Professional Documents
Culture Documents
)�
1
f!tW!IIMR!
TANRI YARATAN ToPRAK ANADOLU
ISMET ZEKI EVUBOGLU
• Topra9ın Dili
• Toprak Sanısı
• Anadolu Tanrıları
DER'IN
t/.4t;�Wllfl/
ı!TANIUL-ııoı
DERiN YAYlNEVi
e-posta:der@deryayinevi.com.tr 1
info@deryayinevi.com.tr
YAYlN NO: 99
B ası m:
Engin Matbaası
Topkapı-iSTANBUL
ISBN 978-975-6463-99-4
www . ismetzekieyuboglu. co m
TOPRAGIN DİLİ
ANADOLUNUN GERÇEGİ
ANADOLUDA İKİNCİ
YERLEŞME DÖNEMİ
Tarih açısından bakınca, bu dönem Anadolu'nun
üçüncü dönemi olarak nitelenir. Bu dönemde, kültür yoğun
laşmaları yerine egemenlik baskılan ortaya çıktı. İnsan, bu
dönemde kültür yapan, sanat ürünü ortaya koyan, düşünen
bir varlık olarak değil de savaşan, yenen bir varlık olarak
değerlendirilir. Bilginin, bilimin, kültürün yerini güce daya
nan başarı alır. İnsan daha çok dövüşen varlık olarak önem
kazanır. İlk iki dönemin uygarlık ürünleri bu dönemde bir
yana atılır, unutulmak, yok edilmek istenir. İnsan yoğunlaş
maları eski dönemde (ilk dönemde) olduğu gibi insarı sevgisi
ne, toprağa, doğaya karşı duyulan bağlılığa, yeryüzü sevgisine
dayanmaz. Bu dönemde yeni bir tutum çıkar ortaya. Bu tu
tum insan değerlerine güce dayanan bir yorum getirmek
ister. İnsan bir değer varlığı olmaktan çıkar, güç varlığına
dönüşür. Bu tutum, insan yoğunluğunun kültür basamakları
na yeni tırmanmaya başladığı toplumlarda görülür. İlk atılım
lar daha etkili olur böyle durumlarda. Gelişmenin ardından
hızlı bir gerileme, çöküntü başlar. Bunun en açık örneğini
Doğu uluslarının kurduğu devletlerde görürüz. Doğu devlet
lerinin tabanında kültür ürünleriyle beslenen ilkeler, sağlam
dayanaklar yoktur. Doğu imparatorluklan daha çok bir güç
üstünlüğü örneğidir. Devletin yaşaması, ayakta durması, kül
tür kurumlarına değil, baştakilerin gücüne, savaşçı nitelikle
rine dayanır. Bu yüzden Doğu uluslarının kurdukları devlet
ler, imparatorluklar pek uzun boylu yaşamaz. Oysa devlet
düzeni güce değil de kültür kurumlarına dayanan bir ulusta
devlet yıkılsa, dağılsa bile içyapıyı özü, tarihini yapan ku
rumlar, özellikle ona kişilik kazandıran kültür kuruluşları
ayakta durur. Onun kültür bağımsızlığını sürdürür. Eski
lsmet Zeki Eyuboğlu 29
(li Bir aralık Düden ç.,ğlayanına insan alar;:ık ta.r..r ılara kurban ('tme
olayı biliniyorsa dJ lıunun Anadolu cimleriyle :lgisi yoktur. Sonun
da yasaklanmıştır.
50 Tanrı Yaratan Toprak Anadolu
türlü değildir.
AGRIYAN BAŞ
DoCUM
11l
Halikarnas Balıkçısı: Anadolu Tanrıları, s. 78-72.
/.çmet Zeki Eyuboğlu 75
<4l Değerli, ya da değer verilen bir kimseyi, bir göksel varlığı benimseyen
toplurnlar onu kendinden sayarak, kendi anlayışına göre masallaştırır.
Bugün Anadolu da Yunus Emre'nin, Köroğlu'nun, Karacaoğlan'ın tür
lü illerce, ilçelerce benimsenmesi, adianna törenler düzenlenmesi bu
eğilim yüzündendir. Halk anlayışının belirgin niteliklerinden bin de
budur. Sevdiğini, benimsediğini kendinden, kendi toprağından, kendi
boyundan, oymağından, soyundan saymak, İ.Z.E.
<sı Mythologie der Griechen und Römer, Otto Seemann, 1 895 Leizig, s.
1 3-89.
lsmer Zeki Eyuboğlu 79
GÜLEN DOGA
İlkçağ insanın doğayı böyle iyi kötü gibi iki karşıt bö
lümde görmesi olağandır.
(ll
Die Welt der Hethiter, s. 37. M. Riemschneideider Stuttgart, 1 96 1 .
'10 Tann Yaratan Toprak Anadolu
KÜKREYEN DOGA
(Kil: 2, 597-602)
Bir gün baktı ki, ünlü Kübele'nin adına dikilen kara ta
şa bir kutsallık vermeye başlayanlar, ona Kübele'den daha çok
önem verenler türemiş. İbrani ülkesinden gelme bir kavram
dolaşır olmuş ortalıkta. Ne işi vardı bunun Kübele'nin yur
dunda ya da yurdunun kıyılarında, güneylerinde. Eloah
diyorlarmış adına bu yeni türemenin. Kızdı ona. ilkin hıncını
belli etmek istemedi. Bir de ne görsün, iyice azıtmış eloah,
kafa tutmaya başlamış kendinden önce gelenlere.
Pınl pırıl sular, ışıl ışıl sonsuz güzel gökler, gülen yeşil
likler, ışıyan çayırlar, tatlı tatlı söyleşen ağaçlıklar gerek sana.
İçinden tatlı sular akan bağlar, sütü ışık gibi, gülüşü çiçek
gibi, ballardan tatlı, canlar bağışlayan pınarların suladığı yer
lerdir senin. Gel, ey kovulmuş, kargışlanrnış, mutlu, gel, gel.
Üzüldü bunlara, bu kargışlara da, gönlünü almak için yapılan
çağnlara da. Ne çıkar, eden bulur demişler, kimsenin ettiği
yanına kalmaz demişler ya. Ona edenler de ettiklerini buldu
lar. Çok daha acı çıktı kargışlanan canlıya yapılanların öcü.
Gerçek olgunluğa varmış bir kişi, bir toplum, kendinden ol
mayanı tekme ile sövüp sayınakla kovmaz. O da bir varlıktır,
onun da kendince bir evreni vardır. Onun da gönlünde bir
aslan yatar.
1 12 Tann Yaratan Toprak Anadolu
ESNEYEN TOPRAK
(ll Die Welt der Hethiter, von M Riemschneider, Stuttgan 1961 , s. 77.
1 20 --- ------- Tanrı Yaracan Toprak Anadolu
KUTSAL ÖKÜZ
Öte yandan öküz, geyik, keçi, at, tavşan, kaz gibi oldukça
yararlı, daha çok otla geçinen, doğanın yeşilliğiyle sıkı bağlantı
sı olan evcil canlılar birbirinin yaru sıra çıkıyor ortaya. Bunların
bu yan yanalığı belki de daha kolay evcilleştirilmeleri yüzün
dendir. Sonra gövde yapılan dolayısıyla kınp dökücü, parçala
yıcı değildirler. Daha uysal, daha yumuşak yaratılışlı varlıklar
dır bunlar. Eski insanların günlük yaşayışlan içinde yer almala
rı bu nedenler dolayısıyla de olabilir. Ancak, yırtıcılığı, kendin-
134 Tanrı Yaratan Toprak Anadolu
KUTSAL GEYİK
CANLl SULAR
DAGLARIN DİLİ
Üç SAYISININ KUTSALLLIGI
TOPRAK SAYGISI
BUGDAY KUTSALLIGI
AGAÇLARIN KUTSALLIGI
dan yayılmış. İlin adı ile kirazın adı eş kökten gelir. Yalnız
insanlar değil, ayılar da bayılır kiraza. Dallan seyrek olduğu
için kolay çıkar kiraza ayı, insan gibi avuç avuç toplar yer
kirazı. Bu nedenle ayılar çokluk kirazlı yerlerde avlamr.
BAYRAMLAR
İLLUYANKA MASALI
- 1 -
-II-
ADONİS UYANıNCA
TEK TANRı
KAVRAMININ DOGUŞU
Anadolu insanı düşünen, çevresini kuşatan bütün var
lıklarla eş yaşama ortarnında olduğuna inanan bir doğa varlı
ğıdır. Onun çevresinde, çağların süzgecinden geçerek biçirn
lenen, özünde, içtiği suda, yediği yiyecekte tanrılar, tannsal
güçler vardır. Doğa insan kafasından fışkırrnış, sayısız tanrıları
özünde barındıran yoğun bir yığındır, bir yaratıcı güçtür.
Eskiçağ Anadolu insanı bu gücün kendi özünden ayrı bir var
lık olduğuna pek inanrnıyordu. Onun gözünde insanla tanrı
arasındaki sınır neyse doğa ile insan arasındaki yakınlık da
oydu. Bu yakınlık insanı çağların akışı içinde özünden kopar
maya, tanrı ile insan arasına sınırlar koymaya başladı Anadolu
da. Bu da tanrı kavramının uygarlıkla ilgili olduğunu, insan
soyunun gittikçe yükselen bilgisi, yaratrnaları, uygarlığı sonu
cu tektanncı inanca vardığını göstermektedir. Bu görüş, sü
rekli bir gelişirnin ürünüdür. Bütün geri, ilkel uluslar, tarihleri
boyunca kendilerini dıştan bir gücün yönettiğine yürekten
inanrnıştır. Tarih, uygarlık bakırnından ileri dururnda olan
ulusların, Tanrı ile yan yana yaşadığını gösteriyor. Tanrısını
kendi dışında bir varlık olarak anlayan, benimseyen uluslar
arasında, sürekli başarılar sağlamış olanı görülmemiştir.
KANLl ELLER
(Mevlana- Mesnevi)
lsmet Zeki Eyuboğlu 217
SINIRLAMALAR
AGLAYAN KÜBELE
Birisi çıkmış:
DELiREN TANRI
BiLGi'NİN GÖZLERİ
OJ Bu konuda daha geniş bilgi için bk. İran Tarihi C. 1 . Sa. 1 -86. Ord.
Prof. Şemsettin Günaltay, Türk Tarih Kurumu 1 948.
278 Tann Yaratan Toprak Anadolu
GÜLDÜREN MASALLAR
BiRLEŞEN YANILMALAR
Ol Bu konuda daha geniş bilgi için bk. Türk Tarihi. Ord. Prof. Dr. Zeki
Yelidi Togan, Orta Asya Türk Tarihi. Banhold.
286 Tann Yaratan Toprak Anadolu
DEGİŞEN ADLAR
KOPMAYAN BAGLAR
HiTİTÇEDEN ANADOLU
TÜRKÇESiNE
Bir ulusun göçmen olarak aynidığı kaynak, varlık ala
nına çıktığı ülke neresi olursa olsun, daha sonra yaşadığı, yurt
edindiği toprak üzerinde kendinden önce yaşamışlardan pek
çok düşünce ürünü, inanç kalıntıları, Jil yaratmalan alır be
nimser. Bir gün olur aldıklanyla getirdiklerini ayıramaz.
Hangisini getirmiş, hangisini geldiği verdekilerden almış,
bilemez. Geçmiş çağiann derinliğinden :-üzüp gelen eski uy
garlık yaratmalan, düşünce ürünleri insanın görüş açısını,
düşünce yönünü değiştirir. Yeniden kurar insanı. İnsan elin
de olmadan yeniden gelir evrene. Öyle bir köklü değişme
içinde bulur kendini. Bir köklü başkalaşma sezer içinde araş
tınnca, derinlere dalınca. Anadolu'da da böyle bir durum, bu
durumla atbaşı giden bir değişme olmuştur.
ANADOLU TANRILARI
1- HiTiT TANRıLARI
-A-
-E-
-H-
-i-
-K-
-L-
-M-
-N-
-P-
-R-
-S-
- Ş -
- T -
-U-
-V-
-Z-
HiTiT BAYRAMLA.Rl
2 - HURRİ TANRILARI
-H-
KUŞU!(, Ay tanrısı.
N
- -
-Ş-
ŞEŞIRiŞ. Boğa tanrısı.
-T-
-U-
3 - LUVİ TANRıLARI
-A-
ARMA, Ay tanrısı.
-Ş -
-T-
-V-
4 - MİTANNİ TANRlLARI
5 - URARTIJ TANRILARI
- A -
- H -
- N
-
-S-
-Ş-
ŞİVİNİ, Baş tannlar arasında adı geçer.
33:Z Tann Yaratan Toprak Anadolu
DEGİŞMEYEN GERÇEKLER
GiRiT ÖYKÜSÜ
Ardis; 82
Abdal Musa; 136-138
Ares (Mars); 78, 79, 86
Abdurrahman Şeref; 334
Arha; 332
Adaruta; 332
Arinna; 2, 83, 84, 85, 87, 9 1 , 129,
Adia; 332
293, 324, 325, 327
Adonis (Dumuzi); 39, 1 1 5, 130,
Aristoteles; 3, 22, 1 22, 1 25 , 1 58
1 3 1 , 183, 1 84, 187, 1 %- 199, 322,
327 Arnıa (Amıas); 322, 330
Arubaini; 332
Alaptuşini; 332
Arunas; 42, 50, 54
Ambanini; 1 2 1
Aşık paşazade; 334
Amenofis; 202
Anaksagoras; 26 Aşkesapa; 92
-C- -G-
Cengiz; 29 Gazali; 22
Ge; 74
- D-
Gea; 69
Dadaloğlu; 152
Gelibolulu Ali Bey; 334
Dahhak; 1 53
Georgios (Ermiş); 189
Demokritos; 108
Geyikli baba; 136- 1 38
Deus; 344
Gılgameş Destanı; 100, 1 0 1 , 103,
Dıngır; 82, 293, 308, 344 1 2 1 , 143, 1 6 1 , 301
Diduaini; 332 Goethe; 269
Diktinna; 74 Gudea; 1 28, 133
Dindymene; 74 Gutenberg; 7
Dionyzos; 36, 228 Günaltay, Şemsettin; 277
Hıdrellez; 1 84 +
Hızır; 184 Janus; 78
Hippokrales; 98 - K-
Hoca Sadeddin Efendi; 334
Kambiz; 1 70
Homeros; 2, 3 1 , 103, 104, 123,
124, 133, 164, 166, 2 1 1 , 2 18, 2 5 1 , Kamruşşaba; 85
Hürmüz; 95 Knossos; 97
Hyperion; 78 Koios; 78
Kombabos; 121
- 1-
Kopernikus; 208, 220
Iapetes; 78
Korintos; 97
Iphianassa; 237
Koskintos; 97
Istanus; 327
Köroğlu; 1 52
-t- Krezüs; 167
İ bn Rüşd; 22 Ksenophanes; 21 1
- L- Namni; 329
Nan-Nar; 84
Lama; 86
Narih; 325
Lat; 1 58
Nepis; 50
Leibnitz; 123, 269
Nerik; 9 1 , 325
Lelvani; 325
Nicolaus Cusanus; 123
Leonarda da Vinci; 208
Nietzsche; 35 , 36
Levanis; 325
Nik; 83
Levni; 34
Ninatta; 325, 326
Lucretius; 99, 270
Nin-Uraş; 82
Lukianos; 3 1 , 98, 162, 2 1 8
Ni.ryana; 21
-M-
Nişancı Mehmed Paşa; 334
Maliya; 91 -0-
Marianna ; 74, 75
Ops; 74
Marks, Karl; 270
Orhan Bey; 35
Menat; 158
Orpheus; 77. 1 57, 226
Mengüşoğlu, Takiyettin; 245
Otto Seemann; 78
Meşarru; 82
Ovidius; 10, 166. 270
Mevlana ; 30, 3 1 , 124, 2 1 6 , 226
Mezulla; 91 -P-
Milasa; 97
Pahhur; 325
Miletos; 98
Pallas Athena (Minerva); 78
Mimar Sinan; 34
Pamassos; 97
Mr.emosyne; 78
Pascal; 269
Montaigne; 269
Pasteur; 3
Murad fV; 279, 351
Pergamon; 97
Murşil; 1 27
Philon; 22. 246, 247
lsmet Zeki Eyuboğlu 367
Phoibe; 78 Sipylene; 74
Piva; 92 Sius; 82
Suppilulia; 326
-Q-
Suppiluliuma; 88
Qııjrinus; 78
Suvaliyatta; 9 1 , 326
-R-
- Ş -
Ra; 82
Şah İ smail; 39
Ramman; 91
Şahmeran; 189
Raşid; 334
Şamaş; 82, 327
Ravendi; 22
Şamşuditana; 1 27
Riemschneider, M. von; 1 1 9
Şa:·summa; 291
Romus-Romulus; 1 26 , 1 5 2
Şelardi; 332
Runda; ı :,5 - 1 38
Şeşiriş; 329
S-
-
Şimege; 85, 29 1 , 330
Tiamat; 92 -Y-
Uzat; 1 58
Uzun Hasan; 39