You are on page 1of 4

Tom İngilizce konuşmalı.

(zorunluluk)
Tom must speak English.
Tom İngilizce konuşuyor olmalı. (%90 ihtimal)
Tom İngilizce konuşmamalı. (zorunluluk)
Tom must not speak English.
Tom İngilizce konuşuyor olamaz. (%99 ihtimal)
Tom şu anda İngilizce konuşuyor olmalı.
Tom must be speaking English at the moment.
MUST

(%90 ihtimal)

Tom must not be speaking English at the moment. Tom şu anda İngilizce konuşuyor olamaz.
(%90 ihtimal)
Tom İngilizce konuşmuş olmalı. (%90 ihtimal)
Tom must have spoken English.

Tom İngilizce konuşmuş olamaz. (%99 ihtimal)


Tom must not have spoken English.

Tom İngilizce konuşmalı. (gereklilik)


Tom should speak English.

Tom İngilizce konuşmamalı. (gereklilik)


Tom should not speak English.

Tom İngilizce konuşuyor olması gerekiyor.


Tom should be speaking English.
(ama konuşmuyor)
Tom İngilizce konuşmuyor olması gerekiyor.
Tom should not be speaking English.
SHOULD

(ama konuşuyor)
Tom İngilizce konuşmalıydı. (ama konuşmadı)
Tom should have spoken English.

Tom İngilizce konuşmamalıydı. (ama konuştu)


Tom should not have spoken English.

Tom İngilizce konuşmalıydı / konuşuyor olmalıydı.


Tom should have been speaking English.
(ama konuşmadı)
Tom’un İngilizce (o anda) konuşmuyor olması gerekirdi.
Tom should not have been speaking English.
(ama konuşuyordu)
Tom İngilizce konuşmalı. (gereklilik)
Tom ought to speak English.

Tom İngilizce konuşmamalı. (gereklilik)


Tom ought not to speak English.

Tom İngilizce konuşuyor olması gerekiyor.


Tom ought to be speaking English. (ama konuşmuyor)
OUGHT TO

Tom İngilizce konuşmuyor olması gerekiyor.


Tom ought not to be speaking English. (ama konuşuyor)
Tom İngilizce konuşmalıydı. (ama konuşmadı)
Tom ought to have spoken English.

Tom İngilizce konuşmamalıydı. (ama konuştu)


Tom ought not to have spoken English.

Tom İngilizce konuşmalıydı / (o anda) konuşuyor


Tom ought to have been speaking English.
olmalıydı. (ama konuşmadı)
Tom’un İngilizce (o anda) konuşmuyor olması gerekirdi.
Tom ought not to have been speaking English.
(ama konuşuyordu)

1
Tom may speak English. Tom İngilizce konuşuyor olabilir. (%50 ihtimal)

Tom may not speak English. Tom İngilizce konuşmuyor olabilir. (%50 ihtimal)

Tom may be speaking English at the moment. Tom şu anda İngilizce konuşuyor olabilir. (%50 ihtimal)

Tom may not be speaking English at the moment. Tom şu anda İngilizce konuşmuyor olabilir. (%50 ihtimal)
MAY

Tom may have spoken English. Tom İngilizce konuşmuş olabilir. (%50 ihtimal)

Tom may not have spoken English. Tom İngilizce konuşmamış olabilir. (%50 ihtimal)

Tom may have been speaking English. Tom İngilizce konuşmuş olabilir. (%50 ihtimal)

Tom may not have been speaking English. Tom İngilizce konuşmamış olabilir. (%50 ihtimal)

Tom might speak English. Tom İngilizce konuşuyor olabilir. (%50 ihtimal)

Tom might not speak English. Tom İngilizce konuşmuyor olabilir. (%50 ihtimal)

Tom might be speaking English at the moment. Tom şu anda İngilizce konuşuyor olabilir. (%50 ihtimal)

Tom şu anda İngilizce konuşmuyor olabilir. (%50 ihtimal)


MIGHT

Tom might not be speaking English at the moment.

Tom might have spoken English. Tom İngilizce konuşmuş olabilir. (%50 ihtimal)

Tom might not have spoken English. Tom İngilizce konuşmamış olabilir. (%50 ihtimal)

Tom might have been speaking English. Tom İngilizce konuşmuş olabilir. (%50 ihtimal)

Tom might not have been speaking English. Tom İngilizce konuşmamış olabilir. (%50 ihtimal)

Tom İngilizce konuşabiliyordu. (geçmişte bir yetenek)


Tom could speak English.
Tom İngilizce konuşabilir. (%50 ihtimal)

Tom İngilizce konuşamadı. (geçmişte hayal kırıklığı)


Tom couldn’t speak English.
Tom İngilizce konuşamazdı. (geçmişte yetenek yoksunluğu)

Tom could be speaking English at the moment. Tom şu anda İngilizce konuşuyor olabilir.(%50 ihtimal)
COULD

Tom could not be speaking English at the moment. Tom şu anda İngilizce konuşuyor olamaz.(%99 ihtimal)

Tom İngilizce konuşmuş olabilir. (%50 ihtimal)


Tom could have spoken English.
Tom (isteseydi) İngilizce konuşabilirdi. (ama konuşmadı)

Tom İngilizce konuşmuş olamaz. (imkanı yok) (%99 ihtimal)


Tom couldn’t have spoken English.
Tom (isteseydi de) İngilizce konuşamazdı. (mümkün değildi)

2
Tom İngilizce konuşurdu / konuşuyordu.
Tom would speak (= used to speak) English.
Tom İngilizce konuşurdu. (eğer ona imkan tanınsaydı)

Tom wouldn’t speak English. Tom (mümkün olsaydı) İngilizce konuşmazdı.

Tom şimdi İngilizce konuşuyor olurdu / olacaktı.


Tom would be speaking English now.
(ama konuşmuyor)
Tom şimdi İngilizce konuşuyor olmazdı / olmayacaktı.
WOULD

Tom wouldn’t be speaking English now.


(ama konuşuyor)

Tom would have spoken English last week. Tom geçen hafta İngilizce konuşacaktı. (ama konuşmadı)

Tom wouldn’t have spoken English last week. Tom geçen hafta İngilizce konuşmayacaktı. (ama konuştu)

Tom geçen hafta İngilizce konuşuyor olacaktı.


Tom would have been speaking English last week.
(ama konuşmadı)
Tom geçen hafta İngilizce konuşmuyor olacaktı.
Tom wouldn’t have been speaking English last week. (ama konuştu)

Tom would rather speak English. Tom İngilizce konuşmayı tercih eder / ister.

Tom would rather not speak English. Tom İngilizce konuşmamayı tercih eder / ister.
WOULD RATHER

Tom şu anda İngilizce konuşuyor olmayı tercih ederdi / isterdi.


Tom would rather be speaking English now.

Tom dün İngilizce konuşmuş olmayı tercih ederdi / isterdi.


Tom would rather have spoken English yesterday.

Tom would rather have been speaking English yesterday. Tom dün İngilizce konuşuyor olmayı tercih ederdi / isterdi.

I would rather Tom spoke English. Ben Tom’un İngilizce konuşmasını tercih ederim / isterim.

Ben Tom’un İngilizce konuşmamasını tercih ederim / isterim.


I would rather Tom didn’t speak English.

Ben dün Tom’un İngilizce konuşmasını tercih ederdim / isterdim.


I would rather Tom had spoken English yesterday.

Tom is able to speak (= can speak) English. Tom İngilizce konuşabiliyor. (şimdiki zamanda bir yetenek)

Tom İngilizce konuşabildi. (zor bir durumu başarmak)


Tom was able to speak English.
Tom İngilizce konuşabiliyordu.(geçmişte bir yetenek)

Tom has been able to speak English since 1996. Tom 1996’dan beri İngilizce konuşabiliyor.
BE ABLE TO

Tom may be able to speak English. Tom İngilizce konuşabilir. (%50 ihtimal)

Tom might be able to speak English. Tom İngilizce konuşabilir. (%50 ihtimal)
Tom’un İngilizce konuşabilmesi gerekiyor.
Tom should be able to speak English.
(aranan nitelik / koşul)
Tom’un İngilizce konuşabilmesi gerekiyor.
Tom must be able to speak English.
(aranan nitelik / koşul)
Tom (fırsat olsaydı) İngilizce konuşabilirdi.
Tom would be / have been able to speak English. Tom (fırsat olsaydı) İngilizce konuşabilecekti.

3
Tom’un İngilizce konuşması gerekiyor.
Tom has (got) to speak English.
Tom İngilizce konuşmak zorunda.
Tom hasn’t got to speak English.
Tom needn’t speak English. Tom İngilizce konuşmasına gerek yok.
Tom doesn’t have to speak English. Tom İngilizce konuşmak zorunda değil.
Tom doesn’t need to speak English.
Tom İngilizce konuşmak zorundaydı.
Tom had to speak English.
Tom İngilizce konuşmak zorunda kaldı.
Tom geçen haftadan beridir İngilizce konuşmak
Tom has had to speak English since last week.
zorunda kalıyor.
Tom bir dahaki seferde İngilizce konuşmak zorunda
Tom will have to speak English next time.
kalacak.
HAVE TO

Tom İngilizce konuşmak zorunda kalmayacak.


Tom won’t have to speak English.
Tom önümüzdeki hafta İngilizce konuşmak zorunda
Tom may/might have to speak English next week.
kalabilir. (%50 ihtimal)
Tom İngilizce konuşmak zorunda kalmayabilir.
Tom may/might not have to speak English.
(%50 ihtimal)
Tom dün İngilizce konuşmak zorunda kalmış olabilir.
Tom might have had to speak yesterday.
(%50 ihtimal)
Tom dün İngilizce konuşmak zorunda kalmamış olabilir.
Tom might not have had to speak yesterday.
(%50 ihtimal)
Tom İngilizce konuşmak zorunda kalmadı.
Tom didn’t have to speak English.
Tom İngilizce konuşmasına gerek kalmadı.
(konuşmadı)

Tom needn’t have spoken English. Tom’un İngilizce konuşmasına gerek yoktu. (konuştu)

Tom şu anda İngilizce konuşuyor olamaz.


Tom can’t be speaking English now.
(%99 ihtimal)
CAN’T
Tom dün gece İngilizce konuşmuş olamaz.
Tom can’t have spoken English last night.
(imkânı yok)

HAD Tom had better speak English. Tom İngilizce konuşsa iyi eder.
BETTER Tom had better not speak English. Tom İngilizce konuşmazsa iyi eder.

Tom used to speak (= would speak) English. Tom (eskiden) İngilizce konuşurdu..
USED TO Tom (eskiden) İngilizce konuşuyordu.
Tom didn’t use to speak English. Tom (eskiden) İngilizce konuşmazdı.
Tom would prefer to speak English today. Tom bugün İngilizce konuşmayı tercih ediyor.
WOULD Tom bugün İngilizce konuşmayı istiyor.
PREFER Tom would prefer to have spoken English yesterday. Tom dün İngilizce konuşmuş olmayı tercih ederdi.
Tom dün İngilizce konuşmuş olmayı isterdi.
Tom is supposed to speak English. Tom İngilizce konuşmalı. (gereklilik + beklenti)
BE Tom is not supposed to speak English. Tom İngilizce konuşmamalı. (gereklilik + beklenti)
SUPPOSED Tom İngilizce konuşmalıydı. (ama konuşmadı)
TO Tom was supposed to speak English. Tom’un İngilizce konuşması gerekiyordu.
(ama konuşmadı)

You might also like