You are on page 1of 210

GNDZ Basm Yaym Datm 1 Ticaret ve San. Ltd. ti.

Yldzgemisi TTANIC Starship TITANIC Douglas Adams / Terry Jones Birinci Bask:
Temmuz 1998 1998 Kesim Ajans -stanbul / Trkiye
Trke Yayn Haklar Gndz Basm Yaym Da: Tic. ve San. Ltd. ti.'ne aittir ISBN 975-
576-045-8
Trkesi: zden Arkan Kapak Dzeni M. Ender nde
Bask-Cilt Umut Matbaas

SARMALYAYINEV

ataleme Sk. Merili Apt. 52/3 Caalolu -stanbul Tel:) 212) 513 94 23 -513 95 21 Fax:
(0 212) 522 45 78

DOUGLAS ADAMS - YILDIZGEMS -


TITANIC

Roman Terry Jones


Trkesi zden Arkan
GR

YILDIZGEMS Titanic fikri de tpk dier fikirler gibi ortaya


kt, yani damdan derce-sine akla geliveren bir ift cmle
olarak. Yllar nce, "Yaam, Evren ve Her ey"de konu d
ortaya atlvermi bir szden ibaretti. Orada diyordum ki, ilk
yolculuuna yeni kan Yldz-gemisi Titanic, Kendiliinden
Olma Kapsaml Varolusal Arza'ya urad. Olay rgsnn gelimesini
beklerken ylesine araya sokuturulan laflardan ite.
"Neyse, bununla urarken arabuk baka bir olay
gelitiririm imdi," diye dnr ya insan. Bu da "Yaam,
Evren ve Her ey"de bir ift laf olarak kald, ama biraz

sonra, "Galiba bundan bir eyler kacak," dedim kendi


kendime ve bir sre daha zerinde durdum. Hatta bir ara
bunu bal bana bir roman haline getirmeyi de dnmedim
deil, ama sonra baktm da fazla parlak bir fikirdi. Byle
fikirlere hep ok ihtiyatl yaklamm-dr.
Seksenlerin ortalarnda, Infocom diye bir irkete "Her
Otostopunun Galaksi Rehberi"nin yalnzca metin olarak
alan bir bilgisayar oyununu hazrlamtm. ok zevkli bir i
oldu benim iin. Oyuncu, makineyle sanal bir diyaloga giriyor.
Byle bir ey yazarken sanal okuyucunun tepkisini kafanzda
canlandrp ona gre davranyorsunuz. Binlerce yllk insanlk
kltrnn tanklk edecei pek ok ey yapabilirsiniz
metinde, oysa bence bilgisayarn bize asl salad,
matbaann bulunmasndan nceki gnlere dnerek etkileimli
hikye anlatmaya dayal eski bir sanat yeniden yaratmakt. O
zamanlar buna etkileimli ad verilmiyordu elbette.
Etkileimsiz bir ey bilmiyorlard ki zaten, dolaysyla da buna
zel bir ad takmalar gerekmemiti. Biri kalkp da hikye
anlatmaya balad m, dinleyiciler ona cevap verirdi. Hikayeci
de dinleyiciye cevap verirdi hemen. Etkileim unsurunu
ortadan kaldran, matbaann devreye girmesi oldu ve
hikyeler, kat, deimez formlar ierisine hapsedildi. Bana
kalrsa bilgisayar araclyla etkileimli hikye anlatma, her iki
formun en iyi ynlerinden bir

as

ksmn birletirebilirdi. Ancak bu iletiim ortam daha


emekleme andayken bilgisayarl grafik ortaya km ve
onu ldrmt. Metin, son derece zengin bir iletiim ortam
olabilir, ama ekranda okunmas skcdr. Prltlar saarak
hoplayp zplamaz, onun iin de yerini, byle imknlar sunan
eylere brakmak zorunda kalmtr.
lk bilgisayarl grafik rnleri ok yava, kaba ve irkindi tabii.
Bir iletiim ortam olarak hi mi hi ilgilendirmiyordu beni,
ben de grafikler gzelleene kadar oturup beklemeye karar
verdim. On yl sonra gzelletiler de. Fakat etkileim byk
lde fareyi bir eylere dorultup tklamaya indirgenmiti.
Metinli oyunlara kullancnn katlmn salayan konumalar
karmtm. Dndm de, belki ikisini birletirmek mmkn
olabilirdi...
Tam o sralarda bir grup arkadala The Digital Village
(<http://www.tdv.com>) adnda yeni bir dijital iletiim
ortamlar irketi kurduk. lk byk projemiz iin iyi bir konu
aramaya giritim: CD-ROM'da bir macera oyunu olacakt bu
ve usta ii grafik rnleriyle bir doal dil zmleme olanan
birletirerek kullancnn, oyundaki karakterlerle
konuabilmesini salayacakt. Anszn Yldzgemisi Titanic
raftan iniverdi.
Dev bir proje haline gelen bu ie giritikten sonra bunun
romana dntrlmesi gndeme
S)
geldi. Yani, roman yazmak benim olaan ura-md zaten ve
bu da harika bir i olacakt dorusu, nk normal
uramdan arpc bir ekilde uzaklatm halde, sadece
balangc deil, ayn zamanda bir ortas ve (stne stlk)
tanmlanabilir bir sonu olan bir hikye gelitirmitim. Fakat
yaync, rn satabilmesi iin romann da oyunla ayn
sralarda piyasaya kmasnn art olduunu syledi. (Bu da
bana ok tuhaf grnd, nk daha nce, yannda CD-ROM
oyunu falan olmadan bir sr kitabm satmlard, ama
yaync kafas ite, hem malum, yaynclar Zog gezegeninden
gelmedir.) Ayn anda ikisini birden yapamazdm. lk etapta
giritiim ii, yani oyunu tehlikeye atmay gze almadan
roman yazamayacam kabul etmek zorundaydm. O zaman
roman kim yazacakt?-
Tam o sralarda prodksiyon brosuna Terry Jones kageldi.
Oyundaki karakterlerden biri, hafif kak bir iiye ait olup da
gemide braklm bir papaand ve Terry, onu seslendirmeyi
kabul etmiti. Dorusunu isterseniz tam da bu rol iin
yaratlmt o. Aylardr yaratmakta olduumuz btn o
grafikleri ve karakter animasyonlarn grnce, btn proje
hakknda byk bir heyecana kaplarak, tm kaderimizi
belirleyecek olan u szleri etti: "Grlecek baka bir i var
myd?" Ben de dedim ki, "Roman yazmak ister miydin?" ve
Terry de "Aa, tabii," dedi, "yalnz bir artla, ancak p

10

lak yazabilirim."
Terry, bilinen evrenin en nl kiilerinden biridir ve kaidesi,
ancak yznden biraz daha az tannmtr. Tabii ancak sanat
adna kesin bir zorunluluk doduunda gsterir poposunu,
ama urat sanat dalnn tabiat yle gerektirdii iin bu
zorunluluk olaanst bir sklkta domaktadr. Monthy
Python televizyon ovundaki "Org alan plak Adam" ile
"Carol Cleveland ile Yataktaki Adam"dan Terry Jo-nes'un
plak olarak ynettii (ancak kadrodaki dier kiiler
ounlukla giyinik durumda almtr) Monthy Python Brian'n
Hayat'na kadar Bay Jones'un yaratclk hayat uzun
bir amatac ndist gsterisidir. Kendisi sinema ve televizyon
ynetmeni, senaryo yazar, Ortaa uzman ve Viking Erik'in
Destanmn da aralarnda bulunduu eitli ocuk kitaplarnn
yazar olarak tannmakla birlikte, bu uralarn hibiri tam
tekmil soyunma konusunda ona yeterli frsat salamamtr.
Yldzgemisi Ti-tanic'i plak yazma artnn nedeni budur ite.
Bilgisayar banda plak kyla oturan bir adamn btn o
dirilii, hafiflemilii ve iirsel savunmaszl, bu eserde
kendini gstermektedir.
Bundan yirmi be yl kadar nce Terry'yle tantmdan beri
hep onunla ortak bir eyler yapmak istemiimdir.
Tantmzda kendisi, Exeter'n bir banliysnde, yapraklarla
kapl bir sokakta giden arabann arkasndaki kk

bir taktik nkleer silah kaldrmaya urayordu ve stnde


irin bir iekli elbise vard. Sizin de ok gemeden
greceiniz gibi Terry, benim asla yapamayacam kadar
samasapan, haylaz ve harikulade bir roman yazd. Bu sayede
de ei benzeri grlmemi bir kadrodan jenerie girdi:
"Papaan ve Roman: Terry Jones."

Douglas Adams

12
BR

"Leovinus nerede?" Bunu soran, Blerontin gezegeninin btn


Kuzeydou Gaz lesi'nden sorumlu Ba Nicelik Denetisi
Blerontisli Gat't. "Hayr! Boktan bir anezli kanape daha
istemiyorum!"
Aslnda tam olarak "boktan" kelimesini kullanmamt, nk
Blerontincede byle bir sz yoktur. Onun kulland sz bire
bir tercme edecek olursak, "byklk olarak sol kulak memesine
yakn" demek gerekir, ama Gat, bunu 'boktan"a ok
daha benzer bir anlamda kullant. Hem tam olarak "anez"
de demedi, nk"1 Blerontin'de bizim bildiimiz anlamda
13
balk yoktur. Ama ite ta Orta Galaksi'de yer alp da hakknda
hibir ey bilmediimiz bir uygarln dilinden eviri yaparken,
insan yaklak bir eyler sylemek zorunda kalyor.
Ayrca Blerontisli Gat tam anlamyla bir "Nicelik Denetisi"
olmad gibi, "Kuzeydou Gaz lesi" tabiri de onun
bulunduu mevkinin ihtiam ve azameti konusunda hibir
fikir vermemektedir. Neyse, belki en iyisi her eye en batan
balamak olacak.
.
"Leovinus nerede?" Bunu soran, btn bir Blerontin
gezegeninin En Mhim ve Ehemmiyetli Devlet Adam
Blerontisli Gat't. "Onsuz frlatma yapamayz."
Birka kk grevli Byk Adam' aramaya gnderildi. Bu
arada byk Montaj Plaftor-mu'nun nnde de sabrszl
trmandka trmanan, yava yava hareketlenmeye balayan
dev bir kalabalk toplanmt. Yeni Yldzgemi-si'nin, pembe
ipekten enfes rtsnn altnda bekledii yerdi buras.
Kalabalktan tek bir kii bile geminin bir cvatasn ya da
somununu olsun grebilmi deildi geri ama n, bir sarmal
koldan brne yaylarak btn Galak-si'yi tutmutu.
Frlatma platformunda ise Leovinus'u gren yoktu hl. Kk
grevlilerden biri, Bleron
14
tisli Gat'a "anezli" kanapelerin niye elzem olduunu bir
daha anlatmakla meguld.
"Normal olarak, Azametli ve En Ulu Hamet-meaplar, alt
taraf bir yldz gemisi frlatlacak diye bylesine sekin
kutlamalar yaplmasnn gereksiz olduunu belirtirken son
derece haklsnz. Ancak, zat- linizin de farknda olduu gibi,
bu Yldzgemisi bakadr. Yldzge-milerinin en by, en
muhteemi, teknolojik bakmdan en ileri olan budur ve
Yldzgemile-ri'nin Son Aamas'dr. amzn, daha dorusu
btn alarn en byk sibernotik baarsdr ve tahrip
edilmesi kesinkes imknszdr. Bu nedenledir ki
Galaksileraras Heyet, bunun 'anezli kanape' ile kutlanmas
gereken bir olay olduuna hkmetmilerdir."
Gat'n yrei daralmt. Son savunma hatt da gzlerinin
nnde yarlp gitmiti ve biliyordu ki imdi, frlatma ilemi
sona erene kadar en azndan bir "anezli" kanape yemeye
mahkmdu. Biliyordu ki tad, aylar boyunca kalacakt
damanda. Hele bir de Yeryz'nden gelmiseniz,
Blerontin'de bir ay birka mre bedel demekti. Ama tabii ki
Yeryz'nden gelme kimse yoktu gezegende.
Asln isterseniz Evren Tarihinin En Byk Yldzgemisi'nin
frlatln izlemek zere oraya en elli milyon kadar
Blerontinli arasnda Yeryz'n duymu iitmi kimse de yoktu.
Gidip soracak olsanz ne dediinizi de anla-
15
mazlard, ne de olsa "anezli" olaylarda eviri bantklar
taklamyordu. Gat' ileden kartan aptalca geleneklerden
biri daha ite.*
Leovinus da hl yoktu ortalarda. .
Blerontin Haber Toplama Dairesi Bamuha-biri, "Burada
herkes nefesini tutmu durumda, herkes iinden ans diliyor"
diye fsldad nndeki grnmez mikrofona. "Muhteem Yldzgemisi'ni
daha kimse doru drst gremedi, ama bugne
dek yaplm yldzgemileri iinde yalnzca teknolojik
bakmdan en ileri olan deil, ayn zamanda en gzeli olduu
konusunda herkes hemfikir. Ne de olsa Leovi-nus'un
zeksnn rn o. Biliyorsunuz iki kutup balmz
birletiren byk Kuzey-Gney kprsn de onun mimari
dehasna borluyuz. Blerontin Ulusal Mar 'Kanapelerimiz
Her Gn Taze Zaferlere'yi onun mzikal esin gcne ve

* Btn Blerontinliler "anez"i iren bulduklar halde, Bayramlar


ve nemli Kitap Frlatma gnlerinde bunlardan datlmasnda
srar ederler. Blerontin'in alk snrnda yaayan
yoksul bir gezegen olduu gnlerden kalma bir gelenektir bu.
Baka hibir yiyecek maddesi kalmad iin Blerontin takm,
Galaksileraras Yz Yllk Kanape ampiyonas'na istemeye
istemeye "anezli" kanapeyle katlmak zorunda kalmt.
Aklanamayan bir nedenle "anez" jri yelerinin nasrlam
damaklarna ok cazip geldi ve Blerontin'e ampiyonluu
kazandrarak sonraki yldz alar boyunca Blerontinlilerin
btn bir Orta Galaksi'nin hkimi olmasna giden yolu at.
16

imdi nl ama-kapama alteriyle semalarmzda parlayan


nc gneimizi de onun balistik ve biyolojik ktle enerjisi
alanlarnda rakip tanmayan ustalna borluyuz... Fakat
imdi yeni bir haber alyoruz... o da ne?... Hanmlar, beyler ve
eyler, anlald kadaryla byk Leovinus kayplara
karm! Btn gn hi gren olmam onu. Gemiyi onsuz
frlata-mayacaklar ortada... Ancak kalabalk da bir eyler
olsun istiyor artk... Ve, a-aa! Bu ne ya?"
apula dnm tulumlar ve yass balklaryla ksa
boylulardan oluan bir grup kalabal yarp anszn
gzlemcilerin alanna dalarken, hrn nidalar yayld etrafa.
eviri bantklar yasak olduu iin kimsenin anlayamad bir
dilde haykryorlard; atklar pankarttaki yazy deifre
etmeninse imkn yoktu.
"Yasaka delegasyonu buraya girmeyi baarm anlalan!"
Bamuhabir'in sesi telal kyordu. Bunun esas nedeni,
btn syleyeceklerinin -her zamanki gibi-nceden yazl olmasyd.
Olaylarn beklenmedik bir seyre brnerek onu
gzleri nnde gerekten neler olup bittiini grmeye ve
sonra da doatan konumaya zorlayabilecei dncesi,
habercilik iinde bulunduu btn bu yllarda uykularn blen
bir kbus olmutu.
"Hmm!" dedi Bamuhabir. Beyninin uyuma

17

ya baladn hissetti. "Ih!" Barsaklarndaki hareketlenmeyi


hissettiinde nefes almaya urayordu. "Ay! Ee! Ne desem
ki?" Dua ediyordu kelimeler gelip azna konsun diye. Sk sk
grd kbusta -ne zaman horuk bumbar yese grrd bu
kbusu-hep ayn ey bana geliyordu: Beklenmedik bir olay
gerekleiyor, nndeki metin grnmez bir el tarafndan ekilip
alnyor ve tek kelime kamyordu azndan.
Bamuhabir'in hakkn yememek iin unu aklamak
gerekiyor: Blerontin'in kamu hayatnda beklenmedik olaylara
ender rastlanrd ve bu da, otoritelerin byle iler zerinde
son derece sk bir denetim kurmasnn sonucuydu.
"Zmden gelip kim furuta!" diye haykrd Bamuhabir. Tam o
anda grnmez bir el nndeki metni ekip ald ve
Bamuhabir, belden aasna yayldka yaylan bir scaklk
hissetti.
"Yaptm ite! Yani! Kesinlikle Yasakalar! Artk grebiliyorum!"
Aslnda iki tam cmle kyordu buradan! Yapabiliyordu ite!
"Morark imdikleri geiriyorlar! Ayy, Allah kahretsin!"
nsann aklna hibir ey gelmemesi bir yana da, bu kadar
samasapan konumay nasl baarabilmiti? Kbusunda
yoktu bu. Daha da beter olmutu!
in asl, Bamuhabir'in bana gelen bu kiisel facia,
Yldzgemisi'nin yapm boyunca

18

sknt yaratan bir dizi faciadan biriydi. kan sylentilere


baklrsa malzemeden alnmt: Sibernet gvercin
imlelerinde birileri vurgun yapmt; byk motor yanl
yerletirilmiti; Leovinus, Yldz Yap A Bakan'yla kapmt;
Leovinus ile mdr, yani Brobostigon arasnda tartmalar;
Brobostigon ile Leovinus'un muhasebecisi Scraliontis arasnda
mnakaalar; Scraliontis ile Leovinus arasnda kavgalar
yaanmt. Yalnzca bunlar deil, daha neler neler...
Aslnda Yldzgemisi'nin yapm, bu ie dahil olan btn
taraflara mali ykm getirmiti ve bunlar arasnda koca bir
gezegen de vard. Daha nce retken insanlarla dolu olup bir
sayfiye olarak gitgide gelien Yasaka'yd bu. Orta Galaksi'nin
en verimli ve gvenilir inaat sanayisine sahip olan Yasaka,
yzyllarca sessiz sakin bir refah iinde ve yksek itibarla yaamt.
Asla faturay iirmezlerdi. Daima zamannda teslimat
yaparlard. Asla malzemeden almazlard. Galaksileraras
Kanape Yarmasnda ii olmayan marur zanaatkarlardan
mteekkil bir rkt onlar, dolaysyla zenginliklerini, kendi
halklarnn refahna ayrabiliyorlard.
Lovinus'un aheserinin yapmn stlenmelerine kadar byle
gitti iler. Onun kariyerini talandran byk projeydi bu;
frlatma platformunda hl gzlerden saknlan, rtsnn
indirilecei treni bekleyen Yldzgemisi'ydi.

19

"Mutlu hayat tarzmz geri istiyoruz!" diye baryor Yasakal


gstericiler. Blerontinli seyircilerin bu szleri anlamasna
imkn yok. Pankartlar, anlamaz anlamaz bakan kalabala
grlyor: "Yldzgemisi Deil, Gezegen istiyoruz!"
"Atn u yavaklar dar." imdi grleyen-se Flortin
Rimanquez, Polis ve Tavanlar efi.
Blerontisli Gat ise szlanyor: "Leovinus nerede?"

20
K

Leovinus'un basn toplants dzenlemesinden nceki gn


olsa ne olurdu sanki? Platforma karken yle byk bir
zgven vard ki iinde. Ak sakal, Blerontin'in en byk
kuafr Phero-nis Pheronisis tarafndan zel olarak taranm,
gzlerinin stne ise aslndan ayrt edilemeyecei konusunda
garanti verilen bir ift yeni takma ka yaptrlmt. Birok
bakmdan hayatnn en nemli anyd bu.
"Galaksimin grp grecei en byk mimar olmak bir yana,
ayn zamanda en byk heykeltra, en byk matematik
dehas ve stne stlk dnya apnda bir garnitrc ve
kanape

21

dzenleyicisi olmak nasl bir duygu?" Tam Le-onivus'un


holanaca tarzda bir soru ite.
Genliindeki gibi olsa yle ters cevaplar verebilirdi: "Git
bakasnn gtn yala, kelle! Beni bir tek Hakikat ve Gzellik
ilgilendiriyor!" Ama nasl oluyorsa, alnnda sayd krklar
arttka, peklik ve skor tabelas ile ilgili sorunlar oaldka,
yle bir para yalakalktan da daha ok holanr olmutu.
"Yaptnz Pandax Binas'na bayldm -ilev deiimli odalar
ve tmyle yeniden monte edilebilme potansiyeli bir harika!"
Kalabalktan gen bir muhabir acemisiydi byle haykran;
yumuack baklar, tatl m tatl yeil dudaklar vard.
"Teekkr ederim." En hrmete ayan ama yi'ne de mesafeli
olmaktan gayet uzak bir tarzda parlyordu Leovinus'un yz.
"Muhteem grnyorsun!" diye bard bir bakas.
Leovinus, yumuack baklar ve tatl m tatl yeil dudaklar
olan iki gen muhabir acemisinden hangisini kuliste bir eyler
imeye davet edeceine karar vermeye alr veya yoksa
ikisini birden davet etmeli de iler nasl geliiyor bakmal m
diye dnrken, bir erkek sesiyle silkindi:
"Geenlerde kaza geirdiiniz srada tam olarak nasl bir
bilimsel deney zerine al

22

maktaydnz efendim? Bir de, kalarnzn tekrar kmad


doru mu acaba?" Leovinus panik atana kar mcadele
verirken bir yandan da kalarnn mkemmel grndn
sylyordu kendi kendine. Bu anasnn gz gazeteci onu
ileden karmaya alyordu belli ki. Sonra da daha imdi
panik ata geirdiini dnerek yaad panik atayla
mcadele etmesi gerekti. Ciddiyetini taknarak "Bu yata
panik ata geirmek son derece normal!" dedi kendi
kendine; neyse ki o srada btn basn mensuplar arasnda
hzla yaylan utan dalgasn fark etmiti. "Bu yata anjin
olmadm ve km da sarkmad iin dua ediyorum!"
Leovinus, kendisine bahedilmi ltuflar asla unutmazd.
Ama basn toplantsnda kesinlikle bir eyler ters gitmiti.
Arkalardan bir gazeteci, kulaa hibir ekilde sevimli
gelmeyen bir ses tonuyla sorular sorup duruyordu. Aslnda
kulaa o kadar sevimsiz gelen bir ey vard ki bu seste,
Leovinus bir trl anlayamamt.
"Dedim ki," diye hi de gnl okayc olmayan bir tonda
tekrarlad 'Gazeteci, "Yldzge-misi'nin yapm srasnda
malzemeden alnd-jj, ayrca mdrnz Antar Brobostigon
ile nuhasebeciniz Droot Scraliontis'in hesaplarda usulszlk
yaptklar yolundaki iddialara ne diyorsunuz?"
Takma kalarn olabilecek en rktc bi-'inde atan ve
omuzlarn geriye atarak vcu

23

dunu en vakur ve en rktc olduuna inand ekle sokan


Leovinus, "Byle sylentileri yalanlamaya bile tenezzl
etmem," dedi. "Bay Brobostigon erefine asla halel
getirmemi bir adamdr ve ileri uslne uygun yrtme
konusunda son derece titizdir. Droot Scraliontis ise otuz yldr
muhasebemi yrtmekte olup. btn bu sre zarfnda ismini
lekeleyecek hibir ey yapmamtr."
Kalarndan biri yerinden kmaya balam gibiydi sanki. ok
komik. Hep ya ilerleyip de kendine gveni arttka,
insanlarn gznn iine baka baka yalan sylerken eskisi gibi
terlemeyeceini sanmt. Oysa hl terliyordu.
"Peki yapm ii Yasaka'dan Blerontin'e nakledildikten sonra
Yldzgemisi'nde iilik seviyesinin geriledii doru deil mi?"
"Kesinlikle yalan! Ne cretle benim gibi byk bir dhinin
zamann byle eylerle harcyorsun" diye baran Byk Dhi
sesiyle en gzelinden vermiti cevabn (uzun zamandr bunun
zerinde alyordu ve ite imdi bu sesi kullanma frsat
kmt). "Geminin her tarafnda iilik standartlarn ben
gidip bizzat kontrol ediyorum ve unu syleyebilirim ki ayet
Blerontin'e nakilden sonra bir ey deimise, olsa olsa
standartlarn ykselmesidir bu." teki kann da alnndan
sarkmaya baladn hissediyordu.

24

"Yasaka ekonomisinin k konusunda ne diyeceksiniz, Bay


Leovinus?" Ayn illet gazeteci hl devam ediyordu ite. Biri
kp da mimariyi kuantum fiziine tercih edip etmediini
veya resmi, kanape dzenleme iinden daha yksek bir sanat
biimi olarak grp grmediini sorsa ne olurdu sanki? Bu
gnlerde byle sorulara canavar gibi cevaplar buluyordu
oysa. "Yasaka halklarnn ekmekte olduu skntlardan kiisel
olarak sorumlu hissediyor musunuz kendinizi?"
Leovinus, filelerdeki son kaleci* tarz bir savunmaya geti:
"Ben bir sanatym, sayn gazeteci," yle bir sesle sylemiti
ki bu szleri, o sesi duyan yetikin erkekler korkudan sinip
bzlr, tatl m tatl yeil dudaklar olan gen muhabir
acemileri ise vcutlarnda ho bir slaklk hissederlerdi.
"Ekonomideki kt ynetim yznden koca bir kltrn yaad
bu korkun ykmdan tr byk keder duyuyorum
elbette ve bu vesileyle Yasaka halkna en derin zntlerimi
belirtmek isterim. Benim dmn hayata geirilmesinin, yani
bu yapm iinin, onlarn yaad parasal kte katalizr rol
oynam olabilecei konusunda derin endieler tamaktaym.
Fakat ben bir sanatym. Ancak sanatmdan sorumlu olabilirim.
Ve parasal kayglar uruna dmden ta

* Blerontin futbolunda kullanlan top says altya kadar


kabilir, dolaysyla oyunda bazen ok sayda kaleci bulunur.
25

viz verecek olsaydm, dehama gsterilen bu kutsal gvene


ihanet etmi hissederdim kendimi."
"Ohh! Oooooh! Ayy!" diye i geiren bir acemi muhabir,
pozisyonunu deitirerek knn teki yars zerine verdi
arln.
Ama Leovinus pek farkna varmad onun. Btn basn
toplantsnn rndan kmaya balad dncesiyle yle
meguld ki kafas. Hatta imdi gemi iyice azya alm, felaket
kabilinden bir sonuca doru drt nala ilerliyordu toplant ve
her ne pahasna olursa olsun Leovinus bunun nn almak
zorundayd; bu paha, daha hl tatllatka tatllaan gzler
ve tadlatka tatllaan yeil dudaklarla ona bakmakta olan
tati m tatl acemi muhabirlerle tatl bir iki olsa bile. Durum
ne olursa olsun, byle gizli randevularn nasl sona erdiini
bilirdi o: ok gemeden tebessmleri sinirine dokunmaya
balayacak, yumuack baklar sorgu lambas gibi iine nfuz
etmeye altka can skc olacak ve Leovinus, hayal krkl
iinde iki gen muhabirden kaacakt. Hep byle olurdu. Ne
de olsa derinlerde bir yerlerde Leovinus biliyordu ki, kimseler
layk deildi ona. Ne diye hepsini en batan bir daha yaayacakt
ki?
Leovinus hafif sendeleyerek ayaa kalkt. "Teekkr ederim,"
dedi ve gzden kayboldu.
ann en byk dehas, acemi muhabirlerin olduu yne
doru bayla hafif bir iaret bile

26

akmadan gitmiti ite. nanlr gibi deildi bu.

Yana, zeksna ve dehasna ramen Leovinus, her zaman


akl banda biri olamyordu. Onun da ihtiraslar vard.
Benliinde ayaklan-veren ve tpk kolerann bir kenti ele
geirmesi gibi o muhteem beyni ele geiren ihtiraslar. u
anda hepsine galebe alan tek ihtiras Yldzgemisi'ydi.
Hayatnn eseriydi o, btn mesleki baarlarn
talandryordu.
Yakn zamanda geirdii kazadan beri Leovi-nus'un can dar
kmak istemiyordu; hem eklemleri bir lde tutulmu
olduu im hem kalar olmadan kendini grmelerini
istemedii iin. O da herkes gibi beenilmek isterdi. te bu
yzden yldzgemisinin yapmna sanal gereklik ve televarlk
olanaklaryla nezaret etmekteydi. Her ikisi de Blerontin
bilginleri tarafndan yle ileri dzeyde yetkinletiril-miti ki,
bazen hangisi gerek hangisi sanal anlamak g oluyordu.
Hele gzel bir parayla karlamsanz ve aklnz yeil
dudaklarla girinti kntlara taklp kalmsa, i daha da
gleiyordu.
Leovinus'un da akl birka aydr pek yerinde deildi, ama gen
muhabir acemilerinin girinti kntlarna da taklp kalmamt.
Hayr. Leo

27

vinus'un kafasn takt girinti kntlar, rastgele dnce


alanlar halinde ayran veri paralarnn meydana
getirdikleriydi; iki kola ayrlarak bellek bankasna ve duyum
toplama sistemine dalan sinirsel balant paralarnn
yapt girinti kntlard; iki yaamsal sreci, yani dnce ile
duyguyu birletirip ayran ayrclarla ekleyicilerin girinti kntlaryd.
Onun taknts, Yldzgemisi'nin kalbiydi. Titania adn
vermiti buna.
Titania, geminin kalbi, akl, ruhu, can idi.
Gemiyi altrmak iin dev bir siberzek sistemi gerekmiti
elbette. Ama artk bildiimiz gibi, duygudan arnm bir zek
hibir ie yaramyordu. Bir robot ya da bilgisayar ne kadar
akll olursa olsun, ancak ve ancak sizin sylediklerinizi
yapabilir, sonra da durur. Dnmeye devam edebilmesi iin
bunu istemesi gerekir. Motive edirmesi gerekir. Hissedemiyorsanz,
dnemezsiniz. Dolaysyla geminin zeksna duygu
katmak, kiilik katmak gerekmiti. Ve bunun da ad Titania
olmutu.
Gemiyi yaratan Leovinus'tu. Titania'y yaratan da.
Leovinus, geminin yaamsal kalbiyle urarken, evde alyor
olmaktan memnundu, ama imdi birden farkna vard gibi
ka zamandr geminin iine girmi deildi... Sahi, ka
zamandr olduunu bile bilmiyordu artk!

28

te bylece o akam, basn toplantsndan hemen sonra,


Byk Adam horuk klndan yaplma uzun paltosunu srtna
geirerek Montaj Platformu'na gitti. aheseri oradayd ite,
ertesi gn frlatlmay bekliyordu.
nceden proje mdr Antar Brobostigon ile bamuhasebeci
Droot Scraliontis'ten telear gelmiti. Her ikisi de basn
toplantsnda kendilerini sonuna kadar savunduu iin yle
mteekkir ve frlatmann baarl olacandan yle emindiler
ki, Leovinus sol bacann st tarafnda bir damarn atmaya
baladn fark ederek hibir ie yarar balam olmakszn
"papaan pislii" lafn dnmeye balamt.
Kimselere grnmeden servis kapsndan ieri szld ve
glgelerin arkasna saklanarak gvenlik robotunun durup
(Blerontin yasalarnn ngrd ekilde programlanm) dinlenme
molasn vermesini bekledi. Sonra acele acele n
avluyu geti ve geici inaat iilerine ayrlm sundurmalarn
glgesinde kayboldu. Normalde buraya girmesi yasak falan
olaca iin byle davranmyordu; sadece her zamanki
tantanadan, hogeldiniz partisinden, rehber eliindeki resmi
geziden ve her insan iine knda yaanan bildik patrtdan
kurtulmak iin byle yapmt. Eseriyle ba baa kalp iletiim
kurmak istiyordu.
Yukar bakt. te Montaj Platformu ta tepesinde, karanlk
gkyzn delercesine ykselip

29

gidiyordu. Rahat bir buuk kilometre vard ykseklii; onun


stne bir buuk kilometre daha ykselen Yldzgemisi ise onun
Yldzgemisi, onun bebei-ertesi len frlatlmaya
hazrd.
Gzlem Arenas, Ynetim binalar ve Plaf-torm Yaplar
zerinde esen rzgrlarda dalgalanyordu ipek rtler.
Leovinus, duygularnn kabararak tm vcudunu sardn ve

o muhteem beynini yuttuunu hissetti. Kalbi birka at


atlad. Dizleri pelteye dnd. Ama karnnda karncalanmalar
yaratan, bu harikulade yap karsnda duyduu gurur deildi.
Ne de bunca yl sonra nihayet geminin tamamlanm olmasndan
tr, ilk defa bir kzla bulumaya giden delikanllar
gibi olmutu Leovinus. Yo, krlam bukleleri arasndan
geirmekte olduu elini byle titreten ey, orada -o devs
koridorlarn ardndaki makam odasnda-Tita-nia'nn onu
bekliyor oluuydu.
30
U

Leovinus yldz gemisine doru hamle ederken havalanan


rzgr, kararm l yapraklar, eski sandvi ktlarn, dini
dergilerden yrtlm sayfalar, duygu ykl iir paralarn,
rg modellerini ve inaat iilerinin arkalarnda brakt
btn o bildik erp Servis Blgesi'ne savurmaya balad.
Yldzgemisi'ni rten kuma delirmiesine dalgalanyordu,
tjpk eski zamanlarn elencelerinden olan sinemada
gsterilmi "Dev Hortlak Bir Sr nsan Korkuttu"daki "Dev
Hortlak" gibi. Leovinus, ocukluk gnlerinden kalma bu
korkuyu hatrlaynca rperdi. Sonra bir cismin frlatma

31

iskelesinin dibinden frlayp tam karya, Yl-dzgemisi'nin ana


merdivenine doru hareketlendiini grnce bir daha
rperdi.
0 cismi grd anda, her trl pheden mutlak biimde
arnm insanlarn tad trden bir kesinlikle ta iliklerine
kadar kavramt ki, hibir ey yolunda gitmeyecek, korkun
bir felaket kp her eyi bozacak.
Cismin gzden kaybolduu glgelere doru ihtiyatla ilerledi.
"Vay!" diye bir ses duydu karanln iinden. Bu sesi duyduu
anda da midesi yerinden hoplayp dizlerinin orada bir yerlere
yeniden oturdu. yle bir sesti ki bu, onu duyduu anda hasta
olas gelmi, baka bir yerde bulunmay dilemiti, imdi
bulunduu yerden baka neresi olursa olsun. Leovinus bir yol
bulup da kaabilir miyim diye evresine baknd, ama artk ok
geti. "Son dakika kontrolleri, ha?" Cisim glgelerin iinden
kp yz yze geldi onunla. Basn toplantsndaki o kbus
gazeteciydi bu.
"Yetmedj mi bana yaptn eziyet? Hayatmn en gzel
gnlerinden biri olacak bir gn berbat ettiin yetmedi mi?"
te bunlar sylemek istemiti Leovinus, ama ancak bir mrlt
kt azndan: "Aa, sizsiniz."
"Frlatmada bir aksaklk kacandan m korkuyorsunuz?"
"Elbette hayr!" Leovinus, hi renk verme

32

yen o souk tondan konumutu. "Sadece saygm gstermek


zere buradaym." stiyordu ki byk bir beyin olmann yan
sra biraz da duygusal bir adam olduunu anlasnlar.
"Haydi canm! Bir parack endieleniyor olsanz gerek.
Blerontin'deki iiliin Yasa-ka'dakinin yanna bile
yaklaamayacan herkes biliyor. Aslna bakarsanz siz de
biliyorsunuz, ben de biliyorum ki Blerontin'de iilik, asla bu
kadar gelikin bir geminin yapmn tamamlayabilecek
dzeyde deil."
"Blerontin Hkmeti'nin, Evlenmemi Yeni-yetme Anneler
Karma naat Birimlerimi istihdam etmeyi semi olmas;
ilerin batan savma yapldn dnmek iin yeterli bir
neden deil," diye kt koca Leovinus. "Ben onlarn yapt
ie sonuna kadar gveniyorum."
"Size inanmyorum," diye cevaplad Gazeteci.
"yi o halde! Size gstereceim!" Aydnlatlmam, kk bir
alma platformuna binip byk Yldzgemisi'ni evreleyen
servis iskelelerinden birine karlarken, Byk Adam artk
anlyordu ki, Titania ile ba baa kalma hayalleri, suratna
arpan bu rzgrda savrulup gitmiti bile.
Bu giriimin ne kadar muazzam olduunu ancak bu kadar
ykseklere kmaya balaynca anlyor insan diye dnd
Gazeteci. Kocaman

33

Yldzgemisi'nin yan tarafndan yksee -gittike daha da


yksee-kldka, aadaki frlatma alan karanlk ve
sessizlik iinde kayboluyordu. Gemi omurgasnn iyice geniledii
bir blgeye geldiklerinde ana gvdeye ulam oldular. Bir
baka iskele zerinden ksa bir yryn ardndan, uzay
aracnn ana kapsna varmlard. Giriteki ifre zc
Leovinus'un parmak izini okuduktan sonra kan rnei, yakn
zamandaki tahmini sa dklme hz ve favori bo zaman
ura ile apraz denetim uygulad. Kaplar ald ve iki adam
ieri girdi.
Gazeteci, daha nce de yldzgemilerinde bulunmutu
elbette, ama asla bylesinde deil. Muhteem bir eydi bu,
hayret uyandrcyd. Lks yldz seyahatlerine gre ina
edilmiti. Sonsuza dek kullanlsn diye ina edilmiti. Hayranlk
yaratsn diye ina edilmiti. stne stlk daha hl ina
edilmekteydi. Leovinus ile Gazeteci Giri Lobisi'ne girerlerken,
iki ii servis asansrne biniyordu.
lerinden biri, "Son dakika ayarlamalar sadece," diye
mrldand Leovinus'a ve gittiler.
"Hm," dedi Leovinus; Gazeteci buna serbest bir eviri
uygulad: "O ikisi hl ne yapyor acaba burada? Frlatmaya
bu kadar az zaman kalmken son dakika ayarlamalar yapyor
olabilirler mi? yleyse benim niye haberim yok? Her eyi bir
kontrol etsem iyi olacak."

34

Grdnz gibi, ok serbest bir eviri.


"Eek Veri Tabanlar!" diye haykrd Galak-si'nin Yaayan En
Byk Dhisi. "uraya bak!"
Gazeteci oraya bakt. Hayatnda grd en zarif odalardan
birinin cilal mermer demesi stnde, k giyimli ve banda
kulaklk olan bir robot grd. Odann tasarm tipik Ge Leovinus
tarzndayd, yine de yepyeni bir ruh tayordu. Baz
eletirmenlere gre Leovinus'un ilk dnem yaptlarnda
ounlukla grlmeyen trde bir hafiflik vard tasarmda ve
capcanl ama ayn zamanda scak ve samimi renklerle
oluturulmutu. Belki de Leovinus, kendi tabiatnn dii
boyutuyla temasa gemeyi baarmt sonunda. Belki de
Yldzgemisi'nin daha yumuak, daha kolay yaklalr bir his
yaratan i mekn, Titania'nn rtu iin salad pek ok
katkdan biriydi.
Byk Adam'n byle fkelenmesi karsnda ne yapacan
armt Gazeteci, oysa Leovinus, en dipteki duvara doru
admlarn amaya balamt bile. Orada, dekoratif amal bir
panoyu hzla ekerek yerinden skt. "Ters duruyor!" diye
grledi. "Bazen btn gemiyi kendi ellerimle yapmam
gerekiyor diye dnyorum!" Sonra bir tornavida bulup
panoyu doru konumda yeniden monte etmeye giriti.
"Ayrntlara dikkat gsterilmemesinin, odann btn
ambiyansn bozduunu gremiyor mu bunlar?"

35

Gazeteci, baparmana takl duran teybe bir not dt.


"Yldzgemisi Titanic'e Hogeldiniz." Akll robot, duvardan
kan bir lambaya sylyordu bunu. "zninizle, imdi sizlere
kinci Mevki Yolcular'na sunulan olanaklar tantacam."
Sonra da bu ey, topuklar zerinde akll bir dn yaparak
en yakndaki kapal kapya yrd doruca. Bir tangrt ve ayn
anda robot, st dzey bir dekorasyon rn olan mermer
zemine srt st devrildi. "Burada, kinci Mevki'ye hizmet
veren Byk Eksen Kanal'n grebilirsiniz!" diye bildirdi
iftiharla ve beyaz eldivenli eliyle tavan iaret etti.
Gazeteci, parmak teybine bir not daha dt.
Robotun bana gelen bu kk talihsizlie Leovinus'un
gsterdii tepki de parmak teybine kaydedildi. Tepki,
"bombo bir yzle da vuran inanmazlk" eklinde balayp
"buz gibi bir fke" ile son bulmutu. Ama bu ikisinin arasnda
ok arpc intibak biimlerinden oluan bir yelpaze vard
tabii. Bunlarn her biri Gazeteci tarafndan kaydedildi:
"aknlk dolu memnuniyetsizliin" yerini derhal
"aptallamayla kark kzgnlk" alm, oradan hzla "ac bir
kzgnla" geilmi, sonra da yine ayn hzla "yakc bir intikam
duygusu"na ve nihayet "buz gibi bir fke"ye varlmt.
"Brobostigon!" diye sylendi Byk Adam. "0 ahmak, sentonronlardan
ksm!"

36
37

Bir not daha dt Gazeteci, fakat Leovinus yle ani bir


ekilde ona dnd ki, baparman derhal azna sokarak
parmak emiyor numarasna yatt.
"Bu gemide byle ey olmaz," diye aklad Leovinus, bir
yandan da yerde yatan robotu kaldryordu. "Btn
Hostbotlar'n devrelerinde yanlmaya kar gvenli bir nron
vardr ve az nce tank olduumuz gibi aklclktan uzak
davranlar iptal eder bunlar. Pahal rnler tabii, ama sizin
de kabul edeceiniz gibi o paray vermeye deer."
Ban sallayarak onu onaylayan Gazeteci, parmann ucuna
kymk batm gibi yapyordu.
"Ama anlalan o AHMAK BROBOSTIGON NRONLARI
KOYMAMI! Onu grdmde... " Cmlenin yarsnda sustu
Leovinus.
Heyecan giderek trmanmakta olan Gazeteci, "Herhalde
gemide baka ne gibi kusurlar olduunu dnyordur," dedi
kendi kendine; gzlerinin nnde bir hikye ekillenir gibiydi byk
bir hikye, kocaman bir hikye-iin en gzel yan da,
kendisinin hibir ey yapmasna gerek olmamasyd; her ey
gzlerinin nnde kendiliinden geliecekti. Biliyordu bunu.
Nitekim daha Gazeteci, mevcut olmayan kym bulmu gibi
yapmaj&n, Leovinus Hostbot'u ayarlayvermiti bile; sonunda
kap ald ve robot Byk Adam' bayla selamlayarak koridorun
yolunu gsterdi.
"ansl ifte mutlu bir balay diliyorum!" dedi nee iinde.
Bunu da not eden Gazeteci, byk mimar ve gemi
yapmcsnn peinden yrd telala; saa dndklerinde,
Gazete-ci'nin hayat boyunca grd en sarsc mimari
meknlardan birine dalmlard.
evresi stunlarla belirlenmi oval bir meknd buras. evre
duvar boyunca uzanan frizde, Blerontin'in Kurucu Atalar'nn
en sevdikleri bo zaman ura betimlenmiti: Friz
ressamlarna poz vermek. Leovinus dikilmi, teki uta duran
dev bir kanatl dii heykeline bakyordu. Ama Gazeteci'nin
gz aalara kaymt... aa, aa, sonsuz bir d gibi
grnen noktaya kadar, zira ayaklarnn dibinde,
Yldzgemisi'nin devs omurgasn oluturan Ana Kuyu vard.
Geminin belkemiiydi bu ve evresinde de, tpk atp duran
sinirler gibi hep hareket halinde olan kl asansrler yer
alyordu; durmadan aa inip yukar kan asansrler, aada
dizi dizi uzanan yaama alanlarna hizmet vermekteydi. ok,
ok daha aalarda, geminin dibindeki sintinelerin yan
banda Sper Galaktik Seyahat Sitleri; onlarn stnde kinci
Mevki adam Dubleksleri; onlarn ok ama ok yukarsnda
da anlarna yakr biimde dzenlenmi Birinci Mevki Makam
Odalar yer alyordu.
Fakat Gazeteci'nin btn bunlar tek tek

38
39

kaydedecek zaman yoktu, nk Leovinus ilerlemeye


balam, ok sayda stunla kapl salondan geip dipteki hole
varm ve orada gzden kaybolmutu bile.
Gazeteci ona yetitiinde Leovinus, Yldz-gemisi Titanic'in ok
daha olaanst ve gzel bir blmesinde dikiliyordu: Byk
Eksen Kanal,
kinci Mevki.
Yldzgemisi'nin Ana Kuyu'sundan iki byk kanal kyordu,
biri pruvaya, br ka doru. Bunlar, makineleri soutma
grevini de grmekle birlikte, ayn zamanda son derece zarif
birer dinlenme alanyd. Kanallar boyunca gon-dollar iliyor,
otomat gondolcularn hepsi de en sevilen Blerontin halk
arklarn sylyor-. (ard. En ok sylenen ark ise bir
gondolcuya k olan gen dii akrobatla ilgiliydi. Akrobat,
tam alt pned (yaklak bir milyon sterlin) bahi brakyordu
gondolcuya.
Leovinus, "bombo bir yzle da vuran inanmazlk-buz gibi
bir fke" rutinine dalmt yine. Gazeteci derhal not ald.
"Yolcu yokken ark sylememeleri lazm!" |En yaknnda
bekleyen gondola binerken bou-luyormu gibi bir hali vard.
ark annda kesildi.
Gazeteci de peinden gidip yle dedi: "Belki deneme
yapyorlardr, ha? Yani her eyi tersine evirerek?" Bundan
baka elenceli bir
ey gelmemiti aklna.
"Abuk sabuk konuma!" diye grledi Leovi-nus. Elenecek
havada olmad akt. "Gezinti Gvertesi Asansr!"
"Si! kizlerin Hamarat ve Dini Btn Validesi!" dedi otomat
gondolcu. Leovinus rperdi ve bacandaki damarn attn
hissetti.
Asansr lobisini ssleyen paha biilmez Yok-Sanat
Bayaptlarndan birini dzeltirken, rahatszln iine atarak
daha da birikmesine izin verdi Leovinus.
"yi gnler saygdeer hanm, bey veya ey. Bugnk dikey
ulam ihtiyalarnz karlamak zere size nasl yardmc
olabiliriz acaba?" Asanbot, yar yarya asansr duvarna gmlyd
ve botaki eli, gsnden kan lev-yeyle oynayp
duruyordu.
"Doru Gezinti Gvertesi'ne, gevezelik de istemem!" diye
grledi Leovinus. Bazen bu robotlarn karakterlerine ok
hayflanyordu, ama bunlar byleydi ite: Madem geminin
zeksnda duygulara yer olmasna izin verilmiti -ki Titania'nn
ok gl duygular olduundan kimse phe edemezdikendi
anlaabilecei trde robot karakterleri semesine de
karlamazd. Meselenin stne gitmenin faydas yoktu. Geri
Leovinus frsat bulduka, etrafna doluturduu
karakterlerden bir ksm

40

hakknda Titania'yla konumu, hem de ok ikna edici


olmutu. Ama ite Titania yle msamahakr, insanlarn
hatalaryla baarszlklar karsnda yle anlaylyd ki,
hemen hemen herkesle anlaabilirdi. Leovinus byle yapmt
onu.
Dev Gezinti Gvertesi, Leovinus'un zel olarak deer verdii
kk gzdesiydi. Gvertenin muazzam effaf kubbesi altnda
yolcular gezintiye kabilir, iinden getikleri Galaksimin
akllara durgunluk veren ltsna hayran hayran
bakabilirlerdi. Kubbenin yapmnda kullanlan varispeks
bileimli cam, yldzlarn yayd parlakl younlatrc etkiye
sahipti, ama ayn zamanda da dary gzleyen kiinin yle
bir ban evirdiinde houna giden herhangi bir yldz -gl
bir teleskopla bak-yormuasna ayrntl biimdegrebilmesine
olanak tanyordu. evresinde, Leovinus'un
tasarmnn rn bir tr yatay asansr olan peleratr vard
ve pek aktif olmayan yolculara, hibir gereksiz kas
hareketinde bulunmadan Gverte turu yapma imkn
veriyordu.
in teorisi byleydi. Leovinus'un evindeki televarlk ve Sanal
Gereklik Grntleme Ay-gt'nda byk bir gnl
rahatlyla izledikleri byleydi. Oysa imdi gzlerinin nnde
olup bitenler hi buna benzemiyordu. Gerek gereklik
farklyd.
41

u anda grmekte olduu, mimaride "mezbelelik" diye


tanmlanan eydi. Dev cam kubbe, planlanm olduu gibi
tepelerinde uzanp gidiyor, gemiyi rten pembe ipein ne
inanlmaz bir byklkte olduunu gzler nne seriyordu.
Ama kubbenin alt karmakarkt. Buradaki parke demenin
yalnzca onda biri gzelce ci-lalanmt. Geri kalan ksm akta
kalm kirilerle kablolardan, gzetleme deliklerinden ve
oradan buradan frlayan tellerden oluuyordu. kinci Mevki
Yolcularma ynelik geni, yayldka yaylan kafeteryann
yaylm olmas gereken yerde moloz ve polistiren bardaklarla
dolu kocaman bir boluk yaylyordu. Nasl olabilirdi bu?
Blerontin'de polistiren bardak kullanlmyordu ki! Ama oraya
ylmlard ite! Gezinti Gvertesi'nin henz bitmemi ve de
ertesi gn le yemei vaktine kadar bitmeyecek olmas gibi
dehet verici, inanlmaz bir gerei saklamann hi yolu yoktu.
Gazeteci bir de bakt ki, Leovinus dizleri stne kp kalm.
Anszn ihtiyar bir adam, yani olduu gibi oluvermiti. Halkn
karsna ktnda ona elik eden klhani ve kahramanca
havas snp gitmi, geride buruuk, bo kesekd gibi bir
adam kalmt.
"Olamaz bu..." diye syleniyordu sakalna doru.
"Brobostigon bile... Scraliontis bile bu kadar yalan sylemi
olamaz... yani... Daha bu sabah demilerdi ki her ey... "

42

"Gnaydn efendim, burun kllarnz aldrmak ister miydiniz?"


Bir Hostbot anszn kendi kendini etkinletirmiti ve anlald
kadaryla onlara bir imento makinesinin yolunu
gstermekteydi.
Leovinus en sonunda patlad.
"OROSPU OCUKLARI!" Kubbenin tesinde dalgalanp duran
ipek kumaa haykryordu. "OROSPU OCUKLARI!" Yarm
kalm ilere haykryordu.
Aniden stunlardan birinin arkasnda bir hareket dikkatini
ekti. Leovinus, Gazeteci'yi hayretler iinde brakarak bir
saniyede btn canlln yeniden kazanm ve parke deme
zerinde yaylanarak stunun arkasna frlamt. Koyu renk
tulum giymi bir ii, bitmemi yer demesindeki bir yarn
iinde -melerek saklanmaya alyordu.
"Burada ne halt ediyorsun?" diye grledi Leovinus.
i hilekr bir tavrla ayaa kalkarak bir kablonun ucunu
balamaya alyormu gibi yapt. "Dzeltiyorum," dedi.
"DZELTYOR MUSUN?" diye haykrd Leovinus. "Yani imdi
DZGN m olmu bu?" Kolunu uzatp Gezinti Gvertesi'nin
usuz bucaksz bitmemi yerlerini gsterdi. "Yarn gemiyi
uzaya frlatyoruz ve daha aylarca srecek i var burada!"

43

"Yaa... Evet... birazck ar... ilerledi de... " i, bu ihtiyar


kaktan kurtulmak iin kendisine bir umut vaat eden yegne
eye, prl prl parlayan, paslanmaz elikten asansre doru
kaymaktayd.
"u anda ne yapyordun?" diye sert bir dille sordu ihtiyar
kak.
"Ben mi? Tam u anda m?" diye cevap verdi ii.
"Evet! Bir ey yapyordun, grdm!"
"Ben mi? Yoo, bir ey yapmyordum, ben sadece papaanm
almaya gelmitim." Azndan dklen szckler havada
donmu gibiydi sanki, sonra buz ktlelerine dnp birer
birer Leovinus'a arptlar; Leovinus, bu arpmann etkisiyle
sendeledi.
"Papaan m?" dedi. "Papaan!!! Ne papaan?"
"Ee... eyy... papaan ite... hani vardr ya... bir ift kanat...
ite ondan... hani ey..."
"Benim gzelim gemimde bir PAPAANIN ne ii var?"
fkeden ldrmak zere olan dhi, kesin bir cevap
bekliyordu.
"Aa! Asansr geldi!" dedi ii ve annda asansre binerken,
Gazeteci de peinden atlad; ikisi birlikte hzla alt katlara
doru inie getiler.
"Papaan! Benim Yldzgemimde! Neler olu

44

yor burada?" Byk, muhteem, herkeslerin gpta ettii


Leovinus, anszn bir keye bzlm, kanatl bir dii
heykelinin karsnda gzya dkyordu.
"Titania!" diye iini ekti. "Titania! Neler oldu byle? Ne
yapacaz?"
Titania!
Leovinus'un dehas hibir yerde bylesine ortaya koymamt
kendini; Titania onun en son ve en ok sevdii eseriydi,
geminin beyniydi ve onun heykeline geminin her yerinde
rastlanrd. Geminin zeksnn gz kula, iletiim becerisinin
zyd bu heykel. Ama geminin zeks da duygusal hayata
sahipti. Leovinus'un en ok yetkinletii alan da buydu zaten.
Titania geminin sadece beyni deil, kalbiydi de.
Titania'nn duygusal zeksn, grecei ilere uygun decek
ekilde dikkatle dzenlemek gerekmiti. Byle artc lde
karmak bir yaps olan dev bir gemiyi ynetmek,
mrettebat idare etmek ve farkl rklardan, trlerden,
zihniyetlerden gelip farkl bedensel ilevler tayan
olaanst sayda yolcuyu gzeterek hepsinin mutlu, gvenli
olmasn salamak, hepsine zen gstermek iin Titania'nn
son derece zeki, tatl, akll, efkatli, sakin, cana yakn olmas
gerekiyordu... Onda da bunlarn hepsi vard zaten.

45

Titania'nn sureti -her gvertede, her kamarada oturup arpac


kumrusu gibi dnen btn o devs melekler-gibi ruhunun
da geminin her yann doldurmas gerekirdi. Oysa yle
olmad ok akt.

46
DORT

"Antar Brobostigon ltfen." Leovinus, tkrr gibi


konumutu telefona.
"Maalesef Bay Brobostigon yoklar. Bayan Brobostigon'la
grmek ister miydiniz?"
Leovinus, proje mdrnn karsna iin iin zlmt hep.
Antar Brobostigon gibi ikiyzl, souk bir egomanyakla
yaamann neye benzediini bile dnemiyordu. Acma
duygusunu birazck olsun deitiren tek ey, Crossa Brobostigon'un
ikiyzllk, soukluk ve egoistlikte kocasn ok
az bir farkla geride braktn bilmesiydi. Belki de ikisi
birbirlerini geersiz

47

klyor ve birlikte smscak, samimi, efkat dolu bir aile hayat


sryorlard. Byk Mucit iin bir srd bu.
"Aradna ok sevindim, Leo," dedi Crossa Brobostigon.
Leovinus, kendisine "Leo" denmesine illet olurdu ve kadnn
bunu bildiini biliyor, kendisinin bunu bildiini bildiini de biliyordu.
"Ailecek naslsnz?"
"Benim ailem yok, Crossa," dedi Leovinus; bir yandan da
kadnn, bu szleri ok zorlama bir sabrla sylediini anlam
olmasn umuyordu. "Antar nerede?"
"Galiba... bak, aslnda, gemide olduundan eminim. Birka
saat nce Droot'la beraber oraya gittiler. Bir eyler iin
telalandlar ite yine... Bunlar senin gemi iin nasl vesvese
yapyorlar, biliyorsun."
Biliyordu: Tpk bir anakondann, daha demin yuttuu keiyi
bildii gibi.
"Dnnce seni bulabilecekleri bir yer var m?"
Leovinus telefonu kapatt. Kt bir eyler olacana dair derin
bir sezgi, bacaklarndan balayp karnna yaylm, sonra
gsnden geerek kalbine ulamt.
"Brobostigon ile Scraliontis gemideymi! Ne ileri var orada?"
Kt bir eyler olacana dair derin sezgi, birdenbire haner
gibi keskin

48

bir mide arsna dnt. Her yan buz kesmiti. Midesi


bulanyordu. Kendisine yardmc olabilecek yegne kiiyle
konumas gerekiyordu: Titania'yla yani.
Kanal seviyesinden ilerleyerek Byk Eksen Kanalmdan geip
kinci Mevki zerinden Ana Kubbe'ye gitti. Ana Kubbe'ye ve
Ana Kuyu'nun bana hkim olan muazzam Titania heykeline
vard-nda, kanatlarndan birinin altndaki bir kapdan
geerek gzden kayboldu. Buradan uzun bir merdivenle
geminin can damarna, kalbine iniliyordu: Bizzat Titania'nn
bulunduu gizli blmeye.
Leovinus, ronik Mimarimin kurucusu olarak uzun zamandr
sayg grmekteydi. Blerontis niversitesi'nde Matematiksel
Akla Smaz-lklar Profesr Gardis Arbledonter'n evinde
mesela, kaplar aslnda radyo cihazyd ve eve giri-k,
banyo zerinden salanyordu. Ama bu Yldzgemisi'nde en
mkemmel inaat ironilerinden birini yarattna inanyordu
Leovinus: Titania'nn temel zek merkezi olan Gizli Blme,
byk Ana Kubbe'nin tam ortasnda yer alyordu; Ana
Kuyu'nun tepesinde salnan devs avizeyi oluturmaktayd.
Geminin gizli kalbi, btn yolcularn ve btn mrettebatn
gzleri nnde saklanmt.
Blme ba aa asl durumdayd, ama ter-sinmeli bir
ktleekim alanyla evrili olduundan iine girince dzgn
grnyordu. Ter

49

sinrne alanna girip de ktleekiminin tersyz edilmi


olmasndan kaynaklanan ynelim bozucu srece maruz
kaldnz m, Ana Kubbe'yi bir utan dierine kesen kenar
trtkl kiriler -yani aslnda ba aa durumda blmeye kan
uzun merdivenler-ile Ana Kubbe'nin kendisi, tepede uzanp
giden Ana Kuyumun dibinde kocaman, ibkey bir zemin
oluveriyordu. Bu karman orman dzenleme, ilk kez blmeye
gelenleri sersemletiyor, akna eviriyordu.
Leovinus, basamaklar ikier ikier karak merdivenin
tepesine frlad. Tek bir dnce vard kafasnda. Ahir
mrnn byk ak! htiyar kalbinin saplants! Zeki, tatl,
akll, efkatli, sakin, cana yakn... Titania!
Soluk solua gizli blmeye dald. Ba dnyordu. nsanda
Leovinus'unki kadar kocaman bir ba olunca, dnmesini varn
siz dnn. Kusmaya balad Leovinus. Tam karsndaki dehet
sahnesine bakmaya dayanamyor, ama yine de gzn
ondan alamyordu: Titania, Titania-c, sevgili eseri, sevin
kayna... parampara edilmiti. Odann ortasnda yle
yatyordu, salar ve kanatlar, kusursuz bir ember oluturarak
kuatyordu gvdesini. Fakat o gzeller gzeli ba,
paralara ayrlarak ekilsiz bir hale sokulmutu: Az yrtlm,
gzleri oyulmu, koparlan burnundan geriye ise iinden
mikrodevreler frlayan anlamsz bir boluk kalmt.
50

Leovinus, daha kendini toplayp "Kan emici canavarlar!" diye


sylenemeden, odada baka birinin daha bulunduunu fark
etti. p emici robot konsolunun arkasna biri melmiti.
"Brobostigon!" Leovinus, aznda tt bir para kkrda
tkrrcesine sylemiti bu ad. "Karanlklar adna, neler
evirmektesin?" Hibir ey dnmeden, proje mdrne
doru hamle yapmakta olduunu, fark etti. O srada kk,
parlak bir gm paras Brobosti-gon'un elinden dp
yerde tngr tngr yuvarland. Baklarn yere eviren
Leovinus, Tita-nia'nn o zarif beyin damarlarndan, beyninin
temel zek merkezinden bir parann ayaklarnn dibinde
yatmakta olduunu grd. "Mahvetmisin onu!"
Brobostigon'un itmesiyle sendeleyerek geri geri gidip yere
den ihtiyar, can gibi sevdii eserin iki yana alm
kanatlarnn yanna serildi.
"Krsn sen, Leovinus! Fildii kulende oturmu ne kadar da
byk olduunu, i ve finans gibi boktan konularla
uraamayacak kadar saf ve temiz olduunu dnp
duruyorsun! Btn her ey senin sayende rndan kt
oysa!"
"Sen ne diyorsun? Neden bahsediyorsun?" Neredeyse
alayacakt Leovinus.
"Bu proje tam anlamyla mali bir facia oldu! Gremiyor
musun bunu? Mali adan tam bir if

51

lasn eiindeyiz!" Brobostigon kapya ulamaya alyordu


ki, artc bir eviklikle yerinden frlayan Leovinus k
kapatt.
"Ee, ne yapmaya alyorsun?" Ama Leovi-I
nus, daha bu
soruyu sorarken btn tezgh tam bir berraklkla
grebilmiti. "Sigorta!" diye hzla soludu. "Benim paha
biilmez gemimi parampara edip sonra sigortadan para
isteyeceksin!"
"By artk, by!" diye homurdand Brobostigon. "Dnyann
gerei byle... " Ama daha fazla konuamad. htiyar dhi, bir
anda stne atlp enesine, dikkat ekecek lde dnya
gereklerine batm grnen bir aparkt sa-vurmutu. Arkaya
savrulan Brobostigon, Tita-| nia'nn kanatlarndan birine
tutunduysa da emici robotun p ykleme platformuna
dt.
Tam o anda da p robotu etkinleti. ne eilip pirin
burnunu uzatarak "plerini::i toplamak her zaman bir
zevktir!" dedi ve Bro-bostigon'u elektrik sprgesi gibi
azndan ieriye ekiverdi. Son derece tatsz bir atrdama ve
arkasndan hafif bir "plop" sesi! Proje mdr yoktu artk!
Zaten p emme sistemi geminin tasarmnda olduka
tartmal bir unsur olmutu. Herkesin televarlk diye ldrd
bir ada nesneleri vakumlu borular araclyla gemide tamamen
fiziksel bir ekilde, yani kelimenin gerek anlamyla
bir yerden bir yere gtrme

52

dncesi ok demode bulunmu, bir tr geriye dn olarak


grlmt. Ama Leovinus srarlyd. Bu da yine kendi
yaratt bir baka ufak ironiydi ite. Sonunda gvenlikten
dem vurarak szn dinletmeyi baard. Fiziksel tamaclk,
teletamadan da, her trl yalanc seyahat dzenlemesinden
de daha az riskliydi daima. stelik tasarlad p emici
robotlar, ykleme plaftormlarna koyulan her eyi kategorilere
gre ayryor, bylece olur da ykn nereye
gideceini bildirmeyi unutursanz, bunu kendileri yapyorlard.
Ancak sistem insanlar iin tasarlanmamt elbette ve p
robotunun da platforma debilecek insanlar reddetmek
zere programlanm olmas gerekirdi. Belli ki bu konuda da
baz tavizler verilmiti. Leovinus'un, iinde mide bulantsyla
kark bir sz duyarak anlad gibi Brobostigon, kendi kazd
kuyuya dm ve ite imdi kp eklinde sktrlm bir atk
yn olarak gemi sintinesinin yolunu tutmutu.
Byk Adam, durumun vahametini yava yava kavramaya
balyordu. u hale bakn: Ga-laksi'nin Grp Grecei En
Byk Dhi, dehasnn nihai noktasn temsil eden eserinin
uzaya frlatlmasndan bir gn nce, bitmemi bir yldzgemisi,
(hakknda hibir ey bilmedii) bir mali bunalm ve sabotaj
srasnda su st yakalanm l bir proje mdryle
kalakal

53

mt. Resmi biyografisinde hi de ho olmayacakt bu.


Sahi, Scraliontis neredeydi? Crossa Brobos-tigon, kocasnn
muhasebeciyle bulumak zere gemiye geldiini sylemiti.
Leovinus, parampara olmu Titania'nn nnde diz kerek
sevgiyle elinde tuttuu gm parasn, kafatasnn dibindeki
sinir merkezine yerletirdi. teki damarn da yerinde
olmadn fark edince elleri titremeye balad, aslnda artk
farkna vard zere, Titania'nn beyninin byk ksm
yerinde deildi. Nasl olmu da anlayamamt daha nce?
Titania'nn beyni! Ne kadar hassas bir beyindi oysa! En hafif
sarsnt ya da izikle onulmaz biimde zedelenebilirdi.
Bu kadar gelimi bir gemide, sinir merkezinin i gremez
hale gelmesi zellikle tehlikeli bir durumdu. Yakn zamanlarda
yeni bir olgudan sz ediliyordu. Yksek teknoloji rnlerinde
grlen bir metal yorgunluu olan bu arza, ok yksek
younlukta yerleik mantk sistemlerine sahip baz aygtlar
etkileyebiliyordu: KOKVA deniyordu buna, yani Kendiliinden
Olma Kapsaml Varolusal Arza. Leovinus biliyordu ki byle
bir arza pek muhtemel grnmese de, teorik olarak
mmkn. Pratikte Yldzgemisi Titanic'in her moleklnn u
veya bu ekilde geminin mantk sisteminin bir paras
olduunu da biliyordu. Gemi bu haliyle

54

uzaya frlatlacak olursa ne gibi facialarla karlalacan kim


bilebilirdi?
Kaybedecek zaman yoktu. Dnmek bile istemedii eyler
olmamas iin Titania'nn btn kayp paralarn bulup yerine
yerletirmek zorundayd Leovinus.

55
BE

Birka dakika iinde Leovinus, sancak tarafndaki Giri


Lobisi'nin resepsiyonuna varm, Resepbot'a baryordu:
"Scraliontis'i nasl tanmazsn?!" Resepbot, her ne kadar
nezaketinden bir ey kaybetmese de, yardmc olmaya hi
niyetli gzkmemekteydi.
"elimsiz kk ey! Camkafa! Bu koca projenin
muhasebecisidir o, bartp durma beni!" diye diretti
Leovinus. "Her ie burnunu sokarken binlerce kez
grmsndr onu!"
"Maateessf efendim, tandklar veri tabanm taram
bulunuyorum, fakat belirttiiniz

56

ltlere uyan kimseyi bulamadm. Ancak size, sancak


tarafndaki E Snf Sper Galaktik Seyahat Gvertesi'nde bir
ranza verme yetkisine sahibim. Kamaralar pembeye
boyanmtr ve boaltm nitesinin grlts pek duyulmaz."
"Ben Scraliontis'in nerede olduunu renmek istiyorum!"
diye haykrd Leovinus. Bir yandan da kk bir gold kart
Resepbot'un gzne sokarcasna uzatt. Kartn stnde u tantm
yazs yer alyordu: "Altm Milyonluk Kulp."
"Hay hay, efendim," dedi Resepbot glmseyerek. "Bay
Scraliontis'i Birinci Mevki Restorannda bulabilirsiniz."
Birinci Mevki Restoran'nda ceket-kravat vaziyetleri
mecburiydi, o yzden grnm hibir ekilde hrmet telkin
etmeyen bir ihtiyarn anszn avaz avaz ieri dalmas, Matre
d'Bot'ta anlalr bir sarsnt yaratmt. "Scraliontis!
Biliyorum, buradasn!" diye haykrd Leovinus.
"Sizi burada grmek bizim iin ne byk eref, efendim!" diye
bir nida ykseldi gleryzl Matre d'Bot'tan. "Ancak eminim
ki beyefendi, kinci Mevki Kafeteryasnda daha rahat edeceklerdir...
"
"Kes lan!" dedi Leovinus.
"Elbette, efendim. Sizi memnun edebilmek

57

iin yalnzca kesmek deil, ayn zamanda gagam kapamak ve


tra brakmak, hatta daha genel olarak buradan ikilemek de
benim iin byk bir ereftir, ne var ki, efendim, daha mnasip
bir kyafet ierisinde sizi kabul etmek bizim iin byk
bir saadet olacaktr, ayet beyefendi beni takip ederlerse..."
Leovinus, televarlk robotunun kumanda paneli nnde
dikilmi, p emici robota bir eyleri tkmaya alan
Scraliontis'i grmt. 0 da Leovinus'un sesini duyunca ban
kaldrd, belli belirsiz glmsedi ve robota tkmaya urat
eyi smokininin cebine saklad.
"Fakat beyefendinin, dier konuklarmzn karsnda
kendilerini dezavantajl durumda hissetmelerini de arzu
etmeyiz. Kokteyle katlmadan nce kyafet deitirmenizi
nerebilir miyim acaba?" Matre d'Bot, Scraliontis'in yanna
gitmeye alan Leovinus'un nn kesmiti. Robot nnde
dikilmi iki yana sallanr ve arada bir reverans yapar, ban
eip sallarken, Byk Adam, bir an muhasebeciyi gzden
kaybetti.
"ekilsene be yolumdan!" diye hrlad Leovinus.
"Memnuniyetle, efendim, ancak her ne kadar Birinci Mevki
Restoran'nda ttn mamulleri iilmesine izin verilse de,
buraya ceket ve kravatla girilmesi kesin bir kural olup beyefendinin
daha fazla srar etmeleri durumunda

58

kendilerine yardmc olamayacam zlerek... "


"ok ge kaldn, Leovinus!" diye bard Scraliontis. "Bu hurda
yn gitse gitse ple gider! Oraya da yarn len tam gaz
gidecek zaten!" Muhasebeci hep byle eliptik ve pek bir
anlam tamayan cmleierle konumaya baylrd; meslei ne
olursa olsun, bir ekilde edebiyat alanyla da dirsek temasnda
olduunu hissederdi bu sayede.
"O yapmakta olduun her ne ise, yapma!" diye bard
Leovinus.
"Burada bulunmanzdan byk onur duymaktayz, efendim,
ve ileride de sizi sk sk aramzda grmek isteriz, ancak sesinizi
bir ton ksabilirseniz size derhal k gstere... "
"Ben ne dedim sana? Kes lan!" diye bararak anszn robota
dnd Leovinus. Sonra robotu tuttuu gibi kaldrp
Scraliontis'e frlatt.
"Size yangn kn nerebilir miyim acaba? Koridorlarn
sadelii beyefendinin kyafetine daha uygun decektir... "
diye bir yorumda bulunan Matre d'Bot, muhasebecinin
suratnn ortasna arpt gibi devirdi adam. Scraliontis'in
saklamaya alt ey tngr tngr yere yuvarland: Titania'nn
teki beyin damaryd bu! Ayn anda da robot, restorann zarif
yer demesi zerinde patlayarak parampara oldu.
Scraliontis dorulup robotun bacaklarn

59

dan birini ald ve Leovinus'a frlatt. Yana kaarken robotun


sa kolunu yakalayan ihtiyar, muhasebecinin karsna dikildi.
Birka dakika ikisi birbiri etrafnda dnd. Sonra Scraliontis,
ak izgiden direkt bir drtle al yapt ve robotun
bacann Levi-nus'un omzunu yalamas sonucunda bir
yukardan d hamle puan ald. Drdnc pozisyondan basit
bir savuturma ile karlk veren Leovi-nus, robotun koluyla
ustaca bir daire izerek kar atak hakkn kazand. Ancak
Scralion-tis'in eskrimi baka bir yerden rendii anlalyordu,
nk Leovinus'un kar atak hakkn hie sayarak
doruca misilleme yapmaya kalkmt. Byk dhi gazaba
geldi. Hibir kural kitabnda yeri bulunmad ak olan bir
hamleye girierek robotun kolunu Scraliontis'e savurdu;
ardndan da, rakibinin dello adabna snma imknlarn
tamamen ortadan kaldrarak gs gse finale giriti.
Leovinus'un elleri Scraliontis'in grtlan-dayd imdi.
"Brobostigon!" diye feryat etti Scraliontis. "Yardm et!"
"Brobostigon ple gitti!" Leovinus'un normalde yumuak
ve mfik olan yz, biraz da stnde gre tuttuklar
masadaki lambann tam enesine vurduu iin eytani bir
yeile brnmt.
"ple gitmi olabilir," diye nefes nefese konutu
Scraliontis, "ama silah var!"

60

"ld!" diye haykrd Leovinus; muhasebecinin grtlan


saran parmaklarn skmaya balamt. Brobostigon'un
yannda silah olduunu bilse, onu ilemden geirirken biraz
daha dikkatli davranrd.
"Arrrgh! Bouyorsun beni!" diye bard Scraliontis.
"Farkndaym! Amacm da bu zaten!" Leovinus, ikna edici bir
tonda konumaya gayret gsteriyordu, ama muhasebecinin
clz boynunu parmaklaryla gerekten skmak gittike g
gelmeye balamt. Herhalde Leovinus'ta katillik drts
olmadn dnyorsunuzdur imdi.
Oysa Scraliontis'te bu duygu vard. Masa lambasn sk sk
kavramt. Bu, aydnlatmann kanatlardan saland bildik
Titania heykelciklerinden biriydi. Byk dhinin ellerinin
duraksadn hisseden Scraliontis, Leovinus'un kasna bir
diz koydu. Ayn anda da masa lambasn kaldrp Leovinus'un
muhteem beynine ev sahiplii yapan o muhteem kafatasna
indiriverdi.
Bir anda elleri geveyen Leovinus, dizleri stne yld. atrt!
Scraliontis, masa lambasn bir daha indirmiti Leovinus'un
kafata-sna ve sonra bir daha... O olaanst ve mthi beyin,
ilerin yolunda gitmediini kaydetti. Acy bloke etti, sonra
gerekten feci bir eyler olduunu kavrad ve akllca bir seim
ya

61

parak ngrlebilir gelecekte d dnyayla balanty


kesmeye karar verdi. Restoran zeminine yuvarlanan
Leovinus'un kafasndan kan fkryordu.
Scraliontis ban aa eip bir sre bakt ona. Vay be! Byk
Adam' ldrmt!
Panik halindeki Scraliontis, Birinci Mevki Restoranma baknd.
Geri ceset tahliyesi daha nce yapt bir ey deildi ama, o
muhasebeci kafas tam da bu i iin biilmi kaftand; nitekim
birka dakika sonra hzla, yaylanr admlarla Birinci Mevki
Restoranmdan kyordu. Yalnz o panik annda kk, parlak
gm parasn unutmutu. imdi para, Matre d'Bot'tan
kalanlarla karm halde yerde duruyordu.
Leovinus ise Birinci Mevki Restoranmn katksz lks ve
zarafet dolu ambiyansna katkda bulunan perdelerden birine
gzelce sarlmt.

62
ALTI

Leovinus ile ilgili bu tip sorunlara dalmken, Gazeteci de


papaann almak iin gemiye geldiini syleyen iiden bilgi
elde etmeye uramt.
"Brak ya!" dedi Gazeteci. "Kimse yemez bu-.u! Syle bakalm
ne iin var burada?"
"Bir papaan besliyorum," dedi ii; bu sama sapan hikyeye
bir katr inadyla yapm kalmt. "e gelirken hep yanma
alrm onu. B;y Leovinus'un gemide ku bulundurulmasna i.'in
vermeyeceini biliyorum, onun iin gizlice gtirip saklyordum.
Ama ite imdi onu alma

63

ya geldiimde bir de baktm, eolueein teki kafesinin


kapsn am ve kap gitmi ku."
Gazeteci cennet-i lya dikmiti gzlerini. Kuuyla ilgili
hikyeler anlatp duran ok adam duymutu geri, ama
bununki, insann inanmad halde srf elence olsun diye
kulak verdii palavralara bile yaklaamyordu. "Bak," dedi,
"ben gazeteciyim, pheli durumlar asla gzmden kamaz
ve senin bir eyler sakladndan da eminim. Gel seninle
anlaalm!"
i ona dnd: "Gerekten ok zgnm! O papaan ok
severdim."
"Bak, sen bana Yldzgemisi hakknda bildiin her eyi anlat,
ben de Yldz Yap A'ye papaanndan bahsetmeyeyim."
Tam Ana Kubbe blgesine gelmilerdi ve ii, Ana Kuyu'nun
evresindeki galeriden telala yryerek liman Giri Lobisi'nin
yolunu tutmutu.
"Niye bu kadar gecikti i? Malzemeden aldlar, deil mi?
Anlald kadaryla Leovi-nus'un bundan haberi yok. Peki
mali sorunlarla ilgili anlatlanlar doru, deil mi? Yarn ne
olacak? Bu gemi frlatlmaya hazr deil, yanlyor muyum?"
"Yanlmyorsun!" dedi ii, bir yandan da koar adm Giri
Lobisi'ne yryordu. "Sylediklerinin hepsi doru."

64
42

"Gemimizde bulunmaktan memnunsanz, bunu ampiyon


Kanape Salonu'nda bir akam geirerek kutlamanz neririz.
Alt yzyldr Blerontin Finalleri'nde yarm btn kanapeleri
siz sayn yolcularmza sunmaktayz." Konuan,
Resepbot'tu.
"EeT'^dedi Gazeteci.
"Ee?" dedi ii. Sonra Gazeteci'ye dnerek ilk kez gzlerinin
iine bakt. "Papaanm grrsen bunu ona ver." Kk bir
metal levhay Gazeteci'nin avcuna sktrp ana kaplardan
birinde gzden kayboldu. Gazeteci avcunun iindeki metal
parasna bakt: Bir adres ve telefon numaras vard stnde
ve grr grmez bunun Blerontis'teki Yasaka bykeliliine
ait olduunu anlad.
Gazeteci, sonraki yarm saatini kendi bana gemiyi
kefederek geirdi. Daha birok blmn tamamlanmam
olduunu grd. Mesela sancak tarafndaki Giri Lobisi'nde
daha hibir i bitmemiti. kinci Mevki yaam ortamlarnn
byk blm daha denmemiti, hatta bazlarnda yatak
bile yoktu. Bunlarn hepsini tek tek not eden Gazeteci, oradan
Ana Kubbe'ye dnd ve anszn galerideki stunlardan birinin
arkasndan kveren biriyle arpt.
"Droot Scraliontis!" diye bir lk att.
"Adm ben de biliyorum," diye tslad muhasebeci.
Gazeteci glmseyerek "Tam da aradm adam," dedi.
"Harkkh!" Yerinden srayan Scraliontis'in sululuk dolu
gzleri Gazeteci'nin omzundan arkaya uzand. zel eitimli
hrn fcavanla-ryla birlikte ieri doluverecek olan Cinayet
Masas polislerinin, Galaksi'nin Grp Grecei En Byk
Dhimin katilini yakalamasn bekler gibi bir hali vard.
"lmedi! Yemin ederim!"
"Kim lmedi?" Gazeteci, bu gece daha ka tane hikyenin
kendiliinden karsna kp aznn suyunu aktacan merak
etmeye balamt. Bir de, ilerinden tek bir tanesinin
ucundan tutabilse. "Kim lmedi?"
Scraliontis hata ettiini anlyordu imdi. "ekil yolumdan!"
diye bard.
"Dur bakalm!" diye Gazeteci de bard, ama Scraliontis
nezaket snrlarnn tesinde bir noktaya gemiti bile.
Gazeteci'yi bir stuna doru iterek kamaya balad. Gazeteci
toparlanp muhasebecinin ard sra frlad ve ayet
Blerontin'de rugby oynanyor olsayd rugby stopaj
diyebileceimiz bir hareketle yakalad onu.
Scraliontis, kapana kslm bir hayvann enerjisiyle
bouuyordu. Gazeteci'rin yzn trmalad, ona yumruk,
sonra da tekme att. kisi de ayaa kalkmay baardklarnda
hl

m
horuk yalanda tepien iki horuk gibi d-yorlard (eski
bir Blerontin deyimi). Ama gen ve formda olan Gazeteci, ok
gemeden muhasebecinin srtn Byk Ana Kuyu'nun
parmaklna dayamt. Scraliontis'i zaptetmeye alrken
aada Kuyu'nun ba dndrc derinliklerini
grebiliyordu... dipsizlie doru indike iniyordu kuyu... nefes
kesen bir grntyd bu.
"Neler olduunu anlat bana!" Scraliontis'in kollarn iki yana
bkmt Gazeteci. "Ne dolap dnyor burada?"
"Dolap m?" diye dudak bkt Scraliontis. "Asla
renemeyeceksin!"
"Evet, reneceim!" dedi Gazeteci.
Scraliontis epeyce artc bir cevap verdi: "Pekl! Sana her
eyi anlatacam!" Gazete-ci'nin tam anlamyla akl karmt.
Az kalsn, "Yok ya, anlatmayacaksn ite!" diyecekti, neyse ki
durumu toparlamay becerdi.
"ok naziksin," diyebildi, ama Scraliontis'in kolunu brakacak
kadar da enayi deildi.
"Gemiyi havaya uuracaz! Nasl, bir hikye kar m
bundan?"
Artk Scraliontis'in kolunu brakacak kadar enayiydi Gazeteci.
"Yani Yldzgemisi'nde bomba m var?"
"Evet ama sen asla bulamayacaksn," diyerek
srtt Scraliontis. "nk mrn vefa etmeyecek!" Ve
birdenbire elinde bir ey belirdi. Gazeteci bunun ne olduunu
grememiti geri, ama kaburgalarnn arasna bir hanerin
girmekte olduunu hissetti. Sendeledi, kvrand ve ban
kaldrp bakt: Tepesinde dikilmekte olan Scraliontis'in elinde
Birinci Mevki Yemek Salonu'ndaki masa lambalarndan biri
vard ve kl, sivri ucundan kan damlyordu.
Fakat tam o anda korkun bir lk duyuldu ve havada parlak
renkler birbirini izledi. Kemerlerin arasndan anszn frlayan
koca bir papaan dosdoru Scraliontis'e saldrmt.
Muhasebeci hamleyi savuturmaya altysa da, hayvann
kanatlar durmadan suratn dvyor, gagas burnunu
eeliyordu. Sonunda parmakla tutunmay baaran
muhasebeci, bir yandan kollarn savurarak kendini korumaya
alrken bir yandan da haykryordu: "ekil git! ekil git!"
Ve olanlar oldu.
Leovinus'un ge dnem mimari tarzna tam anlamyla uygun
den o ironik anlardan biri daha yaanyordu ite ve bu
sayede Gazeteci, Yldzgemisi Titanic'in yapm srasnda malzemeden
alndna dair ilk maddi kantna kavumutu.
Yldzgemisi'nin inaat maliyetini drme dorultusundaki
plann balca sorumlusu Scraliontis'ti elbette. Btn
projenin, kra

68
69

gemek yle dursun, masrafn bile karamayaca


anlalmt. Dorusu tam bir mali felakete gidiliyordu.
Kendisinin de, Brobosti-gon'un da itibar ve ahsi serveti
tehlikedeydi. Temiz, basit, aklc tek zm vard ve o da gemiyi
yakp sigortadan para talep etmekti.
Tabii gemi nceden yksek bir mebla zerinden sigorta
edilmi, ancak Scraliontis o polielerin iirilmesini ve
sigortadan alnacak tm parann kendisiyle Brobostigon'a ait
irketlere akmasn salayacak dzenlemeleri yapmt. Yapm
maliyetleri asgari dzeye indirilmi, yapm faaliyetleri ise
tamamen geminin ss psyle snrlanmt. Leovinus'tan
habersiz Scraliontis, mteahhitlere talimat vererek
artnamede belirtilen malzeme kalemlerinin nce yarya,
sonra da drtte bire indirilmesini salamt.
En cmerte tasarruf edjlen malzemeden biri de Byk Ana
Kuyu'nun etrafndaki parmakln yapmnda kullanlan
metaldi. "Aman canm," demiti Scraliontis, "yolcular gidip de
parmakla dayanacak deil ya! Ne diye gerektiinden daha
salam olsun ki?"
Ama imdi kendisinin de idrak etmi olduu gibi mesele, bir
yolcunun parmakla dayanmas deildi; bir papaann
saldrsna uramakta olan proje muhasebecisi de bir an bo
bulunup srtn kazara parmakla dayayabilirdi. Ama ite bu
idrak ok rtarl olmutu. Dayanksz

metalin atrtsn duyduktan bir saniye sonra Scraliontis,


gayya kuyusuna srt st dmekte olduunu fark etti.
Dehet iindeki Gazeteci parmakln yanna varp aa
bakmay baardnda, Scraliontis minicik bir cisim olmutu
artk -oysa daha Byk Ana Kuyu'nun te birini bile kat etmi
deildi-ve zarif bir ekilde daireler izerek dnerken kollarn
sallyor, gitgide daha az duyulan bir sesle baryordu: "Ad
batasca papaanlar!"
Sz konusu papaan ise Gazetecimin omzuna tnemiti ve
"ad batasca muhasebeciler!" diye baryordu.

70
VED

Hrn tavanlar denetim altna alnarak olay mahalline


getirildi. Ar bir heyecana kaplan toplum polisleri, efleri
tarafndan ya-ttrlmt ve Yasakal protestocular, kanl bir
yn halinde st ste yerde yatyorlard. Kalabalklarn
denetim altna alnmas asndan tamamen baarl bir
deneyim olmutu bu. Flortin Rimanquez, k bir ekilde
Blerontisli Gat' selamlayarak raporunu verdi.
"Her ey denetim altnda, licenap Velinimetimiz," dedi.
"Frlatma ilemine geebilirsiniz."

71

"Ama Leovinus hl ortalarda yok," diye cevaplad Gat.


Galaksinin Yetitirip Yetitirecei Dhilerin En By ile kol
kola fotoraf ektirme frsatn karacam, diye iyiden iyiye
evhamlanmaya balamt. Kamuoyu yoklamalarnda
dtke den puanlarn ykseltmek iin ok ihtiyac vard
buna, halkla ilikiler danman demiti ki: "Ne yap yap, Leovinus'la
yan yana bir fotoraf ektir." Aslnda btn bu sre
boyunca Gafn zihnini megul eden yegne konu olmutu bu.
"zlerek belirtmek zorundaym ki, Ar- li'de Mukim
Hametmeaplar," dedi polis efi yine ak gibi selam durarak,
"aadaki kalabalk elli milyon kiiye yaklayor. Gittike de
sabrszlanmaktalar. Benim naizane nerim, frlatma iinin
bir an nce tamamlanmasdr ki, benim ocuklar da kalabal
datma iine bir an nce balasnlar, yoksa hepimiz zlebiliriz."
Gat, onun ne demek istediini anlyordu. Kalabalk, talihsiz
Yasaka gstericilerinin cesetlerine iyice yaklamt zaten ve
aaya baktnda, btn frlatma alan boyunca kavgalar
ktn grebiliyordu.
"Pekl," dedi i geirerek. "Hayr, teekkrler!" diye ilave
etti, dk rtbeli grevlilerden biri ona "anezli" kanape
sunarken.
"Korkarm almanz gerekiyor, Efendilerin Efendisi, merasimin
bir paras bu!" diye te

72

lala fsldad dk rtbeli grevli.


Blerontisli Gat, tren mikrofonuna yeknesak bir tonda
konutu: "Hanmlar, beyler ve eyler, bu 'anezli' kanape ok
leziz!"
Kalabalktan tezahrat ykseldi. Gat yine i geirdi ve ne
dokunakl bir tren, diye dnd. "Az sonra, bugne kadar
ina edilmi en byk yldzgemisini uzaya frlatma erefine
nail olacam! Aziz Blerontinliler, hepimiz iin bir iftihar andr
bu. Bu Yldzgemisi'ne... Titanic adn verdim... Onunla uan
herkes bahtiyar olsun inallah."
Bu szlerle birlikte Gat, kurdeleyle balanm Fransz
ampanyasn* zerek geminin pruvasna savurdu.
ampanya iesi patlarken, dk rtbeli grevlinin bir ipi
ekmesiyle, o ana dek byk Yldzgemisi'ni rtmekte olan
kuma, pembe ipekten bir elale halinde dk-lverdi yere.
Kalabalktan bir uultu ykseldi. Kocaman

* Yeryz gezegeninin adn bile duymam, hatta varlndan


kesinlikle bihaber olan bir uygarlkta byle durumlar iin
Fransz ampanyas kullanlmas size sama gelebilir. Bunun
olduka karmak bir aklamas vardr ve zaman sapmasndan
tutun da kara deliklere ve de Galaksileraras Kaaklk
ebekesi'ne kadar ynla konuya girmeyi gerektirecektir. Siz
en iyisi buna kafay takmayn ve
hikyeyi okumaya devam edin.
73

yldzgemileri grmeye alk bir halk bile bylesine devs bir


yapya, bylesine kusursuz bir tasarma tank olmamt daha
nce.
Yldzgemisi uzman saysz erkek, "Ne kadar gzel, deil mi?"
diye i geirirken bir yandan da drbnl gzlklerini
ayarlayarak geminin gvdesinden tescil numarasn okumaya
alyorlard.
"Bak, bunu anne yapt... " diyordu bebeine, saysz
evlenmemi yeniyetme anne.
"Mthi bir baar bu!" diye haykrd Bamu-habir. nndeki
metinde tam bu an iin ne yazl olduunu birden
hatrlayvermiti.
Korkun bir kkreme duyuldu, uzaklarda, dnlebilir ufkun
tesinde bir kyy dalgalar dvyordu sanki; bu harikulade
gemi, btn azameti ve ihtiamyla inaat platformundan
havalanmaya balamt. Sonra hzland, bir para salland, bir
para titredi, gzkara bir hamleyle ynn deitirdi ve tam
kalabalk, inanmazlkla dolu bir dehet iinde haykrrken yok
oldu. Evet ya, yle. KOKVA (Kendiliinden Olma Kapsaml
Varolusal Arza) adyla bilinecek olan durumdu bu.
Bu muazzam proje, hepi topu on saniye iinde yok olup
gitmiti.

74
SEKZ
75

"Buras banyo olacak, kapy da uraya koyacaz," dedi Dan.


"Harika," dedi Nettie. "Ama... "
"Ben sanyordum ki banyo urada olacak, kap da buraya
konulacak." dedi Lucy.
Niye her ii ters anlard ki bu adam? Dan her seferinde aba
gsteriyordu geri ama ne kadar abalarsa abalasn, daha bir
gn nce Lucy ile konutuklar eyler ya tamamen aklndan
kyor ya da bambaka bir hale brnyordu.
"Ben de yle demek istedim zaten," dedi
"Harika," dedi Nettie. "Ama size bir ey sylemem lazm... "
Kileri koklayp duran Nigel szn kesti. "Tulalarn arasndan
yzlerce yllk arap keyfinin kokusu yaylyor," diye haykrd.
"Buras en fazla yz elli yllk!" Yksek sesle onu cevaplayan,
Lucy'ydi.
Nettie'ye dnen Dan, "Papaz evi olarak yaplm," diye
mrldand.
"Hmm, harika," dedi Nettie. "Ama, baksana Dan..."
"aka etmiyorsun ya!" Dan, ne zaman derinlerinden fkran
bir heyecana kaplma gerei duysa, benliinin derinliklerinden
bir heyecan dalgasnn fkrmakta olduunu hissederdi.
"Lokanta buras olacak, sada, tam senin geldiin yerde ve
senin nouvelle cuisine deil, Ca-lifornia usl. uras da bar
olacak."
Lucy tam insan utantan kpkrmz edecek cinsten bir bak
gnderdi ona, ama neyse ki merhamet gstererek, yanln
dzeltmeye kalkmad. Haa, tamam, hatrlamt imdi, lokanta
sol tarafta olacakt; nce sa taraf diye dnmlerdi ama
sonradan solda karar klm, sonra tekrar sada olsun
demilerdi ve bunun zerine Lucy, mutfan teki tarafta yer
almasnn daha iyi olacan, dolaysyla lokantay da sola
yapmak gerekeceini belirtmiti. yi de anam, Dan btn
bunlar nasl ha

76

inlayacakt zaten?
"Harika," dedi Nettie. "Ama baksana... " Nigel tekrar ortaya
knca yine kesildi Net-Ue'nin sesi. Gbeini akta brakan
sade tirt ve el rgs yeleiyle ok ekici grnyordu.
Nigel elini kzn omzuna att.
"Grdklerini beendin mi?" diye sordu.
"Mmmm," dedi Dan.
"Ben evi kastetmitim," diye cevap verdi Nigel. Dan, i
ortann souk su pskrten bir hortum gibi hi aba
gstermeden istedii zaman alp istedii zaman kapanma
yeteneine tahamml edemiyordu. Yo, bir dakika! unu eski
i orta yapalm. Top 1 0 Seyahat Acentas yoktu ki artk.
Dan'in gznde sama bir ekilde tatminkr olan bir fiyat
karlnda satmlard onu.
"Lucy'yle ben hep byle bir yer hayal etmiizdir, yle deil mi
atalkaram?" Lucy, bakalarnn yannda byle adlarla
arlmaktan nefret ediyordu, ama bunu Dan'e hi sylememiti,
bu yzden de kendini suluyordu. Anlyordu ki Dan,
onun bundan holandn sanyor; ve bu ufak sahtekrlk o
kadar uzun zamandan beri srmekteydi ki, artk durumu
dzeltmek iin hibir yol-gelmiyordu aklna. Ne kadar zamandr
birlikteydiler? Son on yln tamam boyunca
olmalyd -aslnda Top 1 0 Seyahat Acentas'nn ilk
gnlerinden bu yana, yani Ni

77

gel'n Santa Monica'daki bir barda yanna gelip teklifsiz bir


ekilde konumaya baladktan sonra onu i ortayla
tantrmasndan beri.
Lucy, ilk bata bu tatl dilli ngilizden ok holanmt, ama
birbirlerini daha iyi tandka Dan'ih, yani Dou Sahili
niversitesi'nden gelen o sessiz ocuun daha gerek ve daha
anlalr olduuna karar verdi. Zaten birbirlerini tandka,
yeryznde hi kimsenin Nigel'n tam bir yavak olduunu
nasl olup da daha ilk bakta anlayamamasna armaya
balamt.
"Adn Watergate Oteli koyuyoruz," dedi Dan.
"Hl birbirlerinin odasna dinleme aygt yerletiren
Cumhuriyetileri kzdrmaz m bu?" diye sordu Nettie.
Nigel kzn poposuna bir aplak att. "Sen git arabay altr,
hadi bakalm tatl kz," dedi. Nettie de yksek keleri
zerinde gerisin geri dnp ilk dnem Victoria mimarisinin
zarif bir rnei olan bu papaz evinin merdivenini inerek
gecenin karanlnda kayboldu.
Ona byle davranlmasna nasl izin veriyor bu kadn? diye
dnd Lucy kendi kendine, sonra Dan'e dnd: "irketin
devriyle ilgili kesin belgeleri ne zaman imzalayacaksnz,
Dan?"
"Aa, ee... tam bilmiyorum... " Dan birdenbire

78

gerilmi gibiydi. "Galiba Nigel daha... "


Nigel, Lucy'nin patlamasna frsat vermeden konutu:
"Belgeler otelde bizi bekliyordur herhalde." Patlama, Lucy'nin
Nigel karsnda gittike daha doal bulmaya balad bir
tepki-llydi. Ama bu sefer fitil nasl olsa atelen-mti ve onlar
otele dnene kadar yanmaya devam edebilirdi. Otele
vardklarnda (srpriz! srpriz!) sat belgelerinin gelmemi
olduunu grecek ve o Allah'n belas kurye irketinin hr kez
daha Nigel' atlattn anlayacaklard, '.vall Nigel! Mutlaka
bir mazeret bulurdu o.
Bo evin klarn sndrp karanlkta ara-h. yoluna ktlar.
Tepelerindeki gkyz, artc bir berraklkla parlayan
yldzlarla doluydu.
"Nettie niye arabay altrmam ki?" Ha-lif bir tedirginlik,
Nigel'n tatl dilliliini bak gibi keskin hale getirmiti.
Arabann yanna vardklarnda Nettie'nin, arabann tepesine
yerletirdii tek refleksli bir Minolta'nn objektifinden
bakmakta olduunu grdler.
"Usta, n'apyosun sen orda yav?" Nigel akalamaya balad
m, en tehlikeli ehresine brnm demekti.
"t!" dedi Nettie. "Evin fotorafn ekiyorum. Sallama
arabay."
"Farknda msn bilmiyorum, Einstein." Ni
79

gel'n sesinde dolu dolu nee vard. Kz arkadalaryla alay


etmeye baylrd. "Ama hava karanlk."
Sarn ban milim oynatmadan "Biliyoruz," diye cevap verdi
Nettie. "ektiim fotorafn ismi, 'Yldzlarn Altnda Dan ile
Lucy'nin Oteli.' Belki ereveletip girie asarsnz, ha?"
"Flan yoksa gece fotoraf ekemezsin, Betonkafa." Nigel
arabann kapsn at.
"Hey! Salladn ama!" diye bir lk att Nettie.
"Gir ieri, Zekiye, ben kullanrm," dedi Nigel.
Nettie, Dan'e dnerek "Pozu yeterince uzun tutmutum
ama," dedi.
"Harika," diye cevaplad Dan.
Tam hepsi de arabaya biniyordu ki, papaz evinin nndeki
imenler ani bir rzgrla hareketlendi ve aalar kasrgaya
tutulmuasna savrulmaya balad. Yalnz kasrgadakinden
farkl olarak btn ynlere birden savruluyor-lard.
Arabann kenarna tutunan Dan, "Yarabbim!" diye haykrd.
"Neydi o?"
"Bak!" dedi Lucy soluk solua. Gkyzn

80

iaret ediyordu. "Bir yldz kayyor!"


"Dilek tutun!" diye bard Nettie.
"Ya sabr!" diye hrlad Nigel. Captain Mar-vel' daima
Spermen'e tercih eden insanlardand o. "una bakar
msnz?"
Yukarda olaanst bir eyler olmaktayd. Tam tepelerinde
arabuk bulutlardan bir halka olumu, sonra nkleer
patlama gibi hzla yaylarak btn bir gkyzn alev alev
yanan kem suratl kmlslerle kaplamt. Nigel'n dizlerinin
ba zlverdi; Lucy titremeye balad; Dan'in yrei azna
geldi; Nettie ise bakakalmt.
Oysa daha bu bir ey deildi.
Drt dnyal korkun bir kkreme duydular, uzaklarda,
dnlebilir ufkun tesinde bir kyy dalgalar dvyordu
sanki, sonra koca bir sivri metal ktle, btn azameti ve
ihtiamyla ve hibir uyarda bulunmakszn buluttan indii
gibi Victoria tarznda yaplm (ama ticari amala
gelitirilmesine olanak verecek planlama izni bulunan) eski ve
zarif papaz evini tam ortasndan biiverdi.
Nigel bakakald; Lucy bakakald; Dan baka-kald.
Nettie ise "Harika!" diye mrldand.
Saklanacak bir yer aryormu gibi lgncasna aalarn
arasnda dolaan rzgrn uul

81

tuundan baka ses yoktu artk; ha bir de papaz evinin


duvarlarndan, arpma annda hemen yklmam olanlar
yava yava belverdike yere den tula paralarnn
gmbrts.
Den ey parlakt, dikeydi ve daha nce de hep olduu gibi
dimdik ge ykseliyordu. 0 kadar bykt, varln yle
gl biimde ortaya koyuyordu ki, sanki orada bulunmak en
tabii hakkym gibi durmaktayd. Drt dnyal seyre
dalmken yan tarafndan kan minicik bir k topu evin
ykntlar arasnda gzden kayboldu.
Bu arada hortum, gibi dnp duran bulutlar da dalmaya
balam ve minicik k topu ikinci kez grndnde artk
tamamen yok olan bulutlar, bu eyin btn o rktc
bykln iyice ortaya karmt. Evin iine gmlen geni
ve sivri kanat ya da pervane, gkyzne doru ykseldike
ykseliyor, boyu neredeyse bir buuk kilometreyi buluyordu.
Sonra genileyerek muazzam bir metalik gvdeye dnyordu,
tpk dev bir denizalt gibi.
"Bu bir uzaygemisi," diye mrldand Nettie ve hipnotize
edilmiesine ona doru yrmeye balad, bileine asl
unuttuu fotoraf makinesi havada salnyordu. Ik topu
birdenbire yine kt.
"Dur! Nettie! Gel buraya!" diye haykrd Dan. Ama bu arada
Lucy de koar adm Nettie'nin

82

peine taklmt. Dolaysyla Dan de Lucy'nin peine takld.


Nigel ise btn bunlar olurken direksiyonun altna saklanarak
elinden geldiince yardmc olmaya almaktayd.
"Yaklamayn ona!" dedi Dan.
"Nettie!" Lucy kzn koluna yapm arabaya geri gtrmeye
alyordu onu. "Ne... ne... ne olduunu bilmiyoruz bunun!"
"Mkemmel bir ey... " diye mrldand Nettie. Nettie'nin ses
tonundaki bir eyin etkisiyle birden balarn kaldrarak
bu koca eye baktlar ve o anda her biri ne yapmaktaysa onu
yapmaktan vazgeti. Bu kadar muazzam^dene-yimlerini ya da
hayal glerini bu kada'r aan bir ey karsnda, yaptklar ne
olursa olsun birdenbire sama ve anlamsz grnmt.
Ik topu ikinci kez evin stnde durmutu ve imdi giri
tarafndan bir prlt geliyordu. Gzlerini tekrar yere
indirdiklerinde birden donup kald: n kapnn camnda
bir glge belirmiti.
"Bir ey geliyor!" Dan, dizlerinin titremeye baladn
hissedebiliyordu. Lucy, Nettie'yi kolundan tutup ekti. Ama
Nettie ileri atlmt -u anda papaz evinin n kapsn
amakta olan ey her ne ise yanna gidip merhaba demek iin
byk bir istek duyuyor gibiydi.
ey, yldzlarn altnda dar karken, "Ayyyy!" diye bir
lk att Lucy.

83

"yi akamlar, bilinmeyen canl trleri," dedi ey. "Yldzlar


Seyahat A'nin sahipleri, aralarnn beklenmedik bir ekilde
gerekletirdii acil park srasnda sizlere vermi olabilecei
her trl rahatszlktan dolay zr diler."
"Ayyyy! Aaaayyyy! Aaaaayyyyaaayyyay!" Anlalan Lucy'yi
sakinletirmeye kimsenin gc yetmeyecekti. Bir Uzayl
Yaratk grmt o ve cierleri yettiince avaz avaz
haykryordu.
"t!" dedi Nettie. "Bizimle konuuyor!"
"Sakin olun," dedi Uzayl ey. "Size kendimizi affettirmek iin
Yldz Gemimiz ile bedava bir gezi nerebilir miyiz acaba?"
"Belki baka zaman..." dedi Dan.
"Ayyyy! Aaaayyyy! Aaaaayyyyaaayyyay! Aaaayyyy!" diye
devam etti Lucy.
Nettie ise "Evet!" diye bir lk att. "Buna baylrm!"
"Buyrun, hanmefendi," dedi Uzayl ey ve zarif bir ekilde
geriye dnerek harabe durumundaki eve yneldi.
"Eee? Hadisenize!" dedi Nettie. "Ne dikiliyorsunuz yle?" Ve
daha Lucy ya da Dan onu durduramadan ey'in peine taklp
n kapdan giriverdi.
Dan ne yapacan armt, ama sonra bakt ki seenei yok;
Lucy tekrar haykrmaya

84

balamadan Nettie'nin peine takld, bylece Lucy de hi


dnmeden Dan'in peine takld.
ey, aydnlk bir verandada duruyordu ve artk anlam
olduklar gibi, k bir ekilde giyinip kafasna kulaklk takm
herhangi bir robottan daha rktc deildi. stelik kibarca
eilerek onlar selamlyor ve servis asansrne buyur etmek
zorunda kald iin zrler diliyordu.
"Ltfen telalanmayn," dedi yattrc bir sesle. "Sizi temin
ederim ki Yldzgemisi Tita-nic, bugne dek yaplm en lks ve
teknolojik adan en ileri Galaksileraras Yldzgemi-si'dir."
Sonra onlar yine ban eerek selamlayp ieri buyur etti ve
de hasbelkader asansre binerken buldular kendilerini.
Niye byle yaptklarn sonradan ne Dan aklayabilecekti, ne
Lucy ne de Nettie. Daha ne olduunu anlayamadan
nlerindeki merdiven ieri toplanm ve robot uzanp bir
dmeye basmt bile.
"Sizi servis asansrne bindirmek zorunda kaldm iin bir
kez daha zr dilerim," dedi robot. "Yldzgemisi'ne giriler
normal olarak Yolcu Giriimden yaplr."
"Hey!' diye bard Dan. "Nasl oluyor da sen ngilizce
konuuyorsun?" Nihayet sorgulayacak somut bir ey bulduu
iin kendini biraz rahatlam hissediyordu imdi.

85

"Affedersiniz ama ben... ne demitiniz, 'ngilizce' mi? Ben yle


konumuyorum ki. Bu gemide btn robot ilevleri mortesi
eviri al-glayclaryla donatlm olup bunlar yolcularn beyin
dalgalarn otomatik olarak tarar ve dil kalplarn karrlar.
Daha sonra bu kalplar sizin beyninizin iinde yeniden
dzenlenerek gemi iindeki konumalar anlamanz ve sizin
de anlalabilir bir dilde konumanz salayacak ekilde
dntrlr. Siz u anda Blerontince anlyor ve
konuuyorsunuz. Tam bilim-kurgu yazarlarna gre, ha?"
Dan bu son sze ne diyeceini bilememiti. Yoksa robot
kendisinin, bir yazarn kafasnda uydurduu bir hayalden
baka ey olmad ve aslnda btn bu olanlarn da olmakta
olmad sonucuna m varmaktayd? Ama bunlar daha
ayrntl dnmeye frsat bulamadan, u anda iinde
bulunduklar fantastik durum tm dncesine hkim
olmutu. Kocaman ayaklardan son srat yukar karak
Yldzgemisi'nin ana gvdesine ilerlemekteydiler, yani
yeryznden bir buuk kilometre kadar yksee.
Cep telefonundan bir numara tulamakta olan Nigel, arabann
camndan dar yarm azla seslendi: "Dan? Lucy? Nettie?"
Ama sesi, harabeye dnen evin parampara tulalarna kadar
bile ulaamamt.
Hemen arkasndan korkun bir kkreme duydu, uzaklarda bir
kyy dalgalar dvyordu

86

sanki.
"Alo?" diye bir ses geldi cep telefonundan. "Oxford Polis
Merkezi. Nasl yardmc olabili- i m ? "
Nigel cevap vermedi. Tekrar ge ykselerek Samanyolu'na
doru gzden kaybolmakta olan o kocaman, inanlmaz eyi
seyretmekle meguld.
"Alo? Buras Oxford Polis Merkezi," diye diretti cep telefonu.
"Kimsiniz?"
Nigel, parampara olmu Viktoriyen papaz evine ve daha
birka dakika nce arkadalarnn durmakta olduu araba
yoluna bakyordu. Sonra cep telefonunu kapatt. "Byle bir
ey olmad," dedi kendi kendine. "Byle bir ey olmad."
Omuzlarnn gevemesine baknca biraz olsun rahatladn
dnebilirdiniz, ama byle bir dnceyi tamamen fantezi
diye reddederdiniz elbette.
Neyse, aslnda tam da o anda Nigel, rahatlamak ne kelime,
yay gibi gerilmiti. Hatta yerinden zplarken neredeyse
Armani pantalo-nundan dar frlayacakt; nitekim kafasn
arabann tavanna vurdu.
Arka koltukta ak sakall bir ihtiyar sessiz sedasz
oturmaktayd; gzlerinde yalar vard ve kalarndan biri
dt decek gibi duruyordu.

59
DOKUZ

Gemi havaland anda Dan, sanki midesi ie gyormu gibi


hissetmeye balad. Vcuduna etki eden inanlmaz ktleekim
kuvvetinin sonucundan baka bir ey deildi elbette bu. Ama
geminin havalandndan tamamen habersiz olan Dan, sadece
ok heyecanlandn zannetti. Midenin ie gmesinden
hemen sonra beyninden kan ekildi ve anlk bir ba
dnmesine yol at bu, hemen arkasndan da her yer kararverdi.
Dan o srada baylm olmasayd, Lucy ile Nettie'de de
tamamen ayn etkilerin grldn fark edecekti. Ama
hibiri neler olduunu

88

anlayabilmi deildi.
"Telalanacak hibir ey yok saygdeer hanm, bey ve ey."
Hitap ettii son kii, artk yar baygn durumda olan Nettie'ydi
anlalan. "Kusursuz bir rutin kalk. Biz makineler gemiyi
gtrrken, siz canl varlklar da gzelce dinlenin." Sonra
Hostbot'un kendisi de devre d kald ve minicik bir tmsek
oluturarak uyku durumuna geti. Bu arada gemi, yapm
artnamesinde belirtilenin ok tesinde bir hz kazanm,
Galaksileraras Uzay-Zaman Srekliliimin bilinmez bir
noktasna doru ilerliyordu.
Gemideki robotlarn bilinci, insanlarnkin-den nce alm
olmal. Nettie kendine geldiinde, aa yukar Haringay'deki
dairesinin byklnde minik bir kamarann iinde bir
yataa, giysileri karldktan sonra yatrlm olduunu grd.
Burann bykl dnda hibir eyi tandk gelmemiti ona.
araflar ipek hissi veren, ama ok daha kaln ve ar bir
kumatand. inde di fras bulunan kupann stnde Msrl
yal bir opera arkcsnn resmi vard ya da Nettie'ye yle
gelmiti. Bir zamanlar stnde Msrl yal bir opera
arkcsnn resmi olan bir kartpostal almt ve ekmecesinde
saklyordu. Di fras ise daha bir tuhaft, nk ban emi,
tpk gvdesini temizleyen

89

bir ku gibi kendi sapn fralyordu.


Yatan karsndaki televizyonda kar frtk nasndan baka
program yoktu anlalan. Nettie uzaktan kumanday alp
televizyona dorulttu ve dmelere basmaya balad. Yerden
bir iki dolab bitti; sprgelikten telala frlayan bir Tozbot,
grnmez toz zerrelerini toplayarak crtlak bir sesle konutu:
"Temiz bir ortama nem verdiiniz iin teekkrler!" ve yine
telal admlarla gzden kayboldu; kap ald; klar yanp
snd; ama yine de televizyon, kar frtnasndan baka
program gstermeyi kararllkla reddediyordu.
"Aa! Selam! Bakyorum Kiisel Elektronik eycikler
Kumandas'n bulmusunuz, ltfen onu daima yannzda
bulundurun zira Yldzge-misi Titanic'le onun sayesinde
iletiim kuracaksnz. Gemiye hogeldiniz." Nettie, bunlarn
kendisine sylendiinden kesinlikle emindi, hem de dolabn
bir kesinde duran lamba tarafndan. Farknda olmadan
yatak rtsn ekerek gslerini kapatt.
"Vay, vayy! O bebekleri kendinize saklyorsunuz diye sizi
sulayamam!"
"Arkan dn de giyineyim!" dedi Nettie. Lamba itaatkr bir
edayla arkasn dnd. Ama arkadan da ayn grnyordu.
Nettie, "Ltfen dar kar msn?" dedi.
"Hey! ook iyi yaa! Zaten bu dolapta durmaklan gna gelmiti
artk!" Lamba zarif tavrlarla kapya yrd. "Ha, sahi," dedi
neeyle. "Ben Odabot'unuzum. Bir isteiniz olursa haber verin.
Darda bekliyor olacam. Ohhh! Hava deiimi
harikulade olacak!" Sonra kapy ekti.
Nettie giysilerini stne geirip bir yandan da televizyonun
kumandas sand aleti incelerken, "Eminim o robot byle
davransn diye yaplmamtr," dedi kendi kendine. Aletin stnde
ok eitli dmeler vard. Bir tanesinde Odabot ikonu
duruyordu; ona basnca kap tekrar ald ve Odabot ban
ieri uzatt.
"Vayy be! Gbeinizi akta brakan bu tirtle bir harika
olmusunuz!" diye haykrd.
"Kiisel yorumlarda bulunmaktan kanrsan sevinirim!" dedi
Nettie ters ters.
"Hey! Hemen bozulmayn ama yaa!" Odabot sahiden krlm
grnyordu. "Sizin iin ne yapabilirim?"
"lk olarak arkadalarm bulmak istiyorum. kincisi, bu
gemiden nasl ineceimizi rensek iyi olur bence."
"Hey yavrum be!" Odabot parmaklarn k-latmt, yani
tngrdatmt. "Yani bu gemide byle baka yavrular da m
var?"
"Bir androide hi yakmayacak kadar terbiyesizce
davranmaktasn!" Nettie, robotlarla nasl konuulacan
bilirdi. "Ltfen kiisel yorumlarn kendine sakla, aksi halde
seni

ikyet etmek zorunda kalacam. Bunun ne demek olduunu


biliyorsundur herhalde."
Odabot hayretten donakalmt. "Dur bi dak-ka, yav! Ben
gerek bir 'kiilik aktarml' robotum. Karakterim byle!"
"Ama benim houma gitmedi. Madem bana hizmet etmek
iin buradasn, davranlarn derhal deitir."
Robotun surat bir kar olmutu. "Tamam, tamam! Ltfen
susun artk."
"Arkadalarmn nerede olduunu biliyor musun?"
"Yandaki odalarda olabilirler mi?" diye sordu Odabot.
Nettie bir dakika iinde kamarasndan kt. Kvrla kvrla
gzden kaybolan darack koridordaki btn odalarn
kapsnda yaz vard.
"Ne yazyor burada?" diye sordu. Robot cevap olarak bir
gzlk karp uzatt Nettie'ye. Nettie bir an tereddt ettiyse
de gzl aip takt.
"eviri gzl," diye aklad kskn Odabot.
Nettie her kapnn stnde bir isim yazdn grebiliyordu
artk: "Smbl," "Yasemin," "Hezaren" vs.
"Pek basmakalp," diye sylenen Nettie,
"Karnabahar" tklatt. eitli nebat zerinde bir dzine kadar
benzer giriimde bulunduktan sonra, ellerini arkasnda
kavuturmu sessizce peinden yrmekte olan Odabot'a
dnd. "Bana bak, arkadalarmn nerede olduunu biliyor
musun, bilmiyor musun?"
"Bilmiyorum," dedi robot.
"Onlar nasl bulabileceimi biliyor musun, bilmiyor musun?"
Nettie, kelimeleri zenle seiyordu.
Odabot biraz dndkten sonra, "Biliyorum," dedi.
"yleyse syle," dedi Nettie.
"Misafir listesinden," diye bildirdi robot.
"Peki o nerede bulunur?"
"Giri Gvertesi'ndeki Giri Lobisi'nde, Re-sepbot'ta," diye
cevaplad robot.
"Odamdan telefonla arayabilir miyim?"
"Hayr, Sper Galaktik Seyahat Snf Sitlerimden olmaz."
"0 halde Giri Lobisi'nin yolunu gster bana," dedi Nettie.
"Ay!" diye bir cevap geldi Odabot'tan, "ne yazk ki bu
gverteden ayrlamam, ama asansrlerin oraya giderseniz
Asanbot her trl dikey seyahat isteinizi karlayacaktr ve
sonra da bir Hostbot sizi Giri Lobisi'ne gtrr."

92
63

Nettie i ekti. Sper Galaktik Snf'nda seyahatin hi de yle


ahm ahm olmadn imdiden syleyebilirdi.
Lucy kapnn gmbr gmbr vurulmasyla kendine geldi.
Dorulup oturarak etrafna baktnda yabanc bir yerde
olduunu anlad. Kck, bask bir odayd buras ve bir
kesinde son derece sakil bir lamba vard. Televizyon doru
drst almyordu, renkleri de soluk bir pembeden ibaretti.
Yer demesinin altndan aralksz bir gcrt geldii
yetmiyormu gibi, bir de artk kapdan geldiini kavramaya
balad feci gmbrt vard.
"Lucy!" Lucy, gmbrtye bir de insan sesinin elik ettiinin
yeni farkna varmt. "A kapy!" Dan'di bu.
"Nasl?"
"Orada uzaktan kumanda gibi kk bir ey olmas lazm onu
kullan," diye bard Dan.
Lucy, bir-iki beceriksizlikten sonra kapy amay baard ve
Dan karsndayd ite, kasvetli bir koridorda dikilmi, hep
yapt gibi parmaklarn salarnn arasndan geirip duruyordu.
"krler olsun, bir eyin yok!" O iki kula-lk glmsemesi
belirmiti yznde, Lucy de sanki bouluyormu gibi kendini
Dan'in kollarna att.

94
"Neler oldu?" diyerek alyordu.
"reneceiz." Neyse ki gerek hissiyatna yre ok daha
kendinden emin kyordu Dan'in sesi.
"O uzaygemisindeyiz, deil mi?" Lucy sesinin bu kadar aresiz
kmam olmasn dilerdi, ne de olsa artk Dan yanndayd,
aslnda her eyin dzeleceine inanyordu.
"Haydi Nettie'yi bulup bu eyden mmkn olduu kadar
abuk kalm," dedi Dan. "Anladm kadaryla teki yolcular
bulmak iin ta Giri Lobisi'ne gitmemiz gerekiyor. Bu kadar
gelimi bir alette odalar arasnda telefon balants olmasn
bekliyor halbuki insan!"
Sper Galaktik Seyahat Snf'nn asansr giriinde Ana Kuyu
manzaras yoktu. Ama asansre bindikten sonra Kuyu'nun ne
kadar derin olduunu aniden fark edip dehete dyordunuz.
Lucy'nin de Dan'in de nutku tutulmutu.
"ff!" dedi Asanbot. "ayet hanmefendi, beyefendi ya da ey
ltfedip dikey seyahat arzularna dair bilgi verirlerse, ben de
vazifemi yerine getirme imknna kavuurum."
"Giri Lobisi'ne, ltfen," dedi Dan.
"Yani yukar kmam m istiyorsunuz benden?"
"yle mi istiyorum?" diye sordu Dan.

95

"Giri Lobisi, Giri Gvertesi'ndedir beyefendi," derken


Asanbot'un sesinde yle bir hava vard ki, insanlarn ou
ancak zel bir eb-lehlik seviyesinde bulunan yaratklarla byle
konumay hayal edebilirdi.
"O halde biz de oraya gideceiz."
"Yukar?"
"Zannedersem yle."
Asanbot, ta ruhunun derinlerinden gelen bir i ekile inledi
ve yle mrldand kendi kendine: "Ah bu zamane genleri!
Be para etmez hibiri, kimilerimizi tek kollu brakp kimilerimizin
yuvasn datan iki dnya savann cehennemini
yaamamlar ki."
Lucy, karlk vermeye hazrlandn hissederek bir tekme
savurdu Dan'e ve "Bizi Giri Lobisi'ne gtrn," dedi; lks
antikac dkknlarndan hal alrken bavurduu en iyi
"Parasyla deil mi ulan?" sesini kullanmt.
Asanbot dokunakl bir ekilde dudan bkt, elini
gsnden kan kola gtrd ve i geirerek yukar itti kolu.
Asansr hzlandnda iki insan evlad, Yldzgemisi'nin seyre
deer ihtiam karsnda yine sus pus oldular.
Lucy, Dan'in elini tuttu. Ryalarnda bu kadar byk ve
grkemli yerler grrd bazen, ama bunlarn ryalar lemine
ait olduunu da kesin biimde bilirdi. Oysa imdi tam
gbeine dmt ite, tam ryalarndan gibi bir yer

65

deydi. Dan'in akln bandan alan eski papaz evi, bunun


yannda yle basmakalpt ki.
Yan gzle Dan'e bakt. Onun ne dndn tahmin
edemezdi hi. imdi de tahmin edemiyordu.
Asansrden inip Byk Ana Kuyu'nun bandaki kemerli
avluya adm atar atmaz, yksek topuklu bir sarnn en
dipteki kapdan geerek gzden kaybolduunu grdler. Giri
Lobisi'ne vardklarnda Nettie'yi bir masa lamba-syla hararetli
hararetli konuur buldular.
"Buras Giri Lobisi, hanmefendi ve beyefendi." Bir Hostbot
yanlarnda bitivermiti bile ve karlarna gemi hayli
anlalmaz el kol hareketleri yapmaktayd. "Sper Galaktik
Seyahat yolcular olarak bu lobiden geme hakkna sahipsiniz,
ancak oturma gruplar ile banyolar kullanamayabilirsiniz.
Sper Galaktik Seyahat Snf olanaklarndan kendi gvertenizde
yararlanmanz gerekmektedir."
"Bak, biz seyahat falan yapmyoruz," dedi Dan. "Tek
istediimiz bu eyden nasl kacamz renmek."
Masa lambasyla bir trl anlaamad anlalan Nettie, tam

o anda fark etti onlar. "Hey! Buradasnz ha!" diye seslendi,


sonra da masa lambasna dnp yle dedi: "Bana bak ampul
kafa, sen o istek formlarn kendin dol97

dur - kopya olarak-sonra da ampul yuvana sok!" Ban


elleri arasna alan masa lambas, baka tarafa bakar gibi yapt.
Nettie yanlarna vardnda Hostbot, "Bu eyden kmak m?"
diye soruyordu.
"Evet ya!" diye cevaplad Dan. "kmak istiyoruz, hem de en
ksa yoldan."
"Aaa!" Nettie arm grnyordu. "yle biraz etrafa
bakmak istemez misiniz?"
Dan, bu olaand kadnn kendisini her seferinde daha ok
arttn fark ediyordu. "Biraz etrafa bakmak m?" diye
haykrd. "Hi korkmuyor musun?"
"Ee, evet biraz, ama ok heyecanl! Hem bu eyler tamamen
zararsz grnyor." Nettie, Hostbot'un enesini okad.
Hostbot ise burun kvrarak ceketinin yenindeki tozu silkeler
gibi yapt. Sprgelikten frlayan Tozbot hayali toz zerrelerini
toplad, crtlak bir ses kard ve tekrar sprgeliin iine girdi.
"Muhteem, deil mi?" diye kararsz bir hamlede bulundu
Lucy.
Ona katlan Nettie, "Harikalude!" dedi. Dan ise "Ama aklmz
bamza toplamak zorundayz," diye konutu. Hi kimseyi
yanltmayan "Burada patron benim" tonunda sylemiti
bunu. "k bulmamz gerekiyor. Bylece nerede
bulunduumuzu bilmi oluruz. Ondan

98

sonra da, eer gerekten istiyorsanz biraz keif yaparz


belki."
"Maalesef yapamayacaksnz, efendim." Hostbot yine burun
kvrd; Kensington'daki seyahat acentalarna bir servet
deyerek bilet almam olan herkesin kendisini sataki kepek
dibi istenmeyen bir ey hissetmesini salamak /ere
programlanm bir burun kvrmayd bu.
"Ne yapamayacakmz?" dedi Lucy.
"Maalesef gemiyi terk edemezsiniz," diye cevaplad Hostbot.
"imdi, eer sizin iin sakncas yoksa derhal kendi
gvertenize gitmenizi... "
"Dur bakalm!" Dan pis davranmaya karar vermiti artk. Ama
en kararl zamannda bile ancak bir paket yara bant kadar pis
olabilirdi 0. "Ne demekmi 'gemiyi terk edemezsiniz'?"
"Burada tutsak myz?" Nettie'nin sesi bir para gergin
kyordu.
"Hayr, hanmefendi ya da ey, elbette tutsak deilsiniz;
sadece imdilik gemiyi terk etmeniz fiziksel olarak mmkn
deil, zira Yl-dzgemisi u anda uu durumunda bulunmaktadr."
Hostbot biraz ksrd ve kemerli avlu le Byk Ana
Kuyu'yu iaret etti. "Size hep birlikte Sper Galaktik Seyahat
Snf Kafeteryasna gitmenizi neririm, orada sade ev
yemekleri ve geni bir antre bulacaksnz."
Uu durumunda olduklar haberi, insan

99

evlad zerinde gzle grlr bir etki yapmt. Orada bir


pencere olsa, hi kukusuz birden koup atlamaya
kalkacakt. Ama pencere olmadna gre, koup atlamaya
yarayacak btn o enerjinin bir ekilde kullanlmas
gerekiyordu. Nettie, stres atmak zere tasarlanm baz aerobik
hareketleri yaparak harcad enerjisini. Lucy ile Dan de
Nettie'ye bararak.
"Gryor musun yaptn? Aman Allahm! Uzaydayz! Hep
senin yznden!" Dan dorudan hakareti semiti.
"Ben biliyordum!" Lucy'nin tercihi ise sululuk duygusu
uyandrma ynnde kendini sulama yntemiydi. "Bu ku
beyinli oksijen sarnnn peine taklmamamz gerektiini
biliyordum!"
"Ltfen Giri Gvertesi'nde sesinizi ykseltmeyiniz. Etrafta
Birinci ya da kinci Mevki yolcular bulunabilir. Sper Galaktik
Seyahat Snf gvertelerinde istediiniz kadar barabilirsiniz"
ve yine eliyle aaya giden yolu gstermiti
Hostbot.
Nettie ellerini havaya kaldrd. "Hey! Hey! ocuklar! Sakin
olun!"
"Ne diye sakin olacakmz canm!?" Dan, Melodram Kipi'ne
gemiti. "Mstakbel yuvamz mahvettin! Bizi bu uzayllarn
gemisine bindirdin! Sonunda ayamz yerden kesildi ite!
Allah bilir ne zaman geri dneceiz dnya

100

ya!"
"Ltfen!" dedi Nettie. "Mstakbel yuvanz ben ykmadm... "
"Yo! Yoo! Biliyorum! zr dilerim! Birden kendimi kaybettim
ite!" Dan niye byle sylediini kendisi de bilmiyordu.
"Eer durumumuz gerekten b robotun syledii gibiyse, en
iyisi kendimizi toplayp bu durumdan nasl kurtulacamza
karar vermek olacak."
"Aaaayyyy! Aaaayyyayyyaayy! Aaaaaaaa-ayyyyy!" Lucy,
geminin muhteem dekoru karsnda kapld hayranl bir
yana brakp lk lk Kipi'ne dnmeye karar vermiti.
"Ltfen yalnzca Sper Galaktik Seyahat Snf gvertelerinde
lk atnz!" diye diretti Hostbot.
"NE?!" diye haykrd Dan. "NE?! NE YAPACAIZ BZ?!"
"Ben derim ki," dedi Nettie kesin bir sesle, "gidip Kaptan'
bulalm -bir kaptan vardr mutlaka-ve ona durumumuzu
anlatp bizi evimize gtrmesini isteyelim."
"Gzel! Aman ok gzel!" Dan, alayclkta kendini amt.
"GZEL! Kaptan' bulacaz ha! Ben niye akl edemedim
bunu? Ah, tabii ya! Ne parlak bir fikir!... Vallahi gerekten de
iyi bir fikir."

101

Ksa bir esten sonra Lucy devam etti: "Aaa-ayyy! Ayyyy!


Ayayayayyyy!"
"Kes sesini!" dedi Dan. lk defa byle konuuyordu Lucy'yle ve
Lucy de hayretten sesini kesiverdi.
Nettie, bu Sper Galaktik Seyahat gruhu haykrp dururken
etrafta baka yolcu olup olmadn anlamak iin endieyle
baknmakta olan Hostbot'a dnerek "Kaptan' nerede bulabiliriz?"
dedi.
"Kaptan, hanmefendi ya da ey, Kaptan K-k'nde
bulunabilir," diye ldrc souklukta bir mantkla cevap
verdi Hostbot.
"Peki Kaptan Kk'n nasl bulabiliriz?"
"Bulamazsnz," dedi robot kesin bir tavrla. "Kaptan Kk'ne
ancak Birinci Mevki yolcular ulaabilir."
Nettie, "Evet ama bir yerlerden geip fiziksel olarak kke
ulaabiliriz herhalde," diye akl yrtt.
"Ne yazk ki, hayr," diyen Hostbot, yine burun kvrd. "Bu
gemide seyahat alanlarna ilikin kstlamalara kesin biimde
uyulur."
"ff, brak bunlar yaa!" diye bard Dan. "Bu, acil bir
durum!"
Nettie "te oras!" dedi. eviri gzln takmt ve lobinin
br ucundaki bir kapya akl levhay okuyabiliyordu artk:
BURADAN

102
103

SONRASI BRNC MEVK YOLCULARINA MAHSUSTUR.


Nettie nereden gideceklerini bildiini syleyince, "ook iyi!"
diye bard Dan.
"Aaaayyy!" dedi Lucy. "Affedersiniz, lk tmak
istememitim. u robot ok hzl hareket ediyor da!" Hakk
vard: Dan ve Nettie ve de lucy Birinci Mevki Girii'ne doru
hamle ettikleri anda Hostbot yetiip kap ile nn arasna
girmiti.
"zgnm saygdeer hanm, bey ve ey..."
"Bana ey deyip durmasana," dedi Nettie.
"Sper Galaktik Seyahat Snf yolcular buradan teye
geemezler. imdi, ltfen kendi gvertelerinize dner... "
"ekil lan yolumuzdan, Ddk," diyen Dan, robotu itip
geiverdi.
"Beyefendi kapnn kilitli olduunu greceklerdir," diye burun
kvrd Hostbot, "ve de kendi blgenize dnmemekte srar
edecek olursa-n z geminin gvenlik grevlilerini armak /
jrunda kalacam. Yanlarnda hrn tavanlar .lacaktr."
Dan ile Lucy oktan Birinci Mevki kapsn itme ve ekme
hareketlerine balamlard, ama faydas olmad akt.
"Bunun baka bir yolu vardr mutlaka," dedi NtHie. Ses
tonunda bir ey, Dan ile Lucy'yi
sknete ve mantkl dnmeye sevk etmiti.
"Tamamdr!" dedi Dan. "Bana brakn siz. Ne de olsa Seyahat
benim iim, yahut da isimdi. Burada karlatmz, btn
dnyada seyahate kanlarn en yaygn yaad sorundur.
Mev-kimizi cret demeden nasl ykseltebiliriz?"
Hostbot susuyordu.
"Ha!" Bu tepkiyi annda tanmt Dan. Bu tr dilsizlik,
kurumsal bir kstahlk tarzyd. "Mevkimizi cret demeden
nasl ykseltebileceimizi derhal sylemezsen, seni Seyahat
Acentalar Birliime ikyet ederim." Blf yapyordu tabii,
ama daha nce birok kez ie yaramt.
"Ben bu konuda size yardmc olamam, efendim." Robotun
sesindeki kmseme artk o kadar elle tutulur biimde
hissediliyordu ki, her yan nasr tutmu gibi oluyordu insann.
"Resepbot'a mracaat etmeniz gerekiyor." Bu szlerle
birlikte, daha nce Nettie'nin konumakta olduu masa
lambasn iaret etti.
"Hh!" diye dudak bkt Nettie. "Yerekimin-de asksz gece
elbisesi ne ie yararsa, o ma kine de o kadar ie yarar!"
Oysa Dan, Resepbot'un yanna umutu bile ve imdi de
kendini kahramanlk derecesinde alaltmaya hazrlanyordu.
"Baksana," diye balad sze, "yanl mevkiden yer verilmi
bize. Bu, aktris Gloria Stan

104
105

ley'dir -tanyorsundur herhalde." Dan'in parmayla


gstermekte olduu Nettie, ii oktan kapm, tam bir vazife
bilinciyle Resepbot'a buulu baklar atmaya balamt. "Ben
kendisinin menajeriyim, bu gen hanm ise avukatdr." Lucy
de i kadnlarna zg ince izgili tayyryle bu rol iin
biilmi kaftand dorusu. "Bize Birinci Mevki'den bilet
kesilmi olmas gerekirdi, ancak seyahat acentamz rezervasyonun
iine etmi. Hemen mevkimizi deitirir misin?"
Resepbot fanusunu ya da kafasn kaldrarak iki ampuln
Dan'in suratna dikti. Kpr kpr-d, ama yerinden de
kprdamyordu.
"Hangi seyahat acentasyd acaba?" diye sordu Resepbot.
"Top 1 0 Seyahat." Dan rolne iyice snmt artk.
Resepbot birka kez yanp snd, veri tabannn bir yerlerine
atlm bir dosyay arar gibiydi. Sonra bir cins "bing!" sesi
kard ve parmaklaryla masada trampet almaya balad.
"Galaksi'de byle bir acenta bulunduuna dair kayt yok
bende."
"Byle bir acenta bulunduu konusunda sana gvence
verebilirim," dedi Dan; bir yandan da dnyordu. "Yani
aslnda bu sabaha kadar bulunuyordu."
"Bakn, derhal Birinci Mevki'ye gememiz
gerekiyor." Lucy ie el koymaya karar vermiti.
"Evet, hanmefendi," kstah bir nezakete brnd Resepbot.
"Peki mevkiniz ykseltildiinde aradaki fark kime fatura
edeceiz?"
"Mayem, Bader ve Lizt'e," dedi Lucy. alt hukuk
brosunun adyd bu.
Resepbot, "Bizde byle bir firma adna kayt yok," dedi.
"Daha veri tabanna bile bakmadnz!" Lucy fkeyle
barmt.
Resepbot birka kez yanp snd ve bir "bing!" sesi daha kt.
Sonra ne uzand: "Ancak fark pein derseniz mevkinizi
ykseltebilirim."
"Ne kadar?" Dan kaygan zemin zerinde bulunduklarn
hissediyordu.
"Yetmi milyon pistre ya da iki pned. Nakit kabul edilmez,
ancak Galaktik Gold Kredi Kart ile deyebilirsiniz."
"Galiba sen Gloria Stanley'nin kim olduunu bilmiyorsun... "
Dan, taktik deitirmeye karar vermiti.
Olduka ani ve artc bir ekilde, " 'Gloria Stanley'nin kim
olduu hi umurumda deil," deyiverdi Resepbot.
"Ay, brak Allakna," dedi Nettie. Byle

106

eylerden nefret ederdi.


En uzlatrc avukat tonuyla araya giren Lucy, "Bakn," dedi,
"mevkimizi ykseltmeniz iin bir yol vardr mutlaka. Bizler
deerli mterileriz."
Bu kez Resepbot, masasndaki kk bir ekrana arabuk gz
att. "Sper Galaktik Seyahat Snf: cretsiz," diye oradan
okudu su-larcasna. "Size bedava bilet kesilmi?!"
"Elbette! Biz deerli mterileriz! nl mteriler!" Dan
gzkara dalmt ite. Ama Resepbot fanusunu iki yana
sallad. Duda olsa bkerdi de.
"Kusura bakmayn, yapabileceim hibir ey yok. Sper
Galaktik Seyahat Snf'ndan Birinci Mevki'ye geemezsiniz.
stelik bir de bedava bilet almsnz. kinci Mevki'de olsanz
bir ey yapabilirdim belki."
"Bak!" dedi Nettie masa lambasna. "Hangi mevkide seyahat
ettiimizin hi nemi yok... "
"Benim iin var!" dedi Dan.
"Benim iin de!" diye bard Lucy.
Nettie, "Tek istediimiz," diye devam etti, "Kaptan'la
grmek. Bizi ona gtrr msn?"
Resepbot'un cevab, "irket politikasna aykr," oldu. "Sper
Galaktik Seyahat Snf yolcular -zellikle de cretsiz bilet
kesilmi olanlar-st dzey grevlilerin yanna gire

107

mez."
Nettie br ikisine dnerek "Yarabbim!" diye sylendi. "Buna
dayanamyorum. Kaptan'a ulamann bir yolu olmal."
"kinci Mevki'ye nasl geebiliriz?" Lucy anlyordu ki, insanln
bildii o en byk kuvvet, Dan'i tam anlamyla penesine
almt artk: Bedel demeden ykselme arzusu. Hibir ey
durduramazd onu.
"Bunu sormakla bir ey kaybetmeyiz ki!" Szlanma ile gnl
okama arasnda bir yerlerdeydi Dan.
Resepbot hi istifini bozmadan tavana bakmaya balad.
"Ne gzel bir fanusunuz var." Lucy, baka bir yaklam
denemeye karar vermiti.
"irket renkleri ite," dedi Resepbot.
"Ama size yakm," diye devam etti Lucy.
Dan gzlerini devirdi.
"Bak!" Tekrar konumaya hkim olmaya alyordu ki,
Resepbot szn kesti.
"Odalarnzda cretsiz mevki deitirme kuponlar bulunuyor.
imdi ltfen, yapacak daha mhim ilerim var benim."

108
ON

"Kuponlar ha?" Ana Kuyu'nun bandaki kemerli avludan hzla


geri dnerlerken byle ho-murdanyordu Dan.
Asanbot daha keyifli bir saatindeydi -ama ancak birazck
daha. "Aa?" diye sordu. Ypres siperlerinin dnda byle
barmt bana Tebeir Beyaz. Azndan kan son sz buydu.
Sonra robot bomba ald gtrd onu. Benim kolumla
bacam da gtren o bombayd. 'Yat... Aa!' O gn
bugndr hep kulamdadr sesi..."
Asansr Sper Galaktik Seyahat Snf g

vertesine ulaana kadar , Caen pansuman ssndeki tbbi


imknlarn ilkelliini tm ayrntsyla renmi, derin yaradan
kangrenli dokuyu temizleme iinin teknik ayrntlarna vkf
olmu ve Kbrs'taki Mttefik levazm snfnn uygulad
tekniklerin hemen hemen eksiksiz bir dkmn almlard.
Yeryz gezegeni hakknda hibir ey bilmeyen bir uygarla
ait bir robot iin son derece etkileyiciydi bu.
Sper Galaktik Seyahat Snf koridorunda son srat
koarlarken Dan, "Allahm, bu asansr ok sk kullanmamz
gerekmez inallah," diye syleniyordu.
"uhaiei... Yldziei... Kasmpat... " Nettie, eviri
gzln takm isimleri okuyordu.
"Odalarmzn adlarn bile bilmiyoruz daha," diye szland
Lucy.
Nettie'den, "Aa! 'Karnabahar,'" diye bir lk ykseldi. "Bu
benim kamaram!"
KE'ini (Kiisel Elektronik eycik) kullanarak ieri girdi ve
Sper Galaktik Seyahat Der-gisi'nin son sayfasnda, tam
Gmrksz Alveri zerine bir makalenin arkasnda kuponu
buldu.
"Bakn!" dedi dier ikisine dnerek. "Siz kendi kamaralarnz
bulmaya alrken ben de gidip mevkimi ykselteyim. Bir ey
geldi

110
111

aklma." Koar adm Giri Lobisi'nin yolunu tuttu. Asanbot'un


ordudan ald emekli ayl-yla ne kadar zor bir hayat
srmekte olduuna -stelik maluliyet fark da vermiyorlarddair
hikyatna kulak asmamaya alt ve Re-sepbot, biletine
kinci Mevki damgasn kerhen vururken, uzanp sordu:
"Makine Dairesi k tarafnda oluyor herhalde, deil mi?"
"kinci Mevki Byk Eksen Kanal'nn sonunda, oradan geme
hakkna sahipsiniz artk. Buyrun bu da Bar'da bir kadeh
bedava Mehtap Esriklii imenizi salayacak kupon." Nettie'ye
bir bilet daha uzatan Resepbot, hemen ardndan kendi
alterini indirdi.
Nettie kinci Mevki Blgesi'nde ilerleyebildii kadar ilerledi.
Yksek topuklu ayakkablar kemerli avluda yanklar
yapyordu.
Bu arada Lucy ile Dan de Sper Galaktik Seyahat Snf'nn
koridorlarnda perian bir halde dolap duruyor, kiisel
elektronik eycik-lerini her bulduklar kapya sokuyor, ama ne
yaparlarsa yapsnlar sonu alamyorlard.
"Neydi Nettie'nin plan?" Dan, bu umutsuz abay
kafalarndan biraz uzaklatrmaya karar vermiti.'
"Makine Dairesi'yle ilgili bir eyler sylyordu," diye
homurdand Lucy.
"Belki makinelerden anlyordur, ha?" dedi Dan.
"Nettie mi?! Haa, tabii ya! Hey! Bir tk oldu! Yemin ederim!"
Lucy kaplardan birini denedi, ama kap onlara almamaya
kararlyd.
"Aslnda Nigel'n yavrularndan biri olarak epey zeki bu
Nettie." Dan kendi kendine kafasn sallamt.
"Yaa, onun kafasyla ilgilendiini fark edememiim," diye
cevap verdi Lucy.
"Bu da ne demek oluyor imdi?" Dan armt.
Bir an iin kaplardan biri teslim olur gibi grnnce,
"Alyor!" diye haykrd Lucy. "Off! Hayr, almyor... "
"yi bir kz," dedi Dan.
"Artk farkna varsan iyi olacak. Akam yemeinden beri kesip
duruyorsun kz... Allahm! Ne zamand o yemek? Sanki bir
mr gemi gibi!"
"Onu kesmiyordum ben." Dan'in "incinmi masumiyet" puan
baz gnler inanlmayacak kadar yksek olurdu.
"Aman neyse." Lucy, yaad hsrann stne stne
gidiyordu imdi. "Madem Nettie o kadar zeki, nasl oluyor da
Nigel'n kendisine Barbie bebek gibi davranmasna izin
veriyor?"

112

"Buna izin mi veriyor?"


"Byle kadnlara illet oluyorum! Niye byle bir hakszl
kabulleniyor ki?"
"Yine de ok zeki olabilir," diye bir hamle yapt Dan, ama pek
umudu yoktu. Lucy'deki kesinliin gc ezici bir etki yapard
onda hep.
Lucy zehirli bir tonda konutu: "Beynin bykl ile
memelerin bykl arasnda hibir bant yoktur."
"te bu!" Dan KE'ini kaplardan birine dorultmutu ki,
gayet mucizevi ve ltufkr bir ekilde nlerinde alverdi
kap.
"eviri gzl!" Lucy hemen lambann yanna kotu ve
kenardaki bir rafa tklm Sper Galaktik Seyahat Dergisi'ni
buldu: Aerobik dersleriyle ilgili bir bror, Sper Galaktik
Seyahat Snf yolcularna sunulan otomatik amar ykama
olanaklar, yolcularn memnuniyet ve ikyetlerini
belirtmeleri iin 1 3 2 sayfalk bir form ve "Yangn kmas
Halinde Yaplacaklar" balkl kk bir bror daha.
Anlald kadaryla alnacak nlem, her zaman kesinlikle
sakin ve soukkanl olmakt. Kamaralarda kalmanz ve
mrettebattan kimseyle temas kurmaya almamanz tavsiye
ediliyordu. Ve bir kez daha, rahat olup yolculuun geri
kalanndan tat almaya bakmanz t-lenmekteydi.
"Hava soudu mu sence?" Kuponu dergiden

113

yrtarken sormutu bunu Lucy.


"Yine de," dedi Dan, "ben Nettie'yi kesmiyordum."
Nettie, kinci Mevki Blgesi'ne giden kapnn almasn
beklerken rperdi. Bir an iin tirtnn, gbek nahiyesini de
rtyor olmasn diledi. Ama sonra kap ald ve akln
tamamen karsnda duran manzaraya verdi. kinci Mevki
Byk Eksen Kanalmn ana iskelesinde bulmutu kendini. Bir
gkyz benzetimi altnda uzanp gidiyordu kanal. Geni
stunlar, zarif kvrmlarla ilerleyen bir duvar oluturmu,
kanal kylar, korlar stnde mangallarla dolmutu. Otomatik
gondollar kanal boyunca tembel tembel gidip geliyordu ve
robot gondol-cular en akrak bir ark tutturmutu -Yldzgemisi
Titanic'in ana ulam yolunu ahenk ve huzurla
dolduran bir arkyd bu:
"Kz ona akn verdi!
Salncan gklere gerdi!
Kondurdu bir pck, glmseyen yakkl dudana.
Goldolcu da
arklar okudu kzn kulana:
Alt pned bahi verdi kz gondolcuya!"

114
115

Nettie en yakndaki gondola binince ark kesildi. "Makine


Dairesi'ne," dedi Nettie.
"Si! Muzaffer Atletizm Antrenrnn Mesai Arkada!" dedi
gondolcu ve Byk Eksen Kana-l'ndan aa szlmeye
baladlar.
"Sylesene," dedi Nettie. "Yolcuyu alnca ark sylemeniz
gerekmiyor mu? Oysa siz tersini yapyorsunuz."
"Si! Sz Dobra Ortodontist Hanm!" diye cevaplad robot;
arac ileriye doru itmek iin g harcadka dzenli olarak
soluyordu. "Geminin ana zek sisteminde bir terslik olmal."
Nettie bunu bayla dorulayarak zihnine kaydetti.
Gondol, Byk Eksen Kanal'nn tam ortasndan dosdoru
gidiyordu. Gevek bir tempoda lerlemekteydi ve uzaygemisi
deyince -hele bir de uzayllarn uzaygemisi-aklna gelenden
bu kadar uzak bir atmosfer iinde Nettie, srtn minderlere
gzelce yaslayp dncelerini akna brakt.
inde bulunduu durumdan tr niye kendini daha rahatsz
hissetmediini merak ediyordu. Sanki iyi huylu bir varlk
alglyor gibiydi bu gemide. Tand bir ey ya da biri onlar
kollayp gzetecekti sanki. Nettie ban iki yana sallad. yle
ekillenmemi dncelerdi ki bunlar, bir anlam aramak
bounayd.
Peki ya Nigel ne olmutu? Niye onu daha
fazla zlemiyordu? aydr btn hayat onun etrafnda
dnyordu oysa. Nigel'n randevu defterini gncelletirmesini
ve bu deftere yazdklarna sadk kalmasn salamt Nettie.
Nigel'a her gn orap deitirmesi gerektiini retmi,
donlarn elleriyle ykamt. ok seviyor olmalyd Nigel'. Ama
yine de onun hayatndan ktn biliyordu ite. Robotlarla
dolu bir uzaygemisi tarafndan karldklar iin deil sadece...
Yukarda Allah vard! Yeryzne dneceklerinden emindi.
Kendilerine bir zarar gelmeyeceinden emindi. Ama Nigel
yeryznde onu bekliyor olmayacakt. Bir eyler kopmutu
aralarnda, ama yine de buna zlyor deildi Nettie.
Gondol iskeleye toslayp durdu. Gelmilerdi. Nettie iner
inmez,
"Gondolcu gelmiti dize
Kz pck gnderdi trmanp trapeze..."
... diye yeniden balad gondolcu.
Nettie, "Teekkrler!" dedi.
Gondolcu ise "te o anda eli kayd gen bayann..." diye
arkya devam etti.
eviri gzln ayarlayan Nettie, daha o anda bir tabela
grd: MRETTEBATA VE PERSONELE MAHSUSTUR. Tabelay
takip ederek

116

dald paslanmaz elik koridor, mavi mavi parlayan bir grup


kapyla son buluyordu.
Yaklatka hi motor grlts duyulmadn fark etti (tabii
eer uzaklardan gelen o yaprak hrts motorun sesi deilse),
yoksa uzaklarda bir kyy dalgalar m dvyordu? Nettie tm
vcudunun rperdiini hissetti, sonra mekte olduunu
anlad. Gemi ok souk olmaya balamt gerekten de. Hem
nefes almakta da zorlanmaya m balyordu, yoksa hayal
gcnn bir oyunu muydu bu?
Iltl mavi kaplarda John Lewis Kredi Kartm sallad Nettie
ve daha nce hi ama hi kullanmad amirane bir tonda
yle dedi: "Gmrk ve Vergi Dairesi'nden zel Arama Emri.
Derhal aln!"
f Hafif bir tereddt oldu. Parldayp duran mavi kaplar nce
bir aralanp tekrar kapand, sonra da itaatkr bir edayla
aldlar.
Makine Dairesi, bilimkurgu filmlerinde grdklerinize yle
benziyordu ki, Nettie buray vcunun ii gibi bildii hissine
kapld. Bir tek, 0 kaln pencerenin arkasndaki kara, kapkara
karanlk neydi yle? Orada hibir ey yok gibi grnyor, ama
yine de btn bu kablolar falan oraya balanyordu sanki.
Nettie dahili santrali bulmak iin etrafna baknd. ok basit
bir eydi dnd: Kaptan Kk'ne kp da Kaptan'la
bizzat konuamaz

117

larsa, Makine Dairesi'nden ona telefon edecekti. Kaptan


Kk ile Makinistler arasnda bir ekilde iletiim salanyordu
mutlaka.
Kede kk bir dolap vard. Nettie kapan atnda iki
dme kt karsna. Birinde yle yazyordu: BOMBA
MONTR; tekinde ise yle: ATELEME DMES. Tm
vcudunu ani bir souk dalgas sard, geminin u anki havasndan
bile daha. souktu bu. "Bomba m?" Gemide bomba
m vard?
Nettie, stnde BOMBA MONTR yazan dmeye bast.
Kibar bir ses duyuldu: "Mega mha irketi rnlerinden 8D-96
Tam Tehi-zatl Mega mha Aygtmn durumu hakknda bilgi
istediiniz iin teekkrler. 'ftihar Vesilesi Bomba' ad verilen
bu imha aygt, gerektiinde kullanlmak zere yldz gemisine
yerletirilmitir. Mega mha aygtnn u anda etkin durumda
olmadn bildirmekten kvan duyarm. Bombalarla
ilgilendiiniz iin teekkr ediyoruz."
"Neyse biraz rahatladm," diye mrldand Nettie. "Eveet,
dahili telefon nerede bakalm?"
Bundan sonra olanlar tamamen karanlkta kalmtr.
Nettie'nin kendisi de hi hatrlamyordu tabii. Zrhl
pencerenin yannda duran merdivene trmandn
hatrlayabildi. Gittike daha ok mekte olduunu ve nefes
almakta glk ektiini ve sonra bir kuvvetin onu etkisi
altna aldn da hatrlyordu...

118

merdivene trmanmaktayken onu yana doru eken bir


kuvvetti bu... yle bir kuvvet ki, bir Kara Delik ya da yle bir
ey tarafndan yutulmakta olduunu sanmt Nettie...
merdivenden aa yatay de geerek perspeks camn arkasndaki
eye doru ekildiini hissetti... Hatrlad bir
sonraki ey karanlkta girdaba tutulmu gibi dnerken lm
kalm mcadelesi vermekte olduuydu.

119
ON BR

Dan ile Lucy'nin ba dertteydi.


kisi de kuponlarn alp kinci Mevki'ye geebilmek iin
Resepbot'a yaltaklanm, sonu da almlard, fakat Birinci
Mevki'ye yksel mek iin daha incelikli bir mzakere gerekiyordu
ve bunun da son derece etin bir i olduunu
grmlerdi.
"Kredi Kartnz yok. Alt Milyon Mil Kulu-b'ne ye deilsiniz.
Seyahat Mdavimleri ara* snda kaydnz bile yok! Bu
tartma tamamen anlamsz. Bu yldzgemisinde kinci
Mevki'nin salad olanaklarn kendi ihtiyalarnz a

120

sndan yeterli olmann da tesine getiini greceksiniz."


Nasl olur da bir robot bile byle inanlmaz, byle dayanlmaz
derecede zppe olabilir? diye dnd Dan.
"Dan!" dedi Lucy. "Bouna nefes tketiyoruz. Hem bana hayal
gcmn bir oyunu mu bu yoksa nefes almak zorlamaya m
balyor?"
Dan havay koklad. Lucy'nin hakk vard. stelik gittike de
souk oluyordu. "Yarabbim!" diye sylendi.
"Hava ve scaklk normal seviyelerdedir," diye bildirdi bir
Hostbot.
"Palavra!" diyerek patlad Lucy. "Hava gittike souyor ve
nefes almak da zorlayor!"
Hostbot, "Sizi temin ederim, havalandrma ve scaklk, Sper
Galaktik Seyahat Snf'nn konfor ihtiyalarna gre
maksimum dzeylere getirilmitir," dedi.
"Yani," diye haykrd Dan, "farkh seyahat snflar iin farkl
dzeylerde havalandrma ve snma salandn m
sylemeye alyorsun bize?"
"Normalde hayr, efendim, yle deil," diye cevaplad
Hostbot. "Ancak, ayet gemide Birinci ya da kinci Mevki
yolcusu bulunmasayd, oksijen ve stma da tabiatyla Sper
Galaktik Seyahat Snf yolcularnn ihtiyalarna gre

121

daha dk tutulacakt."
"Aman Allahm!" diye bard Lucy. "Sizin gibi insan deeri
bilmez yaratklar grmedim hayatmda!"
"Memleketime dner dnmez doru Seyahat Acentalar
Birlii'ne gidiyorum!" Dan daha fazla vakit kaybetmek
istemiyordu! Artk -soua ramen-panikten ter dkmeye
balamt. "Nefes alacak kadar hava yok!"
"Sper Galaktik Seyahat gverteleri iin bol miktarda hava ve
s var, efendim, fakat ne yazk ki geminin tmne datlyor."
Bu srada Lucy tekrar Resepbot'a dnm masasna vurup
duruyordu.
"zgnm, hanmefendi," diyordu Resepbot da, "fakat
irketimizin politikas, ancak gemide Birinci ve kinci Mevki
yolcular bulunduu zamanlarda Birinci ve kinci Mevki havas
ile ss salamaktr."
"Ama biz kinci Mevki yolcularyz!"
"Gemide kinci Mevki yolcu bulunduuna dair kayt yok
bende."
"Ama daha demin mevkimizi ykselttin ya! Kupon
getirmitik!"
"kinci Mevki kuponlarn bu ayn sonuna kadar ileme
koyamayacaz maalesef. Mracaatnz iin teekkrler."
Resepbot aniden kendini devre d brakverdi.

1
11112
22222
2222

"Pekl... Pekl... " Dan, Kararllk Kipi'ne gei yapmaya


alyordu. "Birbirimizden ayrlmamamz ok nemli. Git
Nettie'yi bul, ben de bu karkl dzeltmeye alaym."
"yi de gidip Nettie'yi bulmam iin birbirimizden ayrlmamz
gerekiyor." Dan ne zaman Kararllk Kipi'ne gese, Lucy byle
mantkl mdahalelerde bulunurdu.
"Pekl! Ben gidip bulaym onu."
"Ayn ey! Hem Nettie iin niye bu kadar endieleniyorsun
ki?"
"Endielenmiyorum! Sadece hepimizin bir arada olmas
gerektiini dnyorum, belki birimizin yardma ihtiyac
olur."
"Hepimiz de havaszlktan boulacak ve donarak lecek
olduktan sonra ne gibi bir yardm salayabiliriz acaba
birbirimize?" Lucy, zellikle souk konusunda ok hararetli
olmaya balamt.
"Pekl! Gidip Nettie'yi bulma! Peki ne yapalm sence?"
Dan'in sesi yle aresiz, yle mitsiz kyordu ki... tuhaftr,
Lucy yine de bu halini Kararllk Kipi'ne tercih ederdi.
"Daha fazla oksijen salayabilir miyiz, gidip bakaym. Sen de
Birinci Mevki'ye geiimizi sala!"
I "Ama o zaman da 'birbirimizden ayrlma

123

mz' gerekecek!" diye isyan etti Dan.


"Birbirimizden ayrlmamamz gerekir diyen ben deildim ki.
Senin fikrindi bu," dedi Lucy. Sonra Dan'in boynuna sarlp
yanana kocaman bir pck kondurdu. Byle savunmasz
grndnde hi kyamazd Dan'e. "Neelen biraz, kinci
Mevki Yolcusu! Her ey dzejecek, greceksin!" Sonra da gitti
ve Dan, birdenbire acnacak kadar yalnz hissetti kendini.
yle yalnz ki... yalnzln elleriyle tutup kucaklayabilirmi
gibi geliyordu ona... ama yle geldii halde, iini bombo
hissetmesine sebep olan eyin Lucy'nin yokluu olmadn da
biliyordu. Baka bir ey vard.

I
IIII2
22224
4444

ON K

Btn hayatn Los Angeles'ta geirmi olduu halde kafas


alrd Lucy'nin. Aralksz karbon monokside ve sinema
sanayisinden insanlara maruz kalmasna ramen akll kzd.
Hukuk eitimi almt ve alt avukatlk brosunda takdir
topluyordu. Elence piyasasnn hukuki meseleleri zerinde
uzmanlamt, ama hl kafasn kullanmaktan zevk alyordu
ve ite imdi iyi bir frsat bulmutu.
"Oksijen aygtlarn nerede saklyorlar?" Ana Kuyu'nun
bandaki kemerli avludan geerken kendi kendine yksek
sesle sylemiti aslnda bunu. "Buldum!" Nereye bakmas
gerekti

125
ini birdenbire buluvermiti. Ey Allahm! Akll olmak ne
gzeldi be! Baz tandklar gibi koca memeli bir yavru olarak
dnyaya gelmedii iin talihine krederdi hep.
"Byk maazalarda," diye dnd, "asansrlerin yannda
maaza plan bulunur hep... Yani... " Ve ite oradayd plan!
Hem de asansrlerin yannda, buras maaza olmad halde.
Lucy kk bir dmeye bast ve zeminde koca bir alann
aydnlanmasyla Yldzgemisi Tita-nic'in plan kt ortaya.
stelik ikinci bir kumanda ile istenen yeri yaknlatrarak
bytmek mmknd. Macy's maazalarnda bile bulunamazd
bylesi!
Lcy eviri gzln takp okumaya balad: TIP MERKEZ.
te oksijeni burada bulabilirdi. Gemi plannda belirtildiine
gre kinci Mevki Yolcularmn kesinlikle memnun kalaca
zel imknlarn grntlenmesini beklemeden, Yldzgemisi
Tp Merkezi'ne koturdu.
Yldzgemisi Titanic Tp Merkezi, geminin ana gvdesinde,
Giri Katmn altnda drt yz metreye yaklaan bir alan igal
ediyordu. Ba dndrecek kadar yeni ve temiz olan bu
blmde yle deniyordu: "Merhaba, Yldzgemisi Titanic Tp
Merkezi'ne hogeldiniz. Hayatn nimetleri henz elinizdeyken
kymetini bilip tadn karmak iin ideal yerdesiniz, yani buras
sadece hastalar iin deil! Kart Bakm

126

Makinemize kredi kartnz soktuunuz andan itibaren hi ac


duymayacanz garanti ediyoruz!"
"Aman Yarabbi!" diye iinden geirdi Lucy. "Yeni bir metin
yazar tutsalar ya!" Zaman getike nefes almas biraz daha
zorlayordu ve dikkat ekecek kadar souktu hava. Lucy oksijen
tpne benzer bir ey bulmak iin etrafna baknd ve
anszn dondu kald. Bunun havann souk olmasyla hi ilgisi
yoktu.
Geminin dier kesimlerinin tersine Tp Merkezi bo deildi. ki
insan vard burada, bunlar insansa tabii! Yerde iki cisim
duruyor ve bir tanesi dosdoru Lucy'ye bakyordu. Lucy de
ona bakt. Ama onun insan olmadndan hi kukusu yoktu,
bir ekilde biliyordu ite. Yeterince insan grnyordu geri,
ama tuhaf bir "bakalk" vard stnde. Elle tutulur bir ey
deildi bu... belli belirsiz bir eydi... kafa kartrc bir ey...
Sonra Lucy fark etti ki, daha nce hi bu kadar gzel turuncu
gzler grmemiti...
Bir lk atarak kamak iin geri dnd, ama yaratk ayaa
kalkmt bile ve Tp Merke-zi'nin kaps da Lucy'nin
arkasndan kapanmt. Panik halindeki Lucy, kapy nasl
aacan bilemedi.
Gl bir kol boynundan kavrad onu ve btn vcudunu tir
tir titreten bir ses duyuldu: "Debelenme. Boynunu
krabilirim."

127

Lucy batan aa pelte gibi oluvermiti. Gerekten


baylmadn iddia edecekti ama, Gazeteci -ki kolunu Lucy'nin
boynuna dolayan da oydu zaten-sonradan onu en yakndaki
yataa tadn ve orada birka dakika kendini bilmeden
yattn anlatacakt.
Lucy kendine geldiinde, kanlar iindeki saldrgan bir cesedin
stne eilmi durumda grd. Onun manyak bir katil
olduunu ve kurbannn giysilerinde bir ey aradn derhal
anlad, giysilerin tuhafl da dikkatini ekmiti: Acayip
renkler, acayip bir kesim, acayip kumalar... te tam o
noktada, yataa balanm olduunu da derhal anlayacakt.
inde bulunduu durumun deheti aniden, bir maaza
vitrininden ieri dalan krk tonluk bir kamyon gibi arpt ona:
Lucy tuzla buz olmu, alarm almaya balamt: "Aaaaayyyaayyy!
Ayyyyyaayyyy! Ayyyyyyy!" diye lk la
baryordu.
Dnp ona bakan Gazeteci, sinirden dilerini gcrdatmaya
balad.
"Kes sesini!" diye terslendi.
Aman Yarabbi! Katil, onunla konumutu! Zavall bir
savunmasz kadnd o, yataa balanm bekliyordu, bu gz
dnm sadist, son kurbann soyma iini bitirdikten sonra
sra kendisine gelecek ve adam... ve ne... ve ne isterse
yapacakt! Yapacakt ya! Hem de ona! Lucy

128

VVebber'a, California niversitesi Hukuk Fa-kltsi'nin bir


mezununa!
"Aaaaaaaaayyy! Ayyyaaaayyyy! Aaaaaaaa-ayayayayyy!" Lucy
hayatnda hi bu kadar iyi, yahut bu kadar etkili barmamt.
Ne yazk ki lnn yapt etki Dan'in koa koa gelip onu
kurtarmas olmad; tersine, hi istemedii halde saldrgan
caninin dikkatini ekti.
Adam yanna gelip Lucy'nin gzlerinin iine bakt. Azndaki
gaddarca kvrm ve o gzelim turuncu gzlerdeki sadist
parlty grnce lklar Lucy'nin dudaklarnda bouldu kald.
Bir sonraki anda Lucy'nin grd, azn kapatmak zere ona
uzanan kanl bir eldi.
"Bak!" dedi Psikopat. "Bu gemide bir bomba var! Yerini
hemen bulamazsam patlayacak ve hepimiz havaya uacaz!
Onun iin u lklar KES, dnmemi engelliyor ve ldrtyor
beni!"
Aman Allahm! diye dnd Lucy, tpk filmlerdeki gibiydi,
hani kadn kahramanmz, tecavzc bir katil tarafndan
kskvrak yakalanmtr ve yine de tuhaf bir ekilde adamn
cazibesine kaplr. "Neler dnyorum ben?!" Lucy derhal
kendini toparlad. "Aaaaayyyayy! Aaaaayyy!" lk atmak,
gerekten de yegne makul seenek olarak grnyordu.
"Sylediimi duymadn m?" Tecavzc Katil, imdi yine
gzlerinin iine bakyordu. Lucy

129

korkudan barsaklarnn gevediini ve nefes almann


eskisinden de zor hale geldiini hissetti. "Bomba var. Onu
bulmam lazm."
Lucy susup bunu dnd bir mddet. Bomba, iyi haber
deildi dorusu.
Katil kurbannn yanna dnerek ceplerini kartrmaya devam
etti. Adamda da yle ok cep vard ki. Scraliontis hep ok
pahal giyinirdi ve giysilerinde herkesinkinden fazla cep olduunu
grebilirdiniz -ee, moda byleydi.
"Esirgeyen Balayan Spernovalar!" diye dnd Gazeteci.
"Hi bu kadar ok cep grmedim!"
"Ne yapyorsun yle?" Kendi sesindeki metanet Lucy'yi de
artmt.
"Bombann yerini gsteren bir ey bulabilir miyim, diye
bakyorum," dedi Gazeteci.
"Onda niye yle bir ey olsun ki?" diye sordu Lucy.
Gazeteci tersledi onu: "Soru sorup durmasa-na."
"Niye diye sormutum sadece."
"nk bombay koyan o."
"Aaa," dedi Lucy. "Teekkr ederim." Sonra yle dnd:
"Az sonra beni ldrecek olan birine ne demeye kibarlk
ediyorum ki? Belki nce tecavz eder! Belki de etmez." Belki
ha

fifletici sebepler vard. Belki Psikopat, psikopat deildi, ha?


Belki efkat dolu bir aile babasyd ve heyecan aryordu,
tehlikeli durumlarn stesinden gelmeyi beceren, ama yine de
gl ve sevgi dolu bir kadnn iradesine teslim oL-maya
hazr...
"Bu yzden mi ldrdn onu?" Bu soruyu sorarken artc
lde ocuka bulmutu kendini. "Bomba koydu diye mi?"
"Onu ben ldrmedim!"
Anszn Lucy, mstakbel katilini farkl bir gzle grmeye
balamt. nce, belki de adamn katil olmadn dnd.
kinci olarak onun da cannn yandn fark etti; cesedin
zerine eilirken ac eker gibi bir hali vard adamn. Belki
Lucy'yi de ldrecek veya ona tecavz edecek deildi.
"Haaaaa!" Gazetecinin lyla yerinden srad Lucy.
"Buldun mu?" diye sordu heyecanla.
"Kes sesini!" dedi Gazeteci. Elinde kk bir kt vard ve
imdi de onu ok saydaki cebinden birine sokuturuyordu
(geri Scraliontis kadar ok cebi yoktu).
"Hey! Hey! Beni burada brakamazsn!" Lucy, sefilce bir
dehetten ateli bir fkeye gemi-|ti, hem de ou insann
keyifli olmaktan keyifli olmaya geebilecei kadar ksa bir
srede.

131

"Kaybedecek zaman yok!" diye terslendi Gazeteci. "Her an


patlayabilir!" Ve kapya yneldi.
"BEN BURADA BR CESEDN YANINDA BALI BIRAKMA!" diye
haykrd Lucy. Ses tonunda bir ey -belki sadece sesin volmGazeteci'yi
durdurdu. Dnp Lucy'ye bakt, i kadnlarna
zg ince izgili tayyr iinde yataa balanm, siyah salar
yzne dalmt.
"Saym byle ie!" dedi adam. Bunu Ble-rontinceden
kelimesi kelimesine evirince yle oluyordu: "Pangalin'in
Kuzeyi," Bleron-tin'in bakenti olan Blerontis'in son derece
sevimsiz bir banliys yani, ama anlam itibaryla "Saym
byle ie!" demekti.
Gazeteci yatan yanna gidip Lucy'yi zd.
"Ayama dolama," dedi sonra.
"Benimle bu ekilde konuma!" diye patlad Lucy.
"Yaa! Byk yardmn dokunur dorusu bana! Hemen
anlalyor!" diyerek onu cevaplayan Gazeteci, koridordan
geerek Giri Kat'na kan merdivene yneldi.
Lucy "Dur!" diye bard arkasndan. "Bir oksijen tp
bulmam lazm!"
"Brak imdi bunu!"
"Ama nefes almak gleiyor!"

RS1

"Mini mini paracklar halinde uzayda uumaya baladmz


zaman daha da gleecek!" diye sert bir karlk geldi
Gazeteci'den.
Lucy artk onun yan sra koturmaktayd. Hostbot'un kinci
Mevki Blgesi'nin kapsn amasn beklerlerken, "Sen
uzaylsn, deil mi?" diye sordu.
"Hayr," dedi Gazeteci. "Uzayl olan sensin. Hl fark
etmediysen, bu bir Blerontin yldz-gemisi ."
"Anlalmtr," dedi Lucy. Dan onunla asla byle
konumamt. Kaplar alp da kinci Mevki Byk Eksen
Kanal olanca ihtiamyla gzler nne serilince, "Aman
Allahm!" diye bir lk att.
"Kz dverdi kafasnn stne arpt geerken gondolcunun
kellesine Sonra alt pned bahi tututurdu eline!"
... diye ark sylyordu gondolcular.
"Ohhh!" Gazeteci, en yakn gondola kendini atarken bir "oh"
ekti ve aya bolua geldi. Lucy tuttu onu, bir an yle
kaldlar.
"Cann yand m?" diye sordu Lucy.
"Hadi, hadi!" diye cevap verdi Gazeteci. "Bomba patlad
patlayacak, hl burada konu

33

uyoruz."
Lucy onun gondola binmesine yardm etti, o srada ark
kesildi.
"Makine Dairesi'ne ek," diye soluk solua konutu Gazeteci,
bir yandan da karnn tutuyordu.
"Si! Si! Preslenmi Dana Etinin Azot Sevmez Hrmetkarlar!"'
"Ve de abuk ol."
"Si! Si!"
Dier gondollarla ayn hzda Byk Ka-nal'dan ilerlediler.
Lucy, bir sre nce kendisine saldrm olan bu adama bakt:
Kollarn kendi gvdesine dolam, bir ileri bir geri sallanyordu.
"yor musun?" diye sordu Lucy. Kendisi kesinlikle
yordu. Ama cevap vermedi Gazeteci; dilerini gcrdatt
sadece ve birdenbire Lucy, adamn gerekten ok ac
ekmekte olduunu kavrad.
"Ne oldu sana?" diye sordu koluna dokunarak.
"0 orospu ocuu, yani Scraliontis, bir masa lambasn
mideme soktu," diye inledi sabk katil.
Lucy'den bir kahkaha geldi. "Masa lambas nasl sokulur
insann... "
1
11113
33334
4444

"Sivri ucundan," diye szn kesti Gazeteci.


"Acyor mu?" diye sordu Lucy. Gazeteci homurdand. Lucy
ona uzanp karnna kapatt ellerini ekti. Bir baka dnyaya
ait olan bu varln yabanc kokusuna hazrlksz yakalanmt;
kt bir koku deildi bu; tam tersine-ban dndrmt.
Gazeteci'den bir hrlt ykseldi: "Beni rahat brak!"
"Dur bir bakaym una." Lucy onu iterek mindere dayad
srtn ve phtlam kanlarn en youn olduu blgeden
giysiyi amaya alt. "Bunun nasl aldn bilmiyorum,"
dedi.
"Dnsel fermuar," dedi adam ve aniden giysi alverdi;
Lucy de kuma kenara itip Gazeteci'nin deilmi etini grme
imknna kavutu.
"Off! Berbat grnyor!" dedi. "Bak!" Aniden hzl bir hareket
yapmt. Gazeteci bir lk att ve Lucy, koca bir cam
parasn adamn karnndan ekip kard. Yaradan kan
fkrmaya balamt yine.
"Bu hi aklma gelmemiti!" diye soludu adam. "Teekkrler!"
Ve kk bir paket uzatt. "Al bunu!" dedi.
Lucy, kendince durumun gerektirdii kadar zarif olan bir
edayla paketi kabul ederken, "Ay!

135

Teekkr ederim!" dedi. "Nedir bu?"


"Yara bant," diye cevaplad Gazeteci. "Kan kaybndan
lmeden yaptr unu."
"Bir hanm, dedi ki gondolda yolcu varken ark sylememiz
gerekirmi, mteri beklerken deil." Belli ki biraz laflama
ihtiyac duyduu iin onlara almt gondolbot. "Galiba ciddi
bir hata var bu ite."
"Sen bizi Makine Dairesi'ne gtr!"
136
ON U
137

Makine Dairesi'ne vardklarnda, Lucy aslnda adnn Lucy


olduu konusunda Gazeteci'yi ikna etmeyi baarmt.
"Ama Blerontincede bu ne demek biliyor musun?" Gazeteci
acdan kvranmaya balamt -gleyim derken. Sonunda
kendine hkim Olmay baard, ama Lucy biraz gcenmiti
lorusu.
"Hayr," dedi souk souk. "Ne demek?" "Syleyemem," diye
cevaplad Gazeteci. "Bilmek istiyorum."

138

"Hayr hayr hayr hayr hayr syleyemem."


"Bu kadar komik olan nedir? Ltfen, sylemek zorundasn!"
"Belki daha samimi olursak sylerim, uy! ah! hah hah ha!
ok canm yanyor!"
"Peki senin adn ne?" diye sordu Lucy.
"Gazeteci," dedi Gazeteci.
Lucy, "Bu ad deil ki, mesleki tanm," diye itiraz etti.
Gazeteci omuz silkti. "Blerontin'de haberci-j ler kiisel ad
kullanamaz. Eski bir yasadan kaynaklanyor bu, kii kltn
nlemek iin karlm ya da yle bir ey ite."
"Ama sana ey diyemem ki, yani Gazeteci!"
"Bana 'ey' de o zaman," dedi Gazeteci ve j Makine
Dairesi'nin prltlar saan mavi kaplarn at.
eri bir gz atnca kedeki kk dolap hemen dikkatini
ekmiti. Gazeteci koar adm oraya gitti, dolabn kapan
at, iki dmeye bakt ve stnde ATELEME DMES
yazana hi tereddt etmeden bast.
Annda bir kapakk ald ve kocaman, sim siyah, elik bir
yumurta kt ortaya; stnde kanatlar vard ve bunlar,
dolabn tepesindeki aklktan dar kyordu. Ayn anda da
bir ses patlad odada: "8D-96 Tam Tehizatl Mega
mha Aygt'n etkinletirmi bulunuyorsunuz. 'ftihar Vesilesi
Bomba' ad verilen bu imha aygt, Dormilyon Mega mha
irketi tarafndan sizin iin zel olarak retilmitir. Patlama
epeyce byk olacaktr, o yzden ltfen yaklak yirmi iki bin
mil boyunca arkanza iyice yaslanarak oturunuz. Patlama iin
geri saym balamaktadr. Bin... dokuz yz doksan dokuz...
dokuz yz doksan sekiz... dokuz yz doksan yedi."
Lucy daha demin tank olduklarna inanam-yordu. eviri
gzlyle iki dmeye bir daha bakt. "stnde 'Ateleme
Dmesi' yazan dmeye hangi akla hizmet bastn sen?" diye
haykrd.
Gazeteci kendi kendini tekmeleyerek Makine Dairesi'nde
dolayordu.
"Dormilyon bombas olduunu bilmiyordum!"
"Ne fark eder? Bomba bombadr!" "Aklayamam!"
"Bilmem gerekiyor!" diye diretti Lucy. "Hayr, gerekmiyor!"
Gazeteci kesinlikle haklyd. Lucy'nin kendili de bu noktada
niye srar ettiini anlayam-yordu. Gazeteci'yi omuzlarndan
tuttuu gibi sarsmaya balad.
"Bana bak, geri zekl serseri! yle ahmaka
bir ey yaptn ki, nedenini renmek benim hakkm!"
"Pekl!" Gazeteci sakinlemi grnyordu. "nk
Dormilyoncada 'Ateleme Dmesi,' Blerontincedeki 'Kpei
Getir' szne ok benziyor. Sadece bir eviri hatas ite!" diye
inledi. "Ben de kpein burada ne ii var diye merak
ediyordum!"
"Aman ne gzel!" dedi Lucy. "Demek kendi ayamzla gidip
bok ukuruna atladk!"
"Dokuz yz doksan ... dokuz yz doksan iki... dokuz yz
doksan bir," diye devam ediyordu bomba.
"NE YAPACAIZ MD?!" diye avaz avaz bard Lucy.
"Sakin olacaz," dedi Gazeteci. "Ne gzel dedin be 'ey'!"
diye hrsla soludu Lucy. Hi de kt olmayan alayclk
kaynaklarn bir rpda zetlemiti ite. "Sendeki beynin,
Arnold Schwarzenegger'in pazlar kadar olduu anlalyor!
Oksijenimiz tkenmek zere. Scaklk desen, Plton
kutuplarnn k mevsimi normallerine doru hzla dmekte!
Kendi halinde duran bir bombay etkinletirdin v imdi de
hi utanp sklmadan sakin olmam sylyorsun bana!"
"Arnold Schwarzenegger kim?" diye sordu Gazeteci.
"Aaaaaaayyyyyyyayyayayy!" Lucy, bu koullar altnda
tutulacak en iyi yolun yle sk bir lk atmak olduuna
karar verdi. Birdenbire Gazeteci de lk atmaya balad. Lucy
baka-kald. "Kusura bakma," dedi adam. "Sen barrken
dnemiyorum da."
"Sen de kusura bakma." Lucy kendini aptal gibi hissetmiti.
Gazeteci glmsedi, sonra, ortada hibir neden yokken
yanandan pver-di kz. Gzel turuncu gzl bir uzayl
tarafndan plmek Lucy'yi yle artmt ki, orada yle
kalakald ve Gazeteci'ye kulak verdi:

* "Saat, her inimde bir tik-tak yapyor! Demek Eki sfra kadar
yaklak on alt edo vaktimiz var!"
"Bir inim ne kadar srer?" demek geldi Lucy'nin iinden ama
azn aamyordu. Tek : yapabildii o tuhaf ve gzel gzlere
bakarak konumann devamn dinlemek oldu:
"Hemen cankurtaran sandallarn bulmalyz!"
Dan, Giri Lobisi'ndeki masa lambasyla attr atr pazarlk
ediyordu hl. Top 1 0 Seya-mat'te geirdii yllardan sonra
ona ok tandk gelen bir tartmayd bu. Ama bir terslik
vard yine de. Meramn anlatmay bir trl baara-myordu.
Bu illet masa lambas ne yapp edip ste kyordu hep. Sonra
Dan, sorunun havadan

140

1
11114
44441
1111

kaynaklandn anlad, daha dorusu havaszlktan.


Bir.seyahat acentasnn temsilcisi olarak mevki deitirmeyi
baarmak iin ihtiya duyduu lde oksijen gitmiyordu
beynine.
Kalbi arpnt yapyor, nefesi kesiliyordu Dan'in. Hem zaten
dizlerinin stne ylmt ve ba da dnyordu.
"stediiniz Basn'a gidip bu hikyeyi pat-latmamsa, seve seve
yaparm bunu... " Oysa biliyordu ki byle bir iddiayla saldrya
getiniz mi, dava kaybedilmi demektir. Asla Birinci Mevki'ye
kamayacaklard, asla Kaptan'a kamayacaklard, hepsi de
oksijen yetersizliinden ve souktan lecekti. Aman ne gzel.
0 srada Ana Kuyu'nun bandaki kemerli avludan gelen ayak
sesleri duydu ve nefes nefese bir Lucy ile parlak turuncu gzl
acayip bir adam Giri Lobisi'ne daldlar. kisi birden Dan'in
yanna ylverdi ve orada ylece yatp nefesleri dzelsin diye
beklediler.
"Bu kim?" Dan, oksijen yetersizliinden lmek zere olan
birinden beklenmeyecek kadar kzgn grnyordu.
"Bomba!" diye soluk solua cevap verdi Gazeteci.
"Sen bir bomba msn?" dedi Dan.
"Hayr!" Lucy, durumu kendisinin aklamasnn daha iyi
olacana kanaat getirmiti. "ey, bu Dan. Dan, bu ey."

142
Dan birka kez gzlerini krptrd.
"Gemide bir bomba var! Patlamak zere!" azeteci ayaa
kalkmay baarmt. "Cankur-aran sandallarna ulamamz
lazm!"
"Ve Birinci Mevki'deler!" diye aklad Lucy. Haliyle."
"te bu kabul edilir gibi deil!" Dan bu yeni ilah byk bir
memnuniyetle alp Resepbot'a orulttu. "Seyahat Acentalar
Birlii'ne bunu ildirecek olursam, btn filonuzu sonsuza kaar
kara listeye alrlar!" Vay be! Bir para teh-it kokuyordu bu!
Biliyordu Dan; Top 1 0 Seya-at A'ye kar da binlerce defa
kullanlmt u tehdit.
Resepbot parmaklarn masaya vurarak ta-ana bakmaktayd.
"Duyuyor musun?" diye grledi Dan. "Bu oktan irketi bir
daha almamak zere ka-attrabilirim!"
"Buraya bak, Kelekbot!" Gazeteci, Resep-ot'u kuru sapndan
kavrayvermiti. "Bu bir r lyat memat meselesi! Gemide
bomba var ve r'am... " Saatine bakt. "On edo sonra patlaya;
ak! Pangalin!"
"Ne kadar srer bu?" diye sordu Dan, ama Gazeteci onu
dinlemiyordu. Kendini tamamen robotu sarsma iine vermiti.
Anszn bir atl ti, sonra bir patrt duyuldu ve bir an btn
i/lar karard.

143

"Hey!" diye bard hepsi birden ve klar tekrar yand. Geri


"Hey!" barts ile aydnlanmann yeniden balamas arasnda
bir ne-den-sonu ilikisi yoktu.
"zgnm. Galaktik Gold Kredi Kartmz yoksa, benim de
yapabileceim hibir ey yok," diye cevaplad robot, boulma
sesi benzeti-miyle konuuyordu.
"Pangalin!" dedi yine Gazeteci. "Ltfen aznz toplayn," diye
atrdad Resepbot.
"Senin kredi kartn yok mu, ey?" diye soran Lucy, yeni
arkadann, Blerontin'in mali durumu yerinde
ahsiyetlerinden biri olmayabilecei dncesi karsnda
dehete dmt.
"Galaktik Gold deil!" dedi ey. "Bu kim?" Dan yine Kzgnlk
Kipi'ne gemiti.
"yle bir ltuftan yararlanabilmek iin haftada yedi pnedden
fazla kazanman lazm!" Gazeteci, hl Resepbot'u bomaya
alyordu.
"Nefes almak gerekten ok gleti!" dedi Lucy ve tkanp
kald.
Resepsiyon masasnn kenarnda buz olumaya balamt.
Dan buzu gsterdi: "Siz buna Sper Galaktik Snf konforu mu
diyorsunuz?" Nefesi tkanmt.

144

"Derhal ellerinizi sapmdan ekin," diyerek tkand Resepbot.


"Yine ksa devre yaptracaksnz!"
"Bizi Birinci Mevki'ye aktar, DERHAL!" diye tkand Gazeteci.
"Yoksa fanusunu parampara ederim!"
Lucy yere ylnca Dan hemen yanna kotu. "Bu herifi
nereden buldun?" diye fsldad kulana.
"Nefesini... harcama... " diye soludu Lucy.
"mdat!" diye barmaya balad Resepbot. "Gvenlik!"
Gazeteci haykrd: "Pangalin'de r e mi?!"
te tam o anda olaanst bir ey oldu. Daha dorusu, ite
tam o anda olaanst bir ey, gcr gcr cilalanm demede
srnerek Re-sepbot'a trmand.
Canl bir ey olduu akt -geri sadece birazck canl-ve ok
yalyd, ama ok ok ok yal. Porsumu ve kararmt. Aa
daln andran parmaklaryla bu yaratk, bir Kiisel Elektronik
eycik tutuyordu. Bunu Resepbot'un burnuna doru sallad ve
khnemi bir sesle cyaklad: "Hepimizin... mevkiini ykselt!"
Resepbot annda dikkat kesilmi ve dikkat ekecek lde
zekilemiti.
"Elbette, hanmefendi! Sizi Yldzgemisi Ti

100

tanic'in Birinci Mevki tesislerinde arlamak ne byk eref.


Tesislerimizin Galaksi'de bir ei daha bulunmadn
greceksiniz! Nee dolu bir seyahat diliyorum, efendim!"
Birinci Mevki yolcular gemiye kaydedilirken, hava tslayarak
doldu ieri ve scaklk annda ykseldi. Birinci Mevki kaps
ardna kadar ald ve Dan ile Lucy, Gazeteci ile Khne Yaratk,
hep birlikte bambaka, hatta daha artc bir dnyaya adm
attlar.

146
ON DRT

"Nettie!" diye haykrd Dan. "Allahm! Net-tie'sin sen! Sana ne


oldu byle?" Oysa Dan'in, Nettie olarak doru tehis ettii
Khne Yaratk, cevap veremezdi. Birinci Mevki Blgesi'ne
adm attklar anda balon gibi snp l gibi serildi. Gbeini
akta brakan tirt, bzm iskeletinde byk beden bir
tulum gibi duruyordu. Clz bilekleriyle boynundaki taklarn
aptalca ve yanl seilmi bir hali vard. Net-tie'nin bu hale
decei dnyada -ya da dnya dnda-aklna gelir miydi
insann?
Nettie'ye olanlar yle olmutu:

147

Yldzgemisi Titanic, byk Leovinus dehasnn en yeni ve en


inanlmaz buluu sayesinde salyordu enerjisini. Kimse
bilmiyordu Leovi-nus'un bunu nasl yaptn, zaten kendisi de
sr olarak saklamaktayd, ama ne yapp edip muhtemel
Evren'in en byk enerji kaynan Yldzgemisi -gz gibi
sevdii bayapt-iin ele geirmiti: Tutsak bir Kara Delik'ti
bu.
Tabiatyla, Kara Delik kadar byk enerji ieren bir eyin ok
dikkatli kullanlmas ve inanlmaz gvenlik nlemleriyle sarlp
sarmalanmas gerekiyordu. Ne var ki gvenlik, gemi yapm
artnamesini ksmaya balarken ne Scraliontis'in ne de
Brobostigon'un aklna gelen bir eydi.
nanlmaz Dayankl Cam irketi'nin, Kara Delik gzlem
penceresiyle ilgili olarak almas gereken nlemler azaltlrken,
Brobostigon bile bunun ne derece akl kr olduunu sorgulamay
akl etmi ve Scraliontis yle bir aklama getirmiti:
"Makine Dairesi'nde kimse olmayacak ki."
"Ama Kara Delikleri bilirsin... "
Aslnda bilmezdi Scraliontis; muhasebeciydi o, mhendis
deildi ki. Neyse, Kara Delik Teknolojisi, dorudan
Leovinus'un beyninin rn olan yepyeni bir kavramd. "Sen
cam kalkan konusunda Leovinus'un en dk parametresini
kullan!" diye terslendi Scraliontis. "Daha fazlasn
karlayamayz."

148
149

Scraliontis'in maliyet drme giriimlerinin nelere mal


olduunu kefeden Nettie oldu. Kaptan Kk'n
arayabilecei bir telefon bulmak iin merdivenden karken
yapmt bu kefi. Kara Deliin gc, onu merdivenden alaa
ettii gibi, nanlmaz Dayankl Cam ir-keti'nin artnameye
uygun olmayan penceresinden yutuvermiti.
Kara Delie dtkten sonra Nettie -kendi vcudunun zaman
kavramna gre-yzlerce yl dnd durdu, mini mini daireler
izerek milyonlarca k yl boyunca seyahat etti. Allah-tan
Kiisel Elektronik eycii hl elindeydi de, kat ettii btn o
kilometreleri gayet vazifeinas bir ekilde dakika dakika kayda
geirdi.
Nasl kurtulduunu Nettie kendi de bilmiyordu. Oysa aslnda
Gazeteci, Resepbot'a ksa devre yaptrdnda kurtulmutu
Kara De-lik'ten. Mucize kabilinden hl sad Nettie, stelik
daha da byk bir mucize kabilinden akl o kadar yerindeydi
ki, milyonlarca k yl, yani hepsinin Birinci Mevki'ye bedava
gemesine yetecek kadar ok Uzay Mili yapm olduunu akl
edebiliyordu.
"Sekiz edodan az zaman kald!" diye feryat etti Gazeteci.
"Tabii eer bomba gittike daha hzl saymyorsa!"
"Nettie iin ne yapabilirim?" diye inledi Dan; khne yarat
ok dokunakl bir ekilde
kollarna almt.
"Brak onu! Cankurtaran sandallarn bulmamz lazm!" Ve
gitti Gazeteci, Birinci Mevki Byk Eksen Kanal boyunca
kouyordu, Lucy de hemen arkasndayd.
"Gelsene Dan!" diye ard onu Lucy.
"Onu byle brakamam!" diye cevap verdi Dan. Ama
Gazeteci'yle Lucy keyi dnerek gzden kaybolmulard bile.
Dan, khne Net-tie'yi kaldrmaya alt, ama o ne kadar kuruyup
bzm de olsa, kendisi Nettie'yi hibir yere
tayamayacak kadar bitkin dmt.
Etrafna baknd ve Birinci Mevki Byk Eksen Kanalmn
olaanst manzarasna ilk kez dikkat etti. "aaa" sznn
ezelden ebede bir anlam olacaksa eer, bu, oydu ite. Lks
demekti bu. Lplks demekti. Pahal demekti. stelik
gondolbotlarn syledii opera paralaryla unutulmaz bir
nitelik tayordu:
"p stne tebeirle ekti bir izgi Cambazlk ederken nn
grsn de Kayp dmesin diye gzeller gzeli... "
Dan hep nefret etmiti operadan. "Gel sessiz bir yere
gidelim," diye fsldad Nettie'ye ve sonunda onu kucaklayp
en yakn kapdan

150

karak gzden kayboldu.


Lucy ile Gazeteci de bu arada, Yldz naat A'nin (Birinci
Mevki'deki) cankurtaran sandallarnn tabelalarn yaparken
eli sk davranmadn kefetmilerdi. Nereye baksan koca
koca, ikna edici tabelalar grnyordu. stelik kl tabelayd
bunlar, hatta bazlarnda yanp yanp snen oklar vard.
Sonuta, bir dakikadan az zamanda Cankurtaran Sandallar
Toplanma Noktas'na vardlar.
"Yedi inim kald!" diye soluk solua konutu Gazeteci.
Daha bunu sylerken, ayn anda hem o hem de Lucy grdler
ki, Yldz naat A her ne kadar cankurtaran sandallarnn
yerini gsteren tabelalarda eli ak davranmsa da,
cankurtaran sandallar konusunda ekonomi yapma yoluna
gitmiti. Daha ak sylemek gerekirse, btn sandallarda
tamamen ve kesinlikle ekonomi yaplmt.
Sinirleri giderek gerilen Brobostigon'a yle demiti
Scraliontis: "Aman canm, gemide yolcu olmayacaksa
cankurtaran sandal koymann ne lemi var?"
"Orospu ocuklar!" diye grledi Gazeteci.
"Al benden de o kadar!" dedi Lucy.
"Boku yedik! Tam tamna alt edo, krk be

151

inim sonra minik paralar halinde kozmosta srkleniyor


olacaz!" Gazeteci dizlerinin stne ylverdi. Savama
gcn tamamen kaybetmiti. yle aresiz, yle mitsiz
grnyordu ki. Lucy hi kyamazd. Az sonra yok olacaklar
dncesi, alkanlk edinmi olduu her trl nlemi bir yana
braktrd ona. Olaan koullarda byk ihtimalle kabule bile
yanamayaca bir sonuca vard aniden.
"Aman Tanrm!" diye inledi. "Seni seviyorum!"
Ve daha Gazeteci ne olduunu anlayamadan, Lucy stne
ullanp dudaklarndan pmeye, parmaklaryla salarn
kartrmaya balad.
"Off! Uyy!" diye haykrd Gazeteci. "Yarama dikkat etsene!"
"zr dilerim! zr dilerim! dedi Lucy lk la. "Ama
sadece alt edomuz kald! Artk ne kadar sryorsa onlar! Hi
kimse iin byle eyler hissetmemitim... Seninle gz gze
geldiim anda... Ooov, Tanrm! Hi kimse bilmeyecek bunu!
Artk hibir eyin nemi yok! Haydi acele et! Bir eyler yap!"
Ve adamn giysileriyle boumaya balad. "karamyorum!"
"Syledim sana! Dnsel fermuar!" Giysileri birdenbire
alverdi ve bir sonraki anda Lucy, ince izgili tayyrn
karp bo cankurtaran iskelesine savurdu. Uzaylnn stne
abanrken parmaklan btn vcudunda gezini

152

yordu.
"Ayy, Allahm!" diye bard, nk vcudundaki btn kann,
srdeki son uskumruya en martlar gibi kasklarna
hcum ettiini hissediyordu. "Galiba o eylerden be tane
falan kald!"
"Edolardan!" Yaras acd iin barmamaya alyordu
Gazeteci. "Be edomuz kald! nanlmaz bir ey!" diye bard
sonra. "Biz Blerontin'de byle yapmayz!"
"Niye ki?" Hi umurunda deildi Lucy'nin.
"Yasalara aykrdr!" Gazetecimin az kulaklarna varmt.
"Sadece 'horuk pozisyonuma izin vardr! Hani ba aa durup
yapyorsun ya, yukardan!"
"f, kapa eneni!" Lucy pp duruyordu onu. "Sana
sylemeliyim! Sylemek zorundaym! Seni seviyorum! Seni
daima sevdim! Hayatmda eksik olan buydu ite! Aaah! Ah!"
"abuk!" diye bard Gazeteci. Bombann patlamasna
yalnzca altm inim kalmt.
"Evet! Evet!"
Sarlp ptler, plak tenlerinin altnda, cankurtaran
iskelesinin buz gibi metal zeminini unutmulard bile. "Hayat
yle ksa ki!" Lucy anszn Gazetecimin elini kaldrp saatine
bakt. Ama hibir ey anlamamt. "Ka gsteriyor?" diye
sordu.

153

"Otuz inim var!"


"0 kadarck m?" diye haykrd Lucy.
"Evet!" dedi Gazeteci de haykrarak. "Evet!"
Lucy de haykrd: "Seni seviyoruuuuum!"
"Oooooooo!" diye haykrd Gazeteci ve saat sfr vururken,
ikisi ayn anda tkendi...
Sonsuza dek srecek olan patlamann gelip ksa sreli
ilikilerine de noktay koymasn beklediler. Ama iki sevgilinin
aksine, patlama gelmedi.
"Ne oldu?" lk konuan Lucy'ydi.
"Bilmem?" dedi Gazeteci. "Bilmiyorum ki!"

154
ON BE
155

Tam o anda Nettie, Dan'in kendisini yerletirdii divanda


dorularak oturmay baarm ve barmaya balamt:
"Aman Yarabbim! Bombann patlamasna sadece be dakika
kal-m.,l"
Be dakika!" diye dnd Dan. "Ucuz romanlarda bu an,
tam da az sonra gerekleecek yok oluu bekleyen iftin
anszn ihtirasla sevimeye balad andr." Nettie'nin bu
kadar yalanm olmas ne yazkt.
"Gidip konumalsn onunla!" diye yalvard Nettie.
"Ne?" dedi Dan.
"Aklayamam! Bana inan, ltfen! Makine Da iresi'nde!
abuk!"
"Ne?" diye tekrarlad Dan aval aval.
"HEMEN MAKNE DARES'NE GT! BOMBAYLA KONU!"
Dan, her ne kadar aval avalln insann tep ki repertuarnda
yeri olsa da, imdi burada yeri ve zaman olmadna karar
verdi. Gzellik Salonu'ndan (anlalaca zere orada bulunuyorlard)
dar frlad gibi, btn Byk Eksen Kanal
boyunca kotu, bir yandan da kaar olmaz koroyu
duymamaya alyordu:
"Dolad kollarn boynuna Alverdi gondolcuyu koynuna, Sonra
da alt pned bahi brakt ona!"
Makine Dairesi'ne daldnda Dan'in grd ilk ey,
dolabndan dar frlam bir bomba irisiydi. Dostane bir ses
grlyordu odada:
"Elli sekiz... elli yedi... elli alt... elli be... elli drt... "
Ne diyeceini bilemiyordu Dan. Ne de olsa daha nce bir
bombayla konumamt hi; Bombalarn nelere ilgi
duyacana dair tek ipucu yoktu elinde.

"Selam," dedi.
"Elli ... elli iki... selam... elli bir... elli... " diye tatl tatl
cevaplad onu bomba.
"Acaba patlamaman mmkn m?" Dan, dorudan konuya
girmenin en iyisi olacan dnmt.
"Deil... krk sekiz... krk yedi... "
Dan yle hayal dnyas zengin bir adam deildi. Kendi de
biliyordu. Lucy de biliyordu. Ni-gel da bilirdi. Sadk, alkan,
vefakr, dikkatli biriydi. Herkesin ortanda bulunmasn isteyecei
btn o hayranlk uyandrc zelliklere lahipti. Ama ani
dgc patlamalar ona gre deildi. Yine de imdi bir tane
yaamaktayd. Bombalarn ilgi duyaca yegne ey
birdenbire geliverdi aklna.
"Bunu yapmay gerekten istiyor musun?" diye sordu. "Yani,
demek istiyorum ki, zarar kendine olmayacak m?"
"Krk alt... krk be... krk... Bak! Ben say saymay ve
patlamay bilen bir aygtm, o ka-ar. Felsefi tartmalara
girecek donanmm yok," diye cevap verdi bomba. "Sayarken
konuma ltfen benimle. Allah kahretsin! Bak arttn ite
beni! Grdn m yaptn? imdi geri sayma batan
balamak zorundaym. Bin... dokuz yz doksan dokuz... dokuz
yz doksan sekiz... "
"Ne biim yedi keriz!" diye dnd Dan.

157

Bomba sayarken saatine bakt. Bombayla tekrar konumas


gerekene kadar yaklak on alt dakikas vard. Dnp son
srat Nettie'ye kotu.
Koarken Nettie'nin, tpk kumarbazn bir deste kd
kartrmas gibi akln nasl da kartrdn dnyordu.
Yarabbim! Ne kadar zekiydi bu kz! Nasl olmu da bombann
zayf noktasn bu kadar abuk renebilmiti? Nettie'nin
zeksnn kvrakl, Dan'in kendini ok sradan ve s
hissetmesine yol at.
Ama sonra onun ne kadar ihtiyar ve bzm olduunu
hatrlad birden: Hayal gryor olmalyd Dan! O gzel, o
gsterili Nettie bu hale gelmi olabilir miydi? Nitekim
dncelerin en tuhaf da ite o anda geldi Dan'in aklna:
Nettie'nin bana, bir ey gelmi olmas korkuntu gerekten
(sahi ne gelmiti bana?) ama yine de hi deilse imdi, diye
dnd Dan, onu kazanmak iin ansn denemeliydi!
Lucy alelacele giyiniyordu. Gazeteci'yle birlikte kozmik toza
karm olmamalar keskin bir utan duygusu yaratmt
onda. in doru* su, yeryarlsa da iine girsem,
dncesindey-di Lucy.
Gazeteci merakla seyrediyordu onu. "Sizin dnyanzda iler
ok farklym," dedi.
"Ya?" Lucy, her ey tamamen normalmi gibi
davranmaya alyordu.
I "Evet," dedi Gazeteci. "Blerontin'de seks yapabilmek iin
nce bir sr samasapan merasimi yerine getirmek
zorundayz. Mesela kmak denen bir ey var, gen iftler,
bizim tabirimizle 'sonuna kadar gidebilmek' iin nce
defalarca akam yemeine kmak zorundalar. Sonra bir de
nian denen bir ey var, karlkl yzkler taklr. Son olarak
da ayrntl bir merasim yaparz, adna 'dn' deniyor, ite
pasta falan yenir, 'nedimeler' olur ve 'sad' konuma yapar,
'balay' denen eyi ise hi saymyorum! Bir sevime uruna ne
kadar ok krtasiyeyle urayoruz, akln almaz. Siz dnyallarn
usln ok tuttum ben."
"Bomba hl her an patlayabilir!" diye uyard onu.
"Bomba m? Off! Pangalin! Unutmuum!" Gazeteci dnerek
giysisinin fermuarn ekti.
kinci Mevki Byk Eksen Kanal'ndan aa kotururlarken,
Gzellik Salonu'na dnmekte olan Dan'le arpmay
saniyenin tam sekiz yz altm drtte biri kadar bir farkla
karm olduklarndan habersizdiler. nanlmaz bir tesadf
eseri bu, Lucy ile Gazeteci tekrar Makine Dairesi'ne
vardnda tam da bombann geri sa-mda gelmi olduu
noktayd.
"Sekiz yz altm drt... sekiz yz altm

158
109

..." dedi bomba.


"Nasl daha sekiz yz altm te olabilir bu?" diye sordu Lucy.
"ok gzelsin!" diye cevap verdi Gazeteci.
Lucy, Gazeteci'nin hl acayip acayip kendisine bakmakta
olduunu fark etti ve dikkatini tekrar u probleme vermesini
diledi birdenbire.
"Belki biz odadan knca saymay brak-yordur, ha?" diye bir
dnce geldi aklna. Arkadan kapnn dna ekti, ama
dardan dinlemeye alrken aniden memelerinde uzaylnn
ellerini hissetti.
Burnunu Lucy'nin boynunda gezdirirken, "Ahhhh! Lucy! Seni
aklmdan kartamyorum!" diye mrldanyordu.
Artk odada olmadklar halde saymaya devam ediyordu
bomba: "Sekiz yz altm iki... sekiz yz altm bir... " Bylece
bu teori rtld, diye dnd Lucy, kendini Gazeteci'nin
kollarndan kurtarrken.
Odaya dnnce bombaya bakarak dnmeye alt, ama bir
uzayl dilini kulana sokmu, onu bu dnyadaki her eyden
ok sevdiini syleyip dururken kolay deildi dnmek.
"Ltfen, ey!" diye bard Lucy. "imdi buna vaktimiz yok... "
"Sen balatmtn... " diye hatrlatt uzayl.
ISI

"Biz Blerontin erkekleri bir kez tahrik olunca baka ey


dnmez oluruz."
"Bu durumu iyi bilirim," dedi Lucy onu iterken.
Ama uzayl hl kulana fsldyordu: "N'olur elini bir kerecik
daha koy stne!"
"Dursana ya!" diye haykrd Lucy.
"Ne?" dedi bomba. "Ay, Allah kahretsin! Ba-I na diyorsun
sandm! Bak arttn ite beni! Geri saym batan balyor,
Bin... dokuz yz doksan dokuz... "
"Seni seviyorum!" dedi Gazeteci. "Hep seni dlyorum."
"Sayarken ard!" diye bir lk att Lucy.
"Hadi koy elini unun stne... " dedi Gazeteci.
Lucy, "Buraya bak!" diye seslendi bombaya. "1997'de Dnya
Kupas'n hangi beyzbol takm kazand?"
"Dokuz yz doksan yedi... dokuz yz doksan... Sayarken
benimle konumamanz sylemitim deil mi size? Oturup
sizinle ene alacak bir bomba istiyorsanz, Mega mha
Uzman'n tavsiye ederim, onda oul ilev, konumay tanma
ve genel sohbet yazlmlar vardr, bu yzden daha
pahalya patlar tabii. Ama siz beni aldnz ve ben de giderek
arlaan alma artlarnda elimden geleni yapmaya
urayorum.
Geri saym yeniden balyor. Bin... Dokuz yz doksan dokuz..."
Gazeteci, "Ne kadar gzel tenin var," diye inlerken Lucy'nin
kulak memesini biraz sert srmt.
Ahh!" diye haykrd Lucy. "Bak, ey, ben gidip Kaptan
Kk'n bulaym, sen de burada kal ve bombayla konu."
"Senden ayrlmaya dayanamyorum," diye koluna yapt ey.
Lucy, "Burada kalp bombayla konumazsan ikimiz de havaya
uacaz!" diye cevaplad onu.
"Bir kerecik daha yapalm n'olur!" diye yal-varyordu
Gazeteci. "O zaman doru drst dnebilirim. Ciddi
sylyorum! Blerontin erkeklerinin dzgn dnebilmeleri
iin nce en az iki kere seks yapmalar lazmdr. Herkes bilir
bunu!"
Lucy i ekti, uzaylnn salarn okad ve nasl bir belaya
bulatn dnmeye balad...

162
ON ALTI

Dan tekrar bombayla konumaya gittiinde, vaktinden nce


yalanm olan Nettie, odada etrafa bir baknma frsat buldu.
lk bata burann bir tr ikencehane ya da en azndan sorgu
odas olduunu zannetmiti. Ama eviri gzln taknca
anlad ki geminin Kuafr ve Gzellik Salonumda
bulunuyormu. Trnak skme aletleri aslnda manikr
makasym, elektrikli iskemleler ileri dzeyde ergonomik
birer koltuk ve tek kiilik gaz odalar da sa kurutma makinesi.
Kapnn stne asl aklamay okuyunca anlalyordu her
ey:
TTANK YILDIZ GEMS'NN GZELLK TERA-

IS1

PS VE SA YARATIMEVNE HOGELDNZ. BURADAN DAHA


GZEL VE DAHA GEN IKACAKSINIZ.
Nettie, porsumu parman uzatp oturduu divann
yanndaki duvarda bir dmeye bast: LTFEN BASINIZ,
yazyordu nk. Birden divann arkasndan, krkl kola
takl metal bir kafes kt ve Nettie'nin yzne birka santim
kala durup sallanmaya balad. Bir yandan da tavandan yava
yava inen cam bir mahfaza, divanla birlikte iine almt onu.
Sonra ikna kabiliyeti yksek bir ses duyuldu:
"Gzellik gereksinimlerinizle ilgili olarak yaptmz
deerlendirme sonucunda, ciddi bir sorununuz bulunduunu
kabul etmekle birlikte, sizin isteyip de bizim yapamayacamz
hibir ey olamayaca konusunda garanti veriyoruz. Dr.
Leovinus'un, bu makine ile ncln yapt yalanma
nleyici ve gzelletirici tekniklere borluyuz bunu. imdi biz
size genlik pnarn yeniden kazandrrken, ltfen arkanza
yaslann ve geveyin. Uygulayacamz terapi, olaan
koullarda sadece birka edo srecektir, ancak sizinki gibi
kritik durumlarda biraz daha uzun zaman alabilir. Bu gecikme
iin zr dileriz."
Sonra kafes Nettie'nin suratna yapt ve cam mahfazann ii
mor bir gazla dolmaya balad. Bir an dehete kapld Nettie,
ama sonra burun deliklerine parfmler dolmaya balaynca
ferahlad: Erotik parfmler, egzotik parfmler, aklna hayaline
gelmemi kokular, mucizevi kokular... bir yandan da yznde
hissettii ey anlatlamayacak kadar yumuak ve nazikti.
Geriye yasland ve Dan'in bombayla konumay baarm
olmasn diledi sadece.
Dan ise Makine Dairesi'nden son srat geldiinde Nettie'nin
ortadan kaybolduunu grecekti. Onu brakt yerde, mor
gazla dolu cam bir mahfaza vard imdi.
"Nettie!" diye bard, cam yumruklad, ama faydas yoktu.
Camn her tarafn incele-diyse de ne bir dme bulabildi ne
de Nettie'yi -tabii eer onun iindeyse gerekten-kurtarmann
bir yolunu.
Neredeyse on be dakika boyunca bouna uratktan sonra,
birdenbire yine gidip bombayla konumas gerektiini
hatrlad ve koabildii kadar hzl Makine Dairesi'ne doru
kotu.
Bu arada Gazeteci de hl Lucy'nin ince izgili tayyrn
karmaya alyordu.
"Gryorsun ite, rastgele sekse alk deiliz biz," diyordu
ikna edici bir tonda. "Ble-rontinli kadnlar o kadar ok tantana
kartrlar ki bu konuda... hediyeler isterler, kendilerine nazik
davranlmasn isterler, pahal restoranlara gtrlmek
isterler, bir sr samalk ite. Senin gibi bir kadnla
karlamak hari

164
165

kulade bir ey! Hadi bir daha yapalm!"


"ki kere demitin, ama hl doru drst dnemiyorsun!"
diye itiraz etti Lucy. Kendisine daha acil grnen sorunlarla
meguld zihni.
"Evet ama elle olunca saylmaz ki. Neyse, biz Blerontin
erkeklerininki kalkt m gzmz dner ite."
"Altm ... altm iki... altm bir... " diyordu bomba.
"Hey! Bomba! Sen n'aptn sanyorsun?" Lucy, kendisinin ne
yapmas gerektiini hatr-layvermiti.
"Nasl? Altm... " dedi bomba.
"Diyorum ki, bomba, ne halt ettiini sanyorsun sen yle?"
"Benimle konuma! Benimle konuma! Hakszlk ama bu! Krk
dokuz... yok! Elli dokuz... yani sekiz... hay anasn! anasn! te
yine oldu, dikkatim dald. Hepsi senin suun! Geri saym
batan balyor. Bin... "
"Ve benimki kalkt," dedi Gazeteci.
Tam o anda Dan, Makine Dairesi'ne dald. Zaten hatr saylr
lde iddetli bir antipati duymu olduu uzaylnn, Lucy'nin
arkasnda dizlerini bkm ve anlald kadaryla ona
srtnmekte olduunu grd.
Lucy yerinden frlad. "Dan!" diye bir lk

166

att. "krler olsun, havaya umamsn!"


"Dokuz yz doksan alt... " dedi bomba.
"Rahatsz etmiyorum ya?"
"Evet, ediyorsun!" dedi bomba. "imdi sayma en batan
balamak zorundaym! Bin..."
Lucy, Dan'in pek de havasnda olmadn an-layabiliyordu.
"Bombann kafasn nasl kartracamz kefettik de!" dedi.
"Onunla konuarak," dedi Dan. "Yaa! Nettie daha nce
kefetmiti."
"Ah, tabii ki o kefetmitir!"
Bomba, "Dokuz yz doksan drt... " diye devam ediyordu.
"Yeryz gezegeninde cinselliin Bleron-tin'dekinden ok
farkl olduu anlalyor," diye bir gzlemini aktard Gazeteci.
"Sahi mi?" Dan, uzaylnn cssesini gz karar tartarak ilk
yumruu nereye konduracan dnyordu.
"Evet," dedi Gazeteci, kolunu Lucy'nin beline dolayarak.
"Blerontin'in erkeklerinde, bizim kskanlk dediimiz bir
vaziyet vardr. Bir erkek, bir baka erkein kendi kz arkadan
ok-adn grrse, ar bir iddet sergilemesi bile
beklenebilir."
Dan, tam ilk temas noktas olarak uzaylnn burnunda karar
klmt ki, Lucy kendini ihti

167

rasl Gazeteci'den kurtarmay baarp Dan'e kotu. "Mmkn


olduu kadar abuk kmalyz bu uzaygemisinden. Bence ey
burada kalp bombayla konusun, biz de Kaptan' aramaya
gidelim."
"Ama anlamyorsun... " diye tekrar balad Gazeteci.
Dan, demir yumruunu imdilik zaptetmeye karar verdi.
Baka zamana saklayacakt. "Fazlasyla anlyorum," diye cevap
verdi. "Kap-tan'n bizi tekrar dnyaya gtrmesini salamamz
gerekiyor, derhal!" ve Makine Daire-si'nden kp
Byk Eksen Kanalmdan geerek pruva tarafna gitti.
Lucy, "Bak," dedi Gazeteci'ye, "seninle sevimek
muhteemdi." O srada Gazeteci, yine arkaya gemi burnuyla
okayp duruyordu kz. "Ama artk gerek dnyaya dnmek
zorundayzl Bizim gerek dnyamza." Ve Gazetecimin ellerini
bluzundan ekmeye alt.
"Ama Blerontin erkekleri yle pat diye alteri indiremez ki!"
diye aklad Gazeteci. "Dengemize yeniden kavuabilmek iin
birok defa tatmin olmamz gerekir!"
Lucy, baroya kabul edildiinde iki yl sreyle savunma sporlar
almt ve becerilerini sergileme frsatn bir trl
bulamad iin hayflanrd hep. Sonu olarak imdi karsna
frsat ktn fark etmek belli bir keyif verdi ona. "Arkadan
dolanp sizi okayan ihtirasl

168

uzayl saldrganlar" iin gelitirilmi standart kar koyma


tekniinde karar kld. Btn ders kitaplarnda yazard bu
numara. Sa dir-seiyle Gazetecimin midesine bir tane
geirdi.
"Ouuvv!" diye bir feryat ykseldi Gazeteci'den.
Sonra hafif geri dnerek adamn sol bileini yakalad ve onu
omzunun stnden arp Makine Dairesi zeminine frlatt.
"Ouuvv!" diye bir inilti daha ykseldi Gazeteci'den.
Lucy, en sk avukat sesiyle kararl bir ekilde konutu onunla:
"Burada kal ve bombayla konumaya devam et! Ben de gidip
Kaptan' bulaym!"
Sonra kapdan dar frlayarak Dan'e yetimeye, alt.
"Ama anlamyorsun," diye arkasndan seslendi Gazeteci, "bu
gemide Kaptan yok ki!" Oysa Lucy gitmiti bile.
"Dokuz yz yetmi..." dedi bomba.
"Sen ne yaptn bilmiyorsun!" diye haykrd Gazeteci.
"Buyur?" dedi bomba. "Sana demedim!"
"Allah kahretsin!" dedi bomba. "Geri saym batan balyor.
Bin... dokuz yz doksan dokuz..."

116
ON VEDI

Lucy yetiene kadar Dan, Yldzgemisi Tita-nic'in Kaptan


Kk'n bulmutu bile.
Kaptan Kkmn en belirgin zellii, Gaze-teci'nin de
anlatmaya alm olduu gibi, hangi ekil ya da surette
olursa olsun "Kaptan" sfatn hak edebilecek olan herhangi
bir kimsenin ya da herhangi bir eyin bulunmamalyd. Daha
dorusu -hangi ekil ya da surette olursa olsun-hi kimse
bulunmuyordu burada.
Dan, "Yarabbim! Ne yapacaz imdi?" diye mrldanrken,
Lucy onu kolundan yakalad. Kpr boyunca dizili
pencerelerden uzayn

116

kapkara enginlii ve gz kamatrc bir tarzda yaylp giden


Samanyolu grnyordu. Pencerelerin altndaki konsolda ise
stnde eitli kumanda mekanizmalar olan gsterge
ekranlar vard. lk ekranda eitli bloklar, rastgele seriler
halinde yukardan aa dp dp duruyorlard. kincisinde
ise yar pisti gibi bir ey vard. ncs hedef vurmaya
dayanyor, drdncsnn ise dorudan Yldzgemisi'nden
esinlenmi bir oyun olduu anlalyordu.
"Bunlarn hepsi bilgisayar oyunu!" Hakl bir nfiale kaplmt
Lucy. "Kumanda falan deiller ki!"
Vallahi dorusunu isterseniz btn Kaptan Kk, kocaman
bir atari salonundan farkszd. Yldzgemisi Titanic'in Kaptan,
tamamen otomatik olup kendi kendine giden bir uzay aracyla
galaksiler arasnda yapaca uzun ve skc yolculuklarda
elensin diye dzenlenmiti. Ne de olsa geminin beynini ve
kalbini oluturan Titania, kararlarla emirleri verme konusunda
herhangi bir zavall canl yaratktan ok daha yetkindi.
"Eee?" dedi Dan.
"Eee..." dedi Lucy. "Galiba bu yavrunun nasl utuunu bulup
ynn dnyaya doru evirmek bize dyor."
"Eee, o... o ey ile aranda geenler..."
"0 bir 'ey' deil, son derece sradan bir

171

uzayl ve 'aramzda geen' bir ey de yok."


"Ama memelerini elliyordu."
"Hayr, ellemiyordu." Byle anlarda Dan'e tahamml
edemiyordu Lucy. Ne diye rahat brakmazd onu? Ne diye her
eyi zorlar ve arptrd? nemli olan ikisiydi: Lucy ile Dan.
"nemli olan biziz," dedi Lucy deminki cmleden esinlenerek.
"Sen ve ben."
"Sen ve ben ve bir de senin peine taktn her trl canl
eidi!" diye sylendi Dan.
"Allahm! Dan! ok sinirsin!"
"Ben yalnzca gerekleri dile getiriyorum."
"Pekl, madem gerekleri bilmek istiyorsun: Jurgen
Zenzendorf'la asla yatmadm!" Lucy'ye gvenmek lazm, diye
geirdi iinden Dan, hakl olarak imdi gerekten konumakta
olduklar konunun yerine, savunmasn yapabilecei baka bir
konuyu getiriyordu ortaya. "Ben senin Jurgen Zenzendorf'la
yattndan hibir zaman phelenmedim ki zaten. Hem yani,
Jurgen Zenzendorf da dallamann tekiydi."
"Dallama deildi! Sen hep arkadalarm ktlersin zaten,
inanlmaz bir derecede, manyaklk derecesinde kskansn da
ondan!" Lucy btn cephelerden ate amt. Dan hzla ricata
geti.
"Tamam! Tamam! Jurgen hakknda sylediklerini kabul
ediyorum! ok iyi adamd! Onu sev

172

miimdir. Pervane koleksiyonuna baylmm-dr. Annesini de


severdim. Jurgen bir HARKAYDI... "
"Jimmy Clarke da yle!"
"Aa! Bak imdi yalan sylyorsun ite."
. "BUNU NASIL SYLEYEBLRSN!"
"kinizin yattn Jimmy Clarke kendi azyla syledi bana."
"Yalanc orospu ocuunun tekidir o!"
"Neyse ne! Hem bu zaten biz tanmadan nce olmu!
Bunlardan bahsetmek istemiyorum artk!"
"yleyse niye konuyu atn?" Lucy avaz kt kadar
baryordu artk. Dan, demin iinde oluan gl fkenin,
hedefini tamamen unutup aresizlik dolu bir kesekd gibi
bzlmekte olduunu hissetti. Tartmann neden ktn
tamamen unutmutu.
"Ah Dan!" Lucy kollarna atld. "Niye hep byle
uzaklardasn?"
"Ben buradaym, Lucy!"
"Ama sana ulaamyorum hi. Seni seviyorum."
"Ben de seni seviyorum," diye cevaplad Dan. Sonra onu pt
ve Lucy, onun gerekten de ne kadar uzaklarda olduunu
hissetti.
"Ah Dan, gel evlenelim biz," dedi.
173

"Ya, tabii. Acayip bir uzay gemisinde bulunuyoruz. Allah bilir


yeryznden ka k yl uzaktayz ve sen kalkm evlenmek
istiyorsun."
"Ne demek istediimi biliyorsun," dedi Lucy.
"Byle ileri aceleye getirmemek lazmdr."
"Dan, on yldr birlikte yayoruz! Artk hibir eyin acelesi
kalmad ki!"
"u oteli bir dikip iletmeye balayalm da sonra dnrz,"
dedi Dan, makul bir tonda.
"O papaz evini gerekten sevdin sen."
"Elbette sevdim. Baylyorum oraya."
"Yalnz bir ey var, artk yok ki o bina."
"Yeniden yaptrrz. Nigel Top 1 0 Seyahat'i ok iyi bir
anlamayla, satt. Zenginiz artk! Oray yeniden yaparz,
eskisinden de gzel olur ve u iine ettiimin dnyasndaki en
gzel otel haline getiririz."
"Geri dnebilirsek eer,"
"Geri dnebilirsek eer," diye dorulad Dan.
Kaptan Kkm gezmeye baladlar: Ktphaneye, bilgisayar
oyunlar koleksiyonuna, satran tahtalar ile iskambil oyunu
iin yaplm masalara, jakuziye, bilardo masalarna,

174

sinema kompleksi ile jimnastik salonuna baktlar ve hibir


kumanda mekanizmas gremedikleri bu odadan gemiye nasl
kumanda edeceklerini dnmeye baladlar.
"Lucy," dedi Dan.
"Ay! Ltfen yine balama! Bir ey yapt yoktu adamn!"
"Ben ondan bahsetmiyorum," diye cevaplad Dan.
"yi!" Lucy, sitemkr bir tonda konumutu. Bir puan yazmt
ite kendine.
"u bilgisayar oyununa baksana, tamamen gemiden
esinlenilmi, deil mi?"
"Aaa-h?" Lucy, oyun konsolunun zerindeki pencerelerden
dary seyre dalmt.
"Bak, deiiyor sanki."
"Biliyorum, ok aptalca bu... " dedi Lucy. "Yani sen imdi bu
bilgisayar oyununun, aslnda bilgisayar oyunu olmadn m
sylyorsun?"
"Bak, bu belki de gerek bir gsterge panelidir, yani belki u
anda bize doru gelmekte olan o eyleri gsteriyordur, ha?"
O srada Dan de pencereden dar bakmaktayd. Hantal grnml
kk uzay gemilerinden olumu bir filo,
Yldzgemisi'ne doru ilerliyordu. Dan bir pencereye, bir
ekrana bakt. Uzay aralarnn hareketleri, bilgisayar
ekranndaki hareketle

175

re tam tamna uyuyordu.


"Aman Yarabbi!" diye mrldand Lucy. "Bize saldryorlar!"
Tam o anda Gazeteci, Kaptan Kk'ne dald.
"Gemi otomatie baldr!" diye haykrd. "Ama ana zek
donanmnn baz paralar yok. Sistemin btn eksik
paralarn bulup yerine takmadan gemiyi kontrol edemeyiz."
"ok ge!" dedi Lucy, bayla pencereyi iaret ederek.
Yldzgemisi, kk uzay aralar tarafndan tamamen
sarlmt imdi.
Gazeteci homur homur konutu: "Kutsal Pan-galin!"
Geminin hoparlr sisteminden bir ses patlad anszn:
"Etrafnz sarld. Derhal teslim olmazsanz ate aacaz!"
Dan, "abuk!" diye bararak Gazeteci'yi konsola doru itti.
"Derhal teslim olmak iin ne yapmamz gerekiyor?"
"Hibir fikrim yok," diye karlk verdi Gazeteci.
"Otuz inim iinde teslim olmazsanz ate ayoruz," dedi
dman filosundan gelen ses.
Lucy, "TESLM OLUYORUZ!" diye haykrd, ama esi ancak
Kaptan Kk iinde yankland.
"BR EYLER YAP!" diye bard Dan.

176
177

"Syledim sana! Geminin en nemli paralar yok! Ne


yaplacan bilmiyorum!" Gazeteci mmkn olduu kadar
hzl bir ekilde kumandalar deniyor, ama sonu alamyordu.
"Madem yardmc olmay reddediyorsunuz..." diye grledi
ses.
"YARDIMCI OLMAYI REDDETMYORUZ, BR ANS VERN BZE!"
Lucy konsola trmanm, belki dikkatlerini ekerim diye
umutsuz bir aba iinde el kol sallyordu filoya.
"... bize yardmc olmay reddetmekle, ate amaktan baka
are brakmadnz."
Yldzgemisi'nin penceresinden grnen uzay boluu anszn
aydnland ve geminin gvdesinde yanklanan korkun
patlama, ieridekilerin kulaklarn sar etti. Lucy konsolun
stnden derken, Dan ile Gazeteci kendilerini yere attlar
ve yattklar yerde elleriyle kulaklarn kapatp titremeye
baladlar.
Sonra bir sessizlik oldu.
Hoparlrden bir daha grledi ses: "Teslim oluyor musunuz?"
; Kaptan Kk'nde bulunan kii ayn anda ibard: "EVET!
EVET! TESLM OLUYORUZ!"
"Pekl! Bize baka are brakmadnz!" , Yldzgemisi'nin
etrafnda korkun bir patlama daha duyuldu, bu kez geminin
ald darbelerle batan baa sarsldn de hisset
tiler. Sonra bir sessizlik oldu. Kk uzay arac biraz daha
yanat gemiye.
Arkasndan ses bir daha grledi. "Bakn! Yldzgemisi'ne zarar
vermek istemiyoruz, ama bize yardmc olmaya
yanamazsanz baka aremiz kalmayacak."
Bu arada Gazeteci, mikrofona benzer bir ey bulmutu. Bir
dmeye basp alete doru haykrd.
"DURUN! DURUN! TESLM OLUYORUZ, DURUN!" Sesi,
Yldzgemisi Titanic'nde bulunan herkesi sar etti bir anda,
ama geminin dnda tam bir sessizlik hkimdi. Arkasndan
son kez dmann sesi duyuldu:
"Yldzgemisi'ne gelebilecek her trl zarardan siz sorumlu
olacaksnz!"
Bu szlerle birlikte kk uzay aralar, ana filodan dalgalar
halinde kopup Yldzgemisi'ne doru ilerlemeye baladlar.
Silahlarndan minik noktalar halinde klar salyor ve gemiye
arpan metallerin sesiyle btn Yldzgemisi sarslyordu.
"Aman Yarabbim!" diye haykrd Lucy.
Saldrnn ne kadar srdn hibiri bilmiyordu, ama Kaptan
Kk'ndekilerin ne de mr boyu srm gibi geldi.
Gmbrt, titreim, Yldzgemisi'nin atrdaya atrdaya sar

122

slmas srd de srd. Lucy bir ara Gazete-ci'nin ellerini


memelerinde hissettiyse de ses karmamaya karar verdi.
Her ey sona erdiinde biraz beklediler, sonra titreyip
sarslarak ayaa kalktlar. lk ara dalgas ana filoya geri
dnerken ikinci bir dalga filodan kopmaya balamt.
"Yine geliyorlar!" diye haykrd Dan ve Lucy'yle birlikte kendini
konsolun altna att. Ama Gazeteci, yznde tuhaf bir ifadeyle
orada dikilmi duruyordu.
Lucy ile Dan, balarn kollar arasna gmp ate almasn
beklediler... ama ate balamad. Tersine geminin
gvdesinden tuhaf grltler gelmeye balad, saldr sesi gibi
deildi bu.
"Yasakalar!" diye homurdand Gazeteci. Lucy ile Dan, bunun
da bir uzayl kfr olduunu sanarak pozisyonlarn
bozmadlar hi, ama Gazeteci Dan'i drterek tekrar konutu:
"Baksana!"
Dan ihtiyatla ban kaldrp konsolun tepesinden pencereye
doru bakt: kinci dalga uzay aralar Yldzgemisi'nin gvdesi
zerine park etmi, uzay giysileri iindeki tknaz ve bodur
yaratklardan oluan bir grup ar gibi alarak gemiyi ekile
dvyor, bir ksm ise kaynak apyordu.
"Ne halt ediyor bunlar?" diye sordu Dan.

179
180
181

"Hasar gren yerleri onaryorlar," diye aklad Gazeteci.


"Yasakalar byledir! Tek bir eye zarar gelsin istemezler!"
"Peki ya iki eye?" diye sordu Lucy, sutyenini dzeltirken.
"Silah lazm bize!" diye haykrd Gazeteci. "Beni takip edin!"
de yerde srnerek ktlar Kaptan Kk'nden, bu srada
geminin dndan gelen eki ve kaynak sesleri daha da
younlamt.
Hoparlrlerden yine patlad ses: "lk hasar onarlr onarlmaz
saldrya yeniden balayacaz! Teslim olmazsanz gemiye
girip hepinizi esir alacaz"
Gazeteci, mrettebata ayrlm blmde bir silah deposu
kefetti. Dan ile Lucy'ye birer silah uzatt.
Dan, bu acayip silah elinde dndrerek "Bunlar hasl
kullanacaz?" diye sordu. Ksa bir eycik gibiydi silah ve yan
taraflarnda ampul biiminde eycikler, bir de iinden frlayan
bir eycii daha vard ki havada uup uup ateten bir topa
dnerek patlayverdi.
"te yle," diye aklad Gazeteci, "yalnz yumuak demeye
nian alma bir daha." Hemen bir yangn sndrme aleti
bularak, Dan'in az nce atee verdii perdeye kotu.
"Bunlar kullanamayz ki biz!" diye bard Lucy.
"yleyse gemiden uzayn derinliklerine frlatlma dncesine
almaya bak. Bu Yasaka-llar oyun oynamyor. Al unu! Dan!
Bunu da tak!" Dan'e bir mifer frlatt.
"Bu ne?" diye sordu Dan.
"Yldzgemisi'nde iki ayr gereklik var: Biri VeriBoyutu, dieri
MaddeBoyutu. Yasakallar gemiye gelince MaddeBoyutu'nun
yan sra Ve-riBoyutu'nu da ele geirmeye alacaklardr. 0
yzden birimiz onlarla orada karlamaya hazrlansak iyi
olur!"
"Sylediklerinden hibir ey anlamadm," diye cevap verdi
Dan.
"Bu bir sanal gereklik miferi. Onu kafana geirdiinde
VeriBoyutu'nu kefedecek ve Yasamallarn orada neler
yaptn grebileceksin!" Gazeteci'nin sabrnn tkenmeye
balad belli oluyordu.
"Tak ite unu!" diye bard Lucy.
Geminin gvdesindeki onarmn grlts dayanlmaz olmaya
balamt.
"Orada ne bok yapyor bunlar yahu?" diye haykrd Dan.
Lucy'den bir lk daha koptu: "Tak u miferi yaa!" Ve Dan,
takt.
"Vayyy!" diye bard. "Ne demek istediini anlyorum imdi!
Geminin iindeyim... Vay be! Harika yahu! Konsollarn iine
giriyorum! fff!
imdi de kablolardan ilerliyorum! Hey! Devre panelleri koca
birer ehir gibi! Vayyanasn be!"
Dan miferi kafasna geirir geirmez Gazeteci, Lucy'ye sarlp
sanki yarn olmayacak-masna pmeye balamt onu.
ngrsnde haksz da saylmazd hani. Ve Lucy de, sanki
deminden beri bunu bekliyormu gibi karlk verdi
plerine, ama sonra birdenbire kendini geri ekti ve
endieyle Dan'den tarafa bakt. Dan ise kendi sanal
gerekliine dalm, birtakm grnmez yldzlara
trmanmaktayd, arada dnp birtakm grnmez nesneleri
tutuyor, sonra keyif lklar atyordu.
"Aa, onu dnerek endielenme!" dedi Gazeteci. "Bizi ne
duyabilir ne de grebilir. Biz hl MaddeBoyutumdayz. O ise
kendini tamamen o eye kaptrm durumda; hep byle olur
zaten, bunlardan birini ilk taktnda genellikle be-alt saat
kartamazsn! Hadi bir daha yapalm!"
Ama Lucy hl itiyordu onu. "Yasakallar gemiyi igal ediyor!"
diye itiraz etti.
"Oras yle!" diye cevaplad Gazeteci. "Onlar gelene kadar bir
kere ancak yaparz! Hadi abuk!"
"Dndn tek ey bu mu?" diye homurdand Lucy.
Gazeteci imdi dudaklarn kzn boynuna srtmekte ve
belkemiinden. aa he

182

yecan verici rpertiler gndermekteydi.


"Sana sylemitim, biz Blerontin erkekleri bir kere tahrik
olduk mu... "
"I!" diye aniden patlad Lucy. "Peki ya bomba?!"
Gazeteci "Pangalin!" diye bard. "Tamamen unutmuum!"
Giysisindeki saysz cebin birinden cep telefonuna benzer
kk bir alet kard birden ve dmesine bast.
"Yirmi be... yirmi drt... yirmi ... " diye sayyordu bomba.
"Hay disiz tavanlar!" diye haykrd Gazeteci, "neredeyse
bitiyor!"
"Yirmi iki... " dedi bomba.
Gazeteci, "Hey! Bomba!" diye seslendi telefona.
"Benimle konumayn!" diye inledi bomba. "Neredeyse
bitiyor... yirmi ... yok, bu sefer yapacam..."
"gale uruyoruz!" diye bard Gazeteci.
"Yirmi-ay... neydi ya? Allah kahretsin! Geri saym batan
balyor. Bin... "
Gazeteci telefonu kapatt gibi Lucy'nin boynunu pmeye,
elbisesini zmeye balad. "Ucu ucuna yrttk!" diye soludu.
"Aman aman! Transistoru teet getim!" dedi Dan. Ve Lucy
anszn ellerini Gazetecimin

183

btn vcudunda dolatrmaya ve onu yere ekmeye balad.


Sonunda ikisi yere yuvarlandlar.
"Delisin sen!" diye mrldand Lucy. *
Lucy ile Gazeteci alelacele giyinmeye alrken, geminin
dndan gelen eki ve balyoz sesleri de dinmiti artk. Hl
VeriBoyu-tu'ndaki baz grnmez engellere taklp kalm olan
Dan anszn bir lk att: "Gemiye girmiler!"
Gazeteci tayabilecei kadar silah kapp mrettebat
odasndan dar frlad. Byk Eksen Kanalmn br ucunda
ksa boyl*, tknaz birtakm yaratklarn iskeleye yanamakta
olduunu grebiliyordu. stnde meale yanan byk bir
platformun arkasna mevzilenerek nian ald. Lucy de yanna
gelince atee balad ve iskele arka arkaya gelen patlamalarla
sarsld; igalciler, korunmak iin kanala atlyorlard.
Az sonra Yasakallar atee karlk verdiklerinde Lucy, kendini
bir k ve grlt bombardmannn ortasnda bulacakt.
"Hey! Hava kanalnn ucu buca grnmyor!" Lucy arkasna
dnp baktnda (kafasnda hl sanal gereklik miferiyle,
MaddeBo-yutu'nda olup bitenlerden tamamen habersiz
dolamakta olan) Dan'in, mrettebat odasnn

184

ak kapsndan dar km, dosdoru Byk l.ksen Kanal'na


gelmekte olduunu grd.
"DAN!" diye haykrarak ona kotu, tam o anda Dan, kanaln
kenarna kadar gelmi, admn atmak zereydi. Yasakallar
tekrar atee balaynca etraflarn yine k ve grlt sard.
Neyse ki Lucy, Dan'i gmleinin kolundan tutmay baarmt.
Onu su kenarndan uzaklatrarak mrettebat odasna geri
gtrd. Bu arada Gazeteci de, genel olarak igalcilerin ynnde
elinden geldiince hzl ate etmekteydi. Ama artk o
kadar ok duman vard ki havada, iki taraf da karsndakini
grmez olmutu.
"Hadi kalm buradan!" diye bard Gazeteci ve Dan'in
ardndan Lucy'yi de tuttuu gibi mrettebat odasna soktu.

185
ON SEKZ

"Kim atee verdi perdeleri?" Bolfass, mrettebat odasna


dalarken sert bir sesle sormutu byle. Bayla bir iaret akt
ve hemen iki Yasakal tamirci perdeleri yenilemek zere
koturdular. Bolfass, zel Saldr Timimin banda arkadaki
servis koridorundan mrettebat odasna gelirken, Yellin ile
Assmal da Yldz-gemisi'nin ana arterleri boyunca cepheden
saldrya gemilerdi.
Bolfass, servis koridorunun tavannda yaptklar ince ilere
baylmt. Koca Yldzge-misimin personele ayrlm
blmlerinde bile byle bir iilik ve bu kadar kaliteli
malzeme
186

kullanlm olduunu grmek, gecenin bu kr karanlnda


byk bir mutluluk vermiti ona.
Akam minenin bana oturup da cimcik brei ile horuk
evirme yerlerken, "Halkmzn tarihi boyunca byle bir inaat
daha grlmemitir," derdi hep torunlarna. "Mrettebata ait
odalarn perdeleri bile ipeksi kanadil tynden yaplmt.
Merlor Dalar'nda yaayan kanadil ancak sevgi ve efkatle
yakalanabilir. Ty o kadar incedir ki ancak aylarn nda
dokuyabilirsiniz, nk gne nda kar gibi erir gider."
Zanaatkrln inceliklerini ve mhendisliin anl baarlarn
anlatan bu hikyelere baylrd ocuklar.
Ama Bolfass, birinin kp bu gzelim iilii nasl
mahvedebileceini grmekte gecikmedi. Gerekten de ok
zlmt bu duruma.
te tam o anda, banda SG miferiyle biri odaya dalverdi,
arkasndan da iki kii daha -ki bunlardan biri, hi kuku yok ki
hain bir Ble-rontinliydi. Btn vcudu hiddetten titredi
Bolfass'n, B tabancasn ektii gibi bu yabancy kozmik
toza evirdi. Gvdeleri patlayarak barsaklarla karm et
paralarndan oluan birer spernova halinde havaya sald,
sonra hzla bembeyaz bir aleve dnt ve neyse ki el
emeiyle laklanm o gzelim duvarlar ise bulamadan ya da
lekelemeden yanp gitti.
Lucy korkun bir kakofoni oluturan sesleri

187

duymu, stelik gzleri inanlmaz parlaklkta bir beyaz alevle


neredeyse kr olmutu. lk la bard, Gazeteci'ye
sarld ve baylarak yere dt. ok korkuntu.
Bolfass srtarak B tabancasndan tten duman fledi. fkesi
yatmt, tabancay parmana takp dndrerek klfna
yerletirdi.
Bu noktada Yasakallarn barsever, iyi kalpli bir rk olduunu
aklamak gerekiyor. Kendilerini tmyle zanaatkrla ve
akll uslu almaya adamt onlar. Ancak birou, belli
eylerle karlatklarnda (mesela s-tnkr iilik ya da
zanaat karsnda hrmetsizlik) kan dkmeye meyilli
oluyordu. Byle nedenlere dayal fke patlamalar, uzak gemite
byk can ve mal kaybna yol amt; stelik
Yasakallarn fkesi saman alevi gibi geip gittiinden, bu iyi
huylu ve efkat dolu j
halkn geri dn imknsz kayplara
uramas, kendileri asndan da ok ac verici oluyordu. te
bu yzden Yasakal bilim adamlar B silahn gelitirdiler.
ou askeri teknoloji uzmannn ortaya koyduu donanmdan
farkl olarak bu, lm ve imhay artrmak deil azaltmak
amacyla tasarlanmt. mha Benzetimi silah -ya da B
tabancas-kullancsna, tepesinin tasn attran kiiden kanl
bir ekilde intikam almm izlenimi veriyor, ama aslnda
gerek bir zarara yol amyordu. Daima dman artr,
hatta dmana feleini a

188
189

trtrd; ama hepsi bu kadar.


Bunlarn hibirini bilmeyen Lucy, igalciler i n liderinin sesiyle
kendine gelip de hl yaadn anlaynca, feleini armann
da tesine geti: "Hepiniz tutsak alnm bulunuyorsunuz!
Dierleri nerede?" diyordu ses.
"Hey! Harika biiy bu! Sibernotik sinir yollarndan geiyorum!
Su kaya yapar gibi! Eyyoo-oo! Olaanst!" diye baryordu
Dan.
"u aptal eyi karn adamn kafasndan!" diye grledi
Bolfass. Yasakallarn sanal gereklik oyunlarna ayracak
zaman olmazd. Tamamen MaddeBoyutu'ndayd onlarn ii.
galcilerden ikisi Dan'i tutup miferi kafasndan kard.
"Hey! Ama ben bur...! Ulan ne bu be? Ne oluyor burada?!"
dedi Dan MAD -MaddeBoyutu'na Ani Dn-srasnda.
"Dierleri nerede, dedim," diye tekrarlad Bolfass.
Gazeteci dayland: "Dierleri falan yok."
"Yok yaa! Ben Blerontin Devlet Krei'nde yetimedim!* Kim
ynetiyor bu gemiyi?" Bolfass yine sinirlenmeye balamt;
Blerontinli mobilya
ustalar, Kuzey Blerontin'de, Faknik elalesi yaknnda
yetien Lintin am kullanmlard. Yirmi-otuz yl kullanldktan
sonra erilip yamulan, dk kaliteli bir keresteydi bu... hem
de iyice kurutulmadan kullanlmt besbelli! stelik budaklar
yuval mafsallarla saklama gerei bile duymamlard! Hatta
hatta daha yakndan baknca, geme paralarnn doru
drst zvanalanmad grlyordu, yle ki kenar
tahtalarnn tepesinde takoz koyulacak yer kalmamt
neredeyse! Doramaclk sanatnn en temel ilkelerini bile hi
renememi miydi bu adamlar? Bolfass B tabancasna
uzand...
Ama dorama iini yzlerine gzlerine bulatran bu zensiz
adamlardan korkun ve ykc bir ekilde intikamn alamadan,
bir mucize gerekleti.
Mrettebat odasnn kaps ald ve bir hayal szld ieri.
yle karkoyulmaz, yle tariflere smaz bir gzellikti ki ieri
giren, Bolfass ok kuvvetli ve lmsz bir akn penesine
dverdi. 0 andan itibaren hayat asla eskisi gibi olmayacakt
artk.
B tabancasn indirip yznde ocuksu bir hayranlk ifadesiyle
bakakald.
Leovinus'un olaanst gzellik salonunda genleme
krnden yeni km olan Nettie, taptaze cildine yeniden
kavumakla kalmam, vcudu da tamamen eski llerine
dnmt

131
191

aslnda beli de biraz daha ince, gsleri de biraz daha diri,


gbeinin yuvarlakl da birazck daha yumuak kavisliydi
artk. Her zamankinden ok daha ho grnyordu; ne de
olsa, sadece genliin krpe iei yanaklarnda yeniden
amakla kalmam, milyonlarca k ylnn getirdii hayat
deneyimiyle yzne bir bilgelik kmt. Koca Leovinus iini
biliyordu gerekten de.
"Nettie!" diye geveledi Dan.
Bolfass, "Kim dediniz?" diye sordu dalgn dalgn.
"Selam millet!" dedi Nettie. "Herkesin kendini tantmas
gerekiyor galiba, ha? Ben, Nettie."
Hazrola geen Bolfass, "Kaptan Bolfass hizmetinizdedir!"
dedi. "Ve bunlar da Onbalarmz Yarktak, Edembop,
Raguliten, Desembo, Luntparger, Forzab, Kakit, Zimvviddy,
Duterp-rat, Kazitinger-Rigipitil, Purzenhakken, Ro-ofcleetop,
Spanglovviddin, Buke-Hammadorf, Bunzylvvotter,
Brudelhampon, Harzimvvodl, Unctimpoter, Golholivvol,
Dinseynevvt, Tido-loft, Cossimivvip, Onecrocodil,
Erklehammerd-rat, Inchbevvigglit, Samiliftodft, Buke-
VVillinujit (kendisi evlilik yoluyla Buke-Hammadorf'un vey
kuzeni olmutur)..."
"Selam Nettie!" dedi Yasakal igalcilerden
biri.
"Barnzipevvt," diye devam etti Bolfass, "Spighallivviller,
Memsiportim, Itkip, Harlorf-reytor, Pullijit, Beakelmemsdork,
Uppelsaftat, Bukhumster, Rintineagelbun, Bootintuk, Poodalasvan,
Sumpcreetorkattelburt... "
"Bakn! Sznz kesmek istemem," diye szn kesti
Gazeteci, "ama bu gemide bir bomba var ve yaklak..." Cep
telefonunun dmesine bast.
"On... dokuz..." diye sayyordu bomba. Gazeteci'den bir feryat
ykseldi: "Kzgn Pangalin!"
Cep telefonunu onun elinden kapan Bolfass, "Sus! Blerontinli
Tapon Mallar Levazmats!" diye bard.
"Tapon Mallar Levazmats deil o!" diye haykrd Lucy (iin
dorusu, Nettie'nin ieri girmesiyle birlikte oluan tepkiye
bozulmutu biraz).
"Sekiz..." dedi bomba.
"Ver unu!" diye baran Gazeteci telefona doru hamle etti.
Bolfass, telefonu Onba ne-hbevvigglit'e frlatt.
"Yedi... "dedi bomba.
Gazeteci, "Yediye geldi!" diye bard.
Bolfass'tan, "Bu Blerontinli Oymac'y hcreye atn!" emri
geldi ve Onba Spanglovviddin

192

ile Onba Rintineagelbun, Gazeteci'yi kndeye getirerek


mrettebat odasnn dna srklediler.
Bomba, "Alt..." derken, Onba Inchbevvigg-lit telefonu
kapatt.
Bolfass "Bu ikisini de!" diyerek Lucy ile Dan'i iaret etti.
"Hayr!" diye bard Lucy ile Dan. "Bomba!" Ama yaka paa
srklenmilerdi bile.
"Kaptan Bolfass," dedi Nettie gayet kendinden emin bir sesle.
"Aklayacak zaman yok. Ltfen telefonu bana verin."
"Maalesef onu kullanmanza izin veremem, Nettie," dedi
Kaptan Bolfass, "gvenlik nedenleriyle."
"Ne gibi?"
"Takviye kuvveti isteyebilirsiniz."
"Kaptan Bolfass, bana inann, bildiim kadaryla bu gemide
kimse yok. Ve yine bana inann, eer telefonu hemen
vermezseniz bomba patlayarak hepimizi kozmik toz haline
getirecek."
Bolfass, saniyenin kk bir kesiti kadar tereddt
gsterdikten sonra bayla Onba Inchbevvigglit'e iaret etti.
Onba Inchbe-vvigglit, saniyenin daha da kk bir kesiti kadar
tereddt ettikten sonra telefonu Nettie'ye verdi. Nettie
derhal bast dmesine.

133

"ki... " diyordu bomba. "Ah, bomba!" dedi Nettie. "Ben,


Nettie. Hatrladn m beni?"
"Hin... Bir..." dedi bomba. "Sekizin iinde ka tane drt var?"
"Eee... ... Sf... "
"Hayr... Sekizin iinde ka tane drt var?" "Eee... aaaa... iki
mi?" dedi bomba. "Altnn iinde ka tane iki var?" "...
"dedi bomba.
"Peki kala arparsan on iki eder?" "Drt... " dedi bomba.
Bir an durdu ve devam etti: "Be... alt... yedi..."
"Hufff!" dedi Nettie. "Bu bize birazck zaman kazandrr... "
"Neden gemimize bomba koydunuz?" diye sert bir sesle
sordu Bolfass.
"Geminiz mi?" diye bard Nettie. "Niye bu kadar ardnz
ki?" dedi Bolfass. "Bylesine muhteem bir eyi yapabilecek
kadar akll olmadmz m dnyorsunuz?"
"Ayy hayr!" diye cevaplad Nettie. "Alakas yok; yani gemiye
saldran sizdiniz de. Sahibi siz deilmisiniz gibi geldi."
"Elbette sahibi biziz!" Nettie, Kaptan Bol

194

fass'n birazck savunmaya getiini hissediyordu. "Hukuken


ve ahlaken! Bu gemi, Bleron-tinlilerin yznden ektiimiz
btn sefalet ve skntlara karlk hakkmz olan tazminattr!"
"Bakn! Aptal gibi grnmek istemem... "
"Asla yle grnemezsiniz, Nettie," diyerek gvence verdi
Kaptan.
"Teekkr ederim... " Nettie, kaderini ellerinde tuttuu aka
grlen bu bodur, ak tenli yabancnn cazibesine kapldn
hissediyordu. "Ancak btn bunlarn ardndaki hikyeyi
bilmiyorum."
"Size btn hikyeyi seve seve anlatrm, sevgili bayan" burada
Bolfass, yerlere kadar eilerek selamlamt onu"
ama ncelikle atsz bir vazifeyi ifa ederek bir kez daha sormak
isterim: Neden bu gemiye bomba koydunuz?"
"Biz koymadk!" Nettie'nin hafife att kahkaha, zaten dizleri
titremekte olan Kap-tan'n yreini yerinden zplatmt. "Biz
kazara bindik bu gemiye... " ve sonra btn hikyeyi anlatt
Bolfass'a: Dan ile Lucy, Top 1 0 Seyahat irketimden gelecek
parayla eski bir papaz evini otele evirmeyi planlamken, Yldzgemisi'nin
binay yerle bir ediini; kibar bir robot
tarafndan gemiye davet edililerini ve iyi yrekli Kaptan'n
kuvvetleri gelip de kendi

195

lerini kurtarana kadar gemide balarndan geenleri.


Hikyesini bitirince uzun bir sessizlik oldu, sessizlii bozan da
sonunda yine Nettie oldu: "te byle... gerekten."
Bolfass anszn toparland, sanki Nettie konuurken bir ryaya
dalm gibiydi. Hazr ola geip tam bir valye edasyla
topuklarn birbirine vurdu.
"ok iyi anlyorum, sevgili bayan," dedi Nettie'nin nnde
eilip elini perken. Kaptan Bolfass, bir Jane Austen
romanndan frlam gibi grnmeye balamt iyiden iyiye.
"Tek istediimiz yeryzne geri dnmek," dedi Nettie.
"Elbette!" Kaptan Bolfass yine topuklarn birbirine vurarak
iini bir ho etti Nettie'nin. "Tmyle sizin hizmetinizdeyim.
Geliniz!"
Nettie Kaptan'n peinden giderken, yksek topuklar
mrettebat blgesinin zene bezene denmi zemininde
takrdyordu.

196
ON DOKUZ

Dan, Yldzgemisi Titanic'te hcre bulunmasna niye bu kadar


ardn kendi de pek bilmiyordu. Bir bakma gerekli tabii,
diye dnd, ama yine de bu kadar debdebe ve zarafetin
ortasnda tamamen yersiz kayorlard. Gazeteci ile birlikte
atldklar hcre, hcrelerden normal olarak beklenecei gibi
plak ve souktu. stelik nemliydi de, tabii bu da hcrelerden
beklenecek bir eydir ama, teknolojik bakmdan bu
kadar ileri bir arata yine de artcyd ite.
"Lucy'nin muamelesi mthi!" dedi Gazeteci, ban hayran
hayran sallayarak. "ok ans

197

I adamsn!"
"Bak," dedi Dan, "seni hayal krklna uratmak
istemiyorum, ama dnyada bizim bu konulardaki tutumumuz
Blerontinlilerinki gibi deildir... "
"Sen ne diyorsun?!" diye hayretle bard Gazeteci. "Lucy
bana ilk kez seks teklif ettiinde kulaklarma inanamamtm!"
"Ne ettiinde dedin?" diye haykrd Dan. "te, bombann her
an patlayabileceini dnyorduk ve dedi ki... Hey! Dur bi
dakka! Sence u teki arkadanz, neydi ad?" "Ne teklif etti...
seks mi?" "Sarn olan, neydi!" "Nettie."
"Nettie bombayla nasl konuulacan biliyor mudur bari?"
"Lucy'nin 'seks yapmay teklif ettiine inanamyorum!" diye
cevap geldi Dan'den.
"Gezegeninizde cinsel tutumlarn ne kadar farkl olduunu da
ilk o zaman anladm zaten!"
Dan suskunlamt. Bunca yldr tanrd Lucy'yi, yle mi sahi?
Vay be! On yl devirmilerdi (k hzyla yol aldklarna
gre imdi daha da fazla zaman gemi olmalyd) ve btn
bu yllar boyunca seksi tek bir kez bile Lucy'nin balattn
hatrlamyordu. lk yl

198

larda Dan bazen geceleri uyank beklerdi yatakta -belki Lucy


balatr diye-ama sonunda pes ederdi. Sevimekten ok
holanyordu kz ama ilk adm hep Dan'in atmas
gerekiyordu. Dan de Lucy'yi byle kabul etmiti artk.
"Hey! Gardiyan!" Gazeteci parmaklklara tutunmu
haykryordu.
"ey! Sen misin?" Koridorun sonundaki bir hcreden Lucy'nin
sesi duyuldu.
"Lucy!" diye bard Gazeteci. "Pangalin'in Borular! Seni ktr
ktr dzmek istiyorum!"
"KES ARTIK!" diye haykran Dan, Gazete-ci'nin stne atld.
kisi hcrelerinin nemli zemininde alt alta, st ste
yuvarlanrken Dan durmadan yumruk ve tekme atyor,
(akna dnm durumdaki) Gazeteci de kendini savunmaya
alyordu.
"Dan! Dan! Sen misin?" diye baryordu Lucy. ki adamn
dvtn duymutu. "Yapmayn! Gcmz korumamz
lazm! Buradan kmak zorundayz!"
"Lucy hakl!" diye nefes nefese konutu Gazeteci ve Dan
birdenbire kavgay keserken, niye bu kadar byk bir
kskanla kapldn sordu kendi kendine.
"Niye saldrdn bana?" diye sordu Gazeteci.
Dan, tam yeryzndeki cinsel ahlakn tarihine ilikin
aklamalara giriecekti ki, vazge

199

ti. "Bak!" dedi onun yerine. "Gel seninle atekes yapalm.


Bundan sonra seksten bahsetme, tamam m?"
"Madem sen byle... yi, iyi, beni merak etme. Yeryznde
cinsel ahlakn bu kadar gevek olmasna arm falan
deilim... "
"u konuyu birka dakikalna olsun kapatr msn artk!"
"Tamam!" diye cevaplad Gazeteci. "imdi," dedi Dan. "Senin
tklp kaldmz bu yldzgemisiyle ilgili her eyi bildiini varsayarsak,
belki hep birlikte buradan kmann bir yolunu
bulabiliriz."
Lcy, "Dan! Seni seviyorum!" diye bard hcresinden.
"Ben de seni seviyorum!" diye karlk verdi Dan.
"Ben de!" diye bard Gazeteci. Dan, ona vurmamak iin zor
tuttu kendini ve sonra konutu: "Bildiklerini anlat bana."
Bylece Gazeteci, Yldzgemisi Titanic'in yapm yznden
Yasaka gezegeninin ifla^ ediini, ardndan da Yldz naat
A'nin borlarn demeden inaat iini kendi gezegenine tamasn
anlatt. Geminin yapm Blerontin'de srerken
ayyuka kan sylentilerden, inaatta Evlenmemi Yeniyetme
Anneler altrld

200
201

iin iiliin geliigzel olduu konusunda yaylan kukulardan


ve malzeme hrszlndan sz etti. Mimar, mhendis, sanat,
besteci ve genel olarak btn dallarda Galaksi'nin en byk
dhisi olan Leovinus'u ve uzaygemisinin frlatlmasndan
nceki gece onunla karlamasn anlatt. Muhasebeci
Scraliontis'le karlamasndan bahsederek adamn, bir
papaann saldrs sonucu lmesinden ksa bir sre nce
bombay ve byk Yldzgemisi'ni imha edip sigortadan para
alma planlarn ifa ettiini syledi.
Sonra da Dan'e, yaralanm olduu halde gemide saklanarak,
gazetecilik meslei boyunca bir trl yakalayamad byk
atlatma habe|
rin peine dmesinden sz etti. Bylece Yldzgemisi'nin
yapmnn ardndaki btn hikyeyi gzler nne serecek,
hem de gemideki tek yolcu olarak yaayaca serveni ilk elden
aktaracakt. (Geminin, ilk mrettebat ile
[ yolcularn alaca Dormilyon'a gitmeden nce otomatik bir
uu yapmas planlanmt.)
Daha sonra Gazeteci, geminin frlatldktan ksa bir sre sonra
KOKVA'ya (Kendiliinden Olma Kapsaml Varolusal Arza)
uramasn I ve Galaksi'nin henz kefedilmemi olan arka
tarafndaki mehul bir gezegene zorunlu ini yapmasn
anlatt. Son olarak da geminin yere arpmasndan hemen
sonra, Birinci Mevki Restorannda perdelerin arkasndan
barlar geldiini ve Leovinus'un orada, Scraliontis tarafndan
lme terk edilmi olduunu anladn syledi.
Gazeteci ihtiyar adam kurtardktan sonra gemiden dar
frlamasn nlemeye alm, ama baaramamt. Leovinus
yana ramen ondan daha gl kuvvetli kmt (geri o
srada Gazeteci de hl kan kaybetmekteydi) ve elindeki
parlak gm parasn sallaya sallaya intikam lklar atarak
(herhalde hl Blerontin'de olduklarn zannediyordu) yabanc
bir dnyada karanla karmt...
"Kaptan Bolfass sizi grmek istiyor." Hikyeyi byle yarda
kesen, gardiyand. Elinde anahtarlar sallayarak sefil hcrenin
kapsn at ve Gazeteci'yi yaka paa dar kard.
Kaptan Bolfass, gzeller gzeli Nettie'ye Kaptan Kk'ne
kadar elik etmiti. Orada ay ve tarnl kurabiye ikram etti
ona. Bu arada kendisi de, byk Yldzgemisi'ni Yeryz gezegenine
gtrmek iin gerekli ilemleri yapacakt.
"Bunun saygszlk telakki edilmesini hi istemem," diye
aklad Nettie'ye, "ancak bildiim bir gezegen deil oras ama
sizin kadar ho ve cazibeli bir hanmefendinin memleketi
olduuna gre, btn dnyalar iinde en gzeli olmal
elbette." Sonra yerlere kadar eilerek selam verdi ve Nettie,
Northanger Manastrnn kadn kahraman gibi muamele
gryor olmann heyecanyla rperdi.

202

"Sizin usta ellerinizle geminin bizleri sa salim oraya


gtreceinden hi phem yok," dedi kirpiklerini indirerek.
"Ah! Esiz hanmefendi!" diye bard Kaptan. "Bizleri
gtrecek olan bendeniz deil, gemi kendi kendine
gidecektir. Yeryz gezegeninin kesin konumu,
Yldzgemisi'nin ana zek sistemine kaydedilecek. Geri
gezegeninizin nerede olduuna dair hibirimiz fikir sahibi
deiliz ama, yapmam gereken tek ey Tita-nia'ya durumu
bildirmek -Leovinus, sibernotik sistemine bu ad vermiti de

o da gezegeninizin yerini saptayp bizi oraya gtrecektir."


Kaptan Bolfass, bu aralar Blerontin'de gsterimde olan bir
filmden esinlenmi bilgisayar oyununun yanndaki
konsollardan birinde kk bir dmeye bast... ve ite o
noktada da roman, Jane Austen'n, hatta Catherine
Cookson'n eserleri gibi olmaktan kverdi.
"Barthfarthinghasts!" diye haykrd Bolfass. "Bir aksaklk var!
Yant alamyorum!"
Nettie, aslnda yeryznn, memleketinin ok yaknlarda
olduunu hissederken -ne de olsa bir dme basmlk
yoldaydlar-imdi uzayn derinliklerine gmlvermi gibi
geliyordu kendi gezegeni.
"Kaptan Bolfass!" Onba Buke-Willinujit (evlilik yoluyla
Onba Buke-Hammadorf'un vey kuzeni olan), nefes nefese
ve gayet gergin bir ekilde girmiti ieri. "Ana zek sistemi!

203

Birisi hayati ilevlerini karm!"


Bolfass, adam vurmaca oyunlarndan birine dalm olan
Yellin'e dnd. "0 Blerontinli Van-dal'n ii bu! Derhal buraya
getirin onu!"
Gazeteci ayaa kalkmay baarana kadar Bolfass fkeden
kudurduka kudurmutu -geri Ana Kuyumun etrafndaki
parmaklkta standartlardan dk malzeme kullanldn veya
sintine ile atk merkezinde ince ilerin hi yaplmam olmas
gibi bir skandali (Evlenmemi Yeniyetme Anneler'e bu
blgeleri parlatmamalar, hatta hi cila falan srmemeleri
sylenmiti) haber alsayd, herhalde ok daha beter
kprrd!
"Ne yaptn Titania'nn beynine?" diye kk-redi.
Gazeteci enesini ileri kararak konutu: "Size ancak adm,
rtbemi ve sicil numaram sylerim."
"Byk Firar'da deiliz!"* diye haykrd Bolfass ve
Gazetecimin gzlerine bir k dorulttu. "Btn bildiklerini
anlat, yoksa seni Horst'un eline veririm!"
"Dudaklarm mhrl!" diye kontr eken Ga

204

zeteci, ban br tarafa evirdi.


"Pekl! Bana baka seenek brakmadn!" diye hrlayan
Bolfass, deri eldiveniyle Gazete-ci'nin suratna bir tane
patlatt.
"Peki!" dedi Gazeteci. "Size bildiim her eyi anlatacam! Her
eyi!"
"nce biraz daha ikence edilmek istemez miydin?"
"Yo, yoo! imdi anlataym daha iyi!"
"Pekl! Yasaka'ya dnmemize engel olmak iin Titania'nn
beynine sabotaj dzenlediini biliyoruz! Sen paralar ne
yaptn syle bize!"
Gazeteci arm grnyordu. "Scralion-tis komplonun bu
ksmndan bahsetmemiti ama!"
"Ne komplosu?" Daha zayf bir adamn kolayca zlecei
koullarda soukkanlln bylesine muhafaza edebilen
Gazeteci'ye iin iin hayranlk duyuyordu Bolfass. "Bu savata
ayn tarafta arpyor olmamamz ne kadar yazk," diye
geirdi iinden. "te yandan, aslnda bir savata arpyor
falan da deiliz." Bolfass, kendini toplamaya gayret ediyordu.
Bunun zerine Gazeteci, Scraliohtis ile Bro-bostigon'un byk
Yldzgemisi'ni imha ederek sigortadan para talep etmek iin
dzenledikleri komplo hakknda btn bildiklerini anlatt.

205

Bolfass dinledike fkeden bembeyaz kesilmiti. Nettie,


adamn iinde kaynayan fkeyi gzleriyle grebiliyordu.
Bolfass duraklad -eli oktan B tabancasna gitmiti bile-fakat
Nettie'nin ses tonunda br eyler, adamn iindeki fkeyi
dindiriverdi. Elini tabancasndan ekti.
"Frlatmadan nceki gece gemideydiler," dedi Gazeteci. "Girip
karken dikkat ekmek istememi olmallar, yani ana zek
sisteminden aldklar her ne ise geminin iinde bir yerlere
saklamlardr."
"Akla yakn geliyor," dedi Assmal. Deminden beri Tetrus
oyununda inanlmaz rekorlar krmakta olan bir baka Yasakal
komutand bu.
"ok gzel!" dedi Bolfass. "Pruvadan ka kadar btn gemiyi
arayacaz. 0 paralar bulunacak, aksi takdirde Nettie'yi asla
gezegenine gtremeyiz. Hatta bu halde Yasaka'ya bile biraz
zor dneriz!"
"Yapabiliriz bence, Kaptan!" Seyrsefer Mhendisi Rodden'd
konuan. "/Galaksi'nin Praksima-Betril Kesimimde, Starius
Kua E-D 3278'de bulunuyoruz. Assmal gemiyi elle idare
edebilirse, ben de parakete hesabyla gezegene ini
yapabilirim."
Assmal bayla onaylad. "Gemiyi elle idare edebilecek kadar
hkimiyetim var fonksiyonlar zerinde. Ama uzun bir yolculuk
olur bu, en

206

azndan birka saat srer."


te bylece byk Yldzgemisi Titanic uzayn yldz bezeli
karanlnda devs gvdesini dndrerek Yasaka gezegenine
doru uzun ve yorucu yolculuuna balad.

142
YRM

Yldzgemisi'nin beynindeki eksik paray bulmak, hi


dnemeyecekleri kadar zordu. Bunun balca nedeni de
gemideki robotlarn, gitgide eksantrik davranlar
sergilemeye balamasyd. Hostbotlar halsinasyon grerek
var olmayan Birinci Mevki Yolcularmn var olmayan evcil
hayvanlarna kap amaya, p emici robotlarla krtrmaya
falan balamlard. Bildikleri uygarln sonunu engellemenin
yegne yolunun daha az protein almak olduuna inanan
Asanbotlar, sonu gelmez bir de gemiti. Tozbotlara
gelince, sprgeliklerden frlayp frlayp neredeyse gelen

143

Bu arada kayp paralarn biri dnda hepsi bulunmu ve


Yldzgemisi Titanic, Yasaka gezegeninin gr alanna
girmiti.
Eve dn, Gardiyan'n hayatta en sevdii eydi hep. Biraz
sonra parlak bir alevle yanan ocan bana kurulup ayaklarn
uzatacakt. Koca bir kupa dolusu Eski Usl Bira olacakt

209

geenin taklarak decei byklkte toz ynlar


brakyorlard her yere.
Ancak en byk sorun, geminin ana barnda yaanyordu: Her
ne kadar rafa dizili rengrenk kadehlerle ielerin arkasndan
Titania'nn beyni bir parack grnebilse de, Barbot bir nevi
acayip siberpsiik esriklie kaplmt.
"Efet efendim efet! Hifzmetinizdeyiff... te kofkteylifnizff
efendim... " Anlalmazl-n cazibesi ile kavgac bir sarholuk
arasnda gidip gidip geliyordu Barbot.
Onba Golholivvol bir deneme yapacak oldu: "Bize uradaki
raftan bir para siberzmbrt-dan ver... " Ama Barbot, adamn
burnunu sr-verdi. "Offf!" diye haykrd Onba Golholivvol.
Bardan bir ey almak iin tabureye trmanan herkes,
Barbot'un artc bir kaba kuvvet gsterisiyle karlayordu.
Sonuta barse-i
ver Yasakallar, ricat etmek zorunda
kaldlar.
elinde ve ailesi oraya buraya kouturarak akam yemeini
hazrlayacak ya da gne batarken hep birlikte verandada
kt oynayacaklard.
te bu yzden Gardiyan, hcrenin kapsn ap da Dan'e artk
zgr olduunu belirtirken olduka keyifli bir melodi
almaktayd slkla.
Dan mzie biraz daha yatkn biri olsayd, Gardiyan'n ald
melodinin "Armentiers'li Matmazel"den bakas olmadn
anlayacakt -Birinci Dnya Sava srasnda revata olan
Franszca bir arkyd bu. Gardiyan'n bu melodiyi almasnn
nedeni, daha nce szn ettiimiz zaman sapmas yoluyla
Blerontin'e Fransz ampanyas karlmasyla ilgisiz deildi.
Kimselerin bilmedii hakikat ise Gardiyan'n, kt bir hret
yapm olan Onba Pillivvidd-lipillipitit'ten bakas
olmadyd -yani Pil-livviddlipillipitit etesi'nin ba olan
nl kaak. Nitekim bu ete de, Yasaka ekonomisinin
knden sonra ptrak gibi yaylan rgtl suun naho
tezahrlerinden biriydi. Pilli-vviddlipillipitit, daha ileri bir
tarihte giriecei olas bir yama harekt iin Yldzgemisi
Titanic'nde keif yapmak zere Yasaka uzay filosunda sradan
bir onba olarak tebdil-i kyafet edip binmiti gemiye. Neyse,
bu baka bir hikye tabii.
Dan, serbest kalr kalmaz en ksa yoldan Lucy'ye ulamaya
alt. Lucy ise o srada Ga

144

zeteci ve Nettie'yle birlikte Kaptan Kk'nn penceresinden,


gitgide yaklaan kocaman kreyi, yani Yasaka gezegenini
seyre dalmt.
"Lucy!" diye fsldad Dan. "Baka bir yere gidip zel
konuabilir miyiz?"
"imdi olmaz!" diye fsldayarak cevap verdi Lucy de. "Bak!
Senin de hayatnda grdn en mthi manzara deil mi
bu?"
"Bana senin memelerini hatrlatyor," diye mrldand
Gazeteci. Dan kendini zor tutuyordu ve Gazeteci'yi orackta
ldrmek yerine Lucy'yi kolundan tuttuu gibi Kaptan
Kk'nn br ucuna srkledi.
"Sen teklif etmisin! O syledi bunu!" Dan, daha fkeli bir
sesle konumaya, zntl deil sulayc olmaya alyordu,
ama tam anlamyla kesin bir szlanma biiminde kyordu
sesi.
"Dan! Zayf bir anmd ite... "
"Benimleyken niye hi 'zayf an' yaamadn? On yl
boyunca..."
"Sen ne diyorsun Allah akna, Dan? Harika bir seks
yaantmz olmad m?" Lucy iyiden iyiye sinirlenmeye
balamt.
"Bak... evet... Aslnda..."
"Ay ne kadar kskanmsn sen byle! Beni ekici bulan her
erkein peine dtm m zannediyorsun yani?"

211

"Ben byle bir ey sylemedim!" Her zaman olduu gibi Dan,


konumann denetiminden kmaya baladn hissediyordu.
Ancak olaylarn son derece nemli ve tehlikeli bir gidiata brnmesi,
bu ritel diyalektik aalanmadan hasbelkader
kurtaracakt onu ve bu hikyenin de tm seyrini
deitirecekti.
Bolfass, Yasaka'nn ktalaryla lkelerini gstermekteydi
Nettie'ye. Kalp atlarnn gittike hzlandn hissediyordu.
Kendi dnyas karsnda gururlanmasnn da pay vard bunda,
ama asl neden, Nettie'nin onun koluna girerek byk bir
merak ve hayranlkla manzaray seyretmekte oluuydu.
Bolfass, kelimenin gerek anlamyla dp baylabilirdi orada.
Ya: n bandaki bu gzel yaratn kokusunu duyabiliyordu,
koluna deen yumuack ellerini hissedebiliyordu ve onun da
kalbinin atlar geliyordu kulana. Ne dediinin kendi de pek
farknda deildi Bolfass.
"Ve ite burada, sevgili hanmefendi, Yaz-gn Allar
Okyanusumu gryorsunuz. Bu topraklara Porselenya deriz
biz, ooh! Banz uraya evirdiinizde de, sevgili
hanmefendi, benim memleketimi greceksiniz: Marangozlar
Adas. ok gzel yerdir, soylu zanaatkarlar ve birinci snf
teknisyenler yaar orada. Veya en azndan... daha nce
yaarlard... " Bolfass'n sesindeki hzn yakalayan Nettie,
ban ona doru evirdi -adamn sert yz hatlar, hznl
krklklarn oluturduu bir bulutla ev

212

relenmiti.
Nettie, yumuak bir tonda sordu: "Neden nce, Kaptan
Bolfass?"
"Ah, Nettie, kendi dnyamzn sorunlaryla skmak
istemiyorum sizi," diye cevaplad onu yiit Kaptan.
"Bilmek istiyorum." Nettie, Kaptan'n elini tutarak hafife
okad ve sanrm iyi kalpli Kaptan, o anda, orackta, srf
zevkten baylabilirdi -gezegenin evresinde grd bir
kprt dikkatini datm olmasayd tabii.
"Rodden! u nedir?" Aniden gerilmiti Bolfass.
Seyrsefer Mhendisi, uzaklarda Yasaka'y evreleyen haleyi
inceledi. Drbn gzln taktnda, elinde olmadan i
geirdi. "Blerontinliler!" diye geveledi. Bolfass drbn
gzl kapt. Evet! Sava gemilerinden oluan koca bir filoyu
grebiliyordu imdi, gemilerin stnde de Blerontin plakalar
aklyd ama baka hibir iaret yoktu. Resmi Blerontin Uzay
Filosu olmad akt bunun.
"Paral askerler!" diye sylendi Assmal. "Bela demektir bu!"
dedi Yellin.
"abuk!" diye bard Bolfass. "Herkes silah bana! B ilevini
de kapatn. Gerek cephane

147

kullanacaz."
Yasakallar harekete geerken aralarnda fsr fsr
konuuyorlard; silahlarn kapp nceden belirlenmi
mevzilerini aldlar. mha Benzetimi ilevinin yerine gerek
cephane kullanarak ate etme dncesi hem rktc hem
heyecan vericiydi. Dardan Yldzgemisi'nih gvdesine gerek
mermilerle ate etmek baka eydi, geminin iindeyken
gerek mermi kullanmak baka ey: Byk apta hasara yol
aabilirdi bu! Yani hasretle bekledikleri cinsten, muazzam
apta bir onarm ii kacak gibi gzkyordu!
Anszn yz kararmt Bolfass'n ve gayet vakur bir edayla
Nettie'ye dnd. "Nettie!" dedi. "Bunu yapmak ok zrit
veriyor bana, umarm beni balarsnz, ancak biz dmanla
arprken arkadalarnzla birlikte emniyetli bir yere
gemenizi istemek zorundaym sizden."
Bolfass bunlar sylerken, Blerontinli paral askerler de, (k
hzyla) Yldzgemisi'ne ulam ve artk evresini sarmt. Ellialtm
kadar uzay arac olmalyd filoda -filo, askeri kullanma
uyarlanm uzaygemilerinden oluan tipik bir yamal boha
grnm arz ediyordu. Dnyalar arasnda ekonomik ibirliinin
sona ermesi ve Galaksileraras Gvenlik Konseyimin
dalmasndan bu yana uzay semalarnda byle amalara
ynelik filolara ok sk

147

rastlanr olmutu.
Yldzgemisi'nin hoparlr sisteminden sert bir ses duyuldu
birden: "Blerontin Magna Kurulular Sigorta irketi'nin resmi
uzay filosu tarafndan sarlm bulunuyorsunuz. Blerontin
Yasalar'nn verdii yetkiyle ve yine bu yasalar dorultusunda,
Tazminat Tespit Komisyo-nu'nca Yldz naat irketi,
Yldzgemisi Tita-nic Holdingleri Ltd. ve Yldz I Seyahat
A'nin alacak bakiyesini tahsil etmek zere, sigorta
szlemesinin altnc madde, nc fkras uyarnca
tarafmza veklet verilmitir. Ad geen Sigorta irketime
vekleten ibu yldzgemisi ne, sz konusu Sigorta irketi'nin
yasal mlk olarak el koymaktayz. Ltfen gemiyi sessiz ve
dzenli bir ekilde terk ediniz."
"Horuk Sidii!" diye haykrd Bolfass. Geminin iletiim
sisteminin nasl altrlacan biliyordu ve paral askerlerin
gemisine arpan sesinin yanks yle bir gmbrdedi ki, Yldzgemisi'nden
bile duyuldu! "Bu gemiyi biz yaptk! Ne zenimizi
ne iiliimizi esirgedik ondan! En kaliteli malzemeyi aldk ve
Bay Leovi-nus'un emri olan son derece mkemmel artnameye
uyabilmek iin borca girdik. Tek kuru da alamadk.
Sonra, inaat ii elimizden alnnca bizler ve ailelerimiz
sefaletle, alkla kar karya kaldk. Galaksi'de geerli her
trl hakkaniyet anlay dorultusunda bu geminin sahibi
biziz. stelik gemiyi biz kurtarm olduumuz iin de onun
zerindeki her trl hak

215

bize aittir! Gemiyi biz bulduk ve ait olduu yere biz geri
getirdik! Siz gidip kendi dibinizi dvn!"
Daha o konuurken, paral asker gemilerinden drd
Yldzgemisi'ne yanamt bile. Geminin gvdesine tutunma
demirleri atld ve Titanic'in hava kanallarnn girii
matkaplarla delindi.
Tam o anda paral asker gemilerinin evresindeki hava
tmyle k, duman ve grltyle doldu: Yasakallar mthi
bir kar saldr balatmlard, y
Btn bunlar olurken Nettie, Dan, Lucy ve Gazeteci, yarm
dzine kadar hrn Yasaka muhafz tarafndan tekrar
tutuklanarak hcreye tklmak zere yaka paa
gtrlyordu. Blerontinli paral devriye kuvveti anszn Giri
Lobisi'ni basarak atee baladnda, Byk Eksen Kanalm
yarlamlard bile. dnyal ile Gazeteci kendilerini yere
attlar, ama B silahlarna alkn olan Yasakallar bir saniyelik
bir tereddt yaad ve ite o bir saniye, sonlarn getirdi.
Onba Inchbevvigglit ile Onba Kazitinker-Rigipitil gverteye
saklanmay baardlarsa da, Yarktak, Bunzlyvvotter, Ti-doloft
ve Forzab isimli onbalar tam cepheden vuruldu. Ellerini
gslerine gtrrken silahlar yere sald.

216

Yere den silahlardan birinin stne atlayan ilk kii Nettie


oldu ve silah ald gibi, gzn bile krpmadan paral
askerlere dorulttu. Yeryzndeyken eline hi silah almadn
da gz nnde bulundurduumuzda, Yasaka
"patlama"n dikkat ekecek kadar rahat kullanyordu. Silah
nasl tutacan zaten biliyor gibi bir hali vard ve mermi
haznelerinden birinin altnda yer alan tetii de derhal fark etmiti.
Nian alp tetii ekti -namludan frlayan alevle birlikte
iki paral asker yere yld.
"Yo! Yoo!" diye haykrd Onba Inchbevvigglit dehet iinde.
"Balarndan yukarya nian al!"
"Yok yle ey!" diye baran Nettie, bir Ble-rontinliyi daha
devirdi. Bu arada Lucy, Dan ve Gazeteci de birer silah kapm,
saldrganlara ate etmeye balamlard.
Yasakal muhafzlarn ok geirmekte olduu akt.
Blerontinlilere gelince, onlar da tam anlamyla gafil
avlanmt. Yasakallarn B tabancalar patlarken yle durup
beklemeye almt onlar veya en kt ihtimalle Yasakallar
gerek silah kullanacak olsa bile, balarnn stne ate
ederlerdi. Ama bu yeni bir eydi! Hem de panik yaratc bir
ey! Hl ayakta kalan az sayda Blerontinli, bir yere ylan
yoldalarna, bir karlarndaki dmana bakyorlard -bu
arada dman da hl dosdoru zerlerine ate etmekteydi.
Yeni bir yaylm

217

ateinin balamasn beklemeden, geri dnp kamaya


baladlar.
Yasakal muhafzlar afallamt. Tarihleri boyunca
Blerontinlilerin, Yasakallarn nnden kat grlm ey
deildi!
Bu arada Nettie, hemen Giri Lobisi'nin kapsna frlamt.
Geri ekilmekte olan Bleron-tinlilere atee oradan devam etti.
Oysa paral askerler oktan hava kanalna girip kapy arkalarndan
kapatmlard bile.
"Boyalar dklmesin, dikkat edin!" diye soluk solua konutu
Onba Inchbevvigglit.
Nettie'nin yanna daha yeni varm olan Dan, "Harikaydn!"
diye bard. Nettie'nin nefesi kesilmiti ve Dan, onun yannda
dururken vcudundan ykselen harareti hissedebiliyordu.
Aniden arkasna dnd Nettie.
"Aman Yarabbim! Bomba!" diye haykrarak cep telefonunu
cebinden kard. "ki... " diyordu bomba. "Bir... " "Selam
Bomba! Ben, Nettie!" "Selam Nettie..." "Nasl gidiyor,
bomba?" Sessizlik. Bir an Dan, ilerinin bitik olduunu
dnd.
"Bomba? Orada msn, bomba?" diye telefona sesleniyordu
Nettie. Ama bombadan cevap

218

yoktu hl.
"Bomba!" Dan telefonu ekip almt.
"Aa! Tabii ya! Bu i, erkek ii!" dedi Nettie.
"Bomba? Orada msn?" Dan, Nettie'yi dinlemiyordu. "Konu
benimle!"
"Ben, Nettie'yle konuuyordum," dedi bomba ters ters.
"Haa," diyen Dan, telefonu Nettie'ye geri verdi. "zr
dilerim," diye fsldad.
"Ben, Nettie," dedi Nettie telefona doru. Bombadan hl ses
kmyordu. "Bomba?" diye tekrarlad.
Yine ses yok.
"Bomba!" Nettie'nin sesinde bir aciliyet havas vard imdi.
"Konu benimle!"
Sonra bomba konutu... ok yava bir sesle ama... "Ben, bir
Mega mha Aygt'ym..." dedi. "smin bu mu senin?" diye
sordu Nettie. "Evet," dedi bomba. "Ben bir bombaym."
"Senin ne olduunu biliyorum," diye cevaplad Nettie.
"Sesini duymak houma gidiyor, Nettie," dedi bomba. I
"Ben de senin sesini duyunca seviniyorum, bomba," diye
cevaplad Nettie.

219

"Yani bunu... ylesine sylemiyorsun, deil mi?"


"Hayr, ylesine sylemiyorum. Elektronik bir ses olarak ok
yumuak bir tns var. ok ho." Bir an bombann aladn
sand Nettie. "Benim iin geri sayma batan balar msn?"
"Madem gerekten istiyorsun," dedi bomba.
"Evet," dedi Nettie.
"Pekl," dedi bomba. "Sadece senin iin sayacam, Nettie.
Ama bu son olacak... Gerekten son olacak..."
Sessizlik.
"Bunu srf senin hatrn iin yapyorum, Nettie."
"Teekkr ederim, bomba." "jyi anslar, Nettie." "yi anslar,
bomba." "Bin... dokuz yz doksan dokuz... " Nettie, bombay
durdurma hedefine yle odaklanmt ki, aslnda nasl bir
dehet yaamakta olduunu fark edememiti, ama bir dakika
sonra farkna vard: Dizlerinin ba z-lverdi ve Dan'in
kollarna yld -kollar da onu yakalamak iin anszn orada
bitivermiti.
Bolfass, Yldzgemisi Titanic'nin Kaptan

220

Kkmde durmu, Blerontinli paral askerlerin kendi


aralarna binerek kan gzlerine inanamadan
seyrediyordu.
"Neler oluyor, Yasaka akna?" diye bard. "Blerontinliler
byle pes etmez -son adammz da vurmadan sava
brakmazlar genellikle!" Yine de, ne olur ne olmaz diyerek bir
kez daha ate almasn emretti ve paral askerlerin aracn
saran kara boluk yine k ve grlt ile patlad. Yamal boha
filocuk, bir ho-ruun tahtaya smas iin gereken zamandan
daha ksa bir srede rota deitirdi ve roketlerden pskren
beyaz alevlerle birlikte tazminat tespit komisyonunun filosu,

o gzelim yeil Yasaka gezegeninin ufkunda gzden kayboldu.


Tam o anda Dan ile Nettie yine Kaptan Kkme daldlar.
"Sizin hcrede olmanz gerekiyordu!" diye bard Bolfass.
"Dorudan dmann stne ate ettiler!" Onba
Inchbevvigglit hemen arkalarnda bitivermiti. "Paral askerler
o yzden kat!"
"Bombay halletmemiz lazm!" diye haykrd Nettie. "Son defa
geriye sayacan sylyor."
"Korkun bir ey bu!" Bolfass, byle haykrrken gerekten de
durumun vahametine uygun bir arballk iindeydi.
"Evet! Bu sefer patlayacakm, yle diyor."

221

"Blerontinlilerin zerine dorudan nian aldnz, ha?"


"E siz de yle yapmayacak mydnz zaten?" diye sordu Nettie.
"Hayr, yapmayacaktk!" diye grledi Bolfass. "Bizim ok kesin
bir ahlak yasamz vardr! Saygdeer hanmefendi!
Eminim^amacnz gerekten de onlara nian almak deildi."
"Ne yani, tabii ki onlara nian almakt!" Dan'in sabr tamaya
balyordu artk. "Onlar durdurmann tek yolu buydu. u
bombay ne yapacaz?"
"Nettie'nin kendilerine ate ettiini anlaynca zppzplar gibi
katlar!" Inchbevvigglit, byk bir heyecanla bararak
sylemiti bunlar.
"Hepinizi tutuklamak zorundaym!"
"Kaptan Bolfass," dedi Nettie, en etkileyici sesiyle. "Bizler
Yasaka detlerini bilmiyoruz ve ancak dnyallar gibi tepki
gsterebiliriz, ne de olsa dnyada insanlar, ne yazk ki birbirlerini
ldrmek ya da yaralamak zere nian alrlar. Silahlar
da bunun iin yaplr zaten. Benim de houma gitmiyor, ama
bu i byle. Sizin eref yasalarnz inemek deildi amacmz;
sadece sizi ve Yldzgemisi'ni tazminat tespit komisyonunun
askerlerinden kurtarmak istemitik. imdi ltfen dinleyin... "
ve cep telefonunu at.

222

"Dokuz yz yirmi iki... " Bomba hl sayyordu.


"Yaklak on dakikamz var!"
"ok gzel," dedi Bolfass, ama surat hl yumuamamt.
"Blerontinlilerden zr dilemek zorundayz."
"Ama onlar sizi ldrmeye alyorlard!" diye bard Nettie.
"Bunu yasak eden bir ahlak yasalar yok da ondan," diye
cevaplad Bolfass. Mantna kar koymak mmkn deildi.
"Bir bo vakit bulur bulmaz hemen zr mektubu yazacam."
"u bomba konusunda bir eyler yapmazsak," diye bard
Dan, "hepimizin mr bo vakitten ibaret kalacak zaten!"
"Hakknz var!" dedi Bolfass. "Derhal bombann fnyesini
sktrmeliyim!"
Nettie, fnyesi sokulurken bombann yannda kalmakta srar
etti. Kendisini caydrmaya alan Dan'e, "Bu, benim ona vefa
borcum," diye aklad durumu. "Hem patlayverirse, geminin
neresinde bulunduumuzun hi nemi yok ki,"
Yasakal bomba imha uzman, alet antasn bombann yanna
brakrken Nettie'ye katldn belirtti.

223

"Drt yz otuz drt..." dedi bomba.


"Selam bomba!" dedi Nettie.
"Drt yz otuz ... " dedi bomba. Nettie biliyordu, bir daha
kafasnn kartrlmasna izin vermeyecekti. Son geri saymd
bu.
"Kendini nasl hissediyorsun, bomba?" diye sordu Nettie.
"Ltfen fnyesi sokulurken onunla konumayn," dedi bomba
imha uzman. "Tehlikeli olabilir."
"Yeterince zaman var m?" diye sordu Dan.
"Drt yz otuz iki..." dedi bomba.
"Bakalm," dedi bomba imha uzman. O srada bombann
kabininden metal bir levhann vidalarn gevetmekle
meguld. "Bu hzla saymaya devam ederse mesele yok, ama
bazen son geri saymda hzlanabiliyorlar. Bu, 8D-96 Tam
Tehizath Mega mha Aygt -8G veya hatta bir 9A olsayd,
iimiz kolayd. Onlara itaat denetim mekanizmas
yerletiriyorlar, dolaysyla byle sorunlar ortadan kalkyor.
Ama 8D'de, bakalm... vallahi hi salar sollar belli olmaz...
Ah! Bu imdilik itaatkr grnyor..."
Bomba imha uzman, onlarla konuurken bir yandan da metal
levhay skerek koyu krmz bir dmeyi aa karmt.
yle yazyordu dmenin stnde: BOMBANIN FNYESN
SK.

224

"Neyse ki bu 8D'lere de yine otomatik fnye skme


mekanizmas koyuyorlar. Bizim iimizi kolaylatryor bu."
Sonra dmeye bast. Geri saym annda durdu. Bir an
sessizlik oldu. Ardndan bir ddk tmeye ve BOMBANIN
FNYESN SK yazl krmz dme yanp yanp snmeye
balad, stnde de cam bir kapak belirmiti anszn ve imdi
kimse dmeye el sre-miyordu.
"Bir dakika bek... " dedi bomba imha uzman. "Bu ite bir
terslik var... "
"Tebrikler!" dedi bomba. "8D-96 Tam Tehizath Mega mha
Aygt'nn fnyesini skmeyi baardnz. Ancak Mega mha
Aygt, yldzge-misi nin zek sibersistemiyle balantl ve ne
yazk ki bu sistemde eksiklik var. Dolaysyla bomba Varsaylan
Kip'e geti. Ltfen elkitab-na baknz."
"Elkitab nerede?!" diye sordu bomba imha uzman -sesinin
tnsnda yle bir ey vard ki Nettie (her ne kadar daha
rahatlatc bir szck bulmak iin kendini ok zorlasa da) olsa
olsa "panik" diye tanmlayabiliyordu bunu.
"Bomba imha uzman sensin," dedi Dan, yardmc olmak
istercesine.
Bu arada Nettie, bomba kabininin altna tklm bir kitapk
bulmutu. Sayfalar hzla evirdi. .
"Byk kaplarda piirme yapmak iin nza

225

maniama ayar!" diye okumaya balad.


"O gazl frnn elkitab!" diye bard bomba imha uzman.
Kitap Nettie^njn elinden kapp byk bir itahla okumaya
balad. Yasa-kallar, teknik elkitaplarnn cazibesine kar
koyamazlard hi. zellikle bask altnda bulunduklar
zamanlarda onlara teselli ve ka yolu salayan yegne eydi
bu.
Bu arada Dan ile Nettie de doru elkitabn bulmak iin
makine dairesinin altn stne getiriyorlard. Bomba imha
uzman, "Bakn! Kendi kendini temizleme ilevi de varm!"
derken Dan, "8D-96 Tam Tehizatl Mega mha Aygt Kullanc
Dostu Bombanz in Pratik Elkitab"n birtakm su
borularnn arasndan bulup karmt.
"8D-96 Tam Tehizatl Mega mha Aygt, Kullanc Dostu
Patlama Aygtlarmn en ileri modeli olarak tasarlanmtr,"
diye okumaya balad. "Btn ilemler basittir ve kullancy
ynlendirir... "
"Ver unu bana!" diye haykran bomba imha uzman, kitap
Dan'in elinden ekip ld. "Varsaylan Kip"i okudu. "Gemi zek
sistemindeki eksiklik nedeniyle bomba Varsaylan Kip'e
geince u koullar geerli olur: Fnye skme dmesine
eriemezsiniz. Bombaya ya da bomba kabinine
dokunamazsnz. Bombaya baka ilem yapamazsnz. yisi mi
onu rahat brakn. Annadnz m? yi. 8D-96 Tam Tehizatl
Mega

226
0rmlyn9nnde

mha Aygt, Varsaylan Kip'e geiten itiba m\Vtirma?il

pat,aacak de

y
"Ha siktir!" dedi Dan.
"Ha siktir!" dedi Nettie.
"Ha siktir!" dedi bomba imha uzman.

VDRMD BDR

"Bir Dormilyon gn ne kadar srer?" Sorulmas kanlmaz


olan bu soruyu ilk soran, Net-tie'ydi.
"Otuz alt Dormilyon saati," dedi bomba imha uzman.
"Bir Dormilyon saati ne kadar srer?" diye sordu Dan.
"Yetmi sekiz Dormilyon dakikas," dedi bomba imha uzman.
"Yaklak olarak... yani... ay, nasl anlatacam ki size? Hibir
referans noktas yok."
bir mddet dnd ve tam bir yldz sisteminden
dierine zaman kavramn aktarmann imknsz olduuna
karar veriyorlard ki, Nettie konutu:
"Buldum!"
Size Nettie'nin bulduu eyi anlatamayacam, ama ok
zekiceydi. Siz kendiniz bulamazsanz, bu kitabn yaynclarna
mektup yazp u aklama kitapn isteyin: "Nettie Yntemiyle
Bir Dormilyon Gnnn Sresinin Hesaplanmas."
abucak hesap yapan Nettie, "Demek... Alt Dormilyon gn,
kabaca oh yeryz gnne denk dyor!" dedi.
"Tanrm! Nettie!" dedi Dan. "Ne kadar zekisin! Niye bunu hi
dnemedim?"
l hemen Yldzgemisi'nin Kaptan Kkme dnerek
durumu bildirdi.
"Varsaylan Kip'ten nasl karacaz bombay?" diye bomba
imha uzmanna sordu Bol-fass.
"Tek umudumuz, gemi zek sisteminin kayp ana parasn
bulmakta," dedi bomba imha uzman. "O paray yerine
takabilirsek, byk ihtimalle bombann fnyesini skebilirim.
Yoksa alt Dormilyon gnnde patlayacak."
Bolfass, orada toplanm bulunan mrettebata dnd.
"ocuklar! Durumun ne kadar vahim olduunu duydunuz.
Sevgili yurdumuz Yasaka,

158%
229

bu Yldzgemisi'nTn yapm ve Blerontinlilerin erefli insanlar


gibi borlarna sadakat gsterememesi yznden mahvoldu.
Biz gemiyi iyi niyetle yaptk. Galaksi'nin grp grecei en
muhteem, en gzel uzay aracn ina edebilmek iin kendi
hayat tarzmz tehlikeye attk. Blerontinliler ise bizim
gvenimizi ktye kullandlar. Dnyamzn eski refahna
kavumas iin yegne ansmz, Yldzgemisi Tita-nic'e tekrar
sahip olmaktr. Bu hain bomba yznden gemi havaya uacak
olursa, dnyamz da gerekten karanlk bir gelecek bekliyor
demektir.
te bu yzden, gemiyi tekrar aramanz emrediyorum. Her
santimine tek tek baktnz biliyorum, fakat ana zek
sisteminin kayp paras bu gemide bir yerlerde olmal ve biz
de onu bulmalyz... "
Tam o anda hoparlr sisteminden bir lk duyuldu.
"Lucy!" diye bard Dan.
Giri Lobisi'nin dndaki ksa sreli atmadan beri Lucy ile
Gazeteci'ye neler olduunu aklamam gerekiyor artk. Nettie,
Dan ve Onba Inchbevvigglit, geri ekilmekte olan Blerontinlileri
kovalamaya balaynca, Gazeteci de hemen Lucy'yi
kavrad gibi Byk Eksen

230
Kanalmn oralarda bir odaya ekmiti.
"Sen ne yapmaya alyorsun, ey?!" diye haykrmt Lucy
de, oysa Gazeteci'nin onu yapmaya alt aikrd: Mmkn
olduu kadar hzl bir ekilde tayyrnn dmelerini
zmeye urarken, bir yandan da dilini, kadnn kulana
nereye kadar sokabileceini lmekle meguld. "ey!" diye
bard Lucy. "Brak beni!"
"Olmaz! Olmaz! Olmaz!" diye inledi Gazeteci. "Biz Blerontin
erkekleri bir kez bir kadn tarafndan tahrik edildik mi, ayn
kadn tarafndan tahrik edilmez hale gelmemiz yllar srer,
hatta bazen bir mr srer."
"Sen ne diyorsun, ey?" diye bard Lucy.
"Evlen benimle Lucy!" diye bard Gazeteci, bir yandan da
yzn, alm dmelerin arasndan Lucy'nin sutyenine
gmmt.
"Ah evet! Evet! Evet! ey!" diye haykrd Lucy.
"Cyaaak!" diye haykrd bir baka ey daha.
"Hemen nianlanrz, sonra da bir beyaz dn yapar, dn
pastas falan keseriz ve Dan de sad olarak bir konuma
yapar, arkasndan balayna karz!" diye baryordu
Gazeteci.
"Cyaaak!"
"Canm ey'im benim!" Lucy gz yalarna boulmutu. "Ne
yapyorum ben? Ne diyorum

231

ben?" Lucy'nin ald hukuk eitimi anszn kendini


gstermeye balamt yine. Aa yukar u minval zerinde
gsteriyordu stelik: Sonradan piman olabilecein hibir
taahhtte bulunma. "Ama ben Dan'le evleneceim! Birlikte
otel ileteceiz! 0 cyaklama neydi?"
"Cyaaak!" dedi cyaklayan ey.
"eydi!" diye bard Gazeteci ve anszn kocaman bir
papaan, odann arka tarafndaki glgelerin arasndan karak
Gazetecimin omzuna kondu. te Lucy de tam o anda lk
att ve u talihin iine baknz ki, lk atarken de gemideki
dahili iletiim dmelerinden birine basverdi istemeden.
Sonuta, att lk Yldzgemisi Titanic'in her yerinde
yankland.
"Cyaaak!" dedi papaan. "Salak Dhi!" .
Kaptan Kkmde ise Bolfass, kulaklarn dikmiti. "Ne dedi o
papaan?"
"Salak Dhi!" Dahili iletiim hattndan gelen, papaann
lyd.
"Papaan!" diye bard Kaptan Bolfass. "Ne diyorsun?"
"Salak dhi!" diye tekrarlad papaan.
Bolfass, dahili iletiim hattndan "PAPAAN!" diye grledi.
"Titania'nn beynindeki ana
232
zek sisteminin kayp parasn aryoruz, sen nerede olduunu
biliyor musun?"
Sessizlik.
"PAPAAN!" diye bir daha bard Bolfass, ama Lucy elini
dmenin stnden ekmi, Gazetecimin bir falcnn kristal
kresine benzeyen przsz yzn okamak iin
kullanyordu imdi.
Onba Inchbevvigglit'e dnen Nettie, "Kaptan Bolfass, bir
papaann sylediine niye bu kadar ilgi gsterdi?" diye
sordu.
"Yasaka geleneinde," diye fsldad Onba Inchbevvigglit,
"papaanlar hakikatin habercisidir. Bizde bir sz vardr: 'Bir
ocuktan, bir de papaandan al haberi.' "
Bu arada Lucy, Gazeteci'nin nerdii her eye niye evet demi
olduunu dnyordu. Byk bir hata yapm olabileceini
dnyordu. Ah, adamn o acayip turuncu gzlerinde
gelecei bir grebilseydi. "Delisin sen!" dedi.
"Ohhh!" diye inledi Gazeteci, Lucy'nin sutyen asksn
inerken.
"Ahhh!" dedi Lucy.
"Haaaa!" diye mrldand Gazeteci.
"Oh-uh!" diye cevap verdi Lucy.
Adam "Oooooh!" dedi.
Lucy bir ekleme yapt: "Oh! Uh! Ooh!"

233

Gazeteci sordu: "Ya! Ha! Haa?"


Lucy onaylad: "H!"
"Ha?" diye bir daha sordu Gazeteci.
"Ha!" diye tekrarlad Lucy.
"Uuuuuuh!" te bu noktada Gazeteci'de kelimeler kifayetsiz
kalmt. Ama Lucy konumay srdrd.
"OH!" dedi.
"Aaa?" dedi Gazeteci; kadnn nasl bu kadar kesin
konuabildiini merak etmiti.
"AH!" diye dorulad Lucy. Artk hi phesi yoktu. "AH!"
Ve ite o anda, Kaptan Kkmde bulunanlarn hepsi birden
Byk Eksen Kanalmn yanndaki odaya daldlar ve yerlerine
mhlanm gibi kalakaldlar. VVilshire Bulvar'nn en gzide
avukatlarndan biri ile Blerontin basn ordusunun vasat bir
mensubu arasnda baz eyler gemekte, bu eyler her ne
kadar katlmclara tariflere smaz bir zevk ve keyif vermekte
ise de, rastgele gelip geerken gz taklanlarda olsa olsa
glme duygusunu kkrtmaktayd. Zaten bu yzden de
ayrntlarna girmeyeceim. Kaptan Kk'ndekiler odaya
dald anda, papaann o gne dek kard en grltl
cyaklama sesini kardn ve Lucy'nin de masadan derek
Gazetecimin suratna ylp kaldn bilmeniz yeterli.

234

"LUCY!" diye haykrd Dan.


"Papaan!" diye haykrd Bolfass. "Tita-nia'nn beynindeki
eksik zek paras nerede?"
"Salak Dhi!" diye cyaklad papaan.
"Azn bozma!" diye bard Bolfass.
"Salak Dhi!" diye bir lk att papaan.
"SANA BR SORU SORDUM!" diye bard Bolfass. Yine Yasaka
geleneklerine gre papaanlar, kendilerine sorulan her
soruya cevap vermek zorundaydlar.
"Cyaaak!" Papaan, geici bir konuma kaybna uramt.
"SORUMA CEVAP VER!"
"CIYAAAK!"
Papaan, odann br ucuna doru uarak glgeler arasnda
kayboldu.
"Allah kahretsin!" Bolfass biliyordu ki, bir papaann sorunuza
cevap vermeyi reddetmesi uursuzluk getirirdi.
Lucy, "Her eyi aklayabilirim," diyordu Dan'e.
"Hayr! Aklayamazsn! HBR EY akla-yamazsn!" diye
haykrd Dan. Ve Lucy birdenbire yle dnd: "Hakl!...
Kesinlikle HAKLI!"
"Belki de aradn cevap budur!" Aniden ne karak Kaptan
Bolfass' kolundan tutan Net

235

tie'ydi bu.
"Sevgili hanmefendi, bu meseleyi dnme zahmetine
girimeniz byk incelik, fakat korkarm ki papaan herhangi
bir cevap vermedi bana. Artk bam beladan kurtulmayacak."
"Bu yldzgemisini bir dhinin tasarladn sylememi
miydiniz bana?"
"Leovinus!" diye bard Gazeteci. "Yeryzne arptmzda
gemideydi o!"
"Belki kayp para da ondadr, ha?" yle olduu ok akt
Nettie iin, nedenini bilmese de.
Gazetecimin kafasnda bir ampul yanverdi. "Tabii ya!" diye
bard. "Gemiden dar frlarken parlak bir gm parasn
sallyordu elinde..."
Bolfass, "Ana zek sisteminin paras!" diye bard.
"Gemide bulamamanzn nedeni de bu ya!"
"O halde... " Kaptan Bolfass iki kere ikinin drt ettiini
hesaplamaya alyordu, biraz yava olsa da.
"Gemi sisteminin ana zek parasn geri almak iin bu
Leovinus denen ahs bulmamz gerekiyor." Nettie, karsama
srecine el koymaya karar vermiti. "Leovinus, dnyada kald.
Ama yerini bilmediimiz iin biz dnyaya gidemiyoruz ve
dnyann yerini bulmamzn tek

236

yolu da, ana zek sisteminin kayp parasn bulup Titania'nn


beynine tekrar takmaktan geiyor. O halde beyler, boku
yedik."
te "kara grnd" ddkleri de o anda tmeye balad.
Yldzgemisi Titanic, Yasaka gezegenine inmeye
hazrlanyordu.

237
YRM K

Kutlama partisinin tad tuzu yoktu. Herkes elinden geleni


yapyor, tazminat tespit komisyonunun askerlerini
pskrttkleri iin dnyallar yere ge koyamyorlard;
byk Yldzgemisi'nin gerek yuvasna dn erefine birka
konuma yapld, ama bir-iki gn iinde gemiyi Galaksimin
cra bir kesine ekmek zorunda olduklar kimsenin aklndan
kmyordu. Kendinden baka kimseye zarar vermeden
cralarda patlayp gidecekti gemi.
Yasakallar, ekonomilerinin kurtuluu iin hibir umut
gremiyorlard. Bu arada Lucy, Dan

238

ve Nettie de kendi gezegenlerine dn iin hibir umut


gremiyorlard. ne de eviri bantklar verilmiti (bunlar
kk birer yakya benziyor ve kulan arkasna yaptrlyordu);
dolaysyla hl iletiim kurabiliyorlard ve stelik
gemideki otomatik sistemlerin etkisinden de uzaklamlard,
fakat yabanc bir dnyada srgn hayat yaama dncesini
kabullenmelerine bir faydas olmamt btn bunlarn.
Seyrsefer Mhendisi Rodden, Nettie'nin yakasn brakmyor,
"Ama eminim," diyordu*, "u 'Yeryz' dediiniz gezegenin
nerede bulunduu konusunda bir fikriniz vardr mutlaka, deil
mi? Yani demek istediim, en azndan bu gezegen Galaksi'nin
Kavramsal Kuzey Yarkresinde mi, yoksa Kavramsal
Gney'de mi, bunu biliyorsunuzdur."
"Vallahi... hi bilmiyorum... "
"Sarmaln d kolunda m, i kolunda m?"
"Hi fikrim yok," dedi Nettie.
Rodden aresizlik iinde ban sallad. Aptal sarnlarla
konumaktan nefret ederdi. "Eh, nereden geldiiniz
konusunda hi fikriniz yoksa, ben nasl sizi oraya gtreyim?
Bunu yapabilecek tek ey Yldzgemisi'dir ve o da
hatrlayamyor, nk beyni kayp! Herkes bundan ikyeti
zaten... " diye lzumsuz bir ekleme yapp ekti gitti sonra.
Nettie, rahatlam

239
tl.

Nettie, bu kasvet dolu partide evresine baknd. ok


zntlyd, ama yine de iine d-verdii bu sevecen
dnyada yle ok gzellik vard ki. Yasaka! Balang iin gzel
bir isimdi bu. Daha kt yerler bulunduundan emindi
Nettie... Slough... New Maiden... Basingstoke... Nettie,
kendini ikiye blnm hissediyordu. Bir paras diyordu ki:
Topla kendini! Burann tadn karmaya bak! Senin yuvan
buras artk! Dier paras ise pes etmemesini sylyordu
ona... benliinin derinliklerinde, eninde sonunda hepsini
yeryzne geri gtrmeyi baaracan bir ekilde biliyordu.
Bunu yapabileceinden bu kadar emin olduu iin kendini
biraz aptal hissetti Nettie, ama yapabileceini biliyordu ite _
bu duyguyu atamyordu iinden, geri niye byle bir duyguya
kapldna dair hibir fikri de yoktu.
Bir yandan da partide elenmeye alyordu.
Akta yaktklar ateler zerinde kzarmakta olan horuklarn
kokusunda hzn vard; Onba Golholiwol'un bahesini
dolduran gece yaseminleri ile mor salkmlarn, kederli Yasaka
amlarnn esintisiyle tanan daha da hazin rayihasna
karm gibiydi sanki bu koku. Ya-sakallar, nemli ulusal
kutlamalara srayla ev sahiplii yaparlard ve bu sefer de sra
Onba

240

Golholiwol'dayd ite. Kzartlmak zere yedi horuk, tabaklar


dolusu balk ve bahesinden toplad taze sebzelerle
meyveleri getirmiti Onba. Blerontinlilerin tersine
Yasakallarn kanapeye dknl yoktu; onun yerine lezzetli
yemekleri, yannda da bol bol Yasaka biras ile tatl patates
arabn tercih ediyorlard.
Gazeteci mny olduka yavan bulmakla birlikte, "anez,"
tavuk etiyle yaplm minik tala brekleri ve stne krdan
batrlm kokteyl sosisleri bulunmamas karsnda duyduu
kmsemeyi de saklamaya alt.
Nettie, horuk rostosuna ne kadar iltifat etse de, Onba
Golholiwol kederini stnden atmaya yanamyordu bir trl.
"Eski gnlerde," diye aklad Nettie'ye, "yetmi horuk
kzartrdk! yle ok balk ikram edebiliyordum ki konuklarma,
Yazgn Als Okyanusumu doldurabilirdik! Ya o
biralar, araplar... ahh! Bahenin ortasnda grdnz u
emelerden akard... ahh! Yasaka iin gerekten de ok zor
zamanlar bunlar." Sonra kederli baklarn elinde tuttuu bo
bira kupasna dikti.
Kaptan Bolfass' da bir keder almt. Gbeini akta brakan
tirtn, el rgs yeleini ve mini eteini kartp kalaya
kadar yrtmal, bir kesi oya motifli, sade bir Yasaka elbisesi
giymi olan Nettie'ye bakmaktan kanmaya alyordu hep.
Nefes kesici grn

241

yordu Nettie ve zavall Kaptan'n nefesi de yle kesilmiti ki,


iini eke eke, bu kadn tanmadan nce nasl yaayabildiini
dnyordu.
"imdi kimin hayalini kuruyorsun, Kaptan Bolfass?" diye
sordu kars.
"Affedersin, canm," diye cevap verdi Bolfass, "gzelliiyle
kalbimi alan u dnyal gen kadn dnyordum da."
"Zavall sevgilim!" dedi Bayan Bolfass. Kocasnn elini tutarak
okad. "Eminim toparla-yacaksndr kendini."
"Ah!" diye i geirdi Kaptan Bolfass. "Umarm yle olur...
umarm yle olur."
"Dr. Ponkalivvack'a bir grnsen mi acaba?"
"Hayr... hayr... dzeleceim... " diyerek i geirdi Kaptan.
(Yasaka'da, "k olmak" bir nevi hastalk saylyordu.)
Oysa orkestrann almaya balad eski Ya-saka arklar
Kaptan'n bir daha, bir daha i geirmesine, hatta gzlerinden
aa bir damla yan yuvarlanvermesine sebep olmutu.
Daha iyi aletlere ve malzemeye duyulan hasret zerine eski
arklard bunlar, asla tamamlanmayan inaat projelerine
yaklm atlard ve artk asla eline planya ya da keski
alamayacak olan gemi zaman ustalar iin yazlm hazin
arklard.

242

Lucy, bahenin en uzak kesinde saklanr buldu Dan'i. Mor


salkmlarn altnda alak bir duvara oturmu, tam bir yeise
gmlp gitmiti adam. Bir elinde bir para horuk kzartmas,
brnde bir kadeh arap vard. "Git bamdan!" dedi.
"Ah Dan!" Lucy yanna oturarak kolunu boynuna atmaya
alt. "Haydi evlenelim!"
"Evlenelim ha!" diye haykrd Dan. "Pah! 0 uzaylnn sana
neler yaptn gzlerimle grdkten sonra m?"
"Yapma byle... " Ehh, Lucy de emin deildi Dan'den ne
yapmasn istemeyecei konusunda: "Aptallk" m,
"kskanlk" m, "huysuzluk" mu? Btn bunlar yapmaya
hakk vard tabii, ama yine de Lucy... Dan'in bunlar biraz
abartl yapt duygusunu yenemiyordu bir trl. "Dan! Biz
birbirimizi seviyoruz, yle deil mi?"
"Bilmiyorum?" diye cevap verdi Dan. "Seviyor muyuz?"
"Elbette seviyoruz!" diye bir lk att Lucy. "Oteli birlikte
yapp birlikte ileteceiz, ocuklarmz olacak... "
"Hayr, bunlar olmayacak!" dedi Dan. "Bir daha dnyaya
dnemeyeceiz, hem dnsek bile otel de bir moloz ynna
dnd zaten!"
"Ama Top 1 0 Seyahat'ten para alacaz!"

"Bu, bizim birbirimizi sevdiimiz anlamna gelmez!"


"Ama seviyoruz! Bunca yl birlikte geirdik!"
Dan, elindeki horuk parasna dald gitti. En sonunda Lucy'ye
bakt ve dedi ki: "Bak, Nettie geliyor."
Nettie de bahenin her tarafnda Lucy ile Dan'i aryordu.
"Cenaze trenine ben de katlabilir miyim?" diye sordu.
Dan bayla onaylaynca geip onun br yanna oturdu. Lucy,
elini Dan'in elinden ekti.
"Galiba," dedi Nettie, "bundan sonra evimiz buras olacak."
stnde hl dnya giysileri olan Lucy, "Bakyorum da
imdiden kendini evinde hissetmeye balamsn, burann
modasn bile benimsediine gre," dedi.
"Rolme snmaya balamann iyi olacan dndm," diye
cevaplad Nettie.
"ok anlalr bir ey," dedi Dan ve bu, Lucy'yi son derece
rahatsz etti.
"Bakn, aranza girmek istemem... " dedi Nettie ve bu, Lucy'yi
daha da fazla rahatsz etti. "Ama size bir ey sylemem
gerekiyor... Bilmeniz gerektiini dndm bir ey var..."

2
22224
44444
4444

Nettie, sze nasl balayacan bilemiyordu. "Papaz evi


hakknda... oteliniz..." dedi.
Dan, "O oteli hibir zaman iletemeyecei-mizi dnmek ok
zc, Nettie," diyerek arabndan bir yudum ald.
"Zaten hibir zaman iletemeyecektiniz ki," diye bir cevap
geldi Nettie'den.
"Sen ne demek istiyorsun?" Lucy, derhal savunmaya gemiti.
Ne demek istiyordu bu Nettie? Ne yani, beceremeyecekler
miydi?
"Size bunu imdi mi sylemeliyim, bilemiyorum ama... belki
de anlam yok artk... Ama bir adan baknca, belki de sizi
rahatlatacaktr... "
"Ne?" diye kesin bir sesle sordu Lucy. Ayaa kalkp kollarn
kavuturarak duruma salonundaki en sk "bunu ne cretle
sylersin" pozunu taknd.
"Bakn... " dedi Nettie, "Nigel bokun tekiydi -hepimiz
biliyoruz bunu... "
"0 benim en iyi arkadamd," diye bard Dan.
"Evet... tabii..." diye cevaplad Nettie. "Ama bokun tekiydi."
Lucy kstaha bir k yapt: "Daha dorusu sen, onun sana
bok muamelesi yapmasna izin veriyordun!"

U0 M PW

"Bu, benim problemim," diye cevaplad Net-tie. "Ben


manyam. Ama bu, aptal olduum anlamna gelmez. Ve her
ne kadar Nigel, i konularn asla benimle konumadysa da,
Top 1 0 Seyahat'i hi de bildirdii gibi bir fiyata satmadn
syleyebilirim. Sat belgelerini ondan bir trl alamamanzn
sebebi buydu. Sudan ucuza gitti irket. Oteli kurmak yle
dursun, papaz evinin tapusunu bile alamazdnz o parayla."
Ksa bir sessizlik oldu, sonra sessizlik, deta yerinden kalkt,
bacaklarn uzatarak gerindi ve gecenin karanlna
karverdi.
"Hh!" diye soludu en sonunda Lucy. "Bu beni zerre kadar
artmad!"
"Eh, vallahi! Beni kesinlikle artt!" diye bard Dan. "Bunu
nereden biliyorsun, Net-tie?" nanlmaz bir hiddet duyuyordu
Dan -muhtemelen Nigel'd bu hiddetin hedefi, ama imdilik,
haberciye hiddetlenmekle yetiniyordu.
"Ay... " dedi Nettie, "biliyorsunuz ok dankt -belgeleri
ortala saar, yle brakrd hep. Hibir zaman benimle
konuma zahmetine girmedii iin, neler evirdiini anlayacak
kadar zekm olduunu gremedi herhalde. Size sylemeye
altm hep, ama hi Nigel'sz bir araya gelmiyorduk ki. ok
korkuntu; sizin felakete srklenmekte olduunuzu
grebiliyordum."

246

"Ah orospu ocuu, ah!" diye haykrd Lucy. imdi mor


salkmlarn altndaki topra arnlayp duruyordu. "Olur da
dnyaya dnmeyi baarrsak, taaklarn koparacam onun!"
"Neyse ki bu tehdit yznden endielenmesine gerek yok,"
diyerek i geirdi Dan. Yaad knt, her geen saniye
daha da derinlei-yordu. Anszn Nettie'nin elini hissetti
kolunda. Dnp dosdoru gzlerine bakt kzn ve o anda
midesine yumruk yemi gibi oldu. Nettie'nin gzlerini kendi
gzlerinde hissederken, korkun bir aresizlik dalgasna
kaplm gidiyordu. Oysa baka bir eyler sylyordu Nettie.
Dan ise ona bu kadar yakn olmann ve kzn yar saydam
Yasaka muslininden elbisesinin altnda dalgalanan
gslerinin etkisiyle yle kendinden gemiti ki,
sylediklerinin tek kelimesini anlamyordu. Bir sonraki an,
yani Dan kendine gelmeden hemen nce, Nettie telala
koarak uzaklayordu oradan.
Dan, Lucy'ye dnd. "Ne diyordu demin?" diye sormay
baard.
"Dedi ki: 'Bir dakika bekle! Buldum! Cevab buldum!
Yapabileceimi biliyordum!' " diye cevaplad onu Lucy.
"Ya!" dedi Dan.
Bir an sessizlik oldu. Sonra devam etti Dan: "Otele ok
zldm. Senin iin ne kadar nemli olduunu biliyorum."

247
Lucy biraz arm grnyordu. "Ben daha ok senin iin
endieleniyordum. Her eyini ona yatrdn biliyorum."
Kalarn atan Dan, arabndan kk bir yudum ald. "Bu
yzden o kadar nem veriyordum otele," diye devam etti
Lucy. "Aslnda o papaz evini hibir zaman pek sevmemitim.
Sadece senin hayal krklna uraman hi istemiyordum."
Dan, arabndan kk bir yudum daha ald. Sonra yle
kendisinden beklenmeyecek bir ey yapt ki, Lucy birdenbire
yerinden srad: Kadehi mor salkmlardan birine doru
savurarak bin paraya bld.
"Pekl," dedi. "O zaman, demek ki uzun zamandr hem kendi
kendimizi hem birbirimizi kandryormuuz. Ben de, sen ok
istiyorsun diye o kadar istiyordum."
Lucy, i kadnlarna zg ince izgili tayyrnn, Gazeteci'yle
ilk postalarndan birinde gevemi olan bir dmesiyle
oynuyordu. "Belki de bu her eyi aklyor, Dan... Belki de bu
her eyi aklyor."

YRM

Dan, biraz gergin ve telal buldu Nettie'yi-Daha demin


imenlerin oradan geerken Kaptan Bolfass, Onba
Inchbevvigglit, Onba Rintine-agelbun, Onba Buke-
Hammadorf, evlilik yoluyla onun vey kuzeni olan Onba
Buke-VVillinujit, Buke VVillinujit'in babas, Onba Golholiwol,
Yasaka Babakan ve hi tanmad baka baz Yasakallar
kendisine evlenme teklifinde bulunmulard. Hatta Babakan,
ona bir ie mehur Yasaka parfm vermiti. "N'olur, biz
Yasakallarn hatrna sr bunu tatlm," diyerek kalasn
skmt sonra da. Dan ona yetitiinde, Nettie umutsuzluk

248
249

iinde antasn aramaktayd.


"Yarabbim! Ne dersin, birileri alm olabilir mi acaba?"
"Bence bu Yasaka'da pek su ilenmiyor," dedi Dan.
"Ekonomideki felaketten beri rgtl su yaylyormu ama,"
dedi Nettie.
"Ama rgtl su, senin antan almaya tenezzl etmez,
Nettie!" Dan, inandrc olmaya gayret ediyordu.
"Onu bulmak zorundaym!" diye bard Nettie. Dan'in
gzlerinden sadece birka santim uzaktaki gzleri, akmak
akmak olmutu. Birdenbire Dan'in dizlerinin ba zlverdi
ve artk ayakta duramaz oldu. Gidip en yakndaki aa
ktnn stne oturmak zorunda kald.
"Ne kadar yazk! Srdn o enfes koku!"
"Yasaka Basarkan verdi onu bana... hem de bir kereden ok
sarkarak," diye cevaplad Nettie.
"Nettie! Ben... " Dan ne sylemek istediini kendi de pek
bilmiyordu aslnda. Sanki parfm onu smsk sarp paket
yapmt ve Nettie'ye hakikati sylemedike de
brakmayacakt.
"Ne?" Nettie, Onba Golholivvol'un evinin verandasnda
duran bir yatan stne eitli kimselerce ylm giysileri
kartrarak antasn aryordu.
"Nettie, Ben... Bence... yani galiba... ben, senin iin
ldryorum!" Dan, nasl olduunu kendisi de pek bilmiyordu
ama birden kollarn Nettie'nin beline dolayp ensesinden
pmeye balamt kz. Nettie hzla arkasna dnd.
"Dursana!" diye * bard. Dan geriledi. "Lucy'yle
evleneceksin! Birlikte otel ileteceksiniz! ocuklarnz olacak
falan!"
"Her ey deiti," dedi Dan. "Dnyaya dnemeyiz artk.
Burada her ey farkl!" Ve yine sarlmaya alt ona. Ama
Nettie geri kat.
"Bana bak, Romeo!" dedi Nettie. "Keyfine uyduka
kullanabilecein duygusal bir paspas deilim ben! stelik!
Dnyaya dneceksin! Hepimiz dnyaya dneceiz -yani yle
olacan umuyorum-u antam bulabilirsem eer!"
"Ne var ki antanda? Concorde bileti mi? Cep roketi mi?"
Nettie eer zm bulduunu sylemise, bulmu demekti bundan
bir an bile phe etmemiti Dan, onlar dnyaya geri
gtrecek kadar zek olsa olsa Nettie'de olabilirdi, biliyordu
bunu. Nettie'ye tapyordu Dan. Hayrand ona. Ama ne diye
bunlar ona doru drst sylemek yerine, akl donuna
dm bir salak gibi davranmt sanki?
"Hadi imdi u antay bulalm, olur mu?" dedi Nettie.
Bylece Dan, soru sormay brakp Nettie'nin antasn
aramaya verdi zihnini.
"Affedersiniz! Bunu mu aryordunuz?" Onba Golholivvol,
Nettie'nin antasyla kagel

250
251

misti. Nettie hemen kapt antay, at ve l-drmasna iini


kartrmaya balad.
Dan, Onba Golholivvol'a bakt. "Nettie'nin antasnda,
dnyaya dnmemizi salayacak bir ey varm." Sesinin nasl
da akl donuna dm bir salanki gibi ktn Nettie
inallah duymamtr diye geiriyordu iinden.
"Bu olmasn sakn?" Onba Golholivvol'un elinde, geni bir
yaprakla gzelce sarlm bir paket duruyordu. Nettie paketi
adamn elinden kapt, iindekileri kontrol etti ve sonra dnp
onbaya bakt.
"Siz hangi hakla antam ap kartryorsunuz?" Gzleri
minyatr birer B'ydi sanki. Onba Golholivvol vcudunun
minik paralara ayrlp btn verandaya salmakta olduu
hissine kapld. Gerekten neye uradn arm
grnyordu.
"Aman Allahm!" dedi. "Dnya detlerine ters den bir ey
mi yaptm yoksa? Bizim Ya-saka'daki geleneklere gre ev
sahipleri, konuklarnn antalarn alp ilerindeki eyaya ufak
tamiratlar yaparlar... "
"Aaa... dnyada yok byle bir det... " dedi Nettie, ama hl
fkeliydi. "Fakat... neyse, bu filmi banyo ettiiniz iin teekkr
ederim. Aradm ey de buydu zaten."
"Benim iin zevkti," dedi Onba Golholivvol, bir yandan da
hayran hayran bakyordu Nettie'ye. "Fotoraflarn ou iyi
km gibi.

252

Bir de trnak makasnza yeni bir elektrokapla-ma yaptm,


taranzn krk dilerini onardm ve kk aynanzn gm
kaplamasn yeniledim."
"Aman Yarabbi! ok teekkr.ederim size, Onba!" Nettie
sakinlemiti artk ve Golholivvol'un banyo ettii fotoraflara
bakyordu. Sonra birden, arad eyi buldu. "te! Bak, Dan!
Papaz evi! kmlar! Uzun pozla ektiim fotoraflar! HEPS
IKMI!"
Dan hibir ey anlayamyordu, donuk bir sesle konutu: "Yaa,
ne iyi! Bize bir yadigr kalm olacak."
Oysa Nettie oktan yerinden frlam, horuk evirmenin
banda kederli kederli sohbet etmekte olan bir grup
Yasakalya doru komaktayd bile.
"Rodden!" Nettie'nin sesini duyan Seyrsefer Mhendisi
dnp bakt. "Roddeh! Buldum! BZ DNYAYA GER
GTREBLRSN ARTIK!" Nettie fotoraflardan ikisini adamn
eline tututurdu. O da isteksiz bir ekilde ald, bu dii
uzaylnn fantezilerine kaplmaya niyeti yoktu hi.
Heyecann dizginleyemeyerek "Nasl ama?!" diye haykrd
Nettie. "Baksana unlara! Ne gryorsun?"
Rodden, eline tututurulmu fotoraflar
253

isteksizce inceledi. "Bir ev... Yeryz'nde herhalde... " dedi


usulca. "Eski bir papaz evi... yle grnyor... ticari kullanm
amal planlama izni verilmi... "
"Mthi bir ey!" diye bard Nettie. "Nereden anladn?"
Seyrsefer Mhendisi hnzr hnzr glmseyerek eviri
gzln kard gznden. "Emlaknn ast tabelada
yazyor." Gzel ama pek zeki olmayan diileri afallatmaya baylrd.
"Haa! Doru... Neyse, buras Dan ile Lucy'nin, uzay gemisi
dnyaya arpt srada satn almaya hazrlandklar yer."
"Ee?" Birdenbire Rodden, giderek artan bir ilgiyle bakar
olmutu onlara. "Bunun size nasl bir yardm salayabileceini
sanyorsun?"
"Fotoraflar gece ekmitim!" diye bard Nettie heyecanla.
"Gkyzne baksana! zellikle de uraya, u u! Bak!"
Anszn kocaman bir glmseme yaylverdi Rodden'n
suratna.
"YILDIZLAR GRNYOR!" diye haykrd Nettie.
"Sevgili gen bayan," dedi Rodden. "Beni affet ltfen, nk
seni yanl deerlendirmiim, ey bakmndan..."
"Dalkavukluu brakalm imdi!" oldu Net-tie'nin cevab. "Ne
dndn umurumda deil!

254

Mesele u: Bu yldzlardan yararlanarak koordinat karp


dnyann yerini saptayabilir misin? Resimde bunun iin
yeterli olacak kadar yldz var m?"
Rodden bir sre sessiz kald. Nettie endieyle izliyordu onu ve
yanlarna yeni gelmi olan Dan, birden Nettie'nin elini
buluverdi avcunun iinde, Nettie onun elini tutmu, skyordu.
Rodden bakt da bakt fotorafa. En sonunda gkyzne
bakt. "Kuramsal olarak," dedi, " boyutlu geometri
asndan basit bir sorun bu. Galaksi'de, yldzlarn tam bu
biimleni ierisinde grnecei tek bir yer vardr yalnzca...
Ama bu fotoraf bize yeterli bilgiyi salayabilecek mi, ondan
emin deilim."
Dnyallarn yrekleri darald. Seyrsefer Mhendisimin
onlar kibarca geri evirmeye alt akt. Nettie lanet
okudu kendi kendine; ok fazla umuda kaplmt. Hep byle
yapard zaten -zellikle de erkeklerle.
"Fakat," diyerek szne devam etti Seyrsefer Mhendisi,
"negatifi yanndaysa bence bu grnty bytebiliriz."
"Burada!" diye seslendi Onba Golholivvol.
"Bakalm, ne yapabiliriz?" dedi Rodden. Bu szlerle birlikte
partideki herkes neesini buldu birden.

255
YRM DRT

Yeryz zerindeki gkyznn gece ekilmi fotoraflarn


bytmek, Yasakanda ni-versitesi'ndeki Byk Astronomi
Bilgisayarmn iki Dormilyon gnn ald. Bilgisayar, on be
trilyon milyar be yz bin milyon yedi bin drt yz altm
dokuz ayr veriyi karlatrarak fotoraftaki grntyle
eleen bir yldz kmelenmesi buldu sonunda. Galaksimin d
sarmal kolunda yer alyordu buras ve akas o gne dek
hep, Galaksi'nin o kesiminde yaam olamayaca
dnlmt.
"Ne yazk ki!" dedi Seyrsefer Subay Rodden, "o kadar uzak
bir yere varmak ok zaman
256

alacaktr."
Nettie hl Dan'in elini tutuyordu. Fotoraflar bulduu
andan itibaren Nettie, kalc bir ekilde eline yapm gibi
geliyordu Dan'e. Oysa yle deildi elbette, ama Dan ancak eli
Nettie'nin elinde olduu sreyi gerekten yaanm
sayyordu. Ama ona daha fazla bir ey sylemeye cesaret
edemedi. Asla "duygusal bir paspas" olarak kullanmayacakt
onu -Nettie bundan emin olabilirdi.
"Bombann patlamasna sadece drt Dormilyon gn kald!"
dedi Nettie. "Peki dnyaya varmak ne kadar srer?"
Rodden biraz durup dndkten sonra konumaya balad.
Kesin bir eyler sylemek istiyordu. Kimseyi -en nemlisi de
kendini-bo yere umutlandrmak istemezdi. Nihayet yle
dedi: "0 kadar uzak bir yere gitmek en iyi koullarda
Dormilyon haftas alr... "
Nettie, ban Dan'in omzuna yaslayp gz yalarna
bouluverdi. Bu kadar da fazlayd artk. Son iki gndr
stnde dengede durmaya alt o incecik umut ipi
kopuvermiti ite sonunda. Dan ise ona sarlarak omuzlarnn
yumuakln hissetti.
"Nettie!" dedi. "Her ey dzelecek! Burada bir hayat
kuracaksn kendine. Yasaka gzel bir yer!" Senin kadar gzel,
diye devam etmek istedi, ama vazgeti sonra. Nettie ise bu
arada,

257

can simidine sarlrcasna Dan'in koluna sarlmt.


"Ancak," diye szne devam etti Rodden, "Yldzgemisi
Titanic, tamamen yeni ve llemeyecek kadar gl bir
motorla donatlmtr. Frlatmadan, Yeryz gezegenine
arpmasndan ve sizi bulmamzdan beri geen zamana gre
bir deerlendirme yapacak olursak, Yl-dzgemisi'nin
Dormilyon gn iinde Yery-z'ne ulaabileceini
syleyebilirim size."
Bu iyi haber miydi, yoksa kt haber mi? Dormilyon gn!
Yani dnyada Leovinus'u bulmak ve sonra da ana zek
sisteminin kayp parasn -tabii hl Leovinus'un elinde
olduunu varsayarak-alp Titania'nn beynine tekrar takmak
iin bir gn.
Kesin olan bir ey vard: Hemen ie balamak zorundaydlar.
Ancak ilk sorun, Lucy'yi bulabilmekti. Dan ile yapt son
konumann ardindan Lucy, hayatn gzden geirmeye
balamt. Srtna ipek bir Yasaka elbisesi geirmi, Yasakanda
kumsalnda yry yapyordu. Mavi kumsala vuran kzl
dalgalar, tpk memleketi Topan-ga'daki dalgalar gibi gven
verici bir sesle hrdyordu. Ama nedense dalgalarn getirdii
i huzuru, memleketini zlemekten alkoymutu onu. inde
bir eyler deimiti Lucy'nin. Bir

'MM

eyler lmt. Bir eyler de bymt. Nettie onu


bulduunda Lucy, tam da bunun ne olduuna karar vermeye
alyordu.
"Lucy! Yeryznn koordinatlarn buldular! Eve dnyoruz!
Ama acele etmemiz lazm!" Nettie, laf aznda
geveleyenlerden deildi asla. "Bu arada, elbise ok yakm!"
"Teekkr ederim... yalnz... " Lucy, hi de tandk olmayan bu
deniz manzarasna dalp gitmiti. "Ben burada kalyorum,"
dedi.
"Sen ne diyorsun yahu?" diye haykrd Nettie. "Eve
dnyoruz!"
"Evimin neresi olduunu bilmiyorum artk," dedi Lucy. "Los
Angeles m? Londra m? Oxfordshire mi? Dan neredeyse evim
oras diye dnmtm hep, ama imdi..."
"Dan ile aranzda ne geti?" Nettie itenlikle endieleniyordu
ikisi iin, hele antasn aramakta olduu srada Dan'in
sergiledii anlamsz davrantan beri.
"kimiz de o papaz evini istemiyormuuz meer." Lucy dnp
ilk kez bakt Nettie'ye.
"Ne?" diye haykrd Nettie.
"Bu kadar basit ite. Yllardr birbirimizi kandryormuuz...
Her konuda... Benim ilk bata Nigel'a k olduumu biliyor
muydun?"
"Ne bok olduunu anlayana kadar m?" diye sordu Nettie.

259

"Tam da yle deil... Daha ok... Nasl anlatsam? Nigel,


ngilizdi... farklyd... heyecan vericiydi. Onun yannda iim
hep kpr kprd.' ok huzursuzluk verici... Oysa Dan'i
arlayabiliyordum... Dan bildik bir toprakt, ayam nereye
bastm biliyordum."
"Ama Dan harika biri!" diye bard Nettie. "ok heyecan
verici! Dierlerinden ok farkl! Nigel gibi akallardan!" Lucy,
samimi bir hayret ifadesiyle bakt Nettie'ye. "Affedersin!"
diye devam etti Nettie. "Dan hakknda byle
konumamalydm. Yani demek istediim... Neyse, hadi abuk
olmamz lazm."
"abuk olmak... koturup yetimek... ben hep bunu yaptm,
Nettie. Duygularm ince izgili gzel bir i kadn elbisesinin
iine tktm, sonra da onlar orada brakp gittim. Neyse, artk
byle yapmayacam."
"Ama Dan'in sana ihtiyac var, Lucy! Harika bir ikilisiniz siz!"
"Biz de hep yle syledik birbirimize. st ste o kadar ok
syledik ki, sonunda biz de inandk. imdi benim btn
bildiim, o oynadm kadndan ok baka bir kadn
olduum."
"Lucy!"
Lucy ile Nettie arkalarna dndler. Kimseyi grmemilerdi
yaklarken.
"Lucy! Yldzgemisi Yeryz'ne hareket etmek zere!"
Dalgakrana km baryordu

260

Gazeteci. "Sadece birka dakikamz kald!"


"Dakikamz m?" diye geveledi Lucy.
"Elbette!" diye bard Gazeteci. "Seni tek bana brakacam
dnmyordun herhalde... Madem ki benimle evleneceini
syledin!"
"Ama... ey! Eer istersen ben burada seninle kalrm!" Lucy
oktan Gazetecimin yanna komu, pmeye balamt onu.
"Ohh-ohh!" dedi Gazeteci. "Bunu sonuna kadar gtrmek
zorundaym artk!"
Sonra birden kumsalda son srat komaya baladlar
uzaylimanna doru.

261
VIRMI BE

Yldzgemisi Titanik ile Yeryz'ne yolculuk, ilk yz on yedi


milyon milyon milde son derece sakin geti. Resepbot her
zamanki kadar zppeydi, ama Lucy, Nettie, Dan ve Gazeteci
artk Birinci Mevki'de (hem de V.I.P. Stat-s'nde) seyahat
ettikleri iin dier botlarn hepsi de inanlmaz derecede
yaltaklanyorlard. Asanbotlar, ok artc bir ekilde Dan'e,
Dunkerque'in tahliyesini anlattlar. Anlalan Mttefikler
asndan nemli bir zaferdi bu; Resepbot ise Nettie'den imza
istedi (kimse nedenini anlayamamt bunun, ama sonra
Resep-bot'un, Hostbotlardan birine fsldadn duy

262

dular: "Bu var ya, aktris Gloria Stanley, biliyor musun?!").


Bunlarn dnda Yldzgemisi'nin rutin hayat aynen devam
ediyordu.
Kaptan Bolfass, Nettie'ye duyduu umutsuzca ihtirasa
cesaretle gs germekteydi. Yine de karsna sylediine
baklrsa, en azndan ilerleyen yanda bir ama kazandrmt
hayatna. Bu ama, ihtirastan vazgeebilmek olsa da.
Nettie'ye gelince, o asl Dan iin kayglanyordu. Anlalan
Lucy'den ayrlmas ve Lucy'nin Gazeteci'yle yaad lgnca
macera olduka ar geliyordu ona. Dan ounlukla kamarasndan
kmyor, dierleriyle birlikte yemee
oturduunda da genellikle sessiz ve ask suratl oluyordu.
"Zavall Dan!" diyordu Nettie kendi kendine. "Tam bir
cehennem yayor olmal; ne de olsa bunca yldr ok
yakndlar Lucy'yle, imdi nasl dayansn kz baka bir adamla
byle sarma dola grmeye -hem de bunun gibi bir
uzaylyla!"
Lucy ile Gazeteci de ounlukla kamaralarndan kmyorlard,
ama kapal kaplarnn ardndan gelen seslere baklrsa
oturmu kara kara dnyor gibi bir halleri de yoktu. Seslerden
anlald kadaryla polo oynuyorlard galiba veya su
kaya yaparken ayn zamanda

263

youn bir halter almasn da srdrmekteydiler. Neyse ki


iki yanlarndaki odalar botu. yle olduu halde arada bir
bitiik odalarn duvarlarndan tablolar dyordu; bir de
stnde Yasaka zambaklaryla dolu bir vazo bulunan sehpa,
esrarengiz bir ekilde devrilmiti.
nc gn byk Yldzgemisi, Proksima Kentauri'nin
tesindeki blgeye geti.
"Sizin yldz her an bulabiliriz, ad nedir?" diye sordu Kaptan
Bolfass.
"Gne," dedi Nettie.
"smi ne kadar gzelmi," dedi yiit Kaptan, Nettie'nin
kusursuz profiline bakarak.
Nettie ban sallad. "Cismi de ok gzeldir."
"Hmmm," dedi Kaptan hlyal hlyal.
Seyrsefer Mhendisi heyecanla sordu. "Tandk bir yldz
kmesine rastladnz m hi?" Elde bu kadar az bilgiyle hi
bilinmeyen bir yere gidiyor olmak neyse de, bir de iki gn
sonra patlayacak bir gemiyle gidiyor olmak dayanlr gibi
deildi! Kendi asndan btn bu macera delilikti ve bu fikri
Kaptan'a gayet kararl bir dille aklamt. Yeryz'n bir
bulamazlarsa -Galaksimin koltuk alt saylan bu cra blgede
gemiyi indirecek bir yer bulabilecekler

264

miydi? Buldular diyelim, gemi patladktan sonra... eh, kim bilir


ne kadar srerdi kurtarma filosunun onlara ulamas?
Nettie ban iki yana sallad. "Astronomide pek iyi deilimdir!
Dierlerini araym buraya."
Ama ne Dan ne Lucy, kendi blgelerindeki takmyldzlar
hakknda Nettie'den daha bilgiliydi. Rodden, dnya halknn
cehaleti karsnda bezgin bezgin kafa sallad.
"Sizin gezegenin yzeyinden yldz grnmyor galiba, ha?"
Oysa grndn sylemek zorundaydlar ve kendilerini bir
misli daha aptal hissettiler.
Ama beterin beteri vard.
"Bakn!" diye anszn bard Rodden. "u yldz gryor
musunuz? u, u! Sizin Gne'iniz olmal!"
Ve hakikaten de yleydi. Yldzgemisi hz kesmeye baladktan
bir saat kadar sonra, Gne minicik bir yuvarlak olarak
grnyordu artk.
"Peki bu gezegenlerden hangisi Yeryz?" ok basit bir soru
sormutu Rodden, ama dnyalnn kafas daha beter
kart.
"Galiba Gne'ten sonraki drdnc gezegen olacakt,"
diyerek ansn denedi Dan.
"Yoksa nc myd?" diye sordu Nettie.

265

"kinci, ikinci!" dedi Lucy.


Bu noktada, Seyrsefer Mhendisi zr dileyerek oday terk
etti. Kaptan Kk'nden ktktan sonra kendini tuvalete
kilitledi ve birka dakika sreyle kafasn lavaboya arpt.
Herhangi bir canl varlk, kendi gezegeni hakknda nasl
bylesine kesin ve hatta cehennemi bir cehalet ierisinde
olabilirdi?!
"Bakn!" dedi Dan. "Gne'e en uzak gezegen Plton'du, deil
mi?" "Evet."
"Neptn... Satrn... yoksa bir sonraki Jpiter miydi?"
"Satrn," dedi Nettie.
"Satrn____lpiter... Mars... Yeryz! Demek ki
altnc gezegenmi!"
"ok gzel!" diye haykrd Kaptan Bolfass. "yleyse tam u
anda Yeryz'ne yaklamaktayz! Roketlerin atelenmesi iin
beklemede kalarak geminin hzn sabitleyelim! Otuz be edo
iinde Yeryz yrngesine giriyoruz. Kk ini aralaryla
gezegene inilecek."
Seyrsefer Mhendisi tuvaletten dndnde, Yldzgemisi
Titanic Yeryz'nn yrngesine girmiti.
"Yldzgemisi'nin pencerelerine krmz cam m takl?" diye
sordu Nettie.
"Belki havadandr," dedi Lucy. Yeryz, kp

266

krmz grnyordu.
"Hanmlar, beyler," dedi Kaptan Bolfass. "ni aracnza kadar
size elik etmek benim iin bir ereftir. Ltfen beni takip
ederek... "
"Durun bi dakka!" diye bard Nettie. "Urans' unuttuk!
Buras Mars!"
Seyrsefer Mhendisi tekrar kt odadan. Yasakallara zg o
korkun fkenin btn benliini sardn hissedebiliyordu.
Tuvalete giderek B tabancasn kartp kafasna skt.
Sonunda fkesi dinmiti, Kaptan Kk'ne dnebilirdi artk.
0 srada mavi bir gezegene yaklayorlard, yer yer yeil
yamalar ve beyaz halkalarla bezeli bir mavilikti bu. Hi phe
yok ki Yery-z'yd buras; kendilerine hayat veren bu gezegenin
grnts karsnda dnyalnn yreklerinin nasl da
kabarp hzl hzl atmaya baladn, balarnn nasl da gurur
ve hayranlkla dikletiini grnce, koca Rodden'n bile ii
snmt onlara.

Kck ini aracnda toplandklarnda Bolfass ksa ve


dokunakl bir konuma yapt.
"Topu topu bir gn iinde Leovinus'u ve tabii Yldzgemisi
Titanic'in ana zek sistemindeki kayp paray da bulacamz
ve paray gemi

267

ye getirerek Titania'nn beynine takacamz varsaydk hep.


Oysa bundan daha az zamanmz var. Bunu daha nce
sylememitim size, ama artk sylemek zorundaym...
Sadece yarm gn var nmzde, nk eer leye kadar
dne-mezseniz, Yldzgemisi'ni havalandrarak gvenli bir
blgeye ekmek ve patlamadan nce cankurtaran aralarna
binmek iin zamana ihtiyacmz olacak. Hepimizin bu
akbetten kurtulmasn diliyorum. Haydi gidin! yi anslar!"
Nettie, ini aracna binmesi iin Dan'in uzatt eli tuttu.
Gazeteci araca atlayarak Lucy'nin yanna oturdu. "Ha, Dan?"
dedi. "Sana sormak istediim bir ey vard."
"Sor bakalm," dedi Dan.
"Sadcmz olur musun?"
Gazeteci'ye bir tane patlatmak geti Dan'in iinden, ama
onun yerine glmsedi. "Evet," diye cevaplad.
"Memnuniyetle."
"Harika!" diyerek glmsedi Gazeteci. "Ble-rontin usl
gerek bir Beyaz Dn yapacaz. Baylacaksn."
Dan gzlerini gkyzne doru kaldrd ve ini aracnn kaps
stlerinden kapanrken, Nettie glmsedi.
Kaptan Bolfass, izleme odasna gemiti; byk
Yldzgemisi'nin yan tarafnda bir kapak ald ve kk ini
arac mavi gezegene doru yolculuuna balad.

268
VIRMIHLTI

Leovinus hi i ac bir durumda deildi. Birok konuda ok


iyiydi geri -astrofizik, mimari, molekler biyoloji, jeofizik,
resim, heykel, makine tasarm, fizik, anatomi, mzik, iir,
kristalografi, termodinamik, elektroman-yetizm, felsefe ve
kanape hazrlama-ama i lisana gelince hi umut yoktu
Leovinus iin. Dolaysyla, yannda eviri bant olmadan
kendini yabanc bir dnyada buluverdiinde, tahmin edilecei
gibi fena uvallamt. Ga-laksi'nin Grp Grecei Dhilerin
En By olan koskoca Leovinus, tuhaf tuhaf mavi elbiseler
giymi u uzayl yaratklardan bir fincan ay istemeyi bile
beceremiyordu.
"Bence kesinlikle yle, avu," dedi polis

269

memuru Hackett.
"Ne, ibne mi?" diye sordu avu Stroud. htiyarn kalarnn
olduu yerde, takma byklarda kullanlan yapkanlardan
bulunduunu o da fark etmiti.
"Yok, yok, Lbnanl," dedi memur.
"Oxford blgesinde Lbnanca bilen kimse var m?"
"Ee, bir tr Arapa konumuyor mu onlar?"
"Tabii ya, niversitede bir sr vardr." Bylece niversiteye
telefon edildi ve ok gemeden Leovinus, Afrika ktasnn
eklini andrr bir burnu olan ve Arapa konuarak kendini
Profesr Dansak diye tantan iri yar bir adam buldu
karsnda. Ama nafile.
Leovinus'un sabr tkenmeye balyordu artk. Beyinlerinin
pek gelimemi olduu her hallerinden anlalan bir soya
mensup bu yaratklarn, Galaksimin Grp Grecei Dhilerin
En Byme davranmas gerektii ekilde davranmamalar
bir yana, bir de hepsinin stnde, sanki onu balarndan
atmaya alyorlarm gibi bir halleri vard.
"Kaak gmen olarak sulanmaktasnz," diyerek resmi su
isnat belgesini okudu avu Stroud. "Grevim gerei sizi
uyarmak isterim ki, sylediiniz her ey aleyhinize delil olarak
kullanlabilecektir. Majestelerimin Hkmeti sizi kendi
lkenize iade edene kadar bir gzetim yerinde
tutulacaksnz."

270

"Tabii o lkenin neresi olduunu bulabilirsek," dedi memur


Hackett.
Profesr Dansak, Dilbilim Aratrmalar blmnn krs
bakan olan Profesr Linds-trom diye birini nerdi. Profesr
Lindstrom, Leovinus'un anlatmaya altklarn dikkatle
dinledikten sonra, beyaz sakall ve takma kal bu ihtiyar
beyefendinin, byk ihtimalle kendi kendine bir dil
uydurmakta olduu sonucuna vard.
"Hibir Hint-Avrupa diliyle benzerlik gstermiyor," dedi
Profesr Lindstrom. "Hatta eer bu bir dilse bile, Ural-Altay
ya da in-Tibet dil ailelerinden birine mensup olmadn da
kesin bir ekilde bildirmeye hazrm. Malez-ya-Endonezya
dilleri benim alanma girmiyor, ancak o dillerden biriyle
balantl kmas da beni ok artr dorusu. Eskimo-Aleut
ve Pa-leo-Asya dillerine gelince, onlardan da olamayaca
kanaatindeyim. Ksacas beyler, karnzda biraz kafas
karm bir ihtiyar beyefendi bulunduunu ve aslnda ok
yaygn olan bir dili konumakta olduunu sylemek istiyorum.
Bu dilin ad, "deli samas"dr. Herhalde kendisinin evde
ailesinin yannda veya bir kurumda bakm altnda olmas
gerekirdi."
Bu noktada Leovinus, son eseri olan Fizik Yasalarmdan
hazrlanarak kitaplatrlm bir semeden paralar okumaya
karar verdi bu aa yaratklara. Konusunu radikal bir ekilde
yeniden deerlendiren eser, btn bir bilim camiasnn dibini
drmt. Belki de tek ba

271

na, Galaksi'de bugne dek yazlm en nemli eserdi bu ve


imdi kendi sesinden eseri tekrar duymak bile bir aidiyet
duygusu vermiti Leo-vinus'a, uzaklardaki bu ilkel gezegende
nasl muamele gryor olursa olsun kendisinin ne kadar
nemli biri olduunu hatrlatmt.
Termodinamik Gerilimin Onuncu Yasas'n okumaktayd ki,
avu Stroud, hcrenin kapsn stne kapatverdi. Leovinus,
iinde bulunduu bu yeni ortam inceledi bir sre. Galiba bir
otel falan deildi buras. Giri klar basit bir kilit
mekanizmasyla dzenleniyordu anlalan ve yine anlald
kadaryla dklama da, bir kova sayesinde
gerekleebiliyordu. Ne kadar vahi bir dnyaya tklp
kalmt byle.
Yldzgemisi zorunlu ini yapmadan nce kendine gelebilmi
olsayd! Ama o srada hl baygnd ite. Scraliontis ile
dvn ardndan btn frlatma, KOKVA (Kendiliinden
Olma Varolusal Arza) ve Allah'n unuttuu bu gezegene
zorunlu ini boyunca baygnd. Ancak o sefil gazeteci, stne
sarlan perdeyi aarak onu kurtardnda kendine gelebilmiti.
Frlatma ncesinde daha sabah saatlerinde bulunduklarn
dnnce, Scraliontis'in oktan eve varm, uursuz plannn
sonularndan tr kna yakyor olmas gerekirdi; byle
dnerek servis asansrnden inen Leovinus da intikam
lklar atarak Yldzgemisi'nden dar frlamt. Ama artk
Blerontis'teki frlatma platformu zerinde bulunmadn fark
edememiti karanlkta. O muazzam motorun alt

272

n duyduunda ise gemiden ok uzaklam bulunuyordu.


Arkasna dndnde, aheserinin bu yabanc semalara
szlne bakakalmt. Bilmedii, tanmad bir dnyada
bulunduunu da tam o anda anlamt ite.
ok geirmekte olan Leovinus, hasbelkader oraya park etmi
bulunan kk bir aracn kapsn ap dald ieri. Arata ise
son derece karanlk grnml bir uzayl bulunuyordu ve
Leovinus'u karsnda grnce korkudan neredeyse altna
etmiti. Byk Adam, hayatnda ilk kez ne diyeceini
bilememit; nk ne derse desin kimsenin anlamayacan
biliyordu. te bu yzden hi konumadan oturdu orada ve
uzaylnn onu bu binaya getirmesine izin verdi. Ama artk iyice
inanmaya balad gibi, otel deildi buras.
Ne korkun ve kark bir durum.
"ALLAH AKINA! BR AVUKAT STYORUM!" diye avaz kt
kadar bard Leovinus ve o kadim gelenek uyarnca hcrenin
parmaklklarna vurdu durdu.
avu Stroud, memur Hackett'a bakt, sonra ikisi birden
kafalarn salladlar. Biraz kafay oynatm zararsz bir ihtiyar
olabilirdi bu, ama olur da yasad bir gmen falan karsa,
kendi sicilleri asndan daha iyi olacakt tabii. Onu
gndermeyi baarrlarsa ileri Bakanl nezdinde puan
toplayacaklard. Nereye olursa olsun, yeter ki
gnderebilsinler... Belki ad'a ya da Zimbabve'ye.

273
VIRMI VEDI

Lucy, Gazeteci'nin ustal karsnda heyecandan titriyordu:


Bir zamanlar papaz evinin bahesi olan yere ne kadar iyi ini
yapmt. Harabeye dnen ev karanlkta, o korkun gecede
olduundan bile daha berbat grnyordu: Yadigr avclar,
yerinden oynam kiremitler de dahil tanabilir her eyini
yamalamt evin.
Yldzgemisi'nin arpt yerden balayarak Leovinus'un izini
srmeyi planlamlard. Yl-dzgemisi geri gelir umuduyla hl
oralarda dolanyor olabilirdi Leovinus.
Fena plan deildi geri, ama Dan tam ini aracndan atlamt
ki, eski papaz evinin nndeki imenlikten bir hoparlrn
cazrtl sesi

274
duyuldu ve insan kr edecek kadar parlak bir k, suratnn
ortasnda patlad: "Ellerini bann stne koy! Ani bir
harekette bulunma! Silahl polisler tarafndan sarlm
durumdasn!" Ksa sre nce yasad bir gmen yakalam
olmak gibi bir baarya imza atan Oxfordshire Polisi'nin, ini
blgesi civarnda sresiz olarak karakol kurduunu hesaba
katmamlard hi.
gdsel olarak Dan, megafonun yapmamasn syledii
eylerin hepsini yapt. Ellerini bann stne koymad. ok
ani bir harekette bulunarak ini aracna frlad ve haykrmaya
balad: "Boku yedik!"
Gazeteci'nin motoru altrmasyla birlikte, imenlerin
zerinde yaylm ate balarken kk ara havaland. Uzay
arac birka dakika iinde gecenin karanlna karm ve
Oxfordshire Polisi bombo imenlerde bakakalmt.
"Sakin olun hepiniz!" Nettie idareyi ele ald hemen, geri Lucy
tartmaya yksek perdeden katlyordu:
"Aaaaaaaayyaayyy! Ayyyy!" Kelimelerini zenle semekteydi.
Gazeteci aracn kumandasna vermiti tm dikkatini. Dan ise
titriyordu.
"Tamam," diye devam etti Nettie. "Leovi-nus'u bulmak iin on
iki saatimiz var. u iki yoldan birini izleyeceiz: Bir, buralarda
onun

275

izini arayacaz, iki, Nigel' bulacaz."


"Nigel?" Dan gerilmiti birden. Bu olaanst kadn, hl o
deyyusu dnyor olabilir miydi?
"Leovinus gemiden indiinde burada bulunduunu bildiimiz
tek kii o. Leovinus'u grm olabilir -belki imdi nerede
olduunu bile biliyordur!"
"Nettie! Sen bir dhisin!" dedi Dan.
Lucy onu tamamlad: "Aaaaay! Vaaaay!"
"Bence siz Lucy'yle birlikte buray aratrn, ey de beni
Londra'ya gtrsn ki Nigel' arayaym." Nettie her eyi
planlamt bile. Birka dakika iinde ini arac Dan ile Lucy'yi
bir otelin arka sokana brakm ve Nettie ile Gazeteci, M40
Otoyolu'na doru yola kmt.
Otoyola yaklarlarken hava aydnlanmaya balad. "Polise
yakalanmamalyz." Yksek sesle dnyordu Nettie. "Sanki
bu normal bir arabaym gibi davranmalyz -mesela bir
talyan otomobilinin Japon kopyas. Bu aleti yerden birka
santimetre yksekten srebilir misin?"
"Elbette!" dedi Gazeteci ve arac bombo B yolunun stnde
iyice alaltt. Bu kadar az bir ykseklikten umasn salamak
iin birka dakika uramas gerekmiti, ama baarrrut ite.

276

"Bir de biraz yavalasan iyi olacak, ey," dedi Nettie. "Saatte


iki yz doksan kilometre, hz snrnn biraz stnde oluyor
da."
Hzl M40 Otoyolu'na geldiklerinde, Gazeteci aracn hzn
saatte yz yirmiye indirmeyi ve (biraz gsterili bir tasarma
sahip olsa da) tamamen normal bir otomobil izlenimi vermeyi
baarmt. Nettie ise kimse lastiklerinin bulunmadn fark
etmese diye dua ediyordu.
e gidi saati olduu iin srclerin ou nereye gittiine
bakmadan Londra kent merkezine doru srklenmekteydi.
Ancak trafik kemekelerinin en gzelini, Uxbridge sapanda
uzadka uzayan araba kuyruu oluturmutu. Yol yapm
almas vard ve sabah trafii ldrc bir ekilde skmt.
"Mor Pangalin!" diye haykrd Gazeteci. "Bu nasl ulam
sistemiymi byle yahu? Ne kadar yava giderse o kadar ilgi
gryor galiba! Hangi dhinin aklndan kt bu sistem?!"
Gerekten ok fkelenmiti adam.
"Ee, byle olmas kanlmaz bir ey ama, deil mi?" Nettie,
gezegeninin trafik skkl haklar konusunda artc bir
ekilde savunmaya gemekte olduunu fark etti.
"Elbette deil!" diye patlayverdi Gazeteci. "Ne kadar hzl
giderse o kadar ilgi gren bir sistem gelitirmelisiniz ki,
bununla baa k-labilsin! Son derece aikr deil mi bu?"

277

Nettie, ini aracnn torpido ksmnda parmaklaryla davul


alyor ve ne zaman biri dnp tuhaf tuhaf onlara baksa
glmsyordu hemen. nsanlarn baka tarafa bakmasn
salamann en iyi yolu, onlara glmsemekti. Bir de gitgide
daha sk bakar olmutu saatine. Zaman akp gidiyordu.
Konvoy, Londra'ya birka santimetre daha yaklat.
"Yani demek istiyorum ki, hareketsizlik durumundan sadece
birazck daha hzl olan bir ulam sistemi, ulam sistemi
deildir!" Gazeteci sayklamaya balamt artk. "Bu daha ok
depolama sistemine benziyor!"
"Tamam, tamam! Hadi yapalm!" Nettie ok kesin bir sesle
konumutu. "Hep bunu hayal etmitim!"
"Ne?"
"Hadi kaldr unu! Kimse bakmyor!"
Gerekten de Gazeteci uzay aracn kaldrp arabalarn
zerinden uua geirdiinde, hi kimse fark etmemiti. Yolun
bo tarafna geldiklerinde tekrar yere indi. Tam nne ini
yaptklar arabann srcs, evliliinde mutluluu
bulamam bir adamd. Kars gittii kayak tatilinden geri
dnmeyecek olursa neler olacann hayalini kuruyordu. Belki
de kayak hocasyla kaar ve Alpler'de koyun yetitirip yazn
gelen ziyaretilere ngiliz ay ikram
278

ederdi. Ama bir de ocuklar vard ite. Sonra her gn tek


bana ocuklar okula gtrmek zorunda kalacak ve i
bitiminden sonra broda oyalanarak yeni sekreterle
laflayamayacakt... Tam o anda, spor grnl bir otomobil
bitiverdi nnde. Bo bulunarak yerinden srayan adam,
"Vay anasn!" diye bard, "ne getiini fark etmemiim!
Ulan be! Ne biim hz yapyor bazlar!"
Ancak spor otomobil hzla ne atldnda fark etti lastikleri
olmadn. "Toparlan!" dedi kendi kendine. "Yoksa hayal
grmeye balyorsun!"
Tam Westway viyadne gelmilerdi ki, yine trafie
takldlar.
"Off, yoo!" diye inledi Nettie.
"Blerontin'de de byle sorunlar varm," dedi Gazeteci.
"Milyonlarca yl nce, zeki canllar henz ortaya
kmamken."
"ff, kes artk!" dedi Nettie. Yeryzndeki gzelliklerin
hibirini gremeyen, kendini beenmi uzayllara tahamml
yoktu. "Hi umu-. dumuz yok! Sadece dokuz saatimiz kald!"
"Nereye gideceiz?"
"EarPs Court Yolu'na," diye cevaplad Net-"tie.
"Kestirmeden gidelim mi?"
Nettie etrafa baknd. Grebildii kadaryla

279

polis arabas falan yoktu ve arkalarndaki arabay kullanan


kadm da trnaklarn trplemekle meguld.
"Tamam!" dedi ve okula gitmekte olan iki ocuun akn
baklar altnda viyadkten ayrld ara.
"Anne, bak! u araba uuyor!"
"Tabii, tatlm," dedi anneleri, ban Hello dergisinden
kaldrmadan. "Bir dahaki sefere ne greceiz bakalm?!"
Notting Tepesi zerinde alalmaya balayan Nettie ile
Gazeteci, Holland Parkmn gney kesimine ini yaptlar.
Burada biraz durduktan sonra kapal bir parmakln
zerinden atladlar ve Earl's Court evresindeki tek ynl yolda
durdular.
"Sekiz buuk!" dedi Nettie "araba"dan atlarken. "Sen burada
kal! Nigel denen o miskini biraz tanmsam, imdi yatakta
olmas lazm!"
Anahtarla kapy ap girdi ieri ve hzla merdiveni karak
Nigel'n dairesine vard. eri girdii anda da, koridora boylu
boyunca devrilmi krk bir t tahtasna taklarak dt.
"Kim o?" diye bir ses geldi yatak odasndan. "Benim!" diye
bard Nettie ayaa kalkar

280

ken ve yatak odasna dald.


Nigel'n u aralar nianlanm olduu gen kz, st ste
ylm kirli amarlarn yannda ylesine oturuyormu gibi
yapmaya alyordu.
"Allah kahretsin! Nettie!" diye haykrd Nigel. Btn araflar
stne ekerek kendine st ste ylm kirli amar izlenimi
vermek istemiti. "Seni uzayllar kard sanyordum!"
"Bak, bu ok nemli Nigel!" Nettie derhal konuya girdi.
"Her eyi aklayabilirim... " diye sze balad Nigel. "Bu,
Nancy, geen gn annesi ld ve ben de ona bak... "
"Hatrlamaya al, Nigel! Uzaygemisi havalandktan sonra
kimseyi grm mydn?"
"Psikiyatrist gibi birini mi?"
"Hayr! Hayr!" Nigel'n ancak ve ancak kendi asndan
bakarak dnebildiini unutmamalyd. "Oralarda dolaan ak
sakall bir ihtiyar grdn m?"
"Ben gitsem iyi olacak," dedi Nancy. Aslnda on
dokuzundayd, ama daha gen gsteriyordu.
"Yo! Yo! Dur," dedi Nigel igdsel olarak. Anlamt ki
Nettie'nin kafasnda, onun taak-larn tost makinesine
koymaktan daha nemli eyler var; dolaysyla eski kz
arkadann

195

kendisinden ne istediini rendikten sonra, az nce


yapmakta olduu eye devam edebileceine dair bir umut
filizlendi iinde. "Ne grdm m?"
Nettie birdenbire durumun btn mitsizliini olanca
netliiyle grd. Koskoca bir dnya vard orada,
kendisininkinden ok daha gelimi olan koskoca bir
medeniyet ve o medeniyetin btn gelecei, bir zamanlar
k olduu u pezevengin azndan doru drst bir cevap
alabilmesine balyd. Byle bir cehennemde amma da umut!
Kediye Trke retmeye alsa daha iyi!
"Ak sakall bir ihtiyar m?" diye sordu Nigel. "Arabama
binmiti. Ben de onu Oxford karakoluna gtrdm."
Bunun, tam da uruna onca yolu kat ettii bilgi olduunu
anlamak bir dakikasn ald Net-tie'nin. Anlad anda da
yataa koup Nigel'n dudaklarna kocaman bir pck
yaptrd. Sonra her ihtimale kar bir pck de Nancy'ye
kondurdu ve koca Viktoriyen binann basamaklarn ikier
ikier atlayarak aa inmeye balad. Bir yandan da
haykryordu: "ey! ey!"
"Ben gitsem iyi olacak," dedi Nancy. Sanat Tarihi renimine
balamak zereydi.
282
VRM SEKZ

Leovinus, tannmaz haldeydi.


lk olarak takma kalarn kartp hcre duvarna, tam kapnn
stne yaptrmt. Daha da nemlisi son haftay, nceden
hi yapmad bir ey yaparak geirmiti. Yani bir harika ocuk
olmann eiinde bulunduu o ilk yalarndan beri hi
yapmad bir ey. Bir hapishane hcresinde okuyacak hibir
ey olmadan, kimseyle konuamadan, en kts de etrafnda
tek bir hayran bile bulunmadan geirdii bu yedi gn,
baklarn kendine yneltmek zorunda brakmt onu. Btn
bir haftay gemie bakp hayatn, nasl bir insan olduunu
dnerek geirdi. Bunu yaptka da, hayatnn

283

bir baarszlktan ibaret olduuna daha fazla inand. Kendi


ruhuna baktka, ne kadar gdk kalm olduunu daha iyi
grd.
Son basn toplantsn -o dalkavuklar arasnda nasl da
elendiini-hatrlaynca derin bir utanca kapld. Yasaka
ekonomisinin knden tr sorumluluk duyup
duymadn soran gazeteciye verdii cevap aklna geldiinde,
utan duygusuyla kvrand. Ne demiti? "Ben ancak
Sanatmdan sorumluyum," ya da onun gibi bir ey ite! imdi
hcresinin plak duvarlarna baktka anlyordu ki, hibir
ekilde inanmadan sylemiti bu szleri. nsanlar bu yzden
gerekten ac ekmekteyken -hatta belki lmekteyken-hi
kimse yaratclk bahanesinin ardna saklanamazd.
Cazibeli yeil rujlarn srm, tatl tatl glmseyen o iki
muhabir acemisini hatrlad... Nasl da stn grmt
kendini onlarn karsnda... Kimselerin kendisine layk
olamayacana nasl da derinden inanmt. Oysa imdi bu
hapishane hcresinin sszl ve sefaleti iinde kendini
yakndan inceledike, aslnda kimselere layk olmayann
kendisi olduunu hissediyordu. u kapdan ieri giren ilk
Bleron-tinlinin, diye geirdi iinden, zgrle ve mutlulua
ondan ok daha fazla hakk vard. Bu, o batasca Blerontisli
Gat bile olsa!
Leovinus'a olaanst yetenekler balanmt -muhteem
ve snrsz yetenekler-ve o

284

ne yapmt bunlarla? Baka kimseye mutluluk vermi miydi?


Baka dnyalara refah ve bar getirmi miydi? Hayr.
Leovinus'un grebildii kadaryla, yeteneklerini hemen
hemen tmyle kendi karlar iin kullanmt. Nokta. imdi
dnp de geriye baknca, ne kadar acyd. Hi seveni olmu
muydu? O hi kimseyi sevmi miydi?
Ve ite imdi, hcrenin dndan onu gizlice dinleyenler
(memur Hackett gerekten de yle yapmaktayd), btn
sevgisini ve efkatini -bir ee deil, bir sevgiliye deil, hatta
bir ho-ruk eniine bile deil!-bir yn kablo ile nrona,
alglayc ile sibernetik sisteme, en son, en byk, en mutlak
tutkusu Titania'ya ynelten bu byk adamn, Galaksimin
Grp Grecei Dhilerin En Bymn o korkun feryadna
kulak verin!
"Ama o beni seviyor!" diye haykryordu benliinin en uzak
derinliklerinden gelen bir ses.
"Ama o gerek deil ki... " diye bir cevap yankland plak
hcre duvarlarna arpan dncelerinden. "Onu sen
yarattn!"
Oxfordshire'deki hapishane hcresinde Leovinus'un yaad
bu byk deiim, hapishanenin slah edici etkilerini borazan
alarak ilan eden sac politikaclarn elinde ok talihsiz bir
cephaneye dnrd vallahi. Neyse ki yeryz siyasetine
bulam olan hi kimsenin

kulana gitmedi.
Leovinus tam kendini hrpalama noktasna erimi ve bundan
da iyiden iyiye zevk duymaya balamt ki, kaba bir sesle
silkinip kendine geldi.
"Ziyaretin var, ang!" dedi memur Hackett. Son bir haftadr
baya sevmeye balamt bu ihtiyar.
Kap ardna kadar ald ve o kbus gazeteci girdi ieri.
Yannda allmadk lde ekici bir dii uzayl vard ve
stndeki Yasaka elbisesiyle daha bir ekici grnyordu.
Kenarnda tek motif bulunan basit bir jileydi bu ve kenarndaki
motif de, giysiyi giyen kiinin bekr ve evlenme
tekliflerine ak olduunu belirtiyordu.
Bir de inanlmaz fiyatlara satlan, bugnlerde Blerontin'de
satn alnmas neredeyse imknsz olan o Yasaka
parfmnden srmt stelik.
"Sevgili dostum!" diye bard Leovinus (akn durumdaki)
Gazeteciye. "zgrle ve mutlulua benden ok daha fazla
hakkn var senin!" Kapdan ieri giren ilk Blerontinliye sylenecek
en tuhaf ey buydu herhalde, ama deminden beri
hep, bir daha bunlar syleme ans bulamayacan
dnmekte olan Leovinus, syleyivermiti ite.
"Bir dakika kaybetmememiz gerekiyor!" diye bard dikkat
ekecek lde ekici ve dikkat ekecek lde elle tutulur
olan dii uzayl. "Sadece bir saatimiz kald!"
"Hl elinizde mi?" diye bard Gazeteci.
"Bilmiyorum... " diye cevap verdi Leovinus. "Elimde ne var, ne
yok, ben de emin deilim artk. Geriye dnp de hayatm
gzden geirdiimde, elimdeki her eyi frlatp atmm ve
hibir eyim kalmam gibi geliyor bana. Sevgili hanmefendi,
benimle evlenir misiniz?"
Leovinus, bu zel motifi tayan elbiselerden giymi gen bir
hanma evlenme teklif etmemenin adab- muaerete uygun
dmeyeceini bilen bir adamd.
Daha Nettie bir cevap veremeden, "Ana zek sisteminin
paras elinizde mi? Titania'nn beyni!" diye araya girdi
Gazeteci.
"Ahh! Ne yazk!" diye bard Leovinus. "Attm gitti! Artk
iime yaramayacak ki!" Sonra Nettie'ye dnd.
"Sevgili gen bayan! Ne dersiniz, beni sevebilecek misiniz?"
"ONU ATMI OLAMAZSINIZ!" diye haykrd dikkat ekecek
lde ekici ve dikkat ekecek lde elle tutulur olan uzayl
dii.
"DNN!" diye haykrd kbus gazeteci. "Nereye attnz?"

286
287

"Ne fark eder?" Leovinus sersemlemeye balamt. Aslnda


Yasaka Babakaninn Net-tie'ye verdii o mehur Yasaka
parfmnn et-kisiydi bu. Nettie, ilk kez srmt parfm;
hcre kapsnn almasn beklerken bir damla alp
srvermiti ite, Galaksi'nin Grp Grecei Dhilerin En
By ile tanmaya hazrlanrken duyduu gerginlikten
kaynaklanan bir refleksti bu. Yalnz Nettie'nin bilmedii ve Yasaka
parfmnn de bu kadar mehur olmasna yol aan ey,
Blerontinliler zerinde sarho edici bir etki tamasyd.
Sarholuk genellikle aniden balyor ve yle kuvvetli oluyordu
ki, Blerontin'de yasaklanmt parfm. Herkesin yana yakla
aramasnn ve bu kadar pahalya satlmasnn sebebi de buydu
zaten.
"Sevgili hanmefendi! Gzmn bebei! Sizin kadar gzel ve
bir o kadar akll biriyle karlamay nasl da hasretle
bekledim bilseniz!"
Gazeteci, Leovinus'u hapishane giysisinin yakasndan
kavramt imdi. "TITANIA'NIN BEYN NEREDE?" diye
haykryordu.
Nettie'nin srd parfmn etkisiyle hzla saptmaktayd
Leovinus. "Vay Bay Kasteci! Harho soruk kam! Turnesin
kepesine km!" Leovinus, yatma zaman ocuklara sylenen
Blerontince bir absrd iirden alntlar yapmaktayd imdi.
"Kzgn donusana, be!" diye bard Gazeteci ve o da
birden, Nettie'nin ne cins bir par

288

fm srm olduunu anlad. "Anna keza parr-sasn-n


nereyye hattssan, bull-bull-lallm, sssok nemmlif -hkk!"
Olamaz, olamaz! Sarho olursa Yldzgemisi'ne geri
gtremezdi onlar!
"Nettie!" diye bard. "abuk! Gittff bur-kh-dan!"
"lrm de gitmem!" diye haykrd Nettie. "Srf erkeksin diye
bu ii daha iyi halledeceini mi sanyorsun yani?"
"Hayr... hayr... Ben erkek deilim... Yani... Blerontiniiyim... "
Gazeteci kkrdamaya balad. Hemen arkasndan da
Leovinus.
"Kesin!" diye baran Nettie, ikisini de tutup sarsmaya
balad. "Nasl glebilirsiniz? Titania'nn zek sistemi parasn
bulmak zorundayz! Nerede syle, nerede Leovinus?" Ama
onlar sarstka, gzel tenindeki Yasaka parfm daha ok
yaylyor, iki Blerontinlinin akln bandan alyordu... ve ikisi
birden kahkahalara bouldu, bouldu, ta ki yanaklarndan
aa yalar yuvarlanmaya balayncaya dek. Leovi-nus'un
ba dnyordu. Gazeteci, akrobat bir kadnla muhabir bir
erkei anlatan eski bir Blerontin trks tutturmutu ve en
sonunda da yataa yld kald.
Sonunda ikisinden de tiksinen Nettie pes etti. Hcreden
frlayarak Kayt Masasina kotu. Belki oradaki grevli avu,
Titania'nn kayp parasn gvenlik nedenleriyle almt.

289

Nettie kar kmaz Gazeteci kendini toplamak iin yiite


aba gstermeye balamt. Glmesini tutmay ksmen de
olsa baard ve zihni biraz alr gibi olunca Leovinus'a dnp
sarsmaya balad adam. htiyar sonunda kendine geldi.
"DN!" diye bard Gazeteci. "u seni hayatn boyunca tek
bir ie yarar ey yapmam olabilirsin! yleyse imdi yap!
Titania'nn beyninin kayp parasn nereye attn hatrla."
Sarho da olsa, Leovinus'un koca beyninin derinliklerine
szmak iin bundan daha incelikli bir yol bulunamazd
dorusu. "Ana zek sistemi... Titania'nn beyin damar...
Nereye atmtm onu?"
"Evet! Hadi, ihtiyar! Nereye atmtn?"
"Hah! Biliyorum! Keye... uraya... " Byk Adam, hcrenin
bir kesini gsteriyordu. Gazeteci utu oraya, hela niyetine
duran kovann arkasna bakt ve az sonra, elinde parlak bir
gm parasyla ayaa kalkt.
Ama daha zafer ln atmaya vakit bulamadan Nettie
belirdi kapda. "ok ge kaldk!" diye bildirdi. "Saatim
yanlm anlalan. Karakolun saatine gre le oldu bile... "
Ve daha szn bitirmeden, Komiser'in masasndaki
radyodan BBC'nin sinyalini duydular. Yldzge-misi Titanic,
uzaydaki mezarlna doru yola km olmalyd.

290
VIRMI DOKUZ
Dan ile Lucy ok skntl anlar geirdiler. Giderek glenen bir
umutsuzluk duygusuyla Oxfordshire krlarnda dolatlar
durdular. Kimse ak sakall bir ihtiyar grmemiti. Kimse
uzayllarn geldiini duymamt. Kimse bunlar renmek de
istemiyordu. Oxfordshire'de byle eyler olmazd.
En sonunda hepsinin kalmakta olduu otele dndler. Burada
da yine gee gee koca bir hi geti ellerine. Evet, gn iinde
Nigel aramt. Hayr, yannda kimse yoktu. Hayr, ak sakall bir
ihtiyar uramamt. Hi. Sfr.
Berbat bir fincan kahvenin bana ktklerinde Dan, bo bo
Lucy'ye bakt. Anszn yle

291

uzak grnmt ki kz ona. Halbuki Lucy'nin onunla ilgili


olarak srekli dile getirdii ikyet deil miydi bu? Hep onun
ne kadar uzak grndn sylemez miydi? Gemite ikisini
yaknlatran her eyi birer birer dnmeye alt Dan... ve
dnd her ey, imdi kendi hayal gcnn rn gibi
grnyordu gzne. Lucy'nin eski papaz evini otele
dntrme konusunda gsterdii heyecan gibi mesela... Bir
bakma, diye dnd, aralarndaki iliki tamamen kendi
hayal gcnn bir rnyd. Hepsini o dlemiti ve ite
imdi de hepsi parampara olup gitmi, hibir ey kalmamt
ikisi arasnda. fke bile.
Lucy, Dan kahvesi elinde dalp gitmiken onu izledi ve iyi olup
olmadn merak etti. Sulu hissemiti kendini. Onu
mahvetmekten korkmutu. Oysa imdi, eskiden iinde bir
eylerin uykuda olduunu anlyordu, Dan ile birlikte geirdii
btn o zaman boyunca saati geriye almann mmkn
olmadn sanmt. Sanki ikisi arasndaki ba kendi yaratm
gibiydi: Lucy'yi, potansiyel olarak tad daha kuvvetli, daha
rktc baka duygulardan koruyan bir bad bu ve zaten
ancak Lucy yaratrsa var olabilecek bir ba.
Lucy, elini Dan'in elinin zerine koydu. "zr dilerim," dedi.
Ama Dan, hi beklemedii bir ekilde ona bakarak glmsedi.
"yi bir ikiliydik," dedi. "imdi bulunduumuz yerlere gelebilmekte
yardmc olduk birbirimize ve gali

292

ba artk ikimiz de kendi yolumuza gidebiliriz."


Lucy uzanp hafife pt onu. Tam o anda da Nettie, Gazeteci
ve Leovinus ieri girdiler.
Oxford polislerini Leovinus'un kaak gmen olmadna ikna
ettikleri anda (oysa aslnda teknik olarak yleydi Leovinus)
saat bir buuu epey gemiti. Nettie dua girip sarho edici
Yasaka parfmn tamamen stnden atana kadar da iki
buuk oldu. Hepsi kahvelerinin bana ktler ve hibiri tek
kelime etmedi, ta ki Nettie birdenbire kafasn kaldrana dek.
"Dinleyin!" dedi Nettie. "Burada byle sepet gibi oturmann
bir manas yok. Pek ie yaramayacan biliyorum ama, bence
hep birlikte Yl-dzgemisi'nin yrngeye girdii noktaya gidelim.
Ne bileyim belki arkalarnda bir ey brakmlardr, belki
biri geride kalmtr veya... Bilmiyorum ite. Tek bildiim,
geminin orada olmadn grene kadar hibirimizin iinin
rahat etmeyecei."
"yle ekicisiniz ki, saygdeer hanmefendi," dedi Leovinus,
"ve yle ince bir zeknz var ki." Kimin daha ok kskandn
kestirmek gt: Lucy mi, Dan mi? kisinin de azndan tek
kelime kmad ve arkasndan Nettie'nin nerdii eyi
yapmann beyhude olup olmad zerine ksa bir tartma
yaand. Tartma tam varoluun beyhudelii zerine bir
mnaza

293
raya dnmekteyken, Nettie kestirip att. "yi! Ben
gidiyorum, sen beni gtrr msn, ey?"

Ne garip, minik ini aracna bindiklerinde hepsinin neesi


yerine gelmi gibiydi. Ne kadar faydasz olursa olsun bir eyler
yapyor olma yanlsamas her zaman ruha iyi gelir. Ara
kkreyerek stratosfere kt ve yeryz aada gitgide
klp gerek hayat simgeleyen harika bir kreye
dnrken, birden daha da harika, baka bir grnt kt
karlarna. artc bir grnt. Neeyle haykrp birbirlerini
pmeye balamalarna yol aan bir grnt... Dan, Nettie'yi
perken buluvermiti kendini ve Nettie de onu pyordu ve
sonra Dan, Nettie'yi bir daha pt ve Nettie de koca
Leovinus'u pt ve Dan, Nettie'nin onu bir kere reddetmi
olduunu ve bir kez daha krlmann anlamsz olacan
hatrlatt kendi kendine... Sonra birdenbire o grnty
hatrlad, hepsini neelendirerek birbirlerini pmelerine
neden olan o harika grnty: Yeryznn mavi-beyaz
parltsnn zerinde o devs ve muhteem Yldzgemisi
Titanic duruyordu!
"Tabii ya!" diye bard Nettie. "Salaz biz! Kaptan Bolfass,
Dormilyon gnnden bahsediyordu!" Saatine bakt. "Hl
yirmi dakikamz var!"

294

Leovinus, Nettie'nin gzel yzn inceledi. Kirpikleri


titreiyordu ve o da yava yava o gzel gzlerini aarak
Leovinus'u incelemeye balad. Kayp beyin damarn -ana
zek sisteminin kayp parasn-mmkn olduu kadar nazik
bir ekilde yerletirmiti Titania'nn beynine. Titania'nn iine
dolarak her yann rpertecek olan hayat nefesinin,
kullanlmayan nronlar ile uyur durumdaki sibernetik sis
temler yeni bir hayat bularak ilemeye baladnda hem
sevin hem nee getireceini biliyordu.
"Titania!" diye fsldad ihtiyar. "Seni hl seviyorum."
Nettie, Dan ve dierleri soluk solua izlerken, gzeller gzeli
yaratk ban yerden kaldrd, bir dirseine dayanarak
doruldu ve sonra -salarn omuzlarna dkp-byk bir kuvvet
ve zarafetle ayaa kalkarak deta hep oturmak zere
tasarlanmasna oturdu. Sanki dncelere dalm gibi
enesine dayamt bir elini. Titania hayat bulmutu ite ve
Yldzgemisi Titanic nihayet tamamlanmt.
Nettie, Yldzgemisi'nde ani bir deiim fark etti: Sanki ok
kuvvetli ama iyi bir varlk hepsini izlemekteydi; yle bir varlk
ki inanlmaz derecede zeki, tatl, akll, efkatli, sakin ve cana
yakn... Nettie, Dan'in elini tutup skt.
"Dan," dedi, "beni bir daha per misin?"

295

te buras, gerekten hikyenin sonu. Kaptan Bolfass, Lucy ve


Gazeteci, Titania hayat bulur bulmaz bombay etkisiz hale
getirmeyi baardlar. Aslnda bombay da ok rahatlatt bu;
patlamay asla gerekten istememiti.
Minnettar Yasakallar Dan, Nettie, Lucy ve Gazeteciye,
kurtulularnda oynadklar rolden tr Yldzgemisi'nin
hisselerinden vermeyi nerdiler. Ayrca Lucy ile Dan'i, gelip
gemiyi otel olarak iletmeleri iin davet ettiler.
Dan, onlar nezaketle selamlayarak geri evirdi bu teklifi;
yeryznde kalmak istediini syledi ve bylece Lucy ile
Gazeteci, btn Galaksimin en baarl lks dinlenme tesisi
olan Yldzgemisi Titanic Oteli A'nin iletmecisi

296
oldular. letmenin faaliyete balamasndan bir yl sonra
Yasaka ekonomisi eski durumuna kavumutu.
Bar, refah ve zanaatle dolu eski hayat tarzlarna dnen
Yasakallar, Yldzgemisi'nin erefine Yasakanda'nn ana
meydanna geminin tam boy heykelini diktiler (hem de btn
d ve i mekn ayrntlaryla birlikte).
Lucy ile Gazeteci, hem burada, yani yeryznde hem
Blerontin'de yaplan aaal trenlerle evlendiler. Gazeteci
yaadklar serveni kaleme alarak yzyln atlatma haberini
yapm oldu; bu sayede servete kavuunca da gazetecilii
brakarak daha yararl uralara verdi kendini. Artk gazeteci
olmad iin Lucy'ye gerek adn syleyebilirdi stelik:
Tiddelpuss. Lucy ona Tiddles dedi ksaca, bu da Lucy'ye
yakrd dorusu. Fakat Tiddles, "Lucy"nin Blerontincede ne
anlama geldiini asla sylemedi ona.
Leovinus, Nettie'nin karsnda kapld anlk ihtirasn
stesinden gelmeyi baard, zaten bu ihtiras biraz da
parfmn sarho edici etkisinden kaynaklanyordu.
Zamannn byk blmn Titania'nn zel odasnda onunla
laflayarak geirir oldu Leovinus. Onun gerek olmadn
biliyordu, ama bunu dnmeye baladnda zaten
gereklikle ii olamayacak kadar yalanmt artk. Galaksi'nin
Grp Grecei Dhilerin En By, eski zgvenini

297

ksmen de olsa yeniden kazanmt geri, ama dostlar olsun,


hayranlar olsun, eskisinden daha mtevaz ve bakalarnn
ihtiyalarna kar daha duyarl buluyorlard onu. Belki Titania'nn
etkisiydi bu. Belki de kalarnn yeniden km
olmasndan kaynaklanyordu.
yi kalpli Kaptan Bolfass ise Nettie'ye duyduu ihtirasn
stesinden gelemedi asla; stelik karsnn ald onca ifal
ota ve iksire ramen. Ama Nettie'yi dnmek, uzayn derinliklerindeki
grevlerini yerine getirmesini salayan g oldu
ve trajik bir tutkunun altn parltsyla mrnn son yllarn
zenginletirdi. Zaten Nettie'ye kar ayn hisleri besleyen yle
ok Yasakal vard ki. Grdnz gibi Yasakallar, inanlmaz
derecede zeki, tatl, akll, efkatli, sakin ve cana yakn olan
gerek bir varlkla karlatklarnda fark anl-yorlard.
Nettie'ye gelince, Lucy'nin gidip Gazeteciyle evlenmesiyle
bana konan talih kuuna inanamamt. Artk zgrd ve
Dan'e evlenme teklif edebilirdi demek... zaten bunu
yaptnda Dan de kendi bana konan talih kuuna inanamad.
kisi sadece sevgili deil dost da oldular. Nettie Yksek
Matematik diplomas ald, hatta baz son dnem
almalarnda Koca Leovinus'a yardmc oldu. Bu iten o
kadar ok para kazand ki, Dan'le birlikte eski papaz evini
yeniden yaprak Orta Galaksi mutfanda uzmanlam
rahat bir aile oteli haline getirmeyi baard

298

lar. Otele gelen Yasakal aileler, erevelenerek giriteki


salonun duvarna aslm mehur bir fotoraf gsterirlerdi
ocuklarna. Fotorafn altnda u yaz vard: "Yldzlarn
Altnda Dan ile Nettie'nin Oteli."
Peki ya papaan? Belki de bu iten en krl kan o oldu papaanlk
koullarna gre tabii. Aslnda bu macera boyunca
papaan, Yasakallar hesabna casusluk etmekteydi. naatn
Blerontin'e tanmasndan nce Yldzgemisi Titanic'e kaak
sokulmutu. Papaan, byk bir kahramanlkla hayatn ve
tylerini tehlikeye atarak Yldzgemisi'nin inas srasnda yaplan
rezilce yolsuzluklar Yasaka'ya haber vermiti. Zaten
ortalkta dolaan btn sylentilerin kayna da oydu.
Papaan sonunda Yasa-ka'daki anayurduna dnnce, zel bir
altn tnek ve madalya ile dllendirildi. Yasaka'da cesareti ve
gezegene gsterdii hizmet nedeniyle madalya taklan ilk
papaan olduundan, onun iin zel olarak yaplm bir
madalyayd bu.
Buna ilaveten mr boyu bedava dar ve amfst almaya
hak kazand papaan. ok gemeden iftleti ve drt bebek
papaan oldu. Gururla yetitirdii yavrularnn adlar
yleydi: Dan, Nettie, Lucy ve ey.

299

You might also like