You are on page 1of 18

1 LOJİK DEVRE İÇERİĞİ

1.1. Lojik Devre İçeriği


Lojik devreler, sayısal sistemlerin ve sayısal devre tasarımının alt yapısını
oluşturur. Sayısal sistemlerde tüm işlemler sınırlı sayıda ayrık değerler
kullanılarak gerçekleştirilir. Doğada mevcut olan hemen hemen tüm fi-
ziksel değişkenler zamanın sürekli işlevleri olan analog büyüklüklerdir.
Analog değişkenlerde süreklilik söz konusudur. Örneğin; rüzgârın esme
hızı, suyun akış hızı, hava sıcaklığının değişimi, su dolu bir kabın su se-
viyesine bağlı olarak kabın tabanına uyguladığı basınç doğadaki analog
fiziksel büyüklüklere örnek olarak verilebilir. Doğadaki fiziksel değiş-
kenler, analog olmasına karşın, günümüzde her türlü bilgisayarlar, gün-
lük hayatta kullandığımız birçok elektronik sistemler ve ev cihazları sayı-
sal tabanlı olarak tasarlanıp üretilmektedir. Çünkü sayısal tabanlı sistem-
lerin tasarlanması ve üretimi analog tabanlı sistemlere göre daha esnek ve
ekonomiktir. Sayısal sistemler analog sistemlere göre birçok üstünlüklere
sahiptir. Öncelikle hata olasılığı daha düşük olup, hatalarda düzeltme
yapılması kolaydır. Analog bilgi sayısallaştırıldıktan sonra üzerinde her
türlü işlem yapılabilir ve istenildiği kadar geciktirilebilir. İstenildiğinde
tekrar analog bilgi olarak elde edilebilir.
Sayısal sistemlerin üstünlüklerini şu şekilde sıralayabiliriz:
 Sayısallaştırma işlemi kolayca yapılabilir.
 Sayısallaştırılmış veri kolay işlenir.
 Sayısallaştırılmış veri her uygulamada kullanılabilir.
 Yüksek kapasitede olsa bile verilerin saklanması kolaydır.
 Sayısal veriler ile sistemler arası iletişim kolaylaşır ve esnekleşir.
 Daha düşük hataya sahip hesaplamalar yapılabilir.
 Olası bir hatanın sezilmesi ve düzeltilmesi kolaydır.
 Mikroelektronik teknolojisindeki gelişmeler her geçen gün daha
verimli ve ekonomik tasarımları mümkün kılmaktadır.

1
2

1.1.1. Kodlama, Kod Tabloları


Kodlama, bilgisayar veya benzeri sayısal sitemlerde bilgileri saklayabil-
mek için kullanılan bir simge atama işlemidir. Ondalık sayılarda simge
atama işlemi olmayıp bilgisayarda doğrudan ikili kodları ile saklanırlar.
Ancak kullanıcının bilgisayara veri girişini sağlayan klavye üzerinde
ondalık rakamlar dışında küçük harfler ve büyük harflerin yanısıra, bir-
çok alfabe dışı semboller ve karakterler mevcuttur. Oysaki sayısal sistem-
lerde simgeler değil ikili tabanda ondalık sayılar saklanabilmektedir. On-
dalık sayılar dâhil olmak üzere klavyede mevcut olan söz konusu tüm
karakterler için ASCII olarak adlandırılan kod tablosu kullanılmaktadır.
ASCII sözcüğü 'American Standart Code for Information Interchange'
sözcüklerinin altı çizili ilk harflerinden oluşan yapay bir sözcüktür. AS-
CII kodlama sistemi her sembol için 8 bit kullanmaktadır. Sekiz bit kul-
lanarak 0 ile 255 rakamları ile toplam 256 adet simge temsil edilebilmek-
tedir. ASCII kodlama sistemi 1963 yılında tanımlanmıştır. Bu tanımla-
mada 0 ile 127 arasındaki sayıları ile kodlama yapılmaktadır. Daha sonra
ihtiyaçtan dolayı 128 ile 255 arasındaki sayıları ile kodlanan genişletilmiş
ASCII karakter tablosu ilave edilmiştir. Böylece günümüzde toplam AS-
CII karakter sayısı 256 olarak kullanılmaktadır. Ancak dünyada kullanıl-
makta olan birçok dilde söz konusu genişletilmiş ASCII kod tablosunda
bulunmayan simgeler vardır. Bu nedenle, bölgesel karakter ve simgeleri
karşılamak için ASCII çeşitlemeleri vardır. Örneğin Kuzey Amerika, Batı
Avrupa, Avustralya ve Afrika dillerine ait yazılım programlarında ISO 88
59-1 olarak bilinen ASCII tablosu kullanılır.
ASCII kod tablosu uluslararası bir standart olup, bilgisayarlar başta ol-
mak üzere tüm sayısal sistemlerin tasarım ve üretiminde kullanılmak
zorundadır. Söz konusu kod tablosunda her bir simgeye karşılık gelen bir
ondalık sayı tanımlanmıştır. Sayısal sistemlerde simgeler değil ikili ta-
banda sayılar saklanabildiği için, tablodaki her bir simge, ASCII kod
tablosunda kendisine karşılık düşürülen ondalık sayının ikili kodu olarak
saklanır. Böylece klavyedeki; a, b, c, d, A, B, C, D gibi harfler ve τ, @,
, β, α gibi alfabe dışı karakterler sayısal sistemlerde kendilerine karşılık
düşürülen ondalık sayıların ikili kodlaması ile saklanabilmekte ve işlem-
lerde kullanılabilmektedir. Tablo 1.1 de simge kodlama işlemine ilişkin
örnekler verilmiştir.
ASCII olarak adlandırılan kod tablosunda 128 tane karakter olup, bu tab-
lo kullanılarak klavyeden bilgisayara girilen herhangi bir yazı, karakter
veya semboller dizisi bilgisayar ortamında saklanabilir.
3

Tablo 1.1. Simgelere ilişkin kodlama örnekleri


Simge 2’ li kodu
Ondalık kodu
(klavyeden girilir) (Bilgisayar belleği)
… … …
! 33 0100001
A 65 1000001
N 78 1001110
E 69 1000101
… …
a 97 1100001
b 98 1100010
… … …

Örneğin ASCII’ye göre A, N, E, a, b harfleri ve ! karakterine aşağıdaki


sayılar karşılık düşürülmüştür.
A  65, N  78, E  69, a  97, b  98, !  33
Örneğin klavyeden girilen ANNE! sözcüğünü sayısal ortamda saklaya-
bilmek için; 65, 78, 78, 69, 33 sayıların ikili kodlarının sayısal bellekte
ard arda saklanması gerekir (Tablo1.2).
ANNE!  65 78 78 69 33
Tablo 1.2. ANNE! Sözcüğünün bellekte saklanması
Bellek adresi Simge Ondalık kod karşılığı Bellek içeriği
… ... ... …
1200 A 65 1000001
1201 N 78 1001110 A
N
1202 N 78 1001110
N
1203 E 69 1000101
E
1204 ! 33 0100001
!
… … ... …

Örneğin klavyeden girilen KAR kelimesi bilgisayara, kelimedeki her bir


harfe karşılık gelen 75, 65 ve 82 ASCII kodlarının ikili karşılıklarının
bilgisayar belleğinde art arda dizilmesi ile saklanır.
4

Eğer kodlanacak semboller sayı ise sayının kendisinin ikili karşılığı kul-
lanılır. Örneğin 3 ve 12 sayılarının 4 bitlik ikili karşılığı
3  0011
12  1100
olarak yazılır. Sonuç olarak sayısal sistemlerde sayılar doğrudan kodlama
yapılarak, harfler ve özel karakterler ise kod tablosu üzerinden kodlama
yapılarak tutulur.

1.1.2. Kombinezonsal Devre / Ardışıl Devre


Sayısal sistemler, genel olarak kombinezonsal ve ardışıl devre olmak
üzere iki ana sınıfa ayrılabilirler. Kombinezonsal devrelerde herhangi t
anındaki çıkışlar aynı t anındaki girişlere bağlıdır. Çıkış ile giriş arasında
yalnızca kapı gecikmesi vardır.
Ardışıl devrelerde ise herhangi bir t anındaki çıkışlar, aynı t anındaki
girişlerin yanısıra önceki girişlere de bağımlıdır. Bu tür devrelerde geç-
miş bilgisini saklayabilmek için bellek veya saklayıcı gibi bellek eleman-
larına ihtiyaç duyulur.

1.1.3. Kanonik Model / Algoritmik Model


Sayısal sistemlerde; kanonik model ve algoritmik model olmak üzere iki
yöntemden biri kullanılarak tasarım yapılır. Kanonik model, genellikle
basit uygulamalar için kullanılır, algoritmik model ise karmaşık sayısal
sistemlerin tasarımında kullanılır. Algoritmik modele dayalı tasarımlar
kanonik modele göre daha karmaşık bir tasarım gerektirir.

1.1.4. Tasarım Adımları ve Üretim


Sayısal tasarımda, yukarıdan aşağıya (Top-Down) ve aşağıdan yukarıya
(down-up) olmak üzere iki yöntemden biri kullanılır (Şekil 1.1).
5

Şekil 1.1. Yukarıdan aşağıya (Top-Down) ve aşağıdan yukarıya


(Down-up) doğru tasarım

Yukarıdan aşağıya doğru tasarımda sistem, tasarımı kolay olan alt parça-
lara ayrılır. Aşağıdan yukarıya doğru tasarımda ise, en küçük tasarım
birimleri kullanılarak daha büyük alt birimler oluşturulur. Oluşturulan alt
birimler ile de daha büyük birimler oluşturulur. Nihayetinde de amaçla-
nan sistem tasarlanmış olur. Söz konusu yöntemlerin birbirlerine göre
kolaylık ve zorlukları vardır.

1.1.5. Transistör ve Kapılar


Transistör, elektronik devrelerde çokça kullanılan aktif bir yarıiletken
elektronik devre elemanı olup, sayısal tümdevrelerin temel yapı taşıdır.
Bir tümdevrenin büyüklüğü, genellikle, içerdiği transistör sayısıyla ifade
edilir. Tümdevreler karmaşıklığına göre onbinlerce, yüzbinlerce, hatta
milyonlarca transistör içerebilirler. Mikroelektronik teknolojisindeki ge-
lişmeler ilerledikçe, aynı boyutlu bir tümdevre içerisine yerleştirilecek
olan transistör sayısı daha da artmaktadır. Böylece daha fonksiyonel ve
yüksek performanslı sayısal entegreler tasarlanabilmektedir. Bilgisayarla-
rın içerisindeki işlemciler on binler mertebesinde transistörlerden oluş-
maktadır. Lojik kapılar ise, mantıksal işlemleri icra etmek için kullanılan
en temel lojik elemanlardır. Örneğin VE, VEYA gibi lojik işlemler, te-
melde kapılar ile gerçekleştirilir. Kapılar ise donanımsal olarak transistör-
lerin uygun şekilde bağlanmasıyla elde edilir. Bilgisayarlar da kullanılan
tümdevreler, değişik türden kapı devrelerinin uygun bir şekilde bağlan-
maması ile, ana kartlar ise tümdevrelerin ve elektronik devre elemanları-
nın uygun bir şekilde bağlanması ile elde edilir (Şekil 1.2).
6

(a) Bilgisayar ana kartı

(b) Tümdevre iç yapısı


Şekil 1.2. Bilgisayar donanımı
1.1.6. Saklayıcı ve Bellek Elemanları
Özellikle ardışıl devre tasarımında, durum bilgilerinin (geçmişteki bilgi-
ler) saklanması için bellek elemanlarına ihtiyaç vardır. Saklayıcılar bit
7

düzeyinde birimlerle ifade edilirken, bellek birimleri 8 veya 16 bit düze-


yinde birimlerle ifade edilir. Örneğin saklayıcılardan bahsederken 4 bit, 8
bit, 16 bit tanımları kullanılır. Bellekler ise 256x4, 1024x8, 512x16 bi-
çiminde ifade edilir. Bellek ifadesindeki ilk sayı bellek biriminde kaç tane
göz olduğunu, ikinci sayı ise bir bellek gözünde kaç bitlik veri saklanabi-
leceğini gösterir. Örneğin 256x4; her bir gözü 4 bit olan 256 gözlü bir
belleği tanımlar. Bu bellek biriminde 0 ile 15 arasındaki sayılardan 256
adet saklanabilir (Tablo 1.3).

Tablo 1.3. 256x4 bitlik bellek


Bellek Adresi Bellek gözleri
0 x x x x
1 x x x x
2 x x x x
. . . . .
. . . . .

254 x x x x
255 x x x x

1.1.7. Teknoloji (TTL, CMOS)


Sayısal tümdevreler; RTL, ECL, NMOS, TTL, CMOS olarak adlandırı-
lan teknolojiler ile üretilmektedir. Bu üretim teknolojilerinden TTL ve
CMOS teknolojileri küçük ve orta ölçekli üretimler için endüstri standar-
dı olmuşlardır. Bu teknolojilerle üretilmiş olan tümdevreler; kapı, kodla-
yıcı/kod çözücü, ALU, bellek, sayıcı, saklayıcı vb. gibi tasarımcının tüm
ihtiyaçlarını karşılayabilecek çeşitlilikte üretilmektedir. Tümdevrelerden
bahsedilirken TTL veya CMOS olduğu da belirtilir. Çünkü çalışma hızı
ve besleme gerilimleri başta olmak üzere, TTL ve CMOS teknolojilerinin
elektriksel ve gecikme değerleri farklıdır. Örneğin CMOS tümdevreler
daha az güç harcamalarına karşın çalışma hızları TTL’den daha düşüktür.

1.1.8. Tasarım ve Benzetim


Sayısal devre tasarımının yazılım ortamında gerçekleştirilmesini sağlayan
birçok yazılım geliştirilmiştir. Bu yazılım editörleri kullanılarak lojik
devre tasarımı ve benzetimi yapılabilmektedir. Sayısal tümdevrelerin
tasarımları, günümüzde bu tür yazılımlar ile yapılmaktadır. Verilog, Solo,
Multisim vb. gibi geliştirilmiş olan benzer yazılımlar ile kart şeklinde
tasarımın yanısıra baskı devre çizimi de yapılabilmektedir. Genel olarak
8

CAD (Computer Aided Design) araçları olarak isimlendirilen bu tür tasa-


rım araçları ile karmaşık sayısal sistem tasarımları kolayca yapılabilmek-
te ve test edilebilmektedir.

1.1.9. Maliyet
Tasarımı amaçlanan sayısal devredeki kapı veya transistör sayısı, devre-
nin maliyetini belirler. Çalışma hızının değişmemesi koşulu ile aynı fonk-
siyonu sağlayan tasarımlardan daha az sayıda transistör veya kapı içereni,
daha iyi tasarımdır denebilir. Genel olarak, tasarımda kullanılan transistör
veya kapı sayısı arttıkça devrenin çalışma hızı azalır. Ancak, tasarım
araçları kullanılarak çalışma hızını düşürmeden, gerekli kapı veya transis-
tör sayısının optimize edildiği tasarımlar yapılabilmektedir.

1.1.10. Gerçekleştirme
Yazılım ortamında tasarlanıp, fonksiyonel davranışları sınanmış olan
sayısal devreler;
- Tümdevrelerin kullanıldığı kart biçiminde,
- Tümdevre olarak (Application Spesific Integrated Circuit-ASIC)
iki türlü gerçekleştirilebilir. Kart şeklinde gerçekleştirilecek olan sayısal
devrelerin tasarımında piyasadan kolayca temin edilebilecek tümdevreler
kullanılmalıdır. Devre öncelikle deney seti üzerinde veya bir CAD yazı-
lımı ortamında test edilir ve ardından deneme amaçlı baskı devre olarak
hazırlanır. Hazırlanan bu baskı devre üzerine sayısal devre elemanları
yerleştirilerek gerekli testler yapılır. Sorun yok ise seri üretime geçilir.
Tek tümdevrenin kullanıldığı tasarım ise uygulamaya yönelik özel tüm-
devre anlamına gelen ASIC yazılım ortamı kullanılarak gerçekleştirilir.
ASIC tasarımında, tüm tasarım ve testler bir CAD ortamında yapılır.
Tasarım bitince lojik devre, sürücü dosya (driver file) olarak adlandırılan
ve olası tüm giriş durumlarını içeren giriş bilgileriyle test edilir. Arzula-
nan giriş çıkış işlevleri sorunsuz bir şekilde sağlanmış ise, tasarım bilgi-
leri ve verileri tümdevre üretimi yapan firmalara gönderilerek numune
üretim yaptırılır. Numune olarak üretilen tümdevrenin elektriksel ve
fonksiyonel davranışı gerçek ortamda fiziksel olarak tekrar test edilir.
Sorun yok ise seri üretime geçilir. Şekil 1.3’ de sayısal bir sistemin ger-
çekleştirilme aşamaları verilmiştir.
9

Şekil 1.3. Sayısal sistemlerin gerçekleştirilme aşamaları

1.2. İşaretler ve Analog / Sayısal Dönüşüm


İşaret, fiziksel bir olayın elektriksel olarak gösterilmesidir. Örneğin bir
odadaki sıcaklık değişimi veya bir elektrik devresinin çektiği akımın de-
ğişimi işaretle gösterilebilir. Doğadaki fiziksel olayların hemen hemen
tümü işaretler ile gösterilebilir ve tanımlanabilir. Fiziksel işaretlerin doğal
hali analogdur. Bu analog işaretler bir A/D (Analog/Digital) dönüştürücü
üzerinden sayısal sisteme uygulanırlar. Sayısal sistemlerde bilgiler sayısal
olarak işlenir ve çıkışa gönderilir. Sayısal sistemler ile analog sistemler
10

de kontrol edilebilir. Bu nedenle sayısal sistem çıkışından alınan sayısal


işaretler bir D/A (Digital/Analog) dönüştürücü üzerinden analog sistemle-
re uygulanabilir. Günlük hayatta kullandığımız her türlü elektronik araç-
lar ve cihazlar genellikle sayısal tekniklerin kullanıldığı sistemler içerir-
ler. Günlük hayatta kullandığımız trafik ışıkları, dijital saatler ve sayısal
cihaz ekranlarında kullanılan göstergeler sayısaldır. Şekil 1.4(a)’da sayı-
sal teknikle çalışan trafik ışıkları örneği verilmiştir. Ancak bazı özel du-
rumlarda anolog sistemler ve göstergelerin kullanımı gerekir. Özellikle
insanların görerek hızlı karar vermesi gereken durumlarda analog göster-
geler kullanılır. Örneğin araba, uçak, gemi, tren gibi ulaşım araçlarında
göstergeler analogdur. Bunun nedeni ise aracı kullanan sürücünün veya
uçağı kullanan pilotun göstergelerdeki değerleri okuyarak değil görsel
olarak algılamasıdır. Örneğin uçaktaki göstergeler sayısal olursa, pilot
göstergelerdeki değerleri okuyarak algılaması zaman alır. Ancak göster-
geler analog olduğu için pilot göstergelere bir kez bakarak, göstergeler-
deki ibrelerin konumlarını (gösterge değerlerini) görsel olarak algılaya-
caktır. Dolayısıyla resim olarak algılama, okuyarak algılama işlevinden
çok daha hızlı olacaktır. Sonuç olarak analog göstergeler, sürücünün kul-
landığı aracın kontrolü için, pilotun ise kullandığı uçağın kontrolü için
hızlı karar vermesini sağlayacaktır. Şekil 1.4(b)’de analog göstergelerin
kullanıldığı tipik bir uçak kabini fotoğrafı verilmiştir.

1.2.1. İşaretlerin sınıflandırılması


İşaretler çeşitli şekillerde sınıflandırılabilir. Lojik devre tasarımı kapsa-
mında işaretler analog ve sayısal olmak üzere iki sınıfa ayrılabilir.

(a) Trafik ışıkları (Sayısal) (b) Uçak göstergeleri (Analog)

Şekil 1.4. Sayısal ve analog gösterge fotoğrafları


11

a) Analog işaret
Analog işaret, zaman boyunca genliğini işaretli olarak değiştirir. Örneğin
bir sıcaklık sensöründen okunan analog işaret mV düzeyinde sıcaklık ile
orantılı olarak değişir (Şekil 1.5).

Şekil 1.5. Analog işaret


Analog işaretler aşağıdaki özelliklere sahiptir:
- Analog işaretler kendi değer bölgesi içinde her bir değeri alabi-
lir. Sürekli değişim ile zamana bağlı bütün olaylarda incelenen
büyüklüğü tam olarak temsil eder.
- Bozucu büyüklüklerin (yaşlanma, yorulma, sıcaklık ve gerilim
değişimleri) etkisi ile analog sinyallerde bozulmalar meydana
gelebilir.
- Analog işaretler uzun süreli saklanmaya uygun değildir.
- Analog işaretlerde uzun süreli bir zaman gecikmesi elde etmek
zordur.
- Analog işaretlerin işlenmesi basittir.
Ses, sıcaklık, debi, basınç gibi fiziksel büyüklüklerin çoğu sürekli olarak
değiştiğinden analog olarak ölçülürler ve etkilenirler. Analog ve sayısal
işaret kavramlarını daha iyi anlayabilmek için kapı örneği ele alınabilir.
Bir kapının açıklığının az veya çok olması, yani ne kadar açık olduğunun
gösterilmesi analog işarettir. Ancak kapının açık mı yoksa kapalı mı ol-
duğu sayısal (ikili) bir işarettir. Kapı açık ise lojik 1, kapalı ise lojik 0’
dır. Şekil 1.6’da yakıt seviyesini gösteren tipik bir analog sistem örneği
verilmiştir. Şekilden de görüldüğü gibi yakıt göstergesi olarak kullanılan
voltmetre ibresinin sapma miktarı depodaki yakıt miktarı ile orantılıdır.
12

Şekil 1.6. Analog bir sistem (Yakıt seviye göstergesi)

b) Sayısal işaret
Doğada ve teknikte sürekli olarak değişen büyüklükler dışında, sadece 2
farklı durum alabilen büyüklükler de mevcuttur. Örneğin bir kapının açık
ya da kapalı, kilitlenmiş ya da kilitlenmemiş olması olayları birer sayısal
işarettir. Keza bir role enerjili ya da enerjisizdir. Tüm bu tür iki değerli
durumların gösterilebilmesi için ikili işaretler kullanılabilir. İkili işaret-
lerde lojik 1 ve lojik 0 olmak üzere 2 farklı durum söz konusudur. Örne-
ğin lojik 0 durumu kapının açık olması, kilitsiz olması veya röle’nin ener-
jisiz olması, lojik 1 durumu ise kapının kapalı, kilitli veya rölenin enerji-
lenmiş olmasına karşılık düşürülebilir. Sayısal tasarımda kullanılan işa-
retler ikili işaretlerdir. İkili işaretlerde yalnızca iki farklı değer vardır. Bu
iki değer uygulama alanına bağlı olarak I/O, darbe/boşluk,H/L,
açık/kapalı, var/yok vs. şeklinde isimlendirilebilir. Bu kitapta söz konusu
2 farklı durum lojik 1 ve lojik 0 olarak tanımlanacaktır.

Şekil 1.7. Sayısal (ikili) işaret

Genel anlamda sayısal işaret 2 sınıfa ayrılır:


13

- İkili işaret (Binary Signal)


- Kodlanmış sayısal işaret (Encoded Digital Signal)
İkili işaret, herhangi bir anda 0 ya da 1 değerini alabilen bir bitlik işaret-
tir. Kodlanmış sayısal işaret ise, herhangi bir anda 1’den çok bit kombi-
nasyonundan oluşan işaretlerdir. Örneğin 7 sayısını ikili tabanda göster-
mek için kodlanmış ikili işaret kullanılır. Çünkü 1 bit ile tamsayılar kü-
mesindeki 7’yi temsil etmek mümkün değildir; en azından 3 bit gerekli-
dir. Çünkü 3 bit ile 23=8 değişik durum kodlanabilir. Şekil 1.8 ve 1.9’da
analog bir işaretten ikili ve kodlanmış sayısal işaretin elde edilişi göste-
rilmiştir.

Şekil 1.8. Analog işaretten ikili işaret elde edilmesi

Şekil 1.9. Analog işaretten kodlanmış sayısal işaret elde edilmesi


14

Aşağıda tipik bir sayısal sistem örneği olarak uzun yıllar haberleşme aracı
olarak kullanılmış olan telgraf sistemi verilmiştir. Telgraf sistemi anahtar-
lamalı sinyaller dizisi olarak bilgi gönderen sayısal bir sistemdir.

(a) Elektriksel devre

Şekil 1.10. Sayısal bir sistem örneği (telgraf sistemi)

1.2.2. Analog/Sayısal Dönüşüm


Sürekli olarak değişen analog bir büyüklüğü sayısal büyüklüğe çevirmek
suretiyle, bilgisayar ortamında saklamak ve işlem yapmak mümkün ol-
maktadır. Analog bir sinyali sayısala dönüştürmek için A/D dönüştürücü
(ADC), sayısal bir işareti analoğa dönüştürebilmek için ise D/A dönüştü-
rücü (DAC) kullanılır.
ADC mimarisi :
Bir ADC’nin blok gösterimi ve temel bileşenleri Şekil 1.11’de verilmiştir.
Kodlanmış sayısal işaret, örnekleme ve tutma devresinden geçirilen ana-
log işaret üzerine kuantalama (basamaklandırma) ve kodlama işlemleri
uygulanarak elde edilir.
15

000
010
111
101
ADC
(Analog-Digital Dönüştürücü) Kodlanmış
Analog işaret sayısal işaret
n bitlik
Dönüştür

Örnekleme
Analog işaret Kodlanmış
+ Kuantalama Kodlama
sayısal işaret
Tutma devresi

ADC

Şekil 1.11. Analog / Sayısal dönüştürme işleminin blok gösterimi

1.2.3. Sayısal /Analog Dönüşüm


DAC mimarisi :
DAC, bellekte saklı bulunan sayısal verileri analog işarete dönüştüren bir
elemandır. DAC girişine n bitlik kodlanmış sayısal işaret uygulandığında,
çıkışından kodlanmış sayısal işaretlere karşılık düşen analog işaret elde
edilir. DAC girişindeki kodlanmış sayısal işaretin değişmesi belirli bir
gecikmeyle çıkışa analog olarak yansır. DAC’ın iç mimarisi, kodlanmış
sayısal verinin tutulduğu saklayıcı ve ilgili sayısal koda ait analog çıkışın
üretildiği Kod Çözücü birimlerinden oluşur.
DAC mimarisine ilişkin tipik bir blok gösterimi Şekil 1.14’de verilmiştir.
Şekilden de görüldüğü gibi sayısal giriş önce bir saklayıcıda tutulmakta
ve ardından tutulan sayının analog karşılığı üretilmektedir.
16

1.14. Sayısal/Analog dönüştürme işleminin blok gösterimi


1.2.4. Bit, Digit, Byte, Word Kavramları
Sayısal sistemlerde ikili işaretler yan yana dizilerek kullanılır. Böylece
ikili hesaplamalar oldukça kolay yürütülür. Bir bellek hücresinde 1 ya da
0 biçiminde tutulan en küçük sayısal değere Bit denir. Sayısal hesaplama-
larda kullanılan bit dizilerine ilişkin tanımlar aşağıda verilmiştir.

Bit (0 veya 1)

Dijit (4 bit)

Byte (8 bit)

Word (16 bit)

Double word

Şekil 1.17. Bit, Digit, Byte, Word kavramları


Ayrıca birden fazla byte'lar yan yana dizilerek 8 byte, 10 byte, 12 byte
gibi veri saklama registerleri oluşturulabilir.
17

1.3. Çalışma Soruları


1) Çevrenizde gözlemlediğiniz olaylardan analog ve sayısal işaret tanımı-
na uygun olanları belirleyiniz.
2) Analog işaret, sayısal işaret, Analog sistem ve sayısal sistem kavram-
larını açıklayınız. Her birine bir örnek veriniz.
3) +6 V ile -4V arasında değişen bir analog gerilimi en az 0.05 V hassa-
siyetle sayısal olarak ifade edebilmek için en az kaç bit kullanmak gere-
kir? Kuantalama ve kodlama işlemlerini yapınız.
4) 60 ˚C ile -10 ˚C derece arasındaki sıcaklığı 1˚C hassasiyetle göstere-
bilmek için en az kaç bitlik kodlanmış sayısal işarete ihtiyaç vardır ?
5) Ondalık sayıların kodlanması ile klavyedeki rakamlar dışındaki karak-
terlerin kodlanması arasındaki fark nedir?
6) Kara taşıtları, hava taşıtları başta olmak üzere; insanların gözleri ile
görüp diğer uzuvları ile kontrol ettikleri araçlarda niçin anolog gösterge-
ler kullanılır? Şayet dijital göstergeler kullanılsaydı sorun olur muydu?
yorumlayınız.
18

You might also like