Professional Documents
Culture Documents
1 PDF
1 PDF
ve HUKUKİ DURUM
Prof. Dr. Metin GÜNDAY*
* T.C. Atılım Üniversitesi Hukuk Fakütesi İdare Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi.
OHAL, İhraç KHK’leri ve Hukuki Durum
yürütülemez; suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayı-
lamaz. Anayasanın 121 inci maddesinin 2 nci fıkrasına göre ise, 15 inci maddede
belirtilen ilkeler doğrultusunda temel hak ve özgürlüklerin nasıl sınırlanacağı
veya nasıl durdurulacağı, halin gerektirdiği önlemlerin ne surette alınacağı,
kamu hizmeti görevlilerine ne gibi yetkiler verileceği, görevlilerin durumla-
rında ne gibi değişiklikler yapılacağı Olağanüstü Hal Kanununda düzenlenir.
Anayasanın 121 inci maddesinin 2 nci fıkrasında sözü edilen Olağanüstü Hal
Kanunu 12 Eylül askeri yönetimi tarafından çıkarılan ve halen de yürürlükte
bulunan 25.10.1983 tarih ve 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunudur (OHAL
Kanunu). Bu Kanunun 11 inci maddesinde, “şiddet olaylarının yaygınlaşması
ve kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması” nedeniyle ilan edilen olağanüstü
halde alınacak olan önlemler ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
Diğer yandan, Anayasanın 121 inci maddesinin 3 üncü fıkrasına göre,
OHAL’de Yürütme Organının yasa gücünde düzenleme yapma yetkisi de geniş-
letilmiş ve serbestleştirilmiştir. Şöyle ki; olağanüstü hal süresince, Cumhur-
başkanının başkanlığında toplanacak Bakanlar Kurulu’nca, olağanüstü halin
gerektirdiği konularda kanun hükmünde kararnameler çıkarılabilecek ve bu
kararnamelerle 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanununda düzenlemiş olan önlem-
lerin yetersiz kalması halinde ilave önlemler öngörülebilecektir. Olağanüstü hal
kanun hükmünde kararnameleri (OHAL KHK’leri) olarak adlandırılan bu
kararnameler, Anayasanın 91 inci maddesine göre çıkarılan olağan dönem kanun
hükmünde kararnamelerinden çok farklı bir hukuk rejime tabi tutulmuştur. Bir
defa, olağan dönem kanun hükmüde kararnamelerinden farklı olarak, OHAL
KHK’lerinin çıkarılabilmesi için TBMM’nin bir yetki yasası ile vereceği bir yet-
kiye gerek olmadığı gibi, bu kararnamelerle Anayasanın ikinci kısmının birinci
ve ikinci bölümlerinde yer alan temel, haklar, kişi hakları ve ödevleri ile siyasal
hak ve ödevler de düzenlenebilir. Diğer yandan, bu kararnamelerin TBMM’ce
onaylanmasına ilişkin usul ve esaslar da farklı olup, olağan dönem kanun
hükmünde kararnamelerinin RG’de yayımlandıkları gün TBMM’nin onayına
sunulması ve TBMM komisyonlarında ve Genel Kurulda öncelik ve ivedilikle
görüşülmesi öngörülmüş iken, OHAL KHK’lerinin TBMM’ce onaylanmasına
ilişkin usul ve esaslar TBMM İçzüzüğünde gösterilmiştir. TBMM İçtüğünün
136 ncı maddesine göre ise, OHAL KHK’leri otuz gün içinde görüşülüp karara
bağlanacaktır. Nihayet olağan dönem kanun hükmünde kararnameleri Anayasa
Mahkemesinin denetimine tabi iken, OHAL KHK’lerinin Anayasaya aykırılığı
ileri sürülemeyecektir (AY md.148/1).
Evet, OHAL KHK’leri ile Yürütmenin yasa gücünde düzenleme yapma
yetkisi alabildiğine genişletilmiş ve serbestleştirilmiştir. Lakin gerek Anayasanın
15 inci maddesi ve gerekse 121 inci maddesinin son fıkrası ile bu yetkiye bazı
sınırlar konmuştur. Şöyle ki;
• Yürütmenin OHAL KHK çıkarma yetkisi bir defa yer yönünden sınır-
lanmıştır. OHAL KHK’leri ile OHAL ilan edilen bölge/bölgelerde
uygulanabilecek düzenlemeler yapılabilecektir.
• Yürütmenin bu yetkisi konu yönünden de sınırlandırılmıştır. OHAL
KHK ‘leri ancak olağanüstü halin gerektirdiği konularda çıkarılabilir.
Olağanüstü halin gerektirdiği konular düzenlenirken de, Anayasanın
15 inci maddesinin 2 nci fıkrasında sayılan temel hak ve özgürlükler ile
güvencelere dokunulamayacağı gibi, düzenlemeler “durumun gerektirdiği
ölçüde” olmak zorundadır.
• Nihayet Yürütmenin OHAL KHK’leri çıkarma yetkisi zaman yönün-
den de sınırlandırılmıştır. Nasıl ki OHAL Kanunu ancak olağanüstü
hal süresinde uygulanabilecek ise, OHAL KHK’leri de olağanüstü hal
süresince uygulanabilecek ve OHAL kalktıktan sonra uygulamadan
kalkacaktır. Bir başka ifade ile, OHAL KHK’lerinde, OHAL süresin-
den sonra da uygulanabilecek düzenlemelere yer verilemeyecektir. Bu
bağlamda belirtmek gerekir ki, OHAL KHK’leri ile yürürlükte bulunan
kanunların değiştirilmesi ya da yürürlükten kaldırılması da olanaksızdır.
Zira aksi takdirde OHAL KHK’leri ile getirilen kuralların olağanüstü
hal sona erdikten sonra da yürürlüğünü korumuş ve geçerliliğini sür-
dürmüş olacaktır.
belirlenmelidir. Böyle bir belirleme yapıldıktan sonra, OHAL KHK’si söz konusu
ise bunun denetlenememesi; aksi takdirde -adı OHAL KHK’sı olsa bile- böyle
bir kararnamenin olağan bir kanun hükmünde kararname olarak denetlenmesi
ve yetki yasasından yoksun olması nedeniyle de iptali gerekir.
Nitekim Anayasa Mahkemesi, 1990’lı yıllarda Güneydoğu Anadolu Bölge-
sinde uygulanan OHAL döneminde çıkarılmış olan bazı KHK hükümlerini,
OHAL KHK’leri için Anayasada konulan ilke ve kurallara aykırı bulmuş ve
bu KHK hükümlerini olağan kanun hükmünde hükümleri olarak niteleyerek,
Anayasanın 91 inci maddesinde öngörülen bir yetki yasasına dayanmadığı ve
bu nedenle anılan maddeye aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar vermiştir.
Şöyle ki:
Anayasa Mahkemesi, 10.01.1991 gün ve E.1990/25, K.1991/1 sayılı kararı
ile, 425 sayılı “2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu ile 285 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname”nin
2935 sayılı Kanunun kimi hükümlerini değiştiren 1, 2 ve 3 üncü maddelerini,
“bu tür KHK’lerle yasalarda değişiklik yapılamaz” gerekçesiyle iptal etmiştir[1].
Anayasa Mahkemesi, 03.07.1991 gün ve E.1991/6, K.1901/20 sayılı kararı ile
ise, “430 sayılı Olağanüstü Hal Bölge Valiliği ve Olağanüstü Halin Devamı
Süresince Alınacak İlave Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararname”nin
olağanüstü hal valisine olağanüstü hal ilan edilen bölgeler dışındaki bölgelerde
de kulanabileceği yetkiler veren 1, 5 ve 6 ncı madde hükümlerini iptal etmiştir[2].
Nihayet Yüksek Mahkeme, 22.05.2003 gün ve E.2003/28, K.2002/42 sayılı
karararı ile, “285 sayılı Olağanüstü Hal Bölge Valiliği İhdası Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamenin 425 sayılı Kanun Hükmünde Kararname” ile yeniden
düzenlenen ve “Olağanüstü Hal Bölge Valisine tanınan yetkilerin kullanılması
ile ilgili idari işlemler hakkında iptal davası açılamaz” hükmünü içeren 7 nci
maddesini, Anayasanın 125 inci maddesine göre olağanüstü hallerde yürütmenin
durudurulması kararı verilmesinin sınırlanabileceği ve fakat iptal davası açma
yolunun yasa ile olsa dahi engellenemeyeceği gerekçesiyle iptal etmiştir[3].
Ancak Yüksek Mahkeme, 25.07.2016 tarih ve 669 sayılı “Olağanüstü Hal
Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması ve Milli Savunma Üniversitesi Kurulması ile
Bazı Kanunlarda Değişikilik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname”
hükümlerinin iptali istemiyle açılan davada, eski içtihatta bir olağanüstü hal
KHK’sının gerçekten Anayasanın 121. maddesinde öngörülen KHK olup
[1] RG.05.03.1992-21162
[2] RG.08.03.1992-21165
[3] RG.16.03.2004-25404
[4] Bkz. AYM 12.10.2016 gün ve E.2016/167, K.2016/160 sayılı kararı, RG.04.11.2016-29878
[5] “Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname”.
Bu KHK 18.06.2016 tarih ve 6749 sayılı Kanun ile değiştirilerek kabul edilmiş olmakla
birlikte, bu kararnamenin ihraçlara ilişkin hükümlerinde esaslı bir değişiklik yapılmamıştır.
[6] Bkz. Da. 5D. 04.10.2016 gün ve E.2016/196, K.2016/4066 sayılı kararı
[7] Bkz. Da. 5D. 04.10.2016 gün ve E.2016/8136, K.2016/4076 sayılı kararı
685 sayılı KHK ile, “Anayasanın 120 nci maddesi kapsamında ilan edilen ve
21/7/2016 tarih ve 1116 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararıyla onayla-
nan olağanüstü hal kapsamında terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca
Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum
veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, aidiyeti, iltisakı veya bunlara irtibatı olduğu
gerekçesiyle başka idari işlem tesis edilmeksizin doğrudan kanun hükmünde karar-
name hükümleri ile tesis edilen işlemlere ilişkin başvuruları değerlendirmek üzere
“Olağanüstü Hal İşlemlerini İnceleme Komisyonu” kurulması öngörülmüştür.
OHAL İşlemlerini İnceleme Komisyonu yedi üyeden oluşacak; bu üyelerden
üçü kamu görevlileri arasından Başbakan tarafından, bir üye Adalet Bakanlığının
merkez teşkilatı ile bağlı ya da ilgili kuruluşlarında çalışan hakim ve savcılar
arasından Adalet Bakanı tarafından, bir üye mülki idare amirleri sınıfına mensup
personel arasından İçişleri Bakanı tarafından, birer üye Yargıtayda ve Danıştayda
görev yapan tetkik hakimleri arasından HSYK tarafından belirlenecek ve
Komisyon kendi üyeleri arasından bir başkan ve bir başkan vekili seçecektir.
Komisyonun görev süresi iki yıl olacak ve fakat bu süre Bakanlar Kurulu
kararıyla birer yıllık sürelerle uzatılabilecektir. Komisyonun ilk üyeleri de iki
yıl görev yapacaktır. Ancak sürenin uzatılmasına karar verildiği takdirde aynı
usulle yeni üyeler seçilecektir. Komisyonun sekteterya hizmetleri Başbakanlık
tarafından yerine getirilecek, bu hizmetler için yeteri kadar personel Komisyona
tahsis edilecektir.
Komisyon, OHAL KHK’leri ile bir başka işleme gerek olmaksızın doğru-
dan tesis edilen işlemler hakkında yapılacak başvuruları değerlendirip karara
bağlayacaktır. Ancak kanun yollarının açık olduğu işlemler; örneğin biraz önce
gördüğümüz 667 sayılı KHK uyarınca bir idari karar ile tesis edilmiş olan ihraç
işlemleri hakkında ayrıca başvuru yapılamayacaktır (685 sayılı KHK md.2/3).
Ayrıca HSYK kararı ile meslekten çıkarılan yargıç ve savcılar da, 685 sayılı
KHK’nin yayımlandığı tarihten itibaren altmış gün içinde Danıştay’da dava
açabileceklerinden, bu ihraç işlemlerine karşı da Komisyona başvurulamayacaktır
(685 sayılı KHK Geçici Madde 1/4)[8].
Komisyona başvuru süresi altmış gün olarak belirlenmiştir. Bu süre, Komis-
yonun başvuruları alma tarihinden önce yürürlüğe konulan kararnamelerle ilgili
başvurular için, Komisyonun başvuruları alma tarihinden itibaren; bu tarihten
[8] Bu kapsamda idare mahkemesinde derdest olan davalar da Danıştay’a gönderileceği gibi,
bu KHK’nin yayımı tarihinden önce açılmış olup da karar vedrilen dosyalar hakkında da
bu geçici madde hükmü uygulanacaktır.
[9] Geçici Madde 1/2 uyarınca Komisyon tarafından başvuruların alınmaya başlayacağı
tarih, bu maddenin yayımlandığı tarihiten itibaren altı ayı geçmemek üziere Başbakanlık
tarafından ilan edilecektir. Belirtelim ki, Geçici Madde 1/1 uyarınca Komisyonun ilk
üyelerinin bu maddenin yayımı tarihinden itibaren bir ay içinde seçilmesi gerekmekte
olup, 685 sayılı KHK’nın 23.01.2017 tarihinde yayımlanmış olmasına karşın, bugüne
kadar Komisyon üyeleri henüz seçilmemiştir.
[10] 685 sayılı KHK’nin 7 nci maddesinin 2 nci fıkrasına göre, bu Kararname kapsamında
yapılacak olan başvurular hakkında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 10 uncu
maddesinin 2 nci fıkrası hükmü uygulanmayacaktır. Böylece yapılan başvururun altmış
gün içinde sonuçlandırılamaması halinde bir zımni red kararının oluşması ve başvuru
sahibinin de bu kararın iptali istemiyle idari yargıda dava açması mümkün olamayacaktır.