You are on page 1of 19

Sezgin Seymen Çebi, Aristoteles’te Phronesis Kavramı ve Modern Hukukta Muhakeme, Hukuk Kuramı, C. 2, S.

6, Kasım-
Aralık 2015, ss. 1-19.

ARİSTOTELES’TE PHRONESİS KAVRAMI ARISTOTLE’S CONCEPT OF PHRONESIS


VE MODERN HUKUKTA MUHAKEME AND JUDGMENT IN MODERN LAW
Sezgin Seymen ÇEBİ * Sezgin Seymen ÇEBİ

Özet: Bu makalede Aristoleles’in politik ve moral Abstract: In this article, I will argue that phronesis

düşüncesinin temel kavramlarından birisi olan ve (practical wisdom), a central concept in Aristotle’s

dilimize ‘pratik bilgelik’ olarak çevirebileceğimiz political and moral thought, is also, in Aristotle’s

phronesis kavramının Aristoteles düşüncesinde account, a legal concept applicable to judgment.

yargılama için de öngörülen hukuki bir kavram Therefore, I will claim that, to achieve a substantial

olduğunu, bu nedenle somut olay adaletini notion of justice, we should also take practical
gerçekleştirmek için phronesis’i günümüz hukuk wisdom into account as a central concept in today’s

muhakemesinde merkezi bir kavram olarak ele judgments. Accordingly, I will contend that we

almamız gerektiğini iddia edeceğiz. Bu bağlamda should eschew deductive methodology in our

kuraldan somut olaya giden ve yargılamayı applying of modern norms to concrete situations

tümdengelim yoluyla ele alan metodolojiyi bir and adopt an anti-methodical hermeneutical

tarafa bırakıp, olay merkezli ve somut olay adaletini approach based on phronesis so as to achieve

gerçekleştirmeyi amaç edinen metot dışı bir substantial justice.


hermenötik yaklaşımın yargılama için gerekliliğini
savunacağız.

Anahtar Kelimeler: phronesis, hermenötik, modern Keywords: phronesis, hermeneutics, modern


muhakeme, somut olay adaleti judgment, substantial justice

*Doç.Dr., Uluslararası Antalya Üniversitesi, Hukuk


Fakültesi, sezgin.cebi@antalya.edu.tr.
Çebi/ Aristoteles’te Phronesis Kavramı ve Modern Hukukta Muhakeme

(ability to judge) değil, aynı zamanda yargılayabilme (being


Giriş
able to judge) olarak anlaşılmalıdır. Hem bir filozof hem de
Antik Yunanca bir kelime olan ve Aristoteles’in klasik filoloji uzmanı olarak Gadamer phronesis’in
Nikhomakos’a Etik adlı eserinde sözünü ettiği Phronesis Almancaya çevirisini ‘praktisches wissen’ olarak yapmıştır ki
terimine ilişkin en büyük zorluklardan birisi onu bir İngilizceye ‘practical wisdom’ ve Türkçeye ‘pratik bilgelik’
kavram olarak açıklığa kavuşturmaktır. Bu durum bir olarak çevrilebilir.3
anlamda onun günümüz dillerine çevirisinde de bir sorun
olarak karşımıza çıkmaktadır. Phronesis, Latinceye prudentia Gadamer’e göre de, Aristoteles’in Nikhomakos’a Etik eserinin

olarak çevrilmiştir.1 İşte bu terimden, özel bir durumu VI. kitabındaki phronesis tarifi çok belirsizdir. Ama belki de
bunun nedeni phronesis’in belirlenemez ve
yargılayan ya da o özel duruma yasayı uygulayan
kuramsallaştırılamaza ilişkin olmasıdır. Birisi onu
anlamında yine Latince ‘jurisprudentia’ terimi türemiş ve
kavradığında da paradoksal bir biçimde anlamını
Almancada bu terim ‘judikatür’ olarak da ifade
edilmiştir.2Phronesis teriminin İngilizce çevirisi ise sanıldığı kaybetmektedir.4

kadar kolay değildir. İngilizcedeki Anglo-Sakson hukuku


Phronesis’in Aristoteles Düşüncesindeki Yeri
ve yargılamasını anlatan ‘jurisprudence’ kelimesi phronesis
ile anlatılmak isteneni anlatmamaktadır. Phronesis terimini Bir terim ve kavram olarak phronesis’in Aristoteles
İngilizcede karşılayan tek bir kelime bulunmamaktadır. Bu düşüncesindeki yerinin ne olduğunu anlamak kuşkusuz
anlamda, ‘reasonableness’ (makuliyet), ‘practical wisdom’ onu yine Aristotelesçi terminolojide yer alan diğer başat
(pratik bilgelik), ‘prudence’ (sağduyu, temkinlilik), terim ve kavramlarla karşılaştırarak mümkün olacaktır.
‘discernment’ (fark etme, idrak) veya ‘yargılama’ (judgement) Nikhomakos’a Etik’te Aristoteles bilimsel bilgi olarak
çevirileri yapılabilir. Son çeviri basitçe yargılama yetisi nitelendirdiği ve evrenselleri içeren episteme ile pratik

1 Aristoteles metinlerini Antik Yunanca bilmediği için Latince erdemin phronesis’ten bağımsız olamayacağını da vurguluyor
tercümesinden okuyan Thomas Aquinas Aristoteles’in ve onu hem siyaset hem de yargılama ile ilişkilendiriyor. Şimdi
phronesis kavramının tercümesini prudentia terimi olarak makuliyet, temkinlilik, sağduyu, idrak etme ve hatta yargılama
okumuş, bu okuyuş Aquinas felsefesinden etkilenen mesela durumlarını kapsayan ve oldukça geniş bir alana yayılan bir
John Finnis gibi çağdaş hukuk filozoflarını da etkilemiştir. fenomeni günlük Türkçede çok farklı bağlamlarda da
kullanabildiğimiz ‘aklı başındalık’ durumuyla yeterince
2Dottori, Riccardo; “The Concept of Phronesis by Aristotle and
kavrayamayız diye düşünüyorum. O yüzden aslında somut ve
the Begining of Hermeneutic Philosophy”, Etica&Politica/
tekil’e ilişkin bilgelik, kavrama ve/veya idrak etme olarak
Ethics and Politics, XI, 2009, pp. 301-310; s. 301.
phronesis için Türkçede, tıpkı İngilizce ve Almancada olduğu
3 Ibid s. 301. Nikhomakhos’a Etik’in kanımca Türkçede gibi, “pratik bilgelik” teriminin daha uygun olduğunu
bulunabilecek en iyi çevirisinde phronesis “aklı başındalık” düşünüyorum. Kuşkusuz bu da sorunsuz bir çeviri değil.
olarak çevrilmiştir (Bkz. Aristoteles, Nikhomakhos’a Etik, Çünkü bu bilgelik halinin Aristoteles’in sophia olarak
Yunanca aslından çeviren Saffet Babür, BilgeSu yayınları, nitelendirdiği bilgelik halinden farklı olduğu da malum.
Ankara, 2014). Kuşkusuz oldukça sıcak bir çeviri. Ancak Ancak bu ikincisini phronesis’ten bu hususta yabancı
Türkçede birisine “aklını başına al” dediğimizde ya da birini literatürde kullanılan teorik bilgelik (theoretical wisdom;
“aklı başında biri” olarak nitelendirdiğimizde acaba ne demek theoretische wissen) kavramı ile ayırabiliriz kanısındayım.
isteriz? Mesela birine “aklını başına al” uyarısı yaptığımızda Türkçe karşılık olarak pratik bilgelik kavramını tercih etmekle
bu uyarının içerisinde bir ölçüde “kendine gel”, “doğal olana beraber metinde çoğu zaman doğrudan phronesis demeyi tercih
dön”, “sende zaten (doğal olarak) var olan ama senin bıraktığın ettiğimizi de belirtelim.
bir şeyi yeniden fark et ve ona uygun davran” demek istemez 4Ancak Gadamer’e göre Platon phronesis’in geleneksel anlamını
miyiz? Yine genç ve tecrübesiz birisine de biz “aklı başında bir
değiştirmiş ve ona diyalektik düşünceyi dahil etmiştir.
çocuk” diyebiliriz. Ancak kanımca Aristoteles’in phronesis ile
Gadamer açısından diyalektik düşünce bir techne ya da sanat
kastettiği bunun çok ötesine geçen bir şey. Bir kere Aristoteles
değildir; bir bilgi ya da beceri de değildir. Diyalektik düşünce
phronesis’i doğal olarak değil sonradan, tecrübeyle edinilen bir
bir var olma biçimidir; yani ‘makul’ olmadır.(Bkz. Gadamer,
şey olarak görüyor ve erdemlerle ilişkilendiriyor. Yani
Hans-Georg, The Idea of the Good in Platonic-Aristotelian
phronesis tecrübe ve tecrübeyle kazanılmış olgunlukla
Philosophy, translated by Christopher Smith, Yale University
doğrudan alakalı. Aynı zamanda Aristoteles Nikhomakhos’a
Press, New Haven:,1986 s: 35-37).
Etik’in phronesis üzerinde durduğu VI. kitabında hiç bir

2
Hukuk Kuramı, C. 2, S. 6, Kasım-Aralık 2015

kavrayış olarak nitelendirdiği ve bireysel, tikel, özel ve arasındaki ayrımı yaparken dikkat çektiği önemli bir
somut olanla ilgili olan phronesis’i birbirinden ayırmaktadır. noktayı belirtmekte yarar var. Gadamer’e göre, sanat ya da
Episteme’de bilgi genel olarak kavramsaldır. Burada tüm techne onun ürettiğine ilişkin en yetkin bilgiye sahip olmak
argüman kendilerine açıklama yoluyla gidilebilecek ve ile zirve yapar. Bu anlamda öğrenilebilir bir şeydir.
kendilerinden tümdengelim yoluyla çıkarım yapılabilecek Phronesis ise nasıl var olunduğuna ilişkin bir şey olduğu için
ilkeler, kurallar ve teorilere dayanır. Phronesis’te ise durum bu manada öğrenilmesi mümkün değildir. Buna göre
oldukça farklıdır. Bu bilgi somut ve öznel olan (eschaton)’la phronesis herkesin kendisi için neyin yararlı olduğuna
ilgidir ve bu episteme’in değil algılama ve idrak etme ilişkin rasyonel tefekkürüdür. Bu bağlamda
(aisthesis)’nin konusudur. Bir başka ifade ile bu bilgi düşünüldüğünde phronesis yaşayarak ve edim/eylem
kavramsal değil idrakîdir.5 Bu anlamda bu bilgi türü genel yoluyla öğrenilirken, techne bizatihi üreterek öğrenilecektir.
ve soyut bir hale getirilip başkalarına aktarılamaz. Bu bilgi Bir adım daha ilerisi bize phronesis’in aynı zamanda belirli
ancak ve ancak somut ve özel ile ve onun karmaşık bir tarihselliğe sahip olduğunu da gösterecektir. Böylece
yapısıyla karşılaşma sonucu ortaya çıkacak bir idrak etme phronesis sürekli bir pratik ile oluşan bir habitustur ve bu
durumudur. yolla insanların ve site devletinin içinde oluşan ve oradaki
vatandaşlar tarafından saygı duyulması gereken örf, adet,
Ancak phronesis tamamıyla episteme’den kopuk bir şey de
gelenek ve göreneği, şehrin ahlak yasasını yani ethos’u
değildir. Nitekim bizim phronesis’i uygulamadaki
oluşturur.8 Ethos erdemli davranışın sürekli tekrarlanması
başarısızlığımız iki nedenden kaynaklanabilir. Ortaya
ile oluşacaktır. Böylece phronesis bir yönüyle erdemin pratik
koyacağımız eylemle ilişkili özel durumları
eylemde vücut bulmasından başka bir şey değildir.
anlayamamamız ya o özel durumun da içinde yer aldığı
Nitekim Aristoteles erdem (arete) olmaksızın phronesis
özel hallere ilişkin yeterince tecrübeye sahip
olamayacağını belirtmiştir. Erdem phronesis’in kendisine
olmamamızdan ya da yetersiz bir episteme (bilimsel bilgi)’ye
yöneldiği eylemin sonucunu belirler.9 Bu anlamda phronesis
sahip olmamız nedeniyle bu özel halin temsil ettiği
sadece amaca ya da sonuca ilişkin araçlarla değil aynı
evrenseli kavrayamamamızdan kaynaklanabilir.6
zamanda amaçların ya da sonuçların kendilerinin
Yine Nikhomakos’a Etik’te Aristoteles techne ile phronesis belirlenmesiyle de ilgilenmek zorundadır. Esasen
arasında da kesin bir ayrım yapmaktadır. Buna göre, techne Aristoteles’in phronesis’i bir erdem olarak nitelemesi de
bir şeyi yapıp etme bilgisi ve bu bilgi yoluyla ortaya bir şey, bunu gerektirmektedir. Phronesis’in etik açıdan kendi
bir ürün koymadır. Bu anlamda techne bir üretme (poiesis) kendisine yeterliliği de sonuçların geniş ölçüde phronimos
etkinliğidir.7 Phronesis ise doğrudan praksis (edim, eylem) (phronesis sahibi kişi)’un dâhil olduğu kontekst tarafından
ile bağlantılı olduğu için belirtilen niteliklerden ayrı belirlenmesinin bir ürünü olmaktadır.10
düşünülemez. Bu noktada Gadamer’in techne ile phronesis

5Aristotle; Nichomachean Ethics, translated with an introduction tekhne’dir ama teknoloji değildir. Sanatçı da tekhnites’dir ama
and notes by Martin Oswald, published by The Library of ne teknisyendir (Techniker), ne de elişçisi, zanaatkardır.”
Liberal Arts, Prentice Hall, NJ, 1999 sec. 1140b 35-10. (Sanatın Doğuşu ve Düşüncenin Yolu” çev. Leyla Baydar,
Patikalar: Martin Heidegger ve Modern Çağ. Yay. Haz. H. Ünal
6 Ibid, sec. 1141b 10-15.
Nalbantoğlu, İmge Yayınları, Ankara: 1997, s: 306).
7 Gadamer’e göre poiesis etkinliği kişinin ahlaki ve siyasi 8Gadamer;Truth and Method, second revised adition, translation
niteliklerinden ayrı ve bağımsız düşünülmesi gereken bir
revised by Joel Weinsheimer and Donald G. Marshall,
etkinliktir. Heidegger’de ise tekhne(techne)/poiesis ile
Continuum, London, 1989, s:313-315, (Bu konuda ayrıca bkz
phronesis/praksis çiftleri arasındaki ayrım çok daha bulanıktır
Nalbantoğlu, ibid s:306-307).
ve bu bağlamda Heidegger “tekhne” kavramının siyaset ve
ahlakla öyle kolayca ayrılamayacağını düşünür. Heidegger, 9 Aristoteles; Nichomachean Ethics, 1144b-15-20; 1145a3-5.
tekhne’ye ilişkin olarak şöyle söylemektedir: “Bir bilme biçimi, 10Long, P. Christopher;“The ontological reappropriation of
sanatıdır bu sözcüğün anlamı; yapmak ya da ortaya koymak
phronesis”, Continental Philosophical Review”, 35: 35-60, 2002, s:
anlamına gelmez. Bilmek, bir çalışmanın, bir yaratının
49.
biçimlenişinden önce onu görebilmektir. Çalışma, bilim ve
felsefe olabileceği gibi, şiir, bir söylev de olabilir. Sanat

3
Çebi/ Aristoteles’te Phronesis Kavramı ve Modern Hukukta Muhakeme

Aristoteles, yargılama işini yürüten yargıcın yaptığını da bu uygulamayıp onu kısıtlarken amaç yasanın gücünü
faaliyete özgü bir phronesis (dikastike phronesis) olarak azaltmak değil, daha iyi hukuku bulmaktır. Gadamer’e
değerlendirip, bu faaliyeti techne (tekhne) olarak göre bunu Aristoteles’in hakkaniyet (epieikeia; equity)
görmemektedir. Adaleti yönetmek de hem bilgi hem de analizinde net bir şekilde görebiliriz. Buna göre epieikeia
beceri gerektiren özel bir görevdir. O halde onu techne yasanın düzeltilmesidir.14 Aristoteles her yasanın somut
olarak nitelendirmek mümkün olamaz mı? Techne yasayı ve eylemle zorunlu bir gerginlik içerisinde olduğunu
kuralları somut duruma uygulamaya ilişkin bir techne belirtmektedir. Çünkü yasa geneldir ve pratik gerçekliği
olarak nitelenemez mi? Yargılama sanatından bahsetmez tüm haliyle kavrayamaz. Yasa her zaman eksiktir. Bu onun
miyiz? O halde Aristoteles neden hâkimin uyguladığı kusurlu bir yapıda olduğunu göstermez. Aksine bu eksiklik
phronesis biçiminden söz edip, bunu bir techne olarak insana dair gerçekliğin yasanın düzenli dünyasına göre her
nitelendirmemektedir? 11 Gadamer’e göre yasayı zaman kusurlu olması ve bundan dolayı yasanın basit bir
uygulamak garip bir legal belirsizlik içermektedir. Hâlbuki uygulamasına müsaade etmemesinden
techne bilgisini uygulayan bir zanaatkârın durumu oldukça kaynaklanmaktadır.15
farklıdır. Zanaatkâr yaptığı nesnenin tasarımı ve bunun için
Phronesis’in bir erdem olarak sonuçları belirleyebilme yetisi
uyguladığı kurallarla yapacağı işi gerçekleştirir. O özel
onunla techne arasındaki farkın sophia ile episteme arasındaki
durumlara kendisini adapte etmeye mecbur olabilir ve
farka benzediğini de bize göstermektedir. Bir teorik bilgelik
başlangıçta niyet etiğinin dışında bir tasarımı
hali olarak sophia, bilimsel bilgi (episteme)’den farklı olarak,
gerçekleştirmek zorunda kalabilir. Bu zanaatkârın istediği
sadece ilkelerden hareket eden şeyleri değil ilkelerin
şeye ilişkin bilgisinin geliştiği anlamına gelmez; o sadece
kendilerine ilişkin hakikati de içerir. Buna göre bir pratik
işini yaparken gerekli olan bazı bilgileri durumun
bilgelik hali olarak phronesis de, techne’den farklı olarak,
özelliğine göre uygulamaz. Bu süreç zanaatkârın bilgisini
sadece kendisini sonuçlara göre belirlemez; bir erdem
uygularken maruz kaldığı zorluklarla ve eksikliklere dolu
olarak aynı zamanda sonuçları da iyi olarak belirlemek
bir süreçtir.12Aristoteles için ise phronesis ne bir zekâ
durumundadır. Buna göre sophianous (entelektüel sezgi)’u16
(cleverness) ne de bir techne’dir. Phronesis hiçbir formülün
saf uygulanmasıyla ilkelere ilişkin hakikati bilirken
(kuralsızlık değil) olmadığı özel hallerde doğru ve makul
phronesis yaşanmış tecrübelerle ortaya çıkan erdeme
akla göre hareket etmektir. Buna göre Gadamer’in deyişiyle
dayanmak zorundadır. Erdem ise dâhil olduğu kültürel,
“bu önce evrenseli (norm-kural olarak da okuyabiliriz)
politik ve tarihsel kontekst tarafından belirlenmektedir.17
anlayıp onu somut duruma uygulama manasına gelmez.
Aksine bir kimse evrenseli ancak öznel hermenötik Aristoteles’in felsefesinde pratikte özel hallerin tecrübesine
durumdan hareket ederek anlamaya çalışabilir”.13 sahip olmakla birlikte yeterli bir episteme’ye sahip
olmadığından o ‘episteme’in sağlayacağı belirli bir argüman
Bu bağlamda hukuk kurallarını uygulayan bir kimsenin
(logos)’a dayanamayan bir kimse, o özel durumlara ilişkin
durumu oldukça farklıdır. Bu halde kişinin belirli bir anda
yeterince pratik tecrübeye sahip olmayan, ancak yetkin bir
kuralı bütün kesinliğiyle uygulamaktan imtina etmesi
episteme’ye sahip olduğundan bir argüman (logos) ortaya
kuralın olmamasından değil, öbür türlü yapmanın doğru
koyabilecek durumda olan bir kimseden o özel durumu
olmamasından dolayıdır. Yasayı bütün kesinliğiyle
değerlendirmede, yargılamada ya da o durumda doğru

11 Gadamer, Truth and Method s: 315. 15 Gadamer, ibid, s: 316.


12 Ibid, s: 316. Nous Aristoteles’in Nikhomakhos’a Etik yanında Metafizik ve
16

Ruh Üzerine (De Anima) adlı eserlerinde de yer verdiği temel


Gallagher, Shaun; “The Place of Phronesis in Postmodern
13
kavramlardan birisidir. Bu eserlerde terim farklı bağlamlarda
Hermeneutics”, Philosophy Today, Fall 1993, s: 303-304.
da kullanılmış gözüküyor. Ancak hem genel hem de konumuz
14 Esasen Aristoteles’te epieikeia terimi Gadamer’in bağlamında nous için ‘entelektüel sezgi’ çevirisi doğru
belirttiğinden daha geniş bir manaya gelmektedir. Bu konuya gözükmektedir. (Ayrıca bkz dpn. 20).
aşağıda değineceğiz. (Bu kavrama dair tartışma için bkz dpn. 17 Long; “The ontological reappropriation of phronesis ”, s: 50.
48-49).

4
Hukuk Kuramı, C. 2, S. 6, Kasım-Aralık 2015

olarak ne yapılmasını belirlemede daha iyi konumda gelmemektedir. Phronesis her halükarda genel ya da
olabilir. 18 Ancak eğer bir kimse sadece sahip olduğu evrensel olanla birlikte hareket edecektir; çünkü phronesis’e
deneyime dayanarak doğru bir yargılamada bulunuyorsa, dayalı yargılama her zaman için genel/evrensel/tümel ile
o takdirde doğru eylemin ilkeleri üstü örtük bir biçimde özel/bireysel/tikel arasında yer alacaktır.
onun eyleminin içerisinde yer almaktadır. 19
Kant’ın meşhur bir sözünü21 “özelsiz genel boş, genelsiz
Aristoteles sophia ile phronesis arasındaki farka da dikkat özel kördür” şeklinde olayımıza uyarlayabiliriz. Bu
çekmiştir. Aristoteles Metafizik adlı eserinde sophia için ilk anlamda phronesis açısından genel ile özel ya da evrensel ile
ilkeler ve nedenlerin bilgisi olarak söz etmiş, bu bilginin bireysel arasındaki dinamik ilişki phronesis’i kesin bir
belirli bir amaç için değil sadece kendisi için peşinde olunan şekilde hakikate ilişkin sophia bilgisinden ayırır. Çünkü
bir bilgi türü olduğunu belirtmiştir. Aristoteles aynı fikri sophia’da sonsuz ilkelerin mutlak otoritesi söz konusudur.
Nikhomakos’a Etik’te de ileri sürmüştür. Ancak sophia burada Aristoteles’in bu tür bilgiyi evrensel olarak nitelemesi tüm
phronesis ile karşılaştırılarak ele alınmış, sophia’nın varlıkları onun altında ele almasından değil, ona göre bu
düşünmeye ilişkin olduğu, phronesis’in ise eyleme ve bilgi türüne tek tek bireysel olgulara başvurmaksızın
onunla ilişkin olan somut olaylara, ilkelere ve öznelliklere ulaşılabilmesindendir. Bu yönüyle sophia episteme’den dahi
de ilişkin olabileceği belirtilmiştir.20 Başka bir deyişle ayrılır. Çünkü Aristoteles’e göre episteme ruhta yer alan ilk
phronesis hiçbir zaman sophia gibi saf bir düşünme haline evrenseli tümevarım yoluyla oluşturur. Bu anlamda
tekabül etmez. Tüm bu anlatılanlar phronesis’in genel ya da epistemik evrenseller en azından bir yönüyle
evrensellerden bağımsız hareket edeceği anlamına da bireyselliklerle karşılaşma sonucunda ve duyuların

18Aristotle, Metaphysics; translated by Huge Lawson-Tancred, sonuncusuna Mill ve diğer modern yazarların verdiği anlam
Penguin Classics, UK, 1998 sec. 981a23-24. Ancak burada ile Aristoteles’in epagoge ile anlatmak istediğini de ayırt
belirtmek gerekir ki, Aristoteles için ideal olan episteme ve etmemiz gerekmektedir. Epagoge ‘sonuç çıkarmayı’ (inference)
phronesis’in birlikte varolmasıdır. Bu noktada Aristoteles içerse de bundan fazla bir şeydir aslında. Bu Aristoteles’in
açısından episteme yerine phronesis’in tercih edilmesi bu ikisinin gözünde yetkin olmayan ve bozulmuş örneklerin ait oldukları
modern teori-pratik ayrımına uygun bir ayrılabilirliğinden yetkin form üzerinden anlaşılmasına dayanan bir bilimsel
değil (bildiğimiz üzere teori-pratik ayrımı modern-Kartezyen yöntemdir. O diyalektik bir sürecin parçasıdır. İşte Aristoteles
bir ayrım olup, antik dönem düşüncesinde böyle bir şey söz bu yetkin olmayan formların orijinalini (arche) yani ilk ilkeyi ve
konusu değildir), kişinin kendisine ilişkin bir noksanlıktan prensibi yetkin olmayan o formlar üzerinden kavramaya nous
dolayıdır. (entelektüel sezgi) adını vermekteydi. Nous’un algıladığı bu
yetkin ilkler ve prensipler bizim kendilerinden tümdengelim
19 Aristoteles birçok noktada hocası Platon’un sorduğu ve
yoluyla sonuçlara ulaştığımız ve kanıtlamalarda
cevap aradığı sorulara cevap aramış, ancak hocasından farklı
bulunduğumuz temel ilkelerdir. Bu anlamda kanıtlama bize
çözümlerle karşımıza çıkmıştır. Her şeyden önce Aristoteles
bir başlangıç noktası sağlayan ilk ilkelere ulaşmayı ve
hocası gibi bir ütopyacı değildir. O en iyi ‘polis’ yönetiminin
kavramayı sağlayan bir diyalektiğe dayalıdır. Bu teorik
bu dünyada mümkün olduğunu düşünmüştür. Gerek Platon
araştırma için de pratik akıl yürütme için de gerekli bir
gerek Thucydides, gerekse Platon’un devletindeki Sokrates ve
faaliyettir. Nous onlarsız teorik araştırma ve pratik etkinliğin
Thrasymachus, Sokrates tarafından Devlet’te tanımlandığı ve
kör, yetersizce yönlendirilmiş ve hata yapmaya eğilimli olacağı
nitelendirildiği biçimiyle adaletin gerçekte var olan ‘Polis’te
ilk ilkeleri kavrar. Nous bir yandan kanıtlamada değişmez ve
bulunmadığı hususunda mutabakat içerisindeydiler.
ilk tanımlamaları, diğer yandan pratik akıl yürütmede nihai
Aristoteles ise Nikhomakhos’a Etik adlı eserinin V. kitabında
(ultimate) ve tesadüfî (contingent) olanı ikinci öncül (premise)
adaletin var olması gerektiği hali ile (pratikte) var olan adaletin
olarak kavrar. (Bu konuda bkz. Aristotle, Nicomachean
içerisinde üstü kapalı olarak bulunduğunu belirtmektedir.
Ethics,sec. 1141a35--5).
Kuşkusuz gerçek Polis’te var olan adalet birçok yönden
kusurlu bir adalettir. Ancak bu çeşitli kusurlu formların Curnow, Trevor; “Sophia and Phronesis”, Research in Human
20

içerisindeki ilkeleri incelemek suretiyle bizler bu kusurların en Development, 8(2), 95-108,2011 s:99
iyi Polis’in en iyi adaletine ulaşmada ne tür kopmalar ya da 21Bilindiği üzere I. Kant, “görüsüz kavramlar boş, kavramsız
ayrılmalara tekabül ettiğini tespit edebiliriz. Aristoteles bu tür
görüler de kördür” demiştir. (Bkz, Kant, Immanuel; Critique of
özel hallerden, onların hatalı biçimde de olsa içerdikleri ve
Pure Reason, The Cambridge Edition of the Works of Immanuel
temsil ettikleri evrensele, biçime ulaşmayı epagoge olarak
Kant, translated and edited by Paul Guyer and Allen W.
nitelendirmektedir. Epagoge dilimize tümevarım, İngilizceye
Woods, Cambridge University Press, UK, 1998 s: 193).
de ‘induction’ olarak çevrilebilir ise de özellikle bu

5
Çebi/ Aristoteles’te Phronesis Kavramı ve Modern Hukukta Muhakeme

gücüyle ortaya çıkarlar.22 Her halükarda phronesis episteme bir ortama ilişkin karar vermek durumunda bulunması onu
gibi bilimsel bir anlamaya değil pratik bilgeliğe ilişkindir. sophia’da göremeyeceğimiz bir sorumluluk türü ile de
Yine phronesis bilgi edinmek için değil doğru karar vermek ilişkilendirir.24
için gerekli bir şeydir. Bir başka deyişle sophia teorik
Bu noktada şunu da belirtmekte yarar var ki tüm bu
bilgelik yolunu açarken phronesis bize yaşadığımız dünyada
anlatılanlar ancak politik bir toplum içerisinde anlamlıdır.
doğru kararlar alabilmenin pratik bilgeliğinin yolunu açar.
Aristoteles’e göre nasıl bir el ya da ayak ile vücut arasında
Son olarak phronesis’te episteme ve techne etkinliğinde parça bütün ilişkisi var ise aynı şekilde insan ile yaşadığı
gördüğümüz özneye ilişkin ‘hükmetme mantığı’ söz ‘Polis’ arasında da buna benzer bir parça bütün ilişkisi söz
konusu değildir. Techne etkinliğinde sanatçı ya da konusudur. Nasıl bir eli ya da ayağı, parçası olduğu
zanaatkâr elde edeceği sonuçları belirler ve onları madde vücuttan kopardığımızda o el ya da ayak o bütün içerisinde
üzerine dışarıdan empoze eder. Bu anlamda techne sahip olduğu özel fonksiyonu ve kapasiteyi yitirirse aynı
etkinliğinde özne hegemondur. Aynı şekilde şekilde bir insanı ait olduğu polis’ten ayırırsak o kişi adaleti
bireyselliklerin belirlenmiş evrensel ilkeler altında yer (dikaiosune) yitirir.25 Şimdi konumuz açısından Aristoteles
aldığı episteme bilgisi ile sonsuz evrensel ilkelerin nous düşüncesindeki erdem ve adalet sınıflandırmasına da
(sezgisel kavrama) yoluyla sezildiği ve bireyselliklere kısaca değinelim.
ihtiyaç duyulmayan sophia türü bilgide de öznenin
hükmetme kapasitesinden söz edilebilir. İçinde bulunduğu Aristoteles’te İki Tür Erdem ve Adalet
tarihsel, kültürel ve politik ortamın bir parçası olan Aristoteles erdemleri de ikiye ayırmaktadır; düşünce
phronesis’e ilişkin bilgi ise aynı ortama ait tekillikler ya da erdemleri (dianoetike), karakter erdemleri (etike). Düşünce
bireyselliklerden ayrı düşünülemez. Sophia hakikati sonsuz erdemleri daha çok eğitimle oluşup gelişirken, karakter
ilk ilkelerle doğrudan karşılaşmak suretiyle sezerken, erdemleri alışkanlıkla edinilir. Aristoteles hem teorik
phronesis ancak tekil/bireysel olanla doğrudan karşılaşması bilgeliği (sophia) hem de pratik bilgeliği (phronesis) düşünce
sonucu gerçeğe ulaşır. Bir anlamda phronesis’in bu erdemleri olarak nitelemiştir.26Aristoteles felsefesinde farklı
doğrudan karşılaşmayla ortaya çıkan kendine özgü adalet türleri üzerine birçok açıklama bulabiliriz. Bu
kavrama (idrak) ya da algılama, sophia’daki nous gibi bir bağlamda Aristoteles Nikhomakos’a Etik’te adaleti evrensel
işleve sahiptir. Ancak nous’tan farklı olarak burada bir (genel) adalet ve tikel27 adalet olarak ikiye ayırmaktadır.
kategorikleştirme ve sınıflandırma yoktur. Phronesis’teki İşte bizim bu makalede sözünü ettiğimiz phronesis kavramı
idrak hem erdem hem de kafa yorma gerektirir. Bu daha çok bu ikincisine aittir. Genel anlamda adalet ve
anlamda phronesis’in kavraması (idraki) sophia’nın sezgizel adaletsizlik durumlarına ilişkin olarak Aristoteles, “Şimdi
kavrama (nous)’sındaki gibi dolaysız (immediate) değildir görüyoruz ki, herkes insanların adil olanı yapan insanlar
ve zaman gerektiren, yaşanmış tecrübe ve üzerinde olmalarını, adil eylemlerde bulunmalarını ve haklı şeyler
düşünme (deliberation) tarafından bilgilendirilen erdem istemelerini sağlayan huya adalet; aynı şekilde insanların
aracılığıyla gerçekleşir. Phronimos (phronesis sahibi kişi)’un
23
haksızlık yapmaya ve haksız şeyler istemeye götüren huya
mutlak otoritesinin olmaması ve sonlu, belirsiz ve tesadüfî da ‘adaletsizlik’ demek istiyor” demektedir. 28 Aristoteles

22 Esasen sophia ile phronesis arasındaki farklara ilk kez 25 Aristotle; Politics translated by C.D.D Reeve, Hackett
Aristoteles tarafından bu ölçüde dikkat çekilmiştir. Platon bu Publishing Company, Indianapolis,US, Book I, Ch II, 1998, s: 2-
ikisini zaman zaman birbirlerinin yerine kullanmıştır. Nitekim 5.
Phaedo diyaloğunda Platon cesaret, ölçülülük ve adalet ile 26 Aristoteles;Nikhomakos’a Etik, Yunanca aslından çeviren
birlikte phronesis’i dört kardinal erdem arasında anarken,
Saffet Babür, Bilgesu yayınları, Ankara, 2014 s: 29.
Devlet’te bu dörtlüde phronesis’in yerini sophia almıştır.
(Curnow; ibid s: 98). 27 Ibid,s: 90 vd. (Bilindiği üzere, Aristoteles tikel adaleti de
dağıtıcı adalet (dianemetikos) ve düzeltici adalet (diorthotikos)
23Long;“The ontological reappropriation of phronesis ”, s: 50-
olarak ikiye ayırmaktadır.(Arisoteles, ibid, s: 96-97)
51.
28 Ibid, s:90
24 Ibid, s: 52. Bu sorumluluğa ilişkin aşağıda bilgi vereceğiz.

6
Hukuk Kuramı, C. 2, S. 6, Kasım-Aralık 2015

“Adalette bütün erdem bir arada bulunur”29 atasözüne de açısından belirleyici önemdedirler. O açıdan phronesis
atıf yaparak “Adalet erdemin bir parçası değil yönünden önemleri de açıktır. Çünkü bunlar logosla
bütünüdür” demek suretiyle adalet ile erdem arasındaki
30 çevrelenmiştir ve insanın sonlu dünyasının içinde yer
sıkı ilişkiyi ortaya koymaya çalışmıştır. Bu anlamda adalet alırlar. Üzerinde düşünme (deliberation) yoluyla yargılayan
diğer karakter erdemleriyle kusursuz bir ilişki içerisinde ile yargılanan arasındaki ilişki her seferinde yeniden
olup bu erdemleri gerçekleştiren insan adil bir insan müzakere edilmelidir. Bu ise zaman alır. Çünkü her somut
olacaktır. Buna göre genel adalet soyut, phronesis’in ilişkin duruma ilişkin özellikler, belirsizlikler ve tarihsel
olduğu tikel adalet ise eşitlik ve eşitsizliklerin olduğu daha tecrübeler doğru seçim için kafa yormayı gerektirir.33
somut ve ölçülebilir bir duruma ilişkindir ve bu anlamda Görüldüğü üzere phronesis tıpkı sophia gibi bir düşünce
polis’e içkindir. Aynı açıklamayı Aristoteles’in erdemi olmakla birlikte ondan farklı olarak karakter
Nikhomakhos’a Etik’in VI. kitabında doğal adaletle erdemleri (etik) ve alışkanlık (ethos)’la çok yakın ilişki
(değişmez, evrensel ve her yerde uygulanabilir) içerisindedir.
konvansiyonel adalet (toplumlararası değişen) arasında
yaptığı ayrım için de söyleyebiliriz.31 Kuşkusuz phronesis Aristoteles’te Pratik Akıl Yürütme
polis’e ilişkin konvansiyonel adalet üzerinde duracaktır. Aristoteles’e göre öğrenmek zorunda olduğumuz bir şeyi
Ancak onun bir pratik bilgelik hali olarak doğal adaletten öncelikle uygulayarak öğreniriz. Buna göre, “ılımlı
uzak olduğu da söylenemez. davranarak ılımlılığı, cesur davranarak cesareti, adaletli
davranarak adil olmayı öğreniriz”.34 Bu manada
Alışkanlık (Ethos) karakterimizin niteliği onu teşkil eden unsurlara ilişkin
Aristoteles’in karakter erdemleriyle düşünce erdemleri davranışlarımız sonucu ortaya çıkar.35 Aristoteles bunu
arasında yaptığı ayırımda alışkanlık (ethos; habit) karakter alışkanlık olarak görmekte ve erdem öğrencisinin ahlaki
erdemleri arasında yer alır. Buna göre verili bir durumda erdeme dayalı bir mizaç (hexis)36 kazanmak veya onu
doğru olanı görmek tecrübe yanında alışkanlıkla da ilgili karakterinin bir parçası haline getirmek (ethos) için erdemli
bir şeydir. Bir kimse iyi hüküm verme konusunda yetkin bir davranışa alışması (habituation) gerektiğini söylemektedir.37
pratiğe sahip olmalıdır. Ancak Aristoteles’in bakışında bu Fakat Aristoteles’e göre bu akılsızca başkalarının yaptığını
yolla elde edilen alışkanlık etik sezgi (ethical intuition) ve tekrardan çok zihnin bu yönde eğitilmesiyle olabilecek bir
somut olayla birebir karşılaşma gibi unsurların yerine şeydir. Ancak böylelikle kişi özel durumun ne olduğunu,
geçemez. Aynı şekilde alışkanlık somut ve tikel üzerinde hangi erdemli davranışı gerektirdiğini bilir. Bu anlamda
düşünmeyi (deliberation) de ortadan kaldırmaz. Aksi erdemle pratik akıl yürütme arasında da iki yönlü bir ilişki
durum erdem ile logos arasındaki bağı sona erdirirdi. Bu vardır. Birisi olmadan diğeri olmaz. Bu noktada şu hususu
ise sorumluluk olasılığını elimine ederdi. Oysaki da vurgulamakta yarar var ki; Aristoteles’te pratik akıl
Aristoteles erdemi her zaman sorumlulukla birlikte ele yürütme sadece sonuca yönelik araçlara dair bir kavrama
almaktadır. Üzerinde düşünülmüş bir seçime yönelen değil, hem sonuca ilişkin araçları hem de sonucun kendisini
erdem hiçbir zaman düşünülmeden yapılan bir alışkanlık öngörmeyi ve anlamayı içerir.38
haline gelemez. Üzerinde düşünme ve seçme erdem
32

29 Ibid, s:92 36Ibid, sec.6.7 1141b8-18.


30 Ibid, s:93 37 Ibid, sec.1103b 15-25.
31 Aristotle; Nichomachean Ethics, sec.1134b. 38Bu konuda bkz.Nussbaum, Martha Craven; “Practical
32 Long;“The ontological reappropriation of phronesis”, s: 52. Syllogisms and Practical Science”, in Aristotle's DeMotu
Animalium, Text with Translations, Commentary, and
33 Ibid, s: 52.
Interpretative Essays, Princeton University Press,
34 Aristotle; Nichomachean Ethics ,sec. 2.1 1103b 30. Princeton, NJ, 1998, pp. 165-220.
35 Ibid, sec.2.1 1103b20.

7
Çebi/ Aristoteles’te Phronesis Kavramı ve Modern Hukukta Muhakeme

Aristoteles’in pratik akıl yürütmesi hem sezgisel akıl bulunmamız için gereklidir ve ona göre erdem (arete)’siz bir
yürütmeyi (nous) hem de pratik bilgeliği (phronesis) içerir. phronesis olamaz.44 Fakat aynı şekilde phronesis olmadan da
Aynı şey olmasalar da bu ikisi birbiriyle yakından ilgilidir. bir arete olmayacaktır. Politika adlı eserinde Aristoteles
Burada nous kişinin deneyimleriyle beslenen eylemlerine eylemleri arete ve phronesis tarafından beslenen kişinin
ilişkindir. Bu tikel duruma ilişkin kimi zaman deneyimden biyolojik olarak var olan kapasitelerini geliştireceğini iddia
gelen bir entelektüel öngörü ve seziş halidir. Bu durum her etmektedir. Aksi durumda bu kapasiteler adaletsizliğe
ne kadar bir yargılama içerse de pratik bilgeliğe (phronesis) hizmet eder bir tarzda da gelişme gösterebilirler. Bu
dayalı bir yargılama biçimi değildir. Çünkü bu sonuncusu bağlamda sadece polis’te bulabileceğimiz hukuk ve
en karmaşık, çeşitli ve bir o kadar belirsiz durumlarda o adaletten yoksun bir kişinin kapasiteleri ve nitelikleri
özel durumun hangi çözümünün en iyi çözüm olduğunu adaletsizliğe hizmet eder bir şekilde gelişme gösterecektir.
bilmeyi gerektirir. Esasen Aristoteles’te pratik bilgelik ne Sonuç olarak sadece dikaiosune için değil arete ve phronesis
tür şeylerin ‘iyi yaşam’a ilişkin olduğunu bilmeyi de içerir. 39 için de ‘polis’ zorunlu bir şeydir.45
Yine Aristoteles’e göre euboulia, yani bir şey üzerinde
enikonu düşünme yetisindeki mükemmellik de pratik Phronesis ve Yargılama
bilgeliğin (phronesis) özelliklerinden birisidir ve bu yönüyle Öncelikle şu husus belirtelim ki, Aristoteles’te adalet hem
(doğru) sonuca götürenin ne olduğunu kavramaya ilişkin bir erdem olarak hem de sosyal yaşama ilişkin bir düzen
doğru yargılamadır.40Phronimos (phronesis sahibi) olarak ancak spesifik bir politik toplum içerisinde
evrenseller hakkında da etraflıca düşünebilendir. Yani nasıl gerçekleşebilir. Bu açıdan bakıldığında her polis’in kendine
bir yaşam sürdürmek istediğini bilir ve iyi yaşamın özgü bir adalet anlayışı olup, bir polis’e ilişkin adalet
bilgisine sahiptir. anlayışı polis’in dışına çıkıldığında bir anlam ifade
MacIntyre haklı olarak Aristoteles düşüncesinde bir etmemektedir. Her polis’in telos’u (amacı) da kendi ‘iyi’ ve
kimsenin pratik bir akıl yürütme yetisine sahip olmaksızın ‘iyi’lerini gerçekleştirmektir ki bu yolda o polis’e ilişkin
adil olamayacağını belirtmektedir. Yani dikaiosune41 adalet erdeminin pratik uygulamasının da çok önemli bir
phronesis olmaksızın gerçekleşmeyecektir. Aynı şekilde bir payı vardır. Bir kişi ancak bir polis’in üyesi olarak ve ona
kimse adil olmaksızın pratik rasyonaliteye de sahip ilişkin iyi ve adalet anlayışlarını tecrübe edip yaşayarak o
olmayacaktır.42Kuşkusuz rasyonalite ve adalet anlayışı toplumun iyi’sinin ve adalet anlayışının ne olduğuna ilişkin
kendine özgü değer, kurum ve inançlarıyla politik bir bir fikir sahibi olabilir. Bu bağlamda Aristoteles’e göre bir
toplumda şekillenip vücut bulacaktır. Bu ise MacIntyre’ın kimse pratik bir akıl yürütme olmaksızın adil olmayacaktır.
deyimiyle rasyonalite konusundaki modern düşüncelere Yani dikaiosune her halükarda phronesis’i gerektirmektedir.46
ters olduğu kadar43 adalete ilişkin modern yaklaşımlarla da Aristoteles’e göre diğer erdemler gibi adalet erdemi de
çatışan unsurlar içermektedir. phronesis olmaksızın gerçekleştirilemez. Adil olana ilişkin
doğrular iyi’ye ilişkin doğruların bir alt türüdür. İşte bu
Karakter ve Phronesis doğruları eylem halinde iken içermek ve somut olayda
Nikomakhos’a Etik adlı kitabında Aristoteles pratik gerçekleştirmek phronesis’in yapabileceği bir şeydir. Somut
kavrama/bilgelik (phronesis) ile karakter arasındaki bir olayda phronesis’in uygulanması bu somut durumun
bağlılıktan da söz etmektedir. Phronesis doğru eylemde neden bazı erdemleri gerektirdiğini veya somut olayda

39 Aristotle; Nichomachean Ethics, sec. 6.5 1140a25-30. 43 Ibid, s: 123.


40 Ibid, sec. 6.7 1142b 10-25. 44Aristotle; Nichomachean Ethics, sec. 1144b 15-25.1145a 35.
41Eski Yunanca adalet ve doğruluk anlamlarında kullanılan bir 45 Aristoteles; Politics, s:2-5.
terim. 46 MacIntyre; Whose Justice, Which Rationality? s: 123.
42 MacIntyre, Alasdair; Whose justice, Which Rationality?
University of Notre Dame Press, Notre Dame, Indiana, 1998
s:123.

8
Hukuk Kuramı, C. 2, S. 6, Kasım-Aralık 2015

adaletin özel bir uygulamasına ihtiyaç duyulduğunu ve epieikeia gerekli olan bir şeydir. Aristoteles ayrıca
bunu yapmanın doğru birşey olduğunu anlamamızı sağlar. epieikeia’nın bazen somut olaya bir kuralın uygulanmasında
47 Neye göre doğru bir şey? Tabi ki polis’in ‘iyi’sine ve ‘en ortaya çıkacak adaletsizlikleri gidermek için de
iyi’sine göre. Phronesis sahibi kişi (phronimos)’nin yargılama kullanıldığını belirtmektedir; ki bize hakkaniyet olarak
ve eylemleri ‘iyi’ ve ‘en iyi’ye ilişkin yeterli bir kavrayışı da çevrilen epieikeia’nın bu uygulamasıdır. 51
talep edecektir.48 Bir başka deyişle, phronimos içinde
Phronesis’in aynı zamanda kavradığı dünyanın bir parçası
yaşadığı politik topluma ilişkin iyi’nin, iyiler’in ve hatta en
olması olgusu Türkçeye hakkaniyet olarak çevirdiğimiz
iyi’nin ne olduğuna ilişkin de bir idrak ve kavrayışa sahip
ancak ondan daha geniş bir manada ‘makul yargılama’
olmalıdır. Bir görüşe göre, Aristoteles’in phronesis kavramı
diyebileceğimiz ve synesis (yargılamaya ilişkin entelektüel
bize insanın ya da insan gruplarının adalete ilişkin zaman
kapasite) ile yakın bağı olan epieikeia kavramının da bir
ve mekândan bağımsız evrensel ilkeler peşinde koşmak
sonucudur. Aristoteles hakkaniyeti phronesis etkinliğine
yerine, kendi toplumlarının özelliklerinden ve
dahil ederek phronesis’in birlikte hareket ettiği genel
farklılıklarından kaynaklanan bir yaşam deneyimi ışığında
yasaların bu genelliklerine ilişkin otoritelerini çok ciddi ve
adaletli bir toplum kurmak peşinde koşmaları gerektiğini
eleştirel bir şekilde sorgulamıştır. Aslında Aristoteles şunu
söylemektedir.49
görmüştür; phronimos mutlak, yanılmaz ve sonsuz ilkelerle
Aristoteles’in görüşünce spesifik bir uyuşmazlığı çözen bir değil; tesadüfi, sonlu ve ‘hatalı olabilecek’ ilkelerle yol alır52
yargıç mevcut mevzuatta o uyuşmazlığı çözecek açık bir Esasen, Nussbaum’un belirttiği gibi, bütün pratik bilgi
hüküm bulamayacağı gibi o konuda hiçbir hükme de içeriğe ilişkindir ve eldeki somut duruma ilişkin öznellikler,
rastlamayabilir. İşte bu durumda yargıç, tıpkı yasa belirsizlikler ve tesadüfler sonuçta ilkelere baskın gelir.53 O
koyucunun yaptığı gibi phronesis’e yani pratik bilgeliğe ve nedenle Aristoteles’e göre bazen genele ilişkin bilgi sahibi
rasyonaliteye başvuracaktır.50 Kurala dayalı olmayan bu olmayan biri pratikte çok daha fazla etkindir. Ancak ona
yargılamayı Aristoteles makul yargılama, epieikeia, göre phronesis sadece özelin değil genelin de bilgisini
Aristoteles için yaşamda phronesis’in kullanıldığı her yerde

47Ibid, s: 116. Aristoteles’in siyaset felsefesinde insanı mutlu kişinin kendiyle ilgili olarak değil, ev yönetimi, yasama ve
kılacak en üstün iyi (eudaimonia)’nın merkezi bir yeri vardır. politikayı içeren geniş bir alanda kullanımdadır. Aristoteles
Buna göre Aristoteles’te iyiye ilişkin doğrularla erdem (virtue) politikayı da enikonu düşünme/tartışmaya ilişkin politika
ve pratik bilgelik (phronesis)’e ilişkin doğrular birbirleriyle (deliberative politics) ve yargı politikası (judicial politics) olarak
oldukça yakın bir ilişki içerisindedirler. (Aristotle, ayırmaktadır. İşte phronesis sahibi yargıç (phronimos) da tüm
Nichomachean Ethics, sec.1144b 5-35, 1145a 5-10). bu ayrımlar bağlamında bir anlam ifade etmektedir
(Nichomachean Ethics,sec.1141b 25).
48 MacIntyre; Whose Justice, Which Rationality? s: 118.
51 Aristoteles;Nichomachean Ethics, sec.1137b11-24. Yukarıda da
49Özlem, Doğan; “Adalet ve Görelilik”, Kavram ve Düşünce
belirtildiği gibi Aristoteles’in epieikeia kavramı somut olaya
Tarihi Çalışmaları, İnkılap Yayınları, İstanbul, 2006, s:88.
ilişkin açık bir kural olmadığı ya da hiç kural bulunmadığı
50Aristoteles Nikhomakhos’a Etik’te pratik bilgelik (phronesis)’ten hallerde de uygulama alanı bulmaktadır. Bu yön göz önünde
söz ederken politik bilgelik (political wisdom) ile pratik bulundurulduğunda epieikeia kavramını, kuralın doğrudan
bilgeliğin aynı karakteristiğe sahip olduğunu, ancak bunların uygulanması halinde ortaya çıkacak adaletsizlikleri giderme
asli unsurlarının aynı olmadığını belirtmektedir. Aristoteles’e anlamında hakkaniyet olarak çevirisi de korunmakla birlikte,
göre, polis’e ilişkin iki tür pratik bilgelik vardır. Aristoteles, MacIntyre’ın belirttiği gibi kuralın belirsiz olması ya da hiç
bunlardan yasama sanatına ilişkin olanın pratik bilgelik olarak kural bulunmaması hallerini de içeren geniş bir manada
en üst ve kapsayıcı olan olduğunu, polis’e ilişkin diğer pratik ‘makul yargılama’ olarak çevirmek daha doğru olacaktır
bilgeliğin ise tikel (münferit) durumlara dair olup, ‘eylem’ ve kanaatindeyim.
‘eni konu düşünme ve müzakere’ (deliberation)’yle alakalı 52 Ibid, s:47.
bulunduğunu, bu son durumun her halükarda her iki bilgelik
için ortak olduğunu belirtmektedir. Tüm bunlar politik 53 Kessels, P.A.M, Korthagen, Fred A.J.;“The Relationship
bilgeliğe dahildir. Aristoteles, polis’ten ayrı olarak bir de between Theory and Practice, Back to the Classics”, Educational
kişinin kendisiyle alakalı bilgelik hali olduğunu belirtmektedir Researchers, Vol. 25, No. 3 (Apr., 1996), pp.17-22, s:19.
ki bu da pratik bilgeliktir. Böylece, phronesis bilgisi sadece

9
Çebi/ Aristoteles’te Phronesis Kavramı ve Modern Hukukta Muhakeme

gerektirir. Ancak ilk tür bilgi phronesis için her zaman daha kavramlarını ileri sürmüştür. Burada hata yasada ya da onu
önemlidir. 54 koyanda değildir. Bu anlamda yasanın kendisi de
yanlışlanmış olmaz. Yasa genel bir ilke gibi açıklanmak
Phronesis’e dayalı bir yargılama somut durumu
durumundadır. Ancak somut olayın öznellikleri ve
yargılayanın sadece o somut durumu çevreleyen tarihsel,
incelikleri de kendisine özgüdür. Buna göre bir idraki bilgi
etik ve politik gerçeklikleri eleştirel bir şekilde dikkate
(perceptual knowledge) olan phronesis kuralı sadece bir yol
almasını değil, Gadamer’i yorumlayan Richard Bernstein’ın
gösterici, bir özet olarak kullanır. Pratik bilgelik sahibi
‘mümkün kılan önyargılar’ (enabling prejudice) olarak
içinde bulunduğu dünyada yerleşiktir ve onun üzerine
nitelendirdiği hususları da tanımasını gerektirir. Bütün
çıkmaya çalışmaz. Nitekim Rafael’in ünlü Atina Okulu
yargılamaların ‘kör’ ve ‘mümkün kılan’ önyargılar içerdiği
freskosunun ortasında yer alan Platon yukarıyı gösterirken
gerçekliğini kabul etmek, kendi gelişiminin hem içsel hem
yanında yer alan öğrencisi Aristoteles aşağıyı göstermiştir. 58
de dışsal durumlarını eleştirel bir şekilde ele alacak bir bilgi
türünün gelişmesine yönelik çabanın da aciliyetini Phronesis’e ilişkin olarak Aristoteles synesis (yargılamaya
göstermektedir. Buna göre, kendine yönelik ve kendi ilişkin entelektüel kapasite) ve makul yargılama (epieikeia)
kendisine eleştirel bakabilen phronesis monolojik değil kavramlarının yanında yine bunlarla ilişkili olarak
dialojik bir bilgi ve ona dayalı kavrayıştır. Bir başka ifade syngnome (affetme) kavramından söz etmektedir.
ile phronesis hem ‘yargılamaya ilişkin entelektüel bir Aristoteles’e göre biz somut olay karşısında
kapasite’ (synesis)’yi, hem de teorik yargılama ile onun affedebildiğimiz ölçüde adilizdir. Bir anlamda somut
üzerinde yükseldiği eylem arasındaki boşluğu giderme olayda adil bir sonuca ulaşabilmek için affetme
kapasitesi ve zorunluluğunu ifade etmektedir. Buna karşın hakkaniyetle de birlikte düşünülmektedir. Esasen
phronesis etkinliği bu boşluğu giderici mekanik bir Aristoteles affediciliği phronesis kavramına dahil ederek
uyarlama olarak da anlaşılmamalı, onun Aristoteles phronesis’e dayalı yargılamanın hatalı olabileceği hususunu
açısından bir düşünce erdemi olarak nitelendirildiği ve da kabul etmektedir. Böylesi bir tanıma kuşkusuz sophia
böylece entelektüel bir faaliyet içerdiği görülmelidir. 55 (teorik bilgelik) için saçma bir şey olurdu. Çünkü sophianous
Phronesis’in dialojik olarak nitelendirilmesi onun sadece yoluyla mutlak gerçekliğe ulaşma anlamında yanılmaz bir
somut duruma ilişkin olanları dinlemesi olarak değil, şeydir. Yanılmanın olmadığı yerde affedicilik gibi bir
somut durumun asla yalnızca phronesis etkinliğinin haslete sahip olmak da gerekmez. Bu açıdan affedicilik ya
sübjektif yargısı tarafından belirlenmediğinin de kabulünü da bağışlama doksa (kanı) alanında hareket eden ve başka
gerektirir. Yargılamaya ilişkin entelektüel kapasite türlü de olabilecek şeylere ilişkin phronesis için kaçınılmaz
evrensel gerçekliğe ilişkin bilginin (sophia) kavranması gibi bir şeydir. Phronesis’in bağışlamayı içerdiğini belirtirken
bir şey değildir. O kanılar (doksa) ile ilişki içinde olma esasen Aristoteles onun dialojik karakterini bir kez daha
zorunluluğudur.56 Yani phronesis çıplak hakikatler değil vurgulamaktadır. Çünkü, Hannah Arendt’in de belirttiği
kanılarla dolu bir dünyanın parçası olarak somut olayın gibi, kimse kendi kendisini affedemez.59 Yargılamaya
somutluğunu idrak etmeye çalışmaktadır. ilişkin entelektüel kapasite (synesis), makul yargılama ve
hakkaniyet (epieikeia) ve yargılayanı mutlak adaleti
Aristoteles yasaların (nomos) doğaları gereği genel ve
sağlayacağı yönündeki yanıltıcı bir düşünceden alıkoyan
evrensel olduğundan söz etmiştir.57 Ancak aynı zamanda
affetme (syngnome) phronesis’in dialojik boyutunun birer
adaletin gereği normların ve kuralların ötesine gitmeyi de
unsurlarıdır.60
zorunlu kılmaktadır. Nitekim Aristoteles bunun için
phronesis ve ona içkin makul yargılama (epieikeia)

54 Aristotle;Nichomachean Ethics, sec. 1141a-b 58 Long;“The ontological reappropriation of phronesis ”, s: 20.


55 Long; “The ontological reappropriation of phronesis ”, s.45. 59Ibid, s: 47. (Hannah Arendt’in konuya ilişkin görüşleri için
bkz The Human Condition, University of Chicago Press,
56 Ibid, s:46.
Chicago, 1958, s: 237; Long; ibid s: 58’den aktarım).
57 Aristotle, Nichomachean Ethics, 1135a6-37b14. 60 Ibid, s: 47.

10
Hukuk Kuramı, C. 2, S. 6, Kasım-Aralık 2015

Yeniden Çeviri Problemi yargıcın normun uygulanması aşamasındaki nesnel, nötr,

Tüm bu anlam içerikleriyle phronesis’in modern olmayan duygusuz ve ilgisiz ideal konumuyla da önemli ölçüde
çatışacaktır. Aristotelesçi anlamda phronesis’e sahip bir
bir düşünüş ve bakışın ortaya koyduğu bir fenomen olduğu
yargıç önüne gelen tikel meselede sadece soyut normun
açıktır. Bu manada phronesis’in günümüze pratik bilgelik
duygusuz, angaje olmayan, nesnel ve makinevari bir
(practical wisdom), sağduyu (prudence) veya yargılama
(judgement) olarak çevirisi her bir çeviri için bir takım yanlış uygulamacısı olmaktan öte giden, tarafların durumunu

manalandırmaları da kaçınılmaz olarak beraberinde gören, onların tikeline ilişkin içinde yaşadığı politik

getirme riskini taşımaktadır. Antik metinlerde yer alan bazı toplumun ona sağlamış olduğu bir phronesis’e sahip, bu
yolla somut sorunla empati kurabilen bir işleve sahip olmak
kavramların modern herhangi bir dile çevirisinde
durumundadır. Bu durumda yargıcın tikel olanı
sorunlarla karşılaştığımız malumdur. Bu durum esasen
içselleştirmesi gerekir ki bu ona phronesis tarafından
kavramların ve toplumsal deneyimlerin tarihsellikleri göz
önünde bulundurulduğunda da kaçınamayacağımız ve kazandırılan bir şeydir. Esasen yargıcın yapması gereken

muhtemelen aşamayacağımız bir hermenötik engel olarak taraflardan herhangi birisinin özel çıkarlarıyla, değerleriyle

karşımıza çıkmaktadır. Bunun dışında sahip olduğumuz ya da bakış açısıyla olaya bakmak değildir. Bu anlamda
kendisini taraflardan ve olaydan soyutlayıp ayıracaktır
felsefe ve weltanscahuung (dünya görüşü)’lar da antik bir
(detachment). Ancak imajinatif bir tanıma (identification),
kavramı anlamlandırmamızı farklılaştırabilmektedir. Şunu
sempati ve merhamet duygusuna sahip hakim, Kronman’ın
unutmamamız gerekiyor; Aristoteles’in erdem temelli
felsefesinde phronesis her şeyden önce ve önde gelen bir deyişiyle imajinatif bir empati ile tikel soruna

erdemi vurgulamakta, bu bağlamda onun varlığı aynı yaklaşacaktır.63 Hâkim aynı zamanda her iki tarafın da
çıkarlarına, değerlerine ve bakış açılarına vâkıf bir biçimde,
zamanda Aristoteles için aklın ve muhakeme gücünün de
içinde yaşadığı politik toplumun adalet anlayışının o özel
mükemmelliğine işaret etmektedir. Bunun dışında Batı
olayda nasıl tecelli edeceğine ilişkin de bir karar vericidir.
düşüncesinde esasen birçok yönüyle phronesis kavramının
Bu anlamda hâkim dâhil olduğu politik toplumun yazılı
tarihsel mirasçısı prudentia gibi durmaktadır.61 Yine,
Aristoteles’i Latince çevirisinden okuyan Thomas Aquinas olmayan siyasal, moral ve hukuki ilkelerini ve yargılamaya

Grek phronesis’in çevirisi olarak karşısında prudentia’yı ilişkin yerleşik kural ve kurumlarını bilen birisi olarak
Dworkin’in Herkül hâkimine benzer bir hâkimdir. Ancak
bulmuştur. Çağdaş hukuk filozoflarından John Finnis de
burada phronesis’e sahip ideal hâkimin durumu bir
Aquinas’ta yer alan bu prudentia (sağduyu, öngörü)
paradoksu da kaçınılmaz olarak içinde barındıracaktır. O
kavramını doğal hukuk temelli kuramının temel
somut (tikel) sorunu çözerken o sorundan bir anlamda
taşlarından birisi yapmıştır. Ancak prudentia,
Aristoteles’teki phronesis terimini anlamak için oldukça kendisini soyutlayıp ayıracak (detachment), diğer yandan da

yetersiz ve bizi yanlışlara sevk edebilecek bir terimdir. pratik bilgelik (phronesis) temelli bir imajinatif empati ile
somut olaya yaklaşması anlamında da tikel sorunun
Phronimos ve Modern Yargıç merkezine yerleşecektir.

İşte Aristoteles felsefesindeki phronesis kavramının yukarda Burada şu hususu yeniden belirtmek gerekmektedir;
belirttiğimiz tüm özellikleri modern normun formel, Aristotelesçi bağlamda düşündüğümüzde pratik bilgelik
rasyonel , soyut, genel ve nesnel yapısıyla ve bu yapının
62 (phronesis) bir düşünce erdemi olarak zihinsel bir beceri
beraberinde getirdiği modern hukukçunun ve özellikle olmanın yanında içinde yaşadığı toplumun ethos’u ile de

61
Bu konuda bkz., Olav Eikeland; The Ways of Aristotle: rasyonalitesini kastediyoruz. Kuşkusuz Aristoteles için de yasa
Aristotelian Phronesis, Aristotelian Philosophy of Dialogue, koyuculukta rasyonalite merkezi bir öneme sahiptir; ancak bu
and Action Research (Studien Zur Berufs- Und Weiterbildung rasyonalite farklı ve çok daha kapsamlı bir zihinsel/düşünsel
- Studies in Vocational and Continuing Education), Peter Lang faaliyete tekabül etmektedir kanaatindeyim.
AG, Internationaler Verlag der Wissenschaften; 1 edition May 63Bu konuda bkz. Kronman,Anthony T;“Practical Wisdom and
16, 2008.
Professional Character”, Social Phil.&Pol’y, 1986,.pp. 203-221.
62Burada rasyonel derken daha çok neden- sonuç ilişkilerine
dayalı modern zamanların hegemonik enstrümantal

11
Çebi/ Aristoteles’te Phronesis Kavramı ve Modern Hukukta Muhakeme

yakından ilgilidir ve onun ayrılmaz bir parçasıdır. Bu Dworkin soruna ontolojik bir zeminde yaklaşmamaktadır.
anlamda Dworkin’in Herkül yargıcı daha çok epistemolojik O nedenle, örneğin yabancı bir topluma gidip orada hukuk
bir soruna tekabül ederken buradaki Yargıcın konumu eğitimi alan birisi Dworkin’in realist olduğu kadar doğal
bunun yanında ontolojik bir meseleye de işaret hukukçu, hatta kimi açılardan pozitivist özellikleri de
etmektedir. Bilindiği üzere Ronald Dworkin bir yandan
64 bulunan teorisi uyarınca, belirtilen araştırmaları yapıp o
pozitivistlerin hukuk ve ahlakı katı bir surette ayırmasına toplumun yazılı olmayan hukuk ilkelerini tespit
karşı çıkarken, diğer yandan da pozitivist bakış açısının edebiliyorsa orada yargıç olabilecektir. Kanımca
yargıcı mekanik bir şekilde genel ve soyut normu Aristoteles’in phronesis’ine sahip bir yargıcın doğup
tümdengelim yöntemiyle olaya uygulayan insanlar olarak yaşadığı toplum dışında yargıçlık yapması, aranan
görmesini de eleştirir. Ona göre hukuk sadece kurallardan nitelikler göz önünde bulundurulduğunda oldukça güçtür.
oluşmamaktadır ve içinde yaşanılan spesifik politik Phronimos sahibi yargıç içinde yaşadığı politik topluma
toplumun siyasi, moral ve hukuki değer ve ilkeleri de ilişkin yazılı olmayan hukuk ilkelerini bilmenin ötesinde
hukukun o toplumda oluşmasında etkin bir rol oynarlar. O onları aynı zamanda içselleştirmiş birisidir. Yine bu yargıç
nedenle Dworkin, Herkül adını verdiği hayali bir yargıçtan phronesis’i temel alan enine boyuna bir düşünme
hareketle bu yargıcın içinde yaşadığı topluma ilişkin temel faaliyetinde (deliberation) de bulunacak ve somut olaya
hukuk, siyaset ve ahlak ilkelerini içeren teorik bir bakışla yaklaşırken o olayla empati kurabilecek, o topluma özgü
somut olayı çözeceğini iddia etmektedir. Kuşkusuz bu mizaç ve karakter özelliklerine de sahip olacaktır. Bu yargıç
ilkeler o topluma ilişkin belirtilen alanlarda yapılan bir (phronimos) tikele ait adaleti dağıtırken artık kurgusal bir
araştırmanın sonucunda ortaya konulacaktır. Bunlar yazılı tarafsızlık ve nesnellikle hareket etmesi gereken gözleri
olmasa da o toplumun hukukunun bir parçasıdır. Buna bağlı Themis değil, bizatihi gözleri açık olması gereken de
göre, Herkül yargıç bir grup romancı tarafından yazılan bir bir Themistir.66
romanın bölümlerinden birisini yazan bir yazar gibidir.
Fakat burada göz önünde tutmamız gereken önemli
Kendi bölümünü yazarken önce “uygunluk” açısından
hususlardan birisi de modern toplumun ve onun dayandığı
kendi yazdığı bölümle diğer bölümlerin ilişkisini kuracak
ulus devletin antik Polis’e göre sınıfsal ve kültürel anlamda
ve bu nedenle önceki bölümleri okuyup yorumlayacak,
çok daha karmaşık entite oluşudur. Bu manada, tikel olayı
diğer yandan da yazarken romanın “bütünlüğünü”
çözecek yargıcın (phronimos) imajinatif tanıması ve empati
sağlayacaktır.65 Bunu gerçekleştiren yargıç rasyonel bir
(ve sempati) kurması çok daha zorlu bir çabayı
yargıç da olsa Aristoteles’in phronesis sahibi (phronimos)
gerektirecektir. İşte burada Gadamer’in hermenötiği bize
yargıcından farklı olarak yaşadığı topluma ilişkin hukuk
yol gösterici olabilir düşüncesindeyim.
ilkelerini epistemolojik bir temelde araştırır ve bulur. Onun
için bu faaliyet her şeye rağmen teorik bir faaliyettir. Herkül
yargıcın phronimos gibi o politik topluma ilişkin bir mizaç
(hexis) ve karakter (ethos) geliştirmesi gerekmez. Yani

64Bu nokta belki de Aristoteles’teki phronesis kavramına en çok sosyo-politik ortamda gözleri bağlı bir Themis’e ihtiyaç
yaklaştığımız noktalardan birisidir. Bu anlamda pratik duyduğunu iddia etmektedir. Feodal düzenin özel alanının ve
bilgeliğe sahip ve tikel sorundan bir yandan kendisini feodal ilişkilerinin yerini almaya başlayan kamusal alan, yeni
soyutlayıp ayırırken diğer taraftan onunla imajinatif bir empati kentler, seküler burjuva kültürünün erken modern zamanlarda
kurabilen yargıç erdemli bir yargıçtır. böylesi bir tarafsızlığa ihtiyaç duyması güçlü bir ihtimaldir.
Ancak konunun dini, mitolojik, ikonolojik ve kültürel diğer
65Işıktaç, Yasemin; Hukuk Felsefesi, Filiz Kitabevi, İstanbul,
boyutlarını da bu değişimde dikkate almak gerekmektedir.
2010, s: 360-363.
Yani ilgili husus sanıldığından daha karmaşıktır. Bu konuda
66 Bu noktada bir yönüyle benim de katıldığım bir görüş, bkz (Martin,Jay; “Must Justice Be Blind, The Challenge of
Themis’in Batı adalet tarihinde gözlerinin bağlanmasının XV. Images to the Law”in Law and Image, ed by Costas Douzinas
yy’da burjuva kamusal alanının ortaya çıkışıyla gerçekleşen bir and Lynda Nead, University of Chicago Press, Chicago, 2012
dönüşüm olduğunu, burjuvazinin sınıf farklılıklarının belirgin pp. 268, s 19-35).
olduğu, temel hak ve özgürlüklerin henüz tanınmadığı ve
politik gücün soyluların ve kilisenin elinde bulunduğu bir

12
Hukuk Kuramı, C. 2, S. 6, Kasım-Aralık 2015

Hermenötik ve Modern Yargılama judgement) arasındaki ayrıma dikkat çekmektedir. Nitekim

Gadamer’e göre geç Roma hukuk bilimi sophia’nın teorik Hegel Kantçı bu ayrıma karşı çıkmış ve yargılamanın her
ikisini de içerdiğini belirtmiştir. Partikülerin altında yer
idealinden çok phronesis’in pratik idealine daha yakın olan
aldığı evrenselin kendisi yine partiküler yoluyla
hukuk sanatı ve pratiğine karşıt olarak gelişmiştir. 67 Buna
belirlenmektedir. Buna göre yasanın legal anlamı hüküm
göre, phronesis başka tür bir bilgidir ve somut duruma
yöneliktir. Bu bilgi somut duruma ilişkin koşulları sonsuz verme (adjudication) ile ortaya çıkacaktır. Aynı şekilde

çeşitlilikleri içinde kavramalıdır. Gadamer’e göre yasanın evrenselliği somut olayın somutluğu ile

Aristoteles’in teorik bilgi ile pratik bilgi arasında yaptığı belirlenecektir. Nitekim aynı noktadan hareketle
Aristoteles Platoncu iyi kavramının içinin boş olduğunu
ayırım evrensel ilke temelli bilme ile somut bilgi arasındaki
belirtmiştir.70
ayırımdan başka bir şeydir. Bu ayrım muhakeme dediğimiz
bireysel bir olayı evrensel bir kategori altına yerleştirmek Gadamer’e göre hermenötik eylem ancak phronesis yoluyla
de değildir. Somut bir durumun kavranıp moral sınırların mümkündür. Yani yorum dediğimiz şey hem teorik hem de
içine alınması, bir kimsenin doğru sonuca ulaşmak için pratik bir aktivitedir. Bu yolla bilme tercüme etmedir ve
takip ettiği ve evrensel altında verilen amacın ihtiva tercüme de etik bir faaliyettir. Burada önemli olan otantik
edilmesini gerektirmektedir68. Bu ise moral varlığın praksis’i, yani etik eylemi poiesis’ten yani yapmadan-
iradesinin ön yönelimini gerektirir. Bunun için Aristoteles üretmeden, yani techne bilgisi yoluyla ortaya koymadan
phronesis’i bir düşünce erdemi olarak görmüştür. Ona göre ayırmadır. Bu nedenle- phronesis’te ya da otantik eylemde-
bu sadece bir kapasite (dunamis) değil, moral varlığa ilişkin söz konusu olan praksis, techne bilgisinin aksine, bir teorik
etik erdemlerin tümü olmadan ortaya çıkamayacak bir bilginin uygulanması olmadığından tam anlamıyla teoriye
kararlılık halidir; ki moral erdemler de ancak phronesis ile bağlı olamaz. 71
tamamlanabilecektir. Phronesis somut durumda ne
Hermenötik etkinlik teknik olmaktan çok pratik bir
yapılması ve ne yapılmaması gerektiğini anlamamızı
etkinliktir. Böylece Gadamer’e göre hermenötik etkinlik,
sağlayacak bir erdem olmasına karşın, basit bir pratik akıl
kontrole açık, belirli metodik ilkelerin basitçe
ve genel anlamda zekâya dair bir şey de değildir. Bu ayrım
uygulanmasına dair bir faaliyet değildir. Esasen bu
neyin uygun ve neyin uygun olmadığını içeren bir şey
öncelikle doğru amacı seçmeye ilişkin bir etkinliktir.
olduğundan ahlaki bir davranışı baştan varsayar ve bu
Böylece hermenötik bir metni yorumlama ötekinin ne
ayrımı yapmanın kendisi de ahlaki davranışın gelişimini
demek istediğini veya bizim nasıl anlamamızı istediğini
sağlar.69
görmedir. Bu manada hermenötik öteki ile ilişki içerisine
Yine Gadamer Kant’ın The Critique of Judgement (Yargı girebilmedir. Bu yönüyle hermenötik pratik, nasıl retorik
Gücünün Eleştirisi) eserinde, özel olanı (partiküler) bir ikna sanatına ilişkin ise, anlama sanatına ilişkindir. Her iki
evrensel altına yerleştiren belirleyici yargılama durumda da öğrenebileceğimiz bir sanat (Kunstlehre) söz
(determinative judgement) ile eldeki özel için evrensel bir konusudur.72 Ancak, hermenötik öteki ile otantik bir bağ
kavram arayışındaki tefekküri yargılama (reflective

67Gadamer, Hans Georg; Truth and Method, s: 18. Gadamer 68 Gadamer; Truth and Method,s: 19.
Aristoteles’in teorik bilgi (episteme) ve phronesis’in dayandığı 69 Ibid, s: 20.
moral/ pratik bilgi arasındaki ayrıma vurgu yaptıktan sonra
çağdaş insan bilimleri hermenötiğinin teorik bilgiden çok 70 Gadamer; ibid, s:561.
moral/pratik bilgiye yakın olduğunu belirtmekte, bunları 71Dottori; “The Concept of Phronesis by Aristotle and the
moral bilimler olarak adlandırmaktadır. Bu bilimlerin nesnesi
Begining of Hermeneutic Philosophy”, s: 309.
insan ve insanın kendisine ilişkin bilgisidir. Bir kimse kendisini
ancak eyleyen (acting) birisi olarak bilebilir. Bu tür bilgi olanı 72Sanıyorum Gadamer’in hermenötik pratiği bir sanat olarak
ortaya koymaya çalışmaz. Aksine eyleyen varlığa ilişkin bilgi görmesi bu noktada kafaları karıştırabilir. Bu Aristotelesçi
her zaman aynı olmayana ve farklı olabileceğe ilişkin bilgidir. anlamda phronesis sahibi olmadan bu yorum sanatının
Bu bilginin amacı kişinin kendi davranışını yönetmektir. gerçekleştirilemeyeceği şeklinde anlaşılmalıdır. Aristotelesçi
(Gadamer, ibid s: 311 ). manada phronesis ise bizim anladığımız manada sanat

13
Çebi/ Aristoteles’te Phronesis Kavramı ve Modern Hukukta Muhakeme

kurmak olduğundan, asla metodik ilkeleri belli bir yargılama pratiğinin ya da paradigmasının dışına
yorumlama yönteminin uygulanması değildir. 73 Bu kural çıkmamız gerekmektedir.
yoruma ilişkin olduğu kadar sosyal ilişkilere de ilişkin bir
Bilindiği üzere modern norm formel, rasyonel, genel ve
kuraldır.74 Bu durumu Hegelci bir terminoloji ile ifade
nesnel olmak özellikleri öne çıkan bir soyutlamadır.
edersek Sittlichkeit yani etik yaşamın dışında bir yorum ve
Dolayısıyla herhangi bir ülkede modern normu
anlama söz konusu olmayacaktır. Yani burada hayvanlar
yorumlayan herhangi bir yargıç öncelikle o normun
âleminde de gördüğümüz herhangi bir yaşama hali değil,
şemsiyesi altında hareket eder ve önceliği normun
etik bir toplumun içinde yaşama hali söz konusudur. Bu
uygulanmasıdır. Uygulayacağı değişik yorum metotları
polis (site devleti) vatandaşı olma, ya da modern
(lafzi, sistematik, niyetçi, teleolojik vs.) hep norm merkezli
zamanlarda belirli bir topluluğun parçası olma halidir. Bu
bir bakış açısını gerektirmektedir. Oysaki Gadamer
hal basit bir bilme ve uygulama hali değildir. Belirli bir
hermenötiğinde öncelik herhangi bir norm, kural ya da
toplumun değerleri, kurumları ve inançları içinde yaşama
bilgi sistemi olamaz. Gadamer’in sözünü ettiğimiz
ve orada edim ve eylemde bulunma halidir.75
Aristotelesçi phronesis’ten yola çıkarak oluşturduğu
Gadamer yoruma ilişkin söylediklerini spesifik olarak hermenötik Kartezyen bir teori/pratik ayrımını da tabii
hukuk metinlerini yorumlayanlar ya da hukukçular için olarak reddetmektedir. Hukuk uygulaması açısından
söylememiştir. Gadamer’in felsefi hermenötiki hukuki baktığımız da hâkim, parçası olduğu etik/politik topluma
karar vermeye ilişkin bir metodoloji ya da hukuk teorisinde ilişkin tikel bir uyuşmazlığı çözecektir ve makul, pratik
ortaya çıkan bir takım problemlere cevap verecek bir legal bilgeliğe uygun, toplumsal sağduyuyu içeren bir çözüme
bilim ya da teori de değildir. Ancak onun yoruma ilişkin ulaşacaktır. Burada hâkim sadece Dworkin’in Herkül
öngördüğü şeyler kuşkusuz hukuk normlarının belirli bir yargıcı gibi içinde yaşadığı etik toplumun (ki bu siyasal
olaya uygulanmasında da önem arz edecektir. Kanımca bu toplumu da içerir) etik ilkelerini bilen değil, aynı zamanda
noktada teori/pratik ayrımına gidersek Gadamer’in o ilkelerin bir ürünüdür.
hermenötik ile yapmaya çalıştığını tam kavrayamayız.
Esasen somut olaya uygulanacak norm ya da normlar da
Burada hermenötik açısından söz konusu olan bir hukuk
uyuşmazlığın meydana geldiği etik toplumun içindeki
kuramcısı ya da bir uygulamacı (hukukçu, yargıç) olmak
benzer olaylar düşünülerek, Aristotelesçi bir çerçevede
değildir. Esasen söz konusu olan belirli bir etik/politik
düşünürsek,76 phronesis sahibi yasa koyucular tarafından
topluluk içerisinde tikeli, öznel olanı yorumlamaktır. Bu
yasalaştırılmış norm ya da normlardır. 77 Burada hâkim
açıdan baktığımızda Gadamer hermenötiği kaçınılmaz
açısından söz konusu olan somut olayı çözmek için
olarak hâkimlerin bir hukuk normunu bir olaya
tümdengelim yöntemiyle genel normdan somut olaya
uygulamasında da etkin olabilecek bir kapıyı bizlere
gitmek değildir. Kuşkusuz normun olmadığı yerde dahi
aralamaktadır. Fikrimce aslında öncelikli olarak ele
phronesis sahibi hâkim ilgili olayı yine çözecektir; ki
almamız gereken de bu husustur. Ancak burada modern

olmaktan çok spesifik bir toplumda doğru yaşama dair karar 74Dottori; ibid, s: 309-310.
verme konusundaki pratik bilgeliktir. 75Gadamer, felsefe tarafından aranan hakikate ilişkin olarak ise
73 Bu bağlamda Gadamer, NeoKantçı filozofları da eleştirir ve Aristoteles’ten çok Platon’a yakındır. Buna göre, ifade
felsefenin ampirik bilimler için teorik bir çerçeve edilebilir hiçbir logos evrenin son nedenini-aklını açıklayamaz.
oluşturmasına karşı çıkar. Ona göre onun felsefesi aklın uygun Birbirlerini anlamaya çalışanların olası tüm fikirlerini ve
kullanımını göstermekten çok anlama ontolojisini açıklamaya alternatifleri gözden geçirdiğimizde belirli bir anda
ilişkindir. Sorun, “Ne yaptığımız ya da ne yapmamız gerektiği ruhumuzun en derinlerinde yer alan ve bizim olan bir hakikat,
değil, istemlerimiz ve eylemlerimiz yoluyla bize ne bir cevap ile karşılaşırız. Fakat bunu diğerlerine empoze
olduğudur.” Bu anlamda Gadamer bize bir teori sunmaz. edemeyiz. Ancak bu onun olmadığı anlamına da gelmez.
Onun yaptığı felsefi düşünmedir. Bkz Mootz, (Dottori, ibid s. 309-310).
Francis;“Rountable on Legal Hermeneutıc: Law and Philosophy, 76 Bu konuda bkz. Aristotle, Nicomachean Ethics, sec. 1141b-25.
Philosophy and Law, Fall, 1994, 26 U. Tol. L. Rev. 127)

14
Hukuk Kuramı, C. 2, S. 6, Kasım-Aralık 2015

Aristoteles açısından bu da bir makul yargılama (epieikeia) Aristoteles yasa somut olayın çözümünde evrenselliği ile
etkinliğidir. hataya düşürecek ve adaletsiz sonuçlara yol açacaksa, her
karar öncesi sıkı ve esnek olmayan genel bir kurala
Belirtmek gerekir ki, Gadamer’in hermenötiğinin hukuka
başvuran kişinin adaleti gerçekleştiremeyeceğini
uygulanmasında tüm ayrımları ve metodolojik
belirtmektedir. Aristoteles’e göre, iyi bir yargıç, Lesbos’un
yaklaşımları aşmamız gerekmektedir. Hâkimin amacı
mimarlarının yapı tekniğinde kullandıkları aynı kalmayan,
içtihat oluşturmak değil, bizatihi somut olayı çözmektir.
esnek, taşın şekline giren kurşun gibi olaya uygun karar
Böylece epistemolojik anlamda bu bir tümevarım etkinliği
verir.78
de değildir. Çünkü olaya uygulanacak bir kural (norm)
vardır. Bu anlamda teori/pratik birlikteliği içerisinde hâkim Biz ise belirli ya da belirsiz tüm somut olaylar için olay
somut olaya ilişkin normu dışlamamakla birlikte, başlangıç merkezli bir bakış açısı öneriyoruz. Burada cetvel ve
noktası norm değil çözmek zorunda olduğu somut olay mezura metaforlarını kullanırsak doğadan aldığı bir taşın
olacaktır. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, burada norm etrafını ölçecek olan birisi bunun için düz cetvel
içinden çıktığı etik/politik bir toplumun parçası olarak kullanamaz; mezura kullanmak zorundadır. Hukuk
hâkimin çözmek zorunda bulunduğu somut olaylara uyuşmazlığında da norm düz bir cetvel gibi değil mezura
benzer somut olaylar düşünülerek kanun koyucu gibi olmalıdır. Taş ise somut olayın kendisidir. Kuralın
tarafından konulmuştur. Anglo-Sakson hukukunda ise tümdengelim yöntemiyle olaya uygulanması taşı düz bir
önceden gerçekleşen benzer somut olayların çözümünde cetvelle ölçmeye benzemektedir. Mezura ise esnek
içtihat yoluyla oluşmuş ve diğer mahkemeler üzerinde yapısıyla eksik de olsa taşı çepeçevre sarabilir. Bir de
bağlayıcı bir karar (stare decisis) söz konusudur. Bu manada mezura mezura olarak kalsa da ölçtüğü her taşa göre biçim
ilgili norm ya da içtihat somut olaydan hiçbir zaman uzak alacaktır. Hiçbir şeyi ölçmeyen ve öylece duran mezura
değildir. Ancak somut olay da kendi tikelliği, sonsuz mezura değildir. Mezura bir şeyi ölçtüğünde mezuradır.
çeşitliliği ve öznelliği içerisinde hiçbir zaman kanun koyucu Buna göre, mezura her taşta farklı bir biçim alacaktır ve
tarafından konulan norm ya da mahkemelerce belirlenen ölçme işlevini yerine getirdiğinde mezura olacaktır. Bu
içtihatla bütün yönleriyle anlaşılamayacak ve manada bir hukuk kuralı kendi başına hiçbir şeydir. O kural
yorumlanamayacak bir şeydir. Öyleyse norm ile somut olay ancak somut bir olaya uygulandığında ontolojik olarak
arasında her zaman bir gerilim olacaktır. Kanımca hayat bulur. Her somut olay hukuk kuralına farklı bir biçim
Gadamer hermenötiği içerisinde kaldığımızda da hâkimin verecektir. Kurala ontolojik anlamda hayat veren ve onu
yorum/anlama etkinliği çift taraflı (dialogical) bir etkinlik değişik biçimlere sokan somut olaydır. Öyle ise başlangıç
olacaktır. Hâkim sadece uyuşmazlığın taraflarını değil, bir noktası da somut olay olacaktır. Hâkimin verdiği karar
kural/ilke olarak normu ya da içtihadı ve bir praksis olarak somut olayın her seferinde kuralı yeniden
olayı yorumlayıp anlamaya çalışırken dialojik biçimlendirmesinden başka bir şey değildir.
düşünecektir. Ama hareket noktası her halükarda somut
Phronesis temelli yargılama kuralsız yargılama değildir.
olay olacaktır.
Mezura metaforuyla açıkladığımız hukuk kuralları
Bir başka deyişle, Gadamerci bir yorum etkinliğinde yargıcın içinde bulunduğu politik toplumun phronesis
hakimin anlaması ve yorumlaması gereken üç fenomen sahibi yasa koyucuları tarafından konulan genel
vardır: Somut uyuşmazlığın tarafları, somut uyuşmazlığın kurallarıdır. Bu kurallar ideal hallerinde yani doğru
kendisi ve uygulanacak norm. Bu manada evrenseller ve konulduklarında o politik toplumun benzer olaylar için
ilkeler (bunu hukuk normları olarak okuyabiliriz) somut öngördüğü adalet anlayışını yansıtmalarının yanında, yine
duruma ilişkin yeterince esnek olmadıkları gibi onun o politik toplumun iyi’sinin ve iyiler’inin de açıklayıcısı
inceliklerini ve ayrıntılarını da hakkıyla kavrayamazlar. olacaklardır. Bu ideal kuralın uygulanması somut olayda

78Aristoteles; Nicomachean Ethics, sec.1137 b 25-30. Yukarıda da geniş bir şekilde kurala bağlanamayacak somut olaylarla,
açıkladığımız gibi, Aristoteles’te epiekeia sadece yasanın yasanın belirsizliği gibi durumlarda yargıcın olay hakkında
uygulanması halinde ortaya çıkacak adaletsizlikleri gidermek hükme varması için bir ‘makul yargılama’ biçimidir.
için öngörülmüş bir hakkaniyet ilkesi değildir. O çok daha

15
Çebi/ Aristoteles’te Phronesis Kavramı ve Modern Hukukta Muhakeme

adaletsizliklere sebep olmayacağından Aristotelesçi Şu hususu belirtmekte yarar var ki; pratik bilgeliğe ve
hakkaniyet (epeikeia’nın dar anlamı) ilkesinin devreye sağduyuya sahip yargıç (ya da daha geniş anlamda
sokulması gerekmeyecektir. Ancak somut olay adaletini hukukçu) özlemi etik ilkeler hakkında rasyonel bir uzlaşı
gerçekleştirme anlamında ise yasa, ideal de olsa, genel bir sağlanamaz diyen moral relativizmden de, karmaşık insan
kural olarak her zaman eksik kalacaktır. O yüzden bu deneyimi ve pratiğini atlayarak evrensel etik ilkeler
durumda yargıç o politik toplumun ideal yasasının peşindeki Kantçı etik anlayıştan da uzak bir bakış açısına
koyduğu sınırlar içerisinde hareket edecek; ancak somut işaret etmektedir. XX.yy’ın önemli hukuk filozoflarından
olay adaletini gerçekleştirmek adına hareket noktası yine Hans Kelsen dahi “mutlak adalet irrasyonel bir idealdir”
somut olay olacaktır. Ancak somut olayın öngörülmediği demek suretiyle evrensel adalet arayışlarını rasyonel
bir kuralsızlık halinin yanında, somut olayı öngörse de bulmamıştır. Kelsen bir hukuk düzeninin ve ona bağlı
belirsizlikler içeren bir kural ya da somut olaya doğrudan adalet anlayışının bir toplumu oluşturan tüm bireyler
uygulanmasının adaletsizliklere 79 yol açacağı phronesis tarafından kabulünün imkânsız olduğunu belirtmiş ve
sahibi yargıç tarafından tespit edilen bir kural söz konusu belirli bir toplumda sosyal barış ve demokrasi içerisinde bir
olması durumunda somut olaydan hareket eden yargıcın arada yaşama idealinin tolerans ilkesiyle
hareket alanı çok daha geniş olacaktır. Çünkü artık ortada gerçekleşebileceğini vurgulamıştır. Doğan Özlem’e göre bu
hiç yasa olmaması, yasa olsa da bunun belirsiz olması, ilke ile Aristoteles’in phronesis kavramı arasında bir yakınlık
yasanın somut olaya uygulanmasının adaletsizliğe yol vardır.81
açması ya da yasanın doğrudan adaletsiz bir kural olması
durumları söz konusudur. Her bir spesifik durum kendine Modern Bir Toplumda Phronesis Mümkün mü?
özgü olmakla birlikte tüm bu durumların ortak yanı Kanımca Aristoteles’te gördüğümüz phronesis kavramının
hakime somut olay adaletini gerçekleştirme anlamında modern zamanlara aktarımında karşılaşılabilecek en büyük
geniş bir alan yaratmalarıdır. Somut olay açısından ideal 80
güçlüklerden birisi Aristoteles’in insan için vazgeçilmez bir
olmayan yasa halleri olarak nitelendirebileceğimiz bu politik form olarak gördüğü Polis’in günümüzün hakim
hallerde hâkim artık mevcut kural dışına çıkacaktır. politik formu olan ulus devlete çevrilmesi hususudur. Yani
Phronesis sahibi yargıç için bu durumlar hiçbir şekilde söz konusu olan, diğer birçok hermenötik faaliyette olduğu
mutlak yasasızlık halleri değildir. O spesifik topluma ilişkin gibi, sadece kavramların ve kurumların değil o kavram ve
pratik bilgeliğe sahip erdemli yargıç olarak içinde yaşadığı kurumun içinde doğduğu sosyo-politik şartların da
topluma ilişkin adalet anlayış(lar)ını, o toplumun günümüze aktarımdır. Bu anlamda Polis’te phronesis’e
nomosunu (yazılı olan ve olmayan ilke ve kurallarını) ve o sahip bir hakim’in spesifik bir uyuşmazlığı çözerken sahip
toplumun ‘iyi’sinin, ‘iyileri’inin ve/veya ‘en iyi’sinin ne olacağı phronesis hem o özel olaya ilişkin bir deneyimi hem
olduğunu bilen birisidir. Phronimos tüm bu bilgilerin de içinde yaşadığı Polis’in politik bir üyesi olması
ışığında ve o toplumun erdemli bir yurttaşı olarak somut dolayısıyla sahip olduğu daha geniş manada bir phronesis’e
uyuşmazlığı makul bir şekilde çözecektir. Yani burada sahip olmayı gerektirir. Bu ikinci anlamda phronesis
yargıç ‘makul bir yargılama’ (geniş manada epieikeia) Aristoteles’in anladığı manada en çok 20-25.000 nüfuslu bir
yapmak durumundadır. Bu hal ise kesinlikle bir kuralsızlık polis’in insana kazandırabileceği bir pratik bilgeliktir ve o
hali değildir. Polis’e özgüdür. Ama günümüzün çok nüfuslu, çok
kültürlü ve iyi anlayışları oldukça çeşitli ve farklı ulus

79 Aristotelesçi terminolojiden hareket edersek buradaki özgü bir adalet anlayışı olduğunu ileri sürmektedir (Aristotle;
adaletsizlik hem doğal adalet hem de konvansiyonel adalet Nicomachean Ethics, sec.1134B 20-5).
açısından söz konusu olabilir. Bilindiği üzere Aristoteles doğal 80Bu ayrımı somut olay temelli yapıyoruz; çünkü bir yasa genel
adaletin değişmez ve her yerde uygulama gücü olan ve içinde
anlamda adil bir yasa olmakla birlikte o somut uyuşmazlığa
yaşadığımız polis’e bağlı olmayan bir adalet olduğunu
uygulanmasında adaletsiz sonuçlara yol açabilir.
belirtirken konvansiyonel adaletin polis’te ortaya çıkan ve ona
81Özlem;,“Adalet ve Görelilik”, s:92.

16
Hukuk Kuramı, C. 2, S. 6, Kasım-Aralık 2015

devletlerinde bu ikinci anlamdaki phronesis ne manaya yazılmadan çağdaş kuramlara taşıyabiliriz.82 Bu görüş
gelecektir? kendi içerisinde birçok sorunları barındırmaktadır; ancak
bu yaklaşımı tamamıyla kabul etsek de yine de, özellikle
Şurası açıktır ki, bugünün çok kültürlü toplum yapıları
hermenötik anlamda oldukça çetrefilli bir alanda
Grek Polis’i gibi göreceli olarak homojen bir toplum için
olduğumuz aşikârdır.
öngörülmüş bir pratik bilgelik yetisinin günümüze
uyarlanmasında zorluk çıkarabilecektir. Aristoteles’in Yukarıda da belirttiğimiz gibi, çağdaş hukuk
adalet anlayışı ‘iyiler’in arkasında olan ve bizatihi pratiği filozoflarından Ronald Dworkin yazılı kuralların dışına
besleyen ve onu anlamamızı sağlayan ’İyi’nin de ne çıkıp içinde yaşanılan politik topluma ilişkin siyasi, ahlaki
olduğunun anlaşılmasını gerektirmektedir. Buna göre bu ve hukuki ilkeleri içeren bir kuram ortaya koyarken kısmen
‘İyi’nin genel anlamda homojen ve küçük nüfuslu bir Aristoteles’te gördüğümüz phronesis kavramına
polis’te tespiti kolay iken bunun çok kültürlü, farklı ve yaklaşmaktadır. Ancak içinde yaşanılan politik topluma
sofistike kurumların yer aldığı ve birden çok iyi anlayışına ilişkin ‘iyi’lerin ve hatta ‘en iyi’nin bilinmesi ve diğer
sahip çok nüfuslu modern ulus devletinde tespiti de bir erdemleri de etkileyen temel ve belirleyici bir erdem ve
sorun olarak karşımıza çıkabilecektir. olma hali olarak phronesis bizlere Dworkin’in epistemolojik
yaklaşımını oldukça aşan bir resim sunmaktadır. Şurası bir
Yine Aristoteles’in politik toplumda yer alan çatışma ve
gerçek ki Aristoteles’in politika anlayışı literatürde
uyuşmazlıklardan çok erdeme ve onunla beslenen insan
Cumhuriyetçi (Republican) bakış denilen ve erdem temelli
karakterine ağırlık veren politik ve moral felsefesinin
bir vatandaş ve toplum anlayışına dayanmaktadır. Modern
günümüzün güç ve iktidar merkezli modern politik
birey ve topluma ilişkin baskın politik ideoloji olan liberal
yapılarına uyarlanması da bir sorun olarak karşımıza
ideolojinin fayda ve birey temelli bakışının böylesi bir insan
çıkacaktır.
ve toplum anlayışının çok uzağında olduğu da açıktır.83
Kuşkusuz antik bir kavramı günümüze uyarlarken
linguistik olduğu kadar tarihsel, kültürel ve sosyolojik tüm Sonuç
bu sorunları göz önüne almak gerekecektir. Ancak bütün
Pratik bilgeliğe ve sağduyuya sahip yargıç (phronimos)
boyutlarıyla bu uyarlamayı yapmak bu makalenin ideali geç modern toplumun, nesnellik görüntüsü altında
sınırlarını çok aşan bir niteliğe sahiptir. Kanaatimizce ilgisiz, tarafsızlık görüntüsü altında ruhsuz hâkimlerine
siyasal olduğu kadar yargılamaya ilişkin olarak da yerel ve
yönelik bir eleştirel bakışı da kaçınılmaz olarak beraberinde
özerk bir anlayışın benimsenmesi ve buna ilişkin anayasal
getirmektedir. Bu bağlamda bir anlamda hukukçuluk
ve yasal düzenlemelerin yapılması phronesis idealinin
mesleğinin insancıl yönü bir kez daha gündeme
modern yaşamda hayat bulabilmesi için elzem
gelmektedir. Çünkü hâkim somut olayın tarafları ile
gözükmektedir. Her türlü merkezileşmiş idari, siyasi, empatik bir ilişki kurmak zorundadır. Bu yönüyle
hukuki vb. yapılanmalar bu idealle çelişmektedir. Tüm bu phronesis’e sahip yargıç kaçınılmaz olarak hukuk eğitimine
alanlarda ademimerkeziyetçi bir yapılanmaya gitmek
ilişkin bir soruna da işaret etmektedir.
gerekmektedir. Adalet değerinin gerçekleştirilmesi içinde
yaşanılan politik toplumun nasıl yönetildiğinden bağımsız Tüm bu anlatılanlar ışığında adalete bakış ve onun temsili
değildir. de değişecektir. Her şeyden önce adalet monolojik değil,
dialojik hatta çok taraflı bir anlama/yorumlama etkinliğini
Bir görüşe göre Aristoteles’in felsefesinin dialektik gerektirir. Bu manada modern metotçu yaklaşımlar bu
karakteri nedeniyle onun görüşlerini, pratik felsefesini yorum etkinliğiyle uyuşmamaktadır.
onun öngördüğü anlamda spesifik bir politik programa

Galston,
82 Miriam;“Taking Aristotle Seriously: 83Yine Aristoteles Polis’teki adalet erdemi genel anlamda eşit
Republican-Oriented Legal Theory and the Moral ve özgür vatandaşlar arasındaki ilişkileri yönetmektedir. Evde
Foundation of Deliberative Democracy”, CAL.L. koca ile karı arasındaki, baba ile çocuklar arasındaki ya da
efendi ile köle arasındaki ilişkiler ancak kıyas yoluyla adil ya
Rev.,Vol.82, Issue2,(1994), pp. 339-396, s: 395-96.
da adil değil diye nitelenebilir.

17
Çebi/ Aristoteles’te Phronesis Kavramı ve Modern Hukukta Muhakeme

Somut olayı çözen kişi olarak hakim o somut olayın içinde somut olayı kendine özgü yapan her şeyi, onun
vuku bulduğu etik/politik topluluğun bir üyesi olacaktır. farklılıklarını ve çeşitliliğini görmek zorundadır. Bir görüşe
Bu üyelik durumu basit bir vatandaşlık ya da o spesifik göre adalet tanrıçasının gözlerinin kapalı oluşu burjuva
etik/politik toplumda eğitim alma değil, erken yaşlardan kamusal alan ile ortaya çıkmış bir fenomen olup tarafsızlık
itibaren o toplumun içinde büyüme ya da en azından o algısına ilişkin tarihsel ve maddi gerçekliklerle
toplumdaki somut sorun karşısında empati kurabilecek bağdaşmayan sembolik bir kurgudur. Hâkimin gözlerinin
kadar içinde yaşadığı etik topluma (Sittlichkeit) dahil olma, kapalı olması gereken an karar anıdır. Karar ise kuralın
o toplumun oluşturduğu ethos’un ve habitus’un bir parçası somut olay tarafından her seferinde yeniden
olmayı gerektirmektedir. Bu bağlamda soyut adalet de her biçimlendirilmesinden başka bir şey değildir. Buna göre
zaman pratikte gerçekleşen somut ve tikel olan yoluyla ete adalet içkin (immanent) bir değerdir ve somut olayda
kemiğe bürünmektedir. Bu ise bize adalet değerinin gerçekleşir. Bu manada hukuk somut her olayda adaleti
öncelikle ontolojik bir fenomen olduğunu göstermektedir. gerçekleştirme amacında olmalıdır. Şu da unutulmamalıdır
ki, adalet değeri ve onu gerçekleştirme amacındaki hukuk
Yine somut olayın çözümünde hâkim kural merkezli değil,
ancak spesifik bir politik toplumda vücut bulabilir. Bu
olay merkezli bir bakış açısına sahip olacaktır. Somut olay
yaklaşım hem toplumsal düzen anlayışını merkeze alan
uyuşmazlığın çözümüne giden yolda her zaman için
pozitivist hukuk teorilerinin hem de aşkın adalet
başlangıç ve referans noktası olmanın yanında,
anlayışlarını temel alan doğal hukukçu yaklaşımların
yargılamanın her noktasında öncelikle dikkate alınması ve
uzağındadır. Belki de Gadamerci hermenötikten de
ilgili etik/politik toplumdaki adalet değerinin bu somut
yararlanarak vurguladığımız phronesis temelli muhakeme
uyuşmazlık üzerinden nasıl yaşama geçirileceğine ilişkin
anlayışının bize sağlayacağı en önemli fayda adalet
olarak sorgulanması gereken bir olgudur. Aslında
değerinin yeniden önem kazanarak modern zamanlardaki
gerçekleşen olan (somut olay) ile olması gereken (soyut
hegemonik, muhafazakâr ve pozitivist hukuk teorilerinin
norm) arasındaki gerilimli ilişkide phronesis temelli bir
düzen odaklı yaklaşımlarının ve hukuk ahlak ayırımına
bakış açısıyla olandan yana tavır koymak, soyut ve aşkın bir
olduğu kadar hukuk ile politika ayrımına dayalı
normu değil, diğer birtakım somut olaylarla birçok
bakışlarının da ciddi bir şekilde sorgulanmaya başlanması
benzerlikleri olsa da, her halükarda biricikliğini ve kendine
olacaktır. Bu sorgulama ise aşkın bir doğal hukuk
özgülüğünü sürdüren, elimizin altında ve tam anlamıyla
anlayışına dayalı olarak değil, somut ve içkin adalet
sadece kendisine benzeyen içkin ve somut olayı merkeze
anlayışının merkeze alındığı adil bir politik toplum arayışı
almak, ondan hareket etmektir. Modernite Costas
içinde yapılacaktır.
Douzinas’ın dediği gibi bir nomophilia (hukuk/yasa
severlik) çağıdır84. Bu çağda somuta ve otantik olana dönüş
Kaynakça
için bir Antik Yunan terimi ve fenomeni olan phronesis’in ve
onun Aristotelesçi yorumunun bizlere önemli bir katkı Aristotle; Metaphysics, translated by Huge Lawson-Tancred,
sağlayacağı, bu nedenle onun üzerinde daha fazla Penguin Classics, UK, 1998.
düşünmemiz gerektiği kanısındayım. Aristotle; Politics, translated by C.D.D Reeve, Hackett
Tüm bu anlatılanların somut sonucu yargılama etkinliğinin Publishing Company, Indianapolis,US, 1998.
Aristotelesçi anlamda bir phronesis etkinliği olup adalet Aristotle; Nichomachean Ethics, translated with an
tanrıçasının gözlerinin kapalı değil, somut olayı ve
introduction and notes by Martin Oswald,
taraflarını yorumlama ve anlama açısından açık olmasıdır.
published by The Library of Liberal Arts, Prentice
Bu anlamda yargıç somut olayı kurala göre anlayan değil,
Hall, NJ, 1999.
kuralı somut olaya göre anlayandır. O manada yargıç

84Douzinas,Costas; Hukuk, Adalet ve İnsan Hakları, Eleştirel Bir


Yaklaşım, Çeviri ve sunuşlar Rabia Sağlam-Kasım Akbaş,
Notabene Yayınları, 1. Baskı, 2015, s: 107.

18
Hukuk Kuramı, C. 2, S. 6, Kasım-Aralık 2015

Aristoteles; Nikhomakhos’a Etik, Yunanca aslından çeviren Kessels, P.A.M, Korthagen, Fred A.J.; The Relationship
Saffet Babür, BilgeSu yayınları, Ankara, 2014. between Theory and Practice, Back to the Classics,
Educational Researchers, Vol. 25, No. 3, Apr., 1996.
Curnow, Trevor; “Sophia and Phronesis”, Research in
Human Development, 8(2), 95-108,2011. Kronman, Anthony T; “Practical Wisdom and Professional
Character”, Social Phil.&Pol’y, 1986.
Dottori, Riccardo; “The Concept of Phronesis by Aristotle
and the Begining of Hermeneutic Philosophy”, Long, P. Christopher;“The ontological reappropriation of
Etica&Politica/ Ethics and Politics, XI, 2009. phronesis”, Continental Philosophical Review, 35: 35-
60, 2002.
Douzinas, Costas; Hukuk, Adalet ve İnsan Hakları, Eleştirel Bir
Yaklaşım, Çeviri ve sunuşlar Rabia Sağlam-Kasım MacIntyre, Alasdair; Whose justice, Which Rationality?
Akbaş, Notabene Yayınları, 1. Baskı, 2015. University of Notre Dame Press, Notre Dame,
Indiana, 1998
Gadamer, Hans-Georg; The Idea of the Good in Platonic-
Aristotelian Philosophy, translated by Christopher Mootz Francis; “Rountable on Legal Hermeneutıc”Law and
Smith, Yale University Press, New Haven, 1986. Philosophy, Philosophy and Law, Fall, 26 U. Tol. L. Rev.
127, 1994.
Gadamer,Hans-Georg;Truth and Method, second revised
adition, translation revised by Joel Weinsheimer and Nussbaum, Martha Craven; “Practical Syllogisms and
Donald G. Marshall, Continuum, London, 1989. Practical Science”, in Aristotle's DeMotu Animalium,
Text with Translations, Commentary, and Interpretative
Gallagher, Shaun;“The Place of Phronesis in Postmodern
Essays, Princeton University Press, Princeton, NJ,
Hermeneutics”, Philosophy Today 37: 298-305, Fall
1998.
1993.
Olav Eikeland; The Ways of Aristotle: Aristotelian Phronesis,
Galston, Miriam; “Taking Aristotle Seriously: Republican-
Aristotelian Philosophy of Dialogue, and Action Research
Oriented Legal Theory and the Moral Foundation of
(Studien Zur Berufs- Und Weiterbildung - Studies in
Deliberative Democracy”, CAL.L. Rev., Vol.82,
Vocational and Continuing Education), Peter Lang
Issue2, (1994), pp. 339-396
AG, Internationaler Verlag der Wissenschaften; 1
Heidegger, Martin; “Sanatın Doğuşu ve Düşüncenin Yolu” edition May 16, 2008.
çev. Leyla Baydar, Patikalar: Martin Heidegger ve
Özlem, Doğan; “Adalet ve Görelilik”, Kavram ve Düşünce
Modern Çağ. Yay. Haz. H. Ünal Nalbantoğlu, İmge
Tarihi Çalışmaları, İnkılap Yayınları, İstanbul, 2006.
Yayınları, Ankara: 1997.

Işıktaç, Yasemin; Hukuk Felsefesi, Filiz Kitabevi, İstanbul,


2010.

Jay, Martin; “Must Justice Be Blind, The Challenge of


Images to the Law”in Law and Image, ed. by Costas
Douzinas and Lynda Nead, University of Chicago
Press, Chicago, 2012.

Kant, Immanuel;Critique of Pure Reason, The Cambridge


Edition of the Works of Immanuel Kant, translated
and edited by Paul Guyer and Allen W. Woods,
Cambridge University Press, UK, 1998.

19

You might also like