You are on page 1of 240

ALTIKIRKBE YAYIN

Alfred Kubin, The Other Side


Trkesi: Emrah rnre

1. bask: Mart - 2003


Yayn Ynetmeni
Kaan aydaml
Editr
Banu Irmak
Dizgi
Erhan Altay
Kapak Tasarm
Murat (K) Bozkurt
Kapak Resmi

Alfred Kubin, Hayalet Denizci


Bask
Umut Matbaaclk

(0-21 2) 637 09 34 - 04 1 1

ISBN 975-8467-7 1-9


Bu evirinin tm yayn haklarn sahiplendik. Tantm alntlar dnda -makul
boyutlarda- izinsiz oaltlmas ahlak kurallarna ve yasalarmza gre su
saylmaktadr. Byle bir harekete kalkmak istediinizde nce bize
sorarsanz uygar dnya adna seviniriz.
P. S. : Tm fotokopi fanzinler yukardaki aklamadan bamszdrlar. Onlar istedikleri

ALTIKIRKBE kitabn veya metnini oaltabilir, bozup yeniden yaratabilirler.

Okurlarmz yasal dergileri deil "fotokopi fanzinleri" izlemeye aryoruz. Onlar sizi
uurumdan aa itecek gce sahiptirler ve umay renmenin zaman geldi. Yaasn
FOTOKOP, Yaasn KAOS

ALTIKIRKBE YAYIN

bir Kaybedenler Kulb tribidir.

Yazma adresi: mer Efendi sk. No. 7/ 1 5 Kzltoprak, Kadky


Konuma adresi: (0-2 1 6) 330 86 38-9
Fax: (0-2 1 6) 330 28 24
lnternet sat: www. altikirkbes. com

Alfred Kubin
(1 877 - 1 959)

1 0 Nisan 1 877

ylnda Bohemya'nn kuzeyinde bir kasaba olan Le

itmeritz'de doan Kubin'in annesi Johanna Jenny bir piyanistti. Ba


bas Friedrich Franz Kubin memur olarak hizmet verdikten sonra
gmrk mfettii olarak almaya devam etti.

1 882

ylnda ailesiyle

birlikte Zell am See, Avusturya'ya tand.


ocukluundan beri baskdan nefret eden Kubin zgr bir yaam
srdrmeyi istiyordu. Korku hikayelerini ok severdi. Be yanday
ken hayal gcne dayal resimler izmeye balad. izimleri byc
ler, korkun hayvanlar, vesaire ile doluydu.
On yandayken annesi ld. Annesinin lm Kubin'in ocukluk
ann sona ermesine neden oldu. Salzburg' da bir dil okuluna gn
derildi.
kinci snftayken kald ve okulu tamamlamak zere Zell a n Se
e'ye geri dnd. On drt yanda babas onu inaat mhendislii
renmesi iin bir okula verdi. Tekrar snfta kald ve Klagenfurt'da bir
fotoraf olan amcas ona stajyer olarak yannda i verdi. Klagen
furt'da btn gecelerini darda geirdi. Uykusuz geceler saln o
lumsuz etkiledi v e zayf dt. Hayatndan hi mernun deildi v e in
tihar etmek istiyordu. Zell am See'ye gitti ve annesinin mezar ban
da kendini vurmak istedi, fakat baygnlk geirdi. Ardndan gnll
olarak orduya katlmaya karar verdi. Ksa bir sre sonra sinir bozuk
luundan askeri hastaneye gnderildi ve re kt. Yirmi yana
geldiinde babasnn evine geri dnd ve iyilemeye balad. Babas
onun Akademide profesr olan Gysis'in izim snfna katlmasn is
tedi, fakat orada retilen kat, akademik izim tekniklerini pek sev
medi. Grotesk fikirlerini ifade etmek istiyordu. Mnih'te Klinger'in
maden zerine asitle yapt resimleri grd. Bu onun fikirleri iin
son derece uygun bir sanat biimiydi. ini mrekkebi kullanarak bir
dizi dehet dolu rkn izimler yapmaya balad. Yirmi alt yanda
nianlsn, yirmi yedi yanda babasn kaybetti.

alfred kubin

dier taraf
trkesi: emrah imre

altkrkbe yayn
Kadky, 2003

BRNC KISIN[:
AGRI


t.

t.
..

l.

4t.

t:

!.

rp/nn. "ltlt.
f!itj. tJ/ r/)tal

1. tfJalmtt.
2. flrnt'lr. 0Ju1'ltf.
.J. (jmf. cfquntt.
4. c1'1t'lint.
.5.

6.

1J"'t 0//tt.
(}rtnt f!J"elt. /(f(/J(f.

7. r:JJtmlt

ll. 1#111. (j111t.

9. (-j.1'dtn. cftlmt

1fJ. .l!unptn11rpnJ. 'tJilln.


11. Jll11ff1111'1J rpnlitt Jntinn.
12. f!LmtftflJ.
1.1. /111nnmnie (/;,ld.
14. '1ltiNttffllfltJ.
1.5. fJ.tlllt. f)tn.
-

16. Jlm";ltttnrnut..
17. .l!tng. Jntt '

18. fdt/ltt. lrnttt..


19. .Jlf.. fJJ/umtntulr. '1.1tNt.
20. .Rmpm/rorpn.npt1ffmnt
21. r/JaiflJ.
22. fR.intr.11.Jn,dt.n.

\\'

...,.

...;..
..,

2.1 . ./Hill
24. fJlridrp. .

2.'i. Jffintm/JtfJ. f""''

26.
27.
2'l.
29.
. W.

f/)ue/t./am
bn/tanlt1ntnt
Oult.f. <tllftnttnt

f/l11/t6ulr.1ip.
1Jarmek

J1._ {ftflfm. (J11t.


12. {ftmm.
JJ. 1>al11t't. <Jflfdtn.
34. 7't;xJm.J!nn1.
35. (Jroitma,ltt
36. 7""'pilal-fdlurel.
J 7. r/ladfftllJ. lali"''
38. brfJ.ttt ltd
J 9. ,ft1li1Jn. dilfit'f.
..

4{).

bli!nf. i. 11illn.

... 41. r/l/JtJ.


42. r/(nt!itf./Jtn.
4J. of.. fJJl11lfltnlM1. i. 11illn.

Dier Taraf

Bfiim 1: Z-[yaret
1
Okul arkadalarm arasnda hikayesi unutulmamas gereken
tuhaf biri vard. Okuyacanz sayfalarda, bir grg tan olarak,
Claus Patera ismi ile balantl olaylarn en azndan bir blmn,
elimden geldii kadar gereklere uygun bir biimde anlatmaya a
ltm.
Fakat hikayemi anlatrken tuhafbir ey oldu. Gerei titizlikle
hesaba katarak deneyimlerimi kada dkerken bir de baktm ki,
farknda olmadan, bizzat ahit olmamn ya da ikinci bir ahstan
duymamn mmkn olmad kimi olaylar ayrntlaryla anlatm
m. Patera'nn varlnn, bir topluluun btn bireylerinin hayal
gcnde yaratt tuhaf etkileri daha sonra greceksiniz, dolaysy
la szn ettiim gizemli kahinlik gcnn de Patera'nn ii oldu
undan hi phem yok. Eer baka bir aklama istiyorsanz, bu
nu bilge ruhbilimcilerin eserlerinde aramanz tavsiye ediyorum.
Patera'yla altm sene nce Salzburg'da ayn liseye balam,
orada tanmtk. O zamanlar biraz ksa boylu, ama iri yapl bir
ocuktu, grntsndeki en arpc, belki de

tek

arpc yan ise

karmakark, gzel buklelerinin altndaki yznn klasik hatlary


d. Tanrm, o eski gnlerde hibirimiz d grne nem vermez
dik, vahi ve gen serserilerdik! Yine de yam olduka ilerlemi
olmasna ramen onun byk, ak gri renkli, hafif patlak gzlerini
hala hatrladm belirtmeliyim. Genlik gnlerimizde hangimizin
gelecek hakknda herhangi bir fikri vard ki?
sene sonra baka bir okula devam etmek iin liseden ayrl
dm ve eski okul arkadalarm giderek daha az grmeye baladm.
En sonunda Salzburg'dan tanmamla orada tandm insanlar ve
yerlerle ilikim tamamen kesildi.
Zaman, beraberinde genliimi de gtrerek geip gitti. Artk
otuzlarma gelmi, az ok grm geirmi ve evlenmitim. Bir sa
nat ve izerdim, iyi kt yaayp gidiyordum.

Alfred Kubin

il
Sisli bir Kasm gn, leden sonra

-o

zamanlar Mnih'te ya

yorduk- uamz bir ziyaretim olduunu bildirdi.


"eri gelin."
Lo kta grebildiim kadaryla sradan grnl bir adam
d gelen. Telal bir ifadeyle kendini tantt.
"smim Franz Gautsch. Sizinle konumak istiyorum. Bana a
yracanz yarm saatiniz var m?"
Vaktim olduunu syleyip oturmasn rica ettim, uaa da bir
lamba ve ay getirmesini syledim.
"Size nasl yardmc olabilirim?" Yabanc hikayesini anlattk
a bataki kaytszlm nce meraka, sonra giderek aknla d
nt.
"Size bir teklifte bulunmaya geldim," diyerek sze balad,
"Bu teklifi kendi adma deil, baka biri adna yapyorum, siz bu
kiinin varln unutmu bile olabilirsiniz fakat kendisi sizi gayet
iyi hatrlyor. Bu adam, Avrupa standartlarna gre muazzam bir
servetin sahibi. Eski snf arkadanz Claus Patera'dan sz ediyo
rum. Ltfen szm kesmeden dinleyin! Patera, talihin tuhaf bir
cilvesi sayesinde belki de dnyadaki en byk servete sahip oldu.
Eski dostunuz daha sonra, kolay kolay tkenmeyecek mali kaynak
lara sahip olmadan asla baarlamayacak bir tasary gerekletir
meye koyuldu. Bir hayal alemi, rya lkesi kurmaya kararlyd.
Olduka karmak bir konu bu, size zetleyeyim;
lk olarak

3 1 .000

kilometrekarelik, uygun bir arazi satn aln

d. Satn alnan blgenin te biri dalktr, kalan arazi dzlkler


ve tepelerden olumaktadr. Bir gl, bir nehir ve geni ormanlar bu
kk lkeyi renklendirip manzarasn eitlendirir. Topraklarnda
kyler ve iftlikler kurulmutur. Kylere ve iftliklere fazlasyla
ihtiya duyduk nk daha balangta bile nfus on iki bin kii
den olumaktayd. Rya lkesi'nin u anki nfusu altm be bin
dir."
Ziyareti duraklad, ayndan bir yudum ald. ekinerek de
vam etmesini syleyip sessizliimi kordum.

12

Dier Taraf

"Patera," diye devam etti szlerine, "her tr ilerlemeye kar


byk bir nefret duyuyor. Daha dorusu her tr bilimsel ilerleme
ye kar demeliyim. Bu sylediime kelimesi kelimesine inanma
nz rica ediyorum, nk Rya lkesi'nin kurulmasnn arkasnda
yatan asl neden budur. lkenin snrlar, topraklarmz d dnya
dan ayran duvarlarla evrilidir, salam istihkamlarla dardan ge
lebilecek bir saldrya kar korunmaktadr. lkeye, sadece bir ka
pdan giri, k yapmak mmkndr, bylece yeni gelen insanlar
ve eyalar titizlikle denetlemek de kolaylamaktadr. Rya lkesi
ada uygarln mutsuz ettii herkes iin bir snak, onlarn her
trl gnlk ihtiyacn salayan bir barnaktr. lkenin efendisinin
niyeti asla gelecek iin rnek bir devlet, bir topya yaratmak deil
dir. Maddi skntlar yaanmamas iin gerekli nlemler alnm ol
sa da, bu lkenin en nemli amac daha ok mlk, eya ve nfus
kazanmak deildir. Hayr efendim kesinlikle deil!. .. Bana inanm
yor, glmsyorsunuz. Biliyorum, Patera'nn Rya lkesi aracl
yla baarmak istediklerini sadece kelimelerle anlatmak ok zor,
adeta imkansz.
Bu noktada size, lkemize kabul edilen herkesin doutan ya
da yaadklar deneyimler sayesinde kazandklar kimi zellikleri
yznden seilmi olduunu sylemem gerekiyor size. ok keskin
duyulara sahip olan kimselerin, sradan insanlar iin olaanst
durumlar hari asla var olmayan, bu dnyann dndaki olaylar
grdkleri bilinen bir gerektir. te bu "var olmayan" eyler, bi
zim almalarmzn zn oluturmaktadr, anlyorsunuz ya. En
derin ve mkemmel anlamyla, Rya halknn -kendilerine byle
derler- varln bir an bile unutmad dnyann akl sr ermez te
melini oluturan eylerdir bunlar. Sradan hayat ve Rya dnyas
nn taban tabana zt olduu sylenebilir, ite iki dnyann arasnda
karlkl anlay bu kadar zor klan da bu ztlktr. 'Rya lke
si'nde gerekten neler oluyor? Orada hayat nasldr?' sorusuna bir
yant veremeyeceim. Ben size sadece yzeysel bilgiler verebili
rim, oysa Rya halk znde derinlikleri arar. Her ey, hayata
mmkn olan en derin manevi boyutu kazandrmak zere dzen
lenmitir. Rya Halknn deerleri o kadar farkldr ki sradan in
sanlarn sevinleri ve zntleri onlara tamamen yabancdr, her

13

Alfred Kubin

zaman da yle kalacaktr. Dnyamzn zne en uygun tanm muh


temelen 'ruh halidir'. Halkmz sadece "eitli ruh hallerini" tecr
be eder, daha dorusu sadece

ruh halleriyle var olurlar. D dnya

onlar iin sadece hammaddedir diyebiliriz. D dnyay kendi is


tekleri dorultusunda, etkileimli bir ibirlii iinde biimlendirir
ler. Doal olarak, hammaddenin tkenmemesi iin gerekli tm n
lemler alnmtr. Fakat btn halkn inand tek ey ryadr,

di ryalardr.

ken

Bu ryalar yetitirilir ve gelitirilir. Onlar bozmak

dnlemez bile, ok ciddi bir su, hatta ihanet olarak kabul edi
lir. te bu da size, toplumumuzun bir paras olmak zere davet e
dilen insanlarn niin titizlikle seildiini aklyor. Ksa kesip ko
numann sonunu getirmek gerekirse", - bunu syledikten sonra
Gautsch sigarasn sndrp dorudan gzlerimin iine bakmaya

balad- 'Rya lkesi 'nin mutlak yneticisi Claus Patera, beni, ya


ni temsilcisini, gelip lkesinde yaamanz iin sizi davet etmekle
grevlendirdi."
Ziyaretim bu son kelimeleri daha yksek sesle ve son derece
resmi bir tavr taknarak sylemiti. Sonra sustu,

anda, her oku

yucunun tahmin edebilecei gibi ben de susuyordum. Akln kar


m bir adamla kar karya olduumu dcden edemiyor, te
dirginliimi saklamakta zorlanyordum. Sanki oynuyormu gibi
yaparak masa lambasn onun uzanamayaca bir yere tadm, ay

n anda bir pergeli ve bir mektup aacan -ivri. tehlikeli aletler


di bunlar- becerikli bir dokunula kenara ittim.
Olan bitenler dpedz utan vericiydi. Adam rya konusunu
anlatmaya balaynca bir ahpabmn muzipliiyle kar karya ola
bileceimi sanmtm. Ne yazk ki bu umudum giderek kayboldu,
son on dakikadr bu durumdan nasl kurtulabileceimi hesapla
maktaydm. Delilerle anlamann en iyi yolunun onlarn

idee

fzxe'lerine inanyormu gibi yapmak olduunu biliyordum fakat


nasl yapaym! ri yar bir adam deilim, temelde ekingen, ufak
tefek bir adamm. Oysa csseli bir adam olan Gautsch, monokl,
sar kei sakal, bir brokrata yarar msamahasz ve arbal ha
vasyla gemi karmda oturuyordu!
O srada kafamdan geenler az ok buna benzer dncelerdi.

Artk bir eyler sylemek zorundaydm, ziyaretim yant vermemi

14

Dier Taraf

bekliyordu. Eer en kts olur da bir delilik nbeti geirirse, lam


bay sndrp sessizce dar svabilirdim, ne de olsa mobilyala
rn yerlerini ezbere biliyordum.
"Elbette, elbette Herr Gautsch. Gitmeyi iple ekiyorum! Sade
ce bu daveti karmla birlikte bir daha gzden geirmemiz gereki
yor. Sabah ilk i size yantm bildireceim." Teskin edici bir sesle
konuup ayaa kalktm. Fakat ziyaretim sakin bir tavrla yerinde
oturmaya devam ederek ciddi bir sesle unlar syledi: "Durumu
btnyle yanl anladnz, fakat bunun nedenini anlayabiliyorum.
Byk ihtimalle sylediklerimin tek kelimesine bile inanmadnz,
meer ki gizlemek iin ok uratnz kayg ok daha byk bir
phenin belirtisi olmasn. Sizi temin ederim ki ben de herkes ka
dar normal bir adamm, size anlattklarmn her kelimesi de gerek.
Anlattklarmn olaanst ve duyulmam eyler olduunu kabul
ediyorum, ama belki

bu gstereceim ey sizi rahatlatabilir."

Konuurken cebinden kk bir paket karp masann zerine


koydu. Paketin zerinde adm yazyordu. Mhr krdm, elimde
yeilimsi, gri renkli yumuak deriyle kapl narin bir kutu duruyor
du. inde birine ait, tek bana duran gen bir adamn gzalc bir
portresi vard. Kahverengi bukleler esiz klasik hatlara sahip bir
yz evreliyor, byk ve olaanst parlak gzler resimden frla
yp dorudan gzlerimin iine bakyordu. Resmin Claus Patera'ya
ait olduuna dair hi phe yoktu! Yirmi yl nceki son grme
mizden beri eski okul arkadam neredeyse hi dnmemitim a
ma bu capcanl portreyi grr grmez aradan geen btn yllar bir
anda kayboldu gitti. Zihnimde Salzburg'daki lisenin sar badanal
koridorlarn ve beceriyle taranm sakalnn sadece bir ksmn
gizleyebildii saygdeer gutuyla yal okul kapcsn gryor
dum. Kendimi yeniden lise rencileri arasnda buldum, zerinde
ona hi yakmayan melon apkas ve deli gmleine benzeyen ce
ketiyle Claus Patera da oradayd. Claus'u byten teyzesinin kar
makark zevkinin rnyd bu giysiler.
Birdenbire umut ve merakla dolarak "Nereden buldun bu res
mi?" diye haykrdm adama.

15

Alfred Kubin

"Size zaten anlattm," dedi ziyaretim. "Neyse ki korkularnz


artk kaybolmu grnyor," diye ekleyerek iinde ktlkten eser
olmayan sevimli bir glmsemeyle bana karlk verdi.
"phesiz anlattklarnzn hepsi zrvalardan ibaretti, muzip
likti, akayd," diye glerek haykrdm. Artk Gautsch bana son de
rece normal, saygdeer bir ahs gibi grnyordu. Dikkatle d
nerek ayn kartryordu. Btn olanlar bir aka olmalyd, aka
y kimin yaptn daha sonra bulacaktm. Gelimi hayal gcm
bana bir oyun oynamt, sadece bir hikaye yznden byle kibar
bir adamn deli olduuna nasl karar vermitim? Bu olay genlik
gnlerimde bama gelmi olsayd gler geerdim. Aman Tanrm,
yalanyordum! Artk keyfim yerine gelmiti.
"Resmin gerek olduunu kabul ediyorsunuz deil mi?" dedi
Gautsch. "Resimdeki arkadanzn deiik bir yaants oldu. Salz
burg' daki lisede sadece birka yl kald. On drt yanda teyzesinin
yanndan kap bir ingene topluluuyla birlikte Balkanlar ve Ma
caristan' dolat. ki yl sonra kendisini Hamburg'da buldu. O s
rada bir hayvan terbiyecisiydi, ama ingenelerden ayrlp kk bir
ticaret gemisinde mio olarak almaya balayarak denize ald.
Bylece in'e geldi. Bindii gemi, baka gemilerle birlikte Kanton
limanna demir att, fiyatlarda fahi bir art olmasn diye dar ve
pirin getirmilerdi. Kargo boaltldktan sonra birka gn daha li
manda kaldlar nk Avrupa'ya gtrecekleri mallar -peruk ve
yeni bir tr kaliteli in porseleni- henz hazr deildi.
Patera bu mecburi tatili evre blgeleri incelemek iin kullan
d. Bir gn yal ve soylu bir in hanmn boulmaktan kurtard.
Kadncaz taan sularn geride brakt amurlara basp kayarak
Kanton Nehri'ne dklen bir kanala yuvarlanmt, eer Patera onu
kurtarmasayd mutlaka boulurdu. Kadnn suya yuvarlandn
gren yerli halk -ki pek az yzme biliyordu- ellerini kollarn sal
layarak lklar atmaya balamt fakat hibiri karanlk ve amur
lu sulara dalmaya cesaret edememiti. Uzman bir yzc olan ar
kadanz ans eseri oradan geiyordu, suya atlamakta bir an bile
tereddt etmedi, iddetli akntyla boutuktan sonra baygn kadn
karaya kard, kadn yava yava kendine gelip canland. Bir taht
revanla hemen olay yerine getirilen narin, yal ve gri sakall bir a-

16

Dier Taraf

damn, dnyann en zengin adamlarndan birinin karsyd. Adam


caz tek bir kelime bile etmeden karsnn kurtarcsn kucaklad,
byk bir kr villasna gittiler. Orada hangi konulardan sz edildi
bilmiyoruz. Sadece, ocuu olmayan bir adam olan Hi-Yong'un
zavall mioyu evine alp evlat edindiini biliyoruz. Patera kendisi
ni evlat edinen aileyi yl sonra kaybetmi. Bu yl boyunca
Asya'nn bilinmeyen i blgelerine yolculuklar yapm. Hi-Yong
ve kars ayn gn lmler. Artk muazzam servetlerinin tek varisi
Patera'ym."

Ziyaretimin szn kestim. "Sanrm imdi Rya lkesi'ni


anlatmaya balayacaksnz?" dedim, elenmeye balamtm. "Ha
rika bir fikir u sizin Rya lkesi, eer bir itiraznz yoksa anlat
tklarnz bir yazar arkadamla paylamak istiyorum. Eminim se
vimli bir hikaye kacaktr bu fikirden. Sigara ister misiniz?" Ziya
retim teklifimi kibarca geri evirdi, derin derin i geirdi ve l
l, sakin bir ses tonuyla konumaya balad: "Sylediim gibi, b
tn bunlar benim uydurduumu dndnz biliyorum. Fakat
benim grevim sizi Rya lkesi'nin gerek olduuna ikna etmek
deil, sadece iverenimin teklifini iletmek. Grevimi en azndan
imdilik yerine getirdim. Eer anlattklarma inanmay reddederse
niz yapabileceim baka hibir ey kalmam demektir. Bununla
birlikte sizden resim iin bir alnd belgesi vermenizi rica edece
im. Yakn gelecekte size iletilecek yeni haberlerim olabilir."
Ayaa kalkp beni bayla selamlad. tiraf etmeliyim ki, sade
tavrlaryla bir dzenbaza hi benzemiyordu, deri kese de elimdey
di. Kutuyu bir daha atm, ilk bakta grmediim bir kat daha ol
duunu fark ettim. Kapan altnda bir kart duruyordu, zerine m
rekkeple

"Eer istiyorsan, gel," yazlmt.

Unutulmu gemiten kp geliveren bir grntnn dsel


parlts bir kere daha hafzam kaplad. Dank, karmakark, bi
imsiz, ok byk; ite eski okul arkadamn el yazs byleydi,
bir keresinde retmenlerden biri "umutsuz vaka" demiti bu el
yazs iin. Bu kelimeyi yazan el kesinlikle daha becerikliydi,
fakat arkadamn yazs olduuna emindim. imi tuhaf bir sknt
kaplamt. Resimdeki yakkl yz buz gibi baklarn yzme
dikmiti. Bunlar insan her trl tuzaa drebilecek birinin gzgzleriydi

17

Alfred Kubin

)eriydi, kedi gzlerini andryorlard. Keyfim yeniden kamt, tu


haf hissediyordum, kafam karmt. Gautsch halil. ayakta durmu
bekliyordu. Heyecanm fark etmi olmalyd, nk dikkatle beni
inceliyordu.
Sessizlii bozmadk.

111
Hi kimse mizacn inkar edemez, eninde sonunda yaptnz
her eyi mizacnz belirleyecektir. Benim mizacmda deimez bir
melankoli vardr, tabiatmda keyif ve mutsuzluk i ie gemi gibi
dir. Ruh halim hep ani deiimlere gebe olmutur. Bana annemden
kalan bu manevi miras, bu bana zg yap, hem byk sevinlerin
hem de byk aclarn kanya olmutur. Bu ar duygusallm,
daha sonra anlatacam pek ok olaydaki tavrm daha kolay anla
yabilesiniz diye imdiden belirtiyorum.
tiraf etmeliyim ki, Gautsch artk bana tamamen gvenebilece
im biri gibi grnyordu. Patera'yla bir balants olduuna ikna
olmutum, Rya lkesi hikayesinde de bir gereklik pay olduu
na inanmtm. Dnya ok byk bir yer, ben de hayatm boyunca
pek ok tuhafla tank oldum. En azndan Patera'nn ok zengin
olduuna inanyordum. Rya lkesi onun iin bir tr ura olma
lyd, ok byk apl ve pahal bir hayalini gerekletirmiti belki
de. Bir sanat olduum iin bu tr eyleri hep akla yatkn bulmu
umdur. Bir duygu patlamas yaayarak elimi Gautsch'a uzattm.
"Ltfen tuhaf davranlarm mazur grn, btn anlattklar
nz yeni yeni anlamaya balyorum. Anlatacanz her eyi ilgiyle
dinleyeceim. Eski okul arkadamn bana gelenleri biraz daha
anlatr msnz ltfen?" Konuurken sandalyesini de ona doru it
tim.
Ziyaretim oturdu ve kibarca, "Elbette, size stnkr anlatt
m hikayedeki boluklar dolduraym, Rya lkesi ve onun gi
zemli efendisini biraz daha anlataym," dedi.
"Dikkatle dinliyorum!"

18

Dier Taraf

"Patronum bundan on iki yl nce Asya'nn merkezinde, in


-

topraklarnda yer alan geni Tien Shan, Cennet Dalar blgesin


deymi. Asl amac artk sadece o yrelerde yaayan nadir hayvan
lar avlamakm. zellikle kk, uzun tyl bir cins olan bir ran
kaplan yakalamak istiyormu. Baz izler bulmular, akam olunca
izleri takip etmeye balamlar. Buryat'l rehberin yardmyla ksa
srede hayvana ulamay baarmlar. Fakat onlar tek bir at bile
yapamadan keye sktrlan canavar iki takipisine saldrm.
Buryat'l saldry geri pskrtmeyi baarm, fakat Patera yere yu
varlanm. Neyse ki, rehberi zamannda mdahale ederek hayvan
tam kafasndan vurmay baarm. Bylece Patera sadece paralan
m bir el ile saldrdan kurtulmu, fakat yaras uzun sre o blge
de kalmasn gerektiriyormu. Yara, hepsi mavi gzl, tuhaf bir
kabilenin reisi olan yal bir adam tarafndan tedavi edilene kadar
gememi. Yaklak yz kiiden oluan bu kk kabilenin yeleri
ak renkli tenleriyle dier kabilelerden ayrlyormu. Byk Kr
gz gmenlerinin soyundan gelen Mool kabileleriyle evrili top
raklarda yaayan bu kabilenin d dnyayla herhangi bir al verii
yokmu, komu kabilelerle kaynamamlar. O zamanlar bile tu
haf, gizemli gelenekleri olduu syleniyor, fakat size bunlardan
sz edemem. Kesin olan u ki kabile Patera'nn ilgisini ekmi ve

19

Alfred Kubin

onlar da Patera'y aralarna kabul etmiler. Giderken onlar hediye


lere bomu ve geri dneceine sz vermi. Kabile efleri dn
yolculuu boyunca ona elik etmiler, ayrlrken ok zlmler.
Efendimiz ok etkilenmi. Dokuz ay sonra temelli kalmak zere
dnm. Beraberinde yksek mertebeli inliler, ayrca bir mhen
disler ve haritaclar ordusu getirmi. Efendimizin dnne ok se
vinen mavi gzl arkadalarnn ky yaknnda kamp kurmular.
Btn bunlar hala Rya lkesi'nde yaayan bir mhendisten
rendim. Sonuta bugn Rya lkesi'nin zerinde bulunduu yz
lerce kilometrekarelik bir alan seip satn almlar. Sonras abu
cak olup bitmi. Deneyimli ustabalarnn gzetimindeki iiler or
dusu gece gndz almaya balam., Efendimiz adamlar ellerin
den geldiince hzl ahmalar iin srekli sktryormu. Efen
dimizin dnnden iki ay sonra Avrupa'dan ilk evler gelmeye
balam bile, hepsi eski ve bakmsz binalarm. Beceriyle para
lara ayrlp gemilerle in'e gnderilmiler, Rya lkesi'ne varnca
birletirilip nceden hazrlanan yerlerine ina edilmiler. Elbette,
pek ok kii kirli, isten kararm duvarlar grnce balarn salla
m fakat altn su gibi akm, efendimizin istei gerekleirilmi.
naat byk baaryla tamamlanm, sadece bir yl sonra lkenin
bakenti Pearl bugnk grnmn alm.

O, topraklarda yaayan

btn kabileler iilerle birlikte blgeyi terk etmi, sadece mavi


gzl insanlarn kabilesi kalm.
Gautsch konumasna ara verdi.
"Fakat hal'ii anlamadm bi; ey var," diye sze kartm, "Pa

tera eski evleri nasl bir sisteme gere alyor?"

"Korkarm bunu ben de bilmiyorum," dedi Gautsch. "Hepsi


eski evler. Hatta bir ksm kimsenin be para demeyecei virane
ler, fakat bazlar salam ve iyi korunmu. Avrupa'nn her yann
dan getirtildiler. Efendimiz bu evleri bizzat kendisi tek tek seti, o
yzden farkl blgelerden toplanan bu ahap ve ta evlerin zel bir
nemi olduunu varsayyoruz. Yoksa bu ehri kurmak iin neden
milyonlar harcasn ki?"
"Bu adamn ka paras var Tanr akna?". diye sordum hayretle.

20

Dier Taraf

"Ah, ey, keke bilebilseydik," dedi melankolik bir tavrla.


"On senedir Patera iin alyorum, alm satmlar, tazminatlar, u
lam, dier mallar ve hizmetler iin neredeyse iki yz milyon de
dim. Dnyann drt bir yannda benim gibi baka temsilcileri de
var. Patera'nn serveti hakknda bir tahminde bulunmak bile mm
kn deil."
Hayretle i geirdim. "Size inanyorum baym, fakat anlaya
myorum. Her ey ok gizemli grnyor. Neyse, anlatmaya de
vam edin. Oradaki gnlk hayattan sz edin bana."
"Size baz eyleri aklamaya alaym. Her eyi anlatmak
imkansz, o kadar vaktimiz yok. Aynca ben orada yaamyorum,
sadece zaman zaman ziyaret ediyorum. Neleri bilmek istiyorsu
nuz?"
Elbette Rya lkesi'nde sanatn durumunu merak ediyordum,
Gautsch bildii kadaryla neler olup bittiini anlatt.
"lkemizde zel mze binalar ya da galeriler yok. Deerli sa
nat eserlerini binalarn iine ymyoruz, fakat pek ok ender ve
kymetli sanat eseri grebilirsiniz. Her eyi "kullanma" atk diye
biliriz. Fakat yine de tek bir modern resim, heykel ya da baka bir
sanat eseri grdm hatrlamyorum. 1860'lardan sonraya ait
tek bir sanat eserimiz yok. ki yl nce lkeye bir kasa dolusu Hol
landa resmi gnderdiimi hatrlyorum, aralarnda iki tane de
Rembrandt vard, hala Rya lkesi'nde olmallar. Patera, bir sanat
koleksiyoncusundan ok, nemli bir antika toplaycsdr. Size an
lattm gibi, byk bina komplekslerini satn alyor. Fakat dahas
var! nanlmaz bir hafzaya sahip ve lkesindeki btn eyalar tek
tek hatrlayabiliyor. Biz temsilciler, onun emirlerine uygun olarak
ne isterse satn alyoruz. Bize sk sk listeler gnderiliyor, bu liste
lerde Patera'nn satn almak istedii objeler ayrntlaryla betimle
niyor, nerede ve kime ait olduklar yazyor. Bu mallar genellikle
en yksek fiyatlar verilerek satn alnyor, sonra dikkatle paketle

nip Pearl' e gnderiliyor. ok zorlu bir i bu. Satn ald eylerle


ilgiii ynla bilgiyi nasl edindiine akl sr erdiremiyorum. Sene

lerdir onun hizmetinde alyorum, artk her eye alm olduu


mu sanabilirsiniz fakat beni

hiila ok artyor. Deerli eyalar da

ie yaramaz spntleri de ayn srarla ister. ehirli, saygn insannsanlar da

21

Alfred Kubin

lan da, da banda yaayan kylleri de pek ok kere ziyaret edip


bir sprnt paras iin tavan aralarn ya da bodrumlarn altst
etmek zorunda kaldm. ou zaman evini aradm insanlarn iste
nilen eyaya, mesela krk bir sandalye, eski bir akmak, bir pipo
ya da bir yumurta sayacna sahip olduklarndan haberleri bile yok
tur. Bazen, eer eya ok deersiz bir eyse, gler geer ve bir kar
lk istemeden verirler. ou kez insanlar aradm eyaya sahip
olduklarna inandrmak iin dil dkmem gerekir, fakat aradm

en sonunda mutlaka bulurum. Genelde en ok paray kurnaz ky


ller koparr. Evet, iim hep bamdan akndr. Daha geen hafta
eski piyanolardan oluan bir sevkiyat yaptm. Aralarnda gerekten
ok ypranm piyanolar da vard."
"Ah, ben eski vr zvra baylrm," diye lafn kestim.
"Evet, eminim Rya lkesi'nde kendinizi evinizde hissede
ceksiniz. htiyacnz olan her ey orada var. Yiyecekler nefistir,
Dou'ya giden yolculara ikram edilen domuz yemine benzer yiye
ceklere hi benzemez. Evler ok rahattr, ayrca her yerde neeli
dostluklar kuracanza hi phe yok. ehirde harika bir kafemiz
bile var. nsan daha ne ister ki?"
Duygulanarak, "ok haklsnz," diye haykrdm, "dzenli, sa
de bir yaamdan daha iyisi yoktur. Peki ya lke halk, insanlar? O
rada nasl insanlarla tanacam?"
Temsilci boazn temizledi, gzlk camlar parlad ve konu
maya devam etti, "Doru. Size henz insanlardan sz etmedim.
Her yerde olduu gibi lkemizdeki insanlar arasnda da harika ka
rakterler var."
"rnein?"

"Mesela, balang olarak iyi eitimli, saygdeer orta snf

mz var, ayrca pek ok da resmi grevlimiz. Ordumuz da var, ki


bar ve dzgn insanlardr, subaylar sk sk greceksiniz zaten.
Sonra ok sayda akademisyenimiz var, bu bilgili insanlar da u
nutmamak gerek. Son olarak belirli bir snfa dahil edemeyecei
miz pek ok insan var, mesela sirk alanlar, serbest alan sa
natlar ve benzerleri, hepsi de her yerde rastlayabileceiniz trden
insanlar."

22

Dier Taraf

"Hepsini arkadam, yani Efendiniz mi ynetiyor?" diyerek

szn kestim.

"Onu ok sk grebileceinizi sanmyorum. Patera ok me


guldr, dnyann ykn srtnda tar. Ne byk sorumluluk! Bir
dnsenize! Elbette," diye szne aceleyle devam etti, "burada
bahsettiim herkes btnn bir paras olan insanlardr. Bildiim
kadaryla, Efendimiz izimlerinizin bazlarn grp ok etkilen
mi,

sizi de bu yzden semi. Grdnz gibi, orada biraz ta

nnyorsunuz... Oradaki yaamn safln, yaam

tarzn

korumak

iin, daha nce de belirttiim gibi, d dnyadan tamamen kopmak


gerekiyor. Efendimiz'in en nemli amac da bunu salamaktr.
Gerekten de, imdiye kadar, oraya ait olmayan insanlar darda
tutmakta baarl olduk."
Bu fikirleri itenlikle desteklediimi belirttim. ten ie, dave
ti kabul etmeye oktan karar vermitim, bu maceradan sanatsal a
dan zengin bir mahsl alacam dnyor, bir an nce yola ko
yulmak iin can atyordum.
nsan kalbi ne kadar nahif, ne kadar tahmin edilemez bir ey!
Rya lkesi'ne gitme istei iimde yeermeye balad zaman,
bamdan geecek felaketlerle ilgili en ufak bir fikrim olsayd da
veti kabul etmez, bugn byk ihtimalle bambaka bir adam olur
dum.

iV
Hikayenin bu blmnde unu da eklemeden geemiyeceim
bu davet sayesinde, uzun sredir kalbimde tadm bir istee faz
lasyla yaklatm hissediyordum. Uzun sredir Msr ve Hindis
tan'a yolculuk etmek istiyor fakat mali sorunlar yznden bunu
gerekletiremiyordum. Ksa bir sre nce karma kk bir miras
kalmt, o parayla bu yolculuu gerekletirmek istiyorduk. Fakat
hayatta her zaman olduu gibi, her ey hayal ettiimizden farkl bi
imde gereklemeye balamt. Gautsch'a bu planmz anlattm,
o da hemen benim de aklma gelen fikri nerdi.
"Yokuluk plannz deitirin olsun bitsin. Hindistan yerine

Rya lkesi'ne gidin."

"Peki ya eim? Onsuz yolculuk etmek istemiyorum."

23

Alfred Kubin

"Zaten o da Rya lkesi'ne davetli. Daha nce belirtmediy


sem imdi sylyorum."
Yine da hala bir takm kukularm vard. Eim gl kuvvetli
bir kadn deildi, yorucu bir yolculuu kaldramazd.
Patera'nn temsilcisi beni hemen rahatlatt. "Bu durum sizi
yldrmasn," dedi. "Rya lkesi halknn sal ok iyidir. Pearl,
Mnih ile ayn enlemde yer alr fakat iklimi o kadar lmandr ki en
hasta insanlar bile ksa srede zinde ve salkl hissederler. Halk
mzn byk bir blm daha nce dzenli olarak hastanelere ve
sanatoryumlara giden insanlard."
"Ah, bu ok gzel bir haber. Durum byleyse teklifinizi kabul
ediyorum," dedim ve sevinle Gautsch'un elini sktm.
"Yolculuk masraflarnza gelince," dedi ve szne devam et
meden nce abucak odaya bir gz att, "kk bir avansa bir itira
znz olmaz sanrm?"
Ona taklarak gldm, "Eer bana bin mark vermekte srar e
decekseniz neden itiraz edeyim?"
Ben byle deyince Patera'nn temsilcisi omuz silkti, cebinden
ek defterini karp birka kelime yazd ve eki bana uzatt.
Reichsbank'a ait yzbin marklk bir ekti bu.

v
Ne zaman gnlk gereklikten uzak, fantastik olgulardan sz
edildiini duysak iimizde kk bir phe tortusu kalr. yi bir
eydir bu! Yoksa anlatacak iyi bir hikayesi olan herkese ya da kar
mza kan ilk arlatana kolayca kanardk. Bu yzden, grd
mz eylere duyduumuz eylerden daha abuk inanrz. te be
nim bama gelen de buydu. Gautsch'a inanmaya hazrdm, fakat
bana kk bir servet gibi gelen paray grp de eki elime alnca
iimi tuhaf bir his kaplad. Titremeye baladm, gzlerime yalar
doldu ve ona yle dedim, "Sevgili Baym, ltfen beni balayn
minnettarlm kelimelere dkmekte zorlanyorum. Size bu para i
in minnettar deilim. Hayr, minnettar olmamn nedeni kesinlikle
para deil. Fakat anlamalsnz, insan btn hayatn fantastik olay
larn peimie koarak geirmise ve arad eyler bir gn anszn

24

Dier Taraf

kendiliinden karsna karsa bu byk bir mucize demektir. te


ben de sizin nazik teklifiniz karsnda byle bir an yaama ayr
calna sahip oldum. Bu yzden ltfen teekkrlerimi kabul edin."
ylesine heyecanlanmtm ki, hislerimi ona az ok byle an
lattm. Bana yle geldi ki, Gautsch da cidilemiti, duygusal keli
melerle yant verdi. "Baym, ben sadece iimi yapyorum. Sizi
mutlu ettiime ok sevindim, ama bana deil, benden daha kudretli
birine, iverenime teekkr etmelisiniz. Size bir dm daha ola
cak;

bugn rendikleriniz hakknda hi konumayn, bunlar hi


kimseye anlatmayn. Karnz hari, tabii. Bu kuralmza uymazsa
nz banza neler geleceini syleyemem. Fakat Patera ok gl
dr ve Rya lkesi'nin bir sr olarak kalmasn ister."
te imdi faka bastn, dedim iimden. "O zaman bana Rya
lkesi'yle ilgili bu kadar ok ey anlatmakla biraz aceleci davran
m olmadnz m?" diye sordum. "Teklifinize ne yant vereceimi
bilemezdiniz."
"Doru deil, beyefendi.

Geleceinizi biliyordum."

Elimi skp kapya doru dnd. "Ge oluyor. Yarn ayn saat
te yeniden gelip yapacanz yolculukla ilgili tm bilgileri verece
im. Karnzla da konuun, ona en iten selamlarm iletin. yi ak
amlar."
Bunlar syleyip gitti.
Karmn alveriten dnmesini beklediim on dakika bana hi
bitmeyecekmi gibi geldi. Konumak, olaanst haberleri iletmek
iin adeta ldryordum, konuacak birine ihtiyacm vard. Derken
karm geldi.
Srpriz yapma isteim boa kt. Karm, bir bakta ne kadar
heyecanl olduumu anlamt. Anlattm inanlmaz eyleri dik
katle dinledi, fakat benimle dalga geerek "yi olduuna emin mi
sin canm?" diye sormadan edemedi.
"Elbette iyiyim, sevgilim. Bata Gautsch 'un bir dolandrc ya
da deli olduunu sandm fakat drst ve cmert bir adam olduuna
yava yava ikna oldum." Zafer dolu bir tavrla kozumu, yani eki
ortaya kardm. ek, karm iin de kelimelerden daha ikna ediciy
di. Sabah ilk i ekin gerek olup olmadn renmem iin srar

25

Alfred Kubin
etti, fakat bir sre sonra seyahat iin gerekli hazrlklar ve ayrnt
lar tartmaya baladk.
"Elbette, resim de var deil mi? Ver de bir bakaym."
Resmin karm zerindeki etkisi artcyd. Uzun sre incele
dikten sonra arkasna yasland ve sanki kaderini kabullenmi gibi
bir i ekile fsldad, "Gerekten de gitmek zorunda myz? Bu a
damn grnn hi sevmedim. Neden bilmiyorum fakat grn
ts beni ok korkuttu."
Neredeyse alayacakt.
"Neler sylyorsun sevgilim?" dedim ve glerek onu kucakla
dm. "Bu benim eski dostum Patera, hayatta karna kacak en se
vimli insanlardan biridir. Btn parasn tehlikeli sanatsal giriim
ler iin harcamak istiyorsa onu sevmek iin bir nedenim daha oldu
demektir."
"Sence bu olanlar biraz daha aratrman gerekmez mi?"
"Neler bulacam dndn bilmiyorum. Arkadama g
zm kapal kefil olurum, yarn ekin geerli olup olmadn da
reneceiz. Bence Rya lkesi harika bir fikir, biz de zaten Hin
distan' a gidecektik. Zaten sen, ben ne yapmak istesem hevesimi
karrsn."
Ses tonum sitem doluydu, karmn kayglarn gidermeye a
ltm. En sonunda o da bana hak verdi, hatta gereksiz bir k
yaptn bile itiraf etti.
"Eminim oray ok seveceksin. Benim iim asndan ne kadar
iyi olacan da dnsene... Sonra para da var, ne kadar cmerte,
deil mi?"
kna olmu, sakinlemiti, hemen seyahatle ilgili ayrntlar
dnmeye balad. Oysa ben kendimi oktan bir Rya lkesi va
tanda olarak gryordum, hayalgcme kaplmtm... Bir resme
bir eke bakp duruyordum, ikisini de ok sevmeye balamtm...
Biz uykuya dalmadan nce hava aydnlanmaya balamt.

VI
Daha almadan bir saat nce banka kapsnn nnde bekle
meye baladm. Gautsch 'un kat paras karlnda kere sa-

-26-

Dier Taraf
ylm kaln bir tomar para aldm. Bu kk servet elime geer
gemez gvenli bir yere kilitlemek iin kendimi aceleyle bir taksi
ye attm.

Evde Gautsch'dan bir mektup beni bekliyordu. ok zgn


m, fakat bize yeniden urayamam. Yeni emirler alm, acilen
gitmesi gerekiyormu. Kn zerinden geeceimiz iki denizde
frtnalar olmas ihtimaline kar bir an nce yola kmamz tavsi
ye ediyor ve en iyi dileklerini gnderiyordu. Mektupta Rya lke
si'ne giderken izleyeceimiz yol da vard: Mnih-Constanta-Ba
tum-Bak-Krasnovodsk-Semerkant. Orada tren istasyonunda kar
lanacaktk, geleceinizi biliyorlar, diyordu. Patera'nn resmini
gsterince bizi hemen tanyacaklarm.
Kaldmz daireden ve eyalarmzdan kurtulmaya karar ver
mitik. Byk yolculuumuzun hazrlklar becerikli karmn yne
timinde tkr tkr ilerliyordu. Ben son gne kadar ok neeliydim,
fakat eski evimizde geirdiimiz son gn biraz hznlendim. BaBakalar da

-27-

Alfred Kubin
kalan da byle midir bilmiyorum, fakat sevdiim yerlere veda et
mek beni her zaman ok zmtr. Hayatmn bundan sonra sade
ce anlarda yaayacak baka bir blmn arkamda brakyordum.

Pencereye doru yrdm. Dars karanlkt, btn aalar son

bahar havasna brnmt ve plakt, ehrin grlts kesilmiti.


Kalbime bir ar sapland, bam kaldrp gkyzne baktm. Mi
nik yldzlarla sslyd. Sonra omzumda sevecen bir kolun rahatl
n hissettim.
Ertesi gn cumayd. Akam treniyle yola kacaktk, zaman
mzn ounu istasyon yaknlarndaki bir otelde geirdik. Constan
ta'ya giden Dou Hatt'ndan alnma iki bilet cebimde duruyordu.
Karlatm btn tandklara veda ettim ve soranlara Hindistan'a
gittiimizi syledim. Akam saat dokuzda trendeki yerimizi alm
tk.

-28-

Dier Taraf

-29-

Alfred Kubin

liinci Bfiim: Seyahat


1

Demiryolu seyahatinin tela ve kouturmacasn herkes bilir.


Budapete 'yi getikten sonra manzara hafiften Asyallamaya ba
lad, fakat bunlar anlatmayacam. Kitabmn Macaristan'daki sa
tlarn kt etkilemek istemem. Belgrad'a geldiimizde artk sa
kinlemitim, en azndan ikin czdanm yerinde mi diye on daki
kada bir gs cebimi kontrol etmiyordum. Paranz nerede sakla
dnz herkese belli etmenize gerek yok, zellikle Srbistan'day
ken.

-3 0-

Dier Taraf
Tren kompartmanlarnda yolculuk ederken genelde biraz ra
hatszlanrm. Bu kez kendimi ok daha iyi hissediyordum. Elbette,
en rahat artlarda . yolculuk yapyorduk. Hayaller kurarak, beni
bekleyen keyifli anlar dnerek zaman geiriyordum. Keke ka
rm biraz daha neeli olsayd. Maalesef oturduu yerde kara kara
dnerek baarsndan ikayet ediyordu.
Bkre'i getikten sonra artk kendime bile tahamml edemi
yordum. Ne kadar rahat c;lursanz olun iki geceden sonra trende se
yahat can skc olmaya balar. Yolun son birka saatinde neredey
se kafese kapatlm yabani hayvanlar gibiydik.
Karadeniz grndnde sabahn erken saatleriydi, bir sredir
koridorda dikilerek trenin son istasyona varmasn bekliyorduk, in
meye hazrdk. Constanta'ya vardmzda gne domak zerey
di. Bagajmz toparlamak iin epey iti kak yaadk.
Bizi Batum'a gtrecek olan buharl gemi Austrian Lloyd de
nizcilik irketine aitti. Temiz ve rahat bir gemiydi, karmn zerin
de iyiletirici bir etkisi oldu. Gzelce banyo yaptktan sonra tren
yolculuunun etkisini zerinden att, temiz havann ve denizin
keyfini karmaya balad. Ben arka gvertede durmu karann
gzden kayboluunu seyrediyordum. Avrupa ... Ksa bir sre sonra
sahil ufukta ince bir izgi halini ald. Derken o da kayboldu. Ken
dimi karay grmeye zorladm, uzun bir sre sahili hala grebildi
ime inandrdm.
Karm yol arkadalarmza kar sakngan davranmam tle
di, haklyd da. nsan, yolculuk srasnda benim ki gibi bir fikirle
dopdoluyken gidecei yeri kolaylkla azndan karabilir. Byle
bir hatann naho sonular olabilirdi.
Gautsch anlattklarn gizli tutmam sylerken aka yapyor gi
bi grnmyordu. Bu srr aklayanlar Rya lkesi'ne alnmaya
bilir, geri dn masraflarn karlamak zorunda kalabilirdi. Asla
yle olsun istemezdim! Bu yzden ok sessizdim; geri bu ok zor
olmad, nk gvertede hi Alman yoktu ve ben Almancadan
baka lisan bilmiyorum. Sonuta Rya lkesi'ni her zamankinden
daha ok dnmeye baladm, kendimi usuz buaksz hayallere
kaptrdm.

-31-

Alfred Kubin
Bu ruh hali srd gitti, sadece tekrar tren yolculuuna bala
mak zorunda kaldmz zaman hayallerden syrlr gibi oldum.

Oysa karm Rus vagohlarnn ferahlna baylmt. Ah, Rusya!

te bu tam bana gre bir lkeydi. ok geni, bereketli, yontulma


m fakat nakit paray grr grmez ayrcalk salamaya hazr...
Bizim gibi maddi imkanlar olanlar bu lkede kolayca yaayabilir
di. Damarlarmda dolaan birka damla Slav kann kutlayarak ka
dehimi ara kaldrdm. Rus mparatorluu'yla ilgili bu olumlu g
rmn en nemli sebebi pasaport kontrol ve gmrk formalite
lerinden grlmemi abuklukla kurtulmu olmamzd.
Mnih'ten ayrldktan bir hafta sonra K.rasnovodsk'taydk.
Hazar Denizi'ni oktan geride brakmtk. Denizi, daha nce hi
grmediim trden bir Rus gemisiyle birka saatte gemitik. Pis
bir gemi enkazyd bindiimiz! ar hakkndaki olumlu grlerim
hemen deiti. Fakat bir eyi itiraf etmek zorundaym. Grebildii
miz kadaryla Kafkasya ok gzeldi.
Artk ben bile seyahat ;:tmekten yorulmutum. Parmanz
kaldrmadan dnyann yarsnn pencerenizin nnden akp geti
ini grseniz bile btn gn bir kompartmana tklp kalmak ok
zordu. Kahretsin,. egzersiz yapmaya ihtiyacm vard!
Saylar artarak trene yaklaan pheli tipler ayaktakm gibi
grnyorlard. Artk lden geiyor, direkt Merv'e doru ilerli
yorduk. evremizde vahalar belirip kayboluyordu. Yeni yiyecekler
midelerimizi bozdu, geri yiyecekler olmasa da zincirleme itiim
sigaralar ayn etkiyi zaten yaratyordu. Ne yazk ki Mnib ve Merv
arasnda itiim sigaralar saymadm. imdi de ttn sorunu gel
miti aklma. Ttnm! Onu ne yapacaktm? Kitaplarmn sayfala
r arasna saklamak iyi bir fikre benzese de bu imkanszd. aresiz
lie kaplarak karma ttn salarnn arasna saklayarak karp
karamayacamz sordum. Aklmda dev gibi bir topuz yapmak
vard ama karm beni ciddiye bile almad. Her zamanki gibi aklma
en son gelen fikir en iyisiydi. Ttn saatler boyunca byk bir sa
brla ime bir yasta doldurdum. Yastk yle bir iti ki! Onu
gsme bastrarak bir an bile yanmdan ayrmadm. Kendi tt
nm yanmda gtrmeye

mecburdum,

Rus sigaralar bana gre

ok sert, ttn konusunda ok seiciyimdir. Elbette, az parayla se-

-3 2-

Dier Taraf
yahat etmeye alk olduum iin birka ruble vererek bu sorunu
toptan halledebileceim hi aklma gelmedi. Fakat yastk dolusu
ttnm sonsuza kadar dayanmayacakt, peki sonra ne olacakt?
zntyle zm yollar aradm ve en sonunda Rya lkesi'ne
gvenmeye karar verdim. Gautsch gvenilir bir adama benziyordu.
Kendimi yeniden gelecekle ilgili hayallere kaptrdm.
Karm kendini ok iyi hissediyordu. Seyahat uzadka canlan
maya balad. Seyahat etmeye uyum saladn iddia ediyordu.
Bunun nasl olduunu anlamadm fakat iten ie hayranlkla kar
k bir kskanlk duyuyordum. Tren Merv'de ksa bir sre durdu.
Yan hatlardan birinde vagonlar, eski demirler ve hurdayla dolu bir
tren duruyordu. Hurdalar incelerken iimden belki de Pearl' e mal
gtren bir trendir, dedim. Bir Rya sevkiyat!
Karm benim iin endielenmeye balamt. Kendimi gele
cekle ilgili hayallerin iinde kaybetmemden holanmyordu.
"Yolculuun btn elencesini karyorsun. Btn bu egzotik
manzaralar, fantastik giysiler arasnda senin ilgini ekecek hibir
ey yok. Genelde izim defterini cebinden karman iin kapdan
dar bir adm atmamz yeterli olurdu, ama imdi pencereden da
r bile bakmyorsun."
geirdi, evet, haklyd. Fakat bir ey sylemedim. geiren
kadnlara katlanamam. Sonra elimi okad. "Gelecek nasl byk
zaferler getirecek olursa olsun u anki gereklii grmezden gel
memeliyiz."
Kompartmanmzn penceresine doru yrdm. Peron kar
makark bir kalabalkla doluydu, tklm tklmd, her ulustan in
san vard; Ermeniler, Yunanllar, Yahudiler, krkler iinde Ruslar,
Tatarlar, ekik gzl Kalmuklar, hatta Almanlar. Grecek binlerce
ilgin ey vard. Krkler iin barp ararak pazarlk eden insan
lar, yanlarnda peeli kadnlarla Trkler vard, bir Ermeni bana
meyve satmaya alt, bir paket safran cebime tkmay bile dene
di. Ne iime yarayacakt ki?
Kargaa giderek artt. Hareket etme zaman yaklayordu. Tre
nin arkasna dev ipek balyalar ykleniyordu. Bir balya havaya
kaldrlnca tayanlardan bana "vak" sesi gibi gelen komik bir ses
ykseliyordu. erkez niformas giymi yakkl bir adam, muhtemuhtemelen

-33-

Alfred Kubin
melen bir subay, arkadalarna veda ediyordu. Yan kompartmana
bindi. Btn bunlar, hatta ok daha fazlas karanlkta istasyon lam
balan tarafndan aydnlatlyordu. Kesinlikle pitoresk bir manza
rayd.
Trenimiz yola koyuldu. Koridorun sonuna istiflenmi bir yn
fya gzm takld. Bu flar Bak'den beri gryordum, gemi
yi fena halde kokutmulard.
"Manzaray beendin mi sevgilim?" diye sordu karm.
"Seyahat edebiyatnn doruluk derecesini kontrol ediyorum,"
dedim kaytsz bir sesle.

il
O gece pek iyi hissetmedim. Son zamanlarda herhangi bir ma

cera fikri houma gidebilirdi, fakat macera dediiniz sradan bir


ey, beylik bir olay olmamalyd. Elbette, on gn durmakszn se
yahat etmenin bedelini dyordum. Perian olmutum! Yatak boz
mas deimde bir o yana bir bu yana dnp inleyerek szlanyor
dum.
"Bu Rya lkesi aldatmacadan baka bir ey deil, grecek
sin," dedim karma. "Bizi arabayla ulalamaz pis bir delie gt
rp sadece zengin diye Patera'ya ve onun samalklarna hayran
olmamz bekleyecekler. Zengin bir adama sadece zengin diye
hayranlk duyamam. Bir mddet sonra paramz da yetmeyecek,
bunu imdiden grebiliyorum. Her eyi fahi fiyatlarla satp hepsi
ni geri alacaklar."
Canm ok sklyordu, derin bir hayal krkl duyuyor, ok
karamsar hissediyordum. Hala Dou'ya doru gidiyorduk, her ey
douya zg grnse de evde hayal edebileceiniz gibiydi. "Btn
bunlarn sonunda bizi ne bekliyor?" diye derin dncelere daldm.
"eitli boyutlarda birka ev, yabanclarla dolu bir yerleim blge
si, bir bahe. Sadece bunun iin mi bu trenin iinde lmne salla
nyorum?"
Karm beni yattrmak iin elinden geleni yapt. "Eer oray
sevmezsek hemen dner evimize gideriz," dedi. "Byle ktmser
olman >iin imdilik hibir sebep yok."

34-

Dier Taraf
"O temsilci kurnaz bir satcyd. Kapdan ieri girmesine bile
izin vermemeliydim. Beni niin uyarmadn sanki?"
"Peki ya para?" diye sordu glmseyerek.
"Ltfen bir daha o paradan bahsetme. Patera kadar zengin biri
evresinde adam gibi insanlar olsun diye birka milyonu kolayca
saabilir."
Esneyerek karma srtm dndm. Kadnlar biz erkekleri asla
anlamaz. "Sence deerimizi biraz abartmyor musun?" dediini
duyduumda neredeyse uykuya dalmak zereydim. Akllca davra
np ona yant vermekten kandm.
Aceleyle kouturan birinin grlts Buhara'ya vardmz
haber verdi. afan parlak . Yattm yerden trbanlar ve as
tragan apkalar grebiliyordum. imdi tren fark edilir biimde
hzlanmt. Belki baz vagonlar karlmt, ya da yeni bir loko
motif eklenmiti. Semerkant'a akam zeri varmamz bekleniyor
du.
Nee ve canllkla ayaa kalktm. Dardaki manzara muhte
emdi. Artk sknt vermeye balayan l, yerini verimli, yemyeil
ayrlara brakmt. Aylardan kasm olmasna ramen hava sadece
biraz serindi, o kadar. At ve deve srleri oyuncu yavrularyla
manzaraya hareketlilik kazandryordu. nsanln beiine ok ya
kn olduum dncesi aklmdan geti. Her biri katksz bir soy
dan gelmi olmasa da belki de elli rkn temsilcilerini burada bula
bilirdiniz. Antik dnyann byk ticaret yollar buradan gemiti.
Byk skender ... Neyse bu kadar yeter, bir seyahat kitab yazma
ya hi niyetim yok.
Heyecandan yanaklarm kzarmt. Bylenmi gibi pencere
den sarkyor, bir o yana bir bu yana bakp duruyordum. Ve ite, o
rada! Uzakta bir eyler ortaya kyordu. Ufukta binalar dizisi uza
nyordu. Minareler, kiliseler; Semerkant! Semerkant! Yeil ve ma
vi srlarla kapl inilerden yansyan gne ehre giderek yak
latmzn iaretisiydi. Aka itiraf etmeyecek olsam da ok ke
yiflenmi, neredeyse sarho olmutum, yine de hafif bir phe de
hissediyordum. Hayal krkl nerede karmza kacakt acaba?
Ne de olsa bilinmeyene doru gidiyorduk.

-35-

Alfred Kubin
Tren Semerkant'a varnca kendime gelmeye baladm. Platfor
ma inip evremize baknmaya balaynca bir adam yanmza yak
lat. Ermeni ve Dou Prusyal karm olmal, diye tahminde bu
lundum.
"Ho geldiniz beyefendi, ho geldiniz hanmefendi. Herr
Gautsch geleceinizi haber vermiti." Eildi. Akc bir Almanca'y
la konuuyordu.
"Nereye gidiyoruz?" diye sordum souk bir ifadeyle.
Bir daha eildi, dnp karma da reverans yaparak kendisini
tantt. "Bendeniz Kuno Eberhard Teretatian, Patera'nn temsilcisi
yim. Bana gsterecek bir belgeniz var m?"
I rklar tahmin etmek konusundaki igdm takdir edip mele
ze Patera'nn resminin durduu kutuyu uzattm. Son yarm saattir
sk sk avcumda tutuyordum.
"Teekkrler. Yeterli. saatiniz var beyefendi, ve hanme
fendi. Saat u an iki, konvoy saat bete yola kyor. Eer dilerse
niz benim dairemde dinlenebilir, yol yorgunluunu zerinizden a
tabilirsiniz."
Bu arada kz kadar gl birka grevli bavullarmz bir el
arabasna doldurup ortadan kaybolmulard. Herr Teretatian'la bir
likte yola koyulduk. Bizi bir arabaya bindirmeye alt fakat iste
medik.
"Yrmeyi tercih ederiz. Daireniz ok uzak m?"
"Yarm saat uzaklkta, efendim."
"O zaman hemen yola koyulalm."

111
Sanrm douya zg ehirlerin nasl olduunu biliyor>unuz
dur. Tpk vatannza benzerler, sadece doudadrlar. Bir o tarafa
bir bu tarafa gidip sokaklardan ve meydanlardan getik, sanki Bin
bir Gece Masallar 'ndan sahnelerin arasnda dolayorduk. Yarm
saat kadar dolatktan sona ortalk sessizleti, artk ehir dna
yaklam olmalydk. Rehberimiz bir evin nnde durdu ve, "te
geldik," dedi.

-36-

Dier Taraf
Bizi giri katnda bir odaya gtrd. Bavullarmz oktan gel
miti, avluda durduklarn grebiliyordum. Bu keyifli odann kaln
bir halyla kapl yerinde oturup mkemmel ve hafif bir yemek ye
dikten sonra evsahibimiz hakknda daha olumlu dnmeye bala
dm. Patera'nn bu ikinci temsilcisi ilkinden ok daha kibard, ne
redeyse krlacakt kibarlktan.
"Peka!a, Rya lkesi'nde yeni gelimeler neler, Herr Teretati
an?" diye neeyle sordum incir ve zm tabaklar arasndan.
"Hibir ey. Yani pek bir ey yok. Tiyatro, ama sanrm tiyat
romuzu zaten duymusunuzdur, deil mi beyefendi?"
"Kesinlikle duymadm. Hibir ey duymadm," diye haykr
dm Rya lkesi ' yle ilgili her eyi renmeye can atarak.
"Efendimizin yeni bir fikri! Bina bir ay kadar qnce kuruldu.
Daha geen hafta bir araba dolusu dekor, kostm ve peruun nakli
yesiyle urarken bir sr sorun kt. Korkarm onu burada brak
mak zorunda kalacaksnz hanmefendi," dedi karmn ieri ta
makla megul olduu prl prl gaz ocan iaret ederek. Avluda
oynayan bir ocuu seyretmeye dalm olan eim onu duymad.
Karm drtkleyerek, "Ne demek istiyomnuz?" diye haykr
dm.
"Korkarm bu konuda yaplacak bir ey yok," dedi. "Daha ge
enlerde bir opera sanats gardrobuna el koyduum iin kyame
ti kopard. dm dinlerseniz bir sr gereksiz can skntsndan
kurtulmu olursunuz."
Adam dinlerken sanki dilim tutulmutu. "Eyalarma ihtiya
cm var," dedim fkeyle.
"Fakat kayglanmanza hi gerek yok beyefendi. Hibir eye
muhta olmayacaksnz, hibir eyden mahrum kalmayacaksnz.
Buna emin olablirsiniz."
Karm bana dnd. "Acaba eyalarmz gvende olsunlar di
ye buraya m braksak? Birka gn idare edebiliriz, sonra arkada
n bavullarmz bize gnderir?"
Temsilci, bu ibirlii nerisini kendi dncesini ne srmek
iin kulland. "Opera sanats imdi ok mutlu. le gitmiyorsu
nuz ki beyefendi. ki gn sonra Pearl 'de olacaksnz, orada istedi
iniz her eyi bulabilirsiniz."

-37-

Alfred Kubin
"Bu da ne demek? ki gn m dediniz? Haritaya baknca yol
en az bir hafta srer sanmtm." Hayretler iinde kalmtm.
"Bu durumda yolu doru drst biliyor olamazsnz," dedi ya
r Ermeni melezimiz yznde nazik bir glmsemeyle. "Sk sk
durup dinlenseniz bile varmanz gnden fazla srmez."
Karm sze kart. "Yanmza neler alabiliriz?"
"Bavyeral temsilcimiz anlatm olmal hanmefendi. Kurala
gre giri kapsndan sadece eski eyalar geirebilirsiniz."
Bu kadar da fazlayd. "Yanmzda dknt eyalar getirme
dik !" dedim.
"Ben 'eski' dedim beyefendi, 'dknt' demedim."
"Tartmaya girmeye gerek yok, sevgilim. Belki bu beyefendi
bavullarmz kontrol etme kibarln gsterir."
Bavullarmz inceletmek iin dar ktk. Gvende olsun di
ye hemen ttn yastm kucakladm. Bavullarmz bir bir ald
ve ilerindekiler tuhaf bir incelemeye tabi tutuldu. Bir fotoraf ma
kinesi btn aksesuarlaryla birlikte bir kenara konuldu, arkasn
dan kusursuz bir drbn de bir kenara atld. Tra makinemi grn
ce "Tanr akna! " dedi adamcaz. Karmn makyaj antasn da
dikkatle inceledi. Giysilerimizle ilgili de pheleri vard sanki. Son
moda gzelim paltoma -gurur duyduum bir giysiydi bu- gelince,
"Bu paltoyu elden geirteceinize hi phem yok beyefendi, bir
centilmen, giysileriyle dikkat ekmek istemez," dedi. Sra karmn
i amarlarna gelmiti, baktm ki bizim sersem onlar da incele
yecek, araya girdim. "Onlar kalacak. Hibirine dokunulmayacak !"
Kitaplarmz da dikkatle gzden geirildi, eski gzel basklarmn
bende kalmasna izit verildi.
Herr Teretatian mekanik bir sesle durmadan, "Beyefendi ve
hanmefendi hibir eyden mahrum kalmayacak," diye tekrarlyor
du. Fakat bu arada en kk detay bile gznden kamyordu.
"Her ey yolunda beyefendi," dedi ve yerlere kadar eildi. Sa
at drt olmutu.
Kalan bir saatimizi bir bakma el konulduunu syleyebilece
imiz eyalarmzn yerine yenilerini alarak Semerkant'ta geirdik.
Eski ve muhteem bir semaver satn aldm, belki bizim gaz oca
kadar kullanl deildi fakat ok daha gzeldi. Herr Teretatian' n

-38-

Dier Taraf
evine dndmde dev tekerlekli ve geni iki araba kapnn nn
de bekliyordu, arabalara birer deve koulmutu. Bu komik gr
nl aralara pheli bir bak attm.
"Beyefendi ve hanmefendi ok rahat bir yolculuk yapacaklar,
koltuklara battaniye serdik. Rehberiniz gvenilir bir adamdr, is
teklerinize harfiyen uymas tlendi. Arabaya trmanrken azna
kadar dolu birka yiyecek sepeti olduunu grnce hemen yumu
adm. Evsahibimize teekkr edip elini sktm.

Alaymzn banda rehberimiz ilerliyordu, uzun yeleli bir ata

binen ufak tefek bir Krgzd. Her arabann yannda bir adam ilerli
yordu, arkada da yeil kasketli ve siyah kaftanl iki tane uak duru
yordu.
Yola koyulduk. stediim maceray elde etmitim.

iV
ehir gzden kaybolduktan uzun sre sonra bile Timur'un me
zarn grebiliyorduk; rengarenk gn batmna kar ykselen me
neke rengi bir kubbeydi. Yanmda yatan karm kafas olan bir
bohaya benziyordu. Uykuya dalmak zereydi, belli belirsiz m
rldanmalarla cevap verdii iin onunla konumaktan vaz getim.
Arabamzn ii karanlkt. Manzara oraklayor, kayalklar gide
rek artyordu, evremizdeki her ey souk yeile dnmt. Ben
de yorulmaya balamtm, oynadmz kuman dnnce iimi
kaplayan yeni bir pimanlk dalgas bile yorgunluumu datama
d. Karm da ben de bitkin dmtk.
Darda, yapraklarn dkm aalar, kaktsler ve allklar,
yeil renkli alacakaranlkta akp gidiyordu. Araba beik gibi salla
nyordu. Konvoyun bandan uzun, hznl bir mzik geliyordu.
Uyumadan nce dndm son ey, "Bu sesi sadece kk bir
enstrman karabilir... " oldu.
Hepimiz gezginiz, istisnasz hepimiz gezginiz. nsanln ilk
zamanlarndan beri byleydi bu, hep byle kalacak. lk gmenler
den gnmzdeki turistlere, aknlar ve seferlerden gnmzdeki

keif gezilerine, ama ne kadar deiirse deisin gezginlik hep ayayn

39-

Alfred Kubin

n kalacak. Yryerek, at srtnda, tekerleklerle, buharla, elektrikle,


benzinle, neyle olursa olsun, ara nemli deil, gezip dolama ar
zusu hep vard. Bir otele de gitsem, dnyann br ucuna da, ben

40 -

Dier Taraf
bir gezginim, benimle birlikte btn hayvanlar da orada, burada,
her yerde geziyorlar. Btn dnya gezginlerle dolu. Bu bizim kan
mzda var, doann kanunu. Ne kadar yorgun olursanz olun de
vam etmek zorunda hissedeceksiniz... Gerek huzuru sadece gezip
dolamamz bitince buluruz. Aslnda hepimiz iten ie gezginliin
bitmesini istiyoruz, sadece itiraf etmekten kayoruz. oumuz
farknda bile deil bu istein. Zaten uzaklara yolculuk etmi, artk
durmak isteyenler ya da hastalanp yataklara dm, gezemez du
rumda olanlar var, bu insanlar zihinlerinde ve hayallerinde uzakla

ra, ok uzaklara yolculuk etmekten asla vazgemezler. .. Kmltsz

durmak m, hayr, imkanszdr bu.

Gece bir kere uyandm. Darda parlak ay vard. Bir ku


yu banda durmutuk, hayvanlarn su itiini duyabiliyordum. Ka
rmn gzleri smsk kapalyd, yznde ciddi bir ifade vard.
"yi ki uyuyorsun," diye dndm, "yarn dinlenmi kalkarsn."
Sanrm dalarda ilerliyorduk. Araba sarslarak Rya lkesi' ne' doru ilerlerken uyku yeniden bastrd. Uykumu alamamtm,
halft ok uykum vard. ..
Birdenbire darda bir eyler olduunu hissettim. Araba dur
mutu.
"Geldik. Yol boyunca uyudunuz." Birisi bacam drtyordu,
aldr etmedim. Hala ok uykum vard, hibir ey sylemeden y
lece yatmaya devam ettim. Karm uyanmt, batan karc bir ses
tonuyla bana seslendi, "Kalk artk, Rya lkesi'ne geldik."
"Tamam, geliyorum," deyip olduum yerde yatmaya devam
ettim. Huyum byledir. Arabann yannda bir takm resmi konu
malar oluyordu. Kalkma zamannn geldiine karar verdim, kendi
mi zorlayarak uyandm ve arabadan aa indim.
Gzlerimin karanla almas biraz zaman ald. evremizi gri
bir sis tabakas kaplamt, tek grebildiim karanl delen birka
adet kt. lk admm atnca neredeyse arabaya arpyordum.
Tam nmde duran araba gzme devasa grnyordu. Arabann
arkasnda, glgeler arasnda bir canavar duruyordu. Ah, deveymi!
Artk evreyi daha net grmeye balamtm.

-4 1 -

Alfred Kubin
"Ltfen yaklan," diye emretti etkileyici bir ses. "Bavullarn
z kontrol ettik. Gvenlik belgenizi de grebilir miyim?"
Konuan, koyu renk niforma giymi uzun boylu, sakall bir
adamd, banda resmi bir kep vard. Birka lambayla aydnlatlan,
tatan yaplma, alak bir binann nnde duruyorduk. Grevli res
mi bana geri verdi ve treni yakalamak iin giri kapsndan bir an
nce gememiz gerektiini syledi.
"Ne kaps, ne treni?" diye merakla dndm el yordamyla
ilerlerken. "Burada bir ey var," dedi karm. te ancak o zaman sis
perdesinin arkasndan kan usuz bucasz duvar grdm. Birden
bire, beklenmedik bir biimde nmde beliriverdi. nmzde elin
de lambayla yryen biri vard, dev, kara bir delie doru ilerli
yordu.

Rya lkesi 'nin giri kaps! Ne kadar

byk olduunu an

cak iyice yaklat:nz zaman anladm. Rehberimizi elimizden


geldiince yakndan takip ederek bir tnele daldk. Sonra tuhaf bir
ey oldu. Kubbeli tavann altnda biraz ilerlemitim ki, birdenbire
bir korku nbetine tutuldum, daha nce hi bu kadar korkmam
tm. Bu his, bamn arkasnda balayp belkemiime yayld. Ne
fesimi tuttum, neredeyse kalbim duruyordu. Dehet iinde karma
doru dndm, ama o da bir ceset gibi bembeyaz kesilmiti, yz
lm korkusuyla kaplanmt. Titrek bir sesle fsldad : "Buradan
bir daha asla kamayacam."
Kendimi birdenbire yeniden gl hissettim. Tek kelime et
meden karmn koluna girdim.

-4 2 -

KNC KISII\1:
PEARL

Alfred Kubin

Birinci Blm:

Van

Kapnn arkasnda youn karanlk vard. Nefes almay gle


tiren sis kaybolmutu, tatl bir meltem esiyordu. Yaknlarda bir
yerden ddk sesi ve dzensiz bir grlt geliyordu. Artk krmz
ve yeil iaret klarn da grebiliyorduk. Alak bir binaya doru
ilerledik. Elinde fener olan adam, "te tren istasyonu," diye ak
lad, "tam zamannda geldik." Giede bize Pearl iin iki tane ikinci
mevki tren bileti verdiler. lk yolculuun cretsiz olduunu ren
dik.
Bo peronda ilerledik. Kondktr trenin yola kacan haber
veren dd alyordu, aceleyle bir kompartmana yerletik. "
nc mevkide gidelim" dedim. Bylece daha ok ey grmeyi u
muyordum, nk ikinci mevki bombotu. Trene binerken elime a
r bir ey sktrldn hissettim. "Para bu. Her yeni gelene veri
lir." Aklamay yapan ses oktan uzaklamt bile. Paray cebime
tktm.
Bir sre fleyip pfleyen tren en sonunda hareket etti. Olduk
a yava gidiyordu, dumanl ya lambas kompartman aydnlat
maya yetmiyordu. Trenin penceresinden arkaya baknca karanlk
gkyznn nnde uzayp giden kara duvar son bir kez daha
grdm. "Bir sura benziyor," dedim kendi kenime, giderek gzden
kaybolan duvar byk bir ilgiyle seyrettim.
Getiimiz yerleri pek gremedim. Tren, aalar, allar ve
iaret levhalarn solgun bir kla aydnlatyordu. Sradan bir gece
yolculuu yapyorduk.
Kondktr koridordan kompartmanmza girdi.
"Lambalar ok fena kokuyor, midemizi bulandryor," dedim.
"Daha nce hi ikayet eden olmad."
"Pearl'e ne kadar yolumuz var?"
"ki saatte oradayz. Gece yars varm oluruz."
"Tavsiye edebileceiniz bir otel var m?"
"Sadece Mavi Kaz oteli var. Daha kk hanlar da var, ama
isteklerinizi karlayamazlar." Btn bu bilgileri ltufta bulunuyor
muasna verdikten sonra yeniden karanlkta kayboldu.

44-

Dier Taraf

-45-

Alfred Kubin
Baz istasyonlarda bavul, sandk ynlar ve dalar grdm.
Bir istasyonda karm bir sepet dolusu souk yiyece\<: ve bir ie a

rap ald. Ancak o zaman hayretler iinde bize verdikleri parann al


tn, gm ve bakr madeni paralardan olutuunu grdk.
Karm dncelere dalmt. Muhtemelen hala giri kapsnda
yaad okun etkisindeydi. Zavallnn sinirleri altst olmutu!
Artk yeniden sessiz bir dzen kurmamzn zaman gelmiti.
Kompartmana iki ii girdi, bize hi aldr etmeden kendi a
ralarnda sohbet etmeye baladlar. Bir sonraki durakta inerlerken
bir tanesi sanki tanyormu gibi bana bakt ve selam verdi. Ben de
ayn duyguyu paylayordum, herhalde dnyann her yannda ben
zer yzler var, diye dndm. Aslnda ona imreniyordum. Ben
yal dumanlar iinde oturmak zorunda kalrken o istedii gibi d
ar kabiliyordu. Neyse ki artk yolculuumuz sona ermek zorun
dayd.
Melankolik bir yolculuk olmutu.
Pearl' e varmadan ksa bir sre nce henz ilenmemi toprak
lardan getik. Daha sonra tren giderek yavalad, en sonunda dur
du. Dar baktm; gelmitik!
Burada da pek hareket yoktu. stasyonun dnda yalnz bir a
rabac ryalara dalmt. Onu uyandrp bizi Mavi Kaz'a gtrme
sini syledik. Eski psk araba tngrdayarak sokaklarda ilerleme

ye balaynca merakla dar baktm. "Rya lkesi'nin bakenti


Pearl buras m yani?" dedim tiksintimi saklayamadan. "Herhangi

bir kk kasabaya benziyor," dedim can sknts ve hayal krkl


karm bir duyguyla kasvetli bir binay iaret ederek.
Yolda trafik namna pek bir ey yoktu. Orada burada birka
yaya grdm. ehrin aydnlatmas konusunda da cimri davranm
lard, kelerdeki gaz lambalarndan baka bir ey yoktu. Sk sk
daha nceden bildiim evleri grdme yemin edebilirdim. Baz
yerler karma da tandk gelmiti. "Geldiimiz yerde en azndan
sokak aydnlatmas konusunda bu kadar pinti deiller," dedim f
keyle. Araba durdu.
Birinci snf bir otel deildi, ama olduka temiz ve rahatt. O
damza ay getirmelerini istedim. ok farkl mobilyalar bir arada
olmasna ramen oda gzel denmi ve havadard. Deri koltuun

46-

Dier Taraf
zerinde, duvarda, Meksika mparatoru Maximillian'n bir portre
si, yataklarn baucunda da Sadowa'daki Avusturya ordusunu ku
manda eden anssz general Benedek'in bir portresi aslyd. Oda
hizmetisine "Bu ne aryor burada?" diye sormadan edemedim.
On gn boyunca rahat bir yatak yz grmemi olan herkes o
anda yatan bizim iin Rya lkesi'nin btn hazinelerinden da
ha kymetli olduunu anlayacaktr.
"klimin bu kadar lman olmasna ok sevindim," dedi karm
yataklar inceleyip vdkten sonra. Ben oktan kuty yorgann
altna girmitim bile. Esneyerek "Buradaki tek gzel ey iklimi gi
bi grnyor zaten," dedim.
Gzlerimi ap bir sre bo bo bakarak yatakta yattm sra
da gn oktan domutu. Krmz duvarkatl bir oda??... Ah,
imdi hatrladm. Doru ya ... ben falanca sanatym, u anda Rya
lkesi'nin ba kentindeki bir otel odasndaym, yanmda uyuyan
da karm.
Neeli ve din hissederek kalktk, ykandk ve giyindik. Her
eyi grmeyi iple ekiyordum.
Kahvaltmz yapp dar ktk. Gnesiz bir gnd.

47 -

Alfred Kubin

liinci Blm: Patera'mn Yaratt/ilan


Bir sreliine kiisel hatralarm anlatmay brakp okuyucu
larma yaklak sene boyunca ait olacam lkeyle ilgili bilgi
vereceim. Rya lkesi'ndeki koullar olduka tuhaft. Oradaki
kurallar yava yava tandm ve aslnda temel nedenlerini hibir
zaman anlayamadm. Elimden, kendi deneyimlerimi ve dier Rya
lkesi sakinlerinin anlattklarn yazmaktan baka bir ey gelmi
yor. Krsal kesim hakkndaki dncelerimi kitabn eitli blm
lerine serpitirdim, belki okuyucularmdan biri bunlarla ilgili daha
iyi aklamalar yapabilir.
Buradaki yaam, Orta Avrupa ' ya ok benziyordu, ayn zaman
da ok da farklyd. Bir ehir, kyler, byk araziler, bir nehir ve
bir gl vard, fakat bunlarn zerindeki gkyz srekli kapalyd.
Gne

asla

parlamazd, geceleri ay ve yldzlar

asla

grnmezdi.

Kmltsz ve kaln bir bulut tabakas topraklarn zerinde srekli


asl dururdu. Frtna kaca zaman bulutlar dev kmeler halinde
toplard, fakat onlarn stndeki mavi gkyz her zaman gizle
nirdi. Hikayemde de pek ok kere bahsedeceim bilge bir profesr,
bu meteorolojik hadisenin geni bataklklar ve ormanlarla ilgili ol
duunu sylemiti. Orada kaldm yllar boyunca gnei bir kere
bile grmedim. nceleri bu durumu neredeyse katlanlmaz bulu
yordum, yeni gelenlerin hepsi byle dnyordu. Bulutlarda za
man zaman gzle grlr bir parlaklk oluuyordu, zellikle ora
dan ayrlmama yakn ufuktan gelen birka eimli gne hz
mesi ehre dokunup geti, fakat parlak gne

asla

grnmedi.

Bu artlar altnda ayrlar ve tarlalaryla topraklarn nasl g


rndn tahmin edebilirsiniz. Hibir yerde gr, parlak bir yeil
gremiyordunuz, btn bitkiler, otlar, allar ve aalar donuk bir
zeytin yeili, bir tr yeilimsi gri renkteydi. Geldiimiz yerde renk
amatasndan oluan her ey burada donuk ve soluk renkteydi. Kr
manzaralarnn ou gkyznn mavisinden ve yerin sar tonla
rndan oluur, dier renkler para para grlr, oysa burada her
eye gri ve kahverengi hakimdi. Gerek bir manzaray oluturan
parlak renkler yoktu, yine de Rya lkesi'nin uyumlu bir grnt
s olduunu kabul etmek gerekir.
48

Dier Taraf

klim genelde tpk bizim vardmz zamanki gibi scak ve l


man olmasna ramen barometre srekli "kapal ve bulutlu" gste
riyordu. Mevsimler de tpk renkler gibi fazla eitli deildi. Be
ay bahar, be ay gz yayorduk; ksa, scak yaz boyunca gkyz
hi kararmazd, oysa kn, birka kar tanesi der, aydnlk yz
gremezdik.
Rya lkesi'nin kuzeyi, zirveleri her zaman sisle kapl dev s
radalarla evriliydi. Sradalarn eteklerinde tepeler yoktu, etekle
rin bittii yerde ovalar balyordu. Byk bir nehir olan Negro'nun
kayna da bu dalardayd, nehir alayarak kayalardan fkrr,
bir geit azndan geerek sulan neredeyse mrekkep karas diye
bileceiniz kadar koyu renkli, geni, tembel bir akarsuya dnr
d. Daha sonra uzun, hafif eimli bir kavisi takip ederdi, ite ba
ehir Pearl bu kavise kurulmutu. Biimi ve renkleri bir niforma
gibi tekdze grnen dzenli ehrin karanlk ve kasvetli sileti p
lak topraklarn ortasndan ykseliyordu. ehir otuz krk yldr ora
da olmasna ramen insana sanki yzyllardr o topraklara aitmi
gibi grnyordu. Kurucusu, ehri evreleyen arbal manzaray
bozmak istememiti. ehirde gz kamatrc, modern yaplar yok
tu. Patera, geni topraklar uyumla doldurmu, Avrupa'nn her ya
nndan eski binalar satn almt. Btn bu binalar Rya lkesi'nin
tabiatna ok uygundu. Salam bir igdyle, tek bir fikir dorul
tusunda, uygun bir biimde seilmi, btne uygun bir biimde
harmanlanmlard. Ben vardm srada ehirde

22,000

kii ya

yordu.
Daha sonra anlatacam olaylan anlamak asndan ok
nemli olduu iin, okuyucular Pearl'de yollarn bulabilsinler diye
kitaba ehrin kk bir plann da koydum.
Grdnz gibi, ehir drt ana blmden oluuyordu. Bir ba
takln yanbanda yer alan kurumla kapl istasyon blgesinde
souk idare binalar, Ariv, Postane ve benzer binalar vard. Skc,
irkin bir blgeydi. Zenginlerin yaad, Bahe Mahallesi denilen
blge istasyon blgesinin hemen bitiiindeydi. Sonra Uzun Cadde
geliyordu. Buras alveri merkezi ve orta snfn yaad blgey
di.

49

Alfred Kubin

50

Dier Taraf

ehrin nehre doru olan ksm daha ok bir ky grnmndeydi.


Uzun Cadde ve dan arasna, drdnc blge olan Fransz Mahal
lesi sktrlmt. Daha ok Latin, Slav ve Yahudi kkenli

4000

kiinin oturduu bu blgenin kt bir hreti vard. Buradaki eit


eit insanlardan oluan kalabalk, eski tahta evlerde st ste ya
yordu. Dar arka sokaklar ve kt kokulu tavemalaryla bu blm,
Pearl'n en gurur duyduu mahallesi saylmazd.
Hantal grnl bir yna benzeyen dev bir bina btn ehre
tepeden bakyor ve hkmediyordu. Yksek pencereleri tehditkar
bir biimde topraklar ve aadaki insanlar seyrediyordu sanki.
Srtn iklim artlarnn andrd yumuak bir kayaya yaslayan
binann dev gvdesi ehir merkezine, Byk Meydan'a kadar uza
nyordu. Saray'd buras, Patera burada oturuyordu.
Kuzeyde dalar, batda nehir, douda bataklk olduu iin e
hir sadece gneye doru genileyebilirdi. Orada, mezarln yann
da eski sahibinin adn tayan, Tomassevic Arazisi adnda bo bir
arazi vard. Bir ekilde, bu arazide yrtlen ina almalarnn
hepsi felaketle sonulanmt. Binalar, daha atlar tamamlanma
dan yklmt. Buradaki ina kalntlar arasnda en etkileyicisi bir
firavunun ya da Asur kralnn mezarna benzeyen dev bir tula y
nyd. Hibir Avrupalnn nehrin dier yakasnda yaamasna i

zin verilmiyordu. D Yerleim olarak bilinen bu blgede, zel im

tiyazlara sahip kk bir ky vard. Buray ayr bir blmde anla


tacam.
Nfusa gelelim. nsanlar psikoloj ik yaplar kesin izgilerle
belirlenmi tipler arasndan seilmiti. st snflar ar hassastlar.
Sanki Rya lkesi iin domu, hala brakmadklar

idee fixe'leri

olan -koleksiyonculuk, oku ma, kumar, din ya da binlerce kibar


nevrotiklik eitlerinden birine sahip- insanlardlar. Kadnlarn b
yk ounluu histerikti. Kitleler de anormallikleri ya da tek ynl
zihinsel geliimleri olanlar arasndan seilmiti, aralarnda kusur
suz ayyalar, kendilerine ve dnyaya katlanacak halleri kalmam
zavall fahieler, akl hastalar, spiritalistler, kavgaya her an hazr
kabadaylar, bkkn itahlarn harekete geirmek iin yeni heye
canlar arayanlar, zinaclar, dzenbazlar, hokkabazlar, politik sn
maclar vard. Hatta baka lkelerde aranan baz katiller, kalpazankalpazanlar

51

Alfred Kubin

lar, hrszlar ve benzerleri bile Efendimizin onayn almt. Kimi


zaman bir insann fiziksel gntsnde dikkat eken bir zellik
olmas bile Rya lkesi'ne davet edilmesi iin yeterliydi. Bu, dev
guatrl, patlcan burunlu ve kocaman kamburlu insanlarn lkede
ok sayda ol'masn aklyordu. Aynca, talihin karanlk bir cilvesi
yznden doas tuhaf biimde deimi baz insanlar da Rya l
kesi'ne arlmt. En masum d gnn arkasndan kabilen
eitli karakterlere kar dikkatli olmay ancak zamanla renebil
dim.
Ortalama nfus yirmi ila yirmi drt bin arasndayd, yeni ge
lenlerle birlikte srekli deiiyordu. Doumlarla nfus art nere
deyse hi olmuyordu. ocuk sahibi olma fikrine pek de scak ba
klmyor, ocuklarn verdikleri zahmetin ok fazla olduu dn
lyordu. Genel dnce ok masrafl olduklar ynndeydi, by
yene kadar ok masraf karyorlar, hemen hibir eyi geri demi
yorlar, dediklerine ltuf gzyle bakyorlar, onlar dnyaya geti
ren ebeveynlerine mteekkir olmuyorlar, hatta tam tersine, byk
ounluu, kendilerine verilen yaam hediyesini istekleri dnda
zorla verilmi bir ykmllk olarak gyorlard. Minik ayaklarn
patrts byk dertlerin yaklamas demekti. ocuklar tuhaf ve
saftr, bunun pek ok rnei mevcut, fakat bu, ocuk sahibi olmak
iin yeterli bir neden deil. Rya lkesi'nde insanlar var olan ku
an bile bir kazan beklemedii bilinmeyen gelecek iin deil,
her an yeni olaylara gebe olan imdiki' zaman iin yayorlard. o
cuk sahibi olarak sinirlerimizi daha kt duruma getirmek, ya da
karlarmzn yalanmasna neden olmak istemiyorduk. ocuk sa
hibi olmak isteyenler sadece tek ocuk yapyordu, daha ok ocu
u olanlar ocuklarn gelirken dardan getirmi demekti. Dokuz
ocuu olan bir aile vard, ok ender grlen bir durum olduu i
in daha sonra onlardan yeniden sz edeceim. Dahas, Rya l
kesi 'nde yaayanlarn bir ou ocuk sahibi olmaya uygun deildi.
Devleti devlet yapan baka ayrntlardan da sz etmeliyim.
Mesleklerini severek yapan kk bir ordu ve esas grevleri Fran
sz Mahallesi'ni ve orada yaayanlarn daha nce szn ettiim a
lkanlklarn kontrol etmek olan kusursuz bir polis gc vard.
Btn bu kurumlar ilk geldiimizde de gzme arpan, dev boyut-

52

Dier Taraf

lu, alak bir bina olan Ariv'den ynetiliyordu. 'nsanlar bu sarms


gri, skc ve tozlu binaya esneyerek bakyorlard. Byk Meydan'dayd ve

resmi

devlet binasyd. Tek hatl bir demiryolu btn k

k kyleri birbirine balyordu, yabani otlarla kapl fakat yine de


kullanlabilir durumdaki baz raylar en uzak vadilere kadar uzan
yordu.
Rya lkesi nfusunun byk ounluu eski Almanlardan o
luuyordu. Bu dili bilen biri hem ehirde hem kylerde ilerini hal
ledebilirdi. Baka hibir ulustan insanlar ounluk haline geleme
miti.
Bunu da syledikten sonra, sanrm amac asl hikaye iin ge
rekli zemini hazrlamak olan bu blm de bitirebilirim.

53

ALJrea Ku/Jln

.nc Blm: Gnlk Yaam


1
lk dikkatimizi eken, Rya lkesi halknn giyimi oldu. Za
mann o kadar gerisindeydi ki ok komikti! zellikle kendilerine
"yksek snf' diyenlerin giyimi bir alemdi.
"Bu insanlarn hepsi anne babalarnn ya da dedeleriyle nine
lerinin giysilerini giyiyor," dedim karma. Erkekler, Invemess ii
pelerinler, modas gemi, eimli apkalar takyor, rengarenk ssl
mantolar iinde dolayor, kadnlar balarna bone takp omuzlar
na allar atarak, eski moda salaryla kabark etekler iinde krt
yorlard. Sanki hep birlikte bir kyafet balosuna gidiyorlard!
Fakat asl tepki alan bizlerdik ve birka gn sonra giysilerimi
zi ortama uydurmak zorunda kaldk. Karm yar kabark bir etek
giymeye ikna oldu, ben de derin yakal, nakl ve ssl bir manto
ve

1 860

modas frfrl bir yakalkla tpk dier insanlar gibi gr

nyordum. Daha fazla dn vermeyi kabul etmedim. Bana zorla


giydirmeye altklar dar, sivri burunlu ayakkablar giymeyi f
keyle reddettim. nsanlarn d grnndeki deiiklie sand
nzdan ok daha ksa srede altk. Ksa bir sre sonra ben de yeni
gelenlerin tuhaf giysilerine hayretler iinde bakmaya balamtm.
lk gn en byk kaygm bir an nce uygun bir daire bulmak
t. Karmn istei zerine rktc saraydan elimizden geldiince
uzak oturmak istedik, ehrin uzak muhitlerini aratrmaya baladk.
Ne yazk ki, Bahe Mahallesi'ndeki byleyici villalar ok paha
lyd. Uzun Cadde'yi boydan boya kere getik, nc geii
mizde orta ykseklikte, iki katl, cumbal bir apartman dikkatimi
ekti. Bu binay sanki ocukluk gnlerimden beri biliyordum. "te
aradmz ev," diye haykrdm. "kinci katta aradmz bulaca
z." Bu gvenli tavrm karm artmt. "Nasl bu kadar emin o
labilirsin?" diye sordu hafif alayl bir glmsemeyle. Bir neden
gsteremiyordum, sadece biliyordum. Tanrya kr, hakl da k
tm! Gerekten de odal, mutfakl bir daire kiralkt. Giri katn-

54

Dier Taraf

da dkkan olan, ayn zamanda apartmann ileriyle ilgilenen ber


ber bize daireyi gsterdi. Odalarda davetkar, rahat bir hava vard,
ok gzel denmilerdi, fiyat da makuldu. Hemen o akamst
daireye tandk.
Ev, Doktor Lampenbogen adl birine aitti.

il
Artk biz de Rya lkesi vatanda olmutuk. lk aylar boyun
ca gnde saysz kere burann de tpk geldiimiz yerler gibi olaca
konusunda baz phelerim vard. Daha sonra geldiim yeri taamamen

55

Alfred Kubin

mamen unuttum. Rya lkesi'nde en olmayacak grntlere bile o


kadar alyordunuz ki, hibir ey sizi artmyordu.
Her ne kadar kendi iimi kuramasam da, hemen dzenli bir i
buldum. , kendiliinden ayama gelmiti. yle oldu; Rya l
kesi 'ndeki nc gnmzde, ufak tefek, son derece hareketli bir
beyefendi ziyaretime geldi. Kendisini,

"Rya Aynas

gazetesinin

yaymcs ve editr," olarak tantt. "Gazetemiz bu lkedeki en


nl resimli gazetedir. Kendi bask makinemiz var," diye devam
etti szlerine. "yi ki buraya geldiniz, sizin gibi birini uzun sredir
bekliyorduk. Maalesef ba izerimiz Castringius btn yaratcl
n kaybetti, artk ilstrasyonlarmz basmak iin Pearl'deki btn
eski ahap bloklar satn alp onlardan bask yapyoruz. u son sa
yya bir bakn," dedi ve cebinden bir gazete kard. "Cochem,
Moselle'de -Avusturya

Macar mparatorluu Babakan Kont

Beust ailesiyle birlikte- Sava boyalar srnm kzlderililer! So


rarm size, bunlar sanatsal m? Rya lkesi'ne uygun mu? Hatta
ilgin mi?" diye haykrd gazeteyi gzmn nnde sallayarak.
"Hayr efendim, deil! " Alnndaki teri silerek bir an dnd. Ce
binden dzgn el yazsyla yazlm bir szleme kard. Tek yap
mam gereken imzalamakt, bir sr resim teslim etsem de, hi a
lmasam da yl boyunca her ay drt yz kron alacaktm. Harika
bir olayd, daha nce hi byle bir szleme grmemitim, doal
olarak hemen imzaladm. Rya lkesi 'nde ite byle abucak ka
rar veriyorduk, kimse hibir eyi ayrntlaryla dnmekle vakit
kaybetmiyordu. Zaten btn i anlamalar aibeliydi. Artk d
zenli bir iim vard. Sayg duyulan bir gazetenin izeriydim, istedi
im gibi

ov yapabilirdim. Rya lkesi'nde nemli olan buydu,


eyi o

bir hrsz, bir yankesici olsanz bile nemli olan yaptnz

va evirebilmekti.
Editrm arkada canls bir hareketle elindeki bastonu evire
rek at. Bastonun ii botu. Sapnn iinde cam bir ie vard, bana
bir badak iki koydu. mal bir biimde gz krparak "Dirseinize
kuvvet verir," dedi. "Resimlerinizi olabildii kadar korkun ve
tyler rpertici yapn. Gazetenin tarzn sertletirmek istiyorum,"
dedi iyimser bir glmseyile. Memnuniyetle i geirerek szle-

56

Dier Taraf

meyi cebine tkt ve siyah beyaz damal takm elbisesi iinde veda
etti.

111
nsanlar, Rya lkesi'ne ilk vardklarnda evrelerini kapla
yan sahtekarlklarn pek farkna varmazlard. lk bakta alveri
ve pazarlk gelenekleri dnyann her yerindekine benzerdi. Aslnda
bu gstermelik bir numara, tuhaf bir yaland. Para ekonomisi tama

men "sembolikti". Elinizde ne kadar para olduunu asla bilemezdi


niz. Para gelir gider, datlr ve geri alnrd, herkes biraz el a
bukluuyla bakasn dolandrrd, ben de ksa srede birka kk
numara renmitim. in pf noktas inandrc olmakta, hasmn
zn gzn boyamaktayd.
Balangta, Rya lkesi halknn nerilerden ne kadar abuk
etkilendiini grnce dehete dtm, fakat sevsem de sevmesem
de bu durumu kabul etmek zorundaydm, giderek kendime ve ba
kalarna ait hayallere daldm gittim. Bu lkede insann talihi ok
abuk deiiyordu, insan dnyann dier yerlerinde olduundan
ok daha abuk fakirleip zenginleebiliyordu. Bir olay dierini ta
kip ediyordu. Fakat btn bu karmaann ortasnda bile olaylarda

gl bir elin

parma olduunu hissediyordunuz. Anlalmaz o

laylarn arkasnda bu gcn varln bariz bir ekilde hissedebili


yordunuz. Her eyin dalp yklmamasnn tek ve gizli sebebi
buydu. En gizli yerlere bile ulap adalet datan ok kudretli bir
gt bu, her olayn dengesini salyordu. Eer biri umutsuzlua
kaplmsa, kimden yardm isteyeceini bilmiyorsa, dualarn bu
gce ynlendiriyordu. Korkun bir merakla dolu bu snrsz g,
bu gz, en karanlk keleri bile gryordu, her yerdeydi, hibir
ey dikkatinden kanyordu. Rya lkesi'nde ciddiye alnan tek
ey bu gt, geriye kalan her ey geiciydi.

iV
Size ilerin nasl yrdne dair birka rnek vereyim.
Pearl'deki ilk gnlerimizden birinde bir sokak haritas almak iste
istedim

57

Alfred Kubin

dim. Bir sr vr zvr satan en byk dkkanlardan birine gittim,

sanrm bizim binann bitiiindeki Max B lumenstich' in dkkany


d.
"Harita m? Yeniler henz elimize ulamad, eski kopyalardan
biri de iinizi grr sanrm?" Duvara aslmak zere yaplm ge
yik boynuzlarnn sana soluna, amdanlarn yanna, eski kutula
ra, dkkann her kesine iyice baktlar fakat tek bir harita bulama
dlar. En sonunda rak bronz zerine ilenmi korkun bir harita
kard.
"Bunu aln. Eminim iinize yarayacaktr. Bunu mutlaka alma

lsnz, kesinlikle ihtiyacnz var. Sadece yetmi iki kron !" kna ka
biliyetini sonuna kadar kullanrken sesi adeta kibarlktan eriyordu.
Ona bir kron verdim, bana haritayla birlikte bir de trnak makas
hediye etti.
Yeni gelenler bu durumu kendi karlar iin istismar etmeye

alrlar, fakat bir sre sonra dereyi grmeden paalar svam ol

duklarn anlarlard. Rya lkesi 'nde kader agzlyd: tasarruf


ettikleri para birdenbire uar giderdi. Bu kendini beenmiler en
temel ihtiyalar iin fahi fiyatlar demek zorunda kalrlar ya da
kaplarna "creti teslimde denecek" olan paketler ylrd. Pa
ketleri kabul etmezlerse balarna daha da kts gelirdi, mesela

hastalanrlar, doktorlar da tedavi iin inanlmaz miktarda paralar


talep ederlerdi . Daha nce hi grmedikleri alacakllar kaplarna
dayanr, para isterlerdi. tiraz etmek hibir ie yaramazd, alacakl
lar yanlarnda ahitleriyle kar gelirlerdi. Bylece hibir eyin
dengesi bozulmuyor, kimse kazanl ya da borlu kalmyordu. He
saplar tutan grnmez muhasebeciyle pazarlk etmek mmkn de
ildi. Durumun byle olduunu anlar anlamaz rahatladm.
Geldiimizin ertesi gecesi, niformal bir uak kapmzda be
lirmiti. E fendisi -kulaa asil gelen bir isim syledi- parasn de
dii izimleri sabrszlkla bekliyordu, uak da onlar almaya gel
miti. Ne yapabilirdim ki? En iyi almalarmdan be tanesini pa
ketledim ve zr dileyen kibar bir mektup yazdm. Resimlerime ne
oldu hi bilmiyorum.

Her gn, evimizin apraznda, kar kaldrmdaki bir kafeye

gidiyordum. Bir gn eve dndmde karm bana harika sebzeler,

58

Dier Taraf

kukonmaz, karnabahar, gzel meyvelerle dolu bir sepet gsterdi,

hatta sepette iki tane de keklik vard.

"Bunlarn hepsi pazardan geldi. Tahmin et ne kadar tuttu?" diye sordu neeyle.
"Ne kadar?"
"Hepsi iin sadece yirmi kreuzer dedim."
Ben de ona kafede bir kutu kibrit iin be kron demek zorun
da kaldm itiraf ettim.
Bazen cebinizde yzlerce kron olur, bazen hibir ey olmazd.
Para olmadan da gayet gzel idare ediyorduk. Satcya bir ey veri

yormu gibi yapmanz bile yetiyordu. Bazen hibir ey vermeden


bir ey satn almak bile mmknd. Hepsi ayn kapya kyordu.

Burada, hayaller gerek olmutu. Hayret verici olan, ayn ha


yalin ayn anda birok kiinin zihninde olumasyd. nsanlar hayal
ettikleri eylere inanyorlard.
Tipik bir rnek vereyim. Toplumda iyi bir mevki sahibi olan
bir adam bir sabah yoksul olduuna inanarak uyand. Kars alad,
arkadalar zld. Mallarn hacizlemek zere hi vakit kaybet
meden mbair geldi, eyalar ak arttrmayla satld, onlar evlerin
de kalan be para eyay ykk dkk, virane bir mezbeleye ta
yamadan nce eve yeni birileri yerlemiti bile. Bir ay sonra bun

larn hepsi unutuldu, kaderleri kt bir oyun oynam olsa da ok

mutluydular.
Tabii ki st snf ahsiyetler gsteri ve lks iinde yayordu.
Snflar aras kskanlk birincil problemleri olmad iin, mesele
nin dier yz, yani sadece gze arpyor olmalar, onlarn talih
sizliiydi. Herkes kendi iine bakyor, kendi sevinleri ve sorunla
ryla ilgileniyordu. Her ey yolunda gittii srece herkes mutluy
du. Btn Rya lkeliler lkelerini ve ehirlerini ok seviyorlard.
Ben de

Rya Aynas'mn

izeri olmaktan ok memnundum, o sra

larda Patera'y ziyaret etmeye alyor, fakat bir trl baarl ola
myordum.
Onu grmek her zaman ve her seferinde baka bir nedenden
dolay imkanszd. Bir keresinde Efendimizin iinin bandan akn
olduunu ve kimseyi kabul edemeyeceini sylediler, baka bir se

ferinde lke dndayd. Sanki kt bir ruh sinirlerimi bozmaya kakarar

59

Alfred Kubin

rar vem1iti. Derken huzura kabul edilmek iin Ariv' de bilet satl

dn duydum ve oraya gittim. Kapnn zerinde asl sava silah

larnn altndan geerken kendimi grevlilerin huzurunu karmaya


alan bir babelas gibi hissedip bir an iin vicdan azab ektim.
Kapc uyuyordu. Yolumu kendi bama bulmaya karar verdim ve
on, on iki kadar ulan bekledii ferah bir bekleme odasna girdim.
Onbe dakika boyunca sanki grnmezmiim gibi davrandlar.
Bir tanesi bile benimle ilgilenmedi. Sonunda biri sert bir tavrla ne
istediimi sordu, fakat yantm beklemedi. Komu masadaki arka
dayla konumaya devam etti. Baka bir grevli daha yardma ha
zr davrand ve ne istediimi sordu. Ona sylediim zaman sar,
buruuk yznde fkeli bir bak belirdi. Uzun piposundan birka
nefes alp yan oday iaret etti ve "eride," dedi.
Kapdaki byk iaret levhasnn zerinde;

almaynz,

yaz

yordu. "eride" adamn biri uyuyordu. Evet, aka yapmyorum,


'Dnen Adam ' pozunda kmltsz uyuyan grevlinin canlanma
belirtileri gstermesi iin kere boazm temizlemem gerekti.
Kusursuz bir kmseme ifadesiyle beni batan aa szd, sonra
kulak trmalayan bir sesle "Ne istiyorsun? ar ldn m? Yannda
belgelerin var m?" diye sordu.
Kesinlikle dardaki grevliler gibi laf ksa kesmiyordu. Tam

tersine hi durmadan bilgi veriyordu. "Huzura kabul edilmek iin


doum, vaftiz belgelerin ve evlilik czdann hari babann diplo

mas ve annenin a belgeleri gerekiyor. Soldaki koridorun sonun


daki

16

numaral odada mali durumun, eitimin ve aldn madal

yalarla ilgili bilgi vermelisin. Kaynpederinin karakterini anlatan


bir referans mektubu da istenir, ama art deildir."
Bunlar anlattktan sonra ban sallad, masasnn zerine ei
lip grdm kadaryla kalemini mrekkebe batrmadan yaz yaz
maya balad. aknlktan kmldayamaz halde kalakalmtm.
Btn faturalarm istemedikleri iin kendimi ansl saymalydm!
Mahup bir tavrla kekeledim; "Korkarm btn bu belgeleri topla
mam imkansz. Yanmda sadece pasaportum var. Buraya Herr Pa
tera'nn konuu olarak geldim, ismim udur."
Szm bitirince hayatmn okunu yaadm. Souk tavrl a
dam birdenbire yerinden frad. "Daha nce neden sylemediniz?

60

Dier Taraf

sminiz zaten listede yer alyor. Sizi hemen ekselanslarnn huzuru


na gtreyim!"
Adam birden kibarlk abidesine dnmt. ift kiilikli ola
bilir miydi? Anlayamyordum.
Kasvetli koridorlarda sonu gelmez bir yry balad, geti
imiz brolardaki katipler sanki korkun bir i yaparken yakalan
mlar gibi yerlerinden sryorlard, bo kabul odalarndan, belge
ler ve dosyalarla dolu, tavana kadar uzanan raflarn durduu oda
lardan getik. En sonunda her trl insann oturduu byk bir
bekleme salonuna geldik. Rehberim ve ben hemen zel alma o
dasna alndk. Ekselanslar orada tek bana, masasnda oturmu

bekliyordu. Zavall grevli, zarif reveranslar yapmasna ramen or


tadan kaybolmadan nce sert szlerle azarland.
Ekselanslar ok mthi bir varlkt. Bunu evresindeki eya
lardan anlayabilirdiniz, fakat dahas vard. Kendisi de gz alc ay
rntlarla donatlmt. rnein; giysileri batan aa altn ileme
liydi, ceketine de eitli kurdeleler inelenmiti. Ayrca geni ve
krmz bir kuak gsne aprazlama taklmt. zerinde baka
rtbe iaretleri varsa da anlayamadm. Muhtemelen vard, ama ben
grememitim.
Yalnzdk. Arivdekilerin tersine, ok arkada canlsyd. Beni

dinledikten sonra nezaketle konutu. "Elbette beyefendiciim, el


bette," dedi. "Biletiniz size hemen u latrlacak." Sonra, sanki biri
dmesine basm gibi ayaa kalkt ve grnmez bir dinleyici kit
lesine nutuk ekmeye balad:
"Beyler! Beyler! Toplumun refah ve onurumuz adna, hk

met btn sorumluluu stleniyor. Taleplerinizi tek tek karlamakta bir saniye bile tereddt etmeyeceim. Yoksullarn refaha
kavuturulmas konusunda her zaman huzuruma kabilirsiniz. lk
amacmz buradaki tiyatroyu alr hiile getirmektir. Umarm bu
giriimimize gsterdiiniz gl destein hakkn verebilirim.
Fransz Mahallesi'ndeki baz kurumlara getirdiimiz yeni yne
timler garantilemitir ki ... beyler... Sizin yrekten kopup gelen d- .
ncelerinizi ifade ettiimden eminim, ne zaman ki ... ne zaman ...
ne zaman..." Konumas akcln kaybetti, akn, donuk bak

larn bana dikti. Eilip, teekkrlerimi sunarak huzurundan ekilip

61

Alfred Kubin

onu bu utan verici durumdan kurtardm. Ariv hakknda iyi eyler


dnmyordum. Huzurunu ve sessizliini bir daha bozmadm.

Bu deneyim sadece yeni gelenlerin bana gelirdi. Bu yolu ta


kip ederek hibir yere varamazdnz. Son derece nemli dilekeler,

form doldururken yaplan en ufak bir hata yznden geri evrili

yordu. Kurul, tasarlarnz bir kalemde silip atabilirdi. Bylece hu


zura kabul belgem bana geri ulat, ertesi gn de belgenin geersiz
olduunu syleyen bir mektup aldm.
Hkmet sadece grnte vard. Ortadan kaldrrsanz Rya
lkesi'nin gidiatnda ne iyi ne kt hibir deiiklik olmazd.
Dnyann

her

tarafndan

getirilen

kabark

dosyalarn

Rya

lkesi' yle hibir alakas yoktu. Gerekte, Ariv' in skc atmosferi


sadece btnn eitliliine katkda bulunan bir tr, yani devlet
memurlarn yetitirmek iin vard.

Asl hkmet baka bir yerdeydi. Bu deneyimlerden sonra Pa

tera'y ziyaret etme fikrinden bir sre iin vazgetim. Zaten baka
olaylar beni yeterince megul ediyordu.

v
Yaadmz evi, sanki birka hafta nce oradaymm gibi net
bir biimde zihnimde canlandrabiliyorum. Zemin katta berber
dkkan vard. Berber, sarn, bekar, eitimli bir genti, altn er
eveli bir gzl vard, felsefeye tutkundu. Fikirlerini serbest b
rakp daldan dala atlayarak felsefe yapyordu. ok bilgiliydi ve
bi ldiklerini saklamyordu. Sert baklar atarak, "Sana anlatabilece
im neler neler var bir bilsen," derdi.
Kim bilir beni ne sanyordu, fakat balarda onun gveni beni
ok elendiriyordu. "Kant, ite byk hata odur! Hah!

Kendinde ki
ahlaki

ey ' i bu ekilde hafife alamazsn. Dnya, her eyden nce

bir sorundur, kimse beni tam tersine ikna edemez. Uzay zamana
kur yapar, anlyorsunuz ya, birleme noktas, yani imdiki zaman
lm veya onun yerine koyabileceiniz baka bir eydir, isterseniz
tanr diyelim. Bunlarn tam ortasnda canlanma mucizesi vardr:
yani madde. Madde, znenin d grnnden baka bir ey de-

62

Dier Taraf

ildir. te bunlar, sevgili baym, belli bal nermelerdir. Btn te


orimi dinlemi oldunuz."
"Ah evet, o zaman sen bir dnrsn," diye onaylardm sy
lediklerini.
Her gn sabahtan akama kadar tm zamann byle sekin
dnce alanlarnda geiriyordu, eer Giovanni Battista olmasayd
berber dkkannn ii ok zordu. O sadece bir maymundu, ama ne
maymun! alacak derecede yetenekli ve hrsl bir hayvanckt.
yle bir yardmcnz varsa kendinizi mutlulukla ahlak teoremleri
arasnda kaybedebilirdiniz. Giovanni dkkanda almaya balad
nda en alt basamaktayd. Bir gn bir mterinin yzn kendisi
ne gsterilmeden sabunlaynca yetenei ortaya kt. Berber onun
renmeye ok hevesli olduunu anlad ve yeteneklerini kullanma
ya balad. Usturay hzl ve hatasz kullanyordu, ksa srede b
tn blgede nlendi. aramba ve Cumartesi gnleri zel mteri
lerin evlerine bile servis yapyordu. Onu genellikle elinde antas,
ciddi, saduyulu ayak sryyle Uzun Cadde'yi arnlarken g

rrdk. Dnyadaki her insandan daha drst ve gvenilir olan bu


maymun, berber dkkannn temel direiydi. Sahibini zen tek bir
zellii vard, felsefeye hi ilgisi yoktu.
"Sen bir Stoacisn!" diye haykrrd berber uzun bir nutuk at

tktan sonra arkasndan. Gizliden gizliye hala maymununu daha


yce bilgilerle donatmak istiyordu.
tiraf etmeliyim ki ne zaman Rya lkesi'ndeki ilk senemi
dnsem iimi hzn kaplar. lerim genelde iyi gidiyordu, o sene
hayatmdaki en iyi dnemleri geirdim. Yeni deneyimlerin tevi
kiyle almalarm ok iyi gitmeye balad. Akamst saat bete
kafede arkadalarmla buluuyordum. Pencereden, darda olup
biten her eyi grebiliyorduk. Aslnda darda pek bir ey olmu
yordu, Pearl ' de insanlar evlerinde oturmay tercih ederlerdi, ehir
merkezi alacak kadar botu. Fkat sokak yaantsnn ksrlna
ramen grdklerimiz bize yetiyordu, tandk, sevdiimiz bir rutini
izliyorduk. Giderek lkenin bir paras olmaya balamtm. Tutu

nabileceim, karmaann ortasnda destek alabileceim eyler bul


dum.

63

Alfred Kubin

Binalar hayatmda nemli bir yer tutuyordu. ou kez insan


larn binalar iin orada olduklarn, durumun tam tersi olduunu
hissettim. Gl, gerek bireyler binalard. Dilsiz fakat mantkl
bir biimde olduklar yerde dikiliyorlard. Hepsinin anlatacak bir
hikayesi vard, sadece sabrl olup bu hikayeleri eski binalardan
para para karmanz gerekiyordu. Bu evlerin hepsinin ayr ayr
ruh halleri vard. Bazlar birbirlerinden nefret ediyor, gnlerini
birbirlerine sessiz svgler savurarak geiriyorlard. Aralarnda
tpk yan taraftaki mandra gibi huysuz drdrclar vard, bir ou
da kstah ve gevezeydi. Gittiim kafe buna iyi bir rnekti.
Yaad-mz ev aksi ve yal bir teyzeydi ; pencereleri ksk gzler
gibi

kinle

bakyor,

hibir

dedikoduyu

karmyordu.

Max

Blumenstich ' in dkkan ok kt kalpliydi, mandrann yanndaki


nalbant kaba ve iyi huyluydu. Nehrin zerindeki beki kulbesi
kaygsz

ve

yumu-ak

balyd.

En

sevdiim

bina

nehir

kysndayd, kedeki deir-menden sz ediyorum. Arduvaz kapl,

yosun tutmu ats kasket gibi grnyordu, beyaz badanal yz


neeliydi. Sokak cephesin-de duvardan kan dev kiri, kaliteli bir
puroyu andryordu. Yine de belirtmeden geemeyeceim, atdaki
pencerelerinin evresinde hafif kurnaz, dalevereci bir parlt vard.
ki kardee aitti. Yoksa iki karde tpk iki ocuklu bir anne gibi

ona m aitti?

Anlatabileceim ok ey var, keke okuyucularmn bu kar


mak olaylar, benim istediim gibi grmelerini salayabilseydim.

Bir sre sonra, ayn sokaktaki evlerin aile gibi olduklarn hisset
meye baladm. Aralarnda kavga ediyorlar ama d dnyaya kar
birlik oluyorlard. Pearl' n bo sokaklarndayken, d dnyann g
rltl ehirlerinde asla olmayacak biimde yeni fikirler retiyor
dum. Koku duyum mucizevi bir biimde geliti, bu sayede yresel
kltrle ok daha abuk kaynatm. Pearl ' e geldikten alt ay kadar
sonra oldu bu. Ondan sonra bir eyi sevip sevmeyeceime hep bur
num karar verdi. Saatler boyunca burnumu ekip her eyi koklaya
rak eski kelerde dolardm. Yeni ve snrsz bir aratrma alan
almt nmde. Kullanlm eyalarn her biri kk srlar ta
yordu. Karm sk sk halime glerdi. Bir kitab ya da rnein bir
mzik kutusunu kokladm grmek onu elendiriyordu. Neredey-

64

Dier Taraf

se bir kpek gibiydim. Tam olarak aklayamam; duyularla ilgili


byle ince bir eyi aklamak iin kelimeler yetersiz kalr.
ncelikle, Rya lkesi'nde her eyi kaplayan, olduka ola
and olmasna ramen tarifi zor bir koku vard, her eyde hisse
diliyordu. Bazen ok kuvvetliydi, bazen zar zor hissediliyordu.
ok youn olduu zaman un ve kuru morina bal karmn hatr
latan bir kokuydu. Nereden geldiini hi bulamadm. Eyalarn
kendi kokular ise ok daha zeldi. Bu kokular incelerken sk sk
irenme nbetleri geiriyordum. Bana gre yanl kokan insanlara
ok kolay gceniyordum. Fakat ayr cinslerden olmalarna ramen,
tuhaf bir kapris uruna bir araya getirildikleri iin, btn canllar
ve grnrde cansz maddeler, tanmlanamaz bir birliktelik havas
yayyorlard.

65

Alfred Kubin

VI
Rya lkesi 'nde karnza kan her ey skc ve tekdzeydi
Bunun ne kadar ileri dzeyde olduunu bir gn tra olurken anla
dm. Giovanni her zamanki narinliiyle grevini yerine getiriyor
du, fakat usturasnn ve bakr kabnn durumu pek de i ac deil
di, kararm grnyorlard.
"Bu da ne?" diye sordum o srada bana Leibnitz ' in Monadolo
gy'sinin olduka zor bir blmn okumakla megul olan berbere.
"ran bu eyalara daha iyi bakamaz m?"
"Efendim?" byk fi lozof uurumdan aa yuvarlanan biri
nin bakyla yzm inceledi.
"Bu kap prldyor olmalyd, usturay da cilalamalsnz."
"Haklsnz ama nasl yapaym? Her ey byle, ben de yenilik
getirmek istemiyorum."
An yakalamak iin aynalar iaret ederek yle dedim;
"Peki ya aynalar, son derece temiz ve prl prl grnyorlar."
Buna karlk ortaya koyacak bir felsefesi yoktu. Onu keye
sktrmtm. "Ha, aynalar m," dedi. Dalgn ve kararsz bir ifa
deyle, sanki kelimeleri sylemekte zorlanyormuasna; "Aynalar

hibir ey deil ki! " dedi. Aynalar hakknda konumay utan veri
ci bulmu gibi grnyordu.

"Hakaret etmek istememitim," deyip arkada canls bir se


lam vererek dkkandan ktm.
Ne olursa olsun, bu paslanm eski eyalar arasnda iyi bir ya
antmz vard. Bu noktada, yazma aadaki mektubu eklemekten
ekinmeyeceim. O sralardaki ruh halimi ok iyi aklyor. Mek
tupta ayrca dinle alakal bir gelenein tanmlamas da yer alyor,
dinle ilgili aklamalar daha sonra yapacam.

Bys

Byk Saat Kulesi

geleneinden sz ediyorum. Bu mektubu Rya lkesi y

kldktan sonra elimde kalan paavralarn arasndaki bir defterin i


inde buldum. Daha sonra yazacam kutsal eyalarn listesi de ay
n defterin arasndan kt, yolumu bulabilmek iin ilk gnlerde
izdiim uyduruk bir Pearl haritas tasla ve pek ok binann ay
rntlarnn yer ald sayfalar hari btn defter okunaksz el yaz
syla doluydu.

66

Dier Taraf

Mektubu Pearl' e geliimizin nc aynda yazmtm. D

dnyayla balant kurmak iin ilk giriimimdi. ki sene sonra bana


geri dnd, zarfn zeri pullar ve notlarla kaplanmt. Rya lkesi
hakknda insanlara kant olarak gsterebileceim tek ey bu defter
ve iinden kan mektup.
Sevgili Fritz,
nanamayacaksn ama ben Rya lkesi'ndeyim! Sana tek sy
leyeceim u; bu mektubu okur okumaz bavullarn topla ve sen de
gel. Pearl koleksiyoncular iin tam bir cennet, bu ehir adeta b
yk bir mze gibi. Pek ok ie yaramaz p de var elbette, fakat
ayn zamanda muhteem eserler de var. Bugn oyma Gotik bir
sandk, bir ift gm amdan

( 1 6.

yzyldan kalma) ve senin her

zaman umutsuzca aradn byleyici rnesans bronz heykellerin


den birini (Cellini'nin boaya binen ocuu) grdm. Geen hafta
dkkanlarn hepsi porselen cenneti gibiydi. Salna dokunur en
diesiyle buradaki fiyatlarn ne kadar makul olduundan sz etme
yeceim. Bu tr eylerden anlayan biri, her gittii yerde kk bir
hazineyle karlaacaktr. Burada eski eylerden baka hibir ey
yok. Eski gzel gnlerdeki, bykbabalarmz gibi yayoruz ve
bilimsel ilerleme umrumuzda deil. Evet, eski dostum, sapna ka
dar muhafazakarz, zanaatlarmz da yama yapmakta ve onar

makta ok ustalar. Her be binadan birinde bir antikac dkkan


var, geimimizi eski psk eylerden kazanyoruz. Mimari l
szlk de had safhada; buradaki Saray en az yirmi deiik mimari
tarzn karmndan oluuyor. yle tuhaf eyler buluyorum ki!
Grsen inanmazdn. Sana son rastladm samal anlatnca key
fimin neden bu kadar iyi olduunu anlayacaksn.

si Bys'nden

Byk Saat Kule

sz ediyorum, burada yle diyorlar. Gznn n

ne getirmeye al; ana meydanmzda dev, gri bir kule var, bir tr
diz km kule sanki, zerinde eski bir saat var. Saatin yz kule
nin st ksmnn te birini kaplyor ve geceleri aydnlatlyor.
Standart zamanmz bu saate gre ayarlyoruz, ehirdeki ve lke
deki dier tm saatler bu saate gre ayarlanyor. Bunda alacak

bir ey yok elbette, fakat bu saatin buradaki insanlar iin ok daha

ilgin ve tuhaf bir nemi var. Btn lke halk zerinde inanlmas

67

Alfred Kubin

ok g, gizemli bir etkisi var. Bazen, bu saat kulesinin etrafna


kadn ve erkeklerden oluan byk bir kalabalk toplanyor. Bir
yabanc grse bu toplananlarn tuhaf hallerine aknlkla bakaka
lrd. nsanlar sinirli sinirli ayaklarn yere vuruyor ve yukardaki
saatin uzun, pasl kollarna bakyorlar. Onlara neler olduunu sor
duunda kaamak, kark cevaplar veriyorlar. Daha yakndan ba
karsan, saat kulesinin dibinde iki tane kk kap grrsn. Herkes
bu kaplara doru ilerlemeye alyor. Eer ok byk bir kalaba
lk varsa sraya giriyorlar, kadnlar telal, erkekler fkeli bir bi
imde insanlarn kaynak yapmasna engel oluyorlar. Saatin kollar
ilerledike gerilim de artyor. nsanlar birer birer kaplardan geip
kayboluyorlar, birer ya da ikier dakika ieride kalyorlar. Dar
ktklar zaman yzlerinde gzle grlr bir memnuniyet hali, ne
redeyse mutluluk ifadesi oluyor. Bu durumda meraklanmam ka
nlmazd. Kafede tantm ahbaplarmdan birine saat kulesiyle il
gili sorular sordum fakat st kapal cevaplar aldm. Bu tarz eyler
hakknda konumann yersiz olduunu syledi ve aptalca davrand.
"Eer bilmeniz artsa," diye ekledi, "ad

s' dr.

Byk Saat Kulesi By

Aklnzda bulunsun! " Kzgnl beni daha da meraklandr

mt. Syledikleri benim tahminlerimi rtyordu, ben ieride


bir camera obscura ya da bir balmumu heykel mzesi olduunu
sanmtm. En sonunda ben de ieri girmeye karar verdim ve so
nuta byk bir hayal krklna urayacaksn. eride duvarlar,
kuytu ve karanlk keleri gizemli izimlerle, byk ihtimale sem
bollerle dolu kk bir oda vard. Duvarn arkasndaki dev sarka
cn saa sola sallandn duyuyorsun. Tik.. tak ... tik ... tak. .. Ta
duvardan aa hi durmadan sular szyor. Arkamdan gelen adama
bakarak onun yaptklarnn aynsn yaptm, duvara bakarak yk
sek sesle;

"ite burada huzurunuzdaym,"

dedim. Sonra dar k

tk. Kafam ok karmt. Kadnlarn kendi giri kaplar vard, o


radan kendi taraflarna giriyorlar, kapnn zerinde dnyann her
tarafndaki gibi giriin kadnlara ait olduunu gsteren bir iaret
vard. Fakat en artc olan ne biliyor musun? Bu deneyimi bir
kere yaadktan sonra ayn gl istei ben de hissetmeye bala
dm. lk balarda ne zaman kulenin yanndan gesem iimde hafif
bir istek uyanyordu, fakat gnler getike tedirginliim giderek

68

Dier Taraf

artt, en sonunda kelimenin tam anlamyla kule beni iddetle

meye

ek

balad. En sonunda bu istee teslim oldum, savamann an

lam yoktu, imdi iyiyim. ehrin her yannda ayn kulenin daha k
k modelleri de var. Sylendiine gre ehir dnda yaayanlar
da evlerine,

bizim kyllerin evlerinin bir kesine armh koy

malar gibi saat kulesinin kk kopyalarn koyuyorlarm. Ben


her gn ayn saatte kendi kulemi ziyaret ediyorum. stersen dalga
ge fakat;

"Efendim, ite burada karnzdaym. "

Burada resim sanat adna yapacak pek bir ey yok. Sanat e


serlerine en ok gnlk kullanm asndan deer veriliyor. Etrafta

69

Alfred Kubin

birka tane yal ressam var, grdm kadaryla eski Hollandal


ustalarn almalarnn kopyalarna benzeyen karanlk, ince boya
larla boyanm sonbahar manzaralar falan yapyorlar. Zenginlerin
evlerinde arada bir ok deerli eserlere de rastlnabiliyor, mesela
Ruysdael'ler, Breughel'ler, Altdorfer'ler ve eski dnem ressamla
rnn eserleri. Rya lkesi Bankas'nn mdr, lkenin Karun'u
olan Alfred Blumenstich'in deerli eserlerden oluan bir galerisi
var, bu resimler arasnda bir Rembrandt ve sizin dnyanzda kim
senin varlndan haberdar olmad gerek bir Grnewald da bu
lunuyor. Tablonun ad "Tanr'nn Kuzusu 'nu yiyen Yedi lmcl
Gnah."
Burada canl renkler yok, buras daha ok bir izgiler ve tonlar
lkesi. Resimli bir gazete olan
ayda

400

Rya Aynas 'nda

iyi bir iim var;

kron alyor ve ne istersem onu yapyorum. Gazetenin,

Nicholas Castringius adnda henz tanmadm bir izeri daha


var. Eer gelirsen sana da gazetede bir i bulabiliriz.
imdilik hepsi bu kadar, umarm birbirimizi yeniden grrz.
Eski dostun, sanat ve imdi bir Rya lkesi vatanda,
*****

Not: Eer gelirsen burada ehrin kysnda, tpk bir kr evine


benzeyen sessiz, sakin bir evde yaayabilirsin.
Mektuptan anlayacanz gibi o zamanlar keyfim hala yerin
deydi. Yava yava hissetmeye baladm sorunlar o zamanlar
fark edebildiim kadaryla bu blmn sonunda anlatacam. Fa
kat ncelikle Rya lkesi'nde dini, daha dorusu benim din sand
m eyi biraz daha aklamaya alacam.

VII
Rya lkesi'nde din, ilgin ve karmak bir konuydu. Pek ok
gizemi zmeye ok yakn olduumu hissetmeme ramen her eyi
akla kavuturamadm. Aratrmalarmdan sonu alamadysam,

70

Dier Taraf

bu benim suum deil. Yaptm aratrmalara engel olan dman


bir g vard, o yzden ok az bilgi edinebildim.
Rya lkesi'nde eski dnyann btn byk dinleri temsil e
diliyordu, bazlar daha yaygnd, bazlar ise yok denecek kadar az
biliniyordu. Aslnda bu, sadece grnrde byleydi, bir kandrma
cayd. Nfusun eitimli kesimi bu durumun farkndayd. Onlar z
gr dnceli ve zeki insanlard, kat bir hiyerarik sisteme kolay
ca boyun eecek insanlar deillerdi. Aynca aralarnda gerekten
ok zeki nsanlar da vard. Yine de genel bir inan hkm sryor
du; eit, hatta yasal bir biimde adalet datan bir takdir-i ilahiye
kaderci bir yaklamla inanyorlard. Bunun tesinde pek ok ka
ranlk ve anlalmaz fikir de akllarda yer etmiti. Bu inanlarla
kesinlikle dalga geilmemeliydi, bunu ksa bir sre sonra rene
cektim.
Rya lkesi'ndeki ilk aylarmzda kafede gen ve ho bir a
damla tantm, ad Baron Hector von Brendel'di. Nazik bir adam
d, iyi bir eitim grmt, ayaklar yere salam basyordu, biraz
gergin ve bezgin, fakat kesinlikle aptal deildi. Her zaman hafif
melankolik bir havas vard, beni ona ilk eken de bu oldu. Tan
tktan sonra birbirimizi her gn grmeye baladk.
Kafe sakinleriyle birlikte toplandmz masada sadece ikimi
zin olduu bir gn ona, "Burada senedir yayorsun, Brende],"
dedim. "Bak, bu lkede tpk Masonlar locas gibi gizli bir dini ta
rikat olduuna inanyorum. Senin bu konuda bilgin var m? Bana,
mesela trenler ve geleneklerle ilgili anlatabilecein bir eyler var
m?"
Bana yan yan bakt, boazn temizledi ve sakin bir sesle,
"Neler fark ettin?" diye sordu.
"Ah, ok da zel bir ey fark etmedim, kadercilik kavram ol
duka eskidir. Sadece genel grn, eski moda yaam tarzna i
natla sahip kma, ilerici grleri dlama ve bunun gibi birka
ey daha." Ona berberi ve berberin bakr anan anlattm.

71

Alfred Kubin

Ciddi bir ifadeyle beni dinledi, yava yava bir sigara sard ve
hazin bir glmseyile, "Drst olmam gerekirse, dostum, gerek
ten de yle bir ey var. Fakat senin iin en iyisi bildiklerinden daha
fazlasn renmemektir," dedi.
"Demek ki haklymm!" Hayal krklna uramtm. "Sen
hibir ey bilmiyor musun? Eer anlatmaktan ekiniyorsan sr sak
lama konusunda bana gvenebilirsin."
Brendel birka dakika dnd ve alak sesle konumaya ba
lad. "Burada baz belirli eylere taplyor. Sana kutsal eyalardan
bazlarn sylersem iine yarar m?"
"Ah, ltfen anlat," diye yalvardm, meraktan lyordum.
"Tamam, ey, yumurtalar, cevizler, ekmek, peynir, bal, st,
arap ve sirke zellikle ok sayg gryor."
"Hah!" dedim neeyle. "Midenin kutsallna inanan bir salk
mezhebi." Dalga gemeden duramamtm. "Peki ya ay, kahve ve
eker?"
Ben bunu syleyince Brendel srtn dnd ve hesabn dedi.
Rzgar aniden kapy at, ieriye scak, nemli, toprak kokulu hava
ve o rahatsz edici Rya kokusu doldu. Brende! bana ksa bir veda
edip kt gitti. Yksek, buulu camlardan dar baktm, gidiini
seyrettim. Darda hava kararmt.
Onunla dalga gememem gerekirdi. Bir frsat karmtm.
Bir dahaki sefere ok daha dikkatli olacaktm.
72

Dier Taraf

Bu din, sadece yemek ve imekle ilgili olamazd. Ksa bir sre


sonra san, boynuzlarn, am kozalaklarnn, mantarn ve samann

da kutsal olduunu fark ettim. Hatta at ve inek tezekleri bile bir l


de nemli grnyordu. organlar arasnda karacier ve kalp
kutsald, hayvanlar arasnda da balklar. Tabakalanm deri de gi
zemli bir neme sahipti. Demir, elik ve pek ok metal alam tam
tersi bir neme sahipti. Bu metaller tehlike sembolleriydi. Bu ay
rntlar kyllerden ve avclardan rendim, bunlar renmek i
in krlarda uzun yryler yapmam gerekiyordu. Bu az sk in
sanlardan rendiim her eyi aylar ve yllar boyunca bir deftere
not ettim, fakat laf uzatmamak iin burada uzun bir liste yapmaya
cam. rendiim son bir gerek daha ilginizi ekebilir. Orman
larda ve bataklklarn yannda alacakaranlktan sonra hibir yolcu
nun gitmeye cesaret edemedii ssz yerler vard. rktc yerler

73

Alfred Kubin

olduklar herkes tarafndan syleniyordu, insanlar ileri o taraflara


dt zaman ok korkuyorlard.

Eer gl kysndaki tapna kendi gzlerimle grm olsay


dm, belki st kapal laflar etmek yerine daha ayrntl bilgi vere
bilirdim. Anlatlanlara gre; bu tapnak byl, mucizevi bir yerdi.
Pearl'den bir gnlk mesafede, Rya Gl'nn yanbandaki in
san yapm alayanlar ve sessiz bir parkn ortasndayd. Sylenti
lere gre; Rya lkesi'nin en byk hazineleri bu tapnakta sakla
nyordu. En iyi malzemelerden yaplmt, o kadar mkemmel bir
mimarisi vard ki ziyaretiler binann havada asl durduunu san
yorlard. Salonlarnn en by Patera'nn renkleriyle bezenmiti,
yani kahverengi, gri ve yeil. Gizemli yeralt mezarlarnda sembo
lik heykeller vard. Maalesef ziyaretilere senede sadece bir gn a
kt ve davetiye almak iin ok iyi balantlara sahip olmak gere
kiyordu. Balangta Patera 'yla kiisel balantmn tapnaa gir
meme yardmc olacan sanyordum, fakat huzura kabul edilmem
srekli erteleniyordu, sonra da

Olaylar balad.

Yorulmak bilmeden gerek Rya dinini kefetmeye alyor


dum, fakat hibir eyi ortaya karamadmla kaldm. Aratrma
yapaym derken srekli birilerini gcendiriyordum.
Bir keresinde banker Blumenstich' in bir davetine katlmtm.
ok kalabalk, neeli bir davetti. Ev sahibimiz ksa sre nce kur
duu yzme havuzu iin bir dl almt, bu byk onur layyla
kutlanyordu.
Yemek bitmiti. Herkes kahve ve likrn alm sigara ierek
oturuyordu. "Pearl'n en byk adamlar bu gece burada. Eer bu
gece bir eyler renmezsem bir daha asla renemem," diyerek
cesaretimi topladm ve konumaya baladm. Onlara Rya lke
si 'nin gerek dinini bulma almalarm ve boa giden emeklerimi
anlattm. Sanki iten gelen bir gcn etkisindeymi gibi ok gzel,
akc konuuyordum. En sonunda karmdaki dahileri, bilgiye olan
alm konusunda ikna ettiime karar vererek beni aydnlatmala
rn istedim. Sonra da sustum. Artk konumaya devam edemez
dim, boazm kurumutu. Karmda oturan kalabalk sanki dilini
yutmu gibi akn ve endieliydi. Eski moda zarif giysiler iindeki
akll, ciddi grnl yal iki beyefendi oktan yerlerinden kalk-

74

Dier Taraf

m yan odaya tymeye alyorlard. Asl umudumu onlara ba


lamtm. En sonunda ev sahibimiz siyah byklarn ekitirerek
konumaya balad.
"Gen adam, nehrin br yakasndaki D Yerleim' e hi git
tiniz mi? Bence oraya gidip bir gz atmalsnz." Sert bir sesle, son
noktay koyarcasna konumutu.
Konuklar sanki bunaltc bir ykten kurtulmulard. Nihayet
birisi konumutu! Sohbet her zamanki sradan konulara dnd.
Kimse benimle ilgilenmiyordu. Sadece orada bulunan gazete edi
tr yattrc bir sesle, "Ah siz sanatlar!" dedi.
Fakat bu da beni rahatlatmaya yetmedi. Ksa bir sre sonra
dnceler iinde eve doru yola koyuldum. "Bu iin asln asla
renemeyeceim!" diye haykrdm karanla.
Saat kulesinin yanndan geerken aklma bir fikir geldi. Belki
de her eyin zm Byk Saat Kulesi Bys'ndeydi? Bu konu
dan da sz etmemek gerekmiyor muydu? Bu konudan behsetmek
de her zaman yersizdi. Neden bu kadar utanyorlard? Grne
gre bir kere daha

enfant terrible

olmutum. Peki ya kimsenin u

murunda olmayan, kprnn dier yanndaki u kk ky, yani


D Yerleim' le ilgili btn samalklar? Bahaneler, bahaneler!
Yumruumu skarak, btn bu samalklarn altnda neler yattn
reneceime dair kendi kendime sz verdim.

VIII
Artk size Rya lkesi'ndeki yaantmzla ilgili baz olumsuz
luklar anlatmann zaman geldi, yoksa orada btn zamanmz
keyif atarak geirdiimizi sanacaksnz. Zevk dolu yaantmzn
zor yanlar da vard. ncelikle, yaadmz binaya, alt katmza
yal bir kz kurusu tanmt, ona Prenses X diyelim. Bir san
kadar irkin, ayn zamanda son derece huysuz ve geimsizdi. Bu
yaratk bize, zellikle de karma ok sorun kartyordu. Cimrinin
tekiydi. ok paras vard fakat bir keye ekilmi yayordu, kim
se ne kadar paras olduunu bilmiyordu. Eminim hayattaki tek
zevki srekli kavga karmakt. Saat dokuzdan sonra evde yrsem
tavana vurmaya balar, sessizlik isterdi.

75

Alfred Kubin

Ne zaman merdivenden indiimi grse azarlamaya balard.

Kapsnn nnde st ve benzeri eylerin servisi iin her zaman bir


dizi kap kacak olurdu. Bir kere, merdivenleri karanlkta kmaya
alrken toprak kaplarndan birini krdm, zaten bekledii de buy
mu! Beni hemen dman ilan etti. Hatta beni, felsefe sevgisine
ramen "hanmefendilerine" haHi biraz sayg duyan berbere kar
bile karalamaya alt. En sonunda ok ileri gitti ve merdivenlerde
karma hakaret etti, ite o zaman ona gnn gsterdim.
"Dn de kendine bir bak! Senden ancak Pislikler Prensesi o
lur!" dedim. Pasakl kadnn salar her yerden kyordu. Bunun
biraz faydas oldu. Soylu kanyla ok gururlanyordu, o gnden
sonra ne zaman yaklatm duysa kapsndan ieri kamaya ba
lad. Bir keresinde o kadar hzl kat ki yamal terliklerinden biri
kapnn nnde kald. Terlii ayamla itekleyince iindeki altn
paralar merdivenlerden aa yuvarland, arp kalmtm. Bina

daki herkes kp ikayet edene kadar "Hrsz! Katil ! " diye avaz
kt kadar haykrd.
Bu tr olaylar sk sk oluyordu. Hayatlarmz cehenneme e

viriyordu. Fakat "renci" hayatmz karartmakta ok daha baar


lyd.
Bizimle ayn katta, iki odal bir dairede oturuyordu, srekli

sarhotu. Yz ikiden i ve ifadesizdi, iki yanandaki dello iz


leri sanki az varm gibi grnmesine neden oluyordu. te
yandan beyni sradan bir insann beyninin te biri kadard. Kom
umuz srekli dar kan bir gece kuuydu, yatmaya geldii za
man ayakta sallanr, her zaman yanl kapy denerdi. Hemen her
gece onun kapy yumruklamas ve svp saymasyla uyanrdk.
Onu saysz kere payladm fakat hibir ey deimedii srece
zr dilemesinin ne anlam vard ki? En sonunda, b iraz huzura ka
vuabilmek iin deitiremediimiz eyleri kabullenmek zorunda
kaldk.
Sonra, bir ey daha vard. Baz gnler sanki zerimize bir u
ursuzluk kyordu. Birka rnek vereyim:
Duvar ustasnn biri sabahn beinde elinde bir kova har ve

eya torbasyla kapmza dayand, oturma odamzdaki pencerelere


tula rmek iin emir ald konusunda srar etti. Bir baka seferin-

76

Dier Taraf

de, gecenin krnde bir ingene grubunun serenadyla uyandk, bir


yanllk sz konusuydu elbette. Her tr i iin ziyaretiler geliyor,
bize ait olmayan eyalar kapmza getiriliyor, bir daha geri alnm
yordu. Bir keresinde bir paket eski kaarn kabuklar iki hafta s
reyle evimizde kald. En sonunda bunlar pe attm, sonra ordu
subay gelip buyurgan tonlarda kendilerine ait olan peyniri istedi
ler. Kap kap dolap dilenmek Pearl'de bal bana bir sanatt.
Fakat iyice tatsz eyler de oluyordu. rnein; bir akam alacaka
ranlkta, siyahlar giymi bir sr adam bir tabut tayarak kapmza
geldiler. Kibarca tabutu bizim sipari edip etmediimizi sordular.
Zavall karm ok tedirgin oldu.
Btn bu yanl anlalmalardan, kapmzn srekli alnp
durmasndan rahatsz bile deildim. Fakat tuhaf, inanmas g ey
ler oluyordu. Ev ilerine yardmc olsun diye yal bir temizliki
kadn tutmutuk. Srekli dii aryordu, bann evresine sard
earb hi karmyordu. ok gzel, ok lezzetli yemekler yapyor
du, fakat Rya lkesi'ndeki harika ve taptaze yiyecekleri dnr
seniz bu hi de artc deildi. Fakat birka hafta sonra, onun ay
n giysileri giyen bambaka bir kadn olduuna yemin bile edebi
lirdim, kesinlikle ayn temizliki kadn deildi. Bu phemden ka
rma bahsetmedim tabii ki, fakat maalesef o kendi kendine fark et
miti bile.
"Bence Arna salarn boyuyor olmal, sen ne dersin?" diye
sordu bir sabah. "Dnden beri sarn oldu. Ondan nce hep esmer
di."
"Ne yapsa bo ! " dedim karmn cann skan durumu anlama
mazla gelerek. Fakat bir sredir, Anna'da bir tuhaflk olduunun
ben de farkndaydm. En sonunda bu tuhaflk iyice belirginleti.
Bir gn nce bize servis yapan neeli, orta yal bir kadnken, bu
gn ise tabaklar masaya koyan, telala kouturan, yz krklar
la dolu yal bir kadnd. Karm koluma asld, ikimizin de akn
lktan dili tutulmutu. "Ama hiilii ayn earb takyor," diye kekele
dim, karmn gz bebekleri korkudan byd. Fsldaarak biribiri
mize fark ettiimiz deiiklikleri anlattk. Son bir aydr karm da
korkun pheler iindeydi. "Hayr, on temizlikinin iini tek babana

77

Alfred Kubin

na yapsa bile artk burada almasn istemem. Btn ileri tek ba


ma yapmay tercih ederim."
Anna'y iten kardm. Sonraki birka gn evde geirdim:
Berberle bir anlama yaptm, b,::lli bir cret karlnda Giovanni
Battista her sabah bize urayp ev ilerine yardm edecekti. M
kemmel bir dzen kurmutuk. Hayvan ok abuk reniyordu, ka
rm da ona ok abuk snmt. Sadece alma masamn yanna
yaklamamasn salamak zorundaydm. Giovanni de bir sanat
olduuna inanyor, resimlerime ufak tefek rtlar atmay grev
kabul ediyordu. Ben de ev ilerine, zellikle de alverie elimden
geldii kadar yardm etmeye alyordum. Fakat alveri ederken
dikkatli olmak gerekiyordu, yoksa kim bilir neler satarlard. Bir
keresinde pazardan ok ucuza kuzu pirzola aldm. Eve geldim, pa
keti gururla atm ve iinde kada sarl fare kapanlar bulduk.
Hatta baz kapanlarda hala fare kuyruklar duruyordu. "Deitir
miler, kahretsin, el abukluu," diye dndm.

x
Peki ya seslere ne demeli! Btn gece gilrltler geliyordu,
kepazelikti bu!
Serseri eteleri ve Fransz Mahallesi fahieleri taknlklarn
bizim semtimize bile tamlard. Kfrler, barmalar, ak sa
k konumalar ve slklar pencerelerimize yaklap uzaklard.
Kafeden kan sarholar ak sak laflarla dolu uzun tiradlar atar
lard. Alamayacamz bir eydi bu! Sokaklar evreleyen binalar
yamuk ve eikti, yksek sesle sylenen her kelime duvarlarda ve
kntl kelerde yanklanrd. ehir merkezinden sebepsiz yere
bouk haykrlar ykselir, alalp ykselerek tm ehre yaylrd.
Sonra ortalk sessizleir, derken yksek sesle boaz temizlemeler
ve fsldamalar balard. Geceleri Pearl sokaklarnda yrmek ac
vericiydi. Youn duyular, korku uurumlarna yuvarlanrd. Her
bir majr ve minr anahtarda parmaklkl pencerelerden ve mah
zenlerden inleyip szlanma sesleri ykselirdi. Yar aralk kaplarn
arkasndan, akla hemen boarak ldrme ve cinayet dncelerini
getiren bouk iniltiler gelirdi. Korku dolu admlarla eve doru y-

78

Dier Taraf

rrken grltlerin benimle dalga geercesine yz kere, yok, on


bin kere arttn duyardm. Hzla getiiniz kaplar sanki sizi yu
tacakm gibi esnerdi. Grnmez sesler sizi nehre doru ekmeye
alrd, Blumenstich'in dkkannn yznde eytani bir srt
vard, mandra hain, gizli bir tuzak gibiydi, hatta deirmen bile
sessiz deildi, ondan da btn gece takrtlar ykselirdi. Ben kor
kudan ou zaman evimin yolunun stndeki kafeye snrdm,
karmsa korku iinde evde tek bana beni beklerdi. Bir dolap g
crdar, bir bardak krlrd. Karm odann her kesinden korkun
fsltlar geldiini sanrd. Eve vardm zaman ou kez onu bu
zoraki hayaller yznden srlsklam ter iinde bulurdum. Bu uy
kusuz geceler onun sinirlerini altst ediyordu, bir sre sonra her
yerde canl glgeler ve hayaletler grmeye balad.
Bir de her yerde u tarif edilemez madde vard, tekrar tekrar
kokusunu alr, en sonunda varln btn bedeninizde hissetmeye
balardnz. Gndzleri kimse grdklerini itiraf etmeye yana
mazd, ehir her zamanki gibi hareketsiz, bo ve lyd.

79

Alfred Kubin

80

Dier Taraf

Drdnc Blm: Bf91iiniin Etliisinfe


1
Bir keresinde kafeden eve geldim ve dairemize kan merdi
venleri trmandm. Kapy daha nceden kararlatrdmz gibi if
reli alnca karm hemen at. Yz, gz yalarndan srlsklamd,
sinir krizi geirmek zereydi. Masann zerinde iinde Patera' nn
portresi olan deri kutu duruyordu.
"Bu neden masann zerinde? Bir ey mi oldu?"

"Onu grdm -evet- onu orada grdm." Kopuk ve kark ko


O gzlere

nuuyordu. "Hala anlamyorum. Ama bir hayal olamaz.


sahip baka biri daha olamaz."

"Kendini topla ve bana tam olarak neler olduunu anlat."


"Pazardan geliyordum. Tam Uzun Cadde' ye dnmeden nce hava kararyordu ve eve dnmek iin acele ediyordum- hzla ar
kamdan gelen ayak sesleri duydum. Bir lambacyd, aceleyle ya

nmdan geerken nerede se bana arpyordu. O srada bir an iin


ban evirdi ve "Afedersiniz," dedi. Ama -ah ok korkuntu- se
nin arkadan Patera'yd o!"
Son kelimeleri haykrarak sylemiti. Yanaklarndan aa
yalar szlyordu. Hkrarak ban omzuma gmd. Onu sakin
letirmeye altm, ama ben de ok armtm, kendimi kontrol
etmekte glk ekiyordum.
"Yanlm olmalsn," dedim en sakin sesimi kullanmaya al
arak, "Eminim yanlm olmalsn. AlacakanmlktL Hava kararr
ken byle eyler hepimizin bana gelir. Hem Patera, yani btn bu
lkeye sahip olan adam, sradan bir lambac gibi dolamaz, deil
mi?"
Sesim kararsz kyordu, ben de endielenmitim.
"Ah, byle konuma, her eyi daha kt hale getiriyorsun. Y
z tpk bir maske gibi ifadesizdi, ama o gzleri! Gzlerinde donuk
bir parlt vard. Dndke hala rperiyorum." Elleri ok scakt,
atei kmak zereydi, yatp uyumas iin srar ettim. Kafede duy
duum samasapan dedikodular anlatarak moralini dzeltmeye
altm ama yaad olaydan baka bir ey dnemiyordu. Ayr- .
Ayrca

81

Alfred Kubin

ca ben de korkmutum. Burada hayat giderek daha ypratc ve bu


naltc bir hal alyordu. Gnler yava yava, monoton bir biimde
ilerlemesine ramen hi dinlenemiyorduk, bir saat sonra neler ola
cam bilemiyorduk.
Rya lkesi'nden giderek sklmaya balamtm. Karmn ya
adklar elbette bir sanrdan ibaretti. Ne yani? Arkadam Pate
ra'mn karnaval kostm giyip etrafta dolamaktan daha nemli i
leri vard. Yine de bu sanr bir uyaryd, ac eken sinirler seslerini
duyurmaya alyorlard.

il
En sonunda Nicholas Castringus'la tantm. Benden holanp
holanmadndan bir trl emin olamamtm.

Rya Aynas ndaki


'

iini brakmak zorunda kalmt, imdi serbest alyordu. Onu


ok orijinal ve yanndaki iki arkadandan, yani De Nemi ve foto
rafdan ok daha ho buldum. Castringus duygularn saklamakta
pek baarl deildi, ekememezlii ve kskanl ortadayd. De-

mek ki zararsz bir adamd, iyi ynlerinden keyif alabilirdiniz. Sa


natlar ou zaman iyi insanlardr, arada bir ucuz bir dalavere e
virirler, ite o kadar. Duyarllmz yznden byk apta kt
lkler yapmaya zamanmz kalmaz. almalarmza plak ruhla-

82

Dier Taraf

rmz yanstrz, bylece herkes doru koullar altnda nasl bir


vicdansz olabileceimizi grm olur. Sanat bir emniyet sbab
dr!
Ben Rya lkesi'ne gelmeden nce Castringius sanatnda sa
delik dnemini yayordu. drt izgi izip resmini bitiriyordu.
Bu tarza "Mkelleftik" diyordu. En nemli almalarnn isimleri;

Kafa, Bu, u, Biz,

O'ydu. Bu resimler hayal gcne snr koymu

yordu. rnein, iek vazosunda bir kafa her anlama gelebilirdi.


Fakat benim almalarm dikkat ekmeye balaynca Castringius
daha oturakl iler yapmak zorunda kalmt. Yeni ileri,

Kardinal

Dans Yapan lgn Papa gibi isimler tayordu.

Fransz Mahallesi 'nde bir atkatnda kk bir atelyesi vard.


ehrin o blgesinde hayatn zgrce yaayabiliyordu. De Ne
mi 'yle de orada tanmt. P iyade alaynda subay olan De Nemi,
yal bir keiydi.

Mme Adrienne'nin Genelevi

'

nin srekli mte

risiydi, aklndaki tek ey sadece o evde gerekleen faaliyetlerdi.


Aslna bakarsanz, baka bir konudan sz etmezdi bile. Gzleri her
zaman krmz, niformas her zaman pisti.
Fotorafyla ilgili syleyecek fazla ey yok. ngilizdi, uzun
bir surat, soluk sar salar vard, kadife bir ceket giyer, kravat

her zaman rzgarda uuurdu. HaJa eski yntemlerle fotoraf eki

yordu. Pearl'de teknoloj i ancak bu kadar gelimiti. Bunun hari


cinde sessiz bir adamd, kendi likrn kendi yapard.

83

Alfred Kubin

Tiyatrodan, sz- ediyorduk. Sadece bir kere gitmitim.

Yeraltmda oynuyordu,

Orfeus

izleyiciler toplam kiiydi. Oyunculuk ve

arklar gzel olmasna ramen kendimi btn gece ok rahatsz


hissettim. kiilik seyirci grubu kocaman tiyatronun iyice terk e
dilmi grnmesine neden oluyordu. Mzik rktc bir biimde
bo salonda yanklanyordu. Oyuncular, sanki kendi zevkleri iin
rol yapyorlard.
Galeri salonundaydm. Anszn, daha nce de burada bulundu
um hissine kapldm, buras yllar nce yklan Salzburg'daki e
hir Tiyatrosu'na ok benziyordu. Kk bir ocukken benim iin
grkemli bir tapnak gibiydi o tiyatro binas. imdiyse karmda,
binlerce kiinin oturup kalkmasndan sonra yzeyi dmdz olmu
ahap sandalyeler, demeleri ypranm koyu krmz renkli sra
lar ve atlam svalar duruyordu. Sahnenin karsnda karanlk bir
loca vard, zerinde altn renkli harflerle

Patera yazyordu.

Bazen,

locann karanlnda, ldayan birbirine yakn iki tane kk k


noktas grdm sanyordum.

84

Dier Taraf

Sahne arkas;da olup bitenler hakknda bilgi sahibi olan De

Nemi, srekli olarak tiyatroya seyirci ekmeyi bir trl baarama

dklarndan sz ediyordu. nsanlar, "Niin Pearl'de bir tiyatroya


ihtiyacmz olsun ki?" diyorlard. "Zaten Pearl balbama bir ti
yatro." Bu yzden kimse tiyatroya gitmiyordu, tiyatro iflas etmiti.
Kumpanya dalmak zereydi. Daha dk snfa ait kadn oyun
cular, corps

de ballet ve koro kzlar geneleve gnderiliyordu, yine

de balerin ya da arkc olarak kalmalarna izin veriliyordu. Dier


leri farkl oyunlar oynayacak bir tiyatro kuruyorlard, onlar Blu

menstich finanse ediyordu. De Nemi ok mutluydu, tiyatroya bay


lyordu. Konu benim ilgimi fazla ekmiyordu.
Kafenin sahibi masadan masaya dolayor, yznde aptal, kur
naz bir glmsemeyle mterilerini selamlyordu. Satran oyuncu
larnn masasna gelince balarna dikildi ve satranla ilgili hibir
ey anlamayacak kadar aptal olmasna ramen ciddi bir ifade tak
np oyunu seyretmeye balad.
Esnedim ve pencereden dar baktm. Deirmene buday u
vallar tayorlard. ki deirmenciyi hemen tandm, biri srekli
gler, br her zaman somurturdu. ehirde en eski d grne
sahip olan iki insan onlard, hiila peruk takyor ve tokall ayakkab
lar giyiyorlard. Bir araba geti. inde zarif bir hanm vard. De
Nemi beni dirseiyle drterek, "Onu tanyor . musun?" diye sordu.
"Sizin evsahibeniz, Dr Lampenbogen'n kars." Alayc bir kahka
ha att, dierleri de ks ks gldler. Araba hamama doru gidiyor
du.
Garsonu arp hesab dedim. Birinci snf bir dolandrc o
lan garson Anton, para stn verirken elime Fransz devrimi d
neminden kalma deersiz

assignat'lar

tututurmaya alt. Bu se

fer fark etmitim, yznde arsz bir srtla paralar geri ald.

85

Alfred Kubin

86

Dier Taraf

III
Zavall karm endie nbetlerini bir trl atlatamyordu. Gz
mn nnde soluyor, yanaklar giderek kyor, her ani seste he
yecanla yerinden sryordu. Byle yaamaya devam edemezdik,
basp gitmemizin nndeki tek engel benim Patera'yla hala gr
ememi olmamd. Onun zel izni olmakszn Rya lkesi'ni terk
etmek imkanszd. Arive' e en az on kere bavuruda bulunmu
tum, elime "Bahsi geen zaman, Huzura Kabul Brosu'nun istira
hat mevsimine tekabl etmektedir," ya da "Dileke sahibine, huzu
ra kabul iin ncelikle camiada itibarl bir konum edinmenin zaruri
olduu pek ok kez izahat edilmitir. Bu sebeple, intizaml bir ha
yat tarz srmeli, bunun iin de . . . " vesaire vesaire gibi resmi dille
yazlm birka mazeretten baka bir ey gememiti. fkeden k
pryordum, arkadam Patera'nn, bu brokratik klienin zararla
rn grmesini salamaya kararlydm. "Bu yzden piman olacak
lar ! "
Eve dnmemizi engelleyen bir ey daha vard; paramz

mi ti! Evet, btn paramz bitmiti!

bit

Yz bin marktan geriye tek

kuru kalmamt.
Para durumumuzu renince, "Tamam ite, byle olacan
biliyordum," dedim karma. Aslnda zavallnn suu yoktu, o yz
den daha fazla feryat edip di gcrdatmadm. Hrszlk olsun olma
sn, paramz bitmiti, artk benim kazandklarmla yaamak zorun
daydk.
Btn bunlar, Rya lkesi'nde geirdiimiz ikinci yln sonla
rna doru oluyordu. Artk karm, gndz de korku nbetlerine ka
plyordu. Mutfak, dairenin arka tarafndayd, penceresinden man
drann avlusu grnyordu. Avlunun ortasnda bir kuyu, onun ar
kasnda da birka tane ahr vard.
"Bu kuyu perili," deyip duruyordu. Tuhaf tslamalar ve vurma
sesleri duyduunu iddia ediyordu. Ben hibir ey fark etmemitim,
fakat karm rahatlatmak iin bir gz atmaya karar verdim, kuyuya
gittim. Yar sar iilerden biri gelip kapy aana kadar aldm,
Mandraya bir gz atmak istediimi syledim. Ykl bir bahi a
damn btn isteksizliini geirdi. Kulbesine dnmeden nce ku-

kulama

87

Alfred Kubin

lama haykrarak nereye istersem bakabileceimi syledi. Kendi


bama kalnca aratrma yapmakta hi zorlanmadm. Bir sr ka
ranlk odadan getim. Bina yer seviyesinin olduka altndayd, ie
ri girebilen azck k da sk sk kapatlm kk pencerelerin
kenarlarndan szyordu. Uzun, ahap sehpalarn zerinde yass ve
yuvarlak kaplar vard, kelerde ahap tekneler duruyordu. Hepsi
azlarna kadar stle doluydu. Yeralt odalarndan birine eitli a
letler tktrlmt. Duvarlarda teneke kaplar, ekmek tahtalar ve
tepsiler aslyd. Avluyu bulmak iin acele ediyordum fakat avlu
yerine snm ocaklarn zerinde dev kazanlarn asl olduu bir
sr karanlk mahzen buldum. Keskin peynir kokusu burnumu sz
latt. Uzun, dar, kt kokulu, kfl duvarlar rmcek alaryla
kapl kk bir odada duran peynirler sular damlatarak ve kokular
saarak yatyorlard. Avlu burada olamazd, o yzden geri dnme
ye karar verdim, derken bu peynir, st ve tereya labirentinde yo
lumu kaybettiimi fark ettim. Yanl bir yne dndm, yeralt labi
rentinin hi kullanlmayan bir blmne geldiimi fark ettim. Ke
merli, alak bir tavan vard, dev kancalardan pasl zincirler sark
yordu. nm zor gryordum ama yapkan zemin aaya doru
hafif eimli gibiydi. Birdenbire kaygan basamaklarda dengemi
kaybettim ve kendimi zifiri karanlkta buldum. Karanlk bir gece

nin ortasnda buz gibi mahzen havasndaydm; yukarda bir yerler

de bir kapnn kapandn duydum. krler olsun ki yanmda bir


ka tane kibrit vard. Sonra birdenbire, uzaklardan gelen bir grl
t duydum. Sanki uzaklarda birisi ekile bir eyler dvyordu, fa
kat ses hzla yaklamaya balad. Kibritlerden birini aktm ve bir
geitte olduumu grdm. Dehete kaplmtm. Tek dndm
oradan kap, uzaklamam gerektiiydi. Karanlkta kaarken kafa
m sular damlayan duvarlara arpp duruyordum. Yine de arkam
dan gelen grlt giderek yaklayordu, drtnala giden bir atn sesi
gibiydi; korkun, ritmik bir gkgrltsne benziyordu. Elimdeki
kibritlerden kan k giderek zayflyor, nemli hava alevi bou
yordu. Grlt ise giderek yaklayordu, hi phesiz takip edili
yordum. Artk hrlt ve inilti sesleri de duyabiliyordum. liklerime

kadar rpermitim, delirmek zereydim. Sanki srtma krbala vu

rulmu gibi ileri atldm, fakat bir anda gcm tkendi, dizlerimin

88

Dier Taraf

89

Alfred Kubin

zerine dtm, neredeyse baylacaktm. Son kibritlerim yerde tit


reerek snerken ellerimi umutsuzca ve hzla zerime doru gelen
tehlikeye doru kaldrdm. Sonra vahi takipim zerime atld.
Souk bir rzgar esti, beyaz, bir deri bir kemik bir atla burun buru
na geldim. Karanlkta tam olarak gremesem de ne kadar feci bir
halde olduunu fark ettim. Dev beygir neredeyse alktan lmek
zereydi, kocaman toynaklarn aresiz bir gle savuruyordu. Ke
mikli boynunu ne uzatarak, kulaklarn arkaya yatrarak hzla ya
nmdan geti. Donuk, bulutlu gzlerinin iine baktm; hayvan kr
d. Dilerini gcrdattn duyabiliyordum, titreyerek geip gidii
ni izledim, sska srtnda kan prltlar vard. Bu yaayan iskeletin
lgn kousunu durdurmaya imkan yoktu. Gmbrt uzaklarken,
atn korkun kemiklerinin grntsyle ac ekerek, el yordamyla
geitte ilerlemeye baladm. Ksa bir sre sonra uzaktaki bir gaz
lambasnn n grdm. ok geiriyordum, k giderek bula
nklat. Dilim tutulmutu, vcudum sanki ta gibi arlamt.
Kriz geince kendimi a doru srkledim. Bir merdiven, sonra
baka bir k daha grdm. nsanlarn konutuunu duydum, gir
diim oda tandkt . Kafedeydim.

iV
eri girdiimi kimse fark etmemiti. Darda hava kararyor
du, sokak lambalar yanmt. Kendi bama arka taraftaki bir ma
saya oturdum, kafam toplamaya, yaadm korkun deneyime an
lam vermeye, hissettiim tatsz ba dnmesinden kurtulmaya al
yordum. Uzun sre tek bama kaldm. Beyaz kravatl, saygn
grnl yal bir beyefendi benim oturduum keye gelip yan
ma oturdu.
"Buras biraz daha sessiz," dedi.
Cevap vermedim, kafamn ii, hala karmakark dnceler
ve grntlerle kaynyordu. Bir sre sonra yal adam yumuak,
sevimli bir tonda yeniden konutu:
"Oradan ilk geiin olsa gerek. ok gergin grnyorsun."
Adama bakmaya baladm, nazik, arkada canls biri gibi g

rnyordu.

90

Dier Taraf

"Ne demek istiyorsun?" dedim bitkin bir halde.


"Ne demek istediimi mi soruyorsun? Beyin frtnasndan sz

ediyorum tabii ki. evrene bir bak." Kafenin iini iaret etti.

eride bir eyler olduunu ancak o zaman fark ettim. ok


mteri vard ama kafe ok sessizdi. Herkes yznde bitkinlik ve
gerginlik ifadesiyle oturuyordu.
"O grdm neydi?" Yeniden korkmaya balamtm.
"nsanlarn yzlerine bir bak. Bu arada hepsi geti artk, me
rak etme."
Ona gvenebileceimi hissettim, zararsz ve nazik bir adama
benziyordu.
"Sizin banza ilk defa geldiini hemen fark ettim! Bu bir la
net ! " geirdi. Mterilerin hepsi dncelere dalm, sessizce o
turuyorlard, ilerinden birka fsldayordu. Arada bir yksek
sesle sylenen bir sz duyuluyordu. Odann ortasnda bir bardak
krlmt, sprlyordu. ki satran oyuncusu ahap mankenlere
benziyordu, karlkl bylenmi gi\?i grnyorlard . Hibir ey
bilmediim iin yeni arkadamdan olan biteni anlatmasn iste
dim. Duyarl, tuhaf gzleri ve gzleriyle uyum iindeki gzel buk
leleriyle altm yalarnda olmalyd.
"Rya lkesi'nde uzun sredir yaamyorsun herhalde?"
"Neredeyse iki yl oldu."
Garsona iaret ettim, artk tamamen kendine gelmi olan An
ton bir brendi getirdi. Kafe giderek normale dnyordu. Yal a
dam szne devam etti :
"Farkl bir eye altktan sonra ayaklarn zerinde durmakta
zorlanman elbette ok normal. Burada hepimiz

yiz.

bynn etkisinde

Sevsek de sevmesek de, hepimizin iine ileyen, kar konul

maz bir kader var. Kaderimiz daha kt olmad iin halimize


kretmeliyiz. En azndan imdilik dnyada olup biten samalkla
ra glp geebiliyoruz. Fakat kaderine boyun emeyl'! yanama
yan bir sr -kim bilir ka tane- insan var, zellikle yeni gelenler
bou bouna kar koymaya abalyorlar. Deimez kaderimize
kar gelmeye alanlarn says artnca Beyinfrtnas geliyor, her

kes ac eker. te bu da yle bir gnd."

91

Alfred Kubin

Sessizleti. Yznde zntl, olanlar kabullendiini gste

ren bir glmseme belirdi. Konuamyordum. te bir gizemin esiri


olmutum, belki de beni uzun sredir rahatsz eden bir gizem kar
mdayd. Sonra yal adama bama gelen tuhaf ve naho olaylar
anlattm, ksa b ir sre nce bamdan geen, }\albimin hala hzla
atmasna neden olan korkun esrar bile ondan saklamadm. Her
eyi anlattm.

Arkadam dnceli, ilgili bir ifadeyle beni dinledi. Ban

hafife sallayarak bana doru eildi, "Sevgili gen dostum, bou


bouna kendine ikence ederek i sesinle savama. Haklsn, evre
miz gizemlerle dolu, fakat bunlar zlemeyecek esrarlar. ok
merakl insanlarn can yanar. Teselliyi iinde ara, Pearl almak
iin mkemmel bir ehir. Ben de eskiden senin gibi hissederdim.
Karnda bir doa a duruyor, bu lkenin yapaylnn bana ne
kadar ok ac verdiini sylediimde eminim bana hak vereceksin.
Fakat insan zamanla alyor. Neredeyse on yldr burada ya
yorum, yaam artlarna altm, ilgimi ekecek pek ok ey bul
dum. nsan sadece tasn birazck alaltmal, o kadar. En kk
ey bile insana zevk verebilir. rnein; ben gve topluyorum, toz
gvesi." Gzleri parlad, hareketlendi, yznde gizemli bir glm
semeyle konumaya devam etti. "Yeni bir trn peindeyim. Evet,

Ariv'de

hoi polloi'nin1 hayal bile edemeyecei kadar ok bilgi


69 numaral oda benim av alanm. Majesteleri oday

var. u srada

bana bahetme yceliini gsterdi. Btn upmdum orada! Artk


gitmem gerek."
Bunlar syledikten sonra cebinden eski, yeil bir kutuda du
ran kemik ereveli gzln karp takt. Gitmeden nce bana
eski moda bir selam verdi ve kendisini tantt; "Profesr Kornt
heuer, zoolog."
Gidiini izlerken ondan holandm hissettim. Her eyini
sevmitim, egzantrik tavrlarn, genlere zg bir hevesle dolu se
vimli yzn evreleyen gr, kar beyaz buklelerini, gri dizlikleri
ne ve galolarna kadar tertemiz olan titiz giyimini ok sevmitim.
1 Hoi Polloi: Yunanca "sradan insanlar, halk". ngilizce'de "hoi"nin "high" yani

"yksek" olarak alglanmas benzeri kimi yanl anlamalar sonucunda bazen


"yksek snf' anlamnda da kullanlmaktadr, fakat bu kullanm hataldr.

92

Dier Taraf

Fakat gn boyunca bamdan geen heyecanl olaylar beni ok


yormutu. Dairemizin merdivenlerini karken bam aryordu.
Daireyi beklediim gibi buldum. Karm bitkinlikle kendinden ge
mi, koltua uzanmt. Hibir ey sormad, benim hatrm iin
kendisini toplamaya alt. Yalan sylemek istemediimden sessiz
kalmay tercih ettim.
Yatakta rahatsz bir biimde bir o yana bir bu yana dnp du
ruyordum. Gmbrtler duyduumu, falta gibi ak bo bir gz
grdm hayal ediyordum. Aklm Profesr'den rendiklerimle
doluydu. Demek bir By vard. Peki ya Beyinfrt.nas? Bu keli
melerin anlamn uzun uzun dndm. Burada bamdan pek ok
tuhaf olay gemiti. Daha geen gn evin arka tarafnda davullar
ve zillerle yaygara koparan bir grup ocuk grmtm. Ne yaptk
larn sorduum zaman "Arka plan grlts yapyoruz," demiler
di. Artk samalklar rahatsz edici bulmaya balamtm, her ey
de bir tmarhane havas vard. Balangta her ey yeniydi, pencere
kenarlarna oturur, aada oluacak grotesk manzaralar beklerdik.
Fakat son birka aydr hibir eye glemez olmutuk. Karmn sa
l yava yava bozulmaya devam ediyordu. Aynca tuhaf olaylar
giderek artyordu. Kannn hayatn riske atmamak iin ondan pek
ok eyi gizlemem gerekiyordu. Bu yzden kuruntulanm iime a
tyor, kendimi srekli keyifsiz ve huzursuz hissediyordum. Bam
za neler gelecekti? Kendimi yiyip bitiriyordum.

v
Birka gn sonra dar ktm. Ylba yaklayordu fakat k
mevsiminin olmad bu lkede bunun bir nemi yoktu. Tandk
binalarn nnden kaarcasna getim. Pearl'de herkes zel bir y

ry ekli edinmiti; sessizce, duraklayarak, kararsz, her an kt

eyler olmasna hazr bir tavrla yryorlard. Yolumu birka yal


nz sokak lambas aydnlatyordu. Gerek Rya lkesi aydnlatma
s buydu ite! Her eyi silikletiren ve dev boyutlarda gsteren ge
nel karanln arasnda doal olmayan detaylar gryordum; bir
karakol, bir dkkan tabelas, bir kap.

93

Alfred Kubin

Eski Gotik manastrdan kyordum, manastrn bir kanadnda

ocuk hastanesi vard. Karm iin kuvvet olsun diye iki ie iyile

tirici etkisi olan arap almtm. Manastrn bitiiindeki kilisenin


nnden geerken kemerli geidin altnda siyah bir insan yn
grdm. Anlalmaz birka kelime syledi ve elini yalvarrcasna
uzatt. Dnmeden karanlk keye birka kuru attm, ama bir an
sonra olduum yere aklp kaldm. O pis giysilerin arasnda ne ka
dar da tuhaf bir kadn yz vard! Daha yakndan bakmak zorun
daydm, gizemli bir g beni buna zorluyordu. steksizce, irene
rek yal kadna doru eildim. Beni etkileyen kokan nefesi ya da
disiz az deildi, iki korkun, parlak gzyd; adeta zehirli bir
ylann dileri gibi beynime saplanyorlard. Kendimden gemi bir
halde eve vardm. Grdm gerek miydi, yoksa son zamanlarda
fazla alan hayal gcmn bir rn m? Sanki dipsiz bir kuyu
ya bakmtm.

Byle krizler yorgun sinirlerime ar geliyordu. Hemen ertesi

gn gidip Patera 'y grmeye karar verdim. Eer gerekirse lklar


atacak, zorla huzuruna kacaktm. Arkadamd, beni o davet et
miti, ac ekip ekmememiz onun elindeydi. Rya lkesi 'nin be
yinsiz insanlar onun hakknda ok yanl dnyorlard. Neden
adn her syleyiimde o kadar rkek ve ekingen davranyor, ka

amak yantlar veriyorlard ki? Arkadam bunlar haketmiyordu.

ok kt bir gnd. Karmn migreni tutmutu, inleyerek yat


yordu. Bana souk kompres yaptm, sonra ben de bitkin bir halde
yataa uzandm. Sonra, sabah saat bir sularnda dairemizin kaps
alnmaya balad. "Yan evdeki sarho olmal,'' diye dndm f
keyle. Bir sre sonra adm syleyerek bana seslenmeye de balad.
Dncesizlii canma tak etmiti artk, yataktan frladm, sabahl
m zerime geirip odann kesinden yry sopam aldm. O
na unutamayaca bir ders verecektim! Kapy atm, karmda
durmu, bira kokulu soluunu suratma flyordu. Hi sigaram
kalm myd? Sadece dn istiyordu, neden onun dairesine ko
nuk olmuyormuum, karm da davetliymi, scak arap yaparm . .
fkemi kontrol etmekte glk ekiyordum. "nanlmaz bir

ey bu! Utan verici tavrlarnz kendinize saklasanz olmaz m?

Seni merdivenlerden aa yuvarlamadan nce gzmn nnden

94

Dier Taraf

kaybol serseri ! " diye gcmn yettii kadar bardm. fkeden

kuduruyordum. Bo, sarho bir kahkaha att ve "Hadi, bana konuk


olun,"

diye tekrarlamaya devam etti. Konuurken bir yandan da

kolumu yakalam ekitiriyordu. Kendimi kaybettim. Midesine


bir tekme savurdum, yere yuvarland. Adamdaki terbiyesizlie ba
kn! Kafam bir anda dncelerle dolmutu.
"Artk gerekten ikayeti olacam, bunu ertelemeyeceim,
ya adaleti salarlar ya da . . . ! Bu karmakark ple artk taham
ml edemiyorum! " Halimi anlayabilirsiniz. Haftalardr korkun
eyler yaamtm, karmn sal konusunda ok endieliydim,
paramz bitmiti, evremde sadece dman ve aksi yzler vard.
Rya lkesi' nden iddetle nefret etmeye balam, kendimi kay
betmitim. fkeden titreyerek medivenlerden aa indim ve Sara
y ' a doru komaya baladm. Bunca zamandr bama gelen aa
layc olaylar birilerine detmeye kararlydm. Patera'y yatan
dan kaldrmam gerekse de yapacaktm bunu. Uzun Cadde'den ko
arak geip Byk Meydan' a vardm. ehre sis inmiti, gaz lamba

larnn alevleri sar lekeler gibi grnyordu. evrede kimse yok


tu, sadece slak, kirli talar gryordum. Adeta delirmitim, srek
li olan biteni Patera'ya nasl anlatacam dnyordum. Ykses
sesle sulamalarm bir bir sayyor, hi dnmeden gzel szler

buluyor, halimi anlatacak dokunakl kelimeler dnyordum.

meye balamtm. Kendime baktm, bir beyefendiyi ziyarete


gitmek iin hi de uygun giyinmediimi fark ettim. zerimde sa
dece iek desenli sabahlm, onun altnda ince bir gecelik ve tek
ayamda da bir terlik vard, dierini koarken drmtm her
halde. Kouyordum. Byk Meydan' da sis biraz daha hafiflemiti.
Saray, dev bir kp gibi gkyzne doru uzanyordu. Saat kulesi
nin zerindeki parlak yuvarlak aya benziyordu. Nem ve souk beni
kendime getirdi, planmn ne kadar da aptalca olduunu anladm.
ikayette bulunmak iin ne doru zamand, ne de durumum buna
uygundu. Sabahn birinde apkasz, zerimde gecelik, elimde y
ry sopasyla kim bilir neye benziyordum. Kendime geldim ve
eve dnmeye karar verdim. Dar ara sokaklardan geerek kestirme
bir yoldan gitmeye karar verdim, souk giderek artyordu, ben eve
dnene kadar karm merak edecekti. Fakat yarn, yarn deme ggn

95

Alfred Kubin

n olacakt! Isnmak iin yava yava, dzenli admlarla komaya


baladm. Karmda kl bir pencere belirdi, ona doru yneldim.
Mzik, nlayan bir piyano, kaba sesler, arklar! Sokan karsn
da bir k eridi vard. Tanrm! Beni kimse byle grmemeli, diye
dndm. Fakat oktan fark etmiierdi bile.
"Hey sen ordaki! Buraya gel!" pheli tipler bana doru yak
layordu. Artk yanl bir yola saptm biliyordum. Fransz Ma
hallesi 'ne gelmitim.
Orada insanlar hiilii ayaktayd, ben de bir anda ilgi oda ol
mutum. Rahatsz olmu ve utanmtm, tuhaf halime glyorlard.
Kfr ederek yoluma devam ettim, peime bir sr insan taklm
t. Kaba akalar yapyorlard, btn bunlarn sonunun ne olacan
. anlamtm. ok utan vericiydi; bu karanlk sokaklarda ve k
mazlarda yolumu bulmam mmkn deildi. Castringius olsa hi
zorlanmazd. Keke karakolun nerede olduunu bilseydim fakat
tek grdm kirli batakhaneler ve pis mezbelelerdi, oluklardan
kt kokular ykseliyordu. Elimden geldii kadar hzl. ilerliyor
dum. Makyajl bir adam sabahlmn ucunu yakalad ve ekti.
at! Suratnn ortasn tokatladm. Keke yapmasaydm, nk asl
kovalamaca imdi balamt. Baryor, haykryor ve peimden
kouyorlard. iman, dev bir kadn yoluma kt ve beni durdur

maya alt. Onu kolayca getim, fakat bu arada sopam da dr

dm. amurlarda yuvarlanyor, ganimet bulmu gibi geceliimin


ucunu ekitiriyordu. Sendeledim, fakat artk bir lm kalm sava
verdiimin farkndaydm. Delirmi bir kpek gibi hzla kouyor
dum. Daha nce kendi gcmden hi bu kadar emin olmamtm.
Fakat arkamdaki grlt giderek ykseliyordu, Fransz Mahalle
si'nin yars peime taklmt. Kulak delen slklar alnyor, yer
giderek kayganlayordu, dmemek iin ok dikkat ediyordum.
"Birazdan yorulacam, kaamayacaim," diye dndm, kor
kuyla kouyordum. Dar so!Gklarda bir o yana bir bu yana kayor
dum, kalabalk arkamdan ieler ve baklar frlatyordu, btn g
cmle "Yardm edin! Polis yok mu?" diye haykryordum. Yard
mma kimse gelmedi, arkamdaki ete alayla glyordu. Nefes ne
fese, plak ve umutsuz bir halde uarcasna kayordum. Hibir

yerde bir snak yoktu! En sonunda, iyice yorulmaya balam-

96

Dier Taraf

ken, uzun, dar bir bina grdm. Sokan sonundayd, btn klar
yanyordu, girite krmz kattan bir fener aslyd. Kap akt,
parlak klarla aydnlatlm merdivenlerden yukar kotum. Du
varlar canl renklere boyanm, palmiye aalaryla dekore edil
miti. Birinci katta kadnn biri bana doru gelmeye balad, muh
teem bir grnts vard; uzun, parldayan, gm rengi bir gece
lik giymiti, salar akt, harika kollar vard. Halim onu pek de
artmad, "Beni aryor olamazsnz! Bir yanllk yapm olmal
snz, beyefendi. Be numaral oda buras."
Arkada canls tavr beni ok memnun etti ve utandrd. So
luksuz bir biimde kekeleyerek zr diledim, plaklm ellerim
le rtmeye alyordum. Sonra iaret ettii odaya girdim. Kahret
sin, ieride iki tane daha rlplak insan vard. Kapy hemen ye
niden kapattm. imdi grltl takipilerim merdivenlerdeydi. En
nde bir polis vard, kkreyerek; "Nerede o adam? Bunu rapor e
deceim. Bu evi de kapattracam," diye fkeyle haykryordu.
Arkasndan ete geliyordu. Gzel kurtarcm ortadan kaybolmutu,
kanayan ayaklarm arlamt. Derin bir nefes alarak birka basa
mak daha trmandm, byk harflerle yazlm bir yaz grdm,
beklediim kelimeler bir emir gibi karmdayd;

Buraya gir.

Tak

dir-i ilahi bir kere daha yardmma komutu. Kalan gcmle kap
y atm ve arkamdan srgledim. imdilik gvendeydim, fakat
kalabalk oktan kapya varm itekliyordu. "A ! Kapy a! "
lklar ykseliyordu.
Avclardan kaan bir hayvan gibi etrafma baktm, sonra bir
anda umutsuz bir fikir beliriverdi aklmda. Dp lmek riskini
gze alarak dar bir pencereden dar szldm ve tutunacak bir
ey aradm. Evet! Bir kablo bulmutum. imdi inanlmaz buldu
um bir gvenle, kabloya tutunarak yere indim. Etrafmda sadece
sessizlik ve karanlk vard. Yere yldm, bacaklarm artk bedeni
mi tayamyordu.
Bir p ynnn zerinde yatyordum. Gecelik turunu atan
bir tezek arabas beni alp iren kokulu kasasnda eve gtrd.
Karm, geldiimi pencereden grmt. On be dakikadr merak

tan lyordu, ben gideli ancak o kadar olmutu.

97

Alfred Kubin

98

Dier Taraf

Birka gn sonra sokaktaki kp;klerin zerinden kordonlar ve


pskller sarkan renkli bir eyle oynadklarn grdm. Rya lke
sinin sokaklarnda dolaan o eski psk ey benim sabahhmd.
Patera'nn yaratt lkeye olan hayranlm artk ok gerilerde
kalmt.
v
Sonraki birka gn boyunca ikayette bulunma kararm uygu
lamaya koymadm. Her ey ok kt gidiyordu. ien ve parala
nan ayaklarm bandajlanmt, karm da srekli yatyordu.
Lampenbogen Evinin arka tarafndaki bodrumda yar a yaa
yan dokuz ocuklu bir aile vard. Dokuz tane ocuk! Pearl' de ei
benzeri olmayari bir durum! Zamann salonlar dolaarak ve kavga
kararak geiren adama, srekli hamile, sska kars bakyordu.
Artk ev ilerimizi de o yapyordu, maymun sadece akamstleri
ziyaretimize gelebiliyordu. Ancak o zaman birka saat rahat edip
dinlenebiliyorduk. Karmn yatann kenarna oturur, rgsn a
yaklaryla tutar ve hzla rerdi. Bir yandan rg rerken bir yandan
da ellerinde tuttuu Rya Aynas'nn eski saylarna bakmaktan
holanrd.
Yeni yardmcmz en byk iki kzn da sk sk yannda geti
rirdi, bu sayede Rya lkesi 'nde doan ocuklarn sol elleriin
ba parmann st ksmnn olmadn syleyen karmn iddialar
doruland. Rya Aynas editrnn kk kznda da ayn eksik
lik vard, Konsl Bakan olan Ekselanslar'nn iki olunda da.
Yardmcmz sevgili Frau Goldschlager'n dokuz ocuunun da
ba parma eksikti demek ki.
Ayaa kalkar kalkmaz ilk i gidip doktoru grdm. Karmn
nabz ok hzl atyordu, bu hi houma gitmiyordu. Pek ok kez
Lampenbogen' armay dndm. Ev sahibimiz olduu iin
ardmzda gelebilirdi, doktorlara hibir zaman gvenmerni
imdir, zellikle bu neler olduu belirsiz lkede her zamankinden
daha dikkatli olmak gerekiyordu. "Bir doktor da herkes gibi bir i
. adamdr," diyordum kendi kendime. "Bir ayakkabcya ayakkab
smarladnz zaman, paray ayakkablar teslim etmeden nce is
terse gler geersiniz, yle ey olmaz. Ama yardm etse de etmese

99

Alfred Kubin

de, hatta hastay daha kt bir duruma getirse de doktora deme


yapmanz gerekir." Lampenbogen zengin bir adamd, gzel bir vil
las, gzel bir kans, bir arabas ve bir ift at vard. Dairelerini ki
raya verdii apartmandan da iyi para kazanyordu, lks bir hayat
yaamasna ve kaymak tabakadan olmasna amamak gerek. El
bette, karsnn kaprisli bir kadn olduu da syleniyordu. Oysa
ben, keme ekilmi iki yakam bir araya getirmeye alyordum.
En sonunda doktoru ardm. Kaln krk mantosunun iinde,
yryen bir kp gibi kapda belirdi. Karm muayene ederken ben
de hayranlkla boynunun arkasn inceliyordum. Bir yamyam gibi
"Ne kadar da leziz bir boum," diye dnyordum. Bize hava de
iimi nerdi . Birka haftalna da havas almamaz tavsiye etti .
Benim de grnm pek beenmemiti. lk nce Patera'y gr
mek istediimi sylediim zaman, "Bu fikri unutsanz iyi olur,"
dedi ve gitti.
Eyalarmz toplayp gitmeye hazrlandk. Frau Goldschlager
karm bir tekerlekli sandalyeyle Meydan'a gtrd. Orada, posta
nenin nnde bizi atlarn ektii bir otobs bekliyordu. Otobse
yerletik ve yola ktk. Geriye baktmda grdm son ey Frau
Goldschlager'n sallanan kam ve her zaman solgun yzndeki ve
da glc oldu.
Pearl 'den kar kmaz tren raylarn getik. Dalardaki kk
bir kyde, bir ormancnn evinde rahat odalar bulabileceimizi
syl emilerdi, oraya gidiyorduk. Bakmsz yol, irkin bataklklarn
arasndan dolayordu. Eski zamanlardan kalma antik bir kent y
kntsnn yanndan getik. Grdmz tek canl topluluu birka
tane pelikand. Bu bo topraklardan sonra, kr blgesinde daha ok
yerleim birimi vard. Geni ayrlar, patates tarlalar, hatta zm
balar bile grdk. Saz damlar zamanla kararm byk iftlikle
rin yanndan getik. nsanlar her yerde geiimizi seyrediyor, bize
el sallyorlard. Deri giysiler iindeki bu sert kr insanlar evlerinin
nndeki sralarda oturuyor, bazlar en az kendileri kadar kaba
grnl ahaptan oyma heykeller yapyordu. Pek ounu mel
mi hayvanlara benzettim, fakat onlar ehir halkndan daha ok
sevmitim. Daha rahat grnyorlard, daha az kayglar vard san
ki. te buralarda tuhaf, mistik gelenekler ortaya kyor, hala bu
oo

Dier Taraf

geleneklere inanlyor, bu geleneklerin gerekleri hala harfi harfine


yerine getiriliyodu .

. .'.,

/__. ...-..
: .._,O:O.-c
\'...-....--..T"-..,

Yol ikiye ayrlyordu. Yol ayrmnn ortasnda fresklerle kapl


bir apelin zerinde, bir parmak gibi yukar ykselen bir kule var
d. "Sa yol, Byk Tapmak'a gider," dedi arabac, kamsyla ia
ret ederek. imdi dar bir vadinin yanndan geiyorduk. Yksekler
deki sarp kayalarn zerindeki gri kulbeleri zar zor seebiliyor
duk. Orada mnzeviler yayordu, en azndan ben yle duymu
tum. Hava giderek kararmaya balad. Bulutlar alalarak sanki bir
101

Alfred Kubin

frtnaya hazrlk yapyorm gibi sarms kahverengi ktleler hali


ne geldiler. Manzara her yerde arbal bir grkemle doluydu.
Cevher Da 'nn eteklerindeydik. ok byk manyetik boalmlar
yznden yln belirli zamanlarnda tehlikeli bir blge haline geli
yordu bu da. Gerilim bugn de ok fazlayd, metalik zirvenin
evresindeki imekleri grebiliyorduk. Arabac, "Dan neredeyse
tamam demirdendir," diyerek bilgi verdi. Tuhaf bir yerdi, dan
zerinde hi bitki yoktu, hatta kuru allar ya da soluk imenler bile
grmek mmkn deildi. Orada duruyor, koyu pas rengiyle vadi
nin nn kapyordu.

Birdenbire karm gitmeyi reddetmeye balad. Hava burada


ehirdekinden bile daha bunaltc, diyordu, byle bir yerde kalma
nn salna iyi geleceini hi sanmyordu. Ben de aynsn hisse
diyordum, havadaki elektrik yznden salarm diken diken ol
mutu. En iyisi hemen geri dnmekti. Tek pimanlm hasta kar102

Dier Taraf

m buralara kadar srklemekti. Yol kenarndaki bir hana yerle


tik, otobsn geri dnerken bizi almasn bekleyecektik. Karmn
atei iyice ykselmiti. Hanc ve kars bize ellerinden geldii ka
dar yardmc oldular, bir at arabasna binmemize yardm ettiler.

Bylece geri dnmek zere yola koyulduk. Bataklklara vard


mzda hava tamamen kararmt. Bataklklardan ok gl bir
rk kokusu ykseliyordu. Arabann nda birka tane Msl
man mezar grdm, tepelerinde sarklar ola mezar talarnn ya
ns kpren bataklk sularna gmlmt. Havadaki nem nefes al
may gletiriyordu. Hrtlar ve grltler duyuyorduk, sanki
bataklk iblisleri uyanmt. Karm titreme nbetleri geirerek ya
nma bzld. ehre dndmzde saat sabahn ikisi olmutu.
Karm lmesi iin geri getirdiimi biliyordum.

VII
Ertesi gn yolculuumuzun baarszln anlatmak iin dok
toru bulmaya gittim. Villasnda yoktu. Eve dnerken yolda iki a
dam grdm. nmde ilerliyor, Uzun Cadde'ye dnen bir kadn
takip ediyorlard. Sonra iki adam da tandm. Biri renci kom
um, br de de Nemi'ydi. Ayn kadn takip ettiklerini yeni anla
mlard. Gzlerimin nnde biribirlerine girdiler, fakat neler olup
bittiini tam olarak gremedim. kisinin birlikte karanlk bir kap
giriine doru yneldiklerini grdm, bir an sonra rencinin ap
kas, karanlktan frlayarak amurlu sokaa utu. Tannmamak ve
103

A(fred Kubi

ilerine karmamak iin hemen soka;n karsna getim. Takip


ettikleri hanm kaldrmda durmu, bir kitapnn vitrinine bakyor
du. Onu daha nce grmtm sanki ! Uzun boyluydu, ok k gi
yinmiti, kestane rengi salarn topuz yapmt. Srt bana dnk
t. Takip edilmi olduunu anlam olamazd, nk birdenbire
dnp geldii yne, yani bana doru yrmeye balad. Frau Me
litta Lampenbogen 'd bu. Adeta havada uar gibi yryn hay
ran hayran seyrettim. Sonra baklarmz karlat. Bembeyaz bir
bolua bakyor gibiydim, sanki kafama bir darbe yemitim. Yal

dilenci kadnn gzleriydi bunlar!


O gece ok kt geti. Merdivenlerde srekli bir aa bir yu
kar gidip gelen insanlarn grlts vard. Uyumaya imkan yoktu.
Bir dedikodu kulaktan kulaa dolayordu. Deirmencilerden biri
ortadan kaybolmutu, gen ve her zaman neeli olan. Kardei tara
fndan ldrlm olabi leceinden pheleniliyordu. Kesin bir bil
gi yoktu.
Castringius "ki polis deirmeni batan aa aram," dedi f
sltyla. Rya Aynas'ndaki iini geri istiyordu, sansasyonel mater
yal bul mak iin deli oluyordu. Bu olayn karakalem bir resmini
yapt, adn "rencinin Yaras" koyduu resim postayla geri gn
derildi.
Zor durumda kalmtm. Frau Goldschlager ie gelmemiti,
tavan yuvasna benzeyen evine gidip onu grmeye karar verdim.
Oda berbat durumdayd, zellikle ieriye sinmi olan koku ok
korkuntu. Kapdaki bir ebe tarafndan durduruldum. Frau Gold
schlager gece dk yapmt. Bu yzden, Hector von Brende! a
yak ileri iin kendi uan -yal, gri bir ya teknesiydi uak
kullanabileceimi syleyince ok mutlu oldum. gndr, yani
karmn durumunun ne kadar kritik olduunu anladmdan beri
sersem gibiydim. Btn fkem ve heyecanm yok olmutu. Kafam
her zaman ok danikt, tek yapabildiim kurun gibi ar ayakla
rmla kendimi oraya buraya srklemekti. Bitkin, fkeli, dayak ye
mi bir sokak kpei gibi, iimdeki huzursuzluk yznden hibir
yerde duramyordum. Evin ii dayanlmazd. Oturup ylece kar
mn bana gelenleri seyretmem mmkn deildi, kalbim para
para oluyordu. O zaman dar k da temiz hava al ! Kafenin uza1 04

Dier Taraf

ndan getim, nehir kysna doru yrmeye baladm. Sessizce


akan nehrin kenar ehrin en sevdiim yerlerinden biriydi. steme
ye istemeye ceirmene bakmaya baladm. Sanki canlym gibi
titriyordu. Bulank kta, jelatin bir tabakann arkasnda duruyor
gibiydi, dalgal ve silik grnyordu, btn vcudumun batan a
a titremesine neden olan gizemli bir havas vard. Kirli bir ca
mn arkasnda duran deirmenci, yznde karanlk bir ifade ve
nefretle beni izliyordu. Binalarla dolu sokaklardan km, inaat
alanna girmitim, yk arabalar ve tulalarla doluydu. Farknda
olmadan mezarla gelivermitim. Durup bir sigara yaktm. Oyma
l demir kapnn arkasndaki mezar talarn grdm. rperdim.
Dilerimi gcrdatarak bilmediim sokaklarda komaya baladm.
Melankoli beni ele geirmeye alyordu fakat onu aklmdan silip
attm. Herkes ve her eye kar souk bir kinle dolmutum.
Koarken, "Nerede saklanyorsun, zalim?" diye bo bahelere
haykrdm. Fakat yapraksz allar ve plak aalar hi yant ver
medi. amur birikintilerine aldmadan komaya devam ettim. Her
yanm alev alev yanyordu, daha nce hi grmediim meydanlara
ve arka sokaklara doru kotum. Bir at tarafndan ekilen zavall
grnl bir tramvay dikkatimi ekti, kullanlmak iin deil, de
korasyon olarak yaplmt sanki. Pearl 'de bu tr bir tama aracn
ilk defa gryordum, fakat kafam ok kart iin durup dn
medim, nereye gittiimi bilmiyordum, fakat ayaklarm beni Sara
y ' n nne getirmiti. Lambalar yeni yaklyordu.
Ke stunlarndan birinin zerindeki mermer levha hemen
dikkatimi ekti.

Btn vatandalarmz
Her gn saat 4 ve 8 arasnda Patera 'yla grebilir
Bam sallayarak yazy tekrar tekrar okudum, alak sesle
kendi kendime de mrldanyordum. Aklma aptalca bir dnce
geldi. "Bu sadece bir aka, biz de aka olduunu anlamayacak ka
dar aptalz." Kahkaha nbetine tutulmutum, o an Patera' y ldre
bilirdim. Bir stuna yaslanarak kendimi topladm, sonra sanki sra
dan bir i yapyormuasna kapdan ieri girdim. Geni merdivenmerdivenleri

105

Alfred Kubin

!eri trmandm -kubbeli tavann bykl karsnda ufack grii


nyor olmalydm- ve yukar baktm. Kemerli pencerelerden dar
baknca aadaki ehri grebiliyordum. Etrafta lmcl bir sessiz
lik vard, sessizlii sadece benim yanklanan ayak seslerim bozu
yordu. Kendi dncelerime yle ok dalmtm ki tuhaf durumu
mun bilincinde deildim. Hibir zaman olmadm kadar kaygsz
dm, bunu bugn bile hatrlyorum. Kocaman, beyaz bir kapy a
tm ve geni odalardan getim. Her yeni kapy amda yeni bir
souk hava dalgasyla karlayordum. Srekli, "Burada kimsenin
yaamadna eminim," diye fsldyordum kendi kendime, sanki
bir riiyadaydm. Odalarn her birinde oymal, kocaman dolaplar ve
zerlerine rtler serili demeli koltuklar vard. nce, dimdik bir
adamn bana doru yaklatn grdm fakat bu sadece bir yanl
samayd, duvardaki aynada kendimi grmtm. Bitmeyecek gibi
griinen odalardan sonuncusuna vardm zaman, geldiim yere
kacakm gibi griinen uzun bir galeriye ulatm. Duvarda, geni
abanoz ereveler iinde zamanla kararm portreler vard, sa ya
nmda da bir sra kemerli pencere uzanyordu. Koridorun ucunda
alak bir kap vard. Dikkatle atm. Kendimi, duvarlar kuruni
mavi renkli ar bir malzemeyle kapl orta byklkte, bo bir oda
da buldum. Yan karanlk yznden odann ii net griinmyordu.
Bir eyden emindim, baka bir k yoktu, bu oda sonuncuydu.
Ancak o zaman durup, kendi kendime ne yaptm sordum. Orada
hibir ey yoktu, etraf bir mezar kadar sessizdi.
Tam gitmek zereydim ki, lkenin her yannda aldm o tu
haf kokuyu almaya baladm. Koku olduka kuvvetliydi ve geni
odann her yanna nfuz etmiti. Sonra yumuak, kuru bir gl se
si geldi. Evet! Kar duvarda, uyuyan birinin yzn grebiliyor
dum. Gzlerim karanla almaya balamt, yksek bir yatakta
yatan gri giysili birini karabildim. Ona doru bir adm attm. Ol
duka byk bir kafa grdm, arkadam Patera' y hemen tandm.
Hata yapmama imkan yoktu. Resmine kim bilir ka kere bakm
tm. Siyah, uuan bukleleri yzn erevelemiti, gz kapaklar
sk sk kapalyd, sadece az, sanki konumak istermiesine s
rekli kprdyor ve titreiyordu. ok duygulanmtm, bann bi
imli gzelliine ayordum. Geni, alak aln ve burnunun dev
106

Dier Taraf

kemeriyle lml bir insandan ok bir Yunan tanrsn andryordu.


Yznde derin bir znt ifadesi vard. Yumuak bir sesle, hzla,
fsldayarak konumaya balad. "Beni grmeye gelemediinden
ikayet ediyorsun, ama ben her zaman senin yanndaydm. Sk sk
bana lanet ettiini ve umudunu kestiini grdm. Senin iin ne ya
pabilirim? Syle bana, ne istiyorsun?"
Baka bir ey sylemedi. Bir sessizlik oldu. Boazm kuru
mutu, konumak iin an aba sarfetmek zorunda kaldm, "Kar
ma yardm et! " dedim. Ba biraz kalkt, Patera yavaa gzlerini
at. Korkutucu bir biimde btn gcm uup gitmiti. Gzlerimi
onun dehet verici baklarndan bir trl ayramyordqm. Bunlar
gz deildi, daha ok iki kk ay gibi parldayan parlak, metal
disklere benziyorlard. Fsltyla konutu;
"Yardm edeceim."
Doruldu. Ba bir Medusa ba gibi karmda duruyordu. B
ylenmitim, yerimden kmldayamyordum, tek dnebildiim,
"te Efendimiz karmda, Efendimiz karmda," oldu.
Sonra tarif edilemez bir grntyle kar karya kaldm. Gz
leri kapand ve surat, korkun, tyler rpertici bir biimde canlan
d. Yz ifadesi hi durmakszn, bir bukalemun gibi srekli deii
yordu, bin, hayr, yz bin deiik ifade grdm. Bir an bir gencin,
bir an bir kadnn, ocuun ya da yal bir adamn yz oluyordu.
Yz imanlyor, zayflyor, bir hindi gibi kabaryor, minicik ola
na kadar klyor, bir an sonra kibirle byyor, iiyor, geriliyor,
fke, nezaket, ktlk, nefret ifadelerine brnyor, krklklarla
kaplanyor, sonra yeniden przsz hale geliyordu. Aklanamaz
doal bir fenomen gibiydi, sanki byl bir g beni orada tutu
yordu, kafam bile eviremiyordum. Korkudan titriyordum. Sonra
hayvan suratlar belirmeye balad. Bir aslana dnt, sonra bir
akal gibi keskin ve kurnaz hatlara brnd, burun delikleri geni
leyen vahi bir aygr oldu, derken bir kua, sonra da bir ylana d
nt. ok korkuntu. lk atmak istiyordum fakat yapamyor
dum. Bu korkun, hain, dlek, kanla kapl yzlere bakmak zorun
daydm. En sonunda yava yava sakinlemeye balad. arpk su
ratlar kaybolurken yzde hafif bir titreme dalgalanyordu, bir kere
daha Patera'nn uyuyan yzyle kar karya kaldm. Kvrml
107

Alfred Kubin

dudaklar hzla, telal bir biimde kmldyordu. O tuhaf sesi yeni


den duydum.
"Gryorsun ya, ben Tanr 'ym. Ben de umutsuzluk iindey
dim, fakat sonra bu orak topraklarda bir lke kurdum. Ben Efen
dinizim!"
Harap olmutum. Ona kar derin bir efkat hissediyordum,
kelimeleri glkle anmsayarak sordum, "Mutlu musun?"
Sonra n beni arpt, dona kalmtm. O korkun gzler tam
nmde duruyordu. Patera yataktan kalkm, e llerimi tutuyordu.
Sanki iim ve dm buzla kaplanmt. "Bana bir yldz ver," diye
haykrd, "Bana bir yldz ver."
Batan karc, yumuak, etkileyici bir ses tonuyla konuu
yordu. Dilerinin beyaz prltsn grebiliyordum, hareketleri uyu
uk ve yavat. Sylediklerinden hibir ey anlamyordum. Sesi gi
derek bouklamaya, zor kmaya balad, gs kalkp iniyor,
solgun boynundaki damarlar imi, patlayacak gibi grnyordu.
Yz birdenbire, evresindeki duvarlar kadar grileti, sadece yuva
larndan frlayan, falta gibi gzleri hala titriyor ve beni aklana
maz bir byyle olduum yere mhlyordu. Sradan insanlarn ha
yal bile edemeyecei byk bir ac hissediyor olmalyd. Patera el
lerini bolua doru uzatarak havay yakalamaya abalad.
Efendimiz'le aramza bir perde indi. Tm duyabildiim anla
lmaz iniltiler ve bouk bir gmbrtyd.
Arkam dndm zaman pencere pervazna tutunup destek
almak zorunda kaldm, nk adeta fel geiriyordum. Dilimden
balayan tutukluk btn bedenimi sarmt. Aadaki meydanda
insanlar ve hayvanlar tahtadan yaplmasna kat grnyorlard.
Sadece bir an iin yle grndler, sonra her ey normale dnd.
Artk bedenimi kontrol edebiliyordum, ldrmak zere oldu
uma emin olarak dar frladm.

VIII
Sinirlerim altst olmu bir halde eve dndm, soukkanl dav
ranamyordum. Lamponbogen evdeydi, fakat gitmek zere olduu
anlalyordu. Manastrdaki Hayrsever Kzkardeler'den birini de

108

Dier Taraf

beraberinde getirmiti. Beni gnce, hemen beni pencere kenarna


ekti ve ciddi, srarc bir tonla konumaya balad. Sylediklerini

takip etmekte zorluk ekiyordum. Arbal sakinlii bana iyi gel


miti. "Umudunuzu kaybetmeyiniz," ite bunu anlamtm, "bir si
nir nbeti geiriyor, ciddi bir nbet, belki de bir kriz. KaFnzn bu
nu da atlatacana inanyorum. nsan umudunu asla kaybetmemeli .
Gece beklenmedik b i r deiim olursa bana haber verin. Aksi tak
dirde yarn mutlaka urayacam."
Gitti. Sylediim gibi, gerekte neler olduunun farknda bile
deildim, benimle niin byle konutuunu anlamyordum.
Hemire sessizce iini yapyordu, elinde havlular ve leenlerle
odaya girip kyordu. Kendimde olmadm fark ettim, ie yarar
bir eyler yapacak halim yoktu. Kendimi bir fazlalk gibi hissede

rek orada ylece duruyordum, n e yapacam hakknda en ufak bir


fikrim yoktu. Karmn durumu o kadar da kt olamazd deil mi?

Bir ara sessizce odasna gittim. Yataa uzanm uyuyordu, hafta


lardr olduundan ok daha iyi gnyordu, yanaklar gl pembe
siydi. Sonra hemireyle konutum. Ben dardayken hasta bir n
bet, bir tr beyincik spazm geirmiti. Hemire bana ksa cevaplar
veriyordu, akam da alak sesle dua etti . Yava yava durumun
ciddiyetini kavramaya balamtm. Hala Rya lkesi'nin efendi
siyle dolu dncelerime, karmn otobste geirdii titreme n
betlerinden grntler eklendi. Fakat en kt ihtimale
inanmay

inanamyor,

reddediyordum.

Geceyi geirmek iin ayn zamanda alma odam olan otur


ma odasndaki kanepeye kvrldm. Uyumak mmkn deildi. Bir
kere, afak skerken kalkp Patera'nn resmine baktm. Karm sa
kin bir gece geiriyor gibiydi, ieride sadece bir kere birka kelime
konuulduunu duydum. Saat dokuz sularnda odasna gittim. Or
talk oktan toplanm ve havalandrlmt. Karm hayretle bana
bakt, beni tanmakta glk ektii belliydi. ok daha iyi gn
mesine ramen hala ok gszd, sylediklerini anlamak imkan
szd. Rahibe, gecenin iyi getiini dnyordu, karmn atei
dmt, hasta toparlanmaya balamt . Baz ilerini halletmek i
in dar kt, bir sre karmla yalnz kaldk. Yatan kenarna o
turup scak ellerini ellerimin arasna aldm. im iyimserlikle doldolmutu

1 09

Alfred Kubin

mutu, konuup yorulmasna engel olmak iin keyfini yerine geti


receini sandm her eyden sz etmye baladm. Gzel mcev
herlere olan tutkusunu bildiim iin ona gl kysndaki tapna,
oradaki mcevher ve deerli talan anlatmaya baladm. Sanki
-gnlerimi orada geirmiim gibi ldayan su kanallarn ve ssz
park anlatyordum. Bana sabit, huzur dolu baklarla bakyordu,
birka kere uzanp bam okad. Hikayelerim houna gittii iin
memnun olmutum, ara vermeden konuuyordum. Glde yzen
yaldzl gemiler ve kar beyaz kuular anlatrken hikayem giderek
daha da renklenmeye balad; bu solgun, kasvetli Rya lkesi 'nde
renklerle dolu hikayeler anlatyordum! Hevesle iekleri tarif et
meye baladm, karma gkkuann btn renkleriyle bezeli orki
deleri, kan krmzs glleri, zerlerine hafife eilmi nazl sapla
rn anlattm. Anlattklarmn karm zerinde byl bir etkisi ol
duuna emindim. Mavi, Beni Unutma iekleriyle kapl ormanlar,
prldayan milyonlarca i tanesini ve onlarn zerine doan sabah
gneini anlattm. Kularn arklarndan, gm borazanlarn ne
eli seslerinden sz ettim. te oralara gidecektik, gerekirse kaa
rak o grkem ve k lkesine gidecektik. Karm orada iyileecekti.
Ben en cezbedici kelimeleri seerek geleceimizle ilgili gzel ey
ler anlatrken karm uyuyakald.
.Bitkin dmtm. Umutsuz bir halde orada oturuyor, iimde
ki en karanlk korkularn zihnimi ele geirmesini bekliyordum. Ka
rm yar aralk gzleriyle yatanda yatyordu, yanaklarnn krm
zs artk bana salk iareti gibi gelmiyordu. Gzlerime yalar dol
du, alamamaya altm. Hemire odaya girdi.
Derken Herr von Brendel ziyaretime geldi, sevimli bir sesle
karmn durmunu soruyordu. iek de getirmiti, soluk san laleler
le gelmiti. Onu oturma odasna buyur ettim. En sonunda konua
cak salkl birini bulmutum! Ona adeta drt elle sarldm.
Sz verdii gibi Doktor da geldi. Uzun sre karmn yannda
kald. Gitmeden nce Brendel' mutfaa gtrd, onunla ksa bir
sre konutu. Sonra Lampenbogen aceleyle veda edip merdiven
lerden aa indi. Son szleri, "Cesur ol, umudunu kaybetme," ol
du.

1 10

Dier Taraf

Brende! onunla birlikte dar kmam nerdi. "Btn gn


birlikte geirelim. Burada sadece ayak ba olacaksn, doru d
rst yemek de yiyemeyeceksin."
Hasta karm hakknda konumaktan bilerek kanyordu. Kah
valt etmek iin kafeye gittik. Hi a deildim fakat baka bir yere
gitmem gerekiyordu. Brendel' i ok seviyordum, neeli bir insand,
her zaman iyilik yapmak istiyordu. Tek kusuru vard, duygusal bir
Don Juan' d. Fakat bunun gerekten de hibir nemi yok, insanlar
da ok daha kt huylar var. De Nemi gibi sadece sradan, meka
nik seks dkn bir zampara deildi. Alakas yoktu, Hector von
Brende! gerekten de tekrar tekrar, her seferinde baka bir kadna
ak olurdu. Fakat onu, duygularn tek bir kadna yneltmeyi baa
rabilmek iin yeterince olgunlamam deneyimsiz bir gen san
makla da hata etmi olursunuz. Srekli hayalindeki ideal kadn a
ryordu, arad ideal kadn ya bulamyor, ya da geici olarak bul
duunu sanyordu. Tutkusuna karlk veren her kadn -onlara
"hammadde" diyordu- yeniden yaratmaya abalyordu. Bu uurda
hibir masraftan, hibir dertten kanmyordu. Bunu baarmak iin
sabrla ve dzenli olarak kendi yaratt sabit ve karmak bir siste
me gre, adm adm hareket ediyordu. Von Brende! zengin bir a
dam olduu iin giyim kuam ve gardrop sorununu halletmek zor
olmuyordu. Sonra entelektel kategoriler zerinde almaya ba
lard; davranlar, hal, tavr, vesaire. Adaylarn ou bu engeli ge
emiyor ve eleniyodu. Brende! srekli yeni "hammadde" arayn
dayd fakat adaylarn hemen hemen hi biri bir sonraki daha yk
sek kategorilerin, mesela "gerek gven" ve "sosyal ilikilerde ze
rafet" gibi kriterlerin hakkn veremiyordu. Pek ok geceyi yeni i
doln dnerek mutluluk iinde geirebilirdi. Kendine kar da
ok katyd. Kendisini sulayarak ac eker, yntemlerini deitirip
gelitirirdi, fakat henz "olgunluk" dedii aamaya ulaabilen biri
olmamt. Hatas psikolojiyi yanl kullanmakt, fakat gerekten a
c ektii de oluyordu. Kadnlardan biri onu aldatm, bir dieri sskc

1 11

Alfred Kubin

kc biri kmt. Gerek bir Tantulus' tu,2 akn zevklerini sadece


tatmakla yetinmek zorundayd!
Bugn nazik bir sessizlik iindeydi. Ara vermeden gevezelik
yapmasn tercih ederdim. Genelde bandan geenleri anlatmasn
ok elenceli bulurdum, anlattklar arasnda her zaman komik bir
eyler olurdu. Her yeni ayrlkta, incelikle hazrlanm bir veda ye
meine gtrrd idoln, yemek srasnda, pimanl oktan ye
ni umutlara dnmeye balard. Kibar ve cmert bir insan olduu
iin idollerini asla baarszlkla sulamazd. Her zaman bir teselli
si vard; malzemesi asla bitmiyordu, yeni malzemeleri her zaman
ok ilgin buluyordu.
Midemden anlamsz bir korku ykseldi, kalbim skyor, ii
me arlk kyordu, boulacak gibiydim . Yedim ve itim, fakat
bir trl rahatlamadm. Saray'daki canl heykelin zerimde brakt
etki ve karmn tehlikeli durumu yznden hissettiklerim biribi
rine karmt. Sanki bir kabusta gibiydim, fakat uyanamyordum.
Kar kaldrmdaki deirmenin deirmencisi ieri geldi, barda
birka bardak rom yuvarlayp kimseye tek sz etmeden ekti gitti.
Satran oyuncular her zamanki gibi satran tahtasnn banda otu
ruyor. in ii, oyma eytan heykellerine benziyorlard.
Brende) beni Mavi Kaz'a gtrd, yemeklerini genelde orada
yerdi. Yemekten sonra onun dairesine gittik . Bana kahve ikram etti
ve insan byleyen suluboya resim kolaksiyonunu gsterdi, re
simlerin hepsi Rya lkesi'nden manzaralar tasvir ediyordu. Saat
be olduu zaman artk yerimde duramyordum. Ona teekkr et
tim, gnn berbat ettiim iin zr dileyip eve gittim. ok uzun
sre darda kalmtm, nasl bu kadar dncesiz olabildiimi an
layamyordum.
Korku, sokaklarda aceleyle komama neden olan bir eziyet gi
biydi. Merdivenleri hzla trmandm, fakat ieri girecek cesareti
bulamadm. Kapy dinledim. Hi ses yoktu. Uzak odada olmaly
dlar. Derin bir nefes daha aldm ve kapy atm.

2 Tantulus: Efsanevi Lidya kral, llades'te enesine kadar gelen sularla dolu bir

havuzda durmaya mahkum o l mutu. Bann zerinde d meyvelerle dolu dallar


vard. Ne zaman yemek ya da imek istese meyveler ve sulnr geri ek i l iyord u .

1 12

Dier Taraf

lk grdm ey Lampenbogen ' n krk paltosu oldu. Hasta


odasna girerken titriyordum. Doktor, batan savma bir yant verdi,
manetlerini karmt. Karm yatakta uzanm yatyordu, yal ve
kuruyup bzlm grnyordu. Tanm olmayan bir korkuyla ye
re yldm ve doktora yalvarmaya baladm, "Yardm edin ona!
Kurtarn onu ! "
Gzme dev gibi grnen doktor omzumu okad ve, "Kendi
nizi toplayn. Gensiniz," dedi.
nledim. Hemire bana bir bardak su uzatt, fakat bir anda,
kamlanm gibi yerimden frladm ve barda ittim.
Karmakark rtlerin zerine eilerek lmek zere olan kar
ma baktm, afallamtm. Dileri rktc bir biimde takrdyor
du, onun haricinde kmltszd. enesi kk bir makine gibi s
rekli kuru, sert, tok bir sesle takrdyordu. Hayatmda daha nce
hi hissetmediim kadar kuvvetli bir ac hissettim. O kadar kork
mutum ki olan biteni g bela anlyordum. Krm cildi yeilim
si bir renk almt. Her gzeneinden terler boalyordu. Elime bir
bez alp terini silmeye baladm. Dilerinin takrts birdenbire dur
du, gzleri ve az sonuna kadar ald, yz bir kat gibi bembe
yaz oldu, lmt.
Hemirenin dua ettiini, doktorun gittiini duydum, ok uzak
lardaydm. Yatan yanna diz kp en mfik sesimle karmla
konumaya baladm. Beraber geirdiimiz yllar zihnimde canlan
d. Ona Rya lkesi 'nden deil, ilk karlatmz zamanlardan
sz etmeye baladm. Bana verdii btn mutluluklar iin teekkr
ettim. Kimse duymasn diye dudaklarm kulana yaklatrmtm.
Sessizce, sadece onun duyabilecei bir sesle ona yardm etmesi i
in Patera' ya dua ettiimi anlattm, Efendimiz ona yardm edecek
ti. ocuksu bir gvenle doluydum. Bu kelimeleri mrldanrken ba
n elimle tuttum, braktmda bouk bir sesle yana dt ve lam
bann san yla yz aydnland. Geirdii deiimi yeni gr
yordum, nmde yatan eyi tanmyordum, kansz dudaklar ve
sivri bir enesi vard. Benim karma benzemiyordu. Byk, bo
gzbebekleri gzlerimin iine bakyordu. iddetle sarslp titreye
rek, kendi kendime anlamsz kelimeler mrldanarak dar, yaban
c sokaklara kotum. Gzm kimseyi grmyordu, en karanl.k kkoeler

113

Alfred Kubin

eleri aryordum. Btn gece sokaklarda dolatm, korkutma yete


neini kaybetmi geveze bir hayalet gibiydim, ocukluumdan ha
trladm btn dualar kendi kendime tekrar ediyordum. Yalnz
dm. Dnyada benden daha yalnz hibir ey yoktu.
Ertesi gn de saklanarak geirdim. Ben de lmek istiyordum.
O gece evrem slk ve patlama sesleriyle evrildi, Patera'y gr
dm hayal ediyordum, puslu, gri bir ekil olarak karmda beli
riyordu. Sabahn gri klarn grnce dairemizin merdivenlerini
trmandm, bitkindim, zihnim bombotu, her eyin sadece bir rya
olduunu umuyordum.
ld oda karmakarkt. Bayat, hastalkl bir ter kokusu
sinmiti odaya. Yatak botu, karmakark gecelii ters dnm, i
la ieleri ve salm haplarla dolu bir masann zerinde duruyor
du. Btn bunlarda kavrayn, tesellinin tesinde bir eyler vard.
Merdivenlerden indim. Lampenbogen kapnn nnde, arabasnn
iinde bekliyordu. kolumdan yakalad. ardm. Bir talihsizlik da
ha m olmutu?
"Konumamz gerek. Her yerde seni aryordum. Kendini by
le brakmamalsn. Benimle geliyorsun, yarm saat sonra karn g
mecekler. Byle bir zamanda bir eve, bir aileye ihtiyacn olacak.
Seni imdilik bizimle kalmaya davet ediyorum, umarm reddet
mezsin. Karm buna ok sevinecek. Sonuta insanlar byle eyleri
atlatr. Zamanla sakinleeceksin."
Tek kelime etmeden Lampenbogen' la birlikte arabaya bindim.
iman, iri doktorun yanna sktm. Kafedeki insanlar gidiimizi
izlediler. Anton pencerenin arkasnda eilerek selam verdi, satran
oyuncular oyunlarna dalmlard.
Birka dakikalk bir yolculuktan sonra mezarla vardk. U
zaktan, morgun avlusuna skm insan kalabaln grebiliyor
dum. Giderek yzleri tanmaya baladm; Hector von Brendel, ka
fenin sahibi, bir rahip ve tanmadm birka insan. Hepsi ayakta
duruyordu, sadece bir tek ey yatyordu. Siyah bir rtye sarl sa
de bir tabut. Yamur yamaya balad, nem giysilerimden ieri s
zyordu. Nem kuru derimi rahatlatt.
Rahip birka dua mrldand, sonra tabut mezara tand. Tre
ni en arkadan takip ediyordum. "Tabutun iinde yatan benim ka-

1 14

Dier Taraf

rm," diye dndm. Onun hala sa olduunu hayal ettim. "Emi


nim burada olan her eyi biliyor, benim en arkada yrdmn
ve hibir eye karmadmn farknda." Ayam arada bir slak
imenlere taklyordu, soukkanl davranmaya alyordum. Ken
di kendime, "Hibir ey belli etmeyeceim," dedim. "Btn zn
tm sonraya saklayacam, yalnz bama ac ekeceim." Kafa
mn iinde byk harflerle yazlm bir kelime belirdi, kendi ken
dime tekrar etmeye baladm; "CESARET, CESARET, CESA
RET, CESARET ... " Hi bitmeyen bir satr gibiydi. Ayn zamanda
yanaklarmn iini sryordum. Btn bunlara ramen mezarn ka
zld noktay byk bir ilgiyle inceledim. Bir sr mezarn orta
sndayd. Mezara varmtk, siyah rt tabutun zerinden karld.
Sanki bir uyurgezer gibiydim. Adamlar tabutu dikkatle yere indir
diler. abucak aaya bir gz attm, grnt olaanst bir hzla
aklma kaznd. "Bu senin hayatn paylaan kadna son veda bak
n."
Sendeleyerek uzaklatm. Lampenbogen koluma girdi ve in
sanlar bana balaryla selam verdiler. .
Tam o srada birisi koarak mezarln kapsndan ieri girdi,
apkasn koluna srerek temizliyordu. Berberdi bu. Elimi skarak
yle dedi, "lnce, len kii zaman ve uzay arasnda bir kegen
haline gelir. Bunu dnerek iinizi rahatlatn."
Sol tarafta, duvar kenarnda Blumenstich'lerin aile mezarln
grdm. Mermer bir kbn tepesine oturmu olan sfenks, siperlii
aaya doru evrilmi bir mifer takyordu. Trenin bittiine ve
sorunsuz getiine sevinmitim.
Lampenbogen'n arabasna bindim ve villasna doru yola
ktk.

IX
Lampenbogen' larn benim gibi kayp bir ruhu evlerine almala
r ok iyi niyetli bir davrant. u halimle, kim ne dese yapardm,
neler olaca umurumda bile deildi.
Hizmeti, yemek odasnn kapsn aarken iimden, "Lamp
enbogen' larn durumu ok iyi," diye dndm. "Karmn lm

1 15

Alfred Kubin
.
onlar iin hibir ey ifade etmiyor." Saat altyd. Ben geldiimde
Frau Lampenbogen evdeydi, kendimi evimde hissetmemi ve "bu
korkun trajediyi" bir an nce unutmam dilediini syledi. "Evet,
ah bu korkun trajedi," diye tekrarladm mekanik bir sesle. "Hayat
zntlerle dolu," dedi Lampenbogen, odamdaki masann zerine
bir paket sigara koyarken.

Artk farltll biT odada yaama dncesine biraz altktan son

ra stme ba-ma eki dzen verdim ve aa indim. Darda hava


souk ve kasvetliydi, ierisi scak, ferah ve konforluydu. Ev sahi
bem benim iin ok zlyor gibi grnyordu, bunu rahatlatc

buldum. Daha nce yolda grdmde zerimde yaratt etki bir


hayal olmalyd. Bugn, rahatlikla gzlerinin iine bakabiliyor
dum. Badem biiminde, yeilimsi gri renkli, dnceli ve her za

man bir ey ararcasna bakan gzlerdi. "Dedikodusunu yaptklar

kadn bu demek," dedim kendi kendime. "Sylenen her ey sama


lk."
Masaya oturduk. Fil gibi iri Lampenbogen, masann uzun ke
narn kaplyordu. Yemeinden keyif ald belli oluyordu. Yemek
yerken yanaklar krk gibi iip iniyordu, keyifle yemek yediini
hem grebiliyor hem de duyabiliyordunuz. Midem bombo olma
sna ramen canm yemek istemedi. Lampenbogen yemek masa

snda bambaka bir adam oluyordu, bfr "rahip-generale" benziyor


du. Servis tabaklarn keskin baklarla ve dindar bir tavrla inceli

yor, eer tabaklar hzla kendisine verilmezse buyurgan bir tavrla


parmaklarn klatyordu. Mutfaa geri gtrlen yemeklerin ye
niden masaya getirilmesini istiyordu. Yz fkeyle kzaryor, kaba

ve fkeli bir sesle "O salaa kakere tabaklan gtrmemesini sy

ledim," diyordu. Byle anlarda Japonlarn ans tanrs Fukuro


ku'ya benziyordu. Se:vis masasnda duran salatay iki atal bece
riyle kullanarak tabana aktaryordu. Kk, tombul ellerinin be
cerisi beni artmt. Ameliyat konusunda yetenekli olsa gerek,
diye dndm. Yine de abalarnn sonucundan memnun kalma
benzemiyordu.

Can sklm bir ifadeyle renkli ielere ve teneke kutulara ba

karak "Artk insan burada arad hibir eyi bulamyor," dedi,

1 16

Dier Taraf

Lampenbogen dnceli bir biimde,


konuydu.

.tam Castringius'a gre bir

"Hibir ey yemedin!" dedi sra peynire gelince . "Ama Odoa


.

cer," diyerek knad kars onu, "bir dnsene ! ''. Yine de gzel bir
burnu olduunu fark ettim Lampenbogen'n. Aramzdaki tek ben
zerlik burunlarmzd.
Yemekten sonra sigara imeye koyuldum. Ya tulumu pi
manlkla i geirerek ayaa kalkt. "Korkarm bu gece kulbe git
mem gerek. Maalesef. Oysa ne gzel bir gece geirebilirdik." Ben
de zldm belirttim, kulbn nerede olduunu sordum. Doal
olarak hemen beni de beraberinde gtrmek istedi, Mavi. Kaz'n
arka tarafnda bir bowling salonu vard. Teekkr ederek nerisini
reddettim. Bugn iin fazla gelir, dedim. "Neyse, sen bilirsin," di
yerek elimi skt. Karsnn yanan okad. Kilosuna ramen ha
reketlerinde esnek bir zerafet vard.
Yalnz kalmtk.
"Kocanz salnn keyfini karyor," dedim bir ey sylemi

olmak iin.

"Evet, gerekten de yle," diye cevap verdi.


Biraz mahup hissediyordum. Yatmaya gidince olabilecekler
den ekiniyordum, elimden geldiince uzun sre aada kalmak

istiyordum. Bu gzel kadna ancak o zaman dikkatle baktm. Mavi

ve beyaz izgili, uzun etekli bir elbise giyiyordu, salar da Rya


lkesi 'nin modasna uygun olarak bir fileyle toplanmt. Yz
dikkat ekecek kadar ufakt. Aln dar, kalar kavisli, kalkk ve u
zundu. Olduka ksa, hokka gibi bir burnu ve geni, zenci gibi ka
ln dudaklar vard. En gzel yanlar fildii gibi teni ve salaryd.
Bir kadn iin olduka uzun boyluydu.
inde bulunduum duruma ramen gzlemleme yeteneimin
hala ne kadar keskin olduunu grmek beni ok artt. Melitta bir
sepeti kartrp ine iini kard, kayn odunlarnn trdad
minenin bana oturdu. Darda aalar frtna yznden atrd
yor, arada bir bardaktan boanrcasna yaan yamur camlar d
vyordu, oysa kahverengi renkli ahap panellerle kapl ssl otur
ma odas scackt.

l l7

Alfred Kubin

O gn kimse iin iyi bir arkada olamayacaktm, o yzden o


nun bir ey sylemesini bekledim ama sessizliini korudu. Demek
ki ben konuacaktm. "Salarnz ok gzel, Frau Lampenbogen,"
dedim. Aklma gelen ilk eyi sylemitim.
"Ah, yok canm, sradan salar ite. Eskiden daha grd. At
m zaman daha gzel grnr."
Bunu duyunca birdenbire korkuya kapldm. Bembeyaz kesil
diimi hissettim.
Sonra olanlar kendime bile tam olarak aklayamadm. Son
birka gndr bir insann bana gelebilecek en tramvatik olaylar
yaamtm. Krlm bir dal gibiydim, dayanacak gcm kalma
mt, gsz ve umutsuzdum.
Yaammz iin gerekli olan gc besleyen acnn telafi edildi
i bir kural m vardr? Eer yle deilse, byle bir anda, kk, so
uk ve sinsi bir dnce nasl oldu da sessizce zihnime girebildi?
Neredeyse ayn anda iimde gizemli glerin harekete getii
ni hissettim. Bunlarn hepsi derinlerde oluyordu, yzeyde, bilincim
ve aklmla kendime kzyordum. Varlmn tamam bir tek amata
toplanm, deimez bir istek uruna birlemiti. Demek ki kade
rimde vard bu. Sakin ve kendime hakimdim, bir ylan gibi souk
kanlydm. Oysa d grnte sadece sigara ien bir adama benzi
yordum.
Melitta dikiini bir kenara koydu ve ciddi bir sesle, "Elbette,
bir ressam olduunuz iin gzellikten anlyorsunuzdur," dedi.
Aklmdan bir dnceler zinciri geti, her ey aka ortaday
d, dncelerimin kontrol bendeydi. Artk harekete gemeye ka
rar vermitim fakat ilk nce biraz yoklamam gerekiyordu.
Bir duman bulutunun arkasna saklanarak, "Atnz zaman
salarnz ok gzel grnyor olmal," dedim.
"Korkarm hayal krklna urayacaksnz," dedi hafife g
lerek, yeniden dikiinin zerine eildi.
"Ah," diye dndm. "Oyun oynayacak havamda deilim."
Byle kur oyunlar hibir zaman houma gitmemitir. Kaytszca
ayaa kalktm ve souk bir nezaketle, "Kocanzn bir sanat olma
mas ne yazk," dedim. Bu, direncini savunmasz brakmak iin
dikkatini baka yne ekme taktiimdi. e yarad. "Tanrm, o hi118

Dier Taraf

Hizmeti ieri geldi. "stediiniz baka bir ey var m?"


"Hayr, gidebilirsin."
"Sizden salarnz benim iin amanz isteme kstahlnda
bulunsam ne dersiniz?"

1 19

Alfred Kubin

(lmii iyice skmadan nce soruyu sormam gerekiyordu, nk ters bir yant verirse aptal durumuna decektim.)
"Bugn m? Karnzn cenazesinin kaldrld gn?"
(Hile yapyordu.)
Rolm oynamaya devam ettim. "Yaam lme ramen de
vam eder." Hata hafife kar koyduunu hissedebiliyordum, fakat
beni penesine alan gce kar ne yapabilirdi ki?
"Eer srar ediyorsanz aaym. Kaybnzn acsn dindirecekse."
(Ah, dul bir erkek olduumu hatrlat bakalm, bu senin son ka
len.)
Birdenbire aklma bir fikir geldi;
"Ne kadar da aptal... hepsi ayn. .. " Melitta ayaa kalkp sala
rn amaya balad.
"Hizmeti gelmez deil mi?" diye sordum sakin ve yumuak
bir sesle.
(Bu hem bir nlem, hem de kim bilir ne kadardr srp giden
atmay sona erdirmek iin bir kkrtmayd. Zaten kafam iyice
dalmaya balamt.)
"Gvendeyiz," yant kt dudaklarnn arasndan. (nsan ba
ka ne ister ki?) ki muhteem, kestane gengi rg srtndan aa
salland. minenin yanndaki yksek paravann arkasna geti ve
salarn tamamen at.
Salar beni hayretler iinde brakmt, yine de verken abar
tl szckler kullandm. Uzman bilgimin yannda tutkulu szck
ler de kullanarak salarn vdm. Elbette ki asl ilgimi eken sa
lar deildi.
Telatan kalbim skyordu. Eer ok uzatrsam samalamaya
balayacamn farkndaydm.
"Sanz tarif etmek mmkn deil. Daha ok ey gremez
miyim? Bir sanat olarak. Ltfen, ltfen." ltifatlarmn kafasn
nasl da kartrdn grebiliyordum.
"Tanrm, ne kadar da ok ey istiyorsunuz," dedi cilveli bir f
keyle. Yanaklar kzarmt, kar koyma gc giderek azalyordu.
Titreyen parmaklarla oda hizmetisinin grevini yerine getirmeme
izin verdi.
1 20

Dier Taraf

Yemek odasnn bitiiindeki kk odasnda iki kk duvar


lambas yumuak bir k veriyordu. Uyuuk tavrn zerinden at
masn salamak istiyordum, ayn zamanda byle ilgisiz davran
masndan memnundum. Rya lkesi 'nde ok iyi bilinen sarho e
dici koku burun deliklerime doldu. Karmn varln bile unutmu
tum. . .
Dars sessizdi. Frtna bitmiti, ama hava hala slak v e ok
souktu. Bir kl tkrts duydum. ki adam sokakta yryordu.
Castringius 'un mel ercesine att kahkahasn duydum, "ey
tandan bir ayrlk hediyesi," dedi. Villadan uzaklamak iin btn
gcmle kotum, kotum. Hibir ey ve hi kimse beni oraya geri
gtremezdi.
Kafede sert bir iki syledim. "En sonunda yalnzm," dedim
kendi kendime, ac ac glerek. nc bardaktan sonra tutkular
mn ve baarlarmn bir listesini yaptm, hayatmn boluktan iba
ret olduunu fark ettim. Btn hayatm tpk Brendel' in ak mace
ralarna benziyordu. Hayatm, kaderin nme att seraplar ko
valayarak geirmitim. Artk byle aptalca ilerle vakit kaybetme
yecektim. Drdnc bardakta intihar dnmeye balamtm.
Aptallar arasnda bir aptal olarak yaamaktansa lmeyi tercih eder
dim.
Ayn zamanda olanlar yznden byk bir pimanlk duyu
yordum. Birka saattir slak topran altnda yatmakta olan karm
dan beni affetmesini istedim. O, ahap hapishanesinde yatarken
ben yaamann ykn omuzlarmda tamak zorundaydm. eh
vetli dnceler hala bana ikence ediyordu, hava baloncuklar gibi
derinliklerden ykselip zihnimin yzeyinde patlyorlard.
Beinci bardakta kararm vermitim, "zntlerimi nehir ye
rine burada boacaktm." ok fazla sigara imekten dilim yanyor,
bam zonkluyordu.
Yan masada deirmen hakknda konuuyorlard. Kaybolan de
irmenci Jackob, bir feribotla nehri geerken grlmt. Oradan,
onnana doru giden bir yol vard, bu ormanlk alan, Rya lkesi'
nin henz kefedilmemi olan vahi topraklarndan biriydi. Gece
leri oradan tam bir kakafoni ykseliyordu, hatta nehrin bu tarafnarafndan
121

Alfred Kubin

dan bile duyulabiliyordu. "Byk ihtimalle kayboldu ve vahi bir


hayvan tarafndan yendi," diyorlard. Buna ramen hala kardeini
ktlyorlar, onun en adi sular ilediini sylyorlard.

Koyu bir kahve itim ve bana ne yaamn ne de lmn uygun


olduuna karar verdim. "Herhalde ikisi arasnda bir yerde taklp
kalacak, mezbahadaki bir kz gibi ldrc darbeyi bekleyece
im." Aynaya baknca salksz, i bir yz grdm.
Saat sabahn yd. porsiyon jambon ve frenkzml
kek yemitim; kurt gibi atm. Gece daha ge saatlerde Castringius
ve De Nemi kafeye geldiler. Castringius beni hemen fark etti, fakat
ben hemen Ses Gaze tes i ni alp arkasna saklandm. kisi de yalnz
kalmak istediimi anlad. Gazetede ilk grdm byk harflerle
yazlm olan kendi adm oldu, karm iin ksa bir lm ilan veril'

122

Dier Taraf

miti. Gazetenin zerinden Castringius'un ellerini grebiliyordum.


Sa elini bir sandalyenin arkasna atmt. Sanki sonradan eklen
mi gibi korkun grnyordu bu el, bir insana ait deilmi gibiy
di. Fakat Castringius kendisini insan rkndan saydn aka belli
ediyordu. Geni, boynuzsu, sar ve atlak trnaklar olan tombul ve
ksa parmaklarna "gemi pervaneleri" diyordum. Meslekdamn
beni sevmediini bildiim iin ona kar zellikle kibar olmaya a
lyordum.
Kafenin sahibi masama geldi. Uykulu bir sesle dairemde yaa
maya devam edip etmeyeceimi sordu. "Aman Tanrm, elbette ha
yr!" dedim. Ona u anda gidecek bir yerim olmadn syledim.
Bildii bir yer var myd? "Elbette. Burada bo bir oda var." Uzun,
dar ve kk bir odayd, odadan ok bir koridora benziyordu. Ge
cenin geri kalann orada geirdim ve orada kalmaya baladm. Ya
tak, nne perde ekilmi karanlk bir kedeydi. Oda bana sanki
daha nce baka bir yerde hi kalmamm gibi tandk geliyordu.
Eski psk, sararm duvar kad, eski moda saati ve yuvarlak i
nilerle kapl oca kendimi evimde hissetmemi salyordu.
Yorgunluktan bitap dmtm. Btn gn uyudum, ancak er
tesi sabah masam ieri getirirlerken uyandm.
Sonraki alt ay lgn bir yaratcln etkisi altnda geirdim,
zntnn de katksyla en iyi almalarm yaptm. Acm ala
rak hafifletiyordum. Rya lkesi 'nin solgun, kasvetli atmosferini
yanstan resimlerim aslnda acmn st rtl bir gstergesiydi.
Kendimi saatler boyunca nemli avlularn, gizli tavanaralarnn,
glgeli, karanlk odalarn, tozlu sarmal merdivenlerin, terk edilmi,
srgan otuyla dolu bahelerin, tula ve ahap kaldrmlarn soluk
renklerinin, kara bacalarn ve tuhaf minelerin iirinde kaybedi
yordum. Resimlerimin hepsi tek bir kasvetli konunun farkl tekrar
laryd; yalnzln iddetli strab ve anlalmaz bir kaderle mca
dele.
Bunlardan baka, Rya Aynas 'na ve koleksiyonculara satt
m baka almalar da yaptm. Kk bir grubun ilgisini eken
bir seri almam vard. Bu almalarda, farkna vardm gizli
ritmlere uygun olarak kvrlan, i ie geen ve birbiriyle akan
yeni formlar yaratmaya almtm. Hatta daha da ileri gittim. Bu

123

Alfred Kubin

aylar boyunca, izgilerden baka her eyi dlayan bir tarz yarat
tm. izimden ok yaz arlkl, paralar halinde bir stildi bu, ruh
halimdeki en ufak deiiklii bile kaydeden hassas bir lm aleti
gibiydi. Tekniin c1n "psikografkler" koydum, daha sonra hak
knda bir de aklama yazmay dnyordum. Bu yeni yaratclk
patlamas bana ok ihtiya duyduum rahatlamay salad. Yoksa
kaderimle uzlamaktan olduka uzaktm, bir tr alacakaranlk ku
anda yayordum.
Geceler boyunca karmn lm iin aklamalar dndm.
Suun bir ksm benimdi. Bu hayalet lkede asla tutunamayacak
kadar salkl, ayaklar yere basan bir karakteri vard. Bunu en ba
tan fark etmeli ve bu yolculua asla kmamalydm.
Yeniden insanlarn arasna kartm zaman pek ok deiik
lik olduunu grdm. Bu mmkn grnmese de, Rya lkesi 'n
de her ey giderek daha da altst oluyordu.
Bir gn, temizlikimiz Frau Goldschlager ld ve gmld,
alt ayda nc lmd bu. Zavall dokuz ocuu iyice kt duru
ma dmlerdi.
Dedikodulara gre, Hector von Brende!, Melitta Lampenbo
gen' la ak yayordu. Acaba bu iliki "olgunla,ma" aamasna va
racak m diye dndm. De Nemi de Lampenbogen'lan sk sk
ziyaret ediyordu, fakat Melitta iin deil de, bol bol ilikiye girme
eilimi sayesinde kapt kt bir hastalk yznden. Giovanni
Battista'nm iyi durumda olduunu duydum. inde tam bir ustayd,
berber ona hayatnn sonuna kadar her ay alaca bir maa bala
mt.
Nfusta belirgin bir art olmamt, yeni gelen birka kiiyle
kimse ilgilenmiyordu. Muhtemelen dardaki dnya, bilimsel iler
lemeler ve nemli bulularla ilgili anlatacak ok eyleri vard, fa
kat Rya lkesi halk bu konularla hi ilgi lenmiyordu. "Gerekten
mi," diyor ve baka konulara geiyorlard. Bize gre Rya lkesi
ok byk ve sonsuzdu, dnyann geri kalannn hibir nemi yok
tu, unutup gitmitik. Buraya bir yerleen bir daha terk etmek iste
miyordu. "Dars" bir akadan ibaretti, yle bir yer yoktu.
Bir akamzeri ge saatte ylanbal yakalamak iin a atma
ya nehre gittim. Balk tutmak ocukluk tutkularmdan biriydi. De-

1 24

Dier Taraf

irmenin evresindeki tuhaf, gazms madde hala atrdyor ve bi


nann evresinde dnyordu. Duvarlarda aa yukar dolaan ye
ilimsi fosfor tutamlarn grebiliyordum. Deirmene yaklanca,
fark edilebilir ve hasta edici bir rahatszlk duyuyordum. Deir
menci kapda duruyordu. Kapnn zerine ans getirsin diye bir
bayku kafas, canl canl armha gerilmi bir yarasa ve bir geyik
aya aslmb . Deirmencinin piposunun atei grnyordu. Bu
suskun adam beni her zaman rktmt, fakat o akam cesur bir
biimde yanndan getim. Alarm nereye atacama oktan karar
vermitim, byk demir parmaklklarn hemen arkasna atacaktm.
Tam alarm aarken yakndan gelen bir fslt duydum. "Hey,
dikkatli ol. Eer sakncas yoksa biraz daha sola git." Etrafta kimse
yoktu. Sonra ayamn dibindeki kumlarda yuvarlak, iman bir in
san yz olduunu grdm. Tam karmdakinin yeni bir hayalet
olduunu dnmeye balayacaktm ki, olayn mantkl bir akla
mas olduunu fark ettim. Bir hrsz kendisini kumlara gmm
deirmenciyi seyrediyordu. Rahatladm.
Alarm attktan sonra eve gitmek zere yola koyuldum.
Kprde durdum. Nehrin karsndan tekdze, dokunakl bir mzik
sesi yanklanyordu. D Yerleim ve alak tavanl kulbeleri ora
daydlar. Oraya hi gitmemitim, Rya ehrinde beni megul etme
ye yetecek pek ok ey vard. ark tuhaf bir biimde dokunakly
d, arbal_ve monotondu, sessizlik iinde dinledim. Nehrin sular
da tuhaf bir biimde durgundu. "En ksa zamanda oraya gitmeli
yim," diye dndm, her zaman olduu gibi Patera'nn byk gi
zemleri ve bunlar hakknda bildiklerim aklma geldi. Bunlar bir
sonraki blmde anlatacam.
Kafede birka dakika duraym dedim, ama Anton 'un dikkatini
bir trl ekemedim. Ses' in son saysnn gelenler ve gidenler b
lmn elinde sallayarak masalarn birindeki mterilerle konuu
yordu. O kadar yksek sesle konuuyordu ki ne sylediini rahat
lkla duyabiliyordum. "Artk burada. Bugn geldi."
En sonunda telala koarak sipariimi almaya geldi.
"Amerikal bugn geldi," dedi mhim bir haber verircesine.
"Kim?"
"Amerikal ite yahu. ok zengin bir adam."

125

Alfred Kubin

BeinciBlm: D Yerleim
1
ncelikle ilenmi, sivri, saman atlar! Kk bir kye gel
mitim. Tuhaf ekilli bodur ahap kulbeler, kk kubbeli bina
lar, silindir adrlar vard. Her ev bakml birer baheyle evriliydi.
Uzaktan bakldnda, yerleim bir etnograf sergisini andryordu.
zerlerinde flamalar ve cam diskler olan direkler, tatan, tahtadan
ve metalden yaplm kkl bykl saysz kaba heykelcik rast
gele etrafa serpilmiti. Buras, byk bir ksm yal aalarn al
ak dallar altnda gizlenen kfl bir karmaayd.
Rya lkesi 'nin yerlileri burada yayordu. Kendine has, hu
zurlu bir havas vard. Tahta sunaklara yerletirilmi biimsiz ve
anlalmaz heykelcikler, irkin ve tuhaf ekillerine ramen kendi
lerini evreleyen huzur dolu ortamla uyum iindeydiler. Birka in
sana rastlayana kadar etrafta dolatm. Uzun boylu, sska kii
bir tepeden aa inmekteydi.
Onlar selamladmda, kaznm kafalarn ciddiyetle eip
yollarna devam ettiler. Mool tipli, yal adamlard. Sar turuncu
aras soluk renkli cppelere sarnmlard. Bir sre sonra bakalar
n da grdm. Kulbelerinin nnde heykel gibi hareketsiz, hibir
ey yapmadan oturuyorlard. Bir tanesinin nnde sakslar vard,
baka bir tanesi uyuyan bir kpee bakyordu, bir ncs yerde
ki akllar izlemekle meguld. "Bu insanlar Pearl' de olsalar ayp
lanrlar," diye dndm. Buraya kimse uramamt, eer gelsey
diler buradaki insanlara kmsemeyle bakarlard. Buna ramen
kabile ok gururluydu. Cengiz Han'n kanndan geldiklerine inan
yorlard. Fakat, doruyu sylemek gerekirse onlarda Asyal h
kmdar hatrlatan hibir iz yoktu. Hepsi yal insanlard. Dierle
rinden zorlukla ayrt edilebilen birka kadn vard. Hepsinin duru
lar, giysileri ve yz ifadeleri aynyd. En gzel yerleri, hafif ekik
gzlerinin nefis mavisiydi. Buradaki her ey Rya lkesi'yle nasl
da tezat oluturuyordu! Orada kouturma, burada silknet vard.
Ama bu insanlar da zamannda olduka mcadele vermi olmaly
dlar, yzlerindeki derin krklar buna tanklk ediyordu.
1 26

Dier Taraf

lk ziyaretimden sonra kprnn te yanndaki bu mavi gzl


kabilenin yanna sklkla gitmeye baladm. Kimse beni davet et
miyor, kimse beni kyden kovmuyordu. iddetli tezatn giderek
daha fazla farkna vardm. Buraya rahatlamak ve sessizce gzlem
yapmak iin geliyordum. Skfinetleri beni derinden etkilemiti.
Bunu bol bol dndm ve elde etiim sonular nceki tecrbe
lerimle birletirmeye altm.

Patera'nn byk gizemi hakknda son alt aydr tamamen kr


deildim. Yal profesr baz konularda haklyd. Rya lkesi'nin
tamam bynn etkisindeydi; yaammzdaki korku ve varln
dan phe duyulmayan komik unsurlar arasnda bir ba vard. Her

1 27

Alfred Kubin

eyin arkasnda gerekten de Efendimiz vard ve kendisini isteni


lenden daha sk, gizemli ekillerde belli ediyordu. Onun, 65.000
kiilik Rya lkesi nfusunun arkasndaki ynetici olduu fikri,
her ne kadar bana korkun bir ey gibi gzkse de, inkar edilemez
di. Gcnn snrlar anlaymn ok zerindeydi, nk hayvan
ve bitkilere de tesir edebildiine sk sk tank olmutum. Hepimiz
bunun farkndaydk ve bunu mhrlenmi, iaretlenmi ve dei
mez kaderimiz olarak sakince kabullendik. yle karmakarkt ki
en parlak zekalar bile bir anlam karamyordu. Patera anlalmaz
olarak kald. Bizleri Rya lkesi'nde kuklalara dntren gc
kimse zemiyordu. Bunu her frsatta hissediyorduk. Efendimiz
hepimizin iradesini elinde tutuyor, zihinlerimizi kartryor, kulla
rn kuklalar gibi oynatyordu. Ama bu ne kadar srebilirdi? Vergi
demiyorduk, ona bir kazan salamyorduk. nsan dnmeye
baladka olay daha da karanlklayordu. Kesin olan bir ey var
sa, o da bu kiinin hasta olduuydu. Sara hastasyd ve hepimiz o
nun nbetlerini paylayorduk; ite "Beyin frtnas" buydu. Yala
nacak ve, lecekti. Sonra ne olacakt? Gcmzn kvlcmlar da
onunla birlikte snecek miydi? Ona her ey iin ihtiyacmz vard,
kmemizi nleyen oydu. Bu snrsz enerjiyi nereden buluyordu?
Dier yanda da eski, soylu bir kabilenin yeleri vard. Gele
nek ve grenekleri bizimkilere tamamen ztt. Onlarn Efendimiz i
le nasl bir balar vard? Yal adamlar saatlerce oturuyor, gzleri
ni krpmadan ileriye bakyor ya da ta, ty, kemik gibi nemsiz
eylerin zerine eiliyorlard. Asla glmeyen, birbirleriyle nadiren
konuan mavi gzl kabile, mutlak dengenin vcuda gelmi haliy
di. Bu, ll hareketlerinden ve krk yzlerindeki ruhani g i
fadesinden belli oluyordu. Adeta insan tesi olan dalgnlklar on
lara bitkin bir hava katyordu. Kaytsz kayg; ite onlar dnd
mde aklma gelen en aykr ifade buydu. Bana lene kadar unut
mayacam bir by yapmlard. Kabile yelerinin yalarn kes
tirmek imkanszd. Yal yzlerine ramen baklar ieriden ay-
dnlatlm gibiydi, ama yine de bu baklarda kesin bir ifade gre
miyordum. Dileri mkemmeldi. Vcutlarnn geri kalan zayft,
bir deri bir kemik kalmann eiindeydiler. Yaklak elli kiiydiler.
kez llerini gmdklerini grdm. Bu anlarda Hristiyan ve

1;18

Dier Taraf

Budist mnzevilerden ne kadar farkl olduklarn fark ettim. ller


kumalara sarlyor, topraa indiriliyor, liken ve yapraklarla rtl
yor ve sonra zerleri toprakla dolduruluyordu. Yaadklar kulbe
lerin yanna gmlyorlard. Mezarlara hibir iaret konmuyor,
toprak dzleniyordu; hibir tela, hibir dua yoktu. Sadece bu adet
leri izleyerek bile mthi eyler rendim.
Bu noktada hikayemin ilerleyiine ara vereceim. Bylece o
kuyucu, mavi gzl kabilenin felsefesi hakknda en azndan benim
anlayabildiim lde fikir sahibi olabilir.

il:

Kavrayn Aklamas

rendiim en nemli ey, tembellie deer vermekti. Hare


ketli bir insann bunu elde etmesi bir mr boyu srebilirdi, fakat
tembelliin tadn bir kez aldnz m ne kadar urarsanz uran
sonsuza dek brakamazdnz. Ben de talar, iekleri, hayvanlar
ve insanlar seyrederek saatler geirmeye altm. Bu, grme du
yumu keskinletirmiti, duyma ve koku alma duyularm zaten kes
kinlemiti. Ve ardndan harika bir an geldi, Rya Dnyasnn yeni
bir blgesini kefettim. Artk tamamen gelimi olan duyularm
yava yava dncelerimi de etkileyip deitirmeye balamt.
imde yeni bir merak hissi olutu. Her cisim baka eylerle olan
ban koparyor ve yeni bir anlam kazanyordu. Bylesine bir ye
tenein beni ebediyetin byklne ulatracan dndke
heyecandan rperiyordum. Yalnzca oluu grmeyi, cisimleri sade
ce olduklar gibi grmeyi baardm. Bu bir mucizeydi. Bir gn bir
deniz kabuuna bakarken aniden onun aslnda o kristal berrakln
sandm kadar basit bir biimde var olmadn fark ettim. ok
gemeden etrafmdaki her eyi byle grmeye baladm. lk ba
larda en gl heyecanlar uyurken ya da uyanrken; vcudum yor
gun, iimdeki yaam gc uyumuken yayordum. Her zaman
canl olmayan bir dnyann para para yaratlmas gerekiyordu ve
bu artlara bal bir iti.
Her eyi birletiren ba giderek daha fazla hissediyordum.
Renkler, kokular, sesler ve tatlar birbiriyle deitirilebiliyordu.
Dnyann ardnda hayalgcnn yattn anladm; hayalgc ikti
iktidard

1 29

Alfred Kubin

darl. Nereye gidersem gideyim, ne yaparsam yapaym neelerimi


ve dertlerimi younlatrmak, ikisine de iten ie glmek iin her
abay gsteriyordum. Byle yaptmda sarkacn ne ve arkaya
savrularak dengeyi ortaya karacan biliyordum. En ok hissedi
len hisler de en uzaa, en iddetli biimde savrulanlard.
Bir seferinde dnyay bir eit hal olarak grdm. En artc
zt renklerin byk bir uyumla kaynat bir cmb ortaya k
mt. Baka bir seferinde kendimi saysz nakla ilenmi ekil ve
imgelere bakar buldum. Karanlkta doal seslerin senfonisiyle ev
relendim, en zarifinden en grkemlisine kadar hepsi berrak akorlar
haline birlemiti. En yeni heyecanlan bile igdsel bir gvenle
kavryordum. Bir sabah basit bir say dzeninin merkezi olduumu
hissettiimi hatrlyorum. Soyut bir biimde, sanki deiken bir
denge noktasym gibiydim, bu hissi bir daha hi duymadm.
Artk Patera'y, Efendimiz'i, Yce Hkmdanmz' anlyor
dum. Artk ikence grm kurbanlarla birlikte titreme yeteneimi
kaybetmeden byk maskarala en yksek sesle glme sras ben
deydi. Ben her eyi izleyen bir mahkemeydim ve fark ettim ki as
lnda hibir ey olmuyordu. Patera her yerdeydi. Onu dostlarn ve
dmanlarn gznde, hayvanlarda, bitkilerde ve talarda grdm.
Onun hayalgc, Rya lkesi'nin nabzyd ve var olan her eyin i
inde atyordu. Ama tm bunlara ramen iimde yabanc eyler
buldum. ''z"mn saysz "zler"den olutuunu dehetle fark et
tim. Her biri dierinin arkasnda gizleniyor, kendinden bir nce
kinden daha byk ve daha suskun grnyordu. Sondakiler gl
geler iinde kayboluyor, anlaymn dna kyordu. Her zn
kendine ait fikirleri vard. Mesela organik hayatn bak asna g
re sonunda leceimiz konsepti doruydu, fakat daha yksek bir
anlay seviyesine gre birey yoktu, bylece sona erecek bir ey de
yoktu.
Patera'nn nabznn ritmik at her yerdeydi. Doymak bilmez
hayalgcyle her eyi ayn anda istiyordu; maddeyi ve kartn,
dnyay ve boluu. te bu yzden yaratklar byle ileri geri sal
lanyordu. Onlarn hayalgleriyle yarattklar dnyann boluktan
sklp alnmas gerekiyordu, ancak ondan sonra dnya boluu
ele geirmek iin bir merkez olarak kullanlabilirdi. Boluk inat-

1 30

Dier Taraf

yd ve direniyordu, ama hayalgc vzldamaya balamt. e


killer, sesler, kokular farkl hallerde ortaya kyordu ve ite dnya
buradayd. Ama boluk yaratlan her eyi tketmek iin geri dn
d, dnya donuk ve soluk bir hal ald, yaam sessizleti ve pasla
np yok oldu, yeniden lp cansz bir bolua dnt. Sonra her
ey yine en batan balad. Bu, olaylarn birbiriyle uyumasn,
kozmosun mmkn oluunu aklyordu. Bir anda acyla anladm
her eyi. Birisi bydke, tekinin kkleri daha derinlere iniyor
du. Eer nee istersem, bu keder de istediim anlamna gelir. Hi
bir ey, ya da her ey.
Esas kaynak hayalgcnde ve bolukta yatyor olmal; onlar
belki de ayn eydir. Ritmini bir kez yakaladnzda ikencenizin
ya da kederinizin ne kadar ksa ya da uzun sreceini tahmin ede
bilirsiniz. Mantkszlk ve eliki, hayatn bir paras olarak kabul
edilmelidir. Kurban, ikisinin de hayal rn olduunu dnerek
kendini rahatlatabilir. ki tarafta da kazanan Patera iin de ayn ey

szkonusuydu.

Balantl nabz atlarndan dolay dk yaam formlarn da

anlamay baardm. Bir kedinin gece iyi uyumadn ya da bir sa


ka kuunun aklndan hain fikirler getiini syleyebiliyordum. Ar
tk yaptm her ey iimdeki bu dnceler tarafndan ynetilir ol
mutu. D dnyann grlts sinirlerimi hassaslaana kadar kam
lam ve Rya lkesi'ndeki tecrbelerimi olgunlatrmt.

Bu gelimenin sonunda insann bireysellii yok olur, ona daha


fazla ihtiya kalmaz. Bu yol yldzlara gider.

111:

Ryann Karkl

O gece kafamda ciddi dncelerle uykuya daldm. Grdm


rya ok ciddi olmasa da olduka tuhaft. Bu yzden ryam bura
da anlatmam gerektiini hissediyorum. Kendimi byk bir nehrin

yannda dururken grdm. Normalden daha da geni ve gzel g


zken D Yerleim'i hasretle izliyordum. Bir seraptaki gibi birbi

rine karm, sarmalanp dolanm halde gz alabildiine kpr

ler, kuleler, yel deirmenleri, sivri tepeler uzanyordu. Karmaa i


inde etrafta byk ve kk, sska ve iman insanlar dolayordolayordu

131

Alfred Kubin

du. Karya bakarken arkamda duran deirmenciyi hissedebiliyor


dum. "Onu ldrdm", diye fsldad ve beni suya itmeye alt.
Ne tuhaftr ki bu esnada sol bacam uzad ve hi zorluk ekmeden
dier taraftaki kaynaan kalabaln iine adm attm. imdi her ta
raftan gelen bir saat tklamas duyuyordum. Duvar saatinden saat
kulesine, mutfak saatinden en kk cep saatine kadar her byk
lkte saatler grdm. Ksa, tknaz bacaklar vard ve imenlerde
birbirlerinin zerinden kaplumbaalar gibi srnyor, heyecanla
tkrdyorlard. Ak yeil deriden bir kyafet giymi ve beyaz sosi
se benzeyen bir apka takm bir adam yapraksz bir aacn zerin
de oturuyor, havada balk tutuyordu. Yakalayp dallara ast ba
lklar annda kuruyordu. Anormal byklkte bir gvdeye ve ksa
bacaklara sahip yal bir adam bana yaklat. zerinde bahvan
pantalonundan baka bir ey yoktu. Bol bol oflayp poflayarak ci
erlerini havayla doldurdu. Gsnn bir sol ksm iiyordu, bir
sa ksm. Sonra parmaklarn on sekiz meme ucunun zerinde
gezdirerek en gzel akordeon paralarn ald. Ritmle birlikte ha
vay brakrken dans eden bir ay gibi hareket ediyordu. Sonunda
almay brakt, burnuyla ellerine fledi ve ellerini att. Sonra saka
l upuzun oldu ve adam bir kl yuma iinde kayboldu. Yakndaki
bir alln iindeki birka iman domuzu rahatsz ettim. Tek sra
halinde benden katlar. Grltl homurtular kararak kldler
ve yol kenarndaki bir fare deliine girip ortadan kayboldular.
Arkamda - bu beni rahatsz ediyordu - deirmenci nehir kena
rnda oturuyor, byk bir gazeteyi inceliyordu. Gazeteyi okuyup
yedikten sonra kulaklarndan dumanlar kt. Yz bakr rengi ol
du, ayaa kalkt ve sarkan kamn iki eliyle kavrad. Nehir kysn
da bir yukar bir aa koturuyor, etrafa fkeyle bakyor ve tiz s
lklar alyordu. Sonunda yere yld, rengi soldu, vcudu aydn
land ve effaflat. Bylece barsaklarnda vzldayarak ilerleyen
iki tren yolu grlebiliyordu. ki tren de birbirini yakalamaya al
yor gibiydi. Karnndaki bir kavaktan tekine yldrm hzyla at
lyorlard. Bam dnm ve arm bir halde deirmenciye yar
dm teklif edecektim ki cmlem etrafma sratle yuvarlak bir bah
e diken bir empanze tarafndan kesildi. Nemli topraktan kukon
maza benzeyen, dolgun, elma yeili sarmaklar frlyordu. Bu can-

132

Dier Taraf

l parmaklklarla evreleneceim iin endie duyuyordum, ama da


ha ne olduunu bile anlamamken serbest kaldm. l deirmenci
artk effaf deildi ve vcudu sarslrken etrafa yzlerce, binlerce
kk st rengi yumurtadan oluan bir halka yaymt. Bu yumur
talardan smklbcek ordular lkp yaratclarn yedi. Etrafa
keskin bir fme et kokusu yayld ve iman sarmaklar eritip
rtp datt. D Yerleim, titreyen mor ipliklerden oluan bir an
iinde kayboldu.
Nehrin kysnda bir mercan kayas gibi .rahata yatan devasa
bir deniz kabuu grdm ve zerine atladm. Bir felaket daha! Ha
reketten dolay gerilen kabuk ald ve Olay tehlikeli bir hal ald.
Kabuun iinde oynaan peltemsi bir madde vard ve. . . uyandm.

1 33

Alfred Kubin

1 34

NC KISIM:
RYA LKES'NN
K VE YIKILII

Alfred Kubin '

Birinci Blm: Mulial!f


1
Herkes Philadelphial Hercules Bell'den sz ediyordu. Bir
milyoner ve liberal olan Bell, Rya lkesi'ni adeta altna bomu
tu. Para birimimizin sefil hali karsnda dehete dm olmaly
d. Alfred Blumenstich'le anlamaya vard ve bir sre sonra lke
nin mali ilerinin yeni bir dzene oturduunu fark ettik. Artk kim
se kat para kabul etmiyordu, pasl bakr paralarla alveri yap
mak imkansz hale gelmiti; onlar da artk geerli deildi. Bu re
formun dorudan bir sonucu olarak savurganlk artt. Pearl, bir is
raf cinneti geirmekteydi. Zenginler her gn ziyafetler veriyor, or
ta gelirlilerse barlarda srekli iki tketen, terli bir gruh halinde
tknyordu. Her yerde "Amerikal"nn erefine iiliyor, kadehler
onun cmertliine kalkyordu.
Sonbahar yaklayordu. inde bulunduum ruhsal duruluktan
memnun olduum iin kendime bir sre izin verdim. Amerikal,
karargahn Mavi Kaz' da kurmu, mthi bir cret karlnda bi
rinci katn tmn kiralamt. Bir akam, onu grmek zere en k
giysilerimi giyindim ve otelin restoranna gittim. Castringius'un da
Hector von Brende! ile birlikte orada olduunu grdm. Hemeh
rim olan bu ressamn farkl bir ynn grecektim.
Onu grmemi olduum aylar boyunca Castringius, Baron
von Brende! ile arkadaln ilerletmiti. Ressam beni grnce
gzlerini devirdi, fakat artc bir biimde, mesafeli ve ekingen
davrand. Selamma ksa ve souk bir karlk verdi, beni pek tan
myormu gibi davranarak abucak yanmdan uzaklat.
"Ona neler olmu?" diye merak ettim. "Ona asla hakaret etme
dim, imdiye kadar arkadalmzn devamn isteyen de hep oy
du. Birbirimizi bir sredir grmemitik ... ne kadardr? Drt ay ka
dar olmal. Tuhaf."
Brendel'le karlatm iin ok mutlu olmutum. Elindeki
menye dalm, ieri girdiimi fark etmemiti, ama beni grd
anda yerinden frlayp masasna oturmam iin iten bir davette bu
lundu. Castringius ilk bata aknlkla kalarn kaldrd, fakat du-

136

Dier Taraf

rumu abucak anlad. Kibiri kayboldu ve gemi pervanesine benze


yen elini bana uzatt. in asl; Castringius, Brendel'le uzun sredir
samimi olduumdan bihaberdi ve sevgili Hector'u kendine sakla
mak istiyordu. Artk bunun mmkn olmad anlald iin du
rumu olduu gibi kabul etti; ortama uyum salama konusunda tam
bir dahiydi. Masadan ksa bir sreliine ayrld anda Brendel, her
admn kskanlkla izleyen bu yeni arkada hakknda ikayete
balad. Tm randevularna onunla birlikte geliyor, sonra da srar
ediyordu, "Ho bir bayan, el altnda bulunmasnda fayda var."
Brendel, ressam bazen patan olarak kullanyordu, ancak o ko
nularda bile ressamn kendine has bir yntemi vard. "Sonsuza dek
ona yapk kalacam," diye i geirdi . "O kadar da srnak bir
insan ki ! Ah neyse, insan yaadka reniyor."
"te size tam bir ressam," dedim glerek.
O akam olduka elenceli geti. Brendel'in ampanya smar
lamas zerine Castringius bacama aalayc bir fiske vurup
"Buna ne demeli, bakalm?" dedi. Alkoln hibir trnn, beni il
gilendirmediinden habersizdi.
Yandaki salondan grltler geliyordu. Konuma ve alklar
duyuyorduk; Amerikal bir toplant yapmaktayd. "Rya lkesi 'ni
sonsuza dek srecek bir dzene sokacam," diye ant itii syle
niyordu. Sonradan onu restorandan karken grdm. Onu ilk gr
dm anki halini hi unutmayacam. Kapnn nnde krkl ya
larnn banda bir adam belirdi. Ksa boylu ve geni omuzluydu.
Boa ile kartaln birleimini andran hatlar vard ve her yan asi
metrikti: kanca bumu yana doru eik duruyor, keli aln ona ka
ytszlk havas veriyordu. Siyah salar tepeye doru seyreliyordu.
zerinde bir frak vard. Masamzn yanndan ksa admlarla, yay
lanarak geti. Castringius ona hrmetkarca yi akamlar," dedi ve
ksa bir ba eilmesiyle dllendirildi. Amerikal, tm restorann
ilgisini zerine toplamt.
"u adama bakn," diye alayla konutu Nicholas Castringius,
Amerikal 'nn restorandan kmasn izlerken. "Ona ulamak yle
zor ki, mthi bir serveti var. Hem Patera'nn azl dmanym,
editrmz syledi." Konuurken bir yandan da bardan doldu
ruyordu. Brendel yznde pheci bir glmsemeyle bardan
"

1 37

Alfred Kubin

Castringius' unkiyle tokuturdu. "Pekala, yleyse onun ve senin e


refine ielim."

Castringius her bardakta daha da ald. ingene orkestras


santurlanyla boy gsterdiinde avucundaki fstklarn kabuklarn
dileriyle krd. Elini siyah kvrck salarna daldrp orkestrann
liderine bard, "Bakn, ite aslan dili adam." Brende!' in akn
baklarna aldrmadan konutu, "Yakn bir dostumdur, masaya da
vet edeyim mi?" Brende! benim de orada olduumu hatrlayarak
karan benim vermemin gerektiini syledi, fakat ben kemanc in
genenin iren olduunu dnyordum. Sonra yeniden Amerika
l 'nn kuvvetli sesi tarafndan bastrlan toplant grltsn duy
duk.
Etrafa gz gezdirirken eski bir dostumu, Profesr Korntheu
er' i grdm. pek bir yelek giymi ve enesini rten bir boyunba
138

Dier Taraf

takm olan bu muhteem giyimli yal beyefendi, nnde bir ie


Burgonya arab ile bir kameriyede oturuyordu. Ayaa kalktm ve
merhaba demek iin yanna gittim. Kutlama yapyormu gibi bir
havas vard, beni masasna davet etti. "Ksa bir sre kalacam,"
dedim. "yi bir haber mi aldnz?"
"Ah, sevgili beyim, tahmin bile edemezsiniz. Bugn harika bir
giln. Onu elde ettim, o benim oldu !" Dilri.ist gzlerinde zevk dolu
bir parlaklk vard. "Onu on yldr aryordum ve sonunda buldum.
Bunun benim gibi yal bir adam iin nemini tahmin bile edemez
siniz. Bir genlik iksiri gibi ! Bu yal ve tkenmi bedene yeniden
hayat getirdi! Acarina Felicitas artk asla yanmdan ayrlmayacak."
Onu tebrik ettim. ("Son bir elence mi?" diye merak ettim.
"Vay vay, bylesine arbal bir beyefendiden hi beklemezdim.
Mzikholden bir kabare kzdr herhalde? Aralarnda bir iki tane
ho kz olsa gerek.")
"Peki neden onu da getirmediniz?" diye sordum, yal adama
acyarak. ("Kz onu son kuruuna kadar emecek," diye dndm.)
"Elbette getirdim, getirdim!" diye heyecanla bard ve ceketi
nin cebinden gm rengi katla kapl kk bir kutu kard.
"Bir fotoraf m? Bir madalyon mu? Bakabilir miyim?"
"Hayr. Sevgili Acarina Felicitas'mn ta kendisi. te orada,
kede oturuyor."
Artk anlamtm. Kutuda minik pis gri bir bcek, harap olmu
bir gve vard.
Babamn evinde yaanacak ok yerler vardr.3 Restorandan ay
rlrken otel sahibine, yan odada verilen, bylesine alk kopartan
kararn ne olduunu bilip bilmediini sordum.
"Evet, size syleyebilirim," dedi gizemli bir havada. "Bu ak
am bir Lucifer Kulb kuruldu."

3 Kubin burada isa'nn Yubanna

14:2 'de geen "Tann 'ya giden yol" temel dn

celi cmlesine gnderme yapyor. isa'nn syledikleri aa yukar yle:


"Yreiniz sklmasn. Tann'ya iman edin, bana da iman edin. Babamn evinde ya
anacak ok yerler vardr. yle olmasa size sylerdim. nk size yer hazrlamaya
gidiyorum. Gider ve size yer bazrlarsam, siz de benim bulunduum yerde olasnz
diye yine gelip sizi yanma alacam. Benim gideceim yerin yolunu biliyorsunuz."

139

Alfred Kubin

Yz alkoln etkisiyle alev alev yanan Castringius bizi Ma


dam Adrienne'in evine srklemeye alt, fakat onu reddettik.
"O halde birisi tek bana performans gstermek zorunda kalacak,"
dedi, pardessn ters evirdi ve astar darda kaslarak uzaklat;
son modayd bu. Ayrlrken bize "yi geceler, yavrucuklar, yatak
zamannz geirmeden eve varn," dedi.

il
Zengin Amerikal giderek daha byk bir ilgi oda haline
gelmekteydi. Her leden sonra siyah aygrnn zerinde Uzun
Cadde boyunca kotururdu. Rya lkesi'nin soluk yzl halk bu
acmasz atlnn nnden kap kuytu kelere snrken, bizler
kafede oturduumuz yerden Amerikal'nn yzndeki aalayc
ifadeyi grebiliyorduk. Havuza gelince atndan iner, giysilerini
karr ve yeniden atna binip suya dalard. At yana ekilip geriler,
fakat atletik Amerikal, hayvan rahatlkla kontrol ederdi. Yine bu
ekilde suya dald bir gn kafemize geldi ve birka iki smarla
d, fakat smarladklar burada bulunmas mmkn olmayan iki
lerdi. Bu duruma svd, ama bir bardak rom iince sakinleti. ey
tans profili tam nmde duruyor, bana kendisini yakndan incele
me frsat tanyordu. Hakknda kafamda oluan sonu, "Fevkalade
tehlikeli bir birey" oldu. Ksa piposu aznn iinden frlam gibi
duruyordu. Ayrca iman purolarla dolu iki koca kutusu vard.
Onlara "Propaganda purolar" derdi. Bu purolar herkese ikram e
derdi; eer birini alrsanz yar yarya ona ait saylrdnz. Sonra si
ze teorilerinden ve derneinden bahsetmeye balard. Kafede de
kendisine destekiler toplamaya alyordu. Kurmu olduu sos
yal ve politik sorular dernei Lucifer Kulb, Ses te ho karlan
mt; Resmi Gazete ise dernei grmezden geliyordu. Hepimize
seslenerek d dnyada neler olduu hakknda bir ok ey syledi,
bir yandan da sanki yaratt etkiyi grmek istermi gibi srekli et
rafna bakyordu. Sylediklerinin bir ksmn halen hatrlayabiliyo
rum. "Gnee ihtiyacnz var, ite sizin sorununuz bu, sizi ahmak
lar! Yaamlarnzn harcanmasn hak ediyorsunuz. Neden hibir
ey yapmyorsunuz? Bana bakn, ite sizin Patera'nz hakknda d'

140

Dier Taraf

ndm bu," ve yere tkrp alayc bir kahkahayla masay yum


ruklad. zleyiciler korkuyla eildiler, byle bir hakaretin sonucu
olarak kendilerine arpacak bir yldrmdan korkuyor olmalydlar.
Utan iinde gzlerini indirdiler. Kafenin sahibi aceleyle birka
kez stavroz kard, gsne vurdu ve hzla baz dualar mrldan
d. Anton, sobann yanna bzlp kendi kendine fsldad, "Efen
dimiz bizi koru, Efendimiz bizi koru." Sadece satran oyuncular
etkilenmemi gzkyordu.
Konumasnn etkisini izleyen Amerikal yeniden yere tkr
d, tezgfila bir altn para frlatt ve etrafndakileri kk gren bir
ifadeyle dar kt.
Amerikal, herkesi kendi tarafna ekememi olsa da Rya l
keliler arasnda politik hareketlenmeyi balatt ve bunu yaparken
herhalde istediinden daha fazla zarar verdi. Gruplar ve organizas
yonlar mantar gibi tredi. Hepsinin farkl amalar vard: serbest
seimler, komnizm, kle alm satmna balamak, zgr ak, d
lkelerle dorudan temas, daha kat bir tecrit, snr kontrollerinin
kaldrlmas. Birbirinden farkl hareketler ortaya kt ve Katolik
ler, Yahudiler, Muhammedciler ve serbest dnce yanllar kendi
aralarnda gruplarken dini ihtilaflar olutu. Pearl sakinleri politik,
ticari ve entelektel grlerine gre genellikle en fazla yesi o
lan cemiyetlere blnd.
Karnca yuvas gibi kaynayan bu kulp bolluu Amerikal 'nn
kkrtmaya alt faaliyet deildi. Birok defa "Sizler ie yara
mazsnz," dedii duyulmutu, "sizler saduyu ve metanetten yok
sun glgelerden baka bir ey deilsiniz. Sahip olduunuz kk
beyinlerin tamam da hilelerle elinizden alm."
Ayn sralarda dardan gelen ok sayda gmen de tuhaf
yanl anlalmalara yol amt. Yeni gelenler burada kendilerinin
aynlarn buldular, bu da hem komikliklere hem de rahatszlklara
sebep oldu. Yeni Rya lkeliler, burann eski sakinlerine yalnzca
grn ve davran olarak deil, giyini olarak da benziyordu;
bylece sanki yeni gelenler eskileri bilerek taklit ediyorlarm gibi
bir hava oluuyordu. Gln bir durumdu. Ortalkta dolaan iki
"Alfred Blumenstich," iki "Brendel" ve birka tane "Lampenbo
gen" varm gibi grnyordu. Kafeye girip bir sredir grmediigrmediiniz

141

Alfred Kubin

niz eski bir dostunuza merhaba diyor, karlk olarak ise bo bak
lar alyordunuz - yanl kii kyordu. Sokakta kardan Lampen
bogen geliyordu, apkam kaldrp sefamlyordum ve sonraki ke
de baka bir Lampenbogen daha kyordu! Bir gn kafemizin sa
hibini tam drt farkl kez grdm ve bu sre iinde kendisinin ka
fede olduuna yemin edebilirim. Benim de baka bir "kendim" ol
malyd. Birok defa omzumda samimi bir el hissettip arkam d
nnce mahup bir zr mrldanan hi tanmadm biriyle kar
latm.
Baka bir gn bama gelen olay beni ykt. Huxter Geidi di
ye anlan, Fransz Mahallesi'ni meyve-sebze pazarna balayan ka
ranlk bir aralkta karma tpatp benzeyen bir kadna rastladm. Bu
olay ac dolu hatralar kafamda canlandrd ve eski moda, yksek
duvarl bir eve girip kaybolana dek kadn takip ettim. Kapnn
nnde, kendisini takip eden kiiyi grmek iin arkasn dnd; en

ufak hareketine kadar benzerlii esrarengizdi. O gnden sonra onu


sk sk grdm ve kabul etmeliyim ki bazen onu grmek iin zel

likle frsat kolladm. Farknda olmadan, kendime bile itiraf edeme


den, yeniden ak iaretleri grp gremeyeceimi merak ettim, ta
ki onu gevek apkasnn altndan uzun, k salar grnen iriyan
bir adamla kolkola grene dek. Kafede, kadnn nerede yaadn

soruturdum ve nl bir org yapmcsnn kans olduunu ren


dim. Kendimi aptal yerine konmu gibi hissettim. Titrek yla
her eyi eriten sonbahar yamurunda insan fazla dikkatli olamyor
du. Sahte isim kullanan bir Castringius II, bar sahipleri gerek
Castringius'a bile inanmaya vazgeene dek tm barlara borland.

Zevk Dernei,

zengin snflarn yeleri tarafndan eski tiyatro

da yaplan byk bir kutlamayla kurulmutu. Kt n her yere


yaylm olan Melitta da bu ite zel bir rol oynuyordu. Bir hafta
boyunca her gece evden kam ve mzikholdeki

Yeni Havva isim

li gsteride striptiz yapmt. Yz maskeli olsa da herkes onu ta


nmt. Bu skandal Lampenbogen ile Brende l ' i daha da yaknla
trd. kisinin de gururu incinmiti ve paylalan bir keder, acs iki
ye blnm bir keder demekti. Brende!, Melitta'ya esir olmutu
ve ona sevgisini bir trl gsteremiyordu. Ortalkta bo gzler ve
krk bir kalple dolayor, mahubiyetinden tr benimle karla-

142

Dier Taraf

mamaya zen gsteriyordu. Doymak bilmez bir ehvet dkn o


lan Melitta ise utantan nasibini almamt. Amerikal'ya kr k
rne vurulmu, adamn geni omuzlan ve varlkl grnne ka
plmt. Bunlar Rya lkesi 'nde nadiren grlen eylerdi. Bir de
fasnda onu Amerikal'nn nnde, etei dizlerinin zerine kadar
kaldrlm halde yrrken grmlerdi. Srasyla mendilini, opera
drbnn ve para antasn yere drmt, fakat Amerikal ne
zaketten tamamyla yoksun bir biimde kadnn

kk numaralar

mr cevap vermemiti. Melitta eilip poposunu sessiz bir aryla

milyonere sunduunda adam "Yolumdan ekilin, han'fendi," de


mi ve kadn kenara itmiti. Nefretle dolmu olan Melitta da tut
kularnn kaln kafal merkezini delloya davet etmesi iin Brende
l' i ikna etmiti, fakat nafileydi. Amerikal, kullanmaya alkn ol
duu tek silahn atnn krbac olduu haberini yollam, olay da
bylece sona ermiti.

Lucifer Kulb'ne

en fazla katlm, lkeye yeni gelenler tara

fndan oluyordu. ou etrafta eski moda giysilerle dolamaya kar


kyor, tarihi mobilyalar vb. dier demode eylerden de memnuni
yetsizlik duyuyordu. Bu insanlar Amerikal'nn yanna geiyorlar
d.
Bazen gerek Efendi'nin Rya devletinin imdiye kadarki y
netim prensiplerine bylesine aka kar kan tm bu hareketle
re niin gz yumup tepkisiz kaldn merak ediyordum. Kafenin

politik konularda tarafsz olan sahibi, bumuna hafife vurarak, "O


ok kurnazdr, bekle ve gr," demiti.
Snr kontrolleri her zamanki gibi youndu, ama duvarlarn ar
kasnda her ey yaklaan bir sonun kapda olduunu gsteriyordu.
Hava, hi olmad kadar boucu ve bunaltcyd. ehrimizin ze

rinde soluk bir .aydnlk aslyd. Gne n huzmeleri, sert bulut


rtsn delip birka kez aa szlmeyi baard. Bu naho, kr
edici k esrarengizdi. Artk gnei hi aramyorduk, hatta insan
ferahlatan bir sana tercih bile ediyorduk.
Zaman farkl bir hzda geiyor gibiydi. Sokaklarda endieli ve
heyacanl insanlar toplanyor, normalde sessiz bir yer olan Pearl'e
gilrtltl bir metropol grilntilsil veriyordu. Mi.ittefikler birbirleri
ne aceleyle parolalar sylyordu. Ayrntlarda anlamaya varamavaramasalar ds

143

Alfred Kubin

salar da genel olarak herkes iki ana gruptan birine katlyordu: ha


len Efendimiz'e inananlar ve Amerikal'ya kulak verenler. Yine de
yzde yz gvenilir deillerdi ve Amerikal da bunun farkndayd.
Propagandasna devam etti.
Mutlaka hatrlayacanz zere, Pearl 'de iki adet gnlk, bir a
det de resimli haftalk gazete vard. Resmi Gazete'nin sayfalar, l
kedeki bu yeni gce doal olarak kapalyd, son satrna kadar h
kmete sadkt. Amerikal da buna karlk olarak Ses'i etkilemek
iin elinden geleni ardna koymad, sonu olarak gazete, sorumlu
luu kabul etmediklerine dair notlar bulunan ateli makaleler ya
ynlad. Bizim editrmz de bu ift tarafl savaa katlmaya zor
lanmt, fakat bunda pek zorlanmam olsa gerekti. Yllar boyunca
Pearl 'de kan gazeteyi de kontrol etmi ve ayr yolu takip
etmiti.
Biz iki izerden halen her zamanki Rya Aynas tarznda i
zimler yapmamz isteniyordu, ancak Castringius ounlukla gizli
ce Amerikal'y ven eyler iziyordu. Hercules Bell'den bir mek
tup ald gne dek Amerikal'y resmi belgeleri ve devlet tahville
rini piposuna dolduran altn zrhl bir dev olarak izmiti. Mektup
ta yalnzca bir szck vard: "Gt! "
Birden Amerikal'nn Ses ve Rya Aynas ' n byk meblalar
karlnda satn alaca ve ke.ndi bana yaynlayaca dedikodu
lar yayld. Ama o ilk olarak bildirisiyle byk bir darbe indirdi.
Onu basmak iin matbaann da sahibi olan zavall editrmz bir
sopalamad kalmt. Editrmzn ilk tepkisi, "Bunu basmyo
rum!" oldu. Zebani ise glerek piposunun dumann kanunlara r
keke boyun een vatandan suratna fledi. "Derhal parlak krm
z kada basacaksn" diye kkredi.
Zavall kurban diz kt ve alamaya balad, "Merhamet e
din. Basamam, bu benim lmm olur."
Bunun zerine amansz Amerikal cebinden bir altpatlar
kard, silah zavall adamn kulana dayad ve haykrd, "Eer der
hal itaat etmezsen gnn gsteririm!" Titreyen ve bir hayalet gibi
bembeyaz kesilen editrmz kad ald. "Beslemem gereken bir
karm ve ocuklarm var," diye yanaklarndan yalar szlerek sz
land.

144

Dier Taraf

Amerikal basm bizzat denetledi. in yavaladn dn


d anlarda havaya ate etti. Akam olduunda bildirinin alt bin
kopyas baslm ve krmz kat kalmamt.
Halen titreyen matbaa sahibine "Pekala," dedi, "o kadar da zor
deilmi, ha?" Her bir alana yz altn kron verdi.

111
Burada kullandm bildiri kopyas Rya lkesi igal edildi
inde orada olan ve bildiriyi kullanmama nazike izin veren bir
Rus subay tarafndan temin edildi.
BLDR

Pearl vatandalar

Buraya geldiimde masallardaki gibi grkemli bir ehir bula


cam sanyordum. Hepinizin ayn eyi dnm olduunu tah
min ediyorum. Rya lkesi 'ne kabul edilmek iin yedi yl boyun
ca Patera'ya rica mektuplar yazdm. Sonunda talebimi kabul etti.
Reddinde srarc davranm olsa benim iin daha iyi olurdu. Bura
da, samalklarn hkm srd bir lkeyle karlatm. Gzleri
nizi amaya karar vermi olmam, yalnzca size duyduum acma
dan dolaydr. Hkmnz imdiden verildi mi? Hayr, tekrar edi- .
yorum, hayr! Fakat sizler rahatszsnz, sizler mutsuzsunuz. Hepi
nizin bunu kabul etmesi gerekli. Bir kat, bir dolandrc, bir
hipnozcu tarafndan kandrlmsnz. Salnz, servetinizi ve ak
lnz alm. Ey mutsuz insanlar, sizler bir toplu psikozun kurban
larsnz. Artk hibiriniz kendi aklna itaat etmiyor. Baka birinin
telkinlerini kafanzn iinde, kendi dncelerinizmi gibi algl
yorsunuz. lmnze srklenmeye gz yumuyorsunuz ve bunla
rn hepsi Patera denen eytan yznden oluyor.
Ama hala vakit var! Yeter ki ilerinde ufack bir kuvvet kvl
cm olanlar beni desteklesin.
imdi size syleyeceklerime kulak verin. Silkelenmeli ve B
y 'y zerinizden atmalsnz. Gerekten zgr olmak istediiniz
anda, zgr olacaksnz! Bayramn altnda toplann, mfrezeler

145

Alfred Kubin

oluturun ve kez lanetlenmi Saray'a saldrn! Bu vesile ile o ib


lisin bana
bir milyon kron
dl koyuyorum.
Nasl evlerde yaamaya zorlandnz biliyor musunuz? Ara
larnda buraya getirilmeden nce su, kan ve alaklkla bozulma
m olan bir tanesi bile zor bulunur. Saray, suikastlere ve ihtilallere
sahne olmu yerlerin enkazlarndan toplanan paralardan ina edil
mitir. Patera, malzemelerini toplamak iin gerisin geri eski za
manlara gitti. Escorial' in4, Bastille' in5 ve Roma arenalarnn para
lan kullanld; temsilcileri Londra Kulesi'nden, Prag'daki Hradsc
hin'den6, Vatikan'dan ve Kremlin'den ta bloklar alp buraya
naklettiler.
Nerede strap varsa Efendiniz agzl parmaklarn oraya u
zatyordu. Uzun Cadde'deki kafe elli yl nce Viyana'nn kenar
mahallelerinde itibarsz bir meyhane, mandra Yukar Bavyera'da
bir haydut yatayd. Swabia'dan' getirilen deirmen, kardein kar
dei ldrd 200 yllk bir cinayetin kanyla ki'rlenmiti ! Bunlar
sadece birka kk rnek, sizleri aratrma sonularnn tam liste
siyle yormayacam. Patera'mn gizemli mlklerinin ounun b
yk ehirlerin naho blgelerinden geldiini sylemek yeterli. Pa
ris, stanbul vs. hep en aalk paralarm verdi !
Vatandalar! Ben gzlerinizi atm, onlar bir daha kapama
yn. Sizleri yeniden bu canavarn dn hzlandrmaya ar
yorum. Sizlere bir dm olacak: Uyumaktan kann! Efendiniz
sizi o zaman kle ediyor. Uyku sizi aciz braktnda kulanza
sinsi fikirlerini fsldyor, eytans bysn gnbegn yeniliyor,
4 Escorial: Madrid'in kuzeyindeki "San Lorenzo del Escorial" manastryla nl k
k yerleim yeri.

Bastille: Paris'te bulunan, Fransz Devrimi srasnda ar bir biimde tahrip edil

mi kale ve hapishane. Voltaire'den Marquis


de Sade'a ok sayda isim burada

mahkim olmutur.

6 Hradschin: Prag'da bulunan, adn zerinde bulunduu tepeden alan ato.

Kraliyet

Saray, Saint-Guy Katedrali, Saint-Georges Bazilikas ve zerinde Kafka'nn da e


vinin bulunduu Altn Soka burada yer almaktadr.)

Swabia: Almanya'nn gneybatsnda bulunan, iindeki Kara Orman ile de me

hur olan tarihi blge.


146

Dier Taraf

glendiriyor ve iradenizi yok ediyor. Her birinizi yeniden mutlu


ve memnun greceime eminim.
Sizler bataklkta aa doru ekilirken, dardaki byk dn
ya gelecein aydnlna doru dev admlar att. Modern an gr
kemli keiflerinde hibir paynz yok. Siz Rya lkeliler etrafa d
. zen ve mutluluk saan saysz icada tamamen kapalsnz.
Vatandalar! Dar ktnzda hayrete deceksiniz. Gky
znn mavisi ve ayrlarn yeilliinin sizlere glmsediini gre
ceksiniz. Gne yanaklarnza glleri geri getirecek. Evlatlarnz
yine barnza basacak, Rya lkesi'nin verimsiz pisliine nefretle
bakacaksnz. Ama gznz drt an, bu arlatann binlerce hile
si vardr.
Sava lnz "Patera'ya lm" olsun!
Hepiniz, Lucifer'in Oullar'na katln!
Hercules Bell
Castringius bidirinin bana konmas iin bir ss izmiti. i
zim, banda bir ta, elinde ise zerinde zgrlk, Eitlik, Karde
lik, Toplum, Bilim, Adalet szckleri yazl bir tablet tutuyordu.
Amerikan bayra taca ilitirilmi ve bildirinin etrafna sarlmt.
Bildirilerin tanmas ve datm Jacques ve etesine veril
miti. Jacques, babas belli olmayan bir delikanlyd. Annesi Ma
dam Adrienne, tannm bir genelev patronu ve Fransz Mahalle
si 'ndeki iki genelevden kaliteli olannn sahibiydi ve oradan hi
ayrlmamt. Jacques ise nerede alak bir i dnyorsa altndan
kan ve daraacnda sallandrlmas gereken bir tipti. Bir sulular
etesinin lideriydi ve gzpek yiitliklerinin n sulu evrelerde
yaylmt. Hercules Beli bu herife ucuz bir lokantada rastlam ve
onu gelecekte yapaca iler iin cmert bir cret karlnda he
men kiralamt. Hayatn medeni bir toplumda aza alnmayacak
iler yaparak kazanan Jacques, Amerikal 'nn zenginliine hemen
cecik kaplmt. Daha ilk grmelerinde kalbini ve ruhunu Ame
rikal 'ya adam, Fransz Mahallesi 'nden birka karanlk tiple ge
lip milyonerin fedailiini yapmay teklif etmiti.

147

Alfred Kubin

Ancak sonradm belli oldu ki hepsi satn alnabilir tipler deil


di. Mesela Gotthelf Flattich, Kamerunlda domu hamal emeklisi
bir zenci, teklifi kabul etmemiti. Beli onu Rya lkesi'ne gelme
den nce de tanyordu; Flattich, Amerikal 'nn siyahi hizmetile
rinden

biriyle evlenmiti_ O

zamanlar Bell byk bir para karl

nda adamn balln elde etmiti ve Rya lkesi'nde yeniden


karlatklarnda ikisi de pek keyiflenmiti. Zenci, boa gibi gl
ve yumuak huyluydu. Yalnzca onu kzdrmamak gerekliydi, aksi
takdirde korkun olllirdu. Kans lnce vaktini kular eitmeye a
damt. Amerikal onu bir an nce saflarna almaya alt, fakat
planlarn dinletemedi. Flattrich, Patera'nn ateli bir hayranyd ve
baka hibir ey akln elemezdh syanda yer almad, sakince ho
bileriyle ilgilenmeye devam etti: Herkesin kendisini sevdii Fran
sz Mahallesi'ndeki yaamna devam etti. Bu, anlatnn ileriki k
smlarnda yeniden karmza.kacak.
Tm bu sefahat ve her eye gz yummann sonucu olarak R
ya lkesi halknn dengesi bozuldu. Bilinen ruh ve sinir hastalkla
r -kore hastal, epilepsi, isteri- artk topluca grlmeye bala
mt. Neredeyse herkesin bir tiki ya da taknts vard. Agorafobi,
halsinayson,. melankoli ve katalepsi vakalanndaki art korkutucu
boyutlardayd\; fakat insanlar grltl yaamlarna umarszca de
vam ediyorlard;. ntiharlar artp korkunlatka hayatta kalanlar
da vahileiyordu. Hanl,arda mthi kanl bak dvleri oluyordu.

Artk uyuyamyordum, kafeden gelen ses yatak odam dolduruyor

ve beni btn ge:e uyank' tutuyordu. Tm ekinmeler bir yana


konmutu, insanlar akla gelen her eyi yapyordu.
Bir akam kafede bir arkc belirdi. Akortsuz piyano ile alk
dnda her ey ilk bata ni8beten sakindi. Fakat sabahn nde
lklar ve tiz kahkahalar duyulmaya baladt Yataktan ktm ve
etrafndaki ampanya ieleri dnda nl plak olan arkc kzn
sarho gruh tarafndan bir el arabas zerinde ehir sokaklarnda
gezdirildiini penceremden grdm. Bu tuhaf alayn banda klc
knndan km olan temen de Nemi yrmekteydi.
Eski evimin bodrum katnda yaayan annesiz dokuz ocuk ar
tk tannm hayrsever Alfred Blumenstich tarafndan dzenli ola
rak ziyaret ediliyordi.. Dedikoduya gre bu ziyaretlerin esas amac

148

Dier Taraf

iki byk kzd. Yoklan elleri eker ve ikolata dolu kutularla ge


er ve bizzat ocuklarn babas tarafndan, Herr Blumenstich rahat
sz edilmesin diye korunan kapdan ieri :girerdi.
Bazen alkol yerini etere ve afyona brakrd. nsanlar yorgun
sinirlerini uyarmak ya da sakinletirmek .amacyla herkesin iinde
kendilerine ine yaparlard.
Bylesine koullarn felaketle sonulanaca akl banda her
kes iin aikard. Delilik snrlarnda olan bir topluluun giderek
artan rahatsz davranlarn dehetle izliyorlard. Geceleri evlerden

gelen anlalmaz, ac lklar fazlasyla rahatsz edici buluyor


dum. Yaamn giderek artan ateli temposu buraya glgeli, ryam
s bir hava katyordu.
Tm bunlara bir de scak, boucu havay ve haya!etsi aydnl
-bazen parlak bir k huzmesi slfr renkli gkymnde parlar
d- eklerseniz o gnlerde hissettiim dehet hakknda ufak bir fik
riniz olacaktr.

Ve, tm bunlarn zerine, bildiri ortaya kt. Her sokan k


esinde datlyoc ve her eve yollanyordu. Amerikal 'nn partisi
ve hala Patera'y destekleyen eski Rya lkeliler arasndaki atla
daha da derinletirmekten baka bir ilevi yoktu. Korkun gn
lerdi.
149

Dier Taraf

kinci Bf:m: DarufakiDiT!}'a


1
Uygar dnya, on iki yla yakn bir sre boyunca Rya lke
si 'nin varl hakknda hibir ey bilmemiti. Elbette, aniden ve a
klanamaz biimde ortadan kaybolan insan vakalan vard. Bu in
sanlarn ou trenlerde ya da gemilerde grlmt, ancak sonra
dan yaplan soruturmalarda hibir sonu alnamamt. Bir ekilde
ada dnya ile ters dtkleri ve inzivaya ekilmek iin sebeple
ri olduu iin kimse bu durumu ok fazla umursamamt. Dnya
nn ahlaki veya ekonomik iflaslara ilgisi olduka snrldr.
lkeden gizemli bir biimde kaybolanlar akademi, sanat ve fi
nans evrelerinin st tabakasndan olunca insanlar da olayla alaka
dar olmaya balad. Aileler genellikle sadakatsiz akrabalarndan,
kaybolmann iki hafta sonrasnda son bir yaam iareti, en azn
dan birka satrlk bir karalama alrlard. Ancak "Beni takip etme
ye almayn, emin ellerdeyim" veya, "artlar beni birliktelii
mizden uzaklamaya mecbur ediyor" veya "Hepiniz beni affedin,
fakat baka seeneim yok" gibi laflardan ne karabilirlerdi ki?
Tm bu kaybolmalarn ortak bir sebebi olduunu iddia edenle
re verilen tek tepki ise inanmaz bir glmsemeydi. Polis armt.

En byk yaygara Prenses X ortadan kaybolunca koptu. O s

ralarda soylu hanmlarn kamas allmadk bir durum deildi, fa


kat bu olay yalnzca gen ya grubunda grlrd. Bu vakada ise
artlan gayet rahat ve mutlu olan yal bir hanm vard. Karadeni
z' e kadar izi srlmt. Baz Trk hamallar onu bahi konusun
daki an cimriliinden dolay hatrlyordu. Kimliine dair ipucu
veren ey de bu olmutu. Prenses' in kayboluundan ciddi endie
duyanlar yalnzca miras midi olan birka yeeniydi. Ne yazk ki
yal hanmefendi tm parasn da beraberinde gtrmt. Prenses
X ' ten bir daha hi haber alnamamt.
Bir sre sonra Amerikal multimilyoner Bell'in insanlarn dik
katini Rya lkesi 'ne eken ve harekete gemeye iten olay ortaya
kt. Bu konserve et kral - nasl olduunu asla renemesem de tuhaf lkeden haberdar olmu ve oraya vatanda olmay kafasna

151

Alfred Kubin

koymutu. Bell ' in delirdii sylentisi hemen yayld, o da bu sy


lentilere mehur bir psikiyatristin gece gndz kendini gzlemle
mesini salayarak karlk verdi. Sekin psikiatristin karar Ameri
kal 'nn aklnn tamamen yerinde olduu ynndeydi. Fanatik A
merikal, yllar boyunca doktoru ve iki hizmetkar eliinde dnya
y dolam, ktalar arnlayp Rya lkesi'ni aramt. Bir Yeni
Zelanda'da adalar tararken grlyor, bir Dou Hint takmadala
rnda ortaya kyordu. Doktoru, Hercules Bell'e daha fazla katla
namadn syleyerek Hong Kong'da ondan ayrlm; nceden
verdii olumlu akl sal raporunu da tekrar gzden geirip Ame
rikal 'nn

sabit fikirli olduuna kanaat getirmi. Zengin hastas ha

yallerini kovalarken doktor evine dnm. Sonra hayret verici olay


meydana gelmi: Bir gn Amerikal'nn yollad bir ulak yannda
uzun bir mektup ve bildirinin bir kopyasyla ngiltere babakannn
brosunda belirmi.
Lordluu, kabul grm her yasa ile dalga geen, zarar verici
olduu kadar zengin de olan despot bir liderin korkun ilerini gr
d ve binlerce saygdeer Avrupal'nn kanunsuzca kapal tutul
duu bir lkenin var olduuna ksa srede ikna oldu. Amerikal,
insanlk d muamele ve kleliin nl dman ngiltere'nin des
teini istediini, onlardan hzl ve etkili bir yardm beklediini
yazmt.
Mektup ile bildiri kaba ve demagojik bir slupla yazlm olsa
da, bu kadar fazla kiinin kaybolduu gznnde bulundurulunca,
acil yardm isteini grmezden gelmek imkanszd. Prenses X ' in
orada tutsak halde rd sylenmiyor muydu? Bu olay ayrca
ortadan kaybolup Avrupa basnnn kafasn kartran ve sonunda
nemsiz Asyal bir prensin taknts olduuna karar verilen kayp
binalar da aklyordu.
Bunun sonucunda Avrupal gler arasnda hararetli bir haber
alverii gerekleti. Mmkn olan en abuk ve en sessiz ekilde
harekete geilmesi mecburi gzkyordu. Komu lkelerden biri
olan Rusya'ya da mdahele yetkisi verildi. Her zamanki kskan
lklar unutuldu ve parlamentolar bir sreliine her eyi unutmu gi
bi davrand.

152

Dier Taraf

Bir ay iinde Rus birlikleri seferber olmu ve General Rudino


v'un emrine verilmiti. "Hristiyan ahlak ve karde sevgisi adna"
cmlesini dstur edindiler ve zgrle kavuturacaklar tm o al
tn klelerini dndler.

ar,

zengin bir eyalet ekline gelecek

beklenmedik bir maddi frsatla karlaacan umuyordu, nk


bu lke Rus snrna yakn bir yerde bulunmaktayd.
Gazeteci, fotoraf, speklatr ve eitli alanlarda uzman o
lan tacirlerden oluan bir gruh da, azami gizlilik ierisinde bu se
fere katlmak zere davet edildi.
in bykelileri, Cennet mparatorluu'nun snrlarn ihlal
eden bu glere kar kt, fakat artk ok geti ve bu beyefendiler
pllarn prtlarn toplayp geri ekilmeye zorlandlar.
Rya lkesi'nin konumu haritalardan aa yukar kestirilebi
liyordu. Yine de, fazladan bir tedbir olarak Amerikal'nn ula da
birliklere rehberlik edecekti. Ancak adam bir gn otel odasnda l
bulundu. Kamna bir haner saplanmt ve hanerin bana i
lenmi olan iki szck uyar nitelii tayordu:

Skut altndr.
Rudinov, lkeyi kendi bana bulmak zorundayd.

153

Alfred Kubin

nc Blm: Celiennem
1
Monoton bir sabah. Hercules Beli, yan oturur vaziyette, kolla
rn kavuturmu, derin dncelere dalm hala yatandadr. "Ga
lip geleceim," diye mrldanyor, yz hatlar - ki yakkl demek
iin fazlasyla gller - kibirle parlyor.

"Galip geleceim !"

diye

yksek sesle tekrarlyor ve kalkyor.


"Zindeyim," diye dnyor, cokuyla. Boy aynasnn nnde
plak vaziyette dikiliyor. Gzlerinde meydan okuyan bir ifadeyle
vcudunu inceliyor, kaslarn gstermek iin birka beden egzersi
zi yapyor. "Demir gibi sert." Kll gsn dvyor. Kendisini bir
grei gibi gryor ve neeyle kabararak haykryor, "ampiyon:
Hercules Bell !"
Rya lkesi halkn dnyor ve otomatik bir hareketle oda
nn kesine tkryor. Bu aciz koyun srsn bir an nce hizaya
getirecek!
Aniden kalarn atyor. D Yerleim aklna geliyor. Oraya
bir kez, yaayanlar grmek iin gitmiti. "Martaval" eski kabile
hakkndaki fikirlerini zetleyen bir szck olmutu ve "fikirlerine
katlmayan" bu kye bir daha hi gitmemiti.
Mavi gzl Asyallarn souk tarafszlnn farkna vard
anda, Yerleim'in parti politikalar iin pek verimli bir toprak ol
madn anlamt. Ayrca bu tuhaf yal insanlar iine huzursuz
luk veriyordu ve onlarn bir ekilde kendisine kar hareket etmele
rinden korkuyordu. Balamakta olan deiimden hi etkilenmemi
lerdi. Hala eylemsizce, gnden gne yayorlard. Cehenneme ka
dar yollan var! En yozlam Rya lkeliler bile onlardan iyidir !
Giyiniyor ve titizce tra oluyor, ustalkla yzne masaj yap

yor ve sonra yeniden neeleniyor. Son darbesi, zaferi getirecek o

lan hamlesi henz yaplmad, kimse byle bir eyden phe bile
duymuyordu. En sevdii uandan ayrld geceyi dnyor.
Yirmi yl boyunca Bell'in zel hizmetkarln yapm ve ona sa
dk kalm olan bu adam, baka lkelere buradan bahsetmek uru
na Rya lkesi'ni terk edip hayatn tehlikeye atmt. Connor s1 54

Dier Taraf

nr duvarlarnn dndayd. Pratik ve teknik konulardaki dehas sa


yesinde tek ka ihtimalinin nehirden olabileceini abucak fark
etmiti. Nehrin duvarn altnda kaybolduu noktada suya dalm ve
metal bir zgara kefetmiti. Karanlk su rtsnn altnda parmak
lklardan birini emi, zayf ve evik bedeninin iinden geebilece
i byklkte bir gedik amay baarmt. Bunu yapt gece du
varn tesinden atlan bir fiek Amerikal 'ya hizmetkarnn cesur
plannn yolunda gittiini haber vermiti. nemli mektubu, gs
ne balad kauuk antada tayordu. Onun gibi elik bnyeli bir
adam iin buz gibi sulara gece yaplan bir daln nemi yoktu. Ar
tk hibir ey ters gidemezdi! Connor dayanklln ve zekasn
trl kahramanlklarla gstermiti.
Yardm en ge drt ya da alt hafta iinde gelecekti.
"ki ay sonra Rya lkesi'nin hkmdar

ben

olacam," di

yordu Bell, puro kutusunu doldururken. "Yaknda Patera'ya diz


ktreceim." Gzlerinde eytani bir parlaklk vard. Bylesine
nefret ettii Efendimiz'e niin kar iten ie ateli bir hayranlk
duyuyordu? Amerikal'nn trajedisi ite bu soruda gizli.
Bir_ok kez yinelenen taleplerden sonra lkeye kabul edilmi
ve Patera'nn snrsz glerinin etkisini kendi gzleriyle grm
t. Amerikalnn bak asna gre, Patera, glerini nemsiz ve
samasapan ilere harcyordu. Ona kalsa, giriimci dehas sayesin
de olduka farkl bir ey yaratabilirdi! Aklna gelen ilk fikir "Efen
dimiz" ile bir ortaklk kurmak olmutu. Bu milyonlarn seve seve
aktabilecei bir amat, tm dnyay ele geirebilirlerdi! Ya da, en
azndan bu deliler plnden fazlasn ele geirebilirlerdi!
O gl bir adamd. yle zengindi ki, Amerika ve Avrupa'da
insanlar seve seve ayaklarnn altn yalard. Burada ise Efendimiz
ona sradan bir kulu gibi davranyordu! Patera'y ziyaret etme giri
imleri hep hakaret dolu reddetmelerle sonulanmt. Bir kez bile
tepedeki adama kp deerli tekliflerini sunamamt. Her seferin
de beklenmedik bir engel ortaya kyordu. Patera'ya kar duydu
u bu mthi nefret artc myd? Ona gnn gsterecekti! O,
Patera'nn masasndaki krntlar toplayan bir zavall deildi ve
hak ettii saygy grecekti !

1 55

Alfred Kubin

Bylelikle politikaya atld, ne derece baarl olduunu da


grmekteyiz. Uzun geceler boyunca dner durur, grnmez has
mndan intikam alma yollar bulmak iin kafa patlatrd. Rya l
kesi 'nde isminin korkuyla anlmasn salayan ey, paras ve dur
mak bilmez faaliyetiydi. Patera'nn burnunu srtecei vaktin yak
latn hissediyordu.
"Ama imdi dnme deil, icraat zaman ! " Saatine bakyor.
Durmu! "lgin. Ne kadardr uyuyorum?" Uan aran zili a
lyor. Kimse gelmiyor. Bekleme odasnn kapsn ayor. te John
orada, azn ayrm horul horul uyuyor. Bell, uyuyan uann
yanna gidiyor ve onu sarsyor. Hibir ey olmuyor. En sonunda
John yavaa gzlerini ayor ve efendisine bo bo bakyor. Sonra
yeniden uykusuna dnyor ve bir daha da uyandrlamyor.
Amerikal restorana inmeden nce hiddetle - fakat hibir so
nu alamadan - tm zilleri alyor. Aada gzne ilk arpan ey
barn arkasnda horlayan otel sahibi oluyor. Kimi mteriler balar
masalara dm biimde uyumakta. Peeteleri yastk yapmlar.
Derin uykudalar. Yar bo . bardaklar ve ilerinde yemek artklar
kalm tabaklar etraflarnda. Garson portmantoya yaslanm,

Aynas

Rya

dizlerinin arasnda, uyuyor. Bell garsonu drtyor ve adam

yzndeki huzurlu ifadede en ufak bir deiim olmakszn yere ini


yor.
Amerikal gerisingeri yukar kyor, bu srada neredeyse a
marlara sarnm halde yerde uzanm olan amarc kadna tak
lyor. Dehetli bir dnceyle akna dnm halde ,pencereden
dar bakyor. Kar sokan kesinde, krmz bir ey riizgarda .u
uuyor - kat paralar - baarsz bir bildiri. Binalarn arasnda
ki pis aralktan yerde yatan iki adam gryor; bir kadnn etei ve
bacaklar bir kap eiinden dar uzanyor. Bunlar haricinde etraf
terk edilmi. leride gezinen sivri burunlu iki hayvan; tilkiler hari
cinde hibir yaratk yok. Beli pencereden ekiliyor. Bembeyaz ke
siliyor ve yiiznde tarif edilemez bir hor grme ifadesi beliriyor.
Ba dyor, alnnda derin krklar oluuyor, burun delikleri tit
reiyor ve vcudu uyuuk bir biimde kerken, "Beceriksiz!

an

sn kaybettin ! " diye baryor. Gzleri kapanmaya balyor, fakat


bundan ileri gitmiyor. Bedeni rperiyor ve yorgunlua kar koyu-

1 56

Dier Taraf

yor. Beli kendini lavaboya srklyor, kafasn souk suya daldr


yor - ne kadar ferahlatc! - cep matarasndaki konya kafaya di
kiyor, iede kalanla da akaklarn ovuyor ve bitkinlik an sona e
riyor. Piposunu dolduruyor, apkasn takyor ve dar kyor.
Hercules Beli teslim olmaz.

il
Kar konulmaz bir uyuma hastal Pearl ' etkisi altna alm
t. lk olarak Ariv'de ortaya km, oradan lke'nin tmne ya
ylmt. Bir salgnd ve kimse ona kar koyamyordu. nsan bir an
ne kadar zinde ve uyank olduuyla vnrken bir an sonra mikro
ba yenik dyordu.
Hastaln bulac zellii hemen fark edilmiti, ancak dok
torlar bir tedavi bulmakta aresizdi. Amerikal 'nn bildirileri etki
sizdi, nk insanlar onlar okumaya baladklar anda esnemeye
balyordu. mkan olanlar, hastaln etkisiyle sokan ortasnda
serilip kalmamak iin evden kmyorlard. Yalnzca kuytu, scak
bir keye ekiliyor ve olaylarn geliimini memnuniyetle kabulle
niyorlard. Ne de olsa canlar yanmyordu. Hastalardaki ilk belirti
genellikle derin bir uyuukluk hissiydi. Bunun ardndan bi.r esneme
nbeti geiriyor, gzleri kumla doluyormu gibi hissediyordu.
Gzkapaklan arlayor, dnceleri birbirine karyor ve sonun
da olduu yere ylyordu. Hastalktan mustarip olanlar bazen
keskin kokulu tuzlarla - rnein, amonyak tuzu - ayltlabiliyor,
ancak birka szck geveledikten sonra yeniden uykuya dalyor
lard. Bnyesi gl kiilerde havluyla sert bir biimde ovulmak
uykunun gelmesini birka saat geciktirebiliyor, fakat sonu yine
ayn oluyordu. Birok vakada hastaln balangc son derece hz
lyd. Bir konumac, politik durumu irdeleyen tiradnn ortasnda
masaya yaslanyor, ban eiyor ve ritmik olarak horlamaya bal
yordu.
Dier yandan, kafedeki Anton gzlerini zorlukla ak tutmas
na ramen almaya devam ediyordu. Ama, tanrm, onu ayakta
tutmak iin neler yapmamz gerekiyordu, bir bilseniz! Onu eker
topaklar ve ay kaklaryla adeta bombalyorduk. Ar unutkand

157

Alfred Kubin

ve sonunda siparii getirdiinde de sabrsz mterinin kendisi uy


kuya dalm oluyordu. Baygn dm mdavimlerin purolarnn i
yice sndrlm olmas iin gzmz drt ayorduk.
Tren meydannda askerler tehditkar ihtilale kar hazrlkl
olmak iin antrenman yapyordu. Fakat avularn barlar hi
bir ie yaramyor, askerler birbiri ardna yere ylyordu.
Tuhaf ve elenceli kazalar oluyordu. Hrszlar, parmaklan ha
len bakasnn czdanndayken bile vicdanlar rahat uyuyorlard.
Melitta, Brendel'in dairesinde drt gn boyunca serilip kalmt.
Bu esnada kocas da ba masaya dm, burnu mayonezin iine
girmi bir halde rya grmekteydi.
Castringius, hastala kat oynarken tutuldu. Sandalyesinde
geriye yaslanyordu, karo valesi penelerinin arasndayd. Ben de
aceleyle odama ekildim ve hastalk beni ite orada vurdu. Tam
yatak rtlerini am, perdeleri ekmekteydim. Son grdm
ey, prensesin dairesinden yola doru uumakta olan banknotlar
d; hafif bir gz rzgar onlar nehre doru, kuru yapraklar gibi sa
vuruyordu. Yataa kadar anca gidebildim.
Salgnn patlak verdii ilk iki gn trenler, byk gecikmelerle
de olsa gelmeye devam etmekteydi, nk her istasyonda yeni g-.
revlilerin alnmas gerekiyordu. Bir sre sonra tren seferleri de so
na erdi. Ses'in son saysnda sayfalarn sadece tek yz baslmt;
buna ramen tamamlanmam cmleler ve onlarca yazm hatasyla
doluydu. Normalde gereksiz birka eyle doldurulan son sayfadan
ise eser yoktu.
Hastalkla boumann manas yoktu. Pearl uyuyordu. Bu
mutlak bilinsizlik hali herhalde alt gn kadar srm olmalyd.
En azndan bu sreyi mterilerinin sakal uzunluklarna gre he
saplayan berber byle sylyordu.
Sylentilere gre bu sre boyunca btn ehirde uyumayan,
ya da azck uyuyan yalnzca bir kii vard: Amerikal. Uyumad
gnlerden birinde Uyuyan Gzel'deki prens gibi Uzun Cadde' de
yrrken, kafenin penceresinden ieri baktnda satran oyuncula
rndan birinin bir hamle yaptn grdn sylemiti. Bundan
yola karak onlarn da hastalktan etkilenmedikleri sonucuna var
mt. Bunun dnda her yanda yere dm bedenlerle karla-

1 58

Dier Taraf

yordunuz. Yalnzca parklardaki banklar deil, merdivenler ve kap


nleri de dzgn giyimli bey ve hanmlarla kaplyd; tuhaf durum
larna ramen yzleri glmseyen evsiz insanlar gibi sereserpe u
zanmlard.
nsanlar kendilerine geldike ou kii olaan ilerini yapma
ya devam etti. Bu sadece Brende! iin deil, kasabn bahesinde
gnler boyunca bal halde vicdanl birinin elinden lmn bek
leyen ihtiyar beygir iin de kutsanm bir rahatlama oldu. Tabii en
sonunda yine lmne kavutu. in ilgin taraf, hayvanlar uyuma
hastalndan etkilenmiyorlard.
Birok kii iin hibir ey, en azndan hemen, deimemiti.
Uyandmda beslenme ihtiyac hissederek kafeye gittim. Berber
de oradayd. Kurtlar gibi at ama ok da keyifsizdi. Bir miktar pa
ra kaybolmutu ve bu olay berber ile tm hayvanlar gibi uyank
kalan yardmcsnn arasnn almasna neden oldu.
Rya ehri uyand ve kendini bir hayvan cennetinde buldu. U
zun uykumuz srasnda baka bir dnya - hayvanlar krall - y
lesine geni bir alana yaylmt ki bizler de yok olup gitme tehli
kesiyle kar karyaydk. Belirtmem gerekir ki, uykudan evvelki
zamanlarda bile san ve fareler ok iyi bir yl geirmiti. Aynca
yci:c kular ve drt ayakl tavuk hrszlarnn yaptklar yamalar
hakknda da ikayetler olmutu. Bahvan, Alfred Blumenstich'in
bahesinde kurt izlerine bile rastlamt. Bunu sylediinde herkes
ona glmt, fakat sonraki gn Frau Blumenstich'in evcil hayva
n olan kar beyaz bir Ankara keisinden geriye kalan tek eyin bir
ift boynuz olduu grldnde kimse glmemiti.
Tek bana, rahatsz edilmeden uykuya dalp davetsiz misafir
ler eliinde uyananlarn aknl nasl tarif edilebilir ki? Pence
reye byk, yeil bir papaan tnemi ya da gelincikler ve sincap
lar yatan altndan etraf gzetliyor olabilirdi. Olan biteni yava
yava anlamaya balyorduk.
Kasaplar, uyandklarnda byk bir akal srsn mezbaha
dan kovmak zorunda kaldlar. Kurt, vahi kedi ve vaak saldrlar
korkutucu derecede artt ve evcil hayvanlarmz bile bizlere kar
gelip huysuzluk yapmaya balad. Neredeyse tm kedi ve kpekler
sahiplerini brakp avlanarak beslenmeye baladlar. Yeniden ortaoraya

159

Alfred Kubin

ya km olan gazeteler korkun bir haber veriyordu: Apollonia


Alt'nn zemin katndaki dairelerden birine, bir domuz kasabnn
penceresine, bir ay trmanm ve derin uykuda olan zavall kadn
btnyle mideye indirmiti.

Avc ve balklar, grdklerini iddia ettikleri devasa, hantal


hayvanlar hakknda tuhaf hikayelerle ehre geliyorlard. Ama za
ten profesyonel abartclar olarak grldkleri iin kimse onlara i
nanmyordu. Sonra aniden krsal kesimde yaayan Rya lkeliler
srler halinde ehre gelmeye balad. Csseli atlan zerinde, ka
dnlan, ocuklar ve deerli eyalarn tkabasa ykledikleri at ara
balaryla gmbrdeyerek geliyorlard. ok mutsuzlard ve Saray i
le Ariv'in nnde bir gsteri yaptlar. Kendilerini korumaya hi
bir askerin gnderilmemi olmasn protesto ediyorlard. Syledik
lerine gre bufalo srleri iftliklerini yerlebir etmiti ve yzlerce
dev maymunun saldrsndan kl pay kaabilmilerdi. Bu yaratk
lar birer canavard ve kadn ocuk ayrt etmeksizin herkesi ldr
yorlard. Bir sre sonra iki ayaklan zerinde yryen devasa hay
vanlarn ayak izleri Tomassevic Arazisi'nin killi topranda tespit
edildi. te bu kayglanmak iin iyi bir sebepti.
Bceklerin saldrs dehet vericiydi. Obur ekirgeler, bulutlar
halinde tepelerden aa indi ve getikleri yerde tek bir ot bile h
. rakmadlar. Bir ksm kalenin bahesini bir gece iinde yok etti.
Bcekler, kulaakaanlar ve bitler yaamlarmz kabusa evirdi160

Dier Taraf

ler. Tm bu hayvan trleri, en bynden en kne kadar kar


koyulamaz bir dllenme drts tarafndan ele geirilmi gibiy
di. Drt ve alt ayakllar birbirlerini yiyor olmalarna ramen esra
rengiz bir biimde oalyordu. Resmi olarak datlan silah ve ze
hirlerin, kap ve pencerelerin kapal tutulmas ynnde yaplan id
detli duyurularn pek bir etkisi olmuyordu. Bceklerin dourganl
inanlmaz boyutlardayd. Asker ve polislere destek vermek iin
gnll avc birlikleri oluturuldu. Birok binann duvarlarna, d
arya ate edebilmek iin delikler ald.
Kafenin sahibinin kars bir sabah uyandnda yatanda on
drt tavan buldu. Odas benimkinden yalnzca incecik bir duvarla
ayrld iin yavru tavanlarn crlamalann duyabiliyordum.
Ancak en dehetlisi ylanlard. Hibir ev gvende deildi. A

alk

yaratklar her yere giriyordu; ekmecelere, gardroplara,

pardes ceplerine, su testilerine, her yere. Ve bu sinsi srngenler

korkun bir dourganlk gsteriyordu. Karanlkta odanza girdii


nizde yerdeki ylan yumurtalarna basabilir, onlar bir hrtyla
patlatabilirdiniz. Castringius "yumurta dans" dedii ve mkemmel
biimde uygulad bir dans icat etmiti.

Fransz Mahallesi' ndeki insanlar haerata artk zorlukla ta


hamml ediyordu. Yine de, yaratk istilas srasnda ou akln ba
barda

161

Alfred Kubin

nda tutmay baard. Pencereden bir geyik vurup etini komularla


paylamak olaan bir eylem olmutu. Yaadm evin atsndaki
.pencereden tarla ve ayrlar grlebiliyordu. Bu alanlar artk kor
kun bir hayvanat bahesine dnmt. Nehir bile olanlardan
nasibini almt; yllar boyu sren gayretlerin sonucunda uzaklara
srlm olan timsahlar yeniden ortaya kmt. Kabinleri mesken
tutmu lmcl yayn balklar yznden kaplcalarn kapatlmas
gerekmiti.

Bu zor gnlerde meydana gelen az saydaki iyi eyden biri de

lezzetli bir rosto ya da az bulunur baka etlerle sklkla karlaa


bilmekti.
Bu sre boyunca Profesr Korntheuer byk sayg kazand.
Rya lkelilere zararl bcekleri zararsz olanlardan ayrma konu
sunda cretsiz dersler veriyordu. Gnn ilk klaryla uyanr,
namlulu tfeiyle ceylan srlerinin arasnda gezinir, etleri iin
yaban domuzlar ve da sanlarn avlard. Fakat hayvanlar bu tu
haf gzlkler takan avcya altlar ve yal adam sevmeye bala
dlar. Bizim pencerelerimiz ise onun silahndan o kadar ok hasar
grmt ki sonunda silah elinden alnd.
Geceleri yalnzca yanmzda bir fener ve silah varsa dar
kabiliyorduk. O zaman bile ok temkinli olmak gerekiyordu. Ka
pan ve tuzaklar ehri daha da tehlikeli hale getirmiti. Ama byle
sine bir olayn Rya lkeliler' i elenmekten alkoymas dnle
mezdi.

111
Toplum ahlaknn batm olduu bu derinlik, sanat dostum

Pornografi.kas byk
Embriyonu Dlleyen ehvetli Orkide

Castringius iin byk bir frsat yaratmt.


ilgi topluyordu, moda oydu.

gibi izimleri hayranlk uyandryordu. Hector von Brende!, srf


Melitta "elenceli" bulduu iin bir seri resim almt. Melitta ba
larda onlardan ok etkilenmiti ve hepsini gzelce ereveletip ya
tak odasna asmt. Ama sonradan tm bunlarn bir kapris olduu
anlald ve birka gn sonra resimlerin gitmesi gerekti. Melit
ta 'nn o sradaki sevgililerinden biri olan bir svari subaynn re-

1 62

Dier Taraf

simleri almasna izin verilmiti; karlnda da Melitta'ya zmrt


tal bir ift antika kpe hediye edildi. Subay, i"'imleri ayn akam
bir eya piyangosu yaplan kafeye gtrd;i. Haslat, onlarn ahlak
szlklar yznden madur olan mustarip kiilere yardm olarak ve
rilecekti; o zamana dek hastanemizde onlar iin bir kou bulun
muyordu. Olduka byk bir miktar para toplanmt, Blumenstich
-eskici deil- hesap an tamamlad ve ksa bir sre sonra o
cuk hastanesinin yanndaki manastra ilk hastalar kabul edilmeye
baland.
Tesadfe bakn ki izimleri kazanan bendim ve artk benim o
damda aslydlar. Bir gn sokakta Castringius'a rastladm. Bana
yeni bir daire aradn syledi. Stdyosunun n ve at penceresi
krlmt ve perde raynda, ipe dizilmi sucuklar gibi yarasalar sar
kyordu. Tm bunlar anlatrken bir yandan da kendiini inatla ite
lemeye alan bir da keisini savuturuyordu. Onu daireme daet
ettim ve yukarda resimleri grd. aknlktan az ak kald.
"Bu resimleri nasl ele geirdiniz?"
Akladm.
"ok iyiler.

Beyaz izgili Kr::a

en olgun eserim. Gelecee

ait bir ahlak anlay sentezini temsil ediyor. Gnmzde, ima etti
i eyleri anlayabilecek bir kadn yok. Gerekten ac bir duygulan
ma etkisi yaratyor."
Ona tamamyla katlyordum. Riya lkesi'nde, sanatsal baa
ry takdir etme kapasitesine sahip olan tek kii oydu. Tuhaf bir
tipti, ama onu seviyordum. Hem neden sevmeyecektim ki? Aranz
da gnahsz olan, ilk ta atsn.8 Birden sokakta bir grlt kop:u.
Pencereye kotuk. ok sayda insan toplanm, glmekteydi. Ve
gerekten glnecek bir ey de vard. Gznzde bir canlandrn:
Maymun, aletlerini brakm ve greve gitmiti ! n. eki gn sokak
tan geen bir makak srsne gz taklan Giovanni, bir mteri
nin tran yarda brakmt. Uzun kuyruklu, Jzel bir makak ona
el sallam ve bu ar berberimizin yardmcsna dayanlmaz gel
miti. O srada felsefi efendisi onu bir denek ve zamann ufack
8 Aranzda gnahsz olan ilk ta atsn: Kubin burada sa'nn Yuha na 8:3- 1 1 'de ge
.

en cmlesine gnderme yapyor. )

163

Alfred Kubin

evrenciklere blnebilecei fikriyle zaptetrteyi baarmt. im


diyse hibir mantkl sebep onu tutamazd. Su borusundan yukar
zarif bir biimde trmand, becerikli kuyruuyla prensesin kahve
matarasn kavrad, artk yknt halinde duran boaltlm eski dai
remin pencere pervazna kuruldu ve kesesinden kard Yahudi
harpn almaya balad. Yal prenses dehet dolu bir lk att ve
kahve hrszna bir sprgeyle vurmaya alt, ancak Giovanni
kahveyi hemen kenara frlatp sprgeyi yakalad. Prensesin nasl
bir hzla ortadan kayboldup ikinci katta belirdiini grmeliydiniz.
Dello, penceremden mkemmel bir biimde izlenebiliyordu. Gio
vanni Battista ok eleniyordu. nce prensesin asl silah olan eski
bir ate. maasn ele geirdi ve prensesin sprgeyi almasna izin
verdi; tm bunlar olurken adeta uan bir maymun oluvermiti ! Da
iremde birka ie kara mrekkep brakmtm ve Giovanni bunlar
Prenses' e atyordu. Keskin bir nianc olduunu da belirtmek ge
rek; prenses balk kadnlar gibi kfrederken hepimiz maymuna
alk tutuyorduk.
Maymun birden yine ortaya kt, kafasnda yal kadnn kirli
bal vard. Pencereden atlad ve su borusundan aa kayd. Y
zn irkin ve tuhaf bir ekilde buruturmutu. Prenses pencereden
bararak polisleri aryor, aadaki berber ise elinde deneiy
le Giovanni'yi bekliyordu. Maymuna "Kendinden utanmalsn,"
diye baryordu.
Alfred Blumenstich, yznde honut bir glmsemeyle, hayr
severliinin alamet-i farikasn bir kez daha datm olarak dokuz
kk sevdiceinin dairesinden kmaktayd. Arabas onu bekli
yordu. Maymun koca bir srayla aygrn kafasna bindi ve hay
van ne frlad. Seyirciler lgna dnp araba ile tuhaf srcs
gzden kaybolana dek alk tuttu.
Bu olaylardan yalnzca birisiydi, gndemde buna benzer bir
ok olay mevcuttu.
Tm bu hayvan kalabalnn nereden geldii bilinmiyordu.
ehrin gerek efendileri artk onlard ve bunun farknda olduklar
da kesindi. Yatama yattmda, sanki byk bir metropoldeymi
im gibi dardan gelen at toynaklarnn takrtsn duyardm. De-

1 64

Dier Taraf

veler ve vahi katrlar sokaklarda cirit atard; onlar kzdrmak teh


likeliydi.
Hayvan saysndaki bu arta karn bitkiler yok olmaya yz
tutmutu. Her ey kemirilip ezilmiti ve yeni bitkiler yetimiyordu.

Surlardan mezarla dek uzanan hlamur aalan artk plak k


tklerden farkszd. Topraktan, sanki daha fazla yaratklar kusula

cakmcasna buharlar kyordu. Kk deliklerden dan scak,


pis kokulu dumanlar ttyordu. Gece olunca etraf, ekillerin d
hatlarn bulanklatran tuhaf bir kla aydnlanyordu.

iV
En tuhaf ise hayvanlarn saysnda meydana gelen korkutucu
artla balayan ve kar konulmaz biimde Rya lkesi'nin mut
lak kne kadar devam eden esrarengiz sreti: Paralan. Her
eyi etkiliyordu. Farkl maddelerden yaplm olan binalar, yllarca
toplanm eyalar; Efendimiz' in para yatrd her ey lanetlenmi
ti. Duvarlarda atlaklar olutu, tahtalar rd, demirler pasland,
camlar buzland, kumalar lime lime oldu. Nadide

objet d art' lar


'

grnte hibir sebep olmamasna ramen nne geilmez bir

rmeye yenik dt.


Cansz maddeler iin bir hastalk sz kmusuydu. En bakml
evlerde bile rme ve kflenneler vard. Havada bilinmeyen bo
zucu bir etki olmalyd, nk taze gdalar - st, et ve hatta yumur
talar - birka saat iinde bozuluyordu. ok sayda ev byk at
laklarla kaplanmt ve derhal boaltlmalar gerekiyordu.
Ve sonra karncalar ortaya kt! Her atlakta ve kvrmda be

lirdiler; giysilerimizde, antalanmzda, yataklarmzdaydlaL


eittiler: siyah, beyaz ve kan krmz. En bykleri olan siyah tr,
duvarlardaki her atlakta ve darda braklan her yiyecek zerin
de grlebilirdi. ok daha tehlikeli olan beyazlar, tahtay toza e
virirdi. Fakat aralarnda en korkun olan, phesiz, kan krmzlar
d, nk insan vcudunu mesken tutuyorlard. lk balarda kan
mak halen kaba ve insann yalnzken yapmas gereken bir ey ola
rak grlyordu. Ama kanma bir kez balad

elden ne gelir

ki? Fransz Mahallesi 'ndeki herkes alardr kanrd. Bizler de

165

Alfred Kubin

ksa bir sre sonra glp onlar rnek aldk. Buna cesurca nderlik
eden kii, resmi bir davette kanmaya balayan Ekselanslar Dev
let Bakanmz' n ei oldu.
Sokaklardaki hayvan pisliklerinden ya da evlerdeki tozlardan
kurtulmak imkansz hale gelmiti. Ne kadar urarsak uraalm,
artmaya devam ettiler. Giysilerimiz, onlar fralar ya da silkeler
ken yok oldu. artc bulduum tek ey ise Rya lkelilerin nasl
olup morallerini bozmadklaryd.
rnein, Melitta Lampenbogen zaptedilemez bir haldeydi. Su
bay mfrezesinin tm, en alt rtbeli temenine kadar onun evinde
yatp kalkar olmutu. Erkekler onunla konuurken hala kekeliyor
lard, "Benim iin bir erefti han'fendi," fakat Melitta artk nazik
bir konuma havasnda deildi. Haliyle toplumun daha aa bir ta
bakasna hitap etmeye balad. Sokakta eteini kaldrma numaras
n sklkla gryordum. nsanlar ona bakmak iin duruyorlard.
Kpekler peinden kouyorrlu, ama artk nemli deildiler. Bir se
ferinde birisinin Melitta'nn elbisesini paraladn grdm. Kz
dehet iinde kaarken yere buruturulmu bir mektup drd.
Mektubu aldm ve daha sonra okudum.
Sevgili Kralie Karncam,
Halen mutlulukla zehirlenmi haldeyim. Dncelerimde tm
ca1:ibeli blgelerini pyorum. Her zamanki gibi ryalarmn kad
nsn. Nasl uyudun? Herhalde, her zamanki gibi az uyumusundur.
Ben sonunda rahatlkla uyuyabilmek iin bir yol buldum. Gardro
bu yere yatr, sonra zerinde l)ir parmak kalnlnda bcek zehiri
serp, sonra bir battaniye, nnra biraz daha zehir, sonra bir battaniye
daha. (Bu aralar pek moda olan altlar dmeli pijamalar hibir ie
yaramyor.) Gardrobun kapsn iine girer girmez kapa; sinek te
liyle kapl, kk (kalp eklinde? !) bir delikten nefes alabilirsin.
Ltfen mektuplarn artk otele yollama. Amerikal 'nn ete
sinden nefret ediyorum, oilhassa u Jacques denen herif tam bir
hrsz. Dahas, yemekler de son zamanlarda iyice ktleti ; bundan
byle yemeklerimi Uzun Cadde' deki kafede yiyeceim. Mektupla
rn "H. v. B . " diye iaretleyerek oraya yolla, ama onlar sakn ba
na getirmesi iin N.C. 'ye verme. Ona artk gvenmiyorum ve o

166

Dier Taraf

kahrolas Amerikal'yla almaya baladndan beri iyice kstah


lat.
Ya fn son ayrlan kiracs hakknda ne dnyor? Berber
artk dkkan kapatyor ve prensesten de pek para alabdii yok.
Onu bugn arabasnda giderken grdm, ama o skc asalaklarna
ylesine dalmt ki beni fark etmedi bile.
Bu gece saat dokuzda, glln arkasnda bulualm - oras
da artk ne kadar orak!
Seni ok seven
Hector.
Not: Hala senin hakknda imzasz mektuplar alyorum. Dnya

sevgili Melitta'm hakknda ne kadar az ey biliyor!

Bir sre sonra herkes yannda bir kese bcek zehiri tar ol
mutu. nceleri uyku hastalna tutulmularken imdi hi uyuya
m'lZ hale gelmilerdi. nsanlar hararetli bir heyecandan dolay ya
naklar kpkrmz kesilmi halde geceyarsndan sonra ehrin so
kaklarn dolar oldular. Sokakta olmak, harabe halindeki evlerde
durmaktan daha gvenliydi. Son gnlerde hayvanlarn iftleme
lgnl en st noktalara varmt. Her yerde - karanlkkelerde,

suda, havada - her tr yaratk iftleiyordu. Ahrlardan kinemeler,

melemeler, homurtular geliyordu. Kesime gtrlen inekleri grp


sinirden deliye dnen bir boa, bir kasab duvarda hamur gibi ez
miti.
Amerikal etrafa nefret ve anlamazlk yayyor, her eyle alay
ediyordu. Hala Efendimiz'e inanan birka kii vard. Saat bys
unutulmutu. Krk ylda bir birisi hcreye giriyor, ama nceden ol
duu gibi ieride otuz saniye kalmyor, hemencecik dar kyor

du. Rya lkesi 'nin sonunun amanszca yaklatn artk biliyor


dum.
Bir gece atdan tslama ve derin kkreme sesleri duydum.
Dev bir leoparn bir tavan atrtyla yediini dehet iinde gr
dm; kemiklerin atrtsn duyunca srtmdan buz gibi terler bo
and. Odam artk rahat bir yuva olmaktan kmt. Duvardaki iki
yarktan akamlar belirli saatlerde hamambceklerinin arka ksmksmlar

1 67

Alfred Kubin

lan kar, bir ayak etkisi yaratrlard. Gn iinde bir ardkuu if


ti kltablam yuva olarak kullanrd. Ama ne yazk ki bu zevki u
zun sre yaayamadm. Bir gn, bir kerkenez beni umursamadan i
eri dald ve erkek ardkuunu ldrd.
Bir akam tam yataa girmek iin bcekleri avlarken battani
yemin altnda iki akrep buldum. Tam bu srada av iin kullandm
silah - bir izme ekecei - paraland. Makasm aldm: o da pas
lanmt. te o zaman katlarmn kflendiini, cetvellerimin, i
zim masamdan arta kalanlarn, ayakl ekmece sandmn, k
saca tm mobilyalarmn kurtlar tarafndan kemirilip rtld
n fark ettim.

Peki ya ben nasl grnyordum? Olduka tuhaftm! Zaten


normalde temiz pak giysiler iinde olan dier insanlar da paavra
ya dnm giysiler giyiyorlard. Hepimizin kyafet ve ayakkablar
kf iindeydi. Ykamak ya da ovalamak ie yaramyordu, onlardan

168

Dier Taraf

kurtulduumuz anda yeniden beliriyorlard. Kyafetlerimiz ypran


d, yrtld ve para para oldu. Biz erkekler bu olay belli bir ar
ballkla karlayabildik, peki ya zavall kadnlar! Bundan bahset
mesem daha iyi olur.

v
Evler tamamen yaanamaz bir hal aldnda byk bir deii
lik meydana geldi. Zemin katlarda sorun yoktu, ama yukan katlara
kmak pervasz bir cesaret gerektiriyordu.
Bir gn garson bana rk bir yumurta, bulank bir sv ieren
krk bir bira iesi ve herhalde peete olarak dnlm le gibi
bir kuma paras getirdiinde sabrm tat ve o srada lokantann
arka tarafnda bilardo masas paralaryla tavan onarmaya alan
patronu ardm.
"Bunlar da nedir?" diye havladm. "Bu atal ban zerinde
en az bir kilo kf var. Ltfen tm bu iren eyleri ve berbat koku
lu paavray derhal kaldrn." Adam eildi ve kapkacan zerin
deki kf kazmaya alt. "Son gnlerde alanlar da tuhaflat,"
diye szland.
"Pekala, pekala." Hiddetle elimi sallayarak onu uzaklatrdm,
ayaa kalktm, ypranm ftr apkam aldm ve kafeden ktm. O
turmu olduum yer bir karnca ordusu tarafndan kaplanmt bile.
Kafeye yalnzca alkanlktan gidiyordum. Oradaki artlar sa
de kahve haricinde bir eyler yiyip imek iin fazlasyla tiksindiri
ciydi. Anton deimiti ve bu deiiklik iyi ynde deildi; ellerini
hi ykamyordu ve kokusu en uzak mesafelerden bile alnabiliyor
du. nsan bu halde dolamamalyd. Berber kendisini kaplayan kir
tabakasn "Esasi tabaka" diye adlandryordu. Tek kelimeyle mide
bulandrcyd! Bu yzden, bir akam kafeye gelip antrede yumu
ak bir kkrdama duyduumda daha da ardm. Bir hayvan bul
may bekleyerek her keyi lambamla taradm, ama ambar kaps
nn arkasnda ne greyim? Anton ile Melitta tutkuyla birbirlerine
kenetlenmilerdi.
fvfulitta bu olaydan ksa bir sre sonra ld. Yatak odasnda,
paralara ayrlm bir halde bulunmutu. Kaps kilitliydi ve krl
krlmas

1 69

Alfred K_ubin

mas gerekmiti. Devasa bir mastif kzn zerindeydi. Kudunnu


yaratk tylerini kabartm, kapda belirmi olan adamlarn zeri
ne atlam ve vurulmadan nce iki polisi srmt. Adamlar sonra
dan kuduzdan lmt. Hayatta kald son gnlerde Melitta'nn
eski gzelliinden eser kalmamt. Yaam tarzndan dolay oluan
yaralarn ar makyaj ve pudrayla kapamaya almas nafileydi.
ki satran oyuncusu da byk aclar ekiyordu. Tutkularnn
esiri olan bu yal beyefendiler her hareketi ylesine karmak bu
luyorlard ki parmaklarn kaldrmak iin bile saatlerce dnmele
ri gerekiyordu. Etraftaki bcek miktarna bakldnda, bylesine
bir yavaln kimi sorunlara neden olabilecei aka grlebili
yordu. Bir gn kafede ay imekte olan takdir edilesi gen bir ha
nm, iki satran oyuncusunun ektii aclar fark etti. Adamlarn
yanna gitti ve utanp sklmadan kyafetlerinin zerindeki karnca
ve bcekleri toplamaya balad. O gnden sonra biz de gen han
mn yapt gibi yapmaya baladk. O zamana dek hepimiz satran
oyuncularnn arpk yz ifadelerine glp geerdik, oysa artk a
rada bir gidip srtlarn kamak biz kafe mdavimlerinin olaan
bir ura haline gelmiti. Grdnz gibi o korkun gnlerde bi
le zor durumdakilere gsterilen efkat duygusu yok olmamt.
Amerikal yeniden etraf kartrmaya balamt. Hayvan ak
nnn ok yaknda sona erecei kehanetinde bulundu. Byk hay
vanlar yava yava yok olmaya balaynca bir nebze hakl olduu
da anlald. Yine de, kk hayvanlar ve srngenler halen mev
cuttu. Kular ise, kuzgun ve beyaz boyunlu akbaba srleri hari,
tamamen yok olmutu. ri ve ar akbabalar caddelerdeki aalarn
zerine bronz heykeller gibi tneyip gzlerini sanki bir eyi bekler
gibi ehrin zerine dikiyorlard. Kehaneti yalnzca ksmen doru
km olmasna ramen, Amerikal kendine yeni yandalar edindi.
Artk azl dman Patera'ya kar saldrlan eskisinden de iddet
liydi, tabii saldrabilirse.
Nehir kenarnda yaptm gnlk yrylere tekrar baladm.
Dalgalar sayesinde kyya saysz istiridye kabuu, mercan, sal
yangoz, balk kl ve pullar vurmutu. Bu kadar ok su canls
kalntsna rastladm iin akndm. Nehrin kylar sanki mistik
iaretlerle kaplanm gibi duruyordu ve ben mavi gzl kabilenin

170

Dier Taraf

bu sembolik dili anlayabildiinden emindim. Burada kesinlikle gi


zemli bir eyler vard. Muhteem bceklerin - pervanelerin ve u
an haeratn - kanatlarnda unutulmu harfler olduklarna inand
m iaretler vard, ancak onlara alan anahtara sahip deildim.

Ne kadar muhteemsin Patera, diye dndm. Efendimiz ne


den kendini onu sevenlerden bile saklyor? Kasvetli dncelere
dalm bir halde yrmeye devam ettim. Kar kydaki yapraksz
aalar nehrin zerine yle eilmilerdi ki dallan siyah suya dei
yordu. Aralarnda devasa glgeler dolayor, krlan kk dallarn
sesleri net bir ekilde duyuluyordu. Bazen aklma tarihncesi yara
tklar getiren uzun dallar ya da aa gvdeleri geliyordu. Hava ka
rardka, yalnz bana yrmek de insanlar iin daha tehlikeli bir
hal alyordu. Benim iin byk nem tayan bir akam, arkam
dndmde sudan aniden kan bir eyin hava flediini duydum.
Bir timsah bana dilerini gsteriyordu.
Eve dnerken nceki gn meydana gelmi, ancak sonu iyi bi
ten bir baka olay dnyordum. Saray' da yaayan iri bir hamile
kaplan hakknda uzun sredir dedikodular vard. Birok kii Sa
ray 'n pencereli koridorlarndan hayvann kt bumu ve uzun srtn
grdn iddia ediyordu. Dn, aynen buna benzeyen bir hayvan
Alfred Blumenstich'in caml verandasna girmiti. Evin etine dol
gun sahibesi, hayvan grr grmez, hi ses karmadan orackta
baylmt. Profesr Komtheuer de bu esnada onlarla yemek yeyemekteydi

171

Alfred Kubin

mekteydi. Saygdeer yal beyefendi bu korkun durumda byk


bir kahramanlk rnei sergilemiti. Ayaa kalkarken evin dehete
dm olan beyine "Sakin olun," demiti, "en vahi hayvanlar bi
le daha stn varlklara boyun eer. Dimdik zerlerine yryp
baklarmz amiyane bir biimde onlarnkine dikmemiz ilerini
korkuyla doldurur." Sz bitince hayvann zerine yryp gz
lklerini karmt. Kendine yaklaan sska bacakl ilmi ahsn tu
haflndan mdr yoksa baka bir sebepten mi bilinmez kaplan di
er cam krarak dar sramt. Ne yazk ki Frau Blumenstich de
dileri arasndayd. B lumenstich ellerini endieyle outurmu,
"Ey Tanrm, ltfen Julie'mi kurtar," diye szlanmt. Tfeklerle
donanm hizmetkarlarn peine dt kaplan, baygn kadn Sa
ray'a tamt. Yolda nlerine kan herkes, onlara nazike yol
vermiti. Derhal itfaiyeciler arlm, onlar da izgili canavar a
vndan ayrmaya abalamt. Birinci kattaki byk odalarn birin
den, zerine gelenlere kzgnlkla hrlayan hayvann sesi geliyordu.
Ate etmek imkanszd, yanllkla Frau Blumenstich de vurulabi
lirdi, bu yzden hayvan yangn hortumlaryla etkisiz hale getirme
ye almlard. Bu ie yaramt. Srlsklam olan kaplan kesin
den ayrlmaya ikna olmu, ama ne yazk ki avn da yannda gtr
meyi unutmamt. Srayarak yksek kemerli pencereden dar
szlmt. nsanlar korkuyla baryordu, ama Tanr aresiz ko
cann dualarn duymutu. Frau Blumenstich pencerenin kntsna
taklm ve orada asl kalmt. Tepetaklak duruyordu ve etei ba
na gemiti. Herkes tarafndan grlebiliyordu, ama gvendeydi.
Kalabaln sevin yaad anda kaplan da kamay baarmt.
Hayvann yakalanmam olmas byk bir panik yaratmt.
Amerikal, Saray' n batan aa aranmasn nerdi, ancak insanlar
Efendimiz'in etkisinden byk lde kurtulmu olsalar da bu
denli ileri gitmeye niyetli deildi; ordu ve polisler, ibirlii yapma
y aka reddetti.
Efendimiz'in tavr ise kesinlikle tuhaft ! Pearl' n zerinden
koruyuculuunu ekecekse bile en azndan sadk mritleri iin bir
ayrcalk yapabilirdi. Oysa byle bir ayrm pek umursamyor gibi
gzkyordu. ehir, artk Rya lkesi nfusunun neredeyse tama
m burada toplanm olmasna ramen genelde sessizdi.

172

Dier Taraf

"Zenginlerin konaklar fakirlere ve ihtiyac olanlara verilsin!"


diye kkredi yoksul gruh. Zenginler evlerini seve seve verdiler,
zaten ilerine yuvalam olan hayvanlarn karlmas gerekiyordu.
Lampenbogen'in sayfiye kk bir kirpi yuvasna dnmt ve
besili bir piton, halen yas tutulan karsnn yatak odasndaki sedi
rin zerinde uyuyordu. nsanlar evlere tanmadan nce bu hay
vanlarn yok edilmesi gerekiyordu. Ayrca bu muhteem evlerdeki
yaam .artlar halkn dledii kadar rahat deildi. Deerli eyala
rn yaama sevinci kaybolmutu. Kymetli vazolar ve porselenler
ufak atlaklarn oluturduu alarla kaplanm; nadide tablolar
batan aa siyah beneklerle lekelenmi; oyma ileri zerinde g
zenekler olumu ve paralanmt. Gayet iyi kullanlm mobilya
larn ne kadar byk bir hzla hurda ynlarna dntn gr
seniz inanamazdnz. Bu yzden ehre gelen birok kyl, kent ya
knndaki aklk alanlarda ve tarlalarda kamp kuruyordu.
Uzun Cadde'de yrrken "Efendimiz, artk kudretini sadece
dehet yoluyla gsteriyorsun," diye dndm. Karanlkt ve etraf
tan hrtlar, gcrtlar geliyordu. Birden atdan bir kiremit dt
ve duvardan svalar dkld, duvarda giderek bydkleri gzle
grlebilen deliklerden kumlar dkld ve bir sre sonra herkes
yerden frlayan molozlarn, direklerin ve kazklarn zerinden tr
manarak yrmek zorunda kald.
lm, manevi an ryordu.
Kafenin atsnn dairemin tavanarasna yakn olan ksmnda
hareket eden kara bir glge gryordum: Leopar. Komu binalar
dan birinin at katn in bellediine phe yoktu. Belki bir tfek
mermisiyle ldrlebilirdi, ama hepimiz bunu yapmak iin fazla
syla korkaktk. Darack odamda kasvetin derinliklerine ekildim.
Uzun bir sre, srtm ve eklemlerim aryana dek bir yukar bir a
a volta attm.
"Hala neden yayoruz? Bizler lanetlendik! Hastalanrsam tek
bir kii bile beni umursamayacak." Her yanm bir korku sard.
"lmek istemiyorum,

lmek istemiyorum! "

Yklm bir halde ba

m ellerimin arasna aldm. "Yaratln en st noktas ! " - Konu


an, mitsizliimdi. "ki bacak, boru gibi kemikler, tm dnyam
bunlara dayanyor, bir ac ve hlyalar dnyas. En kt ksm da

173

Alfred Kubin

vcut." lm korkusu iimi rpertti. "Vcudumu neler bekliyor?


Binlerce organ ne tip ikence aletlerine dnecek? Ah, dnmeyi

bir durdurabilseydim,

ama o kendi kendine iliyor. Kesinsizlikle

karlamayan hibir kesinlik yok! Bu sonsuz bir labirent ve ben


lanetliyim! Karnm pislikle, tiksinmeyle dolu ve bir eyi tutkuyla
. hissetmeyi baardm anda kendimi kaybediyorum. Bildiim tek
bir ey var: Ne kadar debelenip kvransam da kanlmaz olana,
lme her dakika biraz daha yaklayorum ve bunun nne gemek
iin halen hibir ey yapamyorum. Kendimi ldrecek cesaretim
bile yok. Ebedi mutsuzluk benim kaderim." ektim.
"Patera'ya baladm mitler yok oluyor. Onu anlamyorum,
hep gizemlerle oynuyor. O da bizler gibi aciz olmal, yoksa Ameri
kal' y oktan ezer geerdi. Ama bu onu da ayor.
sahip olan,

Amerikal.

Gerek yaama

Bu denli rkek olmasaydm ben de onu ta

kip eder, dizlerim zerine kerdim ve o da bana yardm ederdi."


lm korkusu yznden zm yolu bulamyor, neredeyse
aklm kaybediyordum. Aadan kavga sesleri geliyordu. Serseri
ler kafeden dar atlyordu, bu artk her gece yaplan sradan bir
olayd. Sokan karsndaki aydnlk odasnda kitaplarna gml
m olan berberi grdm.

VI
Ardarda defalarca iimin rperdiini hissettim. Ayaa kalk
mam gerekti - ite yine balamt - neydi bu? im yava yava
belirsiz bir drtyle kaplanyordu. Bir rperti daha oldu, ar bir
darbe gibiydi ve ncekilerden daha glyd. "Duyuyorum. Bu
nedir?" Byk gayret gsterdim ve bu anlalmaz duyguya youn
latm. eriden gelen sesin "Patera," dediini duydum. "Patera.
Saray. Gel." Giderek daha telal, srarc, korkun derecede ak ve
net bir hale geldi. Karanlk merdivenlerden aa indim. Kendim
den yle emindim ki bir an bile dnmedim. tilip ekiliyordum
ve beni ynlendiren gce tamamen teslim olmutum. nsanlar far
kma bile varmadlar ve zihnim berraklatnda Saray' a giden yo.
lu yarladm fark ettim. "Tanr akna," diye dndm, "ne ya
pyorum ben? Yapmak zorunda olduum bu ey nedir?" Geri dn-

174

Dier Taraf

meye karar verdim. "Evet, bir sonraki keden kesinlikle dnece


im." Faydaszd. Devam etmek zorundaydm. nsanlara seslen
mek istedim, "Bana yardm edin! Beni durdurun! " ama sanki ene
lerim birbirine vidalanm gibiydi. Sonra muhteem Saray', deva
sa kapsn ve bir kafatas gibi bo bakan pencerelerini grdm ...
ve karanlna adm attm.
Stunlarn oluturduu labirent drt bir yana uzanyordu. Tah
ta bir kukla gibi mekanik olarak yrdm; bir- 'ki, bir- 'ki. Uzun
koridorlar duvarlara seyrek biimde aslm lambalarla aydnlan
yordu. Tm kaplar aralkt. Bir patrt duydum, ardndan da melo
dik bir saat zili, bir esinti kaplar ahenkle at, bir atrt! Ey yce
sa! Kaplan! Dncesi bile ikence gibiydi ve aceleyle koarken
olabildiince az ses karmaya alyordum. Birka kez yaknda
bir yerlerde admn sylendiini duyduumu sandm, nce yksek
sonra alak sesle, fakat hibir ey arkama bakmam salayamazd.
Bo, terk edilmi odalar krlm mobilyalarla doluydu ve boucu,
kfl hava nefes almay zorlatryordu. Tek bir mumun lo y
la aydnlanan geni odalardan getim; bozulmu yataklar, yrtlm
perdeler, tulayla rlm pencereler, ihtiaml sobalarda snmeye
yz tutmu ateler, eri duran goblenler. Kk, tozlu merdivenle
ri; uzun, sessiz koridorlar bir uyurgezer gibi getim ve mee aa
cndan yaplma, alak kirili, tandk bir kap grdm. "Patera," di
ye dnmeye devam ettim, "Patera, Patera. . . " Bu kap da aralkt.
Tavandan, iinde titrek bir mumun yand gm bir avize sark
yor, glgeliin kenarlarnda sekiyordu. Mozaikli yzeyin be
lirsiz hatlarndan baka bir ey gremiyordum. Durdum - artk du
rabiliyordum! Orada! Orada! O yz! Aniden alnmda souk terler
birikti.
Tle benzeyen, gri ve gm renkli bir cppeye sarl olan Pa
tera oradayd. Ayaktayd ve uyuyordu. Bu grnt karsnda bas
trlamaz bir korkuyla dolmutum. Gzlerinin altndaki derin, yeil
glgelerde sradan lmllerin hissedebileceinin tesinde aclar
yatyordu. Sonra fark ettim ki byk, biimli ellerinin ba parma
nn st ksm yoktu. Aklma hemen Rya lkesi' nde doan o
cuklar geldi. Yine ilk ziyaretimde duyduum o fslty duydum.

175

Alfred Kubin

"Seni ben ardm." Ses, sanki ok uzaklardan geliyormu gi


biydi; ancak bu sefer bukalemun gibi deiken bir ifade yoktu. Su
ratndaki kaslar dalgaland, esnedi ve bzld, ama hala ifadesizdi.
Yz hatlar gevedi, dudaklar seirdi; hareketsiz yzn ortasnda
korkun bir grnt yaratt. Ve sonra yine balad, sesi sanki bir
peenin arkasndan geliyormu gibi yumuak ve bouktu. lk bata
sadece bozuk, anlamsz fsltlar duydum, sonra dediklerini anla
maya baladm:
"ark syleyen lleri duyabiliyor musun, parlak yeil lle
ri? Mezarlar iinde yok oluyorlar, kolayca, acszca. Eer ellerini
vcutlarna koyarsan tek hissedecein ey paralar olacaktr, dile
ri o kadar kolay kar ki. lerindeki yaam nerede, kuvvet nerede?
ark syleyen lleri duyabiliyor musun, parlak yeil lleri?"
Patera'nn nefesinin keskin kokusunu duydum ve bedenime bir bit
kinlik hissi yayld. Sonra Efendimiz yksek yatana yerleti ve
cppesini zerinden att. Srt dik, gs plak, dalgal bukleleri
omuzlarna dklr halde oturuyordu. Geni, asil beden yapsna
hayranlk duymadan edemiyordum. Inlar saan beyaz vcudu bir
heykele benziyordu. imdeki son gram enerjiyi sorumu sormak i
in topladm: "Patera, neden tm bunlarn olmasna gz yumdun?"
Uzun bir sre cevap gelmedi. Sonra birden, nlayan madeni
kaln sesiyle cevap verdi, "Ben yorgunum."
Gevedim. Gzlerim aniden o ifadesiz gzlere kenetlenmiti.
Bynn etkisindeydim. Gzleri, sonsuzluu yanstan iki bo ayna
gibiydi. Aklmdan Patera 'nn aslnda hayatta olmad dncesi
geti. Eer ller bakabilselerdi, baklar tpk onunkine benzerdi.
imden bir ses konumam emretti, ama tek yapabildiim kekele
mekti. Geveledim ve kan seslere ben bile ardm. Soru, zama
nn en dibindeki derinliklerden gelmi gibiydi, szckler milyar
larca yl nceye ait olmalyd ve onlar artk sadece ben sylyor
dum, onlar artk sadece burada duyuluyordu:
"Patera, neden yardm etmedin?"
Gz kapaklar ar ar, canszca kapand ve kendimi daha ra
hat hissettim. Yz hatlar imdi tarif edilemez bir tatllkla dolmu
tu. Beni byleyen, llemez bir yumuaklklar ve hznleri var
d. Fslt yine duyuldu, ak ve netti, "Yardm ettim ve sana yar-

1 76

Dier Taraf

dm edeceim." Ses mzik gibi geliyordu. Tatl bir bezginlik beni


etkisi altna almt, bam edim, gzlerim kapand. ..

Tyler rpertici bir kahkaha, cehennemden gelen bir kahkaha


beni ryamdan uyandrd. Aydnlk odada, Patera'mn durduu yer
. de, nmde Amerikal duruyordu.

177

Alfred Kubin

Saray'dan nasl ktm hatrlamyorum. lklar atarak


kotum. nsanlar beni durdurmaya alt, ama ellerinden kurtul
mu omalym. Bedenimi kontrol altna aldmda kendimi bir
fayton garaj nda, yerde kvrlm halde buldum. Baaa dnm
bir at arabasnn iinde l karncayiyen yavrular grdm.
Alayc kahkaha hala kulaklarmda yanklanyordu, fakat artk
zerimde bir etkisi yoktu. Sinirlerim tamamen laka olmutu.
lm, ne ekilde olursa olsun, beni uyuukluumdan karacak kuv
veti kaybetmiti. Dnmekten aciz bir halde, kendi iktidarszl
mn farkndalndan g aldm. Bu elikileri anlayamyor ve
zemiyordum, hem zaten benimle ne alakalar vard ki? Tm kor
kum yok olmutu. Patera'nn iki yzl mizacn bana ifa eden bu
korkun hayal, phe ve endielerimin oluturduu uurumu orta
dan kaldrmt.

VII
Rya lkesi'nin iine ekilmi olduu ar dehete baktktan
sonra nasl hayatta kaldm yalnzca bu karlamaya dayanarak
aklayabilirim. Hissizliim, derinlerdeki kalbimi koruyan bir kal
kan vazifesi grd. Rya lkesi'nin lm sanclarnn gzlerimin
nnden gemesi sanki hayali bir tren alayn izliyormuum gibi

Artk odama gitmiyordum ve kafeden de uzak duruyordum.


Anton 'un tavrlarn da kendi pislii kadar tiksindirici bulmaya
balamtm. Mterilerin srtlarna aplak atp "Beyim ya, u se
nin arkada da tam bi' pi di ' mi?"
"Kimden bahsediyorsun?"
"te, anlarsn ya, Castringius." gibi eyler diyordu.
Rya lkesi sakinleri, birer birer ak alanlara tanmaya ba
lad. En iyi insanlar Tomassevic Arazisi'ne ve mezarln yannda
ki geni arsalara yayld. Oralarda rmaa dek uzanan bir eit a
dr kent kurdular. Evet, boucu sis ve nemli killi toprak uyumak i
in en iyi mekan salamyordu, fakat bunlarn kendilerini engelle
mesine izin vermediler ve akamlar kamp ateleri etrafnda olduk
a neeli vakit geirdiler. nsanlar dans ve sohbet ediyordu. Bazla-

1 78

Dier Taraf

r balk bile ;vlyordu, ama bu balklarn neredeyse i halde yen


mesi gerekiyordu, nk yakalanr yakalr .maz rm gibi kok
maya balyorlard. Geceleri ehirde sadece ayak takm kalyor,
etraf yamalyordu. ok temkinli davr[!nlrsa gndz vakti so
kaklarda dolamak mmknd, ama ken duvarlar birok kiiyi
yaralamt.
Dr. Lampenbogen, terk edilmi bir parka klinik kurmutu. O
nu gri pardess iinde "alrken" grdm. Bana Mavi Kaz'n iki
katnn ktn,

86

kiinin lp,

17

kiinin de yaralandn sy

ledi. Bir toplant sonrasnda olmutu. Mucize eseri Amerikal yara


lanmamt, ama hizmetkarnn -'uunu sylerken kanl sarglarla
kapl bir bedeni gsterdi- kurtulmas mmkn gzkmyordu. Ar
tk cevherini kaybettiinden yaknyordu, hastalarnn ou solup
gidiyordu.
Barakasnda iler olduka ktye gidiyor gibi gzkyordu:
pasl aletler, araf ktl, her yandi pislik. Her seferinde itinay
la kilitledii eski bir bu:L kutusu vard, iinde souk yiyeceklerini
ve ie ekmek iin kulland bardaklar saklyordu. Birka teselli
szc sylemenin uygun olacan drdm. Buz gibi glm
sedi ve "Aslnda ben, anlarsn ya, senin gibi bir adam deilim." de
di. Melitta's iin zellikle yas tutuyor gibi bir havas yoktu.

Resmi Gazete

ile Rya Aynas kapanmt ve Ses ' in sahibi A

merikal'yd. Sadece zel bask olarak kyordu ve gndelik olay


lar yalnzca balklardan oluan bir biimde veriyordu. Jacques ve
etesi, gazeteyi akamlar sokaklarda kaba

"Seeeeeees! Ses ' inizi

bur 'dan aln!" barlaryla satyorlard. Giderek daha heyecanl


hikayeler basmaya balad iin iyi de satyordu.
O sralar ortaya kan tuhaf bir ha<talk halk arasnda panik
yaratyordu. Rya lkeliler birbirlerine rastladklarnda kendilerini
kar konulmaz bir drtnn etkisi altncla buluyorlard: hepsi ayn
istem d hareketleri yapmaya balynr, eUeri ileri doru uzanp
-anlamsz biimde geriliyordu. Birka dakika sonra geiyor ve her
ey normale dnyordu.
Ak havada yaplan uzun bir konum< esnasnda dinleyiciler
den birisi sylenenleri hzla, bazen en bandan bazen iSe sonun
dan itibaren tekrarlamaya balad. nesi taklm bir gramafonu

179

Alfred Kubin

andryordu. Konuma bozukluklam salgn gibi yaylyordu. nsan


lar szckleri, kavramlar, harfleri hatrlayamyor; kimilerinin dil
leri geiCi olarak tutuluyordu.
Birok kii tandklarndan uzaklap doaya ekildi.
tiklerimize dikkat etmeliydik. Alkol zehir etkisi yaratyordu,
ama elbette istisnalar da vard; Rimi zayf insanlar, kadnlar ve o
cuklar litrelerce iseler de zarar grmeyebiliyorlilrd.
Bir gn Uzun Cadde'de kk Giovanni'ye rastladm. Eskici
Blumenstich 'in dkkanna yerlemi olan bir. grup geveze may
munla birlikteydi. atdaki tm kiremitler dmt ve ieri bakn
ca gvelerin yedii bir- mobilya lkesi grnyordu. Giovanni bir
grup uzun kuyruklu makakn ortasndayd,. onu krmz kemerinden
tandm. Ona seslendim, fakat beni duymazdan geldi. Trnn
zelliklerine tamamen geri dnmt ve cilvelemekle meguld.
Elektrik birikmeleri dayanlmazd. Geceleri hrin zerinde
parlak gm rengi klar ylan gibi gezinir, gkyznde uzun, na
rin, kuzey klarna benzeyen telkariler olutururdu. <;:lden ve
dalardan keiler, derviler ve fakirler gelir, pazar yerinde halka
dnyann sonunun yaklatm duyururlard. Bizleri tvbe etmeye
arrlard, fakat kyamet haberleri barlirak bastrlrd.
Muhtemel son gelmeden nce bir komedi daha yaanmt:
Kara Balk. Ses'in zel basklar, Negro'nun yatanda, ehre bir
saat uzaklkta ortaya km olan byk cismi byle isimlendiri
yordu. nsanlar yeni, bilinmeyen bir hayvann saldinsna uramay
beklerken korku her yana yayld. Kiremithanede bir gzetleme
kulesi kuruldu ve Tomassevic Arazisi'ndeki kampn tehlikede ol
duuna inanlan bir ksm boaltld. Herkes biraraya gelip azamet
li yaratn uzand yere bakt. Ah, canlan ne kadar tatlyd ! Ben
de heyecanl kalabal1m arasnda, eski bi: karton teleskoptan bak
yordum. Ne yazk ki puslu mercekler ve sisli ortamdan dolay pek
bir ey gzkmyordu.
Yanmda duran yal profesr tarafndan "Bir Grnland bali
nas," diye bilgilendirildim, "imdiye dek yalnzca Kuzey Kut
bu'nda grlmt."
Tuhaf hayvan hareket etmiyordu ve ehir, yaklaan tehlike
karsnda ne yapacana karar veremiyordu. Birileri yarat uzak180

Dier Taraf

tan bombalamay nerdi, ama byle bir saldrya nast tepki vere
ceini biliyor muyduk? Bu onu sadece kzdrmamza ve zehrini
zerimize kusup geride kalan eylerimizi de yok etmesine sebep o
labilirdi. En iyisi bekleyip olacaklar grmekti, belki de kendi ken
dine gidecekti.
Genel karmaann ortasnda birka cesur kii hayran olunas
bir cesaret rnei gsterdi. Bu, her eyin kaos ve dzensizlie gir
mesinden nce -rastladm son doal, salkl igd olmutu. ki
ifti, bir asker ve bir avlak bekisinden oluan gen adamlar gru
bu kendilerini halk iin feda etmeyi nerdi. Planlar bir kaya bi
nip aknt ynnde nehirde ilerlemek, hayvana sessizce yaklap o
nu el bombalaryla uzaklatrmakt. Belki onu ldrmeyi bile baa
rrlard. Tehlikeli, cesur olduu kadar da cretkar bir iti.
Soylu teklifleri kabul edildi. Bu gen kurtarclar grmek iin
herkes topland. Batan aa donanm bir rahip drtly kutsad
ve onlara birer son ahit verdi. Derinden etkilenmi olan kalabalk
nehir kysnn deirmenden mezarla kadar olan ksmnda heye
canla birikti.
Drtl, savaa gitti. Tamamen rmemi, nispeten su alma
yan son kay aldlar ve nehrin aknts boyunca yavaa ilerledi
ler, yine de iki kiinin srekli ieri dolan suyu boaltmas gereki
yordu. Kayk giderek kld. Artk nehrin kvrld noktaya gel
miti ve ksa bir sre sonra canavara .ulaacakt. Herkes olan biteni
grmek iin boynunu uzatyor, nefesler tutuluyordu. Gruh, hafif
bir kanma dnda tamamen suskundu. Grup, zarar grmemi bir
halde tehlikeli yaratn hemen yanna demir atmt. Herkesi ar
tan bir ekilde bir sre hibir ey olmad. Sonra uzakta ani bir pa
rlt gzkt ve devasa hayvan suya batt.
Bin grtlaktan ykselen zafer dolu bir "Yaasn!" nidas kahra
manlarn baarsn kutlad.
"Canavar"n nehir kysndaki stlere taklm bir balon ol
duunu duyduumuzda hepimiz ok ardk.

181

Alfred Kubin

VIII
Rya lkesi'nin kn Mme Adrienne' in Fransz Mahal
lesi 'ndeki gzde iletmesinde olanlardan daha iyi yanstan hibir
ey yoktu. Saygdeer ak sakall dedelerin tleri ile ynlendiri
len tedbirli bir sessizlik iinde yldz parlamt. imdiyse

de la ereme,

ereme

burann ilgin - ve zorlu - giri snavlar iin muhte

em elbiselerle boy gsteriyordu. Castringius 'un doktorluk payesi


verilmesi nerisi ise reddedilmiti. Oras bir fen fakltesi deil bir
tarikat, diye sessizce bilgilendirilmiti.
Kuman paralan, nl yrtk prtk giysilerin icadna yol
amt. Saygdeer kadnlar bile, hatta zellikle onlar, bu moday
en u noktalara tamt. "Menler" diye adlandrlan fikrin ortaya
kmas onlar sayesinde olmutu. Onlarn ne olduuna dair kabaca
bir tarifte bulunacak ve gerisini okuyucunun hayalgcne braka
cam.
Ksa kesip "insanlar misafir etmekten ve bakalarna misafir
olmaktan zevk alyorlard'' diyebilirdim, fakat bu tanm kafanzda
tam bir grnt oluturmazd. "Menler" samimi bulumalar iin
baslan davetiyelerdi. Grnte masum olan yemekler - rnein,
sandviler, kala etleri, kremal pastalar - aslnda ak sanatnn
teknik deikenlerini oluturuyorlard ve eminim ki hibir okuyucu
bu konuda ayrntya girmemi istemeyecektir.
Eskiden gittiim kafe de gizli toplu sekslere sahne olan bir
yerdi. En azndan bir seferinde ieriye mstehcen resimler, ayna
lar, kvetler ve ilteler tandn grmtm. Kafenin sahibine
tm bu tananlarn neye yarayacan sormutum.
"Oh, hibir eye," diye cevaplamt, yznde yapmack bir
tebessmle, "sadece ufak bir

montage,

hepsi bu." Ayn akam

nnden getiimde kepenklerin kapal olduunu grdm, byle bir


ey daha nce hi olmamt. Kapya bir not aslmt: "zel parti:
Bu gece". eriden grltler ykseliyor, tuhaf konumalar ve i
ren kahkahalar duyuluyordu.
ehre snm baz rahipler tapnan gizemlerini ortaya
kard. Hoi polloi' nin onlarla ne yaptn tahmin ediyorsunuzdur.
Bereket organlarna, zel zevk ve g sembolleri olarak hrmet et-

182

Dier Taraf

meyip, onlar kendilerine yardm edeceklerini umduklar tanrlar o


larak grdler ve onlara hoyrata tapndlar. Ayrca gizemlerin en
by, kan ayini kefedildi ve bu, delilii de beraberinde getirdi.
Ykc fiziksel drtlerin serbest kalmasna sebep olan eyin bu a
yin olmas da muhtemeldi. Etraftaki vahi hayvanlar gznnde
bulundurulduunda insanlarn korunma amal olarak bir araya
gelmesi doald. Korunma nlemi olarak adrlarda, tek bir batta
niyenin altnda uyuyan insanlarn bahanesi buydu; yaptklarna
"toplu uyuma dzeni" gibi kulaa ho gelen bir isim takmlard.
Hava frn gibiydi; nehir kenarndaki koylarda ve su birikinti
lerinde kk mavi alevler ortaya kyordu. Rya lkesi srekli
bir alacakaranlk ierisindeydi.
Bir gn kampn iinden geerken etrafn ne kadar sessiz oldu
unu fark edip irkildim. Rya lkeliler yerlerinde yatyor, gzleri
yar ak halde birbirlerine bakyorlard. Herkes mahzun ve endie
liydi. Bu insanlar bir eyin olmasn bekliyordu. Aniden tm dz
lk bir uultuyla doldu, ses giderek artyordu ve bastrlm bir
kahkaha duyuldu. Dehete kaplmtm. Bir akl hastalnn ani d
avurumuna benziyordu. Sonra, dingin bir arazide hzla yaylan bir
frtna gibi cinsiyetler birbirine saldrd.
Merhamet yoktu. Hastalk, genlik, aile balar, hibiri nem
senmiyordu. Bu, hibir insann grmezden gelemeyecei asli bir
drtyd. ehvetle dar uram gzlerle herkes yapacak bir be
den aryordu.
Kendimi kiremithaneye attm ve saklandm. Duvardaki bir delikten darda sregelen korkun olaylar izledim.

Her yandan ykselen inleme ve homurdanmalar, tiz lklara


ve arada bir duyulan derin i ekilere karyordu. Karmda p
lak insan etinden oluan, titreyip kabaran bir deniz duruyordu. Ben
hi etkilenmemi olsam da bu kaba gsterinin anlamsz mekanik
doasna kar duyarlydm. Bu denli bceksi bir irkinlii grme
ye dayanamyordum. Kan rengi bir pus her yan kaplamt. Kamp
atelerinin parlakl cinnet halindeki etlerin zerinde titreiyor, bir
o grubu bir bu grubu aydnlatyordu. Yere melmi, sakall, orta
yal bir adamn, baklarn hamile bir kadnn ikiye ayrlm kakasklar

1 83

Alfred Kubin

sklar arasna dikip akln kaybetmiesine kendi kendine mrl


danmasn daha dn gibi hatrlyorum. lgn bir ibadet gibiydi.
Aniden yaknda bir yerden hem ac hem de sevin ieren yk
sek bir lk koptu. Sarn bir fahienin dileriyle bir ayya ha
dm ettiini grnce dehete dtm. Kendi kan iinde debelenen
adamn cam gibi gzlerini grebiliyordum. Hemen hemen ayn an
da bir balta indi ; bu sefer kurban bir intikamcyd. Uzaklardan
memnuniyet dolu sesler duyulurken mastrbatrler adrlarn ka
ranlk kelerine ekildi: evcil hayvanlarmz da lgnla katl
m, iftleiyorlard.
Ancak bende en derin etkiyi yaratan ey, beyaz ya da krmz
suratlar ne halde olursa olsun tm zavall insanlarn yzlerindeki,
kendi zgr iradeleriyle hareket etmedikleri ok ak olan o yar
uykulu, bo ifadelerdi. Onlar bir kez kurulduktan sonra kendi ken
dine hareket eden makinelerdi. Zihinleri bambaka yerlerde olma
lyd.
niformasn giymi olan De Nemi, Jacques' n etesinin bir
ka yesiyle birlikte geldi; gelii, atee atlan benzin etkisi yarat
mt. Beraberlerinde bir piyano srklyorlard ve de Nemi ayn
basmakalp melodiyi srekli tekrar ediyordu. Hayvans bir tonda
verilen emirlere itaat eden sarho Rya lkeliler sraya girip ift
lemeye alyorlard. ocuklar birbirleri zerine kyordu. Ne
hirden krmzmtrak bir sis ykseliyor, fakat hayal rn bu ce
hennemi baklarmdan saklamaya yetmiyordu. Bir eit kana su
samlk balamt ! Dev gibi bir adam, boa gibi soluyarak zplad
ve uzun bayla bir bakasnn zerine bindi. Cinayet! Sonra bir
tane daha! Adam ldrmt. Tm ak oyunlar durdu. l gibi be
yaz kesilmi birok kadn isterik kaslmalar iinde yerde yuvarlan
d.
Artk her yandan kana susam ulumalar ykseliyordu.

vanlar bile byle barmazd!

Hay

iddetli kavgalar koptu ve azlarn

dan kpkler saan adamlar yere indirildi. Yaknlardaki kilerlerin


kaplar krld ve iri flar yuvarlanarak kampa getirildi. Herkes
sarho oldu. Grltl bir grup havuza gitti ve akac birisi arkala
rndan kapy kilitledi. Saatlerce dehet verici lklar atarak yar
dm istediler, ama sarho kamp onlar duymazdan geldi. Sonra her

1 84

Dier Taraf

ey sessizleti. Bir grup timsah, gbekleri imi halde nehre dn


d.
Kimileri yakndaki mezarlkta mezarlar kazmaya balad; kan
kokusu alm kuduz bir kpek, ezilmi bir kedinin zerine atlad.
Sonra yanmda korkuyla yere melmi olan bir yarat fark
ettim. Bu Brendel'di. Yznde bo bir glmsemeyle bana bak
yordu. "Ne oldu, Brendel?" dedim, onu hafife sarsp uyuuklu
undan karmaya alarak.
"Melitta," dedi yavaa ve kendi kendine sessiz bir kahkaha
att. Bu kahkaha, zavall adamn sevgilisinin lm sonrasnda ak
ln yitirdiini anlamama yetti.
Ateler artk snmeye yz tutmu, etraf sessizlemiti. Saklan
dm yerden kmay gze alp alamayacam tarttm. Duyulan
tek ses, sarho gruhtan ykselen horultuydu. Hala alevler saan
byk bir ate vard; piyanonun tahtalar sayesinde yanmaya de
vam ediyordu. Atein parlaklnda geni omuzlu birini grdm:
Amerikal.
zerindeki gece giysisiyle sanki baloya gidiyormu gibi bir
havas vard ve vazgeilmez piposu da azndayd. Uyuyan vcut
larn arasndan geerken plak bir kadn ayaa kalkt ve nu dur
durmaya alt. aat! Bir krba darbesi kadnn srtnda patlam,
beyaz cildi zerinde ate krmzs bir iz brakmt. Sonra Ameri
kal karanla dald ve bir grlemenin ykselmeye balad ehre
doru ilerleyerek ortadan kayboldu.
Amerikal 'nn vakti gelmiti.

1 85

Alfred Kubin

IX
ehirde, Ses'in zel bir basks yeni bir felaketin haberleriyle
datlyordu. Byk tapnak, gln sulan altnda kaybolmutu.
Haberi keiler vermiti. Suyun uzun bir sredir temelleri zayflat
masndan dolay kumlu topran en sonunda ktnden phele
niyorlard. Keilerin bazlar ilahi okuyarak boulmutu. lm
karsnda afallam olmallard, nk binann yars suya gml
m haldeyken bile aldklar borularn sesi duyuluyordu. Her ey
byk br hzla gelimi, ar, mermer duvarlar yklmadan suya
batmlar. Kam olan kutsal kardeler, lekeli camlardan alda
yarak ieriye dolan suyun sesini duyana dek tehlikenin farkna var
mamlard. imanlklar su zerinde durabilmelerini salamt
ve yzp hayatlarn kurtarabilmilerdi. Iklar suyun derinliklerin
de de yanmaya devam etmi, tapnan pencerelerinin mitlerdeki
deniz canavarlarnn gzleri gibi parlamasn salamt. Sonra
pepee snmler ve geriye yalnzca gm ve altndan kubbele
rin titrek parlakl kalmt. Sonra onlar da dalgalarn altnda kay
bolmutu. Muhterem barahibin cesedi kyya vurmu, geride ka
lanlar ise Rya Gl' nn dibinde sulu bir mezara gmlmt.
nsanlar, dalgalarn altnda kaybolan muhteem hazineler iin
yas tuttu. zellikle de ben tuttum, nk onlar kendi gzlerimle
grme frsatn hi bulamamtm.
Byk hayvanlar artk tamamyla yok olmutu. Bunun nce
den aklmza gelmeyen bir zarar olmutu: Ne yiyecektik? Hayvan
srleriyle bcek kmeleri tarla ve baheleri harap etmiti. Tm
erzamz ryordu; yumurtalar, tuzlanm sr etleri ve ttslen
mi domuz etleri bile bozuluyordu. Alkla kar karyaydk.
te o srada kuzey Almanya'dan gelen iki kz karde pratik
bir teklifte bulundu. Bir tanesi kimya okumutu ve baarli olaca
na inand bir aratrma sonucu vard. Negro'nun kylarna bol
miktarda vurmu olan l balklar toplamay ve onlar artp yeni
lebilir hale getirmeyi neriyorlard. N iyetlerinin soyluluuna ra
men kz kardelere verilen karlk saf bir nankrlk oldu: fkeli
topluluk tarafndan lin edildiler.

186

Dier Taraf

Artk geceyle gndz ayrt etmek mmkn deildi. Daimi a


lacakaranln deimez grilii de insann etrafn grmesini zor
latryordu. Tm saatler paslanm ve durmu, bu yzden zaman
kavrammz yok olmutu. Bu durum yklma dneminin ne kadar
srdn sylememi de imkansz klyor. Arada bir alktan deri
leri kemiklerine yapm vahi hayvanlar gryorduk, ama yakla
an bir insan grdkleri anda kuyruklarn zayf bacaklarnn ara
sna sktrp kayorlard. Tozlu kelerden kurumu ylan kaln
tlar kyordu.
Salgn hastalklar nlemek iin Rya lkesi sakinlerine tm
cesetleri nehre atmalar emredilmiti. Bu emir olduka kk bir
oranda uygulanabiliyordu, nk evler gvenli deildi ve artk
kimse ilerine girmeye cesaret edemiyordu. ehrin havas ylan ve
tavanlarn sakl mezarlarndaki l yavrularyla kirlenmiti. Bina
larn girilerinden darya ryen lelerin kokusu yaylyordu.
Lampenbogen'in apartmannn st ksm kmt. Uzun bir
baca ve arka duvar ayakta kalmt ve bu sayede daireleri yandan
grebiliyordunuz. Eski yatak odamzn iekli duvarkadyla kap
l duvarnda hala birka resim aslyd. ri, gen eklindeki bir de
likten prensesin bekleme odasnn kirli tavan grnyordu. Man
dra kfe yenik dmt. Babo bir ekilde yaylm olan kf,
kaplar ve pencereleri kaplam, tm binann biiminin bozulmas
na sebep olmutu. Dam penceresinden byk beyaz araflar an
dran kf bekleri sarkyordu. Nehir bekisinin ahap evi, atsnda
biriken likenlerin arlyla kmt.
Kafe, d grnn son gnne dek korumaya alan bir
kokona gibi ld. Dardan bakml bir grnts vard, fakat ie
risi st katn ve tavanarasnn ykntlaryla doluydu. Tuhaf bir g
rnt de arkasnda karncalardan olumu iki yksek tepenin g
rld bir pencere camyd. Karncalarn altndan birka kk
beyaz kemik grlyor, aralarndaki satran masasnda mkemmel
bir ah mat bulunuyordu.
Terkedilmi sokaklardan geerek nehir kenarnda her zaman
yaptm yry yoluna saptm. Ayn harap grnt burada da

1 87

vub "
Alfred n
n

1 88

Dier Taraf

mevcuttu. Mezbahadan ylesine berbat bir koku yilkseliyordu ki


azm ve burnumu mendil olarak kullandm bir aputla kapat
mak zorunda kaldm. Nehre bakan duvar yklmt ve molozlarn
arasndan st ste ylm hayvan leleri gzkyordu. Hava v
zldayan sineklerle doluydu ve attm her adm milyonlarca et si
neini rahatsz ediyordu. Biraz temiz hava solumak iin nehir ke
narna indim, oras dier yerlere nazaran daha katlanlabilirdi.
Yzme havuzundan geriye pek bir ey kalmamt, yalnzca sudan
frlayan birka kalas ve direk vard. Onlar da yeil renkli salyangoz
salgs ve smklbcekten oluan kaln bir tabakayla kaplyd. Et
raf aniden aydnland. iddetli bir irkilmeyle arkam dndm ve
deirmenin yandn grdm. Pencereleri, gzleri kr eden alev
lerle doluydu ve rm kirileri czrdayp atrdyordu. Yksek,
yuvarlak atsndan dumanlar ttyordu. Muazzam bir alev yksel
di ve n duvar atrdayarak ieri doru ykld. erinin aydnln
da grnen makineler hala iliyordu, sanki vcudu yarlm bir in
sann iine bakmak gibiydi. ark gcrdyor, deirmen ta dn
yor, sandk titriyor, un bulutlar alevlerin parlakl zerinde hafif
bir pus olutiruyordu. Alevler, kfle kapl merdivenleri agzl
lkle yuttu. Makineler ar ar, adeta gnlszce, lmekte olan
bir adamn organlar gibi birbiri ardna durdu.

Alevlerin son kurban iri elek olmutu. Durduum yerden bir


ift eski moda izme ve yan yok olmu bir halde ilerine skm
1 89

Alfred Kubin

olan iki bacak grdm, alevler grntnn kalann gizliyordu. Ar


kamda bir ses yankland.
"Baardm! imdiden drt kez yaptm ve yapmaya da devam
edeceim."
Deirmenciydi. Bir tutam enfiye ekti, cebinden bir jilet kar
d, baparmayla keskinliini kontrol etti ve grtlan kesti. Yere
dt ve kan, gsnn zerine suyun kaynaktan fkrd gibi
fkrd. Yz eytani bir ifadeyle arplmt.
Kutsal eylere hrmet etmeyen hrszlar rahibe manastrna
zorla girip mcevherlerle ssl mukaddes emanetleri almlard.
Kendileri de zor durumda olan rahibeler soygunu durdurmak iin
hibir ey yapamamlard. orba mutfaklarna yaptklar ziyaret
ler dolaysyla manastrn her yerine aina olan bir grup sakat adam
misfrhaneye hcum etmiti. Tehditkar yemek talepleri, kendileri
iin bile yiyecek eyleri olmayan rahibeler tarafndan geri eviril
miti. Onlar da kaba kahkahalar atarak yiyecek yerine geecek
baka eyler istemilerdi. Aalk grup topallayp srnerek are
siz rahibelere sokulmutu. Cadlara zg bir sebt gnn andr
yordu. Gen ve gzel bir kz onlara kar koymu, ift guatrl bir a
dama saldrp adamn tek gzn karmt. Kz, ceza olarak de
mir bir karyolaya balanmt. stleri bitle kaynayan, burunlar ke
mirilmi, gzleri iltahaplanm, yumruk kadar frengi banlar ve
uyuz yaras kabuklaryla kapl yaratklar kzn zerine ullanp ona
tecavz etmilerdi. Kz nce delirmi, sonraysa lmt. Dier ra
hibeler ise tanrnn kavranmaz emirlerine boun emilerdi; sadece
seksen yandaki barahibenin, byk ihtimalle cokulu dualarnn
bir sonucu olarak, can balanmt.
x

Amerikal artk ehrin efendisi olarak rahata ortalkta dola- .


yordu, ancak buna ramen kendisi de az kalsn yolun sonuna gele
cekti. Mritlerine olan borcunu demek amacyla, yardmclaryla
birlikte bankann nne gelmiti. Harap olmu devasa kapnn ar
dna kadar ak olduunu gren herkes ok armt. Yorucu ara
malar sonucunda merkez hazine odasnda seksen kreuzer oldu190

Dier Ta,raf

u ortaya kt; rehin kutusu da ortalkta yoktu. Jacques, De Nemi


ve dier elebalar Amerikal'y pheli baklarla szd. Ameri
kal hiddetle haykrd; "Tam dndm gibi". "Hemen Herr
Blumenstich' i grmeye gidiyoruz." Banker Blumenstich' i serasn
da, solmu ieklerle evrili halde buldular. Adamcaz, beyefen
dileri mutlak bir skunet ve mosmor kesilmi bir cilt ile karlad:
lmt. Kendisini kovalayan bir eekars srsnden kamak i
in buraya saklanmt. Avaz kt kadar bard srada bcek
lerden biri dilini sokmu ve adam boularak lmt. Herkes yeni
den Amerikal'ya bakt ve o bu sefer sadece, "Kahretsin!" dedi.
"Bize paramz deyeceine sz verdin! Altnmz ver!" diye
haykrd kzgn mritler.
"Gidin ve otelin kalntlarndan kendiniz aln," diye cevaplad
Amerikal, sinirli ve hayalkrklna uram bir halde.

191

Alfred Kubin

Dierleriyle gzgze gelen Jacques, ban gizleyerek Bell' e


doru bir adm att. Her hareketi pr dikkat izleyen Amerikal, sui
kastiyi bir denek darbesiyle yere indirdi. Sonra, srtn souk
kanllkla serann duvarna dayayp ellerinde birer Browning' le, a
henkli bir tonda sordu: "Hanginiz ilk 16'nn iinde olmak istiyor?"
ete daha kolay bir avanta bekliyordu. ndekiler eilip geri
ekilmeye altlar, fakat arkadan lklar atarak bastran gruh
tarafndan ileri itildiler. Silahlar ardarda, tiz atrtlar kararak pat
lad ve Amerikal 'nn nnde cesetlerden bir duvar olutu. On alt
kiiden fazlas lmt, nk her mermi birden fazla bedeni delip
gemiti. Amerikal plak kafasyla, zerinde akamki kyafetiyle,
geni omuzlaryla ve dileri arasna sktrd piposuyla dimdik
ayaktayd. Alnnn geni tepesi, zerindeki iki ilikle ona eytans
bir grn kazandryor ve sabit, hkmeden baklar hiddetli ka
labal yattryordu. Ancak hala arkadan itiyorlard. ndekiler
baskya dayanamayp kendilerinden geti ve l yoldalarnn ze
rine yld. Bylece Bell'in hareket etmesini imkansz hale getiren
etten bir duvar oluturdular. nsan suratn taklit eden soluk ve ar
pk maskelere benzeyen yzleri yalnzca bir metre nndeydi.
Gs inip kalkyor, cierleri bir lokomotif gibi alyordu. ans
yardmna geldiinde "ldrn onu! ldrn onu!" diye baran
meum lklar kulaklarn dolduruyordu. ren kfrler savuran
bir ses yaklayor, yaklatka grleiyordu.
"Kim o?" barlar ykseldi. "Kim o?"
"Gotthelf Flattich. Dev Gotthelf. Kollayn kendinizi! "
Gs ak, muazzam bir yaratk kalabal iterek kendine yol
ayordu. Adamlar homurdanyor, fakat herkesten rahatlkla bir
buuk kafa daha uzun olan zencinin gemesi iin kenara ekiliyor
lard. Barlar duymutu ve bir gz attnda Amerikal'nn iin
de bulunduu tehlikenin farkna varmt.
"Ona parmanz bile srmeyin!" diye uzaklardan duyulabile
cek bir sesle kkredi ve dev ellerinde tuttuu manivelay savurdu.
Gzbebekleri, siyah suratnda hiddetle dnyordu. Yaknnda bu
lunanlar yere indirdi ve bylelikle eski patronunun hayatn kur
tard.

1 92

Dier Taraf

XII

nsanlar Ariv'in nnde toplanmt. Ana kapnn iki kanad


da ald ve Devlet Bakanmz, ufak bir heyet eliinde dar k
t. Ekselanslar kutlama giysilerini giymiti; altn eritlere sarnm,
madalyalarm takm ve tyl miferini bana geirmiti. Uzaktan
bir cennet kuuna benziyordu. Muhteem niformasyla hemence
cik kuruluveren bir krsye trmand. Toplanm olan Rya lkesi
halk sessizleti.

'

193

Alfred Kubin

"Beyefendiler, sizler de fark etmisinizdir ki istisnai bir d


nem geirmekteyiz. Bu artk sona ermeli, normallie bir dn yo
lu olmal. Rya lkesi halknn mutluluu bizim en byk dilei
mizdir. Saygdeer Efendimiz iledikleri sulardan dolay cezaya
arptrlanlar iin af karmtr. Bu yzden, eyalet hapishanesi
Wasserburg'un kaplarnn bugn almas iin emir verdim."
"Bu zaten yapld ! " dedi, kmseyen bir ses. "Onlar kendi
miz serbest braktk," diye haykrd herkes, kahkahalar atarak.
Wasserburg, nehirden aa bir gnlk uzaklkta, Negro'nun
ortasndaki bir kayaln zerinde, Bellamonte isimli kk kasa
baya pek uzak olmayan bir mesafedeydi.
Ekselanslar'nn azn ap kapad grlebilse de syledik
leri grltden duyulmuyordu. Sonunda, kalabal sakinletirme
abalarnn nafile olduunu anlayp hafife ban edi ve krs
den inmeye yeltendi. Arkasn dnd anda kalabaln kahkaha
lara boulduunu duydu. Ekselanslar'nn altn eritlerle ssl pan
talonunun arka ksm dmt. "Hoi Polloi'yi elendiren eyler
pek tuhaf," diye dnd.
Ani bir patlama oldu; toz bulutlar, dumanlar etrafa yayld.
ok sayda insan bayld ya da ezildi. Bir bomba atlmt, ama ne
reden geldiini kimse bilmiyordu. ller ve ar yarallar sedyeler
le gtrld. Rya lkeliler, kan lekeli ykleri tayan alay tyleri
rpererek izledi. Ekselanslar 'nn iki aya kopmu, vcuduna ar
pan elik bir arapnel onu ldrmt.
Bu olanlar hi grmemitim, nk mezarlktaydm. Kutsal
eylere kar yaplan bunca hrmetsizliin ardndan karmn meza
rn merak etmitim. zerindeki kabartlm topraa dokunulma
mt, fakat kk demir ha tamamen paslanmt.
Mezarln teki ucunda yeni kazlm toplu mezarlar grdm.
ller artk alelacele, en fazla drt fit derinlie gmlmekteydi.
Yaydklar pis koku, yeni karlan topran etrafnda toplanan ve
yemeklerinin tadn karrken vurulan kurtlar, kpekleri ve akal
lar doal olarak oraya ekiyordu. Eer Blumenstich aile kabrinin
kalntlar arkasndaki, yksek omuzlu, kineyerek kahkaha atan
9

Hristiyan geleneklerine gre ller alt fit derinliinde kazlm mezarlara gmill

mektedir.

194

Dier Taraf

karanlk yaratk bir srtlan deilse olduka yanlm olmalydm.


Mezarln zerinde kuruni bir hava vard. Ezilmi iekler, aa
dallar ve rm elenkler ortamn zaten fazlasyla kasvetli olan
havasn daha da arlatryordu.
Tylerim rperdi. Yatak yz grmeyeli uzun zaman olmutu.
Sonra aklma bir sre nce grdm bir ilan geldi; polis ka
rakollarnda evsizlere battaniye datlyordu. Morgun zerinde de
ara bir kapyla ulalabilen bir karakol vard. Bam nme eik,
zgn bir halde orann yolunu tuttum. Sanki km bir eylerin
zerinde yryormu gibi hissediyordum; yosun, saman ya da keten
olabilirdi. Selviler nmden ekiliyor gibiydi. Mezartalannn tit
rek klarnn parlaklnda kaba tulalardan yaplm alak bir bi
na grdm. Ak, camdan kaplarnda "Polis Karakolu" yazyordu.
Girdiim odada neredeyse hi eya yoktu. Ba hizasnda b
yk, kare pencereler vard, ama donmu camlarndan ieriye sade
ce soluk bir k girebiliyordu. Eski psk duvarlarda, dar siyah
erevelerin iindeki ynetmelikler aslyd; arka tarafta, kapal bir
kapnn zerinde Bavyera Kral il. Ludwig'in bir resmini grdm.
Sivri keli, ilkel gaz vanalar, badanal yksek tavana tutturul
mutu. Odadaki bir baka eya da uzun, pis bir masayd ve stnde
iren bir nesne vard; ksa, imi bir insan bedeniydi ve zerinde
altn eritler ve kan ile ssl bir niforma vard. Olduka katla
mt, sadece bacaklar hafife erilmiti. ki aya da yoktu, pan
talon paalar dizlerin altndan dmlenmiti.
Aklmdan geen dnce "te Bavyera Kral bu" oldu ve he
men bu dncenin doru o lduuna kanaat getirdim. Siyah, seyrek
bir kei sakalnn glgeledii enesi havaya frlamt, ama iman
suratn daha yakndan incelemeye cesaret edemedim, nk hain
baklarnn canl bir biimde beni takip ettiini biliyorum ve byle
baklara fazlasyla maruz kalmtm.
Samdaki cam kapdan bir k huzmesi szlyordu. "Belki
de polisler buradadr?" diye dndm. Camdan ieri baktm ve
korkuyla geri ekildim. Uzun dar bir odaya ylm yzlerce ceset
grmtm. Boyunlarna dek gri uvallarn iindeydiler ve yalnz
ca kafalar darda kalyordu, yzleri ounlukla yeildi, grn
te glyor ve dilerini gsteriyorlard. Birou kurumutu ve kirli,

195

Alfred Kubin

ezik gzleri vard, dierleriyse tamamen sarmalanm ve zerlerine


adres belirten katlar yaptrlmt. Diz ve dirseklerin oluturdu
u kntlar ve kafataslarnn bkk durular belli oluyordu. Ceset
deposunun arka duvarnda byk harflerle yazlm bir tabela as
lyd:
ANDEN LENLER MORGU
Kendimle il. Ludwig arasna mmkn olduunca mesafe ko
yarak ak havaya ktm. Birden masada yatan altn ssl nifor
mal adamn Bavyera Kral filan deil, Devlet Bakanmz olduu
nu fark ettim.
"Bir sr biliyorum," dedim kendi kendime, "ve onu kendime
saklayacam. Hem bu belki'de gerekten Bavyera Kral'dr."

1 96

Dier Taraf

XIV

Kargalarn kasvetli gaklamalar dikkatimi ekti. Kular, uzun,


siyah ve birbirine yakn halde tulalarn zerine tnemilerdi. Ba
zen birka havalanp kusursuz bir dzenle tur atyordu. Nehrin
zerindeki gkyz yanan deirmen yznden halen krmzyd.
Ykntlar arasndan aniden frlayan plak bir adam beni nere
deyse yere indiriyordu. Arkasnda bir kpek srs vard ! Hzla
zerime doru geldi, ama son anda yn deitirip plak bir sprge
sopasndan biraz daha byk bir aaca trmand. zerinde yalnzca
rugan kadn ayakkablar ve gazetelerden yaplm bir sark vard.
Kavruk bedeninden beklenmeyecek bir g ve eviklikle kendisini
hlamur aacnn dallarnda savurarak ykseklere kt. Arkasnda
srkledii nesneye ramen bir maymun gibi rahatt. Tad ey
kk dallara taklp duruyor, adamn her seferinde onu kurtarmas
gerekiyordu ve bu kurtarma iini komik bir ciddiyet ifadesiyle ya
pyordu. Onu kovalayan kpekler aacn evresine dizilip sanki bir
kediymiesine adama heyecanla havlamaya baladlar.
O anda mezarlk ynnden miferli bir polis mfrezesi geldi.
Aataki adam deerli ykn drd, bir lk koyverdi, a
a atlad, drdn almak iin yerde biraz debelendi ve pe
inde kpeklerle hzla uzaklat. Bir av kpei topuklarnn dibin
deydi.
Polislerden biri en ndeki kpee ate etti. Kpek ld, ama
adam da vuruldu ve yere devrildi. Onun Brende! olduunu gr
dm. Ayaa kalkmaya urarken bana toplandk. Delirmiti, a
zndan salyalar saarak inliyordu. Sa krek kemiindeki ufak kur
un yarasndan neredeyse hi kan gelmiyordu. Giderek durgunlat
ve soudu; vcudu son bir titremeyle sarsld ve ld.
Bylesine kararl bir biimde saklad eyin ne olduunu me
rak eden polisler Brendel'i yerden kaldrd. rmekte olan, uzun
kestane rengi sal bir ba ortaya kt. Canlym gibi duruyordu;
kafaya sonradan eklenmi gibi duran gz ukurlarnda ve dudakla
rn etrafnda hareket vard. Binlerce kurtla kaynyordu.

197

Alfred Kubin

xv

ehir, ak bir isyanla kaynyordu. Ordu, saray bahelerinden


yaklat ve birka blk Saray'n dnda mevzilendi. yi grn
l, zenle seilmi, son haftalarda yaadmz dehetlerin izlerini
tamayan adamlard. Gs zrhlan ve miferlerinde hafif pas le
keleri vard, bunun dnda iyi durumdaydlar.
syanclar, aceleyle dikilmi barikatlarn arkasnda konulan
mt. Patera'nn tek firari subay olan De Nemi'nin nderliinde
birka saat nce cephanelii yamalamlar ve ihtiyalar olan tm
silahlan almlard. Orduya, bire on gibi saysal bir stnlk sal
yor olmalar onlara cesaret veriyordu.
Kar saflarda ise atlar toynaklarn sabrszca yere vurmaktay
d. Kumandanlar drst yal Albay Duschnitzky dardaki gruh
tfekli olduu iin son derece endieliydi. Ve kendi atlarnn halin
den de pek memnun deildi. Sinirliydiler ve olduka kt tmar
lanmlard. Saldrmadan nce, gelecei sylenen yardm birlikle
rini beklemeye niyetliydi, fakat uzun sre bekleyemezdi. Onlar ge
lene kadar asiler Ariv'i ele geirmi olabilirdi, byle bir durumda
svariler ie yaramazd. Ayrca, kaldrm tandan yaplm siperler
her dakika ykseliyordu.
Baz temenler glp sigara iiyorlard. Sokaklar temizle
mek iin sabrszlanyorlard. Bu herifleri kenara yaptrp gee
ceklerdi. Byle eyler gen subaylara ocuk oyunca gibi gelirdi.
Yzlerinde hafif alk ifadelerle hazrolda beklediler.
Bir silah sesi duyuldu ve svarilerden biri yere dt. Albay
bir iaret verdi ve blklerinin nnde atn srd. Askerlerinin
gaddar ifadeli ve sert, bronz ciltli yzlerinin gerek anlamda gzel
gzkt bir and. Sessiz Saray'a dnerek selam verdi, - Ave
Caesar, morituri te salutant10 dercesine - sonra borular tt ve s
vari birlikleri yksek sesli bir "Hurra !" ile barikatlara hcum etti.
Kllan nlerinde, atkuyruu yaplm hayaletimsi salar arkala
rnda szlen atllar, yaylm ateinin atrtlarn karlamak iin
drtnala koan binekleri zerinde eildi. Belki be asker eyerlerin-

lat: Ey Sezar, lecek olanlar sana selam eder!

198

Dier Taraf

den dt, ama daha kts, atlar kontrolden kt. rktler, sra
dlar ve ahlanarak binicilerini srtlarndan attlar. lgnca koup,
ac iinde kineyerek koca meydan getiler ve barikatlarn zerin
den atlayp asi ya da asker, nlerine geleni korkun toynaklarnn
altnda ezdiler. Panie kaplm olan atlar, bir g tarafndan ele
geirilmi ve doast kuvvetlere sahip olmu gibiydiler.
Beklenen yardmc gler tam o anda geldi, ama bu yalnzca
felaketin daha da kzmasna sebep oldu. Yeni gelen atlar ayak
lanmay hemencecik hissedip ona dahil oldu. Atlarn rk gem ve
kuaklan askerlere arpt ve adamlar daha dmann ne yandan
geldiini anlayamadan, tutunacak bir yer bulamayp kendilerini
yerde buldular. Yklerinden kurtulmu olan at srs, kvlcmlar
karan bir kou tutturarak klaya yneldi.
Yaklaan gk grltsn duyduumda Uzun Cadde'deydim.
gdsel olarak kafenin yanndaki alak bir duvara trmandm.
Yukar ktm anda, toynaklar parkeler zerinde takrdad ve
kendimi ldrp dar uram gzlere, alevle parlayan burun de
liklerine ve arplm azlara bakar buldum. Birka saniye iin at
terinin keskin kokusunu duydum ve sonra hepsi arkalarnda bir toz
girdab brakarak tarlalara yneldi.
Kaideleri zerinde - bulvar boyunca uzanan kesilmi aa ta
banlarnda - hmbl ve duygusuzca oturan iri akbabalar yanlarn
dan koarak geen atlan ilgisizce seyrettiler. Sadece arkalarda ak
sayarak yryen ve srekli daireler izen kzl kahverengi bir ak
baba atlarla ilgileniyor gibiydi.

,r/.'?-

t:.
1,, -r

;tr\

-',
j
.
r :.. \
l!:Jr ' .- '*,,

" t:
. lj\
. f...., ( ....._ .
.. -;: 1 / -1
'Z: - ;--'
.
.... t .,, . .,
/
. . .. - / t" '? Li".' -< >: v o ; .._,.1 ' . ...... :. .

'yr
,.,.'\'
, ::
r -- 1 . , ....
.
,...... \ ;:/'"" > _ .,:-.-:.. _.."''\:,}!--:..':\ .... ,
,
..
.y,.-
,
{ .;"' ' ,.,.
-. ' ,.J.z:...:.
r
,
-:-:"-
E

.: '
....... l {!\:. '
F

,;.. _
'
{' : .
- .
.ra... f' '
,.,.. .d:. _: " : ...<l ' ' _. '.... '{'

-f) <::.

..

,...

.
.

- -

1_, f\.

.:.,,<i.f.' 'J) Mz r""

'

,,(..;.-... 1. ',':- -

f:"
:.
...

,"""t)-'.'i
t

.,..

'

)h_

..

{L"'f..l
-.,- . '{; =:-';;: ...,,?
.

...

__ ,- - :_.;. -,.- .- . ;.:-.:; ......


.. \... ......- . .::-. . ,;+-

/':.
.-- \

.. *

=-.:.. -; ..;;>
..,._
.

199

"'

- -.

;..;-.:- -

.1

Alfred Kubin

lgnca devam eden drt nala kou ehrin her yanndayd.


Srden ayrlan yalnz atlar, kafalarn bir binann kesine arpp
ezene dek kvrk dar sokaklara krlemesine koturdular. Bazen v
cutlarnn geri kalan da plere karana dek dar geitlerde ve k
maz sokaklarda eziliyordu. Ka yoktu. Zayf olanlar, gl olan
lar tarafndan yere indiriliyordu. Toynaklar akyor, i organlar d
ar fkryor, etrafa iren bir koku yaylyordu.
Yal albay, saldrsnn baarsn grseydi ok memnun olur
du, nk saysz asi, toynaklar altnda inenerek lmt. Ancak
ne yazk ki, beyaz bir eldivenin iindeki bir el, albaydan geriye ka
lan tek tanmlanabilir parayd; gerisi uzuvlardan, gs zrhlarn
dan, krk kemiklerden, eyerlerden ve dizginlerden oluan yna
karmt.
XVI

Tamamen kmeden nce, kafenin ii ylesine harap bir hal


deydi ki mteriler ieri girmeyi reddediyorlard. Malsahibinin
sulad kii ise bagarson olmutu. "Pis bir domuza benziyor
sun," demiti ona. Sakin, yattrc bir sesle sylemiti; ama hain
garsonun eytani plann gerekletirmesi iin sylenenin ierii
yetmiti. Saf patronunu bir gece kilerden aaya itmi ve kapa
da arkasndan srglemiti. Patron, krlan kolunu saymazsak yu
muak bir ini yapmt. Malsahiplerine zg ya katmanlar saye
sinde lastik bir top gibi dmt. Anton'a ok kzm olsa da iin
de bulunduu tehlike hakknda en ufak bir fikri yoktu. Gda iinde
ki tecrbelerine dayanan Anton, kendisine yardm edecek olan su
ortaklarna, yani Pearl' n mahzenleriyle yeralt koridorlarn istila
etmi olan milyonlarca sana gveniyordu. O esnada karanlkta
yanl yne doru krlemesine ilerleyen hanc ise benim de nce
den ayn dehetengiz tecrbeyi yaam olduum geide dald.
Bo yere bir k yolu arad. Krk kolu imi ve byk bir a
c vermeye balamt. Yoruluyordu. Alak bir ciyaklama sesi du
yuldu; ilk balarda bir tane, sonraysa giderek artan, yzlerce, bin
lerce hrdama ve aceleyle kouma sesi. Birden dt tuza
anlad ve komaya, kendine saldranlara vurmaya alt. Etini

200

Dier Taraf

imdikleyen minik peneler, zerine aslan ar topaklar hissedi


yordu. Onlar eliyle itmeye alt; kolu keskin, kk srklarla
kapland. Onlar silkelemeye alt. Drt, be kez baarl oldu,
sonraysa a ikencecilerinden kurtulmak iin kendini yere att. S
anlar ezilmi, belki yzlercesinin stlerinden geilmiti, ama on
larn yerine binlerce yenisi geldi. Sadk sanlanna yollam oldu
u.dl iin Yaratan' lanna krettiler.
Birka kii, lam ve kanalizasyonlardan gelen tuhaf lklar,
korkun svmeler, aresiz yakarlar ve bouk barlar duyduk
larn sylemiti. Bu sesleri duyduklarn syledikleri yerler birbi
rinden olduka uzak mesafelerdeydi, fakat Rya lkesi'nin ilgin
bir akustii vard.
Anton, patronu iz brakmadan ortadan kaybolduktan sonra ka
feyi birka saat daha ak tuttu, sonra kapy kilitleyip dar kt.
Baka mteri gelmeyecek gibi gzkyordu. Satran oyuncular
ieride kald. Anton yolda Castringius'a rast geldi ve artk yeni bir
meslek edinmi olan eski izerle birlikte almaya karar verdi.
Castringius artk baka insanlarn kazanlar zerinden yayordu;
yani nne geleni alyordu.
Son almas n-Beyni ldren Czzaml Albino'yu Ameri
kal'ya ithaf etmiti. Amerikal'dan, resmin "alegorik bir sembol"
ifade ettiini ve yz binlerce dolar deerinde olduunu anlamasn
istemi; Amerikal'nn ise bu resme yalnzca be bin dolar karl
nda sahip olabileceini belirtmiti. Bell ise glm ve sanaty
dar attrmt. Bu, artk kendisini ziyaret edenlerin bana sklk
la gelen bir durumdu. ntikam planlan yapan Castringius, Patera'
nn tarafna gemi ve "o kahrolas Yankee'nin" yandalarna, ve
rebilecei tm zarar vermiti.
Bir gn, iyi bir soygunun ardndan kaa getii srada, palto
sunun arka cebinde baka birisinin elini hissetti. Eli yakaladnda,
Anton'un eli olduunu grd. zrler, aklamalar derken olay bu
iki ho adamn ibirlii ile sonuland. Uzmanlk alanlan, terk edil
mi villalar soymakt. Kalenin bahelerinde bir gizlenme yerleri
vard ve yamaladklar deerli eyalar burada saklyorlard. Bir
gn, tekilere nazaran daha byk bir harekat planladlar. Rya
Aynas 'nn eski sahibi bir ylann srmas sonucu lmt ve villaviilas

201

Alfred Kubin

s bo duruyordu-. Ellerinden geldiince glgelerde saklanan ikili,


dikkatle Bahe Mahallesi'ne girdi. Yanyana sessizce yryorlard.
kisi de kendi dncelerine dalmt. Sanrm, Anton, arkadan
dan kurtulma frsat kolluyordu, bylece tm ganimet kendisine
kalacakt. Castringius ise kafasnda haksz kazanlarn hesaplyor
du. Birka yama daha gerekletirdil:;r mi Avrupa'ya dnp mad
di dertlerden uzak, saygm bir sanat olarak yaayabilirdi.

Gr mesafeleri ok uzun deildi. Eski garson "Daha ok y


ryecek miyiz?" diye sordu huysuzca.
"Gya hayatn boyunca ayakta altn, ha! te, uradaki son
ev; oraya gidiyoruz."

202

Dier Taraf

Aalarn arkasna gizlenmi olan evin atsnn tepesi zar zor


grnyordu. Bahe parmaklklarna ulatklarnda Castringius e
vin etrafna bakt. "Tamamdr. nden sen git," dedi su ortana.
ekinme sras Anton'dayd. tekinin, bir numara yapmasn
dan korkuyordu. Uzun bir tartmann sonunda Castringius nden
trmand, Anton da onu takip etti. Paltosunun kuyruu dikenli tel
lere takld. "Bunlar da iin cilveleri,'' dedi orta, alayc bir eday
la. Odalar profesyonel bir dikkatle taradlar, ancak ne gazete sahi
binin alma odasnda ne de baka bir yerde almaya deecek bir
ey bulabildiler. Hayalkrklna uram olan Castringius, eski e
ditr hakkndaki fikirlerini ifade etti.
"Anlayamyorum! Nasl olmu da bu adama hrmet etmiim?
uraya bak, al sana on yllk Rya Aynas," dedi, Anton'a, cilt
lenmi gazeteleri gstererek. Anton ise o srada bir zamanlar nefis
mobilyalar, imdiyse sefil dkntler olan ykntlara kederle bak
maktayd.
"Bu kadar aptal aka yeter. e yaramaz esprilerini kendine
sakla."
"Sessiz ol, yalaka! Ulvi eylerden ne anlarsn sen? Bu ciltler,
senin asla kavrayamayacan bir sanatnn neredeyse tm
oeuvre'n iinde barndryor. Senin entelektel ufuklarn benim
saygn i arkadam bile anlayamayacak bir genilikte." Anton'a
kmser bir ifadeyle bakt.
Yatak odasnda ie yarar giyecekler aradklar srada bastrl
m bir inleme duydular. Batl inanl garson "Sesi duydun mu?"
diye sordu, titriyordu ve korkudan az kalsn feneri yere drecek
ti. Gen bir kz, yatan zerinde battaniyelere sarlm halde yat
yordu. Dehete dm olan kz, gzlerini falta gibi aarak da
vetsiz misafirlere bakt.
"Eski yayncmn kz Louisa m? ! Tabii ki o benimdir! " diye
haykrd Castringius, keyifle. Ylk adamdan korunmak iin oldu
u yerde bzlen kza doru yaklat.
"zr dilerim, ama paylayoruz. Batan byle anlamtk."
Anton, korkusunu zerinden atar atmaz hakkn savunmaya bala
mt. Castringius arkasn dnd, ba bir boannki gibi eikti,
hayr, boadan ok sarho bir kurbaaya benziyordu. Kt beslenbeslenmeken

203

Alfred Kubin

mekten dolay daha da sskalaan garsona fkeyle bakt. Ksa, tk


naz bacaklar yere salamca bast, peneli ellerini ve uzun kollarn
birka kez savurup kkredi, "Burada ncelik bana ait ve hakkm
senin gibi aalk bir klhanbeyiyle paylamaya niyetim yok. Di
lersen bir dene." Dilerini gsterdi. Gcn biliyor ve ona gveni
yordu.
;

:,

'
.1

Castringius'tan daha kurnaz olan Anton ibirliine girdiklerin


den beri byle bir k bekliyordu ve savunma silahn tedbir ola
rak yanndaki bir kesede tamaktayd. Rya Aynas'nn eski yld
z, yzne bir avu toz biber savrulunca neye uradn ard.
Hasmn krlemesine yakalad, kavrad ve smsk tuttu. Gemi per
vanesine benzeyen elleri Anton'un srtnda kenetlendi ve garsonun
dizlerini bkt. kili, uzun boylu Anton ve tknaz Castringius, yer
de itimeye balad. nce yuvarlanarak oday boydan boya geti204

Dier Taraf

!er, sonra da ak kapdan balkona ktlar. Birbirlerine yle bir


nefretle yapmlard ki korkuluklarn krlm olduunu fark et
mediler. lk olarak evin bitiiine ina edilmi bulakhanenin at
sna, sonra da oradan kayarak zeri kapanmam lam ukurunun
iine dtler.
Belirsiz bir "plof' sesi duyuldu, yzeye birka baloncuk kt
ve sonra...
xv

"Asl znn cismani dnyaya girmeye niyeti yoksa fiziksel


sevgi bir hitir. Nasl olur da asl z istemedii bir eye zorlamay
dnecek denli kstah olabilirsiniz? Sizler asl z ile dier eyler
arasnda hibir ayrm yapmyorsunuz. Olaya felsefi adan bakan
ben, hareketlerinizi knyorum."
Tomassevic Arazisi' ndeki toplu sekslere berberin tepkisi bu
olmutu ve yanl zamanda yapt bu tirada son vermeyi reddettii
iin onu, boynuna bir ip geirip kendi dkkannn tabelasna bala
yarak asmlard. Pirin tasn altnda sallanan berberi gren bir a
kac ise bir evin duvarndan ald bir tabelay zaman ve uzay oto
ritemizin bacaklarna asmt. Tabelada "Kiralk" yazyordu.
Hastalar yarm, hatta eyrek taynla beslenirken Lampenbo
gen son gnne dek iyi yaad. Rya lkesi halk bu durumdan
pek honut deildi ve Lampenbogen'in barakasnda, darda ol
may hastanedeki keyifsiz ilere tercih eden hasta bakclar tarafn
dan da evkle desteklenen kk bir ihtilal yapld. Buz kutusunda
hala kzarm pili, biraz ikolata ve bir para peynir vard.
Hastalar, pek itah ac gzkmese de, bu zel kumanyadan kendi
paylarna deni istediler. Lampenbogen ise bunu kabul etmedi.
Onlar da, lmesi gerektiini sylediler. Bunu da kabul etmedi. G
z dnm hastalar hzla fikir birliine varp doktorlarnn zerine
ullandlar. Hasta bakclar ve dierleri Lampenbogen'i alt ederken
yatalak hastalar da onlar izledi. enesi krlm zavall bir kadn,
ya tulumunun zerine kloroform dkt. Hastalar, kendileri fazla
syla ac ektikleri iin bakalarna da nadiren acrlar. iman dok
tor uyutuktan sonra buz kutusunu krarak ap iindeki lezzetlerin
205

Alfred Kubin

xv

Ba ak, yal bir adam, Uzun Cadde'den nehre doru hzl


ama rkek admlarla kouyordu. Paltosunun kuyruklar, arkasndan
kanatlar gibi savruluyordu. Yeleinin sadece alt yars iliklenmiti.
Ban hararetle sallyor ve kendi kendine konuuyordu; etrafnn
farknda olmad belliydi. Suya varnca birka saniye durup tered
dt etti, sonra ciddi bir havaya brnerek kumun iinde admlar at
t. Leylee benziyordu ve kendi kendini azarlyordu. Negro al
dyordu. Nehir bazen sanki ackm gibi sesler karp dalgalaryla
kydan kaklar dolusu kum alyor, bazen ise matem iinde, ok
206

Dier Taraf

sesli mistik bir ark sylyordu. Kprde bir lambann donuk


gzkyor, yayd hafif parlaklk suyun zerinde oynayordu.
Yal adam bir karara vard ve ar ar nehre girdi. lk balarda
dalgalar sadece dizlerine kadar geliyordu. Debelenerek cebinden
bir gzlk kab kard, gzlklerini burnunun zerine yerletirdi
ve kutuyu cebine geri koydu. Birka adm sonra su sska kalalar
na varmt bile. Akntya kaplmamak iin mcadele etmesi gere
kiyordu. Ateli ak yeminleri ederek ellerini kalbine bastrd. Son
ra cebinden kk, ne olduu anlalmayan bir ey kard, miyop
gzlerinin nnde tuttu ve adeta onlar incelermi gibi dalgalarn
zerine eildi. Su boynuna, burnuna ulat ve birka saniye sonra
tek grlebilen, beyaz satan olumu bir adack oldu. Minik bir
gemiyi andran ufak, parlak bir cisim nehir aa yzd. Akntyla
srklenirken kendi etrafndan dnd ve olta mantar gibi suya ba
tp kt. Gm renkli katlara sarl kk bir kutuydu .acarina
felicitas...
..

xx

Bataklk istasyonu yava yava kemiriyordu. stasyon binas


yana eilmi, peron ise amur ve sazlarla kaplanmt. amur, kf
l kaplardan geerek bekleme salonlarna yaylyor, banklardan ve
demelerden kara kurbaalarnn hznl arklar duyuluyor, ka
feteryann tezgahnda semender ve trtllar dolayordu. Pearl' i
gal etmi, baheleri yamalam ve insanlar korkutmu olan say
sz yaratklarn hepsi kasvetli gri renkleriyle millerce alana uzan
m olan bataklktan kmt.
Fakat bataklk hayat verdii kadar da hayat alyordu. Rya l
keli saysz ifti ve balk onun nemli toprann altnda uyuyor
du. Hilekar! Liken halsnn altndaki dm dm olmu ylanla
ra ramen nasl da zararsz gzkyordu! t karmadan ev yk
sekliinde korkun alevler pskrtr, yuvalarnda uyuyan balkl
larn dn koparrd. Kendi iinde yeterli besini bulabilen, yaa
yan bir organizmayd: kaplanlar domuzlarn yer, tilkileri geyikle
rini avlard.

207

Alfred Kubin

Krlar, Rya lkesi 'nde kutsal saylrd. Baz yerlerde zerle


rine anlalmas g, anm iaretlerin kazl olduu eski, yosunla
kapl talar vard. Avlarnn i organlarn bu talara koymak avc
lar arasnda bir gelenekti. Balklar turnabal ve tatl su kurt ba
lklarnn cierlerini, kyller ise getirdikleri bir demet msr, bir
ka elmay veya bir salkm zm kk piramitler halinde burala
ra dizerdi. Bataklk bu hediyeleri daima minnetle kabul eder ve t
ketirdi. Eskiden Patera sklkla buralara gelir ve geceleri kutsal
yerlerde dolard. nsanlar onun Rya lkeliler adna "Bataklk
Ana"ya kurbanlar verdiini ve kan ile cinselliin n planda olduu
ayinler yoluyla, Bataklk Ana'yla arasndaki ibirliini pekitirdi
ini sylerdi. Patera buraya gelmeyeli uzun zaman olmutu. Artk
herkes bu gizli ayinleri biliyordu ve "Patera'nn kan akna" diye
svyordu. Bunun sonular da her yerde kolayca grlebiliyordu.
Eski bir tapnak deyii olan "Kann karl deliliktir," dorulan
mt. Deinilmesi gereken baka bir konu ise nehrin dier yann
daki mavi gzl kabilenin tm bu olan bitenlerden uzak duruyor
olmasyd.
Bodur allarn ve kk am aalarnn arasndaki bu ibadet
yerlerinden uzakta, yumuak topraa parlak renklerle boyanm
tahta stunlar dikilmiti. Buralar da kutsal noktalard, fakat biraz
daha farkllard. "Neeli geceler" buralarda kutlanyordu. Hasat za
mannda baz gecelerde Rya lkesi iftileri buralara saman ve
ieklerle dolu arabalar getirirler, topran zerinde ho kokulu
yklerinden bir tabaka olutururlard. Ateler yaklr, elma arapla
r flardan kprerek akar, bayramlklarn giyinmi insanlarn
neesi serbest kalrd. Hikayeler anlatldktan, oyunlar oynanp
danslar yapldktan ve bol miktarda yemek yenildikten sonra ge
nelde meyve kokan lk bir rzgar, ateleri sndrrd. Her biri ra
hat yuvalarna ekilen iftler sabaha kadar uyumazd.
stasyondaki geni, ykk lokomotif hangarnn ii hala bir
hayvanat bahesi gibi kokuyordu. Hayvanlarn eki kokulu dkla
r yerdeki siyahms amur birikintilerine karmt. Bugn ise ru
tubetli, amurla kapl hangarda bir hareket vard. Balkl paltosu
na sarnm olan bir adam, bir atei, eski lokomotiflerden birini
yalayp tamir ediyordu. Her paray dikkatle inceleyip cmerte
208

Dier Taraf

yalyordu. Sonra atei yeniden kartrd. Kazann kapan at


nda kor halindeki kmrlerin kzll, kuvvetli terli yznde
parlad: bu Hercules Bell'di.

Haftalarca nceden raylar kontrol etmi ve ynleri ayarlam


t. Lokomotif ilerlemeye balad; nce yava ve gcrdayarak, son
raysa avaz kt kadar kkreyerek. Beli, makineyi harabe halin
deki binann dna srd. Birka akn bayku da kendisine elik
etmekteydi. nceden ayarlad bir dner platform yardmyla ar
ar ana ray hattna yanat. Yeterli kmr vard ve en kt ihti
malle stounu yol zerindeki istasyonlarda tekrar doldurabilirdi.
abalamaktan her yann ate basmt, paltosunu kard.
Atei yeniden beslerken basn gstergesine bakt ve manivelay
ekti. Eski lokomotif ilerlemeye balad. Tehlikeli bir yolculuktu.
Rayn iki yanndaki toprak setin aa ksmlar kmt ve rayn
uzun bir ksm bataklktan gelen suyun altndayd. Lokomotifin n
tarafndan ince bir duman pskrd, tekerlekler sazlar bierek i
lerledi ve arkada uzunlamasna bir iz brakt.
Bell, kazan adeta patlatana dek atei besledi. Lokomotif ya
mulmu ve paslanm raylarn zerinde srayarak ilerlerken kazan
korumal ve etrafndaki paralar kpkrmz kesildi. Amerikal,
terk edilmi iftliklerin ve kr evlerinin, solup kurumu ormanlarn
yanndan geti. Raylarn zerindeki yar inenmi bir at leini ke
nara ekmek iin bir kez durmas gerekti. Sonra lokomotif iki saat
209

Alfred Kubin

boyunca, ak krlara varp durana dek oflayp poflayarak ilerledi.


Beli atee kmr att, kazann zerine tkrp czrdatt ve aa
atlad. Bir sre raylar takip etti, sonra devasa aalarn yukar u
zand ufak bir vadiye dald. rm sarmaklar ve topra kap
lam olan likenler onun hzm kesmeye alt. Yarm saat kadar
sonra siyah bir duvarn zerinde soluk bir kla aydnlanan bir
pencere grd. Duvar sanki gn sonsuzluuna doru ykseliyor
du. Amerikal, titremeyen eliyle bahe kapsn at, pencerenin al
tna szld ve ieriye bakt.

Yeil glgeli bir parafin lambas mrekkep lekeli bir masann


zerinde yanmaktayd. Yazlarla kapl katlar, formlar, mhr
mumlar, kurun mhrler etrafa salm haldeydi. Alak bir mer
diven korkuluuna iviler ve teller tutturulmutu. Dar odann orta
snda, Pearl'deki bir kurum tarafndan her yere datlm olan ok
baarsz bir Patera portresi vard. Buras, Rya lkesi'nin snr
muhafznn ofisiydi. Yal adam, muambayla kapl bir koltukta
uyumaktayd. Eline rahata yaslanm olan sakall yz ona narin
bir hava katyordu. Ynetmelie gre, Dev Duvarlar' da yalnzca
2 10

Dier Taraf

yayalarn kullanabildii bir kap olan "Kk Kap"nn anahtar


kemerinden sarkyordu; bir metre uzunluundaki asl anahtar zel
bir demir kasada saklanyordu. Yal adam, ofisteki ileri iki o
luyla birlikte yrtyordu. Onlarn evi hemen yandayd, onun te
sinde de snr muhafzlar ve gmrk memurlarnn klas vard.
Btn binalarn arkalar devasa d duvara yaslanyordu.
Tm bu detaylar dardaki izleyici tarafndan biliniyordu. Da
imi alacakaranla alk olduu iin hava aniden kararnca akn
lkla etrafa bakt. Bulutlar adeta yere kadar inmiti ve Amerikal s
nr durandaki depolarn dalgal demir atlarn bile zar zor sei
yordu. Baln indirdi ve ar stlm odaya bir kedi gibi szl
d. Sa elinde lokomotiften ald ar demir levyeyi tutuyordu.
"Bir eksik ya da bir fazla, artk fark etmez," diye dnd. Gz,
uyuyan muhafzn zerindeydi. Adamn ba kmldad ve koltuun
kolana dt, ama uyanmad. Demir levye adamn alnnn orta
sna gl ve isabetli bir darbeyle indiinde suya arpan elin
karttna benzeyen bir ses duyuldu. Kafatasnn n taraf ezilmi,
gzleri yerlerinden dar uramt. Bu grnt sakalyla birlein
ce ortaya grotesk bir tablo kyordu. Oturduu yerde tm bedeni
hafif bir titremeyle sarsld.
Amerikal, Patera'nn portresi nnde zarif bir reverans yapt.
"Bu sefer senin iin fazla zekiceydi ! " Sonra hzl ve kendinden e
min hareketlerle l adamn kemerindeki anahtar ald. Koltuun
yannda, yerde snk bir fener vard. Onu almak iin eildiinde
bir ey bileini mengene gibi kavrad. l adamd. Ya da az nce
srtnd san parmaklar. Ceset orackta yatyordu, l ve hare
ketsizdi, fakat o korkun parmaklarda yle bir kuvvet vard ki eli
i bile hamur gibi ezebilirdi. Bell "Patera! " diye bir lk att. Par
maklardaki bask, sanki bir makineden g alyormuasna mun
tazaman artt. Bilei birka dakika sonra krlacakt; imdiden his
sizlemeye balamt. Korkun hasmnn eline dilerini geirdi, a
ma ok gszd, kendi elinin kopmasna da az kalmt. Dehet i
inde etrafna baknrken merdiven korkuluuna aslm olan bah
e makasn grd. Bir admda makasn yanna vard. Ar cesedi
de beraberinde srklyordu. Usta darbelerle yal adamn elini
kesti. El hemen gevedi ve dt. Bell derin bir oh ekti. Sesi adeta

21 1

Alfred Kubin

mistik bir havada kmt, Patera'mn portresi, briyantinli bukleleri

ve ortadan ayrlm salar, Amerikal 'ya deimez, dostane g


lmsemesiyle bakt. Beli sonk feneri alarak dar kt.

Duvara vardnda dev tnel tarafndan yutldu. Amerikal 'y

ate basmt, plannn baarl olup olmadm imdi grecekti.

Hesaplarna gre Avrupa'dan gelen yardm yaknlarda olmalyd.

O yardma ihtiyac vard, onsuz olmazd. Rya lkesi'nin her an

daha da tehlikc:li bir hal alan halkyla yalnz bana mcadele ede
mezdi.

Kk Kap'y at ve souk gece havasm iine ekti. Sonra

yannda getirdii bir fiei att. Karanlk gkyznde altn renkli

bir fskiye ykseldi, en yksek noktaya gelene dek birka kez kv


rlp yldzlar saarak patlad. Amerikal umutla titreyerek bekledi.

aretine cevap gelecek miydi? . . . Hibir ey gelmedi. Her yer


sessiz ve karanlkt. Yanh hesaplam olmalyd! Dkrklna

uram bir halde feneri devasa bronz kapya ttt. Kapnn zerin
de ar demirden eritler vard. Geri mi dnmeliydi? Gzlerini yi

ne uzaklara dikti. Oradayd ! Soluk bir k gkyznde birka sa

niye boyunca belli. belirsiz akt ve hemencecik kayboldu. Sonra

kuyruklu yldza benziyen mavimsi bir parlt daha oldu. Rus ara

ma ekibinin klan ! Btn gcyle sakin olmaya almasna ra


men, iini lgn bir keyif ve gururlu bir tatmin duygusu kaplad.

Baarmt! Beli, kapy ordularn girmesr iin ak brakp var

gcyle geri kot. Fenerinin sat zayf k tepelerin arasnda

kayboldu; nefes nefese lbkomotifine dnd. Ariv'in gerek evlat


lar olan snr muhafzlar hibir ey fark etmemilerdi.

Amerikal, lokomotifi geri geri sryor, atee durmadan k

mr atyordu. Lokomotifin bacasndan kan krmz duman karan

lk arazinin zerinde hzla szld. Cesur Amerikan girikenlii

baarl olmut ! Heyecandan comu olan Beli lokomotifin sireni

ne asld ve sirenin kasvetli, tiZ l karanlk gecede nlad.

"Artk bu lkeyi dzene sokacaz;" diye kendi kendine yemin etti.

Bu arada eli iip kocaman olmu,. acs da olduka artmt. zeri


ne motor ya dkerek acy dindirme abalan sonusuz kalmt,

fakat bu ac, cokusunu azaltmaya yetmiyordu.

212

Dier Taraf

Kzl bir parlt, Pearl ynnde gkyzn kaplamaya bala


mt. Hzla koyulayordu. Bulutlar kaplam ve bir sre sonra
tm ufuk izgisine yaylmt. Amerikal bu yeni parlakl endi
eyle izledi. Pasl canavar hzn :kesmeden bir amur den.izine dal
d ve makinisti yapkan svyla kaplayan yksek, kara bir dalga
kard. kiye ayrlm olan bir al ylannn paralan Amerikal'nn
ayann dibinde oynayordu. Isnan kl deposu neredeyse yars
na kadar suya batmt ve tslyordu. Basn :gs.tergesi doksan do
kuza varmt, kazan her an patlayabilirdi. Amel1ikal, eline geen
bir somun anahtaryla sbab skarak fazla buhann kmasn nle
meye alt. stasyon ileride grndnde durdu ve sabrszca a
a atlad. Lokomotifi brakp aceleyle ehre doru yolland.
Alevler iindeki Ariv her eyi akkor bir parlaklkla kaplyor
du. Srekli ufak patlamalar oluyor ve yanan kat paracklar eh
rin zerinde ateli kular gibi uuuyordu. Sokaklarda uluyup kah
kahalar atan bir gruh vard.
Amerikal titreme nbetine girdi ve bir ta ynna oturmak
zorunda kald. Bitkin, tm gc tkenmi bir halde mrldand,
"Patera halefine sadece dk brakyor."

xx
Ariv tm hazineleriyle alevlere gmlrken nehir kenarnda,
her zamanki yerimde oturuyordum. Gn parlakl nehrin dalga
larna yansyordu. Tanklk ettiim tuhaf olaylar sayesinde duyar
szlmdan syrlmtm. Donuk kalbimin eridiini hissediyordum;
Rya lkesi halk zerine km olan ezici felaketler beni de ez
meye yelteniyordu. lmn hangi ekilde olursa olsun gelip beni
huzura kavuturacan umuyordum. Sonun bu dehet gecesinde

gelecei aikard. Ama kader niin bu kadar. beklemi, neden en a


c verici ikencelere kendisi de katlanmt?

Rya lkesi insanlarnn grme duyulan bozuluyordu. lk


bata her eyin etrafnda bir gkkua parlakl,l szkonusuydu;

sonralar ise tm

boyutlar

bozuldu, rnein kk kulbeleri ok

katl kuleler olarak grmeye haladlar. Bu yanl perspektifler ha


liyle byk korku yaratt. nsanlar yle olmadklar halde etratlar-

etraflarnn

213

Alfred Kubin

2 14

Dier Taraf

nn sarldn dnyor, sokaklarn tepesinde ya da ince temeller


zerinde binalarn durduunu sanyorlard. Kardan tek bana ge
len insanlar ift ya da daha fazla, hatta bir gruh olarak gryor
lard. Gerekte var olmayan eyler zerine basma.mak iin ayakla
rn kaldryorlar ya da bir uurumun kenarnda olduklarn sanarak
ynlerini bulmak iin drt ayak zerinde yryorlard.
Birok kii toplu intiharlara kurban gitti. Tam bir tkenmilik
noktasna geliyorlar sonra da kendi kendilerini yok etmelerinin
emredildii ryalara boyun eiyorlard. Geride kalanlarn kafas i
se ylesine karkt ki geirdikleri son saatlerin acln bile fark
etmiyorlard.
Bir ara Patera'nn ortaya kt sylentisi yayld. Drt hiz
metkar tarafndan tanan bir tahtrevan zerinde pazara gtrld
, yksek bir ta ve incilerle bezenmi yeil kadifeden bir kaftan
giydii, insanlar bir kardinal gibi kutsad syleniyordu. Onu g
ren Amerikal, yerden bir ta kapp delirmiesine Efendimiz'e sal
drmt. Patera'nn aslnda balmumundan yaplm olan kafas bir
yumurta gibi patlayvermiti. Gzleri cvayla dolu cam toplardan
yaplm, giysileri ise samanla doldurulmutu. Efendimiz aldatma
cadan baka bir ey deildi.
Ordu son kurununu atal ok olmutu. Kirli krmz pantalon
lu askerler kzgn gruha snglerle saldryordu. napsla alevlen
mi akllarnda merhamet yoktu. Amerikal, askerlere katld ve
onlar da sahte, Patera bebei hikayesini bildiklerinden Amerikal' nn komutaya gemesini cokuyla karladlar. Ariv, Postane ve
Rya lkesi Bankas yanmakta, sokaklar gndz gibi aydnlat
maktayd.
Yksek rakml Fransz Mahallesi'nden pislik, p, phtla
m kan, sakatat, hayvan ve insan cesetleri lav dalgalan gibi ak
yordu. Rya lkesi sakinlerinden son kalanlar da bu yanardner
renkli rmlk potburisinin iinde glkle hareket ediyordu.
Konuma yeteneklerini kaybetmilerdi. Artk iletiim kuramyor
lar, sadece anlamsz sesler karabiliyorlard. Neredeyse tm p
lakt. Gl erkekler zayf kadnlan rm et akntsna itiyor,
ekim gcne kaplan kadnlar iz brakmadan dibe batyordu. n
sanlar bir lam ukurunu andran Byk Meydan'da glerinin
215

Alfred Kubin

son damlalarn da kullanarak lene dek birbirlerini srp boazl

yordu.

Cansz izleyicilerin katlam bedenleri pencerelerden sark

yor, gzlerinden Pearl'n yerini alan bu ller krall yansyordu.

Kopmu kol ve bacaklar, eri parmaklar, sklm yumruklar,

imi hayvan karnlar, uzun san dilerin arasndan mavi dillerin


sarkt at kafalaryla rlm lm rts acmaszca ilerliyordu.

Hepsinin zerinde rktc, yanp snen bir k parlyordu, bu

Patera'nn tanrlamasyd.

XXI
Tm bu olaylar mavi gzl kabileyi hi etkilemiyordu. Nehrin

kar tarafn skunet iinde izliyorlard. Ancak orada da bir hare

ketlilik vard, nk tuhaf evlerinin nne byk kazanlar kar

mlard. Gece gndz bu kazanlarn banda bir eyler yapyorlar

d. Bir eylerin piirildii kesindi. Rzgar, nehrin zerinden eki,

kt kokulu ve bizi ksrten dumanlar tayordu, fakat pis koku


bir sre sonra ho bir kokuya dnt. Normalde arbal ve ciddi

olan mavi gzl halk kazanlarn evresinde dans etmeye, monoton


ve uzun arklar sylemeye balad. Yerleim'in pislik vebas ve

hayvanlardan hi etkilenmediini uzun sre nce fark etmitik ve

baz eteler oraya gitmek istemiti. Ancak kpr km ve dal

mt. Hi kayk yoktu ve karya yzmek, nehirdeki srngenler


yznden, intihar demekti.

Nehir kysnda, kpr payandalarndan birine oturmutum.

Anlaymn tesindeki grntleri artk kaldramyordum. Kendi

mi ldrmeye karar vermitim. Bylenmi bir halde birka daki

ka sonra mezarm olacak bulank sulara baktm. Mthi bir olayn


eiinde olduumu hissediyordum.

Yavaa kendimi aa braktm. Sanki bir ryada gibiydim.

Fokurdayan bir kkremeyle, suyun ortasnda az ak bir hu

ni belirdi ve nehir bir karadeliin iine ekilmeye balad. Deir

menden arta kalan yanan ksmlar, beyaz bir duman karp tslaya

rak yok oldu.

216

Dier Taraf

Uzun Cadde kt ve bulunduum yerden normalde grnme

yen Saray' grdm. Krmz parlaklkta kaytszca dikiliyor, koca

gvdesiyle ykntlarn zerinden ykseliyordu. Boru seslerinin du

yulmas gerektiini, Kyamet Gn'nn geldiini dndm. Neg

ro, yatanda beliren kara girdabn agzl midesine kpkl akn

tlar kararak ekildi. Balk ve kerevitler amurda ve su bitkileri


nin zerinde kvranr halde kald.

Sonra dier taraftaki nehrin kumluk yatandan gelen ufak bir

grup grdm: Mavi gzl kabile. Kafalar nlerine eik, yanmdan

getiler. Balarnda, yzndeki yara benzeyen krklarla bin ya

yandaym

2 17

Alfred Kubin

ndaym gibi gzken kambur bir yaratk yryordu. Tuhaf bir


biimde yksek olan alnnda gmi peremler vard. Bir an iin
bunun bir kadn olabileceini dndm. Ve sonra dierleri! Hepsi
uzun boylu ve sskayd. Dierlerinden daha uzun boylu olan ve da
ha dik yryen sonuncusu bana dnd ve kendimi hayatmda gr
dm - Patera'nnki hari - en gzel yze bakar buldum. Kusur
suz bir yumurta biimindeki kafas ince porselenden yaplm gi
biydi. nce, effaf burun delikleri ve dar, dz enesi ile ar zarif
Manu prenslerini ya da Budist efsanelerinde geen melekleri an
dryordu. Uzun, ince bilekleri ok gelimi bir rkn yesi olduu
nu belli ediyordu. Kafas tra edilmi, cildi gergin ve przszd.
Mavi bana gzleriyle bak szcklerle anlatlamazd. Onu reddet
mem mmkn deildi. Peinden gittim.
Yer aniden kauuk gibi gerilmeye balad ve hava, kulaklar
sar eden bir patlamayla titreti. Sanki yzlerce top atlmt. Sa
ray'n cephesi yavaa eildi, rzgardaki bir bayrak gibi dalgaland
ve Byk Meydan' cssesi altnda ezdi.
Pearl'deki tm kulelerde, lmekte olan ehir iin mthi bir
veda arks syleniyormuasna anlar ald. Gzlerim yalarla
doldu. Ben de Rya lkesi'nin cenaze treninin bir paras gibiy
dim.
Mavi gzl adam takip ederek kayalk bir uurumdaki dar bir
kapdan getim. Az sayda mealeyle aydnlatlm eri basamak
lardan yukar ktk. Rehberlerim yandaki duvara oyulmu bir oda
ya girdi, ama ben gvenli bir yer bulmak adna daha ykseklere
trmanmaya devam ettim. Sonunda ak havaya ktm. zerimde
ki gkyz krmzyd. Uurumun tepesindeki eski kaledeydim.
Hala ehri hedef alm halde duran birka top vard, fakat ounun
arabas krlm, bronz namlular siperlere dayanmt. Cevher da
, yz metre boyunda bir eriyik damlas haline gelip akt gitti.
Yere oturdum. Aada tnellerden olumu bir labirent vard.
Gzlerime inanamyordum. ehrin temeli, kstebekler tarafndan
kazlm gibi kmt. Geni bir tnel, Saray' Byk Meydan'a
balyordu. Dier tneller ise krlara doru uzanyordu. Artk ta
vansz kalm olan bu dehlizler Negro'nun sularyla doluyor, ayakta

218

Dier Taraf

219

Alfred Kubin

kalan binalar da ar ar batyordu. ehrin dier yannda ise ba


taklk giderek yaklayordu.
nlama durdu. Byk Saat Kulesi hari btn kuleler ykl
mt. Muhteem ann tok sesi havada yankland. Neredeyse hi
hayat belirtisi yoktu. Yalnzca ufak bir insan grubu hayatta kalma
benziyordu. Telle kontrol edilen bir kukla gibi farkl ynlere doru
dalp yeniden biraraya geliyorlard. En azndan yukarda bulun
duum yerden byle gzkyordu.
Aadaki insanlar amasz bir kovalama ierisinde gibiydiler.
Sonunda, duyulmaz bir emre itaat ederek, hoplayp zplayarak y
kntlarn zerinden getiler, nehre yneldiler, kuru nehir yatan
getiler ve kendilerini Yerieim' e attlar.
Bulunduum yksek yerden bile hissedebildiim buz gibi bir
rilzgar yerde kocaman bir delik at ve hcum eden grubu yere yu
varlad. Sonra rktc delik soluunu ekti. Kalaslar, kirileri ve
insanlar iine eken bir girdap olutu. Birka tanesi kap Yerle
im' deki evlere saklanmaya alt. Rzgarlar dindi ve karanlk de
likten bir deve kafas dikkatle dar uzan,d. Boynu sonsuzlua u
zanyormu gibiydi. Zeki baklarla etraf inceledi ve boynunu o
turduum yere doru uzatt. Sonra sessiz bir kahkaha att ve geri
ekildi.
Kulbeler hareket etmeye baladi, deirmenler davetsiz misa
firlere yelpazeleriyle vurdu, atlardaki dank samanlar dikildi,
adrlar ilerinde rzgarlar esiyormuasna iti, aalar dallaryla
insanlar yakalad, direkler saz gibi eildi. En sonunda kk tap
nak ve evler birbirlerinin zerine karak evlerin karanlk ve anla
lmaz lisannda kasvetli, yksek, rahatsz edici bir sesle tuhaf sz
ckler sylediler.
Su dolu dehlizlerde halen l bedenler yzyordu, fakat yava
yava topraa ekilmeye balamlard. Sonra her ey bulanklat.
Sanrm son grdm ey Yerleim'deki evlerden oluan pirami
din yere devrilip paralanmasyd.
Aadaki olaylarla aramda bir su katman var gibiydi. Her e
yin zerine bir pus kt, ateler bulanklat. Birka kez birileri
nin ln duyduumu sandm; uzun uzun "Ohooo, ohooo" di

yorlard. Sonra hibir ey gremez oldum, ler ey kaln bir sis taba-

220

Dier Taraf

221

Alfred Kubin

kasyla kaplanmt. Yzmn nndeki elimi bile zor gryor


dum.
Ksa bir sre iinde etraf aydnland. Gkyznde byk, par
lak bir disk belirdi. Gn koyu maviliine parldayan saysz nok
tack yayld. Bunlar ay ve yldzlard. Onlar yldr grmemi
tim. zerimizdeki bu muazzam dnyay tamamen unutmutum ve
kendimi gkyznn sonsuzluunda kck hissettim. Isran so
uk hava kemiime kadar iliyordu. Titreyerek aa baktm. Ge
ni bulut kmesi, Rya lkesi'nin gkyz, alalmt.
Sonra altmda kvranan bulutlarda bouk bir gmbrdeme ol
du. Gk, Maherin Drt Atls hcuma gemi gibi grledi Grlt
dalgalanmaya devam etti, sarp dalara arpt, yankland, yeniden
yankland, zayflad ve kulaklar sar edercesine artt, yayld, a
razilerde, dalarda nlad, hi bitmeyecek gibiydi, yava yava
yok oluncaya dek nlamaya devam etti.
Bu, Rya lkesi'nin sonuydu.
Toprak gri bir tabakayla kaplyd. Ufukta, aynn altnda,
Tien Shan buzullar parlyordu.

222

Dier Taraf

Drdic Bliln: Haya!!er

Patera'nm

lin

1
Daha nce hi hissetmediim bir hafiflikle dolmutum. im
den bayk, tatl bir koku ykseliyordu. Hislerim tamamen biim
deitirmiti. Hayatm kk, titrek bir bilin parltsndan farksz
d. Yoksa uyuyor muydum? Uyank mydm? lm mydm? U
zaklardan yanklanarak gelen lklar duydum; yksek sesle al
nan atlak notalar andryordu. Bir horoz tt ve kulaklarma basit
bir koral alan sessiz bir org sesi geldi. Bam kaldrdm ve aa
larda tandk bir Alman kr manzaras, kk bir da ky grdm.
Akam yaklamaktayd. Org sesi, kk bir kilisenin ak kapsn
dan geliyordu. Erkek ocuklar karlar yumuam ky sokaklarnda
kzaklarn ekiyor, parlak renkli geni allara sarnm kadnlar ki

liseden dar kyordu. Balar eik insanlar, umasnlar diye

zerlerine talar yerletirilmi tahta atlarn geni saaklarnn al


tnda duruyorlard.
Birden her eyi tandm. Buras ocukken yaadm kyd.
Herkesi tanrdm ve neeli bir aknlk iinde oradaki iki kiinin
ebeveynlerim olduunu fark ettim. Babam her zamanki kahverengi
krk apkasn takmt. Grdm insanlarn ounun aslnda l
m olduklar gereine hi armamtm. Bu gemie dn an
na katlmaya hevesliydim, ama tek bir kasm bile kmldatamyor
dum. zerinde sk sk giyinmi insanlarn hareket ettii donmu
gle doru uan birka kuzgun grdm. Sonra her ey soldu, do
nuklat ve yok oldu.
Artk karanlktaydm ve hibir ey gremiyordum. Org sesi
tm benliime ylesine yaylmt ki onun armonileri iinde yaa
dm hissettim. Artk daha zengin akorlar ekleniyordu, ta ki m
zik aniden kesilene dek.
Pearl her zaman olduu yerdeydi. Patera Saray' dan kt. yle
derin bir nefes ald ki sesi bana kadar geldi. Sonra gerindi ve uza
maya, daha da uzamaya balad. Ba imdiden benim hizama gel
miti. Saray' ayak taburesi olarak kullanabilirdi. Giysileri yrtld
ve zerinden dt. Uzun, dalgal bukleleri yzn rtyordu. Dev
223

Alfred Kubin

ayaklar sokaklar imen gibi inedi, istasyona eildi, eline bir lo


komotif ald ve az mzkas alar gibi fledi. Ancak her yne
doru bymekteydi ve birka saniye iinde bu oyuncak kendisine
ok kk geldi. O da Byk Kule'yi kopard ve kocaman borazan
sesleri gkyznde patlarcasna nlad. plak bedeni baklmaya
cak derecede korkuntu. Daha da mthi boyutlara ulat ve altn
dan bir granit damarnn barsak gibi sarkt bir yanarda kopar
d. Bu devasa algy dudaklarna gtrd ve grleyerek kan yan
klarla evreni titretti. Dimdik durdu. Vcudunun st ksm bulutla
rn iinde kayboluyordu, eti sanki dalardan yaplm gibiydi. Nef
retle dolu bir hali vard. Uzaklarda bir yere eildini grdm. Ku
srleri uzun salarna dolanyordu. Baldrlarna bile gelmemesine
ramen tap her yan sellere boan bir denizde yrmeye balad.
Dev elleriyle suyun dibini tarad, gemiler ve kvranan deniz cana
varlar yakalad, hepsini ezdi ve uzaklara frlatt. Dalar ayakla
ryla amur ktleleri gibi ezdi ve ayak izlerinin iine byk nehir
ler dkld. Her eyi yok etmeye kararlyd. Her yana, en uzaktaki
da kulbelerine bile kaynar idrarn fkrtt, akn insanlar ha
layp ldrd. Sarms-gri sellerin iinden yrd. Vcudu duman
larn oluturduu bulutlarla evrelenmiti. Yumruklarna doldurup
millerce uzaa frlatt insanlar, ceset sana halinde topraa
dt. Sonra doudan batya doru uzanan byk bir da silsilesi
hareket etmeye balad. Bunun, uyumakta olan Amerikal olduu
nu grdm. Patera kendini boylu boyunca dmannn zerine att.
inde gretikleri deniz, ev byklndeki dalgalarla alkaland.
Oysa ben kendi kaderimin avucunda bulunduumu biliyordum ve
hareketsiz durdum.
Gz alabildiine bir kan okyanusu uzanyordu. Mor renkli s
cak dalgalar, ularndaki pembe kpkler ayaklarma varana dek
ykseldi. Mide bulandrc dumanlar burnuma doldu. Krmz de
niz geri ekildi ve gzlerimin nnde rd. Kan younlat, ka
rard ve kimi yerlerinde gkkuana benzer renkler olutu. Yap
kan sv kimi zaman iki yana ayrld ve etrafa katlanlmaz bir koku
yayan yumuak dkyla kapl deniz tabann ortaya kard.
Patera ve Amerikal birbirlerine sarlarak ekilsiz bir dev hali
ne geldiler, Amerikal tamamen eriyip Patera'yla kaynat . Organ-

224

Dier Taraf

!ar birbirinden ayrt edilmek iin ar byk olan canavar yerde


yuvarlanp debelendi. ekilsiz yn, her kalba girer bir hal alyor
du. zerinde milyonlarca deiken, kk yzckler olutu. Ayn
anda konuuyor, arklar sylyor, baryorlard. Sonra yeniden i
eri ekildiler. Derken canavar sakinleti ve dev bir top gibi Pate
ra'nn kafasn andracak ekilde toparland. Kta byklndeki
gzleri, ikinci bir gr olan bir kartalnkini andryordu. Sonra
kader tanralarndan birinin eklini ald ve gzmn nnde bir
milyon yl yaland. Salarnn oluturduu orman dkld ve ba
nn zerindeki przsz, kemikli ksm ortaya kt. Kafa aniden
bir toz bulutu kararak patlad ve kendimi kr edici, tanmlana
maz bir bolua bakarken buldum . . .
Daha sonra, okyanusun aklarnda duran Amerikal 'y gr
dm. O da Patera'nn dehet verici boyutlarna ulamt. Zorba
kafasndaki gzleri elmas gibi parlyordu. Doast bir feveran ha
linde, kendisiyle greiyordu. Boynundaki imi damarlar mavi
bir a gibi kabarmt. Kendi boazn skmaya alyordu, ama
nafileydi. Var gcyle gsn dvd. elik bir zile vurulmu gibi
bir ses kt, gkgrltsne benzeyen patlama beni az kalsn sar
edecekti. Sonra devasa canavar hzla kuruyup klmeye balad.
Klmeye sadece penisi kar koyuyordu ve Amerikal sonunda
imkansz byklkteki bir penise bal nemsiz bir asalak gibi kal
d. Asalak, kuru bir siil gibi dt ve korkun organ topran ze
rinde muazzam bir ylan gibi srnd, solucan gibi kvrld ve R
ya lkesi'nin yeralt dehlizlerinden birine dp gzden kaybolana
dek kld.
Topran iini grebiliyordum. Tm dehlizlerin iinde binler
ce kollu bir polip yayordu. Kauuk gibi esnek uzuvlar btn ev
lerin altna uzanyor, tm dairelere szlyor, yataklarn altndan i
lerliyor, kllar ve siilleriyle uyuyanlar rahatsz ediyor, millerce
alana yaylyor, deiken renkli halkalar halinde kvrlyordu; bir
siyah, bir zeytin yeili, bir soluk et pembesi.
Parlak k beni yine kr etti. Iklar saan iki mor meteor
farkl ynlerden ykseldi, birbirlerine yaklat ve arpt. Hava
akkor haline gelmiti. Parlak renkli imekler akt. Sanki birka
saniye iin, hayatmda grmediim, harika renkli iekler ve yarayaratklarla

225

Alfred Kubin

tklarla dolu, gneli bir dnya vcuda gelmiti. Zaptedilmez bir


girdap ruhumun etrafnda dnd. Olanlar artk gzlerimle grm
yordum, hayr, hayr! Kendimi unutmu, bu dnyalara ekilmi,
saysz varln keyif ve kederlerinde paylalmtm. Yabanc ve
tanmlanamaz gizler aa kt.
Bir yerlerde bir ey paraland. Den paralarn sesini duy
dum. Yumuak, kemiksiz kabarcklar ortaya kt. fadeleri diildi.
ekil almak iin youn drtyle uyarlyorlard. Kvlcmlar saan
nlar ine ular gibi parlad, binlerce armoni havay doldurdu ve
hepsi birlikte ayrlmaz, sulu, ltl bir bala dnt. Az nce
denizin arpt yerde buzdan bir kabuk olutu ve her yne doru
geometrik ekiller frlatarak krld.
Ben de olanlarn bir parasydm ve isimlendiremediim g
ler sayesinde her eyi kavryordum. Zamansz, ebedi olaylarn ve
giderek daha patlayc bir hal alan bir varoluun gerilimlerinin ar
dndan her ey tersine dnmt. Doumun ardndan merkez nok
taya doru abucak bir drt geliyordu. Tatl, nee dolu dalgalar
dnyay kaplyordu. Duygusuz anlay hislenerek kuvvete dnt.
Mthi ve bariz bir g vard. Karanlk kt. Evren kesin ve mun
tazam titreimlerle klp bir nokta haline geldi.
Bilincimi kaybettim.
il

Beni ans eseri uyandran keskin bir ac hissettim, souk yle


sine artmt ki donarak lmeye yaklamtm.
nmde geni bir vadi almt, halen gecenin mor puslanyla
dolu koca bir da silsilesi, derin koyaklar, dik alp ayrlan vard.
Bu pitoresk manzarann zerinde yumuak yeil renkli bir sabah
g uzanyor ve hepsinin zerinde dalarn karla kapl doruklar
afan pembe n yanstyordu. Sis dald, bir ksm rzgarn
etkisiyle karanlk ormana gitti. Gzlerimi outurdum. Hangi lke
deydim? am aalarnn ferahlatc kokusunu iime ektim. Gk
yz birden kzllat ve buzullarn tesinden bir ey ykseldi. Bir
lk atarak yerimde sradm. Bu gneti, muhteem gne l An
cak grme gcm bu olaanst eye bakmak iin fazlasyla zayf226

Dier Taraf

227

Alfred Kubin

t. Gnna dayanamyordum ve dan karanlna ulamaya a


baladm. Uzaktaki ovalardan boru sesleri geldi. Ufukta siyah ko
lonlarn yaklatn grebiliyordum. Aaya baktmda talarla
dolu hendeklerden olumu bir a ile kapl bir ykm manzaras
grdm. Titreyerek dan iine doru giden bir kuyudan aa in
dim.
Kayann iine oyulmu byk bir salona girdim. ki sra halin
de dizilmi, kvrk ekillerle kapl koca kolonlaryla bir maara ta
pnana benziyordu. Geni bir bronz fenerin iindeki neftya
lambas, canl turuncu aleviyle yanmaktayd. Salondaki tek aydn
latma buydu ve arkalarda mavi gzl kabilenin oturduu yere ne
redeyse hi ulamyordu. Korkuyor ve gitmek iin can atyor, ama
bir yandan da beni kurtardklar iin onlara teekkr etmek istiyor
dum. Gelecek hakknda henz hibir ey dnmemitim.
zerimdeki paavralarla bu toplantnn arbal sessizliini
bozmaya cesaret edemiyordum. Beklemeye karar verdim ve bir s
tunun glgesine sokuldum. Bouk bir i ekme sesiyle irkildim.
Girite hareket eden koyu renkli bir ey vard. Zayf kta grebil
diim kadaryla siyah bir kuma ynyd. Bir yaratk, homurtular
kararak ve ayaklarn sryerek maaraya giriyordu. Bir insan
myd? Yz peeliydi, ban emiti ve arkasndan srklenen u
zun bir giysisi vard. Fenerin yannda durdu ve peesini geri att.
Patera?? Evet ve hayr. Ama bu oydu! Nasl bir deiiklik olmu
tu? Kuvvetini aan bir yk tayormuasna inleyerek yaklat.
Grntsn diledii gibi deitirebilme zelliini yitirmi gz
kyordu. Yznde anlatlmaz bir bitkinlik ifadesi vard. Gzleri
yar kapalyd. Artk insans bir havas vard ve ondan hi korkmu
yordum. Bir lni.inkine benzeyen, soluk teni gitmiti ve bana bir
kez daha okulda tandm kiiyi hatrlatt.
Kanlmaz bir eye karym gibi ekinerek mavi gzl in
sanlara doru zorlukla yrd. Mavi gzl insanlar ayaa kalkp
onu beklediler. Yanan fenerin etrafnda yarm daire oluturmu,
heykel gibi duruyorlard. Aralarndaki en yallardan biri Pate
ra'nn yanna gitti ve eline - bulunduum yerden grdm kada
ryla - kk bir kap, bir vazo tututurdu ve Efendimiz'in nilne
dt. Dierleri de kendilerini yere atp yzlerini sakladlar. yle228

Dier Taraf

sine byk bir dinsel korkuya kaplmtm ki dizlerimin zerine


ktm ve ellerimi birletirdim.
Patera ayaklarn sryerek alevin etrafndan dolat ve kemer
li kapdan geerek birka adm att. yle bir aydnlk oldu ki gz
lerimi iki elimle kapatmam gerekti. Fener ise tam tersi bir ekilde
lo, dumanl bir k yaymaya balad. Efendimiz bize bakmak iin
arkasn dnd. Yere uzanm, parlaklk yznden ona bakmaya
korkar bir haldeydik. Patera'nn gzlerinden son gizemli ifade de
kalkmt; bu iri gzlerde artk karanlk, yal bir mavilik parlyor,
hepimizi sonsuz bir merhametle kucaklyordu. htiaml profilinin
saf gzelliini bir kez daha grdm. Bann hafif bir hareketiyle
uzun, gr buklelerini geriye att ve peisra uzun, siyah bir duman
brakarak gzden kayboldu. Bronz kap kapand.
Mavi gzl insanlar ayaa kalkp kapya doru gittiler. Ben de
saklandm yerden ayrldm. Yandaki odada olaanst bir olay
meydana geliyor olmalyd. Binlerce insan yryormu gibi bir ses
kyordu. Fenerdeki alev aniden canland, rengi yeile dnt ve
snd. Zifiri karanlkta kalmtk.
Odadan gelen esrarengiz ve uzun lklar havay yrtt. imi
ylesine ezmilerdi ki baylmamak iin geri ekilip kulaklarm t
kamam gerekti.
Kayay kesen dev bir testerenin kardna benzeyen delici
seslerdi. Sonunda vahi bir hayvann inlemesini andran derin, k
sk iniltilere dntler. Giderek zayfladlar ve korkun bir takr
tyla sona erdiler.
Kapy atmzda, iindeki her eyin harap olduu, mavimsi
kla aydnlanan bir oda grdk. Erimi metal paralar, inen
mi talar, krlm kayalar. Ve ite oradayd: Efendimiz !
Bir kede uzanmt. Yz duvara dnkt. Yabanc bir g
tarafndan oraya frlatlm bir bohay andryordu.
Bzlm vcudu artc derecede kk ve zayf grn
yordu. Efendimiz, bu solmu yaratk ile ayn ey olamazd. Bu i
ren, aalk, iktidarsz ey birka dakika nce odaya giren Patera
ile ayn kii olabilir miydi?

229

Alfred Kubin

En kudretli varln bedeni, akla bile gelmeyecek lmcl ac

larla rselenmiti. Bu, ne kadar is ve pislikle kapl olsa da, hepimi

zin ok iyi tand ayn kafadaki ayn yksek alnd.

Yal adamlar onu kaldrd. Ceset ykandktan sonra sertlii

yava yava gevedi ve yzdeki arpklk yok oldu. Gz kapaklar


kapand ve ac glmseme yerini huzur dolu bir ifadeye brakt.
Patera ldnde, koyu sar salar beyaza dnmt!

Yerde uzunlamasna yatarken vcut nispeten uzun gzkyor

du, fakat eklemlerinden gelen dzensiz atrtlarla, sanki muazzam

bir gcn etkisi altndaym gibi fla bymekte olduunu dehet

le fark ettim. Byme bir sre sonra durdu. Vcudun uzunluuna

zt olarak,. iri kafa, bembeyaz halesiyle ufack gzkyordu. Eski


bir tanrnn mermer heykeli kadar souktu.

Vcudun gzellii szcklerle anlatlamazd. ylesine zarif,

ylesine saft ki yeryznde byle bir eyin nasl var olabildiini

anlayamadm. Paavralar iinde onun nnde dururken hametme

aplann ilk ve son kez idrak ettim. Mavi gzl kabileden kimse o

nun sessiz yaklalmazln bozacak bir harekette bulunmad. Bi


rer birer gittiler. Yine sona kalmtm. Nefesimi tutarak parmak u

larmda dar szldm. Mavi gzl halk da terk etti. Bir daha
hibirini gnmedim.

En alt basamaa oturdum.

Gzlerimden yalar boanrken vcudum sarsld.

230

Dier Taraf

Bli:im 5: SOIUlf
Y okolu manzaras ufka doru geniliyordu. Moloz, amur ve
knk tulalardan oluan tepeler; bir zamanlar ehri oluturan koca
bir p yn, mavimsi sabah pusunda etrafa dalm. Doan g
nein altn rengi sadece fondaki kayalk dalarn zerine yansyor.
Hala ksmen karanlk olan gkyz bulutsuz. Byk bir boha ta
yan kel kafal bir adam, moloz ynlarnn arasnda kararl ve es
nek admlarla ilerliyor. zerinde geni, kadife klapal bir frak var.
Dar pantalonu kasl bacaklarnn zerinde gergin duruyor.
1 860'lardan kalma Viyana modasna uygun bir giyimi var. Ancak
zerindekiler yank izleri, kan lekeleri ve deliklerle kapl. Adam,
yamaladklarn kuytu bir yere tayan bir soyguncuyu andryor.
Ykn masaya benzeyen, dz, iri bir kayann zerine koyuyor ve
yk sard kirli rty ekiyor. Cilal pirin aksesuarl, yepyeni
bir deri bavul ortaya kyor. Hercules Bel1 bavuldan k bir takm
elbise ile modem i amarlar karp giyinmeye balyor. Sonra
titizlikle tra oluyor, yzn bir el aynasnda inceliyor, geni ke
narl yeni bir Panama apkas takyor ve piposunu yakyor. Bam
budan yaplm ince bir baston ile de grntsn tamamlyor.
Gsterili tavrlar ve bronz teni, geirmi olduu tecrbe ve
zorluklar hakknda hibir ipucu vermiyor; simsiyah salarnn a
kaklarna doru grilemi olmas hari. Amerikal, yaklamakta o
lan Avrupal'lar karlamaya hazrlanyor.
Tugeneral Rudinov nc olarak bir piyade birlii yollamt.
Ellerindeki tm imkanlarla, dumanlan tten duvalara saklanarak
varmlar, fakat tm iyi niyetlerine ramen hibir dmana rastla
mamlard. Onlardan rapor alan general, ilerlemeye karar vermi
ti. Drbnyle evreye bakarken daa bal bir kayaln zerinde
kk bir kale tespit etmiti. Birka topuyu silah bana arm
ve yksekteki kaleye nian aldrmt. Sonra beyaz bayrakl ve bo
razanl bir eli birlii yollamt. Dmana, Ruslar adna teslim ol
malarn, tm silahlarn ve mallarn teslim etmelerini, esir tuttuk
lar tm Avrupa lkesi vatandalarn serbest brakmalarn art ko
acaklard. Ama tek bulduklar, ezilip kuma dnm talarla
kapl, terk edilmi bir yer olmutu . Molozlarn arasndan, kavrulkavrulmu

23 1

Alfred Kubin

mu ve hala ttmekte olan tahta paralar frlamt. Yer, kt


ve batakla dnt iin daha fazla kalmak akllca gzkme
miti, ykntlar yava yava batyordu.
Koullar sunabilecekleri kimse yoktu.
Kumandanlar bu raporu duyunca hi sevinmemiti. Herkes
byk bir hazine bulmay umuyordu.
Daa kadar ilerleme karar alnmt. Etraf en titiz ve ihtiyatl
biimde taranacakt. Kimi kalnkafal subaylar, pusu kurulduu,
kamufle edilmi bataryalarn olduu gibi fikirlerinden vazgeme
mekte direnmiti.
Bylece kayann zerindeki kk bir kapy ve en alt basa
makta baygn halde yatan beni bulmulard. Hayatmn kurtulmu
olmasn bu ansl tesadfe borluyum. Mthi dostane bir ilgi gr
dm. Gemite adm duymu olan gazeteciler benimle rportaj
yapmak istedi. ok sayda gazete ve dergi de Rya ehrinin olduu
yerde fotoraflarm ekmek istedi. Tm bu talepleri karlamak i
in fazlasyla yorgundum ve onlar Avrupallarn yanna az nce
gelmi olan Mr. Bell'e ynlendirdim.
Dan iindeki tapnan izi bile bulunamad. Kaya tabakas
kaym, tm girileri tkamt. Bu fikrimi jeologlara sylediimde
balarn sallayp gln baklar attlar. zellikle Amerikal'nn
tm bu Patera samalna balmumundan yaplm kuklay tek ba
na yok ederek son verdiini anlattndan beri bana inanmadkla
rn grebiliyordum.
Felaketten kurtulan yalnzca ikimiz deildik. Yaknmzdaki
ormanda devriye gezen askerler ufak bir insan topluluuna rastla
mlard. Bu insanlar yar plak halde aalarda oturuyor, hararetli
biimde birbirlerine bir eyler anlatyor, iaretleiyorlard. Onlarn
da Rya lkesi'nden olduklar anlald. Manavlk yapan alt Ya
hudi'ydiler. Sonradan rendiime gre olduka ksa bir srede to
parlanmlar, kuzey ve bat Avrupa'nn byk ehirlerinde muaz
zam servetlere sahip olmular.
Snmemi klleri kazdklarnda kurumu bir vcut buldular.
zerindeki tozu temizlediklerinde bunun bir mumya olduunu a
kladlar. Ancak askeri doktor vcudun hala canl olduunu iddia
etti ve youn abalar sonucunda kvlcm aleve dntrd. Her-

232

Dier Taraf

kes kurtarlan ve kadn olduu ksa srede anlalan kiiyi grmek


iin topland. Yksek rtbeli bir Rus subay, kadn tand ve onun
kendi teyzesi Prenses X olduunu syledi. Kadn temizletti ve
giydirtti ve beraberinde lkesine gtrd.
Ben eve Takent zerinden, bir doktor eliinde dndm. Al
manya'ya vardmda ilk balarda kendimi toparlamak ve d dn
yann koullarna - zellikle de gne na - uyum salamak i
in bir klinikte kalmam gerekti. Eski yurdumda kendimi evdeymi
gibi hissetmem ve alabilecek hale gelmem yllar srd.
"Rya lkesi topraklar tamamen igal altndadr," diye bir
telgraf yollandktan sonra sefere kan herkes, gln duruma d
m Avrupallar'a yarar sessizliklerini korudu.
Patera'nn gizemi asla zlemedi. Belki de gerek efendiler
aslnda mavi gzl kabileydi ve cansz bir kuklay hayata geirmek
iin by glerini kullanmlar, bylece Rya lkesi 'ni tam plan
ladklar ekilde yaratp yok etmilerdi.
Amerikal hala yayor. Onu herkes tanr.

233

Sonsoz
nsan, kendinin farknda olmadka bir hitir.
Julius Bahnsen

Dier Taraf

Klinikte, kendimi s;rekli o heybetli gsterinin yaratt by


nn etkisini dnr halde buluyordum. Ryalarm kontrol eden
gte kesinlikle bir sorun vard, nk artk aklm amlard.
Ryalarmda kimliimi kaybediyordum. Genellikle tarihsel
anlarda geiyorlar, her gece daha eski zamanlara gidiyordum. Bu
rya imgelerinin atalarm etkilemi olan eylerle balantl olduu
benim fikrimdi; onlarn travmatik tecrbeleri organizmalarna ile
mi ve sonraki nesillere gemi olabilirdi. Bir hayvann hayat ak
na ekildiimde ya da zihnimin asli bir maddede dolamasna i
zin verdiimde ryalarn daha da derin seviyeleri alyordu. Bu
ryalar, kar koyamadm, sonsuz uurumlar gibiydi. Havalar
dzeldiinde bu ryalar da kesildi ve sonunda ho, bulutsuz gece
ler geirdik.
Gnler tekdze bir ekilde geti. Yeni ikencem hareketsizlik
ve skntyd. Gcm toplamay ve yeniden almaya balamay
umuyordum, fakat artk hibir ie yaramadm fark ettim. Ger
eklik, Rya lkesi ' nin mstehcen bir karikatrii gibiydi.
Beni neelendiren tek ey lm dncesiydi ve ona iimde
kalan son tutkuyla sarlyordum. Kendimi vecit halinde ona veri
yordum, bir kadnmm gibi kendimden geiyor, ayyla aydn
lanan gecelerde kendimi tamamen onun kollarna brakyor, onu
izliyor, onu hissediyor ve bu dnyann tesindeki zevkleri tadyor
dum. Ben, bu yce efendinin, kendini ona adayanlar iin gzellii
tarifsiz olan bu anl dnya prensinin yakn dostuydum. O benim
son ve en byk hazzmd. Her den yaprakta, slak imenlerde,
hatta topran kendisinde onu gryordum. Kendimi onun kedimsi
okamalarna brakmak, onun ykmn tutkulu bir kucaklama ola
rak hissetmek beni mutlu ediyordu. Yan solmu ieklere duyulan
sevgi, bu devrenin tipik bir belirtisiydi.
Kendi lmm dnmek en ilahi neeydi. lm, sonsuz bir
evlilik gecesinin balangc olacakt.
Her ey ona kar koysa da o bizim iin en iyi olan istiyor!
Ondan bir iaret grmek iin her yz dikkatle inceliyor, yallkla
gelen buruuk ve krklklarda onun pcklerinin izlerini kefe
diyordum. Her zaman farkl gzkyordu. Her zaman yeniydi.
Renkleri nasl da harikuladeydi ! Baklarnda ylesine davetkar bir

235

Alfred Kubin

lt vard ki en gl insana bile boyun ediriyordu. Soma peleri


nini atyor ve elmaslara zg bir parlaklkla, elmasn binlerce cilal
yznn yansmasyla lmllere grnyordu.
Yaayanlarn dnyasna dndmde tanrmn sadece yars
nn hkm srdn kefettim. Byk ya da kk olsun her e
yi, yaam isteyen bir muhalifle paylamas gerekiyordu. tme ve
ekim kuvvetleri, dnyann iki kutbu ve akmlar, mevsimlerin de
iimi, gndz ve gece, siyah ve beyaz - bunlarn hepsi birer sa
vatr.
Gerek cehennem, bu kartln kendi iimizde de olmasdr.
Ak bile "dk ile idrar arasna" odaklanmtr. Yce olan, gln
olana alaya ve ironiye yenik debilir.

236

Dier Taraf

Demiurgos melezdir.

Demiurgos: Eski Yunanca'da "hakim". Ayrca, Platon felsefesine gre kainatn


yaratcs.

237

You might also like