You are on page 1of 4

İYİ ÖĞRETMEN YETİŞTİRME ve İSTİHDAMI PROJESİ ÜZERİNE ÖNERİ:

(BU UYGULAMA GERÇEKLEŞİRSE)


SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLİK KALDIRILABİLİR

1- Bütün bunları söylerken herkesin bildiği bir görüşle başlamak issteri:

“Türkiye’ nin en iyi eğitimcilerini tespit edip müfettiş yapılsa, daire başkanı, il, ilçe
müdürü, şube müdürü yapılsa bu yöneticiler süper insanlardan seçilse, başarıya doğru giden
yolda alınacak mesafe sınırlıdır.

2- Eğitim sistemi devlet politikası olarak ideolojiden uzak yeniden kurgulanmalı.

3-Eğitimi kalkındıracak olan da, aşağı seviyelere düşürecek olan da (ana unsur)
öğretmendir.

Öğretmen iyi yetiştirilmesi konusunda yeni adımlar atılmalı. Aksi halde diğer
çalışmaların tamamı güdük kalmak zorundadır. Zira eğitimde başarının anahtarı, ne müfettiş
ne daire başkanı ne de il, ilçe müdürüdür. Bunların da katkı sağlayan etkenler olduğu ve
etkileri yadsınamaz. Çünkü lokomotif görevini üstlenmektedirler. Ama etkileri sınırlıdır.
Eğitimde başarını anahtarı, ana ögesi, omurgası, gövdesi öğretmendir. Bunu bilmek için
eğitimci olmaya gerek yoktur.

Zira çocuğu öğrenim gören ama kendisi okuma yazma bilmeyen bir anne-baba da
bunun bilir. Eğitimci ise bunu bilinçli olarak bilir. Bunu bilmeyen eğitimci yoktur.

İkinci Mahmut’a ait olduğu söylenen:


” Öğretmen neslini iyi yetiştirmediğiniz sürece, yapacağınız her türlü sosyal ve
ekonomik projeleriniz başarısız olmaya mahkûmdur”.( Söyleyene ait Kaynağı
bulunamamıştır)
Çok modern son teknolojiyle üretilmiş son derece pahalı makinayı ( ürünü) bir aracı iş
yerine koyan işveren, o makinayı çalıştıracak özel eleman yetiştirir. Sıradan bir işçiye,
teknisyene, hatta sıradan mühendise o aracın değil kullanımını, temizliğini bile yaptırmaz.
Bizim çocuklarımız en kıymetli varlıklarımızdır. Ülkemizin, devletimizin ve de
milletimizin dünya üzerinde var olma mücadelesini yürütecek, maddi manevi kalkınmasını
sağlayacak tek varlıklarımızdır. Öyleyse onu işleyecek olan öğretmenlerimizi zamanın

1
gereklerine, toplumun değerlerine uygun olarak yetenekli ve donanımlı yetiştirmek
durumundayız. Tek çözüm budur. Plan program, materyal, yönetim, denetim de eğitimin
önemli paydaşlarıdır. Ama hiçbiri bu yolda öğretmen kadar ehemmiyete haiz değildir.
Sonuç olarak: Sorunun çözüm yeri öğretmendir.
Meslektaşlarım bu önerim üzerine, biz iyi öğretmen değil miyiz anlayışıyla alınganlık
göstermemelidir. Bir okulda birinci sınıfı okutan beş veya altı öğretmen (şube) var. Aynı
okulda olan bir öğretmenimizin de çocuğu bu yıl birinci sınıfa başlayacaktır. Öğretmen
çocuğunun kendi okulunda okumasını ister. En doğal hakkıdır. İlk işi okul idaresine giderek
bu yıl birinci sınıf okutacak öğretmenlerin kendisine göre en başarılısı kim ise; onun sınıfına
çocuğunun alınmasını ister. Bu da normal. Benim söylediğimden alınganlık gösterilmemesi
gerektiğinin örneğidir bu anlatılan.

Üniversitelerde mantar yetiştirir gibi eğitim (öğretmenlik) bölümleri açarak kaliteyi


düşürdük. Gelecek yılların tahmini çağ nüfusları belirlenerek, branşlarda ihtiyaca göre
öğretmen olacak öğrencilerin üniversiteye alımları planlanmadı.

Bu proje aynı zamanda sözleşmeli öğretmenliği de kaldırmaktadır.

A- MEB VE YÖK ortak çalışarak, şu çalışmaları yapmalıdır.

a-Gelecek 10-15 yılın çağ nüfusu tahmini olarak çıkarılmalı.(Tüik ve Nüfus İdaresi)
b-Bu verilere göre hangi branşta ne kadar öğretmen ihtiyacı olduğu yıllara göre
yaklaşık
tespiti yapılmalıdır.

c-Taşrada açılan Eğitim Fakülteleri bölgeler bazında birleştirilmeli. Böylece öğrenci

komşu ile gidebilir ama istemiyorsa çok uzak illerden birine gitmek zorunda bırakılmamalı.

d-İyi bir planlamayla, ihtiyaç olmayan veya az ihtiyaç bulunan branşlardaki bölümler,
ihtiyaç oranında bazı fakültelerde açık tutulup, kalanlar kapatılmalı ya da fen- edebiyat
fakülteleriyle birleştirilmeli.

e-Eğitim fakültelerine üniversite sınavlarında ilk % 15 azami % 20’lık dilimden


öğrenci alınmalı. Gerekirse kontenjan boş kalmalı.

2
f-Bu dilimde yer alıp ta ilk beş sıranın her birinde öğretmenlik bölümlerini tercih eden
öğrenci için;
 Örenim süresince asgari ücretin yarısı kadar mecbur hizmet karşılığı MEB’ tarafından
burs verilmeli. Devlet yurtlarında öğretmen adayları aynı yurtlarda toplanmalı.
 Mecburi hizmet sözleşmesi Türkiye’nin 5. Veya 4. Bölgelerinde en az aldığı burs yılı
kadar olmalı.
 Bu bölgelerden birinde mecburi hizmet gereği çalışarak gerekli burs alım süresini
dolduran öğretmen, çalışmadığı diğer bölgede 2 yıl çalıştıktan sonra, her türlü doğu
hizmetinden muaf olarak ve 1,2,3. Bölgelere öncelikli atanma garantisi verilmeli.
 Ayrıca bu şekilde okuyan burslu öğretmenler, 1,2 ve 3. Bölge hizmetlerine tabi
tutulmalı

Böylece sözleşmeli öğretmen, kurgusundan da herkes kurtulmuş olur.

B- ASILÖNEMLİ OLAN:

a- Burslu okuyan bu öğrenciler için çok iyi bir proje hazırlanmalı. Teorik öğretim
dışında, iş başında uygulamalı eğitim yaptırılmalı. Her branştan on öğretmen adayı en az
doktorasını yapmış akademisyen tarafından bizzat okullarda işbaşında yetişmeleri
sağlanmalıdır.

b-Başında akademisyen hocası bulunmayan öğrenci etkinlik çalışmasına alınmamalı.


Gerekirse doktoralı akademisyene, bu öğrencilerin yetişme düzeyleri artı puan olarak getirisi
olmalı.

c-Yaz aylarında ve dönem içinde yılda en az bir ay “uygulama çalışmalarından ayrı


olarak “ bilimsel gezi-inceleme, yerel mekânlarda (taşrada-köy, kasaba-ilçe) okul ve kültür
incelemelerine katılmaları.

d-Her öğretmen adayının mezun olurken en azından yüksek lisans seviyesinin


üzerinde doktoraya yakın bir seviyede mezun olması için programlı özellikle de uygulamalı
projeler geliştirilmeli.

e-Projelendirilen uygulama eğitim etkinliklerine katılamayan her öğrencinin, bir üst


sınıfa geçmesinin engellenmesi ve tekrar ettiği sınıf için bursunun da kesilmesi. Yerine bu
süre için istemesi durumunda geri ödemeli kredi alabilir.

3
f-Gerek teorik gerekse uygulamalı ders ve projelere 1/5 oranında katılmayanlar için
tekrar bu programları almasının zorunlu hale getirilmesi.

g-Bu proje hayata geçip mezun verinceye kadar sözleşmeli öğretmen uygulaması
devam ettirilmelidir.

C- BU PROJENİN FİNANS KAYNAĞI HAZIR.

Bakanlık özel meslek lisesi dışındaki akademik okullara verdiği karşılıksız teşvik
uygulamasını kaldırıp bu uygulamaya aktardığında, bu uygulama için devlete hiçbir maddi
yük yüklenmemiş olacaktır.

Bu ham ve taslak bir projedir. Üzerinde alandan ve akademisyenlerden kurulacak


komisyonlarca olgunlaştırılarak öğretmenlik mesleğinin hak ettiği yere yükselmesini
sağlayacaktır. Buna bağlı olarak ta ülkede eğitim-öğretim de olması gereken seviyeye doğru
yükselecektir.

Bunu başaramazsak yukarıda II. Mahmut’a ait olduğu söylenen; ” Öğretmen neslini
iyi yetiştirmediğiniz sürece, yapacağınız her türlü sosyal ve ekonomik projeleriniz
başarısız olmaya mahkûmdur”. Sözünü olumsuz kısmıyla eğitimimiz devam
edecektir.07.02.2020

Bu ham projeye sahip çıkılması dileklerimle selam ve saygılarımı sunarım.

Mehmet ÖZTÜRK
Emekli MEB Müfettişi

You might also like