You are on page 1of 2

NASÛHÎ TEKKESÝ

– — muþ, harem ve selâmlýk bölümlerini de kâgir bir yapýnýn mevcudiyeti belli olmak-
NASÛHÎ TEKKESÝ Mehmed Nasûhî Efendi’nin neslinden ge- tadýr. Bu yapý ile selâmlýðýn arkasýndaki
Ýstanbul Üsküdar’da lenler mesken edinmiþtir. 1960’lardan son- geniþ bahçe içinde yaklaþýk 30 × 15 m. bo-
XVII. yüzyýlda kurulan, Halvetiyye’nin ra selâmlýk bölümü özgün biçimine sadýk yutlarýnda biri tek, diðeri iki kattan olu-
Nasûhiyye kolunun âsitânesi. kalýnmaksýzýn yenilenmiþ, depremde hasar þan harem dairesi bulunmaktaydý. Bu bah-
˜ ™ gördüðü için XX. yüzyýlýn baþlarýnda yýktý- çeye küçük avlunun batýsýndaki tek katlý
rýlan minare ayný aileden Alâeddin Nasu- kanattan, ayrýca arsanýn güneydoðu köþe-
Üsküdar Doðancýlar’da Tunusbaðý cad-
hioðlu tarafýndan 1966’da yeniden inþa et- sinde yer alan ve ayný zamanda hazîreye
desi üzerinde yer alan tekke Halvetiyye’-
tirilmiþtir. Bu arada cami - tevhidhâne ile açýlan tâli kapýdan ulaþýlmaktaydý. Nitekim
den Þâbâniyye’ye baðlý Nasûhiyye kolunun
türbenin karþýsýnda bulunan tek katlý ah- türbenin güney cephesindeki pencerenin
âsitânesi ve pîr makamýdýr. Kaynaklarda
þap kanat cami görevlilerince kullanýlmak niyaz penceresi niteliðinde olmasý söz ko-
bu tekke Hazret-i Nasûhî Efendi, Nasûhî
üzere kâgir olarak yenilenmiþtir. nusu tâli kapýdan hareketle arkadaki ha-
Mehmed Efendi, Þeyh Nasûhî Efendi gibi
Mukabele günü cuma olan tekkede Da- reme ulaþan, ancak zamanla hazîrenin ge-
isimlerle de zikredilir. Sadrazam Damad Ha-
hiliye Nezâreti’nin rûmî 1301 (1885-86) ta- niþlemesi sonucunda ortadan kalkan bir
san Paþa dergâhýn yapýmýný baþlatmýþ, an-
rihli istatistik cetvelinde yedi erkekle iki geçidin varlýðýný göstermektedir.
cak maddî gücü yetmediðinden masrafla-
rý Þeyh Mehmed Nasûhî Efendi tarafýndan kadýnýn ikamet ettiði belirtilmiþtir. Nasûhî Cami- tevhidhâne ile türbenin duvarlarý
ödenerek inþaat 1099 (1688) yýlýnda ta- Mehmed Efendi’nin vefatýný (1130/1718) moloz taþ ve tuðla sýralarýndan oluþan al-
mamlanmýþtýr. Hasan Paþa 1102’de (1690- müteakip tekkenin postuna oðlu Þeyh Ali maþýk örgü ile inþa edilmiþ, üstü Marsilya
91) IV. Mehmed’in kýzlarýndan Hatice Sul- Alâeddin Efendi (ö. 1165/1752) geçmiþ, ar- kiremidiyle kaplý kýrma çatýlarla örtülmüþ-
tan’la evlenmiþ, tekkenin vakfý, paþanýn ve dýndan babadan oðula intikal eden meþi- tür. Basýk kemerli kapý ve pencere açýklýk-
Mehmed Nasûhî Efendi’nin vefatýndan hat görevini sýrasýyla Þeyh Mehmed Faz- larý dýþarýdan kesme taþ sövelerle dikdört-
sonra 1131’de (1719) Hatice Sultan adýna lullah Efendi, Þeyh Abdurrahman Mehmed gen þeklinde çerçevelenmiþtir. Dikdörtgen
tescil edilmiþtir. Bu arada Hasan Paþa tek- Þemseddin Efendi, Þeyh Mehmed Muh- (12,50 × 11,50 m.) bir alaný kaplayan ca-
kenin giriþinde 1117’de (1705) bir çeþme yiddin Efendi ve son postniþin Þeyh Kerâ- mi - tevhidhânenin kuzeydeki küçük avlu-
yaptýrmýþtýr. meddin Efendi (ö. 1934) üstlenmiþtir. ya açýlan kapýsýnýn üzerinde, metni þair Yâ-
Önemli bir tarikat merkezi olduðu için Doðuda Tunusbaðý caddesi, diðer yön- kub Âsým Efendi’ye ait 1280 (1863-64) ta-
zengin mimari programa sahip bulundu- lerde mücâvir parsellerle çevrili olan arsa- rihli ta‘lik hatlý manzum ihya kitâbesi bu-
ðu tahmin edilen ilk tesis günümüze ulaþ- nýn kuzeydoðu köþesinde cadde üzerinde lunmaktadýr.
mamýþtýr. Tekkenin beþinci postniþini Þeyh Hasan Paþa Çeþmesi, güneydoðu köþesin- Cami - tevhidhâne hariminin selâmlýða
Mehmed Muhyiddin Efendi’nin meþihatý de arsanýn eðiminden dolayý caddeye gö- bitiþik olan batý duvarý saðýr býrakýlmýþ, gü-
sýrasýnda Sultan Abdülmecid’in cami- tev- re yüksekte kalan hazîre yer alýr. Hazîre ile ney duvarýnýn eksenine yanlarýnda ikiþer
hidhâne, türbe ve harem bölümlerini ye- çeþme arasýnda uzanan, günümüzde üs- pencere ile mihrap, giriþ (kuzey) cephesinin
niden yaptýrdýðý ve inþaatýn bitiminde tek- tü açýk giriþin aslýnda cümle kapýsý niteli- üst kesimine beþ pencere, batý duvarýna
kede cuma namazý kýldýðý bilinmektedir. ðinde ve üstü beþik tonozla kaplý bir ge- da türbeye açýlan kemerli bir niyaz pence-
Ahþap aðýrlýklý olduðu anlaþýlan bu yapýlar çit þeklinde olduðu anlaþýlmaktadýr. Arsa- resi yerleþtirilmiþtir. Bu açýklýðý içeriden
1274’te (1857-58) yanmýþ, 1280’de (1863- nýn ortasýndaki ana bina doðudan batýya barok üslûbunda kaidelere oturan yivli pi-
64) dönemin ricâlinden Ebûbekir Rüstem doðru birbirine bitiþik olarak sýralanan tür- lastýrlar kuþatmakta, yuvarlak bir kemer
Paþa tekkeyi kâgir olarak son þekliyle ihya be, cami - tevhidhâne ve selâmlýk bölüm- taçlandýrmakta, cephede bu pencerenin
etmiþtir. Evkaf Nezâreti tarafýndan 1902’- lerini barýndýrýr. Bu yapýnýn kuzeyindeki in- üstünde ta‘lik hatla yazýlmýþ þu beyit yer
de onarýmý gerçekleþtirilen yapýlardan ca- ce uzun planlý avlunun diðer tarafýnda bu- almaktadýr: “Makam-ý evliyâdýr menba-ý
mi - tevhidhâne tekkelerin kapatýlmasýnýn günkü kâgir meþrutanýn yerinde derviþ feyz-i fütûhîdir / Edeble dâhil ol sûfî bu
(1925) ardýndan cami olarak kullanýlmýþ, hücreleri olduðu tahmin edilen tek katlý dergâh-ý Nasûhî’dir.” Bu beytin, Nasûhî
türbe uzun bir süre ziyarete kapalý tutul- ahþap, ayný avlunun batý yönünde tek katlý Efendi’nin Risâle-i Velediyye adlý eseri-
ni þerheden Mustafa Zekâî Efendi’ye ait
olduðu nakledilmektedir. Mekânýn kuze-
yinde uzanan 3 m. derinliðindeki iki katlý
mahfillerin sýnýrýnda kare kesitli dört adet
ahþap dikme sýralanýr. Harimin kuzeybatý
köþesinde yer alan ve türbeye doðru çýkýn-
tý yapan merdivenle ulaþýlan fevkanî mah-
filin her ikisinde de dikmelerin arasý ahþap
korkuluklarla kapatýlarak ortadaki açýklýk
yarým daire planlý bir çýkma ile geniþletil-
miþtir. Kuzeybatý köþesindeki açýklýk ise
oymalý ahþap kafeslerle donatýlmak sure-
tiyle hünkâr mahfiline dönüþtürülmüþtür.
Hafifçe dýþa taþan yarým daire planlý mih-
Nasûhî rap niþi son yýllarda turkuaz renkli fayans-
Tekkesi –
Üsküdar /
larla kaplanmýþtýr. Ahþap minber, kapýsýn-
Ýstanbul da ve köþkünde bulunan neo - gotik üslû-

430
NÂSÛT

ðu, kuzeye doðru 5 × 7 m. boyutlarýnda Bir Kaynak: Dergeh-nâme”, Türkische Miszel-


tek katlý bir giriþ bölümüyle uzatýldýðý tes- len: Robert Anhegger Armaðaný, Ýstanbul 1987,
s. 234; M. Baha Tanman, “Relations entre les se-
bit edilmektedir.
mahane et les türbe dans les tekke d’Istanbul”,
Cami-tevhidhâneyi doðu ve güney yön- Ars Turcica: Akten des VI. Internationalen Kon-
lerinden kuþatan hazîrede aralarýnda dev- gresses für Türkische Kunst (ed. K. Kreiser),
let ricâlinden, ulemâdan ve saray mensup- München 1987, s. 316; a.mlf., “Settings for the
Veneration of Saints”, The Dervish Lodge: Art,
larýndan birçok kiþinin bulunduðu tekke Architecture and Sufism in Ottoman Turkey
mensuplarý ve muhipleri gömülüdür. Hazî- (ed. R. Lifchez), Berkeley 1992, s. 153; a.mlf.,
renin kapýsý, tekke binalarýnýn ne ilk (1099/ “Nasuhî Tekkesi”, DBÝst.A, VI, 50-51; Mustafa
1688) ne de son (1280/1863-64) yapýmýnda- Özdamar, Dersaâdet Dergâhlarý, Ýstanbul 1994,
ki üslûp özelliklerine uyan barok üslûbunda s. 239; Sâlim Yorgancýoðlu, Üsküdar Dergâhlarý,
Ýstanbul 2004, s. 99-104; Besim Çeçener, “Üskü-
ayrýntýlarý ile dikkati çekmekte, gerek bu
dar Mezarlýklarý, Türbeleri ve Hazireleri”, TTOK
kapý gerekse türbenin güneye açýlan niyaz Belleteni, sy. 49 (328) (1975), s. 18 vd.; Atilla Çe-
penceresinin içindeki ayrýntýlar, XVIII. yüz- tin, “Ýstanbul’daki Tekke, Zâviye ve Hânkahlar
yýlýn son çeyreðine ya da XIX. yüzyýlýn baþ- Hakkýnda 1199 (1784) Tarihli Önemli Bir Vesi-
larýna ait bir onarýma iþaret etmektedir. ka”, VD, XIII (1981), s. 588.

Hasan Paþa Çeþmesi’nin kübik hacimli ÿM. Baha Tanman


Nasûhî Türbesi’nin kitâbesi ile içinden bir görünüþ haznesi son onarýmda kesme taþ örgüsü-
nü taklit eden sýva ile, cadde üzerindeki do- – —
NASÛHÝYYE
ðu cephesi ise beyaz mermerle kaplanmýþ-
( [ U* )
týr. Çeþmenin sivri kemeri üzerinde 1117
(1705) tarihini veren sülüs hatlý manzum Halvetiyye - Þâbâniyye tarikatýnýn
kitâbe yer almaktadýr. Kitâbe metni þair Mehmed Nasûhî Üsküdârî’ye
bundaki üç merkezli kemerleriyle Abdüla- Zâmirî Ýsmâil Efendi’ye aittir. Beyzî yalak- (ö. 1130/1718)
nisbet edilen bir kolu
ziz döneminin eklektik zevkini yansýtmak- la güney cephedeki dikdörtgen biçiminde
(bk. MEHMED NASÛHÎ).
tadýr. Duvarlarda herhangi bir bezeme bu- ufak boyutlu ayna taþý XIX. yüzyýlda yapýl- ˜ ™
lunmamakta, çubuklu tavanýn merkezinde mýþtýr.
çýtalarla oluþturulmuþ sekizgen bir göbek BÝBLÝYOGRAFYA : – —
yer almaktadýr. Dikdörtgen planlý (13,50 × BA, Ýrade - Evkaf, nr. 2842/7 (11 Muharrem
NASUHPAÞAZÂDE ÖMER EFENDÝ
5,50 m.) türbenin giriþi kuzeydoðu köþe- 1320); Ýstanbul Tekkeleri Listesi, TSMA, nr. E. (bk. ÖMER EFENDÝ, Nasuhpaþazâde).
sinde minare kaidesinin yanýndaki girinti- 1772, 3333, sýra nr. 157; Ýstanbul Tekkeleri Lis- ˜ ™
dedir. Batý duvarýnda cami - tevhidhâne tesi, Ýstanbul Belediyesi Atatürk Kitaplýðý, Osman
harimine açýlan niyaz penceresinden baþ- Ergin, nr. 1825, sýra nr. 134; Ayvansarâyî, Hadî- – —
katü’l-cevâmi‘, II, 231-232; a.mlf., Mecmûa-i NÂSÛT
ka doðu duvarýnda üç, kuzey ve güney du- Tevârîh (haz. Fahri Ç. Derin – Vahid Çabuk), Ýs- ( %<0‫) א‬
varlarýnda birer pencere vardýr. tanbul 1985, s. 64; Âsitâne Tekkeleri, s. 3; Bâb-ý
Türbede Nasûhî Efendi’ye, hanýmýna ve Âlî, Nezâret-i Umûr-ý Dâhiliye Sicil Nüfus Ýdâre-i Ýnsanýn beþerî ve cismanî yönünü
Umûmiyesi Dersaâdet ve Bilâd-i Selâse Nüfûs-ý ifade eden bir tasavvuf terimi.
neslinden gelenlere ait toplam on adet
Millîsine Mahsus Ýstatistik Cetvelidir, Ýstanbul
˜ ™
ahþap sanduka mevcuttur. Nasûhî Efen- 1301, s. 57; Melekpaþazâde Kadri Bey, Hankah-
di’nin sandukasý diðerlerinden daha büyük nâme, Süleymaniye Ktp., Nuri Arlasez, nr. 36, vr. Hallâc-ý Mansûr insanýn beþerî (maddî)
tutulmuþ ve tepede kesiþen kemerciklerle 1b; Mecmûa-i Cevâmi‘, II, 72-73 (nr. 127, 314); yönünü Süryânîce nâsût, ilâhî (mânevî) yö-
birbirine baðlanmýþ düþey pirinç çubuk- Bandýrmalýzâde, Mecmûa-i Tekâyâ, Ýstanbul nünü de lâhût kelimeleriyle ifade etmiþ,
larýn teþkil ettiði bir þebeke ile kuþatýlmýþ- 1307, s. 5; Mehmed Râif, Mir’ât-ý Ýstanbul, Ýs- bu iki terim daha sonra çeþitli sûfîler ta-
tanbul 1314, I, 99-100, 187; 1329 Senesi Ýstan-
týr. Batý ve güney duvarlarýndaki niyaz pen- rafýndan kullanýlmýþtýr. Hallâc’a göre insan
bul Beldesi Ýhsâiyât Mecmuasý, Ýstanbul 1330,
cerelerinin eksenlerinin kesiþme noktasýn- s. 21; Osmanlý Müellifleri, I, 166-167; Ýbrahim Allah’ýn ezelde kendisinden çýkardýðý bir
da yer alan bu sandukanýn ayrýcalýðý, üze- Hilmi Tanýþýk, Ýstanbul Çeþmeleri, Ýstanbul 1945, sûrettir, Allah gizli olan güzelliðini ve sýr-
rine isabet eden sekiz kollu yýldýz biçimin- II, 294, 296-297; M. Halit Bayrý, Ýstanbul Folklo- rýný onda izhar etmiþtir. Bu sûretin nâsût
deki tavan göbeðiyle de vurgulanmýþtýr. Di- ru, Ýstanbul 1972, s. 174-175; Behcetî, Merâkid-i ve lâhût olmak üzere iki tabiat ve âlem-
Mu‘tebere-i Üsküdar, s. 84-85; Konyalý, Üsküdar
ðer sandukalarýn etrafýnda ajurlu ahþap den oluþtuðunu ve iki âlemin ayýrt edile-
Tarihi, I, 239-241, 373-375; II, 49-50; Zâkir Þük-
korkuluklar bulunmaktadýr. Gerek türbe- rü, Mecmûa-i Tekâyâ (Tayþi), s. 21-22; Tahsin
meyecek þekilde birbiriyle mezcedildiðini
nin gerekse cami - tevhidhânenin duvar- Öz, Ýstanbul Camileri, Ankara 1987, II, 49; Gü- söyleyen Hallâc, “Allah Âdem’i kendi sûre-
larýnda Nasûhî Efendi baþta olmak üzere nay Kut – Turgut Kut, “Ýstanbul Tekkelerine Ait tinde yaratmýþtýr” hadisini (Buhârî, “Ýsti,-
Halvetî büyüklerinin isimlerini içeren çe-
þitli hat levhalarý dikkati çeker.
Minare kare kaidesi, prizmatik üçgen-
lerden oluþan pabuç kýsmý, çokgen kesitli
gövdesi ve peteði, koni biçimindeki külâhý
ile klasik üslûba uygundur. Tamamen ye-
nilenmiþ olan selâmlýðýn eski biçimi hak- Nasûhî
cami -
kýnda pek az þey bilinmekte, yaklaþýk 10 × tevhidhânesinin
15 m. boyutlarýnda iki katlý bir yapý oldu- kitâbesi

431

You might also like