You are on page 1of 2

Roma’nın kuruluşu ile ilgili iki tane efsane vardır. Efsaneler ile ilgili veriler İmparatorluk Dönemi’nden gelmektedir.

Vergilius ve
Titus Livius aynı dönemlerde eserler vermiş ve Roma’ya dair verileri toparlayan yazarlardır.

1) Aeneas Efsanesi: Aeneas Troialıdır. Babası Ankhises, annesi Aphrodite’dir. Oğlu Askanios ve karısı Kreausa. Soyu tanrılara
dayanmaktadır. Aeneas 5 yaşına kadar İda Dağı eteklerinde babası ile birlikte yaşamıştır. Daha sonra babası Aeneas’ı alıp Troia’ya
getirip burada yetiştiriyor. Aeneas Troia Savaşı’nda Hektor’dan sonra en etkin ve güçlü komutanlardan biridir. Troia
yağmalandıktan sonra geriye kalan askerleri toparlayıp ilk önce İda Dağlarında bir süre beklemiş ve yanına babası Ankhises’i,
çocuğu Askanios’u alıp yolculuğa başlamıştır. İlk Samothrake’ye gitmiştir. Daha sonra Makedonya-Trakya, Girit Adası, Delos
Adası, Yunanistan kıyıları ve Güney İtalya’ya buradan da bütün Sicilya’yı dolaşarak Kuzey İtalya’ya gitmiştir. Burada Drepanonda
kalmıştır. Babası Ankhises burada ölmüş olarak belirtilmiştir. Kuzeye doğru giden Aeneas çıkan fırtına sonucu Kartaca’ya gidip
burada bir süre kalmıştır. Kartaca kraliçesi Dido Aeneas’ yardım edip ona aşık olmuştur. Kartaca’dan ayrılan Aeneas buradan
Kumae’ye gitmiştir. Kumae önemli bir kehanet merkezidir. İtalya bölgesine Yunan koloni kentleri ile birlikte gelen bir kült
Kumae’de yer almaktadır. Antik dönemin önemli kahin kadınlardan biri olan Sibyl buradadır. Aeneas buraya geldiğinde Sibyl ile
karşılaşır ve mağarasına girer. Vergilius’un anlattığına göre Aeneas burada Sibyl aracılığıyla Hades’in yanına iner ve babasıyla
görüşür. Kumae’nin bir önemi daha vardır. Burada kehanet kitapları yer almaktadır. Aeneas daha sonra Roma’ya gelmiştir ve
birçok toplulukla savaşmıştır. Daha sonra Roma’nın kralı olmuştur.

2) Romulus Efsanesi: Aeneas öldükten sonra Aphrodite’nin kehaneti devam etmiştir. Askanios’un adı Iulia olarakta geçmektedir.
Askanios Alba Longa kentini kurmuştur. Aeneas’ın krallığı burada devam etmiştir. Alba Longa’da Numitor adında bir kral vardır.
Numitor’un kardeşi Amilius’tur. Kendi aralarında anlaşmazlıkları vardır. Numitor’un kızı Rhea Silvia’dır. Tanrı Mars Rhea Silvia ile
karşılaşır ve ona aşık olur, hamile kalır. Romulus ve Remus doğar. Evlilik dışı olan bu çocuklar sepete koyulup Tiber Nehri’ne
atılmıştır ve daha sonra kıyıda çamura saplanmışlardır. Saplandıkları yerde bebekleri olan bir dişi kurt ile karşılaşırlar ve kurt
onları emzirmiştir. Oradan geçen Faustulus adındaki çoban onları bulunmuştur ve büyüyene kadar bakmıştır. Çocuklar
büyüdükten sonra gerçeği öğrenmişlerdir. (Dişi kurtlar tanrı Mars’a adanmış hayvanlardır. Çocukların kurtarılması için dişi kurtu
Mars’ın gönderdiği belirtilmektedir.) Remus ve Romulus dedeleri Numitor’u kurtarıp tahta geçirmişlerdir. Kendileride yeni bir
kent kurmak istemişlerdir. Ancak kenti Roma’nın hangi tepesine kuracaklarına karar verememişlerdir. Kardeşler kendi aralarında
anlaşıp kuşlara sormaya karar verirler. Remus Aventin Tepesi’ne, Romulus ise Palatin Tepesi’ne çıkmıştır. İlk önce Remus
gökyüzünde 6 tane akbaba ya da kartal görmüştür. Romulus ise 12 tane akbaba ya da kartal görmüştür. İlk gören mi yoksa daha
çok gören mi kazandı diye aralarında bir tartışma çıkmıştır. Daha sonra Romulus daha çok kuş gördüğü için onun karar vermesi
kabul edilmiştir. Romulus Palatin Tepesi’nde kentin sınırlarını çizmeye başlamıştır ve sınırlar çizildikten sonra dışarıya çıkanların
öldürüleceğini söylemiştir. Remus onu ciddiye almayıp sınırın diğer tarafına geçer ve Romulus kardeşini öldürür. Bu efsaneye
göre Roma MÖ.753 yılında Romulus tarafından kurulmuştur.

Roma’nın bu süreci iki dönem altında değerlendirilmektedir.

- Dört Latin Kral Dönemi: MÖ.753-600.

- Üç Etrüsk Kralı İktidarı: MÖ.600-509.

Roma’nın bilinen en eski yerleşimi Palatinus Tepesi’nde bulunmaktadır. MÖ.8.yy’a dair önemli arkeolojik veriler vardır. Bu alanda
kulübe temelleri ve evin ahşap direklerinin girmesi için taşta oyulmuş delikler keşfedilmiştir.

Roma’da sadece Latin halk bulunmuyordu. Quirinalis tepesinde, Apenin Dağlarının Osci-Umbria dilinin bir diyalektiğini konuşan
ve iç bölgelerin dağlıları soyundan gelen Sabin halk bulunmaktaydı. MÖ.8.yy’da Latium Ovasında yaşanabilecek her yer Latince
konuşan yerleşimciler tarafından işgal edilmiştir. Latinler ilk olarak her biri birkaç düzine olan sayısız dağınık köyde yaşıyorlardı.
Her aile (familia) önde gelen bir erkeğin (paterfamilias) otoritesi altındaki küçük bir akraba ve bağımlılar grubundan oluşuyordu.
Bir aileyle diğeri arasında statü anlamında çok az fark vardı. Aile reisini kendi köyü ve ötesindeki diğer insanlara bağlayan olgu
geniş akrabalık bağlarıydı. Aileler bir klana (gens) üyelerdi. Daha sonra güvenlik ve korunma amacıyla bu köyler birleşerek bir
arada daha güvenli yerlerde yaşamaya başladılar.
Efsanevi tarihe göre Roma MÖ.753 yılından 509 yılına kadar 7 kral tarafından yönetilmiştir. Bu yönetimlere dair arkeolojik veriler
yoktur.

Latin Krallar:

Romulus / MÖ.753-716

Numa Pompilius / MÖ.715-673

Tullus Hostilius / MÖ.673-641

Ancus Martius / MÖ.640-616

Etrüsk Kralları:

Tarquinius Priscus / MÖ.616-579

Servius Tullus / MÖ.578-535

Tarquinius Superbus / MÖ.535-509

You might also like