Professional Documents
Culture Documents
4 6012472903184943235
4 6012472903184943235
Homeopati
Ve
Homeopatik İlk Yardım
Serdar Büyüközer
10 Nisan 2015
3
Babama ve anneme, bana verilen yaşama aracı oldukları ve
beni yetiştirdikleri için teşekkür ediyorum. Bu büyük armağanı
tüm getirdikleri ile kabul ediyorum. Bu kitabı onlara adayarak
ben de onları onurlandırabilmeyi ve bana verileni bu şekilde
paylaşabilmeyi diliyorum.
5
İçindekiler
ÖNSÖZ
GİRİŞ
HOMEOPATİ NASIL ORTAYA ÇIKTI?
HOMEOPATİ HAKKINDAKİ TEMEL KİTAPLAR
SAĞLIK NEDİR?
HASTALIK NEDİR?
HOMEOPATİK İLAÇ NEDİR?
HOMEOPATİK İLAÇ NASIL YAPILIR?
HOMEOPATİK İLAÇ NASIL KULLANILIR?
HOMEOPATİK İLAÇ NASIL ETKİ EDER?
HOMEOPATİK İLAÇ NEDEN ETKİ ETMEZ?
HOMEOPATİK TEŞHİS NASIL KONUR?
HASTA SORUMLULUKLARI
İYİLEŞME SÜRECİ
İYİLEŞME KRİZİ
UYARILAR
SAĞLIKLI BESLENMEDE HOMEOPATİK PRENSİPLER
SON SÖZ
DİLEKLER
HİPOKRAT YEMİNİ
TEŞEKKÜR
EKLER
Ek 1 : Türkiye’deki ve Dünyadaki Homeopati Dernekleri
Ek 2 : Sağlık Nedir?
Ek 3 : Aile Dizimi Hakkında
Ek 4 : Hasta Sorumlulukları
Ek 5 : Homeopati Neden Bu Kadar Eleştiriliyor?
Ek 6 : Sağlıksız Yaşama Lüksüne Sahip miyiz?
Ek 7 : Türkiye’deki Gelişmeler
Ek 8 : Dünyadaki Gelişmeler
Ek 9 : Homeopatik İlk Yardım
Ek 10: Kahvenin etkileri
7
ÖNSÖZ
Homeopati ile ilk kez 1988 yılında İngiltere’de tanıştım. İki yıldır muzdarip
olduğum farenjit bir ay gibi bir sürede hızla iyileşti. O yıllarda Türkiye’de
homeopati neredeyse hiç bilinmiyordu. Uzun yıllar homeopatiyi ben de bir
daha kullanamadım.
Serdar Büyüközer
İstanbul, 10 Nisan 2015
Fotoğraf: Katılım sertifikamı Dr. Günnur Başar’dan alırken. Henüz Sağlık Bakanlığı gerekli
koşulları resmen belirlemediği için dernekler mezunlarına kendi diplomalarını
veremiyorlar.
9
GİRİŞ
Ben bildiğimiz klasik tıbba çok şey borçluyum. Tıp doktorları beni zorda
bırakan bazı sorunlarımı aşmama, ilaçlarla ve ameliyatlarla yardım ettiler.
Örneğin patlayan apandisimi acilen almamış olsalardı, şimdi muhtemelen
bu kitabı yazıyor olmayacaktım.
O yüzden ne ben, ne de benim gibi düşünen pek çok kişi klasik tıbba asla
karşı değiliz. Adı “Alternatif Tıp” ya da “Tamamlayıcı Tıp” olsun, fark
etmez, aslında kimse “klasik tıp devri bitti, artık alternatifi var” demiyor.
Hipokrat’tan bu yana geçen onca zaman boyunca tıp, pek çok insanı pek
çok hastalıktan uzak tutmayı ve iyileştirmeyi başardı. Ancak, tarihe
baktığımızda görünen o ki, çaresi bulunan hastalıkların yerine yenileri
ortaya çıkıyor. (Mesela son yüzyıla baktığımızda veremi, çocuk felcini,
enfeksiyonları yeniyoruz ama yerine astım, alerji, AIDS, kanser, otizm
artıyor.) Bu gelişmeyi izleyenler, tıbbın bildiğimiz şekliyle %100 kesin
çözüm ve tek başına yeterli olup olmadığını sorgulamaya başladılar.
Klasik tıp bazı konularda yetersiz kalmaya başladıkça, mevcut tıbbi
teorilerde bir şeylerin eksik olabileceği kuşkusu arttı ve yeni yöntemler
denenmeye başlandı, bunların bazıları da tatminkar sonuçlar üretti.
Allopatik tıp hastalığın neden ortaya çıktığı ile fazla ilgilenmiyor. Hastalık
ile ilgili olarak, çoğu kez sadece hastalık belirtileri ile mücadele ediyor.
Dahası aynı hastalık için herkese aynı çözümü sunuyor. Örneğin
tansiyonu yüksek olan herkese tansiyon düşürücü ilaç veriyor. Ama bu
kişiler bu ilaçları ömür boyu kullanmak zorunda kalıyorlar, yani aslında
iyileşmiyorlar sadece şikayetleri azalıyor (ancak bu sefer de ilaç yan
etkilerine bağlı başka şikayetleri oluyor). Homeopati ise kişideki tüm
belirtileri değerlendiriyor. O belirtilere uygun “kişiye özel” bir ilaç veriyor.
Yani yüksek tansiyon şikayeti ile gelen iki ayrı kişi aynı ilacı almıyor.
Tedavi başarılı olduğunda, hasta tamamen iyileşiyor ve ömür boyu ilaca
bağımlı kalması gerekmiyor! Çünkü, tedavi belirtinin bastırılmasına
yönelik ilaçlarla yapılmıyor. Yani yüksek tansiyon hastasına verilen
homeopatik ilaç aslında tansiyon düşürücü özelliğe sahip değil, ilaç
hastada yüksek tansiyona yol açan süreci düzeltmeye yönelik.
Şu ana kadar size bugüne kadar aşina olduklarınızdan ne kadar farklı bir
bilgiyle karşı karşıya olduğunuzu göstermek üzere az ve öz bilgi verdim.
Kitabın ilerleyen bölümlerinde sakin sakin bu anlattıklarımı biraz daha
detaylı göreceğiz.
Türkiye’de homeopati ile ilgilenen kişiler, homeopatik ilaçlar için İngilizcedeki “remedy”
kelimesini olduğu gibi kullanmayı tercih ediyorlar. Sözlüklerdeki karşılığı “ilaç, tedavi,
deva, çare, derman, çözüm” şeklinde. “Aşina olduğumuz ilaçlar, belirtileri bastırmaya
yönelik ve üstelik istenmeyen yan etkileri var. Halbuki Remedy böyle bir ilaç değil” diyerek
“ilaç” kelimesini kullanmaya karşı çıkıyorlar. “Deva, derman, çare” gibi kelimelerin de tam
karşılık olmadığını düşünüyorlar. Ben daha basit yaklaşıyorum. Bu kitabı homeopati
bilmeyenler için yazıyorum ve olabildiğince “tanıdık” kelimeler kullanarak anlaşılabilirliği
yüksek tutma amacındayım. O yüzden kitap boyunca “ilaç” demeyi sürdüreceğim.
Dolayısıyla bu ön bilginin ışığında şimdi siz ilaç kelimesini gördüğünüzde, cümlenin ve
paragrafın bütününe bakarak allopatik bir ilaçtan mı yoksa homeopatik bir ilaçtan mı
bahsettiğimi anlayarak okumaya devam edin.
11
SAĞLIKLI BESLENMEDE HOMEOPATİK PRENSİPLER
Buna göre her türlü uyarıcı ve yatıştırıcı (tütün, kahve, alkol, çikolata,
nane, okaliptüs, mentol vb) maddelerin kullanımı uygun değil. Üstelik
Hahnemann’a göre sadece tedavi sırasında da değil, hiç bir zaman.
Hipokrat’ın bir sözü var: “Bırakın gıdanız ilacınız, ilacınız gıdanız olsun.”
Yani doğru beslenme ile hastalıkları hem uzak tutabiliriz hem de
yenebiliriz. Ama doğru beslenme nedir? Bu konuda bir uzlaşma yok ki?
Herkes başka bir şey söylüyor.
67
Şimdi ben size en has formülü vereceğim. Doğru beslenmenin hasını
vücudunuz aslında biliyor. Hani bazen aş eriyorsunuz falan ya, kesin o
gıdadaki bazı maddelere ihtiyacınız olduğu için. Ama dikkat, canınız bol
kremalı bir pasta çektiyse bu margarine ve şekere ihtiyacınız olduğu
anlamına gelmeyebilir. Psikolojik bir stresi şekerle bastırmaya çalıştığınız
anlamına da gelebilir. Aradaki farkı nasıl anlayacaksınız, basit;
farkındalığınızı geliştirerek. Kendinizi bir anda avuç avuç fıstık yerken
yakalamışsanız ama aslında önce içinizden gelen sese uyarak fıstık
yemeyi seçmemişseniz vücudunuzun ihtiyaçlarını değil, duygusal bir
boşluğu doldurmaya çalışıyorsunuz demektir. Derhal durun. Yok eğer,
“canım çok fıstık çekti” diyerek yiyor, iştahınız bittiği noktada
durabiliyorsanız, doğru besleniyorsunuz.
Bu ana ilke. İşin bir de bilgi kısmı var. Maalesef günümüzde çok fazla
işlenmiş gıda tüketiyoruz. Son araştırmalar gösteriyor ki atalarımız bizim
yakalandığımız hastalıklardan hiç birine sahip değillerdi. Öldüklerinde
dişleri tam ve çürüksüzdü. Genellikle av kazaları ya da savaş yaraları
yüzünden ölüyorlardı.
Prof. Dr. Ahmet Aydın’ın hem Taş Devri Diyeti adında bir kitabı var. Hem
de http://www.beslenmebulteni.com adresinde bir internet sitesi. İkisini
de öneriyorum. İsim girerek YouTube’da TV program videolarını da
izleyebilirsiniz. Beslenme konusunda medyadan izlemenizi önerdiğim
diğer doktorlarımız:
68
TEŞEKKÜR
* Çalışmalarım sürdükçe elbette bu liste uzayabilir, kitabın bu baskısı için, şu ana kadar
tanıştığım kişiler bu şekilde.
** Webinar; internet üzerinden yapılan seminer.
79
Ek 1: Türkiye’deki ve Dünyadaki Homeopati Dernekleri
Facebook : https://www.facebook.com/groups/245300768833419/
HOMEOPATİ DERNEĞİ
Kuruluş: 2008
Facebook: https://www.facebook.com/groups/86636387637/
80
VETERİNER HOMÖOPATİ DERNEĞİ
Kuruluş: 2010
İletişim :
Facebook: https://www.facebook.com/groups/500686406643076/?fref=nf
81
ULUSLARARASI HOMEOPATİ DERNEĞİ
Kuruluş : 2014
E-Posta : bilgi@homeopatiktipdernegi.org
E-Posta : dr.selinhaliloglu@hotmail.com
Facebook : https://www.facebook.com/groups/1412013185777512/
82
EK 5 : Homeopati Neden Bu Kadar Eleştiriliyor?
Karikatürde, her iki doktorun tabelasında da “Öteki doktora dikkat edin” yazıyor.
Soldaki doktor, allopatik, sağdaki doktor da homeopatik tedavi yapıyor.
98
Az miktarda ilaç hammaddesi ile çok miktarda homeopatik ilaç yapılabilir,
o yüzden homeopatik ilaçlar, allopatik ilaçlara göre çok daha ucuzdurlar.
Dolayısıyla homeopatik ilaç satışından tek tek şirketlerin milyar dolar
cinsinden cirolar elde etmesi çok da kolay değildir. Yine de bundan
homeopati ticaretinin karsız ve küçük hacimli bir ticaret olduğu sonucunu
çıkarmayınız, European Coalition for Homeopathic and Anthroposophical
Medicinal Products raporuna göre 2008-2010 yılları boyunca her yılki
homeopatik ilaç satış cirosu sadece Avrupa’da 1 milyar Euro’dan daha
fazla olmuştur. http://www.echamp.eu/publications/brochures.html . Fakat
diğer ilaçların ticareti dikkate alındığında bu sayılar çok küçüktür. Örneğin
sadece kolesterol düşüren statin ilaçlarının pazarı 300 milyar dolardır. Bu
ilaçların da diğer ilaçlar arasında küçük bir grubu temsil ettiğini, kalp,
kanser ilaçları gibi, aşılar gibi başka pek çok ilaç grupları olduğunu
dikkate alırsanız, çok büyük ilaç şirketlerinin homeopatik ilaç üretimi ile
neden ilgilenmeyeceklerini anlayabilirsiniz.
Hastaların ucuz ilaçlarla, kalıcı olarak ve bir sürü tıbbı araç gereç desteği
olmadan iyileşiyor olması, mevcut düzenden para kazanan pek çok kişi
ve şirketin tabii ki işine gelmez. O yüzden de dünyada homeopatinin
yayılmasına engel olmak için her türlü propaganda yapılıyor. Türkiye’de
homeopati henüz bilinmediği için, karşı görüşler de pek duyulmuyor ama
zamanla artacağından emin olabilirsiniz.
99
EK 9 :
123
BİR BAKIŞTA 22 İLAÇ
Homeopati Derneği’nin tavsiye ettiği ilk 14 ilaç: Aconite, Apis, Arnica, Arsenicum,
Belladonna, Cantharis, Chamomilla, Gelsemium, Hepar Sulphur, Hypericum, Pulsatilla,
Rhus Tox, Ruta, Sulphur
Taşımak için sıvı ilaç almayın, havaalanındaki x-ray taramasından rahatsız olmayın.
(Mecbur geçecek hiç boşuna denemeyin, anlatamazsınız, bugüne kadar sadece bir
istisna duydum). İlaçların etkinliğinde bir düşüş olmuyor. Benim kanaatim, x-ray’den
geçmiş ilaç ile geçmemiş ilaç arasında mutlaka bir fark oluyor ama bu fark bizim kolayca
ayır edeceğimiz kadar büyük olmuyor. Çünkü ilaç hala işe yarıyor. Diğer taraftan, x-
ray’den geçmemiş ilaç bulamadığımız için farkı zaten karşılaştıramıyoruz.
127
Kısa adı : PULSATILLA (Pulsatilla diye okunur)
Tam Adı : Pulsatilla Pratensis (veya Pulsatilla Nigricans)
Kısaltma : puls.
Öksürük ve Üşütme
Balgam bir türden bir türe hastalık boyunca değişip durur: koyu
kıvamlı yeşil-sarı ile renksiz ve daha akışkan
Öksürük sabahları gevşek, akşamları kuru olur
Kulak
Göz
164
Zihin
Tipik bir Pulsatilla, sarışın (altın sarısı ile kahverengi arası), mavi gözlü,
solgun yüzlü, kolayca gülebilen ya da ağlayabilen, şefkatli, yumuşak
huylu, çekingen, nazik, kolay boyun eğen biridir. Sıklıkla kadındır veya
çocuktur. Hamileyken kolay kilo alır. Ruh hali çok kolay değişir. Bedensel
belirtileri çok değişkendir, ateşi hızla yükselir hızla düşer, ağrıları gezer.
Eklem sorunları gezer, kanamaları bir durur bir kaç saat sonra yine
başlar. Dışkıları her seferinde başka renk olur. Yüzü devamlı kırmızılıkla
solgunluk arasında gidip gelir.
Genel Özellikler
165
Yazar Hakkında
189