You are on page 1of 30

AHİRET GÜNÜNE İMAN

ِ ‫ا الرح حم مـن ِن الرح ح‬


‫ِيم‬ ِ ‫ِبسم ِم‬
Değerli Müslümanlar ! bilindiği gibi bir çok iman esasları vardır ki,
bunlara istenildiği manada iman etmediği sürece bir kulun canneti
kazanması mümkün değildir….
Bunlardan bir tanesi de Ahiret gününe imandır…. Bilindiği gibi ahiret
gününden kastın ; İnsanların hesap ve dünyada yaptıklarının karşılığını
alma günüdür. Ahiret gününün bu şekilde isimlendirilmesinin sebebi onun
son gün olup dünya için başka bir gün olmadığı içindir. Ahiret günü
kıyamet günü diye de isimlendirilmiştir.
Ahiret gününe iman : Allah ve Rasulünün haber verdiği ölümle
başlayan kabrin fıtnesine, oradaki nimet ve azaba, tekrar dirilmeye,
haşra, amel deflerlerine, hesaba, teraziye, havuza, sırata, şefaate,
cennete, cehenneme ve kıyamet alametlerine iman etmeyi gerektirir.

KUR’AN DA AHİRET GÜNÜNÜN ÖNEMİ

Kur’an imanın bu kısmına çok önem vermiş ve onun mutlaka gerçek-


leşeceğini haber vermiştir…. Rabbimiz yine bu konuda insanın o günden
gafil olmaması için her fırsatta ona dikkat çekmiştir.

Kur’an da bu büyük günden çokca bahsedilmiş ve bir çok Ayette


Allah’a imanla ahiret gününe iman yan yana zikredilmiştir…. Rabbimiz
kerim kitabında şöyle buyurmaktadır :

“ Yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz asıl iyilik değildir. Asıl


iyilik Allah’a ve ahiret gününe....... iman etmektir. “
BAKARA : 177

“ Herkim Allah’a ve ahiret gününe iman eder ve salih amel işlerse


onlara Rabbleri katında mükafat vardır.Onlara korku yoktur ve onlar
üzülmeyeceklerdir. “
BAKARA : 62

“ Bu sizden Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimselere verilen


bir öğüttür. “
BAKARA : 232

“ ….. Allah’a ve ahiret gününe iman etmeyen....kimselerle savaşın. “


TEVBE : 29

1
“ Ey kavmim, Allah’a kulluk edin, ahiret gününü umut edin. Yeryü-
zünde karışıklık çıkarıp bozgunculuk yapmayın dedi. “
ANKEBUT : 36

Allah’u teala Kitabında kıyamet gününü bir çok isimle zikretmiştir. Bu


da ona verilen önemin bir başka yönüdür….
Değerli Müslümanlar ! şüphesiz ki Ahiret gününe imanın insan
hayatında etkin bir tesiri vardır. Çünkü ahiret günü ve ondan sonra
gerçekleşecek hesap, ceza, cennet, cehennem, havz, şefaat gibi şeylere
iman, kişiyi orası için hazırlık yapmaya yönlendirir….
Ahirete yakini bir iman, sahibine cennete girdirici salih ameller
işleteceği gibi, cehenneme girdinci kötü amellerden de uzaklaştırır.
Bu Dünya hayatının kendisi için imtihan yurdu olduğunu bilen bir
kimse, bu sermayeyi güzel değerlendirip imtihanı kazanmanın yollarına
bakar… Şuurlu ve basiretli bir Müslüman, bu dönemi kendi aleyhine
kapatmaz….
Ve bir gün ; hayır ve iyi işler yapanlara sevap ve cennet, kötü işler
yapan asi kimselere de cehennem vadeden, hakimler hakimi Zatın
huzurunda hesaba çekileceğine iman eder……… Dolayısiyla heva ve
hevesine göre değil de, Allah ve Rasulünün ölçülerine göre bir hayat
yaşar….

Hulasa değerli kardeşlerim ! basiretli bir müslüman, içerisinde salih


amellerin bulunduğu defterinin tartıda ağır gelmesi için çaba harcar…
Rabbimiz şöyle buyurmaktadır :

“ O gün tartı tam doğrudur ; - Kimseye asla zulmedilmez – Kimin


sevap tartısı ağır gelirse, işte onlar felaha erenlerdir.Kimin sevap
tartıları hafif gelirse işte onlar da ayetlerimize haksızlık etmelerin-
den dolayı kendilerini ziyana uğratanlardır. “
A’RAF : 8 – 9

Değerli kardeşlerim ! Kur’anı kerime dikkat ederseniz, Rabbimiz


Allah’u teala ; ahiret gününe imanla salih ameli bir çok Ayette birbirine
bağlamıştır :
“ AIlah’a ve ahiret gününe iman edenler ; mal ve canlarıyla cihat
etme hususunda senden izin istemezİer. Allah takva sahiplerini bilir.
Fakat Allah’a ve ahiret gününe iman etmeyen, kalpleri kuşkuya
düşmüş ve şüpheleri içinde bocalayıp duran - savaştan geri kalmak
için - senden izin isterler. “
TEVBE : 44 – 45

2
“ Allah’ın mescitlerini, ancak Allah’a ve ahiret gününe iman eden.....
….. kimseler imar eder... “
TEVBE : 18

“ Allah’a ve ahiret gününe iman eden bir kavmin..... Allah’a ve Rasu-


lüne düşman olanlarla dostluk ettiğini göremezsiniz. “
MÜCADELE : 22

“ And olsun onlarda - yani İbrahim ve ona iman edenler de - sizin için
Allah’ı ve ahiret gününü arzu edenler için güzel bir örnek vardır. “
MÜMTEHİNE : 6

Değerli kardeşlerim ! şüphesizki insan, unutkan ve gaflet sahibi bir


yaratıktır…. Bundan dolayı dünya hayatına aşırı düşkünlüğü ve
geleceğini de ihmal ettiği için, Kur’an bu hayatın oyun ve eğlence,
metaının ise geçici olduğunu hatırlatarak, kulun ebedi hayat yurdu olan
ahiret hayatına önem vermesini istemiştir…. Rabbimiz kerim kitabında
şöyle buyurmaktadır :

“ Ey iman edenler, size ne oldu ki ; Allah yolunda topluca savaşa


çıkın dendiği zaman yere çakılıp kaldınız. Ahirete karşılık dünya
hayatına mı razı oldunuz ? ! Fakat dünya hayatının metaı - yani
faydası - ahirete nisbeten çok azdır. “
TEVBE : 38

“ Bilin ki dünya hayatı bir oyun, bir eğlence, süs, kendi aranızda
övünme, mal ve evlat çoğaltma yarışından başka bir şey değildir. Bu
tıpkı bir yağmura benzer ki bitirdiği ot, ekincilerin hoşuna gider,
sonra kurur ve onun sapsarı olduğunu görürsün, sonra çerçöp olur
gider. Ahirette ise çetin bir azap ; Allah’tan ise mağfıret ve rıza
vardır. Dünya aldatıcı bir zevkten başka bir şey değildir. “
HADİT : 20

AHİRETE İMANIN DELİLLERİ

Değerli Müslümanlar ! Kur’an ve Sünnet ahiret gününe iman etmemizi


emrediyor…. Allah’u teala Kerim kitabında ahiret gününe iman etmenin
gereğini sıkça zikretmiş ve onun mutlaka bir gün gerçekleşeceğini haber
vermiştir…. Ayrıyeten bu güne iman etmeyenlerin şüphelerini de akli ve
nakli delillerle boşa çıkarmıştır.
Allah’u teala ahiret gününe imanın gerekliliği hususunda şöyle buyur-
maktadır :
“ Kıyamet saati mutlaka gelecektir. Bunda asla şüphe yoktur. “
MÜ’MİN : 59

3
“ Sura üflendiğinde göklerde ve yerde olanlar kendilerinden geçip
yere yıkılırlar. Ancak Allah’ın dilediği kalır. Sonra sura bir daha
üflenir, birden onlar mezardan kalkıp bakarlar. “
ZÜMER : 68

“ …… İlk yaratmaya başladığımız gibi tekrar iade edeceğiz ; bu


üzerimize bir va’dtir ; biz bunu mutlaka yapacağız. “
ENBİYA : 104

“ O Allah ki ; kendinden başka ilah yoktur. Ve sizi mutlaka kıyamet


gününde bir araya toplayacaktır. Bunda şüphe yoktur. Allah’tan
daha doğru sözlü kim olabilir. “
NİSA : 87

Kur’anın haber verdiğine göre her nebi kavmini, ahirete iman etmeye
davet etmiştir…. Dolayısıyla semavi dinlerin hepsinde de öldükten sonra
dirilme, iman esaslarından sayılmıştır…. Ve yine dinlerin hepsinde de
ahiret gününde yeniden dirilmeye iman etmeyen kimse mümin
sayılmamıştır…. Hulasa bazı inatçı kafirlerin dışında ahireti inkar eden
hiç kimse olmamıştır.

PEYGAMBERLERİN KAVİMLERİNİ AHİRETE İMANA DAVETLERİ

Nuh a.s, kavmini ahirete iman etmeye davet ederken şöyle demiştir:

“ AlIah sizi, bitki - bitirir - gibi topraktan bitirmiştir. Sonra sizi yine
oraya geri çevirecek ve - tekrar oradan sizi diriltip - bir çıkışla çıkar-
tacaktır. “
NUH : 17 – 18

İbrahim a.s ise :

“ Beni öldürecek, sonra da diriltecek Odur. Ceza günü hatamı


bağışlayacağını umduğum da yine O’dur. “
ŞUARA : 81 – 82

Musa a.s ise :

“ Kıyamet saati mutlaka gelecektir... Kıyamete iman etmeyen ve


kendi hevasına uyan kimse seni ona imandan sakın alıkoymasın,
sonra helak olup gidersin. “
TAHA : 15 – 16

Rasulullah s.a.v ise :

4
“ Kafirler diriltilmayeceklerini sandılar. - Ey Muhammad onlara - de
ki : Hayır, Rabb’ime and olsun ki mutlaka diriltileceksiniz. Sonra
yaptıklarınız size haber verilecek. Bu iş Allah’a göre çok kolaydır. “
TEĞABUN : 7

Değerli kardeşlerim ! Tarih boyunca insanlardan - hesap vermek için -


tekrar dirilmeyi inkar edenler eksik olmamıştır. Allah’u Teala onları bize
Kerim kitabında şöyle haber vermektedir :

“ Dediler ki : biz kemikler haline geldikten, ufalanıp toprak olduktan


sonra mı, sahiden biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz ? “
İSRA : 49

“ Gökten bereketli bir su indirdikte, onunla bahçeler, kullara rızık


olmak üzere biçilecek ekinler ve birbiri üzerine kümelenmiş tomur-
cukları olan boylu hurma ağaçları bitirdik. Ve yine biz o su ile, ölü
bir beldeyi dirilttik. İşte mezardan çıkış da böyledir. Onlardan önce
Nuh kavmi, Res ve Semud halkı da – yeniden dirilmeyi – yalan-
lamışlardı. Ad, Firavn ve Lut’un kavmi, Eyke halkı ve Tubba kavmi
de aynı. Bunların hepsi rasulleri yalanladılar ve tehdidimi hak ettiler.
İlk yaratma ile yorulup aciz mi kaldık ki tekrar diriltmeden dolayı
aciz kalalım ? ! Doğrusu onlar yeni bir yaratmadan kuşku için
dedirler. “
KAF : 9 – 10 – 11 – 12 – 13 – 14 – 15

Şüphesiz ki kafirlerin tekrar dirilmeyi inkar etmeleri ve ondaki şüpheleri,


Allah’ın kudreti ile alakalı olan bilgisizlikleri ve akıllarını gereği gibi
kullanamadıklarındandır.

Fıtratlarını bozmuş bu zavallılar ilk yaratılışlarını unutarak ; “ çürüyüp


toprak olmuş bu kemikleri yeniden kim diriltecek “ diye akıllarınca
delil getirmeye çalıştıklarını zannetmektedirler …. Kur’anı kerim bu tip
zavallıları bize şöyle anlatıyor :

“ - şu zavallı insan var ya - Kendi - si ilk önce neden ve nasıl -


yaratılışını unutarak bize misal verip : Şu kemikleri kim diriltecek ?
diyor. De ki : Onları ilk defa yaratan kim se yine O diriltecektir...... “
YASİN : 78 – 79

Allah’u Teala bu Ayetti celilesinde akli selim olan herkese çok nefis ve
anlamlı bir mesaj vermektedir…. Yani demek istiyor ki : Ey cahil ve
zavallı insan, çürüyüp toprak olduktan sonra tekrar dirilmeyi nasıl inkar
eder ve onu zor ve uzak bir şey nasıl görürsün…. Oysa sen bir zamanlar
hiç’tin, biz seni topraktan yarattık. Seni ilk önce yoktan yaratan, tekrar
yaratmaya elbette ki kadirdir, bunu hiç düşünemiyor musun ?

5
“ Ey insanlar ! eğer öldükten sonra tekrar dirilme hususunda
şüphede iseniz - şunu iyi bilin ki - biz sizi önce topraktan yarattık..... “
HACC : 5

“ Gökleri ve yeri yaratan, onların - yani o inkarcıların - benzerlerini


yaratamaz mı ? Elbette yaratır. 0 çok bilen yaratıcıdır. “
YASİN : 81

Rabbimiz Allah’u Teala, kullarına daha bu dünyada ölüleri nasıl


dirilttiğini göstermiş ve bu konuda Bakara suresinde beş tane örnek
göstermiştir :

1 = Musa a.s kavmi kendisine “ Ey Musa, biz Allah’ı açıkça görme-


dikçe sana iman etmeyiz “ dediklerinde Allah onları yıldırıma
çarptırarak öldürmüş ve iman etmeleri için tekrar diriltmişti. Allah’u teala
bu hususu şöyle anlatıyor :

“ Bir zaman da : Ey Musa, biz Allah’ı açıkça görmedikçe sana iman


etmeyiz demiştiniz de sizi yıldırım yakalamıştı. Siz de bunu görüyor-
dunuz. Sonra belki şükredersiniz diye sizi ölümünüzün ardından
tekrar dirilttik. “
BAKARA : 55

2 = İsrail oğullarının anlaşmazlığa düştüğü öldürme olayında Allah’u


teala onlara bir inek kesip onun bir parçasını öldürülen kişiye vurmalarını
emreder. Ayetlerde tarif edilen ineği kesip öldürülen kişiye vurduklarında
ölü dirilir ve katilini onlara haber verir. Allah’u teala bu olayı da bize şöyle
bildiriyor :

“ Hani siz bir adam öldürmüştünüz de onun katili hakkında birbi-


rinizle atışmıştınız ; oysa Allah, gizlediğinizi ortaya çıkaracaktı.
Onun için ineğin bir parçasıyla o öldürülene vurun demiştik. İşte
Allah böylece ölüleri diriltir. Size Ayetlerini gösterir ki aklınızı kulla-
nasınız. “
BAKARA : 73

3 = Sayıları binlerce olup ta ölüm korkusuyla beldelerinden kaçan


kimselerin kıssasını da hatırlarsınız… Rabbimiz şöyle buyurur :

“ Sayıları binlerce olup ölüm korkusuyla beldelerinden kaçan


kimseleri görmedin mi ?. Allah onlara : Ölün dedi, sonra da onları
diriltti. Şüphesiz Allah insanlara karşı ikram sahibidir. Fakat insan-
ların çoğu şükretmezler. “
BAKARA : 243

6
4 = Ve yine Kur’anı okuyanların hatırlayacağı gibi ; viran olup harabeye
dönen bir beldeye uğrayan bir kişi, gördüğü manzara karşısında belde
halkının tekrar dirilmesinin mümkün olmadığını düşünmüştü. Bunun
üzerine Allah onu öldürmüş, yüz sene ölü olarak bırakmış, sonra onu
tekrar diriltmişti. Bu olayı da Rabbimiz Allah’u teala şöyle bildiriyor :

“ AIlah kendisini yüz sene öldürüp sonra da diriltti. - ona denildi ki -


Ne kadar ölü olarak kaldın ?. O : Bir gün veya bir günün birazı kadar
kaldım, dedi. Allah dedi ki : Hayır ! yüz sene kaldın. Yiyecek ve
içeceğine bak bozulmamış. Ve yine eşeğine bak bunu anlarsın. Seni
insanlar için bir ibret kılalım diye böyle yaptık. Eşeğinin kemik-
lerine - bak ve gör şimdi - onları nasıl birbiri üstüne dizerek et
giydireceğiz. – ve netice de – bu işler o kimseye iyice belli olunca :
“ Allah’ın her şeye kadir olduğunu biliyorum “ dedi. “
BAKARA : 259

5 = İbrahim a.s’ın kıssasını da hatırlarsınız. İbrahim, kalbinin mutmain


olması için Allah’u teala dan ölüleri nasıl dirilttiğini kendisine göstermesini
istemişti…. Allah’u teala bu olayı bizlere şöyle anlatmaktadır :

“ İbrahim de bir zaman : Rabb’im, ölüleri nasıl dirilttiğini bana


gösterir misin ? demişti. Allah c.c buyurdu ki : Yoksa inanmadın
mı ?. İbrahim : Hayır, bilakis inandım, fakat kalbim kuvvet bulsun
diye - görmek istiyorum - dedi. Allah buyurdu ki, : 0 halde
kuşlardan dört tane al ve onları ehilleştirerek kendine alıştır ; sonra
da kesip her dağın başına onlardan birer parça koy. Sonra onları
kendine çağır ; bak gör koşarak sana geleceklerdir. Bil ki, Allah
daima galip ve hikmet sahibidir, dedi. “
BAKARA : 260

Değerli Müslümanlar ! bu Ayetlerde görüldüğü gibi Allah’u teala hem


fert olarak hem de toplum olarak, daha dünyada iken kullarına bu
diriltme işini isbat edip göstermiştir…. Hatta yüz sene ölü olarak kalıp ta
sonra diriltilen kimsenin kıssası anlatılırken, Allah o kimseye eşeğinin
dirilişini göstererek gözüyle müşahede ettirmiştir.

ÖLÜM, SORGU MELEKLERİ, KABİR HAYATI, DİRİLİŞ VE HESAP

Değerli kardeşlerim ! bilindiği gibi ahiret günüyle alakalı iman


edilmesi gereken meseleler çoktur…. Ahirete iman, imanın en önemli
rükünlerinden biri olması hasebiyle, onun tafsılatlı bir şekilde izah
edilmesi zorunludur….

7
Her şeyden önce basiretli bir Müslüman, kıyamet denen bir günün
kendisi için takdir edilen bir zamanda kesin olarak tahakkuk edeceğine
itikat eder ki, bu icmali bir imandır…. Sonra o kul, Kur’an ve sahih
sünnette haber verilen, gayb işlerinin hepsine de tafsili olarak iman eder.

Bunlar bilindiği gibi şöyle sıralanmaktadır : Ölüm, Sorgu Melekleri, Kabir


hayatı - ki burada insanın ya azap ya da nimet görmesi söz konusudur -
ve ardından da diriliş ve hesap için adalet terazilerinin kurulması.

ÖLÜM HAKİKATI

Değerli kardeşler ! unutmayalım ki insan oğlu aldığı her nefes ve


attığı her adımla acı bir gerçeğe doğru hızla yaklaşmaktadır…..
O gerçekki ; Hiç kimsenin inkar edemeden mutlaka tadına baktığı ölüm
gerçeğidir….
Kendisinden kaçışın imkânsız olduğu bu gerçeği, Allah resûlü s.a.v
şöyle misallendiriyor :

“ Ölümden kaçanın misali, yeryüzünün kendisinden borcunu iste-


diği tilkinin misali gibidir. Yeryüzü borcunu isteyince, tilki çıkıp
kaçar, yorulup uykusuzluk iyice bastırınca yuvasına iner. Yeryüzü
tekrar ona : “ Ey tilki alacağımı ver ” der. Tilki yine süratle ininden
çıkar kaçar. Böyle koşmak ta devam eder de sonun da boynu kırılır
ve ölür. “
Taberani Kebir.İbni Kesir.13.7448.s

Yani ölümden kaçış imkânsızdır.Mutlaka bir gün tilkinin misali ölüm bizi
yakalayacaktır.
Rabbul izzetin Kerim kitabında buyurduğu gibi :
“ Bir gün ölüm sekerâtı gerçekten gelirki işte bu senin ta önceden
beri kaçıp durduğun şeydir.”
Kaf .19
Ama unutmaki hey insan :
ِ‫كل نةفمس ذةآئققةة الممووتت‬
“ ……….. Her nefis mutlaka ölümü tadacaktır…… “
Ali İmran.185

Sen her ne kadar bundan hoşlanmasanda, her ne kadar kaçsan da ,


ölüm mutlaka gelip seni bulacaktır. Hatta :

8
“ …Tahkim edilmiş sağlam kaleler içerisinde olsanız bile, yine ölüm
gelip sizi bulacaktır. “
Nisa.78.Ay

Çünkü size, ölçülüp biçilmiş, tayin ve takdir edilmiş bir süre verilmiştir…

Bu süre bitince artık : “ Ne bir an geri bırakılırsınız, ve ne de bir an


ileri gidebilirsiniz “
Nahl. 61.Ay

Artık o an kaçacak bir yerin olmadığı gibi, o anı, bir saniye olsun bile
erteleyecek hiç kimse olmayacaktır…….
Öyleyse, Allah Resûlü s.a.v’in şu buyruğuna kulak verelim : “ ... Şüp-
hesiz ki ölüm çok korkunç bir şeydin………”
Müslim : 3.960. N

Dolayısıyle yini Allah resulü s.a.v’in buyurduğu gibi : “ Ağızların tadını


tarumar eden o ölümü sık sık anın…“
Tirmizi :4.2409.n

Yani, bir gün tadına bakacağınız o ölümü aklınızdan sakın çıkarmayın.


Onu hiç unutmayınki, kendinize çeki düzen veresiniz….. Ve yine onu
sürekli hatırlayınız ki yığıp biriktirdiklerinize ona göre değer veresiniz……
Evet ey gafil insan, Rabbine sevkedileceğin o anı sakın unutma …Bak
Rabbin kitabında ne buyuruyor :

“ …. O an can köprücük kemiğine gelip dayanacak. Artık onu kur-


taracak kim olabilir ki.o da anlar ki bu, artık ayrılık vaktidir. Bacak
bacağa dolaşır. Ve o gün sevk Rabbinedir. “
Kıyame : 26 … 30

Evet ey cılız ve zayıf insan, şunu hiç unutma ki karşılaşacağın bahsi


edilen o an, senin yaşantına uygun olarak can vereceğin bir andır.
Yani,gidişatın eğer düzgün idiyse canının kolay alınacağı, düzgün değil
idiyse canının çok zor alınacağı bir andır.
Rabbul izzet buyuruyor :
“ Yoksa kötülükleri işleyenler, hayatlarında ve ölümlerinde, ken-
dilerini, iman eden ve Salih amel işleyen kimselerle bir tutacağımızı
mı zannediyorlar ?...... “
Casiye : 21

9
“ And olsun o can’ları ta derinliklerden söküp alanlara ve yine
andolsun o can’ları kolaylıkla alanlara. “
Naziat : 1.2. Ay.

“ O küfredenleri bir görseydin, Melekler can’larını alırken yüzlerine


ve sırtlarına vuruyorlar ve “tadı o yangın azasıbını” diyorlardı. ”
Enfal : 50.Ay

“ … O zalimler, ölüm sekâratı içinde,melekler ellerini uzatmış “


Haydi kendinizi kurtarın bakalım ; bu gün Allah’a karşı doğru olma-
yanı söylemiş ve O’nun Ayet’lerinden büyüklenerek uzaklaşmış
olmanız dolayısıyle zillet azabıyla cezalandırılacaksınız” derken,
onların halini bir görsen. “
Enam : 93.Ay.

“ Nefislerine yazık eden kimselere, canlarını alırken Melekler : Ne


işte idiniz ? dediler. ( Bunlar ) : “ Biz yeryüzün de aciz düşürül-
müştük ” diye cevap verdiler. Melekler dediler ki : Peki , Allah’ın arzı
geniş değil mi idi ? Ordan göç edeydiniz. İşte onların durağı
cehennemdir,orası ne kötü bir gidiş yeri dir. “
Nisa : 97.Ay.

“ Nefislerine zulmederken meleklerin canlarını aldığı kimseler –


ölümü görünce - teslim olurlar ve : ” Biz hiçbir kötülük yapmıyorduk
derler “ Melekler : “ Hayır. Allah sizin yaptıklarınızı biliyor. Bu se-
beple, içinde ebedi kalmak üzere cehennemin kapılarına girin.
Kibirlenenlerin yeri ne kötüdür. “
Nahl : 28.29.Ay.

“ Melekler, iyi insanlar olarak canlarını aldığı kimselere de “ Selâm


size, yaptıklarınıza karşılık cennet’e girin derler. “
Nahl : 32.Ay.

“ Rabbimiz Allah’tır deyip, sonra doğru olanların üzerine melekler


iner : “ Korkmayın, üzülmeyin, size söz verilen cennet’le sevinin,
biz dünya hayatında da, ahiret hayatında da sizin dostlarınızız ”
derler “
Fussilet : 30.31

Değerli kardeşler ! bu ve emsali, Ayeti kerimeler gösteriyor ki, insanın


ölüm anı, yani ruhunun alınması, onun gidişatına uygun olacaktır…
Hatta Allah resûlü s.a.v : “ Ölünün dünyadan alakası kesildiği
zaman ona cennetlikmi yoksa cehennemlik mi olduğu gösterilir…”
buyurmaktadır.
Tirmizi : 2.C .1078. N

10
SORGU MELEKLERİ

Değerli Müslümanlar ! Rasulullah s.a.v’in haber verdiği gibi kul


kabrine konulduktan sonra, sorgu melekleri tarafından Rabb’i, dini ve
Nebisi hakkında mutlaka sorguya çekilecektir.

Allah resûlü s.a.v‘in bu husustaki sözlerine gelince ; O şöyle buyurmak-


tadır :
” Mümin kul. Dünyadan ayrılarak ahirete yönelmek üzere bulunacağı
zaman ona beyaz yüzlü melekler inerler. Yüzleri güneş gibidir.
Yanların da cennet kefenlerinden bir kefen cennet kokularından bir
koku vardır. Ondan, gözün gördüğü uzaklıkta otururlar. Sonra ölüm
meleği gelir ve yanı başına oturur. Ona , “ Ey güzel Ruh.Mağfiret ve
Hoşnutluğa Çık”diye seslenir.Ruh , su içerken damlanın ağızdan
kaydığı gibi çıkar.Onu alır almaz, diğer melekler bir an bile onu
elinde bekletmeden yanlarında getirdikleri kefene ve kokulara sarıp
sarmalarlar.Bu ruh yeryüzünde bulunan en güzel misk kokusu gibi
bir koku salar etrafına. Onu göğe yükseltirler. Uğradıkları bütün
melekler bu güzel kokunun ne olduğunu sorarlar, onlarda falan oğlu
falan dır der ve dünyada ki en güzel isimlerinden biriyle
anarlar.Dünya semasına varırlar. Ondan kapılarını açmasını isterler,
kapı açılır. Her semâdaki mukarreb melekler onu diğer semaya
yolcu ederler. Nihayet yedinci semaya varırlar. Allah,”Kulumun
kitabını illiyine yazın ve yeryüzüne geri gönderin, onları topraktan
yarattım, ona iade ediyorum ve tekrar ondan çıkaracağım der. Ruhu
cesedine döner ve iki melek gelerek onu kabrinde oturturlar.”
Ve ona : Rabbin kim ? derler. Oda Rabbim Allah der. Ona Dinin
nedir ? derler. O da din’im İslâm dır der. Bu sefer ona :Şu
içerinizden size gönderilen adam kimdir ? derler. O , Allah’ın
resûlüdür der. Ona, “Onun Allah’ın resulü olduğunu nerden bildin ?
derler. Oda , “Allah’ın kitabını okudum ona inandım ve tasdik ettim”
der. İşte bu, yüce Allah’ın “Allah inanları dünya hayatında ve
ahirette sağlam bir söz üzerinde sabit tutar, zalimleri de saptırır.
Allah dilediğini yapar. ” buyruğudur.
Resulullah s.a.v devamla şöyle buyurur ; semadan bir nidacı şöyle
seslenir : Kulum doğru söyledi. Ona cennetten bir döşek döşeyin,
ona cennet’ten bir kapı açın ve ona cennet elbisesi giydirin artık
,ona cennetten rahatlık ve en güzel kokular gelir. Ve onun kabri,
gözünün görebildiği kadar genişler . ”
Ebu Davud .5.4753.N

11
“…….. Bundan sonra ona, güzel yüzlü, hoş kokulu bir adam gelir
ve : “Sana güzel bir müjde var.Bu sana daha önce va’dedilen bir
gündür” der. Salih kul ona : “ Sen kimsin ? yüzün, hayır getiren bir
kimsenin yüzüne benziyor “der. O da “ Ben senin Salih amelinim”
der.Salih kul bu sefer :Rabbim kıyameti kopar ki malıma ve ehlime
bir an önce döneyim ” der.
“ Artık bu kimsenin kabri yetmiş arşın genişletilir ve aydınlatılır. Ona
: “ yat uyu ” denilir. O, aileme gidip haber vereyim mi ? der Ona
tekrar uyumasını söylerler.Ancak en sevgili yakını tarafından
uyandırılan damat gibi Allah onu yatağından diriltinceye kadar yatar
uyur…… “
Tirmizi : 2.1077. N

Bu mü’minin ruhu, bir kuş olup cennet ağaçlarından beslenir ve


ölümden sonra o ruh cesedine geri dönünceye kadar orada kalır.
Nesei : 4.c.2075.N

Kâfir kişiye gelince, dünyadan ayrılıp ahirete yöneleceği zaman,


siyah yüzlü ve ellerinde kıldan dokunmuş elbise bulunan melekler
gelir ve onun gözünün alabildiği uzaklıkta otururlar. Sonra ölüm
meleği gelir ve başucunda oturur. Sonra ona : “ Ey kötü ruh,
Allah’ın azab ve gazabına çık ” diye seslenir. Can bütün organlara
yayılır. Islak bir yün yapağısından şişin - veya çalının - çekilip
çıkarıldığı gibi onun canı öyle alınır. Bütün damar ve kasları kopar.
Onun ruhunu alır almaz melekler hemen onun elinden onu alır ve
kıldan olan pis elbisenin içerisine koyarlar. O ruhtan, yeryüzünün
en kokuşmuş leşinden çıkan koku gibi pis bir koku yayılır. Onu
göğe doğru çıkarırlar. Uğradıkları bütün melekler : “ Nedir bu pis
koku ?” derler. Onlar’da : Falan oğlu falan, der ve dünya da anıldığı
en çirkin isimle anarlar. Dünya semasına gelirler ve kapının
açılmasını isterler, ama kapı açılmaz. Burada Resulullah s.a.v şu
ayeti kerimeyi okudu :
“……Doğrusu, Ayet’lerimizi yalan sayıp onlara karşı büyüklük
taslayanlara göğün kapıları açılmaz, deve iğnenin deliğinden
geçmedikçe de cennet’e giremezler. İşte suçluları böyle cezalan-
dırırız biz. “ “ Araf : 40 “

Sonra yüce Allah : “ Kitabını siccin’e – yani aşağıların aşağısına-


yazın ” buyurur. Ve o pis ruh aşağıya atılır. Resulullah s.a.v tekrar
şu ayeti kerimeyi okudu :
“ Allah’a ortak koşan kimse, tıpkı gökten düşüpte kuşların kaptığı
veya rüzgarın bir uçuruma attığı şeye benzer. “ “ Hac : 31 “

12
Bu ruh cesedine geri döner ve iki melek gelip onu kabrinde
oturturlar. Ona : Rabbin Kim dir ? derler. O, “ hı,hı,bilmiyorum der.
Dinin nedir ? O “ hı,hı bilmiyorum ” der. Peki şu adam - yani
Muhammed - hakkında ne derdin ? diye tekrar sorarlar o’da
bilmiyorum. Ben sadece insanların onun hakkında söyledikleri sözü
söylüyordum ” der. Ona, “ anlamadın ve uymadın öylemi ? ” deyip
sonra, ensesine demir bir balyozla öyle bir vururlur ki, bunun
feryadını insanlar ve cinlerden başka yeryüzünde her şey işitir.
Nihayet ona çirkin yüzlü ve pis kokulu bir adam gelir ve “ sana
kötü bir müjde, işte bu sana daha önce söylenen amelindir ” der.
O ; “ Kimsin sen ? ” Yüzün, hayır getirmeyen birinin yüzüne
benziyor” der. O da ; “ Ben senin kötü amelinim ” diye cevap verir.
Bunun üzerine üç defa . “ Rabbim kıyameti koparma der.”

Beyhaki Azabul Kabir 28.S – Hakim : 1/37 - Ahmed : 4/288 -18063.N

Artık kabir onun için resulullah s.a.v’in diğer bir hadisinde


buyrulduğu gibi : Kaburgalarını birbirine geçirecek şekilde daraltılır.
İşte bu yüce Allah’ın : “ Kim benim zikrimden yüz çevirirse, onun
için dar bir geçim vardır………” “ Taha : 124 “ buyurduğu şeydir.

Ebu Davud :5.c.4753.N - İbni Kesir :10.C.5279.S

İKİNCİ HAYAT BERZAH ALEMİ

Bundan sonra ikinci bir hayat dediğimiz “ berzah alemi ” başlar. Yani
kabir hayatı…
Değerli kardeşlerim ! baştan beri anlatmaya çalıştığımız gibi, kabir
hayatı dediğimiz bu olay da yine, insanın dünyadaki yaşantısına uygun
bir hayat olacaktır….. Bir hadisi şeriflerinde :
“ Allah resûlü s.a.v şöyle buyurmaktadır : Kabir, ahiretin konak yerle-
rinden ilk konak yeridir. Eğer insan ondan kurtulursa gerisi onun
için daha kolaydır. Şayet kurtulamazsa, gerisi daha ağırdır ” ve
tekrar şöyle buyurdular : “ Her ne korkunç manzara gördüysem, kabir
ondan daha korkunçtur. “
Tirmizi : 4.C.2410.N - İ.Mace :10.C.4267.N

Diğer bir hadislerinde : Allah resûlü s.a.v şöyle buyurdular : Eğer ölü-
lerinizi defn etmemeniz endişesi olmasaydı, kabir azabından sizlere
işittirmesi için muhakkak Allah’a dua ederdim. “
Müslim : 8.C.2868.N

13
Ve yine Allah resûlü s.a.v şöyle buyurur : Ölünün dünyadan alakası
kesileceği zaman – kabirdeki - oturma yeri kendisine gösterilir.
Cennet ehlinden ise, cennet ehlinden olarak, Cehennem ehlinden
ise cehennem ehlinden olarak gösterilir. Ve sonra Allah, “ Kıyamet
gününde seni mahşere kaldırıncaya kadar oturma yerin işte bura-
sıdır.” buyrulur. “
Tirmizi : 2.C.1078.N

Evet değerli kardeşler ! İnsanın ahirete yolculuğundaki varacağı bu


ilk konağın, ya rahat edeceği bir konak, yada ızdırab çekeceği bir konak
olacağı unutulmamalıdır……
İşte bundan dolayıdır ki Allah resûlü s.a.v kabir azabından sık sık
Allah’a sığınmış ve ümmetine de bu konuda emirler vazetmiştir…
Çünkü, insan her ne kadar tevhid ehli de olsa, bir takım günahlarından
dolayı bu konakta sıkıntılar çekebilir.

Hatta Allah resûlü s.a.v’in şu hadisi şerifi gösteriyor ki her insanın


mutlaka tadına bakacağı bir kabir sıkması vardır.
“ … O şöyle buyurmaktadır : Kabrin muhakkak ki şiddetli bir
sıkıştırması vardır. Eğer ondan kurtulacak olan olsaydı, Sâd b.Muaz
olurdu. “
Ahmed : 6/55-98 - C.Sağir : 3.1327 - Heysemi : 3/46.4255.N - S.Sahiha : 1695.N

Tabi ki burada bahsi edilen kabir sıkmasının kısa sürdüğünü, kabrinin


onu sıkıştırdıktan sonra tekrar genişletildiği anlatır.
Nesei : 4..2057.N

Bu da neyi gösteriyor değerli kardeşlerim ? … Bu da gösteriyor ki ,


insan tevhid ehli dahi olsa, yaşantısındaki bazı günahlarından dolayı,
Allah onu dilerse kabrinde cezalandırır…

“ … Resulullah s.a.v buyurduki : İdrardan korununuz, çünkü kabir


azabının geneli ondandır.”
Dâre Kutni : 1/127 - El-İrva : 1/310-280 N

“ … Peygamber s.a.v iki kabrin yanından geçerken şöyle dedi : Bu iki


kabrin sahipleri azap olunuyorlar. Halbuki bu azabları büyük bir
şeyden dolayı da değildir. Bunlardan biri koğuculuk eder di, diğeri
de idrarından sakınmazdı……. “
Buhari :3.C.1300.S - İbni Mace : 1.C.347.N

14
“ …. Ve yine Allah resulü s.a.v’in haber verdiği gibi : Ölen bir kimsenin
borcundan dolayı azap gördüğü ve akrabası tarafından bu borç
ödenince “ işte şimdi onun derisi serinlemeye başladı ve borcu
ödendiği içinde azap kaldırılmış oldu. “
Hakim : 2/58 - K.Cenaiz :14 - Tayalisi : 1673 - Heysemi : 3/39 - Ahmed :3/333

Kâfirin kabir hayatına gelince, elbetteki bunun, inananların kabir haya-


tından çok farklı bir şekilde olacağı açıktır.
Allah’u Azze ve Celle şöyle buyurmaktadır :

‫وومونت أععتروضو عون ذِكمريي فةإقن لةه موعِيشةة ضونكا وونةحتشره يووتمو المقِيواموةِ أععتموى‬
“ Kim de benim zikrimden yüz çevirirse onun için dar bir geçim
vardır. Kıyamet günün dede onu kör olarak haşrederiz. “
Taha : 124

Bu Ayetin tefsiri ile alakalı bir hadislerinde Allah resûlü s.a.v şöyle
buyurur :
“…. Onun için dar bir geçim vardır..” buyruğu, “ Kabir azabıdır ”
dır.
İbni Kesir : 10.C.5279.S
Yine bir Ayeti Celile de şöyle buyrulur :
“ Fravun ailesine azabın en kötüsü kuşattı. Sabah akşem ateşe
sunulurlar. Kıyamet koptuğu gün de,fravn ailesini azabın en çetinine
sokun denilir. “
Mümin : 45 - 46

“ … Allah resûlü s.a.v yine bir hadislerinde şöyle buyurur : Yahudi


kabilesi, kendi kabirleri içinde azab olunuyor.”
Buhari : 3.1299.S - Müslim : 8. 2869.N

Evet değerli kardeşlerim ! bütün bunlar gösteriyorki, kâfirin kabir


hayatı çok şiddetli ve çok korkunç manzaraların yaşandığı bir hayat
olacaktır…
Allah’u Azze ve Celle bütün tevhid ehli muvahhidleri kabir azabından
korusun…..

KIYAMETİN KOPUŞU VE DİRİLİŞ

15
Artık bundan sonra, korkuların en büyüğü, sarsıntıların en şiddetlisi ve
günlerin en sonu ve acılısı olan kıyamet vuku bulacaktır… Rabbul izzet
bunun dehşetini şöyle dile getiriyor :
“ Sur’a üflendi , işte bu, size önceden anlatılan o tehdit günüdür. “
Kaf : 20

“ O büyük gürültü gelince, kişi o gün kardeşinden anasından, baba-


sından, karısından ve oğullarından kaçar. “
Abese : 33-34-35-36

“ O gün gök bir çalkalanış çalkalanır, dağlar bir yürüyüş yürür ki. “
Tûr : 10 -11

“ Güneşin dürülüp söndüğü.Yıldızların dökülüp karardığı. Dağların


yürütüldüğü. Gebe develerin başıboş bırakıldığı. Vahşi hayvanların
bir araya getirildiği. Denizlerin kaynatıldığı…… Gökyüzünün
yerinden oynatıldığı.Cehennemin alevlendirildiği ve cennetinde
yaklaştırıldığı zaman her insan, ahirete hangi amelleri hazırlayıp
getirdiğini mutlaka bilecektir. “
Tekvir : 1- 6…….11-14

“ Ey Muhammed ! sana dağlar hakkında sormaktadırlar. Onlara


deki : Rabbim onları kıyamet günü un ufak edecektir. Yerlerini de
çırıl çıplak ve dümdüz bırakacaktır. Artık orada ne bir çukur ve ne de
bir tümsek görebileceksin. “
Taha : 105-106-107

Artık Allah’u Azze ve Celle bundan sonra, her kesin ne yapıp önden
gönderdi ise, onun karşılığı vermek için insanları kabirlerinden ayağa
kaldıracaktır… Yani, diriliş ve hiç kimseye zerre kadar haksızlığın
yapılmayacağı o büyük hesap günü… Rabbimiz şöyle buyurur :

“ O gün Sûr a üflenince, kabirlerinden çıkıp Rabb’larına koşacak-


lardır. Ve diyeceklerdir ki : “ Vay bize ! Yattığımız yerden bizi kim
kaldırdı ? ” İşte bu rahmanın va’dettiği ve peygamberlerinin de
dosdoğru söyledikleri yeniden dirilme günüdür.”
Yasin : 51.52
Rabbimiz yine şöyle buyuruyor :
“ O çağırıcının, görülmemiş ve tanınmamış bir şeye çağırdığı gün
insanlar gözleri düşkün kabirlerinden çıkarlar ; ki tıpkı yayılan
çekirgeler gibi. o gün boyunlarını çağırana doğru uzatmış olarak
koşarlar. “
Kamer : 6-7- 8

16
“ O gün mahşere çağırana uyarlar ; ondan hiç sapma imkanı yoktur.
Rahman için sesler kısılmıştır, O an fısıltıdan başka bir şey
işitemezsin. “
Taha : 108
“ O gün insan : “ Kaçacak yer neresi ? ” der. Hayır, o gün sığınacak
yer yoktur. O gün varıp durulacak yer ancak rabbinin huzurudur. O
Zaman insanın yapıp öne sürdüğü ve yapmayıp ta geriye bıraktığı
her şey kendisine haber verilecektir. “
Kıyame : 10-11-12-13

“ Evet - O gün insanlar, ayrı ayrı gruplar halinde - yüce divana –


çıkarlar ki, yaptıkları işler kendilerine gösterilsin. Artık kim zerre
kadar hayır yapmış ise onu görecek ve yine her kim zerre kadar şer
yapmış ise onu da görecektir. “
Zelzele : 6-7- 8

“ Kıyamet günü adalet terazilerini kuracağız. Bu itibarla hiçbir nefis,


hiçbir şekilde haksızlığa uğramayacaktır. Ameli bir hardal tanesi
kadar bile olsa, onu getirir - ve karşılığını veririz - Hesap gören
olarak biz yeteriz. “
Enbiya : 47

“ Ve sizler O gün üç sınıf olacaksınız. Sağcılar, Solcular ve önden


gidenler. Yani sabikunlar.
Amel defterleri sağ tarafından verilen o sağın adamları, ne
mutludurlar onlar.
Amel defterleri sol tarafından verilen o solun adamları, ne
bedbahttırlar onlar.
Ve O, inançta ve amel de önde giden sabıklar. Onlar ki, Allah’a
yaklaştırılanlardır.
Onlar nimet cennet’lerindendedirler. Çoğu öncekilerden, birazı da
sonrakilerdendir. Onlar, mücevherlerle işlenmiş sedirler
üzerindedirler. Onların üzerlerinde - kendilerine verilmiş eşlerle -
karşılıklı otururlar. Ve çevrelerinde de ebedileştirilmiş gençler
dolaşırlar, ellerinde şarap kayna-ğından doldurulmuş testiler ve
kadehlerle.
O şarap ki ; ondan ne baş ağrır ve ne de sarhoşluk olur.
Beğendikleri meyveler. Canlarının çektiği kuş etleri, iri iri gözlü
hûriler, ki saklı inciler gibi.
- İşte bunlar - yaptıklarına karşılık olarak o önde giden sabıklara
verilen nimetlerdir.
Onlar orada ne boş bir söz ve ne de günaha sokan çirkin bir laf
işitmezler. Onların duydukları söz, sadece; “ Selâm ” sözüdür.

17
Ve sağın adamları. - Bilirmisiniz - kim o sağın adamları ? Onlar ;
Diken-siz kirazlar, dalları meyvelerle dolu muz ağaçları, uzanmış
gölgeler, fışkıran sular, arkası kesilmeyen ve yasaklanmayan
meyvelerin bulunduğu cennetler de, yükseltilmiş döşekler üzerin-
dedirler.
Biz oradaki kadınları - sağcılar için - yeniden hazırladık. Onları,
bakireler ve eşlerine sevgiyle bakan yaşıtlar kıldık. Bunların da çoğu
öncekilerden birazı da sonrakilerdendir.
Ve o solun adamları. - Bilirmisiniz - kim o solun adamları ?. onlar :
Delikcilere işleyen bir ateş ve kaynar su içinde.Kara dumandan bir
gölge altında ki, o gölgenin ne serinliği ve nede faydalı bir tarafı
vardır. Çünkü onlar bundan önceki dünya hayatlarında refah
içerisinde şımarıp, büyük günahlarda ısrar ediyorlardı.
Ve diyorlar ki : “ Biz öldükten , toprak ve kemik yığını olduktan
sonra mı yeniden dirilteceğiz ? önceki atalarımızda mı ? .

Vakıa : 7 den 48 e kadar

İşte böylece Allah resûlü s.a.v’in de buyurduğu gibi : Kim hangi hal
üzere öldüyse, Allah o kimseyi öldüğü o hal üzere diriltecektir.
Camiu’s Sağir : 3.3753.N

Ve karşılığını da o hali üzere verecektir……


Öyleyse ey gafil insan, Rabbinin şu buyruklarını aklından çıkarmadan.
Bir gün sona erecek olan bu hayatında inancına, itikadına ve amellerine
çok dikkat etmelisin…

“ Ey İnsanlar ! Allah’tan geri çevrilmesi olmayan bir gün gelmezden


önce, Rabbinizin çağrısına icabet edin. Çünkü o gün ne sığınacak
bir yeriniz var ; ne de inkâra çareniz var. “
Şûra : 47

“ Öyle bir günden sakının ki , o gün Allah’a döndürüleceksiniz.


Sonra herkese kazanmış olduğu tastamam verilecek ve kimseye
asla haksızlık edilmeyecektir. “
Bakara : 281

“ Ey İnsanlar ! Rabbinizden korkun. Babanın çocuğunun cezasını


çekemeyeceği, çocuğununda babasının cezasını çekemeyeceği o
günden çekinin. - Unutmayın ki - Allah’ın va’di gerçektir. Sakın

18
dünya hayatı sizi aldatmasın.Ve o şeytan, sakın sizi Allah hakkında
kandırmasın. “
Lokman : 33

HAŞR - YANİ TOPLANMA GÜNÜ –

Değerli kardeşlerim ! bilindiği gibi Haşr denilen olay, mahlukatın


tekrar diriltilip kabirlerinden çıkışından sonra meydana gelecek toplanma
günüdür.
O gün ; Rabbimizin kerim kitabında buyurduğu şu gündür :

“ Muttakileri binek üzerinde ikram ile Rahman’a götürdüğümüz ve


suçluları da yaya ve susuz olarak cehenneme sevk ettiğimiz gün......
dür “
MERYEM : 85 – 86

Haşr meydanı, halkın kendi aralarındaki haklarının alınıp verilmesi için


o büyük mahkemenin kurulacağı toplanma alanıdır…… İnsanlar
dirildikten sonra Allah c.c meleklere emreder, onlar insanları mahşer
yerine getirirler.
Onların mahşere getirilirken halleri, ilk yaratıldıkları günde olduğu gibi
sünnetsiz, çırılçıplak ve yalın ayaktır.

“ … Aişe r.a nın rivayet ettiği hadiste Rasulullah sallallahu aleyhi ve


sellem şöyle buyurmuştur : Sizler yalın ayak, çırılçıplak ve sünnetsiz
olarak haşr olunacaksınız. Aişe r.anha dedi ki : Ya Rasulallah, insanlar
birbirlerine bakmazlar mı ?. Rasulullah s.a.v buyurdular ki : Ya Aişe,
durum insanların birbirlerine bakınmalarından daha şedit ve
çetindir. “
Buhari : 6527.Ter : 6441- Müslim : 2859/56

“ … İbni Abbas r.a şöyle demiştir : Rasulullah s.a.v bizim aramızda


ayağa kalkarak bir hutbe irat etti ve dedi ki : Şüphesiz sizler yalın ayak,
çırılçıplak sünnetsiz olarak haşr olunacaksınız. Sonra “ ilk yarat-
maya başladığımız gibi onu iade ederiz. Bu üzerimize bir va’dtir, biz
bunu mutlaka yapacağız “ “ ENBİYA : 104 “ Ayetini okudu. “

Buhari : 3349.Ter : 3142- Müslim : 2860/58

HESABA ÇEKİLME VE AMELLERİN KARŞILIĞININ ALINMASI

19
Evet ey zayıf ve cılız insan ! Unutmaki Ahiret gününde herkes işlediği
amellerin karşılığını alacak ve hiç kimseye zerre kadar zulmedilme-
yecektir… İman edip salih amel işleyenler Allah’ın mağfiret ve cennetini
elde edecekler, iman etmeyip çirkin işlerle meşkul olanlar da Allah’ın
gazabına ve cehennemine duçar olacaklardır….

Rabbimiz kerim kitabında şöyle buyurmaktadır :


“ O gün Allah, onlara hak ettikleri cezayı tam olarak verir ve onlar
da bilirler ki Allah apaçık haktır. “
NUR : 25

“ … Ebu Zerr r.a dan. Nebi s.a.v buyurdular ki : Yüce Allah şöyle
buyuruyor : Ey kullarım ! Bunlar sadece sizin amellerinizdir ki ben
onları sizin için sayıyor ve muhafaza ediyorum. Sonra onların
karşılığını, size noksansız olarak veririm Bundan dolayı herkim
hayır bulursa hemen Allah‘a hamd etsin. Herkim de onun gayrı bir
şey bulursa, o da sadece kendini kınasın ve ayıplasın. “
Müslim : 2577 / 55 .n

Değerli kardeşlerim ! şüphesiz ki insanlar Rab’lerine arz olunup adil


bir şekilde muhakeme edilip hesaba çekileceklerdir. Onların lehine ve
aleyhine hüccetler ikame edilecektir… Bundan sonra herkes işlediği
amellerinin salih veya fasit olduğunu kendi gözüyle görecektir…. Rab-
bimiz şöyle buyurmaktadır :

“ O gün - hesap için Allah’a - arz olunursunuz. Sizden hiç kimse


gizli kalmaz. “
HAKKA : 18

“ O gün Hepsi saf saf Rabb’ine arz olunmuşlardır ….. “


KEHF : 48

“ Rabbine and olsun ki onların hepsine yaptıklarından soracağız. “


HİCR : 92

“ … Adiy İbn Hatim şöyle dedi : Rasulullah s.a.v şöyle buyurdu : Sizden
her biriyle Allah konuşacaktır. Allah ile kendi arasında tercüman da
olmayacaktır.Sonra o kimse bakar fakat önünde hiçbir şey göremez.
Sonra önüne bakar,kendisini ateş karşılar. Öyleyse sizden herkim
yarım hurmayla dahi olsa nefsini ateşten korunmaya çalışsın. “

Buhari : 6539 - ter : 6451 – Müslim : 1016 / 66-67 - Nesei : 2551 – 2552 - Ahmed :
18274

AMEL TEFTERLERİNİN VERİLMESİ

20
Değerli Müslümanlar ! bilindiği gibi kulların Allah’a arz olmasının
sebebi, amellerinnin salih veya fasit olması yönünden ortaya çıkması
içindir….Yani herkes dünyada yaptığı amellerini orada yazılı olarak
karşısında bulacaktır. İslam buna ; kulların amel defterleri diyor. Kullar
amellerinden dolayı hesaba çekilirlerken bu defterleri beraberlerinde
olacaktır….. Rabbimiz bu konuda şöyle buyurmaktadır :

“ Her insanın - amel - kuşunu boynuna doladık. Kıyamet günü


önüne, kendisi için açılmış olarak bulacağı bir kitap çıkarırız.
Kendisine : kitabını oku, bu gün nefsin hesaba çekici olarak sana
yeter, denir. “
İSRA : 13 – 14

“ Kitap - yani amel defteri - ortaya konmuştur. Onun içindekilerden


korkarak suçluların : “ Vay bize, bu kitaba da ne oluyor ki, ne küçük
ne büyük hiçbir şey bırakmıyor ; her şeyi sayıp döküyor,” dedik-
lerini görürsün. Onlar yaptıklarını hazır bulmuşlardır. Rabb’in
kimseye zulmetmez. “
KEHF : 49

“ Kimin kitabı sağından verilirse o kolay bir hesaba çekilecektir ve


sevinçli olarak ehline dönecektir. Kimin kitabı da arka tarafından
verilirse o ölümü çağıracaktır ve alevli bir ateşe girecektir. Çünkü o
- dünyada iken - ailesi arasında çok sevinçli idi. 0 hiç Rabb’ine
dönmeyeceğini zannediyordu. Hayır - asla zannettiği gibi değildir ; bir
gün Rabb’ine elbette dönecektir ve - Rabb’i onu görmektedir. “
İNŞİKAK : 7 – 15

“ Kitabı sağından verilen : “ Alın kitabımı okuyun, ben zaten


kitabımla karşılaşacağımı umuyordum “ der. Artık o hoşnut edici bir
hayatın içindedir. “
HAKKA : 19 – 20 – 21

“ Kitabı sol tarafindan verilen ise : “ Keşke bana kitabım veril-


meseydi, şu hesabımı hiç bilmemiş olsaydım, keşke ölüm işimi
bitirmiş olsaydı “ der. “
HAKKA : 25 – 26 – 27

O gün kulların ellerine verilipte okuyacakları amel defterleri, meleklerin


kulların dünyada iken işlediği amellerin yazılı bulunduğu divandır.
Kulların dünyada iken işlediği amelleri yazan meleklere iman etmek de
itikada taalluk eden meselelerdendir….. Kiramen katibin dediğimiz bu
melekler, bizim amellerimizi yazıp muhafaza etmekle görevlidirler. Bu
mesele meleklere iman kısmında açıklanmaktadır.

21
AMELLERİN TARTILMASI

Değerli kardeşlerim ! artık bundan sonra adalet terazileri kurulur ve


amellerin tartılması başlar… Rabbimiz şöyle buyuru :
“ Kıyamet günü için adalet terazileri kurarız. Hiç kimseye asla bir
haksızlık yapılmaz. - insanın yaptığı - bir hardal tanesi ağırlığınca da
olsa onu getiririz. Hesap gören olarak biz yeteriz. “
ENBİYA : 47

“ 0 gün tartı tam doğrudur. Kimin tartıları ağır gelirse, işte onlar
kurtulanlardır. Kimin de tartıları hafif gelir se, işte onlar da Ayetleri-
mize zulmetmesinden dolayı kendilerini zarara sokanlardır. “
A’RAF : 8 – 9

“ Her kim zerre ağırlığınca hayır yapmışsa onu görür. Her kim de
zerre ağırlığınca şer yapmışsa onu da görür. “
ZİLZAL : 7 – 8

“ Nihayet oraya vardıklarında kulakları, gözleri, derileri yaptıkları


ameller hakkında onların aleyhine şahitlik ederler. Derilerine derler
ki : “ Niçin aleyhimize şahitlik ettiniz ? “ Derileri der ki : Her şeyi
konuşturan Allah bizi de konuşturdu..... “
FUSSİLET : 21

“ O gün ağızlarını mühürleriz, elleri bize söyler, ayakları yaptıklarına


şahitlik eder. “
YASİN : 65

HAVZ

Değerli Müslümanlar ! Ahiretle ilgili iman edilmesi gereken husus-


lardan bir tanesi de ; Resulullah s.a.v’in haber verdiği gibi ; mesafesi Eyle
ile Aden arası mesafeden daha geniş, suyu kardan beyaz, tadı bal gibi
olan, sütten daha leziz, bardakları ise yıldızların sayısınca olan havuz
konusudur…..

Rasulullah s.a.v’in havuzu ile ilgili hadisler mütevatir derecesinde olan


haberlerdir…. Onları rivayet eden sahabelerin sayısı otuz kadar vardır.
Havuzla ilgili hadislerin hepsini burada zikretmek bir hayli yer
tutacağından dolayı biz bir kaçını zikretmekle iktifa edelim inşaallah…

“ … Abdullah b. Amr r.a dan. Rasulullah s.a.v şöyle buyurdular : Benim


havuzumun genişliği bir aylık mesafedir. Onun suyu sütten daha
beyaz, kokusu miskten daha hoştur. Bardakları da semanın yıldızları
kadar çoktur. Kim ondan içerse o kimse bir daha susamaz. “

22
Buhari : 6579-Ter : 6477 - Müslim : 2292 / 27.n

“ … Ukbe b. Amır r.a’dan. Nebi s.a.v şöyle buyurdu : Ben sizin içinizde
havuza ilk ulaşan kimse olacağım ve sizin için şahitlik edeceğim.
Vallahi ben şu anda havuzuma bakıp onu görüyorum. Şüphesiz
bana yeryüzünün anahtarları verilmiştir. Vallahi ben, benden sonra
sizin şirke dönmenizden korkmam ; fakat ben sizin bu hazineler
hakkında birbirinizle yarışa girip didişmenizden korkarım. “

Buhari : 6590 –Ter : 6483 - Müslim : 2296/30.31

“ … Enes r.a dan Rasulullah s.a.v şöyle buyurdu : Ashabımdan bir


takım insanlar havuz başında benim yanıma geleceklerdir. Ben
onları görüp tanıdığım zaman, onlar benim önümden çekilip
götürülürler. Ben derim ki : Onlar benim ashabımdır. Görevli melek-
ler bana der ki : Sen onların senden sonra neler ihdas ettiklerini
biliyor musun ? . “
Buhari : 6582 –Ter : 6478.S

“ … Sehl b. Sa’d r.a dan Nebi s.a.v şöyle buyurdu : Ben sizin havuz
başında öncünüzüm. Benim yanıma gelen ondan içer, ondan içen
kimse de bir daha susamaz. Şüphesiz yanıma benim kendilerini
tanıdığım, onların da beni tanıdığı bir takım kimseler gelecek. Sonra
benimle onların arasına bir engel konur. Ben : “ Onlar bendendir “
derim. Bana denir ki : “ Sen onların senden sonra neler ihdas
ettiklerini biliyor musun ? . Ben de derim ki : Benden sonra dinde
- bid’at çıkararak - değiştirme yapanlar benden uzak olsunlar, uzak
olsunlar. “
Buhari : 6583 –Ter : 6479 – 6480 - Müslim : 2295 / 29

“ … Ebu Hureyre r.a dan. Resulullah s.a.v şöyle buyurdu : Kıyamet


günü benim yanıma ashabımdan bir zümre kimseler gelecek, onlar
benim havuzumdan geri döndürülüp kovulacaklardır. Ben de diye-
ceğim ki : Ya Rabb, onlar benim ashabımdır. Allah buyurur ki :
Senden sonra onların nasıl bidatler çıkardıklarından senin bilgin
yoktur. Kuşkusuz onlar, senden sonra arkaları üzere dönüp gerisin
geri dinden çıkmışlardır. “
Buhari : 6585 – Ter : 6480 - Müslim : 2290 / 27

SIRAT KÖPRÜSÜ

23
Değerli kardeşlerim ! bilindiği gibi Sırat ; hesap ve mizandan sonra
insanların üzerinden geçmesi için cehennem üzerine kurulan bir
köprünün adıdır…. Rasuller de dahil bütün insanlar o köprüden mutlaka
geçecektir. Kişinin mümin, müşrik, kafir, munafık, salih, fasık gibi
vasıflarda olması sıratı geçme hususunda eşittir.

Ancak bu konuda bir fark var ki, o da ; dünyada iken hak dinin gereği
olan amelleri yaparak sırat-ı müstakim üzere olan kimseler, ahirette sırat
üzerinde ayakları kaymadan geçeceklerdir.
Bu dünyada sırat-ı müstakimden ayrılıp dinin gereklerini yapmayanlar
ise, ahirette ki sırat üzerinden geçemeyecek ayakları kayıp cehenneme
yuvarlanacaklardır.
Hadisi şeriflerde haber verildiği gibi ; herkes amellerine göre bir hızla
sırat köprüsünden geçecektir….
“ … Ebu Hureyre r.a dan. Rasulullah s.a.v şöyle buyurdu : “..... Cehen-
nemin tam ortasına sırat kurulur. Ümmetimle beraber onun
üzerinden ilk geçen ben olacağım. 0 gün rasullerden başka hiç
kimse konuşmaz. Resullerin o gün yapacağı konuşma ise : Ey Allah
selamet ver ! Ey Allah selamet ver ! demek olacaktır. Cehennemin
üzerinde sa‘dan dikenleri gibi çengeller vardır. Siz sa‘dan
dikenlerini hiç gördünüz mü ? Sahabeler : Evet Ya Rasulallah gördük,
dediler. Rasulullah s.a.v : İşte o çengeller sa‘dan dikenleri gibidir.
Ancak onların ne kadar büyük olduğunu Allah bilir. 0 çengeller
insanları kötü amellerinden dolayı kapıp alırlar. İnsanlardan kimi
ameli sayesinde düşmeden kalabilen mümin, kimi de cezalanmış
olan, sonra kurtuluşa ulaşacak kimselerdir......... “
Müslim : 1.c.182.n

Bu hadiste zikredilen sırat üzerindeki geçiş Kur’an’da uğrama şeklinde


ifade edilmiştir. Rabbimiz bu hususta şöyle buyurmaktadır :
“ Sizden herkes şüphesiz oraya uğrayacaktır. Bu, Rabb’inin üzerine
aldığı kesin bir hükümdür. Sonra muttakileri kurtarırız ve zalimleri
diz üstü çökmüş olarak orada bırakırız. “
MERYEM : 71 – 72

Yeri gelmişken burada bir noktanın izah edilmesi faydalı olacaktır


inşallah….
“ … Rasulullah s.a.v Bedir ve beyatı rıdvanda bulunan ashabı hakkında :
Bedir ve Hudeybiyeye - iştirak edip – şehid olanlardan hiç birisi
ateşe girmeyecektir, buyurunca, Hafsa : Ya Rasulallah, Allah-u Teala :

24
“ Sizden herkes şüphesiz ki oraya uğrayacaktır. Bu Rabb’inin
üzerine aldığı kesin bir hükümdür. “
buyurmuyor mu ? dedi. Rasulullah s.a.v : Fakat ondan sonra Allah-u
teala : Sonra muttakileri kurtarırız ve zalimleri diz üstü çökmüş
olarak bırakırız. buyurmuştur, diye karşılık verdi.
Ahmed : 27110-14784 - Ebu Davud : 4653 - Tirmizi : 3860 - İbni Hibban : 4802
Ayeti celiledeki “ Sizden herkes şüphesiz oraya uğrayacaktır “
ifadesinde herkesin cehenneme gireceği anlaşılmaz.
Zikri geçen hadislerde açıklandığı gibi sırat cehennemin üzerinde olup
herkesin oradan geçmesi, insanların cehenneme uğraması manasında
anlatılmıştır, değilse illa da oraya girmesi manasına gelmez bu.
Bilinmesi gereken hususlardan bir tanesi de ; sıratı geçip oradan
kurtulan müminlerin cennet ve cehennem arasında hak sahiplerine
haklarının iadesi için bekletilmeleri hususudur…. Bu konuda ;

“ … Rasulullah s.a.v şöyle buyurmaktadır : Kıyamet günü mü’minler


- sıratı geçip - ateşten kurtulurlar ve cennetle cehennem arasında bir
köprü üzerinde bekletilirler.Orada dünyada iken aralarında meydana
gelmiş haksızlıklar için kısas yapılır. Haksızlıklardan arınıp tertemiz
oldukları zaman onlara cennete girmelerine izin verilir. Muham-
med’in nefsi elinde olan Allah‘a yemin ederim ki o müminlerden her
biri cennetteki makamına dünyadaki meskeninden daha doğru yolu
bulur. “
Buhari : 6535 – Ter : 6448

“ … Ebu Hureyre r.a’dan. Rasulullah s.a.v şöyle buyurdu : Kimin


yanında kardeşinden haksız alınmış bir şey varsa bundan dolayı
hak sahibiyle helalleşsin. Ahirette hiçbir dinar ve dirhem yoktur.
Kardeşinin hakkı için kendi hasenelerinden alınmadan önce dün-
yada iken onunla helalleşsin. Ahirette zalimin - haksız yere aldığı -
hakkı karşılayacak hasenatı bulunmazsa kardeşinin kötülükleri
alınır ve o zalimin üzerine atılır. “
Buhari : 6534 –Ter : 6447 - Ahmed : 9621-10578 - Beğavi : 3978

CENNET VE CEHENNEM

Değerli kardeşlerim ! Ahirete imanın içerinde olan en önemli


konulardan bir tanesi de ; Cennet ve cehenneme imandır.
Cennet ve cehenneme iman ; onların yaratılmış mahlukattan birer
mahlukat ve şu anda da mevcut olduğuna ; insan ve cinlerin ebedi dönüş

25
yerleri olup, cennet Allah’ın dostlarının, cehennem ise İblis ve yandaş-
larının yurdu olduğuna itikat etmektir.
Aynı zamanda Cennet ve cehennemin ebedi olup yok olmayacağına
itikat etmek te, yine ahirete imanın içerisinde olan şeylerdendir…. Rab-
bimiz kerim kitabında cehennemle alakalı olarak şöyle buyurmaktadır :

“ Ey iman edenler, kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan


cehennem ateşinden koruyun...... “
TAHRİM : 6

“ ..... Yakacağı insanlar ve taş olan ve kafirler için hazırlanan o


ateşten korunun. “
BAKARA : 24

“ … Ebu Hureyre r.a dan rivayet edildiğine göre Rasulullah s.a.v şöyle
buyurdu : Sizin şu - dünyadaki - ateşiniz var ya, cehennem ateşinin
yetmiş parçasından bir parçasıdır. Sahabelerden dediler ki : Ya Rasu-
lallah, azap için dünya ateşi dahi yeterlidir. Rasulullah s.a.v tekrar şöyle
buyurdu : Cehennem ateşi, dünya ateşine altmış dokuz derece daha
fazla hararetli kılındı. Bunlardan her birinin sıcaklığı dünya ateşinin
sıcaklığı gibidir. “
Buhari : 3265 –Ter : 3064.S

“ … Numan b. Beşir r.a şöyle dedi : Ben Nebi s.a.v’den işittim şöyle
buyuruyordu : Kıyamet gününde cehennem ehlinin azapça en hafif
ceza göreni şu kimsedir ki onun iki ayağının çukuruna iki ateş
parçası konulacak bunların tesiriyle onun beyni kaynayacaktır. “

Buhari : 6535 - Ter : 6448.S

Allah ve Rasulünün cennetle alakalı ifadelerine gelince,onlar da şudur :

“ İman edip salih amel işleyenlere, altından ırmaklar akan cen-


netlerin kendilerine ait olduğunu müjdele... “
BAKARA : 25

“ Muttakiler güvenli bir makamdadırlar. Bahçelerde ve çeşme baş-


larında. İnce ipekten ve parlak atlastan elbiseler giyerek - yeniden
inşa edilip kendilerine verilen eşlerle - karşılıklı otururlar. Ayrıca onları
iri gözlü hurilerle de evlendirmişizdir. Orada güven içinde her
meyveden isterler. Orada ilk ölümlerinden başka ölüm tatmazlar.
Allah onları cehennem azabından korumuştur. Rabb’inden bir lütuf
olarak. İşte büyük kazanç budur. “
DUHAN : 51 - 57

26
“ Cennet de muttakilere yaklaştırılmıştır, uzak değildir. İşte size va’d
edilen budur. Daima - Tevbe ederek - Allah’a yönelen, - O’nun huku-
kunu - muhafaza eden. Gaybi olarak Rahman’dan huşu duyan ve
O’na yönelmiş bir kalp getiren herkesin - mükafatı işte budur - Onlara
cennete salimen girin, bu ebedi yaşama günüdür, denir. Orada
onlara istedikleri her şey vardır. Katımızda daha fazlası da vardır. “
KAFF : 31
“ Muttakiler cennetlerde nimet içindedirler. Rab’lerinin kendilerine
verdikleriyle safa sürerler. Rab’leri onları cehennem azabından
korumuştur. “
TUR : 17 – 18

“ … Ebu Hureyre r.a dan. Rasulullah s.a.v Rabb’inden rivayet ederek


şöyle buyurdu : Allah’u Teala buyurdu ki : Ben salih kullarım için
gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve insan kalbinin hayal
edemediği bir takım nimetler hazırladım. Ebu Hureyre dedi ki :
İsterseniz ; “ Yaptıklarına karşılık olarak onlar için ne gözler aydın-
latıcı Nimetlerin saklandığını hiç kimse bilemez “ SECDE : 17 Ayet’ini
okuyun dedi. “
Buhari : 4779 –Ter : 4659.S

“ Cennet halkı ateş halkına nida etti : “ Rabb’imizin bize va’d ettiğini
biz gerçek olarak bulduk. Siz de Rabb’inizin size va’d ettiğini gerçek
olarak buldunuz mu ? “ . Onlar : Evet, derler...... “
A’RAF : 44

Ey insanlar ! unutmayınız ki ; Cennet de cehennem de yaratılmış


olup, şu an hazır olarak sahiplerini beklemektedirler…. Bu hususta
Allah’u Teala şöyle buyurmaktadır :

“ Rabbinizden gelecek olan mağfirete ve takva sahipleri için hazır-


lanan, genişliği göklerle yer arası kadar olan cennete koşun. “
ALİ İMRAN : 133

“ … İmran b. Husayn r.a’dan. Rasulullah s.a.v şöyle buyurdu : Cennete


muttali oldum, ahalisinin çoğunu fakirler olduğunu gördüm.
Cehenneme de muttali oldum, onun ahalisinin çoğunu da kadınlar
olarak gördüm. “
Buhari : 6546 – Ter : 6456 - Müslim : 2737 / 94

“ … Ebu Hureyre r.a’dan. Nebi s.a.v şöyle buyurdu : Sıcak şiddetlen-


diği zaman namazı serinliğe bırakın. Çünkü sıcağın şiddeti cehen-
nemin kaynamasındandır. “

27
Buhari : 533 –Ter : 2.c.606.s - Müslim : 615 / 180

Değerli Müslümanlar ! biraz önce de ifade ettiğimiz gibi ; Cennet ve


cehennem ebedi olup onlar için yok olma veya tükenip son bulma diye
bir şey yoktur….. Bu hususta Allah’u teala şöyle buyurmaktadır :

“ ……… Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’tan razı olmuştur.


Allah onlara, altlarından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları
cennetler hazırlamıştır. “
Tevbe : 100 – Hicr : 48 – Hud : 108 – Vakia : 33

“ O inkarcı kafirler ve zalimler var ya, Allah onları bağışlamayacak


ve bir yola da iletmeyecektir. Onları sadece cehennemin yoluna
iletecek ve orada ebedi kalacaklardır. Bu Allah’a çok kolaydır..... “

Nisa : 168 – 169 – Ahzab : 63 – 64 – Cin : 23 – Bakara : 167 – Zuhruf : 75

“ … İbni Ömer r.a dan. Rasulullah s.a.v şöyle buyurdu : Cennet ehli
cennete cehennem ehli de cehenneme doğru ayrılıp gidince, ölüm
getirilir. Cennet ve cehennem arasında boğazlanır. Sonra bir nidacı
der ki : Ey cennet ehli, artık ölüm yoktur ; ey cehennem ehli, artık
ölüm yoktur. Cennet ehlinin sevincine bir sevinç daha eklenir.
Cehennem ehlinin gam ve kederine de bir gam ve keder daha
eklenir. “ Müslim’deki rivayette Hadis şu ziyade ile rivayet edilmiştir :
“..... Her kes nerenin ehli ise o orada ebedi kalacaktır..... “

Buhari : 6548 – Ter : 6457 - Müslim : 2850 / 42 - 43

CENNET NİMETLERİ VE RU’YETULLAH

Değerli Müslümanlar ! bilindiği gibi cennet, iman edip salih amel


işleyen kimselere Allah’u Teala’nın ikram edeceği bağlı, bahçeli, Hurili,
kilmanlı, toprağı miskten ve Altın ve gümüşten piriketleri olan köşklü bir
mekandır….
Allah’u Tealanın Salih insanlara orada hazırladığı bir çok nimetler
vardır. Onlara yapacağı en büyük ikram ise, kendisini göstermesidir….
Rab-bimiz kerim kitabında şöyle buyurmaktadır :
“ 0 gün öyle yüzler var ki - nurdan - parıl parıl, parlarlar ve Rablerine
bakarlar.”
Kıyame : 22 – 23

“ İyilik yapanlara daha iyi ve güzel bir de ziyade vardır... “

28
Yunus : 26

Müfessirlerden Çoğu bu Ayette ki { ... bir de ziyade vardır... }


kısmından murat, cennette Allah’u tealayı görmektir, demişler sonra da
Müslim deki Nebi s.a.v’in şu hadisini delil getirmişlerdir.

“ … Resulullah s.a.v buyurdular ki : Cennet ehli cennete girdiği zaman,


Allah’u Teala kullarına : Bir şey istiyor musunuz ?, diye buyurur.
Cennet ehli de : Yüzlerimizi ağartmadın mı, bizleri ateşten kurtarıp
cennete girdirmedin mi ?, derler. Müteakiben Allah hicabı kaldırır,
artık onlar için Rab’lerine bakmaktan daha sevimli bir şey verilme-
miştir. Sonra : “ İyilik yapanlara daha iyi ve güzeli, bir de ziyade
vardır..... “ Ayetini okudu. “
Müslim : 181 / 297- 298 - Fethu’l-Bari : 8 / 198

İşte zikredilen bu Ayetler ve hadisi şerif ; Allah’u Azze ve cellenin


kıyamet gününde mü’minler tarafından görüleceğini açıkca isbat etmek-
tedir….. Ayrıyeten Rabbimizin şu hükmü de, kafirlerin kendisini asla
göremeyeceklerini anlatmaktadır :

“ Hayır, doğrusu o gün onlar Rab’lerinden perdelenmişlerdir. “


Mutaffifin : 15

Allah’u Teala’nın ahirette görüleceğini anlatan bu Ayetlerden sonra,


tevatür derecesinde hadislerde de bahsedilmektedir….. Onların bir kaçını
zikretmekte yarar vardır.

“ … Ebu Hureyre r.a şöyle dedi : Bazı insanlar : Ya Rasulallah, kıyamet


gününde biz Rabb’imizi görecek miyiz ? dediler. Rasulullah s.a.v
buyurdular ki : Ayın on dödüncü gecesi, görmeye mani bir bulut
yokken ayı görmede şüphe ve ihtilaf eder misiniz ?. Sahabeler :
Hayır ya Rasulallah, dediler. Rasulullah s.a.v : Peki görmeye mani bir
bulut yokken güneşi görmekte şüphe eder misiniz ?, buyurdu. Saha-
beler : Hayır ya Rasulallah, dediler. Rasulullah : İşte Allah‘ı - da ay ve
güneşi - gördüğünüz gibi göreceksiniz...... “

Buhari : 806 – Ter : 799 - Müslim : 182 / 299 – 183 / 302

“ … Cerir b. Abdullah el-Beceli r.a şöyle dedi : Bir gece Nebi s.a.v’nin
yanında oturuyorduk. 0 gece ayın on dördüncü gecesi idi. Nebi s.a.v aya
baktı ve şöyle buyurdu : Şu ayı görmekte nasıl ki birbirinize sıkışıklık

29
sebebi engel olmuyor veya zahmetsiz olarak onu görüyorsanız, işte
Rabb‘inizi de böylece göreceksiniz.... “

Buhari : 7434 – Ter : 7300 - Müslim : 633 / 211

Müminlerin kıyamette Allah’ı görmesi Kitap ve sünnetle sabit bir akide


olup ümmetin geneli bu akideye sahip olmuşlardır… Ancak harici,
mutezile, rafizi ve mürcie’den bazı kimseler Allah’ın ahirette görüleceğini
inkar etmişlerdir……. Ve bu husustaki zikri geçen Ayetleri tevil ederek
hadisleri de reddet-mişlerdir…

Vel hamdu lillahi rabbil alemin

TACUDDİN EL- BAYBURDİ

30

You might also like