You are on page 1of 15

Miras Hukuku – Bahar Vize 1

MİRASTA DENKLEŞTİRME (İADE)


A. Mirasçılar arasında

Madde 669- Yasal mirasçılar, mirasbırakandan miras paylarına mahsuben elde ettikleri sağlararası karşılıksız
kazandırmaları, denkleştirmeyi sağlamak için terekeye geri vermekle birbirlerine karşı yükümlüdürler.

Mirasbırakanın çeyiz veya kuruluş sermayesi vermek ya da bir malvarlığını devretmek veya borçtan kurtarmak ve
benzerleri gibi karşılık almaksızın altsoyuna yapmış olduğu kazandırmalar, aksi mirasbırakan tarafından açıkça
belirtilmiş olmadıkça, denkleştirmeye tâbidir.

Mirasta denkleştirme konusu aslında mirasın paylaşılmasıyla ilgilidir, teknik açıdan mirasın paylaştırılması
davasının uzantısıdır. Terek mirasçılar arasında nasıl paylaştırılacağına dair bir konudur. Mirasta denkleştirmeye,
iadeye tabi tasarruflar yagane zaman dilimi olarak paylaşma davası sırasında gündeme gelir.

Mirasta denkleştirme; miras brakanın sağlığında kanuni mirasçılarından bir kısmına veya birine yaptığı bazı
sağlar arası karşılıksız kazandırmaların miras paylaşırken iade edilmesidir. Mirasta iade kurumu TMK md 669’da
miras paylaşılırken bu kazandırmaların göz önünde tutulacağını hatta olduğu gibi aynen terekeye iade edileceğini ve
terekenin bunlar dahil edilerek paylaştırılacağını söyle. Mirasta denleştirme özü itibarıyla budur.

Sağlıkta kanuni mirasçıların bir kısmına yapılan karşılıksız kazandırmalar, ileride onların edle edecekleri
miras paylarına mahsuben yapılmış bir avans olarak kabul edilir. Yani bir karşılıksız kazandırma değil de kauni
mirasçıların ileride terekeden elde edecekleri miras paylarına yönelik şimdiden yapılmış bir avans niteliğinde
kazandırma olarak kabul edilir.

Denkleştirmeyi bazen yasa göndeme getirir. Örneğin miras bırakan altsoyu dahil olan bir kanuni mirasçısına
kuruluş sermayesi vermek veya evleniren bağımsız bir ev kurmasını kolaylaştırmak gibi nedenlerle karşılıksız
kazandırmada bulunmuşsa; aksi miras bırakan tarafından öngörülmedikçe miras payına mahsuben yapılmış, ileride
denkleştirilmesi gereken bir kazandırmadır. Miras bırakan altsoyu dışında yasal mirasçılara bir karşılıksız
kazandırma yapmışsa; prensip bunların denkletirmeye tabi olmaması, miras paylaşılırken göz önünde tutulmasıdır.
Burada da miras bırakan aksini kararlaştırarak bu durumu denkleştirmeye tabi tutabilir.

Sağlıkta herhangi bir yasal mirasçıya yapılan karşılıksı kazandırmanın tere paylaşılırken dikkate alınmasının
kaynağı ya yasadadır ya da miras bırakanın iradesidir. Bunlar;

- Yasadan kaynaklanan yasal denkleştirme,


- Miras bırakanın iradesinden kaynaklana iradi denkleştirme

Yasadaki denkleştirmeye ilişkin hükümler yedek hüküm olduğundan dolayı, aksi miras bırakan tarafınca
kararlaştırılabilir. Dolayısıyla her iki durumda da miras bırakan son sözü söyleyecek olan kişidir. Ancak bunun miras
bırakan tarafınca yoruma mahal vermeksizin açıkca belirtilmiş olması gereklidir.

Miras bırakanın alt soyundan birine sağlığında karşılıksız olarak kazandırma yaptığında bu kural olarak
denkleştirmeye tabidir. Doğal olarak bu karşılık kazandırma terekeden mahsup edilecektir. Örnek vermek gerekirse,
3 çocuğu olan bir baba ilk çocuğuna sağlığında iş kurabilmesi için 50bin tl vermiş olsun. Daha sonrasında baba vefat
ettiğinde 100bin TL olan terekeden, denkleştirmeye tabi olan 50bin TL mahsup edilecek ve 150bin TL 3e bölünerek
kişilere düşecek miras payı hesaplanacaktı. Denkleştirmeye tabi olan 50bin TL ilk çocuk adına mahsup edildiğinde,
mirastan pay alamayacaktır. Ancak miras bırakan bunun denkleştirmeye tabi olmadığı yönünde bir irade göstermiş
ise bu halde bu 50bin TL denkleştirmeye konu edilmeyecek ve terekede bulunan 100bin TL 3 e bölünecektir.

Ancak dikkat edilmesi gereken bir husus mevcut. Bu durumda diğer iki çocuğun saklı payını alamamasına
neden oluyor ise o halde bu diğer çocuklar tarafınca tenkis davası açılabilecektir. (%25 saklı pay karşılandığından
örneğimiz bu durum oluşmamıştır. Ayrıca miras bırakan diğer iki çocuğun tenkis hakkını kaldırması mümkün değil)
Miras Hukuku – Bahar Vize 2

TMK md 669’da bu karşılıksız kazandırmadının sadece para olacağı şeklinde bir sınırlama olmadığı gibi ayrıca
“veya bunlara benzer kazandırmalar” ibaresini kullanmıştır. Dolayısla kazandırma aynı zamanda bir borçtan ibra
etmek, alacak temlik etmek de karşılıksz kazandırma olabilir.

Mirasta Denkleştirme ve Tenkisin Farkları


Saklı payın korunmasıyla denkleştirme konuları, denkleştirmenin saklı paylı olup olmadığına bakılmaksızın
yasal mirasçılardan herhangi biri isteyebilir. Zaten denkleştirme saklı payı koruyan bir kurum değildir. Dolayısıyla
mirasçılardan biri bile bu denkleştirme hususunu dile getirir ise diğer mirasçılar bir şey demelerine gerek kalmadan
bundan müstefit olurlar.

Tenkis davasında ise, bu talebi mutlaka saklı paylı mirasçı talep edebilir. Ayrıca bu paylaştıma sırasından değil
ayrı bir davayla görülür. Tenkis davasını açmayan saklı paylı mirasçılar, bu davadan müstefit olamazlar. Tenkisi kim
ileri sürmüşse bir tek onun sakl payı korunur.

Mirasta Denkleştirme Talebinin İleri Sürülmesi


Yasal mirasçı olmak, denkleştmeyi öne sürmenin ön şartı, olmazsa olmaz koşuludur. Yasal mirasçı olmak, iade
veya denkleştirme yükümlüsü olmanın da ön koşuludur. Yani denkleştirme isteyen de buna muhattap olan da yasal
mirasçı olması gerekir. Denkleştirme talebi ancak yasal mirasçıdan yasal mirasçıya karşı ileri sürülebilir.

Yasal mirasçının alt soyu olması önem arz etmez. Bundaki önem sadece hangi kazandırmanın denkleştirmeye
tabi olup olmadığında önemlidir. Örneğin eşi için iş kurması için verilen para, birinci çocuğu için ev kurması için
verilen para ve ikinci çocuğu için herhangi bir şey verilmemiş olması ihtimalinde, denkleştimeye tabi olacak kısım
sadece birinci çocuğa verilen paradır. Zira altsoyuna yapılan bir karşılıksız kazandırma söz konusudur. Dolayısıyla
miras bırakanın açıkca öngörmemiş ise anne için yapılan karşılıksız kazandırma miras altsoya olmadığından dolayı
denkleştirmeye tabi değildir. Ancak aksine bir hüküm varsa yani miras bırakan “ileride miras paylaşımında bunlar
dahil edilsin” şeklinde bir ifade kullanmışsa bu hakde yine denkleştirmeye tabi olmayacak ancak eğer diğer
mirasçıların saklı payını ihlal ediyor ise tenkis davası gündeme gelecektir.

Ayrıca aynı örnekte, denkleştirme talebinin ikinci çocuk değil anne de isteyebilir. Böylelikle birinci çocuğa
yapılan karşılıksız kazandırma terekeye dahil edilecektir. Önceden bu hususda, annenin karşılıksız kazandırmayı iade
etmiyip, çocuklardan kazandırmaların denkleştirilmesini istemesi söz konusu olmadığı görüşü mevcuttu. Şuan ise bu
görüşten uzaklaşıldı ve artık denkleştirme talebini tüm yasal mirasçılar isteyebilir durumdadır.

TMK md 669/2 de sayılan, kuruluş sermayasi, çeyiz, borçtan kurtulma gibi karşılıksız kazandrmaların
tamamının altsoya yapılması halinde yasa gereği denkleştirmeye tabi olduğunu belirtir. Burada iki ayrı görüş
karşımız çıkmaktadır. Birinci görüş, tüm karşılıksız kazandırmanın bu fıkraya girdiğini belirtirken, diğer görüş ise
bağımsız bir iş veya ev kurma kazandırmaların bu fıkraya gireceğinden bahseder. Bu görüşte ayrıca denkleştirmeye
tabi olduğu açıkça belirtilmesi gerekmektedir. İkinci görüş çoğunluk olarak benimsenen görüştür. Belirtilen bu aksine
iradenin ayrıca bir yazılı şekilde yapılmasına gerek yoktur ve sözlü olarak da yapılabilir.

TMK md 669/1 de denkleştirmeye tabi olacak karşılıksız kazandırmanın, miras bırakanın iradesiyle
denkleştirmeye tabi tutuldu haldir. Bu işlemi yaparken ayrıca bir şekil şartı öngörülmediğinden ister yazılı isterse
sözlü olarak bu yönde irade ifade edilebilir.

TMK md 669/2 de ise yasal denkleştirme durumudur. Bunun aksinin olması isteniyorsa miras bırakan açıkca
ifade etmesi gerekmetedir. Burada örtülü irade kabul edilmeiştir. Bu iradeyi açıkça ve yoruma mahal bırakmadan
yapılmış olması gerekir.

Not: Denkleştirmeye tabi olunabilmesi için mutlaka bu işlemin miras bırakanın sağlığında yapılması ve
karşılıksız bir kazandrmanın yasal mirasçılarına yapılması gerekir. Eğer bir ölüme bağlı tasarruf söz konusuysa
bu durum denkleştirmeye konu olamaz. Olsa olsa sadece tenkise konu olabilir. Madde 669/1 yasal mirasçıya için iradi
denkleştirmeyi, madde 669/2 ise altsoya karşı kanuni denkleştirmeyi içerir. Bu husuların aksine miras bırakan
tarafından karar verilebilir. Ancak unutulmamalıdır ki saklı payın ihlali iradi olarak engellenmesi mümkün değildir.
Miras Hukuku – Bahar Vize 3

Denkleştirme Yükümünün Geri Alınması


Aslında bu başlık altında inceleyeceğimiz durum, miras bırakanın maddenin fıkralarına göre değişken şekilde,
önceden denkleştirmeye tabi tutup, daha sonrasında denkleştirmeye tabi tutulmasını tek taraflı olarak değiştirip
değiştiremeyeceğidir.

Bu aşamada birden fazla görüş bulunmakta ve bu görüşlerinin her birinde ayrıca negatif tarafları
bulunmaktadır.

Birinci görüş: Miras bırakanın denkleştirmeye tabi kılmak veya denkleştirmeden muaf tutma tasarrufları
mutlak suretle tek yanlı tasarrufundadır. Dolayısıyla miras bırakan dilediği gibi bu iradi denkleştimeyi veya kanuni
denkleştirmeyi ileriki bir zamanda değiştirebileceğini ifa etmektedir.

Ancak bu halde mirasçı açısından haksız bir durumun varlığı gündeme gelmektedir. Zira öncesindne
denkleştirmeye tabi tutmayacağı yönünde verdiği iradeye göre mirasçı hareket edecektir. Daha sonrasında miras
bırakanın bu iradeyi değiştirmesi mirasçı açısından haksız durum oluşturmaktadır. Bu görüş bu nedenle eleştiriye
açık konumdadır. Yani bu husus mirasçı açısından aleyhine durum teşkil etmesi haksız durumu oluşturacaktır.

İkinci görüş: Miras bıraanın denkleştirmeye tabi kılması ya da denkleştirmeden muaf tutması her halükarda
ii taraflı bir tasarruf olduğunu ve mirasçıdan bu aşamada bir onay alması halinde bunun mümkün olacağını
belirtmektedir.

Ancak yine bu görüşte eleştirilen husus, maddi anlamda ölüme bağlı tasarrufların iki taraflı olması miras
sözleşmesiyle mümkündür. Zira denkleştirme iradesi bir miras sözleşmesi şeklinde yapılmadığı gibi bir şekil şartına
bağlı olmadığı için sözlü dahi yapılabilmektedir. Lehe olan değişiklikler neden tek taraflı yapılamasın?

Üçüncü görüş: Bu görüş ise karşılıksız kazandırmanın bazı hallerde iki taraflı bir anlaşmanın konusuyken
bazı hallerde ise tek taraflı olarak miras bırakanın ön gördüğü durumlardır. Dolayısla bir değişiklikte bunun iki taraflı
tassarrufla olabileceği ve bunun karşılıklı anlaşmayla yapılabileceği, ancak bu tek taraflı durumlar için ise miras
bırakan tek taraflı tassarrufla bu iradesini değiştirebileceğini belirtmektedir.

Bu görüş ise de işi çok zorlaştıran bir yaklaşım olduğu ve çok dikkatli analizlerin yapılmasını gerekli kılar.
Yapılan bu analizlerin ise nitekim yanlış olma riski de söz konusudur.

Üçüncü görüş: Bu görüş ise bu değişikliğin bir yenilik doğuran hal olduğunu dolayısıyla da muhatap
konusunda sakınca olup olmadığının araştırılması gerektiğini belirtir. Mirasçı açısından aleyhine olacak bir
değişiklikte bunun değiştirilmesi mümkün olamazken, lehe olan durumlar için ise miras bırakan tek taraflı tassarrufla
bu iradesini değiştirebileceğini belirtmektedir.

Bu görüşte çıkarılan anlam şudur; miras bırakan yasal denkleştirmeye tabi bir karşılıksız kazandırmayı
bundan muaf tutmuş ise tekrardan denkleştirmeye tabi tutması mümkün olamayacaktır. Zira bu mirasçı açısından
aleyhte bir durum olacaktır. Ama yasal denkleştirmeye tabi veya daha önceden iradi olarak denkleştirmeye tabi
tutulmuş bir karşılıksız kazandırma daha sonrasında tek taraflı olarak kaldırılması mümkündür.

Yasal Miraçılık Sıfatının Kaybedilmesinin / Kazanılmasının Denkleştirmeye Etkisi


Denkleştirme yükümlüsü, yasal mirasçı sıfatına sahip kişidirç ve bu yükümlülük yasal mirasçılık sıfatına sıkı
sıkıya bağlıdır. Dolayısıyla denkleştirme yükümlüsü olabilmek için miras bırakanın ölümü anında yasal mirasçı
sıfatına sahip olmak ve bunu kaybetmemek gerekir.

Örneğin, miras brakan kazandırma yaptığı sırada yasal mirasçı olabilecek pozisyondaki birine denkleştirmeye
tabi tutulan bir kazandırma yapmış olsun. Ama karşılıksız kazandırma yapılan mirasçı mirastan yoksunluk
sebeplerinden birini gerçekleştirdiği, mirastan çıkarıldığı, mirastan uzaklaştırıldığı veya mirastan feragat ettiği için
mirasçılık sıfatınız kazanamamışsa, o halde mirasçılık sıfatı kazanamadığı için denkleştirme yükümlüsü de
olmayacaktır. Mirasçının miras bırakandan daha önce ölmesi veya mirasın reddedilmesi hususları da aynı durumu
ortaya çıkaracaktır.
Miras Hukuku – Bahar Vize 4

Burada iki ihtimalden bahsetmek gerekir.

o Denkleştirme yükünü kaldırmış ancak karşılıksız kazandırma tenkise tabi olabilir. Dolayısıyla yasal
mirasçının saklı payını ihlal eden bir husus söz konusuysa, karşılıksız kazandırma tenkis edilebilecektir.
o Karşılıksız kazandırmayı alan kişinin denkleştirme yükümü doğmamıştır ama 670. Maddeye göre
denkleştirme yükü başka birine geçmiş olabilir.

B. Mirasçılık sıfatının kaybı hâlinde

Madde 670- Mirasın açılmasından önce veya sonra mirasçılık sıfatını kaybeden mirasçıya ait geri verme yükümlülüğü, onun yerini alan mirasçılara,
miras paylarında meydana gelen artış oranında geçer.

Burada anlatılmask istenen husus, mirasçı sıfatını kaybeden kişinin, mirasçı olamaması nedeniyle miras payı
artan veya hiç mirasçı olamayacakken mirasçı olabilen kişidir. (Örnek için 3.ksıım sy 13 ve 14 e bakabilirsin)

Karşılıksız kazandırmayı alan ve yasal mirasçı sıfatını elde edemediği için denkleştirme yüümlüsü
pozisyonuna geçemeyen kişi yerine, o karşılıksız kazadırma almış kişi yerine bir başkası denkleştirme yükümlüsü
olabilir. Bu kişi de mirasçı olmaması yüzünden miras payı artan veya hiç mirasçı olmayacakken mirasçı olabilen
kişidir.

Örnek : Mirasçılık payı artan mirasçı;

Şekildeki gibi bir mirasçılık ilişkisinde, M miras bırakan olaran sağlığında C’ye iş
kurabilmesi için karşılıksız olarak 40bin TL vermiştir ve tereke 80binTL’dir.
M’nin ölümünden önce çocukları A ve B ölmüş ve dolayısıyla mirasçı
olamamışlardır.

Öncelikle belirtmek gerekir ki bu karşılıksız kazandırma md669/2 de belirtilen


altsoya yapılan bir karşılıksız kazandırmadır ve kanun gereği aksine karar
C verilmemiş ise denkleştirmeye tabi tutulması gerekir.
C D E Bu aşamada eğer C miras redde gitmez ise, karşılıksız kazandırması
denkleştirmeye konu olacak ve tereke 120bin TL olacaktı. Bu ihtimalde C ve D
30binTL E ise 60binTL terekeden pay alacaktır. Mahsup işlemi yapıldığında C
mirastan pay alamayacağından hatta 10bin TL terekeye ödemesi gerektiğinden
C mirası reddi kurumuna başvurmuştur.
C mirası reddettiğinde geriye dönük olarak hiç mirasçılık sıfatını kazanamamış olacağından denkleştirme
yükümü hiç doğmayacak ve C açısından terekeye iade edilmesi gereken herhangi bir şey olmayacaktır. Bu durumda
80bin TL den;

- D mirastan 40binTL
- E mirastan 40binTL alacaktır.

Ancak md670 gereği C’nin devre dışı kalan denkleştirme yükümlüğü, D’nin mirasçılık payı arttığı için D’ye
geçecektir.

Bunun hesaplanması yapılırken, denkleştirme yükümüü hesaba atarak 120binTL olarak kabul edilir ve
örnekde D ve E ye eşit olarak paylaştırılır. Bu durumda D ve E mirastan 60binTL alacaktır. Normalde C mirasçılıktan
çıkmamış olsa idi D 30binTL miras payı olacağından ve artış miktarı dikkate alınması gerekiyor. 40bin TL olan
denkleştirme tutarı dikkate alınmaksızın 30bin TL olan artış miktarı dikkate alınacaktır.

Artık bu örnekde dikkate alınacak olan 30binTL’lik artış mahsup edilmesi gerekiyor. 80binTL’den mahsup
edilen 30binTL sonucunda D mirastan 30binTL alacak ve geri kalan miktar ise diğer mirasçı olan E ye geçecektir.
Sonuç olarak E 50binTL olarak mirastan pay alacaktır. Madde 670 de getirilen sınırlama miras payındaki artış kadar
olduğunda karşılıksız kazandırma miktarı olan 40binTL değil 30binTL düşülmüş olacaktır.
Miras Hukuku – Bahar Vize 5

Hiç yasal mirasçı olayacakken yasal mirasçı olunması hali;

Aynı örnekte, B’nin ölmediği varsayımında A’nin yasal mirasçı olarak halefiyet yoluyla geçmiş C’ye karşı
denkleştirme talebinde bulunup bulunamayacağı yönünde tartışmalı bir durum söz konusudur. Burada karşılıksız
kazandırma yapılan C kazandırmanın yapıldığı sırada yasal mirasçı olmaması durumu, C açısından haksız bir duruma
yol açacaktır.

Bir görüşe göre: Karşılıksız kazandırmayı alan yasal mirasçının yasal iade yükümü altında olabilmesi için
sadece ölüm anında yasal mirasçı olması yeterlidir. Dolayısıyla kazandırmanın yapıldığı sırada yasal mirasçı olup
olmadığının önemli olmadığını belirtmektedir.

Bir diğer görüşte ise: Kazandırma yapıldığı sırasında kişinin yasal mirasçı olabilecek bir poziyonu olmadır ki
irade karinesi devreye girebilsin denilmektedir. İade yükümlülüğünün temelinde miras payına mahsuben kazandırma
yapıldığı düşüncesi vardır.

Bu görüşte de toruna para verilirken mirasçı olabilecek bir poziyonun olup olmadığı tartışmalıdır ve kanunen
denkleştirmenin işleyip işlemeyeceği yönünde görüş ayrılıkları söz konusudur. Ancak hakim görüş, toruna verilen
paranın miras payına mahsuben yapıldığı karinesi doğuracağı yönündedir. Dolayısıyla toruna yapılan karşılıksız
kazandırmanın denkleştirmeye tabi olması gerekmektedir.

Ayrıca eşin denkleştirme talep edip edemeyeceği konusunu da incelemek gerekir. Yargıtay eski bir içtihatı
birleştirme kararında, eşin bu talepte bulunamayacağını söylemiştir. Yargıtay bu kararında, yasal iade yükümüne
dayanabilecek kişi de yasal iade yükümü altında olabilecek biri olmadır şeklinde bir açıklamada bulunmuştur. Ancak
eş yasal iade konusunda md669/2 kapsamına girmemektedir. Ancak ve ancak bunu miras bırakan 669/1 kapsamına
sokması halinde talep etmesi halinde mümkündür.

Kişi mirasçılık sıfatını kazandıktan sonra ve bu kesinleştikten sonra miras paylaştırılmasından önce ölmüş ise
o halde denkleştirmeye tabi durum külli halefiyet nedeniyle ölen mirasçının mirasçılarına geçmiş olacaktır.

Bununla ilgili örnek ise şöyle: Miras bırakan M, E veB’ye 40binTL kuruluş sermayesi vermiştir. Tereke ise
80binTL’dir.

1. Eşin içinde olduğu paylaşımda 80bin TL tereke esas alınarak, miras


bırakanın birinci derecede mirasçılarıyla beraber olduğundan dolayı
E ¼ oranında mirastan pay alcaktır. Bu hesaplamaya göre E 20binTL
mirastan pay alacaktır. Yargıtayın kararına göre eş yani olayımızda E
yasal iade yükümü altında olan biri olmadığından dolayı, Bden
denkleştirme talebinde bulunamayacaktır.
A B 2. Eşe verilen pay sonrasında 60binTL kalan tereke ise çocuklara eşit
olarak paylaştırılması gerekir. Bu aşamada A artık Bden denkleştirme
talebinde bulunabilecektir. Bu denkleştirmenin sonunda ise,
100binTL olan tereke eşit şekilde paylaştırılarak A ve B ye 50binTL
kalacaktır. Zira mirasbıranın alt soyu olması nedeniyle 669/2
kapsamına girecek ve kanunen denkleştirmeye tabi olduğundan
bahsetmek gerekir.

Atanmış mirasçı konusunda da, yasal mirasçı olunmadığından hem iade yükümlüsü hem de iade talebinde
bulunabilecek bir kişi değildir. Dolayısıyla denkleştirme hükümleri bu mirasçı için uygulanmayacaktır. Ancak tabiki
belirtmek gerekir ki bu konuda miras bırakanın bir iradesi var ise denkleştirmeye tabi olacaktır.

Evlatlık edilenler kosunda ise yasal iade yükümü bulunur. Çünkü evlatlık, miras paylaşımındaki altsoy
statüsündedir. Doğal olarak md669/2 hükmü kapsamında değerlendirilmiş olacaktır. Karşılıksız kazandırmanın
evlatlık alınmdan önce yapılası halinde yine ikili bir ayrım söz konusudur. Zira buradaki ayrım, kazandırmanın
yapıldığı sırada yasal mirasçı pozisyonunda olması ve miras bırakanın ölümü anında yasal mirasçısı olup olmadığı
konusundan kaynaklanmaktadır. Burada benimsenecek görüşe göre karşılıksız kazandırmanın miras payına
Miras Hukuku – Bahar Vize 6

mahsuben yapıldığı karinesine girip girmediği değişim gösterecektir. Yani md669/2 kapsamında bir karşılıksız
kazandırmanın olup olmadığı ayrımı söz konusudur.

Yasal İadeye Tabi Kazandırmalar


Yasal iadeye tabi olan karşılıksız kazandırmaların neler olduğu incelenecektir. Yani md 669/2 de yer alan
kazandırmalardan bahsedilecektir.

1. Kuruluş Sermayesi
Miras bırakanın alt soyuna kuruluş sermayesi vermesi; işe başlarken bir yazıhane açması, bir dükkan açıp
donatması, taksi plakası alması gibi durumlar olabileceği gibi, bir işle ilgili pahalı bir aracı temin etmek şeklinde de
karşımıza çıkabilir.

Bu karşılıksız kazandırmanın ayni bir sermaye olması gerekmez. Aynı zamanda verdiği parayla bir iş kurması
yönünde iradesi de kuruluş sermayesi olarak karşımıza çıkar. Ancak bu durumda, miras bırakanın kuruluş sermayesi
amacıyla verdiği paranın nasıl kullanıldığının bir önemi yoktur. Yani önemli olarak paranın kuruluş sermayesi olarak
kullanılması amacıyla verilmesidir. Bundan sonra paranın amaç dışı kullanılması bunu kuruluş sermayesi olmaktan
çıkarmaz.

Bu verilen karşılıksız kazandırma her zaman yeni bir işi kurmak şeklinde de olmayabilir. Mevcut bir işte
içinde bulunduğu krizden çıkarmak için verilen para yardımları da yasa gereği kuruluş sermayesi olarak
düşünülmelidir.

2. Borçtan Kurtarma
Alt soy mirasçısının, miras bırakan tarafından, üçüncü kişiye olan borcunun kapatılması da dekleştirmeye
tabidir. Aynı zamanda bu borcun miras bırakana karşı olması ve bu borcun ibra edilmesi de borçtan kurtarma anlamı
taşıyacaktır. Ancak alt soy mirasçının üçüncü kişiye olan borcunun kapatılması mutlaka bir karşılıksız kazandırma
şeklinde yapılması gerekmektedir. Aksi halde bu durum karşılıksız kazandırma olarak yapılmamışsa denkleştirmeye
konu olmayacaktır. Burada mirasçı ve miras bırakan arasındaki durum gözetilerek yapılır. Mirasçı, miras bırakanın bu
eylemi sonucu susuyor ise de bu bir karşılıksız kazandırma şeklinde karşımıza çıkmış olur.

Miras bırakanın karşılıksız kazandırmada bulunma amacı yoksa ya da mirasçı bunu kabul etmediği halde
miras bırakan borcu ifa etti ise, bu bir karşılıksız kazandırma olarak görülmez. Ancak bu mirasçının borçtan
kurtarmak suretiyle sebepsiz zenginleşme sayılır. Bu durum miras bırakanın sağlığında bir sebepsiz zenginleşme
alacağı doğurur, ölümünde ise bu alacağı mirasçılarına geçecektir. Ancak kazandırma yapılan mirasçı açısında borçlu
ve alacaklı sıfatları birleştiğinden bu alacak mevcut olmaz.

Borçtan kurtarmanın yasal denkleştirmeye tabi bir karşılıksız kazandırma olabilmesi için bu amaç üzerinde
miras bırakan ve mirasçının anlaşması gerekir. Bu durum aynı zamanda miras bırakana karşı olan borcunun
ibrasında da söz konusudur. Miras bırakan ve mirasçı ibra sözleşmesi yapması gerekir. Burada miras bırakan,
mirasçıdan hiçbir karşılık olmadan ibra etmiş olması halinde denkleştirmeye tabi olacaktır. İbraya konu olan borcun
mirasçılar tarafınca talep edilebilmesi için, borcu tekrar kuran bir sözleşmenin yapılması gerekir. Mirasçının bu borcu
tekrar kurma yönünde bir irade beyanından kaçınır ise, mirasın paylaşılması davasının yedeğinde yürüyen iade
davasında irade beyanına mahkum edilmesine ilişkin bir karar verilecektir. Bununla birlikte borç tekrardan doğmuş
olur ve alacaklıları ise borcun borçlusu da dahil olmak üzere tüm mirasçılardır. Bu aşamada borçlu olan mirasçı
açısından hem borçlu hem de alacaklı sıfatları birleştiğinden, iç ilişkideki miras payından borç tutarı düşülecektir.
Yani borcun miras payı kadar olanı ortadan kalmış sayılacaktır.
Miras Hukuku – Bahar Vize 7

3. Malvarlığının Devredilmesi
Miras bırakan alt soyuna, özel malvarlığını (ticari işletme, esnaf işletmesi gibi kişinin malvarlığında özel bir
grup oluşturan, özel bir amaca tahsis edilmiş olan mal, hav ve borç topluluğudur) devretmesi halinde bu
denkleştirmeye tabi bir durumdur.

Malvarlığının devrinde iade edilecek tutar belirlenirken, net malvarlığı iade edilir. Yani aktifinden pasifi
düşülmesi gerekmektedir. Ayrıca dilerse mirasçı aynen iade olarak da denkleştirmeye konu edebilecektir.

4. Çeyiz
Madde 669/2 çeyizi denkleştirmeye tabi bir karşılıksız kazandırma olarak tutmuşsa da madde 675/2 de ise
ceyiz alışılmış ölçüde ise miras bırakanın asıl arzısının denkleştirmeye tabi tutmamak olduğu belirtilmiştir.

E. Hediyeler ve evlenme giderleri

Madde 675- Olağan hediyeler ile evlenme sırasında yapılan geleneğe uygun giderler denkleştirmeye tâbi değildir.

Altsoy hısımlarının evlenmelerinde, alışılmış ölçüler içinde yapılan çeyiz giderleri hakkında denkleştirmeye tâbi tutmama arzusunun
bulunduğu asıldır.

Bu madde nedeniyle her çeyiz denkleştirmeye tabi olmayacaktır. Asıl kabul edilen, çeyiz belli bir çerçeveyi
aşıyorsa ve miras bırakan tarafınca aksine bir ifade yoksa denkleştirmeye tabi olabilecektir. Sonuç olarak bir çeyiz söz
konusu olduğunda ilk bakılması gereken bunun olağan kapsamda görülüp görülmeyeceğidir. Eğer çeyiz kazandırması
olağan kapsamdaysa prensip olarak iadeye tabi tutulmayacaktır. Olağan kapsamdaki çeyizin miras bırakan tarafından
açık bir şekilde denkleştirmeye tabi tutulması ifade edilmişse, o halde çeyiz denkleştirmeye tabi tutulacaktır. Ancak
bunun diğer mirasçılar tarafından ispatlanması gerekmektedir.

Ayrıca iade edilecek olan çeyizin aşan kısmı bölünerek denkleştirmeye tabi tutulacağı değil, aşan nitelikteki
tüm çeyizin iadeye konu olması gerektiği şeklindedir.

Çeyiz; evlenecek çiftlere yardımcı olacak taşınmaz veya taşınır eşya türündeki kazandırmalar ya da taşınır
veya taşınmazların edinilmesi için verilmiş paralardır.

Bu çeyizin alışılmış ölçünün dışına çıkıp çıkmadığı konusunda, objektif veya subjektif görüşler ile belirlenir.
(bu görüşler için bkz. Dördüncü kısım sy 11- 12)

5. “Ve Benzerleri Gibi” ifadesi


Hakim görüşe göre, bu ifade her türlü karşılıksız kazandırma olarak anlaşılmamalıdır. Madde metninde
belirtilen karşılıksız kazandırmadaki amçlarına yakın kazandırmaların olması gerektiği yönündedir. Örneğin
mirasçıların hayatta bağımsızlığını kurması, desteklemesi, sürdürmesi, bulunduğu yerin sabitleştirilmesi için yapılmış
kazandırmalar yasa gereği denkleştirmeye tabi olduğu sayılmalıdır.

Örneğin miras bırakan bir seferliğine çocuğuna geçim yardımı yapmış, gezip tozsun diye para vermiş, araba
almış, ikinci evini almışsa bu kazandırmalar 669/2 kapsamına dahil edilmeyecektir. Çünkü bu kazandırmalarda
mirasçıyı hayata yerleştirme, bağımsız yaşamasını sürdermesi amacı yoktur. Mirasçıın, miras bırakanın iradesi
haricinde yasal iade yükümlülüğü olmayacaktır.

Azınlık görüşe göre ise, miras bırakanın sağlığında yasal mirasçılarına yaptığı her türlü karşılıksız
kazandırmanı kapsayacağını ileri sürülür. Zira borçtan kurtarma kazandırmasının, bağımsız yaşamayı sürdürmesi,
mirasçıyı hayata yerleştirme gibi bir amaç taşımamaktadır. Burada yasada belirtilen hükümler de dikkate alınarak,
olağanın üstündeki tüm karşılıksız kazandırmaların dikkate alınarak denkleştirmeye tabi olması gerekir.
Miras Hukuku – Bahar Vize 8

Denkleştirme Şekli
C. Denkleştirme şekli

I. Geri verme veya mahsup

Madde 671- Geri vermekle yükümlü olan mirasçı, dilerse aldığını aynen geri verir; dilerse payından fazla olsa bile değerini
miras payına mahsup ettirir.

Mirasbırakanın bu kurala aykırı tasarrufları ve mirasçıların tenkise ilişkin hakları saklıdır.

Denkleştirme yükümlüsü bu yükümünü bir şekilde yerine getirecektir, bunun seçimine de kendisi karar verir.
Bir mal kazandırması varsa denkleştirme yükümlüsü aldığı kazandırmayı aynen iade edebilir veya kazandırmanın
kendisine düşecek olan paydan mahsup edilmesini isteyebilir.

II. Miras payını aşan kazandırmalar

Madde 672- Yapılan kazandırma miras payını aştığı takdirde mirasçı, mirasbırakanın bunu kendisine bırakmak istediğini
ispat ederse, bu fazlalık denkleştirmeye tâbi olmaz. Diğer mirasçıların tenkise ilişkin hakları saklıdır.

Karşılıksız kazandırma, miras bırakanın sağlığında, mirasçısının müstakbel miras payının avansı niteliğinde
değerlendirilmektedir. Bu avans, müstakbel miras payını aşıyor ise bu durumda aşan kısımın ne olacağı ile ilgili
madde 672 bize yol göstermektedir. Bu madde metnine göre, karşıklıksız kazandırmadan elde edilen yarar,
müstakbel miras payından elde edilecek yararı aşıyor ise bile, bu halde karşılıksız kazandırmadan elde edilen yarar
denkleştirmeye tabi olacaktır. Yani bütün kazandırmanın denkleştirmeye tabi olacağı madde metninde belirtilmiştir.

Ancak, aşan kısmının mirasçıya bırakılmasının istendiği, mirasçı tarafından ispat edilir ise o halde bu aşan
kısım denkleştirmeye tabi olmayacaktır.

Bununla ilgili örnek : Miras bırakan M, sağ olduğu zamanda A’ya iş kurabilmesi için kuruluş sermayesi
olarak 140binTL vermiştir.

Miras bırakn M ölümünden sonra terekede 40binTL kalmıştır.


A C Ayrıca M, A’nın miras payının artan kısmının A’da kalacağı yönünde irade
B beyanında bulunmuş ve bu A tarafınca ispat edilmiştir.

Bu halde miras paylarının hesaplanması şu şekilde olacaktır. Öncelikle payı aşan kısım olup olmadığının
hesaplanması için öncelikle tüm karşılıksız kazandırmanın hesaba katılarak hesap yapılması gerekir.

Hesaba 140binTL dahil edildiğinde, tereke 180binTL olacaktır. Bu halde;

o A, B ve C’ye 60binTL miras payı olacaktır.

A’nın miras payının aşan kısım ona bırakıldığı için;

o A’nın müstakbel miras payı 60binTL’dir ve 140binTL avans olarak aldığından kendi payını almış
sayılır.

o B ve C ise terekede bulunan 40binTL’yi eşit şekilde paylaşılacaktır. Bu durumda her birine
20binTL’lik miras payı kalacaktır. Ancak burda dikkat edilmesi gerekn husus normalde 60binTL
miras payı kacakken ve bunun yarısı olan saklı payına yani 30binTL’ye ulaşılamadığından dolayı, B
ve C saklı paylarına ulaşabilmek için 10binTL’lik paylarını tenkis davasıyla ulaşacaktır.

Her ne kadar miras bırakan, mirasını istediği gibi tasarruf edebilirse de miras payının aşan kısmı A’ya
bırakılmasıyla B ve C’nin saklı paylarının ihlali söz konusu olmuştur.
Miras Hukuku – Bahar Vize 9

Denkleştirme Değeri
Miras bırakan hayattayken denkleştirme talebi söz konusu olamaz. Ne zaman miras bırakan ölür ve karşılıksız
kazandırma alan kişi yasal mirasçılık sıfatını kazanırsa o zaman denkleştirme gündeme gelecektir. Ayrıca
denkleştirme talebi paylaştırma tamamlanana kadar talep edilebilir. Zaten prensip olarak bu talep paylaştıma
davasının yedeğinde gündeme gelecektir. Mirasçılar terekeyi anlaşarak paylaşamıyorlarsa miras paylaştırma davası
açabilecekleridr. Bu davanın yedeğinde denkeştirme talebi gündeme gelecektir. Zaten en geç o zaman gündeme
gelebilir.

Paylaşma davası açılmış ama o ana kadar denkleştirme talebi ileri sürülmemiş ise ve diğer mirasçılar bunu
ileri sürmek istiyorlarsa hakim bunun ileri sürülmesi için süre verecektir. Mirasçılar da iade talebini ayrıca gündeme
getirir ve büyük ihtimalle davalar birleştirilerek aynı çatı altında yürütülecektir.

Miras bırakan öldükten sonra tereke paylaşımı istenmesinin bir zamansal sınırı yoktur. Paylaşma davası
açılabilmesi için hak düşürücü süre ya da zamanaşımı süresi öngörülmemiştir. Ne kadar zaman geçmiş olursa olsun
paylaştırma davası ne zaman açılmışsa o davanın yedeğinde denkleştirme talebi gündmee gelebilir. Bu konuda
zamanaşımı yoktur. Ancak bazı yargıtay kararlarında özel zamanaşımı görülmeyen bu hususta her ne kadar yanlış
olsa da genel zamanaşımı olarak 10 yıllık süre olduğu belirtilmektedir. Zira paylaşma davası için bir süre
öngörülmemiştir.

İradi paylaşma sonuçlamış ya da paylaşma davası bitip nihayete erdirilmişse artık denkleştirme gündeme
gelemeyecektir. Mirasın paylaşılmasıyla beraber denkleştirmenin gündeme gelme kapısı kapanır.

Eğer miras paylaşma sözleşmesi yoluyla paylaşma gerçekleşmişse ve bu sözleşme yapılırken miras bırakanın
denkleştirmeye tabi bir kazandırma yaptığını bilmeyen veya bilebilecek durumda olmayan mirasçı varsa bu mirasçı
miras paylaşma sözlemesinin irade sakatlığına dayanarak iptal edebilir. Çünkü temel hatası düzeyinde bir saik hatası
mevcuttur. Mirasçı bu kapsamlı, denkleştirmeye tabi kazandırmanın olduğunu bilseydi mevcut miras paylaşma
sözleşmesini yapmazdı. Doğal olarak mirasçı paylaşım sözleşmesini iptal ederek paylaşımı geçersiz kılıp tekrar
paylaşım yapılmasını isteyebilir. Eğer mirasçı sözleşmeyi iptal edip paylaşmayı hiç yapılmamış duruma getirebilirse
bu halde yeniden denkleştirme talebini ileri sürebilir. Ancak aksi bir durumda paylaşmadan sonra denkleştirme talebi
ileri sürülemez.

Miras bırakanın yaptığı karşılıksız kazandırmanın miras paylaşım esnasında mı yoksa kazandırmayı yaptığı
zamandaki değeri mi buna dahil olacağı tartışma konusu edildiğinde;

o Eğer aynen iade söz konusuysa zaten bu tartışma gündeme gelmeyecektir.

o Kazandırma yapılan mirasçı kazandırmayı değer itibariyle iade etmeyi istemişse hangi andaki
değerin esas alnacağına TMK madde 673 cevap verir. (eski medeni kanunda miras bırakanın ölüm
anındaki değeri esas alınıyordu. Paylaşma ne kadar geç yapılırsa yapılsın miras bıraknanın ölümü
anındaki değer.)

III. Denkleştirme değeri

Madde 673- Denkleştirme, kazandırmanın denkleştirme anındaki değerine göre yapılır.

Yarar ve zarar ile gelir ve giderler hakkında mirasçılar arasında sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanır.

Yeni medeni kanunda denkleştirme fiilen ne zaman gerçekleşiyorsa o anki değer esas alınacaktır. Aynı
zamanda TMK md 673 geri kalan sorunlar bakımından sebepsiz zenginleşme hükümlerine yollama yapmıştır.
Masraflar ne olacak, mala bağlı kazandmalardan sorumluluk olacak mı vs konularında sebepsiz zenginleşe hükümleri
uygulanacaktır. (Eski kanunda bu haksiz zilyetlikte iade hükümlerine atıf yapılmaktaydı.)
Miras Hukuku – Bahar Vize 10

Sebesiz zenginleşme hükümleri uygulanması, miras bırakanın ölüm halinde karşılıksız kazandırılan şey ne
haldeyse o halde iade edilir. O hale kadar olup bitenlerden prensip olarak sorumluluk olmaz. Mala kasten veya
ihmalen zarar verilmişse sorumluluk olabileceği tartışmalı olmakla birlikte kabul edilmektedir.

Sebepsiz zenginleşe denkleştirmeye tabi kazandırmayı alan kişidir. Bu kişi dekleştirme yükümünü biliyorsa
veya bilebilecek durumda ise kötü niyetli sebepsiz zenginleşendir. Denkleştirme miras bırakanın iradesinden
kayanklanıyorsa kazandırma yapılan kişi bu denkleştirme yükümünü bilebilecek durumdadır. Eğer karşılıksız
kazandırma yasal iade yükümü ile gerçekleşmiş ise ve mirasçının bir yükümün olduğunu bilmiyorsa ve bilebilecek
durumda değilse, bilmesi kendisinden beklenmiyor ise iyiniyetli sebepsiz zenginleşendir.

İyiniyetle sebepsiz zenginleşen için zenginleşmenin kalmadığı, eksildiği savunması yolu hep açıktır. Ama kötü
zenginleşen böyle bir savunma yapamaz. İki zenginleşen de zenginleşme ortaya çıktıktan sonra zenginleşmeye bağlı
kazançları aktarmak zorundadır. En azından ölüm anından, fiilen denkleştirme gerçekleşene kadar örneğin terekeye
iade edilmese gereken taşınmazdan elde edilen kira gelirlerini iade etmek zorunda kalırlar.

Masraflar açısından iyiniyetli zengilnleşen de kötü niyetli zengileşen de masraf talebinde bulunabilir. Ancak
kazandırmanın yarattığı zenginleşme ölümden sonrası için zenginleşme olduğu unutulmamalıdır.

SAKLI PAY
Mirasbırakanın tasarrıflarına karşı belirli bir takım mirasçıların miras paylarının belirli bir oranı korunur. Bu
korumadan yararlanan mirasçılara “saklı paylı mirasçı”, korunan paya da “saklı pay” denir. TMK m. 505/1’e göre saklı
paylı mirasçılar; Mirasbırakanın altsoyu, Anne ve babası, Eşidir.

TMK m. 506’ya göre;

Altsoy için yasal miras payının yarısı, Ana ve babadan her biri için yasal miras payının dörtte biri, Sağ kalan eş
için, altsoy veya ana ve baba zü mresiyle birlikte mirasçı olması hâlinde yasal miras payının tamamı, diğ er hâllerde
yasal miras payının dörtte üçü , saklı paydır.

Aynı zümredeki mirasçıların sayısı ister az ister çok olsun, bunların saklı payları toplamı ve
mirasbırakanın tasarruf oranı değişmez.

*(M)’nin ölümü üzerine sadece bir çocuğu (Ç) hayatta ise;

▪ (Ç)’nin miras payı: 1 Saklı payı: 1/2’dir.

*(M)’nin ölümü üzerine çocukları (Ç1), (Ç2), (Ç3) hayatta ise;

▪ (Ç1)’in miras payı: 1/3 saklı payı: 1/6,

▪ (Ç2)’nin miras payı: 1/3 saklı payı: 1/6,

▪ (Ç3)’ün miras payı: 1/3 saklı payı: 1/6’dır. Saklı paylar toplamı: 1/2’dir. Tasarruf oranı: Terekenin 1/2si
kadardır.

Mirasbırakanın yasaca aynı oranda saklı paya sahip mirasçıları olsa dahi, bunların miras payları farklı
ise, sonuçta sahip olacakları tereke üzerinden saklı pay miktarları farklı olacaktır. Çünkü, mirasbırakanın
tasarruflarına karşı ellerine geçecek olan saklı kısım, miras paylarının saklı payları oranı kadardır.

(M)’nin ölümü üzerine oğlu (Ç1) ve kendisinden önce ölen kızı (Ç2)’nin çocukları (T1) ve (T2) kalmışsa, hepsi
mirasbırakanın altsoyu olan (Ç1), (T1) ve (T2)’in saklı payları aynı olup miras paylarının 1/2’si ise de, Sonuçta
terekenin tümü üzerinde,

▪ (Ç1)’in elde edeceği kısım 1/2, saklı payı 1/4 iken,

▪ T1’in elde edeceği kısım 1/4 ve saklı payı 1/8,


Miras Hukuku – Bahar Vize 11

▪ T2’in elde edeceği kısım 1/4 ve saklı payı 1/8’dir.

Saklı paylı mirasçının mirasbırakandan önce ölmesi halinde saklı paylarının altsoyu tarafından temsil
edilmesi söz konusu olmaz. Her mirasçının mirasbırakana yakınlık derecesi bakımından yasaca saklı paya
sahip kılınıp kılınmadığına ayrı ayrı bakılır.

(M)’nin ölümü üzerine babası (B) ve kardeşi (K1) hayattadır.

• (B)’nin miras payı 1/2, saklı payı 1/8dir.

• (K1) zümrede halefiyet ilkesi gereği annesinin yerine mirasçı oluyorsa da, annesinin saklı paylı
olmasından faydalanamaz. Bu bağlamda K1’in miras payı 1/2’dir ancak saklı payı yoktur. Saklı paylar
toplamı 1/8’dir, mirasbırakanın tasarruf oranı 7/8’dir.

Sağ kalan eş altsoy ile birlikte mirasçı olduğunda miras payının tümü saklı payıdır.

(M)’nin ölümü üzerine çocuğu (Ç1), kendisinden önce ölen çocuğu (Ç2)’nin çocuğu (T), eşi (E) hayattadır.

• (E)’nin saklı payı miras payının tamamı olan 1/4 olacaktır.

• (Ç2) ve (T) 3/4’lük kalan kısmı 3/8’er şekilde paylaşacak, her birinin miras payı 3/8 olacaktır. Saklı
payları da miras paylarının yarısı olduğundan (Ç2) ve (T)’nin her birinin saklı payı 3/16 olacaktır.

Sağ kalan eşin, ana ve baba zümresiyle birlikte mirasçı olması hâlinde yasal miras payının tamamı
saklı payıdır.

(M)’nin ölümü üzerine mirasçıları eşi (E), babası (B), kardeşi (K)’dır.

• (E)’nin saklı payı miras payının tamamı olan 2/4 olacaktır.

• (B) ve (K) 2/4’lük kalan kısmı 1/4’er şekilde paylaşacaktır. Babanın saklı payı 1/16 olacaktır. Kardeşin
saklı payı yoktur. Saklı paylar toplamı ise 9/16’dır. (M)’nin tasarruf oranı 7/16’dır.

Sağ kalan eş, büyükanne ve büyükbabaları ile yahut bunların çocuklarından (hala, amca, dayı, teyze)
biri ile birlikte mirasçı ise, yasal miras payının 3/4’ü saklı payı olacaktır.

(M)’nin ölümü üzerine mirasçıları eşi (E), teyzesi (T) ise

• (E)’nin miras payı 3/4, saklı payı 9/16 olacaktır.

• (T)’nin miras payı 1/4 olacak, (T)’nin saklı payı bulunmadığından mirasbırakanın tasarruf oranı
7/16’dır.

Sağ kalan eş tek başına mirasçı ise, tüm terekenin 3/4’ü saklı pay olacaktır. Mirasbırakanın tasarruf
oranı 1/4’tür.

Hesaplamalar
Mirasbırakanın yaptığı kazandırmaların tasarruf oranını aşıp aşmadığı belirlenirken tasarruf oranının
terekenin kaç para değerindeki kısmına denk geldiği bulunmalıdır. Bu nedenle soyut oransal hesaplamadan sonra bu
oranın uygulanacağı terekenin toplam parasal değerinin belirlenmesi gerekir. Yasa mirasbırakanın geriye bıraktığı
aktif değerler toplamına, bazı başka değerlerin eklenmesini öngörmüş, birtakım kalemlerin ise çıkarılması gerektiğini
belirtmiştir, işte bu şekilde yasanın belirlediği özel hükümler çerçevesinde belirlenecek terekeye “fiktif (varsayımsal)
tereke” denir.

Dikkat edilmesi gereken hususlar;


Miras Hukuku – Bahar Vize 12

• Mirasbırakanın ölüm anına kadar mevcut fakat ölümle sona eren intifa, oturma gibi haklar tereke ile
intikal etmeyeceğinden hesaba katılmazlar.

• Edinilmiş mallara katılma rejimine göre, ölümle biten evlilikte TMK m.236 uyarınca ölen eşin sağ kalan
eşe karşı artık değere katılma alacağı varsa bu da mirasbırakanın yani ölen eşin terekesinde alacak
hakkı olarak yer almalıdır

• Mirasbırakanın aktifinde mevcut değerler, TMK m.507 uyarınca “mirasbırakanın ölüm günündeki” yani
“mirasın açılma günündeki” parasal karşılıklarıyla değerlendirilecektir.

• Mirasbırakanın bir alacak hakkının borçlusu mirasçılardan biri ise, mirasın intikali ile alacaklı ve borçlu
sıfatlarının birleştiği, bu bağlamda borçlu mirasçının payı oranında bu borcun sona erdiği söylenemez.
Zira mirasın paylaştırılmasına kadar elbirliği halinde sahip olunan bu alacağın borçlu mirasçıya ait bir
kısmı yoktur. Ancak paylaşma gerçekleşince bu alacak ve karşılığı borç borçlu mirasçının payı oranında
TBK m. 135 gereği sona erer.

A. Terekeden Çıkartılacak Değerler


Terekeden çıkarılacak olan değerler;

1. Mirasbırakanın Borçları

2. Cenaze Giderleri

3. Terekenin Mühürlenmesi ve Yazımı Giderleri

4. Mirasbırakan ile birlikte yaşayan ve onun tarafından bakılan kimselerin üç aylık geçim giderleri

1. Mirasbırakanın Borçları
• Geçerli olmaları ve henüz ifa edilmemiş olmaları yeterlidir.

• Vadesi geçmiş borçlar açısından temerrüt faizi de borçlara dahildir.

• Vasiyet borcu terekeden indirilmez.

• TMK m. 674/2: Eğitim ve öğrenimini tamamlamamış olan veya engelliliği bulunan çocuklara, paylaşmada
hakkaniyete uygun bir ödeme yapılır. Bu ödeme de tereke aktifinden çıkarılır.

• Anne baba veya büyük anne ve büyük baba ile birlikte yaşayıp emeklerini ve gelirlerini onlara tahsis eden ergin
çocuklara verilecek tazminat tereke aktifinden çıkarılır.

• Ölümle biten evlilikte sağ kalan eşin ölen eşe karşı artık değere katılma alacağı varsa bu da ölen eşin
terekesinden çıkarılır.

• Mirasbırakanın ölümü ile sona eren borçların terekeden indirilmesi söz konusu olmaz.

2. Cenaze Giderleri
Ölenin dini ve sosyal durumuna göre örf ve adete uygun cenaze masrafları ölenin terekesinden karşılanır.

3. Terkenin Mühürlenmesi ve Yazım Giderleri


Mirasbırakanın son yerleşim yeri sulh mahkemesinin TMK m.589,590,591 uyarınca terekenin korunması için
alacağı tedbirlerin masrafları terekeden indirilir.

4. Mirasbırakan ile Birlikte Yaşayan ve Onun Tarafından Bakılan Kimselerin 3 Aylık Geçim Giderleri
Bu kişilerin mirasçı olmaları gerekmez. Bu kişilerin ölüm tarihine kadar mirasbırakan ile aynı evde yaşıyor
olmaları şarttır, bu durumda bu kişilerin bu süredeki beslenme, barınma masrafları karşılanır. Mirasbırakanın bu
kişilere yasal bakma yükümlülüğü altında bulunması aranmaz. Bu kişilerin kendi başlarına bakım ve barınmalarını
sağlayamayacak durumda bulunmaları da aranmaz. Bu kişiler aynı zamanda mirasçıysa ödenecek bu bedel miras
paylarından mahsup edilmez. Çünkü bu hak mirasçı sıfatlarından kaynaklanmaz.
Miras Hukuku – Bahar Vize 13

B. Terekeye Eklenecek Değerler


Terekeye Eklenecek Değerler;

• Denkleştirmeye Tabi Değerler


• Üçüncü kişi yararına hayat sigortası alımları
• Tenkise tabi sağlararası kazandırmalar
o Denkleştirmeye Tabi Olması Gerekirken Bundan Kurtulan Kazandırmalar (TMK m. 565/b.1)
▪ Mirasbırakanın mirasçılık sıfatını kaybeden yasal mirasçısına miras payına mahsuben yaptığı
sağlar arası kazandırmalar
▪ Mirasbırakan tarafından denkleştirmeden muaf tutulduğu için denkleştirilmesi istenemeyen
kazandırmalar
o Mirastan ivazlı feragat halinde mirasçıya mirasbırakanın hayattayken ödediği karşılık (TMK m.
565/b.2)
o Bağışlayanın Serbestçe Dönme Hakkını Saklı Tutarak Yaptığı Bağışlamalar ve Adet Üzerine Verilen
Hediyeler Hariç Ölümünden Önceki Bir Yıl İçinde Yapmış Olduğu Bağışlamalar (m. 565/b.3)
o Vakıf Kurmak İçin Yapılan Kazandırmalar
o Saklı Pay Kurallarını Etkisiz Kılma Kastıyla Yapılan Kazandırmalar (TMK m. 565/b.4)

1. Denkleştirmeye Tabi Değerler


TMK m. 669: Yasal mirasçılar, mirasbırakandan miras paylarına mahsuben elde ettikleri sağ lararası karşılıksız
kazandırmaları, denkleştirmeyi sağ lamak için terekeye geri vermekle birbirlerine karşı yü kü mlü dü rler.

Mirasbırakanın çeyiz veya kuruluş sermayesi vermek ya da bir malvarlığ ını devretmek veya borçtan
kurtarmak ve benzerleri gibi karşılık almaksızın altsoyuna yapmış olduğ u kazandırmalar, aksi mirasbırakan
tarafından açıkça belirtilmiş olmadıkça, denkleştirmeye tâbidir.

2. Tenkise Tabi Sağlar Arası Kazandırmalar


Mirasbırakanın tenkise tabi ölüme bağlı tasarrufları tenkis edilecek miktarın hesaplanmasında terekenin
aktifine eklenmezler. Bunlar hala terekededirler.

Tenkise tabi sağlararası kazandırmaların terekeye eklenmesi için kazandırmalar aleyhine tenkis davası
açılması gerekmez.

a. Denkleştirmeye Tabi Olması Gerekirken Bundan Kurtulan Kazandırmalar (TMK md 565/b.1)


i. Mirasbırakanın mirasçılık sıfatını kaybeden yasal mirasçısına miras payına mahsuben yaptığı
sağlar arası kazandırmalar,

ii. Mirasbırakan tarafından denkleştirmeden muaf tutulduğu için denkleştirilmesi istenemeyen


kazandırmalar

b. Mirastan İvazlı Feragat Halinde Mirasçıya Mirasbırakanın Hayattayken Ödediği Karşılık (TMK md
565/b.2)
Mirastan feragat sözleşmesindeki ivaz mirasçıya ödenmemişse, esasen terekeden çıkmadığı için bu
miktar hesaplamada tereke mevcuduyla toplanmaz.

c. Bağışlayanın Serbestçe Dönme Hakkını Saklı Tutarak Yaptığı Bağışlamalar ve Adet Üzerine Verilen
Hediyeler Hariç Ölümünden Önceki Bir Yıl İçinde Yapmış Olduğu Bağışlamalar (m. 565/b.3)
İster bir yıl içinde ister daha önce yapılmış olsun adet üzerine, özel günler ve olaylar sebebiyle verilen
ve bağışlayanın malvarlığına uygun düşen, mirasçıların menfaatini hissedilir biçimde zarara uğratmayan
hediyeler tenkise tabi değildir.
Miras Hukuku – Bahar Vize 14

Adet üzerine verilen hediye çerçevesini aşan bağışlamalarda bağışlama sözleşmesinde mirasbırakan
hiçbir gerekçe göstermeksizin ve zamanla sınırlı olmaksızın bağışlamadan dönme hakkını saklı tutmuşsa bu
bağışlamalar mirasbırakanın ölümünden yıllar önce yapılsalar dahi tenkise tabidirler.

Böyle bir dönme hakkı saklı tutulmamışsa, mirasbırakanın ölümünden önceki bir yıl içinde
gerçekleştirilmiş bağışlamalar tenkise tabidir. Önemli olan mirasbırakanın malvarlığından karşılıksız bir
değer çıkmasıdır. Bu nedenle bağışlama vaadi bir yıldan önce bile yapılsa, ifa ölümden önceki bir yıl içinde
gerçekleşmişse bu kazandırma tenkise tabidir. Bağışlama vaadi ölümden önceki bir yıl içinde gerçekleşmiş
ancak ölüm anında hala ifa edilmemişse, bu kazandırmanın tenkise tabi olup olmadığı tartışmalıdır. Bir görüş
bunları tenkise tabi tutar. Diğer bir görüş bunların sağlararası kazandırma sayılmayacağını ve yerine
getirilmesi bağışlayanın ölümüne bağlı bağışlamalar gibi ölüme bağlı tasarruf olarak tenkise tabi
tutulacaklarını ifade eder.

Karma bağışlamalarda, tenkis daha değerli edimin karşılıksız sayılabilecek kısmı üzerinden
yapılacaktır.

Ölünceye kadar bakma sözleşmelerinde edimler arasında bakım alacaklısı durumundaki mirasbırakan
aleyhine açık fark varsa bu fark oranında kazandırma tenkise tabi tutulur.

d. Vakıf Kurmak İçin Yapılan Kazandırmalar


TMK m. 526: Mirasbırakan, terekesinin tasarruf edilebilir kısmının tamamını veya bir
bö lü mü nü ö zgü lemek suretiyle vakıf kurabilir.

Mirasbırakanın ister vasiyetname yoluyla ister sağlararası işlemle kurduğu vakıflara tahsis ettiği
malları tasarruf oranını aşıyorsa tenkise tabidir.

Mirasbırakanın yaptığı bağışlamaları kural olarak ölümünden bir sene önceye kadar yapılmışsa
tenkise tabi tutan TMK m. 565/b.3 vakıf kurma şeklindeki kazandırmalara da uygulanır mı? Dural/Öz’e göre
gerek hukuki işlemi ayakta tutacak yorumun benimsenmesi lüzumundan, gerekse mirasbırakanın vakıf
kurmasını üçüncü kişiye bağışta bulunmasından daha az korumak uygun olmayacağından bir yıl içinde
yapılma şartı vakıf kurma için de aranmalıdır.

e. Saklı Pay Kurallarını Etkisiz Kılma Kastıyla Yapılan Kazandırmalar (TMK m. 565/b.4)
Bu kapsama giren kazandırmalarda yapılan işlemin tipi değil, hangi amaçla yapıldığı önem taşır. Bir
yıllık süre sınırlaması da yoktur. Ancak saklı pay kuralını etkisiz kılma kastının ispatlanması arandığından,
TMK m. 565/b.4 genellikle mirasbırakanın ölümünün bir yıl öncesinden daha eski tarihli kazandırmalarda
uygulanacaktır.

Kastın sadece kazandırmayı yapan mirasbırakanda olması yeterlidir. Kazandırma yapılanın bu kasıtla
davranması gerekmez.

Kazandırmada bulunanın amacı araştırılırken de geniş yorum yapılır, yegane amacının saklı paylı
mirasçılara zarar vermek olması gerekmez, bu tasarrufun saklı paylı mirasçılarının paylarına zarar vereceğini
bilmesi, somut bir şekilde değerlendirmesi ve göze alması yeterlidir. Söz konusu kazandırma başta saklı paya
zarar vermiyorken, sonradan mirasbırakanın malvarlığının azalması ile saklı payı ihlal eder duruma geldiyse,
burada da zarar verme kastı yoktur.

3. Üçüncü Kişi Yararına Hayat Sigortası Alım Bedeli


Mirasbırakanın sağlığında yaptığı bir hayat sigortası sözleşmesi uyarınca üçüncü kişi hak sahibi olmuşsa bu
sigortanın alım bedeli de tenkise tabi olup eklenecek değerler arasındadır. Çünkü mirasbırakan primlerini bizzat
ödediği bir hayat sigortası sözleşmesi ile üçüncü kişiye dolaylı olarak kazandırma yapmış olur.

Üçüncü kişiye yapılan bu kazandırma ivazsız olmalıdır.

Hayat sigortasında sigorta tutarının ödenmesinin mirasbırakanın ölümüne bağlanmış olması şarttır.
Miras Hukuku – Bahar Vize 15

Mirasbırakanın ölümü üzerine tenkise tabi tutulacak miktar şayet sigortalı mirasbırakan ölüm anında hayatta
olup poliçeyi iade etseydi sigortadan alabileceği miktardır. Yoksa lehtarın alacağı sigorta tazminatı değildir.

You might also like