You are on page 1of 1

SEVGİLİ ARSIZ ÖLÜM ADLI ESERDE TOPLUMSAL YAPININ ETKİLERİ

Latife Tekin, Sevgili Arsız Ölüm adlı eserde 1970-1980 yılları arasında Alacüvek adlı bir köyün
kültürel ögeleriyle temelleri atılmış Aktaş ailesinin, yuvalarından ayrılarak nerede olduğu eserde tam
olarak verilmeyen, kendileri için yabancı bir yer olan, hızına, kültürüne, insanına aşina olmadıkları
büyük bir şehre taşınmalarını, şehrin kalabalığına, gürültüsüne alışma ve bu ani değişimde
kendilerine bir yer bulma çabalarını anlatır.Tekin, eser boyunca Alacüvek köyü ve Aktaş ailesi
üzerinden köylerin toplumsal yapısını inceler. Köylülerin gündelik hayatlarının büyük bir kısmını
kapsayan, yaşamlarının merkezi haline gelmiş olan gelenek, kült motif ve batıl inançların düşünme,
yaratma süreçlerine ve sosyal ilişkilerine etkileri büyülü gerçekçilik yöntemi kullanılarak okuyucuya
aktarılır.

Yazar eser boyunca köylülerin yaratma ve düşünme sürecini hastalıklara, talihsizliklere karşı
verdikleri tepki ve belirsizlikleri anlamlandırma çabaları üzerinden okuyucuya aktarır. Bu sayede
köylülerin vardıkları sonuçların yaşadıkları yerin gelenek, örf ve batıl inançlarından etkilendikleri
gözlemlenir:

“Mahmut'un ilk kez gözlerini açıp tavana diktiği, fıldır fıldır bakıp
angurtkuşunun sesine benzer bir ses çıkardığı haberiyle Bayraktar'ın küllükte
cinlerin üstüne işediği haberi, aynı anda köyün içine yayıldı, köylüler toplaşıp
Bayraktar'm başına vardılar. Bayraktar ağzı gözü çarpılmış, küllükte yatıyordu.
Köylülerin başına toplaşmasıyla, tavşan gibi pustu. Yekinip küllükten
kalkamadı.”(Tekin, 2021:20)

Köylülerin gördükleri şeyleri yorumlama şekilleri, okulun açılamadığı, açıldığı zaman ise kapattırıldığı
bu köyde bilimsel bilgi birikiminin az olması sebebiyle, bilimsellikten uzaktır. Bayraktar’ın yerde
yatması gibi talihsiz bir olayı açıklayabilecek yeterli bilgi birikimi olmayan köylüler, bu olayın sebebini
bildikleri şeylere, yani geleneklere, örflere ve batıl inançlarına bağlamaktadırlar. Alacüvek köyünün
toplumsal yapı taşlarını oluşturan değerler, kültürler ve öğretilmiş ögeler süreç boyunca köylülerin
tek bir düzlem üzerinden düşünmelerine sebep olarak yaratma ve düşünme süreçlerini olumsuz
etkiler, hatta yanlış sonuçlara ulaşmalarına sebebiyet verir. Köylülerin yeni şeyleri cin gibi başka
sebeplere bağlamaları eserde yaratma ve düşünme sürecinin büyülü gerçekçilik yöntemi kullanılarak
aktarıldığını göstermektedir. Yazar Alacüvek köyünü dünyamızdan tamamen ayırmadan onlar için
yeni bir gerçeklik oluşturmakta ve bununla okuyucuyu bu yeni gerçeklik konusunda düşünmeye
iterek onun köydeki toplumsal yapıyı daha iyi incelemesini ve sonuca kendisinin ulaşmasını sağlamayı
amaçlamaktadır.

You might also like