Professional Documents
Culture Documents
1
FOT103U-FOTOĞRAF TARİHİ
Ünite 1: Fotoğrafın Tarih Öncesi
olacağını, sokakta yürüyen insanların, renklerin, giysilerin Teknolojik buluşlarla ilgili tarihsel süreçler incelendiğinde
ve her şeyin gerçeğine daha yakın görüneceğini açık bir farklı kaygılarla yapılan çalışmaların birbirine eklenerek
şekilde kaleme almıştır. yeni buluşların ortaya çıktığı görülür. Işığa duyarlı yüzey
üzerine görüntü kaydetmenin süreci bu duruma benzer
Alman Astronomu Johannes Kepler (1571-1630)
nitelikler taşır. Bu anlamda bilim insanlarının iki önemli
Karanlık Kutu (Camera Obscura) terimini gerçek
gözlemi olmuştur. Bunlardan birincisi, doğada bazı bitki
anlamında ilk kullanan kişidir. Frisius’un 1544’te resmini
ve minerallerin, bu ünitenin girişinde de söz ettiğimiz
yaptığı aygıt, 1620 yılında Kepler tarafından
şekliyle, ışıktan etkilenerek renklerinin giderek
geliştirilmiştir. Mercekten gelen görüntünün doğru
kararmasıdır. İkincisi ise renklerin tonunu açmak için
görülebilmesi için aygıta ayna sistemi ekledi. Kepler’in
ağartıcı özelliği olan bitkilerin kullanılmasıdır.
geliştirdiği çadır şeklindeki ve elle taşınabilir karanlık
kutular, sanatçılar ve amatör ressamlar tarafından XVII. Çin’de İÖ I. yüzyıla ait kimyasal işlemlerle ışığa duyarlı
yüzyılda yaygın bir şekilde kullanıldı. hâle getirilmiş levha kalıntıları bulunduğundan söz
edilmektedir. Yine aynı yüzyılda sülüğen tozu maddesinin
Cizvit Papaz ve araştırmacı Athanasius Kircher (1602-
güneş ışığı altında hızla siyahlaştığını bilinmektedir. Bu
1680) karanlık kutuyu yaygın bir şekilde tanınmasını
bilgilerin bir bölümü söylence niteliğinde olmasına
sağlayan resmi yaptı. Kircher’in Işık ve Gölgenin Yetkin
rağmen yine de dönemin yazılı kaynaklarında yer
Sanatı (1646) kitabındaki resimde, oda şeklinde ve içinde
almaktadır. Bütün bunlardan anlaşılan, Antik Çağ’dan
insan bulunan çift yönlü karanlık kutu kesitten görülür.
başlayarak ışıktan etkilenerek rengi koyulaşan gümüş
Odanın karşılıklı duvarlarındaki birer mercekten giren
tuzlarının bazı insanlar tarafından bilindiğidir. Işığa
ışık, deliklerin önündeki konuyu odanın içine düşürür.
duyarlı maddelerle ilgili farklı buluşlar birbirine eklenerek
Odanın içindeki kişi ise, deliklerin hemen arkasında yer
fotoğrafın bulunuşunu hızlandırılmıştır.
alan şeffaf yüzeylerde beliren görüntüleri izlemektedir.
Resimde çift yönlü karanlık kutunun nasıl çalıştığı kesit Antikçağda bilimsellikten yoksun olan çalışmaları ilk kez
olarak açık bir şekilde görülür. Görüntüler, deliklerin bilimsel bir temele oturtan kişi bir Arap simyacıdır. Kimya
arkasındaki şeffaf yüzeylerde oluştuğu için sadece alt-üst biliminin babası diye anılan Câbir İbn Hayyan (İS 721-
olarak terstir. Kircher’ın 1646 yılında yaptığı resimdeki 815). Onun konuyla ilgili olarak yaptığı önemli katkı,
karanlık kutunun hâlâ optikle ilgili sorunları vardı. Işığın kendi hazırladığı nitrik asitten, gümüşü çözerek gümüş
toplandığı yere nasıl bir mercek konulması gerektiği nitrat elde etmesidir. İbn Hayyan bu bileşimi, karanlık bir
sorunu bir bilmeceye dönmüştü. Karanlık kutunun verdiği odada ışık kullanarak yaptığını eserlerinde belirtir. Gümüş
görüntünün niteliğiyle ilgili sorunları yani optikle ilgili nitratın su içinde hızla eridiğinin ve sıvı hâldeki gümüş
bilmeceyi keşiş Johann Zahn (1631-1707) 1685 yılında nitratın, güneş ışığına tutulduğunda renksiz hâldeki
çözmüştür. Kısa ve uzun odaklı mercek sistemini maddenin morumsu kahverengiye dönüştüğünün kanıtları
(objektif) karanlık kutuya uyarlamıştı. bu dönemde ortaya çıkmıştır.
Karanlık kutu topluma üç farklı alandan yayılmıştır: Albertus Magnus (1193-1280) ise 1250 yılında ışığa
Birincisi, XVII. ve XVIII. yüzyıllarda ünlü ressamlar duyarlı gümüş nitratı bulmasına rağmen Magnus’un
tarafından resim çalışmalarında kullanılmıştır. İkinci gümüş nitratın ışıktan etkilenerek rengini değiştirdiğini
kullanım alanı ise bilimsel çalışmalar, eğitim ve eğlence bildiği konusunda kanıt yoktur. Güneş ışığından
amaçlı gösteriler olmuştur. Üçüncü olarak bu aygıtın etkilenerek koyulaşan ve giderek kararan gümüş nitratın
geleceğe ışık tuttuğu ve yön verdiği alan ise, fotoğrafın bu özelliği, İbn Hayyandan sonra Georg Fabricius (1516-
bulunuşu olmuştur. 1571) tarafından da tespit edildi. Fabricius 1556 yılında
gümüş nitrat çözeltisine tuz ekleyerek, ışığa duyarlı, katı
Fotoğrafın tarih öncesi olarak iki temel konudan söz
hâldeki gümüş klorür elde ettiğinde belki de İbn
edildi. Birincisi, ışığı kullanarak yüzey üzerinde
Hayyan’ın yazdıklarından habersizdi. Fabriciusdan elli yıl
nesnelerin görüntüsünün oluşturulmasıdır. Karanlık kutu
sonra 1614 yılında İtalyan Kalvinist Angelo Sala (1576-
bunu sağlamıştır. Karanlık kutu bu sürecin bir aşamasını
1637) yayımladığı küçük kitapçıkta (1614) gümüş nitrat
sağlamıştır. Fizik bilimi, ışık ve optik ile yüzey üzerinde
tozunun güneş ışığından etkilenerek karardığını yazdı.
görüntünün oluşması tamamlanmıştır. İkincisi ise yüzey
Gümüş nitratın güneş ışığından etkilenerek renginin siyah
üzerinde oluşan görüntünün sabitlenerek kalıcı olmasını
mürekkebe döndüğünü açık bir şekilde belirtmiştir. Birçok
sağlamaktır. Tarih boyunca insanlar ışığı kullanarak yüzey
kimyacı, güneş ışığından etkilenerek (pozlanarak) çeşitli
üzerinde kalıcı olan şekiller, çizimler, renkler oluşturmaya
maddelerin renginin değiştiğini belirlemişlerdir.
çalışmıştır. Bu alandaki çabalar sırasında doğadaki ışığa
duyarlı maddelerle ilgilenilmiştir. Kimya bilimiyle ilgili İrlanda asıllı İngiliz Kimyacı ve Doğa Bilimci Robert
bu çabaları sonunda, bilim insanları karanlık kutunun Boyle (1627-1691) 1667 yılında gümüş nitratın
sağladığı kalıcı olmayan görüntüyü yüzey üzerinde pozlanarak karartılması işlemini ilk kez hava basıncı
sabitlemeye yönelmiştir. altında gerçekleştirmiştir. Boyle, ilk etkinin hava
basıncında oluştuğunu belirtmiştir. Alman Kimyacı
Yüzey Üzerinde Gerçek Görüntü Wilhelm Homberg (1652-1715) yaptığı bir deneyde,
2
FOT103U-FOTOĞRAF TARİHİ
Ünite 1: Fotoğrafın Tarih Öncesi