki kelimeden Slav kkenli ya da Trke kkenli

247
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

olan semesi, onun geldii dil topluluuna baldr. Bu gruptaki Trke kelime-
ler Bonaklar arasnda hlen yaygn olarak kullanlmaktadr. Birka rnek vere-
lim: baki (>bahi), bata (>bahe), araf, oban, durbin (>drbn), digerica
(cier), ekser, kajsija (>kays), kaika (>kak), kat, makaze (>makas), muterija
(>mteri), pamuk, pekir (>pekir), sanduk (>sandk), sire (>sirke), eer (>e-
ker).
nc grupta: Deien hayat koullar sebebiyle kullanm skl dk
olan kelimeler alnabilir. Bu grup kelimelerle ilgili olarak iki durumun ileri s-
rlmesi gerekir. Birincisi, bunlarn Slav kkenli karlklar bulunmamaktadr.
kincisi, bunlar standart dillere dhil edilmilerdir. rnek olarak bugnk hayat
koullar sebebiyle Bonakada olduu gibi Trkede de nadir rastlanan ya da
sadece belli durumlarda kullanlan eref (>gergef ) veya mangala (>mangal) keli-
melerini gsterebiliriz. Bu rneklerin yan sra Trkiye Trkesinde yaygn olarak
kullanlan akire (>akr), ugum (>gm), ibrik, saz gibi kelimeler, Bosna
halklarnn dillerinde anlam daralmasna urayp bugn kullanmda bunlara na-
dir rastlanmaktadr. Bu gruba alnan kelimeler, standart dillere dhil edildikleri
hlde konuann bilincinde bulunmayabilirler. Dier deyile, konuan gsterileni
bilmedii durumda gstereni de bilemeyecektir.
Drdnc grupta: Kullanmdan kp dilin arkaik geler olarak bilinen
Trke kelimeleri toplamak mmkndr. Bunlarn Slav kkenli karlklar stan-
dart dilde yer almaktalar, Trke kkenli e anlamlar ise supstandard olarak nite-
lendirilmektedir. Mesel: avlija (>avlu), baksuzluk (>bahtszlk), bear (>bekr),
boa (>boha), eif (>keyif ), dembel (>tembel), dert, dumanin (>dman), fu-
kara, hasta, hevta (>hafta), kapija (>kap), kavga, mahala (>mahalle), mejhana,
pazar (>pazar yeri anlamnda), raf, sokak. Yalnz, belli sosyal ve kltr zellikleri-
ne iaret eden bu tr kelimeler, slp asndan belirtili (marked) olarak nitelen-
dirilir. Bunlar, dz anlamlarnn yan sra yan anlamlarn da tayorlar; bylece
farkl bir slp kalitesi salayarak dilin niteliine olumlu katkda bulunmaktalar.
Bu sebeple onlarn yaz dilinde nemli bir rol vardr.
Yazmakta olduumuz bu makalenin devamnda biraz da Arnavutaya giren
Trke kelimelerin durumundan ve bu alanda yaplan bilimsel almalardan
sz edelim. imdiye kadar yaplan aratrmalara gre Arnavutada aa yukar
Trkeden giren 10.000 szck bulunmaktadr. Arnavutlarn farkl Trk boylar
ile ilk temaslar Arnavutay, bu dilin temel zelliklerini ve edebiyatn derinden
etkilemitir. Macar dilbilimci stvan Schts tarafndan ilk temaslar aratrlm ve
X-XIV. yy.lar Trkenin Arnavutay etkileme yllarna dahil edilmitir. Bu vesile
ile .Schts iki kelimeyi rnek gsterir: katund ve dushman (dman). Ona gre
bugn de baz Arnavutlarn kye katund demelerinin ana sebebi Trke katun,
kadn kelimesidir. Arnavut obanlar ailelerinden uzun sre uzakta kalp evleri-
ne k balamadan dnerlerdi. Trk svarileri zellikle Peenekler bu yerleim
merkezlerine saldrdklarnda nfusun sadece kadn ve ocuklardan olutuunu
grmler ve kylere kadn demilerdir. Bu ilgin adlandrma katun kelimesi-
nin orta Trke dneminde bu arkaik ekliyle artk kullanlmadn gz nne

248
Osmanl Trkleri Vastasyla Arap Yarmadasndan Balkanlara Tanan Kltrel Miras

alndnda daha da nem kazanmaktadr. Prof. Dr. Eqerem abej, Hyrja n


Historin e Gjuhs Shqipe4 adl eserinde, Arnavutlarn 15. yzyln ikinci ya-
rsnda Gney talya ve Sicilyaya tanm olan Arnavutlarn dilindeki Trke
kelimelere bakmakla daha sonra Osmanl hkimiyeti altndayken youn olarak
maruz kalacaklar Trkeden nce dillerine girmi olan kelimelerin tespitinde iyi
bir salama yolu olaca grndedir. nk talyadaki Arberesh adl Arna-
vutlarn 1702 ylna ait F.M.D Lecce szlndeki 1700 kelimeden 350sinin
Trke olduu grlmektedir. (jelek, dushek, boz, kaftan vs.) Katolik olan ku-
zey Arnavutlarndan Gjon Buzukunun Meshari (1555) adl eserinde de birka
tane Trke kelimeye rastlanmtr. Bu eser Arnavut dilinde yazlm olan ilk din
eser olmasyla da byk nem tamaktadr. Fakat Trke kelimelerin Arnavut-
aya girdii en youn dnem 17-18. yy. olarak bilinmektedir. Arnavutluk bu
srada Osmanl mparatorluuna baldr ve politik ideolojik, din ve kltrel
konularda Osmanlnn gl tesiri gnlk hayat da iine alm bulunmaktadr.
Sadece gnlk kullanm deil, medreselerde okutulan dilin Trke oluu Arnavut
edebiyatnn da divan edebiyat etrafnda eserler vermesine vesile olmu Arnavut
Divan Edebiyatnn nemli isimlerinden Nezim Frakula ve Hasan Zyko Kamberi
gibi ahsiyetler neredeyse yzde 70 Trke kelimelerle rl eserler vermilerdir.
Thimi Mitkonun Yunanca ve Arnavuta olarak hazrlad eserde5 1000 ke-
limenin 500 Trkedir.
Gustav Majer, Fjalori Etimologjik (Etimolojik Szlne) ekledii eserde
5140 szckten 1180 tanesinin Trke kkenli olduunu syler.6
Tahir Dizdarinin hazrlad szlkte 4406 kelime bulunmaktadr.7 Tahir
Dizdari, Osmanl dneminde Arnavutlar arasnda kullanlan tm Trke keli-
meleri bir araya getirmeye uram ama ne yazk ki bunu baaramamtr. Sz-
lkte, Trke, Arapa ve Farsa olmak zere tm szckler ayr ayr snfland-
rlmaya allmtr. Tahir Dizdarinin Oriyentalizmalar szlnde aa yukar
1732 Trk, 1460 Arap ve 505 kelimenin Fars kkenli kelime olduunu ileri sr-
mektedir. Zogu ynetimi zamanndan balayarak bugne kadar eitli mlkiye
memurluklarnda bulunmu olan Tahir Dizdari, Arnavutlukun hemen btn
blgelerini gezmi, dolam, halk tabakalar arasnda yaam, otuz yl boyunca
halk azndaki Trke kelime ve deyimleri dikkatle derlemi, 4406 kelimeyi aan
bu hazineyi bilimsel bir sralamaya balam; bylelikle hem Trke kelime ve
deyimlerin kaynaklarn, hem de Arnavut aznda geirdii deimeleri, ksalma-
lar, Arnavut fonetiine uygun, apayr ve ou kez aslndaki anlamnn alacak
derecede kart olan seslenileri, sanki yeniden bulup karrcasna, birer birer
gstermitir. Eserin asl deeri bu noktada toplanmaktadr. Arnavutaya Trke
yoluyla geen bu kelimeler ve deyimler, Arnavutun aznda ylesine bambaka
bir sesleni almtr ki, en pikin Trkologlar bile artr. Szgelii, Arnavutun

4 Bkz. Eqerem abej, Hyrja n Historin e Gjuhs Shqipe (Arnavut Dili Tarihine Giri), 1960.
5 Bkz. Thimi Mitko, Bleta Shqiptare, 1878.
6 Bkz. Gustav Majer, Vzhgime mbi Turqishten (Trke almalar), 1893.
7 Bkz. Tahir Dizdari, Turqizmat ne Gjuhen Shqipe (Arnavut dilinde ark kelimeleri), Tiran, 2005.

249
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

aznda selamaz diye bir halk deyimi vardr. Bunun aslnn Trke olduu ki-
min aklna gelebilir? Tahir Dizdarinin keskin kula bunu da kapm ve aslnn
Trkeden selam aasndan geldiini Arnavut halk edebiyatndaki rneklerle
kantlamtr. Bu kelimenin Arnavutlukun gney kesimlerinde uzun yllar kulla-
nldn saptamtr.8
Dier taraftan Anton Krajni hazrlad szle9, 1500 kelimenin Trkeden
gelen kelime olduunu, on alt kelimeden birinin Trke olduunu ve daha nce
Bashkimi dernei tarafndan baslan szlkte bu orann sekizde bir olduunu ek-
ler. Ne var ki bugn konuulan Arnavut dilinde Trke, Arapa ve Farsa kelime-
lerin saysnn ka olduu belli deildir. Trkoloji ile uraan gen nesillerin bu
konuya nmzdeki dnemde daha ok nem vermeleri kanlmazdr. Ancak
bu ekilde Balkanlarda yaayan halklarn dillerinde hl yaamakta olan Trke
kelimeler ve Trke vastasyla giren dier unsurlar derlenmi, fonetik, semantik
ve etimolojik deerleri biilerek okurlara sunulmu olacaktr.
Arnavutadan Trke kelimelerin temizlenmesi iine gelince durum yledir:
Bilim adamlarn bir blm Trke kelimelerin tamamnn dillerinden atlma-
sndan yanadr. Buna kar gelenler bir ksmnn atlmasn, dier bir ksmnn
da kalmasndan yana olanlardr. rnein Arnavut dilinin etimolojisiyle en ok
uraan deerli bilim adam Eqrem abey, Trke kelimelerin Arnavut diline
ayriyeten bir zevk ve tat verdiini savunuyor. Ne var ki, Anton Krayni ve Androkl
Kostayalari10 Trke kelimelerin tmnn temizlenmesini savunmaktadr. yle
ki, Osmanl dneminde yllarca kullandklar hastane kelimesini atp Bat dil-
lerinden alnan spital kelimesini kullanmaa balamlardr. Bugn spital keli-
mesi yrrlktedir. Bir rnek daha verelim. Gur gur bht kalaja, fjal fjal
bht belaja (Ta stne ta koyarsan kale olur, laf stne laf edersen bela olur).
Grld gibi bu gzel Arnavut atasznde kalaja Trkeden geen kale
kelimesidir. Daha sonra ne oluyor, yukarda adn zikrettiimiz dilde temizlii
sevenler (Puristler) kale yerine kshtella kelimesini neriyorlar. Hlbuki bu
kelime Arnavuta deil talyancadr ve kastello kelimesinin ta kendisidir. tal-
yanlar bugn de kaleye kastello demektedir.

Macarcadaki Trke Kelimeler


limler Macarcaya geen Trke kelimeleri tabaka halinde incelerler: Birincisi
Hun-Hazar-Bulgar tabakas, ikincisi Peenek-Uz-Kuman-Kpak tabakas, n-
cs ise Osmanl tabakasdr. Osmanl tabakasn inceleyen Macar limi Suzanne
[Zsuzsa] Kakuk 16 ve 17. asrlarda Osmanl dili tarihi aratrmalar neticesinde

8 Bkz. Tahir Dizdari, Huazime Orientalizmash n Shqipe, Buletin i Universitetit Shteteror t Tiranes,
Seria Shkencat Shoqerore, l960, nr. 1, 3; 1961, nr.1.4; 1962, nr.1, Studime Filologjike; 1964, nr.2. 31;
1965, nr.1.3; 1966 nr.1.
9 Bkz. Anton Krajni, Arnavut Dili Szlnde, 1954.
10 Bu iki aratrmacnn her ikisi de gayrimslimdir.

250
Osmanl Trkleri Vastasyla Arap Yarmadasndan Balkanlara Tanan Kltrel Miras

hazrlad eserde11, 16-17. asrlarda Osmanllar vastasyla Macarcaya 1.382 cins


isminin, 402 ahs ad ve lakabn, 224 yer isminin, toplam 2.008 kelimenin nak-
ledildiini ortaya koymutur. Kakuk, daha sonraki bir yazsnda bunu 1.500e -
karmtr. Bayan Kakuk, 1960da indeki Salar Trklerini ziyaret ederek metinler
derlemitir.12
Trkenin tesiri sadece kelime vermekle kalmam, baz airler Trke iir bile
sylemilerdir. Mesela ilk byk Macar airi saylan Balint Balassa 1552-1556
arasnda birok Trke iiri Macarcaya evirmi, kendisi de Trke iir yazmtr.
Macar kelimesi Manysi ve Trke eri (Manysi+eri) kelimelerinden meydana
gelir. Bu kelime, yar yarya Trkedir. (Laszlo Rasonyi). Macarlara sadece kendi-
leri ve biz Trkler Macar deriz. br milletlerin verdii Hungarya ad da tama-
myla Trkedir. Hungarya (Hungaria) oklarnn sand gibi Hun kelimesinden
deil, Trke Onour kelimesinden gelir.13

Romencedeki Trke Kelimeler


Aslen bir Gkouz Trk olan Mihail Gubolu bir makalesinde, Romen diline
geen Trke kelimeler zerine alan Romen ve yabanc bilim adamlarnn eser-
leri hakknda geni bilgi vermi, Romen dilinde mevcut 3.000 Trke kelimenin
daha iyi aratrlmas gerektiini belirtmitir.14
Kerim Altay isimli Trk asll Romanyal bir bilim adam da, 1925-87 ara-
snda kan 4 Romence szlkte yapt aratrmada 1.700 Trke kelime saym,
daha dikkatli bir aratrmayla bunun 2.000i aacan sylemitir.15

Bulgarcadaki Trke Kelimeler


Trker Acarolu, Bulgaristanda Osmanl Trklerinden kalma 5.000 Trke yer
adnn olduunu yazmaktadr.16 Bulgarcadan Trkeye giren szler ise yalnzca
birka tanedir ki bunlarn en ok kullanlan ete kelimesidir. Bu da Bulgarlarn
etecilikte nam salmasndan ileri gelmitir. Ayrca gocuk, kuluka, kosa (uzun
sapl bir trpan), tr (yaban pazs) gibi bir iki sz daha vardr. Son ikisi azlarda
kullanlr.17

11 Bkz. Suzanne [Zsuzsa] Kakuk, Recherches Sur lhistoire de la Langue Osmanlie des XVI et XVII Siecles,
les Elments Osmanlis de la Langue Hongroise, Budapete, 1973.
12 S. Kakukun derledii bu metinler, Textes Salars, Acta Orientala, c. XIII, fas. 1-2, Budapest, 1961de
yaymlanmtr.
13 Rasonyi Laszlo, Tarihte Trklk, TKAE Yay., Ankara 1971, s.119.
14 Mihail Gubolu, Romanya Trkolojisi ve Rumen dilinde Trk Szleri Hakknda Baz Aratrmalar, 11.
Trk Dil Kurultaynda Okunan Bilimsel Bildiriler1966, Ankara, 1968, s. 271.
15 Kerim Altay, Trkeden Romenceye Giren Szler-Romencedeki Trke Kelimeler, Erciyes, Nisan 1996,
say: 220, s.1.
16 M. Trker Acarolu, Bulgaristanda Trke Yer Adlar Klavuzu, Ankara, 1988, s. 42, 75 ve 383.
17 Hasan Eren, Bulgarlar ve Trk Dili, Bulgaristanda Trk Varl, TTK, Ankara, 1985, s. 9.

251
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Yaar Ycel, Bulgar Bilimler Akademisi Bulgar Dili Enstitsnce yaymlanan


Bulgar Dilindeki Yabanc Kelimeler Szl (1982) ile Bulgarca Szln 3. bas-
ksn tarayarak Bulgarcada 2.557 Trke kelimenin olduunu saptamtr. -ci, -li,
-lik gibi Trke ekler de Bulgarcaya geen lisan unsurlar arasndadr.18
Tabii ki bu, eksik bir almadr. Hakikatte bata Bulgar ve Balkan kelimeleri
olmak zere Bulgarlarn dilinde aslnda on binden fazla Trke kelime vardr.
Durum Makedonca iin de ayndr.

18 Yaar Ycel, Bulgarcaya Trkeden ve Trklerden Geen Szckler, Belleten, Austos 1991, say: 213, s.
529-562.

252
Osmanl Trkleri Vastasyla Arap Yarmadasndan Balkanlara Tanan Kltrel Miras

Kaynaka
ABAZ-Egro, Genciana Pr Klasifikimin e Turqizmave N Gjuhn Shqipe, Feja, Kultu-
ra dhe Tradita slame Ndr Shqiptaret, Prishtin, 1995, s.345-350.
ACAROLU, M. Trker, Bulgaristanda Trke Yer Adlar Klavuzu, Ankara, 1988, s. 42,
75 ve 383.
BLLACA, Rizah, Kng Popullore I-II, 1977, Prishtin.
BORETZKY, Norbert, Der Turkische Einflus Suf Das Albanische, Te I-II, Otto Harras-
sowitz, Wiesbaden, 1975.
ABEJ, Eqrem - Aleksander XHUVAN, Prapashtesat e Gjuhes shqipe, Tiran, 1962.
ABEJ, Eqrem, Pr Nj Shtresim Kronologjik Te Huazimeve Turke N Gjuhn Shqi-
pe, Studime Filologjike, 4, 1975.
ABEJ, Eqrem, Studime Gjuhsore, I, II, III, IV, V, VI, Rilindja, Prishtin, 1976.
ETA, Anton, Kng Kreshnike 1: 1974, II: 1991, III: 1993, Prishtin.
PUR, Hasan, Orijentalizmat e Gjuhes Shqipe N Terminologjine Ushtarake, PER-
LA, Nr. 4, 1997.
DESNTSKAJA, Agnia, O Stiliticeskoj Funkcii Turcizmov Albanskoj Poezii, Voprosy
Teori i i storii Jazyka, Leningrad, fq.88-95, 1965.
DZDAR, Tahir, Fjalori i Orijentalizmave Ne Gjuhen Shqipe, Tirane, 2005.
DZDAR, Tahir, Disa Vzhgime Mbi Turqizmat N Shqipe, Konferenca e Par e Stu-
dimeve Albanologjike, Tiran, 407-409, 1965.
DZDAR, Tahir, Huazime Orientalizmash n Shqipe, Buletin i Universitetit Shteteror
t Tiranes, Seria Shkencat Shoqerore, l960, nr. 1, 3; 1961, nr.1.4; 1962, nr.1, Studi-
me Filologjike; 1964, nr.2. 31; 1965, nr.1.3; 1966 nr.1.
FLJA, Hysen, Kng Popullore t Shqiperis s Mesme, Tirane, 1991.
GUBOLU, Mihail, Romanya Trkolojisi ve Rumen dilinde Trk Szleri Hakknda
Baz Aratrmalar, 11. Trk Dil Kurultaynda Okunan Bilimsel Bildiriler1966, An-
kara, 1968, s. 271.
HALM, Mehmet, Ndikimi i Orijentalizmave Ne Fushn e Fjalformimit Ndr t Fol-
me Shqipe, Feja, Kultura Dhe Tradita slame Ndr Shqiptaret, Prishtine, 1995.
EREN, Hasan, Bulgarlar ve Trk Dili, Bulgaristanda Trk Varl, TTK, Ankara, 1985, s. 9.
HAXHHASAN, Qemal, Epika Historike I, 1983, Tiran.
HAXHHASAN, Qemal, Miranda Dule Epika Historike III, 1990, Tiran.
HAXHHASAN, Qemal, Miranda Dule Epika Historikke II, 1981, Tiran.

253
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

KALESH, Hasan Ndikimet Gjuhs Turke ne Fjalformimin e Gjuhes Shqipe Buletin


i Punimeve Shkencore t Fakultetit Filozofik t Prishtines VII, f. 165-199, (1970).
KALESH, Hasan, Ndikimet Orientale ne Tregimet Popullore Shqiptare Glasnik Mu-
zeja Kosova Buletini i Muzeut te Kosoves, XI, Prishtine.
ALTAY, Kerim, Trkeden Romenceye Giren Szler-Romencedeki Trke Kelimeler, Er-
ciyes, Nisan 1996, say: 220, s.1.
KOSTALLARI, Androkli, Rreth Depertimit t Turqizmave n Gjuhen Shqipe Gjat
Shekujve XVII-XVIII, Gjurmime Albanologjike VII-, Prishtin, 1977, s. 39-51.
KRAJN, Anton, Hymja e Turqizmave ne Shqipe dhe Perpjekjet Pr Zvndesimin e
Tyre Studime Filologjike, 1965, nr.1. 150.
LAFE, Emil Rreth Vendit te Orijentalizmave Ndr Huazimet e Shqipes, Feja, Kultura
dhe Tradita slame Ndr Shqiptaret, Prishtin, (1995). MBLEDHES te Hershm t
Folklorit Shqiptar 1:1960, II: 1961, III: 1962.
LASZLO, Rasonyi, Tarihte Trklk, TKAE Yay., Ankara 1971, s.119.
MEHDU, Feti Arnavut Dilinde Birka Trke Szcn Kullanl Prilozi za Orijen-
talnu Filologiju, s. 18-22, Sarayevo, 30/1980.
MEJER, Gustav Etymologisches Wrterbuch der Albanischen Sprache Strassburg, 1891.
MKLOSCH, Franc Die Trkischen Elemente in Den Sdost-Und Osteuropaischen
Sprachen Wien, 1885.
MORNA, rfan, Arnavutada Trke Kelimeler EVREN, No: 46, 47, 48,1985, Pri-
tine.
MYDERRZ, Osman Fjalori Shqip-Turqisht i Hafiz Ali UlqinakutBuletini i Universi-
tetit Shteteror te Tiranes, XV, no.3
SHKALJI, Abdulah, Turcizmi u Srpskohrvatskom-Hrvatskosrpskom Jeziku, Svjet-
lost, Sarajevo, s.73.
SKR, air, Abdulah kalji Turcizmi u Narodnom Govoru i Narodnoj Knjizevnosti
Bosne i Hercegovine (Dopunsko zdanjeinstituta za Proucavanje Folklora u Sarajevu,
1957, Godine-apiro-Grafirano PRLOZ VIII-IX 1958-9, Sarajevo (Tantma ve
eletiri yazs).
TRK Dili Aratrmalar Yll, Belleten, 1973-74, s. 356.
YCEL, Yaar, Bulgarcaya Trkeden ve Trklerden Geen Szckler, Belleten, Aus-
tos 1991, say: 213, s. 529-562.
ZSUZSA, Kakuk, Macar Dilinde Osmanl-Trk Unsurlar, Bilimsel Bildiriler 1972,
TDK Yay., Ankara, 1975, s. 209.

254
Aspects of the Spread of Islam in the
Balkans: Particular Conditions and
Ottoman Structures (1354 - 1800)
George TSOUTSOS
Dr., Library of the Holy Synod

Summary
R
elations between Byzantium and Islam start in the early ye-
ars of the 7th century. The Ottomans took advantage of the
disunity of Balkan people and of the religious emnities bet-
ween Orthodox and Catholics. The cooperation between the Ot-
tomans and local aristocracy facilitated the ottoman conquest. Par-
ticular economic structures between the Ottoman and Byzantine
Empire were also another important factor for the establishment of
the Ottomans in the Balkanic peninsula. Spiritual affinities between
orthodox and islamic mysticism created an environment of mutual
understanding Christians and Muslims. Moreover the prerogatives
given by Mehmed the Conqueror to the Ecumenical Patriarchate
protected Christian people living in the Balkan Peninsula.
On the other hand, the Ottomans applied the devirme which is
in contrast with the Islamic principles and created reactions among
the victims. From the 16th century and up to 1700 the position of

255
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Christians worsened and some of them turned to Islam. However,


the Islamic religion was chosen by Paulicians, Bogomiles and in
some extent by Albanians who felt insecure between Orthodox and
Catholics.
Heterodox Islam played a very important role to the spread of Islam
on the Balkans.It favoured ideological and social exchanges between
Christians, Jews and Muslims. Movements of the 15th century as
that of Sheikh Bedreddin attemted to promote social justice and
religious syncretism.
In general, from a cultural point of view, relations between the
Rumlar of the Ottoman Empire and the Muslim population have
been peculiar. This is due to the fact that the Ottoman Empire was
situated between Islamic East and Christian West the concepts of
East and West acquire a separate semantic scope according to
the way they are defined and some ideas on this subject are develo-
ped in this study. It must be noted that the birth and the formation
of the Ottoman Empire are defined among others- by the works
of historians such as Herbert Gibbons, Fuat Kprl, Paul Wittek
and Cemal Kafadar. One must observe that Rumlar were able to
communicate better with the West than the Muslims without be-
ing themselves a part of the West. Concerning the process of con-
version to Islam in the Balkan Peninsula, under the circumstances
mentioned above, one must say that there are significant regional
differences in this dynamic. As for the part played by the Ottoman
colonisation of the Balkans in the spread of Islam and Islamic cul-
ture in general, a lot of information is offered by the byzantine and
ottoman sources.

256
slamn Balkanlarda Yaylmasnn
Boyutlar: zel artlar ve Osmanl
Yaplar (1354 -1800)

zet
B
izans ve slam arasndaki ilikiler 7. yzyln erken dnemi-
ne rastlanmaktadr. Osmanllar Balkan halklarnn bln-
mlklerinden ve Ortodoks ve Katolikler arasndaki dini
dmanlklardan yararlandlar. Osmanllar ve yerel aristokrasi ara-
sndaki ibirlii de Osmanllarn fetihlerini kolaylatrd. Osmanl
ve Bizans mparatorluu arasndaki zel ekonomik yaplar da Os-
manllarn Balkan yarmadasna kurulmalar iin dier nemli bir
unsurdu. Ortodoks ve slami tasavvuf arasndaki manevi yaknlk-
lar Hristiyanlar ve Mslmanlar arasnda karlkl anlay orta-
m oluturdu. Ayrca Fatih Sultan Mehmet tarafndan Ekmenik
Patrikhane iin verilen imtiyazlar Balkan Yarmadasnda yaayan
Hristiyanlar korumaktayd.
Dier yandan Osmanllar slam ilkelerine aykr olan ve madurla-
r arasnda tepki gelitiren devirme uygulamasn srdrdler. 16.
yzyldan 17. yzyla kadar Hristiyanlarn durumu gittike kt-

257
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

leti ve bazlar slam setiler. Ancak slami din Paulusular, Bo-


gomilleri ve kendilerini Ortodokslar ve Katolikler arasnda gvensiz
hisseden Arnavutlar tarafndan seilmitir.
slamn Balkanlarda yaylmasnda Heterodoks slamn rol nem-
lidir. Heterodoks slam Hristiyanlar, Yahudiler ve Mslmanlar
arasnda ideolojik ve sosyal etkileimden yana idi. eyh Bedreddin
hareketinde olduu zere 15. yzyln hareketleri sosyal adaleti ve
dini badatrmacl tevik etmekteydi.
Kltrel adan Osmanl mparatorluunun Rumlar ve Msl-
man nfus arasndaki ilikiler tuhaft. Bunun sebebi de Osmanl
mparatorluunun slami Dou ve Hristiyan Bat arasnda yer-
leik olmasndan ve Dou ve Bat kavramlar tanmlandklarna
gre ayr anlamsal kapsam kazanyorlar ve bu almada bu konuda
baz fikirler gelitirilmitir. Osmanl mparatorluunun douu ve
oluumu dierlerin yan sra Herbert Gibbons, Fuat Kprl, Paul
Wittek ve Cemal Kafadar gibi tarihilerin almalar ile ele aln-
mtr. Bat bir paras olmadan Rumlarn Mslmanlara gre Bat
ile daha anlaabildikleri anlalmaktadr. Yukarda tarif edilen art-
lar kapsamnda Balkan Yarmadasnda slama dnm srecinde
dinamik adan nemli blgesel farkllklar mevcuttu. Balkanlarda
slamn yaylmasnda ve genel olarak slami kltrn yerletirilme-
sinde Osmanlnn Balkanlar smrgeletirmesi ile ilgili ok mik-
tarda bilgi Bizans ve Osmanl kaynaklarda mevcuttur.

258
Aspects of the Spread of Islam in the Balkans

Byzantium and Islam


Relations between Byzantium and Muslims start in the early years of the 7th cen-
tury. The military aspect of this relation is central, but -especially in the 11th and
12th centuries- another form of contacts emerges through diplomatic, cultural
and commercial paths.
Both Byzantine and Arab sources, especially those dating to the 12th-13th
centuries, provide a more positive image of the non-military side of the relation
than the one provided in the sources from previous times.1 Whereas the Mus-
lims displayed a contemptuous attitude towards the Christian Franks of Western
Europe, they regarded Byzantium as a world-power and a culture on an equal
footing with themselves. Byzantium and Islam shared a common belief in God
Creator, the Resurrection and the Last Judgment.2 Among others, the two re-
ligions accept the excistence of Adam and the existence of Angels. The Koran
accepts the Veneration of Virgin Mary, and Jesus is considered a Prophet, al-
though his Crusification is refused.3 On the other hand, the distinct perceptions
regarding the religious foundation of the Holy War constitute, among others,
a major difference between the two religions. In Byzantium, when the Empires
vital interests were threatened, Byzantines did come into conflict with people of
distinct religions, and in these cases the issue of the defense of the faith was raised,
especially in the Arab-Byzantine conflicts. However, defense of the faith seldom
meant the violent imposition of Christianity, and only in the rarest of cases did it
mean the demolition of the opponents religious centres, which was only ordered
as a retaliation.4 While, regarding the Muslim perception of the matter, it is true
that the status and nature of Jihad are a marked feature of early islamic law,
and details about the conduct of Jihad continue to reflect historical circumstance
throughout the history of Islamic Law in the Middle East.5 The difference in
question is rather clearly reflected by the fact that the Muslim who fell in battle
was automatically regarded to be a martyr, while the Byzantine Emperors were
certainly less successful in claiming such a status for their soldiers.6

1 Nike Koutrakou, The Arabs through Byzantine eyes (11th 12th centuries): A change in perception,
Juan Pedro Monferrer-Sala, Vassilios Christides, Theodoros Papadopoulos (eds), East and West, Essays on
Byzantine and Arab Worlds in the middle Ages, Piscataway, N.J., Gorgias Press, p. 27, 49.
2 C. Edmund Bosworth, Byzantium and the Arabs: War and Peace between two world civilisations,
Yacoub Yousef Al-Hijji and Vassilios Christides (eds), Cultural relations between Byzantium and the Arabs,
Athens, Institute for Graeco-oriental and African studies and Dar Al-Athar Al-Islamiyyah, 2007, p. 23-22.
3 , -: ;, , 29
October 2015, . 5.
4 , ,
(610-1081), , , , 2010, . 302-303.
5 Roy Parviz Mottahedeh and Ridwan al Sayyid, The Idea of the Jihad in Islam before the Crusades,
Angeliki E. Laiou and Roy Parviz Mottahedeh (eds), The Crusades from the Perspective of Byzantium and
the Muslim World, Washington D.C., Dumbarton Oaks Research Library and Collection, 2001, p. 23.
6 Bosworth, op. cit. p. 23.

259
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Meanwhile, the crusades bring forth a manifold of differences in perception


between the Western and Eastern church, as, for example, concerning the legiti-
macy of the Holy War. For instance, the Pope assumes the duty to gather the
army and to direct it against unbelievers. In the opposite direction, the Orthodox
church may bless the arms of an army, but cannot organize and conduct a war
on its own account, while at the same time it was prohibited for priests to carry
weapons.7
During the last years of the Byzantine Empire, the differences between the
Orthodox and the Catholic church were expressed as the opposition between the
supporters of the unification of the churches and its opponents. For the majority
of the people and of the church, the political subordination to the Ottomans con-
stituted a choice that would more effectively protect the Orthodox faith. The Lat-
ins, apart from the fact that they did not constitute a trustworthy political power,
had proved that they did not respect the Orthodox doctrine, and they didnt
provide to the Orthodox any other motives of political or economic nature. The
Christian mysticism of Byzantium, as expressed by the movement of Hesychasm,
held many affinities with Islamic mysticism, and a lot less with agnosticism or
with rationalistic humanism of the opposite wing. From a social aspect, the views
concerning large property owned by the church and the monasteries were rather
close to the Ottoman model. It is worthwhile to mention the different struc-
tures (social, political etc. ) between feudal Europe and Byzantine- Ottoman au-
thoritarianism. In Western Europe, political power was represented by the King,
whereas the landowning power by the gentry. This diarchy established govern-
ment legitimacy through which developed the system of enlightened despotism
and later parliamentarism. Conversely, in the circumstances of Byzantine- as well
as Ottoman type rule, the oriental despots created hired mercenaries or em-
ployees and did not allow the creation of an independent hereditary aristocracy
which in the West made production investments and urbanised the agricultural
sector of the economy.8
The spiritual movement of Hesychasm emerges in the 14th century, and in
the following century it becomes the dominant trend, a fact that facilitated the
Ottoman conquest of South-eastern Europe. The Ottomans cooperated with the
local aristocracy in Asia Minor and the Balkans.9 Furthermore, when the Otto-
mans began the conquest of South-eastern Europe, they took advantage of the
disunity of the Balkan Slavs and of the religious emnities prevailing there between

7 , 19 .
, , , -. 2015, .. 16-18.
8 , (
), , , 1974, . 15- 17.
9 , , . 1.
, , , .. 128-132.

260
Aspects of the Spread of Islam in the Balkans

Orthodox and Catholics.10 In the Balkan peninsula, Christian populations were


larger in numbers even after the Ottoman conquest, which unfolded during al-
most a century (1354-1453). The relation of the subordinate to the Ottomans
Balkan states with the authorities of the church helped the Orthodox, while the
privileges given by Mehmed the Conqueror to the Ecumenical Patriarchate were
of great importance for the Balkans in the following aspects: They protected the
Orthodox Church from the competitive stance of the Western Church, while
they facilitated both the usage of the Greek language among the educated and the
educational role assumed by the Orthodox church.
The Balkan populations were not suffering yet by the nomadic onslaught as
in Asia Minor.11 An important factor contributing to the Ottoman conquest of
the Balkans was the series of wars that from the 12th century were conducted by
the Serbs and the Bulgarians against Byzantium, as well as the battles between
the Byzantines and the Western, and finally the civil conflicts of the Byzantines.12
The Ottoman state starts to expand in Asia Minor by the early 14th century and
in the Balkan peninsula during the second half of the 14th century. Byzantine
sources praise the body of archers of the Ottoman ground forces that consisted
of the infantry and the lightly armed cavalry, while the infantry body of the
Janissary was created in the sixth decade of the 13th century. The lightly armed
preceded in battles and the heavily armed followed. It is worth mentioning that
until the middle of the14th century Byzantine historiographers underestimate the
Ottoman power of conquest.13 The Ottomans also took advantage of the nautical
experience of the Selcuks and other Turks. The occupation of Callipolis in 1354
was of special military importance for the passage of the Ottomans in Southeast
Europe. The take over of Callipolis (Gelibolu) is the most important event in the
history of the Ottoman navy before the fall of Constantinople.14Apart from its
military aspect, the Ottoman conquest enabled the spread of the Islamic religion
in the Balkans. The relationship between the Rumlar of the Ottoman Empire
and the Muslim population in general is characterized by a peculiarity. In terms
of culture, Rumlar tend to communicate better with the West than the Muslims,
without being themselves a part of the West.

10 Clifford Edmund Bosworth, The new Islamic dynasties, a chronological and genealogical manual, Edinburgh,
Edinburgh University Press, 2004, p. 240.
11 , , -, . . . , 1986, .. 10-
12.
12 Basile Spiridonakis, Grecs, Occidentaux et Turcs de 1054 a 1453: Quatre sicles d histoire de relations
internationales, Thessaloniki, Institute for Balkan Studies -239-, 1990, p. 264-265.
13 , ,
14 ,. , , 1988, ., . 51-
55.
14 , -
(1300-1430), Yacoub Yousef al Hijji and Vassilios Christides (eds), Cultural relations between
Byzantium and the Arabs, Athens, Institute for Graeco-oriental and African studies and Dar-Al-Athar
Al-Islamiyyah, 2007, p. 177, 179, 181.

261
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

The Ottoman Empire between Islamic East and Christian West


The study of the spread of Islam in the Balkans is based on Byzantine sources
contemporaneous with the events and on Western ones that are generally brief.
Ottoman sources appear only later, in the 15th century. These sources are use-
ful because they depict the spirit of the era, despite being poorer than the Byz-
antine ones in accuracy and variety. Historiography regarding the Ottomans is
dominated by the work of Herbert A.Gibbons whose study: The Foundation of
the Ottoman Empire (Oxford 1916) stresses the importance of the Islamised
population of Asia Minor, and by the work of Mehmed Fuat Koprulu who in his
book: Les origenes de l Empire Ottoman (Paris 1935) emphasizes the signifi-
cance of the Turkish element of Anatolia. Gibbons uses the Byzantine sources,
while Koprulu the Islamic ones. Paul Wittek in his work: The Rise of the Ot-
toman Empire (London 1938) pointed out the significance of the warriors of
faith (Gazi). Contemporary bibliography on the appearance of the Ottomans is
beyond any doubt dominated by Cemal Kafadars work: Between Two Worlds:
The Construction of the Ottoman State (Berkeley, Los Angeles, London 1995).
This study attempts a synthetic approach of the existing sources and of interna-
tional historiography.
The warriors of faith (Gazi) hold an important role in the spread of Islam.
These warriors were an irregular force of raiders that aimed at the expansion of
the power of Islam. However, the material dimension of the war and the co-
operation with unbelievers should not be overlooked. Rivalry and cooperation,
the religious factor and the fight for the spoils of war constitute aspects of this
complex phenomenon.15 Gazi warriors appear to have played an important role
in the Ottoman conquests in the Balkans by imposing their power on wider areas
before the establishment of the official Ottoman power in those territories. Their
conquests were followed by settlement of Muslim populations and displacement
of refugees.16 The Gazi, some of whom had a Christian past, along with the in-
habitants of the coast of Asia Minor and the Byzantine mariners who staffed the
Ottoman navy after the dissolution of the Byzantine, contributed to the develop-
ment of the Ottoman ground and naval forces. The gradual strengthening of the
structures of the Ottoman state had as a result for the Gazi to remain a distinct
social group with its own way of life. The Ottoman state power gradually subdues
the Balkan Gazi in the century following the fall of Constantinople. Finally, the
Gazi were left out of the ruling class that eventually formed the Ottoman central-
ized state.17

15 Cemal Kafadar, , , .
, , , 2008, . 161-175.
16 , .
, (1387-1391/1394), , .
, , 2000, . 151-153.
17 Cemal Kafadar, . , .
, , , 2008, . 271-288.

262
Aspects of the Spread of Islam in the Balkans

The very Ottoman Empire constituted a crossroad between the East and
Europe, and its inhabitants of Greek descent were indentified neither with the
Orientals nor with the Westerners. The concepts of East and West acquire
a separate semantic scope according to the way they are defined. Even today
Turkey is an East- West face- off field of influences that is defined mainly on the
basis of religion and secondarily of the ethnic and institutional characteristics of
the country. Ioannis Negroponte expressed the dominant idea about East- West
asserting that from the Argonautic Campaign to his time (he died in 1897) there
had been antagonism between eastern and European cultures coming either
from east to west (Medes campaigns against the Greeks) or vice versa (campaign
of Alexander the Great). 18 The opposite opinion is expressed succinctly in the
definition of western culture by George Duhamel:the culture that we call
western is the work of different peoples that lived, suffered and labored between
the sixtieth eastern longitude (including Scandinavia) on the one hand, and be-
tween the sixtieth eastern longitude (the western border of Pakistan)and the fif-
teenth western longitude (as far as Iceland) on the other hand, in spite of the huge
American migration19. In our view, these two opinions, diametrically opposed,
have complemented and reduced the differences between them throughout his-
tory and in the fruitful or not mix that takes place in actuality when peoples,
goods or ideas interact by whatever means available.
The Orientalists first of all give emphasis to the religious role (Christian
West- Islamic East) and later rank the way that the followers of these two reli-
gions are placed against the changes brought by the Renaissance, the Enlighten-
ment, etc. Because of this notion, the West believed Islam to be a threat during
the Middle Ages. There followed some Islamic progression containment at the
end of the 14th century, then colonialism, and the newer epoch. The Islamic
world established contact with the West after the French Revolution and was
influenced by this. These general observations do not include, of course, Ortho-
dox Asia Minor Byzantium which established various relations with the Arabic
world and the special association of Christianity with the Islamic culture which
lead to its gradual Turkisation. The contribution of Arab- Islamic culture to the
creation of the Renaissance and the relations between Byzantine- Arabs in the
Greco- Roman environment of the Eastern Mediterranean differently illuminate
the relationships between the East and West. Furthermore, this contrast harbors
the opposition Orthodoxy-Catholicism. On the contrary, as far as the relations
between Muslims-Orthodox are concerned, the former are favored both by the
support offered to Muslim institutions by Orders such as that of the Dervish, and
by the general cultural interaction benefiting them due to their possession of the
political power.

18 I , , , . - , .
, ....
19 K , 20 , , . ,
3, 1998, .46.

263
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

As far as the Balkans are concerned, local conflicts and mutations take place
due to their multiracial and multinational character.20 Regarding the importance
of the devirme (enforced recruitment of Christians for the Janissary corps and
government service) to the Islamization of the inhabitants of Asia Minor, it is ac-
cepted that it must have resulted in a mingling of races. According to Sina Aksin,
the fact that the Turks do not have a marked resemblance to the Asian descend-
ants of Turkish tribes, and the added fact that even among themselves the Turks
of Turkey do not have uniform physical characteristics, seem to be proofs of racial
intermarriage.21
There are significant regional differences in the dynamic of the process of
conversion to Islam. For example, conversion to Islam in Rumeli was minimal
in the 14th and early 15th centuries, it increased slightly in the late 1400s, and
rose steadily throughout the 16th century. However, in some parts of Rumeli
conversion had a different dynamic. In the region of Thrace, there was extensive
colonization by Muslims coming from Anatolia, combined with a steady rise in
local conversions over the centuries. In Bosnia, although the Muslim colonization
was limited, a rapid and extensive process of conversion of the local population
took place by the end of the 16th century. The Islamization in Bosnia began in
the era of Mehmed the Conqueror, and was not limited in the religious change.
The converts contributed drastically to the Ottoman Islamic culture, and it was
from those Muslims that intellectuals emerged, like in the example of Sudi who
was distinguished for commentating on philosophical and literary issues22. Alba-
nia witnessed a significant onset of conversion to Islam only in the second half
of the 17th century, despite its gradual conquest over the course of the 15th cen-
tury. In any case, the first wave of converts to Islam was former members of the
Balkan and Byzantine nobility, whereas common people followed their example
only later on.23 As it has been previously noted, there is little consensus among
historians on whether a forced conversion on a large scale did indeed take place
through devirme. Devirme cannot be ethically justified and, by any standard,
the removal of a boy from his family must have been a traumatic experience
for both parties. Some writers, like Arnakis, suppose that the threat of devirme
spurred numerous conversions in the rural areas of Bosnia, Macedonia, Thessaly,
and Trace. This may be true, but one must take into consideration that the most
extensive conversion of peasants occurred in the 17th century by which time the
dershirme was only occasionally applied.

20 , -,
, , , 2002, .. 29-34.
21 Sina Akin, Turkey from Empire to Revolutionary Republic. The Emergence of the Turkish Nation from 1789
to the Present, London, Hurst and Company, 2007, p. 4.
22 lber Ortayli Seyahatnamesi, Timas, stanbul, 2013, p. 112.
23 Tijana Krstic, Contested Conversions to Islam, Narratives of Religious Change in the Early Modern Ottoman
Empire, Stanford, California, Stanford University Press, 2011. p. 20-21.

264
Aspects of the Spread of Islam in the Balkans

It seems that reactions to the devirme differed from one period to another.
During the first period, in the last quarter of the 14th century, the devirme most
likely aroused negative feelings in the affected population and in the Muslim
landed aristocracy. Until the end of the 16th century, devirme recruits dominated
Ottoman political life. In this century, the devirme institution aroused mixed
feelings among non-Muslims and Muslims.
According to Anton Minkov, we can see more clearly that in the 17th, century
devirme was not merely a process of forced conversion and genetic depletion of
the Balkan peoples, but rather a powerful social institution for the integration of
non-Muslims and Muslims, supporting the establishment of the Ottoman state
in the period of the 16th and 17th centuries. Undoubtely, in some limited extent,
the devirme was also a way of breaking away from the status of reaya and mov-
ing into the privileged ruling class.24 In every case, the number of those recruited
for the Janissary corps is larger than 10.000-20.000 persons, because the children
were directed to different administrative services, while the deaths were erased
from the catalogues. Apart from all this, it has to be noted that the devirme is op-
posite to the Koran and to the law derived by it. It does not fall into the category
of the spoils of war, which according to the gulam belong up to one quarter to
the religious leader. This practice was applied by the Seljuk of Assia Minor, as well
as by other Muslim states of the Middle East. The case of derirme, however, is
different to the Ottoman institution pencik of the age of the Sultan Murat I,
an istitution analogus to the gulam of the Arabs. The new element introduced
with the devirme is that the children wrested with violence are not captives of
war, but subjects of the Ottoman state that should be protected having declared
subjection to the Muslim lord and paying the head tax.25

The New Martyrs


Regardless of the prohibition of violent Islamization, actions in defiance of the
law are noted coming from local rulers, organized groups, and individuals. Ev-
liya Celebi writes that on Easter Sunday in two cities of Macedonia, Veria and
Vodena, armed Muslims go on a search for Christians and whomever they find
gets circumcised and converted into Islam.
Generally, the cases of violent Islamization are isolated, but in certain cases
they refer to groups. For instance, in Thessaloniki eleven New Martyrs were re-
ported between 1527 and 1815, while Nicodemus the hagiorite reports ninety
four New Martyrs from 1492 to 1794. In certain occasions the cause was given by

24 Anton Minkov, Conversion to Islam in the Balkans, Kisve Bahasi Petitions and Ottoman Social Life,
1670-1730, Suraiya Faroqhi and Halil Inulcik (eds), The Ottoman Empire and its Heritage, Politics, Society
and Economy, Vol.30, Leiden-Boston, Brill, 2004. p. 67-77.
25 , , ,
, , 2002, .. 241-247.

265
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

the New Martyrs themselves, while in others they were accused of insulting Islam
and in order to avoid punishment they had to be Islamised. 26
The position of the Christians in the Balkans worsens after the large con-
quests of the 16th century and up to 1700. The protective for the Christians
provisions of the Islamic law and the corresponding imperial orders were not ap-
plied due to the arbitrages of the pashas and of local officials. Despite the fact that
from the 15th the populations of Muslim settlers limited the fertile lands for the
Christians, the monasteries continued to possess large property, because of which
they played an economic and spiritual role of great importance in favor of the
Christians. However, the worsening of the circumstances turned an important
number of Christians to Islam, mainly in Epirus, Crete, and Asia Minor, reduced
the Christian population of the Ottoman Empire, and caused migrations.27 More
generally, regarding the spread of Islam in the Balkans, it has to be clarified that,
apart from the Orthodox Christians, the Ottomans found there populations that
felt insecure due to their religious beliefs and faced related discriminations by
Serbs, Bulgarians, and Byzantines. This obserbasion is referred to the Paulicians
and the Bogomils, but also to the Albanians to the degree that they have been
subjugated to Islam in order to protect themselves from the Serbs.28
Regarding the relations between the Muslims-Orthodox during the 15th and
the 16th centuries in the Balkans it has to be noted that they are close both on the
political level and on that of social exchanges. The ideological and social activi-
ties of the heterodox Islam add to the above mentioned close contacts. The het-
erodox Islam bridges the gap between the Muslims as the converts did not have
to change their language or their way of life to any great extent. In some cases,
Islam was presented more as a continuation than an abrogation of the previous
religious traditions of Judaism and Christianity. There is a level of affinity and
almost interchangeability between Muslim heterodoxy and Christian heresy.29 It
would not be an exaggeration to claim that the Balkan Islam has as its base Is-
lamic mysticism, which was spread due to the activities of certain dervish orders.
The most important among the later is the Bektashi Order. Besides its differences
from Sunni Islam, the Sultans Orhan and Murat I paid special attention to this
Order. Before the Muslim conquest, followers of Haji Bektash Veli had attempted
to spread his teachings to the Balkans that were still under Byzantine dominance.
For that reason, they adopted some models from Christianism, as well as from the
religion and the thought of the ancient Greeks. The enrichment of the Bektashi
teachings with those elements in the Balkans is placed in the late 13th century-

26 , , ,
, / 1985. . 485-488.
27 , , , , 1994. .. 40-43.
28 . , ,
, , 2012, .11.
29 Ines Asceric-Todd, Dervishes and Islam in Bosnia, Sufi dimensions to the formation of Bosnian
Muslim society, Leiden-boston, Brill, 2015, p. 6, 12-15.

266
Aspects of the Spread of Islam in the Balkans

second half 14th century. Of course, parallelly to those elements, the Bektashi
teachings contain elements of other religions of the East, and surely remnants of
the Turkmens cult, who had structured the first dervish grups in the Balkans.30
As for the part played by the Ottoman colonisation of the Balkans in the spread
of Islam and Islamic culture, generally, byzantine and ottoman sources give us a
lot of information.31 It is impressive, how movements of the 15th century, as that
of Sheikh Bedreddin, attemt to transform the Ottoman Empire by abolishing
the differences between Christianity-Islam.32 In fact, they attempted an Islamo-
christianic synthesis that would change the structures of the Ottoman state in
order to achieve social justice for all the parts of the population.
From this short review, we may note that the spread of Islam in the Balkans
was facilitated by a combination of diplomatic and military activities by the Ot-
tomans, who maintained the existing institutions and adjusted them in a way
that ensured their political power. They developed modes of incorporation of
the non-Muslims for a large period of time. Vital social forces, like the dervish,
with many pre-Islamic cultural and religious elements bridged to some extent
the gap between the Christian majority and the Muslim minority. The structural
weaknesses faced by an Islamic state with a Christian population regarding the
peaceful coexistence of its inhabitants were attempted to be overcome by so-
cial movements that asked for social justice through Islamic-religious synthesis
beyond Christianity and Islam, mainly during the 15th century. From the 16th
century onwards, the arbitrary use of power by the local authorities in combina-
tion with the rise of religious fanaticism and the general distancing of the Otto-
man state from the evolution of the scientific thought led the Islamic element of
the Balkans to stagnancy for the following century. From 1715, we note a stable
social, economic, and political upgrade of the Christian element at the expense
of the Islamic and the Jewish. The impact of Islam in the area of Eastern Europe
is wider, and it is connected to the Byzantine heritage. The monarchic and theo-
cratic Byzantine model continued to exist in the course of centuries in its new Ot-
toman form. The Greek element lost its political independence to the Ottomans,
but it maintained its spiritual one. The social organization of the modern Balkan
countries, the different forms of socialism, and the various political ideologies in
the area of Eastern Europe are influenced by that common Byzantine and Otto-
man heritage.33

30 , op. cit. p. 255-257.


31 The Cambridge History of Turkey, Vol.1. Kate Fleet (ed.), Byzantium to Turkey, 1071-1453, Cambridge
University Press, 2009. p. 148-153.
32 , 1821, .
, 1071-1571, , ,
2008. . 87.
33 , .. . 15- 17.

267
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Bibliography
AN Sina, Turkey from Empire to Revolutionary Republic. The Emergence of the
Turkish Nation from 1789 to the Present, London, Hurst and Company, 2007.
,
1821, . ,
1071-1571, , , 2008.
, , ,
, / 1985.
ASCERC-TODD Ines, Dervishes and Islam in Bosnia, Sufi dimensions to the forma-
tion of Bosnian Muslim society, Leiden-boston, Brill, 2015.
, - ,
, ,
, 2002.
, , -, . . .
, 1986.
BOSWORTH C. Edmund, Byzantium and the Arabs: War and Peace between two
world civilisations, Yacoub Yousef Al-Hijji and Vassilios Christides (eds), Cul-
tural relations between Byzantium and the Arabs, Athens, Institute for Graeco-
oriental and African studies and Dar Al-Athar Al-Islamiyyah, 2007.
BOSWORTH C. Edmund, The new Islamic dynasties, a chronological and genealogi-
cal manual, Edinburgh, Edinburgh University Press, 2004.
, ,
, , , 2002.
, ,
(610-1081), ,
, , 2010.
, .
, (1387-1391/1394), ,
. , , 2000.
KAFADAR Cemal, , ,
. , ,
, 2008.
K , 20 ,
, . , 3 , 1998.
KOYTRAKOY Nike, The Arabs through Byzantine eyes (11th 12th centuries): A
change in perception, Juan Pedro Monferrer-Sala, Vassilios Christides, Theo-
doros Papadopoulos (eds), East and West, Essays on Byzantine and Arab Worlds
in the middle Ages, Piscataway, N.J., Gorgias Press.

268
Aspects of the Spread of Islam in the Balkans

KRSTC Tijana, Contested Conversions to Islam, Narratives of Religious Change


in the Early Modern Ottoman Empire, Stanford, California, Stanford University
Press, 2011.
, ,
14 ,
, , 1988, ..
MNKOV Anton, Conversion to Islam in the Balkans, Kisve Bahasi Petitions and
Ottoman Social Life, 1670-1730, Suraiya Faroqhi and Halil Inalcik (eds), The
Ottoman Empire and its Heritage, Politics, Society and Economy, Vol.30, Leiden-
Boston, Brill, 2004.
.,
, , , 2012.
MTTAHEDEH Roy Parviz and AL SAYYID Ridwan, The Idea of the Jihad in
Islam before the Crusades, Angeliki E. Laiou and Roy Parviz Mottahedeh (eds),
The Crusades from the Perspective of Byzantium and the Muslim World, Wash-
ington D.C., Dumbarton Oaks Research Library and Collection, 2001.
I, , , . -
, . .
ORTAYLI lber, Seyahatnamesi, Timas, stanbul, 2013.
, ,
. 1. , , .
, , , , 1994.
SPRDONAKS Basile, Grecs, Occidentaux et Turcs de 1054 a 1453: Quatre sicles
d histoire de relations internationales, Thessaloniki, Institute for Balkan Studies
-239-, 1990.
, (
), , , 1974.
, -: ;,
, 29 October 2015.
, 19
. , , ,
-. 2015.
, -
(1300-1430), Yacoub Yousef al Hijji and Vassilios Chris-
tides (eds), Cultural relations between Byzantium and the Arabs, Athens, Institute
for Graeco-oriental and African studies and Dar-Al-Athar Al-Islamiyyah, 2007.
FLEET Kate (ed.), The Cambridge History of Turkey, Vol.1. Byzantium to Turkey,
1071-1453, Cambridge University Press, 2009.

269
The Role of the Mosque and the Tekke
in the Formation of the Cities
Hasan CILO
Prof. Dr., Faculty of Islamic Sciences in Scopje

Summary
T
his article deals with the presence of the Islamic culture in
Macedonia through religious buildings, such as the mosque
and the tekke, that influenced the formation of the cities and
the housing culture in Macedonia. The mosque and the tekke had
also a number of supporting facilities in their backyards. Here we
came across madrasas and mektebs, where the secondary and hig-
her education was done, sibjan and ibtidai mektebs in which was
gained basic educational level, libraries, kiraethani (reading rooms),
etc. In the courtyards of the mosques were present the shadarvans,
fountains, turbes, as well as the clock-towers, with their significant
artistic values. Hence, the new qualitative view of the cities, as well
as the establishment of new settlements, did not implied loss of
the traditional urban structure. On the contrary, the consequences
of the Ottoman conquests enhanced that tradition by introducing
higher quality content of oriental-Islamic origin, where many local

271
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

solutions of the Byzantine culture were also included. Thus the sett-
lements around the country were significantly updated, renovated
and expanded. The cities in the Balkans more and more resembled
the cities of Asia Minor, in respect of the arcitectural concept that
was applied. Generally, Muslim neighborhoods in several cities in
Macedonia emphasized the oriental outlook that even today can be
noticed. But this had also impact on the Christian neighborhoods.
The appearance of neighborhoods, therefore, dictated the construc-
tion of the houses. However, the architectural concept, on which
depended the appearance of the cities, especially was a reflection
of the construction of homes. The rapid growth of the population
by cities, which after the arrival of the Ottomans was divided in
specific neighborhoods or districts that belonged to different ethnic
communities, inevitably required new building solutions of higher
quality for the residential culture. This concept led to a higher stan-
dard of living of the indigenous population, as well as the popula-
tion which arrived in the cities. The living, the housing equipment,
food, clothing, etc., will receive its quality given the fact that the
higher layer of the population that was recruited was the Turkish
administration, which carried with it better living habits. This could
not pass without impact also on non-Muslims as well. The property
that was sold by non-Muslims to the wealthy layers, must have been
in function (among other things, for example, trade-craft) to raising
of the standard of living or the imitation of the higher layer of the
population in housing, food and clothing.
The Ottomans did not pushed the Hellenic Byzantine-style of arc-
hitecture, but they lifted the same to a higher level depending on
the economic and geographical similarities, creating not only poli-
tical but also cultural unity. Hence, it can be argued that there was
no sacred architecture in the eastern parts of the Balkans that was
heavily influenced by the Byzantine concept of architecture, which
possessed great artistic values. But residential architecture was signi-
ficantly undeveloped. From the same also depended the appearance
of neighborhoods, so they developed on two principles introduced
by the Ottomans: the separation of the bazaar and the residential
neighborhoods or mahala.
There is no doubt that the large number of mosques, masjids, hani-
kas and zaviye, deployed in the centers of the major cities in Mace-
donia, greatly have increased the dynamics of life on religious, edu-
cational and social level. Raising these facilities was done in parallel

272
The Role of the Mosque and the Tekke in the Formation of the Cities

with the establishment of the administration and with the increase


of the population. Besides every major mosque there were present
not only madrasas, but also imarets, musafirhans, hammams, to
which were attached a large number of commercial buildings that
formed the bazaars.

273
ehirlerin Oluturulmasnda
Cami ve Tekkelerin Rol

zet
B
u makalede Makedonyada ehirlerin ve bina kltrlerinin
ekillenmesini etkileyen slami kltr varlklar olan cami ve
tekke gibi dini yaplar ele alnmaktadr. Sz konusu cami
ve tekkelerin ayrca destekleyici mtemilatlar mevcuttu. Bunlar
orta ve yksekrenimlerin verildii medrese ve mektepleri ve te-
mel eitimi veren ilkretim okullar, ktphaneleri, kraathaneleri
(okuma odalar) vs. Cami avlularnda adrvanlar, emeleri, trbe-
leri ve yksek sanat deeri olan saat kuleleri bulunmaktayd. By-
lelikle ehirlerin yeni nitelikli grnts ve yeni yerleim yerlerinin
oluturulmas geleneksel ehir yaplar asndan herhangi bir kayba
sebep olmuyordu. Tam aksine Osmanl fetihlerin sonucunda Bizans
kltrne ait unsurlarn da dhil olduu ark-slami kkenli yksek
kalitenin takdim edilmesi ile gelenekte iyileme salanmtr. By-
lelikle lke apndaki yerleim yerleri nemli lde gncellendi,
yenilendi ve geniletildi. Uygulanan mimari konsept itibariyle Bal-

274
The Role of the Mosque and the Tekke in the Formation of the Cities

kanlardaki ehirler git gide Anadoluya benziyordu. Makedonyada


birka ehirde Mslman mahallesinde bugn bile fark edilir ekilde
ark grnm vurgulanmtr. Ancak bu ayn zamanda Hristiyan
mahallelerini de etkiliyordu. Dolaysyla evlerin ina edilii mahal-
lelerin grnmne gre gerekleiyordu. Ancak kent grnmle-
rinin bal olduu mimari konsept zellikle evlerin ina edilmesine
yansyordu. Kentlerdeki hzl nfus art ve Osmanlnn geliinden
sonra farkl etnik toplumlara ait belirli mahallelere veya ilelere ay-
rlmas ister istemez ikamet kltr asndan daha yksek kalitenin
elde edilmesi iin yeni yap zmleri gerektiriyordu. Bu kavram
sayesinde yerli halk ve kentlere gelen nfus da daha yksek yaam
standardna kavumutur. Nfusun st katman daha iyi yaam
alkanlklar olan Trk yneticilerinden ibaret olduundan yaam,
kullanlan inaat ekipmanlar, gda, giysiler, vs. daha kaliteliydi. Bu
zelliklerin Mslman olmayanlar da etkilememesi kanlmazd.
Mslman olmayanlarn zengin zmreye sattklar mlkler ya ya-
am standardnn ykseltilmesi ile ilgiliydi (rnein ticaret-zanaat
dierlerin yan sra) ya da konut, gda ve giysiler bakmndan nfu-
sun st kesimini taklit ediyordu.
Osmanllar Yunan Bizans stili mimariyi zorlamadlar ancak hem
siyasi hem kltrel birlii oluturarak ekonomik ve corafi ben-
zerliklere bal olarak ayns daha st dzeye gtrdler. Bylelikle
Balkanlarn dou taraflarnda nemli sanatsal deerlere sahip olan
Bizans mimarisinden etkilenmeyen mimari eserlerin olmad ne
srlebilir. Ancak konut mimarisi nemli lde geliememiti.
Mahallelerin grnm de bundan etkilendii iin Osmanllar iki
ilkeye dayanarak almalar yapmlar: Pazar yerleri konut alanlar
veya mahallelerden ayrdlar.
Makedonyann balca ehir merkezlerinde konulanm ok say-
da caminin, mescitlerin, tekke ve zaviyelerin din, eitim ve sosyal
alanlardaki yaam dinamiklerini nemli lde artrd kukusuz.
Bu tesislerin ykseltilmesi idarenin oluturulmas ve nfusun art
ile paralel bir ekilde gerekletirildi. Zaten tm nemli camilerin
yanndaki medreseler, imarethaneler, misafirhaneleri, hamamlar
ok sayda ticari iletmenin bulunduu hanlar ve pazarlar bulun-
maktadr.

275
The Role of the Mosque and the Tekke in the Formation of the Cities

Introduction
The Islamic culture, as well as the Christian culture, does not represent contex-
tualized or historicized reality, but rather it is a living tradition, present in all
segments of human life. It is not limited to temples or religious institutions, but
it can be found also in the establishment of urban settlements with all of their as-
sociated facilities, in art and architecture, in everyday lifestyles customs, in horti-
culture, and in every area of education. Hence, here we will focus on the mosque
and the tekke, that influenced on the formation of the cities and the housing
culture in Macedonia. Few representative examples will be taken (Skopje, Ohrid
and Bitola), given the fact that this is a very complex problem covering all cities
and smaller settlements in Macedonia. We will analyse the presence of Islamic
culture in Macedonia through these religious buildings, that are often considered
only from the viewpoint of their artistic and architectural concept, and rarely is
analysed their function and connection to the occurrence of urban areas and set-
tlements throughout Macedonia.

The mosque, the tekke and their complexes - cores of bazaars and
neighborhoods
The consequences of the Islamic culture derived from the conquest began to spread
after the capture of several strategic cities in the Balkans such as Ser, Skopje, Bitola
and Thessaloniki, which happened the last decade of the fourteenth century. The
authorities of some of the cities in the Balkans, including macedonian cities such
as Prilep and Ohrid, offered no resistance to the challenges they encountered. The
vassal terms of political authorities speaks of peaceful penetration of the Ottoman
armies into the new territories. The teritorial heritage of Marko and Constantine
Deanovets is the best example of that situation. Moreover, historians do not tell
specific dates for the conquest of many other cities such as Ohrid, Stip, Kostur,
Serfidje and other.1 This further confirms the easy passage of Turkish troops in
Macedonia, which at the end of the fourteenth century was part of the Ottoman
Empire. After the arrival of the Ottoman armies were noticed large migrations
of the Turkish population from Anatolia in the Balkans, especially in Macedonia
and Bulgaria. The migrations were motivated by political, religious and economic
reasons as in the case of migrations by other nations in the region.
In the latter case, the conquest of the Balkans by the Ottomans led to an
almost complete change of cultural customs. The consequences of this change
were felt by the indigenous population. They have been strengthened thanks to
the migration of the Anatolian, which took a big swing in the Balkans after the
conquests of the Ottoman armies, especially in Bulgaria and Macedonia. The

1 , XIV XVII , , 1981,


p. 16-17.

277
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

population that has assimilated the religious and cultural model that followed the
conquest, influenced the formation of settlements and cin the hanging of their
appearance throughout Macedonia. Here we cannot talk about destruction or
burning of villages, as is often interpreted, but they will simply be qualitatively
altered. The very name Varos which is mentioned for many parts of cities in
Macedonia, such as for example Prilep, Ohrid, Debar and other, tells about their
pre-Ottoman tradition, pointing to a specific part of the city when a non-Muslim
communities were forming. The communities of the Christian population re-
mained almost untouched. The word mahala used also by non-Muslims is of
Arab-Turkish origin. Also the bazaar as a separate unit in the cities, and a second
element for their occurrence, is a witness for craftsmen and traders who belong to
different religious communities.
So, the new qualitative view of the cities, as well as the establishment of
new settlements, did not implied loss of the traditional urban structure. On the
contrary, the consequences of the Ottoman conquests enhanced that tradition by
introducing higher quality content of oriental-Islamic origin, and many local so-
lutions of the Byzantine culture were also included. Thus the settlements around
the country were significantly updated, renovated and expanded.2
The first buildings erected in cities were aimed at conquest and religious pur-
poses. In the first case were builded up barracks, where first items were garrisons,
which were mainly in the fortresses, while in the latter case we find a huge num-
ber of mosques and tekkes that contributed to the formation of settlements, while
doing their missionary role. In garrisons, as the administration requires it, there
were included soldiers which took care for the order in the cities. The structure
of the administration constituted of military commanders, managers of the larger
centars or sancak of the nahiye, headed by the su ba, the leaders of the yenieri,
the commanders of the city fortress, the elders of the night guards, the emin (re-
sponsible for keeping order), the muhtesp (responsible for economic issues), as
well as the commanders of the units of scouts, etc.
Because the armies which came were Muslim, arose also the need for build-
ing religious temples (mosques and masjids) which employed the mutevelli, the
mam, the hatip, and the muezin. The masjids were located in peripheral parts
of the bazaars, while the mosques in the central areas. The both were places that
have formed around bazaars and neighborhoods. These religious institutions with
their building solutions constituted unique venues.
The rich layers of the Muslim population, as we read in the vakufnamis, were
bying the attractive lots and homes of non-Muslims, and then gave the same in
service of charity, usually in support of the medrese, the tekke, the maret, the
misafirhane, etc.3

2 See: , XV I XVI ,
VII/1 , 1971.
3 Hasan Kalei edited the oldest document on Arabic in Yugoslavia in his study: Najstariji vakufski dokumenti
u Jugoslaviji na arapskom jeziku, Pritina, 1972.

278
The Role of the Mosque and the Tekke in the Formation of the Cities

The inherent complexity of these mosques in Skopje, Bitola, Stip, Ohrid and
other cities, required substantial architectural and artistic skills. In fact, we talk
about the largest facilities that required a lot of money, and having a huge number
of craftsmen and artists from diverse backgrounds. The artists and calligraphers
who came from Istanbul and other centers of the Ottoman Empire, as well as
the builders among the indigenous population, must have been top experts. In
the documents it is said that a number of builders came from Debar and its sur-
roundings. A special role in this area played the Magyars, Greeks and southern
Slavs. This was an important reason for mixing different concepts of architecture.
What comes to mind is that the reason for the construction of large buildings is
the migration of the population which usually was concentrated around mosques.
All these mosques had a number of supporting facilities in their backyards. Here
we came across the mederese and the mektep, where the secondary and higher
education was done, the sibyan and the ptidai mektup in which was gained basic
education, the libraries, the kraathane (reading rooms), etc. In the courtyards
of the mosques there was present the adrvan, fountains, tombs, as well as the
clock-towers with significant artistic values. For these facilities we can get enough
data from the vakfname that accurately listed not only these buildings, but all
objects and properties that need to be in the service of the mosque and its com-
plex, especially shops and mulk-lands. Therefore, these mosques are also called
zaviye-mosques or imaret-mosques, because of the educational, humanitarian,
healthcare and commercial facilities that were in their complex.
The nature of these buildings requested hiring a large number of people, so it
wasnt present only the administration. The influx of population was performed
systematically and spontaneously. In the first case there were settles of large popu-
lation from Asia Minor, and in the latter case, because it was economically at-
tractive especially in craft skills, there were migrations from the countryside. The
quality of life was further to intensify these migrations. Already was present the
opinion that Macedonia was settled only by shepherds and farmers. On the con-
trary, large buildings which we will mention, were seeking tangible assets that are
taken from outside and gathered from indigenous people on the basis of taxes and
other fees. Trade and crafts, as well developed in Asia Minor, contributed to the
development of bazaars, and thus on the cities in Macedonia. The first defters,
comprised thirty years after conquering Skopje and Bitola, already give reliable
data for developing crafts and trade network. There were even some elders of the
citys neighborhoods, as well as hearty organizations.4
Besides the structure of the administration which was complex, here came
also muderrisis (professors) from different parts of the Ottoman Empire engaged
in the medersas. In addition came a large number of murids (students) in certain
dervish orders that promoted their ranks as missionaries sent from their Shaykhs.

4 , op.cit., p. 38

279
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Of course, there were inevitable also the qadis, whose function required high
knowledge of shariah sciences regulating property affairs of people, as well as their
mutual relations. The qadis especially supervised and controled the operation of
mutevelliis which took care for the complexes of mosques. We must not overlook
the fact that in the religious and educational institutions in the country, and also
in the centers of the Ottoman Empire, were educated our local people, and large
part of the population have accepted Islam for a variety of motives.
We will mention only a few mosques which represented the cores around
which cities appeared. The mosques were representative subject of high architec-
ture and flow of people around their additional facilities. Moreover, according
to their architectural principle, they have build mosques in several parts of the
Balkans, focusing on Skopje, Bitola and Ohrid, which represented the largest
centers in Macedonia. Around these mosques appeared significant infrastructure
facilities are considered sources of urban life, especially in the establishment of
bazaars and small.
The wonderful Alaca Mosque in Skopje, which is considered to be one of the
oldest, built in the first half of the XV century, is central to the whole facility of
the vakf (imaret). Ishaq Bey, founder of Alaca Mosque, as is told by the court
decision on his property, gave all of his fortune to the madrasa and imarets that
were in the mosque complex. Besides most parcels of land in and around Skopje,
which are being discussed in this paper, Ishaq Bey gave the hamam, which was
divided into two parts, male and female respectively, 12 shops, hann (hotel) with
20 shops.5 The son of Ishaq Bey, Isa Bey, further strengthen familys impact on the
buildings in Skopje. His mosque around itself included a number of significant
buildings, vakf objects with urban influences. In fact, it is very evident the vakf
in Skopje and its surroundings. No doubt that Isa Beys vakf, which was put into
service of the madrasa, the library, the mosque, the tekke and the imarets, was the
largest of all the vakf. In the vakfname is being given detailed information about
the many properties around the river Serava, whose income covered part of the
cost of the mosque, the madrasa and the tekke. Hazim Shabanovic in his study
of the property of Isa Bey gives a complete picture of properties that served the
needs of the poor population and the intellectual layer, especially in the madrasa
and the tekke, which dealt with religious and educational activities.6 A percent-
age of the profits was allocated for scholarships of students in religious sciences.
Revenues were coming from mulk-lands or lots, houses called Ishaq-Bey Houses
that became living places for many immigrants in the city, then stores, vineyards,
mills, bakeries, lakes, malls, caravan-sarays, etc.

5 See: , , 1 2,
. 22-23., (separat).
6 For more details about the Isa Bey vakuf, see: H. abanovi, Krajite Isa-bega Isakovia, Sarajevo, Orijentalni
institut u Sarajevu, 1964.

280
The Role of the Mosque and the Tekke in the Formation of the Cities

Mustafa Pasha Mosque is one of the most beautiful mosques in Skopje.


Around her amazing location that attracts the view from all sides, appeared
many neighborhoods, not just Muslim, but Jewish and Christian neighborhoods
as well. According to the vakfname, Mustafa Pasha Mosque possessed one of
the greatest assets, not only in Skopje but in Tetovo also. In the complex of the
mosque were present also the mektep and the madrassa. The cost of revenues
went to the mosque complex of baths, caravan-sarays, the parcels in the four
villages near Skopje: Blachane, Creshevo, Hrasko and Batinci.7 The two major
mosques are Sultan Murad Mosque and Yahya Pasha Mosque, that even today
perform their religious function. Sultan Murad Mosque is one of the largest
mosques according to its prayer space. It is build upon the model of the mosques
in Bursa (bursa-style). Unlike other mosques, Sultan Murad Mosque suffered
major damage, and it is visibly altered from its original appearance. Art histori-
ans compare this mosque to the mosques of Sultan Murat in Izmir and Bursa.
Like with other major mosques, also around this mosque there were facilities for
religious and educational purposes. I mentioned that there were built madrassa
and imaret, and that the vakf of the mosque was consisted of land on the lower
and upper Vodno and the village Kozhlje. Around the mosque sprang whole
neighborhood whose houses to the present day wear oriental landmark. The clock
tower in the courtyard of the mosque has a special value. It is said that was build
by the master named Huseyn Debar. The remains of the great walls speak also
of buildings around it. The Yahya Pasha mosque is built in a very different style
from the other mosques in Skopje. Also this mosque, because of many damages,
has lost part of its originality. It is supposed to be one of the most luxurious
mosques since it was built in the time of the rise of the Ottoman Empire during
the reign of Sultan Bayezid. Around the mosque was located the public kitchen
(imaret) and many shops for its funding. In the statistics we find in the research
of Methodija Sokolowski, which are based on censuses conducted in Skopje, we
see major development path of the city. Namely, the official census in 1453 due
to the economic needs of the administration, ie sixty years after the fall of Skopje
under Ottoman ruling, gives data for 516 Muslim families and 312 Christian
families and 27 widows.8
The second city, according to size center for the development of mosques,
and their role within the limits of todays Macedonia, is Bitola. Conquering Bi-
tola was followed immediately after conquering Prilep. Here we find the oldest
religious and educational facilities in the Balkans. For the expansion of this set-
tlement after the arrival of the Ottomans we have a lot of records, but for us it is
enough evidence the number of preserved buildings from that period. Mehmed
Teuvik, a hundred years ago, wrote A brief history of the Bitola region and
mentions there all the great facilities that significantly changed the appearance
of the city.

7 Mehmet Zeki, Makedonya`da Gazi Mustafa Pasa`nin vakfi mallari in: Balkanlarda osmanli vakiflari ve
eserleri ususlararasi, Ankara 2012, p. 162.
8 , op. cit., p. 65

281
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

The first tekkes and mosques, no doubt, played a significatnt role. For this
particularly speak the cult places and tombs of the famous Shaykhs and scientists
from this city. He mentions that in his time in Bitola were present eight madrasas
where taught famous personalities.9 To illustrate, I will mention Ishaqs mosque
in which complex was located the madrassa with the same name. Then come the
madrasas of Sungur Chaush-Bey, the madrasa Haydar Kadi which was said to
be one of the most educational institutions where taught muderisis from many
parts of the Ottoman Empire. This madrassa was located beside the mosque
Haydar-Qadi, whose additional facilities had a major impact on the life in the
shopping centre in Bitola. Also a huge madrassa was built in the complex Sherif
Bey Mosque, whose property was one of the largest in Bitola. Then follows the
Hamza Bey Mosque. The mosque was also called Uc-shehidler to associate with
the three ehids related to the tekke which was located in the courtyard of the
mosque. The tekke was probably erected before the mosque, when it could not
meet the spiritual and other needs of the neighborhood. Later there were estab-
lished a mekteb and madrassa which was named Tevfikijja. The two largest and
most influential mosques in shaping the outlook of Bitola were Yeni Mosque and
the Mosque of Ishaq- elebi. The first is located in the central area of the city. It is
connected by a bridge with the most capital facilities, such as the covered market,
the bazaar and several administrative buildings. The other, Ishaq elebi Mosque,
is also one of the largest mosques in Macedonia. It is located on the former Bit
Pazar, near the covered market and the great bridge. Its luxury, madrassa, library,
misafirhane, etc,. required substantial financial resources. Therefore, this learned
qadi for their support secured 105 stores, 4 rooms, 20 mills, a garden and a large
quantity of silver dirhems. Besides the mosque, Mehmet Teufik mentions many
cult places in Bitola that carry the nickname baba or dede, which clearly
tells us about the role of tekkes and dervish orders in the formation of quarters.
With the census conducted in year 1468, in Bitola were registered 160 Christian
families, 10 single men and 15 widows, while the Muslim population consisted
of 278 families.10
As to Ohrid and in it, as in many other cities, mosques and tekkes will be-
come the cores around which appeared the bazaars and neighborhoods. Immedi-
ately after entering the city under Ottoman administration, on the Samuil For-
tress was built the Imaret Mosque. And here we come across tekke which was
erected in the city center, within the vakf of Yusuf elebi. In the vakfname it is

9 , , in:
, Vol 1, , 2012, p. 54.
10 , op.cit., p. 65. Here we will mention a claim that is often mentioned in scien-
tific researches for Bitola, which says that there were a number of monasteries that were turned into mos-
ques, that it is a city of monasteries and because of that bears the name Monastir. Just a simple analogy.
To what number of population could serve that many monasteries, taking into consideration the fact
that 50 years after the fall of Bitola there were present 160 Christian families. Even to add the number
of half of the muslim families, which cannot be prooved with certainty, because in Bitola was established
the Turkish administration, even than the number of monasteries would not correspond to the reality.

282
The Role of the Mosque and the Tekke in the Formation of the Cities

mentioned that it is a complex, tekke and madrassa, which was not built before
by any other master and there is no simillar to it, designed to gather pious and
knowledgeable people to pray, to accept travelers and scholarly people, and to
feed the poor through the imaret (dining room).11 For the service of the zawiya
and the school, elebi gave large property, especially property of two villages:
Vranishta and Lazhani. The mosque and the zawiya were built during the reign of
Sultan Bayezid II (1481-1512). But before it was built the oldest mosque on the
road to Struga, Haydar Pasha Mosque, which dates from 1496 yr., and around
which are still visible very old houses. Other dozen of mosques that Evliya elebi
mentions, were built in the flat part of the city. He speaks also of the beautiful
houses with gardens beside the lake of which none are preserved today due to the
new urbanistic plans. Fehim Bajraktarevi in 1934, while visiting Ohrid, spotted
12 mosques and two large madrasas.12 So despite Christian neighborhoods in the
settlement of Varosh, the plain part of the city was populated by Muslims where
they were mosques and tekkes. As an illustration here we will mention Ali Pasha
Mosque around which are many shops and the tekke-mosque which is located
beside the plane tree in the town square. Later here was established also the ma-
drasa Zeynel-Abidin. Here sprout also the bazaar, rich with buildings from the
Ottoman period.
However, here we must not exclude another important fact that is paid al-
most no attention. Its about the tekkes, the zaviye and the hanikah, that precede
the mosques. The tekke and the zaviye demanded a separate financial structure. It
was a very simple construction. They immediately, before and after the conquest
of cities, rise up in the city and the main crossroads as the first buildings around
which settled the population of the surrounding areas and there are established
entire neighborhoods, with all the necessary infrastructure. Moreover, land is cul-
tivated and generated new agricultural products imported from the eastern parts
of the Ottoman Empire. In the tekke complex, which also included facilities
designed to accommodate and provide general assistance to travelers, was located
the tomb of the Shaykh which was considered a holy person. The graves are de-
clared the sacred places that were visited by large number of people. In fact, all
major mosques around which were established neighborhoods and entire districts
had tekkes or the hanikah that greatly relieved the work for organization of reli-
gious and educational life. Tekkes were especially rised up in suburban neighbor-
hoods and villages, where didnt reached the administration, while the hanikah
rised up in the urban areas. Just in Skopje, Evliya elebi relates, there were twenty
tekkes surrounded by a number of houses, and as the biggest was considered the
mevlevi tekke.13 According to historians and preserved documents, there was no

11 Cited according to: Semavi Eyice, Ohrinin Trk Devrine Ait Eserleri, in:
, Vol 1, , 2012, p. 218.
12 See: Fehim Bajraktarevi, Turski spomenici u Ohridu, Prilozi za orijentalnu filologiju, V, Sarajevo,
1954/55, p. 113-132.
13 Evlija elebija, Putopis, Odlomci o Jugoslovenskim zemljama, Sarajevo, 1979, p. 285.

283
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

any greater settlement or city in Macedonia where there were not present tekkes
and turbes (mausoleums, places where are buried the founders of the tekke and
their families). Even in one village there were followers of many tekkes. Accord-
ing Galaba Palikrusheva and Krum Tomovski, who rely on the report of Majlis
Ulema from 1939, in Skopje and the region were present about 72 tekkes.14 It
is even claimed that certain Shaykhs came in cities before their conquest. As an
illustration here will be mentioned the tekke of Shaykh Meddah in Skopje, for
whom it is said to be one of the conquerors of the city, i.e. who was in the first
military orders.15 Then followed the Isa Bey hanikah, being one of the largest in
Skopje dating from the 15th century. Another larger tekke in Skopje was that of
Mehmed Pasha Kachanikli. From the vakufnamas of Mehmed Pasha Kachanikli
we find that he raised a tekke/zawiya near the mosque which today doesnt exists.
The tekke contained 16 rooms in which dervishes lived, and a room in which
lived the Shaykh. The Shaykh and the dervishes are given compensation for the
service in te tekke and the liabilities determined by the founder of the tekke.
There was also the imaret which employed many people.16
Its impossible here not to mention the oldest document, the vakfname of
Sunkur Chaoush Bey, who built in Bitola a zaviye/tekke. The tekke was funded
from the revenues of two mills. One-fifth of the income belongs to the Sheikh
who was named by the wali. From the same money were funded also the servants.
The vakfname dates from 9-19 April 1435. The army went along and dervishes,
who on strategic spots formed tekkes, around which later appeared whole com-
munities. Even at the time of the conquest of Bitola came the legendary Shaykh
Kikhor Baba, who founded and his own tekke that binds many prominent fig-
ures among which are Ciger Baba and Hasan Baba belonging to Nakshibendi
order. They are all buried at attractive locations and visited by a large number of
people. Here was significant also the Nakshibendi tekke of Emin Sultan, and the
tekke of Ali Dede who was a Bektashi. The tomb of Mustafa Ragib-Ef. speaks
of the presence of the Qadiriyya dervish order.17 That the Shaykhs were helping
the campaigns, tell the Bektashi acctivists around whose tekkes are established
settelments in Macedonia and Albania. The large number of cult places in Bi-
tola, Ohrid, Struga, Skopje, Shtip and others around the country, tells about the
presence of the dervish orders and their role in the formation of the bazaar and
the quarters. Frequent use of the titles baba, dede, pir, according which
are named entire neighborhoods, as in Ser and Bitola, confirms the joint role of
tekkes and mosques in the formation of the appearance of cities. So it was not

14 Galaba Palikrueva & Krum Tomovski, Les tekkes en Macedonie au XVIII et XIX siecle, Atti del
Secondo Congresso Internazionale di Erte Turca ( Venezia 26-29 sett. 1963, Napoli, Instituto Universitario
Orientale, pp. 203-211)
15 Glia Eelezovic, Turski spomenici u Skoplju Paa Jigit-beg i njegova zadubina ili Meddah damija,
Glasnik Skopskog naunog drutva, 1, 1, Skoplje, 1925, 135-141. 16 &
16 , - , p. 8 (separat)
17 , , in:
, Vol 1, , 2012, p. 56-63.

284
The Role of the Mosque and the Tekke in the Formation of the Cities

just for the agas and beys that possessed large properties to be associated with
the neighborhoods. Besides the missionary, the Shaykh, who was authorized to
spread the order, came two or three of his students or dervishes aided by the
political structures, and the assistance consisted of getting tames or parcels of
land which were inhabited and upon which they were working. Thus around the
tekkes appeared whole communities. Through these Shaykhs and dervishes, the
Turkish administration had insight into the conditions of the conquered areas.
With their actions, they controlled much of the population. The centre from
where these missionaries departed was Dimotika, a city located on the triangle
between Turkey, Bulgaria and Greece. An important role for the enlargment of
the network of tekkes played the Bektashis dervish order, which was most spread
among the Albanian population. Among the most notable missionaries which
are being mentioned are Ali Baba Horasani of Kruja, Dilber Husejn of Elbasan
and Baba Arshiu, which were active in the 16th and 17th century. Stretching the
network of tekkes, especially among the Tosks in Albania, is mostly due to Dur-
boli Sultan who firstly formed the base of Thessaly where the network of tekkes
begins to spread in Crete and some parts of North Macedonia. Then in the 18th
century were built the tekke in Gjirokastra by Asim Baba, in Kruja by Shemshili
Baba, in Elbasan by Dzhefaj Ibrahim Baba, and many other such as the tekkes
in Melchanit, Kitsch, Devolli, Prishte, Skrapar and other places.18 On the terri-
tory of Macedonia the Bektash tekkes existed in Resen and in several towns in
Eastern Macedonia (Kocani, Shtip, Durfulija), in the valley of the river Bregal-
nica, in some parts of north-western Macedonia, particularly in the Pollog region
where we meet Bektash tekkes in Vrutok, Tetovo, then we find Bektash tekkes in
Kanatlarci, Kichevo, Bitola and Resen. The first major tekke in Macedonia from
this dervish order, is associated with Sersem Ali Baba who settled near Tetovo in
the 16th century. This is a well-known poet and scientist, a contemporary of Bali
Sultan, who has made a thorough transformation of this order. The telle worked
for a long time and had their supporters in Tetovo and its surroundings. This
tekke complex for its architectural features and spatial solutions that have been
featured, belongs to one of the greatest centers ever in Rumelia and Anatolia. A
significant impact had also the network of Halveti and Rifaii tekkes in Macedo-
nia, around which appeared entire districts such as, for example, the halveti tekke
in Shtip and its surroundings. However, a major role for the formation of the
quarters and bazaars will play the halveti tekkes: Hayati Baba Tekke in Kichevo,
Hassan Baba Tekke in Struga and Hasitane Hayati Tekke in Ohrid, around which
are present large Muslim neighborhoods with beautiful houses beside which are
formed also bazaars dominated by the Ottoman concept of arrchitecture. These
tekkes have also the function of a mosque. Their center is located in Ohrid.19

18 For more detail on Bektashis on the balkans see: Baba Rexhepi, Misticizma Islame dhe Bektashizma, Bo-
timi i Detroitit, Amerik, 1967; H. T. Norris, Islam in the Balkans: religion and society between Europe
and the Arab world, 1993.
19 , , in:
, Vol 2, , 2012, p. 517-530.

285
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

The housing culture and the appearance of cities


With the changing outlook of the settlements, which was affected by the bazaars,
there is no doubt of the influence also in many other areas of life. However, the
architectural concept, on which depended the appearance of the cities, especially
was a reflection of the construction of homes, and not only of the mosques and
their complexes with all of their additional facilities. The rapid growth of the pop-
ulation by cities, which after the arrival of the Ottomans was divided in specific
neighborhoods or districts that belonged to different ethnic communities, inevi-
tably required new building solutions of higher quality for the residential culture.
This concept led to a higher standard of living of the indigenous popula-
tion, as well as the population which arrived in the cities. The living, the housing
equipment, food, clothing, etc., will receive its quality given the fact that the
higher layer of the population that was recruited was the Turkish administration,
which carried with it better living habits. This could not pass without impact also
on non-Muslims. The property that was sold by non-Muslims to the wealthy lay-
ers, must have been in function (among other things, for example, trade-craft) to
raising of the standard of living or the imitation of the higher layer of the popula-
tion in housing, food and clothing.
The wealthiest layer of the population was the administration and religious
teachers, who came from other centers of the Ottoman Empire, as well as the
local people that were recruited in these services on various grounds. According
the vakfname, the Muslim population in most cities in Macedonia were engaged
in craft-trade works. According to the oldest documents, the census defters, in
Skopje for example, craft and commercial activity was in the hands of Muslims.
The census conducted in 1455 shows 40% of heads of Skopje dealing with some
crafts and trade, while the non-Muslim population in this area was present in
14%. Over time, the percentage of the difference grew in favor of the Turk-
ish population. The same data is also included for the city of Ser, in which the
proportion is 50% with 3%.20 The rich position of the administration and the
religious and educational structures, which had a firmly defined salary, as well as
the development of the crafts and trade activity, dictated the standard of living
and the high architectural concept of that time in which dominated the oriental
flavor.
The cities in the Balkans more and more resembled the cities of Asia Minor,
in respect of the arcitectural concept that was applied. Generally, Muslim neigh-
borhoods in several cities in Macedonia emphasized the oriental outlook that
even today is noticeable. But this had also impact on the Christian neighbor-
hoods. The appearance of neighborhoods, therefore, dictated the construction of
the houses. The application of the Mediterranean concept of building a house,

20 , opt. cit. p. 371.

286
The Role of the Mosque and the Tekke in the Formation of the Cities

that is distinguished by its openness to the garden, will leave a special mark on
the architecture in our places. Christians accept this architectural solutions of
the house, adjusting its tradition and faith. The amphitheatrical appearance of
settlements in Ohrid, Veles, Stip and other cities is due to their location. But
that does not mean that they were not influenced by the new concept of archi-
tecture. They were raises on more floors due to the narrow space and inappropri-
ate land, as opposed to broad houses of Muslim families. Therefore, the strict
separation of the appearance of neighborhoods of Christians and Muslims is too
often emphasized, due to the withdrawal of the Christian houses to the street,
and the Muslim houses to the interior of the garden, away from the street. The
structure of the house, especially its interior design, in many things doesnt differ
from the Muslim house, which is broad and is allocated in width rather than in
height. In this case we talk abbout buildings belonging to the wealthiest strata
of the population at that time. While in the first case we talk about craftsmen or
merchants, especially in densely populated areas, withdraw their houses to the
street for maximum use of the narrow space. A striking example of such streets
or neighborhoods can be seen in Ohrid and Sarajevo. The layout of the houses in
which Christians live in Ohrid is not different from the houses in which Muslims
live in Sarajevo. Turkish art historian Semavi Ijidzhe, categorically claimed that
the houses on the Ohrid coast are similar to the those in Rumelia and Anatolia
dating from the 18th and 19th centuries.21 Even Boris Chipan, in a shy way,
underlines the similarity of Ohrid buildings with those in Bursa.22 The Ottomans
did not pushed the Hellenic Byzantine-style of architecture, but they lifted the
same to a higher level depending on the economic and geographical similarities,
creating not only political but also cultural unity, concludes Chipan. So, it can
be argued that there was no sacred architecture in the eastern parts of the Balkans
that was heavily influenced by the Byzantine concept of architecture, which pos-
sessed great artistic values. But residential architecture, claims Muhsin Rizvic,
was undeveloped.23 From the same was also depending, concludes the author, the
appearance of neighborhoods, so they developed on two principles introduced by
the Ottomans: the separation of the bazaar and the residential neighborhoods or
mahala.24
The most luxurious homes were located right around the garrisons and the
mosque complexes. The positive attitude towards life, which is especially em-
phasized in Islam, found its expression in the construction and equipment of
homes, as well as enjoying smoking and drinking coffee and tea in the divanhans,
bathing in public bathrooms and not only in domestic. In his descriptions of
towns in Macedonia in the 17th century, when they notably increased in respect

21 Semavi Eyice, opt. cit. p. 227-228.


22 , , , 1982, p. 11.
23 Muhsin Rizvi, Islamska umjetnost, Beograd, 1967, p. 8.
24 Ibid p. 8.

287
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

to the 15th century, Evliya elebi mentions that the houses were on one flat
and double-decked. In the expanded settlements of Skopje, Ohrid, Bitola, Veles,
Shtip, Strumica, Debar and others, almost every house possessed its own garden
planted with flowers, fruit and vegetables with prominent sense of space and
natural beauty. Because they were built in more flat places, strict attention was
given to the upper part of the house, which needed to be exposed to the sun and
to have multiple windows. The lower part of the house, which was usually built
by stones, had less windows and served for sitting there during winter, with the
eception of the rich or Bey houses. The upper floor of the house was made of
wooden construction. The stones served to provide a stable base and protection
from moisture, and the wooden structure of the upper house gave opportunities
for more modulations or features in function to the splendid spatial solutions.
The houses were especially notable because of the divanhana, which was located
below the waiting room of the second floor, to which reached the vines and
flowers. The houses were distant from each other and did not interfer the views.
Yards were usually surrounded by rocks and other materials, depending on the
environment in which dominated the construction material. Also was taken into
consideration that the windows of the house must not see in the yards of other
houses. Yards of the houses which didnt have larger yards were paved with stone
and every morning were washed with water. Richer houses had two courtyards,
one for men and one for women. In one garden were located the sheds, and in
the other a room for the servants and a room for guests.
Also in terms of the internal layout of the houses from the Ottoman period,
we come across a big impact around the cities in Macedonia. If we more accu-
rately analyze the inner rooms of the house with the oriental type of construc-
tion, as were the muslim houses, we notice a very emphasized humanization of
space.25 It seems all rooms were constructed according the measure of man and
on the reach of his hand. Major part of the house is exposed to drafts, not only
through the windows which are in greater number than on the bottom floor, but
also through the divahnana whose function is to unite the upper rooms and at the
same time dividing the rooms in two parts, and it usually served for day sittings.
Here are received also the guests, and in the interior we find window seats or seats
that extend to the peripheral edges.26 In order not to disturb the magnificent
space, which beacause of this appears larger than it is. The ceiling is decorated
with wooden carving and luxury floor carpets. In the middle of the room there
isnt any object. The family here yields the daily rest. Besides the table hanging on
the wall, which is set for eating, family members here indulge and enjoy smoking,
drinking tea and coffee. At night there are put the accessories for sleep. The rooms

25 , op. cit. p. 9.
26 Ibid, p. 11.

288
The Role of the Mosque and the Tekke in the Formation of the Cities

of the left and the right side of the divahana are intended for children, separately
for male and female. Each room had its own bathroom. Bedding, clothes and
dishes are stored in cupboards (stalls) embedded in the walls, which often cover
the entire wall of the room and thus do not narrow the room space. The doors of
the cupboards are decorated with various carvings with great artistic value. Beside
the stove or fireplace, where are located the mats, under the order windows and
walls are found sekii with pillows used for lying. Special impression on travelers
around the country, especially in Bitola and Ohrid, is made by the carpets that
covered couche and certain parts of the floor, as well as parts of the walls on which
were hung as decorations. The freshness of the room and its cleanliness are left
with a special mark to the visitors from England and France. The multifunctional
use of carpets is present in our lands until this day.
The divanhane has the function to connect the day room with the wide and
beautiful garden courtyard, which is located in frontal part of the house. The
frontal part of the house, the veranda, which includes all of the rooms, is thrown
over the ground floor. The function of the veranda, says Redzi, is not utility: the
veranda, expresses the urge to overcome the force of gravity, the tendency to fly in
the air.27 Also that highly elevated eaves of the house, has no justification just in
a utilitarian function. It is emphasiyed in that way, in order to separate artisticly
the volume of the roof from the upper floor which is hanging over the ground.28
In view of the interior, we see reflected the largest Ottoman influence in
the architectural program. Taking as an example one Ohrid house, here we will
mention the terms that denote the interior, and all are of Turkish and Persian
origin: vitrin, raf, sofa, dolap, dek, yastk, yorgan, sandk, ieklik, lamba, ocak,
pencere, mangal, sofra... All these items, as well as kitchen equipment, were deco-
rated with motifs from different backgrounds and reflect values of great artistic
importance and unified style. Here, we cannot exclude the equipment which
is kept in auxiliary rooms and cupboards. We will mention, for example, only
those elements whose names are of Turkish origin: tava, tencere, cezve, tepsi,
ini, kapak, filcan, sini, sa, tas, kantar, frn, ibrik, oklava, leen, gm, etc.
This equipment also was decorated with different motifs representing particular
subject of interest.
This example is shown in the complex of Arabati Baba Teke in Tetovo, in the
dormitories of Havzi Pasha in Bardovci (according to documents), the lodgings
of Hakki Pasha in Tetovo, the House of Yusuf Kate in Ohrid, the old house in
Debar and others. A typical example is also represented by the resting room of
dervishes in all tekkes of the Halveti order in Macedonia.

27 Ibid, p. 9.
28 Ibid, p. 10.

289
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Conclusion
There is no doubt that the large number of mosques, masjids, hanikas and zawi-
yas, deployed in the centers of major cities in Macedonia, greatly have increased
the dynamics of life on religious, educational and social level. Raising these facili-
ties was done in parallel with the establishment of the administration and with
the increase of the population. Besides every major mosque there were present
not only madrasas, but also imarets, musafirhans, hammams, to which were at-
tached a large number of stores that represented the bazaars. These buildings were
erected by the conquerors and their families. The outlook of Skopje, Ohrid, Shtip
have been unimaginable without the contribution of the offspring, eg, Isa Bey in
Skopje and Ohrizade in Ohrid. The tekkes that formed by individual missionar-
ies usually appeared in significant strategic places, around which were developed
suburbs and many villages. They were affiliates which recruited a significant num-
ber of people, because of their attractive activities in meeting many needs of peo-
ple from different religious affiliation. Undoubtedly, the mosques and tekkes had
not only religious but also educational, humanitarian and social role, especially
through their vakufs or properties that have shaped the urban life.

290
The Role of the Mosque and the Tekke in the Formation of the Cities

Bibliography
BAJRAKTAREVIC, Fehim, Turski spomenici u Ohridu, Prilozi za orijentalnu
filologiju, V, Sarajevo, 1954/55, p. 113-132.
ELEBIJA, Evlija, Putopis, Odlomci o Jugoslovenskim zemljama, Sarajevo, 1979.
, , , , 1982.
ELEZOVIC, Glia, Turski spomenici u Skoplju Paa Jigit-beg i njegova
zadubina ili Meddah damija, Glasnik Skopskog naunog drutva, 1, 1, Sko-
plje, 1925, pp. 135-141.
EYICE, Semavi, Ohrinin Trk Devrine Ait Eserleri, in:
, Vol 1, , 2012.
KALESI, Hasan, edited the oldest document on Arabic in Yugoslavia in his study:
Najstariji vakufski dokumenti u Jugoslaviji na arapskom jeziku, Pritina 1972.
, , , , -
, (separat).
NORRIS, H. T., Islam in the Balkans: religion and society between Europe and the
Arab world, 1993.
, , , in:
, Vol 2, , 2012,
p. 517-530.
PALIKRUSEVA, Galaba - Krum Tomovski, Les tekkes enMacedonie au XVIII et
XIX siecle, Atti del Secondo Congresso Internazionale di Erte Turca (Venezia
26-29 sett. 1963, Napoli, Instituto Universitario Orientale, pp. 203-211.)
REXHEPI, Baba, Misticizma Islame dhe Bektashizma Botimi i Detroitit, Amerik,
1967.
RIZVIC, Muhsin, Islamska umjetnost, Beograd, 1967.
ABANOVIC,H., Krajite Isa-bega Isakovia, Sarajevo, Orijentalni institut u Sara-
jevo, 1964.
, , XV I
XVI , VII/1 , 1971.
, , XIV
XVII, , 1981.
, , , in:
, Vol 1, , 2012.
ZEKI, Mehmet, Makedonya`da Gazi Mustafa Pasa`nin vakfi mallari in: Balkan-
larda osmanli vakiflari ve eserleri ususlararasi, Ankara 2012.

291
ki Yarmadada Yarm Kalm
Bir Serven: berya ve Balkan
Yarmadalarnda slm Varl
Nizamettin PARLAK
Do. Dr., Erzincan niversitesi, lahiyat Fakltesi

zet
A
vrupann batsnda yer alan berya Yarmadas ile dousunda
bulunan Balkan Yarmadas ilgin bir ekilde hem Mslman-
larn hem de Hristiyanlarn tarihinde nemli bir yere sahip
iki toprak parasdr. berya Yarmadas, Balkanlardan yaklak yedi
yz yl nce Mslmanlara yurt olmu ve buradaki varolu mca-
delesi kademeli bir ekilmeyle de olsa sekiz yz yl devam etmitir.
1492de Endlsn kyle birlikte Avrupann batsndan s-
klp atlan Mslmanlar, hemen hemen ayn tarihlerde bu sefer
ktann dousundan Osmanllar araclyla bir kez daha Avrupaya
yerlemeye balamt. Bu yzden iki Yarmaday birbiriyle kyasla-
mak her zaman aratrmaclara cazip gelmitir.
ki corafyada yaananlar arasnda eitli benzerlikler bulunsa da
nemli farkllklar vardr. Mslmanlarn fetihler srasnda her iki
corafyada da yerli halktan destek grmeleri, onlarn kendi dinda-

293
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

larnn idaresi altnda olmaktansa Mslmanlarn hkimiyetinde


olmay tercih etmeleri, akabinde de kendi iradeleriyle slm dinine
ynelmeleri en temel benzerlik noktalarn tekil etmektedir.
Mslmanlar, gerek fetih srasnda gerekse ekilmek durumunda
kaldklar dnemlerde kendileri dndaki unsurlara adaletli dav-
ranm, Hristiyanlar ise asimilasyonu ncelemitir. slmn farkl
insanlar tek tipletirme gibi bir ideali olmad hlde zellikle Ka-
tolikler, hkmettikleri corafyalarda siyas btnln yolunun din
birliinden getiine inandklar iin bu uurda ok aba harcam-
lardr.
Endlste Endlsllk Balkanlarda Osmanllk gibi her rk-
tan ve dinden insanlar bir at altnda toplama idealinin sahibi olan
Mslmanlarn karsnda spanyada reconquista1, Balkanlarda
ise Byk Srbistan gibi, bir dini ve bir rk nceleyen idealler
ortaya kmtr.
Endlsllk ideali, slm kimliiyle oluturduu medeniyet saye-
sinde Batnn Rnesansn mayalarken, ayn kimliin Balkanlarda-
ki tezahr olan Osmanllk, farkllklara ramen orada yzlerce yl
bir arada yaamann en gzel rneini sunmutur.
Bunlarn karsnda yer alan reconguistay gerekletiren spanyol-
lar sadece Endls deil Amerika ktasndaki Maya ve Azteklerin
kltrn de yok etmitir.2 Onlarn Balkanlardaki versiyonlar da
benzer davranlar Balkan Yarmadasnda sergilemilerdir.
berya Yarmadasnda sekiz yz yl, Balkan Yarmadasnda be yz
yl boyunca farkl rk ve byk din mensuplar, Mslmanlarn
ynetiminde bir arada kendi deerleriyle bar iinde yaad hlde
hkimiyeti kaybetmelerinin akabinde her iki corafyada yaanan,
Hristiyanlatrma faaliyetleri ve katliamlar Avrupann zihin yaps-
nn ve uur altnn da yansmalar olarak nmzde durmaktadr.
Birbirine benzer bu hususlarn yan sra iki yarmadada baz farkllk-
lar da dikkat ekmektedir. Her eyden nce fetihten evvelki tablolar
birbirinden farkldr. Araplardan nce berya Yarmadasnda slm
varl sz konusu deildir. Hlbuki Balkan Yarmadas Osmanllar
tarafndan fethedilmeden yllarca nce bu corafyada Trk ve Ms-

1 Reconquista (yeniden fetih/geri alma): Mslmanlarn Endlsten atlarak Vizigot


krallnn spanyada yeniden ihyasn hedefleyen uzun vadeli bir istila hareketidir.
Mehmet zdemir, Endls Mslmanlar, c. I, s. 153-154.
2 Aliya zzetbegovi, Dou ve Bat Arasnda slam, (Terc. Salih aban), stanbul, Nehir
Yaynlar, 2004, s. 218.

294
ki Yarmadada Yarm Kalm Bir Serven

lman unsurlar yerlemi bulunmaktayd. Hem bu sebepten hem


de Osmanlnn sistemli iskn politikasndan dolay Balkanlardan
ekildikten sonra bile Mslmanlar, kimlikleriyle ve kurumlaryla
varlklarn kesintisiz olarak devam ettirebilmilerdir. Endlste
ise Mslmanlar asndan tam bir yok olu gereklemitir. u
anda spanyada bulunan Mslmanlarn nemli bir ksm Kuzey
Afrikadan oraya g edenlerden, az bir ksm da sonradan slm
din olarak seenlerden olumaktadr.
berya Yarmadas ani ve hzl bir ekilde yaklak yl ierisinde
fethedilirken Balkan Yarmadasna yz yllk bir srede ve sistema-
tik iskn politikalaryla yerleilmitir.
Fetih srasnda beryada Mslman ordusunun iki temel unsur-
su olan Araplarla Berberiler ve dier unsurlar arasnda yaanan
anlamazlklar ve atmalar, izlenen toprak politikas sayesinde
Balkanlarda grlmemi, aksine toplumun dier kesimlerinin de
Osmanlya itaatini salamtr.
Mslmanlar berya Yarmadasn fethettikten sonra Frenk top-
raklarnda savalara girimi ancak o blgede kalc olamamlardr.
Hlbuki Osmanl, Anadoluda kalc olacak ekilde yerletikten son-
ra Balkanlara gemi, orada varln daha uzun sre korumutur.
Anadoludaki Mslman varlnn hl devam ediyor olmasnn
sebeplerinden biri de muhtemelen bu olmutur. Endls Msl-
manlar, kendilerinin Anadolusu hkmnde olan beryada devlet-
lemelerini tamamlamadan Avrupa ilerine yrd iin oralarda
tutunamam, geri ekilmenin sebep olduu eitli hadiseler para-
lanmaya ve uzun srete de Endlsn kaybna yol amtr.

295
Two Peninsulas Unfinished Adventure:
Presence of Islam in the Iberian and
Balkan Peninsula

Summary
Located in the west of Europe, the Iberian Peninsula and the Bal-
kan Peninsula in the East, interestingly, Muslims, Christians, and
two pieces of land that have an important place in the history of
both. Iberian Peninsula , from the Balkans to become a Muslim
country where about seven hundred years ago and has continued
the struggle for existence , though with a gradual retreat in eight
hundred years .
In 1492, with the fall of Andalusia, Muslims from the west of Eu-
rope, disassembled and discarded, almost the same dates, this time
on the Ottomans into Europe from the East through the continent,
they began to settle. So, it is always attractive to the researchers to
compare two penisulas.
Although there are several similarities in geography between the
two events, there are important differences. During the Muslim

296
ki Yarmadada Yarm Kalm Bir Serven

conquests, both to see the support from the indigenous people in


the region, their own Co-religionists rather than to be dominated
by the Muslims, then do so at their own volition and represents the
most fundamental similarity of the religion of Islam.
Islam during the conquest, and had to retreat in the period when all
the different elements just acted, but Europe has chosen destroying
and assimilation. Although Islam is a single typification is not ideal
as different people , generally Catholics believed that they ruled the
religious communities in their religions , thats why they have spent
much effort for this.
In Andalusia Andalusian in the Balkans Ottomanism as people
from all races and religions together under one roof the Reconquista
against the Muslims, in Spain who owns the ideal of reconquista,
in the Balkans Greater Serbia, highlighting the ideals of a religion
and a race has emerged.
The ideal of Andalusian that combination of The civilization which
created the Islamic identity with the Renaissance of the west , while
there is the manifestation of the same identity in the Balkans, which
is Ottomanism, despite differences, has provided the best example
of living for hundreds of years.
Located opposite them, Spanish performing reconguista, has dest-
royed not only Andalusia but also the culture of the Maya and Aztec
in the continent of America. Their versions of the Balkans have
demonstrated similar behavior in the Balkan Peninsula.
Eight hundred years in the Iberian Peninsula, the Balkan Peninsula
for five hundred years the three major races and different religions,
Muslims lived in peace with their own values in the management
of dominance after losing two in geography in the state where the
repression, torture and massacres of consciousness these activities of
Christianity and the mind of Europe as an outward reflection of the
structure of the bottom standing in front of us.
Two similar issues, as well as the peninsula, some differences are
also noteworthy. First of all, the tables are different from each ot-
her before the conquest. Muslims in the Iberian Peninsula before
the existence of Arabs is not in question. However, in the Balkan
Peninsula was conquered by the Ottomans settled in this region
many years ago before there were Turkish and Muslim elements. For
this reason, both the systematic settlement policy of the Ottoman
Empire from the Balkans after the withdrawal due to the fact that

297
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

you have applied for, even the Muslims, their identities, and insti-
tutions with assets were able to continue uninterrupted. Muslims in
Andalusia in terms of a complete extinction is reached. Currently a
significant portion of those who migrated from North Africa to the
Muslims in Spain, Islam as a religion later chose some of the ones
that others offer.
When The Iberian Peninsula was conquered in three years, the Bal-
kan Peninsula had been inhabited by systematic settlement policies
in a hundred years time .
Berbers and Arabs , the two basic elements of the Muslim army in
Iberian during the conquest and conflicts and clashes among other
factors , thanks to this policy, unprecedented in the Balkans, Unlike
it had been provided the Ottoman obedience in other sectors of
society.
The Muslims after the conquest of the Iberian Peninsula quickly,
they has fought wars in the Frank lands, but couldnt be permanent
in that area. Whereas the Ottomans, had passed to the Balkans after
completing the statehood in Anatolia , has kept in existence for a
longer time there. May be one of the reasons that presence of Mus-
lims has still continued in Anatolia. The Andalusian Muslims in the
Iberian which provision Anatolia themselves without completing
their statehood, they could not hold there to walk into Europe, se-
veral events that caused the withdrawal, fragmentation in Andalusia
and in the long process, has also caused Andalusia to lose.

298
ki Yarmadada Yarm Kalm Bir Serven

Giri
berya Yarmadasnn ilk sakinleri hakknda kesin bilgiler bulunmamaktadr.
Ancak bu topraklarn M.. X. yzylda Fenikeliler, ardndan Grekler ve daha
sonra da Romallarn istilasna urad bilinmektedir. M. IV. yzyl sonlarna
doru Roma mparatorluunun, merkezi hkimiyetinin g kaybetmesiyle
birlikte yarmada Sueviler, Vandallar, Alanlar ve Vizigotlar gibi barbar Germen
kavimlerinin saldrlarna maruz kald.
Vizigotlar spanyada M. 468-711 yllar arasnda yaklak iki yz krk yl
hkm srmelerine ramen genel olarak istikrarl bir ynetim sergileyemediler.
Onlar, Ariusun grlerini benimsemilerdi. Fakat spanyada birlii salamak
iin Katoliklere yaptklar basklar sonu vermeyince son derece radikal bir karar
alp M. 586 ylnda Katoliklii kabul ederek lkedeki din blnmlnn
nne gemeyi hedeflediler. Ancak bu sefer de ayn topraklarda yaayan Yahudiler
problem olarak grld. M. 694 ylnda karlan bir fermanla lkedeki btn
Yahudilerin, kleletirildikleri ilan edildi.
Bir sre sonra kral Witizann lmnn ardndan onun varisleri olan
oullarnn yerine Rodrigo adnda bir generalin kral ilan edilmesi (M. 710),
siyas alkantlara sebebiyet verdi. Taht varislerinin, Kuzey Afrika valisi Musa
b. Nusayrdan yardm talep etmeleri, Mslmanlarn yeni fetih gzergh
olarak gneye doru Afrika ilerine deil de boaz geerek kuzeye yani berya
Yarmadasna ynelmeye karar vermeleri, Sebte kontunun kiisel hesaplar
dolaysyla Mslmanlara yardm etmeyi vaad etmesi, Mslmanlarn berya
Yarmadasna gemelerini salad. Bu topraklar Tark b. Ziyad ve Musa b. Nusayr
komutasndaki Arap-Berberi ordularyla ylda fethedildi.
Fethin ardndan Endls olarak isimlendirilen blge M. 715-756 yllar
arasnda Emevlere bal valilerce idare edildi. M. 750 ylnda Abbas ihtilalinin
ardndan nce Kuzey Afrikaya kaan daha sonra Endlse geen Emev
hanedanndan Abdurrahman ed-Dhil, ynetime el koyarak Endls Emev
Devletini kurdu (M. 756-1031). eitli kargaa ve asabiyet atmalar yaayan
devlet, zellikle III. Abdurrahman devrinde (M. 912-961) siyas istikrara
kavumasna ve bu durumun dier emirler dneminde de ksmen devam
etmesine ramen M. 1031de ykld. Akabinde altm yl srecek olan ehir
devletleri dnemi balad. Mlkt-Tavif diye adlandrlan bu devletiklerin
birbirleriyle savamalar M. 1090 ylnda Kuzey Afrikadaki Mslman devlet
Murbtlarn Endlse geip bu topraklar kendilerine balamasna sebep oldu
(M. 1090-1147). Altm yldan daha az bir zaman sonra Murabtlar yklnca
onlarn yerine kurulan Muvahhidler Devleti, ayn ekilde Endls ilhak ederek
yz yl akn bir sre idare ettiler (M. 1146-1248). Muvahhidlerin yklmasndan
sonra yine ehir devletler gn yzne kt ama ilerinden Ben Ahmer Devleti,
Mslmanlarn elinde kalan gney spanyada birlii salayarak yaklak 250 yl
varln srdrd (M. 1238-1492).

299
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

spanyann gneyinde Mslman hkimiyetindeki topraklarda bu gelimeler


yaanrken Yarmadann kuzeyinde Asturias dalk blgesinde kurulan kk
bir Hristiyan krallk, reconquista denilen ideal erevesinde Yarmaday
Mslmanlardan geri alma srecini balatt. Kastilya, Leon, Navarra ve Aragon
krallklarnn teekklyle sre devam etti. 2 Ocak 1492de Birleik Kastilya-
Aragon krall, beryadaki son Mslman devlet olan Ben Ahmeri ykarak
slm hkimiyetine son verdi.
eitli bask, ikence ve katliamlara maruz kalan Mslmanlar ve Yahudiler
ya lkeyi terk etmeye ya da Hristiyanl kabule zorlandlar. Bu unsurlarn imha
edilmesiyle Katolikler spanyada din ve siyas birlii salam oldular.1
Balkanlara2 gelince bu corafyann en eski sakinleri lliryallardr. II. Filipin
kurduu ve olu skenderin genilettii Makedonya Krall, Arnavutluk hari
Balkanlarn byk bir ksmna hkimdi. M.. III-II yzyllarda Balkanlar
Romallar ele geirdi. Devlet ikiye blnnce (395) Hrvatistan ve Slovenya Bat
Romada, dier blgeler ise Dou Roma (Bizans)da kald.3
Aslnda, Hunlarn M. 380 ylndan itibaren Avrupa ve Balkanlarda
grlmesiyle birlikte bu blgede Trk varl balamt. Hunlarn (374-469)
altnc hakan olan Attila (434-453) Avrupann byk bir ksmna hkim olmu,
dolaysyla Balkanlarn nemli bir blmn de fethetmiti.4 Ayrca VI. asrdan
XI. asra kadar Orta-Asyadan devaml olarak Hun, Avar, Peenek, Kuman,
Kpak gibi eitli Trk kavimleri Kuzey Karadeniz bozkrlarndan gelip Balkan
Yarmadasna yerlemilerdi. Fakat Bizansn ve nceden yerleik hayata gemi
olan Slavlarn basks sonucu ortadan kaybolmulard.5
Hristiyanln M. 1054te yaad ve Byk tizal6 diye nitelenen Katolik
ve Ortodoks diye ikiye ayrlmas7 da Balkanlar asndan nem arz etmektedir.
Zira bu blge, bahsi geen iki mezhebin mcadele alan hline geldi. Sonuta
onlarn atma sahas ierisinde kalan blgelerde de baka bir mezhep, yani
Bogomilizm hkim oldu.8 X. yzylda Bulgaristanda ortaya kan ve heretik
bir mezhep olarak nitelenen Bogomil mezhebinin mensuplar, Bosnada

1 Geni bilgi iin bkz. bnl-Ktiyye, Trihu ftithil-Endels, (tah. Abdullah Enis et-Tabb), Beyrut-
Lbnan, 1415/1994, s. 73 vd.; Mehmet zdemir, Endls Mslmanlar, I, s. 1-230.
2 Osmanllar, Balkan Yarmadasn Rumeli diye isimlendirmilerdir. Halil nalck, Rumeli, DA, c. 35,
2008, s. 232-235.
3 Kemal H. Karpat, Balkanlar-Tarih, DA, c. 5, s. 25-32.
4 Ylmaz ztuna, Devletler ve Hanedanlar III, Ankara, Kltr Bakanl Yay, 1990, s. 152.
5 Fatih Dalgal, Rum-linin Fethi ve Ulus Devlet anlaynn getirdikleri, 1453 Dergisi, say: 15, 2012, s.
43-48; Seluk Ural, Balkanlarn Din Motiflerinin Olumasnda Ohri ehrinin Yeri: Aziz Kliment, Aziz
Naum ve Sar Saltuk rnekleri, Trk Tarihinde Balkanlar, 2013, cilt I, s. 163-176.
6 Kemal Beydilli, Avrupa (Tarih), DA, c. 4, 1991, s. 135-151.
7 Tunal Hilmi, bu ayrln Milad, dokuzuncu asrda gerekletiini kaydeder. Bkz. Tunal Hilmi,
Makedonya: mazisi, hli, istikbali, 2. Bs, Kahire, 1326, s. 10.
8 Kemal H. Karpat, Balkanlar-Tarih, s. 28-32.

300
ki Yarmadada Yarm Kalm Bir Serven

Hristiyanlarca Babun, Kuduger, Kathar ve Pataren diye adlandrlrlard.9


Osmanldan nce Bosna halknn ou Bogomil, az bir ksm Ortodoks ya da
Katolikti. Bogomilizm, siyaset, kltr ve medeniyet asndan Bosnada en gl
mezhepti. Katolikler arasndaki Fransisken mezhebinin gc ise olduka zayft.10
Bizansllarn Balkanlarda balayan hkimiyetleri ise M. 1204e kadar srd
ve IV. Hal Seferi srasnda sona erdi. Trklerin Balkanlara gelmesine kadar bu
blgeler, Hal kumandanlar tarafndan kurulmu olan birtakm feodal devletlerin
hkimiyetinde kald.11

1. Endlste ve Balkanlarda slmn Yaylma Sreci


berya Yarmadasnda ilk fetihlerin ardndan Mslmanlar arasnda asabiyet
savalar yaand. Ancak bu sorunlarn ald dnemlerde12 yerli halkn bir ksm
Mslmanlamaya balad. Bu ilk Mslmanlara Muslime, daha sonrakilere
de Mvelledn ad verildi.13 Bir ksm da kendi dinlerinde kalmakla birlikte
Mslmanlar gibi yaamaya baladlar. Bunlar da Araplam Hristiyanlar
anlamna gelen Mustarib kelimesiyle isimlendirildiler. spanyol kaynaklarnda
Mozarap olarak geen bu insanlar ocuklarna Mslman isimleri veriyor hatta
baz aristokrat aileler ocuklarn tpk Mslmanlar gibi snnet ettiriyorlard.
Arapa konuuyor ve Arap edebiyatna ar ilgi duyuyorlard. Yeme-ime, giyim-
kuam ve ev dzeni konusunda Mslmanlar rnek alyorlard. Bylece tahminen
4 milyon civarnda olan yarmada halknn yarsndan fazlas slmlamt.14
slm tarihileri, Endlsteki slmlamayla ilgili olarak eitli sebepler
zikrederler. Bunlarn banda da slm dininin yapsal olarak Hristiyanlktan daha
anlalr, makul ve ll olmas zikredilir. Mslmanlarn yaam biimlerinin ve
sosyal ilikilerinin de Hristiyanlar etkiledii ve slma ynelmelerini salad
kaydedilir.15
Balkanlardaki slm varl ise Osmanlyla birlikte zellikle Orhan Beyin
dneminde artarken olu Sleyman Paann Srp-Yunan kuvvetlerini M.
1352de bozguna uratmasyla Osmanl, Rumeliye iyice yerleti.16 Balangta
Endlstekine benzer bir sre yaayan Osmanllar, Balkanlarda fetih

9 Geni bilgi iin bkz: smajil Hodzi, Bogomolizm ve Bosna-Hersek Bogomilleri, Baslmam Yksek Lisans
Tezi, OM Sosyal Bilimler Enstits, Samsun, 2007, s. 5, 7, 9, 35.
10 Adnan Kadri, Bosnadaki Fransisken Manastrlarnda Osmanl Kltr-Medeniyet Mirasnn Kalntlarna
Ksa Bir Bak, Balkanlarda slm Medeniyeti Milletleraras Sempozyumu Teblileri, Sofya 21-23 Nisan
2000, stanbul, 2002, s. 407-412.
11 Kemal H. Karpat, Balkanlar-Tarih, s. 25-32.
12 Bkz. Mehmet zdemir, Endls Mslmanlar, I, s. 87-97.
13 Mvelledlerle ilgili olarak bkz. Mehmet zdemir, Mvellednun Endls Emevileri Dneminde
Kltrel Hayattaki yeri, Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, 1993, c. 34, s. 175-208.
14 Jorge Lirola, Mstarib, DA, c. 32, 2006, s. 123-124; Mehmet zdemir, Endls Mslmanlar, II, 15.
15 Mehmet zdemir, Endls Mslmanlar, II, s. 15-18.
16 Halil nalck, Rumeli, s. 232-235.

301
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

hareketlerine giriirken sistematik bir iskn politikas gerekletirmi ve yaklak


yz yla yaylan bir srete Balkanlarda ulalabilen en u noktaya varmtr. Bu
da orada kalcl salamtr. Yani bu yeni topraklara Anadoludan getirerek
yerletirdii nfus sayesinde hem yeni yerleim yerleri kurmu, topra ilemi,
daha ileri harekt planlarken cephe gerisini emniyete alm hem de ihtiya
duyduu iae ve dier btn malzemeyi, yakn noktalardan temin etme imknn
elde etmitir.17
1463te Bosnann Fatih Sultan Mehmet tarafndan fethiyle birlikte bu
corafyada iki yz yllk bir bar dnemi balam, Bosna-Hersek Bogomilleri,
slam dinine girmiti. Fetihten bir yzyl sonra Bonaklarn byk bir ounluu
Mslman olmutu.18
Balkanlara gelince, blge hakknda inceleme yapan tarihiler ve aratrmaclar
slmn burada bask ve zorlamayla deil, tedric bir ekilde slm messeselerin
gelimesine paralel olarak yayldn, bu srete dervilerin, tekke ve zaviyelerin
nemli rol oynadn ortaya koymutur.19
Gazi derviler Balkanlarda gerekletirdikleri din faaliyetlerin yan sra
gittikleri yerlerde topraa yerlemi, topra ileyerek ekip bimi, kyler,
kasabalar kurarak blgenin Trklemesine ve slmlamasna katk salamlar,
fetih esnasnda da Osmanl ordularnn hizmetinde bulunmulardr.20
Zulm ve basklardan bunalm olan blge halk, Balkanlara yerleen gazi
dervilerin hogrl ve adaletli tavrlarndan etkilenmilerdir. Bylece Balkanlar,
aslnda Osmanllardan nce bu derviler tarafndan manen fethedilmi21, akabinde
de Osmanl ordular blgeye gelerek Balkanlarn fethini tamamlamtr.22

17 Yusuf Halaolu, Osmanl Devletinin Rumeli sknyla lgili Toponomik Bir Deerlendirme,
Balkanlarda slm Medeniyeti Milletleraras Sempozyumu Teblileri, Sofya 21-23 Nisan 2000, stanbul,
2002, s. 3-9.
18 Tayyib Oki, Sar Saltuka Ait Bir Fetva, Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, Ankara 1952, c. I,
say: 1, s. 48-58; Zekeriya Yldz, Gemiten Gnmze Bosna Hersek, stanbul, Yeni Asya Yaynlar, 1993,
s. 55, 74; Adnan Kadri, Bosnadaki Fransisken Manastrlarnda Osmanl Kltr-Medeniyet Mirasnn
Kalntlarna Ksa Bir Bak, s. 407-412.
19 Amina Kupusovi, Osmanl Ynetimi Zamannda Bosnada Mslman Erkek simleri, Balkanlarda
slm Medeniyeti Milletleraras Sempozyumu Teblileri, Sofya 21-23 Nisan 2000, stanbul, 2002, s. 381-
387; Seluk Ural, Balkanlarn Din Motiflerinin Olumasnda Ohri ehrinin Yeri: Aziz Kliment, Aziz
Naum ve Sar Saltuk rnekleri, s. 163-176.
20 Mehmet Demirci, Balkan Mslmanlnda Gazi-Dervilerin Rolleri ve Sar Saltuk rnei, Balkanlarda
slm Medeniyeti Milletleraras Sempozyumu Teblileri, Sofya, 21-23 Nisan 2000, stanbul, 2002, s. 75-86;
Seluk Ural, Balkanlarn Din Motiflerinin Olumasnda Ohri ehrinin Yeri: Aziz Kliment, Aziz Naum ve
Sar Saltuk rnekleri, s. 163-176.
21 bn Battta, Osmanllarn Balkanlara gemeleri ve hkimiyet kurmalarnda nemli kilometre talar olan
bir takm fetihlerden nce ad geen topraklar Trk Yurdu olarak tanmlamtr. Yani bn Battta,
impe Kalesinin fethinden (1352) on sekiz yl, Edirnenin fethinden (1362) yirmi sekiz sene, irmen
savandan (1371) otuz yedi yl nce Sar Saltukun Balkanlarda yerlemi olduu Dobrucay Trklerin
yaadklar topraklarn sonu dier bir deyile Trk yurdu olarak nitelemitir. bn Battta, bn Battta
Seyahatnamesi, (ev. A. Sait Aykut), stanbul, Yap Kredi Yaynlar, 2004, cilt, I, s. 498.
22 Seluk Ural, Balkanlarn Din Motiflerinin Olumasnda Ohri ehrinin Yeri: Aziz Kliment, Aziz Naum ve
Sar Saltuk rnekleri, s. 163-176; Metin Izeti, Arnavut Esnaf ve Tekkeler, Milel ve Nihal, cilt 9, say

302
ki Yarmadada Yarm Kalm Bir Serven

ki Yarmadann slmdan nceki durumlar, fetih ekilleri, ordularn


yaplar, ilk yerlemeler esnasndaki baz uygulamalar, karlalan muhataplarn
din kimlikleri ve daha ileriye dzenlenen harektlardaki farkllklar yznden
Endlste ve Balkanlarda slmn yayl farkl tarzlarda gereklemitir.
berya Yarmadas, Mslman ordular tarafndan ani, hzl ve yllarca sren
bir hazrlk dnemine ihtiya duyulmadan ksa srede fethedilmitir. Oysa
Balkanlarn fethi daha yava ve yaklak yz yl devam eden bir srete23 stelik
birbiriyle atmas sz konusu olabilecek unsurlardan olumu bir orduyla deil
de daha profesyonel bir orduyla gereklemiti.
berya Yarmadasn fetheden Mslman ordular Arap ve Berberilerden
olumaktayd. Bu fetihte Berberilerin katklarnn Araplarnkinden daha az
olmamasna ramen, Berberiler ikinci snf muamelesi grm, hatta bereketli
topraklar Araplara tahsis edilirken, daha az verimli araziler Berberilere verilmiti.
Aslnda Arap-Berberi atmas nce Kuzey Afrikada (Maribde) balamt (M.
740-741.) Araplar oradaki Berberilerin glerini krm, onlara galip gelerek
ellerindeki topraklarn ounu almt. Bu durum Berberilerin ayaklanmasna
sebep olmu, bu isyan bir sre sonra da Endlse sram ve Endlste zafiyete
sebep olmutur.24 Burada yaananlarn aksine Balkanlar fetheden Osmanllar,
yeni topraklarn ilenmesini eski sahiplerine brakarak topra ve kyl emeini
devlet kontrol altna alm, uygulad tmar sistemiyle gayrimslim unsurlar
kendi safna ekmi, bylece Osmanl aleyhine onlar ayaklandrmak isteyen
kendi dindalarna kar Osmanlnn yannda yer almalarn salamtr.25
Endlste Mslmanlarn birbiriyle atmasna yol aan toprakla ilgili
uygulamalar, Balkanlarda Osmanlnn takip ettii strateji dolaysyla kendi
ilerinde atmak bir yana gayrimslimlerden oluan yeni tebaann bile desteini
temin etmitir.
Fetihler esnasnda Batda beryadan sonra ileri bir harektla Pireneler
zerinden Avrupaya ynelile, Douda Anadoluya yerleildikten sonra
Balkanlara geiin birbirinden farkl oluu da dikkat eken bir dier husustur.

2, 2012, s. 55-73; Mehmet Demirci, Balkan Mslmanlnda Gazi-Dervilerin Rolleri ve Sar Saltuk
rnei, Balkanlarda slm Medeniyeti Milletleraras Sempozyumu Teblileri, Sofya, 21-23 Nisan 2000, s.
75-86. Balkanlarn fethinde ad geen dervilerden biri de Sar Saltuktur. Kaynaklarda blgenin fethinde
onun nemli bir yeri olduu biraz da olaanst anlatmlarla rivayet edilmektedir. (Bkz. Evliya elebi,
Evliya elebi Seyahatnamesi, I-X, (Tb: Ahmet Cevdet), I. Bask, Dersaadet, kdam Matbaas, 1314. cilt
1, s. 659-660; cilt II, s. 133-134, 136-137). Evliya eleb (1611-1682)den yaklak yz yl nce Sar
Saltukun diyarn ziyaret eden bn Battta (1304-1369) ondan ksaca yle bahseder: Baba Saltuk
adyla bilinen ve Trklerin yaadklar topraklarn sonu olan kasabaya geldik... bura ahalisine gre Baba
Saltuk mkif yani olaanst glere sahip, kerametli biriymi. Lkin hakknda sylenenler, dinin
temel prensipleriyle badamamaktadr bn Battta, bn Battta Seyahatnamesi, cilt, I, s. 498.
23 Marshall G. S. Hodgson, slmn Serveni, I-III, terc. Alp Eker vd. stanbul: z Yaynclk, 1995, c. II, s.
364.
24 bn Haldun, Mukaddime, (terc. Halil Kendir), I-II, Ankara 2004, c. 1, s. 64; Mehmet zdemir, I, s. 44-
47.
25 Halil nalck, Trkler ve Balkanlar, s. 20-44.

303
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Zira Mslmanlar, berya Yarmadasn fethettikten sonra Pireneleri aarak Frank


topraklar zerinden Avrupa ilerine doru harekete gemilerdir. Osmanllar
ise Anadoluda yerletikten sonra Balkanlar zerinden Avrupaya doru fetih
hareketlerine girimilerdir. Yani Mslman Araplarn spanyas Osmanlnn
Anadolusu hkmndeydi. Osmanlnn Balkanlar da Endlsllerin ikinci
byk fetih sahas olan Frank imparatorluu konumundayd. Ancak iki olay
arasnda olduka nemli bir farkllk vardr. yle ki; Mslmanlar berya
Yarmadasn hzlca fethettikten sonra yine sratli bir ekilde Frank topraklarnda
savalara giritiler. Muhtemelen iki sebepten biri ya da her ikisi yznden baarl
olamadlar; ya orada kalc olmay deil de elde ettikleri ganimetlerle Endlse
dnmeyi dnyorlard. Bu yzden biraz da istemeyerek girdikleri Puvatya
Savandan (M. 732) malubiyetle ayrldlar.26 Ya da Endlsllerin kzl elmas
olan Avrupa zerinden stanbulu fethetmeye27 imkn salayacak bir koridor
oluturmak amacyla o geici savalar Frank topraklarnda gerekletirdiler.28
Ancak son savata arl Martel karsnda alnan beklenmedik malubiyet,
onlarn btn hesaplarn altst etti. Savan akabinde spanyaya geri dnen
Mslmanlar, bu yenilginin ardndan Frank topraklarna ynelik hedeflerinden
vazgemek zorunda kaldklar gibi berya Yarmadasndaki varlklarn da tehdit
eden bir takm sorunlar yaamaya baladlar.
Osmanllar ise Anadoluda salam bir yer edindikten sonra Balkanlarda
yerlemeyi planlayarak hareket ettiler. Eer Osmanllar, kalcl dnmeden
Pireneleri aan, Endlsten uzaklaan29 Mslman ordular gibi savalarna
devam etmi olsalard muhtemelen Balkan Yarmadasnda tutunamayp tpk
Endlstekine benzer bir ekilde Balkanlardan hatta Anadoludan bile ekilmek
zorunda kalabilirlerdi. Sonraki dnemlerde yaanan igallere ramen Anadoluda
mevcudiyetin devam etmesi bu karm destekler mahiyettedir.
ki corafyada karlalan muhataplara gelince; Mslmanlar berya
Yarmadasnda Katoliklerle karlatlar, onlarla savatlar ve onlarn yrtt
sekiz yz yllk bir reconquista faaliyeti sonucunda Endlsteki devletlerini,
topraklarn, varlklarn kaybettiler. Balkanlarda ise Osmanllarn karlat
kitlenin byk ounluu Ortodokstu30. Onlara kar mcadele edildi, Rumeli

26 Kaleli Zadeye gre Puvatya Savandaki malubiyetin yegane sebebi; Arap kuvvetlerin dman karsnda
byk vazifelerini unutup apul hrsna dm olmalardr. K. kr Kalelizade, Puvatye Muharebesi,
stanbul Kanaat Ktphanesi, 1932, s. 4.
27 Muhammed Hamidullah, Fethl Endels (spanya) fi hilafet-i Seyidina Osman-Sene H. 27, slm
Tetkikleri Enstits Dergisi, 1978, cilt: VII, say: 1-2, s. 221-226.
28 Endlsllerin Fransa zerinden stanbul kaplarna dayanma planlaryla ilgili bkz. Kalelizade, s. 11.
29 Gaspral, Mslman ordularn, Endlsten ok uzaklatklar iin ihtiyalarn temin edemediklerini
kaydederek bunu Puvatya Savann kaybedilmesinin sebeplerinden biri olarak sayar. Molla Abbs
Fransev (smail Gaspral), Drrrhat Mslmnlar, Bahesaray, 1906, s. 7; smail Gaspral, Gaspral
Roman ve Hikyeleri Seilmi Eserleri I, (ner. Yavuz Akpnar, B. Orak, N. Muradov), stanbul: tken Yay.
2014, s. 187.
30 Kamil olak-Numan Elibol, Balkanlarda Birlikte Yaama Tecrbesi: Rusuk rnei, 1657-1700,
Balkanlarda slam Medeniyeti Uluslararas nc Sempozyum Teblileri, Bkre 1-5 Kasm 2006, stanbul,
2011, s. 313-331.

304
ki Yarmadada Yarm Kalm Bir Serven

yurt edinildi, zlme olunca da buralardan ekilme gerekleti. Ancak iki ykl
arasndaki en belirgin fark udur: Endlste Ben Ahmerin yklnn (M.
1492) zerinden daha bir yz yl bile gemeden Mslmanlar btn kurum,
iz ve eserleriyle neredeyse tamamen silindi. Balkanlardan ekilmenin zerinden
gnmze kadar yaklak yz yl gemi olmasna ramen Mslmanlar orada
yaantlaryla, ounlukla da kurum ve kurulularyla varlklarn srdrmeye
devam etmektedirler.31 1992-1995 yllar arasndaki Bosna Savanda slmn
izlerinin silinmesine ve Mslmanlarn imhasna ynelik niyet, faaliyet ve
gayretler, spanyada 1500lerde gerekletirilen katliam ve imha srecine benzese
de sonular ayn olmamtr.
Her iki yarmadada da Mslmanlar, ilk aamada Hristiyanlara kar stnlk
salam, uzun sre o topraklarda kalm ve niha olarak iki yarmadadan da
btnyle ekilmek zorunda kalmlardr. Bu durum Mslmanlar Avrupa
topraklar zerinde Hristiyanlara kar iki dnemde stnlk salamlardr.
Birincisi; Endls Emevler dneminde berya Yarmadasnda, ikincisi; Osmanl
dneminde Balkan Yarmadasnda eklinde deerlendirilmitir.32 Bunun yan
sra iki unsur, XV. yzyln ikinci yarsnda mnavebeli olarak birbirlerine stn
gelmilerdir. stanbulun 1453te fethedilmesi karsnda akna dnen Hristiyan
dnyas yaklak krk yl sonra Endlsteki son Mslman devlet olan Ben
Ahmerin hkimiyetine son verince bunu bir rvan, stanbulun fethine kar bir
zafer olarak deerlendirmitir. 33
lk fetihlerin akabinde iki corafyada da herkese tannan zgrlk ortamnda
yerli halk slmn cazibesine kaplarak Mslmanlar gibi yaamaya ve youn bir
ekilde din deitirmeye balaynca bundan rahatsz olan Hristiyan din adamlar
Mslmanlamann nne gemek iin bir takm faaliyetlere giritiler. Nitekim
Endlste VIII. yzylda Kurtubal Alvaro bilhassa Hristiyan genlerin kendi
kutsal kitaplarn, papazlarnn eserlerini brakp Mslmanlarn eserlerine ve
Arapaya ynelmelerinden duyduu rahatszl dile getirmitir. Bu yneliin
nne gemek iin de Hristiyan fedai hareketi balatlarak Mslmanlara kar
nefret oluturulmaya allmtr.34 Ayn ekilde Osmanllar dneminde de
Mslman Trklerin yaam biimlerinin ve tekine davranlarnn ekicilii,
Balkan Hristiyanlar arasnda tedirginlik yaratmtr. Nitekim Kurtubal
Alvarodan yaklak yedi yz elli yl sonra 1508de Konstantniyyeli Janus Laskaris,
Batnn Balkanlardaki Hristiyanlar kurtarmamas hlinde gelecekte kitlesel din
deitirmeler olacandan korktuunu ifade etmi ve Osmanlya kar Hal
Seferi dzenlenmesi iin youn aba sarf etmitir.35

31 Ayn ekilde Orta Asyada uzun yllar Ortodoks Rus hkimiyetinde kalan Mslmanlarn yine yaadklar
pek ok skntya ramen mill ve din kimliklerini kaybetmemi olmalar da dikkat ekicidir.
32 Fatih Dalgal, Rum-ilinin Fethi ve Ulus Devlet Anlaynn Getirdikleri, s. 43-48.
33 Fatih Dalgal, Rum-linin Fethi ve Ulus Devlet Anlaynn Getirdikleri, s. 43-48; zlem Kumrular,
Trk Korkusu, stanbul Doan Kitap, 2008, s. 24.
34 Mehmet zdemir, spanya Krallnn XVI. Yzylda Endls Mslmanlarn Hristiyanlatrma
Politikas (I), Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, 1996, c. 35, s. 243-284.
35 zlem Kumrular, Trk Korkusu, s. 349.

305
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

2. Endlste ve Balkanlarda Bir Arada Yaama Tecrbesi: tekine Bak


berya Yarmadasnda Mslmanlardan nce ve sonra hkm srenler ve onlarn
hkimiyetinde bulunan topluluklar, Avrupann Orta ann karanln
yaadlar. Dolaysyla yarmadada bask ve zulmlerden dolay halkn huzuru
kat, toplumun dzeni bozuldu. slmdan evvel berya Yarmadasnda hkm
sren Vizigotlar, nce kendi mezhepleri olan Arianizmi halka dayattlar. Ardndan
onu terk edip Katoliklie getikten sonra da tekilere hayat hakk tanmadlar.
slmn hkimiyetinin ardndan yarmaday geri alma gayesi gden Reconquista
srecinde ve sonrasnda Kastilya ve Aragon krallklar teki olarak grdkleri
Mslmanlar ve Yahudileri ya din deitirmeye ya da lkeyi terk etmeye
zorladlar. Din deitirenleri de samimiyetsizlikle sulamak suretiyle imha etmeye
devam ettiler. Bu kin ve nefret, tarih literatrnde Morisko36 ve Conversos/
Marrano37 gibi bir takm kavramlarn kullanlmasna sebep oldu.38
Balkanlara gelince, Osmanldan nce blgede genel olarak Bizans
mparatorluunun idare tarz bozulmu, asayi kaybolmu, keyf vergiler
halk canndan bezdiriyordu.39 Farkl din mensuplarna ynelik dmanca ve
dlayc bir tutum sergileniyordu. teki dinlere ve onlarn din adamlarna sayg
gsterilmiyordu. Dier din mensuplar -Ortodokslar dhil- Katolik Kilisesi
tarafndan aforoz ediliyordu. Katolik olan Latinler ve Macarlar, Ortodokslar
Rafz sayarak onlardan nefret ediyor ve onlar iddetle, baskyla Katolikletirmeye
alyorlard. Ortodoks Kilisesi de kendine gre tekine kar ayn tutumu
srdryordu. Zira Yunan Ortodoks Kilisesince sadece kendi mensuplarnn
kurtulua erecei fikri savunuluyordu.40
Balkanlar bu hldeyken Mslman Trkler, yarmadada fetih hareketlerine
giritiler. Orhan Gazinin olu Sleyman Paa idaresindeki Osmanllar Rumelideki
ilk fetihler esnasnda yerli halka iyi muamele ettiler, onlar incitmediler.
zellikle Hristiyan kyller himaye edilerek mahall Hristiyan derebeyleri saf

36 Morisko, Grnta dtkten (1492) sonra, Hristiyan ynetiminde yaamak durumunda kalan gizli
Mslmanlara verilen isimdir. Mehmet zdemir, Endls Mslmanlar, I, s. 208. Cervantes spanya
topraklarndaki Moriskolar, bir annenin karnnda bulunan ylana benzetir. bilgisini veren Kumrular,
spanyadan kovulan Moriskolarn, Haedo tarafndan iki snfa ayrldn Granada ve Endlsten
gelenlerin mudejar, Aragon, Valencia ve Katalonyadan gelenlerin ise tagarin diye adlandrldklarn
aktarr. zlem Kumrular, Trk Korkusu, s. 55, 259. Geni bilgi iin Bkz. Mehmet zdemir, Moriskolar,
DA, 2005, c. 30, s. 288-291.
37 spanyada Hristiyanl kabul eden ya da etmi grnen Yahudilere verilen addr. Mehmet zdemir,
Endls Mslmanlar, I, s. 210; zlem Kumrular, Trk Korkusu, s. 378.
38 1492den sonra spanyada isteyerek ya da istemeyerek Hristiyanlk dinine geenler btn Mslmanlar
Morisco diye isimlendirilmitir. Yine bu insanlar iin Moros, Aljamas, cristianos nuevos, conversos ve
tornados isimleri de kullanlmtr. Mehmet zdemir, Osmanl Endls Mslmanlarna Yardm Etmedi
mi? slm Aratrmalar Dergisi, 1999, XII/ 34, s. 283296.
39 Marshall G. S. Hodgson, slmn Serveni, II, s. 467; Zekeriya Yldz, Gemiten Gnmze Bosna Hersek,
s. 88.
40 Halil nalck, Rumeli, s. 232-235; Qani Nesimi, Bitola Sicillerine Gre Osmanl Devletinin
Himayesinde Bulunan Makedonya Hristiyanlarnn Din Hrriyeti, Milel ve Nihal, cilt 9, say, 2,
stanbul, 2013, s. 37-54.

306
ki Yarmadada Yarm Kalm Bir Serven

d brakld. Ortodoks Kilisesi korundu ve kendilerine kolaylklar saland.41


Osmanlnn blgeye getirdii yeni dzen, eski feodal sistemden daha stn
olduu iin halk Osmanlya mukavemet gstermedi, aksine onlara meylederek
kendileriyle ittifak kurdu.42 Hatta Balkanlarda yaayan Ortodokslar Katolik
Kilisesinin hkimiyetinde olmaktansa Trklerle olmay tercih ettiler.43 Aslnda
onlar byle bir tercihte bulunmakla Katoliklerin basksndan ve feodalitenin ar
vergi yknden kurtularak dillerini, dinlerini ve kimliklerini koruma imknna
kavumulard.44
lk fetihler srasnda sergilenen bu davran biimi, sonraki dnemlerde de
srdrlerek sistemletirilmitir. Nitekim Mslman Osmanl kendi snrlar
dhilindeki ehl-i kitap mensuplarna zmm stats vererek onlarn gvenli
bir ortamda yaamalarna imkn tanm, karlnda da kendilerine bir takm
sorumluluklar yklemitir. Bylece onlar, dlanmas ve bask altna alnmas
gereken teki bir unsur olarak grlmemi, aksine Osmanl tabiiyetine gemi
bir halk olarak kabul edilmilerdir.45 Yani Osmanlda tekine kar hogrl
davranmak esas olmu, toplumlarda farkl inan mensuplarna kar gelitirilen
olumsuz tutumun en kat ekli olan dlayclk reddedilmitir. Bylece
Osmanllar Avrupaya kltrel oulculuu getirmi, kapsaycl n plana
karmlardr.46
Osmanllar Balkan halklarnn bir arada, zgrce ve gven iinde yaamalarn
temin etmitir. Bunun btn taraflar asndan asker iktisad, sosyal ve kltrel
sonular olmutur. Dolaysyla tesis edilen ortam blgede yaayan farkl deerlere
sahip olan halklarn ortak miras olarak grlmelidir. Ancak burada en etkin
rol Osmanllar tarafndan icra edilmitir. Osmanl tarafndan Balkanlarda
oluturulan bu hogr ortam, din, meden ve kltrel oulculuk Allahn
kelam Kuran- Kerimin ilkelerine ve Hz. Muhammed (a.s.)in uygulama ve
telkinlerine dayanmtr. Bu din temel, blgedeki uygulamalarda net bir ekilde
kendini gstermi ve aksine icraat yapanlar hakknda ilgili belgelerin sonuna
kanuna ve eriata aykr olanlar cezalandrlr cmlesi eklenmitir.47

41 Halil nalck, Rumeli, s. 232-235.


42 Halil nalck, Rumeli, s. 232-235; Hatice Akn, Hatice etin, Osmanl Millet Sisteminin Balkanlarda
Etnik Kimliklerin Olumasndaki Rol, Balkanlarda slam Medeniyeti Uluslararas nc Sempozyum
Teblileri, Bkre 1-5 Kasm 2006, stanbul, 2011, s. 51-66.
43 Qani Nesimi, Bitola Sicillerine Gre Osmanl Devletinin Himayesinde Bulunan Makedonya
Hristiyanlarnn Din Hrriyeti, s. 37-54.
44 Hatice Akn, Hatice etin, Osmanl Millet Sisteminin Balkanlarda Etnik Kimliklerin Olumasndaki
Rol, s. 51-66.
45 Agop Garabedyan-Rumyana Komsalova, Osmanl Devletinin Dhil Siyasetinde Millet Sistemi,
Balkanlarda slam Medeniyeti Uluslararas nc Sempozyum Teblileri, Bkre 1-5 Kasm 2006, stanbul,
2011, s. 403-411.
46 Qani Nesimi, Bitola Sicillerine Gre Osmanl Devletinin Himayesinde Bulunan Makedonya
Hristiyanlarnn Din Hrriyeti, s. 37-54. Balkanlarda Hristiyan ve Yahudilerle onlarn mabetlerine,
eskimise tamirine, ihtiya varsa yenilerinin inasna izin veren, din ve ictima hayatlarna dair olumlu,
koruyucu ve kollayc fermanlar, fetvalar ve belgeler iin bkz. Qani Nesimi, Bitola Sicillerine Gre
Osmanl Devletinin Himayesinde Bulunan Makedonya Hristiyanlarnn Din Hrriyeti, s. 37-54.
47 Qani Nesimi, Bitola Sicillerine Gre Osmanl Devletinin Himayesinde Bulunan Makedonya
Hristiyanlarnn Din Hrriyeti, s. 37-54.

307
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

teki olarak grlen dier inan mensuplaryla bir arada yaama


tecrbesi asndan Mslmanlarn tarihi, Avrupa Hristiyanlk tarihiyle
karlatrlamayacak kadar zengin rneklerle doludur. Nitekim Hz. Peygamber
dneminde balayan, Hulef-i Ridn, Emev, Abbs, Seluklu ve Osmanllarla
devam eden din, siyas, iktisad ve itima ilikileri ieren bir arada yaama
olgusu Endlste de ok bariz bir ekilde ortaya konulmutur. slmdan nce
M. VI. Yzyln banda spanyaya hkim olan Vizigotlar Arian mezhebine
mensup iken halkn ounluu Katolikti. Yahudiler ise aznlktayd. Katolikler
tarafndan sapk olarak deerlendirilen Arian Vizigotlar, onlara ve dier inan
gruplarna hogrl davrandlar. Ancak Vizigotlar, VI. yzyln sonlarna doru
kendi mezheplerini terk edip Katolik mezhebine (Hristiyanla) girince toleransl
tutumlar sona erdi ve spanyada siyas, din ve sosyal alardan olumsuz gelimeler
yaand. nce eski mezhepdalarna, ardndan Yahudilere bask uygulamaya
baladlar. M. 694de alnan bir kararla Yahudilere hayat hakk bile tanmadlar.
Ancak M. 711den itibaren bu corafyada tarihin ak deiti. Mslmanlar bu
topraklar fethedince dier din mensuplarna hogrl davrandlar ve Yahudileri
daha nce srlerek karldklar ehirlere yeniden yerletirdiler.48
Ortaadaki krallklarda birok unsur, gl bir otorite altnda birleerek
devlet yaplanmas gerekletirildii iin o zamanlarda millet49 bilincinin olmas
gerekmemi, ayn din inanca sahip olmak birlii salamaya yetmitir.50 Bu
anlamda Osmanlnn uygulamas da olduka dikkat ekicidir. Zira Osmanl
toplumu Mslman ve gayrimslim olmak zere iki unsurdan olumutu. Bu
snflandrma din faktrne dayanyordu, dolaysyla insanlar inanlarna gre
eitli milletlere ayrlmt. Yani Osmanlda rka deil inanca dayal olan millet
anlay51 gelitirilmiti. Anadolu ve Balkanlarda yaayan btn Ortodokslar,
ulus fark gzetilmeksizin Fener-Rum Ortodoks Patrikhanesie balanmlard.
Osmanl bu uygulamayla Balkanlardaki btn Hristiyanlar denetimi altndaki
tek bir merkezden yrtme imkn elde etmi oluyordu.52

48 Mehmet zdemir, Endlste Birlikte Yaama Tecrbesi zerine Baz Mlahazalar (VIII-XI. Yzyllar
Aras), slm ve Demokrasi Kutlu Duum Sempozyumu 1998, Ankara 1999, s. 85-93; smail Hakk
Ateken, slm Tarihinde Birarada Yaama Tecrbesi (Asr- Saadet ve Endls rnei) , STEM, Say
14, 2009, s. 41-59.
49 Millet kelimesi XIX. Yzyl balarna kadar nadiren kullanlmtr. Osmanlda da Tanzimatla
birlikte kullanlmaya balanmtr. Osmanllar gayr-i Mslmler iin cemaat, taife, yabanc uyruklu
gayrimslimler iin de harb ya da mstemen ifadeleri kullanlmtr. Agop Garabedyan-Rumyana
Komsalova, Osmanl Devletinin Dhil Siyasetinde Millet Sistemi, s. 403-407.
50 Hatice Akn, Hatice etin, Osmanl Millet Sisteminin Balkanlarda Etnik Kimliklerin Olumasndaki
Rol, s. 51-66.
51 Osmanl millet sisteminin, Fatihin stanbulu fethinin ardndan Ortodoks Kilisesine, Rum milletini temsil
etme hakk tanmas zerine kurulduu kabul edilir. Benzer durum daha sonra Yahudi ve Ermeni cemaatler
iin de sz konusu olmutur. Millet sistemi, belli bal topraklarla snrl olmayp belli dinlere mensup
olan gayr-i Mslimlerin Osmanl devleti bnyesinde rgtlenmesini amalamt. Tanzimat dneminde
yeniden dzenlenen millet sisteminin asl amac Osmanl Devletinin btnln zedelemeyecek bir
dzenin kurulmasn salamakt. Bu sistem, baz aratrmaclar tarafndan gayr-i Mslimlerin geliimini
snrlam kabul edilse de onlarn Osmanlnn sosyal bnyesine entegrasyonunu salam ve zelliklerini
koruyarak modern anlamda milletlemelerini temin etmitir. Agop Garabedyan-Rumyana Komsalova,
Osmanl Devletinin Dhil Siyasetinde Millet Sistemi, s. 403-411.
52 Osmanl hkimiyetinde yaayan gayr-i Mslimlerin ounluu Ortodoks ve Gregoryen Ermenilerden

308
ki Yarmadada Yarm Kalm Bir Serven

Mslman Araplarn Endlste, Mslman Trklerin de Balkanlarda


gerekletirdikleri ve farkl unsurlarn bir arada yaamalarn salayan uygulamalar
ve ortaya kard sonular nemli lde benzerlikler arz etmektedir. Nitekim
Endlste slm ncesi dnemin taassuba dayal anlaynn yerine hogr ve
zgrlk bir din anlay getirilince din deitirerek slma girenlerin yan sra
kendi dinlerinde kalp da Mslmanlar gibi giyinen, onlar gibi yaayan ksacas
Mslmanlar taklit eden yeni bir zmre ortaya kmtr. Bunlara Araplam
Hristiyanlar anlamna gelen Mustaribler/Mozarabes denilmitir.53 Balkanlarda
da gerek ehirlerde gerekse kylerde Trklerle uzun yllar bir arada yaayan Balkan
halklar, hem Osmanlnn uygulamalarnn hem de Osmanl yksek kltrnn
saygn bir kltr olarak grlmesinin sonucunda Mslman Trkleri taklide
ynelmilerdir.54 Fakat bir sre sonra deien artlar, toplumdaki farkllklar n
plana kararak uzlama yerine atmay ne karm ve her iki corafyada da
paralanmalar ve geri ekilmeler yaanmtr.

3. Paralanma-Geri ekilme Sreci, Sebepleri, Sonular


Endlsl Mslmanlar, berya Yarmadasnda Hristiyan spanyollarla
mcadele ederken Osmanllar Balkanlarda yine Hristiyanlara kar bir faaliyet
yrtyordu. Osmanllar ve spanyollar birbirleriyle dorudan muhatap
olmadklar bu dnemde aslnda yekdierini hesaba katarak mcadelelerini
planlyorlard. Uzun vadede bu glerin birbiriyle karlamalar kanlmaz
olacakt. Reconquistay gerekletirerek Endlsteki slm hkimiyetine son
vermi spanyol Hristiyanlarla, Balkanlarda Hristiyanlar idaresi altna alm
olan Mslman Trklerin Akdenizde kar karya gelmek ve birbiriyle kyasya
mcadele etmek durumunda kalmalar da tarihin garip bir cilvesi olsa gerek.
Osmanl ve spanyol devletlerinin tarihinde kutsal sava belirleyici rol
oynamtr.55 Osmanllar gaza ruhuyla yeni lkeler fethetmi. spanyollar ise
reconquistay hal kimliiyle ve Avrupann dier Hristiyanlarnn ve Papann
nclk ettii Hal desteiyle gerekletirmiti.56

oluan Hristiyanlard. Bunlardan daha az olmak zere Katolik ve Yahudiler de Osmanl tebaas ierisinde
yer almaktayd. olak, 313-331;Kamil olak-Numan Elibol, Balkanlarda Birlikte Yaama Tecrbesi:
Rusuk rnei, 1657-1700, Balkanlarda slam Medeniyeti Uluslararas nc Sempozyum Teblileri,
Bkre 1-5 Kasm 2006, stanbul, 2011, s. 313-331.
53 Mehmet zdemir, Endls Mslmanlar, I, s. 34-35.
54 Halil nalck, Trkler ve Balkanlar, s. 20-44.
55 zlem Kumrular, Trk Korkusu, s. 24.
56 Osmanl arivlerinde yer alan bir belgede bu hususa ak bir ekilde temas edilmektedir. Bu belgede yer
alan bilgilere gre Kurtubada kurulan bir mektep, Frank kralnn ve Katolik papazlarn ilgisini ekmi,
oraya renciler gnderilmi hatta bu okul rnek alnarak Tur ehrinde bir feylesof mektebi almtr.
Bu durum Papann itibarn sarsm o da itibarn korumak iin Mslmanlara kar hal seferi
dzenlenmesine nclk etmitir. BOA, Dosya No :55 Gmlek No :67 Fon Kodu :Y..PRK.AZJ. Srf
bu sebepten dolay bir hal seferi dzenlenmesinin akl bir gerekesi olmad muhakkaktr. Belki yle
demek daha dorudur: Dier faktrlerin yan sra byle bir gereke de Mslmanlara kar Hal seferi

309
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Osmanllar, Balkanlarda elde ettikleri zaferlerle Avrupa ilerine doru


yerlemeye baladklar srada yine Avrupann en batsnda berya Yarmadasndaki
son Mslman devlet (Ben Ahmer/Grnata Sultanl) Endlste var olma,
ayakta kalma mcadelesi veriyordu. spanyada bunlar yaanrken Osmanllarn,
Balkanlar fethetmesiyle birlikte slm Avrupay yeniden etkisi altna alyordu.57
Ama bir sre sonra slmn ve Trklerin Avrupadan hatta Anadoludan
karlmalarna ynelik iki aamal plan iin faaliyetler yrtlmeye baland.58
Ayn ekilde beryadaki slm hkimiyetini sona erdiren Kastilya kraliesinin
kendisinden sonrakilere Kuzey Afrikann, Mslmanlardan geri alnmasn
hedef olarak gstermi olmasndan da anlalyor ki reconquista da iki aamadan
oluuyordu. Birinci aama berya Yarmadasnn geri alnmasn, ikinci aama ise
Kuzey Afrikann ele geirilmesini iermekteydi. Bu mcadelede iki byk mabet
zerinden nemli bir faaliyet yrtld de dikkatlerden kamamaktadr. Zira
Kurtubay Mslmanlardan geri alan Hristiyanlar, Kurtuba Ulu Camiinin
bir blmn ykarak caminin tam merkezine ha eklinde bir katedral ina
etmilerdir. Bu durum, douda Ayasofyann kubbesine han rekzi59 meselesine
tekabl etmektedir.60
Mslmanlar gerek Endlste gerekse Balkanlarda srekli olarak
vatanlarn kaybetme duygusuyla yaadlar.61 berya Yarmadasndakiler
1492de Balkanlardakiler de 93 harbinde ve Birinci Dnya Savanda yurtlarn
kaybettiler. Trk tarihinde 93 Harbi diye anlan 1877-1878 Osmanl-Rus
Savanda bir buuk milyon Trk yerlerinden yurtlarndan gmek zorunda
kald, on binlercesi katledildi. 93 Harbi sonrasnda Balkanlarda kaybedilen
topraklardaki Mslmanlar iin Osmanlnn elinde kalan Makedonyada yeni
yerleim yerleri kuruldu.62 Balkan Savalar sonunda Osmanl Balkanlarndaki
Mslmanlarn byk bir ksm ya ldrlm ya da srgn edilmitir. 1912-1920
yllar arasnda 414.000 Mslman Anadoluya ve Dou Trakyaya g etmitir.

dzenlenmesinin sebepleri arasnda yer alm olabilir.


57 Rza Kurtulu, Avrupa/Ktada slmiyet, DA, stanbul 1991, c. IV, s. 151-159.
58 ark Meselesi diye isimlendirilen bu plan her ne kadar baz tarihilere gre Osmanl mparatorluunun
paralanmasyla sonlanm kabul edilse de baka tarihiler Osmanl mparatorluunun yklmasnn
meselenin birinci perdesini tekil ettiini, ark meselesinin ikinci perdesinin ise Anadolunun Trklerin
elinden alnmas olduunu kaydederler. Kemal Beydilli, ark Meselesi, DA, c. 38, s. 352-357.
59 Ha dikilmesi.
60 Ayasofyaya yeniden Han dikilmesi idealiyle ilgili olarak bkz. Kemal Beydilli, ark Meselesi, s. 352-
357.
61 Nizamettin Parlak, Endlsn k Ben Ahmerde Darbeler ve syanlar, stanbul, Hikmet Yaynlar,
2014, s. 213-214.
62 Bu konuyla ilgili olarak Mehmet Yetigin William Haleden naklen u bilgileri vermektedir: William
Halenin tespitlerine gre Krm, Kafkaslar ve Balkanlarda Osmanlnn ekilme srecinde bir yandan
Rus ordular tarafndan dier yandan yerli Hristiyan halklar tarafndan milyonlarca Trk ve Mslman
ldrlmtr. 1827 ile 1922 yllar arasnda Yunanistan, Krm, Kafkaslar ve Balkanlarda 5.000.000
Mslman ldrlmtr. 5.400.000 Mslman ise yerlerinden yurtlarndan edilmi ve Osmanl
mparatorluunun dier blgelerine iltica etmek zorunda braklmlardr. Mehmet Yetigin, Osmanl
Son Dneminde Balkanlardaki Olaylarn Blgedeki Trk ve Mslman Halk zerindeki etkileri Trk
Tarihinde Balkanlar, Sakarya niversitesi, c II, s. 859-893.

310
ki Yarmadada Yarm Kalm Bir Serven

399.000 kii ise Trk-Yunan nfus mbadelesi sonucu yer deitirmitir. Osmanl
Balkanlarndaki Mslman halkn % 27si yani 632.000 kii ise ldrlmtr.63
Ayn ekilde beryann dier kesimlerinde igale ve etnik temizlie maruz
kalan Endlsllerin sna Yarmadann gneyinde Mslmanlarn elinde
kalan son toprak paras yani Ben Ahmer/Grnata Sultanl olmutur. Balkan
Mslmanlar zor artlarda ve gayrimslim devlet snrlar dhilinde de olsa
varlklarn devam ettirmektedirler. Ancak Endlsller byle bir imkna sahip
olamamlardr.
Mslmanlarn g kaybederek berya Yarmadasnn kuzeyinden
ekilmesinin ardndan kuzeydeki Hristiyan krallklar ele geirdikleri topraklar
paylama konusunda birbirleriyle savaa tututular. Ama kritik dnemlerde g
birlii yapmay da baarabildiler. Mesela 1469da Kastilya kraliesi zabella ile
Aragon kral Ferdinandn evlenmesiyle Kastilya ve Aragon krallklar birlemi ve
Endlse son darbeyi vuran Grnata kuatmasyla yarmadadaki son Mslman
devlet yklmtr.64 Benzer bir durum Balkanlarda da sz konusu olmu, zellikle
Osmanlnn blgeden ekilmesinden sonra miras kalan topraklarn paylalmas
iin Balkan milletleri birbiriyle savamlar ama gerektiinde g birlii
yapabilmilerdir.65
Endlsn knden sonra Hristiyan hkimiyetinde yaamak zorunda
kalan Mslmanlar, antlamalarla kendilerine tannan zgrlklere ramen bir
sre sonra ya Hristiyan olmak ya da geldikleri topraklara yani Kuzey Afrikaya
gmek zorunda brakldlar.66 Osmanlnn Balkanlardan ekilmesinden sonra
da benzer bir durum yaand. zellikle XIX ve XX. yzyllarda blgede yaanan
Rus istilalar ve yeni kurulan Balkan devletleri bask ve hatta etnik temizlik
faaliyetleriyle Mslmanlar ortadan kaldrma abas ierisine girdiler. Bunun
sonucunda yz binlerce Mslman ya soy krmlara maruz kalarak katledildi ya
da geldikleri yere; Anadoluya g etmek zorunda brakldlar.67
1830da zerk olan Srbistan, Mslmanlarn bir ksmna lkede kalma
imkn tanrken bir ksmna da bu topraklar terk etmeleri iin bir yl sre verdi,
akabinde de onlara ynelik kartma politikas uygulamaya balad.68 Endlste
de Ocak 1492de imzalanan antlamayla Grnata dt. Burada da Endlsle
Balkanlarn kaderinin kesitiini grmek mmkndr. Zira bir sre sonra Grnata

63 Yetigin, s. 859-893. 1894 Osmanl nfus saymna gre o tarihte Balkanlarda yaayan Mslman says
yaklak olarak 2.500.000 civarndadr. Kemal H. Karpattan naklen Halil nalck, Osmanl Dneminde
Balkanlar Tarihi zerinde Yeni Aratrmalar, GAMER, I, 1, 2012, s. 1-10.
64 Marshall G. S. Hodgson, slmn Serveni, II, s. 34; Mehmet zdemir, Endls Mslmanlar, c. I, s. 191.
65 Bkz. Kemal Beydilli, ark Meselesi, DA, c. 38, s. 352-357. Bulgarlar Trakyay, Yunanllar Epir, Ege
Adalar ve Giriti, Srplar Bosna Herseki, Karadallar Kuzey Arnavutluu ele geirmek istiyorlard. Ayrca
hepsinin birden gzn diktii yer ise Makedonyayd. Yetigin, s. 859-893.
66 gvercin
67 Bir Batl devlet adam bu durumu adrlaryla geldiler, adrlarn toplayp gidiyorlar eklinde
deerlendirmitir. nalck, Trkler ve Balkanlar, s. 20-44.
68 Zekeriya Yldz, Gemiten Gnmze Bosna Hersek, s. 56-57.

311
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Anlamas askya alnd. Mslmanlara ve Yahudilere lkeyi terk etmeleri ya da


Hristiyan olmalar iin bir sre verildi, bu emre uymayanlarn yarglanmadan
idam edilecekleri duyuruldu. Tannan srenin dolmasyla da ikenceler ve katliam
balad. Osmanl Sultan II. Beyazt, zel gemilerle Yahudileri, imparatorluk
topraklarna tad.69 Bu dnemde getirilen Yahudilerden byk bir ksm bata
Avlona ve Selanik olmak zere Balkan Yarmadasna iskn edildiler.70
Sonu olarak Mslmanlar birbirine benzeyen ya da birbirinden farkllk
arz eden ynleriyle Avrupann hem dousunda hem de batsnda yerlemi,
yurt edinmi ve uzun sre yaamlardr. zellikle Endlste Mslmanlarn
birbirleriyle zaman zaman atm olmalarna ramen her iki corafyada da
dier din mensuplarn asimile etmeden birlikte yaamann mmkn olduunu
gstermilerdir.
Osmanlnn Balkanlarda izledii strateji, Trklerin Anadoludaki varlklarn
devam ettirmelerinin teminat olmutur. Bu yzden gnmzde Trkiyenin
snrlar ierisinde Balkanlardan bir toprak parasnn (Trakya) bulunmakta
olmas nemsenmelidir. Dolaysyla son yllarda Bulgaristan ve Yunanistandaki
soyda ve dindalarmzla kurulmu olan ve olduka nem arz eden sosyal ve
kltrel balar en st seviyede yrtlmeye devam edilmelidir.

4. Endls ve Balkanlarn Benzerlikleri


zellikle son zamanlarda gerek tarihle uraanlar gerekse baka alanlarda
aratrma yapanlar arasnda Endlste ve Bosnada hatta farkl corafyalarda
yaananlar birbiriyle karlatrarak olaylar deerlendirme cihetine gidildii sk
sk grlmektedir.71
Genel olarak bakldnda slmn berya Yarmadasnda sekiz yz yllk,
Balkan Yarmadasnda da yaklak be yz yllk bir mevcudiyeti sz konusudur.
Tam da bu noktada ortaya kan kronolojik farkllk nem arz etmektedir. Nitekim
iki corafyada hayat bulan slm varlnn tarihsel dnemleri -yaklak te birlik
dnem hari- rtmemektedir. Kronoloji cetvelinde Endlsle Balkanlarn
sadece 1350-1500 yllar arasndaki yz elli yllk zaman diliminde ayn anda
Avrupa topraklarnda bulunduklar ve zamanlarnn kesitikleri grlmektedir.

69 Osmanlnn Endlse yardm iin bkz. Mehmet zdemir, Osmanl Endls Mslmanlarna Yardm
Etmedi mi? slm Aratrmalar Dergisi, 1999, XII/ 34, s. 283296.
70 zlem Kumrular, Trk Korkusu, 24-25; Hayriye Sleymanolu Yenisoy, Sefarat-92 Osmanllar
zamannda Balkanlarn Ekonomik ve Kltrel Gelimesinde Yahudilerin Katks, Makaleler, (Haz. Erhan
Sleymanolu), yy, 2015, s. 56.
71 Bkz. Durmu Hocaolu, Buras Bizim in Ya kinci Ergenekondur Ya kinci Endls (Mlkat), Trk
Yurdu, Devre: 7, Cilt: 26 (58)., Say: 232 (593), Aralk 2006, Ankara, s.20-36; Akif Emre Krm Aslnda
kinci Endls Oldu, Yeni afak Gazetesi, 1 Mart 2014; Feridun Bilgin, kinci Endls: Girit slm
Devletinin Kurulu ve Ykl Sreci (827-961),, History Studies, c. VI, say: 6, 2014, 1-16; Ycel Tanay,
Dou Trkistan kinci Endls Olmasn, yayn tarihi: 8 Ocak 2015, http://www.uyghurnet.org/12938/
06.10.2015.

312
ki Yarmadada Yarm Kalm Bir Serven

Bu tespit unun iin nemlidir: Karlatrlan iki husus arasnda ne kadar fazla
ortak nokta bulunursa yaplan kyaslama da o kadar salkl sonulara ulalmasn
salayacaktr.
Bu ortak yz elli yllk zaman gz nnde bulundurulduunda ayn ktada, ayn
zaman diliminde, ayn dine mensup insanlar, Avrupann iki ucunda bulunduklar
yerlerde var olma mcadelesi verdikleri grlmektedir. O hlde 1350den nceki
dnemle 1500lerden sonraki dnemleri ille de birbiriyle mukayese etmeye
alarak anlamaya uramak bizi doru sonulara gtrmeyebilir. nk
her tarih olayn zamannn, artlarnn, meydana geldii corafyann ve insan
yapsnn, kendine has zellikleri olduu gayet iyi bilinen bir husustur.
Buna ramen Balkanlarda ve beryadaki bir takm benzerlikler dikkat
ekmektedir. yle ki:
a. ki Yarmadann coraf artlar zellikle de Endlsteki son Mslman
devlet Ben Ahmer, dalk yaps bakmndan Balkanlarla dikkat ekici bir
ekilde benzemektedir. Bu durum baz nemli sonulara yol amtr. Mesela
Balkanlarn dalk bir blge olmas zellikle de bat kesimlerindeki sarp dalarn
blgeler aras geii zorlatrmasndan dolay toplumlar aras irtibat ve etkileim
zorlam, siyas bir btnlk salanamam, kltr, dil ve gelenekler ok farkl
bir ekilde gelimitir. Yani her blgede kendine has kltr, dil ve din gruplar
meydana gelmi72 ve birbirine karmadan, kendilerine has farkllklar koruyarak
varlklarn devam ettirmilerdir. 73 Aslnda bu durum, btn farkllklar ortadan
kaldrarak insanlar tek tipletirme dncesinde olanlar iin ciddi bir engel
olutururken Osmanl iin bir avantaj salamtr denebilir. nk Osmanllarn,
fethettikleri topraklarn insanlarn tek bir din ya da mezhep etrafnda toplama
gibi bir idealleri yoktu. Onlar herkesin kendi inan ve deerleriyle ama dier
unsurlarla da bar iinde yaamalar lksne sahiplerdi. Bu yzden bahsi geen
coraf zellikler Osmanlnn idealine hizmet etmitir denebilir. Ben Ahmerin
dalk yaps da zellikle yklmasyla sonulanan son byk sava srasnda
Mslmanlarn savunmalarn umulmadk bir ekilde uzatmalarna yardmc
olmutur.
b. Mslmanlar berya Yarmadasna ktklarnda buradaki Vizigot
Devletinin tahtna yeni oturtulmu ve kral ilan edilmi olan Rodrigo bulunuyordu.
nceki Kral Witizann oullaryla yeni kral arasnda taht kavgas yaanmaya
balamt. Rodrigoya kar Kuzey Afrikann Mslman valisinden yardm talep
edilmesi zerine harekete geen Trk b. Ziyd, Vizigot ordularn Vdi Lekke
Savanda malup edince (M. 711) artk bu yarmadada Mslmanlara kar
koyabilecek bir g kalmamt.74 Balkanlara ynelen Osmanllar da Edirneyi

72 DA, V, 25.
73 Mehmet Yetigin, Osmanl Son Dneminde Balkanlardaki Olaylarn Blgedeki Trk ve Mslman Halk
zerindeki etkileri Trk Tarihinde Balkanlar, Sakarya niversitesi, c II, s. 859-893. (860)
74 Mehmet zdemir, Endls Mslmanlar, c. I, s. 6, 15, 18.

313
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

aldktan sonra (M. 1361) o dnemde Osmanllar Balkanlarda durduracak


byk bir devlet olmadndan dolay fetihlerine devam etmilerdir.75 nk
Srp mparatorluu ve Bulgar arl paralanm, onlarn topraklar zerinde
birbiriyle mcadele eden kk devletler kurulmutu. in ilgin yan bu
devletler birbirlerine stnlk salamak amacyla Balkanlarda fethe girimi olan
Osmanllarla ittifak kurarak onun gcnden faydalanmay dnmlerdi. Bu
durum niha olarak Osmanllarn Balkanlardaki hkimiyet alann geniletmeleri
iin bir frsat oluturmutu.76
c. Endlsn slmdan nceki son yneticileri olan Vizigotlar, yerli halkn
mezhebi olan Katoliklie deil de Arianizm mezhebine mensuplard. Arianizmin
kurucusu Katoliklerce sapk kabul edilen Ariustu (256-336). Bunlar, Hz.
sann Tanrln, papazlarn Allah ile kul arasndaki aracln, Hz. Meryemin
kutsalln kabul etmiyorlard. Kendi grlerini halka dayatmaya balaynca
sonu alamayacaklarn grerek kendi mezheplerini terk ederek Katoliklie
getiler (M.586)77
Vizigotlarn mezhebi olan Arianizm gibi Balkanlardaki Bonaklarn
mezhebi olan Bogomilizm de Katoliklerden farkl zellikler tayordu. Mesela
Bogomiller Katolikler gibi teslise deil dualist bir inanca sahiptiler. Hz. sann
bir kadndan dnyaya geldiini kabul etmiyorlard. Bu yzden tpk Arianistler
gibi Hz. Meryeme tapnlmasn ve ona kutsallk atfedilmesini reddediyorlard.
Bogomiller, Hz. sann ikence grmediine ve lmediine inanyor, kiliselerdeki
resimleri putperestlik olarak kabul ediyorlard.78
ki yarmadada da gemite bir dnemde de olsa Hristiyanln ana
damarlarndan olan Katoliklikten farkl mezhep grlerinin yaam olmas
sonraki dnemlerde slmn bu topraklarda yaylmasn kolaylatran sebepler
arasnda yer alabilir. zellikle Katolik inancyla taban tabana zt grlere mensup
olan bu mezhep mensuplar hem beryada hem de Balkanlarda baskya maruz
kalm ve grlerini terk etmeye zorlanmlardr. Ancak slm hkimiyetinde
zellikle Bogomillerin elde ettikleri haklar onlarn slma ve Mslmanlara
meyletmelerine yol amtr.
d. slmn altn a olarak nitelenen VIII-X. yzyllarda bata Endls
olmak zere hkimiyet altna alnm blgelerde Pax Islamica (slam bar) tesis
edilmi, zellikle bilimsel, felsef, edeb ve mimar alanlarda nemli gelimeler
kaydedilmitir.79 Ayn ekilde Osmanl da btn Balkan Yarmadasna siyas

75 Halil nalck, Trkler ve Balkanlar, s. 20-44.


76 Halil nalck, Trkler ve Balkanlar, s. 20-44.
77 Mehmet zdemir, Endls Mslmanlar, c. I, s. 4-5.
78 smajil Hodzi, Bogomolizm ve Bosna-Hersek Bogomilleri, Baslmam Yksek Lisans Tezi, OM Sosyal
Bilimler Enstits, Samsun, 2007, s. 81, 83-85.
79 Ltfi eyban, Baty Aydnlatan Dou Gnei: slm, Derin Tarih Dergisi, say 2, Ekim 2012. (https://
www.academia.edu/12887937/BATIYI_AYDINLATAN_DOU GNE_ENDLS 19.09.2015)

314
ki Yarmadada Yarm Kalm Bir Serven

ve ticar btnlk kazandrm, buna da Pax Ottomanica (Osmanl bar)


denilmitir. Salanan bu ortamda ekonomi gelimi, zira retim artm,
toplumun refah seviyesi ykselmitir.80
e. Endlste Mslman halk, buraya g eden Arap ve Berberilerden
olumaktayd. Bunlara nc bir unsur olarak yerli halktan Mslman olanlar
da katld. Bu spanyol mhtedilere Mvelled ad verildi.81 Balkanlarda
da Osmanlnn fethinin ardndan yerli halktan slm seenlere -ok yaygn
olmamakla beraber- nev-Mslim ad verilmitir.82 Endlsn dnden
sonra baskyla din deitirmek zorunda kalan Mslmanlara Morisco adnn
verilmesinin yan sra eskiden beri Hristiyan olan halk ile karmasnlar diye
bunlara spanyol kaynaklarnda cristianos nuevos yani yeni Hristiyanlar
denilmesi de ilgin bir ayrntdr.83
f. Endlste de Balkanlarda da byk idealler arpmtr. Endlste
Mslmanlarn takip ettikleri politika, farkl din ve rk mensuplar arasnda
karlkl kltrel etkileim srecini dourmu, bu etkileim, blgenin
slmlamasna ve Araplamasna yol at gibi Endlsllk uurunun
olumasna da zemin hazrlamtr.84 Bunun karsnda ise reconquista ideali yer
almt. Bu ideal nih olarak berya Yarmadasndan Mslmanlar temizlemeyi
ve btn Yarmaday Katoliklik ats altnda toplamay amalamt.
Balkanlarda da benzer biri durum sz konusuydu. Osmanllar blgedeki
btn unsurlar birbirine anlayla ve hogryle davranan Osmanllk
kimliiyle birletirmiti. Osmanl millet sisteminin bir sonucu olarak ortaya
kan Osmanllk bir yaam tarz ve toplum dzeniydi ve gayr-i Mslimlerin
Osmanlnn sosyal bnyesine entegrasyonunu ve Osmanllamay salamt.85
Ancak onun karsnda da daha dar erevede ve tek bir etnik unsurun s
ideallerine kilitlenmi, tekini yok saymaya, gerekirse btnyle onu yok etmeye
dayal Byk Srbistan ideali gibi ulusalc faaliyetler yer almaktayd.86

80 Kemal H. Karpat, Balkanlar-Tarih, s. 28-32.


81 Mehmet zdemir, Endls Mslmanlar, I, s. 30. Mehmet zdemir, Mvellednun Endls Emevileri
Dneminde Kltrel Hayattaki yeri, Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, 1993, c. 34, s. 175-
208.
82 Halil nalck, Osmanl Dneminde Balkanlar Tarihi zerinde Yeni Aratrmalar, s. 1-10.
83 Mehmet zdemir, Moriskolar, DA, 2005, c. 30, s. 288-291.
84 Mehmet zdemir, Endlste Birlikte Yaama Tecrbesi zerine Baz Mlahazalar (VIII-XI. Yzyllar
Aras), slm ve Demokrasi Kutlu Doum Sempozyumu 1998, Ankara 1999, s. 85-93. zellikle X. yzylda
kaydedilen medeniyet ve kltr hamleleri Endls Batnn en mreffeh lkesi hline getirdi. Dolaysyla
Endlsller kendi lkeleri ve toplumlaryla gurur duyuyorlard. Agm. s. 85-93.
85 Agop Garabedyan-Rumyana Komsalova, Osmanl Devletinin Dhil Siyasetinde Millet Sistemi, s. 403-
411.
86 lber Ortayl, mparatorluun En Uzun Yzyl, stanbul, Hil Yayn, 1995, s. 53; Zekeriya Yldz, Gemiten
Gnmze Bosna Hersek, s. 131, 135-137, 165; Aliya zzetbegovi, Tarihe Tanklm, (Terc. Alev Erkilet
vd.), stanbul, Klasik Yay., 2003 (II. Bask), 109, s. 224-225.

315
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Sonu
slm, berya Yarmadasna Mslman Araplar ve Berberiler araclyla,
Balkanlara ise Mslman Trkler vastasyla yaylmtr. Ancak yaylma ekillerinde
ok temel bir farkllk vardr. yle ki berya, slm Arap ve Berberlerden oluan
ordularla tand. Ama Balkanlar, Osmanl ordularndan nce o blgede faaliyet
gsteren Alperen-Gazi derviler araclyla yani savamadan slmla muhatap
oldu.
beryada Mslmanlar arasnda yaanan anlamazlklar ve atmalar Balkanlar
fetheden unsurlar arasnda yaanmamtr. Ayrca Osmanlnn Balkanlarda
gerek isknla ilgili gerekse toprakla ilgili olarak uygulad sistem, yerli halkla
kaynamay ve onlar tarafndan kabullenilmeyi kolaylatrmtr. Balangta ve
deiik zamanlarda Endlste Mslmanlar arasnda yaanan atmalar belli
periyotlarda asgariye indirilebilmitir. Bunun sonucunda her iki corafyada da
farkl din ve rk mensuplar yzyllarca bir arada bar ierisinde yaamann gzel
rneklerini sergilemilerdir. Ancak Mslmanlarn gerek i atmalar gerekse
Mslman-Hristiyan mcadeleleri sonucunda hem berya Yarmadasndan hem
de Balkanlardan ekilmeleri sz konusu olmutur. Bunun sonucunda Endlste
olduu gibi Balkanlarda da Mslmanlar, katliama, srgne ve dlanmaya maruz
kalmtr. Yalnz iki corafyada yaananlar arasnda nemli bir farkllk vardr. O
da: Balkanlarda Mslmanlarn kurum ve kurulularyla varlklarn srdrmeye
devam etmeleridir.
Her iki corafyada Mslmanlarn, hkim olduklar dnemlerde
muhataplarna kar sergiledikleri davran biimiyle, Hristiyanlarn hkim
olduklar zaman dilimlerinde Mslman ve Yahudilere kar takndklar davran
ve tutumlar arasnda ciddi bir fark grlmektedir. Bunun en belirgin sebebi
zzetbegoviin de dedii gibi Avrupann, temel tasavvurlarn Ortaan kaba
okulunda ekillendirmesinden, tekini ve ona ait deerleri yok saymasndan
kaynaklanmaktadr. Endlsller ve Osmanllar ise fethettikleri topraklarda
karlatklar toplumlara Kuran ve snnetin genel erevesi ierisinde ll ve
olumlu davranmlardr.

316
ki Yarmadada Yarm Kalm Bir Serven

Kaynaka
AKIN, Hatice-Hatice etin, Osmanl Millet Sisteminin Balkanlarda Etnik Kimliklerin
Olumasndaki Rol, Balkanlarda slam Medeniyeti Uluslararas nc Sempozyum
Teblileri, Bkre 1-5 Kasm 2006, stanbul, 2011, s. 51-66.
ATEKEN, smail Hakk, slm Tarihinde Birarada Yaama Tecrbesi (Asr- Saadet ve
Endls rnei) , STEM, Say 14, 2009, s. 41-59.
BEYDLL, Kemal, Avrupa/tarih, DA, stanbul 1991, c. IV, s. 135-151.
BOA (Babakanlk Osmanl Arivi), Dosya No :55 Gmlek No :67 Fon Kodu: Y..PRK.
AZJ.
OLAK, Kamil -Numan Elibol, Balkanlarda Birlikte Yaama Tecrbesi: Rusuk
rnei, 1657-1700, Balkanlarda slam Medeniyeti Uluslararas nc Sempozyum
Teblileri, Bkre 1-5 Kasm 2006, stanbul, 2011, s. 313-331.
DALGALI, Fatih, Rum-linin Fethi ve Ulus Devlet anlaynn getirdikleri, 1453
Dergisi, say: 15, yy, 2012, s. 43-48.
DEMR, smet vd. (Haz.), Bosna-Hersekle lgili Ariv Belgeleri (1516-1919), Ankara 1992.
DEMRC, Mehmet, Balkan Mslmanlnda Gazi-Dervilerin Rolleri ve Sar Saltuk
rnei, Balkanlarda slm Medeniyeti Milletleraras Sempozyumu Teblileri, Sofya,
21-23 Nisan 2000, stanbul, 2002, s. 75-86.
EVLYA ELEB, Evliya elebi Seyahatnamesi, I-X, (Tb: Ahmet Cevdet), I. Bask,
Dersaadet, kdam Matbaas, 1314.
GARABEDYAN, Agop -Rumyana Komsalova, Osmanl Devletinin Dhil Siyasetinde
Millet Sistemi, Balkanlarda slam Medeniyeti Uluslararas nc Sempozyum
Teblileri, Bkre 1-5 Kasm 2006, stanbul, 2011, s. 403-411.
GASPIRALI, smail (Molla Abbs Fransev), Drrrhat Mslmnlar, Bahesaray,
1906.
GASPIRALI, smail, Gaspral Roman ve Hikyeleri Seilmi Eserleri I, (ner. Yavuz
Akpnar, B. Orak, N. Muradov), stanbul: tken Yay. 2014.
HALAOLU, Yusuf, Osmanl Devletinin Rumeli sknyla lgili Toponomik Bir
Deerlendirme, Balkanlarda slm Medeniyeti Milletleraras Sempozyumu Teblileri,
Sofya 21-23 Nisan 2000, stanbul, 2002, s. 3-9.
HAMDULLAH, Muhammed, Fethl Endels (spanya) fi hilafet-i Seyidina Osman-
Sene H. 27, slm Tetkikleri Enstits Dergisi, 1978, cilt: VII, say: 1-2, s. 221-226.
HODGSON, Marshall G. S., slmn Serveni, I-III, terc. Alp Eker vd. stanbul: z
Yaynclk, 1995.
HODZ, smajil, Bogomolizm ve Bosna-Hersek Bogomilleri, Baslmam Yksek Lisans
Tezi, OM Sosyal Bilimler Enstits, Samsun, 2007,
IZET, Metin, Arnavut Esnaf ve Tekkeler, Milel ve Nihal, cilt 9, say 2, 2012, s. 55-73.

317
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

BN BATTTA, bn Battta Seyahatnamesi, (ev. A. Sait Aykut), stanbul, Yap Kredi


Yaynlar, 2004.
BN HALDUN, Mukaddime, (terc. Halil Kendir), I-II, Ankara 2004.
BNL-KTYYE (. 367/977), Trih iftithil-Endelus, (tah. Abdullah Enis et-
Tabb), Lbnan-Beyrut 1415/1994.
NALCIK, Halil, Osmanl Dneminde Balkanlar Tarihi zerinde Yeni Aratrmalar,
GAMER, I, 1, 2012, s. 1-10.
NALCIK, Halil, Rumeli, DA, 2008, c. 35, s. 232-235.
NALCIK, Halil, Trkler ve Balkanlar, Bal-Tam Trklk Bilgisi, III, Prizren 2005, s.
20-44.
NALCIK, Halil, Fatih Devri zerinde Tetkikler ve Vesikalar I, Ankara, Trk Tarih
Kurumu Basmevi, 1954.
SEN, Mustafa, Bulgaristan Doumlu Trk airleri, Balkanlarda slm Medeniyeti
Milletleraras Sempozyumu Teblileri, Sofya 21-23 Nisan 2000, stanbul, 2002, s. 339-
345.
ZZETBEGOV, Aliya, Dou ve Bat Arasnda slam, (Terc. Salih aban), stanbul,
Nehir Yaynlar, 2004
ZZETBEGOV, Aliya, Tarihe Tanklm, (Terc. Alev Erkilet vd.), stanbul, Klasik
Yay., 2003 (II. Bask)
KADR, Adnan, Bosnadaki Fransisken Manastrlarnda Osmanl Kltr-Medeniyet
Mirasnn Kalntlarna Ksa Bir Bak Balkanlarda slm Medeniyeti Milletleraras
Sempozyumu Teblileri, Sofya 21-23 Nisan 2000, stanbul, 2002, s. 407-412.
KALELZADE, K. kr, Puvatye Muharebesi, stanbul Kanaat Ktphanesi, 1932.
KARPAT, Kemal H., Balkanlar-Tarih, DA, c. 5, s. 28-32.
KPRL, Fuad, lk Mutasavvflar, Ankara, Ankara niversitesi Basmevi, 1966.
KUMRULAR, zlem, Trk Korkusu, stanbul Doan Kitap, 2008.
KUPUSOV, Amina, Osmanl Ynetimi Zamannda Bosnada Mslman Erkek
simleri, Balkanlarda slm Medeniyeti Milletleraras Sempozyumu Teblileri, Sofya
21-23 Nisan 2000, stanbul, 2002, s. 381-387.
KURTULU, Rza, Avrupa/Ktada slmiyet, DA, stanbul 1991, c. IV, s.151-159.
LROLA, Jorge, Mstarib, DA, c. 32, 2006, s. 123-124.
NESM, Qani, Bitola Sicillerine Gre Osmanl Devletinin Himayesinde Bulunan
Makedonya Hristiyanlarnn Din Hrriyeti, Milel ve Nihal, cilt 9, say, 2, stanbul,
2013, s. 37-54.
OK, Tayyib, Sar Saltuka Ait Bir Fetva, Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi,
Ankara 1952, c. I, say: 1, s. 48-58.
ORTAYLI, lber, mparatorluun En Uzun Yzyl, stanbul, Hil Yayn, 1995.

318
ki Yarmadada Yarm Kalm Bir Serven

NGREN, Reat, Balkanlarn slmlamasnda Sflerin Rol, Balkanlarda slm


Medeniyeti Milletleraras Sempozyumu Teblileri, Sofya, 21-23 Nisan 2000, 2002, s.
47-74.
ZDEMR, Mehmet, Endlste Birlikte Yaama Tecrbesi zerine Baz Mlahazalar
(VIII-XI. Yzyllar Aras), slm ve Demokrasi Kutlu Doum Sempozyumu 1998,
Ankara 1999, s. 85-93.
ZDEMR, Mehmet, spanya Krallnn XVI. Yzylda Endls Mslmanlarn
Hristiyanlatrma Politikas (I), Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, 1996,
cilt 35, s. 243-284.
ZDEMR, Mehmet, Mvellednun Endls Emevileri Dneminde Kltrel
Hayattaki yeri, Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, 1993, c. 34, s. 175-
208.
ZDEMR, Mehmet, Osmanl Endls Mslmanlarna Yardm Etmedi mi? slm
Aratrmalar Dergisi, 1999, XII/ 34, s. 283296.
ZDEMR, Mehmet, Endls Mslmanlar, I-III, Ankara Trkiye Diyanet Vakf Yay.,
1994.
ZTUNA, Ylmaz, Devletler ve Hanedanlar III, Ankara, Kltr Bakanl Yay, 1990.
PARLAK, Nizamettin, Endlsn k Ben Ahmerde Darbeler ve syanlar, stanbul,
Hikmet Yaynlar, 2014.
EN, Serkan, Orta Asyann lk Trk-slm Metinlerinde Kadim Gelenekten slm
Dneme Din Algs: Trk Tanrsndan Tanrnn Trklerine Orta Asyada slm,
c. 2, Ankara-Trkistan 2012, s. 713-730.
TUNALI HLM, Makedonya: mazisi, hli, istikbali, (Osmanlca), 2. Bs, Kahire, 1326.
TRKAN, Ahmet, Makedonyada Bulgar ve Latin Kilisesinin Geliimi (Tunal Hilminin
Makedonya Risalesi) Milel ve Nihal, cilt 9, say, 2, stanbul, 2013, s. 135-141.
URAL, Seluk, Balkanlarn Din Motiflerinin Olumasnda Ohri ehrinin Yeri: Aziz
Kliment, Aziz Naum ve Sar Saltuk rnekleri, Trk Tarihinde Balkanlar, 2013, c.
I, s. 163-176.
YENSOY, Hayriye Sleymanolu, Sefarat-92 Osmanllar zamannda Balkanlarn
Ekonomik ve Kltrel Gelimesinde Yahudilerin Katks, Makaleler, (Haz. Erhan
Sleymanolu), yy, 2015.
YETGN, Mehmet, Osmanl Son Dneminde Balkanlardaki Olaylarn Blgedeki
Trk ve Mslman Halk zerindeki etkileri Trk Tarihinde Balkanlar, c II, s. 859-
893.
YETGN, Mehmet, Osmanl Son Dneminde Balkanlardaki Olaylarn Blgedeki
Trk ve Mslman Halk zerindeki etkileri Trk Tarihinde Balkanlar, Sakarya
niversitesi, c II, s. 859-893.
YILDIZ, Zekeriya, Gemiten Gnmze Bosna Hersek, stanbul, Yeni Asya Yaynlar,
1993.
YRKN, Yusuf Ziya, Bir Fetva Mnasebetiyle: Fetva Messesesi, Eb Suud Efendi
ve Sar Saltuk, Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, Ankara 1952, c. I, say:
II-III, s. 137-160.

319
Trk slam Kltrnn ve Sanatnn
Polonya Kltrne ve Sanatna Etkisi
ztrk EMIROLU
Do. Dr., Varova niversitesi arkiyat Fakltesi Trkoloji ve Orta Asya Halklar
Blm retim yesi, Yunus Emre Enstits Varova Mdr

zet
T
rkler, byk ounluu bin yldan daha uzun sredir slam
dinini benimsemi, Hristiyan (Gkouz), Musevi (Karay), a-
man (Yakutistan, uvaistan ve Sibiryann gneyindeki Trk
kkenli halklar) gibi farkl din ve inanlara gre kltr hayatlar
olan bir millettir. Bu millet, inden Balkanlara, Rusyadan Kuzey
Afrikaya geni bir corafyaya yaylm olup arlkl olarak slam
kltr ve medeniyeti dairesinde yaamaktadr. Mslman Trklerin
bin yl akndr gelitirdikleri Trk slam kltrnn ve medeniye-
tinin, Polonya kltrne etkileri bu yazda rnekleriyle btnlkl
bir ekilde ortaya konulmaya allacaktr.
Bir kltrn gcnn ltlerinden biri, baka kltrleri etkileme
boyutudur. Bu balamda Trk slam kltr ve medeniyeti, uzak ve
yakn corafyalarda pek ok kltr; din, dil, mimari, musiki, folk-
lor, mutfak, giyim kuam deerleri gibi ynlerden etkilemi ve etki-
lemeye de devam etmektedir. Ancak baka kltr ve medeniyetlere
ait deerlerden de etkilendii bir vakadr.

321
The Impact of Turkish Islamic Culture
and Art on the Culture and
Art of Poland

Summary
T urks are a nation which has mostly adopted Islam for more
than a millennium and also nations with different religions
and beliefs (Christians (Gagauzia), Jews (Karaites), Shaman
(Yakutia, Chuvashia and the nations south of Siberia of Turkish ori-
gin). This nation has expanded over a large geographical area from
China to the Balkans, from Russia to North Africa and mainly lives
in an environment of Islamic culture and civilization. The intention
of this paper is to manifest the influence of Turkish Islamic cultu-
re and civilization which have been developed for over a thousand
years by Moslem Turks on the culture of Poland in a holistic way
with examples.
One of the measures manifesting the power of a culture is the extent
it influences other cultures. In this context Turkish Islamic culture
and civilization have influenced cultures in far and near regions in
terms of values such as religion, language, architecture, music, folk-
lore, cuisine and clothing and continues to do so. However, it has
also been influenced by values from other cultures and civilizations.

322
Trk slam Kltrnn ve Sanatnn Polonya Kltrne ve Sanatna Etkisi

Giri
1. Din Ynnden Etkileme
slam dininin esaslar ynnden Trk kltr hayatnn, Hristiyan din deer-
leri erevesinde kltr hayat gelitirmi (Polonyallarn Hristiyanl kabul
966) Polonya toplumunu etkiledii veya ondan etkilendii sylenemez. Ancak
Polonyada yaayan Mslman Tatarlarn din ritellerinin Hristiyanlk unsurlar-
nn etkiledii bir gerektir. Fakat Trkiye Polonya balamnda din anlay, ibadet
ekilleri ynnden ne tek ne de ift tarafl bir etkiden sz edilemez.
Din mimari ynnden Mslman mimarlarn rettikleri yap teknikleri,
i-d dini ve sivil mimari ekilleri Polonyann bilhassa dini ve aristokrat sivil
mimarisini etkilemitir. Avrupa genelinde, Polonya zelinde slam sanatnn bile-
enleri olarak Trk, Fars ve Endls sanatn ncelikli olarak dnmek gerekir.
nk slam sanatnn Avrupaya etkisi, genelde Trk, Fars ve Endls Emevile-
rinin oluturduu sanat eserleri zerinden gereklemitir. slam sanat Avrupaya;
Ortaa, Rnesans, Barok ve Rokoko dnemlerinde sava ve bar zamanlarnda,
slam veya Mslman Dou sanat estetiini ve endstrisini gelitiren bata Trk-
ler ve Farslar olmak zere Trklerin egemenlii altnda yaayan Yunan ve Ermeni
ustalarn da katklaryla tanmtr.
Trk slam sanatndan geen mimari formlar Polonya Cumhuriyetinin g-
ney-bat topraklarnda XVII. ve XVIII. yzyl gney-dou Polonyasnda Lviv,
Lublin, Krakov, Zamojsc civarlarndaki dini ve sivil mimari yaplarda grmek
mmkndr. Gdansk, Torun, Malbork gibi kuzeyden gneye, doudan batya
ticari yollarn getii nemli ehirlerde Trk slam mimarisinde kullanlan oval
yap tekniklerini bilhassa Lvivdeki eserlerde daha bariz grmek mmkndr.
Din anlay ve ibadet ekilleri ynnden Trkiye Polonya balamnda do-
rudan etkilenme olmamsa da Trkede din ile ilgili kavramlar ilerinde yaayan
Mslman Tatarlarn da etkisiyle Leheye tanmtr. Gemi devirlerde Trk
slam kltrnde kullanlan aadaki dini kavramlar Lehede de kullanlmtr.

I.a. Dinle lgili Kelimeler


bayram bajram: Mslmanlarn kutsal gn ve Trklerde Ramazan aynn so-
nundaki birka gn eklinde aklanmaktadr. Eskiden yaz dilinde kullanlm
gnmzde kullanlmamaktadr.
dervi derwisz: Trkedeki anlamyla gnmzde de kullanlmaktadr.
ezan ezan: Sadece Trkoloji ve dier slam lkeleri zerine yazlan eserlerde
namaza ar olarak gemektedir. slam dinini bilmeyenler, ezan iin mezzin
ark sylyor, demektedirler. Ancak Iraktaki savala bu kelime yeniden gnlk
hayatta kullanlmaya baland.

323
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

gavur giaur: Mslmanlar tarafndan, Allaha inanmayanlar iin kullanlr.


Farsadan Trkeye getii kaydedilen bu kelimenin Leheye Osmanl Trkleri
tarafndan tand belirtilmektedir.1 Gnmzde de kullanlmaktadr.
hoca hoda: 1. Mslman toplumlarda, reten ve dini ibadetlerde nder-
lik yapan kimse. 2. Mslman Hintlilerde kast sisteminin en st kiisi. Bu keli-
menin de Farsadan Trkeye getii ve Osmanllar tarafndan Leheye tand
belirtilmektedir.2 Hl kullanlmaktadr.
ksmet kismet: Mslmanlkta her insann aln yazs, kiiye den pay.
Kelimenin Arapadan Trkeye geldii Trkeden Leheye getii kaydedilmek-
tedir.3 Gnmzde de kullanlmaktadr.
mes meszty: 1. Ayakkabnn iine giyilen topuksuz inceltilmi deriden ksa
izme. 2. nceltilmi deriden yaplm topuklu yumuak ayakkab. Hl yumuak
inceltilmi deriden kadn izmeleri iin kullanlmaktadr.
mescit meczet: Mslmanlarn topluca ibadet ettikleri ev. Arapadan Trk-
eye, Osmanllar araclyla da Leheye tand kaydedilmektedir.4 Trkedeki
hem cami hem de mescit karl kullanlmaktadr.
minare minaret: Trkedeki anlamyla hl kullanlmaktadr. Arapadan
Trkeye oradan da Leheye getii kaydedilmektedir.5
molla mua: Mslmanlara ibadette nderlik eden, nikahlarn kyan kii.
Kelimenin Arapadan Trkeye, Trkeden de Leheye getii kaydedilmekte-
dir.6 Gnmzde kullanlmamaktadr.
mezzin muezin: Mslmanlar ibadete aran kii. Arapadan Trkeye
Trkeden de Leheye getii kaynaklarda belirtilmektedir.7 Gnmzde kulla-
nlmaktadr.
mft mufti: slam lkelerinde dini kurallarn anlatan ve koruyan kii.
Szlklerde bu kelimenin dorudan doruya Arapadan Leheye geldii kayde-
dilmektedir.8 Ancak bize gre bu kelime de Trkeden Leheye gemitir.9 Gn-
mz Lehesinde de kullanlmaktadr.

1 Jan, Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, Panstwowe Wydawnictwo Naukowe,
Warszawa, 1980, s. 250.
2 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 283.
3 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 354.
4 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 462.
5 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 479.
6 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 496.
7 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 495.
8 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 495.
9 Nitekim bu kelimeler Leheye Trkeden gemitir. Bkz. W.P. Turek, Sownik Zapoycze Pochodzenia
Arabskiego w Polszczynie / Arapadan Leheye dn Gelen Kelimeler, s. 79.

324
Trk slam Kltrnn ve Sanatnn Polonya Kltrne ve Sanatna Etkisi

namaz namaz: Mslmanlarn gnde be defa yapt ibadet. Kelimenin


Farsadan Trkeye oradan da Leheye getii kaydedilmektedir.10 Sadece yazl
metinlerde gemekte konuma dilinde kullanlmamaktadr.
ramazan ramadan: Kelimenin Trkeden Leheye getii kaydedilmekte-
dir.11 Gnmzde sadece Mslmanlarn tuttuu oru ve ay iin kullanlmakta-
dr.
eyh szejk: Leheye girdii gnden beri Trkedeki anlamyla kullanlmak-
tadr.
tlbent turban: Mslman lkelerde ve Hindistanda kadnlarn ba rtle-
ri. Kelimenin Farsadan Trkeye oradan da Leheye getii kaydedilmektedir.12
Gnmzde, erkeklerin balarna rttkleri serpu anlamnda kullanlmaktadr.

II. Giyim Tarz Ynnden Etki


Trk slam giyim tarz, Balkanlar bata olmak zere Orta Avrupaya kadar ya-
ylmtr. Polonya, Trk giyim-kuam tarznn etkiledii lkelerden biridir. Trk
giyim tarznn Polonyada gelimesinde Osmanl, Tatar ve Karay Trklerinin
ynl rol vardr. Ayrca giyim-kuamdaki etkilenmenin iki lke arasndaki tica-
ret, diplomasi, sava ve bar ilikilerine paralel yrmediini vurgulamak lazm
gelir. nk XVII. yzylda Polonya ile Trkiye arasnda be kez dorudan sa-
valar yaand hlde, erkek kaftanlarnda Trk biim ve motif hkimiyetinin
yannda turguerier modas sz konusudur. Ayrca Polonyada XVII. yzyl er-
kek kyafetleri iin kostmolojide wiek kontuszow-kaftan devridenmesi de bu
etkinin kantdr. Kontu, Dounun bilhassa Osmanl Trk tarznn Polonyaya
etkisinin kantdr.13
Kostmolojide kaftanlar i ve d olmak zere iki eittir. kaftan genelde
sade kumalardan dikilirken d kaftanlarda genelde desenli kumalar tercih edilir.
Trk kaftanlarn kesim ve dikim bakmndan Avrupa kaftanlarndan ayran iki
nemli fark vardr:
1. Trk kaftanlar, vcut lsne uygun olarak omuz ile kolun birletii
noktadan biilir ve dikilir. Avrupa kaftanlarnda omuz dikii gs hizasndan
aada, kolun ortasna doru sarkk biimdedir.
2. Trk erkek kaftanlar genelde parasz kumatan ve arkas dikisiz olarak
tasarlanr. Bu nedenle giyildiinde dik durur. Avrupa erkek giysileri ise paral
kumatan ve kvrml ekilde tasarlanarak dikilir.

10 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 501.


11 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 625.
12 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 783.
13 Tadeusz Mankowvski, Orient w Polskiej kulturze artystycznej, Ossoliskich Yaynevi, Wrocaw-Krakw,
1959, s. 209.

325
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Bu iki zellik gz nnde bulundurulduunda, Trk i kaftan tarznn, Po-


lonyadaki yansmasn u iki kaftan rneinde grebiliriz. Polonyada zupan ve
ehman olarak adlandrlan kaftanlardan birincisi XVII., ikincisi XVIII. yzyla
aittir.

1- Zupan 2- Czehman
Polonyada erkeklerin giysilerinde Trk etkisi bu kaftanlardan ok nce ba-
lamtr. 1517de Kral Zygmunt adna Napoliye Bony kraliesini istemeye giden
heyetin kyafetleri talyanlarn dikkatini eker. Ricardo Bartholino, heyette bu-
lunanlarn balarndaki beyaz, yukar doru uzanan kalpaklar, kymetli talarla
ssl elbiseleri, altn ve gmlerle ssl kemerleri ve tokalar Tatar tarz olarak
adlandrr. Bartholino, XVI. yzyl Polonya giyim tarznda Trk etkisi yannda,
Macar modas ile karm gsterdiini dnmse de, aslnda bu kyafetler daha
fazla Trk tarzna gre tasarlanmtr.14
Polonyada dou, zellikle elbiseler zerinde grnr. nk dou motif-
li giysiler insanlarn her zaman daha fazla dikkatini ekmitir. Mslman Trk
giyim tarznn etkisini daha somut bir ekilde aada Kanuni Sultan Sleyman
ve Magnat Andrzej Krasinskinin giysilerindeki benzerlikte grebiliriz. Kanuni
Sultan Sleymann portresinden yaklak iki asr sonra, XVIII. yzyl ortalarna
ait Andrzej Krasinski kaftan, Osmanllarn Polonya kltrne etkilerinin nemli
kantlarndan biridir.

14 Tadeusz Mankowvski, Orient w Polskiej kulturze artystycznej, s. 195.

326
Trk slam Kltrnn ve Sanatnn Polonya Kltrne ve Sanatna Etkisi

4 5
(Osmanl Sultan Kanuninin portresi Viyanada bir Kodekste, Polonya
Magnat Krasiskinin portresi ise Varova Milli Mzede bulunmaktadr.15
Trk giyim tarznn bir baka yansmasn, XVI. yzylda Kral Stefan
Batorynin ve XVII. yzylda Hetman Janusz Radziwiin giysilerinde de grmek
mmkndr. Bu giysilerin biim, dikim, dme, desen gibi zellikleri tamamen
Trk tarzdr. Stefan Batorynin kral olduu dnemde (1576-1586) etrafndakile-
rin Macarlarla yakn ilikiler gelitirmesi sebebiyle Macar etkisinin de olabilecei
gzden uzak tutulmamaldr. Ancak 6 numaral resimde Batory, bir Osmanl Sul-
tan veya paas gibidir.

6-Kral Stefan Batory (1533-1586) 7- Janusz Radziwi (1612-1655)

15 Tadeusz Mankowvski, Orient w Polskiej kulturze artystycznej, s. 199.

327
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Osmanl devletine gelen eliler, Tanzimata kadar misafir sayldklar iin b-


tn iaeleri Osmanl devleti tarafndan karlanrd. Ayrca bu elilere Osmanl
giysileri, Trk yemek ve kahve takmlar hediye edilirdi. stanbula gelen Polonya-
l elilere de kaftanlar hediye edilmitir. Elilerin, Polonyaya dndkten sonra bu
kaftanlar lkelerinde giyebilecekleri ekilde yeniden diktirdikleri anlalmakta-
dr. Bunu Polonya koleksiyonlarnda elilere hediye edilmi orijinal Trk kaftan-
larnn mevcut olmamasna bakarak sylemekteyiz. Aada 8 numaral resimde
rnei grlen portre gibi.

8-Eli Krzysztof Zbaraski (1580-1627)


stanbula Polonyal esirler meselesini grmek zere 1622de gelen K.
Zbaraskinin bandaki kalpak, i kaftann kuma sadelii, d kaftandaki desen-
ler, biim, dikim ekli ile omuz modeli, kol uzunluu, dmeler ok orijinal bir
Osmanl giyim rneidir. Bu resimdeki d kaftann desenleri, Osmanl Trkleri-
nin mimari, minyatr ve sslemelerinde mkemmel bir simetri ile hareket ettik-
leri, btn motiflerin slam anlayndaki her nesnenin tekten geldii felsefesini
yansttnn sadece bir rneidir.
Yakn dou kltr unsurlarnn Polonyada XVII. yzyldaki bir dier yans-
mas Sarmatizmde grlr. Sarmata; vatansever, cesur, yiit, soylu kimse demek-
tir. Sarmatizm, XVI. yzyldan XVIII. yzyl ortalarna kadar Polonyal soylular
arasnda hkm srm muhafazakr bir yaam biimidir.16 Polonyada Ortaa,
K. Kolomb tarafndan Amerikann keif tarihi olan 1492de sona erer ve bu tarih-
ten sonras yenia olarak adlandrlr. Yeniada, Polonyann genelinde toplum-

16 Nowy sownik jzyka polskiego, PWN Yaynevi, Warszawa, 2003, s. 899.

328
Trk slam Kltrnn ve Sanatnn Polonya Kltrne ve Sanatna Etkisi

sal hayatta kriz hkim iken Polonyal soylular olabildiince rahat yaamlardr.
Soylular, Avrupada yaanan yeniliklerle ilgilenmedikleri gibi dar ve kapal bir e-
kilde sadece kendi sorunlaryla ilgilenmilerdir. En nemli ileri tarm ve ifti-
likle uramak, amalar ise tarmsal rnleri pazarlarda yksek fiyatla satmaktr.
O dnemde Bat Avrupada Polonya tarm rnlerine fazla ihtiya olmadndan
soylular, Batda pek nemsenmese de; sejmiki ziemski /blge meclisleri ve kral
seen sejm walne/vekiller meclisinin temsilcileri olmalar sebebiyle Polonya iin-
de nemli konumda idiler.

XVII. ve XVIII. yzyl Polonya soylular, kendilerinin eski sarmatlardan


geldiini ileri srmlerdir. Bu dncenin doruluunu veya yanlln ant-
ropolog ve tarihilere brakarak, M. . Kafkasyadan gelerek Volga nehri ve Ka-
radeniz kylarnda bugnk Ukrayna topraklarnda sarmatlarn yaadklarn
kaynaklardan renmekteyiz. Polonya soylular, kendilerinin sarmatlardan ce-
surluk, yiitlik gibi genetik zellikler tadklarna inanmlardr. Sarmatlarn
temel zellii zgrlk, vatanseverlik ve gelenekiliktir. Sistem deiikliklerinden,
muhafazakrlklar sebebiyle holanmazlar. Devlet ileyiinde ve gnlk yaamda
yenilikleri sevmediklerinden ie yaramasa da eski kanunlar ve kendilerini st de-
er olarak grmlerdir. Bu anlaytan olsa gerek, kendilerini kyafetlerin stn
gstereceini zannederek, giysilere ar nem vermilerdir. Bir sarmatn kyafeti;
yukarda grlen zupan yani uzun i kaftan stnde kolsuz ve kaponlu palto
ile bele balanan kuak ve kemerler ile buna bal kl ve bandaki kalpaktan
oluur.

329
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

10- Bir sarmat giysisi 11- Bir baka sarmat giysisi


Sarmatlarn vazgeilmez aksesuarlardan biri kendilerinin rycerz/valye ol-
duklarn gsteren kllardr. Gnlk hayatlarndaki en byk elenceleri ise
av, balolar, fazla yemek ve imek, israf etmek daha sonra da klla dvmektir.
Aadaki resim sylediklerimiz iin uygun bir rnektir.

12- Sarmatlarn birbirleriyle dv sahneleri

330
Trk slam Kltrnn ve Sanatnn Polonya Kltrne ve Sanatna Etkisi

Bu resimden de anlalaca gibi sarmat kyafetlerinde krmz, sar, mavi ve


bordo renk hkimdir. Sralanan rneklerden de anlalaca zere, Polonyada er-
kek giysilerinde Dou, kadn giysilerinde ise Bat biim ve dikim tarz hkimdir.
Krsalda bilhassa Ukrayna ve Galiya taraflarnda oturan Polonyal kadnlarn el-
bise kesim, biim ve desenlerinde Dou hkimdir. ehirli kadn elbiselerinde ku-
malar Doudan, fakat biim ve diki tamamen Bat modeline gre yaplmtr.
Bu, Doulu kadn elbiselerindeki biim ve dikim tarz ile Batl kadnlarn giyim
zevklerinin farkl olmasndan kaynaklanr.

13 14
13 numaral resim 1806, 14 numaral 1823e ait Polonya kadn modasn
yanstmaktadr.17 Bu resimler bize Dounun kumalarnn Batl kadnlarn gz-
lerini aldn gsterir. Pahal dahi olsa en eski devirlerden itibaren Venedikli ve
Cenevizli tccarlar Avrupal kadnlara Dounun kumalarn tamlardr. Ku-
malarn adlarna bakldnda da Trkiye ve randan geldii grlr.

II. a. Kemerler-Tokalar ve Kuaklar


Polonyada, genelde kemerler deriden ve metalden yaplr. Kemer tokalar bilhassa
ssl olurdu. Aadaki resimde biri Trk, dieri Polonya motifiyle ssl iki ke-
mer tokas grlmektedir.

17 Magorzata Modzyska-Nawotka, O modach i strojach, Dolnolskie Yaynevi, Wrocaw, 2004, s. 210.

331
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

15- Trk motifli bir kemer tokas 16- Polonyaya ait Trk stili kemer tokas
XVI. yzylda Polonyada deri ve metal kemerler yaygnken, XVII. Yzylda
ipek kuaklarn girmesiyle ark tarz kuma kuaklar moda olur. Polonyaya ilk kez
ipek kuaklar 1536da Hac Muhsineddinin olu Hac Recebin Bursadan gtr-
d kaynaklarda kaytldr.18 Bu kuaklar Polonyada XVII. yzylda burskie/
Bursa ve angurskie/Ankara diye adlandrlmtr.19

17- Trk motifli kuaklar 18- ran motifli kuak

18 Archiwum Akt Dawnych, katon 67, dosya 56.


19 Tadeusz Mankowvski, Orient w Polskiej kulturze artystycznej, s. 204.

332
Trk slam Kltrnn ve Sanatnn Polonya Kltrne ve Sanatna Etkisi

19- Krakov tarz kuak 20- Gdansk tarz kuak


Polonyada kuaklarda ilk motifler Trk tarz arlktayd. XVIII. yzylda
kuaklarda Trk motifleri yannda Pers ve Afgan etkisi de grlr. Kuma kuak-
lar, Trke mendil kelimesinden tretilen mendelkowy olarak adlandrlmtr.
Polonyada ok kaliteli Pers kumalar da ilgi grmtr ve bunlara nagdeh de-
nilmitir.20

1. b. Giyim Kuamla lgili Lehedeki Trke Kelimeler


altnbez altembas: pekten yaplm altn renginde parlak bez. Gnmzde do-
kumalar iin kullanlmaktadr.
balk baszyk: Kaln kumatan yaplan ba ve boaz souktan koruyan
balk. Eski Rusada da kullanld belirtilmektedir.
bamak baczmagi: XVII. yzylda Polonyada ok yaygn olarak kullanlan,
Osmanl modas giysilerden, uzun, boazl diz altna kadar kan deri izme. G-
nmzde de kullanlmaktadr.
cepken czekman: 1. XVIII. yzylda erkeklerin giydii uzun kollu elbise.
Trke Szlkte kollar yrtmal ve uzun, harla ilenmi bir tr ksa, yakasz
st giysi eklinde ve Lehedeki kullanmndan farkl tanmlanmaktadr. 2. Yakn
douda erkeklerin, uzun i giysileri. Gnmzde kullanlmamaktadr.
araf czarczaf: Mslman kadnlarn geleneksel olarak, balarn, yzlerini
rttkleri giysi. Kelimenin Farsadan Trkeye, Trkeden de Leheye getii
kaydedilmektedir.21 rtnen kadnlar iin hl kullanlmaktadr.
izme cimy: Yumuak, ince, renkli deriden dizlere kadar kan boazl

20 Tadeusz Makowski, Pasy Polski, Wroclaw, 1964, s. 204.


21 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 130.

333
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

ayakkab. Tahminen XV. yzylda Macarca yoluyla Leheye gemi, dalarda ya-
ayan Polonyallarn kulland Trke kkenli en eski kelimelerdendir.22 Sadece
kadnlarn giydii ayakkablara izme denilmitir. Edebiyat dilinde ve gnlk dil-
de hl kullanlmaktadr.
uha czucha: Ynl, bol ilemeli; dal insanlarn giydii palto. Bu keli-
menin Farsa kkenli olduu kaynaklarda belirtilmemektedir. Trke kkenli
kelime gibi verilmektedir. Bugn btn giysiler iin ciuchy denilmektedir.
dimi dymka: Pamuklu parlak kuma. Kaynaklarda bu kelimenin
Trkeden Leheye geldii belirtilmektedir. Yunanca bir kelime olduu
kaydedilmemektedir.23 Gnmzde kullanlmamaktadr.
dolama dolman: 1. Yenieri veya Tatar subaylar giysisi. 2. Trklerde
erkeklerin palto altna giydikleri kollu, uzun elbise. 3. Macarlarda askerlerin
giydii dz, ksa redingot. Kelimenin Trkeden Macarcaya oradan da Leheye
getii belirtilmektedir.24 Gnmzde kullanlmamaktadr.
ferace ferezja: 1. Polonyada XVI. ve XVII. yzylda erkekler tarafndan
giyilen beli kemerli uzun erkek pardsleri. 2. Trkiyede ise kadnlar tarafndan
kullanlan k bir rt anlamnda, kelimenin Yunancadan Trkeye Trkeden
de Leheye geen bir kelimedir.25 Trke Szlkte ise kelimenin Arapa kkenli
olduu kaydedilmektedir.26 Gnmzde kullanlmamaktadr.
fes fez: Mslman lkelerde erkeklerin balarna rtt yuvarlak balk.
Hl kullanlmaktadr.
hilat chaat: Trklerde padiah tarafndan dllendirilen kimseye verilen
onur nianesi kaftan, elbise. Kelimenin Arapadan Trkeye, Trkeden de
Leheye getii kaydedilmektedir.27 Lehede ok sade ve basit erkek giysisi olarak
gnmzde de kullanlmaktadr.
kaftan kaftan: 1. Kaln kumatan dikilmi, geni ve uzun elbise 2.
Ortadouda halkn giydii st geni elbise.28 Gnmzde bebekler iin bele
kadar inen gmlek eklindeki giysiye kaftanik denilir.
kefiye kefia: Trklerin balarna rttkleri renkli yazma. Gnmzde
kullanlmamaktadr.
pabu bambosze veya papucie: Ynl kumalardan yaplm ev iinde
giyilen terlik. Farsadan Trkeye gelen bu kelime Osmanl Trkesinden Leheye
gemitir.29 Terlik ve ocuk ayakkabs anlamnda hl kullanlmaktadr.

22 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 119.


23 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 165.
24 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 156.
25 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 214.
26 Trke Szlk, Trk Dil Kurumu Yayn, 7. bask, Ankara, 1983, s. 402.
27 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 118.
28 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 329.
29 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 67.

334
Trk slam Kltrnn ve Sanatnn Polonya Kltrne ve Sanatna Etkisi

tiftik dyftyk ya da dywdyk: 1. Kaln ynl kuma, 2. Atlara rtmek iin


rlm kaln, altn iplikli rt. Gnmzde de kullanlmaktadr.
yamak jaszmak: Trk kadnlarnn yzlerini ve boazlarn kapattklar r-
tnme biimi. Gnmzde kullanlmamaktadr.

III. Sava Aletleri Bakmndan Etkileme


Bu balk altnda kl, mihver, bozdoan, topuz ve kalkan gibi sava aletleri de-
erlendirilecektir. Polonya kllar XVII. yzyla kadar genellikle sssz ve sade
yaplmtr. Aada rnei grlen kllar tipik Polonya kllar olup adna ab-
la denilir. Resim 21deki kllar, XVI. yzylda Polonya yapm olup Polonya
Askeri Mzesinde bulunmaktadr.30


21- Szabla 22- Karabela
Polonya kllar zellikle XVII. yzylda Trklerle ok savalan bir devir-
de hem sslenmeye hem de eitlenmeye balamtr. Resim 22deki kllar,
Polonyada Trk kl biiminin en tipik rneidir. Ad da Trkeden alnan bu
kllar, XVIII. yzyln ilk yarsna ait olup Varova Askeri Mzesinde bulun-
maktadr.31

30 Zdzisaw Jun ygulski, Stara bro w polskich zbiorach / Polonya Koleksiyonlarnda Eski Silahlar, II. bask,
Warszawa,1984, s. 45.
31 Zdzisaw Jun ygulski, Stara bro w polskich zbiorach / Polonya Koleksiyonlarnda Eski Silahlar, s. 62.

335
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

23- Bu mihverlerin Lehedeki ad


Yenieri kalpadr. XVIII. yzyln birinci
yarsnda Polonyada yaplmtr. 1733te
Kral II. August dnemine aittir. Ayn
resimdeki kllarn ad ise yatagandr.32

24- Bozdoanlar
Resim 24teki bozdoanlardan birincisi
Polonyada yaplm olup ad Buzdygandr.
XVIII. yzyln birinci yarsnda yaplmtr.
Uzunluu 69,5 cm, arl bir kilograma
yakndr. Ortadaki bozdoan tamamen Trk
bozdoan tarznda yaplm olup uzunluu
67 cm, arl 1,24 kgdr. kinci bozdoan
Hetman Stanisaw Jabonowski kullanmtr. Bu
bozdoann zerindeki ilemelerin simetrik oluu
Trk ustalarn rn olduunu gstermektedir.
nc bozdoan ise Polonya tarznda yaplm
olup sslemeleri Trk tarz zellikler tamaktadr.
Uzunluu 60 cm, arl 0,93 kgdr.33

32 Zdzisaw Jun ygulski, Stara bro w polskich zbiorach / Polonya Koleksiyonlarnda Eski Silahlar, s. 40.
33 Zdzisaw Jun ygulski, Stara bro w polskich zbiorach / Polonya Koleksiyonlarnda Eski Silahlar, s. 68.

336
Trk slam Kltrnn ve Sanatnn Polonya Kltrne ve Sanatna Etkisi

25 26
Resim 25teki topuzun (Lehesi buan, Trke bulanmak fiilinden tretilmi-
tir) birincisi Hetman Marcin Kalinowskiye ait olup 1652de yaplmtr. kinci-
si 1867 yapm olup Hetman Stanisaw Rewerz Potockiye aittir. Her iki bulan
da tamamen Trk stilinde yaplmtr. Resim 26daki topuz ise Hetman Jzef
Potockiye ait olup 1701de Trk tarznda yaplmtr.34
Sava aleti olarak kalkan kelimesi Lehede kullanlr. Bu kelimenin, XVI.
yzylda Leh diline girdiini tahmin etmekteyiz. Aada rneini grdmz
iki kalkandan ilki XVII. yzyln birinci yarsnda yaplm bir Trk kalkandr.
kinci kalkan ise ayn yzyln ikinci yarsnda yaplm bir Polonya kalkandr.
kinci kalkann birinci rnek alnarak yapldn dizayna bakarak tahmin etmek-
teyiz.

34 Zdzisaw Jun ygulski, Stara bro w polskich zbiorach / Polonya Koleksiyonlarnda Eski Silahlar, s. 107, 114.

337
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

27- Trk kalkan 28- Polonya kalkan


Her iki kalkan da Krakovda Milli Mzede bulunmaktadr.35

2.a. Sava ve Askerlik le lgili Kelimeler


bajan? ban:1. Askerlikte ynetici, mdr. Macarcada (banatu) eklinde
kullanld kaydedilmektedir. Hrvata ve Srpada, 1929-1941 yllar arasnda
Yugoslavyada tara yneticisi anlamnda kullanlmtr. Leheye Srp ve
Hrvatadan geldii bu dillere de Trkeden getii kaydedilmektedir.36 2. Eski
devirlerde bozuk para anlamnda da kullanlm. Gnmzde kullanlmamaktadr.
bar borysz: Al verite para ya da yemek ikram anlam vardr. Trke-
deki anlamndan tamamen baka bir anlam verilmi, bugn kullanlmamaktadr.
bozdoan buzdygan: Trkedeki anlamyla bir silah eidi veya sembol ola-
rak hl kullanlmaktadr.
cida? dzida: Eski bir silah. Ucunda sivri bir demir bulunan uzun ince bir
sopaya takl sava aleti, mzrak. Gnmzde, ocuklarn birbiriyle sopalarla,
Trkiyedeki kl kalkan oyununa benzer tarzda oynadklar oyuna cida denilir.
Bugnk Lehede dzida sz sivri av aletleri iin de kullanlmaktadr.
cirit dziryt: Eski zamanlarda kullanlan ucunda sivri demir bulunan
ve hayvan avlamaya yarayan alet. Bugn baz Afrikal gruplarda bulunduu

35 Zdzisaw Jun ygulski, Stara bro w polskich zbiorach / Polonya Koleksiyonlarnda Eski Silahlar, s. 123.
36 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 67.

338
Trk slam Kltrnn ve Sanatnn Polonya Kltrne ve Sanatna Etkisi

kaydedilmektedir. Kelimenin Arapadan Trkeye getii eklinde kaynaklarda


yanl bilgi bulunmaktadr.37 Gnmzde kullanlmamaktadr.
cirit dygitowka: Kafkasyada atlarla yaplan spor. Kelimenin Leheye Rus-
adan geldii, Rusaya Trkeden getii belirtilmektedir.38 Gnmzde de kul-
lanlmaktadr.
ete czata: Sava, yamalama, hrszlk gibi olaylarda gzclk yapan, nbet
tutan kimse olarak Trkedeki anlamndan farkl kullanlmaktadr.
devirme dewszirme: Osmanl tarihi zerine yazlan kitaplarda geen bir
kelimedir.
esir jasyr: Trkiye ve Tatar Trkesindeki anlamyla savalarda tutsak alnan
kimse olarak gnmzde de kullanlmaktadr. Bu kelimenin Arapa kkenli
olduu Lehe kaynaklarda belirtilmemitir.
kalkan kakan: Trkedeki anlamyla, Polonyada XVI. yzyldan XIX.
yzyln sonuna kadar yaygn olarak kullanlmtr. Gnmzde tarih ve sanat
tarihi ile ilgili metinlerde kullanlmaktadr.
karabela karabea: Sava aleti olarak ok ssl ve kabzasnda kartal motifi
bulunan XVII. ve XVIII. yzylda Polonyal soylularn prestij sembol olarak da
tadklar kl.
kesim ksim: Ba kesimi. Sadece bavurmak sz konusu olduunda tarihle
ilgili kitaplarda bu kelime gemektedir.
ok k; Trkedeki anlamyla gnmzde de kullanlmaktadr.
ordu horda veya orda: 1. Ordu 2. Kalabalk, topluluk. Trk ve Moollarda
kaann emrindeki askerler anlamnda tarihi metinlerde kullanlmtr. Tarihle ilgili
olaylardan bahsederken gnmzde kullanlmaktadr. Ayrca horda kibicw
eklinde saldrgan bir grup, saldrgan taraftar anlamnda kullanlmaktadr.
pulat buat: 1. Kabzas geni Trk ve Pers klc. 2. Kalitesi ok
yksek, parlatlm zel elikten yaplm kk kl. Kelimenin Farsadan
Trkeye Trkeden de Leheye getii kaydedilmektedir.39 Tarihi metinlerde
kullanlmaktadr.
serasker serasker: Osmanl dnemi Trkiyesinde askeri en st makam.
Sonra sava bakanl. Trkeye yars Arapa yars Farsadan gelen bu kelimenin
Leheye Trkeden geldii kaydedilmektedir.40 Tarihle ilgili metinlerde gn-
mzde de kullanlmaktadr.

37 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 170.


38 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 170.
39 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 97.
40 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 678.

339
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

seymen semen: 1. Asker, jandarma. 2. Eski Rusyada saraylar korumakla


grevli kimse. Gnmzde kullanlmamaktadr.
sipahi spachi: Trkedeki anlamyla atl askerler olarak hl kullanlmak-
tadr.
ulan uan: Polonyada XVIII. yzyldan gnmze gen, delikanl ve atl
askeri birlik anlamnda kullanlr.
yataan jatagan: XIV. yzyldan itibaren Trk, Arap ve Farslarn kulland
iki taraf da kesici sava ba. Gnmzde kullanlmamaktadr.
yenieri janczar: Osmanl devletinde Mslman olmayan, sonradan
slam seen devirmelerden oluan birlik. Tarihle ilgili metinlerde gnmzde
de kullanlmaktadr.
IV. Binicilik ve At Koum Takmlar Ynnden Etki
Bu balk altnda eyerler ve apraklar, zengiler gibi bini aletler ele alnacaktr.

29- Orijinali Trk yapm olan bu eyerin


n ksmna Polonyada kl ve bak koyma
knlar ilave edilmitir. Eyer, XVII. yzyla
aittir. imdi Krakov Czartoryski Mzesinde
bulunmaktadr.41

30- XVII. yzyla ait bu Trk eyerinin


Merzifonlu Kara Mustafa Paaya ait olduu
kaydedilmektedir.42

41 Zdzisaw Jun ygulski, Stara bro w polskich zbiorach / Polonya Koleksiyonlarnda Eski Silahlar, s. 68.
42 Wojna i Pokj / Sava ve Bar, (Redaktor: Prof. Tadeusz Majda), stanbul, 2000, s. 194.

340
Trk slam Kltrnn ve Sanatnn Polonya Kltrne ve Sanatna Etkisi

31- Bu eyerin sslemelerinden Trk eyeri


olduu anlalmaktadr. Bunu eyerdeki ta
sslemelere ve motif simetrilerine bakarak
sylemekteyiz.43

32- Bu eyer, Sultan II.


Mustafann (1695-1702),
stanbulda Polonya sefiri
olarak bulunan Stanisaw
Maachowskiye armaandr.
Maachowski, Karlofa
Anlamasna katlan delegelerden
biridir. XIX. yzylda bu eyer
ilk nce Tarnowski, daha sonra
Potocki ailesine gemitir.
1963te Krakov Wawel Sarayna
verilmitir.44

33- Bu zengileri, Merzifonlu Kara Mustafa


Paann, Viyana seferi srasnda kulland
Polonya kaynaklarnda kaydedilmektedir.
O zamanki Polonya Kral III. Jan Sobieski,
zengilerden birini ei Mariaya dierini de
Vatikana Papaya hediye olarak gndermitir.45

43 Wojna i Pokj / Sava ve Bar, s. 199.


44 Zdzisaw Jun ygulski, Stara bro w polskich zbiorach / Polonya Koleksiyonlarnda Eski Silahlar, s. 68.
45 Wojna i Pokj / Sava ve Bar, s. 201.

341
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

34- Bu eyer ise Trk


tarznda yaplm bir Polonya
eyeridir. Sslemelerdeki turkuaz
talar ve eyerin altndaki kee
ve apraktaki motifler Trk-
Polonya karm motifler
olarak dikkat ekmektedir.

IV. a. Binicilik ve At Koum Takmlar le lgili Lehedeki Trke Kelimeler


arkan? arkan: oban ve gmen topluluklarda, yaban hayvanlarn avlamak,
atlar ve dier ev hayvanlarn yakalamak iin kullanlan ba halkal ip. Gn-
mzde kovboy ipine bu ad verilmektedir.
aygr ogier: Eitilmemi gen tay, kk tay. Kelimenin Trkeden Uk-
raynacaya oradan da Leheye getii kaydedilmektedir.46 Hl ayn anlamda kul-
lanlmaktadr. Ayrca argoda ok yakkl gen, zelikle kzlarn peinden koan
kimse anlamnda kullanlmaktadr.
akan czekan: 1. Kayakta veya dalara trmanmada kullanlan salam de-
nek. 2. Macar ve eklerde flt cinsinden halk mzii enstrman. 3. Maden ii-
lerinin kulland sivri kazmaya benzer alet. Bu anlamyla hl kullanlmaktadr.
4. Eski bir sava silah. At zerinde savarken koruma silah. Kelimenin Trke-
den Macarcaya oradan da Leheye getii kaydedilmektedir.47 Gnmzde ilk
anlamyla kullanlmaktadr.
aprak czaprak: 1. Eyer rts. Uzun, ssl ve at saran kaln kuma.
Polonyada XVIII. yzylda atl askerler bu kelimeyi kullanm. 2. Basz ve kuy-
ruksuz ilenmi deri. Gnmzde kullanlmamaktadr.
erge derka: Kaln battaniye, atlarn zerlerine atlan ve bacaklara kadar
inen rt. Yolculukta kullanlr. Kaynaklarda kelimenin Trkeden Ukraynacaya
oradan da Leheye getii kaydedilmektedir.48 Ayn anlamda gnmzde de kul-
lanlmaktadr. Ayrca kaponlu ve byk dmeli, dizlere kadar uzanan kadn
mantosuna da bu ad verilmektedir.
ultar czodar: Atn zerine atlan ssl rt, aprak. Gnmzde de kul-
lanlmaktadr.

46 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 522.


47 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 130.
48 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 146.

342
Trk slam Kltrnn ve Sanatnn Polonya Kltrne ve Sanatna Etkisi

hamut chomonto: Atlarn, arabalar ekmesi iin boyunlarna vurulan yu-


varlak ember. Trkedeki anlamyla kullanlm ve gnmzde de kullanlmak-
tadr.
kam kaczug: Trkedeki anlamyla gnmzde de kullanlmaktadr.
kara at kary ko: Kara at, siyah at, yaz at. Atn rengi iin kullanlan kara
sz Trkeden gemitir. Sfat olarak kara sz sadece at rengini belirtmek iin
gnmzde de kullanlmaktadr.
sadak szajdak veya sajdak: Eskiden oklar tamak iin kullanlan klf.
Henryk Sienkiewiczin Ogniem i Mieczem (Atele ve Klla) adl romannda bu
kelime gemektedir. Gnmzde kullanlmamaktadr.
tabur tabun: At srs, yabani atlar, step atlar. Trkeden Ukraynacaya
oradan da Leheye getii kaydedilmektedir.49 Gnmzde bu sz kalabalk, d-
zensiz, saldrgan insan grubu anlamnda kullanlmaktadr.

V. Dil Ynnden Baka Etkiler


Eski adyla Lehe imdiki adyla Polonyaca veya Polonya diline, Trkeden geen
kelimeler incelendiinde, sava, ticaret, tarih, devlet ynetimi ve sosyal yaamla
ilgili terim ve kavramlarn okluu dikkat eker. Trkeden Leheye kelimelerin
g yoldan gerekleir. Birinci yol, dorudan doruya Osmanl Trklerinin
dilinden Leheye giden kelimelerden oluur. Kelimeler en fazla bu yolla tanr.
kinci yol, Trkeden; Macarca, Rusa, Ukraynaca, Bulgarca, Srpa, Hrvata,
Bonaka ve Balkanlardaki dier dillere geen ve bu diller araclyla Leheye
tanan kelimelerden meydana gelir. Bu yolla da nerede ise dorudan doruya
Trkeden geen kelimelere yakn sayda Trke kelime Leheye girmitir. Bu
kanalla tanan kelimelerden byk bir ksm, o dillerde sylendii ekliyle Leh-
eye gemitir. nc yol ise, dier Trk devlet ve topluluklar tarafndan ta-
nan kelimelerden ibarettir. Bu yol; Polonya ve dier Slav rklaryla i ie yaam,
Karay ve Tatarlar rneinde olduu gibi kimisi onlarn ilerinde eriyip gitmi
topluluklar ile Orta Asya ve dier corafyalarda yaayan zbek, Trkmen, Ka-
zak, Bakrt, Azeri gibi Trk topluluklarnn dilinden Leheye geen kelimelerden
mteekkildir.
Trkeden Leheye geen kelimeler ile ilgili ilk almalar, Polonyada
Trkoloji alannda pek ok ilkte imzas olan, Jagiellon niversitesi Trkoloji
Blmnn kurucusu nl Trkolog Prof. Tadeusz Kowalski yapmtr. Kowals-
ki, 1912 ve 1927de yazd iki ayr makalede, komu lke dillerine ve Leheye
Trk dilinden gemi baz kelimeler zerinde deerlendirmeler yapmtr.50

49 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 740.


50 Tadeusz Kowalski, Objanienie wyrazw tureckich (Trke Kelimelerin zah), Pamitniki Janczara,
Nr.63, wyda J.o, Krakw 1912, s.389-403. Bu aratrmada Prof. Kowalski, Trkeden Leheye gemi
dinle ilgili kavramlar ve deyimler arlkta olmak zere epey Trke kelime ve cmle tespit etmitir W
sprawie zapoycze tureckich w jzyku poskim (Trkeden Polonya Diline Girmi Olan Kelimelere Dair),

343
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Kowalskinin rencisi Varova niversitesi Trkoloji Blmnn kurucusu Ka-


ray asll Trkolog Prof. Ananiasz Zajczkowski de hocasnn yolunu takip eder ve
deiik tarihlerde bu konuda ondan fazla makale yazar, bildiri sunar.51 O da Ko-
walski gibi Kpak veya Tatar Trkesi arlkl fakat Osmanl sahasn snrl da
olsa kapsayan almalar ortaya koyar. Bir baka Trkolog Eugeniusz Suszkiewicz
de bu konuda iki makale kaleme alr.52 Prof Stanislaw Stachowski ise Trke-
nin Balkanlardaki dillere fonetik, morfolojik ve sentaks ynnden etkisi zerine
30 civarnda makale ve bildiri ile bu konuda en fazla aratrma yapan Polonyal
Trkolog olarak dikkat eker. Dorudan doruya Trkeden Leh diline geen
kelimeler zerine; olu Marek Stachowski ve bir Alman aratrmacyla birlikte
sunduklar Almanca bir bildiride; Trkenin Leh diline etkisi ve bunun Trke
asndan nemi zerinde durur.53 Prof. Zygmunt Abrahamowicz daha ok Krm
Tatarlarnn tarihi, edebiyat zerine yazd incelemelerden bir kanda dil ko-
nusuna yer verir.54 Prof. Dr. Henryk Jankowski de Krm Tatarlar zerine yapt
aratrmalardan bir kanda dil konusunu irdeler55. Polonyal Trkologlarn dil
konusundaki aratrmalarna topluca bakldnda; Osmanl ve Trkiye Trkesi
sahasndan Leheye geen kelimelerin yannda, bilhassa Kpak sahasndan Leh-
eye geen Tatar ve Karay Trkleri tarafndan tanan kelimeler zerinde daha ok
altklar ortaya kar. Trkologlardan bir ksmnn Karay ve Tatar asll olmala-
rnn bunda etkisi olduu kesindir.
Konuyu, etimoloji ve yabanc kelimeler szlkleri, daha nce bu konuda ya-
zlm makaleler ile metinlerden ve konuma dilinden derlediimiz kelimelerle

Seorsum Impressum E Symbolis Grammaticis In Honorem Ioannis Rozwadowski Volumen 2, Cracoviae,


1927, s. 347-353. Bu incelemede Karay, Tatar lehelerinden slav dillerine geen ciura ve suhak
kelimeleri ile bunlardan yaplm benzer kullanmlar zerinde durmaktadr. Lehe ve Franszca olarak
yaymlad makalede; Avusturyal, Macar, Hollandal, Rus, Leh, Alman aratrmaclarn incelemelerinden
faydalanmtr. W sprawie metodologii bada zapoycze tureckich w jezykach sowiaskich (Trkeden
Slav Dillerine Geen Kelimeler zerindeki Aratrmalara Dair) Sbornik Praci, I.Sjezda Slovanskich
Filologu v Praze 1929, s.554-564. Bu inceleme Polonyadaki ktphanelerde yoktur. Byk ihtimalle
ek Cumhuriyetindeki ktphanelerde bulunmaktadr. Trk Dilinin Komu Millet Dilleri zerindeki
Etkisi lk, Nr.4/20, 1934, s. 98-105
51 A. Zajczkowski, Gosy tureckie w zabytkach staropolskich. I. Katechizacja turecka Jana Herbiniusa (Eski
Polonya Edebiyatnda Trke Kelimeler: I Jan Herbiniusun Trke Din Kitab), Wrocaw 1948. O
zapoyczeniach wchodnich (ark Kkenli Kelimeler) Jzyk Polski, Nr.1, 1936, s. 1-7, Nr.4, 1937-1938, s.
33-39.
52 W jzyku Polskim Surma (Lehede Srma Kelimesi), Jzyk Polski, Nr.26/3, 1946, s. 76. Lehede ark
Meneli ki Kelime Ogier ve Pajuk Jzyk Polski, Nr.34/3, 1954, s. 225-227.
53 rda staropolskie do historii jzyka osmasko-tureckiego (Eski Lehe Kaynaklarda Tarihi Osmanl
Trkesi), Sprawozdania Komisji Jezykowej Nauk Orientalistycznych, Nr. 19/I, 1971, s. 68-69. Osmanich-
trkische und tatarische Lehnwrter im Polnischen und ihre Bedeutung fr die trkische Wortgeschichte,
(Leh Dilinde Osmanl Trkesi ve Tatarca Alntlarn Trke Sz Hazinesi Bakmndan nemi,
Kellner-Heinkle B., / Stachowski M. (Hrsg.), Laut-und wortgeschichte der Trksprachen. Beitrge des
Internationalen Symposiums, Berlin, 7. bis 10. Juli 1992, Wiesbaden 1995, s. 155-171.
54 Turkic Geographic Names Qai and Qai Sarayi in Crimea (Krmda Kai ve Kai Saray Trke Yer
Adlar), Folia Orientalia, Nr.6, 1965, s. 244.
55 Nazwy osobowe Tatarow litewsko-polskich (Litvanya-Polonya Tatarlarnn Kii Adlar), Rocznik Tatarow
Polskich, nr.4, 1997, s.59-90. Tama and Tamaq in Crimean Place Name (Tama ve Tamag Krmda Yer
Adlar), Folia Orientalia, Nr. 33, 1997, s. 59-64. On Polish Tatar Names Mucha and Muchohon (Polonya
Tatarlarnda Muha ve Muchohon Adlar), Studia Turcolociga Cracoviensia, Nr. 5, 1998, s. 135-140.

344
Trk slam Kltrnn ve Sanatnn Polonya Kltrne ve Sanatna Etkisi

ortaya koymaya alrken, her kelimenin ilgili olduu alan gz nnde bulundu-
rularak tasnif edilmitir. Snflandrma, ilgili olduu alan ve kelimelerin birbiriyle
olan ilintisine baklarak tasnif edilmitir.56 Sosyolengistik arlkl yaptmz bu
inceleme, kelimelerin Lehede hangi anlamlarda kullanld, gei yolu ve gn-
mzde kullanlp kullanlmad eklinde esas zerine kurulmutur.

V.1. Osmanl veya Trkiye Trkesinden Leheye Geen Kelimeler


I. Kosova Savandan (1389) sonra Osmanl Trkleriyle temas balayan Lehlerin
diline geen ilk Trke kelimelerin, askerlik ve sava konularna ait olduunu
tahmin etmekteyiz. Sosyal, siyasi, kltrel alanlara ait kelimelerin giriinin ise
daha sonra balad kesindir. Osmanl medeniyeti farkll, bykl ve gc
dolaysyla pek ok toplum ve devleti etkilemi, kltr ve sanatndan onlara rn-
ler satm ve pek ok ynden cazibe merkezi olmutur. Dou, bat, gney, kuzey
Osmanl ile balants olmu btn lkelerin; giyim kuam, yiyecek iecek ve
devlet ynetimi konularndaki kelimelerine bakldnda, bu etki ak bir ekil-
de grlr. Bu erevede, Osmanl-Lehistan ilikilerinin dil boyutu, Trkeden
Leheye daha fazla kelime satmak eklinde gelimitir. Lehedeki Trke kelime-
lerle, Trkedeki Lehe kelimelerin saysna bakldnda ok ak bir fark olduu
grlr. 1400l yllardan gnmze alt asrlk srede Trkiye-Polonya kltr
ve dil ilikisinin genellikle Osmanl ve Trkler lehinde gelimesinin temel sebebi,
Avrupal dier devletler gibi Lehlerin de; Trk ve slam medeniyeti ile Asya k-
tasndaki baz kltrleri daha yakndan tanyabilmeleri iin ilk bavurmalar ge-
reken yerin Trkiye Trkleri olmasdr. Osmanllarn, slam dnyasnn en gl
devleti olmas da bu bavuruyu zorunlu klar. Sadece Trke kelimelerin deil,
dilimize girmi Arapa ve Farsa kelimelerin bile Osmanl Trkesi araclyla
Bat dillerine tanmas da bu gce balanabilir.

V.1.a.Devlet Ynetimi ve Toplumsal Hayat


aa aga: Sultanlk Trkiyesinde askerlik unvan. Trklerde ve ranllarda Leh
dilindeki pan (bey) karl kullanld belirtilmektedir.57 Eski dilde kalm, g-
nmzde kullanlmamaktadr.
bahi bakszysz: Hediye olarak verilen ey. Lehe kaynaklarda kelimenin
Farsa kkenli olduu fakat Leheye Trkeden getii kaydedilmektedir.58 Hl
ayn anlamda kullanlmaktadr.

56 Trkiye Polonya tarihi ilikilerinin geliimi iin ariv belgelerinin esas alnarak hazrlanan temel kaynaka
iin baknz: Yoldaki Eli Osmanldan Gnmze Trk-Leh likileri, stanbul, 2014, Nigar Anafarta,
Osmanl mparatorluu ile Lehistan (Polonya) Arasndaki Mnasebetlerle lgili Tarihi Belgeler, stanbul,
1983.
57 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 10.
58 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 64.

345
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

babozuk baszybuzuk: 1. XIX. yzyln ikinci yarsndan XX. yzyln ba-


na dzenli olmayan sava gruplara verilen ad. 2. Yaramaz, tembel. Askerlerin
arasna karm sivil sava. Dzensiz topluluk. Gnmzde kullanlmamakta-
dr.
bey bej: Eskiden Trkiyede sivil ve askeri memurlara verilen unvan. Trk-
lerin Tunusu ynettikleri dnemde Franszcaya da getii ve bakanlk, eflik an-
lamnda kullanld belirtilmektedir.59 Gnmz Lehesinde argo boyutunda,
durumu iyi ve hibir ey yapmayan, almayan anlamnda kullanlmaktadr
beylerbeyi beglerbej: Osmanl devlet ynetiminde tarada vezirin yetkisini
yrten kimse olarak tanmlanmakta ve Trkedeki anlamyla kullanlmaktadr.
Sancak beylerinin ba. Eski dilde ve tarih metinlerinde kalmtr.
avu czausz: Eski dilde kurye, ayak ilerine bakan kimse. Gnmzde
kullanlmamaktadr.
oban ciobany: Eski Lehede Trkedeki anlamyla kullanlmtr. Trk-
eden Ukraynacaya oradan da Leheye getii kaydedilmektedir.60 Gnmzde
kullanlmamaktadr.
damga tamga: Nian, iz, mhr. Gnmzde de kullanlmaktadr.
efendi efendi: Lehedeki pan beyefendi karl olarak Osmanl dne-
minde ve gnmz Trkiyesinde kullanld belirtilmektedir. Bu kelimenin
Yunancadan Trkeye, Trkeden de Leheye getii kaydedilmektedir.61 Gn-
mzde kullanlmamaktadr.
ferman ferman: Trklerde ve ranllarda sultanlarn emirlerini ieren yazl
belge olarak Trkedeki anlamyla yazl metinlerde ve eski konuma dilinde kul-
lanlmtr.
hamam hamam: Trkedeki anlamyla hl kullanlmaktadr.
han chan: Trklerde ve Moollarda halk yneten krala verilen unvan.
Hl kullanlmaktadr.
hara haracz: Eski edebiyat dilinde, zellikle romanlarda, tarih metinlerin-
de gemektedir. Gnmzde sadece mafya ve polis evreleri tarafndan Trke-
deki anlamyla kullanlmaktadr.
hidiv kedyw: Babadan ocua geen krallk ya da sultanlk unvan. 1867-
1914 arasnda Msr idare edenlere verilen unvan olarak szlklerde aklanmak-
tadr.62 Yazl metinlerde kullanlm. Halk dilinde kullanlmamtr.

59 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 74.


60 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 130.
61 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 173.
62 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 350.

346
Trk slam Kltrnn ve Sanatnn Polonya Kltrne ve Sanatna Etkisi

hotoz kutas: 1. Eskiden sslenme anlamnda kullanlan bir sz. 2. Argoda,


erkeklik organ olarak hl kullanlmaktadr. 3. Halk kltrnde, XVII. yzylda
soylularn giydikleri giysilerdeki ssler.
kad kadeje: Trkedeki anlamyla eski Lehede savc anlamnda kullanl-
mtr.
karde kurdesz: 1. Dava arkada, yolda. 2. XVIII. yzyl Polonyasnda
neeli szler ieren arklara verilen ad. 2. Bir halk dans eidi 3. yi ortaklk veya
arkadalk. Gnmzde kullanlmamaktadr.
kavim kaym: Trkedeki anlamyla hi alakas olmayan, Trklerde gelin
edilen kzn ailesine denen balk paras anlamnda kullanlmtr. Gnmz-
de kullanlmamaktadr.
kaymakam kajmakam: Trkiyede eskiden byk vezirin yerine onu tem-
sil eden kimse olarak tanmlanmaktadr. Szlklerde kelimenin Arapa kkenli
olduu ama Leheye Trkeden getii belirtilmektedir.63 Gnmzde kullanl-
mamaktadr.
kervansaray karwanseraj Trkedeki anlamyla hl kullanlmaktadr.
maskara maszkara: 1. Yz ok irkin birisi veya irkin bir figr. 2. Maske.
Kaynaklarda kelimenin Arapadan geldii kaydedilmektedir.64 Fakat Trkologlar
bu kelimenin Trkeden geldiini dnmektedirler. Gnmzde irkin insan ve
mimaride de ok irkin heykel anlamnda kullanlmaktadr.
medrese madrese: Eski Lehede Trkedeki anlamyla kullanlm gn-
mzde ise yaygn olmamakla birlikte entelekteller tarafndan kullanlmaktadr.
muhtar muchtar: Trklerde kyleri idare eden kimse. Kelimenin Arapa-
dan Trkeye getii kaydedilmektedir.65 Gnmzde kullanlmamaktadr.
padiah padyszach: Trklerde sultana, ranllarda aha ve 1926dan beri
Afganistanda hkmet edenlere verilen unvan. Leheye Trkeden gelen bu keli-
menin Farsa kkenli olduu kaydedilmektedir.66 Tarih metinlerinde ve edebiyat
dilinde hl kullanlmaktadr.
paa pasza: Osmanl imparatorluunda sivil ve askerlikte st dzey grev
alm kiilere verilen onursal unvan.67 Hl kullanlmaktadr.
paalk paszayk: Paann idare blgesi. Yazl metinlerde eskiden kullanl-
mtr. Gnmzde kullanlmamaktadr.

63 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 330.


64 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 458.
65 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 494.
66 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 540.
67 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 556.

347
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

pazar bazar: Deiik trde eyalarn satld yer. Kaynaklarda kelimenin


Trkeden deil, Farsadan geldii belirtilmektedir.68 Ancak bu kelime de Os-
manl tccarlar tarafndan Leheye tanmtr. Gnmzde de kullanlmaktadr.
saltanat sutanat: Trkedeki anlamyla tarihle ilgili eserlerde hl kullanl-
maktadr.
sancak sandak: Trkedeki anlamyla eskiden kullanlm bir kelimedir.
sancakbeyi sandakbej: Sanca yneten kimse. Sadece tarihle ilgili metin-
lerde kullanlmtr.
saray seraj: Mslman lkelerde sultanlarn oturduu binalara verilen ad.
Kelimenin Farsa kkenli olduu fakat Leheye Trkeden geldii kaydedilmek-
tedir.69 Gnmzde de kullanlmaktadr.
sultan sutan: 1. Trklerde 1922ye kadar lkeyi yneten, dier Mslman
lkelerde de kullanlan Bat lkelerindeki kral. 2. Trk ttn eidi. Kelimenin
Arapa kkenli olduu, Leheye Trkeden getii kaydedilmektedir.70 Gn-
mzde dou slam medeniyeti zerine yazlan tarih ve sanatla ilgili metinlerde
kullanlmaktadr.
tura tugra: Padiahlarn imza yerine kullandklar zel simge. Gnmz-
de okumu kesim zellikle oryantalistler kullanmaktadr.
vali wali: Trklerde vilayeti yneten kiiye verilen unvan olarak tanmlan-
maktadr. Kelimenin Arapadan Trkeye geldii ve Osmanl Trkesinden Leh-
eye getii kaydedilmektedir.71 Eski yazl metinlerde kullanlm gnmzde
kullanlmamaktadr.
vezir wezyr: Trkiyede ve Ortadou lkelerinde hkmette bakan dze-
yinde grevli veya askerlerden sorumlu en st rtbeli kii. Kelimenin Arapadan
Trkeye, Trkeden Leheye getii kaydedilmektedir.72 Gnmzde kullanl-
mamaktadr.
vilayet wilajet: Osmanl dneminden gnmze valinin ynettii blge.
Arapa kkenli olduu, Leheye Trkeden geldii kaydedilmektedir.73 Gn-
mzde kullanlmamaktadr.

V.1.b. Ticaret le lgili Hususlar ve Kelimeler


Trk-slam ticaret rnlerinin Polonya topraklarnda dolam XVI. yzyla da-
yanr. rnek: 1536da Varovaya seyahati esnasnda vefat eden stanbullu tccar

68 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 73.


69 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 678.
70 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 712.
71 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 798.
72 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 804.
73 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 806.

348
Trk slam Kltrnn ve Sanatnn Polonya Kltrne ve Sanatna Etkisi

Hac Muhsinin kumalar ve deerli talarla, pahal silahlarn ticaretini yapt-


n kaynaklardan renmekteyiz. Ondan kalan metruke, Sultan Sleymann,
Zygmunt Starye yollad bir ahitname veya yazda zikredilir.74 Sultan Sleyman
her yl tccarlarn Polonyaya ve Polonya zerinden Moskovaya gnderir, onla-
ra Saltanat hazinesinden 40.000er duka vererek yollar, bu parayla Polonyadan
deerli rnler alnr ve Moskovaya gidilir, orada satlr, karlnda sultan iin
deerli krkler alnrd. Jagiellon hanedannn Polonyadaki son iki kral dne-
minde kraliyet ile Osmanl mparatorluu arasndaki ibirliine gre iki tarafn
da yollad tccarlar, gmrk demelerinden muaf idi.75 1565 ylnda Hac Halil
Dalonolu Halepli Hac Hasan, Lviv tccarlaryla yaplan anlamaya dayanarak
Lvivde bulunan Trk tccarlarn ticarette uymalar gereken kurallar belirlenmi-
tir.76 Lvivde Trk tccarlardan daha fazla sayda olan Trkler tarafndan ynetilen
Yunan ve Ermeni tccarlar da unutmamak lazm gelir. Ticaret ile ilgili Leheye
Trkeden epey kelime gemitir:
ake akczan: Tccarlarn tad madeni para, sadece Osmanl tccarlar-
nn al verite kullandklar para iin eskiden kullanlmtr.
arn arszyn: Eskiden, Rusyada 71.12-81.50 cm arasnda olan uzunluk l-
s birimi. Lehede dirsekten parmak ularna kadar olan ksmla llen 50
cm (yarm metrelik) uzunluk iin kullanlm. Kaynaklarda kelimenin Trkeden
Rusaya getii oradan Leheye geldii belirtilmektedir.77 Gnmzde kullanl-
mamaktadr.
bakkaliye bakalie: Kuruyemiler. Trkeye Arapadan geldii Trkeden
de Leheye getii kaydedilmektedir.78 Gnmzde de kullanlmaktadr.
baksak baskak: Eskiden Tatar ve Mool hanlklarnda alnan bir vergi.
Leheye Ukraynacadan, Ukraynacaya da Trkeden getii kaydedilmektedir.79
Gnmzde kullanlmamaktadr.
batman bezmian: Trklerin, on kilo karl kullandklar bir kelime
olarak verilmektedir. Lehede de ayn anlamda kullanlmtr. Hlbuki Trk-
e Szlkte miktar blgelere ve tartlacak eylere gre deien eski bir arlk
ls80 olarak verilmektedir. Kaynaklarda bu kelimenin Ukraynacaya Trke-
den gelmi oradan da Leheye gemi olabilecei belirtilmektedir.81 Gnmzde
kullanlmamaktadr.

74 Varova Eski Belgeler Baarivi, Karton no: 67.


75 Czartoryski Mzesi, 611 numaral yazma.
76 Lviv ehir Arivi, Lud. Civ. Cilt XI, s. 234.
77 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 48.
78 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 64.
79 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 71.
80 Trke Szlk, s.131.
81 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 71.

349
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

bedesten bezystan: Deiik mallarn satld fuar yeri olarak kullanlmtr.


kaleta? kaletnik: Sadece deriden yaplan torba, antalar yapan usta, saraci-
ye. Yaygn olmamakla birlikte hl kullanlmaktadr.
katla? kaleta: Eskiden kemerlere taklan, bozuk para ve ufak tefek eyalar
tamaya yarayan deri kese, kk torba. Gnmzde de kullanlmaktadr.
kese kiesa: Para kesesi. Bu kelimenin Farsadan Trkeye getii belirtil-
memektedir. Schowaj do kiesy / hemen keseye koy anlamnda hl kullanlan
bir kalp ifade vardr.
torba (torba): Trkedeki anlamyla gnmzde de kullanlmaktadr.
V.1.c. Yiyecek ve ecekler
baklava bakawa: Trkedeki anlamyla kullanlmaktadr.
balk bayk: 1. Eski Lehede yenge. 2. Eskiden ava giden kpekleri koru-
mak iin karnlarnn altna balanan kuak. Gnmzde kullanlmamaktadr.
dner doner kebap: Avrupa dillerinin ounda olan dner kelimesi Lehe-
de de Trke syleniine ok yakn bir ekilde kullanlmaktadr.
havyar kawior: Trkedeki anlamyla hl kullanlmaktadr.
helva chawa: Gzel kokulu, lezzetli tatl. Hl kullanlmaktadr.
kahve kawa: Dnyann pek ok dilinde kullanlan niversal bir kelime-
dir. Trke szlkte bu kelimenin Arapadan Trkeye geldii belirtilmektedir.82
Ama Lehe szlklerde bu kayt yoktur ve kelime Trke kkenli olarak gemek-
tedir.83 Hl kullanlyor.
kavun kawon: Eskiden kullanlm, gnmzde kullanlmamaktadr.
kaymak kajmak: Trkedeki anlamyla hl kullanlan bu kelime, Rusa-
dan Leheye, Rusaya da Trkeden gemitir.84
koan kaczan: 1. Dolma, 2. Msr koan. Kaynaklarda bu kelimenin Trk-
eden Rusaya ve Ukraynacaya oradan da Leheye getii belirtilmektedir.85 Ke-
lime, Ukraynacada kullanld gibi gnmz Lehesinde de kullanlmaktadr.
kfte kofte: Eski Lehede halk dilinde kullanlmtr. Gnmzde Asya
ktas mutfan sunan lokantalarn mensnde kfte yer almaktadr. Trke
Szlkte bu kelimenin Farsadan Trkeye geldii kaydedilmektedir.86 Ancak,
Wacaw Przemysaw Tureke gre bu kelime Leheye dorudan doruya Arap-

82 Trke Szlk, s. 622.


83 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 349.
84 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 330.
85 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 329.
86 Trke Szlk, s.742.

350
Trk slam Kltrnn ve Sanatnn Polonya Kltrne ve Sanatna Etkisi

adan gelmitir.87 Arap dili uzman olan W. P. Turek Lehede bulunan Arapa
kkenli pek ok kelimenin, dorudan doruya Arap lehelerinden geldiini sa-
vunmaktadr. Bu gr matematik kavramlar iin geerlidir. Ancak dier alanlar
iin doru deildir. nk Trke kelimelerle beraber pek ok Arapa ve Farsa
kelime Osmanl ve dier Trk boylar tarafndan Leheye tanmtr. Bunu Leh-
lerin, Osmanllarla komu olmalarnn yannda Tatar ve Karaylarla asrlardr ayn
topraklarda yayor olmalarna dayandrarak sylemekteyiz. Ayrca Polonezkyde
yaayan Polonyallarn; giyim kuam ve yeme ime tarzlarnn Polonyada bulu-
nan yaknlarn etkilediini unutmamak gerekir.
mangal manga: Trkedeki anlamyla eski Lehede kullanlmtr. Gn-
mzde de kullanlmakla beraber, grill kelimesi daha yaygndr. Polonya kylleri
hl mangal kullandklar gibi, ayrca kmrlerin zerine mangal yazmaktadr.
Lehe szlklerde kelimenin Arapa kkenli olduu belirtilmemitir.88
lokum rahat lokum: Trkedeki anlamnda ancak kelimenin bana rahat
sz eklenerek kullanlmaktadr. Bu da Osmanl dneminde rahat- lokum ifa-
desinin olduu gibi Leheye tandn gstermektedir. Gnmzde de rahat
lokum olarak kullanlmaktadr.
erbet sorbet: Souk, ekerli iecek. Bazen alkoll olduu da belirtilmekte-
dir. Kelimenin Arapa kkenli olduu Leheye Trkeden getii kaydedilmekte-
dir.89 Hl kullanlmaktadr.
ilik szaszyk: Slav ve Balkanlardaki baka dillerde bulunan bu kelimenin
Trkeden Rusaya oradan da Leheye geldii belirtilmektedir.90 Hl kullanl-
maktadr.
tatl tata: Dou tatllar. Gnmzde kullanlmamaktadr.
ttn tyto: 1. Ttn 2. Ttn retimi. Gnmzde de kullanlmaktadr.
yourt jogurt: Dnyadaki pek ok dilde olduu gibi Lehede de Trke
yourt kelimesi vardr ve hl kullanlmaktadr.

V.1.d. Yer Adlar Ev Eyalar ve Dier Ara-Gereler


araba arba: Gebe toplumlarda, Trkiye ve civar lkelerde Kafkasyada ve
Ukraynada drt tekerli yk tama arabalar. Gnmzde kullanlmamaktadr.
cicim didim: Hal ve kilim konusunda yazlan eserlerde uzmanlk terimi
olarak kullanlmaktadr.

87 Sownik Zapoycze Pochodzenia Arabskiego w Polszczynie / Arapadan Leheye dn Gelen Kelimeler, s.


75.
88 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 450.
89 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 693.
90 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 728.

351
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

ubuk cybuch: 1. Nargile veya piponun azlk yerini dier blmyle


birletiren ksm. 2. Cam ve kristal eyalarn iine hava flenen ve ekil verilen
ubuk. Gnmzde kullanlmamaktadr.
ardak czerdak: Trkiyede ve yakn douda evlerin nlerine yaplan kn-
tl ksm. Kelimenin Trkeden Rusaya oradan Leheye geldii kaydedilmekte-
dir.91 Gnmzde kullanlmamaktadr.
daraban taraban: Eskiden Trklerde askeri bandoda kullanlan byk
davul. Leh kaynaklarnda kelimenin Arapadan Trkeye geldii belirtilmemi,
Trke kkenli gsterilmitir.92 Gnmzde kullanlmamaktadr.
divan dywan: 1.Yerlere ve eski adyla divanlara serilen kaln kuma rt,
hal. 2. Trklerde eskiden en st ynetim kurulu ve st mahkeme. Arap, ran ve
Trk edebiyatnda bir airin iirlerinin topland eser. Gnmzde bu kelime
Lehede, sadece yerlere serilen hal anlamnda kullanlmaktadr.
gayda gajda: Halk mzii enstrman. Lehede de ayn anlamda kullanl-
mtr. Trke Szlkte Bulgarca kkenli olduu belirtilmektedir.93 Fakat Lehe-
ye Trkeden geldii kaydedilmektedir.94 Gnmzde hem alg aleti anlamyla
hem de soyad olarak kullanlmaktadr.
gidi gidia: Trkedeki anlamndan tamamen farkl olarak; uzun, ince e-
limsiz, hor kii iin kullanlmtr. Ayrca kaynaklarda Farsadan Trkeye geldii
kaydedilmektedir.95 Gnmzde kullanlmamaktadr.
haramiba harambasza: Srplarda saldr yapan grubun komutan anlamn-
da eski Lehede kullanlmtr. Kelimenin Trkeden Srpaya oradan da Leheye
getii kaydedilmektedir.96 Gnmzde kullanlmamaktadr.
harem harem: Mslman lkelerde evlerin sadece kadnlara ayrlm bl-
m. 2. Mslmanlarn elerini braktklar yer. Arapadan Trkeye, Trkeden
de Leheye getii kaydedilmektedir.97 Gnmzde de kullanlmaktadr.
ibrik imbryk: Su kab ve aydanlk. Trkeye Arapadan geldii, Trke-
den Leheye getii belirtilmektedir.98 Gnmzde de kullanlmaktadr.
ine iga: Trkedeki anlamyla hl kullanlmaktadr.
kapk kapciuch: Trkedeki anlamndan biraz farkl olarak ttn torbas
anlamnda kullanlmtr. Gnmzde kullanlmamaktadr.

91 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 130.


92 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 745.
93 Trke Szlk, s. 426.
94 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 240.
95 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 250.
96 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 268.
97 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 268.
98 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 298.

352
Trk slam Kltrnn ve Sanatnn Polonya Kltrne ve Sanatna Etkisi

kayk kaik: Trklerin yumuak aalardan yaptklar geni uzun yanlar-


daki krekler yardmyla suda giden tekne. Gnmzde kajak eklinde soyad
olarak kullanlmaktadr.
kee keca: Kee eskiden ince ve desenli duvar ve yer sergileri iin kullan-
lrm. Gnmzde Almanca filc sz kee yerine kullanlmaktadr.
klak kyszak: Orta Asyada ve dier yerlerde halkn k geirdii ky. G-
nmzde sadece Trkologlar kullanmaktadr.
kilim kilim: Hem duvarlara aslan hem de yere serilen hal veya kilim. Bu
kelimenin Trkeye Farsadan geldii belirtilmemektedir. Trke kkenli kelime
olarak gsterilmektedir.99 Gnmzde de kullanlmaktadr.
konak konak: Trkiyede ve Balkan lkelerinde ynetim binas veya byk
ev, villa. Gnmzde yallar kullanmaktadr.
kotar kotara: adr. Perde, kaln ve salam kuma. Gnmzde kullanl-
mamaktadr.
lle lulka: Eski dilde pipo. Sadece ttn ierken kullanlan azlk. Bu ke-
limenin de Trkeye Farsadan geldii belirtilmemitir. Trke kkenli kelime
olarak gsterilmitir.100 Gnmzde kullanlmamaktadr.
mahrama makrama: Polonyada 1970li yllarda ok moda olan ve kadnla-
rn manto zerine rttkleri, duvarlara ss iin aslan kaln iplerden rlen rt.
Gnmzde de kullanlmaktadr.
makat makata: Divanlarn zerine rtmek iin yaplan rtler. Kelimenin
Trkeye Arapadan geldii Leheye Trkeden getii kaydedilmektedir.101 Bu-
gnk Lehede kullanlmamaktadr.
matara? bukak: Yolculua karken, savaa giderken iilecek suyun tand-
kap. Deriden yaplm, uval eklinde su mataras. Gnmzde askerlik terimi
olarak kullanlmaktadr.
meydan majdan: 1. Kylerde eskiden halkn topland yer. 2. Ormanda
aatan yaplm kulbe. 3. Eski Lehede avu ii. 4. Yine eski Lehede geni
dz yer. Bugn Varovann dousunda yazn sivil havaclk uularnn yapld
geni meydan olan kk bir kasabann ad Majdandr. Polonyada meydan adn
tayan ky ve kasaba says 146dr. Bu kelime Trke Szlkte Arapa kkenli
olarak verildii halde, Lehe kaynaklarda Farsa kkenli olduu yazlmaktadr.102
Leheye Ukraynaca zerinden geen kelime gnmzde insana ait eyalar anla-
mnda da ve yer ad olarak kullanlmaktadr.

99 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 352.


100 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 438.
101 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 446.
102 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 444.

353
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

mutkal? metkal: Mobilyaclkta kullanlan ynl kaln bir eit kuma.


Gnmzde de kullanlmaktadr.
sahan sagan: Byk mutfak tenceresi, bakrdan yaplm kap. Kelimenin
Arapadan Trkeye geldii belirtilmemitir. Trke kkenli bir kelime olarak
verilmektedir.103 Gnmzde kylerde kullanlmaktadr.
sepet sepet: Eski Lehede Trkedeki anlamyla kullanlmtr.
tasma tama: Yaygn olarak Trkedeki ip, ba karlnda gnmzde de
kullanlmaktadr.
Topukale Topczykale: Polonyann kuzey dousunda bulunan Biaystok
vilayetine bal eski devirlerde ounlukla Tatarlarn yaad bir ky ad. Ky
gnmzde de bu ad tamaktadr.
yar yar: Trkedeki uurum, vadi anlamyla Lehede de kullanlmaktadr.
yastk jasiek Trkedeki anlamyla gnmzde de kullanlmaktadr.
yurt jurta: Anadolu ve Orta Asya Trklerinde, Moollarda ve Gney Si-
birya kesiminde geyik derisinden yaplan adrlara verilen ad. Gnmzde kul-
lanlmamaktadr.
yk juk: Bagaj, yk, arlk. Gnmzde de kullanlmaktadr.
zil ele: Trkedeki anlamyla mzik aleti olarak kullanlmaktadr.
zurna surma: Eskiden Polonyada askeri bandoda kullanlan dou algs.
Trkeye Farsadan geldii, Trkeden Leheye getii kaydedilmektedir.104 G-
nmzde kullanlmamaktadr.

V.1.e. Kavim, Bitki, Hayvan Adlar ve Tp le Alakal Kelimeler


avar olbry: Bu kelime Avar Trklerinin adndan gelmektedir. Lehede olbry,
olbr dev demektir. Gnmzde de kullanlmaktadr.
badijan badian: (bot. llicium verum): inde ve Gney Malezyada bulu-
nan meyveli ve kokulu bir aa tr. Parfmeride kullanld belirtilmektedir.
Kelimenin Leheye ne zaman geldii belli deildir. Gnmzde de kullanlmak-
tadr.
birkut birkut (zool. Haliaeetus albicilla): Sularda yaayan daha ok balk
avlayarak geinen uzunluu bir metre kanat anca 2,5 m olan iri bir ku. Asyada
ve Avrupada Polonyann da kuzeyinde gller blgesinde grlen bir ku tr.

103 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 662.
104 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 714.

354
Trk slam Kltrnn ve Sanatnn Polonya Kltrne ve Sanatna Etkisi

boa buhaj: Damzlk boa. Kelimenin Trkeden Ukraynacaya oradan da


Leheye geldii kaydedilmektedir.105 Gnmzde de kullanlmaktadr.
karalk karaluch: Hamambcei. Kara sznden gelmekte ve renk unsuru
ne karlmaktadr. Gnmz Lehesinde de kullanlmaktadr.
kendir kendyr: Trkedeki anlamyla bir bitki ad olarak hl kullanlmak-
tadr
komondor komondor: Macaristanda bulunan bir kurt kpei cinsi. Ma-
carcaya Trkeden geldii ve oradan da Leheye getii kaydedilmektedir.106 Hl
kullanlmaktadr.
kuyruk kurdiuk: Koyun ve kuyruklar yal dier hayvanlar iin kullanl-
mtr. Trkeden Rusaya oradan da Leheye getii kaydedilmektedir.107 Gn-
mzde kullanlmamaktadr.
porsuk borsuk: Melez, emiciler ailesinden bir hayvan. Gnmzde de kul-
lanlmaktadr.
sazan sazan: Kara Deniz, Hazar Denizi ve Aral Glnde ok bulunan bir
balk eidi. Kelimenin Trkeden Rusaya oradan da Leheye getii kaydedil-
mektedir.108 Gnmzde sazan yerine karp kelimesi kullanlmaktadr.
tabun terpuga- (zool. Hexagrammos): Okyanusta yaayan bir balk. Keli-
menin Trkeden Rusaya oradan da Leheye geldii belirtilmektedir.109 Gn-
mzde de kullanlmaktadr.
tarakan? karakon veya karaczany: Hamam bcei. Gnmzde de kulla-
nlmaktadr.
temlik temblak: Krk ve kklarn tutmas iin kullanlan tahtack. Hl
kullanlmaktadr.

V.1.f. Fiiller
bavurmak bisurmanin: Trkedeki anlam ile hibir alakas olmayan bir an-
lamda Tanrya inanmayan kimse anlamnda kullanlmaktadr.
gmek koczowa: Dalarda yaayan adrlarda kalan, hayvanclkla ge-
inen gebeler. Bu fiilden tremi koczowisko (gebe yurdu), koczownictwo
(gebe topluluk), koczowniczy (gebelik), koczownik (gebe) eklinde kul-
lanmlar vardr. Kelimenin Trkeden Rusaya oradan da Leheye getii kay-
dedilmektedir.110 Gnmz Lehesinde ilek bir fiil olup hl kullanlmaktadr.

105 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 96.
106 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 371.
107 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 409.
108 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 668.
109 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 759.
110 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 361.

355
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

haydamak hajdamak: XVIII. yzylda Ukraynal kyllerin Polonyal soy-


lulara kar giritikleri ayaklanmalarda kullandklar saldr anlamnda bir szck.
Kelimenin hajda (hayda), hajdawery (haydaveri), Macarca ve Lehede hajduk
(hayduk) eklinde kullanmlar vardr. Kelimenin Trkeden Ukraynacaya oradan
da Leheye getii kaydedilmektedir.111 Gnmz Lehesinde kullanlmaktadr.
menzil almak manzylowa veya maszerowa: Yry yapmak. Asker y-
ry. Gnmzde maszerowacz eklinde askerlerin tren yry olarak kul-
lanlmaktadr.

V.2. Dier Trk Lehelerinden Leheye Geen Kelimeler


Moollarn, Avrupaya XII. yzylda yaptklar aknlarda Mool ordusunda bu-
lunan Trk asll askerler tarafndan tanm kelimelerle balayan bu kol, Tatar
ve Karay Trkleri bata olmak zere Krgz, Trkmen, Kazak, zbek ve dier
Trk boylarndan gelen szlerle devam eder. Tatar ve Karaylar asrlarca Slav top-
lumlaryla ii ie yaam olmalarna ramen Polonyal Slavlarn diline fazla ke-
lime satamamlardr. nk merkezi ve baskn Slav kltr, kltrel deerler
ve kelimeler almak yerine, daha ok kelime satm zamanla bu gruplar kltr ve
dilleriyle beraber tarih sayfalarndaki yerlerine gndermitir. Bu yzden gnmz
Polonyasnda Karaylarn sadece ad kald gibi Polonya Tatarlarnn bir ksm da
Slavlam ve XVII. yzylda kendi dillerini konumaktan vazgemilerdir.
aamak rumak: Tatar Trkesinden gelen bu kelime, Trklerde sava iin
saklanan ve eitilen kabiliyetli at olarak gnmzde de kullanlmaktadr.
avul au: Tatar Trkesinden Leheye gemitir. Kafkaslardaki dallarn
dilinde ve Krm Tatarlarnda veya Orta Asyadaki gebe Trk kabilelerinde ky,
kasaba demektir. Bu anlamyla gnmzde de kullanlmaktadr.
bal bat: Byk Tatar davulu. Gnmzde kullanlmamaktadr.
barhan barchan: Krgz Trkesinden Leheye geldii kaydedilmektedir.
Rzgrn estii yn gsteren yarm ay eklindeki alet. Gnmz Lehesinde de
kullanlmaktadr.
behintat bachmat: Eskiden Tatatarlarn ve Polonyallarn tknaz yapl,
uzun yola dayankl binek atlarna verdikleri ad. Gnmzde de kullanlmaktadr.
brek borek: Polonya Tatarlar ve Karaylar tarafndan Leheye tanm ve
hl kullanlmaktadr.
bulan buany: Hafif sarya alan renkte doru at. Bu kelime Leheye, zbek
Trkesinden gelmitir. Gnmzde de kullanlmaktadr.

111 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 265.

356
Trk slam Kltrnn ve Sanatnn Polonya Kltrne ve Sanatna Etkisi

bulav buawa: 1. Eski Polonyada Hetmanlarn kullandklar talarla ssl


mareallik sembol topuz. 2.Trk-Tatar silah. Kaynaklarda bu kelimenin Trk-
eden gelmi olabilecei kaydedilmektedir.112 Gnmzde kullanlmamaktadr.
amak czumak: Tatar Trkesinden Ukraynacaya oradan da Leheye ge-
mitir. Eskiden Ukraynada kyden kye eya, yk tuz ve dier ihtiyalar kz
arabasyla tayan kimse olarak verilmektedir. Bugnk Lehede kullanlmamak-
tadr.
apul czambu: Silahl Tatar askerleri grubu. Tarihi romanlarda ve edebiyat
dilinde kullanlmtr. Gnmzde de kullanlmaktadr.
ara czara: Trke ve Moolca bir kelime olarak gsterilmektedir. 1. Ksa,
geni, ayakl bardak. ki ve su dnda dier ieceklerin sunulduu bir kap. G-
nmzde yaygn olmamakla birlikte bu anlamyla kullanlmaktadr. 2. flemeli
mzik aletlerinin en geni ksm. Ayrca deyim olarak czara goryczy yani insan
hep mutlu olmaz anlamnda kullanlmaktadr.
kalpak kopak: XV. yzylda Polonyada ok popler olan ve Tatarlar tara-
fndan kullanlan silindir eklindeki erkek apkas. Gnmzde de kullanlmak-
tadr.
kapan kapkan: Tatar Trkesinden Leheye getii kaydedilmektedir. 1.
Avclkta kurt, tilki gibi hayvanlar avlamak iin kurulan tuzak aleti. 2. Kurt ve
tilki cinsi kk bir hayvan. Gnmzde de kullanlmaktadr.
karakul karaku: Karagl, zbekistanda bir ehir. 1. Asyada yaayan ok
ynl koyun cinsi. 2. Bu koyun cinsinin kuzu derisi. Gnmzde de kullanl-
maktadr.
karsak korsak (zool. Vulpes corsacs) Krgz Trkesinden getii kaydedi-
len kelime tilkigillerden bir hayvan olarak verilmekte, Asya ve Avrupa steplerinde
yaad, gnmzde korunmaya alnd belirtilmektedir. Hl kullanlmaktadr.
kmz kumys: Btn Trk lehelerinde kullanlan kmz, Asya ve Avrupada
Trklerin stten yaptklar iki olarak tanmlanmaktadr. Gnmz Lehesinde
de kullanlmaktadr.
ko kosz: Kazak ve Tatarlarda askeri birlik. Gnmz Lehesinde de kul-
lanlmaktadr.
kulan kuan (zool. Eguus hemionus): Tatar Trkesinden geldii belirtilen
kelime, Orta Asyada yaayan memeli hayvan olarak tanmlanmaktadr. Gn-
mzde de kullanlmaktadr.
kurgan kurhan: Tatar Trkesinden Leheye geen bu kelime Ukrayna,
Orta Avrupa ve skandinavyada kent anlamnda kullanlmaktadr. Gnmz
Lehesinde de kullanlmaktadr.

112 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 97.

357
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

suhak suchak (zool. Saiga tatarica): Tatar Trkesinden gelen bu kelime


Orta Asyada yaayan, sar, krmz renkte iri bal gl bir hayvan olarak ta-
nmlanmaktadr. Kelimenin Tatar Trkesinden Ukraynacaya oradan da Leheye
geldii belirtilmektedir.113 Gnmzde kullanlmamaktadr.
alvar szarawary: Tatar Trkesinden gelen bu kelime, Trkedeki anlamy-
la gnmzde de kullanlmaktadr.
tarpan tarpan (zool. Eguus gmelini): Krgz ve Tatar Trkesinden gelen bu
kelime yabani at anlamnda eski Lehede kullanlmtr.
yamurluk jarmuka: Trkedeki anlamyla hi ilgisi olmayan Yahudilerin
balarna koyduklar yuvarlak kk takke (kippa) olarak gnmzde krsal ke-
simde kullanlmaktadr.
yarlk jaryk: Tatar Trkesinden Leheye gemitir. Trk hkmdarlar-
nn zellikle, Altnordu devletinde ve Krm hanlnda fethedilmi topraklarn
prensleri iin emirler ieren padiah buyruu. Gnmzde de bu anlamyla tarihi
metinlerde kullanlmaktadr. Bu kelime Tatar lehesinden Polonya diline gemi-
tir.
yiit dygit: Gen, cesaretli delikanl. Kelime, Kazak ve Krgz Trkesin-
den (cigit) Rusaya oradan da Leheye gemitir. Kafkasyadan gelen atl. Ata
binmede usta kii. Eski metinlerinde ve konuma dilinde ok geer. Podlasie
(Polonyann kuzeydousu) blgesinde ok hzl araba kullananlara da cigit denil-
mektedir. Gnmzde de kullanlmaktadr.
Grld gibi Leheye gelen kelimeler ya geldii dildeki aslna yakn veya
Lehe syleyie uygun hle getirilerek ya da yeni bir kavram eklinde kullanl-
maktadr. Her dil kendini yenilemeye alr. Nietszchenin ifadesiyle derisini
yenilemeyen ylan lr, kendini yenilemeyen diller de lmeye mahkmdur. Eski
Lehede ok olan Trke kkenli kelimler gnmz Polonyacasnda ok azdr.
Trk slam medeniyeti Osmanllar dneminde kendine zg yapsyla ve gcyle
btn dnyann dikkatini ekmi ve onu tanmak iin doulu ve batllarda me-
rak uyandrmtr. Etki, g ile alakal bir husus olduu iin her ynden gl
devletler ve toplumlar bakalarn daha fazla etkilemektedirler.

VI. Edebiyat Ynnden Etki


Avrupa lkelerinin ounda olduu gibi Polonya edebiyatna Dou edebiyatla-
rnn (Hint, Arap, Trk ve ran gibi) genel bir etkisi sz konusudur. Edebiyat
ynnden Trkiye ve Polonya etkileimine bakldnda, Trk edebiyatnn za-
yf da olsa Polonya edebiyatn etkiledii grlr. Polonya edebiyatnn ise Trk
edebiyatn pek etkilemedii sylenebilir. Trk edebiyatnn Polonya edebiyatn

113 Jan Tokarski, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, s. 711.

358
Trk slam Kltrnn ve Sanatnn Polonya Kltrne ve Sanatna Etkisi

etkileme ynne bakldnda iki boyut ile karlalr. Birincisi konular ynn-
den, ikincisi edebi trler ynndendir. Edebi trler ynnden etki zayf olmasna
ramen, edebiyatta ilenen konular ynyle etki daha yksektir.

VI. a. Konular Ynnden Etki


Polonya edebiyatnda Trklerin ve Trkiyenin, Trk edebiyatnda da Lehlerin
ve Lehistann konu edildii pek ok iir, hikye, roman, tiyatro, deneme, hatrat
ve seyahat eserleri vardr. Bu da edebiyatta konular ynnden etkilenmeyi do-
urmutur. ki lke edebiyatnn ortak konular var mdr? Elbette vardr. Ayn
savalarn anlatld iirler, romanlar ortak konulardan biridir. XVII. ve XVIII.
yzylda Avrupada ve daha sonra Polonyada ark kltr modasnn gelimesiyle
arka ait eserleri okumak ve evirmek popler hle gelir. ark edebiyatlarndan
yaplan evirilerle dounun egzotik dnyasn tanma imkn elde eden Avrupa-
llar, Franszcaya evrilen Bin Bir Gece Masallar, Sinbad, Kelime ve Dimne gibi
ark eserlerini Franszcadan kendi dillerine evirtirler. Polonyada, XVIII. yzylda
arka ait konulara eserlerinde fazla yer verenlerden biri Ignacy Krasickidir (1735-
1801). Trk motiflerini Fars ve Arap edebiyatndan etkileri eserlerinde bulmak
mmkndr. talyan kkenli tarihi, para koleksiyoncusu, papaz, yazar Albert-
randi, Jan Chzrciciel (1731-1808) adyla Varovada ikamet etmi ve eserlerinde
arka, Trklere ait unsurlar ilemitir. Julian Ursyn Niemcewicz(1758-1841)
Jozef Swietorzecki (1876-1936) ve Karpinski gibi isimlerin eserlerinde de ark
motiflerine rastlanr.114
Polonyada, XVII. yzyln ikinci yarsnda Asya lkelerinden kitaplar getir-
terek ktphanelerini zenginletirme ve bu kitaplardan arka ait yeni konula-
r renme anlay geliir. Polonyann son kral Stanislaw August Poniatowski
dneminde (1764-1795) bu modann in ve Trk kltr ve edebiyatn daha
yakndan tanma eklinde srdn kaynaklardan renmekteyiz.115 XVIII.
yzylda Polonyaya gelen yabanc diplomatlarn ark kitaplar koleksiyonlar Po-
lonyal soylu ailelerce rnek alnr. Bunlardan Avusturya Elisi Karol Reviczky,
tannan bir oryantalist olup, Polonyada bulunduu dnemde Trk taktik klavu-
zu ve Hafzn iirlerini Almancaya evirmitir. Polonya krallnn stanbuldaki
son elisi olan Jan Potocki ve kardeinin de ark kitaplar koleksiyonu zengin-
dir. 1782de ngiliz William Hodges, elinin kardei Seweryn Potockiye Farsa
elyazmalar vermitir. Bu elyazmalarn 1801de Potocki, Jozef Dzierzkowskiye
vermitir. Jan Potocki, Franszcaya evirilerden Sadinin Glistann ve Hafzn
iirlerini okuyarak ark edebiyatn yakndan tanmaya alr. ark edebiyat ze-
rine tantm yazlar da okuyan ve eserlerinde ark motiflerinden faydalanan, Trk
edebiyatnda Kad tipini ok beenen Potocki, dou edebiyatlarnda aile mut-

114 Janusz-Shahla Kazmova Krzyzanowski, Nazm Hikmet Rubailer, Varova, 2014, s. 216-228.
115 Woycicki, s. 12.

359
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

luunun her eyin stnde tutuluunu da takdir eder.116 Ona gre, batl ekono-
mistler ark edebiyatn okursa ve ondan faydalanrlarsa ok iyi olur. Trke bilen
Potocki, Macarcann Trke ile ayn kkten gelmesi dolaysyla Macarca ile de
ilgilenmitir.117
XVIII. yzylda Waclaw Rzewuski (1785-1831) elyazmalar ve ark kitaplar
toplayanlardan biridir. Douya ok seyahat eden Rzewuski, mektup sipariiyle
kitap edinir. Ceylan derisi kapl elyazmas Kuran- Kerime, Ktip elebinin
Cihannmasna, Kahireden ald Bin Bir Gece Masallarna ve arka ait yzler-
ce elyazmas esere sahip biridir. Rzewuski lnce, ondan kalan kitaplar Viya-
na Ktphanesine, Petersburgdaki Dou Dilleri Ktphanesine, Varova Milli
Ktphanesine ve baka yerlere satmlardr.118
Avrupa kltrne renk ve yenilik katmak maksadyla zaman zaman Avrupada
ykselen ark modas, Dounun kltr dnyasn daha yakndan tanma merak
uyandrr. XVIII. yzylda bu yzden dou elyazmalarna ve kitaplarna ilgi daha
yksekti. Kitaplar bir hal veya vazo gibi ss unsuru olarak konaklarda bulun-
durmaya balayan Avrupal zenginler bylece okumaya ve bilme nem verdikle-
rini de gstermek istiyorlardr. Bu maksatla Polonyada ark kitapl olan nemli
isimlerden biri August Czartoryski ve olu Prens Adam Jerzy Czartoryski idi.
Dou kitaplar koleksiyonunu oaltmak, yeni kan szlkleri ve nemli eserleri
edinmek maksadyla Adam Czartoryski; stanbulda Broniewski, Viyanada Jozef
Hamidi, Petersburgda Wiesiolowskiyi, Pariste Pougensi bulunduruyordu.119
Genelde ark zelde Trk edebiyatnn XVIII. asrdaki Polonyada Avrupa ve
Polonya edebiyatna eletiri bakmndan yeni bir imkn saladn gzlemlemek-
teyiz. Beenilmeyen kral ve yneticileri edebi eserlerde, konu arkta geiyormu
gibi ilemek suretiyle eletirmilerdir. Bu da Avrupa ve Polonya edebiyat eletiri-
sine ark zerinden yeni bir boyut kazandrmtr.
Polonya edebiyatnn milli airi kabul edilen Adam Mickiewicz (1798-1855),
Krmda kald 9 ay sresince (1825) ezan sesini duyar ve ondan etkilenir. Bu
etkilenmeyi Sonety Krmskie/ Krm Soneleri (1826) balkl eserindeki Bakcze-
saray w nocy/ Gecede Bahesaray iirinde romantik unsurlar arlkl dile getirir.
Oryantalizmi, tarihin ve doalln kaynan aramak iin Krmda bulunan air,
etkilenmesini yle dillendirir:
Camiden dindar insanlar kar
Ezan sesi gecenin sessizliinde kaybolur
Utancndan yakut rengini alnca ufuklar

116 Jan Potocki, Podroz do Turek, Krakov, 1924, s. 25, 50-53.


117 Jan Reychman, W sprawie pochodzenia wyrazu czekan / ekan Kelimesinin Menesine Dair, Jzyk
Polski, S.3, 1954, s. 133.
118 Kotwicz, s. 97.
119 Jan Reychman, W sprawie pochodzenia wyrazu czekan / ekan Kelimesinin Menesine Dair, s. 99.

360
Trk slam Kltrnn ve Sanatnn Polonya Kltrne ve Sanatna Etkisi

Gecenin gm kral, sevgilisine dinlenmeye gelir


Minareden glge buraya der.
Trk slam edebiyatnn ve sanatnn toplumsal yaaya ve bir yabanc airin
muhayyilesindeki yanksn bu msralarda bulmaktayz.

VI. b. Edebi Trler Ynnden Etki


Trk edebiyatna ran edebiyatndan gelen rubainin XIX. ve XX. yzyl Polonya
edebiyatn edebi trler ynnden etkileme noktasnda Trk edebiyat Polonya
edebiyatn hem dorudan hem de dolayl olarak etkilemitir. Ancak Polonya
edebiyatnn edebi trler ynnden Trk edebiyatna bir etkisi sz konusu de-
ildir. XIX. ve XX. yzyl Polonya edebiyatnda birka airin rubai yazmas ve
rnlerini rubaijjat balkl kitaplarda toplayp yaymlamalar bu etkinin kant-
dr. Polonyal edebiyatlarn rubai yazmalar Trk ve ran edebiyatnn ortak et-
kisi olarak deerlendirilmelidir. nk Polonya edebiyatnda rubai modas Trk
edebiyatndan olduu kadar klasik ran edebiyatndan zellikle mer Hayyam
etkisinden kaynaklanr. Tadeusz Miciski (1873-1918), Maria Pawlikowska-Jas-
norzewska (1891-1945) ile Polonya Tatar iki air Musa Czachorowski (1926) ve
Selim Chazbijewiczin (1955) ran ve Trk edebiyatlarndan etkilenerek rubai
yazdklar kanaatindeyiz. Tadeusz Micinski, ran edebiyatndan etkilenerek ru-
bailer yazarken, Maria Jasnorzewskann stanbulda kald 6 aylk sre zarfnda
Trk edebiyatndan etkilendiini kabul etmek daha doru olur. Polonya Tatar
Musa Czachorowski ve Selim Chazbijewicz ise Trk ve ran edebiyatndan etkile-
nerek rubailer yazmaktadrlar.
Polonya edebiyatnda Rubaiyyat kavram ile karlanan Rubai tarz iir evi-
rileri, Mloda Polska/Gen Polonyallar adl 1890-1920 yllar arasnda hareket
hline gelen anlayn temsilcileri tarafndan yaplmtr. Bu erevede klasik ran
edebiyatndan mer Hayyamdan oryantalist air Waclaw Damian Rolicz-Lieder
(1866-1912) rubailer evirmitir.
Polonya edebiyatnda rubainin gelimesinde felsefi iirin Polonya edebiyatn-
da geleneksel olarak gl olmasnn etkisi gz ard edilmemelidir. nk Polon-
ya iirinde gl bir felsefi damar vardr. Kiprian Kamil Norwid gibi bir felsefeci
yazar ve airi XIX. yzylda yetitiren Polonya edebiyatnda, rubaiye merak uyan-
masnda bu damarn rolnn olduunu dnmekteyiz.
Klasik ran edebiyatndan rubai evirileri yapan ve daha sonra kendi rubai-
lerini yazan ayn zamanda Polonya edebiyatnda ilk rubai denemesi yapan air-
lerden biri Tadeusz Micinskidir. Micinski, neoromantik ve empressionist tarzda
yazd iirlerle bilinir.
Trk edebiyatndan etkilenerek rubai yazanlar arasnda Maria Pawlikows-
ka-Jasnorzewska saylabilir. nk iki sava aras dnemde eserlerini veren air,
1920li yllarda Trkiyeye yapt gezi srasnda, zellikle stanbuldan ok etki-

361
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

lenmi ve bu etki altnda birka iir yazmtr. airin Polonyallar tarafndan bile
az bilinen bu gezisi ve Trkiye etkisiyle yazd sava konulu rubaileri nemlidir.
XX. yzyl Polonya edebiyatnn Tatar kkenli airi Musa Czachorowskinin
rubai balkl kitabnda 56 rubaisi vardr. Bu rubailerden bazsn Krakovlu Tr-
kolog Grazyna Zajac, Kbrsl air Blent Fevziolu ile birlikte Trkeye evir-
milerdir.
Cisza majasne oczy. Lubi tak cisz. / Gzleri sessizliin ak renktedir. Severim
bylesi sessizlikleri.
Patrzyszna mnie i milczysz, a ja wszystko sysz. / Bakyor ve susuyorsun bana.
Suskunluunda duyuyorum her eyi.
Czuotwych ust smakuje nadchodzcym latem: / Aznn efkati yaklaan yazn
tadndadr:
Cisza nas obejmuje, unosi, koysze... / Kucaklayp kaldryor, sallyor... Sallyor
sessizlik bizi...
Pamitam, e widziaem kiedy dzikie konie / Hatrlyorum, bir zamanlar
yaban atlar grdm.
Pasy si na mego dziecistwa jasnej stronie / ocukluumun kl tarafnda
otladlar.
Oddali si ju ttent, coraz cichsze renie / Uzaklaan kinemelerle silindi takrt
sesleri de
Pdcie, dugogrzywe, niebawem was dogoni... / Ey uzun yeleliler, koun, yakn-
da yetiirim sizlere...

Dugonie potrafiem nazwa tej mioci / Bu ak uzun sre adlandramadm


Tyle w niej byo podania, tyle zoci... / inde o kadar istek ve fke vard
Teraz cay jestem twj i ty caa moja. / imdi tamamen seninim ve sen de be-
nimsin
Swoj do przejrzyst podajesz mi z ciemnoci / Karanlkta bana temiz elini
uzatyorsun
Polonya edebiyatnda son zamanlarda rubai tarzn yeniden canlandranlar
arasnda Selim Chazbijewiczin adn anmak gerekir. 1998de yaymlad Ruba-
ijjat albo czterowiersze balkl eserinde rubaileri bulunmaktadr. Mslman bir
airin Allah ann rubailerde bulmak mmkndr. Swiatwo sufich Nakszbandi
/ Nakibendi Sufi I balkl eserinde Allaha yalvarlarn dile getiren rubaileri
vardr:
Wieczne wspomnienie Boga wsrod upalnej drogi / Sonsuza kadar Alllah scak
yolda anmak

362
Trk slam Kltrnn ve Sanatnn Polonya Kltrne ve Sanatna Etkisi

Pyl dlawi nasze gardwa, osrty kamien-nogi / Toz boazmz trmalyor, talar
da ayaklar
Skwar spopiela usta, slonce spala oczy / Dudaklar kllemi, gne gzleri yakyor
I raj boskiego Swiatla-ogrod w sercu blogi / Ve kalbinde Allahn cennetinin -
...
Son yllarda hem Trk hem de Azerbaycan edebiyatndan rubai evirileri ya-
plmaktadr. Bu noktada anlmas gereken ok yakn zamanda yaymlanm Na-
zm Hikmet, Rubaileri balkl eseridir.120

Sonu
Trk slam sanatnn Polonya topraklarnda hiyerarik nem derecesine bakl-
dnda, bilhassa XVII. ve XVIII. yzylda giyim-kuam tarz, hallar, sava alet-
leri ve binicilikle ilgili takmlarn ilk srada geldii grlr. Polonya dokuma ve
dkm endstrisine; kumalara, hallara, metal ss dekorasyonlarna, ki sadece
kuyumculuk alannda deil, sava aletleri ve silahlar ile binicilik ile ilgili Trk
slam sanatnn etkisinin XX. yzyln balarna hatta II. Dnya Savana kadar
srd sylenebilir. Douya ait desenlerin kitap kapaklarnda, seramik, ini ve
mutfak rnlerinde kullanld ve bu anlayn gnmzde bile zayf da olsa
srd vurgulanabilir. zelde Trk slam, genelde Dou (Fars, Arap, in ve Ja-
pon) sanatnn tezahrlerini Polonyadaki arivlerde ve mzelerde Trk tarz ekil-
lerle ve renklerle boyal kil kselerde, srahilerde, kumalarda, hallarda, seramik
kaplarda, deerli kuma desenlerinde, silahlar ve adrlarda bulmak mmkndr.
Ancak Trk, ran, Japon ve in tarz Dou seramikleri, Polonyada asrlar ierisin-
de kaybolduu iin gnmz Polonya seramik sanatna etkisi zayftr.
Trkiye ve Polonya uzak corafyalarda olmasna ramen birbirine yakn iki
devlettir. Bu yaknlk zellikle Trk sanatnn, dilinin ve edebiyatnn Polonya
kltr ve sanat hayatn daha fazla etkilemesine yol amtr. Polonya kltr de-
erlerinin ve sanat estetiinin Trk medeniyetine etkisi ise daha azdr. Trk slam
kltr ve medeniyeti byklne paralel olarak kuvvetli etkileme gcne sa-
hiptir. Bu yazda sunulan rneklerde de grld gibi bilhassa Polonyal soy-
lular arasnda Trk gibi giymek, Trk gibi yemek anlay bu etkinin kantdr.
Polonyada bilhassa erkek giysilerinin XVIII. yzylda arlkl olarak Trk tarz
zellikler gstermesi vurguladmz etkinin kantdr. Trk elisi Vasf Efendi
Berline giderken Polonyadan gemi ve bu corafyada yaayan insanlarn Tatarlar
gibi giydiklerini yazmtr.121 Bu da sylediklerimizin kant olmasnn yannda iki
asr evvel bir Osmanl bykelisinin gznden dnemi yanstmas bakmndan
nemlidir. Polonya kltrnde Trk tarz hal ve kilim motifleri, altn ve gm

120 Bu eviriyi Trkeden Janusz Krzyzanowski ve Szahla Kazimova yapmtr.


121 Jerzy Pietraszewski, Nowy przekad dziejopisw tureckich, dotyczcych si historii polskiej, Berlin, 1896, s. 58.

363
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

taklardaki sslemeler, ev ii ve d dekorasyondaki Trk esintileri, iki lkenin s-


nr komusu olduu XVI. yzyldan gnmze zaman zaman glenerek devam
etmektedir. 2014, iki lke arasndaki ilikilerin 600. yl olmas sebebiyle dev-
let ve sivil toplum kurulular baznda iki Trk ve Leh milletinin birbiriyle olan
balarnn yeniden gzden geirildii pek ok etkinlikle kutlanmtr. 600. ylda
yaplan almalar da gsterdi ki, Trk slam kltr ve sanat Polonya kltrn
ve sanatn pek ok ynden etkilemitir. Bu etki zerine yazlm Lehe kitaplarn
Trkeye evrilmesiyle Trk kltrnn ve sanatnn Polonya kltrn ve sana-
tn ne kadar geni apta etkiledii daha iyi bir ekilde grlecektir.

364
Trk slam Kltrnn ve Sanatnn Polonya Kltrne ve Sanatna Etkisi

Bibliyografya
ABRAHAMOWCZ, Zygmunt; Turkic Geographic Names Qai and Qai Sarayi in
Crimea (Krmda Kai ve Kai Saray Trke Yer Adlar, Folia Orientalia, S.6, 1965,
s.244.
JANKOWSK, Henryk; Nazwy osobowe Tatarow litewsko-polskich (Litvanya-Polonya
Tatarlarnn Kii Adlar), Rocznik Tatarw Polskich, S.4, 1997, s.59-90.
------------------; Tama and Tamaq in Crimean Place Name / Tama ve Tamag Krmda Yer
Adlar, Folia Orientalia, S.33, 1997, s.59-64.
------------------; On Polish Tatar Names Mucha and Muchohon, Studia TurcolocigaCra-
coviensia, S.5, 1998, s.135-140.
KOWALSK, Tadeusz; W sprawie metodologii bada zapoycze tureckich w jzykach
sowiaskich / Trkeden Slav Dillerine Geen Kelimeler zerindeki Metodolojik
Aratrmalara Dair, Sbornik Praci I., Sjezda Slovanskych Filologu v Praze 1929,
s.554-546.
------------------; Objanienie wyrazw tureckich / Trke Kelimelerin zah, Pamitniki
Janczara, S.63, (Yaymalayan: Jan o), 1912, s.389-403.
------------------; W sprawie zapoycze tureckich w jzyku polskim / Trkeden Polonya
Diline Girmi Olan Kelimelere Dair, Symbolae Grammaticae in Honorem J. Rozwa-
dowski, S.2, 1927, s.347-353.
------------------; Nieco o wpywie tureckim na jzyk Polakw z Adampola / Polonezkyde
Yaayan Polonyallarn Diline Trkenin Etkisi, Rocznik Tatarski, S.1, Vilno, 1932,
s.21-33.
KRZYZANOWSK, Janusz-Shahla Kazmova, Nazm Hikmet Rubailer, Varova, 2014
Leksykon wiedzy o Turcji / Trkiye Bilimsel Leksikonu, (Redaktor: Prof. Tadeusz Majda),
Dialog Yaynevi, Warszawa, 2004.
OZNSK, Wadysaw; Patrycjat i mieszczanstwo lwowskie w XVI i XVII w. / XVI. XVII.
Yzylda Lvivdeki Burjuvazi, 2. bask, Lwow, 1892.
MANKOWSK, Tadeusz; Orient w Polskiej kulturze artystycznej, Ossoliskich Yaynevi,
Wrocaw-Krakw, 1959.
------------------; Pasy Polski, Wroclaw, 1964.
MODZYSKA-NAWOTKA, Magorzata; O modach i strojach, Dolnolskie Yaynevi,
Wrocaw, 2004.
Nowy sownik jzyka polskiego, PWN Yaynevi, Warszawa, 2003.
PETRASZEWSK, Jerzy; Nowy przekad dziejopisw tureckich, dotyczcych si historii
polskiej, Berlin, 1896.
POTOCK, Jan, Podroz do Turek, Krakov, 1924.
REYCHMAN, Jan, W sprawie pochodzenia wyrazu czekan / ekan Kelimesinin Men-
esine Dair, Jzyk Polski, S.3, 1954, s.220-222.

365
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

------------------; Polski (gwar.) pajtasz = wgierski. pajtas = turecki payta / Lehede paj-
tasz, Macarcada pajtas, Trkede payta, Jzyk Polski, S.5, 1953, s.407-408.
STACHOWSK, Stanisaw, rda staropolskie do historii jzyka osmasko-tureckiego
(Eski Lehe Kaynaklarda Tarihi Osmanl Trkesi), Sprawozdania Komisji Jzykowej
Nauk Orientalistycznych, S.19/I, 1971, s.68-69.
------------------; Osmanich-trkische und tatarische Lehnwrter im Polnischen und ihre
Bedeutung fr dietrkische Wortgeschichte / Leh Dilinde Osmanl Trkesi ve Ta-
tarca Alntlarn Trke Sz Hazinesi Bakmndan nemi, B. Heinkle-Kellner, / M.
Stachowski (Hrsg.), Laut-und wortgeschichte der Trksprachen. Beitrge des Inter-
nationalen Symposiums, Berlin, 7. bis 10. Juli 1992, Wiesbaden, 1995, s.155-171.
SUSZKEWCZ, Eugeniusz; Remarques sur la langue turque des Armniens et sur
les emprunts turcs de larmnien / Ermeni Kpakasna ve Ermeniceye Geen Trk
Kelimelerine Dair Dikkatler, Rocznik Orientalistyczny, S.14, 1939, s.136-154.
------------------; Surma w jezykiem Polski / Lehede surma Kelimesi,Jzyk Polski,
S.26/3, 1946, s.76.
------------------; Dwa wyrazy pochodzenia wschodniego ogier i pajuk / Lehede ark
Meneli ki Kelime: ogier ve payuk, Jzyk Polski, S.34/3, 1954, s.225-227.
TOKARSK, Jan, Sownik Wyrazw Obcych / Yabanc Kelimeler Szl, Panstwowe
Wydawnictwo Naukowe, Warszawa, 1980, 830 s. (SWO).
TUREK, Wacaw Przemysaw; Sownik Zapoycze Pochodzenia Arabskiego w Polszczynie
/ Arapadan Leheye dn Gelen Kelimeler, Universitas, Krakw, 2001.
Trke Szlk, Trk Dil Kurumu Yayn, 7. bask, Ankara, 1983.
Wojna i Pokj / Sava ve Bar, (Redaktor: Prof. Tadeusz Majda), stanbul, 2000.
ZAJCZKOWSK, Ananiasz; Gosy tureckie w zabytkach staropolskich. I. Katechizac-
ja turecka Jana Herbiniusa / Eski Polonya Edebiyatnda Trke Kelimeler: I Jan
Herbiniusun Trke Din Kitab, Wrocaw, 1948.
------------------; O potrzebie studiw turkologicznych dla historyka kultury i jzyka
polskiego. Przyczynek do etymologicznego opracowania zapoycze tureckich w
jzyku polskim / Polonya Kltr ve Dil Tarihilerine Trkoloji Aratrmalar in
Gerekli Bilgiler: Trkeden Leheye Geen Kelimelerin Etimolojisine Dair, Jzyk
Polski, S.19, 1934, s.33-38.
------------------; O zapoyczeniach w jzyku polskim. I. / Lehede ark Meneli Kelime-
ler I, Jzyk Polski, S.1, 1936-1937, s.1-7.
------------------; O zapoyczeniach wschodnich w jzyku polskim. II. / Lehede ark
Meneli Kelimeler II, Jezyk Polski, S.4, 1937-38, s.33-39.
------------------; Pierwsza prba opracowania jzyka tureckiego w literaturze staropolski-
ej / Eski Polonya Edebiyatnda Trkeye Ait lk Deneme, Sprawozdania Warszaws-
kie, S.31, 1938, s.51-56.

366
Trk slam Kltrnn ve Sanatnn Polonya Kltrne ve Sanatna Etkisi

------------------; Staropolska nazwa yrafy Sarnapa / Z bada nad zapoyczeniami ori-


entalnymi w jzykupolskim / Eski Polonyada Zrefa Sarnapa arktan Leheye Ge-
len Alnt Kelimeler Aratrlmas, Jezyk Polski, S.26, 1946, s.19-22.
------------------; Z dziejw zapoycze orientalnych w polszczynie. I. haracz. II. tapczan
(Lehede ark Meneli Kelimeler: I - Hara, II - Tapan), Sprawozdania Komisji
Jzykowej Towarzystwa Naukowego Warszawskiego, S.3, 1949, s.145-154.
------------------; Staropolski talizman z historii zapoycze orientalnych (Eski Lehede
tlsm Kelimesi), Poradnik Jzykowy, S.5, 1949, s.1-6.
------------------; O kilku terminach eglarskich w pimiennictwie polskim od XVI w. /
Eski Polonya Edebiyatnda XVI. Yzyldan tibaren Denizcilikle lgili ark Meneli
Baz Terimler, Jzyk Polski, S.3, 1950, s.1-7.
YGULSK, Zdzisaw Jun; Stara bro w polskich zbiorach / Polonya Koleksiyonlarnda Eski
Silahlar, II. bask, Warszawa,1984.
------------------; Sztuka Turecka / Trk Sanat, Warszawa, 1988.
------------------; Sztuka islamu w zbiorach polskich / Polonya Koleksiyonlarnda slam Sana-
t, Warszawa, 1989.

367
Erken Dnem Macarlar Arasnda slam* 1

Osman KARATAY
Prof. Dr., Ege niversitesi, TDAE, Bornova - zmir

zet
M
acarlar 9. yy sonlarnda Don nehri boylarndan imdiki
yurtlarna g etmilerdir. Bu esnada Hazarn kuzeyin-
deki blge slamdan habersiz deildi ve ilk Mslman
Trk devleti de burada bulunan dil Bulgardr. Bu artlarda slam,
Macarlar arasna da erken bir tarihte girmitir. 1000 ylnda devle-
tin resmen Hristiyanl semesi ilk bakta Macar ota nezdinde
Mslmanlarn durumunu ve konumunu etkilememekle birlikte,
Romadan ve yerel kiliseden gelen bask ve kkrtmalar Macar kralla-
rn zaman zaman slama kar tavra zorlamtr. Skntl dnemler
olmakla birlikte, Macaristanda Mslmanlar dier Katolik lkelere
nazaran genellikle nispi bir rahatlk iinde bulunmulardr. Ancak
14. yy bayla birlikte bu lkede slam ortadan kalkm gzkyor.
Bunun sebebini ise Papalk basklarnda aramak gerekmektedir.

1* Bu blm Balkanlar ve slam: Dnm, Krlma ve Devamllk Uluslararas


Sempozyumunda (3-5 Kasm 2010, anakkale) sunulan Arpadllar anda Macarlar
Arasnda slam (895-1301) balkl bildirinin dzenlenmi eklidir.

369
Islam among Early Era Hungarians

Summary
H
ungarians migrated to what is today their soil at the end
of the 9th century. In those days, the Caspian steppes were
not without Islam, and the first Islamo-Turkic state, the
Volga Bulgar, was founded there. In these circumstances, Islam
penetrated also into the Hungarian realm in that age. At the first
glance, Christianization of the Hungarian court in the year 1000
did not influence situation and position of Muslims in the country
to a great degree, but oppressions and instigations from Rome and
the local Catholic Church often forced Hungarian kings to act aga-
inst Muslims. There happened repressions and stressful days, but
Hungarian Muslims were usually in a better situation compared to
other Catholic countries. Islam seems to disappear at the country
with the beginning of the 14th century. Its reason should lay in the
repressions instigated by the Papacy.

370
Erken Dnem Macarlar Arasnda slam

Giri
Bakurdistandaki yurtlarndan 5. yyn ikinci yarsnda Orta dil ve Don nehri
boylarna gelen ve aralarnda Trklerin de bulunduu eitli boylarn karmndan
oluan Macar birlii, 9. yy sonlarnda doudan gelen Peenek basksyla iyice
batya kaymak zorunda kalm ve bugnk Macaristan ve Erdeli yurt tutmutur.
Macarlarn bu hadisat anlatan, yazar belirsiz Gesta Hungarorum adl ilk eserleri
gten 310 yl sonra, 1205 ylnda yazlmtr. Dolaysyla bu eserde zerinde
kuku duyulabilecek nitelikteki haberler, gayet ciddi gelenekleri yansttklar
grlen haberlerle iie verilmektedir. Bunlardan birine gre 940larn sonlarnda
(Toksony zamannda) Bular (Bulgar) lkesinden byk bir smail ordasyla bir-
likte isimleri Billa ve Bou olan baz ok asil beyler geldiler Ayn zamanda yine
ayn blgeden Heten adnda ok asil bir sava geldi1 Bu gelenlere lkenin eitli
yerlerinden geni topraklar balanmtr.
Bu haberi gvenilir grmeyenler olduu gibi,2 geli yerini Harezm olarak
alanlar da vardr.3 Biz yenilerdeki bir almamzda buna deindik ve hem tar-
ihi artlara, hem de Bular kelimesinin kullanmna dikkat ekerek, bu gelen-
lerin dil Bulgardan olduklarn dnmeyi engelleyecek bir husus olmadn
dnyoruz; bunu da Toros Bulgarlar Anadoluya Nereden Geldi? balkl
makalemizde nerdik.4 bu haber isimsiz Macar vakayinamesinin sonunda ver-
ilmektedir ve bilhassa soylu baz ailelerin kklerini aklamay amalamaktadr.
Tm bunlarn ayn yllar iinde geldiini dnmek iin bir sebep bulunmuyor,
zira Bulgardan belki tek bir orda gelmitir ama Peeneklerden5 ve Harezmden
deiik ve mnferit geliler srmtr. Bu yzden tarihleme kesin bir zamana
oturmayabilir. Biz bunun 920lerin balarnda olduunu sanyoruz.
Bu tarihte dil Bulgarn yeni Mslman olduunu ve hemen slam nfusu
ihra ettiini dnmeye de gerek yok. 921 ylnda Mslman olma diye bir
ey yoktur. Grevlerinin ayrntsn bn Fazlandan rendiimiz Halifelik sefareti
Bulgara vardnda halk ve han zaten Mslmand. Belki han yakn zamanlarda
slam kabul etmiti ama halk iinde slamn belli bir derecede yerlemi ve
kklemi olduunu bn Fazlandan okuyoruz.6 Hatta 912 senesinde Azerbaycanl

1 Martyn Rady, The Gesta Hungarorum of Anonymus, the Anonymous Notary of King Bla: A
Translation, South and East European Review 87-4 (2009), s. 726-727.
2 Nora Berend, At the Gate of Christendom: Jews, Muslims and Pagans in Medieval Hungary, c.1000-1300,
Cambridge, 2001, s. 65.
3 Kroly Czegldy, Az rpad-kori mohamednokrl s neveikrl, Magyar strtneti Tanulmnyok,
Budapest, 1985, s. 99-100.
4 Osman Karatay, Toros Bulgarlar Anadoluya Nereden Geldi?, Tarih ncelemeleri, XXVI/1 (Temmuz
2011), s. 67-79.
5 Peeneklerin arasnda da Mslmanlarn bulunduu dnlr ve bunlar Macar vakayinamelerinde
belirtildii zere bu lkeye gelmilerdir (Nora Berend, At the Gate of Christendom, s. 66). Bildiim kadaryla
Peeneklerdeki slam konusunda mnferit bir alma bulunmuyor. Bu konuda Rus kaynaklarnda da
atflar vardr ve bir almay hak etmektedir. Kroly Czegldy, Az rpad-kori mohamednokrl, s. 100,
Macaristana gelen Mslman dalgalarna 1230larda gelen kumanlar arasndaki Mslmanlar da ekler.
6 bn Fazlan, bn Fazlan Seyahatnamesi, s. 46 vd.

371
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

dindalarnn cn almak iin Ruslarla din adna savaa girmilerdir.7 Dolaysyla


920lerden erken bir dnemde dil Bulgardan Mslman g tasarlamamak iin
bir sebep bulunmuyor.
stelik dil Bulgarda devletin resmen slama geiinden nce says az ve
gsz Mslmanlarn buralarda sknt yaamadklar konusunda bir ey bilmi-
yoruz. Kendilerine ynelik tazyikler de daha nceleri baz taifelerin yurtlarndan
ayrlmasna sebep olmu olabilir. Bu yzden Macarlara katlan ilk Bulgar
Mslmanlar iin, tamamen farazi olmak zere, tarihin n ak bulunuyor ve
900lerin bana kadar da gidebilir. Bunlar dman Hazar, tehlikeli bozkr (gay-
ri-Mslim Kpak ve Ouz) ve yaanmaz kuzey karsnda, deiik kkenlerden
oluan bir boy birliinden olumas itibariyle daha hogrl olmas beklenen
Macar birliine snmay tercih edeceklerdir.
Bu Bulgar Trklerine daha sonra ne olduunu bilmiyoruz. Yukarda bah-
sedilen henz yaymlanmam makalemizde ulatmz sonulara gre, bunlardan
bir taife ilk geldikleri gnlerde Arap gemilerine binerek Tarsusa gitmi ve 15. yy
balarna kadar Toroslarda varln srdren Bulgar oymaklarn oluturmutur.
Macaristanda kalanlarn zamanla hem dillerini, hem de kimliklerini kaybettikleri
anlalyor ki, 13. yy balarnda amda Macaristandan gelen Mslman talebelerle
konuan Ykut el-Hamev, onlarn slamlama serencamn yle renir: Bizden
ncekilerden baz kimselerden iittiime gre, eski zamanda bizim diyarmza Bulgar
lkesinden yedi Mslman gelmi, aramza yerlemiler. Sapklkta olduumuzu tatl
bir dille anlatmlar. Bize slamiyetin doru yolunu gstermiler.8 Bu bilgiyi ayn
yzyln sonlarnda yazan Marib de alntlar.9 Bu haberler ayn zamanda isimsiz
Gestadaki haberi desteklemektedirler.10
Bu haberde dikkat edeceimiz balca hususlar unlardr: dil Bulgar lkesin-
den deiik zamanlarda Mslmanlarn gelmesi ve Macaristanda slam yaymas
tabiidir ve her zaman iin beklenir. Ancak bu bilgiyi veren renciye gre lkes-
indeki 30 kadar Mslman ky gmen kyleri deildir. Belki bunu karlm
bir ayrnt olarak grebiliriz ama Macarlar arasnda, bilhassa kylerde slama
geilerin olduuna dair Papalk kaytlar vardr.11

7 Mesud, Murc ez-Zeheb (Altn Bozkrlar), ev. D. A. Batur, stanbul, 2004, s. 77.
8 Ramazan een, slam Corafyaclarna Gre Trkler ve Trk lkeleri, ikinci bask, Ankara, 1998, s. 132.
9 Ramazan een, slam Corafyaclarna Gre Trkler ve Trk lkeleri, s. 203.
10 Tadeusz Lewicki, Wgri i muzumanie wgierscy w wietle relacji podrnika arabskiego z XII w. Ab
Hmid al-Andalus al-arnaego, Rocznik Orjentalistyczny, 13 (1937), s. 110. Lewicki, 14. yy corafyacs
Ebl-Fidann da bu habere destek verdiini dnr. Ancak Bulardan gelen Mslmanlarn dil deil,
Tuna Bulgardan geldiklerine samimiyetle inanr. Delil olarak da Boris Han ile Papann 868 senesindeki
haberlemelerinde lkede Mslman varlna ima eden cmlelerin bulunmasn gsterir (Tadeusz
Lewicki, Wgri i muzumanie wgierscy w wietle relacji podrnika arabskiego z XII w. Ab Hmid
al-Andalus al-arnaego.).
11 Nora Berend, At the Gate of Christendom, s. 86, 153. Belki papalarn ve rahiplerin mevcut fkesini daha da
artran ey bu trden haberlerdi. Berend bunlar uydurma ve abart kabul eder. Zira bunun bir kayd yoktur
ve zaten ksa bir sre sonra Mslmanlar deil saylarnn artmas, ortadan kalkacaklardr. Hlbuki burada
birbirini destekleyen iki kayda, Katolik ikyetnamelerine ve Yakutun haberine sahibiz. Mslmanlarn

372
Erken Dnem Macarlar Arasnda slam

Kendilerini Macar kelimesinin eanlamls olarak kullanlan Bakrt ismiyle


tantrlar ki, bu esas Macar kitlesinden ayr grlmediklerinin ifadesidir. Za-
ten yukardaki cmle de byle bir etnik ayrm ima etmez. Ama Hristiyan olan
Macarlar kendilerinden baka bir topluluk olarak gstermek iin de bir aba
iindedir: Memleketimiz Frenklerden Hungar denen bir milletin lkesindedir.
Hungar kelimesi Trke Onourdan (On Boy) gelir ve ksaca Macar
birliinin ismidir.12 Daha sonra etnik bir ierikle bu birliin mensubu olan herkes-
in ismi haline gelmi ve Macaristan dnda, hemen tm Avrupada kullanlmtr.
Durum byle ise Bulgarlar nereye gitti? 30 kadar Mslman kynden en azndan
bazlar Bulgar asll olmal deil midir? Bulgar ile Bakrtn zdelemesinin
rneini bilmediimiz iin, o ynde bir yorum da yapamayacaz. imdilik tek
makul aklama, belirttiimiz gibi kimlik btnlemesi olabilir. Belki Bulgar ke-
limesi yakndaki dman ve Hristiyan olan Tuna Bulgar da artracandan,
Macar anayurdundaki bir halk olan ve isimleri Macarlkla eanlaml kullanlan
Bakrtlara, douda olular da hesaba katlarak, slami renk atf daha kolay olmu
olabilir. Macarlar bu ayrntlarla fazla uramam gzkyorlar.
Ykuttan bir sonraki kuakta, Mool istilas sonrasnda, anlalan yine
Macaristandan bir fakihle muhatap olan, ama haberine bozkr havasn vererek
kartran Kazvin de benzer bir haber veriyor gzkmektedir: Bagrtlardan bir
fakih bana unlar anlatt: Bagrt halk byk bir millettir. ou Hristiyandr.
Aralarnda Ebu Hanife mezhebinde bir topluluk vardr. Bu Mslmanlar, bura-
da Hristiyanlarn Mslmanlara cizye dedikleri gibi, oradaki Hristiyanlara cizye
derler.13
En ge Toksony zamannda Macaristana Mslmanlarn geldiinin kuvvetli
bir delili Musevi seyyah brahim ibn Yakubta bulunur. Ona gre Macaristandaki
Mslmanlar daha 965 civarnda Praga ticarete gidiyorlard.14 Bu ticaretin
balamasndan nce Macaristana ve evreye almak iin belli bir sre takdir et-
meliyiz ki, herhalde 15-20 yldan az deildir. Ayrca ticaretin Bulgar Trklerin-
den ok Harezmlilerin megalesi olduunu gz nne almalyz ve bu kimseleri
aada bahsedeceimiz Kalizlere yazmalyz. I. Fodor da Voyvodinadaki bir iki
mlek ile Macaristandaki Krass nehrinin isminde bu ilk gelen Bulgarlarn izini
bulduuna inanr.15 Mesdnin Bizansla savaan drt Trk boyunun hikyesini
naklettii ilgin bir haberi vardr. Buna gre Karadeniz kuzeyindeki drt Trk
kavmi olan , Bakrt (Macar), Peenek ve Bizansllar ile ortak bir m-
cadeleye girerler. Bu drt Trk kabilesi arasnda Mslmanl kabul etmi olup,

ortadan kalmas 13. yzyln ilk dnemlerinde slama geilerin olmadn gstermez. Burada irdelenmesi
gereken ey, slamn kayboluunun normal bir srete mi olduudur.
12 Geni bilgi iin bkz. Gyula Nmeth, A Honfogllo Magyarsg Kialakulsa, Budapest, 1930, s. 176-182.
13 Ramazan een, slam Corafyaclarna Gre Trkler ve Trk lkeleri, s. 152.
14 Nora Berend, At the Gate of Christendom, s. 65-66.
15 Istvn Fodor, Archaeological Traces of the Volga Bulgars in Hungary of the rpd Period, Acta Orientalia
Hungaricae, 33/3 (1979), s. 316-322.

373
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

ancak kfirlerle harp yapld zaman ibirlii yapan Mslmanlar da vard.16


Bunlar Hristiyanlaanlara kar savarlar; hatta muharebenin ncesinde onlar
slama davet ederler. Gerek tarihi ereve, gerekse bu son tabirin vurgusundan,
burada Macarlar ile Tuna Bulgarlar arasndaki savalarn kastedildii anlalyor.
te yandan, ak bir ekilde Macarlar arasndaki slam kabul etmi kimseler-
den de bahsedilir.17
Elimizdeki erken dnem Macar kaytlarnda Mslmanlar iin Ismaelita
tabiri kullanlr. Papalktan gelen mektuplar ise Saracenus der. 1395den iti-
baren bszrmny ifadesi grlmeye balar.18 Nyrsg, Bihar, Pest, Sros ve Temes
kazalarnda bu isimle yeradlar vard.19 Bir ekilde Mslmanlarla ilgili 40 adet
yer ad tespit edilmitir.20 Ancak kazlarda tek bir Mslman kyne ulalm
olup, 11. yydan nceye gitmemektedir.21
Gestada ifade edildii gibi, Macaristana Mslmanlarn gelii deiik kaynak-
lardan olmak zere uzun bir dneme yaylmtr. Bunlar sadece Bulgardan deil,
Hazardan, dolaysyla oradaki Mslmanlarn slas olan Harezmden ve de kimi
rneklerde Tuna Bulgar zerinden (Akdeniz dnyasndan; a. bkz. Maribi Ms-
lmanlar) geliyorlard.22 Tarihteki etkileri ve kaynaklarda yer almalar asndan
Harezm Mslmanlar, yani buradaki isimleriyle Kalizler en nemli yere sa-
hiptir. Kalizler, Hazarlardan kopup gelen Trk boyu Kabarlarla birlikte Macar
ordularnda yardmc kuvvet olarak bulunuyorlard. Hatta bu Kabarlar Kalizleri
(ve de Yahudileri) ieriyordu. Bunlar ounlukla Hive evresinden geliyordu.23
simleri Bizans kaynaklarnda Cou, Rus kaynaklarnda biiminde
gemekte olup, Almanlar Kolzen derdi. Bunlarn 760lardan itibaren paral asker
olarak Hazar hizmetinde olduklar dnlr.24
Bizans kaynaklarnda, Macar Mslmanlar hakknda, en azndan dman
Macarlar sulama babnda fazla bilgi bulunmas beklenir ama durum byle deil.
stelik tek bir kaynaktaki atflar da kafa kartrcdr. 12. yydan Kinnamosa gre
heterodoks Kalizler 1150 civarndaki savalarda Macarlarn mttefiki olarak
Bizansa kar idi. Kinnamos sanki bunlarn Museviliini vurgulamaktadr: Aslnda
Macarlar Hristiyan retilerine sayg gsterirler, ama yine de Musann kanunlarna

16 Mesud, Murc ez-Zeheb, s. 93-95; Ramazan een, slam Corafyaclarna Gre Trkler ve Trk lkeleri, s.
54-55.
17 Jen Szcs, Kt trtnelmi plda az etnikai csoportok letkpessgrl, Holmi, XX/11 (Kasm 2008), asl
yayn Budapest, 1987, s. 1401.
18 Kroly Czegldy, Az rpad-kori mohamednokrl, s. 99.
19 Gyrgy Gyrffy, A Magyarsg Keleti Elemei, Budapest, 1990, s. 54.
20 Nora Berend, At the Gate of Christendom, s. 67.
21 Nora Berend, At the Gate of Christendom, s. 65.
22 Nora Berend, At the Gate of Christendom, s. 65.
23 Gyrgy Gyrffy, A Magyarsg Keleti Elemei, s. 50-51; Kroly Czegldy, Az rpad-kori mohamednokrl,
s. 100-102; Nora Berend, At the Gate of Christendom, s. 66.
24 Gyrgy Gyrffy, A Magyarsg Keleti Elemei, s. 50, 53. Kaliz isminin kaynaklarda ilk geii Hatip Zekeriyada
kabul edilir. Bu Sryani kaynanda 6. yy ortalarndaki bozkr halklar listesinde bunlarn ismi kwls xwlis
olarak geer. Bkz. Kroly Czegldy, Az rpad-kori mohamednokrl, s. 102.

374
Erken Dnem Macarlar Arasnda slam

bunlar tamamen saf olmad halde - baldrlar.25 Gyrffynin belirttii gibi,


Harezmli Kalizlerin Yahudi olmasn dnemeyeceimiz iin, burada Hazardan
ayrlan Kabarlar iindeki Yahudi Trkleri dnmek gerekir.26 te yandan Kin-
namos baka bir yerde Kalizler iin sylendii gibi bunlar heterodoksturlar, reti
bakmndan Trklerle uyuurlar demektedir.27 Kinnamos iin Trk, Anadoluyu
alan Ouzdur; bunlar da Mslmandr. Dolaysyla Kalizlerin uyutuu reti
slam olacaktr. Kinnamostaki bilgi konu hakknda yeterli sorgulamaya sahip
olmadn gstermektedir ve hatta ilk haberinde konudan emin bile deildir ve
hzl gemektedir. in zeti, Bizansllar karlarnda ayn isim altnda hem Mu-
sevi, hem de Mslmanlar grm olmallar.
Bizansllarn Macarlarla savalarda karlarnda Mslmanlar buluuna Ebu
Hamid Grnat de ahitlik etmitir. Zira kendisi bu savan en iddetli gnlerinde
Macaristanda idi. Macar mttefiki Srplarn (ve de Bonaklarn) yannda savaan
bu Mslmanlar nemli iler baarmlardr.28
Bir kaynak olarak Grnatnin nemi, Macaristanda uzun sre bulunmu
olmasndan kaynaklanyor. O kadar ki, olu burada iki asilzade Mslman
Macar kzyla evlenmi ve ocuklar olmutur. ki snf, yani doulu/Avrasyal
ve Marib Mslmanlardan29 bahseden Grnatnin tasvirleri rahatlk iinde
yaayan Mslmanlar anlatr. Baka kaynaklarca da desteklendii zere, Ms-
lmanlar balca kraln askerleridir. Ayrca hazine ve para darb ilemleri onlara
emanet edilmitir. Belli ayrcalklara sahip olduklar gibi, Kral II. Gzann (1141-
1162) sevgisine de mazhardlar.30 1220lerde Halepte Macar genleri dinleyen
Ykut da olumlu bir hava yanstr. Her ne kadar kral isyan etmelerinden korktuu
iin Mslman kylerinin etrafna sur yaplmasna izin vermemekte ise de, neti-
cede bu Mslmanlar kraln askerleridir. Belli bir rahatla sahiptirler. slam l-
kelerine eitim iin gitmekte ve dnte kendi toplumlarnda din grevlisi olarak
sayg grmektedirler.31 Macaristanda Arap harflerini kullanmalar32 bu eitim
faaliyetleriyle alakal olmaldr.

25 Ioannes Kinnamos, Historia, ev. I. Demirkent, Ankara, 2001, s. 84.


26 Gyrgy Gyrffy, A Magyarsg Keleti Elemei, s. 50-51.
27 Ioannes Kinnamos, Historia, s. 178.
28 Ivan Hrbek, Ein Arabischer Bericht ber Ungarn, Acta Orientalia Hungaricae, V/3 (1955), s. 209; Nora
Berend, At the Gate of Christendom, s. 141.
29 Ivan Hrbek, Ein Arabischer Bericht ber Ungarn, s.208; Kroly Czegldy, Az rpad-kori
mohamednokrl, s.104. Grffy bunlar Alanlarla tehis eder: Grffy, A Magyarsg Keleti Elemei, s. 558.
Ancak kendisi de Marib asll olan Grnatnin byle bir hkmde yanlmas zor olsa gerektir. Ortaa
balarnda Maribe g etmi Alanlardan bir zmrenin bu kez Mslman olmu olarak Macaristana
dnm olmas gibi bir ihtimal ise (Jen Szcs, Kt trtnelmi plda az etnikai csoportok letkpessgrl,
s. 1403) zorlama gzkyor.
30 Ivan Hrbek, Ein Arabischer Bericht ber Ungarn, s. 210-211; Kroly Czegldy, Az rpad-kori
mohamednokrl, s. 104; Nora Berend, At the Gate of Christendom, s. 85, 121-122, 140-141.
31 Ramazan een, slam Corafyaclarna Gre Trkler ve Trk lkeleri, s. 132; Jen Szcs, Kt trtnelmi
plda az etnikai csoportok letkpessgrl, s. 1403, bunlarn Srem blgesinden geldiklerine inanr.
32 Jen Szcs, Kt trtnelmi plda az etnikai csoportok letkpessgrl, s. 1404.

375
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Bu iki Mslman haberinde artc olan ey, Macar ve Papalk haberlerinde-


ki bask ortamn anlatan kaytlarla eliiyor olmasdr. Geri zaman asndan
bu haberlerde sorun yoktur. II. Gzadan daha nce, srayla 1077-1095 ve 1095-
1116 yllarnda hkm sren I. Lszl ve Klmn dnemlerindeki kanunlarda
Mslmanlar iin ok zor hkmler vardr. Mslmanlar iin tek kar yol olarak
vaftiz ngrlyordu ve baka trl varlklarn srdrmelerinden sz edilmiyor-
du.33 Ne oldu da torunlar II. Gza zamannda durum deimiti? Komnenoslarla
birlikte ykselen Bizans Macaristanda byk endieye sebep olmutu ve byle
bir d tehdit karsnda ite birlik isteyen Macar saray dini tutuculuu bir ke-
nara brakm olabilir. Grnat Mslmanlarn durumu eskiden ktyd de imdi
iyileti gibi bir ifadede bulunmadna gre, 1150lerden hatr saylr bir zaman
nce durum dzelmeye balam olmaldr. Bylece, Komnenos tehdidi dnda
siyasi havada baka deiim sebep ve saikleri de var gzkyor. Lewickiye gre
de, Klmndan sonra yaanan taht kavgalarnda Mslmanlarn tutumu, hele
de onun olu Istvndan sonra 1131-1141 yllarnda hkm sren II Bla dne-
mindeki taht iddiaclarna kar Mslman tccarlarn krala -muhtemel- maddi
yardmlar durumlarn iyiletirmi olabilir.34
Ykutun haberini dndren husus ise 13. yy papalarnn tamamnn Ms-
lmanlara kar Macar krallarna bask uygulamalardr.35 Papalarn hedefinde sad-
ece Macaristan Mslmanlar yoktur. Moollardan kap gelen ama Hristiyanl
kabule yanamayan eski Trk inancndaki Kumanlar, Bosnann Bogomilleri ve
tabii Yahudiler de ayn tazyike muhataptlar. Konuyu Bosna ile karlatrmal
ele almak, Ykutun haberini ispat edebilir. 1220lerde Romadan Macar sarayna
Bosnadaki sapknlarn yok edilmesi iin srekli uyarlar gitmekteydi ama bir ey
yaplmad gibi, yeni yeni yaylan Bogomillik tam bu gnlerde Bosnay tamamen
ele geirdi.36 Papalk byle bir bahaneyi umursamasa da, Macar krallar etraftaki
herkesle birden savaamazlard. Alman cephesinde daima uyank olmalydlar;
Rus, Leh ve ek cephelerinde hedeflerini izleyip kazanmlarn korumalydlar
ve yeni ykselen iki nemli Balkan gc olan Bulgaristan ve Srbistanda olup
bitenleri dikkatle izlemeliydiler. Bu artlarda kendi lkelerindeki en nemli askeri
glerden birini gz ard edemez, daha dorusu karlarna alamazlard herhalde.
Macar saraynn bann kalabal 13. yyn ilk on yllarnda Mslmanlarn ve
Bogomillerin rahat etmesini salama benziyor.
Romadan Mslmanlarla ilgili ilk uyar mektubu 1221de gitmitir. Bu
mektupta Macaristanda Mslmanlarn Hristiyan kle ve hizmeti edinmeler-
inden ikyet edilmekte, sras gelmiken de kamu grevlerinde bulunmamalar

33 Tadeusz Lewicki, Wgri i muzumanie wgierscy, s.115; Kroly Czegldy, Az rpad-kori


mohamednokrl, s. 99; Nora Berend, At the Gate of Christendom, s. 85; Jen Szcs, Kt trtnelmi
plda az etnikai csoportok letkpessgrl, s. 1402.
34 Tadeusz Lewicki, Wgri i muzumanie wgierscy, s. 120-121.
35 Kroly Czegldy, Az rpad-kori mohamednokrl, s. 99.
36 Bu dnemdeki Bosna-Macaristan ilikileri u tebliimizde incelenmitir: Osman Karatay, Ortaada
Bosna ve Macaristan: Cebir ve nadn Tarihi, Uluslararas Balkanlarda Trk Varl Sempozyumu -II-
Bildiriler, C.2, yay. nal enel, Manisa, 2010, s. 82-95.

376
Erken Dnem Macarlar Arasnda slam

istenmektedir.37 Berendin tespitlerine gre, muhtemelen kilise arazisi zer-


inde yaanan tartmalar rahipleri krala kar bir konuma geirmiti ve bahane
olarak Mslmanlar gryorlard. Bunlarn iinde, blgesinde fazla Mslman
bulunmadn tahmin ettiimiz Estergon bapiskoposu en ileri gidendir. Belki
hareketi o balatmad ama 1232 ylnda kraln etrafndaki ok sayda st dzey
grevliyi aforoz ederek devlete meydan okudu. Kral aforoza ise cesaret edemedi.
ikyetlerinde lkede Mslmanlarn etkisinin ve de saysnn artndan dem
vurmaktayd, nk Mslmanlarn durumu daha iyi olduundan halk bu dine
geiyordu. Basklara dayanamayan kral II. Andrs nihayet Mslman ve Ya-
hudilerin mali ilerde almayacana ve Hristiyan kle edinemeyeceklerine dair
sz verdi.38
Ne Andrsn, ne de sonrakilerin bu szleri yerine getirdiklerini biliyor-
uz. nk ayn ikyetler 1291 ylna kadar srmtr. Andrsn 1235te
lmnden sonra Mool tehlikesi belirdi ve iler tamamen tersine dnd.
Moollara kar Romadan ve Hristiyan dnyasndan destek bulamayan serhat
bekisi Macar krallar, Mslman ve Kuman savalara dayanarak lkeyi koru-
mak zorundaydlar. Bu bir ideoloji deiikliinin ak ifadesine iaret ediyordu
ve nihayetinde 1272-1290 yllar arasnda Hristiyan olup olmad sorgulanan
Kuman lakapl IV. Lszlnun kral oluuyla sonuland.
Kilise hibir zaman susmasa da (rn. 1279daki bir kararda Mslmanlarn
giyimleriyle Hristiyanlardan ayrt edilmesi isteniyordu39), bu dnemde Msl-
manlar zerinde merkezi erkin ciddi bir basks olduunu dnemeyiz. Ama
onu takip eden dnemde artk Macaristandaki slamn son izleri siliniyor. Bu
almada kullanlan eserlerin tamamndaki gr Mool istilaclarnn lkede
slamn kalkmasndaki neredeyse tek sorumlu olduu ynndedir ve Kilisenin
hibir dahlinden bahsedilmiyor,40 ama yukardaki paragrafta zetlenen du-
rum byle bir hadiseyle eliiyor. Nasl ortadan kalktklar dier rneklerle
karlatrmal yeni bir almay gerektiriyor. Sebepler ne olursa olsun, zorlayc
etmenin Vatikan ve onu kesin bir dille izleyen Katolik Macar kilisesi olduunda
kuku gzkmyor. Yahudiler, Bogomil Bonaklar ve Tengrici Kumanlarn vaft-
izi iin o kadar ok aba gsteren ve bask uygulayan kilisenin, aleyhlerine koca
koca Hal seferleri dzenlettii Mslmanlarn varlna nasl katlandklarn
aklamakta zorluk vardr. Kesin olarak syleyebileceimiz ey, drt asra yaylan
Mslman varlnn korunmasndaki en nemli yardmcnn bizzat slam dini
olduu, ama Macaristandaki gelgitlere teslim msamahann da nihai olarak bu
kimlik muhafazasnda zemini tekil ettiidir.41

37 Nora Berend, At the Gate of Christendom, s. 152.


38 Nora Berend, At the Gate of Christendom, s. 154-157.
39 Nora Berend, At the Gate of Christendom, s. 162.
40 Harry T. Norris, Islam in the Balkans, Columbia, 1993, s. 28; Nora Berend, At the Gate of Christendom, s.
237 vd.
41 Jen Szcs, Kt trtnelmi plda az etnikai csoportok letkpessgrl, s. 1404.

377
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Kaynaka
BEREND, Nora, At the Gate of Christendom: Jews, Muslims and Pagans in Medieval Hun-
gary, c.1000-1300, Cambridge, 2001.
CZEGLDY, Kroly, Az rpad-kori mohamednokrl s neveikrl, Magyar strtneti
Tanulmnyok, Budapest, 1985, s.99-104.
FODOR, Istvn, Archaeological Traces of the Volga Bulgars in Hungary of the rpd
Period, Acta Orientalia Hungaricae, 33/3 (1979), s.315-325.
GYRFFY, Gyrgy, A Magyarsg Keleti Elemei, Budapest, 1990.
HRBEK, Ivan, Ein Arabischer Bericht ber Ungarn, Acta Orientalia Hungaricae, V/3
(1955), s.205-230.
IOANNES KNNAMOS, Historia, ev. I. Demirkent, Ankara, 2001.
BN FAZLAN, bn Fazlan Seyahatnamesi, ev. R. een, stanbul, 1975.
KARATAY, Osman, Ortaada Bosna ve Macaristan: Cebir ve nadn Tarihi, Uluslararas
Balkanlarda Trk Varl Sempozyumu -II- Bildiriler, C.2, yay. nal enel, Manisa,
2010, s.82-95.
KARATAY, Osman, Toros Bulgarlar Anadoluya Nereden Geldi?, Tarih ncelemeleri,
XXVI/1 (Temmuz 2011), s.67-79.
LEWICKI, Tadeusz, Wgri i muzumanie wgierscy w wietle relacji podrnika arab-
skiego z XII w. Ab Hmid al-Andalus al-arnaego, Rocznik Orjentalistyczny, 13
(1937), s.106-122.
MESUD, Murc ez-Zeheb (Altn Bozkrlar), ev. D. A. Batur, stanbul, 2004.
NMETH, Gyula, A Honfogllo Magyarsg Kialakulsa, Budapest, 1930.
NORRIS, Harry T., Islam in the Balkans: Religion and Society between Europe and the Arab
World, Columbia, 1993.
RADY, Martyn, The Gesta Hungarorum of Anonymus, the Anonymous Notary of King
Bla: A Translation, South and East European Review 87-4 (2009), 681-727.
SZCS Jen, Kt trtnelmi plda az etnikai csoportok letkpessgrl, Holmi, XX/11
(Kasm 2008), asl yayn Budapest 1987.
EEN, Ramazan, slam Corafyaclarna Gre Trkler ve Trk lkeleri, 2. bask, Ankara,
1998.

378
Balkanlarn slamlamasnda
Osmanl Devletinin
Siyasi ve dari Anlay - Yaps
Raif VIRMIA
Aratrmac Gazeteci Yazar, Kosova Trk Aratrmaclar Dernei Bakan

zet
O
smanl Devleti zerinde farkl dile, dine ve rka mensup
birok milletin yaad geni topraklara sahipti. Osmanl
Devleti bu topraklar gerek kl gerekse de orada yaayan
milletlerin rzalar ile kazanmtr. Bu durumun en belirgin rnei
ise Balkanlar olmutur. Balkanlarda birtakm milletler (Bonaklar,
Arnavutlar ve Srplar gibi) kendi rzas ile Osmanl Devletine ka-
tlmlardr. Bu balamda bu milletlerin kendi rzas ile Osmanl
Devletine katlmasnn nedeni nemlidir. Bu noktada karmza
kan soru Osmanl Devletinin sahip olduu siyasi ve idari anlay
nasldr ki Balkanlarda baz milletler kendi rzalar ile Osmanl ida-
resine gemilerdir? Bu almada, bu soru balamnda Osmanlnn
siyasi ve idari yaps ortaya konularak, bu yapnn Balkanlarn s-
lamlamasndaki yeri incelenmitir.

379
The Political and Administrative
Understanding-Structure of the
Ottoman State in the Islamization
of the Balkans

Summary
T
he Ottoman State occupied large territories which hosted na-
tions with different languages, religions and races. The Otto-
man gained these territories either through the sword or the
consent of the local nations. The most prominent example of this
situation is the Balkans. Various nations in the Balkans (such as
Bosnians, Albanians and Serbs) joined the Ottoman State of their
own free will. In this context the consent of these nations to join the
Ottoman State is significant. At this point the question that arises
is what was the political and administrative understanding in the
Ottoman State like that it encouraged some nations in the Balkans
to pass into Ottoman administration? In this study the political and
administrative structure of the Ottomans has been manifested in
the context of this question to study the role of this structure in the
Islamization of the Balkans.

380
Balkanlarn slamlamasnda Osmanl Devletinin Siyasi ve dari Anlay

Giri
Osmanl Devleti kurulduktan sonra (1299) ksa srede byk bir gelime gster-
mi, deiik rk ve dinlere mensup birok milleti hkimiyeti altna almtr. Geni
bir corafya zerinde farkl din, dil ve rklara mensup bu milletleri alt buuk asra
yakn bir srede, dzenli ve ahenkli bir ekilde baaryla idare etmitir.
Bu geni topraklarn byk bir ksm fetihlerle Osmanl hkimiyetine gemi,
bir ksm Hristiyan ve Yahudi halk da kendi rzalaryla Osmanl idaresini tercih
etmitir. Mesela baz Ortodoks Hristiyanlar, Katolik kilisesine kar Trk idaresi-
ni tercih ettikleri gibi, yine Balkanlarda Bonaklar, Arnavutlar ve Srplar da kendi
tercihleriyle Osmanl hkimiyetine girmilerdir.
Farkl kltr ve inanlara sahip olan bu milletlerin Osmanl hkimiyetine
girmeleri phesiz bir tesadf deildir. Bunda, Osmanllarn uyguladklar siyasi,
idari ve hukuki sistemlerin rol byk olmutur. yle ise Osmanllar, acaba
nasl bir siyasi, idari ve hukuki anlaya sahiptiler? sorusu ortaya kmaktadr.
Osmanl Devleti slam karakterini yanstan bir yapya sahip olduu iin, ba-
ndan beri iki kaynan etkisi altnda kalmay amalamtr. Ayn ekilde Os-
manl hukuku da slam kaynaklara dayanmaktayd. Bu hukukun slam kayna
er Hukuk, Trk kayna ise rf Hukuktur. Siyasi ve idari ynetim de er
ve rf Hukuk kurallar evresinde hareket etmitir.
Osmanl Devleti dhilinde uygulanan siyasetin ise genelde deimeyen baz
temel prensipleri mevcuttur. Bununla beraber bu siyasetin, blgelerin ve toplum-
larn tabii ve sosyal yapsna, kkl deiikliklerin gelimesine gre farkllk ge-
rektirdii de bilinmektedir. Osmanllarn deimeyen siyasetlerinin kayna ve
dayand hukuki temel, slam hkmleridir. Yani er- Hukuktur. Kuran, Ha-
dis, cma ve Kyas hkmleri bu hukuku oluturmaktadr. Bu yzden Osmanl-
lar devlet hayatnn sosyal, iktisadi ve idari ynlerini, er- hkmlere uygun bir
ekilde tanzim etmeye almlardr.
Devletteki farkllk veya eitlilik belirtileri ise rfe dayanmaktadr. rfn
kayna da Trk devlet gelenei, idare anlay, eitli blgelerde karlalan fark-
l rf ve detlerdir. rf uygulamalar er- esaslarla snrlandrlmtr. Bununla
birlikte slam fkh birok kanun ve fetvalarla daha da zenginletirilerek, fark-
l kltr, dil, din ve rklara mensup insanlarn meselelerine zm getirilmitir.
Bylece iki hukuk birbirinin karl deil, tamamlaycsdr. Devlet dzeni de bu
sayede salanmtr. Osmanl Devletine kudret, istikrar ve uzun bir mr veren
unsurlarn banda zaten bu hukuk anlay ve dzen gelmektedir.
Osmanl siyasi ve idari sisteminin bir dier nemli zellii de udur: Osmanl
Devletinin sahip olduu topraklar zerinde, yani devlet snrlar dhilinde, rka ve
maddi smrye dayanan bir ayrma gitmemi olmasdr. Osmanl Devletinde
Avrupal devletlerde olduu gibi bir tarafta anavatan, metropolit; br tarafta
smrgeler, denizar lkeler, dominyonlar gibi ayrmlar sz konusu olmamtr.
Zaten Osmanly Avrupaldan ayran en nemli unsur ve fark da bunlardr.

381
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Osmanl devlet anlaynn znde smrmek, asimile etmek ve emperyalist


fikirler tayan bir siyasete yer verilmemitir. Kald ki Trk devlet geleneinde ve
slam devlet anlaynda da byle bir zihniyet zaten yoktur. Bu bakmdan Osman-
l Devleti, snrlar dhilinde bulunan toplumlarn kendi zelliklerini koruyarak
bar ve huzur iinde hayatlarn srdrmeleri iin gerekli tedbirleri alm ve bunu
ilke ve gelenek haline getirmitir. Adaletin, barn, dzenin, huzurun salanmas
iin hkimiyeti altndakilere bask uygulamam ve insan asliyesinden uzaklatr-
ma gibi yntemler kullanmamtr. Yre, blge ve toplumlara gre idare tarznda
meydana gelen eitlilikler bu anlayn en belirgin delilidir. Bu suretle gnmz-
de spanyada bir tek Arap, Ukraynada bir tek Trk kalmad halde, Balkanlarda,
Kuzey Afrikada, Arabistanda ve Kafkasyada yaayan kavimler yz yllarca sren
Osmanl hkimiyeti boyunca din ve kltrel zelliklerini aynen korumulardr.
Bu yzden Osmanl Devletinin siyasi ve idari anlaynda dikkat edilen en
nemli husus, halkn mutluluk ve refahn salamaktr. Bunu gerekletirebilme-
nin en iyi yolu da hizmetleri halka en iyi ekilde ulatrabilmekten geer. Bu da
byk lde, devletin idare yaps, bykl, ekonomik kaynaklar ve refah
seviyesi ile yakndan ilgilidir.
Hizmetleri yaygnlatrmann en iyi yolu lkeyi; corafi konum, ekonomik
ilikiler, toplum yaps, siyasi konum, askeri unsurlar vb. bakmlardan idari ka-
demelere ayrmakt. Osmanl idari sisteminde bu usule Mlki Taksimat denil-
mektedir. Osmanl mlki taksimat aadan yukarya (en kkten en bye)
u ekilde oluturulmutur: Ky, Nahiye, Kaza, Sancak ve Eyalet.
Bu idari nitelerde uygulanan yntemlere ok nem verilmitir. Bu yntem-
ler arasnda tahrir usul daha byk bir neme sahiptir. Tahrir, kelime manas
olarak, yazma, yazlma kaydetme anlamna gelmektedir.1 dari manada ise nfus
ve arazi gibi genel olarak yaplan yazma ilemi yerine kullanlan bir tabirdir.2
Osmanl Devletinde yeni fethedilen yerlerin genel vaziyeti, nceki slam
devletlerinde var olan veya yeni uygulanacak olan idari tekilat esaslar dhilinde,
tespit edilip kaydedilmitir ki bu ileme tahrir denilmitir. Bu tahrir srasnda ky
ve daha kk yerleim birimleri veya tarm alanlar, yaylak, klak veya ayrlar
tespit edilerek hukuki durumlar (mlk, tmar, vakf ) belirlenmitir. Aynca bu
yrelerde yaayan ailelerin de durumu kontrol edilerek, vergi mkellefi olanlarn
isimleri ve tasarruf edecekleri arazinin bykl veya kklne gre dhil
olduklar kategoriler ile vergiden muaf olanlar da tek tek kaydedilmitir. Dier
taraftan kyn rettii mahsuller ve bu mahsullerden ne oranda vergi alnaca,
meslek gruplar vs. ayr ayr yazlmtr.
Tahrir bir blgeye mahsus, ksmi olabildii gibi, btn devleti kapsayacak
oranda, genel tahrirler de yaplmtr. Tahrirlerin bitiminden sonra oluturulan

1 Ferit Develiolu, Osmanlca Trke Ansiklopedik-Lgat, 13. Bask, Ankara 1996, s. 1221.
2 Mehmet Zeki Pakaln, Osmanl Tarih Deyimleri ve Terimleri Szl, Cilt 3, stanbul, s. 376.

382
Balkanlarn slamlamasnda Osmanl Devletinin Siyasi ve dari Anlay

defterlere hkmdarn turasnn vurulmasyla bunlar kesinlik kazanmtr. Bu


defterlerin bir sureti merkezde muhafaza edilmitir. Bir sureti de ait olduu vila-
yetlere gnderilmitir ve bu vilayetlerin idarecilerine, bundan sonra bu yeni tahrir
gereince davranmalar emredilmitir.
Osmanl Devleti yaptrm olduu tahrirler sonucunda, tahriri yaplan bl-
genin, corafi artlarn, nfus durumunu ( Mslman, gayrimslim vs.) mali
imknlarn, askeri artlarn, hane saysn, retim eit ve ekillerini vb. birer
birer tespit etmi olurdu. Daha sonra bu bilgiler dikkate alnarak, halkn gven-
liini temin edecek, mutluluu salayacak ve devlete balln sonulandracak
ekilde bir idari dzen kurmaya allmtr.
Osmanl, fethettii her blgede siyasi bir idari sistem kurmak iin ilk nce bu
tr tahrirlere gitmi, ondan sonra elde etmi olduu bilgiler sayesinde o blge iin
en uygun idari sistemi kurmutur.
Balkanlar hzl fetihlerle etkisi altna alan Osmanl Devleti, burann etnik,
kltrel ve sosyal yapsna uygun olarak gelitirdii ve uygulad sistem sayesinde
bu corafyada ciddi muhalefetle karlamadan uzun yllar varln srdrmesini
bilmitir. Bu yeni sistem hangi esaslar zerinde kendini devam ettirebilmitir?
Osmanl idaresi, ilk olarak yerli halk bktran ve bezdiren toprak sistemini (feo-
dal ileyi eklini) btnyle yrrlkten kaldrm, onun yerine miri arazi3 diye
bilinen yeni bir uygulamaya gitmitir.
Bizansn halk ezen feodal toprak rejimine gre kyller, senenin yarsn
toprak sahiplerinin yararna cretsiz olarak almak zorundayd. Ama Osmanl
uygulamasna gre toprak devlet kontrolnde, u beyleri ve sipahiler eliyle iletil-
mi, kylnn ar yk ortadan kaldrlmtr4.
Bylece Ortodoks Hristiyanlar, yalnz vergi vermekle ykml tutulmutur.
Hristiyanlar, Osmanlnn adil ve insani uygulamalar sayesinde kle muamelesi
grmekten kurtulmutur. ki yzyl aan bir sre bar ve huzurun hkim olduu
blgede siyasi birlik salanm, ticari saha canlanmtr.
Bu dnemde Anadoludan Balkanlara g eden Trk aileleri, zellikle zira-
atn gelimesine nclk etmitir. nsanlarn maddi refah dzeyleri ykselmi,
Osmanlnn uygulamalar sonucunda olduka homojen bir yaps olan Balkan
toplumunda bar egemen olmutur. Din, kltr, milliyet ve etnik farkllklara
ramen Balkan toplumlarn gnll olarak birlikte tutan yegne unsur, Osman-
lnn derin hogrsdr.
Sadece Balkanlarda deil Avrupa, Asya ve Afrikada topraklar olan Osmanl
Devleti bu tr sistemleri gelitirerek ok rkl, dinli ve mezhepli bir devlet sistemi

3 Miri arazi, mlkiyeti devlet hazinesine ait olan belli bir vergi karl, iletilen arazi trdr. Bu sistemle,
topran iletmesi devlet kontrolnde srekli hale gelmi oluyordu.
4 slam Ansiklopedisi, Cilt V, stanbul, 1992, s. 29.

383
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

kurmay baarmtr. Bu devleti kuran ve yaatan Trk milleti, nfusun byk


ounluunu oluturmutur. Bununla birlikte bu devlette aznlklar da vardr.
Bunlardan Araplar, Arnavutlar, Rumlar, Ermeniler, Srplar, Bulgarlar, Drzler,
Yahudiler, Ulahlar, ingeneler vb. bata gelmektedir.
Osmanllar idareleri atna aldklar btn sahalarda hibir din, dil, rk ve
mezhep fark gstermemi, hibir ferde veya zmreye imtiyaz tanmam, herke-
si kanun nazarnda eit tutmutur. Devletin siyasi ve idari anlaynda, smr,
asimilasyon ve yok etme gibi grler mevcut olmadndan halkn refahn ve
huzurunu en iyi ekilde salayacak tedbirler uygulanm, bunda da byk lde
ok baarl olunmutur.
ok adil bir kurum olan Osmanl Devleti, hkm altnda yaayan haklarda
hibir rk, milliyet, din, mezhep, cins veya ya fark gzetmeden btn tabii ve
temel haklar onlara tanmtr. Daima iyi ekilde muamele etmitir. Her zaman
hak, hukuk, din ve milli hususiyetleri korumutur. Onlara en mhim hizmetleri
vererek itimat etmitir. Fikir ve siyasi grlerine sayg ve anlay gstermitir. Ha-
yat tarzlarna karmam, zel imtiyazlar tanmtr. Byk balarda bulunmu
ve efkat gstermitir.
Onlar askere almam; onlarn dini inanlarna, kurulularna, okullarna, ki-
lise ve manastrlarna, evlenme ve boanmalarna karmamtr. Dini liderlerine
dokunulmazlk tanmtr. Onlara, Trkeyi zorla retmemi, slam zorla kabul
ettirmeye almamtr. Onlar sadece slam dinine davet etmitir.5 Hepsine din,
vicdan, dnce ve fikir hrriyeti salamtr. Onlarn rf, det ve geleneklerine
saygl olmutur. Buna, Fatih Sultan Mehmetin 28 Mays 1463 ylndaki Ahitna-
mesi (ferman) en bariz bir rnek olarak gsterilebilir.6
Osmanl Devletinin bu hogrs, esasen Trk milletinin sekiz bin yllk
parlak gemiinde kurduu 200den fazla devletin ve 16 byk imparatorluun
geleneinden kaynaklanmaktadr. Osmanlnn, aznlklarn dini ve milli nitelik ve
deerlerine kar gsterdii hogr, slam dininin kabul edilmesinden nceki de-
virlere kadar uzanmaktadr. slamiyetten nce aznlklara ayn hogry Ouz,
Hun, Avar, Gktrk, Uygur vb. Trk devletleri de gstermitir.

5 Bu daveti kabul edenlerin banda Osmanldan nce bu topraklara gelen Peenek, Kuman, Kpak, Pomak
Trklerinin olduu bilinen bir gerektir.
6 Ben Fatih Sultan Han btn dnyaya ilan ediyorum ki kendilerine bu padiah ferman verilen Bosnal
fransiskenler himayem altndadr ve emrediyorum. Hi kimse ne bu ad geen insanlar ne de onlarn
kiliselerini rahatsz etmesin ve zarar vermesin, imparatorluumda huzur ierisinde yaasnlar ve bu gmen
duruma den insanlar zgrlk ve gven ierisinde yaasnlar. mparatorluumdaki tm memleketlere
dnp korkusuzca kendi manastrlarna yerlesinler. Ne padiahlk erafndan ne vezirlerden veya
memurlardan ne de hizmetkrlarmdan hi kimse bu insanlarn onurunu krmayacak ve onlara zarar
vermeyecek. Hi kimse bu insanlarn hayatlarna, mallarna ve kiliselerine saldrmasn, hor grmesin veya
tehlikeye atmasn, hatta bu insanlar baka lkelerden devletime birisini getirirse onlar da ayn haklara
sahiptir. Bu padiah fermann ilan ederek burada, yerlerin, gklerin yaratcs ve efendisi Allah, Allahn
elisi aziz peygamberimiz Muhammed ve 124 bin peygamber ile kuandm kl adna yemin ediyorum
ki: emrime uyarak bana sadk kaldklar srece tebaamdan hi kimse bu fermanda yazlanlarn aksini
yapmayacaktr.

384
Balkanlarn slamlamasnda Osmanl Devletinin Siyasi ve dari Anlay

Osmanl Devleti hkimiyeti altna ald unsurlara, bu yrelere ve burada


yaayan halklara olaanst parlak dnemler yaatmtr. Ancak, bu halklar daha
sonra Osmanl Devletinin iyiliine ihanet etmilerdir. Osmanl Devletine kar
birleerek onlar ekonomik, sosyal ve siyasi alanda imha etmeye almlardr.
Vaziyetleri ok iyi olmasna ramen ou halk, ahsi karlar yznden yaban-
clara alet olmutur. rnein; Balkan Savalar ve Birinci Dnya Sava srasnda
memleketi koruma yerine ihaneti tercih etmilerdir.
Osmanl Devleti yzyllar boyu zor durumda kalan herkese din ve milliyet
ayrm yapmakszn yardm edip insani muamelede bulunmutur. Oysa onlar,
Osmanlya kar her trl zulm ve direnite bulunmaya devam etmilerdir. Bu
durum karsnda binlerce Mslman Balkanlardan g etmek zorunda kalm,
geriye kalanlar da toplu katliamlara maruz kalmlardr. Tarihte bunun rnei
oktur. Sekiz asr boyunca Endlste byk bir medeniyet meydana getiren
Mslmanlar, hal tecavzne uram, toptan imha edilme durumunda kal-
mlardr. Benzer durum Sovyetler Birlii Mslman devletlerinde, Bulgaristan
ve zel olarak da eenistanda meydana gelmitir. Byle bir durumla, ok yakn
tarihte Bosna ve 1999 ylnda da Kosova karlamtr.7 XXI. yzyln ilk ylla-
rnda Afganistanda, 2003 ylnda ve gnmzde Irakta, srailin uzun yllardan
beri srdrd grlmemi vahete maruz kalan Filistinliler ve daha ok benzer
rnek gsterilebilir.
Alt asrdan fazla bu yrelerde adaletli bir idare kurup hkm sren Os-
manllar hibir zaman bir milletin zorla dini mensubiyetini deitirmemi, dini
meknlarn ve eserlerini ykp yakmamtr. Bu lkelerde bugn ok sayda Os-
manl dneminden nce ve Osmanl dneminde ina edilen kiliselerin hlen
mevcut olmas bu olguyu en iyi bir biimde kantlamaktadr. Hatta ou belgede,
Osmanllarn bu topraklarda Rum mektepleri yan sra kiliseler de ina ettikleri
bildirilmektedir.8
Bugne kadar bu yal dnya nice saltanatlara, imparatorluklara, zerinde
gne batmayan devletlere ahit olmu; bu devletlerin kimi zulmyle anlagelmi,
kimisi de adaletiyle, efkatiyle ve merhametiyle gnllerde taht kumutur. te
bugn bu yal dnyada Osmanlnn kurduu alt asrdan fazla, hayrla, adaletle
yaatt devletlerden biri de Osmanl Devletidir.
Osmanllar, bu ilkelere dayanarak kurduu medeniyet sayesinde ayakta dur-
may baarm ve 623 senelik anl tarihi boyunca 60 kadar lkeyi egemenlii
altna alp byk bir adaletle idare etmi, muazzam bir mevkie ulamtr.
Avrupa ve Balkan devletleri, Osmanl Devletinde yaayan Hristiyan ve Ya-
hudileri bahane ederek Osmanl Devletinin iilerine karma ve bask yapma

7 Bu savata, daha nce bahsettiimiz gibi, binlerce insan kayb dnda ok sayda Osmanl dini mimari eser
de imha edilmitir.
8 Syenia kasabasnda bir kilise (1892), Kumanova Kazasna bal Tekvic-i Cedid kynde bir Bulgar
Kilisesi, Syenia kazasnda 6 Rum mektebi, vb ( Pars Tulac, Osmanl ehirleri, s.366).

385
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

hakkn kendilerinde grmeye balamtr. maran halklar ise her frsatta, hibir
sebep yokken isyan etmitir. Avrupa ve Balkan devletleri, Osmanl Devletindeki
bykeliliklerini ve konsolosluklarn, misyoner okullarn, kiliseleri ve manas-
trlar, hastaneleri vb. messeseleri snak yerlerine, silah ve cephane depolar-
na veya siyasi ve silahl propaganda merkezlerine dntrmtr. Onlar, Os-
manl Devletini ykmaya ve paralamaya almlardr. nk onlar, Osmanl
Devletini kendilerine vatan olarak grmemilerdir. Bulgar iin vatan, Rumelinin
byk bir ksm, hatta stanbulu bile iine alan San Stefan Bulgaristandr. Rum
iin vatan, yine Osmanl Devletinin Avrupa topraklarnn en byk ksmn, Ege
adalarn, stanbulu, Bat Anadoluyu, Kbrs iine alan Megalo deay gerek-
letirecekleri Byk Yunanistandr. Ermeni iin vatan, Anadoluda bir Ermeni
devletini kurarak Ermenistana ilhak edecekleri Byk Ermenistandr. Srp iin
vatan, Bosna Hersek, Sancak, skp, Manastr, kodra vb. vilayetlerin ve toprak-
larn yer ald Byk Srbistandr.9
Byle olmalarna ramen, Osmanl Devleti her zaman ve her yerde olduu
gibi onlara hogrl davranmaya devam etmitir. Onlar eit ve hr Osmanl
vatanda saymtr. Onlar milli varlklarn adil bir hukuk devleti olan Osmanl
Devleti sayesinde yaatmlardr. Bu yzden bugn onlar her eylerini Osmanl
Devletine borludurlar.
Bugn bile Trkiyeye kar gayri meru rgtlerin tm faaliyetlerinin batl
ve kimi komu lkeler tarafndan finanse edildiine dair belgeler vardr. Trkiyeyi
elikili ve kirli oyunlara sokmak isteyen Hristiyan devletleri elinden geleni yap-
maya almaktadr. Bunlara ramen bilinli Trk milleti, anl tarihinin dene-
yimine ve gl ordusu sayesinde bu tr oyunlardan syrlarak Orta Asyada ve
son dnem Balkanlarda sz geen, nemli bir devlet olduunu defalarca ispatla-
mtr. Zaten bugn Trk milleti bamsz yaama inancn 700 yllk anl tarih
mirasna borludur. Kkl ve zengin bir tarihe ve medeniyete sahip olduklarn
bilen Trk Milleti, bugnk uygarlyla da dnya uygarlnn gelimesine kat-
kda bulunma frsat yakalam, bugnk Trk Milli kltrn ada uygarlk
dzeyine karmay baarmtr. Yzyllar boyunca, bu medeniyet sayesinde Tr-
kn dnya gr, ahlak, yaam tarz, zevki, estetik anlay evreye yaylm, ge-
ni bir alana Trk damgas vurulmutur. Trk milleti nceki dnemlerde olduu
gibi, bugn de kresel dnyada pasif kalmam, daha aktif bir ekilde ne atlm,
susmaktan ok konumay ve konuturmay ilke edinmi, sesinin boulmasna
izin vermemi, tam tersine sesini ykseltmi ve bugnk seviyesine ulamtr. Bu
yzden bugn herkesin kskand gl, gzel, ada, demokrat laik bir devlet
kurmutur.

9 Yusuf Hamza, Balkan Trkl, Ankara, T.C. Kltr Bakanl Yaynlar, 2002.

386
Balkanlarn slamlamasnda Osmanl Devletinin Siyasi ve dari Anlay

Trkler her nerede olursa olsun hogr esen bir havada her zaman tm so-
runlarn zmlenmesinden yana olduunu defalarca kantlamtr. Zamannda
olduu gibi bugn de Trk insann insan klan en nemli zellik de zaten onun
kendine, evresine, iinde yaayan topluma kar besledii sorumluluk duygusu-
dur.
Trk milletinin sadece kendi toplumuna deil dnya toplumlarna kar-
da besledii sorumluluun en gerek ve son rnekleri Kosova ve Afganistan
Savanda yer almas ve bu lkelerin savatan sonra yeniden yaplanmasnda sun-
mu olduu katk ve yardmlardr. rnein, Kosovada 1999 Kosova Savandan
sonra refahn salanmas iin Kosova Trk Tabur Grev Kuvvet Komutanlnn
sunmu olduu katklar, sadece Kosova halk tarafndan deil, tm dnya tarafn-
dan byk bir takdirle karlanmtr. Mehmetik, burada halkn gzdesi olmay
baarmtr. KTTGKK, kendine verilen grevi baaryla yerine getirmesinin yan
sra yerel halkn (Trk, Arnavut, Bonak, Rum vb.) kltr ve dier alanlarda da
kalknmas iin gnll gayret gstermitir. Bu gayretler harmannda tabur ve
personelinin gnll maddi katklaryla Kosovada byk insani yardmlar sunul-
mutur.
Sonuta bir gerek var ki, bugn Osmanlnn bir devamn oluturan Bal-
kan Trkleri her nerede yaamsa ve yayorsa kendi kimliklerini korumu rnek
bir millettir. Ana vatan dnda yaayan baz Trk topluluklarnn says az olsa
da yapm olduklar faaliyetler sayesinde ayakta kalmay baarmlardr. Din, dil,
rf, det gelenek ve greneklerini yaadklar topraklarda yaamakta ve Osmanl
Devletinin buralara vurduu damgay hl korumaktadrlar.

387
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Kaynaka
DEVELOLU, Ferit, Osmanlca Trke Ansiklopedik-Lgat, 13. Bask, Ankara 1996.
PAKALIN, Mehmet Zeki, Osmanl Tarih Deyimleri ve Terimleri Szl, Cilt 3, stanbul.
slam Ansiklopedisi, Cilt V, stanbul, 1992.
HAMZA, Yusuf, Balkan Trkl, Ankara, T.C. Kltr Bakanl Yaynlar, 2002.
EK 1
Fatih Sultan Mehmetin Ahitnamesi (28 Mays 1463)

Ben Fatih Sultan Han btn dnyaya ilan ediyorum ki kendilerine bu padiah fer-
man verilen Bosnal fransiskenler himayem altndadr ve emrediyorum. Hi kimse ne bu
ad geen insanlar ne de onlarn kiliselerini rahatsz etmesin ve zarar vermesin, impara-
torluumda huzur ierisinde yaasnlar ve bu gmen duruma den insanlar zgrlk ve
gven ierisinde yaasnlar.
mparatorluumdaki tm memleketlere dnp korkusuzca kendi manastrla-
rna yerlesinler. Ne padiahlk erafndan ne vezirlerden veya memurlardan ne de
hizmetkrlarmdan hi kimse bu insanlarn onurunu krmayacak ve onlara zarar vermeye-
cek. Hi kimse bu insanlarn hayatlarna, mallarna ve kiliselerine saldrmasn, hor grme-
sin veya tehlikeye atmasn, hatta bu insanlar baka lkelerden devletime birisini getirirse
onlar da ayn haklara sahiptir.
Bu padiah fermann ilan ederek burada, yerlerin, gklerin yaratcs ve efendisi Al-
lah, Allahn elisi aziz peygamberimiz Muhammed ve 124 bin peygamber ile kuandm
kl adna yemin ediyorum ki; emrime uyarak bana sadk kaldklar srece tebaamdan hi
kimse bu fermanda yazlanlarn aksini yapmayacaktr.

388
Tarih Boyunca Kosovada slam
Nexhat BRAHIMI
Prizren Medresesi,
Prizren slam Birlii Kurulu yesi

zet
I
slamn Avrupaya Osmanl ile geldiine dair genel kannn
aksine slam bu topraklara ok daha nce gelmitir. Bu ge-
liin izlerini birok tarih vesika bize sunmaktadr. Bu tarih
seyrin urad noktalardan birisi de Kosovadr. Kosova uzun yz-
yllar boyunca Mslman ve Mslman olmayan insanlarn bir ara-
da yaad topraklar olmutur. Bu balamda, bu alma Osmanl
ncesi, Osmanl dnemi ve Osmanl sonras olmak zere uzun yl-
lar slama ev sahiplii yapm olan Kosovada slamn yayln ve
genel durumunu aklamay hedeflemektedir.

389
Islam in Kosovo Throughout History

Summary
C
ontrary to the common belief that Islam came with the Otto-
mans Islam came to Europe, it has actually come to this land
much earlier. The arrival is presented to us with many histo-
rical documents. One point along this historical course of visits is
Kosovo. For centuries Kosovo has been a country where Muslims
and non-Muslims have co-existed. In this context, the intention of
this study is to explain the general status and the spread of Islam
in Kosovo which has been the host for the pre-Ottoman era, the
Ottoman era and the post-Ottoman era for long years.

390
Tarih Boyunca Kosovada slam

Giri
Avrupann gneyinde bulunan ber, Apenin ve Balkan yarm adalar VII. yz-
yldan itibaren devaml olarak Hristiyanlk ile slam arasnda buluma ve at-
ma blgeleri olmutur. Her ne kadar bu konu hakkndaki aratrmalar zaman ve
konu alan olarak ksmen yaplm olsa bile tarih veriler ve yazl materyallerle bu
konu hakknda kat bir mozaik oluturulabilir.
Mslmanlar 710dan 1492ye kadar spanyada ber yarmadasnda bulun-
mulardr. Avrupa rekonkuista hareketiyle spanyadan Mslmanlar ar bir e-
kilde kovulmalarna ramen hayatn her alannda silinmez izler brakmlardr.
Mslmanlar IX XI. yzyllar arasnda, iki yzyldan fazla Apenin yarmada-
snda da zellikle Sicilya adasnda bulunmular; ancak buradan da kovulmular-
dr. yle ki yazl tarih materyallerden baka Mslman devamll buralarda
bulunmamaktadr.1
Mslmanlar, Osmanl ncesi dnemde sayca az olarak kurum ve imanl
insanlarla, sonrasnda ise youn olarak Osmanl ve Osmanl sonras dnemde
Balkan yarmadasnda devaml ve sabit olarak bulunmulardr. imdiye kadar id-
dia edildii gibi slamn kabul Osmanlnn geliiyle olmamtr. Hristiyanlk
ve slamn bulumas ok daha nce olmutur, bu normal olarak sabit olmad
zamanlarda da Avrupann birlikte yaama kltr devamll iin benzersiz bir
rnektir.2

Osmanl ncesi Dnem


lir - Arnavut topraklarna ilk Mslmanlarn gelilerinin izini, Gney talyaya
giden ve oray fethedip Adriyatik Denizi ve bugnk Dubrovnik sahillerini iki
yzyl idare eden Mslmanlar zamannda buluyoruz.3 Maalesef Hal seferleri ve
zellikle drdnc hal seferi, erken Orta ada bu topraklarda Mslmanlara
ait tm izleri yok etmitir.4 Bunu Orta ada Arnavutluku ziyaret eden nl
Mslman corafya limi drisi (1099 1165) iddia etmektedir.
slam - Avrupa, slam - Slav ve zellikle slam - lir Arnavut temaslarnn ve
ayn ekilde karlkl etkileimlerin ana ynden olduu, bu alanda alan uz-
manlar tarafndan kabul edilmektedir. Bunlar:
Bizans araclyla, zellikle Bizans - Arap snryla ve iki imparatorluk arasn-
da yaplan savalarla

1 Filip Hiti, Istorija arapa (History of the Arabs), Sarajevo,II fototip yaynevi, 1988, s. 447-553.
2 Daha geni olarak: Nexhat brahimi, Vepra 10, skp, 2009.
3 Nexhat brahimi, Vepra 10, s. 117 ve devam.
4 Ahmed elebi, Tarihul-islamij wel-hadare el-islamijjeh, 5.cilt, IV.Basm, Kahire, 1979, s. 625-628; Filip
Hiti, Istorija arapa (History of the Arabs), s. 571 ve devam.

391
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Akdeniz Havzas araclyla, zellikle Arap medeniyetinin byk boyutlara


ulat spanya, Msr Fatmleri ve Sicilya araclyla
Macaristan araclyla zellikle Gneyden gebe ve Peeneklerin savalar
araclyla
slamn yerleme yollarnn incelenmesi sonucunda birka eit yerleme
tr dikkat ekmektedir:
Deniz ve ticaret balantlar,
Asker, diplomatik ve siyasi balantlar,
Deiik alanlarda misyoner hareketleri (asker, seyyah, ticari, din, tasavvuf,
vb.)
Deiik motivasyonlarla tek bana, grup ya da kitlelerce gelip yerlemi ve s-
lam dininin, kltrnn, medeniyetinin, dncesinin yaylmasn ve derin izler
brakmasn salamtr.5

Osmanl Dnemi
Osmanl mparatorluu Arnavut topraklarn paralanm ve igal edilmi olarak
buldu. Hatta ilk defa Osmanllar Gney Arnavutluka birka Arnavut prensin
davetiyle gelmilerdir.6 Balangta Osmanl ynetimi altna bugn Makedonya,
Srbistan, Kosova, Arnavutluk girdiler; daha sonra da Bosna, Hrvatistan, Voyvo-
dina, Sancak isimleriyle bildiimiz yerler girmitir. Osmanl bu yerlerin bazlarn-
da 1912 ylna kadar kalmtr.
Kosovann slam kabul etme sreci uzun, karmak ve Arnavut yazarlarn
ou tarafndan yazld gibi zorla deil, ilkesel olarak gnll olmutur. Ayn
ekilde Sami Fraeri slamn Yaylmas7 adl eserinde ve Noel Malcolm gibi dier
birok yabanc yazar da bunu iddia eder. zellikle slamn kabul konusunda
Bonaklar ve Arnavutlar farkldrlar. slam kartlar Arnavutlarn slamlatrl-
masnn sistematik iddet sreci, ekonomik bask ve dier bask metotlaryla ol-
duunu iddia eder. Ancak dnyaca nl yazarlar bu tezleri kabul etmezler.8 Hat-
ta gnmzde aktel olan svireli Tarihi Oliver Shmit Osmanl ynetiminin

5 Daha detayl bilgi iin Bkz: Nexhat Ibrahimi, Vepra 10, s. 116-149; Thomas W. Arnold, The Preaching
of Islam, London, 1913, veya Arnavuta tercmesi: Thomas W. Arnold, Historia e prhapjes s Islamit,
Prishtin, 2004.
6 Ali M. Basha, Npr gjurmt e Islamit, Tiran, 2005, s. 104. Joseph von Hammer, Historija Turskog/
Osmanskog Carstva, 1, Zagreb, 1979, s. 47. Jusuf Buxhovi, Kosova, 2, Prishtin Houston, 2012, s. 15 ve
devam.
7 Shemsudin Sami Frasheri, Himmetul-himam fi neshril-islam , 1302 hixhrij / 1885, stanbulda
yaynlanmtr, veya Arnavuta Tercmesi: Sami Frashri, Vepra 12, skp, 2004, s. 19-47.
8 Joseph von Hammer, I-III, Historija Turskog/Osmanskog Carstva, s. 47 e ve kitabn dier bir ok yerinde;
Thomas W. Arnold, The Preaching of Islam, s. 17 ve devam; Noel Malcolm, Kosova, nj histori e shkurtr,
II Bask , Prishtin-Tiran, 2001, s. 96 ve devam v.b.

392
Tarih Boyunca Kosovada slam

ilk iki yzylnda uygulad vergilerin Hristiyan halk iin ar olmadn iddia
eder. slam kart bilim adamlar bask konusunda unu unutuyorlar; nasl olur
da ekonomik bask ve zulmler karsnda Bonak ve Arnavutlar slam kabul
etmi; ancak Srplar, Bulgarlar, Makedonlar vd. kabul etmemi ve kitleler hlinde
slam reddetmilerdir. slamn kabul edilme nedenleri arasnda saylmas gere-
ken, ancak unutulan faktrler unlardr:
1) slam, hayata daha yksek bir fonksiyon ve deneyst bir perspektif ka-
zandrd.
2) slamn sunduu yeni vizyon ve dncede sadece kiisel ahlak yoktu,
ancak var olma kavramnn daha genilemesi vard. O da bu dnyada veya ahiret-
te insan kaderinin birletirilmesidir.
3) slam, kitlesel sorumluluktan ok kiisel sorumluluktan yana olmasna
ramen birlik anlamn teyit etmitir. Bu, topluma yeni bir bak as kazandr-
d; artk ksa mrl federasyonlar, deiken kabileler veya birbirini balamayan
gruplar deil, ancak kresel lekte moral ve dnce birliinde olan bir dzen
olumutur.9
Eer Osmanl ncesi dnem iin Arnavut topraklarna ve zellikle Kosovaya
Mslmanlarn gelmesi hususunda devamll olmayan, kopuk ve btncl bir
sre deildi dersek, Osmanl dnemi iin bunu diyemeyiz. slamlamay ba-
lca iki dneme ayrabiliriz: Birincisi, XVII. yzyla kadar Osmanlnn Avrupa
topraklarnda zayflamasna kadar olan geliigzel slamlama dnemi ve kincisi
XVIII. yzyldan itibaren zayflama ve durdurulamaz kle gelen basklar, teh-
likeler ve zorluklar dnemini izleyen slamlama dnemi. mparatorluk snrlar
Mslman halkla birlikte her geen gn daha da douya ekiliyordu.10
XV. yzyldan itibaren Arnavut ehirleri manevi, ekonomik ve toplumsal ola-
rak kurtulmaya balad. Arnavut Tarihi H. Duka bu srecin iki yolla gerekle-
tirildiini dnmektedir:
1. ehirli halkn kendi bana slamlamasyla ve
2. Ky evrelerinden slamlam gelerin ehirlere gelmesiyle.11
Ancak ehirlerde slamlama sreci sadece yeni sper yap gerekliinin bir
sonucu deil, ayn zamanda Osmanl idaresinin retim faaliyetleri organizasyo-
nuyla ehir halknn din yapsnda yapt mutlak deiikliin de sonucudur. Bu
Volterin Osmanl zamannn, deiik halk ve dinlerin tam zgrce ve birlikte
yaama hogrsyle yaad slam modeli hayat dzeni olduu iddiasn ortaya
koymasn tevik etmitir.12

9 Nerkez Smailagie gre, Klasina kultura islama, II, Zagreb, 1976, s. 157-159.
10 Kit Krim (ed.), Enciklopedija ivih religija, Beograd, 1990, s. 305.
11 Ferit Duka, Momente t kalimit n Islam t popullsis shqiptare n shekullin XV-XVII, n: Feja, kultura dhe
tradita islame ndr shqiptart, Prishtin, 1995, s. 119.
12 Nexhat Ibrahimi, Vepra 10, s. 639.

393
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Vilayetler Hristiyan Hane 1688de Hristiyan Hane Azalma %

Pritine 4955-yllar 1551-1555 3277 34

Novobrda 5110-yllar 1551-1555 1360 (1650 yl) 73

slam dininin yaylmas aama aama olmutur. Bu dorultuda ilk Mslman


mahallelerini kaydedeceiz. rnein kodra Sanca kayt defterine gre 1485
ylnda pek, 1487 ylnda Vuitrn Mslman topluluu olarak kaydedilmitir.13
Daha nceki dnemlerde Kosovay Nemanya hanedan ve Sveti Sava Ortodoks
Kilisesi ynetmitir. Osmanllarn gelmesiyle birlikte bu Slav asimile sistemi ykl-
m ve Arnavut halkn yaam kolaylamtr.14 Bu ve baka dier faktrler slamn
her zaman daha ekici olmasna ve mensuplarnn srekli art gstermesine etki
etmitir. XVI. yy. (1582 yl) sonunda slam kabul eden halkn oran u ekil-
dedir: pek %90, Vuitrn %80, Pritine %60, Prizren %55.9, Novobrdo %37,
Yanyeva %14.15 Prizren Vilayeti Cizye defterine gre 1593 ylnda 9 kyn slam
dinini kabul ettii kaydedilmitir. Ayn ekilde bu deftere Prizren Vilayetinde
bulunan 178 kyden 110unda 10 haneden daha fazla Hristiyan hane olmad
da kaydedilmitir; bu durum dier dinlere nazaran Mslman saysnn arttn
gstermektedir.16
Ayn ekilde XVII. yzyln ilk yarsnda da Prizren ehri ve evresinde Ms-
lman halk hkimdi. 1620 1624 yllar verilerine gre Prizren ve evresinde
200 kyden 3000 kiinin slam dinini kabul ettii grlmektedir.17 slam dini-
ni benimsemedeki bu ykselmeyi Cizye defterlerinin verdii verilerle Pritine ve
Novobrdoda da grmekteyiz.18
Katolik din adam Pjeter Mazreku, 1633 ylnda Has blgesinin ounlukla
Arnavutlarn yaad bir blge olduunu; ancak bunlarn hocaya giderek Trk
olduklarn iddia eder. Ayn ekilde bu kaynak XVII. yy. Ulin, Tivar ve Suhareka
kasabalarnn tamamen slam dinini benimsediini iddia eder.19 Bu durum XVI-
II. yzyla kadar hafif inili kl olsa da slamn yararna devam etmitir.
XIX yzylda Arnavutlarn yaad drt vilayette kodra, Kosova, Manastr
ve Yaninada nfus oran Arnavut Mslmanlarn faydasna gzkmektedir. On-

13 Selami Pulaha, Defteri i regjistrimit t Sanxhakut t Shkodrs i vitit 1485, Tiran, 1974, s. 50-135
14 Sknder Rizaj, Kosova gjat shekujve XV, XVI dhe XVII, Prishtin, 1982, s. 84-114.
15 Ferit Duka, Momente t kalimit n Islam t popullsis shqiptare n shekullin XV-XVII, s. 122.
16 Istanbul Basbakanlik gre: Ferit Duka, Momente t kalimit n Islam t popullsis shqiptare n shekullin XV-
XVII, s. 122.
17 I. Zamputi, Relacione mbi gjendjen e Shqipris Veriore dhe t Mesme n shek. XVII, I. Clt, Tiran, 1965, s.
337.
18 Ferit Duka, Momente t kalimit n Islam t popullsis shqiptare n shekullin XV-XVII, s. 123.
19 I. Zamputi, Relacione mbi gjendjen e Shqipris Veriore dhe t Mesme n shek. XVII, II, s. 107.

394
Tarih Boyunca Kosovada slam

lar bunu yerli olarak grmekteydi. Her ne kadar o dnemde ciddi sorunlardan
dolay durumu tam gsteren herhangi bir ey olmamasna ramen 1900 ylndan
sonraki veriler de bu yndedir.20

Osmanl Sonras Dnem


Osmanlnn ekilmesinden sonra slam dini genel siyasi durumu yaamaktayd.
Srp ve Karadallar ei benzeri grlmemi iddet, kanl katliamlar, Arnavut top-
raklarndan srgnler, binlerce kiiyi zorlayp din deitirme gibi baskc tavrlar
sergileyerek, Arnavut etnik temizliini yapp onlardan boalan yerlere kendi halk-
larn yerletirerek nfus yapsn deitirmek istemilerdir. Bu tr giriimlere, b-
yk ounluu hocalardan oluan Arnavut Ulusal Ayaklanma Hareketiyle kar
gelinmitir. slam Birlii Kurumu ar durumdayd. Kurumu, gnll hocalar
baz din ibadetleri yaptrarak ve cenaze ilemlerini yaparak ayakta tutmaktayd.
Bu durum, 1914 ylnn Mart aynda Srbistann Mslman halkn haklarn
garanti altna almakla ykml klnd stanbul Anlamasyla biraz iyilemitir.
Bu dnemden sonra Pritine, Prizren ve Mitrovia mftlkleri ve baz alt mft-
lkler almaya balamtr. 1919 ylnda merkezi Saraybosnada olan ve banda
Reisul Ulema olan Bonak modeli yaps oluturulmas nerisi verildi. Buna gre
l mftl ve on bir evre mftl oluturulacakt. Bu anlama 1919
Paris Bar Konferans ile de yaptrma kondu, ancak karar alnmasna ramen uy-
gulamaya ok az konuldu. ounluunu Arnavut Mslmanlarn oluturduu,
Mslman halkn hayatnn kolaylatrlmasna ynelik reformlar ilerleyen yl-
larda da devam etti. Ayn ekilde din eitimin durumu da ard. ou medrese
kapatlmt, ak olanlar da srekli devletin gzetimi altndayd.
Bu durum belirli dnemlerde devletin isteiyle deil, ancak Mslman hal-
kn eitilmesi ve bilinlenmesiyle yava yava deiiyordu. XX. yzylda zellikle
70li yllarda dnyada ortaya kan olumlu hava, Yugoslavya ve Kosovaya da etki
etmi, uygun koullar olumaya balamtr. Medreselerin yeniden almas ve re-
forme edilmesi, din kadrolarn eitilmesi, camilerin yeniden ina edilmesi, din
yaynlarn balamas (Takvimler, Edukata slame, Dituria slame) ve genel olarak
din literatrn olumas, Mslmanlarn bilgilenmesini ve bilinlenmesini ar-
trmtr. Devlet, normal olarak Mslmanlarn her hareketini keskin bir ekilde
gzlyor ve onlara gre her yasay ineyi ar ekilde cezalandrlyordu. 21
zellikle Srbistann Kosovaya kar yapt son savata durum ok arla-
mtr. Altyapnn kmesi, evlerin yaklmas, insanlarn ldrlmesi ve 200den
fazla camii ve onlarca din binann yaklmas ve yok edilmesiyle Kosovada din
yapnn durumu ok ciddi ekilde arlamtr.22

20 Kristaq Prifti, Popullsia muslimane shqiptare n Ballkan n fund t shekullit XIX dhe n fillim t shekullit XX,
n: Feja, kultura dhe tradita islame ndr shqiptart, Prishtin, 1995, s. 153-166.
21 Haki Kasumi, Gjendja organizative e Bashksis Islame te shqiptart nn okupimin jugosllav 1912-1941, n:
Feja, kultura dhe tradita islame ndr shqiptart, Prishtin, 1995, s. 459-463; Krhs.: Noel Malcolm, age, s.
301-372.
22 Bkz. monografin pr shkatrrimet e objekteve t qytetrimit islam gjat lufts Kosov-Serbi 1998-1999:

395
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

nc Binyl
Kosovada din durum 1998 - 1999 Kosova Srbistan savandan sonra yardm
kurulularnn abalar ve dayanmasyla dzelme gstermitir. Ancak yllar son-
ra bile (1999 2014) din kurumlarn hukuki statleri zlmemi ve tanmlan-
mamtr. yle ki, ou ey devlet yasalarna (anayasa, yasa, dzenleme vb.) gre
deil, ad hoc olarak anlk siyasi durumlara ve kiilerin keyfiliine gre zlmek-
tedir. Her ne kadar inananlar ve din kurumlar devlete vergi verseler de devletin
laik karakteri erevesinde devletin kaynaklarn kullanamyorlard. kinci snf
vatanda olarak muamele grmeye devam edilmekteydi.
Her ne kadar Kosova Anayasasnda Kosovann laik23 bir devlet olduu ya-
zyorsa da aslnda Kosova (devlet organlar) Hristiyan yanls bir devlettir. Okul
ncesi kurumlardan Kosova Sanat ve Bilim Akademisine kadar olan retilerde
slamn aa bir rol var veya toplumun tm baarszlklarndan slam sorum-
ludur. Hristiyanlk ise her trl kark durumdan kmann mididir. Byle
dnen ve tarihsel olarak tamamen tartmal Hristiyan kiilikler, entelektel
ve siyasiler, ulusal ikon olarak dayatlrken Mslmanlar ya tamamen gz ard
edilmekte ya da onlardan aalayc bir ekilde bahsedilmektedir.

Son Sz Yerine
Eer imdiye kadar ilediimiz konuyu iyimser bir ekilde bitirmek istersek o
zaman bu konu hakknda herhangi bir net son szmz olamaz. Tarih boyunca
siyasete, ekonomiye kltr ve medeniyete hkim olmu ideolojik gelimeler o ka-
dar mulak ki, eer bu konuda herhangi bir genel geer deerlendirme yaparsak
hata yapm oluruz.
O yzden Kosova Mslman nc bin yln banda ideolojik adan
postmodern dnya gelimeleriyle, insann sonsuzluunun teknolojik gelimey-
le olamayaca, teknolojik gelimeyle insann hibir snrnn kaldrlamayaca,
teknolojik gelimeyle insan ahlaknn dzelmeyecei ve teknolojik gelimeyle
metafizik konularn gnlk hayatmzdan kmayaca konularndan emin olaca-
veya olmayaca dncesinin glgesinde olacaktr. Kosova Mslman mit
ve protesto, rahatlk ve cefa arasndadr. Kosova Orta a kllarnn, aydn ve
ilerici modern insan ve modern bilim uygulamalarnn gerekletirdii karanlk
bombalar karsnda daha az tehlikeli ve daha merhametli olduunu unuttu ki,
Kosova kendi yolunun Avrupa entegrasyonu olduunu gstermeye alyor.

Barbaria serbe ndaj monumenteve islame n Kosov (shkurt 98 - qershor 99) & Serbien Barbarities
Against Islamic Monuments in Kosova (february 98-june 99), Prishtin, 2000.
23 Kosova Cumhuriyeti Anayasas 8. Maddesinde aynen yle yazmaktadr: Kosova Cumhuriyeti
laik devlet olup,din ve vicdan meselelerinde tarafszdr. http://www.mkrsks.org/repository/docs/
Kushtetuta.e.Republikes.se.Kosoves.pdf

396
Tarih Boyunca Kosovada slam

Kaynaka
ARNOLD, Thomas W., Historia e prhapjes s Islamit, Prishtin, 2004.
ARNOLD, Thomas W., The Preaching of Islam, London, 1913.
Barbaria serbe ndaj monumenteve islame n Kosov (shkurt 98 - qershor 99) & Serbien
Barbarities Against Islamic Monuments in Kosova (february 98-june 99), Prishtin,
2000.
BASHA, Ali M., Npr gjurmt e Islamit, Tiran, 2005.
BUXHOV, Jusuf, Kosova, libri 2, Prishtin Houston, 2012.
Enciklopedija ivih religija, Beograd, 1990.
ESPOSTO, John L. (ed.), Oksordska historija islama, Zivinice, 2005.
FEJA, kultura dhe tradita islame ndr shqiptart, Prishtin, 1995.
FRASHER, Sami, Prhapja e islamit, n: Sami Frashri, Vepra 12, Shkup, 2004.
FRASHR, Shemsudin Sami, Himmetul-himam fi neshril-islam, Stamboll, 1302 hixhrij
/ 1885.
HAMMER, Joseph von, Historija Turskog/Osmanskog Carstva, 1, Zagreb, 1979.
HT, Filip, Istorija arapa (History of the Arabs), botimi II, Sarajev, 1988.
http://www.mkrs-ks.org/repository/docs/Kushtetuta.e.Republikes.se.Kosoves.pdf.
IBRAHM, Nexhat, Vepra, 10, Logos-A, Shkup, 2009.
MALCOLM, Noel, Kosova, nj histori e shkurtr, botimi II, Prishtin-Tiran,/ 2001.
PRRAKU, Muhamet, Kultura kombtare shqiptare deri n Lidhjen e Prizrenit, Prishtin,
1989.
PULAHA, Selami, Defteri i regjistrimit t Sanxhakut t Shkodrs i vitit 1485, Tiran, 1974.
RZAJ, Sknder, Kosova gjat shekujve XV, XVI dhe XVII, Prishtin, 1982.
SCHMTT, Oliver Jens, Sknderbeu, Tiran, 2009.
SMALAG, Nerkez, Klasina kultura islama, II, Zagreb, 1976.
SHELEBJ, Ahmed, Tarihul-islamij wel-hadare el-islamijjeh, vellimi 5, botimi IV, Kajro,
1979
SHOW, Stanford J., Historia e Perandoris Osmane dhe e Turqis Moderne, I, Tiran, 2006.
ZAMPUT, Injac, Relacione mbi gjendjen e Shqipris Veriore dhe t Mesme n shek. XVII,
vll. I-II, Tiran, 1965.

397
Muslims in the Republic of
Poland the History and the Present
Tomasz MIKIEWICZ
Mufti of the Republic of Poland, The Chairman of the Muslim Highest Board of
Muslim Religious Union in Poland

Summary
T
he feature Muslims in the Republic of Poland history and
present presents in a synthetic form the history of the sett-
lement and the presence of Tatars on the Polish soil, taking
into account all social and political transformations. The presence
of Tatars, who are so different in their religion and traditions from
the Christian majority, is a remarkable event. Diversity, however,
did not hinder them from growing deeply into the local landscape,
they have long been recognized as ours, all the more that during
national-liberation fights they demonstrated their dedication and
commitment to the State that had adopted them and taken care
of. They proved it from the battlefields of Grunwald in 1410, thro-
ugh the fields of the battle of Maciejowice, until 1939, when it
was the last time in the history when the Tatar cavalry fought for
their homeland. The fate of the Tatars is inextricably linked with the
history of Poland with times of glory, collapse, partition, further
insurrections, and the two world wars. The feature recalls the most
important and significant events over the centuries.

399
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

The author pays attention to years 1918-1939, to the period of the


newly regained independence, rebuilding the Polish state, which
was a unique period in the history of the Tatars, too. On December
28, 1925, the Muslim Religious Union in the Republic of Poland
was founded that gathered all existing religious communes (paris-
hes) scattered across the country. At the same time, the first Mufti,
who is the religious head of all Muslims in Poland, was chosen. In
1936 the act on the relation of the State to the Muslim Religious
Union in the Republic of Poland was adopted. This document is
extremely important as it was the second act of this type in Europe
and, at the same time, it was the statement of recognition of Islam
as one of the official religions of the state. Ambitious plans and ac-
tions taken were brutally cut short by World War II. The situation
of the Tatars after the war was totally different. During the war the
Muslim intelligence died or emigrated overseas. This was the cause
why the cultural and religious life of the followers of Islam after the
war did not reach such a big momentum as before. In addition,
political changes and new frontiers divided the Tatars, as most of
them found themselves outside of Poland, in Lithuania and Bela-
rus. Many Tatars who felt Polish and refusing to be obedient to the
Soviet power, came back to Poland, onto the Recovered Territories
in Pomerania and west of the country. Luckily, the period of com-
munism was not the time of repressions for the followers of Islam.
But only the period of political transformation and the last 25 years
has been the time of significant changes. First and foremost, Tatars
living in their own circle so far, apart from Muslim states, as a small
island of the Orient in a Christian environment had to deal with
Muslim groups of different nationalities and cultures.
Speaking out about Muslims in Poland, you should mention the lar-
ge group of people from Arab countries, Turks, Chechens, Crimean
Tatars, as well as converts. Today this diversity has led to divisions
and separation of new religious communities bringing together fol-
lowers of Islam. There are natural alliances and cooperation between
certain groups (Tatars and Turks), while other groups are willing to
lead a selfdetermined existence, as their ethnic and national origin
is more important to them than a common religion.
The challenges faced by the entire Ummah concern not only in-
ternal relations, but mainly measures serving the social dialogue,
decent representation of Islam and breaking the stereotypes on the
Islam followers. All the more that the current political and social
situation in the Middle East and Western Europe, the problem of
refugees, and anti-Islamic moods are reflected more powerfully in
the Polish society.

400
Polonya Cumhuriyetinde
Mslmanlar - Tarih ve Bugn

zet
P
olonya Cumhuriyetinde Mslmanlar - tarihi ve gnmz
adl makale, tm sosyo-politik deiimleri dikkate alarak, ksa
olarak Polonya topraklarnda Tatarlarnn yerleme ve yaam
tarihini gstermektedir. Hristiyan ounluundan farkl din ve ge-
lenekler asndan Tatarlarn varl olaand bir olaydr. Tatarlarn
farkll, yerel gereklie kk salmalarna engel olamad. Tatarlar,
ulusal-kurtulu mcadelelerinde onlar kabul eden ve kollayan dev-
lete ballk ve fedakrlk gstererek uzun zamandr yerli olarak g-
rlmtr. 1410 ylnda Grunwald alanlarndan balayp, ardndan
Maciejowice kuatmasnda ve en son olarak 1939 ylnda, son kez
atl Tatarlar kendi lkesi iin mcadele etmitir. Tatarlar tarihi Po-
lonya tarihiyle ayrlmaz bir ekilde altn a, k, ilhak, ayaklan-
malar ve iki dnya sava ile balantldr. Makale, yzyllar boyunca
en nemli olaylar hatrlatr.
Yazarn zellikle ilgisini eken dnem 1918-1939 yllar arasnda
bamszlk kazanmas ve Polonya devletinin yeniden kurulmas d-

401
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

nemi, ayn zamanda Tatarlarn tarihinde esiz bir dnemiydi. 28


Aralk 1925 tarihinde, imdiye kadar lke genelinde dank dil
topluluklar (parileri) bir araya getirerek Polonya Cumhuriyetin-
de Mslman Birlii kurulmutur. Ayn zamanda Polonyada tm
Mslmanlarn ilk mfts yani dini otoritesi seilmitir. 1936 y-
lnda ise Polonya Cumhuriyeti Mslman Birlii, Devlet ile liki-
sini tanmlayan kanun yrrle girdi. Bu belge Avrupada ikinci
byle bir kanun olup, son derece nemlidir ve ayn zaman slamn
lkede resmi dinlerden biri olarak kabul edildiini gsteren bir ka-
ntt. ddial planlarn ve faaliyetlerin yaplmas acmasz bir ekilde
kinci Dnya Savann balamasyla kesilmitir. Sava bitince Ta-
tarlarn durumu bambaka oldu. Sava srasnda Polonyal Msl-
man topluluun entelektel kesimi ya ldrlm ya da yurt dna
g etmiti. Savatan sonra slam dini mensuplarnn kltrel ve
dini hayat ncesinde olduu gibi zirveye ulaamamtr. Ayrca, si-
yasi deiimler ve yeni oluturulan snrlar Tatarlar bld ve ou
Polonya topraklar dnda Litvanya ve Beyaz Rusyada bulunuyor-
du. Birok Tatar Polonyal olarak hissedip ve Sovyet iktidarna ka-
tlmayarak Polonyaya geri kazanlan olarak adlandrlan Pomeranya
ve lke batsndaki topraklarna tand. Komnizm dnemi Ms-
lmanlara kar bask zaman deildi. Siyasi dnm dnemi ve
son 25 yl nemli deiimlerin zamandr. Tatarlar imdiye kadar
Hristiyan ortamda Orient adas olarak baka Mslman lkeler-
den uzak, kendi toplumunda yaard fakat son zamanlarda farkl
lkelerden, kltr asndan da farkl gelen Mslman gruplaryla
yzlemek zorunda kaldlar.
Polonyada Mslmanlardan bahsederek, Arap lkelerinden ge-
len byk grubu, Trkleri, eenleri, Krm Tatarlarnn yan sra
slam kabul edenleri belirtmek gerekir. Bugnlerde eitlilik b-
lnmelere yol at ve slam dini mensuplarn bir araya getiren bir-
ok yeni dini topluluklarn olumasna sebep oldu. Baz gruplar ara-
snda (Tatarlar ve Trkler) ittifaklar kurulur ve ibirlii yaplr, dier
gruplar kendi kendini ynetmek ister ve ortak dinden milli-etnik
kken daha nemlidir.
Tm mmet nne koyulan zorluklar zellikle sosyal diyalouna
ilikin faaliyetler gstermek, slamn saygn bir ekilde temsili ve
Mslmanlar hakknda kalplam stereotipleri krmaktr. Hele
imdiki Orta Dou ve Bat Avrupadaki sosyo-politik durum, ml-
teci sorunu ve slam kart ruh Polonya toplumunda da yanstlr-
ken.

402
Muslims in the Republic of Poland

Introduction
History of Islam in Poland is closely connected with Tatars, who were almost the
only Muslims on Polish soil until the mid-80s. Settlement and presence of Tatars
in the Commonwealth [pol. Rzeczpospolita] has been described in a number of
dissertations, most of them written in the 20th century1. Describing more than
a six-hundred-year presence of Tatars in the Central and Eastern Europe with a
variety of threads could take a separate volume, and the aim of this article is not
a comprehensive depiction of the history of Tatars, but only showing the key mo-
ments in the group history, a kind of its presentation.

Roots of the group


To understand who the Tatars are, it is useful to mention the Mongols. This name
was assigned to one of the nomadic tribes living on the steppes of the north-
eastern Mongolia, between the rivers of Onon, Kherlen and Argun. Initially, this
people was named Meng-ku in Chinese chronicles and Meng-wa in later sources,
while a significant change occurred in the 13th century. The name of the Mon-
gols covered not just one tribe, but all tribes of the Great Steppe conquered by the
Mongols. One of the conquered peoples were Tatars, south-eastern neighbours
of the Mongols. In everyday language, the name of the Tatars meant all Turkish
peoples who became a part of the empire of Temujin, (Genghis Khan) and mixed
with the Mongols, and so the original Mongolian Tatars2. The name Tatars ap-
peared in a Turkish inscription in the year 7323. Chinese sources describe the
Tatars as the people named Ta-ta or Ta-tan. In the 12th century Tatars began to
play a major role among the tribes of the Great Steppe, and with time the names
of the Tatars and Mongols were used interchangeably to describe peoples of this
territory. In Europe, the name Tatars became popular to describe the Mongolian
invaders, however, it was changed slightly to Tartars. This was a reference to the
mythological name of Tartar, which meant hell, therefore the invaders were as-
sociated with devils. Nomadic peoples, so different from the Christian Europe,
embodied the biblical peoples of Gog and Magog executing punishment upon
the sinners. Yet in a Renaissance woodcut of Albrecht Durer Four Horsemen of
the Apocalypse, picturing the major catastrophes of the mankind, which is plague,
war, famine and death two warriors wear the costume and weapons of Tatars or
other nomads from the Eastern Europe4.

1 Piotr Borawski and Aleksander Dubiski, Tatarzy polscy. Dzieje, obrzdy, legendy, tradycje, Warsaw, Iskry,
1986; Stanisaw Kryczyski, Tatarzy litewscy. Prba monografii historyczno-etnograficznej, Rocznik Tatarski
Vol. 3, Warszawa, Rada Centralna Zwizku Kulturalno-Owiatowego Tatarw Rzeczypospolitej Polskiej,
1938; Ali Mikiewicz, Tatarzy polscy 1918 1939. ycie spoeczno kulturalne i religijne, Warszawa,
Pastwowe Wydawnictwo Naukowe, 1990; Jan Tyszkiewicz, Tatarzy na Litwie i w Polsce. Studia z dziejw
XIII-XVIII w., Warszawa, Pastwowe Wydawnictwo Naukowe, 1989; Jan Tyszkiewicz, Tatarzy w Polsce
i Europie. Fragmenty dziejw, Putusk, Akademia Humanistyczna im. Aleksandra Gieysztora, 2008; Jan
Tyszkiewicz, Z historii Tatarw polskich 1794 1944. Zbir szkicw z aneksami rdowymi, Putusk,
Wysza Szkoa Humanistyczna w Putusku, 1998.
2 Leszek Podhorecki, Tatarzy, Warszawa, Ksika i Wiedza, 1971, p. 18.
3 Tomasz Jasiski, Przerwany hejna, Krakw, Krajowa Agencja Wydawnicza, 1988, p. 9.
4 Jan Tyszkiewicz, Tatarzy w Polsce i Europie. Fragmenty dziejw, Putusk, Akademia Humanistyczna im.
Aleksandra Gieysztora, 2008, pp. 12-13.

403
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Islamisation
The Mongols and nomads united by Genghis Khan conquered numerous peoples
and their expansion was impressive. The Empire, established as a result of the
conquests of Genghis Khan and his successors in the first half of the 13th century,
covered more than half of Asia, and almost all of the Eastern Europe. One of the
areas managed by the Batu-Khan, who was Genghis Khans grandson, evolved
into a sovereign state called the Golden Horde. Histories of individual khans are
complicated, as well as their system of inheritance, territorial range or conquests.
The most interesting aspect from the point of view of this paper is the moment
of accepting Islam. Several key events that started islamisation of nomads, former
shamanism followers, should be pointed out5.
1. On the territory of the Golden Horde there were strong centres of Islam,
such as: Bolghar, Bukhara, Urgench or Samarkand. Mongolian conquerors got
influenced gradually by more superior Muslim civilization and accepted the new
faith. One of the proponents of Islam was Khan Berke, who became a Muslim
even before taking power (years 1257-1266). During his reign the Golden Horde
became a Muslim state. Berke was aware that Islam would connect the Mongo-
lian conquerors with the residents of Bolghar and the Kipchak, who were largely
Muslims, and contribute to the consolidation of the society of the Golden Horde.
He built mosques and used the knowledge of Muslim scholars6.
2. Despite rapid progress, the new religion still fought with the followers of
shamanism. Successors of Berke Mongke Temur (Mngke) and Tokhta were
shamanists, while Uzbeg Khan, who followed them, was already a Muslim and
converted the inhabitants of the Golden Horde to Islam making it the state re-
ligion7.
3. Part of the Mongols converted to Islam at the time of the reign of Hulagu,
who was a grandson of Genghis Khan and the creator of Ilkhanate, after the
invasion on Iraq and the fall of Baghdad in 1258. Tekuder, the son of Hulagu,
converted to Islam shortly after he ascended the throne in the year 1282, but
his Mongolian supporters were not ready for such a decision and the conversion
caused a civil war. Only when Ghazan became the ruler of the Ilkhanate dynasty
and publicly announced his Muslim faith, Islam became the official religion of
the state8.

5 Leszek Podhorecki, Tatarzy, Warszawa, Ksika i Wiedza, 1971, pp. 30-32.


6 Piotr Borawski and Aleksander Dubiski, Tatarzy polscy. Dzieje, obrzdy, legendy, tradycje, Warszawa, Iskry,
1986, p. 15; Leszek Podhorecki, Tatarzy, Warszawa, Ksika i Wiedza, 1971, p. 168.
7 See: Norbert Boratyn, Recenzja ksiki autorstwa Katarzyny Warmiskiej pt. Tatarzy polscy. Tosamo
religijna i etniczna, Rocznik Tatarw Polskich, Vol. 9, Gdask, Rada Centralna Zwizku Tatarw
Rzeczypospolitej, 2006, p. 364; Leszek Podhorecki, Tatarzy, Warszawa, Ksika i Wiedza, 1971, p. 168;
Jan Tyszkiewicz, Z historii Tatarw polskich 1794 1944. Zbir szkicw z aneksami rdowymi, Putusk,
Wysza Szkoa Humanistyczna w Putusku, 1998, p. 11.
8 David Nicolle, Islam. Historia kultura nauka. Dzieje islamu od powstania do koca XV wieku, trans.
Marcin Jakoby and Antoni Winiarski, Pozna, Publicat, 2007, pp. 138-139.

404
Muslims in the Republic of Poland

4. Another moment of islamisation was accepting the religion of the Turkic-


speaking Kipchaks by their invaders. Generally, they were called Tatars. In the
first half of the 15th century the Golden Horde disintegrated into several inde-
pendent khanates fighting fiercely with one another.

Tatars in the Commonwealth [Rzeczpospolita]


The beginning of the Muslim presence in the Commonwealth relates to the inva-
sion of the horde of Batu-Khan to Hungary and Poland in 1241. The warriors
conquered Cracow then9, destroyed the Lesser Poland, Land of czyca and Sile-
sia, where the famous battle of Legnica took place which ended with the defeat of
the Poles and the death of the Duke of Silesia Henry the Pious. News of the death
of gedei Khan stopped further expansion. Tatars were forced to return to Rus,
where on the steppes of the Black Sea Batu-Khan created a new state called later
the Golden Horde. In the year 1259 Lesser Poland experienced another Turkish
invasion. The third and last of the great invasions occurred at the turn of the years
1287 and 1288.
It is important to identify several waves of settlement of the Tatars:
1. Captives of Tatars who settled in Poland at the time of feudal fragmenta-
tion and then in the Kingdom of Poland, especially in Lesser Poland, since the
13th century invasions. This settlement did not leave any lasting trace behind.
The Tatars were often baptised in captivity and very quickly, only in the second
or third generation, totally lost their sense of distinctiveness.
2. Tatar refugees, who settled in Lithuania between 1312 and 1342. They
were shamanists who had taken refuge in Lithuania from persecution of Uzbeg
Khan.
3. The Tatars came from the Golden Horde to the Grand Duchy of Lithuania
in 1399. This group converted to Islam the former settlers.
4. Between 1437-1502 the next group of Tatars arrived to Lithuania, and
they were expatriates from the Crimean and Kazakh khanats.
5. A group of Tatars that came from the khanates of Kazan and Astrakhan
(formed after the break-up of the Golden Horde), settled there in the second half
of the 16th century10.

9 Relics of the settlement burnt by Tatars can be seen on the tourist route of the dungeons of the Main
Market Square in Cracow Tracing the European identity of Cracow, www.podziemiarynku.com.
10 Norbert Boratyn, Recenzja ksiki autorstwa Katarzyny Warmiskiej pt. Tatarzy polscy. Tosamo
religijna i etniczna, Rocznik Tatarw Polskich, Vol. 9, Gdask, Rada Centralna Zwizku Tatarw
Rzeczypospolitej, 2006, p. 364; Katarzyna Warmiska, Tatarzy polscy. Tosamo religijna i etniczna,
Krakw, TAiWPN Universitas, 1999, p. 57.

405
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

The largest wave of settlement took place in the years 1392-1430, during
the rule of the Grand Duke Vytautas. Larger masses of these people came in
this period, and this was mainly the result of internal fights within the Golden
Horde and of lost wars. Among the arriving people were voluntary migrants,
fleeing successors to the throne, members of reigning family, mercenaries, as well
as prisoners of war (incarcerated in Lithuania after the victorious expedition of
Vytautas behind the Don River in 1397)11. Vytautas received them willingly. He
gave them land in exchange for their military service. In their colonies they could
build mosques, marry local women, and the offspring of these marriages could be
educated in their Muslim faith. Their traditional, nomadic and pastoral lifestyle
transformed into a sedentary and agricultural one. They were settled mainly by
towns and along the Teutonic border, which they were supposed to guard. The
oldest historical aggregations of the Tatars in Lithuania come from the times of
Vytautas, among others in the following areas: at the Voke River in Trakai, in the
villages of Konoary, Kozakary, Merszlany, Prudziany and Sorok Tatary. The ac-
count of Gilbert de Lennoya is worth mentioning here:
In this city of Trakai and beyond in several villages there is a very great number
of Tatars who live there in whole clans. These are ordinary Saracens... and they have a
separate language, called Tatar. In this town live also Germans, Lithuanians, Ruthe-
nians and a great number of Jews12.
In the battle of Grunwald of July 15, 1410, the Polish-Lithuanian side had
both Tatars who had settled for some time in the Grand Duchy of Lithuania, and
the warriors who had come in 1409 led by the eldest son of the murdered Tokhta-
mysh Khan Tsarevich Jalal al-Din, who was the pretender to the khan throne13.
He had 300 warriors in his unit, while the Tatar settlers from Lithuania had about
600-800 of them. The first phase of the battle of Grunwald was played according
to Tatar tactics, set already by the Polish King Wadysaw Jagieo, Grand Duke
of Lithuania Vytautas and Tsarevich Delal ed-Din. The army of the Teutonic
Knights were unable to cope with the sudden retreat and stretched moving fight,
and as a result, suffered great losses. This famous fight tactic is described by Julian
Talko-Hryncewicz who appoints to the chronicler Jan Dugosz while mentioning
the Tatar invasion of the year 1287:
They are fighting from afar, tracing a semicircle and throwing arrows at the en-
emies, either attacking with horses, or stepping back in retreat. They often pretend to

11 Stanisaw Dumin et al., Tatarskie biografie. Tatarzy polsko-litewscy w historii i kulturze, trans. Musa
Czachorowski, Biaystok, Muzumaski Zwizek Religijny w RP Najwysze Kolegium, 2012, p. 11.
12 In: Jan Tyszkiewicz, Z historii Tatarw polskich 1794 1944. Zbir szkicw z aneksami rdowymi, Putusk,
Wysza Szkoa Humanistyczna w Putusku, 1998, p. 14.
13 The Museum of the Battle of Grunwald in Stbark commemorated a Tatar warrior revealing
a silicon rubber sculpture of Jalal al-Din at a ceremonial meeting on January 21, 2012. More
on the history: Selim Chazbijewicz, Chan Delaleddin i Tatarzy w bitwie pod Grunwaldem,
Przegld Tatarski, No. 2, 2010, pp. 6-9.

406
Muslims in the Republic of Poland

retreat to later greet the racing opponent with even more ferocious blows or to flank
him suddenly14.
After the battle of Grunwald some of Jalal al-Din warriors voluntarily settled
in the territory of Lithuania. Tatar settlements initiated by the dukes of Lithu-
ania in the 14th century and followed by the King Casimir Jagiellon, lasted until
the end of the 16th century. They gathered around the important political and
economic centres and fortified castles: Vilnius, Hrodno, Kaunas, Trakai, Slonim,
Minsk and Navahrudak. Loose Tatar enclaves were also formed in Podlachia, at
Tykocin and Knyszyn.
Recollection of Vytautas, a ruler favourable to Tatars, survived among them
which was expressed in a supplication addressed to King Sigismund I in 1519:
He did not make us forget the Prophet and we repeated his name as our Caliphs
while directing our eyes to holy places (Mecca and Medina)15.
Tatars grew quickly into a new homeland, and they wrote in the above-men-
tioned letter to the King Sigismund I, too:
We swore by our sabres that we loved the Lithuanian, when in a wartime they
had us for captives, and said to those entering this soil that this sand, this water, and
these trees are common to us... In Crimea and Kipchak they all know that we are not
foreigners in your country16.
Visitors from the vast steppes of Kipchak did not speak one language. Com-
ing from different parts of the vast Golden Horde and khanates that arose after
its breakup, they brought their local customs, dialects, and accents with them.
Already in the 16th century most of them lost their language and replaced it with
Polish or Russian, as stated by the author of a treaty Risale-i-Tatar-i-Lech in
1558:
() Unfortunately, they abandoned their speech and use the Polish language,
but with the care of him who is the refuge of the mission (i.e. Prophet Muhammad),
they preserved their faith so far Today a small part of Muslims uses the Osmanii
speech there, and only those who moved here themselves in the age closer to us In
our journey we came across Muslims who knew few things more than we did, even in
countries subordinate to the great padishah, and if our people cannot speak Arabic or
Turkish, they know other languages: as everyone in our country has got two languages,
commonly used there (the Polish and Belarus)17.

14 Julian Talko-Hryncewicz, Mulimowie czyli Tatarzy litewscy, Krakw, Ksigarnia Geograficzna Orbis,
1924, pp. 30-31.
15 Stanisaw Kryczyski, Tatarzy litewscy. Prba monografii historyczno-etnograficznej, Rocznik Tatarski, Vol. 3,
Warszawa, Rada Centralna Zwizku Kulturalno-Owiatowego Tatarw Rzeczypospolitej Polskiej, 1938, p.
15.
16 Leszek Podhorecki, Tatarzy, Warszawa, Ksika i Wiedza, 1971, p. 362.
17 Lucjan Krawiec and Jan Jerzy Tochtermann, Tatarzy w Polsce, Wilno, Nakadem Dziennika Urzdowego
Kuratorium Okrgu Szkolnego Wileskiego, 1936, p. 13.

407
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Language loss was caused by several factors. Namely, Lithuanian Tatars lived
separated from their brothers from the Crimea or behind the Volga River and
lived in local Polish- or Belarus-speaking communities, they married Christians
(Orthodox, Catholics), which the Quran allowed and dukes and the authori-
ties gave encouragement to. Slavic wives began speaking to them in their own
language, teaching children only local languages. Also their denomination was
not supporting in terms of maintaining the Tatar language, as the liturgical lan-
guage of Islam is Arabic. From the 18th century, you can talk about almost total
language assimilation18. Talking about the linguistic assimilation, it should be
noted that to a large extent Tatars owe assimilation of the Polish culture to their
Christian wives. They introduced a different language, but also distinct religious
beliefs, habits, rituals, songs, customs, or costumes to Tatar mansions and cot-
tages. They took names after their wives too. In this way, Tatar names ending
with -icz or -ski evolved from the names of estates; Muslim names often took
the form of Christian names, for example: Iskander Aleksander, Jussuf Jzef,
Mustafa Stefan.
The social structure of the Tatars is worth mentioning here, which was char-
acterised by significant stratification. The highest place in the hierarchy was taken
by the descendants of khans, tsareviches of the Puskis and Ostryskis families.
Then, there were the hospodar Tatars who were endowed with the biggest in-
vestitures and mostly the descendants of the aristocrats that had come from the
Golden Horde. They were distinguished by their noble Tartar titles such as ulhan,
bey, or mirza. Subsequent to Tatars were Cossacks, who were endowed with land,
too. They had to be fully available for fight in the event of call, and during the
period of peace their duties were to serve as the postal service, police, escorting
royal and magnate rides19. The lowest in the hierarchy were simple Tatars, often of
the captive settlement, and as subjects to hospodars they lived in towns, at castles
and manor houses20. This lowest layer has been engaged in traditional crafts, espe-
cially tanning21cart driving, agricultural cultivation in gardens and horse trade22.
At the end of the sixteenth and at the beginning of the 17th century Tartar
troops appeared in the crown army and were paid by the king. For Muslims set-
tlers, the military duty for investiture was related with costs, continuous absence
of the owners, as well as the fragmentation of estates as a result of the large birth
rate, all of which brought adverse changes. They tried so sell off their lands and

18 See: Hady Seraja Szapsza, O zatraceniu jzyka ojczystego przez Tatarw w Polsce, Rocznik Tatarski, Vol.
1, Wilno, Rada Centralna Zwizku Kulturalno-Owiatowego Tatarw Rzeczypospolitej Polskiej, 1932,
pp. 34-48.
19 See: Jan Tyszkiewicz, Tatarzy w Polsce i Europie. Fragmenty dziejw, Putusk, Akademia Humanistyczna im.
Aleksandra Gieysztora, 2008, pp. 163-177.
20 See: Ibid. pp. 15-16.
21 Tatars worked in the tanning industry even at the beginning of the 21st century.
22 See: Jan Tyszkiewicz, Tatarzy na Litwie i w Polsce. Studia z dziejw XIII-XVIII w., Warszawa, Pastwowe
Wydawnictwo Naukowe, 1989, pp. 222-254.

408
Muslims in the Republic of Poland

sign up to the army for pay, which resulted in protests of the noblemen. The Mos-
cow raid on Lithuania in the year 1655 proved to be very adverse for the Tatars,
as it changed radically the Tatar settlement map in that area. The oldest villages at
Vilnius and Kaunas became deserted, and their residents relocated to Volhynia,
Podolia, Ukraine and to the Crown and the Courland. The war against Moscow
and the Livonian War reduced the number of Tatars who were obliged to serve in
the army. Another fights against Turkey and a growing aversion to Islam intensi-
fied anti-Tatar events on the part of the Christian nobles. They were forbidden to
build mosques and keep Muslim subjects and households.
The Polish state, which was weakened with the onslaught of Swedes, did
not pay the employed troops. So they refused to be obedient and eventually dis-
banded. Tatar troops serving under the banner of the Commonwealth did not
get paid either. The Seim of 1667 passed a resolution to pay the Tatar troops only
one-quarter of their money back. In winter 1671 riots among the Tatar banners
began, and in the spring of 1672 just before the Turkish offensive they rose to
open revolt and several commanders with their divisions went over to the side of
the Turks. This event is called in the history the Lipka Rebellion23. The fidelity
to the Commonwealth retained the Tatar cavalry of the Lithuanian army, who
had had an important contribution to the battle of Chocim in 1673. The destruc-
tion made by the Lipka Tatars fighting as the front raid units of the Turkish army
were huge. They used cunning tactics, as they did not differ from local residents
due to the same speech and clothing. Therefore, they attacked villages and towns,
acting like the Crown Army until the sheer attack. The situation was so serious
that in 1673 negotiations with the Lipka Tatars concerning their return began24.
The Tatar rebels themselves, attached to the aristocratic privileges, could not get
used to the Turkish despotism. In 1674, King John III Sobieski accepted oaths
of fidelity from the Lipka Tatars and turned them back into his army. In 1676,
on the basis of the Act entitled Amnistia Tatarum Lipkum, the seim passed the
amnesty for Muslims who decided to serve Poland. Another important event
was the Constitution passed by the seim in 1677, which emphasized the merits
of the Tatars. On its basis it became possible to restore mosques, and the judicial
and fiscal law regarded Tatars as equivalent with the Christian noblemen. To
make amends to Tatars, King John III Sobieski in exchange for the outstanding
payment of the year 1679 endowed troops with land in Kruszyniany, Nietupy,
uany, Drahle, Malawicze, and Bohoniki25. Tatars built mosques in Bohoniki,

23 Lipka Tatars was the name given to the Tatars of the Grand Duchy of Lithuania by Crimean Tatars and
Ottoman Turks. Lipka is the garbled name of Lithuania. Lipka Tatarlar meant: Lithuanian Tatars. In the
17th century the name came into use in Poland to determine the Polish-Lithuanian Tatars. In: Selim
Chazbijewicz, Tatarzy w Polsce i w Gdasku, Rocznik Tatarw polskich, Vol. 9, Gdask, Zwizek Tatarw
Rzeczypospolitej Polskiej Rada Centralna, 2006, p. 311.
24 Stanisaw Kryczyski, Tatarzy litewscy. Prba monografii historyczno-etnograficznej, Rocznik Tatarski, Vol. 3,
Warszawa, Rada Centralna Zwizku Kulturalno-Owiatowego Tatarw Rzeczypospolitej Polskiej, 1938, p.
33.
25 Documents issued in Grodno on March 12, 1679 specified the land granted and the rights and obligations

409
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Kruszyniany, Malewicze and Studzianka as well as established Muslim cemeter-


ies called mizars. In carrying out their obligations, the Tatar units of Mustafa
Sulkiewicz, Samuel Krzeczowski, Kalumbek Bosacki, Jucha Krobicki participated
in the battle of Vienna at the side of King John III Sobieski at a total force of 381
horses. On September 12, 1683 Tatars fought against the Turkish cavalry. In this
battle they were forced to fight against their brothers in faith, but their loyalty to
the Commonwealth turned out to be stronger than religious identity.
The second half of the 18th century brought the fall of the Commonwealth
and the misfortunes to Tatars who had been so faithful to it. During the reign
of Stanisaw August Poniatowski a Lithuanian Treasurer Antoni Tyzehauz tried
to deprive them of their estates and only the Bar Confederation and the threat
of another exile to Turkey saved the Tatars against the loss of previously granted
goods26. In 1786, the Seim recognised former seats of the Tatars, where they had
their temples and cemeteries, as heritable. The war of the end of the 18th cen-
tury27 shook a good material situation of the Tatars in addition to splitting once
adjacent Muslim villages by new borders outlined by partition. The southern part
of Podlachia together with Studzianki entered the Austrian partition. Kruszyni-
any, Biaogrce and uany were under Russian rule, and the Tatar villages of
Sokki-Malewicze, Drahle and Bohoniki were annexed by the Prussian. After a
few years they entered the Prussian partition28. During the partition the Tatars
served in the Russian and Prussian armies. In the years 1792-1807, so called Ta-
tarenpulk led by Janusz Tarak Murza Baranowski and created by the Minister von
Schroter existed in the Prussian army. Napoleon Bonaparte was interested in the
Tatar uhlans, too. During the Russo-French war in 1812, the Emperor appointed
a Tatar Squadron, which entered the 1st Polish Light Cavalry Regiment of the
Imperial Guard. This unit existed until the year 181529.
Partitions, participation in the Kociuszko Uprising and Napoleonic wars
greatly weakened the Tatar ranks. During national uprisings of 1831 and 1863

of the Tatar soldiers towards the Commonwealth. The exact locations of individual commanders in the
granted villages are described by Stanisaw Kryczyski.
See: Stanisaw Kryczyski, Tatarzy litewscy. Prba monografii historyczno-etnograficznej, Rocznik Tatarski,
Vol. 3, Warszawa, Rada Centralna Zwizku Kulturalno-Owiatowego Tatarw Rzeczypospolitej Polskiej,
1938, p. 34.
26 Piotr Borawski and Aleksander Dubiski, Tatarzy polscy. Dzieje, obrzdy, legendy, tradycje, Warszawa, Iskry,
1986, p. 15.
27 Since 1717, when the seim approved the maintenance of a standing army, Tatars ended up as advance
guard of the Lithuanian army. They served in regiments established on the basis of already existing Tatar
banners of royal and aristocratic armies. These regiments participated in the Bar Confederation, defended
the Constitution of May 3, 1791 and fought in the Kociuszko Uprising (with the participation of the
Col. Gen. Jzef Bielak and Col. Jakub Azulewicz).
See: Arkadiusz Koodziejczyk, Pukownik Jakub Azulewicz- dowdca 6. puku Przedniej Stray Wielkiego
Ksistwa Litewskiego, Przegld Tatarski, No. 2, 2009, pp. 4-8.
28 See: Piotr Borawski and Aleksander Dubiski, Tatarzy polscy. Dzieje, obrzdy, legendy, tradycje, Warszawa,
Iskry, 1986, pp. 125-126.
29 See: Jan Tyszkiewicz, Tatarzy w Polsce i Europie. Fragmenty dziejw, Putusk, Akademia Humanistyczna im.
Aleksandra Gieysztora, 2008, pp. 209-226.

410
Muslims in the Republic of Poland

Tatars did not form their own divisions. After the January Insurrection many of
them experienced repressions, including expropriation. Following the land re-
form of the year 1864 a lot of Tatar estates collapsed, as their owners were unable
to adapt to new ways of management. They fell into debt, sold estates and moved
to towns. Forced Russification affected the Tatars too. Tsarist authorities aimed
at breaking down any associations of Muslims with Polishness. The strategy was
as follows, on the one hand, they were forbidden to use the Polish language in
religious life, imams could not deliver sermons in Polish or use liturgical books
in that language in mosques30; on the other hand, they were encouraged to work
in the state administration and police, where Poles were not let in for employ-
ment. The plan was to create a loyal ethnic group out of Muslim Tatars and
use it against the Christian Polish population. Tatars used the job opportunities
and advancement in the tsarist army and administration, but did not rise up
against their Polish neighbours31. At the same time, in the years 1831-1863 Rus-
sian authorities conducted a verification of noblemen in the Polish-Lithuanian
lands, whose aim was the degradation of minor aristocracy, who expressed their
antiRussian moods particularly strong. It also covered Tatar landowners, whose
privileges granted to them by the Polish kings were sustained by the Tsarist edicts
called ukases from previous years. Most of the Tatars of noble heritage were
verified positively and they were regranted nobility. During partition some of the
Tatar settlers emigrated seeking a living in the Russian Empire, and some left to
the United States at the turn of the 19th and 20th centuries32.
At the turn of the 19th and 20th centuries several Tatars played a significant
role in a fight for independence. Some of them were the closest aides of Jzef
Pisudski himself: Stefan Bielak and a co-creator of the Polish Socialist Party,
Aleksander Sulkiewicz aka. Czarny Micha [Black Michael]33. Sulkiewicz organ-
ized Pisudzkis escape from the tsarist prison in St. Petersburg, fought in the 5th
Legions Infantry Regiment and was killed on the battlefield in 1916 rescuing a
wounded colleague34.

30 An administrative order also banned to place Polish inscriptions on Tatar graves. Today mizars in Bohoniki
and Kruszyniany have got Cyrillic inscriptions.
See: Piotr Borawski and Aleksander Dubiski, Tatarzy polscy. Dzieje, obrzdy, legendy, tradycje, Warszawa,
Iskry, 1986, p. 135. Also see: Leon Kryczyski, Jak carat zwalcza polsko w yciu religijnym Tatarw
litewskich, Przegld Islamski, No. 4, 1936, p. 5-7.
31 See: Piotr Borawski and Aleksander Dubiski, Tatarzy polscy. Dzieje, obrzdy, legendy, tradycje, Warszawa,
Iskry, 1986, pp. 133-141.
32 More about the Tatars settlement and activity in the United States can be found
in: Antoni Przemysaw Kosowski, Nowojorski meczet Rzeczypospolitej. Historia gminy tatarskiej w Stanach
Zjednoczonych, Wrocaw-Bydgoszcz, Inicjatywa Wydawnicza axarxan Xucalq, 2011; Ali Mikiewicz,
Tatarzy polscy 1918 1939. ycie spoeczno kulturalne i religijne, Warszawa, Pastwowe Wydawnictwo
Naukowe, 1990, pp. 22-23.
And also in: Leon Kryczyski, Emigracja tatarska w Ameryce, Przegld Islamski, No. 4, 1936, pp. 11-13.
33 See: Sawomir Hordejuk, Wierny towarzysz Pisudskiego, Przegld Tatarski, No. 2, 2010, pp. 14-15.
34 He was buried in Piaseczno. It was only in 1935, at the initiative of the Propaganda Committee of the
Polish Act [Polish: Komitet Propagandy Czynu Polskiego], that it was decided to conduct exhumation and
transport his remains to Powzki Military Cemetery. On November 8, 1935 a solemn funeral was held
with the participation of the Government and the marshals of the Seim and the Senate. Marshal Rydz-
migy decorated his coffin with the War Order Virtuti Militari. A mihrab-shaped mausoleum was erected

411
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

During the first world war Tatars drawn to the Russian army fought on all
fronts. The first year of the war was gracious to lands inhabited by the Tatar com-
munity. However, in August 1915, Grodno Governorate was in the heat of battle
of the Russian army against the German troops coming from the West. Many
Tatars were evacuated together with civilians into the depths of Russia. Polish
Muslims of the Russian partition did not remain indifferent to other Muslim
communities in Russia. After the revolution in 1917 the Association of Tatars of
Poland, Lithuania, Belarus and Ukraine was established in St. Petersburg, which
was open for all Muslims of the former PolishLithuanian Commonwealth35.
This association contributed to the political activity of over-thirty-million-count
Muslim community in Russia36. A small group of Polish Muslims educated in
Russian universities played a significant role in this activity37, which was driven
by the idea of transnational association of all Islam followers. In the All-Russian
Muslim Council the Polish Tatars were represented by Aleksander Achmatowicz.
Over time he became one of the more prominent fighters for political and cul-
tural rights of the Muslim population in Russia. In 1918, the Prime Minister,
the Minister of Internal Affairs and the Chief Commander of the army of the
Crimean Republic, which declared its independence, was a Polish Tatar Maciej
Sulkiewicz. In the Republic the Polish Tatars were assigned to other key posts
in the Government, the judiciary, the administration, the army or the police38.
When the Red Army occupied the Crimea many of these activists moved to
Azerbaijan where they participated in the creation of the new republic. When the
Red Army decommissioned the independent Republic of Azerbaijan in the years
1920-1921, some of the Tatars returned to Poland where they organized and
guided cultural activities of Polish Muslims until the World War II39.
The interwar period (after Poland regained independence in 1918 until the
outbreak of World War II in 1939), was a period of incredible flowering of the

over the grave made of light sandstone, which is preserved to the present day.
See: Anonymous article, Pogrzeb Aleksandra Sulkiewicza, Przegld Islamski, No. 3-4, 1935, pp. 19-20.
Also see: Leon Kryczyski, Aleksander Sulkiewicz (Czarny Micha) (1867-1916), Rocznik tatarski vol.
I, Wilno, Rada Centralna Zwizku Kulturalno-Owiatowego Tatarw Rzeczypospolitej Polskiej, 1932,
pp. 228-240.
35 See: Jan Tyszkiewicz, Z historii Tatarw polskich 1794 1944. Zbir szkicw z aneksami rdowymi,
Putusk, Wysza Szkoa Humanistyczna w Putusku, 1998, pp. 83-95.
36 This data is not an official Russian Empire data, as the official one indicated only the number of Russian
Muslims which was 16 million people.
37 In the years 1907-1910 a semi-legal Academic Circle of the Polish Muslims was founded in St. Petersburg.
Its members were learning the history of their community, were interested in religious tradition and habits.
These activities were handled by two brothers, Olgierd and Leon Kryczyski, who were law students.
For more on this topic see: Ali Mikiewicz, Tatarzy polscy 1918 1939. ycie spoeczno kulturalne i
religijne, Warszawa, Pastwowe Wydawnictwo Naukowe, 1990, p. 23.
38 Leon Nejman Mirza Kryczyski, Tatarzy polscy a Wschd muzumaski, Rocznik tatarski, Vol. 2,
Zamo, Rada Centralna Zwizku Kulturalno-Owiatowego Tatarw Rzeczypospolitej Polskiej, 1935, pp.
82-92.
39 See: Ibid., pp. 26-28.
Also see: Jan Tyszkiewicz, Z historii Tatarw polskich 1794 1944. Zbir szkicw z aneksami rdowymi,
Putusk, Wysza Szkoa Humanistyczna w Putusku, 1998, pp. 97-110.

412
Muslims in the Republic of Poland

indigenous peoples of the Muslim community in all fields of the socio-political


and cultural activity40. A population of about 5500 Tartars lived within the Pol-
ish borders, most in the Navahrudak, Vilnius and Bialystok voivodeships, and
a small Muslim community lived in Warsaw. Muslims were one of the smallest
denominations in the Second Polish Republic.
In the new reality Tatars wished to sustain the profession they took up for
centuries, therefore, they made efforts to create their own division. In 1919 the
Mustafa Achmatowicz Regiment of Tatar Uhlans was formed41. It remained
a separate entity until 1922. It was only in 1936, after several years of mak-
ing effort, when Muslim soldiers could serve in their own squadron named the
13th Regiment of Wilno Uhlans, with their separate uniform and banner in the
form of a bunchuk (a Turkish horse-tail military standard)42. In 1937, Ali Ismail
Woronowicz became the Imam at the 13. Regiment, and by order of the Ministry
of Military Affairs, on May 1, 1938, he was appointed an assistant cleric for pas-
toral and religious duty for all Muslims serving in the Polish Army43.
To regulate its legal status proved to be the major challenge. Before, religious
affairs of the Polish Muslims had been formally subject to the muftiate in the
Crimea, which was abolished after the victory of the Bolsheviks in Russia. Acting
accordingly with the provisions of the Constitution of the Republic of Poland
of March 17, 1921, which guaranteed the freedom to religious and national mi-
norities and allowed creation of their own non-Roman Catholic religious com-
munities, Tatar activists of the Vilnius and Warsaw municipalities began their
respective efforts to appoint a new union. The union was to merge 19 active
religious communes44. In May 1923, Tatars launched a memorial to the President
of the Republic of Poland, which included their claims concerning the relations
between the State and the Muslim denomination. The most important of these
were: creation of the Muslim supreme authorities Muftiate in Vilnius, as well
as the passing the law on the relations between the State and the Polish Muslim
union.

40 This period was described comprehensively in a separate book by a historian Ali Mikiewicz. See: Ali
Mikiewicz, Tatarzy polscy 1918 1939. ycie spoeczno kulturalne i religijne, Warszawa, Pastwowe
Wydawnictwo Naukowe, 1990.
Also see: Krzysztof Bassara, Tatarska suba odrodzonej Rzeczypospolitej, Przegld Tatarski, No. 4, 2011,
pp. 6-9.
41 The regiment took part in the Kiev Operation, and in August 1920, in the defence of Pock, among
others. See: V.J., Puk Tatarski Uanw im. Mustafy Achmatowicza (1919-1921), Rocznik tatarski, Vol.
1, Wilno, Rada Centralna Zwizku Kulturalno-Owiatowego Tatarw Rzeczypospolitej Polskiej, 1932,
pp. 152-164.
42 Ali Mikiewicz, Tatarzy polscy 1918 1939. ycie spoeczno kulturalne i religijne, Warszawa, Pastwowe
Wydawnictwo Naukowe, 1990, pp. 155-159.
43 Ibid., p. 157.
After the war the function of the Muslim chaplain in the Polish Army failed to be restored.
44 9 communes in the Navahrudak voivodeship (Kleck, Lachaviy, owczyce, Mir, Iwje-Murawszczyzna,
Niekraszuce, Osmow, Slonim), 7 communes in the Vilnius voivodeship (Dokshytsy, Dowbuciszki,
Myadzyel, Nemis, Sorok-Tartary, Widze, Vilnius), 2 communes in the Biaystok voivodeship (Bohoniki
and Kruszyniany) and in Warsaw. See: Ali Mikiewicz, Tatarzy polscy 1918 1939. ycie spoeczno
kulturalne i religijne, Warszawa, Pastwowe Wydawnictwo Naukowe, 1990, pp. 81-88.

413
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

On December 28, 1925 the All-Polish Convention of Delegates from Mus-


lim Communities began in Vilnius, and lasted for two days. 58 delegates arrived
who represented 18 religious communes. Justification for the action in Vilnius
was presented by Olgierd Malinowski, who claimed:
It is natural that the Congress takes place in Vilnius as it has always been and
remains the focal point of the distribution of the Muslim population in the Republic
of Poland. When, at the turn of the 14th and 15th century, larger communities of
Tatars settled within the area between Kaunas and Minsk, Vilnius become a natural
capital45.
The result of the deliberations was primarily announcement of the Muslim
autocephaly in the Republic and electing Jakub Szynkiewicz, a doctor of oriental
studies, as the46 Mufti, who was the supervisor of all Muslims in Poland. Mufti-
ate, which was the governing body of the religious union, was seated in Vilnius.
It handled religious affairs and become its representative to the national authori-
ties and representatives of Muslim countries. Further efforts also resulted in the
adoption of the law on the relations of the State to the Muslim Religious Union
in the Republic of Poland of April 21, 193647. An additional regulator of actions
was a statute48.
In addition to religious organisations a secular organisation called Cultural
and Educational Association of the Tatars of the Republic of Poland49 was created
in 1926, seeking to improve the financial situation and the development of the
cultural life of the Polish Tatars. Olgierd Kryczyski was elected as the President
of the Central Council of the Association. The Organization planned to establish
schools, libraries and club-rooms, issue their own publications and to help the
poorest through the creation of nursing homes and cheap eateries50. In 1936, 28
branches were active and they were situated in accordance with the distribution

45 Lucjan Krawiec and Jan Jerzy Tochtermann, Tatarzy w Polsce, Wilno, Nakadem Dziennika Urzdowego
Kuratorium Okrgu Szkolnego Wileskiego, 1936, p. 29.
46 He graduated in 1925 in Berlin where he obtained his doctorate. He was fluent in the following languages:
Arabic, Turkish, German and Russian, which gave him free access to Muslim religious literature and
facilitated contacts abroad. Detailed biography of the first Mufti: Selim Chazbijewicz, Jakuba
Szynkiewicza posta tragiczna, Przegld Tatarski, No. 2, 2011, pp. 8-11; Stanisaw Dumin et al., Tatarskie
biografie. Tatarzy polsko-litewscy w historii i kulturze, trans. Musa Czachorowski, Biaystok, Muzumaski
Zwizek Religijny w RP Najwysze Kolegium, 2012, p. 160.
47 The Ministry of Foreign Affairs helped in these efforts, as they regarded regulating the situation of Polish
Muslims as a significant advantage for the foreign policy of the state. More: Mikiewicz 1990, pp. 48-55.
The Act (Journal of Laws, Dz. U.of 1936 No. 30 item 240, as amended) is valid since April 24, 1936.
48 On September, 24 1936 an ordinance of the Council of Ministers of August 26, 1936 came into force
on the Statute of the Muslim Religious Union in the Republic of Poland (Journal of Laws, Dz. U. of 1936
No 72 item. 517, the Act status in force). However, today the Union uses the text of the Statute adopted
on March 15, 2014 in Bialystok at an Extraordinary All-Polish Congress of the Muslim Religious Union
in the Republic of Poland.
49 The union was active until 1939.
50 More about the Union (ZKOTRP): Ali Mikiewicz, Tatarzy polscy 1918 1939. ycie spoeczno
kulturalne i religijne, Warszawa, Pastwowe Wydawnictwo Naukowe, 1990, pp. 105-137.

414
Muslims in the Republic of Poland

of religious communities and in larger Tatar aggregations. In 1929, Tatar Nation-


al Museum was founded in Vilnius51. The most valuable among the Museum col-
lection were the manuscripts of Quran, kitabs, tedwid, tafsir, chamaiy (prayer
books), documents, old prints on Tatars (including Alfurkan of 1616 and Apology
of 1630 by Azulewicz)52. The Curator of the Museum was Leon Kryczyski, a
lawyer, an activist for the revival of the splendour of the Tatar community53.
Three titles were issued: a quarterly magazine Islamic Review (Przegld
Islamski; in Warsaw in the years 1930-1937), a monthly magazine Tatar Life
(ycie Tatarskie; in Vilnius in 1934-1939) and Tatar Yearbook (Rocznik
Tatarski) which was a social and literature scientific journal54.
In the interwar period, several students were sent to religious schools in Yu-
goslavia (Sarajevo) and Egypt (Cairo)55. Other people, particularly the Mufti
Szynkiewicz, travelled to numerous places in Muslim countries, like Egypt, Syria,
Persia, Saudi Arabia, or Turkey56. They met with their brothers in faith, talked
about the situation of the followers of Islam in Poland, helped to establish diplo-
matic contacts. Intelligence lawyers, doctors, scientists, military commanders,
humanists, mostly of the noble origin they were all involved in activities relat-
ing to minorities.
An important action taken by the Tatar community was a project to build
a mosque in Warsaw, the capital of the state. For the relatively few Muslims
composed of Tatars, employees of the diplomatic corps and expatriates, the con-
struction of the mosque became an extremely prestigious matter. In 1928, the
Mosque-Building Committee was established in Warsaw. After long considera-
tions with the authorities, in 1934 the City Magistrate, in agreement with the
Ministry of Public Works, admitted a square to the Committee, that spread be-
tween the following streets: Dantyszek, Krzywicki, Rej and Wielkopolska street.
By way of a competition a design was selected and it was made by the Warsaw
architects: Stanisaw Kolendo and Tadeusz Miazka. The design was totally differ-
ent from existing temples (small and wooden), and it was inspired by the Middle

51 See: Leon Kryczyski, Zabytki orjentalne w Wilnie, Przegld Islamski, No. 4, 1930, pp. 4-7.
52 Ali Mikiewicz, Tatarzy polscy 1918 1939. ycie spoeczno kulturalne i religijne, Warszawa, Pastwowe
Wydawnictwo Naukowe, 1990, pp. 110-111.
53 More: Stanisaw Dumin et al., Tatarskie biografie. Tatarzy polsko-litewscy w historii i kulturze, trans. Musa
Czachorowski, Biaystok, Muzumaski Zwizek Religijny w RP Najwysze Kolegium, 2012, p. 100-
102 and Selim Chazbijewicz (eds.), Leon Najman Mirza Kryczyski lider ruchu spoecznego i kulturalnego
Tatarw Polskich, Gdask-Gdynia, Zwizek Tatarw Polskich, 1998.
54 Three volumes of the Tatar Yearbook were issued: Vol. 1 in 1932 in Vilnius, Vol. 2 in 1935
in Zamo, Vol. 3 in 1938 in Warsaw.
Detailed information on the Tatar Yearbook can be found in: Piotr Borawski and Aleksander Dubiski,
Tatarzy polscy. Dzieje, obrzdy, legendy, tradycje, Warszawa, Iskry, 1986, pp. 162-163
55 See: Ali Mikiewicz, Tatarzy polscy 1918 1939. ycie spoeczno kulturalne i religijne, Warszawa,
Pastwowe Wydawnictwo Naukowe, 1990, pp. 84-85.
56 See: Piotr Borawski and Aleksander Dubiski, Tatarzy polscy. Dzieje, obrzdy, legendy, tradycje, Warszawa,
Iskry, 1986, pp. 155-158.

415
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

East. A variety of efforts to raise funds for the construction, like issuing dona-
tion certificates with an appeal to Muslims in Poland, agitation in press, contacts
with decision-makers from the Arab countries, India, and Egypt did not produce
the expected results. The Committee struggled with internal problems and lack
of funds57. The outbreak of World War II thwarted the construction plans, the
accumulated funds were transferred to the defence of the state58. The war killed
their hopes for the emergence of a representative temple, but also compromised
the effort put in the revival of the Tatar community, its education, and cultural
revival59. The minority suffered as much as the rest of the Polish population,
but intelligence and the military suffered particularly severe losses they were
slaughtered by the NKVD in Katyn, Ostashkov or Kozielsk60, or resettled into
the depths of Russia. Some of them were put in concentration camps61. Probably
the most active people, Leon and Olgierd Kryczyski brothers, were killed, the
imam of the Polish Army, Ali Woronowicz, was murdered by Russians, Mufti
Jakub Szynkiewicz emigrated in 1944 and never returned to Poland after the
war62.

57 The fund-raising for the construction was announced in the monthly magazine Tatar Life. Regularly
between 1935 and 1937 there were proclamations, summons, lists of donors with an indication of the
amount transferred, as well as specific slogans like: The construction of a mosque in Warsaw is awaiting your
donation.
58 The plan to build a mosque in the capital was not implemented. After the war, on the basis of the Decree
on ownership and use of land within the area of the capital city Warsaw, called the Bierut Decree, issued
on October 26, 1945, all property within the borders of what was then called Warsaw was passed to the
municipality. After 1989, they failed to recover the plot. The efforts made by the Mufti of the Republic of
Poland, Tomasz Mikiewicz, and the Muslim Supreme College in Poland met with negative response on
the part of the President of the capital city of Warsaw for several times.
Aleksander Mikiewicz, Dr. has challenged the information about the transfer of the gathered money
to the National Defense Fund. He argues that the last President of the Mosque-Building Committee
Osman Achmatowicz said that it appears that the collected funds were spent prior to 1939 on promotional
activities, foreign trips and meetings with potential donors. These activities dis not result in money
transfers they had hoped for.
More: Ali Mikiewicz, Tatarzy polscy 1918 1939. ycie spoeczno kulturalne i religijne, Warszawa,
Pastwowe Wydawnictwo Naukowe, 1990, pp. 92-96; Arkadiusz Piotrowski, Na meczet bya ju
Ochota, Przegld Tatarski, No. 3, 2010, pp. 25-26.
59 The collections of the Tatar National Museum and the Tatar National Archive in Vilnius were destroyed;
the materials collected to the fourth volume of the Tatar Yearbook, documentation of the Muftiate and
Cultural and Educational Association of the Tatars of the Republic of Poland, many private memorabilia,
documents, monuments of religious literature were lost. The attempts to create a new and independent
Museum in the 1970s of the 20th century failed. Maciej Konopacki, a journalist and popularizer of
knowledge about the history of the Tatars passed it in 1979 to the Podlachia Museum in Biaystok.
60 In Katyn there is a monument composed of plates with symbols of the four religions whose followers were
the Polish officers murdered by the NKVD, and one of them bears the Crescent with a star.
The war experience, shared probably by many Tatars, were put down by Zula Janowicz-Czaiska Drotlew
in a diary entitled Przez lasy Syberii do Wielkiej Brytanii (Through the Siberian Forests to Great Britain;
published in 2001 in Gdansk).
61 Germans, who did not know the national and ethnic division of the Polish population, often considered
the Tatars as the Jews as they were circumcised too.
62 After the World War II many Tatars settled down in the UK, and increased their colony in New York (it
was founded at the beginning of the 20th century), or went far down to Australia. Some families settled
in Turkey.

416
Muslims in the Republic of Poland

The 1st Tatar Squadron of the the 13th Regiment of Wilno Uhlans took part
in the September campaign of 1939 (during the first few weeks of World War II),
and in the following years many Tatars fought on the western front as soldiers of
the 2nd Corps of the 1st Armoured Division of Gen. Maczek and on the eastern
front in the First and Second Polish Army63.
Under the Yalta Conference the Tatar community was allocated over the
borders, and most found themselves outside of Poland in Lithuania and Bela-
rus. A small group remained in the region of Biaystok. Tatars, who never ac-
cepted the Soviet power, felt Polish, and since 1945 they moved as returnees to
the Recovered Territories Pomerania and West of Poland64. They settled down
in Gdask, Gorzw Wielkopolski, Szczecinek, Szczecin, Trzcianka, Wrocaw,
Olenica, Elblg, Olsztyn65. The Soviet authorities did not understand why the
Tatars wished to go to Poland. Tatars themselves said that till September 1939
they were the citizens of the Republic of Poland and want to become ones again.
The proposal to move to the Tatar Autonomous Soviet Socialist Republic in the
Volga Region was rejected by them as they did not feel close to the Tatars living
there, as they did not accept them as Tatars, because of the fact that the Polish
Tatars did not know the Tatar language66.
In 1947 the Muslim Religious Union in Poland was reactivated. Jakub Ro-
manowicz was elected the President of the Supreme College. Mufti remained
in exile, and, in accordance with the law, he held his function for life.67 In
larger Muslim aggregations new religious communes appeared in Biaystok,
Gdask and Gorzw Wielkopolski and three pre-war communes in Bohoniki,
Kruszyniany and Warsaw remained. During the war many of the mosques were
destroyed68and after the war Poland found only two historic mosques in Bo-

63 See: Aleksander Mikiewicz, Tatarzy-onierze polscy podczas II wojny wiatowej, Przegld Tatarski, No.
3, 2010, pp. 10-12.
64 The repatriation operation lasted from 1945 to 1957. The Soviet authorities often did not allow for
moving to Poland, questioning Tatars Polishness. The case of repatriation of the Aleksandrowiczs family:
Barbara Pawlic-Mikiewicz, Daugieliszki-Olenica. Mikrohistoria z pksiycem w tle, Przegld Tatarski,
No. 4, 2010, pp. 19-20.
65 More about the settlement of the Recovered Territories and the history of the Tatars after 1945: Ali
Mikiewicz, Tatarska legenda. Tatarzy polscy 1945-1990, Biaystok, Krajowa Agencja Wydawnicza, 1993;
Ali Mikiewicz and Janusz Kamocki, Tatarzy Sowiaszczyzn obaskawieni, Krakw, TAiWPN Universitas,
2004, pp. 80-89; Aleksander Mikiewicz, Tatarzy na Ziemiach Zachodnich Polski w latach 1945-2005,
Gorzw Wielkopolski, Wojewdzka i Miejska Biblioteka Publiczna im. Zbigniewa Herberta, 2005.
Already in the 1950s of the 20th century the process of moving of Tatar families from Western lands to
Podlachia started and it lasts till today. The exodus was caused by a feeling of alienation in new areas, and
the desire to come into contact with the loved ones, the Tatar community and maintain religious practices.
In many cases migration saved the Tatars from total assimilation and the breaking the contact with their
own ethnic group.
66 Barbara Igielska (eds.), Tatarzy polscy. Historia i kultura Tatarw w Polsce, Szczecin, Zamek Ksit
Pomorskich w Szczecinie, 2009, p. 7.
67 The act on the relation of the State to the Muslim Religious Units in the Republic of Poland of April 21,
1936, Art. 4 point 2.
68 Some have been converted to granaries or cultural centres.

417
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

honiki and Kruszyniany within its borders. After the war, only one temple was
built and it was in Gdansk69. Bohoniki and Kruszyniany, the villages situated on
the territory of the present Podlaskie Voivodeship, gained particular importance
and became the Polish Mecca and Medina. During feasts Tatars from across the
country gather in the mosques situated in these villages, and corps of the deceased
are brought to the mizars from the whole of Podlachia, but also from remote parts
of Poland and even from abroad.
During the war the Polish Muslim intelligence died or emigrated overseas.
This was the cause why the cultural and religious life of the followers of Islam
after the war did not reach such a big momentum as before. In addition, cultural
activities and contacts with their fellow-believers from abroad were restricted by
the authorities of the Polish Peoples Republic.
The Muslim community in Poland after the second World War changed.
Muslims moved from villages to cities on a greater scale than they did before the
war. The traditional professions like tanning and agriculture were slowly dying
out, Polish Muslims stopped to differ professionally from the Polish population
of other denominations, some habits were lost.
Since the mid-seventies of the 20th century the Tatars revived noticeably. In
June 1976, the first event under the name Orient of Sokka truth and leg-
end took place in Sokka to popularise the knowledge of the minority and the
founder of this event was an activist Maciej Konopacki70. Contacts with visitors
from Muslim states gained importance. They were mainly Arabs who had taken
study at Polish universities. With their assistance a system for teaching religion
was developed or contacts with Muslim organisations from Saudi Arabia, Leba-
non or Libya, among others were taken. Finally, political transformation in 1989
enabled the Tatars more casual contacts with the Muslim world, as well as their
families and the community in the East. Contact with the Muslim world became
possible even before, actually. From the beginning of the eighties of the 20th cen-
tury students from Muslim states were coming to Poland, to receive education on
medical and technical universities thanks to the grants of the the communist au-
thorities. Since then, the Tatars have no longer been the only Muslims in Poland.
Now this term includes the Tatars, the Arab community from the countries such
as Egypt, Syria, Iraq, Palestine, the Turkish community and converts the Poles,
who accepted Islam. The initial collaboration of Tatars with the Arabic com-
munity is now of an ad hoc nature. The break was caused by too large cultural
differences, in spite of the existing religious ties.
In 1992, in reference to the pre-war traditions, Tatars designated the Asso-
ciation of the Polish Tatars in the Republic of Poland71. Its main objectives is to

69 The construction of the mosque began in 1984, and the official opening was on June 1, 1990.
70 Ali Mikiewicz, Tatarska legenda. Tatarzy polscy 1945-1990, Biaystok, Krajowa Agencja Wydawnicza,
1993, pp. 69-77.
71 Since 2005 this organization has been called the Association of Tatars of the Republic of Poland.

418
Muslims in the Republic of Poland

promote culture and traditions, teach the Tatar language, and organise meetings
and lectures.
The Muslim Religious Union of the Republic of Poland is very active too,
particularly since the replant of the position of Mufti. This became possible when
Tomasz Mikiewicz returned from his theological studies in Saudi Arabia. After
a period of preparation and under the arrangements of the Congress, in 2004
Mikiewicz took the office of the Mufti of the Republic of Poland and, at the
same time, the President of the Supreme College of MZR in the Republic of
Poland72. The most important tasks of the Mufti and the College is to supervise
the activities of the communes, take any religious decision, take care of the wel-
fare of the community, represent the Union before state and local government
authorities, contact the diplomatic corps of Muslim states and support the Polish
diplomacy. The Supreme College took up activity on the social and cultural field,
initiating a series of meetings73; they take care of the property, trying to raise sub-
sidies targeted to cultural projects, but also investments, or repairs; they support
refugees the Crimean Tatars, Chechens, and people in need.
The community, which currently is estimated at less than five thousand peo-
ple, try to take a series of actions aimed at their own group, to fight the speeding
process of assimilation, as well as the inclusion of the group to one collection
under the name Muslims. Tatars are the followers of Islam, but they empha-
size their uniqueness in relation to other nations (especially people of the Arab
origin), which manifests itself in a different culture, ethnic differences of specific
religiosity. There are no close links between the two groups, probably due to the
fact that Tatars belong to a wide range of Turkish peoples and to the consequences
that accompanied the adoption of Islam through the Kipchaks. The ethnic revival
is noticeable. In their religious and cultural practices they emphasise their tradi-
tional rite, so different from the patterns compliant with the principles of Islam.

Problems and challenges


1. The entire Muslim community in Poland is estimated at thirty-five to -forty
thousand, and the group of Tatars constitutes a minority here (approximately
4000 people). For decades the Tatar community was the only Muslim group,
while the last thirty years was the time of a big change within the entire Ummah.

72 In accordance with the act on the relation of the State to the Muslim Religious Union in the Republic of
Poland, Art. 4 point 2: The position of Mufti is for life.
73 Publishing activity taken by the Muslim Religious Union in the Republic of Poland, the Polish Tatars
Association or individual communes is as well important. In addition to magazines and yearbooks such
as: the Tatar Review (Przegld Tatarski), the Muslims of the Republic of Poland (Muzumanie
Rzeczypospolitej), the Memory and Duration (Pami i trwanie), the Yearbook of the Polish Tatars
(Rocznik Tatarw Polskich) and the Tatar Life (ycie Tatarskie) there are books: an album entitled
Muzumanie na ziemiach Rzeczypospolitej, a factfinder Podlaski Szlak Tatarski , commemorative books,
publications dedicated to tradition and culture and books and brochures devoted to religious matters.

419
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

The modern mosaic of people of various ethnic or national origin has led to divi-
sions and separation of some new religious communities bringing together the
followers of Islam.
Ever increasing group of people of the Arab origin did not feel cultural ties
with the Tatars, and did not want to comply with the Muslim Religious Union in
the Republic of Poland (MZR). As a result of the efforts undertaken in 2004, the
Muslim League in the Republic of Poland was officially entered in the register of
religious communities. At the same time the League brings together the follow-
ing organisations: Muslim Student Association and the Muslim Association for
Cultural Education. In addition, registered Shiite organizations carry out their
activities: The Association of Muslim Unity, Islamic Assembly of Ahl-Ul-Bayt,
as well as the Ahmadiyya Muslim Association that rises up so much controversy.
The Muslim Religious Union in the Republic of Poland faces one very impor-
tant challenge to maintain the leading position. If it still will be the main partner
for the state and local government? The Union itself is working closely and sup-
ports the Turkish, Chechen and Crimean-Tatar communities living in Poland,
primarily providing them with legal and formal support. It is worth noting that
the Turkish community living in Poland is very active, and they set up their
own independent foundations. The religious and cultural proximity between the
Turks and the Tatars promotes positive contacts. One of the communes belong-
ing to the Union the Warsaw Fatih is managed by the Turks. In 2014 the Un-
ion started cooperation with the Turkish Ministry of TIKA, Turkish Cooperation
and Coordination Agency and the Ministry of DIYANET.
What will be the contacts like with other national groups is difficult to assess.
A trend of the independence, distinctiveness and self-determination is notice-
able. Consolidation is not enhanced by the fact that the Tatar community lived
for centuries apart from the Muslim world and developed a number of protective
strategies to separate, with the principle of inbreeding in the first place.
2. On March 20, 2004, the function of Mufti of the Republic was restored
it was a ground-breaking event which allowed the Union to regain the title of the
main representative of the Muslim community in Poland to public authorities,
municipalities, as well as the church authorities. Unfortunately, in recent years,
there were actions aimed at weakening the position of the Muslim Religious Un-
ion in the Republic of Poland as a representative of Ummah to Polish authorities.
The process of internal divisions, including the inside of the Tatar minority, is
getting stronger. There is no support of Arab and Muslim states diplomacy to
build religious and cultural identity of the growing group of the followers of
Islam. In addition, fragmentation, lack of a centre that would designate the com-
munity development can consequently lead to radicalisation of some groups on
the one hand, and to a growing assimilation and losing religious identity of others
on the other hand.

420
Muslims in the Republic of Poland

The most important task now is to rebuild and centralize policies that would
enhance the representation of the Ummah in Poland by the Union, relocate the
muftiate seat to the capital city of Poland Warsaw. It involves the purchase or
construction of a suitable property, construction of the main mosque in Warsaw,
the amendment of the law on the relation of the State to the Muslim Religious
Unions of 1936, and the activities for the benefit of religious and cultural identity.
It should be noted that the Muslim League in Poland, whose majority of
members are persons of Arab origin, created strong centres in several voivodeship
cities, with the support of individual Arab states in 2004.
3. The Muslim Religious Union in the Republic of Poland does not have
sufficient resources to for the related activities. Thus it is even more valuable that
since 2015 Turkey have offered their support through the Ministry of the Diyanet
and TIKA, for reconstruction of the places of worship, cemeteries (the next stage
of this cooperation includes further renovations and support for educational and
publication activities). For its part, Diyanet delegated Imam who now serves in
Gdansk.
In the local mosque the Tatar community has recently felt the clash between
the traditions of Tatar and Arabic cultures, when the former imam (from Pales-
tine), together with a group of people of Arab origin tried to remove and margin-
alize the Tatars by completely taking over the mosque. The Mosque in Gdansk,
which is owned by the Muslim Religious Community of MZR in the Republic of
Poland remained intact, the imam was recalled, and the Tatar minority welcomed
an imam from Turkey who is neutral and mentally and culturally similar to the
Polish Tatars.
4. The Muslim Religious Union in the Republic of Poland was sidelined,
though unofficially, by Arab and Muslim states diplomacy. They were left on
their own with their problems and needs for a small Tatar community. In par-
ticular, this includes the renovation of objects of worship, cemeteries, as well as
for religious, cultural and publishing activity. Currently, the Union feels the loss
strongly. Improvement of the situation and meeting the needs will be a long-term
process, but still possible (if the support is continued). The Tatar community
itself will be completely marginalized without subsidies and aid. The Union is
preparing conclusions and participates in ministerial or local government compe-
titions, however, the grants cover only low-budget publishing house meetings. In
addition, it is important to invest in the development of leaders who will be able
to adequately inspire and stimulate the group to work together.
5. As in other organization, in the Union there are people who work to the
detriment of it, aiming at weakening its position in the name of the purpose
known only to them. Like in November 2012, when during the deliberations
of the 18th All-Polish Congress of the Muslim Religious Union in Poland there
were attempts to abolish the function of the Mufti and to pass it to the Muslim
League.

421
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

6. The internal situation of the Union has been stabilized. State nad local
governments appreciate cooperation with representatives of the Union, not only
because of the memory of Tatars merit and their patriotic attitude, but also be-
cause of the commitment of the authorities of the MZR in diplomatic mission
they promote Poland abroad, support the activities of Polish entrepreneurs in
the the Halal System and participation in interreligious dialogue. Thanks to the
favourable relations, the celebration of the 80th jubilee of the Union in 2006
were under the patronage of President Lech Kaczynski and the Seim building
held an exhibition on Tatars. In February 2011, the inauguration of celebrations
of the 85th jubilee of the Union took place at the Presidential Palace hosting
the President Bronislaw Komorowski with his wife; and he also took the entire
celebration under his patronage. President Komorowski74 was very open and en-
gaged in contacts with the Muslim and Tatar community. In 2010, he took part
in the unveiling of the monument of the Polish Tatar in Gdansk, and in 2013
he hosted a dozen or so delegates in the Belveder Palace,75 on the occasion of the
Miewlud (commemoration of the birth of the Prophet). The current President
Andrzej Duda76 visited the mosque in Bohniki in September 2015.
7. It should be mentioned that recent time was a period of struggle with
the Polish legislation and misunderstanding in the interpretation of acts of the
European Union, which has led to a ban on ritual slaughter, which was in force
from January 1, 2013, until the end of 2014 (in the period when the coalition of
Platforma Obywatelska and PSL had majority in the Parliament). Thanks to the
judgement of the Constitutional Court of December 10, 2014 ritual slaughter in
Poland may only be executed in accordance with the relevant religious tradition
(the Islamic or Jewish).
The decisions of the last Minister of Administration and Digitalisation proved
to be disadvantageous too (2014-2015), as he intervened in the Union structures
and did not allow to take legislative steps to amend the Act on the relation of the
State to the MZR.
8. In a wider perspective, the current international situation, including ter-
rorist acts, the media reports on the so-called Islamic State (ISIS), the conflict in
the Middle East or radicalisation of Muslim circles in Western Europe do not
foster good reception of Islam in Poland, and arouse fear and anxiety. Fear of Is-
lam and nationalism is also intensified, which has been noticeable in recent years
particularly. Demonstrations, anti-Islamic marches, debates, articles in the press
have become a regular feature of the Polish reality, since the increased influx of
refugees from Africa and the Middle East. And though they have not arrived to
Poland yet, the situation revealed how intolerant and closed the society is.

74 He held the Office for the period 2010-2015.


75 The Residence of the President of the Republic of Poland.
76 He was sworn on August 6, 2015.

422
Muslims in the Republic of Poland

The Muslim Religious Union in Poland, in cooperation with the Govern-


ment and local government, and more recently with the support of the Republic
of Turkey, favoured attitude of Saudi Arabia and other Muslim states allow to
look to the future positively, taking care of the religious identity, culture, nurtur-
ing patriotism, dialogue and respect for the rights of every human being. Other
religious organizations operating in Poland are performing very well too. Regard-
less of the discontent or resentment towards the refugees, whether the religion
itself.
The most important challenge that the Muslim community in Poland face
now is the protection, care and maintenance of their religious identity and culti-
vating both national and ethnic traditions. The group does not live in an isolated
environment, so it must take care to break down religious stereotypes, to build a
positive image, it must strive for inter-religious dialogue and social development.
Balanced action will allow the Muslims to live peacefully in this part of Europe
for next decades.

423
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Bibliography
BOHDANOWICZ, Leon, et. al., Tatarzy muzumanie w Polsce, Gdask, Niezalene
Wydawnictwo Rocznik Tatarw Polskich Zwizek Tatarw Polskich Oddzia w
Gdasku, 1997.
BORATYN, Norbert, 2006, Recenzja ksiki autorstwa Katarzyny Warmiskiej pt. Ta-
tarzy polscy. Tosamo religijna i etniczna, Rocznik Tatarw Polskich, Vol. 9, Rada
Centralna Zwizku Tatarw Rzeczypospolitej, Gdask, p. 355-449.
BORAWSKI, Piotr and Aleksander DUBISKI, Tatarzy polscy. Dzieje, obrzdy, legendy,
tradycje, Warszawa, ISKRY, 1986.
CHAZBIJEWICZ, Selim, Jzef Pisudski a mniejszoci narodowe na przykadzie Ta-
tarw, Przegld Tatarski, No 4, 2011, p. 4-5.
CHAZBIJEWICZ, Selim, Tatarzy w Polsce i Gdasku, Rocznik Tatarw Polskich, Vol.
11, Zwizek Tatarw Rzeczypospolitej Polskiej, 2006, p. 309-316.
DUMIN, Stanisaw, et. al., Tatarskie biografie. Tatarzy polsko-litewscy w historii i kulturze,
Biaystok, Muzumaski Zwizek Religijny w RP Najwysze Kolegium, 2012.
IGIELSKA, Barbara (eds.), Tatarzy polscy. Historia i kultura Tatarw w Polsce, Szczecin,
Zamek Ksit Pomorskich w Szczecinie, 2009.
JASISKI, Tomasz, Przerwany hejna, Krakw, Krajowa Agencja Wydawnicza, 1988.
KONOPACKI, Artur, ycie religijne Tatarw na ziemiach Wielkiego Ksistwa Litewskiego
w XVI XIX wieku, Warszawa, Wydawnictwa Uniwersytetu Warszawskiego, 2010.
KRAWIEC, Lucjan and Jan Jerzy TOCHTERMANN, Tatarzy w Polsce, Wilno,
Nakadem Dziennika Urzdowego Kuratorium Okr. Szk. Wileskiego, 1936.
KRYCZYSKI, Leon N. M., Tatarzy polscy a Wschd muzumaski, Rocznik Tatarski,
Vol. 2, Zamo, Rada Centralna Zwizku Kulturalno-Owiatowego Tatarw Rzeczy-
pospolitej Polskiej, 1935, p. 1-130.
KRYCZYSKI, Stanisaw, Tatarzy litewscy. Prba monografii historyczno-etnografic-
znej, Rocznik Tatarski, Vol. 3, Warszawa, Rada Centralna Zwizku Kulturalno-
Owiatowego Tatarw Rzeczypospolitej Polskiej, 1938.
KULWICKA-KAMISKA Joanna and Ireneusz KAMISKI, Islam po polsku, Pozna,
Ksigarnia witego Wojciecha, 2007.
MIKIEWICZ, Ali, Tatarska legenda. Tatarzy polscy 1945-1990, Biaystok, Krajowa
Agencja Wydawnicza, 1993.
MIKIEWICZ, Aleksander, Tatarzy na Ziemiach Zachodnich Polski w latach 1945-2005,
Gorzw Wielkopolski, Wojewdzka i Miejska Biblioteka Publiczna im. Z. Herberta,
2009.
MIKIEWICZ, Ali, Tatarzy polscy 1918-1939. ycie spoeczno-kulturalne i religijne, War-
szawa, Pastwowe Wydawnictwo Naukowe, 1990.

424
Muslims in the Republic of Poland

MIKIEWICZ, Aleksander and Janusz KAMOCKI, Tatarzy Sowiaszczyzn


obaskawieni, Krakw, TAiWPN Universitas, 2004.
NICOLLE David, Islam. Historia kultura nauka. Dzieje islamu od powstania do koca
XV wieku, trans. Marcin Jakoby, Antoni Winiarski, Pozna, Publicat, 2007.
PAWLIC-MIKIEWICZ, Barbara, Daugieliszki Olenica. Mikrohistoria z
pksiycem w tle, Przegld Tatarski, No. 4, 2010, p. 19-20.
PODHORECKI, Leszek, Tatarzy, Warszawa, Ksika i Wiedza, 1971.
TALKO-HRYNCEWICZ, Julian, Mulimowie czyli tak zwani Tatarzy litewscy, Krakw,
Ksigarnia Geograficzna Orbis, 1924.
TYSZKIEWICZ, Jan, Tatarzy na Litwie i w Polsce. Studia z dziejw XIII-XVIII w., War-
szawa, Pastwowe Wydawnictwo Naukowe, 1989.
TYSZKIEWICZ, Jan, Tatarzy w Polsce i Europie. Fragmenty dziejw, Putusk, Akademia
Humanistyczna im. Aleksandra Gieysztora, 2008.
TYSZKIEWICZ, Jan, Z historii Tatarw polskich 1794-1944. Zbir szkicw z aneksami
rdowymi, Putusk, Wysza Szkoa Humanistyczna w Putusku, 1998.
WARMISKA, Katarzyna, Tatarzy polscy. Tosamo religijna i etniczna, Krakw,
TAiWPN Universitas, 1999.

425
Muslims in Poland: Their Origin,
History and Organization of
Religious Life
Agata S. NALBORCZYK
Prof. Dr., Department of European Islam Studies, Faculty of Oriental Studies
University of Warsaw, Poland

Summary
I
slam is one of Polish traditional religions and is officially re-
cognized by the state. The first Muslims to emerge within the
borders of Poland were Tatars who settled in Podlachia in the
seventeenth century. However, they did not arrive from a Muslim
state, they came from the Grand Duchy of Lithuania where they
had started to settle as early as the fourteenth century and their
place of origin had been the Muslim state of Golden Horde. Thanks
to this long presence Islam was officially recognized by the Polish
state as early as 1936 by a special act of Parliament recognizing the
first Islamic organization, the Muslim Religious Union (MZR), the
second oldest Islamic organization in Europe.
Muslim minority in Poland is not very sizeable. We have no exact
data on the number of Muslims living in Poland, their population
is estimated at 20-30 thousand, what amounts to 0,06-0,08 per-
cent of the total population. However, the todays religious life of

427
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Muslims in Poland is characterized by a peculiar transitional phase


between the past (until the second 1980s), when almost all Mus-
lims living in Poland were Tatars, and the present, with Tatars as a
minority when compared to the immigrant Muslims. Along with
the demographic changes in the Muslim minority in Poland, the
organization of their religious life also underwent a transformati-
on. Until late 1980s the MZR was the only Islamic organization in
Poland. In 1980s students from Arab countries were welcomed by
its members and allowed to join the religious activities. However
tensioned between these two groups arose and in 1989, the students
formed an association, the first Islamic organization since the estab-
lishment of the MZR, though of course with a different legal status.
Since then more Islamic religious organizations were established,
first as associations and later as denominational organizations. Ho-
wever, legislative means allowing and officially recognizing more
than one Islamic organization may destroy the positive image and
strong position of Muslims, which they have earned for centuries of
their presence in Poland.
Thanks to the long tradition of Islamic presence in Poland, there are
no special logistic problems and there exists a working religious inf-
rastructure. There are four purpose built mosques and several prayer
rooms, three traditional Muslim cemeteries and special sections in
communal cemeteries are allotted to Muslims. Islamic religious ins-
truction was introduced to public schools in 1992. However there is
a lack of well trained local imams and Muslim theologians.
The Roman Catholic Church, the biggest Christian denomination
in Poland, is more and more interested in an interreligious dialogue
with Islam. Since 2000 the Day of Islam in the Roman Catholic
Church in Poland has been celebrated sixteen times, and Muslims
two years ago started to organize a Day of Christianity. Poland with
its long tradition of Islamic presence, but still with a tiny Muslim
minority is in a good position to learn from the experience of other
European countries, whose history in the last years has been marked
by a great influx of Muslim immigrants.

428
Polonyadaki Mslmanlar: Kkenleri,
Tarihleri ve Din Yaamn Dzenlenmesi

zet
I
slam Polonyada geleneksel dinlerden birisi ve devlet tarafn-
dan resmen tannmaktadr. Polonya snrlar iine giren ilk
Mslmanlar on yedinci yzylda Podlachiaya yerleen tatar-
lard. Ancak bu Tatarlar Mslman bir devletten gelmeyip Golden
Horde Mslman devletinden on drdnc yzylda g etmeye
baladklar ve yerletikleri Litvanya Grandkalktan geldiler. Bu
uzun sreli varlklar nedeniyle slam Polonya devleti tarafndan
1936 gibi erken dnemde Parlamentonun kard zel yasa ile ilk
slam kuruluu ve Avrupada ikinci en eski slam rgt olan Ms-
lman Dini Birlii (MZR) resmen tannd.
Polonyadaki Mslman aznlk saysal olarak fazla deildir.
Polonyada yaayan Mslmanlarn says ile ilgili kesin bilgi olma-
makla birlikte nfuslar yaklak olarak 20-30 bin olarak tahmin
edilmekte ve bylelikle toplum iindeki nfuslar yzde 0,06-0,08
olarak ngrlmektedir. Ancak gnmzde Polonyadaki Ms-

429
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

lmanlarn dini hayatlar Polonyadaki tm Mslmanlarn Tatar


olduu gemi zamana gre (1980li yllarn ikinci yarsna kadar)
ve Tatarlarn gmen Mslmanlara nazaran aznlkta olduu g-
nmzdeki durum arasnda kald tuhaf bir gei dnemi ile zet-
lenebilir. Polonyada Mslman aznlnn geirdii demografik de-
iikliklerle birlikte dini hayatlarnn dzeni de dnme uram
bulunmaktadr. 1980li yllarn sonuna kadar MZR Polonyadaki
tek slam rgtyd. 1980li yllarda bu rgtn yeleri Arap l-
kelerinden gelen rencilere kucak atlar ve dini faaliyetlerine ka-
tlmalarna izin verdiler. Ancak iki grup arasnda kan gerilimden
dolay renciler 1989 da MZRnin kuruluundan sonra kurulan
ilk ancak farkl yasal stats olan slam rgt kurdular. O tarihten
sonra baka dini slam rgtleri nce dernek ve daha sonra mezhep-
sel rgtler olarak kuruldu. Ancak birden fazla slam rgtnn
varlna izin verilmesi ve tannmasna olanak salayan yasalardan
dolay yzyllarca Polonyadaki varlklar ile Mslmanlarn elde et-
tikleri olumlu imaj ve gl pozisyona zarar verebilir.
Polonyada uzun sreli slam varlndan dolay zel lojistik sorun-
lar olmad gibi ileyen dini altyap mevcuttur. Drt adet amaca
uygun cami ve birka mescit, adet geleneksel Mslman mezarl-
ina edilmi ve umumi mezarlklarda Mslmanlara zel blm-
leri tahsis edilmitir. slam din dersi 1992 ylnda devlet okullarnn
mfredatna dhil edilmitir. Ancak iyi eitimli yerel imamlarn ve
Mslman ilahiyatlarn eksiklii hissedilmektedir.
Polonyann en byk Hristiyan mezhebi olan Roma Katolik Kili-
sesi slam ile dinler aras diyalog kurma konusunda gittike daha is-
teklidir. 2000 ylndan beri slam Gn Polonya Roma Katolik Ki-
lisesi tarafndan on alt defa kutlanm ve iki yl nce Mslmanlar
Hristiyanlk Gn dzenlemeye balamlar. Polonya uzun sreli
slam varlnn gelenei ve ok kk Mslman aznl olan bir
lke olarak yakn gemite nemli lde Mslman gmen alan
Avrupa lkelerinin tarihinden ve deneyimlerinden yararlanabilir.

430
Muslims in Poland

1. History of Islamic Presence in Poland Overview


The documented history of bilateral contacts between Poland and the Islamic
world goes back over a thousand years, to the tenth century. The first written
mention of Mieszkos1 country, the first Polish state known to the history, was
made in a chronicle by Ibrahim ibn Yaqub at-Turtusi, a traveler, probably a mer-
chant, of Jewish origin sent by the Caliph Al-Hakam II to serve as an envoy
(960-966) to the Holy Roman Emperor Otto I.2 However, until the fourteenth
century, Islamic presence in this part of Europe had been rather random and
disorderly.
The history of Islamic presence in Poland and Lithuania (two states in a per-
sonal union, that is connected through the person of the ruler, since 1385) dates
back to the fourteenth century and the first written mention of Muslims in Pol-
ish historiography goes back to the year 1397 and was made in Roczniki, czyli
Kroniki Krlestwa Polskiego (The Annals of Jan Dugosz) by Polish chronicler Jan
Dugosz.3 It was only after the creation of a nominally Muslim state in Eastern
Europe in the thirteenth century, i.e. the state of Golden Horde, that contact
with Muslims intensified. Lithuanian princes fought against the Golden Horde
to prevent its invasions of Lithuanian lands, but already in the fourteenth century
the first Muslims, i.e. Tatars originating from this state, began to settle in the
Polish-Lithuanian Commonwealth. They left their country and came to live in
the Grand Duchy of Lithuania for various reasons.4 Some of them were brought
(as mercenaries) to help the Lithuanians defend their territories from enemies.
Others were refugees, who fled for fear of disturbances within the Golden Horde
engaged in civil wars.5
When the Grand Duke of Lithuania, Vytautas the Great, had Tatars settled
systematically in the Trakai (Pol. Troki) area, it came to a significant increase in
the number of Tatars within Lithuanian borders.6 They were granted land in
exchange for military service in the Lithuanian army and for helping sustain con-
tact among Dukes garrisons.7 They fought mainly against the Teutonic Order,8

1 Mieszko was the first historically known Polish sovereign , the founder of the first Polish state.
2 For more details see: T. Kowalski, Relacja Ibrhma Ibn Jaqba z podry do krajw sowiaskich w
przekadzie al-Bekrego, foreword and commentary by T. Kowalski, edited by same, Krakw 1946.
3 J. Dugosz, Annales seu cronicae incliti Regni Poloniae (Roczniki czyli kroniki sawnego Krlestwa Polskiego)
sub anno 1397, Warszawa 1981, book X, p. 288-289.
4 It is possible that first war prisoners from the Golden Horde were brought as early as the 13th century
as a result of wars against Lithuania over Smolensk and Chernihiv provinces, but they did not settle for
good; for more details see: J. Tyszkiewicz, Z historii Tatarw polskich 1794-1944. Zbir szkicw z aneksami
rdowymi, Putusk 1998, p. 11ff.
5 P. Borawski, A. Dubiski, Tatarzy polscy. Dzieje, obrzdy, legendy, tradycje, Warszawa 1986, p. 18.
6 Tyszkiewicz, Z historii Tatarw, p. 14 and on; P. Borawski, Tatarzy w dawnej Rzeczypospolitej, Warszawa
1986, p. 6.
7 S. Kryczyski, Tatarzy litewscy. Prba monografii historyczno-etnograficznej, Gdask 2000 [1938], p. 4ff.
8 Borawski, Tatarzy w dawnej, p. 31-32, 53-54.

431
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

e.g. a supplementary Tatar regiment was used in the Battle of Grunwald in 1410.9
In addition to land they were also granted the right to practice their religion and
erect mosques.10
The number of Muslim settlers, both mercenaries and refugees, as well as
prisoners of war, kept increasing during the whole of the fifteenth century, but
it was the two subsequent centuries that saw the most significant influx of Mus-
lims to Polish territories.11 Some historical sources assess the number of Muslims
in Poland at that time at 40000 people. Their legal status was defined in the
sixteenth century.12 The ones who served in Tatar military units were granted
fief, just as those who served at royal courts as interpreters and translators from
oriental languages.13 There were also Tatars among city dwellers (tradesmen, cart
drivers, gardeners) and servants on lordly estates.14 Their settlements centred
around Vilnius (Pol. Wilno), Trakai, Hrodna (Pol. Grodno) and Navahradak
(Pol. Nowogrdek)15 and existed at least until the eighteenth century.16 On the
territories of the Crown of the Polish Kingdom, King John III Sobieski granted
land to Tatars in Podlachia in 1679.17
Muslim Tatars were Kings subjects, their superiors being military command-
ers, standard bearers (Pol. chory) and marshals, appointed by the King, who
were also representatives of judicial power authorized to adjudicate in civil cases.
Generally, Tatars served as soldiers, in separate units of light cavalry (called in Pol-
ish chorgiew), which possessed their own military chaplains (field imams) from
the eighteenth century onwards.18 They fought in all major battles of the time.19
In the seventeenth century, the Tatar gentry in the Grand Duchy received almost
all rights and privileges of the Polish szlachta (the noble class in Poland and the
Grand Duchy of Lithuania),20 and in the second half of the eighteenth century

9 Borawski, Dubiski, Tatarzy polscy. Dzieje, p. 27.


10 Borawski, Tatarzy w dawnej, p. 159. For more details see: For more details see: A. S. Nalborczyk,
Mosques in Poland. Past and present in K. Grak-Sosnowska (ed.), Muslims in Eastern Europe. Widening
the European discourse on Islam, Warsaw 2011, pp. 183-193; www.orient.uw.edu.pl/MSZ/teksty/14_
nalborczyk_MuslimsCEE.pdf.
11 Tyszkiewicz, Z historii Tatarw, p. 15ff.
12 Borawski, Dubiski, Tatarzy polscy. Dzieje, p. 55ff.
13 Borawski, Tatarzy w dawnej, p. 17.
14 L. Bohdanowicz, S. Chazbijewicz, J. Tyszkiewicz, Tatarzy muzumanie w Polsce, Gdask 1997, p. 25ff.
15 Tyszkiewicz, Z historii Tatarw, p. 14.
16 Borawski, Tatarzy w dawnej, p. 19ff.
17 A. Mikiewicz, Tatarska legenda. Tatarzy polscy 1945-1990, Biaystok 1993, p. 25-26. In two of the granted
villages Bohoniki and Kruszyniany, there are still Muslim communities, mosques and mizars (cemeteries).
There are also Tatars living in Krynki and Sokka to this day.
18 Kryczyski, Tatarzy litewscy, p. 118. For more details on the participation of Tatar units and individual
Tatar officers in battles of this period see: Tyszkiewicz, Z historii Tatarw, p. 19ff.
19 For more details see: A. S. Nalborczyk, The political participation of Polish Muslim Tatars the result
of or the reason for integration? From Teutonic wars to the Danish cartoons affair in J.S. Nielsen (ed.),
Muslim Political Participation in Europe, Edinburgh 2013, p. 239-254.
20 Borawski, Dubiski, Tatarzy polscy. Dzieje, p. 85-87.

432
Muslims in Poland

the legal status of their land ownership was changed from fief to hereditary prop-
erty.21 The Constitution of 3 May 1791 finally granted them full political rights.22
Tatars as Sunni Muslims of the Hanafi School, enjoyed freedom of worship
in the Polish-Lithuanian Commonwealth. They lived in Muslim religious com-
munities headed by imams (called in Polish moa) elected by all members of the
community. At the beginning of the seventeenth century, there could be even
about 60 mosques in Poland.23 Sources say nothing about any major Christiani-
zation of Muslim Tatars. However, during Counter-Reformation in 1609 an en-
raged crowd demolished a mosque in Trakai.24 But the Tatars kept their religious
beliefs, even though they lost their mother tongue in the sixteenth century and
gradually started to speak one of the Polish/Belorussian spoken dialects.25 At the
same time they kept the Arabic alphabet, which they used not only to write down
Koran passages or prayers in Arabic,26 but also for Polish texts, in combination
with which it made a very unique kind of writing. They used this script for hand-
writing kitabs (compilations of various texts: hadith, prayers, rituals, legends),
tafsirs (passages of the Koran with a translation into Polish etc.27 Muslim Tatars
have always practiced monogamy and their women have never veiled their faces.28
When the Polish-Lithuanian Commonwealth lost its independence at the
end og the eighteenths century, the majority of Tatars got under Russian author-
ity. Some fought in uprisings against the Tsarist Russia and fell victim to repres-
sion29 they were deprived of the szlachta status, and were subjected to Russifica-
tion30 (e.g. they were made to use Russian inscriptions on tombstones31).
Around that time, other Muslims started coming to Poland. They were the
Crimean Tatars, the Cherkessians, the Chechens, the Azerbaijanis and other
Muslims from the Caucasus and Central Asia, who served in the tsarist army.32

21 Kryczyski, Tatarzy litewscy, p. 31ff.


22 Bohdanowicz, Chazbijewicz, Tyszkiewicz, Tatarzy muzumanie, p. 14.
23 Paa Peevi (15721650) noted in his Tarihi Peevi that in the seventeenth century Tatars owned 60
mosques; L. Kryczyski, Historia meczetu w Wilnie. Prba monografii, Warszawa 1937, p. 17.
24 Borawski, Dubiski, Tatarzy polscy. Dzieje, p. 73-74.
25 Borawski, Tatarzy w dawnej, p. 199-202
26 For information on hand-written Koran in the culture of Polish Tatars see: N. Jord, Koran rkopimienny
w Polsce, Lublin 1994.
27 For more details see: Tyszkiewicz, Z historii Tatarw, p. 59 and on; Borawski, Tatarzy w dawnej, p.
190ff. Further details on kitabs or tefsirs in: Cz. apicz, Kitab Tatarw litewsko-polskich. Paleografia, grafia,
jzyk, Torun 1986; A. Drozd, M. M. Dziekan, T. Majda, Pimiennictwo i muhiry Tatarw polsko-litewskich,
Warszawa 2000; J Kulwicka- Kamiska, Cz. apicz (ed.) Tatarzy Wielkiego Ksistwa Litewskiego w historii,
jzyku i kulturze, Toru 2013; Cz. apicz, J. Kulwicka-Kamiska (ed.), Tefsir Tatarw Wielkiego Ksistwa
Litewskiego. Teoria i praktyka badawcza, Toru 2015.
28 Kryczyski, Tatarzy litewscy, p. 109 and 115; for the present-day situation see:. K. Warmiska, Tatarzy
polscy. Tosamo religijna i etniczna, Krakow 1999, p. 130.
29 Tyszkiewicz, Z historii Tatarw, p. 45 and on; Borawski, Tatarzy w dawnej, p. 258ff.
30 A. Mikiewicz, Tatarzy polscy 1918-1939, Warszawa 1990, p. 20-21; Kryczyski, Tatarzy litewscy, p. 35,
38ff.
31 Borawski, Dubiski, Tatarzy polscy. Dzieje, p. 135.
32 Bohdanowicz, Chazbijewicz, Tyszkiewicz, Tatarzy muzumanie, p. 40; A. Koodziejczyk, Rozprawy i
studia z dziejw Tatarw litewsko-polskich i islamu w Polsce w XVII-XX w., Siedlce 1997, p. 22, 39ff.

433
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Apart from soldiers there were also merchants, craftsmen (mainly bakers and con-
fectioners) and clerks among the new immigrants.33 It was for them that Muslim
cemeteries were founded in Warsaw, one of which is still open. It is situated in
Tatarska Street and is itself called the Tatar Cemetery.34
The World War I thinned the number of Tatars, the majority of whom were
resettled deep in Russia. Many mosques, houses and cemeteries were demol-
ished.35
There were about 5000 Polish-Lithuanian Tatars living in Poland and 19
Muslim religious communities operating after the World War I until 1939. Polish
Muslims enjoyed full freedom of worship but they did not have their all-Polish
organization. Before 1918 they were under the authority of the Mufti of Sim-
feropol (Crimea) head of Taurida Muslim Spiritual Board,36 otherwise closed
down after the Soviet army conquered Crimea in 1920. In such circumstances,
two organizations: Union of Muslims in Warsaw (Pol. Zwizek Muzumanw
m.st. Warszawy) and Muslim Religious Community in Vilnius (Pol. Muzumaska
Gmina Wyznaniowa z Wilna), made efforts to appoint one superior body for all
Polish Muslims one that would be acknowledged by the Polish government.37
They were successful in their attempts. In 1925, with the consent of the Ministry
of Interior and with the financial support from the Ministry of Denominations
and Public Enlightment, an all-Polish Convention of Delegates from Muslim
Communities (Pol. Wszechpolski Zjazd Delegatw Gmin Muzumaskich) took
place in Vilnius. Delegates to the convention set up the Muslim Religious Union
in the Republic of Poland (Pol. Muzumaski Zwizek Religijny w Rzeczpospolitej
Polskiej, henceforward MZR) and elected the mufti an orientalist Jakub Szynk-
iewicz (1884-1966),38 with the seat in Vilnius. However, it was only in 1936
that Islam was finally officially recognized by the Polish Parliament in the Act of
21 April 1936, which defined the relationship between the State and the MZR
(see below).39 The Union was independent of any clerical or secular authorities,
it gained legal entity. All historical buildings belonging to the communities were
taken care of by the state, and waqfs, i.e. religious foundations, were exempt from
taxation and other payments.
In 1926, another Tatar organization called Tatar Association for Culture and
Education of the Republic of Poland (Pol. Zwizek Kulturalno-Owiatowy Tatarw

33 Tyszkiewicz, Z historii Tatarw, p. 113.


34 It was opened in 1867, an older one, called Caucasian, founded in 1839, is no longer open; for more
details see: Koodziejczyk, Rozprawy i studia, p. 86ff.
35 Kryczyski, Tatarzy litewscy, p. 44.
36 Tyszkiewicz, Z historii Tatarw, p. 77-78.
37 Mikiewicz, Tatarzy polscy, p. 35ff.
38 For more information about Szynkiewicz see: Tyszkiewicz, Z historii Tatarw, p. 146.
39 For the circumstances of passing the bill see J. Sobczak, Pooenie prawne polskich wyznawcw islamu in
R. Baecker, Sh. Kitab (ed.), Islam a wiat, Toru 2004, p. 173ff.

434
Muslims in Poland

Rzeczypospolitej Polskiej) was founded in Vilnius.40 It carried out cultural, scien-


tific and publishing activities (e.g. Rocznik Tatarski a yearly publication41). As
part of its activity, they established the Tatar National Museum (1929), and the
Tatar National Archive (1931), both in Vilnius.42 In 1928, the Mosque Building
Committee was formed in Warsaw, but even though it was given a piece of land
in Ochota the mosque was never erected.43
Polish-Lithuanian Tatars were also willing to serve in the Polish army in the
Interwar Period. Already in 1919, the Tatar Uhlan Regiment was formed.44 Polish
Tatars also fought in the World War II; in 1939 they served in the 1st Squadron
of the 13th Regiment of Vilnius Uhlans (formed in 1936, all Muslims enlisted in
military service served in this regiment),45 and then in the underground forces of
the Polish underground forces called Home Army (Pol. Armia Krajowa), in the
Vilnius Area.
After World War II, 90 percent of the territories formerly inhabited by Tatars
were incorporated into the USSR.46 The only three pre-war religious communities
that remained within Polish lands were in Warsaw, Bohoniki and Kruszyniany.
Many Tatars had to leave their homes and were subjected to repatriation to West-
ern territories, that belonged to Germany before the war,47 where they formed
two Muslim communities in Gdask and Gorzw Wielkopolski.48 However,
due to postwar migrations, the Islamic population was dispersed. There werent
enough clergymen, places of worship or religion teachers. The level of religious
education wasnt high either, which was partly a result of the isolation of Poland
from other countries, where there existed centres of education in Muslim theolo-
gy.49 Although ethnically distinct, Tatars are united by Islam and they think of
themselves as Muslim Poles.

2. Muslim Minority in Poland Today Its Size and Ethnic Composition


Muslim minority in Poland is not very sizeable. Neither had it been very diverse
ethnically before the twentieth century, when newcomers from Islamic countries
started to join the ranks of Muslims in Poland, side by side with Tatars. They
were mostly students from the Arab countries, but also from Iran or Afghanistan.
During the communist era in Poland many of them kept their faith secret, as it

40 Mikiewicz, Tatarzy polscy, p. 47.


41 For more details see: Mikiewicz, Tatarzy polscy, p. 125ff; Koodziejczyk, Rozprawy i studia, p. 75ff.
42 Borawski, Tatarzy w dawnej, p. 299-300, J. Tyszkiewicz, op. cit., p. 142.
43 For more details see: Nalborczyk, Mosques in Poland..., p. 184-186.
44 The word uhlan (Pol. uan, Tur.-Osm. oghlan) has a Tatar-Turkish origin.
45 Mikiewicz, Tatarzy polscy, p. 155-159.
46 Koodziejczyk, Rozprawy i studia, p. 29.
47 Bohdanowicz, Chazbijewicz, Tyszkiewicz, Tatarzy muzumanie, p. 80ff.
48 Mikiewicz, Tatarska legenda, p. 11ff.
49 Borawski, Tatarzy w dawnej, p. 307-308.

435
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

wasnt approved of; and some were actually communists, e.g. members of the
Iranian party Tudeh.
Ever since Polish borders were re-opened in 1989, new waves of Muslim im-
migrants have made their home in Poland. The majority of them are not migrant
workers, but former students, mostly Arabs and their families. Turkish citizens
come rather to open a business. There are also political refugees among Muslims
in Poland. Statistics show that most of them come from Iraq (10 percent of all
the refugees in 1997), other nationalities: from Afghanistan (4 percent) and from
Bosnia and Herzegovina (5 percent)50. Next a sizeable group of refugees arrived
from Chechnya, but many of them moved to Germany after receiving the refugee
status.
We have no exact data on the number of Muslims living in Poland, as people
are not asked about denomination in the national census. Estimated numbers
differ depending on the source. The population of Tatars in Poland is estimated at
5-6 thousand, and the number of immigrant Muslims at 20-30 thousand51. These
two numbers amount to 0,06-0,08 percent of the total population of Poland.

3. Organization of Religious Life of Muslims in Poland


Religious life of Muslims in Poland is characterized by a peculiar transitional
phase between the past, when almost all Muslims living in Poland were Tatars,
and the present, with Tatars as a minority when compared to the immigrant Mus-
lims. Along with the demographic changes in the Muslim minority in Poland,
their organizations also underwent a transformation. Until late 1980s the MZR
was the only Islamic organization in Poland. In 1980s students from Arab coun-
tries were welcomed by its members and allowed to join the religious activities.
However tensioned between these two groups arose and in 1989, the students
formed the Muslim Students Association in Poland, the first Islamic organization
since the establishment of the MZR, though of course with a different legal sta-
tus. Since then more Islamic organizations were established, first as associations
and later as denominational organizations.

3.1. Legal Status


Muslim denominational organizations in Poland fall into two separate catego-
ries: religious organizations acting on the basis of separate legal acts, and the
remaining religious communities entered in the register of churches and other
denominational organizations, functioning under the Act of 17 May 1989 on the
Guarantees of Freedom of Conscience and Religion.

50 Migracje zagraniczne ludnoci w Polsce w latach 1988-1997, GUS (http://www.stat.gov.pl), http://www.


stat.gov.pl/publikacje/demogr/migracje.htm; 20.12.2003, 17:23.
51 According to representatives of Muslim organizations like MZR, SSM or Muslim League, the number is
30.000.

436
Muslims in Poland

The MZR is one of the latter group and is the only Islamic religious organiza-
tion which operates on the basis of a special legal act, because the Polish Parlia-
ment has not revoked the Act of 21 April 1936 defining the relationship between
the state and the MZR. Art. 1 of the Act states:
Wyznawcy islamu na obszarze Rzeczpospolitej Polskiej, pozostajc w cznoci re-
ligijno-moralnej ze zwizkami religijnemi muzumaskiemi zagranicznemi, tworz
Muzumaski Zwizek Religijny w Rzeczpospolitej Polskiej, niezaleny od jakichkol-
wiek obcokrajowych wadz duchownych i wieckich.52
[Eng.: Muslims in the Republic of Poland, remaining in a religious-ethical
contact with foreign religious communities, form Muslim Religious Union in
the Republic of Poland, independent of any foreign authorities neither clerical
nor secular.]
According to the Act, which is still legally binding, as the Sejm has never re-
pealed it, the only religious organization for Polish Muslims is MZR, established
in 1925.53
Apart from delineating the relationship between Muslims represented by
MZR and the State, the Act defines the procedure of electing the Mufti, the
Highest College of Muslims, imams (leaders of communities) and muezzins. It
is stated that candidates should have a Polish citizenship and have both passive
and active knowledge of Polish, as it is also the official language of MZR. High
officials of MZR enjoy special rights that legislature grants to the clergy of all of-
ficially recognized denominations. The Act quotes the oath that leaders of MZR
are obliged to take on Koran, in which they pledge to be loyal citizens of Poland,
contribute to her wellbeing and obey the Constitution.
The Act regulating the relation between the state and MZR, important as it
is for rendering Islam an official denomination in Poland, is rather outdated in
certain aspects (e.g. it states that imams are entitled to keep parish registers) and
it needs amendment.54 This issue is being negotiated between MZR authorities
and government representatives.
In March 2004, the position of Mufti of Poland was filled for the first time
since World War II. At the 15th All-Polish Congress of MZR, the imam of
Biaystok and former President of the Council of Imams Tomasz Mikiewicz,
was elected the Mufti of the Republic of Poland.
Following the democratic breakthrough, a new Act of 17 May 1989 on the
Guarantees of Freedom of Conscience and Religion (Pol. Ustawa o gwarancjach

52 Original spelling.
53 After World War II, a new Mufti was not elected, because the post was perpetual and Jakub Szynkiewicz
lived abroad (he died in 1966). Then there was no competent candidate.
54 For more details see: A. Nalborczyk, P. Borecki, Relations between Islam and the state in Poland: the legal
position of Polish Muslims, Islam and Christian Muslim Relations, 22:3, 2011, p. 343-359.

437
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

wolnoci sumienia i wyznania) facilitated easy registration of new denominational


communities. In present day Poland people can freely establish religious organi-
zations. If they wish to receive legal entity, as well as rights and privileges envi-
sioned by the state law for denominational organizations, they must register the
organization in the register of the Ministry of Internal Affairs and Administration
(Pol. Ministerstwo Spraw Wewntrznych i Administracji) based on the Act of 17
May 1989. To register a religious organization in the registry of churches and
other denominational organizations there have to be at least 100 petitioners who
are Polish citizens.55 The denominational organizations have the right to make
their internal law and be self-governing, and the authorities cannot interfere in
these processes.
There are three orthodox organizations among those registered according to
the Act of 1989 on the Guarantees of Freedom of Conscience and Religion: one
Sunni the Muslim League in the Republic of Poland (Pol. Liga Muzumaska
w RP reg. 2004; LM), two Shia the Muslim Unity Society (Pol. Stowarzysze-
nie Jednoci Muzumaskiej reg. 1989), the Ahl-ul-Bayt Islamic Assembly (Pol.
Islamskie Zgromadzenie Ahl-ul-Bayt reg. 1990) and one unorthodox the Ah-
madiyya Muslim Association (Pol. Stowarzyszenie Muzumaskie Ahmadiyya
reg. 1990).

3.2. Polish Muslim Denominational Organizations


3.2.1. Sunni
- The Muslim Religious Union in the Republic of Poland [MZR]
Established in 1925, this organization was reactivated after WW II in 1947 and
has functioned ever since. Until the 1990s, it consisted exclusively of Tatars, who
still constitute 95% of all members. Recently, a campaign has been launched
aimed at promoting membership among persons of foreign origin, following an
amendment to the MZRs statute. The amended statute extended the right to
be associated in the organization to all persons with permanent residency in the
country.
The Unions goals include representing its members interests before the state
authorities, and representing Polish followers of Islam before Muslim centers
abroad, as well as spreading the message of Islam, teaching and preserving prin-
ciples of the faith, promoting the knowledge of Muslim teaching and culture,
looking after mosques, religious centers and cemeteries, constructing new reli-
gious buildings and charity. The Unions activities can be subdivided into those
that are aimed at organizing the religious life of Polish Muslims, e.g. by arranging
prayers and religious instruction, as well as cultural and publishing activity. It also
participates in interfaith dialogue initiatives56.

55 Their signatures attached to an application for registration have to be certified by a notary public.
56 The Mufti, as well as other MZR members, including community leaders and members of the Highest
Muslim Board, belong to the Common Council of Catholics and Muslims.

438
Muslims in Poland

The Union acts through six Muslim communities: in Biaystok, Bohoniki,


Gdask, Kruszyniany, and two communities in Warsaw (the newest one, Al-
Fatih, was established by persons of Turkish origin). Various Muslim associa-
tions can function within the Unions structure. The MZR is in possession of
only three purpose-built mosques: one in Kruszyniany, dating back to the eight-
eenth century, one in Bohoniki from the nineteenth century, and one in Gdask
(opened in 1990), as well as a handful of Muslim cemeteries, e.g. in Kruszyniany,
Bohoniki, Warsaw, and in the Muslim quarter in Gdask. The organization is in
charge of religious instruction in state schools and used to have the right to issue
halal slaughter certificates for meat products.
The Union is headed by the All-Polish Congress of the MZR, called every five
years, and on a daily basis the Highest Board of the MZR (6 members57, with
the Mufti58 as President). The MZR President is Mufti Tomasz Mikiewicz59. The
post of the Mufti is for life title. The seat of the Union and Mufti is a local prayer
house in Biaystok.
The cultural side of the Unions activity includes running educational work-
shops about Tatars, organizing youth camps, managing the dance and song en-
semble Buczuk, organizing embroidery and cooking courses and competi-
tions, e.g. Quran recitation. The organization maintains its own website at:
http://www.mzr.pl, and publishes two journals: Muzumanie Rzeczpospolitej
[Muslims of the Republic of Poland] and Przegld Tatarski [Tatar review].
According to the MZR authorities, the number of members is about five
thousand. However, it is estimated that about one thousand members actively
participate in the Unions initiatives.
- The Muslim League in Poland [Liga Muzumaska w RP or LM]
This Sunni denominational community and the second largest Muslim re-
ligious organization in Poland with a seat in Warsaw was established in 2001.
Three years later, it was granted the status of legal personality and was entered
into the record of churches and denominational communities. It was founded on
the basis of the Muslim Students Association in Poland (website: http://islam.
org.pl/) and the Muslim Cultural Formation Muslim Society. Its first president
and the person who registered the organization was a Polish woman converted to
Islam (Polish law states that a denominational community can only be registered
by a Polish citizen). The League is governed by the General Congress, the Gov-
erning Board and the Supervisory Board. The organization is now headed by Ali

57 Requirements: Polish citizenship, a minimum age of 25, second-level education or higher, no functions
in another religious organization in Poland. Since 2009, the official title is the Mufti of the Republic of
Poland, while in the past it used to be Mufti of the MZR.
58 Requirements: Polish citizenship, impeccable reputation, a degree in theological studies in Islam, a
minimum age of 25.
59 Tomasz Mikiewicz was born in Suchowola. He is in his thirties, holds a higher degree in Muslim theology
earned in Saudi Arabia. He has a fluent command of Arabic.

439
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Abi Issa. The League has its own Mufti, Nidal Abu Tabaq. The Mufti and imams
form the Council of Imams60. Among the LM members are Muslims with Polish
citizenship as well as those with the right of permanent or temporary residency
in Poland. According to the Polish Central Statistics Office, the number of LM
members amounts to one and a half thousand. It seems, however, that the num-
ber is highly overestimated, and an estimate of two hundred up to three hundred
and fifty would be more accurate.
Among Muslim organizations in Poland, it is the LM and the MZR that have
the most complex structure. Apart from the clearly defined duties and functions
of the authorities, the League has developed the following divisions to focus on
particular areas of activity: the Department for Representing Islam, the Womens
Department, the Childrens Department and the Department for Education and
Culture. The League has local divisions in eight Polish The League belongs to
the Federation of Islamic Organizations in Europe (FIOE). Its official website is:
http://www.islam.info.pl/.
The League was among the founders of the Institute for Islamic Studies,
which is a research and communication forum and a platform for exchanging
ideas between Islam scholars in Poland and beyond. The Institutes main activi-
ties are publishing and organizing academic conferences and discussion panels
(most recently, the 2011 international conference Academic Forum for Peace).
Its activity is focused on the Muslim community, all members of Polish society
interested in Islam, Polish institutions participating in the interfaith and intercul-
tural dialogue, as well as representatives of local government and mass media. The
Institutes website can be found at: http://isni.pl.
One of the Leagues major achievements is the construction of the Muslim
Culture Centre in Warsaw, which feature a lecture hall and a prayer room for
about one hundred people. This initiative has brought publicity to the LM and
raised considerable controversy. The main goals of the organization include:
spreading the message of Islam, teaching and preserving the principles of the faith
(the League provides religion instruction in a state school), performing religious
services, building and managing centers of worship and representing its members
in Poland and abroad. It enjoyed the right to issue halal certificates.
The organization promotes integration with Polish society, while preserving
Muslim identity at the same time, and seeks to foster interfaith dialogue. The LM
can boast extensive publishing activity, an example of which is a socio-cultural
quarterly As-Salam (http://www.as-salam.pl) and a number of books on Mus-
lim theology and law. Some of these, however, are officially the publications of
the Muslim Students Association and The Qualification Muslim Cultural Society.

60 Council of Imams publishes Al-Umma Journal of New Muslims.

440
Muslims in Poland

3.2.2. Shia
- The Muslim Unity Society [Stowarzyszenie Jednoci Muzumaskiej].
Although its Polish name contains the word association, the Muslim Unity So-
ciety is formally a denominational organization. Its beginnings go back to 1937,
when Poland was visited by Ayaz Khan, an Islamic missionary from India con-
nected with the Ahmadiyya movement. Khans aim was to create an organization
for Polish Muslims, but his plan had to be abandoned due to the outbreak of the
war. In the mid-1970s, the Society was reactivated by Mahmud Taha uk, a Pole
without any Tatar background, but serving as imam in one of the MZRs Muslim
communities in Warsaw. The first decade after the reactivation can be described
as a period of identity search. In that time, the Union maintained contact with
many Muslim organizations around the world, including the Ahmadiyya move-
ment. Eventually, it was registered as a Shia organization, seated in Warsaw and
headed by the Chief Imamate composed of three imams. Today, it has about fifty
members.
The Muslim Unity Society recognizes the authority of and follows the ex-
ample and guidelines set by the Twelve Shia Imams. It cooperates with the in-
ternational Shia organization Ahl-ul-Bayt World Assembly and various Shia or-
ganizations in the UK, such as the Al-Mahdi Institute. It has its divisions (com-
munities) in several Polish cities and in the UK, the place of residence of one of
its imams, a Pole named Tareq Salik. Members of the Society are not only Polish
Shiites, but also persons without Polish citizenship. Embracing the latter group is
a manifestation of a change which took place in this organization. Its mission is
to promote knowledge about Islam and integrate the Polish Muslim community.
The Society is open for interreligious dialogue. It has called to life and coordinates
the work of the Muslim Institute, which gathers reference literature and docu-
ments concerning Islam in Poland. The organization is also an active publisher
(Al-Islam quarterly, al-islam.org.pl). Its official website is: http://www.shiapo-
land.com/SJM.html.
- The Ahl-ul-Bayt Islamic Assembly [Islamskie Zgromadzenie Ahl-ul-Bayt]
Founded in 1979 in Pruszkw and was registered as a denominational com-
munity in 1990. Until 2001, it functioned under the name of the Association
of Muslim Brothers, which could indicate connections with Hassan al-Bannas
Muslim Brotherhood in Egypt. According to Ryszard Ahmed Rusnak, the found-
er and religious leader of the Assembly, the similarity of names was merely a coin-
cidence. The change of name can be treated as the end of the Assemblys doctrinal
and ideological search.
The religious doctrine of the Assembly is Shia Islam, recognizing the Twelve
Imams and the Ahl-ul-Bayt school. The Assembly is part of the worldwide Shia
community and a member of the Ahl-ul-Bayt Assembly in Europe, the Ahl-ul-
Bayt World Assembly, and the World Ahl-ul-Bayt Islamic League. It follows these
organizations with respect to doctrinal and ideological matters, as well as religious

441
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

practice61. The Assembly gathers Shiites in Poland, regardless of their citizenship.


It has about fifty active members.
The main mission of the Assembly is to organize religious life as well as to
promote the teachings of old Islam of Prophet Muhammad. The Assembly puts
emphasis on the integration and activation of Muslim communities in the reli-
gious, political, cultural and economic life of the country. It provides religious
care to Polish Shiites and foreigners, and represents their interests before public
administration bodies. It directs its attention to assist foreigners in a harmonious
integration and assimilation with Polish society. The statutory goals of the As-
sembly include ecumenical, social, scientific and research, educational and char-
ity activities. As of now, the Assembly does not have an official journal. However,
it has plans to publish books. Its official website is: http://www.abia.pl/.

3.2.3 Unorthodox
- The Ahmadiyya Muslim Association [Stowarzyszenie Muzumaskie Ahmadi-
yya]
Registered as a denominational community in 1990, it is based in Warsaw, where
it has a prayer room and a plot of ground where a mosque is to be constructed
in the. Several months ago, the leadership of the Ahmadiyya was assumed by
Mashhood Ahmad Zafar, who had lived and worked in Germany for many years.
The organization belongs to the Qadian group, which recognizes Hazrat
Mirza Ghulam Ahmad as a prophet. Hence, the classification of the Ahmadiyya
as a Muslim organization is a gross simplification. While such categorization is
obvious as far as the groups self-identification (as Shia Muslims) is concerned,
other Muslim organizations do not see Ahmadiyya as one of them [as indicat-
ed in interviews with representatives of other Muslim organizations]. Although
many reference sources still perceive it as one of Muslim religious organizations,
it should be treated as an unorthodox religious movement. Ahmadiyya under-
takes missionary and publishing activity, having prepared a number of leaflets
and brochures presenting the movement. Its official website is: http://www.alis-
lam.pl/. Its greatest publishing achievement is the Polish version of the Quran,
published in 199062. The organization has about fifty members.

3.3. Mosques, Imams and Cemeteries


There are three mosques that belong to MZR (in Bohoniki and Kruszyniany in
north-eastern Poland dating from the eighteenth-nineteenth century, and one

61 Source: the statute of the Ahl-ul-Bayt Islamic Assembly.


62 A scholarly translation of the Quran into Polish, considered the best, was prepared by an Arabist, Professor
Jzef Bielawski, and published in 1986.

442
Muslims in Poland

in Gdask that opened in 1990).63 In Poland Muslims distinguish between so-


called Islamic centres (places for prayer, plus offices, libraries, meeting halls) and
small prayer houses (places for prayer), which are almost unnoticeable from the
outside. There are Islamic centres in Biaystok (Muslim Cultural Centre, ul. Pias-
towska 13f and another under construction), Warsaw, Lublin, Wrocaw, Pozna,
Katowice and Krakw. There are prayer houses in Biaystok, Suchowola, d,
Katowice and Pozna,64 but the total number of them is not known. Some of
the Islamic centres and prayer houses named on the official websites of the MZR
and LM are used by members of both organisations, or used by one but listed
by both. A new Centre of Islamic Culture with a mosque was constructed by the
LM in Warsaw and opened in 2015. Another new Islamic Centre was opened in
Katowice in May 2013. Representatives of the MZR Kruszyniany community
in 2015 opened the Education and Muslim Culture Centre of the Polish Tatars.
Almost 95 percent of people attending Friday prayers and prayers during the
week in Warsaw are of foreign origin. A similar situation is in Gdansk. In Podla-
chia, the majority of the congregation is of Tatar origin.
Most imams in the Podlachia region are of Tatar origin and so is the Mufti of
MZR Tomasz Mikiewicz. Young people are being trained to become imams.
Like teachers of religion, imams are required to be Polish citizen, but if a need
occurs a person with a different citizenship can become an imam, as long as they
have a permanent residence permit and have been accepted by the appropriate
ministry.65 Other imams serving both biggest organizations are of foreign origin
Turks and Arabs in the case of MZR and Arabs in the case of LM.
Polish Muslims often come to pray on Sundays (it is allowed by the fatwa
made by the Mufti of Poland), as only few of them can take a day off on Friday.
There havent been any cases of discrimination against Muslims on the part of the
employers, but there is simply no written regulation that could settle this issue.
There are three traditional Muslim cemeteries still open:66 in Kruszyniany,
Bohoniki and in Warsaw (the Tatar Cemetery). Moreover, special sections in
communal cemeteries are allotted to Muslims. Unlike in many Western Euro-
pean countries, Muslim burial is not a problem in Poland, mainly because Polish
Muslims use coffins. Coffin-less burial would contravene sanitary-epidemiologi-
cal regulations.67

63 For more details see: A. S. Nalborczyk, Mosques in Poland. Past and present in Grak-Sosnowska K.
(ed.), Muslims in Eastern Europe. Widening the European discourse on Islam, Warsaw 2011, pp. 183-193;
www.orient.uw.edu.pl/MSZ/teksty/14_nalborczyk_MuslimsCEE.pdf
64 www.mzr.pl/pl/info.php?id=16, accessed 24 February 2014.
65 If there is no person in a given community who would posses appropriate education and have Polish
citizenship or at least a permanent stay permit, MZR approves someone with a temporary stay permit to
act as imam, but the person is not appointed imam.
66 Cf. A. Drozd, M. M. Dziekan, T. Majda, Meczety i cmentarze Tatarw polsko-litewskich, Warszawa 1999; A.
Koodziejczyk, Cmentarze muzumaskie w Polsce, Warszawa 1998. There are also cemeteries in Studzianki
and Lebiedziewo, but they are no longer open; for more details see: A. Koodziejczyk, Rozprawy i studia,
p. 144ff.
67 E.g. it infringes regulations concerning groundwater.

443
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

3.4. Religious instruction


The MZR, as a religious organisation operating under an act of Parliament, has
the right to teach religion in public schools and its teachers are paid by the state.
The ministerial regulation of 1992 states that a minimum of seven pupils having
a particular religious affiliation in the same school is required in order for separate
religious education classes to be provided. In 2004, the Ministry of Education
approved a school curriculum for Muslim religious instruction prepared by the
MZR. In Biaystok and in nearby Sokka, Islamic religious instruction is pro-
vided for Muslim children in public schools. In Warsaw, the LM runs an inter-
school group for Muslim religious instruction at primary school level for pupils
from Mazowsze district (Warsaw area).68
In other parts of the country, religious education for Muslim children is
provided by the local Muslim communities independently of the school system
(weekend classes). At school, these children attend ethics classes together with all
the others who do not wish to attend Roman Catholic or other religious instruc-
tion classes.

4. Conclusions
Islam is one of Polish traditional religions and is officially recognized by the state.
MZR, the second oldest Islamic religious organization in Europe is also recog-
nized by the state and had its 90th anniversary in 2015. Muslims have their places
of worship, Islam is taught in state schools, and there are Muslim cemeteries.
On the other hand, however, due to lack of contact with the outside world there
arent enough Muslim scholars and theologians in Poland.
The Roman Catholic Church, the biggest Christian denomination in Poland,
is more and more interested in an interreligious dialogue with Islam or even the
so-called trialogue between Christianity, Islam and Judaism, as it is judged the
best way to avoid misunderstandings and hostility among the followers of these
three religions. In 1997 the Common Council of Catholics and Muslims (Pol.
Rada Wsplna Katolikw i Muzumanw) was established. Its members, on the
part of the Muslim Tatars, include the Mufti of MZR - Tomasz Mikiewicz. The
Council is lead jointly by a Catholic and a Muslim. It organizes conferences that
help increase general knowledge about the Islamic presence in the Mid-Eastern
Europe and promote the idea of interreligious dialogue in Poland.
One of the joint initiatives of the Council and the Committee for Dialogue
with Non-Christian Religions in Polish Bishops Conference is an annual Day
of Islam in the Catholic Church in Poland, on the 26th of January. In 2016 the
sixteenth Day of Islam was celebrated.

68 For more details see: A.S. Nalborczyk, Islamic religious education in Poland curricula and textbooks in
E. Aslan (ed.), Islamic textbooks and curricula in Europe, Frankfurt 2011, p. 183-184.

444
Muslims in Poland

MZR invites people of various denominations to pray together for peace


and justice in the world the last such meeting took place in Bohoniki in May
2015. In 2015 LM organized in Katowice the second Day of Christianity among
Muslims in Poland.
Therefore, it seems that the prospective influx of Muslims to Poland, especial-
ly now with so many refugees from Syria, should not yield any logistic problems
and the incomers will be glad to find an existing religious infrastructure. How-
ever, we should be aware that a different ethnic origin of the newcomers and their
attitude to numerous religious issues different than that of the Tatars may cause
and causes misunderstandings between the two groups.69 Such misunderstand-
ings have already ended up in establishing a separate Sunni religious organization,
the LM. However, legislative means allowing and officially recognizing more than
one Islamic organization may destroy the positive image and strong position of
Muslims, which they have earned for centuries of their presence in Poland. It may
lead to a similar confusion that can be observed in numerous Western European
countries, where multiplicity of religious organizations (often of different ethnic
origin) renders the dialogue between the state and Muslims very difficult.
Poland is in a good position to learn from the experience of other European
countries, whose history in the last years has been marked by a great influx of
Muslim immigrants.

69 For more details see: Warmiska, Tatarzy polscy, p. 136ff.

445
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Bibliography
BOHDANOWICZ L., Chazbijewicz S., Tyszkiewicz J., Tatarzy muzumanie w Polsce,
Gdask: Rocznik Tatarw Polskich 1997.
BORAWSKI P., Tatarzy w dawnej Rzeczypospolitej, Warszawa: LSW 1986.
BORAWSKI P., Dubiski A., Tatarzy polscy. Dzieje, obrzdy, legendy, tradycje, Warszawa:
Iskry 1986.
DROZD A., Dziekan M. M., Majda T., Pimiennictwo i muhiry Tatarw polsko-litewskich,
Warszawa: Res Publica Multiethnica 2000.
DROZD A., Dziekan M. M., Majda T., Meczety i cmentarze Tatarw polsko-litewskich,
Warszawa: Res Publica Multiethnica 1999.
JORD N., Koran rkopimienny w Polsce, Lublin: Wyd. UMCS 1994.
KOODZIEJCZYK A., Cmentarze muzumaskie w Polsce, Warszawa: OOZK 1998.
KOODZIEJCZYK A., Rozprawy i studia z dziejw Tatarw litewsko-polskich i islamu w
Polsce w XVII-XX w., Siedlce: IH WSRP 1997.
KOWALSKI T. (ed.), Relacja Ibrhma Ibn Jaqba z podry do krajw sowiaskich w
przekadzie al-Bekrego, foreword and commentary by T. Kowalski, Krakw 1946.
KRYCZYSKI S., Tatarzy litewscy. Prba monografii historyczno-etnograficznej, Gdask:
Rocznik Tatarw Polskich 2000 [1938].
KRYCZYSKI, L., Historia meczetu w Wilnie. Prba monografii, Warszawa: Przegld Is-
lamski 1937.
APICZ, Cz., Kitab Tatarw litewsko-polskich. Paleografia, grafia, jzyk, Toru: Wyd.
UMK 1986.
APICZ Cz., Kulwicka-Kamiska J. (ed.), Tefsir Tatarw Wielkiego Ksistwa Litewskiego.
Teoria i praktyka badawcza, Toru: Wydz. Filologiczny UMK 2015.
J KULWICKA- Kamiska, Cz. apicz (ed.) Tatarzy Wielkiego Ksistwa Litewskiego w his-
torii, jzyku i kulturze, Toru: Tow. Naukowe w Toruniu 2013.
MIKIEWICZ A., Tatarska legenda. Tatarzy polscy 1945-1990, Biaystok: KAW 1993.
MIKIEWICZ A., Tatarzy polscy 1918-1839. ycie spoeczno-kulturalne i religijne, War-
szawa: PWN 1990.
NALBORCZYK A.S., The political participation of Polish Muslim Tatars the result of
or the reason for integration? From Teutonic wars to the Danish cartoons affair in
J.S. Nielsen (ed.), Muslim Political Participation in Europe (Edinburgh: Edinburgh
University Press 2013), p. 239-254.
NALBORCZYK A.S., Islamic religious education in Poland curricula and textbooks
in Aslan E. (ed.), Islamic textbooks and curricula in Europe (Frankfurt: Peter Lang
2011), p. 181-196.

446
Muslims in Poland

NALBORCZYK A.S., Mosques in Poland. Past and present in K. Grak-Sosnowska


(ed.), Muslims in Eastern Europe. Widening the European discourse on Islam (Warsaw:
Warsaw University 2011), pp. 183-193.
SOBCZAK J., Pooenie prawne polskich wyznawcw islamu in R. Baecker, Sh. Kitab
(ed.), Islam a wiat (Toru: Mado 2004), p. 186-197.
SOBCZAK J., Pooenie prawne ludnoci tatarskiej w Wielkim Ksistwie Litewskim,
Warszawa-Pozna: PWN 1984.
TYSZKIEWICZ J., Z historii Tatarw polskich 1794-1944. Zbir szkicw z aneksami
rdowymi, Putusk: WSH 1998.
TYSZKIEWICZ J., Tatarzy na Litwie i w Polsce. Studia z dziejw XIII-XVIII w., War-
szawa: PWN 1989.
WARMISKA K., Tatarzy polscy. Tosamo religijna i etniczna, Krakw: Universitas
1999.

447
Importance of Isa Beg and His Family
on Islamization of the Balkans
Sulejman BAKI
Do. Dr., Deputy Mayor, Municipality of Cair

Summary
T
his article is about the 1389 Kosovo Battle followed by the
conquest of Skopje in 1391 and the services and activities pro-
vided by Yiit Paa, his son Ghazi Ishak Bey and Grandchild
Isa Bey to the Ottoman State starting in the 14th century which
played an important role in the conquest starting with Skopje and
its vicinity and the regions of Bosnia and Sandzak.
This elite family made major contributions for the establishment of
Turkish-Islam dominance and culture during not only the conquest
of what is Macedonia today but to the conquest and development
of regions which are significant for the Balkans such as Kosovo,
Sandzak and particularly Sarajevo.
Important cities in the Balkans such as Skopje, Prizren, Sandzak
and Sarajevo as well as cultural heritage such as mosques, madra-
sahs, libraries, schools, inns, baths and especially the foundations
and revenues established for their sustenance are also important.

449
Balkanlarn slamlamasnda
sa Bey ve Ailesinin nemi

zet
B
u makalede 1389 Kosova Meydan Muharebesi ve akabinde
1391de skpn fethiyle birlikte Osmanl Devletinin 14.
asrn bandan itibaren bata skp ve civar ile Bosna ve
Sancak blgelerinin fethinin gereklemesinde nemli rol oynayan
Yiit Paa, olu Gazi shak Bey ve torunu Gazi sa Beyin gerekle-
tirdii hizmetler ve faaliyetlerden bahsedilmektedir.
Sadece gnmz Makedonya blgesinin fethi deil, Kosova, Sancak
ve zellikle Saraybosnann fethi ve gelitirilmesi gibi Balkan coraf-
yasnn nemli blgelerinde Trk-slam hakimiyeti ve kltrnn
yerlemesi asndan bu sekin ailenin byk katklar sz konusu-
dur.
Bata skp, Prizren, Sancak ve Saraybosna gibi nemli ehir-
ler olmak zere Balkan corafyasnda cami, medrese, ktphane,
mektep, han, hamam gibi kltrel mirasn ve de zellikle bunlarn
idamesi iin oluturulan vakflar ve iradlar asndan da nem arz
etmektedir.

450
Importance of Isa Beg and His Family on Islamization of the Balkans

Introduction
One of the main institutions that had enormous role in the economy of the newly
conquered countries by the Ottoman Empire was the Foundation (the Waqf in-
stitution). The Waqf had a crucial role not only in the feudal system, but also in
the urban economy, the development of monetary relations and the accumula-
tion of capital. But there is another point that makes the Foundation (Waqf ) to
be a very important institution and that is the fact that it had a significant role in
forming the Ottoman feudal class in the territory of the Balkan Peninsula. Name-
ly, in case of absence of any initiative by the state to invest in the towns, the Waqf
foundation emerged as the only investor who built, who supported trade and
crafting, accumulated the existing capital and earned from it. One foundation
could possess dozens of villages with arable lands which brought huge incomes to
the owner of that foundation. For that reason, certain persons who generally were
connected to the military structure of the state and were influential military com-
manders, turned the large properties that they have received from the Sultan as
gifts for their military achievements into Waqf foundations, with the main goal to
thus protect their properties from being taken away by the state. In this way they
became extraordinarily rich landowners who started to form capital which later
they invested in various buildings and facilities. In order to secure the capital to
stay in the family and not to go out from it, in the charters of waqf (deed of trust
of foundation) with which they pledged their properties to certain facilities they
strictly specified that their sons will be the managers, the trustees or the so called
muteveli of the foundation, afterwards the sons of their sons will be the trus-
tees and subsequently on like that as long as their lineage continues. In this way
the hereditary feudal aristocracy was being formed in the Balkan Peninsula and
wider, which has ruled for long time in certain towns, greatly influencing their
economic, urban and political development. We can see many such influential
families in the territory of Macedonia which had great impact in the development
of certain towns, such as the Ohrizade family in Ohrid, the Ishtipzade family in
Shtip, Evrenos-beg family in Enixe Vardar, then in the territory of Bulgaria the
Mihaloglu family in Tatar-pazardjik etc.
The same significance as the said families had for the above mentioned towns,
the family of Pasha Yigit-beg had for Skopje, the conqueror of Skopje whose family
will later on be known as the Kumbaraji family which to this present day is one of
the most respected and oldest Turkish families of Skopje. Pasha Yigit-beg came to
the Balkan Peninsula along with Murat I s Balkan campaigns and his family pre-
sented one of the most important tools and the firmest sultan base for the staying
of the Ottoman empire in the European ground. During those first years crucial
for the European future of the Ottoman empire his family was unquestionably
loyal to the Osman dynasty. Pasha Yigit-beg and his successors have participated
in almost all important battles led by the Ottoman sultans in the Balkan territory
during the second half of the XIV and the first half of the XV century. That is the

451
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

period when the rule in this peninsula is broken and the Ottomans definitively
succeed to establish themselves in its ground, remaining there as the dominant
power in the next several centuries. However, the true commencement, the actual
beginning of this familys power should be connected with Isa-beg, the nephew
of Pasha Yigit-beg, who became one of the biggest, most powerful feudals in the
Balkan Peninsula, whose wealth was acquired in the above described manner, i.e.
through the waqf institution. This military commander of Skopje became one
of the most powerful men in the Ottoman Balkan provinces in the XV century,
through whom the Ottoman empire gradually established itself throughout the
whole peninsula. As the son of Ishak-beg the second ottoman commander of
Skopje and the grandson of Pasha Yigit-beg the conqueror of Skopje, was one of
the most important pillars of the ottoman state in the Balkans in the times when
it wasnt yet rooted and seated firmly enough on the European soil. He is a clas-
sical example of an ottoman feudal lord, who, owing to his predecessors military
achievements, arrived to the point where he could contact directly with the sultan
and for a certain period of time to lead independently the politics of the Ottoman
Empire in the Balkan Peninsula on his own. His influence and role were not sig-
nificant only for political and military aspects, much stronger and lasting was the
heritage he left in the spiritual and cultural sphere. The institutions he founded,
the towns he formed, the buildings he constructed in them even up till today
witness his enormous riches and wealth and even more his impact and power in
a wide area of the Balkans. Therefore, the activities of this man in all the spheres
of life were unique and irreplaceable contribution for the expansion of the Otto-
man domination throughout the whole Balkan Peninsula and they also had great
significance for the history of the Ottoman Empire itself. Following his conquests
and forming of new towns and religious-social institutions, actually sheds light
on the ways and methods of the gradual establishment of the Ottomans rule and
its strengthening on the European soil. The powerful family of Isa-beg, whose
growth began in Skopje, one of the most important military crossroads in the
Balkan territory, presents a paradigm according to which other famous Ottoman
families stationed in important towns in the European territory can be analyzed.
This kind of approach to the study of the Ottoman society at a lower level, out of
the big conquests, campaigns and battles, can greatly contribute to understand-
ing the fast expansion, the survival and the strengthening of the Ottoman Empire
in territories where the Christian population constantly had a huge numerical
preponderance over the Muslim population.
The independence of Isa-beg came to the fore and was emphasized particu-
larly during his actions on northwest, especially when he turned towards Bosnia
and Dubrovnik. The people in Dubrovnik considered Isa-beg as the true lord
of Bosnia even before the final conquest of Bosnia in 1463. Starting from that
year, Isa-beg stayed in the township Vrhbosna more frequently where by build-
ing his waqf foundations he laid the foundations of todays Sarajevo. He also

452
Importance of Isa Beg and His Family on Islamization of the Balkans

played a crucial role in the final conquest of Bosnia, when he burst directly with
his detachment into Herzegovina as vanguard of the armies led by sultan Me-
hmet II the conqueror. These military interventions of Isa-beg brought him huge
privileges and properties and made him one of the richest feudal lords in the
Balkans, whose yearly income was over 700.000 akches. He created his own waqf
foundation in Skopje which comprised few villages and many facilities, buildings
and shops in the Skopje bazaar. His monumental constructions in the old core
of Skopje actually round up the oriental look of the town. After the conquest of
Bosnia and the abolition of the Skopje borderland so called Skopsko Krajishte,
a new borderland has been established, called Bosansko Krajishte or the Bosnian
borderline. The base of this new territorial interim borderland military adminis-
trative unit was the town Sarajevo where Isa-beg himself has moved and settled
as the main commander. The buildings that still exist today in Sarajevo, again
testify the power Isa-beg had, but also his role in the establishment of the Otto-
man Empire in these regions. After his death he was succeeded by his son and heir
Kebir Mehmed-beg (1440-1527) who took over the duties Isa-beg performed.
This representative of the Kumbaraji family, who participated in the conquest
of the Albanian port Drach and was the sanjakbeg of the Sanjak Elbasan, after
the conquest of Egypt during the reign of sultan Selim Yavuz (1512-1520), was
appointed as commander in Cairo, and also has participated in the conquest
of Gaza. The glorious days of the Kumbaraji family come to an end with Kebir
Mehmed Celebi for a certain period, although the family continued to grow and
exist, keeping Skopje as its center.
One of the most significant representatives of this family (on his mothers
side) in the first half of the XIX century was Hafzi-pasha (1793-1845). In 1824
he was appointed by the sultan Mahmud II (1809-1839) as mutasarrif (admin-
istrative authority) of Skopje, similarly to his predecessors in the XV century. In
that time, the towns: tetovo, Kichevo, Debar, Kumanovo, Kriva Palanka, Kocha-
ni, Shtip, Radovish, Kyustendil belonged administratively and territorially to the
Skopje Eyalet. His reign in the Skopje Eyalet was remembered in the history for
his just, fair and humane behavior, regardless of the religion and ethnicity of the
citizens and also for the several facilities he built. Namely, during his reign two
major buildings were constructed that marked the life in Skopje in that period,
which still exist on this very present day as proof of his power as well as his equal
behavior towards everybody in the town. The first of these facilities that Hafzi-
pasha built himself are his famous konaks, built in the Skopje village Bardovci,
on a land that he inherited from his mother who originated from the Kumbaraji
family. He also lived in those premises, whereas the external walls of the konak up
till today witness to a impressive facility which could be built only by a wealthy
landowner and official. Even more significant was that during his reign in Skopje,
Hafzi-pasha gave permission in 1834 a church dedicated to Virgin Mary to be
built in the banks of the river Vardar, called St. Bogorodica. It is also known that

453
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

besides giving the permission for building this church, he also gave financial sup-
port for its construction despite the opposition by the most fundamental Islamic
representatives.
It is assumed that in the beginning of the XX century there were approxi-
mately 30 houses that belonged to the Kumbaraji family. The mayor of Skopje in
the beginning of the above mentioned century, Salih Asim mentions the Kum-
baraji family in his book History of Skopje and its surroundings as one of the old-
est Skopje families. On the other hand, in the 30s of the XX century, the famous
Turkologist Glisha Elezovic wrote:
It was a really big family. The right to take over the so called muteveli position
of trustees or managers of the two oldest waqf foundations of the Mosques Ishak-beg
and Isa-beg founded by the two of them was passed from one generation to the next.
The right of inheritance on the other hand applied solely to the male heirs, meaning
that it passes from father to son on an on until the lineage lasts. The word humbara
or kumbara means bomb and the kumbarajies represented special kind of army in
the Ottoman military. It is not known when this nickname became part of the fam-
ily name. But what is known is that some of the Kumbaraji family members became
Zaimler in Krushevac, also that in Leskivac they had huge properties and that their
center was actually in Skopje. It is certain that the nickname Kumbaraji became part
of the family name after Ishak-beg and Isa-beg, because in their time this name cannot
be found in any document related to them.
The Kumbaraji family is one of the oldest and most prestigious, respectable Mus-
lim families and they constitute the Skopje aristocracy and the high society. Wherever
you look you can encounter with members from this family and they are considered
old Skopjans. Their homes are located around the Ishak Mosque, in the neighborhood
called Ishakiye. There are more than 20 of them there now. Most prominent members
of the Kumbaraji family still alive are: Kemal-beg the son of Osman-beg; Emin-beg
and Ekrem-beg sons of Yashar-beg; Kyamil, Mustafa and Refik sons of Husein-beg.
According to us, among them Emin-beg (1883-1962) has a special place, he
was born in Skopje as the son of Yashar-beg and Eshref-hanum. Emin-beg, who
finished primary school and lyseum (Licej) in his birth town, became the head
of the family after taking over the lead when his father moved to Istanbul after
the Balkan wars. At that time he also became the first owner of the homesteads
in the Butel and Arachinovo villages. On the multiparty elections held in 1920
along with 12 other Muslim members of parliament, he was chosen as the repre-
sentative of the Turkish party in the Parliament The Law Society for Protection
of Islam. He moved to Belgrade as a national MP from Skopje. He held two
mandates on this position, whereas in the meantime he once executed the role of
President of Skopje Municipality. His homestead and himself were the hosts of
King Alexander Karadjordjevic during his visit to Skopje. After the capitulation
of Bulgaria in 1944, in order to preserve peace in the town, he was engaged in the

454
Importance of Isa Beg and His Family on Islamization of the Balkans

city government along with other eminent persons from Skopje by the German
army which was leaving the town, and he worked as security director of Skopje.
During his function, by building close relationship with the German army which
wanted to blow up the Stone Bridge on the river Vardar, he succeeded to convince
the commanders to give up from this idea thus saving this remarkable Ottoman
monument from being destroyed. After the end of the war, accused of collabora-
tion with the enemy, on August 24, 1948 he was convicted to 10 years in prison.
In the time of communism, during the collectivization by the government, all his
properties in the Butel and Arachinovo villages were taken away.
After five years in prison, Emin-beg went to Turkey to undergo medical treat-
ments in Istanbul. In 1958 he came back to Skopje in order to spend the rest
of his life in his beloved birth town, where he passed away in 1962. His grave is
located in the cemetery in Butel.
He left four sons and six daughters as his successors and heirs: Iskender
(1914-1987), Ishak (1927), Yashar (1933-1999), Yigit (1936), Mediha (1912-
1988), Suzana (1920), Olivera (1922-2000), Adile (1925), Lidija (1929) and
Aneta (1931). Some of these successors if the Kumbaraji family have achieved
enviable, significant careers in various scientific disciplines.
In the fields of education and culture, this family gave two outstanding, ex-
quisitely significant scientists and pedagogues. One of them is the third daugh-
ter of Emin-beg, Professor Doctor Olivera Yashar Nasteva, who was the first
woman-academician, member of the Macedonian Academy of Sciences and Arts
(MANU). After her job as French Professor, in 1959 she was elected as assistant
professor in the Department of South Slavic and Balkan languages, which later
developed into the Department of Macedonian Language and South Slavic lan-
guages. She obtained her doctorate degree in 1962 with the dissertation titled The
Turkish Lexical Elements in the Macedonian Language. She was awarded scientific
titles and academic ranks in the Faculty of Philosophy Skopje where she also
worked as professor of History of Macedonian Language and General Linguis-
tics. In 1979 she was appointed an external member of MANU, as well as being
elected as a member of the Turkish linguistic society Trk Dil Kurumu, the same
year. In 1983 she was appointed a regular member of MANU. Her scientific opus
comprises around 150 bibliographic units, published in many scientific journals,
anthologies and other publications. Her most famous work is her book The Turk-
ish Lexical Elements in the Macedonian Language which fills a huge gap in the
studies and researches for the place and role of the Turcisms in the Macedonian
language and the influence of the Turkish language on the Macedonian language
in a certain phase of the development of the Macedonian language. With its
studiousness and significance, this unique work exceeds time and space. Its pres-
ence in the researches of the new Macedonists, Slavists shows that it hasnt lost
any of its actulaity. It represents most complete accomplishment in the linguistics
in general which treats the problem of the turcisms in the macedonian language.

455
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

The second representative of this family, who left inerasable marks in the field
of history of art, is Lidija Kumbaraji-Bogoevic, the younger daughter of Emin-
beg. As an art historian, she worked many years in the Institute for the Protec-
tion of Cultural Monuments in Skopje, paying special attention to the history
of the cultural monuments from the Ottoman period in th ecity of Skopje and
its surroundings. Her published work named Ottoman monuments in Skopje can
be considered as a crown of her longstanding dedication to this scientific sphere,
for which she received the most prestigious city award - 13 November in 1998.
This work represents her lifetime achievement, dedicated exclusively to her birth
town. It is a seriuos and concise work with a multidisciplinary approach which
elaborates one of the most important segments in the cultural heritage of the
city of Skopje. The contents of the book is written in a simple and unpretentious
way which makes it easy to read and understand. It comprises all sacred and
profane items and constructions from the Ottoman period, some of which still
exist but also includes those that do not exost in the urban landscape of Skopje.
Through them we can actullay follow the history of the city itself within 500
years. With this book, Lidija Kumbaraji-Bogoevic sent a message to everybody in
Skopje about the great need to nurture and value this rich, great material cultural
heritage and to overcome all animosities existing regarding this heritage. Because
truly there are not many Balkan cities that can claim and boast to have authentic
and very well preserved and maintained Ottoman heritage. This issue also had its
luxurious edition in Turkish language, which confirms even more its enormous
significance for all interested in the history of art in the Ottoman period.
At the end of this our summary, let us go back to the history and emphasize
another very important point. Namely, in this kind of approach for research,
study, and analyses about the expansion of the Ottoman Empire in Europe
through powerful families, the question of loyalty of these big and powerful feu-
dal lords towards the sultan and his rule attract special attention. Namely, at the
zenith of their conquests they possessed enormous military power, they were far
from the central government, and the territories they occupied were completely
under their control and in hte hands of people loyal to them. They could very eas-
ily separate or rebel the central government and proclaim themselves independent
rulers of a certain territory. Also, they could make up and launch legends about
their origin from some noble families related to the past of some higly important
Turkish tribes, as Osman did, they could even bring itno question the legitimacy
of the Ottoman dynasty itself. Even more, considering the fact that they acted in
the time of interregnum in the Ottoman Empire, which occured after the bat-
tle in Ankara in 1402, when sultan Bayazid was captured and killed, and when
civial war has started. Namely, in those times of anarchy and the battles between
the three brothers contenders of the Ottoman throne, it was very easy to declare
independence to the dynasty that was collapsing. But that did not happen. So
the question remains weather really the loyalty towards the Ottoman dynasty of

456
Importance of Isa Beg and His Family on Islamization of the Balkans

these big feudal lords was unwavering and if they were truly strongly committed
to the loyalty to the sultan. Or maybe by that time the Ottoman dynasty already
had reached the level to be perceived as the only integrating factor of the Turk-
ish tribes which was crucial for the existence of the state system of the Turks and
the most powerful people around the sultan were aware of this fact. In any case,
these big feudal lords who had the most important role in the establishment of
the Ottoman empire especially in the Balkan Peninsula, remained loyal to their
ruler, thus enabling continued rule of the Ottoman dynasty for over 600 years.

457
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Bibliography
, K, . , , II, 329 . 6 330 . 8.
, , ,
(), . 1, 1, ,140.
HAMMER, Josef von, Historija turskog/ osmanskog/ carstva, 1, Zagreb, 1979, 73.
JRECEK, Constantin, Staat und Geselschaft in mittelaterlichen Serbien, Teil IV, s.7.
, , , 1940, 8.
SABANOV, Hazim, Bosanski paaluk, 32.
COROVC, Vladimir, Historija Bosne, Beograd, 1955, 60.
TRUHELKA, Ciro, Tursko - slovjenski spomenici dubrovacke arhive, Sarajevo,1911.
COROVC, Vladimir, Historija Bosne, Beograd, 1955, 60.
UZUNARILI, smail Hakk, Osmanl Tarihi, cild 3, Ankara, 1972, 343.
XV XVI , . ,
, , 1936, 100-101.
, , , I, 147.
Enciklopedie de I`islam, nouvelle edition, livrasion 18, 1151.
MUJEZNOV, Mehmed, Islamska epigrafika u Bosni i Hercegovini, knjiga I, Sa-
rajevo, 1974, 24, slika 25.
, , (),
,. 1, , 1-2, , 1926, 455.
ASIM, Salih, skp Tarihi ve Civar, (terc. Sleyman Baki), Rumeli Vakf Trkleri
Yay., 2004, stanbul.

458
Balkan Dillerine Trkeden
Geen slami Terimler
Serkan EN
Do. Dr., Ondokuz Mays niversitesi, Fen Edebiyat Fakltesi, Trk Dili ve Edebiyat Blm, Samsun

zet
D
il, sadece kurallar zinciri deildir. Kltr dediimiz yaam
biimlerini nesiller arasnda ileten dildir. Toplum hayatnda
gerekleen kkl deiimler dil zerinde derin izler bra-
kr. Bu balamda milletlerin medeniyet maceras dillerine de yansr.
Balkan corafyasnda be asr bulan Osmanl hkimiyeti, blgedeki
halklarn slam yakndan tanmasna vesile olmutur. Bunun so-
nucunda Trk ad, baz Balkan lkelerinde Mslman karlnda
kullanlabilmitir. slam Trkler araclyla tanyan Balkan top-
lumlarnn Mslmanla ilikin sz varl iinde Trke alntlar
hayli fazladr. almamzda Trke Verintiler Szl esas alna-
rak Balkan dillerine Trkeden geen slami terimler tespit edilip
bunlarn nitelikleri zerinde durulacaktr. Tespit edilen szckler
dil-kltr balamnda deerlendirilerek Balkanlarn slamlama s-
recinde Trkenin st katman olarak nasl bir ilev stlendii ortaya
konulacaktr.

459
Islamc Terms Passed to Balkan
Languages from Turksh

Summary
L
anguage is not only chain of rules. Language transfers lifest-
yles called culture through generations. The radical changes
taking place in community leave deep scars on language. In
this context, civilization adventure of nations reflects to their langu-
ages. Ottoman domination continuing five centuries in the Balkans
conduced to peoples in that area knowing Islam closely. As a result,
the Turkish name could be used meaning of Muslim in some Bal-
kan countries. There are pretty much Turkish borrowed words in
vocabulary about Islamitic of Balkan societies got to know Islam by
way of Turkish people. In this paper, Islamic terms passed to Balkan
languages from Turkish will be determined, be dwelled on characte-
ristic of these terms by regarding Trke Verintiler Szl. It will
be explaint how Turkish language as superstratum took a function
Islamization process of Balkans by commenting these located words
in terms of language/culture.

460
Balkan Dillerine Trkeden Geen slami Terimler

Giri
Trkln Balkan corafyasndaki varl Avrupa Hun Devleti ana (MS. 352-
455) dek uzanr. Yaklak bir asr sren bu dnemden gnmze ulaan dil mal-
zemesi baz zel adlardan ve unvanlardan ibarettir.1 Olduka snrl durumdaki
bu malzeme dnemin Trkesi ile Balkan dilleri arasndaki ilikiyi aydnlatmada
yetersizdir. Trk kltrnn fetih uuruyla Balkanlara yneldii Osmanl dne-
mi ise Balkan toplumlar zerinde derin izler brakmtr. Anadolu iin klim-i
Rum tabirini kullanan Trkler, vatanlatrma endiesiyle yerletikleri bu toprak-
lara Rumeli demiler; bylelikle her iki corafya iin tadklar benzer duygular
dillerine de yanstmlardr. l-y Kelimetullah gayesiyle talandrlan Osmanl
fetihleri sonucunda bata Arnavut ve Bonaklar olmak zere Balkanlarda nemli
bir kitlenin Mslmanlamas salanmtr. slam seen topluluklarn dillerine
Mslmanl onlara tantan Trklerin dilinden pek ok szck gemitir.
Bir toplumun yaad din deitirme hadisesi o toplumun dilinde baz de-
imelere yol aar. zellikle sz varl boyutunda gerekleen bu deimelerde
dinin kaynak dilinin yan sra yaylmasna araclk eden dil de nemli rol oynar.
Din eksenli dil deiimlerinde kaynak ve arac dil etkileyen, alc dil ise etkile-
nen konumundadr. Trklerin tarih boyunca dhil olduklar inan sistemlerinin
Trkeye etkileri bu duruma rnek gsterilebilir. Budizmi kabul eden Uygurlar,
din terimlerini kaynak dil konumundaki Sanskriteden ziyade arac dil duru-
mundaki Toharca2 ve Sodca3 zerinden dnlemilerdir. Sanskrit kkenli Bu-
dist terimlerin Toharcann seslik zellikleri erevesinde Uygur metinlerinde tes-
pit edilebilmesi bu yargy dorulamaktadr. slami kavramlarla tanmas Farsa
zerinden gerekleen ilk Mslman Trkler Arapa yannda Farsa alntlarn
da Trkeye girmesine vesile olmulardr. Salat yerine namaz, savm yerine oru
dememizi, abdest, Hda, feritah gibi szcklerin dilimizdeki varln4 Farsann
Trklerin slamlamas srecindeki etkileri ile aklamak mmkndr.
Balkanlarda slamn yaylmasnda araclk eden Trkler, benimsedikleri din
terimleri de bu corafyaya tamlardr. Mslmanlaan Balkan topluluklar din
kavramlar dorudan Arapadan aktarmak yerine Trke araclyla alntlam-
lardr. Bunun doal sonucu olarak kkeni Arapa ya da Farsaya dayansa da Trk
dilinin ses ve anlam szgecinden geen pek ok szck Balkan dillerinde Ms-
lmanlkla ilgili temel sz varlnn ana ktlesini oluturmutur. almamzda
Gnay Karaaa tarafndan hazrlanan Trke Verintiler Szlnden (TVS)5

1 Ahmet Bican Ercilasun, Balangtan Yirminci Yzyla Trk Dili Tarihi, Ankara, Aka Yaynlar, 2004, s.
73-74.
2 EddyMoerloose, Sanskrit Loan Words in Uighur, Journal of Turkish Studies / Trklk Bilgisi
Aratrmalar, 4, 1980, p. 61-78.
3 inasi Tekin, Yabanc Kelimelerin Trkeye Giri Yollar ve Oru Kelimesinin Hikyesi, tikaknn
Kesi, stanbul, Simurg Yaynlar, 2001, s. 33-42.
4 inasi Tekin, Yabanc Kelimelerin Trkeye Giri Yollar ve Oru Kelimesinin Hikyesi, s. 36-37.
5 Gnay Karaaa, Trke Verintiler Szl, Ankara, TDK Yaynlar, 2008.

461
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

yola klarak Balkan dillerine Trkeden geen slami terimlerin tespiti amalan-
mtr. Bu dorultuda yaplan taramada, Trkede din terimken Balkan dilleri-
ne girdiinde din terim olma zelliini yitiren szckler6 dikkate alnmamtr.
Trkede din d alanda kullanlrken Balkan dillerinde din bir ierik kazanan
szckler7 ise almaya dhil edilmitir. Balkan dillerindeki Trke alnt szck-
lerin yalnzca Mslmanlkla ilgili karlklarna yer verilmitir. Neticede aada-
ki bulgulara ulalmtr.

Bulgular
abdal: Eskiden baz gezgin dervilere verilen ad. > Yun. aptlis, avdlos der-
vi, gezgin din adam (TVS: 2).
abdest: Mslmanlarn, namaz klabilmek iin el, az, burun, yz, kol, ayak
ykama ve baa, enseye slak el gezdirme, kula temizleme biiminde yaptklar
arnma. > Rom. abds, abdest, abdes abdest / Bul. abdst abdest; riza abdeslija
abdest bezi, abdest havlusu; abdeslik. aptezlik abdest alnan yer / Bn-Srp.
bdest, bdes, vdes, avdez, hvdest abdest; abdsli, avdsli apdestli: avdest
uimati abdest almak; Ar. avdes, abdest, abdes abdest / Mak. abdes, avdes ab-
dest; abdesli. abdesliya, avdesliya abdestli, abdesti olan; abdesane abdesthane
/ Yun. abdsti abdest (TVS: 2).
abzemzem: 1. Kbe yaknnda bulunan bir kuyu. 2. Bu kuyunun Msl-
manlarca kutsal saylan suyu, zemzem suyu. > Bn-Srp. buzemzem zemzem
suyu, zemzem kuyusunun suyu (TVS: 3).
ahir: Son, sonraki, ahir. > Bn-Srp. hir-zeman kyametten nceki dnem
(TVS:14).
ahret: Din inana gre, insann ldkten sonra dirilip sonsuza dek kalaca
ve Tanrya hesap verecei yer, br dnya. > Bul. ahretlik, aretlk dost, arkada,
yolda; arkadal ahirete dek srecek dostluk/ Bn-Srp. ahit teki dnya, ah-
ret / Mak. aretlik ahiretlik; yakn arkada, dost (TVS: 14).
akam: Akam vakti klnan namaz. > Yun. ahsam namasi akam namaz (TVS:
18).
alem: Minare, kubbe, sancak direi gibi yksek eylerin tepesinde bulunan,
madenden yaplm ay yldz veya lale biiminde ss. > Rom. alem sembol; cami
alemi, ay yldz / Bul. alem alem, sembol/ Bn-Srp. lem alem, hilal ve yldz /
Yun. alemin minare alemi (TVS: 24).

6 rnein, bidat slam dininde Hz. Muhammed zamanndan sonra ortaya kan deiik yarglar ve ilkeler >
Bul. bidat Osmanl dneminde bir tr vergi/ Bn-Srp. bidat, bidat, bidaht yeni ortaya kan ey, moda;
vergi / Ar. bidat, pidate yenilik, deiim szc bu nedenle almaya dahil edilmemitir.
7 rnein, bini Yksek aamal bilginlerin ve yenieri subaylarnn giydikleri cppe > Ar. binish din
adam veya kadn paltosu szc bu nedenle almaya dhil edilmitir.

462
Balkan Dillerine Trkeden Geen slami Terimler

Allah: 1. Kinatta var olan her eyin yaratcs, koruyucusu olduuna ve tek
olduuna inanlan yce ve stn varlk, Yaradan, Tanr, Rab, Mevla. 2. Allah
ad baz isim tamlamalarnda tamlanan kelimeyi glendirir > Rom. alah, allah,
allad Allah; ala ala, halila! Allah Allah!; salamalec Allahn selam zerinize
olsun; masala maallah / Bul. allh allah; ala ala! Allah Allah!; alaylem Al-
lah bilir; allahn krnda dnyada, yeryznde; alahkoolu hey sen, Allahn
adam!; allah kerim Allah balaycdr; allah versin Allah versin; isala in-
allah; allem Allahu alem; mmkn, belki, olabilir; alsversin Allahn se-
versen; sa iin; al ursun, allrazosun Allah raz olsun; bismilyh bismillah;
estfurla sze gelmez, szn etmeye demez; bir ey deil / Bn-Srp. alah, ha-
lah, jalah Allah; alah akuna Allah akna, alah belsuni versun Allah bela-
sn versin; alhbilur, alhbi-rum Allah bilir; alahcerm, alahkerim, alaerm
Allah kerim; alahemnet, alah-emnetol Allaha emanet!; lah hfzjl Allah
korusun; alahiun Allah iin lahmubrecl, lah mubrecl kutlarm, ha-
yrl olsun; lah rbum! Allah, rabbim!; lah rhmetjl, lah rhmetle Al-
lah rahmet eylesin; alah-selmet Allah selamet versin, Allah yardmcn olsun;
alahulem, allem Allah bilir; lahu-ekber ezann ilk sz; hayret bildiren
nida; alahunmril Allahn emriyle; Allahn buyurduu gibi; alah-versun Al-
lah versin; ejdovle, dovle eyvallah!; jvalah, jvala eyvallah, hoa kal / Mak.
alah allah; ilalla illallah; maaza maazallah / Yun. allh, alla Allah; Allahm!;
lla lla aknlk nlemi, hay allah, allah-pelasinversin Allah belasn versin!;
allahmustakkunversin Allah mstehakn versin!; allh ramet eylesin Allah
rahmet eylesin!; allversin Allah versin!; allhatam Allah adam, temiz kalpli,
saf; allh-kerim, alkkerim Allah bilir, Allah balaycdr! (TVS: 26-27).
min: Allah kabul etsin anlamnda, dualarn arasnda ve sonunda kullanlr.
> Bul. amin dua sonunda sylenen sz / Bn-Srp. mn! amin; amns amin diyen
kimse; aminati, minati amin diyerek dua etmek; minkovati amin diyerek
dua etmek (TVS: 30).
asi: Ba kaldran, isyan eden. > Bn-Srp. sija, hsija asi, gnahkr (TVS:
45).
ayet: Kuran surelerini oluturan ksmlardan her biri. > Bn-Srp. jet Kuran
cmlesi (TVS: 56).
Azrail: Tanr buyruu ile insanlarn cann almakla grevli olduuna inanlan
melek. > Bn-Srp. azrl Azrail (TVS: 60).
bayram: Milli veya din bakmdan nemi gn veya gnler. > Rom. bairam,
baraiam enlik, bayram, len, ya gn veya yl dnm kutlamas: bairamlc
bayramlk / Bul. byram bayram, kutsal gn; len, elence / Bn-Srp. bjram,
brjam bayram; bajrmluk bayram gn verilen hediye; bjram mubrec
olsun, bjram mubarek l! iyi bayramlar!; bjram-nmz bayram namaz;
bjramovati bayramlamak / Yun. bairmi, payrmin bayram; payrantsoras
bayramdan sonra, bayram sonras (TVS: 93).

463
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

beddua lenme, ilen. > Bn-Srp. bd-dva, btdova, bedva beddua, ilen;
bd-dva uiniti, bidati se beddua etmek, lanetlemek / Yun. pettuvs, pettus
lanet, ilen (TVS: 94).
bedel: Bir eyi yerini tutabilen karlk. > Bn-Srp. bdel, bdelj bakasnn
adna ve onun paras ile hacca gitme (TVS: 94).
Bektai: Hac Bekta Veliye dayanan slam tarikat. > Bul. bekti, bekta
Hac Bekta yolunun yolcusu / Bn-Srp. bektiya Bektailik; Bektai tarika
tndan olan kimse (TVS: 97).
bereket: Bolluk, grlk, ongunluk, feyiz, feyezan. > Bul. berektli la be
reketli olsun; bereket versin Tanr bereketini arttrsn / Bn-Srp. beritverisi,
beritversun Allah bereket versin (TVS: 102).
billahi: Tanrya ant ierim anlamnda bir ant. > Bul. billjaha billahi / Bn-
Srp. blahi, blh, bllahi, bllh, bl, blj, vala i bila, balaj bilaj billahi, Allaha
yemin ederim ki! (TVS: 113).
bula ~ abla: Yenge, amca veya day kars. > Bn-Srp. bla Mslmanlk
hakknda din bilgiler veren kadn; kadnlarn sorunlarnda onlara gerekli bilgileri
vererek kendilerine yardmc olan kadn; Mslman kadn / Mak. bula Trk
kadn; Mslman kadn (TVS: 136).
caiz: Din, yasa, tre veya baka bakmdan ilenmesinde, yaplmasnda saknca
olmayan, yaplp ilenmesine izin verilen, uygun, yerinde saylan, yakk olan. >
Bn-Srp. daiz izin verilmi olan, uygun; dinen yaplmas caiz olan (TVS: 149).
cami: Mslmanlarn hep birlikte namaz klmak iin toplandklar yer. /
Rom. giamie, geami, geamie cami / ek. damie cami / Bul. cami, camiy
cami / Bn-Srp. dmija cami / Mak. camiya, jamia cami / Yun. cami cami
(TVS: 150).
cehennem: Din inanlara gre, ktlk yapanlarn ldkten sonra ceza
grecekleri yer, tamu. > Rom. denune cehennem / Bul. cendm cehennem;
tutukevi, polis merkezi; cendem, candeml cehennem ol; cann cehenneme! /
Bn-Srp. dehnem, denem, dnem, cehennem; dzenemlija cehennemlik /
Mak. enem, cevnem cehennem (TVS: 152).
cemaat: Bir imana uyup namaz klan kiiler. > Bn-Srp. dmat, dmatski
kalabalk, topluluk; birlikte ibadet edenler topluluu, cemaat; dmatile top-
luca; birlikte yaplan ibadet; dzemtlija cemaatten olan; dmatski mdlis ce-
maat toplants; dmatski imam cemaat ba (TVS: 153).
cenabet: Cnp, cnp olma durumu. > Bul. cenabt-in pis, uursuz; ey-
tan; cenabetlik pislik, uursuzluk; eytanca davran / Bn-Srp. denbet kirli,
pis, kt / Mak. cenabet cenabet (TVS: 153).

464
Balkan Dillerine Trkeden Geen slami Terimler

cenaze: 1. Kefenlenip tabuta konmu, gmlmeye hazrlanm l. 2. Cena-


ze treni > Bul. cenaze l, l beden; l iin yaplan tren / Bn-Srp. denza,
dennza cenaze denze-nmz cenaze namaz (TVS: 154).
cennet: Din inanlarna gre, iyilik yapanlarn, gnahszlarn ldkten son-
ra sonsuz bir mutlulua kavuacaklar yer; umak. > Bul. celnet cennet, umak
/ Bn-Srp. dnet cennet; dentlija cennetlik; iyi insan (TVS: 154).
cihat: Din uruna yaplan sava. > Bul. ciht, cihd kutsal Mslman sava
/ Bn-Srp. dhet, dhd din sava (TVS: 159).
cin: Masallara, baz inanlara gre, gze grnmeyen yaratk. > Rom. gin
cin, hortlak; karakoncolos / Bul. cin cin, hortlak; eytan; cincya eytanca
ruh; byc, falc; enceliy kt ruh / Bn-Srp. dh gzle grlmeyen ruh;
kt ruh, eytan; dindoda, dmdihoda cinci hoca / Mak. cin cin, peri
(TVS: 159).
cizye: slam lkelerinde Mslman olmayanlardan alnan bir eit vergi. >
Bul. Cizy Mslman olmayanlarn vatandalk vergisi (TVS: 160).
cuma Haftann altnc gn, perembe ile cumartesi arasndaki gn. > Bn-
Srp. dma, dmj, dzumja ibadetle camide geirilen kutsal gn; cuma gn
(TVS: 161).
cbbe: Hukukularn, niversitelerde belli bir aamaya ulam olan bilim
adamlarnn, din adamlarnn elbise stne giydikleri uzun, yenleri geni dmesiz
giysi. > Bn-Srp. dbe, dba din adamlarnn giydikleri, uhadan yaplan palto;
zbn (TVS: 161).
cnp: Cinsel yaklamadan sonra, dinin buyurduu yolda henz ykanmad
iin temiz saylmayan (kimse), cenabet. > Bn-Srp. dnup, nup, dnupast yka-
nlmas gereken hllerden sonra ykanmayan kimse, cenabet; uursuz kimse; dunpluk
ykanmadan oturma hli, cenabetlik (TVS: 162).
ft: Yahudi. > Rom. ciufut cimri, pinti; tefeci; serke, dik kafal, geimsiz;
Yahudi / Bul. ift-in cimri, pinti; Yahudi; ifutka Yahudi kadn; ifute Ya-
hudi ocuk; iftski, ftlk, iyutlk Yahudilik; pintilik / Bn-Srp. iput, ifut,
ivut, fit, ivut Yahudi; cimri, pinti; ifithna Yahudilerin ibadet yeri, havra (TVS:
195).
dervi: 1. Bir tarikata girmi, onun yasa ve trelerine bal kimse. > ek.
dervi dervi / Bul. derv dervi; dervie dervie / Bn-Srp. drvs dervi,
dindar, tarikat mensubu; iyi huylu ve davranl; derviane dervie, dervi gibi
yaayan; deviluk dervilik; podervii dervilemek / Mak. dervi, dirviin
dervi; dervika, dervika dervi kadn / Yun. derviis, dervisis cesur, yrekli
(TVS: 239).

465
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

destur: zin, msaade. > Bn-Srp. dstr izin verin, izinlidir! anlamndaki bu
sz, dindarlarca kullanlr (TVS: 240).
devir: Dnme, dn; bir grevin bir kimseden bir bakasna gemesi. > Bn-
Srp. dvr, dvar, dver Birisinin lmnden sonra, onu topraa vermeden nce
yaplan tren (TVS: 241).
din: Tanrya, doast glere, eitli kutsal varlklara inanmay ve tapnma-
y sistemletiren toplumsal bir kurum, diyanet. > Bul. dnislam, dnislyam slam
dini; dinsz-in, dinsz-imansz dinsiz, acmasz, zalim, din-duman din d-
man / Bn-Srp. dn din, inan, din kural; din-duman din dman, dnsuz
dinsiz / Mak. dinsuz, dinsaz dinsiz (TVS: 246).
dnme: Baka bir dindeyken Mslman olan, mhtedi. > Bul. dnme, dyunme
dininden dnen kimse / Yun. dunms dinini deitirmi, mrtet (TVS: 259).
dua: 1. Tanrya yalvarma, yakar. 2. badet veya yakarma amacyla okunan
din deeri olan metin. > Bul. du, duv dua; duvacya, dovacya duac, dua
eden; ba, hayr ileri yapan / Bn-Srp. dva dua, yakar; dovdija ken
disi veya bir bakas iin dua eden kimse, duac; dvu uiniti, dvu initi dua
etmek, kendisinin veya bir bakasnn iyilii iin dua etmek / Yun. dovs, tovs,
tos, do dua, yakar, dovacs dua eden (TVS: 261-262).
eli: Yalva, peygamber, resul. > Bul. eliya eli; Tanr elisi, peygamber /
Yun. els, elcs eli; peygamber (TVS: 278).
emir: Buyruk, komut. > Bn-Srp. emrul-mminn slam lkelerinin yneti-
cisi; mri-ilh Allahn emri (TVS: 280).
evliya: 1. Erenler, ermiler, veliler. 2. Yatr. > Bn-Srp. evlija evlya; iyi huylu kim-
se; evlijluk evliyalk; iyi huyluluk / Yun. evlis Trk din adam (TVS: 290).
eyvallah: Allaha smarladk, yle olsun anlamlarnda kullanlan bir seslenme
sz > Bul. vala onama, uygun bulma; bravo, aferin; teekkr / Bn-Srp. jvalah,
jvala hoa kal / Mak. eyvala eyvallah / Yun. eyvall, envall, valla teekkr
ederim, sa ol (TVS: 291).
ezan: slamlkta namaz vaktini bildirmek iin mezzinin yapt ar. > Bul.
ezn ezan, namaz ars (TVS: 291).
farz: Mslmanlkta, zr olmadka yaplmas zorunlu, yaplmamas gnah
saylan. > Bn-Srp. frz farz, koul; feriz eriata gre sregelen (TVS: 295).
fask: Allahn emirlerini tanmayan, sapkn, gnah ileyen. > Bn-Srp. fsik
sapkn, gnahkar (TVS: 295).
fkh: slam hukukunda din ve dnya ileri ile ilgili ana kaynaklardan
yararlanarak konulmu olan kurallarn btn. > Bul. fkh genel prensip; slam
kanunlar (TVS: 300).

466
Balkan Dillerine Trkeden Geen slami Terimler

gvur: 1. Mslman olmayan kimse, Hristiyan. 2. Dinsiz kimse > Rom. ghiaur,
gheavur dinsiz; batl inanl / ek. daur, dzaur gvur / Bul. gyar-in Ms-
lman olmayan, gya-vurlk Mslman olmay, tanr tanmazlk, kar gvur
paras, bakr para/ Bn-Srp. daur, durin, dvur, darka, kaur, kurin Mslman
olmayan; dinsiz, Hristiyan; carluk inanszlk, dinsizlik; kaurbasa gvurlarn ba-
kan; kfirison gvurlarn yaad yer veya devlet; kurkinja gvur kars; kuriti
birini gvur yapmak; pokauriti gvurlamak, din deitirmek/ Yun. iaris gvur;
kfr sz (TVS: 311).
gusul: slam dininin gerekli grd durumlarda ve biimde ykanp aptes
alma, boy aptesi. > Bn-Srp. gsul, gsul gusl; gsal l ykayc; gasulhna
l ykama yeri; gsuliti, gseliti abdest almak; l ykamak (TVS: 331).
glbank: Hep bir azdan ve makamla yaplan dua veya ant. > Bn-Srp.
lbek, va, lbe-dva, lbend-dva, lbek, uldtlja dva hep bir azdan
yaplan dua (TVS: 332).
gnah: Dince su saylan i veya davran > Bul. gyonh gnah / Bn-Srp.
nh, gnh gnah; unhcar. gunhcr gnahkar, ok gnah olan / Yun.
kunhi gnah, su; kunahker gnahl (TVS: 334).
hac: Din buyruklarn yerine getirmek iin hacca gitmi Mslman. > Rom.
hagi, agi, agia hac; agialc, hgialc, hagialc haclk, Kuds ziyaret, a
se duce la n hagialc hacca gitmek / Bul. hac, hacya hac, hacca giden,
hacilk haclk / Bn-Srp. hd hac, hacca gitme; hdi, hado, hadija hac;
hadiluk haclk/ Yun. hacs, hacidana, hacdi hac, Mekke veya Kuds ziya-
ret eden; hacilki haclk, kutsal yerleri ziyaret etmi olmak (TVS: 339).
hafz: Kuran btnyle ezbere bilen ve okuyabilen kimse. > Bn-Srp. hfz,
hfuz Kuran ezbere bilen; hfizluk hafzlk / Mak. afaz, afuz hafz / Yun.
hafzis Mslman din adam (TVS: 339).
halife: Hz. Muhammedin vefatndan sonra mmet idaresinin bama geen
kimse. > Bul. halif, halife halife / Bn-Srp. halfa halife, Osmanl sultan / Mak.
kalif halife / Yun. halfs sultann din unvan (TVS: 342).
haram: Din kurallarna aykr olan, dince yasak olan. > Rom. haram haram,
yasak; harm-baa, aram-baa, arimbaa ekiya ba; haramgi haramc, haydut;
a mnca haram haram yemek; yalan sylemek / Bul. harm yasak, yasaklanm
olan; harmciya hrsz, dolandrc; haramzalik dolandrclk, hrszlk; haram-yecya,
haramkr haram yiyici / Bn-Srp. harm, ram haram, yasak olan ey; harambasa,
rambasa ekya ba; hram-ml haram mal; hramsum haram olsun; haramzde
pi; haramin haram etmek, balamamak / Mak. aram haram; aramiya, aramo-
lebka, aramolebets, aramzade haramc, haram yiyici; harami, haydut / Yun. harmi,
harm haram, yasak; haramzo bo yere harcamak, ziyan etmek, heder etmek;
haramofis asalak (TVS: 349).

467
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

hasenat: yilikler, iyi hller, iyi iler. > Bn-Srp. hasnat iyilik, hayr (TVS:
353).
hatip: Cuma ve bayram namazndan nce camilerde hutbe okuyan kimse. >
Bul. hatp Mslman vaiz (TVS: 356).
hayr: yilik, karlk beklenmeden yaplar yardm. > Bul. har uur; se-
vap hairlya hayrl, uurlu; hayrl-laf dua. temenni, iyi dilek; hayrl olsun,
hairdija uurlu olsun!; hairsz-in hayrsz, ie yaramaz; har-habr, fr-br
haber, mesaj; hayrola hayrola?; hairlitisvam se. hairlitia se el skp hayrl
olmasn dilemek / Bn-Srp. hir, hjir, hjr, jir iyilik, hayr hairdzija ha-
yr ileyen; hir-dva hayr dua; harli, harlija, hirin hayrl, mbarek, kut-
lu; ansl; uurlu; harsuz, n-hajir, nehair hayrsz, kimseye yarar olmayan;
hir-haber iyi haber; hir sahibija hayr ilerini seven; hirola hayrola?;
hjra-kru gle gle! / Mak. air hayr, sevap; airliya hayrl, uurlu; airsaz
hayrsz, uursuz / Yun. hari, hair, hayr hayr; hayrls, hayrldikos yararl;
hayrszis ie yaramaz, yararsz; haireftos hayrl, vefal; ahaireftos yaramaz,
hayrsz, vefasz (TVS: 360).
hayrat: 1. Sevap kazanmak iin yaplan hayrl iler, iyilikler. 2. Sevap iin
kurulan messese > Bul. hayran iyi insan, hayr sahibi; hayrt hayr sahibi
kiilerin herkes iin yapt ey / Bn-Srp. hjrat iyilik amacyla yaplan (TVS: 361).
hazret: Yce kabul edilen kimselerin adlarnn bana sayg, vme, yceltme
amacyla getirilen unvan. > Bn-Srp. hzret kutsal, erefli, yce; hazretleri sayg
sz / Yun. hazirt peygamber; sayg sz (TVS: 363).
helal: Dinin kurallarna aykr olmayan, dince yasaklanmam olan. > Rom.
halal helal; aferin, yaa, bravo; halal s-ti fie helal olsun sana / Bul. hall helal,
afiyet olsun, yarasn!; helallatsvam se birbirine hakkn helal etmek, helalle-
mek / Bn-Srp. hlal helal, yasak olmayan; ba; halluk helallik; halliti,
alliti, hlal uiniti balamak, helal etmek; halliti se helallemek; hlal-mal
helal mal; hallsum helal olsun; hall ti bilo benden sana helal olsun /
Mak. alal helal; alal ini helal etmek/ Yun. halli, hallin helal ( TVS: 363).
hoca: 1. Mslmanlkta din grevlisi. 2. Medresede renim gren sarkl,
cbbeli din adam. > ek. hodza hoca / Rom. hge retici; usta; bilge; efendi,
elebi / Bul. hc, hca retici; usta; bilge; efendi, elebi; Mslman hoca;
hocalk hocalk / Bn-Srp. hda,koda, da retici, usta; bilge, efendi, ele-
bi; hddaluk hocalk, retmenlik; rashditi hocalk grevinden ayrlmak,
hocal brakmak / Mak. hoca, hodaja, ocaoja hoca / Yun. hcas, hocias
retici, usta; bilge, efendi, elebi (TVS: 371-372).
huri: Cennette yaadna inanlan kz. > Rom. hurie huri, melek / Bul.
hurya huri, melek; gzel kadn / Bn-Srp. hrija huri, melek (TVS: 375).

468
Balkan Dillerine Trkeden Geen slami Terimler

hutbe: Cuma ve bayram namazlarnda minberde okunan dua ve verilen t.


> Bul. hutb Cuma gnleri yaplan sultan anma duas / Bn-Srp. htbe, hdba
camilerde haftada bir verilen t (TVS: 376).
skat: lenlerin klnmam namazlar ve tutulmam orular iin verilen sadaka.
> Bul. iskt cenaze treninde salan para, tahl ve benzeri ey / Bn-Srp. skat
lnn brakt mirasn bir ksmnn hayr ilerinde kullanm (TVS: 379).
ibadet: 1. Tanr buyruklarn yerine getirme, Tanrya ynelen sayg davran,
tapnma. 2. Ayin, klt. > Bul. ibadt-eri ibadet yeri, kutsal mekn / Bn-Srp.
ibdet Allaha yalvarma, namaz klma ve dinin gereklerini yerine getirme; ibadet
etme (TVS: 381).
iblis: eytan. > Rom. iblis eytan, cin / Bn-Srp. ibls, iblz iblis, eytan
(TVS: 381).
ihram: Kabeye girerken haclarn rtndkleri dikisiz brg. > Bn-Srp.
hrm haclarn giydikleri yn veya pamuk ketenden, beyaz renkli ve dikisiz
giysi (TVS: 386).
ikindi: kindi vakti klnan namaz. > Rom. chindie akam duas, ikindi na-
maz / Bul. ikindiya, kindiya ikindi vakti; ikindi namaz / Bn-Srp. iindija,
ikndija, jendija, jekindija ikindi vakti; ikindi namaz / Mak. ikindiya ikindi
/ Yun. kend, hend ikindi, leden sonra (TVS: 387-388).
ilahi: 1. Tanrya zg, tanrsal. 2. Tanry vmek, ona dua etmek iin yazlp
makamla okunan nazm. > Bn-Srp. ilhcum Allah iin, Allah adna!; ilhija
din ark; lh jrabi Allahm! (TVS: 389).
imam: 1. Cemaate namaz kldran kimse. 2. Mslmanlkta mezhep kuran
kimse. 3. Hz. Muhammedden sonra onun vekillii grevini zerine alan halifele-
re verilen unvan. > Rom. imm imam, namaz kldran kii / ek. imam imam /
Bul. imm-in imam; Mslman din adam; imamt imamlar birlii, imamlk
/ Bn-Srp. imm imam; imma trban, sark; immet, imamtluk imamlk mes-
lei, imamlk hizmeti / Mak. imam imam / Yun. immis imam (TVS: 391).
iman: 1. Dinin ortaya koyduu dogmalara inanma, din inanc, kutsal inan,
inan, itikat. 2. slam dinine inanma. 3. Gl inan, inan > Ar. rmnsiz imansz,
inansz/ Bul. imn iman, inan; imansz inansz; yasz peynir / Bn-Srp.
mn, mn, jman Tanrya inanma; slam dini; man-dva Mslman birine
lmnden sonra defnedilirken zerine konan Arapa yazlm dua; imnsuz
inansz, dinsiz / Mak. imansuz imansz / Yun. imni, imn inan; imansizis
inansz (TVS: 391-392).
imsak: Ramazanda oruca balama zaman. > Bul. imzk gece oruca balama
vakti / Bn-Srp. imsk, ims oruca balama zaman; imsakja imsak vakitlerini
bildiren tablo (TVS : 393).

469
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

inallah: Tanr dilerse anlamnda dilek anlatr. > Bul. isalla, allah, nallah
inallah / Bn-Srp. nalh, inanlh inallah, Allah izin verirse / Mak. isala
inallah; isala masala inallah maiallah / Yun. inallh, inall inallah (TVS:
396).
istihare: Bir inana gre, giriilecek bir iin hayrl olup olmadn ryadan
anlamak iin abdest alp dua okuyarak uyuma. > Bn-Srp. itihra, istira, istijra
bir iin hayrl olup olmadn ryadan anlamak iin namaz klp uyuma, byle
bir niyetle klnan namaz (TVS: 400).
Kbe: 1. Hicazda Mekke ehrinde bulunan kutsal yap. 2. slamlarn namaz
klarken yneldikleri taraf; gc olanlarn da hac olmak iin gidip ziyaret ettikle-
ri yer > Bn-Srp. aba, abi kutsal ehir, Hristiyanlarca kutsal olan Kuds, Ms-
lmanlarca kutsal yer olan Mekke ehirleri; abtija, abrtija, kabtija Msl-
manlarn ldkten sonra tabutlarnn zerine konulan ve Kabenin rtsnden
getirilen uha paras / Yun. kab Kbe (TVS: 408).
kad: Tanzimata kadar her trl davalara, Tanzimatla Medeni Kanun ara-
sndaki dnemde ise yalnz evlenme, boanma, nafaka, miras davalarna bakan
mahkemelerin bakanlarna verilen ad > Rom. cad, cadi kad, hakim, yarg
/ ek. kdi kad / Bul. kadya kad, Mslman yarg; kadlk kadlk /
Bn-Srp. kz, kd, kdija eriat yargc, kad; kadluk kadlk, kadlk meslei;
Osmanl ynetim birimi / Mak. kadiya kad; kadiluk, kadiola kadlk; kadiitsa
hanm kad / Yun. kats, kads kad, yarg; kadlk yarglk; kadnn adalet
alan, kadnn sorumluluk blgesi (TVS : 412).
kadir: Her eye gc yeter anlamnda Tanrnn sfatlarndan biri. > Bn-
Srp. kdar, kder gc yeten, bir eyi yapabilme yetenei olan (TVS:413).
kfir: 1. Tanrnn varln inkr eden kimse. 2. Genellikle Hristiyanlara ve-
rilen ad. > Rom. ghiar gvur, kfir; acmasz / Bul. kafir, gyavr, gyaur, kyafir-in
gvur, Hristiyan erkek; inansz; kaurka, kavurka. kavursld Hristiyan kadn; kyafi-
roglu kyafir imansz olu imansz / Bn-Srp. vur, ur, fir, kvur, fr, kfir
inansz; Mslman olmayan kimse; afirluk, kafrluk bir yaratcnn olduu-
na inanmama; Mslman olmama; cufri, kufri inanszlar, kfirler / Yun.
kiafros Hristiyan; acmasz; Allahsz (TVS: 414-415).
kraat: Kurann belli kural ve iaretlerine gre okunmas. > Bn-Srp. kiret
Kuran doru olarak okuma (TVS: 498).
kyamet: 1. Tek tanrl dinlerin inanlarna gre dnyann sonu ve btn
llerin dirilerek maherde toplanaca zaman. > Bul. kaemt, kayemt varln
yok oluu; ikinci dou, yeniden dirili / Bn-Srp. kijmet, jvmi-kijmet dn-
yann son gn; talihsizlik, felaket, kargaalk (TVS: 506).
kzlba: ii mezhebinin bir kolundan olanlara verilen ad. > Rom. czilb
kizilba; ranl / Bul. kizilb kizilba, kzlbalk / Bn-Srp. eslba, eslbaa,
kizilba kzlba / Yun. kizilbs kizilba (TVS: 508).

470
Balkan Dillerine Trkeden Geen slami Terimler

kitap: Kutsal kitap. > Bn-Srp. tb, itap, kitab kitap; kanun kitab; din ki-
tab; szlk; itbija, kitabija, citplija din kitaplarna inanan (TVS: 513- 514).
kudret: 1. Tanr yaps 2. Tanrnn ezeli gc > Bn-Srp. kdret Tanrnn
gc (TVS: 539).
kfr: Tanrnn varl ve birlii gibi dinin temellerinden saylan inanlar
inkr etme ve bu yolla sylenen sz > Bn-Srp. fur, kfur inanszlk, Allahn var-
lna inanmama; slam dinini terk etme; fur-besjeda, kfr besjeda cezas ar olan
inanszlk, dinsizlik; ufrluk, kufrluk inanszlk, Allaha inanmama; slam dinini
terk etme; pcufuriti kfre sapmak, kfir olmak (TVS: 558).
lanet: Tanrnn sevgi ve ilgisinden mahrum olma, beddua. > Bn-Srp. lnet,
nlet lanet, beddua, karg; nlet, nletrtk bedduaya uram; eytan; nlet davla,
nlet ejtana, nlet ga bilo! lanet olsun!; naltlema, naljetljma, naletlma beddua, afo
roz; nletsum eytan gtrsn, lanet olsun! / Mak. lanet, nalet lanet / Yun. nalt,
lantis, naltis huysuz, kaprisli; lanetli, melun (TVS: 567).
maher: Kyamet gn dirilenlerin toplanacaklarna inanlan yer. > Bn-Srp.
mher kyamet gnnde toplanlacana inanlan yer; byk kalabalk, yn,
kitle / Yun. maaser kyamet gn (TVS: 579).
maallah: Ne gzel, Allah nazardan saklasn gibi beenme duygulan anla-
tr. > Rom. masala harikulade!; Tanr seni korusun! / Bul. maslla, masla alk-
lama sz: bravo, aferin! / Bn-Srp. malh, ml, malh, maallh ama
ve beenme sz; maslati se maallah takmak / Mak. masala maallah / Yun.
mssalla hayranlk sz (TVS: 590).
medrese: slam lkelerinde, genellikle slam din kurallarna uygun bilgilerin
okutulduu yer. > Bul. medres Mslman din okulu / Bn-Srp. medrsa mek-
tep, niversite; medreslija, medrslija, medrsli medreseli, medreseye ait; medrese -
rencisi / Mak. medresa medrese / Yun. medrese eitim yeri, eski okul (TVS:
595).
mekruh: slam dininde, dince yasaklanmad hlde yaplmamas istenen >
Bul. mekrv iren; gevek, enge, tembel / Bn-Srp. mkrh, mrh isten-
meyen, dince yasaklanmad hlde, yaplmamas tavsiye edilen ey (TVS: 596).
merhum: 1. lm bir Mslmandan sz edilirken Tanrnn rahmetine
kavumu anlamnda kullanlr, rahmetli. 2. lm Mslman erkek > Bn-Srp.
mrhum, mhrm lm, merhum, rahmetli (TVS: 602).
mescit: 1. Cami. 2. inde cuma ve bayram namaz klnmayan, minaresiz,
kk cami >Bn-Srp. msdid, met, mit minberi ve minaresi olmayan k-
k cami / Yun. magisdion, meition, meniti mescit (TVS : 603).
mihrap: 1. Cami, mescit gibi yerlerde Kabe ynn gsteren, duvarda bulu-
nan ve imama ayrlm olan oyuk veya girintili yer. 2. Umut balanan yer >Rom.

471
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

mihrab mihrap / Bul. mihrb mihrap; merpe oda duvarndaki oyuk, gz / Bn-
Srp. mhrb kbleye bakan ve herkesin ona doru yneldii yer, mihrap (TVS: 609).
minare: Namaz vaktinin geldiini bildirmek iin mezzinin kp ezan oku-
duu, bir veya birka erefeli, ounlukla tatan, yksek ve ince yap > Rom. mi-
narea, minaret minare / ek. minaret minare / Bul. minare minare/Bn-Srp.
munra, minra, minret, minre minre /Mak. minare minare / Yun. minars
minare (TVS: 609-610).
minber: Camilerde hatibin kp hutbe okuduu merdivenli, ykseke yer >
Bul. mimber, minbr cami krss / Bn-Srp. mnber, mmber minber (TVS:
610).
molla: 1. Byk kad 2. Medrese rencisi 3. Din yn ar basan kimse >
Ar. mull, malla, mall, munl molla / Rom. mola molla, bilgin / ek. molla
molla / Bul. moll, mulla byk ehirlerde Mslman yarg; kltrl Ms-
lman kii / Bn-Srp. mla, mlla, mnla tahsilli kimse, din bilgini; kad; din
okulundaki renci; mulluk molla veya kadnn ynettii blge / Yun. muls
molla, retmen (TVS: 613).
musalla: 1. Namaz klmaya yarayan ak yer. 2. Camilerde cenaze konulup
nnde namaz klman yer > Bul. musala toplu ibadet yeri / Bn-Srp. musla
Mslmanlarn kalabalk bir topluluk hlinde bayram namazlarn kldklar yer,
aklk / Yun. musalls ezan okunan yer (TVS: 619).
mushaf: Kuran. > Bul. musf Kuran / Bn-Srp. msf Mushaf, Kuran
(TVS: 620).
muska: inde din ve byleyici bir gcn sakl olduu sanlan, tayan,
takan veya sahip olan zararl etkilerden koruyup iyilik getirdiine inanlan bir
nesne veya yazl kt, hamayl > Bul. musk sihir, by; by iin yazlm yaz /
Bn-Srp. nskadija muskac (TVS: 620).
mbarek: Kutlu, uurlu, kutsal. > Bul. myubark mbarek, kutsal, uur-
lu / Bn-Srp. mubre, mbrek, bumbre kutlu, hayrl, uurlu; iyi kimse,
iyi huylu adam; mubar, bumbari, bumbar! kutlu olsun, hayrl ol-
sun!; mubrel. mubrekl! kutlu olsun, mbarek olsun!; mubareleisati,
mubareklisati kutlamak, tebrik etmek (TVS: 622).
mderris: Medre sede veya camide retmen > Bul. myudirrs retmen,
hoca / Bn-Srp. mudris, mudriz ders veren, medrese profesr; mudersluk,
mudrizluk medresede mderrislik hizmeti, grevi (TVS: 623).
mezzin: Namaz vakitlerini bildirmek iin ezan okuyan din grevlisi > Rom.
muezin mezzin, ezan okuyan / Bul. mezn, myuezn ezan okuyan hoca /
Bn-Srp. mujzin mezzin; mujeznluk mezzinlik hizmeti / Mak. muezin
mezzin / Yun. mueznis minareden ezan okuyan (TVS: 623).

472
Balkan Dillerine Trkeden Geen slami Terimler

mft: l ve ilelerde Mslmanlarn din ilerine bakan grevli > Rom.


mufti, muhti, muftu mft, Mslman din grevlisi / ek. mufti mft
/ Bul. mftya mft; myuftyulk mftlk / Bn-Srp. mftija, mhtija,
mktija fetva voc bilen din grevlisi; muftiluk mfh meslei, mftlk/
Mak. muftiya mft / Yun. mufts mft (TVS: 624).
mrit: Bir tarikat eyhine balanarak ondan tasavvufun yollarn renen,
onun dorultusunda ilerleyen kimse > Bul. myurd imam veya eyhin rencisi
/ Bn-Srp. mrid dervi aday, bir eyhe bal olan kii (TVS: 627).
mrtet: Mslmanl brakp baka bir dine gemi olan kimse > Rom. mur-
tad dininden dnen kimse / Bul. murtt din deitiren kimse; murtaklik din
deitirmeye ar, mrtetlik, dinsizlik / Bn-Srp. mrtat, mrtatin hain; dinden
km kimse; murttluk hainlik, hyanet / Yun. murttis Hristiyan dnmesi,
dnme (TVS: 627).
Mslman: 1. slam dininden olan kimse. 2. Dine bal, dindar. 3. Doru,
haktan ayrlmaz kimse > Rom. moslim, busurman, musulmn Mslman / Bul.
myusyulmn-in Mslman, slam / Srp. mslim, muslman, musromanin. bus-
loman, busorman, busromanin, busur-manin, muslmn, muslomanin, musro-
manje, muslumn, musliman islam dininden olan kimse / Mak. musliman,
musriman Mslman: muslimanski Mslman, Mslmanlkla ilgili / Yun.
muselimdes Mslmanlar; mu-sulmnos Mslman (TVS: 628).
nafile: Fazladan klman namaz veya tutulan oru > Bn-Srp. nafla, naflja
bo yere, gereksiz olan; nafile namaz ( TVS:632).
namaz: Mslmanlarn gnde be kez klmalar dince buyrulan ibadet > Rom.
namas namaz / Bul. namz Mslman ibadeti namazlk, namazla zerinde
namaz klnan hal veya kilim/ Bn-Srp. nmz namaz; nmzbez Mslman
kadnlarnn namaz klarken rtndkleri rt; namija namazn dzenli k-
lan kimse / Mak. namaz namaz / Yun. namzi, namz namaz, ibadet ( TVS: 634).
ney: Trk mziinde ve zellikle tekke mziinde yer alan, kaval biiminde,
yank sesli, kamtan bir fleme algs > Bn-Srp. nj dervilerin trenleri esnasnda
aldklar uzun ve ince ddk, ney (TVS: 640).
oru: Tanrya ibadet amacyla yeme, ime gibi birok eyden belli bir sre
veya biimlerde kendini alkoyma. 2. Haz veren eylerden salanan yoksunluk >
Bul. or Mslman orucu (TVS: 656).
peygamber: 1. Tanrnn buyruklarn bildiren, haber getiren kimse, yalva,
eli, resul, nebi. 2. Hazreti Muhammed > Bul. peygambr peygamber / Bn-Srp.
pejgmber, penjgmber Tanr elisi, peygamber (TVS: 690).
pir: Bir tarikat veya sanatn ilk kurucusu. > Bn-Srp. pr dervi, tarikat lideri;
bir esnaf tekilatnn saygl lideri; bir konunun bilgili ve tecrbelisi (TVS: 693).
rab: Tanr. > Bul. yarabim Tanrm! / Bn-Srp. rb tanr, allah; rbum alh!
Tanrm! (TVS: 701).

473
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

rahmet: Birinin suunu balama, yarglama, merhamet etme. > Bul. rahmt
lmden sonraki mutluluk, br dnyadaki huzur; rahmetliya l, lm
kimse; dua sz: br dnyada mutlu olsun! / Bn-Srp. rhmt merhamet,
balama; yamur; Allahn rahmetine kavumu olma; ldkten sonra Allahn
affna urama; Allah rahmet eylesin!; rahmtli, rahmtlija len kimse / Yun.
rahmetls merhum (TVS: 702).
Ramazan: Ay takviminin dokuzuncu ay, aylar ad verilen Recep, aban ve
Ramazan aylarnn sonuncusu ve oru tutulan ay > Rom. ramazan ramazan ay, oru
ay / Bul. ramazn, ramadn Ramazan, oru ay; ramazanlya orulu; rama-
zan halvas Ramazan helvas / Bn-Srp. ramzn Ramazan / Mak. ramazan
Ramazan / Yun. ramazn Ramazan (TVS:703).
rekt: Namazda bir kyam (ayakta durma), bir rku (ayaktayken eilme) ve
iki secdeden (yere kapanma) oluan blm > Bn-Srp. rt, rekt namazdaki
rekat, namaz blm (TVS: 705-706).
sadaka: 1. Dilenciye verilen para. 2. Yoksullara yardm olarak karlksz verilen ey
> Bul. sadak, sadik sadaka / Bn-Srp. sadka sadaka, yardm; sadkai-fitr,
sadkai-ftre, vitre Ramazan aynda yoksullara verilmesi gereken para yardm
(TVS: 714).
sahur: 1. Ramazan aynda oru tutanlarn gn domadan nce belirli saatte
yedikleri yemek > Bn-Srp. shr, sfur sahur (TVS: 718).
salavat: 1. Namazlar. 2. Hz. Muhammed ve onun soyundan gelenlere sayg
bildirmek iin okunan dua. > Bul. salavt lm treni, l iin dua / Bn-Srp.
salvt Hz. Muhammedin ad geince Arapa olarak edilen dua; salavtati sala-
vat vermek / Yun. salavatzo din deitirmek; salavtismn. din deitirenlerin ibadeti
(TVS: 722).
sark: Kavuk, fes gibi baz balklarn zerine sarlan tlbent, abani veya ala
verilen ad > Ar. Saraguc bas rts / Rom. saric sark, balk / Bul. sark,
saruk sark, trban / Bn-Srp. sruk sark,trban sarklija banda sar olan
kimse (TVS :731- 732).
sebil: 1. Kutsal gnlerde karlk beklemeden, hayr iin datlan ime suyu.
2. Genellikle camilere bitiik zel bir biimde yaplm, karlk beklemeden, hayr
iir ime suyu datlan ta yap, sebilhane. > Bn-Srp. sblj hayr iin yollara
yaplan eme (TVS: 738).
seccade: Bir kiinin zerinde namaz klabilecei byklkte, hal veya ku-
matan yayg, namazlk. > Rom. segede, sigide seccade / Bul. secad, seced
namaz hals / Bn-Srp. sedda, serdda, srdda, srdza zerinde namaz
klman rt veya halck / Mak. secade, sicade seccade / Yun. sicads seccade;
hal, kilim (TVS: 738-739).

474
Balkan Dillerine Trkeden Geen slami Terimler

secde: Namaz klarken aln, el ayalarn, dizleri ve ayak parmaklarn yere ge-
tirerek alnan durum. > Bn-Srp. sdda, sdde secde, namazda eilme durumu,
yknme (TVS: 739).
sela: Cemaati bayram veya cuma namazna armak veya baz yerlerde de
cenaze iin klnacak namaz haber vermek amacyla minarelerde okunan salat >
Bul. sal Mslman l treni iin ar / Bn-Srp. sla cenaze namazna ar
iin minarede okunan dua (TVS: 721).
sevap: Hayrl bir i davran karsnda Tanr tarafndan verileceine inanlan
dl. > Bul. sebp iyi davran hayr ii / Bn-Srp. svb, svp iyi davran,
hayrl i; iyi bir i iin verilen dl; sevpija iyi iler,hayrl iler yapan kimse;
osevbiti, asevpiti hayr yapmak, sevap kazanmak / Mak. sevap sevap (TVS:
748).
sofu: Dinin buyruk ve yasaklarna btnyle uyan kimse > Bn-Srp. sfja
ar dindar kimse; mistik felsefeye bal kimse (TVS: 764).
sual: Soru. > Bn-Srp. suldija som soran; br dnyada som soracaklarna
inanlan melekler (TVS: 769).
snnet: 1. Hz. Muhammedin Mslman iin uyulmas gerekli saylan dav-
ranlar ve herhangi bir konuda sylemi olduu sz. > Bul. sunt, syunt gele-
neksel tren; syunetya snneti; sunetlya, syunetlya snnetli; syunet dyuyunyu
snnet dn / Bn-Srp. snet Hz. Muhammedin sz ve davranlarnn b-
tn; erkek ocuklarn snnet edilmesi ilemi; suntlija snnetli, snnet edilmi
olan; suntluk, snluk snnet sonras tertip edilen elence; snetiti, osnetiti,
posnetiti snnet etmek / Mak. sunet duyuni snnet dn / Yun. snnti,
snnt snnet; sunets snneti; sunnetls snnetli; sunneteo snnet etmek
(TVS: 775).
Snnilik: Kurana ve Hz. Muhammedin snnetlerine gre davranyla en
doru ve tek yol sayan drt byk mezhep. > Bul. sunt snnilik / Bn-Srp.
snije, sniti snni (TVS:775).
eriat: Kuran ayetlerinden, peygamber szlerinden karlan, din temellere da-
yanan Mslmanlk kanunlar, slam hukuku. > Bul. er, erya, erit Mslmanl-
n din kurallar/ Bn-Srp. erjat, erat, erjt, ert slam hukuku; ueratiti
yasa hline getirmek (TVS: 791).
erif: Kutsal, erefli. > Bul. erf soyluluk unvan; slam ynetici / Bn-Srp.
rif soylu, saygdeer, kutsal (TVS: 791).
eyh: 1. Tarikat kurucusuna, bir tarikatta en yksek dereceye ulam olan
kimseye, tarikat byklerine veya tarikat kollarndan birinin banda bulunan
kimseye verilen ad. > Rom. eic, eh, eih eyh, din bakan / Bul. eyh eyh,
Mslman nder / Bn-Srp. h, jh tekke byklerinden biri; dervi; seho
dindar, dervi kii; abdest almakta kullanlan zel ekilli bir kap (TVS: 792).

475
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

eyhlislam Osmanl devletinin kabinesinde sadrazamdan sonra yer alan ve


din ilerine bakmakla birlikte dnya ilerine de din bakmndan karan ye. >
Rom. ih-ul islam, eh-islam eyhlislam / Bul. eyhyulislm Mslman yne-
tici / Bn-Srp. jhul-slm, ehslm eyhlislam / Mak. eislam eyhlislam /
Yun. sehislmis Osmanl dneminde din ilerinden sorumlu bakan (TVS: 792).
eytan: Din kitaplarna gre isyanc meleklerin, kt ruhlarn ba ola-
rak nitelenen varlk. > Rom. eitan, oitan eytan, albz / ek. ejtan eytan
(TVS:792).
iilik: Hz. Muhammedin lmnden sonra, damad Alinin ilk halife ve
imametin ancak onun soyundan gelenlere ait olduunu kabul edenlerin, Snni-
lerden ayrlarak kurduklar mezhep. > Bn-Srp. ije, iti ii, iilik (TVS : 794).
tarikat: Ayn dinin iinde, tasavvufa dayanan ve baz ilkelerle birbirinden ay-
rlan, Tanrya ulama arzusuyla tutulan yollardan her biri > Bn-Srp. trik, tarkat
tarikat, dervi tarikat / Yun. tarikti dini topluluk, din grup, din parti (TVS:
817).
tavaf: slam dininde hac zamannda Kbenin evresini dolama. > Bn-Srp.
tvf hac zamannda Kbenin etrafn dolama (TVS: 822).
tekbir: Mslmanlkta Tanrnn bykln ve yceliini anmak iin sy-
lenen, Allahuekber sz ile balayan duann ad. > Bn-Srp. tekbri, tebiri, te-
biri, tedbiri tekbir getirme, Allahn adn anma; tekbirti, tebiriti, tebiriti,
tedbiriti tekbir getirmek (TVS: 828).
tekke: Tarikattan olanlarn barndklar, ibadet ve tren yaptklar yer, dergh.
> Ar. takya tekke / Bul. tek tekke, dervi odas / Bn-Srp. tkija dervilerin
topland yer, tekke / Yun. teks, tekeds rebetiko zamannda tekke; dumanl
mekn, sis iinde kalm her hangi bir yer (TVS: 829).
telkin: Yeni Mslman olana slam esaslarn anlatma. 2. l gmldkten
sonra imam tarafndan sylenen sz. > Bn-Srp. tlkin l gmldkten sonra
mezar banda edilen dua ( TVS: 831).
tespih: Din szleri tekrarlamak veya eli oyalamak iin kullanlan, trl
maddemden boncuk biiminde yaplm, otuz ya da doksan dokuz taneden
olumu dizi. > Ar. teb tespih / Bul. tesph tespih; ibadet tespihi / Bn-Srp.
tespi, tespije, tespih tespih / Mak. tespite tespih (TVS: 840).
tevhit: 1. Birliine inanma, bir sayma, bir olarak bakma. 2. Tek tanrclk. 3.
Allah vmek iin yazlan manzume. > Bn-Srp. tvhd, thvd topluca okunan
dualar; genellikle bir kimsenin lmnden sonra, yedinci ve krknc gnlerinde,
yarylnda ve lm yl dnmnde okunurlar; dervilerin topluca yaptklar ayin-
lerde okunan dualar (TVS: 842).
trbe: Genellikle nl bir kimse iin yaptrlan ve iinde o kimsenin mezar bulunan
yap. > Ar. tarbadr trbedar / Bul. tyurb trbe, Mslman mezar / Bn-Srp.

476
Balkan Dillerine Trkeden Geen slami Terimler

trba, tlbe trbe, ant mezar, turbedr trbeyi koruyan ve trbenin temizlii-
ni salayan kimse, trbedar / Mak. tulbe, trbe trbe / Yun. turbs ant mezar
(TVS: 868-869).
ukubet: Ceza. > Bn-Srp. ukbet talihsizlik, Allah tarafndan verilen ceza
(TVS:874).
ulema: Sarkl din bilginleri. > Rom. ulma, ulama bilginler topluluu / Bul.
ulema Mslman bilgin / Bn-Srp. ulma Mslman din adam veya din ei-
timi gren kimse; ulm-medlis din bilginlerinden oluan kurul / Yun. ulema
bilgin, arif; Mslmanlkta hukuk ve ilahiyat doktoru (TVS: 874).
vaaz 1. Cami, mescit gibi yerlerde yaplan din konuma. 2. Bir kimseye kal-
bini yumuatacak, kendisini iyilie gtrecek biimde sz syleme. > Bul. vaz din
konumas, nasihat, t (TVS: 884).
vaiz: Cami, mescit vb. yerlerde Kurandan, hadis kitaplarndan rnek getire-
rek din t veren kimse > Bn-Srp. viz, vis vaiz; vajizi vaizler / Yun. vazis,
vayzs vaiz (TVS: 884).
vallahi: Tanry tank tutarm, Tanr hakk iin anlamnda ant. > Bul.
vllaha, vlla, vllah billahi vallahi / Bn-Srp.vlh, valha, vla, vlaj vallahi;
vlhi Allaha yemin ederim ki!; vlhi, blhi, tlhi, vlhi blhi, valha i bilaha,
vl bil vallahi, billahi! / Yun. valas sonradan Mslman olan; vllahi, valla-
hi billahi, vllahi-pllahi Allah iin (TVS: 885).
yallah: Haydi, yr, kalk, git. > Bul. yall Allah yardm etsin! / Bn-Srp. jlh,
jl, jlah, jla Allahm yardm et!; haydi!; jalkati, jalknuti yallah diye bar-
mak / Yun. ylla, illa ka, git! (TVS: 901).
yats: Akam namazndan sonra yatmadan nce klnan namaz. > Rom. iats
yats / Bul. yatsya gn batmn dan iki saat sonra klman namaz / Bn-Srp.
jcija yats namaz vakti; be rekat-lk yats namaz / Mak. yatsiya yats / Yun.
yats, iatsn uyku iin uygun vakit; Mslmanlarn bir namaz vakti (TVS: 915).
zaviye: Kk tekke. > Bul. zavi dervi evi, tekke (TVS: 946).
zebani: Cehennem bekisi. > Bn-Srp. zebnija cehennem zebanisi (TV: 946).
zekt: Mslmanlkta sahip olunan mal ve parann krkta birinin, her yl
sadaka olarak datlmas; slamn be artndan biri. > Bn-Srp. zt, zkat zekt
(TVS: 947).

Deerlendirmeler
1. Trke Verintiler Szlnden yola klarak gerekletirilen taramada Bal-
kan dillerine Trkeden geen 154 adet slami terime ulalmtr. Bu terimler
kullanm sklna gre srasyla Bonaka-Srpa 140, Bulgarca 92, Yunanca 61,
Makedonca 40, Romence 37, eke 10, Arnavuta 8 adettir. Bosnann baz y-

477
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

relerinin stanbuldan evvel fethedildii gz nnde tutulursa bu blgede uzun


sren Osmanl hkimiyeti neticesinde Bonaklarn geni kitleler halinde ksa s-
rede Mslmanl semesi Bonaka-Srpann ak ara ile ilk srada yer almasna
yol amtr. Byk lde Mslman olan Arnavutlukta orann bylesine dk
k, blgenin fetih sonras slamlama srecinin uzun zaman al yannda Ar-
navutlarn dillerine ynelik kat muhafazakr tutumlar ile aklanabilir.
2. Trkeden Balkan dillerine geen slami terimlerin genel karakteristii
gndelik yaama dair olulardr. Karmak meselelere ilikin tabirlere rastlanl-
mamtr. Bu durum Trklerin slamiyeti Balkanlarda hal bilgisi zere yaydk-
larn dndrmektedir. Baka bir deyile sylemden ziyade eylemlerle kendini
gsteren bir Mslman tavrn Balkan toplumlarna tesir etmesi sz konusudur.
3. Trkeden Balkan dillerine geen slami terimler bamsz szcklerden
ibaret olmayp deyimler ve kalp szleri de iermektedir. allahkerim ~ alaerm Al-
lah kerim; allah versin Allah versin, alah akuna Allah akna, lahmubrecl
~ lah mubrecl kutlarm, hayrl olsun, nmzbez Mslman kadnlarnn
namaz klarken rtndkleri rt gibi pek ok tabir Trklerin Balkan toplumla-
ryla i ie yaamas neticesinde bu dillere gemitir.
4. Balkan dillerine Trkeden geen slami terimler arsnda abdal, Bektai,
dervi, evliya, glbank, mrit, ney, pir, eyh, tarikat, tekke, zaviye gibi szcklere te-
sadf edilmesi Trklerin bata Bektailik olmak zere tasavvufi bir din yorumunu
bu corafyaya tadklarn gstermektedir.
5. Trkeden Balkan dillerine geen slami terimlerin bazlar din kisveye
brnm halk inanlarn karlamak zere kullanlabilmitir. cin > Bul. cin
hortlak; cincya eytanca ruh; byc, falc / Bn-Srp. dh gzle grlmeyen ruh;
kt ruh, eytan; dindoda, dmdihoda cinci hoca; skat > Bul. iskt cenaze
treninde salan para, tahl ve benzeri ey; muska > Bul. musk sihir, by; by
iin yazlm yaz / Bn-Srp. nskadija muskac rnekleri bu durumu yanstmak-
tadr.

Sonu
Trklerin Balkanlarn Mslmanlamas srecinde oynadklar etkin rol Trke-
den Balkan dillerine geen din terimler araclyla da tescil edilmektedir.
Ksaltmalar
Ar: Arnavuta
Bn-Srp: Bonaka-Srpa
Bul: Bulgarca
ek: eke
Mak: Makedonca
Rom: Romence
Yun: Yunanca

478
Balkan Dillerine Trkeden Geen slami Terimler

Kaynaka
ERCLASUN, Ahmet Bican, Balangtan Yirminci Yzyla Trk Dili Tarihi, Ankara, Ak-
a Yaynlar, 2004, p. 73-74.
KARAAA, Gnay, Trke Verintiler Szl, Ankara, TDK Yaynlar, 2008.
MOERLOOSE, Eddy, Sanskrit Loan Words in Uighur, Journal of Turkish Studies /
Trklk Bilgisi Aratrmalar, 4, 1980, p. 61-78.
TEKN, inasi, Yabanc Kelimelerin Trkeye Giri Yollar ve Oru Kelimesinin
Hikyesi tikaknn Kesi, stanbul, Simurg Yaynlar, 2001, p. 33-42.

479
Arnavutlara Mill Adn
Veren Deiimler
Mlazm KRASNIQI
Prof. Dr., Piritine niversitesi

zet
A
rnavut (Shqiptar) * ad galip gelmeden nce kullanlan Arbr,
1

Epirli, Makedonyal gibi isimler, etnik adlandrmalar olup et-


nik bir birimi, yahut bir corafyay ifade ederdi, bir milleti
deil. Bu anlalabilir bir durumdur; nk millet kavram, etnik
birimleri ifade eden Arbr, Epirli veya Makedonyal gibi isimlerin
kullanmda olmad tarihin daha sonraki bir dneminde ortaya
kmtr.
slamiyete geen Arnavutlar, radikal bir biimde Latinceden, Yu-
nancadan ve slavcadan kopup din ve kamusal yaamlarnda din
kimliklerinin yeni bir unsuru olarak ortaya kan Arnavutay ko-

1 * Trkedeki Arnavut ve Arnavutluk isimleri, Arnavutlarn ortaada arldklar


Arbr adndan gelir. Bu ad Yunancaya Alvanos, oradan Trkeye de Arnavut eklinde
gemitir. ngilizcedeki Albania ve Albanian isimleri de yine Arbrdan gelir. Bugnk
Arnavutlar ise kendilerini Shqiptar (iptar), vatanlarn da Shqipri (ipri) olarak
anmakta ki bu adn kkenine dair birden fazla teori mevcuttur. Bu makalenin konusu
oluturan ite bu adlar olup, aada orijinal haliyle aktarlacaktr (evirmen notu).

481
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

numaya balamlardr. Dinlerini Latin, Yunan ve slav dillerinde


yaayan Katoliklerden ve Ortodokslardan din bakmndan arpc
bir ekilde ayrmaya balayan, Arnavuta konuan bu Mslman-
lar, ok dinli ve ok dilli bir ortamda Arnavut dilinin olumlaycs
olmulardr. Bunlar dier rkdalarndan farkl olarak din kimlik-
lerini ifade etmek iin Arnavuta konumulardr. Din ve blgesel
kimliklerin arka plana itildii, Arnavut milletinin ve onun vatan
olarak Arnavutlukun ekillenme ve pekime dneminde Arnavut
ve Arnavutluk adlar kesin olarak galip gelmitir.

482
The Changes Which Gave the
Albanians their National Name

Summary
N
ames such as Arbr, Epirli, and Macedonian which were
used before the Albania (Shqiptar)* triumphed are ethnic
designations which refer to an ethnic unit or geographical
area rather than a nation which is an understandable situation beca-
use the concept of nation emerged at a later date when designations
such as Arbr, Epirli, Macedonian which specify ethnic units were
not in use.
The Albanians converting to Islam disengaged radically from Latin,
Greek and Slavic and started to speak in Albanian which emerged

* The names of Albanian and Albania in Turkish are derived from the name Arbr which
the Albanians were called in the Middle Ages. This name has passed into Greek as
Alvanos and transformed into Turkish as Albanian. The English names for Albania
and Albanian are also derived from Arbr. Current Albanians call themselves Shqiptar
(iptar) and their homeland Shqipri (ipri) and there are various theories about the
roots of this name. These names which are delivered in their original form below are the
subject of this article (translators note).

483
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

as a new element of their religious identities in their religious and


public lives. These Moslems who disengaged themselves radically in
terms of religion from the Catholics and Orthodox who engaged in
their religions in Latin, Greek and Slavic by speaking Albanian be-
came the affirmers of the Albanian language in a multi-religion and
multi-language environment. They spoke Albanian to distinguish
their religious identities which differed from those of their racial
compatriots. In a time when religious and regional identities were
shoved into the background the words Albanian and Albania scored
a definite victory while the formation and consolidation of the Al-
banian nation and its homeland Albania were in progress.

484
Arnavutlara Mill Adn Veren Deiimler

Giri
Arnavutlarn tarih topraklar zerinde ve Avrupann yeni uluslar haritasnda bir
devlet olarak yer almasndan itibaren tek mill ad, Shqiptar olmutur. Bu ad galip
gelinceye kadar kullanlan Arbr1, Epirli yahut Makedonyal gibi adlar ise etnik
adlar olup, bir etnik birimi veya etnik corafyay ifade etmitir, bir ulusu deil.
Bu doal bir durumdur; nk ulus kavram, Arbr, Epirli veya Makedonyal gibi
etnik birimleri ifade eden adlarn artk kullanlmad tarihin daha sonraki bir d-
neminde ortaya kmtr. Bu corafyann kkl halknn iinden getii dalgalar,
yalnzca demografik, kltrel, iktisadi veya din balamda deil, hayatta kalan
halkn kendini tanmlayn da deitirmitir. Bu halk, bir etnik birim ve daha
sonra bir ulus olarak Shqiptar adn benimsemi ve daha sonra bu ulusun vatan-
na da Shqipri denmitir. Bylece, kendilerini ve vatanlarn ifade etmek iin bu
ekliyle ve manasyla sadece Arnavutlarn kullandklar Shqiptar ve Shqipri adlar
(baka dillerde Arnavut ve Arnavutluk anlamnda eitli adlandrmalar kullanl-
makta), kendilerini alglaylarnn ve kendi dillerinin bir rndr. Bu ise, ken-
dini alglay ve oradan neet eden Arnavutann kendi malzemesinden kendini
adlandr aamasn meydana getiren siyasi, kltrel, demografik ve din gelime-
lerin anlalmas iin ok nemli bir gerektir. Daha nceki Arbr, Epirli ve Ma-
kedonyal adlarna Arnavutadan treyen Shqiptar adnn galip gelmesi, Osmanl
hkimiyetine giriinden sonra Arbr corafyasnn deerlerinin tmne gl bir
etkisi olan byk deiikliklerden sonra ancak mmkn olabilmitir. zellikle
1479 ylnda kodrann dnden sonra btn Arbr corafyasnn Osmanl
egemenliine girmesi, bu srecin btn demografik, kltrel ve din sonularyla
birlikte, sz konusu corafyann blnmln ve kullanlmakta olan deiik
adlar ortadan kaldrmtr. Nfusun nemli bir blmnn slamiyete gemesi
ise, kendini alglaya ve btn etnik birimin yeni tarih dnemde ortak bir ad,
adlandrmasna da mutlaka yansyacak yeni bir gereklik dourmutur.
Biri ulusal, dierleri etnik bu adlarn deerlerinin ayrmnn yaplmas Alba-
noloji bilimleri asndan ok nemlidir. Her ne kadar baz bulularn bir srecin
veya bir olgunun tm gereinin akland bir zirve noktasna ulat d-
nlrse de, yeni aratrmalar ve zmler gerektiren yeni sorunlar srekli ortaya
kmaktadr. Biz bu noktada, bilimsel srecin hibir zaman tamamlanmad so-
nucunu karan Karl Poperin bilim kavramna uymaktayz:
Bilim hakkndaki bu mantn erevesi ierisinde grnd ekliyle bi-
lim, znde srekli bymekte olan bir olgudur. O dinamiktir ve hibir zaman
tamamlanm birey deildir, bilimin kendi sonuna ulat bir nokta yoktur.2
Bu yzden, ska yanl bir ekilde bilimsel bir sorundan ziyade bir vatanse-
verlik ruhuyla ele alnan bu konu hakkndaki aratrma ve incelemelerin devam
etmesi gerektiini vurguluyoruz. Tabii ki Arnavut milletinin ve vatannn mill

1 Etnik Arbr ad ve kullanld anlamlar ile lkenin ad Albania ve varyasyonlar iin bkz.: Oliver Jens
Schmitt, Arbria Venedike (Venedik Arbrl), s. 49-62.
2 Karl Poper, Pr filozofin dhe shkencn (Felsefe ve bilim zerine), Fan Noli, Tiran, 2009, s. 107.

485
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

adnn akla kavuturulmas, Arnavutlarn mill kimlii ve dolaysyla mill


deerleri asndan da nemlidir. Ancak biz yeni bir ulusun ve vatann adlar
olarak Shqiptar ve Shqipri adlarn meydana getiren btn koullarn akla
kavuturulmasnn hereyden nce bilimsel gerein konusu olmas gerektii d-
ncesindeyiz.
O halde, Arnavut etnik biriminin ve ulusunun adlandrl balamnda da
mill dnem ncesi ve mill dnemin birbirinden ayrlmas; Arnavutlarn mill ad
ve genel olarak mill deerleri hakkndaki deiik bilimsel ve zellikle medyadaki
tartmalarda srekli kendini gsteren kafa karklnn giderilmesine yardmc
olacaktr. Arbr, Epirli ve Shqiptar olarak Arnavutlarn mill ad olduuna dair
yorumlarn srdrlmesi bilimsel gerei engellemekte, mill adla zdeleme ko-
nusunda da daha ok kafa karkl yaratmaktadr. Bu yzden, bu adlarn ortaya
k ve deiimine etki eden koullarn ve etkenlerin kesin olarak ayrmnn ve
bilimsel yorumunun ortaya konmas, konunun akla kavuturulmas imdiki
ve daha sonraki nesillere, atalarnn getii tarih seyir hakknda daha ok bilimsel
bilgiye sahip olmada ve Arnavut milletinin ve onun vatan Arnavutlukun zerin-
de ykseldii deerlere daha ok sayg duymada yardmc olacaktr.
Arnavutlarn etnik ve mill adlar ile Arnavut tarihini ekillendirmi olaylar
hakknda artk zengin bir bilimsel miras mevcuttur. Yaptklar aratrmalarla bir-
ok gerei aydnlatan, zellikle XIX. asrdaki ve XX. asrn ilk yarsndaki, birok
yabanc Arnavutbilimciye minnettar olunmaldr. XX. asrn ikinci yarsndan bu-
gne kadar, bu ykn ounu Arnavut Arnavutbilimciler stlenmitir. Bunlardan
bazlar da gemiimizin birok tarih, kltrel ve dilbilimsel ynlerinin aydn-
lanmasnda nemli baarlara imza atmtr. Bu mirasn uzun bir zaman iin-
de olumasndan, bunlardan bir ksmnn da aratrmalarda birok metodolojik
snrlamalar getiren komnist rejimin Arnavutluk ve Kosovada hkm srd
dneme ait olmasndan dolay, bu mirasn yorumlarnn, zamanmzdaki bilimsel
bulularla da uyum iinde eletirel bir yaklama tabi tutulmas elzemdir. Ele al-
nacak Arnavutbilim sorunlarnn tm yelpazesi hakknda olabildiince mantk
bilimsel sonulara ulamak adna, bu eletirel yaklamn Poperin eleme ilkesine3
dayanmas gerekmektedir.
Yanl varsaymlarn; dorulanabilir bilimsel sonular ve Shqiptar mill adn-
dan ve etnik adlandrmalardan ayr tutulmas ile ilgili teorik sonular nda da
elenmesi, terminolojinin salam hale gelmesine ve bilimsel gereklere olabildiin-
ce yaklalmasna yardmc olacaktr. Yanll kesinlemi zm abalarnn
tedavlde kalmas ise kafa karklnn devamna ve eletirel bilimsel dncenin
nnn kapanmasna neden olacaktr. zm abalarnn elenmesi, onlarn

3 Bilim kuram zerine adl tebliinde Karl Poper, bilimsel srele ilgili bir dizi soruna deindikten sonra,
bu srecin gelitii u forml ortaya koyar: 1. Eski mesele, 2) abalama teorilerinin gelitirilmesi, 3)
Eletiri ve de deneylerle dorulama zerinden eleme abalar ve 4) Teorilerimizin eletirilmesinden doan
yeni meseleler. Tebliin tamam Pr filozofin dhe shkencn (Felsefe ve bilim zerine) kitapta bulunmakta s.
90-117.

486
Arnavutlara Mill Adn Veren Deiimler

belli balamlarda tadklar deerlerin inkar edilmesi deil, bilimsel sonularn


ilerletilmesi ve geree daha ok yaklalmas anlamna gelmektedir. Bu kuram-
sal ereve ierisinde, bilim adamlarnn Arnavutlarn etnik adlar ve Shqiptar
mill ad ile bunlarn meydana geldii koularla ilgili baz varsaymlar yeniden
gzden geirilmelidir. Bu yaklama gre, yanll ortaya konmu varsaymlarn
ve dncelerin yanllklarnn tekrar tespit edilmesine gerek yoktur. rnein,
Arnavutlarn Kafkaslardan geldii varsaymnn doru olmad tespit edilmitir,
tekrar bu varsaym reddetmeye almak iin hibir sebep yoktur. Yanl varsa-
ymlarn ve yanllarn elenii hakikatin yolunu aacaktr.
znde Popere ait olan bu cesur kuramsal yaklam, Arnavutlarn etnik ad-
lar ve Shqiptar mill ad ile ilgili bu tartma vesilesiyle, Arnavutbiliminin dev
ismi Eqrem abejinkilerden balayarak baz varsaymlar yeniden gzden geir-
memize imkn tanmaktadr. Daha batan bu ismin Arnavutbilimine katklarnn
antsal ve daha uzun bir zaman rakip tanmayacak nitelikte olduunu vurgulama-
y gerekli gryoruz. Fakat tam da onun antsal bilgisi ve ortaya koyduu mesele-
lerin ak nitelii, eletirel yaklamn sz konusu olabilecei yerde bu yaklama
izin vermektedr. Eqrem abejin Arnavutlarn Mill Adlar ile ilgili inceleme-
sinde bu yaklama yer olduunu dnyoruz. nk onun baz varsaymlar
teferruatyla inceleyii ve baz gerekleri birbirine kar tartmas, daha ileri bir
incelemeye yer amtr. Eqrem abeje gre, Arbr ve Epirli adlar, ok daha ge
olan Shqiptar adnn yannda Arnavutlarn mill adlardr. Bu tezi, Arnavutlarn
Eski Mill Ad ve Arnavutlarn Mill Adlar adl metinlerde hususi bir ekilde
ele almtr.4
Arnavutlarn Eski Mill Ad incelemesinde abej, Arbr ad ile ilgili birok
bilim adamnn tezlerini karlatrdktan ve yorumladktan sonra u sonuca varr:
lk bata bir yer ismi olduu eklindeki dnceyi (HD XIV 654) koruyoruz.5
Arnavutlarn Mill Adlar incelemesinde ise abej, u neticeye varmaktadr:
Byk ihtimalle sadece u sylenebilir ki, balangta Shqip Arnavut dili olarak
adlandrlyordu.6 Neden birinci adn yer ad, ikincisinin ise dil ad olduu ko-
nusu daha genie incelenebilir. Bu inceleme, konuanlarnn kimliksel seviyede
nemli bir deiime uram olmasndan olsa gerek, Shqip olarak adlandrlan
dili ne karan deiimler ynnde olmaldr. (Bu deiim ile Shqip ve Shqiptar
adlarn retmesi daha sonra tartlacaktr.)
Arnavutlarn Eski Mill Ad makalesinde abejin de zikrettii, birok Ar-
navutbilimcinin ortaya koyduu varsaym ve dnceler, bu adlarn ve zellikle

4 Bkz: Eqrem abej, Studime gjuhsore (Dil zerine incelemeler), Rilindja, Prishtin, 1975, s. 62-70.
zellikle birinci makalede, yksek bir bilimsel ehliyetle abej bu mesele hakknda birok bilim adamnn
grlerini de karlatrm, tetkik etmi ve yorumlamtr. Arbr ve Epirli adlarn Arnavutlarn Milli
Adlar olarak nitelendirmesi, her halkarda temel olan eserlerinin deerine glge drmez, ancak etnik
nitelikli bu adlarla Arnavutlarn gerek milli ad arasnda kesin bir ayrm yaplmas, abejin konuyu ele
ald zamandan daha kanlmazdr.
5 Eqrem abej, Studime gjuhsore (Dil zerine incelemeler), s. 66.
6 Eqrem abej, Studime gjuhsore (Dil zerine incelemeler), s. 71.

487
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Shqiptar adnn srrnn zlmesindeki byk zorluklara kant niteliindedir. Bu


zorluklarn sebebi ise bu adn kkeni ve anlam hakknda yazl metinlerin ve
zellikle daha ak anlaml metinlerin yokluudur. abejin makalesinde zikret-
tii, birok dilbilimcinin ihtilaflarnda bazen bu adlar ve zellikle Arbr adn
gerek tarih ve dilbilimsel balamlarnn dna kardklar grlr.7
Bu adlarn etimolojisi hakkndaki tartma, Arnavutbilimi aratrmalarnn
gelecekte de meru bir haddini oluturacaktr, ancak bu arada, ifade ettikleri ol-
gular itibariyle, Arbr ve Epirli, yahut Makedonyal adlar ile Shqiptar ad arasnda
kesin bir ayrm yaplmaldr. Ulus ncesi olgu ve deerlerin, dnemin olgu ve de-
erlerini ifade eden terimlerle; ayn ekilde ulus dneminin olgu ve deerlerinin
de bu dneme tekabl eden terimlere adlandrlmas, bilimsel hassasiyet adna
gereklidir. Bu durumda, etnik birim ile ulus arasndaki fark, bu olgular ifade
eden terimlere de tanmal, nk bu fark deiik tarih ve kltrel gereklikleri
ve balamlar anlamak iin nemlidir.
rnein, Arbrlarn ve Arbriyann ortaadaki yaayndan bahsederken,
Arbriyann bir devlet olmad8 gerei unutulmamaldr. Schmittin Arbr
corafyas diye tanmlad ey, bugnk 1912de bamszln ilan ettii s-
radaki Arnavutluktan farkldr. Bu yzden, somut tarih gerekliklerin ve ba-
lamlarn anlalmas iin doru adlandrmalar nemlidir. Eer bugnk okura,
tarih gereklikler iin bugnk terminoloji sunulacak olursa o, tarih anlamada
yetersiz kalacak, szde bilimsel ve szde milliyeti istismara kendini daha kolay
kaptrabilecektir. Jack Gdynin yapsal hafza kayb diye adlandrd gemiin,
bugnk temalarla ve bugnk konumdan aklan, szde bilimsel bir olgudur.
Bu eilim, lliryallarn, Arbrlarn, Epirlilerin vs. gemii hakknda ounlukla
bugnn tanmlaryla, terimleriyle ve ideolojik durularyla bahseden Arnavut
tarih yazmnn hakim eilimidir.
Arnavut Milletinin Tarihi adl eserin 1. cildinde, anl gemi hakkndaki
devrimci bir heyecanla yaplan milliyeti yorumlar dnda, yle ifadeler de mev-
cut: VI.-XV. yzyllar arasnda Arnavutluk (139), Arnavutlukta derebeylik
ilikilerinin douu (141), Trk igali ve Arnavut direnii (1388-1443) (220),
Kosova Sava (1389) ve Arnavut prensliklerinin ykl (222), Osmanl as-
keri derebeylik rejiminin Arnavutlukta hakim klnmas ve ilk Arnavut isyan-
lar (235), Arnavutlarn ilk zaferleri (1444-1447) (256), 1450-1453 yllar
arasndaki bamsz Arnavut Devleti (266), Arnavut devletinin Fatih Sultan
Mehmete kar zaferleri (274), 1457-1464 arasnda uluslararas arenada Ar-
navutluk (278) vs. Demek ki, Arnavut Milletinin Tarihi adl eserde Arnavut
ve Arnavutluk (Shqiptar ve Shqipri) adlar bugnk, yahut en azndan Arnavut
ulusu ve devletinin kuruluundan itibaren sahip olduklar anlambilimsel ve ide-

7 abej Hauptun, Hussingin ve Bleichsteinerin Alban adn Kafkastaki Albanlarla ilikilendirdiklerini


aktarr, halbuki byle birey objektiv olarak tarihi ve dilsel balamn dndadr, s. 62.
8 Oliver Jens Schmitt, Arbria Venedike (Venedik Arbrl), s. 49.

488
Arnavutlara Mill Adn Veren Deiimler

olojik deeriyle kullanlmaktadr. Halbuki bilimsel hakikatin gerektirdii, dne-


min olgularnn, corafi birimlerinin ve unsurlarnn, o dneme ait adlandrmalar
ve deerlerle zikredilmesidir. Bu, kesiklie veya bugnk deerlerle sonulanan
tarih yrngenin kaydrlna iaret etmez, ancak gereklere ve gerekliklere ol-
duu gibi sayg gsterilmesini ifade eder.
Etnik tarih btn alardaki kltrel topluluklarn ouna zgdr, fakata
tarafsz aratrmac tarih ise belli uygarlklarda bile nadiren rastlanan bir olgudur.9
Bu tarafsz tarih, Arnavutlarn sadece etnik adlandrmalar ve mill adn de-
il, onlarn ve atalarnn genel olarak gemiini yazlmay beklemektedir.
Tarttmz konuya dnecek olursak, yukarda zikredilen Arbr ve Epirli
isimleri dahil tm olgular; ulus ncesi dneme, yani tanmlayc snf olarak et-
nik birimle zdeleme dnemine ait olup, bugnk Arnavutlukun tamamnda
ve zellikle bugn orta Arnavutluk ve gney Arnavutluk dediimiz ksmlarda
nispeten genie kullanlmtr. Eqrem abej Arnavutlukun farkl blgelerinde
Arbn, Alban, Arban, Arbre adlarn muhafaza eden, Albanoi kavminin ve Alba-
nopolis ehrinin varlna delil tekil eden birok yer ad tespit etmitir.
Bilindii zre, Msrn skenderiyesinden I. asrda yaam gkbilimci Kla-
udyos Batlyamus dnya haritasnda, orta Arnavutlukta, takriben Durrs (Dra)
ile bugnk Dibra (Debre) arasnda ve Leshin (Le) dousunda Albanopolis eh-
ri ile Albanoi kavminin adn zikreder.10
Nikolla Jorga ise, Arnavutlukun ve Arnavut Milletinin Ksa Bir Tarihi adl
eserinde, Alban adn daha erkene gtrr ve Romallarn bu ad lliryallar iin
kullandklarn syler:
Anlald kadaryla, Romallarn Alban diye ardklar (kaynaklar Alba-
nopolis diye bir ehirden bahseder) lliryallar, Islav barbarlndan korunmak
iin ilerdeki dalk kesimlerde yeni bir snma yeri aramadan nce Latin mede-
niyetinin karsnda durmulardr.11
Jorgann Roma dneminde lliryallar hakknda Alban isminin kullanld-
na dair bu iddiasnn Anravutbilimcilerce neden daha fazla aratrlmad, acaba
bu ismin Batlyamusun haritasnda tespitiyle mi yetinildii pek ak deildir. An-
cak bu kullanm daha geni idiyse ve bu dnemin belgeleriyle desteklenebilirse
bu, lliryallar tezini daha da glendirecek ve aralarnda Jorgann aratrmasnn
da konu ettii lliryallar ile Trakyallar arasndaki bir dil benzerliinin de bulun-
duu birok varsaym yahut baka abalar eleyecektir.

9 Antony Smith, Kombet dhe nacionalizmi n ern globale (Kresel ada milletler ve milliyetilik), s. 76.
10 Eqrem abej, Studime gjuhsore (Dil zerine incelemeler), s. 69.
11 Nikolla Jorga, Histori e shkurtr e Shqipris dhe e popullit shqiptar (Arnavutlukun ve Arnavut milletinin ksa
bir tarihi), Botimet Sarai, Tiran, 2004, s. 36.

489
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Daha ge bir dnemde ise, Ortaada, Arbn ve Alban isimleri bu topraklarda


nispeten fazlaca kullanlmtr. Ayrca bu kullanmlar, skenderbeyin savalarnn
ncesinde de, zellikle sonrasnda, daha youn bir ekilde g edilen talyaya
gemitir. Sz konusu gmenler, onu etnik bir isim olarak benimsemiler ve
bugne dek o isimle kendilerini zdeletirmilerdir. Bu tabii ki onlarn Arbre
olarak etnik statlerinin de bir kantdr; nk bu halk, yksek siyasi ve klt-
rel btnleme yaad Adriyatik Denizinin kar yakasndaki devlette yaamn
srdrd iin Arnavut milletiyle zdelemeye doru evrilmemitir. Bu ba-
lamda, bata Jeronim de Rada olmak zere Arbre Rnesanslarnn Arnavut
Mill Rnesansnn ve oradan yeni Arnavut ulusunun btnsel bir paras olma
tasavvur ve abalar beyan edilmi fakat bunlar gereklememitir. Aslnda Mill
Rnesans ve zellikle onun ortaya koyduu sanatsal ve yaznsal retim bakmn-
dan, dnemin Arbrelerinin rnlerinin bir ksm btnlemitir; fakat Arnavut
milletinin ve daha sonra Arnavut devletinin kuruluu projesinde onlarn katklar
gittike azalarak tamamen tkenmitir. Onlar bugn de etnik olarak Arbreler,
ancak Arnavut ulusunu oluturan bir para deildir. Smithin ulus tanm yle-
dir: Mitleri ve anlar, kamu ve kitlesel kltr, vatan, iktisad ortak, tm fertle-
rinin eit haklar ve sorumluluklar tad ad konmu bir insan topluluudur.12
Bu tanmdaki haklar, talyadaki Arbrelerden daha byk bir sorun tekil eder;
nk Arnavut ulusal devletinin corafi olarak bitiiinde ve ideolojik olarak ya-
nnda durduu, onun temel deerlerini paylat halde onun paras olmayan
Arnavut milletinin yeleri sz konusudur.
talya Arbreleri, Arnavutlarn ve atalarnn tarihinin birok ynnn aydn-
lanna yardmc olan gerek bir etnik ve kltrel hazine konumundalar. Muha-
faza edilmi dilleri, detleri, arklar, giysileri ve bir dizi etnik ve kltrel deerle-
riyle, ayrca asrlarca koruduklar Arbre adyla onlar, kimliklerini dondurduklar
bir tarih dnemin iaretleyicisidirler. Halbuki dier rkdalar o kimlii, birka
asrlk bir ayrlktan sonra modern Arnavut ulusunu ortaya karmak zere geli-
tirmilerdir. Onlar, etnik ve kltrel olarak hayatta kalmalar sayesinde amzda
da ayn anlamla nlayan etnik Arbre adn muhafaza ederken, ayn ey dier et-
nik adlandrmayla, Epirli adyla vuku bulmamtr. skenderbeyin de zdeletii
bir adlandrma olmasna ramen, ne vatanda ne de g edilen topraklarda Epirli
adyla zdeleen bir topluluk kalmamtr. Bu ad tamamen silinmitir ki bu ok
da hayret verici bir durumdur; nk tarihi Kristo Frashriye gre skenderbey,
J. A. de Orsininiye bir mektupta (31 Aralk 1460) yle yazmtr:
Vakayinamelerimiz yalan sylemiyorsa, bizim admz Epirlidir (se le nostre
croniche non mentino, noy in chiamamo Epiroti).13

12 Antony Smith, Kombet dhe nacionalizmi n ern globale (Kresel ada milletler ve milliyetilik), s. 103.
13 Kristo Frashri, Etnogjeneza e shqiptarve (Arnavutlarn etnik kkenleri), Botimet M&B, Tiran, 2013, s.
244.

490
Arnavutlara Mill Adn Veren Deiimler

skenderbeyin kendini Epirli adyla zdeletirmesi, iki adlandrmann, Arbr


ve Epirli adlarnn rekabet iinde olduu bir dneme de iaret eder. Acaba bu iki
adlandrma kart myd, yoksa birbirini tamamlyorlar myd? Bu gelecekte de
incelenmesi gereken bir konudur.
Venedik Arbrl olarak adlandrlan blgeye gelince oras, 1379dan beri
Venedike balanm olup, skenderbey zamannda da Venedik kontrolndeydi.
Bu haliyle sz konusu ksmlar skenderbeyin idaresine ve hareket kabiliyetine
engel tekil etmekteydi. ki taraf arasndaki rekabet, hatta atma durumu ma-
lumdur. rnein Venedik Arbrl, Le Birliinin hareket kabiliyetini ve ala-
nn snrlayarak ona engel tekil etmitir. Ancak Venedik Arbrlnn Arbr ve
Epirli topraklarnn geri kalanndan bu ayrl; Napoli, Sicilya ve Aragon Kral-
l ile Venedik arasndaki rekabetin gl bir denge arl konumundayd.
skenderbeyin Napoli Kral V. Alfons ile vasallk anlamas bulunduuna gre,
siyasetini ve faaliyetlerini bu durum belirlemi; bu da bir dnemde Venedik ile
ilikilerde souklua ve gvensizlie yol amtr.
te bu Arbrlarn iindeki snrlamalar ve ayrmlar ile Apenin Yarmadasnn
byk glerinin Arbr topraklarndaki rekabeti erevesinde, skenderbeyin
kendini ve ballarn Epirli olarak nitelendirmesinin acaba bu meselelerle mi il-
gili olduu aratrlmaya deer bir konudur. nk te yandan skenderbeyin
faaliyeti daha ok Venedik Arbrlnda ve dolaysyla etnik olarak Arbrlarn ya-
knlarnda younlamtr. Bununla birlikte o kendini Epirli olarak tantmtr.
Ayrca Marinus Barletius da eserinde onu Epirlilerin Prensi diye nitelendirmi-
tir. Bu meseleyi burada sadece zikretmek istedik, yoksa aratrlp aydnlatlmas
imknlarmz dndadr.
Arbr ve Arbrlk (Arbri) isimlerinin kaybolmasnn en nemli sebeplerinden
biri ise, bu ismin en yaygn olduu Venedik hakimiyetindeki topraklarn stats
ile ilgilidir. blgesi ile Dra, Le ve kodra Venedik hakimiyetindeydi, bu
yzden ska Venedik Arbrl diye adlandrlr. skenderbeyin yrtt sava-
lar boyunca da bu topraklar onun idaresinde deil, Venedik idaresindeydi. Bu
topraklar daha uzun sre elde tutulup kendi bana bir siyasi birim oluturulsayd
Arbr ve Arbrlk isimleri glenebilecek ve bu topraklara hakim olabileceklerdi.
Ancak sz konusu topraklar, Venedikin tam hakimiyetinde olduu iin, kendile-
rine ait bir kimlik gelitirecek imkana sahip olamamlardr. Bunun da iki nedeni
vardr: Birincisi srekli Osmanl tehdidi altnda olmasdr. kincisi ise, Venedik
tarafndan Osmanllara kar bir tampon blge olarak kullanlmasdr. Bu toprak-
lar hem Osmanl tehdidi, hem de Venedikin sk kontrol altndayd.
Ayrca bu topraklar Venedik hakimiyetine neredeyse gnll olarak girmi,
bu da etnik bir Arbr kimliini ortaya koyacak iradeyi gsz klmtr. ki Arbr
prensi, Gjergj Topia ve I. Gjergj Strazimir Ballsha, Osmanl igalinden kurtulmak
amacyla topraklarnn Venedik hakimiyetine giriini onaylamlardr.

491
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Giuseppe Gelcich yle anlatr:


Filip Bareli Bodan olarak karmza kmakta, ancak bahtsz Arnavut
prensi Gjergj Topia 8 Austos 1392 tarihinde Dratan vazgeerek onu Venedik
Cumhuriyetine teslim ettii bu belgededir. Bu durum, Cumhuriyetin Gjergj
Topia zerindeki byk etkisini gstermek, te yandan prensin hayatnn sonuna
kadar srtn Venedik Cumhuriyetine dayadn aklamak iin yeterlidir.14
I. Gjergj Strazimir Ballshann kendi topraklarn teslim etme ynnde att
admlarla ilgili ise Giuseppe Gelcich yle der:
Venedik Cumhuriyeti muhtralarna gre, afarik ve Papaz Ljubic tarafn-
dan kopyalanan belgelere dayanacak olursak, sz konusu muhtralar temelinde I.
Gjergj Strazimir Balsha, 10 Kasm 1395 tarihinde, kodrann ve Trk igalinden
kurtarlm dier yerlerin teslimini onun adna Venedik Senatosuna arzedecek
elilerin itimatnamelerini imzalad.15
Ballshalar ile Venedik ilikilerindeki hem daha nce hem daha sonraki gelgit-
ler, bu seyri deitirmemi ve Ballshalarn Zabojana gibi birka istisna dndaki
dier topraklar da Venedik idaresi ve hakimiyetine girmitir.
Bylelikle Venedik Arbrl, bir Arbr oluumu deil, Arbr topraklarnn bir
ksm zerindeki Venedik hakimiyetidir. Blge dorudan Venedik Cumhuriyeti
tarafndan, onun kanunlar ve grevlileriyle idare edilmitir. Tabii ki Venedikli-
ler, Arbr prensleri tarafndan hediye edilen bu topraklardaki idaresini daha etkili
klmak zere uygun grdkleri baz uyarlamalar da yapmtr. Demek ki sken-
derbey Krujaya (Akhisar) dnp Osmanlya kar isyan balatmadan nce, Ve-
nedik Arbrl denilen topraklar Venedik hakimiyeti altndayd. skenderbeyin
mttefikleriyle birlikte Osmanlya kar savap direndii sre boyunca da yle
kalmtr. Daha basit bir dille syleyecek olursak, Venedik hakimiyetindeki Ar-
brlar, skenderbeyin ve onun mttefikleri Napoli ve Papalkn davasnn paras
deildir. Onlar Venedik Cumhuriyetinin karlarna gre hareket etmi, kendini
Arbr deil, Epirli olarak nitelendiren skenderbeyin Osmanlya kar savana
katlmamlardr. Bylece, Venedik Arbrlnn Arbr/Epirli etnik oluumunun
yaklak bu bir asrlk kopuu muhakkak ki Arbr ve Arbrlk isimlerinin kaderini
de etkilemitir. Bu isimler, Arbr/Epirli etnik sahasnn btnsel bir paras olma-
dklar 1392-1479 arasndaki dnemde ortaya kan yeni koullara direnememi,
Venediklilerin kodray 1479da tesliminden sonraki gelimelerde ise etkili ola-
mamlardr. Oliver Jens Schmitt, Venedik Arbrl hakknda u deerlendirmeyi
yapar:
Kuzey Arbrlk, gneydou Adriyatikte gittike tecrit olan bu Hristiyan ileri
kolu, nasl oldu da Osmanlya Balkandaki dier tm Hristiyan glerden daha
uzun sre direnebildi?16

14 Giuseppe Gelcich, Zeta ose dinastia e Ballshajve (Zeta veya Balalar hanedan), s. 176.
15 Giuseppe Gelcich, Zeta ose dinastia e Ballshajve (Zeta veya Balalar hanedan), s. 196.
16 Oliver Jens Shmit, Arbria Venedike (Venedik Arbrl), K&B, Tiran, 2007, s. 507.

492
Arnavutlara Mill Adn Veren Deiimler

Eer bu deerlendirme doruysa, son direnen g olarak, Venedik hakimiye-


tindeki Arbrlarn hibir seenei, Balkan prenslerinin ounun yapt gibi hi-
bir vasallk imkan ve Osmanl idaresine girenlerin yapt gibi hibir btnleme
imkan kalmam demektir. Eski Venedik mlkleri Arbrlarnn 1479dan sonra
ok fazla seenekleri kalmamtr. Ya topraklarn terk edip Apenin Yarmadasna
g etmek ya da hakim olan yeni oluumla zdelemek zorunda kalmlardr.
Her iki seenek de onlar marjinalletirmitir. Ortaadaki Arbr ile tasarladklar
vatanlarnn ad olan Arbr (Arbrlk) isimleri ve Arbr/Epirli etnik biriminin ha-
yatta kalma mcadelesi, yeni bir adla Arnavut milletinin ve vatan Arnavutlukun
kuruluu yolunda birer tarih miras olarak kalmtr.
Bu etnik ve dilsel adlandrmalarla ilgili, Arnavuta yaznn ortaya kndan
sonra, bunlarn kronolojisinin takip edilmesi iin daha iyi imknlar olumutur.
Eqrem abej, lke ad olarak Arban, Arbni, Arbnit isimlerinin getii, Katolik
yazarlarn metinlerini de kant olarak sunar:
Buzuku: XVI/2b: Gjith popullin nd Arbanit ata n mortajet largo, Budi:
ke nd Arbn shtiu leqt, Bogdani: dhe i Arbnit, Regjinia e Arbnit.17
Dil ad olarak Shqip (Arnavuta) adn gryoruz. Eski airlerden Nezim
Frakulla da iirlerini yazd dil olarak Shqip adn zikreder.
Kristo Frashri, Arbn ve Epirli adlarnn skenderbeyden ve Arnavuta me-
tinlerin yazlndan nce ortaya ktn syler:
Bylece XIV-XV. asrlarda Arnavutlar iin iki etnik adlandrma geerlilik
kazand: Arbr ve Epirli. Bu iki adlandrmaya, Arbr ve Epirli nitelendirmesinin
snrlar dnda kalan Arnavutlarn yaad topraklar dahil deildi. Bu topraklar;
Kosova, Dukagin (Metohi) Ovas, Bat Makedonya ile lliryal Dardanlarn, Pai-
onlarn ve Lunkestlerin eski topraklar idi.18
Gelecekte aratrlmas gereken konu udur: Nasl olmu da ayn zamanda
ayn etnik birim iin iki adlandrma yapld, Kristo Frashrinin bu iki adlan-
drmadan birincisinin Katolik bir oluumu, ikincisinin ise Ortodoks bir oluumu
ifade ettiine dair tezinin doru olup olmaddr. Yine Kristo Frashriye gre
Shqiptar mill ad ve Shqipri vatan ad, halkn Osmanl sistemine ileri derecede
entegre olduu XVI. yzyldan, yaklak asrlk bir Osmanl hakimiyetinden
sonra yazl olarak ortaya kmtr:
Bildiimiz kadaryla, Shqiptar ad yazl tarih kaynaklarda Arbr ve Epir-
li adlarnn yerine ilk defa XVI. yzylda geti; lke ad olarak Shqipri ise Ar-
bri ve Epir adlarnn yerine yazl metinlerde XIX. yzylda geerlilik kazand.
Hem halk ad Shqiptar, hem lke ad Shqipri Mill Rnesans dneminde sadece
Mitrovicadan Prevezeye uzanan topraklarda yaayan Arnavutlar arasnda yld-
rm hzyla yayld.19

17 Eqrem abej, Studime gjuhsore (Dil zerine incelemeler), s. 63.


18 Kristo Frashri, Etnogjeneza e shqiptarve (Arnavutlarn etnik kkenleri), s. 247.
19 Kristo Frashri, Etnogjeneza e shqiptarve (Arnavutlarn etnik kkenleri), s. 249.

493
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

abej, Arbr isminin balangta yer ismi olarak, Shqip isminin ise dilin ad
olarak kullanldn ne srdne gre, Shqip kelimesinin neden Arnavut dili-
nin ad olduu sorusunu sormakta ve buna cevap vermekte, yahut Poperin kav-
ramna srarla sadk kalacak olursak, bu ynde bir aba ortaya koymakta fayda
vardr. Dilin Shqip olarak adlandrlmasnn iki nedeni olduunu dnyoruz.
Birincisi, halkta etnik ve etnografik bakmdan yeni bir adlandrma gerektirecek
bir deiim olmaydr. Yani etnik ve etnografik bakmdan halk ayn halk idi ve
yeni bir adlandrmaya ihtiya yoktur. Ancak din bakmdan bir deiiklik olmu-
tur: Arbr ve Epirli denen halkn nemli bir blm slamiyeti benimsemi ve bu
deiimin dilde de yansmalar olmutur. Dolaysyla dilde de yeni bir adlandrma
gerekli grlmtr. Peki bu, nasl bir deiimdir? Merkezi ruhban snfna sahip
olan Katolik ve Ortodoks mezhepleri, ritellerde sadece Latinceyi ve Yunancay
(veya Srp hakimiyetindeki blgelerde Srpay) kullanmtr. Arbr (Alban) ve
Epirli diye anlan nfuslarn bir blmnde yaylan slam dini ise Osmanlnn
dilinde uygulanmamtr. slam dininin dili, ne Osmanl mparatorluunda, ne
de onun hakimiyetindeki Arbr/Epir gibi snr topraklarnda Arapa idi. Bu ko-
ullarda slamiyete geen Arnavutlar; Latince, Yunanca ve Srpadan radikal bir
ekilde kopmu, din ve zel hayatlarnda Katolik ve Ortodoks kimliklerinden
ayrlm olan yeni din kimliklerinin bir unsuru olarak ne kan Arnavutay
kullanmaya balamlardr. Dinlerini Latin, Yunan veya Srp dillerinde yaayan
Katolik ve Ortodokslardan din bakmndan aka ayrlan, Arnavuta konuan
bu Mslmanlar, ok dinli ve ok dilli bir ortamda Arnavutann yer edinmesi-
nin aracs olmulardr. Irkdalarndan farkl olarak din kimliklerini ifade etmek
iin Arnavuta konumulardr. Yukarda deinildii gibi, slam dinini benim-
seyenlerin o dnemde bir din dilleri olmadndan Arnavuta konumular ve
bylece din hayatlarnda Latince, Yunanca veya Srpay kullanan Hristiyanlar-
dan ayrlmlardr. Bu yzden Shqip ad, balangta hepsinin daha nce de zel
alanlarda kulland lkenin dilini ifade etmekteydi. Ancak Mslman olan Ar-
brlar/Epirliler lkenin dilini, din hayatlarnda kendilerini Hristiyanlardan ayrt
etmenin bir arac olarak kullanmaya balamlardr. Bu dil, yeni din cemaatle
zdelemeye balamtr. Onlar kendilerini Shqip konuanlar, yani Shqiptar ola-
rak adlandrmlardr. Bu varsaymmzn gelecekte daha teferruatl ve kapsaml
bir ekilde aratrlmas icabeder. imdilik aratrmann devam etmesi gereken
ynnn bu olduunu dnyoruz. Dilin adnn Arbrdan Shqipe ve etnik
adn Arbr ve Epirliden Shqiptara evrildii dnemde, bu din deiimden baka
deiimler olmamtr. Eer bu varsaymmz baka kantlarla da desteklenecek
olursa, slam dininin Arnavutann kabul grmesini ve yaygnlamasn tevik
ettii sonucu karlabilecektir. Yani, XIX. yzyln ortasnda ekillenen Arnavut
ulusunun adn, bu deiim srecinden ald sonucu kacaktr.
Peter Bartln anlatt ve Arnavutlarn balang dnemi olarak nitelendir-
dii byk Latinleme sonras dnemdeki Arbrlarn ve Arbrlkn durumu da bu
tezi destekler niteliktedir. Bartla gre Latinleme sreci lliryallarn yaadklar

494
Arnavutlara Mill Adn Veren Deiimler

alanlarn ounu kapsayacak kadar ilerlemitir. Bu srecin dnda, onun kalnt


blge dedii sadece kk bir alan kalabilmitir:
Bugnk Arnavutluk topraklar ile Balkan Yarmadasnn byk blm
M. . 200-100 yllar arasnda Roma hakimiyetine girdi. Roma ordusu ve idaresi
ile birlikte lkeye Latin dili de dayatld. M.S. yaklak 300 yllarnda Latinletir-
me sreci byk lde tamamlanm idi. Aralarnda eski Arnavutlarn dilinin de
olduu eski Balkan dilleri sadece baz dalk kesimlerde muhafaza edilebilmiti.
Peki, bu asli Arnavut kalnt blgesi neredeydi? Tm ihtimallere gre bu izole,
dalk bir blgeydi. Stadtmller bunun kuzey Arnavutluktaki Mat blgesi ola-
bilecei sonucuna varr. Mat her taraftan yksek sradalar ile evrili olup kalnt
bir blgenin tm nkoullarn tamaktadr. Mat blgesi Latinleme srecinin ve
dorudan Roma etkisinin dnda kalm olabilir.20
Noel Malcolm da uzun Roma hkimiyeti altndaki yksek Latinleme dere-
cesine ve lliryallarn dalna dikkat eker:
Dalmatya sahilinin olsun, eski Yugoslavya topraklarnn ounda olsun, sa-
hil dzlklerinde yaam lliryallar Latinleti. Islavlarn gelmeye balad VI.
yzylda, Balkanda barbar dillerini konuan sadece belli bal gruplar kalmt,
bunlarn hepsi de dalk kesimlerdeydi.21
Bu yutucu Latinleme srecinin sonularndan bazs, Rizoni ve kodra gibi
varolan llirya ehirleri ile tm toplumsal ve din kurumlarn ykl idi. Byle-
ce sadece llirya kltr kesintiye uramam oldu, ayn zamanda lliryal nfu-
su da seyrekleti. Latinleme lliryallar o derece zayflatt ki, daha sonraki Avar
ve Islav istilalarna kar koyamayp corafi btnlklerini kaybederek, Arnavut
Alplerinde dar mevkilerde kk topluluklar halinde bzlmek zorunda kaldlar.
Progon ve daha sonra Gjon Kastrioti Prensiliklerinin kuruluu gibi daha son-
raki gelimeler de, yutucu Latinlemeden ve akabinde Islavlamadan kurtulmu
ve tarih sahnesine yeni bir adla, Arbr olarak kmakta olan az saydaki lliryal
torunlarnn en ok younlat blgenin bu olduuna dair tezleri destekleyebi-
lecek niteliktedir. Bu, eer byle ise Peter Bartln atfta bulunduu Stadtmllerin
tezini dorulamaktadr:
Arnavut halk, antik adaki bir Balkan halknn ge antik ada genel bir
Latinlemenin ortasndaki kalntsndan gelmektedir.22
Latinlemeden ve Islavlamann ilk dalgasndan kurtulan bir lliryal toplu-
luu, kalnt bir blgeye ekilmi, atalarndan birok unsuru muhafaza ederek,
fakat kltrel olarak Latinlemeden etkilenerek yeni bir topluluk olarak yeniden
ortaya kmtr, denilebilir. Batlyamusun I. asrdaki dnya haritasnda zikrettii

20 Peter Bartl, Shqipria nga Mesjeta deri sot (Ortaadan bugne kadar Arnavutluk), Prizren, 1999, s. 22.
21 Noel Malcolm, Kosova, nj histori e shkurtr (Kosovann ksa bir tarihi), Koha, Prishtin, 1998, s. 35.
22 Peter Bartl, Shqipria nga Mesjeta deri sot (Ortaadan bugne kadar Arnavutluk), s. 21.

495
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Albanoi kavmi ve Albanopolis ehri, Latinlemeden kurtulan bu kalnt blgede


bulunduuna gre, yeni topluluun ad, Alban, Arbr, Albanie, eski lliryal ad-
nn devam olmaldr. Ancak bu durumda, abejin Arb adnn balangta yer
ad olduu ynndeki tezi gzden geirilmelidir. Eer bu ad, Albanoi kavminin
adyla alakal ise, yere (yani Albanopolis ehrine) deil, halka atf yaplmtr.
Bartl, Latinleme srecinin sona ermesini ve Mat kalnt blgesinde Latin-
lememi bir topluluun dilsel ve etnik olarak varln devam ettirmesini 600
yllarndaki Islav istilasnn durmasna balamaktadr.23
XI. yzylda Arbr (Alban) rkndan sz eden, onlar Arbanitai olarak anan
Michael Attaleiatesdir. XI. yzylda iki asrlk Bulgar hakimiyeti sona ermi ve Ar-
br topraklar Bizans hakimiyetine geri dnmtr. Arbrlarn rol de bu Bizans-
Bulgar rekabeti ortasnda ne kmaya balam olmaldr. Michael Attaleiatesin
onlardan sz etmesi bunu dorulamaktadr.
Yine Bartla gre, daha sonra bu halk, Latin kaynaklarda XIV. yzylda zik-
redilmeye balanmtr. Ancak onlardan Arbanitai deil de Albanenses veya
Arbanenses olarak bahsedilmitir.24
Demek ki, Mat gibi kalnt bir blgede Latinlemeden kurtulan lliryallar,
mantken lliryal Albanoi kavminin adyla alakal yeni bir adla tarihte yeniden
kendini gstermitir. Ortaada zellikle yabanclar arasnda, Arban, Raban, Al-
ban, Arvanit, Arnavut gibi birok adla anlmlardr. Ancak bilindii zere, XVI.
yzyldan itibaren Arnavutlarn bugnk mill ad Shqiptar n plana kmaya
balamtr. Ortaya kan gelimeler nce yeni din cemaatin, daha sonra da yeni
Arnavut milletinin zdeletii bu isim deiikliini tetiklemitir.
Yukarda alntland gibi Kristo Frashrinin vurgulad Mill Rnesans
dneminde Shqip ve Shqiptar adlarnn yaygnlamas; iinde din, blgesel ve
bir dereceye kadar ivesel baka kimlikler barndran yeni bir milletin, Shqiptar
milletinin douu gereiyle, ayrca mill kimliin romantik bir ekilde tecrbe
ediliiyle uygunluk arzetmektedir. Bu romantik bak asnn bir rnei de Sami
Frashrinin (emsettin Sami) Arnavutluk Neydi, Nedir, Ne Olacak? adl risale-
sinde Arnavuta ile ilgili syledikleridir:
Shqiptar halk yeryzndeki en kadim ve en gzel dillerden birini konumak-
tadr. Shqip dilinin arkada ve karde dilleri binlerce yldr kaybolmu, hibir yer-
de konuulmamakta, ancak yerlerine torunlar konuulmaktadr. Arnavutann
akranlar kadim Yunanca, Latince, eski Hindistan dili olan Sanskrite, kadim
Farsa, Kelte, Tevtonca ve sairedir.25

23 Peter Bartl, Shqipria nga Mesjeta deri sot (Ortaadan bugne kadar Arnavutluk), s. 22.
24 Peter Bartl, Shqipria nga Mesjeta deri sot (Ortaadan bugne kadar Arnavutluk), s. 25.
25 Sami Frashri, Shqipria ka qn, sht e do t bhet (Arnavutluk neydi, nedir ve ne olacak), Rilindja,
Logos A, Shkup, 2004, s. 34-35.

496
Arnavutlara Mill Adn Veren Deiimler

yle grlyor ki, Shqiptar ad Sami Frashrinin ve dier Rnesans aydn-


larnn sylemlerinde tamamen yerlemi ve sabitlenmitir. Etnik birimi gsteren
Arbr (Alban) ve Epirli gibi dier adlarn, Shqiptar adna rakip olmas yahut etnik
adlar olarak zikredilmesi mmkn deildir. Din ve blgesel kimliklerin arka pla-
na itildii Arnavut milletinin ve vatan Arnavutlukun kuruluu ve kklemesi d-
neminde Shqiptar ve Shqipri adlarnn galibiyeti tartlmaz bir gerektir. Roma,
Bizans, Bulgar, Srp, Napoli, Venedik ve Osmanl hakimiyetleri gibi byk tarih
gelimeler, beraberinde deiimler meydana getirmi, ancak neticede Avrupann
kalbinde bir millete yakan deerlerle diri ve dinamik bir millet domutur. Bu
balamda, Arnavutlarn ounun slam dinine aidiyeti, kadim etnik Balkan de-
erlerinin muhafaza edilii, Arnavut milletinin kuruluu ve bugn Avrupa hari-
tasnda yer alan iki Arnavut devletinin kurulu sreleri pek de gzel btnle-
mitir. Ulus ncesi adlar ve deerler ile mill ad ve oulcu deerleri ekitirerek
bu gerei ufalamaya ve onu meydana getiren sreleri deersizletirmeye alan
herkes, aslnda Arnavut milletinin karmak kurulu srecini datmaya ve bu
milletin hassas dengelerini bozmaya almaktadr.

497
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Kaynaka
AREF, Mathieu, Shqipria (Historia dhe gjuha) Odiseja e pabesueshme e n populli parahelen
(Arnavutluk (tarihi ve dili) Yunan ncesi bir halkn inanlmaz serveni), Plejad, 2007
BAJ, Ogyst, Perandoria e Bizantit (Bizans mparatorluu), Arbri, Tiran.
BARTL, Peter, Muslimant shqiptar n lvizjen pr pavarsi kombtare (1878- 1912) (Mill
Bamszlk Hareketinde (1878-1912) Mslman Arnavutlar), Dituria, Tiran, 2006.
BARTL, Peter, Shqipria nga Mesjeta deri sot (Ortaadan Bugne Kadar Arnavutluk),
Prizren.
BOZBORA, Nuray, Shqipria dhe nacionalizmi shqiptar n Perandorin Osmane
(Osmanlda Arnavutluk ve Arnavut Milliyetilii), Dituria, Tiran, 2002.
CMOHOVSK, Vacllav, Gjuha shqipe (Arnavut Dili), Rilindja, Prishtin, 1988.
ABEJ, Eqrem, Vepra I-VI (Tm Eserleri I-VI), Rilindja, Prishtin, 1976.
DB, Zhorzh, Umetnost i drustvo u srednjem veku, Clio, Beograd, 2001.
DUKA, Ferit, Berati n kohn osmane (XVI- XVI) (Osmanl Zamannda Berat (XVI-XVI
yzyllar)), Tiran, 2001.
DUKA, Ferit, Shekujt osman n hapsirn shqiptare (Arnavut Topraklarnda Osmanl Asr-
lar), UET Press, 2009.
DUKA, Valentina, Histori e Shqipris (Arnavutluk Tarihi), Tiran, 2007.
FAVERAL, Klod Zhan, Historia m e vjetr e Shqipris (Arnavutlukun En Eski Tarihi),
Plejad, Tiran, 2004.
FRASHR, Kristo, Etnogjeneza e shqiptarve (Arnavutlarn Etnik Kkenleri), Botimet
M&B, Tiran, 2013.
FRASHR, Kristo, Historia e qytetrimit shqiptar (Arnavut Uygarlnn Tarihi), Tiran,
2008.
FRASHR, Mehdi, Historia e lasht e Shqipris dhe e shqiptarve (Arnavutlukun ve Ar-
navutlarn Kadim Tarihi), PHOENIX, Tiran, 2000.
FRASHR, Sami, Shqipria ka qn sht e do t bhet (Arnavutluk Neydi, Nedir ve Ne
Olacak), Rilindja, Logos A, Shkup, 2004.
FUKUJAMA, Fransis, Ndrtimi i shtetit (State-building), AIS, Tiran, 2010.
GELCCH, Giuseppe, Zeta ose dinastia e Ballshajve (Zeta veya Bala Hanedan), 55,
Tiran, 2009.
JORGA, Nikolla, Histori e shkurtr e Shqipris dhe e popullit shqiptar (Arnavutlukun ve
Arnavut Milletinin Ksa Bir Tarihi), Sarai, Tiran, 2004.
KRAJA, Mehmet, Identiteti kosovar (Kosoval Kimlii), PEN Qendra e Kosovs, Prishtin,
2011.

498
Arnavutlara Mill Adn Veren Deiimler

KULLA, Ndriim, Antologji e mendimit shqiptar (1870-1945) (Arnavut Dncesinin An-


tolojisi (1870-1945)), Plejad, Tiran, 2003.
LEJN, Uajlder Rouz, Majat e Shals (ala zirveleri), Rilindja, Prishtin, 1997.
MALKOLM, Noel, Kosova, nj histori e shkurtr (Kosovann Ksa Bir Tarihi), Koha,
Prishtin, 1998.
MANTRAN, Robert, Historia e Perandoris Osmane (Osmanl Tarihi), Tiran, 2003.
MAZOVER, Mark, Ballkani Nj histori e shkurtr (Balkann Ksa Bir Tarihi), Scanderbeg
books, Tiran, 2003.
NOPA, Franc, Fiset e Malsis s Shqipris Veriore dhe e drejta zakonore shqiptare (Kuzey
Arnavutluk Dalk Airetleri ve Arnavut rf Hukuku), Eneas, Tiran, 2013.
NORVCH, Julius John, Biznanti (Bizans), Uegen, Tiran, 2005.
OSTROGORSK Georg, Historia e Perandoris Bizantine (Bizans mparatorluu Tarihi),
Dituria, Tiran, 2002.
PLASAR, Aurel, Sknderbeu, nj histori politike (skenderbey, Siyasi Bir Tarihi), Instituti
Shqiptar i Studimeve Gjergj Fishta, Tiran, 2010.
POPER, Karl, Pr filozofin dhe shkencn (Felsefe ve Bilim zerine), Fan Noli, Tiran,
2009.
PULAHA, Selami, Lufta shqiptario-turke n shekullin XV: burime osmane (Osmanl Kay-
naklarndan XV. Yzyldaki Trk-Arnavut Sava), Tiran, 1968.
Revista Prpjekja (Prpjekja Dergisi) 28-29, Sknderbeu i krkimit shkencor (Bilimsel
Aratrmalarn skenderbeyi), Tiran, 2012.
SAZONOV, Dimitrieviq Sergej, Kujtime (Hatrat), Helgas Secrets, Tiran.
SCHMTT, Jens Oliver, Arbria Venedike (Venedik Arbrl), K&B, Tiran, 2007.
SCHMTT, Jens Oliver, Kosova Histori e shkurtr e nj treve qendrore ballkanike (Kosova,
Orta Balkandaki Bir lkenin Ksa Tarihi), Koha, Prishtin, 2012.
SCHMTT, Jens Oliver, Sknderbeu (skenderbey), K&B, Tiran, 2009.
SHUFLAJ, Milan, Serbt dhe shqiptart (Srplar ve Arnavutlar), Toena, Tiran, 2004.
SKEND, Stavro, Zgjimi kombtar shqiptar (Arnavut Mill Uyan), PHOENIX, Tiran,
2000.
SMTH, Antony, Kombet dhe nacionalizmi n ern globale (Kresel ada Milletler ve
Milliyetilik), Botimet Dudaj, 2008.
STGLTZ, Joseph, Globalizimi dhe paknaqsit e shkaktuara prej tij (Kreselleme ve
Yaratt Honutsuzluklar), Zenith, Prishtin, 2007.
SUGAR, Peter F., Europa Juglinore nn sundimin osman (1354-1804) (Osmanl Hakimiye-
tindeki Gneydou Avrupa (1345-1804)) Dituria, Tiran, 2007.
VLORA, Eqrem bej, Kujtime, 1885-1925 (Hatrat, 1885-1925), Tiran, 2003.

499
XV-XVII. Yzyllarda Anadoludan
umnuya (Kuzeydou Bulgaristan)
Yaplan Gler ve Kurulan Mslman
Trk Yerlemeleri* 1

Osman Gm
Prof. Dr., ankr Karatekin niversitesi, Edebiyat Fakltesi, Corafya Blm

Hasan Hseyin Ylmaz


Uak niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi, Corafya Blm

zet
B
ulgar Kral van imann hkim olduu Balkan Dalarnn
kuzeyinde yer alan topraklar, 1388 k harektyla ksmen,
1396 ylndaki harektla tamamen alnarak Osmanl top-
raklarna dhil edilmi, ksa bir sre sonra bu topraklar zerinde
Nibolu Sanca kurulmutur. Tarihi Misya topraklar zerinde ku-
rulan Nibolu Sancanda yer alan umnu; bir nahiye ve kaza olma
zellii gstermektedir. umnu idari alannda XV. yzyldan itiba-
ren Gayri Mslim yerlemelerinin yannda, sahann fethinde grev
alan komutanlarn mahiyetinde Anadoludan g eden, Mslman
Trk nfusuyla meskn yerlemeler de grlmeye balamtr. Bun-
lar, balarndaki beylerin idaresinde XV. yzyl boyunca sahada genel
olarak konar-ger olarak yaayan Yrk obalardr. Bu yaam tarz-
larn XVI. yzyl ilk yarsnda Anadoludan gelen ikinci ve byk
g dalgasna kadar devam ettirerek, bu dnemde gelenlerle birlikte
obalar halinde yerleik yaama getikleri grlmektedir. Bahsedilen

* Bu alma Afyon Kocatepe niversitesi Bilimsel Aratrma Projeleri Koordinasyon


Birimi tarafndan desteklenen XVI. yy. Osmanl Tahrir Defterlerine Gre umnu
Kazasnn Beeri ve Ekonomik Corafyas balkl projenin rndr.

501
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

bu byk g dalgasyla, bata umnu merkez olmak zere kaza


idare alannda Mslman Trk nfusu ve bu nfusa ait yerleme-
ler, Gayri Mslim nfus karsnda ounlua ulamtr. Bahsi ge-
en durum, kaza genelinde gerek Mslman Trk ve gerekse Gayri
Mslim Bulgar nfusu ve yerlemelerinde bir hareketlilik meydana
getirmi, bu esnada baz yerlemeler ortadan kalkarken, nemli say-
da yerleme merkezi kurulmutur. Blgede Mslman Trk nfusu
ve yerlemelerindeki hzl yaylma ve gelime, Gayri Mslim Bulgar
nfusunu ortadan kaldrmam, bilakis onlarn, bazdar, voynuk ve
derbenti yerlemelerinde youn bir ekilde varlklarn devam et-
tirmelerine imkn salamtr. Bu yerlemelerden zellikle derbent
yerlemeleri, sahaya Mslman Trk nfusunun gelmesiyle birlikte
Gayri Mslim nfus iin bir ekim merkezi durumuna gelmilerdir.

502
Migrations from Anatolia to Shumen
(North-East Bulgaria) and Established
Muslim Turk Settlements between
XVth-XVIIth Centuries

Summary
L
ands in the north of the Balkan Mountains under the reign
of Bulgarian King Ivan Shishmanwere included into the Ot-
toman lands partially in 1388 winter operation a totally in
1396 operation. After a while, Sanjak of Nicopolis was established
on these lands. Shumen in Sanjak of Nicopolis founded on histori-
cal Mysian lands, has the characteristics of district and township. In
Shumen district since15th century, near Non-Moslem settlements,
it had been begun to be seen residential settlements of Muslim Turk
population migrated from Anatolia under the leadership of com-
manders took part in conquest. Those were Yrk people having
been living as nomads in the field since 15th century under control
of their beys. It is observed that they continued this kind of life style
until the second and great migration wave in 15thcentury, and they
adopted a sedentary life in nomad groups with the people came in
this period. Within this great migration wave, in administration of

503
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

towns notably Shumen, Muslim Turk population and settlements


belonging to them became predominant compared to Non-Moslem
population. This case, led to dynamism in both Muslim Turks and
Bulgarian population and their settlements. Meanwhile, some sett-
lements vanished while many others were established. Rapid ex-
pansion of Muslim Turk population in the region and settlements,
did not extinguish Bulgarian population, on the contrary it enabled
them to continue their existence densely in bird breeder, groom and
warden settlements. Together with coming of Muslim Turk popu-
lation into the area, especially warden settlements became centre of
attraction for Non-Moslem population.

504
XV-XVII. Yzyllarda Anadoludan umnuya...

Giri
Doal artlarn izin verdii yerlerde, insann varln devam ettirebilmesi iin
gerekli sosyal ve ekonomik faaliyetleri yrtebilecei alanlara ihtiyac vardr. Bu
yerler, insan yaamna msait olan alanlarda geliigzel deil, ekonomik faaliyet
blgelerinin iindeki belli merkezlerde olumakta ve gelimektedirler. Ekonomik
faaliyet blgeleri ve hareket alanlar i ie bir durum arz eder ki bunlar birbi-
rinden ayrmak son derece zordur. bn-i Haldun insann yerleiklie geiinin
aama aama gerekletiini, ncelikli ekonomik faaliyeti hayvanclk, daha
sonra hayvanclk-tarm, en nihayetinde tarm1 olduunu; Tanolu ise bunu,
gebe obanlktan, konar-ger oban iftilie; oban iftilikten tam iftilie
gei eklinde gerekletiini ifade etmektedir.2 Burada hayvanclk, gebelie;
hayvanclk-tarm, konar-ger oban iftilie; tarm ise tam iftilie tekabl
etmektedir. nsanolu farkl yerleme blgelerinde, farkl dnemlerde bu aama-
lardan geerek yerleik hayata ulamtr. alma sahasna Anadoludan g eden
Mslman Trkler, devletin de ynlendirmesiyle ekonomik faaliyet olarak saha-
da; hayvanclk-tarmdan, tarma geii yaayarak, yerleik yaam tarzna gemi-
lerdir.
Osmanl, Rumeli fetihlerini mteakip bir devlet politikas olarak fethedilen
topraklara nfus nakletmi ve orada bata askeri olmak zere yeni bir siyasal,
ekonomik ve sosyal sistem kurmaya almtr. Osmanl Devleti Balkanlara ula-
tnda sahada otorite boluundan kaynaklanan gvensizliin, nfus ve ekono-
miyi olumsuz etkiledii gayet ak bir ekilde grlmektedir. Blgeye gnderilen
nfus buralarn her alanda ihyas iin nem arz etmektedir.3 Yeni fethedilen yer-
lere nfus nakledilmesi olay Osmanl tarihi boyunca meydana gelen iskn hare-
ketlerinden ilkini temsil etmektedir.4 skn dnemlerinde bu sahaya gnderilen
konar-ger Yrkler tarafndan kurulan yerlemeler, nfusu az olan kk yer-
lemeler olma zellii gstermektedir. Bu dnemde byk kylerin kurulmasnn

1 bn-i Haldun Mukaddime I, (ev: Turan Dursun),Onur Yaynlar, Ankara, 1977, s.215-303.
2 Ali Tanolu, skn Corafyas Esas Fikirler, Problemler ve Metod, Trkiyat Mecmuas, stanbul
niversitesi, Trkiyat Enstits Osman Yaln Matbaas, 1954,Cilt XI, s.3-18.
3 Halil nalck, The Emergence of Big Farms, iftliks: State, Landlords And Tenants, Contributions al
Histtorie Economique At Sociale de I Empire Ottoman, Peeters Press, Louvain, 1984. ss.109.
4 Osmanl tarihi boyunca iskn temelde 3 aamada gereklemitir. Bunlardan birincisi fetihlere mteakip
gerekleen iskn olup, bu XVI. yy.a kadar devam etmi ve arlkl olarak Balkanlarda gerekletirilmitir.
Bu iskn hareketinde zellikle nemli ahsiyetlerin yerletirildii grlmektedir. Bir dieri ise snrlar
iinde yaplan iskn olup, bu da arlkl olarak XVII. yy sonlarnda Anadolu ve kuzey Suriyede
gerekletirilmeye allan konar-ger ve Arap airetlerinin iskn edilmesi olaydr. Bu ikinci iskndaki
ama sistemi rahatlatmaya yneliktir. Aslnda genel olarak vergi dairesinin dna kanlar tekrar vergi
dairesinin iine sokmaya ynelik bir faaliyettir. Devlet, zellikle konar-gerlerden sistem dna kanlar
ziraata ynlendirerek tekrar sistem iine sokmaya almtr. Osmanl tarihinde gerekleen son iskn
olay ise snrlar dndan snr iine yaplan iskn olup bu XIX. yy.n ilk yarsndan XX. yy.a kadar devam
etmi hatta Trkiye Cumhuriyeti Devletine de intikal etmi bir hadisedir. nc ve son faaliyette
imparatorluk snrlar dnda kalan yerlerdeki Osmanl nfuzunun bir ksm imparatorluk snrlar iine
mevcut sistemi bozmadan yerletirilmeye allmtr. Bkz. Glfettin elik Osmanlda skn Tarihi ve
mer Ltfi Barkan, Osmanlda Nfus ve skn Politikalar, Ekim, 2005-Haziran 2006, Bilim ve Sanat
Vakf Trkiye Aratrmalar Merkezi, 10, Mart, stanbul, 2009, s.19.

505
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

artlar henz olgunlamamtr. Balangta hayvanclk esas faaliyet alan iken,


ilerleyen aamalarda tarm giderek nem kazanmaya balamtr.

Ama
Osmanlnn Rumeliyi fethinden itibaren sa kolda nemli bir iskn sahas
olan umnu kazas idari sahasna tahrir5 dnemlerine (XV-XVII. yzyllar) gre
Anadoludan g eden Mslman Trk nfusu ve bu nfus tarafndan sahada
kurulan yerlemeler belirlenmeye allacaktr. Yerleme isimleri ve ahs isimle-
rinden hareketle bu nfusun Anadoludan g ettii yerler tespit edilmeye alla-
caktr. Tahrir dnemlerine gre Mslman Trk nfusu ile Bulgar nfus oranlar
belirlenecektir. Tmar sistemi kapsamnda gler ve artan nfusla beraber tarm
alanlarnda meydana gelen artn ortaya konulmas, almamzn amacn olu-
turmaktadr.

Yntem
ncelikle, Nibolu sancana bal umnu kazas kaytlarnn bulunduu tahrir
defterleri tespit edilmitir. Buna gre Sofya Kiril Metodievo Milli ktphane-
sinden NBKM Oak 45-29 (M.1479), Hk 12-9 (1483) icmal defterler ile Oak
217-8 (1537-38) evkaf defteri; Devlet Arivleri Genel Mdrl Osmanl
Arivi Daire Bakanl, 370 Numaral (937/ 1530) Muhasebe-i Vilayeti Rumeli
Defteri, TT 0439 (M.1540), TT 0382 (M.1550), TT 0771 (M.1645) mufas-
sal defterler ile 788 (Evk.)(M.1540) evkaf defterine ulalmtr. Tapu Kadastro
Genel Mdrl Kuyud-u Kadime Arivinden TT 042 (M.1572), TT 058
(M.1578) mufassal defterler ile 559 (Evk.) (M.1587) evkaf defterlere ulalm,
bu defterlerdeki kaytlardan ilgili tablolar oluturulmutur. Yaplan incelemelerde
tahrir dnemlerine gre kaza idari snrnda deiiklikler olduu tespit edilmitir.
Nitekim 1540 tarihli mufassal tahrir defterine gre umnu idari snrlar iinde
olan yerlemelerin bir ksmnn, daha sonraki defterlerde Hezergradn idari ala-
nnda kaldklar anlalmtr. Buna gre umnu idari alannn 1540 tarihinde
daha geni iken sonraki defterlerde darald anlalmaktadr. Bu karkln n-
lenmesi iin de en geni snrlarn olduu 1540 tarihli defterdeki idari alan esas
alnm, sonraki defterlerde umnu kazas dnda kalan yerlemeler, Hezergrad
kazas kaytlarndan tespit edilerek umnuya dhil edilmitir.

5 Osmanl Devletinde genellikle yeni fethedilen bir toprakta fetihten hemen sonra ve dier topraklarda
yeni padiah tahta getiinde arazi tahrirleri (kaytlar) yaptrlarak bu kaytlar birletirilip defter haline
getirilmitir. Tahrir bittikten sonra her blgeye ait rf ve adetlerle alnacak vergi kurallar kanunname
halinde defterin bana eklenmitir. Bkz. Nicoara Beldceanu, XIV. yy.dan XVI. yy.a Osmanl Devletinde
Timar, ev: Mehmet Ali Klbay, Teori Yaynlar, Ankara, 1985,s.3

506
XV-XVII. Yzyllarda Anadoludan umnuya...

lk defterler olan 1479-1483 ve 1530 tarihli defterler icmal (zet) olduu iin
bunlarda ismi geen yerlemelerin Mslman Trklere mi yoksa Bulgarlara m ait
olduunun tespit edilebilmesi iin yerleme isimleri ve hane kaytlarndaki bilgiler
esas alnmtr. Bu defterlerde Mslman Trk nfusunun, Mslim; Mslman
Trklere ait yerlemelerin de genelde Trke isimli olduu, Gayri Mslim Bulgar
nfusun ise Gebran; bunlara ait yerleme isimlerinin de Bulgarca olarak kaytl
olduu grlmektedir.6 Baz yerleme isimlerinin Trke olmamasna ramen,
tamamen Mslman Trk nfusla meskn olduu tespit edilmesinden dolay,
bunlar tablolarda Mslman Trk yerlemeleri arasnda verilmitir.
Tahrir dnemlerine gre en eski defterler olan 1479 ve 1483 tahrirlerinden
balayarak, Mslman Trk yerlemeleri ve hane saylar ile Bulgar hane saylar
belirlenmitir. 1483 tahririnden sonraki defterler, kendilerinden nceki defter-
lerle kyas edilerek sahada en son kurulan Mslman Trk yerlemeleri tespit
edilmeye allm, bunlarla ilgili bilgiler tablolarda gsterilmitir. Tahrirler d-
neminde kurulup, gnmzde varl devam eden yerlemeler, bahsedilen tablo-
larda Trke ve Bulgarca isimleri ile birlikte verilmitir.7 Defterlere gre kaza idari
alannn genelindeki Trk ve Bulgar hanelerinin saylar tespit edilip, hane katsa-
ys olan 5 ile arplarak tahrir dnemlerine gre umnu genelindeki Mslman
Trk ve Bulgar nfusa ait oranlar ekillerde gsterilmitir.8

umnu Kazas
umnu, Balkan Dalarnn dousunda; Tuna Platosu, Dobruca Ovas ve Balkan
Dalarnn birbirine en fazla yaklat bir konumda blge gvenliinin salan-
mas amacyla kurulmu bir kale yerlemesidir. Kam Nehrinin kollar tarafn-
dan Balkan ve Eski stanbulluk Dalar zerinde alm olan vadi geitlerinin
Tuna Platosu ile gneydeki Trakya Ovalarn birbirine balad iin tarihi d-
nemlerde buralarn gvenliklerinin salanmas son derece nem kazanmtr.
Bahsedilenlerin yannda birinci Bulgar devletinin bakentleri olan Pliska ve
Preslavn, bir Karadeniz liman olan Varna ile ikinci Bulgar devletinin bakenti

6 Defterlere gre, sahada bulunan Gebran (Gayri Mslim) nfus aka grlmekte olup almamzda
bunlar genel olarak Bulgar nfusu olarak kabul edilmitir. Genel durum byle olmakla birlikte bunlarn
iinde zaman zaman farkl unsurlar da bulunabilmektedir. Nitekim sahada Gayri Mslim nfusun iinde
Gagavuz, Latin ve Ermeniler de bulunmaktadr. Gagavuzlar iin bkz. Ahmet Hasan Cebeci, XVI. Yzyl
Osmanl Tahrir Defterlerine Gre Gagauzlar, Gazi niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Tarih Anabilim
Dal Yenia Bilim Dal, Ankara, 2008, s.162-164. Sahada bulunan Latin ve Ermeniler iin bkz. TT42
(M.1572), s.168; TT 771 (M.1645) s. 151, 246.
7 Osmanl hkimiyetinin 1877-78 Osmanl-Rus savandan sonra zayflamas ve daha sonrada sona ermesiyle
birlikte, Bulgaristanda Trk kylerinin isimleri Bulgarca isimlerlerle deitirilmeye balanmtr. En byk
deiiklik ise 1934 ylnda gereklemitir. Bu dnemde Bulgaristan genelinde 1900 yerlemenin ismi
Trkeden Bulgarcaya evrilmi, alma sahamzdaki Trk kylerinin ismi de genel olarak bu dnemde
deitirilmitir. Bkz. Trker Acarolu, Bulgaristanda Trke Yer Adlar Klavuzu, Trk Tarih Kurumu
Yaynlar, VII, Dizi, Say, 200, sayfa 13-17, Ankara, 2006.
8 Deiik aratrmaclar tarafndan dneme ait farkl hane katsaylar kullanlrken, almamzda mer
Ltfi Barkann kullanm olduu 5 hane katsays kullanlmtr. Bkz. Bekir Kemal Ataman, Ottoman
Demographic History 14th-17th Centuries), Journal Of Economic and Social History of the Orient, Vol.
35, No.2 1992. s. 189-190.

507
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

olan Trnovay, Tuna liman olan Rusuka balayan yollarn gvenliinin sa-
lanmas umnu kalesinin stratejik nemini arttrmtr.9 Bu zellikleri sayesinde
umnu, tarihi dnemlerde blgenin gvenliini salayan bir kale yerlemesi ola-
rak karmza kmaktadr.
Harita 1: Nibolu Sanca ve Kazalar (XVI. yy.)

Osmanl, Bulgaristan topraklarn fethetmek iin harekete getiinde saha-


da drde blnm bir siyasi yap mevcuttu. Trnova krall 1388 ylnda ks-
men, 1395 ylnda ise tamamen alnm, Konstantin ili (Kstendil) ile birlikte
Osmanl topraklarna katlmtr. Vidin Prenslii ve Dobruca Despotluunun
Osmanl topraklarna dhil edilmesi ise, 1396 ylnda gereklemitir. Blgenin
fethinden sonra 1397 ylnda; Konstantin li, Kstendil Sanca; Vidin Prenslii,
Vidin Sanca; Dobruca Despotluu, Silistre Sanca; Trnova Prenslii ise
Nibolu Sanca ismiyle tekilatlanarak Rumeli Eyaletine balanmtr.10 Nibolu
Sancann snrlar Belgradk ve vraca Dalarndan balayp umnunun do-

9 Selma Akay Ertrk, umnu ehri, stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi (Sha Gneye Armaan),
stanbul niversitesi Yayn No: 5150 Edebiyat Fakltesi Yayn No:3452, stanbul, 3013, s. 287
10 Aye Kayapnar, Bulgaristanda Osmanl Hkimiyetinin Kurulmas: Dnemlendirme Sorunu ve skn,
Trk Tarihinde Balkanlar, Cilt:1, T.C.Sakarya niversitesi, Balkan Aratrmalar Aratrma ve Uygulama
Merkezi Yaynlar No:2, Haziran 2013, Sakarya, s. 329 (313-334).

508
XV-XVII. Yzyllarda Anadoludan umnuya...

usunda Dobruca Ovasnn balad Silistre Sanca snrlarna kadar uzanmak-


tadr (Harita 1).11 Bu dnemde umnu, Nibolu Sancana bal bir nahiye ve
kaza olarak grlmektedir. Nibolu Sancann 1591 ylnda Rumeli eyaletinden
ayrlp zi eyaletine balanmasyla, umnu da, Nibolunun kazas olarak zi
eyaletine dhil edilmitir.12
umnu kazas, XVI. yy. ilk yarsnda en geni snrlara sahipken bu yzyl
ortasnda Hezergradn kaza stats kazanmasyla birlikte idari alannda daralma
olmutur. Daha nce de ifade edildii gibi, almamz umnu kazasnn en ge-
ni snrlar esas alnarak hazrlanmtr. Bu snrlara gre 1540 ylnda kaza idari
alan yaklak olarak 8000 km olup, gnmz umnu Oblast (il) idari alannn
2,3 katna, gnmz Bulgaristan yzlmnn ise yaklak % 7sine tekabl
etmektedir (Harita 1).13

1-XV. yy. Gleri Ve Kurulan Mslman Trk Yerlemeleri


1479 ve 1483 tarihlerine ait olan ilk defterler incelendiinde umnu idari alann-
da Anadoludan g eden Mslman Trklere ait nfusu ve bunlara ait en eski
yerlemeleri grmek mmkndr. Yerlemelere verilen isimlerin Trke, yerle-
melerin Mslman nfusla meskn olmas bunlarn Mslman Trk yerlemeleri
olduunun en nemli gstergesidir. Defterlerde bu durumu kuvvetlendiren baka
deliller de bulmak mmkndr. Nitekim baz yerleme kaytlarnda nfusla ilgili
hane-i yrkan, yrkler ekerler vb.ifadeler grmek mmkndr ki, bunlar saha-
daki konar-ger Ouz boylarn ifade etmek iin kullanlmtr.14

11 Nikolai Todorov, The Balkan City 1400-1900, University of Washington Press Seattle, USA, 1983, s.23-
31.Nuray Ocakl, Demographic Structue and Settlement Paterns of North-Eastern Bulgaria: Acase Study
on Nibolu Sandjak (1479-1483, (Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi) The Institute of Economic and
Social Sciencesof Bilkent University, 2006, Ankara, s.30-31.
12 M. Murat ntu, z le lgili XVII. Yzyl Mhimme Hkmleri ve Kalesi(Yksek Lisans Tezi,),
Balkesir niversitesi Sosyal Bilimler Enstits,1995,s.20-34
13 Gnmzde umnu Oblastnn (l) idari alan 3390 kmdir. Bkz. Osman smail, umnu ve Tarihte
Brakt zler, zmir, 2014, s.15.
14 Rumelide kurulmu olan Yrk Tekilat ile ilk defterlerde geen yrkan ifadesinin yklendii anlam
ayrt etmek gerekmektedir. Yrklk tekilat yeleri askeri statye sahip olup ilk fetih yllarnda sefer
hizmeti, sonraki dnemlerde ise orduya daha ok geri hizmet salayan askerilerin bulunduu bir tekilattr.
Bu tekilata Rumelideki Mslman Trklerle birlikte Tatarlar da dhil edilmitir. Bkz. Tayyip Gkbilgin,
Rumelide Yrkler Tatarlar ve Evlad- Fatihan, stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Yaynlar No:748,
Osman Yaln Matbaas, stanbul, 1957, s.1-20
alma sahamzla ilgili tahrirlere bakldnda XV. yy.a ait olan ilk tahrirlerde Mslim yerlemelerin baz
hanelerinin Tablo1 de grld gibi hane-i yrkan olarak ifade edildii grlmekteyken XVI. yy.dan
itibaren hazrlanm olan mufassal defterlerde ise bu kaytlar grlmemektedir. Bu durum bir sorunsal
olarak ele alnp incelendiinde Harun Yeninin Hangi Yrk? 16. Yzyl Bat Trakyasnda Yrkln
Halleri zerine Baz Notlar balkl almas tarafmzdan incelenerek bu sorunsal giderilmeye
allmtr. Aratrmacnn ilgili eserde de benzer bir sorunsal zerinde durmu olduunu grmekteyiz.
Buna gre defterlerdeki hanelerin zerindeki Yrk ibaresine iki ekilde yaklalmtr. Bunlardan birisi
ilk defterle sonraki defterin karlatrlmas olmu ve bunlardan bazlar iin ilk defterde geen Yrk
ibaresinin, sonrakilerinde reayaya dnerek devlete denen vergilerinde art olduu tespit edilmi ve

509
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Sahaya Anadoludan gelen ilk Mslman nfus, umnunun fethinden son-


ra (1388) umnu kalesinin gvenliini salamak iin yerletirilen askerlerdir.
Bundan sonra sahaya Anadolu kkenli Mslman Trk nfusunun XV. yy. ba-
larnda geldii tahmin edilmektedir. Fethedilen dier yerlerde olduu gibi sa
kolda bulunan umnuya da isknn, fethi gerekletiren komutanlar ncln-
de gereklemi olmas kuvvetle muhtemeldir. Bahsedilen yzyl iin umnu da
bunun ncs Saruhan (Manisa) Beylii komutanlarndan Paa Yiit Bey nc-
lndeki Saruhanl konar-gerler olduu yerleme isimlerinden anlalmakta-
dr.15 Nitekim ilk defterlere gre, XV. yy.da sahadaki Mslman Trk nfusunun
ounlukla konar-ger olarak yaayan Yrkler olduu grlmektedir. Bunlarn
sahaya geldikten sonra geleneksel yaam tarzlarn hemen terk etmedikleri, bir ta-
raftan konar-gerlie devam ederken dier taraftan da iletmekte olduklar mez-
ralarn evresinde yava yava yerleiklie getikleri anlalmaktadr. Bu esnada
kurmu olduklar kylere genelde balarnda bulunan oba beylerinin ismini, yer-
leme ad olarak verdikleri dikkat ekmektedir.16 1444 Varna Savanda umnu
ve evresi byk zarar grm, umnu kalesi yaklm ve kale muhafzlar hallar
tarafndan ehit edilmitir. Baz aratrmaclar sahadaki asl isknn bahsedilen
savatan sonra gerekletiini ifade etseler de, bununla ilgili ak bir delil olmayp,
yerleme isimlerine dikkat edildiinde bunun bahsettiimiz dnem olan XV. yy.
balarndan itibaren gerekletii anlalmaktadr.17
Tahrirler dneminde umnuya yaplan gleri balca dneme ayrmak
mmkndr. Bunlardan ilki XV. yy.da yaplan gler olup bu dnemle ilgili
1479 ve 1483 yllarna ait defterlerden yararlanlmtr.18

bunlarn konar-gerler olduu fikrine ulalmtr. Bir dierinde ise Ekinci ve Ellici olarak kaytl olan ve
baz vergi imtiyazlar olan nfus olup, bunlarn Yrklk Tekilat yeleri olduu anlalmtr. Bkz. Harun
Yeni Hangi Yrk? 16. Yzyl bat Trakyasnda Yrkln Halleri zerine Baz Notlar Bu tespitler gz
nne alndnda almamzda kullanlan XV. yy sonlarndaki icmal defterlerde grlen hane-i Yrk-
yrkan kaytlarnn Yrklk Tekilatn deil; konar-ger yaam tarzn ifade etmek iin kullanld
sonucuna ulalmtr.
15 Halime Doru, XIII.-XIX. Yzyllar Arasnda Rumelide Sa Kolun Siyasi, Sosyal, Ekonomik Grnts
ve Kozluca Kazas, A.. Edebiyat Fakltesi Yayn, Eskiehir 2000, s. 69-71.
Sahaya yaplan ilk isknlardan itibaren beylerinin nderliinde youn bir aknclk faaliyeti balamtr.
Paayiit, Turhanoullar ve Mihaloullar sahadaki nemli aknc komutanlardr. Bkz. Mustafa zer,
Turhanoullarnn Balkanlardaki mar Faaliyetleri. Balkanlarda slam Medeniyeti (II. Milletleraras
Sempozyum Teblileri), Tiran, Arnavutluk, 4-7 Aralk 2003, s. 249.
16 Suraiya Faroqhinin almas bu konudaki tespitimizi destekler niteliktedir. Bkz. Suraiya Faroqhi, Osmanl
ehirleri ve Krsal Hayat, (ev. Emine Sonnur zcan), Dou Bat, Ankara 2010, s. 114
17 Bu durum Balkanolog Machiel Kiel tarafndan da iddia edilmektedir. Bkz. Machiel Kiel, The incorporation
of the Balkans into the Ottoman Empire 1353-1453, Turkey Volume 1 Bizantium to Turkey (Edited by. Kate
Fleet), Cambridge University Press, UK, 2009, ss.152
18 Bu defterlerdeki bilgiler birbiriyle kyaslandnda 1479 tarihli defterdeki bilgilerin eksik olduu anlald
iin, bahsedilen defterden snrl olarak yararlanlmtr. Bkz NBKM Oak45-29 (1479).

510
XV-XVII. Yzyllarda Anadoludan umnuya...

Tablo 1: 1479-1483 Yllar Tahrir Defterlerine Gre umnu Kazasnda


Mslman Trklere Ait Ky ve Mezraalar (1388-1483 Yllar Arasnda Kurulan
Mslman Trk Yerlemeleri)

NBKM OAK
45-29 (1479)
Karyeler (Kyler) ve Mezraalar Kaynak
NBKM HK12-9
(M.1483)
Veselin Bozhikov, Naselenite
AkdereYakas Mz. (Yrkler ekerler)
1 8a Mesta Fe Tsarstvo Bulgariya
(Byala Reka-umnu)
1878-1944, Sofya, 2008.
Aydn Obas Mz. (Hne-i Yrkan)
2 28a Acarolu, a.g.e. s.74
(Aydn Ky-Meovo-Eski Cuma)
3 Aladalu K. (Hne-i Yrkan) 30a Kayp
Alakilise Nahiyesi (Osman Pazar evresi)
4 35a Acarolu, a.g.e. s.27
(Etrafta Yrkler perakende ziraat ederler)
5 Araplar Mz. (Aprilova-Eski Cuma) 34a Bozhikov, a.g.e. s. 86
6 zlatova Mz. (Zlatar- umnu) 19 Acarolu, a.g.e. s.465
Bakacak-Karakal Ky (Probuda-Eski Cuma)
7 79 Acarolu, a.g.e. s.516
(Hne-i Yrkan)
8 Balabanc Mz. (Yrkler ekerler) 75 Kayp
Bykl Bayezid Mz. (Hne-i Yrkan)
9 77 Acarolu, a.g.e. s.115
(Bayechevo-Eski Cuma)
Martin vanov, Renik ;Na
Seliti mena i Nazvaniya Na
10 anak (Panichino-Eski Cuma) 4
Administrativno-Teritoriali
Edinitsi, Saofia 2013,s.126
11 ark Ali nam- dier Selite 31a Kayp
oban Yurdu (Hne-i Yrkan)
12 30b vanov, a.g.e., ,s.127
(obandere-Ovarovo-Eski Cuma)
ukurkla (Hne-i Yrkan)
13 34a vanov, a.g.e., s.128
(Tekke Ky-Manastritsi-Razgrad)
14 Desilova Mz. 8a Kayp
15 Devlethan K. 31a Kayp
Dobrika K. nam- dier Src (Hne-i
16 7a Acarolu, a.g.e. s.878
Yrkan)(Rtlina-Eski Cuma)
17 Emir Doan Mz. 30a Kayp
18 Otine K. 35b Kayp
19 Gergirova K. 26 Kayp
20 Geredeli? (straja maa Geredeli) 31a Kayp
Gedik akr K.(Hne-i Yrkan),
21 35b Kayp
(Kara saoullar)
8a
Hasanbey Mz. (Kara Hasan-Zaraevo-Eski
22 Mezra-i Selitede Acarolu, a.g.e. s.514
Cuma)
Meskndur

511
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Hasan Kulu Mz.(Hne-i Yrkan) (Trem-


23 32a Saha almas
umnu)
24 Hayreddin Mz 31a Kayp
25 Hokadem (Rakovnie) 72 Kayp
Hseyin K. (Kuluviran)
26 2b Bozhikov, a.g.e., s. 85
(Kulu Ky-Ptichevo-Eski Cuma)
27 Hseyin Fakih Mz 33b Kayp
28 zlatova Mz. (Zlatar-umnu) 19 Saha almas
Kaluger Mz. Nam- dier Mirasoullar
29 31b Kayp
(Hne-i Yrkan)
30 Karl Obas K. (Kravelo- Eski Cuma) 12 Acarolu, a.g.e. s.541
31 Kenarlar Mz. 26b Kayp
32 Kilisecik Mz. (Tsrkvitsa-umnu) 39 Acarolu, a.g.e. s.597
Kulfal Obas Mz. (Hne-i Yrkan)
33 19 Acarolu, a.g.e. s.651
(Razvigorovo-umnu)
34 Kumnan K. 21 Kayp
35 Kaleni Mz. (Hne-i Yrkan) 32b Kayp
36 Kalak K. 28a Kayp
37 Karabalu K. (ernoglavtsi-umnu) 77 Acarolu, a.g.e. s.501
Karaca Nasuh K. (Yrkler ekerler)
38 32a Acarolu, a.g.e. s.754
(Makariopolsko-Eski Cuma)
39 Karaca Oullar K. (Hne-i Yrkan) 32a Kayp
40 Karahan mz. (Hne-i Yrkan) 28a Kayp
41 Kenarlar Mz. 26b Kayp
42 Kl Salih Mz. (Nojarovo-Razgrad) 34a Acarolu, a.g.e. s.577
43 Kirelik (Krasnoseltsi-Eski Cuma) 35b Bozhikov, a.g.e., s. 85
44 Kse Mustafa Mz. (Hne-i Yrkan) 32a Kayp
45 Kse Bahi Mz. (Balar-Prvan-Eski Cuma) 32b Bozhikov, a.g.e., s. 85
Kk ncik Mz.(Hne-i Yrkan)
46 31b vanov, a.g.e.,s.54
(lia Blaskovo-umnu)
47 Nasran Sekisi Mz. 78 Kayp
48 ksz Ali Mz. 78 Kayp
49 Parmaksz Hasan K. 78 Kayp
50 Slemi K. 34a Kayp
51 Sindel Mz. (Hne-i Yrkan) 31a Kayp
52 Tomine K. (Hne-i Yrkan) 35a Acarolu, a.g.e. s.93,285
Umurca nam- dier Paayiit
53 10 Acarolu, a.g.e. s.431
(Todorovo-Razgrad)
54 Urum Ahmed Mz. (Hne-i Yrkan) 35a Kayp
55 veysler K.(Vayslar-Orlovo-slimye) 33a Acarolu, a.g.e. s.1000
56 Visok K. 79 Kayp
57 Yrk Sadi Mz. (Hne-i Yrkan) 35b Kayp
58 Yolunca lyas Mz. (Hne-i Yrkan) 35b Kayp

512
XV-XVII. Yzyllarda Anadoludan umnuya...

1479-1483 tahrirlerine gre sahada toplam 646 Mslim hane (3230 kii),
Mslman Trk nfusunun bulunduu toplam 58mezraa ve ky bulunmaktadr
(Tablo 1). Bu mezraa ve kylerde yaayanlarn% 53n hane-i yrkan olarak
kaytl olan konar-gerler, % 47sini ise yerleik kyl nfus oluturmaktadr.
Buna gre, XV. yy. sonlarnda sahada bulunan Mslman Trklerin yarsndan
fazlasnn geleneksel yaam tarzlar olan konar-gerlii henz terk etmedikleri
anlalmaktadr. Yukarda ismi verilen 58 Mslman Trk yerlemesinin 28 ta-
nesinin varl gnmzde devam ederken, 30 tanesi gnmze ulaamamtr.19
Konar-gerlikte daha ok hayvancl desteklemek iin mezralarda ksmi olarak
yrtlen tarmsal faaliyetler; yerleiklie geile birlikte giderek arlk kazanma-
ya balamtr. Yerleiklie geenler tmar sistemine dhil olup, kendilerine verilen
iftlikleri iletmeye balamlardr. Konar-gerlerin yerleik hayata geii ve saha-
ya nfus iskn yeni tarm alanlarnn almasna, var olanlarn da genilemesine
neden olduu anlalmaktadr.
Mslman Trk yerlemeleri arasnda gsterilen baz yerleme isimlerinin
Trke olmad aka grlmektedir (Tablo 1). Defterlere gre, bu yerleme-
lerin tamamen Mslman Trk nfusuyla meskn olmasndan dolay, alma-
mzda bunlar Mslman Trk yerlemeleri arasnda gsterilmitir.20 Bu ise boa-
lan baz Gayri Mslim yerleim yerlerine Mslman Trklerin iskn edildiini,
yeni sakinler tarafndan yerlemenin eski isminin kullanlmaya devam ettiini
gstermektedir. Bulgarlar tarafndan boaltlm, zerinde hane kayd olmayan
ve mezraa olarak kaytl yerlemeler de mevcut olup, Bulgarine, Kk Dalga
mezraalar bunlar arasndadr. Daha sonraki yllarda bahsedilen mezralarn ta-
mamen Mslman Trk nfusla meskn, Mslman Trk kyne dnt
grlmektedir. Tablo 1de isimleri gsterilmemesine ramen, defterlerde nfusu
olmayan baz Trke isimli mezralarda bulunmaktadr. Bunlarn 1530 tarihli def-
terde kaytlarnn olmamas, 1483-1530 yllar arasnda kye dnemeden terk
edilip kaybolduklar anlamna gelmektedir.21

19 Bu defterde ismi geen baz yerlemelerin bir sonraki defterde isimlerinin olmamas, yani ortadan
kalkmasnn en nemli nedeni olarak, XVI. yy. ilk yarsnda Anadoludan sahaya yaplan ikinci ve byk
Mslman Trk g esnasnda, sahaya gelen nfusun hlihazrda var olan nfusu ve yerlemeleri
hareketlendirmesiyle aklanabilir. 1483-1530 yllar arasndaki bu hareketlilik esnasnda baz yerleme
isimlerinin deimi olmas da ihtimal dhilindedir.
20 1483 tarihli defterde zlatova (Zlatar), Dobrika (Src), Tomine, Otine, Gergirova, Kaluger, Kelani,
Visok yerlemelerinde hane halknn tamamnn Mslman Trklerden olutuu grlmekte olup, eskiden
bir Bulgar yerlemesi iken daha sonra bunlarn halknn yerlemeyi terk etmesi sonrasnda, Mslman
Trkler tarafndan yerleildii anlalmaktadr.
21 Kse Yahi Mz., Veledli Mz.. Bkz. Nbkm Hk12-9 (M.1483) s. 35a, 32b.

513
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Harita 2: 1388-1483 Yllar Arasnda Kurulan Mslman Trk Yerlemeleri

1483 tarihli defterdeki yer isimlerinde baz nemli ayrntlar bulunmak-


tadr ki, sahadaki nfusun Anadoludaki kkleri hakknda ipular vermesi ba-
kmndan nemlidir. Bu isimlerin banda Devlethan ve Paayiit isimleri gel-
mekte ve bunlar da Anadoluda Saruhanl Beyliini (Manisa)iaret etmektedir.
Nitekim Devlethan, Saruhanoullarnn Demirci kolunun reislerinden; Paayiit
ise umnunun fethinde grev alan bir Saruhanl komutandr. Defterde saha-
da Paayiit yerlemesinin bir mezraa; Devlethan yerlemesinin ise o dnemin
Mslman Trk yerlemeleri arasnda dierlerine gre byk (45 hane) bir ky
olduu grlmektedir (Tablo 1) (Harita1).22
1479-1483 tahrirlerine gre sahada Mslman Trklerin 646 hane (3230
kii) Bulgarlarn ise 1087 hane (5435 kii) olduu grlmektedir. Toplam nfus
ve hane saysna bakldnda Bulgar nfus bu tarihte ounluk (% 63) olmasna
ramen, Anadolu kkenli Mslman Trk nfusu da Bulgar nfus karsnda
azmsanamayacak bir orana (% 37) sahiptir (ekil 1). Bu durum sahann daha
XV. yy.da nemli bir oranda Mslmanlamaya ve Trklemeye baladn gs-
termesi asndan nemlidir.

22 Feridun M. Emecen, Trkiye Diyanet Vakf slam Ansiklopedisi, Cilt36, yl:2005, s.173. Johann Wilhelm
Zinkeisen, Osmanl mparatorluu, eviri: Nilfer Epeli, Tarihi-1 Editr: Erhan Afyoncu, I. Bask,
stanbul, 2011, s.192. Paayiit Mezraasnda hane kayd olmad iin Tablo 1 de gsterilmemitir. Bkz.
Oak 45-29 (M.1479) s.10.

514
XV-XVII. Yzyllarda Anadoludan umnuya...

ekil 1: XV. yy. Sonlarnda Mslman Trk Nfusu ile Gayri Mslim Nfusu Oran
Kaynak: NBKM Oak 45-29 (M.1479), HK12-9 (M.1483)

Sahaya Anadoludan getirilen konar-gerlerin Tablo 1deki baz kaytlarda


grld gibi, bir taraftan geleneksel yaam tarzlarn devam ettirirken dier
taraftan da yerleiklie gemeye baladklar anlalmaktadr. Defterler incelen-
diinde konar-gerlerin baz kylerle birlikte genel olarak mezralarda kaytl
olduu grlmekteyken, kylerin genelinde ve mezralarn bazlarnda yerleik
nfusa rastlanmtr. Btn bunlar ilk defterlerde konar-gerlerin bir ksmnn
yerleiklie henz yeni getiini, dier ksmnn geme eiliminde olduunu ifa-
de etmektedir. lk defterlerde yerleik olarak grlen Mslman Trk nfusun
yerleiklii de tartmaldr. Nitekim 1479 ve 1483 yl defterlerinde yerleiklerin
de bulunduu Mslman Trk ky ve mezralarnn yarsndan fazlasnn 1530
tarihli defterde olmamas, bunlarn yerleiklik kltrnn ok zayf iken, hareket
kabiliyetlerinin yksek olduunu gstermektedir.
alma sahamzda yaplan aratrmalarda en eski Mslman Trk yerle-
melerinin kuruluundan gnmze kadar ortalama defa yer deitirdii tes-
pit edilmitir.23 Nitekim ilk olarak kla denilen, evresine gre alak, kuzey
rzgrlarna kapal, gney ve gneydou yn ak olan alak alanlarda, genelde
birbirine akraba olan be ailelik obalarn kurmu olduu yerlemeler olduk-
lar anlalmaktadr.24 Bu yerlerde nfus arttka yerleme, kurulduu ekirdein
dna karak daha geni ve yksek alanlara doru kaymtr. Bahsedilen yerle-
melerdeki bu hareketlilik genelde 300-500 m. gibi ksa mesafeler arasnda ger-
eklemitir.

23 Kuruluundan itibaren kylerin yer deitirmesi olay sahadaki kylerde grlen genel bir durumdur.
Bunu bir rnekle somutlatrmak gerekirse, Kocacklar (Tervel) kynn de bahsedilen kylerden birisi
olduu grlmektedir. Nitekim yaplan saha almasnda kyn gnmze kadar defa yer deitirdii
anlalmtr. Buna gre kyn klas kozluk, olarak isimlendirilen mevkii, ikinci yerleim yeri pnar
n mevkii ve son olarak bu gnk konuma yerleildii tespit edilmitir.
24 Halime Doru, XIII.-XIX. Yzyllar Arasnda Rumelide Sa Kolun Siyasi, Sosyal, Ekonomik Grnts ve
Kozluca Kazas, Anadolu niversitesi Edebiyat Fakltesi Yaynlar No:7, Eskiehir, 2000, s. 90-92.

515
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Fotoraf 1:Kilisecik (Tsrkvitsa) Kynn Yurtluk Alan (Mezraas)25

Kylerin kurulu ekirdei olan klalarn yaknlarnda, ilk yerleenlerin met-


fun bulunduu kk mezarlklar, yerleme ekirdeklerinin gnmze ulaan
canl ahitleri durumundadr. Yerlemeler ilk kurulu yerinin dna doru hare-
ket ettike, hareket ynn takip ederek yeni yerleim yerlerine ait tarm alanlar,
meyve baheleri ve mezarlklar grmek mmkndr.26 Klalarn yaknlarnda
gelien ilk ziraat alanlar olan mezraalar, sahada yurtluk olarak isimlendirilmek-
tedir.27 nceleme alannda Mslman Trklerin yerleiklie getikleri ilk kyler-
de, yerleme ekirdeklerini oluturan kla alanlarnda gnmzde yerlemeler
mevcut deilken, kurulan ilk ziraat alan olan mezraalar (yurtluk) ise hlihazrda
ziraat alanlar olarak kullanlmaktadr. Bunlar, mevki ismi kla, kla n, k-
la ard, yurtluk, yurtluk yan, vb. olarak sahada kullanlmaya devam etmektedir
(Fotoraf 1).

2-XVI. yy. Gleri Ve Kurulan Mslman Trk Yerlemeleri


Sahaya asl ve nemli Anadolu kkenli, Mslman Trk g dalgas XVI. yy.da
gereklemitir. Bu yy.da meydana gelen gler, sahann yerleme ve nfus yap-

25 Gstermi olduu misafirperverlik ve yapm olduu katklarndan dolay Kilisecik ky sakinlerinden


retmen Recep SKENDER Beye teekkr ediyoruz.
26 amurlu (Kalino) Kynn 4 tane mezarl mevcut olup, bunlardan en eskisi kyn kuruluu ve sonras
dnemine aittir.
27 Bu terim Osmanl Toprak sisteminde farkl anlamlarda kullanlmtr. Bkz. Orhan Kl, Yurtluk,
Trkiye Diyanet Vakf slam Ansiklopedisi, Cilt43, 2013, s. 614-615.

516
XV-XVII. Yzyllarda Anadoludan umnuya...

sn derinden etkilemi, ok sayda yerleme merkezi kurulurken bir nceki def-


terde var olan baz yerlemeler de ortadan kalkmtr. Bu dnemde kurulan yer-
lemelerin ortak zellii, konar-ger nfus bulundurmayan kk kyler stat-
snde bulunmalardr. Nitekim XV. yy. mezralarnn bir ksmnda nfus olmasna
ramen, bu dnemin mezralarnda herhangi bir nfusa rastlanamam olmas,
bunlarn tamamen yerleik yaama getiklerini gsteren kantlardan birisidir.
Mufassal defterlerdeki hane kaytlarna dikkat edildiinde, kylerin genel-
de birbirine akraba olan aileler tarafndan kurulduu anlalmaktadr. Birinci ya
da ikinci dereceden akraba olan aile yeleri, yerleiklie getikleri klalarnda
kendi kylerinin ekirdeini oluturmulardr. Bu durum mufassal defterlerde-
ki hane kaytlarnda hane reislerinin baba isimlerinden anlalabildii gibi, baz
yerleme isimlerinde de aka grlmektedir. Ky isimlerinde grlen oul-
lar kayd savunduumuz nazariyeyi destekler niteliktedir. Nitekim Ahioullar,
Bahioullar, Burhanoullar, Miraoullar, Doanoullar, Elvanoullar
vb. isimler, yerlemelerin ayn babann ocuklar tarafndan yani kardeler ta-
rafndan kurulduunu ifade etmektedir. Daha sonraki dnemlerde bahsedilen
yerleme isimlerinden oullar tamlamas kalkm ve bu yerlemeler; Ahiler,
Bahiler, Burhanlar, Doanlar, Elvanlar vb. olarak tesmiye edilmeye balamlar-
dr. Kylerin kurucularnn akraba olduklar grlrken birbirine yakn olarak
yerleiklie geen obalarn, yani yakn olan kylerde yaayan ailelerin de akraba
olduklar anlalabilmektedir. 1530 tarihli defterde kaytl olan Yrk Sinan ky
ile 1540 tarihli defterdeki Yrk Salih kylerini buna rnek olarak vermek mm-
kndr. Defterlerden, Sinan ile Salih isimli iki karde ve bunlarn oullar tarafn-
dan birbirine yakn iki farkl ky kurulduu anlalmaktadr. 1550 yl defterinde
ise Yrk Sinan kynde yaayanlarn Yrk Salih kyne g ettii, yani akraba
olan obalarn ayn ky ad altnda birletii grlmektedir. Gnmzde bu yer-
leme, umnuya bal Yrkler (Stanovets) ky olarak hlen varln devam et-
tirmektedir. Eer bu yerlemeler birlememi olsayd muhtemelen gnmzde iki
farkl ky olarak devam edecekti. Yerleme isimlerinde grlen bir dier zellik
ise, bu isimlerde kullanlan sfatlarn zamanla ortadan kalkmas, nitelenen isimle-
rin ise yerleme ismi olarak kullanlmaya devam etmi olmasdr. Divane Ahmet,
Ahmetler; Divane Kpek, Kpek Ky; Divane Mustafa, Mustafalar; Divane
Hamza, Hamzalar vb.28 simlerde kullanlan baz terimler yerleme isimlerinin
boy ve oymaklar ile ilgili bilgiler vermesi asndan da nemlidir.29
Mslman Trk yerleme isimlerinin bazlarnda kuruculara ait meslek isim-
leri mevcut olup, bundan da dneme ait meslekler hakknda bilgi edinilmekte-
dir. Bunlarn banda demircilik gelmekte, bu isimle sahada farkl yerleme

28 Baz yerleme isimlerinde kullanlan Trke sfatlar tahrir yazclar tarafndan deitirilerek zellikle
Farsa karlklar kullanlmtr. Buna en bariz rnek olarak delinin divane szc ile deitirilerek
kaydedilmi olmasnda grlmektedir.
29 Kulfal Obas, Kulfall Yrkleri; Divane Kpek, Kpekli Avar; Kocack, Kocack Yrkleri v.b. Bkz.Serap
Toprak, XVI. Yy. da Balkanlarda slamlama, Ankara niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Tarih (Genel
Trk Tarihi) Anabilim Dal, Ankara, 2005. s. 1-33.

517
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

bulunmaktadr. Bunun dnda geleneksel Trk dokumas ulha ve onu reten


anlamna gelen Cllah; ulha nebeyi, Kara Cllahlar, Yusuf Cllahlar ky-
lerinin isimlerine yansmtr.30 Tccar anlamna gelen Bazarkanismi de buna
verilebilecek rnekler arasndadr. alma sahamzda bulunan ve u anki ismi
Orta Ky olan yerlemenin defterlerdeki ismi, Kse Bazarkan; Kdr Kynise
Bazarkan Hzr olduu grlmektedir. Sahaya yerleen nfusun ekonomik geim
kaynann banda hayvanclk faaliyeti geldii iin doal olarak ona ynelik yer-
leme isimlerini de grmek mmkndr. oban, Semer, Kasap isimli yerlemeler
bunun en belirgin rneidir. oban Mustafa nam- dier Byklu; Dalka nam-
dier oban Yurdu; Doyuran zaviyesi, obanpnar; Semerci; Kassablu, konar-
gerlerin ekonomik faaliyetleri olan hayvancla ynelik vermi olduklar yer-
leme isimleridir. Terzilik mesleini ifade eden, Hasan Derzi ve Derziler ismine
de rastlanmaktadr. Sahaya yeni yerleen Trkler arasnda arcla bal olarak
Kovanclar, Kovanc Mahmud, Ballca Balaban isimlerini grmek mmkndr.
Yaclar, anak, krk, Kalkanc, Ta, Oku, Kl, Helvac, Doanc,
Arabac, Kuyucu isimleri, kurucularnn mesleini temsil eden dier yerleme
isimleridir.
Tablo 2: 1483-1530 Yllar Arasnda Kurulan Mslman Trk Yerlemeleri31

370
Karyeler (Kyler) Kaynaklar
(937/1530)

Ahioullar K. (Ahlar-Drentsi-umnu) 550 vanov,a.g.e., s.16


Ak Mehmedi K. (Podgoritsa- Eski Cuma) 554 vanov, a.g.e. s.35
Anadolulu Hseyin K. 550 Kayp
Arabacolu K. 551 Kayp
Arabac Osman nam- dier ksz Hasan K.(Osman
208 Bozhikov, a.g.e.,s. 85
Pazar-Omurtak-Eski Cuma)
Aa klar K. (Lyubichevo-Eski Cuma) 554 Bozhikov, a.g.e. s. 85
Azizler (Deli Nasuh-Duhovets-Razgrad) 557 Bozhikov, a.g.e., s. 83
Barnlar K. (Dereky Sutrino-umnu) 553 Saha almas
Ballca Balaban K. (Kraygortsi- Bozhurovo- ernookovo-
553 Saha almas
Eski Cuma)
Bekirli K. (Konevo- umnu) 550 Bozhikov, a.g.e. s. 87
Be Evli K. (Kirkovo-umnu) 553 Bozhikov, a.g.e. s. 87
Beypnar K. (Tozpatlar-Rositsa-Eski Cuma) 554 Bozhikov, a.g.e. s. 85
554 maa
Beyli Hac Mz. (Boyan-umnu) Karye-i Bozhikov, a.g.e.,s. 92
Hasanca
Bolana K. 554 Kayp

30 Feridun M. Emecen, Trkiye Diyanet Vakf slam Ansiklopedisi, Cilt8, yl:1993, s.83-84
31 Bu tablo 370 numaral (937/1530) Tarihli Muhasebe-i Vilayet-i Rm li defteri ve Nbkm Hk12-
9(M.1483) tarihli icmal Defterindeki umnu kazasna ait kaytlarn karlatrlmas ile hazrlanmtr.

518
XV-XVII. Yzyllarda Anadoludan umnuya...

Bulgarine K. (Bulank-Mtnitsa- umnu) 552 Saha almas


Buhlar- Kk- (Buhovtsi- Eski Cuma) 553 Acarolu, a.g.e. s.154
Burhanoullar K. (Edinakovtsi-umnu) 553 Bozhikov, a.g.e. s. 92
Byk Ekizce K. (Bliznatsi-umnu) 550 Acarolu, a.g.e. s.314
Byk ncik (Vasil Durumev-umnu) 553 vanov, a.g.e., s.54
Baltal Hseyin K. 553 Kayp
Boynu Ericiler (Duraklar-Stanets-Eski Cuma) 551 Bozhikov, a.g.e., s. 85
553
Brklce (Brgce-Veselina-Razgrad) Karagz- Bozhikov, a.g.e., s. 89
oullar
amurlu K. (Kalino-umnu) 550 Bozhikov, a.g.e. s. 92
avu K.(Metodievo-umnu) 552 Bozhikov, a.g.e. s. 91
krk Murat K. (Buynovo-Eski Cuma) 553 Bozhikov, a.g.e. s. 91
ukurova K. (Trapite-Razgrad) 552 Bozhikov, a.g.e. s. 89
Dalga K. (Hac Bayram Yeri-Dlga-Eski Cuma) 554 vanov, a.g.e. s.127
Demirciolu K. (Sthrahilitsa-umnu) 550 Bozhikov, a.g.e. s. 91
Demirciler K. (Zhelezari-Eski Cuma) 553 Bozhikov, a.g.e.s. 85
Demirky K. (Moravitsa-Eski Cuma) 549 Bozhikov, a.g.e. s. 85
Divane Ahmet K. 551 Acarolu, a.g.e. s.12
Divane Hamza K. (Bankovets-Eski Cuma) 553 Bozhikov, a.g.e. s. 84
Divane Kpek K. (Mengievo-umnu) 554 Bozhikov, a.g.e. s. 85
Divane Mustafa K. 554* Kayp
Doanc K. (Osen-Eski Cuma) 553 Bozhikov, a.g.e. s. 91
Doline Pnar K. der nezdi karye-i Esenkova 554 Kayp
Evrenos nam- dier Kulfal Fakih K. (Erevish) 558 Saha almas
Elvanlar K. (Alvanovo-Eski Cuma) 552 Acarolu, a.g.e. s.38
Bozhikov, a.g.e. s. 91,
Erikli K. (Slivak-umnu) 550
vanov, a.g.e.s.18
Hasan Derzi (Kroia) 552 Bozhikov, a.g.e. s. 89
shak 549 Kayp
Acarolu, a.g.e. s.331 vanov,
Cumalu K. (Eski Cuma-Targovishte) 553
a.g.e. s.26
Karaaa K. (Slavyanovo- Eski Cuma) 552 Acarolu, a.g.e. s.496
Kse Musa K. (Kliment-umnu) 553 Acarolu, a.g.e. s.320
Ferhadlar K. (Delchovo-Razgrad) 551 Bozhikov, a.g.e. s. 83
Gelen Beg K.
549 Acarolu, a.g.e. s.569
(Kelebek- Benli Ky- Kruolak-Eski Cuma)
Grgenl K. (Gabritsa-umnu) 550 Acarolu, a.g.e. s.385
553,
Hac Hamza K. (Filaretovo-slimye) A.(DFE.d Acarolu, a.g.e. s.399
708:29)
Hac skender K.
550 Bozhikov, a.g.e. s. 85
(Kileciler-Krasnoseltsi-Eski Cuma)
Hac Salih K. (Yaclar-Veselets-Eski Cuma) 554 Bozhikov, a.g.e. s. 84

519
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Hasanca-Avc Hasan-Gbekli K.
554 vanov, a.g.e. s.132
(Lovets-Eski Cuma)
Hseyinler K.
553 Acarolu, a.g.e. s.434
(Dolna- Gorna Hubavka -Eski Cuma)
Hzrca nam- dier Divane Mahmud K.
554 Acarolu, a.g.e. s.702
(Mostich-umnu)
dris K. 554 Kayp
mrahor K. (Velino- umnu) 549 Acarolu, a.g.e. s.444
shak K. 549 Kayp
Kademl K. (Bulgaranovo- Eski Cuma) 551 Acarolu, a.g.e. s.472
Kad K. (Panayot Volovo-umnu). 553 Acarolu, a.g.e. s.475
Kad K. 552 Kayp
Kad Fakih K. 554 Kayp
Kalkanc Doan K. (glika-umnu) 549 Acarolu, a.g.e. s.481
Kalova K. (Dyankovo-Razgrad) 553 Acarolu, a.g.e. s.486
Kara Cllahlar K. (Prezviter Kozma-E.Cuma) 553 Acarolu, a.g.e. s.507
Kara Selman (Salmanovo- umnu) 549 Bozhikov, a.g.e. s.87
Karaca Hayreddin 554 Kayp
Karalar 549 Kayp
Karaevhadlar K.
554 Acarolu, a.g.e. s.500
(Karaatlar -Vrani kon- Eski Cuma)
Kavaklu (Belokopitovo-umnu) 553 Saha almas
Kel Yrk K.(Ruets-Eski Cuma) 549 Bozhikov, a.g.e. s. 91
Keililer K.
550 Acarolu, a.g.e. s.568
(Gorno-Dolno Kozerovo-Eski Cuma)
Kassablu K. (Dibich-umnu) 551 Acarolu, a.g.e. s.546
Kayack K. 552 Kayp
Kayack- Has K. (Timarevo-umnu) 552 Acarolu, a.g.e. s.557
Kayack- Tmar K.(Timarevo-umnu) 550 Acarolu, a.g.e. s.557
Kayal Dere K. (Kamenyak umnu) 551 Acarolu, a.g.e. s.558
Kla K. 549 Kayp
Kzlkaya (Zhivkovo-umnu) 549 Acarolu, a.g.e. s.594
Kocacklar K.(Tervel-umnu) 553 Acarolu, a.g.e. s.605
Kopuzcu nam- dier Kzlca Daniment K. 549 Kayp
Kovanclar K. (Pelina-umnu) 553 Acarolu, a.g.e. s.626
Kklce K. (Venets-umnu) 553 Acarolu, a.g.e. s.634
Klavuzlar K. (Kray-pole- Eski Cuma) 553 Acarolu, a.g.e. s.650
Kutbeddin K. (Kubadn- Eski Cuma) 554 Acarolu, a.g.e. s.648
Kk Ekizce K. (Bliznatsi-umnu) 550 Acarolu, a.g.e. s.314
Makak 550 Bozhikov, a.g.e. s. 92
Manoli-i Mslim (Manoli-Burgaz) 553 Saha almas
Mekiler K. (Belomortsi- Eski Cuma) 551 Bozhikov, a.g.e. s. 85
Murad Viran 552 Kayp
Musa lyas 553 Kayp

520
XV-XVII. Yzyllarda Anadoludan umnuya...

Mrsel 552 Kayp


Narpaa 552 Kayp
Nasuha (Makariapolsko- Eski Cuma) 552 Bozhikov, a.g.e. s. 91
Nebiler K. 549 Kayp
Bozhikov, a.g.e. s. 90;
Okular (Zdravets- Eski Cuma) 552
vanov, a.g.e. s.52
Popine K. 553 Kayp
Sarlar K. 553 Kayp
Sar Yusuflar K. (Sarspl-Tserovite- Eski Cuma) 553 Bozhikov, a.g.e. s. 85
Saruca Bazergan K. (Tapiletovo-Eski Cuma) 551 Bozhikov, a.g.e. s. 85
Subirlik K. (Sini-vir- umnu) 553 Acarolu, a.g.e. s.873
Seydiolu K. (Seydol-Razgrad) 552 Bozhikov, a.g.e. s. 89
Stl K.(Vrbak-umnu) 550 Acarolu, a.g.e. s.470
Sultan Ana nam- dier Sait Baba
558 Bozhikov, a.g.e. s. 86
(Seyai-Eski Cuma)
uaybe K.
554 Bozhikov, a.g.e. s. 90
(Geren-Bbel-Mihail Petrov-Eski Cuma)
Ta K. (Kamenar-Razgrad) 553 Bozhikov, a.g.e. s. 89
Tekyeler K.(Obitel- Eski Cuma ) 554 Acarolu, a.g.e. s.947
Nasrl K.(Radko-Dimitrievo-umnu) 554 Bozhikov, a.g.e. s. 92
Topuzlar K. (Topuzevo-slimye) 551 Acarolu, a.g.e. s.961
Tunrl Obas K. 554 Kayp
Turhan K.(Stoynovo- Eski Cuma) 550 Acarolu, a.g.e. s.305
Turhani (Dura-Ludogortsi-Razgrad) 552 Bozhikov, a.g.e. s. 82
Trkeler K.(ikovitsa- Eski Cuma) 552 Bozhikov, a.g.e. 86
Uruz Obas K. 551 Kayp
Acarolu, a.g.e. s.992
Uzun smail K. (Dlazhko- Eski Cuma) 552
Bozhikov, a.g.e. s. 91
550 nam-
Yenice K. (Tsarevbrod-umnu) dier Saha almas
Serseml
Yavalar K.(Vasil Levski- Eski Cuma) 549 Bozhikov, a.g.e. s. 91
Yrkler- nam- dier Kestane Pnar K.
550 Bozhikov, a.g.e. s. 85
(Kestenovo- Eski Cuma)
Yrk Sinan K.(Yrkler-Stanovets-umnu) 549 Bozhikov, a.g.e. s. 84
Yakup Fakih K. 552 Kayp
Yukar klar K.(Lyublichevo- Eski Cuma) 553 Bozhikov, a.g.e. s. 85
Yusuf Cllahlar K.(Suina-umnu) 552 Bozhikov, a.g.e. s. 87
Ykller K. (Staro Selka- Eski Cuma) 32
554 Bozhikov, a.g.e. s. 86
Zaral K. (Saedinenie- Eski Cuma) 554 Bozhikov, a.g.e. s. 91
Zekeriyya K.(ekere-Lovsko-Razgrad) 549 Bozhikov, a.g.e. s. 89

Sbk karye olup perakende olman haliya mezra olup etrafta ziraat idp
32

rn verirler.

32 1964 Ylnda Tia Baraj Gletinin sular altnda kalmtr.

521
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

1530 tarihli deftere gre, 1483 tarihli defterde olmayp bu defterde olan
yani yeni kurulmu olan kylerin genelde umnunun gney batsnda bulunan
Gerlova Platosu ile kuzeyindeki Deliorman Platosunda younlat grlmekte-
dir. Bu dnemde Gerlova Platosunda kurulan yerlemelerin byk bir ksm, g-
nmzde Eski Cuma Oblast (il) idari snrlar iinde kalmaktadr ki, 1530 tarihli
defterde Cumalu ky, bahsedilen yerlemenin ekirdeini oluturmaktadr.33
Deliorman Platosunda kurulanlar ise, gnmzde umnu Oblast (il) idari snr-
lar iinde kalmaktadr (Harita 4).
1483 tarihli defterde tekye ve zaviyelere dair herhangi bir kayda rastlanmazken
bu defterde, tekye ve zaviye yerlemeleri grlmeye balamtr. Nitekim gn-
mzde Eski Cuma idari snrlar iinde bulunmakta olan Tekyeler kynn 1530
tarihli defterde 25 hanelik bir Mslman Trk yerlemesi olarak kurulmu oldu-
u grlmektedir. Yerlemelerin kurulular esnasnda alm olduu isimler ok
ey anlatmaktadr. Obalarn yerleiklie gemesi ile kurulan yerlemelere, genelde
oba beylerinin ismi verildii ve bu yerlemelerin ilk tahrirlerde hane saylarnn
olduka az olduu daha nce ifade edilmiti. Birden fazla oba tarafndan kurulan
yerlemelere ise, ya birden fazla oba beyini ihtiva eden isimler ya da farkl isimler
verilmekle birlikte bunlarn hane saylarnn daha fazla olduu grlmektedir.
sim vermelerle ilgili bu tespit, mutlak olmamakla birlikte genel bir zelliktir.34
lk g dalgasyla gelip XV. yy boyunca konar-ger olarak yaayanlarn
yerleiklie geii, muhtemelen ikinci g dalgasnda gelenlerle birlikte tamam-
lanmtr.35 Nitekim 1483 tarihli defterde Alakilise nahiyesinde (Osman Pazar
evresi)konar-ger 145 hane (725 kii) Yrn etraftaki mezralarda ziraat yap-
tklar bilgisi yer almaktadr. 1530 tarihli defterde, bahsedilen konar-ger ha-
nelerle ilgili bir kayda rastlanmad halde bu blgede; Arabac Osman (Osman
Pazar-Omurtak), Kara Cllahlar, Mekiler, Saruca Bazergan, Divane Ahmed,
anaklar, Kulauzlar, Divane Hamza, Hseyinler, Musa lyas yerlemelerinin
kurulmu olduu grlmektedir. Ad geen yerlemelerin, yukarda bahsedilen
145 hane konar-gerin bu dnemde yerleiklie geiiyle birlikte kurulmu ol-

33 Cumalu (Eski Cuma, Targovite) ismi, burada Cuma gnleri konar-ger Yrkler tarafndan kurulan
hayvan pazar dolaysyla verilmi olduu tespit edilmitir. Nitekim baz kaytlarda Eski Cuma Pazar
olarak ta grlmektedir.
34 Oba beylerinin isimlerini ihtiva eden kyler: shak (hne:8), Kalkanc Doan (hne:4), Yrk Sinan
(hne:2), Anadolulu Hseyin (hne:7), Turhan (hne:8), hioullar (hne:4), Uruz Obas (hne:7),
veysler (hne:3) v.b. Birden Fazla Oba tarafndan kurulduu tahmin edilen yerlemeler: mrahor
(hne:29), Balabanc (hne:12), Kla (hne:12), Kara Selman (hne:15), Kobzc (hne:10), Yavalar
(hne:12), Gelen Beg (Kelebek) (hne:17), Makaklar (hne:24), amurlu (hne:16), Yenice (hne:12),
Kayalu Dere (hne:34) v.b.
35 1483 tarihli defterde hane halk olmayan mezraalar olarak grlen Bulgarine ve Dalga yerlemelerinin bu
defterde Mslman Trklerle meskn kylere dnt grlmektedir. Daha ncede ifade edildii gibi
bu yerlemeler eski Gayri Mslim yerlemeleri olup, Gayri Mslimler g ettikten sonra hli yani bo
yerlemeler olarak 1483 tarihli defterde mezra olarak kaydedilmiken, 1530 tarihli defterde Mslman
kyleri olarak grlmesinin nedeni, buralara Anadoludan gelen Mslman Trklerin yerletirilmesinden
kaynaklanmaktadr. Nitekim bu kylerden Dalga gnmzde ayn isimle, Bulgarine (Bulank-Mtnitsa)
olarak varln devam ettirmektedir.

522
XV-XVII. Yzyllarda Anadoludan umnuya...

mas kuvvetle muhtemeldir. Sahadaki buna benzer rnekleri oaltmak mm-


kndr.
Harita 3: 1483-1530 Yllar Arasnda Kurulan Mslman Trk Yerlemeleri

1483 tarihli defterde grlen 646 hane (3230 kii), 1530 ylna kadar doal
nfus artyla 107 hane (535 kii) artarak, 753 haneye (3765 kii) ulamtr.
1483-1530 yllar arasnda Anadoludan gelen 1165 hane (5825 kii) Tablo 2de
grlen 123 yerlemenin kurulmasna sebep olmutur. Bylece 1530 tarihinde
sahada gler ve doal nfus artyla birlikte toplam Mslman Trk nfusu
1918 haneye (9590 kii) ykselmitir. Yeni kurulmu olan 106 yerlemenin ge-
nelde 4-10 hane arasnda deien, yani yeni yerleiklie gemi obalar olduklar
dikkati ekmektedir. Artan hane saysna paralel olarak tarm alanlarnn genile-
mesi de devam etmektedir. Bu dnemde kurulan kylerden birisi olan Anadolulu
Hseyin Karyesi, sahaya g eden nfusun kaynan gstermesi bakmndan
nemlidir (Tablo 2).36 Bahsedilen dnem iinde Bulgar nfus ise 765 hane (3825
kii) artarak 1852 haneye (9260 kii) ulamtr.

36 Anadolulu Hseyin ky gnmze ulaamamasna ramen, yaplan saha almasnda Keililer


(Kozerovo) kynn yaklak 2 km gneydousunda varl tespit edilen eski mezarln bu kye ait
olduu tahmin edilmektedir.

523
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

ekil 2: 1530 Ylnda umnu Kazas dari Alannda Mslman Trk Nfusu ile
Gayri Mslim Nfusu Oran (Kaynak: BOA 370 numaral Muhasebe-i Vilayet-i
Rum-ili Defteri (937/1530) Cilt II, Ankara, 2002, s.549-553)
1530 tarihli deftere gre umnu kazas idari alannda toplam 3688 hane
(18440 kii) bulunmaktadr. ekil 2de grld gibi bu tarihte sahadaki
Mslman Trk nfusu ile Bulgar nfusu dengelenmitir. Bir nceki deftere na-
zaran her iki nfusta da art meydana gelmi olmasna ramen, Trklerin art
orannn Bulgarlara gre % 14 orannda daha fazla olmasnda, Tablo 2de yerle-
me isimleri grlen Anadoludan gelen gler etkili olmutur.
Tablo 3: 1530-1540 Yllar Arasnda Kurulan Mslman Trk Yerlemeleri 37

TT 0439
(M. 1540)
Karyeler (Kyler) Kaynaklar
TT 0788 (Evk.)(M.1540)
OAK 217-8 (M.1537-38)
Abdi Fakih, k Abdi K.
204 Saha almas
(Ik ky-Osonovets-umnu)
Evhadlar K.
283 Evhadlar vanov, a.g.e., s.14
(Atlar - Sadnenie- Eski Cuma)
Balabanc K. (Yazovets- Eski Cuma) 201 nam- dier Kokarca Acarolu, a.g.e. s.612
Balcolu K. 256 Kayp
Balluca Balaban
(Rahmanoullar- Kraygortsi- Eski Cuma) Acarolu, a.g.e.
553
(Muradoullar- Bozhurovo- Eski Cuma) s.2,513
(Karagzoullar- ernookovo- Eski Cuma)
Bazarkan Hzr K.
247 Acarolu, a.g.e. s.133
(Kdr Ky-Kitanchevo-Razgrad)
Bepnar K. (mrenler-mrenchevo-umnu) 74 Acarolu, a.g.e. s.445
Borazanlu K. (Trba-Hezergrad) 314 Acarolu, a.g.e. s.143
Bozca nebeyi K.
204 Acarolu, a.g.e. s.149
(Bohalar-Kaolinovo-umnu)
Buhlar- Kk- (Buhovtsi- Eski Cuma) 308 Acarolu, a.g.e. s.69

37 Bu tablo TT439 (M. 1540) tarihli mufassal tahrir defteri ve 370 numaral (937/1530) Tarihli Muhasebe-i
Vilayet-i Rm li Defterinde umnu kazasna ait kaytlarn karlatrlmas ile hazrlanmtr.

524
XV-XVII. Yzyllarda Anadoludan umnuya...

246 oban Mustafa nam- dier


Byuklu K. (Bortsi-umnu) Acarolu, a.g.e. s.135
Byuklu
ukurca K. 265 Kayp
Davudlar K. (Davidovo-Eski Cuma) 340 Acarolu, a.g.e. s.247
Divane Hasan K.
205 Saha almas
(Hasan Mahalle-Golyama Voda-Razgrad)
Divane Hzr K.
254, Abdaloullar dahi derler Bozhikov, a.g.e, s.91
(Avdallar-Lovets- Eski Cuma)
Deniz Fakih K. (ayr Ky) 206 Kayp
Doanoullar K. (Yasterbino- Eski Cuma) 235 Bozhikov, a.g.e.,s.85
Doyuran Dede Zaviyesi (Doyrantsi-umnu) 126 Saha almas
Durali Fakih K. (Dralfa-Eski Cuma) 254 Saha almas
Dbudak (Yasenovets-Hezergrad) 315 Bozhikov, a.g.e.,s.89
Esenkova K.
281 vanov, a.g.e.,s.128
(ukur Ky- Yasenkova-umnu)
Mezide K. 233 Kayp
Hafzolu Mehmed Dede Zaviyesi
353, Nam- dier Armudlu Pnar Saha almas
(Vrani Kon-Eski Cuma)
OAK 217-8 (1537-38)
Acarolu, a.g.e. s.416-
Hezergrad (Razgrad) Yenice nam- dier Hezergrad-
417,834
Cedid
slam Fakih K. (Sinya Voda-Razgrad) 245 Saha almas
Hass K. (Dobri Voynikovo-umnu) 228 vanov, a.g.e.,s.137
Kabakulak K. (Uintsi-Hezergrad) 338, nam- dier Bedogyan Acarolu, a.g.e. s.470
Kara Ahmed K. 295 Kayp
Kara Mustafa Pnar K. ( Mutaflar Plastina-
246, Pnari Ali veledi Kara Mustafa Saha almas
Eski Cuma)
Karagzoullar K. Acarolu, a.g.e.
305
(ernookovo-Eski Cuma) s.2,513
Kara Veli K. (Velyovo- Eski Cuma) 275, der nezdi Kulauzlar Acarolu, a.g.e. s.537
Kaygclar K. ( Bryag-Eski Cuma) 253Kayglar Acarolu, a.g.e. s.561
Karaca Doan K.
255 Saha almas
(Golyama Sokolovo-Razgrad)
Karaca brahim Gzlesi K.
197 Saha almas
(Panayot Hitovo- Eski Cuma)
Karamanlca K. 314 Kayp
Kasm Bey K.
286, tabii umnu Acarolu, a.g.e. s.547
(Kasm Kuyucuk- Rakovski- Razgrad)
Krtll K. (Bojurka-Eski Cuma) 233 Acarolu, a.g.e. s.585
Koaklu K. (Makovo-Eski Cuma) 290 Acarolu, a.g.e. s.634
Koyun salar K. 206 Kayp
Kovanc Mahmud K.
266 Acarolu, a.g.e. s.626
(Pelno- Eski Cuma)
Kse Bazarkan K.
246 Acarolu, a.g.e. s.638
(Orta Mahalle-Dennitsa-umnu)
Kse Ahmed K. (Krshno-Eski Cuma) 310 Saha almas
Kseler K. ( Zvegor -umnu) 339 Acarolu, a.g.e. s.639
Kekler K. (Paydushko-Eski Cuma) 233 Bozhikov, a.g.e. s. 91

525
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Kse Durmu K. (Lozevo-umnu) 235 Acarolu, a.g.e. s.306


Kk Ak K. (Akova-Pevets-Eski Cuma) 331 Acarolu, a.g.e. s.64
Kk Aan Pnar 251 Kayp
Kk lyas Pnar 245 Kayp
Kurt Bey K. (vana-Eski Cuma) 308 Saha almas
Kk Aan Pnar Zaviyesi 251 Kayp
Kk lasa Pnar K. 245 Kayp
Mandra (Madara-umnu) 287 Saha almas
Mehmed K. 180
Bozhikov, a.g.e.,s.92
(Marash-umnu) nam- dier Mara
Mehmed Dede Pnar K. 270, Mehmed Dede Pnar Kayp
Mestanlar K. (Prisoyna-Eski Cuma) 280,Abdlmecidolu dahi derler Saha almas
Mihal Bey K.(Kara Mihal- Rozino-umnu)38 243, 244, Mihal Bey iftlii Bozhikov, a.g.e.,s.83
Nadr K. (Nadarevo-Eski Cuma) 259 Bozhikov, a.g.e.,s.91
Nebi Fakihler (Lavino-Razgrad) 283, nam- dier Arslanky Acarolu, a.g.e. s.54
Orta Mahalle (Alibey Mahallesi- Bratovo-Eski
233 Acarolu, a.g.e. s.585
Cuma)
ykl K. (Todorovo-Razgrad) A. (DFE.d 708:44 ykler? vanov, a.g.e., s.53
Podavye39 K. (Podayva-Razgrad) 249 Bozhikov, a.g.e., s. 83
Srnova K. 167, nam- dier yahi havace Kayp
274, nam- dier Benkak. Taun
Srclar Pnar K. Kayp
(veb) nedeniyle ortadan kalkmtr
A.(DFE.d 708:3)
Srl Turhan (Tvardintsi- Eski Cuma) Saha almas
Mehur Gl Deresi
Saltklar K. (Presiyan-Eski Cuma) 233 Bozhikov, a.g.e.,s.91
Seyyid Osman K. 5 (Evk.) 788 Kayp
Takn Abdal K. (Buynovitsa-umnu) 205 Bozhikov, a.g.e, s. 92
Martin vanov, a.g.e.,
tkler (Gorotsvet-Razgrad) 315
s.14
Veled Fakih (Mogilets- Eski Cuma) 187 Bozhikov, a.g.e.,s.84
Yalmlar K. (Ostrets- Eski Cuma) 232 Bozhikov, a.g.e, s.91
Yolkulu Dede Zaviyesi Acarolu, a.g.e.
234
(Yolcu Ky-erni Bryak-Eski Cuma) s.1049

Yrk Kasm K. (Vetrite-umnu) 318 Saha almas


Yunus Abdal (Yonkovo-Razgrad) 264 Bozhikov, a.g.e.,s.82

3839

38 Mihaloullar, blgede nemli aknc ailelerindendir. 1586 tarihli aknc defteri incelendiinde, bu
almada ismi geen Mslman Trk yerlemelerinden byk bir ksmnn Mihaloullar komutasnda
aknlara katld anlalmaktadr. Bkz. Aye Kayapnar ve Emine Erdoan znl, Mihaloullarna ait
1586 tarihli Aknc Defteri, Trk Tarih Kurumu, Ankara, 2015.
39 Bu yerlemenin en eski defter olan 1540 tarihli defterde ismi Podavye olarak gemesine ramen, bu deftere
gre hane halknn tamamn Mslman Trkler oluturmaktadr. Bu da demek oluyor ki, daha nceki
rneklerde bahsettiimiz gibi, bu yerleme de Bulgarlar tarafndan boaltlm olup Mslman Trkler
sonradan iskn olmu, ancak Bulgarlar tarafndan verilmi olan eski ismini kullanmaya devam etmilerdir.

526
XV-XVII. Yzyllarda Anadoludan umnuya...

1540 yl mufassal tahrir defterinde, bir nceki defterde olmayan 73adet


Mslman Trk yerlemesinin kurulduu tespit edilmitir (Tablo 3). lk rnekle-
rine 1530 tarihli defterde rastlanan zaviye yerlemelerinin bu dnemde de saha-
da kurulularnn devam ettii grlmektedir. Nitekim Yolkulu Dede, Doyuran
Dede ve Kk Aan Pnar zaviyeleri yeni kurulmu olan zaviye yerlemeleri
olarak karmza kmaktadr. Bunlar, kuruluta kk zaviye yerlemeleri iken,
daha sonra byyerek kye dnm, Yolkulu Dede Zaviyesi (erni-Bryag),
Doyran Dede Zaviyesi (Doyrantsi) isimli kyler olarak gnmzde de varlklar
devam etmektedir.
Harita 4: 1530-1540 Yllar Arasnda Kurulan Mslman Trk Yerlemeleri

Bahsedilen zaviyelerin haneleri defterde Seyyid, erif ve l-i Resul40 olarak


kaytldr. Kaytlar bunlarn soyunun Hz. Muhammede dayandn gstermekte
olup, defterlerden ve kanunnamelerden anlaldna gre vergi asndan bunla-
ra normal reayadan farkl baz imtiyazlar verilmitir.41 Bahsedilen Seyyid ve l-i

40 Seyyid, terim olarak erefli, asil soylu, onurlu, kutsal, mbarek mnasna gelen erf ile (oulu erf,
ref) birlikte nesl-i pk-i Muhammedye mensup olup yceltilmi olan anlamnda Hz. Peygamberin
Hz. Ali ile Ftmadan doan torunlaryla onlarn soyundan gelenler iin unvan olarak kullanlmtr.Bkz.
Mustafa S. Kka, Trkiye Diyanet Vakf slam Ansiklopedisi, Cilt37, yl:2009, s.40-43.
41 mer L. Barkan, Trkiyede Toprak Meselesi Toplu Eserler 1, Gzlem Yaynlar, stanbul, 1980, s.818-
820. Osmanl dneminde Seyyid, erif olarak kaydedilenlerin vergi ayrcal olduu iin bunlarn
zaman, zaman istismar edildii, mteseyyidlerin olduuna dair bu dneme ait baz belgeler ve bunlara
ynelik gncel aratrmalar mevcuttur. Evliya elebinin seyahatnamesinde umnuda da mteseyyidlerin
okluundan bahsedilirken, ayn durum Aziz Efendi Kanunnamesinde de ifade edilmektedir. Onun

527
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Resul kaytlar dier yerlemeler arasnda da zaman zaman dank haneler halin-
de grlebilmektedir. Nitekim Abdi (k Abdi-Ik Ky-Osonovets) kynde 1
hane Seyyid; Stl (Vrbak) kynde 2 hane l-i Resul kayd bulunmakta, bu
defterde zaviyelerle birlikte toplam Seyyid ve l-i Resul hane says 11 haneye (55
kii) ulamaktadr.
Yeni kurulan yerlemelerin yannda bir nceki defterde ismi olmasna ramen
bu dnemde dardan g alarak var olan yerlemeye mahalle olarak eklenen
yerlemeler de grlmektedir. Nitekim Ballca Balaban 1530 tarihli defterde 27
hanelik bir ky iken, 1540 tarihli defterde bu yerlemenin 45 haneye ulat
grlmektedir. Maksimum 10 yl gibi bir srete bu yerlemenin yaklak iki
kat orannda bymesi ancak ve ancak yerleme dndan alnan glerle ak-
lanabilir. 1540 tarihli defterde Balluca Balaban nam- dier Rahmanoullar ve
Karagzoullar ve Muradoullar olarak kaydedildii grlmektedir ki bunlar
yerlemeye eklenen nfus tarafndan kurulmu olan mahallelerdir. Bu mahal-
leler gnmzde Rahmanlar, Karagzler, Muradlar isimleriyle varln devam
ettirmektedir. Bu dnemde kurulan yerlemelerden olan Mara ve Karamanlca
kyleri, bu defterde grlen glerin Anadoludaki menei hakknda bilgiler ver-
mektedir (Tablo3) (Harita 5).
ekil 3: 1540 Ylnda umnu Kazas dari Alannda Mslman Trk Nfus
ile Gayri Mslim Nfusu Oran (Kaynak: TT439 (M. 1540))

iin aratrmaclar bu konuya itina ile yaklamakta, pheci davranmaktadrlar. Mteseyyidlik olaynn,
daha ok avarz vergilerinin normal vergi haline gelerek sreklilik kazand XVII. Yy. dan sonra artt
bilinmektedir. Bu yzden de almamzda avarz defterindeki Seyyid ve erif kaytlar dikkate alnmam,
mufassal defterlerdeki kaytlar dikkate alnmtr. nk XVI. yy tahrir defterlerinin son derece ciddi
olarak hazrland, gerek yerli ve gerekse yabanc aratrmaclar tarafndan kabul edilmektedir. Bu
defterlerdeki bilgiler Osmanl devrinde eri mahkemelerde delil olarak kabul edilmi olup, bu da tahrirlerin
gvenilirliini son derece arttrmaktadr. Bu yzden incelediimiz 1540 ve 1550 tarihli defterlerde grlen
erif, Seyyid ve Al-i Resul kaytlar ciddiye alnmaldr. Bkz. Roads Murphey, Kann- name- Sultn l
Aziz Efendi, Yay. inasi Tekin-Gnl Alpay Tekin, Trke Kaynaklar VIII, Harvard niversitesi Basmevi,
1985, s. 38

528
XV-XVII. Yzyllarda Anadoludan umnuya...

Bu dnemde Mslman Trk nfusu bir nceki dneme gre 1524 hane
(7620 kii) artarak 3442 haneye (17210 kii) ykselmitir. Artan nfusun 790
hanesi (3950 kii) Anadoludan g ederek Tablo 3te grlen 73 yeni Mslman
Trk kyn kurmu olan nfusa aittir. Geriye kalan 734 hanenin (3670 kii) bir
ksm, hlihazrda var olan nfusun doal art ile dier ksm da yukarda bahse-
dilen Ball Balaban ky rneinde olduu gibi glerle gelen nfusun sahada var
olan yerlemelere dorudan ya da mahalleler olarak eklenmesi ile meydana gel-
mitir. Bu dnemde sahadaki Gayri Mslim haneler bir nceki deftere gre 449
hane (2245 kii) artarak 2301 haneye (11505 kii) ulamtr. Bir nceki deftere
gre Mslman Trk ve Bulgar nfusu art gstermesine ramen, Anadoludan
devam eden gler sayesinde Mslman Trk nfusu 1540 ylnda, Bulgar nfus
karsnda ounluk durumuna gelmitir (ekil 3).
Tablo 4: 1540-1550 Yllar Arasnda Kurulan Mslman Trk Yerlemeleri42

Karyeler (Kyler) TT 0382(M.1550) Kaynaklar

Aka Gebeler K.
460 Bozhikov, a.g.e, s.83
(Akalar-Belintsi-umnu)
Ala Gege K. 552, hari ez defter Kayp
Alaaddin K. (Ayladn-Bistra-Eski Cuma) 605 Bozhikov, a.g.e, s.90
Aladn K. 326, Bazarkan Hzr nam
Kayp
(Tapchileshtovo-Eski Cuma) karyede bulunmutur.
Araplar ma mahalle-i Hezergrad) 334 Kayp
Aydn Fakih K.
472 vanov, a.g.e.,s.55
(Aydn Ky-Velyovo-Eski Cuma)
Balabanlar (Razdeltsi-Eski Cuma) 558, tabii Tomine Acarolu, a.g.e. s.93
Baybani Sinan K. 512, Kk Hac Yurdu
Bozhikov, a.g.e, s.86
(Kk Hac-Marino-Eski Cuma) dahi derler
Cansz Ahad K. 458 Kayp
Divan Seki K. 367 Kayp
krklar K. (Petrino-Eski Cuma) 238 Acarolu, a.g.e. s.219
ulha nebeyi K. (Taka-umnu) 461 vanov, a.g.e., ,s.129
Doanclar K. (Sokolartsi-slimye) 520, mahalle-i Topuzlar Acarolu, a.g.e. s.961
Dobrucallar (Dobrotitsa-Eski Cuma) 558, tabii Tomine Acarolu, a.g.e. s.285
Divane Mustafa K. 297 Kayp
Eymirhan (Mirhanl-Trem-umnu) 500 Bozhikov, a.g.e, s.92
Gen Dede K. 503 Kayp
Hac salar 195 Kayp
Kk Elbasanlar K. (Elbasan Karalar-Panayot
579 Acarolu, a.g.e. s.319
Hitovo-Eski Cuma)

42 Bu tablo TT382 (M.1550) tarihli mufassal tahrir defteri ve TT439 (M.1540) mufassal tahrir defterinde
umnuya ait kaytlarn karlatrlmas ile hazrlanmtr.

529
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Elvanoullar K. (Yablanovo-slimye) 520, mahalle-i Topuzlar Acarolu, a.g.e. s.38


Enbiya Sakall K. (Naum-umnu) 564 Acarolu, a.g.e. s.323
613, Kse Musada
skender K. (Kliment-umnu) Bozhikov, a.g.e, s.92
bulunmutur.
603, Burhanoullarnda
Hac sa K. (Edinakovtsi-umnu) Kayp
bulunmutur
609, mahalle-i Kara
Hac Kulfal K. (Konop-Eski Cuma) Saha almas
Hzrlar
Habibler K. 525, Hasancada
Saha almas
(Cvgar Mahalle- Boyan-umnu) bulunmutur
Helvac Bahadr (Halvadzhisko-Eski Cuma) 597 vanov, a.g.e., s.134
lyas Yurdu K.(Ellezler-liyno-Eski Cuma) 609 Acarolu, a.g.e. s.444
Kalayc Salih K. (Prisoyna-Eski Cuma) 551, der Kirilova Acarolu, a.g.e. s.482
Kara Bahi K. (ernokaptsi-Eski Cuma ) 553 Acarolu, a.g.e. s.501
Kara Hzrlar K. (Moravka-Eski Cuma) 609 Acarolu, a.g.e. s.515
Kara Hseyinler (erna-umnu) 503 Saha almas
Kara Salihler K.
567 Acarolu, a.g.e. s.531
(Kara Seller-Poroyno-Eski Cuma)
610, maa
Kasrga K. (Treskavets-Eski Cuma) Saha almas
mahalle-i Kara Hzrlar
Krklar K. 436 Kayp
Kpeli K. 547 Kayp
Karaca brahim Klas K.
581 Saha almas
(Panayot Hitovo-Eski Cuma)
Karaca Musa K.
515 Saha almas
(Karamitsa-Mokre-umnu)
Kekeki Kulfal K. (Izvorovo-Eski Cuma) 471 Acarolu, a.g.e. s.576
Kuruca K. 510 Kayp
Kuru Dere K. (Suha Reka-umnu) 870 Bozhikov, a.g.e, s.87
Kuskunolu K. ( Taka-umnu) 588 Saha almas
Kk Kozluca K. 545 Kayp
566 der kurb Aka
Kkler K. Kayp
Gebeler
Ktk Alagz (Padarino- Eski Cuma) 571 Bahadrlar dahi derler Bozhikov, a.g.e, s.85
Mehmed Dede Pnar 270 Kayp
Mestanlar (Prisoyna-Eski Cuma) 558, tabii Tomine Saha almas
Mestanlar K. (Gorno Zlatitsa-Eski Cuma) 476 Saha almas
482, Tekyelerde
Msellem K. (Obitel-Eski Cuma) Kayp
bulunmutur.
Mezidce K. 559 Kayp
Osmanlar K. (Visok-Eski Cuma) 612 Bozhikov, a.g.e, s.85
Osman Halife (Peenitsa-Podayva-Razgrad) 569, mahalle-i Podayva Saha almas
ksz Hasan K. (Kamburovo-Eski Cuma) 602 Saha almas
Piri Fakih (Boyan-umnu) 537 Bozhikov, a.g.e, s.91

530
XV-XVII. Yzyllarda Anadoludan umnuya...

Resiller K. ( Izvorovo- Eski Cuma) 464 Kayp


Rahm (Ramis-Podayva-Razgrad) 569, mahalle-i Podayva Saha almas
Sadk K.
476 Bozhikov, a.g.e, s.85
(Nazar Aac-Verentsi- Eski Cuma)
Sar Habib K. (Viladimirovtsi-Razgrad) 585 vanov, a.g.e.,s.131
577, der kurb Kara
Saltklar K. (Presiyan-Eski Cuma) Acarolu, a.g.e, s.852
Cllahlar
469, Tominede
Semerci K. (Semertsi-Eski Cuma) Bozhikov, a.g.e, s.85
bulunmutur
Seydi Ali K. 480, der Senebirlik Kayp
604, Yaclarda
Solaklar K. (Veselets-Eski Cuma) Kayp
bulunmutur
497, Aydodu ky dahi
ahinoullar K. (Aydodu-zgrev-umnu) Bozhikov, a.g.e, s.92
derler
ah Geldi K.
575, hari ezdefter Bozhikov, a.g.e, s.85
(afelliler-Tsarevtsi-Eski Cuma)
507, omak Pnar dahi
Terbi Fakih K. (Kapitan Petko-umnu) Bozhikov, a.g.e, s.92
derler
Umur Fakih K. (Podayva-Razgrad) 491, der Podavya Kayp
Uzun Barak K. (Konevo-umnu) 605 Kayp
Yacoullar K. (Aka Bazarkan-Veselets- Eski
519 Acarolu, a.g.e, s.1014
Cuma)
Yaylapnar (smail Dede-Hseyin dede-
554 Bozhikov, a.g.e, s.84
Golyama Tsrkvite- Eski Cuma)
Yenice 242 Kayp
Yunuslar (Kraypole-Eski Cuma) 549 Bozhikov, a.g.e, s.84

1550 tarihli deftere gre, kaza genelinde yeni kurulmu olan 70 tane
Mslman Trk yerlemesi grlmektedir. Mslman Trk nfusu orannda
1540-1550 yllar arasnda grlen %8lik ykselmenin en nemli sebebi, XVI.
yy balarndaki Anadolu kkenli Mslman Trk glerinin, 1540-1550 ylla-
r arasnda da devam etmesidir (ekil 4). Glerle kurulan dier yerlemelerde
olduu gibi, bu dnemde kurulan Mslman Trk yerlemelerinin de genelde
10 haneyi gemeyen ufak yerleme birimleri olduu grlmektedir. Bir nceki
defterde grlmeye balayan Seyyid ve erif ailelerin Trk nfusu iinde blgeye
g bu defterde daha da artmtr. Nitekim bu nfus, 1540 tarihli defterde 5
kyde toplam 11 hane iken, 1550 tarihli deftere gre, 32 ky ve 2 mahallede
toplam 111 hane (555 kii) tespit edilmitir.43

43 umnu-Eski Cami Mahallesi, Al-i Resul-1 hane; Kara Selman, erif-1 hne;Mekiler , erif -1 hne;
Cansz Ahad, erif -1 hne; Bahioullar, erif -1hne; Divane Ahmet, erif -1hne; Stl, erif
-1hne; Yolkulu Dede erif -1 hne; Sadk, Al-i Resul-1hne; Byk Buhular, erif -1hne; Uruzlar, erif
-1hne; Saruca Bazarkan, erif -3hne; Kademler, erif -3hne; Topuzlar, erif -9hne, Al-i Resul-3hne;
Elvanolu, erif -4hne; anaklar, erif - 1hne; Doanoullar, erif -2hne; Rahmanoullar, erif
-2hne; Kara Ahadlar, erif -1hne; Kara Salihler, erif -2hne; Podayva, erif -1hne; Akdere Yakas, erif
-1hne; Veled Fakih, erif -3hne; Arabac Osman(Osman Pazar), erif -1hne; ksz Hasan, Al-i Resul
-1hne; Urum Ahmed, erif -4hne; Hac Kulfal, Al-i Resul -4hne; Zekeriyya, erif -10hne; Kabakulak,

531
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

ekil 4: 1550 Ylnda umnu Kazas dari Alannda Mslman Trk Nfusu ile
Gayri Mslim Nfusu Oran (Kaynak:TT382 (M.1550))
1540 tarihli defterde sahada Mslman Trk haneleri 3442 hane (17210
kii) iken bu defterde 3687 hane (18435 kii) artla 7129 haneye (35645 kii)
ykselmitir. Bahsedilen artn 751 hanesi (3755 kii) glerle gelenlerin kur-
mu olduu 70 Mslman Trk yerlemesinde bulunmaktadr (Tablo 4). Artan
nfusun 2936 hanesi (14680 kii) ise, glerle gelen nfusun sahada var olan
yerlemelere iskn ve bu yerlemelerdeki nfusun doal nfus artndan kay-
naklanmaktadr. Bu dnemde Bulgar nfusun ise 1116 hane (5580 kii) artarak
3417 haneye (17085 kii) ulat grlmektedir. ekil 4te grld gibi XVI.
yy ortalarnda Mslman Trk nfusun Bulgar nfusa oran, Mslman Trkler
lehine ykselmeye devam etmektedir.
Bu dnemde Anadoludan sahaya Mslman Trk nfus g alnrken, kaza
snrlar dndan Bulgar g alnd da grlmektedir. 126 hanelik byk bir
Bulgar yerlemesi olarak kurulanYenice - nam- dier Maden Geidi isimli bir
derbenti yerlemesinin bu dnemde umnunun gneyinde Byk Kam Nehri
zerine kurulan kpry korumak ve onarmak iin iskn edildii anlalmakta-
dr. Bahsedilen Bulgar ky, krallk dneminde Zlakuen, gnmzde ise Kpr
Ky (vanski) ismiyle varln devam ettirmektedir.44

erif -3hne; Kalova, erif -2hne; Durali Fakih, erif -1hne; Demrciler, erif -14 hne; Yunus Abdal,
erif -3 hne; Razgrad-Cami Mahallesi, erif -1 hne Bkz. TT382 (M.1550), s. 198, 272, 307, 320, 326,
364, 382, 387, 439, 458, 459, 462, 472, 475, 476, 489, 503, 504, 513, 519, 520, 531, 541, 556, 566,
569, 589, 590, 597, 602, 606, 609, 847.
44 T042 (M.1572) s.184.

532
XV-XVII. Yzyllarda Anadoludan umnuya...

Harita 5: 1540-1550 Yllar Arasnda Kurulan Mslman Trk Yerlemeleri

Sahaya iskn olunan haneler, tarm alanlarnn genilemeye devam ettiini


gstermektedir. Tahrirlerle ilgili kanunnamelerden hareketle klasik dnemde ile-
nen tarm arazilerinin artnn tespiti iin baz yntemler gelitirmek mmkn-
dr. Tmar sisteminde alnan Resmi ift, Nim ift ve Cabalarn alansal olarak
karl kanunnamelerde belirtilmitir. Gayri Mslimlerden alnan spen vergisi
de Mslimlerden alnan Resmi ift vergisinin karl durumundadr. Nibolu
kanunnamesinde iftlik bykl verimli yerlerde 70-80, orta halli yerlerde
100, verimsiz yerlerde ise 130-150 dnm olarak belirtilmitir.45 ncelediimiz
defterlerde sahadaki iftliklerin tamamnn resmi ift olduu, yani en geni t-
mar birimi olduu grlmektedir.

45 Ahmet Akgndz, Osmanl Kanunnameleri ve Hukuki Tahlilleri IV, Osmanl Aratrmalar Vakf, stanbul
2006, s.391.

533
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Tablo 5:1540-572 Yllar Arasnda Tarm Arazilerinin Art

Tarih ift/Dnm Adedi Art Yzdesi

1540 1542 -

Resmi ift 1550 5370 %248

1572 7152 %33

1545 2300 -

spen 1550 5214 %127

1572 5780 %11

Resmi ift ve spen vergisinin yllara gre srekli olarak artt grlmekte-
dir (Tablo 5). Buna bal olarak gerek Mslim ve gerekse Gayri Mslim iftliklerin
saysnn da yllara gre srekli art gsterdii anlalmaktadr. alma sahamz-
da nim ift, kara, caba kaydna rastlanmazken, XVI. yy. ba ve sonu arasndaki
tahrirlerde iftler ve onlarn Gayri Mslimlerdeki karl olan ispenten alnan
vergilerde srekli olarak art meydana geldii grlmektedir. 1540-1550 yllar
arasnda Mslimlerdeki iftlerin art oran %248 iken, Gayri Mslimlerdeki, is-
pen orannn %127 olarak grlmesi, bu dnemde Mslman nfus artnn
Gayri Mslim nfus artndan fazla olmasndan kaynaklanmaktadr. Tablo 5 ten
de anlald gibi, tahrir yllarna gre sahada nfus ve ilenen topraklarn art
arasnda paralellik olduu grlmektedir.
Tablo 6: 1550-1572 Yllar Arasnda Kurulan Mslman Trk Yerlemeleri46

TT 042 (M.1572)
Karyeler (Kyler) Kaynaklar
TT 0559 (Evk.) (M.1587)
Alakil K. 207 Kayp
iroka? K. 228 Kayp
TT 0559 (Evk.): s.122
Gen Baba Kayp
der karye-i Mirahor
Knal (Huma-Razgrad) 361 Bozhikov, a.g.e. s. 89
Kumlu K. 199 Kayp
Petridin? K. 223 Kayp
Sr Alan K. (Lozevo-umnu)
47
307 Acarolu, a.g.e. s.306

1572 yl defterinde, Mslman Trk hanelerin nfusu bir nceki tahrir


47

dnemi olan 1550 yl defterine gre 826 hane (4130 kii) artarak, 7955 haneye

46 Bu tablo TT042 (M.1572) ve TT 382 (M.1550) tarihi mufassal tahrir defterinde umnuya ait kaytlarn
karlatrlmas ile hazrlanmtr.
47 Yanbolu kazasndan gelp Kse Durmuda mtemekkindirler. TT771, s.241.

534
XV-XVII. Yzyllarda Anadoludan umnuya...

(39775 kii) ulat grlmektedir. Bahsedilen artn 54 hanesi yeni kurulan 7


yerlemeye, 772 hanesi de glerle gelenlerin var olan Mslman Tk nfusa ek-
lenmesi ve hlihazrda var olan Mslman Trk nfusunun doal nfus artyla
meydana gelmitir (Tablo 6). Bulgar nfus ise bir nceki dneme gre 963 hane
(4815 kii) artarak 4380 haneye (21900 kii) ykselmitir.
Harita 6: 1550-1572 Yllar Arasnda Kurulan Mslman Trk Yerlemeleri

Bu dnemde Mslman Trk ve Bulgar nfusu artmaya devam ederken,


Mslman Trk nfusun art hznn daha dk olduu grlmtr. Bunun
en nemli nedeni ise, Tablo 5te grld gibi, 1550-1572 yllar arasnda
Anadoludan alnan Mslman Trk glerinin azalmas, buna karlk Bulgar
yerleim yerleri olan derbentlerin, saha dndan nemli oranda g almasndan
kaynaklanmaktadr. Nitekim bir Bulgar derbent yerlemesi olan Kazan Pnar
(Kotel) ky, 1550 ylnda 183 haneye (915 kii) sahipken, 1572 ylna gelindi-
inde, hane saysnn 241 haneye (1205 kii) ykseldii, yani nfus olarak yak-
lak %40 orannda byd grlmektedir ki bunu da ancak dardan alnan
glerle aklamak mmkndr. Sahadaki dier derbent yerlemelerinde de ben-
zer durum grlmekte, bu ise bahsedilen dnemde Bulgar nfusundaki art hz-
n aklamak iin yeterlidir. Bu durum sahada yeni tarma alan iftlere yansm,
Mslman iftliklerinin art %33 iken, Gayri Mslim iftliklerinin art %108
olmutur (Tablo 1).

535
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

ekil 5: 1572 Ylnda umnu Kazas dari Alannda Mslman Trk Nfusu
ile Bulgar Nfusu Oran (Kaynak:TT042 (M.1572))

XVI. yy. balarndan beri devam eden Anadolu kkenli ikinci ve byk g
dalgasnn genel olarak 1550li yllarda sona erdii anlalmaktadr. Bu nedenle
1550-1572 yllar arasnda Mslman Trk nfusun doal nfus art seyrine
girdii grlmektedir. Bahsedilen dnemler arasnda yukarda da ifade edildii
gibi baz Bulgar yerlemeleri saha dndan nemli oranda nfus g aldn-
dan 1550-1572 yllar arasnda Bulgar nfusu, Mslman Trk nfusundan daha
hzl artmtr. 1550 yl defterindeki rakamlar esas alndnda Mslman Trk
nfus saysal olarak artmaya devam ederken, bahsedilen dnemde, oransal olarak
Bulgar nfus karsnda % 4lk bir gerileme gstermitir (ekil 4 ve ekil 5).
3- XVI. yy. Sonlar ile XVII. yy. Balarnda Yaplan Gler ve Kurulan
Mslman Trk Yerlemeleri
1572-1645 yllar arasndaki 73 yllk srete, Mslman Trkler tarafndan
23tane yerleme merkezi kurulmutur (Tablo 6). Bunlar, genel olarak umnunun
gney ve batsndaki sahalarda kurulan yerlemelerdir. XVI. yy. ilk yarsnda g-
rlmeye balayan zaviye yerlemelerinin, bu dnemde de kurulularnn devam
ettii grlmektedir.

536
XV-XVII. Yzyllarda Anadoludan umnuya...

Tablo 7: 1572-1645 Yllar Arasnda Kurulan Mslman Trk Yerlemeleri48

Karyeler (Kyler) TT 0771 (M.1645) Kaynaklar

Bayramlular K. (Kulakl Davud-


209, Kulakl Davud Saha almas
Velikdene- Eski Cuma)
Da K. (Gorska-Eski Cuma) 223 Bozhikov, a.g.e. s. 85
Duruca K. (Stanyantsi-umnu) Evkaf (1125): 166, 222, 220 Bozhikov, a.g.e. s. 87
Eynehanlar K. 232 Kayp
Elenceler K. 273 Kayp
Gn? Ktk? K. 202 Acarolu, a.g.e. s.364
Hzr Sipahi K. (Kadur Sipahi- Ugledno-
212, Hzr Sipahi Acarolu, a.g.e. s.419
Eski Cuma)
Hsrev Cllah 103 tabii Hasanclar Kayp
nceler? (Eglenceler) 273 Kayp
Karabalu K. (erno Glavtsi- umnu) 212 Acarolu, a.g.e. s.501
Kara Temr K.* Acarolu, a.g.e. s.508
189
(Kara Demir-Vinitsa-umnu) Kayp
Kara Veliler K.
218,275 Acarolu, a.g.e. s.537
(Baba Tonka-Eski Cuma)
Keremeddin K. (Milino- Eski Cuma) 275 Acarolu, a.g.e. s.572
Kzlca Ahmed K.(Veselets- Eski Cuma) 272 Kayp
Kk Mehmedi K.
223 Acarolu, a.g.e. s.719
(Zvezditsa- Eski Cuma)
Gn? K. 202 Kayp
Mehmedi K. (Zvezda- Eski Cuma) 98 Bozhikov, a.g.e. s. 86
Sofular K. (Malomir- Eski Cuma) 224 Bozhikov, a.g.e. s. 87
Uzunca Alan K.
94 Bozhikov, a.g.e, s. 84
(Dlazhka Polyana- Eski Cuma)
Velibey K. (Milanovo-umnu) 199 Bozhikov, a.g.e. s. 87
Velibey Gl K. (Velika- umnu) 220 Bozhikov, a.g.e. s. 85
Yenice K. 214 Acarolu, a.g.e. s.1036
308, Sultan Seyyid Gazi
Yusuf Baba Zaviyesi
Ocandandr. Kayp
(Giri-Prolaz-Eski Cuma)
Giri kynde bulunmutur.

*1964 ylnda ina edilen Tia Barajnn Sular altnda kalmtr.


1645 Avarz defterine gre Mslman Trk nfusun bir nceki deftere gre
1149 hane (5745 kii) artarak, 9104 haneye (45520 kii) ykseldii grlmekte-
dir. Artan nfusun 566 hanesinin (2830 kii) glerle gelerek Tablo 7de grlen

48 Bu tablo TT 0771(M.1645) tarihli Avarz defteri ve TT042 (M.1572) tarihli mufassal tahrir defterindeki
umnuya ait kaytlarn karlatrlmas ile hazrlanmtr.

537
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

23 yerlemeyi kurmu olduu anlalmaktadr. Geriye kalan 583 hanenin (2915


kii) bir ksmn, hlihazrda var olan nfusun doal artyla, dier ksmn ise, bu
dnemde glerle gelerek krsal yerlemelerdeki nfusa dhil olan nfusla akla-
mak mmkndr.

Fotoraf 2: 1964 Ylnda Tia Barajnn Sular Altnda Kalarak Ortadan Kalkan Kara
Demir (Vinitsa) Kyne Ait Mezarlk49

ekil 6: 1645 Ylnda umnu Kazas dari Alannda Mslman Trk Nfusu ile
Gayri Mslim Nfusu Oran (Kaynak:TT771 (M.1645))

49 Fotorafta, 1939 ylnda 13 yandayken bir Haziran gecesi, Anavatan Trkiyeye iltica etmek iin ailesi
ve akrabalaryla birlikte Kara Demir kynden ayrlan Mehmet AKGN (Dlgerolu), 2007 ylnda bir
Temmuz gnnn akamst (68 yl sonra), doduu ve ocukluunun getii bu yerleri 81 yanda
ziyaret ederken grlmektedir. Bu ziyaret esnasnda kyne dair yalnzca mezarl bulabilmitir.

538
XV-XVII. Yzyllarda Anadoludan umnuya...

Bahsedilen dnemde Bulgar nfusun ise 370 hane (1850 kii) artarak 4750
haneye (23750 kii) ykseldii grlmektedir. XVII. yy ortalarnda kaza genelin-
de Mslman Trk ve Gayri Mslim-Bulgar nfusu toplam 13854 hane (69270
kii) olarak tespit edilmitir.
Harita 7: 1572-1645 Yllar Arasnda Kurulan Mslman Trk Yerlemeleri

Bu dnemde umnu idari alanndaki Mslman Trk nfusunun bir nceki


deftere gre, Bulgar nfus karsnda %2 orannda artt grlmektedir (ekil 6).
Bu artta, bir taraftan Tablo 6da grld zere sahadaki en son yerlemeleri
kuran, dier taraftan da var olan nfusa eklenerek yerlemelerin bymelerini
hzlandran Anadolu kkenli Mslman Trk gleri etkili olmutur. Bu dnem-
de kurulmu olan Yusuf Baba Zaviyesi yerlemesine ait derkenar, bahsedilen der-
viin ve kurulan yerlemelerin Anadoluyla olan balantsn gstermesi aka
gstermektedir (Harita 8) (Tablo 6). Daha nceki g dnemlerinde dardan
g ederek sahaya gelen Bulgar nfustan bahsedilmiti. Bu dnemde umnu ve
Razgrad ehirlerinde kurulan Ermeni mahalleleri, yalnz Bulgarlarn deil, baka
Gayri Mslim unsurlarn da zaman zaman sahaya yerletiini gstermektedir.

539
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

50000
45000
40000
35000
30000
Mslman Trk Nfusu
25000
20000 Bulgar Nfusu
15000
10000
5000
0
1483 1530 1540 1550 1572 1645

ekil 7: 1483-1645 Tarihleri Arasnda umnu Kazas dari Alannda Mslman


Trk Nfusu ve Bulgar Nfusu (Kaynak: Oak 45-29, Hk 12-9,217-8,TT 439,
382,771, 42, 559,788)
Mslman Trk ve Gayri Mslim nfusun 1483-1645 yllar arasndaki 162
yl boyunca srekli olarak artt grlmektedir (ekil 7). Anadoludan gelen s-
rekli gler sayesinde Mslman Trk nfusunun art hz, Gayri Mslim-Bulgar
nfusa gre daha yksek olmutur. XVI. yy. ilk yarsnda Mslman Trk ve
Bulgar nfusunun dengelendii, yy. ortalarna doru ise Mslman Trk nfusu-
nun Bulgar nfusunu getii ve bundan sonra da durumun Mslman Trklerin
lehine gelitii aka grlebilmektedir.

Sonu
umnu kazasnn, XV.-XVII. yy.lar arasnda kesintisiz bir ekilde Anadoludan
Mslman Trk g ald anlalmaktadr. 1483-1645 yllar arasnda hazr-
lanan tahrir kaytlarna gre bahsedilen dnemleri e ayrmak mmkndr.
Bunlardan ilki XV. yy.da gerekleen ve sahada ilk Mslman Trk yerlemelerin
grld dnemdir. Bu dnemde, glerle gelen Mslman Trk nfusunun
sahadaki yerleik Bulgar nfus karsnda ounluk salayamamasna (%37) ra-
men, nemli bir demografik unsur oluturduu grlmektedir. kinci g dalgas
XV. yy. sonlarnda, arlkl olarak XVI. yy. ilk yarsnda gereklemi, bu dnem
Anadoludan sahaya en youn Mslman Trk gnn yaand dnem ol-
mutur. Bahsedilen dnemde gerek yerleme ve gerekse nfus olarak Mslman
Trkler, sahadaki Bulgar nfusa kar ounluk (%66) durumuna gelmilerdir.
Anadolu kkenli son nfus dalgas, XVI. yy. sonlarndan XVII. yy. ortalarna
(1572-1645) kadar olan dnemde ulamtr. Nitekim bu dnemde de nfus
dengelerinin Mslman Trklerin lehine olduu grlmektedir. Sahaya gelen
Mslman Trk nfusunun Anadoludaki meneine bakldnda ise, genel ola-
rak yukarda bahsedilen ilk dnemde gelenlerin Manisa; ikinci dnemde gelen-

540
XV-XVII. Yzyllarda Anadoludan umnuya...

lerin Karaman ve Mara; nc dnemde gelenlerin ise Ktahya ile balants


olduunu gsteren deliller bulunmaktadr. Tahrirler dneminde saha, dardan
srekli olarak Mslman Trk g alrken, zaman zaman Bulgar ve Ermeni gibi
Gayri Mslim unsurlarn gne de sahne olmutur.
Anadoludan g eden Mslman Trkler tarafndan 1483-1645 yllar ara-
snda umnu kazas idari alannda 354 tane Mslman Trk yerlemesi kurul-
mutur. Bunlardan 103 tane yerleme tahrirler dneminde tun-veba salgn,
baka kylere g, v.b. nedenlerle; 2 tane yerleme (Ykller, Kara Demir) 1964
ylnda sahann gneyinde Kam nehri vadisine ina edilen barajn su toplama
havzasnda kalmalar nedeniyle; toplamda ise 105 tane Mslman Trk yerle-
mesi gnmze ulaamamtr. Tahrirler dneminde kurulmu olup gnmze
ulaan 249 Mslman Trk yerlemesi mevcuttur. Sahada kurulan Mslman
Trk yerlemeleri arasnda nfusu genelde Seyyid ve erif olarak kaytl olan za-
viye yerlemelerinin de kurulduu grlmekte, bunlarn toplumda nemli dini
grevler stlendii anlalmaktadr. Zaviye yerlemeleri dnda baz Mslman
Trk kyleri arasnda da dank olarak Seyyid ve erif haneler grlmektedir
ki, bu da bahsedilenlerin Mslman Trklerle birlikte Anadoludan geldikleri ve
onlarn arasnda yaadklar sonucuna ulatrmaktadr. Tablolarda ismi geen ve
gnmzde varl devam eden yerlemeler XVI. yy. umnu kazas idari sahasnn
daha geni olmasndan dolay, o dnemde umnu kazas snrlar iindeyken,
gnmzde; genel olarak umnu, Eski Cuma (Targovite), Razgrad, ksmen de
Burgaz ve slimye (Sliven) ehirlerinin idari snrlar dhilinde yer almaktadr.
Bilindii zere, sahaya iskn edilen nfusu ve kurulan yerlemeleri Osmanl
tmar sisteminin iinde deerlendirmek gerekmektedir. G ve iskn hareketleri
bo olan arazilere gerekletirilmitir. Sahaya iskn edilen nfusa ift(lik)lerin
datlmas, gelen nfusun ihtiyacn karlayacak yeterli miktarda bo tarm arazi-
lerinin olduunu gstermektedir. Eer yeterli arazisi olmasayd, sahaya dardan
gler geldike, datlan arazilerin, iftten (iftlik bykl) daha kk olma-
s, yani caba-kara byklnde toprak datmlarnn olmas gerekmekteydi ki
bu da iskn zorlatrm olacakt. Blgede yeterli ve bol miktarda bo tarm arazi-
lerinin olmas, devleti bu sahaya nfus isknna yneltirken, sahay da byk g
dalgalar iin cazip hale getirmitir. Dardan yaplan gler sayesinde bir taraftan
sahada yaayan insan says arttrlp alnan nlemlerle blge daha gvenli bir hale
getirilirken, dier taraftan da daha fazla tarm arazisi ilenip ekonomik potansiyel
harekete geirilerek, dorudan tarmsal retim, dolayl olarak ta devletin vergi ge-
lirleri arttrlmaya allmtr. Bunlar gerekletirmek iin de XV-XVII. yy. ara-
snda sahaya dardan nfus iskn edilmesi gereklilii grlmtr. Daha nce de
ifade edildii gibi bahsedilen iskna Mslman Trklerle birlikte Gayri Mslim
Bulgar ve Ermenilerin de katlm olmasna ramen, Mslman Trklerin iskn
Gayri Mslim unsurlara gre ok daha fazla olmutur. Btn bunlarn sonucun-
da ise sahann Trklemesi ve Mslmanlamas XV. yy.da ksmen, XVI.-XVII.
yy.da ise byk oranda tamamlanmtr.

541
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

Kaynaka
I. Ariv Vesikalar
stanbul, Babakanlk Osmanl Arivi (BBOA) Defterleri:
Tahrir Defterleri (TD): 382, 439, 771
Evkaf Defteri (Evk): 788
Ankara, Tapu Kadastro Kuyud-u Kadime Defterleri:
Kuyud-u Kadime (KuK): 42, 58
Evkaf Defteri (Evk): 559
Sofya Kiril Metodievo Milli Ktphanesi (NBKM) Defterleri:
cmal Tahrir: Oak 45-29, Hk 12-9
Evkaf: Oak 217-8
II. Kaynak ve Aratrma Eserler
Acarolu, Trker; Bulgaristanda Trke Yer Adlar Klavuzu, Trk Tarih Kurumu Yaynlar,
VII, Dizi, Say, 200, Ankara, 2006
Akay Ertrk, Selma; umnu ehri, stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi(Sha
Gneye Armaan), stanbul niversitesi Yayn No: 5150 Edebiyat Fakltesi Yayn
No:3452, stanbul, 2013.
Ataman, Bekir Kemal; Ottoman Demographic History (14th-17th Centuries), Journal Of
Economic and Social History of the Orient, Vol. 35, No.2 1992. S. 189-190
Baykara, Tuncer; Trkiyenin Sosyal ve ktisadi Tarihi (XI-XIV. Yzyllar), Trkiye Diyanet
Vakf Yaynlar/278, Ankara, 2000.
Barkan, mer L.; Trkiyede Toprak Meselesi Toplu Eserler 1, Gzlem Yaynlar, stanbul,
1980.
Beldiceanu, Nicoara; XIV. Yy dan XVI. Yzyla Osmanl Devletinde Timar, ev: Mehmet
Ali Klbay, Teori Yaynlar, Ankara, 1985.
Bozhikov, Veselin; Naselenite Mesta Fe Tsarstvo Bulgariya 1878-1944, (1878-1944 Yllar
Arasnda Bulgaristandaki Krallk Dnemi Yerlemeleri), Sofya, 2008.
Cebeci, Ahmet Hasan; XVI. Yzyl Osmanl Tahrir Defterlerine Gre Gagauzlar, Gazi
niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Tarih Anabilim Dal Yenia Bilim Dal,
Ankara, 2008
elik, Glfettin; Osmanlda skn Tarihi ve mer Ltfi Barkan, Osmanlda Nfus
ve skan Politikalar, Ekim, 2005-Haziran 2006, Bilim ve Sanat Vakf Trkiye
Aratrmalar Merkezi, 10, Mart, stanbul, 2009.
Doru, Halime; XIII.-XIX. Yzyllar Arasnda Rumelide Sa Kolun Siyasi, Sosyal, Ekonomik
Grnts ve Kozluca Kazas, Anadolu niversitesi Edebiyat Fakltesi Yaynlar No:7,
Eskiehir, 2000.

542
XV-XVII. Yzyllarda Anadoludan umnuya...

Emecen, Feridun; Cllah, Trkiye Diyanet Vakf slam Ansiklopedisi, Cilt8,


Ankara,1993
Emecen, Feridun; Saruhanoullar, Trkiye Diyanet Vakf slam Ansiklopedisi, Cilt36,
Ankara,2005
Faroqhi, Suraiya; Osmanl ehirleri ve Krsal Hayat, (ev. Emine Sonnur zcan), Dou
Bat, Ankara, 2010.
Gkbilgin, Tayyip; Rumelide Yrkler Tatarlar ve evlad- Fatihan, stanbul niversitesi
Edebiyat Fakltesi Yaynlar No:748, Osman Yaln Matbaas, stanbul, 1957
bn-i Haldun; Mukaddime I,(ev: Turan Dursun), Onur Yaynlar, Ankara, 1977.
nalck, Halil; The Emergence Of Big Farms, iftliks: State, Landlords And Tenants,
Contributions al histtorie Economique At Sociale de I Empire Ottoman, Peeters
Press, Louvain, 1984.
smail, Osman; umnu ve Tarihte Brakt zler, zmir, 2014.
vanov, Martin: Renik;Na Seliti mena i Nazvaniya Na Administrativno-Teritoriali
Edinitsi, (Ky simleri ve dari Birimler) Saofia 2013
Kayapnar, A., Bulgaristanda Osmanl Hkimiyetinin Kurulmas: Dnemlendirme
Sorunu ve skn, Trk Tarihinde Balkanlar, Cilt:1, T.C.Sakarya niversitesi, Balkan
Aratrmalar Aratrma ve Uygulama Merkezi Yaynlar No:2, Sakarya, 2013
Kayapnar, A. ve znl, E. E., Mihaloullarna ait 1586 tarihli Aknc Defteri, Trk
Tarih Kurumu, Ankara, 2015
Kiel, Machiel; The incorporation of the Balkans into the Ottoman Empire 1353-1453,
Turkey Volume 1 Bizantium to Turkey (Edited by. Kate Fleet), Cambridge University
Press, UK, 2009.
Kl, Orhan; Yurtluk, Trkiye Diyanet Vakf slam Ansiklopedisi, Cilt 43, 2013
Kka, M. Sabri; Trkiye Diyanet Vakf slam Ansiklopedisi, Cilt 37, yl:2009
Murphey, R. Kann- Name- Sultn-l Aziz Efendi, Yay. inasi Tekin-Gnl Alpay
Tekin, Trke Kaynaklar VIII, Harvard niversitesi Basmevi, 1985.
Ocakl, Nuray; Demographic Structue and Settlement Paterns of North-Eastern Bulgaria:
Acase Study on Nibolu Sandjak (1479-1483), (Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi)
The Institute of Economic and Social Sciencesof Bilkent University, Ankara, 2006.
ntu, M. Murat; z le lgili XVII. Yzyl Mhimme Hkmleri ve Kalesi(Yksek
Lisans Tezi,), Balkesir niversitesi Sosyal Bilimler Enstits,1995.
zer, Mustafa Turhanoullarnn Balkanlardaki mar Faaliyetleri, Balkanlarda slam
Medeniyeti (II. Milletleraras Sempozyum Teblileri), Tiran Arnavutluk, 4-7 Aralk
2003.
Pierre, Gerorge; Nfus Corafyas, ev. Tanju Gkl, letiim Yaynlar, Press
Universitaires De France, stanbul, 1991.

543
2. Cilt Trkistandan Balkanlara

erifgil, Enver; Rumelide Ekinci Yrkler, Trk Dnyas Aratrmalar, Yl:2, Cilt:
2/12, Haziran, 1981.
Tanolu, Ali; skn Corafyas, Esas Fikirler, Problemler ve Metod, Trkiyat Mecmuas,
stanbul niv. Trkiyat Ens. Trkiyat Mec., Cilt. XI, stanbul, 1954.
Todorov, Nikolai; The Balkan City 1400-1900, University of Washington Press Seattle,
USA, 1983.
Toprak, Serap; XVI. Yy. da Balkanlarda slamlama, Ankara niversitesi Sosyal Bilimler
Enstits Tarih (Genel Trk Tarihi ) Anabilim Dal, Ankara, 2005.
Tmertekin, E. ve zg, N; Beeri Corafya (nsan-Kltr-Mekn), antay Kitabevi,
1997.
Zinkeisen, J. Wilhelm; Osmanl mparatorluu, eviri: Nilfer Epeli, Tarihi-1 Editr:
Erhan Afyoncu, 1. Bask Eyll, Topkap-stanbul, 2011
370 Numaral Muhasabe-i Vilayet-i Rum-li Defteri (937/1530) II, T.C. Babakanlk
Devlet Arivleri Genel Mdrl OADB, Ankara, 2002.
(Footnotes)
1 1964 Ylnda Tia Baraj Gletinin sular altnda kalmtr.
2 Mihaloullar, blgede nemli aknc ailelerindendir. 1586 tarihli aknc defteri in-
celendiinde, bu almada ismi geen Mslman Trk yerlemelerinden byk
bir ksmnn Mihaloullar komutasnda aknlara katld anlalmaktadr. Bkz.
Aye Kayapnar ve Emine Erdoan znl, Mihaloullarna ait 1586 tarihli Aknc
Defteri, Trk Tarih Kurumu, Ankara, 2015.
3 Bu yerlemenin en eski defter olan 1540 tarihli defterde ismi Podavye olarak gemesine
ramen, bu deftere gre hane halknn tamamn Mslman Trkler oluturmakta-
dr. Bu da demek oluyor ki, daha nceki rneklerde bahsettiimiz gibi, bu yerleme
de Bulgarlar tarafndan boaltlm olup Mslman Trkler sonradan iskn olmu,
ancak Bulgarlar tarafndan verilmi olan eski ismini kullanmaya devam etmilerdir.
4 Yanbolu kazasndan gelp Kse Durmuda mtemekkindirler. TT771, s.241.

544
2
cilt

MADI DOLMAYAN UMUT


IslAM In the BAlkAns
UnexpIreD hope

You might also like