You are on page 1of 130

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

MARMARA ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ROY ADAPTASYON MODELİNE GÖRE VERİLEN EĞİTİMİN


HEMODİYALİZ TEDAVİSİ ALAN BİREYLERİN UYUMUNA
ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

AYŞE KACAROĞLU VİCDAN


DOKTORA TEZİ

HEMŞİRELİK ESASLARI ANABİLİM DALI

DANIŞMAN
Yrd. Doç. Dr. Bilgi GÜLSEVEN KARABACAK

İSTANBUL-2013
REPUBLIC OF TURKEY
MARMARA UNIVERSITY
INSTITUTE OF HEALTH SCIENCES

EVALUATION OF THE EFFECT OF ADJUSTMENT IN


INDIVIDUALS WHO ARE GIVEN HEMODIALYSIS
TREATMENT EDUCATION ACCORDING TO ROY
ADAPTATION MODEL

AYŞE KACAROĞLU VİCDAN


DOCTORATE THESIS

FUNDAMENTALS of NURSING DEPARTMENT

SUPERVISOR
Yrd. Doç. Dr. Bilgi GÜLSEVEN KARABACAK

ISTANBUL-2013
I. BEYAN FORMU

Bu tezin kendi çalışmam olduğunu, plânlanmasından yazımına kadar hiçbir


aşamasında etik dışı davranışımın olmadığını, tezdeki bütün bilgileri akademik ve
etik kurallar içinde elde ettiğimi, tez çalışmasıyla elde edilmeyen bütün bilgi ve
yorumlara kaynak gösterdiğimi ve bu kaynakları kaynaklar listesine aldığımı, tez
çalışması ve yazımı sırasında patent ve telif haklarını ihlal edici bir davranışımın
olmadığını beyan ederim.

28.05.2013

Ayşe KACAROĞLU VİCDAN


II. TEŞEKKÜR

Doktora eğitimim ve tez çalışmam süresince her zaman yanımda olan, özveriyle
çalışmamda beni destekleyen değerli danışman hocam Yrd. Doç. Dr. Bilgi
GÜLSEVEN KARABACAK’a,

Doktora aşamasında mesleki bilgi ve deneyimlerini esirgemeyen aynı zamanda tez


izleme jürisinde yanımda olan değerli hocam Prof. Dr. Şule ECEVİT ALPAR’a,

Tezimin ilerlemesinde fikir ve görüşleriyle akademik çalışmama ışık tutan değerli


hocam Doç. Dr. Sıdıka OĞUZ’a,

Çalışmamım istatistiklerinde benden yardımını ve sabrını esirgemeyen değerli hocam


Prof. Dr. İsmet DOĞAN’a,

Çalışmam sırasında bana daima destek olan Akşehir Fresenius Medical Care Özel
Diyaliz Merkezinin sorumlusu Dr. Murat ALPTEKİNOĞLU’na, tüm hemşire
arkadaşlarıma ve çalışmama katılan tüm hastalara,

Eğitim hayatım boyunca bana maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen sevgili


anneme, babama ve kardeşlerime,

Varlığı ile yaşamıma anlam katan can özüm kızım Ada’ya ve bana yoldaş olan eşime
sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

Ayşe KACAROĞLU VİCDAN

iii
III. İÇİNDEKİLER

1. ÖZET 1
2. SUMMARY 2
3. GİRİŞ VE AMAÇ 3
4. GENEL BİLGİLER 6
4.1. Kronik Böbrek Yetmezliği ve Epidemiyolojisi 6
4.2.Kronik Böbrek Yetmezliğinde Tedavi 7
4.2.1. Periton Diyalizi 8
4.2.2 Hemodiyaliz Tedavisi 9
4.2.2.1. Hemodiyalizin Komplikasyonları 10
4.2.2.1.1. Akut komplikasyonlar 10
4.2.2.1.2. Kronik komplikasyonlar 10
4.3. Hemodiyaliz Tedavisine Bağlı Fiziksel Sorunlar 11
4.4. Hemodiyaliz Tedavisine Bağlı Psikososyal Sorunlar 11
4.5. Hemodiyaliz Tedavisi Alan Bireylerde Hemşirelik Bakımı ve Önemi 12
4.6. Hemşirelikte Model Kullanma 14
4.6.1. Roy Adaptasyon Modeli 15
4.7. Hemodiyaliz ve Roy Adaptasyon Modeli 22

5. GEREÇ ve YÖNTEM 24
5.1. Araştırmanın Amacı ve Tipi 24
5.2. Araştırmanın Yeri ve Zamanı 24
5.3.Araştırmanın Evren ve Örneklemi 24
5.4.Araştırmanın Hipotezleri 25
5.5. Araştırmanın Değişkenleri 25
5.6. Veri Toplama Araçları 26
5.6.1. Hemodiyaliz Hasta Değerlendirme Formu 26
5.6.2. Fonksiyonel Performans Envanteri –Kısa Formu 27
5.6.3. Coopersmith Benlik Saygısı Envanteri (Yetişkin Formu) 28
5.6.4. Hastalığa Psikososyal Uyum-Öz Bildirim Ölçeği 29
5.7. Hemşirelik Girişimi 31

iv
5.8. Verilerin Toplanması 32
5.9. Verilerin Değerlendirilmesi 33
5.10. Araştırmanın Sınırlılıkları 33
5.11. Araştırmanın Etik Yönü 33
5.12. Tezin Akış Şeması 35

6. BULGULAR 36
6.1. Sosyo-Demografik Özelliklerin Dağılımına İlişkin Bulgular 37
6.2. Fizyolojik Alana İlişkin Bulgular 42
6.2.1. Fonksiyonel Performans Envanterine İlişkin Bulgular 42
6.2.2. Yaşam Bulgularına İlişkin Değerler 43
6.2.3. Kilo Takibine İlişkin Bulgular 44
6.2.4. Kan Biyokimyası Düzeylerine İlişkin Bulgular 46
6.3. Benlik Kavramı Alanına İlişkin Bulgular 46
6.3.1. Coopersmith Benlik Saygısı Envanterine İlişkin Bulgular 47
6.4. Rol Fonksiyon Alanı ve Karşılıklı Bağlılık Alanına İlişkin Bulgular 48
6.4.1. Hastalığa Psikososyal Uyum-Öz Bildirim Ölçeğine İlişkin Bulgular 49
6.5. Deney Grubundaki Bireylerin Ölçek Puanlarının 50
Sosyo-Demografik Özelliklerine Göre Karşılaştırılmasına
İlişkin Bulgular

7. TARTIŞMA ve SONUÇ 59
7.1. Sosyo-Demografik Özelliklerin Dağılımına İlişkin Bulguların Tartışlması 60
7.2. Fizyolojik Uyum Alanına İlişkin Bulguların Tartışılması 63
7.2.1. Fonksiyonel Performans Envanterine İlişkin Bulguların Tartışılması 63
7.2.2. Yaşam Bulgularına İlişkin Değerlerin Tartışılması 64
7.2.3. Kilo Takibine İlişkin Bulguların Tartışılması 65
7.2.4. Kan Biyokimyası Düzeylerine İlişkin Bulguların Tartışılması 67
7.3. Benlik Kavramı Alanına İlişkin Bulguların Tartışılması 69
7.3.1. Coopersmith Benlik Saygısı Envanterine İlişkin Bulguların Tartışılması 69
7.4. Rol Fonksiyon Alanı ve Karşılıklı Bağlılık Alanına İlişkin 71
Bulguların Tartışılması

v
7.4.1. Hastalığa Psikososyal Uyum-Öz Bildirim Ölçeğine İlişkin 71
Bulguların Tartışılması
7.5. Deney Grubundaki Bireylerin Ölçek Puanlarının 73
Sosyo-Demografik Özelliklerine Göre Karşılaştırılmasına İlişkin
Bulguların Tartışılması

8. KAYNAKLAR 79
9. EKLER 89
10.ÖZGEÇMİŞ 115

vi
5. TEZ İÇİNDE KULLANILAN KISALTMALAR

RAM Roy Adaptasyon Modeli

KBY Kronik Böbrek Yetmezliği

SDBY Son Dönem Böbrek Yetmezliği

NANDA North American Nursing Diagnosis Association

PAIS-SR Hastalığa Psikososyal Uyum-Öz Bildirim Ölçeği

HD Hemodiyaliz

SPSS Statistical Package for the Social Sciences

UF Ultrafiltrasyon

vii
6. TABLOLARIN LİSTESİ

Tablo 1. Deney ve Kontrol Grubunun Kontrol Değişkenleri Açısından 26

Eşleştirilmesi

Tablo 2. Hemodiyaliz Tedavisi Alan Bireylerin Sosyo-Demografik 37

Özelliklerinin Dağılımı

Tablo 3. Hemodiyaliz Tedavisi Alan Bireylerin Tedaviye İlişkin 38

Özelliklerinin Dağılımı

Tablo 4. Hemodiyaliz Tedavisi Alan Bireylerin Destek Durumlarının Dağılımı 39

Tablo 5. Hemodiyaliz Tedavisi Alan Bireylerin Diğer Hastalıklarına İlişkin 39

Verilerin Dağılımı

Tablo 6. Hemodiyaliz Tedavisi Alan Bireylerin Yaşadığı Fiziksel 40

Değişikliklere İlişkin Verilerin Dağılımı

Tablo 7. Hemodiyaliz Tedavisi Alan Bireylerin Yaşadığı Psikolojik 40

Değişikliklere İlişkin Verilerin Dağılımı

Tablo 8. Hemodiyaliz Tedavisi Alan Bireylerin Yaşadığı Sosyal 41

Değişikliklere İlişkin Verilerin Dağılımı

Tablo 9. Hemodiyaliz Tedavisi Alan Bireylerin Fonksiyonel Performans 42

Envanterine İlişkin Puan Ortalamaları

Tablo 10. Hemodiyaliz Tedavisi Alan Bireylerin Yaşam Bulgularına 43

İlişkin Değerler

Tablo 11. Hemodiyaliz Tedavisi Alan Bireylerin Kilo Takibine İlişkin Bulgular 44

Tablo 12. Hemodiyaliz Tedavisi Alan Bireylerin Kan Biyokimyası 45

Düzeylerine İlişkin Bulgular

viii
Tablo 13. Hemodiyaliz Tedavisi Alan Bireylerin Coopersmith Benlik 47

Saygısı Envanterine İlişkin Puan Ortalamaları

Tablo 14. Hastalığa Psikososyal Uyum-Öz Bildirim Ölçeğine 49

İlişkin Puan Ortalamaları

Tablo 15. Deney Grubundaki Bireylerin Sosyo-Demografik Özelliklerine 51

Göre Eğitim Öncesi- Eğitim Sonrası Fonksiyonel Performans

Envanteri Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması

Tablo 16. Deney Grubundaki Bireylerin Sosyo-Demografik Özelliklerine 54

Göre Eğitim Öncesi-Eğitim Sonrası Coopersmith Benlik Saygısı

Envanteri Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması

Tablo 17. Deney Grubundaki Bireylerin Sosyo-Demografik Özelliklerine 56

Göre Eğitim Öncesi-Eğitim Sonrası Hastalığa Psikososyal

Uyum-Öz Bildirim Ölçeği Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması

ix
VI. ŞEKİLLERİN LİSTESİ

Şekil 1. Roy’un Adaptasyon Modeli 22

Şekil 2. Tezin Akış Şeması 35

x
1. ÖZET

Bu araştırma, Roy’un Adaptasyon Modeli’ne göre verilen eğitimin hemodiyaliz


tedavisi alan bireylerin fizyolojik, psikolojik ve sosyal uyumuna etkisini belirlemek
amacıyla randomize kontrollü deneysel olarak yapıldı. Araştırma, bir diyaliz
merkezinde, 1 Temmuz - 31 Aralık 2012 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Araştır-
manın evrenini, 102 birey oluşturdu. Örneklemi ise 41 deney, 41 kontrol olmak üzere
82 birey oluşturdu. Araştırmada veriler; Hemodiyaliz Hasta Değerlendirme Formu,
Fonksiyonel Performans Envanteri, Coopersmith Benlik Saygısı Envanteri, Hastalığa
Psikososyal Uyum-Öz Bildirim Ölçeği ile toplandı. Deney grubundaki bireylere Roy
Adaptasyon Modeli doğrultusunda araştırmacı tarafından hazırlanan “Hemodiyaliz
ile Yaşamak” adlı eğitim kitapçığı ile eğitim verildi. Çalışma kapsamına alınan
bireylerin sosyodemografik özellikleri ile ilgili veriler sayı, yüzdelik ve Pearson χ2
testi ile değerlendirildi. Deney ve kontrol grubunun ölçeklerden ve alt boyutlarından
aldıkları puanlar arasındaki farkı tespit etmek için Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi
kullanıldı. Fonksiyonel Performans Envanteri toplam ve alt boyut puan
ortalamalarının ikinci görüşmede deney grubunda yükseldiği, bu yükselişin
istatistiksel olarak anlamlı olduğu, kontrol grubundaki bireylerin ise ölçek
puanlarında bir artış olmadığı belirlendi. Deney grubundaki bireylerin benlik
saygılarının yükseldiği, kontrol grubundaki bireylerin ise benlik saygılarının düştüğü
görüldü. Psikososyal Uyum-Öz Bildirim Ölçeğine göre bireylerin rol fonksiyon alanı
ve karşılıklı bağlılık alanı değerlendirildiğinde seksüel ilişki alt boyutu dışındaki tüm
alt boyut puanlarının ve toplam puanlarının ikinci görüşmede istatistiksel olarak
anlamlı derecede düştüğü dolasıyla psikososyal uyumlarının arttığı bulundu. Roy
Adaptasyon Modeli’ne göre verilen eğitimin hemodiyaliz tedavisi alan bireylerin
fizyolojik, psikolojik ve sosyal uyumunu arttırdığı sonucuna varıldı.

Anahtar kelimeler: Roy Adaptasyon Modeli, Hasta eğitimi, Uyum, Hemodiyaliz

1
2. SUMMARY

EVALUATION OF THE EFFECT OF THE EDUCATION GIVEN IN


ACCORDANCE WITH ROY ADAPTATION MODEL ON THE
ADAPTATION OF INDIVIDUALS HAVING HEMODIALYSIS
TREATMENT
This research was conducted as randomized controlled experimental with the aim of
determining the effect of the education given in accordance with Roy’s Adaptation
Model on physiological, psychological and social adaptation of the individuals
having hemodialysis treatment. The research was conducted in a dialysis center
between the dates of 1st July – 31st December 2012. The population of the research is
consisted of 102 individuals. 82 individuals consisted of 41 experimental, 41 control.
In the research, the data were acquired with; Hemodialysis Patient Evaluation Form,
Functional Performance Inventory, Coopersmith Self-Respect Inventory, PAIS-SR.
The individuals in experimental group were trained with training manual named
“Living with Hemodialysis”, prepared by researcher in accordance with Roy
Adaptation Model. The data about the sociodemographic features of the individuals
included in the scope of the research was evaluated with number, percentage and
Pearson χ2 test. Wilcoxon Signed Ranks Test was used in order to determine the
difference between the points taken in the measures and their sub-dimensions by the
individuals of experimental and control group. It is determined that experimental
group’s Functional Performance Inventory total and sub-dimension point averages
increased in the second meeting and this increase is significant statistically, there is
no increase in measure points of the individuals in control group. It is observed that
self-respect of the individuals in experimental group increased while the self-respect
of the individuals in control group decreased. When the individuals’ role function
area and mutual attachment area are evaluated, it is determined that except for sexual
relationship sub-dimension, their all sub-dimension points and total points
significantly decreased statistically in the second meeting thus their psychosocial
adaptations increased. It is concluded that the education given in accordance with
Roy Adaptation Model increases the physiological, psychological and social
adaptation of the individuals having hemodialysis treatment.
Key words: Roy Adaptation Model, Patient Education, Adaptation, Hemodialysis

2
3. GİRİŞ ve AMAÇ

Kronik hastalıklar, tam olarak iyileşmeyen, sürekli ilerleyen, çoğu kez kalıcı
sakatlıklara yol açan; bireyleri fiziksel, psikolojik, sosyal ve ekonomik olarak
etkileyen, uzun süreli gözlem, bakım ve kontrol gerektiren, geriye dönüşsüz patolojik
değişikliklerdir ( Akdemir ve Birol 2005, Gülseven ve Oğuz 2009).

Kronik hastalıklar, bir ya da daha fazla sistemde, geriye dönüşsüz yapı ve


fonksiyon bozukluğuna yol açmakta bu nedenle birey, aile ve toplum için primer ya
da sekonder stresör özellikleri barındırmaktadır (Akdemir ve Birol 2005, Gülseven
ve Oğuz 2009).

Bireyde stres yaratan kronik hastalıklar uyum için bir dizi davranış değişikliği
gerektirmektedir. Literatürde de kronik hastalık durumunun bireyin kimlik
algılayışını değiştirebildiği, geleceğe dönük planlarından vazgeçmesine, ailenin ve
toplumun maddi kayıplar yaşamasına ve bireyin bağımlılık düzeyinin artmasına
neden olabildiği üzerinde durulmuştur (Akdemir ve Birol 2005, Karadağ 2007,
Gülseven ve Oğuz 2009).

Kronik hastalıkların en önemlilerinden biri olan Kronik Böbrek Yetmezliği


(KBY) her iki böbrekte ilerleyici ve geriye dönüşümsüz nefron kaybıdır. Bu hastalık,
glomerüler filtrasyon değerinde azalmanın sonucu böbreğin sıvı-solüt dengesini
ayarlama ve metabolik-endokrin fonksiyonlarında kronik ve ilerleyici bir bozulma
hali olarak tanımlanmaktadır (Akpolat ve Utaş 2001, Erek 2005).

Kronik böbrek yetmezliğinin tedavisinde uygulanan hemodiyaliz, bireylerin


fizyolojik ihtiyaçlarını, benlik saygılarını, ruhsal durumlarını, sosyal ilişkilerini,
rollerini; kısacası tüm hayatını etkiler. Kronik böbrek yetmezliği, hemodiyaliz
hastalarında fiziksel yetersizlikle birlikte tedavi ekibine ve makineye bağımlı
olmanın sonucu olarak, aile içinde rollerinin değişmesine neden olmaktadır. Aynı
zamanda, çalışma yaşamının sınırlanmasını ve sosyal ilişkilerin azalmasını da
beraberinde getirmektedir. Yaşanan iç çatışmalar, seksüel fonksiyonlarda
bozulmalar, bitkinlik, beden imgesinde değişme, sıvı kısıtlaması ve sınırlı diyet,
devamlı gelecek korkusu ve kısa yaşam süresi gibi psiko-sosyal sorunlara da neden

3
olmaktadır (Gençöz ve Astan 2006, Gök, Taşçı, Beydağ ve Kiper 2009, Mollaoğlu
2011).

Kronik böbrek yetmezliği sonucu hemodiyalize bağlı olan hastaların var olan
veya gelişebilecek sorunlarının çözümlenmesinde, hastaların hastalıkları ile yaşama
uyum sağlamalarında hemşirelik bakımının ve eğitiminin büyük öneme sahip olduğu
söylenebilir. Hasta ile yakın iletişimde bulunan, hastanın ihtiyaçlarına anında cevap
veren ve müdahale edebilecek durumda olan hemşireye önemli görev ve sorumluluk
düşmektedir (Özer, Beydağ, Cengiz ve Kiper 2009, Karabulutlu ve Okanlı 2011).

Hemşirelerin bu girişimlerine rehberlik edecek olan da hemşirelik kuramlarıdır.


Çünkü, hemşirelik kuramları mesleği yorumlar ve tanımlar; böylece bir profosyonel
olarak eğitim, uygulama, araştırma aktivitelerinde hemşirelere yardım eder (Velioğlu
1999, Birol 2009). 1960’lı yıllardan günümüze kadar tüm teorisyenler hemşireliğin
konu alanının kişi olduğunda birleşmiş ve hemşirelik modellerini bunun etrafında
temellendirmeye, onu tanımlamaya çalışmışlardır.

Hemşireliğin önemli kuramcılarından biri olan Sister Callista Roy da insanı


çevre ile etkileşim ve uyum içinde olan bio-psiko-sosyal bir varlık olarak görür.
Roy’a göre hemşirelik bireylerin sağlık durumunu olumlu yönde etkileyen, gelişime
açık bir bilgi sistemidir. Hemşire, bireyin sağlık durumunu olumlu yönde etkilemek
için bu bilgi birikimini kullanır. Hemşirenin uyguladığı girişimler bireyin uyumunu
kolaylaştırır. Hemşirenin amacı, fizyolojik ihtiyaçlarla, üstlendiği rollerle ve sağlıkla
ilgili değişikliklerle bireyin uyum yapmasına yardım etmektir. (Velioğlu 1999, Birol
2009, Roy 2009).
Roy biyolojik, psikolojik ve sosyolojik bütünlüğün insanın temel gereksinimi
olduğunu belirtmiştir. Roy’a göre, insan çevresindeki devamlı değişikliklerle biyo-
psiko-sosyal uyum mekanizmaları ile baş etmeye çalışır. Gereksinimleri
karşılanmadığında, bunların karşılanması için “baş etme mekanizmaları” harekete
geçer. Bütün bireylerin dört grupta toplanan gereksinimlere uyum sağlaması gerekir
(Roy 2009). Bu dört gereksinim ise; temel fizyolojik gereksinimlerin karşılanması,
olumlu benlik kavramının geliştirilmesi, sosyal rolün yerine getirilmesi ve birbirine
bağlılıktır.

4
Modelin amacı; sağlık ve hastalık durumlarında dört adaptif biçim ile bireyin
adaptasyonunun sağlanmasıdır. Model kişilerin adaptasyon düzeylerini
değerlendirerek dört adaptif biçim ile bireyin fizyolojik, psikolojik ve sosyal
adaptasyonunu sağlar.

Bu araştırma, hemodiyaliz tedavisi alan bireylere Roy Adaptasyon Modeli


doğrultusunda verilen eğitimin fizyolojik, psikolojik ve sosyal uyum üzerindeki
etkisini değerlendirmek amacıyla yapıldı.

5
4. GENEL BİLGİLER

4.1.Kronik Böbrek Yetmezliği ve Epidemiyolojisi

Kronik böbrek yetmezliği uzun süren, ilerleyici ve böbrek fonksiyonlarının geri


dönüşümsüz olarak bozulması sonucu üremi tablosunun ortaya çıktığı bir hastalıktır
(Akdemir ve Birol 2003, Akdemir ve Birol 2005, Dalgıç ve Ekici 2006).

Türk Nefroloji Derneği kayıtlarına göre, 2011 yılı itibariyle 60443 hastanın
diyaliz tedavisi ile yaşamını sürdürdüğü bildirilmiştir (https:/organ.sağlik
gov.tr/tr/istatistikler/diyaliz-merkezleri-istatistikler Erişim Tarihi: 03 Nisan 2013).

Kronik böbrek yetmezliği en sık diyabetik nefropati, hipertansiyon, kronik


glomerülonefrit, böbreğin kistik hastalıkları, amiloidoz, obstrüktif üropati, nefrit,
kollajen doku hasarları, malignite gibi hastalıklar nedeni ile ortaya çıkmaktadır
(Akdemir ve Birol 2005 ve Yalçın ve Akpolat 2007).

Kronik böbrek yetmezliğinin sinsi başladığı, yıllarca nefron harabiyeti süresince


semptom vermeksizin bireyin normal yaşamını sürdürebildiği belirtilmektedir.
Ancak, kreatinin klirensi 10 ml\dk altına indiğinde klinik bulgular belirgin hale
gelmeye başlamaktadır (Kadiroğlu, Şit ve Yılmaz 2008).

Literatür bilgilerinde kronik böbrek yetmezliğinin dört evresinden söz


edilmektedir, bunlar:

1) Böbrek rezervinin azalması: Glomerül filtrasyon hızı normalin altına indiğinde


böbrek rezervinde azalma meydana geldiği düşünülmektedir. Bu evrede üre azotu
(BUN) ve kreatinin düzeyleri normaldir, klinik belirtiler yoktur.

2) Böbrek yetersizliği: Glomerül filtrasyon hızı %50’nin altına düştüğünde meydana


gelen böbrek yetmezliği; BUN ve kreatinin düzeylerinde artış, azotemi, anemi ve
hipertansiyonu beraberinde getirir. Böbrek yetmezliğinin ilerlemiş olması ise baş
ağrısı, bulantı ve kaşıntı meydana getirmekte; böbreklerin idrarı konsantre etme
yeteneği kaybolduğunda ise noktüri ve poliüri geliştiği belirtilmektedir.

6
3) Böbrek yetmezliği: Glomerül filtrasyon hızının %20-25’in altına düştüğü zaman
ortaya çıktığı; devamında ödem, metabolik asidoz ve hiperkalemi geliştiği ifade
edilmektedir. Üremi artışı ile birlikte nörolojik, gastrointestinal ve kardiyovasküler
komplikasyonların ortaya çıktığı görülmektedir.

4) Son dönem böbrek yetmezliği (SDBY): Glomerül filtrasyon hızı %15’in altında
olduğunda son dönem böbrek yetmezliği evresine geçildiği varsayılmıştır. Bu evre,
böbrek kapillerinde azalma ve glomerüllerde skar dokusu meydana geldiği,
hastaların yaşamlarını sürdürebilmeleri için diyaliz ya da transplantasyonun gerekli
olduğu dönemdir (Süleymanlar 2007, Akpolat 2007).

4.2.Kronik Böbrek Yetmezliğinde Tedavi

Kronik böbrek yetmezliği olan hastalarda ilerleyen yıllar içinde böbrek


fonksiyonlarının giderek azalması ile ağır bir klinik tablo ortaya çıkar. Kronik böbrek
yetmezliğinde konservatif tedavinin yeterli olmadığı bu dönemde böbrek
fonksiyonlarının kısmen yerine geçebilen renal replasman tedavisi uygulanmaya
başlanır. Renal replasman tedavisi yöntemleri hemodiyaliz, periton diyalizi ve renal
transplantasyondur. (Sav ve Utaş 2005, Akpolat ve Utaş 2008, Süleymanlar 2009).

Türk Nefroloji Derneği 2011 yılı kayıtlarına göre de, Türkiye’de diyaliz tedavisi
ile yaşamını sürdüren hastaların (60443 kişi); %82.3’ü (49404 kişi) hemodiyalize,
%7.7’si (5105 kişi) periton diyalizine girmektedir.
Süleymanlar, Altınparmak ve Seyahi (2012), hastaların %9.9’una (5934 kişi)
böbrek nakli yapıldığı; hemodiyalize giren hastaların %91.3’nün haftada 3 kez
diyalize girdikleri sonucuna ulaşmışlardır.

7
4.2.1. Periton Diyalizi

Periton diyalizi, karından hastanın kendisi tarafından yapılan bir tedavi şekli
olarak tanımlanabilir. Son dönem böbrek yetmezliği hastalarında kullanılmak üzere
böbrek fonksiyonlarının kesintisiz olarak, doğal bir membran aracılığı ile herhangi
bir kuvvete veya alete gerek duyulmadan yerine konulması düşüncesinden yola
çıkarak geliştirilmiştir (Özcan, Baştürk, Aslan ve Utaş 2000, Koçer 2006).

Bu tedavide, periton boşluğundaki solüt ve su absorbsiyonu periton zarındaki


kapiller dolaşım ve lenfatikler yardımıyla gerçekleşmektedir. Periton zarı toksik
maddeleri filtre eden yarı geçirgen zar vazifesi görür. Periton diyalizinde vücut
ısısına kadar ısıtılmış genelde iki litre diyaliz solüsyonu periton boşluğuna
yerleştirilmiş olan kateter vasıtasıyla on dakika gibi bir sürede periton boşluğuna
verilir. Periton diyaliz tipine göre değişen periyotta bu solüsyonlar periton
boşluğunda bekletilir. Yaklaşık yirmi dakika sonra diyalizat periton boşluğundan geri
alınır ve yeni bir diyalizat tekrar periton boşluğuna verilir. Bu işlem genel olarak
günde dört kez, haftanın yedi günü uygulanır. Periton diyaliz hastaları için altı farklı
periton diyaliz yöntemi (sürekli ayaktan periton diyalizi, aletli periton diyalizi,
aralıklı periton diyalizi, sürekli dönüşümlü periton diyalizi, gece periton diyalizi ve
tidal periton diyalizi) vardır. Hem hastanın sosyal şartlarına uygun hem de periton
diyalizinin gerek solüt klirensi gerekse ultrafiltrasyon transferini en yükseğe
çıkaracak olan bir periton diyaliz yöntemi seçilir (Koçer 2006, Erol 2010).

Kolay uygulanabilmesi ve taşınabilmesi, kardiyovasküler problemi olanlarda daha


iyi kan basıncı ve sıvı kontrolünün sağlanması, rezidüel renal fonksiyonun daha iyi
korunması, sürekli antikoagülasyona ihtiyaç duyulmaması bu tedavinin kolay
uygulanabilirliğinin bir avantajı olarak görülmektedir ( Akyol 2005, Koçer 2006, Dilek
2008). Anemi görülme sıklığı, kan biyokimyasının yavaş ancak etkili düzelmesi,
çocuklar, yaşlılar, diyabetik hastalar gibi damar problemi bulunan hastalarda kolay
uygulanabilmesi, hepatit bulaşma riskinin az olması ve daha serbest diyet ve sıvı alımı
periton diyalizinin en önemli avantajları olarak kabul edilmektedir (Tuğla ve Çınar 2006,
Koçer 2006).

8
Dezavantaj olarak da, yüksek enfeksiyon riski (özellikle peritonit), yetersiz diyaliz
riski, potansiyel protein kaybı ve malnütrisyon oluşması, kateter yerleştirilmesine bağlı
psikolojik problemler, hipertriglisidemi, artmış adinamik kemik hastalığı riski ve
özellikle yaşlı hastalarda ve çocuklarda sürekli uygulamaya bağlı bıkkınlık gelişmesi öne
çıkmaktadır (Tuğla ve Çınar 2006, Bağ, Akaya, Çınar, Candan ve Kayataş 2008).

Periton diyaliz komplikasyonları, enfeksiyon ve enfeksiyon dışı olmak üzere iki


gruba ayırılır; periton diyalizinin enfeksiyon komplikasyonları kateter çıkış yeri
enfeksiyonu, tünel enfeksiyonu ve peritonit olarak; enfeksiyon dışı komplikasyonları ise
sızıntı, herni, hidrotoraks, sırt ağrısı, karın ağrısı, malnütrisyon ve sklerozan peritonit
olarak açıklanmaktadır ( Akyol 2005, Erek 2005).

4.2.2. Hemodiyaliz Tedavisi

Hemodiyaliz, hasta kanının yapay böbrek aracılığı ile istenmeyen maddelerden


temizlenip tekrar hastaya verilmesi işlemi olarak tanımlanmaktadır. Hemodiyaliz
işleminde kan, vücut dışına alınıp diyalizör içindeki sentetik yarı geçirgen membran
aracılığı ile diyalizat ile karşılaştırılarak diyaliz işlemini takiben tekrar dolaşıma geri
verilmektedir. Bu şekilde diyaliz membranından geçebilecek büyüklükteki maddeler
konsantrasyon gradiyentine göre hareket etmektedir. Ayrıca hidrostatik basınç
gradiyentine göre fazla sıvı da hastadan uzaklaştırılmaktadır (Ersoy 2001, Ünver,
Atasoyu, Evrenkaya ve Tülbek 2003, Dilek 2008,).

Hemodiyaliz böbreklerin ekskretuar fonksiyonlarının kısmi olarak yerine


getirildiği işlemdir. Aşırı elektrolitlerin, atık maddelerin ve suyun sekresyonu
diffüzyon ve ultrafiltrasyon yolu ile olur (Daugirdas ve Blake 2003).

Hemodiyaliz tedavisinde, ultrafiltrasyon (UF) sırasında sadece sıvı


uzaklaştırılmakla kalmayıp sıvı ile beraber suda çözünmüş olan ve membrandan
geçebilecek büyüklükte olan maddeler de hastadan uzaklaştırılmakta, böylece
diffüzyon ve konveksiyon mekanizmaları ile solüt transportu sağlanmaktdır (Güney
2007, Akpolat ve Utaş 2008).

9
Diffüzyon, maddelerin yarı geçirgen bir zar aracılığıyla yüksek konsantrasyonlu
bölmeden düşük konsantrasyonlu bölmeye pasif hareketi olarak tanımlanır (Ersoy
2001). Diyalizin diffüzyon hızını etkileyen faktörler membran geçirgenliği,
diyalizatın konsantrasyon gradiyenti, diyalizlerin yüzey alanı ve solütlerin molekül
ağırlığıdır. Ultrafiltrasyon yarı geçirgen zarla ayrılmış iki bölmedeki suyun
hidrostatik basınç farkına bağlı olarak birinden diğerine geçmesidir. Ultrafiltrasyon
primer olarak suyun geçişini sağlar, bu sırada küçük solütler de membranlardaki
porlardan geçebilir (Daugirdas and Blake 200, Akyol 2005).

4.2.2.1. Hemodiyalizin Komplikasyonları

Birçok hastalıkta olduğu gibi hemodiyalizde de komlikasyonlar kaçınılmazdır.


Bunların, hemodiyaliz işlemi sırasında akut ve kronik problemler olarak ortaya
çıktığı kabul edilmektedir. Kaynaklarda bu komlikasyonlar şu şekilde
açıklanmaktadır:

4.2.2.1.1. Akut komplikasyonlar: Hipotansiyon, aritmi, kramp, bulantı, baş ağrısı,


ateş (stafilokoka bağlı), hava embolisi, disequilibrium sendromu, hipertansiyon,
konfüzyon ve ekstrasellüler osmolaritede ani düşmeye bağlı serebral ödem
hemodiyaliz sırasında görülen komplikasyonlardır (Kutner , Zhang, McClellan Cole
2002, Erkoç 2003, Akdağ 2006, Karadeniz 2008, Ovayolu ve Ovayolu 2013).

4.2.2.1.2. Kronik komplikasyonlar: Hemodiyaliz aterosklerozu hızlandırır. Hepatit


B ve Hepatit C infeksiyonu, cinsel disfonksiyon, infertilite, depresyon, Wernicke
Sendromu, santral pontin miyelinozis, alüminyum toksisitesine bağlı değişiklikler,
diyaliz amiloidozu ve artropatiye neden olur. Nefrojenik asit ve akkiz renal kist uzun
süredir diyalize giren hastaların karşılaşacakları sorunlardır (Erek 2005, Bağ, Akaya,
Çınar, Candan ve Kayataş 2008, Çamsarı ve Çavdar 2009).

Hemodiyaliz sırasında en çok görülen komplikasyonlar sıklık sırasıyla


hipotansiyon (%20-30), kramplar (%5-20), bulantı ve kusma (%5-15), baş ağrısı

10
(%5), göğüs ağrısı (%2-5), sırt ağrısı (%2-5), kaşıntı (%5), titreme ve ateş (<%1)’tir.
Diyaliz hastalarında en sık ölüm sebebi kardiyovasküler hastalıklar ve
enfeksiyonlardır (Özçürümez, Tanrıverdi ve Zileli 2003, Akdağ 2006, Murtagh,
Addington-Hall and Haggison 2007, Akça ve Doğan 2011).

Bu komplikasyonları ayrıntılı olarak fiziksel ve psikososyal açıdan


incelersek:

4.3.Hemodiyaliz Tedavisine Bağlı Fiziksel Sorunlar

Hemodiyaliz tedavisinin fiziksel komplikasyonları akut ve kronik olarak ikiye


ayrılmaktadır. Akut fiziksel komplikasyonlar; hipotansiyon, kramplar, aktivite
intoleransı, yorgunluk, kaşıntı, baş, sırt ve göğüs ağrısı, kanama, lökopeni, hava
embolisi, elektrolit dengesizlikleri, diyaliz dengesizliği sendromu ve aritmilerdir.
Kronik komplikasyonlar ise; kardiyovasküler hastalıklarda hızlanma, hipertansiyon,
üremik kemik hastalığı, perikardit, alüminyum intoksikasyonu, plevral effüzyon,
vasküler yol enfeksiyonları ve tromboz, diyaliz demansı, hepatit B, hepatit C, pruritis
ve anemidir (Aydın 2002, Birol 2005, Akdağ 2006, Akça ve Doğan 2011).

4.4. Hemodiyaliz Tedavisine Bağlı Psikososyal Sorunlar

Literatürde, hemodiyaliz hastalarının psikososyal sorunlarının sıklıkla hastalığın


bilinmezliği ve hastalığın hastaların yaşamlarında neden olduğu çoklu değişimlerle
ilgili olduğu belirtilmektedir. Hastalığın neden olduğu yaşam değişimleri, yapmaktan
zevk alınan uğraşların ve ilgilerin hastalık nedeniyle kısıtlanmasına, böylelikle
ödüllendirici deneyimlerin sınırlanmasına ve yaşam niteliğinin düşmesine neden
olmaktadır (Bahar ve Yıldızgördü 2006, Çınar 2009b, Karadağ ve Karadokovan
2013).

11
Kronik böbrek yetmezliğinde hissedilen ölüm korkusu, fiziksel güç ve
dayanıklılığın kaybedilmesi, iş kaybı veya zorunlu emeklilik nedeniyle ekonomik
açıdan güçlükler yaşanması, rol kayıpları veya değişimler, diyet ve sıvı alımının
kısıtlanması ve tıbbi bağımlılık hastaların yaşamında hastalığın ve diyaliz tedavisinin
neden olduğu değişimlerdir (Tsay 2003, Bahar ve Yıldızgördü 2006, Çuhadar,
Pehlivan, Uçan ve Ovayolu 2008).

Hemodiyaliz hastalarında cinsel sorunlar da fiziksel ve psikolojik faktörlerin


etkileşimi nedeniyle sıklıkla görülmektedir (Yılmaz ve Özaltın 2011). Kadınlarda
menstruasyonun kesilmesi kadınlık fonksiyonlarının azaldığı inancını geliştirmekte
ve muhtemelen bu da libido azalmasına neden olmaktadır (Tanyi and Werner 2003).
Erkeklerde ortaya çıkan empotansın organik nedenler dışında önemli bir nedeni de
hastanın hem idrar yapma hem de seks organı olarak kullandığı penisinin
işlevlerinden birini yitirmiş olmasının, hastada sanki diğer işlevin de bozulması
gerektiği düşüncesine yol açmasıdır (Diaz, Ferrer and Cascales 2006, Bahar, Savaş,
Yıldızgördü ve Barlıoğlu 2007). KBY süreci aile ve evlilik yaşamında pek çok
değişikliğe yol açmakta, strese neden olmaktadır (Özçürümez, Tanrıverdi ve Zileli
2003).

4.5. Hemodiyaliz Tedavisi Alan Bireylerde Hemşirelik Bakımı ve Önemi

Hemşirelik bakımı, dünyanın her yerinde başarılı bir sağlık bakımının önemli bir
dengeleyicisi olarak kabul edilmektedir. Birincil görevi bireyin bakımına, bireyin
gereksinimleri doğrultusunda yardım etmek olan ve bireyleri bütüncül olarak ele alan
hemşireler, hastalığa bağlı ortaya çıkabilecek fiziksel ve psikososyal sorunların
önlenmesinde ve bu sorunlara yapılabilecek girişimlerde etkin roller
üstelenebilmektedir ( Birol 2009).

Nefroloji hemşireliği, böbrek hastalığını deneyimleyen veya risk altında olan


hasta ve ailelerinin kişisel sağlık gereksinimleri üzerine odaklanmış özel bir
hemşirelik alanıdır. Nefroloji hemşiresi renal fonksiyonları bozuk olan hastaların,
renal replasman tedavisinin değişik dönemlerindeki bakımından, eğitiminden ve
rehabilitasyonundan sorumludur (Akdemir ve Birol 2003).

12
Nelson, Zimmerman, Diamond, Meininger ve Bergstrom (2010), hastaların
diyalize uyum sağlamalarının diyaliz tedavisi sürecinin etkin yönetimi ile çok
yakından ilişkili olduğunu açıklarlar.

Hasta eğitimi profesyonel hemşirenin primer sorumlulukları arasındadır.


Hastaların fiziksel ve ruhsal iyilik halinin devamından sorumlu olan hemşireler,
hastalara bilgi sağlamada ve danışmanlık yapmada önemli roller üstlenmektedir.
Uzun süre hemodiyaliz tedavisi alan bireylerde isyankârlık, huzursuzluk,
uyumsuzluk gibi davranış değişiklikleri görülmektedir. Bu değişimlerin olumsuz
etkilerini azaltmak için hemşireler hastaları hemodiyaliz tedavisi ile baş etme,
komplikasyonların önlenmesi konularında eğitmelidir (Eşit 2006, Kara 2007).

Hemşirelik girişimleri; hemodiyaliz öncesi hazırlık, hemodiyalizi başlatma,


hemodiyaliz sırasında bireyin takip edilmesi, hemodiyalizin sonlandırılması,
hemodiyaliz sonrası gözlem aşamalarından oluşmaktadır (Küçük 2008).

Kronik böbrek yetmezliği olan hastanın hemşirelik bakım amaçları bireyin


tedavi rejimine uyma durumu ve bilgi düzeyini değerlendirmek, hastanın bakımını
planlamada ve tedavi modeline karar vermede katılımını sağlamak, hastanın etkin
başa çıkma yöntemlerini değerlendirmek ve hastanın fiziksel sınırlılıkları içinde
günlük yaşam aktivitelerini sürdürmelerini sağlamaktır (Küçük 2008, Akyol 2010,
Kara 2012)

Hemodiyaliz tedavisi uygulanan bireylere NANDA (North American Nursing


Diagnosis Association)’ya göre belirlenen hemşirelik tanılarının bazıları şunlardır;
elektrolit dengesizliği, sıvı volüm fazlalığı, sıvı volüm eksikliği, yetersiz solunum,
enfeksiyon riski, travma riski, aktivite intoleransı, beslenme sürecinde değişim,
bulantı, deri bütünlüğünde bozulma riski, oral mukoz membranda değişiklik,
sağlığın sürdürülmesinde değişim, bağırsak boşaltımında değişim: konstipasyon
bağırsak boşaltımında değişim: diyare, beden imajında bozulma, ağrı, yorgunluk,
bilgi eksikliği, düşünce sürecinde değişiklik, anksiyete, güçsüzlük/ümitsizlik, aile
sürecinde değişiklik, evdeki sorumluluklarını sürdürmede yetersizlik, cinsel
fonksiyon bozukluğu, sosyal izolasyondur (Akdemir ve Birol 2005, Birol 2009).

13
4.6. Hemşirelikte Model Kullanma

Hemşirelikte model, hemşirelik sürecine hizmet eden, hastalık ve tedavide


ihtiyacın belirlenmesini sağlayan sistematik zihinsel bir süreçtir. Profesyonel bir
disiplinin temel amacı, mesleğin uygulamalarında kullanabilecek bilimsel bilgi
içeriğini ortaya koymaktır. Bu bilgi özellikle davranış ve sosyal bilimler alanında
sıklıkla “kavram” ve “kuram” terimleri ile açıklanır. Sistematik zihinsel süreç ifadesi
modelin örgütlü, planlı olması gerektiğini vurgular. Böylece modeller aracılığı ile
gördüğümüz, duyduğumuz, hissettiğimiz şeyleri zihinsel bir süreçten geçirerek
açıklayabiliriz (Velioğlu 1999, Birol 2009, Kaya, Babadağ, Kaçar ve Uygur 2010).

Modeller fiziksel ya da soyut olabilirler. Hemşirelikte kullanılan “Hemşirelik


Modelleri” soyuttur (Velioğlu 1999, Alligood ve Tomey 2006).

Modeller hemşireliğe bir bakış açısı getirmekte ve hemşirelik uygulamalarına


yön vermektedir. Hemşirelik modelleri odak noktası olarak bireyi ele alması
nedeniyle hemşirelik aktivitelerini “iş merkezli” olmaktan uzaklaştırır. Ayrıca
hemşirelik bilgisini ve aktivitelerini sistematize ederek hemşireye rehberlik eder ve
profesyonel bir iletişim sağlar (Velioğlu 1999, Ay, Ertem, Özcan, Ören, Işık ve
Sarvan 2007).

Hemşirelik modelleri hemşirelik uygulamasının gerçeklerini yansıtır. Modeller


uygulama alanlarındaki faktörleri ve birbiri ile nasıl ilişkili olduklarını gösterirler
Birol 2009, Ay ve ark 2007).

Modellerin yararı hemşirelik uygulamalarını etkileyen faktörleri açık hale


getirmesi ve hemşirelik bakımının bizim önemsemediğimiz ya da unuttuğumuz farklı
yönlerini hatırlatan bir araç rolü oynamalarıdır. Örneğin, modeller bize fiziksel ve
psikolojik faktörler arasındaki ilişkileri hatırlatırlar ve bu ilişki hemşirelik bakımını
verirken dikkate alınır (Velioğlu 1999, Fawcett 2005, Giglotti 2008).

Hemşirelik modelleri hemşirelik aktivitelerinin temellerini oluşturur, model


hemşireliğe ilişkin bir düşünme biçimi getirir ve hemşireliğin özüne ve hemşirelik
uygulamasına rehberlik eder, aynı zamanda da profesyonel bir iletişim sağlar
(Pearson, Vaughan and Fitzgearld 2005, Facwett 2005).

14
Model kullanımı, uygulamadaki sorunların araştırılmasına yön vererek çözüm
önerileri geliştirir, hemşirenin tıbbi uygulamalara değil hemşirelik uygulamalarına
odaklanmasını ve bakımın sistematize olmasını sağlar (Fawcett 2005, Gigliotti 2008,
McCurry Hunter and Roy 2010, Vicdan Kacaroğlu 2010).

4.6. 1. Roy Adaptasyon Modeli (RAM)

Sister Calista Roy, çocuk hemşiresi olarak çalışırken çocukların çabuk iyileşme
yeteneği olduğunu, değişikliklere karşı verdikleri cevaba kolay uyum sağladıklarını
fark etmiştir. Adaptasyon Roy’un kuramının temelini oluşturmuştur. Genel Sistem
Teorisi ve Adaptasyon Düzeyi Modelinden kendi “Adaptasyon” modelini
geliştirmiştir (Roy 2009). Kuramında hemşirelik ile hümanistik yaklaşımı
birleştirmiştir. Roy’a göre hümanizm kişinin yaratma gücüne sahip olduğu inancına
dayanır. Roy savunma mekanizmalarının bireyin iyilik halini artıracağına inanır
(Fawcett 2005, Gigliotti 2008, Hannon Engel 2008).

Roy tarafından tanımlanan hemşirelik uyum modeli 1970 yılında uygulamaya


konulmuştur. Model son olarak 1986 yılında hemşirelik uygulamalarına rehber
oluşturacak şekilde yeniden kavramsallaştırılmıştır (Fawcett 2005, Alligood and
Tomey 2006).

4.6.1.1. Modeldeki Temel Kavramlar ve Tanımlar

Roy’a göre insan, değişen çevre ile sürekli etkileşim içinde olan biyolojik,
psikolojik, sosyal bir varlıktır; çevresinde olup biten her şeyden etkilenir ve çevresini
etkiler. Adaptasyon modelinde birey, hem iç hem de dış uyaranlara cevap veren,
içinde bulunduğu ortama fizyolojik, psikolojik ve sosyal yönden uyum göstermeye
çalışan açık bir sistem olarak tanımlanır. Uyaranlara pozitif cevaplar “uyum”, negatif
cevaplar ise “uyumsuzluk” olarak tanımlanır. Hemşirelik girişimlerinin amacı pozitif
ve etkili uyumu geliştirmektir (Tolson and Intosh 1996, Dixon 1999, Gigliotti 2008).
Roy, bireyin çevresiyle sürekli etkileşim halinde olduğuna inanır. Birey çevresinde

15
olup biten her şeyden etkilenir ve çevresini etkiler. İçinde bulunduğu ortama
fizyolojik, psikolojik ve sosyal yönden uyum göstermeye çalışır (Dixon 1999,
Özkahraman, Özer ve Balcı 2012). Roy, bireyin iç ve dış değişikliklere üst düzeyde
uyum sağlama yeteneğine sahip olduğunu; ancak bireyin bu uyum sağlama
yeteneğinin sınırlı olduğunu belirtir. Bu sınırlılıkların nedenleri; bireyin önceki
deneyimleri, olayı nasıl algıladığı, çevresel değişikliklerin derecesi ve bireyin baş
edebilme durumu ile ilgilidir.

Modelde hem iç hem de dış faktörler uyaran olarak tanımlanır, uyaranlar üç


grupta incelenir (Roy 2009, Roy 2011a).

1. Fokal Uyaranlar: Bireyin hemen cevap verdiği uyum tepkisine doğrudan neden
olan odak uyaranlardır (Roy 2009). Örneğin, ağrısı olan bir hasta için odak uyaran
ağrıdır. Hemşire hastanın odak uyaranını tespit ederek ağrıya yönelik yapılacak
hemşirelik girişimlerini uygular. Sürekli olarak değişen çevre ile birlikte pek çok
uyaran fokal olabilir. Hemşire, Roy Adaptasyon Hemşirelik Modelini kullandığında,
hastası için fokal olabilen birçok uyarana dikkat edecektir. (Alligood and Tomey
2006, Roy 2011a).

2. Kontekstüel Uyaranlar: Davranışın doğrudan nedeni olmayan ancak davranışa


etki eden ve ölçülebilen tüm uyaranlardır (Roy 2009, Roy 2011b). Yani konstekstüel
uyaranlar kişinin iç ya da dış çevresinden kaynaklanan tüm çevresel faktörlerdir.
(Alligood and Tomey 2006).

3. Rezidüel Uyaranlar: Bireyi etkileyebilen fakat objektif olarak ölçülemeyen


uyaranlardır. Kişi bu faktörün farkında olmayabilir ya da faktörün etkisi
gözlenemeyebilir. Rezidüel uyaranlar, mevcut durumda/o anda kişi üzerinde anlaşılır
etkileri olan ya da olmayan çevresel faktörlerdir. Bunlar inançlar, davranışlar ve
kişisel deneyimlerdir. Geçmişten kaynaklanır ve tedaviye cevabı etkiler (Tomey and
Alligood 1998, McEven and Wills 2006).

16
Hemşire hastasına bakım verirken, kişiyi neyin etkilediğine bakarak, olası
uyaranları göz önünde bulundurmalıdır. Bu yolla durumu daha iyi açıklayabilir.
Çevre sürekli olarak değiştiğinden uyaranın önemi de değişir (Hannon Engel 2008).
Kişi kendini etkileyen faktörlerin farkında olmayabilir. Örneğin ameliyattan korkan
bir kişinin ameliyat ile ilgili olarak geçmişte yaşadığı fakat unuttuğu kötü bir
deneyimi olabilir. Tüm bu uyaranlar birleşerek kişinin adaptasyon düzeyini oluşturur.
Yani kişi bu tür uyaranları aldıktan sonra tepki ve davranış göstermeden önce başa
çıkma mekanizmalarını kullanır (Tomey and Alligood 1998, McEven and Wills
2006).

4.6.1.2. Adaptasyon Düzeyi: Adaptasyon düzeyi, kişinin herhangi bir durumda


olumlu olarak cevap verme yeteneğini gösteren değişme noktasıdır (Roy 2011a).
Kişinin adaptasyon düzeyi sürekli olarak değişir. Olumlu olarak cevap verme
yeteneği, üç uyaran tipine ve bu uyaranların o anda kişi üzerindeki etkisine bağlıdır.
Adaptasyon düzeyi bireyin alışılmış adaptif tepkilerini içeren ve değişen durumlara
uyum sağlamadaki kendi standartlarını gösteren bir durumdur. Kişi uyaranlarla
karşılaştığında başa çıkma mekanizmalarını kullanır. Roy doğuştan olan ve sonradan
kazanılan başa çıkma mekanizmalarını regülatör ve kognatör alt sistem olmak üzere
iki büyük sistemle açıklar (Perrett 2007, İşbir 2010).

1. Regülatör Alt-Sistem: Nöral, kimyasal ve endokrin başa çıkma yolları vasıtasıyla


otomatik olarak cevap üretir. Bilgiyi, zihinsel ve otomatik olarak algılayan birey
farkında olmadan çözüm üretir. Doğum yapan bir anne, regülatör alt-sistem
aktivitesinin bir örneğini oluşturur. Doğum süreci boyunca hem kimyasal hem de
nöral olan internal uyaranlar, bebeğin doğumuna izin veren serviksin açılması ve
uterus kasılması gibi doğumun fizyolojik cevaplarını oluşturmak için endokrin ve
merkezi sinir sistemi aktivitesini başlatırlar. Dışarıdan verilen ilaçlar eksternal
uyaranlara örnektir (Velioğlu 1999, Roy 2009).

2. Kognatör Alt-Sistem: Algısal/bilgi süreci; öğrenme, karar verme ve duygusal


kanallar yolu ile cevap üreten savunma mekanizmasıdır. Anksiyeteden kurtulma,

17
duygusal yönden karar alma ve yeni bağlılıklar kurma gibi çabalarda kullanılır.
Fizyolojik, psikolojik ve sosyal faktörleri içeren internal ve eksternal uyaranlar
kognatör alt-sistemde girdiler olarak etki yapar (Tomey and Alligood 1998, McEven
and Wills 2006, Hannon Engel 2008, Roy 2009). Örneğin, stresle baş etme yollarını
öğrenen birey stres durumuyla karşılaştığında dikkatini başka yöne çekebilir.

Roy, regülatör ve kognatör aktivitenin açıkça görüldüğü dört adaptif alan


tanımlamıştır (Roy 2009).

1. Fizyolojik Alan: Çevreden kaynaklanan uyaranlara karşı kişinin bedensel olarak


verdiği cevaplar ile ilişkilidir. Bu biçimdeki davranış hücrelerin, dokuların ve insan
bedenini kapsayan sistemlerin tümünün fizyolojik aktivitelerinin belirtisidir.
Uyaranlar adaptif ve etkisiz davranışı oluşturan başa çıkma mekanizmalarını aktive
eder. Bu durumda, başa çıkma mekanizmaları fizyolojik işlev görmeyle ilgili
olanlardır ve meydana gelen cevaplar fizyolojik davranışlardır. Başa çıkma
mekanizmalarının onları etkileyen uyaranlara karşı adapte olup olmadığını gösteren
kişinin bedensel davranışıdır (Roy 2009, Pektekin 2013).

Fizyolojik uyum, kişinin fizyolojik bütünlüğü ile ilişkilidir ve beş temel fizyolojik
gereksinimi (oksijen, beslenme, eliminasyon, aktivite ve dinlenme, korunma) ve dört
süreci (duyular, sıvı elektrolit, nörolojik fonksiyon, endokrin fonksiyon) içerir (Roy
2009, Roy2011a).

2. Ben/Benlik Kavramı Alanı: Benlik Kavramı, belirli bir zaman süresinde bireyin
kendisi hakkında edindiği inanç ve duygularının bileşimidir. Özellikle kişinin
fizyolojik ve akılsal görünümleri üzerine odaklanır. Ben kavramı alanının altta yatan
temel gereksinimi, psişik bütünlük olarak tanımlanmaktadır.

Fiziksel ben ve kişisel ben olmak üzere iki temel bileşeni vardır. Fiziksel ben;
kişinin beden imajı, görünüm ve duygu düzeyi olarak tanımlanır. Kişisel ben ise;
moral-ahlaki-spiritüel değerler, idealler, davranışlar ve kişisel standartların uyumu ile
ilişkilidir (Roy 2009, Pektekin 2013).

18
3. Rol Fonksiyonu Alanı: Roy, rolü "kişinin toplumdaki pozisyonundan doğan
(anne, öğrenci, çocuk, vb.) ve bu pozisyonunu devam ettirebilmesi için toplumun
beklediği davranışları göstermesi" olarak tanımlar. Rol, toplumun işlev gören bir
ünitesi olarak kişinin bir pozisyondan başka bir pozisyona geçtiğinde kendisinden
beklenen davranışlar olarak da tanımlanır. Roy’a göre kişinin üstlendiği üç çeşit rol
vardır.
Birincil Rol: Kişinin yaşamında yer alan davranışların temelini oluşturur.

İkincil Rol: Birincil rol ve gelişimsel durum ile ilgili görevlerin bileşimidir.

Üçüncül Rol: İkincil rolle ilişkili rollerdir. Genellikle kişinin seçimine bağlıdır.
Geçici rollerdir ve zevkler doğrultusunda gelişir (Velioğlu 1999, Roy 2009).

Bu rolleri örnekle açıklayacak olursak; “35 yaşında, üretken erkek (birincil rol),
baba, eş, memur (ikincil rol), spor kulübüne üye, yamaç paraşütü yapıyor (üçüncül
rol)”.

4. Karşılıklı Bağlılık Alanı: Bireyin ayrıcalıklı kişilerle ve destek sistemleriyle


ilişkilerini kapsar. Bu süreç içinde birey, doyum ve sevgi gibi gereksinimlerini
karşılayarak psişik bütünlüğünü devam ettirir. Karşılıklı bağlanma ikili özel ilişki
üzerine odaklanır:

En yakın kişi: Kişinin en önem verdiği insandır. Bu iki kişi arasında sevgi, ilgi ve
değer verme vardır. Bu kişiler hayatları boyunca birliktedirler.

Destek sistemler: Bu kişilere karşı da sevgi, ilgi ve değer verme gibi duygular vardır.
Fakat ilişkinin anlamı ve derinliği farklıdır. Yakın çevredeki kişiler, çalışma
arkadaşları hatta evde beslenen evcil hayvanlar da bu guruba girer. İkili özel ilişkiler
birbirine bağlanma biçiminin odağıdır. Bağlılık diğer bireyler ile yakın ilişki için bir
gereksinim, kendi bakımı için destek ve onaylamak olarak gösterilir. Karşılıklı
bağlanma, "alma ve verme" uçları arasında bir denge olarak görülür (Roy 2011a).

Çevre, Roy'un hemşirelik modelinde ikinci önemli kavramdır. Roy'a göre çevre,
kişinin ya da grupların gelişim ve davranışlarını kapsayan tüm koşullar, durumlar ve
etkilerdir. Çevre hem iç hem de dış faktörleri içerir ve çevrenin sürekli değişimi
adaptif cevaplar vermesi için kişiyi uyarır. Kişi bu değişim durumlarına karşı yeni

19
cevaplar verme yeteneğine sahiptir. Çevredeki değişikliklere adapte olmak için
kişinin fazla enerjiye gereksinimi vardır. Kişi çevre ve şimdiki adaptasyon düzeyine
dayanarak bir cevap oluşturur. Cevaplar etkili ya da etkisiz olabilir (Alligood and
Tomey 2006, Roy 2009).

Sağlık, modelin üçüncü büyük kavramı olan sağlık, kişi ve çevre kavramlarının
anlaşılması sonucu açıklık kazanır. Kişi değişen bir çevrede, devamlı büyüyen ve
gelişen adaptif bir sistemdir. Roy, her kişinin yaşamında kendine özgü bir amacı ve
bu amacı yerine getirme potansiyeli olduğuna inanır. Tamamlanmış ve bütün bir kişi
olma, kişinin yaşamdaki amacını gerçekleştirmesini yansıtır (Roy 2011a).

Sağlık ve hastalık bireyin tüm yaşamı boyunca kaçınılmaz bir durumdur ve bu durum
hemşireliği ilgilendirmektedir. Başa çıkma mekanizmaları yetersiz olursa, sonuç
hastalıktır. Birey sürekli olarak uyum gösteriyorsa sonuç sağlıktır (Roy 2011a, Roy
2011b).

Hemşirelik, Roy’un hemşirelik modeli, hemşireliği bir bilim ve bu bilimsel bilginin


hemşirelik uygulamasına uyarlanması olarak açıklamaktadır. Model, hemşirelik
biliminin gelişmesine ve hemşirelik uygulamasına rehberlik eder. Hemşirelik bilimi,
kişinin sağlık durumlarını olumlu biçimde etkileyen süreçleri devamlı gözleyen,
bunları sınıflandıran ve aralarında bağlantı kuran gelişmiş bir bilgi sistemidir.
Uygulamalı bir bilim disiplini olarak hemşirelik, insan sağlığını olumlu olarak
etkilemek üzere insana gerekli olan temel hizmetleri sağlamak amacı ile bilimsel
bilgilerin bütünlük içinde kullanılmasıdır. Hemşireliği başka disiplinlerden ayıran
özel aktiviteler hemşirelik süreci olarak ifade edilir. Bunlar adaptif sistemin,
davranışların, uyaranların değerlendirilmesi; baş etme sistemlerinin analizi,
hemşirelik tanısı, amaç, hemşirelik girişimleri ve değerlendirmedir. (Fawcett 2005,
Roy 2009).

20
4.6. 1.3. Roy Adaptasyon Modelinin Sekiz Temel İlkesi

1. Birey biyolojik, psikolojik ve sosyal yönleri ile bir bütündür; bu bütünlüğü


korumaya çalışır.
2. Birey açık sistemdir. Değişen çevre ile sürekli etkileşim halindedir. Bu etkileşme
iç ve dış uyaranların değişimlerine uyumu gerektirir.
3. Birey uyum için doğuştan ya da edinsel uyum mekanizmaları kullanır.
4. Sağlık ve hastalık, bireyin yaşamının kaçınılmaz bölümleridir.
5. Birey çevre değişimlerine, olumlu tepki verecek bir şekilde uyum sağlamalıdır.
6. Bireyin uyumunu etkileyen faktörler; bireyin baş edebilme durumu ve çevresel
değişikliklerin (bir virüsün varlığı, ısı değişimleri vb.) derecesidir.
7. Bireyi olumlu cevaba götürecek bir uyaranın, bireyin uyum alanı içinde bulunup
bulunmaması uyum davranışını etkiler.
8. Birey dört uyum alanı içinde değerlendirilir (Birol 2009, Roy 2009).

Şekil 1: Roy’un Adaptasyon Modeli (Roy 2009)

21
4.7. Hemodiyaliz ve Roy’un Adaptasyon Modeli

Kronik hastalıklar geri dönüşümsüz, uzun süreli bakım, denetim, gözlem ve


rehabilitasyonda özel eğitim gerektiren hastalıklar olarak tanımlanmaktadır
(Akdemir ve Birol 2005).

Kronik hastalıklardan biri olan kronik böbrek yetmezliği yaşamı tehdit eden,
kişinin otonomisini bozan, en önemli aktivitelerinin veya ilişkilerinin değişmesine
neden olan, dolayısıyla fiziksel, psikolojik ve sosyal uyum gerektiren zorlu bir
hastalıktır. Kronik böbrek yetmezliği sıklığının hızla artması ile hemodiyaliz tedavisi
gören hastaların hastalık ve tedavi sürecine uyumunun önemi giderek artan bir
kavram olarak karşımıza çıkmaktadır (Akın, Taşköprü, Özdilli, Yeşiltepe, Öztürk ve
Durna 2010).

Günümüzde hemodiyaliz hastalarında tedaviye uyumun sağlanması, sağlık


durumu ve yaşam kalitesi açısından önemli bir sorundur. Hastaların tedaviye
uyumunu etkileyen faktörlerin ele alınması, tedavinin etkinliğini artırarak daha iyi
sağlık sonuçlarına ulaşmayı sağlayabilir (Burns 2004, Kara 2007).

Roy kendi geliştirdiği Adaptasyon Modeline göre bireylerin hastalığa uyumunu


dört ana bölümde inceler. Bu alanlar fizyolojik alan, benlik kavramı alanı, rol
fonksiyon alanı ve karşılıklı bağlılık alanıdır (Roy 2009). Diyalizin yaşam şeklinde
bazı değiklikliklere yol açması nedeniyle hemodiyaliz hastaları grubunda tedaviye
uyumun geliştirilmesine ilginin giderek artması (Tuğla ve Çınar 2006) Roy’un
Adaptasyon Modelinin öneminin daha çok artırmaktadır.

Böbrek yetmezliğine bağlı gelişen anemi, eklem ağrıları, kaşıntı, yorgunluk gibi
fiziksel komplikasyonlar (Akdağ 2006) Roy’un fizyolojik alanıyla ilgili verilen
hemşirelik uygulamalarıyla giderilebilir veya en aza indirilebilir. Çünkü bireyin
fizyolojik anlamda hastalığa uyumu tedavi sürecini kolaylaştıracak; diyet, egzersiz,
korunma, uyku gibi temel gereksinimlerinin düzenli olması hastalığın tedavisinde
büyük katkılar sağlayacaktır.

Kronik böbrek yetmezliği işlev kayıplarının, yaşam tarzında değişikliklerin,


dolayısıyla uyum sorunlarının fazla yaşandığı kronik hastalıklar arasında yer

22
almaktadır (Bahar ve Yıldızgördü 2006). Bu tür olumsuzluklardan dolayı, bireylerin
benlik saygılarının düştüğü gözlenmektedir. Roy Adapatasyon Modelinde benlik
saygısı doğrultusunda verilen eğitimler bireylerin hastalıkla mücadele gücünü
artırmakta benlik saygılarının normal seviyelere gelmesini sağlamaktadır. Bu da
bireylerin hastalığa ve tedaviye uyumunu kolaylaştırmaktadır (Burn 2004).

Hemodiyaliz tedavisi hasta yaşamında değişiklik yaratan yeni ve farklı bir


deneyimdir. Bu durum hem hasta hem de hasta ailesini yakından etkiler ve yaşamla
ilgili yeni düzenlemeler gerektirir. Aile içi rol kaybı, iş kaybı ve vücut
fonksiyonlarındaki kayıplar hasta için büyük psikososyal sorunların ortaya çıkmasına
neden olur (Gök, Taşçı, Beydağ ve Kiper 2009). Böbrek yetmezliğine bağlı gelişen
olumsuzluklar hastanın sosyal yaşamdan uzaklaşmasına bireyin rollere uyumunun
güçleşmesine neden olur. Hemodiyaliz uygulanan hastalarda sosyal, ekonomik,
psikolojik, kısaca yaşamın tüm alanları olumsuz yönde etkilenmektedir (Bahar ve
Yıldızgördü 2006, Ünsar, Dindar, Zafer ve Kumaşoğlu 2006). Roy Adaptasyon
Modeline göre rol fonksiyon alanıyla ilgili verilen eğitimler bireylerin kendi
rollerinden uzaklaşmadan, sosyal yaşam aktivitelerini değiştirmeden hastalığa uyum
sürecini kolaylaştırmaktadır.

Kronik hastalıklarda duygusal destek hastalığa psikolojik uyumu artırmakta,


depresyonu azaltmaktadır. Hemodiyaliz hastalarında hissedilen sosyal destek
psikolojik iyilik halini artırmaktadır (Tsay ve Lee 2005). Kronik böbrek yetmezliği
bulunan hastaların hastalıktan etkilenmeleri kendilerini diğer bireylerden farklı
hissettirmektedir. Hastalığın tedavi sürecinde diyaliz merkezlerine gitmeleri,
hemodiyaliz makinesine bağlanmaları, hastalıktan dolayı ölüm korkusu duymaları
onların kendilerini yanlız hissetmelerine yol açmaktadır (Gençöz ve Astan 2006). Bu
nedenle Roy Adapatasyon Modeli karşılıklı bağlılık alanı için de bireyleri
destekleyici eğitimler içermekte, hasta yakınlarının hastaya desteklerini arttırmakta
ve bireyin kendi destek sistemlerini harekete geçirmektedir (Roy 2009, Kacaroğlu
Vicdan 2010).

23
5. GEREÇ ve YÖNTEM

5.1. Araştırmanın Amacı ve Tipi

Bu araştırma, Roy’un Adaptasyon Modeline göre verilen eğitimin hemodiyaliz


tedavisi alan bireylerin fizyolojik, psikolojik ve sosyal uyumuna etkisini belirlemek
amacıyla randomize kontrollü deneysel olarak yapıldı.

5.2. Araştırmanın Yeri ve Zamanı

Araştırma, Konya ilinin Akşehir ilçesinde özel bir diyaliz merkezinde


1 Temmuz- 31 Aralık 2012 tarihleri arasında gerçekleştirildi.

Araştırmanın yapıldığı diyaliz merkezinde 7 hemşire, 2 hekim ve 6 yardımcı


personel hizmet vermektedir. Diyaliz merkezinde 102 birey hemodiyaliz tedavisi
almaktadır. Pazartesi- çarşamba- cuma günleri üç seans, salı-perşembe-cumartesi
günleri 2 seans verilmektedir. Her seansta 20 hasta hemodiyalize girmekte; 5 hastaya
1 hemşire hizmet vermektedir.

5.3. Araştırmanın Evren ve Örneklemi

Araştırmanın evrenini, araştırmanın yapıldığı tarihlerde diyaliz merkezinde


hemodiyaliz tedavisi alan 102 birey oluşturmaktadır. Bireylerin 18’i okuma yazma
bilmedikleri için, 2’si araştırmaya katılmak istemedikleri için araştırmanın
kapsamına alınmadı. Örneklemi ise işbirliğine açık ve okur- yazar olan 41 deney, 41
kontrol olmak üzere 82 birey oluşturdu. Araştırma kapsamına alınan bireyler yaş,
cinsiyet, eğitim düzeyi, tanı alma yılına göre eşleştirilerek deney ve kontrol grupları
oluşturuldu.

24
5.4.Araştırmanın Hipotezleri

H0: Hemodiyaliz tedavisi uygulanan bireylerde Roy Adaptasyon Modeline göre


verilen eğitim; fizyolojik, psikojik ve sosyal uyumu artırmaz.

H1: Hemodiyaliz tedavisi uygulanan bireylerde Roy Adaptasyon Modeline göre


verilen eğitim; fizyolojik, psikolojik ve sosyal uyumu artırır.

5.5. Araştırmanın Değişkenleri

Bağımlı değişken: Bireylerin hemodiyaliz tedavisine fizyolojik, psikolojik ve sosyal


uyumu

Bağımsız değişken: Eğitim

Kontrol değişkenleri: Deney ve kontrol grupları; yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi,


hemodiyalize girme süresi gibi kontrol değişkenleri açısından belirlendi ve Tablo
1’de sunuldu. Yapılan istatistiksel analizler, deney ve kontrol grubundaki hastalar
arasında kontrol değişkenleri açısından istatistiksel olarak farkın olmadığını ortaya
koydu (p>0.05). Elde edilen sonuçlar deney ve kontrol gruplarının benzer özelliklere
sahip olduğunu gösterdi.

25
Tablo 1. Deney ve Kontrol Grubunun Kontrol Değişkenleri Açısından
Eşleştirilmesi

Kontrol Deney Grubu (n=41) Kontrol Grubu (n=41)


Değişkenleri
n % n % x² P
Yaş
31-45 yaş 2 4.9 3 7.3
0.552 0.759
46-64 yaş 20 48.8 22 51.2
65 ve üzeri yaş 19 46.3 16 45.7
Cinsiyet
Kadın 18 43.9 15 36.6 0.456 0.499
Erkek 23 56.1 26 63.4
Eğitim
Durumu
Okur- yazar 4 9.8 2 4.9
5.048 0.893
İlkokul 24 58.5 30 73.2
Ortaokul 10 24.4 4 9.8
Lise 3 7.3 5 12.2
Hemodiyaliz
Tedavi Süresi
0-2 yıl 17 41.5 20 48.8
5.008 0.082
3-5 yıl 13 31.7 6 14.6
6-8 yıl 9 22 5 12.2
9 yıl ve üzeri 2 4.9 10 24.4

5.6. Veri Toplama Araçları

Araştırmada veriler; Hemodiyaliz Hasta Değerlendirme Formu, Fonksiyonel


Performans Envanteri, Coopersmith Benlik Saygısı Envanteri, Hastalığa Psikososyal
Uyum-Öz bildirim Ölçeği (PAIS-SR) ile toplandı.

5.6.1. Hemodiyaliz Hasta Değerlendirme Formu

Araştırmada kullanılan Hemodiyaliz Hasta Değerlendirme Formu araştırmacı


tarafından ilgili literatür incelenerek oluşturuldu. Bu form; hemodiyaliz tedavisi alan
bireylerin uyumunu etkileyebileceği düşünülen bilgileri içeren 23 sorudan
oluşturuldu (Ek 1).

26
5.6.2. Fonksiyonel Performans Envanteri –Kısa Formu

Bu ölçek, KOAH’lı bireylerin günlük temelde yaptıkları aktivitelerle ilgili


fonksiyonlarını ölçmek amacıyla Leidy tarafından 1994 yılında geliştirilmiş beşli
likert tipinde bir ölçektir. Türk hemodiyaliz hastalarında Gülseven ve ark. (2008)
tarafından geçerlilik ve güvenirlik sınaması yapılan ölçeğin alt boyutları Cronbach
alfa değerinin 0.80-0.90 arasında, madde toplam puan korelasyon katsayılarının (r)
ise 0.34-0.85 arasında olduğu belirlenmiştir.

Fonksiyonel Performans Envanteri- Kısa Formu 32 madde ve 6 alt boyuttan:

1.Vücut bakımı alt boyutu (5 madde),

2. Ev işlerini sürdürme alt boyutu (9 madde),

3. Fiziksel egzersiz alt boyutu (5 madde),

4. Eğlence alt boyutu (5 madde),

5. Manevi aktivite alt boyutu (4 madde),

6. Sosyal aktivite alt boyutu (4 madde) oluşmaktadır (Gülseven, Alpar, Şenturan,


Papila ve Sabuncu 2008).

5.6.2.1. Fonksiyonel Performans Envanteri Kısa Formu’nun Değerlendirilmesi

Hastalara Fonksiyonel Performans Envanteri (FPE) Kısa Formu’nda yer alan


faaliyetleri yaparken yaşadıkları zorluk dereceleri görüşme yolu ile sorularak
hastaların verdikleri cevaplar aşağıdaki şekilde puanlanmaktadır:

(1)Faaliyeti hiç zorlanmadan kolayca yaparım.

(2)Biraz zorlukla yaparım.

(3)Çok zorlukla yaparım.

(4) Sağlık sorunlarım nedeniyle bu faaliyeti artık yapamıyorum.

27
(TE : Tercih Etmem) Alışkanlığım olmadığı için veya yapmayı istemediğim için
zaten yapmıyordum, hiç yapmadım veya sağlık dışındaki nedenlerle
yapmıyorum.

5.6.2.2. Puanların Hesaplanması

Ölçekten alınan puanların hesaplanmasında; “sağlık sorunları nedeniyle


yapılamayan” ve “tercih edilmediği için yapılmayan” faaliyetlere (4 ve TE) 0 puanı
verilir. En yüksek puan “hiç zorlanmadan kolayca yapılan faaliyetlere” verilerek 1’
ler 3; 2’ ler 2; 3’ler de 1 puan olarak kodlanır.

Fonksiyonel Performans Envanteri Kısa Formu alt boyut puanları, alt boyutu
oluşturan maddelerin ortalaması alınarak hesaplanır. Altı alt boyutun ortalaması
hesaplanarak da ölçeğe ait toplam fonksiyonel performans puanı elde edilir. Puanlar
0-3 arasında değişmektedir ve ölçekten alınabilecek en yüksek puan 3’tür. Yüksek
puan yüksek performansı göstermektedir (Ek 2). (Gülseven, Alpar, Şenturan, Papila
ve Sabuncu 2008).

Bu araştırmada da envanterin Cronbach alpha değerleri alt boyutlar için sırası


ile 0.96, 0.99, 0.85, 0.92, 0.76, 0.91, envanterin toplamı için ise 0.85 olarak bulundu.

5.6.3. Coopersmith Benlik Saygısı Envanteri (Yetişkin Formu)

S. Coopersmith tarafından 1959 yılında geliştirilen Coopersmith Benlik Saygısı


Envanteri, kişinin hayata bakış açısı, aile ve sosyal ilişkisi, kendisi hakkındaki
değerlendirmesi, kendini nasıl gördüğü ile ilgili 25 maddeden oluşmaktadır.
Maddelerdeki ifadelerden uygun olanı ‘benim gibi’ ve ‘benim gibi değil’ şeklinde
ifadelerle işaretlenmektedir. (Yüksel, 2002). Buna göre bireylere, ölçekteki 1, 4, 5,
8, 9, 14, 19 ve 20. maddeler “benim gibi” olarak işaretlenirse 4 puan; 2, 3, 6, 7, 10,
11,12, 13, 15, 16, 17, 18, 21, 22, 23, 24 ve 25. maddeler “benim gibi değil” olarak

28
işaretlenirse yine 4 puan, bunlara uygun biçimde işaretlenmezse 0 puan verilmektedir
(Serinkan, 2006).

Ölçekten alınabilecek en yüksek puan 100, en düşük puan ise 0’dır. Artan puan,
benlik saygısının arttığının göstergesidir. Bireyin ölçekten almış olduğu puan 10-30
puan arasında ise bireyin “düşük benlik saygısı grubunda”, 30-70 puan arasında ise
“orta benlik saygısı grubunda”, 70-100 puan arasında ise “yüksek benlik saygısı
grubunda” yer aldığını göstermektedir. Ülkemizdeki geçerlilik güvenilirlik çalışması
Turan tarafından (1986) 30 onkoloji hastası üzerinde yapılmış, korelasyon katsayısı r
=0.65 olarak bulunmuş. Daha sonra Turan tarafından (1987) 200 üniversite öğrencisi
üzerinde tekrar yapılmış. Sonuç olarak Coopersmith Benlik Saygısı Envanteri’nin
Türkçeye uyarlanmış şekliyle geçerli ve güvenilir bir envanter olduğu belirlenmiş
(Ek 3).

Bu araştırmada da envanterin Cronbach alfa kat sayısı 0.73 bulundu.

5.6.4. Hastalığa Psikososyal Uyum-Öz Bildirim Ölçeği

[Psychosocial Adjustment to Illness Scale - Self Report (PAIS-SR)]

Derogatis ve Lopez tarafından 1983 yılında geliştirilmiş, hastalığa psikososyal


uyumu değerlendirmeyi amaçlayan, çok boyutlu bir ölçektir (Adaylar 1995;
Derogatis 1983). PAIS-SR, bireylerin diğer bireylerle ve sosyokültürel çevreyi
oluşturan kurumlarla karşılıklı etkileşimini ölçmektedir. Ölçek, 46 maddeden
oluşmaktadır. Ölçekte yer alan sorular hastalığa psikososyal uyumun 7 alanına göre
ayrılmıştır. Bu 7 alan ölçeğin alt ölçeklerini oluşturmaktadır. Bu alt ölçekler
şunlardır:

1. Sağlık Bakımına Uyum (Health Care Orientation)

2. Mesleki Çevre (Vocational Environment)

3. Aile Çevresi (Domestic Environment)

4. Cinsel ilişkiler (Sexual Reletionships)

5. Geniş Aile ilişkileri (Extend Family Relationships)

29
6. Sosyal Çevre (Social Environment)

7. Psikolojik Distres (Psychologic Distress) (Adaylar 1995)

Ölçekte her bir soru için uyumun değişen seviyelerini belirleyen dört tanımlayıcı
ifade kullanılmıştır. Denek, kendi kişisel deneyimini en iyi, en yakın şekilde
tanımlayan yanıtı seçebilmektedir. Ölçekte yer alan maddelere 0 ve 3 arasında
değişen puanlar verilerek yanıtlar sayısal değerlere dönüştürülmektedir. Hastalıktan
bu yana büyük oranda olumsuz değişiklikler 3 puanla, değişiklik olmaması veya
olumlu değişiklikler 0 puanla değerlendirilmektedir. PAIS-SR’den alınabilecek en
düşük puan 0, en yüksek puan 138’dir (Ek 4).

PAIS–SR ölçeğinde düşük puanlar hastalığa “iyi psikososyal uyumu”, yüksek


puanlar hastalığa “kötü psikososyal uyumu” göstermektedir. PAIS–SR’de 35’in
altındaki puanlar “iyi psikososyal uyumu”, 35 ile 51 arası puanlar “orta derecede iyi
psikososyal uyumu”, 51’in üstündeki puanlar “kötü psikososyal uyumu” ifade eder
şeklinde değerlendirilmektedir (Adaylar 1995).

Ülkemizde PAIS-SR’nin geçerlik ve güvenirliği, Türkçeye uyarlanarak Adaylar


(1995) tarafından yapılmıştır. Bu çalışmada akut ve kronik hastalığı olan hasta
örnekleminde PAIS-SR’nin alt grupları için alpha değerleri sırası ile 0.87, 0.85, 0.80,
0.95, 0.89, 0.93, 0.83 olarak, tüm ölçek için 0.94 olarak bildirilmiştir. Adaylar (1995)
aynı çalışmada kronik hastalığı olan bireylerde PAIS-SR’nin tümü için alfa değerini
0.92 olarak, alt gruplar için alpha değerlerini sırası ile 0.87, 0.83, 0.78, 0.96, 0.89,
0.92, 0.79 olarak bildirmiştir (Adaylar 1995).

Araştırmamızda ise ölçeğin Cronbach alpha değerleri alt boyutlar için sırası ile
0.57, 0.59, 0.77, 0.91, 0.79, 0.97, 0.95; ölçeğin toplamı için 0.92 olarak bulundu.

30
5.7. Hemşirelik Girişimi

Hemşirelik girişiminde materyal olarak Roy Adaptasyon Modeli doğrultusunda,


literatür bilgileri ve tez izlem üyelerinin rehberliğinde hazırlanan eğitim kitapçığı
kullanıldı. Eğitim kitapçığı, Roy’un Adaptasyon Modeline göre dört bölümden
oluşmaktadır.
Birinci bölümde, fizyolojik alanla ilgili böbreklerin görevleri, böbrek yetmezliği
geliştiğinde uygulanan tedavi seçenekleri, hemodiyaliz tedavisi, beslenme, aktivite,
dinlenme, korunmayı anlatan bilgiler yer aldı.

İkinci bölümde, benlik kavramı alanıyla ilgili benlik kavramı, benlik saygısını
yükseltmek için yapılacaklar, stres, stres kontrolü ve gevşeme teknikleri, olumlu
tutum geliştirme önerileri, fiziksel ve ruh sağlığı için kendine dikkat etme önerileri
yer aldı.

Üçüncü bölümde, rol fonksiyonu alanıyla ilgili planlı yaşamın ve gücü yettiğince
işlerini yapmanın önemi, uğraş edinmenin gerekliliği, kişisel hedeflerini planlama
hakkında bilgiler yer aldı.

Dördüncü bölümde ise karşılıklı bağlılık alanıyla ilgili duyguların aile ile
paylaşımının önemi, hemodiyaliz tedavisi alan diğer bireylerle iletişim, yaşamın
devam ettiğinin kabul edilmesine ilişkin yaklaşımlara yer verildi.

Tezin akış şeması doğrultusunda, araştırmanın evreni (N=102) belirlendi.


Araştırmanın kriterleri doğrultusunda 18’i okuma yazma bilmeyen, 2’si ise
araştırmaya katılmak istemeyen 20 birey araştırma dışında tutuldu. Örneklem
grubundaki bireyler (n=82) randomize kontrollü olarak deney ve kontrol grubu
olarak ikiye ayrıldı. Çalışmanın birinci gününde hem deney grubundaki (n=41) hem
de kontrol grubundaki (n=41) bireylerle birinci görüşme yapıldı.

Bu görüşmede her iki gruba da Hemodiyaliz Hasta Değerlendirme Formu,


Fonksiyonel Performans Envanteri, Coopersmith Benlik Saygısı Envanteri, Hastalığa
Psikosoyal Uyum-Öz Bildirim Ölçeği uygulandı. Aynı zamanda yaşam bulguları,
kilo takipleri, bazı kan paremetreleri gibi bulgular toplandı. Birinci görüşmeden 30

31
gün sonra uyumlarını değerlendirmek için kontrol grubuna aynı veri toplama araçları
tekrar uygulandı.

Hastaların hepsine aynı merkezde tedavi uygulandığı için deney grunbuna


verilecek eğitimin kontrol grubundaki bireyleri etkileyebileceği göz önüne alınarak
deney grubunun eğitim süreci kontrol grubunun verileri toplandıktan sonra başlatıldı.

Deney grubundaki bireylere veri toplama araçlarının uygulandığı birinci


görüşmeden 30 gün sonra Roy Adaptasyon Modeli doğrultusunda dört başlık altında
toplanan eğitim alanlarının ilki olan fizyolojik alana ilişkin bilgilendirme yapıldı.
Eğitimin 37. gününde benlik kavramı alanı ile ilgili bilgiler aktarıldı. Rol fonksiyon
alanı ile ilgili eğitim ise 45. gün verildi. 52. günde karşılıklı bağlılık alanıyla ilgili
eğitim verildi. Eğitimi kapsayıcı nitelikte olan “ Hemodiyaliz ile Yaşamak” adlı
eğitim kitapçığı bireylere verildi (Ek 5). 60. gün bireylerin verilen eğitimle ilgili
bilgileri değerlendirilip anlaşılmayan bölümlere yönelik soruları cevaplandırıldı.
Eğitimin kalıcılığını sağlamak amacıyla bu görüşmeler birer hafta arayla iki kez daha
tekrarlandı. Eğitimler hemodiyaliz tedavisi sırasında bireysel olarak verildi. 75. gün
bireylerin uyumunu değerlendirmek için tekrar Hemodiyaliz Hasta Değerlendirme
Formu, Fonksiyonel Performans Envanteri, Coopersmith Benlik Saygısı Envanteri,
Hastalığa Psikosoyal Uyum- Öz Bildirim Ölçeği uygulandı. Yaşam bulguları, kilo
takipleri, bazı kan paremetreleri gibi bulgular tekrar değerlendirildi.
Eşitlik ilkesi gereğince deney grubunun eğitimleri bittikten sonra kontrol
grubundaki bireylere de aynı eğitim verildi.

5.8. Verilerin Toplanması

Veriler, hemodiyaliz seansı sırasında yüz yüze görüşme tekniği kullanılarak


ortalama 30-45 dakikalık bir sürede toplandı.

32
5.9. Verilerin Değerlendirilmesi

Verilerin kodlanması ve değerlendirilmesi bilgisayar ortamında SPSS 16


(Statistical Package Programme for the Social Science) paket programında yapıldı.

Araştırmanın verilerinin normal dağılıp dağılmadığının tespit edilmesi için


Shapiro–Wilk Testi kullanıldı. Çalışma kapsamına alınan bireylerin sosyodemografik
özellikleri ile ilgili veriler sayı, yüzdelik ve Pearson χ2 testi ile değerlendirildi.

Deney ve kontrol grubunun ölçeklerden ve alt boyutlarından birinci ve ikinci


görüşmede aldıkları puanlar arasındaki farkı tespit etmek için Wilcoxon İşaretli
Sıralar Testi kullanıldı.Deney grubunun bazı sosyo-demografik özelliklerine göre
ölçeklerden aldıkları puanlar arasındaki farkı tespit etmek için iki gruplu değişkenleri
değerlendirmede Mann-Whitney U testi, ikiden daha fazla değişkenlerde ise Kruskal-
Wallis H testi kullanıldı.

5.10. Araştırmanın Sınırlılıkları

Araştırmanın örneklem sayısının az olması, ve araştırmanın tek bir merkezde


yürütülmesi araştırmanın sınırlılığı olarak kabul edildi.

5.11. Araştırmanın Etik Yönü

Araştırmaya başlamadan önce araştırmada kulanılan Hastalığa Psikosoyal


Uyum- Öz Bildirim Ölçeği için izin alındı (Ek 6). Araştırmanın yapılacağı
kurumdan yazılı izin alındı (Ek 7). Selçuk Üniversitesi Selçuklu Tıp Fakültesi
Girişimsel Olmayan Klinik Araştirmalar Etik Kurulundan onay alındı (Ek 8-9).
Hastalara çalışmanın amacı anlatılarak yazılı onamları alındı (Ek 10). Böylelikle
“aydınlatılmış onam ilkesi” etik ilke olarak yerine getirilmiş oldu. Hastalara
istedikleri zaman araştırmadan çekilebilecekleri belirtilerek “Özerklik” ilkesine,
bireysel bilgilerin araştırmacı ile paylaşıldıktan sonra korunacağı söylenerek

33
“Gizlilik ve Gizliliğin Korunması” ilkesine uyulmasına özen gösterildi. Elde edilen
bilgilerin ve cevaplayanın kimliğinin gizli tutulacağı belirtilerek “Kimliksizlik ve
Güvenlik” ilkesi yerine getirildi.

Veriler toplandıktan sonra, kontrol grubundaki bireylere de Roy Adaptasyon


Modeli doğrultusunda hazırlanan eğitim kitapçığıyla eğitimler verildi. Böylelikle
“eşitlik ilkesi” yerine getirildi.

34
5.13. Tezin Akış Şeması

Evren (n=102)

Araştırmaya alınmayanlar (n=20 )


Okuma yazma bilmeyenler (n=18)
Araştırmya katılmak istemeyen (n= 2)
Örnkelem (n=82)

Deney Grubu (n=41) Kontrol Grubu (n=41)

Deney Grubu (n=41) İlk Görüşme (1.gün) Kontrol Grubu (n= 41) İlk Görüşme (1.gün)
 Hemodiyaliz Hasta Değerlendirme Formu  Hemodiyaliz Hasta Değerlendirme Formu
Fonksiyonel Performans Envanteri Fonksiyonel Performans Envanteri
Yaşam bulguları, kilo, kan biyokimyası sonuçları Yaşam bulguları, kilo, kan biyokimyası sonuçları
Coopersmith Benlik Saygısı Envanteri Coopersmith Benlik Saygısı Envanteri
Psikososyal Uyum-Öz Bildirim Ölçeği (PAIS-SR) Psikososyal Uyum-Öz Bildirim Ölçeği (PAIS-SR)

Deney Grubu (n=41) (30.gün) Kontrol Grubu (n= 41) (30.gün)


 Roy Adaptasyon Modeli  Hemodiyaliz Hasta Değerlendirme Formu
Fizyolojik Alanı Eğitimi Fonksiyonel Performans Envanteri
Yaşam bulguları, kilo, kan biyokimyası sonuçları
Coopersmith Benlik Saygısı Envanteri
Psikososyal Uyum-Öz Bildirim Ölçeği

Deney Grubu (n=41) (37.gün)


 Roy Adaptasyon Modeli
Benlik Kavramı Alanı Eğitimi

Deney Grubu (n=41) (45.gün)


 Roy Adaptasyon Modeli
Rol Fonksiyon Alanı Eğitimi

Deney Grubu (n=41) (52.gün)


 Roy Adaptasyon Modeli
Karşılıklı Bağlılık Alanı Eğitimi

Deney Grubu (n=41)


(60.gün-67.gün-72. gün)
 Tekrar Eğitimi

Deney Grubu (n= 41) (75.gün) Kontrol Grubu (n=41) (75.gün)


 Hemodiyaliz Hasta Değerlendirme Formu
Fonksiyonel Performans Envanteri
Yaşam bulguları, kilo, kan biyokimyası sonuçları  Eğitim
Coopersmith Benlik Saygısı Envanteri
Psikososyal Uyum-Öz Bildirim Ölçeği 35
6. BULGULAR

Hemodiyaliz tedavisi alan bireylere Roy Adaptasyon Modeli doğrultusunda


uygulanan eğitimin etkisini belirlemek amacı ile yapılan çalışmada bulgular 5 ana
başlık ve diğer alt başlıklar altında ele alındı:

1. Hemodiyaliz Tedavisi Alan Bireylerin Bazı Özelliklerinin Dağılımına


İlişkin Bulgular

2. Fizyolojik Alana İlişkin Bulgular

 Fonksiyonel Performans Envanterine İlişkin Bulgular

 Yaşam Bulgularına İlişkin Değerler

 Kilo Takibine İlişkin Bulgular

 Kan Biyokimyası Düzeylerine İlişkin Bulgular

3. Benlik Kavramı Alanına İlişkin Bulgular

 Coopersmith Benlik Saygısı Envanterine İlişkin Bulgular

4. Rol Fonksiyon Alanı ve Karşılıklı Bağlılık Alanına İlişkin Bulgular

 Hastalığa Psikososyal Uyum-Öz Bildirim Ölçeğine İlişkin Bulgular

5. Deney Grubundaki Bireylerin Ölçek Puanlarının Sosyo-Demografik


Özelliklerine Göre Karşılaştırılmasına İlişkin Bulgular

36
6.1. Sosyo-Demografik Özelliklerin Dağılımına İlişkin Bulgular

Tablo 2. Hemodiyaliz Tedavisi Alan Bireylerin Sosyo-Demografik Özelliklerinin


Dağılımı (N=82)

Sosyo- Deney Grubu (n=41) Kontrol Grubu (n=41)


demografik n % n % X² p
Özellikleri
Yaş

31-45 yaş 2 4.9 3 7.3 0.552 0.759


46-64 yaş 20 48.8 22 51.2
65 ve üzeri 19 46.3 16 45.7
yaş
Cinsiyet
Kadın 18 43.9 15 36.6 0.456 0.499
Erkek 23 56.1 26 63.4
Çalışma Durumu
Çalışıyor 16 39 15 36.6 1.848 0.397
Emekli 7 17.1 12 29.3
Ev Hanımı 18 43.9 14 34.1
Medeni Durum
Evli 36 87.8 37 90.2 0.125 0.724
Bekar 5 12.2 4 9.8
Eğitim Durumu
Okur- yazar 4 9.8 2 4.9 5.048 0.893
İlkokul 24 58.5 30 73.2
Ortaokul 10 24.4 4 9.8
Lise 3 7.3 5 12.2
Yaşadığı Kişi
Eşi ile 20 48.8 25 61.0 4.010 0.328
Eş ve 14 34.1 8 19.5
çocuklar
Çocukları 4 9.8 3 7.3
ile
Kendisi 3 7.3 5 12.2
Gelir Durumu 0.226 0.893

İyi 3 7.3 3 7.3


Orta 23 56.1 25 61
Kötü 15 36.6 13 31.7
Toplam 41 100 41 100
Ki-kare testi

Tablo 2’de deney ve kontrol grubunun bazı sosyo-demografik özellikleri yer


almaktadır. Yapılan istatistiksel analize göre deney ve kontrol grubu arasında yaş,
cinsiyet, çalışma durumu, medeni durum, eğitim düzeyi, yaşadığı kişiler, gelir
durumları bakımından anlamlı fark bulunmadı (p>0.05). Deney grubunun yaş

37
ortalaması 64.12±12.55, kontrol grubunun yaş ortalaması ise 62.27±9.76 olarak
bulundu.

Tablo 3. Hemodiyaliz Tedavisi Alan Bireylerin Tedaviye İlişkin Özelliklerinin


Dağılımı (N=82)

Tedaviye İlişkin Özellikler Deney Grubu Kontrol Grubu X² p


(n=41) (n=41)
n % n %
Hastalık tanısı aldıktan ne
kadar süre sonra hemodiyaliz 0.439 0.230
tedavisi almaya başladınız?
İlk 1 aylık sürede 26 63.4 31 75.6
1 ayı aşkın bir süre sonra 15 36.4 10 24.4
Ne zamandır hemodiyaliz 5.008 0.082
tedavisi alıyorsunuz?
0-2 yıl 17 41.5 20 48.8
3-5 yıl 13 31.7 6 14.6
6-8 yıl 9 22 5 12.2
9 yıl ve üzeri 2 4.9 10 24.4
Hemodiyaliz eğitimi aldınız 0.131 0.113
mı?
Evet 4 9.8 9 22
Hayır 37 90.2 32 78
Toplam 41 100 41 100
Eğitim yeterli miydi? (n=13) 3.507 0.173

Evet 2 4.9 7 17.1


Hayır 2 4.9 3 7.3
Ki-kare testi

Yapılan istatistiksel analize göre deney ve kontrol grubu arasında hemodiyalize


başlama süresi, hemodiyalize girme süresi, hemodiyalize yönelik eğitim alma
durumları ve bu eğitimden memnuniyetleri bakımından istatistiksel fark anlamlı
bulunmadı (p>0.05). Hemodiyalize girme sürelerinin ortalamalarına bakıldığında bu
süre deney grubundaki bireylerde 3.77±3.36 yıl (Min=3ay Max=15 yıl), kontrol
grubundaki bireylerde ise 6.10 ±8.18 yıl (Min=2 ay Max=38 yıl) olarak saptandı.

38
Tablo 4. Hemodiyaliz Tedavisi Alan Bireylerin Destek Durumlarının Dağılımı
(N=82)

Destek Deney Grubu (n=41) Kontrol Grubu (n=41) X² p


Durumu n % n %
Destek olan var mı? 0.000 1
Evet 36 87.8 36 87.8
Hayır 5 12.2 5 12.2
Kimden destek 0.000 1
alıyorsunuz? (n=36)
Eş 26 63.4 26 63.4
Çocuk 10 39.6 10 39.6
Hangi alanlarda destek
alıyorsunuz? ●
Fiziksel 36 87.3 33 80.5 0.273 0.364
Psikolojik 29 70.1 26 63.4 0.319 0.481
Ekonomik 19 46.3 13 31.7 0.129 0.174
Ki-kare testi

●Bireyler birden fazla seçenek işaretledi

Hemodiyaliz tedavisi alan bireylerin destek durumlarına bakıldığında


istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (p>0.05).

Tablo 5. Hemodiyaliz Tedavisi Alan Bireylerin Diğer Hastalıklarına İlişkin


Verilerin Dağılımı (N=82)

Ek Hastalık Durumu Deney Grubu Kontrol Grubu X² p


n % n %
KBY’den başka hastalığınız 0.000 1
var mı? (n=82)
Var 25 61 25 61
Yok 16 39 16 39
KBY’den başka hangi
hastalığınız var ? (n=50)
Diyabet 8 19.5 12 29.3 1.058 0.304
Hipertansiyon 17 41.5 15 36.6 0.205 0.651
Kalp hastalıkları 5 12.4 11 26.8 2.050 0.152
Solunum hastalıkları 3 7.3 1 2.4 2.795 0.095
Ki-kare testi

39
Hemodiyaliz tedavisi alan deney ve kontrol grubundaki bireylerin %61’inin
kronik böbrek yetmezliği dışında bir hastalığı vardır. Deney grubundaki bireylerin
%41.5’inde, kontrol grubundaki bireyelerin ise %36.6’sında hipertansiyon
bulunmaktadır. Bu sonuçlara bakıldığında istatistiksel fark yoktur (p>0.05).

Tablo 6. Hemodiyaliz Tedavisi Alan Bireylerin Yaşadığı Fiziksel Değişikliklere


İlişkin Verilerin Dağılımı (N=82)

Fiziksel Değişiklikler Deney Grubu Kontrol Grubu X² p


(n=41) (n=41)
n % n %
Kan basıncı 10 24.4 10 24.4 0.000 1
değişiklikleri
Halsizlik 26 63.4 25 61 0.052 0.820
Bulantı-kusma 9 22 13 31.7 0.994 0.319
İştahsızlık 8 19.5 6 14.6 0.345 0.557
Kaşıntı 5 12.2 5 12.2 0.000 1
Baş ağrısı 13 31.7 16 39 0.488 0.488
Uyku sorunları 6 14.6 7 17.1 0.091 0.762

Hemodiyaliz tedavisi alan bireylerin yaşadığı fiziksel değişikliklere ilişkin


verilerin dağılımında anlamlı fark bulunmadı (p>0.05).

Tablo 7. Hemodiyaliz Tedavisi Alan Bireylerin Yaşadığı Psikolojik


Değişikliklere İlişkin Verilerin Dağılımı (N=82)

Psikolojik Değişiklikler Deney Grubu Kontrol Grubu X² p


(n=41) (n=41)
n % n %

Öfke 17 41.5 20 48.8 0.443 0.506


Ümitsizlik 21 51.2 17 41.5 0.785 0.376
Hayel kırıklığı 6 4.6 12 29.3 2.562 0.109
Endişe 10 21.4 18 43.9 3.471 0.062
Ölüm korkusu 5 12.2 5 12.2 0.000 1
Çabuk sinirlenme 13 31.7 16 39 0.480 0.488
Kendine güvensizlik 3 7.3 2 4.9 0.213 0.644
Stres 11 26.8 19 46.3 3.364 0.067
Bağımlılık duygusu 6 14.6 6 14.6 0.000 1
Gelecek kaygısı 9 22 9 22 0.000 1

40
Hemodiyaliz tedavisi alan bireylerin yaşadığı psikolojik değişiklikler benzer
bulundu. Deney ve kontrol grubu arasında istatistiksel olarak anlamlı fark
saptanmadı (p>0.05).

Tablo 8. Hemodiyaliz Tedavisi Alan Bireylerin Yaşadığı Sosyal Değişikliklere


İlişkin Verilerin Dağılımı (N=82)

Deney Grubu Kontrol Grubu


Sosyal Değişiklikler (n=41) (n=41) X² P
n % n %
İş kaybı 2 4.9 5 12.2 1.406 0.236
Sosyal etkileşimin ↓ 20 48.8 23 56.1 0.440 0.507
Sosyal etkileşimin ↑ - - - -
Aile içi ilişkilerde 2 4.9 4 9.8 0.719 0.396
bozulma
Yaşam tarzında 19 46.3 22 53.7 0.439 0.508
değişim
Rolleri yerine 22 53.7 29 70.7 2.541 0.111
getirmede değişim

Hemodiyaliz tedavisi alan bireylerin yaşadığı sosyal değişiklikler benzer


bulundu. Deney ve kontrol grubu arasındaki farkın anlamlılık göstermediği belirlendi
(p>0.05).

41
6.2. Fizyolojik Alana İlişkin Bulgular

Araştırmanın bulguları, Roy Adaptasyon Modelinin dört temel alanına göre


incelendi. Fizyolojik alanla ilgili bulgulara ulaşmak için kullanılan Fonksiyonel
Performans Envanteri, yaşam bulguları, bireylerin hemodiyalize giriş kiloları ve bazı
kan biyokimya paremetreleri değerlendirildi.

Tablo 9. Hemodiyaliz Tedavisi Alan Bireylerin Fonksiyonel Performans


Envanterine İlişkin Puan Ortalamaları (N=82)

Deney Grubu (n=41)


Kontrol Grubu (n=41)
Fonksiyonel
Performans
Envanteri
İlk İkinci İlk İkinci
Görüşme Görüşme Z* p* Görüşme Görüşme Z* p*
Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS

Vücut 2.03±1.06 2.25±1.01 -2.775 0.006 1.72±1.19 1.76±1.10 -0.079 0.937


Bakımı
Ev İşlerini 0.73±0.63 0.96±0.73 -4.832 0.000 0.45±0.49 0.53±0.59 -1.554 0.120
Sürdürme
Fiziksel 1.25±0.92 1.40±0.93 -3.210 0.001 1.09±0.83 1.08±0.88 -0.070 0.944
Egzersiz
Eğlence 1.06±0.75 1.32±0.68 -3.536 0.000 0.88±0.72 0.98±0.80 -1.841 0.066
Manevi 1.75±1.12 1.88±1.09 -2.323 0.020 1.52±1.04 1.45±1.03 -1.575 0.115
Aktivite
Sosyal 1.06±0.75 1.24±0.84 -1.716 0.046 0.88±0.72 0.82±0.63 -0.921 0.357
Aktivite
Toplam 1.24±0.75 1.45±0.75 -5.192 0.000 0.88±0.72 0.82±0.69 -0.153 0.878
Puan
*Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi

Tablo 9’da görüldüğü gibi deney grubundaki bireylerin Fonksiyonel Performans


Envanteri toplam ve alt boyut puanlarının eğitim sonrasındaki ikinci görüşmede
yükseldiği ve bu yükselişin istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulundu (p<0.05).
Kontrol grubundaki bireylerin ise ölçek puanlarında bir artış olmadığı belirlendi
(p>0.05).

42
Tablo 10. Hemodiyaliz Tedavisi Alan Bireylerin Yaşam Bulgularına İlişkin
Değerler (N=82)

Deney Grubu (n=41) Kontrol Grubu (n=41)

Yaşam
Bulguları İlk İkinci Z* p* İlk İkinci Z* p*
Görüşme Görüşme Görüşme Görüşme
Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS

Sistolik Kan 124.3±19.5 119.7±13.6 -2.856 0.004 126.2±15.1 125±17.1 -0.799 0.424
Basıncı

Diyastolik Kan 73.1±9.3 72.4±7.6 -0.832 0.405 77.3±8.0 76.3±8.5 -0.285 0.285
Basıncı

Nabız 73.6±5.1 74±4.4 -0.549 0.583 75.4±5.6 73.0±6.6 -2.585 0.010

Solunum 21.1±2.3 20.4±2.1 -1.626 0.104 21.3±2.2 21.6±1.9 -0.884 0.377

Ateş 36.2±0.1 36.2±0.1 -0.569 0.569 36.3±0.1 36.2±0.1 -0.501 0.617

* Wilcoxon İşaretli Sıralar testi

Hemodiyaliz tedavisi alan bireylerin yaşam bulguları sonuçlarına göre, deney


grubundaki bireylerin sistolik kan basıncı değeri açısından ilk görüşme ve ikinci
görüşme bulguları arasında anlamlı fark olduğu, eğitim sonrasındaki ikinci
görüşmede sistolik kan basıncı değerinin düştüğü bulundu (p<0.05).

43
Tablo 11. Hemodiyaliz Tedavisi Alan Bireylerin Kilo Takibine İlişkin Bulgular
(N=82)

Deney Grubu (n=41) Kontrol Grubu ( n=41)

İlk İkinci Z* p* İlk İkinci Z* p*


Görüşme Görüşme Görüşme Görüşme
Giriş Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS
Kilo

71.09±15.62 70.12±15.24 -3.797 0.000 71.62±13.97 71.23±13.40 -0.266 0.790

* Wilcoxon İşaretli Sıralar testi

Tablo 11’de bireylerin hemodiyalize giriş kilo takipleri görülmektedir. Deney


grubundaki bireylerde ilk görüşmeye göre ikinci görüşme sırasında giriş kilolarında
azalma olduğu bu kaybın istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulundu (p<0.05).
Kontrol grubunda ise ilk görüşme ve ikinci görüşme sırasındaki diyalize giriş kiloları
arasındaki farkın çok az olduğu, bu kaybın istatistiksel olarak anlamlı olmadığı
bulundu (p>0.05).

44
Tablo 12. Hemodiyaliz Tedavisi Alan Bireylerin Kan Biyokimyası Düzeylerine İlişkin Bulgular (N=82)

Deney Grubu ( n=41) Kontrol Grubu ( n=41)


Kan Biyokimyası
Değerleri İlk İkinci İlk İkinci
Görüşme Görüşme Z* p* Görüşme Görüşme Z* p*
Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS

Giriş üre 139.7±49.8 127.6±40.9 -1.976 0.048 124.1±25.0 131.7±27.7 -2.178 0.029
Giriş kreatinin 7.16±2.24 6.91±2.48 -1.090 0.276 7.06±1.91 7.33±1.74 -2.018 0.145
Giriş sodyum 137.5±4.4 137.8±3.2 -0894 0.371 138.3±3.7 137.5±3.2 -2.361 0.118
Giriş potasyum 5.8±0.9 5.2±0.9 -2.858 0.004 7.1±8.3 8.9±1.5 -0.438 0.661
Kalsiyum 8.7±0.7 8.7±0.7 -0.728 0.994 8.7±0.7 8.8±0.7 -1.727 0.084
Fosfor 6.2±1.6 5.1±1.3 -3.714 0.000 5.6±1.1 7.6±1.3 -0.740 0.459
Ürik asit 5.82±1.3 5.84±0.8 -0.351 0.726 5.4±0.7 5.7±0.8 -3.149 0.002
Kan şekeri 138±100.8 121.4±60.1 -1.509 0.131 134.9±66.7 140±84 -0.484 0.628
Total protein 6.6±0.5 6.6±0.5 -1.169 0.242 6.5±0.4 6.5±0.5 -0.349 0.727
Albumin 3.9±0.4 4.0±0.5 -0.960 0.337 4.1±0.2 4.0±0.3 -2.572 0.110
Kolesterol 168.1±39.1 173±37.8 -1.367 0.172 169±47.4 174.2±39.9 -1.393 0.163
HDL 38.3±12.3 38±11.2 -0.225 0.822 37.3±11.4 35.3±8.8 -1.750 0.800
LDL 98.6±33.9 101.2±30.5 -0.864 0.388 100.4±36.5 104.4±29.8 -1.252 0.210
Hemoglobin 10.7±1.3 11.6±1.5 -4.254 0.000 11.5±1.1 11.6±1.3 -0.950 0.342
KT/V 1.56±0.28 1.70±0.36 -3.199 0.001 1.58±0.27 1.72±0.39 -2.843 0.004
* Wilcoxon İşaretli Sıralar testi

45
Hemodiyaliz tedavisi alan bireylerin ilk ve ikinci görüşme sırasında bazı kan
paremetrelerine bakıldı. İkinci görüşmede/eğitim sonrasında deney grubundaki
bireylerin giriş üre, giriş potasyum ve fosfor düzeylerinin düştüğü, hemoglobin
değerlerinin arttığı görüldü (p<0.05). Kontrol grubunda ise giriş üre ve ürik asit
değerlerinin arttığı saptandı (p<0.05). Hem deney ve hem de kontrol grubundaki
bireylerin ilk görüşme ve ikinci görüşme sonrası KT/V değerlerinin yükseldiği
saptandı (p<0.05).

46
6.3. Benlik Kavramı Alanına İlişkin Bulgular

Tablo 13. Hemodiyaliz Tedavisi Alan Bireylerin Coopersmith Benlik Saygısı


Envanterine İlişkin Puan Ortalamaları (N=82)

Deney Grubu (n=41) Kontrol Grubu ( n=41)


Coopersmith
Benlik
Saygısı İlk İkinci Z* p* İlk İkinci Z* p*
Envanteri Görüşme Görüşme Görüşme Görüşme
Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS

67.51±14.03 76.48±11.56 -4.804 0.000 69.26±14.65 65.26±14.65 -3.213 0.001


* Wilcoxon İşaretli Sıralar testi

Hemodiyaliz tedavisi alan bireylerin benlik kavram alanı Coopersmiht Benlik


Saygısı Envanteri ile değerlendirildi. Deney grubundaki bireylerin ölçek puanlarının
yani benlik saygılarının yükseldiği, kontrol grubundaki bireylerin ise ölçek
puanlarının yani benlik saygılarının düştüğü belirlendi (p<0.05).

47
6.4. Rol Fonksiyon Alanı ve Karşılıklı Bağlılık Alanına İlişkin Bulgular

Hemodiyaliz tedavisi alan bireylerin rol fonksiyon alanını ve karşılıklı bağlılık


alanını değerlendirmek için Hastalığa Psikososyal Uyum-Öz Bildirim Ölçeği
kullanıldı.

Tablo 14’de görüldüğü gibi araştırmaya katılan bireylerden deney grubundaki


bireylerin Hastalığa Psikososyal Uyum-Öz Bildirim Ölçeğinin seksüel ilişki alt
boyutunun dışındaki tüm alt boyut puanlarının ikinci görüşmede istatistiksel olarak
anlamlı derecede düştüğü, dolayısıyla psikososyal uyumlarının arttığı saptandı
(p<0.05). Kontrol grubundaki bireylerin ise toplam ölçek puanlarında artış olduğu
yani psikososyal uyumlarının azaldığı görüldü (p<0.05).

48
Tablo 14. Hastalığa Psikososyal Uyum-Öz Bildirim Ölçeğine İlişkin Puan Ortalamaları (N=82)

Deney Grubu (n=41) Kontrol Grubu (n=41)


Hastalığa Psikososyal
Uyum-Öz Bildirim Ölçeği
İlk Görüşme İkinci Görüşme Z* P* İlk Görüşme İkinci Görüşme Z* p*
Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS

Sağlık Bakımına Oryantasyon 9.02±3.53 6.09±3.02 -4.882 0.000 9.82±3.24 10.31±3.66 -1.481 0.138
Meslek-Çevre 9.73±2.81 8.09±2.62 -4.990 0.000 9.68±2.99 10.17±2.99 -1.811 0.070
Aile Çevresi 8.92±4.01 7.34±3.26 -3.270 0.001 9.43±4.66 9.58±3.46 -1.306 0.192
Seksüel İlişki 10.1±4.45 10.0±4.1 -0.816 0.414 10.02±4.17 10.4±4.33 -0.713 0.476
Geniş Aile İlişkileri 4.19±3.24 3.65±2.94 -2.536 0.011 3.92±2.85 4.31±2.64 -1.204 0.229
Sosyal Çevre 8.97±4.75 7.48±4.86 -3.084 0.002 8.85±5.23 9.48±5.02 -0.986 0.324
Psikolojik Baskı 7.12±6.03 4.24±3.89 -3.521 0.000 8.00±5.92 7.97±5.02 -0.387 0.699
Toplam Puan 56.87±19.85 45.65±18.17 -5.306 0.000 58.18±18.55 61.3±16.32 -2.457 0.014
* Wilcoxon İşaretli Sıralar testi

49
6.5. Deney Grubundaki Bireylerin Ölçek Puanlarının Sosyo-Demografik
Özelliklerine Göre Karşılaştırılmasına İlişkin Bulgular

Deney grubundaki bireylerin sosyo-demografik özellikleri ile Fonksiyonel


Performans Envanteri, Coopersmith Benlik Saygısı Envanteri ve Hastalığa
Psikososyal Uyum-Öz Bildirim Ölçeği puan ortalamaları karşılaştırıldı. Bu
karşılaştırmada iki gruplu değişkenleri değerlendirmede Mann-Whitney U testi,
ikiden daha fazla gruplu değişkenlerde ise Kruskal-Wallis H testi kullanıldı.

50
Tablo 15. Deney Grubundaki Bireylerin Sosyo-Demografik Özelliklerine Göre Eğitim Öncesi- Eğitim Sonrası Fonksiyonel
Performans Envanteri Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması (N=41)

Sosyo- Vücut Bakımı Ev İşlerini Sürdürme Fiziksel Egzersiz Eğlence Manevi Aktivite Sosyal Aktivite Toplam Puan
Demografik
Özellikleri

İlk İkinci İlk İkinci İlk İkinci İlk İkinci İlk İkinci İlk İkinci İlk İkinci
n Görüşne Görüşme Görüşne Görüşme Görüşne Görüşme Görüşne Görüşme Görüşne Görüşme Görüşne Görüşme Görüşne Görüşme

Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS
Yaş
31-45 yaş 2 2.50±0.70 3.00±0.00 0.75±0.35 1.56±0.44 1.80±0.28 2.10±0.14 1.30±1.41 190±0.70 3.00±0.00 3.00±0.00 1.30±1.41 2.20±0.56 1.71±0.26 2.20±033
46-64 yaş 20 2.26±099 2.40±0.99 0.93±0.73 1.12±0.82 1.52±0.92 1.69±0.91 1.28±0.71 1.54±0.61 1.98±0.94 2.10±0.97 1.28±0.71 152±0.87 1.46±0.74 1.66±0.76
65 ve ↑ yaş 19 1.75±1.12 2.03±1.05 0.52±0.49 0.73±0.58 0.91±0.86 1.02±0.86 0.82±0.86 1.06±0.67 1.36±1.22 1.53±±1.15 0.82±0.78 0.85±0.62 0.94±0.69 1.14±0.66
p 0.270 0.193 0.198 0.171 0.840 0.530 0.182 0.520 0.630 0.710 0.182 0.1150 0.540 0.028
Cinsiyet
Kadın 18 1.52±1.12 1.91±1.17 0.63±0.76 0.88±0.87 0.84±0.78 1.07±0.91 0.77±0.58 1.17±0.56 1.43±1.11 1.66±1.07 0.72±0.58 1.12±0.92 0.94±0.76 1.25±0.82
Erkek 23 2.44±0.82 2.53±0.80 0.81±0.52 2.53±0.80 1.57±0.90 1.65±0.88 1.33±0.77 1.44±0.76 2.00±1.10 2.05±1.09 1.33±0.77 1.33±0.78 1.48±0.65 1.60±0.67
p 0.006 0.078 0.164 0.444 0.012 0.068 0.008 0.153 0.109 0.288 0.008 0.369 0.021 0.164
Çalışma Durumu
Çalışıyor 16 2.38±0.93 2.45±0.90 0.82±052 1.04±0.63 1.58±0.90 1.62±0.88 1.17±0.77 1.27±0.73 1.96±1.22 1.96±1.18 1.17±0.77 1.28±0.81 1.43±0.69 1.54±0.70
Emekli 7 2.57±0.53 2.71±0.48 0.78±0.57 0.98±0.57 1.54±0.97 1.71±0.95 1.71±0.69 1.82±0.73 2.07±0.82 2.25±0.91 1.71±0.69 145±0.73 1.59±0.60 1.73±0.63
Ev Hanımı 18 1.52±1.12 1.91±1.17 0.63±0.76 0.88±0.87 0.84±0.78 1.07±0.91 0.72±0.58 1.17±0.56 1.43±1.11 1.66±1.07 0.72±0.58 1.12±0.92 0.94±0.76 1.25±0.82
p 0.022 0.189 0.380 0.686 0.142 0.102 0.186 0.112 0.077 0.495 0.010 0.590 0.069 0.327

Medeni Durum
Evli 36 1.52±1.12 1.91±1.17 0.63±0.76 0.88±0.87 0.84±0.78 1.17±0.56 0.72±0.58 1.17±0.56 1.43±1.11 1.66±1.07 0.72±0.58 1.12±0.92 0.94±0.58 1.25±0.82
Bekar 5 2.44±0.82 2.53±0.80 0.81±0.52 1.02±0.61 1.57±0.90 1.44±0.76 1.33±0.77 1.44±0.76 2.00±1.10 2.05±1.09 1.33±0.77 1.33±0.78 1.33±0.77 1.60±0.67
p 0.006 0.078 0.164 0.444 0.012 0.680 0.008 0.153 0.109 0.288 0.009 0.369 0.021 0.164
Eğitim Durumu
Okur- yazar 4 1.25±1.50 1.90±1.42 0.34±0.53 0.53±0.64 0.56±0.82 1.25±1.13 0.95±1.17 0.70±0.68 1.31±1.54 1.75±1.44 0.30±0.60 0.85±0.80 0.73±0.84 1.08±0.83
İlkokul 24 1.85±1.06 2.07±1.06 0.68±0.67 0.92±0.77 0.52±0.57 1.21±0.87 1.05±0.80 1.25±0.57 1.66±1.07 1.79±1.01 0.90±0.62 1.18±0.85 1.11±0.71 1.35±0.75
Ortaokul 10 2.52±0.66 2.62±0.72 0.85±0.54 1.06±0.64 0.76±0.53 1.70±1.06 1.60±0.80 1.68±0.82 1.82±1.20 1.97±1.28 1.60±0.78 1.42±0.90 1.55±0.74 1.67±0.78
Lise 3 2.57±1.13 3.00±0.00 2.57±1.13 1.54±0.61 1.29±0.50 1.54±.61 2.06±1.11 1.60±0.52 2.75±0.43 2.50±0.86 1.60±0.52 1.66±0.61 1.91±0.17 2.00±1.11
p 0.056 0.210 0.145 0.364 0.139 0.258 0.008 0.094 0.345 0.702 0.008 0.492 0.057 0.251

51
Tablo 15. Deney Grubundaki Bireylerin Sosyo-Demografik Özelliklerine Göre Eğitim Öncesi- Eğitim Sonrası Fonksiyonel
Performans Envanteri Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması - Devamı (N=41)

Sosyo-
Demografik Vücut Bakımı Ev İşlerini Sürdürme Fiziksel Egzersiz Eğlence Manevi Aktivite Sosyal Aktivite Toplam Puan
Özellikleri

n İlk İkinci İlk İkinci İlk İkinci İlk İkinci İlk İkinci İlk İkinci İlk İkinci
Görüşne Görüşme Görüşne Görüşme Görüşne Görüşme Görüşne Görüşme Görüşne Görüşme Görüşne Görüşme Görüşne Görüşme

Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS
Yaşadığı Kişi
Eşi ile 20 2.11±1.06 2.22±1.08 0.60±0.55 0.92±0.71 1.36±0.96 1.38±0.98 1.08±0.84 1.26±0.78 1.76±1.18 1.86±1.18 1.08±0.84 1.22±0.85 1.25±0.75 1.41±0.79
Eş -çocuklar 14 2.23±1.01 2.46±0.87 0.95±0.78 1.10±0.80 1.47±0.84 1.64±0.80 1.30±0.56 1.53±0.41 2.01±0.89 2.09±0.88 1.30±0.56 1.47±0.69 1.47±0.69 1.63±0.53
Çocukları 4 0.60±1.15 1.20±1.05 0.00±0.00 0.20±0.72 0.20±0.34 0.40±0.34 1.13±0.23 0.66±0.23 0.50±0.86 0.83±0.57 0.13±0.23 0.21±0.11 0.33±0.37 0.56±0.33
ile
Kendisi 3 2.00±1.06 2.50±0.35 0.93±0.29 1.25±0.35 0.70±0.98 1.10±1.27 1.12±1.59 1.12±1.59 1.10±0.23 1.75±1.76 0.70±0.70 1.10±1.27 1.02±0.70 1.43±0.92
p 0.094 0.117 0.520 0.241 0.070 0.100 0.460 0.095 0.117 0.238 0.046 0.100 0.046 0.086
Gelir Durumu
İyi 3
Orta 23 1.93±1.10 2.05±1.15 066±0.58 0.86±0.71 1.00±0.83 1.16±0.92 0.93±0.73 1.23±0.69 1.43±1.08 1.57±1.08 0.92±0.73 1.13±0.80 1.07±0.71 1.28±0.77
Kötü 15 2.08±0.70 2.49±1.15 0.83±0.73 1.10±0.78 1.50±0.93 1.66±0.85 1.17±0.70 1.37±0.65 2.08±1.12 2.23±1.04 1.17±0.70 1.29±0.81 1.39±0.74 1.62±0.67
p 0.530 0.426 0.773 0.557 0.128 0.149 0.192 0.339 0.690 0.108 0.192 0.462 0.184 0.275
Tedavi süresi
0-2 yıl 17 2.35±0.93 2.55±0.86 0.81±0.54 1.08±0.67 1.61±0.83 1.70±0.83 1.25±0.78 1.42±0.72 2.16±0.99 2.22±0.95 1.25±0.78 1.29±0.70 1.46±0.63 1.63±0.61
3-5 yıl 13 1.95±0.90 2.21±1.02 0.61±0.54 0.77±0.63 1.01±0.89 1.21±0.98 0.96±0.77 1.26±0.71 1.44±1.04 1.26±0.71 0.96±0.77 1.23±0.94 1.10±0.75 1.30±0.82
6-8 yıl 9 1.46±1.40 1.84±1.27 0.66±0.94 1.04±1.03 0.97±0.96 1.15±0.98 0.93±0.70 1.28±0.67 1.47±1.25 1.28±0.67 0.93±0.70 1.24±1.02 1.03±0.93 1.35±0.94
9 yıl ve ↑ 2 2.50±0.70 2.50±0.70 1.12±0.53 0.87±0.17 1.00±1.41 1.10±1.27 0.70±0.70 1.10±0.70 1.50±2.21 1.10±0.70 0.70±0.70 0.90±0.98 1.21±0.97 1.26±0.68
p 0.438 0.371 0.663 0.757 0.101 0.595 0.441 0.355 0.151 0.543 0.441 0.543 0.013 0.572
Destek alma
durumu
Evet 36 2.04±1.10 2.24±1.03 0.60±0.54 0.87±0.68 1.28±0.92 1.40±0.92 1.09±0.77 1.35±0.70 1.79±1.17 1.91±1.07 1.09±0.77 1.24±0.81 1.23±0.74 1.43±0.74
Hayır 5 2.00±0.70 2.36±0.97 1.40±0.90 1.65±0.82 1.04±0.97 1.36±1.07 0.88±0.64 1.16±1.31 1.40±1.28 1.65±1.31 0.88±0.64 1.24±1.14 1.29±0.88 1.57±0.90
p 0.656 0.893 0.056 0.076 0.629 0.923 0.629 0.601 0.522 0.743 0.629 0.832 0.923 0.772
Ek bir hastalık
Var 25 1.90±1.13 2.15±1.08 0.74±0.70 0.96±0.77 1.06±0.93 1.24±0.95 1.06±0.85 1.24±0.75 1.32±0.95 1.70±1.13 1.06±0.85 1.20±1.13 1.15±0.83 1.37±0.82
Yok 16 2.25±0.93 2.42±0.91 0.71±0.54 0.97±0.68 0.97±0.68 1.55±0.85 1.63±0.87 2.07±0.60 1.63±0.54 2.17±0.59 1.07±1.13 1.20±0.94 1.37±0.61 1.56±0.64
p 0.419 0.500 0.963 0.080 0.162 0.905 0.851 0.188 0.905 0.606 0.248 0.546 0.248 0.534

52
Tablo 15’de deney grubundaki bireylerin sosyo-demografik özelliklerine göre
eğitim öncesi ve eğitim sonrası Fonksiyonel Performans Envanteri puan
ortalamalarının karşılaştırılması görülmektedir. Eğitim öncesi ve eğitim sonrası
puanlar yaş, cinsiyet, medeni durum, çalışma durumu, eğitim durumu ve tedavi
süresi dışındaki değişkenlere göre anlamlı fark göstermemektedir (p>0.05).

Yaş değişkenine göre karşılaştırıldığında; eğitim öncesinde ölçeğin alt boyut ve


toplam puanları anlamlı bir fark göstermezken (p>0.05), eğitim sonrasında 31-45
yaş grubundaki bireylerin toplam puan ortalamalarının daha ileri yaş grubundaki
bireylere göre daha yüksek olduğu belirlendi (p<0.05).

Cinsiyete ve medeni duruma göre karşılaştırıldığında; kadınların ve evlilerin


eğitim öncesinde vücut bakımı, fiziksel egzersiz, eğlence, sosyal aktive alt boyutları
ve ölçek toplam puanlarının daha düşük olduğu (p<0.05), eğitim sonrasında ise
anlamlı bir fark olmadığı görüldü (p>0.05).

Çalışma durumuna göre bakıldığında; eğitim öncesinde ev hanımlarının vücut


bakımı ve sosyal aktivite puanlarının daha düşük olduğu (p<0.05), eğitim sonrasında
ise çalışma durumuna göre fonksiyonel performans puanlarının anlamlı fark
göstermediği saptandı (p>0,05).

Eğitim durumuna göre karşılaştırıldığında; eğitim öncesinde okur- yazar ve


ilkokul mezunu bireylerin eğlence ve sosyal aktivite alt boyut puanlarının daha düşük
olduğu (p<0.05), fakat eğitim sonrasında anlamlı bir fark bulunmadığı görüldü
(p>0.05).
Tedavi süresine göre karşılaştırıldığında; eğitim öncesinde tedavi süresi arttıkça
toplam puan ortalamalarının azaldığı (p<0.05), eğitim sonrasında ise tedavi süresine
göre ölçek puanlarında anlamlı bir fark olmadığı belirlendi (p>0.05).

53
Tablo 16. Deney Grubundaki Bireylerin Sosyo-Demografik
Özelliklerine Göre Eğitim Öncesi-Eğitim Sonrası Coopersmith
Benlik Saygısı Envanteri Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması
(N=41)

Coopersmith Benlik Saygısı Envanteri


Sosyo-Demografik
Özellikleri İlk Görüşne İkinci Görüşme
n
Ort±SS Ort±SS
Yaş
31-45 yaş 2 56.00±0.00 70.00±8.48
46-64 yaş 20 68.00±11.75 75.60±10.29
65 ve ↑ yaş 19 68.21±16.62 78.10±13.15
p 0.332 0.554
Cinsiyet
Kadın 18 56.66±13.15 69.55±11.07
Erkek 23 74.47±10.49 81.91±8.85
p 0.000 0.001
Çalışma Durumu
Çalışıyor 16 75.75±10.27 83.75±7.79
Emekli 7 71.47±11.17 77.71±10.29
Ev Hanımı 18 58.66±13.15 69.55±11.07
p 0.836 0.836
Medeni Durum
Evli 36 67.55±13.61 76.00±11.98
Bekar 5 67.20±18.63 80.00±8.00
p 0.920 0.574
Eğitim Durumu
Okur- yazar 4 62.00±17.73 74.00±8.32
İlkokul 24 65.83±14.49 76.66±12.40
Ortaokul 10 74.00±11.50 80.80±9.94
Lise 3 66.66±12.22 80.80±13.85
p 0.316 0.480
Yaşadığı Kişi
Eşi ile 20 68.00±14.15 76.54±12.90
Eş -çocuklar 24 68.00±18.47 76.00±10.70
Çocukları ile 10 73.33±18.47 80.00±14.42
Kendisi 3 54.00±14.14 74.00±26.28
p 0.836 0.836
Gelir Durumu
İyi 3 78.66±12.85 90.66±2.30
Orta 23 70.08±12.29 76.52±11.20
Kötü 15 61.33±14.94 73.60±11.49
p 0.290 0.011
Tedavi süresi
0-2 yıl 17 70.35±15.75 77.41±12.64
3-5 yıl 13 67.38±12.94 76.30±11.60
6-8 yıl 9 63.20±13.17 75.20±11.28
9 yıl ve ↑ 2 64.00± 2.82 76.00± 2.82
p 0.436 0.933
Destek olan var mı?
Evet 36 70.22±11.95 78.11±10.88
Hayır 5 48.00±13.26 64.80±10.35
p 0.003 0.025
Ek bir hastalık
Var 25 67.04±14.06 75.36±11.70
Yok 16 68.25±14.41 78.25±11.49
p 0.851 0.435

54
Coopersmith Benlik Saygısı Envanteri puanları cinsiyet durumuna göre
karşılaştırıldığında; eğitim öncesinde ve eğitim sonrasında kadınların puan ortalamaları
erkeklere göre daha düşük bulundu (p<0.05).
Gelir durumlarına göre karşılaştırıldığında bireylerin eğitim öncesi puan
ortalamaları arasında fark bulunmazken (p>0.05), eğitim sonrasında puan ortalamaları
arasındaki farkın anlamlı olduğu (p<0.05), gelir düzeyleri yüksek olan bireylerin
puanlarının daha yüksek olduğu görüldü.

Bireylerin destek durumlarına göre envanter puan ortalamaları arasında anlamlı


fark olduğu (p<0.05), eğitim öncesinde ve sonrasında destek sahibi olan bireylerin
puanlarının yüksek olduğu görüldü.

Yaş, çalışma durumu, medeni durum, eğitim durumu, yaşadığı kişi, tedavi süresi ve
ek bir hastalık varlığı gibi diğer değişkenler ile envanter puan ortalamaları arasında fark
bulunmadı (p>0.05).

55
Tablo 17. Deney Grubundaki Bireylerin Sosyo-Demografik Özelliklerine Göre Eğitim Öncesi-Eğitim Sonrası Hastalığa
Psikososyal Uyum-Öz Bildirim Ölçeği Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması (N=41)

Sosyo-Demografik Sağlık Bakımına Mesleki- Çevre Aile Çevresi Seksüel İlişki Geniş Aile İlişkileri Sosyal Çevre Psikolojik Çevre Toplam Puan
Özellikleri Oryantasyon

İlk İkinci İlk İkinci İlk İkinci İlk İkinci İlk İkinci İlk İkinci İlk İkinci İlk İkinci
Görüşne Görüşme Görüşne Görüşme Görüşne Görüşme Görüşne Görüşme Görüşne Görüşme Görüşne Görüşme Görüşne Görüşme Görüşne Görüşme

Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS
Yaş
31-45 yaş 2 8.60±4.56 5.60±3.78 8.40±2.30 7.00±2.64 8.40±2.50 5.00±1.87 4.60±2.88 5.75±1.50 1.60±1.34 1.60±1.34 7.40±2.19 5.20±3.03 6.60±5.85 3.00±3.31 45.60±14.74 32.00±14.43
46-64 yaş 20 9.16±3.48 6.08±3.03 9.79±2.94 8.08±2.78 8.95±4.38 7.33±3.33 10.1±4.72 10.1±4.76 4.74±3.31 3.95±2.94 9.37±5.09 7.37±5.13 8.45±6.43 4.29±4.42 59.83±22.18 46.45±19.69
65 ve ↑ yaş 19 8.91±3.52 6.33±2.93 10.1±2.75 8.58±2.35 9.08±4.38 8.33±3.28 10.1±3.55 11.5±3.37 4.16±3.32 3.91±3.24 8.03±4.95 8.66±4.86 4.66±4.77 4.33±3.08 55.60±15.72 49.75±14.50
p 0.835 0.740 0.500 0.552 0.940 0.157 0.016 0.550 0.151 0.256 0.265 0.319 0.250 0.265 0.718 0.570
Cinsiyet
Kadın 18 8.88±2.94 6.16±3.07 10.72±2.63 8.83±2.61 10.5±4.09 7.66±3.41 12.6±4.80 13.46±2.38 5.11±3.39 4.27±3.19 10.55±4.10 7.94±5.12 9.55±5.61 4.44±3.63 66.11±17.69 50.55±19.40
Erkek 23 9.13±4.00 6.04±3.05 8.95±2.75 7.52±2.53 8.04±3.80 7.08±3.20 7.71±4.01 7.61±3.89 3.47±3.01 3.17±3.05 7.73±4.93 7.13±4.73 5.21±5.76 3.91±4.15 49.65±18.72 41.82±16.57
p 0.989 0.770 0.128 0.100 0.105 0.595 0.000 0.000 0.142 0.272 0.531 0.450 0.014 0.458 0.050 0.106
ÇalışmaDurumu
Çalışıyor 16 9.18±3.52 5.87±2.75 9.18±2.50 7.50±2.60 8.12±4.16 7.06±3.45 7.71±4.32 7.42±4.03 3.12±3.00 2.68±2.45 7.75±4.76 7.06±3.45 3.37±3.72 3.18±2.53 47.50±17.16 40.06±15.32
Emekli 7 9.00±5.29 6.42±3.86 8.42±3.40 7.57±2.57 7.85±3.13 7.14±2.79 7.85±3.80 8.00±3.87 4.28±3.09 4.28±3.09 7.71±5.70 7.14±2.79 9.42±7.56 5.57±6.52 54.57±22.53 45.85±19.82
Ev Hanımı 18 8.88±2.94 6.16±3.07 10.72±2.63 7.66±3.41 10.05±4.09 7.66±3.41 12.62±4.08 13.46±2.86 5.11±3.39 7.66±3.41 4.27±3.19 7.66±3.41 10.55±4.10 4.44±3.63 66.11±17.69 50.55±19.40
p 0.865 0.905 0.074 0.259 0.247 0.867 0.002 0.000 0.213 0.264 0.137 0.752 0.008 0.658 0.016 0.219
Medeni Durum
Evli 36 9.33±3.42 6.50±2.94 9.77±2.91 8.13±2.71 9.08±3.91 7.61±2.87 10.13±4.45 10.05±4.41 4.38±3.28 3.86±3.00 9.05±4.78 7.88±4.59 7.38±6.12 4.33±4.05 59.16±19.37 48.38±16.73
Bekar 5 6.80±3.96 3.20±1.92 9.40±2.07 7.80±2.04 7.80±5.01 5.40±5.41 - - 2.80±2.94 2.20±2.16 8.40±5.36 4.60±6.30 5.20±5.54 2.80±2.28 40.40±16.47 26.00±17.43
p 0.248 0.054 0.832 0.139 0.629 0.301 - - 0.265 0.301 0.985 0.248 0.601 0.497 0.108 0.016
Eğitim Durumu
Okur- yazar 4 6.25±3.30 2.75±1.50 11.50±2.08 9.50±2.38 9.50±1.91 7.50±3.41 14.00±2.82 14.00±2.82 5.25±2.87 4.75±2.87 13.00±2.00 10.00±6.92 3.75±4.50 2.50±1.00 56.25±15.43 44.00±21.70
İlkokul 24 9.54±2.84 6.58±3.06 10.29±2.51 8.58±2.53 9.79±4.34 7.95±3.91 10.82±4.41 11.31±3.87 4.25±3.46 3.62±3.17 9.54±4.35 7.83±4.54 7.41±6.01 4.16±3.61 61.20±19.02 49.12±17.46
Ortaokul 10 9.10±4.86 6.70±2.86 8.60±3.23 7.50±2.36 7.20±3.73 6.50±3.43 8.55±4.33 8.22±3.86 3.50±2.99 3.40±2.98 6.10±5.58 5.40±5.08 8.10±6.85 4.90±5.44 50.30±24.51 41.80±20.17
Lise 3 8.33±3.78 4.66±2.08 6.66±1.15 4.33±0.57 7.00±2.64 5.00±1.73 3.66±3.21 3.66±3.21 4.66±3.78 3.33±1.52 8.66±3.05 8.33±3.21 6.00±5.56 8.33±3.21 45.00±26.45 33.00±5.56
p 0.379 0.305 0.030 0.020 0.294 0.378 0.805 0.056 0.830 0.486 0.362 0.305 0.952 0.743 0.071 0.377
Yaşadığı Kişi
Eşi ile 20 9.77±3.84 1.41±079 10.0±2.81 8.36±2.66 8.93±4.30 7.72±3.38 10.28±3.75 10.09±3.68 4.86±3.24 4.18±3.04 8.86±5.21 7.50±5.32 8.86±3.71 5.40±4.48 61.22±22.03 49.63±19.29
Eş-çocuklar 24 8.38±3.06 1.63±0.63 8.76±2.89 7.53±2.81 8.23±4.16 6.53±2.56 9.07±5.31 6.53±2.56 3.30±3.37 3.00±2.97 8.86±3.71 7.92±2.49 9.33±8.32 2.84±2.57 51.69±17.92 42.92±14.17
Çocuklarıyla 10 5.66±3.51 0.56±0.33 11.66±2.51 9.33±2.08 10.33±2.08 9.33±2.08 15.50±0.70 8.66±2.08 3.00±3.46 3.00±3.46 9.33±8.32 9.33±8.32 5.33±4.04 2.00±2.00 55.66±18.50 46.66±17.61
Kendisi 3 9.00±0.00 1.43±0.92 10.0±1.41 8.00±2.82 11.0±4.24 8.00±2.82 12.20±1.32 8.50±7.77 6.00±3.25 4.50±0.70 12.00±0.00 5.50±7.77 1.00±0.00 4.00±4.00 50.00±7.07 34.00±25.45
p 0.157 0.294 0.188 0.453 0.545 0.307 0.116 0.123 0.329 0.491 0.653 0.749 0.093 0.109 0.377 0.532
Gelir Durumu
İyi 3 7.33±3.78 4.33±1.52 8.00±1.00 6.33±1.15 5.00±5.56 4.00±4.00 7.50±6.60 7.50±9.60 1.00±1.00 1.00±1.00 4.00±6.92 4.00±6.92 3.33±3.21 1.00±1.00 33.66±18.27 25.66±12.66
Orta 23 8.78±3.42 6.08±3.26 9.82±2.63 8.26±2.52 8.78±3.93 7.69±3.21 10.25±4.39 10.1±4.32 4.26±3.01 3.78±2.85 9.43±4.76 7.60±4.57 6.86±5.91 4.73±4.26 56.82±15.95 46.95±17.02
Kötü 15 9.73±2.81 6.46±2.87 9.93±3.28 8.20±2.95 10.00±3.56 7.46±3.06 9.66±4.62 10.35±3.91 4.73±3.63 4.00±3.18 9.26±4.02 8.00±5.00 8.26±6.55 3.86±3.44 61.60±23.16 47.66±19.31
p 0.647 0.464 0.615 0.563 0.225 0.329 0.935 0.922 0.193 0.239 0.406 0.567 0.570 0.180 0.170 0.163

56
Tablo 17. Deney Grubundaki Bireylerin Sosyo-Demografik Özelliklerine Eğitim Öncesi-Eğitim Sonrası Hastalığa Psikososyal
Uyum-Öz Bildirim Ölçeği Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması- Devamı (N=41)

Sosyo- Sağlık Bakımına Mesleki- Çevre Aile Çevresi Seksüel İlişki Geniş Aile İlişkileri Sosyal Çevre Psikolojik Çevre Toplam Puan
Demografik Oryantasyon
Özellikleri
İlk İkinci İlk İkinci İlk İkinci İlk İkinci İlk İkinci İlk İkinci İlk İkinci İlk İkinci
Görüşne Görüşme Görüşne Görüşme Görüşne Görüşme Görüşne Görüşme Görüşne Görüşme Görüşne Görüşme Görüşne Görüşme Görüşne Görüşme

Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS Ort±SS

Tedavi süresi
0-2yıl 17 9.29±4.20 6.41±3.48 8.94±2.90 7.41±2.80 8.47±2.90 6.94±2.43 9.06±3.88 8.93±3.66 4.64±3.44 3.76±2.92 8.52±4.61 7.41±4.84 7.05±7.24 4.47±3.66 55.47±19.55 44.82±16.40
3-5yıl 13 8.15±3.02 5.84±3.02 10.07±3.04 8.15±2.73 8.61±4.04 6.84±3.69 10.24±4.79 10.02±4.76 3.76±3.19 3.61±3.12 8.53±4.53 6.69±4.49 7.92±5.57 10.06±4.79 55.53±21.59 43.84±19.92
6-8yıl 9 8.88±2.42 5.22±1.48 10.33±2.44 8.77±2.10 9.33±4.74 8.00±3.77 11.33±6.16 12.62±4.98 3.88±3.51 3.44±3.35 9.88±6.00 8.55±6.06 6.55±5.05 12.62±4.98 60.22±21.57 48.22±22.15
9 yıl 2 13.00±4.24 9.00±4.24 11.50±0.70 10.05±0.70 11.50±1.41 11.00±4.24 11.20±5.23 8.00±2.38 4.50±2.12 4.06±1.41 11.50±0.70 5.50±3.53 5.00±4.24 8.01±2.38 62.50±10.60 53.00±14.11
ve ↑
p 0.794 0.967 0.370 0.316 0.466 0.308 0.380 0.171 0.740 0.901 0.827 0.785 0.659 0.940 0.827 0.901
Destek olan var mı?
Evet 36 8.66±3.60 6.02±2.88 9.55±2.88 8.02±2.67 8.36±3.78 7.13±3.00 9.61±4.79 9.81±4.51 3.63±2.94 3.33±2.80 8.63±4.96 7.63±4.77 6.94±5.87 4.13±4.07 54.88±19.16 45.30±17.74
Hayır 5 11.60±1.51 6.60±4.27 11.00±2.00 8.60±2.40 13.00±3.53 8.80±4.96 12.66±2.08 12.66±2.08 8.20±2.58 6.00±3.16 11.40±1.34 6.40±5.91 8.40±7.70 4.20±2.48 71.20±21.07 48.20±23.25
p 0.027 0.772 0.232 0.656 0.021 0.473 0.268 0.266 0.009 0.091 0.202 0.685 0.743 0.743 0.108 0.713
Ek bir hastalık
Var 25 8.80±3.91 5.80±2.84 10.12±2.86 8.48±2.60 8.96±4.76 7.68±3.71 10.77±4.90 10.63±4.86 4.52±3.13 3.88±2.87 9.44±4.86 8.44±5.09 8.36±5.87 4.76±4.26 59.76±21.48 48.40±18.54
Yok 16 9.25±2.95 6.56±3.32 9.12±2.70 7.50±2.63 8.53±4.17 6.81±2.42 8.53±4.17 9.14±3.53 3.68±3.45 3.31±3.11 8.25±4.62 6.00±4.21 5.18±5.94 3.18±3.12 52.37±16.65 41.37±17.29
p 0.781 0.483 0.259 0.259 0.968 0.467 0.080 0.150 0.435 0.500 0.227 0.095 0.055 0.197 0.271 0.227

57
Deney grubundaki bireylerin sosyo-demografik özelliklerine göre Hastalığa
Psikososyal Uyum-Öz Bildirim Ölçeği puan ortalamalarının karşılaştırılmasına
bakıldığında, bireylerin eğitim öncesi ilk görüşmede yaş gruplarına göre seksüel
ilişki alt boyutu puan ortalamaları arasında anlamlı fark bulundu (p<0.05). 31-45 yaş
grubundaki bireylerin ileri yaş gruplarına göre seksüel ilişki puan ortalamalarının
daha düşük, dolayısıyla uyumlarının daha yüksek olduğu görüldü.

Bireylerin cinsiyetlerine göre bakıldığında; seksüel ilişki ve psikolojik çevre alt


boyutlarında anlamlı fark bulundu (p<0.05). Her iki alt boyutta da eğitim öncesi ve
eğitim sonrasında erkek bireylerin puan ortalamalarının yüksek olduğu görülürken
kadınların puan ortalamalarının düşük olduğu görüldü.

Çalışma durumuna göre karşılaştırıldığında seksüel ilişki, psikolojik çevre ve


toplam puan ortalamaları arasında anlamlı fark bulundu (p<0.05). Çalışan ve emekli
olan bireylerin uyum düzeylerinin yüksek olduğu görülürken ev hanımlarında uyum
düzeyinin düşük olduğu görülmektedir.

Medeni durumlarına göre karşılaştırıldığında toplam puan ortalamaları arasında


ilk görüşmede fark çıkmazken (p>0.05), ikinci görüşmede anlamlı fark bulundu
(p<0.05). Eğitim sonrasında bekar bireylerin psikososyal uyum düzeyinin evlilere
göre daha yüksek olduğu görüldü.
Eğitim düzeylerine göre karşılaştırıldığında eğitim öncesi ve sonrasında mesleki
çevre alt boyutu puanları arasında anlamlı fark bulundu (p<0.05). Eğitim düzeyinin
artışına paralel olarak uyum düzeyinin de arttığı görüldü.

Destek durumlarına göre bakıldığında ilk görüşmede sağlık bakımına


oryantasyon ve geniş aile ilişkileri alt boyut puan ortalamaları arasında anlamlı fark
bulundu (p<0.05). Eğitim öncesinde desteği olan bireylerin uyum düzeylerinin daha
yüksek olduğu fakat eğitimden sonra bu farkın ortadan kalktığı, destek almayan
bireylerin toplam puan ortalamalarının düştüğü yani uyum düzeylerinin arttığı
görüldü.

Yaşadığı kişi, gelir durumu ve ek bir hastalık gibi değişkenlerde eğtim öncesi
ve eğitim sonrasında anlamlı fark bulunmadı (p>0.05).

58
7. TARTIŞMA ve SONUÇ

Hemodiyaliz tedavisi alan bireylere Roy Adaptasyon Modeli doğrultusunda


uygulanan eğitimin etkisini belirlemek amacı ile yapılan çalışmada elde edilen
veriler bu bölümde literatür bilgileri ışığında değerlendirilerek beş ana başlık ve
diğer alt başlıklar altında tartışıldı.

1. Hemodiyaliz Tedavisi Alan Bireylerin Bazı Özelliklerinin Dağılımına


İlişkin Bulguların Tartışılması

2. Fizyolojik Alana İlişkin Bulguların Tartışılması

 Fonksiyonel Performans Envanterine İlişkin Bulguların Tartışılması

 Yaşam Bulgularına İlişkin Değerlerin Tartışılması

 Kilo Takibine İlişkin Bulguların Tartışılması

 Kan Biyokimyası Düzeylerine İlişkin Bulguların Tartışılması

3. Benlik Kavram Alanına İlişkin Bulguların Tartışılması

 Coopersmith Benlik Saygısı Envanterine İlişkin Bulguların


Tartışılması

4. Rol Fonksiyon Alanı ve Karşılıklı Bağlılık Alanına İlişkin Bulguların


Tartışılması

 Hastalığa Psikososyal Uyum-Öz Bildirim Ölçeğine İlişkin


Bulguların Tartışılması

5. Deney Grubundaki Bireylerin Ölçek Puanlarının Sosyo-Demografik


Özelliklerine Göre Karşılaştırılmasına İlişkin Bulguların Tartışılması

59
7.1. Sosyo-Demografik Özelliklerin Dağılımına İlişkin Bulguların Tartışılması

Bu bölümde bireylerin bazı özeliklerinin dağılımı literatür bulgularıyla tartışıldı.

Literatürde kronik durumlara uyum sürecinde kişisel ve hastalığa ilişkin pek çok
faktörün etkisi olabileceği belirtilmektedir (Akdemir ve Birol 2005, Akyol 2010).
Yaş, cinsiyet, eğitim durumu, hemodiyalize girme süresi, yaşanan fiziksel, psikolojik
ve sosyal değişiklikler gibi demografik, hastalık ve tedavi sürecine ilişkin
değişkenler açısından deney ve kontrol grubunun benzer özellikler göstermesi
(p>0.05) (Tablo 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8) eğitimin etkinliğini ortaya koymada önemlidir.

Doğal destek sistemlerinin psikolojik sorunların çözümlerini kolaylaştırma veya


zorlaştırmada önemli rol oynadıkları belirtilmektedir (Stroebe, Zech and
Abakoumkin 2005, Gökdoğan 2010). Kişi yetilerinin yetersiz kaldığını ya da
tükendiğini hissettiği zaman ailesinden ya da hayatındaki önemli kişilerden destek
almaktadır (Samir, Rolf and Peterson 2005).

Diyaliz hastaları ile yapılan çalışmalarda; diyaliz hastalarının en büyük desteği


aile üyelerinden aldıkları ve aile desteği yüksek olan kişilerde depresyon ve
umutsuzluk düzeylerinin daha az olduğu bulunmuştur (Friend, Singletory and
Mendell 2004, Kahraman, Çınar ve Pınar 2006, Utaş, Baycar, İlhan, Kutlu ve Özhan
2006).

Hemşire, hemodiyaliz tedavisi alan bireye bakım verirken hastanın özelliklerini,


içsel, dışsal ve destek kaynaklarını tanımlamalı ve girişimlerini bunlara göre
planlamalıdır.

Bu çalışmada, hemodiyaliz tedavisi alan deney ve kontrol grubundaki bireylerin


%87.8’i (n=36) destek almaktadır. Destek alan hem deney grubundaki hem de
kontrol grubundaki bireylerin %63.4’ü (n=26) eşinden, %39.6’sı (n=10)
çocuklarından destek almaktadır. Deney grubundaki bireylerin %87.3’ü fiziksel,
%70.1’i psikolojik, %46.3’ü ekonomik destek almaktadır. Kontrol grubundaki
bireylerin ise, %80.5’i fiziksel, %63.4’ü psikolojik, %31.7’si ekonomik destek
almaktadır. Deney ve kontrol grubu arasında destek alma, destek kaynakları ve

60
destek alanlar açısından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (p>0.05) (Tablo
4).

Bağ, Akaya, Çınar, Candan ve Kayataş’ın (2008) yaptıkları çalışmada


hemodiyaliz ve periton diyalizi uygulanan bireylerde sosyal destek arttığı zaman öz
yeterlilik düzeylerinin arttığı, umutsuzluk puan ortalamalarının ise azaldığı
görülmüştür. Güneş ve Öner’in (2007) kronik hastalığı olan bireyler üzerinde yapmış
oldukları çalışmada ise hastaların ailelerinden algıladıkları sosyal destek ile
ümitsizlik arasında güçlü yönde, anlamlı bir korelasyon olduğu bulunmuştur.
Literatürde sosyal desteğin, bireye sağlıklı başetme kazandırdığı, umutsuzluk
duygusunu ve depresyonu azalttığı, stres dönemlerinde kişisel yeterliliği arttırdığı,
duygusal denge sağladığı, yaşam doyumu ve psikolojik iyilik hali kazandırdığından
bahsedilmektedir (Aşti, Kara, İpek ve Erci 2006, Kahraman ve ark 2006).

Yapılan çalışmalarda (Aşti ve ark 2006, Özcanlı, Uçan ve Ovayolu 2006,


Gençöz ve Astan 2006, Kahraman ve ark 2006, Utaş ve ark 2006, Biçer ve Bayat
2012) hemodiyalize giren hastaların, depresyon puanları ile sosyal destek düzeyleri
arasında anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır. Sosyal desteği yüksek olan bireylerin
depresyon puan ortalamasının daha az olduğu bulunmuştur. Bu çalışmada ve diğer
çalışmalarda görüldüğü gibi kronik hastalık sürecinde bireylerin destek alması
hastalığa ve tedaviye uyumunda büyük öneme sahiptir.

Son yıllarda teknoloji ve cerrahi alanında meydana gelen gelişmeler hemodiyaliz


tedavisini kolaylaştırmıştır. Gelişen teknoloji sayesinde hemodiyaliz tekniğindeki
ilerlemeler ile birlikte diyaliz hastalarında yaşam süresi oldukça uzamıştır
(Gökdoğan 2010, Sungur ve ark 2010). Ancak hemodiyaliz tedavisi bireylerde pek
çok fiziksel, ruhsal ve sosyal sorunu da beraberinde getirmiştir. Hemodiyaliz
hastaları tedavi sürecine bağlı yorgunluk, halsizlik, uyku problemleri, kas krampları,
ağrı, üremik kaşıntı gibi birçok problem yaşamaktadır. Bu yaşanan problemlere bağlı
olarak, hastalar öz bakımlarını sürdürmede birçok engelle karşılaşmaktadır
(Sağduyu, Şentürk, Sezer, Emiroğlu ve Özel 2006, Eşit ve Karadeniz 2006, Sungur
ve ark 2010, Mollaoğlu 2011). Hastaların öz bakım davranışlarındaki yetersizlik,
tedaviye uyumu bozarak, tedavinin etkinliğini azaltmakta ve maliyeti arttırmaktadır
(Kara 2007).

61
Bu çalışmada hemodiyaliz tedavisi ile birlikte bireylerin yaşadığı sorunlar
değerlendirildiğinde, deney grubundaki bireyler %63.4 ile %12.2 arasında değişen
oranlarda sırasıyla halsizlik, baş ağrısı, tansiyon değişiklikleri, bulantı-kusma, uyku
sorunları, kaşıntı gibi fizyolojik sorunlar yaşamaktadır. Bireyler, %51.2 ile %4.6
arasında değişen oranlarda sırasıyla ümitsizlik, öfke, çabuk sinirlenme, stres, gelecek
kaygısı, endişe, bağımlılık duygusu, ölüm korkusu, kendine güvensizlik, hayal
kırıklığı hissetmektedir. Sosyal alandaki değişikliklere bakıldığında, %53.7 ile %48.8
arasında değişen oranlarda sırasıyla rollerini yerine getirmede değişim, yaşam
tarzında değişim, sosyal etkileşimde azalma yaşamaktadır. Kontrol grubundaki
bireylerin yaşadığı sorunlar değerlendirildiğinde deney grubundakilere benzer
şekilde fizyolojik alan için halsizlik, baş ağrısı, bulantı-kusma, tansiyon
değişiklikleri, uyku sorunları, kaşıntı (%61-12.2), psikolojik alan için, öfke, stres,
endişe, ümitsizlik, çabuk sinirlenme, hayal kırıklığı, gelecek kaygısı, bağımlılık
duygusu, ölüm korkusu, kendine güvensizlik (%48.8-4.9), sosyal alan için rollerini
yerine getirmede değişim, sosyal etkileşimde azalma, yaşam tarzında değişim,
(%70.7-53.7) şeklinde sıralanmaktadır. Yaşanılan sorunlar açısından deney ve
kontrol grubu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadı (p>0.05) (Tablo
6,7,8).

Akça ve Doğan’nın (2011) 71 hemodiyaliz hastası üzerinde yaptıkları çalışmada,


diyaliz sonrasinda hastaların halsizlik, yorgunluk, sinirlilik, uyku düzensizliği, baş
ağrısı, kas krampları ve hipotansiyon gibi sorunlar yaşadıkları belirlenmiştir. Özcan,
Baştürk, Aslan ve Utaş’ın (2000) hemodiyaliz ve periton diyaliz tedavisi gören
hastalar üzerinde yaptıkları bir çalışmada, hemodiyaliz hastalarında durumluluk ve
sürekli kaygı düzeyinin daha yüksek düzeyde olduğu belirlenmiştir. Çınar, Barlas ve
Alpar’ın (2009) yaptıkları çalışmada ise hastaların en sık bildirdiği stresörlerin
sırasıyla; seyahate çıkma ile ilgili zorluklar (%80.4), yorgunluk (%79.9) ve gelecek
ile ilgili belirsizliklerin (%79) olduğu saptanmıştır. Hiçdurmaz’ın (2005) 212
hemodiyaliz hastasında yaptıkları çalışmada bireylerin %98.1’in fiziksel, %91’nin
psikolojik, %87.3’nün sosyal değişiklikler yaşadığı belirlenmiştir.

Yaptığımız çalışmada ve diğer çalışmalarda görüldüğü gibi kronik hastalığa


sahip kişilerin koruyucu, tedavi ve rehabilite edici hizmetler yanında destekleyici
nitelikteki hizmetlere de gereksinimi vardır.

62
7.2. Fizyolojik Alana İlişkin Bulguların Tartışılması

7.2.1. Fonksiyonel Performans Envanterine İlişkin Bulguların Tartışılması

Bu bölümde, Roy Adaptasyon Modeli Fizyolojik Alanı değerlendirmek için


Fonksiyonel Performans Envanteri, bireylerin yaşam bulguları, hemodiyalize giriş
kiloları ve bazı kan biyokimyası paremetrelerine ilişkin bulgular literatür
doğrultusunda tartışıldı.

Kronik hastalığı olan bireylerde fiziksel performans durumu fiziksel


gereksinimlerin karşılanması sürecinde rol oynayan son derece önemli bir değerlendirme
kriteridir. Hemodiyaliz tedavisi uygulanan hastalarda günlük yaşam aktivitelerinin
bağımsız olarak yerine getirilememesi ve fiziksel aktivitelerin sınırlanması yaşam
kalitesini olumsuz etkilemektedir. Yürüme, koşma, merdiven çıkma, eğilme, doğrulma
gibi fiziki dayanıklılık isteyen aktiviteleri çok güçlükle yapmakta ya da hiç
yapamamaktadır. Fonksiyonel bağımlılığın ortaya çıkması, günlük yaşam aktivitelerinin
yapılması sürecinde hastanın desteklenme gereksinimini ortaya çıkarmaktadır. Fiziksel
güçsüzlüğe bağlı olarak aktivitelerinin tek başına yapılmaması desteğe olan gereksinimi
arttırmaktadır (Levey, Andreoli and DuBose 2007, Gülseven, Ecevit Alpar, Şenturan,
Papilla ve Sabuncu 2008, Mollaoğlu 2011).

Bu çalışmada, araştırmaya katılan hemodiyaliz tedavisi alan bireylerin


Fonksiyonel Performans Envanterinden aldıkları puanlar Tablo 9’da görülmektedir.
Ölçekten alınabilecek puan 0 ile 3 arasında değişmekte ve yüksek puan yüksek
performansı göstermektedir. Buna göre deney grubundaki bireylerin ilk görüşmedeki
toplam puan ortalamaları (1.24±0.75) ile ikinci görüşme toplam puan ortalamaları
(1.45±0.75) arasında fark anlamlı bulundu (p=0.000). Bu da gösteriyor ki eğitim
öncesi düşük düzeyde olan performans Roy Adaptasyon Modeline göre verilen
eğitim ile birlikte orta düzeye yaklaşmıştır. Kontrol grubunda ise ilk görüşme toplam
puan ortalamaları (0.88±0.72) ve ikinci görüşme toplam puan ortalamaları
(0.82±0.69) arasındaki fark anlamlı bulunmadı (p=0.878). Bu sonuçlara göre,
bireylerin düşük düzeyde olan performansları hastalığa uyum süreçlerinde eğitim
eksiklikleri nedeniyle daha da düşmüştür.

63
Akın, Taşköprü, Özdilli, Yeşiltepe, Öztürk ve Durna’nın (2010) yaptıkları
çalışmada da hemodiyaliz tedavisi gören hastalarda fonksiyonel performans
durumunun orta düzeyde olumsuz etkilendiği belirlenmiştir. Fonksiyonel Performans
Envanterinin toplam puan ortalama değeri 1.31±0.82’dir.

Çuhadar, Uçan, Pehlivan ve Ovayolu’nun (2008) hemodiyalize giren 77 hasta


üzerinde yaptıkları çalışmada, hastaların merdiven çıkma, orta hızla yürüme, rahat
bir biçimde ayakta durma ve ev işlerini rahat yapabilme aktivitelerini diğer bireylere
göre zorlanarak yaptıkları saptanmıştır.

Gülseven ve arkadaşlarının (2008) hemodiyaliz hastaları üzerinde yaptıkları


çalışmada da fonksiyonel performans düzeyinde orta düzeyde olumsuz etkilenme
saptanmıştır.

Hemodiyaliz tedavisi alan bireylerin fonksiyonel performanslarının geliştirilmesi


hastalığa ve tedaviye uyumunu kolaylaştıracak, bir birey olarak sosyal yaşamda aktif
rol almasını sağlayacaktır. Bireyin hastalığa uyum sürecinin olumlu bir yönde
ilerlemesi gerek yakınları açısından gerek hemşirelik girişimleri açısından bakım
maliyetlerinin azalmasını sağlayacaktır. Roy’un Adaptasyon Modelinde amaç diğer
insanlardan ayrı düşünülmeyen bireyin hastalıkla barışarak yaşam standartlarında bir
değişiklikliğe gitmeden normal bireylerde gözlenen davranışları göstermesidir.

7.2.2. Yaşam Bulgularına İlişkin Değerlerin Tartışılması

Hemodiyaliz hastalarında hipertansiyon, kardiyovasküler morbidite ve mortalite


için önemli bir risk faktörüdür (Ram and Fenves 2009). Diyalizden hemen önce
ölçülen kan basıncının 120 mmHg’nın altında ya da 180 mmHg’dan fazla olması
mortalite için artmış risk anlamına gelir. Hastanın iki diyaliz arasında evde yaptığı
kan basıncı ölçümleri ya da 24 saatlik ambulatuvar kan basıncı takipleri kan basıncı
kontrolünün değerlendirilmesinde yeterlidir (Agarwal 2009, Hopkins and Bakris
2009).

Bu araştırmada, hemodiyaliz tedavisi alan bireylerin yaşam bulgularına


bakıldığında deney grubunun eğitimden sonra sistolik kan basıncı değerinin düştüğü

64
bu düşüşün anlamlı olduğu belirlendi (p=0.004) (Tablo 10). Denizli ve arkadaşlarının
(2011) yaptığı çalışmada hastaların dinlenme salonunda ölçülen sistolik kan basıncı
128.22±26.33 mmHg, diyastolik kan basıncı ise 74.55±15.91 mmHg olarak
ölçülmüştür. Ardından diyaliz salonuna alınarak arterivenöz fistüle giriş işleminden
hemen önce tekrarlanan kan basıncı ölçümlerinde sistolik kan basıncı 135.94±31.52
mmHg, diyastolik kan basıncı ise 79.35±18.96 mmHg olarak ölçülmüştür. Turgut
Kurt, Erdem, Kaya, Karataş ve Arık’ın (2012) yaptığı çalışmada ise iki haftalık
eğitim süresince hemodiyalize giriş ortalama sistolik kan basıncı 134.5±13.6 mmHg,
diyastolik kan basıncı ise 79.8±4.5 mmHg olarak ölçülmüş; eğitim sonrasında ise
sistolik kan basıncının 132.9±12.5 mmHg, diyastolik kan basıncları ise 79.9±4.07
mmHg olarak ölçülmüştür. Eğitim öncesi ve sonrası kan basınçları
karşılaştırıldığında eğitim sonrası anlamlı bir azalma saptanmıştır (p=0.035).
Ortalama diyastolik kan basınçlarında ise eğitim sonrası azalma saptanmamıştır.

Görülüyor ki verilen eğitim hastaların kan basıncı değerlerinin normal


değerlerde seyretmesini sağlamaktadır. Bu da bireyin hastalığa ve tedaviye uyum
sürecinin göstergelerinden biri olarak değerlendirilebilir.

7.2.3. Kilo Takibine İlişkin Bulguların Tartışılması

Hastaların sıvı ve tuz kısıtlamasına uyumlarını değerlendirmek için çeşitli


yöntemler vardır. Ancak en sık kullanılan yöntem ardışık iki hemodiyaliz seansı arası
kilo alımıdır (Baraz, Parvardeh, Mohammadi and Broumand 2010). Hastaların diyet
ve sıvı kısıtlaması tedavilerine uyumlarını artırmak için çeşitli yöntemler
denenmiştir. Eğitim vermek, ödüllendirme, bilişsel davranışçı tedavi veya stres
yönetimi gibi yöntemler hastaların sıvı kısıtlamasına ve diyetlerine uyumlarını
artırmak için kullanılmıştır (Sharp, Wild and Gumley 2005). Hemodiyaliz
hastalarının sıvı kısıtlamasına dikkat etmemesi ciddi komplikasyonlara yol açar.
Öncelikle hemodiyalizin etkinliği azalır. Hastaların fazla sıvı tüketmesi sonucu
akciğer ödemi, hipertansiyon ve uzun dönemde kalp yetmezliği gelişir (Süleymanlar
2009).

65
Bu çalışmada deney grubunun ilk görüşme giriş kiloları 71.09±15.62 kg eğitim
sonrasındaki ikinci görüşme giriş kiloları 70.12±15.24 kg olarak ölçüldü. Kontrol
grubunun ise ilk görüşme giriş kiloları 71.62±13.97 kg, ikinci görüşme giriş kiloları
71.23±13.40 kg olarak ölçüldü. Deney grubunda eğitim sonrası kilo miktarında
azalma oldu, bu azalma anlamlı bulundu (p=0.000). Kontrol grubundaki bireylerin
ise ilk görüşme ve ikinci görüşme giriş kiloları arasında fark bulunmadı (p=0.790)
(Tablo 11).

Turgut Kurt ve arkadaşlarının (2012) yaptıkları çalışmada hastaların eğitim


öncesi giriş kiloları 71±13.4 kg, eğitim sonrası 68.2±13.2 kg olarak ölçülmüştür
(p=0.001). Tsay (2003) yaptığı çalışmada, hemodiyaliz hastalarını iki gruba
ayırmıştır. Bir gruba diyet uyumlarını artırabilmek için böbrek yetmezliği,
hemodiyaliz, ilaç tedavisi, beslenme, komplikasyonlar, sıvı kısıtlaması, susuzluk
kontrolü, stres yönetimi konusunda eğitim verilmiştir. Diğer gruba ise rutin tedavi
uygulanmıştır. Eğitim alan grup ile kontrol grubunun 1.,3.,ve 6. aylarda iki diyaliz
arası ortalama kilo alımlarını değerlendirmiş ve eğitim alan grupta, diğer gruba göre
ortalama kilo alımının giderek azaldığı bulunmuştur. Barnett, Yoong, Pinikahana ve
Si-Yen’nin (2008) yaptıkları çalışmada ise sıvı kısıtlaması tedavisine uymayan
hastalara sıvı kontrolünün önemi, su ve sodyum alımı, kontrollü kilo alımı ve aşırı
sıvı alımının komplikasyonları konusunda eğitim vermişlerdir. Eğitim hastalara bire
bir verilmiş ve 2 ay boyunca her hafta 10 dakikalık hatırlatmalar yapmışlardır.
Hastaların eğitim sonunda iki diyaliz arası ortalama kilo alımlarında azalma meydana
gelmiştir.

Bu çalışmada ve diğer çalışmalarda alınan sonuçlar değerlendirildiğinde


hemodiyaliz tedavisi alan bireylere dengeli beslenme ve sıvı tüketimi ile ilgili verilen
eğitimler kilo kontrollerine katkı sağlamaktadır. Diyetlerine uyan bireylerin
hemodiyaliz tedavisine uyumları kolaylaşmaktadır.

66
7.2.4. Kan Biyokimyası Düzeylerine İlişkin Bulguların Tartışılması

Diyaliz tedavisinin temel amacı, vücuttaki atık ürün ve fazla suyun


uzaklaştırılmasıdır. Yeterli diyaliz, hastanın volüm durumunun korunması, kan
basıncının kontrolü, kalsiyum/fosfor dengesinin sağlanması, yeterli beslenmenin
devamının sağlanması gibi hastanın yaşam şartlarını iyileştirecek çok sayıda faktörü
içermektedir. Yapılan çalışmalarda matematiksel ölçümlerde sıklıkla üre gibi küçük
molekül ağırlıklı maddelerin temizlenme oranı değerlendirilse de iyi bir diyalizle pek
çok istenmeyen yan etkileri olan orta molekül ağırlıklı üremik toksinler de
organizmadan uzaklaştırılmaktadır (Rippe 2007).

Aylık yapılan kan tahlilleri, diyaliz tedavisinin etkinliğinin değerlendirilmesinde


kullanılmaktadır. BUN: 50-70 mg/dL olmalıdır. Diyaliz öncesinde 110 mg/dL
üzerinde ve 60 mg/dL altında değerler mortalite riskini arttırır.
Albumin: 3,0 gr/dL altında ciddi risk faktörüdür. 4,0 gr/dL altında mortalite artar.
Kreatinin: 12 mg/dL’nin altında olmalıdır. BUN ile birlikte değerlendirilip diyet
faktörü gözönüne alınır. Kolesterol: 200-250 mg/dL arasında olursa mortalite en
düşüktür. Potasyum: 3,5 mEq/L altında ve 6,5 mEq/L üzerinde değerlerde mortalite
artar. Fosfor: 3,0 mEq/L altı ve 9,0 mEq/L üstü değerlerde mortalite artar.
Kalsiyum: 9,5-10,5 mEq/L olmalıdır. 7,0 mEq/L altında ve 12 mEq/L üzerinde
mortalite artar. Bikarbonat: 22-26 mEq/L olmalıdır. 15 mEq/L altında mortalite artar.
Hematokrit: %33-36 arasında tutulmalıdır (Süleymanlar 2009, Sivrikaya, Aköz,
Altıntepe 2010).

Bu araştırmada, bireylerin hemodiyaliz tedavisi için önemli olan bazı kan


biyokimya paremetrelerine bakıldı (Tablo 12).

Giriş üre değerinin deney grubundaki bireylerde ilk görüşmede 139.7±49.8


mg/dl olduğu, ikinci görüşmede 127.6±40.9 mg/dl’ye düştüğü (p=0.048); kontrol
grubundaki bireylerde ise ilk görüşmede 124.1±25.0 mg/dl olduğu, ikinci görüşmede
131.7±27.7 mg/dl’ye yükseldiği (p=0.029) belirlendi. Giriş potasyum ve fosfor
değerlerinin deney grubunda eğitim sonrası yapılan ikinci ölçümlerde ilk ölçümlere
göre anlamlı derecede düştüğü (p<0.05), kontrol grubunda ise anlamlı olmamakla
birlikte yükseldiği (p>0.05) görüldü. Hemoglobin değerine bakıldığında; deney

67
grubunda eğitim öncesi 10.7±1.3 mg/dl iken eğitim sonrası 11.6±1.5 mg/dl’ye
yükseldiği ve bu farkın da istatistiksel olarak anlamlı olduğu (p=0.000), kontrol
grubunda ise birinci ve ikinci görüşme ölçüm değerleri arasında anlamlı bir farkın
olmadığı saptandı (p>0.05). Ürik asit değerleri deney grubunda anlamlı bir fark
göstermezken, kontrol grubunda anlamlı olarak 5.4±0.7 mg/dl’den 5.7±0.8 mg/dl’ye
yükseldi (p=0.002).

Ovayolu, Uçan, Pehlivan ve Yıldızgördü’nün (2007) yaptıkları çalışmada


diyetlerine uyan ve uymayan hastaların kan parametrelerine bakılmış, diyetlerine
uyan bireylerin sodyum değeri 135.5±10.1 mg/dl, potasyum değeri 5.8±4.9 mg/dl,
fosfor değeri 5.0±1.5 mg/dl, hemoglobin değeri 10.7±3.9 mg/dl bulunmuştur.
Diyetlerine uymayan bireylerin ise sodyum değeri 135.8±14.1 mg/dl, potasyum
değeri 7.7±5.6 mg/dl, fosfor değeri 5.4±1.6 mg/dl, hemoglobin değeri 9.9±1.6 mg/dl
bulunmuştur.

Yöntem ve Odabaş’ın (2009) 169 hemodiyaliz hastasına yaptıkları çalışmada


giriş üre değeri 147.0±49.98 mg/dl, giriş sodyum değeri 137.8±14.48 mg/dl,
potasyum değeri 5.03±1.128 mg/dl ölçülmüştür.

KT/V ve URR değerleri hemodiyaliz hastalarında diyaliz yeterliliğini gösteren


parametrelerdir ve aylık yapılan kan tahlilleri, diyaliz tedavisinin etkinliğinin
değerlendirilmesinde kullanılmaktadır. KT/V azaldıkça yaşam süresi azalmaktadır.
Minimal KT/V 1.29, URR %65 ve hedef KT/V 1.4, URR %70 olarak belirlenmiştir
(Süleymanlar 2009, Şengül ve ark 2012).

Şengül ve arkadaşlarının (2012) 60 hemodiyaliz hastasında yaptıkları çalışmada


hastaların Kt/V değeri 1.45±0.14 bulunmuştur.

Bu çalışmada Kt/V değeri deney grubunda 1.56±0.28’den 1.70±0.36’ya, kontrol


grubunda ise, 1.58±0.27’den 1.72±0.39’a yükseldi. Her iki grupta da iki ölçüm
arasındaki fark anlamlı bulundu (p<0.05) (Tablo 12).

Çalışmalarımızın sonucunda da görüldüğü gibi Roy Adaptasyon Modeline göre


eğitim verilen grubun eğitimden yararlandığı, yüksek olan değerlerinin düştüğü
görülürken kontrol grubunun yüksek olan değerlerinde artış gözlenmiştir. KT/V
değerinin her iki grupta da anlamlı olarak yükselmesi araştırmanın yapıldığı
merkezdeki diyaliz yeterliliğinin iyi hesaplandığını göstermektedir.

68
7.3. Benlik Kavramı Alanına İlişkin Bulguların Tartışılması

7.3.1. Coopersmith Benlik Saygısı Envanterine İlişkin Bulguların Tartışılması

Roy Adaptasyon Modeline göre benlik kavramı alanını değerledirmek için


Coopersmith Benlik Saygısı Envanteri kullanıldı. Bu bölümde de bireylerin ölçekten
aldıkları puanlar literatür bilgileriyle karşılaştırıldı.

Benlik kavramı kimlik, beden imajı ve benlik saygısından oluşmaktadır. Beden


imajı; bireyin bedeninin ne olduğunu tanımlama biçimidir. Benlik saygısı ise, bireyin
kendini değerlendirmesi ve bu değerlendirme ile ilgili duygularını açıklaştırması
anlamına gelir (Ayaz 2008).

Kronik böbrek yetmezliği nedeniyle hemodiyalize giren hastaların bedenlerinde


zamanla değişiklikler meydana gelmektedir. Üremiye bağlı ciltte meydana gelen
değişiklikler, üremi nedeniyle kemik iliğinin baskılanması sonucu oluşan aneminin
neden olduğu renk değişikliği, kolunda sürekli şant ya da fistülle birlikte yaşamak
zorunda olmak, sıvı yüklenmesine bağlı kilo artması gibi bedensel değişimler
hastaların kendilerini algılamalarını zorlaştırmakta, benlik kavramını olumsuz yönde
etkileyebilmektedir (Küçük 2005, Baydoğan ve Dağ 2008).

Coopersmith Benlik Saygısı Envanterin’den elde edilen puan, 10-30 arasında ise
düşük, 31-70 arasında ise orta, 71-100 arasında ise yüksek benlik saygısı olarak
tanımlanmaktadır (Turan ve Tufan 1987).

Bu çalışmada deney grubundaki bireylerin Coopersmith Benlik Saygısı


Envanterinden eğitim verilmeden önce aldıkları puan ortalamalarının 67.51±14.03,
eğitim verildikten sonra aldıkları puan ortalamalarının 76.48±11.56 olduğu görüldü.
Bu veriler sonucunda puanların yükselişi anlamlı bulundu (p=0.000). Deney
grubundaki bireylerin orta benlik saygısından yüksek benlik saygısına geçtiği
görüldü. Kontrol grubundaki bireylerin ise ilk görüşmede aldıkları puan ortalamaları
69.26±14.65 puan’dan ikinci görüşmede 65.26 ±14.65 puana düştü. Bu düşüş de
istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p=0.000). Kontrol grubundaki bireylerin ise orta

69
benlik saygısındaki puan seviyeleri, önceki puanlarından bir miktar düşüş göstererek
orta benlik saygısı seviyesinde kaldı (Tablo 13).

Polat’ın (2007) yaptığı çalışmada hemodiyalize giren hastaların benlik saygısı


puan ortalaması 62.22±13.0; Üstündağ, Demir, Zengin ve Gül’ün (2007) yaptıkları
çalışmada stomalı hastaların benlik saygısı puan ortalaması 69.06±14 bulunmuştur.
Erdem ve Taşçı’nın (2003) 120 tüberküloz hastası üzerinde yaptıkları çalışmada,
hastaların benlik saygısı puan ortalamalarının 57.50±14.09 olduğu görülmüştür.

Sucu ve Aslan (1998), Coopersmith tarafından geliştirilen Benlik Saygısı


Envanterini kullandığı çalışmada, abdominal stomaların benlik saygısına etkisini
incelemiş, benlik saygısı puan ortalamasını 68.816.68 olarak saptamıştır.
Üstündağ, Demir, Zengin ve Gül’ün (2007) 45 kolostomili hasta üzerinde yaptıkları
çalışmada benlik saygısı puan ortalaması 69.8±16’dır.

Benlik saygısı düzeyinin, bireyin psikolojik ve fizyolojik hastalıklara karşı


direncini ve çevresiyle yakın ilişkiler kurabilme yeteneğini etkilediği göz önüne
alındığında gerek yukarıdaki adı geçen çalışmalarda gerekse bu çalışmada bu etkiyi
kanıtlayacak sonuçlara ulaşılmıştır. Buna göre kronik hastalıklara sahip olan
bireylere belirli periyotlarla benlik saygısını yükseltecek eğitimler verilmesi yararlı
olacaktır.

70
7.4. Rol Fonksiyon Alanı ve Karşılıklı Bağlılık Alanına İlişkin Bulguların
Tartışılması

7.4.1. Hastalığa Psikososyal Uyum Öz-Bildirim Ölçeğine İlişkin Bulguların


Tartışılması

Roy’a göre, rol fonksiyon alanı anne, baba olma gibi toplum tarafından bireyden
beklenen rolleri içerir. Karşılıklı bağlılık alanı ise bireyler ile ilişki geliştirme,
sürdürme davranışlarını ve sosyal desteği içerir (Roy 2009). Bu çalışmada, Rol
Fonksiyon Alanını ve Karşılıklı Bağlılık Alanını içerik olarak karşılayan Psikososyal
Uyum Öz-Bildirim Ölçeği kullanılarak literatür bilgileriyle tartışıldı.

Diyaliz hastaları için kronik bir hastalığa sahip olmanın yanı sıra, bu hastalığın
tedavisinde karşı karşıya kalınan pek çok kısıtlama ve yoğun fiziksel-psikososyal
sıkıntılar ortaya çıkmaktadır (Erdem, Karabulutlu, Okanlı ve Tan 2004, Baydoğan ve
Dağ 2008).

Hemodiyaliz tedavi merkezine bağımlılık, diyet, ilaç kullanımı gibi pek çok
kısıtlama ile anksiyete, depresyon, gelecek hakkında belirsizlik, sosyal yaşamın
kısıtlanması, bağımsızlığını kaybetme düşüncesi, rol değişiklikleri, üzüntü ve
umutsuzluk gibi psikososyal sorunların yaşanmasına neden olmaktadır (Erdem ve ark
2004, Cukor, Cohen, Peterson and Kimmel 2007, Krespi, Bone, Ahmad,
Worthington and Salmon 2008, Özer, Beydağ, Cengiz ve Kiper 2009, Özçetin,
Bahçebaşı, Cinemre ve Ataoğlu 2009, Griva, Jatasena, Davenpart, Harrison and
Newman 2010, Karabulutlu ve Okanlı 2011). Hastanın hastalığını nasıl algıladığı
yaşanılan bu sorunların artmasında ya da azalmasında önemli bir etkendir. Kronik
hastalıklar hastanın hastalığına, hastalığı nasıl algıladığına, hastalığın yol açtığı
güçlüklere bağlı olarak kişinin denge ve uyumunu etkilemektedir (Küçük 2005). Bu
nedenle hastalığın nasıl algılandığı yaşanılan sorunların anlaşılması ve uygun
girişimlerin planlanması için önemlidir.

71
PAIS–SR ölçeğinde 35’in altındaki puanlar “iyi psikososyal uyumu”, 35 ile 51
arası puanlar “orta derecede iyi psikososyal uyumu”, 51’in üstündeki puanlar “kötü
psikososyal uyumu” ifade eder şeklinde değerlendirilmektedir (Adaylar 1995).

Bu çalışmada, deney grubundaki bireylerin eğitim öncesi ilk görüşmedeki


toplam puan ortalamaları 56.87±19.85’tir. Eğitim sonrasındaki ikinci görüşmedeki
toplam puan ortalamaları 45.65±18.17’dir. Bu puanlar arasında fark anlamlı bulundu
(p=0.000). Kontrol grubundaki bireylerin ise ilk görüşmede aldıkları toplam puan
ortalamaları 58.18±18.55, ikinci görüşmedeki toplam puan ortalamaları
61.18±16.32’dir. Bu puanlar arasında da anlamlı fark bulundu (p=0.014) (Tablo 14).
Ölçeğin değerlendirilmesine göre, deney grubundaki bireylerin kötü psikososyal
uyumdan orta derecede iyi psikososyal uyuma geçtikleri görülmektedir. Kontrol
grubundaki bireylerin ise kötü psikososyal uyumdaki puan seviyelerinin biraz daha
yükseldiği belirlendi.

Çınar’ın (2009a) 134 hemodiyaliz hastası üzerinde yaptığı çalışmada, hastaların


PAIS-SR ölçek puan ortalamasının 68.94±14.77 olduğu bireylerin kötü psikososyal
uyuma sahip oldukları belirlenmiştir. Tanyi ve Werner’in (2003) 65 kadın
hemodiyaliz hastasına yaptığı çalışmada PAIS-SR ölçek puan ortalamasının
40.57±17.55 olduğu saptanmıştır.

PAIS-SR, farklı fiziksel hastalık tanısına sahip hastalarla yapılan çalışmalarda da


kullanılmış ve ölçekten elde edilen değerlerin benzerlik gösterdiği görülmüştür.
Adaylar’ın (1995) yaptığı çalışmada akut hastalığı olan bireylerin PAIS-SR toplam
puan ortalaması 28.2 ± 8.1, kronik hastalığı olan bireylerin PAIS-SR toplam puan
ortalaması 56.9 ± 18.4 olarak bildirilmiştir.

Akın ve Durna’nın (2006) kalp hastalığı olan bireylerle yaptığı çalışmada,


hastaların PAIS-SR toplam puan ortalaması 52.28 ± 19.73 olarak, Aydın’ın (2005)
diyabet hastalarıyla yaptığı çalışmada ise hastaların PAIS-SR toplam puan ortalaması
40.1 ± 16.8 olarak bulunmuştur.

Gerek bu çalışmadaki gerekse adı geçen çalışmalardaki sonuçlar


değerlendirildiğinde, kronik hastalıklar bireylerin fizyolojik durumlarını etkilediği
gibi psikolojik ve sosyal durumlarını da etkilemektedir. Bireyin fizyolojik
ihtiyaçlarının yanında psikolojik ve sosyal gereksinimlerininde desteklenmesi

72
hastalığa ve tedaviye uyum sürecini kolaylaştıracaktır. Roy Adaptasyon Modeline
göre de bireylerin hastalığa ve tedaviye uyumlarında hemşirelik uygulamalarının dört
alanı kapsayacak biçimde bireyi bütün olarak değerlendirmesi esas alınmıştır (Roy
2009).
Bu çalışmanın temel dayanağı olan Roy Adaptasyon Modeline göre hemodiyaliz
tedavisi alan bireyler, dört alanda bütüncül olarak değerlendirildi. Elde edilen
bulgular “Hemodiyaliz tedavisi uygulanan bireylerde Roy Adaptasyon Modeline
göre verilen eğitim; fizyolojik, psikolojik ve sosyal uyum artırır” hipotezini
desteklemektedir. Bireylerin uyum sürecini olumlu etkilediği için bu modelin doğru
ve uygulanabilir bir model olduğunu göstermektedir.

7.5. Deney Grubundaki Bireylerin Ölçek Puanlarının Sosyo-Demografik


Özelliklerine Göre Karşılaştırılmasına İlişkin Bulguların Tartışılması

Deney grubundaki bireylerin bazı sosyo-demografik özelliklerine göre çalışmada


kullanılan ölçeklerin puan ortalamaları karşılaştırıldı ve literatür bilgileri
doğrultusunda tartışıldı.

Yaş değişkenine göre Fonksiyonel Performans Envanteri’nin puan ortalamaları


karşılaştırıldığında; eğitim öncesinde alt boyut ve toplam puanları anlamlı bir fark
göstermezken (p>0.05), eğitim sonrasında yaş artarken ölçek toplam puanlarının
diğer bir deyişle performansın azaldığı ve bunun da istatistiksel olarak anlamlı
olduğu belirlendi (p<0.05) (Tablo 15).
Çalışmamızda, gençler eğitimden daha çok yararlanmış (31-45 yaş) yani eğitim
geçlerin fiziksel uyumu üzerinde daha olumlu etki yapmış, 46 yaş ve üzeri daha az
yararlanmıştır. Bu durum bilişsel yeterlilik ve algı düzeyi ile ilgili olabilir. Ayrıca
31-45 yaş arası eğitim verilen bireyler daha üretken bir dönemdedir. Haliyle rol ve
sorumluluk bilincinin yüksek olmasından dolayı bu tür eğitimleri daha ciddiye
almakta ve ihtiyaç duymaktadırlar. Bu yaş grubundaki bireylerin Roy Adaptasyon
Modeli doğrultusunda verilen eğitimlerle hayata daha çok tutunacağı, hastalığa ve
tedaviye daha kısa sürede uyum sağlayacağı öngörülebilir. Aynı zamanda farklı

73
eğitim stratejisi olarak 46 yaş ve üzeri yaş grubuna eğitimlerin daha sık tekrarı
yapılabilir.

Coopersmith Benlik Saygısı Envanteri değerlendirildiğinde istatistiksel olarak


anlamlı olmamakla birlikte eğitim öncesinde 31-45 yaş arası bireylerle 65 yaş üstü
grubundaki bireyler eğitimden daha çok faydalanmıştır (Tablo 16). Bu sonuç, genç
yaştaki bireylerin benlik saygısı uyumlarının yüksek olmasına, 65 üstü yaş grubunun
ise yaşam deneyimlerin yüksek olmasına bağlanabilir. 46-64 yaş arası bireylerin
eğitimden daha az faydalandıkları göz önüne alınarak farklı eğitim stratejileri
uygulanabilir.

Akın ve arkadaşlarının (2010) hemodiyaliz hastalarına yaptıkları çalışmada, yaş


değişkeni ile Fonksiyonel Performans Envanterinin toplam puanları, ev işlerini
sürdürme, fiziksel egzersiz, eğlence ve sosyal aktivite alt boyut puanları arasında
anlamlı ancak zayıf ilişki saptanmıştır.
Bireyler cinsiyetlerine göre değerlendirildiğinde; ilk görüşmede Fonksiyonel
Performans Envanterinin vücut bakımı, fiziksel egzersiz, eğlence, sosyal aktivite alt
boyutlarında ve toplam puanda cinsiyetler arasında anlamlı fark bulundu. İlk
görüşmede kadınların puan ortalamasının daha düşük olduğu gözlendi (Tablo 15).
Coopersmith Benlik Saygısı Envanterine bakıldığında, her iki görüşmede de
cinsiyetler arasında fark bulundu (Tablo 16). PAIS-SR ölçeği puan ortalamalarında
ise seksüel ilişki alt boyutu ve psikolojik çevre alt boyutları arasında eğitim öncesi
fark olduğu görüldü (Tablo 17).

Erkeklerin puanlarının yüksek olması ülkemizde iş hayatında ve üreticilik


anlamında daha aktif rol almalarına bağlanabilir. Birinci görüşmede erkeklere göre
uyum düzeyi düşük olan kadınların eğitim sonrasında uyum düzeylerinin erkeklere
yakın bulunması verilen eğitimin kadınlarda farkındalık yarattığı, öğrendikleri
bilgileri hastalığa ve tedaviye uyumda daha etkin kullandıklarını düşündürmektedir.

Akın ve arkadaşlarının (2010) hemodiyaliz hastalarına yaptıkları çalışmada,


cinsiyet ve Fonksiyonel Performans Envanterinin alt boyut ve toplam puan
ortalamaları arasında anlamlı fark saptanmamıştır.

Bireylerin çalışma durumları göz önüne alındığında, verdiğimiz eğitimden ev


hanımları, emekli ve çalışanlara oranla daha çok faydalanmıştır. Her üç ölçekte de

74
benzer sonuçlara ulaşılmıştır. Dar bir çevrede bulunan ev hanımları eğitim
sonrasında eğitimin getirdiği yeni bakış açılarıyla tanışdıkları için onların eğitimden
daha çok yararlandıklarını söyleyebiliriz.

Medeni duruma göre bakıldığında; ilk görüşmedeki Fonksiyonel Performans


Envanterinin vücut bakımı, fiziksel egzersiz, sosyal aktivite alt boyutları ve toplam
envanter puan ortalamaları arasındaki fark anlamlı bulundu. İkinci görüşmede ise
envanter toplam puanı ve alt boyut puan ortalamaları arasında fark bulunmadı (Tablo
15). Evli bireylerin bekar bireylere göre alt boyut ve toplam puan farklarının daha
yüksek olması onların eğitimden daha çok faydalandığını göstermektedir. Çünkü
Roy Adaptasyon Modeline göre verilen eğitimde karşılıklı bağlılık alanı eş
desteğinin önemini vurgulamaktadır.

Akın ve arkadaşlarının (2010) 188 hemodiyaliz hastasına yaptıkları çalışmada,


Fonksiyonel Performans Envanterinin medeni duruma göre karşılaştırılmasına
bakıldığıda toplam ölçek, fiziksel egzersiz ve sosyal aktivite alt boyutu puanları
arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur.

Bireylerin eğitim durumlarına göre ölçek puanlarına bakıldığında, ilk görüşmede


Fonksiyonel Performans Envanterinin eğlence ve sosyal aktiviteleri alt boyutlarında
anlamlı olan farkın eğitim sonrasında ortadan kalktığı görüldü (Tablo 15). PAIS-SR
ölçeğinde ise meslek-çevre alt boyutunda öncesinde anlamlı olan farkın eğitim
sonrasında da devam ettiği saptandı (Tablo 17).
Bu durum ilkokul ve ortaokul mezunu bireylerin eğitimden daha çok
yararlandığını düşündürmektedir. Bu gruptaki bireyler eğitimleri ve bilgi düzeyleri
gereği hastalıkla ilgili eğitim bilgi ve materyallerine daha zor ulaşmaktadırlar.
Bulgular, verdiğimiz eğitimin bu ihtiyacı karşılaşıladığı sonucunu çıkarmaktadır.
Ölçek puanları bireylerin destek durumlarına göre değerlendirildiğinde,
Fonksiyonel Performans Envanteri, PAIS-SR ölçeği ve Coopersmith Benlik Saygısı
Envanterinde destek almayan bireylerin destek alanlara göre eğitimden daha çok
faydalandığı görüldü. Destek almayan bireylerin destek alan bireylere göre hastalığa
ve tedaviye uyumları daha belirgin olarak artmıştır. Bu durum bireyler tarafından
eğitimin bir destek olarak algılanmasından kaynaklanabilir.

75
Yakın çevresinden destek gören bireyler psikolojik ve sosyal anlamda
kendilerini yalnız hissetmezler. Hastalığın tedavi sürecinde gerek fizyolojik
ihtiyaçlar gerekse psikososyal gereksinimler bakımından yardım alan bireyin
hastalığa ve tedaviye uyumu olumlu bir gelişme gösterir. Roy’un Karşılıklı Bağlılık
Alanında da özellikle bireyin yakın çevresi ile olan ilişkileri göz önüne alınmıştır
(Roy 2011b).

Hemodiyaliz tedavisi alan bireylerin gelir durumlarına göre değerlendirildiğinde


eğitim sonrasında gelir durumu iyi olanların benlik saygıların daha yüksek olması
yine bu grubun eğitimden daha etkin şekilde yararlandığını göstermektedir.

Bireylerin tedavi sürelerine göre değerlendirildiğinde, tedavi süresi kısa olan


bireylerin ilk görüşmede Fonksiyonel Performans Envanteri toplam puan
ortalamalarının daha yüksek olduğu yani daha uyumlu oldukları görüldü. İkinci
görüşmede ise bireylerin hepsinin eğitimden faydalandığı ve aralarındaki farkın
kalktığı belirlendi (Tablo 15).

76
Araştırma bulgularından,

 Deney ve kontrol grubunun sosyo-demografik hastalık ve tedavi sürecine


ilişkin özellikleri bakımından benzer olduğu,

 Hemodiyalize girme sürelerinin deney grubundaki bireylerde 3 ay – 15 yıl


arasında, kontrol grubundaki bireylerde 2 ay – 38 yıl arasında değiştiği,

 Deney ve kontrol grubunun %61’nin kronik böbrek yetmezliği dışında başka


bir hastalığının olduğu,

 Deney grubunun Roy Adaptasyon Modeline göre verilen eğitim sonrasında


fonksiyonel performanslarının arttığı, giriş üre, potasyum ve fosfor
değerlerinin düştüğü, hemoglobin değerlerinin arttığı, giriş kilolarının,
sistolik kan basınçlarının azaldığı, benlik saygılarının ve psikososyal
uyumlarının arttığı,
 Eğitim verilmeyen kontrol grubunda ise ikinci görüşmede giriş üre ve ürik
asit değerlerinin arttığı, diğer uyum parametreleri açısından birinci ve ikinci
görüşme arasında fark olmadığı,
 Kadınların erkeklere oranla, bekarların evlilere oranla, eğitimi düzeyi düşük
olan bireylerin eğitim düzeyi yüksek olan bireylere oranla, ev hanımlarının
çalışan ve emeklilere oranla, desteği olmayanların desteği olanlara oranla,
tedavi süresi kısa olanların uzun olanlara, gençlerin yaşlılara oranla verilen
eğitimden daha çok yararlandığı sonucuna varıldı.

Bu sonuçlar doğrultusunda,

 Hastalığın ve tedavi süresinin ileriki dönemlerinde bireylerin eğitim ihtiyacı


arttığından eğitimlere önem verilmesi,

 Hemodiyaliz tedavisi alan bireylerin her dönemde desteğe ihtiyacı olduğu göz
önüne alınarak bireylerin destek sistemlerinin tedaviye katkısının sağlanması,

 Uygun hemşirelik girişimlerinin planlanması için bireyler tarafından


hastalığın nasıl algılandığının tespit edilmesi,

 Hemşirelerin kronik hastalığı olan bireylerin fizyolojik durumlarının yanı sıra


psikolojik ve sosyal gereksinimlerini de desteklemesi,

77
 Hemşirelik uygulamalarının Roy Adaptasyon Modeline göre dört alanı
kapsayacak biçimde bireyi bütün olarak değerlendirmesi,

 Roy Adaptasyon Modeli temel alınarak standart bir hemodiyaliz eğitim


programının oluşturulması ve hastalar için bir kayıt sistemi hazırlanarak belli
aralıklarla takip edilmesi,

 Hemşirelik modellerinin irdelenmesi ve uygulamada kullanılması için


çalışmalar yapılması önerilir.

78
8. KAYNAKLAR

1. Adaylar M. (1995). Kronik Hastalığı Olan Bireylerin Hastalıktaki Tutum, Adaptasyon,


Algı ve Öz-Bakım Yönelimleri. İ.Ü. Sağlık Bilimleri Enstitüsü Doktora Tezi,
İstanbul, (Danışman Yrd. Doç. Dr. B Yürügen).

2. Agarwal R. (2009). Home and ambulatory blood pressure monitoring in chronic kidney
disease. Curr Opin Nephrol Hypertens, 18(6):507-12.

3. Akça KN, Doğan A. (2011). Hemodiyaliz hastalarının diyaliz sonrası yaşadığı sorunlar
ve evde bakım gereksinimleri. Bozok Tıp Dergisi,1:15-22.

4. Akdağ İ.(2006). Hemodiyalizde akut komplikasyon ve tedavisi. Türkiye Klinikleri J


Med Sci, 2(37): 40-48.

5. Akdemir N, Birol L. (2003). İç Hastalıkları ve Hemşirelik Bakımı, Vehbi Koç Vakfı


Yayını, İstanbul, s. 578-603.

6. Akdemir N. ve Birol L. (2005). İç Hastalıkları ve Hemşirelik Bakımı. Sistem Ofset,


İzmir.

7. Akın S, Durna Z. (2006). Kalp yetersizliği hastalarının psikososyal uyumu. C.Ü


Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 10(2):1-7.

8. Akın S, Taşköprü İ, Özdilli K, Yeşiltepe G, Öztürk B, Durna Z. (2010). Hemodiyaliz


tedavisini sürdüren hastaların fonksiyonel performans durumu, yaşam kalitesi ve
stres düzeyinin değerlendirilmesi. Hemşirelikte Eğitim ve Araştırma Dergisi,
7(3):16:25.

9. Akpolat T, Utaş C. (2001). Böbrek Yetmezliği Genel Bilgiler. İçinde: Hemodiyaliz


Hekimi El Kitabı. Eds: Akpolat T, Utaş C, 2. Baskı, Türk Nefroloji Derneği Yayın
Organı, Anadolu Yayıncılık, Kayseri, s. 1-80.

10. Akpolat T. (2007). Hemodiyalizin Fizyolojik Prensipleri. İçinde: Nefroloji El Kitabı.


Eds: Akpolat T, Utaş C, Süleymanlar G, 4. Baskı, Nobel Tıp Kitapevi, İstanbul.

11. Akpolat T. ve Utaş T. (2008).Hemodiyaliz Hekimi El Kitabı. Ceylan Ofset, Samsun.

12. Akyol Durmaz A. (2005).Üriner Sistem Hastalıklarında Bakım. Meta Basım


Matbaacılık Hizmetleri, İzmir.

79
13. Akyol Durmaz A. (2010). Hemodiyaliz ve Hemodiyaliz Uygulanan Hasta Bakımı.
İçinde: Klinik Beceriler, Sağlığın Değerlendirilmesi, Hasta Bakımı ve Takibi. Eds:
Sabuncu N, Akça Ay F, Nobel Tıp Kitabevleri, İstanbul, s. 693-718.

14. Alligood MR, Tomey AM. (2006). Nursing Theory: Ultilization & Application.3rd ed,
Mosby Company, America, p. 307–333.

15. Aşti T, Kara M, İpek G, Erci B. (2006). The experiences of loneliness, depression, and
social support of Turkish patients with continuous ambulatory peritoneal dialysis
and their caregivers. Journal of Clinical Nursing, 15 (4): 490–497.

16. Ay F, Ertem Ü, Özcan N, Ören B, Işık R, Sarvan S. (2007).Temel Hemşirelik


Kavramlar, İlkeler, Uygulamalar. Ed: Ay F, 2. Baskı, Nobel Tıp Kitapevi, İstanbul,
s. 5–6.

17. Ayaz S. (2008). Stomalı bireylerde beden imajı ve benlik saygısı. Türkiye Klinikleri J
Med Sci, 28(2):154-159.

18. Aydın M. (2002). Kronik Böbrek Yetmezliği ve Replasman Tedavileri. İçinde:


Hemodiyaliz Seminerleri. Ed: Türkmen F, 1.Baskı Deniz Ofset Matbaacılık,
İstanbul.

19. Bağ E, Akaya L, Çınar Z, Candan F, Kayataş M. (2008). Hemodiyaliz ve periton


diyalizi uygulanan hastalarda umut-umutsuzluk sosyal destek ve özyeterlilik.
Nefroloji Diyaliz ve Transplantasyon Dergisi, 17(3): 78-85.

20. Bahar A, Yıldızgördü E. (2006). Hemodiyalize giren hastalarda ruhsal sorunlar ve


yaşam kalitesi. Nefroloji Hemşireliği Dergisi, Kasım –Haziran: 96-101.

21. Bahar A. Savaş H. Yıldızgördü E. Barlıoğlu H. (2007). Hemodiyaliz hastalarında


anksiyete, depresyon ve cinsel yaşam, Anadolu Psikiyatri Dergisi, 8: 287-292.

22. Baraz S, Parvardeh S, Mohammadi E, Broumand B. (2010). Dietary and fluid


compliance: An educational intervention for patients having haemodialysis. J Adv
Nurs, 66: 60-68.

23. Barnett T, Li Yoong T, Pinikahana J, Si-Yen T. (2008). Fluid compliance among


patients having haemodialysis: Can an educational programme make a difference?
J Adv Nurs, 61: 300-306.

24. Baydoğan M, Dağ İ. (2008). Hemodiyaliz hastalarındaki depresiflik düzeyinin


yordanmasında kontrol odağı, öğrenilmiş güçlülük ve sosyotropi-otonomi. Türk
Psikiyatri Dergisi, 19(1):19-28.

80
25. Biçer S, Bayat M . (2012). Diyaliz tedavisi alan bireylerin umut-umutsuzluk ve sosyal
destek düzeyleri. Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi, 7(19):1-21.

26. Birol L. (2009). Hemşirelik Süreci. 9. Baskı, Etki Yayınları, İzmir.

27. Burns D. (2004). Pyhsical and psychosocial adaptation of blacks on hemodialysis.


Nursing Research, 17(2):116-124.

28. Cukor D, Cohen SD, Peterson RA, Kimmel PL. (2007). Psychosocial aspects of chronic
disease: ESRD as a paradigmatic ilness. Journal American Society of Nephrology,
18:3042–3055.

29. Çamsarı T, Çavdar C. (2009). Hemodiyalizin Temel İlkeleri, Araç ve Gereçleri. İçinde:
Hekimler İçin Hemodiyaliz Kaynak Kitabı. Eds: Arık N, Ateş K, Süleymanlar G,
Tonbul HZ, Türk S, Yıldız A. Güneş Yayıncılık, İstanbul.

30. Çınar S, Barlas GU, Alpar ŞE. (2009). Stressors and coping strategies in hemodialysis
patients. Pak J Med Sci, 25(3): 447-452.

31. Çınar S. (2009a). Psychosoicial adjustiment and social suport in hemodialysis patients.
Türkiye Klinikler J Nurs Sci, 1(1):12-8.

32. Çınar S. (2009b). Hemodiyaliz hastalarında psikososyal uyum ve etkileyen faktörlerin


belirlenmesi. Nefroloji Hemşireliği Dergisi, 6(1-2):23-28.

33. Çuhadar D, Pehlivan S, Uçan Ö, Ovayolu N. (2008). Hemodiyaliz hastalarında


yorgunluk düzeyi ve etkileyen faktörler. Türk Nefroloji Diyaliz ve Transplantasyon
Dergisi, 17:26-30.

34. Dalgıç A, Ekici Y. (2006). Hemodiyaliz için damar yolu. Türkiye Klinikleri J Int Med
Sci, 2(4):13-23.

35. Daugirdas JT, Blake PG, Ing TS. (2003). Handbook of Dialysis. Diyaliz El Kitabı. 3.
Baskı. Çeviri Ed: Bozfakıoğlu S, Güneş Kitapevi Ltd. Şti., Ankara.

36. Denizli N, Yılmaz B, Gücün M, Demirci R, Akdoğan MF, Duranay M.(2011).


Hemodiyaliz hastalarında hipertansiyon. Yeni Tıp Dergisi, 28(3):169-172.

37. Derogatis LR. (1986). The psychosocial adjustment to illness scale (PAIS). Journal of
Psychosomatic Research, 30(1):77-91.

38. Diaz M, Ferrer R, Cascales R. (2006). Sexual function and quality of life in
hemodialysis male patients, Nefrologia, 26(4): 452-460.

81
39. Dilek M. (2008). Hemodiyaliz. İçinde: Nefroloji. Ed: Arık N, Dilek M. 2. Baskı,
Karakter Colar, İstanbul.

40. Dixon EL. (1999). Community health nursing practice and the Roy Adaptation Model.
Public Health Nurs., 16: 90-98.

41. Erdem M, Taşçı N. (2003).Tüberküloz hastalarında benlik saygısı düzeylerinin


belirlenmesi. Tüberküloz ve Toraks Dergisi, 51(2): 171-176.

42. Erdem N, Karabulutlu E, Okanlı A, Tan M. (2004). Hemodiyaliz hastalarında


umutsuzluk ve yaşam doyumu. Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi, 1-14.

43. Erek E .(2005). Nefroloji. Nobel Tıp Kitapevi, 5. Baskı,İstanbul, s.290-345.

44. Erkoç R. (2003). Hemodiyaliz Sırasında Oluşan Komplikasyonlar. İçinde: Diyaliz El


Kitabı, Ed. Bozfakıoğlu S, 3. Baskı, Güneş Kitapevi, Ankara, s.148-168.

45. Eşit ÜM, Karadeniz G. (2006). Hemodiyaliz tedavisi gören hastaların yaşam kalitesi ve
bilgilendirici hemşirelik yaklaşımının önemi. Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi, 1(1):
33-43.

46. Erol N. (2010). Diyaliz Tedavisine Başlamayan Kronik Böbrek Yetmezliği Hastaları ile
Hemodiyaliz Tedavisi Olan Hastaların Yaşam Kalitelerinin Karşılaştırılması. Haliç
Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Hemşirelik Anabilim Dalı Yüksek Lisans
Tezi, İstanbul, (Danışman: B Yürügen).

47. Ersoy F. (2001). Hemodiyalizin Fizyolojik İlkeleri. İçinde: Hemodiyaliz Hekimi El


Kitabı. Eds: Akpolat T, Utaş C, Anadolu Yayıncılık, Kayseri.

48. Fawcett J. (2005). Contemporary Nursing Knowledge Analysis and Evoulation of


Nursing Models and Theories.2th ed, Fa Davis Company Philadelphia, p.364–437.

49. Friend R, Singletory Y, Mendell NR. (2004). Group participation and survival among
patients with end-stage renal disease. Am J public Health, 76: 670-672.

50. Gençöz T, Astan G. (2006). Social support, locus of control, and depressive symptoms
in hemodialysis patients. Scandinavion Journal of Psychology, (47): 203-208.

51. Gigliotti E. (2008). The value of nursing models in practice. Dokuz Eylül Üniversitesi
Hemşirelik Yüksekokulu Elektronik Dergisi, 1(1):42–50.

52. Gök Özer F, Tasçı Beydağ KD, Cengiz Ş, Kiper S. (2009). Hemodiyalize giren
hastaların umutsuzluk düzeyleri. Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi, 4(10):123-136.

82
53. Gökdoğan F. (2010). Diyaliz hastalarında semptom yönetimi. Nefroloji Hemşireliği
Dergisi, 16-24.

54. Griva K, Jatasena D, Davenport A, Harrison M, Newman SP. (2010). An evaluation of


illness, treatment perceptions, and depression in hospital-home-based dialysis
modalities. Journal of Psychosomatic Research, 69:363-370.

55. Gülseven B, Alpar Ecevir Ş, Şenturan L, Papila R, Sabuncu N.(2008). Fonksiyonel


performans envanterinin kısa formunun hemodiyaliz hastalarında geçerliliğine
yönelik bir çalışma. Nefroloji Hemşireliği Dergisi, Eylül-Nisan: 44-49.

56. Gülseven B, Oğuz S.(2009). Kronik Durumlar. İçinde: Dahili ve Cerrahi Hastalıklarda
Bakım. Eds: Karadakovan A, Eti Aslan F, Nobel Kitapevi, Adana, 99-110.

57. Güney İ. (2007). Hemodiyaliz Hastalarında Yaşam Kalitesinin Mortalite Üzerine Etkisi.
Selçuk Üniversitesi, Nefroloji Yan Dal Uzmanlık Tezi, Konya (Danışman: Prof.
Dr.S Türk ).

58. Hannon Engel SL. (2008). Knowledge development: The Roy Adaptation Model and
bulimia nevrosa, Nursing Science Quarterly, 21(2): 126.132.

59. Hopkins K, Bakris GL. (2009). Hypertension goals in advanced-stage kidney disease.
Clin J Am Soc Nephrol., 4(1): 92-94.

60. İşbir GG. (2010). Nursing care of nausea and vomiting in pregnancy: Roy Adaptation
Model, Nursing Science Quarterly, 23(2):148-155.

61. Kadiroğlu AK, Şit D, Yılmaz ME. (2008). Kronik böbrek hastalığında tanı ve tedavi ile
kardiyovasküler hastalık ve risk faktörlerinin değerlendirilmesi. Türk Nefroloji
Diyaliz ve Transplantasyon Dergisi, 17(1):1-9.

62. Kahraman A, Çınar S, Pınar R. (2006). Hemodiyaliz hastalarında depresyon ve


algılanan sosyal destek düzeylerinin ilişkisi. Türk Nefroloji, Diyaliz ve
Transplantasyon Dergisi, 15(4): 130-133.

63. Kara B. (2012). Hemodiyalize giren son dönem böbrek yetmezlikli hastalarda öncelikli
sorunlardan biri: Yaşam kalitesi, TAF Prev Med Bull, 11(5): 631-638.

64. Kara B. (2007). Hemodiyaliz hastalarında tedaviye uyum: çok yönlü bir yaklaşım.
Gülhane Tıp Dergisi, 49:132-136.

65. Karabulutlu Yılmaz E, Okanlı A. (2011). Hemodiyaliz hastalarında hastalık algısının


değerlendirilmesi. Anadolu Hemşirelik ve Sağlık Bilimleri Dergisi, 14(4): 25-30.

83
66. Karadeniz G. (2008). Kronik böbrek hastalığının ilerlemesinin önlenmesi ve yönetimi.
Nefroloji Hemşireliği Dergisi. Eylül-Aralık - Ocak-Nisan: 1-5.

67. Karadağ E, Karadakovan A.(2013). Hemodiyaliz tedavisi uygulanan kronik böbrek


yetersizliği olan hastalarda uyku sorunları ve müzikle tedavi edilmesi, Nefroloji
Hemşireliği Dergisi, Ocak-Haziran: 53-59.

68. Kaya N, Babadağ K, Kaçar Yeşiltepe G, Uygur E. (2010). Hemşirelerin hemşirelik


model\ kuramlarını, hemşirelik sürecini ve sınıflandırma sistemlerini bilme ve
uygulama. Maltepe Üniversitesi Bilim ve Sanat Dergisi, 3(3):24-32.

69. Koçer ZM. (2006). Hemodiyaliz ve Periton Diyalizi Tedavisi Gören Kronik Böbrek
Yetmezliği Hastalarının Yaşam Kalitesinin Karşılaştırılması. Afyon Kocatepe
Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, İç Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı
Yüksek Lisans Tezi, Afyonkarahisar (Danışman: Yrd. Doç. Dr.R Demirel) .

70. Krespi MR, Bone M, Ahmad R Worthington B, Salmon P. (2008). Hemodiyaliz


hastalarının yaşamlarının değerlendirmesi. Türk Psikiyatri Dergisi, 19(4):365-372.

71. Kurt Turgut Y, Erdem E, Karataş A, Arık N. (2012). Hemodiyaliz hastalarına verilen
eğitimin kan basıncı ve kilo alımına etkisi. Türk Nefroloji Diyaliz ve
Transplantasyon Dergisi, 21(1):39-44.

72. Kutner NG, Zhang R, McClellan WM, Cole SA. (2002). Psychosocial predictors of
non-compliance in haemodialysis and peritoneal dialysis patients. Nephrol Dial
Transplant, 17: 93-99.

73. Küçük L. (2005). Diyaliz hastalarında sık karşılaşılan ruhsal sorunlar. Türk Nefroloji
Diyaliz ve Transplantasyon Dergisi, 14:166-170.

74. Küçük M. (2008). Hemodiyaliz Hastalarının Yaşam Kaliteleri, Hasta Özellikleri ve


Hemşirelik Hizmetleri ile İlgili Doyumları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi.
A.K.Ü. Sağlık Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Afyonkarahisar, (Danışman
Doç. Dr. S Demir).

75. Levey AS, Andreoli SP, DuBose T, Provenzano R, Collins AJ.(2007). Chronic kidney
disease: common, harmful, and treatable world kidney day. J. Am. Soc. Nephrol.,
27(1): 108-112.

76. McCurry M.S, Hunter Rewell S, Roy C. (2010). Knowledge fort he good of the invidual
and socienty: Linking philosophy, disciplinary goals, theory, and practice. Nursing
Philosophy, 11(1):42-52.

84
77. McEven M, Wills EM. (2006). Theoretical Basic for Nursing. 2th ed, Lippicott
Williams & Wilkins, United States, p.196–199.

78. Mollaoğlu M. (2011). Diyaliz hastalarında yeti yitimi, günlük yaşam aktiviteleri ve öz
yeterlilik durumu. TAF Preventive Medine Bulletin, 10(2):181-186.

79. Murtagh FEM, Addington-Hall J, Higginson IJ. (2007). The prevalence of symptoms in
end-stage renal disease: A systematic review. Advances in Chronic Kidney
Disease, 14(1):82-99.

80. Nelson Danguah FV, Zimmerman L, Diamond PM, Meininger J, Bergstrom N. (2010).
Frequency, severity, and distress of dialysis-related symptoms reported by patients
on hemodialysis. Nephrology Nursing Journal, 37(6):627-639.

81. Ovayolu N, Uçan Ö, Pehlivan S. Yıldızgördü E. (2007). Hemodiyaliz hastalarının


tedaviye ve diyete uyumları ile bazı kan değerleri arasındaki ilişki. Fırat Sağlık
Hizmetleri Dergisi, 2(4): 93-100.

82. Ovayolu N, Ovayolu Ö. (2013).Hemodiyaliz yeterliliğinin yaşam kalitesine etkisi.


Nefroloji Hemşireliği Dergisi, Ocak- Haziran: 39-52.

83. Özcan Y, Baştürk M, Aslan SS, Utaş C.(2000). Hemodiyaliz ve sürekli ayaktan periton
diyalizi uygulanan hastalarda psikiyatrik morbidite ve yaşam kalitesi. Turgut Özal
Tıp Merkezi Dergisi,7(4): 333-337.

84. Özcanlı D, Uçan Ö, Ovayolu N. (2006). Hemodiyaliz Hastalarının Umutsuzluk Ve


Depresyon Düzeyleri Arasındaki İlişki. 16. Ulusal Böbrek Hastalıkları, Diyaliz ve
Transplantasyon Hemşireliği Kongre Kitabı, Antalya.

85. Özçetin A, Bahçebaşı ZB, Bahçebaşı T, Cinemre H, Ataoğlu A. (2009). Diyaliz


uygulanan hastalarda yaşam kalitesi ve psikiyatrik belirti dağılımı. Anadolu
Psikiyatri Dergisi, 10: 142-150.

86. Özçürümez G, Tanrıverdi N, Zileli L. (2003). Kronik böbrek yetmezliğinin psikiyatrik


ve psikososyal yönleri. Türk Psikiyatri Dergisi, 14(1):72-80.

87. Özer FG, Beydağ DKT, Cengiz F, Kiper S. (2009). Hemodiyalize giren hastaların
umutsuzluk düzeyleri. Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi, 4(10): 123-36.

88. Özkahraman, A., Özer, S., Balcı Alpaslan, G. (2012). Romatoid artritli bir vakanın
hemşirelik bakımında Roy Adaptasyon Modelinin kullanımı. Gümüşhane
Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 1(3):138-152.

85
89. Pearson A, Vaughan B, Fitzgerald M. (2005). Nursing Models for Practice.
Butterworth-Heinemann Elsevier, Philadelphia, p.123-142.

90. Pektekin Ç. (2013).Hemşirelik Felsefesi Kuramlar- Bakım Modelleri ve Politik


Yaklaşımlar, 1. Baskı, İstanbul Tıp Kitapevi, İstanbul, 111-118.

91. Perrett ES. (2007). Reviev of Roy adaptation model-based qualitative research, Nursing
Science Quarterly, 20(4): 349-356.

92. Polat A. (2007). Düzce İlindeki Hemodiyaliz Hastalarının Beden İmajı ve Benlik
Saygısı Düzeylerinin Belirlenmesi. Abant İzzet Baysal Üniversitesi Bilim
Uzmanlığı Tezi, Düzce, (Danışman: F Yılmaz Akıncı).

93. Ram CV, Fenves AZ. (2009). Management of hypertension in hemodialysis patients.
Curr Hypertens Rep, 11(4): 292-298.

94. Rippe B. (2007).Peritoneal Dialysis: Principles, Tecniques and Adequacy. In:


Comprehensive Clinical Nephrology Eds: Feehally J, Floege J, Johnson R,
Philedelphia, p. 979-1000.

95. Roy C. (2009). The Roy Adaptation Model. 3rd ed. Upper SaddleRiver: Pearson
Prentice Hall Health, New Jersey, p. 35–50.

96. Roy SC. (2011a). Extending the Roy Adaptation Model to meet changing global
needs. Nursing Science Quarterly, 24(4), 345-351.

97. Roy SC. (2011b). Research based on the Roy Adaptation Model: Last 25 years. Nursing
Science Quarterly, 24(4), 312-320.

98. Sağduyu A, Şentürk V, Sezer S, Emiroğlu R, Özel S. (2006). Hemodiyalize giren ve


böbrek nakli yapılan hastalarda ruhsal sorunlar, yaşam kalitesi ve tedaviye uyum.
Türk Psikiyatri Dergisi, 17(1): 22-31.

99. Samir SP, Rolf A, Peterson PL. (2005). The impact of social support on end stage renal
disease, Seminars In Dialysis, 18 (2): 98-102.

100. Sav T, Utaş C. (2005). Kronik böbrek yetmezliğinin semptom ve bulguları. Türkiye
Klinikleri J Int Med Sci, 1(21):21-3.

101. Sharp J, Wild MR, Gumley AI. (2005). A systematic review of psychological
interventions for the treatment of nonadherence to fluid-intake restrictions in
people receiving hemodialysis. Am J Kidney Dis, 45: 15-27.

86
102. Sivrikaya A, Aköz M, Altıntepe L. (2010). Kronik böbrek yetmezliği olan hemodiyaliz
hastalarında ve sağlıklı kontrollerde serum Zn, Cu, Fe, Cd, TT3, TT4, PTH VE
TIBC seviyeleri. Van Tıp Dergisi, 17 (2): 36-41

103. Stroebe W, Zech E, Stroebe M, Abakoumkın G. (2005). Does social support help in
bereavement, Journal of Social and Clinical Psychology, 24(7): 1030-1050.

104. Sucu N, Aslan FE. (1998). Abdominal Stomalı Hastaların Bireysel Özellikleri İle
Benlik Saygıları Arasındaki İlişki, VIII. Ulusal Kolon Rektum Kongresi Özet
Kitabı, Antalya, s. 177.

105. Sungur G, Tekinsoy P, Ceyhan Ö, Taşcı S, Şahin S, Göriş S. (2010). Hemodiyaliz


hastalarının evde bakım gereksinimleri. Nefroloji Hemşireliği Dergisi, 28-33.

106. Süleymanlar G. (2009). Kronik Böbrek Yetmezliği ve Hastalığı. İçinde: Hemodiyaliz.


Arık N, Ateş K, Süleymanlar G, Tonbul Z, Türk S, Yıldız A, Güneş Tıp
Kitabevleri, Ankara,s. 1-25.

107. Süleymanlar G. (2007). Kronik böbrek hastalığı ve yetmezliği: tanımı, evreleri ve


epidemiyolojisi.Türkiye Klinikleri J Int Med Sci, 3(38):1-7.

108. Süleymanlar G, Altınparmak M, Seyahi N. (2012). Türkiye’de nefroloji, diyaliz ve


transplantasyon. Türk Nefroloji Derneği Yayınları, 5-19.

109. Şengül E, Dindar S, Binnetoğlu E, Halhallı GS, Elmas A, Erbay E. (2012) Hemodializ
hastalarının kılavuzlara göre değerlendirilmesi. Kocaeli Tıp Dergisi, 2: 6-11.

110. Tanyi RA, Werner JS.(2003).Adjustment, spirituality and health in women on


hemodialysis. Clin Nurs Res,12(3):229-245.

111. Tolson D, Mc Intosh J.(1996).The Roy Adaptation Model: A consideration of


itsproperties as a conceptual framework for an intervention study. J Adv Nurs., 24:
981-987.

112. Tomey AM, Alligood MR. (1998). Nursing Theorists and Their Work. 4th ed, Mosby
Company, America, p.407-422.

113. Tsay SL, Lee YC. (2005). Effects of an adaptation training programme for patients with
end-stage renal disease, Journal of Advanced Nursing, 50(1), 39-46.

114. Tsay SL. (2003). Self-efficacy training for patients with end-stage renal disease. J Adv
Nurs., 43: 370-375.

87
115. Tuğla Ö, Çınar S. (2006). Kronik periton diyalizi hastalarında diyaliz yeterliliğinin
yaşam kalitesine etkisi. Nefroloji Hemflireliği Dergisi, Kasım-Şubat: 15-22.

116. Turan N, Tufan B. (1987). Coopersmith Benlik Saygısı Envanteri’nin (SEI) Geçerlik
Güvenirlik Çalışması. İçinde: 23. Ulusal Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi,
İstanbul-Türkiye, s. 816-817.

117. Turgut Kurt Y, Erdem E, Kaya C, Karataş A, Arık N. (2012) Hemodiyaliz hastalarına
verilen eğitimin kan basıncı ve kilo alımına etkisi. Türk Nefroloji Diyaliz ve
Tranplantasyon Dergisi, 21(1):39-44.

118. Utaş L, Baycar N, İlhan N, Kutlu N, Özhan F. (2006). Hemodiyalize giren hastalarda
algılanan sosyal desteğin depresyon düzeylerine etkisi. Türk Nefroloji Diyaliz ve
Transplantasyon Dergisi, 15 (4): 142-146.

119. Ünsar S, Dindar İ, Zafer R, Kumasoglu Ç. (2006). Hemodiyaliz tedavisi gören


hastaların öz-bakım gücü ve etkileyen etmenler. Fırat Saglık Hizmetleri Dergisi,
1(3) : 70-80.

120. Üstündağ H, Demir N, Zengin N, Gül A.(2007). Stomalı hastalarda beden imajı ve
benlik saygısı. Türkiye Klinikleri J Med Sci, 27: 522-527.

121. Ünver S, Atasoyu EM, Evrenkaya TR, Tülbek MY. (2003).Hemodiyalizde kan akım
hızını artırmak eritropoetin gereksinimini azaltıyor mu? Türk Nefroloji Diyaliz ve
Transplantasyon Dergisi, 12(3): 148-151.

122. Velioğlu, P. (1999). Hemşirelikte Kavram ve Kuramlar. Alaş Ofset, İstanbul s. 372–
399.

123. Vicdan Kacaroğlu, A. (2010). Hemşirelik bakımında model kullanımına bir örnek:
Modifiye radikal mastektomi olmuş bir bayanın, Roy Adaptasyon Modeline göre
incelenmesi. Maltepe Üniversitesi Bilim ve Sanat Dergisi, 2(3):106-118.

124. Yalçın U, Akpolat T. (2007). Kronik Böbrek Yetmezliği. İçinde: Nefroloji El Kitabı.
Eds: Akpolat T, Utaş C, Süleymanlar G, 4. Baskı, Nobel Tıp Kitapevi, İstanbul.

125. Yılmaz M, Özaltın G. (2011). The Sexual Behaviors of Patients Receiving Peritoneal
Dialysis Treatment. Sex Disabil, 29:21-32.

126. Yöntem M. Odabaş G. (2009). Kütahya bölgesinde bulunan hemodiyaliz hastalarının


bazı kan biyokimyasal paremetrelerinin değerlendirilmesi. Dumlupınar
Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi, 18:7-14.

88
9. EKLER

EK 1: HEMODİYALİZ HASTA DEĞERLENDİRME FORMU

1.Yaşınız?

2. Cinsiyetiniz?

a) Kadın b) Erkek

3. Eğitim durumunuz?

a ) Okur-yazar b) İlkokul mezunu c) Ortaokul mezunu d) Lise mezunu

f) Üniversite mezunu

4- Mesleğiniz nedir?

5- Mesleğinizde ne kadar süredir çalışıyorsunuz?

a) Hiç çalışmadım b) 0-3 yıl c) 4-6 yıl d) 7-9 yıl e) 10 yıl ve üzeri

6- Sosyal güvenceniz var mı?

a) Güvencem yok b) SGK c) Yeşil Kart d) Özel sağlık sigortası

7- Medeni haliniz?

a)Evli b)Bekar

8- Evli iseniz; çocuğunuz var mı?

a)Evet b)Hayır

9- Gelir durumunuzu nasıl buluyorsunuz?

a) İyi b)Orta c)Kötü

10- Evinizde sizinle birlikte yaşayan kişiler kimlerdir?

11- Evinizde sizinle birlikte yaşayan kişilerden bakımınıza destek olanlar var mı?

a) Evet b) Hayır

89
12- Bakımınıza destek olan başka kişiler var mı?

a) Evet b) Hayır

13- Bakımınıza destek olan kişiler kimlerdir?

14- Bakımınıza destek olan kişiler varsa, bu kişiler sizi hangi açılardan

Destekliyorlar mı? (Cevaplarken birden fazla şık seçilebilir.)

a) Fiziksel açıdan b) Ekonomik açıdan c) Ruhsal açıdan

15- Hastalık tanısı aldıktan ne kadar sonra diyaliz tedavisi görmeye başladınız?

a) İlk 1 ay içinde b) …ay …yıl sonra

16- Ailenizde sizden başka hemodiyaliz tedavisi gören birey oldu mu?

a) Evet b) Hayır

17- Haftada kaç kez hemodiyaliz tedavisi alıyorsunuz?

a) 1 kez b) 2 kez c) 3 kez

18- Ne kadar süredir hemodiyaliz tedavisi alıyorsunuz?

…….ay ……yıl

19- Böbrek hastalığı dışında başka kronik hastalıklarınız var mı?

a) Evet b) Hayır

20- Başka kronik hastalıklarınız varsa; bu hastalıklar nelerdir?

a) Diyabet b) Hipertansiyon c) Romatizma d) Kalp sorunları e) Diğer

21- Hemodiyaliz tedavisi görmeye başlayınca buna yönelik eğitim aldınız mı?

a) Evet b) Hayır

22- Hemodiyaliz tedavisine yönelik eğitim aldıysanız, sizce bu eğitim yeterli miydi?

a) Evet b) Hayır

90
23- Hemodiyaliz tedavisine başlamakla yaşamınızda ne tür değişiklikler yaşadınız?
(Cevaplarken birden fazla şık işaretleyebilirsiniz.)

Psikolojik Alanda;

a) Değişiklik olmadı.

b) Öfke

c) Ümitsizlik

d) Hayal kırıklığı

e) Endişe

f) Ölüm korkusu

g) Çabuk sinirlenme

h) Kendine güvensizlik

ı) Stres

i) Bağımlılık duygusu

j) Gelecek kaygısı

Sosyal Alanda;

a) Değişiklik olmadı

b) İş kaybı

c) Sosyal etkileşimin azalması

d) Sosyal etkileşimin artması

e) Sosyal etkileşimde bozulma

f) Aile içi ilişkilerde bozulma

g) Yaşam tarzında değişim

h) Rolleri yerine getirmede değişim

91
Fiziksel Alanda;

a) Değişiklik olmadı

b) Tansiyon değişiklikleri

c) Halsizlik

d) Bulantı-kusma

e) İştahsızlık

f) Cinsel sorunlar

g) Kaşıntı

h) Baş ağrısı

ı) Cilt sorunları (Pullanma, renk değişimi)

i) Nefes darlığı

j) Uyku sorunları

k) Diğer ( … )

Ekonomik Alanda; a) Değişiklik olmadı b) Ekonomik sorun

92
EK 2: FONKSiYONEL PERFORMANS ENVANTERi KISA FORMU

(Diyaliz öncesi dönem)


Aşağıda sağlık durumunuzun günlük faaliyetlerinizi nasıl etkilediğini belirlemeye
yönelik sorular yer almaktadır. Lütfen diyaliz öncesi dönemde bu faaliyetleri
yaparken genellikle ne kadar zorlandığınızı en iyi açıklayan numarayı daire içine
alın. Numaralar yanlarında açıklandığı anlamı taşımaktadır.

(1) Faaliyeti hiç zorlanmadan kolayca yaparım.

(2) Biraz zorlukla yaparım.

(3) Çok zorlukla yaparım.

(4) Sağlık sorunlarım nedeniyle bu faaliyeti artık yapamıyorum.

(TE : Tercih Etmem) Alışkanlığım olmadığı için veya yapmayı istemediğim için
zaten yapmıyordum, hiç yapmadım veya sağlık dışındaki nedenlerle yapmıyorum.

AKTİVİTELER YAPARIM YAPAMAM


Çünkü…..
Zorlanmadan

Zorlanarak

Zorlanarak

Sorunlarım

Nedenlerle
Nedeniyle
Sağlık

Diğer
Biraz

Çok
Hiç

Giyinme/soyunma……...................................................... 1 2 3 4 TE
Duş alma/banyo yapma......................................................
BAKIMI

1 2 3 4 TE
VÜCUT

Ayak bakımı………........................................................... 1 2 3 4 TE
Saç yıkama…………......................................................... 1 2 3 4 TE
Traş olma(vücut tüyleri dahil)/ makyaj yapma….............. 1 2 3 4 TE

Alışveriş ve Mutfak İşleri


Yemek hazırlama / pişirme…… 1 2 3 4 TE
EV İŞLERİNİ SÜRDÜRME

Bakkal/market/pazar alışverişi… 1 2 3 4 TE
Satın aldıklarını eve taşıma……. 1 2 3 4 TE
Ev ve Bahçe İşleri
Elektrikli süpürge/ süpürge ile süpürme 1 2 3 4 TE
Mobilyaların yerini değiştirme çarşafları değiştirme,
camları silme 1 2 3 4 TE
Banyoyu veya yerleri temizleme... 1 2 3 4 TE
Ağır bahçe işleri (Örn; çimleri biçme,karları kürüme,
tırmıklama)
1 2 3 4 TE
Randevulara gitme (hekim veya diş hekimi gibi) … 1 2 3 4 TE

93
AKTİVİTELER YAPARIM YAPAMAM
Çünkü…..

Hiç Zorlanmadan

Diğer Nedenlerle
Biraz Zorlanarak

Çok Zorlanarak

Sorunlarım
Nedeniyle
Sağlık
Düzenli olarak gerilme, hareket etme veya hafif ağırlıkları kaldırma
1 2 3 4 TE
Egzersiz
Ffiziksel

Bir kat merdiveni inip/çıkma................... 1 2 3 4 TE


Komşulara ya da alışveriş merkezine kısa yürüyüşler 1 2 3 4 TE
20 dak. dan fazla süren hızlı yürüyüşler. 1 2 3 4 TE
Yüzme veya bisiklete binme gibi faaliyetler 1 2 3 4 TE

Seyahate çıkma/tatile gitme……… 1 2 3 4 TE


Ev ya da Apartman Dışındaki Aktiviteler
Kapalı mekan faaliyetleri(Örn;alışverişmüze ziyareti gibi) ..
Eğlence

1 2 3 4 TE
Sinemaya gitme……… 1 2 3 4 TE
Ev ve Apartman İçindeki ve Çevresindeki Aktiviteler
Bahçede/balkonda oturma……… 1 2 3 4 TE
Okuma……..…………. 1 2 3 4 TE
Dini görevleri yerine getirme (Örn; namaz kılma, camiye veya kiliseye
gitme vs.) …
Aktivite
Manevi

1 2 3 4 TE
Dini törenlere gitme (Örn; ayinler, mevlütler, cenaze vs) 1 2 3 4 TE
Dini kitap okuma, meditasyon, dua etme.... 1 2 3 4 TE
Din hocasını ziyaret etme 1 2 3 4 TE

Yemek,iskambil,bingo ve diğer aktiviteler


Sosyal Aktivite

evde….…………… 1 2 3 4 TE
dışarıda…………… 1 2 3 4 TE
Aile ya da arkadaşlara alışveriş, gezi, onarım gibi işlerde yardım etme
1 2 3 4 TE
Aile ya da arkadaşlara çocukların bakımında yardım etme....... 1 2 3 4 TE
Yakınlarını ziyaret etmek için uzağa veya gece yatısına gitme 1 2 3 4 TE

94
EK 3: COOPERSMİTH BENLİK SAYGISI ENVANTERİ (Yetişkin Formu)

Yönerge: İnsanların kendileri ile ilgili bazı duygularını açıklayan ifadeler aşağıda
yer almaktadır. Bu cümlelerden size uygun olanlarını ‘benim gibi’, uygun
olmayanlarını ise ‘benim gibi değil’ sütununa (x) işareti koyarak belirtiniz.

Benim Benim Gibi


Gibi Değil
1.Çevremde olup bitenlerden rahatsız olmam
2.Başkalarının önünde konuşmak bana zor gelir
3.Eğer elimde olsaydı kendimdeki pek çok şeyi
değiştirmek isterdim
4.Karar vermede fazla zorluk çekmem
5.İnsanlar benimle olmaktan hoşlanırlar
6.Evde kolayca moralim bozulur
7.Yeni şeylere kolay alışamam
8.Yaşıtlarım arasında sevilen bir kişiyim
9.Ailem genellikle duygularıma önem verir
10.Başkalarının söylediğini kolayca kabul ederim.
11.Ailem benden çok şey bekler
12.Benim yerimde olmak oldukça zordur.
13.Hayatımın karmakarışık olduğuna inanıyorum
14.Genellikle başkaları düşüncelerimi kabul eder.
15.Kendimi yetersiz buluyorum
16.Sık sık evden kaçmayı düşünüyorum
17.Yaptığım işten çoğunlukla memnun olmam
18.Başkaları kadar güzel / yakışıklı değilim
19.Söylenecek sözüm varsa onu söylemekten kaçınmam
20.Ailem benim duygularımı anlar
21.Çok sevilen bir kimse değilim
22.Genellikle ailemin beni dışladığını hissediyorum.
23.Yaptığım şeyler genellikle cesaretimi kırar
24.Sık sık keşke başka birisi olsam diye düşünürüm
25. Güvenilir bir kimse olmadığımı düşünüyorum

95
EK 4: HASTALIĞA PSİKOSOSYAL UYUM-ÖZ BİLDİRİM ÖLÇEĞİ
(PAIS-SR)

Açıklama: Bu form sizin ya da çocuklarınızın veya yakınlarınızın yaşamakta olduğu


hastalığın sizin üzerinizde yarattığı etkilere yönelik çeşitli gruplar halindeki soruları
içermektedir. Bu hastalığın etkilerinin evinizde, ilişkilerinizde, işinizde, aile ve
kişisel yaşamınızda ne yönde ve nasıl olduğuyla ilgilenmekteyiz. Ayrıca, diğer bir
grup soru ile hastalığınızın sosyal ve özel yaşamınızdaki etkileri, duygusal olarak ne
tür bir ruh hali içinde olduğunuzu da ortaya çıkarmaya çalışacağız. Bu formda yer
alan her bir soruya yanıt verirken, hastalığa ait deneyiminizi / durumunuzu en iyi
yansıtan ifadelerin yanına (X) işareti koyunuz. Lütfen tüm soruları yanıtlamaya
çalışın ve herhangi bir soruyu atlayıp yanıtsız bırakmayın. Eğer belli bir soruya ait
yanıt şıklarından hiçbiri sizin durumunuzu yansıtmıyorsa, durumunuza en uygun ve
en yakın yanıt şıkkını işaretleyin.

Hastalık etkilerine ait durumunuz bu gün dâhil 30 günlük bir dönemi


kapsamaktadır. Tüm soruları, bu 30 günlük süre içinde hastalık etkilerinin size
yaşattıkları açısından işaretleyin. Eğer su anda hastanede tedavi görmekteyseniz (ya
da hastanede yatan hastanın yakınıysanız) hastaneye yatış tarihinden önceki 30
günlük süreyi göz önüne alarak yanıt veriniz. Bazı sorularda evli olduğunuz ya da şu
anda birlikte olduğunuz biri olduğu varsayımı yer almaktadır. Bunun dışındaki
sorularda ise aile ilişkileri açısından sorular sorulmaktadır. Evli olmadığınız bir
ailenizin olmayışı, ya da şu anda birlikte olduğunuz birinin olmaması gibi bir durum
söz konusu ise, lütfen bu soruları boş bırakın. Bununla birlikte yine de tüm sorulara
yanıt vermeye çalışın.

İkinci bölümde çalımşa ve iş performansınızla ilgili sorular yer almaktadır. İşiniz


sürekli ya da part-time olsa bile, yine de işiniz ve mesleğinizin genel durumu
açısından yanıt veriniz. Eğer ev hanımıysanız, ev işleri, komşularınızla ilişkileriniz
açısından yanıt veriniz. Bu formu doldururken harcadığınız zaman için teşekkür
ederiz. Formu doldurma işiniz bittikten sonra, tüm soruları tamamlayıp
tamamlamadığınızı emin olmak için formu tekrar gözden geçiriniz. Form hakkında
aklınıza takılan bir soru olursa, lütfen sorunuz.

96
BÖLÜM 1: SAĞLIK BAKIMINA ORYANTASYON

1. Aşağıdakilerden hangisi sağlığınıza dikkat etmek konusundaki genel


tutumunuzu en iyi tanımlar?

a) Sağlığımla ilgiliyim ve kendi sağlığıma çok dikkat ederim.

b) Sağlığımı korumam için gerekenlere çoğu zaman dikkat ederim.

c)Genellikle sağlığımla ilgili konulara dikkat etmeye çalışırım, fakat bazen


ilgilenmeye fırsatım olmuyor.

d) Sağlığıma dikkat etmek pek fazla üstünde durduğum bir konu değildir.

2. Şu anda hastalığınız muhtemelen kendinize özel bir bakım ve dikkat etmenizi


gerektiriyor olabilir. Bu konudaki tutumunuzu en iyi belirten seçeneği
işaretleyiniz.

a) Hastalığımla ilgili özel olarak yaptığım bir şey yok veya kaygı duymuyorum.

b) Kendimi korumak için doğru olduğuna inandığım her şeyi yapmaya çalışırım,
fakat çoğu zaman ya unutuyorum ya da yorgun veya meşgul oluyorum.

c) Hastalığımın bakım ve koruması için yaptığım uygun birçok şey var.

d)Hastalığım için gereken her şeye büyük özen gösteriyorum ve kendimi


koruyabilmem için gereken her şeyi yapıyoru

3. Genel olarak doktorların vermiş olduğu tıbbi bakımın kalitesi hakkında neler
düşünüyorsunuz?

a) Tıbbi bakım hiç bu kadar iyi olmamıştı ve görevli doktorlar islerini mükemmel
yapıyorlar.

b) Şu andaki tıbbi bakımın kalitesi çok iyi, fakat gelişmesi gereken bazı alanlar var.

c) Doktorlar ve tıbbi bakım kesinlikle daha öncekileriyle aynı kalitede değil.

d) Bugünkü doktor ve tıbbi bakıma fazla bir güvenim yok.

97
4. Şu andaki hastalığınız esnasında hem doktorlar hem de diğer tıbbi personel
tarafından size yönelik bir tedavi uygulanmaktadır. Doktorlar ve diğer personel
hakkındaki görüşleriniz nedir, size uyguladıkları tedaviyi nasıl buluyorsunuz?

a) Tedaviden hiç memnun değilim, personelin benim için yapılması gereken her şeyi
yaptıklarını düşünmüyorum.

b) Uygulanan tedavi bende belirli bir izlenim bırakmadı, ama sanırım onlar
yapabileceklerinin en iyisini yapıyorlar.

c) Bazı problemler olmasına rağmen uygulanan tedavi oldukça iyi.

d) Uygulanan tedavi ve tıbbi personel mükemmel

5. Hastalık durumunda her insan hastalığı ile ilgili olarak farklı şeyler bekler ve
farklı tutum ve davranışlar gösterir. Sizin hissettiklerinize en uygun olanı
işaretleyiniz.

a) Bu hastalığın üstesinden gelebileceğimden eminim ve yarattığı tüm sorunları en


kısa zamanda halledip tekrar eskisi gibi olacağım.

b) Hastalığım bende bazı sorunlara yol açtı, ancak bunları çok kısa sürede
halledeceğimi ve tekrar eski halime döneceğimi düşünüyorum.

c) Hastalığım hem ruhsal hem de fiziksel olarak beni altüst etti. fakat bunun
üstesinden gelmek için çok çaba harcıyorum, bir gün eski günlerdeki halime
kavuşacağıma eminim.

d) Hastalığım yüzünden çok yıprandım ve güçsüz kaldım, gerçekten bu isin


üstesinden gelip gelemeyeceğimi bilmiyorum.

98
6. Hastalanmak insanı karma karışık bir duruma sokan bir deneyimdir. Bazı
hastalar, hastalıkları hakkında doktor ve diğer tıbbi personelden yeterli bilgi
almadıklarını düşünürler. Bu konuda sizin hissettiklerinizi en iyi açıklayan
seçeneği işaretleyin.

a) Onlara defalarca sormama rağmen doktorum ve diğer tıbbi personel, hastalığım


hakkında bana çok az şey açıkladılar.

b) Hastalığım hakkında bazı şeyler biliyorum, ama sanırım daha fazlasını bilmem
gerekiyor.

c) Hastalığım hakkında genel bir kanıya sahibim ve daha fazlasını bilmek istersem
her zaman bilgi alabileceğimi biliyorum.

d) Hastalığımın genel tablosu doğru bir şekilde anlatıldı, doktorum ve tıbbi personel
bilmeyi istediğim her şeyi tüm detayları ile açıkladılar.

7. Sizin yaşadığınız gibi bir hastalıkta insanların kendilerine uygulanan tedavi


ve bu tedaviden beklentileri hakkında farklı düşünceleri olabilir. Size
uygulanan tedaviden bekledikleriniz hakkında, aşağıdaki seçeneklerden size en
uygun olanı seçiniz.

a) Doktorum ve tıbbi personelin tedavimi yürütme konusunda çok başarılı


olduklarına inanıyorum ve bu tedavi şimdiye kadar bana uygulanan tedavilerin en
iyisi.

b) Uyguladıkları tedavi yöntemi açısından doktorlarıma güvenmekle birlikte bazen


bu konuda şüphelerim olabiliyor.

c) Tedavimin çok tatsız bazı bölümlerinden memnun değilim, fakat doktorlarım bir
süre daha bu şekilde devam etmemiz gerektiğini söylüyorlar.

d) Pek çok kez tedavimin hastalıktan daha beter olduğunu düşünüyorum, bu şekilde
devam etmeye emin değilim.

99
8. Sizinki gibi hastalıklarda hastalara tedavileri konusunda farklı miktarlarda
bilgi verilmektedir. Aşağıdaki seçenekler içinde, tedaviniz hakkında size verilen
açıklama ve bilgilerin derecesini en iyi ifade edeni seçiniz.

a) Tedavim hakkında neredeyse hiçbir açıklama yapılmadı, açıkça neler olduğunu


bilmiyorum.

b) Tedavim hakkında biraz bilgim var, ama bu bilmeyi istediğim kadar değil.

c) Tedavim hakkında bildiklerim oldukça yeterli, fakat hala bilmek istediğim bir iki
şey var.

d) Tedavimle ilgili bir şeyi bildiğimi hissediyorum ve bilgilerim her gün tazeleniyor.

BÖLÜM 2: MESLEK – ÇEVRE

1. Hastalığınız mesleğinizi / okulunuzu / ev işlerinizi vb. yapmanızı engelledi mi?

a) Mesleğimi vb. uygulamamla ilgili bir sorun yok.

b) Bazı sorunlar var ama bunlar ufak şeyler.

c) Bazı ciddi sorunlar var.

d) Hastalığım mesleğimi vb. uygulamamı tamamen engelliyor.

2. Şu an mesleğiniz / çalışmalarınız / ev işlerinizi vb. yapabilmek açısından


fiziksel performansınız ne kadar iyi?

a) Kötü durumda b) Pek iyi değil c) Yeterli d) Çok iyi

3. Son 30 gün içersinde hastalığınıza bağlı olarak hiç iş günü kaybınız oldu mu?

a) 3 gün ve daha az b) 1 hafta c) 2 hafta d) 2 haftadan daha çok

100
4. Şu an işiniz / okulunuz / çalışmalarınız vb. hastalanmadan öncekine göre sizin
için daha önemli mi?

a) Şu an hiç önemli değil

b) Oldukça az bir öneme sahip

c) Eskiye göre biraz önemini yitirdi

d) Bir değişiklik olmadı hatta daha önemli hale geldi

5. Yaşadığınız hastalığın bir sonucu olarak mesleğiniz / işleriniz vb. ile ilgili
amaçlarınızda bir değişiklik oldu mu?

a) Amaçlarım değişmez

b) Amaçlarımda çok az bir değişme oldu

c) Amaçlarım önemli ölçüde değişti

d) Amaçlarımı tamamen değiştirdim

6. Hastalanmanızdan bu yana arkadaşlarınız, komşularınızla olan


sorunlarınızda bir artış gözlendi mi?

a) Sorunlarda büyük artış var

b) Sorunlarda orta dereceli bir artış var

c) Sorunlarda az ölçüde bir artış var

d) Herhangi bir sorun yok veya mevcut sorunlarda artış yok

BÖLÜM 3: AİLE ÇEVRESİ

1. Hastalanmanızdan bu yana eşinizle (evli değilseniz birlikte olduğunuz kişiyle)


olan ilişkilerinizi nasıl tanımlarsınız?

a) İyi b) Fena değil c) Kötü d) Çok kötü

101
2. Yaşamınızdaki, çevrenizdeki diğer insanlarla olan ilişkilerinizi genel olarak
nasıl tanımlarsınız (çocuklar, akrabalar vb.)?

a) Çok kötü b) Kötü c) Fena değil d) İyi

3. Hastalığınız evle ilgili iş ve sorumluluklarınızı ne ölçüde engelledi?

a) Bir engelleme olmadı

b) Bazı problemler var ama üstesinden gelinebilir

c) Orta derecede bazı problemler var, bazıları halledilecek gibi değil

d) Evle ilgili sorumluluklarımda son derece ciddi problemler var

4. Hastalığınız nedeniyle ev işleri ve diğer sorumluluklarınızda yaşadığınız


sorunlarda aileniz size nasıl yardımcı oldu?

a) Ailem, bu sorunların halledilmesi konusunda başarılı olamadı

b) Ailem bu sorunların halledilmesi için çaba gösterdi, ama bazı konuları


halledemediler

c) Ailem genelde yardımcı oldu, yapamadıkları bir iki ufak şey kaldı

d) Bu konuda bir sorun yok

5. Hastalığınız aile üyeleri ve sizin aranızdaki iletişimde bir azalmaya sebep


oldu mu?

a) İletişimde bir azalma yok

b) Çok az ölçüde bir azalma oldu

c) İletişimde bir azalma oldu, onlardan biraz uzaklaştığımı düşünüyorum

d) İletişimimiz önemli ölçüde azaldı. Kendimi çok yalnız hissediyorum

102
6. Sizin gibi hasta olan bir insan günlük sorunların çözülmesi konusunda
çevrsindeki insanlardan (arkadaş, komşular, aile) bazı yardımlar bekler. Böyle
bir yardıma ihtiyacınız olduğunu düşünüyor musunuz, böyle bir yardım desteği
sağlayan birileri var mı?

a) Yardıma gerçekten ihtiyacım var, ama etrafımda yardım edecek insanı nadiren
bulabiliyorum

b) Biraz yardımcı oluyorlar ama her zaman güvenilecek ölçüde değil

c) Her zaman olmamakla birlikte, çoğunlukla gereken yardımı görüyorum.

d) Yardıma ihtiyacım olduğunu sanmıyorum, olsa da yardımcı olacak ailem ve


dostlarım var

7. Hastalığınız sizde fiziksel bir yetersizliğe yol açtı mı?

a) Herhangi bir fiziksel yetersizlik yok

b) Az ölçüde bir fiziksel yetersizlik var

c) Orta ölçüde bir fiziksel yetersizlik var.

d) Önemli ölçüde bir fiziksel yetersizlik var

8. Sizinki gibi bir hastalık aile bütçesinde bazı sarsıntılara yol açabilir.
Hastalığınız için gereken maddi kaynakları temin etmede zorluk çekiyor
musunuz?

a) Önemli ölçüde maddi sıkıntım var

b) Orta derecede maddi sıkıntılarım var

c) Çok az maddi problemim var

d) Para ile ilgili bir problemim yok

103
BÖLÜM IV: SEKSÜEL İLİŞKİ

1. Bir hastalığa yakalanmak kimi zaman yaşanan bir ilişkiyi zedeleyebilir.


Hastalığınız eşinizle olan ilişkinizde (evli değilseniz birlikte olduğunuz kişi ile
olan ilişkinizde) herhangi bir probleme yol açtı mı?

a) İlişkimizde herhangi bir değişiklik olmadı

b) Hastalanmamdan bu yana, birbirimize olan yakınlığımız biraz azaldı

c) Hastalanmamdan bu yana, yakınlığımız kesinlikle azaldı

d) Hastalanmamdan bu yana, ilişkimizde ciddi problemler hatta kesintiler oldu

2. Hastalığa yakalanan insanlar cinsel aktivitelere olan ilgilerinde bir azalma


olduğunu belirtirler, hastalığınız süresince cinsel ilgi ve isteğinizde bir azalma
oldu mu?

a) Hastalığımdan bu yana, kesinlikle hiçbir cinsel istek duymuyorum

b) Cinsel istekte belirgin bir azalma var

c) Cinsel istekte hafif bir azalma var

d) Cinsel istekte hiçbir azalma yok

3. Hastalıklar bazen cinsel aktivitelerde azalmaya yol açar. Bu konuda bir


azalma gördünüz mü?

a) Cinsel aktivitede bir azalma yok

b) Cinsel aktivitede çok az ölçüde bir azalma var

c) Cinsel aktivitede önemli ölçüde bir azalma var

d) Cinsel aktivite tamamen durdu

104
4. Cinsellikten normal olarak duyduğunuz tatmin ya da zevk açısından
herhangi bir değişiklik var mı?

a) Cinsel zevk ve tatmin tamamen durdu

b) Cinsel zevk ve tatminde önemli ölçüde bir kayıp var

c) Cinsel zevk ve tatminde çok az ölçüde bir kayıp var

d) Cinsel tatminde bir değişiklik yok

5. Bazen hastalıklar sebebiyle her ne kadar cinsel istek duymada bir değişiklik
olmasa da kimi aksama ve düzensizlikler oluşabilir. Sizin başınıza böyle bir
durum geldi mi, geldiyse hangi ölçüde?

a) Cinsel potansiyelimde bir değişiklik yok

b) Cinsel performansımla ilgili ufak problemler var

c) Önemli cinsel problemlerim var.

d) Cinsellikten tamamen koptum

6. Hastalıklar eşler arasındaki cinsel ilişkileri engelleyebilmektedir, ya da bu


konuda bazı fikir ve duygu ayrılıkları yaratabilmektedir. Bu konuda eşinizle
aranızda farklı görüş ve duygular var mı ve ne derecede?

a) Sabit ve sürekli farklı görüş ve duygular var

b) Bu konuda yoğun farklılıklar var

c) Bazı farklılıklar var

d) Bu konuda hiçbir görüş ve farklılık yok

105
BÖLÜM V: GENİŞ AİLE İLİŞKİLERİ

1. Hastalığınız süresince hane dışında yaşayan aile üyeleri ve yakın


akrabalarınızla kişisel olarak ya da telefon ile temas kurup görüştünüz mü
(eskisine göre)?

a) Görüşmeler aynı biçimde ya da biraz daha yoğun oldu

b) Görüşmeler biraz azaldı

c) Görüşmeler belirgin olarak azaldı

d) Hastalık süresince hiç görüşmedik

2. Hastalığınız süresince aile üyeleri ve yakın akrabalarınızla yakınlaşma


isteğiniz onlara olan ilginiz ne ölçüde, ne düzeyde?

a) Onlarla bir araya gelme konusunda bir isteğim olmadı, ya da çok az bir istek oldu

b) Öncekine oranla ilgi ve isteğim çok azaldı

c) İlgim bir parça azaldı

d) İlgi ve isteğim aynı ya da hastalığım süresince daha arttı

3. İnsanlar hastalandığında aile üyeleri ve yakın akrabalarının desteğine


sığınma ihtiyacı hissederler. Siz onların fikrine ve yardımına ihtiyaç
duyduğunuzda onlardan destek görebiliyor musunuz, onlar bu desteği size
gösterebiliyorlar mı?

a) Yardıma ihtiyacım yok, istediğim yardımı zaten veriyorlar

b) Yeterince yardımcı oluyorlar

c) Yardım ediyorlar ama yeterince değil

d) Çok ihtiyacım olmasına rağmen çok az yardımcı oluyorlar, ya da hiç yardım


etmiyorlar

106
4. Bazı insanlar hane dışında yaşayan aile üyeleri ve yakın akrabalarına çok
bağlıdırlar. Sizin bağlılığınız ne ölçüdedir, hastalığınız bağlılığınızda bir
azalmaya yol açtı mı?

a) Bağlılığım önemli ölçüde yok oldu

b) Bağlılığım önemli ölçüde azaldı

c) Bağlılığım biraz azaldı

d) Bağlılığım yoktu veya çok azdı, bu bağlılık hastalıktan hiç etkilenmedi

5. Genel olarak şu anda bu insanlarla aranız nasıl?

a) İyi b) Fena değil c) Kötü d) Çok kötü

BÖLÜM VI: SOSYAL ÇEVRE

1. Hastalığınız öncesine göre boş zaman uğraşlarınız ve hobilerinizle eskisi gibi


ilgilenebiliyor musunuz?

a) İlgim tıpkı eskisi gibi

b) Eskisine göre biraz daha az

c) Eskisine göre önemli ölçüde azaldı

d) Hemen hiç ilgim kalmadı

2. Bu tür etkinliklere katılımınız nasıl? Hala eskisi gibi uğraşlarınıza devam


edebiliyor musunuz?

a) Katılımım çok az ya da hiç yok

b) Katılımım önemli ölçüde azaldı

c) Katılımım az ölçüde bir azalma gösterdi

d) Katılımımda herhangi bir değişiklik olmadı

107
3. Hastalığınızda öncesine göre ailenizle birlikte boş zaman etkinliklerine
(iskambil oyunları, küçük seyahatler, piknikler vb.) ilgi duyuyor musunuz?

a) İlgim tıpkı eskisi gibi

b) Eskisine göre biraz daha az

c) Eskisine göre önemli ölçüde azaldı

d) İlgim çok az, ya da ilgim kalmadı

4. Bu etkinliklere eskiden olduğu gibi aynı ölçüde katılabiliyor musunuz?

a) Katılımım çok az ya da şu anda hiçbir katılımım yok

b) Katılımım önemli ölçüde azaldı

c) Katılımım biraz azaldı

d) Katılımımda herhangi bir değişiklik olmadı

5. Hastalığınız süresince sosyal faaliyetlere (sosyal kulüpler, dini faaliyetler,


sinema vb.) olan ilginizi devam ettirebildiniz mi?

a) İlgim tıpkı eskisi gibi

b) Eskisine göre biraz daha az

c) Eskisine göre önemli ölçüde azaldı

d) İlgim çok az, ya da bir ilgim kalmadı

6. Bu faaliyetlere olan katılımınız nasıl, arkadaşlarınızla hala dışarı çıkabiliyor


ve bu etkinlikleri yapabiliyor musunuz?

a) Katılımım çok az ya da yok

b) Katılımım önemli ölçüde azaldı

c) Katılımım biraz azaldı

d) Katılımımda herhangi bir değişiklik olmadı

108
BÖLÜM VII: PSİKOLOJİK BASKI

1. Son zamanlarda korku, gerginlik, sinirlilik ya da heyecanlılık hissettiğiniz


oldu mu?

a) Olmadı b) Çok az c) Oldukça fazla d) Aşırı derecede

2. Son zamanlarda kendinizi üzgün, sıkıntılı, ilgisiz ve umutsuz hissettiğiniz


oldu mu?

a) Aşırı derecede b) Oldukça fazla c) Çok az d) Olmadı

3. Son zamanlarda öfkeli, sinirli olma, heyecanınızı kontrol etmede güçlük


çekme gibi şeyler hissettiğiniz oldu mu?

a) Olmadı b) Çok az oldu c) Oldukça fazla d) Aşırı derecede

4. Son zamanlarda kendinizi çok fazla suçladığınız, suçlu hissettiğiniz ya da


insanları aşağılama hissi yaşadığınız oldu mu?

a) Aşırı derecede b) Oldukça fazla c) Çok az d) Olmadı

5. Son zamanlarda hastalığınız ile ilgili olarak ya da buna benzer başka


sorunlar hakkında daha çok endişelendiğiniz oldu mu?

a) Olmadı b) Çok az oldu c) Oldukça fazla d) Aşırı derecede

6. Son zamanlarda kendinizi aşağıladığınız ya da daha az değerli bulduğunuz


oldu mu?

a) Aşırı derecede b) Oldukça fazla c) Çok az oldu d) Olmadık

7. Son zamanlarda hastalığınızın sizi çirkinleştirdiğini, çok daha az çekici hale


getirdiğini hissettiğiniz oldu mu?

a) Olmadı b) Çok az oldu c) Oldukça fazla d) Aşırı derecede

109
EK 5: EĞİTİM KİTAPÇIĞI

110
EK 6: ÖLÇEK İZİN YAZISI

111
EK 7: KURUM İZİN YAZISI

112
EK 8: ETİK KURUL İZİN YAZISI 1

113
EK 9: ETİK KURUL İZİN YAZISI 2

114
EK 10: AYDINLATILMIŞ (BİLGİLENDİRİLMİŞ) ONAM FORMU

Araştırmacının Adı: Ayşe Kacaroğlu Vicdan

Ben, hemodiyaliz tedavisi alan bireylerin fizyolojik, psiko-sosyal uyumlarının


belirlenmesi üzerine çalışan bir araştırmacıyım. Bu çalışma, siz ve sizin gibi
hemodiyaliz tedavisi gören hastaların tedaviye ve hayata uyumuna yardım
edebilmemiz amacıyla yararlı bilgiler sağlayacaktır. Araştırma ve araştırmada
uygulanacak işlemler için diyaliz merkezinden izin alınmıştır. Araştırmaya
katılmanız 30 dakikalık bir süreyi alacaktır. Bu çalışmaya katılmanız gönüllü
olmanıza bağlıdır, bu konuda hiçbir zorunluluk bulunmamaktadır. Bu çalışmada
hiçbir şekilde adınız anılmayacak, başka bir yerde belirtilmeyecektir. Bütün verileri
araştırmacı toplayacak, yalnızca araştırma için kullanacak ve sizin izniniz olmadıkça
kimse ile paylaşmayacaktır. Bu onam formunu okudum ve gönüllü olarak bu
çalışmaya katılmak istiyorum.

Katılımcının İmzası Tarih

Bu çalışma ile ilgili bilgileri yukarıda adı geçen katılımcıya açıkladım ve yazılı
onamını aldım.

Araştırmacının İmzası Tarih

115
10. ÖZGEÇMİŞ

Kişisel Bilgiler
Adı Ayşe Soyadı Kacaroğlu Vicdan

Doğum Yeri Uşak Doğum Tarihi 25/08/1978

Uyruğu T.C. Tel 05057455254

e-mail aysevicdan64@hotmail.com

Eğitim Düzeyi
Mezun Olduğu Kurumun Adı Mezuniyet Yılı

Yüksek Afyon Kocatepe Üniversitesi 2004


Lisans

Lisans Uşak Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu 2002

Lise Uşak Anadolu Öğretmen Lisesi 1996

İş Deneyimi (Sondan geçmişe doğru sıralayın)


Görevi (a) Kurum Süre (Yıl - Yıl)

Afyon Kocatepe Üniversitesi Ahmet 2002-2005


Necdet Sezer Araştırma ve Uygulama
Yoğun BakımHemşiresi Hastanesi

Selçuk Üniversitesi Akşehir Kadir 2005- Halen devam


Yallagöz Sağlık Yüksekokulu ediyor.
Öğretim Görevlisi

Yabancı Dilleri Okuduğunu Anlama* Konuşma* Yazma*


İngilizce İyi İyi İyi

* Çok iyi, iyi, orta, zayıf olarak değerlendirin

Yabancı Dil Sınav Notu 

YDS ÜDS IELTS TOEFL TOEFL TOEFL FCE CAE CPE


IBT PBT CBT

63.750

116
Sayısal Eşit Ağırlık Sözel

ALES Puanı

Bilgisayar Bilgisi
Program Kullanma becerisi
Word Iyi

Exell Iyi

Powerpoint Iyi

SPSS Iyi
*Çok iyi, iyi, orta, zayıf olarak değerlendirin

Yüksek Lisans Tezi


Hemşirelerin İntravenöz Sıvı Tedavisine İlişkin Bilgi Düzeylerinin Saptanması,
Afyon Kocatepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2004, Danışman: Prof
Dr. Özcan Gökçe

Ulusal Yayınlar

1. Onay D, Akman M, Akdeniz Ş, Kacaroğlu Vicdan A.(2008). Breast-feeding


behaviours of mothers. Pakistan Journalof Nutrition,8(8),1126-1131.

2. Kacaroğlu Vicdan A, Akdeniz Ş. (2008). Hemşirelerin intravenöz sıvı


tedavisine ilişkin bilgi düzeyinin belirlenmesi. Hemşirelik Forumu, 11(2),40-
46.

3. Kacaroğlu Vicdan A. (2010). Hemşirelik Bakımında Model Kullanımına Bir


Örnek: Modifiye Radikal Mastektomi Olmuş Bir Bayanın, Roy’un
Adaptasyon Modeline Göre İncelenmesi, Maltepe Üniversitesi Hemşirelik
Bilim ve Sanat Dergisi, 2,3:107-118.

117
4. Kacaroğlu Vicdan A. (2010). Üniversite Düzeyindeki Kız Öğrencilerin
Genital Hijyen Davranışlarının Belirlenmesi. Hemşirelik Forumu, 13,1:59-62.

5. Kacaroğlu Vicdan A. (2010). Hemşirelikte Profesyonellik. Maltepe


Üniversitesi Hemşirelik Bilim ve Sanat Dergisi Sempozyum Özel Sayısı,260-
263.

6. Kacaroğlu Vicdan A, Peker S. (2011). Akşehir Sağlık Yüksekokulu


Öğrencilerinin Organ Bağışı İle İlgili Tutumlarının Belirlenmesi, TAF Prev
Med Bull 2011; 10(2): 175-180.

7. Akdeniz Ş, Kacaroğlu Vicdan A. (2007). Yoğun Bakım Ünitesinde Hastane


Enfeksiyonlarının Önlenmesi Konusunda Hemşirelerin Yaklaşımları”
9.Ulusal Ulusal İç Hastalıkları Kongresinde Poster Bildiri, Antalya .

8. Kacaroğlu Vicdan A, Akdeniz Ş. (2009). Dinler Açısından Ötenazi.11.


Ulusal İç Hastalıkları Kongresinde poster bildiri olarak sunulmuştur. Antalya,

9. Akdeniz Ş, Kacaroğlu Vicdan A, Kaya A. (2009). Malpraktis Kavramı. 1.


Ulusal Kadın Sağlığı Kongresinde Poster Bildiri, İstanbul.

10. Sü S, Kacaroğlu Vicdan A. (2010). Hemşirelik Birinci Sınıf Öğrencilerinin


Klinik Uygulama Anksiyetelerinin Giderilmesine Yönelik Uygulamala.,
Ulusal Temel Hemşirelik Bakımı (Uluslararası katılımlı) kongresi 21-2 Ekim
Çeşme-İzmir.

11. Kacaroğlu Vicdan A, Sü S. (2010). Neuman Sistemler Modeline Göre Bir


Vaka Çalışması. Ulusal Temel Hemşirelik Bakımı (Uluslararası katılımlı)
kongresi, Çeşme-İzmir.

12. Kacaroğlu Vicdan A, Koyun A. (2010). Hemşirelik Öğrencilerinin


Hemşirelikte Araştırmaya, Gelişmelere Karşı Farkındalıkları ve Tutumları.
Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Bilim ve Sanat Dergisi, Sempozyum Özel
Sayısı, 337.

13. Kacaroğlu Vicdan A, Koçyiğit C, Kabak N. (2010). Üniversite


Öğrencilerinin Meme Kanseri ve Kendi Kendine Meme Muayenesi
hakkındaki Bilgi Düzeylerinin Belirlenmesi, Maltepe Üniversitesi Hemşirelik
Bilim ve Sanat Dergisi,Sempozyum Özel Sayısı, 337.

118

You might also like