You are on page 1of 228

Johann Wolfgang von Goethe: (Frankfurt 1 749-Weimar 1832) Latince, Yunanca,

iralyanca, ingilizce, Frans1zca, miizik, resim, Yiddi§ dili ve ibranice iigrendi. Hukuk
iigrenimi giirmek i<;in 1765'te Leipzig'e gitti. Goethe ilk edebiyat denemelerinin, Lie
derbucch Annette'yi (1767), Die Larme des Verliebten ( 1767) adh pastorali, Die Mitschuldigen
(1770) adli komedisini bu diinemde ya?.d1. Hastalanarak 1768'de Frankfurt'a diindii.
Kald1g1 <;at! kat1m laboratuvar hr line,. '· kimya deneylerine giri§ti. Neue Lieder'i

de o Slfalarda yay1mlad1 (1769). Huk ..mini tamamlamak iizere Strasbourg'a


gitti (1770). Frankfurt'a diinen Goethe'nin, ilk taslagm1 Strasbourg'ta olu§turdugu
Gatz von Berlichingen adli dram1 1773'te yay1mland1. Biitiin ya§amma egemen olacak
yapltl Faust'u tasarlamaya ba§lad1. 1772'de arkada§1 Kestner'in ni§an!ISI Charlotte
Buff adli gen<; kiza umutsuzca tutuldu. Bu ili�kiyi, kendi adm1 koymadan yay1mlad1-
g1 bir kitapta romanla§md1 (Gen<; Werther'in Acilan, 1774). Frankfurt'a diinii§iinde
Clavigo (1774) ve Stella (1776) adli ilk dramla Lili Schiinemann'a duydugu bir ba§ka
umutsuz a§km amsm1 ya§atan Erwin Und Elmire adli Jirik bir ara oyun yazd1. Urfaust
ad1yla bilinen ilk Faust taslagm1 da bu Slfada kaleme ald1. Karl-Agust'un dam§mam
oldu. 1776'da temsilcilige, 1779'da iizel dam§manliga, 1782'de Maliye Bakanligma
geririldi. 1782' de kendisine soyluluk iinvam (von Goerhe) verildi. lphigenie Tauriste'yi
yazd1 (1779). Goethe, yapltln bir de manzum bi<;imini kaleme ald1 (1787). Eyliil
1786'da Weimar'dan aynld1, Venedik, Bologna ve Ferrara'dan ge<;erek Mart 1788
sonuna kadar kalacag1 Roma'ya geldi. Bu yolculuk Goethe'nin dii§iincelerinde yepye­
ni bir <;1g1r a<;tl: Antik<;ag'a diinii§. Roma'da tamamlad1g1 oyunu Egmont Kontu (1788)
iralya erkilerinden uzakt1r. 1789'da Weimar'da ramamlanan Tarquato Tasso 'da bu
etkiler sezilse de, Faust'un ilk fragmanmda giiriilmez (1790). Venedik'e yapt1g1 yeni
bir gezi (1790) Goethe'nin geli§iminin son a§amasm1 belirler. 0 Slfada Goethe, kirk
bir ya§mdad1r. 1792 ve 1793 y1llannda Goethe, grandiik Karl-August'un pe§inden
Prusya'nm Fransa'ya kar§l giri§tigi seferlere kat1ld1. Valmy sava§1 (1792) ve Mainz
ku§atmasmda (1793) bulundu. Campagne in Frankreich (1882) adli yap1t1nda bu
olaylan anlam. 1794 y1li Schiller' in dostluguyla aydmlanan yeni bir diinemin ba§lan­
g1C1yd1. Goethe, 1796' da Schiller ile birlikre Xenien ba§lig1yla bir epigramlar derle­
mesi yay1mlad1 ve Wilhelm Meister'in <;zraklrk Ytllarr romanml tamamlad1; 1797 'deyse
Hermann ile Dorothea adli desramyla en yerkin baladlarmdan bazilanm basmd1: Der
Zeuberlehring, Der Gott und die Bayadere. Weimar Tiyatrosu'ndaki yiineticiligi (1817'ye
kadar) d1§mda tiim resmi giirevlerinden aynlan Goethe tiim zamanm1 edebiyata
verdi; bo§ zamanlannda ara ma yerbilim ve bitkibilim (Bitkilerin Metamorfozu, Renk/er
Kr1ram1) <;ah§malanyla ilgilendi. 1805'te Schiller'in iiliimii Goethe'nin i<;ine kapan­
masma yol a<;t1; imparator, Goethe'ye "Legion d'honneur ni§anmm karral riitbesi"ni
verdi. Ertesi y1l, o diinemde Minna Herzlieb ile ya§ad1g1 evlilikd1§1 a§km iistii
kapali bir iiykiisii olan Goniil Yakrnlrklarr adh romanm1 yaymlad1 (1809). Christiane
Vulpius'un iiliimiiyle Goethe'nin italya Seyahati (18 16-17) aym y1la (1816) rastlar.
1819'da Westoslicher Divan' da van Willemer'e duydugu a§ki dile getirdi. Goethe,
Wilhelm Meister'in Yolculuk Ytllart 'nda (1821-1829) giinliik ger<;eklerden uzakla§maya
ba§lad1; dingin bir bak1§la ya§ll Goethe'nin 17 ya§mda bir k1z olan Ulrike Levetzow'a
duydugu tutkunun birbirine kan§t1g1 Marienbader Elegie de (1827) bu egilim daha
'

da gii<;lendi. Bundan sonra Goethe, biitiin zamanm1 son iki biiyiik yap1t1na verdi:
ilk biiliimii 1 8 1 l'de yay1mlanan, tamamlanamayan diirdiincii biiliimiiyse ancak
1833' de <;1kacak olan iizya§amiiykiisii �iir ve Hakikat, iizellikle de, ileride yeniden
elden ge<;irmeyi ta�arlad1g1 ve iiliimiinden birka<; giin once tamamlayabildigi Faust
II. Tei/ (1833).
RUH AKRABALIKLARI

GOETHE

<;eviren
Giirsel Ayta�

HECE YAYINLARI
Hece Y aymlan: 369
Roman

Birinci Bas1m: Ocak 2016


©Hece Yaymlan

Kapak T asanm1: SARAKUSTA


www.sarakusta.com.tr

Teknik Hamhk: Biilent GULER

Bask1: Dumat Ofset


T: (0312) 278 82 00

ISBN: 978-605-9279-63-5

HECE Basm Yaym Reklamohk San. Tic. Led. �ti.


Konur Sokak Nu: 39/1-2 K1zilay-�ankaya/Ankara
Yazi§ma: P.K. 79 Y eni§ehir/Ankara
T: (0 312) 419 69 13 F: (0 312) 419 69 14
e-posta: hece@hece.com.tr
www.hece.com.tr
ONSOZ

"Ruh Akrabaltklan", 1749-1832 y1llan arasmda ya§am1§


olan Goethe'nin 1809 yilmda yaymlad1g1 ve diinya klasikleri
arasmda yeri olan bir romandir. Alman edebiyatmm onemli ya­
zarlarmdan <;eviriler yapmay1 bir edebiyat ara§tirmac1s1 olarak
meslegimin bir geregi sayd1g1m i<;in Alman ve Avusturya ede­
biyatlarmdan sayilan yirmiyi a§an eseri dilimize kazandirmaya
<;alt§ttm. Alman edebiyat tarihi kitab1mda bu eserler hakkmda
gerekli bilgiler bulunabilecegi gibi <;evirilerimin onsoziinde Al­
man edebiyat1 uzmam olarak daha geni§ bir tamtma yazmak
daha yararlt olacakm dii§iincesindeyim.

Eserin "Ruh Akrabaltklan" olarak <;evirdigim orijinal ba§ltg1,


"Wahlverwandtschaften", aslmda se<;me akrabaltklar demektir
ve Almancada bir kimyasal tepkimeyi <;agn§ttrmaktadir. Eserin
akillt-temkinli kadm figiiriiniin bu terimin "Seelenverwandt­
schaft" olarak ad�andirmanm daha dogru olacagm1 dile getirmesi
bo§ degildir. Ger<;ekten de o kimyasal tepkimenin insan ili§kile-

5
Goethe

rine, evlilige ve sadakat konusuna baglanmas1, bu romamn astl


konusu olduguna g6re "ruh akrabahg1" yerinde olacakti.

YaratlCt yazarlarm 6zel ya§ant1larmm, eserlerindeki yans1masm1


6nemseyen ara§ttrmaolar, bu romanda ellili ya§lardaki Goethe'nin
gene;; Minna Herzlieb'e, ya da yine gene;; Silvie von Ziegesar'a duydu­
gu a§km Ottilie figiiriine temel olu§turdugunu dii§iiniirler.

Ana konusu ve ana problematigi baktmmdan Goethe'nin


bu romam, 19. yiizytl Avrupa edebiyatlarmda Madam Bovary,
Anna Karanina gibi ba§ka 6rnekleri de bulunan evlilik roman­
lan sm1flandirmasma girer. Arna astl 6nemli olan, Goethe'nin
kurmacay1 gerc;;ekle§tirdigi kurgu ve bunda kendini gosteren an­
lat1m tutumudur. Eserin ana figiirleri Eduard-Charlotte c;;ifti ile
onlarm arasma kattlan ve evliliklerini tehlikeye sokan Ottilie ve
Yiizba§t figiirleridir. Eduard ile Charlotte genc;;liklerinde birbir­
lerini sevmi§, ama aileleri yiiziinden birle§ememi§; her ikisi de
kendilerinden oldukc;;a ya§h kimselerle evlenmek zorunda kal­
ffil§tlr. Her ikisinin de e§i erken oliince Eduard ic;;inde kalan bir
istegi gerc;;ekle§tirmi§, Charlotte'yi evlenmeye raz1 etmi§tir. Ev­
liliklerinin ilk giinlerinde dii§iince aynhklanm ortaya koyan bir
problemle kar§tla§trlar: Eduard c;;ocukluk arkada§I Yiizba§1'y1,
ba§tnln dertte oldugunu ogrenince yanlanna davet etmek ister,
Charlotte'yi buna raz1 eder. Yiizba§t'nm geli§iyle ailenin yalmz­
l1g1 haliyle ortadan kalkacag1 ic;;i n Charlotte de bir yat1h okulda
kalan yetim yegeni Ottilie'yi c;;agmr. Eduard ile Ottilie, Charlot­
te ile Yiizba§I arasmda bir ilgi olu§ur. Arna tabiattakinden farkh
olarak c;;aprazlama birle§meler hemen gerc;;ekle§mez, c;;iinkii or­
tada bir ahlak problemi vardir: Evlilik. Ottilie ve Eduard oliin­
ceye kadar birbirlerine sevgiyle baglamrlar, ama evlenip sosyal
diizen ic;;inde sayg1 goren bir bag kurmalan gerc;;ekle§emez. Soz
konusu c;;aprazlama sevgi, roman figiirlerinin her birinde onlarm
tabiatlarma uygun birer geli§im yaram. Yalmz hayalde vuku
bulan bir ihanet, onlan bamba§ka bir yola siiriikler. Charlotte
ile Eduard'm oglu, bu ihanetin sembolik ifadesi olarak Ottilie
ile Yiizba§t'ya benzer. <;ocugun Ottilie'nin yanmda bir gezinti

6
Ruh Akrabalzklarz

sirasmda bogulup olmesi, biitiin figiirlerin hayaunda bir doniim


noktas1 yaratir: Su�luluk duygusuna kapilan Ottilie, hayatmm
sonuna kadar feragat etmeye yemin eder; konu§maz; yemez i�­
mez ve sonunda oliir. Ertesi yil Eduard da oliir. Charlotte ve
Yiizba§I evlenemezler, daha uzun y1llar ya§arlar.

Eser, tabiattaki kutuplulugu roman figiirlerinin ki§iliginde


dile getirmektedir: Charlotte, dengeli, akil kadm1dir; Ottilie ise
duygu yam agir basan, kendini sevgide, erkege uyum saglama­
da ger�ekle§tiren kadmdir. Duygu-akil z1tl1g1 erkek fig iirlerde
de soz konusudur. Eduard, duygu yam agir basan tutkulu er­
kekken, Yiizba§l akil ve temkinliligin temsilcisidir. Bu durum­
da Charlotte ile Yiizba§I, Ottilie ile Eduard arasmdaki ruh akra­
balig1 (Wahlverwandtschaft) beklenen etkile§imi yaratacakm.
Goethe bu romanda zit kutuplan e§it gii�le ortaya koyabilmeyi
ba§arm1§, boylece mesafe ilkesine dayali "ironi" iislubunun en
kalio ornegini vermi§tir.

Anorganik alandan, bir kimyasal tepkimeden organik ve


toplumsal alana ge�i§ i�in sembolik ifadeden yararlamr yazar.
Bu, hem evlilik problemi i�in soz konusudur, hem de mevsim­
lerle insan hayatmm evreleri arasmdaki ili§kide yansmlir.

"Ruh Akrabahklan" romanmm yap1 ozelligi, Goethe'nin bu­


rada anlat1 �izgisini ali§1lm1§ tekdiize olay aktanm1 bi�iminde siir­
diirmeyip yine ana konuyla herhangi bir bi�imde ili§kilendirdigi
oykii, ozdeyi§ler v.b. edebiyat tiirlerini Ottilie'nin giinceleri, kom§U
�ocuklarmm oykiisii gibi kurgu i�inde degerlendirmi§ olmas1dir.

Kendi doneminde yadirganan bu kurgu i�in Goethe, "�e§it­


liligin birligi" demi§ ve romanm biitiiniiyle organik baga i§aret
etmi§tir. Eser, Goethe'nin klasikliginin en giizel orneklerinden
biri olu§uyla kar§tla§tirmah edebiyat ara§tirmalarma da elveri§li
malzeme sunmaktadir.

7
BiRiNCi BOLUM

Birinci Alt Boliim


Orta ya§lt zengin bir baron, ad1 Eduard olsun, Nisan aymm
bir ogleden sonrasmm en giizel saatini fidanligmda korpe ka­
lemleri gen<; govdelere a§ilamakla ge<;irmi§ti. i §ini bitirince alet
edevat1 sand1gma yerle§tirip emegini zevk alarak seyrediyordu ki
bah<;1van gelince o da efendisinin yard1mo emegine hayran kaldi.
Yoluna devam etmek iizereyken "Kanm1 gormedin mi?" diye
sordu Eduard.
" Obiir tarafta, yeni bah<;ede" dedi bah<;1van, "§atonun kar­
§Ismdaki sarp kayaya biti§ik yapt1rd1g1 yosunlu kuliibe yarm ta­
mamlanacak. Her §ey <;ok giizel oldu, zat-1 alinizin ho§una gide­
cek. Miikemmel bi r manzara var: A§ag1da koy, biraz sag kolda
kilise, kilisenin kulesinin iistiinden neredeyse ilerisi goriiniiyor;
kar§ida §ato ve bah<;eler."
"�ok dogru" dedi Eduard; "buradan birka<; ad1m 6tede adam­
larm <;ali§masm1 gorebiliyordum."

9
Goethe

"Sonra" diye devam etti bahc;1van, "sagda vadi ac;11tyor ve


zengin agac;lt c;ay1rlann otesinde ic; ac;tc1 uzaklar gori.ini.iyor. Ka­
yalann yukansma c;1kan patika c;ok ho§ di.i§i.ini.ilmi.i§: Hamme­
fendi hazretleri i§i anltyor; onunla c;alt§mak bir zevk."
"Ona git de beni beklemesini soyle" dedi Eduard.

"De ki, o yeni eseri gormek ve tadm1 c;1karmak istiyorum."


Bahc;1van c;abucak uzakla§tt, Eduard da hemen onun pe§inden.

A§ag1ya teraslara indi, gec;erken seralan ve c;ic;ek tarhlanm


gozden gec;irdi, ta ki suyun k1y1sma, sonra bir gec;itten, yolun
yeni yaptlara dogru ikiye aynld1g1 yere gelinceye kadar. Mezar­
ltgm i.isti.inden sarp kayaya dogru inen yolu birak1p obi.iri.ine,
solda biraz ilerde zarif c;altltgm arasmdan dosdogru yukan c;1-
kana saptt. i ki yolun kesi§tigi yerde tam yerine yerle§tirilmi§
bir banka birazctk oturup as1l yamact seyretti ve bir si.iri.i mer­
divenlerden, sahanltklardan kah c;ok kah daha az dik yollardan
gec;tikten sonra kendini nihayet o yosunlu kuli.ibede buldu.

Charlotte, kocasm1 kap1da kar§tladt ve onu kap1dan ve pence­


reden manzaray1 bir c;erc;eveden gosteren c;e§idi resimleri bir bakt§ta
g6rebilecegi bir yere oturttu. Eduard, · az sonra ilkbaharda her §e­
yin daha da bolca canlanacagt umudu ic;inde bunlardan zevk aldt.
"Yalntz bir §ey hattrlatmam gerek" dedi, "Kuli.ibe hence fazla dar."

" i kimize yetecek kadar geni§" cevabm1 verdi Charlotte.

"Gerc;i dogru" dedi Eduard, "hatca i.ic;i.inci.i bir ki§i ic;in bile
yer var."

"Neden olmasm? Hatta bir dordi.inci.i ic;in. Daha bi.iyi.ik


gruplar i�in ba§ka yerler de haz1rlayaltm."

"Burada biz bize iken" dedi Eduard "ve rahat, ne§e ic;indey­
ken, sana soylemem gereken ve soylemek isteyip de konuyu ac;a­
mad1g1m c;oktandir akltmda bir §eyi sana itiraf etmem gerekiyor."

"Sende boyle bir §ey fark ettim" cevabm1 verdi Charlotte.

"Yalmz itiraf edeyim ki" diye devam etti Eduard, "eger pos­
tac1 bu sabah s1k1§ttrmasayd1, bugi.in karar vermek zorunda ol­
masayd1k, bunu belki daha uzun zaman saklard1m."

10
Ruh Akrabalzklarz

Charlotte, dostc;a kar§ilayarak sordu:

"Neymi§ bu?"

"Dostumuz Yiizba§t'yla ilgili" dedi Eduard. "Ba21 ba§kalan


gibi onun suc;suz yere dii§tiigii iiziicii durumu biliyorsun. Onun
gibi bilgili, yetenekli ve becerikli bir adam ic;in i§inden c;1kanlmak
ne ao olmalt! Onun ic;in arzu ettigim §eyden uzun zaman c;ekin­
mek istemiyorum: Onu bir siire yantmtza almak arzusunday1m."

"Bunu enine boyuna dii§iinmek gerek, hem de her yantyla"


cevabm1 verdi Charlotte.

"Gorii§iimii sana ac;1klamaya hazmm" dedi Eduard. "Son


mektubunda c;ok derin bir c;aresizligin sessiz ifadesi var; herhan­
gi bir ihtiyao oldugundan degil, c;iinkii o azla yetinmeyi bilir
ve ben gerekli olant saglad1m zaten; benden bir §eyler almak da
ona zor gelmez. <;iinkii hayat1m1z boyunca birbirimize kaq1-
ltklt olarak oyle c;ok borc;landtk ki borcumuzla alacaklanm1zm
durumunu hesaplayamay1z. Onun asil derdi, i§siz olmas1. Kendi
iirettiklerini giinbegiin her an ba§kalanmn yaranna sunmak,
onun ba§lt ba§tna zevki, hatt:i tutkusudur. Ve §imdi ellerini ku­
cagmda kavu§turup oturmak ya da kendine ihtiyac1 olmayan,
zaten sahip oldugu yeni beceriler kazandirmaya c;alt§mak! . . .
Yeter yavrum, bu onun yalntzltgmda aclSlnt iki kat, ii<; kat his­
settigi bir eziyet. '' Charlotte:

"Ben ona c;e§idi yerlerden teklifler geldigini dii§iiniiyor­


dum. Ben bile, bildigim kadanyla onun ic;in baz1 etkili dosta
yazmt§ttm ve bu da sonuc;suz kalmad1."

"<;ok dogru" dedi Eduard; "ama bu c;e§itli firsatlar, bu tek­


lifler de ona yeni dert, yeni huzursuzluk sebebi oldu. 0 i§lerden
hic;biri ona uygun degil. 0, c;alt§mak degil, kendini feda etmek
istiyor, onun zamant, zihniyeti, tarz1, imkans1z i§te! Biitiin bun­
lan gordiikc;e, hissettikc;e onu yamm1zda gorme arzum art1yor.''

"Dostunun durumuna senin boylesine ilgi duyman hem


giizel hem de ho§, ama miisaadenle seni kendini, bizi dii§iinme­
ye c;agirmak isterim.''

11
Goethe

"Bunu yapt1m" dedi Eduard. "Onun yakm1m1zda olu§un­


dan kendimize yalmzca yarar ve ho§luk bekleyebiliriz. Bizim
ya01m1za geldiginde benim ic;;i n minimuma inecek o masraftan,
ozellikle de varl1gmm hie;; rahats1z etmeyecegini di.i§i.ini.ince hie;;
soz etmek istemiyorum. �atonun sag kanadmda oturabilir ve
gerisi kendiliginden gelir. Bununla ona ne kadar c;;ok iyilik et­
mi§ oluruz ve onunla bir arada olmak sayesinde ne ho§ §eyler,
hatca baz1 kazanc;;lar bile olur! <;oktan beri arazinin ve bolgenin
olc;;i.imi.ini.i istemi§imdir; o, bunu saglayacak ve yonetecektir. Se­
nin niyetin §imdiki yancilann y1llan tamamland1gmda mi.ilki.i
gelecekte bizzat i§letmektir. Boyle bir giri§im ne kadar di.i§i.in­
di.iri.ici.i! 0, bize baz1 on bilgilerle nas1l da yard1m eder! Bu tarz
bir adamm eksikligini fazlas1yla hissediyorum. Koyli.ilerin dogru
bilgileri var, ama haberleri samimi degil ve karmakan§tk. �ehir­
li okumu§lar ve akademililer gerc;;i net ve di.izenli, ama onlann
da meseleye dogrudan vak1f olmalan eksik. 0 dostumdan iki­
sini de bekleyebilirim; i.istelik hepsini memnuniyetle tasavvur
edebilecegim, seni ilgilendirecek ve benim birc;;ok iyi §ey tah­
min ettigim ba§ka yi.izlerce mesele <;tkar bundan. �imdi beni iyi
niyetle dinledigin ic;;i n te§ekki.ir ederim; ama ne soyleyeceksen
§imdi rahatc;;a ve etraflICa anlat bana, sozi.ini.i kesmeyecegim."

"C::ok iyi" dedi Charlotte, "Oyleyse hemen genel bir uyanyla


ba§layay1m. Erkekler daha c;;ok teki ve §imdiyi di.i§i.ini.irler; hakli­
lar da, c;;i.inki.i kotarmakla, etki etmekle gorevlidirler; buna kar§t­
lik kadmlar daha c;;ok hayatta birbiriyle ili§kisi olam di.i§i.ini.irler,
bunda da haklid1rlar, c;; i.inki.i kaderleri, ailelerinin kaderi onlarda
ili§kili olana baglidir ve tam da bu ili§kili olan §ey istenir onlar­
dan. Bu nedenle gel bizim §U anki ve gec;;mi§teki hayat1m1za bir
bakalim, o zaman itiraf edeceksin ki Yi.izba§1'y1 c;;agirmak bizim
ilkelerimize, planlanm1za, di.izenimize oyle t1pat1p uymuyor.

Bizim en eski durumumuzu di.i§i.inmek isterim! Gene;; in­


sanlar olarak birbirimizi c;;ok seviyorduk; bizi ay1rdilar: Seni
benden. <;i.inki.i baban asla doymaz bir mal mi.ilk hm1 yi.izi.in­
den seni ya§hca zengin bir kadmla birle§tirdi. Beni de senden

12
Ruh Akrabalrklart

ay1rd1lar, <;;ii nkii ben ozel bir istikbal beklemeden, varl1kl1, sev­
medigim, ama sayd1g1m bir adama evet demek zorunda kald1m.
Sonra yeniden kurtulduk; sen o annecigin seni biiyiik bir serve­
tin ba§mda b1rakmas1yla benden once; ben daha sonra, sen tam
da seyahatlerden dondiigiinde. Boylece birbirimizi bulduk. Ha­
malardan zevk ahyorduk, hamay1 seviyorduk, rahat<;;a birlikte
ya§ayabildik. Sen birle§memizde tsrar ettin; ben hemen kabul
etmedim, <;;ii nkii ikimiz aym ya§lardayd1k ve ben kadm olarak
daha ya§hy1m, sense erkek olarak oyle degilsin. Sonunda sana
tek mutlulugun gibi goriinen §eyi senden esirgemek istemedim.
Sen sarayda, askerlikte, seyahatlerde ya§ad1gm biitiin huzur­
suzluklardan benim yammda kurtulmak, rahatlamak, hayatm
tadma varmak istiyordun; ama yalmzca benimle birlikte. Ben,
biricik k1z1m1 yanh okula yerle§tirdim, orada koy ortammda
oldugundan <;;ok geni§ bir egitim gorecekti §iiphesiz. Ya .lmz
onu degil, sevgili yegenimi de benim idaremde belki ev i§leri
yard1mc1s1 olarak en iyi yeti§ecekken oraya gonderdim. Biitiin
bunlar senin onaymla oldu, ama<;; yalmzca biz bize olmam1z,
gen<;; ya§ta ozlemle arzulay1p ancak ge<;; ula§t1g1m1z mutlulugu
rahats1z edilmeden ya§amam1zd1. Koy hayanm1za boyle ba§la­
d1k. Satonun ben i<;;, sen dt§ i§lerini iistlendin. Benim diizenim,
sana her §eyde yard1mct olmak, yalmz senin i<;;i n ya§amak iizeri­
ne kuruldu. Birak da hi<;; olmazsa bir siire deneyelim, bu §ekilde
nereye kadar birbirimize yetecegiz."

Eduard, §oyle cevap verdi: " i li§kili olan §ey, senin dedigin
gibi, sizlerin esas unsuru oldugu i<;;i n sizi besbelli art arda konu­
§urken dinlememeli ya da size hak vermeye kalkmamah ve sen
bugiine kadar hakh olmahsm. Simdiye kadar varl1g1m1za temel
yapt1g1m1z §ey, iyi. Arna bunun iistiine bir §eyler katmayacak
m1y1z, yani bundan bir §eyler geli§meyecek mi? Benim bah<;;ede,
senin parkta ba§ard1gm §ey, yalmz miinzeviler i<;;i n mi olacak? "

"\:ok iyi!" dedi Charlotte, "<;;ok dogru! Yeter k i biz, engelleyen,


yabanc1 bir §eyi i<;;eriye almayahm. Dii§iin bir, bizim ilkelerimiz,
sohbet de olsa, bir dereceye kadar yalmzca bizim kar§tltkh bir ara-

13
Goethe

daltg1m1zla ilgiliydi. Once bana seyahat giinliiklerini diizenli bir


§ekilde iletecektin, bu vesileyle ilgili kag1tlan diizenleyip benim
katk1m, benim yard1m1mla bu degerli, ama karmakart§tk defter­
lerden ve yapraklardan bizim i�in ve ba§kalan i�in cazip bir biitiin
olu§turacakttk. Temize �ekme i§inde sana yard1m edecegime soz
vermi§tim ve birlikte goremedigimiz diinyay1 hat1rlayarak gore­
cegimizi oyle rahat�a, diizgiince, ho§�a ve h1zlica dii§iindiik. Evet,
ba§lad1k bile. Sonra sen ak§amlan fliitiine yine oncelik verdin,
bana piyanoda e§lik ettin; kom§ulardan ve kom§ulara ziyaret de
eksik degil. En azmdan ben bu ilk ger�ekten §en yazdan kendime
hayat1mda tadma varmay1 dii§iindiigiim bir biitiin in§a ettim."
Eduard, almm ovu§tururken "ama bana boyle sevgiyle ve
anla§thr bi�imde tekrarlad1gm §eylerde, Yiizba§mm varl1g1yla
bunlann bozulmay1p kolayla§acag1 ve canlanacag1 dii§iincesi
bende devam etmese! 0 seyahatlerimin bir boliimiine o da ka­
t1ld1; o da baz1 §eylere, ba§ka manada dikkat �ekti -biz bundan
birlikte yararland1k m1 as1l o zaman ho§ bir biitiin olur."
" Oyleyse b1rak sana samimi bir itirafta bulunay1m ki" dedi
Charlotte bi raz sabirs1zca " i�imde bir sezgi bana hi� de iyi bir
§ey soylemiyor."
"Bu yonde, siz kadmlarla ba§a �1ktlmaz" kar§1hgm1 verdi
Eduard, "once tersi iddia edilmeyecek gibi mant1kh olursunuz,
sonra memnuniyetle teslim olunacak gibi sevimli, size ao veril­
meyecek gibi duygu dolu, bogulacak gibi sezgi dolu olursunuz."
"Baul inan�h degilimdir" dedi Charlotte "ve bu tiir karan­
hk heyecanlara hi� onem vermem, ama sadece boyle iseler. Arna
bunlar �ogu zaman bizim kendimizde ya da ba§kalarmm dav­
ram§larmda ya§ad1g1m1z mutlu ve mutsuz sonu�lann bilin�siz
amlandir. Bu durumda en onemli §ey, bir ii�iincii ki§inin araya
kattlmas1dir. i li§kileri yeni bir ki§inin tesadiifen ya da istenerek
kaulmas1yla biitiiniiyle degi§en, durumlan tamamen bozulan
arkada§lar, karde§ler, sevgililer, e§ler gordiim ben."
"Bu, herhalde korii koriine ya§ay1p duran insanlarda olabi­
lir ama deneyimlerle aydmlanmt§, kendilerinden emin insanlar­
da degil" dedi Eduard.

14
Ruh Akrabalzklarz

"Bilin� yeterli bir silah degildir sevgilim" kaq1hgm1 verdi


Charlotte, " hatta bazen o silah1 yanmda ta§1yan i�in tehlikelidir
ve bi.iti.in bunlardan �ikan sonu� en azmdan, bizim �ok acele
etmememiz gerektigidir. Karar verme, bana birka� g i.in b1rak! "

"Meselenin durumuna bakilirsa daha �ok gi.inler sonra bile


hep acele etmi§ olacag1z" dedi Eduard. "Lehte ve aleyhte sebep­
leri kar§ihkh ortaya koyduk. Onemli olan kararm kendisi ve
ger�ekten de en iyisi i§i §ansa birakmak."

"Senin §i.ipheli durumlarda iddiaya girmekten ya da zar at­


maktan ho§land1gm1 bilirim" kar§1hgm1 verdi Charlotte; ama boy­
lesine ciddi meselede ben tam tersine bunu bir cinayet sayanm."

"Yi.izba§i'ya ne yazay1m ? " diye bagird1 Eduard, "�i.inki.i he-


men yazmaya oturmam gerek."

"Sakin, mant1kh, teselli edici bir mektup" dedi Charlotte.

"Bu adeta hi�bir §ey demek" cevabm1 verdi Eduard.

"Dogru, baz1 durumlarda" dedi Charlotte, "yazmamaktan-


sa hi�bir §ey yazmak gerekli ve nazik�edir."

ikinci Alt Boliim


Eduard odasmda kendini yalmz buldu. Kendi hayat hikayesinin
tekrarm1 Charlotte'nin agzmdan dinlemek, beraberliklerinin ama�­
larmm goz oni.ine getirilmesi, harekedi ruhuna ho§ bir heyecan
katm1§tL Onun yakmmda, onunla beraberken kendini oyle mudu
hissetmi§ti,ki Yi.izba§i'ya dost�a, durumunu payla§ircasma, ama sa­
kin ve hi�bir §ey vaat etmeyen bir mektup planlad1. Arna yaz1 ma­
sasmm ba§ma ge�ip dostunun mektubunu yeniden okumak i.izere
eline almca o mi.ikemmel adamm i.izi.ici.i durumu hemen gozi.ini.in
oni.ine geldi. Bugi.inlerde kendisini huzursuz eden bi.iti.in duygular
yeniden canland1 ve dostunu boyle s1kmt1h bir durumda kendi ha­
line b1rakmak imkans1z gori.indi.i.

Kendine bir §ey yasaklamaya ah§mami§tl Eduard. Onu tu­


haf ama son derece kazan�h bir evlilige, kendisinden �ok bi.iyi.ik
bir kadmla evlenmeye ikna etmeyi bilen zengin ana babanm

15
Goethe

biricik oglu, kans1 tarafmdan da ho§ tutuluyor, iyi davrani§lan


comem;e kar§1hk buluyordu. Eduard, e§inin az sonra oliimiiy­
le kendinin efendisiydi, seyahatlerde ozgiir, her degi§iklige, her
degi§ime muktedir, a§mliktan ho§lanmaz ama c;ok ve c;e§itli
§eyler ister, comert, iyiliksever, agirba§h hatca bazen cesurdu.
Bu diinyada onun arzularma gem vuran ne olabilirdi? �imdiye
kadar her §ey onun istegine g6re olmu§tu, Charlotte'ye de inatc;1,
hatca romantik bir sadakatle de olsa en sonunda sahip olmu§tu.
Arna §imdi, o genc;lik arkada§ml yanma almak, biitiin hayatm1
birlikte siirdiirmek isterken ilk defa kendiyle ters dii§tiigiinii,
ilk olarak engellendigini hissediyordu Sinirliydi, sabirs1zd1, ka­
lemi birkac; kez eline ahp birakt1, c;iinkii ne yazacag1 hakkmda
karars1zdi. Kansmm arzularma ters dii§mek istemiyordu, onun
istegine gore yapamazd1; o huzursuz haliyle sakin bir mektup
yazmak, onun ic;in imkans1z bir §eydi. Ertelemeye kalkmak, en
dogahydi. Birkac; kelimeyle dostundan oziir diledi, bu giinlerde
yazmad1g1, bugiin de ayrmt1h yazmad1g1 ic;in, ve yakmda onem­
li, rahatlatlCl bir mektup sozii verdi.

Charlotte obiir giin bir gezinti. sirasmda sohbeti tekrar o


konuya baglamay1 denedi, belki de insanm bir niyetini s1k s1k
dile getirmekle asla korletmeyeceginden emin oldugu ic;in.

Eduard bu tekrardan memnundu. Her zamanki gibi sevecen


ve ho§c;a ac;1klad1 fikrini; c;iinkii almgan haliyle c;abucak parlasa, o
canh istegi israro olsa da, inatc;1hg1 sabirs1zla§tlrSa da biitiin sozle­
ri otekinin miikemmel bir korunmas1yla oylesine yumu§uyordu ki
insan onu 'zor' ama yine de sevimli bulmadan edemiyordu.

Bu sabah i§te boyle bir iislupla Charlotte'yi once c;ok ne§eli


bir havaya soktu, sonra zarif sohbet manevralanyla c;1ldmt1, oyle
ki kadm sonunda bagird1: "Belli! Sen, benim e§ime hayir dedi­
gim §eyi sevgilime evet dememi istiyorsun."

"Hie; olmazsa, canim" diyerek devam etti " bilmelisin ki se­


nin arzularm, bunlan dile getirirkenki sevecen canhhgm beni
etkilememi§, harekete gec;irmemi§ degil. Bunlar beni bir itirafa
zorluyor. Ben de §imdiye kadar senden bir §ey saklad1m. Ben

16
Ruh Akrabalzklarz

de senin §imdiki durumuna benzer bir haldeyim ve §imdi senin


kendine yapmam bekledigim bir bask1y1 kendime yapttm."

"Bunu duyduguma memnun oldum" dedi Eduard; "anltyo­


rum ki evlilikte bazen tartt§mak gerek, �iinkii bu sayede insan
birbirinden bir §eyler ogreniyor."
" Oyleyse §imdi §unu ogreneceksin" dedi Charlotte: "Senin
i�in Yiizba§t neyse benim i�in de Ottilie o. Biliyorum, duymak­
tan ho§lanm1yorsun. Bu, pansiyonda �ok kotii §artlarda ya§a­
yan sevimli k1z, kmm Luciane, ki diinya i�in dogmu§tur, orada
diinya i�in egitim goriiyor, yabano diller, tarih ve benzeri bir�ok
konuda bilgi altyorken, notalan ve varyasyonlan gozii kapalt �a­
ltyorken; hareketli bir tabiatt ve §anslt bir haftzasmm yanmda o,
neredeyse her §eyi unutuyor ve anmda her §eyi hattrl1yorken; dav­
ram§lanndaki ozgiirliik, danstaki zarafetiyle, sohbetteki rahatl1-
g1yla herkesten farkltyken ve dogu§tan egemen bir tarzla kendini
o kii�iik grubun krali�esi yap1yorken; o kurumun miidiresi onu
§imdi elinde tam geli§en, giivenini kazanmakla onurlandiran ve
ba§ka ki§ilerin akm1m saglayacak kii�iik bir tann�a gibi goriiyor­
ken bu miidirenin mektuplannm ve ayltk haberlerinin ilk sayfas1
hep boyle bir �ocugun miikemmelligine ovgii iken buna kar§tltk
Ottilie'nin hakkmda bildirdikleri, aslmda boyle giizel yeti§en bir
kmn geli§medigi, hi�bir etkinlik ve hi�bir yetenek gostermedigi
konusunda oziir iistiine oziirdii. Buna ekledikleri de benim i�in
bilmece degil, �iinkii bu sevgili k1zda annesinin, yammda yeti­
§en benim en degerli arkada§tmm biitiin karakterini g6riiyorum
ve o arkada§m km, eger ben egitici ya da bak1C1 olsam, onu §iip­
hesiz kusursuz bir insan olacak §ekilde yeti§tirirdim.

Arna mademki bu bizim program1m1zda yok ve insan kendi


hayat §artlanm �ok zorlamamalt, durmadan yeni bir §ey ekleme­
meli, o zaman ben daha iyisi bunu kendime saklayay1m; hatta
zavall1 Ottilie'nin tamam1yla bize baglt oldugunu bilen ve bunu
kendi �1karma, ona kaq1 kibirle kullanan kmmm bizim iyiligi­
mizi bununla bir dereceye kadar mahvedi§i duygusunu a§ay1m.
Arna kendi meziyetlerini ba§kalanna kaq1 bazen aomas1zca
ge�erli ktlmayacak kadar olgun kim var? Kim boyle bir bask1

17
Goethe

altmda zaman zaman ezilmeyecek kadar yukanda? Boyle sma­


malar, Ottilie'nin degerini yiikseltiyor; ama ben bu hassas duru­
mu ac;;1k sec;;ik anlad1g1mdan beri onu ba§ka tarafa yerle§tirmek
ic;;in c;;aba harcad1m. Saat ba§t bana bir cevap gelecek, o zaman
hie;; tereddiit etmeyecegim. i §te benim durumum boyle, azizim.
Goriiyorsun ikimiz de vefakar, dostane bir kalpte aym tasay1 ta§t­
yoruz. Gel bunu birlikte ta§tyahm, c;;iinkii birbirlerini silmiyorlar."

"Bizier harika insanlanz" dedi Eduard giiliimseyerek. "Dert


ettigimiz ufac1k bir meseleyi yamm1zdan uzakla§ttrabilince, sa­
myoruz ki mesele tamam. Genel olarak biz c;;ok §eyi feda edebi­
liyoruz, ama tek tek vas1ta olmak bizin nadiren yapabilecegimiz
bir talep. Annem boyleydi. �ocuk ya da yeni yeti§me olarak onun
yanmda ya§ad1g1m siirece o, anhk s1kmt1lardan kurtulamazdt.
Bir gezintide geciktim mi, ba§tma bir kaza gelmi§ olmahyd1; bir
saganakta 1sland1m mt, ate§lenecegim kesindi. �ekip gittim, on­
dan uzakla§ttm ve §imdi sanki ona ait degilim. Daha yakmdan
bakahm" diyerek devam etti "o halde biz ikimiz de sirf kendimizi
tehlikeye atmamak ic;;in bize bu kadar yakm olan, en asil insan­
lan s1kmtt ve baskt ic;;inde birakmakla aptalca ve sorumsuz dav­
ramyoruz. Buna bencillik denmezse neye denir? Sen Ottilie'yi al,
bana Yiizba§t'y1 birak da Tann adma bu deneme yaptlsm!"

"Cesaret edilebilirdi" dedi Charlotte dii§iinceli, "eger tehli­


ke yalmz ikimiz ic;;i n olsaydt. Arna inamyor musun ki Yiizba§t'y1,
o a§ag1 yukan senin ya§mda bir adam1 Ottilie ile ev arkada§t
olarak gormek uygun olur? Bu okpyK1 sozii, biz bizeyken soy­
leyeyim: Erkegin daha yeni sevebilecek ve daha yeni sevilmeye
deger oldugu c;;agda Ottilie'nin meziyetlerine sahip bir kiz . . . "

"Ben de senin Ottilie'ni nastl bu kadar degerli g0rebildigini


bilmiyorum" dedi Eduard. "Bunu ancak, senin annesine sevgi­
ni onun devralmt§ olmas1yla ac;;1 klayabilirim. Ho§ ktzdir o, bu
dogru. Ve ben, bir ytl once geri geldigimizde ona seninle birlikte
teyzenin yanmda rastlad1g1m1zda Yiizba§t'nm onu bana i§aret
ettigini hat1rl1yorum. Ho§ k1z, ozellikle giizel gozleri var. Arna
bende en kiic;;iik bir etki birakir m1yd1, hie;; bilmem."

18
Ruh Akrabaltklarz

"Aferin sana" dedi Charlotte, '\;iinkii hen oradayd1m; ben­


den daha gen� olsa da bu daha biiyiik arkada§m varhgmm senin
i�in oyle �ok �ekiciligi vard1 ki sen yeni �i�ek a�makta olan,
miistakbel giizellige bakmadm. i §te bu da senin tarzmdir, se­
ninle hayaum1 seve seve birle§tirmemin sebebi! "

Charlotte, ne kadar samimi konu§uyor goriinse de bir §eyleri


sakhyordu. Ottilie'yi o zaman seyahatten donen Eduard'm oniine
kas1th olarak kendisi �ikarmt§tl, amao, bu sevgili evlad1gma iyi
bir kismet saglamakti, �iinkii Eduard konusunda arttk kendini
hi� dii§iinmiiyordu. Eduard'm dikkatini �ekmesi i�in Yiizba§I da
ayarlanmt§tl. Arna Charlotte'ye gen�lik a§km1 inada aklmda tutan
Eduard, ne saga ne sola bak1yordu. 0, sadece boylesine �ok arzu­
lanmt§ ve bir dizi olaydan sonra ebediyen yasaklanmt§ bir hazineye
nihayet sahip olmamn miimkiin oldugu duygusuyla muduydu.

Evli �ift §atonun arkasmda alt taraftaki yeni seralara git­


mek iizereyken bir hizmedi tela§la kar§tlarma �1k1p giiler yiiz­
le a§ag1dan seslendi: "Efendilerim, �abuk bu tarafa gelin! Bay
Mittler §ato bah�esine daldi. Hepimizi �agird1, sizi bulup gerek
var m1 soracakm1§tZ. Acaba gerek var m1, duyuyor musunuz?
Arna �abuk, �abuk! "

"Tuhaf adam ! " diye haykird1 Eduard, "tam d a vaktinde


gelmiyor mu, Charlotte? Hemen don!" diye emretti hizmediye:
"Sayle ona, gerek var, hem de �ok! Atmdan insin yalmzca. Atma
bakm, kendisini salona gotiiriin, kahvalt1sm1 oniine koyun; biz
hemen geliyoruz."

" i lk yola sapahm" dedi kansma ve ba§ka zaman uzak dur­


dugu mezarhk iizerinden ge�en yola girdi. Arna Charlotte'nin da
burada duyguya onem verdigini goriince ne kadar §a§trdi. Eski
amdara elden geldigince gosterdigi ozenle her §eyi kar§tla§ttnp
diizenlemeyi bilmi§ti, boylece insanm goziine ve hayal giiciine
hitap eden bir yer olmu§tu.

En eski ta§a bile hak ettigi sayg1y1 gostermi§ti. Y1llara gore


duvar kiy1sma dikilmi§, kattlmt§ ya da konmu§lardi. Eduard
Charlotte'nin elini s1kt1, goziinde bir damla ya§ vardi.

19
Goethe

Arna deli misafir onlan hemen savdi. <;::i.inki.i §atoda rahat


edememi§ti, aum dogruca si.i rdi.i, koyden ge�ip durarak dostla­
rma haykird1: "Benden ho§lanm1yor musunuz? Ger�ekten ge­
rekliyse ogleye kadar kalmm burada. Beni tutmaym, bugi.in
yapacak �ok i§im var."

"Buraya kadar zahmet ettiginize gore, atmm dogruca i�eri


si.iri.in" diye seslendi Eduard ona. " Onemli bir yere geliyoruz hep
beraber. Charlotte bu cenaze torenini ne gi.izel si.islemi§."

"Bu i�eriye ne atla, ne arabayla ne de yaya gelirim" dedi


binici. Oradakiler si.ikun i�inde yat1yor, onlarla bir i§im yok be­
nim. Ayaklanm bir zaman beni oraya si.iri.iklerse eger, raz1 olu­
rum. Yani, ciddi mi mesele?"

"Evet" diye seslendi Charlotte, "Ciddi! Biz yeni evlilerin nastl


i�inden �1kacag1m1z1 bilmedigimiz bir s1kmu ve §a§kmhk i�in­
deyiz."

" Oyle gori.inmi.iyorsunuz" cevab1 verdi beriki, "ama yine de


size inanay1m. Beni oni.ini.ize katarsamz, sizi orada birakmm.
<;::abuk takip edin; atima bu dinlenme iyi gelecek."
Az sonra i.i�i.i salonda bir araya geldi. Yemek servis edildi
ve Mittler bugi.in yapt1klanm ve yapacaklanm anlattl. Bu tuhaf
adam daha once rahipti ve i§indeki si.irekli �alt§masmda sivrildigi
ozellik, bi.iti.in anla§mazltklan, ister ev i�i, ister kom§ular aras1 ol­
sun, once tek tek vatanda§larm, sonra bi.iti.in birliklerin ve bir�ok
mi.ilk sahibinin anla§mazltklanm yat1§ttrmay1 ve �ozmeyi bilme­
siydi. Gorevde oldugu si.ire zarfmda hi�bir evli �ifti bo§atmamt§tl
ve ortakltklar hi�bir pazarl1k ve davayla oradan �1kartlmam1§tl.
Hukukun kendisine ne kadar gerekli oldugunu zamanmda fark
etmi§ti. Bi.iti.in ogrenimini bunun i.izerine kurdu ve az sonra ken­
dini en becerikli avukatlar seviyesinde buldu. Etkiledigi �evre son
derece geni§ti ve onu merkeze �ekmek istiyorlard1. Arna�, onun
a§ag1dan yukanya dogru ba§lamt§ oldugu §eyi yukardan tamam­
lamaku. �oyle ki o, hatm say1lir bir ikramiye kazand1gmda ken­
dine orta halli bir mi.ilk almt§, onu ki raya vererek kendi etkisinin
merkezi yapmt§tl. Tam niyeti, ya da eski alt§kanltg1, ilkesi gere-

20
Ruh Akrabalzklarz

gi yard1m edilecek, <_;oziilecek bir durumun olmad1g1 hi<_;bir evde


kalmamaktt. Ozel isimlerin anlamlan konusunda battl inan<_;lan
olanlar, Mittler (arao) admm onu bu biitiin gorevlerin en cuhafim
iisdenmeyi gerektirdigini iddia ederler.
Sofraya tadtlar servis edilmi§ti ki misafir, ev sahiplerini
a<_;1klamalarm1 amk saklamamalan konusunda ciddi ciddi uyar­
d1, <_;iinkii kahvesini i<_;tikten hemen sonra gitmesi gerekiyordu.
Kan koca itiraflan aynnt1lt bir §ekilde ortaya koydular. Arna
Mittler meselenin esasm1 fark eder etmez masadan firlad1, pen­
cere k1y1sma ge<_;ti ve atmm eyerlenmesini emretti.
"Ya siz beni tamm1yor, beni anlam1yorsunuz, ya da kotii
niyetlisiniz" diye hayktrdt. Burada bir kavga mt var? Burada
bir yard1m m1 gerekli? Samyor musunuz ki ben ogiit vermek
i<_;in diinyaday1m? Bu, bir insanm yapabilecegi en aptalca zena­
at. Herkes kendine versin ogiidii ve yapmadan edemedigi §eyi
yapsm. Ba§anrsa kendi bilgeligine ve §ansma sevinsin; i§i kotii
giderse, o zaman ben vanm. Bu dertten kurtulmak isteyen ki§i,
ne istedigini her zaman bilir, sahip oldugundan daha iyisini is­
teyen ki§i ise tam kordiir -Evet evet! Giiliin siz, o kimse korebe
oynuyor, bir §ey yakalar belki, ama neyi? Siz, istediginizi yapm:
Hi<; fark etmez! 0 dosdan ister yanmtza aim, ister b1rakm: Aym
§ey! En manttkl1 §eyin kotii sonu<_;land1gm1 gormii§iimdiir, en
tats1z §eyin de iyi sonu<_;land1g1m. Kafanm yormaym ve §6yle
ya da boylesi kotii yiiriirse de aldumaym. Bana gonderin, i§iniz
hallolur. 0 zamana kadar hizmetinizdeyim! "
Boyle deyip kahvesini beklemeden atma atladt.
" i §te goriiyorsun" dedi Charlotte, "birbirine <_;ok yakm iki ki§i
arasmda tam denge olmad1gmda bir ii<_;iincii ki§i aslmda nastl pek
i§e yaram1yor. �u anda daha oncekinden miimkiinse daha §a§km
ve §iipheliyiz."

E§ler epey bir siire tereddiit ederlerdi, eger Yiizba§t' clan


Eduard'm son mektubuna cevap gelmeseydi. Kendisine teklif edi­
len i§lerden her ne kadar hi<;biri ona uymasa da birini kabul etme­
ye karar vermi§ti. Asil ve zengin adamlarla can s1kmt1sm1 payla§a­
caktt, onlan bundan kurtaracagma giiveniyordu.

21
Goethe

Eduard biitiin durumu ac;1k sec;ik goriiyordu ve iyice abar­


tarak anlatt1. "Dostumuzu boyle bir durumda m1 b1rakacag1z? "
diye haykird1. "Bu kadar aomas1z olamazsm, Charlotte!"
"O tuhaf adam bizim Mittler' in nihayet hakk1 var" dedi
Charlotte " bu tiir giri§imler rizikolu i§ler. Sonu ne olacak, kimse
pe§inen bilmez. Boyle yeni durumlar §ansli da olur §anss1z da,
biz bu i§te kendimizi ozet olarak kazanc;li ya da suc;lu sayama­
sak da. Sana daha fazla direnecek kadar giic;lii hissetmiyorum
kendimi. Birak deneyelim bir. Senden ricam: Bu, k1sa siireligine
olsun. i zin ver onun ic;in daha c;ok ugra§ay1m ve etkimi ona is­
tedigi tarzda bir parc;a memnuniyet verici bir yer saglamak ic;in
ili§kilerimi daha gayretle kullanay1m."
Eduard e§ine elden gelen en nazik, en candan te§ekkiirle
soz verdi. Ferahlamt§, §en bir ruh hali ic;inde dostuna teklifleri
yaz1yla bildirmek ic;in ko§tu. Charlotte, bir ekle memnuniyetini
kendi eliyle bildirmek, dostc;a ricalanm e§ininkilerle birle§tir­
mek durumundayd1. i §lek el yaz1s1yla ho§ ve samimi, ama as­
lmda pek tarz1 olmayan bir aceleyle yazd1 ve kolay kolay ba§ma
gelmeyen §ekilde kag1d1 sonunda bir miirekkep lekesiyle kirletti
ki silip c;1karmak isterken bu daha da biiyiiyiip onu sinirlendirdi.
Eduard bunu §akaya ald1 ve heniiz yer oldugu ic;in ikinci bir
ek yazd1 -dost bu i§aretten, kendisinin nastl bir aceleyle beklen­
digini anlasm ve mektubun yaztld1g1 aceleyle yolculuk haz1rl1k­
lanm tamamlasmd1.
Ulak gitti ve Eduard te§ekkiiriinii ancak Charlotte'nin Otti­
lie'yi derhal pansiyondan aldirmasm1 tekrar tekrar tsrar etmekle
inandmc1 bir §ekilde ifade edebilecegini sand1.
Charlotte, erteleme ricasmda bulundu ve Eduard'1 bu ak§am
bir miizik ziyafetine heveslendirmeyi becerdi. Charlotte c;ok iyi
piyano c;alard1; Eduard da aym §ekilde fliit. C,::iinkii zamanmda
c;ok gayret etmi§ olsa da boyle bir yetenegi geli§tirmek sabn ve
dayanma giicii ona verilmemi§ti. Bu nedenle kendi boliimiinii
c;ok farkli c;ald1, birkac; yeri iyi, yalmzca belki fazla h1zli, diger­
lerinde durdu, c;iinkii haztrlikli degildi ve bu nedenle e§lik eden
kimse ic;in onunl� diiet yapmak giic; olurdu. Arna Charlotte ba§a

22
Ruh Akrabaliklart

c;;1 kmay1 bilirdi, duruyordu ve tekrar kendisini onun ilerletme­


sine bi raktyordu, yani iyi bir orkestra §efinin ve ak1ll1 bir ev
kadmmm daima eek eek pasajlar her zaman uyumlu olmasa da
olc;;iiyii kac;;i rmamak g6revini yerine getiriyordu.

Vfunfu Alt Bolum


Yiizba§t geldi. Onceden, Charlotte'yi iyice sakinle§tiren c;;ok
net bir mektup gondermi§ti. Kendisi hakkmda boylesine bir
ac;;1 kltk, kendi ozel durumu, dostlann durumu iizerine boylesi
bir ac;;1 kltk, dosdarma ferah, §en bir hava verdi.
i lk saaderdeki sohbeder, birbirlerini bir siire gormemi§
dosdar arasmda hep nastl olursa oyleydi, yani canlt, hatta ne­
redeyse yorucu. Ak§ama dogru Charlotte, yeni tarhlara bir ge­
zintiye vesile oldu. Yiizba§t, etrafran c;;ok memnun oldu ve yeni
yollarda daha bir fark edilir ve tadma vanltr olan her giizel §eyin
hakktm verdi. Gorii§ii deneyimli, hem de miitevaz1yd1; hemen
arzulanmaya deger §eyi c;;ok iyi bilse bile c;;ogu zaman gariildiigii
gibi davranmaz, kendi miilklerinde dola§tlran kimseleri, ken­
disi §ardann imkan verdiginden daha c;;ogunu isceyerek ya da
bilmem nerde gordiigii anda miikemmel bir §eyi harnlatarak
onlarm keyfini kac;;i rmazd1.

Yosunlu kuliibeye vard1klannda buray1 c;;ok ho§, gerc;;i yal­


nizca yapma c;;i c;;eklerle ve ye§illiklerle siislenmi§ buldular, ama
aralanna oyle giizel dogal bugday ve ba§ka tarla iiriinleri ve
meyveleri yerle§tirilerek diizenleyenlerin sanat zevkini yecerin­
ce kurcarm1§lard1: "Gerc;;i e§im ya§ giiniiniin ve isim giiniiniin
kutlanmasmdan ho§lanmaz, ama bugiin benim ii<; kad1 bir
kutlamaya bu birkac;; c;;i c;;egime kizmayacakrn. " Uc;; kath mi?"
diye haykird1 Eduard. "Tabii ya! " dedi Charlotte. "Dostumuzun
geli§i bizce kudanacak bir olay; sonra, siz ikiniz bugiiniin isim
giiniiniiz oldugunu hie;; dii§iinmediniz mi? Her birinizin ilk ad1
Otto degil mi?" i ki arkada§ kiic;;i.ik masanm i.izerinden ellerini
birbirine uzamlar. "Bana bu genc;;likteki dosduk parc;;asm1 ha­
tt rlat1yorsun" dedi Eduard. "�ocukken ikimizin de ad1 oyleydi.

23
Goethe

Arna yauli okulda birlikteyken baz1 yamlrnalara sebep oluyordu


ve ben bu ho§ lakonik ad1 goniillii olarak ona birakt1rn."

"Arna aslmda hie;; de cornert biri degildin" dedi Yiizba§L


"C::iinkii iyice hamlanrn, Eduard ad1 senin daha c;;ok ho§una gi­
diyordu, hele giizel dudaklardan dokiildiigiinde ozellikle iyi bir
tmlarnas1 var."

Yani §irndi iic;;ii, gec;;enlerde Charlotte'nin o rnisafirin geli§ine


oyle hararetle kar§l c;;1ktig1 aym rnasanm etrafmda oturuyorlardL
Eduard rnernnun haliyle e§ine o saatleri hamlatrnak isternezdi;
arna dordiincii ic;;in de yerirniz var derneden edernedi.

Bu anda orrnan borazanolan §atodan bu yana duyuluyor,


aym zarnanda bir araya toplanrnl§ dostlan selarnliyor, onlarm
iyi niyetlerine ve arzulanna giic;; kat1yordu. Susarak dinlediler
onu, bu arada her biri ic;;ine kapanrnl§ kendi rnutlulugunu boyle
giizel bir birliktelikte iki kat hissediyordu.

Eduard ayaga kalk1p yosunlu kuliibeden d1§an c;;1karak bu


sessizligi bozdu. "Birak, dosturnuzu hernen iyice yukan gotiirelirn
de yalmzca bu sm1rl1 vadi bizirn rniilkiirniiz ve rnekamrn1z zannet­
rnesin; rnanzara yukanda daha engin, nefesirniz de ac;;ilrn1§ olur."

"Dernek ki bu kez o eski, biraz zahrnetli yolu tirrnanrnarn1z


gerek; arna urnanrn benirn rnerdivenlerirn ve kopriirn yakmda
c;;ok yukanlara kadar gotiirecek." dedi Charlotte.

Ve boylece, kayalardan a§arak, c;;alilar ve fundaliklardan ge­


c;;erek en son tepeye ula§ildL Buras1 gerc;;i diizliik degildi, arna
siirekli ilerleyen verirnli sirtlar olu§turuyordu. Arka taraftaki
koy ve §ato amk g6riinrniiyordu. Derinlerde geni§lerni§ kiic;;iik
goller, ileride bunlann uzand1g1 iistii bitkilerle ortiilii tepeler;
nihayet en son su yiizeyini dikey olarak tarnarnen sm1rlayan ve
onlarm onernli bic;;imlerini su yiizeyinde yans1tan yalc;;m kayalar.
Giic;;lii bir irrnagm gole akt1g1 derbendin orada, c;;evresiyle ho§
bir dinlenrne yeri olarak g6riinen bir degirrnen vardL Yukan­
dan goriilen yanrn dairede derinler, yiiksekler, c;;alilar ve orrnan­
lar birbirini kovaliyordu ve bunlann taze ye§ili arkadan zengin

24
Ruh Akraba!tklarz

bir manzara vaat ediyordu. Tek tek aga� topluluklan da baz1


yerlerde gozii kendine baghyordu. Ozellikle seyreden dosdann
ayaklannm dibinde bir kavak ve �mar kiimesi orta goliin hemen
k1y1smda gi.izel goriiniiyordu. Bu kiime, boylu poslu, taze, sag­
hkh, gittik�e yiiksege, yanlara dogru bi.iyiiyecekti.
Eduard ozellikle dostunun dikkati �ekerek " bunu ben
gen�ligimde kendim diktim" diye haykird1. Babam biiyi.ik §ato
bah�esinin yeni bir boliimiinde ek bina i�in o gen� govdeleri
yazm sokti.iriirken ben onlan kurtarffil§tlffi. �iiphesiz bu y1l da
yeni siirgiinlerle yeniden §iikranla ba§lanm kaldiracaklar."

Memnun ve ne§eli geri doniildii. Misafire §atonun sag ka­


nadmda ho§, biiyiik bir oda verilmi§ti; orada hemen kitaplanm,
kag1darm1 ve ara�lanm koyup di.izenledi, ali§t1g1 faaliyetini siir­
diirmek i�in. Arna Eduard ona ilk giinlerde rahat vermedi: Onu
her yanda dola§t1rd1, kah at iisti.inde kah yayan ve onu �evreyle,
mekanla tam§tird1. Bu arada buray1 daha iyi tammas1 ve daha
iyi degerlendirmesi konusunda uzun zamandir besledigi arzula­
rm1 kendisine iletti.

"Yapmam1z gereken ilk §ey" dedi Yi.izba§l, \evreyi pusula


ibresiyle ol�mem. Bu, kolay, zevkli bir i§, pek kesin sonu� verme­
se de her zaman faydali ve ba§lang1� i�in memnun edici olmay1
koruyor; biiyiik yard1m olmasa da, eminim i§ bitirilir. Eger daha
dakik bir ol�i.im istiyorsan, bunun da �aresi bulunur."

Yiizba§1 bu ol�iim tarzmda �ok temrinliydi. Gerekli alederi


getirmi§ti ve hemen ba§lad1. Eduard kendisine bu i§te yard1mc1
olacak birka� avc1 ve �ift�iye ders verdi. Giinler elveri§liydi; ak­
§amlan ve sabahm en erken saaderini �izimlerle ve taramalar­
la ge�iriyordu. <;abucak her §ey halledilmi§ ve aydmlat1lm1§tl.
Eduard miilkiiniin kag1t i.izerinden yeni bir yarat1 gibi ortaya
�1k1§m1 a�1k se�ik goriiyordu. Bunlan adeta yeni tamyordu; an­
cak §imdi tam ona aittiler.

Boylesi bir ku§baki§mdan sonra yalmzca tek tek, tesadiifi


izlenimlere g6re tabiatta dola§ilmasmdan �ok daha iyi kotanlan,
b Olge hakkmda, ekler hakkmda konu§mak firsat1 vard1.

25
Goethe

"Bunu e§ime anlatmam1z gerek " dedi Eduard.


"Bunu yapma" diye cevap verdi Yiizba§L 0, ba§kalannm
kanaatinin kendininkiyle ters dii§mesinden hi� ho§lanmazd1 ve
tecriibeyle ogrenmi§ti ki insanlarm gorii§leri, en mant1kh gorii§­
lerle bir noktada toplanamayacak kadar �e§itlidir. "Yapma bunu"
diye haykird1. "�abuk yamlabilir. Boyle §eylerle mf eglencesine
ugra§an biitiin insanlar gibi onun i�in de bir §eyin yap1lmasmdan
�ok kendisinin bir §ey yapmas1 onemlidir. Tabian kurcalarlar, §U
ya da bu yerden ho§lamrlar, §U ya da bu engeli kaldirmaya cesaret
etmezler, bir §eyleri feda edecek cesaretleri yoktur; ne olu§acagm1
onceden tasavvur etmezler, denerler, becerir ya da becermezler,
degi§tirir, belki de b1rakmalan gerekeni degi§tirirler, degi§mesi
gerekeni birak1rlar ve boylece sonunda hep ho§a giden ve heye­
canlandiran, ama tatmin etmeyen bir par�a i§ kahr."
"Bana samimiyetle itiraf et" dedi Eduard , "e§imin i§lerin­
den memnun degil misin?"
"Eger uygulama, o �ok iyi fikri, tam olarak ifade etse, hat11:lat1-
lacak bir §ey olmazd1. E§in bu ta§lan yukan tirmandird1, §imdi de,
istiyorsan, kendisinin yukan �1kard1g1 herkesi yoruyor. Ne yan yana
ne birbirinin ardmda yiiriiniir belli bir ozgiirliik i�inde. Ad1mlann
temposu her an bozulur; bundan ha§ka neye itiraz edilir ki!"
"Ba§ka tiirlii yapmak kolay olmaz m1yd1?" diye sordu Eduard.
"�ok da kolay" dedi Yiizba§I, "Yalmzca bir kaya k6§esini,
iistelik kii�iik boliimlerden olu§tugu i�in gaze goriinmeyeni k1-
np atabilirdi, o zaman yoku§a giizel bir doneme� saglar ve fazla
ta§lan yol dar ve engebeli olunca o yerlere yukan dogru duvar
ormede kazanabilirdi. Tabii bu tamamen aram1zda kalsm. Aksi
halde akh kan§Ir ve keyfi ka�ar. O te yandan, bir kez yap1lm1§
bir §eye dokunmamak gerekir. Para ve �aha sarf etmek isteni­
yorsa, yosunlu kuliibeden yukan dogru, yamacm 6tesinde de
baz1 §eyler yap1labilir ve ho§ §eyler ba§anlabilir."
i ki arkada§, §imdiki §eylerle boyle ugra§irken ge�mi§ giinleri
hararetle ve ne§eyle anmalan da eksik olmuyordu ki Charlotte de
bunlara tabii kat1hyordu. Bir sonraki i§ler bir bitsin, niyetleri gezi
giinliiklerine bakmak ve ge�mi§i bu yolla da §imdiye �agirmakt1.

26
Ruh Akrabalzklarz

Aslmda Eduard, Charlotte'yle yalmzken sohbet konusu bul­


mada zorlamyordu, ozellikle de onun bahc;e diizenlemesine yonel­
tilen ve kendisinin de hak verdigi ele§tiriyi ondan saklad1gmdan
beri. Yiizba§i'nm gizlice soyledigi §eyden uzun siire soz etmedi.
Arna e§ini yosunlu kuliibeden yamaca dogru basamaklardan ve
patikalardan yine yukan mmamrken gordiigiinde dayanamay1p
sozii biraz dolandud1ktan sonra ona yeni fikirlerini ac;ti. Charlotte
dondu kaldi. Onlann hakh oldugunu hemen fark edecek kadar
zekiydi. Arna yapilm1§ olan buna ters dii§iiyordu, boyle yap1lm1§­
tl bir kere; kendisi hakhyd1, bunu istemi§ti, ele§tirilen §eyin bile
her bir kismm1 begeniyordu; o kamya kar§l c;1ku, kendi eserini
savundu, hemen i§i ilerleten, bir §akadan, bir sohbetten yola c;1k1p
geni§letilmi§ plamn maliyetini dii§iinmeden kendilerine hemen i§
c;1karan erkeklere k1zdi. Heyecanh, yaralanm1§ ve ofkelenmi§ti;
eskiyi elinden buakmak istemiyor, yeniyi tamam1yla reddedemi­
yordu; her zamanki kararhhg1yla i§i hemen durdurdu, meseleyi
dii§iinmek ve kafasmda olgunla§mmak ic;in kendine zaman verdi.

Erkekler i§lerini gittikc;e daha ne§eli yiiriitiir ve ozellik­


le sanatl1 bahc;eleri ve camekanh kuliibeleri gayretle tamam­
lar, bu arada da bildik siivari temrinlerini av, at satm ahm1,
degi§tirme, terbiye etme ve ah§mma §eklinde siirdiiriirlerken
Charlotte §imdi bu faal oyalanmalarm eksikligini duyuyor, ken­
dini giin gec;tikc;e daha yalmz hissediyordu. Mektupla§masm1
Yiizba§1'nm hatmna da, daha h1zh siirdiiriiyordu, ama yine de
baz1 yalmz gec;irdigi saatler de oluyordu. Yauh okuldan ald1g1
haberler onun ic;in bir o kadar ho§ ve oyalay1c1 oluyordu.

Kmnm ilerlemeleri hakkmda memnuniyetle haberler veren


miidirenin uzun bir mektubuna enstitiiniin erkek yard1mosmm
elinden kiic;iik bir not eklenmi§ti. Bunlarm ikisini de bildirmek
isteriz.

Miidirenin Notu
"Ottilie hakkmda, saym bayan, aslmda yalmzca daha once­
ki haberlerin i tekrarlayacakum. Onu kotiileyecek degilim, ama

27
Goethe

ondan rnernnunurn da diyernern. 0, eskiden oldugu gibi kendi


halinde biri ve ba§kalanna kar§l yard1rnsever. Arna bu c;ekin­
genlikten, bu yard1rnseverlikten ben pek ho§lanrn1yorurn. Zat-1
alinizin ona gec;enlerde gonderdiginiz para ve c;e§idi §eyler de
oylece duruyor. E§yasm1 c;ok terniz tutuyor ve bu bak1rndan da
giyeceklerini seyrek degi§tiriyor. Onun yerne ic;rnedeki olc;iiliilii­
giinii de overneyecegirn. Bizirn sofrarn1zda a§mlik yoktur, arna
c;ocuklann lezzetli saglikli yernekleri i§tahla yiyip doyduklan-
01 garrnekten c;ok rnernnun olururn. itinayla getirilip sunulan
§eyin de tarnarnen yenilrnesi gerekir. Ottilie' de bunu asla ba­
§ararnad1rn. Hatta hizrnetlilerin unuttuklan bir §eyi, yal01zca
bir yernegi ya da tatl1y1 atlarnalan01 o yerine getirrneyi kendine
i§ ediniyor. Biitiin bunlarda, arna §Unu da goz oniinde tutrnak
gerek, Ottilie bazen, benirn ancak gee; ogrendigirn gibi, yanrn
ba§ agns1 c;ekiyor, gerc;i c;abuk gec;en arna herhalde §iddetli ve
onernli agnlar. Her §eye ragrnen, bu giizel ve sevgili c;ocuk hak­
kmda soyleyeceklerirn bu kadar."

Yardtmctstnm Notu
"K1yrnetli rniidirerniz bana, ogrencileri hakkmda anne ba­
balanna ve biiyiiklerine bildirdigi gozlernlerini genellikle oku­
tur. Siz zat-1 alilerine yazd1klan01 her zarnan iki kat dikkat ve
iki kat zevkle okururn: (_;iinkii insanm hayatta yiikselrnesini
saglayan biitiin o parlak ozellikleri dolay1s1yla size km01z ic;in
tebrikler sunarken sizi evlatl1gm1zm §ahsmda kendinden c;ok
ba§kalarmm iyiligi ve memnuniyeti ic;in dogmu§ bir c;ocuga sa­
hip oldugunuz ic;in daha az kutlarnayacag1m. Ottilie, benirn bu
klymetli miidiremizle ay01 kanaati ta§1mad1g1m neredeyse tek
ogrencirniz. Bu c;ali§kan ha01mm, gosterdigi ozenin meyvelerini
dl§andan ve ac;1kc;a gormesini isteyi§ini yanli§ buluyor degilirn.
Arna oyle meyveler vard!f ki bunlar astl tam ozlii olanlardlf, er
gee; geli§erek giizel bir hayata ula§1rlar. Sizin evlatl1gm1z da on­
lardan biri, §iiphesiz. Ona hocalik ettigim siirece onun hep ay01
ad1mlarla yiiriidiigiinii goriiyorum, yava§ arna yava§c;a ileri, asla

28
Ruh Akrabalzklarz

geri degil. Bir �ocukta ba§tan ba§lamak gerekiyorsa, o �ocuk


§iiphesiz bu. Oncekini izlemeyen §eyi aklt alm1yor. Hi�bir §eyle
ilgi kurulamayan, aslmda kolay kavranabilecek bir §ey kar§tsm­
da gii�siiz, hatta donuk kaltyor. Arna ara ogeleri bulup da ona
a�1klarsamz o zaman en gii� §eyi kavnyor.

Bu yava§ ilerlemeyle, arkada§lanndan geri kaltyor; onlar bam­


ba§ka yeteneklerle hep ileri ko§uyor ve her §eyi, ili§kisiz olam da
�abuk kavnyor, ak1llarmda tutuyor ve rahat�a tekrar kullamyorlar.
0, i§te boyle ogreniyor, h1zlandmlmt§ bir derste hi�bir §ey yapa­
m1yor; miikemmel ama h1zlt ve sabtrs1z hocalann verdigi birka�
derste durum bu: Onun el yaz1sm1, gramer kurallarm1 anlamay1-
§tnl ele§tirdiler. Ben bu itirazlan inceledim: Dogrudur, dedikleri
gibi yava§ yaz1yor, yaz1s1 i§lek degil ama iirkek ve bi�imsiz de degil.
Ona, ger�i benim bran§tm olmayan Frans1zca' da ad1m ad1m a�1k­
lad1g1m §eyi �abuk kavnyordu. Tabii, bu harika bir §ey: <;ok §ey
biliyor ve iyi biliyor; yalmzca ona soruldugunda bir §ey bilmiyor
gibi goriiniiyor.

Bir genel notla bitirmem gerekirse, §Unu soylemek isterim:


Ottilie, egitilmesi gereken biri gibi degil, tersine egitmek isteyen
biri gibi ogreniyor: Yani bir ogrenci olarak degil, miistakbel bir
ogretmen olarak. Belki zat-1 aliniz benim bir egitici ve ogretmen
olarak, benim t1pk1m diyecegim bir kimseyi arttk ovdiigiimii tu­
haf bulacaklardtr. Sizin daha yiiksek anlayt§tntz, daha derin insan
ve diinya tecriibeniz, benim sm1rl1 ve iyi niyetli sozlerimden en
iyiyi alacakttr. i nanacaksm1z ki bu �ocukta iimit var. Size sayg1lar
sunar ve yine yazmama miisaadelerinizi rica ederim; mektubun
onemli ve ho§ bir §eyler i�erdigine inand1g1m kadanyla."

Charlotte bu yapraga sevindi. i�erigi, kendisinin Ottilie


hakkmda besledigi hayallere �ok yakmdt. Bu arada bir ogret­
menin katklSl, onun bir ogrencinin faziletlerini ortaya �1karma
gorii§iinden daha samimi g6riindiigii i�in, giiliimsemeden ede­
mezdi. Sakin, on yarg1s1z dii§iince tamyla Charlotte boyle bir
durumu da, bir�ok ba§ka §eyler gibi, kendi haline b1rakt1. Anla­
Y•§lt adamm Ottilie'ye ilgisini degerli buluyordu. <;iinkii aslmda

29
Goethe

adam sendeciligin ve nefretin iyice yerle§tigi diinyada her hakiki


egilime deger vermeyi hayatmda yeterince ogrenmi§ti.

Dorduncu Alt Bo/um


Uzerinde miilkiin <;evresiyle birlikte olduk<;a biiyiik oranda,
<;izgiler ve boyalarla karakteristik ve anla§thr bir §ekilde gos­
terildigi ve Yiizba§mm trigonometrik ol<;iimlerle dakik olarak
temellendirmeyi ba§ard1g1 topografik harita bitmek iizereydi ki
bu faal adam kimseye ihtiya<; gostermedi, boylece biitiin giinii
yalnizca §U anki hedefe adam1§t1 ve bu nedenle her zaman ak­
§amlan yapacak bir §eyleri vardi.

"Haydi §imdi geri kalan i§lere bakahm" dedi dostuna, "daha


sonra yano ilanlannm, ba§ka §eylerin <;1kacag1 gerekli on <;ah§­
malar i<;in gereken miilk belirlemesine! Yalniz bir §eyi tespit edip
diizenleyelim. Asil i§ olan her §eyi, hayattan ayn tut! i§, ciddiyet
ve disiplin ister, hayatsa keyif; i§ eksiksiz sonu<; ister; hayatta ise
tutars1zhk <;ogu zaman gerekir, hatra ho§ ve eglendiricidir. Birin­
de saglamsan, obiiriinde bir 0 kadar ozgiir olabilirsin; oysa ikisi
kan§tmhrsa saglam olan, ozgiir olanla uzakla§tmhp yok edilir."

Eduard bu tavsiyelerde hafif bir uyan hissetti. Ger<;i yara­


tih§ itibariyle, diizensiz degildi, ama kag1tlan01 kis1mlara ayir­
maya asla ba§layamami§tl. Ba§ka kimselerle halledecegi §ey ve
sirf kendisine bagh §ey, sm1rlandmlmam1§t1; nasil ki i§leri ve
ugra§lan, eglence ve keyfi birbirinden yeterince ayirm1yorsa,
oyle. Arna §imdi kolayd1, <;iinkii dostu bu zahmeti iistleniyordu,
bir 'ben' in her zaman ikiye boliinmek istemedigi §eyde ikinci bir
'ben', ayirmay1 ba§anyordu.

Yiizba§t'nm kald1g1 o ozel kanatta anhk §eyler i<;in bir


depo, ge<;mi§ §eyler i<;in bir ar§iv olu§turdular; biitiin belgeleri,
kag1tlan, haberleri <;e§idi zarflardan, odalardan, dolaplardan ve
sand1klardan <;1kardilar ve bu kiitle <;abucak ho§ bir diizene so­
kuldu, etiketlenerek belirli boliimlere yerle§tirildi. i stenen §ey,
umuldugundan fazlas1yla eksiksiz olarak bulundu. Bu i§te ya§h
bir katip <;ok i§lerine yarad1; biitiin giin, hatra gecenin bir kis-

30
Ruh Akraba!tk!art

mi kiirsiiden inmiyordu, oysa Eduard §imdiye kadar ondan hep


§ikayetc;;i olmu§tu.

"Onu art1k tamyam1yorum" diyordu Eduard dostuna, "ne


kadar faal ve i§e yarar oldu bu adam ! " "Bunun sebebi" dedi
Yiizba§1, "ona yeni bir i§ vermiyoruz, eskisini kendi rahatma
gore tamamltyor, boylece, gordiigiin gibi c;;ok i§ c;;1kanyor; rahat­
s1z edildi mi de hic;;bir §ey yapam1yor. "

Dostlar, giinii boylece sona erdirdiler mi, ak§amlan mun­


tazaman Charlotte'yi ziyaret etmeyi ihmal etmiyorlard1. Kom§u
yerlerden ve miilklerden kimse gelmedi mi, bu s1k s1k oluyordu,
sohbet ve okuma ekseriya, burjuva toplulugunun refahm1, c;;1-
karlarm1 ve rahatm1 arttran konulara aynlmt§ oluyordu.

Charlotte, zaten zamandan yararlanmaya alt§km olup ko­


casm1 memnun gormekle kendisini de memnun hissediyordu.
c_;oktan beri isteyip de tam yonlendiremedigi c;;e§itli ev mesele­
leri, Yiizba§t'nm faaliyetiyle hallediliyordu. �imdiye kadar yal­
mzca pek az ilac;;tan ibaret olan ev ecza dolab1 zenginle§tirildi ve
hem yararl1 kitaplar hem bilgilendirmeler sayesinde kendisinin
faal ve yard1msever halini §imdiye kadar oldugundan daha s1k
ve daha etkili duruma getirdi.
insan, alt§tlmt§ ve yine de s1k s1k §a§trtic1 zor durumlan dii­
§iindiigiinde suda bogulanlann kurtulmas1 ic;;i n gerekli olan her
§eyi daha bir fazla tedarik eder, hele baz1 gollerin, sulann ve ba­
rajlann yakmmda s1k s1k §U ya da bu tiir kazalar oluyorsa. Bu bo­
liimii Yiizba§t c;;ok aynnt1lt donam ve Eduard boylece dostunun
hayatmda bir olaym c;;ok ilginc;; bir doniim noktas1 olu§turdugu­
nu agzmdan kac;;ird1. Ama beriki susup da iiziicii bir hamadan
kac;;ar gibi goriindiigiinden, Eduard da aym §ekilde durdu; keza
bundan herkes gibi genel olarak haberdar olan Charlotte de o
sozler iizerinde durmad1.

"Biitiin bu tedbirli haz1rl1klan ovelim" dedi Yiizba§t bir ak­


§am; "ama en onemli §eyimiz heniiz eksik, yani biitiin bunlan
kullanmay1 bilen becerikli bir adam. Ben bu i§ ic;;i n tamd1g1m
§imdi miitevaz1 §artlarla almabilecek, alanmda miikemmel bir

31
Goethe

askeri cerraht teklif edebilirim. Bu cerrah bana §iddedi ic;; hastaltk


tedavisinde de c;;ok kereler iinhi bir hekimden daha c;;ok yard1met
olmu§tu. Acil yard1m, ta§rada yoklugu en fazla hissedilen §eydir."

Bu kimse de hemen not edildi ve her iki e§, keyfi harca­


malar ic;;in artan baz1 paralan en gerekli yerde kullanma ftrsat1
bulduklanna sevindiler.

Charlotte boylece Yiizba§t'nm bilgilerinden, c;;alt§masmdan


kendi i§lerinde de yararlamyordu ve onun varl1gmdan memnun
olmaya, biitiin sonuc;;lanndan da endi§e duymamaya ba§ladt.
Normalde, baz1 §eyleri sormaya haz1rlamrd1, ama ya§amay1 sev­
digi ic;;i n zararlt, oldiiriicii ne varsa uzakla§tirmaya c;;a lt§tt: Kap
kacagm kalay1, bakir kaplarm past gerc;;i canmt s1kmt§tt. Bu ko­
nuda bilgi ald1 ve tabii fizigin ve kimyanm temel kavramlanna
inmek gerekiyordu.

Bu tiir sohbedere rasdant1sal, ama hep iyi bir vesile olan §ey,
Eduard'm toplulugun oniinde okumak egilimiydi. <,;:ok ho§ tm1lt,
kalm bir sesi vard1 ve eskiden §air ve hatiplerin c;;alt§malanndan
canlt, duygulu okumalanyla begeniliyordu ve iinliiydii. �imdi onu
ilgilendirenler, ba§ka yazarlard1, bunlan ve birkac;; zamandan beri
de fizik, kimya ve teknik konululan okuyordu yanmdakilere.

Onun tuhaf ozelliklerinden biri, belki bu ozellik birc;;okla­


nnda vardtr, o okurken bir ba§kasmm kitaba bakmasma daya­
namamaktt. Onceleri, §iir, tiyatro, hikaye okurken bu, o heye­
canlt niyetin tabii sonucuydu. Yani okuyan adamm ayn1 §air,
oyuncu , hikayeci gibi §a§trtma, ara verme, beklentiler yaratma
niyeti. (,;:iinkii bir iic;;iincii ki§inin gozleriyle onun oniine gec;;mesi
tabii ki bu amac;;lanan etkiye c;;ok tersti. Bu nedenle boyle du­
rumlarda kimseye strt1 doniik oturmamaya alt§ffit§tt. �imdi iic;;
ki§ilerken buna gerek yoktu. Ve bu kez duygulandtrmak, hayal
giiciiniin §a§trt1lmas1 amac;;lanmad1gmdan, kendine ozel olarak
itina etmeyi de dii§iinmiiyordu.

Yalmz bir ak§am, rahatc;;a oturmu§ken Charlotte'nin onun


kitabm1 gozededigini fark etti. 0 eski sabirs1zltg1 depre§ti ve o
Charlotte'ye biraz sertc;;e bunu yasaklad1: "Baz1 ba§kalan gibi, top-

32
Ruh Akraba!tk!art

lulugun ho§lanmad1g1 bu ti.ir yaramazhklardan kesinlikle vazge­


�ilmeli! Bir kimse i�in bir §ey oku rken ona sozli.i olarak bir §ey ile­
tiyor gibi degil miyim? Yaz1h olan, bas1lm1§ olan §ey, benim kendi
fikrimin, kendi kalbimin yerini ahyor. Ve eger sanki di.i§i.incelerimi
bir bir anlatmak, duygulanm1 a�mak istedigim kimse benim ni­
yetimi zaten ba§mdan beri biliyormu§ gibi almma, gonli.ime bir
pencere a�sa, acaba konu§maya �ah§tr m1yd1m ki? Biri kitab1ma
goz amgmda ben sanki iki par�aya boli.inecekmi§ gibi oluyorum."

Her t i.irli.i zorlu, hatt3. canh ifadeyi bertaraf etmek, uzayan


bir konu§may1 yanda kesmek, tak1hp kalmt§l harekete ge�irt­
mekteki becerisini ozellikle bi.iyi.ik ya da ki.i�i.ik toplantilarda
gosteren Charlotte, bu kez de bu yetenegini gosterdi.

"�u anda neyle kar§1la§t1g1m1 iti raf etsem, hatam1 § i.iphesiz


affedeceksin. Akrabahklardan soz edildigini duydum, hemen
akhma kendi akrabalanm geldi, tam da §U anda beni ugra§tiran
birka� yegen. Sonra dikkatim senin okumana dondi.i: Duyuyo­
rum ki tamamen cans1z §eylerden soz ediliyor ve elindeki kitaba
bak1yorum, tekrar kendime gelmek i�in."

"Seni yamltan ve alti.ist eden o §ey, bir sembolik ifade" dedi


Eduard. "Burada tabii yalmzca topraklardan ve minerallerden
soz ediliyor, ama insan, hakiki bir Narsisttir: Her yerde kendini
gori.ir; kendini bi.iti.in di.inyanm ol�i.isi.i olarak gori.ir."

" Evet i§te!" diye devam etti Yi.izba§L " Kendi d1§mda rast­
lad1g1 her §eye boyle bakar. Bilgeligini, aptall1gm1, i radesini,
keyfini hayvanlara, bitkilere, maddelere ve tannlara yak1§tmr."

"Sizi §U anki ilginizden fazla uzakla§tirmak istemedigim


i�in bana k1saca ogretmek ister misiniz?" dedi Charlotte "aslm­
da bu akrabaliklarla ne kastedildigini."

"Bunu memnuniyetle yapanm" cevabm1 verdi Charlotte'ye


yi.izi.ini.i donen Yi.izba§l. " Tabii, bildigim kadanyla, on yil kadar
once ogrendigim, okudugum haliyle. Bilim di.inyasmda bu ko­
nuda hala di.i§i.ini.ili.ip di.i§i.ini.ilmedigini, yeni ogretilere uyulup
uyulmad1gm1 soyleyemem."

33
Goethe

"Zaten yeterince endi§e verici'' diye hayk1rd1 Eduard, "amk


insanm biitiin hayat1 boyunca hir;bir §ey ogrenememesi. Atala­
nm1z genr;liklerinde ogrendikleri derslere dayamrlard1, ama biz
§imdi geride kalmamak ir;in be§ yilda bir bilgilerimizi yenile­
mek zorunday1z."

"Biz kadmlar" dedi Charlotte, " bunu o kadar ciddiye alm1-


yoruz ve diiriist olmam gerekirse, beni ashnda yalmzca o ke­
limenin anlam1 ilgilendiriyor: �iinkii bir toplulukta insam en
giiliinr; yapan §ey, bir yabanc1 kelimeyi, bir uydurma kelimeyi
yanh§ kullanmakm. Bu nedenle bilmek istedigim yalmzca bu
ifadenin bu §eylerde hangi manada kullamld1g1d1r. Bilimsel ola­
rak durumun ne oldugunu bilginlere b1rakahm; onlar da fark
ettigim kadanyla giir; birle§ebilecekler."

"Arna §imdi meseleye en r;abuk gelmek ir;in nereden ba§h­


yoruz?" diye sordu Eduard, bir aradan sonra, biraz dii§iinerek
hemen cevap veren Yiizba§i'ya.

"Goriiniirde uzaga gitmeme miisaade edilirse, hemen ko­


nuya geliyoruz."

"Biitiin dikkatimden emin olun" dedi Charlotte, elindeki i§i


blfakarak.

Ve Yiizba§1 §6yle ba§lad1: "Algilad1g1m1z biitiin yarat1klar­


da ilk fark ettigimiz §ey, kendileriyle ilgili olduklandlf. Zaten
kendiliginden anla§ilan bir §eyi telaffuz etmek, §iiphesiz tuhaf
geliyor; ama insan bilinen bir §ey hakkmda meramm1 tam ola­
rak anlatmca, ancak o zaman bilinmeyene dogru yol alabilir."

"Samyorum" diye at1ld1 Eduard "Charlotte'ye ve kendimize


orneklerle meseleyi kolayla§t1rabilirdik. Yalmzca suyu, yag1, civay1,
goziiniin 6niine getirirsen onlann 6gelerinin bir birligini, bir ili§ki­
sini bulursun. Bu birle§meyi ancak kuvvede ya da ba§ka §arda terk
ederler. 0 bertaraf edildi mi, o zaman hemen tekrar birle§irler."

"�iiphesiz" dedi Charlotte hak vererek. "Yagmur damlalan


r;abucak sel olur. Daha r;ocukken biz civay1 kiireciklere aymp,
sonra tekrar birle§tirerek onunla oynar ve §a§ard1k."

34
Ruh Akrabalzklarz

"�imdi onemli bir noktay1 bu arada hemen §6yle bir ana­


y1m, izninizle" dedi Yiizba§l, "Yani bu tamamiyle saf, s1v1 saye­
sinde miimkiin olan ilgi, ozellikle ve her zaman kiire bi�iminde
beli rir. Yere dii§en su damlas1, yuvarlakm; civa kiireciklerinden
kendiniz soz ettiniz; hatca dii§en erimi§ kalay, tamamen don­
maya zamam olursa a§ag1ya bir kiire bi�iminde iner."

"Ben onden gideyim, belki ula§mak istediginiz yere van­


nm. Madero ki her §eyin kendine yonelik bir ilgisi var, o zaman
ba§kalarma yonelik de olmali bu ilgi." dedi Charlotte.

"Bu da varl1klarm �e§itliligine g6re �e§itli olacakm" diye


devam etti Eduard. "Az sonra birbirlerini degi§tirmeksizin bir
araya gelen ve birle§en dost ve eski tamd1klar olarak bula§acak­
lardIC; aym, §arabm suyla bi rle§mesi gibi. Buna kar§1hk ba§kala­
n birbirlerinin yanmda di renecekler ve mekanik bir kan§tlrma
ve ovmayla bile asla bi rle§meyeceklerdir; aym yagla suyun bir
arada �alkaland1ktan sonra tekrar birbirinden ayn§tlg1 gibi."

"C::ok zor degil" dedi Charlotte, "bu basit bi�imler i�inde tam­
d1g1m1z insanlan gormemiz; ama bu sICada ozellikle i�inde ya§ad1-
g1m1z topluluklan hat1rl1yor insan. Bu ruhsuz varl1klarla en biiyiik
benzerlik, diinyada kendilerini birbirlerinin kar§1sma konumland1-
ran kitlelerde var: Sm1flar, meslek §artlan, asalet ve ii�iincii sm1f,
asker ve sivil." "Arna yine de" dedi Eduard, "bunlarm geleneklerle
ve yasalarla birle§tirilebilir olmas1 gibi, kimya diinyasmda da ara
iiyeler vardlf, birbirini d1§layan §eyleri birle§tirmek i�in."

"Mesela yagi" diye at1ld1 Yiizba§1, "alkalik tuz arac1lig1yla


suyla birle§tiriyoruz".

"Yalmz konferanslanmzda bu kadar h1zli gitmeyin ki" dedi


Charlotte, " ben ayak uydurdugumu gosterebileyim. Burada ar­
t1k akrabalik meselesine gelpi i§ bulunmuyor muyuz?"

"C::ok dogru" dedi Yiizba§t "ve bunu hemen tam olarak ogre­
necegiz. Kar§1la§t1klannda birbirine hemen sanlan ve bi rbirlerini
belirleyen canlilara akraba diyoruz. Birbirlerinin z1dd1 olmalan­
na ragmen ve i§te asil birbirlerine kar§lt olduklan i�in birbirlerini

35
Goethe

arayan ve yakalayan, birbirini bic;imleyen ve yeni bir madde olu§­


turan bazlar ve asiderde i§te bu akrabahk yeterince belirgindir.
Bi.iti.in asitlere bi.iyi.ik bir egilim, belli bir birle§me hevesi olan
kireci di.i§i.inelim, yeter! Bizim kimya dolab1m1z gelir gelmez,
size c;e§itli deneyler gosterecegiz, c;ok eglencelidir bunlar ve keli­
melerden, isimlerden ve sanatsal ifadelerden daha anlamhd1rlar."

"Size itiraf etmeme izin verin" dedi Charlotte, "Siz bu tuhaf


varhklara akraba deyince bunlar bana kan akrabalanndan c;ok
zihin- ve ruh akrabalan gibi geliyor. i §te insanlar arasmda tam
bu tarzda gerc;ekten onemli dostluklar olu§abilir: �i.inki.i kar§lt
ozellikler, daha ic;ten birle§meleri mi.imki.in kdabilir. i §te §im­
di bekleyecegim, bu esrarengiz etkiler konusunda oni.ime ne­
ler getireceksiniz." Eduard'a donerek "§imdi amk seni okurken
rahats1z etmeden ve c;ok daha iyi bilgilendirilmi§ olarak, senin
sunumunu dikkatle izleyecegim."

"Bizi madem ki bir kere hareketlendirdin" dedi Eduard,


"amk oyle kolay kurtulamazsm, c;i.inki.i karma§lk vakalar asd
en ilginc; olanlard1r. Asd bunlarla ogreniriz akrabahk derecele­
rini, daha yakm, daha uzak, daha az ili§kileri; akrabahklar asd
aynlmalara sebep olunca ilginc; olur."

"Maalesef hayatta §imdi c;ok s1k duydugumuz o i.izi.ici.i keli­


me" diye hayklfdl Charlotte, "tabiat ogretisinde de mi kar§lm1za
c;1k1yor?"

"�i.iphesiz" dedi Eduard. "Hatta kimyacdara verilen 'aymc1


sanatc;1' ad1, onlarm bir onur unvamydi."

"Demek ki amk boyle yapdm1yor" dedi Charlotte "ve iyi


de ediliyor. Birle§ti rmek, daha bi.iyi.ik bir sanat, daha bi.iyi.ik bir
hizmet. Bir birle§tirme sanatc;1s1 her durumda bi.iti.in di.inyada
ho§ kar§damrdi. -�imdi, izninizle, birkac; boyle vaka anlatm,
hazlf konu ac;dm1§ken."

" Oyleyse hemen yukanda isim koydugumuz ve sozi.ini.i et­


tigimiz §eye donelim" dedi Yi.izba§l. Mesela bizim kirec;ta§1 de­
digimiz §ey, az c;ok saf kirec; toprag1d1r, ic;inden hafif bi r aside

36
Ruh Akrabalzklarz

bagli, bizim hava bic;iminde ta01d1g1m1z. Boyle bir parc;a ta§,


seyreltilmi§ bir kiikiirt asidine konursa, bu asit kirece etki eder
ve onunla birlikte alc;1 halinde ortaya c;1kar. Burada bir aynlma,
yeni bir birle§me olu§IDU§tur ve amk hatta ruh akrabaltg1 ke­
limesini kullanmaya hakk1m1z vardir, c;unki.i bir ili§ki otekine
tercih edilmi§, biri otekine yeglenmi§ demektir."

"Bir tabiat ara§tlrmaosmm kusuruna bakmad1g1m gibi siz


de benim kusuruma bakmaym" dedi Charlotte, ama hen olsam
burada asla bir sec;im degil, bir gereklilik gorurdum, bunu bile
tam degil, c;i.inki.i eninde sonunda bu belki yalnizca bir vesile
meselesi. Vesile, h1rs1z yapt1g1 gibi ili§kiler de kurar ve eger sizin
doga cisimleri soz konusuysa, hence sec;im yalnizca bu maddele­
ri birle§tiren kimyacmm elindedir. Arna bunlar bir kere birle§ti­
ler mi, o zaman onlara Tann yard1mo olsun! �u durumda beni
yalnizca o zavall1 sonsuzlukta yeniden etrafta dola§mak zorunda
kalan oksijen iizer."

" O nemli olan yalnizca" dedi Yi.izba§t, "suyla birle§ip maden


kaynag1 olarak sagltklt insanlara ve hastalara canltltk vererek
hizmet etmektir."

"Alc;mm i§i kolay" dedi Charlotte, "o amk tamam, art1k bir
cisim, ihtiyao giderilmi§tir, oysa obi.ir kovulan maddenin tekrar
yerini buluncaya kadar baz1 s1kmt1lan olabilir."

"C::ok ya01lm1yorsam" dedi Eduard gi.ilumseyerek "senin ko­


nu§malarmm arkasmda ufak bir hile gizli. Maskaraltgm1 itiraf
et bakaltm! Senin gozunde hen, bir sulfiirik asit olan Yi.izba§l
tarafmdan yakalanip senin zarif toplulugundan uzakla§tmlarak
refrakter bir alc;1ya donii§tiiruli.iyorum."

"Eger vicdanm sana boyle dii§iincelere izin veriyorsa" dedi


Charlotte, "o zaman hen dert etmeyeyim. Bu alegorik ifadeler
ho§ ve eglendirici; kim oynamay1 sevmez ki benzetmelerle? Arna
insan o maddelerden epey bir basamak yukardadir ve eger insan
burada o guzel kelimeler 'sec;me' ve 'sec;me akrabaltklar' da biraz
comert davranffil§Sa, 0 Zaman tekrar kendine donse ve bu tur
ifadelerin degerini boyle hallerde derinligine dii§iinse iyi eder.

37
Goethe

Ben ne yaz1k oyle vakalar bilirim ki iki insanm hi� bozul­


maz gibi goriinen i�ten baghhklan, ii�iincii bir ki§inin tesadiifi
ekleni§iyle yok olmu§ ve oyle giizel baglanmi§lardan biri �ok
uzaklara atilmi§tir."

"O konuda kimyac1lar �ok daha zarifler" dedi Eduard. "Onlar


bir dordiinciiyii devreye sokuyorlar ki hi� biri eli bo§ �1kmasm."

"Evet, tabii!" diyerek ekledi Yiizba§1, "hem de bu durumlar


en onemli ve en dikkate deger olanlardir. Bunlarda cezbetme­
yi, akraba olmay1, bu terk etmeyi, bu birle§tirmeyi �aprazlama
orneginde bir arada ger�ekten gosterebiliyoruz; o zamana kadar
iki§er iki§er birle§mi§ dart ki§i, burada temasa ge�irilmi§ olarak
daha onceki birlikteliklerini birak1p yeni birle§melere gidiyorlar.
Bu b1rakma ve yakalamada, bu ka�ma ve aramada sanki daha
yiice bir kader varm1§ gibi geliyor; bu kimselerin bir �e§it isteme
ve se�melerine giiveniliyor ve yeni iiretilen o 'se�me akrabahk'
sozii dogru bulunuyor."

"Bana boyle bir durumu anlatm" dedi Charlotte.

"Bu tiir §eyleri o kelimelerle halletmemeli. Dedigimiz gibi,


size o deneyleri gosterebildigim anda, her §ey daha somut ve daha
ho§ olacak. Arna sizi §imdi, sizin hayal giiciiniize uyacak iiretilmi§
korkun� kelimelerle oyalamak zorunda kalmm. Bu olii gibi gorii­
nen, ama aslmda faaliyete i�ten hep hazir varhklan canh olarak
goziiniin oniine getirmek gerek, birbirlerini nas1l arad1klarm1, na­
sil �ekip yakalad1klanm, mahvettiklerini, bitirdiklerini ve sonra
da o en s1k1 birlikten tekrar yenilenmi§, yeni, beklenmedik bi�im­
de ortaya �1kuklanm duygu birligi i�inde seyretmek gerekir. An­
cak 0 zaman insan, ebedi bir hayata inamyor, onda mana ve ak1l
buluyor, �iinkii bizler duyulanm1zm bunlan dogru gozlemledigi­
ni ve akhmmn bunlan tam kavrad1gm1 yeterince hissetmiyoruz."

" i nkar etmiyorum" dedi Eduard, "o tuhaf tiiretme keli­


meler, duyusal gozlemler, kavramlar aracihg1yla onlarla ban§­
mam1§ kimselere agir, hatra giiliin� gelmek zorundadir. Arna
yine de, burada kastedilen ili§kiyi harflerle olduk�a kolay ifade
edebilirdik."

38
Ruh Akrabaltklart

"Titizlik gibi gori.inmedigine inanmantz" diyerek ekledi


Yi.izba§l, "o zaman alegorik dilde de meram1m1 ozetleyebilirim.
Bir A di.i§i.ini.in, B ile i<;ten bagli olsun, bir<;ok ara<;la ve baz1 §id­
detle ondan aynlamasm. Bir C di.i§i.ini.in, bu da D'ye aynt §ekilde
bagh olsun. �imdi bu iki <;ifri temasa ge<;irin. A kendisi D'ye, C
de B'ye ko§acakm. Bu konuda kimin otekini once terk ettigi,
kimin once otekiyle bi rle§tigi soylenemez."

"Haydi oyleyse" diye atild1 Eduard. "Bi.iti.in bunlan gozi.i­


mi.izle g6rmeden bu formi.ili.i i§aretlerle gorelim ve bundan kendi­
mize kolayca kullamlacak bir ders <;1karahm. Charlotte, sen Ny1
temsil ediyorsun ve ben senin B'ninim: <:;:i.inki.i aslmda ben yalmz­
ca sana tabiyim ve seni izliyorum; Ny1 B'nin izlemesi gibi. C, <;ok
belli ki beni §imdilik bir dereceye kadar senden uzakla§tiran kap­
tan. �imdi, senin eger belirsiz olana dogru uzakla§maman i<;in bir
D'nin bulunmas1 uygun olur ve bu da §iiphesiz yakla§masma kar­
§1 daha uzun kendini savunamayacagm ki.i<;i.ik hantm Ottilie' dir."

" iyi " dedi Charlotte, "her ne kadar bu ornek hence bizim
durumumuza pek uymuyorsa da, bizim bugi.in tam olarak bulu­
§acag1m1z ve bu tabiat- ve ruh akrabahgmm aram1zda gi.ivenli bir
anla§may1 h1zlandirmasm1 bir §ans olarak gori.iyoruz. Yani itiraf
edeyim ki ben bu ogleden sonradan beri Ottilie'yi <;agirmaya ka­
rarhy1m: <:;:i.inki.i §imdiye kadarki vekilharom ve ev i§lerini yi.iri.i­
ten hantm1m evlendigi i<;in gidecek. Bu benim a<;1mdan ve benim
i<;in olacak; ama Ottilie i<;in bana karar aldiran §eyin ne oldugunu
sell' bize okuyacaksm. Sayfana bakmayacag1m, ama konuyu artik
biliyorum. Arna oku sen, oku! " Bu sozlerle bir mektup <;1kanp
Eduard'a uzattl.

Beiinci Alt Boliim


Miidirenin Mektubu
"Hantmefendi beni affetsin, bugi.in mektubumu <;ok k1sa
tutarsam: <:;:i.inki.i ge<;en yil ogrencilerimizde ula§tiklanm1Zl
resmi bir degerlendirmeden sonra bi.iti.in ebeveynlere ve §eflere
gidi§at1 haber vermek durumunday1m. K1sa kesmemin sebebi,

39
Goethe

aym zamanda az sozle c;;ok §ey soyleyebildigim ic;;indir. Kmmz


ki.ic;;i.ik hammefendi her manada birinciligini kamtladt. Ekteki
belgeler, onun kazand1g1 odi.illeri ve boyle mutlu bir ba§anya
duydugu memnuniyeti anlatan kendi mektubu, sizi rahatlata­
cak, hatta sevindirecektir. Benim sevincim bu kadar ilerlemi§
bir km arttk yamm1zda altkoymaya sebep duymayacag1mm
ongormemle bir derece azaltyor. Hi.irmetlerimi sunuyor ve onun
ic;;in neyi en yararl1 buldugum konusundaki di.i§i.incelerimi ac;;­
mak istiyorum. Ottilie hakkmda sevgili yard1mom yaz1yor."

Yardtmctntn Mektubu
"Ottilie hakkmda yazmay1 sayg1deger mi.idiremiz bana
b1raktt, c;;i.inki.i bildirilecek olan §eyi bildirmek, ona gore biraz
s1k1c1, biraz da kendisinin ozi.ir dilemeye ihtiyao var ki bunu
benim araoltg1mla yapmak onun ac;;1smdan daha iyi olacaktt.

Ben c;;ok iyi biliyorum ki zavallt Ottilie, ic;;indekini ve gi.ici.i­


ni.i ifade etmeyi beceremez; bu nedenle resmi bir smavdan §ahsen
hen bir dereceye kadar c;;ekiniyordum, daha da c;;ok, buna hic;;bir
haz1rl1k mi.imki.in olmad1g1 ic;;i n ve her zamanki tarzda olabil­
se bile Ottilie zaten gosteri§ ic;;i n donattlamazdt. Sonuc;; benim
korkumu fazlas1yla haklt c;;1kard1: 0, bir odi.il almad1 ve karne
alanlar arasma bile giremedi. Daha fazla ne soyleyeyim? Yaz1-
da otekilerin boyle gi.izel bic;;i mli harfleri yoktu ama c;;ok daha
serbesttiler; matematikte hepsi daha c;;abuktu ve onun daha iyi
c;;ozdi.igi.i gi.ic;; problemlere ma gelmemi§ti. Frans1zca gosteri§li
konu§ma ve etkilemede baztlan onu ge c;;iyordu; tarihte isimleri
ve y1llan c;;abuk hamlam1yordu; cografyada siyasi sm1rlara dik­
kati eksikti. 0 pek az mi.itevaz1 melodilerini seslendirmek ic;;i n
ne vakti vard1 ne de huzuru. Resimde §i.iphesiz odi.il alabilirdi:
<;izgileri netti ve c;;ok ozenli §ekillendirmeleri zekiceydi. Ne ya­
z1k ki biraz fazla bi.iy i.ik bir §eye giri§ti ve bitiremedi.
Ogrenciler dt§art c;;1kttgmda smav yapanlar birlikte gori.i§i.ir­
lerken ve biz ogretmenlere hie;; olmazsa birkac;; soz soyleme imkam
verdiklerinde hemen fark ettim ki Ottilie'den ya hie;; konu§ulmu-

40
Ruh Akrabalzklarz

yor, ya da olumsuz ama onemsemeden konu§uluyordu. Umanm


onlarm tarzm1 a<;1k<;a ortaya koyma sayesinde sayg1 uyandird1m
ve <;ifte gayrede cesaretimi gosterdim: Birincisi, <;iinki.i kendi ka­
naatime gore konu§abiliyordum, sonra da kendim de bir zaman­
lar aym i.izi.ici.i durumda olmu§tum. Beni dikkade dinlediler.
Arna sozi.imii bitirince smav komitesi ba§kam ger<;i dost<;a ama
alayla kan§ik §Oyle dedi: Yetenekler §artm, ama onlarm beceriye
doni.i§mesi gerekir. Bu, egitimin ba§hca hedefidir, anne babala­
rm ve §eflerin <;ocuklarmda sessiz, yalmzca yan bilin<;li a<;1k ve
net amaodir. Bu, aym zamanda ogretmenlerin ve ogrencilerin
degerlendirildigi smavlarm meselesidir. Sizin soylediklerinizden
anlad1g1m1za gore o <;ocuktan i.imidiyiz ve siz de ovi.ilmeye de­
gersiniz, ogrencilerin yeteneklerine tam olarak dikkat ettiginiz
i<;in. Bunlan gelecek yila kadar becerilere donii§tiiri.irseniz size ve
tarafm1zdan desteklenen 0 ogrenciye alk1§lar eksik olmayacak.

Bunun arkasmdan gelenlere ses <;ikarmad1m, ama hemen


gelecek daha koti.i §eyden de korkmad1m. Bizim o iyi mi.idire­
miz, aym iyi bir <;obanm koyunlarmdan hi<;birinin kaybolmu§
ya da §imdiki gibi si.islenmemi§ gormek istemedigi gibi, bey­
ler uzakla§tiktan sonra, obi.ir ogrenciler odi.illerine sevinirken,
pencere oni.inde dump gayer sakin Ottilie'ye §oyle dedi: "Tan­
n a§kma, soyleyin! i nsan aptal degilse, nasil oyle gori.inebilir?"
Ottilie gayer sakin cevap verdi: " Ozi.ir dilerim sevgili anne, tam
da bugi.in yine ba§lffi agnyor, hem de <;ok." Ba§ka zaman oyle
merhamedi olan kadm, h1§1mla arkasm1 dondi.i.

Evet, dogru: Kimse bilemez bunu; <;iinki.i Ottilie yi.izi.ini.i


degi§tirmez ve ben de onun bir kere olsun elini §akagma goti.ir­
di.igi.ini.i gormedim. Hepsi bu da degildi. Sizin kii<;iik hamm k1-
zm1z saym bayan, ba§ka zaman canli ve ne§eli iken bugi.in kendi
zaferiyle rahattl ve fazla CO§kuluydu. Odi.illeriyle ve karneleriyle
odalan dola§tl, bunlan Ottilie'nin suratma sallad1. "Sen bugi.in
k6ti.iydi.in ! " diye haykird1. Ottilie gayer sakin cevap verdi: "Bu
son smav gi.ini.i degil ki!" "Arna sen hep sonuncu kalacaksm! "
diye bagird1 kii<;iik hamm ve z1play1p gitti.

41
Goethe

Ottilie herkese kar§l rahat goriiniiyor, yalmz bana degil.


Direndigi ruhsal, ho§ olmayan, canh bir hareketi, yiiziiniin
farkh bir hal almas1yla gosteriyor. Sag yanag1 solarken solu bir
an kizanyor. Ben bu belirtiyi gordiim ve soylemeden edeme­
dim. Miidiremizi kenara c;;ekip onunla bu mesele iizerinde ciddi
olarak konu§tum. 0 miikemmel kadm, suc;;unu anlad1. Kar§l­
hkh kafa yorup konu§tuk. Konuyu fazla uzatmamak ic;;in zat-1
alinize karanm1Z1 ve ricam1Z1 ileteyim: Ottilie'yi bir siire yam­
mza alm. Sebepleri en iyi kendiniz anlayacaksm1z. Buna karar
verirseniz, bu k1zcag1za nasil davramlacag1 hakkmda size daha
fazlasm1 soylerim. Daha sonra kiic;;iik hammefendi kmmz bizi
terk ederse ki bu tahmin edilebilir, o zaman Ottilie'nin seve
seve geri donii§iinii goriiriiz.

Unutmadan, bir §ey daha: Ben Ottilie'nin bir §ey istedigini


ya da bir §ey ic;;i n marla rica ettigini hie;; gormedim. Buna kar§l­
hk, nadir de olsa onun kendisinden istenen bir §eyi reddetmeyi
denedigi durumlar olur. Bunu oyle bir tav1rla yapar ki, mana­
sm1 kavrayan insan ic;;i n kar§I konmaz bir tavtrd1r bu. Yukan
kald1rd1g1 ellerini kavu§turup gogsiine indirir ve bunu yaparken
birazok one egilip marla isteyen ki§iye oyle bir bakt§la bakar ki
o kimse istemek ya da arzu etmek niyetinde oldugu her §eyden
seve seve uzakla§tr. Bu tavn, ki sizin davram§larm1zm kar§tSm­
da herhalde olmaz, herhangi bir zaman goriirseniz, saym bayan,
o zaman beni hat1rlaym ve Ottilie'yi koruyun."

Eduard, bu mektuplan giiliimseyerek ve ba§ml sallayarak


okumu§tU. Bu arada ki§iler ve meselenin durumu hakkmda fi­
kir yiiriitmeler de eksik degildi.

Sonunda "Yeter! " diye hayktrd1 Eduard. "Karar verildi, Ot­


tilie geliyor! Senin meselen hallolmu§ olur, sevgilim, biz de kendi
teklifimizde ilerleyelim. Benim Yiizba§i'nm yanma, sag kanada
ta§mmam son derece gerekli hale geldi. Ak§amlan oldugu gibi
sabahlan da birlikte c;;ah§manm tam zamam. Buna kar§ihk sen
kendin ic;;i n ve Ottilie ic;;in senin tarafmdaki en giizel mekam ah­
yorsun.

42
Ruh Akrabalzklart

Charlotte, ses <;ikarmad1, Eduard da miistakbel ya§ay1§ tarz­


lanm anlam. Bir ara §6yle haykirdi: "Sol taraftaki hafif ba§ ag­
ns1yla yegenin <;ok nazik; ben de bu agny1 zaman zaman sag ta­
rafta <;ekerim. Olur da kar§ihkh oturursak, ben sag dirsegime, o
soluna dayanarak ve ba§lar farkh yonlere dogru elimize ahnm1§, o
zaman bir <;ift tam zit manzara olur."

Yiizba§l bunu tehlikeli bulmaya kalku; Eduard ise §6yle


hayk1rd1: "Sevgili dostum, siz kendinizi D' den koruyun! Eger
C'si elinden almirsa B ne yapar?"

"O zaman, derim ki" diye devam etti Charlotte, " bu ken­
diliginden anla§ihr."

"�iiphesiz" dedi Eduard. "B, A'sma geri cloner, kendi A ve


O'suna! " diyerek ayaga kalkn ve Charlotte'yi s1k1Ca kucakladl.

Altznct Alt BO/um


Ottilie'yi getiren bir araba yakla§ml§tl. Charlotte onu kar­
§1lad1; sevgili <;ocuk, ona yakla§mak i<;in tela§land1, ayaklanna
kapamp dizlerine sanldL

Biraz mahcup olup onu ayaga kaldirmak isteyen Charlotte


"Ni<;in bu egilme?" dedi. "Kastettigim, o manada degil" diye
ekledi ilk halinde kalan Ottilie. "Ba§im heniiz sizin dizinizden
daha yukanlara eri§emedigi ve sevginizin oylesine kesin oldugu
o zamanlan haurlamay1 oyle istiyorum ki!"

Ayaga kalkt1 ve Charlotte onu sevgiyle kucakladl. Kiz, er­


keklere takdim edildi ve hemen ozel bir onemli misafir muame­
lesi gordii. Giizellik, her yerde ho§lamlan bir misafirdir. Konu§­
malara kaulmasa da dikkat ediyor gibiydi.

Ertesi sabah Eduard, Charlotte'ye: "Ho§, ho§sohbet bir kiz


bu" dedi.

"Ho§sohbet mi?" dedi Charlotte giiliimseyerek, "Heniiz ag­


zm1 bile a<;madt"

" Oyle mi? Bu daha da miikemmel!" dedi Eduard, dii§iinii­


yor gibiydi.

43
Goethe

Ottilie'nin bu terbiyeli hizmet becerisi Charlotte'nin i;;ok ho­


§Una gidiyordu. Ona i;;ok uymayan tek §eyi de Ottilie' den sakla­
madt. Bir giin ona dedi ki "Bir kimse elinden bir §eyi dii§iiriince
egilmek ve bunu i;;abucak kald1 rmaya bakmak oviilmeye deger
kibarl1klardandtr. Bu sayede ona ayrn zamanda kendimizin hiz­
mete gorevli oldugunu soylemi§ oluruz. Ne var ki daha biiyiik
bir toplulukta insanm kime boyle bir emrindeligi gosterecegi­
ni dii§iinmesi gerek. Kadmlara kar§t sana bu konuda kurallar
belirleyemem. Sen geni;;s in. Daha sayg1 deger olanlara ve daha
ya§ltlara kar§t, bunu bori;;luyuz, seninle bir olanlara kar§t bir
nezaket, daha geni;;lere ve daha a§agtdakilere ise bununla insan­
ltk ve iyilik gosterilir; ama bir klZln kendini erkeklere kar§t bu
§ekilde egilip emre amade gostermesi pek yakt§tk almaz."
"Bu alt§kanltktan kurtulmaya i;;alt§mak isterim" dedi Ot­
tilie. "Bu arada, boyle davranmt§ olmamm nedenini size soyler­
sem, bu uygunsuzlugumu affedeceksiniz. Bize tarih ogrettiler;
ben gerektigi gibi akltmda tutamad1m. <;iinkii bunu nerede
kullanacag1m1 bilmiyordum. Yalrnzca tek tek hadiseler bende
i;;ok tesir biraktt. Mesela §U:
i ngiltere Krah Birinci Karl, o sozde hakimlerinin oniinde du­
rurken ta§td1g1 asasmm altm diigmesi yere dii§er. Bu durumlarda
herkesin onun ii;;in tela§lanmasma alt§km oldugundan, etrafma
bak1p bu kez de birinin bu kiii;; iik hizmeti yerine getirmesini bek­
ler. Hii;; kimse yerinden ktptrdamaymca diigmeyi kaldirmak ii;;in
kendisi egilir. Bu, bana oyle ao geldi ki, bilmiyorum haklt olarak
m1, o andan itibaren hii;; kimsenin elinden bir §ey dii§iirmesine se­
yirci kalamam, kendim egilir alinm. Arna besbelli bu hareket her
zaman yakt§tk alm1yor ve ben" dedi giiliimseyerek devam edip
" her zaman hikayemi anlatamayacag1m ii;;i n, arttk geri dururum."
0 iki dostun kendilerini gorevli hissettikleri iyi diizenleme­
ler bu arada kesintisiz devam ediyordu. Hatta her giin bir §eyler
dii§iiniip gi ri§mek ii;;i n yeni vesileleri oluyordu.
Bir giin koyiin ii;;inden gei;;erken, sakinlerinin buranm de­
geri sayesinde ihtiyai;;lan olan diizen ve temizlik bak1mmdan ne
kadar geri olduklarma ay1playarak i§aret ettiler.

46
Ruh Akrabalzklarz

"Hat1rlar mtsm" dedi Yi.izba§t, "i svii;; re boyunca seyahatimiz­


de bir arzumuzu dillendirmi§tik: Bu konumdaki bir koyi.i, isvii;; re
mimarisi ii;;i n degil, i svii;; re di.izeninden ve temizliginden yararla­
mlmasm1 i;;ok daha desteklemek amaoyla kirsal bir tesis kurmak."

"Burada, mesela" dedi Eduard "olabilirdi bu. �ato tepesi a§a­


g1ya dogru, i;;1kmt1lt bir donemei;; yap1yor; koy, olduki;;a di.izenli
yanm daire §eklinde kaq1ya kurulmu§; aradan dere ak1yor; dere
sularmm yi.ikselmesine kar§I bir koyli.i ta§larla, Oteki sopalarla,
bir ba§kas1 direklerle ve kom§u setlerle korunmak ister. Arna hii;;
kimse, obi.iri.ini.i heveslendirmez, daha ziyade kendine ve oteki­
lere zarar ve ziyan verir. Boylece yol, ters hareketle kah yukan,
kah a§ag1, kih sudan gei;;erek, kah ta§lann i.izerinden ilerliyor.
i nsanlar elbirligi etse, burada yanm dai reyle bir duvar i;;ekmek,
arkadaki yolu evlere kadar yi.ikseltmek, gi.izel bir yer kurmak, te­
mizlige yer ai;;mak ve bi.iyi.iyen bir eserle bi.iti.in o ki.ii;;i.i k, a§tlmaz
dertleri bir kerede def etmek ii;; in bi.iyi.ik bir katkt gerekmez."

"Gel bir deneyelim" dedi Yi.izba§t; bunu soylerken araziye bir


goz attt ve i;;abucak degerlendirdi.

"�ehi rlilerle ve koyli.ilerle, ancak em redersem i§im olur"


diye ekledi Eduard.

"Tamamen haks1z da degilsin" dedi Yi.izba§t cevap olarak,


"i;;i.inki.i bu ti.ir i§ler benim hayattmda da az b1kkmltk vermedi.
i nsanm, neyin kazamlacag1 kar§tltgmda neyi feda etmesi gerek­

tigini dogru hesaplamast ne kadar gi.ic;ti.ir! Gayeyi isteyip arai;;lan


ki.ic;i.imsememek de ne kadar gi.ii;; ! <;ok kimse o gayeyle arac;lan
birbiriyle kart§ttnr ve birini goz oni.inde tutmaksmn otekilerden
zevk altr. Her koti.ili.ik, ortaya i;;1kttg1 yerde iyile§tirilmeli. As­
lmda kokeninin bulundugu noktayla ilgilenmiyorlar. Oysa oyle
gi.ii;; ki anla§mak, ozellikle gi.inli.ik i§lerde gayet mant1klt olup
yanm nadiren di.i§i.inen halkla. Hele bir de ortak bir meselede
biri kazanacak, obi.iri.i kaybedecekse, o zaman neredeyse hii;;b ir
§ey yap1lamaz. Aslmda ortaya iyi olan her §ey, smirs1z imparator
hukukuyla yi.iri.iti.ilmek zorundadtr."

47
Goethe

Onlar durmu§ konu§urlarken, yoksuldan ziyade ars1z go­


ri.inen bir adam para dilendi, konu§masmm kesilmesinden ho§­
lanmayan ve huzursuzla§an Eduard, onu birkac;; kez bo§ yere
si.ikunetini bozmadan uzakla§ttrmay1 denedikten sonra azarla­
dt. Arna herif mmldanarak, hatta kendi de azarlayarak ufak
ad1mlarla uzakla§trken dilenci haklanm zorluyordu. Bu haklar,
dilenciye sadaka verilmeyebilinecegini, ama onun onurunun k1-
nlmayacagm1, c;;i.i nki.i dilencinin de herkes gibi Tann'mn hima­
yesinde oldugunu soyler. Eduard iyice sinirlendi.

Yi.izba§t bunun i.izerine onu sakinle§tirircesine §6yle dedi:


"Gel, bu olay1, bizim mahalli polis te§kilat1m1zm bunu da kap­
samasma bir c;;agn olarak sayaltm. Sadaka verilmesine verilir,
ama daha dogru olam bizzat, ozellikle evde, vermemektir. 0
zaman da her §eyde olc;;i.i li.i ve aym tarzda olmalt, iyilikte de. Ge­
reginden fazla vermek, dilencinin i§ini bitirmekten ziyade onu
heveslendirir. Buna kar§tltk insan seyahatteyken, oradan gec;;ip
giderken, yolda bir fakirin oni.ine rastgele bir §ans k11tgmda or­
taya c;;1ktp §a§trttet bir sadaka atabilir. Koyi.in, §atonun konumu,
boyle bir kurum ic;;i n i§imizi c;;ok kolayla§tmr; c;;ok daha onceden
di.i§i.indi.im bu konuda.

Koyi.in bir ucunda birahane var, obi.iri.inde birkac;; iyi ya§lt


insan oturuyor; her iki yere k i.ic;;i.i k bir sermaye yattrman gerekir.
Kaye giren degil, koyden c;;1 kan kimse biraz altr ve her iki bina
da §atoya giden yolda bulundugundan, yukanya donmek iste­
yenlerin hepsi o iki yere gonderilir."

"Gel " dedi Eduard, "bunu hemen kararla§ttraltm; kesinle§­


tirmeyi sonra da yapanz."

Birahaneciye ve ya§lt c;;i fte gittiler ve mesele kararla§tmldt.

Birlikte §ato yoku§unu c;;1karlarken Eduard, "<;ok iyi biliyo­


rum ki" dedi "di.inyada her §eyin ba§t, aktlltea bir fikir ve sag­
lam bir karardtr. Kanmm park tesislerini c;;ok iyi degerlendirdin
ve bana daha iyi §eylerin i§aretini verdin ki neden saklayay1m,
bunu ona hemen haber verdim."

48
Ruh Akrabalzklarz

"Tahmin etmi§tim" dedi Yiizba§l "ama onaylam1yorum.


Onu §a§lfttm; her §eyi birak1p bir tek bu meselede bizimle inat­
la§lf. <;:iinkii bundan soz etmekten ka\m1yor ve bizi bir daha
yosunlu kuliibeye davet etmedi, belki de Ottilie ile ara saatlerde
hemen yukan \lk1yordur."

"Bundan iirkmeyelim" dedi Eduard; "Olabilecek ve olmas1 ge­


reken iyi bir §eye inanm1§sam, onu yap1hp bitmi§ olarak gormeden
rahat etmem. Zaten bir §eye ba§layacak kadar akhm1z var. i ngiliz­
lerin bak1rla i§lenmi§ park tasvirlerini ak§am sohbetine konu yap,
sonra da senin arazi plamm. Bunu once problem §eklinde ve yalmz­
ca §aka niyetine de ele almah; ciddiyet nasilsa arkadan gelecektir."

Bu kararla§tirmadan sonra i\inde bolgenin ve manzara­


smm ilk ve ham tabii halinin kesidinin gosterildigi, sonra da
ba§ka sayfalarda sanatm mevcut olandan yararlanmak ve dege­
rini amrmak i\in buna kattig1 degi§imi i§leyen kitaplar a\ildi.
Buradan kendi miilklerine, kendi \evrelerine ve buralarda neler
yapilabilecegine ge\i§, \Ok kolay oldu.

Yiizba§l tarafmdan yap1lan plam esas almak amk ho§ bir


ugra§tl, ne var ki Charlotte'nin meseleye bir kere ba§lad1g1 o ilk
tasanmdan tamamen kurtulunmuyordu. Arna yine de tepeye
kolay bir \Ikl§ bulundu; yama\ta yukan dogru ho§ bir orman­
ogm oniinde bir k6§k kurmak isteniyordu; §atoya bir bag1 ola­
caku, §atonun pencerelerinden oras1 goriinecek, oradan da §ato
ve bah\elere kadar goz atilabilecekti.

Yiizba§l, her §eyi iyice 61\iip bi\mi§ti. 0 koy yolunu, dere


kiy1smdaki o duvan, o dolguyu yeniden soz konusu etti. "Tepe­
ye rahat bir yol a\t1g1mda, o duvar i\in yeterince ta§lffi olacak.
Biri hemen obiiriine bagland1gmda ikisi de daha ucuza ve daha
\abuk ortaya \ikanhr."

"Arna §imdi benim derdime ma geliyor" dedi Charlotte,


"Mudaka belli bir §ey ortaya konmali ve boyle bir tesise ka\
para gerektigi bilinirse, o zaman haftalara, degilse bile en azm­
dan aylara boliiniir. Kasa benim sorumlulugumda; faturalan
ben odiiyorum ve hesab1 ben yonetiyorum."

49
Goethe

"Sanmm bize pek giivenmiyorsun" dedi Eduard.

" Keyfi §eylerde pek degil" dedi Charlotte. "Keyfilige bizler


sizlerden daha iyi hakim olabiliriz."

Diizenleme yapilmt§, i§e <;abuk ba§lanmt§tl. Yiizba§t hep


oradayd1 ve Charlotte arttk neredeyse her giin ciddi ve kararl1 bir
zihniyete §ahit oluyordu. Yiizba§t da onu daha yakmdan tamyor­
du ve birlikte <;ah§mak, ortaya bir §eyler <;tkarmak, ikisi i<;in de
kolayla§ffil§tt.
i §te de danstaki gibidir: Ad1mlan aym olan ki§iler, birbiri
i<;in vazge<;ilmez olurlar; kar§thkh bir iyi niyet bundan mutla­
ka <;1kar ve Charlotte'nin Yiizba§i'ya onu daha iyi tamd1gmdan
beri liitufkar olmas1, §Unun en giivenilir kamttydi: Charlotte
Yiizba§t'ya ilk tesislerinde ozellikle se<;ip siisledigi ama onun
plamna uymayan o giizel dinlenme yerini en ufak bir rahats1zhk
duymadan, sakince, y1kt1rd1.

Yedinci Alt Boliim


�imdi Charlotte Yiizba§tyla ortak bir ugta§ bulunca sonu<;,
Eduard'm Ottilie ile daha <;ok arkada§ olmas1yd1. Ona kar§l
bir si.iredir zaten kalbinde sessiz, dost<;a bir egilim duyuyordu.
Ottilie herkese kar§t yard1ma hazir ve nazikti; Eduard'm onun
kendine kar§l daha <;ok boyle oldugunu soyleyen, besbelli kendi
oz sevgisiydi. Arna §U kesindi: Onun hangi yemekleri sevdigini
ve nas1l sevdigini Ottilie tam olarak bellemi§ti; <;ayma ka<; §e­
ker kamg1, v.b. §ey onun goziinden ka<;m1yordu. Eduard'm a§m
hassas oldugu ve bu yi.izden serinlige doyamayan kans1yla bazen
<;att§t1g1, bi.iti.in cereyam kesme konusunda ozel olarak dikkat­
liydi. Aym §ekilde aga<; ve <;i<;ek bah<;esinde bilgiliydi. Eduard'm
istediklerini desteklemeye, onu sabm1z yapabilecek §eylerden
sakmmaya <;alt§tyordu. Oyle ki k1sa zamanda sevimli bir ko­
ruyucu melek gibi onun i<;in vazge<;ilmez oldu ve o, Ottilie'nin
yoklugunu koti.i hissetmeye ba§lad1. Buna ek olarak, Ottilie,
yalmz kar§ila§ttklarmda sanki daha bir konu§kan, daha bir i<;­
ten oluyordu.

50
Ruh Akrabalzklarz

Eduard, ya§I ilerledik�e �ocuklugundan bir §eyleri hep ko­


rurnu§tU ve bu da Ottilie'nin gen�ligine ozellikle hitap ediyor­
du. Birbirlerini ilk gordiikleri eski zarnanlan anrnaktan ho§la­
myorlard1; bu hanralar daha Eduard'm Charlotte'ye sevgisinin
ilk donernlerine kadar dayamyordu. Ottilie o ikisini saraym en
giizel �ifti olarak hamhyordu. Eduard onu bu tiir �ok eski gen�­
lik amlarmdan vazge�irdiginde o yine de bir olay1 hala dipdiri
gozlerinin oniine getirdigini iddia ediyordu: Bir keresinde Edu­
ard i�eri girerken o, Charlotte'nin eteklerine nas1l saklanrnt§tl,
korkudan degil, �ocuksu §a§irtrnacadan. Aslmda Ottilie buna
§Unlan da ekleyebilirdi: Eduard onda bu kadar heyecanh bir
etki b1rakt1g1 i�in, o kadar �ok ho§land1g1 i�in.

Bu tiir dururnlarda Yiizba§t ile Eduard'm daha onceleri bir­


likte yiiriittiikleri baz1 i§ler kesintiye ugrarn1§t1, sonunda ken­
dilerine bir toplu bakt§ saglarnay1, birka� makale tasarlamay1,
mektup yazmay1 gerekli gordiiler. Bunun i�in biirolannda bu­
lu§may1 kararla§mdilar. Orada ya§h katibi uyuklar halde bul­
dular. i §e koyuldular ve ona hemen yapilacak i§ler verdiler ve
eskiden kendilerinin iistlenmeye ah§km olduklan baz1 §eyleri
ona yiiklediklerini fark etmediler. Yiizba§I daha ilk makaleyi,
Eduard da daha ilk mekrubu bir tiirlii yazam1yordu. Bir siire
planlamayla, degi§tirmeyle ugra§tp durdular ta ki sonunda, en
az §ey beceren Eduard saati soruncaya kadar.

0 zaman anla§ild1, Yiizba§l kronometrik hassas saatini yil­


lardan beri ilk kez kurmay1 unutmu§tu. Ve ikisi de hissetmese­
ler de, zamana amk aldirmad1klanm seziyor gibiydiler.

Erkekler ugra§lanm boylece bir dereceye kadar ihmal eder­


lerken kadmlarm �ah§kanhg1 bir o kadar amyordu. Gene! ola­
rak mevcut ki§ilerden ve gerekli §ardardan uzakla§an bir aile­
nin ah§1lm1§ hayat tam, olaganiistii bir egilimi, olu§makta olan
bir tutkuyu o yeni §ey fark edilir bir mayalanmaya ve kopiirerek
ta§maya ba§lamadan once kendi i�ine adeta bir kap gibi ahr.

Bizim dosdarda o olu§an kar§thkh egilimlerin etkisi �ok ho§­


tu. Duygular canland1 ve bu ozel §eyden gene! bir nezaket sa�1ldi.

51
Goethe

Taraflardan her biri kendini rnutlu hissediyordu ve otekinin de


rnutlu olrnasm1 istiyordu.

Boyle bir durum, kalbi geni§letirken ruhu yiiceltir ve ya­


pilan, ba§lanan her §ey, sonsuza dogru yonelir. Bu dostlar da
amk eve s1grnaz oldular. Gezintileri gittikc;e uzaklara ac;1ld1 ve
bu arada Eduard, Ottilie ile yol sec;rnede, yollan baglarnada sa­
birs1zlamrken, Yiizba§1 Charlotte ile onernli sohbette, o onden
giden hizli c;ifti, baz1 yeni ke§fedilrni§ kiic;iik bir yerde, beklen­
rnedik bir rnanzaraya katilarak izliyorlard1.

Bir giin gezintileri onlan sag kanadm §ato kap1smdan ge­


c;erek a§ag1ya rnisafir ko§kiine, kopriiden gale dogru yonlendir­
di; gal boyunca yiiriidiiler, norrnalde suyun pe§inde. Gal k1y1s1
sonra c;alili bir tepeyle ve daha ileride kayalarla ku§atilrn1§t1, yol
amk goriinrnez hale gelene kadar.

Av gezilerinden dolay1 bu bolgeyi bilen Eduard, Ottilie ile


birlikte bitkilerle kapli bir patikada yola devarn etti, hem de o
eski, kayalar arasma gizlenrni§ degirrnenin uzakta olrnad1gm1
bilerek. Ne var ki pek az gec;ilen o patika az sonra kayboldu
ve onlar kendilerini s1k c;alilarm ortasmda yosunlu ta§larm ara­
smda kaybolrnu§ buldular, arna uzun siirrnedi, c;iinkii tekerlek
hl§Irtis1 onlara arad1klan yerin uzak olrnad1gm1 haber verdi.

Bir kayaya dogru ilerlerken o eski, kara tuhaf ah§ap binay1


a§ag1da onlerinde gordiiler; dik kayalarla, biiyiik agac;larla sa­
rilrn1§tl. K1sacas1, yosunlardan ve kayahklardan a§ag1ya inrneye
karar verdiler: Eduard onde; ve §irndi yukanya bakip Ottilie'yi
korkusuz ve iirkrneden yiiriirken ve bir ta§tan otekine giizelce
denge kurarak kendisini izledigini goriince, kendisinin iizerinde
dola§an bir ilahi varlik goriiyor gibi oldu. Ve §irndi zarnan zarnan
saglarn olrnayan bir yerde onun uzatt1g1 eli tutunca, hatta ornzu­
na yaslanmca, kendi kendine inkar edernezdi, ona dokunanm en
narin di§i yarat1k oldugunu. Neredeyse dileyecekti ki o, c;alilara
batsm, kaysm da kendisi onu kollarma alip kalbine basmabilsin.
Arna bunu ne olursa olsun yaprnazd1, birc;ok sebepten dolay1-
onu kiic;iik dii§iirrnekten, ona zarar verrnekten korktugu ic;in.

52
Ruh Akrabaltklart

Bununla neyin kastedildigini hemen ogreniyoruz. <:;:unki.i


Eduard a§ag1ya ula§tp yi.iksek agac;;l an n altmda koy masasma,
k1zm kar§tSma oturdugunda, kibar degirmenci kadm1 siite, ho§
geldin diyen degirmenciyi, Charlotte ile Yi.izba§t'y1 kaq1lamaya
gonderdiginde biraz c;;ekinerek konu§maya ba§ladt.

"Sizden bi r ricam var sevgili Ottilie- bana hayir derseniz bu


yiizden beni affedin. Gizlemiyorsunuz ve buna gerek de yok, el­
bisenizin altmda, gogsi.ini.izde bir minyatiir resim ta§tyorsunuz.
Bu, babamzm, o di.izgi.in adamm, hayal meyal tan1d1gm1z ve
kalbinizdeki yerini her anlamda hak eden adamm resmi. Arna
kusuruma bakmaym, o resim yakt§tks1z biiyiik ve bu metal, bu
cam, bana binlerce korku veriyor, siz bir c;;ocugu yukan kald1-
n rken, oni.ini.izde bir §ey ta§trken, at arabas1 sallamrken, biz­
ler c;;altlarm arasmdan yi.iri.irken, daha demin kayadan inerken.
Herhangi bir tesadi.ifi darbenin, bir durumun, bir dokunmanm
size zarar verebilecegi ihtimali beni i.irki.iti.iyor. Benim hatmm
ic;;in c;;1karm o resmi, hattran1zdan degil, odanizdan da degil;
hatca ona evinizde en gi.izel, en kutsal yeri verin- ama yalmzca
gogsiini.izden uzakla§tmn, yakmltg1 belki a§m korkudan, bana
boyle tehlikeli goriinen o §eyi."

Ottilie, 0 konu§urken susuyor, oni.ine bak1yordu. Sonra, te­


la§SlZ, tereddi.itsi.iz, Eduard'dan c;;ok gokyi.izi.ine dogru bir bakt§­
la zinciri c;;ozdi.i, resmi c;;1kard1, alnma dogru basmd1 ve dostuna
§U sozlerle uzatt1: "Bunu biz eve gidinceye kadar benim ic;;i n
saklaym. Sizin o nazik ozeninizin ne kadar k1ymetini bildigimi
size daha iyi gosteremem."

Sevgili, resmi dudaklarma bast1rmaya cesaret edemedi,


ama onun elini cutup gozlerine basttrdt. Bunlar belki de §imdi­
ye kadar birle§en en gi.izel ellerdi. Eduard'a oyle geldi ki sanki
kalbinden bir ta§ dii§mi.i§, sanki kendisiyle Ottilie arasmdaki bir
perde kalkmt§tt.

Degirmencinin rehberliginde Charlotte ile Yi.izba§t rahat bir


patikadan a§ag1ya ula§ttlar. Selamla§ttlar, sevindiler, canland1lar.
Doni.i§i.i ayni yoldan yapmak istemediler. Eduard derenin obi.ir ta-

53
Goethe

rafmdaki bir kayal1k yolu teklif etti. Bu yolda biraz zorlanarak da


olsa ilerlerken goller yine ortaya �rk1yordu. Simdi farkh farkh aga�­
hklardan ge�tiler ve �e§itli koyler, yerler, �evreleri ye§il ve verimli
�iftlikler gordi.iler. En sonunda da tepede, ormanm ortasmdaki bir
�iftlik par�as1 �ok da ta01d1k duruyordu. Bolgenin en bi.iyi.ik zen­
ginligi, one ve arkaya dogru, rahat�a �rkrlan tepede en gi.izel g6ri.i­
ni.iyordu. Buradan ho§ bir koruya ula§ihyordu ve buradan �ikt§ta
kayanm i.izerinde kendilerini §atonun kar§ismda buldular.
Oraokta, bir dereceye kadar beklenmedik bi�imde geliver­
diklerinde ne kadar sevindiler! Ki.i�i.ik bir di.inyay1 dola§m1§lard1;
yeni binamn konu§lanacag1 yerdeydiler ve yine evlerinin pencere­
lerine bak1yorlardr.
A§ag1ya yosunlu kuli.ibeye indiler ve orada ilk defa dort ki§i
olarak oturdular. Hi�bir §ey, hep birlikte telaffuz edilen §U di­
lekten daha dogal degildi: Yava§�a ve zorlanarak yapuklan bu­
gi.inki.i yolculuk, arkada§�a, sallana sallana ve goni.il rahatl1g1y­
la doni.ilecek bi�imde si.irdi.iri.ilsi.in ve di.izenlensin! Her biri bir
§eyler teklif etti ve gori.ildi.i ki bir�ok saat harcayarak gittikleri
yol, iyi bagland1gmda bir saatte §atoya geri dondi.irecek. Amk
ak1llarma koydular: Derenin gole akt1g1 yerde, degirmenin alt
tarafmda yolu krsaltan ve manzaray1 si.isleyen bir kopri.i gerek­
liydi; Charlotte onlara boyle bir giri§im i�in gerekecek masrafr
hat1rlatmca o yaratICl hayal gi.ici.ine biraz ara verildi.
"Bunun da �aresi var" dedi Eduard, "ormandaki, konumu
gi.izel ve �ok az yaran olan o �iftligin yalmzca on krsm101 §imdi
elden �rkarabiliriz ve oradan almam bu tesislerde kullanabiliriz.
Boylece biz krymet bi�ilmez bir gezinti sirasmda iyi bir yatmmm
faydalannm zevkle tad101 �rkarmz. <;i.inki.i §imdi koti.imserce de
olsa yrlm sonundaki son hesapta bundan az biraz gelir kazanmz."
iyi bir bi.it�eci Charlotte bile buna kar§I pek bir §ey haurla­
madr. Mesele daha once konu§ulmu§tu. Simdi Yi.izba§I, orman
koyli.ileri arasmda arazilerin taksimi i�in bir plan yapacaktr.
Arna Eduard i§in krsa ve rahat yi.iri.iti.ilmesini istiyordu. Teklif­
ler vermi§ olan §imdiki yanc1, taksitle odemeyi kabul etmeliydi
ve boylece o planh tesisler krs1m krs1m ele almmalrydr.

54
Ruh Akrabaltklarr

Boyle akla yatkm, Orta halli bir tesis herhalde takdir edilecekti
ve biitiin toplum, yakmlarmda ho§ dinlenme ve manzara yerlerini
ke§fedecegi bu yeni yolun ilerleyi§ini kafasmda kuruyordu.

Ayrmulan tek tek somutla§ttrmak i<;in ak§amlan evde o


yeni haritay1 onlerine altyorlard1. Kat edilen yol gozden ge<;iri­
liyor ve bi rka<; yerde acaba daha faydalt ge<;irilebilir miydi de­
niyordu. Onceki biitiin programlar yeniden konu§uluyor ve en
yeni dii§iincelerle baglamyordu; yeni evin, §atonun kar§tSmdaki
yeri bir kez daha onaylamyor ve yollann oraya kadarki dola§1m1
karara baglamyordu.

Eduard, §imdiye kadar Charlotte'nin onunde duran plam so­


nunda Ottilie'ye dogru <;evirip fikrini soylemesini isteyinceye ka­
dar o, hi<;bir §eye ses <;tkarmamt§tl ve bir an durup onlan sevgiyle
cesaretlendirdiginde, soylemeden ge<;meyelim- fark etmez dedi,
her §ey zaten heniiz olu§mada.

"Ben olsam" dedi Ottilie parmagm1 tepecigin duzliigiine ko­


yarak "evi burada kurard1m. �ato, ger<;i g6riinmez, <;iinkii koru­
lukla 6rtiiliir, ama buna kar§tltk, koy ve evler aym zamanda giz­
lenmi§ olacag1 i<;in insan ba§ka, yeni bir diinyada olurdu. Gollere,
degirmene, tepelere, daglara, tarlalara bakmak, olaganiistii giizel!
Bunu ge<;erken fark ettim."

"Hakk1 var!" diye haykird1 Eduard. "Bunu biz niye dli.§iine­


medik? Dogru degil mi, boyle demi§ oldun, Ottilie?" Eline ka­
lemi altp tepenin iizerine kuvvetle ve koyu bir dikdortgen <;izdi.

Yuzba§t'nm i<;i c1z etti. <;iinkii ozenle tertemiz <;izilmi§ bir


planm bu §ekilde ki rletilmesinden ho§lanmamt§t L Arna sessiz
bir yad1rgamanm ardmdan kendini toparlad1 ve o fikre odaklan­
d1. "Ottilie haklt" dedi. "Bir fincan kahve i<;mek i<;in, evde pek
tadma varamayacag1m1z bir baltk yemek i<;in uzak bir gezintiye
<;tkmak istemez miyiz? Degi§iklik isteriz, yabano §eyler isteriz.
�atoyu eskiler aktlltca buraya kondurmu§lar, <;iinkii riizgarlardan
korunur ve giinliik ihtiya<;lara yakmdir; ama oturmaktan ziyade
birliktelikler i<;in bir bina, oraya <;ok yakt§tr ve iyi mevsimde en
ho§ saatlere a<;tk olur."

55
Goethe

Mesele, i.izerinde ne kadar etraflKa konu§ulduysa o kadar


elveri§li gori.indi.i ve Eduard, bu fikrin sahibinin Ottilie olu§una
sevincini saklayamadt. Sanki bu bulu§ kendi bulu§uymu§ gibi
gururlandt.

Sekizinci Alt Bolum


Yi.izba§t sabahm c;ok erken saatmda o yeri inceledi ve once
gec;ici ve topluluk orada bir kez daha karara vannca teferruat1yla
tam bir taslak haz1rlad1. Gerekli haztrltklar eksik olmadt. �ift­
ligin bag1ms1z k1smmm satt§I ile ilgili o i§e de hemen giri§ildi.
Erkekler, bir arada c;alt§mak ic;in yeni bir fmat bulmu§lardt.

Yi.izba§I, Eduard'a, Charlotte'nin ya§ gi.ini.ini.i temel atmayla


bi rlikte kutlamamn ona kar§I bir nezaket, hatd bir bore; oldu­
gunu haurlattt. Eduard'm bu ti.ir kutlamalardan ho§lanmama
huyundan vazgec;mesi zor olmadt. �i.inki.i Ottilie'nin daha son­
raya rastlayan ya§ gi.ini.ini.i de aym §ekilde tam torenle kutlamak
fikri hemen aklma geldi.

Yeni tesisleri ve bunun ic;in yapilacak §eyleri onemli, cid­


di, hatd di.i§i.indi.iri.ici.i bulan Charlotte, harcamalan, zamam ve
para ayarlamalanm tekrar gozden gec;irmekle me§guldi.i. Gi.in­
di.izleri daha az g6ri.i§i.ili.iyor, ak§amlan ise birbirlerini bir o ka­
dar ozlemle bekliyorlardt.

Ottilie amk ev idaresinin tam hammefendisi idi. Zaten o


sakin ve emin davram§mdan ba§ka ne beklenirdi. Bi.iti.in mizao
da di.inyaya, di§andaki hayata oldugundan c;ok eve ve evle ilgili
§eylere egilimliydi.

Eduard az sonra farkma vard1 ki o, aslmda yalmzca ham


ic;in c;evrede gezintilere kaultyor, yalmzca sosyal gorev icab1 ak­
§amlan di§anda vakit gec;iriyor, hatd bazen bir ev i§i bahanesiy­
le eve donmeye c;alt§iyordu. Eduard bu nedenle birlikte gezinti­
leri gi.inbat1mmdan once evde olunacak §ekilde ayarlamay1 ba­
§anyordu ve c;oktandtr btrakt1g1 sesli §iir okumalanna, ozellikle
saf ve tutkulu a§kt anlatan §iirlerle ba§ltyordu.

56
Ruh Akrabalrklarr

Genellikle ak§amlan kii�iik bir masanm etrafmda ali§tlmt§


yerlerinde otururlardi: Charlotte divanda, Ottilie onun kar§tStn­
daki bir koltukta ve erkekler obiir yanlarda. Ottilie, Eduard 'm
sagmda, kendisi okurken bile t§tg1 ona �evirdigi yerde. 0 za­
man Ottilie, kitaba bakmak i�in daha yakma gelirdi, �iinkii o
da kendi gozlerine yabanc1 dudaklardan daha �ok giiveniyordu.
Eduard da onun her tiirlii rahatm1 gozettigi i�in daha yakma
gelirdi; hatra okumaya gereginden fazla ara verirdi ki Ottilie
sayfanm sonuna gelmeden kendisi sayfay1 �evirmesin.
Charlotte ve Yiizba§t bunu fark ediyor ve bazen giiliim­
seyerek birbirlerine bakiyorlard1, ama as1l ba§ka bir §ey onlan
§a§trtti: Ottilie'nin sessiz egilimini firsat bulduk�a a�1klamas1.
Bu kii�iik toplulugun ho§lanmad1klan bir ziyaret yiiziin­
den bo§a giden bir ak§am, Eduard bir siire daha birlikte kalmay1
teklif etti. Uzun zamanlar giindeme gelmemi§ olan fliitiinii alip
�almaya heveslenmi§ti. Charlotte, genellikle birlikte �ald1klan
sonatlan arad1 ve bulamaymca Ottilie biraz tereddiit ettikten
sonra bu gibi §eyleri kendi odasma ald1gm1 itiraf etti.
"Ya siz, bana piyanoda e§lik edebilir misiniz, bunu yapar
m1S1mz?" diye haykird1, gozleri sevin�ten parlayan Eduard. "Sa­
nmm evet" dedi Ottilie, "yapabilirim". Notalan getirdi ve piya­
nonun ba§tna ge�ti. Dinleyiciler dikkatli ve §a§ktnd1, Ottilie'nin
bu par�ay1 tek ba§tna nasil ogrendigine. Arna daha da �ok, bunu
Eduard'm �alma tarzma uydurmay1 nasil becerdigine §a§irdilar.
Uydurmak, aslmda dogru bir soz degil, �iinkii kah tereddiit
eden, kah onden acele eden e§inin hatmna orada durmak, bu­
rada birlikte ilerlemek Charlotte'nin becerisine ve ozgiir iradesi­
ne kalirken sonatlan onlardan birka� kez dinlemi§ olan Ottilie,
sanki Eduard ona e§lik ediyormu§ gibi ogrenmi§ti. Eduard'm
kusurlanm oylesine kendine mal etmi§ti ki buradan tekrar bir
�e§it canli biitiin f1§kirm1§t1 ve bu biitiin, ger�i ol�iiye uygun
ilerlemiyordu ama tm1s1 son derece ho§tu. Komponistin kendisi
dinlese, eserinin bu tiir sevgiyle degi§tirili§inden ho§nut olurdu.

Yiizba§I ile Charlotte, bu hayret verici, beklenmedik olay1 da


suskunlukla oyle bir duyguyla kar§ilad1lar ki ayn1, insanm iiziicii

57
Goethe

sonuc;larma evet demese bile k1zmayacag1, hatra ozenecegi c;o­


cuksu hareketleri c;ogu zaman g6rdiigii gibi. �iinkii bu ikisinin
egilimi aslmda belki ikisinin de kendini frenleme giiciine sahip
olu§uyla daha da tehlikeli bir artl§ halindeydi.

Yiizba§1, kar§l konmaz bir ah§kanhgm kendisini Charlotte'ye


baglamayla tehdit ettigini hissetmeye ba§lami§tl amk. Charlotte'nin
tesislere her zaman geldigi saatlerden kac;mmay1 ba§arml§tl. Bunu
c;ok erkenden kalkip her §eyi diizenleyip ardmdan §atodaki kendi
tarafina c;ekilerek yap1yordu. i lk giinler Charlotte bunu tesadiifen
boyle sandi. Onu muhtemel her yerde arad1; sonra onu anlad1gma
inanmca sayg1s1 daha da arm.

Yiizba§1, §imdi Charlotte'yle yalmz olmaktan kac;imrken


yaklapn ya§ giiniiniin parlak bir §ekilde kudanmas1 ic;in tesisleri
h1zlandirmada daha da gayretliydi. �iinkii o rahat yolu a§ag1dan
yukanya dogru giiya ta§ elde etmek ic;in koyiin arka tarafmdan
gec;irmekle, yukandan a§ag1ya dogru da getirecek ve yolun bu iki
kism1 ancak son gece birle§ecek §ekilde hesaplay1p diizenledi. Yu­
kandaki yeni ev ic;in bodrum da kaz1lmaktan ziyade ta§tan oyul­
mu§tU ve bolmeli ve abakiislii giizel bir temel ta§1 yontulmu§tu.

D1§andaki faaliyet, bu kiic;iik, sevimli, gizemli niyeder, ruh­


sal, az ya da c;ok bastmlm1§ duygular yanmda toplulugun sohbe­
tini, bir arada olduklannda canlandiram1yordu; oyle ki baz1 eksik­
likleri hisseden Eduard, bir ak§am Yiizba§1' clan kemanm1 ortaya
c;1kanp piyanodaki Charlotte'ye e§lik etmesini istedi. Yiizba§l bu
genel istege kar§1 koyamad1 ve boylece ikisi en giic; miizik eserle­
rinden birini hissederek, rahathkla ve ozgiirce birlikte icra ettiler
ve bu, onlara ve dinleyen c;ifte c;ok biiyiik zevk verdi. Bunu daha
s1k tekrarlamak ve birlikte c;ah§mak konusunda sozle§tiler.

"Onlar bizden daha iyiler Ottilie" dedi Eduard. "Onlara


hayran olalim ve birlikte sevinelim."

Dokuzuncu Alt Bolum


Ya§ giinii gelip c;atml§tl ve her §ey hazird1: Su tarafmdaki
koy yolunu ic;ine alan ve yiikselten biitiin duvar hazird1, keza

58
Ruh Akrabalzklarz

kilisenin yanmda bir zamanlar Charlotte'nin ac;; tird1g1 patikada


devam edip sonra yukan kayalara dogru uzanan, solda yosunlu
kuliibeyi yukanda, ardmdan sola dogru tam bir donemec;; ten
sonra onu a§ag1da birak1p yava§ yava§ tepeye ula§an yol da oyle.

Bugiin biiyiik bir kalabalik vardi. Kiliseye gidildi; orada


bayramliklanm giyinmi§ halkla bulu§uldu. i badetten sonra og­
lanlar, genc;;ler ve erkekler usuliince onden c;; 1kular, sonra ham­
mefendiler, beyefendiler, misafirleri ve maiyederi, en sonra da
k1z c;;ocuklar, gene;; kizlar ve kadmlar.

Yol agzmda yiikseltilmi§ bir kayahk alan kurulmu§tu; ora­


da Yiizba§l, Charlotte ile misafirleri dinlendirdi. Biitiin yolu,
yukan tirmanm1§ erkek toplulugu, arkadan gelen, §imdi c;;1kan
kadmlan burada yukandan goriiyordu. Giizel, giine§li havada
harika bir manzarayd1 bu. Charlotte kendini §a§trffit§, duygu­
lanm1§ hissetti ve Yiizba§t'nm elini s1kt1 ic;;tenlikle.

�imdi miistakbel ev alanmm c;;evresinde bir halka olu§tur­


ffiU§ olan ve yava§ yava§ ilerleyen o kalabahg1 takip ediyorlardi.
i n§aat sahibi, yakmlan ve o en asil misafirlerden a§ag1ya,
temel ta§mm bir yanda desteklenmi§, indirilmeye hazir bekle­
digi yere inmeleri rica edildi. iyi giyimli bir duvam, bir elinde
mala, obiir elinde c;;ekic;; , nesir halinde ancak a§ag1 yukan nak­
ledebilecegimiz zarif bir naz1m konu§ma yapti. "Binada iic;; §ey
onemlidir" diye ba§lad1: "Dogru arsa, saglam temel ve eksiksiz
in§aat, i lki, mal sahibine aittir. <:;unkii §ehirde yalmzca binanm
yerini prens ve belediye belirleyebildigi gibi, koyde bu, arsa sa­
hibinin hakk1dir 'evim ba§ka yerde degil burada olsun!' demek."

Eduard ile Ottilie, her ne kadar kar§t kar§tya duruyorlarsa


da, bu sozler soylenirken birbirlerine bakmaya cesaret .edemediler.

" Uc;; iinciisii, yani tamamlama i§i, pek c;;ok ustanm meselesi­
dir; hatca buna kanlmayam pek azdir. Arna ikincisi, yani temel
atma, duvarcmm i§idir ve rahatc;;a soylemek gerekirse, biitiin gi­
ri§imin esas meselesidir. Bu, ciddi bir i§ ve davetimiz de onemli:
<:;unkii bu toren derinde yaptltr. Burada, kaztlmt§ bu dar yerde

59
Goethe

bizi bu esrarengiz i§irnize tamk olrnakla §ereflendiriyorsunuz.


Az sonra bu giizel yontulrnu§ ta§I yerine indirecegiz ve bu giizel
ve degerli ki§ilerle siislenrni§ toprak duvarlara amk inilrneye­
cek, buralar doldurulup ortiilrnii§ olacak.

K6§esiyle binanm sag k6§esini, dik a<;1hhg1yla onun diizenli­


ligini, yatay ve dikey dururnuyla biitiin duvarlarm yatay ve dikey­
ligini ternsil eden bu ternel ta§mI amk indirebiliriz: <::unkii kendi
ag1rhg1 iizerinde yeterince bekledi. Arna burada da bir birle§tir­
rne rnalzernesi, kire<; eksik olrnarnah: <::unkii birbirine yarattlt§
itibariyle yakm olan insanlar, yasayla birle§tirilince nastl daha iyi
baglamrsa, bi<;irnleri birbirine uyan ta§lar da bu baglay1c1 gii<;ler
araohg1yla daha iyi birle§ir ve <;ah§anlar arasmda avare dola§rnak
yakt§rnad1gmdan siz de burada i§e kattlrnay1 reddetrneyeceksiniz."

Bunun iizerine Charlotte'ye rnalasm1 ta§m altma kire<; koy­


rnas1 i<;in uzatt1. Oradakilerden <;ogu, bir benzetrne yaprnay1 dii­
§iindii ve ta§ hernen a§ag1ya indirildi. Sonra da Charlotte'ye ve
digerlerine hernen <;eki<; uzat1ld1, ta§m ii<; vuru§la ternelle iyice
birle§rnesini kutsarnak i<;in.

"Duvam ustasmm i§i" diye devarn etti konu§rnaCI, "ger<;i §irn­


di a<;tk havada yiiriiyor, oysa her zarnan kapah ortiilii yerde degilse
de ortrnek i<;indir. Diizgiince attlrnt§ ternelin iistii 6rtiiliir, giindiiz
6rdiigiirniiz duvarlarda bile sonunda kirnse bizi hat1rlarnaz. Ta§<;t
ile heykelttra§m <;ah§rnalan daha <;ok gaze <;arpar ve badanao, el­
lerirnizin izlerini silip iizerini kapatarak, diizelterek ve boyayarak
bizirn eserirnizi kendisine rnal ettigi zarnan bile bizler ses <;1karrna­
y1z. Yapt1g1 i§i lay1g1yla yaptp da bunda hak sahibi olrnay1 duvar
ustasmdan daha <;ok hak eden kirn olabilir? Oz sayg1sm1 beslernek
i<;in kirnin daha <;ok nedeni vardtr? Ev yap1hp, yerler diizeltilip
kaplanmca, dt§ taraf siislerle oriiliince duvarct biitiin ortiilerin ara­
smdan yine de i<;eriyi g6riir ve bu biitiiniin varhgm1 ve dayan1khh­
gm1 bor<;lu oldugu o diizgiin, ozenli baglant1lan fark eder.

Arna su<; i§lerni§ her insanm her tiirlii tedbire ragrnen bu­
nun giin t§tgma <;tkacagmdan korkrnas1 gerektigi gibi, soylerne­
den iyi bir §ey yapan da bunun arzusu hilafma ortaya <;1kacag1

60
Ruh Akrabaltk!arr

giinii beklemek zorundadir. Bu nedenle bu temel ta§tm aym


zamanda bir amt ta§t yap1yoruz. Bu farklt derinlikte kaz1lm1§
yerlere, sonraki ku§aklara am olsun diye �e§itli §eyler attlacak.
Bu madeni kaplarm i�inde yaz1lt §eyler var; bu metal levhalara
baz1 ilgin� §eyler i§lenmi§, bu gi.izel cam §i§elerde iiretim y1lt
yaz1lt en iyi §arab1 indiriyoruz; bu ytl bas1lmt§ �e§itli metal para­
lar da eksik degil. Bunlann hepsini, in§aat sahibinin comertligi
sonucu ald1k. Eger herhangi bir davetli ya da seyirci, gelecege
bir §ey birakmak istiyorsa burada biraz daha yer var.

K1sa bir aradan sonra etrafma baktt, ama bu durumlarda hep


oldugu gibi, hi� kimse hazirltklt degildi, herkes §a§kmd1, nihayet,
gen�, hareketli bir subay konu§maya ba§ladi: "Bu hazineye heniiz
konmamt§ bir §eyle katk1da bulunacaksam eger, iiniformamdan
bir �ift diigme kesmem gerekir, bunlarm gelecek diinyaya ula§­
maya da herhalde hakk1 var." Ve dedigini yaptt! Ba§kalannm da
benzer bulu§lan oldu. Kadmlar, kii�iik taraklanm birakmay1
ihmal etmediler; esans §i§elerini ve ba§ka siisleri de oyle. Yalmz
Ottilie karars1zltk i�indeydi, ta ki Eduard tatl1 bir sozle §imdiye
kadar yonlendirilmi§ ve konmu§ §eylerle onu uyarmcaya kadar.
Bunun iizerine o da, babasmm madalyonunun tak1lt oldugu altm
zinciri boynundan �1kard1, sessizce obiir miicevherlerin iizerine
koydu ve ardmdan Eduard aceleyle, o kapagm hemen kapattltp
�ukura gomiilmesini soyledi.

Bu i§te en faal olan gen� usta, o hatip tavnm yine takm1p


devarri etti: "Bu ta§t ebediyen, bu evin §imdiki ve gelecekteki sa­
hiplerinin �ok uzun mutlulugunun garantisi olarak yerle§tiriyo­
ruz. Buraya bir hazine gommekle aym zamanda biitiin ugra§la­
rm en onemlisi yamnda, insan1 §eylerin oliimli.ili.igi.ini.i hattrltyo­
ruz. Kendimizin kapatt1g1 bu kutunun tekrar a�1labilecegini ha­
yal ediyoruz ki bu, ancak bizim heni.iz hi� ortaya koymad1g1m1z
§eylerin tekrar y1ktlmas1yla olabilir. Arna i§te bunun ilerlemesi
i�in, gelecek di.i§i.incelerinden bugi.ine geri donelim! Bugi.in kut­
lad1g1m1z §enlikten sonra, izin verin, i§imizi hemen si.irdiirelim
ki arsam1zda devam eden �alt§malardan hi�biri binanm �abu-

61
Goethe

cak y i.ikselmesi ve tamamlanmas1 ic;in tarene ihtiyac; duymasm,


heni.iz olmayan pencerelerinden ev sahibi ve ailesi ve misafirleri
ne§e ic;inde etraf1 seyretsin, onlann hepsi ve bi.iti.in var olanlann
§erefine kadeh kaldirsm!"

Ve baylece, iyi i§lenmi§ bir kadehi bir c;irp1da bitirip havaya


f1rlam, c;i.inki.i ne§e ic;inde kullamlan kadehi kirmak, bir sevin­
cin a§mltgmt gasterir, ama bu kez farklt bir §ey oldu: Bardak
yere di.i§medi, hem de sihir olmadan.

Yani, in§aat1 ilerletmek ic;in tam kar§tt ka§ede temeli iyice


tamamlamt§, hatta duvar armeye ba§lam1§lard1 ve daha sonras1
ic;in gereken yi.ikseklikte iskele kurmu§lard1.
Ozellikle bu taren ic;in onun tahtalarla da§enmi§ olmas1 ve
yukanya bir dolu seyircinin biraktlmas1, i§c;ilerin yaranna ol­
mu§tU. i§te oraya uc;mu§tu bardak ve bunu kendisi ic;in mutlu
bir i§aret olarak garen biri tarafmdan yakalanmt§tt. i §c;i, bar­
dag1 elinden birakmaksmn etrafmdakilere gasterince i.izerinde
c;ok zarif ktvnmlt yaz1lm1§ E ve 0 harfleri gari.ildi.i. Bu, Eduard
ic;in genc;liginde yaptmlmt§ bardaklardan biriydi.
iskeleler yine bo§tU ve misafirlerin en zay1flan etraft seyretmek
ic;in c;1kttlar ve her yane dogru gi.izel manzaray1 ave ave bitireme­
diler: <;:i.inki.i bir kat bile daha yukanda duran kimse, neler neler
ke§fetmez ki! Balgenin ic;erlerine dogru birc;ok kay ortaya c;1k1yor­
du: Irmagm gi.imi.i§ c;izgisi gayet net gari.ini.iyordu; hatta ba§kentin
kulelerini bile fark ettigini sayli.iyordu biri. Ormanltk tepelerin arka
tarafmda uzak bir dagltk balgenin mavi zirveleri yi.ikseliyordu ve
bir sonraki balge ku§ bak1§1yla bi.iti.ini.iyle gari.ini.iyordu. Biri §ayle
haykirdi: 0 ii<; gal de birle§tirilip deniz yaptlmalt. i§te o zaman
manzara, bi.iyi.ik ve arzulanmaya deger her §eye sahip olurdu.

"Bu yap1labilir" dedi Yi.izba§t, "c;i.inki.i bir zamanlar bunlar


bir dag denizi olu§turuyordu."

"Yalmz li.itfen benim c;marlanma ve kavaklanma doku­


nulmasm" dedi Eduard, " bunlar en ortadaki gali.in kiy1smda
ne g i.izeller! Gari.iyor musunuz?" Birkac; adtm ileriye gati.irdi.igi.i

62
Ruh Akrabaltklart

Ottilie'ye dondii ve a§ag1y1 i§aret ederek " bu agac;lan hen ken­


dim diktim" dedi.

"Ne zamandan beri varlar? " diye sordu Ottilie. "A§ag1 yu­
kan, sizin diinyaya geldiginizden beri. Hatta 'sevgili c;ocuk', siz
be§ikteyken hen agac; dikiyordum." cevabm1 verdi Eduard.

Topluluk tekrar §atoya dondii. Sofra kaldmld1ktan sonra,


koy ic;inde bir gezintiye davet edildiler, yeni tesisleri burada da
gormeleri ic;in. Orada Yiizba§mm istegi iizerine ev sahipleri evle­
rinin oniinde toplanm1§lard1; s1ralar halinde degil, aileler halinde,
baz1lan ak§am i§leriyle ugra§Ir durumda, bazilan da yeni bank­
larda dinlenirken. Onlara ho§ bir gorev verilmi§ti, en azmdan her
Pazar ve her tatil giinii bu temizligi, bu diizeni koruyacaklard1.

Dosdanm1z arasmda olu§ffiU§ olan sevgi ve ic;tenlik dolu bir


birliktelik, daha biiyiik bir topluluk ic;inde ho§ olmayan bic;imde
bozuluyordu. 0 dart ki§inin hepsi biiyiik salonda kendi ba§­
lanna kalmaktan memnundu; ama bu aile duygusu, Eduard'a
ula§tmlan, ertesi giin yeni misafirlerin gelecegini haber veren
bir mektupla bir dereceye kadar bozuldu.

"Tahmin ettigimiz gibi!" dedi Eduard Charlotte'ye done­


rek, " kont eksik kalmayacak. Yann geliyor."

"O zaman barones de gelir" dedi Charlotte.

"Siiphesiz" cevabm1 verdi Eduard. "O da yarm kendi tara­


fmdan gelecektir. Gece kalacaklan bir yer istiyorlar, obiir giin
de birlikte aynlacaklar."

"O zaman haz1rl1klanm1Zl erkenden yapmam1z gerekiyor


Ottilie!" dedi Charlotte.

"Diizenleme konusunda, emriniz? " dedi Ottilie.

Charlotte genel hadanyla belirtti ve Ottilie uzakla§tl.

Yiizba§l yalmzca §6yle bir tamd1g1 bu iki ki§inin ili§kisini


ara§rnd1. Bunlar daha onceleri ba§kalanyla evliyken birbirlerine
tutulmu§lar. <;ifte evlilik sansasyonsuz bozulmam1§; bo§anmay1
dii§iinmii§ler. Barones ic;in bu miimkiin olmu§, kont ic;in olma­
ffil§. Goriiniirde ayrilmi§lar, ama ili§kileri siiriiyormu§. Ve k1§-

63
Goethe

Ian rezidansda beraber olamaymca, yazlan seyahatlerde ve kap­


ltcalarda bunun aosm1 <;tkanyorlarmt§. Her ikisi de Eduard ve
Charlotte' den biraz ya§ltyd1 ve eski saray zamanmdan beri aynt
arkada§ttlar. iyi bir arkada§ltg1 korumu§lard1, her ne kadar in­
san arkada§mm her §eyini onaylamasa da. Yalmz bu kez geli§­
leri Charlotte'ye bir dereceye kadar ters dii§iiyordu ve sebebini
tam ara§ti rffit§ olsayd1: Aslmda Ottilie' den otiirii. 0 iyi, saf
<;ocuk, boyle bir ornegi boyle erken ya§amamaltydi.

"Birka<; giin daha gelmeyebilirlerdi" dedi Eduard, az once


Ottilie i<;eri girdiginde, " biz ek binanm sat1§1Ill bitirinceye ka­
dar. Sozle§me tamam, ilk kopyas1 bende, ama ikincisi heniiz
eksik, bizim ya§lt katip de iyice hasta." Yiizba§t kendisi iisden­
mek istedi, aynt §ekilde Charlotte de. Buna baz1 itirazlar oldu.
"Bana versenize!" diye bagird1 Ottilie biraz aceleyle.

"Sen bunu beceremezsin" dedi Charlotte.

"Dogru, obiir giin erkenden elimde olmalt, iistelik <;ok


§ey" dedi Eduard . "Tamam, olacak " diye attld1 Ottilie ve
kag1d1 eline almt§tl bile.

Ertesi sabah, iist katm penceresinden bakarak kar§tlama­


y1 ihmal etmek istemedikleri misafirleri beklerlerken Eduard
§6yle dedi: "Orada atla caddeden yukan yava§<;a <;1kan kim ? "
Yiizba§t ad1y1 daha net tarif etti. " Oyleyse bu o ! " dedi Edu­
ard, "<;iinkii senin benden daha iyi gordiigiin aynnt1, benim
tam gordiigiim biitiine uyuyor. Bu Mittler' dir. Arna ni<;in
boyle yava§ yava§ siiriiyor aunt?"

0 goriintii yakla§tl ve Mittler' di ger<;ekten. Onu merdi­


venleri yava§ yava§ <;1karken kar§tladtlar. "Neden dun gelme­
diniz?" diye sordu Eduard.

"Gii riiltiilii kutlamalardan ho§lanm1yorum" cevabm1 ver­


di beriki. "Arna bugiin, dostum hantmefendinin ya§ giiniinii
sizlerle sakince kutlamak i<;in geldim."

"Boyle <;ok zamant nas1l buldunuz? " diye sordu Eduard


§akayla.

64
Ruh Akrabalzklari

"Ziyaretimi, eger sizin icsin bir degeri varsa, di.in yaptig1m


bir gozleme borcslusunuz. Huzuru saglad1g1m bir evde yanm gii­
niimii gecsirmi§ olmaktan csok memnundum, sonra duydum ki bu­
rada ya§ giinii kutlamyor. Kendi kendime dedim ki yalmzca huzur
saglad1g1m insanlarla sevinmek istemen bencillik sayilabilir. Nicsin
bir kere de huzur icsinde ya§ayan dostlarla sevinmiyorsun? Der de­
mez de harekete gecstim. i §te niyet ettigim gibi buraday1m."

"Di.in olsa biiyi.ik bir kalabalik bulacaktm1z, bugiin yalmz­


ca kiicsiik bir grup" dedi Charlotte. "Sizi ugra§tirffil§ olan kontla
baronesi goreceksiniz."

Bu tuhaf ama ho§ kar§ilanan adam, etrafmdaki dart ki§i­


nin ortasmdan s1kmt1li bir hareketle cs1kt1, hemen §apkasm1 ve
mahmuzunu aradi. "Bir kez dinlenmek ve ho§csa vakit gecsirmek
istedim mi hemen bir ugursuzluk tepemde dola§iyor! Arna nicsin
kendi karakterimden di§an cs1k1yorum ki! Gelmemeliydim, i§te
§imdi kovuluyorum. (i.inki.i onlarla aym csan altmda olmak iste­
mem; siz de kendinize dikkat edin! Onlar ugursuzluktan ba§ka
§ey getirmezler! Varhklan, etrafa yay1lan bir maya gibidir."

Onu yat1§tirmay1 denediler ama nafile. "Benim yammda


evlilige saldiran kimsenin" diye haykird1, "sozle, hatta hareket­
le, bi.iti.in ahlaki taplumun bu temelini y1kan kimsenin benden
csekecegi var! Ya da ona sozi.imii gecsiremezsem, onunla i§im ol­
maz. Evlilik, bi.itiin kiiltiiriin ba§I ve zirvesidir. Ham adam1 yu­
muptu ve en aydm adam, yumu§akligm1 ispatlamak icsin daha
iyi bir firsat bulamaz. Evlilik bozulamaz olmak zorundadir,
csiinkii oyle csok mutluluk verir ki, tek ti.ik mutsuzluk bunun ya­
nmda hesaba bile katilamaz. Mutsuzluk dedikleri ne ki? i nsan­
lara zaman zaman musallat olan §ey, aslmda sabirs1zhktir, sonra
da kendini mutsuz sayar. 0 am gecsirdi mi bu kadar siiredir var
olmu§ olan §ey hala var oldugu icsin kendini mutlu hissedecektir.
Aynlmak icsin hicsbir yeterli sebep yoktur. i nsan olmak oyle ao
ve sevincsle yogrulmu§tur ki evli bir csifrin birbirine neler borcslu
oldugu hies hesaplanamaz. Bu, ancak ebediyette odenebilecek
sonsuz bir borcstur. Bazen csekilmez olabilir, buna inanmm ve

65
Goethe

dogrusu da budur. Bize bir erkekten ya da bir kadmdan daha


c;;ok huzursuzluk verdigi ic;;in c;;ogu zaman kurtulmak istedigi­
miz vicdamm1zla da evli degil miyizdir?"

Heyecanlt heyecanlt bi:iyle konu§tU ve daha konu§maya devam


da ederdi, eger arabacmm borazant ayarlanmt§ gibi aynt zamanda
farklt yi:inlerden §ato avlusuna giren zat-1 alilerin geldigini haber
vermeseydi. Evdekiler onlan kar§tlamaya ko§arken Mittler saklan­
d1, atmt misafir konagma getirtti ve iiziintii ic;;inde c;;ekti gitti.

Onuncu Alt Bolum


Misafirlere ho§ geldin dendi, ic;;eri buyur edildi. Onlar da eski­
den baz1 giizel giinler gec;;irdikleri ve uzun zamandtr gi:irmedikleri
eve, odalara tekrar ad1m amklanna sevindiler. Varltklan dosda­
rm da c;;ok ho§una gitti. Kant da barones de orta ya§lardaki halleri
genc;;liklerindeki hallerinden neredeyse daha c;;ok begenilen o uzun
boylu giizel insanlar arasmda say1labilirlerdi. <;iinkii onlarda ilkba­
hardan baz1 §eyler kaybolsa da §imdi yine de sevgiyle belli bir gii­
ven uyandmrlar. Bu c;;ift de §imdi c;;ok ho§ g6riiniiyorlard1. Hayatm
hallerini kabullenip davrant§lanndaki o serbest tarzlan ve ne§eleri,
gi:iriiniirdeki rahad1klan, hemen belli oluyordu ve herhangi bir zor­
lanma fark edilmeksizin yiiksek bir terbiye hepsini sm1rltyordu.

Bu etki §U anda toplulukta kendini hissettiriyordu. Dog­


rudan dogruya di§ diinyadan gelen bu yeni kattlanlar, hatta
giyimleri, aksesuarlan ve yanlanndakilerle hemen fark edilen
insanlar, bizimkilerle belli bir tezat olu§turuyorlardt. <;iinkii be­
rikilerin kmal ve gizlice tutkulu tarzlan vard1 ama bu kaq1d1k
eski hauralar ve §U anki duygu birligiyle birle§erek c;;abuk kay­
boldu ve h1zlt, canlt bir sohbet hepsini anmda birle§tirdi.

Bu arada bir ayn§manm meydana gelmesi uzun siirmedi.


Kadmlar kendi taraflanna c;;ekildiler ve aralannda baz1 bildik
ve aynt zamanda da en yeni ilkbahar k1yafederini, §apkalan ve
benzerini konu§maya ba§laymca hemen yeterince eglendiler; o
Strada erkekler ad1 yeni seyahat arabalanyla ugra§tyor ve hemen
pazarl1k etmeye ve degi§tirmeye ba§ltyorlardt.

66
Ruh Akrabalzklarz

Ancak sofrada, tekrar bir araya geldiler. K1yafederini degi§­


tirmi§lerdi. Burada da misafir c;ift fark bas1yordu. Usderindeki her
§ey yeniydi ve aym zamanlarda da ba§kalannda gariilmemi§ti,
ama yine de kullant§hhg1yla ah§kanhk ve rahad1k vaat ediyordu.

Sohbet canlt ve konular c;e§idiydi, zaten boyle kimselerin


kar§tsmda sanki her§ey gibi hic;bir §ey de ilgi c;ekmiyordu. Hiz­
met�ilerin kulak kabartmamas1 ic;in Frans1zca konu§uyor ve
muzip bir rahad1kla yiiksek ve orta tabakanm ya§ayt§ma §6yle
bir deginiyorlard1. Yalmz bir tek noktada, Charlotte bir genc;lik
arkada§mt sorup da onun en yakm zamanda bo§anacagm1 biraz
yadirgayarak ogrendiginde, sohbet gereginden fazla uzadt.

" Uziicii" dedi Charlotte, "insan, uzakta olan dosdarmm


giivende, sevdigi bir arkada§mm durumunun iyi oldugunu sa­
mrken, bir bak1yor kaderi sallant1daym1§ ve yeni ba§tan ve belki
de yeniden giivensiz bir hayat yoluna ad1m atacak."

"Aslmda, aziz dostum" dedi kont, "boylesine §a§trmakta biz


kendimiz suc;luyuz. i stiyoruz ki diinya i§leri, ozellikle de evli­
likler son derece uzun omiirlii olsun. Son noktaya gelince, dur­
madan tekrarland1gm1 gordiigiimiiz o komediler bizi diinyanm
gidi§atma uymayan bu tiir hayallere siiriikliiyor. Komedide bir
evliligi, birc;ok perdede engellerle ertelenmi§ arzunun hedefi ola­
rak goriiriiz. Bu hedefe ula§tld1g1 anda, perde kapamr ve o an­
ltk doyum bizde etkisini siirdiiriir. Diinyada ise durum ba§ka;
orada oyun devam ediyor ve perde tekrar apld1gmda insan bu
konuda hic;bir §ey duymak ya da gormek istemiyor."

"Arna, bu kadar vahim olmamalt" dedi Charlotte giiliim­


seyerek, " bu sahneden c;ekilen insanlann da orada yine bir rol
almak istediklerini goriiyoruz."

"Bunda itiraz edilecek bir §ey yok" dedi kont. "Yeni bir rol
almabilir ve diinyay1 tamyorsak, bunu goriiyoruz: Evlilikte ise
diinyadaki bu kadar harekedilik varken, o ebed1 devam kara­
nnda, bir parc;a beceriksizlik var. Dosdanmdan biri, ki kendisi
yeni kanun tekliflerinde ozellikle ne§eli olur, §Unu iddia ediyor­
du: Her bir evlilik yalmzca be§ y11l1gma yap1lmal1. Bunun giizel,

67
Goethe

kutsal bir tek say1 oldugunu soyli.iyordu. Ve bu be§ y1ll1k sure,


birbirini tammak, birka� �ocuk di.inyaya getirmek ve aynlmak
i�in ve en gi.izeli de yeniden ban§mak i�in yeterli bir zaman­
d1. Bazen §6yle derdi: i lk y1llar ne kadar mudu ge�erdi! i ki, ii�
ytl, en azmdan ho§�a ge�erdi. Sonra e§lerden biri, ili§kinin daha
uzun si.irmesinden yana olurdu, sonland1tma tarihi yakla§ttk�a
birbirini ho§ tutma artard1. Umursamayan, hatta memnuniyet­
siz olan e§, boyle bir davram§la yumu§ar ve kazamltrd1. iyi bir
toplulukta saaderin nastl ge�tiginin fark edilmemesi gibi, za­
manm ge�ip gittigi unutulur ve o tarihin a§1ld1gma ve si.irenin
kendiliginden uzattld1gma §a§ar ama yine de ho§lamrlard1."

Kulaga ne kadar masumca ve eglenceli gelse ve bu §akaya


Charlotte'nin hissettigi gibi, derin ahlaki bir anlam verilebilse de
ona gore bu ti.ir ifadeler, ozellikle Ottilie bak1mmdan, ho§ degil­
di. C::ok iyi biliyordu ki cezalandmlabilen ya da yan cezalandm­
labilen bir durumu alt§tlmt§, genel, hatta ovi.ilesi bir durum gibi
ele alan gereginden fazla serbest bir konu§madan daha tehlikeli
bir §ey yoktur. Ve buna kesinlikle evlilik bagma zarar veren her
§ey dahildir. Bu nedenle sohbeti kendi becerikli tarzmca degi§­
tirmeye �alt§tt; bunu ba§aramaymca da Ottilie'nin her §eyi �ok
mi.ikemmel haz1rlad1gma neredeyse i.izi.ildi.i, �i.inki.i kalkmak i�in
izin istemeyecekti. 0 sakin dikkadi �ocuk, evin U§agma goz i§a­
retiyle her ne kadar birka� i.i niformalt beceriksiz hizmet�i ortada
dola§sa da her §eyin mi.ikemmel yi.iri.imesini sagltyordu.

Kont da boylece, Charlotte'nin konuyu degi§tirmesini his­


setmeksizin konu§masm1 si.irdi.irdi.i. Sohbeti herhangi bir bi�im­
de rahats1z edici olmaya alt§km olmayan adam1 bu mesele fazla
s1k1yordu ve kendini e§inden aynlmt§ gormenin gii�liikleri, ba­
ronesle birlikte kendilerine �ok istedikleri evlilik bag1yla ilgili
her §eye kar§t �1kmasma sebep oluyordu.

"O arkada§" diye devam etti "bir ba§ka kanun teklifi daha
yapt1. Bir evlilik ancak, e§lerin ikisi de, ya da en azmdan biri ii�iin­
cii kez evlenmi§se arttk bozulamaz say1lmaltd1t. C::iinkii boyle bir
kimse soz konusu oldugunda o, evliligin elzem bir §ey olarak gar-

68
Ruh Akrabalzklarz

diigiinii kesin olarak gostermektedir. Daha onceki ili§kilerinde nasil


davrand1g1, kotii ozellikler olarak aynlmaya sebep tuhafhklarmm
bulunup bulunmad1g1 da artik bilinmektedir. i ki taraf da birbirle­
rini ara§t1rmaktad1rlar, evli olanlara oldugu kadar evlenmemi§lere
de dikkat etmek gerekir, �iinkii neler olacag1 hi� bilinmez."

"Bu, besbelli toplumun ilgisini �ok artiracaktir" dedi Edu­


ard, "�iinkii ger�ekte, §imdi biz evliysek amk hi� kimse ne er­
demlerimizi ne de eksiklerimizi sormaz."

"Boyle bir diizenlemede" diye soze kan§tl barones giiliim­


seyerek, "sevgili ev sahiplerimiz iki basamag1 ba§anyla ge�mi§
olurlard1 ve ii�iinciisiine haz1rlanabilirlerdi."

"Sizin §ansm1z yaver gitmi§" dedi kont, "aksi halde yonetimin


zar zor yapacag1 §eyi burada oliim kendiliginden yapt1."

"Oliileri rahat birakahm" dedi Charlotte, yan ciddi bir bak1§la.

"Nedenmi§?" dedi kont, "onlan hay1rla amld1klan i�in mi?


Geriye biraknklan �e§itli §eyler i�in birka� y1lla yetinecek kadar
al�ak goniilliiydiiler."

"Ne var ki" dedi barones bastird1g1 bir i� ge�irmeyle "bu


durumlarda en iyi y1llar kurban edilmek zorunda kahyor."

"Dogru" dedi kont. "Diinyada gene! olarak degilse de �ok az


§ey umulan bir sonu� getiriyor. C::ocuklar verdikleri sozii tutmaz;
gen�ler, nadiren ve onlar sozl�rini tutunca da _diinya onlara sozii­
nii tutmaz."

Konunun degi§mesiyle ferahlayan Charlotte, ne§eyle kar§l­


hk verdi: "Evet, zaten az sonra ah§acag1z, o mutlulugun par�a
par�a ve boliim boliim tadm1 �ikarmaya."

"Siiphesiz, siz ikiniz �ok giizel zamanlar ya§adm1z" dedi


konc, "Sizin ve Eduard'm saraym en giizel �ifti oldugunuz y1llan
dii§iiniince, ne o parlak zamanlar var amk ne de boylesine I§lk
sa�an ki§iler! i kiniz dans ederken, biitiin gozler sizdeydi ve siz
birbirinizin gozlerinde yanmken herkes size nasil da imrenirdi!"

"Baz1 §eyler degi§tigi i�in" dedi Charlotte, "bu kadar �ok gii­
zel §eyi tevazuyla dinleyebiliriz."

69
Goethe

"Eduard'a i�imden �ok kereler kizm1§1mdir" dedi kont,


" daha mam olmad1g1 i�in. \:iinkii o harika anne babas1 sonun­
da hak vereceklerdi; gen�likte on yil da hi� az §ey degildir.''

"Eduard'1 korumam gerekiyor" diye soze at1ld1 barones. "Char­


lotte de pek su�suz degil; her yonden bakild1gmda pek giinahs1z
degil. Ve Eduard'1 acaba ger�ekten seviyor muydu, onu i�inden de
olsa e§i olarak istiyor muydu? Bazen Eduard'1 ne kadar �ok iizdiigii­
ne ben tamk oldum. Oyle ki seyahadere 9k1p ondan uzakla§mas1,
onu unutmas1 i�in oyle §anss1z bir karar almaya kolayca itilebildi."

Eduard, baronesi ba§iyla onaylad1, ona bu savunmasmdan


dolay1 minnettar goriiniiyordu.

"Arna Charlotte'yi ho§ gormek baglammda da bir §ey ek­


lemem gerekir: 0 zaman ona talip olan adam, uzun zamandir
sevgisini belli etmi§ti ve yakmdan tanmd1gmda sizlerin kabul
edeceginden �ok daha sevimliydi."

"Camm sevgilim" kar§1hgm1 verdi kont biraz heyecanh,


"itiraf edelim ki o §ah1sa kar§I siz de ilgisiz degildiniz ve Char­
lotte ba§ka bir kadmdan �ok sizden korkmahyd1. Kadmlarm
herhangi bir erkege egilimlerini bu kadar uzun zaman siirdiir­
meleri, hatra o egilimin herhangi bir aynlmayla bozulmasma ve
bitirilmesine izin vermemeleri bence onlann ho§ bir yam."

"Bu iyi ozellige belki erkekler daha �ok sahip" kar§1hgm1


verdi barones. "En azmdan sizde, sevgili kont, hi� kimsenin daha
once ho§land1gm1z bir kadmdan daha �ok etkisi olmad1gm1 fark
ettim ben. Ve gordiim ki boyle bir kadmm savunmasma, biraz
etkili olmak i�in §U anki sevgilinizin sizden bekleyebildiginden
�ok �aba harcadm1z."

"Boylesi bir sitem ho§ kar§ilanabilir" dedi kont, "ama


Charlotte'nin ilk e§ine gelince, benim bu giizel �iftimi birbirin­
den ayird1g1 i�in, sevemedim onu. 0, bir kez birle§mi§ olduktan
sonra ne be§ yildan iirkmek, ne de ikinci ya da ii�iincii bir evlilik
aramak zorunda olmayan, tam bir kaderle belirlenmi§ �ifttir."

70
Ruh Akraba!tklarr

"Kac;; ird1klan mm telafi etmeye c;;ah§ahm" dedi Charlotte.

"Bunda direnmeniz gerekir" dedi kont. "Sizin ilk evlilikle­


riniz'' diye devam etti iistiine basa basa "aslmda en nefret edilen
tarzdaki evliliklerdendi ve ne yaz1k ki biitiin evliliklerde -kusu­
ra bakmaym ama- biraz hamhk vardir: En zarif ili§kileri mah­
vederler ve bunun sebebi de yalmzca en azmdan bir tarafm gu­
rurland1g1 o aptalca giivendir. Her §ey bellidir, sanki evlenmi§
olmak, artik herkesin kendi yolunda yiiriimesi ic;;indir."

Bu konu§may1 amk kesin olarak kesmek isteyen Charlotte,


hemen cesurca bir donii§ yapt1 ve bunu ba§ardi. Sohbet genel konu­
larda ilerledi; iki e§ ve Yiizba§l konu§maya kanlabildiler. Ottilie'nin
bile fikrini soylemesi sagland1 ve tathlann keyifle yenmesinde zarif
meyve sepetlerine yerle§tirilmi§ bir dolu meyvenin, muhte§em va­
zolara bolii§tiiriilmii§ rengarenk c;;ic;;eklerin pay1 az degildi.

Yemekten hemen sonra gidilen yeni park tesisleri de soz ko­


nusu edildi. Ottilie, ev i§leri bahanesiyle c;;ekildi; aslmda yeniden
kopyaya oturdu. Kontla ilgilenme i§i Yiizba§i'ya kalmt§tl; sonra
da Charlotte ona katildi. Tepeye ula§t1klannda ve Yiizba§l plam
getirmek ic;;i n a§ag1ya ko§tugunda, kont Charlotte'ye dedi ki:
"Bu adam c;;ok ho§uma gitti. Kendisi her §eyi, hem de etraflica
ogrenmi§. i §leri de aym §ekilde ciddi ve tutarh. Burada ba§ard1-
g1 §ey, daha yiiksek bir c;;evrede olsa c;;ok kiymetli olur."

Charlotte, Yiizba§i'nm- oviilmesini ic;;ten bir sevinc;;le kar§I­


ladi. Arna kendini tuttu ve soyleneni sakin ve net destekledi.
Arna kont §6yle devam ettiginde c;;ok §a§ti: "Onunla tam§mam
benim ic;;i n c;;ok uygun bir zamana rastladi. Bu adama c;;ok uygun
bir yer biliyorum. Ve boyle bir tavsiyeyle onu mutlu kilarken
yiiksek mevkili bir dostu kendime c;;ok iyi baglayabilirim."

Charlotte'ye y1ldmm c;;arpmt§ gibi oldu. Kont hic;;bir §ey fark


etmedi. <:;:iinkii kadmlar, kendilerine her zaman hakim olmaya
ah§ml§ halleriyle en olaganiistii durumlarda bile hala bir c;;e§it o
sozde siikunetlerini korurlar. Arna kont konu§masm1 §6yle siir­
diiriirken Charlotte artik duymuyordu: "Ben, eger bir §eyden
emin olmu§sam, hie; durmam, acele ederim. Mektubumu kafam-

71
Goethe

da haz1rlad1m bile ve yaz1ya ge<;irmek i<;in sabirs1zlan1yorum. Siz


bana bu ak§am gonderebilecegim atl1 bir postac1 buluyorsunuz."

Charlotte 'nin i<;i par<;a par<;aydi. Bir yandan bu tekliflere,


ote yandan kendine §a§ffil§tl, agzm1 nasil da a<;1p bir kelime soy­
leyemiyordu! iyi ki kont Yiizba§l i<;in planlanndan soz etmeye
devam ediyordu. Bu planlann elveri§li olan1 ise Charlotte'nin
haddinden fazla goziine <;arpti. Yiizba§1'nm yukanya gelip te­
sisler i<;in haz1rlad1g1 plam kontun oniine serme zamam geldi.
Arna Charlotte, kaybedecegi dosta nasil ba§ka gozlerle bakt1!
\:ok siradan bir selamla dondii ve a§ag1ya, yosunlu kuliibeye
dogru ko§tu. Daha yan yolda gozlerinden ya§lar dokiiliiyordu ve
kii<;iik kuliibenin dar odasma kendini am, kendini biitiiniiyle
bir ac1ya, bir tutkuya, bir <;aresizlige biraku ki az once bunlarm
olabilecegi hi<; aklma gelmezdi.
Obiir tarafta Eduard, baronesle birlikte gol k1y1smda yiirii­
diiler. Her §eyi ogrenmekten ho§lanan o ak1ll1 kadm, ilgisiz bir
konu§ma sirasmda Eduard'm Ottilie'yi ovmede comert davran­
d1gm1 hemen fark etti ve onu <;ok normal bir tarzda yava§ ya­
va§ konu§turmaya devam etti ve sonunda, burada bir tutkunun
olu§makta degil, zirvede olduguna §i.iphesi kalmadi.

Evli kadmlar kendi aralannda birbirlerini sevmeseler de


bir konuda sessizce birlikte olurlar, ozellikle gen<; k1zlara kaqi.
Boyle bir haberdar olu§un sonu<;lan baronesin di§a a<;1k ruhunda
<;ok <;abuk kendini gosterdi. Ustelik daha bu sabah Charlotte
ile Ottilie hakkmda, bu <;ocugun koyde ya§ay1§m1 ozellikle de
onun sakin huyu nedeniyle uygun bulmam1§ ve Ottilie'yi §ehre
bir arkada§mm yanma gotiirmeyi teklif etmi§ti. 0 arkada§1 bi­
ricik kmnm egitimine <;ok onem veriyor ve ikinci <;ocuk yerine
ona arkada§ olabilecek ve her tiirlii §eyden yararlanabilecek biri­
ni anyordu. Charlotte bunu dii§iinecekti.

Arna §imdi barones, Eduard 'm ruhunu okuyarak bu tekli­


fini tamam1yla kesinle§tirdi ve bu durumu ne kadar <;abuk an­
lad1ysa, Eduard'rn arzulanm d1§andan o kadar <;ok pohpohlu­
yordu. \:iinkii bu kadm kadar hi<; kimse kendine hakim olmay1

72
Ruh Akrabalzklarz

beceremez. Sua d1§1 durumlardaki bu kendine hakim olu§, bizi


hatra s1radan bir durumu bile farkh kar§1lamaya ah§tmr, biz
kendimizi zorlarken ba§kalanna da hakim olma egiliminde olu­
ruz; amac;; , goriiniirde kazand1g1m1z §eyi, ic;;i mizde yoklugunu
hissettigimiz §ey ic;;i n bir dereceye kadar zarars1z tutmakrn.

Bu zihniyete c;;ogu zaman, ba§kalarm1 tuzaga dii§iiren ka­


rars1zhklarma, bilinc;;sizliklerine duydugumuz gizli sevinc;; ekle­
nir. Sevincimiz yalnizca o anki ba§anya degil, ayni zamanda
ilerideki §a§lftlC1 utancad1r. i§te barones de kendi c;;iftliklerine
Eduard'1 Charlotte ile birlikte davet edecek kadar ve Eduard'm
Ottilie'yi de getirebilir miyiz sorusuna onun kendi c;;1kanna uy­
gun bic;;imde yorumlamasma imkan verecek §ekilde cevap vere­
cek kadar kurnazdi.

Eduard, o miikemmel bolgeden, biiyi.ik nehirden, tepeler­


den, kayalardan, iiziim baglanndan, eski saraylardan, nehir ge­
zilerinden, bag bozumu- ve iizi.im s1kma §enliklerinden CO§kuyla
soz etti; bu arada da benzer sahnelerin Ottilie'nin gene;; ruhunda
yapacag1 etkiye sevincini saf bir yiirekle 6nceden soyleyiverd i.
Tam o anda Ottilie'nin yakla§makta oldugunu gordiiler. Baro­
nes, Eduard'a hemen, planlanan bu sonbahar gezisinden hie;; soz
etmemesini soyledi, c;;iinkii insanm c;;ok erkenden sevinc;;le bekle­
digi §ey genellikle gerc;;ekle§mezmi§. Eduard soz verdi ama onun
Ottilie'ye dogru daha h1zh ilerlemesini gerektirecek §ekilde ken­
disi birkac;; ad1m onden o sevgili c;;ocuga ko§tu. Biitiin varhg1 o
derin ·sevinci ifade ediyordu. Yolda toplad1g1 k1r c;;i c;;eklerinden
bir demeti s1k1§t1rd1g1 elini optii k1zm. Barones, bu manzara
kar§1smda neredeyse ac1 duydu ic;;inde. C::iinkii her ne kadar bu
sevgide suc;;lanacak §eyi ho§ kat§ilayamasa da buradaki sevimli
ve ho§ olan §eyi o onemsiz yeniyetme k1za asla lay1k goremezdi.

Hep birlikte ak§am yemegine oturduklannda toplulukta


tamam1yla ba§ka bir hava vardi. Sofradan once mektubu ya­
z1p postac1y1 gonderen kont, Yiizba§1yla sohbet etti ve bu ara­
da onu kendi tarafma c;;ekerek manuk ve tevazu c;;erc;;evesinde
gittikc;;e c;;ok inceledi. Kontun sag tarafmda oturan barones bu

73
Goethe

nedenle konuya pek katilmadi. Aym §ekilde once susam1§, sonra


heyecanlanmI§ halde §arab1 esirgemeyen ve yanma �ektigi Ot­
tilie ile hararetle konu§an Eduard'a da katilmad1; obiir tarafta
Yiizba§i'nm yanmda, i�indeki hareketleri gizlemekte gii�liik �e­
ken Charlotte oturuyordu.

Barones'in gozlem yapacak yeterince zamam vardi. Charlot­


te'nin rahats1zhgm1 fark ediyordu ve aklmda yalmzca Eduard'm
Ottilie'ye ilgisi oldugundan, Charlotte'nin e§inin davram§ma iiziil­
diigiine inanmakta zorlanmadi. Ve amk kendi hedeflerine en iyi
nasil ula§acagm1 di.i§i.inmeye ba§ladt.

Sofradan sonra da toplulukta bir ikiye aynlma oldu. Yiizba§1'y1


iyice anlamak isteyen kont, bu sakin, asla kendini begenmeyen
ve az konu§an adamm ne istedigini tam olarak bilmek i�in �e§idi
manevralara gerek duydu. Birlikte salonun bir yanmda bir a§ag1
bir yukan yiiri.idiiler; Eduard bu arada §arapla ve umuda heyecan­
lanmI§, bir pencere k1y1smda Ottilie ile §akala§iyordu. Charlotte ve
barones ise birlikte salonun obi.ir tarafmda konU§IDadan yi.iri.iyi.ip
duruyorlardt. Onlarm suskunlugu ve bo§ bo§ durmalan da sonun­
da toplulugun geri kalan k1smma bir durgunluk getirdi. Kadmlar
kendi taraflarma, erkekler obiir tarafa �ekildiler ve bugiin boyle
tamamlanmt§ oldu.

Onbirinci Alt Boliim


Eduard, kontu odasma kadar goti.irdi.i ve konu§arak bir siire
daha onun yanmda kalmay1 sagladt. Kont, ge�mi§ zamanlarda
kaybolup gitti, heyecanla Charlotte'nin giizelligini hat1rlad1; ate§­
li tecriibelerle geli§IDi§ biri olarak o, gi.izellikten anlard1: "Giizel
bir ayak, tabiatm bi.iyiik bir armagamdir. Bu zarafet bozulur gibi
degildir. Bugiin yiiriirken fark ettim; insan hala onun pabucunu
opmek ve go�ebe Sarmatlann ger�i o biraz ilkel adetlerini, sevilen
ve sayg1 duyulan bir ki§inin saghgma pabucundan kadeh kaldir­
maktan ba§ka §ey bilmeyen 0 adeti tekrarlamak istiyor."
iki sirda§ adamm sohbet konusu Charlotte'nin ayak ucunun
ovgiisiinden ibaret degildi. 0 ki§iden, eski hikayelere ve macera-

74
Ruh Akrabalzklarz

Iara dondiiler ve o zamanlar o iki sevgilinin bir araya geli§lerine


konan engeller, birbirlerini sevdiklerini soyleyebilmek i�in ne �aba­
lar sarf ettikleri, ne gibi hilelere ba§vurduklan konusuna ge�tiler.

"Hattrlar m1sm diye devam etti kont, " bizim en biiyiikleri­


miz dayilanm ziyaret edip o biiyiik sarayda bir araya geldikle­
rinde ben senin hangi maceram atlatmana sirf dostluk ugruna
ve �1kar gozetmeden yard1m etmi§tim! 0 giin kutlamalarla ve
§enliklerle ge�mi§ti; gecenin bir k1sm1 hi� olmazsa serbest, sevgi
i�inde sohbetle ge�sindi."

"Saray hammlannm kald1g1 yerin yolunu siz iyi biliyordu­


nuz" dedi Eduard. "Benim sevgilime rahat�a ula§t1k."

"Benim memnuniyetimden �ok ahlaka onem veren senin


sevgilin ise yanmda �ok �irkin bir namus bek�isi bulundurmu§­
tu; boylece de sizler bak1§lan01z ve sozlerinizle ho§�a vakit ge�i­
rirken bana dii§en, son derece s1k10 bir §eydi."

"Daha diin" diye ekledi Eduard, "siz geleceginizi haber ver­


diginizde e§imle ben bu hikayeyi hamlad1k, ozellikle de donii­
§iimiizii. Yalu §a§Irffil§t1k ve muhaf1z k1tasmm oniine gelmi§tik.
Oradan yolu bulacag1m1Zl bildigimizden sand1k ki buradan da
kolayca ge�eriz, 6tekinde oldugu gibi. Arna kapilar a�1hverince
§a§kmlig1m1z ne biiyiik olmu§tU. Yol, iizerinde dev gibi adam­
larm malar halinde uzamp uyudugu d6§eklerle ortiiliiydii. No­
betteki tek uyamk adam bize §a§kmhkta baku; ama biz uzan­
ffil§ �izmelerin iizerinden o gen�lik cesareti ve giiveniyle rahat�a
ge�tik, o horlayan devlerden hi�biri uyanmadan."

"Giiriiltii olsun diye tokezlemek isterdim, �iinkii nasil bir


dirilme sahnesiyle kar§ila§ird1k o zaman! "

B u anda saray �am o n ikiyi vuruyordu.

"Gece yarlSl olmu§" dedi kont giiliimseyerek "ve tam vak­


ti i§te. Sizden bir ricam olacak: Vaktiyle sizi gotiirdiigiim gibi
gotiiriin beni sevgili kont. Ben baronese soz verdim, kendisini
ziyaret edecegim. Giin boyu yalmz kalip konu§amad1k. Birbi­
rimizi gormeyeli oyle �ok oldu ki, samimi bir saati ozlememiz

75
Goethe

kadar tabii olamaz hi<;bir §ey. Siz bana gidi§ yolunu gosterin,
donii§ yolunu kendim bulurum ve ne olursa olsun <;izmeler iize­
rinde tokezlemem."

"Size memnuniyetle o misafirperverligi gostermek isterim"


dedi Eduard, "ne var ki ii<; kadm odas1 o kanatta yan yanadir.
Kimbilir, onlan hala bir arada m1 buluruz, ya da onlara tuhaf
bir §Ohret kazandiracak i§lere mi giri§iriz."

"Merak etmeyin!" dedi kont, " barones beni bekliyor. Bu


saatte kesinlikle odasmdadir ve yalmzdir."

" Oyleyse mesele kolay" dedi Eduard ve eline bir lamba altp
kontun yolunu aydmlatarak onu bir koridora a<;tlan gizli bir
merdivenden a§ag1 indirdi. Eduard, koridorun sonunda kii<;iik
bir kap1y1 a<;tt. Dolamba<;lt bir merdivenden <;tkt1lar, yukanda
dar bir dinlenme yerinde Eduard konta lambay1 uzatarak perde­
li kap1y1 i§aret etti; kap1, ilk denemede hemen a<;1ltp kontu i<;eri
ald1 ve Eduard'1 ise karanltk koridorda birakti.

Solda ba§ka bir kap1, Charlotte'nin yatak odasma a<;1ltyor­


du. Eduard, konu§malar duydu ve kulak kabarttt. Charlotte,
oda hizmet<;isiyle konu§uyordu: "Ottilie yam m1?" "Hayir" ce­
vabm1 verdi obiirii, " heniiz a§ag1da ve yaz1yor." " Oyleyse t§1g1
sondiiriin ve gidin- ge<; oldu! Mumu kendim sondiiriip yataca­
g1m."

Eduard, Ottilie'nin hala yazd1gm1 duyarak sevindi. Benim


i<;in ugra§tyor! diye dii§iindii CO§kuyla. Karanltkta tamamen i<;i­
ne kapanmt§ vaziyette, onu oturIDU§ yaz1yor g6rdii; sanki ya­
nma gitmi§, kendisine nastl dondiigiinii g6riiyordu; Ottilie'ye
bir kez daha yakm olmak i<;in kar§t konulmaz bir arzu duydu.
Arna onun oturdugu asma kata buradan yol yoktu. Arna §imdi
dosdogru kansmm kar§tsmda buldu kendini, ruhunda ruhaf bir
kart§tkltk vard1; kap1y1 a<;may1 denedi, kilitliydi, yava§<;a ttklat­
t1, Charlotte duymadi.

Charlotte, biiyiicek yan odada bir a§ag1 bir yukan dolamp


duruyor, kontun o beklenmedik teklifini i<;inde yeterince s1k

76
Ruh Akrabalzklarz

tekrarl1yordu. Yiizba§l sanki kar§tsmda duruyordu. 0, evi dol­


duruyor, aynca gezintilere ruh kat1yordu. �imdi ise gidecekti,
her §ey bombO§ kalacaktt! i nsan kendi kendine neler soyleyebi­
lirse hepsini soyliiyor, hatta insamn normal olarak yapt1g1 gibi,
bu tiir aolann zamanla hafifleyecegi hakkmdaki o zavalh tesel­
liyi onceden anyordu. 0 aoy1 dindirmek ic.;in gereken zamam
lanetliyor, ruhsuz zamana lanet okuyordu.

Ve nihayet, onda ender olan gozya§larma kac.;1§ §imdi c.;ok


daha ozlenir olmu§tu. Kendini divanm iizerine attt ve tamam1y­
la aclSlyla ba§ ba§a kaldi. Ote yandan Eduard, kap1dan uzakla­
§am1yordu. Arka arkaya c.;ald1 kap1y1 ve iic.;iincii olarak daha h1z­
li. Oyle ki Charlotte bunu gecenin sessizliginde ac.;1kc.;a duydu ve
korkarak s1c.;radi. Aklma ilk gelen §ey, bunun Yiizba§l olacag1,
hatra olmas1 gerektigiydi. i kinci §ey, bunun imkans1z olduguy­
du! Yamld1gm1 sand1 ama duymu§tu, duymam1§ olmay1 isterdi;
duymu§ oldugundan korktu. Yatak odasma gec.;ti, kilitli olan
gizli kap1ya yakla§tl ve kararl1 bir sesle seslendi: "Biri mi var?"
Yava§ bir ses cevap verdi: "Benim!"- "Kim?." diye sordu sesi tam
fark edemeyen Charlotte. Kapmm ote yamnda sanki Yiizba§1'y1
goriiyordu. Daha yiiksek sesle cevap geldi: "Eduard ! " Charlotte
kap1y1 ac.;tt, kar§tsmdaki e§iydi. Bir §akayla selamlad1 onu. 0
bilmecemsi ziyareti, bilmecemsi ac.;1klamalarla kan§ttrdi. "Nic.;in
geldigimi" dedi sonunda "sana yalmzca itiraf etmem gerekir.
Bir yeminim var, daha bu ak§am senin pabucunu opmek ic.;in."

"Boyle bir §ey hie; aklma gelmemi§ti" dedi Charlotte. "Daha


da kotii" kaq1ligm1 verdi Eduard "ve bir o kadar da iyi! "

Charlotte, ince geceligini onun baki§larmdan kac.;irmak ic.;in


bir koltuga oturdu. Eduard onun oniinde diz c.;oktii; kadm pa­
bucunu opmesini ve o pabuc.; erkegin elinde kalmca onun ayag1-
m yakalay1p sevgiyle gogsiine basrnmasm1 engelleyemedi.

Charlotte, tabiat itibariyle olc.;iilii olup evlilikte sevgililik


tarzm1 siirdiiren kadmlardan biriydi. Erkegi asla tahrik etmez,
hatra onun arzusunu zar zor kar§ilardi. Arna soguk ve itici bir
sertlik gostermeden, o mubah olana kar§l bile ic.;ten bir iirkekli-

77
Goethe

gi olan bir sevgiliye, bir ni§anliya benzerdi her zaman. Onu bu


akpm Eduard iki manada boyle buldu. E§inin uzakla§masm1
ne kadar c;;ok istiyordu, c;;iinkii dostun hayali onu suc;;luyor gi­
biydi. Arna Eduard'1 uzakla§ttracak §ey, onu daha da c;;ekiyordu.
Charlotte' de 6zel bir §eyler vardt. Aglamt§tt ve yumu§ak huylu
insanlar bu yiizden c;;ogunlukla zarafetini kaybederlerken, bizim
genellikle giic;;lii ve iradeli dediklerimiz son derece kazamrlar.
Eduard oyle sevimli, oyle dost, oyle 1srarc1yd1 ki! Yanmda kala­
bilmesini ondan rica etti. Talep etmedi, kah ciddice, kah §akayla
onu raz1 etmeye c;;a lt§tt, buna hakk1 oldugunu dii§iinmedi ve
sonunda cesaretle mumu sondiirdii.

Lambanm lo§ I§tgmda ic;;sel egilim ve hayal giicii derhal ger­


c;;eklige iistiin geldi. Eduard'm kollarmdaki yalmzca Ottilie idi,
Charlotte'nin ruhunda bir yakla§tp bir uzakla§an, Yiizba§t'yd1.
Ve boylece mevcut olmayan ile o an orada olan, cazip ve haz
dolu, harika bir ic;; ic;;elik sunuyordu.

Arna yine de §imdiki zaman, o muazzam hakkmm c;;alm­


masma izin vermiyordu. Kan koca, gecenin bir ktsmm1 tiirlii
konu§malar ve §akalarla gec;;irdiler; bu §akalar kalbin ne yaz1k
ki kat1lmad1g1 kadar 6zgiirdii. Arna ertesi sabah Eduard kans1-
nm koynunda gozlerini ac;;ttgmda giin sanki sezgiler ic;;inde onun
ic;;i ni okuyordu; giine§, onun bir suc;;unu aydmlat1yordu. Yava§c;;a
kansmm yamndan s1ynld1 ve Charlotte uyand1g1 zaman kendi­
sini tuhaf bir §ekilde yalmz buldu.

Onikinci Alt Bo/um

Dikkatli bir gozlemci, topluluk kahvalt1 ic;;i n bir araya gel­


diginde, her birinin davram§tnda ic;;lerinden gec;;enlerin ve his­
settiklerinin farkltltgm1 anlayabilirdi. Kont ve barones, seven
ve dayand1klan aynltk sonras1 kar§tltk!t egilimlerini peki§tirmi§
bir c;;iftin ne§eli rahatl1g1 ic;;inde bir araya gelmi§lerdi; oysa Char­
lotte ve Eduard, Yiizba§t ile Ottilie'nin kar§tsma utanarak ve
pi§manlikla c;;1k1yorlard1. i §te a§k boyle bir §eydir; yalmz ken­
disinin haklt olduguna ve biitiin ba§ka haklann onun 6niinde

78
Ruh Akrabalzklarz

silindigine inamr. Ottilie, <;ocuklar gibi ne§eliydi, onun tarzma


a<;1k yiireklilik denebilirdi. Yiizba§1, ciddi goriiniiyordu; kontla
olan konu§masmda aslmda burada meslegini yerine getirmeyip
sanki yan mesai i<;inde avarelik ediyor hissi iyice kendini goster­
mi§ti. <;unkii kont, onun i<;inde bir siiredir pasif dump uyuyan
her §eyi harekete ge<;irmi§ti. 0 iki misafir daha yeni uzakla§­
m1§lard1 ki yeni bir ziyaret ger<;ekle§ti ve bu, kendini unutmak
ve dag1tmak isteyen Charlotte'nin ho§una gitti. Ottilie ile ug­
ra§mak i<;in i<;inde <;ifte heves duyan Eduard ise ho§lanmaml§tl;
aym §ekilde Ottilie de ho§lanmaml§tl, <;iinkii ertesi sabah er­
kenden gerekecek kopya i§ini heniiz tamamlamaml§tl. Bu ne­
denle, yabanolar ge<; uzakla§t1klannda hemen odasma ko§tu.

Ak§am olmu§tu. Yabanolar arabaya binmeden onlara bir


yere kadar e§lik eden Eduard, Charlotte ve Yiizba§1, gollere bir
gezinti yapmaya hep birlikte evet dediler. Eduard'm hatm say1-
lir bir fiyatla uzaktan getirttigi bir kay1k ula§ml§tl. Kolay hare­
ket ettirilip kolay yonlendirilebiliyor mu bakmak istediler.

Kay1k, en ortadaki goliin kiy1smda ilerdeki tesisler i<;in he­


saba katt1klan o ya§li ard1<; aga<;lanna baglanmi§tl. Burada bir
iskele, aga<;lann altmda, golii ge<;mek isteyenlerin diimen kira­
caklan mimari bir mola yeri yap1lacakti.

"Obiir tarafta iskele nerede olsa iyi?" diye sordu Eduard,


"Benim ard1<;lanmm yakmmda sanmm."

"C? aga<;lar biraz fazla sagda" dedi Yiizba§l "Daha a§ag1da


olsa, §atoya daha yakm olur; ama bunu dii§iinmek gerekir."

Yiizba§l, kay1gm arka tarafmdayd1 ve bir kiiregi yakalam1§­


tl. Charlotte bindi, Eduard da aym §ekilde obiir kiiregi tuttu
ama tam hareket etmek iizereyken Ottilie'yi hat1rlad1, bu gal
yolculugunun kendisini ona geciktirecegini, kim bilir ne zaman
geri gotiirecegini dii§iindii. Kisacas1, tekrar kiy1ya atlamaya ka­
rar verdi; Yiizba§i'ya obiir kiiregi uzat1p oziir dileyerek eve ko§tU.

Orada Ottilie'nin haberini aldi: Ottilie odasma kapanm1§,


yaz1yormu§. Onun i<;in bir §ey yap1yor olmasmm verdigi ho§ duy-

79
Goethe

gu yanmda, onu kar§tsmda gormemenin en koyu ho§nutsuzlugu­


nu hissetti. Sabirs1zhg1 her an amyordu. Biiyiik salonda bir a§ag1
bir yukan gidip geldi, �e§itli §eyler denedi, ama hi�bir §ey onun
dikkatini �ekmeyi ba§aram1yordu. Ottilie'yi gormeyi, Charlotte
ile Yiizba§t geri donmeden onu yalmz gormeyi arzuluyordu. Ak­
§am oldu, mumlar yak1ld1.

Nihayet i�eri girdi o sevimlilik i�inde panldayarak. Eduard


i�in bir §ey yapm1§ olmak, onun biitiin varhgm1 yiikseltmi§ti.
Orijinalini ve kopyasm1 Eduard'm oniine, masaya koydu. "Dog­
rulugunu kontrol edelim mi?" dedi giiliimseyerek. Eduard ne
cevap verecegini bilmiyordu. Yiiziine bakt1, kopyay1 gordii. ilk
sayfalar �ok biiyiik itinayla zarif bir kadm eliyle yaztlmt§tt; son­
ra tarz degi§meye, daha i§lek, daha serbest olmaya ba§hyordu.
Son sayfalan gozden ge�irince nas1l §a§ird1: "Aman Tannm! "
diye bagird1, "nedir bu? Bu, benim yaz1m ! " Ottilie'nin yiiziine
ve tekrar sayfalara bakt1; ozellikle sonu� tamamen sanki onun
elinden �1km1§tl. Ottilie susuyordu ama �ok biiyiik bir mem­
nuniyede onun gozlerinin i�ine baku. Eduard kollanm kaldmp
"Sen beni seviyorsun!" diye haykird1: "Ottilie, sen beni seviyor­
sun! " Ve birbirlerine sanldtlar. Buna ilk ba§layanm kim oldugu­
nu ayirt etmek imkans1zd1.

Bu andan itibaren diinya, Eduard i�in degi§mi§ti: Ne o eski


Eduard' di ne de diinya eski diinya. Ottilie ile yiiz yiize duruyor­
lard1, Eduard onun ellerini tuttu, birbirlerinin gozlerinin i�ine
bak1yorlard1 ve yeniden kucakla§mak iizereydiler.

Charlotte Yiizba§i'yla birlikte i�eri girdi. Dt§anda uzun za­


man kald1klarmdan dolay1 oziir dilemelerine Eduard i�inden gii­
liimsedi. Ah, ne kadar da fazla erken geldiniz! dedi kendi kendine.

Ak§am yemegine oturdular. Bugiinkii misafirler tek tek de­


gerlendirildi. Eduard, sevgi dolu heyecanla her biri hakkmda iyi
§eyler soyledi, hep esirgeyerek, hep olumlayarak. Onunla hi� de
ayn1 fikirde olmayan Charlotte bu ruh halini fark ederek ba§ka
zaman bo§anan �ifder hakkmda hep �ok sert hiikiimler verirken
bugiin hep �ok yumu§ak ve ho§g6riilii olu§unu §akaya vurdu.

80
Ruh Akrabaltklarz

Ate§li ve kalben inanmt§ Eduard, hayklfd1: " i nsan birini


tam olarak sevmeli, o zaman biitiin ba§kalan ho§ goriiniir! " Ot­
tilie, gozlerini a§ag1 indirdi ve Charlotte oniine baktt.

Yiizba§l soze ba§layarak §6yle dedi: "Sayg1 ve yiiceltme duy­


gularmda da durum biraz bunun gibidir. i nsan boyle duygulan,
biri iizerinde uygulama firsatl bulunca ancak o zaman diinyada­
ki k1ymeti bilinecek §eyleri fark eder."

Charlotte bu ak§am kendisiyle Yiizba§l arasmda olanlan


dii§iinmeye koyulmak ic;in hemen yatak odasma ula§mak istedi.

Eduard, k1y1ya atlayarak kay1g1 karadan uzakla§tlrd1gm­


da, e§ini ve arkada§ml sulara emanet ettiginde Charlotte amk
ic;inden o kadar c;ok sevdigi adamm kaqlSlnda oturdugunu ve
iki kiiregi c;ali§tlrarak bu ta§ltl istedigi yone hareket ettirdigini
alaca karanlikta gordii. ic;inde c;ok ender hissedilmi§ derin bir
hiiziin duydu. Kay1gm dola§mas1, kiireklerin su s1c;ratmas1, su
yiizeyindeki riizgar esintisi, kam1§lann h1§lrt1s1, ku§lann son
seferleri, ilk yild1zlarm panlday1p durmasi. Her §ey bu genel
sessizlik ic;inde biraz esrarengizceydi. Ona oyle geldi ki sanki bu
dost onu yalmz b1rakmak ic;in c;ok uzaklara gotiiriiyordu. Ru­
hunda tuhaf bir hareketlenme vard1 ve aglayam1yordu.

Bu arada Yiizba§l ona tesisleri nas1l yapttracagm1 anlat1yor­


du. Kay1gm iyi ozelliklerini, iki kiirekle kolayca bir ki§i tarafm­
dan hareket ettirilip yonlendirilebildigini oviiyordu. Charlotte
kendisi de bunu bazen yalmz ba§ma suda ilerlemenin ve ken­
dinin kay1k<;1Sl ve diimencisi olmanm ho§ bir duygu oldugunu
ogrenecekti.

Bu sozlerle birlikte Charlotte, yakmdaki aynlig1 kalbinde


duydu. Bunu kas1tl1 m1 soyliiyor? diye dii§iindii kendi kendine.
Bundan haberi mi var, yoksa tahmin mi ediyor? Ya da tesadii­
fen soyleyip bana bilmeden, kaderimi onceden haber mi veriyor?
Biiyiik bir hiiziin, bir sabm1zlik sard1 onu; Yiizba§1'ya miim­
kiinse hemen k1y1ya yana§masm1 ve birlikte §atoya donmelerini
rica etti.

81
Goethe

Yiizba§l gol iizerinde ilk defa dola§1yordu, goliin derinligini


genel olarak ara§tlrIDl§Sa da tek tek yerleri bilmiyordu. Hava ka­
rarmaya ba§lamt§tl, k1y1ya �1ktlacak rahat bir yerin bulunacagm1
ve §atoya giden patikanm uzak olmayacagm1 tahmin ettigi ta­
rafa yoneldi. Arna bu yoldan da biraz vazge�irildi: Charlotte bir
�e§it iirkeklikle hemen karaya �1krnak arzusunu tekrarlaymca.
Tekrar �abalayarak k1y1ya yana§tl arna ne yaz1k ki bir siire sonra
engellendigini hissetti; kay1g1 bataga saplanrnt§tl ve tekrar kur­
tulrna gayreti bo§ayd1. Ne yapacakn? Tek �aresi, yeterince s1g
olan suya inip dostu karaya ta§1rnakt1. Bu sevgili yiikii sag salirn
k1y1ya ge�irdi; sendelerneyecek ya da ona s1kmt1 verrneyecek ka­
dar gii�liiydii arna yine de o korkarak kollanrn onun boynuna
dolam1§t1. Yiizba§t onu s1k1ca tutup kendine basnrd1. Ancak bir
�imenli yoku§ta onu a§ag1ya indirdi, hareketsiz ve §a§kmltk duy­
madan degil. Charlotte heniiz onun boynundayd1 ve o onu yeni­
den kollannm arasma ald1, dudaklarma canh bir opiiciik kon­
durdu! Arna ayrn anda ayaklannm dibine uzarnp agzm1 onun
eline basrnarak bagird1: "Charlotte beni affedecek rnisiniz? "

Dostun cesaret ettigi ve Charlotte'nin d a neredeyse kar§th­


g1rn vermek iizere oldugu opiiciik, Charlotte'yi kendine getirdi
arna onu ayaga kaldirrnad1. Arna yine de ona dogru egilip elini
omuzlanna koyarken §i:iyle hayk1rdi: "Bu anm hayat1rn1zda �1-
gir a�rnasma engel olarnay1z; arna bunun bize yakt§lf olrnas1,
bize bagl1. Sizin aynlmarnz gerekir, sevgili dost ve aynlacak­
sm1z da! Kont, sizin kaderinizi diizeltrnek i�in ugra§tyor; buna
hem seviniyor hem de iiziiliiyorurn. Kesinle§inceye kadar sus­
rnak istiyordurn; §U an, benirn bu sirn a�1klarnarn1 gerektiriyor.
Sizi ve kendirni ancak biz, dururnurnuzu degi§tirrnek cesaretini
gosterirsek affederirn. <;;:ii nkii duygulanrnm degi§tirmek bizirn
elimizde degil." Charlotte, onu ayaga kaldird1 ve dayanrnak i�in
kolunu tuttu. Bu halde hi� konu§madan §atoya geldiler.

Arna §imdi Charlotte, kendini Eduard 'm e§i olarak hissettigi ve


oyle gi:irrnesi gereken yatak odasmda duruyordu. Bu �eli§kiler i�in­
deyken o yararh ve hayat1 boyunca �ok kereler uygulad1g1 karakteri

82
Ruh Akrabalzklarz

yard1rn etti. Kendinin bilincinde olrnaya, kendine soz gec;;irrneye


hep ah§km olarak §irndi de ciddi anlay1§la o arzulanan dengeye
yakla§rnada giic;;liik c;;ekrnedi. Hatta o tuhaf gece ziyaretini dii§ii­
niirken kendi haline giildii bile. Arna c;;abucak ic;;inde inanc;;h arzular
ve urnutlar yaratan acayip bir sezgiye bir sevinc;;-korku titrernesine
tutuldu. Duygulanarak yere diz c;;oktii, Eduard'a rnihrap oniinde
verdigi yernini tekrarladi. Dostluk, sevgi, fedakarhk, §en resirnler
halinde oniinden gec;;ti. Kendini ruhc;;a tekrar diizelmi§ hissetti. Az
sonra tath bir yorgunluga tutuldu ve sakince uykuya daldi.

Onufuncu Alt Bolum


Eduard'a gelince, o c;;ok farkh bir ruh hali ic;;indedir. Uyu­
rnay1 oyle az dii§iiniiyor ki soyunmak bile aklma gelrniyor. Bel­
genin o kopyasm1, Ottilie'nin c;;ocuk c;;ekingenligi ta§tyan el yaz1-
sm1 bin kez opiiyor; sonunu kendi el yaz1sm1 gordiigiinii sand1g1
ic;;i n opmeye neredeyse cesaret ederniyor. Ah, ke§ke ba§ka bir
beige olsayd1 bu! diyor ic;;inden. Arna yine de, en biiyiik arzusu­
nun gerc;;ekle§rnesinin en giizel garantisidir bu ona. Zaten elinde
kalacak, her ne kadar iic;;iincii bir ki§inin imzas1yla bozulrnu§
olsa da onu her zarnan kalbinin iistiine basurrnayacak!
i ncelrnekte olan ay, orrnamn iizerinde yiikseliyor. Sicak
gece, Eduard'1 d1§anya c;;agmyor; etrafta dola§1yor, biitiin oliirn­
liilerin en huzursuzu en mudusudur o. Bahc;;elerin ic;;inden yii­
riiyor, buralar ona fazla dar geliyor; tarlaya ko§uyor, buras1 da
fazla geni§. �atoya donecek; kendini Ottilie'nin penceresi altm­
da buluyor. Orada bir teras rnerdivenine oturuyor. Duvarlar
ve kilider, diyor ic;;inden, bizi §imdi aymyor, ama kalplerimiz
ayrilm1§ degil. Ottilie kar§1rnda dursa, kollanrna at1hrd1, ben
de onun kollarma! Otesi var rn1 bu kesinligin! <;evresinde her
§ey sessizdi, yaprak k1rn1ldam1yordu; oyle sessizdi ki gece ile
giindiiziin aym oldugu toprak altmdaki o c;;ah§kan hayvanlarm
gayretli c;;ah§rnalanm fark edebilirdi. 0, biitiiniiyle kendi rnutlu
riiyalanna tutulmu§tu; sonunda uykuya dald1 ve ancak giine§
harika yiiziiyle yiikselip sabah sisini alt edince uyandi.

83
Goethe

�irndi, rniilklerinde ilk uyanan olarak buldu kendini. i §c;i­


ler ona gore fazla gee; kalrnt§lardt. Geldiler; say1lan az gibiydi
ve onlerindeki giinliik i§ onun arzularma gore fazla azdt. Daha
c;ok i§t;i istedi, kendisine soz verildi, giin ic;inde ba§ladtlar. Arna
bunlan da plamm hernen bitrni§ gorebilrnesi ic;in yeterli bulrna­
dt. Ba§arrnak, amk onu sevindirrniyordu. Her §eyin tarnarnlan­
rnt§ olrnas1 gerekiyor, arna kirnin ic;in? Yollar ac;1lsmd1, Ottilie
rahatc;a y i.iriisiin diye, ad1rn ba§t oturrna yerleri, Ottilie dinlen­
sin diye. Yeni ev ic;in de elinden geleni yap1yordu; Ottilie 'n in
ya§ giiniine tarnarn olrnalt. Eduard'm dii§i.incelerinde ve davra­
nt§lannda amk olc;ii yoktur. Sevrnek ve seviliyor olrna bilinci,
onu sonsuza ta§tyor. Biitiin odalar, ona nastl farklt goriiniiyor!
Sanki amk kendi evinde degil. Ottilie'nin varl1g1 onun her §eyi­
ni yutrnu§; o, tarnarn1yla onun ic;ine gorniilrnii§; oni.inde ba§ka
hic;bir gorii§ yiikselrniyor, hic;bi r vicdan ona seslenrniyor; onun
"tabiatmda tutuklu olan her §ey, dt§art c;1k1yor, bi.itiin varl1g1
Ottilie'ye dogru ak1yor.

Yiizba§t bu tutkulu ugra§t gozlernliyor ve iiziici.i sonuc;lan­


na engel olrnak istiyor. �irndi tek yanlt bir giidiiyle gereginden
fazla ilerletilen biitiin bu tesisleri kendisi sakin-dostc;a bir bi rlik­
telik ic;in planlarnt§tL Ek binanm satt§t onun sayesinde gerc;ek­
le§rni§, ilk oderne yaptlrnt§tt. Charlotte, konu§uldugu gibi kasa­
sma koyrnu§tU. Arna Charlotte hernen ilk hafta eskisinden c;ok
ciddiyet ve diizen gosterrnek ve goz oniinde tutrnak zorundadtr.
<;;ii nki.i aynlan biitc;e bu a§m h1za hie; yetrneyecektir.

<;;ok §eye ba§lanrnt§tl ve yaptlacak c;ok §ey vard1. Yiizba§t


Charlotte'yi bu dururnda nastl btraksm! Birbirlerine ak1l da­
nt§tyorlar ve plana uygun i§leri kendilerinin h1zlandtrrnasmm,
sonunda paralan toplay1p ek bina satt§mdan geri kalan oderne
tarihine yeti§tirrnenin daha iyi oldugunda birle§iyorlar. Boylece
k1s1tlarna olrnadan neredeyse i§ zarars1z yiiriitiilecektir. Ferahla­
dtlar, her §ey yolunda, i§t;iler yeterli say1da oldugu ic;in §iiphesiz
yakmda hedefe ula§tlacakt1. Eduard seve seve onay verdi, c;iinkii
bu kendi niyetiyle uyu§uyordu.

84
Ruh Akrabalzklarz

Bu arada Charlotte, daha once dii§iiniip kararla§ttrd1g1 §eyde


kalbinin derinliklerinde mar ediyordu ve dostu da aym manada
erkekc;e yanmdaydi. Arna i§te bu nedenle de samimiyederi
yalmzca aruyordu. Eduard'm tutkusu iizerine s1k s1k kar§1lik­
li ac;1klamalar yap1yor, birbirine akil dam§iyorlardi. Charlotte,
Ottilie'yi daha c;ok yanma c;ekiyor, onu daha s1k1 gozlem liyordu
ve kalbinin farkma vard1g1 olc;iide kizm kalbinin derinliklerine
bak1yordu. K1Z1 uzakla§ttrmaktan ba§ka c;are gormiiyordu.

�imdi, Luciane'nin yauli okulda ald1g1 o miikemmel ovgii


ona mudu bir tesadiif gibi goriiniiyordu. �iinkii bunu haber alan
biiyiik teyze onu temelli yamna almak isteyecek, onu hayata so­
kacakti. 0 zaman Ottilie yat1li okula geri donebilirdi. Yiizba§1,
iyi §ardarda uzakla§IDI§tl ve her §ey birkac; ay onceki gibiydi,
hatti c;ok daha iyi. Charlotte kendisinin Eduard 'la ili§kisini ya­
kmda diizeltecegini umuyordu ve biitiin bunlan kafasmda oyle
mant1kli diizenlemi§ti ki s1k s1k daha sm1rl1 eski duruma geri
doniilebilecegi ve zorla bozulan §eyin yeniden birle§ebilecegi ya­
mlg1smda kuvvet buluyordu.

Eduard bu arada yoluna konan engellerin c;ok yiiksek ol­


dugunu hissediyordu. �ok gec;meden fark etti ki Ottilie'yi on­
dan uzak tutuyorlar ve onunla ha§ ba§a konu§mas1m, hatti ona
ba§kalarmm yanmda olmanm di§mda yakla§masm1 giic;le§tiri­
yorlardi. Ba§ka §eylere de iiziiliiyordu. Ottilie ile §6yle bir ko­
nu§abiliyorsa, bu yalmzca ona sevgisini tekrarlamak ic;in degil,
e§i ve Yiizba§I hakkmda §ikayet etmek ic;in oluyordu. �iddedi
davram§lan ile kasay1 bo§altma yolunda oldugunu hissetmiyor­
du. Charlotte'yi ve Yiizba§1'y1, bu i§te ilk karara aykm hareket
etmeyle suc;luyordu. Oysa ikinci karan onaylam1§, hatti buna
kendisi sebep olmu§ ve gerekli bulmu§tU.

Nefret, taraftutar, ama a§k daha da c;ok. Ottilie Charlotte'ye


ve Yiizba§1'ya bir dereceye kadar yabanola§tl. Eduard bir za­
manlar Ottilie'ye kar§I Yiizba§I hakkmda, bir dost olarak boyle
bir durumda c;ok samimi davranmad1g1 ic;in §ikayet ettiginde
Ottilie dii§iincesizce §6yle cevap veriyordu: "Eskiden de size kar-

85
Goethe

§1 pek diiriist olmad1g1 ic;;i n ondan ho§lanm1yordum. Bir kere­


sinde Charlotte'ye §6yle dedigini duydum: Eduard yeter ki bizi o
fliit zmlusmdan azat etsin; bundan bir §ey c;;1kmaz ve dinleyen­
ler ic;; i n de oyle s1kio ki. Sanmm size ben e§lik etmek istedigim
ic;; i n bunun bana nasil ao verdigini tasavvur edersiniz."
Bunu soyler soylemez, i c;;inden bir ses, ke§ke sussayd1m dedi
ama art1k soylemi§ti i§te. Eduard'm yiiz hatlan degi§ti. Onu
daha c;;ok iizen bir §ey olmaml§tl- en c;;ok sevdigi §eye- saldml­
m1§t1, kendisi bir c;;ocukluk c;;abasmm en ufak bir bobiirlenme­
den uzak, bilincindeydi. Ona ho§ gelen, onu sevindiren ne varsa,
dostlarmca sakm1larak ele almmaliyd1. Yetersiz bir kabiliyetin
iic;;iincii bir ki§inin kulaklarm1 rahats1z etmesinin ne kadar kor­
kunc;; oldugunu dii§iinmedi. KmlmI§tl, bir daha affetmeyecek
kadar ofkeliydi. Kendini biitiin gorevlerden atilm1§ hissetti.
Ottilie ile olmak, onu gormek, ona bir §eyler f1sildamak,
ona giivenmek geregi giin gec;;t ikc;;e amyordu. Ona yaz1p gizlice
mektupla§may1 rica etmeye karar verdi. Bunu yeterince doku­
nakli bir §ekilde yazd1g1 kig1t parc;;a s1, yaz1 masasmda duru­
yordu, oda hizmetc;;i si sac;;l anm k1v1rmak ic;;i n odaya girdiginde
kag1t, riizgarla a§ag1ya dii§tii. Ma§anm 1s1sm1 kontrol etmek
ic;;i n her zamanki gibi egilen hizmetc;;i yerdeki kag1t parc;;alarm1
gordii; bu kez Eduard'm mektubunu yakalay1p c;;abucak buru§­
turdu ve mektup yanmI§tl. Bu beceriksizligi fark eden Eduard
onu elinden c;;ekip ald1. Hemen sonra yeniden yazmaya oturdu;
ikinci defada kaleminden oyle dokiilmiiyordu. Baz1 engeller ve
ku§kular geldi aklma, ama bunlarm iistesinden gelirdi. Mek­
tup, Ottilie'nin eline s1k1§tmld1, ona yakla§abildigi ilk anda.
Ottilie cevap yazmay1 ihmal etmedi. Eduard o kiic;;iik pu­
sulay1, okumadan modaya uygun k1sa yeleginin cebine soktu.
Cebe tam s1gmayan pusula di§an sarkt1 ve o fark etmeden yere
dii§tii. Charlotte bunu goriip yerden ald1 ve §6yle bir bakt1ktan
sonra Eduard'a uzam. "Burada senin elinden c;;1 km1§ bir §ey var"
dedi, " herhalde kaybetmek istemezsin."

Eduard etkilendi. Charlotte kendini sakliyor mu? diye dii­


§iindii. Kag1dm i c;;erigini fark etti mi, yoksa el yaz1larmm ben-

86
Ruh Akrabaltklart

zerliginden dolay1 yamltyor mu? Son ihtimali iimit etti, onu dii­
§iindii. i kaz edilmi§ti, iki kat ikaz edilmi§ti, ama yukandakinin
bize bir §ey soyler gibi oldugu bu tuhaf, tesadiifi i§arederi, onun
tutkusu i<;in anla§tlmaz §eylerdi. Bu tutku ona rehber oldugu
siirece, i<;ine sokuldugu sm1rlanmay1 gittik<;e tats1z hissetti. 0
dost<;a arkada§ltk kayboldu. Kalbi kilidenmi§ti ve dostuyla ve
kans1yla beraber olmas1 gerektiginde onlara o eski muhabbe­
tini yiireginde tekrar bulup canlandtrmay1 beceremiyordu. Bu
konuda kendine yapmas1 gereken serzeni§ten ho§lanm1yordu ve
bir <;e§it mizahla bunun i<;inden <;tkmaya <;alt§tyordu, ama bu da
sevgisiz oldugu i<;in o alt§tlmt§ zarafetten yoksundu.

Biitiin bu smavlardan Charlotte'yi derin duygusu kurtanyor­


du. 0, boylesi giizel, asil bir sevgiden feragat konusundaki ciddi
niyetinin bilincindeydi. Obiir ikisine yard1m etmeyi ne kadar <;ok
istiyor. Uzakla§ma, boyle bir derdi iyile§tirmeye yetmeyecektir,
bunu iyice hissediyor. Meseleyi o <;ocukcaglZln kar§tsmda dile ge­
tirmeyi dii§iiniiyor. Arna yapam1yor. Kendi karars1zltg1 degil en­
gel olan. Bu konuda genel konu§may1 deniyor; genel olan, telaffuz
etmekten korktugu o kendi durumuna da uyuyor. Ottilie'ye ver­
mek istedigi her i§aret, kendi kalbine bir i§aret oluyor. Uyarmak
istiyor ve hissediyor ki kendisinin de uyanlmaya ihtiyao olabilir.

Bu nedenle sevenleri susarak hala birbirinden uzak tutu­


yor ama mesele bununla daha iyi olmuyor. Bazen agzmdan
ka<;an hafif uyanlar, Ottilie'yi etkilemiyor, <;iinkii Eduard onu
Charlotte'nin Yiizba§t'ya egilimine inandtrmt§tt; Charlotte'nin
kendisinin bo§anmay1 istedigine, bunu da kendisinin medeni bir
§ekilde saglayacagma inandtrmt§tt.

Ottilie, su<;suzluk duygusu i<;inde <;ok arzulanan o mudu­


luk yolunda §imdi yaln1zca Eduard i<;in ya§amaktadtr.

Ona olan a§kt sayesinde biitiin iyiliklerle gii<;lenmi§, onun


hatmna yapt1klarmda daha §evkli, herkese kar§t daha a<;1k,
adeta yeryiiziindeki cennette buluyor kendini.

Hepsi birlikte, her biri kendi tarzmda, giinliik hayadanm siir­


diiriiyorlar, dii§iinerek ve dii§iinmeden. Her §ey alt§tlmt§ yolunda

87
Goethe

gidiyor goriiniiyor, aym her §eyin sallam1da oldugu o deh§et halle­


rinde, sanki hic;bir §ey soz konusu degilmi§c;esine ya§amaya devam
edildigi gibi.

Ondordiincii Alt Hoium


Bu arada konttan Yiizba§1'ya bir mektup gelmi§ti, hem de
c;ifte mektup: Bir tanesi, uzaklara yeni imkanlar vaadini gos­
termek ic;in; obiirii ise §imdi ile ilgili onemli bir teklif ic;erikli,
binba§1 olarak yiiklii bir maa§ ve ba§ka imkanlar sunan onemli
bir saray- ve i§ gorevi; bu, c;e§itli durumlar yiiziinden heniiz giz­
li tutulmaliydi. Yiizba§l da dostlanm yalmzca bu umutlardan
haberdar etti ve c;ok yakmda olacak §eyi sakladi.

Bu arada §imdiki i§leri canla ba§la yiiriittii ve kendi yok­


lugunda her §eyin normal olarak devam etmesi ic;in haz1rl1klan
sessizce yapti. �imdi onun ic;in onemli olan, baz1 §eyler ic;in bir
tarih belirlenmesi, Ottilie'nin ya§ giiniiniin baz1 §eyleri c;abuk­
la§tirmas1ydi. �imdi bu iki arkada§, her ne kadar ac;1klanm1§
bir nza ile olmasa da seve seve birlikte ugra§1yorlardi. Eduard,
paralann pe§in almmas1yla kasamn giic;lenmesinden oldukc;a
memnundu; biitiin i§ler en hizli §ekliyle ilerliyordu.

0 iic; golii bir denize c;evirmeyi Yiizba§l §imdi en iyisi teklif


etmeyecekti. A§ag1 barajm giic;lendirilmesi, ortadakinin ta§m­
mas1 ve biitiin i§, birc;ok bak1mdan onemliydi ve dii§iindiirii­
ciiydii. Arna o iki i§e, birbirleriyle ilgileri ac;1smdan ba§lanmt§tl
amk ve Yiizba§1'nm eski yeti§tirmelerinden bir gene; mimar c;ok
istenerek geldi, kismen c;ali§an ustalann i§e almmas1yla, kismen
de i§e bizzat el atarak meseleyi hizlandird1 ve esere giiven ve
dayamklilik vaat etti. Biitiin bunlarla Yiizba§t, uzakla§mas1-
nm hissedilmeyecegine ic;ten ic;e seviniyordu. <;iinkii birinden
alip iistlendigi yanm birakilm1§ bir i§ten, yerine uygun birini
koymadan aynlmamak gibi bir prensibi vardi. Hatta aynli§l­
m hissettirmek ic;in c;evrelerinde kan§1klik yaratanlardan nefret
ederdi. Onlar cahil bencil insanlar olarak, kendilerinin amk ug­
ra§mamalan gerekirken i§leri bozmak isterler.

88
Ruh Akrabal1klar1

Ve boylece, telaffuz etmeksizin, ya da bunu kendilerine a<;1k­


<;a itiraf etmeksizin Ottilie'nin ya§ giiniinii kudamak i<;in durma­
dan gayrede <;ali§1yorlard1. Charlotte'nin, k1skanmadan da olsa,
kamsma gore bu yine de tam anlam1yla bir kutlama olamazd1.
Ottilie'nin gen<;ligi, onun kaderi, aileyle ili§kisi, ona giiniin kra­
li<;esi olarak goriinme hakki vermiyordu. Eduard ise bundan soz
etmi§ olmak istemiyordu, <;iinkii her §ey kendiligindenmi§ gibi
ortaya <;1kacak, §a§Ittacak ve tabii olarak sevindirecekti.

Bu nedenle hepsi bir §ey soylemeden, sanki bugiin, ba§ka


bir gerek olmadan, o eglence evinin a<;ilmas1 i<;in geldiler ve bu
vesileyle halka ve dosdara bir toren haberi verilebildi.

Eduard'm CO§kusu ise sm1rs1zd1. Ottilie'ye sahip olmay1 iste­


digi kadar kendini vermede, armagan etmede, soz vermede ol<;ii
ta01m1yordu. Ottilie'yi bugiin onurlanduacak birka<; armagan
i<;in Charlotte pek zavallica teklifler yapml§tl. Eduard, gardro­
buna bakan ve tiiccarlarla, moda tacirleriyle siirekli ili§kide olan
oda hizmet<;isiyle konu§tu; bu adam hem en ho§ hediyelerle hem
de bunlan takdim tamyla tanmm1§ biri olarak hemen §ehirde
en giizel bavulu 1smarlad1: Kumm maroken kapli, <;ivileri <;e­
likten ve i<;i de di§ma uygun armaganlarla dolu!

0, Eduard'a bir ba§ka teklifte de bulundu. Her zaman i§le­


tilmesi ihmal edilmi§ kii<;iik bir havai fi§ek! Bu, kolayca gii<;len­
dirilebilir ve geni§letilebilirdi. Eduard bu fikri begendi ve adam
uygulamay1 iisdenmeye soz verdi .

. Bu arada Yiizba§I, o giin yakla§t•k<;a, bir siirii kalabaligm


davet edilip <;agnld1gmda gerekli gordiigii emniyet tedbirlerini
tamamhyordu. Hatta bir eglenceyi bozan dilencilere ve ba§ka
rahats1zhklara kar§I da iyice haz1rl1khyd1.

Eduard ve S1tda§1 ise ozellikle havai fi§ekle ugra§1yorlard1.


En Orta goliin k1y1smda 0 biiyiik <;marlann oniinde ba§layacaku
havai fi§ek ve topluluk ard1<;larm kar§Isma yerle§ecekti.

Arna<;, etkiyi uygun mesafeden, sudaki yans1may1 ve suyun


iizerinde yanarak yiizecek §eyleri giiven i<;inde ve rahat<;a seyret­
mekti.

89
Goethe

Eduard, bu nedenle ardu;lann altmdaki mekam ba§ka bir


gerek<;eyle <;ah, <;imen ve yosunlardan temizletti ve ancak §imdi
temizlenmi§ zeminde agacm eni ve boyundaki ihti§am ortaya <;1-
k1yordu. Eduard'1 bu <;ok <;ok sevindirdi. -Bunlan diktigimde aym
mevsimdi. Bugiine kadar ge<;en zaman ne kadardlf acaba? dedi
kendi kendine.- Eve cloner donmez babasmm, ozellikle koyde <;ok
diizenli tuttugu eski giinliikleri kan§t1rd1. Ger<;i bu aga<; dikme
meselesi orada anilm1§ olamazd1 ama Eduard'm gayet iyi hamla­
d1g1 aym giiniin onemli bir ba§ka ailevi olaymm orada belirtilmi§
olmas1 gerekirdi. Birka<; cildi kan§tlfd1; o mesele yaz1h! Arna Edu­
ard bu harika ortii§meyi fark edince nasil da §a§tl, nas1l da sevindi!
0 agacm dikildigi giin ve yil Ottilie'nin dogumuyla aymyd1.

Onbe1inci Alt Bolum


Nihayet Eduard'm ozlemle bekledigi sabah olmu§tu ve da­
vetliler pe§pe§e geliyordu. <;unkii davetiyeler <;ok uzaklara kadar
gonderilmi§ti ve <;ok sozii edilen o temel atmay1 ka<;1ran bazilan
bu ikinci eglenceyi hi<; ka<;1rmak istemiyorlard1.

Yemekten once hizmet<;iler, §atonun avlusunda miizik e§li­


ginde, kat kat yaprak ve <;i<;ek halkalanyla diizenlenmi§ giizel
<;elenklerini ta§1yarak ortaya pkt1lar. Selamlanm dile getirdiler
ve geleneksel siisleme i<;in soylu misafirlerden ipekliler ve kur­
deleler istediler.

Zevat yemekceyken onlar o CO§kulu alaylanm siirdiirdiiler.


Koyde bir siire kald1ktan ve kadmlardan, kizlardan aym §ekilde
baz1 kurdeleler ald1ktan sonra beklenerek ve biiyiik bir kalabali­
gm e§liginde, in§a edilen evin bulundugu tepeye ula§tilar.

Charlotte, yemekcen sonra toplulugu biraz geri tuttu. To­


rensi, §enlikli bir alay istemiyordu ve bu nedenle eek eek grup­
lar halinde, mevki ve diizen gozetmeden o meydanda rahat<;a
yerle§ildi. Charlotte, Ottilie ile gecikti ve iyi de etmedi: <;iinkii
Ottilie katilan son ki§i oldu ve sanki trampetler, borazanlar yal­
mzca onu bekliyormu§, §enlik ancak onun geli§iyle ba§layacak­
ffil§ gibi oldu.

90
Ruh Akrabaliklarz

Evin o kaba gori.ini.i§i.ini.i gidermek i�in, Yi.izba§i'nm dedigi­


ne gore ye§illiklerle ve �i�eklerle mimari bir si.isleme yap1lm1§tl.
Arna bundan habersiz Eduard, mimardan pervazm i�ine tarihi­
ni �i�eklerle yazmasm1 is tedi. Bu olabilirdi; ne var ki Yi.izba§l,
O t tilie'nin admm da �auda panldamasma zamanmda engel ola­
bildi. Buna ba§lanmasm1 reddedip haz1rlanm1§ �i�ekten harfle­
rin bertaraf edilmesini uygun bir §ekilde ba§ardi.

<;elenk dikilmi§ti ve uzaktan her taraftan g6ri.ini.iyordu.


Kurdeleler ve mendiller havada rengarenk dalgalamyordu. K1sa
bir konu§ma da bi.iyi.ik k1sm1yla ri.izgarda kayboluyordu. �en­
lik bitti, §imdi binanm oni.indeki di.izeltilmi§ ve �ardaklarla �ev­
rilmi§ meydanda clans ba§layacakti. Ho§ bir dogramao kalfas1,
Eduard'a �evik bir koy km01 gonderip yanmda duran O t tilie'yi
dansa kaldirdi. i ki �ifti hemen otekiler takip e t ti ve az sonra
Eduard e§ degi§ tirip O t tilie'yi ald1 ve onunla dansa ba§ladi. Gen�
topluluk halkm dansma ne§e i�inde kan§irken ya§lilar seyret ti.

Sonra gezintilerle kendilerine gelmeden once grup vakti


yine ard1�larm altmda toplanmak istediklerini soylediler. i lk
olarak Eduard geldi, her §eyi di.izene soktu ve obi.ir tarafta havai
fi§ek toplulugunda eglence gori.inti.ileriyle ugra§an oda hizmet­
�isinden bilgi aldi.

Yi.izba§1 bunun i�in giri§ilen hazirliklardan pek ho§lanm1-


yordu; o, seyircilerin beklenen hi.icumu i�in Eduard'la konu§­
mak is tiyordu ki Eduard, §enligin bu k1smm1 yalmz kendisine
birakmasm1 onemle rica e t ti.

Halk, di.izeltilmi§ ve �imenlerden anndmlmt§ saglam olma­


yan bent i.izerinden akm etmi§ti art1k. Barajdan kocaman toprak
y1gmlan kopmu§ tu, bir�ok insanm suya atlad1g1 goriili.iyordu.
Yer alt1 di.inyas1, git tik�e artan kalabaligm hi.icumuna dayana­
mamt§tl. Her biri en iyi yeri kapmak istiyordu ve §imdi hi� kimse
ne ileri ne geri gidebiliyordu.

Her biri, bir §ey yapmak i�in degil, seyretmek i�in z1pliyor­
du. <;iinkii aslmda hi� kimsenin ula§amayacag1 yerde yapilacak
ne vard1 ki! Birka� kararl1 adamla birlikte Yi.izba§l ko§tu, suya

91
Goethe

dii§enleri <;1karmaya <;ah§an yard1molara ula§mak i<;in kalabah­


g1 derhal setten k1y1ya indirdi. Amk hepsi, k1smen kendi gayre­
tiyle k1smen ba§kalarmm yard1m1yla karaya ula§ffil§tl, <;ok fazla
iirkek <;abayla sere yakla§mak yerine oradan uzakla§an bir erkek
<;ocuk dt§mda herkes! �ocugun giicii tiikenmi§e benziyordu,
yalmzca birka<; kere bir el, bir ayak yukan <;1kt1. Kotii bir tesa­
diif eseri, kay1k kaq1 taraftayd1, i<;i havai fi§ek doluydu, ancak
yava§ yava§ bo§alttlabildi ve yard1m gecikti. Yiizba§t karannt
verdi, iistiinii <;1kard1, herkesin gozii ona dikildi, o yaman, gii<;lii
bedeni herkese giiven veriyordu; ama suya at1hp da usta yiiziicii
olarak <;ocuga ula§mak iizereyken onun cesedini sete getirdigin­
de kalabahktan bir §a§kmhk <;1ghg1 koptu.

Bunlar olurken kay1k uzakla§tt, Yiizba§t bindi ve orada


olanlann ger<;ekten hepsi kurtulmu§ mu diye dikkade izledi.

Cerrah hekim geldi ve oldii samlan <;ocugu ald1; Charlotte


da orcaya <;1kt1 ve Yiizba§t'ya yalmz kendisine bakmasm1, §ato­
ya doniip iistiinii degi§tirmesini rica etti. 0, orada bulunup eek
eek ki§ilerin kurtanlmasma yard1m etmi§ akil ki§ilerin herkesin
kurtanld1gma dair yemin etmesine kadar bekledi.

Charlotte, onun eve gidi§ini gordii, §arabm ve <;aym ve ba§ka


gerekli olabilecek §eylerin kilidi oldugunu, bu durumlarda insan­
larm genelde yanh§ hareket ettigini dii§iindii; heniiz ard1<;larm
altmda kalan dag1mk insanlann arasmdan ko§tu. Eduard birileri­
ni kalsmlar diye ikna etmekle me§gul, az sonra i§aret verecek ve
havai fi§ek ba§layacakttr. Charlotte gelip §U anda keyif siirmenin
yeri olmad1gm1, §enligi ertelemesini rica etti. Onu, kurtanlmt§
olana ve kurtaranlara bir §eyler bor<;lu olduklanm hat1rlatir. Edu­
ard, "Hekim gorevini yapacakm" cevabm1 verir; "Gerekli her §eyi
var, bizim kan§mam1z engelleyici bir kat1hm olur."

Charlotte bunda mar etti ve oradan aynlmak iizere olan


Ottilie'ye i§aret etti. Eduard onun elini yakalay1p bagird1:
"Giinii hastanede bitirmek istemiyoruz! Ottilie merhamedi
hem§ire olmayacak kadar iyi. Biz olmasak da o olii gibi olanlar
kurtanlacak ve canhlar kurulanacakrn."

92
Ruh Akraba!tklarz

Charlotte sustu ve gitti. Birka� ki§i de onun arkasmdan.


Nihayet hi� kimse en sona kalmak istemeyip hepsi gitti. Eduard
ve Ottilie kendilerini ard1�larm altmda yalmz buldular. Ottilie
birlikte §atoya donmek i�in ne kadar 1srarla, ne kadar korkarak
rica etse de Eduard, kalmalarmda lSfar etti. "Hayir, Ottilie!"
diye haykirdt. "Bu olaganiistii §ey, bizim diizgiin, ah§ilmt§ yo­
lumuzda olmuyor. Bu ak§amki siirpriz olay bizi daha �abuk bir
araya getirdi. Sen benimsin! Sana bunu �ok kereler yeminle soy­
ledim; amk si:iyleyip yemin etmeyelim, §imdi olmah!"

Kay1k, i:ibiir kiy1dan bu tarafa geliyordu. Utanarak, havai


fi§ek ne olacak diye soran, oda hizmet�isiydi. "Ate§leyin!" diye
bagird1 Eduard ona dogru. "Bu, yalmz senin i�in istenmi§ti Ot­
tilie ve §imdi de yalmz seyretmelisin! i zin ver, yanmda oturay1m
ve birlikte keyfini �ikaraltm." Kibarca, tevazu i�inde, ona do­
kunmadan yanma oturdu.

Rokeder firl1yor, top sesleri inliyor, parlak kiireler havalamyor,


ktv1lc1mlar sa�1hyor, tekerler giord1yordu; her biri once eek, sonra
�ifr olarak, sonra hep birden ve gittik�e daha gii�lii arka arkaya ve
birlikte. Bagn yanan Eduard, bu ate§li gi:iriintiileri canh, mem­
nun gi:izlerle seyrediyordu. Ottilie'nin narin, heyecanh ruhu i�in
bu ht§trdayan, panldayan olu§um ve kaybolmalar ho§ olmaktan
ziyade iirkiitiiciiydii. C::ekinerek Eduard'a yasland1 ki bu giiven,
ona Ottilie'nin tamamen kendisine ait oldugu duygusunu verdi.

Gece, hiikmiinii gi:istermeye ba§lar ba§lamaz ay dogdu ve


geri donen bu �iftin yolunu aydmlatti. Elinde §apka biri, onlarm
kar§tsma ge�ip sadaka istedi, bu §enlikli giinii ka�ird1g1 i�in. Ay
l§tg1 yiiziine �arp1yordu ve Eduard o ISCam dilencinin yiiz hat­
lanm tamdi. Arna o mudu haliyle kizamad1, en azmdan bugiin
dilenmenin ay1p oldugu aklma gelmedi. Cebini fazla kurcala­
madan bir altm uzatt1 adama. Mudulugu s101rs1z gibi gi:iriindii­
giinden, herkesi mutlu etmek istiyordu.

Bu arada evde her §ey arzu edildigi gibi ba§anlmt§tt. Cerra­


hm �ah§mas1, gerekli her §eyin hazir olmas1, Charlotte'nin yard1-
m1, biitiin bunlarm ortak etkisiyle olagan hayat geri getirilmi§ti.

93
Goethe

Misafirler etrafa dag1ldtlar, hem havai fi§ek gosterisini uzaktan


olsun gorebilmek, hem de boyle karma§tk sahnelerden sonra ken­
di sakin vatanlanna yeniden adtm atmak ic;in.

Yiizba§t da c;abucak k1yafet degi§tirip gerekli goriilen i§lere


bizzat kattltyordu. Her §ey sakinle§mi§ti ve o, Charlotte ile yalmz
kaldt. Giivenli bir dosdukla §imdi, aynlma giiniiniin yakm oldu­
gunu ac;1klad1. Charlotte bu ak§am oyle c;ok §eyler ya§amt§tt ki bu
haber onda az etki yapt1; dostun kendini nastl tehlikeye att1gm1,
nastl kurtanp nastl kurtuldugunu gormii§tii. Bu harika olaylar,
onemli ama mutsuz olmayan bir gelecegi haber veriyor gibiydi.

Ottilie ile ic;eri giren Eduard, Yiizba§t'ntn yakmdaki ayrth§tn­


dan aym §ekilde haberdar oldu. Charlotte'nin bu yakm gelecekte­
ki meseleyi daha onceden bilmi§ olmasm1 yadirgadt. Arna buna
k1zmayacak kadar c;ok kendiyle ve kendi planlanyla me§guldii.

Tam tersine Eduard, Yiizba§t'nm gec;ecegi o iyi ve §erefli i§i


dikkatle ve memnuniyetle kar§tladt. 0 gizli arzulan, dizginlen­
meden olaylara kan§tt. Amk Yiizba§t'y1 Charlotte ile kendini de
Ottilie ile birle§mi§ goriiyordu. Bu kutlama sirasmda ona daha
biiyiik bir armagan verilemezdi.

Arna Ottilie odasma girip de masasmm iizerindeki o k1y­


metli bavulu goriince ne kadar §a§trffit§tt! Ac;makta gecikmedi.
ic;inde her §ey oyle giizel pakedenip diizenlenmi§ti ki ac;maya,
hatti havalandirmaya bile zor cesaret etti. Saten, patiska, ipek,
pllar ve danteller incelik, zarafet ve k1ymedilik bak1mmdan
birbiriyle yart§tyordu. Miicevher de unutulmamt§tt. Eduard'm
bunlan ba§tan apg1 c;ok kereler giydirmek niyetini kavramamt§
degildi, ama oyle k1ymedi ve yabanoyd1lar ki kafasmda bunlan
sahiplenmeye cesaret edemiyordu.

Onaltinct Alt Boliim


Ertesi sabah Yiizba§t kaybolmu§tu ve geriye ondan dosda­
ra te§ekkiir dolu duygulu bir mektup kalmt§tt. 0 ve Charlotte,
ak§am daha once yanm yamalak ve tek heceli veda etmi§lerdi.
Charlotte, ebed1 bir aynhk hissetti ve bunu benimsedi. \:iinkii

94
Ruh Akrabalzklarz

Yiizba§i'nm ona en son haber verdigi kontun ikinci mektubunda


kazarn;;li bir evlilik ihtimalinden de soz ediliyordu. Ve Yiizba§I
bu noktaya hie; onem vermese de Charlotte buna kesin goziiyle
bak1yor ve ondan tam olarak feragat ediyordu.

Buna kar§1hk, kendine uygulad1g1 bask1y1 ba§kalarmdan da


isteyebilecegini sarnyordu. Kendisi ic;in bu, imkans1z olmam1§t1,
digerleri ic;in de ayrn §ey miimkiin olmaliyd1. Bu dii§iinceyle e§i­
ne, meselenin kesin olarak bitirilmi§ olmas1 gerektigi hakkmda
ic;inden geldigi gibi ac;1kc;a ve kararl1 bir §ekilde konu§tu.

"Dostumuz bizi buakti" dedi "�imdi biz eskisi gibi yine yiiz
yiizeyiz ve yeniden o eski durumumuza tamamen donmek bize
bagh olsa gerek."

Yalrnzca kendi tutkusunu ok§ayan §eyi alg1layan Eduard,


sand1 ki Charlotte bu sozlerle o ilk dulluk durumunu kastediyor
ve muglak bir tarzda da olsa bir bo§anma umudunu hissetti­
riyor. Bu nedenle giiliimseyerek cevap verdi: "Nic;in olmasm?
O nemli olan yalrnzca anla§mak."

Bu sebeple, Charlotte "Ottilie'nin ne olacagm1 §U anda ka­


rarla§t1rmam1z gerekir; c;iinkii ona giizel §artlar sunmak ic;in
ikili bir fmat var. Yat1li okula donebilir, csiinkii kmm biiyiik
teyzenin yanma ta§md1; itibarli bir eve, evin tek kmyla mevkii­
ne yakI§Ir bir egitimin biitiin imkanlarmdan faydalanmak iizere
kabul edilebilir" deyince, Eduard kendini csok aldatilm1§ hissetti.

"Bu arada" diye ekledi Eduard oldukcsa itidalli, "Ottilie bi­


zim dost birlikteligimizde oyle §Imard1 ki ba§ka bir yer onu zor
memnun eder."

"Onu biz hepimiz §Imarmk" dedi Charlotte, "hele sen! Ay­


nca bizi akhmlZl ba§lffi!Za almaya csaguan, bizi ki.ic;iik csevremi­
zin biitiin iiyeleri icsin en iyi olam dii§iinmek icsin ve herhangi bir
fedakarliga hayu dememek icsin ciddi ciddi uyaran bir donem bu."

"En azmdan hen" dedi Eduard "Ottilie'nin kurban edilme­


sini dogru bulmuyorum. Bu, isterse onu §imdi yabano insanlar
arasma birakarak olsun. Yiizba§t'ya §ans1 burada yard1m etti; onu

95
Goethe

rahat�a, hatt3. memnuniyetle yamm1zdan ay1rabiliriz. Ottilie'ye


ilerde ne olacag101 kim bilir? Ni�in acele edecekmi§iz?"

"Bize ne olacag1, epey belli" diye kar§tltk verdi Charlotte,


biraz k1p1rdanarak ve iyice i�ini dokmek niyetinde oldugu i�in
devam etti: "Sen Ottilie'yi seviyorsun, ona alt§ttn. Sevgi ve tut­
ku, ondan da kaynaklamp besleniyor. Her saatin bize itiraf edip
ilan ettigi §eyi ni�in kelimelerle telaffuz etmeyelim? Bunun ne
olacagmt kendimize soyleyecek kadar tedbirli olmayaltm mt?"

"Buna hemen cevap verilemezse de" dedi Eduard kendini


toparlayarak "yine de §U kadan soylenebilir: En iyi karar, bir
meseleden neyin pkacag101 §imdiden soylemek yerine gelecegin
bize ne ogretecegini bekleyip gordiikten sonra verilebilir."
"Bunu onceden gormek i�in" dedi Charlotte " biiyiik bir
bilgelik gerekmez ve her haliikarda hemen soylenebilecek §ey,
istemedigimiz ve istemememiz gereken yere korii koriine gide­
cek kadar gen� degiliz ikimiz de. Bize hi� kimse bakmaz ar­
t1k, birbirimizin dostu, kendimizin efendisi olmak zorunday1z.
Kimse bizim kendimizi kaybetmemizi beklemez, hi� kimse bizi
azarlamak ya da giiliin� bulmak istemez."

Kansmm a�1k, net konu§masma kar§t �1kmak istemeyen


Eduard, §6yle dedi: "Eger Ottilie'nin mutlulugunu goniilden is­
tiyorsan beni ay1plar, azarlar m1s10? Her zaman 6ng6riilemeyen
gelecekteki mutlulugu degil, §U anki mutlulugunu. Dii§iin bir,
samimi olarak ve kendini kand1rmadan, Ottilie'nin bizim top­
lulugumuzdan kopanlmt§ ve yabanc1 insanlara verilmi§ halini -
hen ona boyle bir degi§ikligi lay1k gormekle en azmdan kendimi
ne kadar kotii bulsam yeridir."

Charlotte, e§inin ikiyiizliiliigiiniin arkasmdaki kararltltg1 fark


etti. Onun kendisinden ne kadar uzakla§ttgm1 §imdi hissediyor­
du. Bir iki hareketle §6yle hayktrd1: "Ottilie bizi aytrmakla mutlu
olabilir mi? Benden bir e§i, �ocuklanndan bir babay1 kopararak!"

"<;ocuklanmmn geleceginin garanti alttna almd1g101 sam­


yorum" dedi Eduard giiliimseyerek ve soguk�a; ama biraz dost­
�a ekledi: " Hemen en kotiisiinii kim dii§iiniir ki!"
Ruh Akrabaltklart

"En koti.isi.i dedigin §ey, en once tutku." dedi Charlotte,


" heni.iz vakit varken, benim bize sundugum ogi.idi.i ve yard1-
m1 geri c;;evirme! Bulamk hallerde, en ac;;1 k sec;;i k g6ren kimse,
kendini gosterip yard1m etmek zorundadIC. Bu kez bu, benim.
Sevgili, c;;ok sevgili Eduard, b1Cak ben i.istleneyim! Benim o gi.ic;;
kazamlm1§ mutlulugumdan, en gi.izel haklanmdan, senden
boyle kolayca vazgec;;memi bekleyebilir misin?"

"Bunu soyleyen kim" dedi Eduard biraz utanarak. "Sen


kendin ! " cevabm1 verdi Charlotte, "Ottilie'yi yanmda tutmak
istemekle sen bunun bi.iti.in sonuc;;larm1 itiraf etmiyor musun?
Seni etkilemek istemiyorum; ama eger sen kendini a§am1yorsan,
o zaman kendini en azmdan uzun zaman kandi ramayacaksm."

Eduard, onun ne kadar hakh oldugunu hissediyordu. Bir


soz, eger kalbin uzun zamand1r kendine izin vermedigi §eyi tek
kerede dile getiriyorsa, telaffuz edildiginde korkunc;;tur. Eduard
da bir an ic;;in olsun kac;;mak isteyip §6yle cevap verdi: "Niyetinin
ne oldugunu anlam1§ bile degilim."

"Niyetim" dedi Charlotte "seninle birlikte o iki teklifi di.i­


§i.inmekti. i kisinin de iyi taraflan var. Yanh okul Ottilie ic;;i n
en uygunu olabilir, o c;;ocugun §imdiki halini di.i§i.indi.igi.imde.
Arna o daha bi.iyi.ik ve daha geni§ durum ise, onun ne olacagm1
di.i§i.indi.igi.imde daha c;;ok §ey vaat ediyor." Bunun i.izerine her iki
§artl da e§ine ayrmt1h olarak anlatt1 ve §U sozlerle bitirdi: "Benim
fikrime gelince, ben o hammm evini yat1h okula tercih ederim,
birc;;ok .sebepten dolay1, ama ozellikle de Ottilie'yi orada kendisi
ic;;in kazanmak isteyen gene;; adamm egilimini, hatta tutkusunu
amrmak istemedigim ic;;i n."

Eduard onu takdir ediyor gibiydi, ama yalmzca biraz za­


man kazanmak ic;;i n! Kesin bir §ey yapmaya kararl1 olan Char­
lotte, Eduard dogrudan dogruya iti raz etmeyince hemen firsau
kac;;1 rmad1 ve her §eyini sessizce haz1 rlad1g1 Ottilie'nin yolculu­
gunu onlerindeki gi.inler ic;;in tespit etti.

Eduard i.irkti.i; kendini ihanete ugramI§ ve kansmm o seve­


cen konu§mas1m, mutlulugundan ebediyen uzakla§ti rmak ic;;i n

97
Goethe

planlanm1§ ve suni buldu. Meseleyi tamamen ona birakm1§ gi­


biydi; ne var ki amk kararm1 ic;inden vermi§ti. Yalmzca nefes
almak, yakmdaki Ottilie'nin uzakla§tmlmasmdaki o kac;mil­
maz felaketi onlemek ic;in, evini terk etmeye karar verdi, hem
de Charlotte'yi tamamen habersiz birakmadan: Onu, Ottilie'nin
evden aynh§m• gormek istemedigi bahanesiyle kandirmay1 akil
ederek. Kazand1gm1 sanan Charlotte onu destekledi. Eduard
atlarm1 istedi, hizmetc;iye neleri ahp onu nasil izleyecegi konu­
sunda gerekli talimat1 verdi ve hemen oturup yazmaya ba§lad1.

Eduard'dan Charlotte'ye

"Ba§1m1za gelen bu felaket, ister gec;ici olsun ister olma­


sm -§unu hissediyorum: Su anda c;aresizlige dii§meyeceksem,
kendim ic;in, hepimiz ic;in bir erteleme bulmak zorunday1m.
Kendimi feda ederken talep edebilirim. Evimi terk ediyorum ve
ancak daha uygun, sakin §artlarda geri donerim. Bu arada sen
oturmahsm, ama Ottilie ile birlikte. Onun yabanc1 insanlar ara­
smda degil senin yanmda oldugunu bilmek istiyorum . Ona iyi
bak, eskisi gibi davran, ama hep sevgiyle ve dostc;a ve §efkatle.
Soz veriyorum, Ottilie ile gizli bir ili§ki aramayacag1m. Bir siire,
birak nasil ya§ad1gmm hie; bilmeyeyim; en iyisini ummak isti­
yorum. Beni boyle bilin. Yalmz, senden en samimi, en candan
ricam: Ottilie'yi ba§ka herhangi bir yere yerle§tirmeyi, yeni §art­
lara sokmay1 deneme! Senin §atonun alanmm, senin parkmm
di§mda yabano insanlara emanet edilmi§ olarak o benimdir ve
ben ona sahip c;1kanm. Arna sen benim sevgime, benim arzu­
lanma, aolanma sayg1 duyup, benim c;ilgmhg1m1, umutlanm1
desteklersen ben de durumun iyile§mesine kar§I c;1kmam."

Bu son ifade kaleminden oylece dokiildii, kalbinden degil.


Hatta bunu kag1dm iizerinde goriince, fena halde aglamaya
ba§ladl. Ottilie'yi sevme mutlulugundan ya da mutsuzlugundan
herhangi bic;imde olursa olsun feragat etmeliydi! Ancak §imdi
hissetti ne yapt1gmL Sonunun ne olacagm1 bilmeksizin uzak­
la§tl. Ottilie'yi hie; olmazsa §imdi bir daha gormemeliydi; acaba
bir daha hic;bir zaman goremeyecek miydi, bu konuda kendine

98
Ruh Akraba!tk!arz

hangi giivenceyi verebilirdi? Arna mektup amk yaz1lmt§tl, atlar


kapmm oniindeydi; Ottilie'yi herhangi bir yerde goriip de ka­
rarm1 bozacagmdan korktu. Kendine hakim oldu, her an geri
donmenin ve astl uzakla§ma sayesinde arzulanna yakla§masmm
yine de miimkiin oldugunu dii§iindii. Tam tersine, kendisi ka­
li rsa Ottilie'nin evden at1lacagm1 tasavvur etti. Mektubu mii­
hiirleyip atma atladt.

Meyhanenin oniinden ge<;erken, di.in bolca para verdigi di­


lencinin <;ardakta oturdugunu gordii. Adam ogle yemeginin ba­
§tnda rahat<;a oturuyordu, ayaga kalk1p sayg1yla hatta duayla egil­
di. i §te aym adam1 di.in g6rmii§tii, Ottilie'yi kolunda gotiiriirken,
hayatmm o en mutlu saatini §imdi i<;i ac1yarak hamlad1. Ismab1
<;ogald1; o dilenciye tekrar baktt: "Ey sen ozenilecek adam! " diye
haykird1. Sen diinkii sadakayla ya§ayabiliyorsun, oysa ben diinkii
mutlulukla ya§ayam1yorum!"

Onyedinci Alt Bolum


Ottilie, birisinin atla gittigini duyunca pencereye ge<;ti ve
Eduard'm yalmzca s1rtm1 gordii. Onun kendisini g6rmeden ve
giinaydm demeden evden <;tkmas1 tuhafma gitti. Huzursuz­
land1 ve Charlotte onu uzun bir gezintiye siiriikleyince <;e§itli
§eylerden soz edip kocas1m, adeta kas1tl1 olarak hi<; soz konusu
etmeyince daha da dii§iinceli oldu. Dondiiklerinde masada yal­
mzca iki servis tak1mm1 goriince bir kat daha sarstldi.

Kii<;iik gibi g6riinen alt§kanltklanmlZl kaybetmekten ho§­


lanmay1z, ama boyle bir eksikligi onemli durumlarda ac1yla
hissederiz. Eduard ve Yiizba§I eksikti, Charlotte uzun zaman­
dan beri ilk olarak masay1 kendi haz1rlamI§tl ve Ottilie'ye sanki
dt§lanmt§ gibi goriinmeliydi. i ki kadm kar§I kar§iya oturdular;
Charlotte, Yiizba§t'nm atanmasmdan ve onu tekrar g6rme i.imi­
dinin az olu§undan hi<; etkilenmemi§<;esine soz etti. Ottilie'yi
kendi durumunda teselli eden eek §ey, Eduard'm, arkada§tnI bir
yere kadar ugurlamak iizere onun pe§inden atla gittigine ina­
nabilmesiydi.

99
Goethe

Ne var ki masadan kalkttklannda Eduard'm seyahat ara­


basm1 pencerenin altmda gordiiler ve Charlotte, arabay1 buraya
kim 1Sagud1 diye biraz istemeden sorunca, kendisine bunun bu­
rada birkalS §eyi daha yiiklemek isteyen oda hizmet1Sisi oldugu
soylendi.

Adam i1Seri girdi ve birkalS §ey daha istedi. Bunlar, beyin


ozel bir fincamyla bir 1Sift giimii§ ka§tk gibi §eylerdi ki Ottilie'ye
uzun bir seyahatin, uzun bir uzakta kah§m i§areti gibi geldi.
Charlotte, adamm istegini soguk bir §ekilde reddetti. Bunun­
la ne demek istedigini anlam1yordu; 1Siinkii beyle ilgili her §eyi
zaten almt§tl. Aslmda yalmzca Ottilie ile konu§mak isteyen bu
deneyimli adam herhangi bir bahaneyle onu odadan dt§anya
ISekmek i1Sin, istediklerinde ISCar etmesinden dolay1 oziir diledi
ki bunu ona Ottilie de yerine getirmeyi arzu ediyordu; ne var ki
Charlotte kabul etmedi ve oda hizmet1Sisi uzakla§mak zorunda
kald1 ve araba 1Sekip gitti.

Bu, Ottilie i1Sin korkunlS bir andt. Bunu anlam1yor, kavraya­


m1yordu, ama Eduard'm uzun bir siire ondan kopanld1gm1 his­
sedebiliyordu. Charlotte da bu duyguya kat1hyordu ve Ottilie'yi
yalmz buaktt. Onun aos1m, gozya§lanm tasvire cesaret edemiyo­
ruz, sonsuz ao ISekiyordu. Yalmzca Tann'ya ve yalmzca bugiinii
gelSirmesi i1Sin yalvard1. 0 giinii de geceyi de sag salim atlam ve
tekrar kendine geldiginde kendini bamba§ka biri gibi bulmu§tu.

Kendini toparlamt§, teslim olmamt§tt, ama boyle biiyiik


bir kay1ptan sonra ha.la hayattayd1 ve korkacag1 daha ISOk §eyi
vard1. Aklm1 toparlad1ktan sonraki ilk derdi, erkeklerin uzak­
la§masmdan sonra kendisinin de uzakla§tmlacag1 idi. Eduard'm
Charlotte'yi tehditlerle, onun yanmda kalmasm1 saglad1gmdan
Ottilie'nin haberi yoktu; ama yine de Charlotte'nin davram§t
onu biraz olsun rahatlattt. Charlotte, bu iyi ISOcugu oyalamaya
ISah§tt, onu nadiren ve istemeyerek yalmz buaktt; ama acaba
biliyor muydu ki kararh bir tutkuya kar§l sozlerle pek bir §ey
yaptlamaz, ama ak1ll1 ve bilin1Sli olmanm giiciinii bilirdi ve bu
nedenle kendisi ile Ottilie arasmda baz1 §eyleri dile getirdi.

1 00
Ruh Akrabalrklarr

Charlotte'nin ak1ll1 ve ilkeli sozlerle ortaya koydugu gozlem


i§te Ottilie i�in nastl bi.iyi.ik bir teselliydi: Charlotte diyordu ki
"Kendilerini tutkulu bir utan�tan si.ikunede �1karmay1 ba§ard1-
g1m1z insanlann te§ekki.iri.i ne kadar derindir! Gel, erkeklerin
yanm b1rakt1g1 §eye biz ne§eyle ve sevin�le el ataltm; onlarm o
fmmalt, sab1rs1z varl1klanm belki de bozacak olan §eyi kendi
ol�i.ili.ili.ig i.imi.izle koruyarak ve destekleyerek onlann geri doni.i§
imkanlanm haz1rlayaltm."

"Siz ol�i.ili.ili.ikten soz ederken, sevgili teyzem, bu s1rada ak­


ltma erkeklerin, ozellikle de §arap konusundaki ol�i.isi.izli.ikleri­
nin geldigini saklayamayacag1m. Beni ne kadar s1k bunaltmt§
ve korkutmu§tur, §Unu fark etmek zorunda kalmam: Salt aktl,
kurnazl1k, ba§kalarmm korunmast ve sevimlilik bile bir�ok sa­
ati ziyan ediyor ve �ogu zaman mi.ikemmel bir erkegin ortaya
�1karacag1 ve ba§arabilecegi bi.iti.in iyi §eylerin yerine bela ve
kart§tkltk, ortaya �tkma tehdidinde bulunuyor. Bu y i.izden ne
kadar s1k zorlama kararlar almmt§ttr!"

Charlotte ona hak verdi, ama konu§may1 si.irdi.irmedi. C::i.in­


ki.i iyice hissediyordu ki burada Ottilie yine yalmzca, her zaman
degil ama istenmeyecek kadar s1kltkla konu§kanltgm1, i§ini
rastgele bir §arap zevkiyle art1rma alt§kanltgmda olan Eduard'1
kastediyordu.

Charlotte'nin o a�1klamasmda Ottilie erkekleri, yine ve ozel­


likle de Eduard'1 hamlatabilse de Charlotte, Yi.izba§t'nm yakm­
daki evliliginden �ok bildik ve belli bir §eyden bahseder gibi soz
etmesi ile Ottilie'nin dikkatini daha �ok �ekti ve bununla her
§ey, Eduard'm eski sozlerinden sonra Charlotte'nin tasavvur et­
tiginden ba§ka bir gori.ini.im kazanmt§tt. B i.iti.in bunlar sayesinde
Charlotte'nin her a�tklamasma, her i§aretine, her i§ine, her adt­
mma Ottilie'nin dikkati arm. Ottilie, bilmeden kurnaz, zeki ve
ku§kucu olmu§tu.

Bu arada Charlotte, bi.iti.in �evresindeki her bir §eye keskin


bakt§larla ni.ifuz ediyor ve Ottilie'nin hep kat1lmasm1 saglayarak
o net becerisiyle etkili oluyordu. Evin masraflanm cesarede k1st1;

101
Goethe

hatti her §eyi yakmdan gozden ge<;irdiginde o tutkulu olay1 bir


<;e§it mutlu kader olarak degerlendiriyordu. �i.inki.i §imdiye ka­
darki yolunda insan kolayhkla smirs1zhga di.i§mi.i§ olurdu ve vak­
tinde aklm1 toplayarak zengin mutluluk hazinelerinin o g i.izel du­
rumunu, aceleci bir hayat yi.izi.inden y1kmasa da sarsml§ olurdu.

Tesislerin ilerleyi§i durumu onu rahats1z etmiyordu; daha


<;ok ilerdeki i§lerin temelinde bulunacak §eyleri devam ettiriyor­
du, ama bunda itiraz1 da vard1. Kocas1 geri dondi.ig i.inde heni.iz
yeterince ugra§acag1 i§ bulsundu.

Bu <;ah§malar ve planlarda mimann ilerleyi§ini ne kadar


ovse azd1. Gol, k1sa zamanda gozlerinin oni.indeydi ve yeni olu§­
mu§ k1y1 da zarif ve <;e§idi <;i<;eklerle donat1lm1§ ve <;imlendiril­
mi§ti. Yeni evde bi.iti.in kaba i§ tamamlanmt§, dayamkhhk i<;in
gerekli olan her §ey saglanmt§tl ve Charlotte, insanm yeniden
§evkle ba§tan ba§layacag1 yerde bir son vermi§ti. Bununla bir­
likte sakin ve raham. Ottilie ise yalmzca oyleymi§ gibi gori.ini.i­
yordu, <;i.inki.i bi.iti.in bu §eylerde Eduard'm hemen beklendigine
dair hi<;bir i§aret g6rmi.iyordu. Oysa onu her §eyde bundan ba§­
ka ilgilendiren hi<;bir §ey yoktu.

Bu nedenle ho§land1g1 bir etkinlik, koy <;ocuklanm topla­


y1p onlann bu geni§lemi§ park1 her zaman temiz tutmalanm
saglamak i<;in yapilmi§tl. Eduard zaten bu di.i§i.inceyi ortaya
koymu§tu. �ocuklara, ak§am saatlerinde iyice y1kamp temiz­
lendikten, giyindikten sonra bir <;e§it eglenceli montajlama yap­
tmhyordu. Gard1rop, §atodayd1; en anlay1§h, en dakik <;ocuga
emanet ediliyordu. Mimar, her §eyi yonlendiriyordu ve goz a<;1p
kapaymcaya kadar <;ocuklann hepsi belli bir beceri kazamyordu.
Onlarda rahat bir egitim uyguladilar ve sonunda yonlendirmey­
le de olsa kendi i§lerini gorebiliyorlard1. �i.iphesiz, t1rm1klanyla,
saph b1<;aklanyla, ki.i<;i.ik ki.irekleri ve <;apalanyla ve yelpaze tar­
z1 si.ipi.irgeleriyle gori.indi.iklerinde, digerleri de yabani otlan ve
ta§lan toparlamak i<;in sepederiyle gelince; digerleri pe§lerindeki
y i.iksek, bi.iyi.ik, demirden silindiri <;ekerken, ho§, gi.izel bir ge<;it
toreni olu§ffiU§tu ki burada mimar, bir kameriye si.islemesi i<;in

1 02
Ruh Akrabalzklarz

bir dizi faaliyet c;e§idi ve yeri sezinledi. Oysa Ottilie burada yal­
mzca, yakmda geri donecek ev sahibini selamlayacak bir c;e§it
gec;it toreni gordii.

Bu, Ottilie'ye onu benzer bir §eylerle kar§tlama cesareti ve


hevesi verdi. 0 zamandan beri koyiin k1zlan diki§ dikmek, orgii
ormek, yiin egirmek gibi kadm i§lerinde heveslendirmeye c;alt­
§tlmt§tl. Ve bu marifetler de koy temizligi ve giizelligi konusun­
daki faaliyetten beri artmt§tt. Ottilie her zaman onlara kattltr­
d1; ama daha ziyade tesadiifen, firsat dii§tiikc;e ve ilgi duydukc;a.
Simdi ise bunu daha tam ve daha diizenli yapmay1 dii§iindii.
Arna bir erkek c;ocuk toplulugundan olu§turulan koro, bir k1z
toplulugundan yeterince olu§turulam1yordu. ic;indeki sesi dinle­
di ve her bir k1za evine, ailesine ve karde§lerine bagltltk konu­
sunda etki etmekten ba§ka §eye kalkt§madt.

Birc;oklannda bunu ba§ardt. Yalmz, hareketi kiic;iik bir k1z


hakkmda §ikayet vardi: Beceriksizdi ve evde kesinlikle hic;bir §ey
yapmak istemiyordu. Ottilie, bu k1za dii§man olamazd1, c;iinkii
kendisine kar§t c;ok sevecen davramyordu. izni olursa ona yakla§t­
yor, onunla gidiyor ve ko§uyordu. 0 zaman faaldi, canltyd1 ve yo­
rulmak bilmezdi. Giizel bir hammefendiye baglanmak, c;ocuk ic;in
adeta bir ihtiyac;tt. Ba§lang1c;ta Ottilie, c;ocugun boyle yanmda ol­
masma ses c;1karm1yordu; sonra kendisi de onu sevdi; sonunda amk
birbirlerinden aynlmad1lar ve Nanni, efendisine her yerde e§lik etti.

Ottilie c;ogunlukla bahc;e yolunu tercih ediyor ve bitkilerin


o giizel geli§imine seviniyordu. Dut ve kiraz meyvesi bitmek
iizereydi. Meyvelerin son turfandalanndan Nanni ozellikle tat
altyordu. Sonbahar ic;in zengin bir iiriin vaat eden obiir meyve­
lerde bahc;1van siirekli beyefendiyi hat1rl1yor ve hep onun gelme­
sini diliyordu. Ottilie bu iyi ihtiyan dinlemekten ho§lamyordu.
Adam kendi i§inden iyi anltyor ve Ottilie'ye Eduard' dan soz et­
meden durmuyordu.

Ottilie, bu bahar a§tlarmm hepsinin c;ok giizel olduguna


sevinirken bahc;1van dii§iinceli dii§iinceli §6yle cevap verdi: "Tek
arzum, beyefendimizin bunlardan keyif almast. Bu sonbahar

103
Goethe

burada olsa, daha beybabasmm zamanmdan ne kadar ktymedi


tiirlerin eski §ato bah<;esinde bulundugunu gormii§ olur. �imdiki
meyve bah<;1vanlan 'Karthauserler' kadar giivenilir degiller. Ka­
taloglarda pek <;ok §atafad1 isim bulunabilir. A§tlamr ve yeti§tiri­
lir ve sonunda meyve verdikleri zaman, boyle aga<;lann bah<;ede
durmast zahmete degmez."

0 sad1k hizmet<;inin Ottilie'yi her gordiigiinde en s1k tek­


rarlad1g1 soru, beyefendinin donii§ii, donii§ tarihi idi. Ve Ottilie
bunu soyleyemeyince bu iyi adam sessiz bir iiziintiiyle Ottilie'nin,
kendisine giivenmedigine inand1gm1 gosteriyordu. Ottilie'yi ise
kendisine diipediiz hissettirilen bu bilmeme duygusu s1k1yordu.
Arna yine de bu tarhlardan ve bordiirlerden aynlam1yordu. Kts­
men tohumlarmm ekimini, hepsininse dikimini birlikte yapttgt
§eyler §imdi tam <;i<;eklenmi§ti. Nanni'nin her zaman sulamaya
haz1r olmasmm d1§mda amk pek bakim gerekmiyordu. Ancak
kendini §imdi gosteren o ge<; a<;an <;i<;ekleri hangi duygularla
seyrediyordu Ottilie! Bunlann t§tlttst ve bollugu, zamanmda
Eduard'm ya§ giiniinde kendini gosteriyordu, onun sevgisini ve
§iikranm1 dile getirecekti. Arna yine de bu kudamay1 gormek
umudu her zaman aym derecede canh degildi. �iiphe ve tedir­
ginlik, k1zcag1zm ruhunu siirekli sanyordu.

Charlotte ile ger<;ek a<;tk bir uyu§ma amk bir daha sagla­
nam1yordu. C::iinkii dogal olarak, bu iki kadmm durumlan <;ok
farkl1yd1. Her §ey eger eski halinde kalsaydt, eger o diizenli hayat
yoluna geri doniilseydi, o zaman Charlotte'nin mudulugu artard1
ve gelecege ne§e i<;inde bakard1. Oysa Ottilie her §eyi kaybedi­
yordu. Her §eyi, denebilir: C::iinkii sevgiyi ve sevincini ilk olarak
Eduard'da bulmu§tu ve §U anki durumda eskiden hi<; habersiz
oldugu sonsuz bir bo§luk hissediyordu. C::iinkii arayan bir kalp,
bir §eylerinin eksik oldugunu tam olarak hisseder. Bunu kaybet­
mi§ olan bir kalp, feragat ettigini hisseder. O zlem, cesaretsizlige
ve sabm1zhga donii§iir ve beklemeye ve sabretmeye ah§IDI§ bir
kadm ruhu, §imdi kendi <;emberinden di§art adamak, faal ol­
mak, giri§mek ve mudulugu i<;in de bir §eyler yapmak ister.

1 04
Ruh Akraba!tklarz

Ottilie, Eduard' dan feragat etrnerni§ti. Nasti olabilirdi ki,


Charlotte kendi inancma ragrnen rneseleyi kurnazca biliniyor
kabul edip e§iyle Ottilie arasmda dost<;a, sakin bir ili§kinin
rniirnkiin oldugunu kesinlikle 6ng6riiyordu. Arna O ttilie bin;ok
geceler kap1sm1 kapaytp yatarken, 0 a<;tk bavulun oniinde diz
<;okiip i<;indekilerden hi<;bir §eyi heniiz kullanrnad1g1, kesip bi<;­
rnedigi, dikrnedigi ya§ giinii hediyelerini seyrediyordu. Genelde
rnudulugunu buldugu bu zavalh klZln evden §afak vakti kendi­
ni dt§anya, aslmda pek ho§lanrnad1g1 yerlere att1g1 ne kadar s1k
oluyordu. Karada kalrnak da isterniyordu. Kay1ga aday1p goliin
ortalanna kadar kiirek <;ekiyor, sonra bir seyahat tasvirini <;1ka­
np harekedi dalgalarla sallamyor, okuyor, uzak yerlere gittigini
ve orada dostunu buldugunu hayal ediyordu; dostunun gonliin­
de o, hep yakm kalrnt§tl, dostu da onunkinde.

Onsekizinci Alt Bolum


Art1k tamd1g1rn1z o fevkalade harekedi adarn Mittler' in
dostlar arasmda padak veren bu belay1 haber ald1gmda, her ne
kadar taraflardan hi<;biri yard1rn isternerni§se de bu dururnda
dostlugunu ve becerisini kamtlarna egilirninde oldugu dii§iinii­
lebilir. Arna once bir siire beklernek ona uygun goriindii: <;iinkii
gayer iyi biliyordu ki ah!aki kart§tkhklarda kiiltiirlii insanlara
yard1rn etrnek, kiiltiirsiizlere yard1rn etrnekten daha gii<;tiir. Bu
nedenle onlan bir siire kendi hallerine birakt1; ne var ki sonunda
dayanarnay1p izini ke§fettigi Eduard'1 ziyarete ko§tu.
Yolu onu ye§il, bol aga<;h <;irnenlik tabam hep harekedi,
kah k1vnlan kah <;agtldayarak akan cazip bir derenin ho§ va­
disine gotiirdii. Hafif rneyilli tepelerde verirnli tarlalar ve iyi
diizenlenrni§ rneyvelikler uzamyordu. Kayler birbirlerinin <;ok
yakmmda degildi, rnanzaranm tiirniiniin sakin bir ozelligi vard1
ve tek tek k1S1rnlar, resirn yaprnaya degilse de ya§arnaya fevka­
lade uygun gibi goriiniiyordu.
iyi korunrnu§ bir ek bina ile bah<;elerle <;evrilrni§ terniz, rnii­
tevaz1 bir ev nihayet goziine ili§ti. Eduard'm §U anki yerinin bura­
s1 oldugu hakkmdaki tahrnininde yamlrnarnt§tl.

105
Goethe

Bu miinzevi dostumuz hakkmda soyleyebileceklerimiz,


onun kendini sessizce tutkusuna tamamen birakt1g1 ve bu arada
baz1 planlar kurdugu, baz1 umutlar besledigidir. Ottilie'yi bu­
rada yamnda gormek, onu buraya getirmek, i;;ekmek ve ba§kaca
izinli ve izinsiz §eyleri de dii§iinmek istedigini inkar edemez­
di. Sonra hayal giicii biitiin imkanlan dola§tyordu. Ona burada
sahip olamayacak, yasal olarak sahip olamayacak olursa, ona
i;;ifdigin sahipligini devredecekti. Burada sessiz, kendi ba§tna,
bag1ms1z ya§asmdt. Eduard'1, kendine act veren o hayal giicii
daha da uzaga gotiirdiigiinde, Ottilie'nin belki de yabanc1 biriy­
le mutlu olacagm1 dii§iiniiyordu.

Giinleri boylece umut ve act arasmda, gozya§lan ve ne§e


arasmda, kararlar, hazirhklar ve i;;aresizlikler arasmda sonsuz
bir sallant1 ii;;inde gei;;ip gidiyordu. Mittler' in i;;1kagelmesi onu
§a§trtmadt. Gelmesini i;;oktandtr bekliyordu ve geli§i bu nedenle
yan yanya sevindiriciydi. Onun Charlotte tarafmdan gonderil­
digine inamnca, daha 6nceden kendini bir siirii oziir dileme ve
gecikmeye ve sonra da daha kararl1 tekliflere haz1rlamt§tt, ama
eger Ottilie' den yine bir §eyler ogrenmeyi umuyorsa, o zaman
Mittler onun ii;;i n ilahi bir eli;; i kadar sevindiriciydi.

Bu nedenle Mittler' in oradan degil de kendiliginden geldi­


gini ogrendiginde s1kkm ve keyifsizdi Eduard. Ruhu kapand1 ve
konu§ma ba§lang1i;; ta bir tiirlii ilerlemiyordu. Arna Mittler gayet
iyi bilirdi ki a§kla dolu bir ruhun ii;; i ni dokmeye, ii;;inde olup
biteni bir dosta ai;;1klamaya ihtiyac1 i;;oktur. Bu nedenle, birkai;;
ileri geri konu§madan sonra, bu kez roliinii birak1p araoy1 degil
sirda§t oynamay1 sei;;t i.

Daha sonra Eduard '1 o miinzevi hayatt yiiziinden dosti;;a


azarlad1gmda berikinin cevab1 §6yleydi: ''Ah, bilmem, vaktimi
ba§ka tiirlii nastl daha ho§ gei;;i rebilirdim. Her an onunla be�
raberim, her an onun yakmmday1m. En ktymetli kazanc1m,
Ottilie'nin nerede oldugunu, nereye gittigini, nerede durup ne­
rede dinlendigini dii§iinebilmemdir. Onu sanki her giinkii gibi i§
goriip hareket ediyor benim en i;;ok ho§land1g1m §eyleri yap1yor,

1 06
Ruh Akrabalzklarz

ele ahyor gi:iriiyorum i:iniimde. Arna bununla da bitmiyor, c;iin­


kii ondan uzakta nasil mutlu olabilirim! 0 zaman hayal giiciim
c;ah§tyor. Ottilie'nin bana yakla§mak ic;in ne yapmas1 gerektigini
kuruyorum. Onun adma kendime tatl1, ic;ten mektuplar yaz1-
yorum, sonra ona cevap verip kag1tlan sakliyorum. Ona dogru
ad1m atmayacag1ma si:iz verdim ve bu si:izii tutmak istiyorum.
Arna onun bana gelmesini engelleyen ne? Acaba Charlotte bana
yazmamas1, kendinden haber vermemesi ic;in ona si:iz verdirmek,
yemin ettirmek gibi bir zalimlik mi yaptt? Bu dogal, muhte­
mel bir §ey, ama bence yine de duyulmamt§ ve katlamlmas1
imkans1z. Eger, i nand1g1m, bildigim gibi beni seviyorsa, nic;in
karar vermiyor, nic;in kac;maya, kollanma atilmaya cesaret ede­
miyor? Bunu yapmaliyd1 diye dii§iiniiyorum bazen, yapabilir de.
Salonu n giri§inde bir §ey t1kirdad1 m1, hemen kap1ya bak1yorum.
ic;eri girsin diye dii§iiniiyorum, iimit ediyorum. Ah! Ve miim­
kiin §ey imkans1z olunca, imkansmn miimkiin olmas1 gerekti­
gini hayal ediyorum. Geceleri uyand1g1mda lamba yatak odasma
keskin olmayan bir t§Ik verdigi zaman onun hayali, onun ruhu
buraya ondan bir sezgi gi:indermeli, yakla§IP beni sarmali, yalmz­
ca bir an ic;in onun benim oldugundan bir c;e§it emin olmaliy1m.

Bana kalan tek bir sevinc; var. Ona yakmken asla riiyama
girmiyordu; ama §imdi, uzaktayken riiyada birlikteyiz ve tuhaf­
tlr ki burada kom§ular arasmda sevimli insanlar tamd1g1mdan
beri ancak §imdi hayali riiyamda ortaya c;1k1yor, sanki bana 'et­
rafa bak! Benden daha giizelini ve daha sevgilisini bulamazsm'
diyor. Ve i§te boyle riiyalanma giriyor onu n resmi. Onunla ilgili
her §eyim riiya boyunca ve iist iiste kar§1ma c;1k1yor. Kah bir
sozle§me imzahyoruz ki o zaman onun eli ve benimki, onun
ad1 ve benimki birbirini eritiyor, ikisi birbirini sanyor. Bu hayal
giiciiniin haz dolu hayalleri ao vermiyor da degil. Bazen onun
hakkmdaki temiz fikrimi i ncitecek bir §ey yap1yor; ancak sonra
ifade edilemez §ekilde korktugum ic;in onu ne kadar c;ok sevdi­
gimi hissediyorum. Bazen hie; yapmad1g1 gibi alaya alip iiziiyor
beni; ama o giizel yuvarlak, ilahi c;ehresi hemen degi§ip uzaya-

1 07
Goethe

rak bir ba§kas1 oluyor. Arna ben yine de i§kence gormii§, tatmin
olmam1§ ve y1kilm1§ oluyorum.

Giilmeyin, sevgili Mittler, ya da giiliin bakalim! Ah, ben


bu bag1mliliktan, isterseniz bu aptalca, c;ilgmca sevgiden deyin,
utanm1yorum. Hayir, ben heniiz hie; sevmemi§im, §imdi anhyo­
rum bunun ne demek oldugunu. Hayat1mda §imdiye kadarki
her §ey, onu tamymcaya kadar yalmzca bir on oyun, bir oyalan­
ma, bir vakit gec;irmeydi. Yiiziime kar§I degil, ama arkamdan
beni hayal pe§inde olmakla, pek c;ok §eyi savsaklamakla suc;la­
d1lar. Dogru olabilir, ama o zaman kendimi usta olarak goste­
rebilecegim §eyi heniiz bulmamt§t1m. Beni sevme yeteneginde
geride birakan kimseyi gormek isterim.
Gerc;i bu, ah-vah dolu, ao ve gozya§l zengini bir yetenek; ama
bana oyle uyuyor, oyle benim ki, hic;bir zaman kolayca terk ede-
mem."

Eduard, bu canh, ic;ten ac;1klamalarla gerc;i hafiflemi§ti,


ama birden bire §a§1las1 durumunun bu her bir yam, net olarak
gozlerinin oniine serilmi§ti, oyle ki bu ao savunmaya dayana­
mayarak gozya§larma boguldu; kendisi derdini dokerek ne ka­
dar hafiflediyse, bu ya§lar o kadar bol ak1yordu.

Eduard'm bu aoli tutku bo§almasmm kendi yolculuk ama­


Clfil saptird1gm1 goren ve aslmda sert huyunu, ac1mas1z anlay1-
§1Ill inkir edemeyen Mittler, tasvip etmeyi§ini samimiyetle ve
dosdogru ifade etti: Eduard, erkekligini bilecekti, mutsuzlukta
kendine hakim olmak, aoya sakince ve edebiyle dayanmak, in­
sanm en yiiksek §erefiydi ve c;ok sevilmesi, say1lmas1 ve ornek
gosterilmesi ic;in yeterliydi.

Eduard gibi en berbat duygular ic;inde k1vranan biri ic;in


bu sozler zorunlu olarak bo§ ve onemsiz geldi. "Mudu insan,
keyfi yerinde insan ic;in konu§mak kolay" dedi Eduard; "ama bu
insan, eger ao c;eken kimseye nasil dayamlmaz geldigini anlasa,
utamrd1. Sonsuz bir sabir gerekir, kan ve keyifli insan bilmez
sonsuz ao nedir. Oyle durumlar vardir ki burada her teselli
a§ag1lik, c;aresizlik ise gi:irevdir! Kahramanlan da tasvir etmeyi

1 08
Ruh Akrabalzklarz

bilen soylu bir Grek de kendininkileri ac1 zorlanmalannda ag­


latmaktan �ekinmez. Atasoziinde bile §6yle der: Aglamay1 bilen
erkekler iyidir. Kalbi kuru, gozleri kuru olan herkes uzak dur­
sun benden! Mutsuz insam yalmzca eglence araci olarak goren
kimseye lanet olsun! 0 kimse, en ac1mas1z bedensel ve manevi
zorlanmada alk1§ almak i�in hala asil davransm; onu gozlerinin
oniinde vakarla olen gladyator gibi aynhrken de alki§lasmlar
diye. Aziz Mittler, ziyaretiniz i�in size te§ekkiir ederim. Arna
bah�eyi, civan dola§ICSamz beni �ok sevindirirsiniz. Yine gorii­
§elim. Daha metin ve size daha benzer olmaya �ah§acag1m."

Mittler, bir daha oyle kolay baglayamayacag1 konu§may1 kes­


mektense konuya girmek istedi. Zaren hedefine ula§may1 ama�­
layan bu sohbeti siirdiirmek, Eduard'a da uygundu. "�iiphesiz"
dedi Eduard, "D ii§iiniip durmak, konu§up durmak hi�bir §eye
yaramaz; ama yine de bu konu§malarda ancak kendimin farkma
vard1m, ancak §imdi neye karar vermem gerektigini, neye kararh
oldugumu kesin olarak hissettim. �u anki ve gelecekteki hayat1-
m1 goziimiin oniine getiriyorum, yalmzca sefalet ve haz arasmda
se�im yapabilirim. �ok gerekli ve amk zaten ger�ekle§mi§ olan
bir aynlmay1 saglaym siz iyi adam! Bana Charlotte'nin nzas1m
saglaym. Bunun miimkiin olabildigine ni�in inand1g1m1 daha
fazla ortaya koymak istemiyorum. Oraya gidin, aziz adam, bizim
hepimizi huzurlu ve mutlu edin!"

Mittler sustu kald1. Eduard devam etti: "Benim ve Ottilie'nin


kaderi aynlamaz ve biz mahvolmayacag1z. Bahn §U bardaga!
Adlanmmn ba§ harfi i§lenmi§. Ne§e i�inde hayk1ran biri bunu
havaya firlam- bundan hi� kimse i�meyecekti; ta§ zeminde pa­
rampar�a olacakti, ama yakaland1. Yiiksek fiyat kar§ihgmda onu
tekrar elde ettim ve §imdi her giin kaderin belirledigi biitiin ili§­
kilerin bozulmazhgma kendimi inandumak i�in bu bardaktan
1�1yorum."

"Ooo! Yaz1k bana! " diye haykud1 Mittler " bu dostlanm i�in
nasil bir sabu gerek bana! �imdi bir de kar§ima nefret ettigim
ve insanlar i�in en zararl1 §ey sayd1g1m batil inan� �1kt1. Fallarla,

1 09
Goethe

sezgiler ve rliyalarla oynuyoruz ve glinllik hayatl bunlarla an­


lamlandmyoruz. Arna hayatm kendisi anlamlt olunca, o firtma
bu hayaletlerle yaln1zca daha korkurn;; oluyor."

"Hayatm bu belirsizligi ic;inde" diye bagird1 Eduard . . . " bu


umut etmekle korkmak arasmdaki zavallt kalbe, yonelemese de
bakacag1 bir <;e§it kutup yildm birakm."

"Kabul edebilirdim" dedi Mittler, "eger bundan bir sonu<;


c;1kacag1 limidi olsa; ama ben hep §Una tanik olmu§umdur:
Uyano semptomlara hie; kimse dikkat etmiyor; dikkat yalnizca
§Jmart1C1 ve vaat edici §eylere yoneliyor ve canlt kalan, yalnizca
bunlara inanc;ur."

�imdi Mittler kendini ic;inde kald1kc;a hep daha huzursuz


hissettigi bulanik alanlara slirliklenmi§ gordliglinden Eduard'm
onun Charlotte'ye gitmesi konusundaki o 1srarlt arzusuna biraz
daha raz1 oldu. <;linkli §U anda Eduard'a nastl kar§1 c;1kabilirdi?
Zaman kazanmak, kadmlarm durumu nasil diye ara§tlrmak,
i§te onun kendi zihniyetine gore yapabilecegi tek §ey buydu.

Charlotte'ye ko§tu, onu her zamanki gibi kendine hakim


ve ne§eli buldu. Charlotte, onu olup biten hakkmda memnuni­
yetle bilgilendirdi. <;linkli Eduard'm konu§malanndan Mittler
yalnizca sonucu ogrenebilmi§ti. Mittler, meseleye kendi ac;1sm­
dan ihtiyatla yakla§tl, ama bo§anma kelimesini §Oyle bir agzma
almaya bile kalkamad1. Bu nedenle Charlotte'nin kendisine baz1
tats1z §eylerin ardmdan sonunda soylediklerine ne kadar §a§1rd1
ve kendi zihniyetine uygun olarak ne kadar keyiflendi! Char­
lotte demi§ti ki: "Her §eyin yeniden dlizelecegine, Eduard'm
donecegine inanmak zorunday1m, bunu limit etmek istiyorum.
Zaten ba§ka nas1l olabilir, siz beni bebek bekler gorlirken."

"Sizi dogru anltyor muyum?" diye soze kan§tl Mittler. "Tama­


m1yla" cevabm1 verdi Charlotte. "Binlerce §liklir bu habere" diye
haykird1 Mittler ellerini birle§tirerek. "Bu arglimanm erkek ruhu
lizerindeki gliclinli bilirim. Bununla ne c;ok evlilik h1zlanm1§, sag­
lamla§ffil§, yeniden kurulmu§tur! Boyle iyi bir limit, binlerce soz­
den daha etkilidir; gerc;ekten sahip olabildigimiz limitlerin en iyi-

1 10
Rtth Akrabalzklarz

sidir. Arna bana gelince, benim iiziintiilii olmak ic;in c;ok nedenim
var. Bu durumda, goriiyorum ki ruhum ok§anm1yor. �ah§mam,
sizin te§ekkiiriiniizii hak edemeyecek. Kendimi yoksullara Allah
nzas1 ic;in yapt1g1 biitiin tedavilerinde ba§arth olmu§ ama bol pa­
ralt birini iyile§tiremeyen bir hekime benzetiyorum. iyi ki burada
mesele kendiliginden c;oziiliiyor, c;iinkii benim gayretime, benim
ogiitlerime kalsa sonuc;suz olurdu."

Charlotte §imdi ondan haberi Eduard'a gotiirmesini ve bir


mektubunu ona verip ne yap1hp ne diizenlenecegini gormesini
istedi. Mittler buna yana§madi. "Her §ey yaptld1 zaten" dedi.
"Yazm1z! Her postac1 benden farks1zdir. Ben daha gerekli oldu­
gum yerlere gitmek zorunday1m. Bir sonraki geli§im, kutlama,
vaftiz ic;in olacak."

Charlotte bu kez de c;ogu zaman oldugu gibi Mittler' den


memnun kalmadi. Onun atik tabiatt baz1 iyi §eyler ortaya ko­
yuyordu, aceleciligi ise baz1 ba§ans1zhkta pay sahibiydi. Anhk
edinilmi§ fikre onun kadar tabi olan yoktu.

Charlotte'nin habercisi onu yan korkuyla kar§tlayan Eduard'a


ula§tl. Bu mektup ya hayir ya da evet ic;in belirleyici olabilirdi.
Ac;maya uzun zaman cesaret edemedi ve mektubu okudugunda
nas1l vurulmu§, a§ag1daki §U son k1s1mla ta§la§ffil§ gibiydi:

"O gece saatlerini hamla! Hani e§ini bir sevgili gibi ma­
cerayla ziyaret etmi§, onu bir sevgili, bir gelin gibi s1ms1kt kol­
larma almi§tm ya! Bu tuhaf rastlant1da birak da Tann'nm bir
k1smetini selamlayahm; bu, hayattm1zm mutlulugu bozulmak,
yok olmak tehlikesinde iken ili§kimizin yeni bir bagm1 sagladi."

0 anda Eduard'm ruhunda olanlan anlatmak giic; olurdu.


Boyle bir kan§tkhkta eski alt§kanhklar, eski egilimler, zamam
oldiirmek, hayat alanm1 doldurmak ic;in tekrar ortaya c;1kar. Av
ve sava§ asil adam ic;in her zaman hazir bir c;aredir. Eduard, ruh­
sal dengesini korumak ic;in dt§ tehlikeyi ozliiyordu. Hayat onu
dayanilmaz olmakla tehdit ettigi ic;in oliimii ozliiyordu; hatca
amk hayatta olmamakla sevdiklerini, dostlanm mutlu edebile­
cegini dii§iinmek, onun ic;in bir teselli idi. Karan m gizledigi ic;in

l11
Goethe

hi� kimse iradesine engel olmad1. B i.iti.in formalitesiyle vasiye­


tini haz1rlad1. Ottilie'ye �iftligi bag1§layabilmesi onun i�in tatl1
bir histi. Charlotte i�in, heni.iz dogmam1§ �ocuk i�in, Yi.izba§I
i�in, hizmet�ileri i�in gereken di.i§i.ini.ilmi.i§ti.i. Yeniden patlayan
sava§, onun niyetine uyuyordu. Asker! aksamalar gen�liginde
onu �ok ugra§tirffiI§tI, hizmeti bu yi.izden terk etmi§ti. �imdi,
komutasmda oli.im muhtemel, zafer kesindir diyebilecegi bir ko­
mutanla birlikte sava§a gitmek, harika bir duyguydu.

Charlotte'nin smm1 ogrendikten sonra Ottilie, aym Eduard


gibi hatca daha �ok vurulmu§, i�ine kapanmi§tl. Amk soyleye­
cek bir §eyi yoktu. Umit edemiyordu ve arzu da edemiyordu.
Yine de onun ruhuna bir goz atmam1za gi.incesi imkan veriyor
ki bundan baz1 §eyler iletmeyi di.i§i.iniiyoruz.

112
iKiNCi BOLUM

Birinci Alt Bo/um

Destanlarda §airin sanat gosterisi olarak ovmeye alt§ttg1-


m1z §ey, giinliik hayatta s1k s1k kar§tm1za <;tkar. Yani esas kah­
ramanlar uzakla§tr, saklantr, kendilerini pasif hayata verirlerse
ardmdan hemen bir ikincisi, bir ii<;iinciisii, §imdiye kadar pek
fark edilmemi§ birisi o yeri doldurur ve biitiin becerisini ortaya
koyarak bize aynt §ekilde dikkate, kattltma, hatta ovgii ve odiile
lay1k goriiniir.

Aynt §ekilde Yiizba§t ve Eduard'm uzakla§masmdan hemen


sonra, baz1 giri§imlerin diizenlenmesi ve ger<;ekle§mesi kendi­
sine baglt olan o mimar da her ge<;en giin daha onemli oldu
ve dakikligini, anlayt§ltltgm1 ve <;alt§kanltgm1 kamdarken aym
zamanda hammlara baz1 yard1mlan dokundu ve sessiz, uzun
siiren saaderde onlan oyalamay1 bildi. Daha dt§ g6riinii§iiyle
bile giiven veriyor, sempati uyandmyordu. Kelimenin tam an-

1 13
Goethe

lam1yla bir delikanli, ama korkak degil, giivenilir ama laubali


degil. Her derdi ve zahmeti seve seve iistleniyordu ve biiyiik bir
kolayhkla hesap yapt1g1 i<;in de evin biitiin idaresi onun i<;in bir
sir degildi ve olumlu etkisi her tarafa yay1hyordu. Yabanolan
ona kar§ilatiyorlard1 ve beklenmeyen bir ziyareti kabul etmeye­
biliyor ya da hammlan buna o §ekilde haz1rlamay1 biliyordu ki
bu durumdan herhangi bir rahats1z <;1km1yordu.

Bu arada bir giin, kom§u bir asilzadenin gonderdigi gen<; bir


hukuk<;u, onu <;ok ugra§t1rd1. Bu adam, ger<;i ozel bir onemi ol­
mayan, ama Charlotte'yi derinden etkileyen bir meseleyi dillen­
dirmi§ti. Bu olaym iizerinde durmam1z gerekiyor, <;iinkii aksi hal­
de uzun zaman ortaya <;1kmam1§ olacak <;e§itli §eylere vesile oldu.

Charlotte'nin kilise bah<;esinde giri§tigi o degi§ikligi hamla­


nz. Biitiin amt ta§lan yerinden kaldmlm1§ ve duvann kenanna,
kilisenin kaidesinin yanma yerle§tirilmi§ti. Geri kalan alan ise
di.izle§tirilmi§ti. Kiliseye ve kilisenin oni.inden yan kap1ya giden
geni§ yolun di§mda her yer <;ok gi.izel ye§eren ve <;i<;ek a<;an <;e§itli
yonca ti.irleriyle bezenmi§ti. Belli bir di.izenlemeye gore, sondan
bu tarafa yeni mezarlar yapilacak, ama meydan her zaman yeni­
den di.izeltilip aym §ekilde <;i<;eklendirilecekti. Bu tesisin Pazar
ve bayram gi.inleri yap1lan kilise ziyaretlerinde ho§ ve saygm bir
manzara yaratt1gm1 hi<; kimse inkar edemezdi. Hatta bu' di.izen­
lemeden ba§lang1<;ta pek memnun g6riinmeyen, ya§h ve eski
ah§kanhklara bagh rahip bile ya§h 1hlamur aga<;larmm altmda
Philemon gibi Baucis'i1 ile birlikte arka kapmm oni.inde dinlenir­
ken, yamru yumru mezarlar yerine gi.izel, renkli bir hahy1 oni.in­
de gormekten zevk ahyordu; iistelik bu, Charlotte'nin rahiplere
tesis ettigi k6§eyle onun ev idaresi i<;in de i§ine yaram1§t1.

Ne var ki bunu goz ard1 ederek baz1 cemaat i.iyeleri, atalannm


yattig1 yerin kaldmlmasma, bu y i.izden hatiralann da silinmesine
kar§I pkm1§lard1, <;i.inki.i iyi korunmu§ amt ta§lan kimin gomi.ilii

1
Philemon ve Baucis, Antik Roma Yunan efsanelerinde yer alan ya§li, yoksul kan
koca.

1 14
Ruh Akrabaltklart

oldugunu gosterirdi, ama nerede gomi.ili.i oldugunu gostermezdi.


Ve bin;;oklannm iddiasma g6re onemli olan, nerede meselesiydi.
i§te bu kom§u aile de boyle di.i§i.ini.iyordu ve kendilerine ve
atalarma bu genel mezarl1kta y1llar once bir yer ayirtmI§ ve kar­
§rl1gmda kiliseye k i.i<;;i.ik bir vak1f kurmu§lardr. �imdi bu gen<;;
hukuk<;;u , vakfm geri <;;ekilmesini ve art1k odeme yaprlmayaca­
gm1 bildirmek i<;;i n gonderilmi§ti. \=iinki.i §imdiye kadar ge <;;erli
olan §art, tek yanh olarak <;;ignenmi§ ve bi.iti.in itirazlara ragmen
onemsenmemi§ti. Bu degi§ikligin miman Charlotte, gen<;; hu­
kuk<;;uyla bizzat konu§mak istedi; o ise kendisinin ve patronu­
nun sebeplerini ger<;;i heyecanla, ama pek sayg1s1zca degil, ortaya
koydu ve baz1 di.i§i.indi.iri.ici.i §eyler soyledi.

"Gori.iyorsunuz" dedi rsrarc1hgm1 affettirecek k1sa bir giri§


yapt1ktan sonra "en a§ag1dakinden en yukandakine kadar herkes
yakmlannm gomi.ilecegi yeri bilmek istiyor. \=ocugunu gomen
en yoksul <;;i ft<;;i i<;;i n, mezarm i.izerine zay1f tahta bir ha<;; dikmek,
onu bir <;;elenkle si.islemek, bir <;;e§it tesellidir; ama<;; hatrrasm1 en
azmdan acmm devam ettigi si.irece ayakta tutmaktir, her ne ka­
dar boyle bir sembol, matemin kendisi gibi zamanla silinse de.
Varhkh kimseler bu ha<;;lan demire <;;evirip bunlan <;;e§idi yollarla
koruyorlar ve burada si.ire birka<;; yrl oluyor. Arna yine bunlar da
sonunda di.i§i.ip gori.inmez olduklan i<;;i n zenginler bir<;;ok ku§ak
boyunca dayanmay1 vaat eden ve torunlar tarafmdan yenilenip
tazelenebilsin diye ta§ dikmekten daha uygununu bilmiyorlar.
Arna bizi <;;eken §ey, bu ta§ degil, altmdakidir, topraga verilendir.
Burada hem anmadir soz konusu olan, hem de ki§inin kendisi,
yani hat1rlama degil, §imdi. Ben, sevdigim oli.ip gitmi§ birini, amt
ta§mdan <;;ok daha fazla mezarda kucaklanm: \=iinki.i bu, kendi
ba§ma <;;ok az bir §eydir; ama etrafmda aym bir amt ta§mm etra­
fmda oldugu gibi e§ler, akrabalar, dosdar onun oli.imi.inden son­
ra da toplanmah ve hayatta olan ki§i, yabanolan, di.i§manlan da
sevdigi oli.iden kovmak ve uzakla§trrmak hakkma sahip olmalr.

Ben bu nedenle, mi.ivekkilimin vakfm1 geri almasm1 dogru


buluyorum. Ustelik bu az bile, <;;ii nki.i ailesinin i.iyeleri tamiri

1 15
Goethe

imkans1z bir zarar gormi.i§tiir. Sevdiklerine bir olii kurbam sun­


manm o aolt tatl1 duygusundan, vakti gelince onlarm yam ba­
§tnda yatmamn o teselli edici umudundan feragat edeceklerdir."

"Bu mesele" dedi Charlotte, " bu yi.izden bir hukuk i§lemiyle


huzursuzlanmaya degmez. Giri§imimden oyle az pi§manltk du­
yuyorum ki kilisenin kay1plarm1 seve seve kaqtlamak isterim.
Arna size samimiyetle itiraf edeyim: Gerekc;eleriniz beni ikna
etmedi. Nihayet hie; olmazsa oli.imden sonra genel bir e§itlik ola­
cag1 Jrnnusundaki o temiz duygu, hence ki§iliklerimizin, bag1m­
ltltklanrn1zm ve hayat §artlanm1zm bu inatc;1, kat1 devammdan
c;ok daha huzur vericidir. Bu konuda siz ne diyorsunuz?" diyerek
sorusunu mimara yoneltti. "Ben boyle bir meselede" dedi rnirnar
"ne tartt§mak ne de hi.iki.im vermek isterirn. Birakm, sanat1rna,
di.i§i.ince tarz1rna en uygun olam tevazuyla ac;1klayay1rn. Arttk
sevdigimiz bir nesnenin kalmt1lanm gogsi.irni.ize basmacak ka­
dar mutlu olmad1g1rn1za gore, onlan bozulrnadan bi.iyiik, si.isli.i
tabutlarda koruyacak kadar ne zengin ne de keyifli oldugumuza
gore, hatta kiliselerde kendirnize ve ailernize amk yer bularnay1p
ac;1k havaya gonderdigirnize gore, sayg1deger hamrn1rn, sizin one
si.irdi.igi.ini.iz tam uygun gormemek ic;in hic;bir sebep yok. Bir
toplulugun i.iyeleri siralar halinde yan yana yat1yorsa, o zaman
sizinkilerin yanmda ve altmdalar ve toprak eger bizi bir kere ka­
bul edecekse o zarnan hence en dogal, en terniz olam, o tesadi.i­
fen olu§IDU§, zarnanla bir bir c;okrni.i§ ti.irnsekleri di.izle§tirrnek ve
boylece herkesin ta§td1g1 ortiiyi.i her bir ki§i ic;in hafifletrnektir."

"Hic;bir hattrlama i§areti olrnadan, hattrlarnay1 saglayacak


herhangi bir §ey olmadan rn1?" diye ekledi Ottilie.

"Asla!" diyerek devarn etti mimar. "Hattrlarnaktan degil,


yerden kendini kurtarrnalt. Mimann, heykelttra§tn en c;ok iste­
digi §ey, onlardan, sanatlarmdan, onlarm elinden insanm kendi
varltgmm devarnm1 beklemesidir. Ben de i§te bu nedenle isti­
yorurn ki iyi di.i§i.ini.iltni.i§, iyi yaptltnt§ amtlar, oyle tek tek ve
rastgele degil, si.ireklilik vaat edebilen bir yere dikilsin. Dindar­
lar ve yi.iksektekiler §ahsen bile kiliselerde gorni.ilrne hakkmdan

1 16
Ruh Akrabalrklarr

vazge!Stigine gore, hi!$ olmazsa oraya ya da mezarl1klann giizel


avlulanna amtlar ve yaz1tlar dikilmeli. Bunlara ornek olacak
binlerce yaz1 formu, onlan siisleyebilecek binlerce desen vardir."

"Sanat!Silar bu kadar zenginse eger" diye ekledi Charlotte,


"soyleyin bakalim, ni!Sin §imdiye kadar bir degersiz dikili ta§,
a§mffil§ bir siitun ve bir kiil testisi formundan dt§an !$1kam1yor­
lar? Oviindiikleri o binlerce bulu§un hep, yalmz binlerce tekrar­
lam§ml gordiim.

"Ever, bizde boyle" dedi mimar, "ama her yerde degil. Za­
ren genel olarak bulu§ ve uygun kullanrna, ba§li ba§ma ayn bir
rnesele. Ozellikle bu durumda ciddi bir konuyu §enlendirmek
ve iiziicii birinde iiziiciiliige dii§rnemek gibi baz1 gii!$liikler var.
Biriktirdigirn ve zaman zaman gosterdigim her !Se§it amt tasa­
nmmda her zaman en giizel insan anm, onun kendi goriinii§ii­
diir. Bu, onun onceleri kim oldugunu ba§ka herhangi bir §eyden
!$Ok daha iyi anlaur; bu, bir!Sok uzun ya da kisa a!$1klamaya ek
en iyi metindir. Ne var ki bu resrnin onun en iyi zarnanma ait
olmas1 gerekir, ama genellikle ihmal edilir. Hi!$ kimse canli
goriintiileri saklamay1 dii§iinmiiyor ve dii§iinse de ula§1lmas1
imkans1z oluyor. Bir olii, hemen kaliplamyor ve boyle bir mask
bir kaideye oturtuluyor ve buna da bust ad1 veriliyor. Sanat!Smm
bunu yeniden canlandirabilmesi ne kadar ender oluyor!"

"Belki bilmeden ve istemeden" dedi Charlotte, "bu konu§­


may1 tamam1yla benim lehime !Sevirdiniz. Bir insanm goriintii­
sii baglms1zdir iyice; durdugu her yerde kendi ba§ma durur ve
ondan asil mezar yerini gostermesini isteyemeyiz. Arna size tu­
haf bir hissimi itiraf edeyim mi? Biisdere kar§1 da bir !Se§it anti­
patim vardir benim. <;unkii onlar sanki bana sessizce sitem eder
gibiler; uzak, aynlm1§ bir §eye i§aret ederler ve bana §imdiki za­
mana dogru bir §ekilde sayg1 duymanm ne kadar gii!S oldugunu
haurlatirlar. Dii§iiniin bir, ne !$Ok insan gormii§, tamm1§1zdir ve
bizim onlar i!Sin, onlann bizim i!Sin ne kadar onemsiz oldugunu
nasil fark ederiz! Kafali insanla kaqila§ir, ama onunla sohbet
etmeyiz, bilginle, kendisinden bir §ey ogrenmeksizin, gezgm

1 17
Goethe

adamla bilgilenmeksizin, seven adamla ona ho§ bir §ey belli et­
meksizin kar§tla§mz.
bluler hakkmda nic;in boyle c;ekinmeden iyi §eyler soyler,
hayattakilerden hep belli bir c;ekinmeyle soz ederiz diye sorul­
dugunu duymu§tum. Cevap §Oyleydi: <;iinkii onlardan korkula­
cak bir §eyimiz yoktur, bunlar ise herhangi bir yerde kar§1m1za
c;1kabilir. Ba§kalarm1 anma meselesi bu kadar karma§ikm i§te.
Buna kaq1hk, geri kalanlarla ili§kilerini her zaman canh ve ha­
rekedi tutmak eger kutsal bir ciddiyet olsa, bu c;ogu zaman yal­
mzca kendinden emin bir §akadir."

ikinci Alt Boliim


Bu olaydan ve ona eklenen konu§malardan heyecanlamp
ertesi giin siislenmesi ve §enlendirilmesi konusunda mimann
baz1 ho§ teklifler ileri siirdiigii mezarhgm yolunu tuttular. Yal­
mz, mimann biitiin ozeni kiliseye, daha hemen ba§ta dikkatini
c;ekmi§ olan bir binaya, yogunla§acakti.

Bu kilise yiizy1llardir, Alman iislubu ve sanatma gore ya­


ptlm1§ ve giizel bir tarzda siislenmi§ olarak duruyordu. Kom§u
bir manastmn yap1 ustasmm anlay1§ ve sevgiyle bu kiic;iik bina­
da da kendini gosterdigi fark edilmekteydi ve seyredende hala
ciddi ve ho§ etki birakmaktayd1, her ne kadar Protestan ibadeti
ic;in yeni ic; diizenleme, o siikunetinden ve ihti§ammdan bir §ey­
ler eksiltmi§se de.

Charlotte' den yeterli bir miktar para almak, mimar ic;in zor
olmadi. Bununla di§ g6riinii§ gibi ic;i de antik tarzda kotarmay1
ve on taraftaki mezarhkla uyum ic;ine getirmeyi dii§iiniiyordu.
Kendisinin el becerisi c;oktu ve binanm in§aasmda da c;ah§ml§
olan birkac; i§c;iyi bu dini eser bitinceye kadar tutmak istiyordu.

Bu durumda amk yap1y1 biitiin c;evresi ve ek binalanyla


incelemek gerekiyordu ki bu arada miman c;ok §a§irtan ve se­
vindiren, az fark edilmi§ kiic;iik bir yan kilise ortaya c;1kt1: Daha
anlamh ve daha uygun olc;iilerdeydi, daha ho§ ve daha incelikli
siisleri vard1. Burada aym zamanda baz1 resimlerle ve arac;larla

1 18
Ruh Akrabalzklart

c;e§idi torenleri gostermeyi ve her birini kendi tarzmda kuda­


may1 bilen o eski ibadetin oymah ve boyah kalmnlan da vard1.

Mimar, bu ki.ic;i.ik kiliseyi de hemen kendi planma dahil et­


meyi ve ozellikle de bu dar alam eski zamanlann ve o zamanlann
zevkinin bir hamas1 olarak yeniden kotarmay1 ihmal edemezdi.
0 bo§ yi.izeyleri kendi tarzma gore si.islenmi§ olarak di.i§i.ini.iyor ve
bu arada kendi resim yetenegini de c;ah§macag1 ic;in seviniyordu.
Yalmz §imdilik ev arkada§ml bundan haberdar etmedi.

Her §eyden once hammlara, soz verdigi gibi, eski mezar


amdarmm kaplann ve benzer §eylerin c;e§idi resimlerini ve es­
kizlerini gosterdi ve sohbet masmda kuzey halklannm basit
mezarlanndan soz ac;ilmca buralarda bulunmu§ olan baz1 silah
ve arac; koleksiyonunu sergiledi. Her §eyi tertemiz ve ta§mabi­
lir halde c;ekmecelerde ve kutularda, bic;ilmi§ bezle kaplanml§
raflarda tutuyordu, oyle ki bu eski, onemli §eyler onun ozeniyle
biraz si.is havas1 almi§tl ve bunlara bir modacmm kutulanna ba­
kar gibi zevkle bakil1yordu. Ve hazir gostermeyle ugra§irken ve
yalmzhk bir sohbet gerektirdigi ic;in her ak§am bu hazinelerinin
bir kism1yla ortaya c;1kar olmu§tU. Bunlann c;ogu Almanya' dan­
d1: Gi.imi.i§ paralar, mi.ihi.irler ve bu gibi §eyler. Bi.iti.in bunlar
hayal gi.ici.ini.i eski zamanlara yoneltiyordu ve sonunda matbaa­
nm, tahta oymaoligmm ve eski bak1rlarm ba§lang1c;lanyla soh­
betini si.isledigi ic;in ve kilise gi.inden gi.ine o manada boya ve
ba§ka si.islemelerle aym §ekilde gec;mi§e uzand1g1 ic;in insanm
neredeyse kendine soracag1 geliyor: Acaba gerc;ekten Yenic;agda
ID! ya§amyor, art1k tamam1yla ba§ka adederde, ah§kanhklarda,
hayat tarzlannda ve inanc;larda oyalanmas1 bir ri.iya degil mi?

Mimarm en son getirdigi aym tarzda haz1rlanm1§ bir c;anta,


en bi.iyi.ik etkiyi uyandird1. Gerc;i c;ogunlukla yalmzca kaba taslak
c;izilmi§ figi.irleri ic;eriyordu, ama bunlar tablolara i§lenmi§ olduk­
lan ic;in antik ozellikleri eksiksizdi. Seyredenler buna nas1l hay­
ran olmu§lard1! Bi.iti.in figi.irlerde yalmzca en saf varolu§ kendini
gosteriyordu ve insan, hepsini asil degilse bile iyi saymak zorun­
dayd1. Bi.iti.in yi.izlerde, bi.iti.in tav1rlarda yalmz sevgiye ve umuda

1 19
Goethe

adanm1§hk dile geliyordu: Yukanm1zdaki sayg1deger birinin iste­


nerek kabulii, ho§ bir toplam, dazlak kafah ihtiyar, liile sai;;h er­
kek i;;ocuk, §en geni;;, ciddi adam, nu rlu aziz, siiziilen melek, hepsi
hepsi saf bir yetinme ve dindar bir bekleyi§ ii;;inde goriiniiyordu.
Geri;;ekle§en en siradan §eyde goksel hayattan bir hava vard1 ve bir
ibadet tavn her tabiata tamam1yla uygun goriiniiyordu.

Boyle bir dine besbelli ekseriyet, kaybolup gitmi§ bir altm


i;;aga, kaybolmu§ bir cennete bakar gibi bak1yordu. Belki yalmz
Ottilie bu olayda kendini benzerleri arasmda hissedebilirdi.

Mimar izin isteyip bu ilk resimlerle dolay1s1yla kiii;;iik kili­


senin sivri kavislerinin arasmdaki yerleri boyamak ve bu sayede
hamasm1 tam olarak kendini boyle iyi hissettigi bir yerde birak­
maya gittiginde buna kim itiraz edebilirdi ki! Bu konuda biraz
iiziintiilii oldugunu ai;;1kladi. <;iinkii meselenin durumuna gore
fark ediyordu ki boyle miikemmel bir toplulukta kah§1 hep de­
vam edemezdi, hatra belki de hemen sonlandmlmak zorundayd1.

Aynca bu giinler geri;; i olaylar bakimmdan zengin degildi,


ama ciddi sohbetler ii;;i n bolca firsat veriyordu. Bu nedenle biz,
Ottilie'nin bu konuda defterlerine kaydettiklerinden birkai;; §ey
iletmek firsan buluyoruz ve buna onun sevgili sayfalanna sinen
bir benzetmeden daha uygun bir gei;;i § goremiyoruz.
i ngiliz denizciliginde ozel bir diizenlemeden soz edildigini

duyanz. Kraliyet filosunun en giii;;liisiinden en zay1fma kadar


biitiin yelkenli gemileri oyle gerilmi§tir ki hepsinden i;;oziilme­
den anla§1lmayan kirmlZl bir urgan gei;;mektedir ve bununla en
kiii;;iik pari;;alarm bile kraliyete ait oldugu anla§1hr.

Aym §ekilde Ottilie'nin giincesinde de sevginin ve bagh­


ligm bir kirmlZl ham ilerler ve bu, her §eyi birbirine baglar,
biitiiniin i§aretidir. Bu sayede bu notlar, gozlemler, ahmlanan
atasozleri ve ba§ka §eyler, yaz1 sahibine ozellikle aittir ve onun
kendisi ii;; i n onem ta§ir. Bizim sei;;ip ald1g1m1z ve ilettigimiz her
bir yer, bunun en belirgin kanmdir.

1 20
Ruh Akraba!zk!arz

Ottilie'nin Giincesinden
"Vakti gelince sevdiklerinin yanma gomiilmek, insanm ha­
yattan 6tesini dii§iindiigiinde en ho§ tasavvurudur. Kendininki­
lerin yanmda toplanmak oyle i�ten bir ifade ki!"

"Uzaktakileri ve aynlm1§ olanlan bize yakla§t1ran baz1


amlar ve i§areder vardir. Bunlarm hi�biri resim kadar anlamli
degildir. Sevilen bir resimle sohbetin, benzer olmasa da, �ekici
bir yam vardir, aym bir dostla tartl§manm bazen �ekici bir yam
olmas1 gibi. i nsan, iki ki§i oldugunu ve yine de birbirinden ko­
pamad1gm1 ho§ bir §ekilde anlar."

" i nsan bazen kar§1smdaki biriyle sanki bir resimle sohbet


eder gibi konu§uyor. Konu§masma, yiiziimiize bakmasma, bi­
zimle ilgilenmesine gerek yok: Biz onu goriiyoruz, ona ilgimizi
hissediyoruz, hatta o, bir §ey yapmadan, bizim kar§1m1zda bir re­
sim gibi durdugunu hissetmeden bizim ona ilgimiz artabiliyor."

" i nsan, tamd1g1 kimselerin portresinden asla memnun kal­


maz. Bu nedenle portre ressamlarma hep aom1§1mdir. Genel­
likle insanlardan �ok nadir olarak imkans1z bir §ey istenir. Arna
i§te tam da bu, ressamlardan isteniyor: Her insana o kimselere
ilgisini, sevgisini ve antipatisini o resimle birlikte yans1tsm. 0
ressamlar, bir insam yalmzca nasil goriiyorlarsa oyle yans1tma­
yacaklardir, tersine herkes onu nasil gorecekse oyle yans1tsmlar­
ffil§. Boyle sanat�ilar zamanla durgunla§tp, duyars1z ve inat�1
olunca §a§irm1yorum. 0 zaman bundan, sevdigimiz ve k1ymedi
insanlarm resminden yoksun kalmak zorunda olsayd1k ne ola­
cakt1 sorusu �1kar."

"Ger�ekten dogru! Mimann cesetle birlikte yiiksek toprak


tiimsekleri ve kaya par�alanyla 6rtiilii o silah ve eski gere�ler
koleksiyonu, bize insanm kendi ki§iliginin oliimden sonra da
ya§ayacag1 kehanetinin ne kadar yarars1z oldugunu kamd1yor.
Ve bizler ne kadar �eli§kiliyiz! Mimar, atalarm boyle mezarlanm
a�ml§ oldugunu kendisi itiraf ediyor, ama yine de gelecek nesil­
ler i�in amtlarla ugra§maya devam ediyor."

121
Goethe

"Arna her §eyi neden boyle ciddiye alahm? Yapug1m1z her


§eyi ebediyet i<;in mi yap1yoruz? Ak§am tekrar soyunmak i.izere
sabah giyinmiyor muyuz? Geri donmek i.izere <;1km1yor muyuz
seyahate? Oyleyse bir am i<;in bile olsa bizimkilerin yanma go­
mi.ilmeyi ni<;in istemeyelim?"

Kiliseye gidenlerin <;ignedigi, mezarlarmm i.izerinde kendileri


<;i:ikmi.i§ bir<;ok y1kilm1§ kiliseleri gori.ince insana oli.imden sonraki
hayat her zaman ikinci bir hayat gibi gelebilir ve o hayata yalmzca
hayalde, ba§hkta girilmektedir ve asil canh hayatta oldugundan
daha uzun kalmir. Arna bu hayal, bu ikinci var olma da er ya da
ge<; saner gider. Zaman, insanlar i.izerindeki hakkm1 kimseye al­
dirmad1g1 gibi amtlar i.izerindeki hakkm1 da aldirmaz."

tAuncii Alt Boliim


Ne ho§ bir histir, insamn yalmzca yanm bildigi bir §eyle
ugra§mas1 ve kimsenin onu acemi diye azarlamamas1 ve o hi<;
kimsenin hi<; ogrenmeyecegi bir sanatla ugra§Irken, sanatmm
sm1rlan dt§mda kom§u bir alana kendini vermekten zevk alan
sanat<;1y1 yine de ay1playamamasi.

Mimann ki.i<;i.ik kiliseyi resimleme giri§imlerine de boyle in­


safl1 di.i§i.incelerle bakahm. Boyalar haz1rlanm1§, i:il<;i.i almm1§, kar­
tonlar <;izilmi§ti. Bulu§ konusunda hi<;bir iddias1 yoktu. Eskizlerine
dayamyordu: Yalmzca duran ve u<;an figi.irleri ustahkla yerle§tir­
mek, mekam bununla zevkli bir §ekilde si.islemekti onun derdi.
i skele duruyor, <;ah§ma ilerliyordu ve gaze <;arpan birka<; §ey
tamamlanmca Charlotte'nin ve Ottilie'nin ziyareti ona ters gele­
mezdi. 0 canh melek <;ehreleri, masmavi gokyi.izi.indeki u<;u§an
etekler, onlann sakin, dindar varhklan, ruhu toparlanmaya <;a­
gmp <;ok zarif bir etki uyandirmakla gaze bir §Olen sunuyordu.

Hammlar iskeleye, mimann yanma <;1km1§lard1 ve Ottilie


her §eyin nas1l kolay ve rahat<;a ilerledigini fark etmedi bile: Ru­
hunda, eskiden ald1g1 dersle kazand1klan birden hire geli§iyor
gibiydi, boya ve fir<;aya uzand1 ve talimata gore bol pileli bir
elbiseyi ustahkla oldugu kadar <;ok safl1kla resmetti.

1 22
Ruh Akrabalzklarz

Ottilie'nin herhangi bir bic;imde ugra§IP eglendigini gor­


mekten ho§lanan Charlotte, o ikisini kendi haline birakip kendi
di.i§iincelerinin pe§ine dii§tii; amao kimseye soyleyemedigi goz­
lemlerini ve ku§kulanm bizzat gozden gec;irmekti.

Siradan insanlar, giiniin olagan durumlanyla tutkulu, kor­


kak bir davranI§a siiriiklendiklerinde bizde aomayla kan§Ik bir
giiliimseme yarat1rlar; biz ise buna kar§ilik ic;inde biiyiik bir
kaderin tohumlarmm atild1g1 bir ruhu sayg1yla gozlemleriz. 0
ruh, ald1g1 bu tohumun geli§mesini beklemek zorundadir ve or­
taya c;1kacak ne iyiyi ne kotiiyii, ne mudulugu ne mutsuzlugu
hizlandirmaya giicii ve yetkisi vardir.

Eduard, Charlotte'nin ona o yalnizhgma gonderdigi haberciye


dostc;a ve anlayi§la, ama daha c;ok, samimi ve sevgiyle degil de
irade ve ciddiyede cevap vermi§ti. Bundan hemen sonra Eduard
ortadan kaybolmu§tu ve e§i ondan hie; haber alam1yordu, ta ki so­
nunda gazetelerde admt §i:iyle bir goriinceye kadar. 0 ad, onemli
bir sava§ meselesinde kendini gosteren, ni§an alanlarm adlan ara­
s1ndayd1. �imdi onun hangi yolu sec;rigini, biiyiik tehlikelerden
kurtuldugunu biliyordu. Ne var ki onun daha biiyiik tehlikeleri de
arayacagma hemen kanaat getirdi ve bundan §U yorumu c;1kard1:
Eduard'1 her bakimdan en kotii §eyden uzak tutmak giic; olacaktt.
Bu endi§eleri kendi kendine kafasmda ta§1d1 ve istedigi kadar lehte
ve aleyhte di.i§i.insiin hic;bir durumda huzur bulam1yordu.

Biitiin bunlardan habersiz Ottilie, o i§ten biiyiik zevk al­


ffiI§t I ve Charlotte' den bu alanda devam edebilme izni almas1
c;ok kolay oldu. �imdi i§ler hizh yiiriiyordu ve masmavi gokyiizii
k1sa zamanda degerli ki§ilerle dolmu§tU. Siirekli temrin sayesin­
de Ottilie ile mimar son resimlerde daha c;ok ozgiirle§tiler, daha
da iyi oldular. Yap1m1 yaln1zca mimara b1rakilm1§ olan c;ehreler
de gittikc;e c;ok ozel bir nitelik kazand1: Hepsi Ottilie'ye benze­
meye ba§ladt. Bu giizel c;ocugun yakmlig1 herhalde heniiz dogal
ya da sanatkarane fizyonomide temrinsiz olan bu gene; adamm
ruhunda oyle canh bir etki b1rakm1§ olmali ki gittikc;e bu yolda
gozden ele hic;bir §ey ziyan olmuyordu, hatta eli ve gi:izi.i sonun-

1 23
Goethe

da tarnarn1yla ayni ternpoda c;ali§1yordu. Evet, i§te o son c;ehre­


cikler tarnarn1yla sanki Ottilie o goksel alanlardan yere bakiyor
gibi olrnay1 ba§atrnl§tl.

Kubbe yiizeyi tarnarnlanrn1§t1; duvarlar sade b1rak1lrnak


istenrni§ti, yalniz ac;1k kahve bir boyayla boyanacakt1; narin sii­
tunlar ve heykelma§hk siislerneleri daha koyu bir renkle ortaya
c;1krnaliyd1. Arna bu tiir i§lerde hep oldugu, bir §eyden obiiriine
gec;ildigi gibi, c;ic;eklerin ve rneyve hevenklerinin de gokyiiziiyle
yeri ayni §ekilde birbirine baglarnas1 kararla§tmld1. Bahc;eler en
iyi orneklerdi ve c;elenkler c;ok bolca donatilrn1§ oldugu halde,
dii§iiniilenden daha c;abuk tarnarnland1.

Arna heniiz her §ey 1ss1z ve c;ig goriiniiyordu. i skeleler ic;


ic;e itilrni§, tahtalar iist iiste atilrnt§, diizensiz zernin c;e§itli boya
yekeleriyle daha da berbat edilrni§ti. Mirnar, hanirnlardan amk
kendisine sekiz giin buakrnalanni ve bu siire ic;inde kiic;iik kili­
seye ad1rn atrnarnalarmt rica etti. Nihayet giizel bir ak§arn iki­
sinin birlikte oraya gitrnelerini istedi; arna kendisi onlara e§lik
etrnerneyi arzu ediyordu ve hernen de vedala§tl.
0 aynld1gmda Charlotte, " bize nasil bir sii rpriz haz1rlarn1§
olursa olsun, §U anda oraya gitrneyi hie; canirn isterniyor. Sen
yalniz ba§ma iistlen ve bana haber ver. �iiphesiz ho§ bir §ey or­
taya c;1kard1. Bunun, once senin anlatl§mdan sonra da gerc;ek
olarak tadm1 c;1karrnak istiyorurn" dedi.

Ottilie, Charlotte'nin baz1 dururnlarda kendini korurnaya


ald1grn1, biitiin heyecanlardan sakmd1g1ni, ozellikle de hie; §a­
§1rtilrnak isternedigini bilirdi; hernen yalniz ba§ma yola koyuldu
ve kendiliginden etrafma bakmd1, rnirnan arad1, arna o hic;bir
yerde goriinrniiyor, saklanrnl§ bilinsin istiyordu. Ottilie, ac;1k
buldugu kiliseye girdi. Buras1 daha onceden tarnarnlanrn1§, te­
rnizlenrni§ ve kutsanrnl§tl. Kiic;iik kilisenin agu dernir dovrne­
li kap1s1, oniinde kolayca ac;ild1 ve Ottilie, bildigi bir rnekinda
beklenrneyen bir rnanzarayla §a§1rd1.

0 tek yiiksek pencereden ic;eriye ciddi, renkli bir l§lk siizii­


liiyordu: �iinkii pencere zarif renkli carnlardan olu§turulrnu§-

1 24
Ruh Akrabaltklarr

tu. Her §ey bu sayede yabano bir hava kazanmt§tl ve ozel bir
ruh haline davet ediyordu. Kubbenin ve duvarlann g i.izelligi,
zemin si.islemeleriyle art1yordu ve o da ozel bi�imli, gi.izel bir
ornege gore d6§enmi§, i.izerine doki.ilmi.i§ bir al�1yla baglanmt§
tuglalardan olu§uyordu. Bunlan da o renkli camlan da mimar
gizlice haz1rlatmt§tl, k1sa zamanda hepsini bir araya getirebil­
mi§ti. Dinlenme yerleri de di.i§i.ini.ilmi.i§ti.i kilisenin o eski §eyleri
arasmda bi rka� g i.izel oymalt koro sandalyesi bulunmu§ ve §imdi
gi.izel bir §ekilde duvar kenarlanna dizilmi§ti.

Ottilie, bu bildik ama bilinmedik bir bi.iti.in olarak kaq1s1-


na �1kan boli.imlere sevindi. Durdu, gidip geldi, bakt1 ve gordi.i;
sonunda sandalyelerin birine oturdu ve yukanya ve �evreye ba­
karken sanki hem varmt§ hem yokmu§ gibi, hem hissediyor hem
hissetmiyormu§, sanki oni.indeki her §ey kendiliginden kaybola­
cakmt§ gibiydi ve yalmzca gi.ine§ §imdiye kadar canli gosterdigi
cam1 terk edince Ottilie kendine geldi ve §atoya ko§tu.

Bu si.irprizin hangi tuhaf doneme rast geldigini kendisin­


den saklamad1 Ottilie. Bu, Eduard'm ya§ gi.ini.i arifesi ak§am1y­
d1. Bunu tabii �ok ba§ka kutlamay1 i.imit etmi§ti: Bu kutlama
i�in her §ey nas1l si.islenmi§ olmaltyd1! Arna amk bi.iti.in o ha­
zan �i�ekleri toplanmamt§ du ruyordu. Bu gi.inebakan �i�ekleri
hala yi.izlerini gage doni.iyordu; bu ytld1z �i�ekleri ha.la sessiz ve
tevazuyla onlerine bak1yordu; yine de bunlardan yap1lan �elenk,
bir yeri ornek olarak s i.islemeye yaramt§tl ve bu yer de eger yal­
mzca bir sanat�1 hevesi olarak kalmay1p herhangi bir §eye yara­
yacaksa ancak ortak bi r mezar i�in uygun gori.ini.iyordu.

Ottilie burada, Eduard 'm kendi dogum gi.ini.ini.i kutlarken­


ki gi.iri.ilti.ili.i �abasm1 hat1rlad1, �atlSl altmda birbirlerine bi r�ok
ho§ sozler soyledikleri yeni evi hat1 rlad1. Hatta o havai fi§ek go­
z i.ini.in kulagmm oni.inde patlardt, ne kadar yalntzsa 0 kadar
gi.i�li.i hayal gi.ic i.iyle. Arna bir o kadar da �ok yalmzltgm1 his­
setti. Amk Eduard'm koluna yaslanm1yordu ve onda bir daha
destek bulma i.imidi de yoktu.

1 25
Goethe

Otti!ie'nin Giincesinden
"Gen<; sanat<;mm bir notunu yazmaliy1m: Bir zanaatkarda
oldugu gibi bir yaratic1 sanat<;1da da <;ok net olarak §Unu anla­
yabiliyoruz: i nsan kendisine ozel olarak ait olan §eyi en az sa­
hiplenmek ister. Eserleri onu, yumurtalarmm <;1kug1 yuvay1 terk
eden ku§lar gibi terk eder."

"Yap1 ustasmm bu konudaki kaderi en tuhaf olandir. Ken­


dini ayn tutmak zorunda oldugu mekanlan ortaya <;1karmak
i<;in ne kadar <;ok biitiin ruhunu, biitiin sevgisini katar. Kraliyet
salonlan, en biiyiik etkisini birlikte olamad1g1 o ihti§am1 ona
bor<;ludurlar. Tapmaklarda kendi ile en kutsal olan arasmda bir
smir <;izer; kalpleri titreten §enlikler i<;in kurdugu merdiven ba­
samaklanna aruk basamaz, aym, kuyumcunun altmm1 eritip
k1ymetli ta§lanm diizenledigi tak1ya yalmzca uzaktan hayran
olmas1 gibi. Yap1 ustas1 zengin adama ko§kiin anahtanyla bir­
likte biitiin rahatl1g1 ve kullam§hlig1 kendisi bundan herhangi
bir §eyin tadma varmaksmn teslim eder. Sanat da bu §ekilde
sanat<;1dan tamam1yla uzakla§mak zorunda degil midir, yeti§ti­
rilmi§ <;ocugun amk babasma geri donmeyi§i gibi? Ve sanat da
ne kadar <;ok kendi kendini desteklemek zorundadir, yalmzca
kamusal olanla ugra§mak durumunda oldugu kadar ve bu da
herkese ve yani sanat<;1ya da aittir!"

"Eski halklann tasanm1 onemlidir ve korkun<; da olabilir.


Onlar atalanm biiyiik magaralarda <;epe<;evre tahtlarda otur­
IDU§ sessizce sohbet eder tasavvur ediyorlard1. i<;eri giren yeni
birine, eger saygm bir kimseyse ayaga kalkarak ho§ geldin anla­
mmda egiliyorlard1. Dun o kii<;iik kilisede oymah sandalyemde
otururken ben, kar§tmda bir<;ok sandalyeleri dizilmi§ goriince o
dii§iince bana sevimli ve zarif goriindii. Kendi kendime dedim
ki, neden sen de i<;ine gomiilmii§ olarak oturup uzun uzun oyle
kalm1yorsun, sonunda ayaga kalkacagm dostlar gelip de onla­
ra kibarca egilerek yerlerini gosterinceye kadar. Renkli camlar
giindiizii tam bir gruba <;eviriyor ve gece de tamamen karanlik
kalmasm diye bir kimsenin ebed! bir l§tk vakfetmesi gerekirdi."

1 26
Ruh Akrabaliklarz

" i nsan, nastl istiyorsa oyle dursun, ama kendini hep gori.ir
halde di.i§i.ini.ir. Sanmm insan, gormeye son vermemesi i<;in ri.iya
gari.iyor. Belki bir gi.in bizim i<; 1§1g1m1z i<;imizden d1pn fi§kmr
ve biz amk ba§ka 1§1ga ihtiya<; duymay1z."

"Y1l bitiyor. Ri.izgar arnzlann i.izerinden esiyor ve art1k ki­


pirdatacak bir §ey bulam1yor; yalrnzca o ince uzun boylu aga<;­
larm kirmlZI tanecikleri bize biraz olsun canh bir §eyleri hatir­
latmak istiyor gibi, ayrn dovercinin tikmtlannrn bizde bi<;ilen
ba§akta bir<;ok besleyici ve canh §eyin gizli oldugu fikrini uyan­
dirmas1 gibi."

Dorduncu Alt Bolum


Bu tiir olaylardan sonra, oli.imli.ili.ik ve yok olup gitme ko­
nusunda ortaya <;ikan duygulardan sonra Ottilie, kendisinden
daha <;ok sakh kalamayacak o haberle, yani Eduard'm kendini
degi§ken sava§ muduluguna birakug1 haberiyle ne kadar tuhaf
bir §ekilde etkilenmi§ti. Bu sirada nedenleri oldugu hi<;bir gozle­
mi ne yaz1k ki ka<;irm1yordu. iyi ki insan felakerin yalrnzca belli
bir derecesini kavrayabiliyor; bunu a§an §ey, onu mahvediyor
ya da kay1ts1z birak1yor. i<;inde korku ve umudun bir oldugu,
birbirini kar§ihkh olarak yok ettikleri ve karanhk bir hissizlik­
te kaybolduklan durumlar vardir. Aksi halde biz en uzaktaki
en sevdiklerimizi saat ba§1 tehlikede bilip de buna ragmen her
gi.inki.i ah§ilm1§ hayat1m1z1 oylece nasil si.irdi.irebilirdik!

Bu nedenle sanki bir iyilik melegi Ottilie'yi korumu§, bir­


den bire onun yalmz ba§ma ve eli bo§ di.i§mi.i§ gori.indi.igii bu
sessizlige <;ilgm bir ordu yollam1§t1 ve bu ordu ona di§andan <;ok
i§ <;ikamken onu kendi i<;inden d1§anya <;1karm1§, ayrn zamanda
da kendi oz gi.ici.ini.i hissettirmi§ti.

Charlotte'nin klZl Luciane, yat1h okuldan <;ik1p bi.iyi.ik di.in­


yaya yeni girmi§ti ve kendini teyzesinin evinde kalabahk bir
toplulukla sanlm1§ gormi.i§ti.i ki ho§a gitme istegi ger<;ekten
ho§a gitti ve gen<;, <;ok zengin bir adam hemen ona sahip olma
konusunda gi.i<;li.i bir istek duydu. Adamm hatm say1hr serveti

127
Goethe

ona her §eyin en iyisine sahip alma hakkm1 veriyordu ve di.inya­


nm ona geri kalan her §ey ic;in oldugu gibi mi.ikemmel bir e§ ic;in
de ozenecegi bir kadmdan ba§ka eksigi yok gibiydi.

Bu aile meselesi, Charlotte'ye §imdiye kadar Eduard'dan daha


yeni haber almad1g1 si.irece c;ok i§ c;1karan bi.iti.in di.i§i.incesini ve
mektupla§masm1 vakfettigi §eydi, bu nedenle Ottilie de son za­
manlarda eskisinden daha c;ok yalmz kaltyordu. Gerc;i Luciane'nin
geli§inden haberi vard1, evde bu nedenle en gerekli §eyler yap1l­
mt§tt; ama ziyaretin bu kadar c;abuk olacag1 tahmin edilmiyordu.
Bunun ic;in daha onceden yazmak, konu§mak, bu fmma §atoda ve
Ottilie'de kopmadan once daha yakmdan belirlemek isteniyordu.

�imdi arabayla oda hizmetc;ileri ve U§ak, arabalarla, bavul­


larla, sand1klarla geldiler; evde iki i.ic; kat kalabaltk var sa01ltrd1;
ama ancak §imdi geldiler misafirler; Luciane ve birkac; arkada§t
ile birlikte bi.iyi.ik teyze, aym §ekilde yanmda biri olmadan da­
mat. Ek bina, e§yalarla, pardesi.ilerle ve ba§ka deri c;antalarla
dolmu§tu. 0 bir si.iri.i kutu ve k11tf zahmetle birbirinden ay­
nld1. Paketler ve §eyler bir t i.irli.i bitmiyordu. Bu arada §iddetli
bir yagmur vard1 ki bu da baz1 rahats1zltklara sebep oldu. Bu
karmakart§tk i§leri Ottilie kay1ts1z bir c;alt§mayla kar§tltyordu,
hatt3. o §en becerisi en gi.izel panlttsmdayd1, c;i.inki.i kendisi k1sa
zamanda her §eyi yerle§tirmi§ ve di.izenlemi§ti. Herkese yeri gos­
terilmi§ti, herkes kendi tarzmda rahatt1 ve kendi i§ini gormede
engellenmedigi ic;in iyi hizmet gordi.igi.ine inamyordu.

�imdi son derece zahmetli bir seyahatten sonra herkes biraz


istirahatm tadma varmak isterdi; damat, kaymvalidesine yakla­
§tp k1zma a§km1 ve iyi niyetini vurgulamak isterdi ama Luciane
bekleyemedi. �imdi ata binebilme mutluluguna ermi§ti. Dama­
dm gi.izel atlan vard1 ve hemen binilmeliydi. Hava, ri.izgar, yag­
mur ve ftrttna onemli degildi; sanki 1slanmak ve kurulanmak
ic;in ya§1yorlard1. Yaya yi.iri.imek aklma geldi mi i.ist i.inde ne ol­
duguna, ayagmda ne olduguna bakm1yordu; hakkmda c;ok §ey
duydugu tesisleri gorecekti. At i.ist i.inde yapamayacag1 §eyi yap­
tt. K1sa s i.irede her §eyi gormi.i§ ve koti.i ele§tirmi§ti. Huyunun

1 28
Ruh Akrabalzklarr

bu hm kar§ismda ona hayu demek kolay degildi. Toplulugun i§i


zordu, en <;ok da y1kamak, i.iti.ilemek, kesmek ve dikmekle ba§a
<;1kamayan oda hizmet<;ilerinin.

Evi ve civan bitirir bitirmez, <;evrede kom§ulan ziyaret etme


gorevini hissetti. Ada ve arabayla <;ok h1zh gidildigi i<;in olduk<;a
uzaktaki kom§ulara uzamld1. �ato, iade-i ziyaretle dolup ta§tl.
Gelenler geri donmesin diye belli kabul gi.inleri kondu.

Bu arada Charlotte, teyzeyle ve damadm i§lerini yi.iriiten ele­


mamyla i<; durumlan tespit etmeye <;ah§tyordu ve Ottilie maiye­
tindekilerle bu bi.iyi.ik kalabahkta hi<;bir §eyin eksik olmamasm1
saglamay1 ba§anyordu; <;i.inki.i avc1lar, bah<;1vanlar ve sattctlar
harekete ge<;irildiginde Luciane her zaman, arkasmda uzun bir
kuyruk si.i ri.iyen parlak bir y1ld1z gibiydi. Ah§tlm1§ misafirlik
sohbetleri ona az sonra <;ok tats1z geldi. Ya§h ki§ilere oyun ma­
sasmda rahat vermedi; birazc1k hareketli olan kim kald1ysa -ve
Ottilie'nin cazip 1srarlanyla kim harekete ge<;medi ki?- o ki§i clans
i<;in degilse de canh rehin-ceza- ve §a§Irtmaca oyunu i<;in ortaya
<;1kmahyd1. Ve her ne kadar her §ey, daha rehin kurtarmaca gibi,
onun kendisine gore hazulanm1§ olsa da obi.ir taraftan hi<; kimse,
ozellikle hi<;bir erkek tamamen eli bo§ <;1km1yordu; hatta birka<;
onemli ya§h kimseyi, o giinlere rastlayan dogum- ve isim gi.inleri­
ni ara§tmp kutlayarak kendi tarafma <;ekmeyi ba§armI§tI Luciane.
Bu i§te bi.iti.in becerisi ger<;ekle§iyordu, oyle ki herkes kendini ozel
hissediyor, her biri kendini en ozel say1yordu: Bu, toplumda en
ya§lmm bile kendini belli ettigi bir zay1flikm.

Belki de bir §eyleri, makam, i.in ya da degerli bir §eyleri


kazanmay1 hayal eden erkekleri kazanmak, bilgeligi ve tedbirli­
ligi rezil etmek ve kendisinin vah§i, tuhaf varhgm1 aguba§hhk
kar§1smda bile kazan<;h <;tkarmak, Luciane'nin plamyd1. Arna
gen<;ler bunda da kazan<;stz <;1kmad1: Her birinin, Luciane'nin
kendisini hayran etmeyi ve esir etmeyi bilecegi giini.i, saati var­
d1. Boylece miman da gozi.ine kestirdi, ger<;i mimar o siyah,
uzun li.ileli sa<;lanyla <;ok saglam, <;ok di.izgi.in ve sakin uzakta
du ruyor, bi.iti.in sorulara ktsa ve net cevaplar veriyor ve ba§ka

129
Goethe

hic;bir §eye kattlmaya istekli goriinmiiyordu, oyle ki Luciane so­


nunda yan bilmeden yan hileyle karar verdi: Onu giiniin kahra­
mam yapacak ve bu sayede onu da kendi c;ekimine kazanacakti.

Bo§ yere getirmemi§ti o kadar bavulu, hatta arkadan gelen­


ler de vardi. Sonsuz say1da kiyafeti vard1 degi§tirmek ic;in. Cam
istediginde giinde iic; kere, dart kere elbisesini degi§tirir ve toplu­
lukta alt§1lm1§ elbiseleri sabahtan ak§ama kadar degi§tirirdi, me­
sela bir ara gerc;ek bir mask elbisesi ic;inde c;iftc;i kadm ve baltkc;1
kadm olarak, peri ve c;ic;ekc;i kiz olarak goriiniiyordu. Ya§lt kadm
kiyafetine biiriinmekten c;ekinmiyor, bununla o taze yiiziinii ba§­
ltgmdan c;1kararak daha bir taze goriiniiyordu. Ve gerc;ekten de
bu sayede kar§tsmdakini ve hayal ettigini oylesine kart§tmyordu
ki, insan kendini salon perisiyle akraba ve h1S1m samyordu.

Arna bu kiyafet degi§tirmelerden kazano, c;e§itli karakter­


leri canlandirmay1 becerdigi pantomimik durumlar ve danslar­
di. <;evresindeki kavalyelerden biri, onun tav1rlanna piyanoda
az ve gerekli miizikle e§lik etmeye haz1rl1kltyd1; yalmzca kisa
bir kararla§ttrma yetiyordu ve ikisi hemen anla§tyorlardi.

Giiniin birinde, canlt bi r halo teneffiisiinde kendisinin gizli


ic;giidiisiiyle dogac;lama olarak boyle bir gosteriye c;agnld1gmda
utanmt§ ve §a§trffit§ goriiniiyordu ve alt§kanltgmm tersine, ken­
disine uzun uzun rica ettirdi. Kendini karars1zmt§ gibi gosterdi ,
sec;imi birakt1, dogac;lamac1 gibi bir konu rica etti, t a k i sonunda
sozle§tigi o yard1mo, piyanonun ba§ma gec;ip bir matem mar§t
c;almaya ba§layarak onu c;ok iyi haz1rland1g1 Artemisia oynama­
ya davet edinceye kadar. Kendine yalvarm, kiic;iik bir aradan
sonra cenaze mar§mm zarif kederli tmlamalan e§liginde dul
kralic;e goriiniimiinde olc;iilii ad1mla elinde bir kiil vazosu ta­
§tyarak geldi. Onun arkasmdan biiyiik bir kara tahta ve altm
muhafaza ic;inde giizel oyulmu§ bir tebe§ir getirildi. Kulagma
bir §ey ftstldad1g1 hayranlarmdan ve kavalyelerinden biri, he­
men mimara gidip onu yap1 ustas1 olarak mozeleum mezanm
c;izmeye davet, bir dereceye kadar mecbur etti; boylece de asla
herhangi biri degil, ciddi olarak oyuna kattlan biri olarak ken-

1 30
Ruh Akrabal1klart

dini gosterecekti. Mimar, dt§andan ne kadar mahcup gori.inse


de (c;i.inki.i tamamen siyah, dar, modern resmi gori.ini.i§i.iyle o
ti.illere, ipeklere, sac;aklara, derilere, pi.iski.illere ve tac;lara tezat
olu§turuyordu) ic;inden kendini oyle tuttu ki gori.ilmeye degerdi.
Birkacs U§agm tuttugu bi.iyi.ik kara tahtanm oni.ine bi.iyi.ik bir
ciddiyetle gec;ti ve bi.iyi.ik temkin ve hassasiyetle bir amt mezar
c;izdi: Bu, bir Karya kralmdan c;ok bir Longobard kralma uygun
olurdu, oylesine bol si.islemeliydi ki nastl olu§turuldugu zevkle
seyredildi ve bitince de hayran olundu.

Mimar, bi.iti.in bu si.ire ic;inde kralic;eye neredeyse hie; doni.ip


bakmad1, bi.iti.in dikkatini i§ine verdi. Sonunda, onun oni.in­
de egildi yalmzca onun emirlerini yerine getirdigini gosterin­
ce o, kendisine ki.il vazosunu uzatarak bunun yukanda anmn
tepesinde resmedilmesini arzulad1gm1 ortaya koydu. Mimar,
astl tasanmmm karakterine uymad1g1 ic;in istemeyerek de olsa
bunu yerine getirdi. Luciane'ye gelince, sabirstzltgmdan nihayet
kurtulmu§tu, c;i.inki.i niyeti asla ondan iyi bir c;izim almak de­
gildi. Pek az c;izgiyle yalmzca amta benzer bir eskiz yeterdi ve
geri kalan zamanmt onunla gec;irseydi bu, onun astl hedefine
ve arzulanna daha uygun olurdu. Oysa mimann davrant§t onu
c;ok zor duruma sokmu§tu. <.;i.inki.i her ne kadar kendi aos1yla,
talimat1yla ve i§aretleriyle, alkt§lanyla yava§ yava§ olu§an §eyle
bunu oldukc;a degi§tirmeye c;alt§sa da ve yalmzca, onunla her­
hangi bir ili§ki kurmak ic;in onu birkac; kez neredeyse gerdiyse
de o pek bir katt durmu§tu, oyle ki Luciane s1k s1k o ki.il vazosu­
na s1gmmt§, onu kalbinin i.izerine bastmp gozlerini gokyi.izi.ine
c;evirmek zorunda kalmt§tt, hatd. en sonunda bu ti.ir durumlar
gittikc;e artttg1 ic;in bir Efes dulundan c;ok bir Karya kralic;esine
benzer gori.ini.iyordu. Bu nedenle gosteri uzad1; aslmda sab1rlt
olan piyano ba§tndaki ki§i, hangi melodiye yonelmesi gerekti­
gini bilemedi. Ki.il vazosunu piramidin i.izerinde gordi.igi.inde
Tannya §i.ikretti ve kralic;e te§ekki.iri.ini.i dile getirmek is teyince,
kendiliginden eglenceli melodiye gec;ti; bununla da gerc;i gosteri
ozelligini kaybetti, ama topluluk iyice rahatlad1, c;i.inki.i hamma

131
Goethe

o miikemmel rolii, mimara da o sanatkarane ve zarif <;izimi i<;in


sevin<;li bir tebrik sunmak iizere hemen dagildi.
Ozellikle damat, mimarla sohbet etti. "Yaz1k" dedi beriki,
"<;izimlerin boyle oliimlii olu§una. Sizi odama gotiiriip bu konu­
da orada sohbet etmemize miisaade edin hi<; olmazsa". "Ho§lam­
yorsamz" dedi mimar "o zaman size bu tiir binalara ve amtlara
ait ozenli <;izimler gosterebilirim ki onlarm i<;inde bu, yalmzca
rastgele, ge<;ici bir eskizdir."

Ottilie, uzakta du rmuyordu ve onlara yakla§tl. "Bay Baro­


na bir ara koleksiyonunuzu gostermeyi ihmal etmeyin: 0, sanat
ve Eski <;ag dostudur; daha yakmdan tam§manm arzu ederim."

Luciane ta§1tla geldi ve sordu: "Konu nedir?"

"Bir sanat eserleri koleksiyonu" cevabm1 verdi baron, " bu


beyin sahip oldugu ve bir ara bize gostermek istedigi."

"Hemen, §imdi getirsin" diye haykird1 Luciane. "Degil mi,


hemen getirirsiniz?" diye ekledi §Imararak ve onu iki eliyle dost<;a
tutarak.

"�imdi zamam degil sanmm" dedi mimar.

"Ne!" diye bagird1 Luciane em redercesine, "krali<;enizin


em rine kulak vermeyecek misiniz?" Sonra da §lmank bir yal­
varma pozisyonuna girdi.

" i nat<;1 olmaym" dedi Ottilie yan sessizce.

Mimar ne evet ne de hayir dercesine bir reveransla uzakla§tl.

0 gider gitmez Luciane bi r riizgar hmyla salonda esti du r-


du: "Ah ! " dedi, tesadiifen annesine <;arpmca "nas1l da mutsuzum!
Maymunumu yamma almad1m; beni vazge<;irdiler, ama beni bu
zevkten alikoyan §ey, adamlanmm tembelligi. Arna onu arkam­
dan getirtecegim, biri gitsin ve onu alip getirsin. Onun yalmzca
resmini bile gorebilsem, yeterdi bana. Arna onun resmini yap­
mmak istiyorum, kesinlikle, yani yammdan aynlmamali."

"Belki ben seni teselli edebilirim" dedi Charlotte, " kiitiip­


haneden sana en harika maymun resimleri cildini getiri rsem."

1 32
Ruh Akrabalrklarz

Luciane sevinc;ten havalara u�tu ve o cilt getirildi. i nsana ben­


zeyen ve sanat�1 tarafmdan daha da insanla§tmlmt§ igren� yara­
uklara bakmak Luciane'ye bi.iyiik zevk verdi.

Arna bu hayvanlardan her birinde tanmmt§ insanlara ben­


zerlik bulduk�a kendini ozellikle mutlu hissediyordu. "Bu, am­
caya benzemiyor mu? " diye bagmyordu acimas1zca; "§u, aynt
ziicaciyeci M, bu, rahip S, ve bu da i§te §ey! Aslmda maymunlar
asil inantlmaz §eyler ve onlarm sosyeteden di§lanmak istenme­
sini akltm alm1yor."

Luciane, bunu sosyetenin i�inde soyledi, ama kimse kusura


bakmadi. Onun zarafeti kar§tsmda her §eye izin vermeye oyle
alt§ilm1§t1 ki sonunda her tiirlii edepsizligine izin verildi.

Ottilie bu arada damatla sohbet ediyordu. Mimarm don­


mesini umuyordu; onun daha ciddi, daha zevkli koleksiyonlan,
toplulugu bu maymunluklardan kurtarmahydi. Bu bekleyi§ s1-
rasmda baronla konu§ffiU§, onun dikkatini baz1 §eylere �ekmi§­
ti. Ne var ki mimar gelmiyordu ve nihayet geldigi zaman da bir
§ey getirmeden ve bir §ey yapmadan sanki bir §ey soz konusuy­
ffiU§ gibi toplulugun i�inde kayboldu. Ottilie bir an, nasil deme­
li, adeca iiziildii, giicendi, yaraland1; ona iyi bir soz soylemi§ti,
Luciane'yi �ok seven ama yine de onun davrant§mdan iiziilmi.i§e
benzeyen damada, ona uygun zevkli bir saat ge�irtecekti.

Maymunlar bir ara yemege yer a�mak zorunda kaldilar.


·

Eglenceli oyunlar, hatca danslar, nihayet tats1z bir oturup dur­


ma ve amk sonmii§ bir hevesin yeniden pe§ine dii§me, bu kez
de her Zaman oldugu gibi gece yansmm otesine kadar siirdii.
<;:i.inki.i Luciane amk sabahlan yataktan �tkmamaya ve ak§am­
lan yataga girmemeye ah§ml§tl.

Bu sualarda Ottilie'nin giincesinde olaylar daha ilgin� yer


ald1, buna kar§1hk hayata ili§kin ve hayattan siiziilmii§ ozdeyi§­
lere ve sozlere daha �ok yer verildi. Arna bunlarm �ogu kendi
dii§iincesinden �ikm1§ olamayacag1 i�in muhtemeldir ki kendisine
i�inden ho§land1g1 almulan yapacag1 bir defter verilmi§. Kendine
ait olan baz1lan ise i�erik ak1§1 baktmmdan fark edilebilecektir.

133
Goethe

Ottilie'nin Giincesinden
"Gozlerimizi istikbale c;evirmekten ho§lanmz, c;i.inki.i ora­
daki muhtemel §eyleri sessiz arzulanm1zla kendi c;1karlanm1za
yonlendirmek isteriz."

"Bi.iyi.ik bir toplulukta §Unu di.i§i.inmekten kolay kolay ken­


dimizi alamay1z: Birc;oklarm1 bir araya getiren tesadi.if, bizim
dosdanmm da buraya getirsin."

" i nsan, istedigi kadar ic;ine kapansm, fark etmeden bir ba­
kar ki borc;lu ya da alacakh olmu§."

"Bize te§ekki.ir borc;lu birine rasdad1g1m1z zaman hemen


akhm1za gelir: Kendisine te§ekki.ir borc;lu oldugumuz ve bunu
hie; di.i§i.inmedigimiz birine ne kadar s1k rastlanz."

"Kendini anlatmak, tabiatur; anlanlam verildigi gibi alg1-


lamak ise ki.ilti.irdi.ir."

"Ba§kalanm ne kadar s1k yanh§ anlad1gmm bilincinde olsa,


hie; kimse topluluklarda c;ok konu§maz."

"Dinleyenlere ho§ gi:iri.inmeksizin ba§kalarmm oni.inde yal-


mz ba§ma uzun uzun konu§an kimse ho§nutsuzluk yaratir."

"Ag1zdan c;1kan her soz, kar§ltma sebep olur."

"Tutars1zhk ve yaranma, koti.i bir diyalog olu§turur."

"En ho§ topluluklar, ic;inde i.iyelerin birbirlerine kar§l ne§eli


bir saygilannm hi.iki.im si.irdi.igi.i topluluklardir."

" i nsanlar karakterlerini en c;ok, gi.ili.inc; bulduklan §eyde


gosterirler."

"Gi.ili.inc; §ey, duyular ic;in zarars1z bir §ekilde birle§tirilen


ahlaki bir kar§1d1ktan dogar."

"Sehvet insam, c;ogu zaman gi.ili.inecek bir §eyin olmad1g1


yerde gi.iler. Onu tahrik eden ne olursa olsun, ruhsal ho§nudugu
ortaya c;1kar."

"Anlayi§h insan neredeyse her §eyi gi.ili.inc; bulur, akilh in­


san ise neredeyse hic;bir §eyi."

1 34
Ruh Akrabalzklart

"Ya§lt bir adam1 hala gen� kizlarm pe§inde diye ay1pltyorlar­


dl. Bu, gen�le§mek i�in tek �aredir, dedi; bunu ise herkes ister."

" i nsan, kendine eksikliklerinin soylenmesine, cezalandml­


masma ses �ikarmaz, baz1 §eylere bu eksiklerin hatmna sab1rla
katlamr, ama eger bunlardan vazge�mesi gerekirse o zaman sa­
birs1zla§tr."

"Baz1 eksiklikler, bireyin varl1g1 i�in gereklidir. Eski dostlar


belli ozelliklerini terk etseler, bundan ho§lanmay1z."

"Bir kimse kendi tarzma ters dii§en bir §ey yapttgmda,


onun eceli yakm denir."

"Hangi eksiklerimizi tutabilir, hatra geli§tirebiliriz? Ba§ka


insanlan k1rmaktansa onlara ho§ gelenleri."

"Tutkular, eksikliklerdir ya da erdemlerdir, ne var ki abar­


t1lm1§ olanlardir."

"Tutkulanm1z ger�ek anka ku§landir. Eskisi yamp kiil ol­


dugunda hemen yenisi o kiilden ortaya �1kar."

"Biiyiik tutkular, umutsuz hastaltklardir. Onlan astl iyile§­


tirebilecek §ey, �ok tehlikeli hale getirir."

"Tutku, itiraf etmeyle yiikselir ve yumu§ar. Hi�bir §eyde


orta yol, sevdiklerimize giivenmek ve onlardan bir §ey saklamak
konusunda oldugu kadar arzulanmaya degmez."

Be1inci Alt BOlum


Luciane, boylece hayat sarho§lugunu dostluk girdabm­
da kirba�lay1p duruyordu. Onun hayran grubu giinden giine
biiyiiyordu; sebebi: K1smen ba§kalanm ho§nut etmekle, iyilik
etmekle kendine baglamay1 bildigi i�indi. En yiiksek derecede
payla§1moyd1: <;:iinkii kendisine teyzesinin ve damadm sempa­
tisiyle bu kadar �ok giizel ve k1ymetli §eylerin bir kerede akmt§
olmasmdan dolay1, kendisinin olan bir §ey yok gibiydi ve sanki
�evresinde biriken §eylerin degerini bilmiyordu. Mesela k1ymetli
bir §ah altp digerlerinin kar§ismda k1yafeti �ok yoksul goriinen
bir k1zm omuzlanna koymada bir an bile tereddiit etmezdi ve

1 35
Goethe

bunu 6yle sevimli oyle becerikli bir §ekilde yapard1 ki hi<; kimse
boyle bir §eyi reddedemezdi. Onun 'hayranlarmdan' bir adam,
hep girip <;iktiklan yerde en ya§hlan ve en hasta olanlan 6gren­
mek ve durumlanm hi<; olmazsa o an i<;in hafifletmekle gorev­
lendirilmi§ti. Bu sayede ona bi.iti.in <;evrede bir mi.ikemmellik
nam1 olu§tu ki ve bu ad, <;ok fazla yap1§kan ihtiya<; sahibini <;ek­
tigi i<;in bazen yine de rahats1z ediciydi.

Arna Luciane i.ini.ini.i en <;ok, mutsuz gen<; bir adama kaq1


davram§iyla amrdi. Bu, i.istelik yak1§1kh ve iyi yeti§mi§ adam
sag elini, §anh da olsa bir sava§ta kaybettigi i<;in toplumdan ka­
<;1yordu. Bu sakatl1k onda oyle bir cesaretsizlik yarat1yordu ki
her yeni tam§ikhk o koti.i olaym1 tamtacagmdan <;ok s1kic1yd1 ve
o da daha iyisi saklamp kendini okumaya ve ba§ka incelemelere
vermi§, toplumla kesin olarak ili§kisini kesmi§ti.

Bu gen<; adamm varhg1 gizli kalmadi. Beriye gelmek zo­


rundayd1, once ki.i<;i.ik toplulukta, sonra daha bi.iyi.ik, sonra en
bi.iyi.ik toplulukta. Luciane ona kar§l herhangi birine davrand1g1
gibi davrand1, 6zellikle 1srarl1 yard1mseverligiyle ona kaybm1 de­
gerli yapmay1 ba§ardi. Masada Luciane'nin yanmda oturmahy­
d1, Luciane onun tabagmdakileri kesip yalmzca <;atal kullanacak
hale getirdi. Daha ya§lilar, ya da asiller gencin kom§ulugunu
Luciane' den ald1klannda o, dikkatini bi.iti.in sofraya yoneltiyor­
du ve uzakla§manm gen<;ten koparacag1 §eyi acele eden hizmet­
<;iler dolduruyordu. Luciane §imdi onu sol elle yazmaya cesaret­
lendirdi: Bi.iti.in denemelerini kendisine gosterecekti. Boylece
uzakta ya da yanmda olsun, onunla hep ili§kideydi. Gen<; adam
kendisine neler oldugunu bilmiyordu ve ger<;ekten bu andan iti­
baren yeni bir hayata ba§ladi.

Belki de boyle bir davram§m damadm ho§una gitmedigi


di.i§i.ini.ilecektir; ne var ki tersi oldu. Onun bu <;abalanm bi.i­
yi.ik bir kazan<; sayd1 ve neredeyse abamli 6zelliklerini tamd1k<;a
daha da huzur duydu. Luciane bu 6zellikleriyle en az yaki§1ks1z
gori.inen her §eyi kendinden uzakla§tirmay1 biliyordu. 0, her­
kesle istedigi gibi oynamak istiyordu ve herkes bir kere onun

1 36
Ruh Akrabaltklarr

tarafmdan cesaretlendirilme, ytprattlma ya da tersine alaya alm­


ma tehlikesindeydi. Arna hies kimse ona kaq1 bunlan yapmaya
kalkamazdt, hies kimse ona dokunamaz, hies kimse en uzak an­
lamda bile onun ozgi.irli.igi.ine aymyla cevap veremezdi. Boylece
o ba§kalanm kendine kar§t en katt ahlak sm1rlan iesinde tutuyor,
kendisi ise bunu ba§kalarma kar§t her an adeta abarttyordu.

Samlabilirdi ki ovgi.iye ve azarlanmaya, sevgiye ve antipati­


ye kendini aym derecede aes1k tutmak, onun ilkesiydi. C::i.inki.i in­
sanlan ese§itli yollarla kendine kazanmaya esalt§trken bunu tekrar
onlarla esogu zaman hies kimseyi esirgemeyen bir koti.i dille mah­
vederdi. Boylece kom§ulara hiesbir ziyarette bulunulmad1, hiesbir
yerde o ve grubu doni.i§te bi.iti.in insanl durumlan, yalmzca gi.i­
li.ines yanlanndan gormeye egilimli oldugu gibi, en ta§km §ekliyle
ortaya koydugu iesin k6§klerde ve evlerde dosresa kabul edilmedi.
�urada, kim once evlenecek diye bir si.iri.i kompliman arasmda ya­
§101 geesmi§ i.ies erkek karde§ vard1, orada ki.iesi.ik genes bir kadm bi.i­
yi.ik, ya§lt bir adamla birlikteydi, burada tersine ki.iesi.ik canlt bir
adam ve esaresiz bir dev anas1 kadm. Evin birinde insan ad1m ba§t
bir esocugun i.isti.inden atl1yordu; oteki ev, kadma etrafta esocuk­
lar olmad1g1 iesin kalabaltga ragmen bo§ gori.ini.iyordu. Ya§lt e§ler
hemen gomi.ilmeliydi ki evde yeniden birisi onlara zorunlu miras­
estlar verilmedigi iesin gi.ilebilsin. Genes evliler seyahat etmeliydi,
esi.inki.i ev i§leri onlara uygun degildi. Luciane, ki§iler iesin oldugu
gibi nesneler, binalar, ev ve sofra araeslan iesin de aym di.i§i.incedey­
di. Ozellikle bi.iti.in duvar esizimleri onda gi.ili.ines saptamalara se­
bep oluyordu. En eski duvar el haltsmdan en yeni duvar kag1dma
kadar, en sayg1 deger aile resminden en yeni estlgm bakir dovmeye
kadar her §ey i.izi.ilmek zorundayd1, biri gibi 6teki de onun alayct
sozleriyle aym §ekilde zarar gori.iyordu; oyle ki be§ millik esevrede
hala bir §eylerin varl1gm1 koruduguna insan §a§ardt.

Astl aksilik belki de bu olumsuzlay10 esabada degildi; bencil


bir cesaret onu genellikle harekete geesiriyordu; ama hakiki bir
aomas1zltk, onun Ottilie'ye kaq1 tutumunda dogmu§tU. Her­
kesin fark edip ovdi.igi.i bu sevgili esocugun sakin, si.irekli esalt§-

137
Goethe

masma o, ki.i�i.imseyerek tepeden baktyordu. Ottilie'nin bah�e­


leri ve fidanhklan nasil sahiplendigi soz konusu edildiginde, k1§
ortasmda olduklarma bakmadan yal01zca ne �i�ek ne de meyve
bulunduguna §a§!Carak alay etmekle kalm1yor, tersine amk oyle
�ok ye§illik, oyle �ok dal ve herhangi tomurcukla§makta olan
§eyi getirtip odalann ve sofranm si.islenmesinde kulla01yordu ki
Ottilie ve bah�1vanlar, gelecek y1l ve belki de daha uzun zaman
i�in umutlannm y1kild1gm1 gorerek az kmlm1yorlard1.

Kendisinin rahathkla hareket ettigi evde Ottilie'ye ay01 §e­


kilde pek az huzur bah§ediyordu. Ottilie keyif- ve kayak gezileri­
ne e§lik etmeliydi; kom§ularda di.izenlenen balolara kat1lmahyd1;
ne kardan ne soguktan, ne de §iddetli gece fmmalanndan i.irkme­
liydi, zaten bunlardan oleo �ok olmuyordu. Narin �ocuk bundan
az �ekmiyordu, ama Luciane de pek kazan�h �1km1yordu, �i.inki.i
Ottilie �ok sade k1yafetle gittigi halde en azmdan erkeklere daima
oranm en gi.izeli olarak g6ri.ini.iyordu. Yumu§ak bir cazibe, bi.iti.in
erkekleri �evresine topluyordu, isterse bi.iyi.ik mekanlarm ilk ya da
en son yerinde bulunsun; hatra Luciane'nin ni§anhs1 bile s1k s1k
onunla sohbet ediyordu, hem de kendisini ilgilendiren bir konuda
onun ogi.idi.ini.i, kat1hmm1 istedigi zaman daha da �ok.

0, miman daha yakmdan ta01m1§, tarihi §eyler hakkmda,


sanat koleksiyonu vesilesiyle onunla �ok konu§mU§, ba§ka konu­
larda da, ozellikle ki.i�i.ik kiliseyi g6rdi.igi.inde onun kabiliyetini
takdir etmeyi ogrenmi§ti. Baron gen�ti, zengindi; koleksiyonu
vard1, in§aat istiyordu; merak1 canh, bilgileri ise zay1fo; mima­
rm §ahsmda birden fazla hedefe birden ula§abilecegi bir adam
bulduguna ina01yordu. Ni§anhsma bu niyetinden soz etmi§ti; o
da miman bunun i�in ovdi.i ve bu tekliften �ok memnun kald1,
belki de yeteneginden yararlanmaktan ziyade bu gen� adam1
Ottilie' den uzakla§t1rmak i�in. <::u nki.i mimarda ona kar§I egi­
lim gibi bir §ey fark ettigine ina01yordu. <::u nki.i onun rastgele
kutlamalarmda �ok faal oldugunu ortaya koysa ve §U ya da bu
etkinlikte baz1 kaynaklar sunsa da kendisi hep daha iyi bildigi­
ne ina01yordu ve bulu§lan genellikle madan oldugundan bun-

138
Ruh Akrabalzklarz

lan gen;ekle§tirmek i�in i§bilir bir oda hizmet�isinin becerisi en


miikemmel sanat�mmki kadar yetiyordu ona. Birisine ya§ ve yil
doniimii kutlama giiniinde bir kompliman yapmay1 dii§iindii­
giinde hayal giicii, iizerinde kurban kesilen bir kiirsiiden ve ister
al�1 ister canli bir ba§ olsun bir �elenkten oteye gidemiyordu.

Ottilie, mimann evle ilgisi konusunda soran damada �ok


iyi bilgi verdi. Charlotte'nin daha onceden beri onun i�in iyi bir
i§ arad1gm1 biliyordu: C::iinkii eger bu kimseler gelmemi§ olsayd1
bu gen� adam ki§m, biitiin in§aatlar duracag1 i�in kii�iik kili­
senin tamamlanmasmdan hemen sonra uzakla§acakt1 ve bu ne­
denle becerikli bir sanat�mm yeni bir i§verence tekrar yararlamp
desteklenmesi �ok istenir.

Ottilie'nin mimara ki§isel tutumu tamam1yla temiz ve sa­


kindi. Onun ho§ ve faal varl1g1 Ottilie'yi, bir agabeyin yakm­
lig1 gibi oyalam1§ ve sevindirmi§ti. Ona kar§I duygulan, kan
akrabaligmm o sakin ve tutkusuz diizeyinde kaliyordu; �iinkii
kalbinde amk yer kalmamt§, Eduard'a olan a§kiyla s1ms1k1 dol­
durulmu§tu. Ve yalmzca, her §eye niifuz eden Tann , bu kalbe
ortak olabilirdi.

Bu arada kt§ ne kadar §iddedenmi§, hava ne kadar serde§­


mi§, yollar ne kadar kapanmt§Sa, o kadar cazip goriiniiyordu ki­
salan giinleri boyle iyi bir toplulukta ge�irmek. Kisa araliklardan
sonra ev zamanla kalabalikla dolup ta§tyordu. Uzak garnizonlar­
dan subaylar, i�lerinde kiiltiirliilerin biiyiik �ikarma, cahil olan­
larm toplulugun rahats1zligma neden olacak §ekilde geliyorlard1;
siviller de eksik olmuyordu ve hi� beklenmedik bir §ekilde gii­
niin birinde konr ve barones birlikte �ikageldiler.

Ancak onlarm varl1g1yla ger�ek bir saray havas1 olu§ffiU§


gibiydi. Yiiksek sm1f ve yiiksek ahlaktan gelme erkekler, kon­
tun etrafm1 aliyordu, hammlar da baronesin hakkm1 yemiyordu.
Onlarm ikisini bir arada ve ne§eli gormeye §a§irmalan uzun siir­
medi, �iinkii ogrendiler ki kontun e§i olmii§ ve yeni bir bag ku­
rulacak. Ottilie o ilk ziyareti, evlilik ve bo§anma iizerine birle§­
me ve aynlik iizerine, umut, beklenri, vazge�me ve feragat iize-

1 39
Goethe

rine soylenen her sozi.i hamladi. Bu iki ki§i, o zaman tamamen


umutsuzken §imdi kar§Ismda umut edilen mutluluga bu kadar
yakm duruyorlardi. Ve kalbinden ister istemez bir ah yi.ikseldi.

Luciane, kontun bir mi.izik merakhs1 oldugunu duyar duy­


maz bir konser di.izenlemeye koyuldu. Kendisini de gitar ve §ar­
k1yla dinlesinlerdi. Gitan fena c;alm1yordu, sesi de ho§tu; sozlere
gelince ama ne soyledigi pek az anla§1hyordu, sanki bir gi.izel
Alman klZl gitarla soyli.iyor gibiydi. Bu srrada biri, onun c;ok
anlamh §arkr soyledigini ve alk1§1 hak ettigini belirtti. Ne var ki
bu arada tuhaf bir §anss1zlrk oldu. Topluluk ic;inde, Luciane'nin;
birkac; §iirini kendisine yazmasm1 istedigi ic;in kendine baglama­
y1 umdugu bir §air vard1 ve bu nedenle ak§am c;ogunlukla yal­
mzca onun §iirlerini seslendirmi§ti. �air genel olarak herkes gibi
ona kar§I kibard1, ama o daha fazlasm1 bekliyordu. Bir iki kez
bunu kendisine hissettirmi§, ama ondan cevap alamamt§tl, ta
ki sonunda sabirs1zhktan kendi adamlanndan birini ona gonde­
rip o mi.ikemmel §iirlerinin boyle mi.ikemmel seslendirili§inden
ho§lamp ho§lanmad1gm1 ara§tirdi. "Benim §iirlerimi mi?" dedi
beriki §a§irarak. "Affedersiniz bay1m" diye ekledi " hen seslerden
ba§ka bir §ey duymad1m ve onlann bile hepsini degil. Bu arada
boylesine ho§ bir c;aba ic;in te§ekki.iri.imi.i dile getirmek, benim
borcumdur. Luciane'nin adam1 sustu ve bunu ondan sakladi.
Obi.iri.i birkac; ho§ komplimanla meseleden s1ynlmay1 denedi.
Luciane kendisi ic;in yazrlmt§ birkac; §iire sahip olmak niyetini
ac;1kc;a belli etmi§ti. Eger c;ok kaba olmasa, ona bir dizin sunar,
buradan herhangi bir ovgi.i §iirini herhangi bir uygun melodiyle
kendisi birle§tirebilirdi. Arna bu olaydan yara almadan aynl­
mamahydi. Krsa zaman sonra Luciane ogrendi ki, §air daha o
ak§am Ottilie'nin en sevdigi melodilerinden birine c;ok sevdigi
bir §iiri yerle§tirmi§ti; nezaketten daha fazlas1!

Luciane, kendilerinin yaranna olanla zararma olanlan her


zaman kan§tiran bi.iti.in insanlar gibi §imdi §ansm1 §iir okumada
denemek istedi. Haf1zas1 iyiydi, ama dogrusunu soylemek gere­
kirse, sunumu tutkulu degil ruhsuz ve uygunsuzdu. Baladlar,

140
Ruh Akrabaltklart

hikayeler vs. okudu. Bu si rada, sundugu §eye jestler karma gibi


§anss1z bir alt§kanltk edindi ki bununla aslmda epik ve lirik
olan, ho§ olmayan tarzda dramatik olanla birle§tirilmekten zi­
yade kan§tmlm1§ oldu.

Anlay1§lt bir adam olan ve toplulugun egilimlerini, tutku­


larm1 ve sohbetlerini fark eden kont, Luciane'ye, iyi ki ya da
iyi degil ki, yeni bi r sunum tarzi ogretti; bu tarz onun ki§iligi­
ne �ok uygundu. "Bence" dedi " burada canlandmc1 hareketleri
ve durumlan taklit etmeyi bilen baz1 boylu poslu insanlar var.
Onlar ger�ek tanmmt§ tablolan herhalde sunmay1 denemediler.
Boylesi bir canlandirma her ne kadar baz1 yorucu diizenlemeyi
gerektirse de buna kar§iltk inamlmaz bir �ekicilik getirir."

Luciane, burada kendi alanmda olacagm1 �abuk anlad1.


Giizel endam1, dolgun viicudu, a�1k kahve sa� orgiileri, ince
boynu, her §eyi, sanki tabloya gore hesaplanmi§tt. Hareket et­
mekten �ok hareketsiz durdugunda daha giizel g6riindiigiinii
bilseydi (son durumda bazen rahats1z edici tats1zltklar goziinden
ka�1yordu) o zaman bu dogal gosteriye daha �aba harcard1.

�imdi iinlii tablolarm bakir i§lemelerini aradtlar, once Van


Dyck'in Belisar'm1 se�tiler. Belli ya§larda iri yap1h bir adam, otu­
ran kor generali, mimar onun oniindeki ve kendisine ger�ekten bi­
raz benzeyen duygu birligi i�inde iizgiin sava§�tyt canlandiracaktt.
Luciane kendine yan tevazuyla arka plandaki gen� kadmog1 se�-
mi§ti; bu kadm bir torbadan bol sadakalan avucuna say1yordu ve
bu arada ihtiyar bir kadm onu, fazla i§ yapt1g1yla uyanyor gibiydi.
Ona ger�ekten sadaka uzatan bir kadm da unutulmamt§tt.

Bu ve ba§ka tablolarla �ok ciddi ugra§tld1. Kont, diizenleme


tarz1 hakkmda mimara baz1 i§aretler verdi, o da aynca bunun
i�in bir tiyatro kurup l§tklandirma i�in gereken ozeni gosterdi.
Boylesi bir giri§im i�in hatm say1ltr bir harcama gerektigini ve
ta§rada kt§ ortasmda baz1 ihtiya�lann armgm1 fark ettiklerinde
iyice i§e gomiilmii§lerdi. Bu nedenle Luciane, hi�bir §ey dump
kalmasm diye neredeyse gard1robunun tiimiinii o sanat<;tlarm
keyfince gerekli gosterdikleri �e§idi kostiimler i�in kestirtti.

141
Goethe

0 ak§am geldi c;;am ve gosteri bi.iyi.ik bir toplulugun oniinde


ve herkesin alkt§lanyla gerc;;ekle§tirildi. Onemli bir miizik, beklen­
tileri gerdi. 0 Belisar sahneyi ac;;t i. Tipler oylesine uygun, renkler
oylesine iyi bolii§ti.iriilmii§, l§tklandirma oylesine sanatl1yd1 ki in­
sanlar gerc;;ekten ba§ka bir diinyada olduklarma inandtlar; yalmzca
sanalm yerine gerc;;egin varltg1 bir c;;e§it korku hissi uyandirdi.

Perde indi ve istek iizerine birden c;;ok kereler tekrar ac;;1ld1.


Miizikal bir oyun, kaliteli bir tabloyla siirpriz yaptlmak istenen
toplulugu eglendirdi. Bu, Poussin' den i.inli.i bir gosteriydi: Ahas­
verus ve Esther. Bay1ltp di.i§en kralic;;e de her tiirli.i cazibeyi artm­
yordu ve onu c;;evreleyen destekleyen ktzlar ic;;i n c;;ok say1da zarif, iyi
yeti§mi§ figi.irler sec;;ilmi§ti, ama bunlar arasmda hic;;biri en ufak
§eyde bile kiyas edilemezdi. Ottilie, bu tabloda, otekilerde oldugu
gibi dt§lanmt§tl. Altm tahtta, Zeus benzeri kralt temsil ic;;i n top­
lulugun en yap1lt ve en giizel adamm1 sec;;mi§lerdi ki boylece bu
tablo gerc;;ekten benzeri olmayan bir mi.ikemmellik kazandt.
U c;;i.inci.i olarak Terburg'un Baba Uyans1 denen §ey sec;;il­
mi§ti ve bu tablonun o mi.ikemmel baktr i§lemesini kim bilmez?
Bacak bacak iisti.ine atmt§ asil, §Ovalye bir baba oturmaktadir
ve oni.inde duran kizmm vicdanma seslenir gibidir. Km, pilili
beyaz bir ipek elbise giymi§ bu §ahane tip, gerc;;i yalmzca arka­
dan goriinmektedir, ama biitiin varltg1yla kendini toplad1gma
ipret etmektedir. Bu uyannm yine de giic;;lii ve utandmo ol­
mad1g1, babanm mimik ve tavnndan anla§tlmaktadir. Anneye
gelince, o §arabm1 az sonra yudumlamak iizere oldugu bardaga
bakarken kiic;;iik bir mahcubiyeti saklar gibidir.
i §te bu durumda Luciane en parlak haliyle gori.inecekti. Sac;;
orgi.ileri, ba§mm bic;;i mi, boyun ve ensesi hayal edilmeyecek ka­
dar gi.izeldi ve kadmlann antikle§tirilmi§ modern kiyafetleriyle
az gaze c;;arpan beli son derece zarif, dar ve hafif olup onda bu
eskice kosti.ime pek bir uygun dii§mii§ti.i. Ve mimar, beyaz ipe­
gin bol pililerini, bu canlt kopyay1 §iiphesiz orijinalinden c;;ok
yukanya ta§tyan ve herkesin hayranltgm1 uyandiran yapma c;;i­
c;;eklerle bezemeyi saglamt§tt. Tekrar istemelerin sonu gelmiyor-

142
Ruh Akrabaltklart

du. Ve arkadan gormekle yetindikleri bir gi.izelin yi.izi.ini.i de


g0rmek gibi dogal bir arzu oyle baskm geldi ki §en, sabirs1z bir
ku§, bazen bir sayfanm sonuna yazilan "tournez s'il vous plait"
(<;eviriniz li.itfen) sozi.ini.i yi.iksek sesle bagmp genel bir kaulim1
sagladt. Oynayanlar ise kazan�larm1 �ok iyi biliyorlard1 ve bu
sanat eserlerinin manasm1 bu genel �agmya kulak vermeyecek
kadar iyi kavram1§lard1. 0 mahcup gori.inen k1z, baki§mdaki
ifadeyi seyi rcilere bah§etmeden oylece durdu; baba 0 uyanc1
tavnnda kaliyordu, anne ise burnunu ve gozlerini, i�er gibi go­
ri.indi.igi.i §arabm eksilmedigi cam kadehten uzakla§t1rm1yordu.
Hollanda 'n m meyhane- ve panay1r sahnelerine uygun gori.ilecek
o ki.i�i.ik son sahneler i.izerine daha ba§ka ne soyleyelim?

Kont ve barones yola �1ktilar ve yakmda bi rle§melerinin ilk


mutlu haftalannda yine geleceklerine soz verdiler; Charlotte ise
gi.i� bela atlaulan iki aydan sonra geri kalan kalabahktan da ar­
uk kurtulmay1 umdu. Bu ilk gelinlik ve gen�lik paums1 bittigi
zaman, kizmm mutlulugundan emindi, �i.inki.i damat, kendini
di.inyanm en mutlu insa01 say1yordu. 0 bi.iyi.ik serveti ve ol�i.ili.i
zihniyetiyle, bi.iti.in di.inyanm ho§una gidecek bir hamma sahip
olmanm imtiyaz1yla fevkalade gururlamyordu. <;ok ilgin� bir
huyu vardi: Heqeyi once onunla ve ancak onun arac1lig1yla ken­
diyle ili§kilendiriyordu. Aynca onda ho§ bir his uyand1ran §ey,
yeni gelen bir erkegin hemen bi.iti.in dikkatini k1za yoneltme­
mesi ve kendisiyle iyi ozelliklerinden dolay1 ya§li ki§ilerin yap­
t1g1 gibi kizla ozel olarak ilgilenmeksizin daha yakm bir ili§ki
aramas1yd1. Mimar dolay1s1yla bu hemen dogrulanmt§tl. Yilba­
§IOdan sonra o gelecek ve karnavah §ehirde birlikte ge�irecekleri
Luciane de kendine orada o oyle gi.izel di.izenlenmi§ tablonun ve
yi.izlerce ba§ka §eyin tekranyla �ok bi.iyi.ik mutluluk umuyordu,
i.istelik teyze ve damat onun zevki i�in gerekli hi�bir §eyden ka­
�mmayacak gori.ini.iyorlardt.

�imdi kararla§tirmak gerekiyordu, ama bu oyle bildik usul­


de olamazd1. Once olduk�a yi.iksek sesle, Charlotte'nin ki§hk er­
zagmm bitmek i.izere oldugu §akas1 yapild1; Belisar'1 temsil eden

143
Goethe

ve besbelli yeterince zengin ve Luciane'nin o �ok §ey bor�lu oldu­


gu meziyederine tutulmu§ olan asilzade dii§iincesizce haykud1:
Buakm Polonya tam durahm! Gelin §imdi ve beni tiiketin! Son­
ra suayla devam etsin. Tamam, dendi: Luciane teklif etti. Ertesi
giin hazuhk yapild1 ve kalabahk kendini ba§ka bir miilke am.
Oras1 yeterince geni§ti, ama rahad1k ve e§ya bakimmdan yeter­
sizdi. Bu yiizden ozellikle Luciane'yi sevindiren baz1 ho§ olmayan
§eyler oldu. Hayat, giinden giine daha tats1z ve daha ilkel olu­
yordu. Diz boyu karda siirek av1 ve rahats1z her §ey, ne akla ge­
lirse o diizenleniyordu. Kadmlar da erkekler gibi katilmamazhk
edemiyorlard1 ve boylece avlanarak, ata binerek, kayak kayarak
ve bagn§arak malikanenin birinden obiiriine dola§tilar, sonun­
da evlerine yakla§ana kadar. C::iinkii burada, sarayda ve §ehirde
oldugu gibi eglenilirdi, hayal giiciine ba§ka bir yon verilirdi ve
Luciane biitiin yanmdakilerle birlikte, teyzenin onceden gittigi
ba§ka bir ya§ayI§ �evresine, onlenemez bir §ekilde dald1.

Ottilie'nin Giincesinden
"Diinyada her insam kendisini nas1l gosterirse oyle algila­
nz; ama onun kendini bir §ey olarak gostermesi gerekir. Onem­
sizlere raz1 olmaktansa rahats1zlara kadanmz.''

"Topluma her §ey kabul ettirilebilir, yalmzca arkas1 gelecek


bir §ey kabul ettirilemez.''

" i nsanlan bize geldiklerinde tammay1z; ne olduklanm og­


renmek i�in bizim onlann yanma gitmemiz gerekir.''

"Misafirlerden baz1 §ikayederimizin olmasm1, onlar gider


gitmez de haklarmda pek ho§ §eyler soylememizi, neredeyse do­
gal buluyorum: C::iinkii onlan kendi ol�iilerimizle ol�meye adera
hakkim1z vardtr. Anlayi§h ve miitevaz1 insanlar bile boyle du­
rumlarda kendilerine pek sansiir uygulamaz.''

"Buna kar§ihk ba§kalarmm yanmda bulunmu§sak ve on­


lan �evreleri, ah§kanhklan ve gerekli, ka�1mlmaz durumlan
i�inde nasil etki ettiklerini nasil boyun egdiklerini gormii§sek,
o zaman bize bi r�ok bak1mdan saygideger goriinrnesi gereken

144
Ruh Akrabaltklart

§eyleri giiliin<; bulmam1z i<;in anlayt§SIZ ve kotii niyetli olmak


gerekir."

"Bizim davram§ ve gorgii dedigimiz §eyle, aksi halde §id­


detle ula§tlan ya da §iddetle bile ula§ilamayan §eye ula§ilabilin­
melidir."

"Kadmlarla ge<;inme, gorgii unsurudur."

" i nsanm karakteri ve ozelligi, onun hayat tarz1yla nasil bir


arada var olabilir? -Ozellik asil hayat tarz1yla tam olarak ortaya
<;ikmahdir. Onemli olam herkes ister, yeter ki rahats1z edici ol­
mas1n."

"Hayatta da toplumda da en biiyiik avantaj, aydm bir as­


kerindir."

"Ham sava§<;tlar en azmdan karakterlerini korurlar ve <;o­


gunlukla §iddetin arkasmda bir yumu§ak kalplilik bulundu­
gundan, mecbur olunca onlarla da ge<;inilebilir."

"Sivil sm1ftan beceriksiz bir insan kadar hi<; kimse <;ekilmez


degildir. Ham bir §eyle hi<; ugra§mad1g1 i<;in kendisinden incelik
istenebilir."

"Yakt§Ik alan §eye kar§I duyarh olan insanlarla ya§arsak,


yak1§1k almayan bir §eye rastlarlar diye onlar i<;in endi§eleniriz.
Ben de Charlotte i<;in ve onunla hep boyle hissederim birisi san­
dalyeyle sallanmca, <;iinkii o bundan olesiye nefret eder."

"Burnunun i.is ti.inde gozliikle, hi<; kimse ah§t1g1 bir odaya


ad1m atmazd1, eger bilseydi ki biz kadmlann ona bakmak ve
onunla sohbet etmek hevesi anmda yok olur."

"Sayg1 yerine samimiyet, her zaman giiliin<;tiir. Eger bunun


ne kadar tuhaf goriindiigiinii bilse, hi<; kimse kompliman yapar
yapmaz §apkasm1 <;ikarmaz."

"Derin bir ahlaki nedeni olmayan hi<;bir nezaket i§areti


yoktur. As1l egitim, bu i§areti sebebiyle birlikte ak tarandir."

"Davram§, i<;inde herkesin resmini gosterdigi bir aynadir."

145
Goethe

"Bir kalp nezaketi vard1r; bu, sevgiyle akrabad1r. Dt§ dav­


ra01§m en ho§ nezaketi ondan kaynakla01r."

"Goni.illi.i bag1mlrl1k, en gi.izel haldir, yoksa a§ks1z nasrl


mi.imki.in olurdu."
"Arzulanm1zdan en uzak oldugumuz an, arzulad1g1m1z
§eye sahip oldugumuzu sand1g1m1z andir."

" Ozgi.ir degilken kendini oyle sayan kimseden daha kole


olan yoktur."

"Bir kimse kendini ozgi.ir ilan etsin yeter, hemen o an ken­


dini sm1rlanm1§ hisseder. Kendini sm1rlanm1§ ilan etmeye cesa­
ret ederse, i§te 0 zaman kendini ozgi.ir hisseder."

"Bir ba§kasmm bi.iyi.ik meziyetlerine kar§I tek kurtulma


arac1 a§kt1r."

"Mi.ikemmel bir adam i�in korkun� bir §eydir, aptallann


onunla ovi.inmesi."

"Derler ki oda hizmet�isi i�in kahraman yoktur. Sebebi,


<;i.inki.i kahraman, yal01zca bir kahramanca kahraman kabul
edilebilir."

"Siradanhk i<;in en bi.iyi.ik teselli, dehanm oli.imsi.iz olma­


d1g1ym1§."

"En bi.iyi.ik insanlar kendi yi.izy1llanna daima bir zaafla


bagla01rlar."

" i nsanlan genellikle olduklanndan daha tehlikeli sa01rlar."

"Aptallar ve ak1llrlar e§it derecede zarars1zd1r. Yal 01z yan


deliler ve yan bilgeler, i§te onlar en tehlikelilerdir."

"Di.inyadan en emin ka<;t§, sanat sayesindedir ve onunla en


emin baglanma yine sanat sayesinde olur."

"Sanat, gi.i� olanla ve iyi olanla ugra§ir."

"Gii<; olanm kolay ele alm1§m1 gormek, bize imkans1zm


seyrini saglar."

"Gi.i�li.ikler, hedefe yakla§rld1k<;a bi.iyi.ir."

"Ekme, i.iri.in toplama kadar zahmetli degildir."

146
Ruh Akrabaltklart

Altinci Alt Bolum


Charlotte'nin bu ziyaret dolay1s1yla katland1g1 biiyiik huzur­
suzlugun kar§1hg1, kmni iyice anlamay1 ogrenmesi oldu ve bunda
diinyayla tam§1khgm yard1m1 �oktu. Boyle tuhaf bir karakterle
kar§ila§mas1 ilk degildi, ama ona bu derecesi rastlamam1§tL Arna
yine de tecriibeyle biliyordu ki bu tiir ki§iler, hayatla, �e§itli olay­
larla, anne baba §ardanyla yeti§erek, bag1ms1zhklannm yumu­
§at1lmas1yla ve o ba§ibo§ aktivitelerinin kararl1 bir yon almas1yla
�ok ho§ ve sevimli bir olgunluga ula§abilmekteler. Charlotte, anne
olarak belki ba§kalan i�in tats1z duruma ses �1karmad1, �iinkii
anne babaya yak1§an, yabanolann zevk almak ya da en azmdan
rahats1z edilmemek istedigi yerde limit etmektir.

Bununla birlikte Charlotte, kmnm aynlmasmdan sonra


tuhaf ve beklenmedik §ekilde yara ald1: Luciane, gerek davra­
nt§lanndaki ay1planacak §eyle gerek bunlarda oviilmeye deger
bulunabileceklerle arkasmdan dedikodulara sebep olmu§tu. Lu­
ciane, yalmzca ne§elilerle ne§elenmemeyi, iiziintiiliilerle de iiziil­
memeyi ve tezat ruhunu hakk1yla uygulamak i�in bazen ne§eli­
leri iizmeyi ve iizgiinleri ne§elendirmeyi de kendine ilke edinmi§
gibiydi. Girdigi ailelerde, toplulukta goriinemeyen hastalan ve
zay1flan sorardi. Bunlan odalannda ziyaret eder, hekim kesilir ve
her birine daima arabasmda yanmda ta§1d1g1 gezgin eczanesinde
enerjik ila�lar dayardi. Sonra boyle bir kiir, tahmin edildigi gibi,
nas1l tesadiif ederse oyle ba§anli ya da bapns1z olurdu.

Bu tiir iyiliklerde �ok kat1yd1 ve �ok miikemmel i§ gordii­


giinden iyice emin oldugu i�in kendisine soz soyletmezdi. Ne
var ki bir denemesinde ahlakl yonden ba§ans1z oldu ve i§te bu,
Charlotte'yi �ok ugra§t1rd1, �iinkii arkasmdan herkesin konu§ma­
sma sebep oldu. Charlotte'nin ancak Luciane'nin aynh§mdan son­
ra bundan haberi oldu. Tam da aym partiye kat1lm1§ olan Ottilie,
Charlotte'ye bu konuda aynnt1h hesap vermek zorunda kaldi.

Saygm bir evin k1zlanndan biri, kii�iik k1z karde§lerinden


birinin oliimiinden su�lu olmak mutsuzlugunu ya§am1§ ve daha
sonra huzur bulamamt§tl. Odasmda sessizce ugra§arak ya§1yor, ai-

147
Goethe

lesinin yiiziinii ancak onlar tek tek gelince goriiyordu: C::iinkii eger
bin;oklan birlikte gelir de, aralannda onun hakkmda ve durumu
hakkmda konu§ursa hemen ku§kularnyordu. Tek tek geldiklerin­
de akdlt akdlt konu§uyor ve onunla saaderce oyalarnyordu.

Luciane bunu duymu§tU ve sessizce niyet etmi§ti: 0 k1z eve


gelirse hemen bir mucize yaratacak ve onu topluma tekrar ka­
zandiracaktt. Bu konuda kendini eskisinden daha itinalt aldattt,
o ruh hastasmm yanma yalrnz gitmeyi ve anla§tld1g1 kadanyla
miizikle onun gi.ivenini kazanmay1 bildi. Yalrnzca en sonunda
hata yaptt, yani dikkat uyandirmak istedigi ic;;i n yeterince ha­
z1rland1gm1 sand1g1 o giizel solgun km birden hire renkli, par­
lak topluluga soktu. Belki bu bile iyi olabilirdi, eger sosyetenin
kendisi meraktan ve heyecandan beceriksizce davrarnp hastanm
etrafma toplanarak sonra ondan tekrar uzakla§tp fistlda§arak,
kafa kafaya vererek onu ya01lt1p heyecanlandirmasalard1. i nce
duygulu k1z, buna kadanamad1. Ayrn §ekilde zorlayan bir ca­
navardan korkuyu andiran korkunc;; bir bagirmayla kac;;t 1. Top­
luluk iirkerek dart bir yana dagtld1. Ottilie, iyice baygm km
tekrar odasma ta§tyanlar arasmdayd1.

Bunlar olurken, Luciane, topluluga kendi tarzmda vurgulu


bir ceza konu§mas1 yapt1, aslmda biitiin suc;;u n yalrnzca kendisi­
nin oldugunu dii§iinmeksizin ve §U ya da bu ba§ans1zltkla ken­
dini yaptp etmekten uzak tutmaks1zm.

Hastanm durumu o zamandan beri daha dii§iindiiriicii ol­


ffiU§tu, hatta dert oyle arttt ki anne babas1 zavallt c;;ocugu ar­
t1k evde tutamaytp resmi bir kurulu§a yammak zorunda kal­
d1. Charlotte'nin yapabilecegi tek §ey, o aileye kar§t ozel ince bir
davrarn§la k1zmm sebep oldugu aoy1 biraz olsun hafifletmekti.
Mesele Ottilie'de derin bir etki birakt1; Charlotte'ye kar§t, hasta­
nm tutarlt bir tedavi ile §iiphesiz iyile§tirilebileceginden emin ol­
dugunu inkir etmedigi gibi bir o kadar da zavallt k1za aoyordu.
i §te boylece, insanlar genel olarak ho§ §eyler konusundan
c;;ok, eskinin naho§ §eyleri iizerine konu§tuklan ic;;i n, kiic;;iik bir
yanlt§ anlama soz konusu oldu: Mimar o gece koleksiyonunu

148
Ruh Akrabal1klar1

kendisinden oyle samimiyetle rica edildigi halde gostermek is­


temediginde Ottilie'yi §a§trtffil§tl. Bu reddedici davram§, onun
hep i�inde kalmt§tl ve ni�in oldugunu bilmiyordu. Ottilie'nin
hisleri �ok samimiydi: <;iinkii Ottilie gibi bir kmn isteyebile­
cegi §eye bu mimar gibi bir gencin hayir dememesi gerekirdi.
Bununla birlikte o, Ottilie'nin bir ara hafif sitemlerine oldukp
ge�erli 6ziirler dile getirmi§ti:

"Bir bilseniz" dedi, "aydm insanlar bile en k1ymetli sanat


eserlerine nasil davramyorlar! Benimkilerini o y1gmm arasma
sokmak istemeyi§imi ho§ goriin! Hi� kimse bir madalyonu ke­
narmdan tutmay1 bilmiyor. En giizel kabartmay1, en temiz yii­
zeyi elliyorlar, en §ahane par�alan ba§parmaklanyla i§aret par­
maklan arasmda, sanki sanat bi�imleri boyle anla§1hrm1§ gibi
oraya buraya oynattyorlar. Biiyiik bir levhanm iki elle tutulaca­
gm1 bilmeden �ok degerli bir bakir i§lemeye, e§siz bir kara ka­
leme kendini bilmez bir politikacmm sanki kag1dm ht§trtlSlyla
diinya ahvali hakkmdaki hiikmiinii beyan edercesine gazeteyi
tutmas1 gibi tek elle tutuyorlar. Hi� kimse dii§iinmiiyor ki eger
yalmzca yirmi ki§i arka arkaya bir sanat eserine boyle yapsa,
yirmi birincinin amk burada gorecek fazla bir §eyi olmayacak."

"Ben de bazen sizi boyle bir duruma sokmad1m m1?" diye


sordu Ottilie, "Sizin hazinelerinize, farkmda olmadan zaman
zaman zarar verdigim olmad1 m1?"

"Bi�bir zaman" dedi mimar, "hi�bir zaman! Sizce bu imkans1z


olurdu- i ncelik, sizinle birlikte dogmu§."

"Ne olursa olsun" dedi Ottilie, "ileride gorgii kitap�1klarma


topluluk i�inde nasil yemeli, nas1l i�meli, nas1l davranmah boliim­
lerine sanat koleksiyonlannda ve miizelerde nasil hareket etmeli
konusunda olduk�a ayrmtth bir boliim eklemek hi� fena olmaz."

"�iiphesiz" dedi mimar, "o zaman miizeciler ve merakhlar


nadir eserleri daha keyifle payla§1rlar."

Ottilie onu �oktan affetmi§ti; ama o sitemden fazlaca etki­


lenmi§ goriindiigii i�in ve §iiphesiz memnuniyetle payla§t1gm1,

149
Goethe

dostlar i�in seve seve �ali§tigm1 iist iiste tekrarlad1g1 i�in, Ottilie
onun ince ruhunu yaralad1gm1 hissetti ve kendini su�lu buldu.
Ger�i bu konu§manm ardmdan kendisine hemen duygulanna
dam§arak onun arzulanm nasil yerine getirecegini bilmedigi
halde ricasm1 kabaca reddetmedi.

Mesele §6yleydi: Ottilie'nin, Luciane'nin kiskan�lig1 yiiziin­


den tabla canlandirma gosterilerinden di§lanm1§ olmas1, mimara
son derece dokunmu§tu. Charlotte'nin rahats1zlig1 sebebiyle ortak
eglencenin bu parlak kismma yalmzca ara ma katild1gm1 iiziile­
rek fark etmi§ti; �imdi ise §iikramm §Ununla da kamtlamadan
uzakla§mak istemiyordu: Birinin §erefine ve digerinin zevkine,
§imdiye kadarkilerden daha giizel bir gosteri diizenlendi. Buna
ilaveten belki de kendisi de bilmeden, ba§ka gizli bir diirtii vardi:
Bu evi, bu aileyi terk etmek ona gii�, hattii Ottilie'nin gozlerinden
aynlmak imkans1z geliyordu; bu gozlerin sakin, dost bak1§lanm
son zamanda neredeyse yalmz ba§ma ya§aIDl§tl.

Noel giinleri yakla§1yordu ve mimar birden §Unu anla­


d1: Aslmda o tabla tasvirleri, yuvarlak figiirlerle goriiniirdeki
onemsizlikleriyle once nasil �obanlarca, az sonra krallarca sayg1
gormii§, o tannsal anne ve �ocuga bu kutsal zamanda adanan
dindar tasanmdan ortaya �1km1§tl.

Mimar, boyle bir tablonun imkiinm1 miikemmel bir §ekil­


de ger�ekle§tirmi§ti. Giizel korpe bir oglan bulunmu§tu; erkek
ve kadm �obanlar da eksik olamazd1; ama Ottilie'siz i§ yiirii­
yemezdi. Gen� adam onu kendi kafasmda Tann'nm anneligine
yiikseltmi§ti ve reddetse de bu, giri§imin iptalini gerektirecek
bir mesele degildi. Ottilie, mimann teklifine yan utanarak, onu
ricas1yla birlikte Charlotte'ye gonderdi. Charlotte memnuniyetle
izin verdi ve Ottilie'nin o kutsal §ahs1 temsil etme iirkekligi boy­
lece ho§ bir §ekilde a§ild1. Mimar, Noel gecesi hi�bir §eyin eksik
olmamas1 i�in gece giindiiz �ali§tl.
Ustelik tam manas1yla gece giindiiz! Zaten pek az §eye ihti­
ya� duyuyordu ve Ottilie'nin varlig1 onun hayat kaynag1 gibiydi;
unun �in �ah§makla saa.Lo.i •!!}ta ihtiyan olmuyor, onun i�in

150
Ruh Akraba!tk!art

ugra§makla yemege ihtiyao olmuyordu. Bu nedenle ak§am kut­


lamas1 ic;;i n her §ey tamam ve hazird1. Giizel tmlamah iiflemeli
sazlan toplamay1 ba§armt§tt; bunlar ac;;ih§t yapttlar ve arzulanan
havay1 saglamay1 bildiler. Percle ac;;ild1gmda Charlotte gerc;;ekten
§a§irmt§tt. 6 nunde beliren tabla, diinyada oyle s1k tekrarlanmi§t•
ki yeni bir etki yapmas1 pek beklenmezdi. Arna burada resim
olarak gerc;;ekligin ozel amlan vard1. Biitiin mekan alaca karan­
hktan c;;ok gece karanhgma biiriinmii§tii, ama yine de etraftaki
tek tek §eylerin hic;;biri belirsiz degildi. Biitiin t§tgm o c;;ocuktan
geldigi hakkmdaki o e§siz dii§iinceyi sanatc;;1 , akilh bir t§tklandir­
ma mekanizmas1yla uygulamt§tl ve bu mekanizma on plandaki
golgelenmi§, yalmzca l§lk siizmeleriyle aydmlanml§ figiirlerle or­
tiilmii§tii. �en kizlar ve oglanlar, korpe yiizleri a§ag1dan kuvvede
aydmlattlm1§, c;;evrede duruyorlard1. Kendi t§iklan tannsal t§ikla
kararml§, semav'i govdeleri tannsal -insan'i bedenin oniinde s1kt§­
tmlm1§tl ve l§tga muhtac;; goriinen melekler de eksik degildi.

Mudu bir §ekilde c;;ocuk en giizel pozisyonda uyuya kalm1§tt;


oyle ki gozler gizli hazineyi gostermek ic;;i n sonsuz zarafede bir pe­
c;;eyi kaldiran o sozde annenin iizerindeyken hic;;bir §ey manzaray1
bozmuyordu. Bu anda resim sanki durmu§ ve donmu§ gibiydi.
Fizikc;;e korelmi§, ruhc;;a §a§trffit§ gibi c;;evredeki halk az once ka­
ma§an gozlerini obiir tarafa c;;eviriyor gibi goriiniiyordu, merakla
sevinip yeniden bakmak ve hayranhk ve sayg1dan c;;ok §a§kmhk
ve ho§lanma gostermek ic;;in. Her ne kadar bunlan da unutmamt§
ve birkac;; daha ya§h figure onlann ifadesini aktarmt§ olsalar da.

Arna Ottilie'nin tipi, tavn, ifadesi, bak1§1 §imdiye kadar


herhangi bir ressamm i§ledigi her §eyin iistiindeydi. Bu goriin­
giiyii gorse duygulu bir sanatsever, bir daha boyle ho§una gide­
cek bir §ey olur mu diye korkuya dii§ecek, herhangi biqey biraz
k1pirdasa endi§e edecekti. Ne yaz1k ki biitiin bu etkiyi algilama
giicii olacak kimse yoktu orada. Uzun boylu, zay1f c;;o ban ola­
rak obiir taraftan diz c;;okenleri goren mimar, tam o noktada
degilse de en biiyiik hazz1 duyuyordu. Ve yeni yarattlan goksel
kralic;;e nin yiiz ifadesini kim tasvir edebilir? Biiyiik, hak etme-

151
Goethe

den kazamlmt§ §erefin §anmda en saf tevazu, en sevimli al�ak


goniilliiliik, ol�i.isiiz bir mutluluk duygusu, 0 krali�enin hatla­
rmda olu§uyordu, hem kendi hissinde hem de oynad1g1 §eyin
onda yaratttg1 hayalde.

Charlotte'yi bu giizel olu§um sevindirdi, ama en �ok o �o­


cuk etkiledi. Gozleri ya§la doldu, ona benzer sevgili bir yavruyu
yakmda kucagma alacagm1 iimit edi§ini �ok canh bir §ekilde
hayal etti.

Perdeyi indirmi§lerdi, kismen oyunculan biraz dinlendir­


mek, kismen de temsil edilende bir degi§iklik yapmak i�in. Sa­
nat�mm niyeti, ilk gece -ve tevazu tablosunu bir giindiiz- ve
zafer tablosuna doni.i§ti.irmekti ve bu nedenle her taraftan, ara­
larda yak1lan ol�iisiiz aydmlatma haz1rladt.

Charlotte ve birka� ev arkada§mdan ba§ka hi� kimsenin bu


din:i: sanat bozuntusunu seyretmeyi§i Ottilie'ye o yan teatral du­
rumunda §imdiye kadarki en biiyiik rahatlamaydt. Ara verildi­
ginde, bu yiizden bir yabancmm gelip Charlotte'nin salonunda
dost�a kabul edildiginden haberdar olunca olduk�a etkilendi.
Bunun kim oldugunu soyleyemediler. Herhangi bir rahats1zhga
sebep olmamak i�in Ottilie i�eriye girdi. l§tklar ve lambalar ya­
myordu ve o, sonsuz bir aydmhkla sanld1. Perde a�tld1, seyirciler
i�in §a§trttc1 bir goriiniim: Biitiin resim sirf t§tktt ve tamam1yla
kaldmlan golgenin yerinde yalmzca, ak1ll1 bir se�imle ho§ bir
ol�iiliiliik saglayan renkler kalmt§tL Ottilie o uzun kirpikleri­
nin altmdan ileriye bakarken Charlotte'nin yanmda bir erkegi
oturmu§ gordii. Kim oldugunu �1karamad1, ama yatth okuldan
bir yard1mcmm sesini duyar gibi oldu. Harika bir hisle sarstldt.
Bu sad1k ogretmenin sesini i§ittigi zamanlardan bu yana ne­
lerle kar§tla§mt§tt! Zikzakh bir §im§ek gibi �abucak gozlerinin
oniinden ge�ti sevin<; ve aolann o dizisi ve §U soruyu uyandirdi:
Ona bunlann hepsini a<;1klay1p itiraf edebilir misin? Bu kutsal
kihkta onun oni.inde goriinmeye ne kadar hakkm var ve seni
yalmzca tabii halinle gormii§ birine seni bir maske olarak gor­
mek kimbilir ne kadar tuhaf geliyor? i�inde benzersiz bir hizla

152
Ruh Akraba!tklarz

duygu ve gozlem, birbiriyle sava§tl. Kaskatt bir resim olarak go­


riinmek ic;;i n kendini zorlarken kalbi tutulmu§tu, gozleri ya§la
doldu. Ve c;;o cuk kipirdanmaya ba§lad1gmda ve sanatc;; 1 perdenin
tekrar kapanmas1 i§aretini vermek geregini duydugunda Ottilie
ne kadar ferahlam1§t1!

Kiymedi bir dosta ko§amamanm o tuhaf duygusu eger


Ottilie'nin son anlardaki ba§ka hisleriyle birle§mi§ olsayd1, §imdi
c;;ok daha biiyiik utanc;; ic;; inde olurdu. Bu yabano kiyafet ve ta­
k1larla m1 onun kar§tSma c;;1kacakt1? Ustiinii degi§tirsin miydi?
Karar veremedi, sonuncusunu yaptt ve ara verildiginde kendini
toparlay1p sakinle§meye c;;alt§tt, sonunda alt§ilm1§ elbisesiyle ge­
lenleri selamlarken tekrar kendine gelmi§ti.

Yedinci Alt Boliim


Mimar, hamm sponsorlanna en iyi §eyler diledigi gibi, na­
s1lsa aynlmak zorunda oldugu ic;;i n onlan bu degerli yard1mcmm
iyi grubu ic;; inde gormekten ho§lamyordu. Arna yine de onlarm
ilgisini kendine c;;ekmekle hemen ve tevazusuna ragmen yeri­
nin c;;ok iyi hatti miikemmel bir §ekilde doldurulmu§ oldugunu
gormekle bir dereceye kadar ao duydu. Hala tereddiit ediyordu
ama §imdi gitmesi gerekti, c;;iinkii uzakla§ttktan sonra sineye
c;;ekmesi gerekenleri en azmdan §imdi ya§amak istemiyordu.

Bu yan iiziicii duygulan hafifletmek baglammda hammlar


ona veda sirasmda bir yelek hediye ettiler, bu yelegi her ikisinin
de uzun zamandir elde ordiiklerini gormii§, buna sahip olacak
bilmedigi o miistakbel ki§iyi ic;; ten ic;;e k1skanm1§tl. Boyle bir ar­
magan, seven, sayan bir adamm alabilecegi en ho§ §eydi, c;; ii nkii
bunda o giizel parmaklarm yorulmak bilmez i§leyi§ini hamla­
ymca ister istemez gururlamr, kalbin boylesi uzun siiren bir i§e
katilmam1§ olamayacagm1 dii§iiniirdii.

Hammlann §imdi yeni bir erkege ev sahipligi yapmala­


n gerekiyordu, onu rahat ettirmek istedikleri gibi o da onlann
yanmda rahat etmeliydi. Kadm cinsinin oyle kendine ozgii de­
gi§tirilemez bir hevesi vardir ki diinyada hic;;bir §ey onu bundan

153
Goethe

koparamaz; buna kar§thk dt§, arkada§ ili§kisinde kolayca ve


memnuniyede ilgilendikleri erkege uyarlar ve uzakla§ttrmakla
oldugu gibi duyarl1hkla, 1srar ve anlayt§hhkla aslmda yonetimi
onlar yiiriitiir ki g6rgiilii diinyada bundan hi<;bir erkek s1ynlma­
ya cesaret edemez.

Eger mimar hem kendi istegine ve keyfine g6re yetenekleri­


ni hamm arkada§lann oniinde ve onlarm zevki ve ama<;lan dog­
rultusunda uygulaytp kamdamt§Sa, <;aha ve sohbet bu anlamda
ve bu ama<;larla diizenlenmi§ti ve boylece kisa zamanda yard1m­
cmm varl1g1yla ba§ka bir ya§am tam olu§tU. Biiyiik yetenegi, iyi
konu§mak ve insani ili§kiler konusundayd1, ozellikle gen<;ligin
yeti§mesi meselesini sohbette ele almaktt. Boylece §imdiye ka­
darki ya§ama tarzma kaq1 hissedilir bir z1d1k olu§tu, yard1mc1,
o zamana kadar ugra§tlan tek alanm dt§mda bir §eye hi<; raz1
olmad1g1 i<;in bu, daha da <;oktu.

Geldiginde onu kar§tlayan canh tablodan hi<; soz etmedi.


Buna kar§thk ona kilise, kii<;iik kilise v.b. ile ilgili bir §ey gosteril­
diginde bu konudaki gori.i§i.ini.i, fikirlerini saklam1yordu. "Bana
gelince'', diyordu " bu yakla§ttrma, kutsalm duyusalla boyle ka­
rt§tmlmas1 hi<; ho§uma gitmez; belli, ozel mekanlar aymp s i.isle­
mekten ve ancak bununla bir dindarl1k duygusu olu§turmaktan
da ho§lanmam. Hi<;bir <;evre, en ah§tlmt§ olam bile i<;imizdeki
tannsall1k duygusunu bozmamah; o duygu bize her yerde e§lik
edebilir ve mekana bir ibadethane kutsalhg1 verebilir. Ben, ye­
mek yenilen, rahat<;a toplamlan, oyun ve dansla eglenilen salon­
da bir ev ibadetinin yerine getirili§ini gormek isterim. i nsandaki
en yiice, en miikemmel §ey, maddesel degildir ve insan, onu asil
bir i§ten ba§ka tiirlii bi<;imlemekten kendini korumahd1r."

Onun dii§i.incelerini biitiini.iyle bilen ve bunlan kisa zaman­


da daha da <;ok ara§ttran Charlotte, onu hemen kendi dalmda
faaliyete ge<;irdi: Mimann oradan aynlmadan once se<;mi§ ol­
dugu ve bah<;ede <;ah§an <;ocuklara bi.iyiik salonda resmi ge<;it
yapttrdt. Bu <;ocuklar §en, temiz iiniformalan i<;inde di.izenli
harekederle ve dogal, canh halleriyle <;ok iyi gori.ini.iyorlardt.

154
Ruh Akrabalzklarz

Yard1mo, onlan kendi usuliince imtihan etti ve s;e§itli sorular


ve taktiklerle s;ocuklarm ruh durumlanm ve yeteneklerini or­
taya s;1kard1 ve belli etmeden bir saatten az bir zamanda onlan
onemli ols;iide bilgilendirip ilerletti.

"Bunu nastl beceriyorsunuz?" diye sordu Charlotte, s;ocuk­


lar giderken. "<;:ok dikkat ederek dinledim, herkesin bildigi §ey­
lerden farklt bir §ey yoktu, ama ben olsam bilemezdim onlan bu
kadar k1sa zamanda §Undan bundan soz ederken bu si rayla nastl
konu§turmaya ba§layacag1m1."

"Belki insan" dedi yard1mo, "zanaatmm yararlanm sir gibi


saklamalt, ama ben sizden bunun ve daha fazlasmm ba§anlma­
smdaki o s;ok basit diisturu gizleyemem. Bir konuyu, bir maddeyi,
bir kavram1, ne derseniz deyin, ele alm, onu son derece s1kt tutun;
her yamyla onu tam olarak belirleyin, i§te o zaman sizin is;in kolay
olacakttr konu§arak bir kiitle orneginde s;ocuklarda bundan ne­
yin geli§tigini, neyin heniiz ba§lat1lmas1, aktanlmas1 gerektigini
anlamak. Sizin sorulanmza cevaplar istedigi kadar sas;ma olsun,
istedigi kadar fazla uzaga gitsin: Eger boylece sizin kar§t sorunuz
dii§iinceyi ve manay1 tekrar is;eriye dogru s;ekerse, eger siz kendi
konumunuzdan k1ptrdattlam1yorsamz, 0 zaman s;ocuklar, ogreten
kimsenin neyi ve nas1l istedigini dii§iinmek, kavramak, ona inan­
mak zorunda olurlar. Ogretenin en biiyiik hatas1, kendini ogre­
nenlerle birlikte uzaklara ta§tmak, §imdi ele ald1g1 noktada s1k1
durmay1 bilmemektir. Bir deneyin bakm, sizi eglendirecektir."

"Ho§mu§" dedi Charlotte. "Demek ki iyi egitim, iyi hayat


tarzmm tam tersi! Toplumda insanm his;bir §eyin iizerinde fazla
durmamas1 gerekiyor, derste ise her tiirlii dagtlmaya kar§t s;alt§­
mak, en biiyiik emir say1ltyor."

"Dag1lmadan degi§im, dersin ve hayatm en giizel ozdeyi§i


olurdu, eger bu oviilesi dengeyi korumak oyle kolay olsa! " dedi
yard1mo ve devam e tmek istiyordu ki Charlotte, ne§eli ilerleyi§­
leri az once avluda goriinen s;ocuklara bir daha bakmaya s;agird1
onu. 0, s;ocuklann iiniforma is;inde tutulmasma memnuniye­
tini as;1kladt. "Erkekler" dedi -"s;ocukluktan itibaren iiniforma

155
Goethe

giymeli, i;; i.inki.i birlikte hareket etmeye ve benzerleri arasmda


kaybolmaya, kide ii;; inde itaat etmeye ve bi.iti.in ii;; i n i;;ah§maya
ah§mak zorundalar. Zaren her i;;e§it i.iniforma belli bir askeri an­
layl§l, keza t1g gibi bir davram§l geli§tirir ve bi.iti.in erkek i;;ocuk­
lar zaten dogu§tan askerdir -onlarm sava§- ve i;;eki§me oyunla­
nna, hi.icum ve tumam§lanna bakm yeter."

"Arna yine de beni yadugamayacaks1mz" dedi Ottilie, "k1z­


lanm1 bir ornek giydirmiyorum diye. O ni.ini.ize i;;1kard1g1m Za­
man, umanm renkli gori.ini.i§lerinden ho§lanacaksm1z."

"Bunu onaylanm" dedi beriki. Kadmlar tamam1yla i;;e§idi


giyinmeliler; her biri aslmda kendine neyin gittigini ve yaki§tl­
gm1 hissetsin diye her biri kendi tarzma gore. Daha onemli bir
sebep de §U: Onlar bi.iti.in hayadannda yalmz olmaya ve yalmz
hareket etmeye yazg1hlar."

"Bu bana i;;ok i;;eli§kili gori.indi.i" dedi Charlotte; " biz nere­
deyse hii;; bir zaman kendimiz ii;;i n degilizdir."

"Ah ever! " diye ekledi yard1mci, " ba§ka kadmlar bak1mm­
dan §i.iphesiz. Bir kadma sevgili, ni§anh, e§, ev kadm1 ve anne
olarak bakm, hep izole edilmi§, hep yalmzdu ve yalmz olmak
ister. Hatta sei;;kinler bile bu durumda. Her kadm 6teki kadm1
d1§lar, tabiat1 geregi, i;; i.inki.i her birinden, bi.iti.in cinsin ba§ar­
makla gorevli oldugu her §ey istenir. Erkeklerde durum boyle
degildir. E rkek, erkegi ister, olmazsa kendine ikincisini yaram;
bir kadm kendine benzer bir kadm1 ortaya i;;ikarmadan sonsuza
kadar ya§ayabilir."

" i nsan dogru olam yeter ki ilgini;; ifade etsin, o zaman il­
gini;; olan da sonunda dogru gori.ini.iyor. Sizin soylediklerinizden
yalmzca en iyisini i;; ikanp alalim, ama yine de kadm olarak ka­
dmlarla dayani§alim ve erkeklere bizden oyle pek bi.iyi.ik mezi­
yederine i.izerimizde yer ai;; mamak ii;; i n birlikte i;;a li§alim. Hatca
eger erkekler aralarmda boyle tuhaf davranmasalar bile bizim
ilerde daha §iddedi hissetmek zorunda olacag1m1z ki.ii;; i.ik bir 'oh
olsun'umuzun kusuruna bakmayacaksm1z."

156
Ruh Akrabalzklarz

Bu anlayt§h adam arttk Ottilie'nin kiii;iik ogrencilerine


davram§ tarzm1 titizlikle ara§ttrd1 ve bu konuda kendisinin ke­
sin takdirini ifade etti. "Emrinize verilenleri" dedi "i;ok dogru
yeti§tiriyorsunuz. Safhk, i;ocuklarm iistlerine sevini;le baglan­
malanm sagltyor ve yapt1klan §eyi canla ba§la yapmaya heves­
lendirilmi§ olduklarmda her §ey kazamlmt§ demektir."

Aynca memnuniyetle gordii ki hii;bir §ey gosteri§ ii;in, d1-


§ar1Sl ii;in degil, tersine her §ey ii;erisi ve elzem ihtiyai;lar ii;in
yaptl1yor. "K1sacast" diye haykird1, " biitiin egitim i§i, eger bir
kimsenin i§itecek kulaklan olsa, ortaya konulabilir."

Ottilie dosti;a sordu "Bunu bende denemek istemez misiniz?"

"Seve seve" dedi beriki, " beni ele vermeyin yeter. Erkek i;o­
cuklan hizmet ii;in, kizlan annelik ii;in yeti§tirsinler, her taraf
siit liman olur.''

"Kadmlar annelige" dedi Ottilie "bunu kadmlar kabul


edebilirler diyelim, i;iinkii daha anne olmadan bakIC1 olmaya
haz1rlanmak zorundalar; ama U§akltg1 kendilerine uygun bul­
maz bizim geni;lerimiz, i;iinkii her birinin emir vermeye daha
yetenekli oldugu yiizlerinden kolayca okunabilir."

"Bu nedenle bunu onlara soylemememiz gerekir" dedi yar­


d1mc1. "i nsan hayatta dalkavukluk eder, ama hayat bize bunu
yapmaz. En sonunda neye mecbur oldugunu kai; insan kendi­
liginden itiraf eder? Arna bizi burada pek ilgilendirmeyen bu
gorii§leri bir yana birakahm.

Bence siz, ogrencilerinize dogru bir metot uygulamakla §ans­


hsm1z. En kiii;iik kiz ogrencileriniz bebekleriyle etrafta dola§tyor
ve birkai;1 onlara bez dikiyorsa; ablalar sonradan kiii;iiklere bak1-
yor ve ev i§i kendiliginden yiiriiyorsa, i§te o zaman hayata ad1m
atmaya i;ok yok demektir ve boyle bir kiz, anne babasmm yanm­
da birakt1g1 §eyi e§inde bulur.

Arna okumu§ i;evrelerde bu gorev i;ok karma§tkm. Daha


yiiksek, daha nazik, daha hassas, ozellikle de toplumsal §artlara
dikkat etmemiz gerekir. Bu nedenle biz otekiler, i;ocuklanmm

1 57
Goethe

dt§anya gore yeti§tirmek zorunday1z. Bu, gereklidir, elzemdir


ve �ok iyi olabilir, eger ol�i.i ka�mlmazsa. (i.inki.i �ocuklar daha
ileri bir �evre i�in yeti§tirilmek isteniyorsa, onlan �ok kolay s1-
mrs1zltga iteriz, aslmda i� di.inyanm ne istedigini goz oni.inde
tutmadan. Egiticilerce az ya da �ok �ozi.ilen ya da �ozi.ilemeyen
mesele i§te buradadtr.

Yat1lt okulda kiz ogrencilerimize verdigimiz baz1 §eyde be­


nim i�im daraltyor, �i.inki.i bunun ileride ne kadar az i§e yaraya­
cagm1 tecri.ibem bana soyli.iyor. Bir ktz kendini ev kadm1, anne
stati.isi.inde bulur bulmaz neler hemen �tkanlmaz, unutulmaya
terk edilmez ki!

Kendimi bir defa bu, toplumda sad1k bir yard1mc1 i§ine


vakfettigime gore, §U i�ten arzumu kendime yasaklayamam:
Ogrencilerimde, i§ hayatma ve bag1ms1zltga ge�tiklerinde ihti­
ya�lan olacak §eyi iyice geli§tirmek, bu anlamda egitimlerinin
tamamland1gm1 kendime soyleyebilmek! �i.iphesiz neredeyse
hayat1m1zm her y1lmda bizim kendimizce degilse de §artlarm
gerektirdigi ba§ka bir egitim de buna eklenir durur."

Bu sozi.i Ottilie nastl da dogru buldu! O nceki ytl hi� bekle­


medigi bir tutku nastl da kar§tsma �ikmt§tt! Yalmzca bir sonra­
kine, yakm gelecektekine bakt1gmda oni.inde ne ti.ir imtihanlar
gori.iyordu!

Gen� adam, bir yard1mc1 bayam, bir e§i ima etmeden konu§­
mad1, �i.inki.i bi.iti.in tevazusuna ragmen niyetlerini uzaktan uza­
ga sezdirmeyi ihmal edemezdi. Hatta baz1 durumlar ve olaylarla,
bu ziyarette hedefine dogru birka� ad1m atmaya te§vik edilmi§ti.

Yattl1 okulun mi.idiresinin amk ya§t gelmi§ti; yanmda �a­


lt§anlar arasmda uzun zamandan beri onunla birlikte topluluga
girecek bir kimseyi ve nihayet kendisine rahatl1kla gi.ivenecegi
bir yard1moy1 anyordu; bu ki§i onunla birlikte egitim kuru­
munu yi.iri.itecek, orada kendi kurumunda olarak �alt§acak ve
mi.idirenin oli.imi.inden sonra miras�1 ve tek sahip i§e giri§ecekti.
Burada esas mesele, onun uygun bir e§ bulmas1yd1. Kendi ken­
dine gozi.ini.in oni.inde ve kalbinde Ottilie vard1; ne var ki yine

158
Ruh Akrabalzklart

elveri§li olaylarla terazinin obiir kefesini tutan baz1 §iipheler or­


taya <:;1k1yordu. Luciane yattl1 okulu birakmt§tt: Ottilie daha ra­
hat geri donebilirdi; ger<:;i Eduard'la ili§kisi hakkmda bir §eyler
soyleniyordu, ama mesele buna benzer ba§ka olaylar gibi onem­
senmiyordu ve bu olay bile Ottilie'nin geri donii§iine yarayabi­
lirdi. Arna yine de eger umulmad1k bir ziyaret burada da ozel
bir hamle yapttrmamt§ oysayd1 hi<:;bir karara vanlmaz, hi<:;bir
ad1m at1lmazd1. Zaten onemli insanlann herhangi bir <:;evrede
ortaya <:;1kmas1 hi<:;bir zaman sonu<:;suz kalmaz.

Hemen herkes <:;ocuklannm egitimi konusunda gii<:; duru­


ma dii§tiigii i<:;in s1k s1k <:;e§itli yat1lt okullann degeri hakkmda
fikirleri sorulan kont ve barones, yeni §artlan i<:;inde arttk be­
raberce boyle bir ara§ttrma yapabilirlerdi. Yaln1z, barones daha
ba§ka bir §ey istiyordu. Charlotte'yi son ziyaretinde Eduard ile
Ottilie iizerine enine boyuna konU§ffiU§lardi. Arna o, o zaman
<:;ok kereler Ottilie'nin uzakla§tmlmas1 gereginde mar etmi§ti.
Barones ise Eduard'm tehditlerinden hala korkan Charlotte'ye
bu konuda cesaret vermeye <:;alt§m t§tl. �e§itli <:;6ziimler iizerin­
de konu§ulmu§ ve yattl1 okuldan soz a<:;tld1gmda yard1mcmm
Ottilie'ye egiliminden de bahsedilmi§ti ve barones dii§iindiikle­
ri bu ziyarete iyice karar verdi.

Geldi, yard1mc!Slyla tant§tt, kurumu inceledi ve Ottilie' den


soz etti. Kontun kendisi onu ge<:;enlerdeki ziyarette yakmdan
tamd1g1 i<:;in onun hakkmda memnuniyetle konu§tu. Ottilie ona
yakla§Inl§, hatta onun i<:;erigi zengin konu§malannda o zamana
kadar hi<:; bilmedigi §eyleri goriip tamyor gibi oldugu i<:;in onu
cazip bulmu§tU. Ve Eduard'm yanmda nastl diinyay1 unutuyorsa
kontun yamndayken diinya ancak o zaman tam arzulanmaya
deger oluyordu. Her <:;ekim, kar§tltkltd1r. Kont, Ottilie'yi km
gibi goriiyor, ona sempati duyuyordu. Bu noktada da Barones'e
ikinci kez, hem de birincisinden daha <:;ok engeldi o. Kim bilir o,
hararetli tutkunun ikincisinde kendisine kaf§t neler yapabilirdi.
Evet, arttk yeterdi, Ottilie'yi evlendirerek evli kadmlara zarars1z
hale getirmeliydi.

159
Goethe

Barones bu nedenle yard1moy1 yava§tan ama etkili bir §ekilde


kurnazca heveslendirdi, §atoya k1sa bir yolculuk yapmah ve kendi­
sinden gizlemedigi plan ve arzulanna gecikmeden yakla§mahydi.

Miidirenin tam onay1yla yola c;;1kt1 yard1mc1, gonliinde en


iyi umutlar besleyerek.

Biliyor ki Ottilie de ona uygundur ve eger aralannda sm1f


farkmdan dogma birkac;; anla§mazhk olduysa da bu, zamamn dii­
§iince tarz1yla c;;ok kolay diizeldi. Barones de ona Ottilie'nin hep
zavalh bir kiz olarak kald1gm1 hissettirmi§ti. Zengin bir aileyle
akraba olmak, demi§ti, kimseye fayda vermez, c;;iinkii insan en
biiyiik servetle bile, yakmhk derecesine gore bir servette hakki
olacak gariinenlerden yiiklii bir miktar kac;;irmaktan vicdan azab1
duyar. Ve tuhafor ki insan, oliimiinden sonra da miilkii iizerinde­
ki oncelik hakkm1 diizenlemeyi nadiren sevdikleri yaranna kulla­
mr, besbelli gelecek nesillere sayg1dan dolay1, kendisi istemese bile
yalmzca kendinden sonra servetine sahip olacaklan kaymr.

Yard1mcmm duygusu bu seyahatle onu Ottilie'ye e§it kil­


i
di. yi bir kar§ilanma, iimitlerini yiikseltti. Gerc;;i Ottilie'yi ken­
disine kar§l eskisi kadar oyle samimi bulmuyordu, ama daha
biiyiimii§, daha bilgilenmi§ti ve denebilir ki tamd1gmdan daha
konu§kan olmu§tu. Ozellikle bran§ma ili§kin konularda fikri
alm1yordu. Arna as1l hedefine yakla§mak istediginde belli bir
iirkeklik onu hep geri c;;ekiyordu.

Bir keresinde ama Charlotte buna fmat verdi, Ottilie'nin


yanmda ona §6yle dedi: "�imdi, benim c;;evremde yeti§en hemen
her §eyi oldukc;;a incelediniz; peki Ottilie'yi nas1l buluyorsunuz?
Bunu onun yanmda soyleyebilirsiniz."

Yard1mo, bunun iizerine c;;ok anlay1§h ve sakin bir ifadey­


le Ottilie'yi nasil daha serbest davram§, daha rahat konu§ma
sozlerinden i;ok davram§lanyla kamtlanan diinyevi §eylere daha
yiiksekten baki§ konusunda c;;ok olumlu degi§mi§ buldugunu
belirtti. Arna bir siireligine yatih okula doniip bunu belli bir dii­
zen ic;;inde esash ve daimi olarak kendine mal etmesi i;ok yararl1
olacakti. Di§ diinya bunu yalmzca parc;;a parc;;a ve daha da c;;ok

1 60
Ruh Akrabalzklart

doyum yerine kan§tk, hatta bazen pek bir ge� aktanyordu. Yar­
d1mo bu konuda ileri gitmek istemiyordu: 0 zamanki onemli
ne �ok dersten kopanld1gm1 Ottilie'nin kendisi en iyi bilirdi.
Ottilie bunu inkar edemedi; ama kendi kendine nastl yo­
rumlayacagm1 bilmedigi i�in bu sozlerden ne hissettigini itiraf
edemedi. Sanki ona aruk diinyada hi�bir §ey anlamlt gelmiyor­
du sevdigi o adam1 dii§iiniince, onsuz herhangi bir §eyin anlamlt
olabilecegini de aklt alm1yordu.
Charlotte, o teklifi kurnazca dostlukla cevaplandtrdt. Dedi
ki hem kendisi hem de Ottilie yattlt okula donii§i.i �oktandtr
arzu ederlerdi. Arna bu zamanda boyle sevgili bir k1z arkada§
ve yard1mo, kendisi i�in ka�1mlmazd1. Bununla birlikte eger bu
kadar uzun zamanltgma ba§lanmt§ §eyin bitirilmesine ve yanda
kesilmi§ §eyin tam olarak sahiplenmesine kadar oraya donmek,
Ottilie'nin arzusu olarak kaltyorsa, o buna engel olmayacakttr.

Yard1mo, bu teklifi sevin�le kabul etti; Ottilie, bu fikir kar­


§tsmda iirperse de hi�bir §ey soyleyemedi. Buna kar§tltk Char­
lotte, zaman kazand1gm1 dii§iindii; umuyordu ki Eduard once
mutlu bir baba olarak kendini bulacak ve yerle§ecektir; sonra,
emindi, her §ey diizelecek ve Ottilie i�in de §U ya da bu §ekilde
�are bulunmu§ olacakttr.

Taraflann iizerinde dii§iinecekleri onemli bir konu§madan


sonra, genellikle gene! bir mahcubiyete benzeyen belli bir sus­
kunluk donemi gelir. Salonda a§ag1 yukan gidilip gelindi, yar­
d1mo birka� kitap kart§ttrd1 ve sonunda Luciane'nin zamanm­
dan kalma kaplt bir dosyayla geldi. i�inde yalmzca maymunlann
resminin oldugunu goriince hemen kapadt. Bu olay, izlenimini
Ottilie'nin giincesinde gordiigiimiiz bir konu§maya vesile oldu.

Ottilie'nin Guncesinden
"Vah§i maymunlann boylesine ozenle resmini yapmaya nas1I
dayamltr ki! Onlara yalmzca hayvan olarak bakmak bile insam
al�alttr; ama eger tamd1k insanlan bu maske alttnda aramanm
�ekiciligine kaptlmma o zaman iyice kotii niyetli olunur."

161
Goethe

"Karikatiirlerle ve boyle resimlerle ugra§maktan ho§lanmak


ii;in epeyce tuhaf olmak gerekir. Doga tarihiyle eziyet i;ekmeyi­
§imi bizim iyi yard1moya bori;luyum. -Ku rti;uklara, boceklere
hii;bir zaman 1S1namad1m."

"Bu kez, kendisi ii;in de boyle oldugunu itiraf etti bana. Do­
gadan, dedi, yalmzca canh olarak i;evremizi ku§atanlan tamma­
hyd1k. Etrafim1zda i;ii;ek ai;an, meyve veren agai;larla, oniinden
gei;tigimiz i;ahlarla, iizerinden at.lad1g1m1z her oda geri;ek bir
bag1m1z var; onlar bizim hakiki vatanda§lanm1z. Dallanrn1z­
da oradan oraya s1i;rayan, i;ardag1rn1zda oten ku§lar bize aittir,
bize hitap ederler, biz i;ocuklugurnuzdan ba§layarak onlann di­
lini anlarnay1 ogreniriz. Kendirnize sorahrn, acaba her yabano,
i;evresinden kopanlm1§ bir yarat1k, bizde yalmzca ah§kanhkla
koreltilrni§ belli bir korku etkisi yapmaz m1? �evrernizde rnay­
munlara, papaganlara ve zencilere dayanabilrnerniz ii;in renkli,
giiriiltiilii bir hayat1rn1z olmal1."

"Bazen, boyle rnacerarns1 §eylere kar§l rnerakh bir istek


duydugurnda, boyle harikalan diger canh giinliik harikalarla
ili§ki ii;inde goren gezgini kiskanrn1§1rndir. Arna o da ba§ka
bir insan olur. Palrniyeler altmda cezalandmlrnarn1§ hit; kirnse
dola§rnaz ve zihniyeder, fillerin ve kaplanlann ya§ad1g1 yerde
rnudaka degi§ir."

"Bize, en yabanc1y1, en tuhafi yerliligiyle, biitiin korn§ulu­


guyla, her zarnan en ozel unsuru ii;inde tasvir etrneyi ve goster­
rneyi bilen doga ara§mrnaos1, yalmzca o, sayg1ya degerdir. Hurn­
bolddan bir kere olsun anlamken dinlerneyi ne kadar isterirn."

"Bir doga rniizesi bize, t;e§idi hayvan ve bitki tannlannm


rnurnyalanrnl§ olarak etrafta durdugu bir MISlr kaz1 yeri gibi
goriinebilir. Bir rahip sm1fma yaki§an, esrarl1 bir yan karanltkta
bununla ugra§rnakm. Arna genel derse bu tiir §eylerin hele hele
bu yolla daha yakm ve daha saygm bi r §eyin kolayca kendini
bastmlrn1§ gorrneyecegi kadar s1zrnarnas1 gerekir."

"Bir tek iyi bir i§te, bir tek iyi §iirde duygu uyanduabilen bir
ogretrnen, bize alt doga canhlarmm biitiin dizisini isirnleriyle ak-

1 62
Ruh Akrabaltklart

taran birinden i;ok daha ba§anhdu. <;:iinkii bunun biitiin sonucu,


bizim zaten bilebildigimiz §ey, yani Tann'nm simgesini ii;inde en
miikemmel ve biricik ta§tyanm insan oldugudur."

"Bireyin, kendine cazip gelen, zevk veren, faydah goriinen


§eyle ugra§ma ozgiirliigii olsun; ama insanhgm astl ugra§ alam
insandu."

Sekizinci Alt Bo/um


Yakm gei;mi§le ugra§may1 bilen az insan vard1r. Ya §imdiki
zaman, bizi §iddede kendisine baglar ya da gei;mi§te kayboluruz
ve yine kaybolmu§u arar, onu yeniden i;agmp canlandtrmanm
nastl miimkiin oldugunu sorgulanz.

Bizim yard1mc1, uzakla§makta olan kt§m yalano bahan


hissetti rdigi, giizel bir giinde, biiyiik §ato bahi;esinden gei;ip
yiiksek 1hlamurlar yolunu, Eduard'm babasmm getirttigi diiz­
giin tarhlan hayranhkla seyrettikten sonra boyle dii§iincelere
dald1. Bunlar, dikenlerin istedigi gibi, fevkalade yeti§mi§lerdi
ve §imdi as1l takdir edilmeleri, tadma vanlmalan gereki rken
hii; kimse onlardan soz etmiyor, gormeye gitmiyordu. Hevesleri
ba§ka §eye, ai;1klara, uzaklara yonelmi§ti.

Dondiigiinde Charlotte'ye, onun da onaylad1g1 bu tespi­


ti iletti. "Hayat bizi altp siiriiklerken" dedi Charlotte "hareket
ediyoruz, i§imizi, zevklerimizi kendimiz seviyoruz; ama tabii,
tam olarak bakmca aslmda bunlar bizim kattlmak durumunda
oldugumuz zamanm planlan ve egilimleridir."

"Siiphesiz" dedi yard1mo, "i;evresindekilerin ak1mma kim


kar§t gelir ki? Zaman ilerliyor ve onun ii;indeki zihniyeder, on
yarg1lar ve hevesler de. Bir ogulun geni;ligi eger donii§iim za­
manma rasd1yorsa, emin olabilir ki babas1yla hii; ortak yam
olmayacakm. Eger bu kimse, insanm baz1 §eyler edinmek, bu
serveti giivenceye almak, sm1 rlamak, daraltmak ve diinyadan
soyudanarak kendi keyfini saglamla§ttrmak hevesinin oldugu
bir donemde ya§ad1ysa, obiirii ai;1lmay1, bolii§meyi ve kapanmt§
olam ai;may1 deneyecektir."

163
Goethe

"Biitiin donemler" diye ekledi Charlot te, "anlamgm1z bu


babayla ogula benzer. Her asil ko§k bir batakhkta kuruldugu
is;in ve en onemsiz saraylar yalmzca bir kopriiyle ula§ilabilir ol­
dugu is;in, her kiis;iik §ehrin, kalelere ve hendeklere sahip oldugu
zamanlan hayal bile edemiyoruz. Biiyiik §ehirler bile §imdi kale
duvarlarm1 y1k1yorlar, prens saraylarmm hendekleri bile doldu­
ruluyor, §ehirler yalmzca biiyiik lekeler olu§turuyor ve insan se­
yahaderde bakmca sanki genel ban§ garantilenmi§ ve altm s;ag
kapmm oniindeymi§ gibi geliyor. His; kimse tam bir koye benze­
meyen bir bahs;ede kendini rahat hissetmiyor; his;bi r §ey sanat1,
zorlamay1 hat1rlatmasm, tamamen ozgiir ve k1s1ts1z nefes alahm.
Bu durumdan bir ba§kasma, onceki duruma doniilebilecegini
aklm1z ahyor mu dostum?"

"Neden olmasm?" dedi yard1mc1. "Her durumun kendi


giis;liikleri var; sm1rlmm da bag1msmn da. Sonuncusu bolluk
gerektirir ve israfa gotiiriir. Ye terince s;arp10 olan sizin ornegini­
ze donelim. Yokluk ba§laymca hemen sm1rlanma gelir. Miilkle­
rinden yararlanmak zorunda olan insanlar, yeniden bahs;elerinin
e trafma duvar orerler ki iiriinleri giivende olsun. Bundan yava§
yava§ yeni bir g6rii§ olu§ur. Faydah olan §ey tekrar iistiin gelir
ve s;ok mah olan bile sonunda hepsinden faydalanmak gerektigi­
ni dii§iiniir. i nanm bana, oglunuzun, biitiin bu bahs;eleri ihmal
edip tekrar biiyiikbabasmm o ciddi duvarlan arkasma ve yiik­
sek 1hlamurlarm altma s;ekilmesi miimkiindii r."

Charlotte, kendisine bir ogulun haber verildigini duymakla


is; ten is;e sevindi ve yard1mmmm ileride sevgili giizel bahs;ele­
rinin nasil olabilecegi hakkmdaki bu biraz sevimsiz falohgm1
affe t ti. Bu nedenle gayet dos ts;a §oyle devam etti: "Biz ikimiz de
heniiz bu s;e§it s;eli§kileri s;ok kereler ya§affit§ olacak kadar ya§lt
degiliz. Yalmz, insan ilk gens;lik y1llarm1 dii§iiniir de ya§ltlann
iilkeler ve §ehirler dahil nelerden §ikiyet e ttiklerini dinledigini
hamlarsa o zaman bu tespitte itiraz edilecek bir §ey yok. Arna
boyle bir tabiat gidi§ine his; itiraz edilmemeli, babayla ogulu,
anne babayla s;ocuklan uyum is;ine sokmamalt m1? Bana dosts;a

1 64
Ruh Akraba!tk!arz

bir erkek s;ocuk kehanetinde bulundunuz; o zaman onun ba­


bas1yla kar§tthk is;inde mi olmas1 gerekir? 0 zihniyette devam
ederse, anne babasmm kurdugu §eyi tamamlamak ve yiikselt­
mek yerine y1kacak m1?"

"Bunun is;in akla yatkm bir s;are var" dedi yard1mo, "ama
insanlarca nadiren uygulaniyor. Baba, oglunu malma ortak et­
sin, onun birlikte yap1p birlikte yeti§tirmesini saglasm ve ken­
dine oldugu gibi onda da zarars1z bir keyfilige izin versin. Bir
faaliyet 6tekine kattlabilir, ama his;biri ba§kalanna bolii§tiirii­
lemez. Taze bir dal amk his;bir yeti§kin dalm eklenemeyecegi
ya§h bir govdeye kolayca ve isteyerek baglanir."

Tam vedala§mak geregini duydugu anda Charlotte'ye tesa­


diifen ho§ bir §ey soylemi§ ve onun ovgiisiinii bununla yeniden
saglam1§ olduguna sevindi. Evden aynlah amk epey olmu§tu;
ama yine de bu konuda tam bir kanaate varmadan donmeye ka­
rar veremiyordu: Ottilie'nin herhangi bir karanni iimit etmeden
once Charlotte'nin yakla§an dogum doneminin ges;ip gitmesini
beklemeliydi. Bu nedenle §artlara boyun egerek bu beklemi ve
umutlarla miidireye geri dondii.

Charlotte'nin dogumu yakla§iyordu. Daha s;ok odalannda otu­


ruyordu. Etrafma toplanm1§ olan kadmlar onun dar s;evresiydi. Ot­
tilie, ne yapngm1 dii§iinmesine firsat kalmadan evi idare ediyordu.
Gers;i kendini iyice kapt1rm1§, Charlotte is;in, s;ocuk is;in; Eduard
is;in en yararh olacak §ekilde s;abahyordu, ama bunun nastl miim­
kiin olabilecegini bilmiyordu. Her giin gorevini yerine getirmekten
ba§ka his;bir §ey onu o karmakart§lk halden kurtaram1yordu.

Bir ogul mutlulukla diinyaya gelmi§ti. Kadmlann hepsi,


ayni babas1 oldugunu onayladi. Yalnizca O ttilie, lohusay1 kutla­
y1p s;ocugu candan selamlarken is;inden buna kaulmadi. Daha
kizmm evlilik haz1rl1klannda e§inin yoklugunu Charlotte s;ok
hissetmi§ti; §imdi baba, ogulun dogumunda da bulunmayacak­
ti; hangi isimle s;agnlacagm1 belirleyemeyecekti.

Kutlamak is;in gelen biitiin dostlann ilki, bu olaydan hemen


haber almak is;in habercilerini seferber eden Mittler' di. Geldi,

165
Goethe

hem de c;;ok keyifli. Zaferini O t tilie'nin yanmda zar zor gizleyerek


Charlot te'nin yiiziine kar§l oyle yiiksek sesle konU§tU ki biitiin
endi§eleri kaldiracak, §U anki biitiin engelleri bir kenara itecek
adam oydu. Vaftizin c;;ok ertelenmemesi gerekirdi. Bir ayag1 amk
c;;ukurda o din adam1, kendi duas1yla ge c;;mi§i gelecek olanla bir­
le§tirecekti. <;ocugun ad1 O t to olacakt1: Babasmm ve dostunun
admdan ba§ka ad ta§iyamazdi.

Yiizlerce c;;e §it sakmcahklan, kar§1 tezleri, tereddiitleri, ta­


kihp kalmalan, daha iyisini ve ba§ka tiirliisiinii bilmeleri, arada
kalmalan, dii§iinmeleri, donmeleri ve yeniden kabullenmeleri
ber taraf e tmek ic;;i n bu adamm kararl1 isran gerekti. <;iinkii ge­
nellikle bu tiir durumlarda ileri siiriilen bir sakmcadan daima
yenisi ortaya c;;1kar ve biitiin ili§kileri korumak is terken her za­
man birkac;;m 1 kiran bir durum c;;1kar.

Biitiin haber bildirmeleri ve vaftiz mektuplanm Mit tler


iistlendi. Bunlarm hemen tamamlanmas1 gerekiyordu, c;;ii nkii
bu aile bak1mmdan c;;ok onemli bir miijdeyi geri kalanlara, bu
arada kotii niyetli ve kotii laf eden diinyaya bildirmek Mit tler
ic;;i n c;;ok onemliydi. Gerc;;e kten de §imdiye kadarki olaylar olup
biten her §eyin zaten konu§ma konusu olsun diye olduguna ina­
nan halkm goziinden kac;;m aml§tl.

Vaftiz kutlamas1, §anma uygun ama smirh ve kisa olacakti.


Bir araya gelindi, O t tilie ile Mit tler vaftiz tamg1 olarak c;;ocu­
gu tutacaklardi. Ya§h din adam1, kilisenin hademesince des­
teklenmi§ olarak yava§ ad1mlarla yakla§ tl. Dua okundu, c;;ocuk
O t tilie'nin kucagma kondu ve egilip yiiziine bakmca, onun ac;;1 k
gozlerine az §a§irmad1, c;;ii nkii sanki kendininkileri goriiyordu,
boyle bir benzerlige kim olsa §a§ardi. i lk olarak c;;ocugu alan
Mit tler de aym §ekilde irkildi, onun yap1smda boyle c;;arp1c1 bir
benzerligi, iis telik Yiizba§i'ya benzerligi, boyle bir §eyle hie;; kar­
§ila§mam1§ biri olarak goriince.

Zavalh ya§h din adammm zay1fhg1, vaftiz seremonisine


ali§ilm1§ litiirjiden fazlas1yla e§lik e tmesini engelledi. Bu arada
konuyla dopdolu olan Mit tler, eski resmi i§levlerini dii§iindii ve

166
Ruh Akraba!tklarz

her durumda nastl konu§acagm1, kendini nastl ifade edecegini


bilirdi. Oysa §imdi, etrafmda hep dostlardan olu§ma kiic;iik bit
kalabaltk oldugu ic;in kendini daha da az frenledi. Bu nedenle i§­
lemin sonuna dogru kendini rahatl1kla din adamt yerine koyma­
ya, canlt bir soylevle vaftiz babaltg1 odevlerini ve umutlarmt dile
getitmeye ba§lad1, hem de Charlotte'nin alkt§tnt onun memnun
mimiklerinden anlad1gma inand1kc;a bunu daha da uzattt.

Zavall1 ya§lt adamm oturmu§ olmayt istedigi, daha biiyiik


bir bela ac;mak iizere olan o giic;lii kuvvetli hatibin goziinden
kac;tt. <;iinkii oradakilerin her birinin c;ocuga bagm1 iistiine
basa basa anlattp Ottilie'nin sabnm bununla bir dereceye kadar
smad1ktan sonra en nihayet §U sozlerle ihtiyara dondii: "Ve siz,
sayg1deger ya§lt pederim arttk Simeon'la konu§un. Birak bu ku­
lun huzuta ersin, c;iinkii gozlerim bu evin kurtanc1sm1 gordii."

�irndi c;ok parlak bir sonla bitirmek iizereydi, ama hemen


fark etti ki c;ocugu uzatt1g1 ihtiyar, once ona dogru egilir gibi
oldu ama ardmdan c;abucak geri c;oktii. Dii§mekten zorla kur­
tanltp bir koltugu oturtuldu ve o anki her tiirlii c;abaya bakma­
dan oldiigiinii soylemek zorunda kaldtlar.

Dogumla oliimii, tabutla be§igi yan yana gormek ve dii­


§iinmek, bu dev tezad1 yalmz hayal giiciiyle degil gozleriyle, bit­
likte algtlamak bu kadar §a§trttet bit §ekilde ortaya koyuldugu
olc;iide, oradakiler ic;in giic; bir rneseleydi. Yalmz Ottilie, hala o
sevimli 1ltmlt yiiz hatlatmt koruyan, uykuya dalmt§ adama bir
c;e§it ktskanc;ltkla bak1yotdu. Kendisinin ruhu oldiiriilmii§tii,
bedeni nic;in hala kalsmd1?

Zaman zaman giiniin ao olaylan onu boylece oliimliiliik,


aynlma, kaybetme dii§iincelerine gotiirdiigii gibi buna kar­
§tltk onu sevgilisinin varl1gmdan emin ktlan ve kendininkini
saglarnla§tmp canlandiran harika gece goriintiileri teselli ola­
rak verilmi§ti. Ak§amlan dinlenmek iizere yatttgmda heniiz
uykuyla uyamkltk arasmdaki o tatl1 duyguda yiizerken sanki
c;ok parlak ama ho§ aydmlat1lm1§ bit yete bak1yor gibi oluyot­
du. Otada Eduard'1 net olatak hem de her zaman gordiigii gibi

1 67
Goethe

elbiseli degil, askeri ktyafette, her seferinde c;ok tabii oldugu


halde ba§ka bir pozisyonda ve aslmda hic;bir hayalilik ta§tmaz
halde gori.iyordu: Ayakta dururken, yi.iri.irken, yatarken, ada gi­
derken. En ki.ic;i.ik aynnt1sma kadar c;izilmi§ bu §ekil, kendisi
hic;bir §ey yapmadan, istemeden ya da hayal gi.ic i.ini.i zorlamadan
hareket ediyordu. Onu bazen biraz harekedi bir §eyle c;evrilmi§
gori.iyordu; bu §ey, aydmltk zeminden daha koyuydu; ama o,
bazen insanlar, adar, agac;lar, daglar olarak gori.inebilen golge
hayalleri pek aym edemiyordu. Genellikle o gori.inti.iyle uyku­
ya daltyor ve sakin bir geceden sonra sabah yine uyand1gmda
canlanmt§, teselli bulmu§ oluyordu; emindi ki Eduard heni.iz
ya§tyor, onunla ha.la en s1kt ili§ki halindedir.

Dokuzuncu Alt Boliim


i lkbahar gelmi§ti, daha gee; ama her zamankinden daha c;a­
buk ve daha §en. Ottilie §imdi bahc;ede beklentisinin meyvesini
buldu: Her §ey filizleniyordu, ye§eriyor ve zamant gelince c;ic;ek
ac;1yordu; iyi yap1lm1§ camekanlann ve tarhlann arkasmda ha­
z1rlanmt§ olan her §ey §imdi nihayet dt§andan etkileyen tabia­
tm kar§tsma c;1ktyordu ve yaptlacak, baktlacak her §ey, §imdiye
kadar oldugu gibi sirf umut dolu emek olarak kalm1yor, keyif
veriyordu.

Luciane'nin vah§iligi yi.izi.inden saks1 c;ic;ekleri arasmda bo­


zulan baz1 yapraklarm simetrisi ic;in bahc;1vant teselli etmesi ge­
rekiyordu. Her §eyin yakmda tekrar di.izelecegi konusunda onu
cesaredendiriyordu. Arna bahc;1vanm, zanaatma kar§t fazla de­
rin duygusu ve iyi bir anlayt§t vard1 ki, bu teselli sebepleri onda
fazla i§e yaramadt. <;;:e§idi ba§ka hobileriyle, meraklanyla ne ka­
dar az oyalanabilirse bitkinin si.irekli ya da gec;ici olgunla§mas1
ic;in gerekli sakin ilerlemesi o kadar az boli.inebilir. Bitki, inatc;1
insanlara benzer, eger huyuna gore davramlma onlardan her
§ey almabilir. Sakin bir bakt§, sessiz bir tutarltltk, her mevsim­
de, her saat gerekli her §eyi yapmak, belki hie; kimseden bahc;1-
vandan istendiginden daha c;ok istenmez.

168
Ruh Akrabalzklarz

Bu zavalh adam bu ozelliklere son derece sahipti, Ottilie de


bu nedenle onunla birlikte c;;alt§maktan ho§lamyordu. Arna adam
as1l yetenegini birkac;; zamandtr amk rahatc;;a uygulayam1yordu.
<;iinkii agac;; ve mutfak bahc;;1vanltg1yla ilgili her §eyi, eski bir siis
bahc;;esinin gereklerini tam olarak yerine getirmeyi biliyorsa da
genel olarak insana birinden c;;ok 6teki uydugu gibi turunc;;gillerin,
c;;ic;;ek soganlannm, karanfil ve ay1kulag1 filizlerinin bak1mmda
tabiatla yan§acak kadar iyiyse de yeni siis agac;;larma ve moda c;;i­
c;;eklere biraz yabano kalmt§tl ve botanigin zamana ayak uyduran
sonsuz alanmdan ve ic;;indeki yabanc1 isim kalabaltgmdan bir c;;e§it
iirkmii§tii ve bu onu s1k1yordu. Ev sahiplerinin gec;;en y1l dikmeye
ba§lad1klanm o, baz1 k1ymetli bitkilerin yok oldugunu gordiikc;;e
gereksiz ve israf say1yordu ve ona yeterince diiri.ist hizmet etme­
yen bahc;;1van esnaf1yla da aras1 pek iyi degildi.

Bu konuda baz1 denemelerden sonra bir c;;e§it plan yapmt§,


Ottilie de onu bu planmda aslmda yoklugu burada ve baz1 ba§­
ka alanlarda her gi.in daha kotii hissedilen Eduard'm geri doni.i­
§i.ine dayand1g1 ic;;i n daha da c;;ok desteklemi§ti.

�imdi bitkiler gittikc;;e daha c;;ok kok salarken ve dal verir­


ken Ottilie de kendini bu yerlere daha c;;ok baglanmt§ hissedi­
yordu. Daha bir ytl once bir yabano, onemsiz biri olarak buraya
gelmi§ti; o zamandan beri ne c;;ok §ey kazanmt§tt! Arna ne yaz1k
ki onun o zamanmdan sonra tekrar neler kaybetmi§ti! Bu kadar
zengin ve bu kadar yoksul olmamt§tl hic;;bir zaman. Her ikisinin
duygusu §U anda degi§ip duruyordu, hatta en derinde birbirini
kesiyordu, oyle ki Ottilie tekrar tekrar bir sonrakine kat1ltyor,
hatta tutkuyla sanltyordu.

Eduard'm ozellikle ho§land1g1 her §eyin onun ozenini de en


c;;ok c;;eki§i di.i§ i.indiiri.ici.idiir; hatra onun yakmda geri gelecegini,
o uzakta olana sundugu ozenli hizmeti te§ekkiirle fark edecegi­
ni nic;;i n ummasmd1?

Arna daha ba§ka tarzda da onun ic;;in c;;alt§ma ftrsatt c;;1kmt§tl.


<;ocugun bak1mm1 ozellikle i.istlenmi§ti, onun dogrudan dogruya
baktC1s1 olmu§tu, c;;i.inki.i bir dad1ya teslim etmemeye, siit ve suyla

1 69
Goethe

bi.iyi.itmeye karar vermi§lerdi. 0 g i.izel ac;;1k havanm tadma var­


maltyd1; Ottilie onu en iyisi dt§an ta§tyor, uyuyan bilinc;;sizi ilerde
c;;ocuklugunda ona gi.ili.imseyerek c;;i c;;ekler arasmda onunla birlik­
te bi.iyi.iyecek c;;alilar ve bitkiler arasmda oraya buraya ta§tyordu.
Ottilie etrafma bakmca, bu c;;ocugun hangi bi.iyi.ik zengin
hayata gozlerini ac;;t 1gm1 kendinden saklam1yordu: \:i.inki.i goz
alabildigince her §ey bir zaman onun olacakt1. Bi.iti.in bunlara
bir de babasmm, annesinin gozi.i oni.inde bi.iyi.imesi ve yenilen­
mi§ mutlu bir evliligi saglamas1 ne kadar arzulanmaya degerdi.
Ottilie bi.iti.in bunlan oyle net g6ri.iyordu ki tam gerc;;e kmi§
gibi di.i§i.ini.iyor ve kendisi bunda hi c;;bir §ey hissetmiyordu. Bu
berrak gokyi.izi.i altmda, bu parlak g i.ine§ l§tgmda birden bire,
a§kmm mi.ikemmelle§mesi ic;;i n tamam1yla bencillikten uzak
olmas1 gerektigini anlad1; hatra. baz1 anlarda, bu zirveye amk
ula§ttgma inand1. Dostunun yalmzca iyiligini istiyordu, ondan
feragat edebilecek hatta onu hic;;bir zaman g6rmeyecek gi.ic;;te ol­
duguna inamyordu; yeter ki onun mutlu oldugunu bilsindi.
Sonbaharm da ilkbahar gibi olmas1 saglanmt§tl. Bi.iti.in yaz
bitkileri, sonbaharda c;;i c;;ek ac;;malan son bulmayan ve sogukta
cesaretle geli§meye devam eden ne varsa hepsi, ozellikle yild1z
c;;i c;;eklerinin bi.iti.in t i.irleri ekilmi§ti ve §imdi her yana fidelene­
cek, yeryi.izi.ini.in i.izerinde bir yild1zlt gokyi.izi.i olu§turacaklard1.

Ottilie'nin Giincesinden
"Okudugumuz iyi bir di.i§i.inceyi, i§ittigimiz ilgin c;; bir §eyi,
g i.incemize aktanyoruz. Arna dostlanm1zm mektuplarmdan il­
ginc;; notlan, orijinal fikirleri, i.inli.i rub dolu sozleri de yazmak
zahmetine girsek, c;;ok zengin olurduk. Mektuplar, bir daha hie;;
okunmamak i.izere saklamr. En sonunda gizlilik di.i§i.incesiyle
yok edilir ve boylece en gi.izele en dogrudan hayat nefesi bizim
i c;;i n ve ba§kalan ic;;i n geri getirilmeyecesine kaybolur."
"Y1l masalt defalarca boyle ba§tan tekrarlamr. Tann'ya §i.iki.ir,
yine hayattay1z, onun en ho§ boli.imi.inde! Menek§eler ve may1s c;;i­
c;;ekleri bunun ba§ltklan ya da kenar si.isleridir. Onlar, hayatm kita­
bm1 tekrar kan§t1rd1g1m1zda daima ho§ bir etki birak1rlar."

1 70
Ruh Akrabalzklan

"Fakirleri, ozellikle re§it olmayanlan, caddelerin kenarla­


nnda oturup dinlenirlerken azarlanz. Yapacak bir i§ olsa hemen
c;ali§acaklarm1 fark etmez miyiz? Doga o sevimli hazinelerini
ortaya koyar koymaz c;ocuklar pe§ine dii§er, bir i§ ac;mak ic;in;
amk kimse dilenmez, her biri sana bir demet uzaur; sen daha
uykudan uyanmamt§ken o, c;ic;ekleri toplamt§tlr ve yalvaran c;o­
cuk sana liituf gibi giiliimseyerek bakar. Talep etmeyi kendi
hakkt olarak hisseden hie; kimse zavall1 gibi goriinmez."

"Yil, nic;in bazen boyle k1sa, bazen boyle uzundur, nic;in boyle
k1sa goriiniir ve hamada boyle uzun! Benim ic;in gec;mi§ boyledir
ve hic;bir yerde bahc;ede oldugu kadar goze c;arpmaz, gec;ici olanla
devam edenin nasil ic; ic;e girdigi. Ve yine de hic;bir §ey, bir iz, ken­
dine benzer bir §ey birakmayacak kadar uc;ucu degildir."

"Kt§ da ho§UffiUZa gidebilir. Agac;lar oniimiizde oyle ruh


gibi, oyle saydam durunca kendimizi daha ozgiir zannederiz.
Onlar hic;tir, ama hic;bir §eyi de ortmezler. Arna tomurcuklar,
c;ic;ekler bir gelsin, o zaman sab1rsizlanmz, biitiin yapraklar or­
taya c;1ksm diye, manzara canlansm ve agac; bir §ekil olarak kar­
§1m1za c;1ksm diye."

"Kendi tarzmda miikemmel olan her §ey, kendi tarzm1 a§­


mak, ba§ka bir §ey, e§siz bir §ey olmak zorundadir. Baz1 name­
lerde biilbiil heniiz bir ku§tur; sonra kendi s1mfm1 a§ar ve her
kanatl1ya, otmenin aslmda ne demek oldugunu ima eder gibidir."

"A§ks1z, sevgilinin yakmlig1 olmayan bir hayat, yalmzca bir


comedie a tiroir' du (parc;ali/epizodik komedi), kotii bir miisvet­
tedir. Birini 6tekinin ardmdan c;1kanr, tekrar b1rakirsm1z ve bir
sonrakine ko§arsm1z. iyi ve onemli olarak goriinen her §ey, an­
cak zar zor birbiriyle ili§kilidir. Her yerde ba§tan ba§lamak ve
her yerde bitirmek istersiniz."

Onuncu Alt Biiliim


Charlotte'ye gelince o, ne§eli ve keyiflidir. <;:ok §ey vaadeden
bedeniyle goziinii ve ruhunu her an dolduran hareketli bebek ona
zevk veriyor. Diinyayla ve servetiyle onun sayesinde yeni bir bag

171
Goethe

kuruyor. Eski i§i yeniden hareketleniyor; bakt1g1 her yerde ge�en


ytl bir�ok iyi §ey yapttgm1 g6riiyor ve yaptlandan sevin� duyuyor­
du. Kendi duygusuyla canlanmt§ olarak Ottilie ve bebekle bir­
likte yosunlu kuliibeye pktyor ve onu bir ev kutsalt gibi kii�iik
masanm iizerine yatmnca iki yerin bo§ oldugunu gorerek ge�en
zamanlan hanrltyor, kendisi ve Ottilie i�in yeni bir umut ortaya
�1k1yor. Gen� ktzlar belki tevazuyla §U ya da bu gen� erkek acaba
onu e§ olarak arzu ederler mi diye sessizce i�lerinden ge�irerek
doniip bakarlar; ama bir k1z evlat ya da bir k1z evlatl1k yeti§tiren
kimse, daha geni§ bir �evrede etrafma bakmtr. Yiizba§t'nm Otti­
lie ile birle§mesini imkans1z bulmayan Charlotte'nin durumu da
bu kuliibede yan yana otururlarken boyleydi, o zaman.

Charlotte yukan �1kmaya, Ottilie de bebegi ta§tmaya devam


etti. Beriki �e§idi dii§iincelere daldi. Saglam karada da deniz ka­
zas1 olur; bunu en �abuk atlatmak ve yeniden onarmak giizel ve
hesaplt olurdu. Zaren hayat yalmzca kazan� ve kay1p iizerineydi.
Herhangi bir tesis yap1p da i�inde kim rahats1z edilir! i nsan ne
�ok yeni bir yola girip ba§ka tarafa �evrilir! Daha yiiksegine ula§­
mak i�in goziimiize kestirdigimiz bir hedeften ne kadar s1k uzak­
la§mz! Seyyah yolda tekerlegini kmnca �ok iiziiliir ve bu tats1z
tesadiifle, biitiin hayatm1 etkileyen �ok sevindirici tant§malara ve
baglara ula§tr. Kader, arzulanm1za izin verir, ama kendi usuliin­
ce, bize arzulanm1zm iistiinde bir §eyler vermek i�in.

Charlotte'nin, tepedeki yeni binaya ula§tigmda kafasmda­


ki dii§iinceler bu ve benzerleriydi ve bunlar o yerde tamam1yla
dogruland1. \:iinkii �evre, insanm hayal edebileceginden �ok
daha giizeldi. Etraftaki kii�iik, rahats1z edici her §ey uzakla§tt­
nlmt§tt; doganm, zamanm katk1lan tertemiz ortaya �1k1yor ve
gaze �arp1yordu, tek tiik bo§lugu doldurmas1, ayrtlm1§ boliim­
leri baglamas1 istenen yeni fideler amk ye§eriyordu.

Evin kendisi neredeyse oturulabilir hale gelmi§ti; manzara,


ozellikle yukandaki odalardan bak1ld1gmda son derece �e§it­
liydi. i nsan etrafma ne kadar �ok bakarsa o kadar giizellikler
ke§fediyordu. Giiniin farkli zamanlan, ay ve giine§ burada kim

172
Ruh Akrabalzklarz

bilir ne etkiler yapard1! Burada vakit gec;irmek son derece arzu­


ya degerdi ve biitiin kaba i§lerin tamamlanm1§ oldugunu goren
Charlotte'nin ic;inde yapmak ve ba§armak hevesi ne c;abuk yeni­
den uyanml§tl! Bir marangoz, bir duvar kag1tc;1Sl, kalemlerle ve
hafif yald1zlamayla c;ali§abilen bir ressam! Yalmzca bunlara ihti­
yac; vard1 ve kisa zamanda tamamdi. Bodrum ve mutfak, c;abuk
diizenlendi, c;iinkii §atodan uzakta, biitiin ihtiyac;lan etrafmda
toplamak zorundaydilar. Ve boylece hammlar, bebekle birlik­
te yukanya yerle§tiler ve yeni bir merkez olan buradan onlara
beklenmedik gezintiler ac;ildi. Onlar bu yiiksek ac;1k taze hava
bolgesinde giizel havanm tadm1 c;1kanyorlardi.

Ottilie'nin en sevdigi yo!, bazen yalmz, bazen c;ocukla, a§a­


g1 ard1c;lara dogru rahat bir patika idi ve bu yol sonradan kar§Iya
gec;erken kullamlan kay1klarm birinin bagli oldugu noktaya go­
tiiriiyordu. Bazen kay1kla gezintiye c;1kmak ho§una gidiyordu,
c;ocuksuz, yalmz. <;iinkii Charlotte c;ocuk ic;in endi§eleniyordu.

Bu gi.izel donemde, Eduard'1 seyahatte tamm1§, birkac; kez


onunla bulu§ffiU§ ve haklarmda gi.izel §eyler duydugu tesisleri
gormek isteyen bir i ngiliz'in ziyareti Charlotte'nin i§ine geldi.
Adam, kontun bir tavsiye mektubunu getirdi ve sakin, ama c;ok
ho§ bir adam1, arkada§I olarak tamtu. �imdi kah Charlotte'la ve
Ottilie ile kah bahc;1vanlar ve avolarla, c;ogu zaman arkada§1yla
ve bazen yalmz, bolgede dola§irken tespitlerinden kolayca anla§1-
liyordu ki boyle tesislerin meraklis1 ve bilgilisiydi ve benzerlerinin
bazilanm kendisi de yapmmi§tl. i leri ya§larda olmasma ragmen,
hayau siisleyen ve anlamland1ran her §eye ne§e ic;inde katil1yordu.

0 varken hammlar c;evrelerinin asil tadma vardilar. Tec­


riibeli gozleri her etkiyi hemen aliyordu ve o olc;iide, olu§ffiU§
olandan, daha onceden bu bolgeyi tammad1g1 ic;in, doganm ver­
diginin iistiine nelerin katild1g1m zar zor aym edebiliyordu.

Rahatc;a denebilir ki onun tespideri sayesinde park biiyiidii


ve zenginle§ti. Yeni biiyiimekte olan fidanlarm ne vaadettigini
onceden biliyordu. Herhangi bir giizelligin vurgulanmas1 ya da
eklenmesi gereken her yeri fark ediyordu. Burada temizlenecek

173
Goethe

ve biitiin bir c;altltk boliimii siisleyecek bir kaynaga, §urada bir


tepeye i§aret ediyordu. Orada ac;1ltp geni§letilerek arzulanan bi r
istirahat yeri olu§abilirdi, bu arada fevkalade kaya kiidelerinden
tepeleri gozlerin oniine sermek ic;in yalnizca birkac; agao kesmek
yeterdi. Ev sahiplerine §ans diledi, kendilerine yapacak baz1 i§ler
kald1g1 ic;in ve acele e tmemelerini, gelecek y1llar ic;in de kendile­
rine yaratma ve diizenleme zevkini korumalarm1 ogiidedi.
Aynca, ho§ sohbet saaderinin dt§mda da asla s1k1C1 degil­
di, c;iinkii giiniin en biiyiik boliimiinde, parkm giizel manza­
ralarm1, ta§mabilir karanltk bi r kutuya rapte tmek ve c;izmekle
ugra§tyordu; amao bu sayede kendisi ve ba§kalan ic;in seyahat­
lerinden giizel bir iiriin kazanmaktt. Bunu uzun y1llardan beri
biitiin onemli bolgelerde yapmt§ ve bu sayede kendine c;ok ho§
ve c;ok ilginc; bir koleksiyon saglamt§tl. Yanmda ta§1d1g1 biiyiik
bir c;antay1 hanimlara gosterip kismen resimle, kismen anlatty­
la onlan eglendirdi. Onlar burada bu yalnizltklannda diinyay1
boylesine rahatc;a gezmekten, k1y1lan, limanlan, daglan, golleri
ve umaklan, §ehirleri, kaleleri ve tarihte adlan gec;en ba§ka baz1
yerleri onlerinde gec;irtmekten sevinc; duyuyorlardt.
Her iki hanimm her birinin ozel bir ilgisi vard1: Charlot te
daha genel, tam da tarihi yonden ilginc; buldugu §eye, Ot ti­
lie ise ozellikle, Eduard'm c;ok soziinii e t tigi, vakit gec;irmekten
ho§lanip s1k s1k git tigi bolgelere. C::ii nkii her insanm yakmda
ve uzakta o kendisini c;eken, ona karakterine uygun olarak ilk
izlenimden dolay1 belli §ardardan, alt§kanliktan dolay1 ozellikle
sevimli ve heyecan verici olan belli yerel §eyleri vardu.
Ot tilie bu nedenle Lord'a en c;ok nereyi begendigini ve ken­
dine kalsa nerede ev ac;acagm1 sordu. 0, birden fazla giizel yer
gos terebilirdi ve oralan sevimli, degerli yapacak ne ya§ad1gm1
ozel aksanlt Frans1zcas1yla anlatmay1 bildi.

Buna kar§tltk §imdi genel olarak nerelerde bulundugu, en


c;ok nereye donmek is tedigi sorusuna hanimlarm beklemedigi
§U cevab1 rahad1kla verdi:
"Ben amk her yerde kendimi evimde hisse tmeye ali§ttm ve
ba§kalarmm benim ic;in in§a e tmesinden yeti§tirip ev ic;in c;aba-

174
Ruh Akraba!tk!art

lamasmdan daha ho§ hic;bir §ey bulam1yorum sonunda. Kendi


miilklerimi ozlemiyorum, k1smen politik sebeplerden, ama ozel­
likle de her §eyi kendisi ic;in yap1p diizenledigim ve kendisine
devredip birlikte tadm1 c;1karacag1m1 umdugum oglum, hic;bir
§eye kattlmay1p Hindistan'a, orada baz1 ba§kalan gibi hayatm1
daha yararl1 yapmak ya da harcamak iizere gittigi ic;in.

�iiphesiz, biz hayat ic;in c;ok fazla haztrltk yap1yoruz. Orta


halli bir hayatta kendimizi rahat hissetmeye hemen ba§lamak
yerine, keyfimizi kac;1 racak bic;imde geni§leyip duruyoruz. Be­
nim binalanmm, park1mm, bahc;elerimin keyfini §imdi kim
siiriiyor? Ben degil, benimkiler bile degil: Yabanet misafirler,
merakltlar, huzu rsuz seyyahlar.

<;ok §eylerimiz varken bile yan yanya evimizdeyiz, ozellik­


le §ehirdeki baz1 alt§ttg1m1z §eylerimizin olmad1g1 koyde. <;ok
§iddetle arzu ettigimiz kitap yamm1zda degildir ve tam da en
c;ok ihtiyac1m1z olan §eyi unutmu§uzdur. Hep ev k1yafeti giyeriz
ama soyunmak iizere ve bunu eger isteyerek, keyfimizce yapm1-
yorsak, o zaman §artlar, tutkular, tesadiifler, ihtiyac;lar ve ba§ka
neler neler etkiler!"

Lord, bu dii§iinceleriyle hamm arkada§lannm nastl etki­


lendiklerinin farkmda degildi. Ve genel bir gorii§ii, §artlarm1
zaten bildigi bir toplulukta bile telaffuz eden her insan ne kadar
s1k boyle bir tehlikeye dii§mez ki! Charlotte ic;in boyle tesadiifi
yaralanmalar, iyi niyetli ve iyi kas1tltlar da dahil, yeni bir §ey
degildi ve diinya zaten gozlerinin oniinde oylesine ac;1k sec;ikti ki
herhangi biri onu dii§iincesizce ve dikkatsizce bak1§larm1 §urada
burada sevimsiz bir yere yoneltse de ozel bi r act hissetmiyordu.
Buna kar§tltk yan bilinc;li bir genc;likte gormekten ziyade se­
zen ve gozlerini ba§ka tarafa c;evirebilen hatd c;evirmek zorunda
olan Ottilie, gormek istemedigi ve gormesi gerekmeyen §eyden
bu samimi konu§malarla en kotii duruma sokulmu§ oldu: <;un­
kii oniindeki o ho§ pec;e §iddetle y1mld1 ve sanki her §ey, §imdiye
kadar ev ve avlu, bahc;e ve park ve biitiin c;evre ic;in yaptlmt§
olan her §ey, aslmda biitiiniiyle bo§ayd1. <;unkii bunlann tii-

175
Goethe

miiniin sahibi, bunun tadm1 i;1karmazd1, i;iinkii §U kar§ismdaki


misafir gibi diinyada dola§maya, hem de en tehlikelisine, en sev­
diklerince ve en yakmlannca zorlanml§ olacakti. Ottilie'nin i§it­
mek ve susmak ah§kanhg1 vard1 ama bu kez, yabancmm ne§eli
bir orjinallik ve dii§iinceyle siirdiirdiigii sonraki konu§mas1yla
azalmaktan ziyade kotiile§en i;ok fena bir halde bulunuyordu.
"�imdi, sanmm" dedi "dogru yolday1m, i;iinkii kendimi de­
vamh olarak, i;ok §eyin keyfine varmak ii;in biri;ok §eyden fe­
ragat eden bir seyyah olarak goriiyorum. Degi§iklige al1§t1m,
hatta benim ii;in ihtiyai; oldu, tipk1 insanm operada i;ok i;e§itli­
leri oldugu ii;in tekrar tekrar yeni bir dekorasyon beklemesi gibi.
En iyi ve en kotii lokantadan ne bekleyecegimi bilirim istedigi
kadar iyi ya da kotii olsun, ah§t1g1m §eyi hii;bir yerde bulamam
ve sonunda aym §eye vanhr, yani gerekli bir ah§kanlik ya da
keyfi bir rasdant1ya baghhk. �imdi en azmdan, bir §eyin yanli§
yere koyulmu§ ya da kaybolmu§ olmas1, tamir ettirmem gerek­
tigi ii;in her giinkii oturma odamm kullamlamaz hale gelmesi,
bir fincammm kmlmas1 ve ba§ka hii;birinden ii;menin bana tat
vermemesi gibi s1kmt1lanm yok. Biitiin bunlan a§tlm ve ba§l­
m1 soktugum ev yanmaya ba§lad1 mi, adamlanm dert etmeden
her §eyimi topluyor ve biz o yerden ve §ehirden i;1k1p gidiyoruz.
Biitiin bu iyi yanlarm yam sira, tam hesaplarsam, yil sonunda
evdeki masrafimdan fazlasm1 harcam1yorum."
Bunlar anlaulirken Ottilie'nin goziiniin oniinde yalmzca
Eduard vard1, §imdi yoksunluk ve s1kmt1 ii;inde bozuk yollarda
nasil ilerliyor, tehlike ve bela ii;inde nasil meydanlarda yat1yor, o
kadar i;ok dayamks1zhk ve tehlike ii;inde vatans1z ve dostsuz ol­
maya, yalmzca kaybetmeyi becermek ii;in her §eyi atmaya nasil
ah§iyordu. Topluluk, iyi ki bir siire aynldi. Ottilie, yalmzken bol
bol aglayacak mekam buldu. Hii;bir boguk ao onu daha §iddet­
le ele gei;irmemi§ti, bu gittiki;e berrakhk kazanan netlik kadar,
bani insan bir kere ac1 i;ektirilme yolundayken hep kendine ao
i;ektirdigi zaman oldugundan daha i;ok.

Eduard'm hali ona oyle zavalh, oyle acmas1 geldi ki ne olursa


olsun onun Charlotte ile yeniden bi rle§mesi ii;in her §eyi yapma-

176
Ruh Akrabaltklarz

ya, kendi acts1m ve a§km1 herhangi sakin bir yerde gizlerneye ve


herhangi bir rne§guliyetle kandirrnaya kesin olarak karar verdi.

Bu arada Lord'un, anlayt§h, sakin adarn ve iyi bir gozlernci


olan yol arkada§t, sohbetteki yanh§ yonii fark eder ve dururn­
lardaki benzerligi arkada§ma a<;1klar. 0 ise ailenin ili§kilerinden
hi<; haberdar degildir. Arna berikini seyahatte ilgilendiren tek
§ey, tuhaf olaylardir, rnesela dogal ile suni ili§kilerin, yasal ile
ba§tbo§un, anlay1§ ile aklm tutku ile onyargmm uyu§rnazhgm­
dan ortaya <;tkanlar. Bu adarn daha onceleri bile ve daha evdey­
ken olup biten ve heniiz olu§an her §eyi ogrenrni§ti.

Lord, buna iiziildii, arna rnahcup olrnad1. Eger bazen yal­


mz onernli i§aretlerin degil, en basit ifadelerin bile oradakilerin
rneseleleriyle boyle tats1z bir tarzda 6rtii§ebilecegi dururna dii­
§iilrnek istenrniyorsa insanm toplulukta hi<; konu§rnarnas1 ge­
rekirdi. "Bu ak§arn dururnu diizeltelirn" dedi Lord "ve biitiin
genel konulardan uzak durahrn. Topluluga <;ok ho§ ve onernli
anekdodar ve hikayeler anlatm1z, <;antamz1 ve haftzamz1 seya­
hatirnizde zenginle§tirdiklerinizle."

Ne var ki bu en iyi niyete ragrnen yabanctlar, dosdan bu kez


tuzaks1z bir sohbetle eglendirrneyi ba§ararnadtlar. <,;:iinkii o yol
arkada§t baz1 tuhaf, onernli, §en, dokunakh, korkun<; hikayelerle
dikkat <;ekip kat1hrn1 son derece gerdikten sonra ger<;i tuhaf
arna daha yurnu§ak bir olayla bitirrneyi dii§iindii arna bunun,
dinleyenlere ne kadar yakm oldugundan habersizdi.

Tuhaf KomJu <;ocuklarz

Hikaye
" i leri gelen ailelerden iki korn§u <;ocugu, bir zarnan evle­
nebilecekleri <;agda olan erkek ve km, aileleri bu ho§ iirnitle bir
arada yeti§tirdi ve her iki aile ilerdeki birle§rnenin rnernnuniyeti
i<;indeydi. Arna hernen fark edildi ki bu niyetleri ger<;ekle§rne­
yecege benziyor; bu iki rniikernrnel tabiatta tuhaf bir isteksizlik
ortaya <;tk1yor. Belki de bu ikisi birbirine fazla benziyordu. i kisi

1 77
Goethe

de kendi i�lerine doniik, isteklerinde belli, ilkelerinde saglam­


d1; her biri oyun arkada§larmca sevilip say1liyordu; bir arada
olduklan zamansa birbirine kar§lt, hep yalmz kendileri i�in ya­
p1C1, ama birbirlerine kar§l y1kic1, kar§ila§t1klan yerde bir hedefe
dogru yan§ircasma degil ama bir ama� ugruna miicadele ede­
rek; iyice terbiyeli ve sevimli, ama birbiriyle ilgili olarak yalmzca
nefret ederek, hatd. kotiiydiiler.

Bu tuhaf ili§ki daha �ocuk oyunlannda bile ortaya �ikiyordu


ve y1llar artt1k�a devam ediyordu. Erkek �ocuklar sava§ oyunla­
rmda nas1l ikiye boliiniip birbirlerine saldmrlarsa, bu inat�1 ce­
sur kiz, bir keresinde bir ordunun ba§ma ge�ip kar§l tarafa kar§l
oyle gii�lii, oyle aomas1zca sava§tI ki o ordu eger tek tek sava§�1s1
boyle �ok uslu davramp dii§manm1 sonunda silahs1z ve esir alm1§
olsayd1 fena halde yenilip ka�maya zorlamrd1. Arna o zaman da
o kiz kendini oylesine kahramanca savundu ki erkek, gozlerini
korumak ve k1z arkada§a zarar vermemek i�in ipek boyun bagm1
ym1p onun ellerini bununla smmda baglamak zorunda kald1.

K1z, bunu hi� affetmedi, hatd. ona zarar vermek i�in gizli
i§ler ve denemeler yapt1; oyle ki bu acayip tutkulara �oktan beri
dikkat etmi§ olan anne babalar birbiriyle anla§IP bu iki dii§man
yarat1g1 ayirmaya ve o sevgili iimitlerinden vazge�meye karar
verdiler.

Oglan �ocuk, yeni ili§kilerinde hemen kendini gosterdi.


Dersin her �e§idi ona yarad1. Destekleyenler ve kendi egilimi
onu asker sm1fma yonlendirdi. Bulundugu her yerde sevilip sa­
yil1yordu. <;;:ali§kan tabiat1 sanki yalmzca ba§kalannm iyiligine,
rahatl1gma yanyordu ve o, a�1k bir bilin�le olmadan tabiatm
onun i�in dii§iindiigii biricik kar§1tm1 kaybettigi i�in kendi ken­
dine �ok mutluydu.

Buna kar§ilik k1z, birden hire degi§mi§ bir durumda ortaya


�1kt1. Y1llar, artan bir egitim ve daha �ok belli bir i� duygu, onu
§imdiye kadar erkek �ocuklarla oynad1g1 o §iddetli oyunlardan
uzakla§tird1. Genel olarak sanki bir §eyi eksikti: Etrafmda, of­
kesini patlatmaya deger hi�bir §ey yoktu.

178
Ruh Akrabalzklarz

Onun bir zamanlar kom§U rakibinden daha ya§lt, mevki


sahibi, varltkh ve onemli, toplumda sevilen ve kadmlarca ara­
nan gen<;; bir adam bi.iti.in ilgisini ona yoneltti. Bir dostun, bir
sevgilinin, bir hizmet edenin ona talip olmas1 ilkti. Ondan daha
ya§lt, daha ki.ilti.irli.i, daha parlak ve daha iddialt kizlar arasm­
da ona oncelik vermesi <_;;ok ho§una gidiyordu. Taciz etmeksizin
devam ettirdigi ilgisi, ho§ olmayan <_;;e§itli tesadi.iflerdeki destegi,
ailesine kar§l ger<_;;i telaffuz etmedigi, ama heni.iz <_;;ok gen<;; oldu­
gu i<;;in o sakin ve yalmzca umut dolu istegi: Bi.iti.in bunlar km
ona <_;;ekiyordu ki bunlara alt§kanltk, §imdi di.inyanm bilinen bir
§ey diye kabul ettigi di§ §artlan kendi katkism1 yap1yordu. Kiz,
s1k s1k ni§anlt olarak amltyordu ve kendisi de nihayet bunu boy­
le bilinceye ve ne kendisi ne de herhangi biri onlann yi.izi.ik tak­
malan i<;;i n bir smavm gerekli oldugunu di.i§i.inmeyinceye kadar.

Bi.iti.in meselenin sakinle§IDi§ gidi§at1, ni§anlanmayla da


hizlanmami§tl. Her iki taraf da i§i boyle si.irdi.iri.iyordu; bir ara­
da yapmaktan ho§lamyorlar, bu iyi mevsimin mi.istakbel ciddi
hayatm ilkbahan olarak tadma varmak istiyorlard1.

Bu s1rada o uzaktaki erkek <_;;ok gi.izel yeti§IDi§, hayatmm


hak edilmi§ bir basamagma ula§ffil§tl ve izinli olarak ailesini
ziyarete geldi. <;ok dogal ama yine de tuhaf bir §ekilde gi.izel
kom§usuyla <_;;ok kereler kar§ila§tl. Kiz, son zamanlarda i<_;;inde
yalmzca ho§, ni§anhltk duygulan beslemi§ti, <_;;evresindeki her
§eyle uyum i<_;; indeydi, mutlu oldugunu samyordu ve belli bir
tarzda oyleydi de. Arna §imdi, uzun zamandan beri ilk olarak
ona kar§l bir §ey yine duruyordu. Nefret etmeye degmezdi, kiz
nefret edecek gi.ici.i kaybetmi§ti; hatd. aslmda i<;; degerin yalmz­
ca karanltk bir kabuli.i olan o <_;;ocuksu nefret, §imdi §en §a§km­
hkta, ho§ gozlemde, rastgele itirafta, yan bilin<_;;li yan bilin<_;;s iz
ama yine de gerekli yakla§mada kendini gosteriyordu ve bun­
larm hepsi de kaq1ltkltyd1. Uzun bir uzakla§ma, olduk<;;a uzun
sohbetlere vesile oldu. 0 <_;;ocuksu akils1zhk bile aydmlanm1§
ki§ilerin §akalt hamlamasma yaradt ve sanki o tuhaf nefreti en
azmdan dost<_;; a , dikkatli bir davram§la di.izeltmek gerekiyor gi-

179
Goethe

biydi, sanki o §iddetli yanli§ tamma, amk telaffuz edilmemi§


bir kabul etme olarak kalabilecek gibiydi.

Erkegin ac;1smdan her §ey, anlay1§li, arzu edilen bir olc;iide


kald1. Konumu, §artlan, c;abas1, hirs1 onu yeterince ugra§tm­
yordu ki o giizel ni§anli ktzm dostlugunu te§ekkiire deger bir
armagan olarak goniil rahatl1g1yla algilad1; bu yiizden de bu
dostlugu kendiyle ili§kilendirmedi ya da onu iistelik kendisinin
de iyi bi r ili§ki ic;inde oldugu damada c;ok gormedi.

Oysa kizda durum bamba§ka goriiniiyordu. 0, kendini san­


ki bir riiyadan uyanmt§ gibi goriiyordu. 0 gene; kom§usuna kar§t
miicadelesi, ilk tutkuydu ve bu §iddetli miicadele yalmzca kar§t
koyma bic;iminde, §iddetli, aym zamanda da dogu§tan gelme bir
egilimdi. Hafizasmda da onu her zaman sevdigi gerc;eginden ba§­
ka bir §ey yoktu. Eide silahlarla o dii§manca arayt§l hamlay1p gii­
liimsedi; erkek onun silahm1 ald1g1 zaman hissettigi tatl1 duyguyu
haurlad1; onu baglad1g1 zaman en biiyiik mutlulugu hissettigini
hayal etti ve onun zaran ve iiziilmesi ic;in giri§tigi her §ey, kendi­
sine yalmzca onun dikkatini c;ekmek amac;li masumane arac;lar
gibi geldi. 0 aynhga lanet okudu, ic;ine dii§tiigii uykuya ac1d1, o
siiriikleyen, riiya goren ah§kanliga yuh dedi, c;iinkii bunun yii­
ziinden boylesine onemsiz bir ni§anhs1 olmu§tu; ktz degi§mi§ti,
iki kere degi§mi§ti, ileriye ve geriye dogru, nas1l ahrsamz oyle.

Herhangi birisi onun c;ok gizli tuttugu duygulanm geli§ti­


rip onunla payla§abilseydi ona k1zmazd1: <;iinkii damat onlan
yan yana gordiigiinde kom§uyla kar§tla§tmlmay1 kaldi ramazd1.
Birine belli bir giivensizlik yakt§tmlamazsa, obiirii tam giiven
uyandmyordu; biri topluluga sokulmak isteniyorsa, oteki arka­
da§ olarak arzu ediliyordu; hele daha yiiksek bir kat1hm, ma
dt§l durumlar dii§iiniiliiyorsa, birinden §iiphelenili rken 6tekine
tam bir kesinlik verilirdi. Boyle ili§kilerde kadmlara ozel bir
davram§ yetenegi verilmi§tir ve onlar bu yetenegi geli§tirmek
ic;in sebep ve firsat sahibidirler.

Giizel ni§anli kiz bu tiir dii§iinceleri kendi kendine gizlice


besledikc;e, herhangi biri hangi ili§kilerin, hangi odevin ogiitle-

1 80
Ruh Akrabalzklarz

nip yasaklanacagm1 hatra mutlak bir gerekliligin neyi kesinlikle


istedigini telaffuz edecek durumda pek az bulunduk�a ki bu,
damadm lehineydi, giizel kalp kendi tek yanhhgm1 bir o kadar
�ok destekliyordu. 0, bir yandan diinyayla, aileyle, ni§anhyla ve
kendi onay1yla �oziilmezcesine baghyd1, ote yandan 0 yiikselen
gen�, dii§iinceleri, planlan ve niyetlerini str gibi saklam1yor, kiza
kar§l sad1k ve normal bir erkek karde§ oldugunu kamthyordu.
�imdi ise hemen yola �tkma soz konusuyken oyle goriiniiyordu
ki sanki kmn o eski �ocuksu ruhu biitiin hileleri ve §iddetleriyle
yeniden uyand1 ve §imdi hayatm daha yiiksek bir basamagm­
da, daha onemli ve daha y1kto k0tii niyetlerle donanmt§tt. Kiz,
olmeye karar verdi; amac1, vaktiyle nefret ettigi, §imdi ise �ok
sevdigi erkegi kay1ts1zhg1 yiiziinden cezalandtrmak ve ona sa­
hip olmak istemezken hi� olmazsa hayal giiciiyle, pi§manhg1yla
ebediyen kendine baglamaktt. 0, kmn olii yiiziinden kurtula­
masmd1, onun dii§iincelerini anlamad1g1, ara§ttrmad1g1, deger­
lendirmedigi i�in kendini su�lamaktan vazge�mesindi.

Bu tuhaf �ilgmhk ktzm pe§ini b1rakmad1. Kiz bunu �e§it­


li bi�imlerde saklad1. Ve her ne kadar insanlara acayip gelse de
hi� kimse i�indeki hakiki sebebi ke§fedecek kadar dikkatli ya da
aktlh degildi. Bu arada dostlar, akrabalar, tamd1klar �e§itli eg­
lenceler diizenlemekten yorulmu§lard1. Hi�bir giin ge�miyordu
ki yeni ve beklenmedik bir §ey yap1lmam1§ olsun. Siisleyip bir�ok
ne§eli misafirler i�in haz1rlanmamt§ giizel bir yer neredeyse kal­
mamt§tl. Bizim yeni gelen gencimiz de aynlmadan once kendi
davetini diizenlemek istedi ve gen� �ifti kii�iik bir aile grubuyla
birlikte bir yat sefasma davet etti. Biiyiik, giizel, ho§ siislenmi§
bir yata binildi. Bu, kii�iik bir salonu ve birka� odas1 olan ve
karanm rahatl1klanm suya aktarmaya �ah§an yatlardan biriydi.

Biiyiik nehrin iizerinde miizik e§liginde yol ahyorlard1. Top­


luluk, giiniin �ok s1Cak zamanmda dii§iince ve §ans oyunlanyla
eglenmek i�in a§ag1daki mekanlarda toplanmt§tl. Hi� bo§ otur­
mayan gen� gemici, diimenin ba§ma ge�ip yerinde uykuya dalan
ya§h gemi ustasm1 azat etti. Ve az once, iki adanm nehir yatagm1

181
Goethe

daralmg1 ve diiz �akil k1y1larm1 kah bir yanda kah obiir yan­
da i�eriye dogru uzatarak tehlikeli bir su yolu olu§turdugu yere
yakla§t1g1 i�in uyamk olanm �ok dikkatli olmas1 gerekiyordu.
Dikkatli ve keskin gozlii diimenci, ustay1 uyandirmay1 neredeyse
deneyecekti ki kendine giiven duydu ve bogaza dogru siirdi.i. 0
anda ba§mda �i�ekten tac1yla gi.izel bir di.i§man kadm i.ist gi.iver­
tede gori.indii. Ba§mdaki tao �1kanp di.imenciye firlattl. "Bunu
hatira olarak al" diye bagirdi. Erkek " beni rahats1z etme!" diye
haykird1 tac1 yakalarken onun yi.izi.ine: "Bi.iti.in gi.ici.imi.i ve dik­
katimi toplamam gerekiyor." "Seni bir daha rahats1z etmem"
diye bagird1 oteki. "Beni bir daha g6rmezsin ! " Bunu soyleyip ya­
tm on tarafma ko§tu ve oradan suya atladi. Bir iki bagm§: "Kur­
tann! Kurtann! Boguluyor! " Di.imenin ba§mdaki, korkun� bir
�aresizlik i�indeydi. Gi.iri.ilti.iden, ya§h gemici uyand1, gencin ona
uzamg1 kiiregi yakalamak istedi; ama miirettebat1 degi§tirme
zamam degildi: Yat k1y1ya yana§tI ve tam o anda i.isti.indekileri
firlatarak suya adad1 ve o giizel di.i§manm pe§inden yi.izdii.
Su, tamyan ve nas1l kullanacagm1 bilen kimse i�in dost bir
elementtir. Onu ta§tr, ama mahir yi.izi.ici.i ona hakim olur. Oni.in­
de si.iriiklenen gi.izele ula§Ir ula§maz onu yakalad1, kaldmp uza­
ga ta§1may1 bildi; her ikisi birden akmt1yla h1zla si.iri.iklendiler,
adalan, nehir adalanm arkalarmda birakmcaya kadar ve nehir
tekrar geni§ ve rahat akmaya ba§layana kadar. Ancak §imdi ken­
dine gelip, §uursuzca yalmz mekanik olarak hareket ettigi o ilk
s1ki§tmo felaketten silkindi; yukanya kaldird1g1 ba§iyla etrafma
bakmd1 ve giicii yettigince nehre ho§ ve uygun bir §ekilde a�1lan
diiz, �ahhk bir yere dogru kula� am. Orada g i.izel ganimetini
karaya �1kard1; ama onda hi�bir hayat nefesi hissedilmiyordu.
<;ahhktaki iistiinde yi.iriinmi.i§ bir patika goziine �arpugmda
�aresizdi. K1ymedi yiiki.ini.i tekrar smlad1, hemen bir yalmz ev
g6rerek oraya ula§tl. Orada iyi insanlar, gen� bir evli �ift buldu.
Kaza, dert �ok �abuk duyuldu. Biraz di.i§iini.ip ta§mma gerekti­
ren §ey, yerine getirildi. Parlak bir ate§ yamyordu; y i.in ort i.iler
yayild1 bir sedire; ki.irkler, deriler, is1tan ne varsa �abucak geti­
rildi. Burada kurrarma meraki ba§ka her g6ri.i§ii a§tyordu. Gi.i-

182
Ruh Akraba!tklarz

zel, yan kattla§ml§ c;1plak bedeni tekrar hayata kavu§turmak ic;in


hic;bir §eyden kac;m1lmazdi. Ba§anldi. Kiz, gozlerini ac;ti, o dostu
gordii, boynuna o giizel kollanm doladi. Uzun siire boyle kald1;
bir ya§ seli geldi gozlerinden ve §ifa bulmasm1 tamamladi. "Beni
terk etmek mi istiyorsun" diye bagird1, "seni boyle tekrar bul­
mu§ken?" "Asia!" dedi erkek, "asla! " ve bilmedi ne soyledigini,
ne yapt1gmi. "Aman kendini koru" diye ekledi " kendini koru!
Kendin ic;in ve benim ic;in dii§iin kendini! "

K i z §imdi kendini dii§iindii v e ancak §imdi ic;inde bulun­


dugu durumun farkma vardi. Sevgilisinin, kurtanc1smm oniin­
de utanamazd1; ama kendine bakmas1 ic;in onu rahatc;a birakt1,
c;iinkii erkegin iistiindeki her §ey smls1klamdi.

Gene; evliler aralarmda konu§tular: Erkek bu gence, kadm


da bu giizel k1za, bir c;ifti ba§tan a§ag1ya giydirmek ic;in heniiz
eksiksiz as1h duran diigiin kiyafetlerini sundular. Kisa siirede
bu iki macerao, yalmzca giyinmi§ degil, siislenmi§lerdi. §ahane
g6riiniiyorlard1, birbirlerine hayretle bakt1lar, yakla§tiklannda
smirs1z bir tutkuyla ve yine de kiyafetlerine yan giiliimseyerek
birbirlerini s1ms1k1 kucaklad1lar. Genc;ligin giicii ve a§km ate§i
onlan birkac; saniye ic;inde tamam1yla kendine getirdi ve dansa
davet ic;in yalmzca miizik eksikti.

Kendilerini sudan karaya, oliimden hayata, aile c;evresinden


yaz1 yabana, c;aresizlikten hayranhga, ilgisizlikten sevgiye, tut­
kuya gelmi§ bulmak, hepsi bir and1; bunu kafas1 alm1yor insa-
010, sanki c;atlayacak ya da altiist olacak gibi. Eger boylesi bir
§a§kmhga katlamlacaksa o zaman kalp en iyisini yapacakm.

Birbirlerinin ic;ine iyice gomiilmii§ken ancak bir siire sonra


geride birakt1klan insanlann korkusunu, s1k10us101 dii§iinebil­
diler. Ve neredeyse kendileri de onlarla tekrar nastl kar§l kaq1ya
geleceklerini korkmadan, s1ktlmadan dii§iinemedi. "Kac;ahm
mi? Saklanahm mi?" dedi gene;. Onun boynuna sartlmi§ken
"Birlikte durahm" dedi k1z.

Onlardan, kiy1ya ula§ml§ yatm hikayesini ogrenen koylii,


daha c;ok sormadan sahile ko§tu. Deniz arac1 rahatc;a gelmi§ti;

183
Goethe

bi.iyi.ik zahmetlerle yerinden kurtanldi. Mec;hule dogru gidildi.


Kaybolanlan bulmak umuduyla. 0 taraftan koyli.i bagn§larla,
i§aretlerle gelenlerin dikkatini c;ekip uygun bir karaya yana§ma
yerinin bulundugu bir yere ko§unca ve bagirmaya, i§aret etmeye
devam edince yat k1y1ya dondi.i; hele karaya c;1ki§lan ne manza­
rayd1! Once her iki ni§anlmm anne babalan k1y1ya ko§tu; seven
ni§anlmm neredeyse akh ba§mdan gitmi§ti. Sevgili c;ocuklarm
kurtanlml§ olduklanm yeni ogrenmi§ken onlar 0 tuhaf k1ya­
fetleriyle c;ahlarm ic;inden c;1ktilar. C.::ok yakma gelmeden onlan
tamyamad1lar. "Kimi gori.iyorum ? " diye bagird1 anneler. "Ne
gori.iyorum?" diye bagird1 babalar. Kurtarilm1§ olanlar onlarm
oni.ine amlar kendilerini. "C.::ocuklannm ! " diye haykirdilar. "Bir
c;ifti. Affedersiniz ! " dedi kiz. "Bize hayir duanm bagt§laym! "
dediler ikisi de, herkes §a§kmhk ic;inde dona kalmt§ken. "Hayir
duanm!" duyuldu i.ic;i.inci.i kez ve bunu kim esirgeyebilirdi?"

Onbirinci Alt Boliim


Anlatan adam, bir ara verdi ya da hatta Charlotte'nin son
derece hareketlendigini fark edince adeta son verdi; evet Char­
lotte ayaga kalkip sessiz bir ozi.ir dilemeyle oday1 terk etti, c;i.in­
ki.i o hikayeyi biliyordu. Bu olay, Yi.izba§1 ile bir kom§u arasmda
gerc;ekten olmu§tu, gerc;i tam i ngiliz' in anlamg1 §ekliyle degil,
ama yine de as1l c;izgileri bozulmamt§, yalmzca baz1 ayrmular
az c;ok degi§tirilmi§ ve si.islenmi§ti; once halkm agzmdan, sonra
da kafaca ve zevkc;e zengin bir anlaucmm hayal g i.ici.inden gec;en
bu c;e§it hikayelerde oldugu gibi. Sonunda c;ogu zaman her §ey
ya da hic;bir §ey, oldugu gibi kalmaz.

Ottilie, Charlotte'yi izledi, o iki yabancmm da istedigi gibi


ve §imdi, belki yine de bir yanh§ yap1ld1gm1, evin bildigi veya
benzer bir §eyin anlat1ld1gm1 fark etmek siras1 Lord'a geldi.
"Daha koti.isi.inden kendimizi korumam1z gerekir" dedi. Bura­
da gordi.ig i.imi.iz birc;ok iyi ve ho§ §ey, gori.iyoruz ki bu ev sahip­
leri hammlara az mutluluk getiriyor; uygu n bir §ekilde mi.isaade
isteyelim."

1 84
Ruh Akrabaltklart

" itiraf etmeliyim ki" dedi yol arkada§l "beni burada tutan
ba§ka bir §ey var ve onda aydmlanmadan ve daha net bilgi edin­
meden bu evi terk etmek istemiyorum. Siz, Lordum, biz di.in
portatif karanltk kamerayla parkta dola§irken tam pitoresk bir
yer bulmak i<;in fazlas1yla me§gulken yam ba§1m1zda olup bite­
ni fark edemezdiniz. Gal kiy1smda size ho§ bir manzara sunan
tenha bir yere ula§mak i<;in anayoldan aynldm1z. Bize e§lik eden
Ottilie, takip etmeyi birak1p kay1kla oraya varmak i<;in rica etti.
Ben onunla birlikte kay1ga bindim ve bu g i.izel kay1k<;1 hantmm
becerisinden ho§land1m. Ona israrla anlatt1m ki hen g i.izel kiz­
larm gemiciyi temsil ettigi i svi<;re' de dalgalarm i.izerinde boyle
ho§ sallanmad1m, ama Ottilie'ye o yan yolu ni<;in reddettigini
sormaktan kendimi alamad1m: <;i.inki.i ger�ekten onun ka<;m1-
§mda bir <;e§it korkulu �ekingenlik vard1. "Eger bana gi.ilmezse­
niz" dedi dost�a, "size bu konuda bir iki bilgi verebilirim, her ne
kadar benim i�in de bunda bir sir varsa da. Ben o yan yola ba§­
ka hi<;bir yerde hissetmedigim ve sebebini a�1klayamad1g1m bir
i.irpermeye tutulmadan asla ayak basmad1m. Bu nedenle boyle
bir hisse kap1lmaktansa oradan sakmmm; bir de, bazen ba§­
ka zamanlarda da sol taraf1mda hissettigim yanm ba§ agnsma
hemen tutulmamak i�in." Karaya �1kt1k, Ottilie sizinle sohbet
ediyordu, bense bu arada onun bana uzaktan gosterdigi yeri in­
celiyordum. Arna belli bir ta§ komi.ir izi ke§fettigimdeki §a§km­
ltg1m �ok bi.iyi.ik oldu. Bu iz bana, burada bi rka� kaz1 sirasmda
belki de derinde zengin bir yatagm bulundugunu gosteriyordu.

" Kusura bakmaym Lordum, gori.iyorum, gi.ili.imsi.iyorsunuz


ve gayet iyi biliyorum ki sizin inanmad1gm1z boyle §eylere be­
nim bu tutkulu dikkatimi siz yalnizca bilge bir adam ve bir
dost olarak ho§ gori.iyorsunuz. Arna bu g i.izel <;ocuga sarka� ha­
reketlerini denetmeden bu evden aynlmam imkins1z."

Bu mesele soz konusu olunca Lord'un buna kar§1 kendi ge­


rek<;elerini tekrarlamas1 hi<; eksik olmazd1; bu gerek<;eleri yol
arkada§l tevazuyla ve sab1rla kabul eder, ama yine de sonunda
kendi gori.i§i.inde ve kendi isteklerinde israr ederdi. Tekrar tek-

185
Goethe

rar da belirtirdi ki bu deneylerde her insan ba§anh olmad1g1 ic;;i n


meseleye son vermemek, hatra c;;ok daha ciddi ve esash ara§ttr­
mak gerekirdi; c;;iinkii §iiphesiz cans1z varhklar arasmdaki baz1
ili§kiler ve akrabahklar, kendi aralannda, canhlar ise onlara
kar§t ve c;;ok kereler kendi aralannda, bizim ic;;i n §U anda gizli
§eyleri ortaya koyabilirler.

Giizel bir kiic;;ii k kutuda hep yanmda ta§1d1g1 altm halka­


lardan, markazit ta§mdan ve ba§ka metallerden olu§ma aletini
c;;1kard1 ve §imdi iplerde sallanan metalleri deney ic;;i n yerde du­
ran metallerin iizerine biraku. "Lordum, ba§ans1zltg1ma istedi­
giniz kadar sevinebilirsiniz" dedi. "bunu §imdiden yiiziiniizden
okuyorum, bu bende ve benim ic;;i n hie;; fark etmeyecek. Arna
benim eylemim yalmzca bir gosteri. Hammlar geri dondiigiinde
bizim burada ne acayipliklere ba§lad1g1mm merak etsinler."

Hammlar geldiler. Charlotte hemen bildi ne oldugunu. "Bu


§eyler hakkmda bir §eyler duydum" dedi "ama etkisini hie;; gor­
medim. Her §eyi boyle ho§ haz1rlad1gm1za gore, birakm deneye­
yim, acaba bana da oluyor mu."
ipi eline ald1 ve ciddi oldugundan dogru ve heyecans1z tut­
tu; ne var ki hic;;bir sallanma fark edilmiyordu. Bunun iizerine
Ottilie denedi. 0, sarkac1 alttaki metallerin iizerinde daha sa­
kin, daha rahat, daha bilinc;;sizce tuttu. Arna o anda sallanan
§ey sanki kararl1 bir fmmaya tutulmu§ gibi dondii, degi§tirilen
zemine gore kah bir yana kah obiir yana, §imdi c;;emberler halin­
de, §imdi elipsler halinde. Ya da hmm yol arkada§tntn tahmin
edebildigi gibi ya da daha da c;;ok diiz hatlarda ald1.

Lord'un kendisi bir dereceye kadar afallad1, ama obiirii


zevkten ve hmtan, hie;; son veremiyordu, durmadan deneylerin
tekranm ve c;;e§itlendirilmesini rica ediyordu. Ottilie onun iste­
gine uyacak kadar nazikti, ta ki sonunda yine ba§t agnd1g1 ic;;i n
kendisini azat etmesini kibarca rica edene kadar. 0 ise buna
§a§ffit§, hatra ho§lanmt§ olarak Ottilie'ye eger kiirlerinden bi­
rine giivenirse onu bu dertten tamam1yla kurtarmak istedigi­
ni, kesin olarak soyledi. Bir an i<;in tereddiit edildi; ama neyin

186
Ruh Akrabalzklarz

soz konusu oldugunu c;abucak kavrayan Charlotte, bu iyi niyetli


teklifi reddetti, c;iinkii hep giic;lii bir nefret duydugu bir §eye
kendi c;evresinde izin vermek istemezdi.

0 yabanc1lar uzakla§ttlar, kendilerinden tuhaf bir §ekilde et­


kilenildigine bakmadan, ama herhangi bir yerde kendilerine yine
rastlanmak arzusunu arkalarmda birakarak. Charlotte arttk bu
giizel giinleri kom§ulanna iade-i ziyaretleri tamamlamada kul­
land1. Bu ziyaretler de biitiin c;evre, baz1lan gerc;ekten onun aos1-
na kat1larak, baztlan da salt adettendir diye onunla ilgilendikleri
ic;in bitecek gibi degildi. Evdeyken o giizel c;ocuk onu canlandm­
yordu; bu, §i.iphesiz her sevgiye, her ozene degerdi. Onda §a§trttCl,
hatra harika bir c;ocuk g0riiyorlard1, yiizii sevimli, ho§, oran, giic;
ve saghk bak1mmdan ve daha da c;ok, gittikc;e geli§en o c;ifte ben­
zerlik bak1mmdan. Yiiz hatlan ve biitiin bic;im yoniinden c;ocuk
Yiizba§t'ya gittikc;e daha c;ok benziyordu, gozleri ise Ottilie'nin
gozlerinden gitgide daha az fark edilir oluyordu.

Bu tuhaf akrabahk sayesinde, belki de daha da c;ok kadmla­


rm sevilen bir erkegin c;ocugunu bir ba§kas1 tarafmdan da seve­
cen bir ilgiyle sanlmas1 demek olan o giizel duygulanyla Ottilie
bu yeni yeti§en varl1ga bir ba§ka c;e§it anne, hatra tam anne oldu.
Charlotte uzakla§ttgmda Ottilie c;ocukla ve bak1C1yla kahyordu.
Nanni birkac; zamandan beri c;ocugu kiskamyordu, c;iinkii ham­
m1 biitiin sevgisini ona yoneltmi§ g6riiniiyordu ve inadma ailesi­
nin yanma geri donmi.i§ti.i. Ottilie, c;ocugu ac;1k havaya c;1karmak
ic;in evden c;1ktyordu ve her seferinde daha uzun gezintilere ah­
§tyordu. <;ocuga gerektiginde uzatmak ic;in siit §i§esini yanmda
ta§tyordu. Yanma bir kitap almay1 nadiren ihmal ediyordu ve
boylece bir kolunda c;ocuk, okurken ve dola§trken c;ok da zarif
anlamh bir tabla olu§turuyordu.

Onikinci Alt Bolum


Sava§m astl hedefine ula§tlmt§ ve Eduard madalyayla odiil­
lendirilmi§, §erefle terhis edilmi§ti. Hemen, kendininkilerden
giivenilir bilgi ald1g1 o kiic;iik malikaneye dondii; onlan zaten

187
Goethe

haberleri olmadan takip ettirmi§ti. Oradaki sakin giinleri ken­


disini dost<;a kaqilad1: C::iinkii bu arada onun istekleri dogrul­
tusunda baz1 §eyler yapilm1§, diizeltilmi§ ve ilerletilmi§ti, oyle
ki uzun ve geni§ olmayan tesisler ve <;evreleri, i<;erikleriyle once
keyfi siiriilerek ozellikleriyle giizelle§tirilmi§ti

H1zh bir hayat temposuyla daha onemli ad1mlara ah§mI§


olan Eduard, amk dii§iinmek i<;in yeterince zaman buldugu §eyi
ger<;ekle§tirmeye niyet etti. Her §eyden once Binba§1'y1 <;ag1rtt1.
Tekrar gorii§me sevinci biiyiiktii. Kan akrabahklan gibi gen<;­
lik arkada§hklannm en onemli faydas1, ne tiirden olursa olsun
yamlmalardan ve yanh§ anlamalardan asla tamamen zarar gor­
memeleri ve eski ili§kilerin bir siire sonra tekrar kurulmas1dir.

Ne§eli kar§1lama masmda Eduard, arkada§mm halini hau­


nm sorduktan sonra, kaderin kendisini arzulan dogrultusunda
nas1l destekledigini ogrendi. Yan §aka, aralannda kalmak iizere
Eduard sonra o giizel ili§kinin de devam edip etmedigini sordu.
Arkada§I, hayir dedi, onemli bir ciddiyetle.

"Arkadan konu§may1 beceremem de yapamam da." diye de­


vam etti Eduard, "dii§iincelerimi ve planlanm1 sana hemen a<;­
mam gerek. Benim Ottilie'ye zaafim1 biliyorsun ve beni bu sa­
va§ta korumu§ olanm o oldugunu <;oktan anlamI§ bulunuyorsun.
i nkar etmiyorum, onsuz bana yaramayacak bir hayattan kurtul­
mak istemi§tim. Arna sana aym zamanda itiraf etmeliyim ki ta­
mamen <;aresizle§meyi onuruma yediremedim. Onunla mutluluk
oyle giizel, oyle arzulanmaya degerdi ki bundan tamam1yla vaz­
ge<;mem imkans1z oldu. 6yle baz1 teselli edici sezgiler, oyle baz1
i§ateder, Ottilie'nin benim olabilecegi inancm1, deliligini bende
gii<;lendirdi. Adlanmmn ha§ harfini ta§iyan bir bardak temel
atma masmda havaya firlatild1gmda yere dii§meyip yakaland1;
bu, tekrar benim elimde. Oyleyse, dedim kendime, hen de bu
yalmzhkta o kadar <;aresiz saader ya§ami§ken, o bardagm yerine
kendimi, bizim birle§memizin miimkiin olup olmad1gmm i§areti
saymak istiyorum. Oraya gidip oliimii aranm, bir <;1lgm gibi de­
gil, ya§amay1 iimit eden biri gibi. Ottilie, benim ugruna miicade-

1 88
Ruh Akrabalzklarz

le ettigim odiil olmalt; her dii§man safmm arkasmda, her siperde,


her ku§atilmt§ kalede benim kazanmay1, fethetmeyi iimit ettigim
o olmalt. Esirgenmi§ olarak kalmak arzusuyla, Ottilie'yi kaybet­
meyip kazanmak arzusuyla bir mucize yaratmak istiyorum. Bu
duygular beni yonlendirdi, biitiin tehlikelerde onlar bana yard1m
etti; ama §imdi kendimi hedefine ula§ffil§, biitiin engelleri a§ffil§,
yolumu hisbir §eyin kesmedigi biri olarak goriiyorum. Ottilie be­
nimdir ve bu dii§iince ile gersekle§tirilmesi arasmdaki her §eyi his
6nemsiz sayabilirim."

"Sen sondiiriiyorsun" dedi Binba§t, "sana kar§t ileri siiriile­


bilecek ve ileri siiriilmesi gereken her §eyi pek az hamleyle; ama
yine de tekrarlanmas1 gerekir. Karma olan durumunu biitiin
degeri isinde sana geri geti rmeyi, senin kendine buak1yorum;
ama bunu yani bu konuda kendini karartmaman1 sen ona ve
kendine borslusun. Arna nasil dii§iiniilebilirim ki birbirinize
ebediyen ait oldugunu telaffuz etmeden sizin bir oglunuz var.
Sizler bu varl1k ugruna bir arada olmaya borslusunuz, birlikte
onun egitimi ve gelecekteki refah1m dii§iinmeniz isin."

"Anne babalarm yalmzca bir kuruntulandu" dedi Eduard,


"eger kendi varl1klann10 socuklar isin bu kadar gerekli oldu­
gunu samyorlarsa. Ya§ayan her §ey, yiyecek ve destek bulur ve
eger ogul, babanm erken oliimiinden sonra oyle pek rahat, pek
elveri§li bir genslik gesiremiyorsa, belki de tam bu nedenle diin­
ya isin daha sabuk olgunluk kazamr ve bizlerin er ya da ges
hepimizin 6grenmek zorunda oldugu §eyi zamanmda 6grenir.
Arna soz konusu his bu degil: Biz birden fazla socuga bakacak
kadar varl1klty1z ve bir tek ki§iye bu kadar sok miilk buakmak
asla ne bir odevdir ne de iyiliktir."

Binba§I birkas hamleyle Charlotte 'n in degerini ve Eduard'm


onunla uzun zamandtr siiren ili§kisini ima e tmeyi dii§iiniirken,
Eduard h1zla soziinii boldii: "Biz §imdi pek iyi fark ettigim bir
delilik ettik. Belli bir ya§ta eski genslik arzulanm ve umutlan­
m gersekle§tirmek isteyen kimse, hep kendini kandmr; siinkii
insanm her on y1lm10 mutlulugu, kendi umutlan ve planlan

1 89
Goethe

vardir. �artlar ya da delilik yi.izi.inden, geriye ya da istikbale el


atma durumunda olan insana yaz1km! Biz bir delilik ettik; bu
bi.iti.in hayat boyu mu olsun? Herhangi bir <:;ekinceden dolay1,
bize zamanm geleneklerinin yasaklamad1g1 §eyi geri mi <:;evir­
meliyiz? Ne <:;ok meselelerde insan niyetini, faaliyetini geri <:;eki­
yor ve tam da burada, bi.iti.ini.in degil, tekin, hayatm §U degil bu
§artmm soz konusu oldugu yerde bu olmasm mt? "
Binba§t, aym ustaca ve etkili bir tarzda Eduard'1 e§ine, ai­
lelere, di.inyaya, mi.ilklerine baglanm hamlatmaktan geri kal­
mad1; ama onun herhangi bir kattltmm1 saglamay1 ba§aramad1.
"Bi.iti.in bunlar, dostum" dedi Eduard "gozi.imi.in oni.inden ge<:;­
ti, sava§tn karma§asmda, yeryi.izi.i si.irekli gi.imbi.irti.iyle titrerken,
mermiler vmldarken, sagda solda arkada§lar §ehit olurken, at1m
isabet ald1gmda, §apkam delindiginde, bu, sakin gece ate§inde, gok
kubbenin ytld1zlan altmda. Sonra bi.iti.in baglanm gozi.imi.in oni.ine
geldi; sonuna kadar dii§iini.ip sonuna kadar hissettim; benimsedim,
kendime geldim, tekrar tekrar ve §imdi sonsuza kadar.
Bu anlarda, senden nastl saklayabilirim, sen de kar§tmday­
dm, sen de benim <:;evreme aittin; zaten boyle uzun zamandan
beri birbirimize ait degil miyiz? Eger sana bir §ey bor<:;lu oldum­
sa, §imdi sana faiziyle odeyecek duruma geldim; eger sen bana
bir §ey bor<:;luysan, §imdi bunu odeyecek durumda oldugunu
gori.iyorsun. Biliyorum, sen Charlotte'yi seviyorsun ve o buna
deger; biliyorum, sen de onun i<:;in onemlisin, oyleyse senin k1y­
metini ni<:;in bilmesin! Onu al benim elimden! Ottilie'yi bana
gander, o zaman bizler yeryi.izi.ini.in en mutlu insanlany1z."

" hte, as1l sen bana boyle bi.iyi.ik hediyelerle ri.i§vet verdigin
i<:;in" dedi Binba§t " ben bir o kadar dikkatli, bir o kadar kat1
olmak zorunday1m. Bu teklif ki ona sessizce sayg1 duyuyorum,
meseleyi kolayla§ttracag1 yerde daha <:;ok gi.i<:;le§tiriyor. Senin
gibi ben de soz konusuyum, keza kader gibi iyi ad, iki erkegin
§erefi soz konusu; bu §eref §imdiye kadar zedelenmemi§ olup bu
tuhaf alt§veri§ yi.izi.inden, kusura bakma bunu ba§ka ti.irli.i ad­
land1ram1yorum, di.inyanm oni.inde son derece acayip bir t§tkta
gori.inme tehlikesine giriyor."

190
Ruh Akraba!tklart

" i §te, zarar gormemi§ olmam1z" dedi Eduard " bize bir kere
de zarar gorme hakkm1 veriyor. Biitiin omrii boyunca giivenilir
bir adam oldugunu kamdamt§ insan, ba§kalarma ku§kulu gorii­
nen bir i§i giivenilir biri olarak yapar. Bana gelince, ben kendime
yiikledigim son smavlarla, ba§kalan i�in yapttg1m o gii�, tehli­
keli i§lerle kendim i�in de bir §ey yapttm. Sana ve Charlotte'ye
gelince, istikbale b1rakahm meseleyi; ama beni sen, hi� kimse,
niyetimden dondiiremez. Bana elini uzatmak istiyorlarsa, ben
tekrar her §eye boyun egerim; meseleyi benim kendime birakir­
larsa, ya da bana kar§l olmak isterlerse de o zaman a§m bir §ey
olur, isterse de olsun."

Binba§t, Eduard'a miimkiin oldugu kadar direnmeyi gorevi


sayd1 ve dostuna kar§1 bu kez kurnaz bir donii§ten yararlandi:
Hak verir g6riindii, yalmzca bu aynhga, bu birle§meye ula§mak
i�in ba§vurulan tarzi, uygulam§ siirecini dillendirdi. 0 zaman
baz1 oyle tats1zliklar, gii�liikler, beceriksizler ortaya �1ktt ki Edu­
ard kendini en kotii havaya girmi§ hissetti.

"Gayet iyi g6riiyorum ki" diye haykird1 sonunda "arzulad1-


g1m1z, yalmz dii§manlardan degil, dosdardan da zorla almmak
zorunda. i stedigimi, benim i�in vazge�ilmez olam goziimiin
oniinde s1k1Ca tutuyorum; bunu yakalayacag1m, hem de §iiphesiz
ve hemen. iyice biliyorum ki bu tiir ili§kiler, ayakta duran baz1
§eyler dii§meden, mar etmekten ho§lanan baz1 §eyler uzakla§­
madan ne ortaya �1kar ne de olu§ur. Di.i§i.ini.ip ta§mmayla bitiril­
mez boyle bir §ey; aklm oni.inde bi.iti.in haklar e§ittir ve terazinin
yi.ikselen kefesine hep bir kar§t agirhk konur. Oyleyse, karar ver
nihayet, dostum, benim i�in, kendin i�in hareket etmeye, bu du­
rumlan senin i�in, benim i�in karma§adan �1karmaya, �ozmeye,
baglamaya. Hi�bir gori.i§le kendini durdurtma; di.inya alemi za­
ten bizden konu§turduk, bir kez daha bizden soz edecekler ve
sonra bizi, yeni olmaktan �1kan her §ey gibi unutacaklar ve bize
art1k kattlmaks1zm bizi birakacaklar".

Binba§t, ba§ka �tki§ yolu bulamad1 ve sonunda Eduard'm


meseleyi kesin olarak bilen ve gerekli olan bir §ey gibi ele alma-

191
Goethe

sma, onun ba§ka her §eyin nas1l yaptlacagm1 tek tek soylemesine
ve istikbale �ok ne§eli hatti §akalarla ge�mesine ses �1karmad1.

Sonra tekrar ciddi ve di.i§i.inceli olarak devam etti: "Eger


kendimizi her §eyin kendiliginden yerini bulacagma, kaderin
bizi yonlendirip destekleyecegi konusunda umuda, beklentiye
bi rakmak istiyorsak bu, cezay1 gerektiren bi r kendini aldatma
olur. Bu yolla kendimizi hi� kurtaramay1z, her zamanki huzu­
rumuzu yeniden saglayamay1z; hele ben su�suzken her §eyde
su�lu olu§umla kendimi nastl teselli edebilecegim! Seni eve al­
mas1 i�in Charlotte'yi tsranmla ben ikna ettim. Ottilie de bu
degi§iklik sonucu bize kat1ld1. Bundan �1kan §eye, amk hakim
degiliz, ama zarars1z hale getirmeye, §artlan yaranm1za yon­
lendirmeye hakimiz. Gozlerini bizim i�in benim a�ug1m o gii­
zel ve sevimli manzaralardan almak, elinden geliyorsa bana ve
hepimize aolt bir vazge�me sunmak istiyorsan, o zaman bile
bu, eger eski durumlara donmeyi planltyorsak, baz1 yak1§1ks1z
§eyi, baz1 rahatstz §eyi, iiziicii §eyi bunlardan biraz iyi biraz ho§
§ey �1kmadan aktarmak degil midir? i�inde bulundugun mutlu
durum, beni ziyaret etmen, benimle ya§aman engellenirse bu
sana zevk verir mi? Ve olup bitenden sonra da bu ha.la ho§ ol­
mazd1. Charlotte ve ben, bi.iti.in servetimizle kendimizi yalmzca
iiziicii bir halde bulurduk. Ve eger sen biitiin herkesle birlikte
y1llann boyle uzakla§malan, boyle hisleri koreltecegine, boyle
derine i§lemi§ ozellikleri sondi.irdi.igi.ine, inanmak istersen 0 Za­
man ac1lar ve yoksunluklar i�inde degil de, sevin� ve rahatl1k
i�inde ge�irilmek istenen y1llar soz konusudur. Ve §imdi nihayet
o en onemli §eyi telaffuz etmek gerek: Eger biz de, dt§ ve i�
durumumuza gore, bunu yine de bekleyebilirsek, evimizi terk
etmek, toplumda bizim koruyuculugumuzdan vazge�mek ve o
lanetli soguk diinyada ao �ekerek dola§mak zorunda kalacak
Ottilie'nin hali ne olacak! Ottilie'nin bensiz, bizsiz mutlu olabi­
lecegi bir durumu gozi.ini.in oniine getir, o zaman diger bi.iti.in
gerek�elerden daha gii�lii bir gerek�e soylemi§ olursun; kabul
etmesem de ona kat1lmasam yine de yeniden gozden ge�i rmeye
ve di.i§iinmeye ba§lamak isterim."

192
Ruh Akraba!tklart

Bu problem oyle kolay �ozi.ili.ir gibi degildi, en azmdan ar­


kada§tn aklma bunun i�in yeterli bir cevap gelmedi ve yapaca­
g1 tek §ey, yalmzca §Unlan vurgulayarak tek rarlamaktt: Bi.iti.in
giri§im �ok onemli, �ok �ok di.i§i.indi.iri.ici.i ve baz1 bakimlardan
�ok tehlikeliydi ve en azmdan nasil ele almacagmm �ok ciddi
olarak di.i§i.ini.ilmesi gerekiyordu. Eduard, ses �ikarmad1, ama
§artt, arkada§tn mesele i.izerinde tamamen fikir birligine vanl­
madan ve ilk ad1mlar attlmadan onu terk etmemesiydi.

Oniifiincii Alt BO/um


Tamam1yla yabano, birbirine kar§1 kay1ts1z insanlar, eger
bir si.ire bi r arada ya§arlarsa, birbirlerine i�lerini a�mak ve belli
bir samimiyet olu§turmak zorundad1rlar. Bizim iki arkada§tn
aym §ekilde yeniden birbirinin yanmda oturduklan, her gi.in
ve her saat birlikte dola§ttklan i�in, bi rbirlerinden gizli hi�bir
§eylerinin kalmad1g1 beklenir. Eski durumlann hamalanm tek­
rarltyorlard1, Binba§t da Charlotte'nin, Eduard'a seyahatten do­
ni.ince Ottilie'yi di.i§i.indi.igi.ini.i, o gi.izel km daha sonra onunla
evlendi rmeyi di.i§i.indi.igi.ini.i saklamad1. Bu ke§fe alti.ist olacak
kadar sevinen Eduard, �ekinmeden Charlotte'nin ve Binba§t'nm
kar§tltklt egiliminden soz etti ve bunu ' kendisi i�in rahat ve uy­
gun oldugu i�in canlt renklerle donatu.

Bi.iti.ini.iyle inkar da edemedi Binba§1, tamamen itiraf da


edemedi; ama Eduard, bunu saglamla§tmp daha da belirledi.
0, her §eyi yalmz mi.imki.in degil, amk olmu§ bitmi§ gori.iyor­
du. Taraflarm yapacag1, istedikleri §eyi yalmzca onaylamakt1;
bo§anma §i.iphesiz ger�ekle§irdi; hemen bir birle§me bunu izle­
yecekti ve Eduard Ottilie ile seyahate �1kmak istiyordu.

Hayal gi.ici.ini.in kurdugu ho§ tasavvurlardan en cazip olam,


herhalde sevgililerin ve gen� �iftlerin taze ili§kilerini yeni taze
bir di.inyada ya§amalan ve devam eden bir bag1 bir�ok degi­
§en §artlarda smamalan ve onaylamay1 ummalandtr. Binba§t ve
Charlotte, bu arada mi.ilk, servet ve di.inyevi meselelerle ilgili
her §eyi bi.iti.in taraflarm memnun olabilecekleri §ekilde di.izen-

1 93
Goethe

lemek, hak ve gec;erlilik uyarmca yonetmek ic;in smm1z yetkiye


sahip olmahlardir. Yine de Eduard'm en c;ok dayand1g1, kendine
en biiyiik fayday1 umar gibi oldugu §ey, §uydu: C::o cuk annesinde
kalacag1 ic;in onu Binba§t egitecek, kendi gorii§iine gore yeti§­
tirebilecek ve yeteneklerini geli§tirebilecekti. 0 c;ocuga vaftizde
ho§ yere iki tarafm ad1 Otto verilmemi§ti.

Biitiin bunlar Eduard' da oyle tamamd1 ki bir an once gerc;ek­


le§tirmek ic;in bir giin daha fazla dayanamazd1. C::iftlige giden yolda,
Eduard'm sahip oldugu, vakit gec;irmek ve Binba§t'nm donii§iinii
beklemek istedigi kiic;iik bir §ehirdeki eve ula§ttlar. Arna o yine de
orada hemen inmeye cesaret edemedi ve dostuna o yolda e§lik etti.
Her ikisi de athyd1 ve onemli konu§malara dalmt§ ilerliyorlard1.

Birden hire uzakta tepede k1rm1Z1 kiremitlerinin parlad1g1-


m gordiikleri yeni evi fark ettiler. Eduard'1 kaf§t konmaz bir oz­
lem sard1; her §Cy daha bu ak§am tamam olacak. C::ok yakmda­
ki bir koyde saklanmak istiyordu; Binba§t meseleyi Charlotte'ye
acilen anlatacak, onun beklentisini sarsacak ve o beklenmeyen
teklif sayesinde onu fik rini rahatc;a ac;maya zorlayacakt1. C::iinkii
arzulanm ona aktarm1§ olan Eduard, onun kesin arzulanm kar­
§ilamasmdan ba§ka §CY dii§iinmiiyordu ve Charlotte' den ba§ka
bir istegi olamayacag1 ic;in c;abuk bir onay bekliyordu.

0 mutlu sonucu sevinc;le gozlerinin oniine getirdi ve bu


sonucun bekleyenlere c;abucak bildirilmesi ic;in birkac; top att§I
olmahyd1 ve eger ak§amsa birkac; roket ftrlat1lmahyd1.

Binba§t at iistiinde §atoya dogru ilerledi. Charlotte'yi bula­


mad1, daha c;ok, onun §U siralar yukanda yeni binada oturdu­
gunu, §imdi ise kom§u ziyaretinde olup bugiin muhtemelen o
kadar c;abuk eve donmeyecegini ogrendi. Binba§t, attm birakt1-
g1 meyhaneye geri gitti.

Bu arada Eduard, dizginlenemez bir sab1rs1zhkla sakland1g1


yerden c;1kip yalmzca avolarm ve bahkc;ilann bildigi 1ss1z bir
patikadan gec;erek parkma gitti ve ak§ama dogru kendini yiize­
yini ilk defa boyle tam ve berrak gordiigii goliin yakmlarmdaki
c;ahhkta buldu.

194
Ruh Akrabalzklarz

Ottilie o ogleden sonra gol kiymna bir gezintiye �ikm1§tl.


�ocuk kucagmdayd1 ve her zamanki gibi yi.iri.irken okuyordu.
Boylece kopri.ini.in yanmdaki me§elere ula§tl. �ocuk uyumu§­
tu; Ottilie oturdu, onu yanma yatlfd1 ve okumaya devam etti.
Kitap, narin bir ruhu kendine �eken ve bir daha blCakmayan
kitaplardandi. Zamam ve saati unuttu ve yeni binaya ula§mak
i�in daha uzun bir yolu oldugunu da unuttu. Arna kitabma,
kendi i�ine oyle dalml§tl ki, gormeye degerdi; etraftaki aga�la­
rm, �ahlarm ona hayran olmak ve g6ri.inti.isi.inden zevk almak
i�in canlanm1§, ve gozlerle donaulm1§ olmas1 gerekirdi. Ve i§te
az once batmakta olan gi.ine§in kmhms1 bir l§Ik ku§ag1 onun
arkasma di.i§ti.i, yanag101 ve omzunu yald1zladi.

Bu ana kadar fark edilmeden ilerleyip parkm1 bo§, �evreyi


1ss1z bulan Eduard, daha da ileri gitmeye cesaret etti. Sonunda
me§elerin yanmdaki �ahlardan �ikti; o, Ottilie'yi, Ottilie de onu
g6rdi.i; Eduard ona ko§tu ve ayaklannm oni.ine uzandi. Birbirle­
rini tutmak istedikleri uzun, sessiz bir aradan sonra Eduard ona
pek az sozle buraya ni�in ve nasil geldigini a�1kladi. Binba§1'y1
Charlotte'ye yollami§tl, ortak kaderleri belki §U anda karara bag­
lanm1§tl. Kendisi Ottilie'nin sevgisinden hi� §i.iphelenmemi§ti,
o da mutlaka onunkinden. Onun evetini rica ediyordu. Ottilie
tereddi.it etti, Eduard ona yemin etti; kendi eski haklanm ge�erli
kilacakt1 ve onu kucaklayacakti; Ottilie, �ocugu i§aret etti.

Eduard �ocugu gordi.i ve §a§lfdi. "Bi.iyi.ik Tan n ! " diye hay­


klfd1 "kanmdan, arkada§imdan §i.iphelenmem i�in sebebim
olsa, bu �ocuk ona kaf§l korkun� kamt olurdu. Bu, Binba§i'nm
resmi degil mi? Boyle bir tipk1hk gormedim hi('

"Arna haylf!" dedi Ottilie. "Herkes bana benzedigini soyli.i­


yor." "Mi.imki.in olur muydu? " dedi Eduard ve o anda �ocuk goz­
lerini a�t1, iri, siyah, delici· gozler, derin ve sevimli, oglan di.inyaya
oyle anlayi§h bak1yor ki! Sanki oni.inde duranlan tamyor. Eduard
�ocugun yanmda diz �okti.i, Ottilie'nin oni.inde de iki kez. "Bu,
sensin! " diye hayklfdi. "Bunlar senin gozlerin. Ah! Arna blfak yal­
mz seninkilere bakay1m. Blfak, bu varhga hayat veren o mutsuz

195
Goethe

saate bir ortii sereyim. Senin saf ruhunu, o mutsuz dii§iinceyle,


kan kocanm yabanCila§mI§ken birbirini kalplerine dayay1p yasal
bir bag1 canh arzularla kirletebildikleriyle korkutay1m m1? Ya da
evet, bu kadar ileri gitmi§ken, Charlotte' la bag1m kopmak zorun­
da olduguna, sen benim olacagma gore, nic;in soylerneyeyim! 0
keskin sozii nic;in telaffuz etrneyeyim! Bu c;ocuk, c;ifte bir ihanetin
rneyvesi! Beni kanrndan ve kanm1 benden aymyor, bizi birle§tir­
rnesi gerekirken! Bana kar§I tamkhk ederse, bu giizel gozler se­
ninkilere benim ba§ka bir kadmm kollarmda sana ait oldugurnu
soylerse, hissetrnek zorundasm Ottilie, dogru hissetmelisin ki hen
o hatay1, o cinayeti yalmzca senin kollannda affettirebilirim! "

"Dinle ! " diye haykird1 yerinden s1c;rayarak ve Binba§i'nm


i§aret olarak verecegi bir patlarna duydugunu sanarak. Bu, ya­
km daglarda ate§ eden bir avc1yd1. Arkas1 gelmedi; Eduard sa­
birs1zd1.

Ancak §imdi gordii Ottilie daglann arkasmdaki giine§in


batt1gm1. Yukan binanm pencerelerinde son olarak parlad1 gii­
ne§. "Uzakla§, Eduard!" diye bagird1 Ottilie. "Bu kadar uzun za­
mandir feragat ettik, sabrettik. i kimizin de Charlotte'ye borc;lu
oldugumuzu dii§iin! Bizim kaderirnize o karar vermeli, birak da
onun oniine gec;meyelirn. 0 izin verirse hen seninim, vermezse
senden feragat etrnek zorunday1rn. Karann bu kadar yakm oldu­
guna inand1gma gore, bi rak bekleyelirn. Binba§i'nm seni bulacag1
o koye geri don. Ac;1klarna isteyen baz1 §eyler olabilir. Diipediiz
bir top sesinin onun i§inin ba§ans1m haber verrnesi ihtirnali var
m1? Belki §U anda seni anyordur. Charlotte'yi bulamamI§tlr, bili­
yorurn onu kaf§1lamaya gidiyor olabilir, c;iinkii onun nerede oldu­
gunu biliyorlardi. Neler neler miirnkiindiir! Birak beni! Charlotte
§imdi gelecektir. Beni c;ocukla birlikte orada yukanda bekler."

Ottilie, aceleyle konu§uyordu. Biitiin ihtirnalleri aklma ge­


tiriyordu. Eduard'm yamnda rnutluydu ve onu §imdi uzakla§tlr­
mas1 gerektigini hissediyordu. "Senden yeminle rica ediyorum,
sevgilirn ! " diye haykird1. "Geri don ve Binba§i'y1 bekle!" Eduard
ona once tutkuyla bakt1 ve sonra kollan arasmda s1k1Ca tuttu

1 96
Ruh Akrabaltklarz

ve "senin emirlerine uyuyorum! " diye haykirdi. Ottilie de onu


sard1 ve hafifi;e gi::igsi.ine basmdi. Umut, goky i.izi.inden di.i§en
bir yild1z gibi ba§lannm i.izerinden gec;ti gitti. Birbirlerine ait
olduklanm di.i§i.ini.iyor, samyorlard1; ilk olarak tam ve i::izgi.irce
i::ipi.i§ti.iler ve gi.ic;li.ikle, ao ic;inde birbirlerinden aynldilar.

Gi.ine§ batm1§t1 ve hava karanyor, goli.in c;evresinden nemli


ho§ kokular geliyordu. Ottilie alt i.ist olmu§ ve etkilenmi§ halde
duruyordu; kar§idaki dag evine baktt ve Charlotte'nin beyaz el­
bisesini balkonda gi::i ri.ir gibi oldu. Gi::il kiy1sm1 dola§an yol uzakt1;
Charlotte'nin c;ocugu sabirs1z bekleyi§ini bilirdi. C::marlan kar§t­
smda gi::irdi.i, yalmz bir su, onu hemen binaya gi::it i.iren patikadan
aymyordu. Di.i§i.inceleriyle oldugu gibi gi::izleriyle de amk oraday­
di. C::ocukla birlikte suya cesaret etmenin sakmcas1 bu s1kmt1da
yok oldu. Kay1ga dogru ko§tu, kalbinin h1zla att1gm1, ayaklan­
nm salland1gm1, hissizle§mek i.izere oldugunu hissetmedi.

Kay1ga atlad1, ki.iregi yakalad1 ve kay1g1 itti. Gi.ic; kullan­


mas1 gerekti, bir daha itti, kay1k salland1 ve gi::il tarafmdaki yola
girdi. Sol kolunda c;ocuk, sol elinde kitap, sagda ki.irek, o da
salland1 ve kay1gm ic;ine di.i§ti.i. Ki.irek bir tarafa dogru uzakla§tt
ve tutunmak isterken, c;ocuk ve kitap arka arkaya hepsi suya!
C::ocugun etegini heni.iz yakalad1 ama o rahats1z durum ayaga
kalkmasma bile imkin vermedi. Serbest olan sag eli, di::ini.ip
dogrulmasma yetmedi; nihayet ba§ard1, c;ocugu sudan c;ekti,
ama onun gi::izleri kapaliyd1, nefesi durmu§tU.

0 anda kendini toplad1, ama aclSI bir o kadar bi.iyi.idi.i. Ka­


y1k neredeyse goli.in ortasma si.iri.iklendi, ki.irek uzaklara yi.izdi.i,
Ottilie k1y1da hie; kimseyi gi::iremedi, zaten birini gorse neye ya­
rard1! Her §eyden aynlmt§ halde o sadakatsiz, yetersiz elememin
i.izerinde yi.izdi.i.

C::areyi kendinde aradi. Bogulmu§larm kurtanlt§t hakkmda


c;ok §ey duymu§tu. C::ocugu soydu ve kendi i.isti.indekilerle kurula­
di. Gi::igsi.ini.i ytrt1p ilk defa gi::ikyi.izi.ine gi::isterdi; ilk defa bir canh­
y1 c;1plak gi::igsi.ine basmdi. Talihsiz varhgm soguk elleri, ayaklan,
onun gi::igsi.ini.i kalbinin derinlerine kadar soguttu. Bitip ti.ikenme-

1 97
Goethe

yen ya§lar gozlerinden doki.ili.ip o ta§la§ml§m yi.izi.ine bir sICakhk


ve canhhk l§1g1 verdi. Vazge<;medi, onu §ahyla sard1, ok§amayla,
basmmakla, hohlamakla, opmekle, gozya§lanyla bu yalmzhkta
yoksun kald1g1 o yard1mc1 <;arelerin eksikligini giderecegini sandi.

Hepsi bo§una! �ocuk, kollarmda hareketsiz yauyordu, ka­


y1k da sularda hareketsiz duruyordu; ama bu rada da Ottilie'nin
giizel ruhu onu <;aresiz birakmadi. Yukanya dondii. Kay1kta diz
<;6kti.i ve o katila§ml§ <;ocugu iki eliyle beyazhg1 ve sogukluguyla
mermere benzeyen gi.inahs1z gogsiiniin iisti.ine kaldirdi. Nemli
gozlerle yukanya baku, narin bir kalbin eger her yerde yoksa en
biiyi.ik destegi bulacag1m umdugu yard1m1 oradan <;agirdi.

Amk tek tiik parlamaya ba§layan yild1zlara da bo§ yere yo­


nelmedi. Hafif bi r ri.izgar ba§lad1 ve kay1g1 <;marlara dogru itti.

Ondorduncu Alt Bo/um


Yeni binaya ko§tu, hekimi dt§an <;agird1, <;ocugu ona teslim
etti. Her §eyle kar§ila§maya hazir bu adam narin cesedi ah§tlmt§
tarzda ad1m ad1m muayene etti. Ottilie ona her i§te yard1moy­
d1; ko§uyor, getiriyor, ozen gosteriyordu, ger<;i ba§ka bir di.inyada
dola§trken. �i.inki.i en biiyi.ik muduluk gibi en bi.iyi.ik mutsuzluk
da her ti.ir nesnenin yi.izi.ini.i degi§tirir. Ve bu uyamk adam bi.i­
tiin <;abalardan sonra ba§ml hayir anlammda sallad1ktan sonra
k1zm i.imidi sorularma once susarak, sonra hafif bir hay1rla ce­
vap verince k1z, Charlotte'nin biiti.in bunlann ger<;ekle§tigi yatak
odasmdan <;1kt1 ve oturma odasma ayak basar basmaz, divana
ula§amadan bitkin bir halde yiizi.istii hahya uzandi.

0 anda Charlotte'nin arabasm1 duydular. Hekim etraftaki­


lere geri durmalarm1 s1ki s1k1 tembihledi, kendisi onden gidip
onu haz1 rlayacaku; ama Charlotte odaya girdi bile. Ottilie'yi
yerde buldu ve evin hizmet<;i k1zlarmdan biri bagmp <;agira­
rak ve aglayarak ona ko§tu. Hekim i<;eri girdi ve Charlotte her
§eyi bir anda anladi. Arna her iimidi bir anda nas1l birakabilsin!
Tecriibeli, mahir, ak1lh adam, ondan <;ocugu gormemesini rica
ediyor. Kendisi onu yeni §eylerle aldatmak i.izere uzakla§iyor.

198
Ruh Akrabalzk!arz

Charlotte, divanda oturmu§, Ottilie hala yerde, ama arkada­


§mm dizine kadar dogrulmu§, giizel ba§l ise dizine dii§ffii.i§.
Hekim dost a§ag1 yukan gidip geliyor; sanki c;ocukla ilgileni­
yormu§ gibi, ama bu kadmlarla ilgileniyor. Boylece gece yans1
oluyor, oliim sessizligi gittikc;e derinle§iyor. Charlotte, c;ocugun
asla hayata geri donmeyecegini amk kendinden saklam1yor;
onu gormek istiyor. <;ocugu sicak, yi.in bezlere temizce sarm1§,
Charlotte'nin divanmm yanma yerle§tirdikleri bir sepete koy­
mu§lar, yalmz yiizii ac;1k; sessiz ve giizel yatiyor orada.

Kaza, koyii heyecanlandird1 ve haber misafirhaneye kadar


ula§tl hemen. Binba§l, yukanya dogru o bilinen yollara koyul­
mu§tu; evin c;evresinde dola§tl ve ek binadan bir §ey almaya ko§an
bir hizmediyi durdurarak daha iyi bilgi edindi ve hekimi di§an
c;agmti. Hekim geldi, eski koruyucusunun goriini.i§iine §a§arak o
anki durum hakkmda bilgi verdi ve Charlotte'yi onu gormeye ha­
z1rlama i§ini i.isdendi. ic;eri girip bir hazirhk konu§masma ba§lad1
ve hayal gi.iciinii bir konudan obiiriine gec;irdi, ta ki sonunda ar­
kada§l Charlotte'nin goziiniin oniine getirtene kadar; bu adamm
kesin kat1hm1, ruhc;a ve zihniyetc;e yakmhg1 onu hemen gerc;ek
olamna g6tiirdii. Yeter, Charlotte, dostun kap1 oni.inde durdugu­
nu, her §eyi bildigini ve ic;eriye birak1lmak istedigini ogrendi.

Binba§1 ic;eriye girdi; Charlotte'yi aCl bir gi.ili.imsemeyle se­


lamladi. Onun oni.inde durdu. Cesedi saklayan ye§il ipek orti.iyii
kaldird1 ve bir mumun karanhk l§igmda deh§etini saklamadan
kendi ta§la§ffil§ kopyasm1 gordi.i. Charlotte, bir sandalye goster­
di, boylece ikisi kar§ihkh, susarak biiti.in gece oturdular. Ottilie
hala Charlotte'nin dizlerinde sessizce yat1yordu; hafif hafif nefes
ahyor, uyuyordu, ya da uyur goriiniiyordu.

�afak sokti.i, l§lk sondii, iki dost bunaltic1 bir ri.iyadan uya­
myor gibiydiler. Charlotte, Binba§i'nm yiizi.ine bak1p kendine
hakim olarak §6yle dedi: "Ac;1klaym bana dostum, bu matem
sahnesine katilmak ic;in hangi kader sizi buraya getirdi?"

"C::ekinmenin, girizgah yapmanm ve konuya yava§c;a yakla§­


manm zamam ve yeri degil" dedi alc;ak sesle Ottilie'yi uyand1rma-

199
Goethe

mak istercesine soran Charlotte'ye aym sesle cevap vererek. "Sizi


ic;;inde buldugum durum oyle muazzam ki o onemli §ey, benim
nic;;i n geldigim sorusu, bunun kar§ISmda k1ymetini kaybediyor."

Bunun iizerine, c;;ok sakin ve basit, Eduard'm onu gonder­


mi§ olmas1 nedeniyle kaderinin hedefini oldugu gibi, ozgiir ira­
desinin, kendi c;;1 kannm burada soz konusu olmas1 nedeniyle
geli§inin hedefini itiraf etti. Her ikisini de c;;ok nazik ama sami­
miyetle iletti; Charlotte sakince dinledi ve buna ne §a§ffil§ ne de
isteksiz goriindii.

Binba§t soziinii bitirince Charlotte c;;ok alc;; ak sesle cevap ver­


di, oyle ki kar§lSmdakinin sandalyesini yakla§tirffiaSl gerekti;
"Bunun gibi bir durumda hie;; bulunmad1m; ama benzer du­
rumlarda kendi kendime hep dedim ki: Yann ne olacak? Ga­
yet iyi hissediyorum. Birden c;;ok kimselerin kaderi §imdi benim
elimde ve yapmam gereken bence §iiphe dt§l ve az sonra telaffuz
edilecek. Aynlmaya raz1y1m. Buna daha once karar vermeliy­
dim; tereddiit etmem, direnmem yiiziinden c;;ocugu oldiirdiim.
Kaderin inatla niyet ettigi belli §eyler vardu. Aklm ve erdemin,
gorev ve her tiirlii kutsal §eyin onun yoluna c;;1kmas1 bo§unadu;
bize dogru goriinmeyen, ona dogru gelen §ey olacakttr; biz iste­
digimiz gibi davranahm sonunda o el atar.

Arna ben ne soyliiyorum ! Aslmda kader benim israrla ak­


sine hareket ettigim arzulanm1, isteklerimi yeniden yoluna
koymak istiyor. Ben kendim de zaten Ottilie ile Eduard'1 c;;ok
yakt§an bir c;;i ft olarak dii§iinmemi§ miydim? i kisini birbirine
yakla§ttrmaya c;;a li§mam1§ m1yd1m? Onlann kendileri de bu pla­
mmdan haberdar dostlanm degiller miydi? Oyleyse, bir erkegin
inadm1 gerc;;ek a§ktan ayumay1 nic;;i n bilemedim? Birini bir dost,
6tekini bir e§ yapacakken nic;;i n teklifini kabul ettim? �u mutsuz
uyuklayan k1za bakm bir! Yan olii uykusundan uyamp bilinc;;li­
lige donii§ anmdan iirkiiyorum. Eduard'dan en harika tesadiifle
c;;ald1g1 §eyin arac1s1 olmakla nasil ya§ayacak, nasil teselli bula­
cak, eger Eduard'm aosm1 ona olan a§kiyla gideremeyecekse?
Ve onu severkenki egilimi. tutkusuyla ona her §eyi geri verebilir.

200
Ruh Akrabaltklarz

Eger a§k her §eye katlanabiliyorsa, daha da <;ogunu yapabilir,


her §eyi yerine koyabilir. Bu anda beni dii§iinmesinler.

Bu sessizlikte uzakla§tn sevgili Binba§I! Eduard'a soyleyin


aynlmaya raz1 oldugumu, biitiin meseleyi yiiriitmeyi ona, size,
Mittler'e birakt1g1m1 soyleyin; ilerideki durumumu her anlamda
dert etmedigimi de soyleyin. Bana getirilecek her kag1d1 imza­
layacag1m; ama yeter ki benden i§e kan§mam, dii§iiniip ta§tn­
mam, ogiit vermem istenmesin."

Binba§I ayaga kalku. Charlotte ona Ottilie'nin iistiinden


elini uzatt1. 0, dudaklanm bu aziz ele basmd1. "Ya kendim i<;in
ne iimit edebilirim? " dedi f1silt1yla.

"Birakm size cevap borcum olsun" dedi Charlotte. "Biz mut­


suz olacak kadar su<; i§lemedik, ama birlikte mutlu olmay1 da hak
etmedik."

Binba§I uzakla§tl, Charlotte'yi kalbinin derinliklerinde su<;­


layarak, ama yine de o zavall1 giden <;ocuga ac1yamadan. Bu hep­
sinin mutlulugu i<;in boyle bir kurban ona gerekli goriiniiyordu.
Eduard'clan <;ald1gmm tam yerine, Ottilie'yi kolunda kendi <;ocu­
guyla hayal etti. Kendisi i<;inse olenden daha <;ok hakk1yla kendi
kopyas1 olan bir erkek <;ocugu kucagmda hayal etti.

Misafirhaneye geri donii§ yolunda Binba§I, biitiin gece, mudu


bir ba§any1 miijdeleyecek hi<;bir ate§, hi<;bir giiriiltii gelmedigi i<;in
di§anda kendisini bekleyen Eduard'1 buldugu zaman i§te boyle ok­
§ay1C1 umudar ve resimler ge<;iyordu i<;inden. Eduard kazay1 amk
biliyordu ve o da bu olay1, kendi kendine itiraf etmek istemeden,
mudulugunun her engelini bir anda ortadan kaldiran bir kader
olarak gori.iyordu. Bu nedenle e§inin kararm1 bildiren Binba§I onu
tekrar o koye ve sonra da ardmdan yapilacak §eyi dii§iinmek ve
ba§latmak i<;in ki.i<;i.ik §ehre gitmek i<;in kolay harekete ge<;irdi.

Binba§I onun yanmdan aynld1ktan sonra Charlotte yalmzca


birka<; dakika kendi dii§iincelerine dalm1§ oturdu; <;iinkii Ottilie
hemen dogruldu once kucagmdakine sonra dostuna iri gozlerle
bakarak. Sonra yerden kalkt1 ve Charlotte'nin oni.inde durdu.

201
Goethe

" i kinci kez" -sozleriyle ba§lad1 o muhte§em <;ocuk a§tlmas1


imkans1z ve zarif bir ciddiyetle- "aym §ey ikinci kez ba§tma geli­
yor. Bir zamanlar bana demi§tin: i nsana hayatmda <;ogu zaman
benzer §ey benzer bi<;imde olur ve her zaman onemli anlarda.
Ben §imdi bu fikri dogru buluyorum ve sana bir itirafta bulun­
mak zorunday1m. Annemin oli.imi.inden hemen sonra hen ki.i<;i.ik
bir <;ocukken taburemi sana yakla§ttrffil§ttm- sen §imdiki gibi
divanda oturuyordun; ba§tm senin dizlerine yaslanmt§tt, uyu­
muyordum, uyamk da degildim; yan uykudayd1m. Etraf1mda
olup biten her §eyin, ozellikle de bi.iti.in konu§malarm tam olarak
farkmdayd1m; ama yine de k1pi rdayam1yor, meram1m1 a<;1klaya­
m1yordum ve isteseydim bile bilin<;li oldugumun i§aretini vere­
miyordum. 0 sirada sen bir arkada§mla benim hakktmda konu­
§uyordun: Benim kaderime di.inyada zavallt bir yetim olarak kal­
d1g1ma ac1yordun. Benim bag1mlt halimi anlauyordun, eger ozel
bir §ans yildlZl bana hakim olmasa halim <;ok koti.i olacakt1. Her
§eyi iyice ve tam olarak, belki de fazlas1yla ciddi kavrad1m; ben­
den ne bekledigini, ne ister gori.indi.igi.ini.i. 0 smi rlt anlayt§tmla
kendime bu konuda yasalar koydum ; onlara gore ya§ad1m uzun
zaman, yap1p ettigim her §ey onlara goreydi, beni sevdigin, bana
bakttgm, beni evine ald1gm zaman ve bundan bir si.ire sonra da.

Arna hen yolumdan <;1kt1m, kendi yasalanm1 <;ignedim, hatra


onlara hassasiyetimi yitirdim ve §imdi, korkun<; bir olaydan son­
ra bana durumumu a<;1khyorsun; durumum o ilkinden <;ok daha
aokh. Senin kucagmda dinlenirken, yan donmu§, sanki yabano
bir di.inyadan gibi <;ok kereler kulag1mm i.isti.inde senin al<;ak sesini
ahyordum; durumumun nastl gori.indi.igi.ini.i alg1hyorum; durumu­
ma i.irperiyorum, ama o zamanki gibi bu kez de yan oli.i uykumda
kendi yeni yolumu belirledim.

Karanm1 verdim, nas1l boyle oldugumu ve neye kararlt ol­


dugumu hemen ogreneceksin. Asla Eduard'm olmayacag1m!
Tann, nastl bir su<;a di.i§ti.igi.im konusunda korkun<; bir tarzda
gozlerimi a<;tt. Ben bunu odemek istiyorum ve hi<; kimse beni bu
niyetimden vazge<;irmeye kalkmasm! Ey sevgili, ey en iyi insan,

202
Ruh Akraba!zkfarz

tedbirini buna gore al. Birak Binba§I geri gelsin; hi�bir ad1m
at1lmad1gm1 yaz ona. 0 giderken k1pirdayamay1§1m ne korkun�­
tu. Ayaga fi rlamak, bagirmak istiyordum. Onu boyle giinahkar
umutlarla gondermemelisin."
Charlotte, Ottilie'nin durumunu gordii, bunu hissetti; ama
umdu ki zamanla ve tasavvurlarla onu kazanacaktir. Arna bir
gelecege, acmm bir hafifletilmesine, iimide i§aret eden birka�
soz telaffuz ettiginde "Hayir!" diye bagird1 Ottilie iistiine basa
basa. "Beni harekete ge�irmeye, arkadan i§ g6rmeye �ah§maym!
Senin bo§anmaya raz1 oldugunu anlad1g1m anda ben aym golde
yanh§lffil, su�umu odiiyorum."

Onbe1inci Alt Boliim


Mutlu, huzu rlu bir bi rliktelikte akrabalar, dostlar, ev arka­
da§lan olanlardan ve olmas1 gerekenden gereginden ve yak1§1k
ald1gmdan fazla soz ederler, kendi aralannda niyetlerini, te§eb­
biislerini, ugra§lanm tekrar tekrar bi rbirlerine aktamlar, kar­
§Ihkh ogiit almaksmn, ama yine de biitiin hayau ogiit vererek
ele ahrlar. Oysa buna kaq1hk onemli anlarda, yani i§te insanm
yabancmm destegine, onaylamasma en �ok ihtiya� gosterdigi
anlarda tek tek insanlarm i�lerine �ekildikleri, kendi ba§lanna i§
yapt1klan, her birinin kendi tarzmda �ah§tiklan g6riiliir ve her
bir kimse bi rbirinden kendi �arelerini saklar ve yalmzca ancak
sonu�, hedefler, ula§ilan §eyler tekrar herkesin mah olur.
Bu kadar §a§irtlo ve §anss1z olaydan sonra hamm arkada§­
lar arasma da kendini sevimli bir esirgemede gosteren belli bir
sakin ciddiyet girdi. Charlotte, tam bir sessizlik i�inde �ocugu
kii�iik kiliseye gonderdi. <:;ocuk orada belli bir felaketin ilk kur­
bam olarak yat1yordu.
Charlotte elinden geldigi kadar hayata geri dondii ve des­
tegini bekleyen Ottilie'yi ancak burada buldu. Fark ettirmeden
ozel olarak onunla ilgilendi. Bu melek kmn Eduard'1 nas1l sevdi­
gini biliyordu; o kazanm oncesindeki sahneyi �1karmaya ve her
durumu kismen Ottilie'nin kendisinden, k1smen de Binba§i'nm
mektuplarmdan ad1m ad1m anlamaya �ah§tl.

203
Goethe

Ottilie kendi tarafmdan Charlotte'ye o anki hayat1 <;ok ha­


fifletiyordu. A<;1ku, hatta konu§kand1, ama i<;inde bulunduklan
durumdan ya da yakm ge<;mi§ten soz edilmiyordu. Daima fark
etmi§ti, daima gozlemlemi§ti, <;ok §ey biliyordu; bu, §imdi ortaya
<;1k1yordu. �ok deger verdigi bu <;ifti evlenmi§ gorme iimidi hala
sessizce bekleyen Charlotte'yi eglendiriyor, kafasm1 dag1t1yordu.
Ne var ki Ottilie'nin dii§iincesi ba§kayd1. Hayatmm smm1
bu hamm arkada§ma a<;mt§tt; daha onceki sm1rlanm1§ltgmdan,
o hizmete haztr halinden kurtulmu§tu, pi§manltg1yla, verdigi
kararla da kendini o yanlt§m, o kotii kaderin yiikiinden kurtul­
IDU§ hissediyordu. Arttk kendine baskt yapmaya ihtiya<; duymu­
yordu; kendini ancak kalbinin derinliklerinde tam bir feragat
§arttyla affetmi§ti ve bu §art biitiin istikbal i<;in elzemdi.
Bir miiddet boyle devam etti ve Charlotte evin, parkm, golle­
rin, kaya- ve aga<; topluluklarmm kendinde oldugu gibi Ottilie' de
de her giin yal01zca iiziintii hisleri uyand1rd1gm1 fark ediyordu.
Yer degi§ikliginin gerekli oldugu <;ok a<;1kt1; ama bunun nas1l ola­
cagma karar vermek o kadar kolay degildi.
i ki hamm birlikte mi kalacaklard1? Eduard'm daha onceki
istegi bunu emrediyordu; a9klamas1, uyans1 bunu gerekli yap1yor
gibiydi. Arna iki kadmm, biitiin iyi niyetle, aktlla, zorlanmayla
kendilerini bir arada bulduklan nastl kabul edilmezdi ki? Soh­
betleri ka<;mmaltyd1. Bazen bir §eyi yan anlamak istiyorlard1, ama
daha <;ok da bir ifade, ak1l yoluyla olmasa bile en azmdan duygu
yoluyla yanlt§ yorumla01yordu. Birbirini ktrmaktan <;ekiniyorlar­
d1; ama as1l korkunun kendisi kmoyd1 ve ilk olarak o kmyordu.
Yeri ve kendilerini degi§tirmek, en azmdan belli bir siire
birbirlerinden aynlmak istediklerinde o eski soru tekrar ortaya
<;1k1yordu: Ottilie nereye gidecekti? 0 biiyiik, zengin ev, iimit
vaadeden bir miras<;1 k1z evlat i<;in eglendiren ve rekabet eden
arkada§lar saglamak konusunda bo§ yere denemelerde bulun­
mu§tu. Daha baronesin son ziyaretinde ve ge<;enlerde mektuplar
araoltg1yla Charlotte, Ottilie'yi oraya gondermeye <;agmlmt§tl;
§imdi de bunu s1k s1k dile getiriyordu. Arna Ottilie onun biiyiik
diinya dedikleri §eyi bulacag1 o yere gitmeyi a<;tk<;a reddediyordu.

204
Ruh Akrabalzklarz

"Teyzecigim" dedi "btrakm smtrh ve inarc;1 gariinmemek ic;in;


soylememenin ve gizlemenin ba§ka bir durumda odev olacagt §eyi
dile getiriyim. Tuhaf mutsuz bir insan ve eger suc;suz da olsa, kor­
kunc; bir §ekilde mimlenmi§tir. Varhg1, onu goren, onu fark eden
herkeste bir c;e§it korku yarattr. Ona yiiklenen o miithi§ §eyi onda
gormek ister her insan. Herkes hem merakh hem de iirkektir. Aym
§ekilde ic;inde miithi§ bir §eyin oldugu bir ev, bir §ehir, oraya ad1m
atan herkes ic;in korkunc;lugunu korur. Giindiiziin t§1g1 orada oyle
parlamaz, y1ld1zlar parlakltgm1 kaybeder gibidir.

Bu mutsuz ki§ilere kaq1 insanlann nezaketsizligi, aptalca


man ve yanh§ merhametleri ne kadar biiyiiktiir ve belki de af­
fedilmelidir. Boyle konu§tugum ic;in kusuruma bakmaym; ama
Luciane evin gizli odalanndan c;ekip c;1kard1g1, dostc;a ilgilendi­
gi, iyi niyetle oynamaya ve dans etmeye zorlad1g1 o zavall1 k1za
son derece ac1mt§ttm. Zavalh k1z korkarak daha da korkarak
sonunda kac;1p bay1ld1gmda, ben onu kucaklad1g1mda topluluk
korktu, heyecanland1 ve her biri o mutsuz k1za astl o zaman
merakland1: 0 zaman benim oniimde de benzer bir kaderin ol­
dugunu dii§iinmedim; ama onun ac1sma tam ve candan katth­
§lffi hala ya§tyor. �imdi aym §ekilde kendime ac1yabiliyorum ve
benzer hareketlere vesile olmamak ic;in kendimi koruyabilirim."

''Arna sen, sevgili c;ocuk" dedi Charlotte, "kendini insanla­


rm bakt§larmdan hic;bir yerde kurtaramayacaksm. ic;lerinde bu
tiir duygular ic;in serbest bolge olan manasttrlanm1z yok."

"Serbest yer degil, teyzecigim, yalmzhk" diye ekledi Ottilie.


"En degerli serbest yer, bizim c;alt§abilecegimiz o yerde aranma­
hd1r. Biitiin tovbeler, biitiin fedakarl1klar, eger belli bir kader
bizi izlemede kararl1 ise kendimizi kurtarmaya asla uygun degil­
dir. Ne var ki eger beni diinya yarars1z durumda seyredecekse, o
diinyadan igrenirim ve korkanm. Arna beni sevinc;le c;alt§tr, go­
revimde yorulmaz bulursa, o zaman ilahi bakt§lardan iirkmeme
gerek olmad1g1 ic;in her bir ki§inin bakt§larma dayanabilirim."

"Eger egilimlerin seni yat1lt okula c;ekmeyecekse" dedi Char­


lotte, "benim c;ok yamlmt§ olmam gerekirdi."

205
Goethe

"Ever" dedi Ottilie, "inkar etmiyorum, biz en tuhaf yolda


egitilmi§ken ba§kalarm1 al1§1lm1§ yolda egitmek, hence mutlu bir
kader. Tarihte de gormi.iyor muyuz, bi.iyi.ik ahlak1 suc;lar y i.izi.inden
c;ollere c;ekilen insanlar orada asla umduklan gibi gizlenmi§ sak­
lanm1§ olmuyorlar? Onlar, yoldan c;1km1§lan dogru yola sokma­
lan ic;in di.inyaya geri c;agmld1lar ve bunu hayatm yanh§ yollarma
di.i§iiri.ilmi.i§lerden daha iyi kim yapabilirdi! Onlar, bu mutsuzlara
yard1m etmekle gorevlendirildiler. Ve bunu ba§larma amk ba§ka
bela gelemeyecek olanlardan daha once kim yapabilirdi!"

"Kendine tuhaf bir kader sec;iyorsun" dedi Charlotte. "Sana


kar§I gelmek istemiyorum; bu, isterse, benim umdugum gibi k1sa
bir si.ireligine olsun."

"Size ne kadar c;ok te§ekki.ir ediyorum" dedi Ottilie, " bana


bu denemeyi, bu tecri.ibeyi uygun gordi.igi.ini.iz ic;in. Eger ken­
dime fazla iltimas etmiyorsam, bunu ba§armm. 0 yerde, baz1
imtihanlan nasil verdigimi ve bunlarm benim daha sonra gec;ir­
mek zorunda olduklanmm yanmda ne kadar ki.ic;i.ik, ne kadar
degersiz kald1klarm1 hamlayacag1m. 0 gene; veletlerin kusur­
larm1 nasil ne§eyle kar§ilayacag1m, onlarm c;ocuksu dertlerine
g i.ili.imseyecegim ve onlan b i.iti.in ki.ic;i.ik yamlmalardan kolayca
kurtaracag1m. Mutlu adam, mutlularm oni.inde olmaya uygun
degildir: i nsamn tabiatmda vard1t, kendinden ve ba§kalarmdan,
hep ald1gmdan daha fazlasm1 istemek. Yalmz, kendine gelen
mutsuz adam, kendisi ve ba§kalan ic;in, olc;i.ili.i bir iyiligin de
zevk verecegi duygusunu gi.ic;lendirebilir."

Charlotte biraz di.i§i.indi.ikten sonra nihayet §Oyle dedi: "Bi­


rak senin onerine kar§I kammca en onemli olan bir itiraz daha
one si.ireyim: Soz konusu olan sen degilsin, i.ic;i.inci.i bir ki§idir.
0 iyi, akill1, dindar yard1mcmm di.i§i.incelerini biliyorsun; y i.iri.i­
di.igi.in yolda sen onun ic;in her g i.in daha degerli ve daha vazge­
c;ilmez olacaksm. �imdi bile sensiz ya§amaktan ho§lanmad1gm1
hissettigine gore, gelecekte de, bir kez senin kat1hmma ah§m­
ca, sensiz kendi i§ini yonetemeyecektir. Ba§lang1c;ta ona yard1m
edeceksin ki sonradan bu zevki ondan alasm."

206
Ruh Akrabalzklarz

"Kader, bana kar§l insafl1 davranmadi" dedi Ottilie, "ve beni


kim severse belki de daha iyi §eyler beklemeyecek. 0 arkada§ ne
kadar iyi ve anlay1§hysa, aym §ekilde, umuyorum ki ic;;inde bana
kar§l temiz bir ili§ki duygusu geli§ecektir; benim §ahs1mda kut­
sal bir kimse gorecektir; bu kimse c;;ok bi.iyi.ik bir belay1 kendisi
ve ba§kalan ic;;i n ancak kendini, bizi g0ri.inmeden saran, bi.iyi.ik
baskm gi.ic;;lere kar§1 yalmz ba§ma koruyabilen Tann'ya vakfederse
telafi edebilir."
Charlotte, bu sevgili kizm boylesine i c;;tenlikle a c;;1klad1g1
her §eyi sakince di.i§i.inmeye ba§ladi. �e§itli yollardan, her ne ka­
dar c;;ok sessizce de olsa, ara§tlfffil§tl, acaba Ottilie'nin Eduard'a
yakla§mas1 di.i§i.ini.ilebilir miydi; ama en hafif deginme, en ki.i­
c;; i.ik i.imit, en az §iiphe bile Ottilie'yi c;;ok derinden yarahyor go­
ri.ini.iyordu; hatra bir keresinde, ka c;;a makh konu§amad1gmda
fikrini c;;ok a c;;1 k soylemi§ti.

"Eger senin kararm" dedi Charlotte, " Eduard 'dan feragat


konusunda bu kadar kesin ve degi§mez ise, o zaman onu tek rar
gorme tehlikesinden koru kendini! Sevdigimiz nesneden uzak­
tayken biz, egilimimiz ne kadar canh olursa olsun, kendimize
hakim olur gibiyizdir, bunu tutkunun bi.iti.in gi.ici.ini.i, dt§anya
uzand1g1 gibi ic;;i mize yonlendirerek yapanz; ama nas1l c;;abucak
bu yamlg1dan kopanlmz, eger bizim vazge c;;ebiliriz sand1g1m1z
§ey, ans1zm tekrar vazge c;;ilmez olarak gozlerimizin oni.inde du­
rursa. Du rumuna neyin uygun oldugunu dii§iini.iyorsan onu yap
§imdi; kendini gozden ge c;;ir, hatra daha iyisi §U anki kararm1
degi§tir, ama kendiliginden, ozgi.ir ve iyi kalple. Kendini tesa­
di.ifen ve s i.irprizle eski §artlara tekrar si.iri.ikletme! i §te asil o
zaman ruhunda bir ikilik olur ki buna dayamlmaz. Dedigim
gibi, bu ad1m1 atmadan, benden uzakla§madan ve seni kim bilir
ne yollara sapmacak yeni bir hayata ba§lamadan bir kez daha
di.i§i.in, acaba Eduard ' dan ebediyen vazge c;;ebilecek misin? Arna
bunda kararl1ysan, o zaman onunla seni aray1p zorlasa bile aym
yerde olmayacagma dai r bir anla§ma yapahm."

Ottilie bir saniye bile di.i§i.inmedi ve kendine verdigi sozi.i


Charlotte'ye da verdi.

207
Goethe

Arna §imdi Charlotte'nin goziiniin oniinde Eduard'm o teh­


didi, yani Ottilie' den ancak Charlotte'nin yamndan aynlmad1g1
siirece feragat edecegi geldi. Gerc;i o zamandan beri §artlar c;ok
degi§mi§, oyle §eyler olmu§tu ki, onun o anda agzmdan c;1kan
soz, sonraki olaylar kar§tsmda gec;ersiz saytlabilirdi; bununla
birlikte Ottilie yine de en uzak manada bile Eduard'1 incitecek
bir §eye ne cesaret edebilirdi ne de niyetlenebilirdi ve Mittler de
bu durumda Eduard'm fikrini ortaya c;1karmaltydt.

Mittler, c;ocugun oliimiinden beri Charlotte'yi birkac; daki­


kaltgma da olsa, s1k s1k aramt§tt. Kan-kocanm yeniden bir araya
gelmesini kendince son derece imkans1z ktlan bu kaza, onu fena
etkilemi§ti; ama yine de §imdi kendi zihniyeti uyarmca iimit ede­
rek, <;abalayarak sessizce Ottilie'nin kararma memnun oldu. Ge­
c;ip giderken yaralan saran zamana giiveniyor, hala o kan kocay1
bir arada tuttugunu dii§iiniiyor ve bu tutkulu hareketleri yalmzca
evlilik a§kmm ve sadakatin smanmalan olarak goriiyordu.

Charlotte daha ba§tan Binba§1'y1 Ottilie'nin ilk ac;1klama­


smdan yaz11t olarak haberdar etmi§ti; ona ic;ten ricalarla Eduard'1
ba§ka ad1mlar atmamas1, tela§lanmamas1, o giizel kizm ruh hali
diizelir mi diye beklemesi konusunda yonlendirmesini istemi§ti.
Daha sonraki olaylann ve dii§iincelerin de en gereklilerini bildir­
mi§ti ve §imdi de tabii durumun degi§imine Eduard'1 haz1rlama
konusundaki o giic; gorev Mittler'e devredilmi§ti. Arna Mittler,
heniiz olmakta olan bir §eye nza gostermektense olmu§ bir §eyi
kabullenmenin daha dogru oldugunu bilen biri olarak Charlotte'yi
en iyisi Ottilie'yi yattlt okula gondermek olduguna inandtrdt.

Bu nedenle, Mittler gider gitmez yolculuk haz1rl1klan ya­


p1ldt. Ottilie, topland1 ama Charlotte goriiyordu ki ne o giizel
c;anta ne de yanma onun ic;inden bir §ey almak uygundu r. A r­
kada§ susuyordu ve susan kiza ses <;tkarm1yordu. Yola <;tkma
giinii geldi c;am; Charlotte'nin arabas1 Ottilie'yi ilk giin bilinen
bir geceleme yerine, ikinci giin yattlt okula kadar gotiirecekti;
Nanni ona e§lik edecek ve hizmetc;isi olarak kalacaktt. Bu tut­
kulu kiz, c;ocugun oliimiinden hemen sonra yeniden Ottilie'ye

208
Ruh Akrabalzklarz

donmii§tii ve eskisi gibi tabiatt ve sevgisiyle ona baglanmt§tt;


hatta oyalayan konu§kanltg1yla §imdiye kadar kac;mlmt§ olanla­
rm ac1sm1 c;1kanyor gibiydi ve sanki kendini bu sevgili hammma
vakfedecekti. Birlikte seyahat etmek, yabanc1 bolgeler gormek
mutluluguyla neredeyse kendinden gec;mi§ti, c;iinkii heniiz asla
dogdugu yerin dt§tnda bulunmamt§tt ve §atodan koye, anne ba­
basma, akrabalarma mutlulugunu haber vermek ve vedala§mak
ic;in ko§uyordu. �anss1zltk eseri bu arada ku§palaz1 hastalarmm
odasma girmi§ ve hemen bulu§manm sonuc;larmt almt§tt. Se­
yahati ertelemek istemiyorlard1; Ottilie bunda mar ediyordu,
bu yolu ta01rd1, alt§veri§ yapacag1 sattolan tamrdt, arabao onu
§atodan gotiiriirdi.i; ama almacak bir §ey yoktu.

Charlotte kar§t c;1kmad1; onun da aklt bu bolgeden uzak­


tayd1, yalmzca Ottilie'nin §atodayken oturdugu odalan tekrar
Eduard ic;in diizenlemek istiyordu, Binba§t gelmeden onceki ha­
liyle. Eski bir mutlulugu yeniden saglamak iimidi insanda her
zaman yeniden alevlenir. Charlotte da boyle umutlan c;ok kere­
ler hak etmi§, hatta bunlara ihtiyac; duymu§tu.

Onaltinct Alt Bo/um


Mittler, Eduard'la mesele iizerinde sohbet etmek ic;in gel­
diginde onu ba§t sag eline, kolu masaya yaslanmt§ buldu. ''Yine
mi ba§ agns1 c;ekiyorsunuz?" diye sordu Mittler. "�ekiyorum"
cevabm1 verdi beriki; "ama yine de ondan nefret edemiyorum;
c;iinkii bana Ottilie'yi hamlat1yor. Belki §imdi o da sol koluna
yaslanmt§ act c;ekiyordur diyorum ve §i.iphesiz benden c;ok ao
c;ekiyordur. 0 halde ben de nic;in onun gibi katlanmayay1m? Bu
agnlar iyile§ti ricidir, bence, neredeyse soyleyebilirim ki arzulan­
maya degerdir; c;i.inkii onun sabir tablosu, bi.iti.in ba§ka mezi­
yetleriyle birlikte bir o kadar giic;lii, canlt, net geliyor goziimiin
oni.ine; yalmz ac1 c;ekmede hissediyoruz aoya katlanmak ic;in
gerekli olan biiti.in biiyi.ik ozellikleri tam olarak."

Mittler, dostunu bu derecede raz1 olmu§ goriince iletecekle­


rini geri c;ekmedi, ama bunlan yava§ yava§ mayla, o dii§iincenin

209
Goethe

hammlarda olu§tugu §ekliyle, zamanla nas1l niyete doni.i§ti.iyse


oyle, tarih suasma gore ortaya koydu. Eduard neredeyse hi<; kaf§t
<;tkmadt. Soyledigi pek az §eyden galiba ortaya <;tkan, her §eyi
onlara buakttg1yd1 ve §U anki agns1 onu her §eye kay1ts1z yapm1-
§a benziyordu.
Arna yalmz kaltr kalmaz ayaga kalkt1 ve odada bir a§ag1 bir
yukan dola§tt. Ac1sm1 arttk hissetmiyordu, kendinden ge<;mi§,
di.i§i.inceliydi. Daha Mittler' in anlatttklarmm ortasmda bu seven
adamm hayal gi.ici.i canla ba§la i§lemi§ti. Ottilie'yi yalmz ya da
hemen hemen yalmz, iyice bildigi yolda, alt§t1g1 odalarma s1k s1k
ayak bast1g1 bir otelde gordi.i; di.i§i.indi.i ta§tndt, ya da daha ziyade
yalmzca di.i§i.indi.i; arzuluyordu, yalmzca istiyordu. 0 km gor­
mek zorundayd1, onunla konu§maltyd1. Ni<;in, neden, bundan ne
<;tkacaktt? Bu, soz konusu olamazdt. Direnmedi, mecburdu.

Oda hizmet<;isi sorguya <;ekildi ve hemen ara§ttrdt,


Ottilie'nin hangi gi.in hangi saat yola <;1kacagm1. �afak sokti.i;
Eduard, Ottilie'nin geceleyecegi yere yalmz ba§ma at i.isti.inde
yola koyulmay1 ihmal etmedi. Oraya vaktinden once ula§tt;
§a§tran otelci kadm onu CO§kuyla kaC§tlad1, kendisi bi.iyi.ik bir
aile mutlulugundan dolay1 ona bor<;luydu. Eduard, onun asker­
de <;ok disiplinli davranan ogluna bir §eref ni§ant verdirmi§ti:
Bunu, kendisinin yalmz bulundugu bir andaki ba§ansm1 ortaya
<;tkararak, gayretle komutanm oni.ine kadar getirerek ve bazt
koti.i niyetlilerin engellerini a§arak yapmt§tt. Otelci kadm Edu­
ard i<;in ne yapacagm1 bilmiyordu. Aym zamanda gardrop ve
erzak odas1 olan temizlik odasm1 <;abucak derleyip toplad1; ne
var ki o, buraya yerle§ecek bir bayanm gelecegini bildirdi ve
kendisi i<;in koridorun arka tarafmda bir oday1 gi.i<; bela haztr­
lattt. Kadma bu, es rarengiz gori.indi.i ve bu arada <;ok ilgili ve
tela§lt gori.inen hamisinin ho§lanacag1 bir §eyler sunmaktan <;ok
ho§landt. Ya o? Ak§ama kadarki o uzun zamam hangi duyguy­
la ge<;irdi? Ottilie'yi gorecegi oday1 ba§tan a§ag1 gozden ge<;iri­
yordu; oda ona bi.iti.in evcil tuhafl1g1 i<;inde bir cennet mekam
gibiydi. Neler neler di.i§i.inmedi ki! Acaba Ottilie'yi §a§trtmalt

210
Ruh Akrabalzklart

m1yd1, acaba onu haz1rlamah m1yd1? Sonunda bu son fikir iistiin


geldi; oturdu ve yazd1. Onu bu yaprak kar§ilasmd1:

Eduard'dan Ottilie'ye
"Sen bu mektubu okurken sevgilim, hen senin yakmmda­
y1m. Korkma, iirkme! Benden korkmana gerek yok. Seni zorla­
mayacag1m. Sen izin vermeden beni gormezsin.
Once senin durumunu, benimkini dii§iin! Kesin bir ad1m
atmama niyetin i<;in sana nasil te§ekkiir ediyorum; ama bu
ad1m yeterince anlamh. Yapma bunu! Burada, bir <;e§it yol ay­
nmmda bir kez daha dii§iin: Benim olabiliyor musun, benim
olmak istiyor musun? Ah, sen bizim hepimize biiyiik, bana ise
a§m biiyiik bir hayir i§liyorsun.

Birak seni tekrar goreyim, seni sevin<; i<;inde tekrar gore­


yim. 0 giizel soruyu, birak sozlii soray1m ve bana o giizel ken­
din olarak cevap ver! Bagnma, Ottilie! Buraya, zaman zaman
ba§Inl yaslad1gm ve hep ait oldugun yere! "

Bunlan yazarken, <;ok <;ok ozledigi bir §eyinin yakla§t1g1


§imdi hemen burada olacag1 duygusuna kapild1. Bu kap1dan
i<;eri girecek, bu mektubu okuyacakm, goriinii§iinii s1k s1k go­
ziimiin oniine getirdigim haliyle, eskisi gibi oniimde duracak.
Hali aym insan mi olacak? Goriinii§ii, duygulan degi§medi mi?
Kalemi daha elinde tutuyor, dii§iindiigii gibi yazmak istiyordu;
ama araba bah<;eye girmekteydi. <;abucak §Unu da ekledi:

"Geli§ini duyuyorum. Bir an i<;in, ho§<;a kal ! "

Mektubu katlad1, iistiinii yazd1; miihiirlemek i<;in <;ok ge<;­


ti. Odaya dald1; buradan daha sonra koridora ula§may1 biliyordu
ve bir anda aklma geldi ki saatini ve kalem kutusunu masanm
iizerinde unutmu§tu. Ottilie bunlan once gormemeliydi; geri
ko§tu ve bunlan kurtard1. Koridorun oniinde misafire goster­
mek i<;in odaya dalan otelci kadmm sesini duydu. Oda kap1sma
dogru ko§tu, ama kap1 kapanmI§tl. Anahtan, i<;eriye dalarken
yere fulatm1§, o da i<;erde kalm1§t1; kilit kapahyd1 ve o kovul-

211
Goethe

mu§ gibi di§artda kaldi. Hizla kap1ya yi.iklendi, ama bo§una.


Ruh gibi kap1 araligmdan i<;eriye si.izi.ilmeyi nas1l da isterdi! Bo­
§Una! Yi.izi.ini.i kapmm diregine gizledi. Ottilie, i<;eri girdi, otelci
kadm onu gori.ince geri <;ekildi. Eduard Ottilie' den bir dakika
bile saklanamadi. Ona dondi.i ve boylece sevgililer tekrar tuhaf
bir §ekilde yi.iz yi.ize geldiler. Ottilie ona sakin ve ciddi ciddi
bakt1, ne one ne arkaya yi.iri.idi.i ve o ona, yakla§mak i<;in hare­
kete ge<;tiginde kiz birka<; ad1m geriye, masaya kadar gitti. 0
da tekrar geriledi. "Ottilie" diye hayk1rd1, " b1rak §U korkun<;
suskunlugu bozay1m! Biz, birbirinin kar§ismda duran golgeler
miyiz? Arna dinle her §eyden once! Beni hemen burada bulmak,
tesadi.if. Yanmda, seni haz1rlamas101 istedigim bir mektup var.
Oku onu, rica ederim oku! Sonra elinden gelen §eye karar ver."
Ottilie gozlerini indirip mektubu gordi.i ve biraz di.i§i.indi.ik­
ten sonra ald1, a<;tl ve okudu. Yi.iz hatlanm degi§tirmeden oku­
du ve yava§<;a itti; sonra o di.izgi.in, yukan kaldmlm1§ ellerini
kavu§turdu, azic1k one egilerek ellerini gogsi.ine koydu ve israrla
isteyen adama oyle bir baku o her §eyden, isteyecegi ve arzula­
yabilecegi her §eyden uzak durmak zorundaydi. Bu hareket er­
kegin kalbini par<;aladi. 0 baki§a, Ottilie'nin o duru§una katla­
namazdi. Sanki diz <;okecek gibiydi, eger dayansayd1. <,;:aresizlik
i<;inde kap1dan hizla <;1ku ve otelci kadm1 bu yalmz kiza gonder­
di. Antrede a§ag1 yukan gidip geldi. Gece olmu§tu, odada ses­
sizlik si.iri.iyordu. Sonunda otelci kadm d1§art <;1kt1, utamyordu,
ne yapacagm1 bilmiyordu. En sonunda uzakla§1rken, anahtan
Eduard'a uzatt1, o ise kabul etmedi. l§1g1 a<;1k b1rak1p uzakla§tl.

Eduard en derin i.izi.inti.i i<;inde kendini Ottilie'nin e§igine


aup oray1 ya§lanyla 1slatt1. Sevgililer hi<; bu yakmlikta boyle bir
acmacak halde geceyi hi<; ge<;irmemi§lerdir.

Sabah oldu; arabao <;ali§tl, otelci kadm kap1y1 a<;t1 ve odaya


girdi. Ottilie'yi elbisesiyle uyur buldu, geri <;ekildi ve Eduard'a
anlay1§li bir gi.ili.imsemeyle i§aret etti. i kisi birlikte uyuyan ki­
zm oni.ine geldiler; ama bu manzaraya da katlanamad1 Eduard.
Otelci kadm uyuyan km uyand1rmaya cesaret edemedi, kar§l

212
Ruh Akrabalzklarz

tarafa oturdu. Sonunda Ottilie o giizel gozlerini a�t1 ve dogrul­


du. Kahvalt1y1 kabul etmedi; Eduard bu kez onun oniine ge�­
ti. Siirekli olarak onun hi� olmazsa bir kelime soyleyip istegini
a�1klamasm1 rica ediyordu; onun yalmzca istegini duymak isti­
yordu yeminle. Arna Ottilie susuyordu. Bir kez daha, sevgiyle
ve tsrarla sordu kendisini dinleyip dinlemeyecegini. Gozlerini
egerek ba§tm bir hayir anlammda ne tad1 hareket ettirmi§ti!
Yat1h okula m1 gitmek istedigini sordu. 0 ise buna kay1ts1z­
ca hayir cevab1 verdi. Arna Charlotte'ye acaba geri donebilir mi
diye sordugunda buna teselli bulmu§ bir ha§ egmeyle evet dedi.
Eduard, arabac1ya emirler vermek iizere pencereye ko§tu; ama
Ottilie onun arkasmdan §im§ek gibi odadan �1kt1; dogru, mer­
divenlerden arabaya! Arabac1 §ato donii§ yoluna girdi. Eduard
da biraz geriden at iistiinde onlarm pe§inden.

Onyedinci Alt Bolum


Charlotte, Ottilie'nin onden, Eduard'msa atla hemen §ato
avlusuna girdiklerini goriince nas1l §a§1rm1§t1. Kapmm e§igine
kadar ko§tu; Ottilie arabadan indi ve Eduard'la birlikte yak­
la§ttlar. Ottilie bu �iftin ellerini gayretle ve kuvvetle tutup bir­
le§tirdi ve odasma ko§tu. Eduard, Charlotte'nin boynuna at1hp
gozya§larma boguldu; meramm1 anlatamad1, kendisine sab­
redilmesini, Ottilie'ye yard1m edilmesini rica etti. Charlotte,
Ottilie'nin odasma ko§tU ve i�eri girdiginde iirktii: Oda tama­
m1yla bo§alt1lm1§t1, yalmzca ho§ duvarlar vard1. Oda sevimsiz
oldugu gibi biiyiik de goriiniiyordu. Her §eyi dt§an �1karm1§lar­
d1, yalmzca bavul, nereye konulacagma karar verilmediginden
odanm ortasmda biraktlm1§t1. Ottilie yerde, kolu ve ba§t bavu­
lun iistiine uzanmt§ yattyordu. Charlotte, ugra§tt, neler oldugu­
nu sordu ona ve cevap alamad1.
i�eceklerle gelen hizmet�isini Ottilie'nin yanmda b1rakarak
Eduard'a ko§tu. Onu salonda buldu, ama o da bilgi vermedi.
Charlotte'nin oniine am kendini, onun ellerini gozya§lanyla y1-
kad1, kendi odasma ka�t1. Ve Charlotte onun pe§inden gelmek

213
Goethe

istediginde kar§tsma onu elinden geldigince aydmlatmak isteyen


oda hizmetc;isi c;1kti. Anlamklarmm geri kalanm1 o, kafasmda
birle§tirdi ve sonra hemen kararh olarak o anm geregini yapma­
ya koyuldu. Ottilie'nin odas1 derhal diizenlendi. Eduard kendini
§eylerine, bi rakt1g1 gibi aynen ula§tt, son kag1dma kadar.

0 ii<;ii tekrar bir araya gelmi§ goriiniiyordu; ama Ottilie, sus­


maya devam ediyordu; Eduard ise ona kendisi emir verir goriinen
e§inden sabtrdan ba§ka bir §ey rica etmiyordu. Charlotte, Mittler'e
ve Binba§t'ya haberci gonderdi. Mittler'e ula§1lmad1, obiirii geli­
yordu. Eduard Binba§t'ya ic;ini doktii, en ufak aynnt1y1 itiraf etti
ve Charlotte da boylece ne olup bittigini, durumun neyi boyle
tuhaf bir §ekilde degi§tirdigini, neyin heyecan yaratttgm1 ogrendi.

E§iyle c;ok sevgiyle konu§tu. Kiza §U anda yiiklenilmeme­


sinden ba§ka ricas1 yoktu. Eduard, e§inin kiymetini, sevgisini,
aklm1 hissetti; ama kendi egiliminden ba§ka hic;bir §ey ona
hakim degildi. Charlotte ona iimit verdi, bo§anmay1 kabul ede­
cegine soz verdi. Eduard giivenmiyordu; oyle hastayd1 ki iimit
ve inane; strayla onu terk ediyordu. Charlotte'ye Binba§t'ya evet
demesi ic;in ISCar ediyordu; bir c;e§it c;ilgm iimitsizlige yakalan­
mt§tl. Charlotte, onu sakinle§tirmek, onu tutmak ic;in gerekeni
yap1yordu. Binba§t'ya, eger Ottilie Eduard'la birle§mek isterse
evet diyecekti, ama yine de §U §artla ki, bu iki erkek §U anda bir­
likte seyahate c;1ksmlar. Binba§t'nm kendi ko§kii ic;in dt§anda i§i
vard1, Eduard da ona e§lik etme sozii verdi. Haz1rl1klar yaptld1,
en azmdan bi r §eyler oluyor diye sakinle§tiler.

Bu arada Ottilie'nin neredeyse hie; yiyip ic;medigi ve sus­


kunlugunda ISCar ettigi belirrilebilir. Ona bir §ey soylendiginde
ii rkiiyor, o zaman vazgec;iliyor. �iinkii c;ogu zaman bir kimseyi
onun iyiligi ic;in bile olsa rahats1z etmeme zaaftm1z yok mudur?
Charlotte biitiin c;areleri dii§iindii, sonunda, Ottilie'ye hiikmii
gec;en umulmad1k gelmeyi§i iizerine c;ok dostc;a konu§up cevap
almamt§ olan o yard1moy1 getirtmek aklma geldi.

Ottilie'yi §a§trtmamak ic;in bu plandan soz edildi. 0, aym


fikirde degilmi§ gibi goriiniiyordu; dii§iiniiyordu; sonunda bir

214
Ruh Akrabalzklart

karara varmt§ gibiydi, odasma ko§tU ve daha ak§am olmadan,


toplananlara §U mektubu gonderdi:

Ottilie'den Dostlara
"Kendiliginden anla§tlan §eyi ni<;in a<;tk<;a soyleyeyim, sev­
gililerim? Ben kendi yolumdan <;tkttm ve tekrar ona girmemek
gerekiyor. Bana hakim olmaya ba§layan koti.i ruhlu bir cin, hen
tekrar kendime gelecek olsam bile beni dt§artdan engelliyor gibi.

Eduard' dan feragat edip ondan uzakla§ma niyetim <;ok te­


mizdi. Onunla kar§tla§mamay1 umuyordum. Mesele oyle olmad1;
o, kendi iradesinin tersine benim kar§tmda durdu. Onunla hi<; ko­
nu§mama sozi.imi.i belki gereginden fazla kelimesi kelimesine tu­
tup yorumlad1m. 0 anm hissi ve vicdam geregi sustum, o dostun
oni.inde dilim tutuldu, §imdi ise arttk soyleyecek bir §eyim yok.
S1k1 bir tarikat yemini, bunu di.i§ i.inerek eden birine belki rahats1z
edici bir korku verir, hen bunu duyguyla zorlanarak i.istlendim.
Birakm, kalbim emrettigi ol<;i.ide buna baglt kalay1m. Aract birini
<;agirmaym! Konu§mam i<;in, gerekli olandan <;ok yiyip i<;mem
i<;in 1srar etmeyin. Bana ho§gori.iyle ve sab1rla bu zamam atlat­
mam i<;in yardtm edin. Ben gencim, gen<; insan <;abucak kendine
gelir. Bana yanmtzdayken katlamn, sevginizle beni sevindirin,
sohbetinizle beni bilgilendirin; ama i<; di.inyamt bana birakm! "

Erkeklerin uzun zamandan beri haz1rlanmt§ seyahatleri


kald1, <;i.inki.i Binba§t'nm o dt§andaki i§i gecikti; Eduard'm tam
istedigi oldu ! �imdi, Ottilie'nin mektubuyla yeniden CO§ffiU§ ve
onun teselli dolu umut verici sozleriyle yeniden cesaretlenmi§ ve
dirayetli bir sabretmeye hak kazanmt§ olarak birden hire, uzak­
la§mayacagm1 a<;1klad1. "Ne aptall1k!" diye haykirdt "en elzem,
en gerekli olam onceden, aceleyle ftrlattp atmak; o §ey, kaybet­
me tehdidi olsa da belki kazamlabilecektir. Ve ne diye? Arna
sirf, insan se<;ebilecegini gostermek istesin diye. Ben de boyle
s1k s1k bu t i.ir aptalca yantlg1ya di.i§ti.im, saatler, hatta gi.inlerce
vaktinden once kendimi dostlanmdan kopardtm, sirf o son ka­
<;tmlmaz ecel tarafmdan kesin olarak zorlanmamak i<;in. Bu kez

215
Goethe

ama kalmak istiyorum. Nic;in uzakla§ay1m ki? 0, zaten benden


uzakla§mt§ durumda degil mi? Elini tutup kalbime basmmak
akltma gelmiyor; hatra bunu dii§iinmeme bile izin yok, ii rperi­
yorum. 0 benden yalmzca uzakla§mad1, beni a§tt."
Ve i§te boyle, istedigi, mecbur oldugu gibi yerinde kald1. Kiz­
da da aym his kald1; o da bu kutsal gereklilikten kendini c;eke­
medi. Eskisi gibi ha.la birbirlerine, anlattlamaz, neredeyse sihirli
bir c;ekim giicii uyguluyorlardt. Aym c;at1 alcmda oturuyorlard1,
ama birbirlerini dii§iinmeden edemeden ba§ka §eylerle ugra§tyor,
topluluk tarafmdan oraya buraya c;ekiliyor, birbirlerine yakla§t­
yorlardi. Salonda bir araya gelmi§lerse, ayaga kalk1p birbirlerinin
yanma oturmalan uzun siirmiiyordu. Ancak en yakm yakmltk
onlan rahatlatabiliyordu, hem de iyice rahatlatabiliyordu ve bu
yakmltk kafiydi; ne bir bakt§a, ne bir soze, ne bir mimige, ne bir
temasa gerek kaltyordu, yalntz bu sale beraberlikti gerekli olan.
0 zaman iki insan degillerdi, bilinc;siz tam bir keyif ic;inde tek
insandtlar, kendilerinden ve di.inyadan memnun. Hatta ikisinden
birini binanm iki ucunda tutsalar, obiirii yava§ yava§, kendiligin­
den, niyeti olmadan ona dogru hareket ederdi. Hayat onlar ic;in
c;oziimiinii yalmzca birlikte bulduklan bir bilmeceydi.
Ottilie iyice ne§eli ve rahatt1, oyle ki hakkmda tasalanmala­
nna gerek kalmamt§tl. Topluluktan az uzakla§tyordu, yalmzca
tek ba§ma yemek yemek istiyordu. Nanni'den ba§ka hie; kimse
onun hizmetini gormiiyordu.
Her bir insana genellikle olan §ey, samld1gmdan c;ok fazla
tekrarlantr. �iinkii bunu en c;ok belirleyen, onun tabiat1d1r. Ka­
rakter, bireysellik, egilim, yon, yerellik, c;evre ve alt§kanltklar
hep birlikte bir biitiin olu§tururlar ve bu biitiiniin ic;inde her in­
san yalmzca kendisine rahat ve huzurlu olan bir elementte, bir
atmosferdeymi§ gibi yiizer. Bu yiizden de biz, degi§ebilirlikleri
hakkmda c;ok §ikayet edilen insanlan pek c;ok ytl sonra §a§kmltk
ic;inde degi§memi§ ve dt§a ve ic;e sonsuz etkilerden sonra degi§me­
si imkans1z buluruz.

Dosclanm1zm giinliik ortak ya§ayt§larmda da i§te boyle


hemen hemen her §ey eski raymda yiiriidii. Ottilie hala ses c;1-

216
Ruh Akrabalzklarz

karmadan baz1 iyilikleriyle o yard1msever varl1gm1 ortaya ko­


yuyordu ve her §eyi kendi usuliince. Boylece aile c;evresi, onceki
hayatm bir yans1mas1 gibi goriiniiyordu ve sanki her §eyi heniiz
eski halinde sanmak deliligi ho§ goriinebilirdi.

Uzunluk bak1mmdan o ilkbahar giinleriyle e§it olan sonba­


har giinleri yine aym saatte toplulugu ac;1k havadan evin ic;ine
geri c;agmyordu. Bu zamana ozgii olan meyve ve c;ic;eklerin olu§­
turdugu siis insana sanki, o ilk ilkbaharm sonbahanym1§ hissini
veriyordu. Aradaki zaman unutulup gitmi§ti. <;iinkii benzerleri
o ilk giinlerde ekilmi§ olan c;ic;ekler §imdi ac;1yor, vaktiyle c;ic;ek­
lendikleri goriilen agac;larda meyveler §imdi olgunla§iyordu.

Binba§1, ara sira gidiyordu; Mittler de s1k s1k kendini gos­


teriyordu. Ak§am oturmalan genellikle diizenliydi. Eduard, ah­
§ild1g1 iizere okuyordu; eskisinden daha canh, daha duygulu,
daha iyi, hatta isterseniz daha ne§eli deyin. Sanki ne§e ve duy­
gu araohg1yla Ottilie'nin donuklugunu yeniden canlandirmak,
onun suskunlugunu yeniden c;ozmek istiyordu. Eskiden oldu­
gu gibi, okudugu kitabm goriilecegi bic;imde oturuyordu; hatta
eger Ottilie o sayfaya bakm1yorsa, eger onun sozlerini gozleriyle
izlediginden emin degilse huzursuz, dalgm oluyordu.

Aradaki zamanm sevimsiz, rahats1z her duygusu sonmii§tii.


Hic;bir duygu amk otekine bir §eyler ta§1m1yordu. Acmm her c;e§i­
di yok olmu§tu. Binba§1, Charlotte'nin piyanosuna kemamyla e§lik
ediyordu, aym Eduard'm fliitiiniin eskiden oldugu gibi Ottilie'nin
telli enstriiman c;ah§iyla bulu§mas1 gibi. Eduard'm gec;en kutla­
masma ula§amad1g1 ya§ g i.inii boylece yakla§1yordu. Bu kez ya§
g i.ini.ini.i eglencesiz, sakin, dostc;a huzur ic;inde kutlayacaklardi.
Yan susarak, yan vurgulayarak, boyle anla§mi§lardi. Arna yine
de bu donem yakla§tikc;a Ottilie'nin tavrmda §imdiye kadar fark
edilmekten ziyade hissedilmi§ olan co§ku amyordu. Bahc;ede s1k
s1k c;ic;ekleri komrol ederken goriiliiyordu; bahc;1vana, her c;e§it yaz
bitkilerini korumasm1 ima ediyor ve en c;ok da ozellikle bu yil a§m
bol ac;an yild1z c;ic;eklerinin yanmda duruyordu. Dostlann sessiz bir
dikkatle gozlemledikleri en onemli §ey ise Ottilie'nin bavulunu ilk

217
Goethe

defa ac;1p ic;inden c;e§itli §eyleri sec;erek bir tek ama biitiin bir erkek
elbisesine yetecek olam kesmi§ olmas1yd1. Geri kalam Nanni'nin
yard1m1yla toplamak istediginde bununla zar zor ba§ etti. Oda
t1kltm t1kltmd1, her ne kadar bir k1s1m §ey c;1kanlm1§ olsa da. Bu
gene; h1rslt k1z, gormeye doyam1yordu, ozellikle de elbisenin biitiin
kiic;iik §eylerini ham buldugunda. Ayakkabtlar, c;orap�ar, armalt
c;orap ask1lan, eldiven ve baz1 §eyler eksikti. Ottilie' den kendisine
bunlardan birazm1 hediye etmesini rica ediyordu. Ottilie, c;ekindi,
ama hemen bir komidinin c;ekmecesini c;ekip k1za sec;, dedi; o da
hlfsla ve beceriksizce el at1p kazanoyla odadan firlad1, obiir ev hal­
kma mutlulugunu ilan etmek ve gostermek ic;in.

Sonunda Ottilie, her §eyi ozenle yeniden yerle§tirmeyi be­


cerdi; ardmdan kapaga yerle§tirilmi§ gizli bir gozii ac;tt. Orada
Eduard'm baz1 pusulalanm ve mektuplarm1, eski gezintilerden
baz1 kurutulmu§ am c;ic;eklerini, sevgilisinin bir sac; liilesini ve
daha saklanmI§ baz1 §eyleri tutuyordu. �imdi bir §ey daha ekledi
bunlara, bu, babasmm portresiydi ve hepsini kapad1, sonra da
altm zincirli zarif anahtan tekrar boynuna ast1.

Bu arada dostlann kalplerinde baz1 umutlar ba§ gostermi§­


ti. Charlotte, Ottilie'nin o giin tekrar konu§maya ba§layacagm­
dan emindi, c;iinkii §imdiye kadar baz1 gizli ugra§m, bir c;e§it
ne§eli kendinden memnuniyetin, onun yiiziinde dola§an bir gii­
liimsemenin sevdigi k1zda biraz iyi ve sevindirici bir §eyler sak­
lad1gma onu inandlfmI§tL Hie; kimse bilmiyordu ki baz1 saatler
Ottilie'yi kendini ancak ruh giiciiyle ayakta tuttugu o biiyiik
zay1fhga dii§iiriiyordu.

Mittler bu malar kendini s1k s1k gosterdi, hem de alt§1l­


m1§tan daha uzun kaldi. Bu inatc;1 adam gayet iyi biliyordu,
demirin doviilebilecegi yalmzca belli bir an vard1r. Ottilie'nin
susmas1 gibi uzak durmasm1 da onun iyiligine yordu. �imdi­
ye kadar kan kocanm aynlmas1 ic;in attlm1§ bir ad1m yoktu;
o, iyi k1zm kaderini herhangi bir uygun §ekilde belirleyecegini
umuyordu; kulak kesilmi§ti, affediyordu, anlar gibiydi ve kendi
tarzmda aktllt davramyordu.

218
Ruh Akrabalzklarz

Ne var ki i;ok onem verdigi konular i.izerine fikrini ai;1klama


ftrsat1 bulur bulmaz eziliyordu. <:;ok §eyi ii;ine at1yor ve ba§ka­
lanyla bir arada oldugu zaman genellikle onlara kar§t yalmzca
davram§tyla kendini gosteriyordu. <:;ogu zaman gordi.igi.imi.iz gibi
eger konu§mas1 dostlar arasmda kesiliyorsa o zaman duruma gore
sayg1s1zca devam ediyor, kmyor, iyile§tiriyor, faydah oluyor ya da
zarar veriyordu.

Eduard'm ya§ gi.ini.i oncesi ak§ammda Charlotte ve Binba§t,


atla dola§tp gelmi§, Eduard'1 bekleyerek bir arada ocuruyorlar­
d1. Mittler odada bir a§ag1 bir yukan yi.iri.iyordu; Ottilie, kendi
odasmda kalmt§ ertesi gi.in ii;in taktlanm di.izeltiyor, onu tam
olarak anlayan ve o dilsiz emirleri beceriklikle yerine getiren
hizmeti;isine baz1 imalarda bulunuyordu.

Mittler i;ok sevdigi malzemelerinden birini yeni ke§fetmi§ti.


0, gerek i;ocuklarm egitiminde gerekse halklarm yonetiminde ya­
saklardan, yasaklayan kanunlardan daha uygunsuz, daha barbarca
bir §eyin olmad1gm1 iddia etmekten ho§lamrd1. " i nsan, hep faal­
dir" derdi "ve ona bir §ey sunmay1 bilirseniz, hemen ko§ar, i;ah§tr
ve yapar. Ben §ahsen kendi i;evremde daha i;ok hara ve sui;lara, ha­
tadan kurtulup onun yerine dogru hii;bir §ey gormektense kar§ltl
bir erdem sunmak isterim. i nsan iyi, amaca uygun §eyi seve seve
yapar, yeter ki ftrsat bulsun; bunu yapar, yapacak bir §eyi olsun
diye ve bunun i.izerine bir daha di.i§i.inmez, avarelik ve can s1kmu­
smdan yapt1g1 aptalca §akalar i.izerine di.i§i.inmedigi gibi.

<:;ocuk egitiminde kutsal On Emrin nas1l tekrarlauld1g1m


duymak benim ii;in i;ogu zaman ne kadar s1k1od1r! Dordi.inci.i
Emir aslmda i;ok zarif, aktlhca, yol gosterici bir emirdir: Ba­
bay1 ve anneyi sayacaksm! <:;ocuklar bunu haftzalanna dogru
olarak yazsalar, o zaman bi.iti.in gi.in bunu uygulamalan gerekir.
Arna be§incisine ne demeli? Oldi.irmeyeceksin! Sanki herhangi
bir insan en azmdan obi.iri.ini.i oldi.irmeye hevesli imi§ gibi! i n­
san birinden nefret eder, ofkelenir, acele eder, bunun ve ba§ka
§eylerin devammda gerektiginde birini oldi.irmesi muhtemeldir.
Arna i;ocuklara cinayet ve oldi.irmekten soz etmek barbarca bir

2 19
Goethe

§ey degil mi? Ba§kas1 i<;in hayat sagla, ona zararlt olabilecekleri
uzakla§ttr, onu kendini tehlikeye atarak kurtar, ona zarar ve­
rirsen, dii§iin ki kendine zarar veriyorsun, denseydi, i§te bunlar
kiiltiirlii, aydm halklarda yer alanlardir ve On Emir dersinde
iiziilerek "Bu da ne"yi ta§tm1yor.

�imdi akmc1S1m, hele onu <;ok igren<; buluyorum! Ne mi?


Sezgisi olan <;ocuklann merakm1 tehlikeli olaganiistiiliiklere
<;ekmek, onlann hayal giiciinii, tam da uzakla§tirmak istenen
tasavvurlarla ve tablolarla zorla doldurmak! <;ok <;ok daha iyi
olurdu, kilise ve cemaat oniinde bu konuda zirvalatmaktansa bu
gibi §eylerin gizli bir mahkemeyle ozel olarak cezalandmlmas1."

0 anda Ottilie i<;eriye girdi. -"Zina i§lemeyeceksin" diyerek


devam etti Mittler. "Ne kadar kaba, ne kadar terbiyesizce! Eger
§6yle olsayd1, kulaga <;ok ba§ka gelmez miydi: Birbirlerini se­
ven e§leri gordiigiin yerde buna sevineceksin ve ne§eli bir giiniin
mutluluguna kat1ltr gibi buna kat1lacaksm; herhangi bir ili§kide
bir §eyler kararacak oldu mu sen onu diizeltmeye <;alt§acaksm,
onlan yumu§atmaya, onlan kar§1ltklt <;tkarlanm anlatmaya ve
giizel bir <;1kars1zltkla ba§kalannm iyiligini desteklemeye <;alt­
§acaksm; bunu, onlara her gorevden ozellikle de kadmla erkegi
<;6ziilmezcesine birbirine baglayan gorevden nas1l bir mutlulu­
gun kaynakland1gm1 hissettirerek yapacaksm."

Charlotte, ate§ iizerinde oturur gibiydi ve Mittler' in neyi


nerede soylediginin farkmda olmad1gmdan emin olmas1yla du­
rum onun i<;in <;ok daha korkun<;tu ve onun lafm1 kesmeyi ba§a­
ramadan, hali degi§mi§ olan Ottilie'nin odadan <;1kt1gm1 gordii.

"Herhalde yedinci emri bize birakirsm1z" dedi Charlotte, zor­


lama bir giiliimsemeyle. Geri kalan hepsini" dedi Mittler, "eger
yalmzca obiirlerinin dayand1g1 bu sonuncusunu kurtarsam! "

Korkun<; bir bagtn§la odaya dalarken Nanni: " Oliiyor! Kii­


<;iik hamm oliiyor! Geliniz! Geliniz!" diye haykird1.

Ottilie sallanarak odasma dondiigiinde ertesi giin i<;in olan


siisler <;e§itli sandalyelerin iizerine yay1lm1§ haldeydi ve k1z bun-

220
Ruh Akraba!tklarz

lan seyrederek ve hayran olarak oraya buraya giderken CO§kuyla


bagmyordu: "Bakm bir, sevgili kii<;iik hamm, bunlar gelin mii­
cevherleri, tam size lay1k!"

Ottilie bu sozleri duydu ve divana y1g1ld1. Nanni, hamm1-


nm sarard1gm1, kattla§ttgm1 gordii, Charlotte'ye ko§tu, geldiler.
Ailenin dostu hekim tela§la geldi; ona gore bitkinlige benziyor­
du durum. Biraz et suyu getirtti; Ottilie igrenircesine ba§mt
<;evirdi, hard!. kaseyi agzma yakla§ttrd1klarmda neredeyse ku­
sacakt1. Hekim durumun ciddiyeti i<;inde aceleyle, Ottilie'nin
bugiin ne yedigini sordu. K1z duraklad1; o, sorusunu tekrarlad1,
ktz, Ottilie'nin hi<;bir §ey yemedigini kabul etti.

Hekim, Nanni'yi gereginden fazla korku i<;inde gordii.


Onu yan odaya <;ekti. Charlotte arkadan geldi, ktz diz <;okiip
Ottilie'nin uzun zamandan beri neredeyse hi<; yemedigini iti­
raf etti. Ottilie'nin isran iizerine yemekleri onun yerine kendisi
yiyormu§; onun ricalan ve tehditleri yiiziinden susmu§mU§ ve
saf<;a ekledi, yemekler de <;ok lezzetliydi.

Binba§t ve Mittler geldiler. Charlotte'yi doktorla birlikte


ugra§tr buldular. Solgun giizel <;ocuk divanm ucunda oturuyor­
du, goriindiigiine gore bilinci yerindeydi. Yatmas1m rica etti­
ler; o, <;ekindi ama bavulunun yanma getirilmesini i§aret etti.
Ayaklanm bavulun iistiine koydu ve yan yatarak rahat bir du­
ruma ge<;ti. Sanki vedala§mak istiyor gibiydi, yiiz hatlan etra­
fmdakilere en ince baglilig1, sevgiyi, te§ekkiirii, ricay1 ve candan
veday1 ifade ediyordu.

Atmdan inen Eduard durumu ogrendi, odaya dald1. Ottilie'nin


yanma attt kendini, elini tutup sessiz gozya§larma bogdu. Bu du­
rumda kald1 uzun siire. Sonunda haykird1: Senin sesini bir daha
duymayacak m1y1m? Bir kelimeyle benim i<;in hayata donmeyecek
misin? Peki, Peki! Senin arkandan gelecegim hen de obi.ir tarafa;
orada ba§ka dillerde konu§acag1z!

K1z, onun elini kuvvetle s1kt1, ona sevgiyle bakt1 ve derin bir
nefes alarak, dudaklannm harika sessiz bir hareketinden sonra
"soz ver bana, ya§ayacaksm!" diye bagird1 tatl1 narin bir <;abayla,

221
Goethe

ama hemen geri y1gtldl. "Soz veriyorum!" diye haykird1 beriki ona
dogru, yalmzca ge� kalmt§tl. 0, amk yoktu.

Gozya§lan i�inde bir geceden sonra o sevgili cenazeyi kal­


d1rmak derdi Charlocce'ye di.i§ti.i. Binba§l ile Mittler ona yard1m
ecciler. Eduard'm hali peri§andL <;aresizliginden ancak dogru­
lup bir dereceye kadar akh ba§ma gelince §Unda israr ecci: Ot­
tilie §atodan �ikanlmayacak, beklenecek, bak1lacak, bir canh
gibi muamele edilecekci. <;i.inki.i olmemi§ti, olemezdi. i scegi, en
azmdan yasaklad1g1 §ey birakilarak yerine gecirildi. Onu gor­
mede diretmemi§ti.

Dosclan ba§ka bir korku daha sard1, ba§ka bir derc daha
ugra§tlrdL Nanni, hekimin azarlamalan, cehdide icirafa zorlan­
masmdan, su�lanmalarla korkutuldukcan sonra ka�1p gicmi§ti.
Onu uzun aramalardan sonra buldular; kendinde degil gibiy­
di. Annesi babas1 onu yanlanna aldtlar. En iyi kar§tlama eckisiz
gori.ini.iyordu, yine ka�makla cehdit eccigi i�in onu hapsetmek
zorunda kaldtlar.

Eduard'1 o §iddedi �aresizlikcen kurcarmay1 ad1m ad1m ba­


§ardtlar; ama bu yalmzca onun mutsuzlugu oldu, �i.inki.i haya­
tmm mudulugunu ebediyen kaybeccigini iyice anlamt§tl. Ona,
Occilie'nin o ki.i�i.ik kiliseye kondugunu ha.Ia insanlar arasmda
kald1gm1 ve sicak, sakin bir evden mahrum olmayacagm1 anlac­
maya cesaret ecciler. Onun olurunu almak zor oldu, §arc1 vard1:
Ottilie a�1k cabucca dt§an ta§macak ve mudaka i�erde cam bir
kapakla orci.ilecek ve si.irekli yanan bir lamba bagi§lanacak. So­
nunda ancak boyle raz1 oldu ve her §eye ever der gibi gori.indi.i.

0 gi.izel bedeni kendisi i�in haz1rlad1g1 o si.isle donacctlar;


ba§ma, hi.izi.inli.i ytld1zlar gibi onsezilerle panldayan y1ld1z �i�ek­
lerinden bir ca� koydular. Tabutu, kiliseyi si.islemek i�in bi.iti.in
bah�eler si.islerinden oldu. §imdi sanki kt§ bi.iti.in sevin�lerini
tarhlardan si.ipi.iri.ip almt§ gibi �olle§mi§ duruyorlard1. Sabahm
en erken saatinde cesec a�1k tabutun i�inde §atodan almd1 ve
yi.ikselmekte olan gi.ine§ o §ahane �ehreyi tekrar kizarttl. Refa­
kat�iler, ta§iyanlarm �evresine girmeye �ah§1yorlard1, hi� kimse

222
Ruh Akrabaltk!art

one gec;mek, hie; kimse arkadan gitmek istemiyordu, herkes on­


lan c;evrelemek, herkes son olarak bu oliiniin varhg1m ya§amak
istiyordu. Erkek c;ocuklar, adamlar ve kadmlar hic;biri duygu­
lanmamt§ degildi. Onun kaybm1 dogrudan hisseden kizlan te­
selli etmek imkans1zd1.

Nanni eksikti. Onu evde tutmu§lard1 ya da daha ziyade


topraga verme giiniinii ve saatini ondan saklam1§lard1. Ona
anne babasmm yanmda, bahc;eye ac;1lan bir odada bekc;ilik edi­
yorlardi. Arna c;anlarm c;almd1gm1 duydugunda hemen anlad1
olup biteni ve ona bekc;ilik eden kimse, cenaze alaym1 gorme
merak1yla onu yalmz birakt1gmda pencereden kac;1p bir kori­
dora, oradan da biitiin kapilan kilitli buldugu ic;in c;auya c;1ku.

Tam o sirada alay temiz, c;ic;ekler sac;ilmt§ yolda koyiin ic;in­


den yukan dogru yiiriiyordu. Nanni, hammm1 yukandan a§a­
g1da alay1 izleyen herkesten daha ac;1k sec;ik, daha tam, daha gii­
zel goriiyordu. 0, hizmetc;isine sanki bulutlann ya da dalgalarin
iistiinde ta§tmyor gibi, obiir diinyadan el salhyordu ve Nanni
altiist olmu§, sallamp sendeleyerek c;audan a§ag1ya dii§tii.

Kalabahk, korkunc; bir c;1ghkla her yana dagildi. S1k1§1khk


ve kan§tkhktan, ta§1y1olar tabutu yere indirmek zorunda kald1-
lar; kiz yakmda yat1yordu; biitiin uzuvlan parc;alanmt§ gibiydi.
Onu kaldirdilar, tesadiifen ya da ozel bir kader eseri, oliiniin
iizerine yasladilar, hatt3. sanki bedeninin bu geri kalan kism1y­
la o sevgili hammma ula§mak istiyordu. Arna titreyen uzuvlan
Ottilie'nin ecegine, giic;siiz parmaklan Occilie'nin kavu§turul­
mu§ ellerine deger degmez kiz s1c;rad1, kollarm1 ve gozlerini once
gage kaldird1, sonra cabutun oniinde diz c;okcii ve hammma
hu§U. ic;inde hayranhkla bakti.

Sonunda kendinden gec;mi§c;esine firlay1p ilahi bir sevinc;le


hayk1rd1: Evet, beni affetti! Bana hic;bir kimsenin, kendimin ba­
g1§layamayacag1 §eyi, Tann bana onun bakt§l, onun ifadesi, agz1
araohg1yla bagt§hyor. �imdi cekrar sessiz ve sakin yat1yor; ama
siz gordiiniiz, nasil dogrulup kavu§turulmu§ elleriyle beni kutsa­
d1, bana nas1l baku! Bunu hepiniz i§ittiniz, bana 'sen affedildin!'

223
Goethe

dedigine §ahitsiniz. Ben amk aramzdaki katil degilim; o, beni


affetti, Tann beni affetti, bana amk kimse bir §ey yapamaz."

Kalabaltk s1kt§tk olarak etrafm1 sarmt§tt; §a§trffi1§lard1, ku­


lak kesildiler ve oraya buraya bakmdtlar ve hi� kimse ne yapa­
cagm1 bilmiyordu. "�imdi onu mezara ta§tym!" dedi kiz, "i§ini
yapt1 ve ao �ekti, amk aram1zda kalamaz. ! Tabut yeniden hare­
ket etti, ilk olarak Nanni izledi ve kiliseye ula§ttlar.

Boylece §imdi Ottilie'nin tabutu duruyordu, ba§ tarafmda


�ocugun tabutu, ayakucunda sand1kpk, saglam, me§e bir ka­
ltba sokulmu§. i lk stralar cam kapak altmda pek sevimli ya­
tan cesedi koruyacak bir bek�i kadm saglanm1§tl. Arna Nanni
bu gorevi kimseye b1rakmadt. Yalmz olarak yard1mc1Slz orada
kalmak ilk defa yaktlan lambamn ba§mda gayretle beklemek
istedi. Bunu oyle gayretle ve inatla istedi ki onu korkulan daha
bi.iyi.ik bir �tlgmltktan korumak i�in bunu kabul ettiler.

Arna Nanni, uzun zaman yalmz kalmad1, �i.inki.i gecenin


basmmas1yla, o hareketli l§tk hakkm1 yerine getirerek daha par­
lak bir aydmlatma yayd1gmda kap1 a�1ld1 ve mimar, dindarca
si.islenmi§ duvarlan boyle yumu§ak bir panlttda gozi.ine inanabi­
leceginden daha antik ve daha esrarengiz goriinen kiliseye girdi.
Nanni, tabutun bir yanmda oturuyordu: miman hemen
tamd1; ama sararan hammm1 susarak i§aret etti. Boylece o da
obiir yanda, gen�lik giicii ve zarafetiyle, a§ag1ya sarkmt§ kollan,
kavu§mU§, ac1yla s1k1lm1§ elleri, ba§1 ve bak1§1yla ruhunu teslim
etmi§ k1za egilmi§ duruyordu.

Daha once bir kere Belisar'm kar§tSmda boyle durmU§tu.


�imdi farkmda olmadan aym pozisyona girdi. Ve yine ne kadar
dogald1 ! Burada da ol�iilmez degerde bir §ey, yi.iksekliginden
a§ag1ya dii§ffiii§tii ve eger bir adamdaki kahramanltk, ak1ll1-
ltk, iktidar, riitbe ve zenginlik yerine getirilmesi imkans1z bir
§ekilde i.iziintii yarat1yorduysa, eger millet i�in, prens i�in �ok
onemli amlarda elzem olan ozellikler onemsenmeyip daha zi­
yade kii�iimsenip itilmi§se aym §ekilde burada da ne �ok sessiz
erdemler, tabiat tarafmdan once k1sa bir siire o zengin derinlik-

224
Ruh Akrabaltklarz

lerinden ortaya �ikanlm1§, onun umursamaz eliyle �abucak yine


oldiiriilmii§- huzur verici etkisi, ihtiyac1 olan diinyay1 her zaman
i�tenlikle saran sevilmeye deger erdemleri o diinya ozlem dolu
bir matemle anyor.

Gen� adam bir siire sustu, kiz da oyle; ama onun gozya§lan­
nm s1k s1k gozlerinden akrigm1 goriince, o da aci i�inde tamam1y­
la kendinden ge�er goriiniince, kiz ona oyle hakikat ve kuvvetle,
oyle iyi niyet ve kesinlikle hitap etti ki, adam onun akic1 konu§­
masma §a§mp kendini tutabildi ve o giizel arkada§, kendisine
daha yiiksek katta ya§ar ve etki ederken goziiniin 6niine geldi.
Gozya§lan kurudu, acilan hafifledi; diz �okerek Ottilie ile sami­
mi bir el s1k1§la Nanni ile vedala§tl, daha o gece oradan, ba§ka hi�
kimseyi gormeden atla uzakla§tl.

Hekim, kizm haberi olmadan biitiin gece kilisede kalm1§tl


ve sabah klZl ziyaret ettiginde onu ne§eli ve teselli bulmu§ halde
buldu. Baz1 kan§ikhklara kar§l haz1rl1khyd1, kizm Ottilie ile gece
konu§malarmdan ve bu tiir ba§ka goriingiilerden soz edecegini
dii§iiniiyordu; ama kiz dogal, sakin ve tamam1yla akh ba§mdaydi.
Ge�mi§ §eyleri, biitiin durumlan biiyiik bir netlikle hamhyordu
ve konu§malannda hi�bir §ey, dogrunun ve ger�egin ah§1lm1§ yo­
lundan sapm1yordu, yalmzca sevinerek tekrarlad1g1 cenaze mera­
simindeki o alaydan: Ottilie'nin nasil dogrulup kendisini kutsad1-
gmdan ve affettiginden ve sonsuza kadar rahatlad1gmdan ba§ka.

Ottilie'nin o hala giizel, oliiden ziyade uyura benzer hali pek


�ok insam yanma �ekiyordu. Orahlar ve yakmda oruranlar onu
hala gormek istiyordu ve her biri o olaganiistii §eyi Nanni'nin
agzmdan dinlemek istiyordu; bazilan bunu alaya almak i�in,
ekserisi §iiphelenmek i�in ve pek az1 da buna kar§I inan�h dav­
ranmak i�in.

Ger�ek inandmcihg1 olmayan her ihtiya�, inanmaya mecbur


eder. Biitiin diinyanm goziiniin 6niinde ezilmi§ Nanni, dindar
bedene temasla yeniden saghkh olmu§tu. Benzeri bir §ans bura­
dakiler i�in de ni�in haz1r olmasm? Saf anneler once gizlice her­
hangi bir derdi olan �ocuklanm getiriyor ve birden bire iyile§me

225
Goethe

hissettiklerine inamyorlardi. Giiven art1yordu ve en sonunda bu


yerde bir tazelenrne ve hafiflerne ararnayacak kadar ya§lt ve zay1f
hie; kirnse yoktu. Hiicurn arm ve kiliseyi ibadet saatleri dt§mda
kapatrnak geregi duyuldu.

Eduard oliilere gitrneye amk cesaret ederniyordu. Oylece


ya§tyordu, amk dokecek gozya§t, ac1 c;ekecek giicii kalrnarnt§ go­
riiniiyordu. Sohbete kattlrnas1, yerne ic;rneden tat alrnas1 giinden
giine azaldi. 0 bardaktan yalmzca birkac; yudurn ic;iyordu ki bu
da ona tabii hakiki bir rnucize olrnuyordu. Hala isirnlerinin ic; ic;e
gec;rni§ ha§ harflerini seyrediyordu ve o siradaki ciddi, §en bakt§l
§irndi de hala bir birle§rne urnduguna i§aretti. Mutlu insam nastl
her aynnt1 ho§, her rastgele §ey keyiflendirirse aym §ekilde en
kiic;iik her olay da rnutsuz insam kirrnada, rnahvetrnede birle­
§ebilir. <;unkii giiniin birinde, Eduard o sevdigi bardag1 agzma
gotiirdiigiinde korkarak geri c;ekti. Aym bardaku, arna yine de
ayms1 degildi; kiic;iik bir i§areti gorernedi. Oda hizrnetc;isi s1k1§­
tmlmca sonunda itiraf etti; o as1l bardak az once kmlrnt§tl ve
yine Eduard'm genc;lik zarnanmdan, ayms1 ortaya siiriilrnii§tii.
Eduard ofkelenernedi, kaderi bu olayla dile getirilrni§ti; bu sern­
bol onu nastl duygulandiracaktt? Arna yine de derinden etkiledi.
ic;tigi §ey sanki bu andan itibaren onu igrendiriyordu; yernekten,
konu§rnaktan uzak durrnaya niyetlenrni§ gibiydi.

Arna ara sira bir huzursuzluga yakalamyordu. Tekrar tat al­


rnak istiyor, tekrar konu§rnaya ba§ltyordu. Ona biraz yakla§an
Binba§t'ya bir keresinde "Ahh! " dedi, Ne kadar rnutsuzurn ki bii­
tiin c;abarn hep bir taklitten, sahte bir gayretten ibaret kaltyor!
Onun rahrneti olan §ey, benirn ic;in utanc; oluyor; arna yine de bu
rahrnet ugruna benirn bu utanc1 iistlenrnern gerek. Ben onun
pe§inde, bu yolda pe§inde olrnak zorunday1rn: Arna tabiat1rn ve
verdigirn soz beni engelliyor. Gayet iyi hissediyorurn ki, dosturn,
her §ey ic;in, §ehitlik ic;in de deha gerekli."

Eduard'm insanlarmm ic;inde bulunduklan bu iirnitsiz du­


rurnda, e§inin, doktorunun, arkada§mm c;abalan kaq1smda ne
dii§iinebiliriz ki! En sonunda onu olii buldular. i lk olarak Mittler

226
Ruh Akrabalzklarz

bu iiziicii ke§fi yaptt. Doktoru <;agud1 ve ah§ilm1§ tarz1yla, geri


kalanlarm i<;inde bulunduklan durumlan dikkatle izledi. Char­
lotte, i<;eriye am kendini, bir intihar §iiphesi kipudad1 i<;inde.
Kendini, ba§kalanm affedilmesi imkans1z bir dikkatsizlikle su<;­
lamak istiyordu. Arna doktor tabii ve Mittler ahlakl: sebeplerle
onu tam tersine inand1rmay1 bildiler. Eduard <;ok belli ki sonuna
yakalanml§tt. 0 zamana kadar ozenle saklamay1 ah§kanhk hali­
ne getirdigi, Ottilie' den geri kalan §eyleri, sessiz bir anda bir ku­
tudan, bir ciizdandan <;1kanp oniine koymu§tu: Bir sa<; kivuc1g1,
mutlu saatte toplanml§ <;i<;ekler, onun yazd1g1 ve kansmm ona
ba§mdan beri tesadiifen sezgiyle teslim ettigi biitiin mektuplar.
Biitiin bu §eyleri rastgele ke§fedilsin diye isteyerek ortaya doke­
mezdi. Ve boylece bu az once sonsuz harekete ge<;irilmi§ kalp
de rahats1z edilmez bir huzur i<;inde yauyordu ve nasil o, azizeyi
dii§iiniirken uykuya dalm1§sa ona da aziz denebilirdi. Charlotte
ona Ottilie'nin yanmda yer verdi ve amk hi<; kimsenin buraya
gomiilmemesini istedi. Bu §artla kilise i<;in ve okul i<;in, din ada­
m1 i<;in ve okul ogretmeni i<;in onemli bag1§lar yaptt.

Boylece a§1klar yan yana yat1yorlar. Mezarlannrn iistiinde


huzur yiiziiyor, §en, yakrn melek kabartmalan kubbeden a§ag1-
ya onlara bak1yor ve bir zaman tekrar birlikte uyamrlarsa bu ne
sevindirici manzara olacak!

227
Pro£ Dr. Giirsel Ayt�: 1940"ta Eski§ehir' de dogdu. Ankara K1z Lisesi, Ankara
Oniversiresi, DTCF, Alman Dili ve Edebiyau, Latin Dili ve Edebiyau'nda iigrenim
giirdii. 1962'de Alman Dili ve Edebiyau Kiirsiisii'ne asistan oldu. 1966'da doktor,
1971'de doi;ent, 1976'da profesiir oldu. "Giindogan Edebiyat Dergisi"nin 5 y1l bo­
yunca yaym yiinetmeni idi. Marburg ve Kiiln §ehirlerinde DAAD ve Humboldt
Vakfi burslusu olarak ara§urmalar yapt1. Uluslararas1 Germanistler Birligi Yiinetim
Kurulu iiyesi olarak Basel, Giittingen, Tokyo ve Viyana Kongrelerinde bildiriler
sundu. Macaristan'daki Heinrich Boll sempozyumuna bildirileriyle kar1ld1. Eserleri
ve yazilan, Kiiltiir Bakanhg1 Yaymlan, Ankara Oniversiresi Yaymlan, Giindogan,
Papiriis, Multilingual, Ada, Say, Aki;ag, Dogu Bat1 ve Hece Yaymlan tarafmdan
yay1mland1. 1992 Avusrurya Hiikiimetinden edebi i;eviri iidiilii ald1. Edebiyat�1lar
Dernegi ve i lesam iiyesi olan Ayta�, evli ve bir �ocuk annesidir. Telif Eserler: Die
Gluckseligkeit in Wielands "Geschichte des Agathon", Ankara Universitesi Yaymlan,
197 1 . Thomas Mann'zn "Der Zauberberg" ve "Lotte in Weimar" Romanlarzndaki Edebt
Kijiligi, Kiiltiir Bakanl1g1, Ankara, 2000 (geni§letilmi§ 2 . bas1m). <;agdaj Turk Ro­
man/arr Uzerine incelemeler, Giindogan Yaymlan, Ankara 2002 (2 . bas1m). Edebiyat
Yazzlarz I, Giindogan Yaymlan, Ankara, 1990. Edebiyat Yazzlarz II, Giindogan Ya­
ymlan, Ankara, 1991. <;agdaj Alman Edebiyatz Tarihi, Giindogan Yaymlan, Anka­
ra, 1983 (2. bas1m). Edebiyat Yazzlarz Ill, Giindogan Yaymlan, Ankara, 1995. Yeni
Alman Edebiyatz Tarihi, Kiiltiir Bakanhg1, Ankara, 1983 (2. bas1m). Romancz Yiiniiyle
Heinrich Biill, Ankara Oniversitesi Yaymlan 1975. Karjzlajttrmalz Edebiyat Bilimi,
Say Yaymlan, istanbul 2003 (2. bas1m). Gene/ Edebiyat Bilimi, Say Yaymlan, istan­
bul 2003 (2. bas1m). Edebiyat Yazzlarz (1995 -2000), Multilingua Yay. istanbul 200 1 .
Edebiyat ve Medya, Hece Yaymlan, Ankara, 2005. Edebiyat ve Kultur, Hece Yaymlan,
Ankara 2005. Goethe, Say Yaymlan, iscanbul 2006, Schiller Dogu Ban Yaymlan,
Ankara. \:eviriler: Babil Kulesi, (Friedrich Diirrenmatt'dan), Giindogan Yaymlan,
Ankara, 1998. Babil'e bir Me!ek iniyor (Friedrich Diirrenmatt'tan), Kiiltiir Bakanhg1
Yaymlan, Ankara, 198 1 . Buyulu Dag (Thomas Mann'dan), Can Yaymlan, istan­
,

bul, 1998. Dunya Fikir Mimarlarz (Srefan Zweig'ren), i§ Bankasi Yaymlan, istanbul,
1991(3. bas1m). Gefijler (Barbara Frischmuth'dan), Ada Yaymlan, istanbul, 1987.
Goethe Der Ki, i§ Bankasi Yaymlan, istanbul, 2000, 4. bas1m. Giine§te Giilgenin
YokolU§U (Barbara Frischmuth'dan), Ankara, 1990. insan Nedir Ki... ("Der Mensch
erscheint im Holozan", Max Frisch'ten), Oceki Yaymcihk, Ankara, 1999, 2. bas1m.
Klara'nzn izinde (Elisabeth Hauer'den), Ara Yaymc1l1k, istanbul, 1992, 2. bas1m.
Konularzm (Friedrich Diirrenmatt'tan), Giindogan Yaymlan, Ankara, 1996. Lotte
Weimar'da (Thomas Mann'dan), Oteki Yaymc1hk, Ankara, 1999, 2 . bas1m Max
Frisch'in Gezileri (Max Frisch'den), Giindogan Yaymlan, 1996, Ankara. Montauk
(Max Frisch'ten), Giindog�n Yaymlan, Ankara, 1994. Nemrut Dagznda, ilahlar Ara­
sznda (Eleonore Diirner'den), Kiilciir Bakanhg1 Yaymlan, Ankara, 1992 (2. bas1m).
Pembe ve Avrupahlar (Barbara Frischmuch'dan), Kiiltiir Bakanhg1 Yaymlan, An­
kara, 1987, 1993 (3 .basim), 2000 (4. bas1m). i,nsanzn Estetik Egitimi Uzerine Bir Dizi
Mektup (Friedrich Schiller' den) Kiiltiir Bakanlig1 Yaymlan, Ankara 200 1 . Yazzlma­
mtj Bel Kitap ifin Bej Onsiiz (Friedrich Nietzsche' den) Say Yaymlan istanbul 2003.
Ogretim Kurumlarzmzzzn Gelecegi Uzerine (Friedrich Nietzsche' den) Say Yaymlan is­
ranbul 2003 . Alman Romantizmi (Ricarda Huth'dan) Dogu Bat1 Yaymlan Ankara
2004. Edebiyat{zlar Uzerine (Elias Canetti' den) Paye) Yaymlan, istanbul 2004, 6/um
Uzerine (Elias Canerti'den) Payel Yaymlan, istanbul 2004.

You might also like