Professional Documents
Culture Documents
Robert Winston İnsan İcgudusu
Robert Winston İnsan İcgudusu
Robfrt Winston
fu, insan lçgUdüsU, insan Beyni ve Tanrının ôykUsQ adlı televizyon prog
ramlan onu tüm Britanya'da herkesçe tanınan bir isim haline getirmiş
tir. 1994'te Winston'a soyluluk statüsü verilmiştir.
İNSAN İÇGÜDÜSÜ
ilkel Dürtülerimiz Modern Yqamlanı111P-.
•
• 'l-
Nasıl Bt�imtendirtyor?
ROBERT WINSTON
İngilizceden çeviren:
Sinan Köseoğlu
sıv
iÇiNDEKiLER
3. Seks ve Savana .
........................... ... . ......................... .... . ....... . 117
4. Bir Aile Meselesi ... .................... ......................... ..... .... .......... ... 111
5. Riskli lş . .
....... ......... ...... . . ........... .. ...... ........ .............. .. .......... .. .. 221
6. Şiddet . ........... ... . ..... . ....... ... . ... ... ...... ........ ... ....... . . ................... .. 265
7. İşbirliği ve Özgecilik .
.. ..... ... .
. . . .
... . ..... ....... . ... . .... ... ... . . . .. ..... . . . 309
Fotoğraflar .
................... ....................... . . .
..... ............. .. . ........ ..... .399
9
'
-
, 1
insan lçgüdüsıl
'
10
T�
11
İNSAN İÇGÜDÜSÜ
Giriş
En Meraklı Hayvan
15
insan lçgüdUs(i
16
En Meraklı Hayvan
•
Ve bazen, kendilerinden aldığım sayısız mektuba bakılırsa, yaratılışçılar
bu fikre öylesine hararetle karşı çıkıyorlar ki, adeta kendilerini ikna et
meye çahşıyormuş gibi görünüyorlar.
17
Bu kitap ash nda hepimizin merakıru u yandı ran içgüdüleri
ele alm akta dı r Örneğin, dehşetli bir havada 6000 metre
. yük·
sekteki bir buz yanğırun içind e b a ca ğı lonk aç susuz ve yalruz
kalan dağcı Joe Si mpson g ib i bir adamın, acısını unutup uyu·
ma itki sin i yenerek yan bilinc;Ji bir hald e üç gün boyunca sü
riine sürüne üs kampa geri dönmesini s a ğ la yan şey nedir?
Kendisine mut]u bi r yuva kurmuş pek çok erkeğin metroda
gö rdüğü ince uzun genç kadınlar hakklnda hayaller kurması·
nın ya da geçici bir cinsel deneyim y aşa m a k uğ run a eş inin, ço
cuklannın mutluluğunu ve kendi huzurunu tehlikeye atması·
nın sebebi nedir? Aşırı kilolu olmalarına, çok sigara içmeleri·
ne ve kesinlikle spor yapm am al a rı na rağmen (çoğu erkek) on
binlerce insan neden tüm bjr h a ftayt Arsenal'ın bir sonraki
maçta Manchester United'L ya da Arizona Diamondbacks'in
New 'iork Yankees'i yenip yenemeyeceğini düşünerek geçi
rir? Bazt kişileri yeşil ışık yandığt zaman otomobili en hızlı şe
kilde ka ld ırma k için gaz pedahna sonuna dek bas m aya iten
şey nedir? Mösyö le Pen yad�-. i-lerr Haider gib i faşistlerin bu
denli çok sayıda insanın içgüdüsel ırkçı hislerine tercüman ol·
masLna neden ş aşL nyo ru z? N ilSll olu y or da insanla r hiçbir fay·
dası olmamasına r a ğmen özg:!ci ve anlayışlı dav ranışlar sergi·
leycbHiyorlar? Her şeye gücü yeten bir v arlık fikri akıl dışı ol
masına karşın bu kadar çok sayıda insan nası l oluyor da din·
sel görüşlere sahip olabiliyor ve Tanrı ya inanabiliyor?
'
Savana
v adı
yıl önce ho mini d atalanmız şanslanru s a an
Beş m i l y on
denemek üzere, se yre kl e şme y e başlayan orma
nlardaki ağaç-
18
En Meraklı fhyvan
lardan yere indiler. Buz Çağı onlan yeni bir çevreye uyum
s ağl amaya zorluy ordu . Bu yeni çevre, bitki zengini ormanlar...
dan daha az kaynak içeriyor ve yı r hcı hayvanlardan korun
mak için da ha az olanak sunuyordu. Burada 200.000 kuşak
boyunca ağtr ağu kötü bir do�al seçilim dramı yaşandı ve
maymun·adam $iddete, kargaşaya ve savana yaşamına daha
iyi uyum sağlamış daha hızh daha güçlü, daha dayanıklı, da
,
19
insan içgüdüsü
İçgüdü ve genler
Okuduğunuz kitabın konusu işte bu genetik yüktür. Ama ön
ce izninizle "içgüdü" sözcüğüyle ne demek istediğimi anlata
yım. Charles Darwin konuyla ilgili olarak ne diyor? Darwin
Türlerin Kökeni adlı eserinde, "İçgüdünün herhangi bir tanım
lamasını yapmaya kalkışmayacağım. Terimin genellikle çe
şitli zihinsel eylemleri içine aldığını göstermek kolaydır; ama
içgüdünün guguk kuşunu göç etmeye ve yumurtalanru baş
ka kuşların yuvalarına bırakmaya ittiğini söylediğimiz za
man, ne demek istediğimizi herkes anlar," diye yazar.
Bunun evrim teorisinin babasından beklenmeyecek kadar
kısa bir açıklama olduğunu düşünebilirsiniz. Ama Darwin
"içgüdü" terimiyle ilişkilendirilen özelliklerden hiçbirinin
her yerde her zaman karşımıza çıkacak türden nitelikler ol-
111adığına işaret etmekte haklıydı; daiına istisnalar olacakbr.
Kuşkusuz, elimizde işe yarayan bir t anım olmalıdır ve bu ta-
20
En Meraklı Hayvan
21
insan içgüdüsü
22
En Meraklı Hayvan
Garip davranışlar
23
insan içgüdüsü
24
En Merakh Hayvan
25
inşan lçgüdüsü
26
En Meraklı Hayvan
27
insan içgüdüsü
28
En Meraklı Hayvan
•
Ama insanların en azından kısmen çocukken okumaya teşvik edilmelerinden
ötürü miyop olduğu varsayımı da yapılmaktadır. Matbaa sadece yaklaşık on
sekiz kuşaktan bu yana var olduğu için, evrim henüz bu konu da pek fazla et
ki yapmamışbr.
29
lnsan içgüdüsü
30
En Meraklı Hayvan
Sosyalleşmenin önemi
31
insan /�güdüsü
32
En Meraklı Hayvan
33
lnsan içgüdüsü
34
En Meraklı Hayvan
35
1n$tln içgüdüsü
36
Bölüm 1
Savaş ya da kaç
38
Hayatta Kalmanın Kökenleri
39
insan içgüdüsü
40
Hayatta Kalmanın Kökenleri
41
Jnsan içgüdüsü
İçgüdünün yeri
Tüm içgüdülerimizin kontrol merkezi beyin ve omuriliktir.
1950'li yıllarda ABD' deki Ulusal Akıl Sağlığı Enstitüsü'nde
çalışan seçkin nöropsikolog Dr. Paul MacLean beynin üç par
ça olarak görülebileceği fikrini ortaya ath. Teorisine "üçlü be
yin" adını verdi. Amfibi canlılardan kara memelilerine sonra
da primatlara evrilirken beynimizin baştan aşağı yeniden ya
pılanarak ve yeniden organize olarak değil, eski beynin üze
rine "yeni katmanlar" (daha gelişmiş kısımlar) ekleyerek bü
yüdüğüne inanıyordu.
İlk önce "sürüngen" beyni geliyordu . Beynin en içinde,
merkezinde yer alan bu en eski kısım tüm sürüngenlerde bu
lunuyor ve soluk alıp verme, kan dolaşımı, sindirim gibi en
temel işlevleri destekliyordu. Bu sürüngen beyni insanlarda
omuriliğin hemen üzerinde, beynin en alt kesiminde bulun
maktadır.
MacLean beynin bu en temel parçasının çevresine sanlı
halde bulunan kısma "limbik beyin" adım verdi. Limbik be
yin olmasa insan ancak en temel hislerden oluşan bir duygu
sal repertuvara sahip olabilirdi . Limbik beyinleri olmayan sü
rüngenler yavrularının yazgısını hiç umursamaz ve genellik
le yumurtalanru bir yere bırakıp gider hatta akşam yemeğin
de kırıp yerler. Bu kitapla aynı konuyu işleyen belgeseli çe
kerken bu sevgisiz ebeveynlik türünü yakından görme şansı
buldum. Orta Amerika'ya özgü iri bir deniz kaplumbağası
nın kumda bir çukur kazıp içine yumurtalarını gömmesini iz-
42
Hayatta Kalmanın Kökenleri
/
Orta beyin Akılcı beyin
ilkel beyin
(ardW:palliwr)
Savtnna ve saldın
ÜÇLÜ BEYİN
43
insan içgüdüsü
44
Hayatta Kalmarun Kökenleri
46
Hayatta Kalmanın Kökenleri
47
insan içgüdüsü
Amigdala
Birkaç yıl önce (kimliğini saklı tutmak için hp kitaplarında
adı SM olarak belirtilen) sara hastası bir kadın ABD'nin Iowa
eyaletindeki hastanelerden birine gitti. Doktorlar MRG tek
nolojisi kullanarak kadının durumunun sebeplerini araştırır
ken inanılmaz bir keşif yaphlar: Beynin her iki tarafında bu
lunan amigdala tamamen yok olmuştu. Aslında kaduun Ur
bach-Wiethe adlı son derece ender rastlanan bir hastalığa ya
kalandığı ortaya çıkb. Bu hastalıkta kalsiyum tortulan za
manla amigdalada birikiyor ve sonunda onu yok ediyordu.
SM vakası beynin badem şeklindeki bu küçük parçasının
duyguların işlenmesindeki çok önemli rolünü meydana çı
karmaları için araşbrmaalara eşsiz bir fırsat sunuyordu.
SM'yi pek çok psikolojik teste tabi tuttular; ona çeşitli duygu
lan ifade eden insaıllann fotoğraflarını gösterdiler ve onun
bu yüz ifadelerini anlayıp anlayamadığını, hatta fark edip
edemediğini değerlendirdiler. SM araşhrmacılann "Doris
Day testi" aduu verdileri testte kesin olarak başarısız oluyor
du. Ona oyuncu Doris Day'in korkarak bağırdığı bir film sah
nesi gösterdiler. SM şaşırdı ve doktorlara "Ne yapıyor bu ka
dın böyle yahu?" diye sordu. Korkmuş birini gösteren bir fo
toğraf gördüğü zaman aklı fena halde kanşıyordu. Aynca öf
ke ve şaşkınlık gibi başka olumsuz duyguları deşifre etmekte
de sorun yaşıyordu. Fakat mutluluk ve sevinç gibi olumlu
duygulara tam anlamıyla normal bir tepki veriyordu.
48
Hayatta Kalmanın Kökenleri
49
FrontaJ loblar
ôN ARKA
Serebellum
Amigdala
___ /
�
A M l GDALA
__.
_
_ _
_
/
_
YANDAN ÔNDEN
YUKARIDAN ARKADAN
'-.
_ _ _
BEYNİN YAPIS_
I __ _ /
Hayatta Kalmanın Kökenleri
51
insan içgüdüsü
52
Hayatta Kalmanın Kökenleri
rin yerini eller ile ayaklar alır ve normal gelişim devam ettiği
sürece "solungaçlar" tamamen kaybolur. Bu tür yapılar insan
evriminin tarihinde yer alan daha eski bir aşamanın kalınhla
rı olarak düşünülmektedir. Bu nedenle, belki de, aynı şekilde
iş gören ve etkisi kişiden kişiye bir ölçüde değişen zihinsel
kalınhlar da olabilir.
Darwin haklı mıydı? Öğrenmenin etkilerinin biz büyü
dükçe ne kadar önemli halde geldiğini bilmemize rağmen yi
ne de korkulanmızın doğuştan geldiğini söyleyebilir miyiz?
Başka pek çok şeyin yanı sıra, nelerden korkmamız nelerden
korkmamamız gerektiğini bize çevremiz sayesinde kazandı
ğımız deneyimler öğretiyor olamaz mı?
53
insan içgüdüsü
54
Hayatta Kalmanın Kökenleri
•
Ama kuşkusuz palyaçolar yüzlerini boyayla örterek yüz hatlanru ve ger
çek duygularını gizler, ruh hallerini tahmin etmemizi zorlaştırırlar. Kısa
cası, hiç tekin tipler değildirler. Bazı film yönetmenleri onlann bu yönü
nü fark etmiştir.
55
insan içgüdüsü
56
Hayatta Kalmanın Kökenleri
57
insan Jçgüdüsü
58
Hayatta Kalmanın Kökenleri
59
1nsan içgüdüsü
60
Hayatta Ka1marun Kökenleri
61
insan içgüdüsü
62
Hayatta Kalmanın Kökenleri
dört ayak üstünde değil iki ayak üstünde yürüyen ve dik du
ran "maymun adamlar" olduğunun ilk kez doğrulanması an
lamına geliyordu. Bu hominidler muhtemelen Australopithe
cus afarensis denen bir türe aittiler. Birkaç yıl önce Etiyop
ya'nın Hadar yöresinde aynı türe ait eksiksiz bir dişi iskeleti
bulunmuştu. Ona Lucy adı verildi ve o zamandan bu yana
arkeoloji tarihjndeki en ünlü iskelet oldu. Laetoli'deki ayak
izleri Lucy'nin iki ayak üzerinde yürüme yeteneğine sahip ol
duğunu açıkça doğruluyordu. Arkeologlar iskeletini inceler
ken Lucy'nin böyle bir yeteneğe sahip olabileceğinden kuş
kulanmış, ama sadece kemiklerden yola çıkarak bunu kanıt
lamaları mümkün olmamıştı.
Demek ki, atalarımız herkesin sandığından daha önce iyi
ayak üstünde yürüyordu . İlk insanların dört ayak üstünde
yürümeyi bırakıp iki ayak üstünde yürümeye başlamasının
sebebi neydi? Bazı kişiler atalarımızın bodur ağaçların üst
dallarındaki en olgun meyvelere uzanmak için şempanzele
rinkine benzeyen ama onlarınkinden daha ileri bir duruş bi
çimi geliştirmiş olabileceklerini ileri sürmektedirler. Başkala
rıysa iyi ayak üstünde yürümenin günlük yaşamda hayatta
kalma şansını artıracak çok büyük avantajlar sağladığına
inanmaktadır: Çok daha uzun mesafeler kat edebiliyorduk;
dik durarak daha serin kalıyorduk, çünkü güneşten çok daha
az ısı alıyorduk (öğle vakti ekvator ve yakınlarında sadece
başın üst kısmı güneş ışınlarına doğrudan maruz kalıyordu);
aval ık ve toplayıcılık faaliyetlerini daha geniş ar azilerde ya
pabiliyor ve daha kazançlı çıkıyorduk. Atalarımızı iki ayak
üstünde durmaya iten olaylar tam olarak hangileri olursa ol
sun, dik duruşun türümüzün hayatta kalması ve başarılı ol
masının anahtarı olduğunu biliyoruz. Doğalı ancak birkaç sa
at olmuş bebeklere bakarsanız, çok eski atalarımızın yürüme
içgüdüsünün izlerini görürsünüz. Bebekler sadece doğum
dan itibaren birkaç saat içinde kendini gösteren ve sonra kay
bolan bir yürüme refleksine sahiptir. Sanki çok eski bir hayat-
63
Jnsan Jçgüdüsü
64
Hayatta Kalmanın Kökenleri
ergaster) geldi, 1,9 milyon yıl önce tüm Afrika'ya, oradan As
ya ve Avrupa'ya yayıldı ve yaklaşık 400.000 yıl önce Homo sa
piens' in ilk formlarının doğuşuna dek varlığını sürdürdü. Ho
mo erectus çok gelişmiş bir modeldi. İsminin işaret ettiği gibi,
neredeyse modem insanlar kadar dik duruyorlardı, ama on
ları öncellerinden gerçekten ayıran şey 1 litreyi aşan beyin
hacimleriydi (modern insanın beyin hacmi 1,35 litre civarın
dadır; bu, vücut ağırlıklarıyla karşılaşhrıldığı zaman, insan
beyninin öteki hayvanların beyninden üç kat daha büyük ol
ması gibi bir şeydir). Kafatası kapasitesinin artması neredey
se kesin olarak bilişsel yeteneklerin artmasına yol açmışhr.
Alet yapımı söz konusu olduğunda Homo erectus becerikli
atalarından bir adım ileri gitmiştir.
Homo erectus'un en çok rağbet gören aleti klasik el balta
sıydı. Çakmaktaşı ya da benzer özelliklere sahip taşlardan el
de edilen, simetrik gözyaşı damlası ya da badem biçimindeki
bu aletlerden Avrupa, Afrika ve Asya' daki çok eski barınm a
yerlerinde çok sayıda bulunmuştur. Böyle bir el baltası yap
mak için bayağı hünerli olmak gerekir. Kendiniz yapmaya
kalkarsanız o çok eski el baltala rının en iyi örneklerinden bi
rine yakın bir tane yapabilirsiniz, ama o aşamaya gelebilmek
65
lnsan içgüdüsü
66
Hayatta Kalmanın Kökenleri
67
insan içgüdüsü
Avcı insan
Eğer insan hayatta kalmak için belli kurallara uymak zorun
daysa, atalarımızın da yiyecek bulmanın en emin yöntemleri
ni mutlaka geliştirmiş olmaları gerektiğini söyleyebiliriz. Bu
nu nasıl yapıyorlardı? Şunu kesinlikle biliyoruz ki, Homo sa
piens yaklaşık 500.000 yıl önce Avrupa'ya yayılırken vahşi
hayvanları nasıl avlayacağını ve öldüreceğini öğreniyordu.
Geçtiğimiz yıllarda, Almanya'nın kuzeyindeki bir açık kö
mür madeninde ladin .ağacından yapılmış üç uzun mızrak
bulundu. Mızraklar 1 80 santim boyundaydı ve bir uçları siv
riltilmişti. Yine aynı malzemeden, bir ucuna yiv açılmış daha
kısa mızraklar da bulundu. Muhtemelen bu yivlere taştan bir
bıçak oturtuluyordu. 400.000 yıllık olduklarının anlaşılması
onları şimdiye dek bulunmuş en eski taş-olmayan alet ve ata
larımızın avlanma yeteneğinin kanıb yapıyordu. Ama bu bi
le evrimsel takvimimizde göreli olarak geç bir tarihtir. Ondan
öncesi, el baltası ve yongalar gibi taş aletlerin varlığına rağ
men belirsizliğini korumaktadır.
1950'lerde arkeolog ve anatomi profesörü Raymond Dart
bir Güney Afrika mağarasında hayvan kemiklerinden oluşan
yığınlar keşfetti. Dart, Mak.apansgat adlı mağaranın üç ya da
dört milyon yıl önce kötü hava şartlarından korunmaya çalı
şan bir Australopithecus grubu tarafından sığınak olarak kulla
ruldığına inaruyordu. Bazıları sırtlana benzeyen çok eski kö
pekgillere ait olan bu kırık kemiklerin üzerleri oyuk ve çizik
lerle kaplıydı. İstifleruniş gibi görünüyorlardı ve Dart bu ke
miklerin sadece tek bir nedenden ötürü bu şekilde bir araya
getirilmiş olabileceğini düşünüyordu: Silah olarak kullanıl
mak için. İlkel sırtlana ait büyük bir çene kemiği oldukça etki
li bir saplama aleti olabilir, hominidler bunu öteki hayvanları
hatta belki de birbirlerini öldürmek için kullanabilirlerdi.
68
Hayatta Kalmanın Kökenleri
Et yiyiciler
Et, çekişmeli bir konudur. Avcı İnsan, "katil maymun" kuş
kusuz şevkli bir etobur olmalıydı ve muhtemelen kendisi ve
ailesine sürekli olarak taze et temin etmesine yetecek miktar
da av yakalaması için gerekli olan becerilere sahipti.
Peki ya toplayıcılık? Geçmişte bazı kişiler çok eski ataları
mızın vejetaryen oldukları düşüncesine dayanarak vejetar
yenliği savunmuşlardı. Eğer atalarımızın besinleri yüz binler
ce yıl boyunca sadece sebze, meyve ve bakliyattan oluşsaydı,
biz de bu besinleri tercih eder ve kesinlikle çok daha sağlıklı
kişiler olurduk. Bu düşünme biçiminin bazı aşırılık yanlısı sa
vunucuları, eğer Australop ithecus sadece meyveyle beslenebil-
69
lnsan lçgüdüsü
70
Hayatta Kalmanın Kökenleri
Yiyecekteki tehlike
71
insan lçgüdiiSU
72
Hayatta Kalma tun Kökenleri
Ele aldıklarımız ister bir grup Homo habilis ister akşam yeme
ğine davet ettiğimiz konuklar olsun, insanın iyi beslenmesi
nin en güç yanı doğru besinleri doğru miktarlarda almak ve
zehirli maddelerden kaçınmaktır. Bunlar beslenmeyle ilgili
içgüdülerimizin arkasındaki itici güçlerdir. Ne yazık ki, arhk
yaşam tarzımız değişmiş, yiyecek temin etme yöntemlerimiz
dönüşüme uğramışhr ve bir zamanlar hayatta kalmamıza
yardım eden çok eski içgüdülerimiz bugün üzerimizde yıkıcı
etkiler yapabilmektedirler.
McDonald's'ın yıllık cirosunun 30 milyon dolar olması
nın ve Amerikalı çocukların yüzde 96'sının Papa ya da ABD
Başkanını değil de Ronald McDonald'ı tanımasının iyi bir
nedeni vardır: İnsanlar yağ ve şekere bayılırlar. Savanada
yaşayan atalarımızın bulabileceği en kalorili yiyecekler en
çok yağ ve şeker içeren yiyeceklerdi (sırasıyla, et ve olgun
meyvelerdi). Et ve olgun meyveler temin edilmesi o kadar
kolay olmayan yiyeceklerdi, bundan ötürü de atalarımızın
canı bu yiyeceklerden ne kadar çok çekerse, bunları bulmak
için o kadar çok çaba harcamak zorunda kalıyorlardı. Gene
tiği yağ ve şeker sevecek şekilde programlanmış olan ve bu
istek1erini tatmin edebilen canlılar sonuç olarak daha güçlü,
daha dayanıklı, daha doğurgan ve kıtlık zamanlarında dev
reye sokulabilecek daha büyük rezervlere sahip bireyler
73
lnsnn içgüdüsü
74
Hayatta Kalmanın Kökenleri
75
insan /�güdüsü
76
Hayatta Kalmanın Kökenleri
77
Bölüm 2
Büyüyen Beyin
Narin çocuk
79
lnsan içgüdüsü
80
Büyüyen Beyin
şıtır. Anne kamında kalma süresi biraz daha uzun olan insan
bebeğinin şempanze bebeği kadar kuvvetli olabilmesi ve ken
dini kontrol edebilmesi için aradan 9-10 ay geçmesi gerekir.
Aslında, kendi haline bırakılan yeni doğmuş bir bebek muhte
melen 48 saatten fazla hayatta kalamaz. İnsan bebeğinin görme
yeteneği çok zayıftır; bulanık bir dünya göıür, ayrıntıları seçe
mez. Bebekler hiç gelişmemiş motor becerilere sahiptir; bir
nesneyi ancak kavrayabilir, annelerin meme ucunu zar zor
arayıp bulabilirler ve çiçeği bumunda anne babalann çabucak
öğrendiği gibi, ağlama konusunda çok hünerlidirler, ama tabii
belirgin yetenekleri aşağı yukarı bu kadarla sınırlıdır. İnsan be
beğinin ilk bir yıl içinde kaydedeceği gelişmelerin neredeyse
hepsini (zeka, motor beceri ve görme alanlarındaki ilerlemele
ri) şempanze bebeği ana rahmindeyken kaydeder. Biz iru3anlar
prematüre doğarız. Eğer dünyaya bir şempanze bebeği kadar
gelişmiş halde gelecek olsak, gebelik 18 ay sürerdi. Alçakgö
nüllü kuzenlerimizle karşılaşhnldığında, biz dünyaya geldiği
mizde daha embriyo sayılırız!
İnsan bireyinin gelişiminin büyük kısmı doğumdan sonra
gerçekleştiği için, bebek birkaç yıl boyunca tamamen anne
babasına bağımlı olur. Yetişkinler bebeklerini korumak ve
yetiştirmek için çok fazla zaman ve enerji harcarlar. İnsanla
rın, bebeklerinin bu denli aciz ve savunmasız doğmasıyla so
nuçlanacak şekilde evrimleşmesinin gerçekten iyi nedenleri
olmalıdır. Bebeklerin bu kadar uzun zaman boyunca tüm ge
reksinimleri için başkalarına bağımlı olmasının yarathğı risk
leri kabul edilebilir kılan etmen nedir? Ben sizin yerinizde ol
sam, daha büyük ve daha iyi bir insan beyninden başka et
men aramazdım.
81
insan içgüdüsü
82
Büyüyen Beyin
Bebek içgüdüleri
Yeni doğmuş bir bebek (yüz binlerce değilse de on binlerce
yıl hiç değişmeden kalan bir genetik program olan) insan iç
güdüsünün bizi dünyayı keşfetmeye nasıl ittiğini, nesneleri
ve bunlarla ilişkisi olan insanları nasıl anlamlandırmaya ça
lışhğımızı, ebeveynlerimizle nasıl ilişki kurduğumuzu ve en
önemlisi de hayatta kalmayı nasıl başardığımızı gösterebi
lir. Genetik mirasımızın tamamen hayatta kalma mücadele
siyle ilgili olduğu gerçeğini gözden kaçırmamalıyız. Şunu
unutmamalıyız ki, hayatta kalmak yetişkin bir avcı için ne
kadar önemliyse yeni doğmuş bir bebek için de o kadar
önemlidir.
Gördüğümüz gibi, vücutlarına oranla son derece büyük
beyinlerle doğmalarına rağmen, bebeklerimiz aslında olduk
ça az gelişmiş ve acizdirler. Güçlü içgüdüler devreye girmeli
ve yeni doğmuş bebeğin ebeveynlerini kendisini beslemeye,
giydirmeye ve çapulcu hayvanlar ile kötü akrabalardan koru
maya ikna etmesini sağlamalıdır. Fiziksel bakımdan aciz du
rumdaki bu küçük sevimli yaratıklar alarmlar, işaretler, ko-
83
insan 1çgüdüsü
Feromon babalan
Tarihe karışmış ya da bugün varlığını sürdürmekte olan bildi
ğimiz tüm kültürlerde bebeğin büyütülmesinde anne en bü-
84
Büyüyen Beyin
85
insan lçgüdüsü
86
Büyüyen Beyin
Bebekler ve yüzler
87
insan lçgüdüsiJ
88
Büyüyen Beyin
89
insan içgüdüsü
90
Büyüyen Beyin
Eğlence zamanı
İnsan bebekleri yeni geldikleri dünyada kendilerine yardım
cı olacak bir başka evrensel içgüdü geliştirmişlerdir. Çocuk
ların hayal güçleri sayesinde bulduk.lan oyunların ya da
oyun evlerinin hayatta kalma mücadelesiyle ilgili olduğunu
düşünmüyor olabilirsiniz, ama araşhrmalar oyunun önemli
amaçlan olan, çok anlamlı ve derinlere kök salmış bir içgüdü
olduğunu göstermektedir.
Hayvanlar dünyasına bir bakın; orada, oyunbazlığın ger
çekten pek ender rastlanan bir özellik olduğunu göreceksi
niz. Oyunbazlığa sadece memeliler arasında yaygın olarak
rastlanır, ama saksağan ve karga gibi bazı zeki kuşların da
zaman zaman oyun oynadığına tanık olunmaktadır. Oyun
bazı hayvanlar için çok tehlikeli bile olabilir: Ölen ·yavru fok
balıklarının yüzde 80'inin ölüm nedeni oyuna dalan küçük
fokların yaklaşan yırtıcıları fark edememesidir. İnsan bebek
lerine Barbie ya da Lego setlerinden bir zarar gelmese de, kü
çük çocukların enerjilerinin yaklaşık yüzde lS'ini oyun oyna
maya ayırdık.lan tahınin edilmektedir. Evrimsel bakımdan
bu çok büyük bir maliyet demektir. Bu etkinliğin gerçekleşti
rilmesinin sadece eğlenmekten başka bir sebebi olmalıdır.
91
insan içgüdüsü
Öğrenmenin kökenleri
Yürümeye yeni başlamış çocuklar öğrenmek söz konusu
olunca sünger gibidirler. İnsan beyni fiziksel dünya içerisin..
de dolaşmamız ve onu manipüle etmemiz için gerekli olan
beceriler kadar başka insanlarla ilişki kurmamız ve onlarla
iletişime geçmemiz için gerekli olan becerileri kazanmaya da
çok yatkındır. Bebeklik ve çocu kluk döneminde ortaya çıkan
tüm bil işsel yetenekler (yüz tanıma, uzamsal farkındalık, bir
dili konuşma ve anlama becerisi) az ya da çok bebeğin etkile..
şim kurduğu çevreye ve insanlara bağlıdır.
92
Büyüyen Beyin
93
insan içgüdüsü
94
Büyüyen Beyin
95
insan içgüdüsü
96
Büyüyen Beyin
Büyüyen beyin
97
insan lçgüdü.sü
98
Büyüyen Beyin
99
insan içgüdüsü
100
Büyüyen Beyin
eder, çünkü akıllı insanlar daha iyi avlanır, daha uzun süre
hayatta kalır ve çocuklarının hayatta kalmasını sağlama ola
sılıkları daha yüksek olur. Peki, daha büyük her zaman daha
iyi midir?
Gelin, modem zeka ölçümü olan IQ'yu ele alalım. Beyin
lerimizin fiziksel büyüklüğü zeka göstergesi değildir; en
azından bu bağıntı IQ skoru biçiminde ortaya konamaz. An
cak, şunu vurgulamalıyım ki, IQ (yani zeka katsayısı) artık
nesnel bir zeka ölçütü olarak kabul edilmemektedir. Bu öl
çüm kültürel açıdan Batı entelektüel ve manhksal geleneği
nin tarafını tutmaktadır ve skor egzersiz yapılarak yükseltile
bilmektedir. Pek az uzman zekanın ne olduğu ve nasıl tanım
lanabileceği konusunda fikir birliğine varabilmiştir. Ancak,
IQ mantıksal ve soyut düşünme kapasitesinin bir işareti ola
rak görülebilir ve faydalı bir ölçüt olabilir. Beyin büyüklüğü
nün zekayla doğrudan ilintili olduğu fikri yirminci yüzyıl
başlarında nörolog ve anatomistler arasında çok yaygındı,
ama o dönemde büyük cömertlik ederek vücutlarını bilime ..
miras bırakan birtakım seçkin kişilerin beyinlerinin sıra dışı
niteliklere sahip olmadığı ortaya çıkınca bu teori sorgulan
maya başlandı. Bu kişilerin beyinleri hayal kırıklığı yaratacak
derecede sıradandı. Daha yakın zamanlarda yapılan araşhr
ma lar oldukça küçük beyinlere sahip kişileriı:ı IQ düzeyleri
nin nispeten normal olduğunu kesin olarak göstermiştir. As
lında, beyin hacimleri 0,75 litreden daha büyük olmayan, ya
ni beyinleri ancak yetişkin bir Homo erectus'un beyni kadar
büyük olan kişilerin IQ düzeylerinde bile belirgin bir düşüş
gözlenmemektedir.
Sonuç olarak, zeki olmak için daha büyük beyne gerek
yoktur. Zaten zeki olmak da savanada başarılı olmanın ga
rantisi değildir. IQ testleri esas olarak mantık problemlerin
den, sözcük oyunlarından ve matematik bilmecelerinden olu
şur. Bunların hiçbiri bir ya da iki milyon yıl önce yaşamış ata
larımızın hayahnda önemli bir rol oynamamıştır. Ama öteki
101
insan lçgüdüsü
102
Büyüyen Beyin
103
insan içgüdüsü
104
Büyüyen Beyin
Beyin gıdası
Uzmanhk
Peki Homo sapiens 'in büyük bir beyne sahip olmasını başka
nasıl açıklayabiliriz? Bir teoriye göre, "uzmanlık" beyne ka-
105
insan içgüdüsü
106
Büyüyen Beyin
107
insan içgüdüsü
Baldwin etkisi
1 896 ylında Amerikalı gazeteci James Mark Baldwin, "eğer
küçük civciv büyük tavuk yerine büyük ördeği taklit ederse
108
Büyüyen Beyin
109
insan içgüdüsü
1 10
Büyüyen Beyin
111
insan içgüdüsü
112
Büyüyen Beyin
Sosyal beyin
Antropologlar (özellikle !Kung halkının evi olan Kalahari Çö
lü gibi) zorlu şartlarda avlanmak ve yiyecek toplamak için
gerekli olan uzmanlık bilgi ve becerilerini aktarma geleneği
ni uzun zamandır belgelemektedirler. !Kunglar ergenlik ça
ğından itibaren iz sürmeyi öğrenmekte, hayvan izlerinin bü
yüklük, derinlik, yön ve durumunu nasıl okuyacaklarına da
ir etkileyici miktarda bilgi ve deneyim sahibi olmaktadırlar.
İzini sürdükleri hayvarun kaç yaşında olduğunu,. cinsiyetini,
topal, hatta yorgun olup olmadığını anlamaktadırlar.
Bu tür bilgileri açığa çıkarma yeteneği ortalama horninidin
hayatta kalma şansım arhrdığı gibi, daha büyük beynin evril
mesinde de rol oynanuş olabilir. Yeni sır ve bilgileri alıp kul
lanmalarına olanak veren bir zihinsel kapasiteye sahip homi
nidler kendilerini epey avantajlı durumda bulmuştur. Bu yeni
bilgiler, yılan korkusu ya da yön duygusu gibi, ortak psikolo
jik yapımızın parçası olmak zorunda değildir. İnsanların yaşa
dıkları yerin arazi yapısı, bitki örtüsü ve hayvanların alışkan
lıklarıyla ilgili bilgiler edinmesi, piyano çalmayı öğrenmek gi
bidir; yıllarca piyano çaldıkları için piyanistler beyinlerinin ya
pısuu değiştirseler de, bu bir adaptasyon değildir.
Ama bilgi edinme ve deneyim kazanma insan olmaktan
anladığımız şeyin önemli ve anlamlı bir kısmını oluşturur.
Beyinlerimizin muazzam bir beceri kazanma ve bilgi edinme
kapasitesine sahip olduğunu biliyoruz, ama asıl önemli olan
şey bu öğrenme sürecinin merkezinde neyin bulunduğudur.
Öğrenmek için başkalarıyla iletişim kurmamız gerekir-ve ho
minidlerle ilk insanların sosyal tabiatları, grup halinde nasıl
yaşadıkları, nasıl yiyecek bulduklan, nasıl iletişim kurdukla
n, kendilerini nasıl korudukları bu bakımdan son derece
113
lnsan içgüdüsü
114
Büyüyen Beyin
1 15
Bölüm 3
Seks ve Savana
Seks ve evrim
1 17
insan içgüdüsü
1 18
Seks ve Savana
120
Seks ve Savana
..
MUCt geni noksanlığı belki normal proteini yapay olarak üretmek ve
sonra orada bir tür yapıştıncı olarak işlev görmesi için embriyoyla aynı
anda rahme yerleştinnek suretiyle tedavi edilebilir. Fakat asıl ilginç olan
şudur ki, kısırlığa çok benzer biçimde neden olan düzinelerce gen nok
sanlığı vardır.
121
insan içgüdüsü
1 22
Seks ve Savana
123
insan içgüdüsü
124
Seks ve Savana
*
Son çocuğu doğduğunda Pablo Pkasso yetmiş yaşlarındaydı, ve Seks Fiz
yolojisi adlı kitabın yazarı ünlü seksolog Havelock Ellis 103 yaşında baba
olan bir erkekten söz etmektedir.
125
insan içgüdüsü
126
Seks ve Savana
127
insan lçgüdüsü
128
Seks ve Savana
129
insan içgüdüsü
130
Seks ve .Savana
Kadın ne ister?
131
insan içgüdüsü
132
Seks ve Savana
133
insan lçgüdüsü
134
Seks ve Savana
135
insan içgüdüsü
136
Seks ve Savana
Aşk kokusu
Şövalyelik ve saray aşkı kavramlarının geçmişi Orta Çağ'a
dek uzanır. Biz insanlar aşk kavramına hala sıkı sıkıya bağlı
yız. Aşk, her ne kadar akıldışı ve bazen açıklanamayan bir his
olsa da, tüm biyolojik ve genetik etmenlerden daha yüce bir
güç olarak görülmekte ve onun evrimsel stratejiyle ya da sa
vanadaki doğal seçilimle bir ilgisi olmadığı düşünülmekte
dir. Ruhsa) ve tanımlanamaz bir aşk fikrinin gerçek olabilece
ğini düşünmek isteriz, ama biyologlar biyoloji ile ruh arasına
örmüş olduğumuz duvarlara küçük küçük gedikler açmakla
ve bizim her zaman insanın eylemleri, düşünceleri ve hisle
riyle dolu olduğunu düşündüğümüz büyük bir yapıya kendi
biyolojik açıklamalarını yerleştirmekle meşguldürler. Aşk da
bir başka kayıp olabilir mi?
1976 yılında bir grup New Yorklu araşhnnacı çiftleşmenin
genetiğini inceledi. lşe laboratuvar farelerine göz atarak baş
ladılar. MHC (büyük doku uygunluğu kompleksi) genleri
adı verilen önemli bir grup gen üzerinde yoğunlaşhlar. Bu
genler neredeyse tüm memeli hücrelerinde bulunmakta ve
bağışıklık sisteminde büyük bir rol oynamaktadırlar. MHC
genleri bütün ömürlerini "bizi" (immünolojik bakımdan) ta
nımlamaya çalışmakla geçiren proteinler üretirler. Bu prote
inler bizi ve hücrelerimizi tanıdıkları için, vücudumuza giren
yabancı nesneleri ve patojenleri de tanır, onların hastalığa yol
açabilecek istilacı mikroorganizmalar olduğunu anlar ve vü ..
cudun biyokimyasal savunma mekanizmasını harekete geçi-
138
Seks ve Savana
139
insan içgüdüsü
140
Seks ve Savana
141
insan içgüdüsü
142
Seks ve Savana
143
lnsaH l.çgüdüsü
144
Seks ve Savana
Kuşkucu zihinler
Müşterilerinin temel dürtülerini iyi anlamış olan akıllı bir gi
rişimci geçenlerde "sadakatsizlik kitleri" satmaya başladı. Bu
setler aslında kuşkucu sevgililere hitap eden DIY sperm de
tektörlerinden başka bir şey değildir. ''Şah Mat", "Orijinal 5
Dakikada Sadakatsizlik Test Kiti" adları altında satılan bu
ürünleri intemetten temin edebilirsiniz. Bu kit sayesinde, bir
145
insan içgüdüsü
146
Seks ve Savana
147
lnsa11 içgüdüsü
*
Güzel zeytinyağh yemeklerden oluşan bir mönü bulmak isteyenler Giririn
PJatanias kentindeki Mylos Restoraru'na gidebilirler. Restoranın içi sayısız
hayvan boynuzuyla dekore edilmiştir ve yerli halk da bu nedenle buraya
"Keratas" adını takmıştır.
148
Seks ve Savana
149
insan lçgüdüsü
*
Okurun zihninde canlandırabileceği gibi, ergenlik çağını yaşayan bir genç
olar� ben de bu fikirlerden çok etkilenmiştim. Cinsel hazlann bu denli ser
bestçe sunulduğu böyle bir yeri ziyaret etmeyecektim de nereyi ziyaret ede
cektim.
150
Seks ve Savana
151
insan içgüdüsü
*
Gene de Mead her şeyi özgürce ve açıkça tartışmaktan yana tavır takındl.
1970'lerin ortalarında Edward Wilson Sosyobiyoloji: Yeni Sentez adla kitabını
yayımladığı zaman pek çok sosyal bilimci onun biyolojinin insan davranışını
açıklayabi leceği şeklindeki iddiası karşısında dehşete kaplldı . 1976 yılında
Washington DC' de yapılan bir toplantıda onun .ve benzeri görüşleri taşıyan
başka kişilerin ki ta p la nru n okul ve üniversitelerde okutul masının yasaklan
masmı sağlamaya çalıştılar. Hala Amerika'run en ünlü antropoloğu olan Me
ad kürsüye çıktı ve sosyobiyologların görüşlerini yayımlama haklarını ateşli
bir konuşma yaparak savundu, meslektaşlarının tutumunu Orta Çağ'da ki
tap yakan zihniyetin tutumuna benzetti.
152
Seks ve Savana
Şiddetli sevgi
Kıskançlığın şiddete yol açtığını gözlemlemek basit ama
önemlidir. Whitechapel' deki Londra Hastanesi'nde stajyer
doktorken yaşadığım ilk deneyimlerimden birini bugünmüş
gibi anımsıyorum. Kray kardeşler vb. gibi çetelerin adının
sıkça duyulduğu o günlerde, özellikle Brick Lane ve Cable
Street civarları bayağı tehlikeliydi. Bir gece, bugün Acil Ser
vis ama o zamanlar Kabul Odası olarak anılan bölümde gö
revliydim.
Saat sabahın ikisinde bir adam bekleme salonunun kol
tukları arasına yığılmış halde bulundu. Kırk yaşlarındaydı ve
şiddetli kanaması vardı. Oraya nasıl geldiği belli değildi. Sır
tında kanlı bir gömlek ve ayağında kirli çoraplar vardı, altın
da pantolon yoktu. Acil servis yataklarından birine yatırılıp
muayene edildiğinde hemen sağ baldırında ve sağ uyluğu
nun arkasında kötü bir yara olduğu anlaşıldı. Konuşmayı
reddettiği için, bu yarayı nasıl aldığını anlamak pek kolay de
ğildi. Ama benim kayıt memurum sülün avına meraklı biriy
di ve (ne tür sportmen avcılarla arkadaşlık ediyorsa artık) çift
namlulu av tüfeği yarasını çabucak tanıdı.
Saat 02:45 civarında acil servise histerik bir kadın geldi;
kocası Bay Smith'i arıyordu. Kocasının burada olduğunu ve
Aldgate gece otobüsünde bacağını incittiğini düşündüğünü
söyledi. Acil servis bölmelerinden birini örten perdenin ar
dından adamın sesini duyduktan sonra hastamızın karısı ol
duğunu iddia etti. Kocasının durumunun iyi olduğunu, yara
sının sarıldığını ve sabahleyin de ortopedik tedavi yapılaca
ğını söyleyerek kadını yatıştırdık. Kadın bize bir Cable Street
adresi vererek hemen evine döndü. Yirmi dakika sonra bir
başka Bayan Smith geldi ve kocasının burada olup olmadığı
nı sordu. O da ilk Bayan Smith kadar histerik bir haldeydi;
kendisinin yaralı adamın karısı olduğunu iddia edince bizim
kafamız iyice karıştı. Bi rkaç dakika sonra aniden çıkıp gitti.
Otuz beş dakika sonra acil servise bir başka adam getirildi.
1 53
lnsan içgüdüsü
154
Seks ve Savana
155
insan içgüdüsü
Büyük T
Her ne kadar testosteronun erkeklik hormonu olduğu düşü
nülse de, bu kimyasalın, çok daha az miktarda olmakla birlik
te, kadınların damarlarında da dolaştığını duyunca şaşırabi
lirsiniz. Aslında, kadınlar her gün bu hormondan çok az mik
tarda, yumurtlamayı sağlamaya yetecek kadar üretirler. Er
keklerse günde kadınlardan yirmi kat daha fazla testosteron
üretirler (günde yaklaşık 7 mg). Erkeklerin kadınlardan daha
saldırgan olmasının sebeplerinden biri bu yüksek testosteron
seviyesidir. Primat kuzenlerimiz şempanzelere bakacak olur
sak, onlarda da erkeklerin dişilerden daha saldırgan olduğu
nu görürüz. Gelişim psikologları oğlan bebeklerin bir yaşına
doğru bariz şekilde saldırganlaşma ve oyun oynarken daha
11kaba ve hareketli" olma eğilimine girdiklerini uzun zaman
önce fark etmiştir.
Çok eski atalarımız milyonlarca yıllık bir süreç içerisinde
evrilirken, bazen avcı bazen leş yiyici ama daima grubun ko
ruyucusu olan erkeklerin bu rolleri yerine getirmelerini sağ-
156
Seks ve Savana
157
insan içgüdüsü
158
Seks ve Savana
159
insan içgüdüsü
160
Seks ve Savana
161
insan içgüdüsü
162
Seks ve Savana
merinden ilk kez makul biçimde Marie de France'ın (1180 civan) Destan adlı
eserinde söz edilir. Eserde şövalye Guigemar'ın sevdiği hanımefendiye elve
da deyişi ve h arumefendinin de ona, gözyaşları içinde, eğer ölecek olursa ken
disinin de yaşayamayacağını söyleyişi anlablır. H anımefendi şövalyenin göm
leğinin alt kısmına sıkı bir düğüm atar ve ondan kendisine sadık kalmasıru ri
ca eder. Karşıhğında Guigemar tuhaf şekilde düğümlenmiş bir kemer ahr ve
onu hanımefendisinin çıplak bedenine bağlar. Şarkılan günümüzde yeniden
çalınmaya başlanan on dördüncü yüzyıl müzisyeni Guillaume de Machaut
benzeri bir sembolik bekaret kemeri örneği verir. Ve on beşinci yüzyılda koca
lan savaşa giden Floransah asil kadınla� namuslarına göz dikebilecek kişi
leri caydırmak için gönüllü olarak metal bir kemer taktık.lan bilinir.
163
insan içgüdüsü
164
Seks ve Savana
ri olduğunu düşünmez.
166
Seks ve Savana
167
lnsan lçgüdUsü
168
Seks ve Savana
169
lnsan lçgtldüsü
170
Bölüm 4
Çiftleşme içgüdüsü
171
insan içgüdüsü
172
Bir Aile Meselesi
173
insan lçgUdUsU
Ama şunun gibi ilanlar Batı'da kadınlann üstünlüğü ele ge(irmekte olabile
•
174
Bir Aile Meselesi
175
insan içgüdüsü
176
Bir Aile Meselesi
1 77
insan içgüdüsü
178
Bir Aile Meselesi
179
insan içgüdüsü
181
insan içgüdüsü
Aldatan kalpler
182
Bir Aile Meselesi
183
insan içgüdüsü
1 84
Bir Aile Meselesi
Savaş sürüyor
185
insan lçgüdüsü
186
Bir Aile Meselesi
1 87
insan içgüdüsü
188
Bir Aile Meselesi
Sadakatin biyolojisi
Gelin, cinsel mirasımızın biyolojik köklerini incelemeyi sür
dürelim. Eğer ilk insanlar gayrimeşru ilişkiler kurdular ve
güvenlik gereksinimlerini karşılayan tekeşlilik ile genlerinin
yayılmasını sağlayan zinayı zor da olsa bir arada yürütmeyi
başardılarsa, bu eğilimler bize hangi araçlar sayesinde miras
kalmışhr?
Genlerimizde herhangi bir kanıt bulabilir miyiz? Gerçek
şudur ki, vücutlanmızdaki her bir fizyolojik işlevi kontrol
eden birden fazla gen vardır; bu nedenle, aşın derecede kar
maşık davraruşlan "kontrol eden" genleri arayıp bulmaya ça
lışırken kesinlikle dikkatli olmalıyız. Sosyal çevrenin etkisi
çok büyüktür ve göz önünde bulundurulmalıd1r. Ama hpkı
bazı fiziksel süreçlerde olduğu gibi bazı davranışlarda da her
şeyi kontrol eden ana genler olması mümkündür.
Emory Üniversitesi'nden Tom insel ve Larry Young sıçan
ve tarla farelerinde çiftler arasında oluşan sosyal bağın gene
tiğini araşhrmışhr. Tarla fareleri sempati uyandıracak ölçüde
tekeşlidir. Çiftleşmeden sonra erkekle dişi arasında güçlü bir
189
insan içgüdüsü
190
Bir Aile Meselesi
Sevgi hormonu
Eşlerimize bağlanma konusunda bize rehberlik eden bir ana
gene sahip olup olmadığımızı bilmiyoruz; yanılmıyorsam,
böyle bir geni şimdiye dek kimse ciddi olarak aramadı. An
cak, tarla farelerinin sahip olduğu gene çok benzeyen, beyin
lerimizdeki vazopresin-2 reseptörünü kontrol eden ve kişi
den kişiye değişen bir gene sahip olduğumuzu biliyoruz. Ay
rıca, oksitosin hormonunun eylemlerinin karşı cinse bağlan
ma biçimimizde önemli rol oynuyor olabileceğine ilişkin ka
nıtlar da mevcuttur.
Erkeklerin seks yaph ktan sonra neden sırtlarını dönüp uy
kuya dalacak kadar mutlu olduklarını hiç merak ettiniz mi?
Bu belki aşırı egzersiz yapmanın kaçınılmaz sonucudur, bE:l
ki de asıl sorumlu oksitosindir. Bu hormon vücutta birkaç rol
birden oynar. Doğum sırasında rahmin kasılmasını tetikle
mek ve annenin yeni doğan bebeğine bağlanmasına yardım
etmek bu rollerden baz1larıdır. Ama aynı zamanda, hem er
keğin hem de kadının tahrik olması sırasında salgılanır. Do
kunma ve okşamalar sırasında hormon seviyesi yükselir.
Hormon seviyesi ne kadar yükselirse kişi sekse o kadar açık
hale gelir. Her iki cinste de hormon seviyesi orgazm sırasın
da doruğa çıkar. Ama benzerlik burada biter, çünkü oksitosi
nin öteki hormonlarla birleşmesi cinsler arasında ki o çok es
ki savaşın bu noktada kontrolsüz şekilde şiddetlenmesiyle
sonuçlanır. Ôstrojenin her nasılsa kadınlarda orgazm sonra
sında oksitosinin etkisini kuvvetlendirdiğine inanılmaktadır.
Bu yüzden çoğu kadın bu noktada sevecenleşmekte, eşine so
kulmak istemekte ve onunla arasında kuvvetli bir duygusal
191
insan içgüdüsü
192
Bir Aile Meselesi
193
insan içgüdüsü
Haremden ganimete
Erkeklerin kendi aralarında konuşurken yaphklan kötü bir
espri vardır: Karısı kırk yaşına gelen erkek onu bozdurup iki
yirmilik yaphrmalıdır, derler.
Bu espriyi itici bulmanızın sebebi, erkeklerin cinsel tercih
lerini iyi anlatmasıdır. Erkekler genç kadınlan daha çok sever
ler, çünkü genç kadınlar daha çok çocuk yapabilirler. Her ne
kadar modem erkeklerin büyük çoğunluğu genç kadınlardan
hoşlanmalarının nedenin in hiç de onların daha çok çocuk ya
pabilme potansiyeline sahip olmaları olmadığını düşünseler
de, birçok araştırma bu nedenin modem eş bulma modellerin
de etkili bir faktör olduğunu göstermektedir. Kadının yaşlan
masından ötürü cinsel çekiciliğinin azalması, yıllar içerisinde
195
insan içgüdüsü
196
Bir Aile Meselesi
Akrabahğın gücü
Kutsal Kitabın bazı yerlerinde kişinin ebeveynlerine saygı
göstermesi gerektiği belirtilir, ama Bah uygarlığının ahlak
görüşlerine büyük ölçüde temel oluşturan Eski Antlaşma'nın
hiçbir yerinde kişinin çocuklarına saygı göstermesi gerektiği
nin söylenmemesi de bir o kadar çarpıcıdır. Bunun sebebi in
sanın çocuklarını besleyip büyütmesinin neredeyse otomatik
bir davranış olmasıdır; ve bu da bu tür bir hükmün gereksiz
olduğu anlamına gelir. Bana göre, bir insanın yaşayabileceği
en büyük kayıp, çocuğunun ölümüdür. Toplumumuzda ba
zen bebek ölümleri ve düşükler sıradan olaylar olarak algıla
nabilmektedir, ama kendi kişisel klinik deneyimlerime daya
narak, pek çok kadının böyle bir kaybın neden olduğu acıdan
hiçbir zaman tam olarak kurtulamadığını söyleyebilirim. Yüz
binler hatta milyonlarca yıldır bebekler aile, akrabalık ve
dostluk ilişkilerinin merkezinde yer almaktadır. Bebekler ay
nı zamanda yetişkinler arasında yoğun sevgi ve ilgi odağıdır
lar. Çocuklarımıza duyduğumuz sevgi hisleri bilinçaltımızda
yer etmiş gibidir. Bebekler anne babalarına, anne babaları da
bebeklerine bağlanır.
Ebeveynler ile çocuklar arasındaki sevgi ilişkisi ilk bakışta
besbelli biyolojik bir adaptasyondur. Çok fazla sevgi ve ilgi
gören çocukların hayatlarının ilk yıllarında karşı karşıya kal
dıkları hastalık ve tehlikeleri atlatma ve cinsel olgunluğa eri
şip üreyebilene dek hayatta kalma olasılığı daha yüksektir.
Bu anlamda, sevgi, genetiğin belirlediği yönde ilerleyen bir
dinamiktir; genleri m iz çocuklarımız ve torunlarımız sayesin
de hayatta kalır.
Bu gerçek, doğal dünyanın karmaşası içinde bazı rahatsız
edici sonuçlar doğurur. Aslan sürüsü örneğini ele alalım. Ço-
197
insan içgüdüsü
198
Bir Aile Meselesi
sahip olan bir uygulamadır. Dul kalan Ache kadını aynı köy
den bir başka erkekle evlenir. Ölen erkeğin çocuklarına bak
mak yeni kocanın genetik çıkarlarına aykırıdır. Çocukların
kurban edilmesi bu vahşice muhasebenin yapıldığını göste
ren bir işaret, yeni kocanın genetik çıkarlarını korumaya yö
nelik sembolik bir jest olabilir.
Ancak aslanlann durumunda biyoloji en belirleyici et
mendir. Aslanların eylemlerinin evrimsel adaptasyonun ürü
nü olduğundan neredeyse emin olabiliriz. Ama aslanlar ne
den böylesine yıkıcı bir davranış geliştirmiştir? Aslanlar
uzun :ve yavaş bir üreme döngüleri olan iri memelilerdir. Nü
fusları hiçbir zaman çok fazla olmadığı için, yavru katlinin
türün başansıru tehlikeye sokmaması pek mümkün gözük
memektedir. Bu davranışları türün başarılı şekilde korunma
sım kesinl ikle engellemektedir.
199
insan içgüdüsü
200
Bir Aile Meselesi
201
insan içgüdüsü
202
Bir Aile Meselesi
203
insan içgüdüsü
204
Bir Aile Meselesi
205
insan !{güdüsü
Sindirella etkisi
Bir aslanın taşıdığı genlerin başka bir aslanın genlerinin ya
yılması sayesinde evrim geçirmeyeceğinden neredeyse kesin
likle emin olabiliriz. Bir canlının kendisine ait olmayan yav
rulara bakmak için zaman ve enerji harcaması evri msel açı
dan anlamlı değildir; aslına bakılırsa, evrimsel bir felakettir.
Hem, buna matematiğin izin vermeyeceğini de biliyoruz. Ta
şıyıcılarını böylesine çıkışsız bir strateji izlemeye sevk eden
genler başarılı olamazlar.
Evrim matematiğinin aa gerçekleri insan toplumu açısın
dan önemli sonuçlar içermektedir. İnsan davranışlarını ve iliş·
206
Bir Aile Meselesi
kilerini bu şekilde düşünmek bazen bizim için zor olsa da, Ka
nadalı psikologlar Margo Wilson ve Martin Daly tarafından
yapılan araşhrma ve onun benzerleri günlük yaşamlarımızda
işlerin nasıl yürüdüğünü anlamamıza yardımcı olmaktadır.
Wilson ve Daly, adeta kendi kendilerini protesto edercesine
söyledikleri gibi, çöl kemirgenleri ve "insanın tutku ve kin
hislerine açılan bir pencere olarak gördükleri" cinayet işleme
davranışı üzerinde saha ve laboratuvar çahşmalan yapblar.
''Sindirella etkisi" adını verdikleri fenomeni tanımladılar ve
aile ilişkilerimizin nasıl da genetik hesaplar tarafından şekil
lendirildiğini şaşırhcı derecede açık olarak ortaya koydular.
Her çağda ve dünyanın her köşesinde kötü üvey anneler
efsane ve masalların başlıca kişiliklerinden biri olmuştur. Sin
dirella masalındaki en belirgin tema, kadın kahramanın kötü
kalpli üvey annesi ve üvey kız kardeşlerinden zulüm görme
sidir. Masalın Çin versiyonunda, Benizara adını taşıyan Sin
dirella karakteri üvey kız kardeşiyle birlikte kestane toplama
ya yollanır. Ama acımasız üvey anne Benizara'nın torbasının
dibine bir delik açmışhr. Bu yüzden, akşam olup hava karar
masına karşın Benizara çantasını doldurmayı başaramaz. Ce
zalandırılacağını bildiği için eve dönmekten korkar. Ama
tüm iyi peri masalları gibi, bu masal da mutlu sonla biter. Be
nizara ormanda yaşlı bir kadınla karşılaşır. Bu kadın aslında
bir peridir. Benizara'ya sihirli bir kutu verir. Benizara bu ku
tunun içinde masalın Avrupa versiyonundaki cam ayakkabı
larla aynı işleve sahip olan bir elbise bulur. Kutuda aynı za
manda kötü üvey annesine götürmesi için içi iri kestanelerle
dolu bir de çanta vardır.
Kötü kalpli üvey ebeveyn teması pek çok farklı kültürde
öylesine yoğun işlenmiştir ki, aynı temayı korkunç aile içi şid
det ve kötü muamele gerçeklerinde görmek bizi hiç şaşırtmaz.
Wilson ve Daly Kanada' da 1974 ve 1983 yıllan arasında kayıt
lara geçmiş, çocukların öz veya üvey ebeveynleri tarafından
öldürüldüğü 147 vakanın istatistiklerini incelediler ve birtakım
207
lnsan lçgüdüsü
208
Bir Aile Meselesi
İlgisiz istisnalar
Akraba seçiliminin temel mekaniğini her açıdan derinleme
sine düşünmeye başlar başlamaz, günlük hayatımızda bir
kaç istisna bulunduğunu ister istemez fark ederiz. Bazen in·
sanların kendilerini hiçe sayarak, biyolojik bakımdan ilişki
li olmadıkları insanlar lehine özgeci eylemler gerçekleştirdi
ğini hepimiz çok iyi biliriz. Peki, bu gerçek bizim tüm ener
jisini başkasının genlerini değil kendi genlerini yaymak için
harcayan müthiş evrimsel makineler olduğumuz fikriyle
nasıl bağdaşır? .
Bu tür eylemlere iyi anlaşamadığınızı herkesin bildiği me
sai arkadaşınıza bir doğum günü karh vermekten tutun, da
ha önce hiç karşılaşmadığınız bir adamı gölde boğulmaktan
kurtarmak için suya balıklama atlamaya dek pek çok örnek
verilebilir. Sonuçta, özgeci bir kişinin eylemi, bencil genleri
nin çıkarına uygun hareket eden başka bir kişinin eylemleri
ne oranla başkalarına çok daha hoş görünür. Kitabın sonun
da bu temayı tekrar ele alacağım, ama şimdilik hayvanlar
dünyasından, konunun içyüzünü kavramamıza yardımcı
olacak iki örnek vermek istiyorum.
Gupi balığı sürüsü bir yırhcıyla karşılaştığı zaman birkaç
gupi balığı sürüden ayrılıp önlerinde hayal meyal beliren
tehdide doğru yüzmeye başlar. Amaçları tehlikenin boyutu-
209
insan içgüdüsü
210
Bir Aile Meselesi
211
insan içgüdüsü
•
ôsosyallik (Jng. eusociality) "iyi" ya da "'gerçek" anl amına gelen eski Yunan
ca eu sözcüğü ile İngilizce "toplumsal" anlarruna gelen social sözcüğünün bir
araya getir:ilmesiyle türetilmiş bir terimdir. Hiyerarşik bir sıruflandırmada en
üst düzeyde bulunan sosyal örgütlenmeleri anlatmak için kullanılan bu terim
1966 yılında Suzarıne Batra tarafından ortaya ablnuştır (ç. n.).
t ôsosyalliğin pek çok özelliğine sahip tek bir memeli türü vardır, o da Afrika
çıplak köstebeğidir. Bu tünel kazıcı küçük kemirgenler birkaç düzinelik. grup·
lar halinde dev mağara komplekslerinde yaşarlar. Bu komplekslerin merke
zinde bulunan bir odada iri bir kraliçe ve çevresindeki bölmelerde de dölle·
yici erkeklerle kısır dişi işçiler yaşa�. işçiler kraliçeye ve yavrulanna bakarlar.
lşbirliğ:iyle toprağı kazarak yumru kökler arayıp bulur ve bir tünel ağı vası
tasıyla yiyecekleri yuvalanna taşırlar.
212
Bir Aile Meselesi
213
insan içgüdüsü
214
Bir Aile Meselesi
Bebek öldürme
215
insan lçgüdüsü
216
Bir Aile Meselesi
217
lnsan lçgüdüsü
218
Bir Aile Meselesi
219
Bölüm S
• • •
Risklı iş
221
1nsan içgüdüsü
222
Riskli iş
•
İyi bir terbiye almış olmak popüler Viktorya dönemi edebiyabnda da çok de-
ğer verilen bir şeydi. ôme� Oliver Twist bir yoksullar evinde doğar ve ço
cukluk yıllanru hayal edilebilecek en kötü koşullar altında yaşar; ama yine de
Oliver büyüyünce dürüst,, iyi ve nazik bir insan olur. Öte yandan, aynı koşul
lar altında büyüyen Artful Oodger aşağılık ve kurnaz biri olup çıkar. Bunun se
bebi nedir? Daha sonra öğreniriz ki, Oliver saygın bir orta sınıf ailesinin çocu
ğu olarak dünyaya gelmiştir. Burada ilstü örtülü olarak verilen mesaj şudur:
Oliver'm genetik mirası onu içinde bulunduğu güç durumdan kurtaracakbr.
223
lnsan içgüdüsü
,
Galton nüfusun "daha uygun.. öğelerinin "uygun olmayan
lar'' aleyhine ürediğini görmekte kararlıydı. Galton' a göre, orta
ve üst sınıflar gelecek kuşaklara aktarılması gereken doğuştan
gelen üstün yeteneklere sahiptiler. Tüm dünyada yaşanan böy
le bir büyük altüst oluş ve değişim zamanında ulusun ha yatta
kalınası ve genişlemesi için bu sırufların üyeleri erken yaşta ev
lenmeye ve büyük aileler kurmaya özendirilmeliydiler. Bu, in
san türiinü, kendisinin belirttiği gibi, "çekici öğelerini çoğalbp
itici öğelerini yok ederek" kusUisuzlaşbrmanın bir yoluydu.
Galton bir yurtsever ve tamamen iyi niyetli bir insandı,* ama
Cehenneme giden yol da iyi niyet taşlanyla döşenmiştir. Nazi doktorla nrun
*
''özgeci " motiflere sahip olduk1an unutulmamalıdır. Toplum için iyi bir şey·
]er yaptıklarını düşünüyorlar, fakat üzerlerinde deney yaptıktan insanlann
da özgürce davranma hakkına sahip olduklanru göz ardı ediyorlardı.
224
Riskli iş
•
Kalıtsal özelliklerin insan zekası ve davraruşlanru çevresel etmenlerden ba
ğımsız olarak belirlediğini ileri süren doktrin (ç. n.).
225
insan içgüdüsü
226
Riskli tş
Bu karmaşık özeJliklerin pek çoğunun poligenik yani çok sayıda farklı genin
•
227
insan içgüdüsü
228
Riskli tş
Fortı.me dergisinin 1957 yılında "yaşayan en zengin Amerikab'' olarak söz et
*
229
insan içgüdüsü
İlk çatışma
230
Riskli lş
231
/nsnn /çgüdiisii
Gen ckspresyonu, bir gende şifrelenmiş halde bulunan bilgilerin işlevsel gen
•
232
Riskli İş
%10) - (3 x o 5 x %5)
.. = - %2,5.
Sonuç negatif olduğu için, bir fayda değil (anne için)
maliyet söz konusudur. Uzun vadede, mutasyon, eğer
annede olursa, seçilmeyecektir. Peki ya hayatta kalma
sı üzerinde aynı etkiyi yapan bir mutasyon fetüste
meydana gelirse?
Fetüs kendi genlerinin %100'üne sahiptir. Olaya fe
tüs açısından bakıl ırsa, kendisinin hayatta kalması kar
deşinin hayatta kalmasından iki kat daha önemlidir.
Bu yüzden yeni denklem şöyle olur: (1,0 x %10) - (3 x
0,5 x %5) == + %2,5.
Sonuç pozitiftir, bu yüzden durum fetüse fayda .sağ
lar ve genetik değişim uzun vadede seçilir. Bir sonuç
pozitif öteki sonuç negatif olduğu için iki karşıt güç
arasında daima bir gerilim olacakhr. Bu vakada bilan
ço sıfırdır.
233
insan içgüdüsü
delerini elde etmek için verilen kavga uzun vadede tam anla
mıyla bir ölüm kalım meselesidir, ama gelişmekte olan fetüs
içerisinde bir başka şiddetli çarpışma meydana gelmektedir.
Bu sefer savaşan taraflar anneyle babadır ve bu çarpışmada
genler silah olarak kullanılmaktadır.
Normal şek.ilde gelişen bir embriyonun her hücresi yirmi
üç çiftten oluşan kırk altı kromozom içerir. Her çiftin yansı an
234
Riskli lş
235
lnsan içgüdüsü
•
Benim laboratuvanmda yaphğımız çahşma lar, insan embriyosunda bile, döl
lenmeden üç gün sonra bu genin çahşmaya başladığını göstermiştir. Klonla
ma uygulamasırun sonucunda, ciddi gelişim sorunlan çeken aşın kilolu hay
vanlar elde edilmesinin sebebi bu olabilir, çünkü klonlamadan sonra bir kro
mozom çiftinin her iki öğesi de tek bir ebeveynden alınmış olur. Böylece
damgalama modeli zarar görür ve bebek için çok kötü sonuçlar doğar. Pek
çok bilginin insan klonlanmasına büyük bir öfkeyle karşı Ç1kmasırun sebeple
rinden biri de budur.
236
Riskli lş
237
insan içgüdüsü
238
Riskli iş
239
insan içgüdüsü
240
Riskli lş
241
lnstttı içgüdüsü
İyi genler
Kaçak seçilimin amaçsız oluşu şaşırtıcıdır. Evrimin sorun ya
ratmaması, ak.sine çözmesi gerekir. Belki de tavus kuşunun
uzun kuyruğunun ilk başta ve hala iyi genlerin bir işareti ol
duğuna inanan biyologların (bilinçdışı) düşüncesidir. Bir
hayvanın güç ya da döl bereketi işareti olmayan dev bir kuy-
242
Riskli lş
243
insan lçgüdüsü
244
Riskli iş
İnsan masah
İnsanlar göz sapları geliştirmemişlerdir, tüylerden oluşan ve
açıldığında yelpaze biçimini alan süslü bir kuyruğa sahip de
ğildirler ve olağanüstü bir tirbuşonlan da yoktur, ama en
parlak ve en renkli kuyruktan çok daha olağanüstü bir fizik
sel niteliğe sahiptirler. Bu nitelik insan beynidir. İnsan beyni
nin olağanüstü boyutlara ulaşana dek büyümesini açıklama
nın ne kadar güç olduğunu daha önce görmüştük. Fosil ka
yıtlan insanın yetenekleri ve yarahcılığında beynin büyüme
sine paralel bir artış olduğunu göstermemektedir; taş yonga
ve daha sonra gözyaşı damlası biçimindeki el bal tasının tasa
rımı bir milyon yıl boyunca hiç değişmemiştir. Bu zaman zar
fında beyin gittikçe büyümüştür. Böyle bir adaptasyonun
gerçekleşmesi için itki olabilecek belirgin bir çevresel ya da
iklimsel bir değişim de meydana gelmemiştir.
Fisher farkında olmadan bize yanıtı vermiş olabilir. Beyin
belki de kaçak seçilimin ürünüdür; başka deyişle, beyin bizi
seksi yapmışhr. Homurtular, yüz ifadeleri ya da tam olarak ge
lişmiş bir dil kullanarak i letişim kurmayı daha iyi beceren ilk
insanlar eş bulmakta daha başarılı olmuş olabilirler. Enformas
yon alışverişi, dedikodu, hatta fıkra anlatmak belki ta bir bu
çuk milyon yıl önce Homo erectus'un zamanında bile gündelik
yaşamın özeiliklerinden biriydi. Sosyal zekanın beynin büyü
mesinde rol oynaması çekici bir teoridir ve sezgisel bakımdan
245
insan içgüdüsü
246
Riskli lş
Makyavelci içgüdüler
247
insan içgüdüsü
248
Riskli iş
İnsan davranışı
İnsanlar da leke çıkarlar. Biz de kendimizce, Travolta gibi
dans eder, kuyruk tüylerimizi sallar, göz saplarımızı tokuştu
rur, cinsel seçilim yarışında puan kazanmaya çalışırız. Ama
etkileyici bir zekaya sahip ya da hazırcevap olmak dans pis
tinde işe yaramayabilir. Diskoda bir kıza "Cumartesi gecesi
ne yapıyorsun?" diye soran Woody Allen'ın ne kadar şansı
olduğunu düşünün. Kız, "İntjhar edeceğim," diye yanıt verir.
(Woody, "Peki Cuma'ya ne dersin?" der.)
Gelin, bir eşte en çok aranan özellikleri şöyle bir anımsaya
lım. Kadınlar yüksek statüye sahip, başarma tut ku suyl a dolu
erkekleri tercih ederler. Bu erkekler kadınlara statülerini nasıl
gösterirler? Finansal ve sosyal üstünlüklerinin simgelerini
249
insan içgüdüsü
250
Riskli iş
251
insan lçgüdUsü
Risk almak
252
Riskli tş
"*
Orta Çağ denizcilerin.in dünyanın düz olduğuna gerçekten inandığına tam
olarak ikna olmuş değilim. En azından dünyanın eğri olduğunu düşündük
lerini akla getirecek pek çok kanıt var. Buna rağmen, uzun deniz yolculukla
n o zamanlar inanılmaz derecede tehlikeliydi ve denizcilerin amaçlarına
ulaşmayı başararak geri dörunesi olasılığı çok düşüktü.
253
insan içgüdüsü
254
Riskli iş
255
insan içgüdüsü
256
Riskli iş
257
insan içgüdüsü
göstermek için bir aşağı bir yukarı uçan bir kuş türünün dav
ranışlarını bile açıklayabileceğini söyleyerek onunla alay etti.
Bir mülakat sırasında Zahavi gazeteci Richard Conniff' e, bu
alaya yanıt vermek için değil ama yeri geldiği için, bazı kuş
ların karşı cinse kur yaparken sahiden bir aşağı bir yukarı uç
tuğunu belirtti.
Zahavi teorisini hi çb i r zaman matematiksel formüllere
indirgemeye çalışmadı, onu, tıpkı benim burada yaptığım
gibi, sözlü olarak dile getirdi ve zaman zaman da bunu "ba
zen bir şey sadece kötü olduğu için iyi olabilir'' gibi sözler
söyleyerek ifadelerini çok daha basitleştirmek suretiyle yap-
tı. Bu sözler oyun teorisine ve davranışsa) stratejilerin evri
mine ilişkin formel kanıtlara iyice bel bağlamaya başlamış
olan etolog ve biyologları hiç ikna etmedi. Ama en sonunda
Zahavi''nin te ori si "dürüst reklamcılık" stratejisinin uzun
vadede aradan pek çok kuşak geçtikten sonra işe yarayıp
yaramayacağını test eden bir bilgisayar programına d önüş
türüldü. İşe yarayabileceği ve yaradığı ortaya çıktı, ama sa
dece ortada görkemli bir handikap varsa işe yarıyordu. Baş
ka deyişle, risk almanın sadece davranış çok riskliyse bir ge
tirisi oluyordu.
On dokuzuncu yüzyılın sonunda yaşamış ve yazmış, tu
haf ve h uysu z biri olan Thorstein Veblen, sık sık söylendiği
gibi, "her şeyi en son duyan adamdı". Immanuel Kant hak
kında yazdığı tez sayesinde Yale Üniversitesi'nden ahlak fel
sefesi dalında doktora derecesi almıştı ve yirmi beş dil konu
şuyordu. Chicago ve Stanford üniversitelerinden kovulmuş
tu. Söylenenlere bakılırsa bunun sebebi derslerini sürekli mı
rıldanarak ve konuyu dağıtarak anlatması değil, muhtemelen
birileriyle cinsel ilişki kurmuş olmasıydı. Edebiyat, sanat, ta
rih, bilim, teknoloji, tarım, işçi-işveren ilişkileri, eğitim ve sı
nai gelişim alanlarında epey bilgili olmakla birlikte, pek çok
kişi onu siyasal iktisatçı sınıfına sokuyordu. Veblen, Zaha
vi' nin kuşları gibi insanların da statülerini övünerek sergile-
258
Riskli tş
259
insan lçgUdüsU
260
Riskli iş
261
lnsan lçgüdüsü
262
Riskli tş
263
Bölüın 6
Şiddet
Lombroso
265
lnsan içgüdüsü
266
Şiddet
267
insan içgüdüsü
Şiddet İnisiyatifi
268
Şiddet
269
insan içgüdüsü
270
Şiddet
271
insan IçgUdUsü
272
Şiddet
273
insan içgüdüsü
274
Şiddet
275
insan içgüdüsü
ten ve her şeyi kontrol eden bir Leviathan yaratmak tek çö
züm yoluydu.
Hobbes yürekli ve parlak bir düşünürdü, ama teorisini çü
rük bir zemine inşa etmişti. Doğa Durumu'nun tüm uuygarlaş
hno" etkilerden ve sosyal baskılardan yoksun olması gerel<l
yordu, ama insanların sadece çiftleşmek için bir araya gelen ta
mamen asosyal, yalnız avalar ya da leş yiyiciler olduğu bir dö
nem neredeyse hiç yaşanmamıştı. Gerçekten de insanın ayırt
edici özelliği grup yaşamı ve toplumsal etkileşimdi. Bir sonra
ki bölümde göreceğimiz gibi, işbirliği, onun uygulanmasını
sağlayacak yasalar olmadığı zaman bile, insan yaşamının ay
nlmaz parçası olmuştur. Hobbes'un Doğa Durumu çok soyut
ve gerçeklikten çok uzak bir kavramdır; sadece bir düşünce
deneyi olarak bile insan doğasına ışık tutmakta başarısız olur.
Yine de, Hobbes'un aklını meşgul eden soru yanıtlanmış
değildir. Şiddetin sebebi nedir? İnsan kültürünün bir ürünü
müdür yoksa evrimsel kökenlere mi sahiptir? Kültürel gele
neklerimize ve bireysel eğilimlerimize bağlı olarak, hem sa
vaşçı hem barışçı olma yeteneğine sahip miyiz?
276
Şiddet
.... biyoloji insanlığı savaşa mahkum etmez.... Savaşı icat eden tür ba
rışı icat etme yeteneğine de sahiptir. Sorumluluk her birimize aittir.
278
Şiddet
279
insan içgüdüsü
280
Şiddet
281
lnsan lçgüdüsü
282
Şiddet
Saldırgan erkekler
Margo Daly ve Martin Wilson İngiltere'deki bir üniversite ka
sabasından Uganda' da yaşayan BaSoga halkına dek yaklaşık
otuz kültüre ait suç istatistikleri üzerinde büyüleyici bir araş
tırma yapmışlardır. Hemcinslerin birbirlerini öldürdükleri ci-
283
insan içgüdüsü
Erkekler böyledir
284
Şiddet
285
insan içgüdüsü
Babalar ve kızlar
Ama saldırganlık eğilimine sahip küçük bir kadın grubu var
dır. Bu kadınların genleri ü zerinde İngiltere'de yapılan bir
araştırma tüm erkeklerde "şiddet eğiliminin" nasıl yaratıldı
ğına dair çok ilginç gerçekleri ortaya çıkarmıştır. Cinsiyetimi
zi iki kromozom belirler. Tüm yumurtalar sade ce bi r adet X
kromozomu içerir, spermse ya sadece bir X kromozomu ya
da sadece bir Y kromozomu taşıyabilir. Döllenme sırasında
üreme hücreleri kaynaşır ve tüm normal embriyolarda yirmi
üç kromozom çifti XX ya da XY kromozomlarından oluşur.
XX kromozomu alanlar dişi, XY kromozomu alanlar erkek
olur. Sonuçta herkesin en az bir X kromozomu vardır ve ka
dınlar hem annelerinden hem de babalarından X kromozomu
alırlar. Erkeklerin X kromozomu annelerinden gelmek zo
rundadır. Ve, göreceğimiz gibi, X kromozomu bireyin davra
nışları ve kişiliği üzerinde çok büyük etkileri olan genlere ev
sahipliği yapar.
Turner Sendromu ender rastlanan bir genetik rahatsızlık
tır; her yıl doğan 2000 kız bebekten birinde görülür. Bu rahat
sızlığın sebebi bir X kromozomunun eksik olmasıdır. Bu ra
hatsızlığı çeken kişiler tek X kromozomlarını ya annelerinden
ya da babalarından alırlar, böylece XX kromozomu yerine
XO kromozomuna sahip olurl a r. Fakat insan bünyesi gelişim
süreci içerisinde esneyerek bu kusura uyum sağlayabilmek
tedir. Tek bir X kromozomunun olmayışı çoğu öteki kromo
zom çiftlerinden birinin eksikliğinin aksine, ölümcül sonuç
lar doğurmayabilir. Sadece tek bir X kromozomuna sahip
olan bazı embriyoların gebeliğin sonuna dek hayatta kalma
dıkları doğrudur, ama Tumer Sendromu ile doğan kız bebek
ler çoğu zaman nispeten normaldirler. Kısa boylu, kalın ense
li, yumurtalıkları tam oluşmadığı için gene J likle kısır olurlar
ve dirsekleri hafif bükülüdür. Turner Sendromu olan pek çok
kız çocuğu sosyal becerileri öğrenmekte zorlanırlar. Saldır
gan dav ranışlar sergileme, yıkıcı ve genellikle anti-sosyal ol-
286
Şiddet
287.
insan içgüdüsü
288
Şiddet
Öteki genler
Seville Yirmilerinin bildirisinden sadece dokuz yıl sonra
Londra' da genlerin insanın şiddet içeren davranışları üze
rindeki etkisine çok daha ciddi şekilde yaklaşan önemli bir
toplantı gerçekleşti. Suç ve Antisosyal Davranış Genetiği
Konulu Uluslararası Ciba Sempozyumu bu alanda çalış
makta olan ünlü isimleri bir araya getirdi ve bu toplantıda
şiddet içeren davranışlara neden olabilecek bazı genler ol
d uğunu düşündüren güçlü kanıtlar sunuldu. Sempozyu
mun üyeleri politik bakımdan doğru şeyler söylemeye hazır
olmadıkları gibi, toplantıyı açan seçkin çocuk psikoloğu Sir
Michael Ru tter tarafından kendilerine genetiğin etkilerini
abartma ya da ayrımcılık anlamı çıkabilecek şeyler söyleme
nin riskleri konusunda açık davranmaları gerektiği de söy
lenmişti.
tık genetik kanıtlardan biri, genleri arasında çok küçük
farklılıklar bulunan farklı laboratuvar faresi türlerinin saldır
gan davranışlar sergileme eğilimleri arasında büyük farklılık
lar olmasıydı ve 9. kromozomda (insanlarda 6. kromozomda
bulunan) belli bir geni eksik olan bazı farelerin durumu çok
ilginçti. Bu gen belli bazı beyin reseptörlerini, özellikle de se
rotonin reseptörlerini üretmektedir. Bu gene sahip olmayan
fareler farklı davranıyordu. Yeni kondukları kafesi keşfeder
ken, yemek yerken ve çiftleşirken bpkı öteki fareler gibi ta
mamen normal ve uysal davranmalarına rağmen, daha önce
hiç görmedikleri bir fareyle karşılaştıklarında çok saldırgan
ca davranıyorlardı.
Ayru bilimsel toplanhd a Finlandiyalı araşhrmacılar bu ge
nin insan kromozomundaki denginde meydana gelen deği
şikliklerin anti-sosyal davranışlar, şiddet ve alkolizm eğili
miyle ilişkili olduğuna dair güçlü kanıtlar ortaya koydular.
Araştırmaların şu anki hedeflerinden biri bu genin yapısının
genel popülasyon içerisinde ve davranış sorunlan olan birey
ler arasında ne ölçüde farklılaştığını bulmaktır.
289
insan içgüdüsü
290
Şiddet
Kadınlar savaşıyor
291
insan içgüdüsü
292
Şiddet
Çıldırmak
Her ne kadar bazı bireyler şiddete başkalarından daha me
yilliyseler de, toplumdaki şiddete bir başka açıdan da bakı
labilir. İnsanlar belli durumlarda şiddet kullanma yeteneği-
293
insan içgüdüsü
verir.
Bir süre önce, yarahcı bir araşhrma, şiddet, tecavüz ve
yağmalarıyla ünlü bir halkı, Vikingleri konu olarak seçmiştir.
Robin Dunbar ve çalışma arkadaşları Njal Destanı'nı analiz et
mişlerdir. Bu metin on Viking ailesinin yaşamları ve yazgıla
rını anlatan bir lzlanda öyküsüdür.* Destandaki ailelerden
üçü oldukça ilginçtir; bu ailelerin üyeleri arasında "berserk"t
adı verilen bir erkek bulunmaktadır.
Berserk, korkusuzluğu, kan dökücülüğü, insanüstü kuv
veti ve yüksek acı eşiğine sahip oluşuyla ünlü bir savaşçı sı
nıfıdır. Bazı kişiler bu yenilmezlik hissini halüsinojenik
mantarların verdiğine inanmakta; başkalarıysa işin sırrının
çok fazla miktarda alkol tüketmekte gizli olabileceğini dü
şünmektedir. Ne tür bir ilaç kullanıyor olurlarsa olsunlar,
berserkler savaşın en kritik anında kendilerini zafere çılgın
ca ve vahşice adıyor, böylece kahraman oluyorlardı. Daha
sonraları kraliyet ordusunda seçkin "şok birlikleri" olarak
Destanlar on üçüncü yüzyılda yazılnuştır ve o tarihten birkaç yüz yıl önce ce
•
294
Şiddet
295
insan içgüdüsü
296
Şiddet
297
lnsan lçgüdüsü
vanlar aleminde sık sık iki hayvanın karşı karşıya gelip bir
birlerine dişlerini gösterdiklerini, boynuzlarını salladıklarını
ve tehdit edici sesler çıkardıklanru görürsünüz.) Eğer bir şa
hin başka bir şahine dikleni rse, daima kavga çıkar. Tüm şa�
hinlerin kuvvet ve hız bakımından birbirlerine denk olduk.la�
ruu varsayabiliriz, bu yüzden her iki tarafın kazanma şansı
yüzde 50 olur. Bundan dolayı, kazanan araziyi alır; -50 puan.
Kaybeden ve aynı zamanda yaralanan taraf -100 alır. Eğer bir
şahin bir güvercine meydan okursa, güvercin daima kaçar ve
şahin kazanır; bu durumda şahin -50 puan alır. Güvercin de
bir bedel ödemek zorundadır; -10 puan alır. Kimse yaralan
maz. Eğer iki güvercin birbirlerine meydan okursa, her ikisi
de kavga etmek istemez. Bu kez her ikisi de kavga etmeme
nin �delini ödemek zorundadır ve -10' ar puan alırlar. Ka
zanma şansları yüzde SO'ye SO'dir. Araziyi kazanan güvercin
+40 puan, yenilen güvercin -10 puan alır.
Peki, sadece barışsever güvercinlerden oluşan bir nüfusla
işe başlarsak ne olur? Her meydan okuma şiddete başvurul
madan sonuçlanır. Eğer oyun birçok kez tekrarlanır ve nüfu
sun tüm üyeleri rastgele seçilen rakiplerle karşılaşırsa,. her
oyuncunun alacağı ortalama ödül 40 - 10 / 2 (oyuncu sayısı)
= +15 olur.
Buraya kadar mesele yok. Ortalama ödül pozitif ve bu da
güvercinler için iyiye işaret. Peki ya eğer sık sık bir mutasyon
meydana gelecek ve sonucunda bir güvercin strateji değişti
recek d iye bir kural koyarsak ne olur? Tek bir güvercin şahin
haline gelirse ne olur? Şahin her kavgayı kazanır ve kavga ba-
298
Şiddet
299
insan içgüdüsü
300
Şiddet
Katil maymunlar
Eğer iyi bakarsak, hayvanlar aleminin oyunlarla dolu oldu
ğunu görürüz. Bu oyunların çoğu o kadar karmaşıktır ki, bi
zim modelimiz bir tahmin olmaktan öteye gidemez. Şimdiye
kadar teke tek gerçekleşen kavgalan inceledik. Peki, ya ör
gütlü şiddet?
Çok yakın zamana dek, örgütlü şiddetin sadece insana öz
gü bir eylem olduğu, on milyon hayvan ve dört bin memeli
türü arasından sadece insanın böyle bir özellik taşıdığı düşü
nülüyordu. Hayvan davranışlarına ilişkin araştırmalar bu
inancı pekiştiriyordu. Ünlü primatolog Jane Goodall 1960'la
rın ortasında Tanzanya'daki Gombe Milli Parkı'nda şempan
zeleri araştırmaya başladığında, çok karmaşık bir sükunet ve
işbirliği sahnesiyle karşılaşmıştı. Şempanzeler eğlenceye düş
kün neşeli yaratıklardı; erkekler üstünlük sağlamak için dö
vüşüyor, hatta bunun için bazen şiddete başvuruyorlardı,
ama birbirlerini nadiren yaralıyorlardı. Başka türden küçük
maymunları birlikte avlıyorlardı ve bir av yakalandığı zaman
eti arkadaşlar ve müttefikler arasında bölüşülüyordu. Reka-
301
insan içgüdüsü
302
Şiddet
303
insan içgüdüsü
Savaşçı insan
Şiddetin medyada bu denli çok yer alması yeni bir araştırma sahasını n açıl
.__
masına neden olmaktadır. Medya insanlan şiddete mi itiyor, yoksa altta ya
tan şiddet eğilimlerini ortaya mı çıkarıyor, bu araşbnlmaktadır. Amerikan
Psikoloji Derneği tarafmdan yürütülen bir araştırmanın sonucunda, sıradan
bir Amerikalı çocuğun televizyonda 100.000'den fazla şiddet eylemi ve 8.000
cinayet gördüğü tahmini yapılmışbr.
304
Şiddet
305
insan içgüdüsü
306
Şiddet
307
lnsan içgüdüsü
308
Bölüm 7
. . . -· .. . .
lşbırlıgı ve Ozgecilik
Keşişler
309
insan Içgüdüsü
310
İşbirliği ve özgecilik
311
insan lçgüdüsü
312
fşbirliAi ve Özgecilik
313
insan içgüdüsü
314
İşbirliği ve Özgecilik
315
lnsan içgüdüsü
316
işbirliği ve özgecilik
Akraba özgeciliği
•
Deniz kaplumbağaları tilin yırtıa hayvanlann en zekisi yüzünden tehdit al·
tına girmiş bir türdür. Kosta Rika gibi insanların zar zor geçindiği yoksul ül·
kelerde kaplumbağa yumurtası önemli bir gelir kaynağıdır ve bu ülkenin kı·
yılanna yumurtalanru bırakan kaplumbağalann sayısı git gide az.almaktadır.
31 7
insan içgüdüsü
318
İşbirliği ve Özgecilik
319
insan içgüdüsü
320
İşbirliği ve Özgecilik
321
insan içgüdüsü
Karşıllkll özgecilik
Demek ki, akraba özgeciliği bizi sadece bu kadar uzağa götü
rebilir. Hayvanlar aleminde işbirliği sadece akraba olmayan
bireyler arasında değil, türler arasında bile gelişmiştir. Buna
temizlikçi balıkları örnek gösterebiliriz. Pek çok küçük balık
ve kabuklu deniz hayvanı karınlarını daha büyük balıkların
derisinden tehlikel i mikrop ve parazitleri toplayarak doyu
rur. Bazıları bu balıkların ağzına girmeyi bile göze alır, dişle
ri ve yanakların içini temizler. Büyük balık temizlikçileri asla
yemez, oysa temizlikçilerin çoğu büyük balığın bir lokmada
yutabileceği kadar küçüktür.
Richard Dawkins Gen Bencildir adlı kitabında türler ara
sındaki karşılıklı ilişkilere güzel bir örnek verir. Bazı karın
ca türleri bitkilerin özsuyunu emip içindeki besin maddele
rini çıkarmakta son derece başarılı olan yaprak bitleriyle
verimli bir ilişki kurmuştur. Yaprak bitleri çıkardıkları be
sin maddelerinin sadece birazını kullanır, geri kalan kısmı
nı vücutlarının arka ucundan, bir tür "bal'' olarak dışarı
atarlar. Normalde bu bal yere damlayıp toprağa karışır ve
ziyan olur, ama karıncalar yaprak bitlerini "sağma" beceri
sini geliştirmiştir: Yaprak bitlerinin vücutlarının arka ucu
na vurur ve dışarı akan balı yakalarlar (bazı yaprak bitleri
bir saatte kendi ağırlıkları kadar bal salgılar). Yaprak bitle
ri bu ilişkiden çok hoşnuttur. Onlar karıncalara bal verir ve
karıncalar da onları yırtıcılardan korur. Birkaç yaprak biti
türü karıncaların onların yumurtalarını alıp yeraltındaki
yuvalarına götürerek muhafaza etmelerine bile izin verir.
Yavrular yumurtadan çıkmadan hemen önce karıncalar on
ları bal üretim hattındaki yerlerini almaları için sağma böl
gesine geri getirirler.
322
İşbirliği ve Özgecilik
Savanada işbirliği
Savana insanların kolay kolay yalnız yaşayamayacağı bir or
tamdı. Yiyecek çoğu zaman bol değildi. Meyveler, bitki kök
leri, kabuklu yemişler vardı, ama Miyosen çağının sonunda
ormanlar kuruyup çekildikçe ve Buz Çağı'yla birlikte buzul
lar kuzeyden güneye doğru ilerledikçe bitki örtüsü seyrekleş
ti ve yenebilir bitki bulmak gittikçe zorlaştı. Düzlüklerde ge
yik ve antiloplar geziyordu, ama onları yakalamak kolay de
ğildi ve şiddetli rekabet vardı. Eğer bir Homo habilis aslanlar
tarafından öldürülmüş bir hayvan leşinden yiyecek temin
ederken elini çabuk tutamazsa, çakallar ve akbabalar hemen
leşin başına üşüşüp dakikalar içinde geriye iskeletten başka
bir şey bırakmıyorlardı.
Bir araya gelip gruplar oluşturan ilk insanların kıtlık ve
kuraklıklardan sağ çıkma olasılığı daha yüksekti. Daha bü
yük bir grup daha büyük bir araziyi kontrol edebiliyor, böy
lece taze et ve başka yiyecekler bulma şansı büyük ölçüde ar
hyordu. Ama asıl sebep muhtemelen yımcılardan korun
maktı. Bir grup içinde bulunduğu zaman bir kişinin civardan
323
insan içgüdüsü
324
İşbirliği ve Özgecilik
325
insan içgüdüsü
326
işbirliği ve Özgecilik
Grubumuzu tanıyahm
327
insan lçgüdiisü
Risk ve güven
328
İşbirliği ve Özgecilik
329
insan içgüdüsü
Bedavacllık sorunu
Büyük ölçekliği işbirliğine ulaşmak her zaman kol ay olmaz.
İşbirliği yapmanın en kolay yolu kurallar ya da yasalar koy
makhr.. Bu kurallar herkesin hayatını kolaylaşbrır. Örneğin,
trafiğe çıktığımız zaman arabayı yolun solundan doğru süre
riz, bir gün yolun solundan bir gün sağından gitmeyiz. (Eğer
bu konuyla ilgili bir kural ya da yasa olmasa bir ülke halkının
yolun solundan mı yoksa sağından gideceğine "karar verme
sinin" ne kadar zaman olacağını görmek ilginç olurdu.)
Bu kadar açık ve net şekilde ifade ed ilmemi ş binlerce ku
ral vardır. Dil bunlardan birincisi ve en önemlisidir. Dil şaşır
hcı bir i şbirliği başansıdır; sadece herkes aynı kurallara uyar
sa işe yarar.
330
işbirliği ve Özgecilik
331
insan içgüdüsü
tarmaya meyilli kılan gen ağlarının olması daha olasıdır. Bununla birlikte,
hangi genlerin ya da sinir yapılarının bu davranışlarla ilişkili olduğunu bil
miyoruz.
332
İşbirliği ve Özgecilik
333
lnsan içgüdüsü
Tutuklunun ikilemi
İnsan işbirliğinin evrimini incelemek için kullanılabilecek ba
sit bir oyun vardır. Adı Tutuklunun İkilemi' dir ve tıpkı vergi
ödeme ya da umumi tuvalet inşa etme gibi, bir sıfır toplam
sız oyundur.
A ve B oyuncularının birli kte bir soygun gerçekleştirdik
lerini ve soygunun hemen a rdın da n yakalanıp sorgulandık
larını düşünün. Ayrı ayrı hücrelerde tutulmaktadırlar ve
polis her iki tutukluyu da diğerinin suça kahldığını itiraf et
tirmeye çalışmaktadır. A ve B'nin polise ne ifade verecekle
ri konusunda önceden anlaşmamış olduklarını varsayahm.
Oyun sırasında birbirlerine iletebilecekleri b i r kurtuluş
planları yoktur. Aynca birbirlerine sadık olmadıkları gibi,
iyilik de borçlu değildirler. Hırsızlık onuru Tutuklunun İki
lemi oyununda herhangi bir rol o yna m amakta dı r Her iki
.
334
işbirliği ve Özgecilik
Oyuncu B
335
1nsan içgüdüsü
336
İşbirliği ve Özgecilik
337
insan içgüdüsü
338
İşbirliği ve Özgecilik
339
insan içgüdüsü
340
işbirliği ve Özgecilik
341
insan içgüdüsü
• • • •
Sonra deneğe şöyle bir kural olduğu söylenir: "Eğer bir
karhn bir yüzünde O harfi varsa, öteki yüzünde de 3 rakamı
vardır."' Denek bu kuralın doğru ol up olmadığını sınamak
için hangi kartların öteki yüzünü çevirmelidir? Eğer yanlış
karh çevirirseniz, çoğunluğu oluşturan grubun içinde yer
342
işbirliği ve Özgecilik
1 6 YAŞINDA
343
insan içgüdüsü
miyorum, ama ben yine de bu kişinin c;ok yakın bir akrabam olduğunu söy
leyeyi m .
344
İşbirliği ve özgecilik
Özgeci cezalandırma
Eğer hileleri fark etme yeteneğine sahipsek ve hile tespit mo
dülümüzün bir işe yaramasını istiyorsak, bedavacıları ceza
landırmamız gerekir. İsviçreli bir ekonomist, ceza cezalandı
rıcı için maliyetli olsa bile, bedavaoları nasıl cezalandırmak
istediğimizi göstermiştir.
Zürih Üniversitesi'nden Ernst Fehr her biri dört öğrenci
den oluşan birkaç grup meydana getirdi. Her bir gruptaki her
bir öğrenciye, diyelim ki, 20 İsviçre frangı kadar para verildi.
Kendilerine bir grup "projesine" yatırım yapmaları ve yatır
dıklan her 1 frank karşılığında gruba 1,6 frank geri verileceği
ve bu paranın her bir oyuncu arasında eşit olarak paylaştırı
lacağı söylendi. Yani her bir oyuncu 10 frank yat1rım yaparsa
1 6 frank geri alacaktı, ama içlerinden sadece biri 10 frank ya
tlrım yaparsa onun geri alacağı 1 6 frank dört kişi arasında
pay edilecekti. Herkes aynı anda ve gizli olarak yatırım yapa
caktı.
345
insan içgüdüsü
346
İşbirliği ve Özgecilik
347
insan lçgiidüsii
348
İşbirliği ve Özgecilik
349
insan içgüdüsü
Sonuçlar
350
İşbirliği ve Özgecilik
351
insan içgüdüsü
352
Bölüm 8
353
insan lçgüdüsü
354
Ahlak, Din ve içgüdü
355
insan içgüdüsü
Hayvanlarda özgecilik
356
Ahlak, Din ve içgüdü
357
insan içgüdüsü
358
Ahlak, Din ve içgüdü
nayla yere koydu, ama kuş hareket etmiyordu. Kuru kuşu al
dı ve havaya fırlattı, ama kuş yine uçup gitmedi. Kuni kuşu
kendi yaşadığı bölme içindeki en yüksek ağacın tepesine çı
kardı. Kuşun kanatlarını özenle açtı, sonra havaya fırlattı,
ama kuş yine uçup gitmedi. Bundan sonra Kuni kuşu hep ko
rudu, özellikle de, ona zarar verebilecek genç bir bonobo me
rakla yaklaştığında dikkat kesildi.
Frans de Waal ve çalışma arkadaşı Jessica Flack insan ah
l akının köklerinin maymun geçmişimizin derinliklerine
uzandığına ikna olmuşlardır. "Zeki yarahklar olduğumuzu
yadsımak mümkün olmamak.la birlikte, düşünce ve davra
nışlarımızı etkileyen güçlü eğilim ve duygularla birlikte dün
yaya geldiğimiz de açıktır. Öteki hayvanlarla olan ilişkimiz
bu alanda yatar," demektedirler. De Waal ve Flack'a göre,
Kuni'nin ve öteki maymunların sergilediği "ilk-ahlaklı" dav
ranışlar insanın ahlaki duyarlılığının evriminin yapı taşlarını
oluşturmuştur. Peki, insanlar başkaları için neden bu kadar
endişelenmektedir? Çok değer verilen bu özelliğimiz Kuni ve
Binti Jua'nın sergilediği davranışların sadece çok daha in�e
likli versiyonu mudur?
Otizm ve duygudaşlık
359
insan içgüdüsü
360
Ahlak, Din ve İçgüdü
Eğer bir çocuk "şuna bak" dercesine bir nesneyi işaret edi
yorsa, büyük olasılıkla otistik değildir. Çocuk işaret ederek bir
kişinin dikkatini bir nesneye çekmeye çalışmakta ve kendisi ile
o kişinin bakış açılarının farklı olduğunu anlamaktadır. Bakış
yöneltme, iletişim kurmak ve başkalarını anlamak bakımından
son derece önemli bir yetenektir.* Gelişimleri normal seyreden
bebekler on ikinci aydan it ibaren, hızla yön değiştirmesi halin
de bir kişinin bakışlarını içgüdüsel olarak takip ederler. Bebek
ler sık sık bakışlarını yetişkinin gözlerinden yetişkinin bakhğı
nesneye çevirirler. Birisinin bize bakıp bakmadığını ve eğer
bakmıyorsa nereye baktığını tespit etmeye yarayan çok hassas
bir yeteneğe sahibizdir. Okul çağındayken, öğretmeninizin bir
yandan tahtaya yazı yazarken bir yandan da size kendi aranız
da konuşmayı kesmenizi söylediğini ve sizin de "Bunun ense
sin de gözleri mi var?" dediğinizi anımsayın.
Otizm ahlaksal bir sorun değil, fiziksel bir sendromdur.
En önemli yanı kişinin duygudaşlık yeteneğine sahip olma
masıdır. Bugüne dek hiçbir nörolojik yaklaşım bu hastalığı
açıklayamamıştır, ama kısa süre önce yapılan bir keşif duy
gudaşlık yeteneğimizin ve "zihin teorimizin" ardındaki. me
kanizmalara ilk kez, kısa ve tahrik edici bir bakış a tmamızı
sağlayabilir.
Ayna nöronlar
Çeşitli hayvan türleri başka hayvanları izleyerek belli hare
ketlerin nasıl yapılacağını öğrenebilir. Kısa süre önce Cam-
Yıllar önce ağır bir kasa satın almıştım. I<asarun Wormwood Scrubs cezaevi
•
361
insan içgüdüsü
362
Ahlak, Din ve İçgüdü
363
insan içgüdüsü
364
Ahlak, Din ve İçgüdü
365
insan içgüdüsü
..
Bu sabrlan yazarken Las V�gas'ta bir otelin bannda oturuyorum. ABD'de
yolculuk ederken pek çok yer gördüm, ama başka hiçbir yercte buradakiler
kadar kendi çıkanna düşkün ve başkalanru bu denli az umursayan insanlar
görmedim. Acaba bu insanlar rakiplerine paranın yüzde kaçını teklif ederdi?
367
insan içgüdüsü
368
Ahlak, Din ve İçgüdü
369
insan içgüdüsü
370
Ahlak, Din ve İçgüdü
371
insan içgüdüsü
372
Ahlak, Din ve İçgüdü
Ahlaki çatışma
373
insan içgüdüsü
374
Ahlak, Din ve İçgüdü
375
insan içgüdüsü
376
Ahlak, Din ve İçgüdü
377
insan Içgüdüsü
378
Ahlak, Din ve İçgüdü
379
insan içgüdüsü
380
Ahlak, Din ve içgüdü
381
insan Jçgüdüsü
382
Ahlak, Din ve İçgüdü
Din
383
lnsan içgüdüsü
384
AhJak, Din ve İçgüdü
385
insan lçgüdUsü
386
Ahlak, Din ve İçgüdü
Şehitlik ve intihar
387
insan içgüdüsü
Masada'nın öyküsü pek çok araşbrmacıyı Yahudi çölüne çekti, ama bu me·
*
kirun yeri 184�'ye dek tam olarak tespit edilemedi. Kazılar daha 1963 yılında
başladı. l<azdara başkalanrun yanı stra gönüllü İngiliz öğrenciler de katıldı.
Bu öğrenciler arasında benim üniversiteden arkadaşlanm da vardı.
388
Ahlak, Din ve lçgüdü
389
insan lçgüdüsü
•
Danie) KitabJ muhtemelen İbrani Kutsal Kitabının yazılan son kısmıdır ve
MÖ altıncı yüzyılda Yahudilerin Babil ve Pers egemenliği altında tutsak ya�
şamalanru anlahr.
t · Kafa derileri yüzülür, sonra el ve ayaklan kesilir, diJleri kopartılıp metal bir
tavada kızartılır.
390
Ahlak, Din ve İçgüdü
*
Benzer bir öykü Talmud'daki Gitlin başlıklı incelemede anlablır. Romab bir
asker tarafından tutuklanan Haham Gamaliel kendisini bir binanın çatısın
dan atarak sonsuz yaşama ulaşır.
t Yarabhş Kitabı 65:22'de tam olarak anlatıldığı gibi, Zerototlu Jakum kendisi
nin bu ölüm kategorilerinden hiçbirine layık olmadığını düşünür ve zekası
391
insan içgüdüsü
3�2
Ahlak, Din ve İçgüdü
Maneviyat
393
1nsan içgüdüsü
394
Ahlak, Din ve İçgüdü
395
insan içgüdüsü
Sonuç
396
Ahlak, Din ve İçgüdü
397
insan içgüdüsü
398
FOTOGRAFLAR
Arecibo Radyo Teleskobu sürekli dünya-dlşı yaşam formlarını aramak içi.n kulla
rulmaktadır. insan en güçlü merak içgüdüsüne sahip olan hayvan değil midir?
Dr. Seth Shostak/Biliı:ı:ı Fotoğraflan Kütüphan_esi
Yan üsf: İnsanlığın beşiği olan Ken
ya'dal<i bu Derin Vadi'nin ne tarafma
bakarsanız bakın, insan yaşamuıın izine
bile rastlayaınazsıııJz. Yine de, bu fotoğ
rafın çekilmesinden saniyeler sonra cep
telefonum çaldı; arayan Richard Daw
kins'in Oxford Üniversitesi'ndeki sekre
teriydi.
•••
..
'
...
,. Devre arası
409
insan içgüdüsü
410
DİZİN
411
insan içgüdüsü
Australopithecus afarensis, 63, 64, 95, 97, 99, 104, 106, 107, 108,
1 18, 179, 377 1 1 0, 1 1 1, 113, 114, 1 19, 227
Australopithecus ramidus, 1 1 8 Bel-kalça oranı, 127, 131
Australopithecus robustus, 80, Bellek, 22, 44, 52, 60, 83, 94, 107,
118 1 14, 365
Avcı-toplayıcılar, 19, 150, 151, Bellis, Mark 188
174, 205, 305, 31 8, 351 Ben Teradyon, Haham 390
Avlan ma, 68, 69, 106, 107, 1 1 1, Bencillik, 16, 316, 336, 366, 367,
1 13, 165 370
Avrupa Değerleri Grubu, 384 Bengstson, Karin 87
Avustralya Yerlileri, 74, 94, 194, Berserk, 294, 295, 297, 299
305 Betzig, Laura 174, 175
Axelrod, Robert 337, 338, 339, 340 Beyin, 1 9, 22, 31, 39, 42, 43, 44, 45,
Aylaklar Sınıfı Teorisi, 259 47, 49, 51, 54, 56, 58, 59, 65, 79,
Ayna nöronlar, 361, 363, 364, 365 81, 82, 83, 88, 89, 92, 94, 95, 97,
98, 99, 100, 101, 102, 103, 104,
B 105, 106, 108, 110, 1 1 1, 113,
1 1 4, 120, 144, 145, 190, 191,
Babcock, Ludlle (Carnegie Ma 225, 229, 245, 246, 248, 249,
dalyası sahibi) 372 270, 271, 272, 280, 289, 290,
Sabunlar, 147, 167, 172 312, 316, 319, 327, 344, 345,
Bağışıklık sistemi, 39, 72, 1 38, 139, 356, 360, 364, 381
143, 187, 203, 231, 241 Beyin dalgaları, 363
Baker, Robin 188 Bilgisayar modeli, 1 12, 325
Bakış yöneltme, 361 Bilim, 53, 101, 169, 178, 258, 269,
Bakirelik, 128, 130 273, 279, 378, 396, 397
Baldwin Etkisi, 108, 109, 1 1 0 Bilinç, 108
Baldwin, James Mark 108, 109, Binti Jua, (goril) 358, 359
1 10 Bloch, Felix 45
Baron-Cohen, Simon 360 Bobbit, Loretta 164
Base jumping, 259 Bohr, Nils 353
BaSoga halkı, 283 Bondi, Hermann 383
Baudoin, {Kont) 175 Bonobolar, 1 20, 147, 358
BBC, (British Broadcasting Cor Borgia, Cesare 247
poration) 9, 36, 87, 250, 377 Boşanma, 182, 193, 194, 195
Bebek öldürme, 215, 21 6, 273 Bouchard, Tom 385
Beceri, 9, 67, 69, 72, 81, 83, 92, 93, Brecht, Bertolt 306
412
Dizin
Broca Alam, 98, 364 Çevre, 1 9, 21, 32, 34, 40, 53, 55, 68,
Brookfield Hayvanat Bahçesi, 90, 96, 1 1 1, 273, 279, 290, 312,
(Chicago) 358 313, 372
Brown, Andrew 203, 409 Çılgınca aşık olma,, 144, 145
Brüksel lahanası, 71 Çiftleşme, 99, 1 1 7, 135, 136, 137,
Burman, Cecilia 89, 90 138, 139, 140, 147, 1 67, 168,
Burns, George 195 171, 172, 1 73, 176, 177, 179,
Buss, David 130, 132, 149, 155, 409 1 85, 186, 1 89, 196, 201, 202,
Buz Çağı, 19, 71, 323 215, 229, 239, 242, 244, 255, 315
Büyük Hata varsayımı, 319, 320,
321 o
Byme, Richard 247, 248
Da Vinci, Leonardo 158
C-Ç Daly, Martin 1 64, 207, 208, 283
Damga, (genlerin damgalanması)
Calvary'den Tokyo' ya , (Weissin 235, 236, 237, 287
ger) 383 Dani halkı, (Yeni Gine) 194
Calvin, William 66, 67, 109, 1 1 1 , Dart, Raymond 68, 69, 1 1 1
112 Darwin Savaşları, (Brown) 203
Camegie Madalyası, 369, 370, 372 Darwin, Charles 20, 21, 52, 53, 99,
Castimandua (Brigantes kabilesi- 103, 1 69, 183, 199, 221, 224,
nin kraliçesi) 292 226, 237, 238, 266, 377, 378
Cennetin Ejderleri, 82 Darwin'in Katedrali, 385
Cep telefonları 252 Davie, Grace 384
CeyJanJar, 40, 257 Davranış 21, 23, 24, 30, 31, 33, 53,
Chagnon, Napoleon 1 74, 216 94, 109, 1 10, 136.. 1 58, 166,
Chomsky, Noam 93 178, 1 91, 197, 199, 254, 255,
Cinsiyet, 27, 108, 1 1 3, 123, 150, 258, 266, 281, 288, 294, 303,
151, 170, 171, 200, 201, 202, 306, 349
205, 206, 261, 284, 285 Dawkins, Richard 311, 312, 315,
Clark, A. G. 186 316, 322, 350, 378, 381, 382,
Clarke, Arthur C. 1 6 386, 409
Collins, Francis 21 Deacon, Terrence 102
Conniff, Richard 258 Deniz filleri, 173, 222, 238
Cosmides, Leda 95, 205, 3 1 9, 342, Dennett, Daniel 31, 409
343, 344, 409 Diderot, Denis 311
Çakmaktaşı, 65, 66, 1 1 1 , 1 12 Diktatör Oyunu 367
413
insan içgüdüsü
124, 136, 141, 190, 191, 192, Et, 34, 44, 45, 69, 70, 71, 72, 73, 77,
97, 105, 1 07, 184, 323, 339
194, 234, 236, 237, 251, 261,
Evlilik, 1 33, 137, 141, 1 64, 176, 183,
290, 385, 390
1 93, 1 94, 196, 219, 319
Doğurganlık, 1 25, 1 . 8, 131, 135,
Evrim, 17, 20, 28, 29, 35, 43, 57, 72,
146, 147, 1 94, 198
84, 92, 100, 105, 1 1 7, 1 1 9, 130,
Dolan, Ray 344
139, 142, 1 59, 1 69, 170, 185,
Donne, John 143 1 92, 194, 1 98, 1 99, 200, 202,
Drimolen, (Güney Afrika) 79 203, 210, 212, 221, 228, 235,
Drosoplıia, bkz. meyve sineği 240, 241, 258, 263, 266, 277,
Dunbar, Robin 132, 133, 294, 327, 278, 295, 301, 314, 315, 319,
328 336, 338, 340, 341, 352, 356,
Duygudaşlı� 357, 359, 361, 362, 359, 364, 375, 376, 378, 396
365, 366, 369, 370, 373 1 1 Eylül 381, 382
414
Dizin
415
insan içgüdüsü
2 1 1 , 213, 230, 311, 316, 385 Homo erectus, 1 7, 60, 65, 66, 67,
Hammersmith Hastanesi (Lon 71, 101, 107, 1 1 l, 1 12, 1 1 8, 245,
dra) 46, 48 377
Hamm-0nd, Peter 126 Homo ergaster, 65
Hammurabi, (Babil Kralı) 374, Homo sapiens, 17, 65, 68, 94, 96,
375, 381 97, 98, 99, 103, 105, 1 1 1, 1 1 2,
Handikap llkesi, 257, 260, 370 1 18, 120, 122, 123, 135, 146, 179,
Harding, Luke 218 201, 227, 228, 274, 277, 306, 317,
Harem 1 72, 173, 174, 175, 1 77, 179, 340, 351, 375, 384
180, 181, 195, 196, 201, 202, 238 Hormonlar, 39, 43, 157, 159, 190,
Harlow� John 270 192, 231
Hartsoeker, Nicolas 379, 380 Hukuk, 266, 269, 274, 275, 295,
Hastalıklar, 183 373, 374, 391, 397
Hayatta Kalma, 1 0, 16, 18, 19, 28, Hutterciler, 139, 140, 328
31, 37, 40, 41, 42, 49, 57, 61, 63, Hu:xley, T. H. 226
64, 66, 68, 73, 75, 81, 83, 91, 92, Hymenoptera, 212
101, 103, 106, 107, 1 10, 1 1 1,
1 1 3, 1 1 4, 1 15, 1 18, 123, 124, 1
127, 159, 182, 197, 203, 204,
208, 210, 214, 228, 229, 234, IGF2 geni, 235, 236
235, 241, 247, 253, 254, 256, Insel, Tom 1 89, 190
259, 274, 300, 305, 31 1 , 314, IQ (zeka katsayısı)lOl
. 1 . .
317, 345, 395, 396 Irk, 205
Herodot, 253 Irkçılık, 226, 268
Herzog, Wemer 32
Hıristiyanlık, 389, 392 ı
HIV, 1 30
Hidrojen 312.. lçevlilik, 141
Hile tespit modülü, 345 içgüdü, 10, 16, 19, 20, 28, 32, 36,
Hipotalamus, 38, 44 42, 43, 52, 53, 57, 63, 73, 80, 83,
Hiroşima, 23, 307 84, 86, 91, 96, 100, 1 08, 1 1 5,
Hobbes, Thomas 274, 275, 276, 1 1 7, 1 1 8, 122, 1 29, 134, 149,
296, 304, 308, 337, 350 151, 158, 160, 1 6t 1 70, 171,
Hominidler, 1 1 , 20, 26, 27, 62, 63, 176, 180, 182, 188, 197, 204,
64, 68, 69, 70, 74, 77, 79, 80, 97, 205, 206, 215, 219, 237, 247,
102, 103, 110, 1 1 l, 1 1 3, 1 14, 1 18, 249, 253, 260, 273, 274, 281,
1 62, 178 283, 284, 293, 304, 306, 308,
416
Dizin
417
lnsan lçgüdüsü
418
Dizin
140, 141, 142, 423 Olasılık, 16, 64, 89, 101, 103, 126,
Misilleme Stratejisi, 338, 339, 340, 141, 186, 234, 240, 266, 290,
291, 337, 361, 386
341, 342, 350
Oliner, Samuel 369
Modül teorisi, 94, 95, 96
Organ nakli, 231
Molekül, 312, 313, 314
Orgazm, 161, 1 62, 183, 191, 192
Monoamin oksidaz, 290
Otomatik Portakal, (film) 55
Monroe, Kristen Renwick 371,
Oyun teorisi 258, 297, 299, 3001
373, 410
301, 331, 333, 337,,341, 351, 366
Mormonlar, 180 Oyuncak 56, 92, 285, 366
MRG, 45, 46, 47, 48, 97, 106, 344
Mu dalgalan, 363, 365 ö
Mulay, İsmail (Fas Kralı) 136
Musevilik,. 389 C>jenik, 122, 224, 225, 226, 267, 269,
Muskat, 72 381
lvfyrene, (Amazon kraliçesi) 292 ôsosyallik, 212
419
insan !�güdüsü
271 lık) 21
Prens, (Machiavelli) 247 Santa Cruz, 21
Proteinler, 58, 138, 312, 313 Savana yaşamı, 19, 75, 95
Psikiyatri 51, 54, 55, 280
..
Savaş, 96, 160, 170, 188, 275, 277,
Pueblo Kızılderilileri, 23 278, 280, 282, 292, 295, 297,
Pugh, Emerson 97 303, 305, 306, 330, 35 I
Purcell, Edward 45 Savaş ya da kaç, 37, 44, 61, 86, 271,
281
Q Scheil, Jean-Vincent 374
Quinn, Marc 21 Seks, 10, 27, 43, 1 14, 1 15, 117, 118,
420
Dizin
Singh, Rahip J. 32, 33, 34, 35, 218 254, 256, 257, 259, 275, 318, 364
Sinir Bilimleri Merkezi, 49 Sürüngenler, 30, 42
Sinir sistemi, 37, 49, 98, 315 Süt ürünleri, 74
Skuse, David 287 Swartkrans, (Güney Afrika) 41
Small, Meredith 167
Smilodon (kılıç dişli kaplan) 40, 41 ş
Smith, Adam 153, 154, 263, 296,
297, 298, 299, 301, 335 Şartlı refleks, 54
Sosyal ağ, 328 Şa rtl ı Refleksler, 53
Sosyal Darwinciler, 226, '227 Şehitlik, 390, 392
Sosyal zeka, 245, 247 Şeker, 73, 74, 313
Sosyalleşme, 2t 31, 61, 288, 311, Şempanzeler, 63, 65, 100, 1 12, 120,
318, 347 156, 167, 168, 169, 176, 177,
421
insan içgüdüsü
181, 246, 266, 268, 301, 302, Thompson, William (Lord Kel
303, 304, 306, 348, 358 vin) 378
Şiddet, 19, 20, 25, 72, 86, 87, 120, Tineke, (Abraham Pais'nin arka
150, 151, 152, 153, 154, 155, daşı) 353, 354, 355
158, 159, 160, 172, 174, 180, Toksoplazma, 72
189, 198, 207, 208, 260, 263, Tooby, Jolın 95, 205, 319, 342, 343,
266, 267, 269, 270, 272, 273, 409
344,
274, 276, 277, 278, 279, 280, Toplumsal Sözleşme, (Hobbes)
281, 282, 283, 284, 285, 288, 275
289, 290, 291, 293, 294, 296, Travolta, John 244, 249
298, 301, 303, 304, 305, 308, Trivers, Robert 230, 257, 316
316, 327, 350, 381, 382 Trobriand Adaları, 23
Şiddet eğilimi, 272, 281, 283, 286 Trung Trae ve Trung Nhi (Viet
namlı kız kardeşleri) 291
T Tumer Sendromu, 286, 287, 288
Tutuklunun İkilemi, 334, 335, 336,
Talamus, 44 337, 339, 340, 341, 346, 350
Talmud, (Avadoh Zarah) 380, 390, Türlerin Kökeni, 20
391
Tanrı, 16, 18, 82, 90, 269, 280, 383,
u
384, 386, 387, 389, 390, 396,
397, 398
Udayama, (Hint imparatoru) 175
Tanzanya, 61, 1 68, 1 69, 216, 301
Ulusal Akıl Sağlığı enstitüsü,
Taş Çağı 9, 17, 20, 39, 73, 319, 326
(USA) 42, 58, 268
Tavşanlar, 46
Ulusal Portre Galerisi, 21
Tavus kuşu, 67, 1 14, 239, 240, 242,
Urbach-Wiethe hastalığı, 48
244, 246, 250, 256, 370
Uygarlık, 160, 164, 221
Tecavüz, 130, 151, 158, 159, 160,
lJzmanlık, 105, 113, 188, 383
161, 162, 180, 273, 294, 295,
306, 393
Ü
Tekeşlilik, 140, 148, 179, 181, 182,
189, 190, 219
Ültimatom Oyunu 366, 367
Temizlikçi balık, 322, 325
Termitler, 228 Üreme, 16, 28, 58, 102, 107, 1 1 4,
Testisler, 135, 176, 177, 178, 185, 379 1 1 7, 1 1 8, 1 19, 120, 121, 123,
Testosteron, 131, 156, 157, 158, 128, 158, 181, 186, 189, 192,
179, 192, 271, 293 194, 196, 197, 199, 201, 202,
422
Dizin
y
v
Vikingler, 294, 295 Yiyecek 19, 20, 28, 40, 41, 43, 53,
Vol taire, François 3% 54, 62, 68, 71, 72, 73, 74, 75, 76,
Vücut dili 300 84, 85, 105, 107, 108, 113, 114,
137, 142, 165, 166, 184, 194,
Waal, Frans de 347, 348, 349, 359, 310, 311, 317, 319, 323, 326,
Wassennan, David 269 Yumurta 20, 42, 43, 46, 72, 109,.
Wellcome Trust Center of Human 171, 177, 185, 186, 188, 213,
Winston, Joe 10, 344 Yürüme 63, 64, 76, 108, 178, 296
Wolfe, Tom 268, 269 Yırtıcılar 40, 41, 42, 43, 70, 71, 80,
Wright, Robert 129, 261, 262, 378, 91, 108, 111, 172, 201, 212, 240,
410 256, 1.57, 311, 322, 323
423
insan lçgadasa
Zehirler 71, 72
Zihin teorisi 360
Zina 164, 183, 184, 1 85, 189, 190,
194, 375
Mutlu bir yuvaya sahip pek çok erkek neden metroda gördüğü
ince uzun genç kadınlar hakkında hayaller kurar? Kilolu
olmalarına, sigara içmelerine ve spor yapmamalarına rağmen
insanlar neden futbola bu denli düşkündür? Bazı kişileri
otomobilin gaz pedalına sonuna dek basmaya iten şey nedir?
Her şeye gücü yeten bir varlık fikri tartışmalı olmasına karşın
bu kadar çok sayıda insan neden dinsel inanca sahip ve neden
Tanrıya inanıyor?