You are on page 1of 41

Bismillahirrahmanirrahim

CENGİZ ÖZAKINCI

Çoktanrıcılıkta Yahudilikte Hıristiyanlıkta Gericilik ve

İSLAM’DA BİLİMİN
YÜKSELİŞİ ve ÇÖKÜŞÜ
(827-1107)
Müslüman Toplumlarda Bilimsel Gerilemenin
Tarihsel Kökenleri

25. Basım / Haziran 2020

otopsi

1
CENGİZ ÖZAKINCI

Çoktanrıcılıkta Yahudilikte Hıristiyanlıkta Gericilik ve

İSLAM’DA BİLİMİN
YÜKSELİŞİ ve ÇÖKÜŞÜ
(827-1107)
Müslüman Toplumlarda Bilimsel Gerilemenin
Tarihsel Kökenleri
ISBN 975-8410-04 -10
© Cengiz Özakıncı
© Nuhungemisi Kültür ve Sanat Ürünleri Yayıncılık
Reklamcılık ve Film San. Tic. Ltd. Şti.
Bütün yayın hakları saklıdır.

1. Basım / Ocak 2000 13. basım / Eylül 2009


2. Basım / Mayıs 2000 14. basım / Eylül 2009
3. Basım / Nisan 2002 15. basım / Mart 2010
4. Basım / Mart 2004 16. basım / Şubat 2011
5. Basım / Ekim 2006 17. basım / Mayıs 2013
6. Basım / Ekim 2006 18. basım / Haziran 2014
7. basım / Kasım 2006 19. basım / Nisan 2015
8. basım / Kasım 2006 20. basım / Haziran 2016
9. basım / Ocak 2007 21. basım / Şubat 2017
10. basım / Ocak 2007 22. basım / Şubat 2018
11. basım / Eylül 2007 23. basım / Eylül 2018
12. basım / Mayıs 2008 24. basım / Eylül 2019
25. basım / Haziran 2020

NUHUNGEMİSİ
KÜLTÜR VE SANAT ÜRÜNLERİ
YAYINCILIK REKLAMCILIK VE FİLM
SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ
Fulya Mah. Aytekin Kotil Cad. No: 35-A
Sarmaşık Apt. K:2 D:7 Mecidiyeköy - Şişli
Tel: 0212 5196848 Faks: 0212 5196849
Mecidiyeköy Vergi Dairesi: 6320229272
Yayıncı Sertifika No: 47767

otopsi yayınları
Nuhungemisi Kültür ve Sanat Ürünleri Yayıncılık Reklamcılık ve Film
Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin Kitap Yayın Markasıdır.

Kapak Tasarım: © Cengiz Özakıncı


Baskı ve Cilt: Umut Kağıtçılık San. ve Tic. Ltd. Şti.
Fatih caddesi, Yüksek sokak, No: 11/1, Merter, Güngören / İstanbul
Matbaa Sertifika No: 45162

2
CENGİZ ÖZAKINCI’NIN DİĞER YAPITLARI

Araştırma-İnceleme
- İletişim Çağında Aydın Kirlenmesi (Bellek y.) (Tükendi)
- Dünden Bugüne Türklerde DİL ve DİN (Otopsi y.)
- İslam’da Bilimin Yükselişi ve Çöküşü (Otopsi y.)
- Dolmakalem Savaşları (Otopsi y.) (Tükendi)
- Euro-Dolar Savaşı (Otopsi y.)
-Türkiye’nin Siyasi İntiharı: Yeni-Osmanlı Tuzağı (Otopsi y. )
- İblisin Kıblesi / United States Of İrtica (Otopsi y.)
- Atatürk Dersi / Tarih Üzerinden Psikolojik Savaş (Otopsi y.)
- Kalemin Namusu 1 - Türk Savun Kendini (Otopsi y.)
Edebiyat
- Neveser / Yazar, Ne Yazar, Ne Yazamaz (Otopsi y.)
- Münevver / Arkadaş (Otopsi y.)
- Derin Yahudi / Siyon-Türk Zelda (Otopsi y.)
- Düet ve Düello / Nilgün Belgün’le / Bir Kadın Bir Erkek (Otopsi y.)

e-posta: cengizozakinci @ hotmail.com


twitter: @cengizozakinci

3
Yaradana sığınarak

‘Biz’e

4
İçindekiler

BİRİNCİ BÖLÜM: s. 10-89


İlericilik, tutuculuk, gericilik kavramları ve irtica
1.Kavramların Bilimsel Kullanımı
İlericilik kavramı
Tutuculuk kavramı
Bilim alanında tutuculuk
Gericilik kavramı
2. Yönetsel (Siyasi) İlericilik ve Gericilik
İlerici ve gerici yaftaları
İrtica ve mürteci yaftaları
İrtica: İnsanlık suçu
İrticanın cennetmekanı II. Abdülhamid
Abdülhamid meclisi kapatıyor, Anayasa’yı kaldırıyor
Abdülhamid döneminde güvensizlik ve hafiyeler
Abdülhamid döneminde eğitim ve basın
Abdülhamid döneminde kişi özgürlükleri
Abdülhamid’in Yıldız Sarayı: Şeddat’ın riyaz-ı İrem’i
İrticanın bir başka örneği: İran ve Humeyni Türkiye ve İran
İran’da mollalar cennetin anahtarlarını satıyor
İran’da mollalar aya gidildiğine inanmıyor
İrtica ulusal bağımsızlığı sağlayamıyor
3. Geçmişe Özlem ve Yitirilmiş Cennet
Yahudilikte geçmişe özlem: Arz-ı Mevud
Yunanlılarda geçmişe özlem: Megali İdea
Rönesans’ta geçmişe özlem: Eski Yunan ve Roma
Reform’da geçmişe özlem: İlk Hıristiyanlığa dönüş
Nazizm’de geçmişe özlem: Töton Şövalyeleri
Platon’da yitirilmiş cennet: Atlantis
Marksizm’de yitirilmiş cennet: İlkel sınıfsız toplum
Tevrat’ta yitirilmiş cennet: Aden Bahçesi
Kur’an’da yitirilmiş cennet: Adn
İrtica’nın yitirilmiş cenneti: Asr-ı Saadet dönemi
Abdurrahman Dilipak’ın yazılarında Asr-ı Saadet özlemi
Ali Bulaç’ın yazılarında Asr-ı Saadet özlemi
Asr-ı Saadet Düzeni: Kabile Konfederasyonu
Asr-ı Saadet düzeni 2-3 yılda bozuldu
Asr-ı Saadet’ten günümüz İslam devletlerine
Hadis’te irticaya karşı uyarı: Isırıcı Melikiyet
Kur’an’da irticaya karşı uyarı: Lokman suresi, 33. ayet
Sonuç

5
İKİNCİ BÖLÜM: s. 90-127
Dinlerin İlericiliği ve Gericiliği

1. Dinlerin bilimle tartılması


Tevrat’ın ve İncil’in bilimselliğini savunanlar
Kur’an’ın bilimselliğini savunanlar
İlk Müslümanların gökbilim anlayışları
Cebrail kanadıyla üç kez vurup ayın ateşini söndürmüş
Güneş ve ay, gökte 360 kulplu arabalarda gidermiş
Gökte bir deniz varmış, güneş ve ay o denizde yüzermiş
Beş tane gezegen varmış; bunlar da namaz kılarlarmış
Güneş ve ay arabalarından denize düşünce tutulurlarmış
Melekler düşen güneşi yeniden arabasına bindirirlermiş
Melekler güneşi ve ayı çeke çeke batıya getirirlermiş
Güneş ve ay batarken niçin düşme sesi duyulmazmış
Bir melek kanatlarını açıp göğü kapatınca gece olurmuş
1760’ta bile Müslümanların gökbilim inancı aynı
2. Dinlere ilişkin çeşitli görüşler
Kökten din karşıtlığı:
Ömer Hayyam (1047-1122)
Jean Meslier (1664-1729)
Jean Meslier’nin çelişkisi
Joseph Dietzgen (1828-1888)
Joseph Dietzgen’in çelişkisi
Turan Dursun (1934-1990)
Turan Dursun’un çelişkisi
Friedrich Nietzsche (1844-1900)
Friedrich Nietzche’nin çelişkisi
Ilımlı Din karşıtlığı
Karl Marx (1818-1883) ve Friedrich Engels (1820-1895)
Jean Paul Sartre (1905-1980)
Albert Einstein (1879-1955): Bilimde din duygusu

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: . s.128 - 137


Çoktanrıcılıkta İlericilik ve Gericilik

Sabit bin Kurra (806-901)


İ.Z. Eyüboğlu’nda Çoktanrıcılık / Tektanrıcılık
Çoktanrıcılığın gerici yönü

6
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: s. 138 - 161
Yahudilikte İlericilik ve Gericilik

Yahudilikte ilericilik
Endülüs Emeviler döneminde İspanya’da Yahudi cemaatı
Müslüman İspanya’da Yahudi kültürü
Yahudilikte gericilik
İsrail’de Siyasi Bunalım: Dinci ŞAS Partisi
İsrail’de köktendinci Yahudiler dehşet saçıyor
İsrail’de Yahudi yobazlar dinden döneni vuruyor
İsrail’de Yahudi yobazlar örtünmeyen kadınlara saldırıyor
Yahudi irticacıların ahlak mangaları
Yahudi irticacıların sloganı: Din elden gidiyor!
Aşırı dinci Yahudilerde haremlik-selamlık
Aşırı dinci Yahudiler askere alınmak istemiyor
Aşırı dinci Yahudiler Medeni Nikah’a karşı
İsrail’de aşırı dinci Yahudiler şeriat istiyor
İsrail’de aşırı dinci Yahudilerin oranı: %10
Aşırı dinci Yahudiler gösterilere otobüslerle taşınıyor
İsrail’de aşırı dinci Yahudiler, Siyonistlere düşman
İsrail’de aşırı dinci Yahudiler, çocuklarını devlet okullarına göndermiyor
İsrail’de aşırı dinci Yahudiler Siyonistleri soykırımcılıkla suçluyor
Aşırı dinci Yahudilere göre, Siyonizm en büyük günah
Aşırı dinci Yahudiler, Suudileri, Vahhabileri ve Saddam’ı dost görüyor
Aşırı dinci Yahudiler Arafat’ı ve FKÖ’yü dost görüyor
İsrail’de aşırı dinci Yahudilerin değişmez sloganı: Kahrolsun Siyonizm!

BEŞİNCİ BÖLÜM: s. 162-260


Hıristiyanlıkta İlericilik, Gericilik

Machiavelli: Hıristiyanlık uyuşturucu


Hıristiyanlıkta ilericilik
Engels’e göre Hıristiyanlık: Başlangıçta devrimci
Engels’e göre Papaz Münzer; ilerici, devrimci
İsa’dan 380 yıl sonra Hıristiyanlığın Roma’da devlet dini olması ve
Hıristiyanlıkta gericiliğin doğuşu
Muhalefet yıllarında Hıristiyanların çokhukukçu maskesi
Muhalefet yıllarında Hıristiyanların özgürlükçü maskesi
İ.S. 313: Roma Hıristiyanlığa özgürlük tanıyor
İ.S. 380: Hıristiyanlık Roma’da devlet dini oluyor

7
İ.S. 387: Hıristiyanlar Manicileri diri diri yakıyor
İ.S. 392: Hıristiyanlar Roma’da başka dinleri yasaklıyor
İ.S. 407-529: Hıristiyanlar Roma’da bilimleri yasaklıyor
Hıristiyanlıkta gericiliğin doruğu
Hıristiyanlar din-devlet ilişkisi konusunda ikiyüzlü
Hıristiyanlıkta gericilik ve Engizisyon
Ortodoks Hıristiyan Bizans’ta eski Yunan kıyımı
Bizans’ta Hıristiyanlar aykırı-inançlıları öldürüyor
Hıristiyanlıkta gericilik ve Haçlı seferleri
1204: Katolikler Bizans’ta Ortodoksları doğruyor
Hıristiyanlıkta gericilik ve Batının bugünkü ileriliği
Kilise bilimlere ve bilginlere azgınca saldırıyor
Kilise dünyanın tepsi gibi düz olduğunu savunuyor
Kilise hastalıkları cinlerin yaptığını söylüyor
Kilise’ye göre aşı yaptırmak Tanrı’yı kızdırıyor
Kilise ölülere otopsi yapılmasına karşı
Kilise’ye göre kuyruklu yıldızlar Tanrı’nın okları
Kilise yerbilimi cehennemlik bir suç sayıyor
Kilise’ye göre fırtınaları çıkartan şeytanlardır
Kilise paratonere de karşı çıkıyor
Kilise, nebula kuramı yüzünden Kant’ı suçluyor
Papazlar matbaaya karşı çıkıyor

ALTINCI BÖLÜM: s. 261-416


İslam’da İlericilik, Gericilik

Marx ve Engels’e göre İslamiyet başlangıçta ilerici, devrimci


İslam’da ilericilik
Müslümanlar Hıristiyan Avrupa’ya bilim öğretiyor
İ.S. 632-790: İlk Müslümanların bilim karşıtlığı
İ.S. VIII. yüzyıl: İslam’da ilericiliğin doğuşu
VIII. yüzyılda İslam’da ilericiliği başlatan Mutezile Devrimi
XI. yüzyılda Gazzali ve İslam’da gerici karşı devrim
1100’lerde Haçlı seferleri ve Gazzali:
İslam’da gericiliğin yönetime egemen olmasını sağlayan
uluslararası koşullar
Gazzali ve “İhya-ü Ulum üd-Din”:
İslam’da usçuluğa karşı dinsel gericiliğin diriltilmesi
Usçu Ömer Hayyam, sufi Gazzali’ye karşı
İlerici Müslümanların gerici Gazzali’ye tepkisi
Gazzali’den sonra İslam’da us ve bilim düşmanlığı

8
İslam’da gericiliği başlatan Türkler ve Moğollar değil:
Haçlı seferleri ve Gazzalicilik
1070: Kutadgu Bilig: Gazzali’den önce Müslüman Türkler usçu ve ilerici
Selçuklu Sultanı Melik Şah dönemi (1072-1092):
Gazzali’den önce Selçuklular usçu ve ilerici
Gerici Haçlı saldırıları İslam’ı da gericileştirdi
Gazzali gerici Haçlı görüşlerini Müslümanlığa sokuyor
Düne bakıp bugünü anlamak; bugüne bakıp dünü anlamak
Sonuç

EK-1: s. 417-433
İslam Dünyasının İnhitatı Sebebi Selçuk İstilası mıdır?
Prof. Dr. Şemseddin Günaltay / 1937

EK-2: s.434-448
İslam Ansiklopedisinde "Gazzali" maddesi
Kasım Kufralı / 1947

EK-3: s.449
İslam Kültürünün İspanya’da Gelişimi / A. Bebel

EK-4: s.461
PAPA XVI. BENEDİKT'İN
9 - 14 EYLÜL 2006 TARİHLERİ ARASINDA
MÜNİH, ALTÖTTİNG VE REGENSBURG'A
ZİYARETLERİ SIRASINDA
12 EYLÜL 2006 SALI GÜNÜ
REGENSBURG ÜNİVERSİTESİ’NDE
YAPTIĞI KONUŞMANIN TAM METİN TÜRKÇE ÇEVİRİSİ
EK-5- s.472
Papa XVI. Benedict ve II. Manuel’e Yanıt:
BİR ELDE HAÇ, BİR ELDE KILIÇ
İSLAM’A KARAÇALMAK
SONNOTLAR: s.483

KAYNAKÇA: s.537

9
250

hediyesi ile az Ben kaniim ki, Ana-


Tuna tetkiklerin ilerlemesi, üçüncü
cenubu üzerine kuvvetle
EK-1 tesir yapan Anadolu kültür
daha pek bir ve A
İSLAM
daha eski kültürel DÜNYASININ İNHİTATI SEBEBİ
unsuru olarak
mümkün SELÇUK
D e v 1İSTİLASI
e t R MIDIR?
e i s i n i z 'in yüksek ida-
resi feyiz alan Türk ilim ve bu hissesine
Prof. Dr. Şemseddin Günaltay
ifa bir borcu bilmesini temenni ederim. Çün-
kü bu İkinci Türk Tarih Kongresi, 20-25
nesillerin, halaEylül 1937, İstanbul
bugünkü Türkler'in damar-
Kongrenin Çalışmaları Kongreye Sunulan
ve bugünkü Türkler Tebliğler
için en derin taba-
Türk Tarih Kurumu Yayınlarından, IX. Seri, No: 2,
bile mukaddes bir tarihiyle ala-
Kenan Matbaası, İstanbul-1943, ss.350-366.

Prof. GÜNALTAY (Ankara) :


sebebi Selçuk
Dokuzuncu ve onuncu müslüman büyük bir
alan ilim hareketinin ve
kesafeti artan bir cehalet kabusiyle keyfiyetini Sel-
çuk bir neticesi gibi göstermek bir zamandanberi moda

Vaktiyle Ernest Renan ileri olan bu iddi-


(1) son zamanlarda genç Arap müellifleri (2)
da hararetle müdafaa görülmekte tarihi haki-
kati meydana koymak üzere yüksek huzurunuzda bu mevzuu tet-
kik ilmi ve milli bir vazife
1. - Dokuzuncu ve onuncu islam en par-
lak devrini ilim hareketi, Türk ese-
ridir.
2. - Parlak bir mazhar olan bu hareket, Selçuk Türk-
leri'nin ön istila etmeleri neticesinde bu hal islam
umumi sebep
Bu ne kadar ve realiteye ne kadar
nu göstermek için, evvela müslüman laik ilim ve fel-
sefe hareketinin nerede ve kimler ve hangi

(1) E. Renan, Averroes et l'Averroi:sme, Avertissement, p. IV, 7 e ed.


Paris, 1922.
(2) Djemal Saliba. Etude sur la metaphysique d'Avicenne. p. 33 - 34.
Paris, 1926.

417
351

sonra da bu hareketin
ve ne gibi amiller tesiriyle
Hepiniz bilirsiniz ki, islam fikir hareketi se-
kizinci ikinci
Bu hareketin iki görülmektedir: 1) Ön
Asya'da 2) Orta Asya'da Maveranünnehir ve Bak-
teriyan. bu hareket ilk defa Basra'da sonra
intikal ederek, bu Orta Asya'da
ise ötedenberi ilim merkezlerinin Buhara ve Belh oldukla-
ve bilahare birinci mevkii biliyoruz.
Orta önceki medeniyeti ve kültür
vaziyeti ile islami devirde ilk fikir hareketinin niçin Basra'da
birinci Tarih Kongresinde etrafiyle izah
tim. Bugün bu hususlara temas Burada isla-
mi devirde Basra mektebini kuran ve yükseltenlerin Maveraün-
nehr'in Ubeydullah bin Ziyad J . .."'-'::" ta-
Bu·hara'dan Basra'ya nakil ve orada iskan olan
Türkler (1) ve iktifa

bir Türk'ün olan Amir bin Übeyd .J . /


kurulan Basra mektebi, muhitinin tesiriyle teolojik bir
sima felsefi bir istikamet takip hakimiyeti,
fikir ve iradenin hürriyeti müdafaa eden bu rasyonalizm
mektebi, ezeli ve kanunlara alem-
de sebepsiz hiç bir esaslariyle (2) laik ilimleri ku-
gibi; iradesinde müstakil ve hür efal
ve hüsnü kubhun, bir tabir ile hayrü haddi
mevcut prensibini kabul etmek suretiyle de,
mesuliyete dayanan bir ahlak temeli oluyordu.
ampirik esaslara da veren bu mektep, cüzü layete-
cezza ..s ':J. ve hareket fikrine istinaden ileri
atom nazariyesiyle yolunu (3).

(1) Ebülabbas Ahmet ibni Yahya Elbelazüri, ..SJ)':>Y


Kitabi tütuhülbüldan, C.':t ':"l:.< s. 376, Goeje Brill. 1866.
(2) Sadüddini Teftllzani, .; 1j ..wlll c..r
c. I, s. 293. ve Seyyit Cürcani )I":' .J9:° -'·-
hülmevakif c. I, s. 151,
(3) Leopold Mabilleau Histoire de la Philosophie

418
352

lrak rasyonalizm mektebi Abbasi halifelerinden Memun ..;_,..l.


devrinde birdenbire neticede laik ilimlere ait feyizli bir
tercüme ve telif faaliyeti Memun'un ne ne de
kendinden evvelki halifelerinde görünmiyen bir ile
kendisini laik ilimlere ve rasyonalizme bizi onun
mümtaz mecbur etmektedir. Memun'un men-
sup kavim ve zümre içinde bir istisna etmesi sebebi-
ni tarihin müphem görünen izaha me-
dar Tarihi Yakubi ve Camiüddüvel'de tasrih
göre (1), Harun bu bir Türk Belh
Türkleri'nden Parmak (Bermekiler'in) nezaretleri al-
talim ve terbiye büyüdükten sonra da
unvaniyle Türk illerine
Çin vakayinamelerinin veçhile miladi ye-
dinci ve sekizinci Orta Maveraünnehir, Horasan
ve Bakteriyan havalisinde, yani Memun'un hidiv tayin
büyük ve eski bir kültür (2). Memun , ,. t.
ruhunun meclup bu kültür içinde Mensup oldu-
kavmin seciye ve temayüllerinden büsbütün bir meleke ve
kabiliyetle mücehhez olarak Bu muhite o kadar
ki, hilafet kendisine zaman, ahval ve
memleketinden (3),
dad'a katiyyen mecbur zaman da bu havali mü-
nevverlerinden mürekkep bir grupla beraber O zamanda
olan Yahya ibni Eksem "1.1
evvelce Yahya ibni Mübarek .;!))_.. . . . ve Sümame ibni
...,.. ".. gibi rasyonalistlerle temaslarda olan
Memun'un ilmen ne kadar gösteren bir men-
haber vermektedir: Kadiyülkudat Yahya diyor ki: Memun,
katlinden sonra halife
zaman, bütün fukaha ve saraya emretti. On-
larla bir çetin meseleler ilmi Ve

(1)Müneccim Ahmet, Camiüddüvel (Sahayifül-


ahbar), Beyazit umumi kütüphanesi, numara 5019 - 5020.
(2) Edouard Chavannes, Documents sur les Tou - Kiue (Turcs) occi-
dentaux p. 132 - 165, st. Petersburg, 1908.
(3) Tarihi Yakubi u!,.t-!. c. 2. s.

419
353

bu suretle imtihan ederek ilim seviyesini (1).


Memun'un rasyonalizm sistemini ciddiyetle müdafaa ve an-
aneci mektep mümessillerini bu sistemi kabule icbar bu im-
tihandan sonra Görülüyor ki Memun, kendisini temayüz
ettiren hususiyeti bidayettenberi Türkler'den terbiye ve kül-
türe medyundur. Türk illerinde müsbet ilimler çerçevesi içinde in-
eden mahiyeti olmak üzere: ve
gayri ilmi her isyan laik kültürü
emeliyle nisbette bir tercüme ve telif faali-
yetine Felsefe ve laik ilimler Memun dev-
rinden itibaren telif faaliyetinin bilhassa Orta As-
Türkler görülmektedir. Bunlar felsefe ve Fa-
Ebu Nasr Mehmet .J.1- ;.; -"·' , Belhli Ebu Zeyd
Y, , ibni Sina .:.t_ I , Ahmet ibni Tayyip
tabiiyat ve Harezmli Ebu
riyaziyatta Ebu Nasr, Harezmli Mehmet
ibni Musa, Hasip 1bni Türk Elceyl1. ,j_
heyette Ahmet bin Küseyr Jf( . tarihte Soltekin
lu Ebu Bekir Mehmet, edebiyatta Soltekin gibi Türk
tarihinde ilim tarihinde de mev-
ki mümtaz
Bu Türk müsbet ilim hareketinin en
feyizli ve en akisleri kendi ana görüldü. M e-
mun'un ölümünden 41 sene sonra Buhara merkez olmak üzere Türk
illerinde kurulan Saman devleti; Jrak'ta felsefeyi ve laik
ilimleri tenkile halife ... a
kudretli ve samimi bir hamisi olarak sahneye Bu
onuncu ikinci ve bilhassa bu son-
siyasi buhranlar zamanlarda bile,
Buhara fikir ve ticaret en büyük merkezlerinden biri
olmakta devam Bu Buhara de-
bütün feodal islam en mühim bir ilim merkezi ol-
mak tefevvukunu muhafaza
Saman müslüman parlak
muhafaza eden büyük kütüphaneleri, laik ilimlere ait eserlerle do-
lu bulunuyordu. Buradaki laik ilimlere ait ve müellifle-

(1) Tayfur ;,•)- Tarihi. c. 6. s. 75 ve mabadi, Avrupa

28
420
354

de Türk Metali bir


yoruz (1). Türk filozofu Aristo'ya nisbetle muallimi sa-
ni E t t a 1i m ü s s an i felse-
fi ve ilmi eser de bu kitaplar bulunuyordu. Sina gibi
bir alimin yüksek medyun bu kütüphane, ne
ki, Saman felaketli muhtevi ol-
yazma tek nüshalar ebediyen Felsefe ve la-
ik ilim hareketini himaye ve bir ilim merkezi yapan Ali
Saman devletinin milli mahiyeti nedir? Hepiniz bilirsiniz ki, bu dev-
let kadar tarih bir Pers devleti olarak göste-
rilmektedir. Bu itibarla bu devletin mahiyeti nedir? sualini ihtimal
ki içinizde abes görenler Fakat hemen söyliyeyim ki ha-
kikat hiç te böyle Türk illerinde kurulan ve laik ilimleri
koruyan bu devletin bulunan hanedan da Türk'tür, devlet
te her manasiyle bir Türk devletidir.
Sultan Ahmet kütüphanesinde 2935 numarada
mukayyet olan Camiüttevarih t_ _ C''':' in, müellifin
ikinci cildinin 168 inci sahifesinde Ali Türk
dan ve boyundan sarahaten kaydedilmektedir. Bu sa-
rahat eserin Hazine kütüphanesinde 1654 numarada mukayyet
olan da aynen mevcuttur. Bundan
kündeki 282 numarada mukayyet Ebru sa-
rahat görülmektedir.
eserlerin bahsinde de Ali Türk-
leri'nden bir daha tekrar edilmektedir. Müverrih Musli-
hüddini J.J'J ... • nin Nuruosmaniye kütüphanesinde 3156
numarada mukayyet /J.) \f v' yazma eserinde
de sarahati, yani Ali Sd.man'm Türk kaydini görmek-
teyiz.
Esasen membalardan olan bu iki eserdeki sarahatler
olmasa da, bu Türk kabul etmek mecburiyeti
Çünkü hanedana veren büyük ceddin tarihlerde gör-
isim ve mensup milliyetin silinmez dam-
Filhakika tarihlerde bu büyük ced-
di, Sdman Kudat suretinde kaydedilmektedir. Burada gör-
üç her üçü de Türkler'e mahsus, türkçe unvan-
tetkik edelim: ötedenberi irani ile Sa-

(1) Kattp Çelebt. ....;,!.(' c. I, 344.

421
355

man suretinde telaffuz edilen bu Ebülfercü.lcevzi


t$j t::_.;l ,- 1 nin Ayasofya kütüphanesinde 2908 numarada mukay-
yet fi TarihülmülUkü Velümem f>'l .J j
eserinde a m a n görüyoruz.
Bu, bize S a m an
ihtimalini göstermektedir. vesikalar ise bu ihti-
malin bir hakikat
Bütün membalarda S a m a n y av g müslüman-
evvel Belh'deki Nevbahar mabedi
tasrih edilmektedir. Bugün Nevbahar mabedinin bir vakitler umu-
miyetle gibi bir mazdeizm Yüeçi
Türkleri Mahayana mez-
hebine ait bir Budizm kati surette biliyoruz. ib-
nünnedim de Türkler olan budizm dini-
ne Semeniye yani na-
zaran (1), BeZh'deki Vihara mabedinin olan da - orta
Asya'daki bütün din gibi - pek tabiidir.
gelince bu da Türk prenslerine verilen Yabgu
bir Camiüttevarih müellifinin bu
kelimeyi a s 1 z a d e tabiriyle fars diline tercüme ol-
da bunu müeyyittir. Muhtelif Türk lehçelerinde b ile v
harflerinin tebadülüne dair binlerce misaller nazaran,
ile yabgunun yoktur.
yabgu Çin ve Hind tarihlerinden de
Çin'in ikinci Han sülalesi vakayinamesinde Bakteryan'daki Yue-
çi prensleri unvaniyle yadedilmektedir. Sinologlar çince
veya Türkler'e mahsus bir unvan olan
yabgu muharrefi ittifak (2). K h a r o t h i
ile olan Hind ise Yue-çi prensi, unvaniy-
le yadedilmektedir. Bunun da türkçe yabgu muharrefi
umumiyetle kabul edilmektedir. Yue-çi yani Aysoy Türkleri
Belh kurulan Vihara mabedinin Ko-
olan prensin de gibi Yabgu pek tabiidir. Hoten
(Khotan) da bulunan vesikalarda yabgunun, ismi has olarak kulla-
sinolog E. Chavannes beyan edil-

(1) ,.._..dll.i. Fihristülulum r).11 ..:.- _..; s. 484,


(2) E. Chavannes, Docwnents sur les Tou-Kiue occidentaux, ve L. de
la Vallee - Poussin, L'Inde aux temps des Mauryas, p. 338.

422
356

göre (1), bir unvan isim


olarak ta kabul olunabilir. Kodat ise, sahip, mevla, efendi ma-
ifade eden türkçe bir kelimedir. Pers dilindeki Khuda
(huda) türkçe kudattan bir
Türkleri'nden verilen malumatla kati surette
tebeyyün eden bu Arap Horasan
Emiri Esed bin Abdullah 4ll ,j .... _ müslüman
torunu Nasr ise 874 tarihinde Buhara merkez olmak üzere Ali Sa-
man devletini
Tarihin gömülen zamanlardanberi muhtelif ad-
larla Türklet'le meskun olan sahalarda boyuna mensup
bir hanedan kurulan bu devletin, kadar bize
gibi, bir Pers devleti her manasiyle bir Türk dev-
leti ümit ederim ki kimsenin
Selçukiler'den evvel büyük içinde zuhur-
eden devletler en medeni bir sima arzeden ve
latiyle bütün islam feodal devletlere örnek olan Saman
devletinin siyasi, içtimai, iktisadi,
idari ve yüksek kültürü tamamiyle Türk mah-
sulüdür.
felsefe ve laik ilimler hareketini yaratan ve kuvvet-
lendirenlerin Türkler'den unsur yolundaki
hakikatten ne kadar uzak ve ne kadar vahi bir iddia teba-
rüz ettirdikten sonra, mevzuumuzun ikinci yani is-
lhn aleminde olan müsbet ilim hareketinin
Selçuk atfeden geçiyorum:
bir tetkika bu ne kadar çürük oldu-
tebarüz ettirmek ve tarihi hakikati meydana için,
müsaadenizle dokuzuncu müslüman
içtimai ve dini safhalara seri bir nazar
ne kadar seri olursa olsun bu tetkik neticesinde kadar siya-
si sahada ve tabii hakiki inhitat amili ken-
tebarüz
halifelerinden ·(843-847), doku-
zuncu gözlerini hayata zaman, Me-
mun'un rejim olarak vezirlik,
üzere bütün devlet rasyonalistlerin elinde bulu-

(1) E. Chavannes, Journ. Asia - 1914 - p. 369.

423
357

nuyordu. Bu hal, islam tarihinde ilim ve terakki devrini


temin Fakat sonra iktidar mevkiine garip tabiat-
li Mütevekkilialallah j(,,;. (847-861) geçince, vaziyet
Geri zihniyetli olan bu adam ihtimal ki güruhu
kazanmak gibi siyasi bir de sevkiyle, ananecileri iltizam
etti. Rasyonalistlere bir tenkil mücadelesi birer
birer Aleyhlerinde takibat Mek-
ke'li Abdülaziz bin Yahya gibi mürteci
tahrikiyle rasyonalistlerin hamisi olan vezir Mehmet bin Abdül-
melik Binizzeyyat bütün müsadere etti,
kendisini de demir vurarak tedricen bir
içine Bedbaht adam kavrulmak suretiyle dört
gün cehennem çektikten sonra öldü (1).
Vezirin ölümünden sonra felce Ahmet
bin Duad .>l..t.> .J• .al da müsadere edildi. O da
pençesine terkedilmek suretiyle öldürüldü.
Rasyonalistlerden Hertseme ise parça parça edildi. Rasyona-
lizm ve laik ilimlerin tedrisi menolundu. ellerine alan an-
aneciler, Kuran ve Hadis çerçevesi içine hasrettiler. Bu
çerçeve haricinde okumak ve menedildi. Mütevekkil ile
bu hareket, halife Mutadidibillah (892-902) za-
felsefe ve laik ilimlere ait gibi bir
inkilap etti. . usulleri bulmakta enkizisyon reislerin-
den mahut Thomas Torquemada'ya kadar mahir
olan bu hunhar halifenin ilk Serahs Tiirkleri'nden filozof
Ebiittayyip Ahmet oldu. Felsefe ve tarihe ait
eserler yazan bu bedbaht alim, müsadere edildikten sonra
öldürüidü.
emriyle ve laik ilim mümessil-
lerinin yani ilmi ve im-
ha etmek üzere bir sansür heyeti etti. yeni fikir-
ler, ilmi ve felsefi mebhasler bulunan ve binaenaleyh bidatlarla
mülevves kitaplar Müellifleri
mahkum edildi.
Selçuklar'dan 190 sene evvel hilafet merkezinde bu
hareketin çok dar temayüz eden Hambeliler-

(1) Khallikan "'·'

424
358

le Kerramiye "':•IJ Bu güruh, müs-


itikadi ve ameli hususlarda ananeye müste-
nit bir sistem (1). Fakat, fikri ve
itikadi hayat için ileri sürdükleri esaslar tamamiyle iptidai devirle-
re ait kaba bir paganizmden mülhem bir antropomorfizme münte-
hi gibi, hukuki ve hayati sahadaki da ancak bedavet
bir cemiyetin ihtiyaç ve törelerine uygun
di (2).
Bu mezheplere göre keyfi surette her an
elli, kahhar bir Allah üzerine oturtuluyor (3).
her türlü irade ve ihtiyardan mahrum birer kukla addedilen insan-
lar onun keyfi iradesinin (4). Fakat be-
refiyle ahlaki ve dini mesuliyet de

Ananecilerin ilim ve felsefe için iptidai


kütleyi kendilerine müzahir Fakat
haricinde kalan .parlak zeka sahipleri, münevver zümre, iptidai te-
lakkilerle bir türlü tatmin edilemiyen susturacak kay-
felsefe ve laik ilimlerde bulabildikleri için, ananecilerin galip
geldikleri zamanlarda bile rasyonalizm hareketi gizli bir halde de-
vam Bunlar adeden az, siyaseten olmakla bera-
ber, ananecilerin küflü hurafelerini
ve ilim silahlariyle didikliyebiliyor, popüler mas-
karaya Bu itibarla ananecilerin tagallübü laik ilim
ve felsefe hareketini lakin (5).
Fakat, Selçuk devletinin 127 sene evvel, yani 913
tarihinde ananeciler hiç beklemedikleri bir bu sahada
kendilerini fevkalade kuvvetlendirecek mazhar oldu-
lar (6). rasyonalizm kendilerine il-

(1) Seyit Murtaza, fi Marifeti Mekalatilenam


.. J s. 64- 87,
(2) R. Dozy, Essai sur l'Histoire de l'Islamisme, Leyde, 1879 ve Gold-
ziher, Le dogme et la loi de Parls, 1920 ve Houdas,
Paris, 1904.
(3) .;.\;- A.:. Kitbülmilel vennihal j>-J 1J Jll
":"'l:..<s. 75 - 84
Leipzig 1923.
(4) Maimonide, Le guide des Egares, Paris, 1856 - 1866.
(5) G. Dugat, Histoire des Philosophes et des Theologtens .Mus-
lumans, Paris, 1878.
(6) Khallikan c. I. s. 326 - 327.

425
359

tihak eden bu zat, Yemen'li Ebu Musa el .sJ•.:.\11 ahfa-


Ebülhasanil J'. idi. 873 de Basra'da
olan rasyonalistler mektebinde tahsil ilmi ve
felsefi kadar rasyonalistler sa-
(1). Fakat tab'an ve kindar olan bu zat gü-
nün birinde üvey ve rasyonalistlerin reisi olan Ebu Ali Cü-
bai J" J',I ye bu mektepten Ananecilerin
fatiye mezhebiyle ekseriyetin taraftar cebriye mezhebi esas
cüzi tadilat yapmak suretiyle yeni bir mektep kurdu.
Rasyonalistlerin ilmi metodlariyle mücehhez, natuk bir hatip,
kudretli bir olan ananeciler bü-
yük bir hadise idi. O zamana kadar ilmi daima
rasyonalistlere olan ananeciler, ile kuvvetli bir müza-
hir
bu tarihten itibaren rasyonalistler aleyhine harekete geç-
ti. Konferanslar vermek, kitaplar yazmak suretiyle
mücadeleye Mahirane bir çevirme hareketiyle fakihleri, ma-
ziperest ananecileri, ilim ve felsefe kendisine
en kudretli ve nüfuzlu o .. Fakihler
nüfuza ediyor, halk kendisini din ez-
bir kahraman gibi
Rasyonalizm itibariyle ananeciler daha az tehlike-
li idiler. Onlar siyasi müzaheretlere bu
Çünkü iptidai zihniyet, müessese ve kanaatlerini rivayete
istinaden müdafaa eden ananecilerin ilim ve
da mukavemet kabiliyetleri yoktu. Bir darbe ile
Fakat, mektep böyle Rasyonalistler için-
de prensiplerini, mücadele biliyor-
du. Bu bilgiden istifade ederek mektep, zahiren ilme müs-
tenit bir sima arzediyordu. Bu manzara genç güzideler onu
ilmi ve cazip Selefiye Kerramiye ._AJ"
lerin iptidai telakkileriyle tatmin edilemiyen, felsefe ve laik ilim-
lerde büyük hamleler göstermek kabiliyetinde bulunan zekalar,
len ve ilmi usulle mücehhez bir sistem gibi görünen
mektebine tereddüt Bu suretle ananeciler
evvelce rasyonalizmi iltizam olanlar bu defa
ri'nin yeni mektebine intisap ettiler. selis, kes-
kin, kuvvetli güzidelerin, ezcümle Ebu

(1) Keza, c. 1, s. 480 - 481.

426
Fevrek Ebu !shakilisferaini ..
Ebu Zeri Hirevi 4$J.,- Ebülmaalii Cüveyni ...f'_j"." JW.I 1_1 Ebu
11 Ebülvefa ibni Akil J:•• gibi
alimlerin bu mezhebi iltizam ve müdafaa etmeleri, bütün münev-
verlerin bu mektebe çevirdi.
Fakat, felsefe henüz bu mektep la-
ik ilimler birer afet gibi mektebine bu son
hamleyi Ebülferec J11
portresi pek güzel olan Ebu Hamid Mehmedül
Gazali -4•1. "·' oldu (1).
bütün münevverleri gibi mektebini iltizam
olan Gazali, Nizamiye Medresesi'nin emsalsiz
sonta, Mekasidülfeltisife · . . """'':i.
ve Fey-
salüttefrika beynelislami ..l.' r ..;.! .)•:J gibi
eserleriyle sistemi haricindeki fikir hareketlerini
sonra Tehafetülfelasife ese-
riyle tecavüze
Müslüman üzere Cler-
mont'ta toplanan konsilinin (1095) bir kaç ay
evvel, islam aleminde felsefe ve laik ilimleri söndürmek, fikirlerin-
de isbat etmek suretiyle Farabi ve
Sina gayesiyle bu esere T e h a f e-
t ü 1 f e 1 a s i f e yani yere serilmesi gibi bir ad ve-
müellifinin ruhunu göstermek itibariyle dik-
kattir.
Gazali bu eserinde 20 me-
seleyi tenkit geçirmekte, 17 sinde
yola gitmekle, üçünde ise küfre itham eylemekte-
dir. Son üç meseleyi, filozoflar iltizam edilen alemin
demi, cüziyata ilmi yani ezeli ka-
nunlara cismani gibi esaslar
etmektedir (2). Bu tekfir eden imam,
eserinde dalalete men maksadiyle

(1) Ebülferec Abdürrahmanül )111.IEimuntazam


fi Tarihilümem Sultan Ahmet Kütüpha-
nesi, No. 2908.
(2) Ebu Hamtdül Gazali Tehatütül felasife
Berut

427
361

« iyi bilmiyenler dere ve deniz kenar-


halk ta müta-
laadan ve çocuk menedilirse, ku-
laklar da hikemiyata ait kelimelerle olan filozof sözlerini
dinlemeden öylece (1) 11.
Gazali eserinde felsefeyi menetmekle in-
müsbet da din bir
afet ve gitgide, bilhassa on senelik çile-
devresinden sonra, adeta bir enkizisyon reisi kesiliyor. Fel-
sefe ve laik ilimlerle ezmek, istiyor. Fakat bu
hedefine için zaman müsait Elmünekkidi Mined-
dalQ.l J:>\411 eserinde felsefe ve 18.ik ilimlerle
tenkil için kendisine zahir ve olarak mütedeyyin ve
kahir bir etmektedir.
Gazali'nin bu bize hem kendisinin ruhunu, hem de
Selçuk fikir ve vicdan serbestisine ne kadar riayet-
kar felsefeyi, laik ilimleri müfrit
göstermektedir.
Fakat, Gazali'nin kuvvetle tahakkuk bu
emelini, ölümünden sonra eserleri temin etti.
sonra bütün islam umumi hürmet ve
sulta neticesi olarak, münevver zümre siste-
mi haricinde cesaretini gösterecek kimse Onun
laik ilim tekfir etmesi, ilim denilen
sisteminden ibaret göstermesi, münevver zümre ras-
yonalizme olan temayülü her siste-
mi çerçevesi dahilinde görenlere
Bir Endülüs'lü "";. )1 .J. I Gazd.li'nin
maksadiyle Tehafütüttehafüt bir eser yaz-
da (2) hiç bir muvaffak
bütün kuvvetiyle devam Hatta on ikinci
Hocazade Muslihüddin Mustafa ..... ile Alaiddini Ali
;WI J- mukabele olarak
iki kitap yazmak suretiyle takviye

(1) Ebu Htlmidül Gagali Elmünkidh mineddalal s. 20.


(2) Ebu Velid J.1 Tehafütüttehafüt . .:.i l,:J I '-'1.-'.
Berut tabi.

428
362

dir. Bu sulta zamanla o kadar o derece


tir ki, resmen Matüridi mezhebinde
halde, bütün ve Türkiye medreselerinde son güne kadar
tedrisat tamamiyle sistemine göre yüksek tahsil
olarak mektebi teolojisi takip
Gazali eserleriyle felsefe ve rasyonalizmi
makla iktifa zamanda o vakte kadar Selefiye ve Ker-
ramiye mezhepleri gibi avam de bir
cazibe Suriyeli zengin bir Remlei rl:. •11..
da ilk tekkede, hakiki hüviyeti bugüne kadar ta-
mamiyle bilinemiyen Ebu J,., .. -".' (1)
sekizinci temeli yolu
veren Gazali, onu sönük ve mensi
müstakbel namzet
Ölümü üzerinden henüz geçmeden bütün Müslüman
bir veli, emsalsiz bir alim otoritesini kazanan Ga-
zali'nin bir taraftan felsefe ve laik ilimleri ta-
raftan da bir bir hamle kendisinin
de tahmin iki
neticeyi verdi:
Onun kutsi ve ilmi emsalsiz ka-
gözler, yarasalar gibi, görmiyecek hale geldi. Gittikçe dara-
lan bir çerçeve dahilinde mahkum kalan ya
mektebinin labirentleri içinde veya meskenet ve
atalete sürükliyen tarikatçilik izbeleri içine gömüldüler.
Fahrürrazi ler, Seyfüddini Amedt. ler, Sa-
düddini ..- ler, Seyit ....
ler gibi zekalar, bu çenberinden bir tür-
lü Celalüddini JJJ .. ler, Sadrüddini Ko-
nevi u.J ler, ler,
Bedrüddini Simavi ler gibi ruhlar da
menfi içinde mahkum
sistemi, çenberi içinde söndüren bir
mektep halini zamanlarda idi ki, islam içtimai, ik-
tisadi, hukuki ve medeni ihtiva eden ta, ananeci-
galebe eden tesirleriyle Ebuhanife .U=:.;. !I. nin yol-
dan Neticede zaman ve ahval ve

(1) Namei s. 3, s. 156 - 158. Tahran

429
363

tin tebeddüliyle hükümlerin de zarureti unutuldu.


di ve .fikri esaslar gibi hukuki ve hayati prensipler de hiç bir suret-
le ihtiyaç ve icaplarla camit formüllere,
medeni fikir hamlelerini, hayati faaliyetlerini felce
ratan iptidai telakkilere
hadiselere cevap vermek
için evvele ait olan kuru ve formülleri aramaktan
ibaret addedildi. vicdan ve irfan hürriyeti
lar küflü bir zihniyetin mahkumu Fikri kuru-
tan, söndüren, çürüten bu hal, pek tabii olarak lsld.m
aleminin umumi oldu.
mecbur tezi-
min, Müslüman hakiki sebeplerini nereler-
de aramak kadar, Türkiye'yi kurtaran bü-
yük ne kadar engin ve bir ne derece zaruri
ve bir hamle mahsulü da tebarüz olaca-
ümit ediyorum.
Görüyorsunuz ki felsefe ve laik ilimlerin islam dün-
inhitata sürüklenmesi, münevverleri sinesinde
ari-Gazali mektebinin bir taraftan labirenti için-
de mahkum etmesinin, taraftan da bu sistem ha-
ricindeki irfan zaruri ne-
ticesinden bir inhitata sürük-
lenmesini intaç eden bu hakiki sebebi ihmal ederek inhitat
ni Selçuk aramak, cehalet eseri kötü bir ga-
Selçuk hakiki netice-
leri aranacak olursa, islam inhitatiyle sürüklendi-
kati ölümden kurtulmasiyle Bu hakikati tebarüz et-
tirmek için Selçukiler'in Ceyhun indikleri islam
Manzara idi:
Büyük Abbasi birbirlerine rakip
feodal devletlere Mütemadiyen birbirleriyle
prensler, muhtaç bulmak için kendi so-
yuyor, hasma ait memleketleri de ettiriyor, bu suretle sefa-
lete sürükledikleri sonunda kan ve içinde
bu hükumetlerin adedi on birinci ilk
on buluyordu. Bunlardan hilafet merkezini is-
tila eden Buveyh • ! taraftan kendilerine her iste-
diklerini veren Halife . Müstekfi yi sürükliyerek
gözlerini oydururken, taraftan da tahrik ettikleri sün-

430
364

mücadelesi neticesi olarak ettiriyor,


yor, bigünah sokaklarda (1).
Fatimt halifesi Hakimbiemrillah günün bi-
rinde siyah kölelerine Kahire'yi yakarak
esir etmeleri emrini veriyor, neticede masum halk ile
siyah köleler üç gün üç gece sahnesi olan Kahi-
re'nin üçte biri halife bir gün
menediyor. Bu emir her
Ölüm korkusiyle Kahire'de tam yedi sene, hiç bir
ne gece, ne gündüz evinin
yor (2).
Siyaseten bu vaziyette bulunan içtimai hayttt
itibariyle daha bir manzara arzediyordu. Siyasi veya usuli ih-
tilaflar yüzünden zuhur eden mezhepler gittikçe Selçuk
devletinin iki sene evvel, yani 1038 de ölen Abdiilka-
hiri ifadesine göre, adetleri 72 yi (3). Yekdi-
tekfir eden bu mezhepler, birbirlerine
can olan 72 grupa Bunlardan Hanbeliler, rasyonalistlerin
tenkilinden sonra kuvvet ve cüretlerini devlet otoritesinin
istifade ederek, ve musiki aletleri aramak
bahanesiyle evleri basacak kadar cüret hatta kendileriyle
hemfikir alimlerin kabirlerini açarak cesetlerini yak-
mak gibi Bu suretle mahkum
ettikleri zevat büyük islam müverrihi Ceriri
J. ;":' c:J de bulunuyordu. Bütün bu ahval, büyük
Ayyarlar denilen bir çapulcu türemesine yol Bunlar,
satvetli bir devlet otoritesinin istifade ederek

lslô.m siyasi, içtimai, ahlaki ve iktisadi


çok ve bir devrinde kurulan Selçuk devleti, o za-
mana kadar Abbasi zuhur olan devletlere
nisbetle bir mahiyet arzediyordu. Bu devletler Abbasi lmpa-

(1) Ebu Alt Ahmet btn Mtskeveyh ,('_. ;;, .a-1 J• 1. 1 Tecarübül-
ümem l'Jt c. 2, s. 86 - 87.
(2) Ebülmahasin ibni TaDriberdi J' 1 Ennücumüzzaire
rr.:ll c. 4,s. 171-176.
(3) Ebu Mansur BaUdadi .s.al..A.I! v-Alill-'!• ;,...
beynelfirak Jl,;JI v.t J,)11 s. 4 - 7,

431
365

sinesinden onun mikroplu bü-


Bu hükumetleri kuranlar da, halifeleri veya on,.
valiler veya kumandanlar
idiler. Halbuki Selçukiler ilk günden itibaren müstakil olarak sah-
neye yüksek seciyelerle mücehhez, ve özlü milli bir or-
duya istinat Orta yüksek inen
Selçuk Türkleri ne çürüten yalan, riya, büh-
tan, nifak, müsadere, ve ihtilas gibi ahlaki reziletlerle ülfet
ne de mezhep mücadeleleriyle manen Tabiat-
la mücadele ede ede bu insanlar, tabiat kavra-
realiteye, müsbet ve
istila ettikten sonra inen taç dilenmek
için olan Halife KaimbiemriUah'a
hürriyet ve devlet için bu
içinde olan Selçuk devletinin hakimiye-
tinin hakiki neticeleri oldu:
1. - sarsmakta olan devir nihayet buldu.
Afganistan'dan Akdeniz kadar uzayan
sahalarda tek bir idareye disiplinli bir imparatorluk kuruldu.
2. - imparatorluk dahilinde herkesi
emin olarak kanunlar, hükümler cari
3. - Vergiler tanzim edildi: ezen usuller kal-

4. - Türkistan'dan Akdeniz'e kadar uzayan sahada asayi-


takarrürü, ticaretin yol garp
kadim ipek ticareti yolu yeniden oldu.
5. - Malazgirt zaferi, devirden istifade ederek bir ta-
raftan Erzurum'a, taraftan Urfa'ya, Trablus Hama'ya
kadar olan Roma eski vaziyetini
iade etmek yolundaki hitam verdi.
6. - Bütün din ve mezheplere bitarafane hareket etmek
seciyesiyle mütehalli olan Türkler, biri istiyen ve
devlet içinde devlet rolünü yeltenen mezhep peyrevleri-
ne, devlet otoritesini Büyük birer harp
na çeviren mezhep ayyarlar kati bir ni-
hayet verdi. Bu suretle vicdan ve kanaat hürriyeti temin
oldu.
7. - Selçuk hu-
zur ve - Samô.n ülkesi müstesna olmak üzere - bir

432
366

zamandanberi olan ilim hareketine yeni bir ver-


di. Rey'de, yeni yeni üniversite-
ler Hastaneler fakülteleri kuruldu. Bu üniversi-
telerde Hayyam gibi riyaziyat ve felsefede temayüz eden bir
alim, Elmugni müellifi Ebülhasan Sait ibni Hibe-
tullah "d .J. ••- .:,-J..11 gibi bir filozof tabip, Takvimülebdan fi
Tedbirülinsan J ..... müellifi Cezle gibi
bir tabiiyat ve fizyoloji nihayet Ebülferc bin Tayyip
':"'.'- bir tabiiy'at alimi
8. - Selçuk Türkleri, ön Asya'da ve
çöle sokmak akan koyarak Suri-
ye, ve Mezopotamya
9. - Türkler'in centilmenlikleri papaz
izale etti. Bu sayede medeniyeti ile uzun
müddet temas buldular. Bu temas ve tetkik,
nihayet garpta bir zemin oldu.
Türk tarihi düne kadar bizzat Türkler mü-
dafaa Müslüman için bütün
için bir yükselme olan Selçuk ta-
bir felaket amili gibi ve, ha-
kiki neticeler ihmal

Prof. Dr. ERNST von ASTER : Felsefe Tarihinde


Türkler.
Cümhurreisi;
Bayanlar, Baylar;
Her fert ve her millet için, zamana kadarki tarihi
ve verimleri kendi kendine hesap vermek, elde za-
ferlerin defne üzerinde istirahate
yetlerini yeni ittihaz etmek duy-
bir an gelir. Her millet, ilkönce kendisine kar-
ve sonra ve onu içinde la-
bir unsur olarak bütüne, yani devlete ve
yete mesuldür. Türk milleti, tarihinin vaidlerle dolu bir
devrine ehemmiyetli bir anda, kendine vazifeleri
diye kadar has bir milli kültürün yara-
ne gibi merhalelerden ve cihan kültürüne ne
gibi olarak kendi kendisine soru-

433
EK-2
1940'larda Milli Eğitim Bakanlığı'nca
Yayımlanan İslam Ansiklopedisi'nde
"GAZZALİ" Maddesi

Kasım Kufralı / 1947

2-5 Mayıs 1939’da Ankara’da toplanan I. Türk Neşriyat Kongresi’nde alınan karar doğrultusunda Maarif Vekili Hasan
Âli Yücel’in İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’ne gönderdiği 9 Mayıs 1939 tarihli bir yazıyla, Hollanda’nın Leiden şeh-
rinde yayımlanması tamamlanmış olan The Encyclopaedia of Islam’ın zeyil maddeleriyle beraber Türkçe’ye çevrilmesi
istenmiştir. Bunun üzerine Edebiyat Fakültesi’nde kurulan bir heyet tarafından düzenlenen rapor muhtevasındaki pren-
sip kararlarına göre yapılan hazırlıklardan sonra Aralık 1940’ta İslâm Ansiklopedisi’nin ilk fasikülü çıktı. Çalışmalar
önce fakülte dekanı Hamit Ongunsu’nun sorumluluğunda yürütülürken kısa bir süre sonra ansiklopedinin yönetimine
Abdülhak Adnan Adıvar getirildi. (...)
Başlangıçta ansiklopedinin sadece tercüme yoluyla yayımlanması düşünülmüşse de daha sonra Türkiye’ye ait madde-
lerin yetersizliği ve yanlışları dikkate alınarak düzeltme ve ilâvelerde bulunulması, bazı maddelerin ise yeniden yazıl-
ması uygun görülmüştür. Böylece her cildin iç kapağındaki ifadeyle “Leiden tab’ı esas tutularak telif, tâdil, ikmal ve
tercüme suretiyle” yayımını sürdürmüştür. Ansiklopedinin çalışma prensiplerinden mütercim, müellif ve redaktörlerin
tesbiti ve fasiküllerin neşre hazırlanmasına kadar büyük gayretleri olan heyet başkanı A. Adnan Adıvar’ın ilk fasiküldeki
imzasız mukaddimesine göre Leiden yayımında sadece Türk dünyasıyla ilgili maddelerde eksiklik veya hata söz konusu
olmuş görünmekteyse de bunun dışındaki İslâmî maddelerde yanlışlar, yetersizlikler, hatta maksatlı saptırmalar da dik-
kati çekmiştir. Nitekim daha ilk fasiküllerden itibaren Türkler’le ilgili maddeler yeniden yazılırken doğrudan İslâmî
konuları ihtiva eden maddeler önce bazı dip notlarıyla tashih edilmiş, sonraki ciltlerde bu usul bırakılarak pek çok madde
“TH” (Tahrir Heyeti) imzasıyla veya bir Türk müellif tarafından yeniden kaleme alınmıştır. Bunun neticesinde VI. cilde
(1952-1955) kadar büyük bir sayıya ulaşan “TH” imzalı maddeler sonraki ciltlerde azalmış, buna karşılık yerli imzalar
artmıştır. Ansiklopedideki toplam madde sayısının üçte ikisi tercüme, üçte biri telif olduğu halde toplam sayfa hacminin
üçte biri tercüme, üçte ikisi telif maddelere aittir. Formalar arasına ayrıca konulan, çoğu şehir planlarıyla haritalar olmak
üzere bazı fotoğrafların dışında ansiklopedi genellikle resimsiz olarak yayımlanmıştır. (Orhan F. Köprülü, TDV İslam
Ansiklopedisi.)

434
435
-

iki lisanla, arapça ve sanskrit ile, bas- ltQiif al-siida, 311, 1, 8 ; Ijvansiiri,
olan tanka 'ler dahi çok dilc- Ravzat al-cannat, Iran 1309, lV, 180; ]RAS
kattir. Bu hind Ab- 1902, s. 18-22) olduj'u için, ilim ile
basi halifeleri dl niir ve dirham fakat devrin olan bilgileri
devam 'un çok eskiden ( hat- ile techize ve tasavvuf alemine iki
ta ) Siimiiniler büyük Bu Abü
da Sayf al-Davla oldutu, l;iamid ile Abu 'l-FutüQ
385 'te 'da olan ve Üzerinde ( bu sonuncusu malumat için
bir resmi ile Sagf al-Davla bk. Subki, ayn. esr. iV, 521 ; Abi 1-l;iadid,
MaQmiid b. Sebük-Tigin ibaresi bulunan bir nahc 1329, 1, 35 ve
dirhemden istidlal olunuyor. Herat, kendi eseri SaviiniQ, H. Ritter,
Belh ve Valvaliz 'de bir çok Horasan 1942, almanca mukaddime; bk. ZEYL ) 'i, Tüs 'ta
ve Tubaristan sikkeleri, Mas'üd 1. 'dan bir tavsiye ve tahsilleri ile ala-
bu eline geçmesi ile, ni- kadar ondan rica Sub!fl ( Taba-
hayet bulur. Ônce yegane unvan iV, 102) kaydetmekte ise de, bu rivayete
amir idi. Müverrihler ile hemen ar- 'Abd al-Gafir al-FarisI 'de tesadüf edilmemekte
gelen haleflerine sulfiin ve- dir. Gazzali 'nin tasavvufi nisbesinden bahsedilir-
rirler ise de, bu unvan sikkeler Üzerinde ancak ken, bu hususa temasedilecektir. Tüs 'ta A9med
devrinde görülüyor. b. Muhammed al-Riizakiini 'den bir müddet
B i b l i j/o g raf g a: al-'Utbi, Tiirlô-i Gazzali, 'a giderek, Abü
Yamlnl; al-BayhalFl, Tiirlô-i Sebük- Tigin; Nafr 'den de ders gördü. Bu dersleri
Minhic-i Sirac, T ( trc. Ra- havi yolda gasp ve son-
verty ), London, 1881 ; Tiirlô-i ra iade etmeleri Üzerine, tamimiyle ezberledijti,
basm. Luknow; trc. Briggs, London, 1829); As'ad al-Mihani
Elliot ve Dowson, Historg of lndia, il; al- ve böylece bu macera ( Ni-
Bundari Houtsma, l?ecueil de textes rela- ;am al-Mulk 'ün de naklettiki bu vak'a al"
tifs a l'histoire des Seldjoucides, il, bk. fih- Sam'iini 'nin zeylinde bu vezirin hal tercümesinde
rist) ; Birüni, lndia ( Sachau) ve Chro- mukayyettir ( bk. Subkl, ayn. esr., iV, 13 ). Bun-
nologg of ancient Nations ( Sachau); dan sonra 'a giden Gazzali, Horasan
Thomas, Coins of the Kings of Ghaz- mutlak ictihad derecesine varan al-
ni ( ]RAS, 1848 ve 1859); Stein ( trc. Ra- l;iaramayn Abu '1-Ma'ili al-Cuvayni ( ölm. 478;
ca-tirangini ), Kalhanas Chronicle of ve bk. Subki,
mir ( Westminster, 1900); Stein, Zu.r Ge- 111, a49 v.d. ve buradan naklen
schichte der Çiihis von Kabul ( Suttgart, imam al-/faramagn, fakültesi mecm.,
1893 ) ; V. A. Smith, Earlg Hi.t. of lndia sene :z, 9) 'nin derslerine devama
( 2. tab., Oxford, 1908); Raverty, Notes on Nizamiye medresesinde bu
Afghanistan ( London, 1880); Vamhery, Hist. dersleri az zaman tam bir vukuf
of Bokhara ( London, 1873): Howorth, Hist. elde eden Gazzali al-l;iaramayn 'in ileri
of the Mongols ( London, 1888 ). gelen üç talebesinden biri olarak
( M. LONGWORTH DAMES.) fi'i alimleri ile dolu olan Horasan ve Irak mu-
GAZÜLf. [ Bk. CEZOLI.] hitinin bu büyük usul ve
GAZVE yahut GAZ.AT. [ Bk. GAZAT yahut kelam, ve bilhassa cedel ve
GAZVE.] hilafiyatta bütün Horasan al-l;lara-
GAZZA. [ Bk. GAZZE.] mayn 'den sonra, yegane alimi idi. Bizzat üs-
GAZZALi. [ Bk. GAZZALi.] da Gazzali 'yi son derece takdir ediyor-
GAZZALi. AL-GAZZALi, Aaü l;i.AMID Mu- du. münazara ve cedeldeki kudret ve
l;IAMMED B. ( 1058-11 JI ), l;Iuccat fesiihatinin de bu tilmizi te'lif
i s l i m a 1e m i n i n b Ü y Ü k m ü- ve tasnif vadisine ayak zaman, bu
te f e k k i r 1 e r in d e n b i r i d i r. fabr ve gurur beyan ile ha-
Tüs 'ta 450 ( 1058) senesinde dünyaya gelen kikatte bu halden memnun pek mani-
Abü l;lamid 'in pederi ( ,,ip- al-Mulk 'daki Nizamiye
likçi" ; bu san'ate mensup bulundutu cihetle medresesinde hillifiyat ve usul kürsüsüne imam
nisbenin al-Gazzali iken, kendisi al-Haramayn 'i tayin ederken, Bagdad 'da yap-
Gazala 'ye mensub gösterilerek, bu nisbe Nizamiye medresesinin bu kürsüsüne de
siz ve bu hususta bk. Irak fakihi Abü
Sam'inl, Kitii.b al-ansii.b, GMS, mad. al-Gazzali; b. 'Ali ( ölm. 474 = 1081) 'yi
ljallikan, Vafayiit, Bulak, 1299, I, 35; Zahidi, mezhebinden olan bu . vezirin mezkur

436
GAZZALi. 749

mezhep alimlerine 'nin vefat üzeri.


alimlerinden bir hale te'sis etmekte ne, bu zat ile ve kendi
gecikmedi. taraftan Alp-Arslan hane- Gazzali 'nin geçirilmesini vasiyet et-
fi mezhebine muhabbeti her iki mezhep silik- mesi mealindeki rivayetler bir esasa dayanmaz.
!erinin de ikrama mazhar Zira 490 ( 1097) 'da vefat eden ile
sebep oluyordu (bu . hususta bk. al- Gazzali 'nin mümkün gi-
Mulk, Sigiisatniima, Schefer, s. 138 v.dd.; bi, bu geçirilmesini vasiyet ey-
Subki, agn. esr., ili, 88 v.d., 90 v.d.; M. zat da tilzimi Allah 'dir (bu
din, Selçakiler devrinde mezdhib, TM, 1, 109 ). hususlar ve Gazzali 'nin sufi elbisesi ile
al-l;laramayn 'in ( 478) son- zamanlardaki muhayyele mahsulü
ra, al-Mulk 'ün meclisinde rivayetler için bk. Subki, agn. esr., iV, 104 v.d.).
Gazzali burada ile münazarada bu- 'dan Kudüs 'e giderek, 'da
lunarak, ilzam edince, mezkur vezir ken- istigrak ve halvet Gazzali,
disini Bagdad Nizamiye medresesine, Abü di ifadesine göre, gagb aleminin tecellilerine
'nin yerine, tayin etti. 484 ( 1091 ) mazhar ile, buradan
Bagdad 'da ders Gazzali 'yi hacc için Meleke 'ye ( s.
halk, Abü 'taki bilgi ve ikinci 22 ). Mamafih Subki, 'dan Gazzali
tecellisi olarak için, ona son derece 'nin mukaddes makam ve ziyaret
hürmet ediyor, belagat ve fesahatin ederek, 'ye ve oradan Mag-
de mecliibu oluyordu. Her taraftan dersine ko- rib Yüsuf b. 'in nezdine gitmek
gelen talebeye ders veren Gazzali halife- niyetinde iken, bu vefat
den avama kadar varan bir muhabbet ce, Bag<!.ad 'a söylüyor ( agn. esr.,
muhiti te'sisine muvaffak Bu hal iV, 105 ). Bagdad 'a tam bir ,,müzekkir" si-
488 .senesine kadar devam etti. Fakat bu ta- ile dönen Gazzali, /l)yii'
rihte bir git- zaman, eskisinden daha bir
tikçe· kuvvetlenmesi, ruhi haleti üzerinde te'sir- dinleyici kütlesine hit.a p ediyordu. Fakat · bu
ler icra ( min al- hal çok devam etmedi. tamami:yle
!zaliil, 1309, s. 21 ). Dersi terketti. Bir hakim olan sufiyane hayat arzusu onu 'füs 'a
müddet her ederek, sôfistai bir sevketti. Burada sene kadar mün-
hayat Dili fesahat ve belagati zeviyane Gazzali 'yi al-Mulk 'ün
zail midesinden de muztarip idi. Ni- halefi al-Mulk tekrar Nizamiye medrese-
hayet ilahi bir liitf eseri olarak, ta- sinde tedriste ikna edebildi.
mimiyle azade bir üzerine, gayb bid'at ehlinin kuv-
aleminin esrarina ittila göründü. ile- gören Gazzali, ulema ile
minden l)iil :alemine verdijji için- ederek, halvet ve caiz
de Bagdad terke, halvet ve uzlet kanaat getirip, 499 ( uo5) 'da tekrar tedrise
karar verdi. Ancak tedrisi böy- ( s . 29 ). Mamafih bir müd-
le bir niyetle terk etmesine mümanaat edecek- det sonra tekrar Tüs 'a dönen Gazzali 'nin, evi•
!erini için, hacc niyeti ile Hicaz 'a gide- nin bir tekke ( ve bir de med-
söyleyerek, yerine Abu '1-Futül) rese telkin, ibadet ve zikr
al-Gazzali ( ölm. 520=1126) 'yi ile dolu bir hayat her üstün
( tlallikiin, Vafagö.t 1, 34 ; Subki, ayn. esr., görülüyor ( Subki, ayn. esr., s. 105 ve
iV, 54, 104 Yafi'i, Mir'ö.t al-canan, Haydarabad, 109, 'Abd al-Giifir al-Farisi 'den naklen). An-
1338, III, 224) ve doj'ru 'a gitti ( al-Mun- cak kendisini çekemeyenlerin bu asôde haya-
IJ:i!, s. 21 ). 4 89 'da 'a olan Gazzali bu geri maliim-
iki sene kadar uzlet ve halvet dur. Selefleri gibi, hanefi mezhebine mu.
ihtiyar ederek, riyazet ve mücahede ile dolu bir habbet ile bulunan sultan Sencer 'e,
hayat Evvelce sôfiye Gazzali 'nin Abü l;lanifa aleyhinde bulundur- ·
burada tatbik ederek, Emeviye ca- nu söyleyerek, kendileri ile münazara etmek üzere
miinde itikafa giren Gazzali gündüzleri minareye isteyen onu ·halvethane.
kapatarak, istigFaka Gaz- sinden muvaffak oldular. GazzalI,
zili 'nin al-MaJs:disi 'nin Emeviye Seneer 'e bir mektup ile, emre imtisa-
camiindeki zaviyesinde fazla üzerine, bu len, 'e kadar beyan ile haya-
mahallin aI-Gazzaliya ile maruf oldutunu hikaye ederek, huzuruna
Subki ( agn. esr., iV, 104) rivayet etmektedir.· yemin cihetle, ahdine ria-
Bu mahal evvelce mezkur nisbetle mi- . yet edilmesini rica etti. Bu hal
rôf idi. Gazzali 'nin 'a girdijji gün ayak diremelerine ve Sencer 'in de kendisini mut-

437
750

laka görmek ve Abu I:Ianlfa kana- ri olarak zuhur etmektedir ( bk. }IJ.ga' 'ulam al-
atini bizzat arzusunu izhar din, Bulak, -1296,J, 89 v.d.; Gazzali 'nin .Abu 'J.
etmesine sebep için, Gazzali ordugaha ge- l:lasan 'ye muhalefetine tahammül ede-
tirilerek, Sencer 'in huzuruna Gazzali meyen malikiler ona hücum
'yi büyük hürmetle kendi oturtan Sencer ( bk. Subki, T iV, 125 ). haki-
'in huzurunda onun kendisine has ve katlerine kat'i kail olan
belagat ve samimiyetle Üzerine, ile matüridiyenin bu hus.u sta havas,
fevkalade mesrur olan hukümdar, kendisini haber ( al-1.Jabar ve ( bk.
ve ikram ile Tus 'a gönderir. Fakat al-Sayyid
Gazzali 'nin tedristen affedilmesi hususundaki 1239, s. 16-79; Taftizani,
kabul etmeyerek, bütün lstanbul, 1321, s. 19, 25 v.d.) bilgi
killerini için, kendi olarak etmelerine Gazzali 'nin
medresede tedriste söyler bunlara zaman-zaman Mama-
( bu hususlar için bk. M. Sencer fih Ön planda bulundurdutu a k 1 ile d o
Gazzali, fakültesi mecm., sene r u h a bere kat'idir. Gazzali vacip,
s. 42-s ; buradaki mektup ile müli- mümkün ve mümteni ( müstahil )
kata dair Fatih kütüp., nr. 5426 'dald akli deliller ile isbat ederken, fikir-
yazmadan ). !eri (zaman dahilinde yara-
Tus 'a dönen Gazzali 1 4 505 müstahit cihetle) gayr-i mahdut
( 19 kanun 1. 1111) pazartesi günü vefat ede- akidesi de ( al-Ma:infin bih 'ala'
rek, Tus 'un Tabaran semtinde ahlih, 1309, s. 2)
Kendisinin menbilarda eserlerinde bu fikrin tamimiyle aksi-
zikredilmektedir. ileri için ( bk. msl. }IJ.ga', Bulak,
Gazzali çok cepheli bir zat oldup için, 1296, 1, 89 v.d.), al-Din b. tek-
gul ilimlerdeki mevkii ile gözden firlni icap ettiren bu akide mezkur
geçirilecek olursa, hüviyeti daha olarak Gazzali 'nin kanaat getir-
meydana Çünkü ve Bagdad ve Subki de bu fikre (Ta-
medreselerinin bu devirde de ehemmiyetle ted- iV, 131 ). Mamafih Gazzali 'nin hakiki
ris ettikleri al-tavlJ.ld ( al-dln) ile hüviyeti ve akidesini anlayanlar bu ha-
gibi, bir çok ve bila- reket ederlerken, Abu Baler b. 'Abd
hare felsefeden faydalanan iki ilmi, tam bir Allah ( ölm. 750) ona reddiye
salahiyet ile tedris eden Gazzali yazarak, mezkur akidenin kailine hücumdan
ile tetkik ve tahkik ederek, bilihara ta- ( bk. M.
savvufta karar için, böyle bir Yaltkaya ve Rifat Bilge,
takip etmek 1943, s. 1713 ).
U 1 a 1-d in (kalam). 50-55 mi§l ( bütün kendisine benzerlik) 'i
kadar tecessüs ve tahkik ile, nefyederek, mi§al ifade münise-
her türlü mezhep siliki ile ve her sebet) 'i idhal etmesi, bu hususta
akidesini inceden-inceye gözden ge- riayet etmemesi ise de, bu
çiren Gazzali akaid fikir, hakikatte, alda uydurul-
ehemmiyet ve bu sahadaki bilgi ile meydana Mamafih
hepsine tercih Akideleri, Gazzali, bu hususta tevkife riayet etmekle
ve adab (münazara) prensiplerine göre, beraber, isimlerinde bunun hududunu
tedvin ve tahkim ederek, her hangi bir itiraza (bk. al-a•na,
koyabilmek için bilinmesi gelen 1324, s. 90 ). Böylece rüyada mi§al 'inin
müdafaa ehemmiyetle belirtmekte- Peygamber mezardan
dir. Gazzali 'nin bu ilimdeki failiyetlerini, a. halde, rüyada görülmesi ve bir
imana müteallik meselelerin kaidelere irca zamanda iki mekan edemeyece-
ve b. ehl-i sünnet akidesine muhilif ile malum iken, yüzlerce kimseye bu halin vaki
münazara ifade etmek kabildir. da böyle dir mi§al kabulünü zaruri
a. 1mana ait m ese 1eler in ak 1i kaide- ( al-Maznfin, s. 4 v.d.). taad-
1ere Gazzali düdü ile, kesret tahayyül
ve bilhassa [ b.bk.] ile al-Cuvayni 'nin edenler, ne de gayri
bir yol ihtiyar ederse de, bilmedikleri Ye mi§l ile mi§al ara-
bazan bunlara muhalefet de eder. Mamafih 1 için, hu fikre ·zahip
Gazzali 'nin akidesi, bir muhalif fikirleri ( agn. esr., s. 8 ). Kesret,
ihtiva ettikten sonra, tamimiyle akidele- tegayyür vaki olur. Halbuki Alla-

438
GAZZALi. 751

için, böyle bir keyfiyet virid de- icap ettirmez. halde, insan hayatta iken,
bedeni olup, ölüm bilinde de bedeninden ay-
Gazzali 'nin burada nefi sa- ( al-Maznün, s. 14 v.d.; /IJ.gii', iV, s.
bit iken, ile ona tabi olan 478). Gazzali, hu ifade ile hakikatini
'nin böyle bir zahip gariptir. Bi- ruha atfediyor. Ona göre, ruh rabbini, hilikini
Gazzali, Ahü Bakr al-BilFillani 'nin vaz- bilen, idrak eden, fakat bedene hü-
delillerin ( in'ikö.a al-adilla; hk. lul bulunan gayr-i mütehayyiz,
Abü Bakr Balj;illanl, sam ve tecezzi kabfil etmez bir cevherdir (al-
fakültesi sene l, 5/6, s. 147 Maznün 1309, s. 4 v.d.
ve mad. düsturuna dayanarak, ha- Kitiib al-rü/]., Haydaribad,
beri kahfil etmeyen al-l;laramayn Abyari, Biib al-/utü.IJ. li-ma'rifat alpviil al-
'in, hu fikrine gibi, mezkur ral}, 1304 ). bu ruh ( nafs) be-
delilleri ipti! ile bir vaziyete denden müfarekat edince vehm melekesini
al-l;laramayn, al• de ( al-lfuvva al-vahmiga) birlikte götürür.
ile Abü 1s9ilF a!-lsfari'ini 'nin mes- Ancak bedene müteallik hiç bir (al-hay' at
takip etmekle beraber, Abu al- al-badanlya) bununla beraber bulunmaz. Ruh
Cuhbi'i 'nin de fikirlerine ehemmiyet verirdi. ( nafs ) ölüm dünyadan ve bedenden
Bu sebeple mutezile mezhebine bir az meyyal bildiki gibi, kabre konulan bedenin,
idi. Delil medlulü nefy etmekten 'ulfabö.t ve da tevehhüm ve tahay-
ibaret olan delillerin.in'ikasi C'adam al-dalil da- yül eder. beden de ruhun elem
lil al-'adam) düsturundan maada, hükümlerinde ve zevkini duyar. dilinde ,.kabir
o yer vermemeti de prensip itti- denilen hu hali bu suretle izah eden Gazzali ( al-
haz Gazzali, her iki düsturu da tama- Maznan, s. 20; /l)gii', iV, 484) hakiki
miyle redetmekle beraber, esas ile imim hu halde telakki ederek, ( al-
al-l;laramayn 'in ve bila- ), ruhun mezkur halden silkinip
hare Fa)!r al-Din Razi ( 6o6) de Gazzali dan ibaret kanaatini izhar eder. Ziri ruhun
yolunda imam al- gününde bedene dönmesi mustahil de"
J;laramayn, ilahiyat fakül. il, 8, tildir. Ruhun (na/s ) bedene taalluku, teshir ve
l ). ve her meaeleye tatbik eden te'sir-i fiil cihetiyle göre, beden tekrar
Gazzali, imana ait meselelerde tam bir rasyona- bunu müstaittir ( al-Maznan, s. 22 v.d. ).
listtir. geçirir. Ona göre, Küçük ve büyük ( al-lfigiima al-
melek, cin ve kendi nefsleri ile kaim fugrii va al-kubrii- kabirdeki haller ile
cevherler olup, hakikate sahiptirler. An- ve /ljgö', iV, v.d.) vacip te-
cak nevilerinde ihtilaf ( al-Maz- lakki eden Gazzali, ( s.
niin, s. ). saadete ve ruhun 28 ) 'de ruhani olarak mizan hak-
deva bulan peygamberler, ilahi ira- sükutu ihtiyar ederek, onun ilahi bir
denin tecellisi Üzerine, nizam te'sis beyan ile iktifa ediyor. Mamafih
vazifesi ile mükelleftirler. bunlara ver- hidayet ile dalalet
mucizeler, hissi, akli ve hayali Üze- vasat ve hak yol tasrih ile, o husus-
re, 3 'e ki, bunlara iman etmek vaciptir. ta mezkur yolu tavsif için
Bu peygamberlere ilahi alemden ( al-1].azrat ince, keskin gibi, sözleri reddetmekten
al-iliihiga) nübüvvet cevherine akseden bir çekinmiyor ( al-Maznün, s. 25 ). Bu fikir /ljgö' 'da-
nur olan da Bu has- .ki kanaatinin temimiyle ( 1, 91, ve iV,
sa, nübüvvet cevheri ile ittisal elde eden her 507 ). Cennet fikri de pek sarihtir.
cevhere de geçer. Gazzali 'ye göre, cennete ve lezzetlerine imin
Gazzali de tevilüd ve tevellüd etmek vicibdir. Ancak buradaki nimetler, hissi,
( teni_sül ve tenasül binefsihi ) yolu ile meyda- hayali ve akli Üzere, 3 gurupa Hissi
na izaha Allah nut- _lezzetler Kur'an 'da, bunlara gösteren,
feden için, tevilüd yolu ile, meydana · kimselere hitap za-
gelen bu Adem 'in topraktan yara- man virid Hayali lezzetler ise, insa-
göre zamanda tevellüdidir. hayalinden ve fikrinden lahzada
tarafdan v.b. hep teveUüd mahsulüdür. olan lezzetlerdir. Bu kabil lezzetler ça-
Kendi kendine var için, hadis bir buk zail olur. Akli lezzetler hissedilmeyen,
cevher olan rahbini ve hissedilemeyen fakat edilen lezzetlerdir. Binaenaleyh
leri ve hisiyetine malik bulu- nette dak, baldan nehir ve zümrütten
nan bedeni ile Binaen- gibi, mahsusattan olmayan aklen
aleyh bedenin fena fena bulma- te'vili ve bir lezzete tekabülü Gazzali

439
'nin imana müteallik meselelerde, al-Maznun bih Gazzali, bizzat halife bu mez-
'alii gayr ahlihi 'yi }IJ.yii' 'dan sonra ci- hebi redd ve iptal me'mur edildi ( al-
hetle ( bk.), en son akidesi bu olmakla s. 15 j. Mezkur mezhebin ha-
beraber, tamamiyle tasavvufa zaman- tmi bir dostu ile ittila' elde eden Gazzali,
larda bu fikirleri ileri görülüyor. ilk defa ( bk.)
Esasen alim ve kuvvetli insanlar için 'yi Bagdad 'da kaleme l:luccat
kaleme bu kabil eserleri oku- bk.) ile Hemedan 'da ol-
kat'iyen bütün akidelerini iptal için Mu-
gibi, akaidde selefe (sahabe, ta- al-&iliif ve Tiis 'ta sözle-
biin ) ittiba ederek, ve bilhassa mü- rini cerh için tasnif al-Durc
ayetlerde te'vil ve tefsirden ile ve nihay.et (bu ki-
meslek ittihaz edinen Gazzali, bu fikrinden do- taplar için bk.) isimli eserini yazarak,
ve tecsime meyyal olan hanbeliler maililere Gazzali bu mü-
hücumlara maruz masum bir imamdan dini
Gazzali, müteallik, ayet ve ha- telakki kabUI etmektedir. Fakat bu
disler bilgi sahibi olmayan bir kim- masiim imam Peygamberdir ( al-mus-
senin, 6 hususa riayet etmesini 2. tab., s. 22; s.
takdis, tasdik, 3. aczi itiraf ( al-i'tiriif ve talimini de ikmal Buna göre,
bi 'l-'acz ), 4, sükUt, 5. 6. çekinmek nass olmayan meselelerde de ictihad
( al-kaff) ve 7. mana bilenlere havale yerinde bir harekettir. Bunu inkar ederek,
etmek ( al-tasllm li ahl al-ma'ri/a; bk. llciim al- her meselede imama müracaat
'aviim 'an 'ilm al-kalam, 1309, s. 3 v.d. ). eden dailer [ b. bk.] ve
Gazzali, mütecessis ve muhakkik bir zat müracaat bir
ile, kelim ilmini gözden zaman, meselede akla ve nefsi ictihada da müracaat
onu maksat ve gayesine uygun ettikleri cihetle, talim ehli bu hususu reddeder-
Zira bu ilim, kabulüne bir ta- ken, tenakuza (
mukaddimelere Mezkur ilim s. v.d.; s. ). Gazzali bu müca-
bu mukaddimeleri, taklit, Kur'an veya delede tamamiyle ön planda tutarak, ke-
hadis ile, mutlaka kabiil etmek zorunda- lam alimlerinin nassa ikinci planda
Binaenaleyh zaruri (al-2:arariyiit) bir yer vermek suretiyle, · talim ehlini sustur-
meseleleri tasdik etmeyenler bu muvaffak esasen mua-
ilim muallakta ( min al-ialiil, dini hukümleri zaruri ola-
s. 7 ). Bu sebep ile rak kabGI külli faraziyeler
ittihaz etmekten çekinen Gazzali gizlemek sureti kuvvetli bir te'sis
kifiyetsizlitini ileri ve onun ye- eden Gazzali al-maviizln terazileri Kur-
rine ikame etmek zamanda 'an 'dan istinbat eder (
bile, yine bu hususta akli delilleri ileri sürmek- s. 26, 27, 40, 41, 45, 48, 50, 56 v.d.).
ten bir türlü G a z z ii 1 i ve f e 1s e f e. Kelam ilminin
b. Ehl-i sünnete muhalif felsefenin kendisini
] a r i 1e m Ü c a d e 1e ve m Ü n 8 z a r a. Gaz- tatmin zahip olan Gazzali, Bagdad
zali, bilhassa mOtezile ( bk. al-tafriif.a 'da Nizamiye medresesinde tedrisat ile
bayn al-isliim va ve ile iken, vakitlerini bu bilgiyi elde
mücadele ve münazara Bu zamanda ve iki sene felsefeye vukuf
l;Iasan b. [ b. bk.] peyda Bir sene de elde ettiklerin! tek-
hatmiler Alamut [b. bk.] 'ta tahassün rar eden Gazzali ( s. 8 ) bu sahadaki
ederek, bu ihdas yeni davete ( al- tetkiklerinde, felsefenin dini
ta' llm; bk. al-Taymlya, Minhiic al-sunna, ihtiva hata ve meydana
1321, il, 134 v.dd.; M. Bd- gaye ittihaz eder. Gazzali, dehriyOn,
tarihi, fakül. sene tabii yun ve 3. ilahiyun olmak üzere, 3 gurupta
8, s. 21 v.d.; ayn. mil., mülahaza feylesoflar içinde, birinci züm-
ve Hasan Sabbdh, ayn. esr., se- .reyi, ilemin müdebbirini inkar ile ale-
ne 4; bk. bir de mad. lSMAlLlLER) me için, tekfir ve ikinci zümrenin de
Esas akidele- sani-i alemi isbat ettikleri halde, ve ba'se
rini masum bir imamdan dini cihetle hesap ve inkara
mek ve onun tabi olmak fikri etra- zinadika ad ile, küfürle-
toplayan ve fedaileri ile, etrafa rine hukmeder. Esas tevcih
salan mezhebini tetkike gi- zümre ise, iliihiyundur. Bu zümreye mensup

440
753

olanlar mezkur iki zümreyi redde ruhlara hasretmek, kabili etmemek de-
sa da, birbirlerine de hücum Bunlar- mektir. Bunlardan
dan Aristo, kendi da reddetmek su- nefyederek, zat üzere ilim
retiyle, felsefeyi esis kaidelere irci ile, ile alim kabul gibi,
ise de, yine küfrü mucip taraf- bir meseleler daha ki, bu husus-
Binaenaleyh bu lara mutezile mezhebinde de tesadüf
tekfiri gibi, bilhassa Aristo 'nun fel- cihetle, kaillerinin tekfiri etmez ( bk. Fag-
sefesini nasip olmayan bir mükemme- al-tafrilf.a bayn al-islö.m va 'l-zandaf:ca ).
liyet ile nakleden Farabi ile Sini da bu Geriye kalan 17 mesele ise, hu kabil fikir-
tekfire idhal edilmeleri gerekir. Gazzali, Aristo leri ihtiva ettij"inden, kaillerinin bid'at ehli
'nun felsefesine diir, bilgisini bu iki eserle- hukmetmek Gazzali, bu
rinden tebarüz ettirerek, bu siste- 20 meseleyi iptale ehl-i sün-
min bid'at veya küfr addedilmesi gelen net akidesine Ziri felsefeciler
akideleri ihtiva gibi, zaruri olarak ka- dinin için, bunlara
bul edilmeleri gereken meseleleri de bahis mev- hücum ederken, dinin kabul eden
zuu beyin eder. Red ve kabul mülahaza- muhtelif akidelerine dayanmakta bir
ile gözden geçirmek yunini bilgiler- mahzur yoktur. Bu cihetle Gazzali, lüzum gör-
de bir takip ediyor: riyö.zlga, 2. dükçe, mu'tazila, karrii.mlga ve
manfif:clya, 3. tabl'lya, 4. ilö.hlga, 5. siyii.sl- delillerini ileri sürer ( buraya kadar
ga ve 6. 'Quluf:clya. Bu ilimlerden riyazi ve bahsedilen meseleler için bk. Tahii.fut al-falii.-
dine taalluku olmamakla bera- sifa, 1303, s. 1-7 v.d. ve 91 ; al-Mun-
ber, bu bilgiler ile iki min al-2:alii.l, 1309, 7-1 ).
dan, dine dokunabilir. Red ve inkar Siyasete dair bilgileri, münzel kitaplardaki
ihtimalinden uzak bulunan bu kat'i bilgilere hikmetler ile seleften nakledilen tecrübi hu-
vaz'edenlere itimad- kümlere müstenittir. ljulu/flyii.t ise, nefsin tez-
hu dini ip- kiyesini g-iye için, bu husustaki pren-
tal ' matuf sözlerini de kabul edecekleri maneviyat ehli olan din
Halbuki bu ilci zümrenin, lcat'i kanaatlerine ve her tesadüf edilen silfi-
delillere için, ilahiyattaki fikir- yenin zühd ve takva neticesinde ettikleri
leri taraftan, dine hizmet fikirlere göre tanzim eder. Gazzali 'ye göre,
ile, bu münkirlerin her sözünü mezkur bilgilerini peygamberler
redde bir müslüman da, ol- ile fikir ve sözleri üzerine bina et-
madan, dine zarar ika edebilir. Ziri bu kadar melerinden din iki zarar görebilir. ip-
kat'i deliller ile te'yit olan · zaruri bil- tal ehli sözlerini, hakikate uyup-uy·
gileri reddeden- dini böyle bir tahkik etmeden, sadece kaillerinin
harekette zanneden zat, bedihi- mübtil ile reddeden bu zat
kahUI etmeyen bir dinin dine zarar vereceti gibi, mezkur hak
ederek, ondan yüz çevirir. Din in- sözüne sözünü de kabul edecek
san bedenini mevzu ittihaz eden redde derecede temyiz mahrum bulunan
öylece semavi cirimler ile, müfred bir kimsenin de, dine zarar
ve mürekkep cisimleri eden da, sizdir. Gazzali bu mülihazalar ile,
bir kaç madde müstesna, redde etmez. bid'at ehli okumaktan hal-
Gazzali esas Aristo 'nun ,,ilahiya- men'edilmesi lüzumu .Üzerinde durur.
tevcih ediyor. Bu ilim müntesipleri Gazzali ve usul-i ile
bilhassa Aristo mezhebini, Farabi ile lbn Sina Gazzali 'nin imam mut-
nakline göre, akidelerine lak ictihad derecesine olmakla be-
Mamafih 20 meselede dala- raber, bilahare 'ye tabi
lete için, gerek Aristo 'nun ve gerek tu. Ancak
müslüman nakillerinin fikirlerini ipti! etmek otorite (vach)
elzemdir. Gazzali teker-teker çürüttüj"ü bu sis- makta idi. Ziri lbn Surayc, Abu 'Ali. b. Ahi
temin kaillerini 3 meselede tekfir ediyor : Hurayra, Abu Said ve Ahu l;lamid
Bunlar alemin ebedi ve ezeli· oldutunu ve gibi ettikleri mev-
cevherlerin. kadim kabul etmekle, kie ( imam
bütün müslümanlara muhalefet - al-f./aramagn, göst. yer., s. 8 ). Usillde Abü
2. kulllgii.t bilip, cuz'iyii.t bilme- 'nin yoluna tabi olan imam
dikini iddia etmek de, küfürdür. :-- 3. Cesedin al-I;laramayn, mutezile 'Abd al-Cabbar
inkar ile ceza ve mücerret al-Hamadini . ile 'Abu '1-l;lasan 'nin
48

441
154

mesleklerini de cem'ederek, tasnif eylediti al- leri bir muvazene te'sis ederek (bu
Burhan ( bk. Subki, ayn. e&r., s. Hl, z64 ) hususta Bayiin al-'!f.avlayn 'i bil-
.ile usiil-i bir yenilik meydana getirdi. hassa Abü al-Muzani 'nin kavillerini. de
Böylece usiil-i kaidesi Üzerinde, tetkik al-Muziini 'yi, /ju-
yeni bir vadiye oluyordu. FurG.da, pe- al-ra•ii'il ilii 'ilm al-ma•ii'il ile
deri Abü al-Cuvayni 'ye tabi olan ihtisar ederek, buna ilaveler
al-I;laramayn 'in, senedi bir taraf- ). Diter alimlerinin eser-
dan Horasan Abü Baler )erini tetebu etmek suretiyle meydana getir-
al-1.<affiil al-Marvazi ( ölm. 417) ve diti al-Ba•it, al-Va.ti(, al-Vaclz ve
diter taraftan fakih Abu 'l-Tayylb bk.) isimli eserleri ile furuda cidden müs-
yolu ile, ye ijallikan, tesna bir mevki ihraz eder. Hilafiyat
Va/ayôt, 1, 316; göBt. ger.). I:/i- da al-l;laramayn ile, Abü
liifiyiit 'ta delil ikame etmek mecburiyetinde kal- razi 'nin mesleklerini mezceden Gazzali, imam
meselelerde 'nin Sanan 'ine mü- al-I;laramayn gibi, hanefilere aleni: hücumdan
racaat esas ittihaz için, Tay- çekinmez. huküm ve
miya 'ye göre, bu meseleler delilleri o ra' g 'i umde ittihaz etmediklerinden, Gazzali,
kadar kuvvetli mezhebini bu hiisusu Ön planda bulunduran hanefilere
mezheblere tercih ettitinden, bilhassa Abü I;la- tarizlerde bulunur ( bk. msl. al.KiBiiiB al-mu•-
nifa 'ye ve hanefilere hücumlardan da geri ta'!f.i m, 2. tab., s. l 6 ). Abü . I;lanifa 'ye
bu hususta al;aal'!f. fi iQtigiir kadar Sencer
isimli bir de kitap bk. Üzerine, bu fikirlerin-
al-:funiin; mezkur kitaba bi ibtiil den teberri ( Gazzali 'nin, bu bahta
al-bii/il fi al-aal'!f. 1360) isimli te'lif eylediti kitap, al-Manaiil 'dir; bk.).
reddiye yazan Ziihid al-Kav!!ari itida- Gaz z a 1i ve tasavvuf • Gazzali zama-
lini muhafaza edememektedir). Gerek usul ve sufiler ile Horasan 'da, bil-
gerek umumiyetle imam al-I;laramayn 'e hassa ile Tüs iki mühim tasavvuf mer-
uyan Gazzali, zikredilen yolu takip kezi idi. ,,müzekkir" Abü 'Ali al-I;lusayn
etmekle beraber, kendisine his bir kudretle, b. al-DaJs:Js:aJs: ( ölm. 405 ) ile Abü
selefelerinin bütün · huküm ve 'Abd al•Sulami ( ölm. 412) gibi, iki
muayyen düsturlara irca edebilditi büyük revnak bulan ,,tezkir"
gibi, bilhassa usiilde akliyata Ön planda bir muhiti, bilhassa birinci zat ve
yer Gazzali, vuciib, IJ.a:far, far' de mesleki ile mezhebine bat-
ibiilJ.a, ve gibi, hükümlerin Sulami de, ameli failiyetle-
kitab, sünnet ve esas ittihaz rine muvazi olarak, te'lif ettiti eserler ile, bu ,,tez.
eden usul-i ilmin tarif ve tak- kir" meslekini tervic ediyordu. Nihayet kudretli
simini, diterleri gibi, hareket ittihaz bir siifi olan Abu 'I-1.<asim 'Abd al-Karim al-
eder ( 1322, 5 ). A le 1 i ( ölm. 465) bu iki meslekini,
ve dini olmak Üzere, ilim- kaidelere irca ederek, tedvin eyledi. 'den
leri, tekrar k Ü 11 i ve c Üz' i isimleri ile iki- sonra tilmizi Abü 'Ali Fail b. al-
ye Dini ilimler kelamdan Farmadi al-Tüsi ( ölm. 477 ), bu vadinin yegane
cüz'i bilgidir. Bu fikre göre, usulcü, akli mümessili olarak, buldu. 'a mu-
delillerin, ne vech ile hukümlere deliilet vazi olarak, ,,tezkir" Tüs 'ta yara-
ettiklerini ve binaenaleyh ·cüz'i bir tan Abu 'l·l.<iisim 'Ali b. 'Abd Allah
bilgi ile için, gerek akli ve ge- al-GurginI ( ölm. 450 ) 'nin, da sufi-
rek dini, külli bilgilerden müstagni kalamaz. ler ile idi. Farmadi,
Mezkur deliller, hukümlere 4 'den elde ettiti feyzi ettirmek gayesi
delalet eder: siga ve cümle ile; 2. ile Tüs 'a giderek, bu zata intisap eyledi. Her
mefhum ve fehva ile, 3 iktiza ve zaru- iki ,,tezkir" muhitinin tecellilerini mezcederek,
ret ve 4. ve delaleti devrin yegane ihraz eylediti
ile bu Usulde bu prensipler zaman, Tü• 'talci siifiler
ile hareket eden Gazzali, bu dört hususta, ak- yegane feyiz telllii edildi (bu hususlar
büyük bir hissesi kabiil ettiti için bk. Hucviri, K<11f al-mal}ciib, Jukovskiy,
için, mezkur delillerden hüküm Leningrad, 1926, a. 211, ingl. trc. R. A. Nicholson,
kaidelerini esas ittihaz ederek, gerek London, 1936, s. 106; al-
imam al-l;laramayn 'den ve gerek Miiveraünnehr 1 E. G. Browne, s. 58; Ki-
fakihlerinden ( al-Mustaffa, 1, 10 ). tiib al-anBiib. GMS, mad. al-Fiirmadi; Yi-
Furiida ise, 'nin, kadim ve cedid huküm- Ma'cam, mad. Farmiid; E. G. Browne, A

442
_____ -- ·- -·

GAZZALi. 755

Litrarg Hilliorg of Persia, Cambridye, 1928, il, Gazzali 'nin Farmadi 'nin kendisine telkin etti-
138; Subki, il, 259, 269-272, m, tasavvufi esislara, nafile ibadetlere, zilcir
243-248 ; iV, 9; Cami', Nafal}at al-una, trk. ve virde son derece titizlikle devam ettitini
trc., Limi'i, 1289, s. 331, 335, 402, 403 ). beyan ediyor ( bundan naklen Sublcl, ayn. esr.,
Gazzali 'nin 'in, sôfilere iV; 109 ). Gazziili tasavvufi akidelerini, Abü
muhabbet ile bulnndutu göz önün- 'Ali al-Farmadi 'nin, Abu al-Gurginl
de tutulacak olursa, bu Abü 'Ali al-Far- 'den mevrus esmi-i
madi 'ye bulundutu muhtemel görülebi- ile kaidesi toplar ( al-
lir. iki otlunu vasiyet sufinin Makfid al-aana, 1324, s. 82 ).
kim kat'iyetle söylemek mümkün ol- saadeti, ilahi ahlak ile taballuk ederek, esma-i
mamakla beraber, bu Farmadi müridle- olmakla kabil olur.
rinden bulundutu Muhakkak olan Bu bil üç mertebede' zuhUr eder:
bir taraf varsa, o da Gazzali 'nin, daha tahsilde ve yolu ile ilahi isimlerin
iken, Farmadi 'ye intisap ve vukuf elde etmek suretiyle bu isimler ile
Abu ( ölm. 520) 'in de Abu ermek. 2. olan
al-Gurgani 'nin halifesi Abii Bakr ehemmiyet vererek, bununla
b. 'Abd Allah al-Nassiic al-Tüsi 'den yakla istemek. Bu ile mulcarrep
(Cami', trk. trc. Lami'l, melekler geçen silik, kurbiyet maka-
s. 408 ). Bu makamdaki salikin terakkisine,
Gazzali, 447 senesine kadar, Abü 'Ali al-Fiir- kalbin dünya ile mini ölü-
madi 'ye mülizemet ve onun sôfiyine mü yid etmek ve halvette Kur'an okumak (ta-
daimi muhafaza Tedris ha- ) suretiyle, bu önü
zaman, tasavvufi ikinci 3. hu mümkün
planda kalan Gazzali, din siliklerinin çocuk- elde ederek, bunlarla mütehallilc olmak suretiyle,
luktaki telkinlerin tesiri ile, bu dinlere salik temkin elde eder ve hakiki kur b i y e t e
ve bundan taklidi fakat bu kurbiyet ittihad veya hulul
oldu tunu Her kesin · müslü- getirmekten ( al-Mahid
man söyleyen hadise teb'an, hakiki s. 18, 82 ). 1

ve iman ile bu taklidi iman G a z.z a 1I , n i n m u a r z i a r . Gazzali


meydana koyuldutu zaman, hücuma
Gazzali 'nin ikinci planda kalan tasavvufi kendisine müteveccih her hücum ve
vesi bütün ilmi ve ile, .derhal akim
Bilgide her bingi bir vücuduna bu zita itiraz-
mahal vermeyecek ve hatadan tamimiyle lar da Gazziili 'nin ara-
emin bulunduracak bir vuzuh ve sarahat bilhassa milikilerin büyüle alimi imam
yordu. Ona göre, bilgi öyle bir yakin tevlid Abu 'Abd Allah al-Mizari al-Maliki, Gazziili
etmeli idi ld, msl. ejderhaya kalbeden 'nin kelamda mütebahhir bir ilim
kimse buna irlis edemesin. Gazzali : - söyleyerek, akidesinin felsefe te'siri ile teessüs
,,On adedinin üçten büyük oldntunu ve ile, dine
için, ejderhaya kalbeden kimsenin bu ha- bulundutunu ileri Yi.
reketi beni sadece hayrete gark eder .de, ne hu zita göre, Gazzali tamimiyle Sina
bu bilgimi elde edecetim bilgi - Abu '1-Valid 'nin
de öylece yakin ifade etsin ve rasin olsun" de bu itirazlar,:JMazari 'nin
diyordu ( s. 3 v.d.). Gazzali, böyle itiraf ettiti gibi, Gazzali 'nin:eserleri okunma-
bir bilginin caligat ( l.Jinlgiit "e tarü.lrigat) dan ve hakiki hüviyeti bilinmediti
ve ( 0'1'1allgiit) ile elde edilemeyecetine için, hakikatten çok uzak Kuvvetli
kani olduktan sonra, hakikate ancak id- bir usUI ilimi olan Mazari 'nin böyle
rakten aciz ilahi alemden parlayan bir ile iktifa ederek, Gazzali 'ye hücuma
nur sayesinde muttali ve .yakin el- her hilde Gazzali 'nin kelimi
de edecetine Kelim ilimlerinin ilim meselelerde 'ye muhalefette
ilham ve ,imdi dan mütevellit olsa gerektir. Ziri Mazari,
'nin tek kaynak idi. Bu hu- al-l;laramayn 'in al-Barhiin
susta Abü 'Ali al-Farmadi 'nin telkin ve ta- bu 'ye muhale-
limlerini her tutuyordu. ve fet ederek, ilim olarak belki
Kudüs 'teki riyazet ve mücihedesi ile, mü- gibi, garlza olarak kabUI _etmesine
yolundaki menzilleri hücum edecek derecede, 'ye hat-
'nin torunu 'Abd al-Gafir 1 Bu suretle fikri kabul eden Gazzali

443
756 GAZZALi.

( /IJ.yii', l, 84) de hu hücumdan mastin kala• töhmete martiz tarihen sabit


( hk. Subki, ayn. esr., 4, 122-126 ). gibi, felsefeye da son derece
Gazzali, hadise samimi Mamafih Tu-
göre ( hk. al-Camt 1321, fayl Ga:zzali 'nin hakiki akidesini derceyle-
1, 65 ; Munavi, al-cami' Bulak, ve ancak mahremleri ile ehline gösterdi-
1286, 1, 267 ), V. müceddidi olarak kahtil bir ( kutuban maznfi.nan
edilir ( Zahidi, ltlJ.af al-sada, l, 26 ). Miizari bihii 'ala ahliha) kani ise de
onun furtidaki kudretini tasdik hilde, ( bk. lfagy b. Yalf.zan, 1299, s. 6 ), bu
nakle ehemmiyet veren muhaddis Tals:i al-Din ifiideden Gazzali 'nin hücum eyledij"i
b. Gazzali 'nin hid- felsefeyi kabul
det gösterir. Bu zit, Gazzali 'nin al-Mastaffa mümkün Gazzali 'nin felsefeye ve
'ya kaidelerinden bahseden 'ün de .Gazzali 'ye itiraz ve hücum-
mukaddime mahiyetindeki mezktir ka- hakikatte din ile felsefe
ideleri bilmeyen bir kimsenin, hukümleri bir tecellisidir. Bu muhalefet ve ortadan
istinhat beyan etmesi Üzerine, ve Gazzali ile 'ü
galeyana bu bir mak için, Fatih Mehmed 1. ijvaca-ziide ( ölm,
nevi inhisar telakki için, 893 ) ile 'Ali al-Tüsi ( ölm. 887 ) 'ye
hu daire haricinde gibi, bir kitaplar biilde, maalesef bu
ye ( bu hususta bk. Subki, tamamiyle ortadan ( fel-
lbn al-lfiicib, taraflar ve Taba- sefe bahsinde Gazzali 'nin için hk.
f!at, 128 ). madd. IBN BACCA, IBN TUFAYL, ve
Gazzali hanefi mezhebi aleyhinde al-Man{Jfi.l Anton, lbn va falsafatuh,
'ü için, al-A'imma 1903 tür. ger. ve Rudüd;
b. 'Abd al-Sattar al-Gardarl ( ölm. 642 ) hu Lutfi Cumu'a, Tiirl{J falasifa al-islam,
hususta ona ve taassupla hüctim ederek, 1927, s. 69, 71 v.d., 81, 102 v.d., 161, 173 v.d.;
mezkur kitaba al-Radd 'ala 'l-ta'in al- 81, v.d., 161, 173 v.d.; Sa'id Nafisi, lbn
mi va li-sayyid fulf.aha' al-amfö.r Slnii, Tahran, 1315 56-60; bu son iki
( bk. Fihrist dar al-kutub ve Kav- müellif E. Renan ( Averroes et l'Averroisme,
!!ari, /IJ.!f.alf. s. 4; Lakhnavi, al-Favö.- Paris, 1866) 'dan istifade etmektedirler.
'id al-bahlya, 1322, s. 177) kaleme nahvi hatalar
ve 'ye bile dil uzatmaktan söyleyenlere hak veren Gazzali ( Subki, agn.
esr., iV, no, 'Abd al-Gafir, al-Farisi 'den
Gazzali 'nin yunan felsefesine hüctimu, bil- naklen) 'yi tasavvufi akideleri ile mu.
hassa Magrih müslüman iheze edenlerin yine Mazari gelmek-
Aristo felsefesinin tedir. Bu ziit Gazzali 'nin tasavvufta kime is-
bu zô.tlar, Gazzali gibi kudretli bir de- tinat kat'i olarak, söyle-
mezkur felsefeyi tamimiyle sarsan. itti- mekle beraber, bu hususta onun Ahü l;layyiin
Gazzali al-Tavhidi 'nin te'sirinde tebarüz et-
'nin felsefeyi ilk defa müda- ti;mektedir. Tenkitlerini bilhassa /!Jga' üzerin-
faaya eden zat Biicca ( ölm. 533 ; de toplayan Mazari hu eserdeki hadislerin za-
h. hk. ) Bacca Gazzali 'nin, ederek, daha mese-
ileri sürmesine hücum leleri zikrederse de, Gazzali 'nin tasavvufta
ederek, ancak melekesi ile faô.l mezkur Ahü l;layyan
akla ( ittifal ) zamanda, kemô.le fikri tamamiyle Gazzali 'nin tasav-
belirtir. Bu fikri tamamiyle kabul vuftaki zikredilen zatlar
eden Tufayl ( ölm. 581; b. hk. ), Gazzali olup, /IJ..gö.' al-Risö.lat ile
'nin tenakuzlara ederek, 'u örnek ittihaz ederek, te'lif
ile lfayy b. yahan ( Suhki, ayn. esr., iV, 126 ). Gazzali
'da isbata Bu iki feylesofun, 'nin daha kendi iken,
istidliilden ziyiide, tasavvufi bir kimselerin husumetini ve
eda için,_;felsefeye Jelsefe yolu ile ce- Bu halden kendisi de eder (Blc.
vap vermek isteyen ( ölm. 595 ; b ..bk.) msl. s. 13 ). Gazzali hu kitap-
Taha/ut al-ta hafut 'ü kaleme lar en ziyiide hücuma maruz kalan
Gazzali 'nin akidesi eseri Bu esere evvela Magrih
dan itham için, kötü fikir- 'de büyük bir infiiil ve
leri izale ile, hu felsefeye hücum etti· ( ölm. 544) fetva
ileri sürüyor. Gazzali 'nin hu kabil bir gibi, bir zat da al-lmlii fi ![.radd 'an al-llJ..ga'

444
------=-

757

isimli bir eser ( hk. Ledünni ilim elde


1, 201 ve Zahidi, lt}J.iif, l, 27 v.d.). Mamafih etmek isteyenlerin nakli ilimler ile
Magrih 'Ali b. Yüsuf b. 'in Gaz- lüzum Jnealindeki kanaati de
zali 'nin eserlerini, felsefe ile dolu büs-bütün galeyana getirdi. Bu muteriz-
için, ve hu lerin Ön gelen J$:ayyim al-Cavziya,
yerine geçen otlu 'Abd Jal-Mu'min bilhassa ve Allaha
'in, pederinin aksine olarak, Gazzali 'nin eser- isnat etmenin dotru beyan eder.
lerine aliika. menbalar zik- Bu zata göre, Allaha isnat etmek, onun
retmektedir ( Suhki, agn. esr., iV, 113; ile getirir ki,
; lt}J.iif, 1, ). Mezkur ese- buna imkan yoktur. Sufiler Gazzali
rin magrihli Ahu '1-l;lasan 'nin ibda' 'a dair bu al-Din 'Arabi,
l;firzihim gayret gös- 'Abd al-Karim al-Ca:yll ve vahdet-i vü-
terenlerden de, bilahare /IJ.gii' 'ya ha- cudcular nezdine mazhar ve . ay-
reketini ( /IJ.ga' tamimiyle mahiyette tefsirlere yol ( Bu
ehl-i sünnet akidesine tercüman isbat hususlar için bk. 'Abd al-Vahhab
ile, rivayet edilen oldukça . mufassal al-Acviba al-marilga 'an a'imma al-fu]fahii'
rüyalara Ahu l'-l;lasan ve Zahidi, agn. esr., 1, 28-39 ).
'nin l;lirzihim 'den ve hu Gazzali 'nin ve elbise mübib
/IJ.gii' 'ya muhabbet göstermesini icap ettiren addetmesine da muhalefet
rüya ile hu kahil rüyalar için hk. Subld, muhaddislerinden al-Tustari, Garii'ib al-a{Jbiir
agn. esr. iV, 132, 117 v.d.; Zahidi, agn. esr., 'da bu hükmü redederken, bu hususta Gazzali
1, 27 v.d.). /IJ.gii' hu 'ye tabi olan de hücum eder. Mamafih
Gazzali bizzat kaleme ul-lmlii Gazzali 'ye cephe esas
'an al-i/Jgii' bk.) ile töhmetleri or- sebebi, onun ve
tadan ve muterizlerine cevap ver- Yazid 'e lanet edilmesini kat'iyen caiz görme-
ise de, hu bir fayda te'min et- ( bk. ljallikiin, Vafagat, 1, 413;
ve itirazlar gittikçe Bu mute- l;facar al-Hay!!ami al-Sava'*
rizlerin bir /!Jga' 'dald bir senedsiz 1307, s. 135, 137; al-Cavzi, Gazzali
ve hadisleri öne sürerek, Gazzali ha- 'nin bu hükmüne al-Radd' alii 'l-muta'a11ib
dis Üzerinde duruyor- al-'anld al-miini' man la' ana (!amma) Yazld
Gazzali, Ahü Davüd al-Sicistiinl 'nin al- reddiyeyi Bu hususta Gazzali
Sunan !ni Ahu al-Tüsi 'den 'ye hücilm eden al-l;lvansari,
Sam'iini 'ye nazaran, Abu '!-Fit. esasen tasavvuf cihetle,
yan 'Omar Ahi al-Ravasi al-Tüsi meselelerde de onu takbih ederse de, J$:1iii Nür
'den olan Gazzali ( bu hususlarda fazla Allah ( Maciilis
malumat için hk. Zahidi, agn. esr., 1, 19 v.d.) meclis ) 'nin kendince delil addettiti bir
hadis da istimi olmakla sözlere dayanarak, Gazzali 'nin
beraber, ki, bir muhaddis idi. isbata tenikuzlara
Mamafih rivayet ettiti hadisler edecek derecede munsif ( bk.
( /IJ.gii' 'daki senedsiz hadisleri Subki Ravziit al-cannat, 1309, iV, 180-183 ).
bk. agn. esr., iV, 145 ). Umumiyetle Bütün ratmen, Gazzali 'nin islim
re olan al-Cavzi, /'liim al-a}J.gil bi- aleminin en büyük biri oldutunda
al-i/Jga' isimli eseri ile, mezkur kitaba yoktur. Gazzali 'nin
hücum gibi, Talbis_Jblis 1347, garp da Onun ten-
s. 165, 245, 263) 'te de bu tek- kitleri orta çat alemine te'sirler icra
rarlar. Sibt al-Cavzi ise, tasav- ve yunan felsefesine
vuf ile mezcetmesini görmez. /IJ- Aristo muhaliflerinin elinde birer 'Silah
gii' 'ya, ihtiva ettiti fikirler itiraz tur ( bu hususlarda malumat için bk. E. Renan,
edenlet husumetlerini Gazzali 'nin "mevcuttan agn. esr. ve Miguel Asin Palacios, al-Gazel,
daha güzel bir vücudu mümkün matica, moral, Zaragoza, 1901 ; Mu-
( lagsa fi 'l-imkiin abda' mimma kan) sözüne Lutfi, agn. esr., s. 75; J$:asim Gani,
tevcih etmekte ve onun ve yaka paça agn. esr., s. 58; Hilmi Ziya Ülken, lsldm Jö.-
( al-§igiib) mübah addetme- 1946, s. v.d.).
sine hücum etmektedirler. Gazzali kalbin dün- Eser 1 eri. Gazzali 'nin eserleri .. pek çok
ya ile kesmesini riyazetin gayesi ola- olup, .alfabe göre bir listesi, al-Murta.zil
rak kabul ettiti için, bu hususta halveti ve al-Zahidi tanzim ( lt}J.iif
ye bu hal a[-sada, 1, ). Brockelmann .

445
758 GAZZALi.

da ( GAL, 1, 419; Sappl., 1, 744) zikredilen tu söylenilen bu al-Ma11amarat Abu


bu eserlerin burada ancak ve müteda- '1-l;lasan 'Ali b. tfalil al-Sabti 'nin
vil bahsedilecektir. - /!}ya' iddia ediyor. Minhac al-Din
'aliim al-dln. Alimlerin mev'izeden addettilde- iki defa ·ve al-talibin
ri bu kitap," 'nin en eseridir. bir de ihtisar ( bk. al-funiin, il,
ile tasavvufu mezcederek, medrese . ile 1876 ); eserin müteaddit
tekke bir ahenk te'sis Ki- 288; 1305, 1322 ). Minhac mukaddimesi
tap 4 ibarettir: a. Rub' al-'ibadat, - Asin Palacios tercüme ( bk.
b. Rab' al-'adat, c. Rub' ve d. al-Gazel, s. 881 v.d.). - 4. Fiiti}J.a al-'uliim
Rab' al-munciyat; bu da onar kitaba 1322 ). - 5. al-Durra al-fiil?.ira fi
islim aleminde fevkalade 'ulam al-ii{!ira, müteaddit defa
gören fi?.ya' bu kabil bütün eserlerden müstapi L. Paris, 1878 ).
bir kitap olarak tavsif edilir. Eseri - 6. [!:a(Jii'id Kelimi meseleleri ele
müellifin al-Gazzali ( ölm. 52Ö ), alan bu al-Din l;lasan b.
Labiib al-/1?.ya' ile, ihtisar Ah- med al-Astariibiidi ( ölm. 717) ve
med b: Müsa ( ölm. 623 ), Amin b. al-Din ( ölm. 1036)
h. Sa'id al-Mihani, b. Abi '1-tfayr al- il, 1358 ). - 7.
Yamani da ihtisar edilen bu eserin, /lciim al-'a(Jam 'an 'ilm al-kalam.
b. 'Omar b. ' Ü!miin al-Ball!i, 'Ayn bu eser, kelim ile
al-'ilm (la :r.agn al-1?.ilm ile, bir ileri sürerek, ayetlerde se-
meydana ve bu 'Ali b. lefin akidesine tabi olmak icap beyin
Sultan ( ölm. 1014) ( Is- eder ve bu hususta riayet edilmesi gelen
tanbul, 1291 ). 11?.ga' 'daki hadisleri Zayn al-Din Kitap 3 ibarettir: a.
Abu '1-Fazl 'Abd al-Rahim b. al-l;lusayn b. selefin akidesi, b. hakiki akidenin selefin aki-
tetkik edetek ( taQrlc ), iki kitap meyda- desi ve c. müteferrik Eeser
na ve ihtisar ile al-Mukni 'an müteaddit defalar 1287,
IJ.aml fi 'l-a11far fl taQrlc mii fi 'l-/IJ.- Madras, 1306, 1306 ve 1309 ). - 8.
ya' min al-a{!bar ( /IJ.gii' bayn al-i11lam (JQ
1332/1333) Talebesi al- Hind ). - 9. fi 'l-i'ti"fFiid
Din b. l;lacar bu eserde 1320 ve 1327 ) . ...:. al-Mazniin bih 'ala
tahkik hadisleri, bir ciltte, 1303 ve 1309 ). ile
zikreder. Bunlardan sonra mevzuda hane- onun fikrini kabfil eden Subki 'ye göre, Gaz-
fi ilimlerinden f!::asim b. zili 'niu gelen bu al-Mu-
fa al-a}J.ga' /ima /at min taarlc al- 11iimarat me1kiir Abu '!-Hasan 'Ali b. Halil
il?.yii' isimli eseri gelmektedir; /IJ.yii' 'daki hadis- al-Sabti 'ye mal ediyor. lsllmi akidelerin felsefi
ler ehl-i beyt yolu için, kanaatlere isbata bu
ricilinden Molla al-Fayi, bu nok- kitapta, ifade eden
ikmal gayesi ile, al-Mal?.accat al-bagza jl ibareden Gazzali ' nin fikrine uymayan
11?.ya' al-/1?.yii' isimli bir eser meydana bir cihet yoktur. taraftan üs!Up, ifade
tir ( bk. Ra(J:zat al-cannat, iV, 183 ). ve ikame edilen deliller da, rnsl.
/IJ.gii' 'ya dair veya müdafaa kabilinden al-[!:isfii11 'deki burada
eserler Ga7.Zali 'nin al-imla da 1309, s. 2 )
'an ( al-Ac(Jiba al-muskita ile, Gazzali 'nin eseri olarak kabul edil-
' an 'l-as'ila · al-mubhita, ltl?.af al-sada keni- mesi Gazzali 'nin
nnda, l, 41=253 ve Fas, 1302) isimli eseri ve bilhassa /IJ.ya' 'da kabfil
ile 'Abd al-f$:adir al-'Aydarüs 'un Ta'rlf meseleleri mikiil zaman-
ya bi faza' il al-11?.yii' ( ltl?.af al-siida !ardaki ifadesi ile ( msl. bk. iV, 480) Taha/at
1, 1-41) zikredilmelidir. al-Sayyid 'teki ifade ve muhakeme al-
med al-Murtaza ·al-Zahidi 'nin · /IJ.ya' 'ya Matniin 'a ki, bu da mezkur kita-
al-•iidat bi 11?.ya' 'uliim al- onun eseri kabiil etmek için, ki-
dln 1311, cild) isimli pek fi bir delildir. Eserin
hardur. /IJ.yô.' 'ya dair ( aöl) diye hitap 'in A9med al-
için bk. GAL ve için bak. Gazzali muhtemeldir. Kitap 4 rüknü
- 2. Kimga-i sa' adat. /IJ.ya' eder: a. rubiibiyet, b. melekler, c. mii-
ilaveler ile, farsçaya tercümesidir ( Mihe- ci1eler ve d. ölürnden sonraki hayat,
ne, 1278 ), - 3. Minhiic al-'iibidln ila cannat ve dair rükünler. sonunda bura-
rabb al-ö.lamln. Gazzali 'nin son eseri oldu- da meseleleri /i?.ga' 'dan bir

446
759

yerde irid tasrih ediyor ( burada ilimlerin gayelerini beyan ederek, hakka
Tufayl, l;lagg b. 1299, s. 6 ). için, merhaleleri izah etmekte-
Esere Abu Bakr b. 'Abd Allah al- dir. Tasavvufta karar kadar ilimlerde-
Mila\:i ( ölm. 750) bir reddiye ( bk. ki samimi bir dil ile hikaye eden
al-!funiin, il, 1713 ). - al-Matniin Gazzali 'nin bu eseri fevkalade mühimdir; Gaz-
bih 'ala ahlih ( 1303 ). Gazzali zali eserini, bir dostunun üzerine, 50
sonunda, bir yerde dercetmedi- küsur beyan etmektedir.
ti ihtiva etmesi ile, bu ese- Filhakika 'Abd al-Giifir al-Farisi de Gaz-
rinin ötekisine faik oldutunu söyler. - 12. al- 'den bu mahiyette .bir eser rica
Mazniin ( al-Acviba al-Gazzallga fi ettiklerini söylüyor ( Subki, ayn. esr., iV, 109 ).
'l-masii'il al-u!Jraviya veya Kitiib al-naf!J va Eser Mehmet Zihni türkçeye ve Bar-
'l-tasvlga, 1309 ). Ruha ve nefh ile tes- bier de Meynard
fiyesine dair sorulan suallere Gazzali 'nin ver- tir ( JA, Vll, lX ). - 21. al-Mustaffa (Bulak,
diti ihtiva eden bu eseri al-Musa- 1324, 2 cild ). Usiil-i dair olan bu ·
mariit yine mezkur Abii '1-J:lasan al-Sabti eseri bir mukaddime ile dört kutub Üzerine
'ye isnat ediyorsa da ( bk. Ka,f al-!funiin, Mukaddime bahseder.
il, 1877 ve Zahidi, ltQ.iif, l, 44 ), bu bir kutubda ahkam, 2. kutubda deliller, 3. ku-
ihtimaldir. Bu bir Asin Palacios tubda ve 4. kutubda da
tercüme ve tahlil ( al· bahis mevzuu edilir. Abii 'Ali al-tfasan
Gazel, 1901, s. 609-733 ). - 13. al-Radd al- b. 'Abd al-'Azlz al-Fihri ( ölm. 776)
camll li ilahiyat 'f sa bi faril]. al-lncll ( Paris, Sulayman b. Diviid al-Garniti ( ölm. 832 ) de
1939 ). Rahib. Robert Shidiak bir bu talikat ( il,
sahifeye metin ve diter sahifeye tercümesi der- 1673 ). - 22, al-Basit. al-J:laramayn 'in
cedilmek suretiyle, Eser Massig- furuuna dair Nihiiya al-maflab isimli ese-
non'un bir mukaddimesini de - 14. rinin l:fallikiin mezhe-
al-Musta!fhiri (Fazii'il]. al-biitiniga va fazii'il al- binde bunun kadar mükemmel bir eserin
musta!fhiriya ). reddiye olan söyler. - 23. al- Vasi(. furuun-
bu eseri bi'lliih 'a ihdi dan bahseden bu eser, al-Basit ili.veler
Eserin büyük bir lgn. · Goldziher tara- ile hulasa rathet
( Streit&chrift des Gazali, gören S kitaptan biridir. Gazzali 'nin
gegen die Batinija Sekte, Leiden, 1916 ). - talebesi b. al-Naysibiiri
15. ederek, eserine al-MuQ.lt ki,
reddiyedir 1318 ). bu 16 cilddir. al-Din b.
16. al-falii.sifa. Gazzali, felsefeyi 'Ali al-Rif'a al·Maflab ismindeki ni ta-
tenkit edebilmek için, evveli bütün meselelerini mam de Diter ile
bir surette ortaya koymata için bk. il, 2008 ve
Bu eserin bir George Bear buradan naklen Zahidi, ltQ.iif, 1, 43 ). - 24.
( Leiden, 1888) ve eser bilahare 'da al- Vaclz 1318, :z cilt). Bu al-Basit
tamimiyle ( 1331 ). - 17. Taha/ut ile al-Vaslt 'tan meydana
al-faliisifa Bombay, 1304; mezhebinde umde ittihaz edilen bir
1319, 1321 ). 'nin yunan felsefesine Bu eseri, Fagr al-Din al-Riizi, Abu
tenkitlerini ihtiva eden bu eser- b. Ahi Baler al-Urmavi, al-Din
den Asin Palacios (al-Gazel, s. 735-880) Abü J:liimid b. Yiinus al-ArbiJI ve
tercümeler Carra de Vaux ese- Abu 'l-Kiisim 'Abd al-Karim b. Muhammed al-
rin tercümesine ( Museon, XVIII ). Riifi'i (bu zat al-'Azlz al-vaclz
Renan, yahudi feylesofu narbonlu Müsii ismini gibi zatlar
Gazzali 'nin Taha/ut 'teki verilecek al-Naviivl, Rafi'i 'nin al-Ravza ile,
. ihtiva eden bir risalesi oldu tunu söy- ihtisar al-MulaJs:Js:in, al-Vaclz 'deki
leditini ve kendisinin de bu risilenin hadisleri, al-Badr al-munlr ile, 7 cildde
tercümesini Leyden 'de gördütünü beyin etmek- tahric ve bili.hara bu eserini al-ffalii.-
tedir. - 18. Mi'gii.r al-'ilm 1329 ). - 19. fll ile ·ihtisar ederek, 4
MiQ.akk al-na!far ( her iki kitap da Bu 4 cildlik ile,
dairdir). - 20. min al-italii.l va bir cilde irca ve bu eseri de, al-J:lacar
ilii 'l-'izza va 'l-caliil telhis ( diter için
1287 ; 1303, 1309 ). Gazzali 'nin itiraf- bk. Il,2002, 2004 ve buradan nak-
ihtiva eden bu Decart Usul len Zahidi, ltQ.iif, I, 43 ). 25. al-mu-
nutuk isimli benzer. Gazzali liik. Sencer 'in emri üzerine, Gazzali bu hu-

447
-
-
- GAZZE.

huzurunda cereyan eden mükaleme


ve mübahaseyi bu isimle ve farsça olarak ka- 1350 ), IX, al-
leme da, meydanda yoktur. Arap- sa'iida ( Haydarahad, 1329 ), 1, 191,; Kamal
ça tercümesi olan al-Tibr al-masbfik fl al-Din Mavi:aiit al-'uliim (
Q.a al-muliik bir kaç defa bul, 1313), 1, 803-825; Alüsi, Cilii' al-'aynagn
1277, 1317, Siriic al-mulfik (Bulak, 1292 ), s. 73; al-ijuzari,
1306); · atapça tercümenin basma ve yazmala- Tarcama al-Gazzali ( al-Muif;tafii/ mecmua-
eserin b. 'a hitaben cüz 34, s. 487 ve 529) ; 'Abd
görülüyorsa da, bu tercümenin Es'ad al-Tihavi, al-islami al,'arabl
Efendi kütüphanesinde 2921 numarada mukay- ( Beyrut, 1928 ), s. 43-52 ; Zaki Mubarak,
yet bir yazma eserin Sencer için 'ind al-Gazzali ; D. B. Macdonald;
( bu hususta bk. M. Life of al-Ghazali with special re/erence
feddin, Sencer ve Gazzali fakültesi to his religious experiences opinions ;
s. 52, not ). -- 26. ( ]ourn. of Am. Or. Sac., 1899, XX, 71-
asmii' Allah al-IJ.usnii ( 132); ayn. mll., Development of
1324; ijanci, 1324 ). isimle- Theologg ( London, 1093 ), s. 214 v.dd.; Carra
rinin olan bu kitap, bu de Vaux, Gazali ( Paris, 1902); M. Ali Ayni,
devirde ·kelam ilimlerinin f:luccat al-isliim Gazzali ( ..- Gazzali
meV%1ilara da temas ederse de, ek- 'nin felsefe tarihindeki mevkii için bk. De
seriyetle tasavvufi esaslara riayet eder. Ki- Boer, Geschichte der Philosophie im
tap Üç fenne a. Mukaddime ma- s. 138-150 ( trc., s . 154-168 ). - Gaz-
hiyetindeki meseleler, b. maksatlar ve ga- zali 'nin için bk. Prantl, Geschichte
yeler ve c. lahikalar ve tekmile mahiyetindeki der Logik, il, 361 v.d. ( orta
bilgiler. - 27. al-f>iinri.n al-kulll fi 'l-ta'vil latince tercümesine göre ) ; E. G. Browne, A
(Veliyüddin nr. 1075). Gazzali 'den sonra Literarg Historg of ( Cambridge,
hadislerin te'viline dair bir eser- 1928 ), il, 293 v.d.; R. A. Nicholson, Literarg
dir ( bk. M. Gazzall 'nin te'vil Historg of the Arabs, s. 338 v.d.; 380 v.d.;
bir eseri, fakül- Jewish Ene., V, 649. - Eserlerine dair mü-
tesi 6, s. 46 ). temmim maliimat için bk. Sarkis, Mu'cam
B i b lig o g r af g a : Gazzali kendi ha- · al-matbii'iit 1928) s. 1408-1409 ile
dair 'de miiliimat ve garp kütüp. ·
tir, Gazzali 'den bahseden ilk zat, kendisi ile (KASIM KUFRALI.)
olan 'Abd al-Gafir al-Farisi ( Tii- GAZZE. GAZZA, eski 'Azza, yunan.
Nagsiibfir) 'dir. Bu mufassalan Filistin 'in cenub-i garbisinde ehemmiyetli b i r
verditi Subki tamimiyle naklet- ticaret 'a giden
( iV, 101-108 ). Bundan son- yol ile Arabistan 'dan gelen müteaddit kervan
ra, . gelen al-Sam'iinl de bu hal tercümesi- yerde olup, sahile
ne fazla bir ilave etmemektedir. filastilere ait idi ve ancak Alexander
al.'Asakir 'in malumat ( bk. al-Ta. Jannaus Bani zapt-
al-kabir ve Tabgin al-muftari) olundu ve bu hukümdar tahrip ettirdi.
da tamamiyle 'Abd al-Gafir al-Farisi 'den Harabeleri V. asra kadar görülmekte olan eski
Gazzali 'nin bunlardan sonraki bir az cenubunda, Gabinius
menbiilarda görülen hal tercümesi buraya yeniden bina olundu.. Maiumas
kadar zikredilen eserlerden menkuldür. al· ( Mitteilungen a. Nachrichten Deutsch.
Murtaza al-Zahidi, bu menbiilardaki malil- Pal. ' Vereins, ·1901, s. 62) ondan 3-4 lem.
bir araya toplayarak, mukad- uzakta idi. hakimiyeti
dimesine halinde ( ltQ.iif Gazza Syria Palaestina vilayetine .ve ondan
l, 6-53 ). Makale içerisinde göste• sonra da Palaestina prima 'ya dahil idi. Pey-
rilenlerden bk. al-'lbar,; gamberin Gazza, Antoninus Martyr
Kamil ( Tornberg ), X, parlak ve zengin, ahalisi ecnebi
34s, 400, 401, 68; Ka!!ir, al-Bidaga ziyaretçileri iyi bir olarak,
fla' ,'l-nihiiga 13,S.8 ), XII, 173; YaJs:üt, tavsif Her büyük
Mu'cam mad. Tfis; Yafi'i, Mir'iit Suriye 'ye göndermekte olan Meklce . tacirleri
al-canan ( Haydarabad, 1338 ), 111, 177-192; için, sehrin pek büyük ehemmiyeti Riva-
al-Vafi bi 'l-vaf agat, ( H. Ritter ); yete nazaran, Peygamberin ceddi [ b. bk.]
. L.tanhul, 1931, & 274, nr. 176 ( Bibliotheca Gazza 'de vefat ve orada
·lamica ) ; Munivl, al-Kavakib al-durriga; bu da o zaman

448

You might also like