Professional Documents
Culture Documents
kırılgan şeylere dair inanç öylesine güçlüdür ki, en sonun- ceğinden genellikle yirmi yaş civarında insanoğlunu ışıksız
da bu inanç kaybolup gider. Her geçen gün kaderinden yazgısına terk etmeyi tercih eder.
daha çok hoşnutsuz olan müzmin hayalperest insanoğlu Her ne kadar ağır adımlarla yaşamak adına tüm
kullanmaya yöneltildiği nesneleri, kayıtsızlığının yoluna sebepleri kaybettiğini, aşk gibi olağandışı bir durumun
çıkardığı veya en azından şansını (ya da şans dediği şeyi!) katına yükselebilmekten aciz hale geldiğini hissederek
denemeyi reddetmeyip çalışmayı kabul ettiğinden, hemen zaman zaman kendini toplamaya çalışsa da, pek başarılı
hemen her zaman kendi çabalarıyla kazandığı nesnelere olamayacaktır. Bunun nedeni, artık ruhen ve bedenen
değer biçme sıkıntısını yaşar. Bu noktada, kendisini son sürekli dikkatini vermesini talep eden zorunlu bir pratik
derece alçakgönüllü hisseder: Ne gibi kadınlara sahip oldu- gerekliliğe ait olmasıdır. Hareketlerinden hiçbiri taşkın
ğunu, ne aptalca ilişkilere karıştığını bilir; yoksulluğu veya olmayacak, fikirlerinden hiçbiri cömert veya ileriye yönelik
zenginliği onu etkilemez, bu anlamda o hâlâ yeni doğmuş olmayacaktır. Ruhunun gözünde, gerçek veya hayal edilen
bir bebektir ve vicdanının onayına gelince, size onsuz da olaylar yalnızca kendisinin dahil olmadığı, ölü doğmuş
gayet iyi idare ettiğini itiraf edebilirim. Eğer içinde hâlâ bir olaylardan mürekkep benzeri bir olaylar bütünüyle ilişkili
parça sağduyu kalmışsa, tek yapabileceği yol gösterenleri oldukları şekilde görülecektir. Söylemek istediğim şu: Bun-
ve akıl hocaları her ne kadar mahvetmiş olursa olsun, yine ları, sonuçları diğerlerine kıyasla daha güven verici olaylar-
de ona bir şekilde büyüleyiciymiş gibi gelen çocukluğuna dan biriyle olan ilişkisine göre yargılayacaktır. Onları hiçbir
dönüp bakmaktır. Oradayken, bilinen tüm sınırlamaların durumda kendi kurtuluşu olarak göremeyecektir.
yokluğu aynı anda yaşanan birkaç hayatın bakış açısına Sevgili hayal gücü, senin en çok sevdiğim tarafın
sahip olmasına olanak tanır; bu yanılsama içinde iyice kök merhametsizliğin.
salar ve artık tek ilgilendiği her şeyin faniliği, aşırı dere- ...
cede kolay oluşudur. Çocuklar her güne dünyada hiçbir
endişeleri olmadan başlarlar. Her şey yakında, ellerinin Andre Breton
altındadır, en kötü maddi koşullar bile güzeldir. Ormanlar Sürrealist Manifesto 1924
ya beyaz ya siyahtır; insan hiç uyumasa da olur.
Ancak, o kadar uzağa gitmeyi göze alamayacağı-
mız doğrudur; yalnızca mesafe ile ilgili bir mesele değil bu.
Tehdit tehdit üstüne biner ve insan teslim olarak arazinin
bir kısmını istilaya terk eder. Hiçbir sınır tanımayan bu
hayal gücünün o andan sonra zalim bir faydacılığın kural-
larına sıkı sıkıya bağlı kalarak işlemesine izin verilir; hayal
Mokuso: Eserlerinize ilham veren fikirler nasıl geliyor bağlantılar kurmalı, kendi şeytanlarını ve düşüncelerini
aklınıza? görmeliler.
Boris Pramatarov: Çevremdeki insanlardan, içinde bu-
lunduğum çevreden, kentten, iletişimden ve internette Hiçbir şey görmeyen insanlar var mı?
gördüğüm şeylerden. Çoğunlukla çizim yapıyorum, çünkü buna ihtiyacım var ve
bunu insanlar için, beni anlamayacaklardan ziyade beni
Tormentor serginiz sayesinde, korkularınızı çizdiğinizi anlayacağını bildiğim insanlar için yapıyorum. Genellikle
gördük. En çok hangi korkuyu resmediyorsunuz? çizme ihtiyacı duyduğum için ve beni anlamayanlardan
Tormentor ve My Demons kitabının isimleri işkence, çok anlayanlar için çiziyorum.
işkenceci anlamına geliyor. İçinizde olan ve size huzur
vermeyen şey anlamına. Herkes içinde huzur arar ve bence Çocukken ne olmak isterdiniz?
huzuru bulmak imkansız. Büyükannem sayesinde toprakbilimci ve aşçı. Artık kendi
patateslerimi yetiştiriyorum ve doğayla baş başa olmayı
Belki sizin için imkânsızdır, zira sizin söyleyecek çok seviyorum. Toprağın kokusunu ve hissini seviyorum.
şeyiniz var.
Korku, fanteziyle birlikte gelir. Düşüncelerim ve fikirlerim Peki çocukken olmak istediğiniz bu iki şey, zihninizde
birbiriyle bağlantılı. Ne kadar düşünürsem o kadar çok fikir bağlantılı mıydı?
buluyorum. Ne olabilirdi, ne olması gerektiği gibi değil, ne Bu ikisi, büyükannemin ilham verdiği iki ayrı nehir gibiydi.
size gelecekte rahat vermeyecek vs. Küçükken yemek pişirmeyi ve doğada olmayı çok sever-
dim. Bu ikisi benim için birleşmiyordu fakat şu anda bir-
Korkularınızı göstererek vermek istediğiniz özel bir leşiyorlar. Yani evinizde yetiştirdiğiniz ürünlerden yemek
mesaj mı var yoksa izleyicilerinizi eserlerinizde özel bir yapmak.
şey keşfetmek için kışkırtıyor musunuz?
Eserlerimin insanları kendi sahip oldukları şeyler hakkında
düşünme, kendi korkularını ve fikirlerini, hatta korkularını
bile değil, sadece keşfin heyecanına varmaya teşvik ettiğini
düşünmeyi tercih ederim. Benim eserlerim üzerinden yeni
Öğrenci değişimi programı dahilinde Güney Kore’de, Bulgaristan’daki sınırlar beni daha sıkı çalışmaya itiyor ve
Seul’deydiniz. Herkesi büyülediğinizi ve size özel bir böylece yakında bu sınırlardan kurtulabileceğimi umuyo-
isim takıldığını biliyoruz. Bu nasıl gelişti? rum.
Bana benim “özgür” olduğumu söylemişlerdi. Ben istedi-
ğimi çizebildiğim için çok mutlulardı zira işlerim hep çok Hip-hip Atölye’deki serginiz çok başarılıydı. Size ne
cinsedir. Kore’de, derslere geç kalmak beni hiç endişelen- kattı ve sizden ne götürdü?
dirmiyordu. Arkadaşlar edindim, gerçek arkadaşlar. Ve çevremdeki
bazı insanların gerçek mi sahte mi olduğu konusun-
Sanatta idolleriniz var mı? da beni eğitti – bu konuda pek çok çıkarım yaptım. Bir
Hep çok etki altında kalmamaya çalıştım ama hayran şekilde, beni kimin içtenlikle desteklediğini anladım, ve
olduğum bir iki sanatçı var – Brecht Evens ve Brecht arkadaşlarım konusunda kimin zor zamanlarımda kimin-
Vaderbroucke. Her ikisi de Belçikalı. Belçikalı sanatçılar se sadece iyi günlerimde dostum olduğunu gördüm. Artık
illustrasyonda dünya ve Batı Avrupa söz konusu olduğunda eğlenmek istediğim zaman gerçek dostlarımla eğleniyo-
çok ileri. Pek çok sanatçı bu illüstratif stilde çalışıyor ama rum.
aynı zamanda daha çeşitli işler de yapıyorlar ve pazarda bu
tip sanat için hep bir talep var. Sergi sırasında ziyaretçilerin tepkilerini gözlemlediniz
mi?
“My Demons” kitabını nerede hazırladınız? Daha çok hayır. Ziyaretçilerle birlikteydim ve onlarla
Güney Kore’de. Okul için yaptığım bir projeydi. iletişim kuruyorduk. Sergi sonrasında sergiden kimlerin
hoşlandığını gördüm.
Anaokulunda çizimler yapar mıydınız?
Yapabildiğim zamandan, hatta kendimi hatırlamadığım Bulgaristan’da çalışırken kendinizi kısıtlanmış mı yok-
zamanlardan bu yana çizim yapıyorum. sa motive mi hissediyorsunuz?
Bulgaristan’daki kısıtlamalar daha çok çalışmamı sağlı-
Daha normal şeyler? yor, daha çok çalışarak gelecekte onlardan kurtulabiliyo-
Evet, (gülüyor), daha normal şeyler. rum.
İki kitap bana ilham verdi: Orwell’ in “1984”ü ve
Steinbeck’in “Cennetin Doğusu”. Egzotik yerlere uçmak size ilham veriyor mu? İlham,
sizinle birlikte uçakta mı geliyor?
Çizim tarzınız nasıl gelişti? Evet, ilham benimle birlikte uçuyor ve gittiğim yerlerde
Bazı kitaplardan etkilendim. Orwell’in “1984”ü ve Stein- ikiye katlanıyor. Başka ilhamlarla buluşuyor ve Voltron’ı
beck’in “Cennetin Doğusu”. oluşturuyorlar.
Peki yetenek ve çok çalışma arasındaki oranı nasıl gö- (Eklemeliyiz ki bu çok üretken bir Voltron).
rüyorsunuz?
Ben kişinin çok çalışması gerektiğine inanıyorum. Ben
çok çalıştığım zaman daha huzurlu oluyorum. Kısa aralar
verdiğimde bazı şeyleri unutuyorum ve sonrasında çizime
yeniden başladığım zaman içine girmem zaman alıyor.
satanic party !!
Santiago, Şili
Middlesex, New Jersey’de dünyaya geldim. Bir Commo- Neredeyse başvurduğum tüm sanat okullarından
dore 64 dışında pek de arkadaşım yoktu. Daha sonraları, reddedildikten sonra, School Of The Art Institute of Chi-
tavukları öldüren ve yoldan geçen otomobillerin ön cam- cago’ya başvurmak için lanet olası midwest’e taşınmaya
larına kerevit fırlatan bazı “metalciler”le tanıştım. Yeni karar verdim. Elimde hiçbir değeri olmayan diplomamla,
arkadaşlarım ve ben ormanda takılıyor ve ateş yakıyorduk. her ne kadar haz etmesem de hâlâ kıçlarına sopa geçirilmiş
Yanıcı madde uyarısı: Üzerine Slayer logoları karalanmış avam takımından oluşan Chicago’da yaşıyorum.
bir deri kanepe, göğsüne “666” ve pentagram çiziktirilmiş
kafasız bir bebek, dışkılar, ve sevilmeyen bir öğrencinin ka-
fasına süt şişesi yerleştirilmiş bir kuklası.
Wataru Kasahara
Ağustos 2012