Professional Documents
Culture Documents
İngilizce
Adım Adım
Ücretsiz İlk 57 Sayfa
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 1
İNGİLİZCE ADIM ADIM
FERHAT YILDIZ
Genel Yayın Yönetmeni: Ferhat Yıldız
Editör: Ferhat Yıldız
Sayfa Düzenleme: Ferhat Yıldız
Kapak Tasarım: Ferhat Yıldız
ISBN: 978-605-65067-2-7
Yayınevi Sertifika No:30691
®Ferhat YILDIZ
BABYLON GLOBAL YAYIMCILIK
Mimar Sinan Mah. 6050 Sok
No: 9/12
Manavgat/Antalya
Tel: 0242 7501906
www.ferhatyildizdilkitaplari.com
BU KİTABIN CD’SİNİ VE SİSTEMİMİZİ WEB SAYFAMIZDAN
İNCELEYEBİLİRSİNİZ.
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 2
ÖNSÖZ
1. Çok tekrar
2. Çok tekrarı yapacak disiplin.
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 3
Bilinmeyenden korkarız ya da bilinmeyenin zor olduğunu sanırız. Sorun
bilinmeyene neresinden ve nasıl başlayacağımızdır. Bugüne kadar yazılan dil
kitapları öğrenmedeki en temel öğe olan tekrar üzerine kurulmadığı, bir ev inşa
eder gibi temelden çatıya doğru gitmediği için dil öğrenen öğrenciler çok
zorlanırlar. Bazıları karşılarına çıkan bir sürü gramer kuralını kafalarında bir
yere oturtamadıkları için dil öğrenmeyi bırakırlar. Bugüne kadar bir çok dil
kitabı satın aldım ve binlerce lirayı dil öğrenmek için harcadım. Satın aldığım
kitapların çoğunu çöpe atmak zorunda kaldım çünkü bana hiçbir yarar
sağlamıyorlardı. Gittiğim kurslarda hiçbir şey anlamadım çünkü bana
kitaplardaki gibi günlük hayattan uzak olan bir dil öğretmeye çalışıyorlardı ve
en önemsiz ama en zor olan yerden başlıyorlardı. Elimde geriye kalan kitapların
iyi yönlerini bir araya getirerek ve sürekli tekrar ederek dil öğrenmede uzun
zamanda da olsa başarılı oldum. Elinizdeki bu kitap sizlere tek bir kitaptan
öğretmensiz dil öğretmeyi hedeflemektedir. Tek yapmanız gereken baştan
başlayarak okumak ve sürekli ileri gitmektedir. Anlamaya gayret etmeyin
sadece okuyun beyniniz dil öğrenme işini siz isteseniz de istemeseniz de eğer
okumaya devam ederseniz yapacaktır. Siz tekrar ettikçe beyinde yeni nöronlar
oluşacaktır ve beyin bilgiler çok kullanıldığından dolayı nereye kaydettiğini
bulmak için bir yol oluşturulacaktır. Siz tekrar ettikçe ilk başta bir kağnı hızında
olan veri alışverişi tekrar sayısı arttıkça ışık hızına çıkacaktır. Bu kitaptan
çalışırken sözlük kullanmanıza gerek yok. Alıştırma yapmanıza gerek yok. Artı
hikâye kitabı almanıza gerek yok. Gramer kitapları almanıza gerek yok. Pratik
konuşma kitapları almanıza gerek yok. Hepsi sizin bir dili kolay öğrenmeniz
için bir araya toplanmıştır. Unutmayın çok tekrar ve çok tekrarı yapacak
disiplin işin tek anahtarıdır. Hepinize başarılar dilerim.
Ferhat Yıldız
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 4
English alphabet 7 Interview with a famous actor 118
Harfler okunuş kuralları 8 Sayılar 119
Günlük konuşma kalıpları 10 What day is it today? 121
İngilizce ilk adım 12 Saatler 122
Present simle tense 14 The meeting (two workers in an office) 124
Present simple tense question 16 A business traveler 125
Soru cümlesi oluşturma 18 Time 127
İngilizcede olumsuz cümle yapımı 19 A new office (in an office) 128
Belirsiz zamirler 21 Past simple 129
Learn 22 Past continuous 136
With 24 What were you doing? 138
From 27 Future tense 139
For 28 Will / shall 142
Understand 29 Shall 144
Without 32 Planning a party (two neighbors talking) 145
Something/ nothing/ anything 34 I was going to (do something) 146
To 36 Present perfect 147
Do 37 I have done 147
Live 38 On a business trip - a presentation 152
Be 39 Düzensiz fiillerin geçmiş zaman halleri 153
İşaret zamirleri 44 Present perfect continuous 155
Where are you from? 46
Teach 46 For, since 158
The artikel 48 Since 159
İngilizcede çoğul yapımı 49 Will be doing & will have done 161
Adjective 51 Will have done 164
İyelik sıfatları 52 Used to (do) 166
Family bell 54 To be used to doing 168
Introductions (at a party) 56 To get used to doing 168
İsim tamlaması 58 A –the 169
My family 58 The + adjective 172
Imperative 61 There & ıt 174
Like 62 Snow white 177
Think 67 What's in your office? 180
Date 68 Past perfect 181
I think he's my Mr. Right! 69 Past perfect continuous 183
Love 70 -„s (the boys name) 184
Know 72 Of… (the name of the film) 184
Listen 73 Some & any 187
Talk 74 No/none/any 191
Want 75 No, none 193
Would like to 79 None of 193
Auxiliary verbs 80 Much, many, little, few, a lot, plenty 194
Can 81 Little red riding hood 197
A great workout (two friends at the gym) 83 Can, could, 206
Must 85 (be) able to 206
Should 87 Could (do) 209
Go gitmek 89 Could have (done) 209
Come gelmek 89 Must & can't 212
Have / have got 91 Can I, could I, would you...? 215
35 reasons I love you 94 Do you think (you) could...? 215
Present simple tense 98 May ve might 218
Present simple gelecek zaman olarak kullanımı 100 Might as well ve may as well 222
Sıklık zarflarının kullanımı 103 Might as well do something 222
Cooking (at a friend‟s house) 106 Must ve have to 223
Present continuous tense 107 A busy day 226
Question 111 Must, mustn't, needn't 227
Present continuous tense as futur tense 113 Needn‟t have done 228
Someone has a crush on jenny. 113 I didn't need to do 228
Find 115 I needn't have (done) something. 229
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 5
In, on, under, at 229 -ing & -ed clauses 350
In 229 So & such 352
On 232 Enough & too 355
At 236 Quite & rather 358
Today's special (in a restaurant) 241 Rather 359
Next to/near the/under 242 Comparison 361
If I do... & if I did... 243 As...as / than 368
If I knew... 245 The same as 370
I wish I knew... 245 Superlatives 370
Would 251 The city and the country 373
When I do 253 An interview at the shopping mall 374
When I‟ve done 253 Word order 375
As 256 Adjective + to... 380
As/when/while 258 To... (afraid to do) 383
Like & as 259 Preposition + -ing 383
Regard…as 262 See somebody do 386
As if 262 See somebody doing 386
By 264 Somebody did something 386
By & until 266 Somebody was doing something 386
By the time 266 Countable and uncountable nouns 388
By the time something happened 268 Noun +in 395
By then, by that time 269 Noun + to 396
The three little pigs 269 Noun + with 398
For + a period of time 277 Noun + between 398
During 277 Noun + for 399
While 279 Adjective + at 400
Where should we go on vacation? 280 Verb + at 400
Sonu –ing ve –ed ile sona eren sıfatlar 284 Verb + to 401
Adjectives: word order 286 Verb + pronoun 402
Rapunzel 289 About & of 409
Adjectives and adverbs 292 Verb +of 412
Sıfat mı, zarf mı? 293 Verb+ for 413
Both/both of - neither/neither of - either/either of 298 Verb +from 414
Both… and… 301 Verb +on 414
Neither… nor… 301 Verb + in 415
Either…or… 301 Verb + into 416
All, every and whole 302
All ve whole 303
Each ve every 305
Everyone ve every one 308
All, all of / most, most of / no, none of 308
My own 311
On my own - by …self 312
My self 313
One another- each other 314
Of mine, of yours… etc… 314
Had better 317
It's time... 317
Passive (is done, I was done) 320
Passive (be/been/being done) 322
Have something done 330
Reported speech 332
Relative clauses 337
Who/that/which 337
Whose, whom, where 341
Where 342
Prepositions + whom/which 346
All of / most of + whom/which 347
-ing clauses 348
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 6
English Alphabet
İngilizce Alfabe
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 7
HARFLER OKUNUŞ KURALLARI
Çift sesliler
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 8
Çift seslilerde istisnalar
Çift sessizler
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 9
Günlük konuşma kalıpları
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 10
Can you help me? (ken yu help mi) Bana yardım edebilir misin?
Of course (of kors) Tabii ki.
May I help you? (mey ay help yu) Size yardım edebilir miyim?
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 11
İngilizce ilk adım
İlk adıma başlamadan önce aşağıda iyi ve kötü anlamına gelen iki farklı
kelimeyi işleyeceğiz. Burada dikkat edilmesi gereken nokta bad ve good
sözcüklerinin sıfat olduğu ve sadece isimlerle kullanıldığıdır. Well ve
badly sözcükleri zarfdır ve fiillerle beraber bir eylemin nasıl yapıldığını
tanımlarlar.
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 12
Very well Çok iyi
Very badly Çok kötü
Speak very well Çok iyi konuşmak
Speak very badly Çok kötü konuşmak
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 13
How speak English? Nasıl İngilizce konuşmak?
Speak English very well Çok iyi İngilizce konuşmak
Speak English very badly Çok kötü İngilizce konuşmak
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 14
Şimdi “speak” fiilinin şahıslara göre nasıl çekimlendiğini görelim.
Who speaks English very well? Kim çok iyi İngilizce konuşur?
He speaks English very well. O çok iyi İngilizce konuşur.
We speak English very well. Biz çok iyi İngilizce konuşuruz.
Who speaks English very badly? Kim çok kötü İngilizce konuşur?
You speak English very badly. Sen çok kötü İngilizce konuşursun.
They speak English very badly. Onlar çok kötü İngilizce konuşurlar.
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 15
Present Simple Tense Question
Geniş Zamanda Soru Yapımı
İngilizcede ve diğer Avrupa dillerinde tek başına bir anlam ifade etmeyen
ama kullanıldığı başka bir fiile farklı anlamlar katan “yardımcı fiiller”
vardır. İngilizcede geniş zamanda soru yaparken bu yardımcı fiillerden
birinden yararlanılır.
do
“do” tam bir fiil olarak “yapmak” anlamına gelir. Ama aynı zamanda
present simple (geniş zamanda) soru ve olumsuz cümle yaparken
yardımcı fiil olarak yararlanılır. Burada “yapmak” gibi bir anlamı yoktur
sadece soru ve olumsuz cümle yapılmasında yardımcı olur. Çekimi
aşağıdaki gibidir.
Who? Do (du)
I do
You do
He, She, It does (daz)
We do
You do
They do
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 16
We speak. Biz konuşuruz.
What do we speak? Biz ne konuşuruz?
We speak English. Biz İngilizce konuşuruz.
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 17
What does he speak? O ne konuşur?
He speaks Turkish. O Türkçe konuşur.
How does he speak Turkish? O nasıl Türkçe konuşur?
He speaks Turkish very badly. O çok kötü Türkçe konuşur.
Soru cümlesi oluştururken birinci yöntem daha önce gördüğümüz gibi soru
cümlelerinden yararlanmaktır. What? How? gibi. Bunun yanında
kullanılan ikinci yöntem ise yardımcı fiil “do”nun cümlenin başına
getirilmesi suretiyle soru yapılmasıdır.
yes evet
no hayır
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 18
Do they speak? Onlar konuşurlar mı?
Yes, they speak. Evet, onlar konuşurlar.
Yes, they do. Evet, onlar konuşurlar.
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 19
German (cörmın) Almanca
French (firenç) Fransızca
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 20
Belirsiz zamirler
Burada “no one” hiç kimse söcüğünün kullanılışına dikkat etmek gerekir.
“no one” ile beraber “not” olumsuzluk sözcüğü kullanılmaz.
someone (samvan) birisi
no one (no van) hiç kimse
anyone (eni van) herhangi biri, hiç kimse
everyone (evrivan) herkes
Turkiye Türkiye
England (ingiland) İngiltere
Germany (cörmıni) Almanya
France (fırans) Fransa
in (in) içinde, -de, -da
there (der) orada
here (hiyır) burada
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 21
Someone speaks Turkish here. Birisi burada Türkçe konuşur.
No one speaks Turkish here. Burada hiç kimse Türkçe
konuşmaz.
Everyone speaks Turkish here. Burada herkes Türkçe konuşur.
Learn (lörn)
Öğrenmek
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 22
They learn Turkish. Onlar Türkçe öğrenirler.
How do they learn Turkish? Onlar nasıl Türkçe öğrenirler?
They learn Turkish badly. Onlar kötü Türkçe öğrenirler.
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 23
With (wit)
İle
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 24
What do you learn? Sen ne öğrenirsin?
I learn English. Ben İngilizce öğrenirim.
Do you learn English with Hakan? Sen İngilizceyi Hakan ile mi
öğrenirsin?
Yes, I learn English with Hakan. Evet, ben İngilizceyi Hakan ile
öğrenirim.
No, I don‟t learn English with Hayır, ben Hakan’la İngilizce
Hakan. öğrenmem.
Yeni kelimeler
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 25
How do you always speak English? Sen her zaman nasıl İngilizce
konuşursun?
I always speak English very well. Ben her zaman çok iyi İngilizce
konuşurum.
With whom does she never speak? O kiminle hiçbir zaman konuşmaz?
She never speaks with us. O bizimle asla konuşmaz.
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 26
With whom do you usually speak? Sen genelde kiminle konuşursun?
I usually speak with Kaan. Ben genelde Kaan‟la konuşurum.
From (fırom)
-den, -dan
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 27
How do they learn Turkish from Onlar bizden nasıl Türkçe
us? öğrenirler?
They learn Turkish from us very Onlar bizden çok kötü Türkçe
badly. öğrenirler.
For
İçin
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 28
For whom do you learn? Sen kimin için öğrenirsin?
I learn for me. Ben benim için öğrenirim.
How do you speak for me? Sen benim için nasıl konuşursun?
I speak for you well. Ben senin için iyi konuşurum.
How do you learn for you? Sen senin için nasıl öğrenirsin?
I don‟t learn for me, I learn for you. Ben benim için öğrenmem, ben
senin için öğrenirim.
What do you learn for me? Sen benim için ne öğrenirsin?
I learn English for you. Ben senin için İngilizce öğrenirim.
Understand (andırsitend)
Anlamak
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 29
What do you understand? Sen ne anlarsın?
I understand English. Ben İngilizce anlarım.
How do you understand English? Sen nasıl İngilizce anlarsın?
I understand English well. Ben iyi İngilizce anlarım.
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 30
Who understands German? Kim Almanca anlar?
Hakan understands German. Hakan Almanca anlar.
How does Hakan understand Hakan nasıl Almanca anlar?
German?
He understands German very O çok kötü Almanca anlar.
badly.
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 31
Sometimes I understand you. Ben bazen seni anlarım.
He always understands me. O beni her zaman anlar.
Without (vitaut)
-siz, -sız
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 32
I speak without you. Ben sensiz konuşurum.
I learn without you. Ben sensiz öğrenirim.
Yeni kelimeler
and (end) ve
enough (inaf) yeterli, yeterince
or (or) veya, ya da, yoksa
but (bat) ama, fakat
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 33
France or Türkiye Fransa ya da Türkiye
France or Türkiye? Fransa mı yoksa Türkiye mi?
We speak English but you speak Biz İngilizce konuşuruz ama siz
Turkish. Türkçe konuşursunuz.
We learn French but they learn Biz Fransızca öğreniriz ama onlar
German. Almanca öğrenirler.
They understand English very well Onlar çok iyi İngilizce anlarlar ama
but we don‟t understand. biz anlamayız.
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 34
I learn something. Ben bir şey öğrenirim.
I learn nothing. Ben hiçbir şey öğrenmem.
I don’t learn anything. Ben hiçbir şey öğrenmem.
We speak but you don’t speak Biz konuşuruz ama siz hiçbir şey
anything. konuşmazsınız.
I learn something but she learns Ben bir şey öğrenirim ama o hiçbir
nothing. şey öğrenmez.
We understand something but they Biz bir şey anlarız ama onlar hiçbir
don’t understand anything. şey anlamazlar.
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 35
To (tu)
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 36
No one speaks to me here. Burada benimle hiç kimse
konuşmaz.
Everyone speaks to me here. Burada herkes benimle konuşur.
Do
Yapmak
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 37
What do they do? Onlar ne yaparlar?
They learn German an French. Onlar Fransızca ve Almanca
öğrenirler.
What does she do? O ne yapar?
She learns French and speaks to O Fransızca öğrenir ve benimle
me. konuşur.
Live (liv)
Yaşamak, bir yerde ikamet etmek
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 38
Be (bi)
Olmak
this (dis) bu
that (det) şu
it (it) o
a, an (e-en) bir (belirsiz tanım edatı)
the (dı) belirli tanım edatı
book (buk) kitap
class (kılas) sınıf
building (biyılding) bina
man (men) adam, erkek
woman (vumen) kadın
boy (boy) erkek çocuk
girl (görl) kız çocuk
student (sıtudent) öğrenci
father (fadır) baba
mother (madır) anne
son (san) oğul, erkek evlat
daughter (doğtır) kız evlat
sister (sister) kız kardeş
brother (bıradır) erkek kardeş
hungry (hangıri) aç
thirsty (törsdi) susamış
eat (iyt) yemek
drink (drink) içmek
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 39
Olumsuz cümle yaparken her zaman olduğu gibi gene “not” olumsuzluk
sözcüğünden yararlanılır. “Not” olumsuzluk sözcüğü “is” ve “are” ile
birleşebilir ve o zaman aşağıdaki gibi yazılırlar.
is not = isn’t
are not = aren’t
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 40
“Be” yardımcı fiili ile soru yapımı gayet basittir. “Be” yardımcı fiilinin
şahıslara göre çekimlenmiş halleri olan “am, is, are” şahıs zamirleriyle
yer değiştirerek cümlenin başına geçer.
He is hungry. O açtır.
He is not hungry. O aç değildir.
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 41
It is a book. O bir kitaptır.
It is not a book. O bir kitap değildir.
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 42
teacher (tiçır) öğretmen
doctor (doktır) doktor
dentist (dentist) dişçi
lawyer (lovyır) avukat
pilot (paylıt) pilot
nurse (nörs) hemşire
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 43
Is he a pilot? O bir pilot mudur?
Yes, he is a pilot. Evet, o bir pilottur.
No, he is not a pilot. Hayır, o bir pilot değildir.
İşaret zamirleri
“This, that ve it” işaret zamirleridir this işaret zamiri bu anlamına gelir ve
yakındaki varlıklar için kullanılır. That ise genellikle şu anlamındadır ve
uzaktaki varlıkları işaret eder. “It” ise cansız varlıklar için kullanılır.. “It”
işaret zamiri sonra daha ayrıntılı olarak ele alınacaktır.
this bu
that şu
it o
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 44
What is this? Bu nedir?
This is a book. Bu bir kitaptır.
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 45
Where are you from?
Sen nerelisin?
Teach (tiç)
Öğretmek
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 46
They teach us English. Onlar bize İngilizce öğretirler.
She teaches you German. O sana Almanca öğretir.
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 47
The Artikel
Tanım Edatı
“The” Belirli tanım edatı olarak adlandırılmaktadır. This is the book. (bu
kitaptır) Türkçe çeviride pek bir değişiklik olmamasına rağmen anlam
olarak farklılık taşımaktadır. “The” belirli tanım edatının nitelediği isimler
artık sıradan herhangi bir nesne değil, bizim için önemi olan belirli bir
nesneyi ifade etmektedir.
You are the boy that I need. İhtiyacım olan erkek çocuk sensin.
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 48
He is the man that I can never O hiçbir zaman anlayamadığım
understand. adamdır.
Bu erkek çocuk sıradan birisidir bizim için kim olduğu ya da başka hiç bir
özelliği önemli değil.
He is the boy that you are looking O senin aramış olduğun erkek
for. çocuktur.
Burada belirli birini aramaktayız ve onu ifade ederken “a” değil “the” yı
kullanırız.
“The” ve “a” arasındaki fark ve” the” tanım edatının nerelerde
kullanıldığını ilerleyen konularda daha ayrıntılı olarak inceleyeceğiz.
-s …ler, …lar
book books kitap kitaplar
class classes sınıf sınıflar
building buildings bina binalar
boy boys erkek erkekler
girl girls kız kızlar
student students öğrenci öğrenciler
father fathers baba babalar
mother mothers anne anneler
son sons erkek evlat erkek evlatlar
teacher teachers öğretmen öğretmenler
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 49
doctor doctors doktor doktorlar
dentist dentists dişçi dişçiler
lawyer lawyers avukat avukatlar
pilot pilots pilot pilotlar
nurse nurses hemşire hemşireler
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 50
Adjective
Sıfatlar
Genel olarak sıfatlar bir şahsın veya cismin özelliğini, niteliğini ve nasıl
olduğunu dile getirir. Aynı şekilde sıfatlarla bir olayın bir eylemin nasıl
meydana geldiğini belirtmek mümkündür. Şimdi şu ana kadar
öğrendiğimiz sıfatlara bakalım ve birkaç sıfat daha ekleyelim.
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 51
This is a man. Bu bir adamdır.
This is an old man. Bu yaşlı bir adamdır.
The man is old. Adam yaşlıdır.
These girls are very young for me. Bu kızlar benim için çok gençler.
The young girl speaks English. Genç kız İngilizce konuşur.
İyelik sıfatları
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 52
together (tugedır) beraber
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 53
Whose daughters are those? Bunlar kimin kız çocuklarıdır?
Those are my daughters and those Bunlar benim kızlarım ve bunlar
are your sons. senin oğullarındır.
Mr and Mrs Bell are married. This Bay ve Bayan Bell evlidirler. Bu
is Mary Bell. Mary Bell‟dir.
Mrs. Bell: "Hello I'm Mary Bell, Bayan Bell: “Merhaba ben Mary
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 54
George's wife. George is my Bell‟im, George‟un karısı. George
husband." benim kocamdır.”
Mr. and Mrs. Bell: "We have two Bay ve Bayan Bell: “Bizim iki
children; Carol and Robert. We are çocuğumuz var; Carol ve Robert.
their parents." Biz onların ebeveynleriyiz.”
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 55
Name (neym)
Ad, isim
Introductions
(At a party)
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 56
Peter: Hello. Peter: Merhaba.
Jane: Hi! Jane: Selam!
Peter: My name is Peter. What's Jane: Benim adım Peter. Senin adın
your name? nedir?
Jane: My name is Jane. Nice to Jane: Benim adım Jane. Seninle
meet you. tanıştığıma memnun oldum.
Peter: It's a pleasure. This is a great Peter: Benim için bir zevktir. Bu
party! harika bir parti!
Jane: Yes, it is. Where are you Jane: Evet öyle. Sen nerelisin?
from?
Peter: I'm from Amsterdam. Peter: Ben Amsterdam‟lıyım.
Jane: Amsterdam? Really, are you Jane: Amsterdam mı? Gerçekten
German? mi, sen Alman mısın?
Peter: NO, I'm not German. I'm Peter: HAYIR, ben Alman değilim.
Dutch. Ben Hollandalıyım.
Jane: Oh, you're Dutch. Sorry Jane: Ah, sen Hollandalısın.
about that. Affedersin.
Peter: That's OK. Where are you Peter: Önemli değil. Sen nerelisin?
from?
Jane: I'm from London, but I'm not Jane: Ben Londralıyım ama ben
British. Britanyalı değilim.
Peter: No, what are you? Peter: Sen nesin peki?
Jane: Well, my parents were Jane: Benim annem babam
Spanish, so I'm Spanish, too. İspanyollar, ben de İspanyol‟um
yani.
Peter: That's very interesting. Spain Peter: Bu çok ilginç. İspanya güzel
is a beautiful country. bir ülkedir.
Jane: Thank you. It is a wonderful Jane: Teşekkürler. O harika bir
place. yerdir.
www.ferhatyildizdilkitaplari.com Page 57