Professional Documents
Culture Documents
Ludwig Feuerbach - Hıristiyanlığın Özü PDF
Ludwig Feuerbach - Hıristiyanlığın Özü PDF
m-m
HIRİSTİYANLIĞIN OZÛ
Ludwig Feuerbach
Çeviren:
Oğuz Özügül
Say Yayınlan
Yeni Düşünce Dizisi-15
ISBN 978-975-468-768-2
12 11 10 09 08 05 04 03 02 01
O Say Yayınlan
Ankara Cad. 54/12 • TR-34410 Sirkeci-İstanbul
Telefon: (0212) 512 21 58 • Faks: (0212) 512 50 80
web: www.sayyayincilik.com
e-posta: sayyayinlari@ttmail.com
GİRİŞ
1. Kısım:
Genel Olarak İnsanın Ö zü ............................................................... 35
2. Kısmı:
Genel Olarak Dinin Özü...................................................................47
BİRİNCİ BÖLÜM
Dinin HaJdki Yani Antropolojik Ö zü...................................................71
3. Kısım:
Anlığın Özü Olarak Tanrı................................................................ 73
4. Kısım:
Ahlaksal Öz ya da Yasa Olarak Tanrı..............................................85
5. Kısım:
Cisimleşmenin Gizi ya da Yüreğin Özü Olarak Tanrı................... 91
6. Kısım:
Acı Çeken Tanrının Gizi.................................................................101
7. Kısım:
Üçlük'ün ve Meryem Ana'nın G izi...............................................109
8. Kısım:
Logos'un ve Tannsal Suretin Gizi..................................................119
9. Kısım:
Tanrıdaki Evren Yaratan İlkenin Gizi............................................127
10. Kısım:
Gizemciliğin ya da Tanrıdaki Doğanın G izi................................ 133
11. Kısım:
Tanrısal Öngörünün Gizi ve Hiçlikten Yaratma...........................149
12. Kısım:
Musevilikte Yaratmanın Anlamı...................................................161
13. Kısım:
Duygu Dünyasının Saltık Gücü ve Ehıanın Gizi..........................171
14. Kısım:
İnanan Gizi - Mucizenin G izi........................................................179
15. Kısım:
Dirilişin ve Doğaüstü Doğumun Gizi........................................... 189
16. Kısım:
Hıristiyan İsa'nın ya da İnsan Tannnın Gizi................................ 195
17. Kısım:
Hıristiyanlığın Paganhktan Farkı..................................................207
18. Kısım:
Evlenme Yasağının ve Keşişliğin Hıristiyanlıktaki Anlamı............219
19. Kısım:
Hıristiyan Cenneti ya da Kişisel Ölümsüzlük..............................231
ÖdNCİ BÖLÜM
Dinin H akikat Dışı Yani Teolojik Ö z ü ............................................. 247
20. Kısım:
Dinin Temel Görüş Açısı................................................................ 249
21. Kısım:
Tarmnın Varoluşundaki Çelişki......................................................263
22. Kısım:
Tanrı Vahyindeki Çelişki................................................................ 271
23. Kısım:
Genel Olarak Tanrının Özündeki Çelişki............ !....................... 281
24. Kısım:
Spekülatif Tann Öğretisindeki Çelişki.......................................... 295
25. Kısım:
Üçlük'teki Çelişki........................................................................... 301
26. Kısım:
Takdis Törenlerindeki Çelişki........................................................ 305
27. Kısım:
İnanç ve Sevgi Çelişkisi.................................................................. 317
28. lösım:
Sonuç................................................................................................341
ZAMANDİZİN..................................................................................... 351
BİRİNCİ BASIMA ÖNSÖZ
10
Birinci Basıma Önsöz
11
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
--------------------------------------------12 ----------------------------------------------
Birinci Basıma Önsöz
--------------------------------------------- 15 --------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
bir niyetle onu daha yüce, daha evrensel bir ilke düzeyine in
dirgemek için aydınlığa çıkardım ve ben bu melunca küstah
lık yüzünden haklı olarak modern Hıristiyanların, özellikle
de teologların ilenci haline geldim. Ben spekülatif felsefeye
en hassas noktasından, onun asıl Point d'honneur'ünden sal
dırdım, kendiyle din arasında kurduğu sözde birliği acıma
sızca tahrip ederek, dini kendisiyle uyumlu hale getirmek
için onu gerçek, özsel içeriğinden yoksun bıraktığını kanıtla
dım; ama aym zamanda olumlu denilen felsefenin de çok tat
sız, utandırıcı yanlarını açığa çıkardım, taptıklan putların
orijinalinin insan olduğunu, kişiliğe, aslında et ve kanın ait ol
duğunu gösterdim; yani olağanüstü eserimle olağan uzman
filozofları incittim. Üstelik, ne yazık ki, oldukça politika dışı
ama dinin karanlık özü hakkında entelektüel ve törel açıdan
zorunlu olarak yaptığım açıklamalar nedeniyle hem insanla
rı boyun eğdirmek ve baskı altına almak için dirû politik bir
araç olarak gören politikacıların hem de dini politika açısın
dan en ilgisiz şey diye telakki edenlerin ve bu yüzden sana
yi ve politika alanında aydınlığın ve özgürlüğün dostu ama
din alanında düşmam olanların gözünden düştüm. Ve son
olarak ben sözümü esirgemediğim saygısız dilimle dönemin
resmi usûllerine karşı tüyler ürpertici, affedilmez şekilde za
ten aykırı davrandım.
"/yitoplum"un ifade tarzı, resmi yanılsamaların ve yalan
ların tarafsız, tutkusuz ifade tarzı dönemin egemen, normal
ifade tarzıdır; sadece kendiliğinden anlaşılan asıl politik so
runların değil, üstelik dinsel ve bilimsel sorunlann, dönemin
id est kötülüğünün de ele alınmasını ve konuşulmasını ge
rektiren ifade tarzıdır. Dönemin özü görünüştür (zevahir) poli
tikam ız görünüş, bilimimiz görünüştür. Şimdi kim hakikati
söylerse o utanmazın biri, "ahlaka aykırı" davranan biridir,
kim "ahlaka aykırı" davramrsa o ahlaksızdır. Dönemin haki
kati ahlaksızlıktır. Ahlaklı, hatta yetkili ve takdir gören şey Hı
ristiyanlığın, ona olumlama görünüşü kazandıran ikiyüzlü bir
şekilde yadsınmasıdır; ancak ahlaksız ve kötü tanınan ise Hı-
-------------------------------------------- 16 --------------------------------------------
ikinci Basıma Önsöz
-------------------------------------------- 17 --------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hmstiyaıüığm Özü
-------------------------------------------- 18 --------------------------------------------
ikinci Basıma Önsöz
19
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
20
ikinci Basıma Önsöz
san olarak değil filozof olarak benim diamda kendime ait say
dığım birçok şey mevcuttur. Beri zihinsel bir doğa araştimnaa-
smdan başka bir şey değilim ama doğa araştırmacısı aletsiz,
maddi araçsız hiçbir şey yapamaz. Demek ki ben bu kitabımı
böyle, yani zihinsel bir doğa araştırmacısı olarak yazdım. Bu
nedenle kitabın içerdiği ilke, yeni, bugüne kadarki felsefeden
özse/ olarak farklı, insanın hakiki, gerçek, tam özüne uygun
ama işte bu yüzden insanüstü, yani insana ters düşen, doğa
ya aykırı din ve spekülasyon tarafından bozulmuş ve sakat
lanmış bütün insanlarla çelişen bir felsefenin, gerçi pratikte
çoktan sınanmış, yani somut olarak özel bir nesne -ayrıca ge
nel bir anlama sahip bir nesne- üzerinde, din üzerinde be
timlenmiş, geliştirilmiş ve uygulanmış ilkesidir. Bu felsefe,
başka yerde ifade ettiğim gibi, hakikati açıklamanın uygun
organı olarak sadece tüy kalemi görmeyen, üstelik gözü, ku
lağı, eh ve ayağı olan, böylece gerçek varoluşu, kalemin ucu
yla kâğıt üzerindeki bir varoluşa indirgememek için soruna
ilişkin düşünceleri sorunla özdeşleştirmeyen, tersine, her iki
sini birbirinden ayıran ama özellikle bu ayırmadan dolayı S3-
runun kendisine ulaşan, nesneyi soyut aklın nesnesi gibi değil
gerçek, tam insanın nesnesi gibi, yani kendisi tam, gerçek bir
nesne olan şejâ hakiki şey diye kabul eden bir felsefedir. Bu
felsefe, kendi için bir anlığa değil, kime ait olduğu bilinmeyen
mutlak, adı olmayan bir anlığa değil, tersine, -elbette ki spe
külasyonla bozulmamış ve Hıristiyanlaştırılmarmş- insani
dili de konuşan, hatta soruna olduğu gibi dile göre de felse
fenin özünü felsefenin yadsınmasına koyan, yani sadece suc-
cum et sanguinem halinde hayvanlaştırılmış, et ve kan, insan
olmuş felsefeyi hakiki felsefe diye ilan eden ve bu yüzden
felsefenin özünü felsefenin görünüşüne koyan bütün becerik
siz ve acemi çaylak kafalar için asla felsefe değilmiş gibi gö
rünen bir felsefedir.
Spinoza'nın tözünü. Kant ve Fichte'nin Ben'ini, Schel-
ling'in mutlak özdeşliğini, Hegel'in mutlak tinini değil, kısa
cası soyut, düşünülmüş ya da hayal edilmiş özü değil, gerçek
-------------------------------------------- 21 --------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hııistiyanhğm Özü
-------------------------------------------- 22 --------------------------------------------
ikinci Basıma Önsöz
23
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
-------------------------------------------- 24 --------------------------------------------
ikinci Basıma Önsöz
25
Ludwig Feuerbach • HuistiyanLğm Özü
27
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
-------------------------------------------- 28 --------------------------------------------
ikinci Basıma Önsöz
-------------------------------------------- 29 --------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Huistiyanhğın Özü
30
ikinci Basıma Önsöz
-------------------------------------------- 31 --------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
31 Mart
-------------------------------------------- 35 --------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanhğm Özü
36
Genel Olarak İnsanın Özü
-------------------------------------------- 37 --------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
-------------------------------------------- 38 --------------------------------------------
Genel Olarak İnsanın Özü
-------------------------------------------- 39 --------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
-------------------------------------------- 40
Genel Olarak insanın Özü
-------------------------------------------- 41 --------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
-------------------------------------------- 42 --------------------------------------------
Genel Olarak İnsanın Özü
43
Ludwig Feuerbach • Haistiyanhgtn Özü
-------------------------------------------- 44 --------------------------------------------
Genel Olarak insanın Özü
45
Ludwig Feuerbach • Huistiyanhğın Özü
^örneğin Christ. Huygens, Cosmotheoros lib. I'de şöyle der: "Olasılıkla müzik
ten ve matematikten alman haz sadece biz insanlarla smırlı değilir, daha pdc
çok özü kapsam aktadır" Yani: Nitelik aynıdır; müzik için, bilim için aynı d u
yu; sadece haz alanların sayısı sınırsız olmalıdır.
46
ikinci Kısım
47
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
-------------------------------------------- 49 ---------------------- ^
---------------------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
-------------------------------------------- 50 --------------------------------------------
Genel Olarak Dinin Özü
51
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
52
Genel Olarak Dinin Özü
-------------------------------------------- 53 --------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
54
Genel Olarak Dinin Özü
55
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
56
Genel Olarak Dinin Özü
57
Ludwig Feuerbach • Huistiyanhğın Özü
-------------------------------------------- 58 --------------------------------------------
Genel Olarak Dinin Özü
59
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
-------------------------------------------- 60 --------------------------------------------
Genel Olarak Dinin Özü
61
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanhğm Özü
62
Genel Olarak Dinin Özü
-------------------------------------------- 63 --------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Huistiyanhğm Özü
64
Genel Olarak Dinin Özü
-------------------------------------------- 65 --------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
-------------------------------------------- 66 --------------------------------------------
Genel Olarak Dinin Özü
sal hale gelmesi için tanrı etkin olur. Böylece insan görünüş
te en alt düzeye indirilerek aslında en yüksek düzeye yüksel
tilir. insan bu şekilde tannda ve tann vasıtasıyla sadece kendini
amaçlar. Ne var ki insan tanrıyı amaçlar ama tanrı insanın ah
laksal ve ebedi kurtuluşu olarak hiçbir şey amaçlamaz, yani
insan sadece kendini amaçlar. Tanrısal faaliyet insani faali
yetten farklı değildir.
Tanrısal faaliyet, eğer insani amaç güden, insanları düzelt
mek, mutlu kılmak amacını güden başka, özsel olarak başka bir
faaliyet olsaydı, şayet kendisi insani bir faaliyet olmasaydı, ken
dine nesne aldığı benim üzerimde, hatta içimde nasıl etkide bu
lunabilirdi? Amaç eylemi belirlemiyor mu? İnsan ahlaksal yön
den düzelmeyi kendine amaç edindiği zaman tanrısal kararlar
alır, tanrısal maksatlar güder ama tann insanın kurtuluşunu
amaçlarsa, o zaman da o insani amaçlar güder ve bu amaçlara
uygun insani faaliyetlerde bulunur. Böylece insana tanrıda sade
ce kendi Maliyeti nesne o\ut. Ancak insan kendi faaliyetini sadece
nesnel, kendinden farklı bir faaliyet, iyiyi sadece nesne olarak
gördüğü için, içtepiyi, uyarımı zorunlu olarak kendinden değil,
bu nesneden alır. O özünü kendisi dışında ve bu özü iyi-olan
diye görür; demek ki iyi için içtepinin insana, sadece onun iyi-
olanı naklettiği yerden geldiği savanın sırf bir totoloji olduğu
kendiliğinden anlaşılmaktadır.
Tann insanın yahtlanmış ve ayninvş en öznel, en özgün özü
dür, yarü o kendinden harekede davranamaz, demek ki iyi olan
her şey tanndan gelir. Tanrı ne kadar öznel ne kadar insani olur
sa insan kendi öznelliğinden, kendi insanlığından o kadar çok vaz
geçer, çünkü kendinde ve kendi-için tanrı onun vazgeçilmiş
Kendi'sidir ama o bu Kendi'yi hemen benimser. Atardamar fa
aliyetlerinin kanı kol ve ayaklara kadar göndermesi, toplarda
mar faaliyetinin onu tekrar geri getirmesi gibi, genel olarak ya
şamın devamlı bir kasılmadan (Systole) ve gevşemeden (Dias
tole) ileri gelmesi gibi dinde de durum aynıdır. Dinsel kasılma
da insan özünü kendi dışına atar, kendini kovar, reddeder; din
sel gevşemede kovulan özü tekrar yüreğine katar. Tann sadece
67
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
68
Genel Olarak Dinin Özü
73
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
-------------------------------------------- 74 --------------------------------------------
Anlığın Özü Olarak Tanrı
75
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
nin maddi olmayan öz, ahlak, zihin, saf anlık olduğunu söy
lüyorlardı. Tanrıyı tanrı olarak tasavvur etmek mümkün de
ğildir; peki ama anlığı, anlağı tasavvur edebilir misin? Onun
bir biçimi var mı? Onun faaliyeti en elle tutulamayan, en be-
timlenemeyen faaliyet değil mi? Tanrı kavranamaz; peki ama
anlağın özünü tanıyor musun? Düşünmenin gizemli işleyişi
ni, özbilincin gizli özünü araştırdın mı? Özbilinç bilmecele
rin bilmecesi değil mi? Eski gizemciler, skolastikler ve kilise
büyükleri tanrısal özün elle tutulamazlığını, betimlenemezli-
ğini, insan zihninin elle tutulamazlığıyla, betimlenemezliğiy-
le açıklayıp karşrlaştırmadılar mı? Yani tanrının özünü aslın
da insanın özüyle bir tutmadılar mı?* Tanrı olarak -sadecedü-
şünülebilen, sadece akıl için nesnel bir öz oZara/c-tann, demek
ki kendine nesne olan akıldan başka birşey değildir. Anlık ya
da akıl nedir? Bunu sana sadece tanrı söyler: Her şey i£ade
edilmek, açığa çıkarılmak, nesnelleştirilmek, olumlanmak zo
rundadır. Tanrı, en yüce öz olarak ifade edilen, olumlanan akıldır.
Yanılsama için akıl tanrının görünmesidir ya da görünme bi
çimlerinden biridir; ala/içinse tanrı aklın görünmesidir; akhn ne
olduğu, ne yapabildiği ancak tanrıda nesne olur. Tanrı burada
düşünmenin gereksinimlerinden biri, zorunlu bir düşüncedir,
düşünme gücünün en jüksek aşamasıdır. "Akıl duyusal nes
nelerde ve özlerde hareketsiz kalamaz"; en yüce, ilk, zorun
lu, sadece akıl için nesne olan öze kadar geri gittiği zaman
ancak tatmin edilmiş olur. Niçin? Çünkü o her şeyden önce en
yüce özün nezdindeyken kendi nezdinde olur, çünkü her şey
den önce en yüce özün düşüncesinde akim en yüce özü koyul
m uş o\ut, düşünme ve soyutlama yetisinin en yüksek aşaması
na ulaşılmış olur ve biz bir yetinin son aşamasına, quo nihil
* Augustin, deyim yerindeyse henüz paganken yazdığı contra Academicos adlı
eserinde şöyle der (Lib. III. c. 12): İnsanın en yüce varlığı zihinden ya da akıl
dan ibarettir. Buna karşılık çelebi Hıristiyan teoloğu dlaraik kaleme aldığı Libr.
retractationum 'da (Lib.I.c.l) bu ifadesini eleştirir: "Doğrusu ta/ın<ian demeliy
dim; zira zihin kutsal olmak için tanrıya kendi en yü(X varlığı olarak mazhar
olur." Ancak boylece bir fark koyulmuş olmuyor mu? Özüm benim en yüce
varlığımın olduğu yerde değil mi?
-------------------------------------------- 76 --------------------------------------------
Anlığın Özü Olarak Tann
-------------------------------------------- 77 --------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
78
Anlığın Özü Olarak Tanrı
-------------------------------------------- 79 --------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
için varhk, özne olmaktır. Ancak başkası için değil, kendi için
olan bir kimse başka bir öze bağımlı olmayı reddeder. Ne var
ki biz düşünme anında dışımızdaki öze bağımlı oluruz; ama
kendimiz düşündüğümüz sürece hu şekildeki anlıksal bir faali
yette hiçbir öze bağımlı olmayız.* Düşünme faaliyeti bizatihi-
faaliyettir. Kant yukanda belirttiğimiz eserinde şöyle diyor:
"Düşündüğüm zaman içimde başka bir şeyin değil, kendi
Ben'imin düşündüğünü bilirim. İçimde bu düşünmenin dı
şımdaki başka bir şeye değil, benim kendine bağlı olduğu,
böylece de benim töz olduğum sonucuna varırım, yani ben
başka bir şeyin yüklem i olmadan kendim için varolurum." Biz her
zaman havaya gereksinim duysak da fizikçi olarak onu he
men bir gereksinim nesnesinden, düşünmeningereksirümsiz fa
aliyetinin nesnesine, yani bizim için bir şeye çeviririz. Nefes
alıp verirken ben havanın nesnesi olurum, hava özne olur;
ama havayı düşünmenin, araştırmanın, analizin nesnesi ha
line getirerek bu ilişkiyi tersine çeviririm, kendimi özne, hava
yı da benim için nesne yaparım. Bağımlı olan ise sadece başka
başka bir özün nesnesi olandır. Örneğin bitki havaya ve ışığa
bağımlıdır, yani o kendi için değil, hava ve ışık için bir nes
nedir. Kuşkusuz hava ve ışık da bitki için tekrar nesne olur.
Fiziksel yaşam genel olarak özne ile nesnenin, amaç ile aracın
bu sürekli mübadelesinden başka bir şey değildir. Biz havayı
bir besin gibi kullanırız ve onun tarafından kullamlırız; ya
rarlanırız ve yararlarulırız. Şeyler tarafından yararlanılma
dan şeylerden yararlanan öz, sadece kendinden yararlanan,
kendine yeten öz, yani mutlak özne, bütün nesneleri kendine
yüklem, nesne yaptığı için artık başka bir özün nesnesi düze
yine indirilemeyen, kendisi şey olmadığı, bütün şeylerden öz
gür olduğu için, şeyleri kapsamına alan öz sadece anlıktır.
Anhğm birliği tannnm birliğidir. Anlık için kendi birliğinin
ve evrenselliğinin bilinci özseldir, o mutlak birlik olarak kendi
* Bu, fizyolojik edim olarak düşünm e ediminin kendisine aittir, zira beynin faa
liyeti, ister nefes alıp vermeyi isterse başka süreçleri varsaysm, kendine özgü,
bağımsız bir faaliyettir.
-------------------------------------------- 80 --------------------------------------------
Anlığın Özü Olarak Tann
81
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
------- ^
------------------------------------ 82 --------------------------------------------
Anlığın Özü Olarak Tanrı
-------------------------------------------- 85 --------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
-------------------------------------------- 86 --------------------------------------------
Ahlaksal Öz ya da Yasa Olarak Tann
87
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
88
Ahlaksal Öz ya da Yasa Olarak Tanrı
89
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
* "Benim bu tanrım ve efendim benim doğama sahiptir, ete kemiğe bürünm üş
tür, tıpkı benim gibi ve her şeyi denemiş ve acı çekmiştir, tıpkı benim gibi ama
günaha girmeden; bu yüzden o benim zayıibğuna merhamet gösteT ebilİT . Hebr.
5" Luther, (Th. XVI, s. 533). "Biz İsa'nm etine ne kadar derinden nüfuz edebilir
sek o kadar iyi olur" (Age. s. 565). "Tanrı, eğer İsa dışmda onunla birlikte dav
ranm ak istenirse, kötü bir tann olur, çünkü teselli ile değil sadece öfkeyle kar
şılaşılır ve tanrı inayetinden m ahrum kalınır." (Th. XV, s. 298).
------------------------------------------- 90 --------------------------------------------
Beşinci Kısım
91
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
termişti.* Aksi takdirde tanrı rrasıl insan olabilirdi ki? Eski il
ke burada da geçerlidir: "Hiçten hiçbir şey meydana gel
mez." Uyruğunun refahını yüreğinde taşımayan, tahtında
otururken ruhuyla onların evlerinde dolaşmayan, zihniye
tinde halkın dediği gibi "sıradan bir insan" olmayan bir
kral, kişisel varhğıyla halkını mutlu kılmak için bedensel
olarak da tahtından kalkıp aşağıya inmeyecektir. Bu durum
da kral uyruklarının arasına inmeden önce uyruklar kralın
düzeyine çıkmadı mı? Eğer uyruk, krahnm kişisel mevcudi
yeti nedeniyle kendini onurlandırılmış ve mutlu kılınmış
olarak hissediyorsa, acaba bu duygu sadece bu somut gö
rünmeye ya da daha çok bu görünmenin nedeni olan insan
dostu özün, zihniyetin görünmesine dayanmıyor mu? An
cak dinin hakikatinde neden olan şey din bilincinde sonuç için
kendini belirler; böylece burada insanın tanrı düzeyine yü
celtilmesi, tanrının insan düzeyine inmesinin ya da alçalma
sının bir sonucu olur. Din şöyle der: Tanrı, insanları tanrılaş
tırmak için insanlaştı.**
"Tanrı insandır ya da insan olur" tümcesinde karşılaşılan
derinliğin, kavranılmazlığm, yani çelişkinin kaynağı şudur:
Genel, sınırlandırılmamış, metafizik öz kavramı ya da belir
lenimleri dinsel tann kavramıyla ya da belirlenimleriyle, yani
anlığın belirlenimleri yüreğin belirlenimleriyle birbirine ka-
rışürılır ya da yanlışlıkla öyle sanılır; bu, dinin doğru idrak
edilmesinde en büyük engeli oluşturan bir karışıklıktır. Oysa
* "Tanrı kelamının-, bir insan ve ona ithaf edilen insani şeyler hakkında söz et
tiği bu tür betimlemeler çok sevimli ve teselli vericidir, yani o bizden ve in
sanların birbiriyle konuşma alışkanlığında oldukları şeylerden dostça sözeder,
gelecekteki Huistiyarüarm gizleri uğruna tp h bir insan gibi sevinir, üzülür ve aa
çeker" Luther (J. II, p. 334)
•* "insan tanrı olsun diye tanrı insan oldu" Augustinus (Serm.ad pop.). Ancak
L utheı'de ve kilise büyüklerinin birçoğunda hakiki ilişkiyi ima eden satırlar
la karşılaşılır. Örneğin Luther (Th. I, s. 334) M usa'nın insanları “tannnm imge
si, tanrı benzeri" diye tanımladığını, böylece “tamının insan olması gerektiğini"
belli belirsiz ima etmek istediğini söyler. Demek ki burada insanın tanrılığının
bir sonucu olarak tanrının insanlaşması oldukça belirgin şekilde i/ade edil
miştir.
92
Cisimleşmenin Gizi ya da Yüreğin Özü Olarak Tann
-------------------------------------------- 93 --------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hiristiyanlifitn özü
-------------------------------------------- 94 --------------------------------------------
Cisimleşmenin Gizi ya da Yüreğin Özü Olarak Tann
-------------------------------------------- 95 --------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanhğm Özü
-------------------------------------------- 96 --------------------------------------------
Cisimleşmenin Gizi ya da Yüreğin Özü Olarak Tann
sinkes çelişen insani bir düşünme tarzının boş, saçma bir ya
pıntısıdır. Lavater bir yerde dirû kastederek doğru bir şekil
de şöyle der: "Biz başına buyruk bir tanrıya gereksinim duya
rız." Ayrıca sözü geçen yapıntıda da tann, duanın gerçek, ha
lihazırdaki gücünden dolayı vuku bulan, işitilmesi, kabul
edilmesi olarak aynı şekilde insan tarafından belirlenen bir
özdür; sadece tanrının değişmezliği ve belirlenemezliği ile
olan çelişki, yani zorluk geçmişin ya da ebediyetin aldatıcı
uzakhğma ertelenir. Tanrının dualarımı şimdi kabul etmeye
karar vermesi ya da daha önce karar vermiş olması aslında
hiç fark etmez.
Dua, yani hissiyatın gücü vasıtasıyla belirlenebilen bir
tanrı tasarımını, yakışık almayan insani bir tasarım diye ya
bana atmak en büyük tutarsızlıktır. Ululamanın, duanın, his
siyatın nesnesi olan bir öze, himaye eden, öngören -sevgi ol
maksızın düşünülemeyen bir öngörü- bir öze, yani seven,
davranışlarının belirleyici nedeni sevgi olan bir öze bir kez
inanıldığı zaman, anatomik olmasa da psişik insani bir yüreğe
sahip bir öze de inanılır. Dinsel inanç, kendini horgören şey dı
şında, dediğimiz gibi, her şeyi tanrıya teslim eder. Gerçi Hı-
ristiyanlar tanrılarına ahlaksal kavramlarıyla çelişen heye
canları değil ama sevgi, merhamet duygularını ve heyecanla
rını hiç duraksamadan yakıştırmıştır ve yakıştırmak zorunda
kalmıştır. Dinsel hissiyatı tannya koyan sevgi sadece öyle
taslanan, tasarımlanan değil, esas, gerçek, hakiki bir sevgidir.
Tanrı sevilir ve tekrar sever, taru'isal sevgide sadece insani
sevgi nesnelleşir, olumlanır. Tanrıda sadece sevgi kendi haki
kati olarak kendi içinde derinleşir.
Cisimleşmenin burada geliştirilen anlamına karşı, onun
• Hıristiyanlığa özgü cisimleşmeyle pagan, sözgelimi Grek ya
da Hint tanrılanmn insanlaşmasından tamamen özel, farklı
-ancak ileride görüleceği gibi başka bir ilişkide de doğru
olan- bir ilişkisi olduğu öne sürülerek itiraz edilebilir. Sözü
geçen bu tanrılar sırf insan ürünü ya da tanrılaştırılmış in
sanlarmış; ama Hıristiyanlıkta hakiki tanrı düşüncesi veriliy
97
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
miş; burada tanrısal özürı ir\sarıi özle birleşmesi ilk defa an
lamlı ve "spekülatif" olurmuş. Jüpiter bile bir boğaya dönüş
müş; tanrıların paganca insanlaşması sadece fanteziymiş. Pa-
ganlıkta, tanrının özünde görünmesinden daha fazla bir şey
yokmuş; Hıristiyanlıkta ise tann insan olarak görünen farklı,
insanüstü bir özmüş. Ancak bu itiraz, Hıristiyanlığa özgü ci
simleşmenin öncüleri de zaten insani özü içerir, diye daha
önce söylenen sözlerle kendini çürütmektedir. Tanrı insanla
rı sever; ayrıca tann içinde bir oğul taşır; tanrı baba olur; insa
ni ilişkiler tanrıdan dışlanmamıştır; insani-olan şeyler tanrı
ya uzak değildir, ona yabancı değildir. Bu yüzden onlar da
burada tanrının özünde tanrının görünmesindekinden daha
fazla değildir. Cisimleşmede din, kendi üzerinde düşünür
ken, teoloji olarak tanrının tamamen insani bir öz olduğunun
sözle ifadesini istemediğini kabul ve itiraf eder. "İnsan tan
rı" nın cisimleşmesi, gizi bu yüzden karşıtlıkların gizem li bir
kompozisyonu, spekülatif din felsefesinde geçerli bireşimse/bir
olgu değildir, çünkü bu felsefe çelişkiden özel bir zevk alır;
bu, analitik bir olgu, insani anlamıyla insani bir sözdür. Bura
da bir çelişki mevcut olsaydı bu çelişki zaten cisimleşmenin
öncesinde ve dışında, tanrılıkla birlikte öngörünün ve sevginin
birleşmesinde olurdu; zira bu sevgi gerçek bir sevgidir, böy-
lece o bizim sevgimizden özsel olarak farklı değildir -sadece
engellerin kaldırılması gerekir- ve cisimleşme de bu öngörü
nün, bu sevginin en güçlü, en içten, en duyusal, en açık yü
rekli ifadesidir. Sevgi kendi nesnesini, onu kendi kişisel mev
cudiyetiyle sevindirmekten, kendini göstermekten başka bir-
şekilde mutlu kılmayı bilmez. Görünmeyen hayırseverle yüz
yüze gelmek sevginin en içten gelen istediğidir. Görmek tan
rısal bir edimdir. Bahtiyarlık sevgilinin görünüşündedir. Ba
kış sevginin pekinliğidir. Ve cisimleşme tanrımn insanlara
duyduğu sevginin kuşkuya yer bırakmayampekinliğinden baş
ka birşey olmamalı, başka hiçbir anlama gelmemeli, hiçbir et
kide bulunmamalıdır. Sevgi kalır, ama cisimleşme yeryüzün
de geçer gider; görünme, zamansal ve mekânsal sınırlı, çok
98
Cisimleşmenin Gizi ya da Yüreğin Özü Olarak Tanrı
--------------------------------------------1 0 1 ---------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Huistiyanhğm Özü
--------------------------------------------1 0 2 ---------------------------------------------
A a Çeken Tanrının Gizi
-------------------------------------------- 1 0 3 --------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
-------------------------------------------- 1 0 4 --------------------------------------------
Acı Çeken Tanrının Gizi
105
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanhğm Özü
1 0 6 ------------------------------------------
Acı Çeken Tanrının Gizi
--------------------------------------------1 0 9 ---------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
-------------------------------- n o ---------------------------------
Üçlük'ün ve Meryem Ana'nın Gizi
tann doğrusu tek başına var olandır, yalnız bir özdür, muüak
yalnızlıktır, bağımsızlıktır; zira sadece bağımsız olan biri yalnız
olabilir. Yalnız olabilmek karakter ve düşünme gücünün bir
göstergesidir; yalnızlık düşünürün gereksinimi, birliktelik yüre
ğin gereksinimidir. Düşünmek tek başınayken mümkündür, seı^-
mek ise iki kişiyle. Biz sevgide bağımlı oluruz, çünkü sevgi baş
ka bir özün gereksinimidir; biz sadece tek başına düşünürken
bağımsız oluruz. Yalnızlık Autarcie'dir, kendi kendine yeter
liktir.
Ancak ikiliğe, sevgiye, birlikteliğe, gerçek tatminkâr özbi-
lince, öteki Ben'e ilişkin özsel gereksinim yalnız bir tanrıdan
dışlanmıştır. Bu yüzden bu gereksirûm din tarafından, tanrı
sal özün dingin yalnızlığına başka, ikinci, kişiliğe göre tanrıdan
farklı ama öze göre onunla £>irolan bir öz, yarü tanrıdan, baba
dan farklı olarak oğul tanrı dahil edilerek karşılanır. Baba tan
rı Ben'dir, oğul tanrı Sen. Ben anlıktır. Sen sevgi; sevgi ama an
lıkla birlikte. Ve sevgiyle birlikte anlık ilk defa ruh olur, ilk defa
tam insan olur.
Gerçek, kendi içinde tatmin olmuş tanrısal yaşam sadece birlik
te yaşamaktr;hu. yalın düşünce, insan için doğal, doğuştan ge
len bir hakikat Üçlük'ün doğaüstü gizeminin gizidir. Ama
din, her hakikat gibi bunu da sadece dolaylı, yani tersine çevi
rerek ifade eder, şöyle ki burada da genel bir hakikati özel bir
hakikat haline, hakiki özneyi yüklem haline getirir ve şöyle
der: Tann ortak biryaşamdır, sevgi ve dostluk içinde yaşamak
tır, sevginin ve dostluğun özüdür. Üçlük'teki üçüncü kişi, her
iki tanrısal kişinin birbirine duyduğu sevginin ifadesinden
başka bir şey değildir, baba ile oğulun birliğidir, birliktelik
kavramıdır, yeterince anlamsız bir şekilde tekrar özel, kişisel
bir öz olarak koyulmuştur.
Kutsal ruh kişisel varoluşunu bir ada, bir sözcüğe borçlu
dur. En eski kilise büyükleri bile bilindiği gibi ruhu hâlâ oğul
la özdeşleştiriyordu. Oğulun daha sonraki dogmatik kişili
ğinde dahi dayanıklılık (consistance) eksiktir. O tanrının ken
dine ve insanlara duyduğu sevgidir ve yine insanın tanrıya
--------------------------------------------1 1 1 ---------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
--------------------------------------------1 1 2 ---------------------------------------------
Üçlük'ün ve Meryem Ana'nın Gizi
--------------------------------------------1 1 5 ---------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
116
Üçlük'ün ve Meryem Ana'mn Gizi
-------------------------------------------- 1 1 7 --------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Huistiyanbğm Özü
119
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
diğim şey hakikatte benim için de ilk özdür. Benim azize yö
nelişimin nedeni, onun tanrıya değil taıumm ona bağımlı ol
masından, tanrmm dilekler tarafmdan, yani azizin iradesi ya
da yüreği tarafından belirlenmesinden ve hükmedilmesin-
den ileri gelir. Katolik teologların Latrio, Dulia ve Hyperdu-
lia arasında gözettikleri fark tatsız, boş sofizmlerdi. Kısacası,
aracı kişinin arkasındaki tanrı sadece soyut, gereksiz bir tasa
rımdır, tamamen tanrı tasarımı ya da düşüncesidir ve bu dü
şünceyle banşmak için değil, tersine dine göre bir nesne olma
dığından onu uzaklaştumak, yadsımak için araya bir aracı gi
rer.* Aracı kişinin üstündeki tanrı, yüreğin üzerinde yer alan,
Olimpos tanrılarının üstündeki Fatum'u (kader -çev.n.) andı
ran duyarsız anlıktan başka bir şey değildir.
Rahatına düşkün ve duyusal öz olarak insana sadece tasvir
hükmeder ve can verir. Tasviri, rahatına düşkün, duyusal akıl fan-
tezidt. Tanrıdaki ikinci öz, yani aslında dindeki ilk öz fantezinin
nesnel özüdür. İkinci kişinin belirlenimleri özellikle tasvirlerdir.
Ve bu tasvirler, insanın nesneyi tasvirden başka bir şekilde dü
şünememe acizliğinden gelmez -ki bu tamamen yanlış bir izah
şeklidir- tersine nesnenin kendisi tasvir olduğu için onu tasvir
den başka bir şekilde düşünmek asla mümkün değilir. Bu yüz
den oğulun adı da açık seçik tanrının suretidir; tasvir olan oğu-
1un özü tann fantezisidir, görünmeyen tannnm görünen görke
midir. Oğul, tasvir tasarımının karşılanmış gereksinimidir;
mutlak tanrısal bir faaliyet olarak tasvir-faaliyetinin nesnelleş
tirilmiş özüdür. İnsan tanrıya ilişkin bir tasvir yaratır, yani akıl
dan kaynaklanan soyut özü, düşünme gücününyarathğı özü bir du
yu nesnesine ya da hayali bir öze dönüştürür.** Ama o bu tasvi-
* Bu durum özellikle insanlaşmada belirgin olarak ifade edilmiştir. Tanrı insan
olmak için ululuğundan, iktidarm dan ve sonsuzluğundan vazgeçer, onları
yadsır, yani insan, insan olmayan tanrıyı yadsır, sadece insanları olumlayan
tanrıyı olumlar. Aziz Bernhard şöyle der: "Exinanivit majestate et potentia,
non bonitate et misericordia." Vazgeçilemeyen, yadsınmayan şey demek ki
tanrısal iyilik ve merhamettir, yaru insan yüreğinin kendini olumlamasıdır.
** Tanrı suretinin başka bir anlama, yani kişisel,görünen insanın tannnm kendisi ol
duğuna dair bir anlama daha sahip olduğu kendiliğinden anlaşılmaktadır.
Ama tasvir burada sadece tasvir olarak ele alınmaktadır.
----------------------------------------- 1 2 0 ------------------------------------------
Logos'un ve Tannsal Suretin Gizi
122
Logos'un ve Tanrısal Suretin Gizi
* Logos sözcüğünün anlamı üstüne İncil'de çok şey yazılmıştır. Biz burada Hı
ristiyanlıkta kutsanmış anlam olarak tannnın sözü'ne bağlı kalıyoruz. Philo'da
logos üstüne bkz. Ctiörer. Philo logos'un yerine liama theon'u koyar. Ayrıca
bkz. Tertullian adv. Praxeam c. 5, o burada logos'un sermo ya da Ratio diye
çevrilmesinin aynı şey olduğunu gösterir Ayrıca logos'un doğru anlamının
söz olduğu şuradan meydana çıkmaktadır: Tevrat'ta yaratılış kesin bir emre
bağımlı kılınmış ve bu yaratılışla ilgili söz oldum olası logos diye telakki edil
m iştir Logos'un hiç kuşkusuz erdem, ruh, güç^ anlık vs. gibi anlam lan da var
dır, zira anlamı, anlığı olmayan, yani gücü olmayan söz nedir ki?
“ "İsa admm ecinniler üzerinde o kadar büyük nüfuzu vardır ki, zaman şerirler
üzerinde bile bariz etkisi olur." Oıigenes adv. CeZsum. lib. 1., ayrıca bkz. lib. III.
--------------------------------------------1 2 3 ---------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
--------------------------------------------1 2 4 ---------------------------------------------
Logos'un ve Tanrısal Suretin Gizi
125
Dokuzuncu Kısım
127
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
____________________________ 1 2 8 ---------------------------------------------
Tanndaki Evren Yaratan İlkenin Gizi
--------------------------------------------1 2 9 ---------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
--------------------------------------------1 3 0 ---------------------------------------------
Tanrıdaki Evren Yaratan İlkenin Gizi
131
Ludwig Feuerbach • Hnistiyanhğm Özü
--------------------------------------------1 3 3 ---------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
134.
Gizemciliğin ya da Tanrıdaki Doğanın Gizi
dır; ama gerçek r\esne gizemci için nesnenin kendisi olarak nes
ne değildir, tersine tahayyüledibnişhir nesnedir ve bu yüzden
tahayyül edilmiş nesne onun için gerçek nesnedir. Böylece bu
rada, tanndaki iki ilkeye ilişkin gizemci öğretide, gerçek nes
ne patolop, tahayyül edilmiş nesne teoloji olur; yani patoloji te
oloji haline getirilir. Buna karşılık gerçek patolojinin bilinçli
olarak teoloji diye idrak ve ifade edilmesine aslında bir şey
söylenemez; bizim görevimiz teolojinin, kendisine gizli kalan,
içrek bir patolojiden, antropolojiden ve psikolojiden başka bir
şey olmadığını, teoloji adı üzerinde teolojiden çok gerçek ant
ropolojinin, gerçek patolojinin, gerçek psikolojinin hak sahibi
olduğunu göstermektir, çünkü bu teoloji muhayyel bir psiko
lojiden ve antropolojiden başka bir şey değildir. Ancak bu öğ
retinin ya da görüşün içeriğinin -ki bu yüzden adı gizemcilik
ve fantezidir- patoloji değil, teoloji, sözcüğün eski ya da alı
şılagelmiş anlamında teoloji olması gerekt; burada bizden
farklı, başka bir özün yaşamı açılmalıdır, ne var ki yine de bi
zim kendi özümüz açılır sadece ama hemen kapanır, çünkü
bu, başka bir özün özü olmalıdır. Akıl, biz bireylerde değil
-ki bu fazlasıyla harcıâlem bir hakikat olurdu- tanrıda önce
doğa tutkusuna göre meydana çıkmalıdır, karmaşık duygu
ların ve itkilerin karanlığından bilginin aydınlığına biz değil,
tanrı yükselmelidir, bizim tasarım tarzımızda değil, tanrının
kendisinde gecenin sinir bozuculuğu ışığın neşeli bilincin
den daha önce gelmelidir; kısacası burada insani bir hastalı
ğın seyri değil, gelişmenin seyri, yani tanndaki hastalığın sey
ri -gelişmeler hastalıklardır- betimlenmelidir.
Tanrıdaki evren yaratan ayrılma süreci bu yüzden bizi
ayrılma gücünün ışığını tanrısal bir özgülük diye telakki et
meye sevk ediyorsa, o zaman tanrıdaki gece ya da doğa,
Leibniz'in Fens^cou/iises'unu tanrısal güçler ya dagizilgüç-
1er olarak temsil eder. Ama Pensees confuses, doğru imgele
rin karmaşık, karanlık tasarımları ve düşünceleri teni, mad
deyi temsil ederler; saf, maddeden yalıtlanmış bir anlak ka
ranlık, yani tensel tasarımlara değil, maddi, fanteziyi uya-
--------------------------------------------1 3 5 ---------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
--------------------------------------------1 3 6 ---------------------------------------------
Gizemciliğin ya da Tanrıdaki Doğanın Gizi
--------------------------------------------1 3 7 ---------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Huistiyanlığm Özü
--------------------------------------------1 3 8 ---------------------------------------------
Gizemciliğin ya da Tanndaki Doğanın Gizi
139
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
--------------------------------------------1 4 0 ---------------------------------------------
Gizemciliğin ya da Tanrıdaki Doğanın Gizi
141
Ludwig Feuerbach • Huistiyanhğm Özü
--------------------------------------------1 4 2 ---------------------------------------------
Gizemciliğin ya da Tanrıdaki Doğanın Gizi
-------------------------------------------- 143
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
144
Gizemciliğin ya da Tanrıdaki Doğanın Gizi
145
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanbğm Özü
146
Gizemciliğin ya da Tanrıdaki Doğanın Gizi
149
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
150
Tanrısal Öngörünün Gizi ve Hiçlikten Yaratma
--------------------------------------------1 5 1 ---------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Huistiyanhğın Özü
152
Tanrısal Öngörünün Gizi ve Hiçlikten Yarahna
tersi. Her ikisine de, yani doğaya ve İncil'e aym zamanda iltifat
etmeye kalkışma ne kadar sefilce ve gülünç bir ikijmzlülüktür!
Doğa İncirle nasıl da çelişiyor! İncil doğayla nasıl da çelişiyor!
Doğamn tannsı, arslana yaşammı sürdürmek üzere gerektiğin
de bir inşam boğup yiyebilmesi için bağışladığı güçte ve uygun
organlarda meydana çıkar; Incil'in tanrısı ise insanı arslamn
pençesinden tekrar kurtararak kendini dışavurur!*
Öngörü insanın ayncahklarmdan biridir; öteki doğal özler
den ve nesnelerden farklı olarak insanın değerini ifade eder; in
sanı evren bütününün bağlamından alıp çkanr. Öngörü insanın
kendi varoluşunun sımrsız değerinden emin olmasıdır, bu, in
sanın dış nesnelerin hakikatine olan inancından vazgeçtiği bir
emin olmadır; bu yüzden dinsel idealizm, öngörü inancı kişi
sel ölümsüzlük inancıyla birdir, yalnız şu farkla: Burada za
man bakımından sınırsız değer varoluşun sınırsız süresi olarak
belirlenir. Özel taleplerde bulunmayan, kendisine karşı ilgisiz
kalan, kendisini doğadan yalıtlamayan, bütünün içinde bir
parça olarak kaybolmuş sayan bir kimse öngörüye, yani azd
bir öngörüye inanmaz; ne var ki dinin kastettiği öngörü sade
ce özel öngörüdür. Öngörü inancı insanın kendi değerine olan
inancıdır; bu inancın hayırsever sonuçları, ancak sahte alçak
gönüllülük de, gerçi kendine güvenmeyen ama kendisi için en
dişelenmeyi lütufkâr tanrıya bırakan dinsel kibir de bu yüzden
insanın kendine olan inancıdır. Tanrı benimle yakından ilgile
nir; o benim mutluluğumu, kurtuluşumu amaçlar; benim bahti
yar olmamı ister; ama ben de aynı şeyi isterim; demek ki benim çıka
rım tannnm çıkandır, kendi iradem taımnm iradesidir, benim nihai
amacım tanrının amaadır; tannnm bana olan sevgisi benim kendime
olan ve tanrılaştırdığım sevgimden başka bir şey değildir.
Ama öngörüye inanılan yerde tann inancı öngörü inancına
bağımlı hale getirilmiştir. Bir öngörünün var olduğunu yad
sıyan bir kişi tanrının varolduğunuya da -aynı şey olan- tan-
* Yazar, dinsel ya da İncil'e özgü öngörü ile doğal öngörüyü karşı karşıya geti
rirken özellikle İngiliz doğa araştırmacılarının yavan, darkafalı teolojisini göz
önüne almıştır.
153
Ludwig Feuerbach • Huistiyanlığm Özü
le: At nos antem undi constituüonem fuismus, ratione futurae nostrae produsti-
onis, in ipso Deo quodam m odo turn praeexintentes. Divini igitur Verbi sive Ra-
tionis, nos creaturae rationales sumus, et per eum prim i esse dicimur, quoni-
am in principio erat Verbum. Ama Hıristiyan gizemciliği, yaratıcı ilke olarak,
evrenin nedeni olarak insani özü daha belirgin bir şekilde ifade etmiştir. "Za
m andan önce ebediyette var olan insan tanrının binlerce yıl önce ve binlerce
yıl sonra hâlâ yarattığı bütün eserleri tanrıyla birlikte yarattı." "İnsanlar nede
n c e bütün yaratıklar dışarıya akıruştır." Tauleıi dönemindeki ve ondan önceki
vaazlar. (Ed. c. p. 5, p. 119.)
--------------------------------------------1 5 4 ---------------------------------------------
Tanrısal Öngörünün Gizi ve Hiçlikten Yaratma
--------------------------------------------1 5 5 ---------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
156
Tanrısal Öngörünün Gizi ve Hiçlikten Yaratma
157.
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
--------------------------------------------1 5 8 _____________________________
Tanrısal Öngörünün Gizi ve Hiçlikten Yaratma
159
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
161
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
162
Musevilikte Yaratmanın Anlamı
163
Ludwig Feuerbach • Huistiyanhğın Özü
165
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanhğm Özü
166 .
Musevilikte Yaratmanın Anlamı
167
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
_______ ^
_______ _____________ 1 6 8 ---------------------------------------------
Musevilikte Yaratmanın Anlamı
169
On Üçüncü Kısım
--------------------------------------------1 7 1 ---------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
--------------------------------------------1 7 2 ---------------------------------------------
Duygu Dünyasının Saltık Gücü ve Duanın Gizi
--------------------------------------------1 7 3 ---------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
-------------------------------------------- 1 7 4 --------------------------------------------
Duygu EXinyasimn Salhk Gücü ve Duanın Gizi
--------------------------------------------1 7 6 ---------------------------------------------
Duygu Dünyasının Saltık Gücü ve Duanın Gizi
179
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
181
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanhğm Özü
183
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
--------------------------------------------1 8 4 ---------------------------------------------
inancın Gizi - Mucizenin Gizi
--------------------------------------------1 8 5 ---------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
---------- ^
---------------------------------1 8 6 ---------------------------------------------
inancın Gizi - Mucizenin Gizi
187
Ludwig Feuerbach • Huistiyanhğıh Özü
‘ Bazı mucizelerin temelinde asli olarak fiziksel ya da fizyolojik bir görüngü yat
mış olabilir. Ama burada sadece mucizenin dmselanlamı ve yarahlışı söz konu
sudur.
188
On Beşinci Kısım
--------------------------------------------1 8 9 ---------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
--------------------------------------------1 9 0 ---------------------------------------------
Dirilişin ve Doğaüstü Doğumun Gizi
--------------------------------------------1 9 2 ---------------------------------------------
Dirilişin ve Doğaüstü Doğumun Gizi
--------------------------------------------1 9 3 ---------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Huistiyanhğın Özü
--------------------------------------------1 9 5 ---------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
--------------------------------------------1 9 6 ---------------------------------------------
Hıristiyan İsa'nın ya da İnsan Tannnın Gizi
197
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanhğm Özü
199
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
__________________________2 0 0 ----------------------------------------
Hıristiyan İsa'nın ya da İnsan Tanrının Gizi
201
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanbğm Özü
202
Hıristiyan İsa'nın ya da İnsan Tanrının Gizi
203
Ludwig Feuerbach • Hııistiyaıtlığın Özü
--------------------------------------------2 0 4 ---------------------------------------------
Hıristiyan İsa'nın ya da İnsan Tanrının Gizi
--------------------------------------------2 0 7 ---------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
208
Hıristiyanlığın Paganhktan Farkı
--------------------------------------------2 0 9 ---------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
--------------------------------------- 2 1 0 ----------------------------------------
Hıristiyanlığın Paganlıktan Farkı
--------------------------------------- 2 1 1 ----------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanhğm Özü
--------------------------------------- 2 1 2 ----------------------------------------
Hıristiyanlığın Paganlıktan Farkı
--------------------------------------------2 1 3 ---------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • HınstiyarJığm Özü
_____________________________2 1 4 ---------------------------------------------
Hıristiyanlığın Paganlıktan Farkı
--------------------------------------------2 1 5 ---------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Huistiyanhğm Özü
2 16 .
Hıristiyanlığın Paganlıktan Farkı
.220
Evlenme Yasağının ve Keşişliğin...
221
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
2 2 2 ----------------------------------------
Evlenme Yasağının ve Keşişliğin...
--------------------------------------------223 ---------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • HıristiyanUğın Özü
--------------------------------------------2 2 4 ---------------------------------------------
Evlenme Yasağının ve Keşişliğin...
■225
Ludwig Feuerbach • Hınstiyanhğın Özü
--------------------------------------------226 ---------------------------------------------
Evlenme Yasağının ve Keşişliğin...
227
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
--------------------------------------------2 2 8 ---------------------------------------------
Evlenme Yasağının ve Keşişliğin
229
On Dokuzuncu Kısım
--------------------------------------------2 3 2 - ____________________________
Hıristiyan Cenneti ya da Kişisel Ölümsüzlük
233
Ludwig Feuerbach • Hınstiyanhğın Özü
--------------------------------------------2 3 4 ---------------------------------------------
Hıristiyan Cenneti ya da Kişisel Ölümsüzlük
■235
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
236
Hıristiyan Cenneti ya da Kişisel Ölümsüzlük
237-
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanhğm Özü
-------------------------------------------- 2 3 8 --------------------------------------------
Hıristiyan Cenneti ya da Kişisel Ölümsüzlük
239
Ludwig Feuerbach • Huistiyanhğm Özü
. 24 0
Hıristiyan Cenneti ya da Kişisel Ölümsüzlük
241
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
243
Ludwig Feuerbach • Huistiyanbğm Özü
--------------------------------------------244 ---------------------------------------------
Hıristiyan Cenneti ya da Kişisel Ölümsüzlük
245
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
*İpsum (corpus) erit et non ipsum erit. Augustinus (v. J. Ch. Doederlein. İnst.
Theol, Christ. Altorf. 1781, parag. 280).
Dinin temel görüş açısı pratik, yani burada öznel görüş açı
sıdır. Dinin amacı insanın esenliği, kurtuluşu, bahtiyarlığıdır.
İnsanın tanrıyla ilişkisi kendi kurtuluşuyla ilişkisinden başka
bir şey değildir: Tanrı ruhun gerçekleştirilmiş kurtuluşudur
ya da insanın kurtuluşunu, bahtiyarlığını gerçekleştirmeye
yarayan sımrsız güçtür.* Hıristiyan dini insanın kurtuluşunu
özellikle onun kadar başka hiçbir dinin belirtmemesiyle öte
ki dinlerden ayrılır. Bu yüzden ona tanrı öğretisi değil, kur
tuluş öğretisi denilir. Ancak bu kurtuluş dışkutsal, dünyevi
bir mutluluk ve esenlik değildir. Tam tersine en inançlı, en
hakiki Hıristiyanlar dünyevi mutluluğun insanları tanrıdan
uzaklaştırdığını, buna karşılık dünyevi mutsuzluğun, acıla
rın, hastalıkların insanları tanrıya geri getirdiğini ve bu ne
denle sadece Hıristiyanlara yakıştığını söylemiştir.** Niçin?
Çünkü mutsuz insan yalnızca pratik ya da öznel düşünür,
mutsuz insan sadece eksik olan şeyle ilgilenir, mutsuz insan
tanrıyı insanın gereksiıûmi olarak duyumsar. Haz, sevinç in-
' "K urtuluşun senin tek düşüncen, tanrı senin tek tasan olsun." Thomas a. K
(De imit. Lib. I. C . 23). "Kurtuluşuna aykuı hiçbir şey düşünm e. Yetersiz ifa
de ettim; aykırı yerine kurtuluşunun dışında demeliydim." Bemhaıdus (De
consid. Ad Eugenium lib. II). "Kim tanrıyı ararsa kendi kurtuluşuyla ilgilen
miştir." Clemens Alex. (Coh. Ad gentes).
** Ayrıca kim sadece mutsuzluktan hareketle dinin realitesini kanıtlarsa, boşi-
nanan realitesiıu de kanıtlar.
249
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
250
Dinin Temel Görüş Açısı
--------------------------------------------2 5 1 ---------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
-------------------------------------:------ 2 5 2 ---------------------------------------------
Dinin Temel Görüş Açısı
253
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanhğm Özü
--------------------------------------------2 5 4 ---------------------------------------------
Dinin Temel Görüş Açısı
■255
Ludwig Feuerbach • Hııistiyanhğm Özü
--------------------------------------------2 5 6 ---------------------------------------------
Dinin Temel Görüş Açısı
--------------------------------------------2 5 7 --------------------------------------^-------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
--------------------------------------------2 5 8 ---------------------------------------------
Dinin Temel Görüş Açısı
259
Ludwig Feuerbach • Huistiyanhğın Özü
-------------------------------------------- 2 6 0 ---------------------------------------------
Dinin Temel Görüş Açısı
* "Gözler, güzel ve çeşit çeşit biçimleri, parlak ve iç açıcı renkleri sever. Ama bu
şeyler benim ruhum u teshir etmemelidir; ruhunu sadece onlan yaratan tanrı
teshir eder; onlar gerçi çok güzeldir, çünkü onun tarafından yaratılmıştır ama
yine de benim servetim onlar değil, yalnız tanımın kendisidir." Augustin (Con
fess. Lib. X. C. 34). "Incil, 2. Korint. 4,18, bize duyularım ızı görünür şeylere yö
neltmeyi yasaklar. Bu yüzden sadece tann sevilmelidir ama tüm bu evren, yani
duyusal her hor görülmelidir, onları bu yaşamın hacetlerini karşılamak için
kullanmalıdır." Ders. (De Moribus Eccl. Cathol.)
261
Yhmi B ilin c i Kısım
263
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
-------------------------------------------- 2 6 4 ---------------------------------------------
Tanrının Varoluşundaki Çelişki
265
Ludwig Feuerbach • Huistiyanhğm Özü
. 266
Tanrının Varoluşundaki Çelişki
--------------------------------------------2 6 7 ---------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Huistiyanligm Özü
--------------------------------------------2 6 8 ---------------------------------------------
Tanrının Varoluşundaki Çelişki
lın, yavan bir anlamı yoktur; imgelem zahiri tanrıyı tekrar in
sanın duygu dünyasıyla özdeşleştirir. İmgelem, namevcut,
duyularla algılanmayan ama aynı zamanda öze göre duyusal
bir varoluş için genel olarak doğru bir yerdedir.* Hem duyu
sal hem de duyusal olmayan bir varoluş arasındaki çelişkiyi
sadece fantezi çözer; sadece fantezi ateizmden korur. Varoluş
imgelemde duyuşa/etki/ere sahiptir; varoluş bir güç olarak fa
aliyet gösterir; imgelem duyusal varoluşun özüne, görüngü
lerine de eşlik eder. Tanrının varoluşu canlı bir hakikat, bir
imgelem konusu olduğu zaman tanmun görüngülerine de ina
nılır.** Buna karşılık dinsel imgelemin ateşi söndüğü zaman,
kendinde duyusal bir varoluşla zorunlu şekilde bağlı duyu
sal etkiler ya da görüngüler ortadan kalktığı zaman varoluş,
çaresiz bir biçimde ateizmin yadsınışma intikal eden cansız,
kendiyle çelişen bir varoluş haline gelir.
Tanrının varoluşuna duyulan inanç, özel, insanın ve do
ğanın varoluşundan farklı bir varoluşa duyulan inançtır.
Özel bir varoluş sadece özel bir tarzda onaylanabilir. Bu yüz
den bu inanç, azd etkilere, dolaysız tanrı görüngülerine, mu-
dzeye inanıldığı zaman hakiki, canh bir inanç olur. Sadece
tann inana dünyaya duyulan inançla özdeşleştiği, tanrı inancı
artık öze/ bir inanç olmadığı, dünyanın evrensel özü tüm in
sanları içine aldığı zaman, tannnın özel etkilerine ve görün-
* "İsa yükseklere yol aldı... Şu var ki, o yukarıda tek başına oturmuyor, bu
dünyada da bulunuyor. Bu dünyada kalsaydı yeryüzünde yapamayacağı şeyle
ri yerine getirmek ve heryerde olabUmdc için oraya gitti, zira bu dünyada onu
bütün insanlar göremezdi. Bu yüzden onu herkes görebilsin diye ve herkesle ilgi
lenebilsin diye oraya çıkıp oturdu." Lu</ıer(T.XIII.p.643). Yani: İsa ya da tanrı,
bir imgelem nesnesidir, varoluşudur; o imgelemde hiçbir yerle sınırlı değildir,
herkesin yanı başındadır ve somuttur. Tanrı gökyüzünde varolur ama bu yüz
den her yerdedir; zira bu gökyüzü fantezidir, imgelemdir.
** "İbrahim ya da İshak'tan daha az deneyimlisin diye şikâyet etmelisin. Görün
gülerde seninle beraber... Efendimizin kutsal vaftizi, son yemeği seninle, ek
mek ve şarap, içinde ve arasında tanrının m evcut olduğu kıhk, figür ve biçim
olarak senin kulağına, gözüne ve yüreğine hitap ediyor ve onları etkiliyor...
O sana vaftizde görünüyor ve seni vaftiz eden, sana hitap eden kendisidir... Her
şey tanrısal görüngüler ve sözlerle dolu, böylece o senin tarafını tutuyor." Lut
her (T. II. P. 466. Bu konu için ayrıca bkz. T. XIX. P. 407).
--------------------------------------------269 ---------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Huistiyanhğm Özü
271
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
--------------------------------------------2 7 2 ---------------------------------------------
Tanrı Vahyindeki Çelişki
2 74 .
Tanrı Vahyindeki Çelişki
--------------------------------------------275 ---------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Huisüyanhğın Özü
--------------------------------------------2 7 6 ---------------------------------------------
Tanrı Vahyindeki Çelişki
--------------------------------------------2 7 7 ---------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Huistiyanhğın Özü
____________________________ 2 7 8 ---------------------------------------------
Tanrı Vahyindeki Çelişki
279
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
--------------------------------------------2 8 1 ---------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hııistiyanlığın Özü
.282.
Genel Olarak Tanrının Özündeki Çelişki
■283
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
--------------------------------------------2 8 4 ---------------------------------------------
Genel Olarak Tanrının Özündeki Çelişki
--------------------------------------------2 8 6 ---------------------------------------------
Genel Olarak Tanrının Özündeki Çelişki
dur, yoksa tanrıya değil. Tanrı sadece fark gözetmeden Her Şe
y i birlikte yaratmıştır.
Dinsel tasarımdaki tanrı elbette her tekil-olaru yaratmıştır,
çünkü bu tekil-olam zaten Her Şey içermektedir ama sadece
dolaylı bir biçimde; zira tanrı tekil-olanı birer birer, belirli-
olam belirli bir tarzda yaratmamıştır; aksi takdirde o belirli
bir öz olurdu. Ne var ki ben burada duyusal, doğal görü'nün
nesnesini, özel-olanı kararttığım için, tanrısal faaliyeti kendi
sine yakışanından başka bir nesneye isnat ettiğim için bu ge
nel, belirsiz faaliyetten özel-olanm, belirli-olanın nasıl mey
dana çıktığı kavranılamamaktadır. Dinin evrene ilişkin fizik
sel bir görüşü yoktur; her zaman yalnız oluş'la birlikte verili
olabilen doğal bir açıklama onun ilgisini çekmez. Ama oluş
teorik, doğa-felsefi bir kavramdır. Pagan filozoflar şeylerin
oluşu konusunda kafa yormuştur. Ancak Hıristiyan dinsel
bilinci bu kavramdan, paganlara özgü, dinsizce diye nefret
etmiş ve yerine, fizik ve doğa felsefelerini, şeylerin doğal yol
dan oluştuklarını düşünmeyi yasaklamaktan başka bir şey
olmayan pratik ya da öznel insani yaratma kavramını geçirmiş
tir. Dinsel bilinç, evreni doğrudan doğruya tanrıya bağlar; bu
bilinç her şeyi tanrıdan türetir, çünkü ona göre hiçbir şey
kendi özel'liği ve gerçekliği içinde değildir, hiçbir şey aklın
nesnesi olarak nesne değildir. Her Şey tanrıdan gelir; bu ye-
terlidir, dinsel bilinci tamamen tatmin eder. Tanrı nasıl yarat
tı? Sorusu tanrının evreni yaratmasına dair dolaylı bir kuşku
dur. İnsan bu soruyla birlikte ateizme, materyalizme, doğal
cılığa varmıştır. Kim böyle sorarsa, onun için evren zaten te
orinin, fiziğin nesnesidir, yani kendi gerçekliği içinde, içeri
ğinin belirliliği içinde nesnedir. Ama bu içerik, belirsiz, mad
di olmayan, maddesiz faaliyet tasarımıyla çelişir. Ve bu çeliş
ki temel tasarımın yadsınmasına yol açar.
Saltık gücün yaratması, evrendeki bütün olaylar ve feno
menler tanrıdan türetildiği zaman kendi yerini bulur ve bir
hakikat olur Yaratma, daha önce değindiğimiz gibi, fizik ara
ya girdiği zaman, insan, araştırmalarına belirli nedenleri, gö
287
Ludwig Feuerbach • Huistiyanhğın Özü
--------------------------------------------2 8 8 ---------------------------------------------
Genel Olarak Tannnm Özündeki Çelişki
291
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
İçin dinsel anlamda ancak tek bir akrabalık ilişkisi uygun dü
şer; her zaman tasarlanabilen en yakm, en içten, en kutsal iliş
ki, yani çocuğun babayla ilişkisi. Demek ki tanrmm insanm ba
bası, insanın da tanrının oğlu, çocuğu olmasıyla tanrı ile insan
birbirinden ayrılmaktadır. Burada tanrının bağımsızlığı ile in
sanın bağımlılığı doğrudan doğruya bir duygu nesnesi olarak
koyulmuştur, kamutanncılıkta ise, bütün gibi, parça da aynı
şekilde bağımsız görünür, çünkü parça kendi parçalarından bir
araya getirilmiş diye tasarlamr. Ne var ki bu fark sadece bir ^
rünüştür. Çocuksuz baba, baba değildir, ikisi birlikte ortak bir
öz oluşturur. Sevgide ir«an bağımsızlığından feragat eder, km-
d in ih İT parçaya indirger -ötekinin de kendisini parçaya indirge
mesiyle, birlikte daha büyük bir güç oluşturmasıyla dengele
nen bir kendini alçaltma, kendini küçültme- aile ruhunun gü
cüne, sevgiye boyun eğer. Bu yüzden, kamutanrıcüıktaki gibi,
burada da tann ile insan arasında aynı ilişki meydana gelir, bu
ilişki sadece kamutaruıcılıkta kişisel, ataerkil, dinde kişisel ol
mayan, genel bir ilişki olarak kendini gösterir; kamutanncılık-
ta mantıksal, bu yüzden belirli, doğrudan ifade edilir, dinde bu
ilişkiden iantezi vasıtasıyla kaçıralır. Tann ile inşanın birbirine
ait oluşu ya da daha çok farklı olmayışı, akrabalıkları biryana bı
rakılırsa, burada her ikisi kişi ya da birey ve tann diye, bağım
sız bir öz diye tasarlanarak gizlenir; ancak sadece görünüş de
olan bir bağımsızlıktır bu, zira dinsel tanrı gibi kim yürekten
gelerek baba ise onun çocuğunda kendi yaşamı ve özü vardır.
İsa'nın tanrımn doğal oğlu ama insarüarın edinilnrûş ev-
latlan olduğu, yani tanrının sadece İsa ile yegâne oğlu olarak
özsel bir bağımlılık ilişkisi içinde bulunduğu ama insanlarla
asla bulunmadığı ayrımım yaparak baba olarak, tann ile ço
cuk olarak insan arasındaki karşılıklı içsel bağımlılık ilişkisi
ni gevşetip çözmek mümkün değildir. Zira bu ayrım sadece
teolojik, yani hayali bir ayrımdır. Tann hayvanları değil, sa
dece insanları evlat edinir. Evlat edinmenin nedeni insanm
doğasında yatar. Tanrısal inayet tarafından evlat edinilen in
san tanrısal doğasının ve yüceliğinin bilincinde olan insan
--------------------------------------------2 9 2 ---------------------------------------------
Genel Olarak Tanrının Özündeki Çelişki
--------------------------------------------293 ---------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Huistiyanlığm Özü
295
Ludwig Feuerbach • Haistiyanbğın Özü
-------------------------------^------------ 2 9 6 ---------------------------------------------
Spekülatif Tanrı Öğretisindeki Çelişki
aliyete geçmeyen bir güç, bir özgülük nedir? Hiçbir şey yap
mayan güç nedir? Aydmlatmayan bir ışık, hiçbir şey, yarü ger
çek hiçbir şey yapmayan güç nedir, öteki tanrısal belirlenimler
nedir? Tanrı olmazsa insan hiçbir şeydir; ama insanlar olmazsa
tann da hiçbir şeydir* zira tanrı, tann olarak ilk defa insanda nes
ne olur, ilk defa tann olur. İlk defa insanın farklı özgülükleri tan
rıdaki gerçekliğin farkhlığmı, nedenini koyar. İnsanın fiziksel öz
gülükleri tanrıyı fiziksel bir öz yapar, doğanın yaratıcısı, yani
doğanın kişileştirihniş, insanlaştmhmş özü olan tanrı baba ya
par;** anlaksal özgülükler anlaksal bir öz, ahlaksal özgülükler
ahlaksal bir öz haline getirir. İnsarun sefaleti tanrısal inayetin
zaferidir; günaha özgü acı çekme duygusu tanrısal kutsallığın
sonsuz haz duygusudur. Yaşam, ateş, heyecan sadece insan va
sıtasıyla tannya ulaşır. Tanrı nedamet getirmeyen günahkâra
öfke duyar; pişman olan günahkârı görünce sevinir. İnsan ğp-
rünen tanrıdır; tanrısal öz ilk defa insanda böyle bir öz olarak
kendini gerçekleştirir, faaliyetgösterir. Doğanın yaratılışında tan
rı kendi dışına gkar, başka biri gibi davranır ama insanda tekrar
kendi içine döner; insan tanrıyı idrak eder, çünkü tanrı onun
içinde bulunur ve kendini idrak eder, tann olarak hisseder. Baskı
nın, zaruretin olmadığı yerde dı^gu da yoktur; gerçek idrak sa
dece duygudur. İnayeti, ona gereksinim duymadan, adaleti
haksızlık olmadan, bahtiyarlığı zaruret olmadan kim duyum
sayabilir? Bir nesnenin ne olduğunu sen kendin hissetmek zo
rundasın; aksi takdirde onu asla anlamazsın. Ancak tannsal
özgülükler ilk defa insanda duygu, duyumsama haline gelir, ya
ni insan tanrının benlik duygusu olur; hisseden tanrı gaçefc tanrı
dır; zira tanrının özgülükleri sadece insan tarafından duyumsa
nan özgülükler olarak, duyumsamalar olarak, patolojik ve psikok)-
* " Tann bizim varoluşumuzdan pek de vazgeçemez." (Vaazlar vs., p. 16. Bu konu
297
Ludwig Feuerbach • Huistiyanhğın Özü
.298.
Spekülatif Tanrı Öğretisindeki Çelişki
299
Ludwig Feuerbach • Hınstiyanlığm Özü
Üçlük'teki Çelişki
--------------------------------------------3 0 1 ---------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
-------------------------------------------- 3 0 2 ---------------------------------------------
Üçlük'teki Çelişki
303
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
--------------------------------------------3 0 4 ---------------------------------------------
yirmi A ltına Kısım
Dinin nesnel özü gibi, tannnın özü gibi, onların öznel özü
de aynı şekilde kolay anlaşılır nedenlerden dolayı birçok çe
lişki halinde çözülür, dağılır.
Dinin özünün öznel belirtileri bir yandan inanç ve sevgi,
öte yandan bir kült halinde dıştan göründüğü sürece vaftiz
ve son ilişkin takdis törenleridir. İnanca ilişkin takdis
töreni vaftizdir, sevgiye ilişkin takdis töreni son yemektir.
Aslında sadece iki takdis töreni vardır, tıpkı dinin özünün iki
öznel belirtisi olan inanç ve sevgi gibi; zira umut, gelecekle il
gili olarak sadece inançtır; bu yüzden takdis törenleri kutsal
ruh gibi aynı mantıksal hata ile özel bir öz haline getirilir.
Takdis törenlerinin, dinin geliştirilmiş özgün özüyle olan
birliği, öteki ilişkiler bir yana bırakılırsa, onların temelinde
de aynı doğal nesnelerin ya da maddelerin bulunmasıyla
meydana çıkar ama bu maddelere doğalarıyla çelişen bir an
lam ve etki yüklenir. Vaftizin öznesi ya da maddesi de sudur,
sıradan, doğal su, tıpkı genel olarak dinin maddesinin bizim
kendi doğal özümüz olması gibi. Ama dinin özümüzü bize
yabancılaştırması ve bizden çalması gibi, vaftiz suyu da o sı
radan sudan tamamen faaşJa bir su olur: çünkü o fiziksel de-
‘ Son Yemek: İsa'nın kutsal son yemek sofrası; Hıristiyan kilisesinde İsa'nın har
varileriyle yediği son yemeğini hatırlamak için düzenlenen dinsel ayin; sunak
töreni. (Çev. n.)
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanhğm Özü
. 30 8
Takdis Törenlerindeki Çelişki
■309
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
--------------------------------------------3 1 0 ---------------------------------------------
Takdis Törenlerindeki Çelişki
311
Ludwig Feuerbach • Hmstiyanhğm Özü
--------------------------------------------3 1 2 ---------------------------------------------
Takdis Törenlerindeki Çelişki
313
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
--------------------------------------------3 1 4 ---------------------------------------------
Takdis Törenlerindeki Çelişki
315
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
317.
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
--------------------------------------------3 1 8 ---------------------------------------------
inanç ve Sevgi Çelişkisi
319
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
--------------------------------------------320 ---------------------------------------------
inanç ve Sevgi Çelişkisi
dogma sadece telaffuz eder. Bir kez olsun sırf temel bir dog-
mamn saptanmış olması, buna sonradan tekrar dogmatik
şekilde kararlaştırılması gereken daha özgül sorunların ek
lenmesi, buradan bir yığın can sıkıcı dogmanın meydana
çıkması elbette ki nahoş, üzücü bir durum dur ama bu du
rum, inancın dogmalar halinde saptanmasının, böylece her
kesin neye inanması ç e k tiğ in i ve bahtiyarlığını nasıl kaza
nabileceğini belirli şekilde bilmesinin zorunluluğunu orta
dan kaldırmaz.
Bugün inançlı Hıristiyanm görüş açısından bile reddedi
lenler, yanılgı, yanlış anlama, abartma olarak acınacak hale
düşenler, hatta gülünç bulunanlar inancın içsel özünün bili
nen sonucudur. İnanç doğası gereği özgür, tarafsız değildt, zira
inançta söz konusu olan, kendi bahtiyarlığı gibi tanrının onuru
dur da. Ama biz daha yüce birine karşı gereken saygıyı göste
rip gösteremeyeceğimiz konusunda nasıl korku duyuyorsak,
inanç da bu durumdadır. Havari Pavlus İsa'nın ününden, onu
rundan, yararlığından başka hiçbir şeyden gurur duymamıştır.
Dogmatik, dışlayan, ikircimli belginlik inancın özünde yatar. Yi
yecekler ve inanç için önemsiz öteki nesneler bakımından ger
çi inanç liberaldir ama inanç nesneleri konusunda asla. Kim
İsa'dan yana değilse İsa'ya karşıdır; Hıristiyanlığa özgü ofina-
yan şey Hıristiyanlık karşıtıdır. Peki ama Hıristiyanlığa özgü
olan nedir? Bunu başıboş bırakmamak, tamı tamına belirle
mek gerekir. İnancın içeriği, d ^işik yazarların kaleminden çık
mış kitaplarda, rastlantısal, birbiriyle çelişen, ara sıra belirtilen
ifadeler biçiminde saptanmışsa, o zaman dogmatik sınırlama
ve belirleme oldukça önemli bir zorunluluk olur. Hıristiyanlık,
devamını sadece kilise dogmasına borçludur.
Günümüzde inançlı inançsızhğm, İncil yorumlarının k ^ -
liği nedeniyle dogmanın engellerinden kurtulmak için In
cil'in arkasına gizlenerek, İndl'deki sözleri dogmatik belirle
nimlerin karşısına çıkarması sadece bir karakter yoksunluğu
dur. Ne var ki inanç, belirlervmleri engel diye duyumsadığı za
man inanç çoktan kaybolmuş, önemsiz olmuştur. Bu, doğası
321
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
. 32 2
inanç ve Sevgi Çelişkisi
323
Ludwig Feuerbach • Huistiyanhğm Özü
--------------------------------------------325 ---------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Huisüyanhğm Özü
.326
inanç ve Sevgi Çelişkisi
--------------------------------------------3 2 7 ---------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Huistiyanlığm Özü
-------------------------------------------- 3 2 8 ---------------------------------------------
inanç ve Sevgi Çelişkisi
329
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
--------------------------------------------3 3 1 ---------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
--------------------------------------------3 3 2 ---------------------------------------------
inanç ve Sevgi Çelişkisi
--------------------------------------------333 ------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
.334.
inanç ve Sevgi Çelişkisi
335
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
------------------------------------------- - 3 3 6 --------------------------------------------
inanç ve Sevgi Çelişkisi
Biz burada, Incil'de satırı satınna değil ama ilkeye göre yer
alan bir örnekle tekrar karşılaşıyoruz. Augustin'de, genel ola
rak Katolisizmde karşılaştığımız çelişkileri İndl'de buluyoruz;
yalnız burada bu çelişkiler belirli şekilde ifade edilmekte, göze
çarpan, bu yüzden de öfke uyandıran bir varoluş kazanmaktadır.
İncil, inanç vasıtasıyla lanetler, sevgi vasıtasıyla bağışlar. Ama
sadece inancı temel alan bir sevgiyi tanır. Demek ki burada da
telin eden, güvenilmez bir sevgi, kendisini sevgisizlik olarak
gösterme güvencesini bana vermeyen bir sevgi vardır; zira ben
inanç akidesini kabul etmezsem, sevgi alanının ve dünyasının
dışına düşmüş, inançsızların varlığını göze batan bir diken, bir
baş belası gibi gören tannnm gazabının, cehennemin, lanetin
nesnesi olurum. Hıristiyanlığa özgü sevgi ashennem engelini
aşmamıştır, çünkü inanç engelini aşmamıştır. Sevgi ashnda inanç
sızdır, inanç da sevgisizdir. Fakat sevginin inançsız olma nedeni,
kendisinden başka daha tanrısal bir şey tanımaması, mutlak ha
kikat olarak sadece kendisine inanmasıdır.
Hıristiyanlığa özgü sevgi, Hıristiyanlığa özgü olduğu için,
kendisini Hıristiyanlığa özgü diye tanımladığı için özel bir sev
gidir. Ama evrensellik sevginin özünde yatar. Hıristiyanlığa öz
gü sevgi, Hıristiyanlığa özgü olmaktan vazgeçmediği, sevgiyi
en önemli yasa haline getirmediği sürece hakikat anlayışını
tahkir eden bir sevgidir, zira Hıristiyanlık ve sözüm ona pa
ganlık arasındaki farkı sadece sevgi kaldırır; özel oluşu nede
niyle sevginin özüyle çelişen, anormal, sevgisiz bir sevgi, bu
yüzden haklı olarak epeydir alay konusu haline gelmiş bir sev
gidir bu. Hakiki sevgi kendine yeter; özel bir unvana, bir otori
teye gereksinimi yoktur. Sevgi anlağın vedoğanm evrensel yasa
sıdır; o zihniyet yolunda cins birliğinin gerçekleştirilmesinden
başka bir şey değildir. Bu sevginin bir kişi adıyla temellendiril-
mesi gerekirse, bu ancak, ister dinsel ister spekülatif olsun, boşi-
nançsal tasanmlan bu kişiyle birleştirerek mümkün olur. Ne
var ki boşinanca her zaman tarikat ruhu, tikelcilik; tikelciliğe
de taassup bağlıdır. Sevgi kendisine sadece cinsin, anlağın bir
liğini, insan doğasını temel alabilir; ancak o zaman temelli, ilke
--------------------------------------------3 3 7 ---------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanbğm Özü
-------------------------------------------- 3 3 8 ---------------------------------------------
inanç ve Sevgi Çelişkisi
339
Ludwig Feuerbach • Huistiyanhğm Özü
* Eyleme geçen sevgi elbelte her zam an özel, smırlanıruş, yani en yakınına yönel
miş bir sevgidir ve öyle olmak zorundadır. Ama bu sevgi yine de doğastgereği
insanlan insan olduğu için, cins adm a seven evratsel bir sevgidir. Hıristiyan
lığa özgü sevgi ise, Hıristiyanlığa özgü olarak defası gereği dışta bırakan sev
gidir.
Yirmi Sekizinci Kısım
Sonuç
--------------------------------------------3 4 1 ---------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
.342
Sonuç
--------------------------------------------343 ---------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanhğm Özü
-------------------------------------------- 3 4 4 ---------------------------------------------
Sonuç
------------------- ^
------------------------ 345 -------------------------------------------1
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
--------------------------------------------3 4 6 ---------------------------------------------
Sonuç
347
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü
.348.
Sonuç
--------------------------------------------3 5 1 --------------------------------------------
Ludwig Feuerbach • Hıristiyanlığın Özü