You are on page 1of 41

3-KARBON MONOKSİT

lRenksiz,tatsız, kokusuz ve kimyasal olarak


inert bir gazdır.
¡Ortalama atmosferik ömrü yaklaşık 2.5 aydır.

lKarbon monoksitin yapılar, bitkiler ya da


eşyalar üzerindeki etkisi çok azdır.
¡100 ppm konsantrasyonda bile zararlı etkisi
tespit edilememiştir.
3-KARBON MONOKSİT

l Atmosferdeki ortalama CO konsantrasyonu: 0.1-0.5


ppm
¡Her yıl atmosfere yayılan CO miktarı göz önüne
alındığında, atmosferdeki CO konsantrasyonunun her yıl
%50 oranında artması beklenir. Aksine, bazı yıllarda
azalmalar da tespit edilmektedir.
CO’nun atmosferdeki dönüşüm reaksiyonu:
CO + ½ O2 + ışık CO2

¡Ancak, atmosferik şartlarda bu reaksiyonun atmosfere


karışan CO’in tümünü dönüştürecek hızda olmadığı
tespit edilmiştir. Yapılan hesaplamalarda toplam CO’in
ancak % 0.1’i CO2’ye dönüşebilmektedir.
3-KARBON MONOKSİT

l Toprak – CO ilişkisi:
¡ Biyosferde su yatakları, bitki örtüleri, insan aktiviteleri CO
üreten bölgeler olduğuna göre, geriye toprağın CO ile ilişkisi
kalır.
¡ Son yıllarda yapılan araştırmalarda tropikal toprakların en çok
CO yakalayıcısı olduğunu ortaya koymuştur. Tropikal bir
toprağın saatte 7-10 mg/m2 CO absorbladığı gözlenmiştir.
¡ Topraktaki biyolojik aktivite azaldıkça, CO üretme hızı
azalmakta, buna karşılık CO absorblama hızı artmaktadır.
ABD’de yapılan bir araştırmada ABD toprakları yılda ortalama
500 milyon ton CO yakalamaktadır.
3-KARBON MONOKSİT
İnsan sağlığına etkileri-1

lİnsanlara etkisi
¡Kandaki oksijen transferinden sorumlu bileşik
olan hemoglobinle kolay reaksiyon vermesi
nedeni ile yüksek konsantrasyonlarda insanın
aerobik metabolizmasına ciddi olarak etki
yapar. Kandaki hemoglobin (Hb) ile reaksiyona
girerek, kanın oksijen taşıma kapasitesi çok
daha düşük olan karboksi hemoglobin (COHb)
şekline dönüştürür.
3-KARBON MONOKSİT
İnsan sağlığına etkileri
l Kanın COHb oluşturma hızı, oksijenle oksihemoglobin
(O2Hb) oluşum hızından 210 kat daha fazladır.

l Hava içinde 209000 ppm olan O2 varlığının 1/200-1/250


(750-1000 ppm) kadar bir CO varlığında hemoglobinin
tamamı CO tarafından bağlanacaktır. Ölüm eşik
değeridir.

l COHb oluşumu tersinirdir.


3-KARBON MONOKSİT
İnsan sağlığına etkileri

COHb seviyesi Gösterdiği etki


%
1.0 den az . Görülen bir etki yoktur
1.0 ile 2.0 Davranış performansı üzerinde bazı belirtili etki
2.0 ile 5.0 Merkezi sinir sistemi üzerinde etki; zaman
aralıklarını ayırt etme yeteneğinde, net görme,
muhakeme ve belli başlı diğer istem dışı
kendiliğinden işleyen (terleme gibi)
fonksiyonlarda bozulma
5.0 dan büyük Kalp ve akciğerle ilgili fonksiyonlarda değişme
10 ile 80.0 Baş ağrıları, yorgunluk, uyuşukluk, koma,
solunum zorlukları, ölüm
3-KARBON MONOKSİT
İnsan sağlığına etkileri

l İstanbul’da yapılan araştırmalarda bazı cadde


kavşak noktalarında CO konsantrasyonunun bir
saatlik sürede 48 mg/m3 e (55 ppm) kadar
çıkabileceği görülmüştür.

l Böyle bir yerde bir saat trafiğe takılan bir kişinin


kanındaki COHb seviyesinin %2.3 e ulaşacağı
hesaplanmaktadır. Bu temas, merkezi sinir
sistemine etki ederek insanın zaman aralıklarını ve
ışık parlaklığını ayırt edebilme yeteneğini bozar.
3-KARBON MONOKSİT
Kaynakları-1

l Doğal kaynaklar

¡En büyük CO kaynağı: Metanın doğal şartlarda


oksidasyonu

lHer yıl bitkilerin çürümesi sonucu meydana gelen


metan gazının oksidasyonundan 3.5 milyon ton
CO oluşmaktadır.

lAtmosferdeki CO’in %90’nı doğal kaynaklardır ve


geri kalan %10’luk kısmı yangın ve otomobillerden
veya tamamen yanmayan organik maddelerden gelir
3-KARBON MONOKSİT
Kaynakları-2

Kaynak Miktar (milyon ton/yıl)

Metan Oksidasyonu 3.500

Deniz ve Göller 170

Ormanlardan 100

İnsan Faaliyetlerinden 400

Diğer Doğal Kaynaklar 300


3-KARBON MONOKSİT
Kaynakları-3
İnsan faaliyetlerinden oluşan CO Kaynak ve Miktarları; milyon ton/yıl

Kaynak 1968 1970 1975 1977 1980

Ulaştırma 102.5 100.6 77.2 85.7 69.1

Yerleşik kaynaklarda sıvı yakıt 1.8 0.7 1.5 1.2 2.1


yakılması (güç ve ısınma)

Endüstriyel süreçler 7.7 10.3 7.7 8.3 5.8


Katı atık düzenlenmesi ve 24.8 23.3 9.8 7.5 8.4
diğerleri
Toplam 136.8 134.8 96.2 102.7 85.4
4-HİDROKARBONLAR

l Yalnız karbon ve hidrojen içeren organik bileşiklerdir.HC’ların


kendileri zararlı değildir.

l Fotokimyasal reaksiyonlarla kirletici ve zehirli maddelere


dönüşerek smog denilen olayı meydana getirirler.

l Hidrokarbonların karbon sayısı 1-4 arasında olanlar normal


şartlarda gaz, daha yukarı olanlar ise sıvıdır.

l Atmosfer kirlenmesine, gaz halinde olanlar ile buhar basıncı


düşük olup, kolay buharlaşabilen hidrokarbonlar sebep
olmaktadır.
4-HİDROKARBONLAR

l Alifatik Hidrokarbonlar:Benzen
çekirdeği içermezler.
Örneğin; metan, etan, propan, etilen, asetilen
gibi
Alkanlar (CnH2n+2)
l Doymuş HC’lardır, (ör:metan), atmosferik fotokimyasal
reaksiyonlarda aktif değil
Alkenler (CnH2n)
l Doymamış hidrokarbonlar, fotokimyasal reaksiyonlarda fazla
reaktif(ör:etilen). Azot oksitle reaksiyona girerek peroksiasetil nitrat
(PAN) gibi ikincil kirletici oluşturur.
Alkinler (CnH2n-2)
l Çok reaktiftir, çok ender bulunduklarından hava kirliliği
çalışmalarında önemli bir yerleri yoktur.
4-HİDROKARBONLAR

l Aromatik Hidrokarbonlar:Bir veya birden fazla benzen çekirdeği


içerenler. Örneğin; benzen (C6H6), toluen, naftalin gibi

¡ biyokimyasal ve biyolojik olarak aktiftirler ve bazıları oldukça


kanserojeniktirler.
¡ aromatik hidrokarbonların polisiklik gurupları bu bileşiklerin
çoğunun kanserojen özellik göstermesinden dolayı her türlü
hava kirliliği çalışmalarının en önemli kaygı konusunu
oluşturmaktadır.
¡ Yerleşim bölgelerindeki akciğer kanserindeki artışın en
önemli sebebinin otomotiv egzoz emisyonunun polisiklik
hidrokarbonları olduğu ileri sürülmektedir.
¡ Test hayvanlarında yapılan araştırmalardan en kanserojen
hidrokarbonun Benzol(a) piren olduğu görülmüştür.
l Havadaki HC gaz ve buharları genelde UÇUCU
ORGANİK KARBON (UOB; VOC) bileşikleri olarak
tanınır. NMVOC veya VOC olarak ifade edilir ve metan
dışındaki tüm organik bileşikleri kapsar.
4-HİDROKARBONLAR
Kaynakları

l Atmosferde bulunan hidrokarbonların kaynakları hem doğal


hem de insan faaliyetleri nedeniyle oluşmaktadır.

l Atmosferdeki metanın, dünya genelindeki doğal değeri 784


ile 980 µg/m3 (1.2 ile 1.5 ppm) arasındadır.

l Atmosferde bulunan hidrokarbonların büyük miktarı doğal


kaynaklıdır. Bu kaynakların en önemlisi mikrobiyal
bozunmalarda oluşan biyolojik reaksiyonlardır.

l Hidrokarbonların az bir kısmı jeotermal alanlardan, kömür


yataklarından, petrol tesislerindeki doğal gazlardan ve doğal
yangınlardan kaynaklanmaktadır.
4-HİDROKARBONLAR
Kaynakları
l Atmosferde bulunan doğal hidrokarbonlardan uçucu terpenler
ve izopinenler gibi çok daha kompleks olanları bitkiler ve
ağaçlar tarafından üretilir.

l Terpen molekülleri aerosol özelliğe sahiptir. Ormanlık alan


üzerinde havada aerosol oluşturarak "mavi pus" adı verilen
kirlenmeye sebep olurlar.

l Doğal hidrokarbonların konsantrasyonu 1.3 ile 6.5 µg/m3


(0.002 ile 0.01 ppm) arasında değişir.

l Atmosferde en çok bulunan hidrokarbon metandır. Doğal


olarak meydana gelen biyolojik bozunmalardan yılda yaklaşık
250 milyon ton metanın atmosfere yayıldığı
hesaplanmaktadır. Bu miktar, insanlar tarafından üretilip
atmosfere atılan hidrokarbonlardan çok daha büyüktür.
4-HİDROKARBONLAR
Kaynakları
İnsan aktiviteleri sonucu oluşan Hidrokarbonlar

Faaliyet Alanı HC Miktarındaki Payı (%)

Transportasyon 55

Yerleşik Yakma 3

Endüstriyel Faaliyet 15

Katı Atıklardan 27

İnsan aktiviteleri sonucu oluşan HC lar atmosfere yayılan


toplam HC ların %10 u kadardır.
4-HİDROKARBONLAR
Etkileri

l Atmosferik koşullarda hidrokarbonların canlılar ve eşyalar üzerinde


her hangi bir toksik etkisi doğrudan saptanmamıştır.

l Ancak, hidrokarbon üretilen ve kullanan endüstrilerde yapılan


araştırmalarda 25 ppm Hidrokarbon bulunan bir hava ortamında her
hangi etki saptanmazken, 500 ppm benzen bulunan bir çalışma
ortamında insanlar ancak 1 saat dayanabilmektedir.

l 600 ppm toluen bulunan bir atmosferde ise insan 8 saatte


zehirlenmektedir.

l Diğer taraftan, hidrokarbonların atmosferde oluşturdukları oksidanlar


hem eşyalara, hem de canlılara doğrudan etki etmektedir.
5-AZOT OKSİTLER

l Azot oksitler (NOx), Azot ve Oksijenin oluşturabileceği bir


çok bileşikten meydana gelir.
¡ NO (azot monoksit)
¡ NO2 (azot dioksit)
¡ N2O (diazot monoksit)
¡ N2O3 (diazot trioksit )
¡ N2O4 (diazot tetraoksit )
¡ N2O5 (diazot pentoksit )

l Hava kirliliğinde en fazla üzerinde durulanlar NO ve NO2


dir.
5-AZOT OKSİTLER

l Nitrik ve nitroz asitlerin her ikisi de yağmurla havadan sulara


geçer ya da atmosferde amonyak ile (NH3) birleşerek
amonyum nitrat (NH4NO3) oluşturup, yer yüzüne iner. Bu
durumda NO2 bitkiler için besin maddesidir.

l NO2 , Ozon (O3) gibi ikinci kirleticilerin oluşumunda önemli bir


rol oynar.

l NO atmosfere NO2 den çok daha fazla miktarlarda yayılır.


5-AZOT OKSİTLER
Etkileri-1

l NO oldukça inert bir gazdır ve yalnızca orta derecede toksiktir.

l CO gibi hemoglobinle birleşerek kanın oksijen taşıma


kapasitesini azaltsa da, dış havada genel olarak NO
konsantrasyonu 1.22 mg/m3 (1 ppm) den küçük olduğundan,
NO sağlığa zararlı olarak düşünülemez.

l Kolayca oksitlenerek biyolojik açıdan önemi olan NO2 ye


dönüşür.
NO+ 1/2 O2 NO2

l NO2 akciğerlerin alveollerini tahriş eder;


5-AZOT OKSİTLER
Etkileri-2
l NO'nun laboratuar şartlarında bitkiler üzerinde her hangi bir zararı
gözlenmemiştir. Buna karşın, NO2 ve primer kirleticiler bitkiler
üzerinde bazı hasarlar yaratabilir.

l PAN ve O3 gibi ikincil derece kirleticiler NOx içeren fotokimyasal


reaksiyonlar sonucu muhtemelen bitkiler üzerinde çeşitli zararlar
yaratırlar.

l NO2 nin yüksek dozajlarda etki etmesi tekstil boyalarını soldurur,


metalleri okside eder, beyaz renkli fabrika boyalarını sarartır.

l NO2 için şu andaki primer ve sekonder standartlar 100 µg/m3 (0.5


ppm) olup bu değer bitkilere etki edecek eşik değerinin de oldukça
altındadır.
5-AZOT OKSİTLER
İkincil Kirlenme ve NO-1

l NOx, fotokimyasal sisin (smog) üretilmesi için gerekli iki kimyasal


bileşen gruptan biridir. Çok basitleştirilmiş olarak bu olayın formülü
şöyledir:

Hidrokarbonlar + NOx Smog


Güneş ışını

l Gerçekte, bu olay sırasında bir sürü kompleks reaksiyonlar vardır ve


sisin oluşumuna neden olan reaksiyonlar henüz kesin olarak
bilinmemektedir. NOx’in en önemli fonksiyonunun ışık enerjisini
absorbe etmek olduğu bilinmekte ve sis içinde değişik seviyelerde
oksidanlar bulunmaktadır.
5-AZOT OKSİTLER
İkincil Kirlenme ve NO -2

l Atmosferde NO2 nin meydana geldiği temel proses aşağıdaki


gibidir.
l O3 + NO O2+NO2
l Hidroperoksit köklerde NO ile reaksiyona girerek NO2 ve Hidroksil
kökleri oluşturur.
l •HO2 + NO •HO+NO2
l Ayrıca alkilperoksil kökleri NO yu okside ederek alkiloksil kökleri ile
NO2 meydana getirir.
l •RO2 + NO •RO+NO2
l Bu şekilde, Hidrokarbon, NOx ve Ozon arasında atmosferik şartların
etkisiyle zincir reaksiyonları oluşur ve devam eder. Reaksiyonlar çok
hızlı olup NO2 dönüşümü ani olmaktadır
l Bu fotokimyasal reaksiyonların son ürünleri ; O3, PAN, aldehitler,
ketonlar, alkilnitratlar ve karbonmonoksit gibi hava kirleticilerinden
ibaret olan fotokimyasal sis (smog) tir.
5-AZOT OKSİTLER
Kaynakları

l Azotun bazı oksitleri doğal olarak meydana gelirken


bazıları ise insan faaliyetleri sonucu oluşur.
l Atmosferin üst tabakalarında solar radyasyon yardımıyla
üretilen ufak konsantrasyonlardaki NOx aşağı doğru
difüzyonla atmosferin alt tabakalarına erişir.
l NOx in az bir miktarı da şimşekler ve orman yangınları
sırasında oluşur.
l Organik maddelerin bakteriyel parçalanması da
atmosfere NOx lerin bırakılmasına neden olur. Doğal
olarak meydana gelen NOx, insan faaliyetleri sonucu
oluşan NOx 'in yaklaşık 10 katıdır.
5-AZOT OKSİTLER
Kaynakları

l İnsanın katkısıyla oluşan NOx in temel çıkış noktası yerleşik


kaynaklarda sıvı yakıtın yakılması ve ulaşımdır.

l Ulaşım nedeniyle ilk yıldaki NOx emisyonundaki artış (7.5 milyon


ton dan 10.1 milyon tona) yalnızca artan trafik araçları ve trafiğe
açılan yollar nedeniyle değildir.

l CO ve hidrokarbonların kontrolü için daha önce kullanılan cihazlar


NOx emisyonlarında önemli bir artma meydana getirdiğinden ve
karbon monoksit (CO) ile hidrokarbonlar’ın (HC) çok daha sıkı bir
şekilde kontrol edilmesinden bu artış meydana gelmiştir.

l Elektrik hizmet kurumlarından meydana gelen NOx


emisyonlarındaki artış ise elektrik ihtiyacının artması nedeniyledir.
5-AZOT OKSİTLER
Kaynakları-3

1968 1970 1975 1977 1980


Kaynak, milyon ton/yıl

Ulaştırma 7.5 10.1 9.2 9.2 9.1

Yerleşik kaynaklardaki sıvı 9.2 8.6 11.8 13.0 10.6


yakıt yakılması (güç ve ısıtma)

Endüstriyel süreçler 0.2 0.2 - 0.7 0.7

Katı atık düzenlemeleri ve 2.1 0.7 - - 0.3


diğerleri
Toplam 19.0 19.6 21.0 23.1 20.7
5-DİĞER KİRLETİCİLER
5.1. Fotokimyasal Oksitleyiciler
l Oksidanlar ya da toplam oksidanlar;
¡ fotokimyasal oksidanların seviyelerini tanımlamakta kullanılan bu
iki terim genel olarak dış havanın net oksitlenme yeteneğini
göstermektedir.

l En belli başlı fotokimyasal oksidan olan ozon (O3) tüm oksidanların


yüzde 90’ını oluşturmaktadır.

l Hava kirliliği ile ilişkisi olan diğer fotokimyasal oksidanlar arasında;


atomal oksijen (O), moleküler oksijen (O2), peroksiasetilnitrat
(PAN),peroksibenzoil nitrat (PBzN), azotdioksit (NO2), hidrojen
peroksit (H2O2) ve alkali nitratlar sayılabilir. Kent havasında oluşan
fotokimyasal sis içerisinde önemli yerleri vardır.
5- DİĞER KİRLETİCİLER
5.1. Fotokimyasal Oksitleyiciler
İnsan sağlığına etkileri
l Öksürme nefes darlığı, nefes borusunda daralma, baş ağrısı, göğüs
sıkıntısı ve acıma, akciğer fonksiyonlarında bozulma, alyuvarların
değişmesi, farenjit ve göz, burun, boğaz iltihabına neden olurlar.

l 725 µg/m3 (O.37 ppm) konsantrasyonunda olduğunda insanlarda


önemli sağlık sorunları meydana getirdiğini göstermiştir.

l Laboratuar fareleri üzerinde yapılan deneyler, bu hayvanların


yüksek seviyede ozona maruz bırakılması halinde kromozomlarında
zararlar meydana geldiğini göstermiştir.

l İnsan hücresi kültürlerinin 5 ila 10 dakika 15.673 µg/m3 (8.0 ppm) lik
ozon konsantrasyonuna maruz bırakılması kromozom kırılmalarına
neden olur. Bu 200 röntgenlik bir radyasyonun meydana getirdiği
tesirlere denktir.
5- DİĞER KİRLETİCİLER
5.1. Fotokimyasal Oksitleyiciler
Bitkiler üzerindeki etkileri
l Bitkilerde hasar meydana getiren oksidanlar çevresindeki en önemli
bileşikler O3 ve PAN'dır. Her ikisi de bitki yaprağındaki
gözeneklerden girerek bitki hücre metabolizmasına karışır.

l O3 ün meydana getirdiği hasar yapraklar üzerinde benekler ya da


lekeler şeklinde kendini gösterir. Hassas türler, 59 µg/m3 (0.03 ppm)
lik 8 saat süreli etkiye maruz kaldıklarında O3 dan hasar görür.
Bitkilerin PAN'a maruz bırakılmasının meydana getirdiği hasarların
semptomları yaprak alt yüzeylerinin bronzlaşması, şeffaflaşması,
gümüş rengine dönüşmesi şeklindedir.

l 20 µg/m3 (0.01 ppm) konsantrasyonundaki PAN ile 5 saat temasta


bulunan bitkilerin hassas türlerinde hasar meydana getirir.
Oksidanlar nedeni ile tarımsal ekonomide meydana gelen ziyanlar
her yıl yüz milyonlarca dolar seviyesindedir.
5- DİĞER KİRLETİCİLER
5.1. Fotokimyasal Oksitleyiciler
Materyaller üzerindeki etkileri

l Ozon aşırı aktif bileşik olup, boyaları, elastomerleri (lastik


gibi), tekstil liflerini ve boyalarını çabucak okside eder.
Bunları korumak mümkün ise de bedeli oldukça
yüksektir.
5- DİĞER KİRLETİCİLER
5.2. Florürlü Maddeler
l Partikül yapısındaki florür ile havaya gaz halde
bırakılan florürlerin toplamıdır.

l Bu maddeleri içeren atık gazlar veya süspanse


maddeler bitki ve hayvanlar için zehir etkisi yaparlar.

l Zehirlenme bitki yapraklarının uç kısımlarında yanık


şeklinde kendini gösterir. 0.08 µg/m3 gibi düşük
derişimlerde bile 4-5 hafta maruziyet sonrasında bu
etkiler görülebilir.
5- DİĞER KİRLETİCİLER
5.3. İz elementler
l Havada buhar halinde veya partikül yapısında
bulunabilirler
l En önemlileri ağır metallerdir.
l Ağır metal kaynaklı hava kirlenmesi olayı son 20-30
yıldır tanımlanabilmiştir
l Kurşun:En çok araştırma yapılan iz element
¡ Kurşun kaynakları:
l Kurşunlu benzin (trafik)
l Kurşun metalurjisi, akü imalatı, madencilik, kömür yakılması

l İz elementlerin etkileri ekleniktir.


FOTOKİMYASAL SİS (SMOG)

l Atmosferde insan faaliyetleri sonucu yapay sis


oluşumuna smog adı verilir.
l Smog, atmosferde oksitleyici maddelerle hidrokarbonlar
arasında gün ışığı etkisiyle süren fotokimyasal
reaksiyonlar şeklinde ortaya çıkarsa fotokimyasal smog
adını alır.
l Atmosferdeki reaksiyonlar güneş radyasyonunun
başlangıcından itibaren çeşitli zamanlarda değişik
aşamalar geçirir.
FOTOKİMYASAL SİS (SMOG)

l Kent üzerinde araç egzozlarından salınan ve yükselip


seyrelme fırsatı bulamamış HC, NOx, metal tozları vb.
bakımından zengin hava kütlesinde en çok ilk yaz
aylarında sabah enversiyonunun etkisiyle erken
saatlerden başlayarak kızıl-kahve renkli bir sis oluşur.
¡ Bu esnada şu reaksiyonlar görülür
l NO, NO2 ve HC’ların havaya salınması
l Güneş ışınlarının kirletici madde moleküllerince absorplanması
l NO’in oksitlenerek NO2’nin artması
l HC’ların oksitlenmesi
l Seyrelerek dağılma
HAVA KİRLETİCİLERİN ETKİLERİ
İnsan sağlığı üzerindeki etkileri-1

l Episod günlerinde yüksek seviyeli kirlenmenin


¡ Mortalite (ölüm)
¡ Morbidite (hastalık)
istatistikleriyle ilişkisini inceleyen epidemiyolojik veriler ile hava
kirlenmesinin sağlık üzerine etkileri hakkında bilgi edinilir.
l Belçika (1930)
l Londra (1952)
l Poza Rica petrol rafinerisi(1950)
HAVA KİRLETİCİLERİN ETKİLERİ
İnsan sağlığı üzerindeki etkileri-2

l En önemli etkisi solunum sistemi, özellikle


akciğerlerdir. Toz ve gaz halinde etki edebilir:
¡ Kimyasal bakımdan aktif olmayan kirleticinin dokuları çizerek
ve aşındırarak yaptığı etki
l Ör:kristal yapıdaki silika (SiO2) ve asbest tozları
¡ Kimyasal bakımdan çeşitli derecelerde aktif olan kirleticinin
vücut dokularında meydana getirdiği toksik etki
l Ör:Benzen, amonyum tuzları gibi.
HAVA KİRLETİCİLERİN ETKİLERİ
İnsan sağlığı üzerindeki etkileri-3

Partikül Boyutu ve Solunum Sistemi arasındaki İlişki


11 µm ve yukarısı Solunum sistemine girmez

7-11 µm arası ve yukarısı Burun içinde tutulur

4.7-7 µm Boğazda (yutak) tutulur

3.3-4.7 µm Nefes borusu ve ön broşlarda tutulur

2.1-3.3 µm Orta kısımdaki broşlarda tutulur.

1.1-2.1 µm En uç broşlarda tutulur

0.65-1.1 µm Solunum borusunda tutulur

0.43-0.65 µm Akciğer alveollerinde tutulur.


HAVA KİRLETİCİLERİN ETKİLERİ
Bitkiler ve Hayvanlar üzerindeki etkileri-1

l Bitkiler hava kirlenmesinden 3 şekilde etkilenir:


¡Nekroz adı verilen yaprak dokusunun eğilip bükülmesi
¡Klorosis adı verilen ve klorofil kaybından ileri gelen
beyazlanmalar veya diğer renklerdeki lekeler
¡Büyüme bozulmaları

l Hayvanlarda kronik zehirlenmeler daha çok arsenik,


kurşun, molibden vb. tozların çökeldiği otların
yenmesiyle görülür.
HAVA KİRLETİCİLERİN ETKİLERİ
Bitkiler ve Hayvanlar üzerindeki etkileri-2
Montana (1902) Bakır Londra (1952)
işletmesi
352 sığırdan 52’si
25 km mesafede otlanan hastalanmış, 5 tanesi
3500 koyundan 620 ölmüştür
tanesi ölmüştür

Almanya (1955)
Belçika (1930) Kurşun ve Çinko
Sığırlar hastalanmış dökümhanelerinin 5 km
çevresinde otlayan atlar
ve sığırlar zehirlenmiştir
Pensilvanya (1948)
Kanaryaların %20’si,
köpeklerin %15’i
etkilenmiştir
HAVA KİRLETİCİLERİN ETKİLERİ
Bitkiler ve Hayvanlar üzerindeki etkileri-3

SO2, Flor, Ozon, PM

Yaprak Büyüme
Yapraklar
dokuları harab yavaşlar
sararır renk
olur
değiştirir

You might also like