Professional Documents
Culture Documents
Aile yaşamı gibisi yoktur, bir ülkenin yükselmesi ev ve aile sevgisine bağlıdır.
Aile nedir? Akrabalık ilişkisi içindeki kişilerin bir arada yaşadığı bir grup,
değişik üyelerden kurulu bir sistemdir.Sistemden anladığımız ise, çeşitli
bölümlerin kendi aralarında dinamik bir düzenleme ile bütün oluşturması ve bu
bütün içinde hem kendi aralarında birbiriyle, hem de bütünü çevreleyen
ortamla etkileşimde bulunmalarıdır.Aile terapisi aile gruplarının tedavisidir,
ailelerin işleyiş biçimini, aile üyelerinin birbiriyle ilişkisini ve iletişimini ele
alır.Aileyi oluşturan bireylerin bireysel nitelikleri kadar, kendi aralarındaki
etkileşimin niteliği de önemlidir. İşe holistik açıdan baktığımızda ise sistem
teorisinin; Bütün onu oluşturan bölümlerin toplamından daha fazladır, ilkesine
göre ailenin bütün olarak etkileşiminin gözlemlenmesi, aile üyelerinin bireysel
etkileşimlerinin gözlemlenmesinden daha iyi fikir verir.
Holizm;Bir varlığın, onu oluşturan bölümlerin toplamını aşan bir kimliğe sahip
olduğu yolundaki felsefe teorisidir.
1)Danışmanlık Yöntemi
Tarihçe; Aile terapisinin 50-60 yıllık bir geçmişi vardır. 1930; lu yıllarda
hastanın tek başına tedavisinin çoğu kez yeterli olmayacağına, ailenin de
tedavisi gereğinin üzerinde durulmaya başlanmıştır.İkinci dünya savaşından
sonra gelişmeye başlamıştır.Tedavide tüm aile üyelerini bir arada görme
girişimlerinde ilk bulunan 1940 yılında Bowlby olmuştur.1960 lı yıllardan sonra
aile terapisi Avrupa ve Amerika da giderek artan bir uygulama alanı bularak
gelişmiştir.
Hastanın ailesini aile terapisine razı etmek her zaman kolay değildir. Özellikle
ruhsal hastalıkların kabul edilmesi zor ve psikiyatrlar da halen deli doktoru
olarak görüldüğü ülkemizde, insanlar kendilerini ertelemekte, geciktirmekte
tamiri imkansız zorluklar içine girmektedirler. Kendilerine zor bir hayatı
yaşatmakta ve ruhsal zorluklarını da kendisinden sonraki nesillere
aktarmaktadırlar. Bütün tahliller, tetkikler, ameliyatlar yapıldıktan sonra hala
semptomlar düzelmediğinde doktorlar bir seçenek olarak psikiyatriyi
düşünmektedirler. Bu da bazen hastalar tarafından olumsuz olarak yaşanmakta
ama artık başka bir gidecek yer kalmadığında zorunlu istikamet psikiyatri
olmaktadır.
Aile terapisine genelde kimler gelir? Genelde kadınlar ilk başvuruda bulunurlar
ama kocalarının böyle bir tedaviye gelmeyeceğinden yakınırlar.Hatta bazen
psikiyatra gittiğini söyleyemez.Aslında sorunun kendisinde değil kocasında
olduğunu söylerler.Biz de ona, bu insanı da kendisinin seçtiğini ve hayatına
girmesine izin verdiğini, evet kocasının sorunlu olduğunu ama o kocanın da
kendisinin olduğu için asıl sorunun kendisinde olduğunu söyleriz.
Aile terapisinde temel şey nedir? Aile terapisi, bir ailenin üyelerini bir araya
toplayarak amatörce konuşmalar yapmak veya kendi sağduyusuna güvenerek
öğütlerde bulunmak değildir.Aile terapisi veya hiçbir terapi eğitimi psikiyatri
veya psikoloji uzmanlık eğitimi sırasında verilmemekte, kişi eğer isterse bu
konuda eğitim veren kişilerden belli bir para karşılığında en az 3_4 yıllık bir
eğitimle bu alanla ilgilenmektedir.Süpervizyon çalışmalarına da ihtiyaç
vardır.Yani usta çırak ilişkisi içinde öğrenilir, kitaplardan öğrenilmez.Ehil
ellerde yapılan terapi iş görür, yoksa etkili olmaz.Belirli bir ciddiyet ve disiplin
gerektirir.
Ortadaki sorun ilk bakışta sadece bir kişiyi ilgilendiriyor gibi gelebilir.Ama
ailenin diğer üyeleri de bu sorundan doğrudan veya dolaylı olarak etkilenmekte,
karşılık olarak onlar da sorunun etki derecesini artırmakta ve sorunlu gözüken
kişinin bu konudan etkilenmesine katkıda bulunmaktadırlar.Ailedeki
etkileşimden ötürü zincirleme bir etki tepki olayı söz konusu olup karşılıklı
zorlamalarla patolojik bir denge kurulur. Aile terapisinden beklenen bozuk
örgüyü çözüp, yeniden doğru düzenli bir sistem oluşturmaktır. Aile terapisinde
terapistin uğraşacağı konu sadece ailede hastalık belirtisi veren kişi veya
kişilerin tek tek sorunları değil, ailenin tüm olarak sorunu, iç içe geçmiş
örgüleşmiş iletişim, etki ve tepki biçimlerinin toplu halde göz önüne ve ele
alınmasıdır.Burada aileye kabul ettirilmesi gereken şey hasta olan bireyler değil
tüm ailedir. Önemli olan, ortalıktaki belirtinin yalnız bunu taşıyan kişinin
özelliği olarak değil tüm ailenin özelliği olarak ele alıp işlemektir. Burada bahçe
hortumu benzetmesi iyi bir metafordur.Yani hortumun ucunu çeşmeye takıp
suyu açar ve ucunu da tıkarsak sistem en zayıf yerinden patlayacaktır. Burası
genelde çocuklardır.
Bozukluk nasıl doğmuştur? Bunda aile üyelerinin her birinin katkısı nedir, her
biri bundan nasıl, ne ölçüde etkilenmekte ve ne türde tepki vermektedir. Aile bu
sorunla kendi içinde nasıl baş etmektedir? Ne gibi savunma mekanizmaları
kullanmaktadır? Aile ne tip de bir ailedir, aile yapısı ne durumdadır? Sorun aile
yapısından mı kaynaklanmaktadır, yoksa sorun yüzünden mi aile yapısı
değişmiştir? Ailenin terapistten beklentileri nelerdir ve bu beklentileri
doğrultusunda terapiste nasıl davranmaktadırlar. Terapistin bütün bunları
doğru kestirip, ailedeki bozuk iletişime nasıl müdahale edeceğini, hastalığın
tanısı, doğuş nedenleri, gidişi ve tedavide hangi yoldan giderek yaralı
olunabileceğini saptayabilmesi için, her şeyden önce yansız bir tutumla, çok
yönlü geniş açılı, sosyal ve psikolojik düşünce tipini benimsemesi gerekir.
Aile terapisi sırasında, bazı üyelerin bireysel psikoterapi veya ilaç tedavisi
görmesi de gerekebilir ve bu aile terapisine paralel olarak sürdürülür. Deneyimli
bir terapistin elinde epey seçenek vardır, ancak aile tedavisi gerek niteliği gerek
dinamizması ve çok yönlülüğü bakımından özel bir tedavi yöntemidir.
Evlilikte çatışmamak mümkün mü? Hayır değil, zaten belli dozda
anlaşmazlıklar evliliğin tuzu biberidir yani iyidir bile.İki ayrı aile sistemi içinde
oluşmuş iki birey bir araya gelip yeni sistemi oluştururken, kendi
geçmişlerinden getirdikleri çeşitli etkilenmeleri de sistemin içine
taşımaktadırlar. Geçmişten taşınan nevrotik özelliklerin evlilikteki ikili kişiler
arası etkileşim ve evlilik ortamında kendini patolojik özelliklerle sergilemesi her
kültürde sık rastlanan bir olaydır. Bazen terapide kadının kızdığı gerçekten
babası mı yoksa kocası mı olduğu karışabilir. Yani babanın hesabı kocadan
sorulabilir farkında olmadan. Özellikle farklı kültür kökenlerinden gelen
kişilerin evliliğinde kısmen kültüre bağlı kısmen de kişisel özelliklere bağlı
kimlik ve özdeşim çatışmaları görmekteyiz. Gelenekselden çağdaş yaşam
biçimine geçiş süreci içindeki toplumlarda ise çatışmalar daha çetin geçer.
1)İletişimsizlik mümkün değildir, yani bir başka insanın olduğu her yerde insan
davranışının bir anlamı vardır.Kişinin bu noktada hiçbir mesaj vermemesi
mümkün değildir.Kimseyle ilgilenmeden oturan bir adam kimseyle konuşmak
istemediği mesajını vermektedir.İletişim yalnızca sözel değil duruş, mimik, ses
tonunu da içeren bir bütündür.
3)Noktalama; Bir dizi karşılıklı davranışta sebep ve sonucu ayırt etmek her
zaman mümkün değildir.Örneğin kadın eşi eve geç geldiği için söylenir, erkek
karısı söylendiği için eve geç gelir.Her ikisi de çatışma nedeni olarak birbirini
suçlarlar, Bu tür durumlarda eşler arasında ki sürecin nerde noktalandığı belli
değildir.
Biz aile terapisinde ne yapıyoruz? Aile görüşmelerine genelde iki kişi (biri erkek
diğeri kadın olarak) giriyoruz. Esnek saat uygulaması ile 45 dk. - 1 saat aile ile
görüşüyoruz.Randevu sıklığını ailenin istediği zamana veriyoruz.Süre
koymuyoruz ve aile sistemi çalışana kadar yanlarında duruyoruz.
Dr.Orhan Çelik