You are on page 1of 30

Havva İşkan’a Armağan

LYKIARKHISSA
Festschrift für Havva İşkan

AYRIBASIM / OFFPRINT
Havva İşkan’a Armağan
LYKIARKHISSA
Festschrift für Havva İşkan

Editörler / Herausgeber
Erkan Dündar – Şevket Aktaş
Mustafa Koçak – Serap Erkoç

ISBN 978-605-9680-26-4
© 2016 Ege Yayınları, İstanbul
Yayıncı Sertifika No / Publisher Certificate No: 14641

Bütün hakları saklıdır / All rights reserved


Bu kitapta yayınlanan makalelerdeki bilimsel içerik ve etik ile ilgili tüm sorumluluklar yazarlarına aittir.
Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir.
The academic content and ethical responsibility of the articles published here rest upon their authors.
Quotations may be made with proper citation.

Baskı / Printed by
Matsis Matbaa
Tevfikbey Mahallesi, Dr. Ali Demir Caddesi No: 5134290 Sefaköy/İSTANBUL
Tel: +90 (212) 624 21 11 Fax: +90 (212) 624 21 17
Sertifika No / Certificate No: 20706

Yapım ve Dağıtım / Production and Distribution


Zero Prod. San. Ltd. Şti.
Abdullah Sokak, No. 17, Taksim
34433 Istanbul - Turkey
Tel: +90 (212) 244 7521 Fax: +90 (212) 244 3209
e.mail: info@zerobooksonline.com
www.zerobooksonline.com/eng
Havva İşkan’a Armağan
LYKIARKHISSA
Festschrift für Havva İşkan

Editörler / Herausgeber
Erkan Dündar – Şevket Aktaş
Mustafa Koçak – Serap Erkoç
İçindekiler / Inhalt

Tebrikler / Tabula Gratulatoria XI


Önsöz (Editörler) XIII
Zum Geleit (Bernard Andreae) XVII
Havva İçin (Haluk Abbasoğlu) XIX
Havva (Nevzat Çevik) XXI
Havva İşkan’ın Yayınları (Seçki) XXIII

Patara Nero Hamamı Gymnasium Propylonu


Şevket AKTAŞ 1
Patara Tiyatrosu Işığında Tiyatro-Tapınak İlişkisi
H. Sabri ALANYALI 15
Mare Nostrum. Der römische Blick auf Land und Meer
Rita AMEDICK 27
Ein bronzezeitlicher zweihenkliger Sturzbecher in den Kunstsammlungen der Ruhr-Universität Bochum
Bernard ANDREAE 43
Assos’tan Theophanes Portreli Kâseler
Nurettin ARSLAN 47
Skulpturenfunde aus einem spätantiken Gebäude an der Marmorstraße in Ephesos
Maria AURENHAMMER 55
Präfabrikation und Sägetechnik. Der Einsatz der Steinsäge in der Roten Halle
Martin BACHMANN (†) 62
Kolophon in der Neuzeit
Anton BAMMER – Ulrike MUSS 71
Koruma ve Mücadele
H. Bülent BAYKAL 89
Eskil Kentlerde Nüfus-Tiyatro Kapasitesi İlişkisi
N. Orhan BAYKAN – Nesrin BAYKAN – Erkan KARABAŞ 91
Prähistorische Felsbilder in Westanatolien
Ralf BECKS – B. Ayça POLAT BECKS 107
VIII

Nochmals zur Datierung der Scholastikia in Ephesos


Doris BIELEFELD 119
Gesten und Gebärden in der lykischen Kunst. Humanethologische Versuche
Jürgen BORCHHARDT 129
Eski Akdeniz’de Arı Ürünleri
Süleyman BULUT 165
Patara’nın Doğu Roma (Bizans) Surları
Mustafa BÜYÜKKOLANCI 179
Bilecik Ahmetler Nekropolü Geç Hellenistik – Erken Roma Dönemi Kâseleri
Ceyda CAN – Birol CAN 185
The Architecture and History of the City Basilica of Patara: A Preliminary Report on Four Seasons of Excavations
Burcu CEYLAN – Orçun ERDOĞAN 205
Birkaç Patara Sorusu
Nevzat ÇEVİK 225
Iuppiter Dolichenus Kültü ve Kökenleri / Doliche’de Dülük Baba Tepesinin Kutsal Alanı
Dilek ÇOBANOĞLU – Engelbert WINTER 229
Saint Methodius of Patara
Kürşat DEMİRCİ 253
Pedasa Buluntusu Pişmiş Toprak Figürinler
Adnan DİLER – Özgün KASAR 261
Paphlagonia Bölgesi Kaya Mezarları ve Herakles–Nemea Aslanı İkonografisi
F. Eray DÖKÜ 281
Patara’s Post-Antique Toponyms: Patera-Paterane-Pathera-Patera-Patere-Catara-Patora-Patosa-Panthera
T. Mikail Patrick DUGGAN 297
Patara’dan Bir Su Yapısı: Sekizgen Çeşme
Erkan DÜNDAR 307
Julia Verania, Gymnasiarchin in Patara
Helmut ENGELMANN 325
Zu Nymphenstatuen im Bildschema der halbbekleideten Aphrodite Pudica:
Die Wiederholungen mit einem Ständer unter dem Wassergefäß
Brigitte FREYER-SCHAUENBURG 331
Çengelköy Buluntuları
M. Sinan GENİM 349
Die schönen mythischen Jäger der stadtrömischen Sarkophage
Dagmar GRASSINGER 367
Ein Heraklessarkophag mit Klinendeckel aus Pisidien
Oliver HÜLDEN 381
ÜBER DEN ANTI-ANATOLISCHEN REFLEX
Zur Lokalisierung von Gross-Ionien und Datierung der Königsstele von Karakuyu: Luwische Existenz im
früheisenzeitlichen Kaystrostal
Fahri IŞIK 395
IX

Ayanis Aslanı
Mehmet IŞIKLI – Oğuz ARAS 431
Altıntepe Urartu Tapınak Kompleksi: I. ve II. Evreler
Mehmet KARAOSMANOĞLU 445
Parion’da Ele Geçen Roma Dönemi Kent Sikkeleri
Vedat KELEŞ 455
Grabmonumente der römischen Kaiserzeit in Kleinasien: Was sagen sie über das Leben der Verstorbenen aus?
Guntram KOCH 461
Patara Nero Hamamı. Likya’nın Bilinen En Erken Hamam Yapılarından Biri Üzerine Gözlemler
Mustafa KOÇAK – Serap ERKOÇ 493
Kyzikos’un Coğrafik Yapısı
Nurettin KOÇHAN 513
Masistios (Hdt. 9, 20–25)
Der persische Reiterangriff auf die erste Position der Griechen bei Plataiai
Andreas KONECNY 519
Lykien und Patara bei Johann Joachim Winckelmann: Vom Apollo im Belvedere zum lykischen Hain in Patara
Max KUNZE 533
Efes’in Arkeolojik Alanlarındaki Konservasyon Stratejileri
Sabine LADSTÄTTER 541
Coin Finds from Dağkızılca Necropolis on Mount Nif in Ionia
Dinçer Savaş LENGER 561
ΜΑΘΗΜΑ ΧΟΡΟΥ
Bürgerin oder Hetäre beim Tanzunterricht?
Wolfram MARTINI 567
Junge Frau statt Eunuch – zu den Gamerses-Münzen aus Westkleinasien
H.-Helge NIESWANDT – Dieter SALZMANN 577
The Vexed Question of Kalkan/Bezirgân and the Stadiasmus Patarensis:
Some Corrections to the Course of the Road between Patara and Phellos
Fatih ONUR 591
Sillyon Nekropolisi Ön Değerlendirmesi
Elif ÖZER 611
Yalvaç Ovası Günümüz Yerleşim Yerlerinin Belirlenmesinde Antik Yerleşimlerin Rolü
Mehmet ÖZHANLI 629
2010–2015 Yüzey Araştırmaları Işığında Bayburt İli Dahilindeki Kale ve Gözetleme Kuleleri
Haldun ÖZKAN – Süleyman ÇİĞDEM 635
Körtik Tepe
Evrensel Uygarlığın Kaynağında Bir Anadolu Paydaşı
Vecihi ÖZKAYA 649
Kibyra’nın Roma İmparatorluk Dönemi Bölgesel Yol Ağları
Şükrü ÖZÜDOĞRU 661
Tralleis Sütunlu Caddesi Kazı ve Restorasyon Çalışmaları
Aslı SARAÇOĞLU 675
X

…wirklich Aphrodite?
Zu einem Fragment einer Medaillon-Schale in Kaunos
Bernhard SCHMALTZ 687
Bryaxis in Patara
Christof SCHULER 697
Ermasortas: Ein lykischer Männername im kaiserzeitlichen Patara
Diether SCHURR 707
Die Muttergöttin und ihre Hunde
Elmar SCHWERTHEIM 717
Antik Patara Toplumunun Dişlerindeki Makro Aşınma Sıklığı ile Beslenme İlişkisi
Ayla SEVİM EROL – Alper Yener YAVUZ –Hakan MUTLU 723
Geophysikalische Untersuchungen in Limyra
Martin SEYER 735
Stratonikeia’dan Geç Klasik Döneme Ait Bir İon Başlığı
Bilal SÖĞÜT – Fatih GÜRSOY 751
Doğal-Kültürel Varlıkların Yaşatılması Yeniden Örgütlenmeyi Gerektiriyor
Metin SÖZEN 769
Patara’dan İki Strigilis: Anadolu’nun Strigilis Üretimindeki Yeri
Feyzullah ŞAHİN – Taylan DOĞAN 771
Bir Salbakos Kenti: Attouda (Hisar) ve Heykeltıraşlığı
Celal ŞİMŞEK 791
On the Modes of Exchange in Prehistoric Lycia
Turan TAKAOĞLU 813
Karia Yazısı
Ş. Recai TEKOĞLU 823
Horaz in Patara
Zur Rezeption Lykiens in der römischen Literatur
Werner TIETZ 833
The Milyan Tumuli: An Overview of the Current State of Research
S. Gökhan TİRYAKİ 841
Thymbra Kökenli Bir Friz Üzerine Gözlemler
Musa TOMBUL 855
Pisidia Antiocheia’dan Yeni Bir Yazıt: Regeinianus ve Eşi Antonia’nın Onurlandırılması
Abdurrahman UZUNASLAN 861
Überlegungen zum Bau und zur Dauer der Errichtung des antoninischen Değirmendere Aquäduktes von Ephesos
Gilbert WIPLINGER 869
The Genitive Plural in Luwian Hieroglyphic and its Comparanda from the Related Luwian Languages
Fred C. WOUDHUIZEN 881
Bayburt Kalesi’nin Türk Dönemi
Hüseyin YURTTAŞ 885
Hermes Agonios, Herakles Kallinikos und der Hypogymnasiarch Daliades im Gymnasion von Patara
Klaus ZIMMERMANN 895
Patara’dan İki Strigilis:
Anadolu’nun Strigilis Üretimindeki Yeri
Feyzullah ŞAHİN* – Taylan DOĞAN**

Özet
Strigilislerin Anadolu’daki üretim merkezlerine dair bilgilerimiz oldukça kısıtlıdır. Yazılı kaynaklar ve
arkeolojik veriler, MS 1. yüzyılda Pergamon’da strigilis üreten bir atölyenin bulunduğunu ve strigilis üre-
timinde uzmanlaşmış Tarsuslu ustaların MS 2. yüzyıl – MS erken 3. yüzyıl arasında strigilis üretiminde
bulunduklarını göstermektedir. Strigilislerin Anadolu’daki yayılımı üzerine yaptığımız literatür ve müze
araştırmalarımız, Anadolu’nun batı ve güney kıyılarındaki yerleşimlerde daha yoğun olmak üzere, doğu-
da Adıyaman’a kadar uzanan bölgede binin üzerinde strigilisin ele geçtiğini ortaya koymuştur. Bu sayısal
yoğunluk Anadolu’da strigilis üreten farklı atölyelerin olabileceğini de akla getirmektedir. Bu bağlamda,
Anadolu’da ele geçen strigilisler üzerine yaptığımız gözlemler sonucunda; form, bezeme, mühür, yazıt gibi
unsurların strigilis atölyelerinin belirlenmesindeki rolü ve elde edilen bu veriler doğrultusunda Patara’da
ele geçen iki adet strigilisin üretim yeri tespitine yönelik öneriler çalışmanın ana konusunu oluşturmuştur.
MÖ geç 1. yüzyıl – MS erken 1. yüzyıl arasına tarihlendirilen bu strigilislerden ilki olan 1 No.lu strigilisin,
form ve bezeme özellikleriyle, Batı Anadolu’da faaliyet gösteren bir atölyede üretildiğini belirtmemiz müm-
kün görünmektedir. Bununla birlikte, önceki çalışmalarda MS 1. yüzyılın sonunda görülmeye başlandığı
belirtilen 1 No.lu strigilisin ait olduğu form grubunun (Ters Çevrilmiş “S” Profilli Form), MÖ geç 1. yüzyıl
– MS erken 1. yüzyılda hâlihazırda kullanılıyor olduğunun tespiti, mevcut kronolojik sınırların değişmesi
gerektiğini gösteren önemli bir çıktı olmuştur. 2 No.lu strigilisin kulpu üzerindeki iki adet mühürde genitif
halde bulunan TATTA kelimesinin, çeşitli türevleriyle, özellikle İç Anadolu Bölgesi’nde yaygın bir biçimde
kullanılmış olması ise bu bölgede bulunan bir atölyenin varlığına işaret etmektedir.
Anahtar Kelimeler: Strigilis, Anadolu, Patara, Atölye.

Abstract
Two Strigils from Patara: Strigil Production in Anatolia
Our knowledge about the strigil production centers in Anatolia is very limited. Written sources and archae-
ological data show that there was a strigil workshop in Pergamon in the 1st century A.D. and that craftsmen
from Tarsus, who specialized in strigil producing, produced strigil between the 2nd and the early 3rd centu-
ries A.D. Our literary and museum studies about strigil dispersion in Anatolia, show that over a thousand
strigils have been found in an area which extend from western and southern coastal sites to Adıyaman in
the east. This numerical density suggests that there can be other strigil workshops to be found in Anatolia.
As a result of observations on strigils that have been found in Anatolia; the part of the elements such as
form, ornament, seal, inscription in assignation of strigil workshops and in accordance with this data, the
suggestions for the production place of two strigils found in Patara, formed main topic of the study. By the

* Arş. Gör. Feyzullah Şahin, Akdeniz Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, Yerleşke, TR-07058 Antalya – Türkiye. sahin_fevzi@hotmail.com
** Arş. Gör. Taylan Doğan, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, Kötekli – Muğla – Türkiye. dgntaylan@gmail.com
772 Feyzullah Şahin – Taylan Doğan

form and ornament features, it seems possible to indicate that Strigil no. 1, one of the two strigils dated
between the late 1st century B.C. and early 1st century A.D., was produced in a workshop in Western
Anatolia. In addition, it is founded that the form group which the Strigil no. 1 belongs to (the inverted “S”
profile form) seen in the late 1st century A.D, was already being used between the late 1st century B.C. and
the early 1st century A.D. This has been an important output to indicate a necessary change of chrono-
logical borders. On the handle of Strigil no. 2, there are two seals which the word TATTA (genitive case) is
inscribed both. The word TATTA were used especially in Central Anatolia with various forms, indicates to
the presence of a workshop in this region.
Keywords: Strigil, Anatolia, Patara, Workshop.

Giriş
Strigilis (Eski Hel. Στλεγγις; Lat. Strigilis), sporcuların güneşin olumsuz etkilerine maruz kalmamaları ve egzersiz
ya da müsabaka sırasında vücuda yapışan kirin ciltteki gözeneklerde birikmemesi amacıyla vücutlarına sürdükleri
yağları temizlemek için kullandıkları bir alettir1. Genelde demir veya bronzdan yapılan2, yarı dairesel kesitli ve uca
doğru hafif bükük bir kaşık (ligula) ile bir kulptan (capulus) oluşan strigilisler, ilk olarak MÖ 6. yüzyılda kullanıl-
maya başlanmış ve Roma İmparatorluğu’nun son dönemlerine kadar kullanımları sürmüştür3.
Strigilislerin, sporcuların kullanımında görülen temel işlevinin yanı sıra, formun uygun olduğu çeşitli alanlarda
farklı işlevlerde değerlendirildikleri, ayrıca zamana ve coğrafyaya göre değişebilen simgesel anlamlar taşıdıkları
bilinmektedir. Antik Dönem metinlerinde4, strigilislerin hekimler tarafından sıvı ilacın ısıtılmasında ve bu ilacın
burun ya da kulak gibi vücut açıklıklarına akıtılmasında kullanıldıklarına değinilmektedir5. Kırmızı figürlü vazolar
üzerinde yer alan sahnelerde, strigilisin bronz heykel dökümhanelerinde ustalar tarafından heykellerin üstündeki
çapakların tıraşlanmasında6 kullanıldığı görülür. Eğitimli ve zengin erkeklerin sosyal statüsünü yansıtmaya yöne-
lik simgesel bir anlam yüklendiği bilinen7 strigilisler, savaşçı kimliğin bir simgesi olarak asker mezarlarında da8
karşımıza çıkmaktadır. Vazo resimlerinden ve genellikle kazıma çizgilerle yapılan ayna süslemelerinden bildiğimiz
strigilis kullanan kadın figürleri9 ve kontekstinde strigilis bulunan kadın mezarları10 bu aletin kadınlar tarafından
da kullanıldığını göstermektedir11. Vazolar üzerindeki stilize tasvirlerde karşılaştığımız birbirlerine strigilis uzatan

1 Dorigny 1963, 1532; Boardman 1971, 136; Kakish 2015, 64.

2 Nadir olarak, altın, elektron, gümüş, kurşun, fildişi, kemik, cam ve pişmiş toprak gibi malzemelerden yapılmış strigilisler de bulunmaktadır, bk.
Doğan 2015, 143.
3 Strigilislerin en erken örnekleri MÖ 6. yüzyıla tarihlendirilmektedir, bk. Kotera-Feyer 1993, 76. Vazolar üzerinde strigilislerin bulunduğu sahneler
de yine aynı yüzyıl içinde görülmeye başlanmaktadır, bk. Doğan 2015, 145. Plutharkos’un, Spartalıların yağ kazıyıcı olarak kamış kullandıklarına
dair verdiği bilgiye dayanarak, ilk prototiplerin bu kamışlardan esinlenerek üretildikleri düşünülmektedir, bk. Raubitschek 1998, 122.
4 Cels. De Med. 6, 7, 1; Marc. De Medi. 9, 1; Scr. Com. 39; Gal. 7, 622.

5 Hekim mezarlarına ölü armağanı olarak bırakılan tıp aletleri arasında strigilisler de ele geçmiştir, bk. Künzl 1983, 91–93. 105. 112 res. 73. 84. 88.
Antik Dönem’de strigilisin ecza amaçlı kullanımı için bk. Baykan 2010, 141–152.
6 Boardman 2002, 137 res. 262.2.

7 Kotera-Feyer 1998, 123–131 lev. 7. 8.

8 Kotera-Feyer 1993, 84. 117.

9 Kotera-Feyer 1998, 121. 122 lev. 5, 2; 6, 1; Elridge 1918, 279 dn. 2.

10 Strigilislerin birer ölü armağanı olarak kadın mezarlarına bırakılması özellikle Etruria Bölgesi’nde oldukça yaygındır. Diğer bölgelerde ise bu
durum çok az sayıda örnekle bilinmektedir, bk. Kotera-Feyer 1993, 118. Antandros’ta antropolojik çalışmalar sonucunda kadınlara ait olduğu an-
laşılan ve ölü armağanı olarak strigilislerin bırakıldığı mezarlar için bk. Doğan 2015, 145. Parion’da, bir kadına ait mezardaki buluntu grubu içinde
tespit edilen strigilis için bk. Tavukçu 2006, 163 dn. 1066.
11 Kadınların strigilisi hangi işlevde kullandığı kesin olarak bilinmemekle birlikte, vücut bakım kremlerinin temizlenmesinde kullanılmış olabileceği
düşünülmektedir, bk. Bruneau 1970, 530; Dorigny 1963, 1532. Strigilis kullanan kadınların, erkek yaşam tarzını benimsedikleri veya onların fahişe
olabilecekleri ile ilgili yorumlar için bk. Fischer 2008, 237.
Patara’dan İki Strigilis: Anadolu’nun Strigilis Üretimindeki Yeri 773

figürlerin, belirli ölçüde erotik bir içeriğe sahip olduğu ve kadın ile erkek ya da erkek ile erkek arasındaki aşkın
simgesi olarak bu sahnelerde yer bulduğu düşünülmektedir12. Yetişkin ve çocuk bireylerin mezarlarına ölü arma-
ğanı olarak bırakılan strigilisler13 ile yine mezarlarda ele geçen küçük boyutlu pişmiş toprak örnekler14 strigilisin
ölü kültü ile olan ilişkisini göstermektedir. Üzerinde adak yazıtı bulunan örnekler15 ise strigilislerin kutsal alanlara
ve tapınaklara bırakılan birer adak eşyası olarak kullanıldıklarını da gösterir.
Batı Avrupa’dan Kuzey Afrika’ya kadar geniş bir coğrafyada yaklaşık bin yıl boyunca kullanım görmelerine ve
Klasik Dönem yerleşimlerinde gerçekleştirilen hemen her arkeolojik kazı çalışmasında ele geçmelerine karşın, stri-
gilisler üzerine yapılan çalışmaların oldukça sınırlı olduğu görülmektedir. E. Kotera-Feyer16, strigilisler üzerine ilk
kapsamlı çalışmayı yaparak bu özel alandaki yayın eksikliğini kapatmaya çalışmıştır. İtalya’daki bazı merkezlerde17
ve imparatorluğun Doğu Avrupa eyaletlerinde18 ele geçen strigilisler ve strigilis mühürleri üzerine az sayıda ayrın-
tılı çalışma bulunmakla birlikte, bütüncül çalışmaların eksikliği dikkat çekmektedir. Benzer bir durum, Anadolu’da
bulunan strigilisler ile ilgili araştırmalar için de geçerlidir. Kazı çalışmalarına ilişkin raporlarda ve müze katalog-
larında tanıtılan strigilislerin, çoğunlukla bağlamsal ve zamansal verilerden yoksun olarak, kısa tanımlamalarla
sunulduğu görülmektedir. Bu nedenle söz konusu yayınlar, genellikle strigilislerin yayılım alanlarının belirlenme-
sinde sunduğu verilerle ön plana çıkabilmektedir. Bu yayınların yanı sıra, Anadolu’da ele geçen strigilisler üzerine
son yıllarda gerçekleştirilen ve dikkate değer sonuçlar içeren iki çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmalardan ilki,
Allianoi’den ele geçen Roma İmparatorluk Dönemi’ne ait dört strigilisin ecza amaçlı kullanıldığının arkeolojik
kanıtlarla desteklendiği ve bilim dünyasına tanıtıldığı D. Baykan’ın19 çalışmasıdır. İkinci çalışma ise T. Doğan20 ta-
rafından gerçekleştirilen ve Antandros özelinde strigilisin ölü gömme geleneğindeki yeri, tipolojik sınıflandırması
ve MÖ 6–1. yüzyıllar arasındaki kronolojik değişimi üzerinde durulan çalışmadır. Ancak, her iki çalışmada da, ele
aldıkları konuların kapsamı gereği, strigilislerin Anadolu’daki üretim merkezleri üzerinde durulmamıştır.
Aşağıdaki bölümlerde, öncelikle literatür araştırmalarımız ve müze çalışmalarımız sonucunda strigilislerin
Anadolu’daki yayılımı konusunda elde edilen veriler sunulacak, Anadolu’da strigilis üreten atölyeler ile ilgili bilgiler
aktarılacak ve form, bezeme, yazıt, mühür gibi unsurların atölye tespitindeki yeri üzerinde durulacaktır. Ardından,
Patara’da ele geçen iki strigilisin tipolojik ve kronolojik değerlendirilmesi yapılacak ve bu strigilislerin Anadolu
ürünü olup olamayacağı, üretim yeri tespitine yönelik öneriler sunularak tartışılacaktır. Anadolu’da strigilislerin
ele geçtiği merkezlerin tanıtılması, atölye belirlemede rol oynayan unsurların belirlenmesi ve Anadolu’da strigilis
üreten merkezler ile bu merkezlere eklenmesi olası bölgelerin/yerleşimlerin tayin edilmesi bu çalışmanın temel
amaçları olarak sıralanabilir.

Anadolu’da Strigilislerin Ele Geçtiği Merkezler ve Bulundukları Müzeler (Fig. 1)


Anadolu’da ele geçen strigilisler üzerine yaptığımız ön araştırmalar binin üzerinde strigilis buluntusunun varlığına
işaret etmektedir. Yoğun olarak Batı Anadolu’da ele geçen strigilislerin, en doğudaki buluntu yeri olarak Adıyaman’ı
göstermek şu anki verilere göre mümkündür21. Gerek literatür gerekse müze araştırmalarımıza göre Adramytteion22,

12 Bu vazo sahnelerinde, strigilislerin birer aşk hediyesi ya da aracısı olarak kullanıldığı belirtilmektedir, bk. Kotera-Feyer 1998, 108. 116–119.

13 Doğan 2015, 144 dn. 26.

14 Thuillier 1989, 339.

15 Nemea ve Olympia’da, adak olarak bırakıldıkları üzerlerindeki yazıtlarda belirtilen strigilisler bulunmuştur, bk. Kotera-Feyer 1993, 101.

16 Kotera-Feyer 1993.

17 Giovannini – Maggi 1994, 609–643; Bolla – Buonopane 2010, 25–58; Buonopane 2012, 195–206.

18 Radnóti 1957, 225–240; Bónis 1968, 25–58; Vagalinski 1995, 435–443.

19 Baykan 2010, 141–152.

20 Doğan 2015, 141–172.

21 Adıyaman Müzesine satın alma yoluyla kazandırılan 4171 Müze Env. No.lu strigilis. Adıyaman’ın doğusunda yer alan Diyarbakır, Batman, Elazığ,
Van’da bulunan birçok müze ile iletişime geçilmiş ve söz konusu müzelerde strigilisin bulunmadığı bilgisine ulaşılmıştır.
22 Bassi – Buonopane 2011, 423.
774 Feyzullah Şahin – Taylan Doğan

Allianoi23, Antandros24, Arykanda25, Assos26, Attaleia Nekropolü27, Dardanos Tümülüsü28, Didyma29, Elaiussa
Sebaste30, Ainos31, Ephesos32, Halikarnassos33, İdyma34, Ioulioupolis35, Kaunos36, Kelenderis37, Klazomenai38,
Kyme39, Labraunda40, Laodikeia41, Limyra42, Miletos43, Mylasa44, Myrina45, Nif (Olympos)46, Parion47, Patara48,
Pergamon49, Perge50, Pompeiopolis51, Priene52, Sardeis53, Smyrna54, Stratonikeia55, Teos56, Tripolis57, Troia58 ve

23 Yaraş 2002, 470; Yaraş et al. 2007, 73; Baykan 2010, 144. 145 res. 1–5.

24 Doğan 2015, 141–172.

25 Oransay 2006, 82. 83 Kat. No. C33–C38 lev. 15, 33–35.

26 Stupperich 1992, 14 res. 4, 18; 9; Stupperich 1993, 17 res. 7, 19; 9, 23; Stupperich 1996, 13. 16. 18; Utili 1999, 137 res. 19, 138; 20; Comstock –
Vermeule 1971, 426 Kat. No. 616.
27 Tosun – Yalçınsoy 2010, 148; Akman – Tosun 2012, 54. 56.

28 Sevinç – Treister 2003, 233 lev. 11, 90. 91. 94.

29 Tuchelt 1988, 30; Kotera-Feyer 1993, 113.

30 Schneider 2004, 183 res. 9.

31 Başaran 2005, 412.

32 Kotera-Feyer 1993, 113.

33 Pedersen 1999, 308.

34 Gürbüzer 2006, 82. 83. 95. Kat. No. 89. 90 lev. 27.

35 Arslan et al. 2012, 176 res. 12; Arslan – Metin 2013, 46.

36 Öğün 1983, 240.

37 Zoroğlu 1990, 307; Zoroğlu – Arslan 1998, 458. 459.

38 De Ridder 1915, 32 lev. 73, 1578.

39 Uçankuş 1980, 148; Atıcı – Karakaş 2013, 236. 237.

40 Karlsson et al. 2012, 199.

41 Şimşek 2007, 111; Şimşek et al. 2011a, 168 lev. 134, 722–730; Şimşek et al. 2011b, Kat. No. 20. 326. 453. 455. 546. 554. 582. 588. 720.

42 Borchhardt 2000, 84.

43 Akat-İslam – Aslan 2015, 387. 388.

44 Kızıl 2009, res. 153.

45 Pottier et al. 1887, 201 res. 20.

46 Tulunay 2011, 411.

47 Başaran – Tavukçu 2006, 614–618; Tavukçu 2006, 163 dn. 1066; Kasapoğlu 2008, 77.

48 Şahin baskıda.

49 Gaitzsch 2005, 67. 68, lev. 73, 8.

50 Abbasoğlu – Özdizbay 2009, 487.

51 Summerer et al. 2010, 27.

52 Kotera-Feyer 1993, 113.

53 Kotera-Feyer 1993, 113.

54 De Ridder 1915, 32 lev. 73, 1579.

55 Muğla ve Bodrum Sualtı Arkeoloji müzelerinde Stratonikeia’da ele geçmiş strigilisler bulunmaktadır.

56 Kadıoğlu et al. 2012, 450.

57 Duman – Baysal 2015, 641.

58 Korfmann 2006, 165.


Patara’dan İki Strigilis: Anadolu’nun Strigilis Üretimindeki Yeri 775

Zeugma59 strigilislerin ele geçtiği bazı merkezler iken, Antalya60, Bolu61, Balıkesir62, Denizli63, Edirne64, İzmir65,
Kastamonu66, Samsun67 ve Tekirdağ68 çevresindeki kurtarma kazılarında ele geçmiş strigilisler de bilinmektedir.
Adıyaman Müzesi69, Anamur Müzesi70, Aydın Müzesi71, Bolu Müzesi72, Burdur Müzesi73, Efes Müzesi74, Erimtan
Müzesi75, Eskişehir Müzesi76, Fethiye Müzesi77, Hierapolis Arkeoloji Müzesi78, İstanbul Arkeoloji Müzeleri79 ve
Selçuk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü80 strigilislerin bulunduğu müzeler arasındadır. Bunların dışında dolaylı ola-
rak Adana, Bursa, Denizli, Edirne, İzmir, Kütahya, Mersin, Manisa ve Sakarya illerinde bulunan birçok müzede de
strigilislerin varlığı bilinmektedir81.

Anadolu’da Strigilis Üreten Atölyeler


Anadolu’da strigilislerin yoğun bir şekilde ele geçmesi, bu strigilislerin bir bölümünün uzmanlaşmış yerel atölyeler ta-
rafından üretilmiş olabileceğini düşündürtmektedir. Nitekim MS 1. yüzyılda yaşamış olan şair Martialis’in dizelerin-
den82, şairin yaşadığı dönem içinde Pergamon’da strigilis üreten bir atölyenin varlığını öğrenmekteyiz. Günümüze ka-
dar yapılan arkeolojik kazı çalışmalarında bu atölye ile ilgili verilere ulaşılamazken, strigilis üreten bir atölyeye sahip
olan bu kentte oldukça az sayıda strigilisin ele geçmiş olması da dikkat çekici bir veri olarak karşımıza çıkmaktadır83.

59 Dieudonné-Glad et al. 2013, 67 Kat. No. 134. 135.

60 Karaçallı Nekropolü için bk. Çokay-Kepçe 2006, 74 Kat. No. MT6; Lara-Fener Mahallesi 1975 Sokak, 5745 Ada, 15 Parsel Mezar Kurtarma Kazısı
için bk. Tosun 2009, 91 res. 8.
61 Bolu İli, Merkez İlçe, Tabaklar Mahallesi 8 Pafta, 118 Ada, 32 Parseldeki Kurtarma Kazısı için bk. Güneş 2009, 77. 78.

62 Edincik Levhalı Mezarları için bk. Yalman 1990, 278 res. 26.

63 Pınarkent Nekropolü için bk. Karabay – Çamoğlu-Günaydın 2013, 78. 84.

64 Edirne ili, Lalapaşa ilçesi, Çömlekakpınar köyü yakınlarındaki İkiztepe B Tümülüsü için bk. Yıldırım 2007, 90.

65 İzmir İDÇ Liman Kurtarma Kazısı için bk. Küçükgüney – Tunç-Altun 2008, 63; İzmir Batı Liman 1205 Parsel Kurtarma Kazısı için bk. Konak-
Tarakçı – Selçuk 2013, 188. 189.
66 Selmanlı Tümülüsü için bk. Bal 2014, 343.

67 Samsun İli, İlkadım İlçesi, Dikilitaş Sokak Yeraltı Odaları Kurtarma Kazısı için bk. Endoğru – Ünan 2011, 205.

68 Tekirdağ–Naip Tümülüsü için bk. Delemen 2004, 88 res. 84–86.

69 Müze Env. No. 4171.

70 Anemurium’da ele geçen birkaç adet strigilisin bilgisi müze uzmanlarından elde edilmiştir.

71 Satın alma yoluyla Aydın Müzesine kazandırılan üç adet strigilisin çalışma izni alınmıştır.

72 Barış 2011, 7.

73 Müze Env. No. 219.18.73.

74 Müze Env. No. 1/19/83. 8/24/77. 13/90/92. 28/48/80. 29/48/80. 2533.

75 Müze Env. No. 889. 890.

76 Satın alma yoluyla müzeye kazandırılan birkaç strigilisin varlığı müze uzmanlarınca belirtilmiştir.

77 Müze Env. No. 2123. 4437.

78 Teşhirde 3 adet strigilis yer almaktadır.

79 Müzede bulunan strigilislerin çalışma izni alınmıştır.

80 Akarsu et al. 2011, 16 res. 12.

81 Elbette ki bunlara ilave olarak literatür araştırmalarında gözden kaçan veya haberdar olmadığımız örneklerin olabileceği de unutulmamalıdır.

82 “Pergamon has misit. Curvo destringere ferro: Non tam saepe teret lintea fullo tibi”, bk. Mart. Epig. 14, 51; Gaitzsch 2005, 67. 68; Kotera-Feyer
1993, 68. 113.
83 Pergamon’da ele geçen strigilislerle ilgili en erken veriler, 1961 yılında Bergama-İzmir yolunun doğusunda bulunan Yığma Tepe ve Mal Tepe yakın-
larındaki çalışmalardan gelmektedir. Burada ortaya çıkarılan, oldukça korozyona uğramış strigilisler MS 2. yüzyılın ilk yarısına tarihlendirilmişler-
dir. Bunların dışında, 1996 yılında Hellenistik Dönem Nekropolisi’nde ele geçen az sayıda strigilis ile gymnasion veya hamam ile ilişkili olabilecek
birkaç parça örnek Pergamon’da yapılan çalışmalarda ele geçen az sayıda strigilis buluntusunu oluşturmaktadır. Ağırlıklı olarak demirden üretilen
776 Feyzullah Şahin – Taylan Doğan

Arkeolojik ve epigrafik veriler, Anadolu’da strigilis üretimi yapan ikinci bir atölyenin Tarsus’ta olabileceğini göster-
mektedir84. Mysia’daki Adramytteion85, Bucium86 (Romanya) ve Trento - Villa Maestranzi87 çevresinde yapılan ça-
lışmalarda ele geçen üç adet strigilisin üstünde, “Θεόδωρος Ταρσευς έποίει ” – “Tarsuslu Theodoros yaptı” ibaresi
yer almaktadır. MS 2. yüzyıla tarihlendirilen bu strigilislerin üzerindeki yazıtların bir baskı kalıbı ile değil de, metal
bir aletle kazıma olarak işlenmiş olmaları, limitli ve özel bir üretimi gösteriyor olmalıdır. Bu strigilislerin yanı sıra,
Vajta88 (Macaristan) yerleşiminden ele geçen bir strigilis üzerinde bulunan “Ρούφος Ταρσευς έποίει” – “Tarsuslu
Rufus yaptı” ibaresi ise bu strigilislerin üretim yerleri ile ilgili sorunun açıklanmasına kısmen yardımcı olmaktadır.
Bu yazıtlar, üretim yerinden ziyade üreticinin hangi kentten olduğu bilgisini taşımakla birlikte, metal eşya üreten
atölyelerin çoğunlukla ustaların ismiyle anılıyor olması89, MS 2. yüzyılda Tarsuslu ustaların strigilis üretiminde
tanındıklarını ve Tarsus’un bir strigilis üretim merkezi olabileceğini göstermektedir90.
Özellikle Roma İmparatorluk Dönemi’nde, belli bir alanda uzmanlaşmış atölyelerin ürettiği eşyaların, gelişmiş
ticari ağlar aracılığıyla geniş coğrafyalarda tanındığı ve yoğun talep gören ürünlerin taklitlerinin yerel atölyeler
tarafından üretilmeye başlandığı bilinmektedir91. Bu bağlamda, her iki ustaya ait strigilislerin Pannonia’dan ele
geçmiş olması ve çalışma konumuzu oluşturan strigilislerden birinin (1 No.lu Strigilis) form olarak benzerlerinin
bu bölgede çokça ele geçmesi, iki merkez arasındaki ticarete ışık tutmakla beraber, çalışmanın ilerleyen bölümle-
rinde görüleceği gibi, Pannonia Tipi92 veya Doğu Tipi93 olarak literatüre girmiş bu formun üretim yeri sorununa
şüpheyle bakılması gerektiğini de göstermektedir.
Gerek Pergamon’da gerekse Tarsus’ta hatırı sayılır oranda arkeolojik kazı çalışması yapılmış olmasına rağmen,
Pergamon’dan oldukça az sayıda strigilis ele geçmesi, Tarsus’tan ise hiçbir strigilis buluntusunun şu ana kadar ele
geçmemiş olması, yerleşimlerde bulunan strigilis sayısının atölye varlığı ile doğru orantılı olmadığını ortaya koy-
maktadır. Ancak bu durum, strigilislerin yoğun olarak ele geçtiği merkezleri dikkatli bir şekilde incelemeye engel
teşkil etmemelidir. Buluntu yoğunluğu dikkate alındığında, yukarıda sıralanan Anadolu’daki merkezlerden, Klasik
ve Hellenistik dönemler için Antandros, Assos ve Kyme; Roma İmparatorluk Dönemi için ise Patara, Ephesos,
Parion, Laodikeia ve Ioulioupolis strigilis üreticisi olmaya aday kentlerdir94.

Atölye Tespitinde Form, Bezeme, Yazıt ve Mühürlerin Yeri


Atölye tespitinde strigilisin formu, strigilis üzerinde yer alan bezeme, yazıt ve mühür gibi öğeler önemli rol oy-
namaktadır. Yanlış anlaşılmalara mahal vermemesi için burada değinilmesi gereken önemli bir husus, sadece
strigilis üreten atölyeler olmakla birlikte, farklı işlevlerde metal eşya üreten atölyelerde de strigilislerin üretilmiş
olabileceğidir. Arkeolojik buluntular ve kırmızı figürlü vazo resimleri üzerinde bulunan sahneler, metal eşya üreten

strigilislerin parçalar halinde de olsa gümüş, bronz ve cam örnekleri bilinmektedir. Bu strigilislerin, mezarlarda lekythos veya aryballos gibi çeşitli
koku, yağ ya da krem kapları ile birlikte ele geçmeleri, bunların kişisel eşyalar olarak palaestra takımının bir parçası olduklarını göstermektedir, bk.
Gaitzsch 2005, 67. 68 lev. 73, 6. 8.
84 Vagalinski 1995, 437; Steinhart – Wirbelauer 2000, 261 dn. 22; Bolla – Buonopane 2010, 429.

85 Bassi – Buonopane 2011, 423.

86 Bassi – Buonopane 2011, 422. 423 res. 9.

87 Bassi – Buonopane 2011, 418. 419. 422. 423 res. 6a. 6b. 8.

88 Bónis 1968, 43; Bassi – Buonopane 2011, 423.

89 Oransay 2006, 26.

90 Bassi – Buonopane 2011, 422.

91 Oransay 2006, 26.

92 Bónis 1968, 52.

93 Radnóti 1957, 228.

94 Elbette ki, bu veriler ile ilgili sonuçlar, yapılacak analiz çalışmalarıyla veya mühürlü/yazıtlı strigilisler ile netlik kazanacaktır.
Patara’dan İki Strigilis: Anadolu’nun Strigilis Üretimindeki Yeri 777

işliklerde strigilislerin de üretildiğini veya tamir edildiğini açık bir şekilde göstermektedir95. Dolayısıyla burada
atölyeden kast edilen strigilisin üretim yeridir.

Form
Gerek buluntulardan gerekse vazo resimlerindeki sahnelerden elde edilen veriler, MÖ 6. yüzyıldan MÖ 1. yüzyıla
kadar üç farklı strigilis formunun kullanıldığını göstermektedir. Özellikle kulp bölümlerindeki değişikliklerle
birbirlerinden ayrılan bu üç strigilis tipinden ilk ikisi, kaşık bölümü ile bir kulptan ziyade bir sap görevi gören
tutamaktan oluşmaktadır. İlk tipte, silindirik veya düz forma sahip tutamaklar tercih edilirken, daha süslemeli
ikinci tip strigilislerde insan, kuş veya farklı tiplerde figüratif forma sahip tutamaklar kullanılmıştır. Üçüncü tip
strigilislerin kulp bölümleri ise ince bir levhanın belirli bir aralık kalacak şekilde kendi çevresinde döndürülmesiy-
le oluşturulmuştur. Bu tip strigilislerde kulpun boyutu değişiklik gösterebilmekle birlikte, genelde dört parmağın
kulp aralığından geçebileceği genişliğe ve yüksekliğe sahiptir. Bu strigilisler, MÖ 6. yüzyıl ile MÖ 1. yüzyıl arasında
oldukça geniş bir coğrafyada en yaygın görülen strigilis tipi olup literatürde “klasik tip strigilisler” olarak anılmak-
tadır. Form olarak birbirlerine oldukça benzeyen ve uzun süre kullanılan bu tip strigilislerin kulplarındaki oval for-
mun, dörtgen forma dönüşmesi sürecindeki değişim kronolojik olarak takip edilebilmektedir96. MÖ 1. yüzyıldan
itibaren ise farklı tiplerde strigilis formlarının ortaya çıktığı ve kulpun yapım tekniği veya strigilisin formunda gö-
rülen değişikliklerle, strigilis tiplerindeki çeşitliliğin arttığı görülmektedir. E. Kotera-Feyer97, Roma İmparatorluk
Dönemi’ndeki strigilisleri formlarına göre, L Form / Dikey Form ve Ters çevrilmiş “S” Profilli Form olmak üzere
iki grup altında incelemiştir (Fig. 2). Bu formlardan, aşağıda 1 No.lu strigilis özelinde detaylı bir biçimde incele-
yeceğimiz ters çevrilmiş “S” formunda profile sahip strigilis tipinin, Anadolu’da belli bir atölyede veya atölyelerde
üretildiğini belirtmek mümkün görünmektedir.

Bezeme Sistemi
Strigilislerin üzerinde, süsleme unsuru olarak, çeşitli geometrik ve bitkisel bezemelerin, insize çizgilerin, figüratif
sahnelerin ve mimari tasarımların kullanıldıkları görülmektedir98. Bu bezemelerin seçiminde genellikle estetik
kaygı ön plana çıkmakla99 birlikte, tercih edilen bezeme şeması, kültürel kimlikle veya eşya sahibinin dini inancıyla
da ilişkili olabilmektedir. Strigilislerin her bölümüne ve her yüzeyine farklı tiplerde bezemeler yapılmakla birlik-
te, metal eşya üretimi ve ticareti için oldukça önemli bilgiler sağlayan bu motiflerin genellikle kulpların üzerine
işlendiği görülmektedir. MÖ 5. yüzyıldan önceki örneklerde, sadece kulpların ön kısmında bezeme bulunurken
daha sonraki dönemlerde kulpların diğer yüzleri de bezeme alanı olarak kullanılmıştır100. Roma İmparatorluk
Dönemi’nde kaşığın arka kısmına da bezemeler yapılmıştır. Özellikle, Ters Çevrilmiş “S” Profilli Form / Pannonia
Tipi / Doğu Tipi olarak adlandırılan strigilis tipinde, kaşık üzerine bezeme yapılması geleneği yaygın bir biçimde

95 Günümüzde, St. Petersburg’da bulunan ve Altamura Ressamı’na atfedilen bir oinokhoe üzerindeki tasvir, bir strigilis atölyesine örnek oluştura-
bilir. Vazo üzerinde biri ayakta diğeri oturur vaziyette iki figür betimlenmiştir. Tabure üzerinde oturan figürün elinde bir kılıç ve bir örs; ayakta
duran figürün elinde ise bir para kesesi, bir aryballos ve bir strigilis bulunmaktadır. Olasılıkla oturan kişi atölyede çalışan bir usta, ayakta duran
kişi ise strigilisini tamir ettirmeye veya kılıcı almaya gelen bir müşteridir. bk. Kotera-Feyer 1998, 126 lev. 8, 1.
96 Klasik tipteki strigilislerin kronolojik değişimi için bk. Doğan 2015, 149–154 tab. 1.

97 Kotera-Feyer 1993, 140–143.

98 Amandry et al. 1972, 18 res. 10; Pottier et al. 1887, 201 res. 20; Giovannini 2015, 306 res. 9. 10; Vitali 2003, 238–240 lev. 101, 3; Buonopane 2013,
499 res. 1–3; Bassi – Buonopane 2011, 420. 422. 424 res. 6 a. b; 8; 9 lev. 1, 4; Ibáñez – González 1987, 440 lev. 1; Borell 1989, 128 lev. 52 No. 140;
Comstock – Vermeule 1971, 428 Kat. No. 619; Sevinç – Treister 2003, 233 lev. 11, 90. 91; Maaß 1979, 70 No. 42; Oransay 2006, 82. 83 Kat. No. C36
şek. 9, C36; Kotera-Feyer 1993, 138. 150. 152. 154–157 res. 34. 45. 47–54; Şahin baskıda.
99 Estetik kaygının yanı sıra, adanan tanrıyla ilişkili olan motifler ya da figürler bulunabilmektedir. Ayrıca, özel üretimlerde hırsızlığa karşı bir
önlem olarak kişisel seçimler söz konusu olabilmektedir, bk. Buonopane 2012, 195.
100 Kotera-Feyer 1993, 92. Bezemelerin genellikle kulpun ön kısmına yapılmasındaki amaç daha görünür olması ve bu bölümün geniş bir alana mü-
saade etmesi olmalıdır.
778 Feyzullah Şahin – Taylan Doğan

görülmektedir101. Kulp ve kaşığın yapısına göre bu bezemeler farklı tiplerde olabilmektedir. Lotus, palmet, volüt,
karşılıklı devam eden filiz bezemeleri, geometrik motifler, yumurta-ok dizileri, nokta sıraları, çizgiler, içbükey
ve dışbükey yivler sıklıkla karşılaşılan süsleme unsurlarıdır. Bunların dışında genellikle sivri yaprak biçiminde
şekillendirilen kulp eklenti kısımlarının, nadir de olsa, bölümlere ayrılmış yaprak102 veya çiçek biçiminde103 şe-
killendirildikleri görülmektedir. Bitkisel bezemelerin yanı sıra, sadece stilize çizgilerle süslenmiş strigilisler de bu-
lunmaktadır. Bitkisel bezemeler ile stilize çizgilerin birlikte kullanıldığı bir birleşim ise özellikle MÖ 1. yüzyıldan
itibaren karşımıza çıkmaktadır104. Bitkisel bezeme elemanlarının oldukça çeşitlilik gösteriyor olmaları ve çoğunun
özel olarak kullanılmaması, bu süslemeler aracılığıyla atölye tespiti konusunda kesin yargılarda bulunmaktan ka-
çınılması gerektiğini göstermektedir. Bugüne kadar yalnızca kıvrımlı palmet bezemesinin bir atölyeye işaret ettiği
saptanmıştır. Yazıtlarla da desteklenen bu tip bezemeye sahip strigilislerin Apollodoros atölyesinde üretildikleri
bilinmektedir105.
Bitkisel bezemelerin yanı sıra, yunus, balık, ördek, güvercin, aslan, köpek gibi hayvan figürleri de strigilisler üzeri-
ne işlenmiştir. İnsan figürleri arasında tek başına duran, birbiriyle veya hayvanlarla mücadele eden çeşitli gladya-
tör tiplerini görmek mümkündür. Circusta düzenlenen yarışların betimlendiği örnekler, hikâyeci anlatıma sahip
tasvirlerin de tercih edildiğini göstermektedir. Herakles’in işlerinin konu edildiği sahnelere sahip strigilisler106 ile
kulp kısmında bir İon sütunu üzerinde Hermes figürünün tasvir edildiği Myrina’dan107 ele geçmiş bir strigilisin de
gösterdiği gibi, mitolojik kişiler ve konular da strigilisler üzerindeki betimlemelerde yer bulmuştur.

Mühürler ve Yazıtlar
Strigilislerin üzerinde, strigilisin sahibinin, strigilisi yapan ustanın ya da atölyenin isminin yer aldığı108 bir mü-
hür109, hırsızlığa karşı önlem almak için özel bir yazı ya da kutsal alanlarda bulunan örneklerde olduğu gibi, adak
içerikli bir metin yer alabilmektedir110. Bu mühür ve yazıtların genelde kulp üzerine işlendiği görülmektedir.
Strigilislerin üzerinde bulunan yazıları dört grup altında incelemek mümkündür. Bu gruplar arasında ilki olan
isimler en büyük grubu oluştur. İsimler; damga, çizgisel, kazılmış veya harflerden oluşan mühürler biçiminde ola-
bilmektedir. Mühürlerde daha çok atölye veya ustanın isminin yer aldığı görülmektedir. Bunun yanı sıra müşteri
ismi olduğu tahmin edilen az sayıda örnek de bilinir. Atölye ve usta adının yanı sıra coğrafi isimler de strigilisler
üzerinde görülmektedir111. Kısaltma olarak da yazılabilen bu isimler bir çeşit tabula olarak adlandırabileceğimiz
uzun kenarları içe kıvrık, bazen kısa kenarların da içe kıvrıldığı dörtgen şeklinde, yıldız motifi biçiminde ya da daire
biçimine sahip çerçeveler içinde bulunmaktadır112. Yazıtların bir diğer grubunu adak yazıtları oluşturmaktadır113.

101 Kotera-Feyer 1993, 154.

102 Doğan 2015, 146 res. 2, a Tip 2; Blegen et al. 1964, 93 res. 9 Grup iii-397-1.

103 Kotera-Feyer 1993, 154.

104 Kotera-Feyer 1993, 154.

105 Jolivet 1995, 445.

106 Kotera-Feyer 1993, 155.

107 Pottier et al.1887, 201 res. 20.

108 Raubitschek 1998, 123; Robinson 1941, 174; Richter 1915, 294.

109 Olynthos’tan, Klasik Dönem’e tarihlendirilen ve üzerinde mühür ve yazıt bulunan strigilisler için bk. Robinson 1941, 172–175. 178 lev. 33, 523.
526; 35, 546. Mühürlü strigilislerin yoğun olarak ele geçtiği bölgelerin başında İtalya gelmektedir. Bologna, Chiusi, Praeneste, Volterra, Cumae
ve Vulci gibi merkezlerde, MÖ 4. yüzyılın ilk yarısından itibaren mühürlü strigilislere rastlanmaktadır. Bununla birlikte MÖ 4. yüzyılın ikinci
yarısında ve MÖ 3. yüzyılda mühürlü strigilisler daha yoğun olarak üretilmişlerdir, bk. Kotera-Feyer 1993, 128.
110 Buonopane 2012, 195.

111 Kotera-Feyer 1993, 150.

112 Giovannini – Maggi 1994, 612 lev. 1.

113 Nemea ve Olympia’da da Zeus’a adak olarak adanmış ve üzerinde mühür, oyuklar veya adak yazıtı olan strigilis buluntuları ele geçmiştir, bk.
Patara’dan İki Strigilis: Anadolu’nun Strigilis Üretimindeki Yeri 779

Bu yazıtlara Roma İmparatorluk Dönemi öncesinde rastlamak mümkündür. Yazıtların üçüncü grubunu atasözü
veya deyiş olarak adlandırabileceğimiz seküler yaşama ilişkin ifadeler oluşturmaktadır. Bu tip yazıtlar sadece Roma
İmparatorluk Dönemi’nde karşımıza çıkmaktadır. Dördüncü grup içinde ise çeşitli tanımlamalar veya sanatsal
ifadeler bulunmaktadır114.

Patara Strigilisleri
Patara’da, 11’i bronzdan, 6’sı ise demirden yapılmış toplam 17 adet strigilis ele geçmiştir. Söz konusu strigilisler
üzerine yapılan incelemeler sonucunda, MÖ 2. yüzyıl ile MÖ erken 1. yüzyıl arasına tarihlendirilen 4 örneğin
Geç Hellenistik Dönem strigilisleri ile paralellik arz ettikleri görülmüştür. MÖ 1. yüzyılın ikinci yarısı ile MS
1. yüzyıl arasına tarihlendirilen 13 örnek, E. Kotera-Feyer’in belirlediği tipolojik sınıflandırmaya göre değer-
lendirildiğinde, bunlardan 8’inin Dikey Form, 1’inin Ters Çevrilmiş “S” Profilli Form ve 4’ünün bir önceki
grubun alt tiplerinden olan Kaşığı Geriye Çekilmiş Form sınıfına girdiği belirlenmiştir115. Patara örnekleri
üzerinde yaptığımız gözlemler, bu strigilislerden 2 tanesinin atölye tespitinde önemli bir rol oynayabileceğini
göstermiştir. Çalışmada “1 No.lu Strigilis” ve “2 No.lu Strigilis” olarak adlandırılan bu strigilislerden ilki Ters
Çevrilmiş “S” Profilli Form sınıfına girerken, ikincisi Dikey Form sınıfına girmektedir (Fig. 2). Birinci strigilis
form yapısı ve bezeme sistemiyle; ikinci strigilis ise üzerinde barındırdığı mühür ile Anadolu’daki bir atölyeye
işaret etmektedir.

1 No.lu Strigilis (Fig. 5)


Müze Env. No. Antalya Müzesi 2002.235 Buluntu Yılı ve Yeri: 2002, OM49
Kazı Env. No. PTR’02.02 Ölçüleri: Y. 15,5 cm; G. 2,1 cm

Bronzdan yapılan 1 No.lu strigilis, 15,5 cm uzunluğa sahip olup bu uzunluğu ile strigilislerin ortalama uzunlukları-
nın altında bir boyuta sahiptir. Ters çevrilmiş “S” profilli strigilisin kulpu, kendi çevresinde döndürülmüş ince bir
levhadan oluşmaktadır. Kulpun ön ve arka kısımları yanlarda içe doğru kıvırılmış ve böylelikle kulp açıklığı daha
da kapanarak el parmaklarının kulp açıklığından geçemeyeceği bir tutamak formunu almıştır. Aşağı doğru devam
eden kaşık bölümü oldukça geniş bir hazneye sahiptir. Strigilisin üzerinde herhangi bir bezeme unsuru bulunma-
maktadır.
1 No.lu strigilisin ele geçtiği OM49 kodlu mezarda bulunan diğer buluntular116, mezarın MÖ 4. yüzyılın sonu
ile MS erken 1. yüzyıl arasında tekrar tekrar kullanım gördüğünü göstermektedir. Literatür çalışmalarımız ve
buluntular üzerine yaptığımız gözlemler şimdiye değin kulp kenarları içe kıvrılmış hiçbir strigilisin Augustus
Dönemi’nden daha önceye ait olmadığını göstermiştir. Patara örneğinin ele geçtiği mezarın en geç MS erken 1.
yüzyılda kullanım görmüş olması ise bu strigilisin, mezarın son kullanım evresi olan MÖ geç 1. yüzyıl – MS erken
1. yüzyıl arasına ait olması gerektiğini göstermektedir. E. Kotera-Feyer117, ters çevrilmiş “S” profiline sahip strigilis-
lerin MS 1. yüzyılın sonunda görülmeye başlandığını, MS 3. yüzyılda yoğun bir şekilde yaygınlaşarak kullanımının
devam ettiğini söylemektedir. Bu durumda, Patara 1 No.lu strigilisin Ters Çevrilmiş “S” Profilli Form grubunun
bilenen erken örneklerinden biri olduğu görülmekte ve bu tip strigilisler için MS 1. yüzyılın sonu olarak önerilen

Kotera-Feyer 1993, 101. Lykia Bölgesi'ndeki Olympos kentinden olduğu düşünülen ‘Kral’ Zeniketes’in, Epeiros’un Dodona kentindeki kehanet
merkezine adadığı demir bir strigilis üzerindeki 4 satırlık yazıt için bk. Peek 1978, 247. 248.
114 Kotera-Feyer 1993, 150–152.

115 Şahin baskıda.

116 Mezarda ele geçen “iğ formlu” unguentariumlar mezarın MÖ 4. yüzyılın sonlarında kullanılmaya başlandığını göstermektedir, bk. Dündar 2008,
14. 15 Kat. No. U21. U29. MS erken 1. yüzyıla tarihlendirilen ve Eşen Tipi olarak adlandırılan küresel gövdeli unguentariumlar ise mezarın son
kullanım evresini göstermektedir, bk. Dündar 2008, 29 Kat. No. U184. U187.
117 Kotera-Feyer 1993, 141.
780 Feyzullah Şahin – Taylan Doğan

kronolojik alt sınırın, en geç MÖ geç 1. yüzyıl – MS erken 1. yüzyıl aralığında başlatılması gerektiği tarafımızdan
önerilmektedir.
1 No.lu strigilisin form olarak ait olduğu grup ile ilgili henüz bir terminoloji birlikteliğinin oluşmadığı görül-
mektedir. A. Radnóti, Intercisa’dan ele geçen 4 strigilisi de incelediği çalışmasında bu tip strigilisleri, Roma
İmparatorluğu’nun doğusunu kastederek Doğu Tipi118 olarak isimlendirmiş ve bu strigilis tipinin Pontus Bölgesi119
ile ilişkili olabileceğini belirtmiştir. Ė. B. Bónis ise Brigetio’dan (Szőny – Macaristan) ele geçen metal buluntuları in-
celediği yayınında bu tip strigilisleri, Pannonia Tipi120 olarak adlandırmış, Trakya’da benzer örneklerin varlığından
bahsetmiş ve üretim yeri olarak Balkanlar ya da Pontus’u işaret etmiştir121. E. Kotera-Feyer122 ise bir bölge sınırlan-
dırması yapmaktan kaçınarak, strigilisin formunu karşılayacak şekilde, Ters Çevrilmiş “S” Profilli Form terimini
kullanmıştır. Araştırmacı, bu tip strigilislerin kulp ve kaşık kısımlarının hep aynı prensiple bezendiğini belirtmekle
birlikte üretim yeri ile ilgili bir öneri getirmemiştir123.
İsimlendirme ne olursa olsun, Patara örneğinin bu tip içinde yer alan strigilislerin form özelliklerine sahip ol-
duğu görülmektedir. Anadolu’da da, Roma İmparatorluk Dönemi strigilis buluntularının ele geçtiği neredeyse
her yerleşimde bu strigilis tipi ile karşılaşmak mümkündür. Form olarak tamamen paralel olmakla birlikte,
Anadolu örneklerini Pannonia örneklerinden ayıran temel özellik bezeme sistemidir. Pannonia örneklerinde
genelde, gemi, kantharos, yunus ve balık gibi motifler tercih edilirken124, Anadolu’da bulunan ve normal boyuta
sahip örnekler üzerinde yaptığımız incelemeler, bu strigilislerin neredeyse her zaman çeşitli bitkisel öğeler ve
dalgalı çizgilerden oluşan bezemeye sahip olduklarını göstermektedir125. Ters çevrilmiş “S” formunda profile
sahip ‘küçük boyutlu’ örneklerin ise Patara 1 No.lu Strigilis örneğinde olduğu gibi, herhangi bir bezeme un-
suru taşımadığı görülmektedir. İstisnai örneklerin de olabileceği unutulmamakla birlikte, Efes126, Burdur127,
Hierapolis128 müzeleri ve Parion’daki129 küçük boyutlu örneklerin hiçbirinde herhangi bir bezeme unsuruna
rastlanmamıştır.
Anadolu’da ele geçen strigilisler ile ilgili yayınların çok az olması, bu strigilis tipinin üretim merkezini veya merkez-
lerini belirlemede zorluk çıkarmaktadır. Ancak, ağırlıklı olarak Batı Anadolu’da ele geçtiği görülen bu tip strigilisle-
rin, Pannonia’da ele geçen örneklere göre çok daha fazla sayıda bulunması dikkat çekmektedir. Bu tipin Anadolu’da

118 Radnóti 1957, 228.

119 A. Radnóti, kesin bir yerleşim ismi vermemekle beraber, metnin devamında sunulan yerleşimlerin Doğu Avrupa ülkeleri sınırları içinde yer
alması nedeniyle Kuzey Karadeniz kıyılarını kastetmiş olmalıdır. Çalışmada, Varbovka’dan (Bulgaristan) ele geçen bir strigilisle bu ilişkinin onay-
landığı belirtilmektedir, bk. Radnóti 1957, 228. Trakya’dan ele geçen örnekler için bk. Vagalinski 1995, 435–443.
120 Nedeni belirtilmemekle beraber olasılıkla bu tip strigilislerin Pannonia Eyaleti sınırları içinde yoğun olarak ele geçmelerinden dolayı bu isim
tercih edilmiştir, bk. Bónis 1968, 52.
121 Bónis 1968, 57. Pannonia ve Trakya’da çok sayıda yerleşimde bu tip strigilislerin ele geçtiği görülür. Brigetio için bk. Gui – Cociş 2014, 272 lev. 5;
Bónis 1968, 52 res. 21–26; Intercisa için bk. Radnóti 1957, 228 lev 46, 4. 7. 9. 10; Bucium için bk. Bassi – Buonopane 2011, 422. 423 res. 8; Vajta
için bk. Bónis 1968, 43; Bassi – Buonopane 2011, 423.Trakya ve çevresi için bk. Vagalinski 1993, 27; Vagalinski 1995, 435–443.
122 Kotera-Feyer 1993, 141.

123 Kotera-Feyer 1993, 155.

124 Radnóti 1957, 228; Bónis 1968, 52. 53.

125 Kulp üzerinde genellikle, spiraller, kalp biçimli yapraklarla süslenmiş dalgalı çizgiler ve yalın dalgalı çizgilerden oluşan bir bezeme şeması bu-
lunmaktadır. Kaşığın dış yüzeyinde ise orta kısmı biraz geçecek kadar uzunlukta bitkisel bezemeler veya dalgalı çizgiler tercih edilmiştir. Bazı
durumlarda bu dalgalı çizgilerin başlangıç ve bitiş kısımlarının birer kalp şeklinde yaprak ile sonlandırıldığı da görülmektedir.
126 Ephesos örnekleri, bu çalışmanın ikinci yazarı tarafından yayıma hazırlanmaktadır.

127 Müze Env. No: 219.18.73.

128 Teşhirde sergilenmektedir.

129 Kasapoğlu 2012, 170 res. 219, M120; Başaran – Kasapoğlu 2013, 134 şek. 8, M120.
Patara’dan İki Strigilis: Anadolu’nun Strigilis Üretimindeki Yeri 781

ele geçtiği merkezlerin başında Assos130, Parion131, Klazomenai132, Laodikeia133, Stratonikeia134, Hierapolis135 ve
Ioulioupolis136 kentleri gelmektedir. Bunların dışında satın alma yoluyla Efes Müzesi137, Fethiye Müzesi138, Aydın
Müzesi139 ve Burdur Müzesi140 gibi çeşitli müzelerde bu tip strigilisler bulunmaktadır141. Müzelerde korunan ör-
nekler her ne kadar satın alma yoluyla müzelere kazandırılmış olsa da çoğunluğunun yakın çevreden ele geçtiğini
düşünmek yanlış olmasa gerektir.
Kesin olarak atölye/atölyeler saptanamadığı sürece bölgesel isimlendirmeler yerine, Kotera-Feyer’in yaptığı gibi,
genel form tanımlamalarının isim olarak kullanılması bizce de doğru görülmektedir. Anadolu’da ele geçen ve
Ters Çevrilmiş “S” Profilli Form grubuna giren “normal boyutlardaki” strigilislerin kendine özgü bir bezeme
sistemine sahip olması, ‘küçük boyutlu’ örneklerin herhangi bir bezeme öğesine sahip olmaması ve Anadolu
örneklerinin Pannonia örneklerine göre sayısal çokluğu, Anadolu’da bu tipi üreten bir veya birden çok atölyenin
varlığına işaret ediyor olmalıdır. Elimizdeki stilistik ve kronolojik veriler bu strigilislerin üretim yeri konusunda
bir kurgu oluşturmamıza olanak sağlamaktadır. Anadolu’da yoğun olarak görülen, Ters Çevrilmiş “S” Profilli
Form grubuna giren strigilislerin Pannonia’da da hatırı sayılır çoklukta ele geçmesi öncelikle iki bölge arasındaki
ticaretle açıklanabilir. Tarsuslu strigilis ustası Theodoros’un imzasını taşıdığını bildiğimiz üç örnekten birinin
Pannonia – Bucium’da ve yine Tarsuslu usta Rufus’un ismini taşıyan bir strigilisin Pannonia – Vajta’da ele geçmiş
olması (Pannonia’da her iki Tarsuslu ustanın yaşadığı oldukça düşük bir ihtimal olmalı), MS 2. yüzyıl – MS er-
ken 3. yüzyılda Tarsus’ta üretilen strigilislerin Pannonia’ya ithal edilmiş olabileceğinin bir göstergesi olarak yo-
rumlanabilir142. Ancak, ters çevrilmiş “S” profiline sahip 1 No.lu Patara örneğinin MÖ geç 1. yüzyıl – MÖ erken
1. yüzyıla, aynı formu gösteren Laodikeia’dan143 bir strigilisin Augustus Dönemi – MS 1. yüzyıla ve Parion’dan144
bir örneğin MS 1. yüzyılın ikinci yarısına tarihlendirilmesi, bu süreç içinde Anadolu’da başka bir üretim mer-
kezinin olabileceğini göstermektedir. Yazılı kaynaklar ve istatistiki görünüm, Batı Anadolu’da yoğun olarak
ele geçtiğini gözlemlediğimiz bu tip strigilislerin, MS 1. yüzyılda hâlihazırda üretimin sürdüğünü bildiğimiz
Pergamon’da veya söz konusu coğrafyadaki farklı atölye ya da atölyelerde üretilmiş olabileceklerini önermemizi
olanaklı kılmaktadır.

130 Comstock – Vermeule 1971, 426 Kat. No. 616.

131 bk. dn. 129.

132 De Ridder 1915, 32 lev. 73, 1578.

133 Şimşek et al. 2011a, 168 lev. 134, 728. 729; Şimşek et al. 2011b, Kat. No. 326. 455.

134 Müze Env. No. 2773; 3.32.80; 4.32.80.

135 Bu tipe ait bir örnek Hierapolis Müzesinde teşhirde sergilenmektedir.

136 Arslan et al. 2012, 176 res. 12.

137 Müze Env. No. 28/48/80; 29/48/80.

138 Müze Env. No. 2123.

139 Sergide bulunmaktadır.

140 Müze Env. No. 219.18.73.

141 Anadolu ve Pannonia dışında ise bu tipe nadir olarak rastlanmaktadır. Delphi için bk. Perdrizet 1908, 108 res. 360; Xanten için bk. Bridger –
Kraus 2000, 72 res. 22.4; Berlin Devlet Müzesi için bk. Kotera-Feyer 1993, 141 res. 42; Viyana Sanat Tarihi Müzesi için bk. Kotera-Feyer 1993, 141
res. 43.
142 Pannonia’da hızla yayılan bu strigilis tipinin taklitlerinin, bir süre sonra yerel atölyeler tarafından üretilmeye başlandığı ve farklı süsleme
varyasyonlarıyla bölgeye özgü süsleme anlayışına sahip bir strigilis geleneğinin özellikle MS 3. yüzyılın ilk yarısında oluşturulduğu söylenebilir.
Pannonia’daki ters çevrilmiş “S” profilli strigilislerin genel bezeme özellikleri için bk. Radnóti 1957, 228 lev 46, 4. 7. 9. 10; Bónis 1968, 52 res.
21–26.
143 Şimşek 2011a, 168 lev. 134, 729; Şimşek 2011b, Kat. No. 455.

144 bk. dn. 129.


782 Feyzullah Şahin – Taylan Doğan

2 No.lu Strigilis (Fig. 6)


Müze Env. No. Antalya Müzesi 39.31.2000 Buluntu Yılı ve Yeri: 2000, OM46
Kazı Env. No. PTR’00.24 Ölçüleri: Y. 17,7 cm; G. 2 cm

Bronzdan yapılmış 2 No’lu strigilisin geniş ve yarım oval kesitli kaşık kısmında küçük eksiklikler bulunmaktadır.
Kalınca, dörtgen bir forma sahip masif yapıdaki tutamağının ucunda yatay olarak açılmış bir asma deliği bulunur.
Strigilis tutamağının ön kısmında tutamak – kaşık birleşim yerine yakın bir alanda alt alta iki adet mühür bulun-
maktadır. Biri yatay diğeri ise dikey olarak konumlandırılmış, uzun kenarları içbükey, köşeleri yuvarlatılmış, ince
– uzun dörtgen formda çerçeveye sahip mühürlerin her birinin içinde TATTA yazısı yer almaktadır.
Strigilis, genel form yapısı olarak E. Kotera-Feyer145 tarafından belirlenen Dikey Form sınıfına girmektedir. Dikey
forma sahip strigilislerin, MÖ 1. yüzyılda farklı kulp biçimleriyle üretilmeye başlandığı ve daha sonraki süreçte
yaygınlaştığı görülmektedir. Bu tip strigilislerin, kulp bölümü parmakların kulp aralığından geçebileceği kadar ge-
niş olmayıp, daha çok tutamak görevini görmekte146 veya bizim örneğimizde olduğu gibi masif yapıda bir tutamak
olabilmektedir. Kaşığın uç noktası aşağı, yukarı ya da düz devam edebilmektedir.
2. No.lu strigilis, MÖ 4. yüzyılın sonundan MS erken 1. yüzyıla kadar kullanım görmüş OM46 kodlu mezarda ele
geçmiştir147. Form ve yapısal olarak benzer özelliklere sahip örneklere Augustus Dönemi’nden itibaren rastlamak
mümkündür148. Gerek benzer örnekler gerekse kontekst veriler dikkate alındığında 2 No.lu strigilisi, en geç MÖ
geç 1. yüzyıl – MS erken 1. yüzyıl arasına tarihlendirmek mümkün görünmektedir.
Patara 2 No.lu strigilisin kulpunda bulunan mühürler strigilisin üretim evresine aittir. Strigilislerin üzerindeki
mühürlerin üretim aşamasına ait olması ve özel bir kalıp gerektirmesi mühürde yer alan ismin müşteri ismi olması
ihtimalini oldukça düşük kılmaktadır. Ayrıca, bu durum seri üretime de olanak sağlamamakta ve sipariş üzeri-
ne yapılma ihtimali atölye için pek kârlı bir iş olarak görülmemektedir. Dolayısıyla örneğimiz üzerinde yer alan
TATTA isminin atölye ismi olması daha muhtemel görünmektedir.
Atölyenin, ustanın, strigilis sahibinin ismi ya da çeşitli kısaltmalardan oluşan bu tip mühürlerin, ya iki bezeme ile
sınırlanmakta olduğu149 ya da baskı, kazıma veya kabartma olabilecek farklı formlarda çerçeveler içine yazıldıkları
görülmektedir. A. Giovannini ve P. Maggi, Aquileia’da ele geçen mühürlü strigilisleri inceledikleri çalışmalarında 8
tip çerçeve belirlemişlerdir150 (Fig. 3). Patara örneğinin, uzun kenarları içbükey, köşeleri yuvarlatılmış, ince – uzun
dörtgen forma sahip çerçevesi, genel form olarak D Grubu örnekleriyle, köşe çıkıntılarının kısa kenarda keskin bir
hatla birleşmesi yönünden ise E Grubu örnekleriyle paralellik göstermektedir. Aquileia örneklerinde her zaman
kulpun ön kısmında bulunduğu görülen mühürlerin bu alandaki konumları göz önünde bulundurularak 6 farklı
düzenleme belirlenmiştir151 (Fig. 4). Bu düzenlemeler içinde, kulpun farklı noktalarında yatay ya da dikey olarak
konumlandırılmış mühürlerle oluşturulmuş ikili ya da üçlü kombinasyonların kullanıldığı örnekler çoğunlukta
olmakla birlikte, tek bir mührün kullanıldığı örnekler de bulunmaktadır. İki mühür baskısının bulunduğu örnek-
lerde, kaşığın hemen alt bölümüne yatay olarak yerleştirilen bir mühür ile bu mührün hemen altına dikey olarak
konumlandırılan bir mühürden oluşan T şeklindeki birleşim, en sık görülen mühürleme tipi olarak karşımıza çık-
maktadır. Bu örneklerde, genelde yatay yerleştirilen üretici mührünün altında daha küçük boyutta farklı bir mühür

145 Kotera-Feyer 1993, 140–143.

146 Kotera-Feyer 1993, 141.

147 Buluntu grubu içinde yer alan ve MÖ 4. yüzyılın sonuna tarihlendirilen unguentariumlar mezarın ilk yapım evresine işaret etmektedir, bk.
Dündar 2008, 40. Kat. No. U9. U13. MÖ 15 – MS 14 yılları arasına tarihlendirilen iki adet Lykia birlik sikkesi ise mezarın son kullanım evresine
işaret etmektedir, bk. Özüdoğru 2002, Kat. No. 78.
148 Kotera-Feyer 1993, 156 dn. 7 res. 51; Bolla 1995, 11 res. 3; Bolla – Buonopane 2010, 422 res. 6.

149 Prénes’te ele geçen bir strigilis üzerinde yer alan “Apollodoros” ibaresi iki çiçek ile sınırlandırılmıştır, bk. Jolivet 1995, 453 res. 5.

150 Giovannini – Maggi 1994, 611. 612 lev. 1.

151 Giovannini – Maggi 1994, 612–616 lev. 2.


Patara’dan İki Strigilis: Anadolu’nun Strigilis Üretimindeki Yeri 783

kullanılmıştır. Her iki mührün aynı olduğu örnekler nadirdir152. Patara örneği, aynı üretici mührünün yatay ve
dikey olarak alt alta basılmasıyla T şeklinin verildiği nadir örnekler arasında yer almakta ve mührün strigilis üze-
rindeki konumu açısından belirlenen gruplar arasında “1. Grup” içinde bulunmaktadır. A. Giovannini ve P. Maggi,
çerçeve içine yerleştirilen yazıtların çoğunun isim (atölye, usta gibi) olduğunu ve bunların genitif (aidiyet veya ilgi
hali) halde kullanıldıklarını belirtmektedir153.
Araştırmacılar tarafından Anadolu ile ilişkili olduğu düşünülen genitif haldeki TATTA ismi kişi ismi olarak kul-
lanılmakla beraber154 yer ismi olarak da karşımıza çıkabilmektedir. Nitekim İç Anadolu Bölgesi’nde bulunan
Tuz Gölü’nün Antik Dönem’deki isminin Tatta olduğu bilinmektedir155. Dişil veya eril isim olabilen156 Tatta, İç
Anadolu başta olmak üzere İç Ege Bölgesi’nin de dâhil olduğu Anadolu’nun iç kısımlarında yapılan yüzey araştır-
malarında ele geçen epigrafik buluntularda da, Tata, Tatas, Tatos, Tattes, Tateis, Tatia, Tation gibi birçok türevi ile
yaygın bir biçimde karşımıza çıkmaktadır157. Bu durum, Roma İmparatorluk Dönemi’nde yaygın olarak kullanılan
bir forma sahip 2 No.lu strigilisin, TATTA isminin yoğun olarak görüldüğü İç Anadolu’da bulunan bir atölyede
üretilmiş olabileceğini belirtmemizi olanaklı kılmaktadır.

Değerlendirme
Çalışma konumuzu oluşturan strigilislerden 1 No.lu strigilis 2002 yılında OM49 kodlu mezardan; 2 No.lu strigilis
ise 2000 yılında OM46 kodlu mezardan ele geçmişlerdir. Bu strigilislerden ilki ait olduğu form açısından, ikincisi
ise üzerinde barındırdığı mühür açısından önem teşkil etmektedir.
1 No.lu strigilis, ters çevrilmiş “S” formunda profile sahiptir. Bu grup içindeki strigilislerin ilk olarak MS 1. yüzyıl
sonunda üretilmeye başlandığı önerilmiştir. Ancak, 1 No.lu örneğin kontekst buluntular aracılığıyla MÖ geç 1. yüz-
yıl – MS erken 1. yüzyıla tarihlendirilmesi, bu grup özelliklerini taşıyan strigilislerin en geç Augustus Dönemi’nde
kullanılıyor olduğunu göstermekte ve önerilen kronolojik tablonun bu süreç ile başlatılması gerektiğini ortaya
koymaktadır.
Doğu Avrupa’da ele geçmiş bu tip strigilisler, A. Radnóti tarafından Doğu Tipi, Ė. B. Bónis tarafından ise Pannonia
Tipi olarak isimlendirilmişlerdir. E. Kotera-Feyer ise strigilis formundan hareketle Ters Çevrilmiş “S” Profilli Form
terimini kullanmıştır. Patara örneğinde yaptığımız araştırmalar, bu grubun form özelliklerini taşıyan strigilislerin
Batı Anadolu başta olmak üzere tüm Anadolu’da yoğun bir biçimde ele geçtiklerini göstermiş ve Anadolu örnekle-
rinin gerek kronolojik açıdan gerek bezeme özellikleriyle Doğu Avrupa örneklerinden farklılıklar gösterdiği tespit
edilmiştir. MS 2–3. yüzyıllara tarihlendirilen Doğu Avrupa örneklerinden farklı olarak, Patara örneğinin MÖ geç
1. yüzyıl – MS erken yüzyıla tarihlendirilmesi ve ayrıca Anadolu’da bu tip strigilislerin MS 1. yüzyıl içinde üreti-
len örneklerinin bilinmesi, aynı yüzyıl içinde strigilis üretiminin gerçekleştiğini bildiğimiz Pergamon’da veya Batı
Anadolu’daki farklı merkezlerde Ters çevrilmiş “S” Profilli Form grubuna giren strigilislerin üretilmiş olabilecekle-
rini önermemizi olanaklı kılmaktadır.
Anadolu özelinde, bu strigilis tipi için değinilmesi gereken bir diğer önemli veri, Patara 1 No’lu strigilis örne-
ğinde olduğu gibi, ters çevrilmiş “S” profilli ve 15–20 cm arasında yüksekliğe sahip örneklerin üzerinde herhan-
gi bir bezeme unsurunun bulunmuyor olmasıdır. Buna karşın 20 cm üzerindeki normal strigilis boyutu olarak

152 Giovannini – Maggi 1994, 613. 625. 626 lev. 8.

153 Aquileia örneklerinin tamamının genitif halde ve Latince isimler (bir Hellen ismi hariç) oldukları görülmüştür, bk. Giovannini – Maggi 1994,
614.
154 Littmann 1939, 156.

155 Kretschmer 1896, 348.

156 Kretschmer 1896, 348.

157 Gustave 1900, 423.


784 Feyzullah Şahin – Taylan Doğan

tanımlayabileceğimiz örnekler ise istisnai örneklerin çıkabileceği unutulmamakla birlikte, çoğunlukla bitkisel
bezemeler ile noktalardan oluşan dalgalı çizgi motifleriyle süslenmişlerdir. Dolayısıyla benzer form özellikleriyle
ve fakat farklı bezeme anlayışı ile üretilen bu strigilislerin E. Kotera-Feyer’in Ters Çevrilmiş “S” Profilli Form grubu
içinde, Doğu Avrupa ve Anadolu olmak üzere iki alt tipte tanımlanması daha uygun olacaktır.
Çalışmamıza konu olan 2 No.lu strigilis, E. Kotera-Feyer tarafından L form / Dikey Form olarak adlandırılan ve
ilk olarak MÖ 1. yüzyılda görülmeye başlandığı belirtilen strigilislerin form özelliklerine sahiptir. Kontekst veriler,
benzer kulp formuna sahip örnekler ve bu formun en erken MÖ 1. yüzyılda ortaya çıkmış olması, 2 No.lu strigilisi
en geç MÖ geç 1. yüzyıl. – MS erken 1. yüzyıl aralığında değerlendirilmemizi olanaklı kılmaktadır.
Strigilisin tutamak kısmının ön yüzünde yer alan ve üzerinde TATTA yazısı bulunan iki adet mührün strigilisin
üretim evresine ait olması, bu mühürlerin bir atölye veya onu yapan ustanın ismine işaret ettiğini göstermektedir.
İç Anadolu’da bulunan Tuz Gölü’nün Antik Dönem’deki isminin Tatta olduğu bilinmektedir. Bununla birlikte, özel-
likle İç Anadolu’da ve İç Ege’de gerçekleştirilen epigrafik çalışmalarda da genitif haldeki Tatta isminin, Tata, Tatas,
Tatos, Tattes, Tateis, Tatia, Tation gibi birçok farklı durumu ile karşılaşılmıştır. Anadolu’ya özgü olduğu düşünülen
bu isim beraberinde örneğimizin üretildiği atölyenin de Anadolu’nun iç kesimlerinde aranması gerektiği düşünce-
sini getirmektedir. Nitekim Ioulioupolis Nekropolisi’nde hatırı sayılır oranda strigilisin ele geçmesi de söz konusu
atölyenin İç Anadolu’da olabileceğine ilişkin önemli bir veri sunmaktadır.
Patara’dan 2 strigilis örneğinde, Anadolu’nun özellikle Roma İmparatorluk Dönemi başlarından itibaren strigi-
lis üretiminde önemli bir rol oynadığını belirtmemiz mümkündür. 1 No.lu strigilisin üretim yeri olasılıkla Batı
Anadolu kıyıları iken, 2 No.lu strigilisin üretim yeri Anadolu’nun iç kesimleri olmalıdır. Her iki strigilisin de
MÖ geç 1. yüzyıl – MS erken 1. yüzyıla ait olması, aynı süreçte hizmet veren farklı atölyelere işaret etmektedir.
Bu bağlamda, Pergamon ile Tarsus atölyelerinin yanı sıra Roma İmparatorluk Dönemi’nin başlarından itibaren
Anadolu’da en az iki atölyenin daha strigilis ürettiğini söylemek olanaklı görünmektedir.
Patara’dan İki Strigilis: Anadolu’nun Strigilis Üretimindeki Yeri 785

Kaynaklar
Antik Kaynaklar
Cels. De Med. Celsus, De Medicana
W. G. Spencer (Çev.), Celsus, On Medicine (London 1935).
Galenos ΠΕΡΙ ΦΥΣΙΚΟΝ ΔΥΝΑΜΕΩΝ
A. J. Brock (Çev.), On The Natural Faculties (London 1916).
Marc. De Med. Marcellus, De Medicamentis
J. Kollesch - D. Nickel (Çev.), (Berlin 1968).
Mart. Epig. Martialis, Epigrammaton
C. A. Walter – M. A. Ker (Çev.), Martial Epigrams II (London 1919).
Scr. Com. Scribonius Largus, Compositenes
S. Sconochia (ed.), Scribonii Largi Compositiones (Leipzig 1983).

Modern Kaynaklar
Abbasoğlu – Özdizbay 2009 H. Abbasoğlu – A. Özdizbay, Perge Kazı ve Onarım Çalışmaları 2007 Yılı Raporu, KST 30, 2, 2009, 483–502.
Akarsu et al. 2011 S. Akarsu – B. M. Akarsu – A. A. Tırpan, Roma Dönemi’nden Ortaçağ’a Tıp Aletleri, Lokman Hekim Journal 1,
3, 2011, 13–17.
Akat-İslam – Aslan 2015 H. Akat-İslam – A. Aslan, Milet Nekropolü, Değirmentepe Mevkii Kazı Çalışmaları (2012-2013), MKKS 23,
2015, 377–396.
Akman – Tosun 2012 A. Akman – A. Tosun, Attaleia Nekropolü (Eski Doğu Garajı - Halk Pazarı Mevkii) Kurtarma Kazısı 2010 Yılı
Çalışmaları, MKKS 20, 2012, 47–70.
Amandry et al. 1972 P. Amandry – G. Rougemont – Y. Grandjean – J. J. Maffre – B. Holtzmann, Collection de l’École française
d’Athènes, BCH 96, 1, 1972, 5–115.
Arslan et al. 2012 M. Arslan – M. Metin – M. O. Cinemre – T. Çelik – M. Türkmen, Juliopolis Nekropolü 2010 Yılı Çalışmaları,
MKKS 20, 2012, 177–214.
Arslan – Metin 2013 M. Arslan – M. Metin, Juliopolis (İstanbul 2013).
Atıcı – Karakaş 2014 M. Atıcı – G. Karakaş, Kyme Doğu Nekropolü (İzmir İli, Aliağa İlçesi, Samurlu Köyü, 877 ve 879 Parsel), MKKS
22, 2014, 229–242.
Bal 2014 N. Bal, Selmanlı Tümülüsü Kurtarma Kazısı, MKKS 22, 2014, 337–348.
Barış 2011 Ş. Barış, Bolu Müzesi Bizans Dönemi Eserleri (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi, Konya
2011).
Bassi – Buonopane 2011 C. Bassi – A. Buonopane, Un deposito di bronzi dallo scavo archeologico di un edificio di età romana a Trento,
via Zanella, Tra Protostoria e Storia. Studi in Onore di Loredana Capui (Roma 2011) 413–429.
Başaran – Kasapoğlu 2013 C. Başaran – H. Kasapoğlu, Parion Kazısı Metal Buluntuları, bk. P. Ayter – Ş. Demirci – A. M. Özer (eds.), III.
ODTÜ Arkeometri Çalıştayı - Türkiye Arkeolojisinde Metal: Arkeolojik ve Arkeometrik Çalışmalar (Ankara
2013) 126–140.
Başaran – Tavukçu 2006 C. Başaran – A. Tavukçu, Parion Kazısı 2005, KST 28, 1, 2006, 609–628.
Başaran 2005 S. Başaran, Enez (Ainos) 2004 Yılı Kazı, Onarım ve Koruma Çalışmaları, KST 27, 2, 2005, 409–420.
Baykan 2010 D. Baykan, Antik Çağ’da Strigilisin Ecza Amaçlı Kullanımı Veriler ve Kanıt, CollAn 9, 2010, 141–152.
Blegen et al. 1964 C. W. Blegen – H. Palmer – R. S. Young, The North Cemetery, Corinth 13 ( Princeton, NJ 1964).
Boardman 1971 J. Boardman, Sickles and Strigils, JHS 91, 1971, 136–137.
Boardman 2002 J. Boardman, Kırmızı Figürlü Atina Vazoları. Arkaik Dönem (Çev. G. Ergin) (İstanbul 2002).
Bolla – Buonopane 2010 M. Bolla – A. Buonopane, Strigili del Museo Archeologico di Verona, AquilNost 86, 2010, 413–444.
Bolla 1995 M. Bolla, Il Vasellame in bronzo in età augustea: due tombe dell’ager mediolanensis, bk. S. T. A. M. Mols – A.
M. Gerharti – Witteveen – H. Kars – A. Koster – W. J. Th. Peters – W. J. H. Willems (eds.), Acta of the 12th
International Congress on Ancient Bronzes, Nijmegen 1992 (Nijmegen 1995) 7–13.
Bónis 1968 É. B. Bónis, Emaillierte Palästra-Geräte aus Brigetio, FolA 19, 1968, 25–58.
Borchhardt 2000 J. Borchhardt, Bericht der Grabungskampagne in Limyra 1998, KST 21, 2, 2000, 83–90.
786 Feyzullah Şahin – Taylan Doğan

Borell 1989 B. Borell, Statuetten, Gefässe und Andere Gegenstände aus Metall, Im Anhang Grabfunde aus dem Tessin
(Mainz 1989).
Bridger – Kraus 2000 C. Bridger – K. Kraus, Römische Gräber in Xanten, Viktorstraße 21, BJb 200, 2000, 25–81.
Bruneau 1970 P. Bruneau, Tombes d’Argos, BCH 94, 1970, 437–531.
Buonopane 2012 A. Buonopane, Gli strigili e le loro iscrizioni, SEBarc 10, 2012, 195–206.
Buonopane 2013 A. Buonopane, Fur nattiga me. Due iscrizioni proibitive su strigili, Epigraphica 75, 2013, 498–502.
Comstock – Vermeule 1971 M. Comstock – C. Vermeule, Greek, Etruscan and Roman Bronzes in the Museum of Fine Arts Boston (Boston
1971).
Çokay-Kepçe 2006 S. Çokay-Kepçe, Antalya Karaçallı Nekropolü, Adalya Ek Yayın 4 (İstanbul 2006).
De Ridder 1915 A. de Ridder, Les Bronzes Antiques du Louvre, Tome Second, Les Instruments (Paris 1915).
Delemen 2004 İ. Delemen, Tekirdağ Naip Tümülüsü (İstanbul 2004).
Dieudonné-Glad et al. 2013 N. Dieudonné-Glad – M. Feugère – M. Önal, Zeugma V. Les Objets, Travaux de la Maison de l’Orient et de la
Méditerranée 64 (Lyon 2013).
Doğan 2015 T. Doğan, Antandros Ölü Gömme Geleneğinde Strigilis: Tipolojik ve Kronolojik Gözlemler, TüBA-Ar 18, 2015,
141–172.
Dorigny 1963 S. Dorigny, Strigilis. Dictionnaire Des Antiquites Grecques et Romaines, Deuxième Partie R-S (Graz 1963)
1532–1534.
Duman – Baysal 2015 B. Duman – H. H. Baysal, Tripolis 2. Sezon Kazı ve Restorasyon Raporu: 2013, KST 36, 2, 2015, 633–650.
Dündar 2008 E. Dündar, Patara Unguentariumları, Patara IV.1 (İstanbul 2008).
Elridge 1918 L. G. Elridge, A Third Century Etruscan Tomb, AJA 22, 3, 1918, 251–294.
Endoğru – Ünan 2011 M. Endoğru – S. Ünan, Samsun İli, İlkadım İlçesi, Dikilitaş Sokak Yeraltı Mezar Odaları Kurtarma Kazısı, MKKS
19, 2011, 203–216.
Fischer 2008 M. Fischer, The Prostitute and Her Headdless: The Mitra, Sakkos and Keryphalos in Attik Red-figure Vase-
painting ca. 550-450 BCE (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, University of Calgary, Calgary 2008).
Gaitzsch 2005 W. Gaitzsch, Eisenfunde aus Pergamon. Geräte, Werkzeuge und Waffen, PF 14 (Berlin 2005).
Giovannini – Maggi 1994 A. Giovannini – P. Maggi, Marchi di fabbrica su strigili ad Aquileia, Epigrafia della produzione e della
distribuzione. Actes de la VIIe Rencontre franco-italienne sur l’épigraphie du monde romain (Rome 1994)
609–643.
Giovannini 2015 A. Giovannini, Aquileia, attestazioni funerarie di età augustea. Alcune osservazioni. Antichità Altoadriatiche 86,
2015, 295–327.
Gui – Cociş 2014 M. Gui – S. Cociş, Millefiori Inlaid Hilts, Strigil Handles, or What?, EphemNapoc 24, 2014, 257–276.
Gustave 1900 M. Gustave, Inscriptions de Bithynie, BCH 24, 1900, 361–426.
Güneş 2009 M. Y. Güneş, Bolu İli, Merkez İlçe, Tabaklar Mahallesi 8 Pafta, 118 Ada, 32 Parseldeki Kurtarma Kazısı 2005,
MKKS 17, 2009, 75–88.
Gürbüzer 2006 M. Gürbüzer, İdyma›daki Hellenistik Dönem Oda Mezarı (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Muğla Sıtkı
Koçman Üniversitesi, Muğla 2006).
Ibáñez – González 1987 C. F. Ibáñez – C. P. González, Strigile romana procedente del yacimiento de El Cuartel (Herrera de Pisuerga,
Palencia), Actas del IIe Congreso de Historia de Palencia II, 1987, 431–441.
Jolivet 1995 V. Jolivet, Un foyer d’hellenisation en Italie centrale et son rayonnement (ıv e – ııı e s. av. J.C.). Preneste et la
diffusion des strigiles inscrits en grec, bk. P. Arcelin (ed.), Sur le pas des Grecs en Occident. Hommages à André
Nickels, Études Massaliètes 4 (Paris 1995) 445–457.
Kadıoğlu et al. 2012 M. Kadıoğlu – M. Adak – C. Özbil – D. Ö. Yalçın – Y. Polat, 2010 Yılı Teos Kazı Raporu (İlk Sezon), KST 33, 3,
2012, 429–460.
Kakish 2015 R. Kakish, A Strigil from Roman Jordan: Evidence for Personal Care (Case Study), Mediterranean Archaeology
and Archaeometry 15, 2, 2015, 63–70.
Karabay – Çamoğlu-Günaydın 2013
N. Karabay – B. Çamoğlu-Günaydın, Pınarkent Nekropol Alanı Kurtarma Kazısı 2011, MKKS 21, 2013, 73–94.
Karlsson et. al. 2012 L. Karlsson – J. Bild – O. Henry, Labraunda 2010, KST 33, 3, 2012, 191–208.
Kasapoğlu 2008 H. Kasapoğlu, Parion Nekropolü 2006 Yılı Seramik Buluntuları (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Atatürk
Üniversitesi, Erzurum 2008).
Patara’dan İki Strigilis: Anadolu’nun Strigilis Üretimindeki Yeri 787

Kasapoğlu 2012 H. Kasapoğlu, Metal Eserler, bk. C. Başaran (ed.), Antik Troas’ın Parlayan Kenti Parion. 1997–2009 Yılları Yüzey
Araştırmaları, Kazı ve Restorasyon Çalışmaları (İstanbul 2012) 165–170.
Kızıl 2009 A. Kızıl, 1990-2005 Yılları Arasında Milas’da Kurtarma Kazıları Yapılan Mezarlar ve Buluntuları Üzerine Genel
Bir Değerlendirme, bk. F. Rumscheid (ed), Die Karer und die Anderen. Internationales Kolloquium an der
Freien Universitat Berlin 13. bis 15. Oktober 2005 (Bonn 2009) 359–377.
Konak-Tarakçı – Selçuk 2013
S. Konak-Tarakçı – T. Selçuk, Batı Liman 1205 Parsel Kurtarma Kazısı 2011, MKKS 21, 2013, 185–198.
Korfmann 2006 M. O. Korfmann, 2004 Yılı Troia Kazı Sonuçları, KST 27, 2, 2006, 161–174.
Kotera-Feyer 1993 E. Kotera-Feyer, Die Strigilis (Frankfurt am Main 1993).
Kotera-Feyer 1998 E. Kotera-Feyer, Die Strigilis in der attisch-rotfigurigen Vasenmalerei Bildformeln und ihre Deutung, Nikephoros
11, 1998, 107–136.
Künzl 1983 E. Künzl, Medizinische Instrumente aus Sepulkralfunden der römischen Kaiserzeit (Bonn 1983) = BJb 182,
1982, 1–132.
Kretschmer 1896 P. Kretschmer, Einleitung in die Geschichte der griechischen sprache (Göttingen 1896).
Küçükgüney – Tunç-Altun 2009
Z. Küçükgüney – P. T. Altun, İDÇ Liman Kurtarma Kazısı (İzmir İli, Aliağa İlçesi, Çakmaklı Köyü Kendirci
Mevkii, 613 ve 68 Parsellere Ait), MKKS 17, 2009, 53–75.
Littmann 1939 E. Littmann, Unsemitische Ortsnamen in Nordsyrien, bk. W. M. Calder – Josef Keil (eds.), Anatolian Studies
presented to William Hepburn Buckler (Mancherster 1939) 151–160.
Maaß 1979 M. Maaß, Griechische und römische Bronzewerke der Antikensammlungen (München 1979).
Oransay 2006 B. S. A. Oransay, Arykanda Antik Kentinde 1971-2002 Kazı Sezonlarında Ele Geçen Madeni Buluntular ve
Madencilik Faaliyetleri (Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi, Ankara 2006).
Öğün 1983 B. Öğün, Kaunos Kazıları, KST 5, 1983, 239–241.
Özüdoğru 2002 Ş. Özüdoğru, Patara Sikke Basımları ve Patara Kazıları’ndan (1989-2001) Ele Geçen Sikkeler (Yayımlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Akdeniz Üniversitesi, Antalya 2002).
Pedersen 1999 P. Pedersen, Investigations and Excavations in Hallikarnassos in 1998, KST 21, 2, 1999, 305–314.
Peek 1978 W. Peek, Orakel aus Dodona für den Piratenkönig Zeniketes, ZPE 30, 1978, 247–248.
Perdrizet 1908 P. Perdrizet, Monuments figurés, petits bronzes, terres-cuites, antiquités diverses, FdD 5 (Paris 1908).
Pottier et al. 1887 E. Pottier –S. Reinach – A. Veyries, La Nécropole de Myrina, Recherches Archéologiques Exécutées au Nom et
Aux Frais de l’École Française d’Athènes (Paris 1887).
Radnóti 1957 A. Radnóti, Gebrauchgeräte und Gegenstände aus Bronze, Intercisa II. Archaeologia Hungarica 36, 1957, 225–
240.
Raubitschek 1998 I. K. Raubitschek, The Metal Objects (1952-1989), Isthmia VII (Princeton, NJ 1998).
Richter 1915 G. M. A. Richter, Greek, Roman and Etruscan Bronzes (New York 1915).
Robinson 1941 D. M. Robinson, Metal and Minor Miscellaneous Finds, an Original Contribution to Greek Life, Olynthus 10
(Baltimore 1941).
Schneider 2004 E. Schneider, Excavation and Research ad Elaiussa Sebaste: The 2003 Campaing, KST 26, 2, 2004, 181–192.
Sevinç – Treister 2003 N. Sevinç – M. Treister, Metalwork from the Dardanos Tumulus, StTroica 13, 2003, 215–260.
Steinhart – Wirbelauer 2000 M. Steinhart – E. Wirbelauer, Par Peisistratou. Epigraphische Zeugnisse zur Geschichtenden Schenkens, Chiron
30, 2000, 255–289.
Stupperich 1992 R. Stupperich, Zweiter Vorbericht über die Grabung in der Westor-Nekropole von Assos im Sommer 1990, AMS
5, 1992, 1–31.
Stupperich 1993 R. Stupperich, Dritter Vorbericht über die Grabung in der Westtor-Nekropole von Assos in Sommer 1991, AMS
10, 1993, 1–35.
Stupperich 1996 R. Stupperich, Vierter Vorbericht über die Grabung in der Westor-Nekropole, AMS 21, 1996, 1–32.
Summerer et al. 2010 L. Summerer – B. Remy – C. Barat – J. Dalaison – F. Delrieux, 2008 Pompeiopolis Yüzey Araştırması, AST 27, 1,
2010, 25–36.
Şahin baskıda F. Şahin, Patara Metal Buluntuları, Patara V.2 (İstanbul baskıda).
Şimşek 2007 C. Şimşek, 2006 Laodikeia Yılı Antik Kenti Kazıları, KST 29, 3, 2007, 99–122.
788 Feyzullah Şahin – Taylan Doğan

Şimşek et al. 2011a C. Şimşek – M. Okunak – M. Bilgin, Laodikeia Nekropolü (2004-2010 Yılları) Metin, Laodikeia Çalışmaları 1.1
(İstanbul 2011).
Şimşek et al. 2011b C. Şimşek – M. Okunak – M. Bilgin, Laodikeia Nekropolü (2004-2010 Yılları) Katalog, Laodikeia Çalışmaları 1.2
(İstanbul 2011).
Tavukçu 2006 Z. A. Tavukçu, Parion Nekropolü 2005 Yılı Buluntuları (Yayımlanmamış Doktora Tezi, Atatürk Üniversitesi,
Erzurum 2006).
Thuillier 1989 J. P. Thuillier, Les strigiles de l’Italie antique, RA 1989/2, 339–342.
Tosun – Yalçınsoy 2010 A. Tosun – H. Yalçınsoy, Doğu Garajı – Halk Pazarı Mevkii- Attaleia Doğu Nekropolü Kurtarma Kazısı 2008 Yılı
Çalışmaları, MKKS 18, 2010, 135–158.
Tosun 2009 A. Tosun, Lara-Fener Mahallesi 1975 Sokak, 5745 Ada, 15 Parsel Mezar Kurtarma Kazısı, MKKS 17, 2009,
89–103.
Tuchelt 1988 K. Tuchelt, Bericht Uber Die Arbeiten Der Didyme-Grabung 1987, KST 10, 2, 1988, 29–36.
Tulunay 2011 E. T. Tulunay, Nif (Olympos) Dağı Araştırma ve Kazı Projesi: 2009 Yılı Kazısı, KST 32, 3, 2011, 405–423.
Uçankuş 1980 H. Uçankuş, Kyme Kurtarma Kazısı 1979, KST 2, 1980, 139–148.
Utili 1999 F. Utili, Die archaische Nekropole von Assos, AMS 31 (Bonn 1999).
Vagalinski 1993 L. F. Vagalinski, Strigiles de l’époque romaine sur le territoire de la Bulgarie contemporaine (in Bulgarian),
Arheologija Sofia 35, 2, 1993, 22–35.
Vagalinski 1995 L. F. Vagalinski, Roman Bronze Strigils and Rings for them Thrace, bk. S. T. A. M. Mols – A. M. Gerharti-
Witteveen – H. Kars – A. Koster – W. J. Th. Peters - W. J. H. Willems (eds.), Acta of the 12th International
Congress on Ancient Bronzes, Nijmegen 1992 (Nijmegen 1995) 435–443.
Vitali 2003 D. Vitali, La necropoli di Monte Tamburino a Monte Bibele 1, 2 (Bologna 2003).
Yalman 1990 B. Yalman, Edincik–Zeytinbağı Levhalı Mezarları ve Buluntuları, 10. Türk Tarih Kongresi (Ankara 1990) 397–
413.
Yaraş et. al. 2007 A. Yaraş – D. Baykan – E. Karaca, 2006 Yılı Allianoi Kazısı, KST 29, 2, 2007, 71–84.
Yaraş 2002 A. Yaraş, 2000 Yılı Allianoi Kazısı, KST 23, 1, 2002, 463–478.
Yıldırım 2007 Ş. Yıldırım, Trakya’da Tümülüs Tipi Mezar Geleneği ve İkiztepe B Tümülüsü, Aktüel Arkeoloji 3, 2007, 83–90.
Zoroğlu – Arslan 1998 L. Zoroğlu – N. Arslan, Kelenderis 1997 Yılı Kazı Çalışmaları, KST 20, 2, 1998, 457–463.
Zoroğlu 1990 L. Zoroğlu, Kelenderis 1989 Yıllı Kazısı, KST 12, 2, 1990, 301–323.
Patara’dan İki Strigilis: Anadolu’nun Strigilis Üretimindeki Yeri 789

Fig. 1 Anadolu’da Strigilislerin Ele Geçtiği Merkezler ve Bulundukları Müzeler (F. Şahin)

Fig. 2 Roma İmparatorluk Dönemi Strigilis Formları (Kotera-Feyer 1993, s. XV)

Fig. 3 Mühür Çerçevesi Tipleri Fig. 4 Mühürlerin Strigilisler Üzerindeki Konumları


(Giovannini – Maggi 1994, lev. 1) (Giovannini – Maggi 1994, lev. 2)
790 Feyzullah Şahin – Taylan Doğan

Fig. 5 Patara 1 No.lu Strigilis (F. Şahin)

Fig. 6 Patara 2 No.lu Strigilis (F. Şahin)

You might also like