Professional Documents
Culture Documents
BENDER KALESİ
Cengiz FEDAKÂR1
olan askerlerin iaşesi için Bergos iskelesinden zahire sevkiyatı yapıldı37. Ayrıca
Ben- der Kalesi için Boğdan, Bucak, Tombasar gibi bölgelerden de zahire
takviyesinde bulunuldu. Gönderilen 338 ton 550 kg.lık zahireden 195 ton 113
kg.ı buğday; 143 ton 360 kg.ı arpa ve 77 ton 80 kg.ı ise un idi38. Moskov Seraskeri
Ali Paşa’ya gönde- rilen emirde de daha önceden Bender bina eminine 10 bin
kuruş gönderildiği, bunun dışında kendisine verilen 500 kese akçeden
Bender’deki askerin iaşesi için 10 bin ku- ruş vermesi istendi39. İsmail seraskeri
maiyetine ve Özi, Hotin ve Bender kalelerinin muhafazalarına çeşitli sınıftan yüz
binden fazla asker gönderildi40.
Ruslar, General Michelson komutasında 20 ila 60 bin arasında değişen
seçkin askeri birlikleriyle Tuna Nehri üzerinden hareket etmişti41. Akkirman
Kalesi’ni işgal ettikten sonra Süne Boğazı’nı zapt ve buradan asker sevkiyle Tolcı
Kalesi’ni de ele geçirerek İsmail Kalesi’ni muhasara ettiler42. İsmail Kalesi, Ce-
zayirli Gazi Hasan Paşa tarafından savunulmakta idi. Ruslar ağır kayıplar
vererek geri çekildiler. Sadrazam Cenaze Hasan Paşa, Türk ordusunun kışlağı
Şumnu’ya geldiğinde, başarısızlıkları sebebiyle azledilerek yerine Cezayirli
Gazi Hasan Pa- şa sadarete getirildi43. Kendisine kürk ve mücevher kılıç
hediye edilen Hasan Paşa’nın ordu üzerindeki nüfuzu daha da arttı44. Hotin
cephesinde ise Osman- lı açısından işler yolunda gitmemekte idi. Nitekim
Şahbaz Giray ve İsmail Se- raskeri Zihnevî Hasan Paşa’nın mühürleriyle 20
Ekim 1788 tarihinde, bölgeden İstanbul’a gelen kaimede, Hotin ahalisi yardım
yetişemediğinden, içinde bulun- dukları zor durumdan dolayı vire ile Ruslara
teslim olduğu, ahalisinin ise tedarik ettiği 2800 araba ile Bender ve İsmail
taraflarına yola çıktıları belirtilmekte idi45. İsmail’de ise hezimete uğrayan
Ruslar, 17 Aralık 1788’de savunma zafiyeti olan Kalas’ı, General Kaminski
komutasındaki ordu ile işgal etti46. Diğer yandan Özi Kalesi’nin düşmesi üzerine
durumdan çok etkilenen Sultan I. Abdülhamid, 9 Ni- san 1789’da vefat etmiş,
yerine III. Selim Osmanlı tahtına oturmuştu47.
37 BOA, ADVN. MHM. d 188, s. 578.
38 BOA, MAD, 10043, s. 22 (8 M. 1202/ 20 Ekim 1787); C.AS, 53675; C.AS, 53240;C.AS, 1199;
C.AS. 53240; C.AS, 49907; D.BŞM, 6959/17; 9129.
39 BOA, C.AS, 51608 (22 Ş. 1202 /28 Mayıs
1788).
40 Mustafa Nuri, IV,
18.
41 Johann Wilhelm Zinkeisen, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, çev. Nilüfer Epçeli, İstanbul 2011,
VII,
291.
42 Ahmed Âsım, Tarih, İstanbul 1867, I, 24.
43 Mustafa Nûri, Netayicü’l Vukuat, IV,
25.
44 Ahmed Cevdet Paşa, Tarih, Dersaadet 1309, V, 9.
45 Ahmed Cavid Bey, Müntehabat, çev. Adnan Baycar, İstanbul 2004, s.
610.
46 BOA, A.DVN. MHM. d, 188, 82.
47 Mustafa Nuri, IV, 21; Sultan I. Abdülhamid’le ilgili daha fazla ayrıntı için bkz. Fikret Sarıcaoğ-
lu, Kendi Kaleminden Bir Padişahın Portresi Sultan I. Abdülhamid (1774-1789), İstanbul 2001.
Sultan’ın vefatından önce de rahatsız olduğu, Özi Kalesi’nin düştüğünü öğrenmesi ile birlikte felç
geçirdiği ifade edilmektedir, bkz. aynı eser, 34.
PR OF. DR . E R DOĞA N ME R Çİ L 'E A R MA ĞA N 387
idi. Nitekim Ekim ayı başlarında bölgeye gelen Generali Samoylof, mevcut şart-
larda kalenin alınmasının imkânsız olduğunu düşünerek Rus ordusu için yeni
ateşli silahlar ve topların getirilmesinin elzem olduğunu düşünmekte idi56.
Öte yandan Rus generali Potemkin’in Akkirman’ı işgali sonrası Bender
Kalesi’ndeki ulemâ ve kale halkı ile tüm askerî sınıfın ağa ve zabitleri
Serasker İsmail Paşa57 ve Zaralı-zade Abdullah Paşa ile görüşüp kalede asker
ve mühim- mat eksikliğinin yanı sıra kış mevsimi olması dolayısıyla
savunmanın yapıla- mayacağını, kaleyi teslim edeceklerini, aksi durumda
vezirlerin emirlerine itaat etmeyeceklerini bildirdiler. Bender ahalisi daha
önce (1767-1774 savaşları) de işgale maruz kaldıklarından kalenin teslimi
hususunda kati davranış sergilediler. Paşalar, halkı savaşa teşvik etti ise de
muvaffak olamadılar58. İsmail Kalesi’nden yardım gelmesi beklenmiyordu lakin
onlar kendilerini bile zor müdafaa etmekte idiler59. Bender Muhafızı Ahmed
Paşa ve Kale kadısının İstanbul’a gönderdikleri yazılarda, ulema ve halk daha
da ileri giderek Bender’i teslim edeceklerini, buna kim karşı gelirse onu da
helak edecekleri tehdidinde bulunmuşlardı60.
Bender’deki iç huzursuzluk ve gerginliğin idareciler arasında da olması
zaten muhasara altında zor şartlara maruz kalan kale savunmasını daha da zaafa
uğrat- makta idi. Miktad Ahmed Paşa, Nüzül Emini Ömer Ağa’ya gerek
hazineden ge- rekse İsmail Ordusu defterdarından toplam 80 bin kuruş
gönderildiğini, fakat onun
55 bin kuruşu makbuzlandırdığını belirterek açıkta kalan 25 bin kuruşun
hesabının sorulmasını istiyordu61. Diğer yandan Miktad Ahmed Paşa ise
beraberinde 1200 askerle birlikte kaleye geldiği halde nüzül emininden 2000
kişilik tayinat istemişti. Nüzül Emini Ömer Ağa da bu durumu merkeze şikâyet
etmişti. Ayrıca konunun Özi Muhafızı Ali Paşa tarafından hükümete
aksettirilmesiyle birlikte, İstanbul’dan Ahmet Paşa’ya tehdit dolu hükümle,
adaletten ayrıldığı takdirde cezalandırılacağı
iletildi62. Konuyla ilgili Ahmed Paşa’ya gönderilen diğer bir emirde ise 500-600
kişiyle Bender’e gittiği, abartılı talebi ile nüzül emini ile olan münakaşasına son
vermesi istendi63. Aynı şekilde İstanbul’dan nüzül eminine gönderilen
emirde, kendisine gönderilen parayı dikkatli kullanması, aksi takdirde
cezalandırılacağı bildirildi64. Kalede, mevaciblerinin geciktirilmesi dolayısıyla
asker arasında da huzursuzluk had safhada idi. Konuyla ilgili hassasiyet
İstanbul’a arz edilmiş, so- runun giderilmediği takdirde Bender’de ihtilâl
olacağı uyarısında bulunulmuştu. Sultan III. Selim konunun hassasiyetini
idrakle, darbhane eminini yanına çağıra- rak durumun değerlendirmesini
yapacağını söylemiştir65.
Bender Kalesi’ndeki sorunlar bununla da sınır değildi. Nitekim kale savun-
masında görevli toplam 404 yerli cebeci kayıtlarda yer almakta idi. Bunlar
dahi savaş durumu olmasına rağmen etrafa dağılmış, çoğu köylerine dönmüştü.
Söz konusu cebecilere mevaciblerinin gönderilmesi için tekrar Bender
Kalesi’nde toplanıp savunmada yer almaları şartı ileri sürülmüştü66.
Rus muhasarasında dahi gerek kale yönetiminin kendi içinde birbirlerine
karşı husumette olmaları gerek kalede görevli askerler ve burada yaşayan halkla
yöne- tim arasında ihtilafın olması; kale savunmasında görevli olduğu halde
bir kısım askerin firarda olması ve gerekse kalede yaşayan tüm kesimlere
hükmedebilecek otoriter ve güçlü bir iradenin olmaması, Bender Kalesi’nin
akıbetini belirleyen en önemli etmenler olmuştu. Kaledeki durumdan haberdar
olan Gazi Hasan Paşa, Bender Kalesi’nde ihtilal vuku bulduğundan buradaki
askerlerin yatıştırılması için İstanbul’dan acilen bunların mevaciblerinin
gönderilmesini talep etti67.
Diğer yandan Potemkin, kuzeyden yapılacak hücumla kalenin düşürülebile-
ceğine inanıyordu. General De Balmen, 25 Türk askeri esir almıştı. 29
Ekim’de General Samaylof kaleye hücum etti. Ruslar nehrin sol tarafındaki
araziye 40 top yerleştirmişti. 30-31 Ekim tarihlerinde hücumların şiddeti de
arttı. Potem- kin, Bender Muhafızı İsmail Paşa’ya gönderdiği mektupta, kaleyi
teslim etmesini aksi takdirde sonuçlarına katlanacağı tehdidinde bulundu.
Bender Kalesi’nden İstanbul’a yazılan tahriratta, kalenin 20 günlük iaşesinin
kaldığı belirtilmekte idi. Bu bilgiyi Potemkin de öğrenmişti68. Zaten dönemin
kaynaklarında da kale için- den bazı kişilerin gizliden Ruslarla irtibat halinde
olduğu ifade edilmektedir69.
62 BOA, MAD, 10043, s. 130 (2 S. 1202/13 Kasım 1787); HAT, 21/1607; BOA, C. AS 52912 (2. S.
1202/13 Kasım 1787); C:AS, 5921; C.AS, 52912.
63 BOA, C. AS, 10693 (14 C. 1202/22 Mart 1788)
64 BOA, C. AS, 51608 (22 S. 1202/3 Aralık 1787).
65 BOA, HAT, 182/8348.
66 BOA, C.AS, 47961 (10 Ş. 1203/6 Mayıs
1789).
67 BOA, HAT, 182/8348.
68 Astrvatsaturov, a.g.e., s. 95.
69 Enverî, vr.
279b.
390 P
R OF. DR . E R DOĞ
AN ME RÇİL'E A
RMAĞAN
77 Cevdet,V, 8.
78 Sadullah Enverî, vr. 280a. Ahmet Paşa’nın vefatında eşi Abide Hatun, İbrail’de idi. Paşa’nın mu-
hallefatı da onun yanında bulunduğundan kendisinin İstanbul’a güvenle gelebilmesi için harcırah
ve koruması sağlandı (HAT, 1392/55587); Ahmed Paşa’nın hazine tarafından mallarının müsa-
deresi için Kapı kethüdası Memiş Efendi’den sorgulamasının yapıldığında, Paşa’nın
İstanbul’da emvalinin bulunmadığı hatta Memiş Efendi’ye bile 100 bin kuruş borçlu olduğu
ortaya çıkar. İstanbul’daki evinin ise eşinin üzerine kayıtlı olduğu saptanır (HAT, 8161).
79 BOA, C.AS, 6782 (Evahir-i C. 1204/ 7-16 Mart 1790).
80 Mustafa Nûri, IV, 25.
81 Mavroyani Bey, uzun zaman tersane tercümanlığı yapmış, Cezayirli Gazi Hasan Paşa’nın
adamları arasına girmişti, devlete hizmetleri neticesinde Sultan I. Abdülhamid tarafından Eflak
voyvodalığına atanmıştı. Mustafa Nuri Paşa’nın ifadesiyle “gözü pek yiğit ve çalışkan” biri idi.
Avusturya cephe- sinde birçok başarılar elde etmiş Boze bozgunu sonrası Eflâk’ta tutunamayarak
birkaç bin askeriyle birlikte Ziştovi’ye geçmişti. Mavroyani’nin yanında birçok mücevher
bulunduğu söylentileri üzerine bunlara sahip olmak isteyen Şerif Hasan Paşa, mavroyani’yi
hıyanet planları kurduğu gerekçesiyle padişahtan onun ölüm fermanını alarak yakalatıp astırmıştır,
bkz. Mustafa Nuri, IV, 26.
82 Mustafa Nuri, IV, 26; Karal, Osmanlı Tarihi, V, 16.
392 PR OF. DR . E R DOĞA N ME R Çİ L 'E A R MA ĞA N
üzerine Türkler, Rusçuk’a dönüp Rus ordusu üzerine yürümeyi planlarken kış
mevsiminin gelmesi ve birliklerin bir kısmının dağılmasıyla bu harekâttan da
vazgeçilerek Şumnu kışlağına geri dönüldü. Diğer yandan Tolcı ve İsakçı ka-
sabalarını harap eden Ruslar, altı aydır karadan ve nehirden kuşattıkları İsmail
Kalesi’ni 23 Aralık 1790’da ele geçirdiler83. Rusların İsmail’e girmesi ile
birlikte kalede sokak çatışmaları başlamış kadınlar dahi Ruslara karşı direnişe
geçmiş üç gün boyunca katliam ve yağma devam etmiş çatışmalarda Serasker
Aydoslu Mehmed Paşa da hayatını kaybetmiştir. Rus Generali Langeron nehre
atılanların dışında 22 bin 700 insanın da gömüldüğünü ifade etmiştir84.
Rusların da 20 bin- den fazla asker kaybı olmuştu. Savaşta İzlediği yanlış savaş
planları ve başarısız- lıklarından dolayı Sadrazam Şerif Hasan Paşa idam
edilmiş yerine Koca Yusuf Paşa ikinci kez sadrazamlığa getirilmiştir85.
Osmanlı-Rus savaşının başlamasıyla birlikte Avusturya yaptığı gizli anlaş-
ma sonucu Rusya’nın yanında savaşa girmişti. Diğer yandan Rusya, İsveç ve
Prusya ile Lehistan’ın da Osmanlı Devleti’nin yanında savaşa girmesinden çeki-
niyordu86. Rus savaşı öncesi Osmanlı Devleti ile İsveç savaşta ve barışta
birlikte hareket etme kararı almış buna mukabil İsveç’e İstanbul tarafından 20
bin kese savaş yardımında bulunulması kararlaştırılmıştı. Anlaşma gereği
savaşa giren İsveç, Ruslara karşı denizde üstün gelmiş, fakat kara
savaşlarında mağlubiyet yaşamıştı. Beklentilerinin aksine cereyan eden savaş
sonucu İsveç, Osmanlı ile yaptığı ittifak anlaşmasına aykırı olarak Ruslarla barış
antlaşması imzaladı (1789-
1790). Daha önce yapılan anlaşma gereğince Osmanlı Devleti’nin bir miktar
para vermesi, İsveç’in Rusları Baltık Denizi’nden çıkarak Akdeniz’e
gelmelerini en- gellemiş oldu87. Rusya’nın İsveç’le barış yapması Rus
tarafında memnuniyetle karşılanmış hatta şenlikler düzenlenmişti88. Diğer
yandan Osmanlı Devleti’nin Rusya ve Avusturya’ya karşı savaşa girmesiyle
Fransa, İspanya ve Prusya gibi diğer Avrupa devletleri savaşın bitirilmesi için
aracılık yapmak istediler. Bun- lardan Prusya, Osmanlı ile yaptığı ittifak
anlaşması ile isteğinde muvaffak oldu. Anlaşma hükmünce Prusya, Osmanlı
Devleti’nin Tuna Nehri’ne kadar olan sı- nırlarını garanti altına alacak,
Avusturya ve Rusya’yı Osmanlı ile barış yapma- ya zorlayacaktı. Prusya şayet
bunda başarılı olamazsa her iki devlete de savaş açmayı taahhüt ediyordu.
Buna mukabil Osmanlı Devleti ise Prusya’dan başka bir devletin aracılığı ile
barış yapmamayı vaat ediyordu89. Rusya ile mütareke
gerçekleşmezse Prusya, 1790 baharında Rusya’ya savaş
açacaktı90.
83 Mustafa Nuri, IV,
27.
84 Jorga, V,
95
85 Mustafa Nuri, IV,
27.
86 BOA, HAT, 33/1602.
87 Mustafa Nûri, IV,
28.
88 BOA, HAT, 30/1408.
89 Mustafa Nuri, IV,
28.
90 BOA, HAT, 6065 (23 Ra. 1204/11 Aralık
1789).
PR OF. DR . E R DOĞA N ME R Çİ L 'E A R MA ĞA N 393