You are on page 1of 230

DEMOGRAFİK

YAPI VE SAĞLIK
1.HAFTA
DR.DYT.GONCA GÜZEL ÜNAL

1
I. Demografi (Antik Yunanca δῆμος démos,
halk + γραφή graphé‚ yazı), diğer
adıyla nüfus bilimidir.
II. Dünya'da veya bir ülkede bulunan
nüfusun yapısını, durumunu, dinamik
özelliklerini inceleyen bilim dalıdır.
DEMOGRAFİ III. Yunanca demos (halk) ve graphein
NEDİR? (yazmak) kelimelerinden meydana
gelmiştir.
IV. Doğumlar, ölümler göçler ve yaşlanma
ile ilgili çalışmalar bu bilim dalı
tarafından yapılır.

2
Demografik yapı,
insan nüfusunun
yenilenme ya da
yenilenmeme
durumlarını inceleyen
bir disiplindir.
Nüfusun doğum, ölüm,
evlilik gibi yönlerini
inceleyerek nitel ve
nicel değişimini
gözlemler.
Bunun yanında ülkelere
veya bölgelere göre
nüfus dağılımlarını da
DEMOGRAFİK YAPI inceler.

NEDİR?
3
DEMOGRAFİ VE TÜRLERİ

DEMOGRAFİ (NÜFUS BİLİM): İnsan nüfusunun büyüklük, yapı ve gelişimi


ile genel özelliklerinin miktarsal yönlerini inceleyen bilim dalı,

NÜFUS: Belirli bir bölgede, belirli bir anda yaşayan bireylerin


oluşturduğu kütle,

NÜFUS YOĞUNLUĞU: Bireylerin belirli bir coğrafik birim içindeki ( şehir,


ülke ) yığılımlarını (kilometre kare başına ) ölçer,

Nüfus Yoğunluğu= Coğrafik yöredeki kişi sayısı / Yörenin yüzölçümü


(km2),

78000000 / 780000 = 100 Kişi

4
DEMOGRAFİ TÜRLERİ

BETİMSEL DEMOGRAFİ: Nüfus istatistiklerine dayanarak nüfusun sayısı,


coğrafik dağılımı, yapısı ve değişimi hakkında tanımları kapsar,

EKONOMİK DEMOGRAFİ: Nüfussal olaylarla, ekonomik olaylar arasındaki


ilişkileri inceler,

TOPLUMSAL DEMOGRAFİ: Nüfus olguları ile toplumsal olaylar arasındaki


ilişkileri inceler,

SAĞLIK DEMOGRAFİSİ: Nüfus ile sağlık olayları arasındaki ilişkiyi inceler,


sağlık düzeyi ve sağlık davranışlarının incelenmesine demografinin içeriğinin
ve yöntemlerinin uygulanmasıdır,

5
1. Nüfus Sayımları,
2. Kayıt Sistemleri( Doğum, Ölüm, Göç, Evlilikler,
Boşanmalar, vb.),
3. Demografik Araştırmalar;
4. Topluma ilişkin bölgesel, yöresel araştırmalar,
5. Örnekleme Tekniği ile yapılan sağlık araştırmaları,
(TNSA-HÜNEE),

DEMOGRAFİDE VERİ KAYNAKLARI

6
DÜNYA’DA NÜFUS ARTIŞI
DEMOGRAFİK DÖNÜŞÜM TEORİSİ
(KAYNAK: HATCHER ,R.A,1988)

7
DEMOGRAFİK DÖNÜŞÜM TEORİSİ
(KAYNAK: HATCHER ,R.A,1988)
¢ Klasik tanımı, 1945’de NOTESTEIN, 1947’de BLACKER tarafından
yapılmıştır,
ü 1.AŞAMA: Hem doğum, hem de ölüm hızları çok yüksek, nüfus artışı
pek yok, (Sanayi Devrimi öncesi),
ü 2.AŞAMA: Doğum hızları yüksek olarak devam ederken, ölüm hızları
tıptaki gelişmeler ve yaşam düzeyinin artmasına bağlı olarak süratle
düşmeye başlamış, nüfus artışı çok hızlı, (Sanayi Devrimi sırasında),
ü 3.AŞAMA: Doğum hızları da, ölüm hızları gibi süratle düşmeye
başlamış, yüksek nüfus artışı giderek düşmeye başlamış, (Sanayi
Devrimi sonrası, Bilgi Toplumu başlangıcı-TÜRKİYE),
ü 4.AŞAMA: Hem doğum, hem de ölüm hızları çok düşük, nüfus artışı
pek yok, hatta nüfus gerilemeye başlamış, (Bilgi Toplumu-Avrupa’da
18 ülke, ABD, Japonya vb.)

8
q65 ve daha yukarı yaştakilerin genel nüfus
içerisindeki sıklığına(%) göre 4 tür toplum
vardır;

üGenç toplum %4 ve aşağısı


üOlgun toplum %5-7(Türkiye %7.3)
üYaşlı toplum %8-10
üÇok yaşlı toplum %11 ve yukarısı

DEMOGRAFİK YAŞLILIK YÖNÜYLE


TOPLUM TÜRLERİ

9
Yaşlı Nüfus;
65 Yaş ve Üzeri Nüfus %7.7(2013)
Projektif-kestirim %10(2025; %19(2050),
Doğuşta Beklenen Yaşam Süresi(2010);
Toplam:74.3(75)
BAZI Erkek :71.8(72)
GÖSTERGELER(NÜFUS)
Kadın :76.8(77)
Kentsel Nüfus Yüzdesi %71.8
Türk Aile Yapısı Araştırması(1992)
Yaşlıların %66’sı ayrı;%36’sı çocukları ile yaşıyor,
Ailelerin %79.7’si çekirdek,

10
Son yıllara kadar demografik
araştırmalarda işaret edilen gerçeklik basit:
Türkiye’nin batısından doğusuna ciddi farklar
olsa da, tüm bölgelerde doğurganlık hızla
düşmektedir.
Bu da nüfus artış hızında yavaşlama ve
demografik anlamda nüfusun yaşlanması
anlamına gelmektedir.
TUİK 2013 Türkiye’nin demografi alanında uzmanlaşmış
RAPORU tek akademik kurumu olan Hacettepe
Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü her beş
yılda bir hazırladıkları Türkiye Nüfus ve
Sağlık Araştırması (TNSA) 2013 raporunda
doğurganlıktaki düşüşün durduğunu ve
toplam doğurganlık hızının (yani kadın
başına düşen doğum sayısının) 2,26
seviyesinde durağanlaştığını gösteriyor.

11
ü Nüfusun yaş ve cinsiyet yapısını gösterir,
ü Erkeğe ve kadına ait, yaş histogram grafiğinin sırt
sırta yerleştirilmesi ile oluşur,
ü Tabanının genişliği, yayvanlık derecesine göre
doğurganlığın yüksek olduğunu,
ü Tabanının köşelerinden piramidin tepesine doğru
yükselme açısının darlığı ve piramid tepesinin
NÜFUS sivrilik derecesi, ölüm düzeyinin yüksekliğini
gösterir,
PİRAMİDİ ü Her zaman sol tarafta erkek nüfus, sağ tarafta
kadın nüfus yer alır,

12
İstenilen yaş gruplaması yapılabileceği gibi
genelde, yaş grupları tabandan tavana,
küçükten büyüğe doğru sıralanır, böylece
tabanda gençler, tavanda yaşlılar yer alır,

Yaş grupları: (0-4; 5-9; 10-14; 15-19; 20-


NÜFUS 24; 25-29; 30-34; 35-39; 40-44; 45-49;
50-54; 55-59; 60-64; 65-69; 70-74; 75-
PİRAMİDİ 79; 80+;),
Çizimde yüzde ya da mutlak rakamlar
kullanılabilir,

Yüzde; bir cinse ait bir yaş grubu, o cinsin yaş


gruplarının genel toplamına bölünüp, 100’le
çarpılmasıyla hesaplanır, bütün yaş gruplarının
yüzdesi bu yöntemle tek tek hesaplanır,
13
1.ÜÇGEN GÖRÜNÜMLÜ PİRAMİD;

Üçgen görünümlüdür. Tabanı geniş, tepeye doğru hızlı


bir daralma gösterir,
Nüfus piramidi üçgen olan toplumlarda;

NÜFUS Aşırı doğurganlık,

PİRAMİDİ Taban geniş, tepeye doğru hızlı daralma, doğum ve


ölüm hızı yüksek,
TÜRLERİ Çocuk sayısı fazla, yaşlı sayısı az, genel olarak genç
nüfus yapısı,
Çocuk sayısı fazla ve doğurganlık yüksek, üreticilik
yetersiz, tüketim fazla,
Az gelişmiş ya da gelişmekte olan toplum ya da ülke,

2.

14
SİLİNDİR/FIÇI GÖRÜNÜMLÜ PİRAMİD;
¢ Silindir ya da fıçı görünümlü,
¢ Tabanı dar, tepe kısmı sivri değil, dar,
ortası şişkince,
¢ Nüfus piramidi silindir olan toplumlarda;
ü Çocuk sayısı, az, yaşlı sayısı artmakta,
ü Nüfus yaşlı niteliğinde,
ü Doğum hızı ve ölüm hızı düşük,
ü Nüfus artış hızı az, nüfus azalmakta,
ü Üreticilik iyi,
ü Gelişmiş toplumların nüfus piramidi silindir
görünümlü(İngiltere, Fransa, Almanya),

15
16
NÜFUS PİRAMİDİ TÜRLERİ
TÜRKİYE NÜFUS PİRAMİDİ

17
TÜRKİYE’NİN NÜFUS Kaynak:TÜİK
PİRAMİDİ(2011)
18
TÜRKİYE’NİN NÜFUS
PİRAMİDİ, Kaynak:TÜİK

(TOPLAM,2000,2011)
19
TABLO TANIMI
VE TÜRLERİ
TABLO(ÇİZELGE); Verilerin açık
ve kolay, anlaşılır biçimde
düzenlenmesidir. Cinsiyet Sayı Yüzde(%)
Erkek 22 44,0
vA. NON-PARAMETRİK
VERİLERİN FREKANS
TABLOLARI; Kadın 28 56,0
Toplam 50 100,0
1.MARJİNAL TABLO: Bir değişkene
ilişkin verilerin, o değişkenin alt
gruplarına (seçeneklerine)
dağılımını gösteren tablo (Sayı
%),

Tablo 1. Araştırma Grubunun


Cinsiyete Göre Dağılımı

20
TABLO TANIMI
VE TÜRLERİ
CİNSİYET
vA.NON-PARAMETRİK VERİLERİN SİGARA
FREKANS TABLOLARI; İÇME Erkek % Kadın % Toplam %
DURUMU
2. KROS (ÇAPRAZ) TABLO: İki ya da daha Sigara içiyor 15 8 23
çok değişkenin alt gruplarını çapraz
biçiminde ilişkili, karşılaştırılmalı olarak 65,2 34,8 100,0
gösteren tablo,
Sigara 7 20 27
üDeğişkenin biri satıra, diğeri kolona
yerleştirilir, Araştırıcı değişkenin niteliğine ve içmiyor 25,9 74,1 100,0
önemine göre buna karar verir,
üDeğişken sayısı arttıkça tablo anlaşılır Toplam 22 28 50
olmaktan uzaklaşır, karmaşıklaşır (2 ve 3 den 44,0 56,0 100,0
fazla değişken pek önerilmez),

Tablo 2. Araştırma Grubunun Sigara İçme


Durumu ve Cinsiyete Göre Dağılımı

21
TABLO TANIMI VE TÜRLERİ
B. PARAMETRİK VERİLERİN ORTALAMA TABLOLARI;

1.ORTALAMA TABLOLARI;

Tablo 3. Cinsiyete Göre Hemşirelerin Stres Kaynağı Ölçeği Puan Ortalamaları

____________________________________________________________________________

Stres Kaynağı Ölçek Puanları

Cinsiyet n Arit.Ort. Ss Std.Hata

_____________________________________________________

Kadın 118 111,30 17,32 10,4

Erkek 85 101,20 20,38 11,0

_____________________________________________________

Toplam 203 106,25 18,9 7,4

_____________________________________________________

22
vB. PARAMETRİK VERİLERİN ORTALAMA TABLOLARI;

2. ORTANCA TABLOLARI;

Tablo 3. Cinsiyete Göre Hemşirelerin Stres Kaynağı Ölçeği


Puan Ortancaları

___________________________________________________
_________________________

TABLO Stres Kaynağı Ölçek Puanları

TANIMI VE Cinsiyet n Ort Min

___________________________________________________
Max

TÜRLERİ __

Kadın 118 116 45 210

Erkek 85 101 25 200

___________________________________________________
__

Toplam 203 103 35 215

___________________________________________________
__

23
ü Tablonun kısa ancak dağılımı tanımlayacak bir
başlığı olmalı, genellikle başlık tablonun üst
kısmında yer alır
ü Tablo sayısı verilmeli, tablolar bulguların
niteliği gereği sıralanır, tablo sayısı 1'den
başlayıp yukarıya doğru gider,
TABLO ü Başlığın altında verilerin ait olduğu yer ve yıl
parantez içinde belirtilebilir,
YAPIMINDA ü Marjinal tabloda tek değişken bulunduğundan
DİKKAT kolona (sütun) yerleştirilir, kolon yüzdesi alınır,
ü Kros tablolarda değişkenin önemi ve
EDİLECEK araştırıcının insiyatifine göre değişkenin biri
kolon'a diğeri satıra yerleştirilir, en çarpıcı
KURALLAR anlamlandırmaya göre satır ya da kolon
yüzdesi alınır,
ü Veriler tabloda mutlak sayı ve yüzde
değerleriyle birlikte gösterilmeli, yalnızca biri
gösterilecekse, yüzde yeğlenmeli,
ü altında belirtilir,

24
ü Yüzde değerleri, mutlak sayısal değerlerden farklı
olduğunu belirtmek için noktadan sonra sağdaki değer
gösterilmeli, karmaşık görünmemesi için noktadan sonra
sağdaki değerin tek rakamı alınır,
ü Kolon ve satır sonlarına toplamlar verilmeli, toplamlar
birbirleriyle tutarlı olmalı, yüzde toplamları 100.0’ı

TABLO tutmalı, toplamların kolonların altında, satırların sonunda


gösterilmesi yaygındır, ancak kimi uzmanlar toplamları,
kolon ve sütun başında göstermeyi yeğlemektedir,
YAPIMINDA ü Kolon ve satır başlarındaki değişken ve alt gruplarının
başlıkları açık olmalı, kısaltma kullanılmışsa tablo altında
DİKKAT belirtilmeli,

EDİLECEK ü Bilgilerin kolay ayrılması için satır ve kolon araları


çizgiyle ayrılabilir, değerler göz içinde kalabilir,

KURALLAR ü Tabloya önemlilik analizi uygulanmışsa tablo altında


testin sembol işareti, değeri ve karşılaştırılmış (p) olasılık
değeri yazılmalı, önemli ya da önemsiz işareti belirtilmeli,
ü Araştırmaların rapor haline getirilmesi durumunda
"Bulgular" bölümünde tablolara yer verilir, tablodan
çıkan mesaj ve bilgi kısaca metinsel olarak tablo altında
belirtilir,

25
GRAFİK TANIMI VE TÜRLERİ
GRAFİK:

Verilerin ve bulguların açık ve kolay anlaşılması amacıyla şekillerle gösterilmesi,

Grafiğin görsel etkisi, çarpıcılığı daha fazladır,

Tabloda okuyucunun gözünden kaçan kimi durumlar grafikte daha kolay fark edilebilir. Bu nedenle kimi bulgular
tablo yanında grafikle de gösterilebilir,

Bulguların tablosuz, tümüyle grafiklerle verilmesi tercih edilmez,

GRAFİK TÜRLERİ;
• Çubuk grafiği,
• Histogram,
• Çizgi grafiği,
• Daire (Çember/Pasta) grafiği,
• Resim grafiği,

26
GRAFİK TÜRLERİ
1.ÇUBUK GRAFİĞİ:
üDeğişkenlerin frekans ya da yüzdelerinin şekil üzerinde çubuklarla
gösterilmesi,
üDeğişkenlerin farklı özelliklerini gösteren çubuklar yan yana ya da üst üste
konabilir,

Grafik 1. Nüfus artış hızının yıllara göre dağılım grafiği

27
GRAFİK VE TÜRLERİ
2.HİSTOGRAM:
üSürekli değişkenlere ilişkin verilerin grafik biçimine getirilmesinde yeğlenir,
üSürekli değişkenlerde tabakalar birbirine geçişli olduğu için histogramda
çubuklar birbirine bitiştirilir,
üÇubuğun yüksekliği sıklığı gösterir.

Grafik 2. Araştırmaya alınan grupların yüzde dağılımı

28
GRAFİK VE TÜRLERİ
3.ÇİZGİ GRAFİĞİ:
üBir değişkenin belli bir süre içerisinde değişiklik göstermesi halinde
yeğlenen bir grafik türüdür,
ü Histogramda çizilen çubukların tepe noktaları birbirleriyle ilişkili olarak
bir çizgiyle birleştirilir,
üÇubuklar gösterilmez

Grafik 3. Haftalık hava sıcaklığı

29
GRAFİK TÜRLERİ
4.DAİRE GRAFİĞİ:

üVeriler, bir dairenin dilimleri biçiminde ve daire içinde aldığı pay'a göre sıralanır, Dilimlerde frekans ya da yüzde kullanılabilir,

üGelir, harcama, bütçe, personel ve arazi vb. durumların gösterilmesi amacıyla çizilebilir, Daire 360°'lik bir açıdır, değişkenin alt
seçeneğine daire içinde kaç derecelik bir yer ayrılacağı orantı ile hesaplanır.

üÖrn; Bir sağlık kuruluşunda yapılan toplam 230 TL.lik aylık harcama aşağıdadır.

v80 bin TL ilaç,

v60 bin TL cihaz,

v90 bin TL personel,

Bir daire 360° den oluştuğundan, 230 000 TL, 360° ise, 80 000 TL kaç derecedir?

80 x 230 / 360 = 125.2 °'lik açı,

60 x 230 / 360 = 93.9 °'lik açı,

90 x 230 / 360 = 140.9 °'lik açı eder,

Açılar, daire üzerinde gönye(açı ölçer) ile belirlenir ve daire grafiği çizilir,

Grafik 4. Bir ailenin aylık gideri(TL)


30
GRAFİK VE TÜRLERİ
5.RESİM GRAFİĞİ:
ü Değişkenler resimlerle sembolize edilir,
ü Bir resim, bir değişkenin alt seçeneğinden belli bir sayıyı ifade eder,
ü Bir sınıftaki öğrenci sayısı, kız ve erkekler bir resim grafiğinde gösterilirken,
bir erkek figürünün 5 erkek öğrenciyi ifade ettiği belirtilir

Grafik 5. Günyurdu İlköğretim Okulu Beşinci Sınıf Öğrenci Mevcudu


31
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Tablo ve grafiğin tanımını yapınız.
2. Kaç tür tablo vardır? Adlarını yazınız.
3. Kaç tür grafik vardır? Adlarını yazınız.
4. Demografinin tanımını yapınız.
5. Nüfus yoğunluğu nedir? Tanımlayınız. Türkiye’nin nüfusü 75 milyon, yüz
ölçümü 780 bin kilometre karedir. Türkiye’nin nüfus yoğunluğunu hesaplayıp,
elde edilen değeri yorumlayınız.
6. Demografik veri kaynaklarını yazınız.
7. Demografik dönüşüm teorisini,şekil çizerek, 1.2.3. ve 4. aşama özelliklerini
açıklayınız. Türkiye’nin hangi aşamada olduğunu belirtiniz.
8. Kaç tür nüfus piramidi vardır? Adlarını yazınız.
9. Üçgen nüfus piramidine sahip bir ülkenin demografik özelliklerini yazınız.
10. Silindir(fıçı) nüfus piramidine sahip bir ülkenin demografik özelliklerini
yazınız.

32
DEMOGRAFİK YAPI
VE SAĞLIK 2.HAFTA
D R . DY T. G O N C A G Ü Z E L Ü N A L

1
2

SAĞLIK NEDİR?

¢Sağlık:
Ø “Yalnızca hastalık ya da sakatlığın
olmayışı değil, bedensel, ruhsal ve
sosyal yönden tam bir iyilik
durumudur. (Dünya Sağlık Örgütü).
HASTALIK NEDİR?

¢Hastalık:
Ø Sistem, organ, doku ve hücrelerde yapısal ve fonksiyonel
ve normal olmayan değişikliklerin yarattığı durumdur
(Biyolojik).
Ø “Bedenen, ruhen ve sosyal yönden tam bir iyilik halinde
olmamak” (Biyolojik, Psikolojik, Sosyokültürel).
Ø Hastalık; Bireyin (konakçı), etken ve çevre ile etkileşimi
sonucu ortaya çıkar. Birey(konakçı), Etken, Çevre,

3
HASTALIĞIN DOĞAL
GELİŞİMİ
Hastalık: Birey (konakçı), etken Bir Hastalığın Doğal
ve çevresel etmenler arasındaki
karşılıklı etkileşim, Süreci(Prognoz);

I. Prepatojen Dönem; Etkenle


karşılaşan konakçıda patolojik
değişiklikler çıkmaya başlayana
kadar geçen dönem, ancak birey II.Patojen Dönem;
hastalığı hissetmeyebilir ya da fark
etmeyebilir.

4
• Pre semptomatik /Klinik öncesi dönem: Henüz klinik
bulgular ortaya çıkmamıştır. Bu dönem sonunda hastalık
belirtileri görülmeden dengeleşme – iyileşme olabilir. Ya da
klinik döneme geçebilir.
• Semptomatik /Klinik dönem: Hastalık bulgularının
giderek belirginleşip geliştiği dönem
• Sonuç: Tam iyileşme,

II.PATOJEN
• Salah ile iyileşme,
• Süreğenleşme (kronikleşme),
DÖNEM • Başka hastalıklara yol
açma/dönüşme(doğurgu=komplikasyon), sakat kalma,
• Ölüm,

5
EPİDEMİYOLOJİ NEDİR?

• Epidemiyoloji sağlıkla ilişkili durum ve olayların toplumdaki


yaygınlığını ve ilişkili etkenleri incelemektedir.
• Epidemiyoloji toplum sağlığı ile ilgili sorunların çözülmesi
çerçevesinde halk sağlığı içinde gelişmiştir.
• Yaygınlık ölçütleri, hastalık ve incelenen etkenlerin ilişkisi,
tedavi girişimlerinin sonuçlarının ölçülmesi istatistiksel
yöntemlerin kullanımını gerektirmektedir.

6
• Klinik belirti ve bulguların yanında hastanın mesleksel olarak
karşılaştığı etkenler, sigara içme durumu, yaşam şeklin ilişkin (diyet,
egzersiz gibi) özellikleri tanıya yaklaşımda, prognozu belirlemede
yardımcı olur.
• Tedavilerin etkinliği ile ilgili araştırmaların sonuçlarını, kanıt düzeylerini
yorumlamak da tedavi sonuçlarını etkileyebilecek diğer etkenleri
tedavinin standart bir protokole göre, yansız şekilde uygulanmış
olması gibi özelliklerin bilinmesini gerektirir. İlaç̧ etkinliklerinin
araştırılması da epidemiyolojinin konuları içindedir.

7
SAĞLIK DEMOGRAFİSİNİN
YARARLARI

• 1. Sağlık Sorunlarının Zaman İçerisinde


Gösterdiği Değişimin İncelenmesi ;
• ‘’Soğan Kabuğu İlkesi”,
• Kohort(Kuşak) Etkisi
• Sıklık Değişimler(Çevrimsel,Periyodik),
• Seküler değişiklikler,
• 2.Hastalıkların sıklığında değişim,
• Buz Dağı Olgusu”,
• “Kesin Artma”, “Rölatif Artma”,

8
3 .Toplumun Sağlık Sorunlarına Tanı Koyma,

4 . Sağlık Sorunlarının Önem ve Önceliğini Belirleme,

5.Hastalık ve Sağlık Sorunlarının Nedenlerini Belirleme,

Sağlık sorunları ile karşılaşma olasılıklarının ve risklerin


belirlenmesi “Rölatif Risk”,

Bimodalite”,

9
SAĞLIK DEMOGRAFİSİNİN
YARARLARI

6.Koruma(Profilaktik) Yaklaşım ve Toplumdaki Sağlık Sorunlarını Çözme,

7.Sağlık Düzeyi Açısından Ülke, Bölge ve Toplumların Karşılaştırılması,

8.Sağlık Hizmetlerinin Planlanması,

9.Sağlık Hizmetlerinin Değerlendirilmesi,

10.Toplumun Sağlık Düzeyinin Yükseltilmesi,

10
SAĞLIK SORUNLARININ ZAMANLA GÖSTERDİĞİ DEĞİŞİMİN
İNCELENMESİ

SOĞAN KABUĞU İLKESİ


¢ Toplumdaki bir sağlık sorununun ya da
hastalığın yok edilmesi ya da öneminin
azalması halinde, bir diğer sorun ya da
hastalığın önemli hale gelmesi,

• Bakteriyel bulaşıcı hastalıkların çoğu


azaltılmış, ancak kronik hastalıklar
artmıştır.

11
SOĞAN KABUĞU İLKESİNE GÖRE
ü Bakteriyel hastalıkların(Veba,Kolera, Tifüs,Sıtma vb.) önemi azaldı-Kalp-
damar hastalıkları diyabet ve kanser önemli hale geldi,

ü Bakteriyel enfeksiyonların(Veba,Kolera, Tifüs, Sıtma) önemi azaldı.

ü HIV/AIDS, SARS-Severe Acute Respiratory Infection,, Ebola,Deli


dana,Kuş gribi, Domuz gribi, MERS-Middle East Respiratory
Infection, Zika Covid-19 vb., gibi viral hastalıklar son yıllarda ortaya çıktı,

12
ü Anne ve çocuk sağlığı sorunları azaldı-Yaşlılık
(geriatrik) sorunları arttı,

ü Mikrobik nedenlerle bebek ölümleri azaldı-Konjenital


genetik nedenlerle bebek ölümleri arttı,

13
SAĞLIK SORUNLARININ
ZAMAN İÇERİSİNDE GÖSTERDİĞİ DEĞİŞİMİN İNCELENMESİ

¢ KOHORT ÖZELLİĞİ (KUŞAK


ETKİSİ):
¢ Belirli bir zaman içinde benzer özellikleri
paylaşan kişiler topluluğuna kuşak (kohort)
denir.
¢ Belirli bir özelliğe (aynı yılda doğma, aynı
işte çalışma, aynı bölgede oturma v.b.)
sahip kişilerin oluşturduğu grup.
a. Benzer doğum kohordu aynı çevresel,
sosyal, ekonomik faktörlerden
etkilenmektedir.
b. Çernobil kazası sırasında anne karnında
ve bebeklik döneminde bulunanlar aynı
radyasyona maruz kaldıklarından kohort
etkisi nedeniyle benzer kanser
türlerinin görülmesi,

14
SIKLIK (ÇEVRİMSEL-PERİYODİK)

ÖZELLİK(DEĞİŞİKLİK)

¢ Kimi hastalıkların zaman içinde artış ve azalışlar


göstermesidir.
¢ Bu tür değişiklikler bir yılın mevsimine göre ya da birkaç
yılda bir ortaya çıkabilir.
a. Bağırsak infeksiyonları yazın daha sık görülür.
b. Akut solunum yolu infeksiyonları kışın daha sıktır.
c. Kızamık salgını, risk altındaki grup birikeceğinden 2-3
yılda bir görülür.

15
SEKÜLER ÖZELLİK(DEĞİŞİKLİK);

¢Hastalıkların uzun zaman içinde (30-40-50 yılda)


gösterdikleri değişikliklerdir.
a. Amerikalı Japonlar-Kısa/Uzun Boy,
b. Türkiye’de yeni kuşağın boy ve kilo özellikleri,
c. Kanser hastalığının sıklığındaki artış,

16
H A S TA L I K L A R I N S I K L I Ğ I N DA D E Ğ İ Ş İ M
( B U Z DA Ğ I O L G U S U )

• BUZ DAĞI OLGUSU (Iceberg


Phenomenon);
ü Toplumda bir hastalığa ilişkin bilinen
vakaların, bilinmeyenlerden az olmasıdır.
ü Toplumda bir hastalığa yakalanmış bireylerin
tümü (hasta evreni) okyanustaki bir buz
dağına benzetilirse, belirti veren, ve tanı
konulanlar, bu dağın su üzerindeki küçük bir
kısmıdır,

17
• BUZ DAĞI OLGUSU
(Iceberg Phenomenon);
üBilinmeyenler su altındaki
buzdağının büyük kısmı gibi her
zaman daha fazladır,
üBaşlangıcı sessiz, belirtisiz olan ya
da hafif belirtiveren hastalıklar,
üKuluçka dönemi uzun olan
hastalıklar,
üCinselliğin tabu görüldüğü
toplumlarda cinsel yolla bulaşan
hastalıklar,
üİnsitu döneminin uzun olması
nedeniyle, kanser türleri bu
niteliktedir.

18
HASTALIKLARIN SIKLIĞINDA DEĞİŞİM

KESİN ARTMA:
Hasta sayısının hastalığa yakalanma riski altındaki kişilere oranlanması ile
elde edilen hastalık hızlarındaki(Prevalans, İnsidans vb.,) artış kesin
artıştır. Örneğin;
10.000 kişiden 85 TB vakası, (‰8.5)
20.000 kişiden 110 TB vakası,(‰5.5)

19
Bir sistem ya da organın hastalıkları
arasında, birinin azalmasıyla
diğerinin artmış görünmesidir.
RÖLATİF
(GÖRECELİ)
ARTMA: Streptekok infeksiyonlarına bağlı
romatizmal kalp hastalığı
azaldığından, toplam kalp hastalıkları
içerisinde doğumsal kalp
hastalıklarının (ventriküler septal
defekt, fallot tetralojisi) oranı artmış
görülebilir.

20
Toplumun sağlık bilgi, tutum ve
davranışların değişmesi,

Toplumsal yaşantının, ekonomik


olanakların değişmesi,
DEĞİŞİMİ
ETKİLEYEN Çevre koşullarının iyileşmesi,
FAKTÖRLER;
Sağlık alanındaki (tanı, tedavi ve
profilaksi) yöntemlerin gelişmesi,

Sağlık hizmetlerinin nitelik, nicelik


ve dağılım özellikleri.

21
TOPLUMUN SAĞLIK SORUNLARINA TANI KONULMASI
SAĞLIK SORUNLARIN ÖNEM VE ÖNCELİĞİNİN BELİRLENMESİ

SAĞLIK SORUNLARINA TANI KOYMA;

• Araştırmalar, özellikle durum saptama araştırmaları,


• Sıklık belirleme(Oran ve Hızlar, Prevalans,İnsidans vb.) çalışmaları,
• Düzenli ve doğru tutulan sağlık kayıtlarının değerlendirilmesi,

ÖNEM VE ÖNCELİK BELİRLEME ÖLÇÜTLERİ; Bir sağlık


olayının;
• Toplumda sık ve yaygın görülmesi,
• Ölümcül olması ve ölüm nedenleri içerisindeki sırası,
• Komplikasyonlara (doğurgu) ve özürlülüğe neden olması,
• İşgücü ve ekonomik kayıp boyutu,

22
HASTALIK VE SAĞLIK SORUNLARININ
NEDENLERİNİ BELİRLEME
Gerek saha (alan), gerekse laboratuvar ve klinik
araştırmalarla, hastalık ve sağlık sorunlarının nedenleri
belirlenmekte,

Analitik araştırmalar, nedenlerin belirlenmesinde


başvurulan yöntemlerin başında gelir.

Nedenlere yönelik önlem ve öneriler geliştirmek üzere


uygulanabilir, kullanılabilir uygulamalı araştırmalar
yapılmaktadır.
23
BİMODALİTE
• Sık görülen yaşlarda hastalığın ayrı nedenlerden ileri gelmesinden dolayı, bir
hastalığın yaşlara ya da yıllara göre dağılımının grafiği çizildiğinde, farklı
yaşlarda hastalık sıklığında iki ayrı yükselme trendi görülmesi durumu,
• Bu durumda o hastalığın etiyolojisinde(meydana gelmesinde) farklı
yaşlarda, farklı faktörlerin rol oynadığı düşünülür,
• Bimodaliter Hastalıklar;
– Hodgkin hastalığı: Bir 20-30; bir de 60-70 yaşlarında çok
görülür,nedenleri farklıdır,
– Lösemi:Çocuk lösemisi ve yetişkin lösemisi farklı yaşlarda,farklı
nedenlerden oluşur,
– Diyabet:Juvenil diyabet çocuklarda, yetişkin diyabet orta yaş ve yaşlı
grubunda görülür,nedenleri farklıdır,

24
HASTALIK VE SAĞLIK SORUNLARININ
NEDENLERİNİ BELİRLEME

RÖLATİF RİSK (RR): Etkenle karşılaşılan grubun insidans hızının, etkenle


karşılaşmayan grubun insidans hızına bölünmesiyle elde edilen bir oran,

Eğer araştırma konusu etiyolojide rolü olduğu düşünülen rölatif risk (R.R)
1 ise, araştırmalardan elde edilen rölatif riskin değeri 1'in üzerine çıktığı
ölçüde araştırılan etken ve hastalık arasındaki ilişki o ölçüde nedenseldir.

Neden-sonuç ilişkisinin boyutunu sayısal olarak gösteren bir ölçü,

25
• ÖRNEK; Sigara içen 5000,içmeyen 6000 kişi 25 yıl izlenmiş,6 ayda bir
kontrol edilmiştir.
• Sigara içen 5000 kişiden, 40’ı Ak.Ca olmuş,
• Sigara içmeyen 6000 kişiden ,12 kişi Ak.Ca olmuş,
• Rölatif Riski (RR) kaçtır?
• EK(+)G İnsidans Hızı=40/5000x1000= %o8
• EK(-)G İnsidans Hızı=12/6000x1000= %o2
• RR=EK(+)GİH / EK(-)GİH= 8 / 2 = 4
• SONUÇ: Sigara içenlerin içmeyenlere kıyasla 4 kat daha fazla Ak.Ca
yakalanma riski bulunmaktadır.

26
KORUMA (PROFİLAKTİK) YAKLAŞIMLA
TOPLUMDAKİ SAĞLIK SORUNLARINI ÇÖZME

KORUMA YAKLAŞIMI(Tüberküloz-Verem Örneği);

• Birincil koruma: Hastalık ortaya çıkmadan önce, sağlamken alınacak


önlemlerle toplumun sağlığını korumak,(BBC Aşısı,Öksürürken
aksırırken ağızın kapatılması vb.),

• İkincil koruma: Hastalıklarda erken tanı erken


tedavi,(Mikrofilm,röntgen,PPD testi vb.),

• Üçüncül koruma: Düzenli kontrol ve izlemelerle hastalıkların


ilerlemesini önlemek, sakatlık ve komplikasyonları önlemek ve
iyileştirmek,(İlaçları düzenli kullanılması, kontroller vb.)

27
SAĞLIK HİZMETLERİNİN PLANLANMASI VE
SAĞLIK HİZMETLERİNİN
DEĞERLENDİRİLMESİ

• SUNULACAK HİZMETİN PLANLANMASI İÇİN;


ü Toplumun sağlık gereksinimini saptama,
ü Kurumun, sektörün araç, gereç, personel gereksinimini belirleme,
ü Sağlık sorunlarının önem ve önceliğini belirleme,
ü Kaynakların önceliklere göre akılcı ve ekonomik kullanılmasını sağlama
ve verimliliği artırma amacıyla planlanıp uygulanmaktadır.

28
ü Amaç ve kapsamının,
ü Sunuluş biçiminin yasa ve yönetmeliklere
uygun olup olmadığının,
SUNULAN HİZMETİN ü Değişen sağlık sorunlarına uyum sağlayıp,
DEĞERLENDİRİLMESİ sağlayamadığının,
İÇİN; ü Bilimsel bulguların, bilgilerin sağlık
hizmetlerine yansıtılıp, yansıtılamadığının,
ü Toplumun sağlık sorunlarının çözümünde
yeterli olup, olmadığının,

29
ü Yüksek risk gruplarının gereksinimlerine yanıt vermede yeterli olup
olmadığının,
ü Dağılımının ve yaygınlığının, nitelikli olup olmadığının,
ü Hedefe ulaşıp ulaşamadığının, belirlenmesi ve değerlendirilmesinde
Sağlık Demografisi’nden yararlanılmaktadır.

30
DEMOGRAFİK YAPI VE SAĞLIK
3.HAFTA

DR.DYT.GONCA GÜZEL ÜNAL

1
İstatistiksel Teknikler;

Mutlak Sayı,

Yüzde,

Hız,

DEMOGRAFİDE
Oran,
KULLANILAN
İ S TAT İ S T İ K S E L
TEKNİKLER Orantı,

Olasılık, vb.

MUTLAK SAYILAR:

Bir olay, durum, nesne, nitelik vb. gibi değişkenlere ilişkin


sayılarak elde edilen değerler,
2
YÜZDE

ü Bir tablo gözü içindeki mutlak bir değerin kolon


ya da satır sonundaki toplam değere bölünüp
birkat sayı ile çarpılarak elde edilir,
ü Orantının özel bir hali olup, elde edilen oranı bir
kat sayı (100) ile çarparak oluşturulur,
ü Yüzdesi alınacak sayının sonuna çift sıfır(00)
eklenir(100’le çarmış olmak için) ve genel
toplama bölünür,
• OLASILIK:
ü Gözlem dönemi başında incelemeye konu olan
nüfustaki tüm bireyleri kapsar ve sonuç herhangi
bir olayın göreli çokluğunu ifade eder,
ü Down sendromu;
vGenel tüm doğumlarda 1/600,
v30 yaşından küçük anne doğumlarında 1/1000,
3
HIZ - ORAN TANIMI VE
FARKI(I)

Bir değişken ya da olayın


HIZ (RATE):Bir değişken bir grup ya da toplumu
Olayın görülme sıklığını oluşturan tüm kişi sayısına
ya da olayın bütün içindeki bölünmesi ve bir kat
yeridir. belirtir,
sayı(100, 1000 vb.) ile
çarpılmasıyla elde edilir,

Bir yılda doğan 1000 canlı Bir toplumda 1000 kişiden


1000 kişinin yılda kaç
doğumdan kaçının kaçının grip hastalığına
doğum yaptığı(Kaba
öldüğü(Bebek Doğum yakalandığı(Hastalık Hızı)
Doğum Hızı),
Hızı), vb.

4
ü Belirli bir zaman aralığında bir olayın görülme
sıklığının yine aynı zaman aralığında bu olayın
riski altındaki birey sayısına bölünmesi ile elde
edilir,
ü Değişimin dinamiklerinin ölçülmesinde
kullanılan bir ölçüttür,
ü Bir nüfus ya da alt nüfusta özel bir olayın
meydana gelmesinin göreli çokluğunu belirtir,
HIZ (RATE) ü Hız, olayların belirli bir zaman aralığındaki oluş
sıklıklarını inceler,
v Doğum,
v Ölüm,
v Hastalık,
v Göç, vb.
• Vaka Görülme Hızı= Belirli bir zaman
aralığında gözlenen vaka sayısı /Bu vakalara
maruz kalma riski altındaki nüfus X 100
5
H I Z - O R A N TA N I M I V E
FA R K I ( I I )

• ORAN (RATIO):
ü Bir bütün içindeki iki farklı değişken ya da
olaydan birinin başına düşen, diğer değişken ya
da olayın durumunu belirtir.
ü Bir bütün içindeki iki farklı değişken ya da
olayın birbirine bölünmesi ve bir kat
sayı(100;1000 vb.) ile çarpılmasıyla elde edilir.
ü İki sayının birbirine olan nispi büyüklüğünü
gösteren bir değerdir,
ü Elde X ve Y sayıları var,
ü X’in Y’ye oranı= X / Y x 100 şeklinde
gösterilir,
v Cinsiyet Oranı,
v Bağımlılık Oranı, vb.
ü 100 sağlama düşen hasta sayısı(Hastalık
Oranı),
ü 100 erkeğe karşılık gelen kadın;100 kadına
karşılık gelen erkek sayısı(Cinsiyet Oranı),
ü 100 üreticiye düşen tüketici sayısı(Bağımlılık
Oranı) vb.
6
ORANTI

ü Bir parçanın ait olduğu bütüne göre


büyüklük ilişkisini belirtir,
ü Bölenin içinde bölen de vardır,
ü X’in Y’ye orantısı= X / X+Y,
ü 0.0 ile 1.0 arasında değer alır,

7
HIZ VE ORAN
A R A S I N DA K İ
FA R K

• Hız=a/N(a+b) x k(100;1000)
• Oran=a / b x k(100;1000)
a=Olay,hasta sayısı,
b=Sağlam kişi sayısı,
N(a+b)=Bütün birey
sayısı(hasta+sağlam)
k=Kat sayı(100;1000)

8
1200 kişilik bir köyde,400 kişi
domuz gribine yakalanmıştır.Bu
köyde hastalık hızı ve oranı nedir?

Hız= a/N(a+b) x
k(100)=400/1200X100=%33.3
HIZ VE ORAN
HESAPLANMASI
(ÖRNEK) (Köy halkının %33.3’ü domuz
gribine yakalanmıştır.)

Oran= a / b x
k(100;1000)=400/800X100=%50

(Yüz sağlam kişi başına 50 domuz


gribine yakalanmış hasta
düşmektedir.)

9
ORANLAR

1.Genel Cinsiyet Oranı,

2.Yaşa Özel Cinsiyet Oranı,

3.Doğumdaki Cinsiyet Oranı,

4.Toplam Bağımlılık Oranı,

5.Genç Bağımlılık Oranı,

6.Yaşlı Bağımlılık Oranı,

7.Kadın Çocuk Oranı,


10
CİNSİYET ORANI

1.Genel Cinsiyet Oranı=Erkek Sayısı/Kadın Sayısıx100


Her 100 kadına kaç erkek düştüğünü (denk geldiğini) gösterir
2.Yaşa Özel Cinsiyet Oranı=20-30 Yaş Erkek Sayısı/20-30 Yaş
Kadın Sayısı X 100
20-30 yaş arasındaki yüz kadına denk gelen 20-30 yaş
arasındaki erkek sayısını gösterir.
3.Doğumdaki Cinsiyet Oranı=Doğan Kız Bebek Sayısı/Doğan
Erkek Bebek SayısıX100
Her yüz kız bebeğe karşı kaç erkek bebek doğduğunu
gösterir. Her 100 kız bebeğe karşılık, 100 erkek bebek
doğmaktadır.

11
• Bir toplumda 15 yaşın altındaki 0-14 yaş grubu
ile 65 yaş üzerindeki nüfus tüketici gruptur.

• 15-64 yaş grubu üretici gruptur.

• Tüketici grup, üretici gruba bağımlıdır.


BAĞIMLILIK
ORANI
• 0-14 yaş grubundaki bağımlı guruba GENÇ
BAĞIMLI,

• 65 ve yukarısındaki bağımlı gruba YAŞLI


BAĞIMLI GRUP denir.

• Üretici olduğu düşünülen grup içinde işsizler de


vardır. İstenirse bu grup ayrıca hesaplanabilir. O
zaman gerçek bağımlılık oranı ortaya çıkabilir.

• Gelişmiş ülkelerde bağımlı nüfus az, üretken


nüfus fazladır.
12
Örnek; A ilinde 2010 yılı nüfusu,
• 0-14 yaş nüfus = 1.318.546
• 65 ve üstü yaş = 126.550
• 15-64 yaş nüfus=2.123.111

• Genç Bağımlılık Oranı=0-14 yaş grubu/15-64


BAĞIMLILIK ORANI yaş grubuX100
HESAPLAMASI
GBO=1.318.546/2.123.111X100= %62.1

• Yaşlı Bağımlılık Oranı=65 yaş ve üstü/15-64 yaş


grubuX100

YBO=126.550/2.123.111X100= %5.9

• Toplam Bağımlılık Oranı=0-14 ve 65 yaş ve üstü


grup/15-64 yaş grubu X100

TBO=1.445.096/2.123.111X100= %68.0

13
YORUM;

• A İlinde 2010 yılında;


• GBO= %62.1:İlde her 100 üretici nüfus başına(15-64
yaş) 62 kişi genç bağımlı(0-14 yaş) nüfus düşmektedir.

• YBO; %5.9: Her 100 üretici (15-64 yaş) nüfus başına


6 kişi yaşlı tüketici (65 ve üstü) nüfus düşmektedir.

• TBO; %68.0: Her 100 üretici nüfus başına(15-64 yaş)


68 kişi genç ya da yaşlı tüketici nüfus düşmektedir.

14
HIZLAR,
(YAŞAM İSTATİSTİKLERİ)

• Mortalite (ölüm) indeksleri,


• Fertilite (doğurganlık) indeksleri,
• Morbidite (hastalık) indeksleri,

15
1 . M O RTA L İ T E ( Ö L Ü M )
HIZLARI

1.Kaba Ölüm Hızı(KÖH),


2.Yaşa Özel Ölüm Hızı,
3.Cinsiyete Özel Ölüm Hızı,
4.Nedene Özel Ölüm Hızı,
5.Cinse, Yaşa ve Nedene
Özel Ölüm Hızı,
6.İle Özel Ölüm Hızı,
7.Bebek Ölüm Hızı(BÖH),
8.Neonatal Bebek Ölüm
Hızı, 16
9.Erken Neonatal Bebek Ölüm Hızı,

10.Geç Neonatal Bebek Ölüm Hızı,

11.Post Neonatal Bebek Ölüm Hızı,

MORTALİTE: ÖLÜM 12.Perinatal Ölüm Hızı,


HIZI
13.Anne Ölüm Hızı,

14.Yaşa Özel Orantılı Ölüm Hızı(0-4


Yaş),
15.Yaşa Özel Orantılı Ölüm Hızı(50 Yaş
ve Üzeri),
16.Nedene Özel Orantılı Ölüm Hızı,

17.Fatalite(Letalite) Hızı,

17
MORTALİTE (ÖLÜM)
İSTATİSTİKLERİ (İNDEKS)

• a. KABA ÖLÜM HIZI (KÖH):


Ø Bir bölgede bir yıl içinde her 1000 kişiden kaç kişinin öldüğünü gösterir,
Ø Kaba bir ölçüdür, bir bölgede bir yıl içinde olan tüm ölümleri, ölüm
nedeni, yaş ve cinsiyet ayrımı yapmadan incelediğinden bölgedeki
ölümlere ilişkin fazla bilgi vermez,
Ø Ülkeler ve bölgeler arası karşılaştırma yapmak her zaman doğru değil
(Ölüm olayı tüm yaşlarda aynı olmadığından),
Ø Karşılaştırma yapılacak ülkelerin nüfus yapısı benzer olmalı, değilse
standardize edildikten sonra kullanılabilir,
Ø Nüfus yapısı Türkiye’de olgun, İsveç’de yaşlı,
Ø İsveç (KÖH)‰5-6, Türkiye (KÖH)‰6.3,
Ø İki ülke hızları birbirine yakın, ancak Türkiye’de bebek, çocuk ve genç
ölümleri, İsveç’de yaşlı ölümleri çok,
Kaba Ölüm Hızı: Toplam Ölen Sayısı / Yıl ortası Nüfus X 1000
18
MORTALİTE (ÖLÜM)
İSTATİSTİKLERİ (İNDEKS)

b.ÖZEL ÖLÜM HIZLARI:


• 1.YAŞA ÖZEL ÖLÜM HIZI:
• Yaşa Özel Ölüm Hızı(5-14): 5-14 Yaşlarda Ölüm Sayısı /
5-14 Yaş Nüfus X 1000
• 2.CİNSİYETE ÖZEL ÖLÜM HIZI:
• Cinsiyete Özel Ölüm Hızı(Erkek): Ölen Erkek Sayısı /
Tüm Erkek Sayısı X 1000
• 3.NEDENE ÖZEL ÖLÜM HIZI:
• Nedene Özel Ölüm Hızı(Kanser): Kanserden Ölen
Sayısı / Yıl Ortası Nüfus X 1000

19
MORTALİTE (ÖLÜM)
İSTATİSTİKLERİ (İNDEKS)

• b. ÖZEL ÖLÜM HIZLARI:


4.İLE ÖZEL ÖLÜM HIZI:
İle Özel Ölüm Hızı (Sivas): Sivas’da Ölenlerin Sayısı / Sivas’ın Yıl Ortası Nüfusu
X 1000
5.CİNSE,YAŞA VE NEDENE ÖZEL ÖLÜM HIZI:
Kanserden Ölen Erkek Hızı (20-29) : 20-29 Yaş Kanserden Ölen Erkek Sayısı / 20-29 Yaş Erkek
Sayısı X 1000

Ø Cinse, yaşa ve nedene özel ölüm hızı;


ü Topluma teşhis koydurur,
ü Toplumun sorunları ve öncelik sıralaması yapılabilir,
ü Sağlık hizmetlerinin planlanmasında önemli bir hızdır,
20
• c. BEBEK ÖLÜM HIZI(BÖH)
: Doğumun ilk gününden 365.
güne kadar birey bebektir. (0-365
günlük)
• Canlı doğum: Bebeğin doğduğu
zaman herhangi bir canlılık belirtisi
göstermesidir.
M O RTA L İ T E ( Ö L Ü M )
İ S TAT İ S T İ K L E R İ • Canlılık Belirtileri (abskar
(İNDEKS) değerlendirmesi);
Ø Ağlama,
Ø Çırpınma,
Ø Pembe renk,
Ø Göbek kordonunda nabız
palpasyonu,
Bebek Ölüm Hızı(Total) : Bir
yaşını doldurmadan(0-365 Gün)
Ölenler / Canlı Doğum Sayısı X
1000

21
MORTALİTE (ÖLÜM)
İSTATİSTİKLERİ (İNDEKS)
• Bebeklik Dönemleri:
• Neonatal Dönem : 0-28 günlük,
• Erken neonatal : 0-7 günlük,
• Geç neonatal : 8-28 günlük,
• Post neonatal Dönem : 29-365 günlük,

Ø Bebek ölümlerinin 1/3’ü neonatal, 2/3’ü post neonataldir.


Ø Neonatallerin nedenleri daha çok konjenital biyolojik
bozukluklardır, önlenemeyebilir,
Ø Neonatal ölümler genellikle sosyo-ekonomik ve kültürel
(çevresel) nedenlerden ileri gelmektedir. Bu nedenle sistemli,
periyodik iyi bir sağlık hizmeti ile önlenebilmektedir.
22
1. Neonatal BÖH : 0-28 Gün İçinde Ölen
Bebek Sayısı / Canlı Doğum Sayısı X 1000
2. Erken Neonatal BÖH : 0-7 Gün İçinde
Ölen Bebek Sayısı / Canlı Doğum Sayısı X
1000
3. Geç Neonatal BÖH : 8-28 Gün İçinde
Ölen Bebek Sayısı / Canlı Doğum Sayısı X
1000
M O RTA L İ T E ( Ö L Ü M ) 4. Post Neonatal BÖH : 29-365 Gün
İ S TAT İ S T İ K L E R İ İçinde Ölen Bebek Sayısı / Canlı Doğum
Sayısı X 1000
(İNDEKS)
d. PERİNATAL ÖLÜM HIZI:
Ø Ana sağlığını gösteren bir ölçüttür.
Ø Gebeliğin 28. haftasından önceki
doğumlar düşük, 28. haftadan sonrakiler
doğumdur.
Ø Perinatal ölüm hızı hesaplanırken; ister
ölü, ister canlı olsun, gebeliğin 28.
haftasından sonraki doğumlar kullanılır.
Perinatal Ölüm Hızı : Ölü doğan ve Canlı
Doğup 0-7 Günlükken Ölen Bebek Sayısı
/ Toplam Doğum Sayısı (Ölü+Canlı
Doğum) X 1000

24
• e. ANNE ÖLÜM HIZI(AÖH):
ü Anne sağlığı düzeyini ve sağlık
hizmetlerinin etkinliğini gösteren bir
ölçüt,
ü Gebelik, doğum ve lohusalık
(doğumdan 6 haftaya kadar)
nedeniyle ölen kadınların, toplam
gebelik sayısına bölünmesiyle
M O RTA L İ T E ( Ö L Ü M ) hesaplanır,
İ S TAT İ S T İ K L E R İ
ü Ancak toplumun düşükleri gizleme
(İNDEKS) eğiliminden dolayı toplam gebelik
sayısı kesin olarak bilinememektedir,
ü Bu nedenle “toplam gebelik sayısı”
yerine “canlı doğan bebek sayısı”
kullanılmaktadır,
ü Sayısal değerler küçük olduğu için
“kat sayı” olarak 100.000
kullanılmaktadır,

Anne Ölüm Hızı:


Gebelik,Doğum,Lohusalık(6 hafta)
Nedeniyle Ölen Kadın Sayısı /Canlı
Doğan Bebek Sayısı X 1000

26
27
• f. ORANTILI ÖLÜM HIZI:
Ø Sağlık yönünden iyi ipucu verir,
Ø Genellikle “yaşa özel” ve “nedene
özel” olarak hesaplanır,
Ø Yaşa özel orantılı ölüm hızları,
genellikle 0-4 yaşında ölenler ve 50
M O RTA L İ T E ( Ö L Ü M ) yaşından sonra ölenler için hesaplanır,
İ S TAT İ S T İ K L E R İ
(İNDEKS) Ø Nedene özel orantılı ölüm hızları ise,
bir hastalıktan ölenler için hesaplanır.
Tüberküloz, kanser, kalp hastalıkları, ve
trafik kazaları gibi nedenler için
hesaplanabilir,
Ø Tüm ölenlerin;
ü Yüzde kaçının 5 yaşından küçük,
ü Yüzde kaçının 50 yaşından yukarı
yaşlarda,
ü Tüm ölenlerin yüzde kaçının
kanserden meydana geldiğini gösterir.

28
MORTALİTE (ÖLÜM)
İSTATİSTİKLERİ (İNDEKS)
f. ORANTILI ÖLÜM HIZLARI:
Yaşa Özel Orantılı Ölüm Hızı(0-4 Yaş) : 0-4 Yaşında Ölen Sayısı / Toplam Ölüm Sayısı X 1000
Yaşa Özel Orantılı Ölüm Hızı(50 ve Üzeri Yaş):50 Yaşın Üzerinde Ölen Sayısı/Toplam Ölüm
SayısıX1000
Nedene Özel Orantılı Ölüm Hızı(Tüberküloz) : TB’den Ölen Sayısı / Toplam Ölüm Sayısı X
1000
Nedene Özel Orantılı Ölüm Hızı(Kanser) : Kanserden Ölen Sayısı / Toplam Ölüm Sayısı X 1000

g. FATALİTE (LETALİTE) HIZI:


Ø Hastalıkların spektrumu (şiddeti), öldürücülüğü hakkında fikir verir,
Ø Tüm hastalıklar için hesaplanabilir,
Ø Hangi hastalık için hesap ediliyorsa, o hastalıktan ölen kişi sayısının, o hastalığa yakalanmış toplam
kişi sayısına bölünmesiyle hesap edilir,
• Fatalite/Letalite Hızı(TB): TB den Ölenlerin Sayısı / Toplam TB Hasta Sayısı X 1000
• Fatalite/Letalite Hızı(Kanser): Kanserden Ölenlerin Sayısı / Toplam Kanser Hasta Sayısı X 1000 29
HIZLAR;
2.FERTİLİTE(DOĞUM) HIZLARI

1.Kaba Doğum Hızı,

2.Genel Doğurganlık Hızı,

3.Evli Kadınların Özel Doğurganlık Hızı,

4.Yaşa Özel Doğurganlık Hızı,

5.Toplam Doğurganlık Hızı,

30
FERTİLİTE (DOĞUM)
İSTATİSTİKLERİ (İNDEKS)

Doğurganlık hakkında son


a. KABA DOĞUM HIZI:
derece kaba bir fikir verir,

Yıl ortası nüfus içerisinde


doğum yapmadıkları halde,
Karşılaştırma ve
erkek ve doğurganlık
yorumlarda duyarlı
çağında olmayan kadınlar da
olmalıdır,
bulunduğundan kaba bir
ölçüdür,

Her bin nüfusa düşen canlı Kaba Doğum Hızı: Canlı


doğum sayısını gösterir, Doğum Sayısı / Yıl Ortası
Nüfus X 1000

31
FERTİLİTE (DOĞUM)
İSTATİSTİKLERİ (İNDEKS)
• b. GENEL DOĞURGANLIK HIZI:
ü Bir yıl içinde olan canlı doğum sayısının, doğurgan çağdaki (15-49 yaş) kadın yıl ortası nüfusuna
bölünmesiyle hesaplanır,
ü Doğurgan çağdaki her bin kadına düşen canlı doğum sayısını gösterir,
ü Doğurgan çağdaki kadın yaş grubunu kimi uzmanlar 15-49, kimileri 15-44 olarak kabul
etmektedir,
Genel Doğurganlık Hızı: Canlı Doğum Sayısı / 15-49 Yaş Kadın Sayısı X 1000
• c. EVLİ KADINLARIN ÖZEL DOĞURGANLIK HIZI:
ü Canlı doğum sayısı, 15-49 yaş evli kadın sayısına bölünerek bulunur,
ü Doğurganlık çağındaki her bin evli kadına düşen canlı doğum sayısını gösterir,
ü Eğer bir toplumda evlilik dışı ilişkiler çok fazla değilse anlamlı bir ölçüttür,
ü Evlilik dışı ilişkilerin fazla olduğu toplumlarda iyi fikir vermez,
Evli Kadınların Özel Doğurganlık Hızı: Canlı Doğum Sayısı / 15-49 Yaş Evli Kadın Sayısı X 1000
32
FERTİLİTE (DOĞUM)
İSTATİSTİKLERİ (İNDEKS)
• d.YAŞA ÖZEL DOĞURGANLIK HIZI:
ü Belirli bir yaş ya da yaş grubundaki kadınların bir yıl içinde yaptıkları canlı doğum sayısının, o
yaş veya yaş grubundaki kadın yıl ortası nüfusuna bölünmesiyle bulunur,
ü 15-49 yaş grubu, 5’er aralıklı yaş gruplarına ayrılarak, her grubun ayrı ayrı yaşa özel
doğurganlık hızı hesaplanabilir,
ü Bu hız, doğurganlığın hangi yaşlarda yüksek olduğunu ve aile planlaması hizmetlerinin
öncelikle götürülmesi gereken nüfusu belirlemede önemlidir,
ü Doğurganlık erken yaşlarda fazla ise, doğum aralıklarının uzatılmasına önem verilir.
Doğurganlık ileri yaşlarda fazla ise, mongol veya sorunlu bebek doğumu nedeniyle ailelere
yardımcı olunabilir,
ü Bu hız, en hassas ölçülerden biridir,
ü Formülün pay bölümünde ölü doğum ve düşükler alınmaz. Çünkü bunların toplumun
nüfusunu artırmaya katkısı yoktur,
Yaşa Özel Doğurganlık Hızı(20-24): 20-24 Yaşlar Arasındaki Kadınların Canlı Doğum Sayısı / 20-24 Yaşlar
Arası Kadın Yıl Ortası Nüfusu X 1000
33
• e.TOPLAM DOĞURGANLIK HIZI:
ü 15-49 yaş grubu olan doğurganlık çağındaki
kadınlar 5’er aralıklı yaş gruplarına ayrılır.
ü Her grubun yaşa özel doğurganlık hızı tek tek
hesap edilip, toplamı alınarak elde edilir.
ü Bu hız doğurgan çağdaki kadın nüfusun yaş
yapısından etkilenmeden, doğurganlık düzeyi
F E RT İ L İ T E ( D O Ğ U M ) hakkında kesin bilgi veren bir ölçüdür.
İ S TAT İ S T İ K L E R İ ü Doğurgan çağa giren bir kadının, bu çağ sonuna
(İNDEKS) kadar ortalama kaç canlı doğum yapacağını
göterir.
ü Ülkemizde toplam doğurganlık hızı 2.1’dir.
“Doğurgan çağdaki her kadının başına
doğurganlık sonuna kadar 2.1 çocuk
düştüğü” anlamına gelir.

Toplam Doğurganlık Hızı: S x


(1.hız+2.hız+3.hız+4.hız+5.hız+6.hız+7.hız) /
1000
S=Sınıf aralığı

34
• f. ÇOCUK KADIN ORANI:
ü Hız olmamakla birlikte, son 5 yıl içindeki
doğurganlığı gösteren bir ölçüttür,
ü Basit, ancak fertilite (doğurganlık) hakkında fikir
verir,
ü Özellikle bütün doğumların sayısının
bilinmemesi halinde fikir verir,
F E RT İ L İ T E ( D O Ğ U M )
İ S TAT İ S T İ K L E R İ
(İNDEKS) Çocuk/Kadın Oranı: 0-4 Yaş Çocuk Sayısı / 15-49
Yaş Kadın Sayısı X 100

• Örneğin; Ardahan İlinin Nüfusu,


• 0-4 Yaş Çocuk Sayısı: 405 563
• 15-44 (49) Yaş Kadın Sayısı: 74 769
Çocuk/Kadın Oranı: 74 769 / 405 563 X 100 =
%18.4

Yorum: Ardahan İlinde doğurgan çağdaki (15-49


yaş) kadınlardan her 100 kişinin başına 18, beş
yaşın altında çocuk düşmektedir.

35
a.Prevalans Hızı,
1.Nokta Prevalans Hızı(Günlük),
2.Süre Prevalans Hızı(Hastalık
HIZLAR “Vaka” / Aylık-Yıllık),
3 . M O R B İ D İ T E ( H A S TA L I K )
HIZLARI 3.Süre Prevalans Hızı(Hasta “Kişi” /
Aylık-Yıllık),
4.Ortalama Prevalans Hızı,

b.İnsidans Hızı,
1.İnsidans Hızı(Hastalık-Vaka),
2.İnsidans Hızı(Hasta-Kişi),

36
MORBİDİTE (HASTALIK)
HIZLARI (İNDEKS)
• a. PREVELANS HIZI:
ü Hastalıkların toplumda sıklığını veren bir ölçüttür,
ü Her yüz(%) kişiden kaç kişinin hasta olduğunu (eski ya da yeni)
gösterir, kat sayı, hastalığın yaygınlığına göre 100, 1000, 10 000 ya da
100 000 olabilir,
ü Toplumda veya risk altındaki nüfusdaki eski ve yeni vakaların
sıklığını gösterir,
ü Prevalans hızı özellikle kronik hastalıklar için hesaplanır,
ü Bu hız hastalık ve hasta için ayrı ayrı hesaplanabildiği gibi, nokta
(günlük), aylık veya yıllık (süre veya periyod) olarak da hesaplanabilir.
ü Prevalans Hızı: Eski ve Yeni TB Kişi Sayısı / Toplam Nüfus X 100
(Tüberküloz-Yıl)
37
MORBİDİTE (HASTALIK)
HIZLARI (İNDEKS)

a.1.Nokta Prevalans(Günlük) Hızı;


Nokta Prevalans Hızı (Günlük): Aralık ayının 8. Gününde Eski-Yeni Hastalık Sayısı / Risk Altındaki
Nüfus X 100
a.2.Süre Prevalans(Aylık) Hızı;
Süre Prevalans Hızı (Aylık): Aralık Ayı İçinde Eski-Yeni Tüm Hastalık (Vaka) Sayısı / Risk Altındaki
Nüfus X 100
(Hastalık-Vaka)
Süre Prevalans Hızı (Aylık): Aralık Ayında Eski-Yeni Hasta (Kişi) Sayısı / Risk Altındaki Nüfus X 100
(Hasta–Kişi)
a.3.Ortalama Prevalans Hızı;
Ort.Prevalans Hızı(Aylık): Aralık Ayı İçinde Ortalama Günlük Hasta Sayısı / Risk Altındaki Nüfus X
100
(Bir ay içindeki tüm toplam hasta sayısı, o ayın gün sayısına (30/31) bölünerek ortalama günlük hasta sayısı
bulunur) 38
• b. İNSİDANS HIZI:
ü İncelenen süre içinde ortaya çıkan yalnızca yeni
vakaların risk altındaki nüfusa bölünmesiyle
bulunur,
ü Her yüz(%) kişiden kaç kişinin hastalığa yeni
yakalandığını gösterir, kat sayı, hastalığın
yaygınlığına göre 100, 1000, 10 000 ya da 100
000 olabilir,
MORBİDİTE
ü Bu hız da hastalık ve hasta (vaka) için ayrı ayrı
( H A S TA L I K ) H I Z L A R I hesaplanabilir,
(İNDEKS)
İnsidans Hızı:İncelenen Süre İçinde Yeni Görülen
Vaka Sayısı / Risk Altındaki Nüfus X 100
(Hastalık-Vaka)

İnsidans Hızı:İncelenen Süre İçinde Yeni


Hastalanan Kişi Sayısı / Risk Altındaki Nüfus X
100
(Hasta–Kişi)

39
KAYNAKLAR

Tezcan, S., (1992). “Epidemiyoloji Tıbbi Araştırmaların Yöntem Bilimi” Hacettepe


Halk Sağlığı Vakfı Yayın No: 92/1. Ankara: Üçbilek Matbaası.

Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü(2009). “Türkiye Nüfus ve Sağlık


Araştırması 2008”.Ankara:Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Basımevi.Yayın
No:NEE-HÜ.09.01.ISBN 978-975-491-274-6

Sümbüloğlu, K., (1990). “Sağlık Alanına Özel İstatistiksel Yöntemler” Hatiboğlu


Yayınları: 59,Yüksek Öğretim Dizisi: 13. 3. Baskı, Ankara: Hatiboğlu Yayınevi.

40
DEMOGRAFİK YAPI VE SAĞLIK
3.HAFTA

DR.DYT.GONCA GÜZEL ÜNAL

1
İstatistiksel Teknikler;

Mutlak Sayı,

Yüzde,

Hız,

DEMOGRAFİDE
Oran,
KULLANILAN
İ S TAT İ S T İ K S E L
TEKNİKLER Orantı,

Olasılık, vb.

MUTLAK SAYILAR:

Bir olay, durum, nesne, nitelik vb. gibi değişkenlere ilişkin


sayılarak elde edilen değerler,
2
YÜZDE

ü Bir tablo gözü içindeki mutlak bir değerin kolon


ya da satır sonundaki toplam değere bölünüp
birkat sayı ile çarpılarak elde edilir,
ü Orantının özel bir hali olup, elde edilen oranı bir
kat sayı (100) ile çarparak oluşturulur,
ü Yüzdesi alınacak sayının sonuna çift sıfır(00)
eklenir(100’le çarmış olmak için) ve genel
toplama bölünür,
• OLASILIK:
ü Gözlem dönemi başında incelemeye konu olan
nüfustaki tüm bireyleri kapsar ve sonuç herhangi
bir olayın göreli çokluğunu ifade eder,
ü Down sendromu;
vGenel tüm doğumlarda 1/600,
v30 yaşından küçük anne doğumlarında 1/1000,
3
HIZ - ORAN TANIMI VE
FARKI(I)

Bir değişken ya da olayın


HIZ (RATE):Bir değişken bir grup ya da toplumu
Olayın görülme sıklığını oluşturan tüm kişi sayısına
ya da olayın bütün içindeki bölünmesi ve bir kat
yeridir. belirtir,
sayı(100, 1000 vb.) ile
çarpılmasıyla elde edilir,

Bir yılda doğan 1000 canlı Bir toplumda 1000 kişiden


1000 kişinin yılda kaç
doğumdan kaçının kaçının grip hastalığına
doğum yaptığı(Kaba
öldüğü(Bebek Doğum yakalandığı(Hastalık Hızı)
Doğum Hızı),
Hızı), vb.

4
ü Belirli bir zaman aralığında bir olayın görülme
sıklığının yine aynı zaman aralığında bu olayın
riski altındaki birey sayısına bölünmesi ile elde
edilir,
ü Değişimin dinamiklerinin ölçülmesinde
kullanılan bir ölçüttür,
ü Bir nüfus ya da alt nüfusta özel bir olayın
meydana gelmesinin göreli çokluğunu belirtir,
HIZ (RATE) ü Hız, olayların belirli bir zaman aralığındaki oluş
sıklıklarını inceler,
v Doğum,
v Ölüm,
v Hastalık,
v Göç, vb.
• Vaka Görülme Hızı= Belirli bir zaman
aralığında gözlenen vaka sayısı /Bu vakalara
maruz kalma riski altındaki nüfus X 100
5
H I Z - O R A N TA N I M I V E
FA R K I ( I I )

• ORAN (RATIO):
ü Bir bütün içindeki iki farklı değişken ya da
olaydan birinin başına düşen, diğer değişken ya
da olayın durumunu belirtir.
ü Bir bütün içindeki iki farklı değişken ya da
olayın birbirine bölünmesi ve bir kat
sayı(100;1000 vb.) ile çarpılmasıyla elde edilir.
ü İki sayının birbirine olan nispi büyüklüğünü
gösteren bir değerdir,
ü Elde X ve Y sayıları var,
ü X’in Y’ye oranı= X / Y x 100 şeklinde
gösterilir,
v Cinsiyet Oranı,
v Bağımlılık Oranı, vb.
ü 100 sağlama düşen hasta sayısı(Hastalık
Oranı),
ü 100 erkeğe karşılık gelen kadın;100 kadına
karşılık gelen erkek sayısı(Cinsiyet Oranı),
ü 100 üreticiye düşen tüketici sayısı(Bağımlılık
Oranı) vb.
6
ORANTI

ü Bir parçanın ait olduğu bütüne göre


büyüklük ilişkisini belirtir,
ü Bölenin içinde bölen de vardır,
ü X’in Y’ye orantısı= X / X+Y,
ü 0.0 ile 1.0 arasında değer alır,

7
HIZ VE ORAN
A R A S I N DA K İ
FA R K

• Hız=a/N(a+b) x k(100;1000)
• Oran=a / b x k(100;1000)
a=Olay,hasta sayısı,
b=Sağlam kişi sayısı,
N(a+b)=Bütün birey
sayısı(hasta+sağlam)
k=Kat sayı(100;1000)

8
1200 kişilik bir köyde,400 kişi
domuz gribine yakalanmıştır.Bu
köyde hastalık hızı ve oranı nedir?

Hız= a/N(a+b) x
k(100)=400/1200X100=%33.3
HIZ VE ORAN
HESAPLANMASI
(ÖRNEK) (Köy halkının %33.3’ü domuz
gribine yakalanmıştır.)

Oran= a / b x
k(100;1000)=400/800X100=%50

(Yüz sağlam kişi başına 50 domuz


gribine yakalanmış hasta
düşmektedir.)

9
ORANLAR

1.Genel Cinsiyet Oranı,

2.Yaşa Özel Cinsiyet Oranı,

3.Doğumdaki Cinsiyet Oranı,

4.Toplam Bağımlılık Oranı,

5.Genç Bağımlılık Oranı,

6.Yaşlı Bağımlılık Oranı,

7.Kadın Çocuk Oranı,


10
CİNSİYET ORANI

1.Genel Cinsiyet Oranı=Erkek Sayısı/Kadın Sayısıx100


Her 100 kadına kaç erkek düştüğünü (denk geldiğini) gösterir
2.Yaşa Özel Cinsiyet Oranı=20-30 Yaş Erkek Sayısı/20-30 Yaş
Kadın Sayısı X 100
20-30 yaş arasındaki yüz kadına denk gelen 20-30 yaş
arasındaki erkek sayısını gösterir.
3.Doğumdaki Cinsiyet Oranı=Doğan Kız Bebek Sayısı/Doğan
Erkek Bebek SayısıX100
Her yüz kız bebeğe karşı kaç erkek bebek doğduğunu
gösterir. Her 100 kız bebeğe karşılık, 100 erkek bebek
doğmaktadır.

11
• Bir toplumda 15 yaşın altındaki 0-14 yaş grubu
ile 65 yaş üzerindeki nüfus tüketici gruptur.

• 15-64 yaş grubu üretici gruptur.

• Tüketici grup, üretici gruba bağımlıdır.


BAĞIMLILIK
ORANI
• 0-14 yaş grubundaki bağımlı guruba GENÇ
BAĞIMLI,

• 65 ve yukarısındaki bağımlı gruba YAŞLI


BAĞIMLI GRUP denir.

• Üretici olduğu düşünülen grup içinde işsizler de


vardır. İstenirse bu grup ayrıca hesaplanabilir. O
zaman gerçek bağımlılık oranı ortaya çıkabilir.

• Gelişmiş ülkelerde bağımlı nüfus az, üretken


nüfus fazladır.
12
Örnek; A ilinde 2010 yılı nüfusu,
• 0-14 yaş nüfus = 1.318.546
• 65 ve üstü yaş = 126.550
• 15-64 yaş nüfus=2.123.111

• Genç Bağımlılık Oranı=0-14 yaş grubu/15-64


BAĞIMLILIK ORANI yaş grubuX100
HESAPLAMASI
GBO=1.318.546/2.123.111X100= %62.1

• Yaşlı Bağımlılık Oranı=65 yaş ve üstü/15-64 yaş


grubuX100

YBO=126.550/2.123.111X100= %5.9

• Toplam Bağımlılık Oranı=0-14 ve 65 yaş ve üstü


grup/15-64 yaş grubu X100

TBO=1.445.096/2.123.111X100= %68.0

13
YORUM;

• A İlinde 2010 yılında;


• GBO= %62.1:İlde her 100 üretici nüfus başına(15-64
yaş) 62 kişi genç bağımlı(0-14 yaş) nüfus düşmektedir.

• YBO; %5.9: Her 100 üretici (15-64 yaş) nüfus başına


6 kişi yaşlı tüketici (65 ve üstü) nüfus düşmektedir.

• TBO; %68.0: Her 100 üretici nüfus başına(15-64 yaş)


68 kişi genç ya da yaşlı tüketici nüfus düşmektedir.

14
HIZLAR,
(YAŞAM İSTATİSTİKLERİ)

• Mortalite (ölüm) indeksleri,


• Fertilite (doğurganlık) indeksleri,
• Morbidite (hastalık) indeksleri,

15
1 . M O RTA L İ T E ( Ö L Ü M )
HIZLARI

1.Kaba Ölüm Hızı(KÖH),


2.Yaşa Özel Ölüm Hızı,
3.Cinsiyete Özel Ölüm Hızı,
4.Nedene Özel Ölüm Hızı,
5.Cinse, Yaşa ve Nedene
Özel Ölüm Hızı,
6.İle Özel Ölüm Hızı,
7.Bebek Ölüm Hızı(BÖH),
8.Neonatal Bebek Ölüm
Hızı, 16
9.Erken Neonatal Bebek Ölüm Hızı,

10.Geç Neonatal Bebek Ölüm Hızı,

11.Post Neonatal Bebek Ölüm Hızı,

MORTALİTE: ÖLÜM 12.Perinatal Ölüm Hızı,


HIZI
13.Anne Ölüm Hızı,

14.Yaşa Özel Orantılı Ölüm Hızı(0-4


Yaş),
15.Yaşa Özel Orantılı Ölüm Hızı(50 Yaş
ve Üzeri),
16.Nedene Özel Orantılı Ölüm Hızı,

17.Fatalite(Letalite) Hızı,

17
MORTALİTE (ÖLÜM)
İSTATİSTİKLERİ (İNDEKS)

• a. KABA ÖLÜM HIZI (KÖH):


Ø Bir bölgede bir yıl içinde her 1000 kişiden kaç kişinin öldüğünü gösterir,
Ø Kaba bir ölçüdür, bir bölgede bir yıl içinde olan tüm ölümleri, ölüm
nedeni, yaş ve cinsiyet ayrımı yapmadan incelediğinden bölgedeki
ölümlere ilişkin fazla bilgi vermez,
Ø Ülkeler ve bölgeler arası karşılaştırma yapmak her zaman doğru değil
(Ölüm olayı tüm yaşlarda aynı olmadığından),
Ø Karşılaştırma yapılacak ülkelerin nüfus yapısı benzer olmalı, değilse
standardize edildikten sonra kullanılabilir,
Ø Nüfus yapısı Türkiye’de olgun, İsveç’de yaşlı,
Ø İsveç (KÖH)‰5-6, Türkiye (KÖH)‰6.3,
Ø İki ülke hızları birbirine yakın, ancak Türkiye’de bebek, çocuk ve genç
ölümleri, İsveç’de yaşlı ölümleri çok,
Kaba Ölüm Hızı: Toplam Ölen Sayısı / Yıl ortası Nüfus X 1000
18
MORTALİTE (ÖLÜM)
İSTATİSTİKLERİ (İNDEKS)

b.ÖZEL ÖLÜM HIZLARI:


• 1.YAŞA ÖZEL ÖLÜM HIZI:
• Yaşa Özel Ölüm Hızı(5-14): 5-14 Yaşlarda Ölüm Sayısı /
5-14 Yaş Nüfus X 1000
• 2.CİNSİYETE ÖZEL ÖLÜM HIZI:
• Cinsiyete Özel Ölüm Hızı(Erkek): Ölen Erkek Sayısı /
Tüm Erkek Sayısı X 1000
• 3.NEDENE ÖZEL ÖLÜM HIZI:
• Nedene Özel Ölüm Hızı(Kanser): Kanserden Ölen
Sayısı / Yıl Ortası Nüfus X 1000

19
MORTALİTE (ÖLÜM)
İSTATİSTİKLERİ (İNDEKS)

• b. ÖZEL ÖLÜM HIZLARI:


4.İLE ÖZEL ÖLÜM HIZI:
İle Özel Ölüm Hızı (Sivas): Sivas’da Ölenlerin Sayısı / Sivas’ın Yıl Ortası Nüfusu
X 1000
5.CİNSE,YAŞA VE NEDENE ÖZEL ÖLÜM HIZI:
Kanserden Ölen Erkek Hızı (20-29) : 20-29 Yaş Kanserden Ölen Erkek Sayısı / 20-29 Yaş Erkek
Sayısı X 1000

Ø Cinse, yaşa ve nedene özel ölüm hızı;


ü Topluma teşhis koydurur,
ü Toplumun sorunları ve öncelik sıralaması yapılabilir,
ü Sağlık hizmetlerinin planlanmasında önemli bir hızdır,
20
• c. BEBEK ÖLÜM HIZI(BÖH)
: Doğumun ilk gününden 365.
güne kadar birey bebektir. (0-365
günlük)
• Canlı doğum: Bebeğin doğduğu
zaman herhangi bir canlılık belirtisi
göstermesidir.
M O RTA L İ T E ( Ö L Ü M )
İ S TAT İ S T İ K L E R İ • Canlılık Belirtileri (abskar
(İNDEKS) değerlendirmesi);
Ø Ağlama,
Ø Çırpınma,
Ø Pembe renk,
Ø Göbek kordonunda nabız
palpasyonu,
Bebek Ölüm Hızı(Total) : Bir
yaşını doldurmadan(0-365 Gün)
Ölenler / Canlı Doğum Sayısı X
1000

21
MORTALİTE (ÖLÜM)
İSTATİSTİKLERİ (İNDEKS)
• Bebeklik Dönemleri:
• Neonatal Dönem : 0-28 günlük,
• Erken neonatal : 0-7 günlük,
• Geç neonatal : 8-28 günlük,
• Post neonatal Dönem : 29-365 günlük,

Ø Bebek ölümlerinin 1/3’ü neonatal, 2/3’ü post neonataldir.


Ø Neonatallerin nedenleri daha çok konjenital biyolojik
bozukluklardır, önlenemeyebilir,
Ø Neonatal ölümler genellikle sosyo-ekonomik ve kültürel
(çevresel) nedenlerden ileri gelmektedir. Bu nedenle sistemli,
periyodik iyi bir sağlık hizmeti ile önlenebilmektedir.
22
1. Neonatal BÖH : 0-28 Gün İçinde Ölen
Bebek Sayısı / Canlı Doğum Sayısı X 1000
2. Erken Neonatal BÖH : 0-7 Gün İçinde
Ölen Bebek Sayısı / Canlı Doğum Sayısı X
1000
3. Geç Neonatal BÖH : 8-28 Gün İçinde
Ölen Bebek Sayısı / Canlı Doğum Sayısı X
1000
M O RTA L İ T E ( Ö L Ü M ) 4. Post Neonatal BÖH : 29-365 Gün
İ S TAT İ S T İ K L E R İ İçinde Ölen Bebek Sayısı / Canlı Doğum
Sayısı X 1000
(İNDEKS)
d. PERİNATAL ÖLÜM HIZI:
Ø Ana sağlığını gösteren bir ölçüttür.
Ø Gebeliğin 28. haftasından önceki
doğumlar düşük, 28. haftadan sonrakiler
doğumdur.
Ø Perinatal ölüm hızı hesaplanırken; ister
ölü, ister canlı olsun, gebeliğin 28.
haftasından sonraki doğumlar kullanılır.
Perinatal Ölüm Hızı : Ölü doğan ve Canlı
Doğup 0-7 Günlükken Ölen Bebek Sayısı
/ Toplam Doğum Sayısı (Ölü+Canlı
Doğum) X 1000

24
• e. ANNE ÖLÜM HIZI(AÖH):
ü Anne sağlığı düzeyini ve sağlık
hizmetlerinin etkinliğini gösteren bir
ölçüt,
ü Gebelik, doğum ve lohusalık
(doğumdan 6 haftaya kadar)
nedeniyle ölen kadınların, toplam
gebelik sayısına bölünmesiyle
M O RTA L İ T E ( Ö L Ü M ) hesaplanır,
İ S TAT İ S T İ K L E R İ
ü Ancak toplumun düşükleri gizleme
(İNDEKS) eğiliminden dolayı toplam gebelik
sayısı kesin olarak bilinememektedir,
ü Bu nedenle “toplam gebelik sayısı”
yerine “canlı doğan bebek sayısı”
kullanılmaktadır,
ü Sayısal değerler küçük olduğu için
“kat sayı” olarak 100.000
kullanılmaktadır,

Anne Ölüm Hızı:


Gebelik,Doğum,Lohusalık(6 hafta)
Nedeniyle Ölen Kadın Sayısı /Canlı
Doğan Bebek Sayısı X 1000

26
27
• f. ORANTILI ÖLÜM HIZI:
Ø Sağlık yönünden iyi ipucu verir,
Ø Genellikle “yaşa özel” ve “nedene
özel” olarak hesaplanır,
Ø Yaşa özel orantılı ölüm hızları,
genellikle 0-4 yaşında ölenler ve 50
M O RTA L İ T E ( Ö L Ü M ) yaşından sonra ölenler için hesaplanır,
İ S TAT İ S T İ K L E R İ
(İNDEKS) Ø Nedene özel orantılı ölüm hızları ise,
bir hastalıktan ölenler için hesaplanır.
Tüberküloz, kanser, kalp hastalıkları, ve
trafik kazaları gibi nedenler için
hesaplanabilir,
Ø Tüm ölenlerin;
ü Yüzde kaçının 5 yaşından küçük,
ü Yüzde kaçının 50 yaşından yukarı
yaşlarda,
ü Tüm ölenlerin yüzde kaçının
kanserden meydana geldiğini gösterir.

28
MORTALİTE (ÖLÜM)
İSTATİSTİKLERİ (İNDEKS)
f. ORANTILI ÖLÜM HIZLARI:
Yaşa Özel Orantılı Ölüm Hızı(0-4 Yaş) : 0-4 Yaşında Ölen Sayısı / Toplam Ölüm Sayısı X 1000
Yaşa Özel Orantılı Ölüm Hızı(50 ve Üzeri Yaş):50 Yaşın Üzerinde Ölen Sayısı/Toplam Ölüm
SayısıX1000
Nedene Özel Orantılı Ölüm Hızı(Tüberküloz) : TB’den Ölen Sayısı / Toplam Ölüm Sayısı X
1000
Nedene Özel Orantılı Ölüm Hızı(Kanser) : Kanserden Ölen Sayısı / Toplam Ölüm Sayısı X 1000

g. FATALİTE (LETALİTE) HIZI:


Ø Hastalıkların spektrumu (şiddeti), öldürücülüğü hakkında fikir verir,
Ø Tüm hastalıklar için hesaplanabilir,
Ø Hangi hastalık için hesap ediliyorsa, o hastalıktan ölen kişi sayısının, o hastalığa yakalanmış toplam
kişi sayısına bölünmesiyle hesap edilir,
• Fatalite/Letalite Hızı(TB): TB den Ölenlerin Sayısı / Toplam TB Hasta Sayısı X 1000
• Fatalite/Letalite Hızı(Kanser): Kanserden Ölenlerin Sayısı / Toplam Kanser Hasta Sayısı X 1000 29
HIZLAR;
2.FERTİLİTE(DOĞUM) HIZLARI

1.Kaba Doğum Hızı,

2.Genel Doğurganlık Hızı,

3.Evli Kadınların Özel Doğurganlık Hızı,

4.Yaşa Özel Doğurganlık Hızı,

5.Toplam Doğurganlık Hızı,

30
FERTİLİTE (DOĞUM)
İSTATİSTİKLERİ (İNDEKS)

Doğurganlık hakkında son


a. KABA DOĞUM HIZI:
derece kaba bir fikir verir,

Yıl ortası nüfus içerisinde


doğum yapmadıkları halde,
Karşılaştırma ve
erkek ve doğurganlık
yorumlarda duyarlı
çağında olmayan kadınlar da
olmalıdır,
bulunduğundan kaba bir
ölçüdür,

Her bin nüfusa düşen canlı Kaba Doğum Hızı: Canlı


doğum sayısını gösterir, Doğum Sayısı / Yıl Ortası
Nüfus X 1000

31
FERTİLİTE (DOĞUM)
İSTATİSTİKLERİ (İNDEKS)
• b. GENEL DOĞURGANLIK HIZI:
ü Bir yıl içinde olan canlı doğum sayısının, doğurgan çağdaki (15-49 yaş) kadın yıl ortası nüfusuna
bölünmesiyle hesaplanır,
ü Doğurgan çağdaki her bin kadına düşen canlı doğum sayısını gösterir,
ü Doğurgan çağdaki kadın yaş grubunu kimi uzmanlar 15-49, kimileri 15-44 olarak kabul
etmektedir,
Genel Doğurganlık Hızı: Canlı Doğum Sayısı / 15-49 Yaş Kadın Sayısı X 1000
• c. EVLİ KADINLARIN ÖZEL DOĞURGANLIK HIZI:
ü Canlı doğum sayısı, 15-49 yaş evli kadın sayısına bölünerek bulunur,
ü Doğurganlık çağındaki her bin evli kadına düşen canlı doğum sayısını gösterir,
ü Eğer bir toplumda evlilik dışı ilişkiler çok fazla değilse anlamlı bir ölçüttür,
ü Evlilik dışı ilişkilerin fazla olduğu toplumlarda iyi fikir vermez,
Evli Kadınların Özel Doğurganlık Hızı: Canlı Doğum Sayısı / 15-49 Yaş Evli Kadın Sayısı X 1000
32
FERTİLİTE (DOĞUM)
İSTATİSTİKLERİ (İNDEKS)
• d.YAŞA ÖZEL DOĞURGANLIK HIZI:
ü Belirli bir yaş ya da yaş grubundaki kadınların bir yıl içinde yaptıkları canlı doğum sayısının, o
yaş veya yaş grubundaki kadın yıl ortası nüfusuna bölünmesiyle bulunur,
ü 15-49 yaş grubu, 5’er aralıklı yaş gruplarına ayrılarak, her grubun ayrı ayrı yaşa özel
doğurganlık hızı hesaplanabilir,
ü Bu hız, doğurganlığın hangi yaşlarda yüksek olduğunu ve aile planlaması hizmetlerinin
öncelikle götürülmesi gereken nüfusu belirlemede önemlidir,
ü Doğurganlık erken yaşlarda fazla ise, doğum aralıklarının uzatılmasına önem verilir.
Doğurganlık ileri yaşlarda fazla ise, mongol veya sorunlu bebek doğumu nedeniyle ailelere
yardımcı olunabilir,
ü Bu hız, en hassas ölçülerden biridir,
ü Formülün pay bölümünde ölü doğum ve düşükler alınmaz. Çünkü bunların toplumun
nüfusunu artırmaya katkısı yoktur,
Yaşa Özel Doğurganlık Hızı(20-24): 20-24 Yaşlar Arasındaki Kadınların Canlı Doğum Sayısı / 20-24 Yaşlar
Arası Kadın Yıl Ortası Nüfusu X 1000
33
• e.TOPLAM DOĞURGANLIK HIZI:
ü 15-49 yaş grubu olan doğurganlık çağındaki
kadınlar 5’er aralıklı yaş gruplarına ayrılır.
ü Her grubun yaşa özel doğurganlık hızı tek tek
hesap edilip, toplamı alınarak elde edilir.
ü Bu hız doğurgan çağdaki kadın nüfusun yaş
yapısından etkilenmeden, doğurganlık düzeyi
F E RT İ L İ T E ( D O Ğ U M ) hakkında kesin bilgi veren bir ölçüdür.
İ S TAT İ S T İ K L E R İ ü Doğurgan çağa giren bir kadının, bu çağ sonuna
(İNDEKS) kadar ortalama kaç canlı doğum yapacağını
göterir.
ü Ülkemizde toplam doğurganlık hızı 2.1’dir.
“Doğurgan çağdaki her kadının başına
doğurganlık sonuna kadar 2.1 çocuk
düştüğü” anlamına gelir.

Toplam Doğurganlık Hızı: S x


(1.hız+2.hız+3.hız+4.hız+5.hız+6.hız+7.hız) /
1000
S=Sınıf aralığı

34
• f. ÇOCUK KADIN ORANI:
ü Hız olmamakla birlikte, son 5 yıl içindeki
doğurganlığı gösteren bir ölçüttür,
ü Basit, ancak fertilite (doğurganlık) hakkında fikir
verir,
ü Özellikle bütün doğumların sayısının
bilinmemesi halinde fikir verir,
F E RT İ L İ T E ( D O Ğ U M )
İ S TAT İ S T İ K L E R İ
(İNDEKS) Çocuk/Kadın Oranı: 0-4 Yaş Çocuk Sayısı / 15-49
Yaş Kadın Sayısı X 100

• Örneğin; Ardahan İlinin Nüfusu,


• 0-4 Yaş Çocuk Sayısı: 405 563
• 15-44 (49) Yaş Kadın Sayısı: 74 769
Çocuk/Kadın Oranı: 74 769 / 405 563 X 100 =
%18.4

Yorum: Ardahan İlinde doğurgan çağdaki (15-49


yaş) kadınlardan her 100 kişinin başına 18, beş
yaşın altında çocuk düşmektedir.

35
a.Prevalans Hızı,
1.Nokta Prevalans Hızı(Günlük),
2.Süre Prevalans Hızı(Hastalık
HIZLAR “Vaka” / Aylık-Yıllık),
3 . M O R B İ D İ T E ( H A S TA L I K )
HIZLARI 3.Süre Prevalans Hızı(Hasta “Kişi” /
Aylık-Yıllık),
4.Ortalama Prevalans Hızı,

b.İnsidans Hızı,
1.İnsidans Hızı(Hastalık-Vaka),
2.İnsidans Hızı(Hasta-Kişi),

36
MORBİDİTE (HASTALIK)
HIZLARI (İNDEKS)
• a. PREVELANS HIZI:
ü Hastalıkların toplumda sıklığını veren bir ölçüttür,
ü Her yüz(%) kişiden kaç kişinin hasta olduğunu (eski ya da yeni)
gösterir, kat sayı, hastalığın yaygınlığına göre 100, 1000, 10 000 ya da
100 000 olabilir,
ü Toplumda veya risk altındaki nüfusdaki eski ve yeni vakaların
sıklığını gösterir,
ü Prevalans hızı özellikle kronik hastalıklar için hesaplanır,
ü Bu hız hastalık ve hasta için ayrı ayrı hesaplanabildiği gibi, nokta
(günlük), aylık veya yıllık (süre veya periyod) olarak da hesaplanabilir.
ü Prevalans Hızı: Eski ve Yeni TB Kişi Sayısı / Toplam Nüfus X 100
(Tüberküloz-Yıl)
37
MORBİDİTE (HASTALIK)
HIZLARI (İNDEKS)

a.1.Nokta Prevalans(Günlük) Hızı;


Nokta Prevalans Hızı (Günlük): Aralık ayının 8. Gününde Eski-Yeni Hastalık Sayısı / Risk Altındaki
Nüfus X 100
a.2.Süre Prevalans(Aylık) Hızı;
Süre Prevalans Hızı (Aylık): Aralık Ayı İçinde Eski-Yeni Tüm Hastalık (Vaka) Sayısı / Risk Altındaki
Nüfus X 100
(Hastalık-Vaka)
Süre Prevalans Hızı (Aylık): Aralık Ayında Eski-Yeni Hasta (Kişi) Sayısı / Risk Altındaki Nüfus X 100
(Hasta–Kişi)
a.3.Ortalama Prevalans Hızı;
Ort.Prevalans Hızı(Aylık): Aralık Ayı İçinde Ortalama Günlük Hasta Sayısı / Risk Altındaki Nüfus X
100
(Bir ay içindeki tüm toplam hasta sayısı, o ayın gün sayısına (30/31) bölünerek ortalama günlük hasta sayısı
bulunur) 38
• b. İNSİDANS HIZI:
ü İncelenen süre içinde ortaya çıkan yalnızca yeni
vakaların risk altındaki nüfusa bölünmesiyle
bulunur,
ü Her yüz(%) kişiden kaç kişinin hastalığa yeni
yakalandığını gösterir, kat sayı, hastalığın
yaygınlığına göre 100, 1000, 10 000 ya da 100
000 olabilir,
MORBİDİTE
ü Bu hız da hastalık ve hasta (vaka) için ayrı ayrı
( H A S TA L I K ) H I Z L A R I hesaplanabilir,
(İNDEKS)
İnsidans Hızı:İncelenen Süre İçinde Yeni Görülen
Vaka Sayısı / Risk Altındaki Nüfus X 100
(Hastalık-Vaka)

İnsidans Hızı:İncelenen Süre İçinde Yeni


Hastalanan Kişi Sayısı / Risk Altındaki Nüfus X
100
(Hasta–Kişi)

39
KAYNAKLAR

Tezcan, S., (1992). “Epidemiyoloji Tıbbi Araştırmaların Yöntem Bilimi” Hacettepe


Halk Sağlığı Vakfı Yayın No: 92/1. Ankara: Üçbilek Matbaası.

Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü(2009). “Türkiye Nüfus ve Sağlık


Araştırması 2008”.Ankara:Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Basımevi.Yayın
No:NEE-HÜ.09.01.ISBN 978-975-491-274-6

Sümbüloğlu, K., (1990). “Sağlık Alanına Özel İstatistiksel Yöntemler” Hatiboğlu


Yayınları: 59,Yüksek Öğretim Dizisi: 13. 3. Baskı, Ankara: Hatiboğlu Yayınevi.

40
OBEZİTE VE
DEMOGRAFİK DR DYT GONCA
GÜZEL ÜNAL

YAPI
Obezite nedir?
◦ Sağlığı olumsuz etkileyen
kompleks ve multifaktöriyel
bir hastalık olarak kabul
edilen obezite, günümüzde
önlenebilir ölümlerin
sigaradan sonra gelen ikinci
en önemli nedenidir
◦ Dünya Sağlık Örgütü’nün obezite
sınıflandırması esas alınarak obeziteyi
belirlemek için yaygın olarak Beden Kitle
İndeksi (BKİ) kullanılmaktadır.
◦ BKİ, bireyin vücut ağırlığının (kg), boy Obezite
uzunluğunun (m cinsinden) karesine
(BKI=kg/m2) bölünmesiyle elde edilen bir nedir ?Nasıl
değerdir.
saptanır?
◦ BKİ boy uzunluğuna göre vücut ağırlığının
tahmin edilmesinde kullanılmakta,
vücutta yağ dağılımı hakkında bilgi
vermemektedir.
Sınıflandırma BKİ (kg/m2)
BKI
Temel kesişim noktaları Değerlendirilmesi
Zayıf (düşük ağırlıklı) <18.50 Tablo 1: Yetişkinlerde
BKİ’ne göre zayıflık,
Aşırı düzeyde zayıflık <16.00 fazla kiloluluk ve
Orta düzeyde zayıflık 16.00 - 16.99 obezitenin
sınıflandırılması
Hafif düzeyde zayıflık 17.00 - 18.49
Normal 18.50 - 24.99
Toplu, hafif şişman, fazla kilolu > 25.00
Şişmanlık öncesi (Pre-obez) 25.00 - 29.99
Şişman (Obez) > 30.00
Şişman I. Derece 30.00 - 34-99
Şişman II. Derece 35.00 - 39.99
Şişman III. Derece > 40.00
Obezite risk
faktörleri neler?
◦ Tip 2 diyabet
◦ Prediyabet
◦ Kalp-damar hastalıkları
◦ Hipertansiyon (HT),
◦ Hiperlipidemi (HL),
◦ Serebrovasküler hastalık,
◦ Çeşitli kanserler,
◦ Uyku apnesi,
◦ Non-alkolik karaciğer yağlanması,
◦ Gastroözofageyal reflü
◦ Safra yolları hastalığı,
◦ Polikistik over sendromu,
◦ İnfertilite,
◦ Osteoartroz
◦ Depresyon
Düzensiz ve dengesiz beslenmek, fast-food tarzı yiyecekler
tüketmek, spor yapmamak kilo almaya ve bazı hayati
organların da yağlanmasına neden olur.

Uzun açlık sonrası kontrolsüz yemek yemek, karbonhidrat


içerikli yiyecekleri ve şekerli içecekleri çok tüketmek
obeziteye neden olan beslenme hatalarından bazılarıdır.

Obezitenin Anne ve babanın her ikisi birden kilolu ise çocuklarda

Nedenleri obezite görülme ihtimali yüzde 80’dir.

Nelerdir? Şeker hastalığı, tiroit bezi hastalıkları, böbrek üstü bezi


hastalıkları gibi bazı hormonal sebepler obezite nedenleri
arasında yer alabilir.

Yağlanmanın önüne geçmek için çocukluk çağından


başlayarak sağlıklı beslenme düzeni ve hareketli yaşam
tarzının benimsenmesi gerekir.
Obezite en önemli sağlık sorunu
◦ DSÖ, 1998 yılında obezitenin 21. yüzyılın en önemli
sağlık sorunu olacağını bildirmiştir.
◦ Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Risk Faktörleri İşbirliği (Non
Communicable Diseases Risk Factor Collaboration:
NCD-RisC) Grubu’nun yaptığı tahminlere göre dünya
çapında yetişkin nüfusta, obezite prevalansı, 1975
yılından 2014 yılına erkeklerde üç kat, kadınlarda ise iki
kat artmıştır.
◦ DSÖ’ye göre, 2016 yılında 1,9 milyar fazla kilolu ve 650
milyon obez yetişkin olduğu tahmin edilmektedir.
Tablo 1. Yetişkinler, Çocuklar ve Adolesanlarda BKİ’ye
göre Antropometrik Değerlendirme
Gruplar Yetişkinler (BKİ, Çocuk ve Adolesanlar BKİ-Z Çocuk ve Adolesanlar BKİ-persantil
kg/m2) skoru (SD)
Zayıf <18,50 <-2.00 SD <%5
Normal 18,5 – 24,99 -2.00 – 1.00 SD ≥%5 ile <%85 arasında
Fazla kilolu 25,00 − 29,99 1.01 – 2.00 SD ≥ %85 ile <%95 arasında
Obez ≥30,00 >2.00 SD ≥ %95
Hafif obez 30,00 − 34,99 – 95. persantile karşılık gelen BKİ’nin
%100- 120’si

Orta derecede 35,00 − 39,99 – 95 persantile karşılık gelen BKİ’nin %120-140’ı


obez

Morbid obez 40,00 – 49,99 – 95 persantile karşılık gelen BKİ’nin


>%140’ı

Süper obez ≥50,00 –

BKI : Beden Kitle İndeksi SD: Standart Deviasyon


Obezitenin
Epidemiyolojisi
◦ Obezite, hemen hemen tüm toplumlarda
cok yaygın görülen bir sağlık sorunudur.
◦ Dünya genelinde 18 yaş ve üzeri yetişkin
nüfusta, yaşa göre standardize edilmiş
obezite prevalansı, 1975 yılında
erkeklerde %3,2 ve kadınlarda %6,4 iken;
2014 yılında sırasıyla %10,8 ve %14,8’e
yükselmiştir.
◦ Buna göre yetişkin erkeklerin %2,3’ü ve
kadınların %5’inde obezitenin ciddi boyutta
(BKİ≥35 kg/m2) bulunduğu, erkeklerin %0,6’sı
ve kadınların %1,6’sının morbid obez olduğu
gösterilmiştir.
◦ Küresel Hastalık Yükü (Global Burden of
Disease: GBD) Obezite İşbirliği Grubu’nun 2015 Küresel
yılı raporuna göre, dünyada obez nüfus 711,4
milyona (107,7 milyon çocuk ve 603,7 milyon Hastalık Yükü
yetişkin) ulaşmıştır.
◦ DSÖ tahminlerine göre, 2016 yılında dünya
genelinde, yetişkinlerin %39’u fazla kilolu ve
%13’ü obezdir.
Obezite gitgide artıyor.
◦ Obezite, özellikle yüksek gelirli ya da üst-orta gelir grubundaki ülkelerin sorunu olsa da,
tahminler gelişmekte olan ülkelerde de obezitenin hızla artacağını ortaya
koymaktadır.
◦ ABD Üçüncü Ulusal Sağlık ve Beslenme Araştırması (National Health and Nutrition
Examination Survey III; NHANES III)’nın 2011-2012 yılı değerlendirmesine göre; ABD’de
20 yaş ve üzerindeki yetişkinlerin %34,9’u ve 2-19 yaş grubu çocuk ve adolesanların
%16,9’u obezdir.
◦ Tahminler, 2030 yılında pek çok eyalette obezite sıklığının %50’ye varacağını ön
görmektedir. Avrupa ülkelerinde de benzer prevalans artışları söz konusudur.
Ülkemizde yetişkin toplumunda obezite prevalansı, %30’luk kritik
yüksek oranı aşmıştır. Obezite sıklığı kadınlarda daha yüksek
olmakla beraber, son yıllarda erkeklerdeki hızlı artış da dikkati
çekmektedir.

Türkiye’de obezite prevalansının, 1997-98 yıllarında 540 merkezde


gerçekleştirilen, 20 yaş ve üstü 24788 kişinin incelendiği Türkiye
Diyabet Epidemiyoloji (TURDEP-I) Çalışması’nda, %22,3 (kadın %30,
erkek %13) olduğu saptanmıştır. Yaklaşık 24 bin kişinin tarandığı
TOHTA araştırmasında obezite prevalansı %25 (kadın %36, erkek

Türkiye’de
%21,5) olarak saptanmıştır.
TEKHARF calışmasında ise 2000 yılında obezite
prevalansının, yetişkin kadınlarda %43 ve erkeklerde %21,1
Obezite olduğu; 2003 yılında ise kadınlarda %44,2 ve erkeklerde
%25,2’ye ulaştığı bildirilmiştir.

2000-2010 yılları arasında yapılan bölgesel (Trabzon,


Afyonkarahisar, Bursa, Tokat, Adana, Sivas vb)
çalışmalarda da Türkiye’de obezite prevalansının çok hızlı
bir şekilde arttığı gösterilmiştir (Tablo 2).
Tablo 2. Türkiye’de Yetişkinlerde Yapılmış Obezite Çalışmaları
Çalışma/ Yazar Yapıldığı Yer/Yıl Katılımcı Sayısı/ Yaş Grubu Obezite Prevalansı(%)

Türkiye Diyabet Obezite ve 15 il, 540 24788 (K: 13708, Genel: 22,3 (K: 29,9 / E: 12,9)
Hipertansiyon EpidemiyolojiÇalışması-I merkez/1997-1998 E: 11080)/≥20 yaş
(TURDEP-I)/ Satman ve ark.

Türkiye Erişkin Kalp Sağlığı ve Türkiye/1999-2000 23888 (K: 6969, Genel: 19,4 (K: 24,3 / E: 14,4)
Hipertansiyon Araştırmasıve Risk E: 169191)/≥20 yaş
Faktörleri (TOHTA)/Yumuk ve ark.

Türkiye Erişkin Kalp Sağlığı ve 6 il/2000 3681/≥30 yaş (K: 43,0 / E: 21,1)
Hipertansiyon Araştırmasıve Risk 6 il/2003 2269/≥30 yaş (K: 44,2 / E: 25,2)
Faktörleri (TEKHARF)/Onat ve ark.

Başçova Kardiyovasküler Hast Balçova/2007 16080 (K: 10528, Genel: 39,1 (K: 44,2 / E: 29,4)
Çalışması/Ünal ve ark. E: 5552)/≥30 yaş
Türkiye Sağlık Araştırması/TUIK Türkiye/2008 Türkiye/2010 ≥15 yaş Genel:15,2 (K:18,5 / E: 12,3)
Türkiye/2012 Genel:16,9 (K: 21,0 / E: 13,2)
Genel:17,2 (K: 20,9 / E: 13,7)
Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması 81 il, 600 4853 (K: 3038, Genel: 30,3 (K: 41,0 / E: 20,5)
(TBSA) merkez/2010 E: 1815)/≥19 yaş
TURDEP-II/Satman ve ark. 15 il, 540 26499 (K: 16696, Genel: 31,2 (K: 44,0 / E: 27,0)
merkez/2010 E: 9327)/≥20 yaş
Doğan ve ark. Afyonkarahisar/2010 1947/≥18 yaş Genel: 31,7 (K: 39,8 / E: 20,7)
Kutlutürk ve ark. Tokat/2011 1095 (K: 554, Genel: 23,4 (K: 33,6 / E: 12,9)
E: 541)/≥18 yaş
Aydın ve ark. Melen/2012 2222 (K: 1418, Genel: 43,3 (K: 53,1 / E: 26,9)
E: 804)/Ort. 50 yaş
Ustu ve ark. Tokat/2012 5162 (K: 1885, Genel: 29,5 (K: 22,3 / E: 33,6)
E: 3277)/≥18 yaş
TURDEP-I ve TURDEP-2
◦ TURDEP-I Çalışması’ndan 12 yıl sonra, aynı merkezlerde yapılan TURDEP-II
Çalışması’nda ise obezite sıklığı, genel toplumda %35 (kadın %44, erkek %27)
bulunmuştur.
◦ Çalışma sonuçları, TURDEP-I populasyonuna göre standardize edidiğinde, 1998 ile
2010 yılı karşılaştırıldığında Türkiye’de yetişkin toplumda obezite prevalansının
%22,3’ten %31,2’ye yükseldiği görülmüştür.
◦ Obezite prevalansı kadınlarda %34, erkeklerde ise %107 oranında artmıştır. Obezite
prevalansı, 20’li yaşlardan itibaren artarak kadınlarda 45-74 yaş grubunda %50’yi ve
erkeklerde 45-64 yaş grubunda %30’u aşmakta, ileri yaşlarda ise azalma eğilimi
göstermektedir (Şekil 1).
Şekil 1. TURDEP-I’den TURDEP-II’ye yaş grubu ve cinsiyete
göre obezite prevalansının değişimi.

Türkiye’de obezite 12 yılda kadınlarda %34 ve erkeklerde %107 oranında artmıştır.


Bel çevresi ya da bel/kalça oranı (BKO)’nın
artmış olduğu obezite tipi, santral (visseral ya
da abdominal) obezite olarak adlandırılır.

Santral obezite, kalp-damar sağlığı açısından

TURDEP-1 önemli bir risk faktörüdür ve bel çevresinin bu


riski daha iyi yansıttığı kabul edilmektedir.

ve DSÖ’ye göre kadınlarda bel çevresinin 88 cm

TURDEP-2 ve üzerinde, erkeklerde ise 102 cm ve üzerinde


olması santral obezite varlığını göstermektedir.

TURDEP-I’de santral obezite prevalansı genel


toplumda %34 (kadın %49, erkek %17) iken;
TURDEP-II’de %53’e (kadın %64, erkek %35)
yükselmiştir.
METABOLİK
SENDROM
KRİTERLERİ
◦ Artan teknoloji ile beraber özellikle
ulaşım, üretim ve tarım alanlarında
kolaylaşan yaşam biçimine bağlı
fiziksel aktivitede azalma ve
modern yaşamdaki beslenme
alışkanlıklarındaki değişimdir.
◦ Ayaküstü - fast-food- hızlı yenen
sağlıksız besinlerle,
karbonhidrattan ve rafine
şekerden zengin, bitkisel liflerden
fakir, aşırı yağlı beslenme şekli,
obeziteye dolayısıyla metabolik
sendroma yol açan önemli
faktörlerden birisidir.
◦ Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF), 2005 yılında
metabolik sendrom tanımını yaparken, santral
obeziteyi, sendromun ana komponenti olarak kabul
etmiş ve santral obezite tanımında populasyona özgü
bel çevresi kesim noktalarının kullanılmasını önermiştir.

METABOLİK ◦ IDF, bu verileri mevcut olmayan toplumlarda bölgesel


değerlerin dikkate alınmasını tavsiye etmektedir .

SENDROM ve ◦ Türkiye Metabolik Sendrom Araştırması


sonuçlarına göre, ülkemizde kentsel
(METSAR)
yerleşim

OBEZİTE alanlarında metabolik sendrom sıklığı


%34'dür.
ortalama

◦ 20 yaş üstü nüfusun 1/3'ünde MS mevcuttur. Kilo


fazlalığı ve bel çevresi kalınlığı fazla olan kişilerde
görülen MS, kalp krizi veya inme riskini 3 kat, ölüm
riskini ise 2 kat artırmaktadır.
Obezite Patogenezi

Obezitede enerji alımı artışına veya enerji harcanması azalmasına bağlı enerji
homeostazı bozulur.

Genetik, epigenetik, fizyolojik, davranışsal, sosyokültürel ve çevresel pek çok etmen


obezite gelişimine zemin hazırlar.

Enerji dengesinin düzenlenmesi ve yağ depolarının oluşmasından biyolojik ortam ile


çevresel faktörler arasındaki etkileşimler sorumludur.

Kültürel, davranışsal ve çevresel etmenler (enerji-yoğun beslenme, büyük


porsiyonlar, fiziksel inaktivite, sedanter yaşam tarzı) ve buna ek olarak yeme
bozuklukları obezite gelişimini hızlandırır.
Obezitenin artışının nedenleri
◦ OECD 2017 raporunda 23 ülkenin 2014 yılı ortalamaları baz alınarak OECD
ülkelerinde erişkinlerin %66,5’inin Türkiye’de ise %62,5’inin orta derecede
fiziksel aktivite yaptığı açıklanmıştır.
◦ Özellikle kadınlardaki obezite prevalansının dünya ortalamalarından yüksek
olmasının nedenlerine bakıldığında;
◦ Türk kadınlarında fiziksel aktivite azlığı, yüksek doğum sayısı, uzun laktasyon
dönemleri ve doğumlar arası sürenin kısa olması, eşlik eden diyabet ve HT gibi
hastalıklar, psikolojik sorunlar, kullanılan ilaçlar (antidepresan, diüretik,
antihiperglisemik, antiepileptik vb.), düşük gelir ve düşük eğitim düzeylerinin
obezite üzerinde önemli ölçüde etkili olduğunu düşündürmektedir.
YAĞ DOKUSU
◦ Beyaz, bej ve kahverengi olmak üzere üç
çeşit yağ dokusu vardır.
◦ Beyaz yağ dokusu enerji
depolanmasından, kahverengi yağ dokusu
ise enerji harcanmasından sorumludur.
◦ Bej ise kahverengi kadar olmasa da bir
miktar termojenik etkisi olan bir yağ
dokusudur.
◦ Beyaz (ve bej) adipoz doku, esas olarak
cilt altında bulunsa da, iç organlar, kalp,
karaciğer, pankreas ve iskelet kaslarında
ektopik (dış) olarak birikebilir.
◦ Ektopik yağ birikimi düşük dereceli
inflamasyona, insülin rezistansına ve
metabolik komplikasyonlara neden olur.
◦ Yaşlanma ile birlikte kahverengi yağ
dokusu azalır, beyaz yağ dokusu artar ve
kas dokusu azalır.
◦ Yaşlılarda fiziksel aktivitenin azalması,
YAŞLILARDA
besin alımının değişmesi, oksidatif stres, OBEZİTE
hormonal değişiklikler ve düzenleyici
mekanizmaların da bozulması ile
“sarkopenik obezite” meydana gelir.
Obezitenin
değerlendirilmesi
◦ Tüm yetişkin hastaların, rutin fizik muayenenin bir
parçası olarak, boy, kilo ve vücut kitle indeksini
hesaplayarak kilolu ve obezite açısından
taranması önerilmektedir.
◦ Bel çevresi abdominal obezitenin bir
ölçümüdür ve BKİ tarafından hesaplanmayan
risk bilgilerini sağlar. BMI değeri 25-35 kg / m²
olanlarda bel çevresinin ölçülmesi
önerilmektedir.
◦ BMI ≥35 kg / m² olan hastalarda bel çevresi
ölçümü gereksizdir, çünkü bu BMI olan
neredeyse tüm bireylerin anormal bir bel
çevresi vardır ve zaten yağlanmadan dolayı
yüksek risk altındadırlar
◦ Erkeklerde ≥102 cm, kadınlarda ≥88 cm bel
çevresi artmış olarak görülür ve
kardiyometabolik riskin arttığına işaret eder.
◦ Asyalı kadınlarda bel çevresi ≥80 cm ve Asyalı
erkeklerde ≥ 90cm anormal olarak kabul edilir.
1. Anamnez
(hikaye) alma
◦ Obezitenin başlama yaşı, süresi, ırk
◦ Aile hikayesi: Ailede ve özellikle 1. derece
akrabalarda obezite ve ilişkili hastalıklar
(Tip 2 Diyabet, HT, KVH, dislipidemi gibi)
◦ Daha önceki kilo verme girişimleri, kilo
kaybını teşvik eden yeni faktörler ve
yeterli sosyal destek sistemi,
◦ Beslenme alışkanlıkları ve yeme davranışı
dahil, ayrıntılı bir beslenme anamnezi
◦ Günlük diyetinde ayak üstü hızlı yenen
gıdalar, kızarmış yiyecekler, kırmızı et
yeme alışkanlıkları
◦ Dışarıda yemek yeme sıklığı ?
◦ Yeme bozukluğu var mı? (gece yeme sendromu,
anoreksiya nevroza ve blumia gibi),
◦ Alkol
◦ Sigara
◦ Madde alışkanlığı
◦ İlaç öyküsü
◦ Egzersiz öyküsü
◦ Depresyon ve diğer duygudurum bozuklukları
sorgulanmalıdır.
2.Fiziksel
Değerlendirme
◦ Boy ve ağırlık ölçümleri
◦ BKİ’nin hesaplanması ve obezite derecesinin
sınıflandırılması
◦ Bel çevresi ölçümü
◦ Kan basıncı ölçümü
◦ Nabız muayenesi
◦ Cilt muayenesi (insülin direncinin bir bulgusu
olarak boyun ve aksillada akantozis nigrikans),
◦ Sekonder obezite nedeni olabilecek
hastalıklara ilişkin bulgular
Sekonder
obezite nedenleri
◦ Obezlerin büyük bir bölümünde altta yatan
kaynak bulunamaz ve“basit obezite=primer
obezite=dış obezite” şeklinde tanımlanır.
◦ Genetik endokrin, ve başkaca sebepler rol
aldığında ise “sekonder obezite=içsel obezite”
olarak adlandırılır.

◦ Genetik obezite:
1. Laurence-Moon Biedl sendromu
2. Prader-Willi sendromu
3. Alström sendromu
4. Cohen sendromu
1. Cushing sendromu

2. Hipotiroidi
Endokrin 3. İnsülinoma
hastalıklarda 4. PKOS
görülen 5. Erkek hipogonadizmi
obezite 6. GH eksikliği veya direnci

7. Turner sendromu

8. Hipofiz yetmezliği
İlaç ve hormonlara bağlı kilo artışı

1. Antipsikotikler/nöroleptikler
2. Antidepresanlar
3. Antiepileptikler
4. Lityum
5. Steroid hormonlar
6. Hormonal kontraseptifler
7. Antidiyabetikler: insülin, sulfonilüreler ve tiyazolidinedionlar
8. Nonsteroid antinflamatuvar ilaçlar ve kalsiyum kanal blokerleri, α ve β-adrenerjik
reseptör blokerleri (vücut yağı artmaz, periferik ödeme neden olabilirler)
Sekonder ◦ Hormonal:
1. PKOS

obezite 2. Mens bozuklukları

nedenleri ve
3. Hiperandrojenizm
4. Kortizol yapımında artma

özellikleri
3. Konsültasyon
◦ Tıbbi beslenme tedavisi için beslenme uzmanına gönderilmeli

◦ Psikolog veya psikiyatrist muayenesi (yeme davranışı


bozuklukları ve hastanın davranış değişikliği tedavisine
hazırlık halini değerlendirmek için)

◦ Obezite ile ilişkili komorbid durumların değerlendirilmesi için


diğer uzmanlık alanlarından (kardiyoloji, FTR, KBB, göğüs
hastalıkları, gastroenteroloji gibi) konsültasyon istenmelidir.
◦ Açlık kan plazma glukozu (AKŞ)
◦ Tam idrar analizi
◦ Açlık serum lipid profili
◦ Serum ürik asit ölçümü
◦ Yaşlılarda ilaveten BUN ve kreatinin düzeyleri

4. Biyokimyasal ◦ Karaciğer enzimleri (ALT, AST, GGT, ALP)


ölçülmeli
Değerlendirme ◦ EKG ve gerekirse ileri kardiyovasküler inceleme
yapılması
◦ Açlık glikozu (veya glikat hemoglobin [A1C]),
◦ Tiroid uyarıcı hormonu (TSH)
◦ Karaciğer enzimleri
◦ Açlık lipidlerini ölçmeyi içerir.
Obezitenin tedavi
basamakları
◦ Diyet (Tıbbi Beslenme Tedavisi)
◦ Egzersiz
◦ Davranış Değişikliği, sosyal ve psikolojik
destek
◦ Farmakolojik Tedavi
◦ Cerrahi
Tıbbi Beslenme
Tedavisi
◦ Beslenme davranışını değiştirme en
önemli hedef olmalıdır :
◦ Normalin üstünde besin tuketimi,
◦ Sağlıklı besinler yerine yenmeye hazır,
enerji yoğunluğu yüksek besinlerin
tüketilmesi,
◦ Hızlı yemek, büyük lokmalar almak, az
çiğnemek, çatalı kaşığı elinden hiç
bırakmamak,
◦ Öğün atlamak, öğün aralarında sürekli
bir şeyler atıştırmak,
◦ Yemek yerken başka aktivitelerle
uğraşmak (sohbet etmek, TV seyretmek,
okumak vb.)
◦ Uzun süre sofrada kalmak,
◦ Sıkıntılı, stresli ve öfkeli durumlarda aşırı
yemek,
◦ Ziyaret ve davetlere sık sık katılmak ve
ikramları reddedememek,
◦ Akşam yemeğinden sonra yatıncaya kadar
sürekli yemek,
◦ Gece uykudan uyanıp yemek yemek,
◦ Su içmemek veya az içmek, yerine yüksek
enerjili içecekleri tercih etmek.
◦ Üzüntülü ve stresli durumlarda fazla yemek
yemek
◦ Mükemmelliyetçi olmak
◦ Kendini cezalandırmak
TBT de enerji ve besin öğeleri
◦ Enerji:
◦ Bireyin bazal metabolizmasının altında enerji verilmemelidir.
Bireyin günlük enerji alımı haftada 0.5 – 1 kg ağırlık kaybını
sağlayacak şekilde azaltılmalıdır.
◦ Karbonhidrat:
◦ Günlük enerjinin %55-60’ı karbonhidratlardan sağlanmalıdır.
Şeker gibi basit karbonhidratların tüketimi azaltılmalı, yerine
kuru baklagiller (nohut, mercimek, kuru fasulye vb. ), tam tahıl
urunleri, bulgur vb. kompleks karbonhidrat içeren besinlerin
tuketimi artırılmalıdır.
◦ Protein:
◦ Günlük olarak belirlenen enerjinin %12–15’i proteinlerden
gelmelidir. Toplam proteinin %30-40 kadarı, B12 vitamini
gereksinmesini karşılamak icin hayvansal kaynaklardan
karşılanmalıdır.
◦ Yağ:
◦ Gunluk enerji miktarının %25–30’unun yağlardan gelmesi
onerilmektedir.
◦ Vitamin ve mineraller:
◦ Zayıflama diyetlerinde vitamin ve mineral yetersizlikleri
görülebilir. Kadın bireyler icin 1200 kcal’den, erkek bireyler
icin 1500 kcal’den düşük diyetlerde gunluk ek multivitamin
kullanımına gereksinim duyulabilir.
◦ Sıvı:
◦ Yemek öncesi ve sonrası alındığında mide dolgunluğunu
arttırması ve metabolik artıkların atılımındaki görevleri
nedeniyle gunluk 2-3 litre kadar sıvı tuketilmelidir. Özellikle
bu sıvının 1-1.5 litresi (8–10-su bardağı) sudan karşılanmalıdır
Diyetlerin obeziteye etkisi
kıyaslandığında
◦ 59 uygun makaleden 48 randomize çalışma (7286 birey) diyet yapmayan gruplarla
karşılaştırıldığında, en düşük kilo kaybı, 6 aylık izlemde düşük karbonhidratlı diyetlerde
(8.73 kg) verilmiş, 12 aylık izlemde 7.25 kg verilmiş, düşük yağlı diyetlerde 6 ayda 7,99 kg
ve 12 aylık izlemde 7.27 kg verilmiş.
◦ Bireysel diyetler arasındaki kilo kaybı farklılığı minimaldi. Bu, kilo vermek için bir hastanın
yapacağı herhangi bir diyeti tavsiye etme uygulamasını desteklemektedir.
◦ Düşük yağ ve düşük karbonhidratlı diyet sınıflamaları, en büyük tahmini tedavi etkilerine
sahip olmaya devam etti.
◦ 6 aylık takipte, düşük karbonhidratlı diyet sınıfı, diğer tüm diyet sınıflarına göre % 83
oranında daha üstün iken, 12 aylık takipte, düşük yağlı diyet % 50 oranında daha üstün
olduğunu gösterdi.
◦ Comparison of Weight Loss Among Named Diet Programs in Overweight and Obese
Adults A Meta-analysis, JAMA. 2014
Egzersiz (30 -45 dak egzersiz)

Sosyal Psikolojik Destek ve Davranış


Tedavisi

DİĞER
TEDAVİLER Farmakolojik Tedavi (Orlistat,
Sibutramin, Antidiyabetik ilaçlar vb)

Bariatrik Cerrahi
DEMOGRAFIK YAPI VE
SAĞLIK 6.HAFTA

DÜNYA’DA DIYABET
Dr.Öğr.Üyesi S.Gonca Ünal
14 KASIM DÜNYA DİYABET GÜNÜ
• Diabetes Mellitus (DM), pankreastan salgılanan insülin
hormonunun eksikliği ya da etkisizliği nedeniyle ortaya
çıkan, karbonhidrat, protein ve yağ
metabolizmasındaki değişikliklerle karakterize bir
metabolizma hastalığıdır.
• Dünya nüfusunun %4’ünde görülen DM, temel olarak
DİYABETİN Tip 1 ve Tip 2 olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır .
TANIMI • Tip 1 DM, genellikle erken yaşta ve aniden ortaya
çıkan, insülin eksikliği ve ketoasidoza yatkınlık ile
karakterize olan bir hastalıktır.
• İleri yaş popülasyonda görülen ve uzun süre
asemptomatik seyredebilen Tip 2 DM ise, insülin
duyarsızlığı ve obezite ile ilişkilidir .
• Tip 2 DM Dünyada ve Türkiye’de tüm diyabetlilerin ortalama % 85’ini
oluşturmaktadır.
• Türkiye’de tanı konmuş ya da konmamış toplam beş milyon Tip 2
DM’lu birey olduğu bildirilmektedir.
• Tip 2 diyabet; yani “erişkin tipi diyabet” genelde 40 yaşından sonra
başlayan, hastaların çoğunda (%80-90) aşırı kilonun varlığı ile
özetlenen, temelde var olan insüline karşı gelişmiş hedef organ (kas,
karaciğer ve yağ dokusu) direnci nedeniyle insülinin etkisiz kalması
(rölatif eksikliği) sonucu oluşan, en sık rastlanan diyabet tipidir
• DSÖ’nün verilerine göre, 2025 yılında dünyada 300
milyon kişinin diyabetli olacağı öngörülmektedir.
• Prospektif çalışmalardan British Regional Heart
çalışmasında Beden Kütle İndeksi (kg/m2) Tip 2
Diyabet gelişimindeki en önemli risk faktörü olduğu
gösterilmiş; BKİ >27.9 kg/m2 olan erkeklerde BKİ
OBEZİTE
<27.9 kg/m2 olan gruba göre diyabet gelişimi 7 kat
RİSK daha fazla saptanmıştır .
FAKTÖRÜ
• Yapılan bir çalışmada, BKİ’si 25-30 kg/m2 arası ve
30 kg/m2’un üzerinde olan hastaların diyabet riski
ile obezite süresi arasındaki ilişkiye bakılmış, hem
kilolu hem de obez hastalarda obezite süresinin her
2 sene artmasının Tip 2 Diyabete yakalanma riskini
%14 arttırdığı bulunmuştur.
• Vücudun yağ dağılımı özellikle abdominal obezitesi
olan kişilerde diyabet gelişme riski, jinoid tip
yağlanması olan kişilere göre daha fazladır
• Obezitenin diyabete neden olma mekanizması
glukoz homeostazının bozulması; plazma serbest
ABDOMİNAL yağ asidi seviyesinde artma, hepatik glukoz
OBEZİTE üretiminin artması ve periferik insülin direnci gibi
birçok patogenetik faktörlerle ilgilidir.
• Obezitede insülin direnci, glukoz homeostasisinin
regülasyonunda rol oynayan major organların
hepsinde gözlenmektedir .
20-79 yaş

• Diyabetli erişkin sayısı: 2019’da ~463 milyon tahmin ediliyor.


• 2030’da 578 milyon ve 2045’te 700 milyon olması bekleniyor.

IDF. Diabetes Atlas, 9th Ed, 2019, Bruxelles.


KUZEY AMERİK A , GEÇEN YIL DİYABET İÇİN 310 MİLYAR DOL AR HARCAMIŞTIR

YİNE DE DİYABETLİ AMERİK ALIL ARIN YAKL AŞIK 1/3'ÜNÜN BUNU BİLMEDİĞİ
TAHMİN EDİLİYOR

SAĞLIKLI BİR YAŞAM TARZI, TİP 2 DİYABET VAK AL ARININ % 70'İNİ


ÖNLEYEBİLİR VE TİP 1 DİYABETİ DE DAHA YÖNETİLEBİLİR HALE GETİREBİLİR.

TİP 2 DİYABET İÇİN RİSK FAKTÖRLERİ ARASINDA SİGARA , YÜKSEK


KOLESTEROL , OBEZİTE, HAREKETSİZ BİR YAŞAM TARZI VE YÜKSEK TANSİYON
BULUNUR.
• Tip 2 DM multifaktöriyel bir
hastalıktır; yüksek plazma
glukozu, metabolik sendrom ve
obezite risk faktörlerini
içermektedir.
• Dünya’da 347 milyon diyabet
YAŞAM TARZI hastası bulunmakta ve hastalığın

DEĞİŞİMİ ŞART önlenmesi ve ilerlemesinin


durdurulmasında en önemli
yaklaşım yaşam tarzı
değişikliğinin yapılmasıdır.
• Yaşam tarzı değişikliğinin de en
önemli bileşenleri sağlıklı
beslenme ve fiziksel aktivitedir
2000 yılından beri tahminler ve projeksiyonlar, 20-79 yaş,
milyon

IDF. Diabetes Atlas, 9th Ed, 2019, Bruxelles.


Yaş ve cinsiyete
göre

• Diyabetlilerin 2/3’ü (%63) çalışma çağında (20-60 yaş)

Saeedi P, et al. Diab Res Clin Pract 2019;(2019):107843.


EPİDEMİYOLOJİSİ
• Diabetes mellitusun tanınması, tedavi programlarının
belirlenmesi, erken dönemde tanı konulabilmesi ve
bu konuda toplumsal sağlık politikalarının
oluşturulabilmesi için hastalığın epidemiyolojik
özelliklerinin bilinmesi şarttır
• Hastalık ilk yıllarda genellikle asemptomatik
seyrettiğinden, gelişmiş ülkelerde bile diyabetiklerin,
tanımlanmamış diyabetlilere oranı 2/1 dir.
• DSÖ’nün yaptığı çalışmalara göre, 100 milyon
civarındaki diyabetli sayısının önümüzdeki on yılın
sonunda 200 milyona ve 21. yüzyılın başlarında da
300 milyona ulaşması beklenmektedir
2019 tahmini, 2030-2045
2019 yılı projeksiyonları, yerleşim birimleri
(20–79 yaş)

Diyabetlilerin %79’u düşük-orta gelirli ülkelerde yaşamaktadır

IDF. Diabetes Atlas, 9th Ed, 2019, Bruxelles.


• Altıncı Diyabet Atlası’na göre, 2013 yılında diyabet yaygınlığı
en yüksek ülke %14.85 ile Türkiye, sonra sırasıyla Karadağ
(%10.11), Makedonya (%9.98), Sırbistan(%9.92) ve Bosna
Hersek’tir (%9.70).
• Ülkemizdeki diyabet prevelansının yüksekliği dikkat çekicidir.
• Avrupa da diyabetli birey sayısının en yüksek olduğu ülkeler
ise sırasıyla; Almanya, İspanya, İtalya, Fransa ve İngiltere’dir.
• Ayrıca Avrupa, Tip 1 diyabetli çocukların görülme sıklığı en
yüksek kıtadır
• Cinsiyetler arasındaki sıklığın 2017 ve 2045 yılları arasında çok büyük
farklılıklar göstermeyeceği de tahminler arasındadır .
• Kadınlara göre erkeklerin sayısı 2017'de 17.1 milyon daha fazladır
(221 milyon erkek, 203.9 milyon kadın) .
• Kentlerde 279.2 milyon, kırsalda 145.7 milyon diyabetli yaşamaktadır
fakat bunun bir nedeni de kırsal kesimde diyabet teşhisinin eksikliği
olabileceği düşünülmektedir.
• Bu farkın 2040 yılında artıp kentlerde 472.6 milyon, kırsal kesimlerde
156 milyon kişi olması beklenmektedir
2019 yılı tahmini ve 2030
projeksiyonu

• 20-79 yaş diyabetli sayısı tüm ülkelerde artıyor.

Saeedi P, et al. Diab Res Clin Pract 2019;(2019):107843.


2030 ve 2045
projeksiyonları

20-79 yaş.

Saeedi P, et al. Diab Res Clin Pract 2019;(2019):107843.


TURDEP-1 VE TURDEP-2
• 1998 ve 2010 yıllarında yapılan iki geniş kapsamlı iki diyabet
çalışmasında (TURDEP-I ve TURDEP-II) diyabet prevelansı %7.2’den
%13.7’ye yükselmiştir.
• TURDEP I’e göre diyabet sıklığı %90, bozulmuş glukoz toleransı %106,
obezite %40 ve abdominal obezite de %35 artmıştır, buna karşın
hipertansiyon %11 azalmıştır .
• 2004 yılında yapılan Türkiye hastalık yükü çalışmasına göre ise, diyabet
mortalitesi erkeklerde %1.61, kadınlarda ise %2.94’tür
KADIN ERKEK
40 40
TURDEP-I K TURDEP-I E
35 35
TURDEP-II K TURDEP-II E
30 30
Prevalans (%)

Prevalans (%)
25 25
20 20
15 15

10 10

5 5

0 0

5’li Yaş Grupları 5’li Yaş Grupları

0,5 0,7 2,2 2,6 3,5 3,5 8,3 10 10,2 11,4 13,6 0,6 1,2 2,4 2,7 2,9 3,2 7,5 10,4 9,6 10,9 17,6

Satman I, TURDEP-I Study Group. Diabetes Care 2002;25(9):1551-56.


Satman I, TURDEP-II Study Group. Eur J Epidemiol 2013;28(2):169-80.
Yaşa Özel DM Hızları (%)
TURDEP-I ve TURDEP-II
40
35
30
25
% 20
15 TURD EP-I
10 TURDEP-II
5
0

Yaş grupları

• Genel %13.7 (%95 GA: 13.2-14.1); Erkek: %12.4, Kadın: %14.6

Satman İ, TURDEP Study Group. Diabetes Care 2002; Satman İ, TURDEP-II Study Group. Eur J Epidemiol 2013.
DİYABETİN SINIFLANDIRILMASI

• Diyabet, ADA (Amerikan Diyabet Derneği) raporlarında da yer aldığı gibi 4


sınıfta incelenmektedir (37):
• 1.Pankreastaki Langerhans adalarındaki insülin üreten beta hücrelerinin
otoimmün harabiyetine bağlı olan Tip 1 diyabet (mutlak insülin eksikliği),
• 2.Bozulmuş insülin sekresyonu ile direncin birlikte bulunduğu Tip 2 diyabet
(rölatif insülin eksikliği),
• 3.Plasental kaynaklı hormonlar nedeniyle dekompanse olan insülin direncinin
yol açtığı gestasyonel diyabet,
• 4.Spesifik olmayan diyabet tipleri
DİYABETİN TANISI
• Diyabetin sınıflandırılmasında kullanılan laboratuar testleri; açlık kan glukozu
(AKŞ), 75 gramlık oral glukoz yüklemesinden (OGTT) 2 saat sonra bakılan 2
saatlik plazma glukoz düzeyi şeklinde plazma glukoz kriterleri veya 3 aylık kan
şekeri ortalaması olan Hemoglobin A1c şeklindedir.
• Ada’ya göre DMun tanısı akş en az iki ardışık ölçümde 126 mg/dL veya daha
yüksek olması ile konur.
• Rastgele olarak açlık veya tokluk durumuna bakılmaksızın randomize plazma
glisemisinin 200mg/dL’nin üzerinde olması ve polidipsi, poliüri, polifaji, zayıflama
gibi semptomların oluşu ile de tanı konulabilir .
Tablo 2.2. Diabetus Mellitus tanı kriterleri( ADA )

APG: Açlık Plazma Glukozu OGTT:


Aşikar DM İzole IFG İzole IGT IFG+IGT DM riski
Oral Glukoz Testi PG: Plazma
Glukozu yok
APG -
IFG: Bozulmuş Açlık Glukozu
(≥8 saat açlıkta) ≥126 100-125 <100 mg/dL 100-125
IGT: Bozulmuş Glukoz Toleransı
mg/dL mg/dL mg/dL
(*)Glisemi venöz plazmada glukoz
oksidaz yöntemi ile ’mg/dl’ olarak
OGTT -
ölçülür. ’Aşikar DM’ tanısı için dört
tanı kriterinden herhangi birisi 2.saat PG ≥200 <140 140-199 140-199
yeterli iken ’Izole IFG’, ’Izole IGT’ (75g glukoz) mg/dL mg/dL mg/dL mg/dL
ve ’IFG + IGT’ için her iki kriterin
bulunması şarttır. (**) 2006 yılı Rastgele PG ≥200 mg/dL - - - -
WHO/IDF Raporunda normal APG + Diyabet
kesim noktasının 110 mg/dl ve
Semptomları
IFG 110-125 mg/dl olarak
A1C (***) ≥%6.5 - - - %5.7-6.4
korunması benimsenmiştir. (***)
Standardize metodlarla
ölçülmelidir.
TİP 1 DİYABET
• Tüm diyabetlilerin %5-10’unu oluşturan Tip 1 Diyabet, otoimmün bir
hastalıktır. Ve mutlak insülin eksikliği bulunmaktadır.
• Tip 1 Diyabet insülin üreten beta hücrelerinin genetik, çevresel ve otoimmün
faktörlere bağlı harabiyeti sonucu ortaya çıkmaktadır.
• En sık rastlanan şekli, pankreas beta hücrelerinin idiopatik otoimmün yıkımıdır.
İmmünolojik olarak beta hücrelerinin % 90’ı harap olduktan sonra klinik tablo
görülmektedir
• Genetik yatkınlığı bulunan kişilerde çevresel tetikleyici faktörlerin (bakteriler,
virüsler, toksinler) duygusal stresin etkisiyle bağışıklık sistemi azalır.
• Daha sonra Pankreasta bulunan adacıklarda beta (β) hücre hasarı başlar .
ÇOCUK VE ADOLESANLARDA TIP 1 DIYABET

Yaş ve cinsiyete göre standardize edilmiş insidansı (yılda 100.000 nüfus için, 0–14 yaş, 2019)

• >1,1 milyon çocuk/adolesan T1D’li olduğu tahmin ediliyor.

IDF. Diabetes Atlas, 9th Ed, 2019, Bruxelles.


• Yaşa göre standardize T1D insidansı: 10,8/100.000/yıl (%95 GA: 10,1–11,5)
• Erkeklerde 10.4/100.000/yıl, kızlarda 11,3/100.000/yıl

Yeşilkaya E, et al. Diabet Med 2016;34(3:405-10.


TİP 2 DİYABET
• Toplumda en sık rastlanılan diyabet olan Tip 2 diyabetteki hiperglisemi genetik
defektlerden kaynaklanmaktadır.
• Aile öyküsüile çevresel faktörlerin etkisinin olduğu düşünül̈lmektedir.
Genellikle 45 yaş üzerinde ve obez insanlarda ilk semptomlar görülür.
• Tip 2 diyabet için en önemli risk faktörü obezitedir.
• Genetik açısından Tip2 diyabet tek bir genin sorumlu olmadığı, multifaktöryel
bir hastalıktır
• Tip 2 diyabette beta hücre disfonksiyonu sonucu bozulmuş olan insülin
sekresyonu, insülin direnci ve insülin aktivitesinin bozulması ile beraber plazma
glukoz konsantrasyonunu artar
Akut komplikasyonlar arasında;
hipoglisemi, diyabetik ketoasidoz
ve diyabetik nonketotik
hiperosmolar koma bulunmaktadır.

DİYABETİN AKUT Hipoglisemi : Hipoglisemi, Kan


KOMPLİK ASYONLARI glukozunun 50 mg/dl altında
olmasına denilmektedir

. Hipoglisemi bazen beslenme


kaynaklı, bazen insülin kullanan
hastalarda insülin tedavisi sırasında
bazen de bazı Oral Antidiyabetik
(OAD) ilaçların (sülfonilüre grubu)
kullanımı ile oluşabilmektedir.
DİYABETİK KETOASİDOZ (DKA)

Diyabetik ketoasidoz, genellikle yüksek ve kontrol altında


tutulamayan kan glukozu seviyesine sahip olan Tip 1 diya-
beti olan kişilerde görülmektedir.

DKA yüksek keton seviyesi nedeniyle kanın asidik hale


gelip ve kanda çok az insülin bulunması olarak
tanımlanmaktadır
DİYABETİK NONKETOTİK HİPEROSMOLAR
KOMA (NKH)
• Ağır hiperglisemi, hiperozmolarite, belirgin dehidratasyon olması ,
ketozis in yokluğu ile karakterize tanımlanmaktadır.
• Böbrek fonksiyonlarının yaşa ve diyabete bağlı olarak azaldığı için
yaşlılarda sık görülür.
• Dehidratasyondan kaçınmak gerekir ve dehidratasyon arttıkça
nörolojik bulgular görülebilir
KRONİK KOMPLİKASYONLAR
• Diyabetin kronik komplikasyonları arasında mikrovasküler
komplikasyonlar olarak adlandırılan; retinopati, nöropati,
nefropati ve makrovaskülar komplikasyonlar olan
kardiyovasküler hastalıklar vardır.
• 1.Retinopati
• Diyabetin görme kaybına neden olan komplikasyonu
diyabetik retinopati, retinada mikrovasküler lezyonların
varlığı olarak tanımlanabilir
• Uzun diyabet süreci, glisemi ve kan basıncı kontrolünün
zayıf oluşu retinopati ile güçlü bir ilişki içindedir
Diyabetin mikrovasküler
komplikasyonlarının en ciddi olanı
diyabetik nefropatidir.

Diyabetik nefropati kronik böbrek


yetmezliğinin %33-40 ile en sık görülen
sebebidir ve diyabetli hastaların %10-
20’si böbrek yetersizliği nedeniyle

2.DİYABETİK kaybedilmektedir

NEFROPATİ Tip 1 diyabetlilerin % 30-40’ında, Tip 2


diyabetlilerin % 5-10’unda son dönem
böbrek yetmezliği gelişir.

Diyabetik Nefropati 24 saatlik idrarda


300mg/gün ve üzerinde protein
atılımının 3 ila 6ay süre ile en az iki
kontrolde tespiti, hipertansiyon,
proteinüride progressif artış ve böbrek
fonksiyonlarında bozulma ile görülür ve
4 evrede gelişir:
Nöropati, diyabetin kronik ve önemli
komplikasyonlarından biridir; yüksek mortalite
ve morbidite ile seyreder ve sinir sistemini
etkiler

Uluslararası verilerde nöropati prevelansının


referans hastane taramalarında %30, toplum
taramalarında ise %10-20 civarlarındadır.

3.DİYABETİK Hipergliseminin derecesi ve süresi nöropati için

NÖROPATİ
risk faktörüdür

Kan glukozu regülasyonu, nöropati gelişiminin


engellenmesi için çok önemlidir.

Diyabet süresinin uzun olması nöropati gelişme


riskini arttırma, 25 yıldır diyabeti olan bireylerde
periferal nöropati oldukça yaygın bulunmaktadır
4.DİYABET VE KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLAR

• Diyabetli hastalarda kardiyovasküler hastalık riski yüksektir.


• Makrovasküler komplikasyonlardan en önemlisi kardiyovasküler
hastalıklardır ve büyük damarlarda meydana gelen değişiklikler
sonucunda ortaya çıkar.
• Kardiyovasküler mortalite diyabetik olmayanlara göre diyabetli
erkeklerde 1-3 kat, diyabetli kadınlarda 2-5 kat artmıştır .
• Diyabetik populasyonlarda kardiyovasküler hastalıklar en çok görülen
mortalite ve morbidite nedenidir ve diyabet kalp krizi ve miyokardial
enfarktüsten ölüm nedenini 1.7 kat arttırmaktadır
METABOLİK SENDROM

• İlk kez 1988’de Reaven, çeşitli risk faktörlerinin sıklıkla bir


arada bulunduğu dikkat çekmiş ve sendrom X olarak
adlandırdığı bu beraberliğin kardiyovasküler hastalıkların
gelişme riskini arttırdığını belirtmiştir .
• Metabolik sendrom (MS), insülin direnci ile ortaya çıkan,
glukoz intoleransı/diabetes mellitus, abdominal obezite,
hipertansiyon, dislipidemi, hiperürisemi, proinflamatuar ve
protrombotik öğeleri bulunduran, aterosklerozun yer
aldığı, artmış kardiyovasküler hastalık riski ile ilişkili olan
bir sendromdur
IDF METABOLİK SENDROM TANI KRİTERLERİ

Bel çevresi: Avrupalı erkeklerde ≥ 94 cm, kadınlarda ≥ 80 cm * (Etnik duruma göre bel
çevresi değişmektedir.)
Ve aşağıdakilerden en az ikisinin birden bulunması

HDL: erkekte < 40 mg/dl, kadında < 50 mg/dL


Kan Basıncı : ≥ 130/85 mmHg veya HT tanısı konmuş olup ilaç kullanmak
Açlık plazma glukozu: ≥ 100 mg/dL veya Tip2 DM tanısı konmuş olmak
Trigliserid : ≥ 100 mg/dL veya Lipid anormalliği için tedavide olmak
_____________________________________________________________________
*Eğer BKI > 30 kg/m2 ise abdominal obezite vardır ve bel çevresi ölçümüne gerek yoktur.
MS
EPİDEMİYOLOJİSİ
• Türkiye 2000 yılında 30 yaş ve üzerindeki
insanlarda yapılan TEKHARF (Türk Erişkinlerde
Kalp Hastalığı ve Risk Faktörleri) çalışmasında 9.2
milyon kişide MS mevcuttur; ve Koroner Arter
Hastalığı olan hastalarını %53’ünde MS
saptanmıştır
• 2004 yılında yapılan METSAR (Türkiye Metabolik
Sendrom Araştırması) sonuçlarına göre ise, 20 yaş
ve üzerindeki erişkinlerde MS sıklığı %35 olup,
kadınlarda MS sıklığı daha fazladır (Kadınlarda
%41.1 erkeklerde %28.8)
MS OLUŞUMU

İnsülin direncinde; bir yandan


Metabolik sendromun
plazma lipoprotein lipaz (LPL) İnsülin direncinde artmış
merkezinde insülin direncinin
olduğu bildirmiştir. İnsülin aktivitesi azalıp plazma plazma serbest yağ asitleri
trigliseridleri artarken, bir konsantrasyonu görülür
direnci ve yağ dokusunda artış,
yandan da karaciğerde LPL Serbest yağ asitleri karaciğerde
Tip 2 diyabet patogenezinde
aktivitesinin artması nedeniyle trigliserid birikmesini uyarır.
önemlidir.
HDL'nin yıkımı hızlanır.

Adipoz doku sadece enerji Adipoz dokudan salınan


deposu olmak dışında dolaşıma interlökin (IL)-6 ve tümör
birçok peptid kompleman
nekroz faktörü (TNF)-α gibi
faktörü ve sitokin salgılayan bir
moleküllerin de metabolizma
endokrin organ görevi
üzerine olumsuz etkileri vardır
görmektedir.
MS TEDAVİSİ

• Metabolik sendrom bileşenleri insülin direnci, dislipidemi, obezite,


hipertansiyon, tip 2 diyabetes mellitus, koroner kalp hastalığı, endotel
disfonksiyonu, non-alkolik yağlı karaciğer, hiperkoagülabilite, polikistik
over sendromu, subklinik inflamasyondan oluşmaktadır

• Yaşam tarzı değişikliği için uygun tedavi yöntemi uygulanması,


farmakolojik tedavi yapılması, ağırlık kaybının sağlanması ve düzenli
egzersiz yapılması, sağlıklı beslenme ve sigaranın içilmemesidir
1998–2010 yılları arası
8
8 Kadın
7 7
7 Erkek
6 6
6
5
4 4
4
3
3
1,7 2
2
1 1
1
0
Yaş Boy Ağırlık BKİ Bel ç. Kalça ç.

*Yaş (yıl), Boy (cm), Ağırlık (kg), BKİ (kg/m2), Bel ç. ve Kalça ç. (cm)

Satman I et al. Diabetes Care 2002;25:1551-56; Satman I et al. Eur J Epidemiol. 2013;28:169-80.
Diabetes Atlas 2nd Ed Diabetes Atlas 9th Ed

*20–79 yaş

Williams R, et al. Diab Res Clin Pract 2020;162. DOI:10.1016/j.diabres.2020.108072.


DİYABETTE TIBBİ
BESLENME TEDAVİSİ
• Diyabetli kişiler için tıbbi beslenme tedavisi
hastanın beslenme alışkanlıkları, metabolik profili,
tedavi hedefleri ve istenen sonuçlar dikkate
alınarak, kişiye özel olmalıdır.
• Glukoz, HbA1c, lipidler, kan basıncı, vücut
ağırlığına böbrek fonksiyonu da dahil olmak üzere
metabolik parametrelerin izlenmesi, hem yaşam
kalitesi hem terapideki değişiklikler için gerekli
ihtiyacı değerlendirmek ve başarılı sonuçlar
sağlamak için gereklidir.
• Beslenme eğitimi ve bakımının diyabetli bireyler
için kullanılabilir olması gerekir
• Diyabetli bireyler için ideal olan toplam yağ alımı ile
ilişkili kanıtlar tartışmalıdır. Hedefler
bireyselleştirilmelidir.
• Tüketilen yağın cinsi toplam yağ miktarından daha
önemlidir. Doymuş yağ, kolesterol ve trans yağ alımı
için yapılan öneriler diyabetli olmayan popülasyona
verilen önerilerle aynıdır.
• Doymuş yağ alımı, toplam enerjinin %7’sinden az,
trans yağ asidi de toplam enerjinin %1’den az olacak
şekilde sınırlandırılmalıdır.
• Diyabetli bireylerde kolesterol alımı günde 200 mg’ın
altında olmalıdır.
• Trigliserid >150 mg/dl ise; Tekli doymamış yağ asidi ve omega-3 yağ asidi
artırılmalı, karbonhidrat türü ve miktarı değerlendirilmelidir. TG > 500 mg/dl
ise yağ alımı azaltılmalıdır (GEG’in < %15’i)
• Düşük yoğunluklu lipoprotein- LDL-K >100 mg/dl ise; doymuş yağ azaltılır
(GEG’in < %7’si), tekli doymamış yağ asidi ve posa artırılır, trans yağ azaltılır
(GEG’in <%1)
• Haftada iki veya daha fazla porsiyon balık, omega-3 çoklu doymamış yağ
asitleri sağlar ve bu miktarda tüketim önerilmelidir. Kanıtlar diyabetli
bireylerde kardiyovasküler olayların önlenmesi ve tedavisi için rutin n-3 (EPA-
DHA) takviyesi önerilmesini desteklememektedir.
Yaş ve cinsiyete göre ölüm 2019 yılı, yaş ve IDF bölgelerine
sayıları göre
(20-79 yaş, 2019 yılı)

AFR: Afrika, EUR: Avrupa, MENA: Ortadoğu ve Kuzey Afrika,


Diyabet 2019 yılında 4,2 milyon NAC: Kuzey Amerika ve Karayipler, SACA: Güney ve Orta
kişinin ölüm sebebidir. Amerika, SEA: Güneydoğu Asya, WP: Batı Pasifik.

IDF. Diabetes Atlas, 9th Ed, 2019, Bruxelles. Saeedi P, et al. Diab
Res Clin Pract 2020;162. DOI: 10.1016/j.diabres.2020.108086
Zhang JY, et al. Report of The International COVID-19
and Diabetes Summit. J Diab Sci Techn 2021.
• Karantina, hareketsizlik, kaygı-
• 11 Mart-30 Mayıs 2021 endişe ve aşırı beslenme
nedeniyle fazla kiloluluk ve
• Vaka, n=203.456 obezite arttı.
• Hospitalize, n=63.269 • Yeni DM vakaları (T2DM ve
• T2DM, n=18.621 (%29) • T1DM) arttı.
• Mortalite: %13.6 (NonDM’den • Gelecekte DM prevalansı daha da
• 1.6 kat daha yüksek) yükselebilir.
• Mortaliteyi artıran faktörler: • Hastalar kontrollerine gidemedi.
• Diyabet kontrolü bozuldu.
• Yaş
• Diyabetik komplikasyonlar arttı.
• Erkek cinsiyet
• Kognitif disfonksiyon arttı.
• Sigara
• Diyabete eşlik eden tiroid vd.
• Akciğer tutulumu endokrin organ otoimmunitesi
vakaları daha sık görülmeye
• Lenfopeni başlandı.
• Obezite • TeleTıp uygulamaları yaygınlaştı.
• İnsülin kullanımı

You might also like