Professional Documents
Culture Documents
yoktu?
166 Kraliçe B üyük Viktorya'nın, sonra da VII. Edward adı ile tahta çıkan
oğlu .
167 Anası ve nenesi ile aynı adı taşıyan bu prenses Kayzer İkinci Wil
helm 'in kızkardeşi idi.
1158 Ferman.
N. N. Tep e de l e n l i o ğ lu 181
169
Türk altını 108. kuruş ederdi.
1 8 2 O r du ve Po litika
Deyince Prens:
171 Fransa'da Krallar Paris 'te değil Reims şehri katedralinde taç giyerlerdi.
Napoleon 1 . Paris'te Notre Dame'da giymiştir.
1 8 6 Ordu ve P o l i t i ka
-Kim bu hanım?
Ya bu nöbetçi subay:
VesikaNo. 1 148-3Ocak19 17
m 1 9 1 6-19 1 8 .
174 "Mon Cemmendement e n Orient", E. Flammarion Kitabevi, Paris, sayfa
21 8-219.
N. N. Tepedelenlioğlu 191
No 1568.
Nazır hazretleri (Fransa Harbiye Nazırı) size çok
elemli ve düşündürücü haberler vermeliyim:
Sırp ordusundan gene bir albay ile 5 yarbay daha
Bizerte askeri kampına gönderilmişlerdir. Kral nai
bine 175 suikast hazırlamışl ar. Cepheyi gezerken
naibin kurşunla yaralandığı dahi söyleniyor ilh ...
dan ibarettir.
176
B ütün Arş.iv daireleri gibi .
177 Dıraga' nın soyadı Lünye Viça idi . 1867 senesi Eylül ayının 1 1 'inci
günü Ganıi-Milanovaç'ta doğmuştu . 1 900 yılı Temmuz ayının 23 ' üncü
günü dul olarak Obrenoviç'le evlendiği zaman otuz üçüncü yaşını
doldurmuş bulunuyordu. Zavallı miyop kral ise 1876'da doğduğuna
göre bu kadından tam dokuz yaş küçüktü. Dıraga'nın ilk kocasi ve katili
olan su bayın ağabeyi "Maşen" hassa albaylarındandı. Aleksandr
Obrenoviç'in Dıraga ile karşılaşmasına sebep olan ana kraliçenin adı
Natali 'dir. 1 859' da Fransa'da doğmuştur.
N. N. Tep ede l e n l i o ğ l u 193
On dokuzuncu yüz yılın sonu ile yirminci yüz yılın ilk yıl
lan arasına göz gezdirirken bu iğrenç ve korkunç meseleyi
görmemek, atlamak nasıl mümkün olabilir?
-Saygıdeğer bir şahıs vasıtası ile İkinci B üro 'da bir suba
yın179 ihanet etmekte olduğunu öğrenmiştim . Bu subay işte kar
şınızda duruyor!
Hayır!
180
Galon, rütbe işaretleri için kullanılan sırma şeritlerdir.
198 Ordu ve Pol i t i ka
karşısına dikildi:
181
-M areşal B azaine gibi lere müsamaha eden askeri
kanunlara vatandaşları gelişi güzel kurşuna dizdirecek maddeler
konamaz!
Herkes bir miinaya yordu. Her kafadan bir ses çıktı. Fakat
gerçek sebep günün birinde bizzat Casimir Perier'ni n ağzından
duyuldu . Bir yı l an masalı gibi dal lanıp budaklanarak yıllarca
uzayacak olan Dreyfüs skandalının bir satbasında şahit sıfatı ile
dinlendiği zaman eski Cumhurbaşkanı Casimir Perier hakimlere
aynen şu sözleri söyledi:
181
Bazaine 3' üncU Napoleon 'un pek şımarttığı bir kum andan dı.
Meksika'da v e 71 harbinde hıyanete varan hataları ol muştu ...
N. N. Tep e de l e n l i o ğ l u 199
182
Yüzbaşı Dreyfüs aslen Yahudi idi. Mulhouse'da doğ
muştu. 1871 'den sonra Alsas-Loren Almanya'ya katılınca babası
•
Fransa v atandaşı kalmayı tercih etmiş ve Mulhouse 'dan ayrılıp
Paris'te yerleşmişti. Üçüncü Cumhuriyet Fransa ' sında en samimi
ve taşkın Cumhuriyetçiler Yahudilerdi. Aralarından birinin vatan
hainliği i l e ordudan tardedilmesi bu cemaatin pek onuruna
dokunmuştu. Dreyfüs'ün General Mercier tarafından bir tuzağa
düş ürülmüş olduğunu da sezdikleri için işi kurcalamağa baş
ladılar. İlk çıkışı 1896 ' da Brüksel'de bir broşür neşrederek yap
tılar. "Adli hata" adını taşıyan bu broşürü hazırlayan gazeteci
Bernar Hazar ' dı. Dehşetli sürüm yapan bu broşür bir ay içinde
yirmi dile çevrildi.
182
Mulhouse: Alsas Loren endrüslri bölgesinde bir kasaba.
2 00 Ordu ve P o l i tika
Aradan bir yıl daha geçti.. Bir sabah183 Leblois adında bir
avukat, Senato İkinci Başkanı Kestner'i ziyaret ederek:
183
1 897
184 Picquarl: Bu yarbay, Dreyfüs muhakeme edildikten sonra bu vazifeye
ta.yin edilmişti. Kendinden önce o ödevde bulunan Yarbay Sandherr,
Dreyfüs aleyhinde şahitlik etmiş olanlardan biriydi.
N. N. Tep ede l e n lioğ l u 201
adliye nazırına yeni bir istida vererek "işi" bir daha kurcaladığı
için parlamento bir daha Dreyfüs meselesini ele alınca kürsü
nöbeti General Cavaignac 'ageldi . Herkes yeni bir söz beklerken
Cavaignac bir papağan gibi seleflerini taklit etmez mi? O da tıpkı
Mercier ve B illot gibi elini kalbine basarak;
186
1 894'te binbaşı idi. Dreyfü s ' ü yakalattığı için m ükifat "Olarak terfi
ettirilmişti.
2 0 4 O r du ve P o l i tika
İstifa etti!
Dreyfüs ' ü beraet ettirdi. Hem de ona on iki yıl ıstırap ver
miş olanların tümünü moral yönden ağır durumlara soktu.
O gün ... büyük bir gün olmuştu. Alnı açık hakkın gizli kö
tü entrikalara zaferini ilan ettiği gün!
188
Bu zat 1 889'da, Osmanlı ordusu hakkın da kısa, fakat faydalı bir cep
hitabı ba�tırmıştır.
N. N. Tep e de l e n l i o ğ l u 209
ne manası vardı?
Hiç . . .
Halbuki n e olmuştu?
Her şey !
189
Osmanlı Devleti resmi yıllığı.
N. N. Tep e de l e n l i o ğ l u 2 1 1
anlıyoruz.
190
Bey ve Efend i kelimeleri, li5teden aynen alınmıştır.
2 1 2 O r du ve P o l i ti k a
19 1
Ş anlı, şerefli Osmani nişanı.
192 Kolağası Esat ve Teğmen Halil efendiler.
N. N. Tep e de l e n l i o ğ l u 2 1 3
Genç subaylar;
-Memleket hürriyete kavuşacak, "Kanun-ı Esasi" vatanı
kurtaracak, diyorlardı.
Ama imparatorluğun ve İslam aleminin vahdet direği dev
rilince ne olacaktı? Yerine koyacak o değerde bir devlet başkanı
bulunabilecek miydi?
Ürktüğü de şu:
Manastır'da tam Nihilist taktikli, çok kararlı bir gizli terör
cü fedaı1er grubunun kurulduğunu iyice öğrenmiş olması.
Bu grubu hiç isim zikretmeden saraya rapor eden müfettiş
Hüseyin Hilmi Paşa olmuştu. Fedailerin bir listesini ise hiç
umulmadık bir zat göndermişti:
••� Sadrazam TaUit Paşa. Sili müvezzi demektir. Postacı olduğundan kinaye.
194 Arap İzzet Paşa (Holo) 'nın Semih Mümtaz Bey zevcesi olan kızından
rivayet.
2 1 8 O r du ve P o l i ti ka
Ş ükrü (Yenibahçeli)
İhsan (Topçu)
Otuz yıl önce idare etmekte oldu ğum bir haftalık gazetede
"Selanik Merkez Kumandanı Kaymakam ömer Nazım Bey ' e ya
pılmış bir suikastten" bahseden bir yazı çıkmıştı. Bir kaç gün
sonra "Fuad Andiç" imzası ile şu tavzih mektubu gönderilmişti:
Beyefendi;
196
Bak sen hele ... Demek zavallı Merkez Kumandanının yalnız karısının
kardeşi değil, öz kızkardeşinin kocası da gizli komitedenmiş.
N. N. Tep e de l e n l i o ğ l u 22 1
**
Siirt Mebusu Mahmud Beyle pek iyi tanı ş ı rdım . 1 920 'de
Ankara 'da Hfilcimiyet-i Milliye gazetesinin başmuharrirl iğini ve
m üdürl ü ğ ünü yaparken o Mustafa Kemal Paşa 'nm emir subayı
i di . Bazı yazılar için paşanın direktiflerini bana getirirdi. Son
derece bilgil i , iki yabancı dil e kuvvetle bilicim , pek zarif bir
b in ba şı ydı Şehzadelere hocalık etmiş bir aydındı. Kim derdi ki,
.
İttihatçılar, iki yüz altmış iki üyesinin biri Ulah, üçü Sırp,
dörd'ü Bul gar, onu Ermeni , yirmi üçü Rum, biri Arap Katolik,
dördü Yahudi , yirmisi Arnavut, altı sı Kürt, yetmişi Arap olan ve
Türk sayılan yüz yirmi si içinde de birçok Pomak, Boşnak,
Çerkes , Tatar, Dönme, Mlinlni, Laz, Çeçen ve Gürcü bulunan
Osmanlı Meclisinde, Harbiye ve Bahriye Nazırlarının seçilınesi
işini bir fırtına içinde boğmağa çal ıştılar. Meşrutiyet'e aykırı bir
hareket olarak gösterdiler.199
ı!Nlı Bu iş, lstanbu l ' a yeni tayin edilen İn giltere B üyükelçisi Sir Gerald
Loveter'in tavsiyesi ile yapılm ıştı. Tasfiye edilen "Yıldız" kadrosunun
yalnız İstanbul'da, otuz bin üyesi olduğu söylenir.
199 Halbuki her memlekette Devlet Başkanına böyle yetkiler tanınır. Meseıa
bu e.�erin yazıldığı günlerde Fransa'da her kabineye yalnız Harbiye ve
Bahriye nazırlarını değil Hariciye vekilini de Devlet Başkanı tavsiye
eder.
\
2 2 4 O r du ve P o litika
elinden aldılar.
Başına Memduh Paşa adında bir livayı koydular. En eski
devirlerde bile, hassa kuvveti demek olan Yeniçerinin başına
"ağa" tayin etmek hakkı padişahta iken komitenin böyle bir karar
alınası hayra yorulamazdı.
Abdülhamit dayattı . Olamaz dedi.
O zaman zor kullandılar.
B ir sabah, Abdülhamit, bazı harp gemilerinin Beşik
taş-Üsküdar arasında sıralanmış olduklarını gördü. Toplan saraya
doğru çevrilmişti. Harbiye Nazırını çağırtıp sordu:
-Bu gemilerin ne işi var saray önünde?
Nazır endişeli bir tavırla cevap verdi:
-Çünkü efendimiz... Hassa fırkasırun200 isyan etmesinden
korkuluyor. . .
-Eyy? . . . İsyan çıkarsa n e yapacak donanma? Sarayı bom
bardıman mı edecek? Benim de burada bulunduğumu hesaba
katmıyor musunuz?
-Bu cihet de düşünülmedi değil efendimiz . . . Hadise çıkın
ca şahs-ı hümayunları tehlike hududu dışına çıkarılacaklardır.
Abdülhamit, bu sözlerin mlinasını kavrayamayacak adam
değildi . O saat İkinci Fırkanın fiili kumandasını terketti.
Komite, Abdülhamit'i ordu müzaheretinden mahrum et
mek için, etten tırnak söker gibi kerpetene kıstırıp çekmekten
başka çare bulamamıştı. Ama buna rağmen, ordunun canlı bir
kısmı, Abdülhamit'e sadık kaldı.
200 2. Fırkanın.
N. N. Tep e dele n l i o ğ l u 225
201
Genç Türkiye ve İhtilali, s. 145.
2 2 6 O rd u ve P o l i t i ka
ediyorum .
202 han Konsolosluğu karşısında bir konaktı. Şimdi yerinde başka bir bina
var.
203 3 1 Mart Vakası 'nı tafsil etmek konumuzu ilgilendirmedi ğ i için , üstün
körü geçiyoruz.
N. N. Tep e de l e n l i o ğ l u 227
cektir.
Bizde gerçek manası ile Avrupa anlayışına uygun bir ge
nelkurmay teşkilatı, işte bu devirde başlar ve bir zamanlar Abdül-
2 2 8 O r du ve P o l it i ka
**
207 Osmancık taburunda bir bölük komutanı olaralc Kanal taarru z una iştirak
etmiş, şehit olmuştur.
209 İ dama mahku m , kaçak iken, tutulacağı sırada gözüm ün önünde intihar
eden.
210
Bir suikast neticesinde öldü.
211
B u harbin üçüncü yı lında Almanya' dan gelen vagonların üstünde
"Türkiye" yerine Enverland (Enver diyarı) kelimesini görüyorduk.
2 3 0 Ordu ve P o l i t i ka
Ş öyle ki;
212
Mustafa Kemal, 1 9 1 8 'de hen üz otuz yedinci yaşını doldurmamıştır.
2 3 2 O r du ve P o l i t i ka
teklifte bulunur:
"-İstanbul 'a gider gitmez bir ordu kumandanlığı isteyiniz.
Ben sizin Erkiin - ı Harbiye reisiniz olurum ! "
Veliaht sorar:
"-Hangi ordunun kumandanlığını?"
Cevap:
"-Beşinci Ordu 'oun. . . "
Görülüyor ki, Vahideddin hiç de yabana atılacak tecrü
besiz bir politikacı değildir. Çünkü:
1 . Teklife müspet menfi bir cevap vermediği gibi ani bir
sorusu ile de endirekt olarak karşısındakinin düşüncesini
öğrenmek yolunu tutmuştur.
2. Kendisinin son derece önemli bir politik harekete teşvik
edildiğini şıpşak anlayıvenniştir.
2 13
Makbule Hanım 'ın kocası.
N. N. Tep e de l e n l i o ğ l u 233
Vahideddin susuyor.
Dikkat!
Başkumandan vekilliği makamının ilga edilmesini istiyor.
N eden? Çünkü Enver 'in ordudaki mu tlak hiikimiyetine
son vermek istiyor.
İki sebep daha hatıra geliyor:
214
Hemen , saniye kaybetmeden.
2 3 4 O r du ve Po litika
kuşkulanıyorsa?
"-Yardır . . . "
217
Ordu ileri gelenleri.
2 3 6 O r du ve P o l i tika
göstenneğe çalışmışlardır.
**
Bunun için;
218 Vahideddin, Abdülhamid 'in emniyet ettiği tek kardeşidir. "Yıldız" gizli
teşkiliitında çalış m ı şolduğunu doktoru Reşat Paş a ' ya ken disi
söylemiştir. Birinci Veliaht Reşat Efendi ile İkinci Veliaht Yusuf İzzet
tin Efcndi 'yi göz hapsinde tutan Abdülhamit, kendisini ziyarete gelen
N. N. Tep e dele n l i o ğ l u 239
... ...
ecnebi prenslere hep onu mihmandar tayin etmiştir. Hatta son İtalya
Kralı Hamberto 'nun babası V. Emanuel ' e Türkiye'ye geldiği zaman
kendisine Truva harabelerini Vahideddin gezdirm işti . O sırada Ema
nuel 'in babası olan Kral bir anarşist tarafından öldürülm ü ş , bu fena
haberi Emanuel'e bildiren Vahideddin olmu ş tu . Aynı zamanda da
.
kral lığını tebrik ettiği için Emanuel , Vahideddin ' e ve beraberlerindeki
Vezir Samih Paşa'ya büyük nişanlar vermiş , ölünceye kadar da şahsi
dostlukları devam etmişti. Vahideddi n ' in menfa hayatında bir 1 talyan
kasabası olan San Remo ' da kalışı bu ndandır. Fakat Emanuel ' in para
yardımlarını reddetmek asaletini de göstermiştir. Vahideddin hakkında,
Milliyet ' te neşrettiğim "Son Sultan ' ın Son Cinayetleri" adlı eserde bir
çok bilgi vardır.
2 4 0 O r du ve P o l i tika
Kurtulmuştu.220
21 9
Mesela Samim 'i öldüren Abdülkadir, Ankara'da vali olmuştur.
220
Reis Topçu İhsan (Eski Bahriye Vekili) azalar Kılıç Ali Bey ve Elaziz
mebusu Komi ser Hü seyin Paşa ile Kütahya mebusu Cevdet İ zrap
(Çamlıca Kız Lisesi eski m üdürü).
N. N. Tepe d e l e n l i o ğ /u 24 1
22 1
Muvakkat yeri şimdiki Ankara Defterdarlık binasının avlu tarafındaki
2 4 2 O r du ve P o l i t i ka
m Onu Suriye'ye kaçarken kovalayan bir müfrezenin ele geçirdiği bir katır
sırtındaki sandıktıın çıkmıştır.
2 4 4 Ordu ve Polit ika
konuşturanlardadır.
**
işlerden değildi.
Komplo . . .
3 ' ü ncü Ordu M ü fetti ş i Cevad Paşa da vardır. İzzeddin , Ali Hik
met, Ş ükrü Naili, Fahrettin Paşalar gibi kolordu komutanı gene
raller d erh al müspet cevap veriyorlar. Fakat Cevad Paşa bir az
hafiften alıyor . . .
yığınlar.
Zarl arını atıp cephe almış olanların dışında kim hangi ta
raftandı?
B u meçhuldü?
22' İ stiklfil Mahkemesi B üyük Millet Mcclisi' nin manevi şahsiyetini tem sil
eder ve Meclis adına hüküm verirdi. Karabekir'ci su baylar bu mahke
menin salonuna tabancaları ile gelip oturmuşlar, sesli ve sessiz nü ma
yişler de yapmışlardı.
N. N. Tep e de l e n lioğ l u 25 1
226
Kanaris sonradan Hitler'in casusluk teşkilatını kurmuş ve harb içinde
bombalı suikast işinden ötürü işkenceyle öldürülm üştü .
227
Sonradan milletvekili ve elçi (Lizbon' da) olan Rahmi Apak bana tahsil
devresi hakkı n da şöyle demişti:
Harbi yeye bağl ı ol arak hizmet etti ve Mustafa Kemal ' i asla
sabote etmedi. 1 926 ile 1 93 8 arasında ordu da, bu heyet de
"mevcut durumu" ve iktidarı destekledi . 1 929 dünya ekonomik
ktizi Türki ye ' de de bir sos yal-politik zelzele yaptı ğı zaman
Gazi ' yi yerinde tutan ordu olmuştur. "Serbest Fırka" geniş
yığınları kavramış, fakat ordudan zerre kadar yüz bulamamıştır.
Mustafa Kemal ' e sureti haktan görünerek orduyu çelmeğe
çalı şan Fethi ve Conker gibi candan228 dostları nın ordu
kademelerinde bir çok dostları, tanıdıkları olmasına rağmen . . .
228
Fethi, Atatürk öldüğü zaman "Vaktinde gitti" demi�ti.
BAŞKUMANDANLIK HAKKINDA
Başkumandanlık hakkınd a, bir başkumandanın ne gibi me
zi yetlere sahip olması gerektiğini bir de yüksek değeri kabul edil
miş bir Alman generalinden dinleyelim:
23 1
Von Schlieffen. Meşhur taarru z planlarını hazırlayan kunnay başkanı.
N. N. Tep e de l e 11 l i o ğ l u 255
Hülsen'e:
233 Arkadaşları, küçük adı Helmuth olan General Moltlce 'yi hep böyle
anarlardı. Sebebini merak ettim. Ama öğrenemedim. (Yon B ülow).
2" Kön igsplatz' daki kırmızı kutu Prusya askerlik argosu nda Harbiye
Nezareti.
m Manteuffel (Baron) . Prusya feldmareşali ( 1 809-1885)
N. N. Tep e dele n l i o ğ l u 251
136
Müstakbel mareşal prensin .kardeşi.
2 5 8 O r du ve P o l i t i ka
237 Bu kitabımızda Von der Goltz Paşa'nın 1 904 'de rahmetli Orgeneral
Pert ev Pa ş a'ya gönderdiği bir mektup, Kayzer Wilhelm'in k en d i si
hakkında neler düşündüğünü Goltz'un bilmekte olduğunu hissettir
mektedir.
238 Hindenburg. Mareşal 1 9 1 4 - 1 9 1 8 harbi başında Rus ordu ların ın i lk
.
mekten çekiniyor.
241 Bu tarihte prenses henüz otuz altı yaşındaydı. Evlendiği gün henüz on
sekizindeydi ve Edward 'ın en çapkın devri idi .
2 6 2 Ordu ve Po litika
Neden Birinci Dünya Harbi 'nde fi ilen hfilcim bir taçlı baş
kumandan gö rü lemed i?
Sebep ikidir:
242
Bu mühim a.,keri tetkikçinin en son etüdü budur. Rüstow 93 Harbi ' nde
S üleyman Paşa.'yı başkumandana itaatsizlikle itham eder ki , sonradan
bu paşanın divan-ı harp tarafından mahkQm edilmesini , askerlikten
!ardını ve sair cezaları Sultan Abdülhamid' in bir zulmü gibi göstermeğe
çalışanların hakikatlere ne derece aykırı durumda o lduklarını göze
vurur . Rü stow L ' art Militaire au XIX ' e Siecle S trategre, His toire
Militaire" adlı eserinin 693 ' üncü sayfasında şöyle der: (3- 1 3 . satırlar) .
" . . . Yeni başkomutan ın (yani Mehmet Ali Paşa' nın) planına göre
Süleyman Paşa hafif kuvvetlerle Şıpka ve Elena'da Rusları oyalayacak,
kendisi emrinde kalacak kuvvetlerin hepsini Balkanların doğusundaki
geçitlerden Osmanpazar'a ulaştıracaktı. O zaman başkomutan (Mehmet
Ali Paşa) ile birlikte Tırnova tarafından Rus ordusunun cenahına hücum
edeceklerdi. Sonra Plcvne'de Osman Paşa' nın im dadına gidilecekti.
Süleyman düpedüz başkumandanın emrine itaat etmedi ." ve, sahife
694: (2-6 satırlar).
" . . . Çareviç'in (Rusya veliahtı) ordusu hiçbir enerji gösteremediği için
ve zaten hiçbir stratejik fikre de sahip bulunmadığından başkumandan
(Mehmet Ali Paşa), sağ kanadı Tuna kıyısında Meçka'ya dayanan ve sol
kanadı Çerkovna'da olan bir geniş cephe üzerinde Rusları püskürttü ... "
Sayfa 694: (16- 17-1 8 . satırlar)
"Mehmet Ali, S üleyman ' ın itaatsizlik ettiğini ve kendisini destekle-.
yecek yerde Elena'da gülünç gösterilere giriştiğini görünce taarru zu
bırakıp Karalom gerisine çekildi. .. "
N. N. Tep e de l e n / i o ğ / u 265
ihtilaller dal gası esnasında fazl a otoriter taçlı rej imlere antipati
duydu ğunu belirtmiş bir Alınan istihklim subayı idi. Bir askeri
yüksek mühendis . . . 1 850 yılında " 1 848 ihtiliilinden önce ve ihti-
1§1 esnasında A lmanya'nıiı askeri durumu " adlı bir bro ş ür
neşrettiği için Pozen kalesine hapsedildi ve aynı yılın Haziran ayı
sonunda bu kaleden kaçıp İsviçre ' ye sığındı. 1 8 5 3 'de Zürih
Üniversitesi 'nde askerli k sanatı hakkın da konferanslar vermeğe
başladı ve İsvi çre hükümeti tarafından büyük askeri manev
ralarda muallim olarak vazifelendirildi. B ir m üddet sonra bir
İsviçreli kızla evlenip bu devletin vatandaşlığına kabul edilince
kendisine istihkam binbaşılığı rütbesi verildi. 1 860 'da ihtilfilcilik
damarlan tepreşti. Bu sırada İtalya ' nın her tarafında bir Garibaldi
�angını v ard ı . Rü sto w derhal İtalya ' ya geçti , Garibaldi'nin
hizmetine girdi. Bu cumhuriyetçi diktatörün genelkurmay baş
kanı oldu.