Professional Documents
Culture Documents
Tüfek, Mikrop Ve Çelik - Jared Diamond PDF
Tüfek, Mikrop Ve Çelik - Jared Diamond PDF
Mikrop ve Çelik
İnsan Topluluklarının
Yazgıları
Jared Diamond
TÜBİTAK
e-posta: kitap@tubitak.gov.tr
www.kitap.tubitak.gov.tr
Semih Ofset Matbaacılık Sek. Yay. San. Tic. Ltd.
Şti. Büyük Sanayi 1. Cadde No: 74 Iskitler
Ankara
Ama dört tane tohumlu bitki ile bir tane kap tam
bir yiyecek paketi oluşturmaktan çok uzaktır. Bu
temel ürünler 2000 yıl boyunca besin listesinde
yalnızca önemsiz birer ek yiyecek olarak
kaldılar, bu arada Amerika Birleşik Devletlerinin
doğusundaki Amerikan yerlileri yaban
yiyeceklerle, özellikle yaban memeli
hayvanlarla, su kuşlarıyla, balıklarla, kabuklu
deniz ürünleriyle, sert kabuklu meyvelerle
beslenmeye devam ettiler. Çiftçilik, MÖ 500 ila
200 yıllarına, üç tane daha tohumlu bitki
(çobandeğneği, mayısotu, cüce arpa)
yetiştirilmeye başlanana kadar, insanların
yiyeceklerinin önemli bir bölümünü
sağlamaktan uzaktı.
İlk Beş
1.oyun. Yaban atası: Orta ve Batı Asya’da
bulunan Asya muflon koyunu. Bugün dünyanın
her yerinde görülüyor.
Kıta
Mikropların Evrimi
Yazının Evrimi
Bir dile ait mevcut bir yazı sistemi başka bir dile
uyarlanmak üzere kaç yüz kez kopya edildiyse o
kadar kez de bazı sorunlar çıkmıştır, çünkü
dünyada tamı tamına aynı seslere sahip iki dil
bulamazsınız. Ödünç alınan harflerin gösterdiği
sesler o harfleri ödünç alan dilde yoksa söz
konusu harfler ya da işaretler kullanılmayıp
atılır. Örneğin, Avrupa dillerinin çoğunda b, c, f,
g, w, z harflerinin gösterdiği sesler Fincede
yoktur, bu yüzden Finliler kendi Latin
alfabelerinden bu harfleri atmışlardır. Sık sık
bunun tersi bir sorun yaşanmıştır, ödünç veren
dilde olmayıp ödünç alan dilde olan sesler için
'yeni" harfler bulmak sorunu. Bu sorun çeşitli
biçimlerde çözümlenmiştir: İki ya da daha fazla
harf rasgele birleştirilmiştir (örneğin,
Yunanlıların ve Germen alfabesini kullananların
tek bir harfle gösterdikleri bir sesi İngilizler th
bileşimiyle göstermişlerdir); zaten var olan bir
harfe küçük, ayırıcı bir işaret eklenmiştir
(İspanyollar n'ye (n), Almanlar o'ya (o) işaretler
eklemişlerdir, Polonya ve Türk dillerinde
harflerin çevresinde işaretler cirit atmaktadır);
ödünç alınıp da kullanılacağı yer olmayan
mevcut harfler başka bir göreve atanmıştır (Latin
alfabesinin c harfi çağdaş Çekçede, Çekçenin bir
sesi olan ts'yı göstermek üzere yeniden
kullanılmıştır); ya da yeni bir harf icat edilmiştir
(ortaçağdaki atalarımızın j, u, w gibi yeni harfler
icat ettikleri zaman yaptıkları iş budur).
Latin alfabesinin kendisi uzun sürmüş
kopyalama evrelerinin ürünüdür. Anlaşıldığına
göre alfabeler insanlık tarihinde yalnızca bir kez
ortaya çıktı: Şu anki Suriye'nin bulunduğu
yerden Sina'ya kadar olan bölgede, MÖ ikinci
binyıl sırasında Sami dillerini konuşanlar
arasında. Şu anda var olan ve geçmişte var
olmuş yüzlerce alfabenin hepsi sonuçta bu Sami
alfabesinden, çoğunlukla düpedüz kopyalama
ve uyarlama yöntemiyle, pek ender olarak da
alfabe düşüncesinin yayılmasıyla türemişti.
Teknolojinin Evrimi
Buldum!
Eski insanların bulabildikleri hammaddeler, taş,
odun, kemik, deri, lif, kil, kum, kireçtaşı,
mineral gibi çok çeşitli doğal malzemelerdi.
İnsanlar yavaş yavaş bu malzemeler içinde belli
türde taşları, odunu, kemiği işleyip alet yapmayı
öğrendi; belli türde kilden çömlek ve tuğla
yapmayı; kum, kireçtaşı ve başka "çamur"lardan
oluşan bir karışımdan cam yapmayı; bakır ve
altın gibi mevcut yumuşak saf metalleri işlemeyi,
daha sonra maden yataklarından maden
çıkarmayı, en sonunda da bronz ve demir gibi
sert metalleri işlemeyi.
Malezya-Polinezyacanın dağılımıyla
karşılaştırıldığında çok küçük kalan öteki üç alt-
ailenin dağılımlarında bir tutarlılık göze çarpar.
Hepsi Güney Çin anakarasının yalnızca 150
kilometre uzağında Tayvan Adası'ndaki
yerlilerle sınırlıdır. Çinliler son bin yıl içinde
büyük kitleler halinde yerleşmeye başlayıncaya
kadar bu ada büyük oranda Tayvanlıların
adasıydı. 1945'ten sonra, özellikle de Çin
komünistleri Çin milliyetçilerini 1949'da
yenilgiye uğrattıktan sonra anakaradan daha çok
insan geldi, bu yüzden şimdi yerliler Tayvan
nüfusunun ancak yüzde ikisini oluşturuyorlar.
Avustronezya dilinin dört alt-ailesinden üçünün
Tayvan'da toplanmış olması bize, Avustronezya
dillerinin en uzun süre konuşulduğu, bu yüzden
faklılaşacak zamana sahip olduğu anayurdun,
bugünkü Avustronezya ülkesi içinde, Tayvan
Adası olduğuna işaret ediyor. O zaman
Madagaskar Adası ndaki dillerden tutun da ta
Paskalya Adası'ndaki dillere kadar bütün öteki
Avustronezya dilleri, Tayvan'dan başlayan bir
nüfus genişlemesi sonucunda dal verecekti.
Afrika Tarihi
Öndeyiş
II. Bölüm
III. Bölüm
IV-X. Bölümler
XI. Bölüm
XII. Bölüm
XIII. Bölüm
XIV. Bölüm
XV. Bölüm
Hem Avustralya’nın hem Yeni Gine’nin
tarihöncesini kapsayan kitaplar: Alan Thor-ne ve
Robert Raymond, Alan on the Rim: The
Peopling of the Pacific (North Ryde: Angus and
Robertson, 1989), J. Peter White ve James
O'Connell, A Prehistory of Australia, New
Guinea, and Sahul (Sidney: Academic Press,
1982), Jim Ailen ve arkadaşları (yay. haz.),
Sunda and Sahul (Londra: Academic Press,
1977), M. A. Smith ve arkadaştan (yay. haz.),
Sahul in Review (Canberra: Australian National
University, 1993), Tim Flannery, The Future
Eaters (New York: Braziller, 1995). Bu
kitapların birincisinde ve üçüncüsünde Asya’nın
güneydoğusundaki adaların tarihöncesi de
tartışılıyor. Avustralya’nın kendisinin tarihini
anlatan son çıkan kitaplardan biri: Josephine
Flood, Archeology of the Dreamtime, gözden
geçirilmiş bas. (Sidney: Collins, 1989).
Avustralya’nın tarihöncesiyle ilgili önemli bazı
makaleler: Rhys Jones, “The fifîth continent:
Problems concerning the human colonization of
Australia,” Annual Revievvs of Anthropology
8:445-66 (1979), Richard Roberts ve
arkadaşları, “Thermoluminescence dating of a
50.000-year-old human occupation site in
northern Australia,” Nature 345:153-56 (1990),
Jim Ailen ve Simon Holdaway, “The
contamination of Pleistocene radiocarbon
determinations in Australia,” Antiquity 69:101-
12 (1995). Robert Attenborough ve Michael
Alpers'ın yayıma hazırladığı Human Biology in
Papua New Guinea (Oxford: Clarendon Press,
1992) Yeni Gine arkeolojisini, dillerini ve
genetiğini özetliyor.
XVIII. Bölüm
XIX. Bölüm
Sondeyiş
Japonlar Kimdir?
Sonsöz 2003
İki makale ve bir kitap, bitkilerin ve hayvanların
evcilleştirilmesi, dil ailelerinin yayılışı, dil
ailelerinin yayılışıyla yiyecek üretiminin ilişkisi
konularında son altı yıldaki keşifleri özetliyor :
Jared Diamond, “Evolution, consequences and
future of plants and animal domestication",
Nature 418:34-41 (2002); Jared Diamond ve
Peter Bellvvood, “The first agricultural
expansions: archeology, languages, and
people,” Science, basılıyor; Peter Bellvvood ve
Colin Renfrew, Examining the
Language/Farming Dispersal Hypothesis
(Cambridge; McDonald Institute for
Archeological Research, 2002). Bu iki makalede
ve bu kitapta en son yayınlara göndermeler
mevcut. Bugünkü Japon halkının ortaya
çıkışında tarımın yayılışının rolünü anlatan yeni
bir kitap: Mark Hudson, Ruins of Identity:
Ethnogenesis in the Japanese Islands (Honolulu:
University of Hawaii Press, 1999).