You are on page 1of 71

ERMENİ

İDDİALARI VE
TARİHİ
GERÇEKLER
SORULAR VE CEVAPLARI
ERMENİ İDDİALARI
VE TARİHİ
GERÇEKLER

SORU VE CEVAPLAR

Stratejik Araştırmalar Merkezi-2005


ANKARA
İÇİNDEKİLER
SORU 1: DOĞU ANADOLU ERMENİLERİN ANAYURDU MUDUR?..........................................7

SORU 2: TÜRKLER, SELÇUKLULAR VE OSMANLILAR İLE


BAŞLAYARAK ERMENİ TOPRAKLARINI ERMENİLERDEN
ZORLA MI ALMIŞ VE İŞGAL ETMİŞLERDİR?..............................................................9

SORU 3: TÜRKLER TARİH BOYUNCA HER ZAMAN ERMENİLERE


BASKI VE ZULÜM MÜ YAPMIŞLARDIR?....................................................................12
SORU 4: TÜRKLER ERMENİLERİ 1890LARDAN İTİBAREN
• KATLETMEYE Mİ GİRİŞMİŞLERDİR? .......................................................................17

SORU 5: "SOYKIRIM" TERİMİ NE ANLAMA GELMEKTEDİR? ................................................26

SORU 6: TÜRKLER ERMENİLERİ 1915'DE PLANLI VE SİSTEMLİ BİR


SOYKIRIMA TABİ TUTMUŞLAR MIDIR?....................................................................27

SORU 7: TALAT PAŞA'NIN SOYKIRIMI EMREDEN GİZLİ


TELGRAFI VAR MIDIR?...............................................................................................32

SORU 8: HAYATLARINI KAYBEDEN ERMENİLERİN SAYISI 1,5


MİLYON MUDUR?........................................................................................................37

SORU 9: SEVR ANLAŞMASI HALA GEÇERLİ MİDİR? ............................................................39

SORU 10: TÜRKİYE ERMENİLERİNİN İÇİNDE YAŞAMAKTA


OLDUKLARI DURUM VE KOŞULLAR NELERDİR?...................................................43

SORU 11: TÜRKİYE İLE ERMENİSTAN ARASINDAKİ İLİŞKİLERİN


MEVCUT DURUMUNU NASIL TARİF EDERSİNİZ?...................................................45

ERMENİ TERÖRİZMİ: KRONOLOJİK BİR SIRALAMA.................................................................47

AMERİKALI BİLİM ADAMLARININ AÇIKLAMASI..........................................................................63

BİBLİYOGRAFYA .......................................................................................................................71
SORU 1: DOĞU ANADOLU ERMENİLERİN ANAYURDU MUDUR?

Bu sorunun yanıtını Anadolu tarihinde aramak gerekir. Ermeni tarihçileri kendi aralarında
bile Ermenilerin kökenleri konusunda fikir birliği içinde değildirler. Bu da anayurdun neresi
olduğunu tartışmalı kılmaktadır. Bu konuda Ermeni tarihçilerin çatışan ve çelişen görüşlerini şöyle
sıralayabiliriz:

a) Ermenileri Nuh Peygambere dayandıran görüş: Bu düşünceye göre Ermeniler Nuh'un


torunu olan Hayk'tan gelmektedir. Nuh'un gemisi Ağrı Dağı'na oturduğundan Ermenilerin
anayurdu Doğu Anadolu'dur. Üstelik Hayk 400 yıl yaşamış ve yurdunu Babil'e kadar
genişletmiştir.

Efsanelere dayanan ve bilimsellikle hiç bir ilgisi bulunmayan bu görüşün üzerinde


durulamaz.

Tarihçi Auguste Carriere de bu hususu vurgulamakta ve "eski Ermeni tarihçilerin verdikleri


bilgilere güvenmenin büyük bir gaflet olacağını, çünkü verdikleri bilgilerin çoğunun uydurma olduğunu"
kaydetmektedir/'

b) Ermenileri Urartulara dayandıran görüş: Doğu Anadolu kavimlerinden biri olan


Urartuların M. Ö. 3 bin yılma kadar uzandıkları, M. Ö. 7 ve 6. yüzyıllarda önce İskitlerin, sonra
Merilerin saldırısına uğrayarak ortadan kaldırıldıktan, yaşadıkları bölgenin Lydialılarla Medler
arasında mücadeleye sahne olduğu ve sonunda Medlerin nüfuzuna girdiği bilinmektedir.

Bu dönemlerde Anadolu'da Ermeni adına hiç bir şekilde rastlanmadığı gibi, Urartu dili ile
Ermeni dili de birbirlerine benzememektedir. Urartu dili bir Asya dilidir, Ural-Altay dilleri ile
benzerlik göstermektedir. Urartu kültürü ile Ural-Altay kültürü arasında da aynı benzerlik vardır.
Erzurum yöresindeki son arkeolojik bulgular bunu açıkça ortaya koymaktadır. Ermeni dilinin ise
Hint-Avrupa dillerinin Satem grubuna girdiği kabul edilmektedir.

Öyle ise, Urartularla Ermeniler arasında bir özdeşlik bulunduğunu ileri sürmeye imkan
yoktur. Bunu doğrulayacak hiçbir somut bulgu da mevcut değildir.

c) Ermenileri Urartu bölgesini işgal eden bir Trak-Frig soyuna dayandıran görüş:Ermeni
tarihçileri arasında en çok benimsenen bu teoriye göre, Ermeniler Balkan

(1) CARRİERE, Auguste; Mosie de Khoren et la G6n6alogie Patriarcale, Paris 1986.

DOĞU ANADOLU ERMENİLERİN ANAYURDU MUDUR? J


kökenli ve Trak-Frig soyundandırlar. İllyrialıların baskısıyla M. Ö. 6. yüzyılda Doğu Anadolu'ya göç
ederek yerleşmişlerdir. Ermeni adına ilk kez M. Ö. 521 yılında Med (Pers) İmparatoru Dara'nın
(Darius) Behistun yazıtında rastlanılması ve Dara'nın "Ermenileri yendim" demesinin bunu
doğruladığı ileri sürülmektedir.

Bu görüş, Nuh ve Urartu teorilerini de kendiliğinden çökertmektedir. SORU 2: TÜRKLER, SELÇUKLULAR VE OSMANLILAR İLE
BAŞLAYARAK, ERMENİ TOPRAKLARINI ERMENİLERDEN ZORLA MI
d) Ermenileri Güney Kafkas ırkı olarak kabul eden görüş: Buna göre, Ermenilerin anayurdu ALMIŞ VE İŞGAL ETMİŞLERDİR?
Güney Kafkasya'dır. Kafkas boylarına yakınlıkları ve kültür akrabalıkları bu teoriye gerekçe olarak
gösterilmektedir. Bir başka gerekçe de, Ermenilerden ilk kez söz eden Dara'nın "Ermenileri
yendim" derken yer olarak Kafkasya'yı kastetmesidir. Ne var ki Ermenilerin diğer Kafkas ırkları ile Ermenilerin bir zamanlar toplu olarak oturdukları bölge tarihin kaydettiği dönemlerde M. Ö.
ilgisi yoktur. 521 'den 344'e kadar bir Pers vilayeti, 344'den 215'e kadar Makedonya İmparatorluğunun bir
e) Ermeniler bir Turan ırkı olarak kabul eden görüş: Bu teori ise Ermenilerin bazı Türk ve parçası, 215'den 190'a kadar Selefkitlere tabi bir vilayet, 190'dan M. S. 220'e kadar Roma
Azeri boylarıyla kültür ve gelenek akrabalığına ve dildeki benzerliklere dayandırılmaktadır. imparatorluğu ile Parslar arasında sık sık el değiştiren bir mücadele alam, 220'lerden V. yüzyıl
başına kadar bir Sasani vilayeti, V. yüzyıldan VII. yüzyıla kadar bir Bizans vilayeti, VII. yüzyıldan
Görüldüğü gibi, Ermenilerin kökeni ve anayurdu kendi aralarında bile tartışmalıdır. başlayarak bu kez Arap egemenliğinde bir toprak parçası, X. yüzyılda yeniden Bizans vilayeti
olmuş ve XI. yüzyıldan başlayarak bölgeye Türkler gelmişlerdir.
Böylesine çelişik görüşler karşısında, Ermenilerin Doğu Anadolu'da 3-4 bin yıldır mevcut
olduktan herhalde söylenemeyecektir. Bu denli çeşitli egemenlikler altında yaşayan Ermeniler, tarih boyunca, o dönemlerin
olağan siyasi ve toplumsal düzeni olan derebeylik, yani belirli bölgelerde belirli ailelerin nüfuz
Ermeni çevrelerinin bu iddialarının altında Doğu Anadolu'daki Ermeni varlığım mümkün
sahibi olmaları sistemi dışında, hiçbir zaman bağımsız, birleşik ve sürekli bir devlete sahip
olduğu kadar eskilere uzatmak, Doğu Anadolu'ya bir anayurt olarak sahip çıkabilmek ve üstelik
olmamışlardır.
bunu eski bir kültür varlığı olarak sunmak hevesi yatmaktadır. Böylece Türklerin Ermenilerin
binlerce yıllık topraklarını işgal ettikleri de ileri sürülmek istenmektedir. Ermeni tarihçilerin Ermeni Krallıkları olarak niteledikleri Ermeni Beylikleri aslında her
zaman bir "suzerain”e. bağlı "vassal" 1ar olarak yaşamışlar, yabancı devletler arasında tampon
Bu iddia gereksizdir. Tarih itibarıyla Ermenilerin Doğu Anadolu'nun otokton ahalisi olmayıp
bölgeler oluşturmuşlardır. Ermeni Beylikleri ya da Prensliklerinin bir çoğu da bölgeye hakim olan
dışarıdan buralara yerleştikleri ve bu bölgedeki varlıklarının ancak M. Ö. 521 yılına kadar
yabancı devletlerce kurdurulmuş, Ermenileri kendi saflarına çekmek ya da bir diğer güce karşı
gidebildiği anlaşılmaktadır. Halbuki Anadolu'nun en az 15 bin yıldır meskun olduğu bilinmektedir.
kullanmak isteyen hakim devletler kendilerine yakın buldukları Ermeni ailelerini bu beylik ya da
15 bin yıldır meskun olan Anadolu ise yerleşik ya da göçebe çok çeşitli kavimlere ve çok zengin
prensliklerin başına getirmişlerdir. Örneğin, Bagrat ailesinden Aşot'u ve Ardruzuni ailesinden
uygarlıklara yurt olmuştur. Bölgeye başka yerlerden ve nispeten yeni gelmiş kavimlerden biri olan
Haçik Gaik'i Arap halifeleri prens yapmışlardır. Prens ya da Bey unvanı verilen Ermeni
Ermenilerin Doğu Anadolu'ya tek başlarına ve yurt olarak sahip çıkmaları söz konusu olamaz.
Ailelerinden bazılarının da Ermeni değil, Pers soylu olduklarım belirtmek gerekir.

Bu husus Ermeni tarihçi Kevork Aslan'ın şu sözleriyle de doğrulanmaktadır:

;.- "Ermeniler derebeylikler halinde yaşamışlardır. Birbirlerine vatan hisleriyle bağlı değildirler.
Aralarında siyasi bağlar yoktur. Yalnızca yaşadıkları derebeyliklere bağlıdırlar. Vatanseverlikleri de bu
nedenle bölgeseldir. Birbirleriyle bağlarını siyasi ilişkiler değil, dilleri ve dinleri oluşturur. '' '

Tarihleri boyunca çeşitli büyük imparatorluk ve devletlerin nüfuzu altında yaşayan ve


bunlar arasında mücadele alam olan Ermeni Beyliklerinin bir takım ek avantajlar sağlamak
amacıyla bu güçler arasında sık sık taraf değiştirmeleri, Ermeni halkının büyük acılara maruz

(2) ASLAN, Kevork; L'ArmenĞnie et les Armdniens, İstanbul, 1914.

TURIOER, SELÇUKLULAR VE OSMANLILAR İLE 9


BAŞLAYARAK, ERHENİ TOPRAKLARINI
ERMENİLERDEN ZORLA MI ALMIŞ VE İŞGAL ETMİŞLERDİR?
kalmasına yol açmıştır. Romalı tarihçi Tacitus, "Annalium Uber" adlı eserinde "Ermenilerin Roma Ermeni tarihçi Asoghik'in "Ermeniler Bizans'a olan düşmanlıkları nedeniyle Türklerin
ve Pers imparatorlukları karşısında tutum değiştirerek kah Romalılarla, kah Perskrle birlikte hareket Anadolu'yu gelmesine sevinmişler, hatta Türklere yardım etmişlerdir" yolundaki sözleri bu olguyu
ettiklerini" yazmakta ve bu nedenle Ermeni halkının "acayip bir halk" olarak nitelemektedir. belgelemektedir. Urfa'nın Türklerce fethinin de kentteki Ermenilerce bir bayram havası içinde
kutlandığı yine Ermeni tarihçi Urfalı Mateos tarafından kaydedilmiştir.
Gerek bu davranışları, gerek büyük imparatorluklara tabi olarak yaşamaları Ermenilerin sık
sık tehcire uğramalarına ya da kendiliklerinden göç etmelerine neden olmuştur. Burada, Anadolu Selçuklu Devleti ile çağdaş olan bir Ermeni Prensliğinden de söz etmek
gerekmektedir. Bu Prenslik, Kilikya Ermeni Prensliğidir. Kilikya'daki Ermeni varlığı ise Bizans'ın
Perslerden kaçıp İç Anadolu'da Kayseri yöresine yerleşmişler, Sasanilerce İran içlerine,
Ermenilere uyguladığı tehcir politikası sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Doğu Anadolu'daki son
Araplarca Suriye ve Arabistan'a, Bizanslılarca İç Anadolu, İstanbul, Trakya, Makedonya,
Ermeni Prenslilerinin Bizans tarafından yıkılması üzerine Kilikya'ya yeni bir Ermeni göçü daha
Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Transilvanya ve Kırım'a, Haçlı seferleri sırasında Kıbrıs, Girit
olmuştur ve bu son göç 1080 yılında Kilikya Ermeni Prensliğinin kurulmasına vesile teşkil etmiştir.
ve İtalya'ya, Moğol istilasında Kazan ve Astrahan'a, Ruslarca Kırım ve Kafkasya'dan Rusya
Haçlı Seferleri sırasında Haçlılara yaptığı yardımlar ve Bizans'ın giderek zayıflaması nedeniyle
içlerine tehcir edilmişlerdir. Ermenilerin Sicilya'dan Hindistan'a, Kırım'dan Arabistan'a kadar
varlığını sürdürebilen, ancak yine de Bizans'a daha sonra Haçlılara ve Moğollara ve nihayet
uzanan çeşitli bölgelere dağılmaları bu tehcirlerin sonucudur. Bu da göstermektedir ki, 1915'de
Osmanlılarca tehcir edilmeleri uğradıkları ilk tehcir olmadığı gibi, Ermeni diasporası denilen olgu Katoliklere bağımlı durumda bulunan bu Prenslik Türklerle iyi ilişkiler içinde olmuş ve sonunda
da 1915 tehcirinin sonucu olarak ortaya çıkmamıştır. Özellikle Sivas yörelerine getirilişleri Kıbrıs'ta yerleşmiş Katolik Lusignan ailesinin egemenliğine girmiştir. Bu durum Gregoryen
Selçukluların Anadolu'ya gelişlerinden pek kısa bir süre önce olmuştur. Ermenileri memnun etmeyecek ve bu memnuniyetsizlik prensliğin 1375 yılında Memlûkların eline
geçmesinde önemli bir rol oynayacaktır.
Hristiyanlığı kabul etmelerinden sonra 451 yılında Bizans kilisesinden ayrılmaları Türklerin
Kilikya'ya bu son Ermeni göçünün burada Eçmiyazin'den ayrı bir Ermeni kilisesinin
Anadolu'yu iskanlarına kadar süren bir Bizans-Ermeni çatışmasına, Ermenilerin Bizans
kurulmasına da yol açtığını ve bu ayrılığın bugün de sürdüğünü belirtmekte yarar vardır.
tarafından ezilmesine, eritilmeye çalışılmasına ve esasen Bizans'a tabi olan Ermeni beyliklerinin
yok edilmesine yol açmıştır. Bizans'ın Ermenileri çeşitli yerlere sürmesi ve diğer yabana güçlere Osmanlılar döneminde ise durum çok daha açıktır. Doğu Anadolu, Fatih Sultan Mehmet ve
karşı piyon olarak kullanması da buradan kaynaklanmaktadır. Bizans'ın bu zulmü Ermeni Yavuz Sultan Selim dönemlerinde Akkoyunlular ile Safavilerden, Güney Anadolu ise Yavuz Sultan
tarihçilerince bütün ayrıntılarıyla dile getirilmiştir. Selim döneminde Mısır Memlüklularından alınmıştır.
Selçuklu Türkleri işte böyle bir ortamda XI. yüzyılın ikinci yansında Anadolu'ya toplu Gerçek bu olduğuna göre, Osmanlıların bir Ermeni Devleti ya da Prenslik ve Beyliğine ait
şekilde gelmeye başlamışlardır. Selçukluların ele geçirmeye başladıkları Anadolu topraklarında topraklan işgal ve istila ettikleri yolundaki iddia da tarih önünde yenik düşmektedir.
bir başka devlete tabi durumda dahi bir Ermeni Prensliği bulunmamaktadır ve Selçukluların
karşısındaki güç Bizans'tır.

Selçuklu Hakanı Alpaslan eski Ermeni Prensliği Ani'nin topraklarını 1064'de ele geçirmiştir
ama, bu Prensliğin varlığına esasen 1045'de, yani Türklerin gelişinden 19 yıl önce Bizans
tarafından son verilmiştir. Dolayısıyla, Selçukluların ilerlediği topraklar, üzerinde diğer kavimlerin
yanı sıra Ermenilerin de yaşadıkları Bizans topraklandır. Bu nedenle Selçukluların bir Ermeni
devleti ya da prensliğini işgal ve istila ettikleri yolunda ileri sürülebilecek herhangi bir iddianın
tarih karşısında doğrulanmasına maddeten imkan yoktur.

Üstelik, tarih bunun tersini kanıtlamakta ve Ermenilerin Bizans'ın yüzyıllardır süren


zulmüne son verilmesi amacıyla Selçukluların Anadolu topraklarını ele geçirmelerine yardıma
olduklarını göstermektedir.

TÜRKLER, SELÇUKLULAR VE OSMANLILAR İLE 11


BAŞLAYARAK, ERMENİ TOPRAKLARINI
ERMENİLERDEN ZORLA MI ALMIŞ VE İŞGAL ETMİŞLERDİR?
SORU 3: TÜRKLER TARİH BOYUNCA HER ZAMAN ERMENİLERE Türklerin gayrimüslimlere iyi muamele etmeleri ifadesini İslam-Türk felsefesinde
BASKI VE ZULÜM MÜ YAPMIŞLARDIR? bulmaktadır. Bu felsefeyi şu şekilde özetlemek mümkündür:

Türkler, Müslüman olmayan kavimlerin yaşadıkları toprakları kendi ülkelerine kattıklarında


bu bölgeler halkı ile zimmi adı verilen bir anlaşma yapmaktadırlar. Müslüman olmayan halkın hak
Ermeni propagandası "Soykırım" iddiasını tarihi bir zemine oturtabilmek amacıyla, Türklerin ve hukuku bu anlaşma ile güvence altına alınmakta ve bu halka zımmi denmektedir. Böylece
tarih boyunca her zaman gayrimüslimlere ve Ermenilere kötü muamele ettiğini diğer dinlerden olan insanlara o zamana kadar tanık olunmamış bir hoşgörü ile davranılmaktadır.
savunagelmektedir. Zira, bu iddiada bulunmadıkça "600 yıldır Ermenilerle birlikte yaşayan Bu dönemin Yunus Emre ve Mevlana Celaleddin Rumî gibi büyük düşünürlerinin "72 millete
Türklerin, durup dururken, nasıl olup da bir günde Ermenileri topyekün imha etmeye karar verdikleri" birgö'z ile bakan" ve "ne olursan ol, yine gel' diyen insanlık ve hoşgörüye dayalı felsefeleri de bu
sorusunu yanıtlayamayacakları kanısındadırlar. Ermenileri bu iddiaya sarılmaya yönelten bir çerçevede değerlendirilmelidir. Hristiyanlar arasında mezhep kavgaları ve özellikle Bizans'ın
başka etken de meseleyi tahrif ederek bir "Hristiyan-Müslüman mücadelesi''ne dönüştürmek ve Ermenilere yaptığı zulüm göz önünde tutulduğunda bunun ne denli insanca bir yaklaşım olduğu
böylece Hristiyanlık dünyasının desteğini peşinen kazanabilmek arzusudur. ortadadır.
Ermenilerin uğradıkları Bizans zulmü nedeniyle, Türklerin Anadolu'ya girmelerini bir Osmanlı Devletinin kuruluşu, gelişmesi ve özellikle İstanbul'un fethi sonucu Bizans'ın
bayram havası içinde karşıladıklarını kendi tarihçileri yazarlar. Nitekim, Selçuklular Bizans'ın yıkılmasıyla Ermeniler için tarihlerinin hiç bir döneminde yaşamadıkları yeni bir çağ açılmış,
ezmeye ve yok etmeye çalıştığı Ermeni kilisesini himaye etmeye başlamış, Ermeni kilisesi, üzerindeki dinsel, siyasal, toplumsal, ekonomik ve kültürel her türlü baskı kalkmış ve barış, güven
manastırları ve ruhban sınıfına Bizans tarafından konulan ağır vergileri kaldırarak bunları ve refah dönemi başlamıştır.
vergiden muaf tutmuş, Ermeni toplumunu ibadet, eğitim ve içişlerinde serbest bırakmış, içişlerine
müdahale etmemiş ve Ermenileri Müslüman olmaya hiçbir zaman zorlamamışlardır. Ermeni Bilindiği gibi, Osmanlı Devleti Türk kökenli, İslami yapıya sahip ve çok uluslu bir devlettir.
ruhani lideri Selçukluların bu tutumu karşısında Sultan Melikşah'ı ziyaret ederek şükranlarını Bu çok uluslu yapı içinde Türkler kadar, diğer uluslara da yer vardır. Nitekim, ilk Osmanlı
bildirmiştir. Özede, Ermeniler bu dönemde gerek toplum olarak varlıklarını, gerek din ve Padişahı Osman Bey Ermenilerin Bizans'ın zulmünden korunmaları için Anadolu'da ayrı bir
kiliselerini Türkler sayesinde koruyabilmişlerdir. toplum olarak örgütlenmelerine izin vermiş ve Batı Anadolu'daki ilk Ermeni dini merkezi
Kütahya'da kurulmuştur. Bursa'nın alınarak başkent yapılması üzerine bu dini merkezi
Bu olgu, bizzat Ermeni tarihçilerince de iftiharla dile getirilmiştir. Ermeni tarihçi Urfalı Kütahya'dan Bursa'ya taşınmış ve Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethinden sonra Bursa'daki
Mateos 129 sayı kroniğinde Selçuk Sultam Melikşah'tan şöyle söz etmiştir. Ermeni dini lideri Hovakim 1461 'de İstanbul'a getirilmiş ve Fatih'in fermanı ile İstanbul'da bir
"Melikşah'ın kalbi Hristiyanlara karşı şefkat ve iyilikle doluydu. İsa'nın evlatlarına çok iyi Ermeni patrikhanesi kurulmuş." Bunu izleyerek İran, Kafkasya, Doğu ve Orta Anadolu, Balkanlar
ve Kırım'dan İstanbul'a Ermeni göçleri başlamış ve Osmanlı imparatorluğu Ermeniler için bir
davrandı. Ermeni halkına refah, barış ve mutluluk getirdi. ""
çekim merkezi haline gelmiştir. Görüldüğü gibi, Ermeni toplumu ve kilisesi Osmanlı Devletinin
Mateos, Sultan Kılıç Aslan'ın ölümünden sonra ise şunları yazmıştır: gelişmesine paralel olarak gelişmektedir.

"Kılıç Aslan 'm ölümü Hristiyanları yasa boğmuştur. Zira bu Sultan yüksek karakterli ve Osmanlı İmparatorluğu Gregoryen Ermenileri "millet" adı altında örgütlemiş ve kendi dini
hayırsever bir insandı. liderlerinin yönetimine bırakmıştır. Fatih Sultan Mehmet Ermeni Patrikhanesini kuran fermanında,
Patriğin İmparatorlukta yaşayan bütün Ermenilerin hem ruhanî, hem cismanî lideri olduğunu
Selçuklu Türklerinin Ermenilere ne kadar iyi davrandıkları Taşirk ailesi gibi bazı Ermeni hükme bağlamıştır.
beylerinin kendiliklerinden Müslümanlığı kabul etmelerinden ve Türklerle birlikte Bizans'a karşı
çarpışmalarından da bellidir. Ermeniler Müslümanlara verilen her türlü haktan yararlandıkları gibi, bazı ayrıcalıklara da
sahip olmuşlar, örneğin askere alınmamışlardır. Askere alınmamaları ise Ermeni ailelerinin
sürekliliğini ve dolayısıyla refaha kavuşmalarım sağlamıştır.
Müslümanlarla gayrimüslimlerden haraç ve cizye vergileri alınmış, buna karşılık
Müslümanların tabi oldukları zekat ve öşür vergilerinden muaf tutulmuşlardır. Haraç ve
(3) URFALI MATEOS, (Mathieu d'Edessc); Chroniclcs, No: 129 (4) URAS, Esat; Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, 2. Baskı, İstanbul, 1976, sayfa : 149.

————————————mmmmmmmmmm -J2 ERMENİ SORUNU


TÜRKLER TARİH BOYUNCA HER ZAMAN ERMENİLERE
BASKİ VE ZULÜM MÜ YAPMIŞLARDIR?
cizye vergilerinin Ermeni toplumuna nasıl dağıtılacağının tespiti de dini liderlere "Doğulu'lann kazanması üzerine Patrikliğe ruhanî olmayan kişiler de getirilmeye başlanmış, mevki
bırakılmıştır. ve unvan çatışması zaman zaman kanlı kavgalara dönüşmüştür. Osmanlılar bu aşamada duruma
müdahale etmişler ve Ermenilerin birbirlerini kırmasını önlemişlerdir.
Ermenilere, din, kültür, eğitim ve hayır işlerinin yürütebilmeleri için gerekli mali güçlerinin
yetişmemesi halinde Osmanlı yönetimi yardımda bulunmuş, Patrikhanenin açıklarını kapatmış, Mezhep kavgaları Ermenileri birbirlerine düşüren bir diğer etken olmuştur. Özellikle yabana
Ermeni kurumlarına mali destek sağlamıştır. Bu vakıf sistemi bugün de muhafaza edilmektedir. müdahaleler sonucu Ermeniler arasında Katoliklik ve Protestanlığın yayılması Gregoryen
Ermenilerde büyük bir infial uyandırmış ve Gregoryen Ermeniler Osmanlı yönetimine başvurarak
Burada şu noktaya da işaret etmek istiyoruz: Ortodoks Rumlar Ermenilerden önce
bu durumun önlenmesini istemişlerdir. Osmanlı yönetimi Ermenilerin iç sorunu saydığı bu
örgütlendiklerinden, Ortodoks Rumlar dışında kalan tüm diğer Hristiyan unsurlar Ermeni
gelişmeye müdahale etmeyince yine kanlı kavgalar görülmüş ve Protestanlığı kabul eden
sayılmıştır. Bu unsurlar arasında Anadolu'daki Pavlakiler (Paulicien) ve Yakubîler ve
Ermeniler Çuhacıyan ve Tahtacıyan adlı Patrikler tarafından aforoz edilmişlerdir. ® Daha sonra
Balkanlardaki Bogomiller gibi Ermenilikle hiç bir ilişkileri bulunmayan Hristiyanlar da yer almıştır.
Katolikler arasında da Vatikan'a bağlı olup olmamak konusunda çatışmalar çıkmış. Papa
Bu olgunun Özellikle Osmanlı İmparatorluğundaki Ermeni nüfusuna ilişkin tartışmalarda
Vatikan'a bağlı olmayan Ermenileri aforoz etmiş, Osmanlı yönetimi duruma müdahale ederek
gözönünde tutulması gerekmektedir.
1888'de bu iki Katolik grubu barıştırmıştır.
Ermeni toplumu kendisine tanınan hak ve ayrıcalıkları başarıyla kullanarak hızla gelişmiş
ve refaha kavuşmuş, ayrıca Türk-Osmanlı kültür, yaşam tarzı ve yönetim biçimini de Osmanlıların gayrimüslimlere gösterdiği bu engin hoşgörü imparatorluğu, çöküş yıllarına
benimseyerek kısa zamanda Osmanlıların güvenine layık olmuş ve "millet-i sıdıka" unvanına hak kadar, Hini zulümden kaçan bütün insanlar için her zaman sığınılabilecek bir ülke haline
getirmiştir. Bir mezhepteki Hristiyanların zulmüne uğrayan diğer mezhepteki Hristiyanlar ile
kazanmıştır. Osmanlı Ermenileri bu unvan sayesinde iş hayatında olduğu gibi, kamu
Katoliklerin ağır işkencelerine maruz kalan Musevîler kurtuluşu Osmanlılara sığınmakta
hizmetlerinde de önemli yerlere gelmişlerdir. Osmanlı tarihi Ermenilerden 29 Paşa, 22 Bakan, 33
bulmuşlardır. Bunun en belirgin örneği, gerek XV. yüzyıl sonlarında İspanya'nın Katoliklerce
milletvekili, 7 Büyükelçi, 11 Başkonsolos ve Konsolos, 11 Üniversite öğretim üyesi ve 41 yüksek
yeniden işgalini müteakip, gerek daha sonraki yüzyıllarda Fransa, Orta Avrupa ve Rusya'daki
rütbeli memur kaydetmektedir. Ermeni Bakanlar arasında Dışişleri, Maliye, Ticaret ve Posta
Hristiyan baskısından kaçan Musevîlerin Osmanlı İmparatorluğuna göç etmeleridir.
Bakanları gibi son derece önemli ve kilit mevkilerde bulunanlar olmuştur.®
Gerçekler böyle olduğuna göre, Türklerin gayrimüslimlere ve Ermenilere kötü muamele
Ermeniler Osmanlı-Türk sanat, kültür ve müziğine önemli katkılar yapmışlar, ünlü
ettikleri, baskı yaptıkları ve ezdikleri gibi iddialar ileri sürmek için herhalde mantık, vicdan,
sanatçılar yetiştirmişlerdir. Bu sanatçılar bugün de Türkiye Ermenileri ve Türkler için övünç
sağduyu, hakkaniyet ve tarih bilgisinden yoksun bulunmak ya da önyargılı olmak gerekir, çünkü
kaynağı olarak anılmaktadır.
başka bir izah tarzı yoktur.
Burada, dünyadaki ilk Ermeni matbaasının da XVI. yüzyılda İstanbul'da kurulduğunu
Tarihin bu iddiayı yalanladığı çok sayıda yabana tarihçi ya da yazarın eserlerinde de ortaya
belirtmek yerinde olur.
konulmuştur.
Böylece, Ermeniler, Türkler başta olmak üzere, İmparatorluğun tüm unsurlarıyla XIX.
Asoghik ve Mateos'dan Voltaire, Lamartine, Claide Farrere, Picrre Doti, Nogueres, Ilone
yüzyıl sonlarına kadar barış ve güven içinde yaşamışlar, Osmanlı yönetimiyle ilgili hiçbir şikayet
Caetani, Philip Marshall Brown, Michelet, Sir Charles Wilson, Poliüs, Arnold, Bronsart, Roux,
ya da sorunları olmamıştır.
Grousset, Edgar Granville, Garnier, Toynbee, Lewis, Price, Bombaci ve Shaw'a kadar uzanan ve
Bununla birlikte, zaman zaman kendi aralarında iç çekişmelere düşmüşlerdir. İstanbul'un bazılarına hiç de Türk dostu damgası vurulmayacak pek çok tarihçi ve yazar Türklerin bu
fethinden önce ve hemen sonra Anadolu ve Kırım'dan İstanbul'a gelen ve "Yerli" denilen konudaki hakkım teslim etmişlerdir.
Ermeniler ile İran ve Kafkasya'dan gelen ve "Doğulu" ya da "Tafralı" denilen Ermeniler Patrik
Bunlardan bir kısmına atıflarda bulunarak ve neler söylediklerini görerek bu bahsi
seçimi nedeniyle mücadeleye girişmişler, birbirlerini Osmanlılara şikayet etmişler ve yönetimin
kapatmak istiyoruz.
kendi lehlerine müdahalesini sağlamaya çalışmışlardır. Osmanlılar ise Ermeni grupları ve iç
sorunları karşısında ısrarla tarafsız kalmışlardır. Bu mücadeleyi
(5) Türk Ermenilerinden Gerçekler, Jamanak Yayını, İstanbul 1980, sayfa: 4 ve KOÇAŞ, Sadi; Tarih Boyunca (6) SCHEMSI, Kara; Turcs et Armöniens devant l'Histoire, Geneve, Imprimerie Nationale,1919,sayfa 19.
Ermeniler ve Tiirk-Ermeni İlişkileri, Ankara, 1967, sayfa 982-115.
14
TÜRKLER TARİH BOYUNCA HER ZAMAN
15
ERMENİLERE BASKI VE ZULÜM MÜ YAPMIŞLARDIR?
ERMENİSORUNU
Voltaire:

"Büyük Türk çeşitli dinlerden 20 milleti bari} içinde yönetmektedir. Türkler Hristiyanlara savaşta
thmh, zaferde yumuşak olmayı öğretmişlerdir. "

Philip Marchall Brown:


SORU 4: TÜRKLER ERMENİLERİ 1890'LARDAN İTİBAREN
"Türkler kapandıkları büyük spfere rağmen fethettikleri yerlerin halkına, kendilerini kendi yasa ve
KATLETMEYE Mİ GİRİŞMİŞLERDİR?
gelenekleri uyarınca yönetme hakkım cömertçe bahsetmişlerdir. "

Venizelos Hükümetinin Dışişleri Bakanı Politis:

"Türkiye'deki Rum/arın çıkarları Türklerden başka hiçbir güç tarafından bu kadar iyi XIX. yüzyılın ikinci yarısında bir "Ermeni Sorunu"ndan söz edilmeye başlandığını
korunamazdı. " ■ görmekteyiz.

"Ermeni Sorunu" için bir başlangıç noktası aramak gerekirse, bunun 1856 Islahat Fermanı
J. W. Arnold:
ya da 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı ve bunun izleyen Ayastefanos Anlaşması ve Berlin
"Türk ordularının fethettikleri yerlerde din ve kültüre müdahale etmediği tarihin inkar edemeyeceği Konferansında bulmak mümkündür. Ancak biz, biraz daha gerilere, 1820'lere kadar gitmenin
bir gerçektir. " meselenin anlaşılması bakımından daha yararlı olacağı kanısındayız.

Alman Generali Bronsart: Çarlık Rusyası bu dönemde dünya güç dengesinde giderek daha önemli bir devlet olarak
ortaya çıkmaktadır. Bu emperyalist güç komşu olduğu Osmanlı Devleti topraklarını bir tür doğal
"Türkler, kendilerine dokunulmadığı takdirde, başka dinlerden olanlara karşı dünyanın en
gelişme alanı olarak kabul etmekte olup Osmanlıların sırtından güneye ve güneybatıya yayılmak
hoşgörülü insanlarıdır. " peşindedir. Nitekim, Yunanistan'ın Osmanlılardan ayrılarak, bağımsız olması büyük ölçüde
Son olarak şu örneği verelim: Napolyon Bonapart, Akka yenilgisi üzerine Osmanlı Rusya'nın bu politikası sonucudur. Bu politikanın başta gelen unsurlarından biri de, Rusya'ya
İmparatorluğundaki Katolik Ermenileri yönetime karşı ayaklandırmayı ve bir tür intikam almayı göre, Osmanlı Hristiyanlarının hamisi olmaktır. Bu ise, Rusları Ortodoks Rumların yanı sıra
düşünür. Bunun mümkün olup olmayacağını İstanbul'daki Büyükelçisi Sebastiani'den sorar. Gregoryen Ermenilerle de ilgilenmeye sevketmektedir.
Büyükelçinin yanıü çok açık ve kesindir: Rusya, Batı'da Balkanlara nüfuz etmeye çalışırken, Doğu'da da Kafkasya'ya inmektedir.
"Ermeniler hayatlarından o kadar memnundurlar ki, buna imkân yoktur. Bu gelişme Kafkasya'daki Eçmiyazin Ermeni kilisesini Rus tesiri akına sokmaya başlamıştır.
Eçmiyazin ise Gregoryen Ermenilerin büyük çoğunluğunun bağlı oldukları dinsel merkezdir.

Eçmiyazin Kilisesi kısa sürede Rus nüfuzuna girmiş, hatta Katoükos Nerses Aratarakes 60
bin kişilik bir Ermeni kuvvetinin basında 1827-28 Rus-İran Savaşma Ruslar safında katılmıştır.

Rusların Osmanlı Ermenilerine sızmaya çalışması da Eçmiyazin Kilisesi aracılığıyla olmuş


ve 1844'den itibaren İstanbul Ermeni Patrikhanesindeki ayinlerde Eçmiyazin Katolikosunun adı
anılmaya başlamıştır.

Osmanlı Hristiyanlarının hamisi olmaya niyetlenen yalnız Rusya değildir. İngiltere ve


Fransa da Osmanlı Ermenilerini Protestanlık ve Katolikliğe kazanmak amacındadırlar. Bunda
başarılı olmaları üzerine 1830'da İstanbul'da Ermeni Katolik Kilisesi, 1847'de de Protestan
Kilisesi kurulmuştur. Ancak ne bu gelişmeler olup biterken, ne de 1856'da Islahat Fermanı ilan
edilirken bir "Ermeni Sorunu" söz konusu değildir.

TÜRKLER ERMENİLERİ 1890URDAN 17


İTİBAREN KATLETMEYE Mİ GİRİŞMİŞLERDİR?
Toplumsal düzenin Ban modelinde yeniden örgütlenmesi anlamına gelen İslahat Fermanı Rusların niyetini sezen İngiltere Ayastefanos Anlaşmasına karşı çıkmıştır. Zira, Doğu
Müslümanlarla gayrimüslimleri aynı statüye getiriyor ve gayrimüslimlere tanınmış bulunan Anadolu'da Rusya himayesinde kurulacak bir Ermenistan İngiltere'nin Basra Körfezi ve Hindistan
ayrıcalık ve ruhanî muafiyetlere de bu nedenle son veriyordu. Bu Ferman üzerine Ermeni yolunun güvenliğini tehlikeye düşürecektir. Bunun üzerine İngiltere, Osmanlılardan Kıbrıs'ı
Patrikhanesince hazırlanan Ermeni Milleti Nizamnamesi Osmanlı Hükümetine sunulmuş ve 29 kopararak bunun karşılığında Ayastefanos Anlaşmasının değiştirilmesini sağlamış ve Berlin
Mart 1862'de onaylanarak yürürlüğe girmiştir. Nizamname ile Ermeni toplumunun içişlerinin Konferansında Rusya'nın Kars, Ardahan ve Batum dışında işgal ettiği topraklardan hemen geri
görüşmek üzere 140 üyelik bir meclis kurulmuş, bunun 20 üyesinin İstanbul kilisesi çekilmesi ve Ermeni Islahatının bunun ardından yapılması kararlaştırılmış, üstelik Islahatın 5
mensuplarından, 80 üyesinin İstanbul'daki kilise cemaatlerinden ve 40 üyesinin taşradan büyük devletin denetiminde uygulanması öngörülmüştür. Bu tarihten itibaren İngiltere "Ermeni
seçilmesi öngörülmüştü. ıslahatı”nı kendi meselesi olarak görecektir.

Islahat Fermanı Rusya'nın yanısıra, İngiltere ve Fransa'ya da Ermenilerle daha çok Berlin Konferansına İstanbul Ermeni Patrikhanesinden de bir heyet katılmış ve isteklerini
ilgilenmeye sevketmiş, bu ise Rusya'yı Ermenilerle ilgisini yoğunlaştırmaya yöneltmiştir. kabul ettiremeyen bu heyet İstanbul'a "mücadele ve ayaklanmaya girişilmedikçe hiç bir şey elde
Bu ilginin altında bu devletlerin Ermenilere duydukları sempati değil, kendi emperyalist edilemeyeceği" yargısıyla dönmüştür. "
çıkarları yatmaktadır. Ayastefanos Anlaşması ile eline geçirdiği büyük fırsatı Berlin Konferansı ile kaybeden,
Bunun neden böyle olduğunu görmek için dünyada o dönemde mevcut güç ilişkilerine ve aynca Batı'da Yunanistan ve Bulgaristan'ı İngiliz nüfuzuna terketmek zorunda kalan Rusya Doğu
nüfuz mücadelesine bakmak lazımdır. Anadolu'yu doğrudan ilhak etmeyi amaçlayan bir politika izlemeye başlamış, bu politikasında yine
Ermenileri kullanmayı denemiştir.
Bu nüfuz ve çıkar mücadelesinin önemli alanlarından biri de Osmanlı Devletidir. İzlenen
yeni politikanın temel taşlarından biri ise Osmanlı Devletindeki Hristiyan unsurları ve özellikle ingiltere ve Rusya'nın Ermeniler üzerindeki mücadelesi, Türk düşmanlığıyla ünlü
Ermenileri Osmanlılara karşı kullanmak olmuş ve Ermenilere, gerçekleşmeyeceği kendilerince Fransız yazar Rene Pinon'un şu sözleriyle açıkça görülmektedir: f.
de bilinmesine rağmen, Doğu Anadolu'da hayali bir Ermenistan vaadedilmiştir.
"Rus ve İnğli% nüfuıçu Ermenilerin sırtında çarpışmıştır. Ermenistan İngiltere'nin elinde Rus
"Ermeni Sorunu"nxm 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı ve Osmanlıların bu savaşı jayılmacıhğına karşı ileri bir karakol olmuştur."
kaybetmeleri sonucu meydana gelen gelişmeler üzerine çıkması bunun belirgin kanıtıdır. 1880'de İngiltere'de Gladstone Hükümetinin iktidara gelmesi bu mücadeleyi daha da
Savaş sona ererken İstanbul Ermeni Patriği Nerses Varjabedyan Eçmiyazin Katolikosluğu yoğunlaştırmıştır. İngiltere arak Rusya'ya karşı Osmanlı Devletinin toprak bütünlüğünü korumak
aracılığıyla Rus Çan'ndan Rusya'nın Doğu Anadolu'da işgal ettiği toprakları Osmanlılara geri politikasını terketmiş ve Osmanlı İmparatorluğunu parçalayıp kendisine dost küçük devletler
vermemesini istemiş, bununla da yetinmeyerek savaş sonunda Ayastefanos'daki Rus kurmayı ve bunları Rusya'ya karşı tampon olarak kullanmayı öngören bir politikayı benimsemiştir.
karargahına gidip Grandük Nikola ile görüşmüş ve Doğu Anadolu'nun Ruslar tarafından ilhakım, İngiltere'ye göre bu tampon devletçiklerden biri de Ermenistan olacaktır.
bu olmazsa bölgeye Bulgaristan'a olduğu gibi özerklik verilmesini, bu da mümkün değilse Bu yeni politikanın ilk sonuçlan İngiliz basınında Doğu Anadolu'dan Ermenistan diye söz
bölgede Ermeniler lehine İslahat yapılmasını ve bu İslahat tamamlanana kadar Rus ordusunun edilmesi, Doğu Anadolu'nun en ücra köşelerinde bile İngiliz Konsoloslukları açılması, bölgedeki
geri çekilmemesini talep etmiştir. Patriğin son talebi Ruslarca kabul edilmiş ve Ayastefanos Protestan misyonerlerin sayısının hızla artması ve Londra'da bir İngiliz-Ermeni Komitesinin
Anlaşmasına 16. Madde olarak girmiştir.™ Patrik Varjabedyan'in Osmanlı vatandaşı olduğunu kurulmasıyla görülmüştür.
hatırlatmaya sanırız gerek yoktur.
Rusya ve İngiltere'nin Ermenileri kendi emellerine nasıl alet ettikleri çok sayıda Ermeni ve
Doğu Anadolu'daki Rus işgali Rusya'ya Osmanlı Ermenileri üzerindeki etkisini arttırma yabana kaynak tarafından da belgelenmiştir.
olanağı sağlamış ve Rus ordusundaki Ermeni subaylar Osmanlı Ermenilerini devlet aleyhine
kışkırtmaya çalışmış ve Ermenilere "Balkanlardaki Hristiyanlar gibi Osmanlılardan ayrılarak kendi Ermeni Patriği Horen Aşikyan "Ermeni Tarihi" adlı eserinde şunları yazmıştır:
muhtar devletlerini kurabileceklerini"'telkin etmişlerdir.
(7) URAS, Esat; a.g.e., sayfa 212-215. (8) URAS, Esat; a.e.g., sayfa 250-251.
18 ERMENİ SORUNU TÜRKLER ERMENİLERİ 1890'LARDAN 19
İTİBAREN KATLETMEYE Mİ GİRİŞMİŞLERDİR?
"Türkiye'nin çeşitli yerlerine dağılmış çok sayıda Protestan misyoner İngiltere lehine propaganda Osmanlı Ermenilerini içeride kurulan komiteler yoluyla devlete karşı harekete geçirmek
yapmakta, Ermenilerin İngiltere sayesinde muhtariyete kavuşacaklarını ileri sürmektedirler. Kurdukları mümkün olamayınca, bu kez bir başka yol denenmiş ve Rus Ermenilerine Osmanlı topraklan
okullar gi^li tasarıların yuvasıdır." dışında komiteler kurdurtulmuştur. Böylece 1887'de Cenevre'de Hınçak, 1890'da Tiflis'de Taşnak
Komiteleri ortaya çıkmıştır. Bu komitelere hedef olarak Anadolu topraklan ve amaç olarak
Etmeni din adamı Hrant Vartabed'e göre de "Osmanlı ülkesinde Protestan topluluklar
Osmanlı Ermenilerini "kurtarmak" gösterilmiştir.
kurulması ve bunların İngiltere ve ABD tarafından himaye edilmesi uygarlık iddiasındaki Batılı güçlerin
en kutsal duygu olan din duygusunu bile sömürmekten kaçınmadıklarını göstermektedir." Vartabed, Ermeni propagandasının bugünkü öncülerinden Louise Nalbandian Hınçak Komitesi için
Eçmiyazin Katolikos'u V. Kevork'u da Çarlık Rusyasına alet olmak ve Anadolu Ermenilerine ihanet şöyle demektedir:
etmekle suçlamıştır. W "(Ermeni) Halkınfm) duygularını harekete geçirmek için tahrik ve teröre ihtiyaç vardır. Halk,
Bir başka teşhis İstanbul'daki Fransız Büyükelçisi Paul Cambon'a aittir. Cambon 1894'de düşmanlarına karşı kışkırtılacak ve aynı düşmanın misilleme faaliyetinden yararlanılacaktı. Terör, halkı
Paris'e gönderdiği bir raporda şöyle demektedir. korumak ve Hınçak programına güven duymasını sağlamak için bir yöntem olarak kullanılacaktı. Parti
(komite), Osmanlı Hükümetini temriye etmeyi amaçlamıştı. Bu suretle rejimin prestiji azaltılacak ve tam
"Gladstone gayrimemnun Ermenileri örgütlemiş, disiplin altına almış, onlara destek vaadinde anlamıyla dağılması için çaba harcanacaktı. Terörist taktiklerin tek odak noktası hükümet olmayacaktı.
bulunmuştur. Bundan sonra propaganda komitesi ilhamım aldığı Londra'ya yerleşmiştir." Hınçaklar, o sırada hükümet hesabına çalışan en tehlikeli Ermeni ve Türkleri öldürmek istiyor ve bütün
Jean-Paul Garnier şunları söylemektedir: casus ve muhbirleri yok etmeye çalışıyorlardı. Parti (komite) , bütün bu terörist faaliyetlerde bulunabilmek
üzere kendisine özgü bir kuruluş meydana getirecekti. " ^°'
"Millet-i Sadıka diye adlandırılan Ermeniler, Ruslar ve Protestan mısyonerlerce tahrik edilmiş ve
Berlin Konferansına sanki ^ulümgörmüş bir halkmısgibi başvurmuşlardır." K S. Papazian ise Taşnak Komitesi hakkında şunları yazmaktadır:

Edgar Granville, "Rus tahrikinden önce Osmanlı ülkesinde hiç bir Ermeni hareketi olmadığı; "Komitenin programı isyan yoluyla Türkiye Ermenistani'na siyasi ve ekonomik özgürlük
Çar himayesinde bir Ermenistan gibi hayaller yükünden masum insanların acı çektiklerini" kaydetmiş sağlamaktı. . . Komitenin 1'892 yılında yapılan Genel Kurulunda kararlaştırılan programın 8. metodu
ve "asıl büyük canilerin Çarlar olduklarını", "Ermeni hareketlerinin Doğu Anadolu'nun Rusya'ya Hükümet yöneticilerini ve hainleri teroriye etmek, 11. metodu ise Hükümet kuruluşlarını tahrip etmek ve
ilhakını amaçladığını" vurgulamıştır. yağmalamaktı. '^n'

Ermeni yazar Kaprielian Ermeni Krizi ve Yeniden Doğuş adlı kitabında "ihtilal vaadve Taşnak kurucularından ve ideologlarından Dr. Jean Loris-Melikoff, "Komitenin çıkarlarının
telkinlerini Ruslara borçlu olduklarını" iftiharla belirtmiştir. Ermeni toplumunun pkarlarından önde geldiğini ve amaçların gerçekleşmesi uğruna yengin
Ermenilerden terör yoluyla para toplandığını" kabul etmektedir. ^ Yine Taşnak ideologlarından
Taşnak yayın organı Hairenik 28 Haziran 1918 tarihli sayısında şu itirafta bulunmaktadır;
Varandian, "History of the Dahnagiyputune" (Paris, 1932) adk kitabında aynı itiraflarda
"Türkiye'deki Ermeniler arasında ihtilalci ruhun uyanması Rus kışkırtmaları sonucudur. Rusya bulunmaktadır.
.........sınır halklarında her türlü merkezkaç eğilimi teşvik etmiştir."
Ermeni yazarların da açıkça kaydettikleri gibi amaç Anadolu'da isyanlar çıkarmak, yöntem
Bu gerçekler karşısında, Ermeni sorunun ardında emperyalizmin Osmanlı imparatorluğunu ise terördür. Ermeni komiteleri bu programlarını uygulamaya koymak için zaman kaybetmemişler
parçalama ve paylaşma politikalarının yattığını söylemek güç olmayacaktır. ve çeşitli ayaklanma girişimlerinde bulunmuşlardır.

Bu politika çerçevesinde 1880'den itibaren Doğu Anadolu'da bazı Ermeni komiteleri Ayaklanma teşebbüsleri önce Hınçaklardan gelmiş, daha sonra Taşnaklar da bu yolu
kurulmaya başlamış, Van'da "Kara Haç" ve "Armenakan", Erzurum'da "Vatan Koruyucuları" adlı izlemişlerdir. Bütün ayaklanma girişimlerinin ortak özelliği bunların Osmanlı ülkesine dışarıdan
komiteler teşkil edilmiştir. Bu komiteler yerel düzeyde kalmış ve Osmanlı yönetiminden bir şikayeti gelen komitecilerle planlanmış ve gerçekleştirilmiş olmasıdır.
olmayan ve refah ve barış içinde yaşamaya devam eden Ermeni halkının büyük çoğunluğunun bu
faaliyete rağbet etmemesi nedeniyle etkili olamamış ve zamanla varlıkları da sona ermiştir.
(10) NALBANDIAN, Louise; Armenian Revolutionary Movement, University of Califonüa Press 1963, sayfa 110-
111.
(9) SCHEMSI, Kara; a.g.e., pp.20-21. (11) PAPAZION, K.S.; Patriotism Perverted, Boston, Baikar Press, 1934, sayfa 14-15.
(12) LORIS-MELIKOFF.Dr. Jean;La Revolution Russe et les Nouvelles Republiques Transcaucsiennes,
Paris,1920,sf.81.
20 ERMENİSORUNU
«ERMENİLERİ IKHrLARDAN 21
KATLETMEYE Mİ GİRİŞMİŞLERDİR?
ilk isyan 1890'daki Erzurum isyanıdır. Bunu yine aynı yıl meydana gelen Kumkapı 'Tabiî ki hayır, sanmam ki bir tek Ermeni öldürülmüş olsun." ^6'
gösterisi, 1892-93'de Kayseri, Yozgat, Çorum ve Merzifon olaylan, 1894'de Sasun isyanı,
Van'daki ingiliz Muavin Konsolosu Williams 4 Mart 1896 tarihli yazısında 'Taşnak ve
1895'de Babıali gösterisi ve Zeytun isyanı, 1896'da Van isyanı ve Osmanlı Bankasının işgali,
Hınçakların kendi vatandaşlarım terörist ettiklerini, aşırılık ve çılgınlıklarıyla Müslüman halkı
1903'de 2. Sasun isyanı, 1905'de Padişah Abdülhamid'e suikast teşebbüsü, 1909'da Adana
isyanı takip etmiştir. kışkırttıklarını, reformların uygulanması için girişilen tüm çabaları felce uğrattıklarını ve bütün
Anadolu'da olup bitenlerden Ermeni komitelerinin cinayetlerinin sorumlu olduğunu" belirtmiştir. '"'
Bütün bu isyan ve olaylar Ermeni Komitelerince Ermenilerin "Türklerce katledilmesi" olarak
tanıtılmış ve Batı ülkelerine, Hristiyan kamuoylarına bu şekilde yansıtılarak büyük bir gürültü Adana'daki İngiliz Başkonsolosu Doughty Wily 1909'daki bir raporunda "Ermenilerin yabana
koparılmıştır. Bu amaçla hiçbir yalandan kaçınılmamış, olaylar tahrif edilmiştir. Anadolu'nun en müdahaleyi sağlamaya çalıştıklarını" yazmıştır. ™
ücra köşelerine kadar dağılmış Hristiyan misyonerler ile büyük devletlerin Konsoloslukları ve
Bitlis ve Van'da Rus Başkonsolosluğu yapan General Mayewski 1912 tarihli bir raporunda
İstanbul'daki Büyükelçilikler bu propagandanın Batı kamuoylarına iletilmesinde ve
benimsetilmesinde büyük bir rol oynamışlardır. Buna Batı basının bu yoldaki yayınlan da şunları kaydetmiştir:
eklenince, Hristiyan kamuoyları Ermenilerin gerçeklerle hiçbir ilgisi bulunmayan mesajlarını "1895 ve 1896 yıllarında Ermeni komiteleri Ermenilerle yerel halk arasında öyle bir kuşku
benimsemeye başlamışlardır. Esasen, kendi devletlerinin politikaları da bu mesajların yaydılar ki, bu bölgelerde herhangi bir reformun yürütülmesi imkansız hale gelmişti. Ermeni din adamları
benimsenmesini gerektirmekteydi. Üstelik, Batı'ya göre bu "Hristiyanlarla Müslümanlar arasındaki hemen hemen hiçbir dini eğitim gayreti içinde değillerdi. Buna karşılık, milliyetçilik fikirlerini yaymak için
bir çatışmaydı ve vahşi Müslümanlar masum Hristiyanlan katletmekteydi." Öyle ise, yapılacak iş çok çalıştılar. Bu tür düşünceler esrarengiz manastırların duvarları içinde gelişti ve dini görevlerin yerini
Müslümanlara karşı Hristiyan Ermenileri desteklemek ve himaye etmekti. Gerçekten de böyle Hristiyanların Müslümanlara olan düşmanlığa aldı. 1895 ve 1896yıllarında Asya Türkiyesi'nin pek çok
yapılmıştır. vilayetinde çıkan ayaklanmaların . sebebi ne Ermeni köylülerin büyük sefaleti, ne de maruz bulundukları
baskı idi. Zira bu köylüler komşularından çok daha zengin ve müreffehtiler. Ermenilerin ayaklanması şu
Ancak, meselenin aslının hiç de böyle olmadığı ve Ermeni komitelerinin bu
üç sebepten ileri geliyordu:
propagandasının altında büyük devletleri Osmanlılara karşı silahlı müdahaleye zorlamak
amacının yattığı belgelerle sabittir. 1. Bunların siyasi konularda bilinen tekamülleri,
İstanbul'daki Ermeni Patriği daha 6 Aralık 1876'da İngiliz Büyükelçisi Eliot’a "eğer 2. Ermeni kamuoyunda milliyetçilik, kurtuluş ve bağımsızlık fikirlerinin gelişmesi,
Avrupa'nın bu ise müdahalesi ve dikkatinin çekilmesi için ihtilal ve isyan çıkarmak lazımsa, bunu 1. Bu fikirlerin Batı hükümetlerince desteklenmesi ve Ermeni din adamlarının telkin ve çabalarıyla
yapmanın hiç de %or bir şey olmadığını" söylemiştir. "3'
yayılması. '^l9'
İstanbul'daki İngiliz Büyükelçisi Currie 28 Mart 1894'de İngiliz Dışişlerine şu raporu
Mayewski, Aralık 1912 tarihli bir başka raporunda, "Taşnak komitesinin Ermenilerle
göndermiştir:
Müslümanları birbirine düşürerek durumu karıştırmaya ve Rus müdahalesine ^emin hasırlamaya
"Erzurum'daki ihtilalcilerin hedefi karışıklıklar çıkararak Osmanlıların karşılık vermesini temin çalıştığını" vurgulamıştır. ™
etmek ve böylece yabana ülkelerin duruma müdahale etmesini sağlamaktır."^'
Nihayet, Taşnak ideologu Varandian "Avrupa'nın müdahalesini sağlamak istediklerini" itiraf
Erzurum'daki ingiliz Konsolosu Graves 28 Ocak 1895'de İstanbul'daki İngiliz etmiş, ™' Papazian'da "isyanların amacının Avrupa devletlerinin Osmanlı Devletinin içişlerine
Büyükelçiliğine yolladığı mesajda, "Komitelerin amaçlarının genel bir memnuniyetsizlik yaratarak
karışmalarım sağlamak olduğunu" yazmıştır. "
Türk Hükümeti ve halkının hayali acılarına, dolayısıyla durumu düzeltme gereğine çekmek" olduğunu
bildirmiştir. ^ Ermeni komiteleri her isyanı, bu isyandan hemen sonra Avrupalıların müdahalede
bulunacakları propagandasıyla çıkarmışlardır. Bu propagandaya komitecilerden bazdan da
Yine Graves New York Herald Muhabiri Sydney Whitman'ın "eğer bu memlekete hiçbir
Ermeni komitecisi gelmemi} olsaydı ve Ermenileri isyana kışkırtmasaydılar. bu çarpışmalar olur muydu?"
(16) URAS, Esat; a.g.e., sayfa 426.
şeklindeki sorusuna şu yanıtı vermiştir: (17) İngiliz Mavi Kitabı, No: 8 (1896), sayfa 108.
(18) SCHEMSI, Kara; a.g.e., sayfa 11.
(19) General MAYEWSKI; Statistique des Provinces et Van et de Bitlis, sayfa 11-13.
(13) İngiliz Dışişleri Arşivi, F.0.424/46, sayfa 205-206, No: 336. (20) SCHEMSI, Kara; a.g.e., sayfa 11.
(14) İngiliz Mavi Kitabı, No: 6 (1894) sayfa 57. (21) VARDARDIAN, Mikayel; History of the Dashnagtzoutune, Paris, 1932, szayfa 302.
(15) Îngiliz Mavi Kitabı, No: 6 (1894), sayfa 222-223. (22) PAPAZION, K.S.; a.g.e., sayfa 19.

TÜRKLER ERMENİLERİ 1890'LAROAH 23


İTİBAREN KATLETMEYE Mİ GİRİŞMİŞLERDİR?
inanmış, Osmanlı Bankasının işgali olayında saatlerce İngiliz donanmasının gelişini gözleyen Tablodan da anlaşılacağı üzere, Ermeniler bu vilayetlerden hiç birinde nüfusun 1/3'ünü bile
komiteci Armen Aknomi kaderine küserek intihar etmiştir. oluşturamamaktadır. Ermeni nüfusunun genel nüfusa oranı ise %15'tir. Encyciopedia Britannica
Gerek Ermeni yazar ve komitecilerin, gerek Ermenileri destekleyen İngiliz ve Rus da 1910 baskısında bu oram vermektedir.
diplomatlarının ifadelerinden de açıkça görüldüğü üzere, Ermeni ayaklanmasının nedeni ne Burada, hayali bir Ermenistan vaadiyle Ermenileri Osmanlı Devletine karşı kışkırtan
sefalet, ne İslahat, ne de baskıya tabi tutuldukları iddiasıdır. Ayaklanmanın nedeni Batılılar ile Rusya'nın kendi ülkesinde Ermenilere nasıl muamele ettiğini ve asıl niyetlerinin ne olduğunu
Rusya'nın Ermeni komiteleri ve kilisesi ile işbirliği halinde Osmanlı İmparatorluğunu parçalamak kısaca belirtmekte yarar görüyoruz. —
istemeleridir.
Rusya Kafkaslara indiğinde Kafkas Ermenilerini Ruslaştırmayı ve Ortodokslaştırmayı
Osmanlılar ise bu isyanlar karşısında, her devletin yapacağını yapmışlar ve isyanları öngören bir politika izlemeye başlamıştır. Bu amaçla 1836'da Polijenia kanunu çıkarılmış,
bastırmak için asilerin üzerine kuvvet göndermişlerdir. İsyanlar, Ermeni halkının çoğunluğunun Eçmiyazin Katolikosluğunun yetkileri kısıtlanmış, Katolikos tayini Çarın görev alanına girmiştir.
komitelerin faaliyetini benimsememesi nedeniyle kısa sürede başarabilmiştir. Ancak, yukarıda da 1882'de Ermeni gazeteleri ile okulları kapatılmış, 1903'de ise bu kez Ermeni kilisesi, kurum ve
değinildiği gibi, her isyanın bastırılması yeni bir "katliam" olarak sunulmuştur. okullarının mal varlığına el konulmuştur. Özede, Rus Dışişleri Bakam Lebonof Rostowski'nin ünlü
Yakalanan komiteci teröristler yine büyük devletlerin yardımıyla serbest bırakılmışlardır. deyimiyle "Ermenisiz bir Ermenistan" hedef alınmıştır. Bu deyimin, son yıllarda, bazı Ermeni
Zeytun isyanının, Osmanlı Bankası işgalinin ve padişah Abdülhamid'e yapılan suikast girişiminin yazarlarca Osmanlı Yönetimine atfedilmeye çalışıldığı görülmektedir. Bu husus da Ermeni
elebaşları büyük devletlerin müdahaleleriyle ellerini kollarını sallayarak Osmanlı topraklarını propagandasının karakteri hakkında belirgin bir fikir verebilmektedir.
terkedebilmişler, üstelik düzenlenen sahte pasaportlarla yeni cinayetler işlemek üzere tekrar geri
Rusya'nın Ermenilere yaptığı baskı ve zulüm gerek Ermeni, gerek yabancı yazarlarca
dönebilmişlerdir.
ayrıntılarıyla anlatılmıştır. Biz şu iki örneği vermekle yetiniyoruz:
Ancak, gerek Ermeni komitelerinin, gerek büyük devletlerin gözden uzak tuttukları temel bir
Ermeni tarihçi Vartanyan Ermeni Harekatının Tarihi adlı kitabında şunları yazmaktadır:
unsur vardır: Ermeniler adına talep edilen topraklarda yaşayan Ermeniler küçük bir azınlıktır.
"Osmanlı Ermenisi Çarlık Ruşyast Ermenisine göre gelenek, din, edebiyat ve dil itibariyle tamamen
Ermenilerin üzerinde özerk bir Ermenistan kurulmasını istedikleri 6 doğu vilayeti Erzurum,
Bitlis, Elaziz, Diyarbakır ve Sivas'tır. Ermeni toprak istekleri zamanla gelişecek ve Adana, Halep serbestti."
ve Trabzon'u kapsayacaktır. Şimdi, Batı kaynakları içinde doğu illerinde Ermeni nüfusunu en Edgar Granville de "Rus mezalimine karsı Ermenilerin tek sığınağının Osmanlı Devleti
yüksek gösteren Fransız san Kitabım esas alarak bu vilayetlerin nüfus yapıları ile Ermeni olduğunu" kaydetmektedir.
nüfusunun toplam nüfusa oranlarım görelim:
Rusya'nın asıl niyeti Doğu Anadolu'da bir Ermeni Devleti kurulmasını sağlamak değil, bu
toprakları ilhak etmektir. I. Dünya Savaşı içinde yapılan Osmanlı İmparatorluğunun paylaşılması
Toplam nüfus Gregoryen Ermeni Ermeni Oram (%) anlaşmalarında Ermenilerin üzerinde muhtar bir devlet kurmayı hayal ettikleri topraklar Rusya ve
Nüfusu Fransa arasında taksim edilmiştir. Rus Çan de Eçmiyazin Katolikosuna "Rusya'da bir Ermeni
Erzurum 645,702 134,967 20.90 meselesi olmadığını" söyleyerek Rus niyetini açıkça dile getirmiştir.
Bitlis 398.625 131,390 32.96
Ermeni yazar Boryan bu hususu şu sözleriyle isabette teşhis etmiştir.
Van 430,000 80,798 18.79
Elazığ 578,814 69,718 12.04 "Çarlık Rıtşyası hiçbir tornan Emeni muhtariyetim sağlamak istememiştir. Bu nedenle Ermeni
Diyarbakır 471,462 79,129 16.78 muhtariyeti için çalışan Ermeniler aslında Rusya'nın Doğu Anadolu'yu ek geçirmesi için Çarlık
Sivas 1,086,015 170,433 15.68 ajanı olarak faaliyet göstermişlerdir."
Adana 403,539 97,450 24.14 Öyle ise, Ruslar Ermenileri yularca aldatmışlar ve Ermeniler boş bir hayal peşinde
Halep 995,758 37,999 3.81 koşmuşlardır.
Trabzon 1,047,700 47,200 4.50
TÜRKLER ERMENİLERİ 18901ARDAN 25
24 ERMENİ SORUNU İTİBAREN KATLETMEYE Mİ GİRİŞMİŞLERDİR?
SORU 5: "SOYKIRIM" TERÎMÎ NE ANLAMA GELMEKTEDİR? SORU 6: TÜRKLER ERMENİLERİ 1915'BE PLANLI VE SİSTEMLİ BÎR SOYKIRIMA TABİ
TUTMUŞLAR MIDIR?
Bu terim belli tanımı olan bir suça ilişkindir ve o tanım ikinci Dünya Savaşından sonra I. Dünya Savaşının başlaması ve Osmanlı Devletinin 1 Kasım 1914'de itilaf Devletlerine
hazırlanarak Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 9 Aralık 1948 günlü kararıyla onaylanıp 11 Ocak karşı Almanların yarımda savaşa girmesi Ermenilerce büyük bir fırsat olarak görülmüştür. Louse
1951'de yürürlüğe giren "Sihrimin Önlenmesine ve Cezalandırılmasına ilişkin Söyleşme" adlı Nalbandian'ın belirttiği gibi, "Ermeni komiteleri için ivedi hedeflerini gerçekleştirecek topyekün
uluslararası bir sözleşmeyle yapılmıştır. Türkiye bu sözleşmeyi imzalayıp onaylamıştır. ayaklanmayı başlatmanın en uygun gamanı Osmanlıların savaş halinde olduğu yamandı." ***

Anılan sözleşmede soykırımı suçunun tanımlanması üç unsur içermektedir. Her şeyden Komitelerin I. Dünya Savaşında faaliyete geçmesinden kuşkulanan Osmanlı Hükümeti,
önce ulusal, etnik, ırki veya dini bir grup bulunmalıdır. Sonra bu grup, sözleşmede sayılan "grup savaş öncesinde, 1914 Ağustosunda Erzurum'da Taşnak yöneticileriyle bir toplantı yapmıştır.
mensuplarının öldürülmesi" eyleminden "bir grubun çocuklarının başka bir gruba zorla nakledilmesi" Taşnaklar bu toplantıda Osmanlıların savaşa girmesi halinde sadık vatandaşlar olarak Osmanlı
ne kadar uzanan ve "grubun fiyik varlığını sona erdirecek yaşama koşullarına tabi tutulması" orduları safında görevlerini yerine getirecekleri vaadinde bulunmuşlardır. Bu vaatlerini
tutmamışlardır, zira bu toplantıdan önce Haziran ayında yine Erzurum'da düzenlenen Taşnak
eylemim de içeren bazı muamelelere tabi tutulmalıdır. Fakat bu suçun üçüncü unsuru daha
Kongresinde Osmanlı Devletine karşı mücadelenin sürdürülmesi kararlaştırılmıştır. ^
önemlidir. Söz konusu grubu "kısmen veya tamamen yok etme kastı”nın mevcut olması gerekir.
Rusya Ermenileri de Rus ordusuyla birlikte Osmanlı Devletine saldırma hazırlıklarına
Bu kilit ibare savaşlara, isyanlara vs. ilişkin başka amaçların sonuçlan olan diğer "adam başlamışlar, Eçmiyazin Katolikosu ile Karkas Genel Valisi Vranzof-Daşkof arasında "Rusya'nın
öldürme”den, soykırımı ayırt eder. Adam öldürme fiili ulusal, etnik ırki veya dini bir grubun Osmanlılara Ermeniler için yapılacak İslahatı uygulattırması karşılığında, Rusya Ermenilerinin
üyelerini sırf bu grubun üyeleri oldukları için açık veya örtülü bir şekilde yok etmeyi hedef aldığı kayıtsız şartsız; Rusya'yı desteklemeleri" yolunda mutabakata varılmış, ^' Katolikos daha sonra
zaman soykırımına dönüşür. Sayılarının büyüklüğü, ancak gruba yönelik böyle bir kastan belirtisi Tiflis'de Çar tarafından kabul edilmiş ve Çar'a "Anadolu'daki Ermenilerin kurtuluşunun ancak Türk
olarak ele alınabilirse anlam kazanır. Bu nedenledir ki, Vietnam savaşına ilişkin Russel egemenliğinden ayrılarak ö%erk bir Ermenistan teşkil etmeleri ve bu Ermenistan'ın Rusya'nın
Mahkemesi vesilesiyle soykırımından sözeden Sartre'ın dediği gibi, böyle bir kasan örtülü bile himayesiyle mümkün olabileceğini" bildirmiştir. &) Rusya'nın niyeti ise Ermenileri kullanarak Doğu
olsa varlığını kanıtlamak için objektif olayları incelemek gerekir. ^ Anadolu'yu ilhak etmektir.
Rusya'nın Osmanlılara savaş ilan etmesi üzerine Taşnak Komitesi, yayın organı Horizon'da
şu bildiriyi yayınlamıştır:
"Ermeniler en küçük bir tereddüt göstermeden itilaf Devletlerinin yanında yer almışlar, bütün
güçlerini Rusya'nın emrine vermişler, ayrıca gönüllü alayları teşkil etmişlerdir1^'
Taşnak Komitesi örgütüne de şu talimatı vermiştir:
"Ruslar sınırı geçtiklerinde ve Osmanlı orduları geri çekilmeye başladıklarında her yerde isyanlar
çıkarılmalı, Osmanlı orduları bu suretle iki ateş arasına alınmalıdır. Osmanlı ordularının ilerlemesi
halinde ise Ermeni askerler silahlarıyla birlikte kıtalarını terkedecek ve çeteler teşkil edip Ruslarla
birleşeceklerdir." *"'
(23) Sosyal Mümtaz, Orly Saldırısı Davası 19 Şubat-2 Mart 1985, Şahit ve Avukat Beyanları, Ankara Üniversitesi (24) NALBANDIAN, Louise; a.g.e., Sayfa : 111.
Siyasal Bilgiler Fakültesi 1985, sayfa : 8. (25) Ermeni Komnitelmerinin Amal ve Harekât-i İhtilâliyesi, İstanbul, 1917, Sayfa 144-146.
(26) TCHALKOUCHIAN, Gr.; Le Livre Rouge, Paris, 1919, sayfa 12.
(27) TCHALKOUCHIAN, Gr, a.g.e.,
(28) URAS, Esat; a.g.e., sayfa 594.
(29) HOCAOĞLU, Mehmet; Tarihte Ermeni Mezalimi ve Ermeniler, istanbul, 1976, sayfa 570-571.
TÜRKLER ERMENİLERİ. 1915'DE PlAHU VS 27
SİSTEMLİ BİR SOYKIRIMA TABİ TUTMUŞLAR MIDIR?
Hınçak Komitesi de örgütüne gönderdiği talimatta, "komitenin bütün gücüyle mücadeleye eline düşmüştür. Rus Çarı II. Nikola Van'daki Ermeni komitesine 21 Nisan 1915'de bir telgraf
katılarak itilaf Devletlerinin ve özellikle Rusya'nın müttefiki sıfatıyla Ermenistan, Kilikya, Kafkasya göndererek, "Rusya'ya yaptığı hizmetler nedeniyle teşekkür etmiştir" ABD'de yayınlanan Ermeni
ve Azerbaycan'da zaferi temin için her türlü vasıta ile İtilaf Devletlerine yardım edeceğini" gazetesi Goçnak 24 Mayıs 1915 tarihli sayısında "Van'da yalnızca 1. 500 Türk'ün kaldığım"
bildirmiştir. '30^ iftiharla bildirmiştir.
Osmanlı Meclisinde Van mebusluğu yapan Papazyan ise bir bildiri yayınlayarak, Taşnak temsilcisinin 1915 Şubatında Tiflis'de toplanan Ermeni Milli Kongresinde yaptığı
"Kafkasya'da gönüllü Ermeni alaylarının ha%ır bulundurulmasını, bunların Rus ordularının öncüleri konuşmada, "Rusya'nın Osmanlı Ermenilerini silahlandırmak, hasırlamak ve isyanlar
olarak Ermenilerin yaşadıkları bölgelerdeki kilit noktaları ele geçirmelerini ve Anadolu topraklarında çıkarmalarını sağlamak için savaştan önce 242.900 ruble verdiğini" söylemesi, ™ Rus-Ermeni
ilerleyecek Ermeni alayları ile hemen birleş ilmesini" istemiştir. * ' ittifakı ve Ermeni komitelerinin savaş öncesinde nasıl bir hazırlık içinde olduklarım bütün
Bütün bu emirler fazlasıyla yerine getirilmiş, Rus kuvvetlerinin Osmanlı ve Rus açıklığıyla gösterecek niteliktedir.
Ermenilerinden kurulmuş gönüllü alayları öncülüğünde Doğu'dan Osmanlı topraklarına girmesiyle Ermeniler, bu ayaklanmaları ve faaliyeti, Osmanlıların tehcir kararı üzerine .girişilen bir
birlikte Osmanlı ordularındaki Ermeniler (burada II. Meşrutiyet döneminde çıkarılan bir yasa ile meşru müdafaa olarak takdim etmek alışkanlığındadırlar. Oysa ortada henüz alınmış bir tehcir
Ermenilerin askere alınmalarının kabul edildiğini hatırlatalım) silahlarıyla firar ederek Rus karan yoktur ve isyanlar tehcirin değil, tehcir isyanların sonucudur.
kuvvetlerine katılmışlar ya da çeteler kurmuşlar, yıllardır Ermeni ve misyoner okul ve kiliselerinde
saklanan silahlar ortaya çıkarılmış, askerlik şubeleri basılarak yeni silahlar sağlanmıştır. Bütün bunlar olup biterken İngiliz ve Fransız donanmaları Çanakkale Boğazım zorlamakta,
Silahlanan bu çeteler komitelerin "kurtulmak istiyorsan, önce komşunu öldür" talimatı üzerine Osmanlı orduları Galiçya'dan Doğu Anadolu ve Irak'a kadar çeşitli cephelerde düşman
erkekler cephelerde olduğu için savunmasız kalan Türk şehir, kasaba ve köylerine saldırarak kuvvetleriyle çarpışmaktadırlar.
katliama girişmişler, Osmanlı kuvvetlerini arkadan vurmuşlar, Osmanlı birliklerinin harekatım Osmanlı Hükümeti bu durum karşısında, önce Ermeni Patriği, mebusları ve önde
engellemişler, ikmal yollarım kesmişler, yaralı konvoylarım pusuya düşürmüşler, köprü ve yollan gelenlerini çağırarak Ermenilerin Müslümanları katletmeye devam etmeleri halinde gerekli
imha etmişler, şehirlerde ayaklanarak Rus işgalini kolaylaştırmışlardır. önlemleri alacağım bildirmekle yetinmiş, bu sonuç vermeyince 24 Nisan 1915'de Ermeni
Rus kuvvetleri saflarındaki Ermeni gönüllü alaylarının yaptıkları zulüm o kadar ağır komitelerini kapatmış ve yöneticilerinden 235 kişiyi devlet aleyhine faaliyette bulunmak suçundan
olmuştur ki, Rus komutanlığı bazı Ermeni birliklerini cepheden uzaklaştırarak geri hatlara tutuklamıştır.
sevketmek zorunluluğunu hissetmiştir. O dönemde Rus ordusunda görev yapan bazı subayların Dışarıdaki Ermeni toplumlarının her yıl "katliam" yıldönümü diye andıkları 24 Nisan işte bu
hatırau bu zulme bütün açıklığıyla tanıklık etmektedir.l ' 235 İtişinin tutuklandığı tarihtir.
Ermeni katliamı yalnızca Türkleri hedef almamış, Trabzon dolaylarındaki Rumlar ve Hakkari
Osmanlı Hükümeti maruz kaldığı bu büyük iç ve dış tehlikeler nedeniyle benzer tehlikelerle
dolaylarındaki Museviler de Ermeni çetelerince katledilmişlerdir. ^ Ermeni komitelerinin amacı bu
karşılaşan tüm ülkelerin almakta tereddüt göstermeyeceği bir önleme başvurarak, savaş bölgeleri
topraklar üzerinde yaşayan Ermeniler dışındaki bütün unsurları yok etmek ya da göçe zorlamak
yakınlarındaki Ermenileri daha güneydeki Osmanlı topraklarına, Suriye'ye tehcir etmiştir.
ve böylece kurulması hayal edilen Ermeni Devletinde Ermenilerin çoğunlukta olmalarım
Muvakkat Kanunun tarihi 27 Mayıs 1915'tir.
sağlamaktır.
Ermeni tarihçi Leo'nun da belirttiği gibi, Osmanlı Hükümeti "Rus kışkırtmalarına kapılarak
Rus kuvvetleriyle birlikte sınırı ilk geçen Ermeni birliklerinin basında Armen Garo lakabıyla
ve Rus silahlarına güvenerek karışıklık ve isyanlar çıkaran Ermeni komiteleri karşısında kendi
tanınan eski Osmanlı mebusu Karekin Pastırmacıyan bulunmaktadır. Yine eski mebuslardan
varlığını korumak hakkını kullanmıştır"
Murad lakabıyla bilinen Hamparsum Boyacıyan Ermeni çetelerinin başında cephe gerisinde Türk
kasaba ve köylerine saldırmakta ve "Ermeni milleti irin tehlike teşkil ettiklerinden Türk çocuklarının Üstelik tehcir bir cezai işlem değil, güvenlik nedenleriyle belirli bir grubun belirli bk yerde
dahi öldürülmesini" emretmektedir. Bir diğer eski mebus Papazyan çeteleriyle Van, Bitlis ve Muş ikamete mecbur edilmesidir. Bk savaş halinde düşman ile işbirliği yaptığı sabit olmuş ve üstelik,
dolaylarım kasıp kavurmaktadır. ... bu işbirliği bk iftihar vesilesi olarak gören topluluklarının, zararlı faaliyetlerinin önlenmesi
bakımından belkk bölgelerde mecburi ikamete tabi tutulmaları itiraz edilecek bk husus da olmasa
Rus Kuvvetlerinin 1915 Mart ayında bu kez Van yönünde harekata geçmeleri üzerine 11
gerektir. Bu tedbir II. Dünya Savaşında bile bütün devletlerce uygulanmıştır.
Nisan'da Van'da geniş çapta bir Ermeni isyanı başlamış, bu isyan sonucu Van Rusların
Kaldı ki, Osmanlı Hükümeti Ermenilerin tehcir sırasında zarar görmelerini önlemek için
somut bk gayret de göstermiştir. Bu amaçla yayınlanan örnekler bunun belirgin kanındır:
(30) Ermeni komitelerinin Amal ve Harekât-i lltilmâlyesi, sayfa 151-153.
(31) URAS, Esat; a.g.e., sayfa 596-600.
(32) Örneğin "Journal de Guerre du Deuxieıne Regiment d'Artillerie de Forteresse Russe d'Erziroum. 1919".
(33) SCHEMSI, Kara; al.g.e., sayfa 41-49. (34) URAS, Esat; a.g.e., sayfa 604.
28 ERMENİ SORUNU TÜRKLER ERMENİLERİ 1915'DE PLANU VE 29
SİSTEMLİ BİR SOYKIRIMA TABİ TUTMUŞLAR MIDIR?
"Bahsi geçen kasaba ve köylerde yerleşik ve nakli gereken Ermenilerin yeni yerleşme bölgelerine Osmanlı İmparatorluğu’na zorla kabul ettirilmiş olan Sevr Antlaşması'na göre Osmanlı
hareket ettirilmeleri ve yolculukları sırasında rahatları sağlanmak, canlan ve malları korunmalıdır, Hükümeti'nin "katliamlarla" suçlanan kişileri Müttefik Kuvvetlere teslim etmesi gerekiyordu. Bunu
varışlarından yeni yurtlarına tamamıyla yerleşmelerine kadar iaşeleri mülteci tahsisatlardan müteakip, 144 üst düzey Osmanlı yetkilisi tutuklandı ve sınır dışı edilerek İngiltere tarafından Malta
karşılanmalıdır; bunlara daha önceki mali durumları ve hali hazır ihtiyaçlarına göre mal ve toprak adasına sürgüne yollandı. Tutuklamalara yol açan bilgiler çoğunlukla yerel Ermeniler ve Ermeni
dağıtılmalıdır; ihtiyaç sahipleri için Hükümet evler yapmalı, çiftçi sahibi zanaatkarlara tohum, alet, Patrikliği tarafından sağlanmıştı. Sürgündekiler Malta'da göz altında tutulurken, Osmanlı
teçhizat temin etmelidir" ^ İmparatorluğu'nun başkenti İstanbul'da bulunan ve burada mutlak yetkiye ve güce sahip İngiliz
işgal Kuvvetleri de sürgündekiler hakkında suçlamada bulunmak üzere her yerde kanıt
"Bu emrin tamamıyla Ermeni isyancı komitelerinin genişlemesine karşı bir önlem olması nedeniyle,
aramaktaydı.
Müslüman ve Ermeni gruplarının karşılıklı katliama girişimlerine yol açacak şekilde yerine
getirilmesinden kaçınılmalıdır." ingiliz ve Osmanlı arşivlerindeki dokümanter kanıtların incelenmesini İngilizlerce göreve
atanmış bir Ermeni bilim adamı olan Haig Khazarian yürüttü. Ne var ki Osmanlı Hükümeti'nin ve
'Yeniden yerleştirilen Ermeni gruplarına refakat etmek üzere özel görevliler temini için düzenlemeler
Malta'ya sürülen Osmanlı görevlilerinin Ermenilerin öldürülmesi yönünde emir verdiklerini veya
yapılacak, bunların yiyecek ve diğer ihtiyaçları sağlanacak, bu amaçla gerekecek harcamalar
teşvik ettiklerini gösteren herhangi bir kanıt bulamadı.
göçmenlere ayrılan hükümet tahsisatından karşılanacaktır1^'
Bunun üzerine, İngiltere Dışişleri Bakanlığı, Amerikan Hükümeti'nin mutlaka
"Göçmenlerin yolculukları sırasında varış yerlerine kadar gerekli iaşeleri sağlanmalıdır... Yoksul "katliamlar" zamanında derlenmiş çok sayıda dokümanter kanıta sahip olduğunu düşündü.
göçmenlere yerleşebilmeleri için kredi verilmelidir. Yolculuk halindeki kişiler için kurulan kamplar Doğrusu, eğer iddia edilen katliamlar 1915-1917 yıllan arasında meydana geldiyse
muntazaman denetlenmelidir, bu kişilerin refahı için gerekli önlemler alınmak, ayrıca asayiş ve Amerikalıların çok sayıda dokümana sahip olmaları gerekiyordu. Zira, o dönemde Amerikan
güvenlikleri sağlanmalıdır. Yoksul göçmenlere yeterli yiyecek verilmeli ve sağlık durumları hergün diplomatik ve konsolosluk görevlileri Türkiye'de serbestçe görevlerini yerine
doktor tarafından denetlenmesidir... Hasta, kadın ve çocuklar trenle, diğerleri ise dayanıklılıklarına getirmekteydiler. Dahası, aynı zamanda birçok yerde faaliyet gösteren ve misyonerlerden
göre katırla, araba içinde veya yaya olarak gönderilmelidir. Her konvoya bir müfreze muhafız oluşan Nearest Relief Society adlı Amerikan yardım kuruluşuna Osmanlı Hükümeti'nce
refakat etmek, her konvoyun yiyecek malzemeleri varış yerine kadar korunmalıdır. . , Kamplarda tehcir esnasında yardım faaliyetlerini yerine getirme müsaadesi verilmişti. Dolayısıyla işlenen
veya yolculuk sırasında göçmenlere karşı bir saldırı vuku bulursa, bu saldırılar derhal suçlara tanıklık etmiş ve Osmanlı resmi görevlilerine karşı kullanılabilecek mahiyette birçok
püskürtülmelidir. '<37) kanıt toplamış olmaları gerekirdi. -'.
Ermenilerin Doğu Anadolu'daki çarpışmalar ve tehcir sırasında kayıplar verdikleri Böylece, İngiliz Dışişleri Bakanlığı ümitsizlik içerisinde dikkatini Washington'da bulunan
doğrudur, esasen bunu kimse inkar etmemektedir. Bir dünya savaşı, bir ayaklanma ve isyan ve Amerikan arşivlerine çevirdi. 31 Mart 1921 tarihinde Lord Curzon İngiltere'nin Washington
bunun sonucu bir tehcir söz konusudur. Savaştan kaynaklanan genel asayişsizlik ortamı ve şahsi Büyükelçisi Sir A.Geddes'e aşağıdaki telgrafı gönderdi:
kin ve intikam duygulan tehcir edilen kafilelerin birtakım saldırılara uğramasına neden olmuştur.
'Malta'da, Majestelerinin Hükümeti'nin eknde, Ermeni katliamlarına suç ortaklığı ettikleri
Hükümet bu durumu elinden geldiğince önlemeye çalışmış ve sorumlu gördüğü kimseleri de
iddiasryla tutuklu Türkler bulunmaktadır. Suç kanıtı saptamakta önemli ölçüde güçlük var..
cezalandırmıştır. Öte yandan, savaş günlerinin güç koşullarını, araç, yakıt, gıda, ilaç ve diğer
Lütfen Amerika Birleşik Devletleri'nin elinde soruşturma amaçlı olarak bir değeri olabilecek
imkanların yetersizliğini, ağır iklim şartlarını ve tifüs gibi salgın hastalıkların yol açtığı tahribatı da
herhangi bir kanıt bulunup bulunmadığını araştırıp belirleyiniz-"
göz ününde tutmak gerekir. 90 bin kişilik bir Osmanlı kolordusunun Doğu cephesinde soğuk ve
hastalıktan kırıldığı unutulmamalıdır. Cephelere uzak bölgelerde, hatta başkent İstanbul'da bile Washington'daki İngiliz Büyükelçiliği bu telgrafa 13 Temmuz 1921 tarihli aşağıdaki yanıü
gönderdi:
feci sıkıntılar çekilmiştir. Bu koşullar ve sıkıntılar yalnız Ermeniler için değil, bütün Osmanlılar için
eşit şekilde geçerlidir ve uğranılan acılar herkes için ortak acılar olmuştur. "Sayın Lordum, ekibimin bir mensubunun Amerikan Dışişleri Bakankğı'm zbant etmi§ olduğunu
Ermeni propaganda ve terör odaklarının bugün "XX. yüzyılın ilk soykırımı" diye ilan ettikleri size bildirmek onuruna sahip oldum. Bu katliamlar hususunda Birleşik Devletler Konsoloslarının
vermiş olduğu raporları görmesine izin verilmiş...
olayın aslı işte bundan ibarettir.
Saygılarımla bildiriyorum ki Lordum, bu raporlar içerisinde Türklere karşı kanıt olarak
Birinci Dünya Savaşı sonrası, 1919–1922 yılları arasında Osmanlı resmi görevlilerine karşı
kullanılabilecek mahiyette hiçbir husus bulunmamaktaymış..."
yürütülen yasal sürecin bir parçası olarak Ermeni iddiaları araştırılmıştır. Yenik
Soruşturmaların sonucunda Ermeni iddialarını destekleyecek hiçbir kanıt bulunamadı.
(35) 1915 Mayıs tarihli Bakanlar Kurulu Talimatı, Başbakanlık Arşivi, İstanbul Meclis-i Vükelâ Mazbataları, Cilt Malta'daki iki yıl dört ay süren tutukluluk döneminin ardından sürgün olan tüm Osmanlı yetkilileri
198, Karar No: 1331/163. yargılanmadan serbest bırakıldılar ve göz altında tutulan bu kişilere tazminat ödenmedi.
(36) ingiliz Dışişleri Arşivi, 371/9158/E 5523.
(37) İngiliz Dışişleri Arşivi, 371/9158/5523.
30 ERMENİ SORUNU TÜRKLER ERMENİLERİ 1915'DE PLANLI VE SİSTEMLİ 31
BİR SOYKIRIMA TABİ TUTMUŞLAR MIDIR?
SORU 7: TALÂT PAŞA'NIN SOYKIRIMI EMREDEN GİZLİ TELGRAFI VAR İngilizler Malta'ya sürdükleri sanıklar aleyhine her yerde belge ve tanık aramaya
MIDIR? girişmişler, Osmanlı Hürriyet ve itilaf Hükümetinin de yardımlarına rağmen hiçbir belge
bulamamış, bunun üzerine ABD arşivlerine müracaat edilmiştir. Bu arşivlerde de katliam
iddialarını kanıtlayacak hiçbir belge bulunamamıştır.
"Soykırım" iddiasını bir Osmanlı politikasına bağlamaya heveslenen Ermeni propagandası, Washington'dald İngiliz Büyükelçiliği bu konuda İngiliz Dışişlerine şu cevabı göndermiştir:
bir de bu yönde alınmış bir karar olduğunu kanıtlamak zorundadır. Bunun için de bir formül
"Malta'da tutuklu bulunan Türkler aleyhine delil olarak kullanılabilecek hiçbir şey olmadığını
bulunmuş ve Talat Paşa'ya atfedilen ve General Allenby komutasındaki Kuvvetlerce Halep'de ele
geçildiği ileri sürülen bir takım telgraf örnekleri ortaya çıkarılmıştır. Bu telgrafların Naim Bey adlı bildirmekten üzüntü duyuyorum. Yeterli delil oluşturabilecek hiçbir somut vakıa mevcut değildir.
bir Osmanlı memurunda bulunduğu ve İngiliz işgalinin öngörülenden daha kısa sürede Sö'zkonusu raporlar, hiç bir surette, Türkler hakkında Majesteleri Hükümetinin halen elinde
gerçekleşmesi nedeniyle Osmanlılarca imha edilemediği iddia olunmaktadır. bulunan bililerin takviyesinde yaralı olabilecek delilleri bile ihtiva eder görünmemektedir. "^
İngiliz Dışişleri bu cevap karşısında ne yapılması gerekeceğini İngiliz Kraliyet Savcılığına
Aram Andonian adlı bir Ermeni yazar bu telgrafların örneklerini 1920'de Paris'de
sormuştur. Savcıkğın yanıtı şöyledir:
yayınlamış, (38' ayrıca Talat Paşa'yı Berlin'de kadeden Tehlirian'ı yargılayan mahkemeye de
vermiştir. Mahkemede bunlardan 5'i söz konusu edilmiş, ancak delil olarak kabul edilmedikleri "Şimdiye kadar hiç bir şahitten, tutuklular hakkında yapılan suçlamaların doğruluğunu
gibi, otantik olup olmadıkları da herhangi bir karara bağlanmamıştır. kanıtlayabilen bir ifade alınmış değldir. Esasen herhangi bir şahit bulunup bulunmayacağı da belli
değildir... <"> :
Diğer Ermeni iddiaları gibi, bu iddianın da gerçekle bir ilgisi yoktur. Zira,
Sonuç olarak, Malta'daki tutuklular, kendilerine hiçbir suçlama dahi yöneltilmeden ve
a) Bu telgraflar 1922'de İngiltere'de Daily Telegraph gazetesinde yayınlanmıştır. & duruşma yapılmaksızın 1921 sonlarında serbest bırakılmışlardır. İngilizler belge aramakla meşgul
İngiliz Dışişleri Bakanlığı bunun üzerine durumu işgal komutanlığından soruşturmuş ve iken Andonian'dan kaynaklanan telgraflar bilinmektedir. İngilizlerin bu telgraflara rağbet
sonunda bu belgelerin Allenby kuvvetlerince bulunmadığı, Paris'deki bir Ermeni grubunca etmemeleri bunların uydurma olduklarını bilmelerindendir.
icad edildiği anlaşılmıştır.
d) Andonian'ın belgelerinin sahte olduğuna dair kanıtlar aşağıdaki şekilde sıralanabilir:
b) Telgrafların kaleme alınış şekli ve yazıldıkları kağıtlar Osmanlı belgeleri 1. Andonian, yaptığı sahte belgelerin "gerçek Osmanlı belgeleri" olduğunu kanıtlamak için,
olmadıklarını açıkça göstermektedir.
sözkonusu belgelerdeki Halep Valisi Mustafa Abdülhalik Bey'in imzasına.dayanmıştır. Ancak,
c) İngilizler ve Fransızlar İstanbul'un işgalinden sonra Ermenilere karşı girişilen halihazırdaki arşivlerde bulunan Mustafa Abdülhalik Bey'in imzasını taşıyan bir çok belge
"katliamın" sorumlularını cezalandırmak amacıyla tutuklamalara girişmişler, Osmanlı incelendiğinde, Andonian belgelerindeki imzanın sahte olduğu ortaya çıkmaktadır.
Hürriyet ve itilaf Hükümeti, İttihat ve Terakki Partisi ve yöneticilerine olan düşmanlığı 2. Andonian'ın Mustafa Abdülhalik Bey'in imzasının taşıyan sahte belgelerinin bir
nedeniyle işgal kuvvetlerine bu hususta elinden gelen her türlü yardımı yapmıştır. tanesinde bir tarih yer almaktadır. Ancak, dönemin İçişleri Bakanlığı ve Halep Valiliği arasındaki
Tutuklananlardan bir kısmı İstanbul'da yargılanmış, bir kısmı ise Malta'ya sürülmüştür. yazışmalara ilişkin asıl belgeler incelendiğinde söz konusu tarihte Halep Valisinin Mustafa
Abdülhalik Bey değil Bekir Sami Bey olduğu görülmektedir.
İstanbul'daki mahkeme İttihat ve Terakki'nin firardaki 4 yöneticisini gıyaplarında idama
mahkum etmiş, ayrıca 3 kişiyi daha idam cezasına çarptırmıştır. Bu son idam cezalarının yalancı 3. Dolayısıyla, Andonian'ın sahte belgeleri şunu kanıtlıyor ki, Andonian ya Müslüman Rumi
tanıkların ifadelerine dayanılarak verildiği daha sonra açığa çıkmıştır. takvimi ile Hristiyan takvimi arasındaki farklardan tamamen habersizdi, ya da belgeleri
hazırlarken bu farklar gözünden kaçmıştı. Dikkatsizliği sonucu tarihlerde ve referans
numaralarında yaptığı hatalar belgelerin sahte olduğu konusunda şüpheye yer bırakmamaktadır.
(38) ANDONİAN, Aram; Documents Officiels concernanl les Massacres Arminiens, Paris 1920. Imprimeria (40) Washington'daki İngiliz Büyükelçiliği, R.C.b Crdaigie'den Lord Jurzon'a 13 Temmuz 1921; İngiliz Dışişleri
Tubabian. Arşivi, 371/6504/8519.
(39) Daily Telegraph, 29 Mayıs 1922. (41) 29 Temmuz 1921, İngilizç Dışişleri Arşivi, 371/6504/E8745, 371/6504/E8745.
32 . ERMENİ SORUNU TALAT PAŞA'NIN SOYKIRIMI EMREDEN 33
GİZLİ TELGRAFİ VAR MIDIR?
4. Dönemin İçişleri Bakanlığının "giden şifre" kayıtları ayrıntılı olarak incelendiğinde 12. Son olarak, Ermenilerin sözcüleri olarak hareket eden, Ermeni çevrelerle yakın ilişkiler
Bakanlığın şifre kayıt tarih ve numaralan ile Andonian'ın sahte belgelerinde yeralan tarih ve içindeki bazı yazarlar bile, Andonian belgelerinin gerçeklikleri üzerinde şüphelerini dile
numaralandırma sistemi arasında hiçbir benzerlik olmadığı, Andonian'ın sözde "şifreli telgrafın ile getirmektedirler.
dönemin İçişleri Bakanlığının Halep'e gönderdiği gerçek şifreli telgraflar arasında bir ilişkinin
bulunmadığı ortaya çıkmaktadır. Kısacası, meşhur "Takt Paşa Telgrafları" Andonian ve çevresi tarafından uydurulmuş
aldatmacadan başka bir şey değildir
5. Andonian'ın "şifreli telgraflarının" Türkçe "orijinalleri" ile dönemin Osmanlı şifreli
mesajlan karşılaştırıldığında, görülmektedir ki, kullanılan şifre sistemleri arasında da herhangi bir
bağlantı bulunmamaktadır. Andonian belgelerini gerçek gibi göstermek için hiç kullanılmayan,
mevcut olmayan yeni bir şifreleme metodu kullanmıştır. Sahte belgelerin üstlerindeki tarihlerden
Osmanlıların 6 ay boyunca aynı şifreleme yöntemini kullanmış oldukları sonucu çıkar ki, bu
imkansızdır. Zira o dönemde yayınlanan bir genelge ile savaş yıllarında kullanılan şifreleme
yönteminin 2 ayda bir değiştirilme zorunluluğu getirildiği ve bunun uygulanmakta olduğu
kanıtlanmıştır. '

6. Andonian'ın iki sahte belgesinde yer alan Besmele'nin acemice yazılış şekli de gerçek
belgelerdekilerle karşılaştırıldığında Andonian'ın belgelerinin sahte olduğuna delalet etmektedir.
Bu acemice yazım şekli, Osmanlılarda Müslüman olmayanların-Osmanlıcayı bilseler bile-
Besmeleyi yazışmalarında hiç kullanmamış olmalarından kaynaklanmış olabilir.

7. Andonian'ın birçok sahte belgesinde yer alan cümle yapılan ile gramer yanlışlarının
bir Osmanlı görevlisince gerçekleştirildiğini kabul etmek güçtür. Aynı şekilde, önemli
Osmanlı görevlilerince kullanıldığı iddia edilen bir çok deyim ve ifadenin herhangi bir
Osmanlı Türkü tarafından bile kullanılması mümkün değildir. Türklerin suçlarını kendi
ağızlarından itiraf ettiklerini kanıtlama cabası içerisindeki Andonian bu hususu da gözden
kaçırmıştır.

8. Sahte belgeler, iki tanesi hariç, üzerlerinde dönemin Osmanlı bürokrasisinin


kullandığı resmi sembollerin hiçbiri bulunmayan düz beyaz kağıda yazılmıştır. Sahte
belgelerden birinin, Osmanlıların özel yazışmalarda bile kullanmadıkları çizgili kağıda
yazılmış olduğu, diğer iki belgenin de herhangi bir Osmanlı Postanesinden alınabilen boş
telgraf formlarına yazıldığı görülmektedir.

9. İngilizlerin, Ermeni olaylarından sorumlu tuttukları Osmanlı görevlileri aleyhinde


kullanılabilecek belgeler bulmak için yoğun çaba sarfettikleri bir dönemde, İngilizce
edisyonu bulunmasına rağmen Andonian dokümanlarını kullanmamış olmaları İngiliz
Hükümetinin belgelerinin sahte olduğunu kanısını taşıdığını göstermektedir.
Aram Andonian tarafından yazılmış olan 18 Şubat 1331 (2 Mart 1916) tarihli bir mektup. Mektup bir M üslüman tarafından
10. Andonian tarafından uydurulan belgeler eğer varolmuş olsalardı, çok gizli ibaresi
yazılmış olamayacak bir şekilde kaleme alınmış "Bismillah" ibaresi ile başlıyor. Ancak sahtekar Andonian en büyük hatasını tarihte
taşımalarından dolayı telgraf yoluyla değil kurye vasıtasıyla gönderilmeleri ve dosyalarda üç yıl yapıyor. Osmanlı Rumi takvimi Gregorien takvimine çevrilirken dikkate alınması gereken 13 günlük farkı gözden kaçıran Andonian bu
boyunca tutulmak yerine okunur okunmaz yok edilmeleri gerekirdi. konuda bilgi sahibi olmadığını ortaya koymuş. Yukarıdaki mektubuna koyduğu tarihi tam bir yıl şaşırarak, 1330(1915) yerine 1331(1916)
yazmış. Mektubun içeriği 1915 operasyonunun uzun süreli bir planlamayla hazırlanmış bir tehcir olduğunun sözde kanın olarak ileri
11. Andonian'ın kitabının İngilizce ve Fransızca baskıları arasında, baskı veya tercüme sürülmektedir. W)
yanlışlıklarından kaynaklanmış olamayacak kadar önemli bir çok farklılıklar vardır.
(42) Feigl, Erich, A.Myth of Terror, Edition zeitgeschichten-Freilassing-Salzburg, 191 p. 85.
34 ERMENİ SORUNU
TALAT PAŞA'NJN SOYKIRIMI EMREDEN 35
GİZLİ TELGRAFI VAR MIDIR?
e) Talat Paşa'nın Ermenilerin katledilmesini emrettiği ileri sürülen telgrafıyla aynı
tarihlerde gönderdiği başka gizli telgraflar da vardır. Bu telgraflar tehcir sırasında suç
işleyecek görevlilerin cezalandırılmasına ilişkindir. Bir yandan Ermenilerin "katli" istenirken,
diğer yandan da bu "katliamı" yapacak görevlilerin cezalandırılmaları talimatının verilmesinin
SORU 8: HAYATLARINI KAYBEDEN ERMENİLERİN SAYISI 1,5 MİLYON
izahı yoktur.
MUDUR?
t) Neareast Relief Society adlı Amerikan yardım kuruluşunun tehcir sırasında Ermenilere
yardım etmek üzere Anadolu'da görev yapmasına Osmanlı Hükümetince izin verilmiştir. ABD'nin
İtilaf Devletlerin sarında Osmanlılara karşı savaşa girmesinden sonra da bu kuruluşun
Anadolu'da kalmasına müsaade olunmuştur. Bu husus ABD Büyükelçisi Elkus'un raporlarına da Ermeninin hayatını kaybettiğini iddia etmektedir.
konu teşkil etmiştir.
Ermeniler bu olaylarda önce 600 bin, sonra 800 bin Ermeninin öldüğünü ileri sürmüşler, bu
Bu durumda, eğer "katliam" emri verilmişse, Amerikan kuruluşunun faaliyet göstermesine sayı daha sonra sürekli olarak arttırılmış ve 1, 5 milyona varılmıştır. Bu açık arttırmanın devam
ve "katliama" tanık olmasına nasıl müsaade edilmiştir, yani, "biz Ermenileri katlediyoruz siz de etmesine ve Ermeni çevrelerinin yarın, öbürgün ölü sayışım 2, hatta 3 milyona çıkarmalarına da
gelin seyredin" mi, denmiştir? Bunu herhalde mantıklı açıklamak imkanı bulunmamaktadır. şaşmamak gerekecektir.

g) İstanbul, Batı Anadolu ve Trakya'da oturan Ermeniler tehcir dışında bırakılmıştır. Hatta Bu açık arttırmaya ne yazık ki ciddiyetleriyle tanınan bazı yayın organları da katılmaktadır.
Orta Anadolu Ermenilerinden bile yerlerinde bırakılanlar olmuştur. Topyekün bir tehcir bile söz Örneğin Encylopedia Britannica'nın 1918 baskısında ölen Ermenilerin sayısı 600 bin olarak kayıtlı
konusu olmadığına göre, "topyekün bir katliam" hiç iddia edilemeyecektir. iken, bu sayı 1968 baskısında 1, 5 milyon olarak belirtilmiştir.

Nihayet, eğer Hükümet Ermenileri topyekün imha etmek niyetinde olsaydı, herhalde Gerçek Ermeni kaybı nedir? Bunu kesin olarak tespit etmeye elbette imkan yoktur. Ancak,
bunu aylarca süren bir tehcir yoluyla ve bütün devletlerin dikkatim üzerine çekerek-değil, ortada esas olarak alınabilecek temel bir veri vardır, bu da Osmanlı Devletinde o dönemdeki
Ermenilerin bulunduktan yerlerde ve özellikle cephelere yakın bölgelerde çok kolay bir Ermeni nüfusudur.
şekilde yapabilirdi.
Osmanlı Devletindeki Ermeni nüfusu hakkında çeşidi rakamlar verilmektedir. Tahmin
Görüldüğü gibi, Ermenilerin sımsıkı sarıldıkları soykırım iddiası da yalandan başka bir şey edilebileceği gibi, Ermeni kaynaklatınca açıklanan ya da bu kaynaklara dayanılarak ileri sürülen
değildir ve bir soykırım hiçbir zaman söz konusu olmamıştır. rakamlar daha yüksektir.

Osmanlı Ermeni nüfusu hakkında bilgileri şöyle bir tablo halinde göstermek mümkündür:

1. Ermeni Patrikhanesinin rakamlarını esas alan


Ermeni asıllı Marcel Leart'a göre ...............................................................2,560,000
2. Ermeni tarihçi Basmacıyan'a göre..................................................................2,380,000
3. Paris Barış Konferansına katılan Ermeni heyetine göre ...............................2,250,000
4. Ermeni tarihçi Kevork Aslan göre....................................................................1,800,000
5. Fransız San Kitabına göre...............................................................................1,555,000
6. Encylopedia Britannica'ya göre.......................................................................1,500,000
7. Ludovic de Constenson'a göre........................................................................1,400,000
8. H. F. B. Lynch'e göre.......................................................................................1,345,000
9. Revue de Paris'ye göre...................................................................................1,300,000
10. Osmanlı istatistiklerine göre ...........................................................................1,295,000
11. İngiliz Yıllığına göre.........................................................................................1,056,000

TÜRKLER BUGÜN DE TÜRKİYE'DEKİ ERMENİLERİ 37 --------------------------------------------------------------------------


BASKI ALTINDA MI TUTMAKTADIRLAR?
Ermeni kaynaklı ve mübalağalı olduğu aşikâr rakamları bir kenara bırakırsak, Batı kaynaklı
rakamların 1. 056. 000 ile 1. 555. 000 arasında değiştiğini ve bunun ortalaması olan 1.300.000'in
fiili nüfus sayımına dayalı Osmanlı istatistikleriyle hemen hemen aynı olduğunu görmekteyiz. Bu
nedenle Osmanlı Ermeni nüfusunun 1. 300. 000 olduğunu söyleyebiliriz.
SORU 9: SEVR ANLAŞMASI HALA GEÇERLİ MLDİR?
Bu tablodan çıkarılacak ilk sonuç toplam Ermeni nüfusu 1. 300. 000 olduğuna göre, 1, 5
milyon Ermeni'nin ölmüş olamayacağıdır. Demek ki, Ermeni propagandasının bu iddiasının da
gerçekle bir ilgisi yoktur. Ermeni propagandası Sevr Anlaşmasının kendileri açısından hala geçerli ve yürürlükte
Öyle ise gerçek Ermeni kaybı yaklaşık ne kadardır? olduğunu iddia etmekte ve buna dayanarak Sevr'de öngörülen "Ermeni topraklarının" Ermenilere
iadesi gerektiğini savunmaktadır.
Talat Paşa İttihat ve Terakki Partisinin son toplantısında Ermeni kaybının 300 bin olarak
tahmin edildiğini söylemiştir. Bu anlaşmayı imzalayan devletlerin, anlaşmanın yürürlüğe giremeden ortadan kalktığını ve
yerini Lozan Anlaşmasının aldığım imzalarıyla tasdik etmeleri muvacehesinde bu derece gülünç
Fransız din adamı Monseigneur Touchet 1916 Şubatında Oeuvre d'Orient kurumunda bir iddia nasıl mesmu olabilir, bilinemez. Ancak, bir de Ermenilerin devlet olarak kendi
verdiği bir konferansta 500 bin Ermeninin öldüğünün'sanıldığını, ancak bunun abartılmış imzaladıkları anlaşmalar vardır.
olabileceğini ifade etmiştir.
Bunların başmda Banım Anlaşması gelir. Taşnaklar 28 Mayıs 1918'de Erivan'da bir Ermeni
Toynbee Ermeni kaybını 600 bin olarak göstermektedir. Encyclopedia Britanica'nın 1918 Cumhuriyeti ilan etmişler, Osmanlı Devleti Ermenilerle 4 Haziranda 1918'de yaptığı Batum
baskısında da aynı rakam vardır. Ermeniler de önce bu rakamı ileri sürmüşlerdir. Anlaşması ile bu Cumhuriyeti tanımıştır.
Paris Barış Konferansına katılan Ermeni Heyeti Başkanı Bogos Nubar o sırada Türkiye'de Ermeni Cumhuriyeti Dışişleri Bakam Hadisyan bu anlaşmadan sonra surdan söylemiştir:
hala 280 bin Ermeni bulunduğunu, 700 bin Ermeninin ise başka ülkelere göç ettiğini söylemiştir.
Bogos Nubar'ın bu hesabı doğru ise, toplam Ermeni nüfusu 1. 300. 000 olduğuna göre, Ermeni "Türkiye Ermenileri artık Osmanlı İmparatorluğundan ayrılmayı düşünmüyorlar. Türkiye'deki
kaybı yine 300 bin dolaylarındadır. Tehcire tabi tutulmayan, savaş öncesi ve sırasında göç eden Ermenilere ilişkin sorunlar Osmanlılar ile Ermeni Cumhuriyeti arasında görüşme konusu bile yapılama?.
ve tehcirde menzillerine ulaşan Ermenilerin sayısı dikkate alındığında kayıp konusunda tekrar Osmanlı İmparatorluğu ile Ermeni Cumhuriyeti arasındaki ilişkiler mükemmeldir ve gelecekte de böyle
aynı sonuca varılmaktadır. olmalıdır. Bütün Ermeni siyasi partileri bu konuda aynı görüştedirler. Bu iyi komşuluk ilişkilerinin
sürdürülmesi Dışişleri Bakam olduğum Ermeni Hükümetince imlenen programın başlıca noktalarından
Ayrıca unutmamak gerekir ki, bu kayıp rakamına çete harekatında veya düşman safında
biridir. "m
yer alarak ölenler de dahildir.
Taşnak yayın organı Hairenik de 28 Haziran 1918 tarihli nüshasında şunları yazmıştır:
Bu bahsi kapatırken, gerek Ermeni propagandasının, gerek Batı'daki bazı çevrelerin
dikkate almayı ve değinmeyi düşünmedikleri bir konuyu, Türk kayıplarım hatırlatmak gerekir. "Rusya'nın Türkiye'ye karşı güttüğü düşmanca politika Kafkasya Ermenilerini de
cesaretlendiriyordu, iki dost unsur arasındaki çatışmalara Kafkas Ermenileri neden oldu. Çok şükür ki,
Türk kayıplan Ermeni kayıplarından her halükarda çok daha yüksektir. Bogos Nubar'a
bu durum uv>un sürmedi. Rus devrimi sonrasında Kafkasya Ermenileri selametlerinin yalnızca Türkiye'de
inanmak gerekirse, Doğu Anadolu'daki nüfus açığı 1.400.000 dir.
olduğunu anladılar ve ellerini Türkiye 'ye uzattılar. Türkiye de geçmişte olanları unutmak istedi ve
Görüldüğü gibi, ne sistemli bir soykırım, ne de 1, 5 milyon Ermeninin ölmesi söz konusu uzatılan eh şövalye ruhuyla sıktı. Artık Ermeni sorununun çözümlenmiş ve tarihte kalmış olduğunu
değildir. Bunu iddia etmek tarihi gerçekleri saptırmaktan ve ölü istismarı yapmaktan başka bir kabul ediyoru^. Yabancıların ajanı birkaç maceraperestin eseri olan karşılıklı güvensizlik ve düşmanlık
anlam taşımamaktadır. duyguları ortadan kalkmalıdır."*™

(43) SCHEMSI, Kara, op. Cit., p. 31.


(44) SCHEMSI, Kara, op. Cit. Pp. 31-32.
TÜRKLER BUGÜN DE TÜRKİYE'DEKİ ERMENİLERİ
39
BASKI ALTINDA MI TUTMAKTADIRLAR?
Bu ilginç beyanlardan şu sonuçlan çıkarmamız mümkündür: vilayetini, İngilizler de Urfa, Maraş ve Antep'i işgal etmişlerdi. Daha sonra İngilizler kendi işgal
bölgelerini Fransızlara bırakmışlar ve Fransızların beraberlerinde getirerek Fransız üniforması
a) Ermeni meselesi kapanmıştır.
giydirdikleri Ermeniler Türklere saldırmaya başlamışlardır. Bu zulüm Türklerin tepkisiyle
b) Olaylardan Türkler değil, Ruslar ve Ermeniler sorumludur. karşılaşmış ve Fransız-Ermeni işgaline karşı Türk direnişi örgütlenmiştir. Bunun üzerine yine
Türklerin Ermenileri katlettikleri propagandası başlamış, ancak başta Fransız komutanlığı olmak
c) Bir haksızlık varsa, buna uğrayan Türklerdir. üzere bu kez Ermenilere kimse inanmamıştır.
Görüldüğü gibi, bizim bugün söylediklerimizin doğru olduğu bundan 64 yıl önce, 1918'de ABD Kongresinin Ermenistan için mandaterliği kabul etmemesinden sonra, Kafkas Ermeni
Taşnaklar tararından itiraf edilmiştir. Ancak bu açık itiraflara rağmen mesele Ermenilerce Cumhuriyetine bağlı düzenli birlikler ve çeteler 1920 Haziranında Türkiye'ye karşı saldırıya
kapanmış sayılmayacak ve Ermeni çevreleri ilk fırsatta itiraflarını unutup eski hayallerinin geçmişler, Eylül'de bu kez Ankara Hükümeti karşı taarruz emretmiş ve Türk kuvvetleri Ermenileri
peşinden gideceklerdir. Nitekim, Batum anlaşmasına rağmen Ermeni çete harekatı devam ağır yenilgilere uğratarak Kars dahil bütün Türk topraklarını kurtarmışlar ve sının da aşarak
etmiştir. Gümrü'ye girmişlerdir. Bu yenilgi karşısında Ermeni Hükümetinin barış istemesi üzerine 3 Aralık
Osmanlı Devletinin I. Dünya Savaşında yenilgiye uğraması ve 30 Ekim 1918'de Mondros 1920'de Gümrü (Alexandropol) Anlaşması imzalanmıştır. Ermeniler bu anlaşma ile Sevr'in
Mütarekesini imzalanması Ermenileri yeniden harekete geçirmiştir. geçersiz olduğunu kabul etmişler ve Türkiye'ye yönelik toprak taleplerinden resmen
vazgeçmişlerdir.
Büyük hayaller peşinden koşan Taşnak denetimindeki Kafkas Ermeni Cumhuriyeti
Ancak bu anlaşma onaylanmadan Kızılordu Erivan'a girmiş ve Sovyet Ermeni Hükümeti
kuruluşunun 1. Yıldönümü olan 28 Mayıs 1919'da "Türkiye Ermenistan'ım ilhak ettiğini"
açıklamıştır. Bu açıklama, itilaf Devletleri dahil, hiç kimse tarafından ciddiye alınmamıştır. kurulmuştur.

Sevr diktası ile sonuçlanan Paris Barış Konferansı Ermenistan'ın sınırları konusunu ABD Erivan'da yönetim Vratzian'ın 18 Şubat 1921'de giriştiği ayaklanma ile tekrar Taşnakların
Başkanı Wilson'un hakemliğine bırakmış, Wilson da General James G. Harbord başkanlığındaki eline geçmiştir. Vratzian Hükümeti 18 Mart'ta Ankara'ya bir heyet göndererek Ankara
bir Amerikan heyetini incelemelerde bulunmak üzere 1919 sonbaharında Türkiye'ye yollamıştır. Hükümetinden Bolşeviklere karşı yardım istemiştir. Tarihin ne garip cilvesidir ki, daha 2 yıl önce
1919 Eylül ve Ekim aylarında Türkiye'de incelemeler yapan Harbord heyeti vardığı sonuçlan bir Doğu Anadolu topraklarını ilhak ettiğini açıklayan Taşnak Hükümeti bu kez varlığını devam
ettirebilmek için Ankara'nın yardımım talep etmektedir.
rapor halinde ABD Kongresine sunmuştur. Gerçekleri yansıtan bu raporda, "Türkler ile
Ermenilerin barış içinde yüzyıllarca yan yana yaşadıkları, tehcir sırasında Türklerin de Ermeniler Bu Taşnak Hükümeti uzun ömürlü olamamış ve Sovyetler Erivan'da yeniden iktidarı ele
kadar acı çektikleri, Türk köylerinin yakıldığı, savaşa giden Türk köylülerinden en çok %20'sinin geri geçirmişlerdir.
dönebildiği, I. Dünya Savasının başlangıcında Ermenilerin Türkiye Ermenistan’ı denilen bölgelerde
Türkiye 16 Mart 1921'de Sovyeder Birliği ile Moskova Anlaşmasını imzalamış ve bugünkü
hiçbir yaman çoğunlukta olmadıkları, tehcir edilen Ermenilerin geri dönmeleri halinde tek bir yerleşim
Türk-Sovyet sının çizilmiştir. Bu anlaşmanın tamamlanması amacıyla bu kez 13 Ekim 1921'de
merkebinde dahi çoğunluğu oluşturamayacakları, geri dönen Ermenilerin tehlike içinde bulunmadıkları
Sovyet Ermenistanı ile Kars Anlaşması imzalanmıştır. Her iki anlaşmada da Sevr'in
ve olaylara ilişkin acıklı ve korkunç iddiaların doğru olmadığının tespit edildiği" belirlenmiştir. " ABD
tanınmadığına ilişkin hükümler yer almaktadır. Böylece, Taşnak Hükümetinden sonra, Sovyet
Kongresi bu rapor üzerine 1920 Nisanında Ermenistan'a mandater olunmasını reddetmiştir.
Ermeni Hükümeti de her türlü talepten vazgeçmiş olmakta ve Sevr'in geçersizliği bir kez daha
10 Ağustos 1920'de Ermenileri bir kez daha umutlandıran Sevr Anlaşması imzalanmıştır. belgelenmektedir.
Anlaşma, Osmanlı Devletinin Ermenistan'ı özgür ve bağımsız bir devlet olarak tanımasını hükme
Sovyet Ermenistanı Adalet ve İşçi Komiseri Şahverdof Kars Anlaşmasının imza töreninde
bağlıyor, sınırın tespitini ise Wilson'un hakemliğine bırakıyordu.
yaptığı konuşmada, "bundan böyle bu iki milleti başkalarının çıkarları uğruna birbirlerinin ülgerine
Bilindiği üzere 10 Ağustos 1920'de Türkiye'de biri İstanbul'da Osmanlı Hükümeti, diğeri saldırtmanın mümkün olamayacağım" vurgulamıştır.
Ankara'da Meclis Hükümeti olmak üzere iki Hükümet bulunmaktadır. Sevr'i imzalayan Osmanlı
Doğu cephesinin bu şekilde tasfiye edilmesinden sonra, güney cephesi de 20 Ekim
Hükümetidir. Mustafa Kemal Atatürk'ün Ankara Hükümeti "Ermeni Sorununu" kendi başına
1921'de Fransa ile imzalanan Ankara Anlaşması ile tasfiye edilmiş ve Fransız Kuvvetleri
halledecektir. Mondros Mütarekesi sonrasında Fransızlar Adana
beraberlerinde getirdikleri Ermeni lejyonunu ve mahalli komitecileri yanlarına alarak çekilmişler,
mahalli Ermeni halkının büyük kısmım da adeta zorla beraber götürüp Lübnan'a yerleştirmişlerdir.
Aynı olaya Hatay'ın anavatana katılmasında da şahit olunacaktır.
(45) URAS, Esat; a.g.e., sayfa 682-683.
40 ERMENİ SORUNU
TÜRKLER BUGÜN DE TÜRKİYE'DEKİ ERMENİLERİ
BASKI ALTINDA MI TUTMAKTADIRLAR?
41
24 Temmuz 1923'de imzalanan ve Sevr'in yerini alan Lozan Anlaşmasında ise Ermeniler
hakkında hiçbir hüküm bulunmamaktadır.

Böylece mesele Lozan'da bütünüyle çözümlenmiş olmaktadır. Ermenilerin bugün Sevr e


dayalı olarak birtakım iddialarda bulunmaları da hiçbir anlam taşımamaktadır.
SORU 10: TÜRKİYE ERMENİLERİNİN İÇİNDE YAŞAMAKTA OLDUKLARI DURUM VE
Konuyu kapatırken, Sevr anlaşmasının taraf ülkelerce onaylanmamış olduğunu da KOŞULLAR NELERDİR?
hatırlamak yerinde olur.

Ermeni milliyetçi propagandacılar zaman zaman Türkiye Ermenilerinin baskıya maruz


bırakıldıklarını iddia ederler. Bu taktiğe yalnızca Türklerin Ermenilere tarih boyunca zulmetmiş
olduğu yönündeki iddialarım pekiştirmek üzere değil, Ermeni eylem grupları için de birleştirici bir
bağ temin etmek ve yabancı devletlerin Türkiye'nin iç işlerine müdahalesini sağlamak için de
başvururlar. Diğer Ermeni iddiaları gibi bu da gerçeklere dayanmamaktadır.

Türkiye'de kanun önünde tüm vatandaşlar eşittir. Hiçbir biçimde ayrım olmaksızın aynı
haklardan yararlanırlar ve aynı yükümlülüklere sahiptirler. Bu hak ve özgürlüklerin uygulanması
Anayasa'nın garantisi altındadır. Ermeniler de tıpkı diğer Müslüman olmayan dini cemaatler gibi,
azınlık statülerinin tanınmış olduğu Lozan Barış Antlaşmasınca kendilerine verilmiş olan ilave
koruyucu hükümlerden yararlanırlar.

Bugün Türkiye'de yaşamakta olan 50,000 Ermeni, Türk vatandaşlarından hiçbir şekilde ayrı
tutulmamaktadır. Diğer Türk vatandaşları ile aynı hak ve ayrıcalıklara sahip; yaşantıları,
özgürlükleri ve mutlulukları yasalarca garanti altına alınmış tam vatandaştırlar. Türkiyeli Ermeniler
kendi kiliselerinde ibadetlerini yerine getirmeyi ve kendi okullarında kendi dillerini öğretmeyi
sürdürmektedirler. Ermenice gazete, kitap ve dergi yayınlamaktadırlar ve tüm Türk vatandaşlarına
açık olanlara katılabildikleri gibi kendi sosyal ve kültürel kurumlarına da sahip bulunmaktadırlar.
İstanbul'daki Ermeni cemaati 18 okul, 17 kültürel ve sosyal kuruluş, 3 günlük gazete, 5 süreli
yayın, 2 spor kulübü, 57 kilise, 58 vakıf ve 2 hastaneye sahiptir.

Bu bağlamda, Türkiye'de dini azınlıklara ilişkin yasaların geliştirilmesi yönünde de önemli


ölçüde ilerleme sağlanmıştır. Ocak 2003'te benimsenen Avrupa Birliği dördüncü uyum paketi,
Vakıflar Yasasını değiştirerek Müslüman olmayan dini vakıflar tarafından mülk edinimini
kolaylaştırmıştır. Temmuz 2003'de benimsenen altıncı uyum paketi ile de Müslüman olmayan dini
vakıflara halen sahip oldukları mülkleri edinimleri için tanınan uygulama süresi uzatılmıştır. Aynı
paket, ibadet yerlerine İslam dışındaki dinler ve inançlarca duyulmakta olan gereksinimi
karşılamak üzere İnşaat Yasasında da değişiklik yapılmasını sağlamıştır. Ocak 2005 tarihinde
benimsenen bir ek madde ile de dini azınlıklara ilişkin konularla ilgilenmekte olan Genel Güvenlik
Müdürlüğü'nün görev ve sorumlulukları Valilik ve valilik-altı bürolara aktarılmıştır.

Türkiye çoğunluğu Müslüman nüfusun oluşturduğu laik bir devlettir. Avrupa Konseyi
Parlamenterler Meclisi (2004 tarihli) 1380 sayılı önergesinde "bu emsalsi^ durumun hoşgörüye ve
42 ERMENİ SORUNU
TÜRKİYE ERMENİLERİNİN İÇİNDE YAŞAMAKTA 43
OLDUKLARI DURUM VE KOŞULLAR NELERDİR?
karşılıklı saygıya dayalı Avrupa demokratik değerlerine bağlılığın bir kanıtı olduğunu" onaylamıştır.
Türkiye Cumhuriyeti'nde, temel bir ilke olarak laiklik, devletin, dini inançları ne olursa olsun
vatandaşlarına karşı tarafsız olmasını garanti altına alır. SORU 11: TÜRKİYE İLE ERMENİSTAN ARASINDAKİ İLİŞKİLERİN
MEVCUT DURUMUNU NASEL TARİF EDERSİNİZ?
Türkiye Ermenileri de diğer inançlara mensup Türk vatandaşları gibi, müreffeh ve mesut bir
hayat sürmek yolunda, özgür bir toplum olmanın avantajlarından yararlanmaktadırlar. Aralarından
pek çoğu varlıklı tüccarlar, sanat dünyasının önde gelen isimleri veya saygın akademisyenlerdir.
Türkiye 1991'de Ermenistan'ın bağımsızlığını ilk tanıyan ülkeler arasında yer almış ve bu
Türkiye Ermenileri Türk vatandaşı olmaktan gurur duymakta ve diğer Türklerle beraber onlar da
ülkenin uluslararası toplumun tam üyesi olma çabalarına tam destek vermiştir.
dışarıda ülkeleri hakkında radikal Ermeni milliyetçileri tarafından kendileri namına yayılmakta olan
yalanlardan derin üzüntü hissetmektedir. Ancak, aradan geçen yaklaşık onbeş yıllık süreden sonra, bu ülke ile diplomatik ilişki tesis
edilmesi halen mümkün olmamıştır.
Türkiye ile Ermenistan arasındaki mevcut durumu üç unsur etkilemektedir:
1) Ermenistan'ın Türkiye ile arasındaki ortak sınırı resmi olarak tanımayı
reddetmesi ve buna ilişkin toprak iddiaları:
Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınır 1921 Kars Antlaşması ile çizilmiştir. Sovyet
Cumhuriyetleri'nden Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan ile Türkiye arasında imzalanmış olan
bu uluslararası antlaşma aynı zamanda Türkiye'nin Gürcistan ve Azerbaycan ile şimdiki sınırlarını
da belirlemiştir.
Ancak, Ermenistan bağımsızlığını ilan etmesinden bu yana sözkonusu antlaşmanın
geçerliliğini resmen tanımayı reddetmektedir. Aslında, Erivan bir yandan sınırın açılmasını
istemek, diğer yanda ise sının resmen tanımamakla çelişkili bir tavır sergilemektedir.
Ermenistan Bağımsızlık Bildirgesi'nin 11. ve Ermenistan Anayasasının 13. maddelerinden
de söz edilmelidir. Ermenistan Bağımsızlık Bildirgesi'nde Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nden
"Bati Ermenistan" olarak bahsedilmektedir. Dahası, Ermenistan Anayasası'nın 13. Maddesinin 2.
paragrafına göre Ermenistan'ın devlet simgesi de Türkiye'de bulunan Ağrı Dağı'dır.
Bir komşu ülke ile sınırın tanınmayışı ve anayasal belgelerde bir komşu ülkeye yapılan bu
türden atıflar toprak iddiası olarak yorumlanmaktadır.
2) Tarihi iddialar:
Ermenistan tarihi gerçekleri göz ardı ederek Türkiye'yi "soykırım" yapmakla suçlamakta ve
bunun uluslararası alanda tanınması için çalışmaktadır. Bu iddia Ermenistan Bağımsızlık
Bildirgesi'ne de dahil edilmiştir. Bu iddianın dünya sathında gerçek bir olguymuşçasına kabul
edilmesinin başarılması Ermeni dış politikasının temel hedeflerinden birini teşkil etmektedir.
3) Ermenistan'ın uluslararası hukuk ve ilkelerine uymayı reddetmesi:
Ermenistan yıllardır Azerbaycan topraklarının yaklaşık yüzde yirmisini işgal altında
tutmaya devam etmektedir.
44 ERMENİ SORUNU TÜRKİYE İLE ERMENİSTAN ARASINDAKİ 45
MEVCUT DURUMU NASIL TARİF EDERSİNİZ?
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (822, 853, 874 ve.-, 884) kararları Ermenistan'a
işgale son vermesi yönünde çağrı yapmış ve bölgedeki diğer ülkelerin toprak bütünlüğüne saygı
göstermeye davet etmiş olmasına rağmen Ermenistan uluslararası kabul edilmiş normlara ve
prensiplere uygun bir tutum benimsemeyi reddetmekte, bölge barışına ve güvenliğine zarar
vermektedir.
Türkiye, Ermenistan'dan uluslararası toplumun sorumlu bir üyesi olmasını, komşularına
yönelik dostane olmayan politikalara son vermesini ve Güney Kafkasya'da bansın ve istikrarın
tesis edilmesini sağlayacak bir ortam yaratılması çabalarına yardıma olmasını beklemektedir.
Türkiye, Ermenistan ile ilişkilerini normalleştirmek arzusundadır. Ancak, şunun da altını
çizmek gerekir ki bu sadece yukarıda bahsedilen sorunların çözümünde: bazı ilerlemeler
sağlanması durumunda gerçekleşebilir. Bu anlayışla, bu ülke resmi yetkilileri ile iletişim kanalları
açık tutulmuştur.
Türkiye, Ermenistan'la ilişkilerin aşamalı normalleştirilmesi sürecine uygun olarak her iki
ülkenin Dışişleri Bakanları ve Bakanlıkları arasındaki diyalog süreci çerçevesinde her iki tarafça
kabul edilen yol haritasında yer alan çeşitli güven artırıcı önlemleri uygulamaya koymuştur.
Ancak, karşılıklı ilişkilerin normalleştirilmesi Ermenistan'ın Türkiye ve diğer komşuları ile
ilişkilerini uluslararası hukuk ve iyi komşuluk ilişkileri temel prensipleri üzerine inşa etme ERMENİ TERÖRİZMİ :
yönündeki siyasi arzu ve yapıcı yaklaşımının yaraşıra, uzun süredir devam eden Nagorno-
Karabağ ihtilafının barışçıl bir çözüme kavuşturulmasına katkıda bulunmaya hazır olmasına da
bağlı bulunmaktadır.
Ermenistan, Türkiye'nin çabalarına karşılık verme arzusunu gösterirse, Türkiye buna
uygun şekilde yanıt verecektir.
KRONOLOJİK BİR SIRALAMA
46 ERMENİ SORUNU
ERMENİ TERÖRİZMİ: KRONOLOJİK BİR SIRALAMA

1973'de başlayıp 1986'ya kadar süren 13 yıllık bir dönem süresince muhtelif Ermeni
terörist örgütleri Türk diplomatik ve diplomatik olmayan kuruluşlara yönelik olarak yapılan aşağı
yukarı 200 saldırının sorumluluğunu üstlenmiş, 34'ü diplomat olmak üzere 58 Türk ile, 16 başka
uyruklu kişiyi öldürmüş, yüzlerce kişiyi yaralamıştır. Bu Ermeni örgütleri ayrıca Ermeni terörüne
mali katkıda bulunmayı reddeden kendi halkından kişileri de hedef seçmiştir. Aşağıda 1973'ten
1986'ya kadarki Ermeni terör faaliyetlerinin kronolojik bir listesi yer almaktadır:
27 Ocak 1973 Santa Barbara, Kaliforniya ABD vatandaşı bir Ermeni olan Gourgen
Yanikian Türkiye Başkonsolosu Mehmet Baydar'a ve Konsolos Bahadır Demir'e öğle
yemeği davetinde bulundu, hiç şüphelenmeyen diplomatlar da bu dostane daveti kabul
ettiler. Yanikian iki konuğunu da öldürdü, yakalanıp ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
4 Nisan 1973 Paris Türkiye Başkonsolosluğuna ve Türk Hava Yollan (THY) bürosuna
bombalama. Ağır hasar.
26 Ekim 1973 New York Türk Enformasyon Bürosuna bombalama girişimi. Bomba
zamanında farkedildi ve imha ekiplerince etkisiz hale getirildi. Kendilerini 'Yanikian Komandoları"
olarak adlandıran bir grup sorumluluğu üstlendi; iki Türk diplomatının sinsice canına kıyan Santa
Barbara çifte katili Gourgen Yanikian'ın salıverilmesini istiyorlardı.
7 Şubat 1975 Beyrut Türk Enformasyon ve Turizm Bürolarına bombalama girişimi. Bomba
etkisiz hale getirilmek üzere imha edildiği sırada patladı. Lübnanlı bir polis memuru yaralandı.
"Mahkum Gourgen Yanikian Grubu" saldırıyı üstlendi.
20 Şubat 1975 Beyrut Santa Barbara çifte katili Gourgen Yanikian'ın salıverilmesini
isteyen 'Yanikian Grubu" tekrar saldırdı.THY bürosundaki patlama ağır hasara neden oldu.
Bombalama eyleminin sorumluluğunu ASALA (Ermenistan'ın Kurtuluşu için Ermeni Gizli Ordusu)
da üstlendi.
22 Ekim 1975 Viyana Türkiye Büyükelçisi Daniş Tunalıgil Büyükelçiliğe saldıran üç
Ermeni terörist tarafından suikaste kurban gitti. ASALA saldırı üstlendi.
24 Ekim 1975 Paris Büyükelçi İsmail Erez ve makam şoförü Talip Yener öldürüldü.
ASALA ve JCAG (Ermeni Soykırımı için Adalet Komandoları) arasında saldırırım sorumluluğunu
üstlenme hususunda tartışma yaşandı.
28 Ekim 1975 Beyrut Türk Büyükelçiliği'ne el bombalı saldırı. ASALA saldırıyı
üstlendi.
KRONOLOJİK BİR SIRALAMA
49
16 Şubat 1976 Beyrut Türkiye "Büyükelçiliği Başkatibi Oktar Cirit Hamra Caddesi 4 Ekim 1979 Kopenhag THY bürosu yakınında meydana gelen patlamada iki Danimarkalı
üzerinde bir restoranda öldürüldü. Saldırının sorumluluğunu ASALA üstlendi. yaralandı. Bu bombalı saldırı ASALA üstlendi.
28 Mayıs 1976 Zürih Türkiye Çalışma Ataşeliği ve Garanti Bankası çalışma bürolarına 12 Ekim 1979 Lahey Türkiye Büyükelçisi Özdemir Benler'in oğlu Ahmet Benler Ermeni
bombalı saldın. Ağır hasar. Türkiye Turizm Bürosu'na konulan bir bomba zamanında etkisiz hale teröristlerce öldürüldü. Katiller kaça. JCAG ve ASALA saldırıyı üstlendi.
getirildi. Saldırı JCAG tararından üstlenildi.
30 Ekim 1979 Milano THY bürosu bombalı bir saldırıda tahrip oldu. Saldırı ASALA
2 Mayıs 1977 Beyrut Askeri Ataşe Nahit Karakay ile İdari Ataşe İlhan Özbabacan'ın üstlendi.
arabaları tahrip edildi. İki diplomat yara almadan kurtuldu. Saldırıyı ASALA üstlendi.
8 Kasım 1979 Roma Türkiye Turizm Bürosu bombalı bir saldırıda tahrip oldu.
14 Mayıs 1977 Paris Türk Turizm Bürosu'na bombalı saldın. Ağır hasar. "Yeni Ermeni Saldırı ASALA üstlendi.
Direniş Grubu" saldırıyı üstlendi.
18 Kasım 1979 Paris Bombalı saldırılarda THY, KLM ve Lufthansa büroları tahrip oldu. İki
9 Haziran 1977 Roma Vatikan Türk Büyükelçisi Taha Carim'e suikast. Saklından kısa Fransız polis görevlisi yaralandı. Saldırının sorumluluğunu ASALA üstlenildi.
süre sonra hayatını kaybetti. Saldın JCAG tararından üstlenildi.
25 Kasım 1979 Madrid TWA ve British Airways büroları önünde patlamalar meydana geldi.
4 Ekim 1977 Los Angeles Los Angeles, Kaliforniya Üniversitesi'nde (UÇLA) Osmanlı Saldırı üstienen ASALA saldırıların Türkiye'ye yapmayı planladığı ziyareti iptal etmesi yönünde
Tarihi dersleri vermekte olan Profesör Stanford'un evine bombalı saldın. Saldırının sorumluluğu Papa'ya yapılmış bir uyan manasına geldiğini bildirdi.
"Ermeni 28 Grubu"nca üstlenildi.
9 Aralık 1979 Roma Şehir merkezinde PAN AM, British Airways ve Philippine
2 Haziran 1978 Brüksel Türk bankacılık hizmetleri verilmekte olan bir binaya bombalı Airways'e ait büroların hasar gördüğü iki patlama meydan geldi. Terörist saldırıda dokuz kişi
saldın. "Yeni Ermeni Direnişi Grubu" saldırıyı üstlendi. yaralandı. Saldırılar 'Yeni Ermeni Direniş Hareketi"nce üstlenildi.
2 Haziran 1978 Madrid Türkiye Büyükelçisi Zeki Kuneralp'in makam aracına terörist 17 Aralık 1979 Londra THY bürosu önünde meydana gelen patlamada ağır hasar
saldın. Tutuldukları kurşun yağmurunda eşi Necla Kuneralp ve emekli Türk Büyükelçisi Beşir meydana geldi. Saldın "Ermenistan Kurtuluş Cephesi" tarafından üstlenildi.
Balcıoğlu hemen can verirken İspanyol makam şoförü Antonio Torres saldırıda aldığı yaralardan
22 Aralık 1979 Paris Türkiye Büyükelçiliği'nde görevli Turizm Ataşesi Yılmaz Çolpan
ötürü hastanede hayatını kaybetti. Bu saldırının sorumluluğunu ASALA ve JCAG üstlendi.
Champs Elysees'de yürürken suikaste uğradı. Suikast aralarında ASALA, JCAG ve "Soykırıma
6 Aralık 1978 Cenevre Türkiye Başkonsolosluğu önünde bir bomba patladı. Ağır hasara Karşı Ermeni Militan Komandoları'"nın da aralarından olduğu birkaç grup tarafından üstlenildi.
yol açtı. 'Yeni Ermeni Direniş Grubu" saldırı üstlendi.
22 Aralık 1979 Amsterdam THY bürosu önünde meydana gelen patlama ağır hasarla
17 Aralık 1978 Cenevre THY bürosunda bir bomba patladı. Saldırının sonuçlandı. Saldırı ASALA üstlendi.
sorumluluğunu ASALA üstlendi.
23 Aralık 1979 Roma Lübnan'dan iltica eden Ermeni mültecileri için transit noktası olarak
8 Temmuz 1979 Paris Fransa'nın başkentinde aynı gün içinde ilki THY bürosunda, kullanılan Dünya Kiliseler Konseyi Mülteci Merkezi önünde bir patlama oldu. ASALA saldırı
ikincisi Türk Çalışma Ataşeliği'nde, üçüncüsü de Türk Enformasyon ve Turizm Bürosu'nda olmak üstlendi ve İtalyan yetkililere "Ermeni diasporasına" bir son vermeleri yönünde uyanda bulundu.
üzere dört patlama meydana geldi. Türkiye'nin OECD Daimi Temsilciliği'ne yapılmak istenen
dördüncü saldırıda bomba patlamadan etkisiz hale getirildi. JCAG saldırıların sorumluluğunu 23 Aralık 1979 Roma Air France ve TWA'e ait büroların önünde, yoldan geçmekte olan on
iki kişinin yaralandığı üç patlama meydana geldi. ASALA saldırıyı üstlendi ve bombanın "Fransız
üstlendi.
yetkililerin Fransa'daki Ermenilere dönük (şüphelilerin sorgulanması, haklarında soruşturma
22 Ağustos 1979 Cenevre Türkiye Başkonsolosu Niyazi Adalı'nın makam aracına bomba yürütülmesi vesaire gibi) baskıcı önlemlerine misilleme olarak" yerleştirilmiş olduğunu bildirdi.
atıldı. Diplomat yara almadan kurtuldu. Yoldan geçmekte olan iki İsviçreli yaralandı. İki araba
10 Ocak 1980 Tahran THY bürosu önünde meydana gelen patlamada ağır hasar meydana
hasar gördü.
geldi. Saldırı ASALA üstlendi.
27 Ağustos 1979 Frankfurt THY bürosu meydana gelen patlamada tamamen tahrip
oldu. Bir yaya yaralandı. Saldın ASALA tarafından üstlenildi. . •
50 ERMENİ SORUNU
KRONOLOJİK BİR SIRALAMA 51
20 Ocak 1980 Madrid TWA, British Airways, Swissair ve Sabena'ya ait büroların önünde (Canoga Park, Kaliforniya'da) yakalandı.Tutuklanmalan"3Ekim"olarak adlandırılan ve olayın
meydana gelen bir dizi bombalı saldırı çok sayıda kişinin yaralanmasıyla sonuçlandı. JCAG ardından İsviçre'yi hedef alan saldırılar düzenleyen yeni bir grubun kurulmasına yol açü.
saldırıları kendisinin gerçekleştirdiğini iddia etti. 3 Ekim 1980 Milano THY bürosu önünde meydan gelen patlamada iki İtalyan
2 Şubat 1980 Brüksel THY ve Aeroflot'un şehir merkezindeki büroları önünde yaralandı. Saldırı ASALA üstlendi.
birkaç dakika arayla iki patlama meydana geldi. "Yeni Ermeni Direni ş Grubu" her iki 5 Ekim 1980 Madrid Alitalia bürosu oniki kişinin yaralandığı saldırıya hedef oldu. Saldırı
saldırının da sorumluluğunu üstlendiğini iddia ettiği bir bildiri yayımladı. ASALA üstlendi.
6 Şubat 1980 Bern Bir terörist Türkiye Büyükelçisi Doğan Türkmen'e ateş açtı, Büyükelçi 6 Ekim 1980 Los Angeles Türkiye Başkonsolosu Kemal Ankan'ın ikametgahına iki
hafif yaralı olarak kurtulmayı başardı. Başarılı olamayan Max Klindjian isimli Ermeni suikastçi molotof kokteyli fırlatıldı. Arıkan saldırı yaralanarak adattı.
olayın hemen ardından Marsilya'da yakalanıp tutuklandı ve yargılanmak üzere İsviçre'ye geri
getirildi. Saldırıyı JCAG üstlendi. 10 Ekim 1980 Beyrut Batı Beyrut'taki İsviçre büroları yakınında iki bomba patladı.
Kendilerini "3 Ekim" olarak adlandıran bir grup aynı gün ingiltere'de bulunan İsviçre bürolarına
18 Şubat 1980 Roma Lufthansa, El Al ve Swissair büroları iki bombalı saldın sonucu
yönelik gerçekleştirilen diğer bombalı saldırılarla birlikte bu saldırı da üstlendi.
hasar gördü. Gelen telefon mesajlarında saldınya: 1. Almanların 'Türk faşizmine" destek
veriyor olmaları; 2. Yahudilerin Siyonist oldukları (ASALA); ve İsviçre'nin Ermenilerine 12 Ekim 1980 New York Türk Evi önüne bomba yerleştirildi. Patlama sırasında oradan
karşı "baskıcı" tutum sergiliyor olması sebep gösterildi. geçmekte olan dört kişi yaralandı. Saldın JCAG tarafından üstlenildi.

10 Mart 1980 Roma Piazza Della Republica üzerinde bulunan THY ve Türkiye 12 Ekim 1980 Los Angeles Bir Türk-Amerikalının sahibi olduğu, Holywood'da bulunan bir
Turizm bürolarına bombalı saldırılar. Patlamalarda iki İtalyan öldü, on dördü de yaralandı. seyahat acentası tahrip edildi. Saldırı JCAG üstlendi.
Saldırı "Ermeni Gizli Ordusu Yeni Ermeni Direnişi" tarafından üstlenildi. 12 Ekim 1980 Londra Türk Turizm ve Enformasyon Bürosu ofisleri, meydana gelen
17 Nisan 1980 Roma Vatikan'daki Türk Büyükelçisi Vecdi Türel vuruldu ve ağır patlamada hasar gördü. Saldırı ASALA üstlendi.
yaralandı. Büyükelçilik Güvenlik Ataşesi Tahsin Güvenç de bu suikast girişiminde hafif yara 12 Ekim 1980 Londra Londra'nın merkezinde bulunan bir İsviçre alışveriş kompleksi
aldı. Saldırıyı JCAG üstlendi. ... bombalı saldırıda hasar gördü. Arayan kişiler patlamanın "3 Ekim'"in işi olduğunu iddia
19 Mayıs 1980 Marsilya Marsilya'daki Türk Başkonsolosluğunun bir roket saldırısına ettiler.
hedef olacağı tespit edildi ve patlama gerçekleşmeden etkisiz hale getirildi. ASALA ve 13 Ekim 1980 Paris Bir İsviçre turizm bürosu bombalı saldırıda hasara uğradı.
kendilerini "Kara Nisan" olarak adlandıran bir terörist grup bu saldırıyı üstlendi. Saldırı yine "3 Ekim" üstlendi.
31 Temmuz 1980 Atina Türk Büyükelçiliğinde görevli İdari Ataşe Galip Özmen ve ailesi 21 Ekim 1980 Interlaken, İsviçre Paris'ten gelmekte olan bir İsviçre treninde bomba
araçlarının içinde Ermeni teröristlerin saldırısına uğradı. Özmen ve oiı dört yaşındaki kızı bulundu. Şans eseri patlamadı. Bir felaketie sonuçlanabilecek olan bu hadisenin arkasında "3
Neslihan saldırıda öldürüldü. Eşi Sevil ve on altı yaşındaki oğlu Kaan yaralandı. İki cinayetin Ekim"in olduğuna inanılıyor.
sorumluluğu ASALA tarafından üstlenildi.
4 Kasım 1980 Cenevre Cenevre'de bulunan İsviçre Adalet Sarayı bombalı saldın
5 Ağustos 1980 Lyon iki terörist Lyon'da bulunan Türkiye Başkonsolosluğuna ateş açü, sonucu meydana gelen bir patlamada ağır hasar gördü. Saldırı "3 Ekim" üstlendi.
saldırıda iki kişi öldü, birçoğu yaralandı. ASALA saldırıyı üstlendi.
9 Kasım 1980 Strazburg Türk Başkonsolosluğunda meydana gelen patlama ağır
11 Ağustos 1980 New York bir "Ermeni grup" Birleşmiş Milleder'in karşısındaki hasara yol açü. Saldın ASALA tarafından üstlenildi.
New York Türkiye Temsilciliği İkametgahı olan Türk Evi'ne boya bombası attı.
10 Kasım 1980 Roma Swissair ve İsviçre Turizm bürolarına yönelik saldırılarda beş
26 Eylül 1980 Paris Türk Büyükelçiliği'nde görevli Basın Müşaviri Selçuk Bakkalbaşı evine kişi yaralandı. Saldırı ASALA ve "3 Ekim" örgütleri üstlendi.
girdiği sırada vuruldu. Hayatta kaldı ancak aldığı yaralardan ötürü felç oldu. Saldırıyı ASALA
üstlendi. 19 Kasım 1980 Roma Türkiye Turizm Bürosu ve THY ofisleri bombalı bir patlama sonucu
hasar gördü. Saldın ASALA tarafından üstlenildi.
3 Ekim 1980 Cenevre İki Ermeni terörist Cenevre'de bir otel odasında hazırlamakta
oldukları bombanın patiamasıyla yaralandı. Alexander Yenikomechian ve Suzy Mahseredjan 25 Kasım 1980 Cenevre İsviçre Bankalar Birliği bürosuna bombalı saldırı yapıldı.
Saldırının sorumluluğunu "3 Ekim" üstlendi.
KRONOLOJİK BİR SIRALAMA
53
5 Aralık 1980 Marsilya Bomba imha uzmanı bir polis görevlisi Marsilya'daki İsviçre ateş açti. Morali ve An bu suikastte hayadannı kaybettiler. Karakoç kurtulmayı başardı. ASALA
Konsolosluğuna bırakılmış olan bir zaman ayarlı bombayı etkisiz hale getirmeyi başardı. saldırının sorumluluğunu üstlendi.
15 Aralık 1980 Londra Londra'da bulunan Fransız Turizm Bürosu önüne yerleştirilen iki 12 Mart 1981 Tahran Bir grup ASALA teröristi Türk Büyükelçiliğini işgal etmeye kalkıştı, iki
bomba Scodand Yard bomba imha ekiplerince etkisiz hale getirildi. "3 Ekim" bırakılan bu koruma görevlisini görev başında öldürdüler. Suçlulardan ikisi yakalandı ve daha sonra İranlılar
bombaların Ermeni terörüyle savaşında İsviçre'ye göstermekte olduğu yardımlardan ötürü tarafından idam edildi. Saldırının sorumluluğunu ASALA üstlendi.
Fransızlara bir uyan mahiyeti taşıdığını iddia etti.
3 Nisan 1981 Kopenhag Türk Büyükelçiliğinde görevli Çalışma Ataşesi Cavit Demir
17 Aralık 1980 Sydney Türkiye'nin Avustralya Büyükelçisi Şarık Anyak ve Güvenlik oturduğu binaya akşam geç saatierde girdiği sırada vuruldu ve ağır şekilde yaralandı. Saldırının
Ataşesi Engin Sever iki terörist tarafından öldürüldü. Suikasti JCAG üstlendi. sorumluluğunu hem ASALA hem de JCAG üstlendi.
25 Aralık 1980 Zürih Kloten Havaalanı'nda meydana gelen bir patlama bir radar 3 Haziran 1981 Los Angeles Bombalama eylemi bir Türk halk danslan ekibinin yapacağı
monitörünü tahrip ederken havaalanında ana pisti üzerine yerleştirilmiş olan ikinci bir bomba da gösterinin iptalini zorunlu kıldı. Benzer bombalamaların yapılacağı tehdidi ekibin San Fransisco'da
imha ekiplerince etkisiz hale getirildi. Bu kide katliamı girişimlerinin sorumluluğunu "3 Ekim" gerçekleştirmesi öngörülen gösterüerinin de iptaline yol açtı.
üstlendi.
9 Haziran 1981 Cenevre Türkiye Konsolosluğu Sekreteri Mehmet Savaş Yergüz Ermeni
29 Aralık 1980 Madrid Bir İspanyol muhabir, Swissair bürosuna yapılan bombalı saldın ile terörist Mardiros Jamgotchian'ın suikastine uğradı. ASALA'ya mensup teröristin tutuklanması, bir
ilgili olarak çalıştığı gazeteyi arayıp bilgi vermekte olduğu sırada içinde bulunduğu telefon dizi yeni saldırının sorumlusu olacak olan "Dokuz Haziran Örgütü" adında yeni bir ASALA kolunun
kulübesinde uğradığı saldırıda ağır yaralandı. "3 Ekim" saldırıyı üstlendi. oluşturulmasına yol açü.
30 Aralık 1980 Beyrut Credit-Suisse ofislerine bombalı saldırı. ASALA ile "3 Ekim" terör 11 Haziran 1981 Paris Ara Toranian liderliğindeki bir grup Ermeni terörist THY bürosunu
örgütieri arasında saldırının sorumluluğunun hangisine ait olduğu tartışması yaşandı. işgal etti. Başlangıçta Fransız yetkililerce görmezden gelinen Teröristler ancak Türkiye
2 Ocak 1981 Beyrut ASALA yayınladığı bir basın bildirgesinde "Suzy ve Alex'in" Büyükelçihğinin kuvvetli protestoları sonrasında binadan tahliye edildiler.
İsviçre'de haksız ve kötü muamele görmekte olmalarına yanıt olarak "dünya üzerindeki tüm 19 Haziran 1981 Tahran Swissair bürosunda patlama meydana geldi. "Dokuz Haziran
İsviçreli diplomadara saldıracakları" yönünde tehditte bulundu. 4 Ocak tarihinde de Örgütü" saldırının sorumluluğunu üstlendi.
İsviçre'ye bu konu üzerinde düşünmesi için birkaç gün süre tanıyan bir bildiri yayımladı.
26 Haziran 1981 Los Angeles İsviçre Bankacılık Şirketi önünde bomba patladı. Bu eylem
13 Ocak 1981 Paris Türkiye Büyükelçiliği Ekonomi Müşaviri Ahmet Erbeyli'nin aracına de "Dokuz Haziran Örgütü"nün işiydi.
yerleştirilen bomba patiadı. Erbeyli yara almadı, aracı tamamen tahrip oldu. Kendilerini
19 Temmuz 1981 Bern İsviçre Parlamento Binası önünde bir bomba patladı. Saldırının
ASALA'dan "Alex Yenikomechian Komandolan" olarak adlandıran bir grup patlamanın
sorumluluğunu "Dokuz Haziran Örgütü" üstlendi.
sorumluluğunu üstlendi.
20 Temmuz 1981 Zürih "Dokuz Haziran Örgütü" yeniden saldırdı. Zürih uluslararası
27 Ocak 1981 Milano Milano'da bulunan Swissair ve İsviçre Turizm büroları bombalı
havaalanındaki bir otomatik fotoğraf kulübesinde bomba patladı.
saldın sonucu meydana gelen patlamalarda hasar gördü. Patlama sırasında olay yerinden
geçmekte olan iki kişi yaralandı. Yerel medya temsilciliklerini arayan "3 Ekim" örgütü, 21 Temmuz 1981 Lozan Ermeni Teröristlerce bir mağazaya yerleştirilmiş olan bombanın
bombalama eylemlerinin sorumluluğunu üstlendi. patlaması sonucu yirmi kadın yaralandı. Saldırının sorumluluğunu "Dokuz Haziran Örgütü"
üstlendi.
3 Şubat 1981 Los Angeles Bomba imha ekibi yetkilileri İsviçre Konsolosluğu'na
bırakdmış bir bombayı etkisiz hale getirdiler. Teröristler isimsiz yaptıkları aramalarda Suzy 22 Temmuz 1981 Cenevre Tren istasyonundaki kilitli dolaplardan birinde bulunan bomba
Mahseredjan serbest bıraküıncaya kadar bu saldırılan sürdürecekleri tehdidinde bulundular. patladı. Yetkililerin şüpheleri "Dokuz Haziran Örgütü" üzerinde yoğunlaştı.

5 Şubat 1981 Paris TWA ve Air France bürolarında patlamalar meydana geldi. Bir kişi 22 Temmuz 1981 Cenevre bu olaydan bir saat sonra istasyondaki kilidi dolaplardan bir
yaralandı, ağır hasar oluştu. Saldırıyı "3 Ekim" örgütü üstlendi. diğerinde ikinci bir bomba patladı. Polis ilk olayın hemen ardından bölgeyi kordon altına almıştı bu
sayede ikinci patlamada yaralananlar olması engellenmiş oldu.
4 Mart 1981 Paris iki terörist Türkiye Büyükelçiliğinde görevli Çalışma Ataşesi Reşat
Morali, Diyanet İşleri Ataşesi Tecelli An ve Anadolu Bank Paris Temsilcisi İlkay Karakoç'a
54 ERMENİ SORUNU KRONOLOJİK BİR SIRALAMA 55
11 Ağustos 1981 Kopenhag İki bomba Swissair bürosunun tahrip olmasına yol açtı. 10 Mayıs 1982 Cenevre İki bankada patlamalar meydana geldi. Sorumluluğu ASALA
Patlamada bir Amerikalı turist yaralandı. Saldırının sorumluluğunu "Dokuz Haziran Örgütü" örgütü üstlendi.
üstlendi. 18 Mayıs 1982 Toronto Dört Ermeni ülke dışına para kaçakçılığı yapmaya kalkışmaktan
16 Kasım 1981 Paris Gar de l'Est'de meydana gelen patlama olay yerinden geçmekte tutuklandı. Paralar Ermenilerden haraç olarak toplanmıştı. Bu tüm dünyada gerçekleştirdikleri
olan iki masum kişinin yaralanmasına yol açtı. Saldırıyı "Orly" örgütü üstlendi. genel bir uygulamaydı. Soruşturma esnasında teröristlerin Ermeni terörizmine katkıda bulunmayı
reddeden bir Ermeninin de evini bombaladıkları anlaşıldı.
18 Kasım 1981 Paris "Orly" Gar du Nord'a bir bomba yerleştirmiş olduğunu
duyurdu. 18 Mayıs 1982 Tampa, Florida Türkiye Fahri Başkonsolosu Nash Karahan'ın çakşma
ofisine saldırıldı.
20 Kasım 1981 Los Angeles Beverly Hills'de bulunan Türk Başkonsolosluğu ağır hasara
uğradı. Saldırıyı JCAG üstlendi. 26 Mayıs 1982 Los Angeles patlayan bir bomba.. İsviçre Bankacılık Şirketi'nin
bürosunun tahrip olmasına yol açtı. Şüpheliler ASALA mensubu olmakla suçlanan dört
13 Ocak 1982 Toronto ASALA tarafından yerleştirilen bombanın patlaması Türkiye
Başkonsolosluğunda büyük hasara yol açü. Ermeniydi.
30 Mayıs 1982 Los Angeles Üç ASALA mensubu Air Cahada kargo ofisine bomba
17 Ocak 1982 Cenevre İki bombanın patlaması park halindeki araçlarda tahribata
yerleştirmeye çalışırken yakalanarak tutuklandı.
sebebiyet verdi. ASALA'ya bağlı "Dokuz Haziran Örgütü" eylemi üstlendi.
7 Haziran 1982 Lizbon Türkiye Büyükelçiliği İdari Ataşesi Erkut Akbay ve eşi Nadide
17 Ocak 1982 Paris Bankalar Birliğinde bir patlama oldu, Credit Lyonnais'yi hedef alan
Akbay evlerinin önünde uğradıkları suikastte öldürüldüler. Eylemin sorumluluğunu JCAG üstlendi.
ikinci bomba etkisiz hale getirildi. Saldırıyı "Orly" üstlendi.
1 Temmuz 1982 Rotterdam Türkiye Başkonsolosu Kemalettin Demirer dört
19 Ocak 1982 Paris Palais des Congres'de bulunan Air France bürolarında patlama
Ermeni teröristin açtığı ateş sonucu vuruldu. "Ermeni Kızıl Ordusu" saldırı}! üstlendi.
oldu. Saldırıyı "Orly" üstlendi.
21 Temmuz 1982 Paris Place Saint-Severin'deki bir kafenin yakınında meydana gelen
28 Ocak 1982 Los Angeles Türkiye'nin Los Angeles Başkonsolosu Kemal Ankan suikaste
patlama sonucu on altı kişi yaralandı. "Orly" örgütü patlamanın sorumluluğunu üstlendi. "Orly"
uğradı. Suikasti gerçekleştiren iki Ermeni teröristten ondokuz yaşındaki Hampig Sassounian
Fransızların tutuklu Ermeni teröristlere "siyasi mahkum" değil de sıradan mahkum muamelesi
yakalanarak tutuklandı ve ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. .
yapıyor olmasından şikayetçiydi.
22 Mart 1982 Cambridge, Massachusetts Türkiye'nin Boston'daki Fahri Başkonsolosu
26 Temmuz 1982 Paris Paris'te bulunan "Pub Saint-Germain"'de meydana gelen
Orhan Gündüz'e ait bir hediyelik eşya mağazası havaya uçuruldu. Gündüz'e onursal
patlamada iki kadının yaralanmasından "Orly" sorumluydu.
pozisyonunu bırakması aksi halde "idam edilecek olduğu" ültimatomu verildi. Saldırıların
sorumluluğunu JCAG üstlendi. 2 Ağustos 1982 Paris Pierre Gulumian adındaki bir Ermeni terörist yapmakta olduğu
bombanın suratına patlaması sonucu öldü.
26 Mart 1982 Beyrut Bir sinema salonunda meydana gelen patlamada iki kişi öldü, on ala
kişi yaralandı. Saldırının sorumluluğu ASALA tararından üstlenildi. . 7 Ağustos 1982 Ankara, Esenboğa Havaalanı İki Ermeni terörist kalabalık bir yolcu
bekleme salonuna ateş açtı. Polis teröristlerden birini yakalarken diğeri yirminin üzerinde kişiyi
8 Nisan 1982 Ottawa Ottawa'da bulunan Türkiye Başkonsolosluğunda Ticari Ataşe olarak
rehin aldı. Dokuz kişi hayatini kaybetti, bir kısmı ağır olmak üzere seksen iki kişi yaralandı.
görev yapmakta olan Kani Güngör ikamet etmekte olduğu binanın garajında Ermeni teröristlerin
Hayatta kalan D^von Ekmekjian adlı terörist tutuklandı ve mahkum oldu.
saldırısına uğradı ve ağır yaralandı.
8 Ağustos 1982 Paris Bomba zamanında etkisiz hale getirildi. "Orly" örgütü bombanın
24 Nisan 1982 Dortmund, Batı Almanya Türklerin sahibi olduğu birkaç işyeri bombalı
patlama gerçekleşmeden bulunmasından ötürü büyük hayal kırıklığına uğradı.
saldırılarda ağır hasar gördü. tcYeni Ermeni Direniş Örgütü" bu saldırıların sorumluluğunu
üstlendi. 12 Ağustos 1982 Paris Teröristler Türkiye'nin Turizm Ataşeliğine ait büroları korumakla
görevlendirilmiş bir polis memuruna ateş açtılar. Şans eseri yara almadan kurtulmayı başardı.
4 Mayıs 1982 Cambridge, Massachusetts Türkiye'nin Boston'daki Fahri Başkonsolosu
Orhan Gündüz uğradığı suikast sonucu hayatim kaybetti. Katili halen aramızda dolaşıyor.
56 ERMENİSORUNU KRONOLOJİK BİR SIRALAMA 57
27 Ağustos 1982 Ottawa Türkiye Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Albay Atilla Altıkat 24 Mayıs 1983 Brüksel Türk Büyükelçiliğinin Kültür ve Enformasyon bürosu ile bir Türkün
aracında suikaste uğradı. Saldırının sorumluluğunu JCAG üstlendİ. sahibi olduğu bir seyahat acentasının önünde bombalar patladı. Seyahat acentasının İtalyan
9 Eylül 1982 Burgaz, Bulgaristan Burgaz'da bulunan Türk Başkonsolosluğunda İdari direktörü yaralandı. Saldırıyı ASALA üstlendi.
Ataşe olarak görev yapmakta olan Bora Süelkan evinin önünde öldürüldü. Suikastçi "Türk 16 Haziran 1983 İstanbul Ermeni teröristler İstanbul Kapalı Çarşı içinde el bombalan ve
diplomatı öldürdük: Armeni Soykırımına karşı Adalet Savaş Birimleri." yazılı bir mesaj bırakmıştı. otomatik silahlarla saldırıda bulundular. İki ölü, yirmi bir yarak. Saldırının sorumluluğunu ASALA
Arayan isimsiz bir şahıssa suikastin ASALA'nın bir kolunun işi olduğunu iddia etti. üstlendi.
26 Ekim 1982 Los Angeles Beş Ermeni terörist Philadelphia'daki Fahri Türk 8 Temmuz 1983 Paris Ermeni teröristler Londra'daki Ermenilerin mahkemelerinin
Başkonsolosluğu bürolarını havaya uçurmak üzere komplo hazırlıyor olmakla suçlandı. görülmesini protesto etmek üzere British Council bürolarına saldırdılar.
Teröristlerin hepsi JCAG'a mensuptu.
14 Temmuz 1983 Brüksel Türk Büyükelçiliği'nde görevli İdari Ataşe Dursun Aksoy Ermeni
8 Aralık 1982 Atina Motorsikletli iki Ermeni Suudi Arabistan Havayollarının Teröristlerce öldürüldü. Saldın ASALA, ARA ve JCAG tarafından üstlenildi.
bürosuna bomba attı. Bomba bir elektrik direğine çarpıp patladı ve teröristlerden biri öldü.
15 Temmuz 1983 Paris Orly Havaalanındaki THY gişesi önünde bomba patladı. Sekiz kişi
Vahe Kontraverdian isimli İran'dan gelen bir Ermeni tutuklandı. Daha sonra ASALA'nın
hayatını kaybetti, altmışın üzerinde yaralanan oldu. Varadjian Garbidjian adlı 29 yaşında bir
saldın emrini Suudi Arabistan'ın Türkiye ile dostane ilişkiler sürdürüyor olmasına istinaden
Suriyeli Ermeni bombayı kendisinin yerleştirdiğini ve bombanın uçak havalandıktan sonra
vermiş olduğu ortaya çıktı. . ' . '
patlamasının amaçlandığını olduğunu itiraf etti.
21 Ocak 1983 Anaheim, Kaliforniya fünyelerden birinin patlaması ve yangına sebebiyet
15 Temmuz 1983 Londra Orly Havaalanında patlayana benzer bir bomba, imha
vermesi üzerine bir Ermeni fırıncının dokuz adet "el yapımı" boru bombasına el konuldu.
uzmanlarınca zamanında etkisiz hale getirildi. Her iki bombalı saldırının sorumluluğu ASALA
22 Ocak 1983 Paris İki terörist THY bürosuna el bombalarıyla saldırıda bulundu. tarafından üstlenildi.
Yaralanan olmadı. Saldmyı ASALA üstlendi.
18 Temmuz 1983 Lyon ASALA Lyon tren istasyonuna yönelik bir bombalama eylemi
2 Şubat 1983 Brüksel THY bürosu bombalandı. Sorumluluğunu 'Yeni Ermeni Direniş gerçekleştirme tehdidinde bulundu.
Örgütü" üstlendi.
22 Temmuz 1983 Tahran "Orly" Fransız Büyükelçiliğine ve Air France'a bombalı saldırıda
28 Şubat 1983 Lüksemburg Türki)'e diplomatik misyonunun önüne yerleştirilmiş bulundu.
olan bomba etkisiz hale getirildi. New York'ta yayınlanmakta olan Armenian Reporter
27 Temmuz 1983 Lizbon Beş Ermeni terörist Lizbon'daki Türk Büyükelçiliği'ne ani saldın
olaydan 'Yeni Ermeni Direniş Örgütü"nün sorumlu olduğunu bildirdi.
girişiminde bulundu. Arşiv dairesine erişmeyi başaramayınca rezidansı işgal ettiler ve
28 Şubat 1983 Paris Marmara Seyahat Acentası'nda bomba patladı. Patlamada Fransız Maslahatgüzar ve ailesini rehin aldılar. Teröristlerce yerleştirilen padayıcıların patiamasıyla
sekreter Renee Morin öldü, dört Fransız da yaralandı. Saldırıdan birkaç dakika sonra ASALA Misyon Şefi Yardımcısının eşi Canide Mıhçıoğlu ve teröristlerden dördü parçalanarak öldü.
sorumluluğu üstlendi. Yurtsev Mıhçıoğlu ve oğlu Atasay yaralandı. Beşinci terörist de Türk güvenlik görevlilerinin
9 Mart 1983 Belgrad Türkiye'nin Yugoslavya Büyükelçisi Belgrad'ın merkezinde düzenlediği operasyonda öldürüldü. Portekizli bir polis memuru öldürüldü bir diğeri yaralandı.
suikaste uğradı. Şoförü Necati Kayar karnından vuruldu. İki saldırgan olay yerinden Saldırının sorumluluğunu ARA üstlendi.
kaçarken Yugoslav vatandaşlar cesurca saldırganları kovaladılar. Teröristlerden biri bir 28 Temmuz 1983 Lyon Lyon-Perrache trenyolu istasyonuna bir başka bombalama tehdidi
Yugoslav Albaya ateş etti ve yaraladı, arkasından bir polis görevlisi tarafından yakalandı. daha. ASALA üstlendi.
İkinci terörist peşindeki sivillerin üzerine ateş açü genç bir öğrenciyi öldürdü, bir genç kız da
yaralandı. Kirkor Levonian ve RafS Elbekian adındaki teröristler yakalandıktan sonra yargı 29 Temmuz 1983 Tahran Tahran'daki Fransız Büyükelçiliği'nin roket saldırısıyla havaya
önüne çıkarıldılar ve mahkum edildiler. uçurulacağı tehdidi üzerine İranlı yetkililer binadaki güvenlik önlemlerini artırdı.
31 Temmuz 1983 Lyon Ve Rennes Ermeni teröristlerden gelen bomba tehdideri 424 yolcu
taşıyan iki Fransız iç hat uçağının acil iniş yapmasını zorunlu kıldı.
10 Ağustos 1983 Tahran Fransız Büyükelçiliğindeki bir araca yerleştirilen bomba patladı.
ASALA tarafından üstlenildi.
KRONOLOJİK BİR SIRALAMA
59
25 Ağustos 1983 Bonn Fransız BüyükelçiHğinin çalışma ofislerine yapılan bir dizi
20 Haziran 1984 Viyana Viyana'daki Türkiye Büyükelçiliği'nde Çalışma ve Sosyal İşler
bombalı saldırıda iki kişi hayatım kaybederken yirmi üç kişi de yaralandı. Saldırıların
Konsolos Yardımcısı olarak görevli olan Erdoğan Özen'e ait araca konan bomba patladı, özen
sorumluluğunu ASALA üstlendi.
patlamada hayatını kaybetti, aralarında bir de polis memurunun bulunduğu beş kişi ağır
9 Eylül 1983 Tahran İki Fransız Büyükelçilik aracı bombalandı. Bombalardan biri iki elçilik yaralandı. ARA teröristleri saldırı üstlendi.
mensubunun yaralanmasına yol açtı. Saldın, ASALA tararından üstlenildi.
25 Haziran 1984 Los Angeles Fransa'daki bir haber ajansı bürosuna Los Angeles
1 Ekim 1983 Marsilya Marsilya'da gerçekleştirilen uluslararası bir ticaret fuarına yapılan Olimpiyatlarına kanlan Türk ekibe herhangi bir şekilde yardıma olan tüm hükümetlere,
bombalı saldırı ABD, Sovyet ve Cezayir standlannda tahribata yol açtı. Bir kişi hayatını kaybetti, organizasyonlara ve firmalara saldırılar yapılacağına dair tehdit mektubu geldi.
yirmi altı kişi yaralandı. Eylemi ASALA ve "Orly" üstlendi. 13 Ağustos 1984 Lyon Lyon tren istasyonunda hafif zarara yol açan bir patlama meydana
6 Ekim 1983 Tahran Bir Fransız Büyükelçilik aracı bombalandı, aracın içinde bulunan iki geldi. Saldırı ASALA üstlendi.
kişi yaralandı. Saldırı "Orly" üstlendi. Eylül 1984 Tahran İran'da bulunan Türklerin sahibi olduğu birkaç firma hedef seçilmiş
29 Ekim 1983 Beyrut Fransız Büyükelçiliğine el bombalı saldın. AS AT,A teröristlerinden olduklarına dair uyan mektuplan almalarının ardından saldırıya uğradılar, ilk kurban Sezai Türkeş
biri yakalanarak tutuklandı. Şirketi oldu. Patlamanın yol açtiğı yangını söndürmeye çabalarken bir Türk çalışan yaralandı. Bu
olayı sindirme ve gözdağı verme amaçlı daha küçük ölçekli bir saldırılar zinciri takip etti.
29 Ekim 1983 Beyrut Türk Büyükelçiliğine üç terörist tararından saldın. Saldırganlardan
Lübnan aslık Ermeni Şarkis Panielian tutuklandı. Saldırı ASALA üstlendi. 1 Eylül 1984 Tahran İranlı yetkililer Türkiye'nin Tahran Büyükelçisi İsmet Birsel'e suikast
düzenlenmesine dair gizli bir planı açığa çıkarttılar.
28 Mart 1984 Tahran Türk diplomatlarına yönelik bir dizi eş zamanlı saldın
gerçekleştirildi: Türkiye Askeri Ataşeliğinde görevli Çavuş İsmail Pamukçu İH Ermeni 3 Eylül 1984 İstanbul Bombalarından birinin erken patlaması sonucu iki Ermeni terörist
terörist tararından vuruldu ve ağır yaralandı; Türkiye Büyükelçiliği Başkatibi Hasan Servet öldü. Olay ARA tarafından üstlenildi.
Öktem evinden ayrılmak üzereyken uğradığı saldırıda hafif yaralandı; Türkiye Büyükelçiliği
19 Kasım 1984 Viyana Viyana'daki Birleşmiş Milletler Sosyal Kalkınma ve İnsani Yardım
İdari Ataşesi İbrahim Özdemir şüpheli gözüken iki şahıs ile ilgili olarak polisi uyardı; bu
İşleri Merkezi Direktör Yardımcısı Enver Ergun aracıyla işine giderken suikaste uğradı.
şahısların Ermeni teröristler oldukları ortaya çıkti ve tutuklandılar; aynı gün öğleden sonra
Saldırganlar olay yerine üzerinde "ARA" yazılı olan bir bayrak bıraktılar.
İran polisi Türkiye Büyükelçiliği çevresinde üç Ermeni teröristi daha tutukladı; bir Ermeni
terörist Türkiye Ticaret Müşaviri Yardımcısının aracına yerleştirmeye çakştiğı bombanın Aralık 1984 Brüksel Yetkililer Türkiye Başkonsolosu Selçuk İncesu'nun rezidansına
zamanından önce patlaması sonucu öldü. Ölen teröristin kimliği daha sonra Gregorian yönelik bir bombalama girişimini engellemeyi başardılar.
Semaperdan olarak belirlendi (ASALA). 29 Aralık 1984 Beyrut Doğu Beyrut'ta bulunan iki Fransız binası bombalandı. Eylemleri
29 Mart 1984 Los Angeles ASALA Olimpiyatlara katılacak olan Türk atletlere karşı ASALA üstlendi.
suikastte bulunacaklarının yazılı olduğu bir tehdit mektubu gönderdi. 29 Aralık 1984 Paris Polis, ASALA'nın bir Air France uçağını havaya uçuracağına dair
8 Nisan 1984 Beyrut ASALA Türkiye'ye yapılacak tüm uçuşların askeri hedef olarak tehdidini takiben Charles de Gaulle havaalanındaki güvenlik önlemlerini artırdı.
düşünüleceğine dair uyarı yayımladı. 3 Ocak 1985 Beyrut Agence France Presse büroları bir bombanın patlaması sonucu
26 Nisan 1984 Ankara Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Turgut Özai Tahran'a büyük ölçüde hasar gördü.
planlanan ziyaretini gerçekleştirmesi halinde ülkesine yönelik olarak ASALA tarafından 3 Mart 1985 Paris Agence France Presse'i arayan kimliği belirsiz bir şahıs Orly
büyük çaplı bir terörist operasyon düzenlenecek olduğuna dair kendisini uyaran bir tehdit havaalanına yapılan saldırıya katkıda bulunan üç terörist hakkındaki iddianame yüzünden,
aldı. Fransa'nın dünya çapında çıkarlarına saldırılacağı tehdidini savurdu.
28 Nisan 1984 Tahran Eşi Sacide Yönder'i sekreter olarak çakşmakta olduğu Türkiye 12 Mart 1985 Ottawa Ağır silahlı üç terörist Türkiye Büyükelçiliğine ani başlan düzenledi,
Büyükelçiliği'ne bırakmak üzere yoldayken araçlarına motorsikletli iki Ermeni teröristin açtiğı ateş Kanadak bir güvenlik görevlisini görevi başında öldürdü. Ön kapıyı havaya uçurduktan sonra
sonucu Işık Yönder hayatını kaybetti ve ASALA hunharca işlenen bu cinayetin de sorumluluğunu silahk adamlar binaya girdi. Büyükelçi Coşkun Kırca kaçmayı başardı ancak ağır biçimde
üstlendi. yaralandı. Büyükelçinin rehin alınan eşi ve kızı daha sonra serbest
60 ERMENİ SORUNU
KRONOLOJİK BİR SIRALAMA 61
bırakıldı ve teröristler teslim oldu. ARA saldırının sorumluluğunu üstiendi. Ontario Yüksek
Mahkemesi Kevork Marasliyan, Ohannes Noubarian ve Raffi Titizian isimli bu üç teröristi 31 Ekim
1986 tarihinde ömür boyu hapis cezasına çarptırdı.
26 Mart 1985 Toronto Toronto şehrinin transit sisteminin havaya uçurulacağı tehdidi
günün en yoğun saatinde bir kaos yaşanmasına sebep oldu. Tehdidi "Vatanımızın Kurtuluşu
için Ermeni Gizli Ordusu" üstlendi. .'•'.•
Kasım 1985 Brüksel Belçika polisinin özel anti-terör güvenlik ekibi Portekiz pasaportu
taşımakta olan üç Ermeni teröristin NATO karargahındaki Türk görevli memurlarına saldırı
planlarını açığa çıkartıp tutukladı.
28 Kasım 1985 Paris Fransız. polisi "Ermenistan'ın Kurtuluşu için,Ermeni Gizli Ordusu-
Devrimci Hareket (ASALA-RM)" adlı terör örgütünün lideri ABD vatandaşı Monte Melkonian'ı
tutukladı. Polis, Melkonian'ın dairesinde silah, padayıcı yapmaya yarayan aygıtlar, Fransa'ya
uğrayacak Türk gemilerinin kalkış ve varış bilgilerini içeren zaman çizelgeleri ve Türkiye'nin Paris
Büyükelçisi Adnan Bulak'ın fotoğraflarını bulup el koydu.
Aralık 1985 Paris Paris'in önde gelen mağazalarından Gallerie Lafayette ve Printemps'da
noel alışverişi yapmakta olan (on ikisi ağır olmak üzere) kırk bir kişi hemen hemen aynı anda AMERİKALI BİLİM ADAMLARININ
meydana gelen ve mağazaları adeta ortadan ikiye bölen bomba patlamalarında yaralandı.
Patlamaların ardından oluşan panikte 10.000 kadar insan kendini sokaklara attı. New York'ta
yayınlanan Armenian Repoıter Aralık 1985 tarihli 12. sayısında Fransız güvenlik yetkililerinin
AÇIKLAMASI
suçu işlemesi en muhtemel örgüt olarak ASALA'nın üzerinde dikkatierini yoğunlaştırmış olduğu
belirtildi. ASALA daha sonra her iki bombalama eyleminin de sorumluluğunu üstlendi. (19 MAYIS 1985)
23 Kasım 1986 Melbourne Saat 02:15 itibarı ile Türkiye Büyükelçiliği önünde patlama
meydana geldi. Bir kişi (muhtemelen bombalama eylemini gerçekleştiren terörist) öldü, bir
Avustralyalı yaralandı.
62 ERMENİ SORUNU
ABD TEMSİLCİLER MECLÎSİ ÜYELERİNİN DİKKATİNE

Türk, Osmanlı araştırmaları ve- Ortadoğu Ü2erine uzmanlaşmış, aşağıda imzaları bulunan
Amerikalı akademisyenler, ABD Temsilciler Meclisi'nin 192 sayılı kararında kullanılan dilin birçok
açıdan yanılücı ve/veya yanlış olduğu görüşündedirler.

"İnsanlıkdışı Davranışları Anma Milli Günü" kavramına tam olarak destek vermemize
karşın, sözkonusu metinde dikkat çekilen aşağıdaki kısmı kabul edilemez buluyoruz:

"... Türkiye'de 1915 ve 1923 yıllan arasında gerçekleştirilen soykırımın kurbanları olan 1,5
milyon Ermeni kökenli insan..."

Çekinceleriniz "Türkiye" ve "soykırım" sözcüklerinin kullanılması konusunda odaklanmakta


olup aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

* 14. yüzyıldan 1922'ye kadar, günümüzde Türkiye olarak, daha doğrusu "Türkiye
Cumhuriyeti" olarak adlandırılan alan, çok dinli, çok uluslu bir devlet olan Osmanlı
imparatorluğunun bir parçasıydı. Nasıl Habsburg Imparatotluğunu günümüz Avusturya
Cumhuriyeti ile eş saymak yanlışsa, Osmanlı İmparatorluğunu, Türkiye Cumhuriyeti ile bir tutmak
da yanlıştır. Günümüz Türkiye Cumhuriyetinin 1923 yılında kurulmasıyla sonuçlanan Türk
Devrimiyle 1922'de tarih sahnesinden silinmiş olan Osmanlı imparatorluğu, şu anda Güneydoğu
Avrupa, Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da bulunan ve sadece bir tanesinin Türkiye Cumhuriyeti olduğu
25'ten fazla devletin topraklarını ve halklarını bünyesinde barındıran bir devletti. Türkiye
Cumhuriyeti, Osmanlı zamanında gerçekleşen hiçbir olaydan sorumlu tutulamaz. Ancak kararda
"Türkiye" adım kullanarak karan yazanlar 1915 ve 1923 yıllan arasındaki "soykırım" m
sorumluluğunu Türkiye'ye yüklemek istemişlerdir.

* "Soykırım" suçlamasına gelince, bu açıklamayı imzalayanların hiçbiri Ermenilerin


çektikleri acıların boyutlarını küçümseme amacını taşımamaktadır. Aynı şekilde sözkonusu
bölgedeki Müslüman halkın da acılarının farklı şekilde değerlendirilemeyeceği görüşündeyiz. Şu
ana kadar ortaya konan kanıtlar, toplumlararası bir iç savaşın, (Müslüman ve Hristiyan gruplar
arasındaki) Birinci Dünya Savaşı sırasındaki bulaşıcı hastalıklar, kıtlık ve Anadolu ve
çevresindeki alanlardaki katliamlar ve acılar ile daha da karmaşık bir hale geldiğine işaret
etmektedir. Gerçekten de sözkonusu yıllar boyunca, bölgede, geçen on yılda Lübnan'da yaşanan
trajediden çok farklı olmayan bir sürekli savaş durumu yaşanmıştır. Hem Müslüman hem de
Hristiyan nüfus arasındaki kayıplar büyük rakamlardadır. Ancak saldırgan ve masum

AMERİKALI AKADEMİSYENLERCE 65
19 MAYIS 1985 TARİHİNDE YAPILAN DEKLERASYON
olanı ayırt edebilmek, çok sayıda Hristiyan kadar Müslüman’ın da içinde bulunduğu Doğu
Anadolu halkının hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan olayların nedenlerini belirleyebilmek için
tarihçilerin ulaşmaları gereken daha birçok belge ve bulgular vardır. 192 SAYILI KARAR HAKKINDA ABD TEMSİLCİLER MECLİSİ ÜYELERİNE
MUHATAP BİLDİRİ İMZALAYANLARIN LİSTESİ
Tarihi devlet adamları ve politikacılar yapar, bilimadamları ise yazar. Bu sürecin işlemesi
RIFAAT ABOU-EL-HAJ KATHLEEN BURRILL
için bilimadamlarına, geçmişteki devlet adamları ve politikacıların yazılı kayıtlarına ulaşabilme
Tarih, Profesör Türk Araştırmaları, Doçent, Columbia
şansı verilmelidir. Şimdiye kadar, konuyla ilgili olan Sovyetler Birliği, Suriye, Bulgaristan ve
Long Beach, California State Üniversitesi
Türkiye'nin arşivlerinin büyük kısmı tarihçilere kapalı tutulmuştur. Bu arşivlere ulaşılıncaya kadar
Üniversitesi
Temsilciler Meclisinin 192 sayılı karan kapsamındaki Osmanlı imparatorluğunun 1915-1923 yıllan
ALAN FISHER
arasındaki tarihi tam olarak bilinemez. .
DANIEL G. BATES Tarih, Profesör, Michigan Üniversitesi
Biz ABD Kongresinin bu ve bununla ilgili konularda tarih arşivlerinin tam olarak açılmasını Antropoloji,Profesör
teşvik etmesi ve tarihsel olaylar hakkında, tam aydınlığa kavuşturulmadan ithamlarda Hunter Yüksekokulu New York Şehir TIMOTHY CHILDS
bulunmaması gerektiğine inanıyoruz. Temsilciler Meclisinin 192 sayılı kararındaki gibi ithamlar Üniversitesi Prof. Eğilmen
kaçınılmaz olarak Türkiye halkı hakkında adaletsiz yargılara varılmasına ve belki ı de tarihçilerin Johns Hopkins Üniversitesi, SAIS
bu trajik olaylan anlamakta kaydetmeye başladıkları gelişmeye zarar verilmesine yol açacaktır. SARAH MOMENT ATIŞ Türk Dili ve Enstitüsü
Edebiyaü, Doçent Madison, Wisconsin MICHAEL FINEFROCK
Yukarıdaki yorumların da gösterdiği gibi, Osmanlı-Ermenileri'nin tarihi tarihçiler arasında Tarih, Profesör
Üniversitesi
sıkça tartışılan bir kanundur ve tarihçilerin bir çoğu da 192 sayılı karardaki ifadelere Charleston Yüksekokulu
katılmamaktadır. Kongre bu karan kabul ederse, tarihsel sorunun hangi yanının doğru olduğuna
ÜLKÜ BATES
yasa yolu ile karar vermeye çalışmış olacaktır. Tarihsel olarak şüpheli varsayımlara dayalı SHAFIGA DAULET l
Sanat tarihi, Profesör
böylesine bir karar, sadece dürüst tarihsel araştırmaya zarar verir ve Amerikan yasama sürecinin Siyaset Bilimi, Doçent
Hunter Yüksekokulu-New York Şehir
güvenirliliğini sarsar. Connecticut Üniversitesi
Üniversitesi
19 Mayıs 1985
KARL BARBIR WILLIAM HICKMAN
Tarih, Doçent Türkçe, Doçent
Siena Yüksekokulu (New York) California Berkeley Üniversitesi

GUSTAV BAYERLE Ural-Altay RODERIC DAVISON


Çalışmaları, Prof.. İndiana Tarih, Profesör
Üniversitesi George Washington Üniv. Washington
D. C
İLHAN BAŞGÖZ Ural&Altay Çalışmaları
Bölümü Türk Araştırmaları Programı FREDERICK LATIMER Tarih,
Direktörü İndiana Üniversitesi Emeldi Doçent Utah
Üniversitesi
ANDREAS G. E. BODROGLIGETTI
Türk&İran Dilleri, Prof LosAngeles, WALTER DENNY
California Üniversitesi Sanat Tarihi&Yakın Doğu Araştırmaları
Ordinaryüs Profesör Massachussets
Üniversitesi
AMERİKALI AKADEMİSYENLERCE
19 MAYIS 1985 TARİHİNDE YAPILAN DEKLERASYON 67
JOHN HYMES Tarih, Profesör CORNELL FLEISCHER TIBOR HALASI-KUN Türk HOWARD REED Tarih,
Glenville State Yüksekokulu Bati Tarih, Doçent Araştırmaları, Profesör Colombia Profesör Connecticut
Virginia Missouri, Washington Üniversitesi Profesör Üniversitesi

DR. ALAN DUBEN CORNELL FLEISCHER JON MANDAVILLE Ortadoğu Tarihi,


Antropolog, Araştırmacı, New York Tarih, Doçent WILLIAM OCHSENWALD Profesör Oregon, Portland State
Missouri, Washington Üniversitesi Tarih, Doçent Üniversitesi
Virginia Polytechnic Enstitüsü
DR. HEATH W. LOWRY Türk PETER GOLDEN DANKWART RUSTOW Siyaset
Araştırmaları Enstitüsü, İne. Tarih, Profesör J. C. HUREWITZ Bilimi, Profesör New York Şehir
Washington, D.C. Newark, Rutgers Üniversitesi Yönetim Bilimi, Ordinaryüs Profesör Üniversitesi Lisansüstü Bölümü
Orta-Doğu Enstitüsü eski Direktörü,
ELLEN ERVIN MICHAEL MEEKER Profesör Colombia Üniversitesi
Türkçe, Araştırmalar Doçenti Antropoloji, Profesör EZEL KURAL SHAW
New York Üniversitesi San Diego, California Üniv ' Tarih, Doçent
ROBERT OLSON Tarih, Northridge, California Üniversitesi
TOM GOODRICH Doçent Kentucky
HALİL İNALCIK Tarih, Profesör Üniversitesi JOHN MASSON SMITH, JR.
Osmanlı Tarihi, Profesör Pennsylvania, Indiana Üniversitesi Tarih, Profesör
Amerikan Sanat&Büim Akademisi Üyesi AVGDOR LEVY Tarih, California Berkely Üniversitesi
Chicago Üniversitesi JAMES KELLY Profesör Brandeis
Türkçe, Misafir Doçent Utah Üniversitesi DR. PHILIP STODDARD Ortadoğu
CAESAR FARAH İslam&Ortadoğu Üniversitesi Enstitüsü Direktörü Washington, D.C.
Tarihi, Profesör Minnesota Üniversitesi WILLIAM PEACHY Yahudi ve Yakm Doğu
ANDREW COULD Osmanh Düleri&Edebiyatlan, Doçent Ohio State DR. SVAT SOUCEK
RALPH JAECKEL Tarihi, Doktor Arizona, Üniversitesi Türkolog, New York
Türkçe, Doçent Flagstaff
Loş Angeles, California Üniversitesi BERNARD LEWIS FRANK TACHAU Siyaset Bilimi,
KERİM KEY Yardımcı Profesör Yalan Doğu Tarihi, Profesör Profesör Chicago, Illinois Üniversitesi
CARTER FINDLEY Washington D.C.Southeastem Princeton Üniversitesi
Tarih, Profesör Üniversitesi ROBERT STAAB
Ohio State Üniversitesi DONALD QUATAERT Ortadoğu Merkezi Direktör Yardımcısı
WILLIAM GRISWOLD Tarih, Doçent Houston Utah Üniversitesi
Tarih, Profesör Üniversitesi
RONALDJENNINGS Tarih&Asya Colorado State Üniversitesi RHOADS MURPHEY
Araştırmaları, Doçent Illinois JUSTIN McCARTHY Tarih, Ortadoğu Dilleri, Kültürleri ve Tarihi,
Üniversitesi Doçent Louisville Profesör Columbia Üniversitesi
METİN KUNT Osmanlı Üniversitesi
Tarihi, Profesör New York
ERMENİ SORUNU AMERİKALI AKADEMİSYENLERCE

69
19 MAYIS 1985 TARİHİNDE YAPILAN OEKLERASYON
JUNE STARR DAVID THOMAS
Antropoloji, Doçent Suny Tarih, Doçent BİBLİYOGRAFYA
Stony Brook Rhode Island Yüksekokulu Yabancı Dillerde
(alfabe sırasına göre)

THOMAS NAFF DONALD WEBSTER Türk


L Al-Meza'em al-Ermeniyya wa al-Haka'ek (in Arabic), Ankara Vaqif al-Diyanet al-Turkiyya, 1983.
Tarih, Profesör Tarihi,Emekli Profesör
2. Armenians in the Ottoman Empire and Modem Turkey: 1912-1926, istanbul, Boğaziçi University, 1984.
Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü 3. Armcnıan Terrorism and The Paris Trial; Terrorisme Armenien et Proces de Paris, Ankara, Ankara University,
Direktörü 1984.
Pennsyivania Üniversitesi MARGARET L. VENZKE 4. Armenische Propaganda gegen die Türkei ımd die Wahrheit, Ankara, iris ti tu t fiir Aussenpolitik, 1982.
Tarih, Doçent 5. Aspirations et agissements revolutionnaires des comites armeniens avant et apres la proclamation de la
JAMES STEWART-ROBINSON Türk Dickinson Yüksekokulu (Pennsyivania) Constitution ottomane, Istanbul,1917.
Araştırmaları, Profesör Michigan 6. Ataöv, Türkkaya, A Brief Glance at the "Armenian Question", Ankara, Ankara Chamber of Commerce, 1984;
2nd pr., Ankara, Sistem Ofset, 1984.
Üniversitesi WARREN S. WALKER
7. Ataöv, Türkkaya, A British Rcport (1895): "The Armenians Unmasked", Ankara, Sevinç Matbaası, 1985.
İngilizce, Profesör
8. Ataöv, Türkkaya, A British Source (1916) on the Armenian Question, Ankara; Sistem Ofset.1985.
PIERRE OBERLING Türkçe Sözlü Hikayeler Arşivi
9. Ataöv, Türkkaya, An Armenian Author on "Patriotism Perverted"; Un auteur armenien s'exprime sur le
Tarih, Profesör Hunter Yüksekokulu Direktörü
"Patriotisme perverti"; Bin armenischer Autor über "Patriotismus Missbraucht", Ankara, Sistem Ofset,1984;
New York Şehir Üniversitesi Texas Tech. Üniversitesi 2nd pr., Ankara, Sistem Ofset, 198 5.
10. Ataöv, Türkkaya, An Armenian Source: Hovhannes Katchaznouni; Une source armenienne: Hovhannes
JOHN WOODS WALTER WEIKER Siyaset Katchaznouni; Eine armenische Quelle: Hovhanness Katckaznouni; Fuente Armenia: Hovhanness
Ortadoğu Tarihi, Doçent Bilimi, Profesör " :;■' Rutgers Katchaznouni, Ankara, Sistem Ofset,1984; 2nd pr.: Ankara, Sistem Ofset,1985.

Chicago Üniversitesi Üniversitesi 11. Ataöv, Türkkaya, Armenian Parücipation in Ottoman Cultural Life, Ankara, Sevinç Matbaası, 1985.
12 Ataöv, Türkkaya, A "Statement" Wrongly Attributed to Mustafa Kemal Atatürk, Ankara, Siyasal Bilgiler
STANFORD SHAW
Fakültesi, 1984; 2nd pr., Ankara, Sistem Ofset, 1985
Tarih, Profesör
13. Ataöv, Türkkaya, De Andonian "Documenten", Welke aan Talat Pasha Worden Toegeschreven, Zijn Bedrog,
Los Angeles, California Üniversitesi Ankara, Siyasal Bilgiler Fakültesi; 1984.
14. Ataöv, Türkkaya, Deaths Caused by Disease: in Relation to the Armenian Question; Les deces relevant de
MADELINE ZILFT Tarih, maladies, en relation avec la quesıion armenienne, Ankara, Sistem Ofset, 1985.
Doçent Maryland 15. Ataöv, Türkkaya, Hitler and the "Armenian Question"; Hitler et la "Question armenienne", Ankara, Sistem
Üniversitesi Ofset, 1985.
16. Ataöv, Türkkaya, La Parücipation des Armeniens a la vie culturelle ottomane, Ankara, Sevinç Matbaasi,1985.
ELAINE SMITH 17. Ataöv, Türkkaya, Talat Paşa'ya Atfedilen Andonian "Belgeler"i Sahtedir: Talat Pasayin Verakirvatz
Andoniani Vaveratuğteri Geğdz Yen (in Armenian); Zaif Watha'ek Andonian al-lati nisubat hata'en ila Tal'at
Türk Tarihi, Doktor Emekli Dışişleri Basha (in Arabic); Esnadı Andonian kâbe Talat Pasha müntasab shuda sahteki est (in Persian), Ankara,
Görevüsi Washington, D.C. Sistem Ofset, 1984
18. Ataöv, Türkkaya, The Andonian "Documents" Attributed to Talat Pasha are Forgeries; Les "Documents"
METİN TAMKOÇ Uluslararası d'Andonian attribues a Talat Pacha sont des faux; Die Talat Pascha zugeschriebenen Andonianiscben
"Dokumente" sind Falschungen, Ankara, Siyasal Bilgiler Fakültesi, 1984; 2nd pr.: Ankara, Sistem Ofset, 1984.
Hukuk, Profesör Texas Tech.
19. Ataöv, Türkkaya, Une "declaration" faussement attribuee a Mustafa Kemal Atatürk, Ankara, Sistem Ofset,
Üniversitesi 1984.
20. Ataöv, Türkkaya, Un Rapport anglais (1895): "Les Armeniens demasques", Ankara, Sevinç Matbaası, 1985.
GRACE M. SMITH Türkçe, Misafir 21. Ataöv, Türkkaya, Une source britannique (1916) relative â la question armenienne, Ankara, Sistem Ofset,
Eğitmen California Berkely Üniversitesi 1985.
22. Congres National, Documents relatifs aux atrocites commises par les Armeniens sur la population
70 ERMENİ SORUNU AMERİKALI AKADEMİSYENLERCE
19 MAYIS 1985 TARİHİNDE YAPILAN DEKLERASYON
71
musulmane, Constantinople,1919.
23. Das armenier Problem in neun Fragen und neun Antvvorten, Ankara, Institut fllr Aussenpolitik, 1982
24. Direction Generale de la Presse et de l'Infoımation, Documents, Ankara, 1982.
25. Direction Generale de la Presse et de l'Information, Documents sur les Armeniens ottomans, t H, Ankara, (
1983).
26. Direction Generale de la Presse et de l'Information, 70 eme Anniversaire d'un journal armenien: 1908
-1979, Ankara, 1979.
27. Directoratc General of Press and Information, Documents, Vol.l, Ankara( 1982).
28. Directorate General of Press and Information, Documents on Ottoman Armenians, Vol. II., Ankara,( 1983).
29. Feigl. Erich. A Myth of Tcrror, Edition zeitgeschichten-Freilassing- Salzburg, 1991. Un Mythe De La Terreur.
1991, Druckhous Monntal, Salzburg.
30. Gürün, Kamuran, The Armenian File, London, Weidenfeld and Nicholson, in association with K. Rustem
and Brother.1985
31. Gürün, Kamuran, Ledossier armenien, Paris, Triangle, 1984.
3Z International Terrorism and the Dnıg Connection, Ankara, Ankara University, 1984
33. Karal, Enver Ziya, Armenian Question: 1878-1923, Ankara, Gündüz,1975.
34. La Cuestion Armenia en Nueve Preguntas y Respuestas, Ankara, Instituto de Politica Extranjera, 1982.
35. Lc General Mayevski, Les massacres d'Armenie.
36. Le probleme armenien: neuf questions, neuf reponses, Ankara, Institut de politique etrangere,1982.
37. Le terrorisme intemational et le trafıc de stupefıants, Ankara, Üniversite d'Ankara, 1984.
38. McCarthy, Justin,Muslims and Minorities: dıe Population of Ottoman Anatolia and the End of the Empire, New
York and London, New York University Press,1983.
39. McCarthy, Justin, Teirorismo Armenio: La Historia Como Veneno y Como Antidoto, Kentucky, E.U.A.,
Universidad deLouisvılle,1984.
40. Mise atı point sur la propagande armenienne contre la Tunjuie, Ankara, Institut de Politique Etrangerc, 1982.
41. Orly Saldırısı Davası: 19 Şubat - 2 Mart 1985, Şahit ve Avukat Beyanları, Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi.
1985.
42. Proces de l'attentat d'Orly:19 fevrier - 2 mars 1985, depositions et pladoirie, Ankara, Faculte des Sciences
Politiques,1985.
43. Terrorist Attack at Orly; Statements and Evidence Presentcd at the Trial, February 19 - March 2,1985,
Ankara< Faculty of Political Science, 1985
44. Schemsi, Kara, Turcs et Armeniens devant l'histoire: nouveaux temoignages russes et tures sur les
atrocites armeniennes de 1914 â 1918, Geneve, Imprimerie nationale, 1919.
45. Setting the Record Straight on Armenian Propaganda Against Turkey,
46. Şimşir, Bilal N., Aperçu historique sur la question armenienne, Ankara, Societe Turque dTIistoire, 1985.
47. Şimşir. Bilal N., ed., British Documents on Ottoman Armenians: Vot. I, 1856 -1880, Ankara, Turkish
Historical Society.1983.
48. Şimşir, Bilal N., The Deportees of Malta and the Armenian Question: Ankara, Foreign Policy Institute, 1984
49. Şimşir, Bilal N., ed., Documents Diplomatiques Ottomans, Vol. I. (1886-1893), Ankara, Societe Turque
dMstoire. 198 5.
50. Şimşir, Bilal N., The Genesis of the Armenian Question, Ankara, Turkish Historical Society 1984; 2nd
pr.:1985.
51. Sonyel, Selahi R.; Displacement of the Armenians: Documents; Lc Deplacement des populations
armeniennes: Documents; Ermeni Tehciri ve Belgeler, Ankara, Baylan Matbaası, 1978.
52 The Armenian Issue in Nine Questions and Ansvvers, Ankara, Foreign Policy Instirute, 1982.
72 ERMENİ SORUNU

You might also like