You are on page 1of 164

TÜRK SANATÇILAR

1 MAYIS 2018

NURİ İYEM

192297 SAYI: 2018 / 05 FİYATI: 5 TL

MAYIS 2018
19 Mayıs
Atatürk’ü Anma
Gençlik ve Spor Bayramımız

Kutlu Olsun
Çocuktu resme tutuldu. Boya kalemlerini açmak için babasının usturasını
kullandı. “Resim yapmak, öylesine heyecan ve keyif verici bir şeydi
işte!” Cizre’den İstanbul’a Tıp okumaya gönderildi. Lisenin gönülsüz
öğrenciliğinden, Nazmi Ziya’nın “En yakışıklısı sensin, gel gir”
yüreklendirmesiyle akademiye girdi. Ailelerinin izin ve rızaları olmaksızın
gelen, taşın üstünde ince bir örtüde yatıp kalkan aydınlara katıldı. Dünyada Prof. Haberal’a Cengiz Özakıncı: Necdet Pamir: Necef
sağ kalabilmiş tek evladının liseyi terk edip, habersiz Güzel Sanatlar Özbekis- Amerika Ulusal Uğurlu:
Akademisi’ne yazıldığını öğrenen babası yıkıldı. “Resim yapmak onu mutlu
eden tek şeydi” “Türkiye’de resim yapılamaz. Türkiye’de sergi açılmaz. tan’ın En Lozan Enerji Bir
Türkiye’de resim anlaşılmaz” engellerini aşanlardandı. Büyük Antlaşmasını Politikası İnsanlık
Nişanı Verildi Neden Nasıl Skandalı
Prof. Dr.
Sh: 10
Onaylamadı Sh: 40 Olur? Sh: 51 Sh: 68

Yaşar Öztürk:
Haberal’a Cihangir Dumanlı: Tekin
Enver
Bilim Genç Cumhuriyette Özertem:
Ercan
Ödülü Sh: 18 Bağımsız Yargı Eğer... Sh: 13 Sh: 103
“Gökler karışmaz aklın işine!”
-Dante-
Yazar Berk Yüksel, Ana Tanrıça Serisi’nin ikinci romanı olan Karanlığa Abone
Olun
Başkaldırı’da okuyucuyu gizemin derinliklerine sürüklüyor. Martin Luther, Francis
Bacon, Nostradamus, Leonardo Da Vinci, Mediciler, Gül-Haç Kardeşliği, Johann
Valentin Andreae, Paracelsus, Fama Fraternitatis, Dante, Shakespeare, Şövalyeler
derken bu gizemli macera, okuyucunun elinden bırakamayacağı bir tarihi dönem

Bütün Dünya
romanı haline dönüşüyor.
Berk Yüksel’in altıncı kitabı olan bu romanda, aydınlığın karanlığa karşı
verdiği mücadele tarihin bu kesitinde iki ana kahramanın gözünden yansıtılıyor.
“Mücadelen kadar varsın!” diyor yazar. Taassup ve dogmanın ve her devrin

Kapınıza
hegemonlarının ışığı hapsetme, aklı ve bilgiyi sınırlama çabasının prangalarını kıran
ve karanlığa meydan okuyan “Kahramanlar” insanlığa ümit oluyor...

Gelsin
Bütün Dünya tüm okurlarına kaçırılmayacak bir fırsat sunuyor.
Dergisine düzenli olarak ulaşmak isteyen okurlarımız
yenilenen abonelik sistemimizle dergilerine daha kolay ulaşacak.
Bir telefonunuz veya e-posta mesajınızla aboneliğinizi başlatın,
bir yıl boyunca Bütün Dünya’nız her ay kapınıza gelsin.

Öğrencilere Öğrencilerimize yönelik %50 indirimli avantaj kampan-

%
50
yası yeni yılda da devam ediyor. Öğrencilerimiz öğrenci
belgelerinin fotoğrafını ileterek bireysel aboneliklerini
başlatabilir, %50 indirimli dergilerini
bir yıl boyunca her ay düzenli olarak
İndirim alabilirler.

Bütün Dünya Abone Servisi


Tel-WhatsApp: 0541 725 74 11
E-posta: abonebd@gmail.com

B Ü T Ü N K İ TA P Ç I L A R D A
Bütün Dünya
BAfiKENT ÜN‹VERS‹TES‹ KÜLTÜR YAYINI
1 MAYIS 2018

Seçiciler Kurulu:
Baflkent Üniversitesi Prof. Dr. Nevzat Bilgin (An›sal Baflkan)
Ad›na Sahibi: Prof. Dr. Ahmet Mumcu
Prof. Dr. Mehmet Haberal Prof. Dr. Solmaz Do¤anca
Prof. Dr. Sevil Öksüz
Anısal Yönetmen: Prof. Dr. Ender Varinlio¤lu,
Mete Akyol Prof. Dr. Okay Eroskay
Prof. Dr. Fuat Çelebio¤lu,
Yay›n Genel Yönetmeni: Prof. Dr. Sedefhan O¤uz,
Ufuk Akyol Prof. Dr. Levent Peflkircio¤lu,
Kaya Karan, Ayhan Erten, ‹lhan Banguo¤lu,
Görsel Yönetmen Ahmet Aydede, Ertan Karasu, Manuel Bilos
ve Yay›n Genel Yönetmeni
Sürekli Yazarlar:
Yard›mc›s›:
Yahya Aksoy, Yücel Aksoy, A. Erdem Akyüz, Prof. Dr. Kemal Arı,
Turgut Keskin
Sabriye Afl›r, Nuray Bartoschek, Kaya Boztepe, Sedem Demir,
Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü: Dr. Cihangir Dumanlı, Haluk Erdemol, Konur Ertop,
Gülçin Orkut Akyol Gürbüz Evren, Metin Gören, Nilay Karatosun,
Filiz Lelo¤lu Oskay, Cengiz Önal, Cengiz Özak›nc›,
Teknik Yap›m Yönetmeni: Tekin Özertem, Yaflar Öztürk, Necdet Pamir, Zeki Sar›han,
Faruk Güney Sezin San Sungunay, ‹zlen fien Toker,
Melek fiirin Tolga, Necef U¤urlu, Dr. Mehmet Uhri,
Yay›n Dan›flman›:
Mehmet Ünver, Dr. Ö¤üt Yazman, Mustafa Y›ld›z
Yaflar Öztürk

Türk Dili Dan›flman›: Yönetim Merkezi:


10. Sokak No: 45, Bahçelievler, Ankara
Haydar Göfer
Tel: (0312) 212 80 16
E¤itim Dan›flman›: Faks: (0312) 212 31 33
Dr. Fatma Ataman ‹letiflim Adresi:
Burhaniye Mah. Resmi Efendi Sk. No: 46
Düzeltme Sorumlusu: Altunizade, 34662 ‹stanbul
Nükhet Aliciko¤lu Tel: (0216) 422 22 67
Abone Servisi: Abone Servisi:
Hatice Taygan Tel: (0541) 725 74 11
abonebd@gmail.com
Baflkent Üniversitesi’nin bir
Bask›: APA Uniprint Bas›m Sanayi ve Ticaret A.fi.
kültür hizmeti olan Bütün Dünya
Had›mköy, ‹stanbul Cad. Ömerli Mah. No: 159
2000, Baflkent Üniversitesi
Arnavutköy, 34555 ‹stanbul
kurulufllar›ndan
Aküm Reklamc›l›k, Dan›flmanl›k
ve Yay›nc›l›k Ajans› Sanayi ve Da¤›t›m: Yaysat
Ticaret A.fi.’nin 1. Cadde
No: 77, Bahçelievler, Ankara Bas›m Tarihi: 24 / 04 / 2018
adresinde haz›rlanm›flt›r.
www.butundunya.com.tr • butundunya@butundunya.com.tr

1
65 19 Mayıs 1919 Metin Gören
YIL: 20 SAYI: 239 68 Bir İnsanlık Skandalı
Necef Uğurlu
3 Zaman Dr. Ufuk Akyol
75 Menekşe Fedakâr Bir Anaydı
5 Yarbay Mustafa Kemal Mehmet Ünver
Kaya Boztepe
79 Dert Dinlenir Nuray Bartoschek
83 Demokrasi’den Soğuduk mu?
Barbaros Eneç
89 Osmanlı Devleti’nde Hukuk
Av. Burcu Tayanç
95 En Tehlikeli Noktadayız
Sabriye Aşır
101 İnsan Berk Yüksel

10
Prof. Dr. Haberal Özbekistan’da 103 Enver Ercan Yaşar Öztürk
Çocuklardaki İlk Böbrek 108 Muazzez İlmiye Çığ’dan
Nakline Öncülük Yaptı Mektup Var
13 Eğer... Tekin Özertem 111 Boğatepe Köyü ve Atatürk
18 Prof. Dr. Mehmet Haberal’a Devrimleri Ömer Dedeoğlu
Bilim Ödülü 117 Anne Babalığın Temel Taşları
Nilay Karatosun
21 Atatürk ve Dış Ticaret
A. Erdem Akyüz 121 Hıdırellez Metin Turan
25 Genç Cumhuriyette 127 Mutfaktaki Meksika Dalgası
Bağımsız Yargı Reha Tartıcı
Dr. Cihangir Dumanlı 130 Bismarck Erhan Kanyılmaz
28 Hakimiyeti Milliye Yazıları 135 Troia Tulga Albustanlıoğlu
30 CHP’deki Gelişmeler 139 Hallstatt İzlen Şen Toker
Cengiz Önal 143 Bağlanma Kuramı
35 Vehip Paşa Zeki Sarıhan Sedem Demir
39 Müebbet Mahkûmlar 147 Neler Olmuyor ki Dünyada
Mete Akyol Sezin San Sungunay
40 Amerika Lozan Antlaşması’nı
50 Bilginizi Denetleyin
Neden Onaylamadı?
Cengiz Özakıncı 82 Dünyalık
51 Ulusal Enerji Politikası 100 İlk Dersimiz Türkçe
Nasıl Olur? Necdet Pamir 151 Çözümler
56 Tarihi Aydınlatanlar, Tarihi 152 Yarının Büyükleri
Karartanlar Konur Ertop
154 Bulmaca
61 Fransa’nın Anadolu’da
156 Satranç
Yaptığı Katliamları
Gizleme Politikası 158 Bize Gönderilen Kitaplardan
Gürbüz Evren 160 Bir Fotograf Bin Sözcük
2
Metematik BD MAYIS 2018

Dr. Ufuk Akyol

Zaman
Ç ocuğunuzun ilk patiğini sakladınız değil mi?
Yirmi sene sonra sandığın içinde birşeyler ararken karşınıza
çıkıverdiğinde hayretle bakakaldınız. Ne kadar küçükmüş! Özenle
tekrar yerine kaldırdınız. Odadan çıkarken komodinin üzerindeki
bebeklik fotosuna ilişti gözleriniz. O tombul, yumuşacık yanaklardan
şimdi fışkırırcasına çıkan sakallar geldi aklınıza. Ne güzel bir foto.
Bir gülümseme ile çıktınız odadan, ne aradığınızı çoktan unuttunuz.
Sonra belli belirsiz bir hüzün çöktü omuzlarınıza. Biliyorsunuz ki
hepsi zamanla solup yok olacak bu anlarınız, anılarınız.
Ne değerli anılarınız var yaşam boyu biriken.
İlkokula başladığınız gün okul kapısında annenizle çekilmiş
bir foto. O anı ne kadar da net hatırlıyorsunuz. Huysuzlanmış, poz
vermek istememiştiniz babanıza. Ya üniversite mezuniyetiniz?..
Askerlik anılarınız da daha dün gibi aklınızda. İlk işe başladığınız
gün, ilk arabanız, ilk sevgiliniz, daha sonrakiler...
Hepsi, ama hepsi nasıl da değerli.
Böylesi bir değer nasıl olur da yok olur?
Zaman, elindeki palayı nereye vurduğunu önemsemeyen bir
Amazon yerlisinin duyarsızlığıyla, arkadan gelenlere yolu açmak için
herşeyi tüketiyor, yok ediyor.
Ne kadar acımasız, ne kadar merhametsiz bu "zaman".

ufukakyolbd@gmail.com

3
BD NİSAN 2016

ATAT Ü R K ’ Ü N B U G Ü N Ü D E AY D I N L ATA N Ö Z D E Y İ Ş L E R İ

Derleyen: GAZİ GÜDER

Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta ol-


duğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir
hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal
sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.
Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta ol-
duğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir
hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal
sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.
Genç fikirli demek, doğrultuyu gören ve anlayan hakikî fikirli demektir.
Milletin hakîm emelleri, görüş noktası budur. Hepimiz ona uymaya mecbu-
ruz. (1925)
Türk çocuklarında kabiliyet her milletinkinden üstündür. Türk kabiliyet
ve kudretinin tarihteki başarıları meydana çıktıkça, büsbütün Türk çocukla-
rı kendileri için lâzım gelen hamle kaynağını o tarihte bulabileceklerdir. Bu
tarihten Türk çocukları bağımsızlık fikrini kazanacaklar, o büyük başarıları
düşünecekler, harikalar yaratan adamları öğrenecekler, kendilerinin aynı
kandan olduklarını düşünecekler ve bu kabiliyetle kimseye boyun eğmeye-
ceklerdir.
Spor, yalnız beden kabiliyetinin bir üstünlüğü sayılamaz. İdrak ve zekâ,
ahlâk da bu işe yardım eder. Zekâ ve kavrayışı kısa olan kuvvetliler, zekâ ve
kavrayışı yerinde olan daha az kuvvetlilerle başa çıkamazlar. Ben sporcu-
nun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlâklısını severim.


4

Gençliğin Dünyası BD MAYIS 2018

Kaya Boztepe

K A D E R İ N C İ LV E S İ

19. Tümen
Kumandanı
Yarbay
Mustafa
Kemal
K endisini çok iyi yetiştirmişti.
Çok zekiydi. Müthiş bir mate-
matik kafası vardı. Seneler sonra öz
Türkçe olarak dilimize kattığı mate-
matik terimleri henüz çocuk yaşta
onun kafasında oluşmaya başlamıştı.
Meraklıydı. Merak ettiği bir konuyu
tüm detaylarına kadar araştırıp
öğrenmeden huzur bulmazdı. Askeri
okulda herkes yattıktan sonra gizli
gizli battaniyenin altında fener
yakarak kitap okur, bazen okuyarak
sabahlardı. Bilgiye olan açlığını
sadece kitaplarla değil, yabancı
yazarların makaleleri ve basını da
takip ederek bastırmaya çalışırdı.
Felsefeden sanata, tarihten edebiyata
5
BD MAYIS 2018

kadar her konuda çok derin bilgi konuşmadan bir oldu bitti ile
sahibiydi. “Ordular, ilk hede- Osmanlı’yı savaşa sokan Enver
finiz Akdenizdir, ileri” emrini Paşa, en büyük iki destekçisi Talat
vermeden önce yaptığı hazırlık ve Cemal Paşa ile beraber bir hayal
ve uyguladığı taktik dost, düşman aleminde yaşamaktaydılar. Mustafa
herkesin hayranlığını uyandırmıştı. Kemal bu savaşa, savaşın şekline,
“Büyük Zafer” sonrası kendisine zamanına ve Almanların bu derece
“Bu eşi benzeri görülmemiş bir Osmanlı makamlarının içine girerek
taktik, tebrikler” diyenlere “Hayır” söz sahibi olmalarına karşıydı. Bu
demişti. “Hannibal’in Cannes’da konuda fikirlerini açıkça paylaş-
uyguladığı manevranın aynısı”! maktan da çekinmiyordu.
Bu parlak zekâ, bilgi, kültür
ve karizmasıyla birleştiğinde
ortaya çıkan resim her ne kadar
hayranlık uyandırıyorsa, bir o
kadar da korku ve kıskançlık
yaratıyordu. Özellikle de bulun-
dukları makamlara hak etmeden
gelen ittihatçılar onu potansiyel
bir tehlike olarak görmekteydi-
ler. Öyle ya, bu adam bir anda
ayaklarını kaydırabilirdi. Her
ortamda bir yıldız gibi parlayan
ve insanları kolayca etkisi altına
almayı başarabilen bu yakışıklı
“Sarı Kurt”, göz önünde olma-
malıydı.
Bu yüzden de vatana hizmet
için kıvranan Mustafa Kemal’in
kaderinde devamlı sürgünde
olmak vardı. Sofya’ya askeri Enver Paşa
ateşe olarak gönderilmişti. Hayatı
boyunca Mustafa Kemal’i hasım Mustafa Kemal yanlış gördüğü
gören Enver Paşa, 1914 yılında kararları ve itirazlarını üst makam-
Padişah Abdülmecit’in torunu lara bildiriyor, bıkmadan, usanma-
Naciye Sultan ile evlenip saraya dan uyarılarda bulunuyor ancak
damat olduktan sonra haketmediği bu uyarılarına cevap alamıyordu.
makamları üçer, beşer basamak Bir fırsatını bulup da Genelkur-
atlayarak yükselmiş ve henüz 34 may’da yüksek bir makamı işgal
yaşinda saltanatın en kudretli ismi eden sözde dostuna ulaşıp fikirle-
olmuştu. Kimseye danışmadan, rini anlattığı zaman arkadaşı onun
6
BD MAYIS 2018

sözünü kesmiş, “Kemal,


Kemal, bizi rahat bırak”
diye seslenmişti. “Biz öyle
şeyler yapacağız ki sen de
memnun kalacaksın, dünya
da hayretler içinde kalacak”
demişti.
Sarı Kurt acı bir tebes-
süm ile dinlemiş ve “Evet,
çok şeyler yapacaksınız.
Fakat yapacağınız şeyler
korkarım ki memleketi çıkıl-
maz bir girdaba sokmaktan
başka bir şeye yaramayacak-
tır. Eğer ben ve benim gibi düşü- Enver Paşa'nın
nenler o zaman hayatta bulunursak,
sizin bugün söylediklerinizi takdirle
sorumlusu olduğu
anmayacağız. Dilerim ki o zaman Sarıkamış faciası
bizi çıkılmaz zorluklar içinde terk
etmeyesiniz” demişti.
tarihimize bir
Sarı Kurt artık Sofya’da kordip- kara leke olarak
lomat olarak oturup olup biteni kazınmıştır.
salonlardan izleyecek biri değildir.
Israrla görev talep etmektedir. Bu bu macera tarihimize bir kara leke
savaşı o istememiş, karşı çıkmış olarak kazınmıştır. Savaş başladı-
ve uyarılarda bulunmuştur ancak ğında merkezi Erzurum’da bulunan
madem ki savaş çıkmıştır, ona Üçüncü Ordu’nun önlem aldığı
düşen cepheye gidip çarpışmaktır. sınır bölgelerinde hareketlenmeler
Evinden de çıkar, eşyalarını boşaltır, de başlamış ancak kış aylarının
gider sefarete yerleşir. Tayin haberi gelmesiyle beraber bu hareketler
çıkar çikmaz vakit kaybetmeden durulmuş Türk ordusu da sınırın
cepheye koşmak istemektedir. epey gerisinde bulunan Köprüköy’e
İstediği görev gelmezse cepheye bir mevzilenmişti. Sarp kayalar, geçit
er olarak gidip çarpışmayı bile göze vermez dağlardan oluşan bu bölge
almıştır. özellikle de kış aylarında bir tehlike
Bu sıkıntılı bekleyiş sırasında içermemekteydi.
Enver Paşa bir başka hayal uğruna Doğu cephesini teftiş sırasında
Doğu Cephesi’ne gitmiş, başlamış yanında bulunan Alman subayların
olan soğuklara, askerin hazırlık- etkisinde kalarak bir taaruz emri
sız olmasına rağmen zamansız ve veren Enver Paşa’ya başta Üçüncü
lüzumsuz bir maceraya girişmiş, Ordu Kumandanı Hasan İzzet Paşa
7
BD MAYIS 2018

olmak üzere tüm Türk subayları ise kesin bir dille onu uyarmış
karşı gelerek kendisini uyardılar. ve Sarıkamış’a önce kendisinin
Enver Paşa kendisini uyaran ve gireceği emrini vermiştir. Bir hafta
kurmay okulundan kendisinin kadar önce emrine verilen 40.000
hocası olan Hasan İzzet Paşa’yı mevcutlu 10. Kolordu’dan geriye
görevden aldı ve cephe gerisine kalan yorgun, bitkin, aç ve susuz
gönderdi. Hiç bir silahlı mücadele- asker sayısı 1800’dür. Kendi
nin içinde bulunmamış, bir birlik, komuta ettiği 9. Kolordu ise ancak
kolordu veya ordudan vazgeçtik, bir alay büyüklüğündedir ancak
askerlik hayatında henüz bir taburu bütün bu şartlara rağmen Enver’in
bile yönetmemiş, bu konuda hiç bir kafasında Beyaz atı ile Sarıkamış’a
bilgi, beceri ve tecrübesi olmadan girmek vardır. Emir verir. “Derhal
saray salonlarında göğsünü nişan- taaruz’a geçilecek!”
larla doldurmuş olan Enver Paşa
bir Napolyon edasıyla gülümsedi.
Cehaletin verdiği güç ve egosunun
etkisiyle emri yineledi, “Taaruz
S arıkamış çukuru önlerinde
Rus çevirmesinden son anda
kurtulan Enver Paşa geriye kaçarken
edilecek.” İşte bu emir ile beraber İsmail Hakkı Paşa etrafına bakar
Sarıkamış faciası başlamış, koskoca ve 40.000 kişi başladığı yürüyüşten
bir ordu adeta son neferine kadar geri kalan 80 kişiyi görünce diz
eriyerek, çoğu asker bir fişek bile çöker ve hıçkırarak ağlamaya başlar
sıkamadan donarak can vermiş, ve haykırır, “Her şey bitti!”
şehit olmuştur. Bütün bunlar olurken Mustafa
Ayağında çarığı bile olmayan Kemal’e nihayet görev emri çıkmış-
askerler vardır. Yazlık üniformalar, tır. Bu üzücü olaylardan hemen
araçsız, gereçsiz, iaşesiz, hazırlıksız sonra görev kağıdını alıp uçarcasına
gençleri sınıra 40 kilometre mesa- İstanbul’a gelen Mustafa Kemal
fede Sarıkamış mevzisine süren Enver Paşa’yı beklemektedir.
Enver Paşa hatasını görmüyor, görse Enver Paşa bütün basını durdurur
de kabul etmiyordu. Arada sıkışan, ve Sarıkamış hakkında tek kelime
birbirleriyle bağlantılarını kaybe- yazılmamasını emreder. Sivas’tan
den, aç, susuz, bitkin kalıp süratle haber gönderir. Sarıkamış konu-
erimeye başlayan asker, eksi 30 sunda tüm açıklamaları sadece ve
derecede, inanılmaz bir kar fırtınası, sadece kendisi yapacaktır. Basın’ın
ve tipi altında ezilmekteydiler. büyük bir bölümü zaten iktidarda
Gençliğinden arkadaşı olan ve güçlü olan Enver Paşa’yı ya
aynı zamanda kendisi de hanedan desteklemekte ya da korkularından
damadı olan Hafız İsmail Hakkı eleştirme cesaretini gösterememek-
Paşa 10. Kolordu’nun başında biraz tedir. Mustafa Kemal de İstanbul’da
daha kendi başına buyruk olarak onunla konuşmayı beklemektedir.
sol mevzide açılmıştır. Enver Paşa Enver Paşa gelir ve ağzından ilk
8
BD MAYIS 2018

dökülen cümle şöyledir. Paşa’nın emrinde yeni kurulacak


“Düşmana büyük bir darbe bir tümene atamışlardır. Yoldan ve
indirdik!” ayakaltından uzak, önemsiz, kıyıda
Alman işbirliği ile Enver Paşa bir iş.
diktatörlüğünün Türk milletine Tarihin bir cilvesidir bu.
ikinci hediyesi bu olmuştur. Hiç itiraz etmeden göreve koşup
Tekirdağ’da fırkasının kuruluşunu

M ustafa Kemal Enver Paşa’yı


beklerken yeni atanmış
olduğu 19. Tümen Kumandanlığını
tamamlayan Mustafa Kemal Tümen
Karagâhını da Gelibolu yarımada-
sından Maydos’a taşır. Anlamıştır
herkese sormuş fakat kimseden bir ki düşman gelecektir. Avucunun içi
cevap alamamıştır. Ortada böyle bir gibi bildiği bu bölgede düşmanın
tümen yoktur, varsa da kimsenin nereden geçeceğini kestirmekle
haberi yoktur. Hikayenin gerisini meşgûldür aklı.
tam bir şaşkınlık yaşayan Mustafa
Kemal’den dinleyelim.
“Enver Paşa geldi. Zayıf
düşmüş, rengi solmuş bir halde idi.
Söze ben başladım.
‘Biraz yoruldunuz!’
‘Yok o kadar değil.’
‘Ne oldu?’
‘Çarpıştık, o kadar.’
‘Şimdiki vaziyet nedir?’
‘Çok iyidir.’ Mustafa Kemal Çanakkale'de
Enver’i daha fazla üzmek iste-
medim. Sözü kendi işime getirdim. Buğulu çakmak gözlerini ileriye
‘Teşekkür ederim, numarası 19 dikmiş bakmaktadır. Kanlı çarpış-
olan bir tümene beni kumandan maların, arası 5 metre olan cephe-
tayin buyurmuşsunuz. Bu tümen lerin, havada çarpışan kurşunların
nerdedir, hangi kolordu ve ordunun hikayelerinin yazıldığı Çanakkale,
emrinde bulunmaktadır?” Mustafa Kemal’i beklemektedir.
“Haa” der Enver Paşa. “Bunu Hezimete giden harekâtı kendi
genelkurmayla görüşürseniz daha insiyatifi ile ele alıp bir imkânsızı
kesin bilgi alabilirsiniz.” gerçekleştiren, adının bir efsane
Sonradan anlaşılır ki ortada komutan olarak tarihe geçme-
henüz böyle bir tümen bile yoktur. sini sağlayacak olan 19. Tümen
Mustafa Kemal’den kurtulup Kumandanı Yarbay Mustafa Kemal,
“Görev istedin biz de verdik” “Çanakkale Geçilmez” destanını
dercesine onu sonradan ismini çok yazmak üzere harekete geçer. •
duyacağımız Liman Von Sanders kayaboztepebd@gmail.com
9
BD MAYIS 2018

Prof. Dr. Haberal


Özbekistan’da
Çocuklardaki
İlk Böbrek Nakline
Öncülük Yaptı

2014 yılında Kazakistan’da çocuklarda ilk karaciğer


naklini gerçekleştiren Başkent Üniversitesi Kurucusu ve
Dünya Organ Nakli Derneği’nin Seçilmiş Başkanı Prof.
Dr. Mehmet Haberal, geçtiğimiz ay da Özbekistan’da
çocuklardaki ilk böbrek nakline öncülük yaptı.

H aberal ve beraberindeki
Başkent Üniversitesi ekibi,
Özbekistan’da üç başarılı böbrek
ve Dünya Organ Nakli Derneği’nin
Seçilmiş Başkanı Prof. Dr. Mehmet
Haberal, Özbekistan tıp tarihinde
nakli gerçekleştirdi. bir ilki gerçekleştirdi ve Özbekis-
Başkent Üniversitesi Kurucusu tan’da çocuklardaki ilk böbrek
10
BD MAYIS 2018

nakline öncülük yaptı. Türk dünyası başkenti Taşkent’e gitti. Başbakan


ülkelerine eğitim ve sağlık alanla- Yardımcısı Kahraman Akmalov
rında bilimsel katkılarda bulunmaya ve Özbekistan Sağlık Bakanlığı
devam eden Prof. Dr. Haberal, bu Müsteşarı ve Acil Tıp Hastanesi'nin
kez ekibiyle birlikte Özbekistan’ın Yönetmeni Prof. Dr. Abdülhakim
başkenti Taşkent’te çocuklarda ilk Khadjibaev tarafından karşılanan
böbrek naklini gerçekleştirdi. Prof. Dr. Mehmet Haberal, hemen
Acil Tıp Hastanesi'nde ilk operas-
ÜÇ BAŞARILI BÖBREK yonu başlattı.
NAKLİ YAPILDI Prof. Dr. Haberal ve beraberin-
Şubat ayında Özbekistan deki Başkent Üniversitesi hekimleri,
Sağlık Bakanlığı Müsteşarı
Abdülhakim Khadjibaev
ve beraberindeki hekimler,
Ankara’da Prof. Dr. Mehmet
Haberal’ın konuğu olmuş ve
Başkent Üniversitesi’nde bir
ay boyunca transplantasyon
eğitimi görmüştü. Özbekis-
tan heyeti bu ziyaretlerinde,
Özbekistan’daki ilk organ
nakline Prof. Dr. Haberal’ın
öncülük etmesini istemiş- Prof. Haberal’a Özbekistan’ın en büyük nişanı olan
lerdi. Heyetin bu daveti Sultan Nişanı, kılıcı ve giysileri takdim edildi. Ayrıca
üzerine Prof. Dr. Haberal Sağlık Bakanlığı Acil Tıp Merkezinin fahri profesör-
geçtiğimiz ay Özbekistan’ın lük diploması ve madalyası da sunuldu.

Yurtdışında Türkiye’yi en üst düzeyde gururla temsil eden Prof. Dr. Mehmet Haberal,
Türk kökenli devletlere destek vererek, Atatürk’ün manevi mirasına sahip çıktığını bir
kez daha gösterdi. Türkiye’nin bilim ihraç eden ülke konumunda olduğunu vurgulayan
Haberal, Türk dünyası ülkelerine özellikle eğitim ve sağlık alanında destek vermeye
devam edeceklerini söyledi.
11
BD MAYIS 2018

teşekkürlerini sundular.
Haberal, başarılı geçen
nakillerin ardından merke-
zin anı defterini de imzaladı
ve Özbek meslektaşlarına
başarılar diledi. Özbekis-
tan basınının da büyük ilgi
gösterdiği Prof. Dr. Habe-
ral, basın mensuplarına
röportaj verdi.
Başbakan Yardımcısı
Kahraman Akmalov ve
Özbekistan Sağlık Bakan-
lığı Müsteşarı Prof. Dr.
Başbakan Yardımcısı Kahraman Akmalov, Haberal’a Abdülhakim Khadjibaev,
desteğinden dolayı teşekkür ederek Özbekistan’ı Başbakanlık binasında
simgeleyen bir hediye takdim etti. konuk ettikleri Prof. Dr.
biri çocuk, ikisi yetişkin olmak Haberal’a desteğinden dolayı
üzere üç canlıdan böbrek nakliyle teşekkür ettiler. Prof. Dr. Mehmet
Özbekistan’da da yeniden yaşam Haberal’ın onuruna düzenlenen
yolculuğunun mimarı oldular. yemekte de Haberal’a Özbekistan’ın
Haberal, iki günde yapılan üç en büyük nişanı olan Sultan Nişanı,
başarılı böbrek nakli ameliyatının kılıcı ve giysileri takdim edildi.
ardından hastaları da ziyaret etti. Haberal’a, Sağlık Bakanlığı Acil
Sağlık durumları iyi olan hastaların Tıp Merkezinin fahri profesörlük
aileleri, Prof. Dr. Haberal ve ekibine diploması ve madalyası da sunuldu.•

Prof. Dr.
Haberal ve ekibi
Acil Tıp Hastanesi
yöneticileri ve
doktorlarıyla
birlikte

12
Kültür ve Sanat Dünyasından BD MAYIS 2018

Tekin Özertem

Eğer...
Sihirli bir sözcüktür “eğer”. Neden mi? Düşünmeye yöneltir
bireyleri de ondan. Sihir gücünün ortaya çıkması, çıkabil-
mesi için de öncelikle birey olabilmek gerekir. Birey olmak,
kendine özgü nitelikleri yitirmeden var olabilmek demektir.
İ nsanı insan yapan, diğer canlılar-
dan ayıran, farklılaştıran özelliği
düşünme yeteneğidir. Düşünmeyen,
varmak amacıyla bilgileri ince-
lemek, karşılaştırmak ve aradaki
ilgilerden yararlanarak düşünce
düşünme yeteneğini yitiren insan- üretmek, zihinsel yetiler oluştur-
ları birey olarak tanımlamak da bu mak, muhakeme etmek, zihniyle
yüzden mümkün değil. arayıp bulmak, bir şeye karşı ilgili
Düşünmek: Aklından geçirmek, ve titiz davranmak, akıl etmek, ne
göz önüne getirmek; bir sonuca olabileceğini önceden kestirmek,
13
BD MAYIS 2018

tasalanmak, kaygılanmak, farz nitelenir oldu.


etmek demek. 19 Mayıs 1919’da Mustafa
Mustafa Kemal’in 19 Mayıs Kemal’in önderliğinde başlayan
1919 günü Samsun’a ayak basıp Anadolu Direnişi’nin anlamını
Anadolu Direnişi’ni örgütlemeye ve değerini kavrayabilmek için o
koyuluşunun doksan dokuzuncu yılı günlerde olup bitenleri akıldan
bu yıl. Ne yazık ki ulusça özünü, geçirmek, göz önüne getirmek;
anlamını gereğince kavrayamadık bilgileri incelemek, karşılaştır-
Anadolu Direnişi’nin. Eğer bu dire- mak ve muhakeme etmek gerek.
niş başarıya ulaşmamış olmasaydı I. Dünya Savaşı sonunda Osmanlı
Devleti’nin müttefik-
leri Almanya, Avus-
turya-Macaristan ve
Bulgaristan, savaşı
sürdüremeyeceklerini
anlayınca birer ikişer
ateşkes antlaşmaları
imzalayarak savaştan
çekilmiş; Osmanlı
Devleti de 30 Ekim
1918 günü Mondros
Ateşkes Antlaşması’nı
kabul etmek zorunda
Atatürk CHP'nin II. Kurultayında kalmıştı. 10 Ağustos
6 gün boyunca Nutuk'u okudu 1920 tarihinde Osmanlı
Saltanat Şurası'nda
diye gereğince düşünemedik. Sanat incelendikten (!) sonra onayla-
da gereğince yerine getiremedi nan Sevr Antlaşması sonucunda
bu anlamda toplumsal ve kültürel da Rumeli ve Anadolu İngiltere,
işlevini. Ne yeterince roman, öykü, Fransa, İtalya, Yunanistan, Erme-
şiir, oyun yazılabildi hamasetten nistan arasında paylaşılmaya terk
uzak, ne de film yapılabildi. Özgür edilmişti.
düşünceye ket vurarak, çağdaşlaş-
maktan korka korka başardık bu
işi “Bir Türk dünyaya bedeldir.”
safsatasına sığınıp, “Kol kırılır yen
M ondros Ateşkeş Antlaşma-
sı’nın imzalanmasından yüz
altmış gün sonra Samsun’a ayak
içinde kalır.” diye diye... Sonunda basan Mustafa Kemal, Cumhuri-
kılırıp yen içinde kalan kol kangren, yet Halk Partisi'nin 15-20 Ekim
direnişin iki değerli komutanı, laik 1927 tarihleri arasında Ankara’da
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu toplanan II. Kurultayında altı gün
önderleri de “iki ayyaş” denilerek boyunca okuduğu Nutuk’da o
14
BD MAYIS 2018

günleri bakın nasıl anlatmış: bir duruma boyun eğmiş.


“1919 yılı Mayısının 19'uncu Ordunun elinden silahları ve
günü Samsun'a çıktım. Genel durum cephanesi alınmış ve alınmakta.
ve görünüş: İtilâf devletleri, ateşkes
Osmanlı Devleti'nin içinde anlaşması hükümlerine uymayı
bulunduğu topluluk, Genel Savaşta gerekli görmüyorlar. Birer uydurma
(Birinci Dünya Savaşında) yenil- nedenle, İtilâf donanmaları ve
miş, Osmanlı ordusu her yanda askerleri İstanbul'da. Adana ili
zedelenmiş, koşulları ağır bir Fransızlar; Urfa, Maraş, Antep
ateşkes anlaşması (mütarekename) İngilizlerce işgal edilmiş. Antalya
imzalanmış. Büyük Savaşın uzun ile Konya'da İtalyan birlikleri,
yılları boyunca, ulus, yorgun ve Merzifon'la Samsun'da İngiliz asker-
yoksul bir durumda. Ulusu ve ülkeyi leri bulunuyor. Her yanda yabancı
Genel Savaşa sürükleyenler, kendi devletlerin subay ve görevlileri ve
yaşamlarının kaygısına düşerek, özel adamları çalışmakta. Daha
yurttan kaçmışlar. Padişah ve Halife sonra, sözümüze başlangıç olarak
olan (Saltanat ve halifelik katında aldığımız tarihten dört gün önce, 15
oturan) Vahdettin, soysuzlaşmış, Mayıs 1919'da İtilâf Devletlerinin
kendini ve yalnız tahtını koruyabi- uygun bulmasıyla Yunan ordusu
leceğini umduğu alçakça önlemler İzmir'e çıkarılıyor.
araştırmakta. Damat Ferit Paşa'nın Bundan başka, yurdun dört bir
başkanlığındaki hükümet, güçsüz, bucağında Hıristiyan azınlıklar,
onursuz, korkak, yalnız padişahın gizli, açık, özel istek ve amaçları-
isteklerine uymuş, onunla birlikte nın elde edilmesine, devletin bir an
kendilerini koruyabilecek herhangi önce çökmesine çaba harcıyorlar.

Sevr şartlarına göre Osmanlı İmparatorluğu (1920)


15
BD MAYIS 2018

Sonradan elde edilen güvenilir sindirip padişahın himayesine


bilgi ve belgeler, İstanbul Rum sığınsaydı da Anadolu Direnişi’ne
Patrikliğinde kurulan Mavri Mira öncülük etmeseydi; Anadolu ve
Kurulu'nun (belge: l) illerde çeteler Rumeli’nin bu boyunduruğu kabul
kurmak ve yönetmekle, gösteri etmeyen insanları -ki kabul eden-
toplantıları ve propagandalar lerin, Anadolu Direnişine savaşa-
yaptırmakla uğraştığını doğruladı. rak karşı çıkanların sayısı hiç de
Yunan Kızılhaçı, Resmi Göçmenler küçümsenecek gibi değil- Mustafa
Komisyonu, Mavri Mira Kuru- Kemal ve arkadaşlarının yanında
lu'nun çalışmalarını kolaylaştırmaya saf tutmayıp da direniş başarıya
yardım ediyor. Mavri Mira Kuru- ulaşamasaydı…
Eğer, Halide Edip
Adıvar ve kimilerinin
Eğer, Milliyetçi, Halkçı, Devletçi, savunduğu Morison
Laik ve Devrimci Cumhuriyet firmasının destekle-
diği Amerika Birleşik
kurulamasaydı... Devletleri Mandası ya
da İngiliz Muhibleri/
Eğer, Cumhuriyet Devrimleri Dostları Cemiyeti’nin
gerçekleşmemiş olsaydı... başta Sultan Vahdettin
olmak üzere üyeleri
tarafından arzulanan
Ne olurdu, bir düşünelim. İngiliz Mandası kabul
edilmiş olsaydı…
lu'nca yönetilen Rum okullarının Eğer, günümüzde kimileri-
izci örgütleri, yirmi yaşını aşmış nin gözdesi, başından fesi eksik
gençleri de içine alarak her yerde etmeyen zatın büyük bir iştahla
geliştiriliyor. dile getirdiği gibi işgaller hep
Ermeni Patriği Zaven Efendi sürseydi…
de, Mavri Mira Kurulu ile düşünce Eğer, Milliyetçi, Halkçı,
birliği içinde çalışıyor. Ermeni Devletçi, Laik ve Devrimci Cumhu-
hazırlığı da tam olarak Rum hazır- riyet kurulamasaydı…
lığı gibi ilerliyor. Eğer, Cumhuriyet Devrimleri
Trabzon, Samsun ve bütün gerçekleşmemiş olsaydı…
Karadeniz kıyılarında kurulan ve Ne olurdu, bir düşünelim.
İstanbul'daki merkeze bağlı Pontus Bitmedi.
Cemiyeti kolaylıkla ve başarıyla Düşünmemiz, hem de iyi düşün-
çalışıyor…” memiz gereken bir şey daha var:
Şimdi kendi kendimize soralım: Ne oldu, nasıl oldu da kanla
Eğer, Mustafa Kemal, “adam irfanla[1] kurulan Türkiye Cumhu-
sen de” diyerek bu durumu içine riyeti’mizi “Muassır medeniyetler
16
BD MAYIS 2018

seviyesine” ulaştıramadığımız.”
Bunu yapabilmek için üşenme-
den, sıkılmadan yakın geçmişimi-
zin tarihini öğrenmek ve Nutuk’u
okumak gerek. Bu da öncelikle
gelecekte olacakları sezmiş olan
Atatürk’ün Cumhuriyeti emanet
ettiği gençlere düşüyor:

“Ey Türk Gençliği!


Birinci vazifen, Türk istiklâ-
lini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet
muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin
yegâne temeli budur. Bu temel
senin en kıymetli hazinendir.
İstikbalde dahi seni bu hazineden
mahrum etmek isteyecek, dahili
ve harici bedhahların olacaktır.
Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti
müdafaa mecburiyetine düşer-
sen, vazifeye atılmak için, içinde
bulunacağın vaziyetin imkân ve
şeraitini düşünmeyeceksin! Bu
imkân ve şerait, çok namüsait bir
mahiyette tezahür edebilir. İstik-
lâl ve cumhuriyetine kasdedecek emelleriyle tevhit edebilirler. Millet,
düşmanlar, bütün dünyada emsali fakr-ü zaruret içinde harap ve
görülmemiş bir galibiyetin mümes- bitap düşmüş olabilir.
sili olabilirler. Cebren ve hile ile Ey Türk istikbalinin evladı!
aziz vatanın kaleleri zaptedilmiş, İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi
bütün tersanelerine girilmiş, bütün vazifen, Türk İstiklâl ve Cumhu-
orduları dağıtılmış ve memleke- riyeti'ni kurtarmaktır! Muhtaç
tin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olduğun kudret, damarlarındaki
olabilir. Bütün bu şeraitten daha asil kanda mevcuttur!”
elim ve daha vahim olmak üzere, Mustafa Kemal, 20 Ekim 1927
memleketin dahilinde, iktidara 19 Mayıs Atatürk’ü Anma,
sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve Gençlik ve Spor Bayramımız Kutlu
hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Olsun. •
tekinozertembd@gmail.com
Hatta bu iktidar sahipleri şahsi
1. Bilme, anlama, sezme.
menfaatlerini, müstevlilerin siyasi Gerçeğe ulaştırıcı güçlü seziş.
17
BD MAYIS 2018

Prof. Dr.
Mehmet Haberal’a
Bilim Ödülü
Başkent Üniversitesi Kurucusu ve Dünya Organ Nakli
Derneği’nin seçilmiş Başkanı Prof. Dr. Mehmet Haberal’a,
öncü nitelikteki uluslararası bilimsel çalışmalarından
dolayı Batı Karadeniz Sanayici ve İş İnsanları Dernekleri
Federasyonu (BAKZİFED) tarafından bilim ödülü verildi.
“Türkiye’nin Değerleri Ödül-
lendiriliyor” sloganıyla Batı
Hukuk ve Spor Ödülleri” sahiple-
rine takdim edildi. Safranbolu’da
Karadeniz Sanayici ve İş İnsanları gerçekleştirilen törene eski Devlet
Dernekleri Federasyonu tarafından Bakanı Önay Alpago, Başkent
düzenlenen “BAKZİFED Ulusal Üniversitesi Kurucusu ve Dünya
Bilim, Ekonomi, Girişim, AR-GE, Organ Nakli Derneği’nin seçilmiş
Tasarım, Medya, Yerel Yönetim, Başkanı Prof. Dr. Mehmet Haberal,
Çevre, Kültür, Sanat, Edebiyat, eski CHP Milletvekili Prof. Dr.
18
BD MAYIS 2018

Süheyl Batum,
Yenimahalle
Belediye Başkanı
Fethi Yaşar, eski
TBMM Başkan
Yardımcılarından
Yılmaz Ateş,
eski Safranbolu
Belediye Başkanı
Kızıltan Uluka-
vak, Anadolu
Organize Sanayi Ödül töreni öncesinde Batı Karadeniz Sanayici ve İşinsanları
Bölgesi (AOSB) Dernekleri Federasyonu'nun genel merkezi açılışına da katılan Prof.
Başkanı Hüseyin Dr. Mehmet Haberal başta eğitim olmak üzere bölge ile ilgili konu-
Kutsi Tuncay, larda görüş alışverişinde bulundu. (Soldan) Eski Devlet Bakanı Önay
en iyi program Alpago, BAKZİFED Yönetim Kurulu Başkanı Bahri Küpeli, Yenimahalle
yapımcısı ve Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Prof. Dr. Mehmet Haberal ve Çevre ve
sunucusu ödülü Şehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan.
alan Gazeteci İsmail Küçükkaya ve önemini anlattı. Zonguldak Mehmet
çok sayıda tanınmış isim katıldı. Çelikel Lisesi’nin, ünlü ve Türki-
Safranbolu’nun UNESCO Dünya ye’ye yararlı insanlar yetiştiren bir
Mirası Listesine alınmasında çok eğitim kurumu olduğunu vurgu-
büyük katkıları bulunan Kızıltan layan Kızıltan Ulukavak, salonda
Ulukavak törende yaptığı konuş- ödül almak için bulunan Prof. Dr.
mada, Zonguldak Mehmet Çeli- Mehmet Haberal ve Fikret Gökçe’yi
kel Lisesi yıllarını ve bu lisenin örnek gösterdi.
BAKZİFED Yönetim Kurulu
Başkanı Bahri Küpeli ise BAKZİ-
FED Ödülleri’nin pek çok açıdan
önemsenmesi gereken özellikler
taşıdığını belirterek, “Bizleri buluş-
turan bu ödül töreni, demokrasi ve
özgürlükler, insan hakları ve emek,
medya ve sivil toplum kuruluş-
ları, kültür ve sanat adına büyük
sıkıntıların yaşandığı bir dönemde
geleceğe dönük umutları arttıran bir
iklime sahiptir.” dedi.
Yenimahalle Belediye Başkanı
Fethi Yaşar, Prof. Dr. Mehmet
Kızıltan Ulukavak, Prof. Dr. Mehmet Haberal Haberal, Prof. Dr. Metin Feyzioğlu
19
BD MAYIS 2018

yıllarıydı, yeni milletvekili olmu-


şum. Sekreterim, ‘sizi Prof. Mehmet
Haberal arıyor’ dedi. Buyurun
hocam dedim. O da, tebrik ettikten
sonra, ‘Olumsuz duyguları anla-
tırken cömert, olumlu duyguları
anlatırken ketumuz’ dedi. Bu sözler
beni çok etkiledi, hayatımda dönüm
noktasıdır. Bu ülkede üretene sevgi,
saygı destek gerekiyor.”
Prof. Haberal:
HABERAL: BİRBİRİMİZE
“Bu ülkeyi İNANIR VE GÜVENİRSEK
bize emanet HER ŞEYİ BAŞARABİLİRİZ
“Bilim Ödülü”ne layık görül-
ettiler. Birinci düğü ödül töreninde kürsüye gelen
görevimiz bu dünyaca ünlü bilim insanı Prof. Dr.
Mehmet Haberal ise, salondakileri
emanete, Türkiye selamladıktan sonra Büyük Önder
Cumhuriyeti’ne Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün
gösterdiği hedeflere dikkat çekti ve
sahip çıkmaktır.” bu yöndeki eserlere talip olduklarını
gibi isimlerin ödül almasının, Önay söyledi. Yaşamının dönüm noktası
Alpago gibi bir ismin Seçici Kurul olarak gördüğü süreçleri anlatan
Başkanı olmasının önem ve anlamı- Prof. Haberal, fırıncılık yaptığı
nın bulunduğunu belirten Küpeli, günlere, odun ışığıyla ders çalıştığı
herkesi çağdaş, demokratik, laik, dönemlere vurgu yaptı. Ardından
sosyal, hukuk devleti olan Türkiye Türkiye ve dünya çapında imza
Cumhuriyeti’ne sahip çıkmaya attığı başarıları dile getiren Prof.
çağırdı. Törende, Yenimahalle Bele- Dr. Mehmet Haberal, “Ne mutlu ki
diye Başkanı Fethi Yaşar, Yenima- ülkemiz var.” dedi. Tüm şehitleri-
halle’ye değer katan örnek projeleri mize rahmet dileyen Prof. Haberal,
nedeniyle Yılın En Başarılı Yerel “Bu ülkeyi bize emanet ettiler.
Yöneticisi ödülünü aldığı törende Birinci görevimiz bu emanete,
birlik, beraberlik mesajı verdi. Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip
çıkmaktır.” diye konuştu. Şehitle-

T BMM Eski Başkan Yardım-


cılarından Yılmaz Ateş, hem
ödül takdim ettiği hem de konuşma
rimize vefa borcumuzu ödemezsek
sefa süremeyeceğimizi vurgulayan
Prof. Haberal, “Birbirimize inanır-
yaptığı törende, bir anısını anla- sak, güvenirsek her şeyi başarabili-
tırken şunları söyledi: “1997-98 riz.” dedi. •
20
Bilmek Gerek BD MAYIS 2018

A. Erdem Akyüz

Atatürk
ve
Dış Ticaret
D ış ticaret; ülkeler arasında
yapılan mal ve hizmet alım-sa-
tım işlemleri olup, geneli itibariyle
rolü vardır ve bir ülkenin ekonomik
ve hatta siyasi büyüklüğü; dışardan
aldığı mallarla değil, kendi ürettiği
ithalat ve ihracat’tan oluşur. ve dışarıya sattığı mallarla ölçülür.
Bilindiği üzere bir ülkenin, 24 Ocak 1980 ve takip eden dönem-
başka bir ülkeden her türlü ürün lerde tüm hükümet programlarında
almasına ithalat yani “dış alım” “Türkiye ihracata dayalı kalkınma
denir. Bir ülkede üretilen her türlü modelini seçmiştir” doğrultusunda
ürünün, diğer ülkelere döviz karşı- ifadeler yer almaktadır.
lığı satılması ise ihracat’ yani “dış Büyük bir asker ve büyük bir
satım” olarak ifade edilmektedir. devlet adamı olan Atatürk, bu
Ülkelerin ekonomik kalkınma- gerçeği görmüş, ekonomisi sağlam
sında, dış ticaretin çok önemli bir temellere oturmayan ülkelerin tam
21
BD MAYIS 2018

Atatürk 15 yılda yerli ve tam bağımsız bir ekonomi kurmayı başarmıştı.


bağımsız olamayacağı gerçeğini dile bağımsızlığa sahip olmak şarttır.
getirerek, öncülük ettiği ekonomik Maliyesi bağımsızlıktan yoksun bir
hamlelerle Türkiye ekonomisinin devletin, diğer organları da bağım-
sağlam temeller üzerine oturmasına sız olamaz" demiştir.
öncülük etmiştir. Daha Cumhuriyetin ilanından
Bir asker olarak gösterdiği deha önce 17 Şubat 1923 tarihinde topla-
ve uzmanlığı ile göz kamaştıran dığı İzmir İktisat Kongresinin açılış
Mustafa Kemal asıl büyük başarıyı konuşmasında: “Efendiler, Türk
sivil ve devrimci bir devlet adamı tarihi incelendiğinde, bütün yükseliş
olarak göstermiştir. Türkiye’nin ve çöküş nedenlerinin iktisat sorun-
gelişmiş batı dünyası ile açılmış larından başka bir şey olmadığı
mesafesini kapatarak çağdaş bir görülecektir. Siyasî ve askerî
ülke olması için vizyoncu bir zaferler ne kadar büyük olursa
devrimci olarak kısa sürede aldığı olsunlar iktisadî zaferle taçlandı-
kararlar ve çizdiği rota ile Türki- rılmazlarsa meydana gelen zaferler
ye’yi aydınlık geleceklere hazırla- kalıcı olamaz, az zamanda söner-
mıştır. Yaptıkları ile tüm dünyanın ler. Bu bakımdan, en kuvvetli ve
haklı takdirini kazanmıştır.1 parlak zaferlerimizin sağlayabildiği
kazançlarımızın kalıcı olması için;

M ustafa Kemal, 1 Mart 1922


tarihinde TBMM’nde yaptığı
konuşmada "Bugünkü savaşı-
ekonomimizin kuvvetlendirilmesi ve
ekonomik egemenliğimizin sağlan-
ması gerekir.” diyerek ekonominin
mızın hedefi, tam bağımsızlıktır. gücünü ve ihracatın önemini açık ve
Tam bağımsızlık için, ekonomik net bir şekilde ortaya koymuştur.
22
BD MAYIS 2018

Ekonomiye ve özellikle ihracata Ticaret Odası’nın Incoterms’ü


önem veren bu ekonomik görüşün diye bir şeyin akılların ucundan
temeli, çok daha önceki tarihde, bile geçmediği, o sıkıntılı ortamda,
BMM.nin kuruluşundan 17 gün Milli Mücadele’nin en hararetli ve
sonra 10 Mayıs 1336 (1920) tari- hareketli günlerinde ihracatın ve
hinde alınan 4 sayılı İcra Vekilleri ihracatın serbestisinin düşünülmesi
Heyeti (Bakanlar ve bu konuda
Kurulu Kararı) Türkiye 1930'dan bir kararname
atılmıştı. çıkarılmasının son
Altında BMM itibaren tam on derece önemli bir
Reisi Mustafa altı yıl boyunca, mesleki not olarak
Kemal ile diğer kaydedilmesinde
vekillerin imzası dış ticaret fayda bulunmak-
bulunan İhra- fazlası vermiş tadır.2
catın Serbestisi İhracata büyük
Hakkında Karar- ve bugün dahi önem veren
name adını taşıyan gıpta edilecek bir Türkiye 1930
düzenleme ile ile 1947 yılları
“İhracatın bila rekor kırmıştır. arasında (tek bir
kaydü şart serbestisi ve Heyeti İcra- yıl hariç) tam on altı yıl boyunca,
iyeden maada hiçbir makamın bu dışardan aldığı mallardan yani itha-
serbestiyi ihlal ve takyide selahiyet- lattan daha fazla mal ve ürün sata-
tar olamayacağı takarrür etmiştir.” rak yani ihracat yaparak, dış ticaret
denilerek, ticaret ve ihracat yasal fazlası vermiş ve bugünün gelişmiş
güvence altına alınmıştı. dış ticaret dünyasında dahi gıptayla
Dış ticaret bağlamında, Dünya bakılması ve değerlendirilmesi
Ticaret Örgütü’nün
(WTO) olmadığı,
uluslararası ticareti
düzenleyen genel
kabul görmüş evren-
sel kuralların bulun-
madığı, Dünya Tica-
ret Merkezi (ITC) Tip
Sözleşmeleri diye bir
olgunun var olma-
dığı; Uluslararası
Cumhurbaşkanı Atatürk
Bursa Merinos Fabrikası
tesislerini gezerken
(2 Şubat 1938)
23
BD MAYIS 2018

doğal bir şey olamaz. Ancak


böyle hayati bir mücadele
esnasında başta Gazi Mustafa
Kemal Atatürk olmak üzere,
tüm TBMM üyeleri ile
birlikte ordu komutanlarının
ihracata vermiş oldukları
önem ve değer her türlü
takdirin üstündedir.3

B aşta da ifade ettiğimiz


üzere; büyük bir asker ve
büyük bir devlet adamı olan
Atatürk, öncülük ettiği ekono-
mik hamlelerle ve ihracata
verdiği önem ile bu alanda da
ülkesine hizmet etmiştir. Her
alanda olduğu kadar ekono-
Atatürk, Yerli Mallar sergisini gezerken mik bağımsızlığın da gerekli oldu-
(10 Kasım 1934) ğunu “Tam bağımsızlık denildiği
zaman, elbette siyasi, malî, iktisadî,
Atatürk: Tam adlî, askerî, kültürel ve benzeri her
bağımsızlık hususta tam bağımsızlık ve tam
serbestlik demektir. Bu saydıkları-
elbette siyasi, mın herhangi birinde bağımsızlıktan
malî, iktisadî, adlî, mahrumiyet, millet ve memleketin
gerçek mânasiyle bütün bağımsızlı-
askerî, kültürel ğından mahrumiyeti demektir. Biz,
ve benzeri her bunu temin etmeden barış ve sükûna
erişeceğimiz inancında değiliz.”
hususta tam sözleri ile ifade etmiştir.4
bağımsızlık ve Her konuda olduğu gibi; Türk
Dış Ticareti’de de Atatürk zama-
tam serbestlik nında altın çağını yaşamıştır.
demektir. erdemakyuzbd@gmail.com
gereken bir rekor kırmıştır. Kaynakça:
Milli Mücadele döneminde, bir 1- Ertuğrul ÖNEN, Türk Dış Ticaret Vakfı Başkanı,
Vakfın yayınladığı Made in Turkey İnternet Dergisi,
ülkenin kurtuluş ve yeniden kuruluş Haftanın Yazıları serisi 2- Ömer BERKİ, TDV Yönetim
mücadelesi verilirken, bu mücade- Kurulu Üyesi ve Genel Koordinatörü, Dış Ticaret
Mevzuatı, Türk Dış Ticaret Vakfı yayınları, 2017
leyi yürütenlerin tamamen siyasi ve 3- Özkan AYDIN, Milli Mücadele Döneminde Dış
askeri olaylara odaklanmaları kadar Ticaret, 2018 4- Nutuk II, S. 623-624

24
Yılmadan Yorulmadan BD MAYIS 2018

Dr. Cihangir Dumanlı

Genç
Cumhuriyette
Başbakan’ı Tutuklama
Emri Veren
Bağımsız
Yargı

C umhuriyetimizin kurucuları yeni devletin temelini atarken yargının


bağımsızlığına büyük önem vermişlerdir.
Bunun en açık kanıtı 1926’da Atatürk’e suikast giri-
şimi davasında Başbakan İsmet İnönü hakkında İstiklal
Mahkemesince verilen tutuklama emridir.
Cumhuriyeti ve devrimleri sindiremeyen birkaç
karşı devrimci katil, daha önce İstanbul ve Ankara’da
yapmayı planladıkları Cumhurbaşkanı Atatürk’e
suikastı Haziran 1926’da İzmir’de gerçekleştirmek için
hazırlık hareketlerini tamamlamış fakat Atatürk’ün
Balıkesir’den İzmir’e gelişini ertelemesi üzerine İsmet İnönü

25
BD MAYIS 2018

suikast çetesinden başkanı Kazım Karabekir de bulun-


Giritli Şevki isimli maktadır. Doğu Cephesi Komutanı
motorcunun ihbarı Karabekir’in tutuklanması ismet
ile girişim açığa İnönü’ye “gayrı tabii” gelmiştir.
çıkmıştır. Çete Başbakan İnönü Ankara Emniyet
başı Ziya Hurşit Müdürüne Karabekir’i serbest
ile tetikçiler Çopur bırakması için emir vermiştir.
İsmail, Laz İsmail Ankara Emniyet Müdürü Dilaver
ve Gürcü Yusuf Bey Başbakanın emri üzerine Kara-
Ziya Hurşit
tutuklanmışlardır. bekir’i serbest bırakmış ve durumu
Olayın Cumhurbaşkanı İstiklal Mahkemesi savcılığına
Atatürk’e haber verilmesi üzerine bildirmiştir.
Atatürk Başbakan İsmet İnönü’ye
çektiği telgrafla İnönü’nün Anka-
ra’da kalmasını, İstiklal Mahkeme-
sini İzmir’e göndermesini istemiştir.
Y ürürlükteki 1924 Anayasası’na
göre: “Yargıçlar bütün dava-
ların görülmesinde ve hükmünde
Ali Çetinkaya (Başkan), Kılıç bağımsızdırlar ve bu işlerine hiçbir
Ali ve Necip Ali (Küçüka)’dan türlü karışılamaz. Mahkemelerin
oluşan ve “Üç Aliler Divanı” olarak kararlarını TBMM ve Bakanlar
bilinen İstiklal Mahkemesi 17 Kurulu hiçbir türlü değiştiremezler,
Haziran’da İzmir’e hareket etmeden başkalaştıramazlar, hükümlerin
yerine getiril-
mesine engel
olamazlar.”
(madde 54)
Bu nedenle
Başbakanın bu
hareketi Anaya-
sa’ya aykırıdır.
İnönü, Kara-
bekir’i serbest
bıraktırırken
anayasanın 17.
Maddesindeki
“Üç Aliler Divanı” olarak bilinen İstiklal Mahkemesi heyeti milletvekili
dokunulmazlı-
önce olayda iştiraklerini gördükleri ğını gerekçe göstermiştir ancak aynı
kapatılan Terakkiperver Cumhuriyet maddeye göre “cinayetten suçüstü
Fırkası (TCF) milletvekillerinin yakalanma hali milletvekili doku-
tutuklanmasına karar vermiştir. nulmazlığının dışındadır.”
Tutuklananlar arasında partinin eski Bundan sonrasını mahkeme
26
BD MAYIS 2018

üyesi Kılıç Ali’nin anılarından mucip oldu”demiştir.


aktaralım: Bu bir çeşit özür dileme niteli-
“İstiklal mahkemesi heyeti ğindeydi. Olay bu şekilde kapan-
olarak derhal durumu görüştük. mış sayıldı. İsmet Paşa aynı gün
Mahkememizin kararını infaz İzmir’den Ankara’ya döndü.
ettirmemek isteyen Başbakan İsmet Andrew Mango’ya göre Atatürk
Paşa’nın tutuklanmasını, hakkında İnönü’ye özür dilettirmişti. Aybars,
soruşturma başlatılmasını ve Atatürk’ün araya girmesi ile Başba-
durumun TBMM’ne arz edilmesini kan İsmet Paşa ile İstiklal Mahke-
kararlaştırdık. Serbest bırakılan mesi arasında çıkabilecek çatışma-
Karabekir Paşa’nın tutuklanması ve nın önlendiğini belirtmektedir.
kendisine hiçbir şekilde ayrıcalık İsmet İnönü ise kendi anılarında
tanınmaması için Ankara “İstiklâl Mahkemesinin
Polis Müdürü’ne talimat Bu olay aynı beni tevkif ettirmeye kalkış-
verdik.” zamanda tığı söylenmiştir yazılmıştır.
Durumu öğrenen Bunun aslı yoktur. Tama-
Atatürk İnönü’ye çektiği
parti içi men uydurmadır” demek-
telgrafta “Durum çok demokrasiyi tedir
ciddidir. Hemen buraya göstermesi Suikast teşebbüsü
gel” diyordu. İsmet Paşa bakımından yargılamasının sonucunda
20 Haziran 1926’da da dikkat Karabekir ile birlikte, Ali
İzmir’e geldi. İstasyondan çekicidir. Fuat, Refet Bele, Cafer
doğruca Atatürk’e gitti. Tayyar ve Mersinli Cemal
Oradan çıkar çıkmaz özel Paşalar beraat etmişlerdir.
şekilde mahkeme heyetini ziyarete Bu olay cumhuriyetimizin ilk
geldi. Dava hakkında bilgi aldı. yıllarında yargı bağımsızlığını,
Sorgulamalarda bizzat bulundu. yargıçların cesur ve onurlu duruş-
Olayın sanıldığı gibi sıradan bir larını gösterdiği kadar, kurucuların
polisiye olayı olmadığını anladı. yargıya olan saygı ve güvenini de
Karabekir Paşa’nın tutuklanmasının göstermektedir.
yerinde olduğunu kabul etti. Ve o İstiklal Mahkemesi üyeleri-
gün mahkeme heyetine şu tezkereyi nin milletvekili olmaları, o sırada
yazdı: “...Çalışmanızın sonucunun mecliste çoğunluğu oluşturan
vatanın ve cumhuriyetin selamet ve İnönü’yü Başbakanlığa seçen
ve güvenliği ve milletin saadeti Müdafa-yı Hukuk Grubundan
için hayırlı ve örnek sonuçlarla (Halk Fırkası’na dönüşecek)
taçlandırılacağına güvenimin tam olmaları dikkate alındığında olay
olduğunu beyan ederim.” aynı zamanda parti içi demokrasiyi
İnönü basına yaptığı açıklamada göstermesi bakımından da dikkat
“Savcılıktan aldığım malûmat çekicidir. •
benim için dehşeti ve derin elemi cihangirdumanlibd@gmail.com
27
BD MAYIS 2018

Barış Propagandası
B ugünlerde İngiltere ve Amerika,
deniz kuvvetleri sorununu
konuşacaklardır. Bu iki devi masa
Çağımızın en temiz barış
taraftarlarından biri, bu yakınlarda
dört ciltlik bir kitabı Türkçeye de
başına getiren husus barış ideali çevrilen Wells’tir. Büyük savaşı bir
değil, aksine kupkuru bir hesaptır: peygamber gibi haber verenlerden
“Londra Hükümeti, Washington biri olduğu gibi, 1914 yılında şu
Hükümeti’nin büyük ünlü sözü ortaya atan da
Deniz Kuvvetleri prog- odur: “Bu savaş, savaşı
ramından vazgeçmesini öldürecek…”
istiyor. Çünkü İngiltere Gene aynı adam
Amerika’dan daha yeni bir savaşı, bir değil
az zengindir. Gerek birkaç savaşı haber
kendisi, gerekse domin- vermekte ve bugünkü
yonları, iki anglo-sak- barış çığırının Millet-
son devleti arasında ler Cemiyeti, Kellog
bir savaş çıkmasından Sözleşmesi ve bu çeşit
korkmaktadırlar.” / Le H.G. Wells: anlaşmazlıklar çığı-
Monde “Lokantada yemek rının sadece insanları
Bu fırsatla kendi ister gibi barışı aldatmaya yaradığını
kendimizi, her gün söylemektedir.
Avrupa’nın her köşe-
istemek kolaydır, “Lokantada yemek
sinden yağmur gibi ancak onu ister gibi barışı istemek
yağarak, kontrolsüz ve gerçekleştirmek kolaydır, ancak onu
eleştirisiz bir şekilde başka bir iştir.” gerçekleştirmek başka
gazetemize gelen barış bir iştir. Nasıl aklı, açlık
edebiyatı üzerinde biraz düşündür- sorunu üzerinde yoğunlaştırmakla
mek istiyoruz. Söylenen sözlerin insan doyurulamazsa; barış hevesi
ve yapılan işlerin dış yüzü, insana de savaşı yok edemez. Asıl barış
artık savaş tehlikesi olmadığı yolu serttir, çetindir. Birkaç güzel
duygusunu verebilir ve vatandaşları, açıklama, birkaç tatlı konferans
savaş kadar tehlikeli hayallere sevk ve bir-iki söz, sürekli ve dünyayı
edebilir. saran bir barışın temellerini atmak
28
BD MAYIS 2018

için yeterli değildir. Bunun için veriyorum. Aynı derece ulusal


şimdiki devletlerin kimliklerinde, bir ülkeden (İngiltere) geliyorum.
bu devletlerin dayandıkları esas Kışlarımı, vatan aşkı bizden de fazla
düşüncelere derin bir köklü değişim bir ülkede (Fransa) geçiriyorum.
gereklidir…” Her ülke elindeki bütün araçlarla
bu terbiyeyi, barış aleyhindeki terbi-

B u satırları Wells’in Berlin’de


Reichstag Meclisi’nde verdiği
bir konferanstan alıyoruz. Wells,
yeyi kuvvetlendirmektedir. İngiliz
hükümeti savaş sevgisini aşılayan,
esinleyen filmleri, her zamandan
Kellog Sözleşmesi’ni örnek alarak, daha fazla korumaktadır. İngiltere,
bu sözleşmeyi imzalayan devletlerin Almanya, Amerika ve Fransa’da
1928 ve 1929 yıllarında silahlanma ders kitapları, şimdiki nesli milli
masraflarının arttığını göstermekte- kin ve sevgiyle bizden fazla besliyor.
dir. Neden basittir: “Bu sözleşmeyi İngiltere’de, Milletler Cemiyeti İngi-
yapanlar, sınırları sonsuza değin liz İmparatorluğu’na en yararlı bir
belirlenmiş tek başına devletler- kuruluş gibi öğretiliyor…”
den oluşmuş bir dünyadan başka Barış propagandasına en uzaktan
bir dünya olabileceğini akıllarına kulak verecek milletler bizleriz.
sığdıramayanlardır. Onlara göre Yeryüzünü hüküm ve nüfuzları
milletler gene istedikleri gibi altında bulunduranlar her gün
yaşayacaklar, tarifeleri istedikleri daha da silahlanır, çocuklarına her
gibi yapacaklar, her şey olduğu gibi gün savaş eğitimi verirken, Türk
olacak: Sadece bir fark olacak, o Milleti’nin dikkatini barış serapla-
da savaşmamaya söz verme farkı... rına doğru çevirmek ve onu tehlikeli
Esas hususlardan biri bu devletle- bir iyimserliğe sürüklemek doğru
rin, ‘durum’ ve ‘düzenleme’ dedik- olmaz. Büyük devletler şimdiki
leri hususlar için bile hiçbir otorite büyük çıkarlarını daha asırlarca
tesis etmemiş olmalarıdır...” söze, mantığa ve felsefeye feda
Asıl barış yolu uluslar arasıcılık edecek değildirler.
yolu değil, kozmopolitlik yoludur. Wells: “Bütün antlaşma ve
Ancak bunun için hepimizin, bütün sözleşmelere karşın yeni bir savaşa
insanların ilkelerinden, duygula- doğru gidiyoruz.” diyor. Bu tahmi-
rından ve terbiyelerinden sıyrılmış nin doğru çıkmamasını istemek
olmaları gerekiyor. Bu ideal gerçek- elden gelmez. Fakat barış düşüncesi
leşirse ne vatan, ne de millet olacak, kendi yolunda yürürken, tehlikeler
herkes yeryüzünde “insan” sıfatını için en hazır ve en parmağı tetikte
alacaktır. bulunacak milletlerden biri kendi-
İşin can alıcı noktasına burada miz olduğunu hatırdan bir dakika
değiniyoruz: Wells diyor ki, bile çıkarmayalım.
“Ben ulusal duyguları güçlü bir Hâkimiyeti Milliye Gazetesi
ülkede (Almanya) bu konferansımı 29 Eylül 1929
29
BD MAYIS 2018
Atatürk’ün Dünyası
Cengiz Önal

İsmet İnönü'nün Son Yıllarında


95 CHP'deki
Gelişmeler
İ smet İnönü, üçüncü kez geldiği
başbakanlıktan 25 Şubat 1965
tarihinde ayrılmasından, yaşamı-
yükseltilmişti. Dört yıl sonra bunun
arttırılması istenildiğinde Millet
Meclisi Başkanı Fuat Sirmen,
nın sona erdiği 25 Aralık 1973’e Başbakan Suat Hayri Ürgüplü ve
kadar geçen 8 yıl 10 aylık sürede, İsmet İnönü böyle bir artırımın
doğru olmadığını belirterek,
girişime karşı çıkmışlardı. İnönü
ayrıca CHP adına Anayasa
Mahkemesi'ne de başvurmuştu.
Bu sırada yükseköğrenim
öğrencileri de girişimi kınarca-
sına 1961'de olduğu gibi simge-
sel bir “Parlamento üyelerine
yardım kampanyası…” açmış-
lardı. Sonunda Anayasa Mahke-
mesi, artışların ancak bundan
İsmet İnönü Meclis kürsüsünde sonraki dönemde seçilecek parla-
mento üyeleri için uygulanabi-
CHP'ye yeni bir kimlik kazandıra- leceğine karar vermişti. Bu sonuç,
rak güçlendirmeye çalışmıştır. Ne hükümette ve koalisyon ortakları
acıdır ki; genel başkanı ve kurucusu arasında sürtüşmelere yol açarken
olduğu partiden istifa etmek de aynı kamuoyunda İnönü ve CHP'ye yeni
dönemde gerçekleşmiştir. bir puan kazandırmıştı.
1961 seçimlerinden sonra Milli Şef döneminde çok partili
toplanan Meclis’te 3400 TL olan sisteme geçildiğinde siyasal partiler
milletvekili aylıkları 5400 TL’ye genellikle iktidar ya da muhalefet
30
BD MAYIS 2018

partileri olarak anılmıştı. Partilerin ve sosyal anlayış yönünden sosya-


programlarında yer alan ekono- lizmle paralellik göstermeye
mik ilkeler dikkate alındığında ise başlamıştı.
Serbest Cumhuriyet Partisi'nden Bu dağılım içerisinde CHP
başlayarak bu ayrım devletçi ya da de hem kendi içindeki bölünmüş-
serbest ekonomiden yana olanlar lüğü gidermek, hem de partiler
diye yapılmıştı. Bununla birlikte arasında yeni bir kimlikle yeni
parti sayıları çoğaldığında ve özel- bir yer bulmayı gerekli görmüştü.
likle Demokrat Parti iktidarında sağ Parti Meclisi'nin, İnönü'nün
ve sol partilerden söz edilir olmuştu. başkanlığında yaptığı toplantıdaki
Hatta DP lideri Adnan Menderes bir tartışmalardan sonra bir bildiri
konuşmasında “Biz CHP'den biraz yayımlanması gerekli görülmüştü.
daha soldayız!” demişti. Hükümetin düşürülmesinden bir
süre önce 9 Şubat 1965'te açıklanan

1 961 Anayasasının getirdiği


özgürlük ortamı
içinde bir kısım yeni
bildiride, görüş ayrılıklarının partiyi

Sola kayış, yakın bir


partiler kurulunca
bu ayrım daha da
gelecekte CHP'ye, bildiride
belirginleşmişti. de belirtildiği üzere, sosyal
Adalet Partisi,
DP'nin devamı
demokrat bir nitelik
olarak popülist kazandırılacağına da
liberal bir kimlikle
ortaya çıkmıştı.
işaret ediyordu.
Yeni Türkiye Partisi ise merkezde merkezin solu'na çektiği belirtilerek
yer almayı yeğlemişti. Sosyalist şöyle denilmişti: “Bu, partinin bir
anlayışıyla kurulan, Türkiye İşçi bacağı solda, öteki sağdadır. Aşırı
Partisi (TİP)’nin tam solda yer merkeziyetçilikten kurtulup radi-
alması partiler yelpazesinde yerlerin kal sosyalist, daha doğrusu sosyal
belirlenmesi yönünden daha etkili demokrat bir parti hüviyetine gire-
olmuştu. TİP, Marksist ideolojiyi bilmek için çaba göstermelidir. Aşırı
savunmakla birlikte ihtilalci sosya- sola ve sağa oranla ortacı görün-
lizm yöntemlerinden yana olmayıp mekle birlikte, parti uygulamada
emperyalizm karşıtı ve bu nedenle merkezin soluna doğru gidiyor!”
de ABD hatta NATO'ya karşı çıkan Bu bildiri, CHP'nin o günkü
bir siyaset izlemeye başlamıştı. partiler yelpazesinde kendisine göre
Alparslan Türkeş'in başına merkez partisi konumunda olan
geçtiği Cumhuriyetçi Köylü Millet Adalet Partisi ile solu temsil eden
Partisi (CKMP) ise milliyetçi/ırkçı Türkiye İşçi Partisi arasında bir
dünya görüşünün yanında ekonomik yer seçtiğini göstermekteydi. Aynı
31
BD MAYIS 2018

zamanda bu sola kayış, yakın bir etkenler arasında özgürlükçü 1961


gelecekte partiye, bildiride de belir- Anayasası’nın getirdiği ortam
tildiği üzere, sosyal demokrat bir içerisinde toplum kesimlerinden
nitelik kazandırılacağına da işaret gelen isteklerin artarak güç kazan-
ediyordu. ması, üretici ve yoksul kesimlerin
sözcülüğünü üstlenen TİP’in
toplumda destek bulması ve
ABD'nin siyasal ve ekono-
mik desteğine duyulan
güvenin azalması sayılabilir.
Söz konusu bildiride bundan
böyle AP kadar TİP ile de
savaşılacağının söylenmesi
de etkenlerin nerede oldu-
ğunu göstermektedir.
CHP'nin izleyeceği
İsmet İnönü: “Aslında siyaset için “ortanın
laikiz dediğimiz solu” kavramı ilk kez, 27
Mayıs 1960 ihtilalinden
günden beri ortanın sonra kullanılmıştı. Metin
solundayız. Halkçıysan Toker’in aktardığına göre
Ağustos-1960 sonlarında
ortanın solunda İsmet İnönü ile o dönemdeki
olursun!” Genel Sekreter İ. Rüştü
Aksal, Heybeliada’daki
Aslında CHP kuruluşundan evde, partinin ne gibi bir siyaset
başlayarak uyguladığı “halkçılık” izlemesi gerektiğini saptamaya
programı, ekonomi siyaseti ve hele çalışmışlardı. Toker, 31 Ağustos
1930'larda ilke haline getirdiği 1960 tarihli Akis’teki yazısında bu
“devletçilik” uygulaması ile sol çalışmadan söz ederken, CHP’nin
eğilimli bir parti idi. İnönü de bu “ortanın solu”nda yer alacağını
gerçeği şöyle belirtmişti: “Aslında açıklamış, görüşlerini; “CHP
laikiz dediğimiz günden beri ortanın mevcut partiler içinde bugünün
solundayız. Halkçıysan ortanın modası sosyalizmi en ziyade benim-
solunda olursun!” semiş partiydi... Şimdi o yön biraz
daha belirli şekilde tutulacak...

A ncak parti şimdi “ortanın


solu” gibi yeni bir tanımlama
ile yenilikçi atılımlara girmek iste-
CHP, ‘ortanın solu’nda yer alacaktı.
Tabii daha solda partiler kurulması
imkânı daima mevcuttu.” şeklinde
diğini açıklamış oluyordu. CHP'yi ifade etmişti.
bu söylem değişikliğine götüren Böylece partiye yeni kimlik
32
BD MAYIS 2018

ya da slogan olarak kabul edilen bir partidir ve bu sıfatla elbette


ortanın solu niteliği Genel Başkan ‘ortanın solu’nda bir anlayıştadır.
İnönü tarafından önerilmişti. Nasıl ki; 1923’teki harap ülkede
Onunla birlikte bu yeni kimliği bir kalkınma çaresi olmuşsa, bugün
işleyip genişletecek olan Bülent de ekonomik hayatımızın temel bir
Ecevit’te ise ortanın solu, halkçı unsurudur.”
renkler taşır olmuştu.
Görülebileceği üzere CHP’de
değişim rüzgârları esmeğe başla-
mıştı. Parti sözcüleri artık “devletçi-
B undan bir süre sonra 13
Ağustos 1966 tarihinde Kim
dergisinde çıkan bir demecinde ise
lik”, “devrimcilik”, “sosyal adalet” bu düşüncesini biraz daha açmıştı:
ve “solculuk” deyimle-
rini kullanır olmuşlardı.
Meclis grup toplantısında
konuşan İnönü, partilerin
bir “manastır” olmadığını
vurgulayarak, CHP’ye
her kesimden yeni üyeler
almak gerektiğini belirt-
miş ve “İçine yeni unsur-
lar almayan bir partinin
hayatiyeti kalmaz...
Devrimci bir parti olarak,
örneğin kadın, işçi, esnaf
milletvekilleri çıkarmalı- İsmet İnönü ve Bülent Ecevit
yız!” demişti.
CHP'deki bu söylem değişik- “Çağdaş uygarlığın üstüne çıkmak,
liği kamuoyunda farklı biçimlerde ancak devletçilik ile mümkündür.
değerlendirilirken merkez ve sağ Kalkınmamızı yaparken, ekono-
partiler bunu bir tür “komünizm”e mik ve sosyal bakımdan bugünkü
kayış olarak eleştirmeye başlamış- uygarlıkta kullanılan solcu, sağcı
lardı. Özellikle de “Ortanın Solu, deyimlerinin son ölçüsünü vere-
Moskova’nın Yolu!” tekerlemesi ile lim istedik. 40 yıldır “devletçiyiz”
CHP ile SSCB arasında bir ilişki derken aynı şeyi söylüyoruz. Bunun
bulunduğu izlenimini yaratmak için “ortanın solundayız” dedim.
istemişlerdi. Ama İnönü “ortanın Aslında “laikiz” dediğimiz günden
solu”nun ne olduğunu açıklamayı beri ‘ortanın solu’ndayız. Halkçı
sürdürmüştü. isen ‘ortanın solu’nda olursun.”
29 Temmuz 1965 günkü İnönü, Trabzon’daki konuşma-
konuşmasında şunları söylemişti: sında halka ortanın solunu daha
“CHP bünyesi itibarı ile devletçi kestirme yoldan anlatmak isterken;
33
BD MAYIS 2018

“1961'e kadar 250 lira kazancı olan Genel Sekreteri Bülent Ecevit’le
vergi veriyor, 250.000 lira kazancı anlaşmazlığa düştü. Ecevit’e göre,
olan vergi vermiyordu. Bugünkü müdahalenin amacı, CHP içinde
toplum bunu kabul etmiyor. Ortanın egemen olan “ortanın solu” politika-
solu işte budur. Bugünkü toplum sına son vermek ve partinin iktidar
devletin, ülkenin yetenekli çocuk- olmasını önlemekti. İnönü müdaha-
larını okutmasını istiyor, ‘ortanın leyi onaylamıyordu ve müdahaleden
solu’ budur. Devlet, vatandaşla- 2 gün sonra CHP grubunda çok sert
rın sağlığını korumak için tedbir bir konuşma yaptı. Ancak yine de
ortamın yumuşaması
için yeni kabineye
bakan vermeyi kabul
etti. Bunun üzerine de
Bülent Ecevit istifa etti.
Ecevit’le yoğun bir
mücadeleye giren İnönü,
Mayıs-1972’de toplanan
CHP’nin 5. Olağanüstü
Kurultayı’nda, politika-
sının partisince onay-
lanmaması durumunda
istifa edeceğini açıkladı.
Kurultayda Parti
Meclisi Ecevit’in
yanında yer alınca da 8
İsmet İnönü CHP Genel Başkanlığından Mayıs 1972 tarihinde CHP Genel
ayrıldıktan sonra Cumhuriyet Senato- Başkanlığı’ndan ayrıldı.
su'nda yer aldı (1972)
alacaktır, ‘ortanın solu’ budur.
Bugünkü devlet sosyal devlettir.
Bu, anayasa hükmüdür. Anayasa
1 961 Anayasa’sı eski Cumhur-
başkanlarına tabii senatör olarak
Cumhuriyet Senatosu’nda yer alma-
‘ortanın solu’nda bir kanaatle larına olanak verdiğinden, İnönü,
yapılmıştır…” Akabinde halka, şu TBMM'de tabii senatör olarak çalış-
soruyu yöneltmişti: “Şimdi ‘ortanın malarına bir süre daha devam etti.
solu’nu anladınız mı?” 25 Aralık 1973 tarihinde, Anka-
ra’da, aramızdan ebediyen ayrıldı
Aramızdan Ebediyen Ayrılışı ve hükümet kararıyla Anıtkabir’e
12 Mart 1971 müdahalesinden defnedildi. •
sonra, CHP’nin tutumu konu- cengizonalbd@gmail.com
sunda parti içinde önemli görüş Gelecek Ay: İsmet Paşa’dan Gazi
ayrılıkları belirdi ve İnönü parti Mustafa Kemal’e Mektup
34
Kurtuluş Savaşından BD MAYIS 2018

Zeki Sarıhan

Beyceli köyünden
Osman Sarıhan’ın
Birinci Dünya Savaşı’nda ve
Kurtuluş Savaşı Başlangıcından
Askerlik Anıları 3

Vehip Paşa’nın
Hizmetinde
Mehmet Vehip Paşa
İki Buçuk Yıl
Birinci Dünya Savaşında Doğu Cephesinde Vehip Paşa’nın hizmetinde
çalışan Fatsa’nın Beyceli köyünden Osman Sarıhan’ın cephe izlenimlerini
bundan önceki iki sayıda vermiştik. Bu sayıda savaşın sonunda terhis
oluşunu, İstanbul’da Vahdettin’in Cuma Selamlığı izlenimlerini ve Kurtuluş
Savaşı başlayınca yeniden askere alınışıyla ilgili anılarını veriyoruz.
Osman Sarıhan tarafından 1976’da yazara anlatmış ve kayıt altına alınmış
olan bu anılar, ilk kez yayımlanmaktadır.

Savaşın sonu, Vehip Paşa’dan cip var. Öteki kumandanların atı


ayrılış var. Ciple bir yere giderken beni
“Ben Vehip Paşa’ya üç yıl de yanına alıyor, yaverle birlikte.
hizmet ettim. Bu daha başlangıcı. Akşam, sabah dairede çayını
Paşa, göçünü aldı geldi. Benim için yapıyorum. Artık göçü olduğundan
de bir katır besleniyor. Seyislerimiz yemek yemeye eve gidiyor. Böyle
var hepimizin. Paşa’ya ait bir de Suşehri’nde iki yıl kaldık. Ahrında1
35
BD MAYIS 2018

Erzurum’a gittik. İkinci defa ‘Çok fakir. Altmış okka mısır


olarak.2 Kar, kış… sattılar da on beş kuruş harçlık alıp
Paşa, Erzurum’dan Trabzon’a gittiler askere o zaman.’
gitmişti.3 Ben de Trabzon’a gittim. ‘Tarlalar verimli değil mi?’
Paşa, Batum’a gitmiş.4 Ben de ‘Fındık yok, gübre yok!’
gittim. Paşa’dan bir buçuk ay izin ‘Askerde en çok hangi hastalık-
aldım. Ve artık Paşa’dan ayrılmış lar vardı?’
oldum. ‘Adlarını bilmiyorum. Karın
Sonra beni gene istediler. Karar- üzerinde on, on beş asker, sırt sırta
gâh kumandanı bizi rahat bırakmadı yatmış, karın üzerinde donmuş,
burada. Esat Paşa, Birinci Ordu ölüler görüyorduk. Erzurum bozgu-
Kumandanıydı. Enver Paşa, Esat nunda. ’
Paşa’yı Üçüncü Ordu Kumandanlı- Karargâh kumandanı beni
ğı’na gönderiyor. Vehip Paşa’yı da istedi. On beş gün Giresun’da
Birinci Ordu’ya alıyor ama orada kaldım. Yollarda eğlendim. 15 gün
Vehip Paşa’yı hapsediyor.5 Ben bir Trabzon’da kaldım. Sonra Batum’a
daha onun yanına gitmedim. geçtim. Batum’da karargâh dağıl-
‘Batum nasıl bir yer?’ mış. Orada tanışlar var. Ben
‘Sokakları çöz düzgün. Ağaçları binbaşının yanına gittim. Batum da
şemsiye gibi. Sokakları birbirine bozuldu. Batum’u İngilizlere teslim
benziyor. Ruslar kendi aralarında ettiler. 6 Trabzon’a geldik.
bozgunluk çıkmış, savaşla gitmedi- Binbaşı: ‘Sivas’a inşaat müdürü
ler, kendileri çekildiler.’ tayin oldum,’ dedi. İstihkâm binba-
‘Halkın yaşayışı?’ şısıydı.

Esat Paşa, Birinci Ordu Kumandanıydı. Enver Paşa,


Esat Paşa’yı Üçüncü Ordu Kumandanlığı’na gönde-
riyor. Vehip Paşa’yı da Birinci Ordu’ya alıyor ama
orada Vehip Paşa’yı hapsediyor.

Esat Paşa (önde) ve komutanlar Enver Paşa


36
BD MAYIS 2018

‘Benimle Sivas’a gidebilir Sivildi. Kuru yağız bir adam. Asker-


misin?’ dedi. ler dağıldı, halılar toplanmaya
‘Gidemem,’ dedim. başladı. Biz de bırakıp gittik.
‘Ben on gün izin aldım. İstan- Binbaşıyı Hadımköy’e tayin
bul’a gidip valideyi alacağım,’ dedi. ettiler. İzmir alınmıştı.9 Ben 15 gün
‘Öyleyse gelirim. Askerlik saye- izin alıp geldim.
sinde İstanbul’u görürüm,’ dedim.
Dönerken Samsun’da bundan ayrı- Yeniden askere alınış ve köye
lır, Sivas’a gitmem, diye düşündüm. dönüş
Geri dönmedim. Birkaç ay
Vahdettin’in Cuma selamlığında kaldım. Beni Samsun’a sevk ettiler.
Gittik İstanbul’a. Binbaşıya 15. Fırka’da. Orda dört ay kaldım.
on lira harcırah veriyorlar.
Sivas’a gitmeye o iki yüz
lira istiyor. Erzakını, aylığını
kestiler. Binbaşı beni tayin
ettirmiyor Evde bana bakı-
yor. Parası var binbaşının.
Elbisem eskidi, elbise aldı.
Ayakkabım eskidi, ayakkabı
aldı. Yemek dersen bol. Bir
oda var, orda yatıp kalkıyo-
rum. İstanbul’da Paşa’nın
yanına falan gitmedim.
Bir gün Yıldız’a gittim.
Padişah Vahdettin Cuma selamlığında
Vahdettin’in merasimine.7 Mera-
simde evden camiye kadar halı Samsun’da hasta neferler
serili. Cuma günü. İki tarafta her kalmış. Takibe gitmiş dağlara
sınıftan asker dizili. At arabasıyla yukarı. Biz orda kaldık. On beş gün
evden çıktı, arabasının yanı başla- sonra asker takipten geldi. Sabah-
rında “kavas” diyorlar, eyinleri leyin bölükte bir fosurtu çıkmış.
başları,8 sırmalı, tabancaları var. Neymiş, Çarşamba’da bir tabur
At da, araba da kılavudanlı. Peşleri teşkilatı kurulacakmış. Her bölük-
sıra onar adımla yaverleri var. ten 15 kişi gidecekmiş. Bölük emini
Üç tane. Araba, halının üzeri sıra elinde bir kâğıtla geldi. Dedi ki:
yavaş yavaş geliyor. Kapıya geldi. ‘Adlarını okuduklarım buraya
Burada mızıka vuruldu. Padişah gelsin, dedi. Bizim ismimizi de
çıktı camiye ama namaz kılıyor mu okudu. Bölükte alıp vereceğiniz bir
kılmıyor mu bilen yok bunu. Namaz şey varsa alıp verin. Bir saat sonra
kıldık. Çıktı. Nasıl geldiyse öyle Çarşamba’ya gideceksiniz,’ dedi.
gitti. Yalnız iki tarafa selam veriyor. ‘Ben Çarşamba’ya gidemem!’
37
BD MAYIS 2018

dedim. ayağa kalktı. ‘Yeni gelenler öne


‘Eşek gibi gidersin!’ dedi. çıksın,’ dedi. Vardık.
‘Eşek, sözünü bilmeyene derler,’ ‘Fatsalı Osman, ileri gel!’ dedi.
dedim. ‘Ben insanım. Zorla mı Vardım. Bölük eminine:
göndereceksin?’ dedim. ‘Bunu ambara götür. Elbisesini,
‘Çık dışarı!’ dedi. teçhizatını giydir, getir,’ dedi.
Ben gittim, oturdum. Gittik. Giyindik, geldik. Tüfek,
palaska, kütüklükler. Bir resmi
Ben bölük kumandanına tazim ettik. Ordan da firar ettim,
söyleyeyim de. eve geldim. Tamam işte... (Gülüyor)
Beni bölük kumandanının Sekiz buçuk yıl askerlik yaptım. Altı
odasına aldılar. Ayağımda çarık var. buçuk yılı gurbette geçti... •
Çarığın bağı kırık. Ama ben harbiye zekisarihan@gmail.com
1- Ahrında: sonunda
nazırına, Enver Paşa’ya kahve 2- Şubat 1916’da Erzurum’a giren Rus ordusu, Rusya’da
yapmış adamım. Konuşmuşum. patlak veren Ekim devrimi nedeniyle Aralık 1917’de şehirden
çekilmişti.
Bölük kumandanı gözüme sinek 3- Rusya’da 1917 Ekim Devremi üzerine Doğu Anadolu’daki
Rus orduları kendiliklerinden çekilmişti. Vehip Paşa 24 Şubat
kadar görünmüyor. Vardım, tazim 1918’de Trabzon’a girmişti.
ettim. 4- Vehip Paşa kuvvetlerinin Batum üzerine yürüme tarihi 26
Mart 1918’dir.
‘Sen hiç askerlik yaptın mı?’ 5- Vehip Paşa’nın, Mondros Ateşkes Anlaşması’nın imzalan-
masından önce İstanbul’a geldiği anlaşılıyor. Kasım başlarında
dedi. İstanbul basınında onun suiistimalleri ve “menkıbeleri”
hakkında yazılar çıkmaya başlamıştı. Tutuklandığı tarihi bilmi-
‘Yapmaya geldim beyefendi,’ yoruz, ancak 15 Mart 1919’da Bekirağa Bölüğünden alınarak
dedim. diğer İttihatçılarla birlikte Divanı Harp’teki yargılanmaya
götürüldüğü biliniyor. 2 Haziran 1919’da da Padişah Lağve-
‘Askerlikte karşı gelmek var dilmiş Şark Orduları Grubu eski kumandanı Vehip Paşa’nın
Divanı Harbi Örfi’de yargılanmasını emretti. Ona yüklenen suç
mıdır?’ dedi. ticaretle uğraşmak, ticaret eşyasını nakletmek için erzak naklini
tatil ederek görevini kötüye kullanmak idi.(Takvimi Vakayi,
‘Müsaade edersen söyleyeyim Sayı 3571) O ancak tutuksuz olarak yargılanmak üzere 8 Mart
beyefendi,’ dedim. ‘Ne askerlikte 1920’de serbest bırakıldı. Vehip Paşa, daha sonra Roma’da
görülüyor. İçlerinde Talat Paşa da olmak üzere Avrupa’daki
ne sivillikte kimse kimseye karşı İttihatçı şeflerden bir kısmı 16 Ocak 1921’de Roma’da
toplanarak İtilaf Devletleri ile Türkiye arasında arabuluculuk
gelemez. Sivillikte de askerlikte yapmaya karar vereceklerdir. Vehip Paşa, şiddetle Mustafa
Kemal aleyhindeydi Malta’da tutuklu bulunan Yakup Şevki
de âlicenap adamların maiyetinde Subaşı’ya yazdığı bir mektupta Mustafa Kemal’i “renkten
renge girmek”le, “diktatörlük kurmak”la suçlayarak Dışişleri
hürce yaşamış bir gencim,’ dedim. Bakanı Bekir Sami Bey’in İtilaf Devletleri’yle yaptığı, fakat
‘Affedersiniz,’ dedim. ‘Akşam siz Büyük Millet Meclisi tarafından da reddedilen anlaşmalara
karşı olduğu için suçluyordu. (Yakın Tarihimiz, C. III, s. 246)
takipten gelirken sizin suratınızı İttihatçılar, 21 Kasım 1921’de Roma’da yeniden buluşarak
İtilaf Devletleri’ne sunmak üzere Misakı Milli’yi yumuşatan
görünce âlicenap bir kumandan yeni bir muhtıra hazırladılar. Türk gazetelerinin haberine
göre, Enver Paşa’nın Türk İhtilal Cemiyeti ile bağlantısından
olduğunuzu anladım. Beni bir yere dolayı İtalyan polisi tarafından 15 Ağustos 1922’de Roma’da
gönderemezsin. Bölükte beni yaşa- tutuklandı. Bir İtalyan gazetesine göre Vehip Paşa, yaverinin
ifşaatı üzerine Arnavutluk’ta tutuklanmış ve Reçine Guele
tacaksın,’ dedim. hapishanesine atılmıştı. Evrakı arasında cinayetle ilgili bir
belge bulunmuştu.
Bölük kumandanına: ‘Başka 6- İngiliz savaş gemileri Batum’a 17 Aralık 1919’da gelmiş, 24
Aralık 1918’de burada İngiliz askeri valisinin emrinde çeşitli
adam bulamadın mı Çarşamba’ya milliyetlerden oluşan bir kurul oluşturuldu.
göndermeye! Hadi git!’ dedi. O 7- Son Padişah Vahdettin, Yıldız sarayında oturmaktaydı.
8- Eyinleri başları: üstleri başları (giysileri)
gidecekler gitti. Biraz sonra bölük 9- İzmir işgal edilmişti demek istiyor. İzmir, 15 Mayıs 1919’da
işgal edilmişti. Osman’ın İstanbul’da dört-beş ay kaldığı
kumandanı geldi. Bütün asker anlaşılıyor.

38
BD MAYIS 2018

Bütün Dünya’dan Size

METE AKYOL’DAN YAZILAR


Mete Akyol’un Hürriyet gazetesindeki
“Diz Dize-Göz Göze” adlı köşesinde yayımlanan yazısı

“Müebbet Mahkûmlar”
Y aramazlık yapan çocuğun
bisikleti, bir hafta süreyle
kömürlüğe kapatılır. Yaramazlık yap-
manın cezası, bir hafta süreyle, bisiklete
binememektir. Kötü söz söylemenin
cezası ise, ya biberle, ya tatlıyla yerine
getirilir. Kötü söz söyleyen çocuğunun
ağzına kimi anne biber sürer, kimi anne
de onun ağzına üç beş gün süreyle, bir
lokma olsun tatlı değdirmez.
“Çocuk suçları”nın, her ana baba
yasasında, değişik bir cezası vardır.
Fotoğraftaki iki çocuk da cezalan- Ressamların dünyalarının sevimli
dırılmış çocuklardandır. Ağızlarına hayvanlarıyla dostluk kurmaları da
biber sürülmemiştir, üç beş gün süreyle yasaktır, onların. Çünkü o hayvanların
tatlı yemelerine engel olunmamıştır, süsledikleri kitaplar, bu iki çocuk için,
bisikletleri bir hafta süreyle kömürlüğe demir parmaklıkların ötesindedirler.
kapatılmamıştır amma, bu cezalardan Parklarda çimler üzerinde koşuşma-
daha ağır cezalara çarptırılmışlardır. ları, salıncaklarda sallanmaları, kaydı-
Çünkü onlar, “Ana baba yasası”nın raklardan kaymaları da yasaklanmıştır.
çok ötesindeki yasaların cezalandırdığı Hem de üç beş gün süreyle, bir hafta
çocuklardır. Bu iki çocuk, konfeksiyon süreyle de değil... Bu yasakların hepsi,
fabrikalarında üretilen ve büyükleri bile tüm yaşamları süresince geçerlidir onlar
imrendiren renk renk, model model için.
elbiseleri giyemezler. Onlara yasaklan- Ana baba yasasının ötesindeki yasa-
mıştır çünkü, bunları giymek. İçi kürk- lar, acımasızdır, affedici değildir.
lü, dışı renkli çizmeleri, altı kauçuk, Zaten çocuk suçlarının bu türü,
üstü deri, uzun bağlı botları giymek de affedilecek bir suç da değildir:
yasaktır onlar için. Demirinden plasti- Ülkede başka ev kalmamış gibi
ğine, tenekesinden tahtasına kadar her sanki, bu iki çocuk da tutmuşlar,
tür oyuncağa ellerini bile süremezler bu Erzurum’da bir gecekonduda dünyaya
iki çocuk. gelmişlerdir. •
39
BD MAYIS 2018

AMERİKA
LOZAN
ANTLAŞMASI'NI
NEDEN
ONAYLAMADI?
40
Otopsi BD MAYIS 2018

Cengiz Özakıncı

Türkiye ile İngiltere, Fransa, İtalya


ve bağlaşıkları arasında 24 Temmuz
1923 günü Lozan'da imzalanan ve
anılan ülke parlamentolarının onay-
larından sonra 6 Ağustos 1924'te
yürürlüğe giren "Lozan Barış
Antlaşması"ndan başka; bir de
Türkiye ile ABD arasında 6 Ağustos
1923 günü yine Lozan'da imzalanan,
fakat ABD senatosu onaylamadığı "Lozan Antlaşması" olarak
için yürürlüğe girmeyen diğer bir anılan 6 Ağustos 1923 günlü
"Türk-Amerikan Dostluk ve
"Lozan Antlaşması" vardır. Ticaret Antlaşması"

T ürk-Amerikan Lozan Antlaşma-


sı'nın ABD senatosunda onay-
lanmayışıyla sonuçlanan 1923-1927
yapmışlardır. Öyle ki, Atatürk'e
ve Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı
bugün yöneltilen iftiraların temeli,
arası 4 yıllık süreçte; Amerika'daki 95 yıl önce, ABD'de yürütülen
Türkiye karşıtları, Amerikan kara propagandaya dayanmaktadır.
kamuoyunun ve senatosunun Amerika'nın en büyük gazetelerin-
antlaşmaya karşı çıkmasını sağla- den olan The New York Times, bu
mak üzere; Türklüğe, Atatürk'e, kara propagandanın en etkili aracı
Kurtuluş Savaşımıza ve Cumhuri- olarak, şöyle gerçeğe aykırı yayınlar
yetimize karşı kin, öfke, düşmanlık yapıyordu:
ve nefret duyguları uyandıran çok 03.02.1922 - "Senatör King:
büyük bir propaganda çalışması Mustafa Kemal denilen haydudun
41
BD MAYIS 2018

ABD'nin eski Türkiye Büyükelçisi Henry Morgenthau, Lozan Barış Konferansı sürmek-
te iken, ABD'yi Türkiye'ye askeri harekat düzenlemeye çağırıyor. New York Times,
10.01.1923.
vahşet ve zulmüne karşı çıkmalı- Uyguladıkları yöntem gayet basit:
yız." Hristiyan kardeşlerimizi ölene dek
02.04.1922 - "Prof. Duggan: yürümeye zorlamak... Yunanların
Türkler Avrupa'dan çekilip asıl yurt- da zaman zaman Türkleri kurşunla-
ları olan Anadolu'nun bir köşesine mış oldukları bir gerçektir. Ancak
yerleşmedikçe Yakın Doğu sorunu Yunanların Anadolu'da Türklere
son bulmayacaktır. (...) Türkler yaptığı katliamlar çok daha küçük
uygarlığa hiç bir katkıda bulunma- çapta ve anlık bir öfkenin sonucu
yan bir işgal ordusu olarak yıllardır olarak meydana gelmiştir. Oysa
Avrupa topraklarında bulundular." Türkler Hristiyan azınlıkları yok
17.05.1922 - "Yeni Gaddar- etmek amacıyla sistematik olarak
lıklar. İngiltere Türklerin yeni öldürmektedirler. (...) Mustafa
gaddarlıklarına karşı kabaran bir Kemal'in ordusu Türkiye'de söz
öfke dalgasıyla çalkanmakta ve sahibi olarak kaldığı ve güçlü bir
İngiliz hükümeti, Yakın Doğu'da Avrupa devleti, Mustafa Kemal'i
kendi siyasetini kabul ettirebil- temizlemeye kesin karar vermediği
mek için çaba harcamaktadır. Son sürece, Türkiye sorununa bizleri
olayların bir kez daha gösterdiği tatmin edecek bir çözüm yolu bulu-
gibi Yunanlar bazı hatalı davra- namaz."
nışlarına rağmen, vahşi Türklerle 31.08.1922 - "Yunan orduları
karşılaştırılamayacak kadar uygar Mustafa Kemal'i durduramadığı
insanlardır. Bu iki ulusun uygarlık takdirde Yunanistan'ın desteğiyle
düzeyleri arasında bir kaç binyıllık Ege bölgesinde kurulması tasarla-
bir fark bulunduğunu rahatlıkla nan bağımsız 'İyonya Devleti' bir
söyleyebiliriz. (...) Türkler 1915'de hayal olacaktır. Avrupa uygarlı-
Ermenileri yok etmek amacıyla ğının beşiği olan bu topraklar bir
kullandıkları yöntemi şimdi de kez daha Asyalıların eline geçer
Anadolu'daki Rumlara uyguluyorlar. ve bir milyona yakın Hristiyan
42
BD MAYIS 2018

kardeşimizin geleceği katil Türkle- amacıyla sürdürülen görüşmeleri


rin insafına bırakılırsa bu cinayetin de etkilemiş ve bazı beklenmeyen
başlıca sorumluları Yunanistan ile pürüzlerin çıkmasına yol açmış-
birlikte İtalya ve Fransa olacaktır." tır. İsmet Paşa, itilaf devletleriyle
02.10.1922 - "Anadolu'daki sava- görüşmelerini tamamlamış ya da
şın Türklerin zaferiyle son bulması bazılarının deyimiyle itilaf devletle-
yakın tarihin en korkunç olayıdır. rinin işini bitirmiştir."
Korkunç Türk bütün vahşetiyle 28.11.1923 - "Lozan konferansı-
yeniden sahneye çıkmıştır. (...) "Bu nın tam bir fiyaskoyla sonuçlanmış
şartlar altında susmayı yeğlemek, olduğunu ileri süren Mr. Morgent-
uygar insan sınıfına yükselememiş hau, "Türkler kendi güçlerinden
yarı vahşilerle işbirliği yapmak çok itilaf devletlerinin aralarındaki
anlamına gelecektir." anlaşmazlıklardan yararlanarak
10.01.1923 - "Morgenthau İtilaf ileri sürdükleri şartları onlara kabul
Devletlerinin Türkiye'ye karşı zor ettirmeyi başarmışlardır." (...) "ABD
kullanmasını istiyor." (...) "ABD'nin İngiltere ile birlikte İzmir'e asker
eski Türkiye Büyükelçisi Henry çıkartmış olsaydı Türklerin Avru-
Morgenthau, Lozan'da bir avuç pa'dan kovulması gerçekleşebile-
Türk'ün bütün dünyaya hükmettiğini cekti."
ileri sürmüştür." (...) "Amerika halkı 07.10.1923 - "Refet Paşa hali-
artık sesini duyurmalı ve korku için- feliğin yeniden itibar kazanması
deki Senato'ya isteklerini bildirmeli- için saltanat rejimine dönülmesine
dir." (...) "400 yıldır Türkleri Avru- taraftar." (...) "Türklerin dış yardım
padan kovmak için çaba harcayan almadıkları sürece kendilerini
Avrupalılar için Lozan, çok acı bir toparlamalarına imkan yoktur.
ders olmuştur. Türklerin Avrupa'dan Savaş öncesi dönemde Türkiye'deki
kovulması şöyle dursun, Avrupalıla- ticari faaliyetlerin %85'i Ermeni
rın Türkiye'den kovulacağı anlaşıl- ve Rumların elinde bulunuyordu.
maktadır." (...) "Türkiye'de bugüne Ermenilerin bunca olaydan sonra
dek yapılan bütün katliamlar bilinçli Türkiye'ye döneceklerini hiç sanmı-
olarak yapılmıştır. Türklerin amacı yoruz. Ancak Türkler ne yapıp edip
toprakları üzerinde yaşayan azın- Rumların geri gelmesini ve ticari
lıkları ortadan kaldırmaktır." (...) hayata el koymasını sağlamalıdır-
"Türkleri yola getirmenin tek yolu lar."
onlara karşı silaha başvurmaktır. 29.11.1923 - "Gerard, Lozan
Çünkü bu millet yalnız ve yalnız Antlaşmasına karşı çıkıyor. Türkleri
zorbalıktan ders almaktadır." imansızlıkla suçlayan Eski Büyü-
11.07.1923 - "Türklerin Lozan kelçi, antlaşmanın (ABD Senato-
görüşmelerinde peşpeşe başarılar sunda) onaylanmamasını istiyor. (...)
kazanmaları, eski Türk-Amerikan Gerard, "ABD'nin Kemalist cuntaya
Antlaşması'nın gözden geçirilmesi boyun eğmesini anlayamadım"
43
BD MAYIS 2018

demiştir. Gerard'ın kanısına göre hükümetinin varlığı, ciddi bir kalp


Mustafa Kemal rejimi son günle- rahatsızlığı geçirdiği söylenen
rini yaşamakta olup ülkeyi sarmış Kemal Paşa'nın varlığına bağlıdır.
bulunan asayişsizlik, yoksulluk ve (...) Dilden dile dolaşan ilginç bir
iktisadi kargaşa havası Türk Hükü- söylentide ise Kemal'in ölümü
metini yakından tehdit etmektedir. halinde ülkeyi dul eşinin yöneteceği
Eski Büyükelçi özetle şöyle devam ileri sürülmektedir."
etmiştir. Lozan antlaşması, kapi-
tülasyonların ilgasını onaylamış
ve 1830 yılından beri konsolosluk
mahkemelerimizin kanadı altında
T ürk-Amerikan Lozan Antlaşma-
sı'na karşı kara propaganda, salt
gazetelerde değil, profesörlerin, din
korunmuş olan vatandaşlarımızı adamlarının, diplomatların imza-
insafsız Türklerin insafına bırak- larını taşıyan yazıların yer aldığı
mıştır. (...) Türkiye ile herhangi bir kitaplar aracılığıyla da sürdürülü-
antlaşmaya girmememiz gerekir." yordu. 15 Mart 1924 günü yayımla-
23.12.1923 - "Türkiye'yi nan "Lozan Antlaşması ve Kemalist
Kemal'in Dul Eşi mi Yönetecek? Türkiye" (The Lausanne Treaty and
Ankara liderinin hastalığı ilginç Kemalist Turkey) adlı kitabın nere-
söylentilere yol açıyor. (...) Ankara deyse her sayfası şöyle suçlama,
iftira, aşağılama, sövgü ve nefret
söylemiyle dolup taşıyordu:
"Türk Antlaşmasına ölüm!" (s.3)
"Türk, Avrupa'da da uygar uluslar
arasında da yer alamaz." (s.11)
"Rezil, kepaze antlaşma." (s.11)
"Bağımsız ve Birleşik Ermenistan'ın
koşul olarak dayatılması gerekirdi."
(s.19) "Türkler üretemez. Üretim
için Hristiyanlara muhtaçtır, ki
onları da yok etti. Kemalist rejim bu
yüzden ölmeye mahkumdur." (s.21)
"Lozan Antlaşması Amerika'nın
Türklere boyun eğme antlaşma-
sıdır." (s.28) "Reddedilmelidir,
çünkü Amerika'nın ulusal korkak-
lığının bir parçasıdır; ABD'nin
manevi çöküşünün göstergesidir."
(s.31) "Lozan Antlaşması, Ameri-
ABD Senatosuna Lozan Antlaşmasını ka'nın namusunu lekeliyor." (s.32)
reddetme çağırısı. The New York "Amerikan Hristiyan Misyonerlerin
Times, 10.12.1923 Türkiye'de çalışmasını engelliyor."
44
BD MAYIS 2018

"Unspeakable Turk (Adı


ağıza alınmaz Türk)" (s.48)
"Şimdiki (Kemalist) Türk,
yüzyıllarca Hristiyanlara
saldıran, öldüren Türklerin
soydaşı, mirasçısıdır." (s.48)
"Şu anda (yıl 1924) Türk-
lerin haremlerinde 200.000
Hristiyan kadın, çocuk ve
köle var. Kemalistler 4
yıllık (1920-1924) kendi
yönetimlerinde 300.000
Ermeni ve 1.000.000 Rum'u
katletti. İkibin yıllık geçmiş
boyunca Anadolu'da Hristi-
"Lozan Antlaşması ve Kemalist Türkiye" (The yanlar ilk kez yok edildiler."
Lausanne Treaty and Kemalist Turkey) adlı kitabın 5. (s.51) "Kemalistler dört
sayfası: Harvard Üniversitesi'nden Prof. A.B. Hart:
yılda 1.300.000 Hristiyan'ı
"Türk Antlaşmasına Ölüm!"
katletti; şimdi de imhayı
(s.36) "Bu, Amerika'yı aşağıla- tamamlamaya girişmiş bulunuyor-
yan, gereksiz bir antlaşmadır." lar. Kemalist hükümetin devrilmesi
(s.37) "Anadolu'da Hristiyanlık an meselesidir." (s.54) "Lozan
söndürüldü." (s.42) "Ankara rejimi antlaşması Hristiyanları köleleştir-
kısa sürede çökecektir." (s.45) mekte, evlerinden kovmaktadır. Bu
"Sendeleyen, yıkılacak bir rejime antlaşmayı reddetmek, Amerika'nın
teslim olmayacağız." (s.43) "Sevr hiç bir çıkarına zarar vermez."
antlaşmasında Ermenilere verilen (s.55) "Türkiye ekonomik olarak
Anadolu toprakları Lozan antlaş- can çekişiyor. Ekonomiyi elinde
masında da Ermenilere verilme-
dikçe; Sevr'de Hristiyanlara verilen “Amerika, yanlış
ayrıcalıklar, Lozan'da da tanınma- olarak ‘Türkiye
dıkça; Amerikan Hristiyan Misyo-
nerlere Türkiye'de sınırsız özgürlük Cumhuriyeti’
sağlanmadıkça; eskiden olduğu gibi denilen ‘Yakındoğu
konsoloslukların yargılama yetkisi
tanınmadıkça; kapitülasyonlar eskisi Suikastçileri’ ile
gibi sürmedikçe; Amerika, yanlış imzalanan Lozan
olarak "Türkiye Cumhuriyeti"
denilen "Yakındoğu Suikastçileri"
Antlaşmasını
ile imzalanan Lozan Antlaşmasını onaylamayı
onaylamayı reddetmelidir." (s.45) reddetmelidir.”
45
BD MAYIS 2018

tutan Ermeniler, Rumlar yok; Türki- mı?" (The Lausanne Treaty:


ye'nin üretimde deneyimli insan Should The United States Ratify
gücü kalmadı; İttihatçılar Kemal'i It?) başlığıyla kitap olarak basılıp
devirmek ve saltanatı yeniden dağıtılacaktı. Antlaşmanın onaylan-
kurmak için çalışıyor." (s.69, 70) masına karşı çıkan konuşmacıların
ABD-Türkiye Lozan Antlaş- kitapta yer alan görüşleri özetle
ması'nın Amerikan senatosunda şöyleydi:
onaylanmasını önlemek için Ameri- James W. Gerard: "Büyük
kan kamuoyunu böylesi yalanlarla savaşta 200.000 Ermeni Türkiye'ye
Türklüğe, Atatürk'e, Kurtuluş karşı müttefiklerin yanında savaşa
Savaşımıza, Cumhuriyetimize katıldı. Başkan Wilson Anadolu'nun
düşman etmeye yönelik bu kitaptan Doğu'sunu bağımsız Ermenis-
20 gün sonra, 5 Nisan 1924 günü tan yapma sözü verdi. Sevr'de bu
New York'ta, Hotel Astor'da, Lozan yazılıdır." (s.5) "Lozan antlaşması
Antlaşması'nın onaylanmasını savu- ise Amerika'nın Ermenilere verdiği
nan Prof. Edward M. Earle, Albert sözü yerine getirmiyor." (s.6) "ABD
W. Staub, Dr. James L. Barton ve Dışişleri Bakanı Hughes'in katiller
antlaşmanın onaylanmasına karşı olarak tanımladığı Kemalistlerle
olan James W. Gerard, Prof. A. bir antlaşma yapmak için bu acele
D. F. Hamlin, Henry W. Jessup'un nedir? Bu, iktidarı eline geçirmiş
katıldığı bir tartışma toplantısı bir maceracı grubun rejimidir.
düzenlenecek ve tartışma tutanağı Bunlar halifeyi de ülkelerinden
"Lozan Antlaşması: Amerika kovdular. İstanbul'u elinde tutan
Birleşik Devletleri Onaylayacak İttihatçılar ve din adamları bir gün
bunları devirip başka bir iktidar
kurulmasını sağlayacaktır. Gelirleri
giderlerini karşılamıyor; Anadolu
halkı açtır. Devrileceklerdir. Niçin
beklemeyelim? (...) Bu katiller
hükümetini niçin tanımak zorunda
olalım? Bu acele nedir? Bekleyelim.
Hükümetlerinin yaşayıp yaşama-
yacağını görelim. Kemal Paşa'nın
kan dökücü katillerinin hükümetini
tanımak için acele etmeyelim." (s.7)
Henry W. Jessup: "Bizden bu
katillerle el sıkışmamız isteniyor...
Ortada yüzyıllardan beri değişme-
Türk-Amerikan Lozan Antlaşması'nın miş ve değişmeyecek Türk karak-
onaylanmasına şiddetle karşı çıkan Eski teri var." (s.25) "Böyle adamlarla
ABD Büyükelçisi James W. Gerard. bu antlaşmayı onaylamaya itiraz
46
BD MAYIS 2018

ediyorum." (s.26) Başkanının Amerikan donanma-


Everette P. Wheler: "ABD sıyla, deniz ve kara birlikleriyle
Türkiye’ye hiçbir zaman savaş Türkiye'yi işgal etmeye hakkı
ilan etmediği için (...) uluslararası olduğunu savunuyorlardı.
hukukun esas ilkelerine göre, ABD ABD ve Türkiye arasında
ile Türkiye arasındaki 1830 ve 1862 6 Ağustos 1923 günü Lozan'da
anlaşmaları, Ankara Hükümeti’ni imzalanan Antlaşma, Amerikan
bağlayıcıdır." (...) "1830 antlaşması: kamuoyunu 4 yıl boyunca Türk-
Türkiye’de yerleşen Amerikan lüğe, Atatürk'e, Kurtuluş Savaşı-
vatandaşları, hiçbir şekilde rahatsız mıza, Cumhuriyetimize kin, öfke,
edilip tecavüze uğramayacak ve nefret duygularıyla dolduran bu
işlerinde rahat bırakılacaklardır, gibi propaganda yayınlarından
hükmünü içermektedir. Bu madde sonra 1927'de ABD Senatosu'nda
1862 antlaşmasıyla teyit edilmiş- görüşülecekti. 13 Ocak 1927 günlü
tir. (...) Temel ilkeler göz önünde oturumda Senatör William H.
tutularak, Türkiye’deki Amerikan King:
vatandaşlarının yukarıda sözü "Kemalistler 1919'da güce eriş-
edilen antlaşmalar uyarınca doğan tikten sonra Merzifon'da, Pontus'ta,
haklarının korunması ve uğradık- Kilikya'da, İskenderun'da, İzmir'de
ları zararların karşılanması (...) ve Musul'da toplu katliamlar yaptı-
gerektiği takdirde bu amaçla kara lar (...) 2.000.000'dan çok Hristi-
ve deniz kuvvetlerini kullanmak, yan'ı evlerinden vahşetle çıkardılar,
ABD Cumhurbaşkanının görevidir soydular, öldürdüler. (...) ABD
kanısında olduğumu beyan ederim. Başkanı Hardling Ermenistan'ın
Lozan Antlaşması’yla tanındığı haklarını koruma sözü vermişti. Biz
söylenen haklar 1830 antlaşmasıyla Ermenilere ihanet ettik. (...) Kemal
sağlanmış olan hakların gerisin- Paşa, şimdi sürgün olan 1.000.000
dedir. 1830 haklarımızdan niçin Ermeni'ye Başkan Wilson'un tanı-
vazgeçelim?" (s.31) dığı hakları vermedikçe, ABD'den
*** maddi-manevi yardım göremeye-

G örüleceği üzere, Lozan Antlaş-


ması'na karşı çıkanlar, Osmanlı
döneminde, 1830'da Halife Sultan
cektir." diyordu. (Congressional
Record, s.1572, 1573.)
Lozan Antlaşması ABD
II. Mahmud ve 1862'de Halife senatosunun 18 Ocak 1927 günlü
Sultan Abdülaziz'in Amerika ile oturumda görüşüldü ve oylandı.
imzaladığı ve Osmanlı devletinin Dört yıldır Lozan Antlaşması karşıt-
yıkılışına yol açan anlaşmaların larının gazete, kitap vs. yayınlarıyla
Türkiye Cumhuriyet'i tarafından Amerikan kamuoyuna aşıladıkları
da geçerli sayılmasını istiyor ve Türkiye düşmanlığı, kimi senatör-
eğer Türkiye 1839, 1862 antlaş- leri de etkisi altına almıştı. Bunlar-
malarını tanımayacak olursa, ABD dan biri olan Senatör William
47
BD MAYIS 2018

David Upshaw, Türkiye Cumhuriyeti


tutanaklarında yer denilen, aynı barbar
alan konuşmasında kanlı idealler peşin-
özetle: dedir." (...) "Kemal
"Lozan antlaş- Paşa'nın barbar yöne-
masını onaylamak timi altında, milyon-
Türklerin 1000 larca Rum ve Ermeni
yıllık barbarlıklarını acımasızca katliama
onaylamak anlamına uğratılmıştır. Hristiyan
gelir. (...) Anlaşmayı genç kızlar vs. yakıldı
onaylamak, Kemal yıkıldı." (...) "Anlaş-
Paşa'nın kan kokan mayı onaylamak Kanlı
dostluk elini sıkmak- geçmişe bir sünger
tır. (...) Bu antlaşma, Lozan Antlaşması'nın onay- çekmek demektir.
vahşi Timurlenk, lanmasına karşı çıkan senatör (...) Hristiyan kızlar
aşağılık korkunç İvan, William H. King. halâ (1927) haremde
insan kafataslarından piramitler tutsaktır. Daha geçen sene bunlar-
üzerinde rezil Cengiz Han benzeri dan 200 tanesi haremden kurtarı-
bir diktatörün zekice yürüttüğü bir labilmiştir. (...) "İzmir Katliamı:
politikanın toplamıdır. Savaştan 9 Eylül 1922'de Kemalin askerleri
bıkmış dünyaya, bütün uygar ulus- İzmir'e girdi, 13 Eylülde Hristi-
lara onursuzluk getiren bir dalave- yan mahalleleri yakıldı. Askerler
reyle antlaşmayı imzalatabilmiştir!” küçük kızlara gece gündüz vahşice
(...) "Unspeakable Turk" (Adı ağza saldırdı." (...) "Barbarizm, Greklerin
alınmaz Türk) ile ticaret yapılma- Ermenilerin katli Kemal Paşa'nın
malıdır. Kemal Paşa, katil, tiran; gözleri önünde oldu." diyordu.

ABD Senatosu
48
BD MAYIS 2018

Lozan Antlaşması'nın onaylanmasına karşı konuşmasında Türklüğe, Atatürk'e Kurtuluş


Savaşımıza ve Cumhuriyetimize iftira ve hakaretler yağdıran Senatör William David
Upshaw ve senato tutanağında yer alan konuşması.
(Congressional Record, s.1881, konuşmasında “Kültürlü ve uygar
1882, 1883) bir ülkede, bağnaz bir azınlık, nasıl
Konuşmalardan sonra oylamaya olup da aydın çoğunluğa istedi-
geçilecek; antlaşmanın onaylana- ğini empoze edebilir?” dediği ileri
bilmesi için oy kullanan 84 sena- sürülecekti. (Akt. Bilal N. Şimşir,
törün 3'te 2'si yani 56'sının evet "Amerika'da Ermeni Lobisi ve
oyu vermesi gerekecekti. Oylama Lozan Anlaşması Kavgası", Ermeni
sonucu 34 hayır, 50 evet oldu. Evet Araştırmaları d. Sayı 3, Eylül-E-
oylarının sayısı 56'ya ulaşmadığı kim-Kasım 2001.)
içindir ki ABD-Türkiye Lozan ***
Antlaşması onaylanmamış oldu.
Bunun üzerine iki ülke 17
Şubat 1927'de bir "Modus Vivendi"
T ürklüğe, Atatürk'e, Kurtuluş
Savaşımıza, Cumhuriyetimize
atılan iftiraların ucu; 95 yıl önce
(Geçici Durum) anlaşması imza- Amerika'da Lozan Antlaşması'nın
layarak diplomatik ilişki kuracak, reddedilmesiyle sonuçlanan kara
büyükelçiler görevlerine başlayacak propagandaya dayanıyor.
ve Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa "Psikolojik Savaş" dedikleri, işte
Kemal'in (Atatürk), Ankara'da böyle bir şey... •
Amiral Bristol önünde yaptığı bir cengizozakincibd@gmail.com
49
Hazırlayan:
Ş. GÜLBİN GÜZEY

Bilginizi Denetleyin
1-Halen faal olan ve 5-“Marul” hangi bitki 9-Bateri çalmaya
dünyanın en eski üni- ailesindendir? yarayan değneğe ne ad
versitesi olarak bilinen a-Papatyagiller verilir?
üniversite hangisidir? b-Maydanozgiller a-Baget
a-Cambridge c-Turpgiller b-Tokmak
Üniversitesi d-Turunçgiller c-Çüven
b-Bologna d-Bızbız
Üniversitesi 6-Queen grubunun
c-Oxford solisti kimdir?
10-Ankara’nın
Üniversitesi a-David
en kalabalık ilçesi
d-Harvard Gilmour
hangisidir?
Üniversitesi b-Freddie
a-Keçiören
Mercury
2-Kişinin kendine b-Mamak
c-Kurt Cobain
hayran olmasına ne ad c-Çankaya
d-John Lennon
verilir? d-Altındağ
a-Pragmatizm
7-Türkiye
b-Nihilizm 11-Çemişgezek hangi
Cumhuriyeti
c-Narsizim ilimizin ilçesidir?
tarihinde ilk banknot
d-Sadizim a-Diyarbakır
basımı hangi yılda
3-Kasları kemiklere gerçekleşmiştir? b-Tunceli
bağlayan yapılara ne ad a-1923 c-Hakkari
verilir? b-1925 d-Batman
a-Bağdoku c-1927
b-Ligament d-1932 12-Antalya’nın
c-Menisküs şelalesi ile aynı
d-Tendon 8-Açık artırma ile adı taşıyan ilçesi
satışa ne ad verilir? hangisidir?
4-“Ag” hangi a-Mezat a-Manavgat
elementin simgesidir? b-Müzayede b-Kaş
a-Altın b-Demir c-Müzakere c-Kemer
c-Gümüş d-Azot d-Efemera d-Alanya Yanıtlar:
151.
sayfada

50
Promete BD MAYIS 2018

Necdet Pamir

Ulusal
Enerji
Politikası
Nasıl
Olur?

Önce bir hatırlatma yapalım:


Türkiye, enerji tüketiminin %75’ini, elektrik tüketiminin
%51’ini ithal kaynaklarla karşılıyor.
E nerjide dışa bağımlılık, sadece
cari açığın en önemli nedeni
olmakla kalmıyor. İthalatta ağır-
yurttaşlarımızın ödenebilir koşul-
larda ve kaliteli enerjiye erişimini
sağlamak için, gerçekten ulusal bir
lıklı olarak bağımlı olduğumuz enerji politikamız olmalı…
ülkelerle olan ilişkilerimiz dikkate
alındığında, ekonomik olduğu Kaynaklarımız yeterli mi?
kadar, güvenlik riski de yaşanabile- Yeni keşifler olmasa bile,
ceği görülüyor. Dolayısıyla, ulusal mevcut enerji kaynakları-
çıkarlarımızı koruyacak biçimde, mız, önümüzdeki on yıllarda,
51
BD MAYIS 2018

bağımlılığımızı azaltarak, sorunsuz üretebilecek “yerli potansiyelimiz”


enerjiye erişmemizi rahatça sağlaya- halen beklemektedir.
bilecek düzeydedir.
Somutlayalım: Makine Mühen- Enerji ekipmanlarının yerli
disleri Odası (MMO) yılda birkaç imalatı
gez güncellediği “Türkiye’nin Doğal olarak, sadece kaynak-
Enerji Görünümü” raporunu, en ların varlığı, kendiliğinden yerli
son ODTÜ Mezunlar Derneği’nde katkıyı arttırmaz ve ulusal bir
sundu. Raporda kullanılan rezerv ve enerji politikasının oluşturulma-
potansiyellere ilişkin veriler, Enerji sına yetmez. Rüzgar, güneş, su,
Bakanlığı’nın resmi verileri… jeotermal “sizin” olsa da eğer bu
Buna göre; “henüz devreye alın- kaynakları enerjiye dönüştürecek
mamış yenilenebilir (yerli) enerji aksamın büyük bölümü dışarıdan
gelmeye devam edecekse,
bu kaynaklara dayalı poli-
tikaya da “ulusal” diyeme-
yiz. MMO Raporu’na göre
“Türkiye, (2015 yılında)
yenilenebilir enerji ekip-
Tamamen yerli kaynaklarla ve manlarda 8 milyar dolarlık
mal ithal ederken, ihra-
enerji yoğunluğunu azaltarak, catının 5,6 milyar dolar
750 milyar kilovat- olduğu görülmektedir.
Ülkemiz, 2015 yılında 4
saatten fazla ilave milyar dolar değerinde
elektrik üretebilecek güneş enerjisi ekipmanı
ithal ederken; ihracatı ise
“yerli potansiyelimiz” 1,9 milyar dolar seviye-
halen beklemektedir. sinde olmuştur. Türkiye
2015 yılında 3,5 milyar
kaynaklarından” elde edilebilecek dolarlık termik santral ekipmanı
ilave elektrik üretimi, 613 milyar ihracatı karşısında, 6 milyar dolarlık
kilovat-saattir. Enerji verimliliğinde ithalat gerçekleştirmiş ve böyle-
yapılabilecek iyileştirmelerle bu likle 2,5 milyar dolar dış ticaret
miktar, yaklaşık % 25 artacaktır. açığı vermiştir.” Yerli ve özellikle
Türkiye’nin 2017 yılı elektrik yenilenebilir enerji kaynakları
tüketimi yaklaşık 288 milyar bakımından yeterli potansiyeli olan
kilovat-saat olmuştur. Dolayısıyla, ülkemizin, üniversite ve sanayi
tamamen yerli kaynaklarla ve enerji işbirliği ile kamunun doğru yönlen-
yoğunluğunu azaltarak, 750 milyar dirme ve destek politikalarıyla, yerli
kilovat-saatten fazla ilave elektrik imalattaki bu dengesizliği, ulusal bir
52
BD MAYIS 2018

kırılması,
“ulusal” bir
enerji politikası-
nın vazgeçilmez
köşe taşı olma-
lıdır.

Enerji
sektörü
stratejik bir
sektördür
Enerjide
dışa bağımlılık,
ekonomi ve
ulusal güvenlik
açısından risk
seferberliğe dönüştürmesi mümkün oluşturuyorsa, bu sektörün stratejik
ve gereklidir. olmadığını iddia etmek, hiç de akıl-
lıca değildir. Oysa tarihte, bu yalın
Enerji karışımında ithal gerçeği defalarca kanıtlayan ne çok
kaynakların ağırlığı örnek vardır.
azaltılmalı “Tarih, petrol varillerine erişe-
Türkiye halen tükettiği enerjinin bilmek için silaha başvuran ülke
yaklaşık %75’ini ithal etmektedir. örnekleriyle lekelenmiştir. Japon-
Elektrik üretiminde kullanılan ya’nın petrolde dışa bağımlılığı,
kaynakların da %51’i ithal kaynak- 1930’larda bu ülkeyi yayılmacı
lardır. Enerji tüketiminde en büyük ve saldırgan bir dış politika izle-
payı, ulaştırma sektörünün başlıca meye ve önce Çİin, sonra ABD ile
yakıtı olan petrol oluştururken çatışmaya sürüklemiş ve Hiroşima
(%31), onu doğal gaz (%28) ve ve Nagazaki gibi iki felaketle
kömür izlemektedir. Isıl değeri sonuçlanmıştır. Hitler’in Rusya’ya
düşük, nem ve kükürt oranı yüksek saldırma nedeni, önemli oranda,
(yerli) linyitin payı %10, önemli Nazi savaş makinası için petrol
bölümü ithal edilen taş kömürünün temini gereksiniminden kaynaklan-
payı ise %17 civarındadır. Enerji mıştır. Panzer’lerini, Moskova’dan
tüketiminde çok yüksek pay alan petrol zengini Bakü’ye çevirme
petrolde dışa bağımlılık %94, doğal kararı, Üçüncü Reich’ın kaderini
gazda 99’dur. Dolayısıyla, cari belirlemiştir.”1
açığın başlıca kaynağı olduğu kadar Irak ve Suriye’de yıllardır
enerji ve ulusal güvenliğimizin de yaşanan trajedi ve masum sivillerin
“Demokles Kılıcı” olan bu sarmalın katledilmesinin temel nedeninin,
53
BD MAYIS 2018

petrol ve doğal gaz kaynaklarının Ne yazık ki bir taraftan “Milli


kontrolü ile ilgisinin olmadığını öne Enerji” sloganları dillendirilirken,
sürebilmek için aşırı “iyimserlik” enerji (ve elektrik) sektörünün özel-
gerekir. leştirilmesine, alıcının yerli ya da
Özlü sözdür: “Ele verir talkını, yabancı olduğuna bakılmaksızın hız
kendi yutar salkımı”… Avrupa verildi. Elektrik sektöründe kurulu
Birliği bize, “Enerji sektörünü libe- gücün ve üretimin % 80’inden
ralleştirin; kamu kurumlarının teke- fazlası özele devredildi. Söylem
lini ortadan kaldırın” diye akıl verir- ve eylem, ne yazık ki tam tersine
ken, liberalizmin kalesi İngiltere`nin gelişti.
en büyük enerji şirketi Centrica`nın
Rus Gazprom`a satılması gündeme
gelince, İngiliz Sanayi Bakanı
Johnson, “Bu sektör çok önemli,
E nerji sektöründe ise elde kalan
iki üç kuruluş vardı (TPAO,
Botaş, Eti Maden gibi); onlar da
gerekirse yasa değişikliğine gideriz” adım adım özelleştirilmeye gidi-
diyordu. Alman enerji şirketi E.on, yorlar. Önce “Türk” Varlık Fonu’na
İspanyol Endesa'ya 34,6 milyar devredildiler. Sırada önceki Enerji
dolar teklif etti. İspanya Başbakanı Bakanı Sayın Taner Yıldız’ın
Zapatero, enerji sektörünün stratejik ifadesi ile “TPAO’nun, THY modeli
öneme sahip olduğunu ileri süre- ile özelleştirilmesi” aşaması var.
rek alışverişi engelledi. Zapatero, Milli politika, milli kuruluşlar eliyle
Endesa'nın satışını olanaksız hale yapılır. Bu nedenle de TPAO’nun
getirmek için diğer İspanyol enerji önceki Petrol Kanunu’ndaki (6326
şirketi GasNatural ile birleştirme sayılı) 6. Madde ile (Petrol ile
kararı aldı. ilgili; müsaade, arama ruhsatnamesi
ve işletme
ruhsatnamesi
alma hakkı
Devlet adına,
Türkiye Petrol-
leri Anonim
Ortaklığı’na
aittir.) yetkili
kılınması ön
koşuldur. Zira
11 Haziran
2013’te, 6491
sayılı “Türk”
Petrol Kanunu
çıkarıldı ve
bu madde
54
BD MAYIS 2018

kaldırıldı!
Görüldüğü
gibi, bir kanu-
nun başına
“Türk” yazı-
lınca, bunun
sonucunda
oluşan poli-
tika, mutlaka
“milli”
olmuyor.
Ve bu kuru-
mun gerçek
anlamda milli
ve özerk nite-
liğe kavuş-
turulması, 1954 yılındaki kuruluş ve diğer çevresel sorun yaratacak
yasasındaki gibi dikey bütünleşik salımların nasıl çözümleneceği
yapıya dönmesiyle mümkündür. (karbon tutma ve kullanma tekno-
Tıpkı BP, Exxon, Statoil, ENI, lojileri gibi) de toplumla açıkça
Lukoil, PdVSA, Petrobras, NIOC, paylaşılmalı ve onay alınmalıdır.
ya da CNOOC gibi… Milli petrol
politikasının yapı taşları da ancak Sonuç
bu biçimde oluşturulabilir. Türkiye’nin her alanda olduğu
“Milli kömür” politikasından gibi, enerji sektöründe de gerçekten
söz edebilmek için de yapılması milli ve tam bağımsız bir politi-
gereken çok şey var. Öncelikle kaya gereksinimi, her zamankin-
kömür üretiminde taşeronlaşmaya den fazladır. Ancak Gazi Mustafa
son vermek gerekir. İş güvenliği Kemal Atatürk’ün dediği gibi “Tam
yoksa milli bir duruştan da söz bağımsızlık denildiği zaman; elbette
edemeyiz. Isıl değeri düşük, nem ve siyasi, mali, ekonomik, adli, askeri,
kükürt oranı yüksek yerli linyit için kültürel vs. her hususta, tam bağım-
özgün ve milli bir yaklaşım gerekir. sızlık ve tam serbestlik demektir.
Örneğin, kömür rezervinin Bu saydıklarımdan herhangi
“ihaleyi kazanacak şirkete bedelsiz birinde bağımsızlıktan yoksunluk,
devredileceği” bir yöntem, milli millet ve memleketin gerçek manası
olamaz. Kazan tipi, yakma teknolo- ile bütün bağımsızlığından yoksun-
jisi, verimi belirlenmemiş bir poli- luğu demektir.” •
tika da herhangi bir sıfatla nitelen- necdetpamirbd@gmail.com
dirilebilirse de “milli” olduğunu öne 1-Energy Security: In the Eyes of the Beholder; Gal
Luft & Anne Korin, Energy Security Challenges for the
sürmek, gerçekçi değildir. Karbon 21st Century
55
BD MAYIS 2018
Büyük Yapıtlarımız
Konur Ertop

Tarihi
Aydınlatanlar
Tarihi
Karartanlar

2 017’nin Aralık
ayında, Başkent
Üniversitesi’nin Bağlıca
Tarihi üzerine bilimsel
çalışmalar yapmak isteyenlere
hizmet vermekti. Burada gerçek-
Kampüsü’nde düzenlenen leştirilen araştırmaların ve kabul
törenle “Ord. Prof. Enver edilen doktora tezlerinin arasından
Ziya Karal, Tarih Uygu- Yönetim Kuru-
lama ve Araştırma Merke- lunca seçilenler
zi”nin açılışı yapılmıştı. Araş- yayınlana-
tırma merkezinde Karal’ın zengin bilecek; iki
kitaplığı, arşivi, haritaları, fotoğraf yılda bir aynı
albümleriyle birlikte merhum kapsamda seçi-
tarihçinin meslektaşı olan kızı Prof. len bir yapıta
Dr. Seçil Karal Akgün’ün kitaplığı, Merkez adına
araştırma dosyaları da yer alıyordu. ödül verile-
Merkezin amacı, yakın dönem cek; Osmanlı
Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti Enver Ziya Karal ve Türkiye
56
BD MAYIS 2018

Cumhuriyeti Tarihi üzerine yüksek şekle döndürülmesiyle yaşadığı


lisans ve doktora yapmak isteyen acıdır. Nitekim, 12 Eylül yönetimi
birer öğrenci, Merkez Yönetim bu kurumları Başbakanlığa bağla-
Kurulu’nun seçimi ile ikişer yıllık mayı kararlaştırınca bilimi kendi
burslardan yararlanacaktı. eliyle siyasallaşmaya teslim etme-
mek için Kurumun başkanlığından

E nver Ziya Karal Cumhuriyet


döneminin yetiştirdiği ilk
aydınlar kuşağındandı. Balkan
ayrılmaya karar verdi. Bize ‘Yarın
gidip odamı boşaltayım’ dediği
Pazar günü gecesi, harplere, darp-
Savaşının acıları arasında yetim ve lere, yoksulluğa yoksunluğa daya-
öksüz kalmıştı. Ağabeylerinden biri nan yüreği, Atatürkün özgün-özgür
onu Alaçatı’da yetimevine yerleşti- bilim anlayışının karartılmasına
rebildi, yitirdiği öteki ağabeyine ise
çok sonra kavuşabilecekti. Cumhu-
riyetin ilan edildiği yıl parasız yatılı
öğrenci olarak Edirne Lisesi’ne
girdi. Daha sonra Avrupa sınavını
kazanarak Fransa’ya gönderildi.
Üniversite reformunda Edebi-
yat Fakültesi Yakınçağ Tarihi
Kürsüsü’ne atandı. Daha sonra
yeni kurulan Dil ve Tarih Coğrafya
Fakültesi’nde yakınçağ tarihi profe-
sörü oldu. DTCF’ye bağlı Türk
Devrim Tarihi Enstitüsü’nü kurdu.
DTCF dekanlığı, Ankara Üniver-
sitesi rektörlüğü, 1960’ta Kurucu
Meclis üyeliği, Anayasa komisyonu
başkanlığı, Türk Tarih Kurumu Prof. Dr. Seçil Karal Akgün
başkanlığı görevlerinde bulundu.
Kızı Prof. Dr. Seçil Karal Akgül dayanamadı. Kalp krizi geçirerek
onun bu son göreviyle ilgili olarak öldü.”
şunları anlatmıştı: “Ord. Prof. Enver Ziya Karal
“Babamı düşünürken en Tarih Uygulama ve Araştırma
üzüldüğüm nokta, ömrünü adadığı Merkezi”yle ilgili çalışmaların son
Atatürk’ün en güçlü yapıtlarından aşaması yaşanırken akıl almaz bir
olan ve bağımsız bilim kurumu olay meydana geldi:
olması için mal varlığını bıraktığı “Yeni Akit” gazetesi, söz
Tarih Kurumu’nun başkanlığını konusu kitapta, “diktatör” denilerek
yaparken, bu kurumun, onun vasi- Abdülhamit’e hakaret edildiğini
yeti göz ardı edilerek, bambaşka ileri sürdü.
57
BD MAYIS 2018

Gazetenin saldırısında şu sözler dönemi'ni bir 'istibdat dönemi'


yer alıyordu: olarak tanımlamadığı geçtiğimiz
“Osmanlı Tarihi cildinde, Sultan günlerde kamuoyuyla paylaşılan,
II. Abdülhamid’i karalayan ifade- ‘Vefatının 100. yıldönümünde
lerin sıkça yer aldığı ifade edildi. Sultan 2. Abdülhamid Han’ isimli
Özellikle dış politikada yürüttüğü belgesel filmde de görülecektir.”
‘İslam Birliği’ şiarıyla Müslümanla- diyordu.

İsmail Hakkı Uzunçarşılı ve Enver Ziya


Karal ve birlikte hazırladıkları Büyük
Osmanlı Tarihi adlı eser.

rın gönlünü fetheden Ulu Hakan’ın


34. Osmanlı Hükümdarı olarak Söz konusu haberin “Yanlış ve
tahta çıktığı 1876 yılından sonraki yanıltıcı bilgilendirmeler” içerdiği,
sürecin ‘baskıcı rejim’ olarak yansı- “bilimsel ve etik” olmadığı ileri
tıldığı belirtildi. sürülüyordu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Ancak bu “etik dışı” açıklama-
Erdoğan tarafından ‘dünyanın sıyla TTK, bilimsel saygınlığını da
son evrensel imparatoru’ olarak bir kez daha yitirmiş oluyordu.
tanımlanan Sultan Abdülhamid’e Türk Tarih Kurumu ayrıntılı
yönelik çirkin ifadelerin yer aldığı bir Osmanlı tarihinin yazılmasını
Osmanlı Tarihi isimli eserler ile -konuyla ilgili çok yetkili adlar
ilgili, yetkililerin harekete geçmesi oldukları için- İsmail Hakkı Uzun-
isteniyor. Düşmanca bir tutumla çarşılı ile Enver Ziya Karal’dan
ecdada hakaret edilen skandal kita- istemişti. Başlangıçtan III. Selim
bın toplatılması bekleniyor.” dönemine değin gelen 4 cildi,
Bu yersiz saldırı karşısında Türk Uzunçarşılı hazırladı. Sonraki dört
Tarih Kurumu’nun tarihi karartan cildi Enver Ziya kaleme aldı. İkinci
açıklaması ise daha da şaşırtıcıydı. Meşrutiyet ve Birinci Dünya Savaşı
Açıklama, "Kurumumu- ile ilgili bölümü de hazırlamış fakat
zun Sultan II. Abdülhamid Han baskıya verememişti. Bu malzemeyi
58
BD MAYIS 2018

tarih öğretmeni olan eşiyle tarih Abdülhamit’in kendisi de kavra-


profesörü olan kızı gözden geçirdi; mım yabancısı değildi.
TTK büyük dizinin son cildi olarak V. Murat’ın tahttan indirilmesi
onu da bastı. kararlaştırılınca Maslak çiftliğinde
kendisiyle görüşmeye giden sadra-

K aral’ın meslektaşı Prof. Dr.


Şerafettin Turan, yapıtı,
“Klasik bir siyasi tarih anlatımın-
zamla yanındakilere ondan görü-
şünü açık açık sormuşlardı. Verdiği
yanıt, Karal’ın kitabındadır:
dan ziyade, olayların arka plandaki “Benden hükümet şekli meşru-
gelişmesi, olaylar karşısında halkın tiyet mi yoksa istibdat mı, hangisini
tepkisini yansıtması ve sosyal tercih edersin diye sordular. Ben de
tarih yönünün katkılarıdır. Bunlar cevaben bir gemi kaptanı, gemiye
bir bakıma da Türkiye’deki tarih kumanda ettiği zaman nasıl ki
yazıcılığının aşamalarıdır,” diye icabı hale göre kumanda ederse,
değerlendirmişti. ben de kumanda mevkiine gelince
Dizinin tartışma konusu olan selamet-i memleket hangi suret-i
8. Cildi, “Birinci Meşrutiyet ve idarede olduğuna kanaat gelirse ve
İstibdat Devirleri” alt başlığını taşı- hangi idareyi hayırlı görüyorsam
yordu. “Yeni Akit” yazarının haka- onu ihtiyar ederim (seçerim).”
ret saydığı “İstibdat devri, istibdat Padişah ülkenin çıkarını o yolda
idaresi, istibdat rejimi” sözleri görmüş olmalı ki büyük umutla
dönemle ilgili bütün kaynaklarda ilan edilen anayasa çok geçmeden
bolca kullanılmıştır. Bir ülkeyi zora, rafa kaldırılarak meclis kapatılmış,
baskıya dayanarak yönetme anla- “istibdat” yönetimi başlamıştır.
mına gelen Fransızca “despotisme” Karal’ın kitabı bu dönemdeki
sözcüğü Osmanlıcaya “istibdat” uygulamaları sergilemektedir.
diye çevrilmişti. Kaynaklarda gösterilerek aktarılan

II. Abdülhamit: “Bizim


memleketimizde halk,
henüz, çok saftır,
çok az okumuştur;
insanlarımıza çocuk
muamelesi yapmaya
mecburuz; (…) halkın zihnini
zehirleyecek her şeyi ondan uzak
bulundurmalıyız.”
59
BD MAYIS 2018

şu örnekler oradandır: profesörlük düzeyine yükselmiş,


“Tam anlamıyla istibdatçı ve dekanlık, rektörlük yapmış, Türk
mutlak bir hükümdar haline gelmişti. Tarih Kurumu’nun başkanlığında
Kendi iradesi her kanunun üstünde bulunmuş bir bilim adamından
idi. Onun arzusuna ve rızasına muha- tarihsel bir kişiye hakaret etmiş
lif hiçbir şey yapılamazdı.” olması elbette beklenemez.
“Basın hürriyeti kaldırıldı.
Abdülhamit II.’nin gerekçesi şu
idi: ‘Bizim memleketimizde halk,
henüz, çok saftır, çok az okumuştur;
II. Abdülhamit’i doğru değer-
lendirmek isteyenler -tarih
kitabında hakaret ararken- örneğin
insanlarımıza çocuk muamelesi Mehmet Âkif’in “İstibdat” şiirini de
yapmaya mecburuz; (…) halkın anımsamalıdır:
zihnini zehirleyecek her şeyi ondan “Yıkıldın, gittin ey mülevves
uzak bulundurmalıyız’” devr-i istibdad
“Hafiyelerin ihbar ve iftira Bıraktın milletin kalbinde
kurbanlarını muhakeme etmek için çıkmaz bir mülevves yâd
özel soruşturma komisyonları ve …
mahkemeleri kuruldu. Can, mal, Ne âli kavm idik; hayfa ki sen
mülk ve namus dokunulmazlığı geldin sefil ettin;
bir defa daha takdirî hükümlere ve Bütün ümmid-i istikbali artık
keyfî kararlara tabi olmaya başladı.” müstahil ettin;
Rezil olduk… Sen ey kâbus-i

S özünü hiç esirgemeyen İbnü-


lemin Mahmut Kemal İnal’ın
“sadrazamlar bostan korkuluğu
hûnî, sen rezil ettin!

Düşürdün milletin en kahraman
hükmünde idi,” diye eleştirdiği evladını ye’se
dönemle ilgili değerlendirmele- Ne mel’unsun ki rahmetler okut-
rini noktalarken E. Z. Karal şöyle tun ruh-i İblise!”
demişti: (Ey kirli İstibdat dönemi
“Padişahlık için ciddi bir şekilde yıkıldın, gittin / Milletin kalbinden
yetiştirilmiş olmadığı için devlet çıkmayacak pis bir anı bıraktın…
idaresi hakkında temel fikirleri / Ne yüce toplumduk; yazık ki sen
yoktu. Bu sebeple zekâsı ve çalış- geldin bizi alçalttın. / Gelecek
kanlığı yapıcı olmaktan uzaktı. (…) umutlarını artık gerçekleşemeyecek
Beraber çalıştığı kimselerin yüksek duruma soktun. / Rezil olduk. / Sen
bir idealden mahrum olmaları, ey kanlı kâbus, sen rezil ettin… /
kendisi gibi onların da perakende Milletin en kahraman çocuklarını
fikirleri aşamayan tasarılara sahip umutsuzluğa düşürdün. / Öylesine
bulunmaları istibdat idaresinin lanetlisin ki şeytanın ruhuna bile
kurulmasına sebep olmuştur.” rahmet okuttun!) •
Mesleğinde ordinaryüs konurertopbd@gmail.com
60
Evrensel Bakış Açısı BD MAYIS 2018

Gürbüz Evren

Fransa’nın
Anadolu’da Yaptığı
Katliamları
Gizleme Politikası (2)
F ransızların, İskenderun’a asker
çıkarmalarının ardından
11 Aralık 1918 tarihinde Dörtyol’u
egemenlik girişimleri Ermenileri
cesaretlendirmiş ve harekete geçir-
mişti. Nisan 1921’de imzalanan
işgal etmeleriyle birlikte, Urfa, Ankara Anlaşması’na kadar bölgede
Antep, Maraş, Adana, Mersin’i kalan Fransız ordusu içindeki
kapsayan, Niğde sınırındaki Pozan- Ermenilerin ve yerel Ermenilerin
tı’ya dayanan bir bölgeye uzanan yüzlerce camiyi yakması, binlerce
61
BD MAYIS 2018

Türk’ü öldürmesi, topraklarından Durant komutasındaki bir birlik


evlerinden sürmesi, mallarına baskına uğrayan köylere gitmiştir.
el koyması kayıtlara geçmiştir. Çamlıca köyüne girildiğinde Erme-
Ermenilere ilk tepkiyi, Türklerin nilerin camiyi ateşe verdiğini gören
kâfir olduğuna inandırılan ve İslam Cezayir ve Senegalli Müslüman
düşmanlarıyla savaşacakları yalanı askerler çok sinirlenerek duruma
anlatılan Fransız ordusundaki müdahale etmiştir. Ermenilerin
Cezayirli ve Senegalli Müslüman karşılık vermesi üzerine ise Müslü-
askerler vermiştir. Yoğun bir Ermeni man askerler ateş açarak 8’ini
nüfusunun bulunduğu Kozan (Sis) öldürmüştür. Aynı Fransız birliğinde
çevresindeki Türk köylerinin ateşe görevli 6 Ermeni asker ise Teğmen
verildiğini, camilerin yakıldığını Durant’ın tüm çabalarına rağmen
gören Cezayirli ve Senegalliler, Müslüman askerlere ateş açmıştır.
isyan etmiş, başlarındaki Fransız Kısa süreli bir çatışma yaşanmış ve
komutanların emirlerini dinleme- Müslüman askerlerin sayıca üstün
olması nedeniyle Ermeniler geri
Fransız Yüzbaşı Leroy: çekilmiştir. Birlik komutanı Erme-
nilerin bölge halkına yaptığı baskı
“Ermenileri ve zulümden sürekli şikâyetçidir”
gereğinden fazla demektedir.
şımarttık. Türkleri
gördükleri yerde B u olaydan sonra, Adana’nın,
Mersin’in ve Hatay’ın değişik
bölgelerinden benzeri haberler
öldürmekten gelince Adana’da bulunan 1.
çekinmiyorlar.” Fransız Tümeni karargâhından
bir müfettiş görevlendirilir. Daha
yerek, Ermenilere ateş açmıştır. Bu önce Beyrut’ta görev yapmış
konu, Adana’daki Fransız karar- Yüzbaşı Denis Leroy, Fransız işgal
gâhında görevli Binbaşı Vincent bölgesindeki olayları mercek altına
Beaumont tarafından Kara Kuvvet- alır. Ermenilerin saldırılar düzen-
leri Komutanlığı’na rapor edilmiştir. lediği, katliamlar yaptığı yerleşim
Binbaşı Beaumont, 24 Mart 1919 birimlerini ziyaret eder. Aynı yılın
tarihli ve 27/231 sayılı raporunda, Aralık ayında raporunu yazmaya
“3 Mart’ta Kozan yakınındaki 4 başlayan Yüzbaşı gördükleri
Türk köyüne yerel Ermeni güçlerin karşısında dehşete düşmüştür. Ocak
yaptığı baskında, çoğunluğu kadın 1920’de yazmaya başladığı rapo-
ve çocuk 197 Türk öldürülmüştür. runu 4 Şubat’ta tamamlayarak, Kara
Katliamdan kaçan Türklerin bölge- Kuvvetleri, Sömürgecilik Bakanlığı
deki Fransız müfrezelerinden yardım ve Dışişleri Bakanlığı’na gönderir.
istemeleri üzerine Teğmen Louis Yüzbaşı Leroy, 7 Şubat 1920 tarihli
62
BD MAYIS 2018

33/489 sayılı raporunda öncelikle 5 Cumhurbaşkanlarının tutumunu çok


madde sıralamıştır; iyi anlatmaktadır.
“1) Cezayir ve Senegalli Müslü- Adana’daki Fransız 1. Tümeni
man askerler, bölge halkının dinsiz karargâhına ulaşan belgede özetle,
kâfirler değil de Müslüman Türkler “Ermenilerin sadece bölgenizde
olduğunu anladıktan sonra işimiz değil Anadolu’nun farklı alan-
çok zorlaştı. larında da Müslümanlara karşı
2) Ermenileri gereğinden fazla savunulamayacak işler (toplu katli-
şımarttık. Türkleri gördükleri
yerde öldürmekten çekinmiyor-
lar. Öldürülen Türk sayısı 7 bin
civarındadır. Bize intikal etmeyen
olayları da dikkate alırsak sayı
çok daha fazla olabilir.
3) Avrupa kamuoyunda katli-
amcıların Türkler, öldürülenlerin
de Ermeniler olduğu yönündeki
düşüncenin yanlışlığını gösterecek
çok sayıda kanıtla karşı karşıyız.
4) Mustafa Kemal Paşa’nın
Anadolu’da başlattığı direniş
hareketi başarılı olma yolunda
hızla ilerliyor. Bölgemizdeki dire-“ Mustafa Kemal Paşa
nişçi gruplar çoğalıyor ve çoğu başarılı olursa gelecekte
yerden çekilmek zorunda kalıyo-
ruz. gerçekler ortaya çıkar ve
5) Mustafa Kemal Paşa başa- Ermenilerin bizden
rılı olursa, gelecekte, gerçekler
ortaya çıkar ve Ermenilerin bizden aldıkları güç ve
aldıkları güç ve destek sayesinde destek sayesinde
yaptıkları katliamların ortağı
durumuna düşeriz. Bölgedeki yaptıkları
durumumuzu ve sonraki yıllarda katliamların ortağı
insanlık önünde sıkıntıya düşme-
mizi önlemeye yönelik politikala- durumuna düşeriz”
rımızı Fransa’yı yönetenler yeniden amlar, halkı sürgüne zorlamalar)
belirlemelidir.” yaptığı bilgilerine sahibiz. Fransız
Bu rapora Fransız Dışişleri birliklerinin, böylesi olayların
Bakanlığı’ndan gelen 30 Mart çoğalmaması için tedbirler alması,
1920 tarihli 7 sayfalık yanıt- ama Ermenilerin de desteklen-
taki ifadeler, Fransa Devleti ve mesinin sürdürülmesi öncelikli
63
BD MAYIS 2018

beklentimizdir. Ancak unutmayı-


nız ki, Türklerin sesi Avrupa’ya
Fransız askeri
ulaşacak durumda değildir. Türklere birliklerinin 11 Şubat
yönelik bir acıma duygusunun Avru-
pa’da yayılması aleyhimize olacak-
1920 tarihinde,
tır. Bu nedenle ölenlerin Türkler Maraş’tan çekilirken
değil Ermeniler olduğunu yaymak
zorundayız. Dikkatleri üzerimizden
başvurdukları yöntem
çekmenin ve olaylardaki sorumlu- sömürgecilerin
luklarımızdan kurtulabilmenin yolu
şimdilik budur. Belki gelecekte de
kullandıkları
böyle olacaktır.” denilmektedir. işbirlikçileri
nasıl yüzüstü
bıraktıklarının
somut
örneklerinden
biridir.
askerleri, Adana’daki General
Dufieux’den gelen talimat üzerine
Emmanuel 10 Şubat’ı 11 Şubat’a bağlayan
Macron gece, sabah saatlerinde Ermeniler
uyurken, ses çıkarıp onları uyandır-

E mmanuel Macron ve önceki masın diye atların ayaklarına keçe


Fransız cumhurbaşkanları da bağlayarak, çekip gittiler. Ertesi
bu politikaya uygun davranıyorlar. sabah uyanan Ermeni milisler, tek
Yani Ermenilerin Fransa yüzünden başlarına kaldıklarını gördüklerinde
düştüğü durumu, yaşanan ölüm ve yapacak hiçbir şey kalmamıştı.
katliamların bıraktığı lekeyi gizle- İşte bu olayı, Fransız arşivlerinde
mek için dikkatleri sürekli Türki- bulunan belgeler üzerinde bir başka
ye’ye yöneltme çabası içindeler. yazıda anlatacağım. Maraş’taki
Fransız askeri birliklerinin 11 Ermeni din adamı Ohennes ve
Şubat 1920 tarihinde, Maraş’tan Kozan’daki (Sis) Ermeni toplumu-
çekilirken başvurdukları yöntem nun liderlerinin bu duruma isyanına,
ise sömürgecilerin kullandıkları Fransız yetkililerin verdiği yanıtları
işbirlikçileri nasıl yüzüstü bıraktık- okudukça, taraflar arasındaki çıkar
larının somut örneklerinden biridir. ilişkisinin nasıl bozulduğunu göre-
Kuvayi Milliye güçlerine karşı artık ceksiniz.•
direnmeyeceklerini anlayan Fransız gurbuzevrenbd@gmail.com

64
Sporun Dünyası BD MAYIS 2018

Metin Gören

19 Mayıs
1919

T ürkiye Cumhuriyeti'nin kuru-


luşuna yönelik düşüncelerin,
takvimlere düşen en önemli tarih-
fırtınalarında çalkalanıyordu.Bir
umut ışığının Samsun kentine taşı-
dığı heyecan, yıllar sonra kurtuluş
lerinden biriydi;19 Mayıs 1919. simgesi olacak bir sloganın oluşma-
Bandırma gemisinin denizcilik sını da sağlayacaktı: Ya İstiklal Ya
evriminde rastlanmayan, ''kıyıya Ölüm.
yakın, açık denize uzak'' ilginç Ankara. Ulusumuzun ebedi
rotasının kaderi gemi kaptanından başkenti. Marşlara kazılmış, yoktan
çok, mavi gözlü bir subayın beyin var edilmiş tek şehir.
65
BD MAYIS 2018

istikametine
doğru. Özcesi;
o ihtişamlı
kurtuluş savaşı-
mızı kan akıta
akıta kazandı-
ğımız alanların
üzerindeyiz.
Kocatepe'den
bir sesi duyar
gibi oluyo-
ruz: ''Ordular
ilk hedefiniz
Derek İsmail Akdeniz'dir
Clayton Akçay ileri...'' Ve
atletlerin yere
Yine bir 19 Mayıs günü. Kent sertçe basan ayakkabılarının çıkar-
bayrak ve flamalarla süslenmiş, dığı ahenkli sesi duya duya tekrar
yüce Atatürk'ün canı dek sevdiği Ankara'ya dönüyoruz. Derek Clay-
gençliğine armağanı Gençlik ve ton, deneyimini, gücünü göstererek
Spor Bayramı kutlanacak. Çok maratonu kazandı. İsmail Akçay ise
daha önemlisi Uluslararası 19 ikinci oldu alkışlar arasında.
Mayıs Ankara Maratonu koşula-
cak. Dünyanın en iyi maratoncusu
Avustralyalı Clayton yarışın favorisi
ama bizim de İsmail Akçay'ımız
A kşamın alaca karanlığı
başkent'in üzerine çökerken,
Avustralyalı Clayton gazetecilerin
var. Onun ötesinde böylesi bir ilgi odağıydı. Kendisine mara-
günün zengin menülü programı- tonla ilgili geniş çaplı bilgi veril-
nın yarattığı heyecanı özümseye- miş olacak ki bayramımızı en az
rek yaşayacağız. Parkur Polatlı bizim kadar özümsemişti. Sonra
birden bire, ''Ben Mustafa Kemal
Derek Clayton Paşayı tanıyorum. O çok büyük
komutan.'' deyiverdi. Akıcı İngi-
birden bire, lizcesini tercüme etmekte güçlük
“Ben Mustafa çeken tercümana aldırış etmeden
anlatıyordu. Çanakkale, Arıburnu,
Kemal Paşayı Gelibolu, Settülbahir Kilitbahir.
tanıyorum. O çok Gözlerimiz yuvalarından çıka-
cak gibiydi. Ünlü bir atletin bilgi
büyük komutan.” birikimi, tarihin derinliklerinde
deyiverdi. yerini alan Çanakkale'yi mükemmel
66
BD MAYIS 2018

yorumluyor ve biz de heyecanla dek sarsan o güzel bayramlarımız.


dinliyorduk. Sonra sağ elini havaya Dünyada hiçbir ülkede anlam
kaldırdı, slogan atarcasına haykırdı: açısından bulunmayan bayramla-
''Çanakkale geçilmez..'' rımız. Yüce Atatürk'ün çocukları-
Clayton'un dedesi Çanakkale mıza, gençlerimize, Cumhuriyetimi-
de savaşmış bir Anzak askeriydi.. zin oluşumuna, kurtuluş savaşımızın
Anılarının her tümcesinde Atatürk'ü destanımsı haykırışını anlatan
anımsayarak, onun büyük bir komu- güzelliklerimiz...
tan olduğunu anlatıyordu oğluna ve Teşekkürler Avustralyalı Anzak
küçük Clayton'a. Kuşkusuz; o da torunu Clayton. Ne de güzel
Ankara'da bize.. söylemiştin: ''Ben Mustafa Kemal
Bayramlarımız... Tarihin derin- Paşa'yı tanıyorum. O çok büyük bir
liklerinde yerini alan Türk insa- komutan...'' •
nının duygularını tepeden tırnağa metingorenbd@gmail.com

Atatürk ve Güreş Sevgisi


Atatürk'ün güreşe karşı olan bü- daha az kuvvetlilerle başa çıkamazlar.
yük sevgisini Ferit Celal Güven'in bir Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı
yazısından da anlamak mümkündür. zamanda ahlâklısını severim.”
Güven yazısında diyor ki: Atatürk, boş zamanlarında çok
“Çankaya'da büyük bir salonun defa Muhafız Alaylarındaki erlerin
ortasında kurulmuş kalabalık güreşmelerini seyreder, onla-
bir sofradayız. Atatürk, ha- rın teknik hatalarını bulup
fızamda bugün gibi canlı uyarırmış.
kalan sözleriyle Türk “Dün yirmi neferin
milletinin doğuştan güreşlerini seyrettim.
gelen spora yatkınlığı- Birbirleriyle kıyası-
nı açıklıyordu: ya güreştiler. Her
‘Benim en çok müsabakanın sonunda
sevdiğim spor güreştir. bir galip çıkar. Çok
Hangi Türk neferini, köylü- ciddi kapıştılar. O kadar
sünü isterseniz soyup meydana ki, gömlekleri parçalandı. Bu
çıkarınız. Dik omuzları, kusursuz derece çetin döğüşmeye ben sebep
adaleleri, keskin yüz çizgileri, yanık olmuştum. Gömleklerini ödemem
tatlı renkleri, kafa yapıları, insanın gerekirdi. Kendi gömleklerimi on-
ruhuna güven ve neşe veren bir eser lara dağıttırıp giymelerini söyledim.
olarak canlanır. Spor yalnız beden Hiçbiri giymedi. Hayretle sebebini
iktidarının üstünlüğü sayılmaz. İdrak, sordum:
zekâ ve ahlâk da bu işe yardım eder. ‘Köylerimize çocuklarımıza ve
Zekâ ve kavrayışı kısa olan kuvvet- evlerimize bu anıdan daha büyük ne
liler, zekâ ve kavrayışı yerinde olan götürebiliriz?’ dediler.”
67
BD MAYIS 2018

Bir İnsanlık
Skandalı
Ota Benga 1904 yılında ülkesi Kongo’dan kaçırılarak
ABD’ye getirilip New York’da bir hayvanat bahçesinde
maymunlarla aynı kafeste halka teşhir edilen
Pigme kardeşimizin adı.
Yazan: NECEF UĞURLU

Ç
ok acıklı değil mi, bakın şu insanın insana yaptığına...
Ota Benga ‘beyaz adam’lar tarafından baskına uğrayan köyünde
eşi, çocukları olan bir aile babası, bütün ailesi katledildiğ sırada o
evine ekmek getirme peşinde avda imiş, canını öyle kurtarıyor ama esir
alınıyor.
Ota Benga’nın çok acıklı , insanlığa utanç verici öyküsü için “Bilim
Dünyasının Kirli Sırları”, aslında fena bir başlık değil ama, acaba bilime
bu kadar hücum var iken zamansız bir başlık mı diye aklımdan geçmedi
değil.
68
BD MAYIS 2018

etmesi, kınaması beni yüreklendirdi. Sonuçta bilim insanların iyiliği


için çalışan bilim adamlarıyla insan uygarlığını nerelere getirdi.
Bir de elbette bilhassa ırkçılık, insan haklarının esas mevzuu olarak
çok tartışıldığı dünyada Ota Benga’nın hikayesini anlatmanın, bilenler
için bir kere daha hatırlatmanın tam zamanı. Ota Benga’yı antropolojik
bir araştırma konusu olarak ele almanın ötesinde eksik gelişimli bir
canlı türü olarak bilet kesip kafeste teşhir etmek ayrı konular ve bilim-
sel ahlâkla ilgisi yok elbette. Bu tür insanlık ayıpları ilk de değil ama
biz Ota Benga’dan başlayalım, hatırlayalım ve asla unutmayalım.

Y
azarken utandığım bir yazı bahçesinde adeta izdiham yaşa-
oluyor, yüreğim daralıyor nınca insanlar daha rahat izlesin
sizlerinde aynı duygularla diye Benga şempanzelerle birlikte
okuyacağınızı tahmin ediyorum, bu konulduğu küçük kafesten büyü-
utanç insan olduğumuz gerçeğinin ğüne geçiriliyor. Ve kafes arkadaşı
hâlâ bizlerle olduğunun tesellisi olarak yanına Hayvanat Bahçesinin
olsun. Utanıyoruz demek ki insanız. “Dohang” adlı orangutanı konulu-
1906 yılının Eylül ayında New yor.
York Times’da şehrin en büyük Bir insan ve orangutan aynı
hayvanat bahçesinde maymun
kafeslerinin olduğu bölümde
“pigme” denilen bir Afrikalının
teşhir edileceği haberi veriliyor.
Haber’in başlığı “Orman
adamı Bronx Parkı Maymunla-
rıyla Aynı Kafeste.”
Haber çıkar çıkmaz insanlar bu
5 feet boyunda “minik” adamı izle-
mek üzere kafesinin önünde büyük
kalabalıklar oluşturuyor. Çocuklar
yuhalıyor, büyükler gülmekten
kırılıyorlar!
Aslında Ota Benga’nın insanlara
ilk teşhiri değil Bronx Hayvanat
Bahçesi; daha önce de St. Louis
Dünya Fuarı’nda esir alınan diğer
kabile arkadaşlarıyla turneye çıkar-
tılmış.
New York Times’ın bu manşet- Ota
ten haber reklamıyla hayvanat Benga
69
BD MAYIS 2018

ayağa kalkmaya
başlıyor. Ancak
New York gazete-
leri, bilim adamları,
kamu görevlileri bu
eğlencenin bir parçası
olarak kafesin önün-
deler.
Eylül ayının
sonunda kafesin
ziyaretçi sayısı 200
binleri aşıyor, hayva-
nat bahçesine giren
soluğu Ota Benga ve
Dohang’ın kafesinin
önünde alıyor.
Ota Benga gibi “insan hayvanat Konu ulusal ve dünya
bahçesi”nde teşhir edilen Afrikalı bir çocuk basında yer almaya başlayınca
kafeste insanların büyük ilgisini durum evcilleşmeye başladığı kadar
çekiyor, ziyaretçi sayısı binlerle ciddi tartışmalara da yol açıyor.
ifade ediliyor. Hayvanat bahçesin- Özellikle Afrikalı Amerikalılar,
deki Ota Benga’nın kafesinin önü siyahi din adamları beyazların
adeta ailece güzel vakit geçirelen nezdinde önemsenmedikleri, umur-
eğlencenin merkezi bir cümbüş sanmadıkları hissine kapılıyorlar.
haline geliyor. Harlem Mount Olivet Baptist
Benga kafesin içinde oturduğu Kilisesi olağanüstü toplantı çağrı-
taburesinde kafesin önünde kendi- sında bulunuyor. Ota Benga’nın
sini seyredenlere kimbilir hangi durumunu tespit için Rahip James
duygularla bakıyordu. 23 yaşında H. Gordon başkanlığında din adam-
genç bir adam, ailesi öldürülmüş, ları, rahiplerden oluşan bir heyet
ülkesinden uzaklarda ve yaşadığı kafesinin önüne gittiklerinde artan
bütün bu acılar yetmiyormuş gibi kalabalık artık 500’er yüz kişilik
hayvanat bahçesinde kafeste teşhir guruplar halinde kabul edilmeye
ediliyor. başlanmış, resmen izdiham yaşanı-
Üstelik bunlar ABD’nin New yor.
York’unda köleliğin kalkmasından Kafesin önündeki tabelada
tam 40 yıl sonra oluyor! yazanlar ise:
Bu durum elbette siyahi Afrika Pigmesi, Ota Benga
Amerika’lıları rahatsız ediyor ve Yaş: 23. Boy, 4 feet 11 inch.
endişelendiriyor. Özellikle siyah Kilo: 103 pound
rahipler, köleliğe karşı beyaz elitler Getirildiği yer : Kasai Nehri
70
BD MAYIS 2018

kıyısı, Kongo Free state,


Merkezî Güney Afrika.
Getiren : Dr. Samuel P.
Verner
Eylül ayı boyunca öğleden
sonraları ziyaret edilebilir.

D
in adamlarının Ota Benga
ile ileteşim kurma teşeb-
büsleri başarılı olmuyor
ancak Ota’nın hüznü, kederi
gözlerinden kaçmıyor.
Bir insana karşı yapılan bu
haksızlığa karşı öfke, kırgınlık,
hiddet ile isyan etmeye başlıyor- Ota’nın kederi gözlerden kaçmıyor.
lar.
“Bizim rengimiz, ırkımızdan Rahip Gordon “Irkımız kafeste
bir insanın bu şekilde maymunlarla maymunla teşhir edilmeden önce de
teşhir edilmesi hoşumuza gitmiyor” yeterince acı, üzüntü çekti, biz ruhu
diye açıklama yapıyorlar. olan insanlar olarak değer verilmeyi
hak ediyoruz” sözlerine hayva-
nat bahçesinin kurucu direktörü
ve küratörü Hornaday’den
teşhiri bilimsel bir mazeretle
haklı çıkartmaya çalışan bir
yanıt geliyor .
“Bu sergileme tamamen
etnolojik maksatlıdır.” gibisin-
den, ve ısrarla devam edecekle-
rini söylüyor. “İnsan teşhiri”nin
dünya medeniyetindeki tartı-
şılmaz üstünlüklerini gösterdi-
ğini filan anlatıyor, özetle kaş
yapayım derken ısrarla göz
çıkarmaya devam ediyor bilim-
sel çevreler.
Ve devam da ediyorlar, ta
ki Hayvanat Bahçesi Cemiyeti
(Zoological Society) teşhirin
durdurulması emrini verene
Almanya'dan bir "insan hayvanat bahçesi" ilanı kadar.
71
BD MAYIS 2018

"İnsan hayvanat bahçeleri"nde bir milyon izleyici ile rekor


Öyle ya, orası bir hayvanat olmuş bir hukukçu.
bahçesi; insan teşhir edilemez, Yani Ota Benga ve onu korumak
nokta. isteyen siyahi rahipler, insan hakları
Ancak Hornaday ülkenin önde savunucuları ‘beyaz iyi’ insanların
gelen bir zoologu, Başkan Theo- karşısında böylesine bir güçlü ekip
dore Roosevelt’in yakını olması bir var.
tarafa şehirde çok etkili çevreler Nitekim rahipler bir başarı elde
tarafından da desteklenen bir adam, edemiyorlar, Belediye başkanına
müesses nizamda sözü geçenmesi şikayette bulunuyorlar ama şika-
bir yana hayvanat bahçesinin yet gazetelerde haber olarak yer
oluşumunda büyük rol oynayan almıyor. Teşhirin kalkması halkın
yine önde gelen Henry Fairfield hoşuna gitmez gibi bir endişeleri var
Osborn, ülke, dünya çapında bir gazete editörlerinin.
paleontologists. (Tyrannosaurus rex Utanmadan bu duruma yakla-
ismini koyan adam) Madison Grant şımın yarattığı hassasiyeti doğru
ise Zoological Society ve sosyete- bulmadıklarını, aldıkları bilgilere
nin avukatı ve göre Ota’nın
eski bir New kabilesinde-
York ailesi kiler kadar
mensubu ve gelişmiş beyni,
Ota Benga’nın durdurulmuş
getirilmesi bir gelişimi
müzakereleri, (arrested
organizasyonu, development)
pazarlıklarında olduğu ve
bizzat bulun- Henry Fairfield anthropoid
muş katkıları Osborn Madison Grant maymunlara
72
BD MAYIS 2018

Amerika'da Coney Island'da halka teşhir edilen Filipinli yerliler


daha yakın bir cins olduğu ve bu eğitildikleri zaman aynı sonuçlar
bakımdan diğer Afrikalı “vahşiler- alınabileceği fikrinin demode oldu-
den” farklı bir konumda olduğunun ğunu savunu-
ve dejenerasyonun incelenmesinin yorlar.
bilimsel yanının etnoloji bilimi Yani
ile uğraşanlara yararlı bir çalışma Benga’nın
olduğu ve teşhirden parasal fayda hayvanat bahçe-
edilmesinde beis olmadığı düşünce- sinde kafeste
sini yazıyorlar. orantuganla
Benga’nın aşağılandığı duygu- teşhir edilmesi
sunda olmadığını tam aksi eğer ve ailelerin
Louis Agassiz
eğitilmek için bir okula konulsa eğlencesi
asıl o zaman ızdırap çekeceğini olmasının tamamen eğitim amaçlı
insanların birbirine benzediği ve olduğunu iddia ediyorlar. Bununla
kalmayıp Benga’nın
gelişimi tamamlan-
mamış aşağı bir tür
olduğu iddiasında
ısrar ediyorlar.
Harvard’ın saygın
jeoloji, geoloji Profe-
sörü Louis Agassiz
gibi ölümüne kadar
(1873) siyahilerin
St. Louis ‘aşağılık ve dejene’
"Vahşi
Olimpiyatları"
bir ırk olduğunu
savunanlar modern
73
BD MAYIS 2018

onu evlerine kabul


ediyorlar. Onlarla
birlikte yaşamaya
başlıyor. Bazı geceler
evin bahçesinde ateş
yakıp dans ettiğini
anlatıyorlar. Konuş-
mayı da öğrenmiş
iyi kötü, ama hep
hüzünlü bu adam
sonra bir gün evin
karşısındaki koru-
luğa giriyor ve bir
Ota Benga (soldan 2.) arkadaşlarıyla 1904
silah sesi! Ota kafasına sıktığı bir
St. Louis Dünya Fuarı'nda.
kurşunla intihar ediyor.
uygarlığın yüksek ideallerini nesil- Bu hikayeden mutlu son bekle-
lere aktarırken acaba neden olduk- mek zaten imkânsız. İnsanlığın bu
ları sosyolojik, politik patlamaları zihniyetlerle baş etmeden mutlu son
hesap etmişler miydi? beklemesinin imkânsız olduğu gibi.
Ve acaba Obama’nın ABD Geçenlerde Lawrence of Arabia
başkanı olduğunu görse ne derdi? filmini bir defa daha seyrettim.
Bu fikirlerin baskın olduğu ve Arapların Lawrence dolduruşunda
bilim, tarih, devlet yönetimleri, kan ter içinde kalarak çölden geçir-
hatta popüler kültürün içine sızdığı diğimiz demiryollarını bombaladık-
zaman insanlık için nelere mâl ları sahneleri ibret, üzüntü ile bir
olabileceğini acaba hesaplamışlar defa daha izledim.
mıydı? Medeniyet götürmek de fayda
Avrupa’nın, Paris’in ortasında etmemiş!
kolonilerinden getirdikleri aileleri Ota Benga’ya yapılan ayrımcılı-
teşhir ettikleri de malum, kolonizas- ğın yanında asimilasyon, meraklısı
yon reklamı yapayım diye seyirlik olmasam da ak kaşık kalıyor.
haline getirdikleri insanlardan şimdi Ne istiyor insanlık oldukça
utanıyorlar mı acaba? karışık bir mesele... Çekik Asya’lı
Yaşadıkları pavyonlar hâlâ gözlerimin bebeği Mavi Gözlü
metruk vaziyette duruyormuş. Bu Cumhuriyetim, bütün insanlık badi-
konu bir başka yazımı yazarken relerini atlatıp aydınlıklara çıksın
yaşadığım utancı kaldırabileceğim başka bir isteğim yoktur.
bir başka güne. Ahlâk ve insanlığından vaz
Peki Ota Benga’ya sonunda ne geçmeden, ilimle, bilimle...
oldu? Saygıyla Efendim. •
Bir papazın dul eşi ve çocukları necefugurlu@gmail.com
74
İnsanlar Yaşadıkça BD MAYIS 2018

Mehmet Ünver

İ lkokul üçüncü sınıfın yaz tatili


kardeşimle bana inanılmaz bir
özgürlük duygusu getirmiş, daha
Karşımızda dünya tatlısı bir
köpek yavrusu duruyordu. Öyle
sevimliydi ki, dayanamayıp onu
ilk günden tatlı bir rehavetin içine kucakladım. Siyah beyaz yünlü
girmiştik. Tatilin ikinci hafta- kumaştan yapılmış sıcacık bir
sına girdiğimiz sabah kardeşimle oyuncak gibiydi ve menekşe
bahçemizde oturmuş, denizden rengi gözleri vardı. Onu, “kardeş”
geçen gemilerin bayraklarına edinmeye karar verdik ve ismini,
bakarak hangi ülkeye ait olduklarını “Menekşe” koyduk.
anlamaya çalışıyorduk. Önümüzden Artık yemeklerimizi onunla
süzülerek geçen bir Romen gemisini paylaşıyor, gün boyu birlikte
izlerken bahçe merdivenlerimizde, oynuyorduk. Doğrusunu söylemek
’viyk, viyk’ diye tuhaf bir ses gerekirse, Menekşe de bizi kardeşi
duyduk. Hemen koşup baktık: sayıyordu. Her sabah, peşimize
75
BD MAYIS 2018

takılıp yüzdüğümüz sahil arsasına birlikte içeri girmesine izin veril-


geliyor, Boğaz’ın serin sularına meyen Menekşe kapıda öyle büyük
atlarken o da bizimle birlikte atlıyor, bir ağlama kopardı ki, seyirciler
suya dalışlar yapmak için iskeleden şarkıcılardan çok onun yaygarasını
vapurlara sızarken, yolcuların şaşkın dinlemek zorunda kaldılar. Sonunda
bakışları arasında o da bizimle sinemanın sahibi daha fazla daya-
birlikte gelip ardımızdan atlıyordu. namayıp yanımıza gelmesine izin
Zamanla bize olan aşırı düşkün- verdi. Menekşe o andan itibaren en
lüğü sorunlar yaratmaya başladı. küçük bir ses çıkartmadan konserin
Akşamları yazlık sinemaya gider- sonuna kadar tüm şarkıcıları büyük
ken yine peşimize takılıp geliyor, bir saygıyla dinledi.
görevli onu içeri sokmayınca film
bitene kadar kapıda ağlıyordu. Bu
durum özellikle duygusal bir film
izlemek için sinemaya gelmiş olan
B
ir sonraki sene yaz tatili
geldiğinde Menekşe iyice
serpilmiş, artık yetişkin bir hanım
bazı seyircilerin çileden çıkmasınaolmuştu. Haziran başında, onu
neden oluyordu. O zamanlar şimdiki ablama emanet edip, Gebze’nin
gibi konser salonları olmadığı içindışında, şirin bir çiftlik evinde
yaşayan amcama ziyarete gittik. Üç
hafta kadar orada kaldıktan sonra
döndüğümüzde Menekşe ortada
yoktu. Her sabah erkenden işe gidip,
gece yarıları dönen annem de ona
ne olduğu hakkında bilgi sahibi
değildi. Komşularımız belediye
tarafından zehirlenmiş olabilece-
ğini söylüyorlardı. Bunu
...görevli düşünmek bile istemi-
yorduk. O, bizim için
onu içeri gerçek bir dost ve oyun
sokmayınca arkadaşıydı. Neyse ki bu
film bitene korkumuz çok sürmedi.
Menekşe, bir sabah,
kadar kapıda ayaklarının arasında
dönemin ses sanat- ağlıyordu. üç tane minik yavruyla
çıları çoğunlukla ortaya çıktı. Evet, sevgili
yazlık sinemalarda halk konserleri oyun arkadaşımız gözlerden uzak
verir, pahalı gazinolara gidemeyen bir yerde doğum yapmış ve aradan
dar gelirli vatandaşların kendile- uygun bir süre geçtikten sonra
rini dinleme şansını yaratırlardı. birbirinden tatlı yavrularıyla bahçe-
O konserlerden birinde, bizimle mize dönmüştü. Yavrularının ikisi
76
BD MAYIS 2018

tıpkı onun gibi siyah beyaz, biriyse araba çevirip Menekşe’yi veterinere
bembeyazdı. Onları görünce sevinç- götürdük. Veterinerin muayenesi
ten ne yapacağımızı bilemedik. İlk sonrasında aldığımız haber yara-
işimiz, Menekşe’ye gıda takviyesi mıza bir avuç tuz atılmış gibi bir his
olarak her gün eşeğine yüklediği yarattı yüreğimizde: Menekşe’nin
güğümlerle bize süt getiren Ahmet arka ayakları artık tutmayacaktı.
amcadan artık bir litre daha
fazla süt getirmesini istemek
oldu. Süt, ekmek papara yapıp,
üç yavrusunu emziren Menek-
şe’yi doyurmaya çalışıyorduk.
Ne yazık ki, okulların
açılmasına az bir zaman kala o
güzel günler hiç beklenmedik
bir şekilde bitiverdi. Bir sabah,
Menekşe’nin caddeden gelen
canhıraş feryatlarıyla
evden fırladık. Caddeye Yavrularından Yani artık yürüyeme-
indiğimizde kanlar ikisi onun gibi yecek, bebeklerine
içinde çırpınıyordu. siyah beyaz, bakamayacak, onlarla
Yüreğimiz elimizde ve bizimle oynayama-
yanına koştuk, onu biriyse yacaktı.
sakileştirip, ne oldu- bembeyazdı Aile meclisi acilen
ğunu anlamaya çalıştık. toplandı. Sevgili
Hiç durmadan inleyen ve debelenen Menekşemiz kendine bakabile-
zavallı Menekşe’nin durumu iyi cek durumda değildi. Bu şartlarda
görünmüyordu. Tesadüfen orada minicik yavrularını koruyup besle-
bulunan bir çocuk, ona, bir araba- yemezdi. Onları bebek mamasıyla
nın çarptığını söyledi. Menekşe’yi beslemeye karar verdik. Öte yandan
kaldırmaya çalıştık. Arka ayakları birkaç gün sonra okula başlayacak-
tutmuyordu. Dünya tatlısı, canlı ve tık. Beli kırıldığı için altını tutama-
enerjik arkadaşımız gitmiş, yerine yan, bu yüzden de bezlenmesi gere-
ayakta duramayan kanlar içinde bir ken Menekşe ile kim ilgilenecekti?
hayvancağız gelmişti. Ne yapacağı- Biz, gün boyu okulda, annemse işte
mızı bilemiyor umutsuzluk içinde olacaktı. O zamanlar şimdiki gibi
birbirimize bakıyorduk. Sonunda sağlıklı bebek bezleri, ped’ler yoktu,
ağlamaya başladık. Menekşe’nin piyasada bulunan keten bezler tek
bizden yardım dilenen bakışlarıyla seçenekti. Dik bir yokuşun altında,
karşılaştıkça daha da kötü oluyor- caddeye yakın bir sokakta oturan
duk. Bir süre sonra haberi duyan büyük ablam, Menekşe’ye bakma
ablalarım da geldiler. Hemen bir görevini üstlendi ve onu evine
77
BD MAYIS 2018

aldı. Öte yandan yavrular sürekli arkamızdan ağlamaya başladı.


arabaların geçtiği caddeye yakın bir Peşimizden gelmek istiyor, ablam
yerde yaşamamalıydılar, onlar için izin vermediği için gelemiyordu.
en güvenli yer bahçemizdi. Büyü- O zaman bir şey söylemek istedi-
yene kadar zorunlu olarak anneleri ğini anladık. Belki de yavrularını
Menekşe’den ayrı kalacaklardı. özlemişti. Dayanamayıp kucağıma
Okulların açılmasından bir gün önce aldım ve yavrularının yanına götür-
Menekşe’yi ablamın evine götür- düm. Anneyle yavrularının karşı-
dük. Yavrularsa bizim kömürlükte laşma anı göz yaşartıcıydı. Menekşe
kaldı. Biz okuldayken bir komşu- hepsini tek tek yaladıktan sonra sırt
muz ilgilenecekti onlarla. üstü yatıp emzirmek için yavrula-
rını yanına çağırdı. Durum gayet

M enekşe’nin yavrularından
ayrılırken çıkarttığı içler
acısı yalvarma seslerini ömrümün
açıktı: Günlerdir yavrularından ayrı
kalan Menekşe, onları unutmamış,
evlatlarını beslemek için o kötürüm
sonuna kadar unutamayacağım. haliyle sürünerek yokuşu çıkmaya
Kendi diliyle, “Ne olursunuz, beni kalkmıştı. İşte o zaman: “Köpek-
yavrularımdan ayırmayın” dediğini ler ana olmasın” sözünün aslında
hepimiz biliyorduk. Bu yüzden o ne anlatmak istediği kafama dank
gün, orada bulunan herkes ağladı. etti. Menekşe her şeyden önce bir
Onun ve yavrularının iyiliği için anaydı ve yavrularının beslenmesi
bunu yapmak zorundaydık. Bu için gereken süt memelerinden
şekilde bir hafta geçti. Yavrular akıp giderken bir köşede öylece
yokuşun yukarısındaki bahçemizde, durup yaşamın önünden geçip
Menekşe ise alt sokakta ablamın gitmesini bekleyememişti. Sütüyle
evinde kalıyordu. yavrularını beslemek için kötürüm
Bir öğle sonrası kardeşimle haline bakmadan sürünerek yokuşu
okuldan dönerken dilimizin tutul- çıkmaya kalkmıştı. O günden sonra
masına neden olan bir görüntüye her gün, yavrularını Menekşe’nin
tanık olduk. Tam evimize çıkan dik yanına götürüp onları emzirmesini
yokuşun başına gelmiştik ki, yoku- sağladık. Ana sütünü emen yavru-
şun ortasında siyah - beyaz bir tüy lar çabucacık gelişip bahçelerde
yığını gördük ve gözlerimize inana- oynamaya başladılar. Onlar dışarıda
madık. Arka ayakları felç olduğu oynarken Menekşe, ablamın evinin
için yürümeyen Menekşe, sürünerek camından hüzün ve gurur karışımı
evden kaçmış, yokuşun ortasına bakışlarla onları izledi.
kadar çıkmış ve o sakat haliyle O kış Menekşe’yi toprağa
inanılmaz bir gayret sarf ederek verdik. Çok iyi bir dostu ve saygıde-
çıkmaya devam ediyordu. Ona ğer bir anayı kaybetmiştik maalesef.
yetişip kucakladık ve ablamın evine Onu hiç unutmayacağım. •
geri götürdük. Bu kez Menekşe mehmetunverbd@gmail.com
78
Yaşamdan Yansımalar BD MAYIS 2018

Nuray Bartoschek

D ERT
İNLENİR

E skiden otobüs yolculuklarında


insanlar belki de en yakınla-
rıyla paylaşamadıkları en özellerini
yan koltukta oturan “yabancı”
ile paylaşmaktan çekinmezlerdi.
Geçmişte pek çok ilginç yaşam
öyküsü dinlemişliğim vardır. Yolcu-
luğun sonunda ise herkes “bir daha
karşılaşmamak üzere” kendi yoluna yollarına gideceklerini bilmenin
giderdi. Nasıl oluyor da insanlar hiç rahatlığıydı.
tanımadıkları insanlara iç dünya- Günümüzde ise otobüslerde
larını böylesine açabiliyorlardı? insanların bırakın özel hayatlarını
Sanırım bunun yanıtı “bir daha anlatmayı, yan koltukta oturan
hiç karşılaşmamak üzere” kendi yolcu ile hiç sohbet etmediklerini
79
BD MAYIS 2018

görüyorum. Eskisi kadar kitap yürürken bana geçmişin otobüs


okuyan yolcu sayısı da yok denecek yolculuklarını anımsatan ilginç bir
denli az. Genellikle herkes ellerin- deneyim yaşadım.
deki cep telefonları ile meşgul ya Neşeyle yürüyen insanlar, her
da kulaklıklarını takıp televizyon adım başı sokak müzisyenleri ve
izliyor. nerede yemek yiyeceğime karar
vermemi zorlaştıracak kadar
farklı seçenekler sunan lokan-
talar, kafeler. O kalabalık
arasında yere oturmuş bir genç
ilgimi çekti. Önündeki kartonda
Dert Dinlenir. 1 TL (Kira
Çıkmadı) yazıyordu. Bir an
göz göze geldik. Gülümseyerek
“İsterseniz sizi dinleyebilirim.”
dedi. Gülümseyişine gülümse-
yişle karşılık vererek “Dönüşte
uğrayacağım.” dedim.
Tüm gün süren terapi eğiti-
minden sonra bir “sokak tera-
pisti” ile konuşmak ilginç olabi-
lir diye düşündüm. Yemekten
sonra söz verdiğim gibi otele
dönüş yolunda gencin yanına
oturdum ve “Bu kez değişiklik
olsun” dedim. “Soran, dinleyen
ben olayım ve seni okurlarımıza
tanıtayım, ne dersin?”
Gözleri ışıl ışıl “Tamam,
anlaştık.” dedi.

İ letişim araçlarındaki teknolojik


gelişme baş döndürürken, insanlar
arası iletişim ters orantılı olarak
Serdar 20 yaşında bir üniversite
öğrencisi. Muğla’da fizik okudu-
ğunu ve liseyi bitirdiğinden bu yana
azalıyor sanki. Daha az konuşuyor, ailesine yük olmamak için garson-
daha az dinliyor, daha az dokunu- luk dahil değişik işlerde çalıştığını
yor, daha az güveniyor ve daha çok anlattı. Önce merakla “Gerçekten
kendi yalnızlığımızda kayboluyo- burada sokak ortasında yanına
ruz. oturup derdini anlatanlar oluyor
Terapi eğitimi için geldiğim mu?” diye sordum.
İzmir’de akşam yemeği için Alsan- Serdar gülümseyerek “Tabii
cak’ta Kıbrıs Şehitleri caddesine oluyor, insanların buna ihtiyaçları
80
BD MAYIS 2018

var.” dedi. “İnsanlar yalnız; kimse affetmediğini anlatan bir şeref-


kimsenin derdini dinlemiyor ya da sizdi.” dedi. “Zaten bu kadarını
dinlemek istemiyor. Beni bir daha söyler söylemez ona ‘Paranı da,
görmeyecek olmaları onları rahat- derdini de al git, seni dinlemek
latıyor. Yakınları ile paylaşamadık- ve görmek istemiyorum.’ dedim
larını benimle paylaşıyorlar.” diye ama o gece gözüme uyku girmedi,
devam etti. kusmak istedim. Paraya ihtiyacım
Peki, günde kaç kişi derdini var ve insanları dinleyerek yardımcı
anlatıyor dersiniz? Doğrusu ben olmaya çalışıyorum ama benim de
duyduğumda inanmakta zorlandım. etik kurallarım var.”
Tam, 30 kişi!
Evet, günde “Hem insanları dinleyerek
ortalama 30 onlara yardımcı oluyorum,
kişi sokakta hiç
tanımadıkları hem de hayatı ve insanları
Serdar’ın yanına daha yakından tanıyorum.”
oturup derdini
anlatıyormuş. Serdar “Hem insan- Belki siz de benim gibi merak
ları dinleyerek onlara yardımcı etmişsinizdir “Serdar, dertlerini
oluyorum, hem de hayatı ve kime anlatıyor?” diye. “Ben uzunca
insanları daha yakından tanıyorum.” bir süre biriktirip sonra birisine
dedi. İnsanlara çözüm önerilerinde hepsini anlatıyorum ve rahatlıyo-
bulunmadığını, dertlerini dinle- rum.” dedi.
menin onları rahatlattığını, en çok
duygusal ilişkileri nedeniyle acı
çeken gençlerin dertlerini anlattığını
söyledi.
S erdar henüz 20 yaşında olmasına
karşın, belki de yaşının iki katı
yaşam deneyimine sahip ve iyi bir
Serdar’a “Bunca sorunu dinle- gözlemci. Fotoğraflarını belleği-
dikten sonra gece yalnız kaldığında mize iyi kaydedelim. Kim bilir,
o insanların sorunlarını düşündüğün belki de yıllar sonra bir gün, bir
oluyor mu?” diye sordum. Bir an terapi seminerinde ya da seansında
gözleri uzaklara daldı ve “Bazen.” “Şu kıvırcık saçlı terapisti sanki bir
dedi. “Derdin büyüklüğüne göre yerden anımsıyorum.” diyeceğiz.
değişiyor.” İletişim araçlarının iletişimi
Onu çok etkileyen bir olayı engellemediği, birbirimizin gözle-
anımsadığını çok net görebiliyor- rinin içine bakarak, “can kula-
dum. Ona “Dinlediklerin arasında ğıyla” dinlediğimiz, yüreklerimize
seni en çok sarsan dert neydi?” dokunduğumuz, sevgimizi duyum-
diye sormadan edemedim. Öfke sadığımız ve duyumsattığımız anlar
ve tiksintiyle “Öz kızına cinsel biriktirmemiz dileğiyle. •
tacizde bulunan ve kızının onu nuraybartoschekbd@gmail.com
81
Dünyalık
Serdar Günbilen

82
BD MAYIS 2018

Bugün demokrasi tarihte


benzeri olmayan şekilde
küresel bir popülerliğe erişmiş
durumda, ancak kavramsal
olarak da hiç bu kadar da
muğlak ve içi boş olmamıştı.

Demokrasi’den
Soğuduk mu?
Yazan: BARBAROS ENEÇ
B elki de bu muğlaklık, onun
popülerlik kazanmasının nede-
nidir. İkinci Dünya savaşı sonrasının
“zamanın ruhu” olan “gelişmeyi”
yerinden edip tüm kürenin peşin-
den koştuğu ideal oldu. Demokrasi
küremizin sadece her yerinde değil,
siyasal yelpazenin bütününde de
yüceltilmektedir. Tarih boyunca
kapitalizm ile el ele yürüyüşü,
demokrasiyi bir “marka” yani bir
ürünün satılabilir imajına indirgedi.
83
BD MAYIS 2018

Modern Dünyada Gelişimi yürüyüşüne borçludur. Liberalizm


Demokrasi, ortaya ilk çıkışında demokrasinin üzerine oturacağı
hükümet biçim- ahlaki ve felsefi
leri arasında temeller sağladı.
kötünün iyisi Bugün demok-
olarak kabul rasiden bahsetti-
gördü. Teme- ğimizde liberal
lindeki eşitlik demokrasiden
değeri ufkunu bahsediyoruz
öyle bir açtı aslında. Demok-
ki günümüzde rasiyi ideal kılan
insanlığın en değerler - eşitlik
büyük ideali ve özgürlük -
oldu. 2500 demokrasi uygu-
yıllık tarihi lamalarını ve
mücadeleyle dolu oldu. Bu müca- içsel gerilimlerini yaratan temeller
delelerden başarı ile çıkmasını ise aynı zamanda.
ikinci değeri, yani özgürlük sağladı. Demokrasinin küresel egemen-
Demokrasinin evrenselliğini son liğinin izini sürersek Samuel
iki yüzyılda liberalizm ile beraber Huntington’ın dalgaları güzel bir
özet sunar bizlere. İlk ve uzun dalga
İçinde 1820’lerde başlar ve erkek nüfu-
sun çok geniş bir kesimine seçme
bulunduğumuz hakkının verilmesi ile sembolleşir
Üçüncü Dalganın ve 1926 da sayıları 29’a ulaşan
ülkede geçerli hükümet biçimi
hegemonyası olur. (Kadınlar hala resmin dışın-
neoliberalizmdir. dadır dolayısı ile bunu tam
demokrasi olarak nitelemek
ne kadar doğrudur) 1922
1942 arası bu ülke sayısı
12ye geriler. Müttefiklerin
İkinci Dünya Savaşı’ndan
galip çıkmaları ile başla-
yan ikinci dalga 1962 de
36 ülke ile tepe noktasına
ulaşır. 1974’de Güney
Avrupa otoriter rejimleri-
nin yıkılması ile başlayıp,
Berlin Duvarı’nın sonu ile
zirve yapan ve hala devam
84
BD MAYIS 2018

eden süreç ise üçüncü


dalgadır. Her dalga
Kamu yönetimi, özel
yeni toplumsal, siyasal sektörle organik bağları
ve uluslararası politika
sorunlarıyla gelip yeni
olan danışmanlarla
çözümler sunma iddiası dolarak, faaliyet alanını
ile meşruiyet kazanmaya
çalışır. İçinde bulundu-
özel sektör yararına
ğumuz Üçüncü Dalganın daralttı.
hegemonyası neoliberalizmdir. süreçlerine indirgemiştir.
Günümüzde demokrasinin Meşruiyetleri giderek şüpheli
“demos”u iktidardan uzak kalmıştır. hale geldiği için siyasetçilerin
Bu durumun nedenlerini kabaca eylem kapasiteleri düşmeye başladı.
aşağıdaki gibi özetleyebiliriz. Ama en önemli husus, kamu yöne-
timine olan güvenin kırılması oldu.
Uzmanlaşma Neoliberal söylem, devletin yeterli
Modernleşme projesi ile tarih uzmanlığa, değişime hızlı cevap
hız kazanmıştır. 18.yüzyılın son verme esnekliğine sahip olmadı-
çeyreğindeki Amerikan ve Fransa ğının altını çizerek saldırdı. Kamu
devrimleri ile yurttaş, devlet gibi yönetimi, özel sektörle organik
eski kavramlar yeni anlamlar bağları olan danışmanlarla dolarak,
kazanırken toplumsal süreç giderek faaliyet alanını özel sektör yara-
büyüyen ve çeşitlenen boyutlar rına daralttı. Danışmanlık kurumu
kazanmaktadır. Bu ise ilginç bir sadece uygulamaya yönelik olarak
paradoksa yol açmıştır: siyasetle değil ama politika yapıcı olarak
giderek daha fazla yönetilen toplum da siyasal gündemi belirlemeye
aynı zamanda giderek daha depoli- başladı. Eleştirmenlerin “görünmez
tize olmaktadır. Modernleşme proje- hükümet” diye kavramlaştırdığı bir
sinin önemli sonuçlarından birisi süreç ortaya çıktı. Bu süreç, kamu
ise “devlet” in güçlenip, yaygınlaş- tarafından gözlemlenebilecek yerle-
ması olmuştur. Toplumlar iyiden rin dışına konuşlandırılmış boyut-
iyiye karmaşıklaşırken, kesimlerin ları kapsar. Ve maalesef, politika
birbirlerine bağımlılığı daha da arttı. oluşturma sürecinin de çok büyük
Toplumsal alandaki gelişmelere bir bölümünü oluşturur.
ve taleplere cevap verebilmek için
devlet organları genişlemeye, çeşit-
lenmeye ve uzmanlaşmaya başladı.
Uzmanlaşma ise sıradan yurttaş-
B ugün demokrasinin yaşadığı
temel sorun, devlet aygıtının
demokratik niteliğinin temsilciler ve
ların devlet ve hükümet üstündeki temsil edilenler arasındaki ayrımı
denetim ve kontrollerini gevşetmiş onaylayan uzmanlaşmış seçkinlerin
ve bu kontrol mekanizmasını seçim belirlenmesiyle sonuçlanan seçim
85
BD MAYIS 2018

prosedürüne indirgenmesinden da sağlık hizmetlerine, hapisha-


kaynaklanıyor. Bunun yansıması ise, nelere ve orduya kadar devlete
seçkinlerin denetiminin ve egemen- düşen görevlerin büyük ölçüde
liğinin artması, bilimselleşmesi ve özel sektöre kaymasını görüyoruz.
ticari bir nesneye dönüşmesidir. Devlet iktidarı, her türden sermaye
sektörüne doğrudan yardım ve borç
Neoliberalizm kapatmaların yanı sıra vergi, çevre,
İkinci Dünya Savaşı sonrası, enerji, emek, maliye ve para politi-
siyasal süreç öncelikle iktisadi kaları aracılığıyla sermaye birikimi
meselelerin etrafında dönmeye projesine yardımcı olmaktadır.
başladı. Devletin sinai kalkınmayı
en iyi nasıl gerçekleştireceği,
bu çabadan kaynaklanan yük ve
avantajları kendi yurttaşları içinde
N eoliberalizm, demokrasinin
temellerine cepheden saldı-
rıyor; anayasaya uygunluk, yasal
nasıl paylaştıracağı konuları öne eşitlik, siyasal özgürlük, siyasal
özerklik gibi temel
ilkelerin yerine kâr/mali-
yet oranları, verimlilik,
kârlılık, etkililik gibi
piyasa ölçümleri geldi.
Neoliberal rasyonalite
anayasal devlet dahil
olmak üzere her kurum
ve bireyi şirket modeline
göre baştan şekillendirdi
ve demokratik ilkelerin
yerine girişimcilik ilke-
lerini geçirdi.

Ulus Devlet
çıkmıştır. 1974 petrol krizi ve takip Küreselleşmenin ulus devle-
eden neoliberalizmin önleneme- tin egemenliğini aşındırması ve
yen hegemonyası şirketleri siyasal egemenlik gücünün ulus devletlerin
alanın sözü geçen bir aktörü haline elinden çıkması da demokrasiden
getirdi. uzaklaşılmasının nedenlerinden
Şirketlerin gücü “demos”un biridir. Ulus ötesi sermaye, insani
siyasal yönetimin vaat ve uygu- fikir, kaynak, meta, şiddet, siyasal
lamalarını aşındırdı. Belli başlı ve dinsel sadakat akışı ulus devletin
demokratik rejimlerde büyük şirket bunlar üstündeki tekel konumuna
ve devlet iktidarının iç içe geçtiğini ciddi biçimde gölge düşürmüş-
tanık oluyoruz. Okullardan tutun tür. Devletler, küresel sermayeyi
86
BD MAYIS 2018

kendilerine çekebilmek adına aman- ifadesi ile “medya demokrasisi”ne


sız bir yarış içindeler. yol açıyor.
Çok kutuplu bir dünyada, ulus- Kamuoyu yoklamalarının
lararası ilişkileri yürütebilmenin siyasetçiler üzerindeki baskın rolü,
ve saygınlığını sürdürebilmenin kamusal tartışmaların iletişim
yolları, uluslararası kuruluşlar, profesyonelleri aracılığıyla yürü-
ulus ötesi ittifaklar ve bölgesel tülmesine yol açmış, yönetenler
organizasyonlardan geçiyor. Bu ise ile yönetilenler arasındaki ilişki
kademeli olarak ulusal egemenliğin televizyon mesafesine inmiş ve
bir üst hükümrana devredilmesine siyasi ve toplumsal gerçeklik medya
yol açıyor. Örneğin bir çok konu dolayımıyla inşa edilen bir olguya
toplum ne düşü-
nüyor diye bir Siyasette içerik geri plana
kaygı taşımadan çekilip, liderler ön plana
Avrupa Birliği
normları diye çıkmaya başlamıştır.
yasalaşıp yürür-
lüğe konabiliyor.

Medya
Jurgen
Habermas, 20.
Yüzyılda medya-
nın aracılığında
şekillenen
kamusal alanın
bir kültürel tüke-
tim alanı haline
geldiği, kamusal
tartışmanın bir yan sanayiye dönüş- dönüşmüştür. Bunun sonucu ise
türüldüğünü ifade eder. Bu ise siya- siyasetçilerin eylemlerini değerli
sal etkinliği büyük bir ölçüde söze kılmak için medyanın mantığına
ve görüntüye indirgemiştir. Siyase- uymak zorunda kalmalarıdır.
tin profesyonelleşmesi, kamuoyu Siyasette içerik geri plana çeki-
yoklamalarının siyasal söylemi ve lip, liderler ön plana çıkmaya başla-
parti politikalarını şekillendiren mıştır. Siyasette görsellik temel bir
başlıca araç haline gelmiştir. Bu da değer haline gelmektedir. Bu süreç,
siyaset yapma biçimlerinin medya- ürün pazarlama yada marka yöneti-
nın ve kamuoyu yoklamalarının minden farklı olmamaya başlamış-
mantığı içinde şekillenmesine yol tır. Yurttaşlar adeta birer izleyiciye
açıyor. Bu durum, Thomas Meyer’in dönmüştür. Gösteri artık sadece
87
BD MAYIS 2018

medyada değil, seçim meydanla- Sonuç


rında da temel bir unsur olmuştur. Siyaset ve idare (hükümet)
Gösteri artık düşünmeye ilişkin araç demokrasi öncesi zamanların karak-
ve yöntemlerden değil, en çok ilgi teristiğine benzer biçimde yeniden
çekeceği düşünülen çatışmalardan gitgide ayrıcalıklı elitlerin deneti-
beslenmektedir. Siyasetçilerin hem mine geçiyor. Modernliğin haylaz
içerik hem üslupları bu gösteriye çocuğu uzmanlaşma toplumsal ve
uygun hale getirilmiştir. Modern siyasal konuları siyasal ve kamusal
kitle iletişim araçlarının gündem alanın dışına çıkararak “demos”tan
saptama ve gündem inşa işlevleri uzaklaştırıyor ve meşruiyet tabanı
burada özellikle belirgin bir rol olan “demos”u iktidarsızlaştırıyor.
oynuyor. Artık geçerli olan hakikat İçinde bulunduğumuz durumu
değil “rating” olmuştur. “post demokrasi” diye kavram-
laştıran Colin
Siyasal hayat gitgide medya Crouch, şöyle bir
ve pazarlama başarısına betimleme yapar:
Post demokrasi
indirgenmektedir. fikri demokratik

M edya toplumlarında siya-


setin doğasında kaymalar
olmuştur. Kitle iletişim araçlarının
bir momentten sonra sıkıntı hüsran
ve hayal kırıklığı gibi duyguların
bastırdığı güçlü azınlık çıkarlarının
siyasal sistemi, politikaların seçimi siyasal systemin kendileri için çalış-
ve şekillenmesi ve bütünsel siyasi masını sağlama konusunda sıradan
süreci etkileme biçimi çok kapsam- insanların oluşturduğu kitlenin
lıdır. Bunun sonucu ise siyasi parti- çıkarlarından çok daha aktif olduğu,
lerin etkilerinin azalması olmuştur. siyasi elitlerin halkın taleplerini
Ayrıca, siyasi iletişimin yozlaşması yönetme ve manipüle etmeyi öğren-
seçim politikalarının giderek kişi- dikleri ve halkın tepeden yönetilen
selleşmesine yol açtı. tanıtım kampanyalarıyla oylarını
Demokrasisin en önemli simgesi konusunda ikna edilmek zorunda
özgür seçimler pazarlama sirkine olduğu durum.*
dönmüştür. Siyasal hayat gitgide Demokrasi 200 yıl boyunca el
medya ve pazarlama başarısına ele yürüdüğü kapitalizme artık ayak
indirgenmektedir. uyduramıyor. Son 50 yılda pasif-
Demokratik ilkelerden çok leştirdiği “demos”a yeniden iktidar
marka tanıtmayı bilen halkla ilişki- vermek zorunda. Demos artık
ler uzmanlarının paketledikleri tek seçimden seçime törensel bir aktör
şey adaylar değil; siyasal politikalar olmaktan çıkarak aktif ve yapıcı fail
ve gündemler de kamu hizmetin- -yurttaş olmak durumundadır. •
den ziyade tüketilecek ürünler gibi P26, Post-Demokrasi, Crouch Colin, 2016, Dost
pazarlanıyor. Yayınevi

88
BD MAYIS 2018

Osmanlı
Devleti’nde
Hukuk
Yazan: Av. BURCU TAYANÇ

H ukukun ve Hukuk devleti


kavramının tüm geçmiş
dönemleri düşünürleriyle birlikte
Kanun, genellikle laik bir düzene
sahiptir. Kanun, Şeriatla, yani dini
hukukla beraber yürütülmekteydi.
inceledikten sonra geçmiş tarihi- Hukuk kuralları yerel özelliklere
mizde yer alan Osmanlı Devleti göre de esneklik gösteriyordu.
hukuk sisteminin gelişmelerini de
paylaşarak isterim;
Osmanlı İmparatorluğu idaresin-
deki hukuki yapıya Osmanlı hukuku
denir. Genelde çok kültürlülüğe
uygun yargılama usulüyle öne çıkar.
Hukuk anlayışı şer'i ve örfi olmak
üzere iki temelde incelenmektedir.1
Osmanlı İmparatorluğu varlığı
süresince birçok hukuk düzenini
sentezlemiş ve Osmanlı Osmanlı'da
hukukunu oluşturmuştur. kadılık
89
BD MAYIS 2018

Toprakların yönetimi ve sivil düzen


konusunda yerel idareye haklar tanı-
Osmanlı hukuk
nıyordu. Böylelikle imparatorluk nizamının esasını
içindeki birçok unsurun adalet anla-
yışına cevap veriliyordu. Osmanlı
teşkil eden İslâm
İmparatorluğu'nun kompleks yapısı hukukunda,
yeni kültürlerin uyumuna yöne-
lik kanun hareketlerini gerektir-
gerçek anlamıyla
mişti. Kültürel ve dini farklılıklar kanun koyucu
"millet" anlayışıyla imparatorluğa
uygun hale getirildi. Batılı tarzda
Allah’tır. Başka
ilk medeni hukuk, Mecelle'dir. bir ifade ile onun
Tanzimat Fermanı’yla (1839) tüm
vatandaşların temel hakları güvence
ilahî irâdesidir.
altına alınır. 1856 Islahat Fermanı kavramı, geçerliliği için hiçbir kişi
ile karma mahkemelerin kurulması veya kurulun tasdikine (onayına)
kabul edilir. Abdülaziz döneminde ihtiyaç göstermez. Bu bakımdan o,
Divan-ı Ahkam-ı Adliye (Yargıtay) fıkıh kitaplarında derlenmiş bulu-
adlı bir yüksek mahkeme kurul- nan hukukî hükümleri ifade eder.
muştur. 1878’de de hukuk alanında Osmanlı hukuk nizamının esasını
uzman ihtiyacını karşılamak amacı teşkil eden İslâm hukukunda,
ile Mekteb-i Hukuk-i Şahane gerçek anlamıyla kanun koyucu
(Hukuk Fakültesi) kurulmuştur. (şâri’) Allah’tır. Başka bir ifade ile
onun ilahî irâdesidir.3
Osmanlı Devleti’nde Şeri Hukuk
Bunlardan biri, doğrudan
doğruya Kur’an, Sünnet, İcma ile
Kıyas gibi ana kaynaklara dayanan
B unun dışındaki yasama kaynak-
larına gerçek anlamda kanun
koyucu nazarıyla bakılmadığı
ve fıkıh kitaplarında derlenmiş gibi bunlar, ilahî iradeye uygun
bulunan normlardır ki, bunlara hukukî hükümleri tesbit etme
“şer’î hükümler”, “şer’-i şerif” veya kaynağı olarak görülmektedirler. O
“şer’î hukuk” adı verilir. Buna göre halde Osmanlı hukukunun gerçek
şer’î hukuk, İslâm hukukunun ana anlamda kanun vâzıı Allah, bu ilahî
kaynaklarına ve bu arada hukuk- hükümleri tebliğ eden de Hz.Pey-
çuların bu kaynaklara istinaden gamber’dir. “Bütün işlerinde şeriat
“Fıkıh Usûlü” ilmindeki esaslar ile örf ve âdet hukukunu uygulayan
dahilinde yapmış oldukları ictihad- Osmanlı İmparatorluğu, İslâmî bir
lara2 dayanır. Osmanlı kanunnâme- devlet idi.” Dönemin anlayış, şart
lerinde şer’î hukuk ifadesi yerine ve imkânları göz önüne alındığında
“şer’î” veya “şer’-i şerif” terimleri Osmanlı’nın, başka türlü hareket
kullanılmaktadır. Şer’î hukuk etmesi de pek düşünülemez.4
90
BD MAYIS 2018

Osmanlı devleti, esas itibariyle tanımlanmaktadır. Âdetle eş anlamlı


şer’î hukuka dayalı bir devletti. olan örf, “aklen ve fiilen iyi kabul
Fakat siyasî, idarî ve hukukî bazı edilen, selim akıl sahipleri yanında
zorunluluklar sonucu örfî hukuk kötü sayılmayan şeydir” şeklinde de
diye ikinci bir hukuk sitemini daha tarif edilmektedir. Örfî hukuk, aynı
kullanma ihtiyacını hissetmiştir. zamanda Osmanlı padişahlarının
Bununla beraber devlet, bunun şer’î irâde ve fermanlarına dayanan ve
hukukla çatışmamasına itina göste- modern anlamda kanunîlik özelliği
riyordu. Aksi bir uygulama, hukukî taşıyan hukuk normlarıdır.
hayatta çekişmelere yol açardı. Şer’î delillerden ve İslâm huku-
Bu sebeple şer’î ve örfî hukuka kunun temel kurallarından birine
bakıldığı zaman bunların birbirleri aykırı olmayan örfün, hüküm çıka-
ile çatışan veya rekabet eden iki
ayrı hukukî yapı değil, birbirleri
ile uyum içinde oldukları görülür.
Her şeyden önce örfî hukuk, şer’î
hukukun bazı hükümlerini orta-
dan kaldırmak veya değiştirmek
iddiasıyla ortaya çıkmış değildir.
Aksine şer’î hukukun tanıdığı yetki
çerçevesinde veya bu hukukun
düzenlememiş bulunduğu alanlarda Osman Gazi
hüküm koyması söz konusudur.5
Osmanlı Pâdişahları, şer’î Osmanlı Devleti’nde,
hukukun ayrıntılı olarak düzen-
lemiş bulunduğu alanlarda kanun
ilk örfî vergi Osman
koymamaya itina gösterdikleri gibi, Gâzi döneminde bir
diğer alanlarda da şer’î hukukun
genel prensiplerine ters düşmemeye
Germiyanlı’nın talebi
gayret ediyorlardı. üzerine alınan Pazar
Osmanlı Devleti’nde Örfi Hukuk
Vergisi'dir.
İslâm hukukunun ikincil delil- rırken dikkate alınması gerekir.
lerinden biri olarak gördüğümüz Kuruluşundan itibaren, devle-
örf, insanlar arasında tanınmış, tin her tarafında şeriata uygun bir
beğenilmiş, alışkanlık haline gelmiş biçimde uygulandığını gördüğümüz
ve duyulduğunda hatıra başka örf ve âdet kaideleri, pâdişahın keyfî
anlamlar gelmeyecek derecede özel isteklerinin bir sonucu değildir.
bir mana taşıyan toplum tarafın- Osmanlı Devleti’nde, ilk örfî
dan kabul görmüş hal, hareket, verginin, Osman Gâzi (1299-1324)
söz ve davranışların bütünü olarak döneminde bir Germiyanlı’nın
91
BD MAYIS 2018

İslâm hukukunun içerisinde bölgeyi Osmanlı hukuku


ile bütünleştirmeyi hukuk realitesi
kaynaklarından açısından daha elverişli görmüşler-
biri olduğunu dir.6
İslâm hukukunun kaynakların-
gördüğümüz dan biri olduğunu gördüğümüz örf,
örf, Osmanlı Osmanlı devletinde şer’î hukukla
birlikte asırlarca uygulanmıştı. Üç
devletinde kıtaya hâkim olmuş bir devletin,
şer’î hukukla çeşitli din, mezheb, örf ve âdetleri
bulunan kavimleri sınırları içinde
birlikte asırlarca barındırmasından dolayı, örfî huku-
uygulanmıştı. kun şer’î hukukla birlikte çokça
kullanılması normal karşılanmalıdır.
talebi üzerine alınan Pazar Vergisi Osmanlı hukukçularına göre örfî
olduğu, başlangıçta Osman Gâzi’nin kanunlar şu esasları ihtiva etmeli-
bu adama kızdığı, ancak daha sonra dirler:
böyle bir uygulamanın eskiden beri 1. Şeriatın dışında kalmış bir
var olduğunu ve hükümdarlara ait durum ortaya çıkmış olmalı.
bir âdet olduğunu öğrenince alınma- 2. Müslümanlar arasında buna
sına rıza göstermiştir. Böylece örfî dair yaygın bir âdet veya telakki
hukukun sadece Osmanlı Devleti’ne yaşamalı.
has olmayıp diğer İslâm devletle- 3. Hükümdarın iradesi buna
rinde de mevcud olduğu ve ortaya bağlı olmalı.
çıkışının Osmanlıdan çok daha 4. Bu hüküm, İslâm cemaatinin
öncelere gittiği anlaşılmaktadır. hayrına ve adâlete uygun olmalıdır.7
Osman Gâzi’nin bu uygulaması, Bilindiği gibi Örfî hukuk,
Osmanlı Devleti’ nin kendinden bir anda değil, uzun bir zaman
önceki örf ve âdetleri hemen orta- diliminde ve ihtiyaca göre yavaş
dan kaldırmaya çalışmadıklarını da yavaş şekillenmiştir. Bu şekillenme
göstermektedir. sırasında özellikle arazi ve vergi
hukuku alanlarında mevcut örf ve

O smanlılar, feth ettikleri


ülkelerin hukukî yapılarını
birden bire değiştirip yerleşik halkı
âdetler ile yerel şartlar göz önüne
alınarak bütün ülkeye uygulanan
tek bir kanun yerine, her bölgenin
tamamen yabancısı olduğu bir vergi coğrafî, ekonomik, sosyal ve hatta
ve buna bağlı bir hukuk sistemiyle dinî şartlarına uygun kanunları
baş başa bırakmak yerine mevcud hazırlanmıştır. Bu kanunlar, o
hukukî örf ve âdetleri belli bir süre bölgenin “Tahrir Defterleri”nin
için yürürlükte bırakmayı daha başına güzel ve okunaklı bir yazı
uygun görmüşlerdir. Böylece zaman stili ile kaydedilmiştir. Böylece
92
BD MAYIS 2018

zaman içerisinde oluşup gelişen bu mahkemeleri, Konsolosluk mahke-


esaslar, çeşitli pâdişahlar döneminde meleri ve 19. yüzyıldan itibaren
genel kanunlar halinde bir araya Batılı tarzda mahkemeler tarafın-
getirilmiştir. Hükümdarlar tarafın- dan yürütülmüştür. Davalara kadı
dan konulan hukukî esasların genel bakardı.8 Mahkeme binası kadının
kanunnâmeler halinde bir araya evi olabildiği gibi kentin camisi
getirilmesinin ilk defa Osmanlılar yanındaki bir mekan da olabilirdi.
ile başladığı bilinmektedir. 19. yüzyıl ortalarına kadar İstanbul
kadısının belli bir mahkeme binası

G erek resmî, gerekse özel


tedvinler şeklinde ortaya
çıkan bu kanunnâmelerin Osmanlı
yoktu. Kadı'nın hususi konağı
mahkeme olarak kullanılmaktaydı.
Ancak 1837'de Bab-ı Meşihat ya da
hukukunun düzenli uygulanma- Şeylülislam Kapısı olarak anılacak
sında önemli rolleri olmuştur. Özel Etmeydanı'ndaki bir bina ile kadı
tedvinlerin mevcudiyeti ve Osmanlı anonim bir nitelik kazanmıştır.
hukukunun işleyişinde müsbet Kadılar görevlendirildikleri
bir rol oynamaları ilk bakışta kaza sınırları içerisinde idari ve
yadırganabilirse de bunların belli hukuki olarak padişahın temsil-
bir konuda çeşitli şekiller altında cisi durumunda bulunmuşlardır.
resmi çıkarılan kanunları bir araya Kendilerine verilen görevleri en iyi
topladığı göz önüne alınırsa, resmî şekilde yerine getirmeye çalışan
nüshalardan çok farklı olmadıkları kadılar, özellikle klasik dönemde
ve kadılara büyük ölçüde uygulama merkezi yönetim sisteminin uygu-
kolaylıkları sağladıkları kabul edilir. lanmasında devlet mekanizması-
nın en önemli parçalarından biri
Osmanlı Devleti’nde Adalet İşleri olmuşlardır. Bununla birlikte İslam
(Mahkeme) hukukunun tüm devlet çatısı altında
Şer-i mahkemeler, Cemaat uygulanmasında da temel görevi

Mahkemeler Yargı Yetkisi Alanı En Yüksek Otorite


İslami Müslümanlar Sivil / Ticari Şeyhülislam
Mahkemeler Ceza
Topluluk Gayrımüslim Sivil / Ticari Her Topluluğun
Mahkemeleri Milletler Ceza En Yüksek Din Memuru
Konsolosluk Yabancılar Sivil / Ticari Elçilikler
Mahkemeleri Ceza
Karma (Ticari)
Mahkemeler (1840) Karışık Ticari Ticaret Nazırlığı

Laik
Mahkemeler Müslümanlar Ticari / Ceza Adliye Nazırlığı

93
BD MAYIS 2018

üstlenmişlerdir. Fakat kadıların hasta ya da bitkin değilse davaları


zamanla devletin içine düştüğü görmekten kaçınamazdı. Davanın
olumsuz durumlardan etkilenerek, tatil veya gece vakitlerine denk
yolsuzluk ve yetkilerini aşan faali- gelmesi, davalara bakmaktan kaçı-
yetlere giriştiği de görülmektedir. namaz, bu durumu değiştirmezdi.
Bu faaliyetler, Osmanlı Devletinin Davanın görülmesi esnasında ve
Tanzimat ile birlikte geçirdiği devamı boyunca karar verilinceye
hukuksal dönüşüm ile birleşince kadar kadının dava ile ilgili kişilerle
kadıların yetkilerinde ciddi kısıtla- münasebette bulunması da kesin-
malara yol açmıştır. XX. yüzyılın likle yasaktı. •
başlarında kendilerinin ve başında Kaynakça:
bulundukları şer’i mahkemelerin 1- http://www.wikipedia.org 2- Yasada veya örf
ve âdet hukukunda uygulanacak kuralın açıkça ve
yetkilerinin büyük ölçüde ellerin- tereddütsüz olarak bulunmadığı konularda, yargıcın
den alınmasına rağmen, Osmanlı veya hukukçunun düşüncelerinden doğan sonuç. 3-
Osmanlı Devletinde Din Ve Hukuk,Sf.63, Prof.Dr.
Devleti yıkılana kadar kadılık
Ziya Kazıcı, Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi
kurumu ayakta kalmayı başarmıştır.9 4- Ahmet Akgündüz, “Osmanlı Kanunnâmelerinin Şer’î
Sınırları”, Osmanlı, VI, 402. 5- Aydın, “Osmanlıda
Hukuk”, Osmanlı Devleti ve Medeniyeti Tarihi, I, 384.
Farklı Mahkemeler10 6- Ömer Lütfi Barkan, “Kanunnâme”, İA. VI, 194.
İslam hukukuna göre idare 7- İnalcık, agm. AÜ. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi,
XIII / 2, 104. 8- Kadıların bir yerde görev süresi genel
edilen Osmanlı Devleti’ nde olarak 2 yıldır. Fakat bu süre dilenirse uzatılabilir.
mahkeme tek hakimden oluşmak- Uzatma durumu 1038 tarihli kazasker ruznamesiyle
taydı. Birden çok hakimin olması örneklendirilmiştir . Ancak her zaman 2 yıllık süre
uygulamada kesinlik kazanmamıştır. Osmanlı kadıla-
yasaktı. Kadı ise yargılama esna- rının sahip oldukları yetki ve ayrıcalıkları değerlendir-
sında tek başına görev yapmaktaydı. mede batılı tarihçiler farklı düşünceye bürünmektedir.
Şüphesiz devlet sınırlarının genişlemesi sonucu
Kadının yalnızca bir "danışma imparatorluk vaziyetine erişince bir takım aksaklıklar,
meclisi" bulunmasına iizin verili- sorunlar yaşanmıştır. Bu aksaklıklar ve sorunlar kadılık
yordu. Jüri olarak orada bulunan kurumuna sıçrayınca kadılar devlet adamlarının ve
ayanların etkisi altına girmişleridir. Osmanlı kadısının
kişilere de yalnızca bakmakta taşra yönetimindeki rolü ise Osmanlı kadısının kendine
olduğu davanın tamamı hakkında mahsus durumu maddeler halinde açıklanmaktadır.
Osmanlı kadılarının diğer İslam devletlerine nazaran
değil de konu hakkında danışabi- otorite ve yetki bakımından daha geniş ayrıcalıklara
lirdi. Buna "maşveret" adı verilirdi. sahiptirlier.Kadılara yardımcı kişiler de yer almaktadır.
Bunlar; önce naibler olup sonrasında ise kadının diğer
Yargılama ve karar verme yetkisi
yardımcıları olan subaşı, yasakçılar, kale dizdarları ve
ve sorumluluğu yalnızca kadı ile muhtesiplerdir. Vali ile kadıların arasında sıkı işbirliği
sınırlı kalmaktaydı. Duruşma- bulunmaktadır. Prof. Dr. İlber Ortaylı’da bu işbirliğinin
iki tarafında birbirine olan ihtiyacından doğduğunu
lar açıkça görülmeliydi. Açıkça savunmaktadır. Prof. Dr. Ortaylı ilgili eserinde (Hukuk
görülmeyen duruşmalar şaibeli Ve İdare Adamı Olarak Osmanlı Devleti’nde Kadı
İlber Ortaylı İstanbul, Kronik Kitap Yayınları, 2016)
sayılırdı. Yalnızca davacının farklı mahkemelerin genellikle kadıların evlerinde görüldü-
bir mezhebe ya da dine mensup ğünü bugünkü gibi adli binaların mevcut olmadığını
olması halinde kendi kurallarına dile getirmektedir. İlk adli binaları da 19. yy ortalarında
kurulmuştur. 9- Osmanlı Devleti’nde Kadı Ve Şer’i
göre yargılanabilirdi. Kadı yakın- Mahkemeler -Araş. Gör. Abdülkadir Erçin
ları hakkında karar veremez ve 10- www.wikipedia.org

94
Dünya Döndükçe
Sabriye Aşır

En tehlikeli noktadayız:

Gezegensel
Bir İntihar mı
E vrenin genelindeki kozmik
ölçekli enerjiler söz konusu
olduğunda, henüz çocuk
konumundayız. Bunu, dünya-
mıza vuran güneş ışığını ele
aldığımızda dahi idrak edebiliriz. Nikolay Kardaşev, yıldızlardan aldı-
Güneşten aldığımız toplam enerji ğımız enerji miktarına dayanarak
miktarı, dünyanın tüm uygarlıkları derece-
Nikolay
enerji üretiminden çok Kardaşev lendirmeyi denedi.
daha büyüktür. İşte Örneğin Tip 1 uygar-
böylesine ilkel durum- lığı dünya üzerindeki
dayız. tüm enerjiyi, makine-
Bununla birlikte lerine ve şehirlerine
Sovyet Astrofizikçi enerji sağlamak için
95
BD MAYIS 2018

güneş ışığının toplam miktarıyla


karşılaştırılabilir ölçüde olacak.

T ip 2 uygarlık ise yıldızlarla


ilgili. Bu uygarlıklar yıldız-
ları kullanarak çok fazla enerji
tüketirler. Tip 2 uygarlığının,
enerji üretimimizin yıllık yüzde
3 arttığından hareketle birkaç bin
yıl ilerimizde olması muhtemeldir.
Aslında Fizikçi Freeman Dyson,
bir ana yıldız etrafına yerleştirilen
Michio Kaku devasa bir kürenin, muhtemelen bu
yıldızın tüm ışığını çekebileceğini
kullanan bir uygarlık olacaktır. Tip varsaydı. Bu Tip 2 uygarlığıdır ve
1 uygarlık dediğimiz, Buck Rogers bu varsayıma ise Dyson Küresi
ya da Flash Gordon’a benzeyen denilmektedir.
gezegensel bir uygarlıktır. Tip 2’ye ulaştığınızda ölüm-
Bu birinci dönüm noktasına süzsünüz demektir. Bilim alanında
ulaşmanın, belki de 100 yıl uzağın- aleniyet kazanmış hiçbir şey bir Tip
dayız. Başka bir ifadeyle, biz 2 uygarlığını yok edemez. Kuyruk-
güneşin enerjisini kullanmanın çok luyıldızlar, göktaşları, depremler,
uzağında olan bir Tip 0 uygar- hatta süpernovalar bile. Tip 2 uygar-
lığıyız. Makinelerimize enerji lığı, bir süpernovada bile hayatta
sağlamak için ölü bitkileri, petrol kalabilir. Star Trek’teki Birleşik
ve kömürü kullanıyoruz. Fakat 100 Gezegenler Federasyonu, bunun bir
yıllık bir zaman içinde dünyanın örneğidir. Star Trek, karakteristik
enerji üretimi, yeryüzüne vuran bir Tip 2 uygarlığını yansıtır.

TİP 4 UYGARLIĞI Galaksi ötesi güce sahip Tip 4 uygarlığı


varsayımı da var. Bunun nasıl mümkün ola-
bileceğini kendinize soruyor olabilirsiniz. Yalnızca gezegenler, yıldızlar ve ga-
laksiler var. Galaksinin de ötesinde bir enerji kaynağı nasıl olabilir? Galaksiden
daha büyük bir enerji kaynağı var ve buna “karanlık enerji” deniliyor. Aslında
karanlık enerji evrenin enerjisinin yüzde 73’ünü, karanlık madde de evrenin
enerjisinin yüzde 23’ünü oluşturur. Yıldızlar ise evrenin madde ve enerjisinin
yalnızca yüzde 4’ünü meydana getirir. Uzak bir gelecekte belki galaksi ötesi
enerjiyi, karanlık enerjiyi kullanmaya başladığımızda, belki de Büyük Patla-
ma’nın enerjisini de kullanabileceğiz. Çünkü evrenin, karanlık enerji sayesinde
genişlediğini düşünüyoruz. Galaksileri birbirinden ayıran bu görünmez enerji
-hiçbir şeyin enerjisi- evrenin genişlemesini sağlıyor.

96
BD MAYIS 2018

Tip 3 uygarlık,
makinelerine enerji
sağlamak için bütün
bir galaksinin enerjisini
kullanır. Empire
Strikes Back, Tip 3
uygarlığına bir örnek
olabilir.

Kardaşev Ölçeği’ne göre bir de konumda olacağız. İklim koşulları,


galaktik özellikteki Tip 3 uygarlık depremler ve yanardağları kontrol
vardır. Tip 2 uygarlıktan 10 ila edebileceğiz. Gezegensel olan her
100 milyar kat daha güçlü olan şeyi kontrol edebileceğiz.
Tip 3 uygarlık, makinelerine enerji Tehlikeli dönem günümüzdür.
sağlamak için bütün bir galaksinin Çünkü halen içimizde vahşilik
enerjisini kullanır. Empire Strikes taşıyor, tüm hırsları içimizde
Back, Tip 3 uygarlığına bir örnek barındırıyoruz. Çevremizi saran
olabilir. mezhepsel, köktenci fikirlerin hepsi
Tehlikeli olan, Tip 0 ile Tip varlığını sürdürüyor. Ayrıca nükleer
1 arasındaki geçiştir ve bizler de silahlara da sahibiz. Yeryüzündeki
bugün bu noktadayız. Biz bir Tip yaşamı silip yok edecek kimyasal ve
0 uygarlığıyız. Gereksinim duydu- biyolojik silahlarımız var.
ğumuz enerjiyi ölü bitkilerden, Bu yüzden de bugün dünyada
petrolden ve kömürden sağlıyoruz. iki yönelimin olduğunu görüyorum.
Fakat ne zaman Tip 1
durumuna ulaşacağımızı
hesaplayabiliriz. Bu
hesaplamanın sonucu,
yaklaşık yüz yıl içinde
gezegensel uygarlık
(Tip 1) durumuna
geleceğimiz yönündedir.
Yeryüzünün bütün enerji
üretimini kullanabilir
Yeryüzündeki yaşamı silip
yok edecek kimyasal ve
biyolojik silahlarımız var.
97
BD MAYIS 2018

İlk yönelim, çok kültürlü, bilimsel doğuşuna tanık olma ayrıcalığını


ve hoşgörülü bir topluma doğru. Ve yaşıyoruz.
gittiğim her yerde, böyle bir yöne- İngilizce, Tip 1 dilin başlangı-
limin başlangıç aşamalarını görü- cıdır. Dünyanın neresine gidersem
yorum. Örneğin internet. İnternet gideyim, insanların İngilizce konuş-
nedir? Pek çok insan internet konu- tuğunu görüyorum. Çünkü İngilizce
sunda yazıp çizdi. İnternet üzerine bilim, teknoloji ve iş dünyasının
ortak dili.
İnternet, Hepsi
Tip 1 iletişim İngilizce
konuşuyor.
sisteminin, Yeryüzünde
gezegensel ikinci dil
bir iletişim olarak konu-
sisteminin şulan dillerin
ilk sırasında
başlangıcıdır. İngilizce yer
alıyor.
yazılmış milyarlarca cümle var. Peki Avrupa Birliği nedir?
Fakat bir fizikçi olarak bana göre Avrupa Birliği, Tip 1 ekonominin
internet, bir Tip 1 iletişim siste- başlangıcıdır. 10 bin yıl önce
minin, gezegensel bir iletişim buz eridiğinden beri birbirlerini
sisteminin başlangıcıdır. Dolayı- katleden Avrupa ülkeleri nasıl bir
sıyla bizler, gezegensel bir iletişim araya geldiler ve farklılıklarını bir
sisteminin, bir Tip 1 teknolojisinin kenara bırakarak Avrupa Birliği’ni
kurdular? NAFTA’yla
rekabet etmek için. Dola-
yısıyla Tip 1 ekonominin
başlangıcını da görmeye
başlıyoruz.
Ayrıca Tip 1 kültürün
başlangıcını da görü-
yoruz. Nereye gitsem
radyoyu açtığımda rock
Terörizmin aslında karşı müzik ya da rap müzik
duyuyorum. Gençliğin
durduğu şey, çok kültürlü, müziği şimdiden geze-
hoşgörülü bir bilimsel gensel, yeryüzünde sınır
tanımayan bir konumda.
topluma yönelmemiz. Gittiğim her yerde üst
Bunu istemiyorlar. düzey bir modanın
98
BD MAYIS 2018

yükselişini görüyorum. Chanel,


Gucci çantalar… Gezegensel
bir modanın doğuşuna tanıklık
ediyoruz. Diğer taraftan spor;
bir olimpiyatlara bakın, bir de Avrupa
futbola. Spor denilen bir kitle
ateşleme yönteminin, tüm
Birliği, Tip 1
yeryüzünü birleştiren geze- ekonominin
gensel bir ateşleme yöntemine başlangıcıdır.
dönüşmesinin başlangıcını
görüyoruz. Bu yüzden ne zaman
elime bir gazeteyi alıp baksam, türü uygarlıklar olağan olmalı.
gazetede gördüğüm her başlık Tip 1 Toplumun kendi tarihinde ilk kez
uygarlık bilgisinin doğum sancıla- gezegensel ölçekteki bir intihara
rına işaret ediyor. kalkışma kabiliyetine Tip 0 kade-
mesindeyken sahip olması nede-

B ununla birlikte yine gazeteye


her baktığımda, bunun tam
aksi bir yönelimi de görüyorum.
niyle, belki de yalnızca birkaçı
Tip 1’e geçmeyi başarabilir. Bazı
insanlar sırf bu sebeple, Tip 0
Terörizm nedir? Terörizm, bu tür uygarlıkların daha olağan olduğunu
bir Tip 1 uygarlığı oluşturulmasına varsayıyorlar. Uzay boşluğuna
karşı tepkidir. Teröristlerin büyük baktığımızda dünya dışı varlıklar
bölümü bunu açıkça söyleyemiyor. göremememizin nedeni belki de
Benim neden bahsettiğimi bile budur. Belki de onlar başaramadılar.
bilmiyorlar. Fakat karşı durduk- Belki bir gün yıldızlararası uzay
ları şey modernizm değil. Aslında gemilerimiz olduğunda ve onları
karşı durdukları şey, çok kültürlü, ziyarete gittiğimizde, yaşadıkları
hoşgörülü bir bilimsel topluma nükleer savaş nedeniyle ışın saçan
yönelmemiz. Ve bunu istemiyorlar. atmosferlerini göreceğiz. Çünkü
Bilimi değil, dine dayalı yönetimi yaşadıkları nükleer savaş nedeniyle
istiyorlar. Çok kültürlülüğü değil, sera etkisi kontrolden çıkmış ve bu
tek kültürlülüğü istiyorlar. Yani yüzden atmosferleri artık yaşamı
içgüdüsel olarak, bir Tip 1 uygarlı- sürdüremeyecek denli ısınmıştı.
ğına doğru gidişimizden memnun Belki uzay boşluğuna doğru
değiller. Peki hangi yönelim galip yolculuk yaptığımızda, Tip 1 uygar-
gelecek? Bunu bilmiyorum ama bir lığı olmayı başaramamış böyle bir
Tip 1 uygarlığı olarak yükselmemizi uygarlığa ait ölü bedenlerle karşıla-
umut ediyorum. şacağız. Kim bilebilir? ·
Uzay boşluğunda akıllı yaşam sabriyeasirbd@gmail.com
formları arıyoruz. Henüz bula- Kaynaklar: Fizikçi ve Fütürist Prof. Dr. Michio Kaku,
“The Energy of the Future” ve “Will Mankind Destroy
bilmiş değiliz. Galakside Tip 1 Itself”
99
Haz›rlayan:
Y‹⁄‹T EREN GÜNEY

‹lk Dersimiz: Türkçe


Bu ay köflemizi dilimizde yer etmifl yabanc› sözcüklerin
karfl›l›klar›na ay›rd›k. Bilginizi s›nay›n.

1 Agnostik (Fr.) 6 Flofl (Fr.) 11 Semantik (Fr.)


a-Karmakar›fl›k a-Poker terimi a-Sinir bozuklu¤u
b-Bilinmezci b-Dikifl i¤nesi b-Anlam bilimi
c-Özgü anlat›m c-Çok modern olan c-‹leri görüfllü
d-Baflkalafl›m d-Bükümsüz iplik d-Cana yak›n

2 Firkete (‹ta.) 7 ‹skandil (‹ta.) 12 Majör (Fr.)


a-Yelkenli gemi a-Denizbilimi a-Planl› ekonomi
b-Uzun bluz b-Caml› balkon b-Gramafon pla¤›
c-Önemini c-Su motoru c-Pamuklu bez
yitirmifl d-Derinlik ölçümü d-Büyük, önemli
d-Saç tokas›
8 Kalantor (Fr.) 13 Palamar (Rum.)
3 Kanalize (Fr.) a-Varl›kl› kimse a-Kal›n halat
a- Kovuflturmak b-Soyutlama b-Akci¤er zar›
b-Kimyasal tepkime c-Kaba, sald›rgan c-Küçük makara
c-Yönlendirilmifl d-Asalet unvan› d-Uçurtma kuyru¤u
d-Uyku durumu
9 Karnika (Lat.) 14 Prototip (Fr.)
4 Gidon (Fr.) a-Deniz feneri a-Molekül yap›s›
a-Yönelteç b-Ar› cinsi b-Yapay reçine
b-Kauçuk parça c-Pervane c-Yar›fl at›
c-Müzik ayg›t› d-Akü bafl› d- ‹lk örnek
d-Dokuma tezgah›
10 Legal (Fr.) 15 Rölöve (Fr.)
5 Hartuç (Fr.) a-Aç›k yürekli a-Renk körlü¤ü
a-Eski kafal› b-Yöntem, kural b-Yo¤unluk ölçer
b-Silmetafl c-Yasal olan c-K›vr›k flapka
c-Barut kesesi d-Koflula ba¤l› d-Art›
d-Toprak kap olmayan elektrot Yan›tlar:
151.
sayfada
(Fr.) Frans›zca, (‹ta.) ‹talyanca
BD MAYIS 2018

Bir dengeler manzumesi:

İnsan
“Hiçbir şey insan için “ölçüsüz eleştiri” veya
“aşırı övgü” kadar zararlı olmaz.” Goethe
Yazan: BERK YÜKSEL

İ nsan, bir dengeler manzumesidir.


Her konuda, her alanda dengede
gelişir, dengede dinamik olarak
Tamamlanma her zaman
dengede oluşabilir. Ölçülü bir hayat
kantarı da eline almak ile yaşanır.
dönüşür. Yaşam mutlak bir denge Kantar elbette her zaman sabit bir
oyunudur. Uçlara savrulmayıp veriyi gösterecek değildir zira insan
her yönü keşfeden yoluna devam yolunda yalpalayabilir. Bir adımı
edebilir. Yatay ve dikey gelişme karanlıktan yana bir adımı aydın-
ancak bir arada olursa birbirlerini lıktan yana atarken kusursuz griyi
tamamlayarak bir yolculuk söz bulamaz. Belki de asla bulama-
konusu olabilir. Aksi savrulmadır. yacaktır lakin hedef işte bu yolda
Savrulma belki anlık mutluluk geti- bizzat olmaktır. Yolda kendi dışında
rebilir lakin bu bir yolculuk değildir. bir insana biat söz konusu ise o
101
BD MAYIS 2018

yol zaten yol değildir. Evren birer İki ucu aynı ruha sığdırmaktır.
dengeler manzumesidir. Bunu idrak Bilginin peşinde ruhunu yitirmeyen,
edip her yönü ile tanışıp, eksiklerini mistiklik aşkına kendini kaybet-
ve fazlalarını idrak eden, kendinden meyen bir “Üst İnsan”.
yaşarken yeni bir üst “ben” yara- İnsanoğlunun temel trajedisi
tabilen, kendini gerçek anlamda zaten varlığının bu iki kutuplu
tanıyan ancak bütünlenebilir. Ruhsal yapısıdır. Aklı ile kalbi, duygusu ile
yönünü görmezden gelen ya da bilgisi kişiyi ayrı uçlara çeker...
maddeye burun kıvıran birin iki Hayatın anlamı işte bu dengenin
ucudur. Yaşamın anlamı fark edilen hayata yansımasıdır. Kişi kendi
bu tılsımlı bireysel dengededir. üzerine çullanan iki ucu yani
Her bireyin sonsuz yolculu- “egonu öldür”cüler ve “ölümden
ğunda durakları ona korkuyorsun”cu-
özgü olduğundan, lardan özgürleşerek
eksikleri de farklıdır. ve onlardan öğrenerek
Dolayısıyla her yol yol alır. Dengeyi
kişiye özel oldu- görünür kılan zaten bu
ğundan onun kayıp zıtlıklardır. Denge bir
hazinesini de ondan atalet, kontrol hasta-
başka hiç kimse ona lığı, sıradanlık, huzur
altın tepside sunmaya- değildir. Bitemeyen
caktır. mücadeledir. Zamanın
ve mekânın bir nevi

D enge hem insanın


iç âleminde hem
de dış âleminde gerçekleştirilir.
dışına çıkıştır. İç içe
geçmiş sözde iki
karşıtın birleşmesidir.
Uçların iç âlemi de dengesizdir. Siyahtaki beyaz, hiçlikteki ebedi
İnsan melek değildir, şeytan da sonsuzluk, aydınlıktaki karanlık;
değildir; ancak ikisinin de potansi- kaostaki düzen. Kararsızlık ve
yelini içinde barındıran bir varlıktır. kaostan kozmosu yaratabilmektir
Önemli olan hangisine nasıl yatırım asıl mesele. Yol, o yolu alabilmek
yapıldığıdır. Kendi gibi olan için dengeyi gözeten bir çaba sarf
insanlar dengeli, özgün insanlardır, edene kolaylaşır. Hiçbir parçasını
sıradan insanlar değil. yakmadan, öldürmeden, ama reha-
Denge bir değersizleşme, bilite ederek, rektifiye ederek, arın-
zayıflık, bir tavırsızlık değil başlı dırarak bir yönü diğerine makbul
başına en zor tavırdır. İki yönlü, görüp seçerek değil, onu da kendine
iki tabiatlı insanın iki yönünü bir katarak ve tamamlanarak altın orta
potada birleştirmesidir bu. Çekiş- yolda yol alınır...
tirilmeye izin vermemek ve kendi “Yumuşak olma ezilirsin, sert
kaderinin dizginlerini ele almaktır. olma kırılırsın.” Victor Hugo •
102
Kültür Dünyası BD MAYIS 2018

Yaşar Öztürk

Kısa süre önce aramızdan ayrılan


Enver Ercan şairdi, yazardı ve
edebiyat denizinde yolculuğa
çıkanların kılavuz kaptanlarındandı.

Edebiyattan
Geldi
Edebiyata
Gitti.
T ürkiye’nin neresine giderseniz
gidin eğer orada edebiyattan
bir filiz varsa ona uzanan el Enver
Ercan’dı. Edebiyatın babasıydı.
Ayrım gözetmeksizin hak ve adalet
temelinde Ekmeği, suyu bölüşürce-
sine varlığını, kazancını, emeğini,
bilgisini, deneyimini, zamanını
paylaştı herkesle. Bayrağı yıllar
önce bu konuda öncülük yapan
Yaşar Nabi Nayır’dan aldı.
Çok zor koşullarda varoluş
savaşımı verdi Ercan:
103
BD MAYIS 2018

“Ne zaman o günler aklıma / Yapamadıklarını da yapabilirlerdi,


gelse, / Hâlâ bir hoş olurum. / Siz / Hiç değilse onu düşünüp sevindim.
fakir semtlerin, fakir çocukları / / Hiç sevmezdim soğuğu, / Ama kışı
Eksik yaşamışlığınızı içimde duyup değil. / Hiç sevmezdim kötülükleri,
burkulurum. / Çektiğim sıkıntı, / Ama insanları değil. / Cebimde
yaşadığım hayat / En azından bir taşırdım şiirlerimi, / Yolda ekleme-
kürek mahkûmununkine eş / Fakat ler yapmak için. / Kalem istediğim
yine de gözümde dünya bir, / Bütün bile olurdu ondan bundan. / İçimde
insanlar kardeş. / Oysa kahretmeye bir inanç vardı, bir hırs vardı, /
kalksam, / Ne sebepler var. / Ama Dünyaya okunacak meydan vardı,
içimdeki bu insan sevgisi, bu inanç / Oydu beni tükenmeksizin yaşatan.
/ Daha ne dertleri savar / Gün oldu / ve yirmiye dayadım yaşadığım
kuru ekmek yedim, / Gün oldu sıcak yılları, / Geride ne varsa iyi olan, /
bir çorba gördü midem. / Uçuru- Gönlüm hep onu sakladı. / Kötü-
lükleri ise, / Yazdığım şiirler,
yaşama sevincim / Yeteri
kadar tokatladı.”
“Ya bir yol bulacak ya da
bir bir yol açacaktı” Çıkmaz
sokaklarla kuşatılmış kavşakta
seçimini yaptı:
“Edebiyattan Başka Gide-
cek Bir Yeri Yoktu.”
“Ben” değil “Biz” diyen
bir soydandı. Sanat, edebiyat,
kültür kapısını kendi eliyle
Edebiyattan araladı, ancak su başını
Başka Gidecek tutan “devlerden”
mun tam kenarında Bir Yeri Yoktu! olmadı; kapıları birer
yaşadım, / Fakat hep birer ayrım göstermek-
galip geldi, hayatı
“Ben” değil sizin herkese açtı. Bu
sevmem. / Çok parasız “Biz” diyen bir kendisine ağır bedel
kaldım, / Aç kaldığım bile soydandı. ödeten hayata verdiği
oldu./ Hatta bir seferinde, yanıttı:
/ Sarıyer'den Tophane'ye şoför “Edebiyatı ve edebiyat dünya-
almadı diye / Yürüdüğüm de oldu. sını, kendimi geliştirip aşabilece-
/ Yine de insanlığa yüklenmedim ğim bir sığınak gibi gördüm hep.
bu suçu. / Ömrümün çokça yılını, / Edebiyat dünyasındaki herkesi çok
Beyoğlu sokaklarında yürüdüm. / sevdim. Bilirsiniz, 'Şiir şairlerden
Başıma neler gelebilir iyi bilirdim. / öğrenilir,' denir. Doğrudur da. Ama
Bana ne yaptıysa insanlar, unuttum. yalnızca şiiri öğrenmek yetmez, bir
104
BD MAYIS 2018

edebiyat terbiyesinden de geçmeli ölümü yaraladı, Enver Ercan’ı:


insan. Böyle bir terbiyeyi de usta- “Kenar mahallelerde büyü-
lardan edinebileceğimi düşündüm düm ben: Tophane, Tarlabaşı,
ve onların şiirlerine çalıştım, hâlâ Kasımpaşa. En yakın arkadaşlarım
da çalışırım.” Selahattin'le Ali'ydi. Yaşımız 11-
12... Gırgır bir çocuktu, Selahattin.

A nnesi ile babası o ilkokulday-


ken ayrıldı. Kötü bir evlilik-
tense iyi bir boşanma yeğdi. Gazete
En çok da suskunluğumla dalga
geçerdi. Bir gün babasına kızıp
kendini astığında, sabah ilk ben
bile okuduğunu görmediği annesini görmüştüm onu bahçede. Şaka
babasına yakıştıramıyordu. yaptığını sanmıştım. Annesi o kadar
Ailesine kızıp soyadını değiş- ağlamasa inanmazdım da öldüğüne.
tiren, nüfus kütüğünü memurluk İlk şiirimi onun için yazdım. Bir
yaptığı kente aldıran, kendini iyi yıl kadar sonra Ali birini öldürdü,
yetiştiren babası kitaplara merak- bir süre sonra hapiste öldüğünü
lıydı: “Çok kitabı yoktu ama duydum. İkinci şiirim ise Ali'yle
okumayı severdi. Yunus
Emre, Mevlana, Niyazi Mısri
gibi isimlerle ilk kez onun Merhamet duygusunu
kitaplığında tanıştım. Türk
Sanat Musikisi makamla- öğrendiği, evdeki
rından anlardı. Hangi şarkı kedisinin ve ardından
çalınsa makamını, hatta
bestecisini söylerdi. Sadettin dedesinin ölümüne de
Kaynak ve Selahattin Pınar'a çok üzüldü.
özel bir hayranlığı vardı...
Babam yaşamı boyunca konfeksi- ilgiliydi. Bense gördüğünüz gibi
yon ceket-pantolon giymedi. Hep hâlâ yaşıyorum. ‘Ölmeyecek kadar
diktirdi. Bir devlet memuruydu. yaralı’ olduğum için belki de.”
Küçük bir maaşı vardı. Ama gusto Okur yazarlığını dedesine
diye bir şey var. Her takım elbi- bağlıyor Enver Ercan: “Okuma
sesinin gömleği, çorabı ayrıydı. alışkanlığımı ve ‘yaratıcılığımın!’
Şöyle bir anekdot bile nasıl biri gelişmesini de ona borçluyum; her
olduğunu anlamaya yeter sanırım: akşam alınan Tercüman gazetesin-
Krize girdiği gece (astım hastasıydı) deki pehlivan tefrikalarının hastası.
hastaneye götürmek için hazırla- Artık gözleri de pek iyi görmüyor
nırken ‘Durun!’ dedi, ‘Önce tıraş ya, okumayı söker sökmez bu işi
olmam lazım!’ O hasta haliyle tıraş üstleniyorum. Kurtdereli, Kel Aliço,
oldu, hastaneye götürdük, o gece Adalı Halil türlü türlü hünerlerle
öldü.” meydanı dar ediyorlar rakiple-
En çok çocukluk arkadaşlarının rine. Dedem mest tabii ki. Fakat
105
BD MAYIS 2018

tefrikalar kısa oluyor, en heyecanlı babası ona:


yerinde, ‘devamı yarın’ işine çok “Doğrudur. Değil konuşmak,
bozuluyor. ” karşılaşmak bile istemeyeceğiniz
birileriyle sırf akrabasınız diye iliş-

O kumaya sevdalandı. Bütün


harçlıklarıyla iskeledeki
kitapçıdan kitaplar alıp bir gecede
kide olmak zor olabilir. Açık konuş-
mak gerekirse anne ve babamın beni
sevdiğine hiçbir zaman inanmadım.
okuyordu. Merhamet duygusunu Gerçi son nefesini verirken babamın
öğrendiği, evdeki kedisinin ve adımı sayıkladığına bizzat şahit
ardından dedesinin ölümüne de çok oldum ama yine de ikna olmadım.
Başında çocukla-
rından sadece ben
vardım (başka bir
anneden kardeşler
var mı bilmiyorum)
ve kısık gözlerle bize
bakıyordu.”
“Dedim ya, aidiyet
duygum yok. Annemin
Gülten Akın, baba-
mın da Oktay Rıfat
olmasını isterdim
mesela. Böyle bir
ortamda büyümediğim
için ‘aile’, hep sıkıcı
üzüldü. Terk edilmiş hissediyordu gelmiştir bana. İki kez evlendim,
kendini, yalnız ve biçare: ikisinde de nikah masasına oturur
“O öldükten sonra çok sıkılmaya oturmaz, bu işten nasıl kurtulaca-
başladım. Annemin yanında oldu- ğımı düşünmeye başladım. Yanlış
ğumda da, babama gittiğimde de. anlaşılmasın, iki eşimi de çok
Ortak bir dil kuramıyorduk. Birbi- sevdim. Fakat evlilik, aile bana hep
rimizi sıktığımızı düşünüyordum. bir cendere gibi gelmiştir. Sanırım
Okuldan da çok sıkılıyordum. Sevdi- bu yüzden ikinci eşim, ‘Sevgili
ğim hiçbir şey öğretmiyorlardı, olarak mükemmel birisin ama koca
öğretmek istedikleriyse umurumda olarak berbat,’ demişti, ki haklıydı.
bile değildi. Biraz büyümüştüm, Ben ki, evde olmayı seven biriyim,
sürekli dolaşıyordum.” ama evliyken eve gitmek gelmezdi
Dedesinin ölümü onun akra- içimden. Sanırım her türlü zorunlu-
balık, aile ilişkilerini, bağlarını luk bana itici geliyor. Düşünsenize,
kopardı. Yakın akrabalılarına bile sevgiliyken tartışırsınız, birkaç gün
ilgisiz olduğu için “kopuk” diyordu görüşmezsiniz, sonra biri diğerini
106
BD MAYIS 2018

arayıp özür diler, her şey tatlıya yapacalarım, yazacaklarım var”


bağlanır. O özlemle daha da çok diyerek sarıldı şiire:
bağlanırsınız birbirinize. Evlilik “Şiir benim hayatımı kurtardı
öyle mi; tartıştıktan bir saat sonra çünkü. Rahatsızlığım sırasında
aynı yatakta uyumaya gidersiniz. birçok kişinin hayata küstüğüne
Tartışmanın muhasebesini yapmak tanık oldum. Ben de ilk başta
şöyle dursun, özleyecek mesafe bile öleceğim duygusuna kapılmıştım;
olmaz aranızda.” şiire tutunarak, şiir yazarak ayakta
Doğuştan şairdi, Enver Ercan: kaldım.”
“Ben 'doğuştan şair'im!.. Ben Yaşamı da ölümü de hoş karşı-
doğduğumda üç kızdan sonra erkek ladı Enver Ercan:
geldiği için büyük sevinç duymuş “Son Tahlilde / tahlil sonuçları
ailem. En çok da büyük ablam, geldiğinde / doktor yine çağırdı
Haver. Yoksa Malatya’da yerel bir bizi / kızım biraz üzgündü / benim
dergiye şiirini benim adımla niye moralim iyi / Kafama takılan soruyu
göndersin ki! Belki de yolum o şiirle sordum tabii / bu kışı çıkarır mıyım
baştan çizilmiş oldu.” doktor? / “merak etme, hemen
Ataol Behramoğlu onu özetli- ölmezsin” deyince / keyfim yerine
yor: geldi / tekrar raporlara baktı uzun
“Utangaç, onurlu, kendini aşma uzun / sonra yüzüme / garibine
isteğiyle, şiir yazma tutkusuyla dolu, gitmişti keyifli halim / doktor bey
fakat gösterişten, kibirden uzak, dedim / ben bu dünyadan / hafif
kozasını içten içe ören bir duygu adımlarla / ve gülümseyerek/ çekip
ve düşünce adamı... Ne yazık ki az gitmek isterim.”
yazıyor... İkinci kitap, sadece ilkine
göre değil, genel olarak şiirimiz
bakımından da bir aşamadır. Bunu
bugün, üçüncü kitabının yayım-
H er şey bir yana Hilmi Ziya
Ülken, Oğuz Tansel, Hasan
Ali Yücel, Metin Altıok gibi adını
lanışından sonra, daha rahatlıkla sonsuzluğa taşıyacak bir kızı
söyleyebiliyorum. Az yazmasını da vardı. Elinden tuttuğu kızı Özge ve
eksiklik olarak değil, erdem olarak elinden bayrağı devralan Mehmet
görüyorum.” Erte “çılgın kaplanın sırtına binip”
Edebiyatımızın EN VERimli Enver Ercan’ın yaşamına yaşamlar
ERmiş CANlarındandı, Enver katıyorlar. “Şairlere ölüm yok!”
Ercan. Yüzlerce kitapta onun “Her şiir sahibine benzer / kimi
imzası, katkısı, emeği vardı. Hem daha yazılırken / teslim eder ruhunu
vefa borcunu ödedi kendinden / kimi ölü bile / geçirilemez ele”
önceki ustalara hem de aldığı diyordu, ölüm Enver Ercan’ın elini
emaneti ulaştırdı geleceğin ustala- bükemedi bile. Edebiyattan geldi,
rına. Amansız hastalığını öğrenince edebiyata gitti. •
“Şimdi sırası değil, dur bekle, yasarozturkbd@gmail.com
107
BD MAYIS 2018

Muazzez
İlmiye
Çığ’dan

Gülnar

B ugün sizlere belki hiç adını


duymadığınız Gülnar’dan söz
edeceğim. Ben de Mersin’e gelin-
oldum. Bana Gülnar’dan bol bol söz
ettiler. Buranın en büyük özelliği,
halkının %90‘ı okur yazar olması
ceye kadar bu yerine imiş. Pek çok değerli
adını duymamıştım. meslekteki kişiler yetiş-
Gülnar Adana’nın bir miş burada.
ilçesi. Mersin’e yakın bir Gülnar’in ilçe oluşu
yaylada. İki yıl önce ilçe yüzyıl ama kuruluş tarihi
oluşunun 100. yılı imiş. çok eski imiş.
Büyük şenliklerle kutlan- Öyküsü şöyle: Gülnar
mış. Ben de davetli idim bir hatun; ona Büyük
ama ne yazık ki, sağlığım Ece de diyorlarmış. O bir
yüzünden gidemedim, halk önderi. Toroslarda
Fakat oranın değerli yaşayan Yörüklerin atası
insanlarıyla, yazarları ile imiş. O, 731 yılınıda,
Mersin Kitap Fuarı’nda Gülnar ilçesindeki Gülnar
tanıştım ve çok mutlu Hatun heykeli
108
BD MAYIS 2018

bundan tam 1286 yıl önce Hora- ara Gülnar Hatun’u şehit etmişler.
san’ın Merv kentinin Dörtkuyu Anadolu’ya girmiş olan topluluk
köyü’nde doğmuş. Türkler’de ilk yollarını sürmüş ve Toros dağları-
çocuğun kız olması aile için uğur nın içine dalıp bugünkü Gülnar’ın
sayılıyormuş. Ona daha önce göç bulunduğu yere konmuşlar. 950
ettikleri Baykaş gölünün kıyısında metre yükseklikte, zengin ormanları
bulunan Gülnar yerinin adını olan, Göksu ırmağı ve İç Anado-
koymuşlar. Annesi Duru Hatun lu’yu Ak Deniz’e bağlayan kervan
ve babası Yahşı Bey Batı Göktürk yolu üstünde. Oğuz Türklerinin
Hakanı Buhtu Han’ın torunları imiş. Salur boyundan olan Karaman
Onlar ülkelerinde mutlu yaşarken, Beyliği sınırları içinde. O zaman
Arap Emeviler tarafından ülkeleri Anadolu’da Selçuklu devleti var ve
alınmış ve Halife II. Mervan’ın Gülnar bölgesi Karaman Beyliği’nin
komutanı Seyyar Türkler’in Türkçe Merkezi durumunda. 1165 yılında
konuşmalarını, yazarların Selçuklu sultanın idaresi altına giri-
yorlar. 1227 yılında ilk kez Kara-

T ürkçe yazmalarını yasaklamış.


Kadınlar çarşaf giyecekler,
tezgâhlarda bir arada çalışamaya-
man Beyi Mehmet, “Bundan sonra
dergâhta, Divanda ve her yerde
Türkçe’den başka dil konuşulmaya-
caklar. Erkeklerde yoncalar kapa- cak.” diyerek onu resmi dil yapmış
nıyor, bu yüzden erkek çocuklar ata ve bu yolla Türkçeyi koruma altına
binemiyor, cirit oynayamıyor. Ok almış. 1447 yılına kadar ayakta
atamıyorlar. Böylece Türkü, Türk- kalan Karaman Beyliği, yaptığı
lüğü ortadan kaldırmayı amaçlamış. 200 yıl süren savaşlardan sonra
Türkler de kendilerinini korumak Osmanlılara yenik düşmüş ve Oğuz
için çok uğraşmış. Bu arada karşı Türklerinin sürgün hayatı başlamış.
çıkanların binlercesini Anadolu’ya Bundan sonra Osmanlılar, Selanik
Çukurova’ya Yüreğir'e koymuşlar. ve civarına, Arnavutluk sınırına
Geride kalanlar da karşı koymayı Karaman beyliklerinden toplanan
sürdürüyor. Bu arada Gülnar’ın halkı oralara göndererek yerleş-
babası şehit oluyor. Bu kez Gülnar tirmiş. Atatürk’ün ailesi de bunlar
ve nişanlısı Yırbağı kurtulma arasında imiş.
savaşını sürdürmüşler. Yırbağı Gülnar’ın öyküsü kısaca böyle.
şehit düşmüş. Gülnar onun görevini Ama Gülnarlı olan ve içinde yaşa-
üstlenmiş ve Türkmen oymaklarını yanlardan Gülnar hakkında kitaplar
toplamış. Hatun’un başkanlığında yazmışlar. Bunları aşağıda sıralıyo-
uzun ve yorucu bir yolculuğa çıkıp rum:
İran ve Irak topraklarından geçip 1-Süleyman Türkoğlu (yazar).
Anadolu sınırları içine girmişler. Yüzyılda Gülnar’ın yetiştirdiği
Bu arada Halife Mansur’un casus- Değerler. (Uğur Tuna Yayınları
ları arkalarını bırakmamış ve bir 2016) Kimler yok ki.. Profesörler,
109
BD MAYIS 2018

Dördüncü bölümde
kitaba kaynaklık
eden 645 kişinin adı
ve kaynak kitaplarla
Gülnar’a ait resimleri
kapsıyor.
3- F. Saadet Bilir
Merv’den Anay-
pazarına Gülnar, (E
Yayınları 2016), 431
sayfa.
İçindekiler:
Gülnar’ın coğrafi
konumu, bitki örtüsü, Gülnar efsa-
çeşitli eğitimciler, sanatcılar, iş nesi, Gülnar tarihi:
adamları, yazarlar. Küçük bir ilçede Karaman Oğulları dönemi.
bu kadar değerli kimselerin yetişmiş Anadolu Selçuklu devleti, Osmanlı
olması çok gurur verici. İmparatorluğu dönemi. Birinci
2- F. Saadet Bilir, Ali Bilir (F. Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı
Saadet bilir Edebiyat ve Türkçe yılları, Cumhuriyet dönemi.
Öğretmeni. Başka kitapları da var. Çeşitli devirlerde nufus: aşiretler,
Ali Bilir yazar ve şair. Eserlerinden cemaatler, oymaklar, Sarıkeçeli-
bazıları dış ülkelerde yayımlanmış). ler. Çeşitli dönemlerde ekonomi,
Orta Asya’dan Toroslara Gülnar Turistik yerler; kaleler, türbeler,
(eY Yayınları 2016) 679 sayfa. yaylalar, piknik alanları, beldeler,
Kitap 4 bölümden oluşuyor: köyler. Çeşitli inançlar, törenler,
Birinci bölüm; günlük yaşam: gelenekleri ile halk kültürü. Bazı
Çadır yapımı, dokumalar, yemek yazarların Gülnar ile ilgili yazıları,
türleri, bayram ve tören kutlamaları kitabın yazılmasına kaynaklık eden
halk inanışları, süslemeler, halk kimselerin adları, kaynak kitapları
ve hayvan sağlığı ile ilgili çeşitli ve Gülnar resimleriyle son buluyor
bilgiler. kitabımız.
İkinci bölümde 86 sayfalık, 4-Prof. Ayşe Çalık Ross (Arke-
Türkçe sözlüklerde bulunmayan olog) Orta Asya’dan Anadolu’ya
Gülnar sözleri yer alıyor. Büyük Ece Gülnar Hatun.(Güneş-
Üçüncü bölüm Halk Edebi- yolu Yapım Yayım)
yatını kapsayan türküler, ağıtlar, 1. Bu kitapta Gülnar Hatun’ın
bilmeceler, tekerlemeler, masallar, yaşam öyküsü çizgi roman olarak
Atasözleri, dualar, beddualar, çeşitli anlatılmış, Çocuklar hem onu
oyunlar, bitki ve hayvan adlarını okuyacak, hem de resimleri boyaya-
kapsıyor. 2700 yıllık Türk Kültürü. caklar, çok eğlenceli. •
110
BD MAYIS 2018

O kuyacaklarınız bir yolculuğa ait anılar gibi


görünse de niyetimin yalnızca seyahat izle-
nimlerimi anlatmak olmadığını baştan belirtmek
isterim. Ve umarım bu “umut yazısı”nda sizi
sıkmadan sadede gelebilirim...
Bir cuma akşamüstü Kırıkkale'nin Irmak
istasyonundan Şark Ekspresi'ne bindik. Uyumlu

Boğatepe
insanlardan oluşan on sekiz
kişilik bir tur grubuyduk.
Hedefimiz Kars ilimizdi.
Uzunca bir gece yolculuğu

Köyü ve sonrası sabahın ilk ışıklarıyla


gözlerimizi açtığımızda orta
ve doğu Anadolu'nun nefes

Atatürk
kesen manzarasıyla karşılaş-
tık. Katarımız, kâh medeni-
yetin beşiği Mezopotamya'yı
besleyen iki kız kardeşten

Devrimleri
Yazan: ÖMER DEDEOĞLU
Fırat'a eşlik ederek, kâh
Anadolu'nun engin sıradağ-
larını delerek, milli mücade-
lemizin yaşandığı topraklarda salına salına yol
aldı. Bu yüce vatanı bize bağışlayan tüm şehit-
lerimize olan minnet duygularımızla cumartesi
gecesi Kars'a vardık.

111
BD MAYIS 2018

E rtesi gün ilk durağımız “1001


kilise şehri” tanımıyla anılan
Ani Harabeleri’ydi. Türkiye-Er-
araziyi ve onlarca harabeyi üç saatte
hiç sıkılmadan ve yorulmadan ve
hayranlık duygularıyla gezdik.
menistan sınırında bulunan ören Ardından Ardahan-Kars il sınırında
yeri, Ermeni Bagratuni saltanatı kalan Çıldır gölüne doğru yola
döneminin başkenti. En
parlak dönemini 10-11. yy
arası yaşayan kentte Ermeni,
Bizans, Selçuk, Osmanlı
ve Gürcülere ait kalıntılara
rastlamak mümkün. Şehir
16. yy’da terk edildikten

Ani Harabeleri-Kars
Çıldır Gölü

Kars Aşıklar Evi


sonra Osmanlıların, Rusların,
Ermenilerin ve 1920'de de nihai çıktık. Etrafı karlı dağlarla çevrili,
olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin bu büyük ve donmuş gölün doğa-
egemenliğine geçmiş. Arpaçay sını kelimelerle tarif etmek çok zor.
nehri kıyısındaki yerin üç tarafı Ufuk çizgisinde, buz tutmuş gölün
derin vadilerle çevrili. Etrafı doğa nerede bittiği, karlı dağların nerede
harikası. Harabeler yapıldıkları başlayıp bulutlarla nasıl birleştiği
dönemlerin üstün mimari örnek- belli değildi. Zaman ve mekân algı-
leri. Ülkemizdeki tarih ve kültür sını zorlayan manzara ve üstündeki
mirasını korumakta ne kadar masmavi sonsuz gökyüzü bizlere
yetersiz olduğumuz konusuna hiç düş dünyasıyla gerçekliği sanki aynı
girmeyeceğim. En eski katedrallerin anda yaşatıyordu. Buzun üstünde
duvarlarına yazılan isim ve yazılar çocuklar gibiydik.
bu kültür mirasına zarar vermek Kars'a geri döndüğümüzde
için adeta özel bir çaba gösterildiği kalenin eteklerinde bulunan
izlenimini uyandırıyordu. Rehbe- katedral/cami, Pushkin hamamı ve
rimizin harika anlatımıyla, koca şimdi yerinde yeller esen büyük
112
BD MAYIS 2018

heykeltıraş Mehmet Aksoy'un ailesi öncülüğünde başlatılan bu


"İnsanlık Anıtı" adlı eserinin boş atılımda herkes canla başla çalışı-
kaidesi hakkında rehberimizden yordu. Gururla bahsettiği üç evladı
bilgi aldık. Artık yerinde olmayan var Nigâr Hanımın. Oğullarından
bu esere sanatsever devlet büyükle- Çağdaş ziraat mühendisi ve üreti-
rimizin, "ucube" adını yakıştırdıkla- min başında o var. Köyden göç
rını hatırladık. yok. Çok çetin iklim ve coğrafyaya
Sonraki durağımız Kars Aşıklar rağmen bütün köyün canla başla
Evi’ydi. Mütevazı salonda üç nesli üretimde olduğu izlenimini edindik.
temsilen, nur yüzlü, güzel gönüllü Kahvaltıdan sonra köyün Peynir
aşıkların ünlü "aşık atışması" örnek- Müzesini gezmek için evden çıktık.
lerini izledik. Ahmet Yesevi'den bu Köyün ilk peynir imalathanesi
yana Anadolu inancının nüktedan ekolojik müze haline getirilmiş. Yer
sözcüleri, Yunus'un torunları, bize altındaki mekânda peynir imala-
özümüzde kim ve ne olduğumuzu tında kullanılan alet-edevatın yanı
anımsattı. sıra bölgede yetişen bitkiler, büyük-
baş hayvanlar ve imalat aşamala-

Y orucu bir günün ardından


ulaştığımız otelimizde ertesi
gün iiçin Kars yöresel köy kahval-
rıyla ilgili görseller mevcut. İçeride
bir başka tur grubu ile birlikte 30
küsur kişiydik. Rehberimiz sözü
tısı için sözleştik. Ertesi sabah Mete Ömür isimli, taş çatlasa 25
beyaza bürünmüş muhteşem doğayı yaşında olan, köyün çakmak gözlü
seyrederek 200 nüfuslu dağ köyüne bir gencine bıraktı. Bu genç, yöreye
vardık. Bizi neyin beklediğinin özgün şivesi ve mükemmel anla-
farkında olmadan davetli olduğu- tımı ile önce kendini tanıttı. Mete
muz evin salonuna
girip özenle hazırlan-
mış, yerel lezzetlerle
donatılmış masanın
etrafında yerimizi
aldık. Ev sahibesi
Nigâr Hanım ve
gelini bizimle ilgi-
lenirken bir yandan
da kendi ailesi ve
köyün geçmişiyle
ilgili bilgiler verdi.
Köydeki diğer bütün
aileler gibi onların
da peynir imalatha- Boğatepe köyü
nesi vardı. Koçulu Peynir Müzesi
113
BD MAYIS 2018

bazı peynir çeşit-


lerinin üretimine
tekrar başlan-
dığını, 12 olan
peynir çeşidinin
kısa bir sürede
34'e çıktığını
bize yarım saatlik
akıcı bir hitabetle
aktardı. Köyde
Boğatepe'de bir peynir bir kadın derneği
tadım etkinliği kurduklarını,
kadınların haya-
de ziraat mühendisi ve bir peynir tın içinde yer almaları ve amaçlarını
ustası. Yaptığı işe aşık. Bizi peynir düzgün anlatabilmeleri için iletişim
imalatı ve köyün tarihi hakkında ve lisan kursları düzenlediklerini
bir yolculuğa çıkardı. Her ailenin anlattı. Toprak altındaki bu müzede,
üretici olduğu bu köyde kolektif bir bu cevval köylü genci dinlerken
üretim anlayışı yerleştirdiklerini, birden nerede olduğumun ve kimi
Kars gravyeri ve kaşar peynirinin dinlediğimin farkına vardım.
öyküsünü, kaybolmaya yüz tutmuş Bu genç, ulu önder Atatürk'ün
hayalini kurduğu “köy kökenli
aydın kuşağı”nın vücut bulmuş
haliydi. Yaptığı işin ehli, bilinçli,
kandırılıp sömürülemeyecek,
köyünde kalarak ailesine, çevre-
sine, vatanına hizmet eden samimi,
ahlâklı değer yaratan çalışkan bir
gençti.
Bu köy, köy enstitülerinin baş
sloganı olan "üretmeden tüketmek
en büyük günahtır" düsturundan
“Bir mahallenin, şehrin insanla-
yola çıkıp, el ele vererek dünya
rını tanımak isterseniz, oradaki
çapında bir marka yaratmış insan-
sokak hayvanlarına bakın; eğer
larımızın yaşadığı bir dağ köyüydü.
cana yakınlarsa bilin ki insanları da
Buradan göçüp gitmek için her türlü
iyidir” denir. Bu kadar sevecen ve
bahane varken, kadın ve erkeğin
sıcak kanlı hayvanı hiç bir yerde
yan yana çalışarak gerçekleştirdiği
görmediğimi söylemeliyim. Kars
bu kalkınma insanı büyülüyordu.
insanının iyiliği, güzelliği, konukse-
Atatürk inkılaplarındaki hedeflerden
verliği onlara da yansımıştı.
biri, devrimi ve hareketi halka doğru
114
BD MAYIS 2018

götürmek ve Cumhuriyeti bununla


beslemekti. Her bireyi değer olarak
görmekti. Köylü, çiftçi aydınlanır
ve çalışarak, üreterek kalkınırsa,
insan kaynağı ziyan olmadan
Cumhuriyet gelecek yüzyıla emin
adımlarla girecekti...
Şehre, karlı dağların arasından
otobüsümüzle geri dönerken, içimde
uzun zamandır hissetmediğim bir
duygu vardı. Bu duygu “umut”tu.
Ulu önder Atatürk'ün hep kitaplarda
Peynir üretimi
okuduğum hayalinin gerçekleştiğine
kendi gözlerimle şahit olmuştum.
Gazi, halkı devrimlerin merke-
zine oturtmuş, Türk milletine olan
inancını hiç yitirmemiş, yüzyıllarca
hor görülen, savaşlarda kanını,
canını vermesi beklenen bu milleti
medeniyet sahnesinde layık olduğu
yere taşımaya çalışmış ve başarılı
olmuştu. Bunun kanıtı da Kars'ın
Boğatepe köyüydü; Ziraat mühen-
disi Mete'ydi...
Kars kaşarı ve gravyeri artık bir dünya

K ars'ta kalan zamanımızda Rus


mimari örneklerini görüp
yemeğimizi yedikten sonra havaala-
markası
Türk aydınlanmasına katkımız nasıl
olacaksa o doğrultuda azimle çaba
nına doğru yola koyulduk. göstermeliyiz...
Yazımın başında belirttiğim gibi Uçağımıza binip havalandığı-
bu bir seyahat yazısı değil, umut mızda bizi kurtaracak yerin tekrar
yazısı. Doğu sınırımızda uzaklar- Anadolu olacağı idrakiyle arka-
daki bu köy bizim köyümüz. Savaş- mızda bıraktığımız şehre gıpta
larda canını, kanını, evladını veren ederek baktım. Evimize, şehrimize
insanlarımızın köyü. Türk aydın- geri dönüyorduk; çarpık, sahte
lanmasını gerçekleştiren ve bunu İstanbul'a...
halka yayan Gazi'nin eşit yurttaşla- Ulu önder Atatürk’e kadar hiç
rının köyü. O köy orada durdukça bir lider halkımıza, insanımıza
umudumuzu yitiremeyiz. Vatanımız güvenmeyi denememişti. Bu halk da
için faydalı olmayı unutmadan, onun güvenini boşa çıkarmayacak-
çalışmalı, birleşmeli ve üretmeliyiz. tır. Bundan hiç şüpheniz olmasın... •
115
BD MAYIS 2018 P O RT R E L E R

Halikarnas Balıkçısı

Cevat Şakir
Kabaağaçlı

H alikarnas Balıkçısı, Cevat


Şakir Kabaağaçlı’nın takma
adı. "Hapishanede İdama Mahkûm
dört yıl Yakın Çağlar Tarihi okudu
ve mezun oldu.
İstanbul'a dönünce Diken,
Olanlar Bile Bile Asılmağa Nasıl Resimli Gazete, Resimli Ay, İnci
Giderler" adlı öyküsü nedeni gibi dergilerde yazılar yazdı, kapak
ile İstanbul İstiklal Mahkeme- resimleri ve süslemeler yaptı, kari-
si'nce önce idama sonra da 3 yıl katürler çizdi. Çizgi romanlar hazır-
Bodrum’da kalebentliğe mahkûm ladı. Daha çok deniz hikâyeleriyle
edildi. Cezasını tamamladıktan tanındı. İçinde yaşadığı, en küçük
sonra yaşamının büyük bir kısmını ayrıntılarına kadar bildiği hür ve asi
geçirdiği Bodrum’da balıkçılık denizi, kaderleri denizin elinde olan
dahil çeşitli işlerde çalıştı. Turist balıkçıları, dalgıçları, sünger avcıla-
rehberliği yaptı. rını ve gemileri zengin bir terim ve
Halikarnas, Bodrum'un antik mitologya hazinesinden güçlenerek,
çağdaki adı. Büyük kısmını da denize karşı sonsuz bir hayranlıktan
Bodrum’da yazdığı eserlerinde gelen şiirsel bir anlatımla kaleme
Halikarnas Balıkçısı adını kullanmış aldı. Yazı ve düşünceleriyle Azra
olması bundan. Erhat başta olmak üzere döneminin
1890'da Girit'te doğan Cevat önemli aydınlarını etkiledi.
Şakir Kabaağaçlı, İlköğrenimini 1971 yılında Kültür Bakanlığı
Büyükada Mahalle Mektebi'nde, tarafından Devlet Kültür Armağanı
orta öğrenimini Robert Kolej'de verilen Halikarnas Balıkçısı 1973
tamamladı. Oxford Üniversitesi'nde yılında İzmir’de yaşamını yitirdi. •
116
Anne Babalarla Başbaşa BD MAYIS 2018

Nilay Karatosun

Anne Babalığın
Temel Taşları
Çocuğunuzu
mutlu ve bağımsız
bir birey olmaya
hazırlıyor musunuz?

İ
v
yi bir anne baba olmak için Ailelerinden gördükleri gibi çocuk
olmazsa olmaz temel esaslardan yetiştirmeye çalışan son derece iyi
bahsetmek istiyorum. niyetle ellerinden geleni yaptılar.
Ben çocukken annemin ya Sorumluluk, içgüdü ve sezgilerle
da babamın elinde "Çocuk nasıl çocuklarını yetiştirdiler. Sanırım
yetiştirilir?” “İyi Ebeveyn Olmanın benim kuşağım bu koşullarda
Yolları” ya da “Ergen Çocuğunuz yetişti.
ve Siz” gibi kitaplar hiç görmedim. Bu kurallar hâlâ geçerliliğini
Doktora ancak 40 derece ateş içinde koruyor ancak günümüzde çocuk
olursam ya da önemli bir hasta- nasıl yetiştirilir hakkında her türlü
lık geçirirsem giderdik. Fiziksel bilgiye medyada, sosyal medyada,
rahatsızlıklar hep ön plandaydı. kitaplarda, internette yazı ve
117
BD MAYIS 2018

bloglarda vs ulaşmak mümkün. duyabilirsiniz. Bu tür reaksiyonlar,


Televizyonda çok çeşitli programlar, sert tepkiler işi daha da kötüleşti-
terapistler, ebeveyn koçluğu gibi rir ve çok kırılgan olan özsaygıya
bir çok kaynak ebeveyn olmayı ve ciddi zarar verir. Çocuğunuz kötü
çocuk yetiştirmeyi destekliyor. Bu bir alışkanlık edinmiş olabilir,
kadar çok bilgi bazen hepimize çok kendini veya bir başkasını çok zor
fazla geliyor. durumda bırakmış olabilir, sizi veya
Nereden başlayacağız? Hangi ailenizi çok zor duruma sokacak
bilgi doğru ve geçerli? bir harekette bulunmuş olabilir, bu
Ben de hem bir anne olarak, gibi durumlar ebeveynliğinizin ve
hem de çocuk ve gençlerle çalışma- sevginizin sınandığı anlardır. Ancak
larıma dayanarak sürekli okuyorum, aynı zamanda çocuğunuzun size
bilgi topluyorum, anne babalarla en çok ihtiyaç duyduğu anlar da bu
konuşuyorum ve sürekli yeni bilgi- anlardır. Bu anlarda sevginiz ona
ler katıyorum kendime. Bir anne anlayış, empati saygı, şefkat olarak
baba olarak çocuğumuzla kurduğu- görünecektir. Çünkü bir çocuk
muz ilişkide bazı temel taşlardan ailesinin ona karşı hislerinden şüphe
bahsederek bugüne kadar öğrendik- duymaya başladığında çatışmalar
lerimi aktarmak isterim; ve duygusal mücadeleler artarak
durumu daha da kötüleştirecektir.

2 Birlikteyken
gerçekten onunla
olun; anda kalın

1
Koşulsuz sevginizi
Birlikteyken gerçekten onunla
olun; anda kalın. Birlikte olduğunuz
anların kıymetini bilin. Çocuğunuz
size herhangi bir şey için geldi-
ğinde bu ana yatırım yapın, çünkü
verin. ebeveyn- çocuk ilişkisi çok kısa, ani
Çocuklarımıza olan sevgimiz anlarda kurulur ve bu fırsatlar bir
içgüdüseldir, ancak sarsılabilir. anda elinizden kayabilir.
Çocuklarımıza büyük bir sevgiyle Fiziksel olarak çocuğunuzun
bağlı olmakla birlikte şartlar yanında olmakla birlikte ruhsal
zorlaştığında sevgimiz sınanabilir. ve duygusal olarak da gerçekten
Bazı hayal kırıklıkları, kızgınlık- yanında olun. Bu, tam dikkatinizi
lar yaşarken yaptığınızdan ya da çocuğunuza vermek demektir.
söylediğiniz bir sözden pişmanlık Eğer tam ve bütün olarak onunla
118
BD MAYIS 2018

yaşam becerileri, güçlü karakter,


bilgelik geliştirmesine ve tecrübele-
rinden ders çıkarmalarına yardımcı
olmak için siz neler yapıyorsunuz?
Genellikle okulların odaklanmadık-
ları bu alışkanlıklarla bir an önce
tanışmaları onları yetişkin haya-
tının acımasız zorluklarına karşı
güçlendirecektir. Evi terk etmeden
önce ne kadar erken yaşta onlara
bu konularda pratik yaptırırsanız o
kadar güçlenirler.

değilseniz, herhangi bir şey öğret-


4
Örnek olun.
Çocuklar söylediğiniz
bazı şeylere inanabilir, ancak onları
meniz ya da koçluk vermeniz yani
asıl etkileyen davranışlarınızdır. Bir
ona ulaşmanız çok zor olacaktır.
televizyon seyreder gibi günün 24
Paylaşımcı ve samimi bir ilşki-
saati sizi gözlemlerler. Üzgünüm
niz olmadığında büyük sorunlar
ama çocuğunuza, “yaptığımı yapma,
üzerinde tartışmanız ve çözümler
söylediğimi yap” demek pek bir işe
üretmeniz ciddi tehlikeye girer.
yaramaz açıkçası.

3
Bazen bir ebeveynin davranışı
çok kırıcı olabilir. “Ben büyüdüğüm
Çocuğunuzu
mutlu ve bağımsız
bir birey olmaya
hazırlıyorsunuz.
Aklınızın bir köşesinde
daima şu olmalı: Çocuğunuzu
mutlu ve bağımsız bir birey olmaya
hazırlıyorsunuz. Uzmanlar çocuk
yetiştirmediğinizi, bir yetişkin
yetiştirdiğinizi söylerler. Bu bakış
açısının ebeveynliğinize rehberlik
etmesine izin verin. Çocuğunuzun
kendi değerlerini oluşturmasına,
119
BD MAYIS 2018

Çok klişe olacak iletişimi “sokakta” öğreniyoruz.


Tecrübelerimiz, yaşadıklarımız ,
ama siz kitap sezgilerimiz bizim nasıl bir davra-
okumuyorsanız nış içinde olduğumuzu belirliyor.
Farkında olmadan ilişki kuramayan
onun kitap ayrı gayrı ilişkilere sahip olabili-
okumasını yoruz. En önemli iletişim becerisi
dinlemedir. Diğer tüm aile-çocuk
bekleyemezsiniz. ilşkisinin temel taşıdır. Geri bildirim
v almak ve vermek, yapıcı
zaman asla böyle bir şey yapma-
yacağım” diyen çocuk yetişkin
olduğunda benzer bir durum karşı-
sında aynı tutumu gösterecektir.
Düşünün ki sürekli sizi gözleyen
birinin sizden başka birisi olmasını
bekleyemezsiniz.
Çok klişe olacak ama siz kitap
okumuyorsanız onun kitap okuma-
sını bekleyemezsiniz. Olaylar
karşısında çabuk öfkeleniyorsanız
onun sakin bir kişi olmasını bekle-
yemezsiniz. Çocuğunuzun nasıl
bir kişi olmasını istiyorsanız
önce siz öyle olmalısınız.


5 İletişim
becerilerinizi
geliştirin
ve destekleyici geribildirimlerde
bulunmak, cesaretlendirici düşünce-
ler ve diyaloglar içinde olmak çatış-
Bir aile-çocuk ilişkisinde
manın çözümüdür. Etkili iletişimi
aslında en temel taş, kaliteli iletişim
satranç oynamaya benzetebiliriz,
kurabilme becerisidir. Günlük
tüm hayatınız boyunca oyununuzu
iletişimimiz nasıl bir iletişim içinde
geliştirmeye çalışsanız da ustalığın
olduğumuza göre harikulade de
sonu yoktur. Ama oyunda çok iyi
geçebilir tam bir hayal kırıklığı ile
olmayı başarırsınız. İletişim yolcu-
de sonlanabilir. Aslında buradaki
luğu da böyledir ve her zahmete
sorun ebeveynlerin iletişim bece-
değer. •
rileri ile ilgili herhangi bir eğitim nilaykaratosunbd@gmail.com
almamış olmalarıdır. Tabiri caizse (Devam edecek)
120
BD MAYIS 2018

Eski Dünyanın
Eskimeyen Bayramı

Hıdırellez
Yazan: METİN TURAN
Folklor Araştırmacıları Başkanı

H ıdırellez, insanın doğayla,


doğanın bereketle tanışması-
nın aşkı.
dırdığı
ölçüde
hayatla
Gündelik hayatını doğa olayla- olan
rına göre düzenlemiş toplulukların, bağını da güçlendiriyor.
mevsimlik değişimlerle ilgili özel Bu sağlam ve kalıcı ilişki, bir arada
günleri daha bir anlamlı olagelmiş yaşayan toplulukların, etnik ve
ve doğadaki değişimlere ilişkin dinsel farklı alışkanlıkları olsa da
kutlamalar halk kültüründe varlığını birlikteliklerine anlamlı bir içerik
canlı bir biçimde korumuştur. kazandırıyor. Gerek göçebe gerekse
İnsan yaşadıklarını yorumlaya- tarımla uğraşan halklar, doğa olay-
rak ona anlamlı bir içerik kazan- ları konusunda sıkı bir gözlemci
121
BD MAYIS 2018

olmuşlar, doğadaki her kıpırtıyı, kutlamalarından biri olan ve hâlâ


her uyanışı anlayıp yorumlamaya canlılığını koruyan "Kakava" şenlik-
çalışmışlardır. Böyle dikkatli bir lerinin Türk kültür coğrafyasında
gözlem, yılın belli dönemlerinde "Hıdırelleze" dönüştüğünü yapılan
belirginleşen ve hayatını buna göre uygulamalardan görmekteyiz.
şekillendiren halklar için de coşku Efsanelere göre, Hızır, karanlık
ve mutluluğun doruğa çıktığı günler dünyadaki “dirlik suyu”ndan içip,
olagelmiştir. sonsuza dek yaşayan ve sürekliliği
sembolize eden efsanevi
bir varlıktır. Orta Asya
Türkleri ona ‘Kıdır’
derler. Bir başka adı
Hızır Ata’dır ve insanlar
sıkıntıya düştüklerinde,
açmazla karşılaştık-
larında ondan yardım
isterler.
Sofi inancında ise,
Hızır bir evliya, ermiştir.
Halk inançlarına göre
ise, her devrin bir hızırı
vardır.1 (Turan, 2011:56)
Edirne, Kakava şenliklerinden Hıdırellez, (bir
bir görüntü diğer adıyla “mayıs altısı”), yazın
Orta Asya Türk topluluklarının da başladığı tarihi işaretler. 6
göçebe bozkır hayatı içerisinde mayısta başlayan yaz mevisiminin
doğadaki olayları gözlemleme yete- 7 kasımda sona erdiğine inanılır
nekleri ile Mezopotamya, Anadolu, ve yılın bu bölümüne “Ruzı hızır”,
Trakya coğrafyasının bereketli yani yeşil, yeşeren gün adı verilir.
ikliminin insanlarının doğadan Kış günleri olarak tarihlenen 8
duyup öğrendiklerini birleştirme- kasım-5 mayıs dönemine ise, “Ruzı
siyle inanılmaz güzellikte ritüeller Kasım: Bölen Gün” denmiştir.
ortaya çıkmıştır. İşte bunlardan Hızır’ın çok eski dinlerdeki
birini de Müslüman inancındaki ‘bitki tanrısı’ ile özdeş düşünülmesi
toplulukların Hıdırellez, Hristiyan ve Gılgamış destanındaki ‘Hasi-
inancındaki toplulukların ise Aziz satra’ adının Arapçalaşmış hali
George günü olarak adlandırdık- olarak yorumlanması da bu kültürel
ları baharı karşılama törenleri katmanlaşmanın açık göstergele-
oluşturmaktadır. Ayrıca Osmanlı rindendir. Bu inanç ve uygulama
döneminde Kırklareli'ne yerleştiril- yerkürenen farklı coğrafyalarında
mesi sonucu Romanların en renkli yaşıyor olmasalar da aynı güneşin
122
BD MAYIS 2018

ışıklarıyla aydınlanan kara parça- coşar, doğa türlü renklere bürünür.


sındaki sayısız halkın ortak kültürü- Mezopotamya, Asur, Sümer, Hitit
nün, bir arada yaşama yeteneğinin uygarlıklarından beri süregelen bu
gelenekselleşmiş somut ifadesidir. kutlamalar, geleceğe ilişkin dilek-
lerin tutulup, umutların beslendiği

A nadolu ve Balkan Türklerinin


inanışına göre, Hızır’ın İlyas’la
görüştüğü günde doğa yenilenir,
coşkulu bir atmosfer içerisinde
gerçekleşir.
Özellikle Anadolu ve Balkan-
bolluk ve bereketle donanır. Hıdırel- larda, 5 Mayısı 6 Mayısa bağlayan
lez geleneği, doğanın o muhteşem gece ve 6 Mayıs günü değişik
orkestrası içerisinde çeşitli renk ve eylemlerde bulunularak, dilekler
kokuların, bir arada olabilmesinin tutulur. Örneğin, bazı bölgelerde
yaratmış olduğu simgesel güzelliği kutlama gecesi özel yemekler yapı-
anlatır. larak bunlar geniş kaplar içerisinde
İnanışa göre, Hızır peygam- yayılarak evin aşhana (mutfak)
ber karaların, İlyas peygamber bölümüne bırakılarak, Hızır’ın gelip
ise suların koruyucusudur. İkisi bu yemekten tadacağına ve dola-
de ölümsüzlük suyu, yani “bengi yısıyla da bereketi de beraberinde
su”dan içmişlerdir. Çeşitli kılık ve getireceğine inanılır. Yine, özellikle
görüntülere bürünerek insanlara hızır helvası, hızır pilavı adıyla
yardım eden, dar gününde insanların pişirilen özel gün yemeklerinin
imdadına yetişen bu iki peygamber, içerisinde altın, gümüş, para veya
her yıl mayıs ayının altısında bir su başka değerli bir maden bırakılarak,
kenarında buluşurlar. Bu buluşma kimin kaşığına denk gelirse, o yıl
nedeniyle her taraf yeşerir, sular devlet kuşunun o kişinin başına

Tunca nehri kıyısında


Hıdırellez kutlaması

123
BD MAYIS 2018

konduğu, yani en şanslı kişinin o temalar vardır.


olduğu yorumu yapılır. Başarıya Men Hızır’ın kuluyam
güzelliğe olan içten bir inanma. Bu Boz atının çuluyam
bir insanlık ümididir. Hızır gitti hayınan
Bir başka kutlama ritüeli ise bir Bir kulanca tayınan
çömlek içerisine sembolik anlamları Tayı bahçeye battı
olan cisimlerden veya doğrudan Hızır yanında yattı
dileklerin yazıldığı dilek mektup- Hızır Nebi Hızır İlyas
çukları konularak bunlardan çekiliş Bitti çiçek oldu yaz.
yapılmasıdır. Evlilik çağı gelmiş genç kız ve
Çömleğe eşya koyma ve daha oğlanların, bebek bekleyen gelinler
sonra niyet çekme adetine halk de Hıdırellez gününde dilekte bulu-
ağzında “martafal” denmektedir. narak, yazgılarının olumlu yönde
Bazı yerlerde “küp kilitlemesi” gelişeceğine inanırlar.
adı da verilmektedir. Niyet çekme
sırasında çeşitli maniler söylenir.
Her mani, işareti çekenin bahtına
kabul edilir. Bu manilerde, sevgi,
Y ine 5 mayısı 6 mayısa bağlayan
gece kırk çeşit otun katıldığı
suyla banyo yapılıp, kına yakıl-
aşk, zenginlik, evlilik, doğum gibi ması; geç kalkılmaması, çamaşır
yıkanmaması, yeşil ot, çimen veya
dal koparılmaması, çiçek toplanma-
ması, ele makas ve bıçak alınma-
ması, tartışma ve kavgadan kaçınıl-
ması da uygulanagelen ritüellerden
bazılarıdır.
Dilimize yerleşmiş olan, Hızır
gibi yetişti / Kul sıkışmayınca
Hızır yetişmezmiş / Yetiş ya hızır! /
Hızırın eli değmiş gibi deyimlerin
varlığı da, halk inanışında Hızır’a
yüklenen anlamın, özellikle sıkıntılı
dönemlerden, bunalımlardan kurtul-
mak için başvurulan dilek kapısı
olduğunu göstermektedir.
Hıdırellez, aynı zamanda bir
baht açma, yani yazgıyı yorumlama
hatta deyim yerindeyse, fala bakma;
değişik pratiklerle gelecek okuma
faaliyetine dönüşmüştür.
Dilek ağacı / Ahırkapı Hıdırellez Daha çok genç kızların, bahtları-
festivali (Fotograf: Ferhat Aslan, 2016) nın nasıl olacağına ilişkin dileklerini
124
BD MAYIS 2018

tuttukları ve bunun için


uğraştıkları günlerder
biridir. Bunun için,
örneğin Güney Anadolu
kentlerinden biri olan
Bucak’ta mesire yerle-
rinde çeşitli oyunlar
düzenlenerek, eğlenilir.
Bu eğlence içerisinde
‘bahtıbar’ ritüelleri
gerçekleştirilir.
Doğadaki her
değişim, insanoğlunun
türlü yollarla bu deği-
şimi anlama çabasına yol açmıştır. Hıdırellez sabahı su içip dilekte
Bu bakımdan da türlü gelenekler bulunan kadınlar. (Fotograf: Solmaz
oluşmuş, bu gelenekler etrafında Karabaşa, 2014)
türlü ritüeller geliştirilmiştir. Tıpkı Anadolu coğrafyasının en doğu-
hemen neredeyse tüm Mezopo- sunda yer alan Kars’ta, ‘baca’ ya da
tamya özellikle de İran coğrafyasın- ‘tutak yakma’ biçiminde görürüz.
daki halkların Nevruz’u yeni yılın Bugün de Anadolu ve Balkan
müjdecisi olarak görmeleri ve bunu coğrafyasının daha çok köylük
büyük bir coşkuyla kutlamaları gibi, ve kırsal alanlarında coşkuyla
Hıdırellez de özellikle Anadolu kutlamaları devam eden Hıdırellez
ve Balkanlarda yaz başlangıcını bayramının, 20. Yüzyılda gerçek-
karşılamak için sevinçle kutlanan leşen sosyal hayattaki değişimlere
günlerden biridir. kadar büyük kentlerde de çok canlı
Anadolu’nun Avrupa yakasında kutlandığını bilmekteyiz.
kalan ve coğrafi olarak Trakya Sosyal hayatta köklü değişikle-
olarak adlandırılan bölümünde, rin henüz yaşanmadığı, kadınların
örneğin Edirne’de, Miladi takvime kapalı bir hayat içerisinde bulun-
göre beş mayısı altı mayısa bağla- duğu 20. Yüzyıl sonlarına kadar
yan akşam yaz başlangıcını karşıla- Hıdırellez bayramı İstanbul’da,
mak bir bakıma ‘tütsülenmek’ için, hazırlıkları haftalar öncesinden
eski hasır yakıp üzerinden atlanılır. başlayan ve ekonomik durumu
Halk arasında ‘hasır atlamak’ olarak hangi seviyede olursa olsun hemen
adlandırılan bu pratik, kadın-erkek, her kesimin bir şekilde masraftan
genç-yaşlı ama özellikle de çocukla- kaçınmadan katıldığı eğlencelerden
rın büyük bir heyecanla katıldıkları birini oluşturuyordu.
etkinliktir. Türk edebiyatının iki ünlü
Benzer bir uygulamayı, bu kez ismi, Abbas Sayar ve Muzaffer
125
BD MAYIS 2018

Buyrukçu’nun 1970’li yıllara ilişkin için dua ederek saatlerce ateşin


tanıklıklarının aktarıldığı bir anı üzerinden atladılar, şarkılar söyle-
kitabında2, Hıdırellez bayramına diler, oyunlar oynadılar. Dün Pazar
ilişkin gözlemler şöyle anlatılır: da kurulmuştu. En azından iki yüz
“Bugün Hıdırellez dedi Abbas tane kuzu, oğlak satın aldı bizim
Sayar. Yozgat’ta bugün herkes mahalledekiler.”
bayram yapar. Esnaflar dükkanlarını “Çok güzel bir bayramdır
kapar, mesire yerlerine giderler. bu!” dedi Abbas Sayar. “Yozgat’ta
Kızlar, delikanlılar işmarlaşırlar. otuz bin nüfus varsa bunun yirmi
Davul vurur, zurna öter, halay beş bini çalışmaz hıdırellezde.”
çekerler. Gerçek bahar bayramı (Buyrukçu, 1985:134)
bugündür.”(Buyrukçu, 1985:131)

O rtak bir dileğin gerçekleşme-


sinde kapı aralayıcı olduklarına
inanılan Hızır ve İlyas adlarının halk
ağzında söylene söylene Hıdırellez
şekline dönüştüğü, dilbilimcilerin
görüşlerinden birini oluşturmakta.
Bu sözün değişik yörelerde Hızıril-
yas, ilkyaz, hıdırellez, derlez, hızır
bayramı olarak adlandırılageldiği ve
Türkçenin bu bakımdan zengin bir
söz dağarcığına sahip olduğunu da
ayrıca vurgulamak isteriz.
Hızır inancının toplumsal kültür-
deki yerleşikliğini her yıl Türkiye
Dirilişin simgesi yeşil bitkilerle kapı coğrafyasının en doğusundan, en
bezeniyor. (Fotograf: Solmaz Karabaşa, 2014) batısına kadar hemen her yerinde
Bir Orta Anadolu kenti olan yapılan şenlikli kutlamalar oluş-
Yozgat’ta dünyaya gelmiş olan turmaktadır. Bu gelenek öylesine
Abbas Sayar, kendi kentinde canlıdır ki günümüz Türkiyesinde,
Hıdırellez bayramını, yukarıdaki acil müdahele edilmesi gereken
biçimde anlatırken, anının yazıldığı hastalar için başvurduğumuz birim,
tarihte İstanbul’da bulunmaları ‘hızır acil servis’ adını taşımaktadır.
nedeniyle Muzaffer Buyrukçu da Dünyamız yaşlansa da insanlık
oradaki bayram havasını şöyle her gün yeni bir umutla yaşayacağı
aktarır: “Taşlıtarla’da dün gece daha güzel günlerin sevincine uyan-
başladı Hıdırellez.” dedim. “Öbek maktadır. •
öbek ateşler yakıldı. Gelinlik 1- Turan, Metin (2011), Halk Deryasından Damlalar,
Ürün Yayınları: Ankara.
kızlar, gönüllerinde yatan erkekleri 2- Buyrukçu, Muzaffer (1985); Dillerinde Dünya,
Tanrı’nın kendilerine bağışlaması Adam Yayınları: İstanbul.
126
Gastro Kültür BD MAYIS 2018

Reha Tartıcı

MUTFAKTAKİ
MEKSİKA
DALGASI
Meksika Mutfağı denince hiç şüphe
D ünya üzerinde en
çok sevilen mutfak- yok ki, pek çok kişinin aklına ilk
lar arasında en ön sıra- olarak et ve acı gelir. Peki Meksika
larda yer alan Meksika Mutfağının geçmişi nerelere
Mutfağı yaklaşık sekiz dayanıyor?
bin yıllık bir geçmişe
sahip. Bu kadar köklü bir geçmişe altına girmiş. Bu kadar yoğun etki-
sahip olan Meksika Mutfak Kültürü leşim Meksika Mutfak Kültürünü
önce Meksika yerlilerinin (Aztekler, daha da zenginleştirerek derinlik
Zapotekler, Otomiler, Purepeşalar, kazandırmış. Dünyanın hangi nokta-
Haustekler, Raramuriler, Mayalar sındaki temsilcisine giderseniz gidin
vb.) sonrasında ise Amerika’nın bu zenginlik ve derinliği neredeyse
keşfiyle birlikte İspanyol, Arap, İtal- servis edilen her yemeğin lezzeti
yan ve Fransız mutfaklarının etkisi ve sunumunda iliklerinize kadar
127
BD MAYIS 2018

hissediyorsunuz. menüsü oldukça zengin olduğu için


Dünya mutfakları arasında Meksikalılar akşam yemeklerini
önemli bir yere sahip olan Meksika genelde atıştırmalıklar ile geçişti-
Mutfağı, Türk Mutfağı ile de riyor. Bu köklü ve zengin mutfak
büyük benzerlikler gösteriyor. Ama kültürü ne kadar tanınıyor bilinmez
iki mutfak arasında bazı temel ama ülkemizde ve dünyada oldukça
fazla tercih edildiği yadsı-
namaz bir gerçek. Meksika
mutfağının en fazla bilinen
yemekleri ise “Tacos” ve
“Nachos” olarak öne çıkıyor.
“Meksika Mutfağı denince
aklına ilk olarak neler

Meksikalılar sabah kahvaltısında fasulye


püresi (Frijol) ve et ağırlıklı bir menüyü
tercih ediyorlar.
farklar da söz konusu. En temel
fark sabah kahvaltısında tercih
edilen kahvaltılıklarda ortaya
çıkıyor. Türklerin aksine Meksika-
lılar sabah kahvaltısında peynir ve
reçel çeşitleri yerine fasulye püresi
(Frijol) ve et ağırlıklı bir menüyü Meksika mutfağının en fazla bilinen
tercih ediyorlar. yemekleri ise “Tacos” ve “Nachos”
geliyor?” sorusunun cevabı pek çok

B ir başka farklılık da bizde ana


öğün olarak görülen, bütün
ailenin bir arada olmasına özen
kişi için “mısır tortillası, acı, fasulye
ve et.” Bu oldukça doğru bir tespit
aslında. Meksikalılar için özellikle
gösterilen ve uzun süren akşam kırmızı etin çok önemli olduğunun
yemeklerinin yerini, Meksika’da altını kalınca çizmek lazım. Meksi-
saat 14.00 civarında siesta başlan- ka’da et genelde ızgara olarak tercih
gıcı ile sofraya oturulan ve akşam ediliyor. Bu yönü ile bizim mangal
saatlerine kadar devam eden uzun kültürümüzle benzerlik gösterdiği
öğle yemekleri alıyor. Kalabalık de söylenebilir. Ama özellikle iç
Meksika ailelerinin vazgeçilmez bir kesimlerde bizdeki tandıra benzeyen
ritüeli olan bu öğle yemeklerinin ve kuyuda ağır ateşte pişirilen keçi
128
BD MAYIS 2018

etinin de favori lezzetler arasında Peki Meksikalı şefler eti marine


yer aldığını belirtmek gerekiyor. ederken nasıl bir karışım kullanıyor-
Meksikalılar için etin pişirilmesi lar? Kullandıkları karışımın vazge-
kadar marinasyonu da (eti terbiye çilmezleri zeytinyağı, sarımsak,
etmek) oldukça önemli. Meksikalı tane karabiber, biberiye ve hardal
şeflere göre etin en az 2 saat marine tohumu. Bunların dışında karışıma
edilerek bekletilmesi gereki- eklenecek malzemeleri kendi zevk
yor. Ama eğer vaktiniz müsaitse ve tercihlerine göre belirliyorlar-
marinasyonun ardından eti bir gece mış. Meksikalıların eti lezzetlen-
bekletirseniz lezzetine lezzet kata- dirmek için önemli bir sırları daha
cağınızı da söylüyorlar. var. Marinasyon esnasında ya da
piştikten sonra limona göre kokusu
ve ekşiliği biraz daha yoğun olan
“lime” suyundan birkaç damla ete
damlatıyorlar. Bu arada Meksika
mutfağında “lime”ın da sıkça kulla-
nıldığını belirtmekte yarar var.

M eksika mutfağında yemek-


lere lezzet katan en önemli
unsurların başında hiç kuşku yok
En fazla tercih edilen ki çok çeşitli soslar geliyor. Bu
baharatlar soslar arasında Meksika’da en fazla
Kişniş, Kimyon, Kekik, Mercan tercih edilenler “Salsa Mexicana”
Köşkü ve “Salsa Verde” olarak öne çıkıyor.
En fazla tercih edilen Ama ülkenin farklı bölgelerinde,
sebzeler o bölgeye özel sosların da bulun-
Meksika Fasulyesi, Patates, duğunu ve kendi coğrafyasında bu
Havuç, Mısır, Soğan ve Sarım- sosların da fazlaca tercih edildikle-
sak rini bilmeliyiz.
Meksika mutfağının Dünyanın neresinde olursa olsun
olmazsa olmazları bir Meksika lokantasına gidildi-
Mısır Tortillası, Acı (habanero, ğinde soslarla zenginleştirilmiş,
chili, jalapeno), Meksika Fasul- acı ve baharat ile lezzetlendirilmiş
yesi ve Et (kırmızı ve beyaz) yemeklerin adeta bir sanat eseri gibi
Doğru bilinen yanlış hazırlanmış tabaklarla sunulması
Meksika fasulyesi Türkiye’de değişmeyen bir gelenek. Çünkü
sadece kırmızı fasulye olarak Meksikalılar için yemeklerin lezzeti
biliniyor. Aslında Meksika kadar sunumları da büyük önem
fasulyesi barbunya benzeri ve taşıyor. •
açık renkli bir fasulye çeşididir. rehatarticibd@gmail.com
129
BD MAYIS 2018

Eski Bir Yazan: ERHAN KANYILMAZ

Pırpır 20. yüzyılın ilk yarı-


sında o zamana
kadar dünyada üretilmiş
Uçağın en büyük gemilerden biri
olan Alman savaş gemisi

Devasa Bismarck, ileri teknoloji ve


mühendislik harikasıydı.
Aynı zamanda
Bismarck’ı dünyanın en güçlü-
süydü. Fakat çift

İmhası kanatlı eski bir uçaktan


yapılan tek bir atış onu
imha etmeye yetti.
Bismarck’ın
görevi, Atlantik’teki
Müttefik
konvoylarını imha
etmekti.

130
BD MAYIS 2018

Boyu 251, eni 36 metre olan bu ve Faroe Adaları civarında devriye


geminin taşırdığı su 49.500 tondu. görevi yapması zorunluluğu ortaya
Bismarck, sahip olduğu dört ikiz çıktı.
taret üzerinde bulunan sekiz
15 inçlik SK C/34 model top, oniki HMS Hood
5,9 inçlik L/55 top model, onaltı HMS Hood ilk görevine başla-
4,1 inçlik L/65 model top, onaltı 1,5 dığında Britanya’nın sömürgeleri
inçlik L/83 model top, oniki 0,79 üzerindeki etkisini koruyan dünya-
inçlik uçaksavar topu ve denize nın en büyük ve en hızlı gemisiydi.
inme kabiliyeti de olan dört adet Bu nedenle HMS Hood, İngiliz
Arado Ar 196 model keşif uçağıyla teknolojisinin, deniz gücünün ve
aynı zamanda bir ölüm makinesiydi. imparatorluk kudretinin zirvesini
Bismarck’ın
görevi, İngiltere
için can damarı
olan Atlan-
tik’teki Müttefik
konvoylarını
imha etmekti.
Bismarck, 18
Mayıs 1941 günü Bismarck (1940)
Prinz Eugen adlı
kruvazörün refakatinde Amiral temsil ediyordu. Bütün bunlar
Günther Lütjens ve Yarbay Ernst gemiyi bir ikon haline getirmişti.
Lindemann’ın komutasında seyre
başladı. Gemiler üç gün sonra
Bergen (Norveç) yakınlarında
görüldüler. Bunun üzerine İngiliz-
D aha yeni bir gemi olan HMS
Prince of Wales (PoW) HMS
Hood’a refakat etti. Refakat gemisi
ler HMS Hood isimli gemilerini çok ileri teknoloji içeren dona-
bölgeye sevk ettiler. 1918 yılında nımlara sahipti. Ne var ki bunların
denize indirilen HMS Hood, 262 önemli bir bölümü denenmemişti.
metre boyunda ve 32 metre geniş- On adet 14 inçlik topu vardı. Fakat
liğindeydi. 1939 yılında yenilenme bunların sekizi arızalı taretlere
işlemine tabi tutulmuştu ancak bu monte edilmişti. Kraliyet Donan-
yeterli olmamıştı. Zira yenileme ması bunu biliyordu fakat Bismar-
kapsamında yapılması gereken ck’ın denizde görülmesi İngilizleri
çok iş vardı ve bunların bir kısmı hamle yapmaya zorladı.
henüz tamamlanmamıştı. Buna HMS Hood ve Bismarck
rağmen savaşın patlaması üzerine neredeyse birbirinin eşi gibiydi.
Almanların açık denize çıkışlarını Her ikisinin de sekiz adet 15 inçlik
engellemek için bu geminin İzlanda topu vardı ve bunlar 1700 pound
131
BD MAYIS 2018

ağırlığındaki bir mermiyi 15 mil PoW, Bismarck’a üç adet mermi


mesafeye atabiliyordu. Ancak HMS isabet ettirmeyi başarmıştı. Mermi-
Hood dakikada iki mermi atarken ler yakıt tanklarını deldi ve geminin
Bismarck’ta bu sayı üçtü. Ayrıca baş tarafında kalan kısımlar su aldı.
Bismarck diğer gemiye nazaran Bunun üzerine Bismarck tamir
daha güçlü bir zırha sahipti. Zira için Nazi işgali altında bulunan
Fransa’ya doğru yola çıktı.
Yapabileceği bir iş kalma-
yan Prinz Eugen ise Atlantik
istikametine doğru yön
değiştirdi. Hasara rağmen
Bismarck hala güçlü bir
şekilde zıhla korunuyordu
ve gemi komutanı 27
Mayıs şafak vaktinden önce
HMS Hood Fransa’ya ulaşacaklarına
inanıyordu. Yirmibir İngiliz
HMS Hood süratli seyir için tasar- destroyeri, onüç kruvazör, altı savaş
lanmıştı. gemisi ve iki uçak gemisi Bismar-
İngilizler Almanlardan daha ck’ın peşine düştü. Fakat Bismarck
önce Danimarka Boğazı’na ulaş- ortadan kaybolmuştu.
mayı denediler. Böylelikle klasik bir 26 Mayıs günü sabahı saat
deniz stratejisi olan “T’yi geçme” 10:30’da Bismarck Fransa kıyıları-
işini Almanlardan önce yapmış nın 700 mil açığında tespit edildi.
olacaklardı. Bu strateji, bir geminin Kıyıdan 500 mil açıkta kalan deniz
düşman gemisi önüne yanını cephe ve hava sahasını Alman gemileri
verecek şekilde mevzilendirilmesini ve uçakları dolduracaktı. Bunun
gerektiriyordu. Çünkü gemilerin üzerine bir İngiliz filosu sahayı
yanlarında baş kısımlarına göre kuzeyden, diğer filo ise güneyden
daha fazla silah vardı. Dolayısıyla kapattı.
T’yi geçen gemi diğerine göre daha Akşam saat 7’de Fairey Sword-
fazla ateş açabilirdi. fish modeli onbeş bombardıman
Fakat HMS Hood ve PoW gemi- uçağı HMS Ark Royal isimli
leri 24 Mayıs şafak vaktinden önce gemiden havalandı ve taarruz için
oraya ulaşmada çok geç kaldılar. üç gruba ayrıldı. Kod adı “Jock”
Böylece Almanlar İzlanda açık- olan Deniz Binbaşı John Moffat
larında T’yi geçtiler. HMS Hood bunlardan birini uçuruyordu. Bulut
sabah altıdan kısa bir süre sonra tabakasından kurtulduğu esnada
battı. PoW ise ağır hasarlı olarak devasa Alman canavarını gördü ve
geri çekildi. dehşete kapıldı.
Ancak geri çekilmeden önce Uçak saatte 115 mil süratle
132
BD MAYIS 2018

dalışa geçti. Bismarck ümitsizce Bismarck bir hata yaparak ani


hava savunma ateşine başladı. bir şekilde sola doğru manevra
Bunun üzerine pilotlar geminin yapmaya başladı. Torpido geminin
silahlarının düşük irtifada kendile- sol arkasına isabet etti. Burada bir
rini hedef alamayacağını umarak delik açıldı ve perçinler yerinden
adete denizi yalarcasına daha da çıktı. Dönüş kumandası verilmiş
alçaldılar. En kötü ihtimalle denize olan geminin dümeni kilitlendi.
çarpmaları halinde meydana gele- Geminin takat sistemi durdu.
cek bir kazadan sağ çıkabilirlerdi. Mühendisler her şeyi yeniden
başlatmak zorunda kaldı. Teknis-

M offat 2000 yarda mesafeden


ateşlemek üzere torpido-
sunu hazırladığı anda “Şimdi
yenler dümeni onarmaya çalıştı.

değil Jock, şimdi değil!” şeklinde


bir ses duydu. Moffat irkildi ve
etrafına bakındı. Bu ses uçağın
gözetleyicisi olan “Dusty” kod
adlı yüzbaşı JD Miller’dan geli-
yordu. Yüzbaşı kalçası havada,
başı uçak karnının altında bir
yerlerde olacak şekilde uçağın LS326 Swordfish modeli çift kanatlı
sağ kanadında bulunuyordu. bombardıman uçağı 1934 yılında üretil-
Moffat durumu anladı. Deniz miştir. Uçak yenilenmiş ve 1 Temmuz
dalgalıydı. Eğer torpido ateşlen- 2012 tarihinde gerçekleştirdiği uçuş
dikten sonra dalganın üst kısmına esnasında fotoğraflanmıştır.
çarpacak olursa yönünü değiştirebi-
lirdi. Miller torpidonun dalgaların Fakat geminin içine çok fazla
arasında oluşan yalak şeklindeki miktarda su doluyordu. Dümeni
boşluğu takip ederek hedefe gitme- iskele tarafına doğru 12 derece açı
sini istiyordu. Böylelikle ellerinde ile sıkışmış olan Bismarck kendi
sadece bir tane bulunan torpido ekseninde döndü ve yönünü yeniden
hedefi vurabilecekti. Ancak bir İngiliz Filosuna doğru çevirdi.
sorun vardı: Torpidonun izleyeceği Birkaç dakika sonra Bismarck
uygun boşluğu aramaya devam daireler çiziyordu. Lütjens Berlin’e
ettikçe kendilerinin vurulma ihti- rapor verdi ve ölene kadar savaşaca-
mali artıyordu. ğına dair yemin etti.
Bir süre sonra Miller “Ateşle İngilizler merhamet göstermedi.
Jock!” diye bağırdı. Her yana ateş etmeye zorlayacak
Moffat torpidoyu ateşledi. şekilde Bismarck’ın etrafını çevir-
Miller “Vurduk onu, kaçıyor!” diye diler. Artık manevra yapamayan
bağırdı. Bismarck adeta suyun üzerinde
133
BD MAYIS 2018

bekleyen bir ördek


gibiydi. Ertesi gün
sabah 9:31’de Bismar-
ck’ın bütün mühimmatı
tükendi ve ateş edemez
hale geldi. Buna rağmen
İngiliz Donanması
Bismarck saat 10:39’da
batıncaya kadar ateş
etmeyi sürdürdü.
İngilizler sağ kalan-
ları kurtarmaya çalıştı. Bismarck'ın vurulma anı
Ancak Alman denizal-
tılarının kendilerini hedef alma- kurtararak bölgeden ayrıldılar.
sından korktukları için olay yerini Diğerleri kendi kaderleriyle başbaşa
terk ettiler. Bismarck’ta bulunan kaldı. Almanya Bismarck’ın
2092 mürettebattın sadece 115’ini battığını o gün öğle üzeri yayın-
lanan haberlerden
duydu. Almanlar
olay yerine ulaştık-
larında hayatta kalan
beş personeli daha
kurtardılar. Ancak
Lütjens bunların
arasında yoktu,
sözünü tutmuştu.
Lindemann da aynı
şekilde davranmıştı.
Çift kanatlı eski
bir uçak sayesinde
Bismarck’ın muha-
rebe görevi sadece
215 saat sürdü. Bu
olayla birlikte deniz
muharebelerinin
yapısı sonsuza kadar
değişmiş oldu.
Artık deniz
HMS Dorsetshire muharebelerinde
gemisi sağ kalanları uçaklar gemiler
toplarken. kadar önemlidir. •
134
BD MAYIS 2018

Zamanı Destana
Dönüştüren Kent:
Troia

Yazan: TULGA ALBUSTANLIOĞLU

T roia… Çanakkale Boğazı’nın


girişinde, Hisarlık olarak ad-
landırılan yerde bulunan antik
etkilenilen dönemde Fransızca söy-
lenişi nedeniyle günümüzde de kimi

dönemin en önemli kentlerin-


den biri. Tarihte birçok isimle
anılmış; Hitit kaynaklarında
Wilusa olarak geçiyor. Daha
sonrada İlios’un kenti anlamın-
da İlion ve son olarak da Troia
olarak adlandırılmış. Fransız
kültür ve Antik Troia şehrinin
dilinden mimari yerleşim planı
135
BD MAYIS 2018

zaman Truva olarak halinde anlatılmaya


da adlandırılmıştır. başlanmıştır. Yak-
Batı edebiyatı- laşık olarak MÖ 8.
na da esin kaynağı veya 7. yüzyılda bu
olmuş bu efsanevi eserin ortaya çıktığı
kent ile ilk bilgileri bilinmektedir. Daha
Anadolulu yurttaşı- sonraları bu anlatı-
mız Smyrna’ (İzmir) lanlar düz yazı haline
doğumlu Home- getirilmiş özellikle
ros’un ünlü İlyada Helenistik dönem-
destanından öğreni- de Makedon Kralı
yoruz. Büyük İskender’in
Homeros kör bir bir başucu kitabı
ozan, gözleri görmü- haline gelmiş, Roma
yor. Homeros, İlyada İmparatorluğu’nda da
adlı eserinde Troia Savaşı'nın tama- birçok yeni kopyası yazılmıştır.
mını anlatmamaktadır. 24 bölüm ve Acaba Troia kentini bu kadar
16.000’den fazla dizeye sahip olan ünlendiren bu savaş gerçekten
İlyada, Troia Savaşı’nın dokuzuncu olmuş muydu?
yılında 51 günlük bir dönemi tasvir Hektor, Paris, Kral Priamos,
eder. Homeros’un Troia savaşını Agamemnon veya Akhilleus (Aşil)
anlattığı bu epik eseri aynı günü- gerçekten yaşamış mıydı?
müz ozanları gibi sözlü bir eser Gerçekten de Troia önlerinde 10
sene süren savaş yaşanmış
mıydı?
2005 yılında kaybettiği-
miz Troia kazılarına gönül
vermiş ve bu kentle özdeş-
leşmiş ünlü Alman arkeolog
Manfred Korfmann “Herkes
bizden bir şeyler bekliyor,
fakat öncelikli amacımız
destanı kanıtlamak değil
bilimsel olarak bir şeyler
bulmaktır” demişti.
Gerçekten de yıllardır
sürüp giden bu kazılarda tam
da Homeros’un bahsettiği
dönemde, yani yaklaşık ola-
Alman arkeolog rak MÖ 2. binin 3. çeyreğin-
Manfred Korfmann de burada büyük bir savaşın
136
BD MAYIS 2018

yaşandığını söy-
lemek mümkün.
Surlarda bulunan
mızrak ve ok
uçları, yangın
tabakaları, atla
birlikte gömülen
süvari askerleri bu
savaşın arkeolojik
kanıtını oluş-
turuyor. Amaç
efsaneyi kanıtla-
mak değil, ancak
burada büyük bir
savaşın olduğunu
da söylemeden
geçemeyiz.

E fsanevi Kral
Priamos’un hazinesini bulabil-
mek için 19. yüzyılın son çeyre-
2004 yılında ülkemizde çekilen,
yönetmenliğini Wolfganag Petersen'in
yaptığı, baş rol oyuncuları Brad Pitt,
ğinde burada köstebek gibi deşinen EricBana, Orlando Bloom, Diana Kruger
Alman tüccar Heinrich Schliemann olan Troy filminden bir sahne
bir hazine bulur. Ancak bu
hazine Kral Priamos’un Troialılar bu atı
değil, ondan yaklaşık
olarak 1.500 yıl öncesine
parçalamanın tanrıça
yani Tunç Çağı’na (MÖ Athena’yı kızdıracağını
3. bin) ait bir hazinedir.
Karısı Sophia’nın üzerinde
düşünüp surlardan
ülkemizden ayrılan bu içeri sokarak Athena
eserler uzun bir yolculuk
sonucu önce Yunanistan’a
tapınağına getirirler.
orada Almanya’ya götürülmüş. 2. oğulları Hektor ve Paris tüccardır.
Dünya savaşı sırasında Rusların Bir gün kıta Yunanistan’da Kral
Berlin’e girmesiyle ortadan kaybol- Menelaos’un sarayında bir yemeğe
muştur. Yıllar sonra ise Rusya’da davet edilirler. Ancak çapkın Paris
ortaya çıkmış ve 1996 yılından bu kralın güzel karısı Helana’ya âşık
yana da Puşkin Müzesi’nde sergi- olur. Tabi Helena’da Paris’e... Paris
lenmektedir. Helena’yı Troia’ya gitmeye ikna
Efsaneye göre Kral Priamos’un eder. Ancak sonradan durumu öğ-
137
BD MAYIS 2018

renen kral Menelaos küplere biner. ve zafer sarhoşluğu içinde tüm gece
Ağabeyi Agamemnon’dan yardım eğlenen Troialılar uykuya dalınca
ister. O güne kadar görülmemiş dev atın içine saklanmış askerler, esa-
ordu ve donanma, bir gemide de ba- sında çekilmemiş Tenedos (Bugün
şına buyruk Akhilleus olmak üzere, Bozcaada) arkasına saklanmış
Troia önlerine gelir. 10 sene sürecek donanmaya haber verirler.
bu efsanevi savaşta Akhalar sur- Böylece Troia düşer, yakılıp
lardan içeri girmeyi başaramazlar. yağmalanır.
Çekiliyormuş gibi yaparak sahile Bu işin efsane tarafı olsa da ger-
bir tahta at bırakırlar. Bu at tanrıça çek; Troia’nın dönemin en zengin
Athena’nın da bir simgesidir. kenti olması ve boğazları kontrol et-
Troialılar bu atı parçalamanın mesidir. O çağın tüm devletleri için
tanrıça Athena’yı kızdıracağını Troia göz kamaştıran bir zenginlik
düşünüp surlardan içeri sokarak At- abidesidir.
hena tapınağına getirirler. Eğlence Her iki türlü de Troia tarih sah-
nesinde yer almıştır artık. Avrupa
kültüründe bile birçok ulus soylu
bir kültüre sırtını dayamak için
kendilerinin Troiaların soyundan
geldiklerini anlatır dururlar.

B u savaştan 2. Bin yıl sonra ise


aynı topraklar yine destanımsı
bir savaşa tanık olacaktır 1915 Ça-
nakkale Savaşları... Ne enteresan-
dır ki itilaf devletlerinin komodor
gemisinin ismi de Agamemnon’dur.
Büyük önder Mustafa Kemal Ata-
türk’ün söylediği “Troia’nın öcünü
aldık” sözü de oldukça manidardır.
Son olarak İzmir’de bulunan
meşhur Balçova Kaplıcaları’nın eski
isminin de burada tedavi olduğu
rivayet olunan Akha askerleri ve
komutanları sebebiyle Agamemnon
Kaplıcaları olduğunu ve halen bilgi-
2. bin yıl sonra ise aynı topraklarda sayar yazılımı alanında bilgisayarla-
gerçekleşen 1915 Çanakkale Sava- ra zararlı program yükleyen Trojan
şından sonra büyük önder Mustafa Horse adlı yazılımın da Truva
Kemal Atatürk’ün söylediği “Troia’nın Atı’ndan etkilendiğini belirterek
öcünü aldık” sözü oldukça manidardır. sözlerimizi tamamlayalım. •
138
Gezdikçe Gördükçe BD MAYIS 2018

İzlen Şen Toker

Dünyanın en eski tuz madeni

Hallstatt

2 40 milyon yıl önce dünyadaki dev kıta Pangaea parçalara


ayrıldığında, Avusturya’nın şimdiki Salzkammergut bölgesi
hareketli bir kara parçasının kıyısında kalmış. Milyonlarca yıl
boyunca devam eden volkanik patlamalar, dağ oluşumları ve kaya
hareketleri zamanla kuruyan deniz tuzlarını yukarı doğru itip sıkış-
tırarak buradaki dağların içine gömmüş. Pek çok mineral içeren bu
doğal tuzlar, binlerce yıl gizli bir hazine gibi saklı kaldıktan sonra
dağdaki kaynak suyunun tuzlu olduğunu keşfeden insanlarca çıka-
rılmaya başlamış ve hala çıkarılmaya devam ediyor.
Fotograf: Tuz madeninin bulunduğu dağdan göl manzarası
139
B
BD MAYIS 2018

en de bu bölgedeki dünyanın üzerine giyiyoruz. Rehberimizi


en eski tuz madenini gezmek takip edip Christina Tüneli’nin
için Hallstatt Tuz Madeni turuna kapısından madene giriyor; zemini
bilet alıyorum. Geçmişte Hallstatt ahşap tahtalarla kaplı, beton duvarlı
kasabasına getirdiği ticaret imkanı tünelde yürümeye başlıyoruz. Bir
ve zenginlik nedeniyle “Beyaz süre sonra zemin toprağa, duvar-
Altın” da denilen tuzun çıkarıldığı lar taş bloklara dönüşüyor. Ahşap
maden 22 katman ve toplam uzun- bir kaydıraktan alt kata kayarak
luğu 65 kilometreyi bulan tünel- kayaların arasındaki Tuz Kristali
lerden oluşuyor. Kış ayları dışında odasına geliyoruz. Burada arkala-
düzenli olarak yapılan 1,5 saatlik rına ve içine verilen ışıklar saye-
gezi turuna 4 yaş ve üzeri çocuklar sinde madenin karanlık ortamında
da katılabiliyor. Madenin içindeki ışıl ışıl parlayan irili ufaklı kristal
sıcaklık 8 derece olduğu ve yaklaşık tuz parçaları sergileniyor. “Jeoloji
Fotoğraf Galerisi”’ni geçtik-
Kasabadan tuz madenine ulaşımı ten sonra merdivenden inince
sağlayan raylı taşıma sistemi
64 metre uzunluğundaki dev
(füniküler)
kaydıraktan kayarak başka bir
kata iniyoruz. Kaydıraktan
kayarken karşıya yerleştiril-
miş bir kamera fotoğrafımızı
çekiyor. Bu fotoğraflar tur
bitiminde kaç km/saat hızla
kaydığımız bilgisiyle birlikte
hatıra olarak almak isteyenlere

2 kilometre yürünüp, kaydı-


raklardan kayıldığı için sıcak
tutan giysiler ve rahat ayak-
kabılar giyilmesi öneriliyor.
Biletler gişeye ek olarak tuz
madeninin internet sitesinden
de satın alınabiliyor.
Tura başlamadan önce
çantalarımızı vestiyer bölü-
müne bırakarak bize verilen
giysileri kendi giysilerimizin Tuz madeninde ahşap kaydırak
140
BD MAYIS 2018

satılıyor. Turun deva-


mında tuz madenci-
liğinin 7000 yıllık
tarihini anlatan farklı
alanları geziyor,
yer altındaki bir tuz
gölüne yansıtılan
multivizyon göste-
risini izliyor, Demir
Devri, Tunç Devri
ve günümüzdeki
madencilikle ilgili
bilgiler ediniyoruz. O
dönemlerde kasabada Yer altındaki multivizyon gösterisi
yaşayan herkesin tuz
madeninde çalıştı-
ğını; erkekler tuzu
çıkarırken, kadınların
çıkarılan tuzu made-
nin dışına taşıdığını,
çocukların da onlara
yardım ederek aydın-
latma için yakılan çam
odunlarını madene Avrupa'nın en eski
getirdiğini öğreniyo- ahşap merdiveni
ruz.
Avrupa’nın en eski ahşap merdi- yılında madencilerin bulduğu ve
veni de 2002 yılında bu madende kayıtlara “Tuzdaki Adam” olarak
bulunmuş. MÖ1344-1343’de yapıl- geçen, tuz kayalarının içinde
mış olduğu tahmin edilen merdi- gömülü kaldığından oldukça iyi
veni güzel bir şekilde korunmuş olan mumya
sergilemek için Tunç da turda anlatılan
Devri adlı mini bir öykülerden birini
sinema yapılmış. Yerin oluşturuyor. Salzbergtal
400 metre altındaki bu vadisinde gerçekleşen
sinemada animasyon bir doğal afet sırasında
bir film merdivenin öldüğü tahmin edilen
gerçek görüntüsüne bu kişi, bulunduk-
yansıtılarak madencile- tan sonra Hallstatt
rin geçmişteki yaşamı kasabasının mezarlı-
canlandırılıyor. 1734 Tuzdaki adam ğına gömüldüğü için
141
BD MAYIS 2018

Yaşlı usta, çırağı-


nın mutsuz bir şekilde
sürekli her şeyden şikayet
etmesinden bıkmış. Bir
gün çırağını tuz almaya
göndermiş. Çırak döndü-
ğünde, usta bir avuç tuzu
bir bardak suya karıştırıp
içmesini söylemiş. Çırak,
suyu içer içmez tükürmeye
başlamış ve “Çok tuzlu!”
Işıklandırılmış tuz kristalleri demiş. Usta cevap verme-
den tuzu da yanına alıp
çocuğu dışarı çıkarmış. Sessizce
yakındaki gölün kıyısına götürmüş
ve çırağına bu kez bir avuç tuzu
göle atıp, gölden su içmesini söyle-
miş. Söyleneni yapan çırak “Tadı
nasıldı?” diye soran ustasına “Çok
güzeldi.” demiş. “Tuzun tadını
aldın mı?” diye sormuş yaşlı adam,
çırak “Hayır.” diye cevaplamış.
Usta, suyun kenarına diz çökmüş
olan çırağının yanına oturarak şöyle
Madenci canlandırma demiş: “Yaşamdaki bütün olumsuz-
araştırmacıların daha fazla inceleme luklar işte bu bir avuç tuz gibidir.
yapma fırsatı olmamış. Eğer sen küçük bir bardak su isen,
Maden trenine binip bir süre tuzun bütün keskinliğini nasıl tattıy-
raylarda gittikten sonra Maria san, yaşamın bütün olumsuzlukla-
Theresia Tüneli’nden çıkarak turu rından da öyle etkilenirsin. Eğer sen
bitiriyoruz. Spirit of Salt (Tuzun kişiliğinle ve gönlünle bu önümüz-
Ruhu) ve Glück Auf! (İyi Şanslar!) deki göl gibiysen, yaşamda karşıla-
markalı doğal tuzların satıldığı şabileceğin tüm olumsuzluklar seni
dükkandan geçip, madenin bulun- o bir avuç tuzun gölü etkileyebile-
duğu Salzberg dağından aşağıda ceği kadar etkiler, sana bir bardak
görünen Hallstatt gölüne bakıyo- suda aldığın tuzlu tadı vermez.
rum. Bir zamanlar tuz madeninin Onun için olumsuzluklarla,
yöneticisinin yaşadığı binadan sorunlarla karşılaştığında sen de
gölün muhteşem manzarasını bardak olmayı bırak, göl olmaya
izlerken yıllar önce okuduğum bir çalış.” •
öyküyü hatırlıyorum. izlensentokerbd@gmail.com
142
Bilinçaltı BD MAYIS 2018

Uzm. Psk. Sedem Demir

Bağlanma
Kuramı
J ohn Bowlby ve Mary Ainsworth bağlanma
teorisini çocuklar ve bakım veren kişi
arasındaki kalıcı duygusal bağ olarak açıkla-
mıştır. Doğduktan sonraki ilk yıllarda kurulan
bu bağın niteliği çocukların ileriki hayatla-
rındaki bilişsel, sosyal ve duygusal gelişimini
önemli ölçüde etkilemektedir. Mary Ainsworth ve John Bowlby
143
BD MAYIS 2018

Bağlanma şekline karar verme- bu bölümler sırasında çocuğun


nin rol yapma oyunlarından, resim- davranışlarını inceler ve bakım
lerden hikaye çıkarma gibi farklı veren kişinin varlığı veya yoklu-
birçok yolu olsa da Mary Ainsworth ğunda çocuğun nasıl davrandığı
tarafında geliştirilen “Garip Durum gözlemler. Hangi bağlanma şekli
Prosedürü”nde çocuğun verdiği olduğuna bu şekilde karar verilir.
tepkilere göre bağlanma şeklini
kolayca görebiliriz. Bu prosedürde
çocuğun ayrılığa ve kavuşmaya
verilen tepkisine göre karar verilir.
B ağlanma şekillerini iki ana
grupta güvenli ve güvensiz
bağlanma olarak inceleyebiliriz.
Her bölüm üç dakika olmak üzere Güvenli bağlanmada çocuklar
sekiz bölümden oluşur. bağ kurdukları kişiye güvenir ve
İlk bölümde çocuk ve bakım korktuklarında bağ figürünün onlar
veren kişi oyuncaklarla dolu odaya için orada olduğunu her zaman
girerler. Bir dakika sonra odaya bilirler. Bu sebeple bağ kurulan kişi
yanlarındayken etraflarında olan
bitenle daha çok ilgilenip kendile-
rini geliştirebilirler. Yabancı biriyle
karşılaştıklarında ise çocuklar
genelde onlarla iletişime geçebi-
lir. Bu bağlanma şeklinde bakım
veren kişinin çocuğunu tanıdığı, bu
yüzden ağladığında neden ağladı-
ğını bildiği ve çocuğunun ihtiyaç-
larına zamanında ve tutarlı olarak
cevap verdiği gözlemlenmiştir.
Çocuklar bir ayrılık yaşandı-
ğında bağ figürünün gitmesine
gözle görülür bir şekilde üzülürler
çocuğa yabancı olan biri girer ve bağ figürünü tekrar gördüklerine
ve bakım veren kişi ve çocukla sevinirler. Güvenli bağlanma şekli
tanışıklık kazanmaya çalışır. Daha psikolojik rahatsızlık ve içselleştir-
sonrasında bakım veren kişi çocuğu me-dışsallaştırma problemleri en az
yabancıyla üç dakikalığına yalnız görülen bağlanma şeklidir; çünkü
bırakır ve üç dakikanın sonunda güvensiz bağlanma adaptasyon
geri gelir. Bunun sonrasında bakım sorunları ortaya çıkarır.
veren kişi bir üç dakika daha çocuğu Güvensiz bağlanmaysa kaçınan,
odada bırakır ve tekrardan geri gelir. kaygılı, ve dağınık bağlanma olarak
Bakım veren kişinin sürekli olarak üçe ayrılır.
girip çıkması çocuğun stres seviye- Kaçınan bağlanma şeklinde
sini artıracağından odadaki yabancı çocuklar bağ figürünü gördüklerine
144
BD MAYIS 2018

sevinmezler. Bağ figü-


rünü görmezden gelebilir
veya kaçınabilirler. Bu
aynı zamanda bir ayrılık
sonrasında da benzer
şekilde gerçekleşebi-
lir. Bakım veren kişiyi
güvenebileceklerini biri
olarak görmezler çünkü
bu bağlanma şeklinde
çocuğun ihtiyacı oldu-
ğunda bakım veren kişi
çocuğun ihtiyaçlarını
karşılamaz.
Kaygılı bağlanma
şeklinde bağ figürü
tutarsız bir şekilde
çocuğun ihtiyaçlarına
cevap vermesi nedeniyle
Kaygılı bağlanan
çocuğun da bu durumda çocuklar, tanıdık
dengesi bozulur. Bakım
veren kişiyle ayrılık
olmayan ortamlarda da
yaşandığında çocuk korku davranışları
genelde yüksek seviye-
lerde stres deneyimler.
sergileyebilirler.
Bakım veren kişi döndüğünde sonrası buluşmadaysa nasıl davra-
ise çocuğun davranışları çelişkili nacaklarını şaşırmış bir şekilde
olabilir. Kaygılı bağlanan çocuk- bakım veren kişiden kaçınabilirler.
lar, tanıdık olmayan ortamlarda da Üç yaşından sonra bağ figürüyle
korku davranışları sergileyebilirler. aralarındaki ilişkinin nasıl olması
Kaygılı bağlanan çocuklar daha çok gerektiğini rol yapma oyunlarıyla
içselleştirme davranışları gösterir- gösterebilirler.
ken (endişe ve depresif davranışlar
gibi), kaçınan bağlanma şeklinde
daha çok dışsallaştırma davranışları
(öfke ve şiddet gibi) gösterebilirler.
Ö rneğin, bebekleriyle oynayan
bir çocuğun bebeğini “Bunu
yapmadığın için odana gitmelisin”
Dağınık bağlanma şekildeyse şeklinde konuşturmasıyla aslında
çocuk kaygılı ve kaçınan bağlanma burada odaya gitme cezası bağ figü-
şeklinin karışımını gösterip bakım rüne yöneltilmiş olduğunu söyle-
veren kişiden korktuklarını göste- yebiliriz. Bu bağlanma şeklindeyse
ren davranışlar sergilerler. Ayrılık klinik belirtiler göstermesi daha
145
BD MAYIS 2018

model oluştura-
bilir. Eğer çocuk
küçüklüğünde
güven veren ve
saygı duyulan bir
ortamda yetiş-
tiyse ilerideki
ilişkilerinden de
bunu bekleye-
cektir.
Çocuklar
doğdukları
Eğer çocuk küçüklüğünde andan itibaren
bilişsel, sosyal
güven veren ve saygı ve duygusal
duyulan bir ortamda olarak gelişmeye
başlarlar. Anne
yetiştiyse ilerideki karnında başlayan
ilişkilerinden de bunu gelişim doğduk-
tan sonra da son
bekleyecektir. hızıyla devam
eder. Çocukların
olağandır. Çocuğun yaşı ilerle-
doğduktan itibaren deneyimledikleri
dikçe çocuğun dünyaya bakış açısı
her şey daha sonraki sosyal, duygu-
da değiştiğinden, benlik duygusu
sal ve bilişsel gelişimlerini etkile-
kazandığından bağlanmada olağan
yeceğinden bu deneyimler onların
değişiklikler olabilir.
sonraki yaşamlarının kalitesini etki-

A ni bir ayrılık üç ve dört yaşın-


dakiler için stresli bir olay
olsa da yedi ve sekiz yaşındakiler
leyebilir. Bu yüzden çocuklarımıza
güvenli, saygılı, sosyal ve duygusal
ihtiyaçlarını karşılandığı bir ortam
bağ figürleriyle aralarında devamlı sunmak ebeveynlere düşüyor. •
bir ilişki olduğunu anlayıp ani sedemdemirbd@gmail.com
ayrılıklara anlayışla yaklaşabilir.
Kaynaklar
Dört yaşındakiler ayrılığın sebebi • Adolph, K. E., & Robinson, S. R. Handbook of
açıklandığında anlayışla karşıla- Child Psychology and Developmental
• Science.
yabilir. On yaşına gelindiğindeyse • Bretherton, I., & Ainsworth, M. D. S. (1974).
bağ figürünün ebeveynlerden "One-year-olds in the Strange Situation." In M.
• Lewis & L. Rosenblum (Eds.), The Origins of Fear
büyükanne, büyükbabalara veya (pp. 134- 164), New York: Wiley.
arkadaşlara dönüşmesi gibi bir deği- • Brumariu, L. E., & Kerns, K. A. (2011).
• Parent – Child Attachment in Early and Middle
şiklik yaşanabilir. Bağlanma şekli Childhood. The Wiley-Blackwell Handbook of Chil-
çocuğun gelecekteki ilişkileri için dhood Social Development, Second Edition, 319-336.

146
Neler Olmuyor ki Dünyada BD MAYIS 2018

Sezin San Sungunay

1 Her Öğünde
100'den Fazla
Sadece 20 dakikada tüketilebilecek
bir öğünde 14 parça plastiğe rast-
layan bilim insanları, öğün içeriği
Plastik Parça fazla olan yemeklerde 114 parça
Yutuyoruz. kadar plastik yutulduğunu ortaya
koydu. Uzmanlar, taze balık fileto-
larının açık tezgâhlarda satılmasının
da benzer bir duruma yol açtığını,
bu durumun her 240 gramda 139
parça plastik yutulmasına sebep
olduğunu vurguladı. Araştırmacı-
lar, bu parçaların ciğerleri tahrip
edebileceğini, böbrekleri zehirleye-
bileceğini hatta hormonlara parazit
oluşturabileceğini söylüyor.

“Bir kişi her öğünde 100’den


fazla küçük plastik parçacık
yutuyor.” Bu tespit İskoçya Edin- 2Japonya'dan
Araştırma
İlginç
Dünyanın en yaşlı nüfusuna
burgh’daki Heriot-Watt Üniver-
sitesi’nden bilim insanlarına ait. sahip Japonya'da yaşlılarla ilgili
Yapılan araştırmada bir kişinin 1 yıl ilginç bir araştırma yayınlandı.
boyunca ortalama 68 bin 415 tehli- Araştırmaya göre; ülkede son
keli plastik elyaf yediği tespit edildi. yıllarda 60 yaş ve üstü kişilerin suç
147
BD MAYIS 2018

ayak izinin dinozorlara ait olduğunu


ortaya koydu. Adada daha önce de
irili ufaklı ayak izleri bulunmuş
ve bunların Saurischia ailesinden
Sauropoda dinozorlarına ait olduğu
belirtilmişti. Ancak adada keşfe-
dilen yeni dinozor ayak izlerinin
etobur ve üç tırnaklı bir türe ait
olduğuna işaret ettiği söyleni-
yor. Edinburgh Üniversitesi'nden
Palaentolog Dr. Stephen Brusatte
"Bunlar etobur. Sadece ayak izleri
işleme oranı dört kat arttı. Ülkede, var. El izi yok. Arka ayaklarıyla
yaşlılar hapishaneye girmek için yürüyen bir dinozor bu. T-Rex'in
küçük suçlar işliyor. Nedeni ise ilkel bir kuzeni" bilgisini verdi.
kendilerini yalnız hissetmeleri.

4 Stres
Hapishanedeki her 5 tutukludan
birinin 60 yaş ve üzerinde olduğunu
Kilo Alımını
ve yaşlıların özellikle markette Tetikliyor mu?
ürün çalmak gibi küçük suçlardan Amerika Birleşik
tutuklandığı belirtiliyor. Devletlerindeki
Stanford

31Dinozor
Üniversi-
70 Milyon Yıllık tesi Tıp
Ayak İzi Bölümü,
İskoçya'daki Skye Adası'nda stresin etki-
170 milyon yıl öncesine ait dinozor leri üzerine
ayak izi bulundu. Scottish Journal yaptığı bir
of Geology dergisinde yayımlanan araştırmada,
araştırma sonuçları, keşfedilen 50 stresle kilo alımı
arasındaki
ilişkiyi inceledi. Araştır-
maya göre; kronik stres
yeni yağ hücrelerinin
oluşmasına neden oluyor.
Sürekli stresli olunduğu
zaman, salgılanan glüko-
kortikoid adlı hormon,
belli tipte hücrelerin yağ
hücresine dönüşmesine, bu
da kilo alımına yol açıyor.
148
BD MAYIS 2018

Bugüne kadar stres hormonu korti-


zol salgılandığında insanların işta-
hının arttığı bunun da kilo alımını
tetiklediği söyleniyordu. Ancak bu
araştırma, hormonun seviyesinin
inip çıkmasının hücreler üzerinde
bir etkisinin olmadığını gösterdi.

5İnsan
Kaçakçılığında
Vahim Tablo
Avrupa Polis Teşkilatı herhangi bir zorunluluk olmamasına
Europol, Akdeniz'i geçen göçmen- rağmen üç yaş çocuklarının yüzde
lerin sayısında düşüş yaşanmasına 97'si anaokuluna başlıyor. Ancak
rağmen, insan kaçakçılarına talebin reformun yenilik içeren yanı, bu
hâlâ çok fazla olduğunu açıkladı. uygulamayla Fransa'nın yoksul
Açıklamada, göçmenleri yasa dışı kesimlerinde yaşayan ailelerin
yollarla başka ülkelere götüren 65 de, çocuklarını erken yaşta okula
bin insan kaçakçısının izlendiği gönderme imkanına sahip olması.
vurgulandı ve bu sayının göçmen
akınının en yoğun yaşandığı 2015
yılının 3 katı olduğu belirtildi. Euro- 7 Suudi
Arabistan'da
pol'ün verilerine göre, kimlikleri Sinema Yasağı Kalktı
belirlenen kaçakçıların yüzde 63'ü
Avrupa ülkelerinin vatandaşları.
Ortadoğu kökenli kaçakçıların oranı
ise yüzde 20’lerde.

63İtibaren
Yaşından
Zorunlu
Eğitim
“Fransa’nın geleceği eğitim
sisteminin kalitesine bağlı” diyen
Fransa Cumhurbaşkanı Emma- Suudi Arabistan'da sinemalar
nuel Macron yeni bir uygulamanın 1980'li yılların başında Krallığın
sinyalini verdi. Macron, eylül muhafazakar politikaları sonucu
ayından itibaren yürürlüğe girmesi yasaklanmıştı. Sinema yasağı
beklenen bir düzenlemeyle, ülkede yaklaşık 35 yıl sonra kalktı. Başkent
okula başlama yaşının altıdan üçe Riyad’da hizmete giren ilk sinema
indirileceğini açıkladı. Fransa’da salonunun çalıştırma ruhsatı ise
149
BD MAYIS 2018

ABD'li sinema zinciri AMC firma- plastik poşet, su şişesi, konserve


sına verildi. AMC gelecek beş yıl kutusu, balık ağı gibi maddeler
içerisinde Suudi Arabistan'ın 15 çıkarıldı. Deniz canlısının ölümü-
kentinde toplam 40 sinema salonu nün ardından deniz ve okyanus-
açmayı planlıyor. Yetkililerin açık- lardaki plastik atıklara karşı bir
lamalarına göre; kadınların da sine- kampanya başlatıldı ve ülkenin 11
maya gitme hakkı olacak. Ülkede sahilinde atıkların temizlenmesi için
yeniden sinema açılması, Veliaht proje yürütülmesi kararlaştırıldı.
Prens Muhammed Bin Selman'ın
"2030 Vizyonu" adlı ekonomik
reform hedeflerinin bir parçası. 10Güneşe En Fazla
Yaklaşacak Uzay
Aracı
8 Balinanın
Midesinde 29 Kilo
Plastik Atık

Amerikan Uzay ve Havacılık


Dairesi (NASA), Güneş'e gönde-
receği uzay aracı Parker Solar
Probe’un son hazırlıklarını tamam-
ladı. Parker Solar Probe’un güneşe
en fazla yaklaşan uzay aracı olması
hedefleniyor. 2024'te Güneş’e 7
milyon kilometre mesafeye kadar
10 metre uzunluğunda ve yaklaşması beklenen uzay aracının
altı tondan ağır olan genç bir erkek pek çok keşif yapması da planlanı-
ispermeçet balinası ölü olarak, yor. En fazla 1371 derecelik sıcak-
İspanya’nın Murcia şehrine bağlı lığa dayanıklılık sağlayabilmesi
Cabo de Palos kıyılarında bulun- için karbon kompozit ısı kalkanı
muştu. Otopsi yapan uzmanlar, dev ile donatılan uzay aracı, güneşin
deniz canlısının yuttuğu plastik atmosferi olarak bilinen taç küreyi
maddeleri sindiremediği için öldü- inceleyecek ve nasıl ısındığına iliş-
ğünü açıkladı. Yapılan incelemede kin veri toplayacak. Uzay Aracı 31
genç balinanın sindirim sistemi Temmuzda Güneş’e gönderilecek. •
organlarından 29 kilo ağırlığında sezinsansungunaybd@gmail.com
150
BD MAYIS 2018

MAYIS AYI ÇÖZÜMLER SAYFASI

1-(b) Bilinmezci 6-(d) Bükümsüz iplik 11-(b) Anlam bilimi

2-(d) Saç tokas› 7-(d) Derinlik ölçümü 12-(d) Büyük, önemli

3-(c) Yönlendirilmifl 8-(a) Varl›kl› kimse 13-(a) Kal›n halat

4-(a) Yönelteç 9-(b) Ar› cinsi 14-(d) ‹lk örnek

5-(c) Barut kesesi 10-(c) Yasal olan 15-(c) K›vr›k flapka

“Bilginizi Denetleyin” Kare Bulmaca

1-(b) Bologna Üniversitesi

2-(c) Narsizim

3-(d) Tendon

4-(c) Gümüş

5-(a) Papatyagiller

6-(b) Freddie Mercury

7-(c) 1927

8-(b) Müzayede

9-(a) Baget

10-(c) Çankaya

11-(b) Tunceli

12-(a) Manavgat

151
BD MAYIS 2018

YARININ BÜYÜKLER‹

Gönderi adresi:
Sedef Cad. 2446 Ada, 1. Parsel, A Blok, Kat: 3,
Da: 16, Ataflehir, 34750 ‹stanbul
e-posta: butundunya@butundunya.com.tr
(e-posta ile gönderece¤iniz fotograflar›n 150 KB’den fazla
olmamas›na lütfen özen gösteriniz.)

Erva Öykü Ay, ‹stanbul Berkay Efe Kahraman, Öykü Deniz Atafler,
Yalova ‹stanbul

Berrak Albayrak, Mersin Özgür Can Kaygısız, E.Egesu Zıraman, ‹stanbul


‹stanbul

Eda Tek, ‹stanbul Derin ve Deniz Çatal, Manisa


152
BD MAYIS 2018

Özgecan Menekfle, Amasya Ça¤lar Mete Yi¤it, Ankara Eylül Karao¤lan, Kayseri

Atefl Kot, ‹stanbul Öykü fiener, ‹stanbul Kuzey Cansu, ‹stanbul

Arzu fiahbaz, ‹stanbul Elif Savafl, Ayd›n Nil Metin, ‹stanbul

Ümran Çal›flkan, ‹zmir ‹rem fiahin, Ankara Mina Evran, Ankara

153
BD MAYIS 2018

Bulmacan›n çözümü 151. sayfadadır.

154
Bulmaca
Filiz Lelo¤lu Oskay

SOLDAN SA⁄A:1-G e ç t i ğ i m i z YUKARIDAN AfiA⁄IYA: 1-‘Bana Bir


günlerde yitirdiğimiz fotografta görülen Aşk Masalından Şarkılar Söyle’,’Hep
sinema ve dizi oyuncumuz.-Avrupa Uzay Ağlattı Beni Kaderim’,’Geçsin Günler,
Ajansı’nın kısa adı. 2-Kalın ve kaba bir Haftalar, Aylar’ adlı yapıtlarından da
kumaş.- ABD’nin bir eyaleti. 3-Antalya’nın tanıdığımız bestekarımız.-Genellikle 30-
Manavgat ilçesi yakınlarındaki bir baraj.- 70 cm boyunda, çok yıllık, pembe çiçekli,
Kum falı. 4-Bir harfin okunuşu.-Sevimsiz, hayvan yemi olarak kullanılan bir bitki-
mendebur.- İçinde bir veya birçok şey Bir haber ajansının simgesi. 2-Umutsuz-
bulunan, elde taşınacak büyüklükte nesne. luktan doğan karamsarlık.- Sema ayininde
5-Hububat ambarı.- Ortak Arap menfaat- dönen derviş.-Bir pamuk türü. 3-Silisli
lerini yükseltmek için çalışan Arap kumun ateşte eritilmesiyle yapılan sert,
Birligi’nin kısa adı.- Türk Hava Yolları’nın saydam ve çabuk kırılır cisim.-Gemi
uçuş kodu. 6-İskambilde birli.-Cam, odası.- Cennetteki ayak basılmamış top-
porselen gibi maddelerden yapılmış eşya.- rak.-Kriptonun simgesi. 4-Mobilyacılıkta
Küçük mağara.7-Eski dilde su.- kullanılan sert ve siyah renkli bir ağaç.-
Samaryumun simgesi.-Bir tembih sözü. Tanıtma işi.-Afrika’da bir ülke. 5-Eldiven
8-Sinirli.- Sayıları göstermek için kullanılan ve giysi yapımında kullanılan bir tür
işaretlerden her biri. 9-Rutubet.- Avrupa’- yumuşak deri.-Umma, beklenti.-Gitar
da bir nehir.- Bir tür hafif ve kaba gibi bazı telli çalgılardaki ses deliğinin
ayakkabı.10-Donuk renkli.- Norveç ve etrafındaki süsler. 6-Erzurum’un bir ilçesi.-
İsveç’in Kuzey Kutup Dairesi içinde kalan Eklemek,ilave etmek.-Bir tek bakış
bölgelerinde yaşamakta olan bir etnik anlamında bir sözcük. 7-Ergenlik sivilcesi.-
grup.- Dini resim, azizlerin resmi. 11-Bir Gelenek.-Bir renk.- Bir işin, bir eserin
gerçekleştirilmesi için uyulması tasarlanan
ilimiz.- Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’-
düzen. 8-Yüzü parlak, sık dokunmuş bir
nun kısa adı. 12-Sazla şiirler söyleyen
tür ipekli kumaş.-Eski bir siyasi partinin
halk şairi.- Müzikte orta kalınlıkta simgesi.-Necati Cumalı’nın bir yapıtı.- Bazı
anlamında bir terim.-Her arz kendi tale- yörelerde teyzeye verilen ad. 9-Büyük
bini yaratır diyen ekonomi yasası. 13-Bir tren istasyonu.- Atılgan, gözü pek, yiğit.-
nota.- Karakter.- Cılız, zayıf, güçsüz.- Özerk.-Bazı yörelerde ayrana verilen
Lantanın simgesi. 14-Doğru yolu tutan, ad.10-Hile.-Fizikte basınç birimi.-’Kırık
akıllı.-Besinlerde enerji birimi- Eski dilde .....’ (Agatha Christie’nin bir yapıtı).-Yunan
göz. 15-Hava sahası ve civarı, ülkenin mitolojisinde aşk tanrısı.-Zeybek. 11-Sar-
büyüklüğüne, konumuna ve hava trafiğinin hoş bağırması.- Kayıkta dümeni kullanmak
durumuna göre bölünmüş hat.- Limon, için dümenin baş tarafına takılan kol.-
su ve şeker ile yapılan bir içecek. Hatay’ın bir ilçesi.12-Durma, kesintiye
16-İskeleti çınar ağacından yapılan bir uğrama-Hatay ilinde bir ova.13-’.....
Rus çalgısı. 17-Büyük erkek kardeş.-Doğu Parası’(Muzaffer İzgü’nün bir yapıtı).- Bir
Anadolu’da bir ırmak. 18-Özet, hülasa. işin yapılması için harcanan beden ve kafa
19-’....... Kuşçusu’ (Thomas E. Gaddis’in gücü-Satrançta bir taş. 14-Kutlu, uğurlu.-
ünlü eseri). 20-Kedigillerden, genellikle İşaret.-’Matmazel ......’nın Koltuğu (Peyami
Asya ve Afrika’da yaşayan, postu benekli, Safa’nın bir yapıtı). 15-Benzenden türeyen
yırtıcı, memeli hayvan.- Gemilerde türlü bir amin.- Taraf, yön.
işlerde kullanılan bir tür demir halka. filizoskaybd@gmail.com
155
Satranç
Mustafa Yıldız

AVRUPA BAYANLAR BİRİNCİLİĞİ

Anastasia Paramzina – Ekaterina Atalık, 3. Tur


Atalık, a8 karesindeki kalesini bırakıyor, 35...
e4-e3! hamlesiyle mat arıyor. Gerçekten 36.
Vxa8 Vxf2+ 37.Şh1 Vxg2+# oyun biterdi.
36.fxe3 Ke8! 37.Fb6 c5 Tehdit vezire yöneldi.
38.Vxa6 Kxe3 39.Vf1 Ve6 40.d7 Ke1! 41.d8V
Ve3+ Beyazın konumu öyle umutsuz ki yeni
vezir de kurtaramıyor onu. 42.Şh2 Ve5+
43.Şg1 Vd4+ Bu şah çekişler de çok öğretici…
44.Şh2 Kxf1 Beyaz terk etti. Siyah vezirin g1
ve f4 karelerinden yapacağı ölümcül saldırılar
önlenemiyor. 0-1

Naruna Chan – Kübra Öztürk, 5. Tur


İlk dört turu beraberliklerle bitiren Öztürk, bu
turda Rus rakibi karşısında şah temposuyla
nasıl piyon ve oyun kazanılacağını teknik bir
biçimde gösteriyor. 46…Vc1+ 47.Şf2 Vd2+
48.Şg3 Vf4+ 49.Şf2 Vxd4+ (48.Şf1 Vd1+
49.Şf2 Vxd4 ile bir şey değişmezdi.) 50.Şf1
Vd1+ 51.Şf2 Vc2+ 52.Şg1 Vf5 53.Ve1 Vg6
54.Şh1 Kf4 55.Ve7 Vb1+ 56.Şh2 Vxb2
57.Ve6 Vd4 58.Vg8+ Şg6 59.Ke6+Kf6 60.Ke7 Vf4+61.g3 Vd2+ 62.Şh1
Vc1+ 63.Şh2 Vb2+ 64.Şg1 Kxf3 Siyah, üç piyon öne geçti. 65.Ve6+ Şh7
Beyaz terk etti, çünkü şah çekeceği kare kalmadı. 0-1

Betül Cemre Kadıoğlu Yıldız –


Bela Khotenashvili, 1. Tur
Yandaki konumda bir at fazlası ve h dikeyinde
uzak geçeri olan siyah öncelikle beyazın b ve
c dikeylerindeki bağlı geçerlerinin ilerlemesine
önlem alması gerekirken 54…h4?? sürdü.
O, herhalde 55.c8V Axc8 56.Kxc8 Kxb5
bekliyordu. Ama Yıldız, atı açmaza alarak
156
BD MAYIS 2018

kesin kazanç konuma ulaştı: 55.Kd8! h3 56.c8V Kb2+ 57.Şe1 h2 58.Vc6+


Şe6 59.Kh8 Kb1+ 60.Şd2 h1V 61.Kxh1 Kxh1 62.b6 Şf7 Beyaz bir vezir
adayını daha ilerletiyor. 63.Vd5 Şf6 64.Şc2 Kh2 65.b7 Kxf2+ 66.Şc3
Axb7 67.Vxb7 Kg2 68.Vb6+ Şf7 69.Vb4+ Kg1 70.Vb3+ Şf6 71.Vb6 Şf7
72.Vb3+ Şf6 73.Vb2 Şf7 74.Va2 Şf6 75.Vb2 Şf7 76.Vb3+ Beyaz, zaman
sıkışmasından ötürü üç fotoğraf konumunun ayırdına varamadı ve oyun
berabere bitti. ½ -½

Çağıl Irmak Arda – Marta Michna,


6. Tur
Siyahın filini piyonların önüne atmasının
ardında ne gibi bir hinlik olabilir? Eğer 17.axb3
Vxf2+ 18.Kxf2 Ke1+ ve kaçınılmaz mat. O
nedenle 17.Va6 Ke6 18.axb3 Fxg3 19.Fd5!
Fxh2+ 20.Şh1 (Elbette bu fili de almak iyi
olmazdı: 20.Şxh2 Ve5+ 21.f4 Vxd5 ile beyaz,
toparlanırdı.) 20…Kfe8 21.Vd3 (21.g3 dikkate
değer bir hamleydi.) 21…Fe5 22.c3 Ae2!
(Bu at da alınamaz: 22.Vxe2 Vh4+ ve sonraki hamlede mat. Siyah, baskı
altındayken bile atak yapabilecek taktik manevra gücüne sahip olduğunu
gösteriyor.) 23.Fd2 Şh8 24.Fxe6 Kxe6 25.g3! Ff4 26.Fxf4 Axf4 27.Vf3 (27.
Kxa7!?) 27… g5 (28.Va8# tehdidini de önlüyor.) 28.gxf4 Vh6+ 29.Şg2 gxf4
Siyah, bir kale geride ama hâlâ mat peşinde.) 30.Kg1 Vg5+ Şf1 ve siyah terk
etti. 1-0

Kristyna Novosadova - Sıla Çağlar,


3.Tur
Oyunun 25. hamlesi sıra beyazda. O, 25.Vg6+
Şg8 26.Vh7+ Şf7 27.Vg6+ sürekli şah ile
beraberlik yapabilirdi ancak hem siyah şahın
savunmasız konumu hem c6 atının açmazda
oluşu beyazda kazanç düşüncesi oluşturmuş
olmalı ki 25.Kf2? oynadı. Oysa 25.Ke1 daha
iyiydi. 25…Va5! 26.Vg6+ Şg8 27.Vh7+ Şf7
28.Vg6+ Şg8 Yine 29.Vh7+ Şf7 üç fotoğraf
beraberliği ama beyaz intihar ediyor: 29.Ve6+? Kf7 30.Kxe2 Ad4! Bu güzel
hamleden sonra internet bordunda sonuç beraberlik ilan edilmiş! Neden?
Oyuncular mı anlaştı, hakem kararı mı? Anlaşılmıyor ama son konum siyaha
kesin kazanç gözüküyor.
mustafayildizbd@gmail.com

157
Bize Gönderilen Kitaplardan

flehirlerine gönderilen talebelerin


ça¤dafl bat›l› ressamlar› tan›yaca¤›
y›llar›n hemen öncesinde kaleme
al›nd›. Medrese tahsili alm›fl, dinî ve
Bozoklu Osman beflerî ilimlerde terbiye görmüfl
fiakir’in Musavver Bozoklu’nun resme dair bir hassasiyete
sahip oldu¤u aflikâr ancak f›rças›ndan
‹ran Sefaretnamesi ç›kan resimler ne minyatürün
ve Fatih’ten çizgilerini külliyen muhafaza ediyor
1914 Kufla€›na ne de bat›l› gerçekçi resme hizmet
Türk Resim ediyor. Hem klasik Türk nakfl›n› hem
Sanat› de yeni teknikleri bir arada gösteriyor.
Bu eserde, Bozoklu’nun resimlerinin
Yakup Öztürk iyi anlafl›labilmesi için Osmanl› resim
gelene¤inin ilk devirlerine yolculuk
Büyüyenay Yakup Öztürk’ün incelemesiyle
Yay›nlar› bafll›yor(...)

Y abanc› gezginlerin yazd›klar› Tanr› Bizi


yan›nda az da olsa bizim seyyah- ‹ster mi?
lar›m›z›n gözlemleri de tarihe ›fl›k Kahire
tutuyor. II. Mahmud dönemi fieyhül- Sokaklar›nda
islamlar›ndan Abdülvehhab Efendi, ‹syan
‹ran’a elçi oldu¤unda, yan›na çevirmen
olarak Bozoklu Osman fiakir verildi. Onur Sinan
Bozoklu, çevirmenlikle yetinmedi. Güzaltan
Üsküdar’dan Tahran’a yolculu¤u,
konaklanan yerleri resimledi. Suluboya Kaynak Yay›nlar›
resimler Osmanl› klasik resim çiz-
gisinin son numuneleriydi. Bozok-
lu’nun verdi¤i bilginin gerçe¤e ayk›r›
düflmemesi için resimlerle destekledi¤i
M ›s›r Akdeniz’de karfl› komflumuz.
Tarihsel ba¤lar›m›z ise alabildi¤ine
bu eseri, art›k klasik anlamda minyatür derin. Yaflanm›fll›klar ve yaflat›lanlar
sanat›n›n terkedildi¤i, akabinde bat›l› ise ikiz gibi. Prof. Dr. ‹lber Ortayl›:
e¤itim usulünü hayata geçirecek mek- “M›s›r, dünya kamuoyunun tart›flt›¤›
tepler eliyle resmin Osmanl› gençleri siyasal ‹slam, ‘Arap Bahar›’, terör ve
aras›nda itibar görece¤i, Avrupa Ortado¤u sorunlar›n› anlamak için bir

158
BD MAYIS 2018

anahtar görevi görmektedir. Kahire Biricik ve


baflta olmak üzere Nil k›y›s›nda
yaflananlar›, yerinden gözlemler ve Mülkiyeti
yerel aktörlerle görüflmeler vas›tas›yla
aktaran bu çal›flmadan edebi anlamda Max Stirner
da lezzet alaca¤›n›za inan›yorum...
Maalesef ülkemiz ayd›nlar›, tarihsel Norgunk
anlamda bir parçam›z› oluflturan Yay›nc›l›k
bölgeyi, sadece savafllardan veya
ideolojik kamplaflmalardan ibaret
görme yanl›fl›na düflmektedir. Bölgeyi
incelemeye kalk›flanlar ise, tarihimizin
L akab›n› “genifl, ç›k›k anl›”ndan
alan Stirner yaflarken ve öldükten
gelece¤imizin parças› olan bu sonra hem haks›zl›¤a u¤rad› hem de
topraklara Bat›l› gözlü¤üyle yaklafl›p anlafl›lamad›. Felsefenin günah
hatal› sonuçlara vard›lar” diyor. keçisiydi. Ölümünden elli y›l sonra
Yaln›zca Bat›’ya bakarak tarihi, okurunun rast geldi¤i bir yaz›s› ile
dünyay› ve ülkemizi anlamaya yeniden keflfedildi. Bebekken
çal›flman›n yanl›fll›¤›n›, bu kitab› babas›z kald›. Efli ve bebe¤i do¤umda
okuyunca daha iyi göreceksiniz. Tarih öldü. Feuerbach’tan Marx’a birçok
boyunca medeniyetlerin befli¤i olmufl filozofu en çok da Nietzsche’yi
M›s›r’da, 2011’de ç›kan isyan›n etkisi etkiledi. K›z haz›rl›k okulunda ders
hem bölgede hem de dünyada büyük verirken bir yandan da Adam
oldu. Dünyaca ünlü ekonomist Prof. Smith’in “Uluslar›n Zenginli¤i”
Dr. Samir Amin, M›s›r’›n efsanevi kitab›n› Almancaya çevirdi.
siyasetçisi Leila Takla, Al-Wafd Adono’ya göre: “Stirne baklay›
Partisi’nin Onursal Baflkan› Ezz el- a¤z›ndan ç›karan tek filozoftu.”
Arab, ‹hvan liderleri, sokaklar›n Siyasal, dini, ticari maskeli sözde
efendisi devrimciler, Sufiler ve elleri kurtar›c›, özgürlefltirici düflüncelerin
nas›rl› kahveciler M›s›r’da yaflananlar› ço¤unun otoriter, bask›c›, ezici,
anlat›yor. M›s›r askeriyesinin tektiplefltirici, kölelefltirici gerçek
siyasetteki rolü nedir? M›s›r’da yüzünü ortaya koydu. “Tepkinin
yaflananlar darbe miydi yoksa devrim Tarihi”ni yazd›. Borç yüzünden
mi? M›s›r’›n ileri gelenleri süreci nas›l girdi¤i cezaevinde böcek sokmas›
yorumluyor? Siyasal ‹slam, Arap sonucu öldü. “Tanr›’y› yarg›çlar›
Bahar›, sokak hareketleri, devrimler, olarak ve Tanr›’n›n sözlerini de
darbeler ve daha fazlas›. Okudukça yaflamlar›n›n rehberi olarak gören
hatlar da kar›fl›yor. Anlat›lan neresi dindarlardan, sadece an›msatmak
M›s›r m›? Türkiye mi? için söz edip geçece¤im.”(...)

159
Bir Fotograf
Bin Sözcü¤e Bedeldir
Gönderi: MAHMUT IRCI, ANKARA

160
“Gökler karışmaz aklın işine!”
-Dante-
Yazar Berk Yüksel, Ana Tanrıça Serisi’nin ikinci romanı olan Karanlığa Abone
Olun
Başkaldırı’da okuyucuyu gizemin derinliklerine sürüklüyor. Martin Luther, Francis
Bacon, Nostradamus, Leonardo Da Vinci, Mediciler, Gül-Haç Kardeşliği, Johann
Valentin Andreae, Paracelsus, Fama Fraternitatis, Dante, Shakespeare, Şövalyeler
derken bu gizemli macera, okuyucunun elinden bırakamayacağı bir tarihi dönem

Bütün Dünya
romanı haline dönüşüyor.
Berk Yüksel’in altıncı kitabı olan bu romanda, aydınlığın karanlığa karşı
verdiği mücadele tarihin bu kesitinde iki ana kahramanın gözünden yansıtılıyor.
“Mücadelen kadar varsın!” diyor yazar. Taassup ve dogmanın ve her devrin

Kapınıza
hegemonlarının ışığı hapsetme, aklı ve bilgiyi sınırlama çabasının prangalarını kıran
ve karanlığa meydan okuyan “Kahramanlar” insanlığa ümit oluyor...

Gelsin
Bütün Dünya tüm okurlarına kaçırılmayacak bir fırsat sunuyor.
Dergisine düzenli olarak ulaşmak isteyen okurlarımız
yenilenen abonelik sistemimizle dergilerine daha kolay ulaşacak.
Bir telefonunuz veya e-posta mesajınızla aboneliğinizi başlatın,
bir yıl boyunca Bütün Dünya’nız her ay kapınıza gelsin.

Öğrencilere Öğrencilerimize yönelik %50 indirimli avantaj kampan-

%
50
yası yeni yılda da devam ediyor. Öğrencilerimiz öğrenci
belgelerinin fotoğrafını ileterek bireysel aboneliklerini
başlatabilir, %50 indirimli dergilerini
bir yıl boyunca her ay düzenli olarak
İndirim alabilirler.

Bütün Dünya Abone Servisi


Tel-WhatsApp: 0541 725 74 11
E-posta: abonebd@gmail.com

B Ü T Ü N K İ TA P Ç I L A R D A
Bütün Dünya
TÜRK SANATÇILAR
1 MAYIS 2018

NURİ İYEM

192297 SAYI: 2018 / 05 FİYATI: 5 TL

MAYIS 2018
19 Mayıs
Atatürk’ü Anma
Gençlik ve Spor Bayramımız

Kutlu Olsun
Çocuktu resme tutuldu. Boya kalemlerini açmak için babasının usturasını
kullandı. “Resim yapmak, öylesine heyecan ve keyif verici bir şeydi
işte!” Cizre’den İstanbul’a Tıp okumaya gönderildi. Lisenin gönülsüz
öğrenciliğinden, Nazmi Ziya’nın “En yakışıklısı sensin, gel gir”
yüreklendirmesiyle akademiye girdi. Ailelerinin izin ve rızaları olmaksızın
gelen, taşın üstünde ince bir örtüde yatıp kalkan aydınlara katıldı. Dünyada Prof. Haberal’a Cengiz Özakıncı: Necdet Pamir: Necef
sağ kalabilmiş tek evladının liseyi terk edip, habersiz Güzel Sanatlar Özbekis- Amerika Ulusal Uğurlu:
Akademisi’ne yazıldığını öğrenen babası yıkıldı. “Resim yapmak onu mutlu
eden tek şeydi” “Türkiye’de resim yapılamaz. Türkiye’de sergi açılmaz. tan’ın En Lozan Enerji Bir
Türkiye’de resim anlaşılmaz” engellerini aşanlardandı. Büyük Antlaşmasını Politikası İnsanlık
Nişanı Verildi Neden Nasıl Skandalı
Prof. Dr.
Sh: 10
Onaylamadı Sh: 40 Olur? Sh: 51 Sh: 68

Yaşar Öztürk:
Haberal’a Cihangir Dumanlı: Tekin
Enver
Bilim Genç Cumhuriyette Özertem:
Ercan
Ödülü Sh: 18 Bağımsız Yargı Eğer... Sh: 13 Sh: 103

You might also like