Professional Documents
Culture Documents
Yüzyılda
Al MAN ŞARK YATÇILARIN BEKTAŞÎL K SERÜVEN
Tahtacılar Kızılbaşiar
ALMAN
ŞARKİYATÇILARIN
BEKTAŞÎLİK
SERÜVENİ
B ektaşîler T ahtacılar K ızılbaşlar
LA KİTAP
La Kitap Yayınl
arı
Çevir
enve Yayına H az
ırl
ayan:
İL H AMI YAZGAN
Kapak r esmi:
OttomanMil
itar
y Il
lustrations by N icol
as de N icol
ay, 1577
ISBN 978-605-64294-0-8
L a Kitap Yayınl an
Sertifika N o: 28874
Br
e Matbaacıl
ık 0 312 384 44 54
Bütünyayınhakl ansaklıdır
.
Kaynak göster
il
erek tanıtım içinyapıl
acak kısa al ıntılardışında
yayıncınınyazılı iz
ni olmaksızınhiçbiryoll a çoğal tıl
amaz .
Bil
gi ve belge ulaştır
mak içinyazannil etişimbilgil
eri
el
ektronik posta: iyaz
gan@web.de
http://almankaynakl arindabektasil
ik.blogspot.de
L a Kitap Yayınl an
Fatih Mah. Mevl ana Sok. Yeni Mur atApt. No: 4/5
Sincan/ AN KARA
0 312 272 02 55
e-posta: lakitap@outl ook.com
w w w .l
akitap.com
ALMAN
ŞARKİYATÇILARIN
BEKTAŞÎLİK
SERÜVENİ
B ektaşîler T ahtacılar K ızılbaşlar
İl
hami Yaz gan, Al manar şivl erinde yaptığı ar aştırmal arında
sadece Kür doloji il
e ilgili konul ar la ilgilenmemiş; Al evi ve
Bektaşîliğe öz gü inançve kül türkaynakl arını der lerken, z aman
zamanbunu yazıl ar
ıyl
a da bil ince çıkar tmıştır . Yaz gan, 2013
yılınınbaşında “ 100 Yıl Önce Selanik” başl ığı al tında gez ici
birser gi haz ırlamış ve ser gi kapsamında çıkar tılan “Selanik
Tarihine Bir Yolculuk” adl ı katal og çal ışmasında yüz -yüzel li
yılönce yayıml anmış tarihi kar tpostal larla tarihi Sel anik şeh
rinin yüz yılönceki gör keml i ve egz otik hal ini, Al manya’nın
önde gel enbüyük şehir lerinde, gez ici birser gi il e iz l
eyici ve
okuyucul ar ınbeğenisine sunmuştur .
Kitapl ar
ının yanı sıra 1985’dan bu yana bir çok kişisel
sergiye imza atan İlhami Yaz gan’m hal en üz
erinde çalıştığı
yapıtları şunlar
: “Simavne Kadısıoğlu Şeyh Bedreddin’%
“Ermeni Halk İnançları” ve Osmanl ı döneminde vuku bulmuş
birol aydanesinlenerek tasar
lanan“Yazıdji-Zade Biraderler”
adlı anı-r
oman.
İçindekiler
Sunu...............................................................................................11
I. Böl
üm.........................................................................................15
Gir
iş...............................................................................................15
Tahtacıl
ar- Dr ix von L us chan.......................................... 17
. Fel
120 YılÖnce H acı BektaşZiyar eti - Dr . Edmund
N aumann....................................................................................... 19
Bektaşîlik Öğr etisi Üz er ine Denemel er- Dr . Geor g
Jacob................. ............................................................................21
Tekkede Büyük Tahr
ibat- Kar
i W ul
zinger
...............................27
Kaz
anKal
dır
mak - Dr
. TheodorMenzel
................................. 30
Vil
ayetname ve BektaşîDer
gâhl
arı - Rudol
fTs chudi............ 32
Das Vil
âyet-N âme des H âğği Bektash - Er
ich Gr
os s ..............37
BirBektaşîH ikâyesi - H ans J
oachim K issl
ing.........................39
II. Böl
üm....................................................................................... 49
Bektaşîlik Öğr etisi Üzer ine Denemel er- Dr . Geor g
Jacob, Ber l
in, 1908.......................................................................49
H acı BektaşVel
i........... ...............................................................51
H acı BektaşVel
i ve Yeniçer
il ................................................ 53
er
Kinve N efr
et................................................................................ 62
Tahtacıl
ar...................................................................................... 68
BektaşîDer
gâhl
arı............ .......................................................... 70
Bektaşîl
ikte Giyim ve Sembol
ler
...............................................73
Giz
liH r
istiyanl
ık..........................................................................76
Bektaşîl
erDışar
ıya Kar ?....................... 82
şı Takiye Mi Yapıyor
Bektaşîve H ur
ufil
ik İl
işkil
eri.....................................................86
Bektaşîl
ikte Şar
ap, DomuzEti ve Mas onl
uk..............................89
III. Böl
üm....................................................................................... 93
120 Yılönce Dr . EdmundN aumann’ınH acı Bektaş
Ziyareti............................................................................................ 93
H acı BektaşVel
i Tür
besi...............................................................94
H acı BektaşVel
i ve Yeniçer
il .................................................. 97
er
IV. Böl
üm...:............................................................................. 101
Tahtacıl
ar....................................................................................101
Dr
. Fel
ix vonL uschan, 1890.................................................... 101
İnançl
arı...................................................................................... 102
N efr
et..........................................................................................103
Göz
ler
denUz
ak Yal
nızBirH ayat..........................................104
YenidenBedenl
eşme - Reincamation..................................... 105
Baba ve Dedel
er.........................................................................108
Tahtacıl
arınKafatası Ö zel
likl
eri..............................................111
V. Böl
üm....................................................................................117
Al
manKaynakl
anÜ zer
ine...................................................... 117
Kaynak Ar
ama Metodol
ojisi....................................................117
Kaynakl
ar....................................................................................119
Sunu
Al evi tar ihi ve kül türü ağır lıkla söz lü gel eneğe
dayanmaktadır . Bu anl aşılabil
irbirdur umdur . Çünkü konar -
göçer gel enekten gel en topl umsal yapıl anmal arı ve bu
yapılanmanınor taya çıkardığı düşünselal gıyla bir likte, bunun
başta gel en öneml i sebeplerinden bir i de, bu topl uma kar şı
yüz yıllarboyunca kesintisizsür egel en katl iaml arın yanı sır a,
yoğunbirşekil de yazıl
ı kaynakl arın, bel gelerinve kayıtl arında
yok edil mesidir . Öyl e ki, yakındöneml eri biryana bır akal
ım,
16. yüz yılda bil e Alevilikl
e -Osmanl ı yöneticil erinindeyimiyl e
Rafız likle- ilgili kaynakl ar
ıntopl atılmasına ve imha edil mesine
il
işkinbir çok hüküm ve fer manel imiz de bul unmaktadır .
“Sözl ü gel enek” der ken konuyu kıs aca ir del emenin
s anır ım yar arı var . Ö ncel ikle özgür lüğünol madığı, baskının,
sal dır ı, talan ve kıyımınal abildiğine yoğunl aştığı, kuşatıl an
umutl ar ıngizl i ve kuytul ar da boy ver diği yer de, hal k enbaşta
s özl ü kül tür el değer leriyl e konuşur . Benl iğine ait bu
değer ler i “kutsal bir mir as” al gısı içer isinde kor uma ve
gel eceğe aktar ma ger eksinimi duyar . Bir başka deyişl e
tar ihini ve kül tür ünü bel l
eğinde sakl ar . Sözl ü gel enek
yol uyl a, kuşaktan kuşağa aktar arak gel eceğe taşır . Al evi
tar ihinin anl aşılması ve açıkl anması bakımındanbüyük önem
taşıyanbu boyutunül kemiz de yeter ince bil ince çıkar ıldığını ve
değer lendir ildiğini söyl emek şu dönem içinol dukça z or . Oysa
bu boyutkapsaml ı birşekil de değer lendir ilmeden, ayr ıntılarına
yeter ince inil meden bu topl umuntar ihi ve kül türü ne öl çüde
açıkl anabil ir ? Kar anlık kal an -ya da kar anl ıkta bır akılan-,
gör mez den, bil inmez den gel inen ya da yeter ince açıkl aması
yapıl amayan boyutl ara ne öl çüde ışık düşür mek mümkün
ol abil ir? Bir de bu noktada ol uştur ulan “yol a il işkin söz
dağar cığı”™, “giz l i simgel erdil i”ni ve “anl am yükü”nü de
düşünecek olur
sak konunun ne denl
i önem taşıdığı yeter
ince
anlaşıl
abil
ir
.
Söz l
ü kül türgel eneğinin, günümüz de ar tık öneml i biral an
olansöz lü tarihe ve tar ih içindeki topl umsalkonuml anma ve
il
işkil erin açıkl anmasına son der ece öneml i katkıl arsunduğu
bilinmektedir . Bu noktada “sözl ü gel enek” konusunu bir az
daha açmak sor unun kavr anması açısından yar ar lı ol acaktır.
Öncel ikle nedirsözl ü gel enek? Bu kısaca, değer l
er inyar atıl
ma
ve yayıl masının “söz”e dayanıyorol ması şekl inde yanıtl a
nabil ir. Bu bağl amda konunun ayr ıntıl
arına inecek ol ursak
sözl ü gel eneğin temelözel likl
eri genelanl amda; 1. değer ler
oluşumununsöz lü yar atılması, 2. sözlü anlatım ve sözl ü çalıp
söyl eme, 3. bel lekte taşıma ve söz lü aktarım, 4. söz l
ü yayıl ma
şekl inde bel irlenebil ir. Söz lü gel enek, kaçınıl maz ol arak bu
alanda yar atılandeğer lerde değişim ve koşul lara uyar lamanın
yol unu da açar .
Yal nızbu noktada birger çekl iğinal tını çizmek ger ekir. H er
ne sebepl e ol ur sa ol sun, kül türlerini evr ensel düz l
eme
taşıyamayan ya da evr ensel değer leri yakal ayamayan
topl uml ann al t kül türgr upl an ya da ger i kalmış topl ulukl ar
olar ak kalması kaçınıl maz dır. Bu doğalbirdur umdur . Oysa ki
Al evi topl umunun kül türü ve yar attığı değer l
er sistemi
değindiğimizgibi çok ciddi evr enselboyutl ariçeriyor du. Bu
değer lerbar ışçıldı, insancıl dı, eşitlikçiydi, hertür l
ü baskı v e
zor balığa kar şıydı, insanın mutl uluğundan yanaydı. Kendi
deyiml eriyl
e yetmişiki mil leti birgöz l
e gör ür
, emeği ve insanı
kutsalsayar dı. H ercanl ıya, hernesneye der inbirsaygı duyar dı.
Böyl e ol masına kar şın bu saydığımız sebepl erden dol ayı bu
öneml i düşünselbir ikim yeter ince değer lendiril
emedi. Bunun
öneml i bireksikl ik olduğunu açıkça söyl emek ger ekir.
Bu konuyl a il
gil
i Batıl
ı (genel
likl
e Alman) bil
im insanlar
ının
yaptığı çal
ışmalann(bul unması birhayli güçol
an) birbölümünü
araştır macı-yaz ar arkadaşımız İl hami Yaz gan yoğun emek
ger ektiren birçabayl a derlemiş ve çevr isini yapar ak yayına
haz ırlamıştır. Emeğininve çabasınınanl amı ve önemi büyüktür .
Dil erim bu emek ve çaba ger ektiği gibi anl aşıl
ır ve
değer l
endirilir ve yine ekl eyel im ki, öneml i bir boşl uğu
doldur acak bu çalışmalarınbinbiremekl e ortaya çıkarılması her
türlü övgüye ve teşekkür el ayıktır. Ar kadaşımız ı kutluyorum.
İlhami Yazgan’ınbaşar ılar
ının sonsuzve yol unun herz aman
açık ol masını, kal
emininherdemde yaz masını diliyorum.
I. Bölüm
Giriş
Dör düncü böl üm ise, Dr. Felix von Luschan’ın 1890 yıl ında
yayıml anan“Tahtacıl ar” adlı makal esine ayr ıldı. Bu makal eye
konu ol anlar , 1890’l ı yıllarda L ikya Böl gesi’nde yaşayan
Tahtacılar, Bektaşîl er, Yunanl ılar, Er menil erve diğerhal klardır.
Dr. Luschan, kafatası öl çüml erinden yol a çıkarak L ikya
Böl gesinde yaşayan hal kların ar alarındaki tar ihselbağlantıyı
bulmaya çal ışmış. Dr. Luschan, çeşitl i öl
çüml er denelde ettiği
verilerdoğr ul tusunda or taya attığı “hepsi L ikya soyl u” tez ini
savunmakta. Tahtacıl arve Kız ıl
başl argünümüzTür kiye’sinde
batıya dönük yüz leriyle üz erinde en çok il gi duyulan inanç
grupl ar
ının başında gel mekte. Bu nedenl e okuyucul arın bu
bölümü de il giyle okuyacakl ar ını umuyor uz.
Beşinci ve sonböl
ümde ise Bektaşîtemasınıngeçtiği Alman
kaynakları tar
ama metodol
ojisi il
e Al
mankaynakl arına ayrıl
dı.
Bektaşîl
ik il
e il
gil
i Al
mankaynaklar
ında ilk ver
il
ere, 1890 yı
l
ında Felix von Luschan’ınyayıml
adığı “Tachtadschy” adl ı
....................
çal ışmada r astl ıyoruz . Anadol u ar keol oj i
ve antr opol ojisi üz erine yaptığı çal ışma
lar la tanınan Dr. Felix von Luschan,
9 eskiden L ikya ol arak bil inen böl gede
yaşayan Tahtacıl ar il e il gil i yaptığı
/ ar aştır mal ar kamuoyunda ol dukça il gi
gör müştür . Tahtacıl ar hakkında uz un
uz adıya tetkikatta bul un anDr. Felix von
Luschan 11 Ağustos 1854 yıl ın da
Avustur ya’nın Viyan a şehr in e bağl ı
Dr. Felix von Oborhollabrun kasabasın da dün yaya
Luschan gel miştir . Viyana ve Par is’te tıp eğitimin den
sonr a antr opol oj i ve etnol oji al anında ihtisasını yapıp birsür e
Viyana ve Ber l
in etnogr afya
müz eler inde çal ışmıştır. Dr. Luschan,
Anadol u'da ar keol ojik kaz ılar başta TACHTADÖOHY
ol mak üz ere, or ada yaşayan hal kl ar >»k iıt < » e * i i .T u ı n t u c ı ı *
u u h mh
2 Fel
ix von L uschan, Die Tachtadschy und ander e Überr
este der al
ten
Bcvöl
keruııg L ykies, Ar
chivfîirAntr
opol
ogie X IX , 1892.
baz ıl
arı da ilginç birşekil de o tar ihlerde L ikya böl gesinde
yaşayanTahtacıl ara aittir
. Kitabında ve sonraki araştırmal arında
öz ell
ikle Likya bölgesinde dağınık şekil de yaşayanTahtacıl ara
dair ayr ıntıl
ı göz leml er ve kafatası öl çüml eri de yapmıştır .
Kitabınınsonunda böl ge köyl erinde yaşayanTahtacı ve diğer
hal klar
a dairantr opol ojik öl
çüml er
ini yayıml amıştır . Bunl arın
içinde köy köy ayr ıl
an kafatası çap öl çüml eri dahi var dır. İlk
bakışta birazgar ip gelse de aslında Luschan’ın birantr opol og
(ırk bil
imci) olduğunu unutmamak ger ekir.
Fel
ix von L uschan’m çalışmal
arı ar
dından 1890 yıl ında
AlmanDr. Edmund Naumann’ınH acı Bektaş’a yaptığı z
iyaret
gel
mektedir
. 1872 yıl
ında Bağdat Demiryollar
ı’nın yapımını
3 Fel
ix vonL uschan, H al
klar
, Ir
klarve Dil
ler
, 1927.
üstlen en Al manl ar, Dr. Naumann’dan
Anadol u’da pl anlanan demir yol
u güz ergâhı (J
otnd
Sof&n
enfj
orr
üz erinde ön birçal ışma yapmasını ister ler. O ttSta w»
Bektaşîl
ik konusunda başar ıl
ı ar
aştırmal ar
ı il
e tanınan Dr.
Georg Jacob, yapıtl arında Bektaşîve Tahtacıl arınöz deşol du
ğuna dikkatçeker . Dr. Jacob, “Die Bektaschijje und venvandte
Erscheinungen”6 adl ı çalışmasında Bektaşî ve Tahtacıl arın
gerek öğretil
eri, ger ek ör gütlenmeleri açısından benz er
, hatta
7 [İ. Yaz
gan]: Gölge Oyunu.
8 [t. Yazgan]: Sami dilail
esi veya Semitik dill
erol
arak bil
inenA sya-A fr
ika
dilail
esininana al
tgr ubunu oluştur
andiller.
Dr. Georg Jacob, İsl âm kül türüyl e uğr aşmayandöneminin
Al man Üniver sitel erine, “Bektaşîl ik Öğr etisi Üzer ine Dene
mel er ” adl ı çal ışmasınıngir iş böl ümünde şöyl e birgönder me
yapar : “İslâm, batıda kısa bir süredir bilim dalı olarak
irdelenmekte. İs lamı yüzeysel şekliyle yorumlayan kişiler,
kendilerini İslâm içerisinde farklı tanımlayan akımları göz ardı
etmekle birlikte, kendilerini haklı çıkarmak için bu akımları
uzun bir süre yok saydılar. ” Dr. Jacob, İsl âm kül tür üyl e
uğr aşmayan dönemim Al man üniver sitelerine gönder me
yapar ak, onl ar ı ağır bir şekil de el eştirmiş ve İsl ami
coğr afyadaki far kl ı dini akıml arüz erine ar aştırmal arına Bektaşî
öğr etisi il
e başl amıştır . Dr. Georg Jacob’un Bektaşîl ik ile il gili
çalışmal arına geçmedenönce, kendisininİsl am’a ol anil gisinin
kısa birtar ihçesine bakmakta yar arvar . Dr. Georg Jacob’un
ÖnAsya’ya ol anil gisi, öneml i Tür kol ogl ardanbir i olanArnold
Nöldeke il e başl amıştır . Öğr encilik döneml erinde Arnold
Nöldeke ail esinin yaşadığı evde kal an Dr. Georg Jacob,
şarkiyatçı Arnold Nöldeke’den der sleral mışve üniver sitedeki
hocası tar afından İsl âm ağır lıklı Ar apça-Far sça-Tür kçe
öğr enmeye teşvik edil miştir . Ber lin’de bul unan kr al iyet
kütüphanesinde birdönem gör evyaptıktansonr a, 1892 yıl ında
İstanbul ’a ilk gez isini yapmıştır . Dr. Georg Jacob, “Bektaşîl ik
Öğr etisi Üz er ine Denemel er ” ve “Bektaşîl ik ve Benz er
İnançl ar” adl ı çal ışmal ar ı kal eme al madan önce “Türkisehe
Bibliothck” adl ı kitap diz isi kapsamında
şarkiyatçı Dr. Rudolf Tschudi il e
birlikte “Vil ayetname ve H acı Bektaş
Vel i” adlı çal ışmanın, or ijinalelyazma
sından Al manca çevir isini yapmış ve
1914 yıl ında yayıml amıştır .
ü l
Bektaşîl ik üzerine ol
ançal ışmalar
ına
hız kesmeden devam eden Dr. Georg Hoca Ishak nin
. . . - i i ... • t kaleme al dığı
Jacob, üz erinde çok sözsöyl enmiş olan “K âşifiı’l
-es r
âr ”
“Makal at-ı H acı Bektaş Vel i” adl
ı el
yaz ması üz er inde çal ışma yür ütmüş, bunu Vir ani Baha’nın
şiirlerdenol uşan 1649 tar ihl i elyaz ması “Fr agnâme” iz l
emiştir .
Dr. Georg Jacob’un üz er inde çal ıştığı eser ler i şöyl e sır al
amak
mümkün; Viyana Kr aliyet Kütüphanesinde Bektaşîl ikl e ilgili
tüm el yazmal ar ı, Evl iya Çel ebi’nin Seyahatnamel er i, Münih
ŞehirKütüphanesinde bul unan ve Yeniçer i Ocağı il e bir l
ikte
Bektaşîocakl ar ınınnedenkal dır ıl
ması ger ektiğini anl atan“Üss-
i Zafer ’i”, Ahmet C evdet Bey’in 1881 yıl ında yayıml adığı 12
ciltlik kitabında konu edil en Bektaşîl ik il e il gili böl üml eri,
Bektaşî kar şıtı çevr el erin önde gel en isiml erinden H ar putl u
H oca İshak Efendi’ninkal eme al dığı “K âşifu’l -esr ârve dâfıu’l -
eşr âr’ı”, kendisi de bir Bektaşî ol an Ahmet Rıfat Efendi
tarafından kal eme al man “Mir ’âtü’l -mekâsid fî defi’l -
mefasid’i”, 1868 yıl ında L ondr a’da John P. Brovvne tar afından
yayıml anan “The Dervisches or Oriental Spiritualism”,
Osman Bey’in 1881 yıl ında basıl mış “Les imams et les
Derviches adl ı kitabı, Octave Depont&Xavier Coppolani’nin
1897 yıl lar ındaki Bektaşîl ik il e ilgili çalışmal ar ı, Louis Petit’in
1902 yıl ında Par is’te yayıml adığı “Les confr£ries religietıses
musulmanes” ve Paul Lucas’ın “Aller neueste Reise in
Klein-Asia” adl ı kitabı. Tüm bu çal ışmal ar dan el de ettiği
bilgiler i har manl ayıp, Tür kiye’deki iz l eniml er ini de üz erine
koyanDr . George Jacob, böyl ece Bektaşîl ikl e il gili çok öneml i
çal ışmal ar a imz a atmakl a kal mamış, kendisinden sonr a gel en
Al manşar kiyatçıl ar a temeleser lerbır akmıştır .
9 O smanl
ı basınında “Çayl
ak"lakabıyl
a tanınanMehmetTevfık, 19. yüzyılda
yaşamış birgazetecidir
. Daha çok İs tanbul
’daki sözl
ü hal
k kül türünü,
gündel ik dili ve bunun ör nekl er
ini kal eme al masıyl
a tanınmıştır .
“İs tanbul’da BirSene” başl
ığı altında topl
adığı döneminfıkr
alar
ını, eskinin
Mehmed Tevfık tar afından yazıl mıştır 10. Bektaşî fol
kloru
bakımından ol dukça öneml i olan bu masalsöz lü kaynaktan
dinl ener ek der lenmiş. 1911 yıl ında Dr. Thedor Menzil
tarafından Al manca çevir isi yapıl an “BirMasalKahr amanı’'
adlı bu Bektaşî masal ı; Kumkapı
Meyhanel er
ine dadanan bir vatandaşın
başından geçen ol aylar ı anl atmakta.
Masal , olayınkahr amanı, ail esi ve aile
sinin çevr esinde kiml erin ol duğunu, bu
kişiler in bir birleriyle ol an münase
betler ini, ol ayın geçtiği Kumkapı Mey
hanel er i ile bir l
ikte diğer meyhanel er
hakkında bil giler ver mekte. Masal ı
okumaya başl adığınız da, masal kahr a
manının akşaml an bir likte deml endiği
es nafar kadaşl annı, der gâhtaki der vişleri,
der -gâhın fiz ikî, sosyaldur umu, ol ayın
geçtiği z amanı, 40 gün çekil en cefanın
boyutu ol mak üz ere masal ın diğer
bağl amı hakkında öneml i bil gileredin
mek mümkün.
lâtife ve nüktel erini derleyer ek yar attığı masalımsı tür, Türk folklor
tarihindeki ilk masalderlemel eridir .
10 Dr. Geor gJ acob, masalın İs tanbul ’da yayıml andıktankısa birsüre sonra
yasakl andığını, ErlangenÜ niver s ites inde ikişernüshasının bulunduğunu
bel
ir
tir
.
ziyaret edilir. Dergâhınpostnişinine dur umu birbiranl atırl
ar.
Kendisindenyar dımcı ol masını isterl
er. Baba Efendi, dur umu
anlar ve or acıkta bir pl an yapar . Plan hemen uygul amaya
konul ur. Pl ana gör e meyhane dönüşü masal kahr amanının,
kendindengeçip birköşede sız ması bekl enir
. Sız
dıktan sonra
küfe içerisinde dergâha taşınacaktır
.
1900’l ü yıl
larınbaşında öne çıkanön eml i şar kiyatçıl ardanbir i
de Theodor Menzel ol muştur . Theodor Menzel, aynı z amanda
Dr. Georg Jacob’un tal ebesidir. Bir likte 1909 yıl ının
sonbahar ında Eskişehir ’in
güneydoğusunda bul unan
SeyyidBattalGaz i Tekke
sin i z iyar et eder ler. Dr.
Georg Jacob, ziyar et
son rası “Zeitschrift für
Assyrologie” 11 adl ı der gi
de yayıml adığı makal e
sin de; “Bu kutsal yer, bir
mimarın ayrıntılı bir
incelemesine, ölçü ve
çizimine değer” diye not
Seyyid Battal G azi’nin m ezan düşer . Dr. Georg Jacob,
bu z iyar etsır asında Seyyid
BattalGazi’ninmez ar ınınilk defa Theodor Menzel tar afından
fotoğrafl andığını yaz ar . Dr. Georg Jacob, ber aber inde 700 kişi
il
e H or asan’dan Anadol u’ya gel diği var sayıl an H acı Bektaş
Vel i’nin Seyyid Battal Gaz i Tekkesi’ne yer leştiğini, Osmanl ı
Sultan ı OrhanGaz i’n inH acı BektaşVel i’yi bur ada z iyar etettiğini,
H acı Bektaş Vel i’nin tekkede kal an 200 Kal ender i
Denişl erinden“Kim olursa olsun; ister kâfir, ister ateşe, ister
puta tapsın, yolu düşen herkese hizmet veriniz” diye istekte
bulunduğunu yaz ar .
11 Geor
g J
acob, Zeitschr
ift fiır A s syr
iol
ogie, Sej
jid Gazi, Band X X VI,
Str
assbur
g.
Telekesi üz er
ine doktor a çalışması içinsenato
üyelerinin onayını al ır. Kari Wulzinger,
1913 yıl ında Ber lin’de yayıml adığı “Drei
Bektaschi Klöster Phrygiens12” adl ı
doktor a tez inin gir iş böl ümünde gez iyle
il
gili şunl arı an
latır: “Dr . Theodor Menzel
ile birlikte 1911 senesinin güzünde tekkeye
gitmeye karar verdik. Kendisi dil
araştırmalarının yanı sıra bana ölçüm ve
çizim alanlarında da destek vermeyi teklif
etti. Hemen türbeyi incelemeye karar Drei Bektaschi
verdim. Bu hizmetleri için kendisine Klöster Phrygiens
adlı doktora tezinin
minnettarım. Onun şark tecrübesi ve kapağı
kararlılığı yanında şahsi menfaatlerini
düşünmeden ölçme ve fo to ğ ra f işlerinde gösterdiği titiz
çalışması olmasaydı bu projeyi gerçekleştiremezdik. Çünkü
Türkiye 'de bu tür araştırma gezileri yapmak çok zor. İnsan bir
sürü engellerle karşılaşıyor. Bu tür engellerin başında örneğin
veba salgını gelmekte. 1911 yılının 29 Eylül ile 17 Ekim
tarihleri arasında 19 gün Seyyid Battal Gazi Tekkesinde ikamet
ettik. Ondan sonra çevrede bulunan Üryan Baba ve Şucaaddin
tekkelerinde birkaç günlük çalışma yaptık. İngiliz William
Martin Leaken 18001i yıllarda Seyyid Battal Gazi Tekkesine
yakın olan bir yerde, Frigya Kral Mezarları ’nı keşfetmişti. Bu
nedenle birçok seyyah, Frigya Kral Mezarları ’nda yaptıkları
incelem e sonrasında Seyyid Battal Gazi Tekkesine de
uğramışlardı. Yine 1882 yılında İngiliz gezgin M. W. Ramsay,
yüksek tepelerin birisinde incelemeye değer, çok güzel ve eski
bir cami olduğunu, Seyyid Battal Gazi ve Bizanslı eşinin orada
defnedildiğini yazar. Nedense bu güne kadar, Seyyid Battal
Gazi Tekkesi ile ilgili kapsamlı bir çalışma yapılmamıştır.
12 Kar
i VVul z
inger
, Drei Bektaschi-K J
osterPhr
ygiens (Fr
igya’da Üç Bektaşî
Tekkesi) Verl
ag vonEms tWasmuth, Ber l
in-1913.
13 [İ. Yaz
gan]: Wil
liam Mar
tin L eake, J
our
nalof a Tourin A sia Minör
,
L ondon1824.
Elimizde sadece Seyyid Battal Gazi Tekkesi ile ilgili var olan
tek döküm bir Türk mimarın çizdiği plandır. Bir kaç günlük
ziyaret sonrasında çizilmiş olan bu plan da yalnızca tekkenin
yatay kesitini göstermekte. Adı geçen bu planı İstanbul’da
bulunan müzede kısa inceleme fırsatım olmuştu. ”14
tadan kal
arın
...
HnH
dır ıldığı yönündedir .15 Tekke . .
16 Wul
zingerKar
i, Dr
ei Bektaschi - K l
osterPhr
ygicns, sayfa 10.
11 Dr
. TheodorMenz
el, Zeitschr
iftderDeutschenMor
genl
ândischenGesel
lschaft
Bd. 79 (1925), sayfa 270-289.
kur ul uşundan önce Yesevi
tarafından H or asan'dan A na
dol u’ya gönder ildiğini, il ham
dol u bir bil ge ol duğuna vur gu
yapar . Dr. Theodor Menzel,
Yesevi’n in A nadol u’ya gönder
diği mür itl
er indenol anH acı Bek
taşVel i’densonr a kur ul anBekta
şî akımının Yesevil ikle yal nız ca
yüz eysel benz erlikl er taşıdığını
iddia eder . Yesevil ik’teki ibadet
biçimini, Bektaşîl iğe gör e daha
biçimselve il âhî tar zında bul an
Dr. Theodor Menzel, Bekta
Bir Bektaşî Babası şîler in ibadetl erinde daha kol ay
anlaşılanYunus Emr e’ninbüyül eyici şiir ler ine yerver diklerini,
bu nedenl e hal kınenal tkatmal ar ına kadarnüfus edebil diklerini
yazar. Dr . Menz el
, çal ışmasında Ahmed Yesevi’nin tek kız
çocuğununol duğunu, onunsoyundangel enOr ta A sya’da çok
ünlü kişilerinbul unduğunu yaz ar. Bu ünl ülerar asında da Evl iya
Çel ebi’ninde ol duğu bil inmekte. Evl iya Çel ebi de yapıtl arında
AhmedYesevi’ninsoyundangel diğini dil e getir miştir .
Bur ada mutl aka vur gul anması ger ekenkonul ardanbir i; Dr.
Theodor Menzel’in kal eme al dığı bu makal ede, ağırlıkl
ı olar ak
referans al dığı yazar lar
ınbaşında Ziya Gökal p ve FuatKöpr ülü
gibi, resmi tar ihe yakın dur an tar ihçilerol masıdır
. Menzel,
kendi göz leml er iyle Yesevil ik il e Bektaşîl iğin yüz eysel
benz erliklertaşıdığım tespit etmiş ol masına r ağmen, r efer ans
aldığı tar ihçiler in yanl ışlığına düşüp, H acı Bektaş Vel i’yi,
Yesevi’nin mür idi ol ar ak tanıtmakl a tarihi bir yanl ışlığa
düşmüştür . Bu tar ihi yanl ışlığı Tür k yazar l
arda daha sonr a
kabuledip, H acı Bektaş Vel i ile Ahmed Yesevi’ninyaşadığı
döneml erinfar kl ı ol duğunu kabuletmişl erdir
.
Dr. Theodor Menzel, çal ışmasınınbiryer inde tar ihe “kazan
kaldırmak” ol arak geçen, herYeniçer i or tasının18 içinde, ye
mekl erinpiştiği, kışlalardaki mutfakl ar da dur anbüyük kazan
lar
dansözeder . Dr. Menzel, Yeniçer ilerinkazanl arına ocak
lar
ınmukaddes birdeğer i ol arak baktıkl ar ını, savaşta kaz anın
düşmanel ine geçmesi hal inde bununbüyük birfel aket sayıl
masının kökenl erinin Ahmed Yesevi’nin mez arının başında
bulunan devasa bakırkaz ana bağl adıkl arını anl atır. Yeniçeri
Ocağınca kutsalsayıl an kar a kazanlar dan birtane de, H acı
BektaşVel i’ninTür besi’nde bul unmaktadır .
21 [1. Yaz
gan]: Sur
aiz
a Far
oqhi, DerBektaschi-O r
dcninAnatol
ien
caya çevirdiğim kitabı “Kâşifti ’l-esrâr ve Dâfıu'l-eşrâr’ı ”
önemsiyorum. Kitap, batılıların zor anlayabileceği, dışarıya
karşı kapalı ve o kadar da gizemli olan Bektaşîlik ile ilgili
önemli bilgiler vermekte. "Kâşifu’l-esrâr ve Dâfıu ’l-eşrâr’i "
içerik olarak tartışmalı olduğu şüphe getirmeyecek kadar
ortada. Kitaptan aldığımız bilgileri süzgeçten geçirmemiz
gerekiyor. Kitaptaki tüm bilgileri olduğu gibi kabul etmemiz
mümkün değil!
22 H ans H einr
ich Schaeder
, ZurStifter
legende Bektatas chis-Efsane Bektaşîl
er,
Or
iental
istische L iter
atur
zeitung 1928.
bakış açısı sundu. Çalışmalarıyla bize Anadolu demişlerinin,
Şiilikle, sufızimle, Hurufilik propagandasıyla Hristiyanlık
öncesi ve Hristiyanlık sonrası elementleriyle, Hristiyanlığa
kucak açmalarıyla, evrensel dini eğilimleriyle, Balkanlar9a
kadar uzanan kollarıyla, Tahtacı ve Kızılbaşlık ile olan
bağlantılarını gösterdi. Bunları ilk defa eleştirisel bir bakış
açısıyla bakıp yazıya döken Dr. Georg Jakob olmuştur. Ancak
çalışmaları, Bektaşîliğin ortaya çıkışı, devamı ve Hacı Bektaş
Veli 'nin halifesi olan kişiler hakkında tarihsel verilerden
maalesef yoksundur! Böylesi çalışmalarda bu tür veriler
aslında en kritik noktalardır. Çünkü din tarihi üzerine yapılan
çalışmalarda bu tür veriler çalışmanın temelini oluşturmakta.
Dr. Georg Jakob ’un çalışmasında efsaneye dönüşmüş olan
Hacı Bektaş Veli hakkında yeterli bilimsel bilgileri maalesef
göremiyoruz. Fakat Dr. Georg Jakob ’un öğrencisi R udolf
Tschudi, bu efsanenin gerçeğe dönüşmesi için "Vilâjet-nâme
des Hâdschim Sultan T* yayımlayarak bu alanda yeterli olmasa
da bir adım ileriye gidilmiş durumda. “Vilâjet-nâme des
Hâdschim Sultan’ın ” hemen ardından, 1927 yılında, yine Dr.
Georg Jakob'un öğrencilerinden olan Erich Gross, titiz bir
araştırma sonucu önemli bir çeviri yapmış. Çevirinin adı “Dos
Vilâyet-Nâme des Hâğği Bektash, Ein türkische
Dernischevangeiium9\ Kendisini tebrik ediyoruz. Ama
Vilayetnameyi incelediğimizde, dinsel ve felsefi bir içeriğinin
olmadığını görüyoruz. Kitap, bir fantezi dünyasında dönüp
dolaşmakta. Garip ve gayri bir insani dünyada, mucizeler
yaratan gezgin mucizevi dervişler, birbirleri ile tutkulu bir
şekilde rekabet ediyorlar. Büyülü ve devasa performanslarıyla
Şamanları aratmıyorlar. Küçük, bazen tekrarlanan çeşitli, gayri
ihtiyari, ayrıntısız şeffaf mucizeler, estetik olarak okuyucuyu
cezbetmeyen, kişiye rüyasında gördüğü kötü hayaletleri
anımsatarak akıp gidiyor, insan bu çeviriyi okurken boşuna
Bektaşî nefeslerinin o şefkatli, duygusal, zengin ve estetik
tınılarını arıyor. Keşke bu çalışma Hacı Bektaş Veli’nin
biyografisi ve Bektaşîliğin kuruluşu hakkında en azından
şimdilik bize tarihselverilerverebilseydi! M aalesef bu çalışma
da bukonuda yetersiz olduğundan, Hacı Bektaş Veli ve
Bektaşîlik hakkında eskiden ne biliyorsam şimdi de onu
biliyorum. ”
1953 yıl l
ara gelindiğinde Hans Joachim Kissling, “Aus
der Geschichte des Chalvetijje-Ordens”26 adl ı birçalışma il e
karşımıza çıkar
. Bu makal esinde Kissling, H al
vetîlik’ akımını
ir
del er
ken, Bektaşî ve Mevl evil
iği H alvetîl
ik ile karşılaştırır
.
H emenbu makal eninar dındanHans Joachim Kissling, “Die
Wunder der Dervvische”27 adı al tında Anadol u der vişlerinin
25 ZDMG, cil
t 100, yıl1950, sayfa 61 ve devamı, Simavne K adısoğl
u Şeyh
Bedr
eddinve menakıpname.
26 ZDMG, cil
t 103, 1953, sayfa 233-289, H al
veti Tarihi.
27 ZDMG cilt 107, 1957, sayfa 248-361. DervişKer ametl er
i.
ker
ametl
erini ar
aştır
ırve çal ışmasında H acı Bektaş Vel
i’n
in
ker
ametl
eri üzer
inde de dur
ur.
İl
hami Yaz
gan, Köl
n2013
29İsl
âm Sözl
üğü, H ughes, Thomas Patr
ick, 1838-1911, L ondon.
Süs s heim’in ağır lıklı ol arak Br itanya Müzesi’nde bul unan
H intçe basılmışkitapl arını saymazisek, batı arşivler
i bu konuda
yeter siz. Bu açığı kısa sür ede kapatabilir
sek, İslâm alanındaki
bilgilerimizbir azdaha ar tmışol acak. Bu çalışmayl a amaçlanan
da bu z aten.
H acı BektaşVel i il
e ilgili günümüz e
kadarul aşan bilgilerin bil imselver ileri
eksik olmasına r ağmenTür k kaynakl arı
12. ve 13. yüz yılda İran’dan32 öz ellikle
H orasan’dan A nadol u’ya gel en der viş
lerdensözeder . H acı BektaşVel i’ninde
Hacı Bektaş Veli’yi Tür kmenistan’ın N işapur şehr inden
betimleyen bir kara Anadol u’ya geldiği, H or asanl ı ünlü dü
kalem çalışması
45 l
bn-i Batûta II Paris 1877.
Bu türbaşl ıklar
dan s arkan par çal
arın O r taçağ A vnıpas ı’nda yer
e kadar
uzandığını ama zamanl a ortadankalktığını düşünüyor um.
4 Yeniçer il
ere benzeyen Pol onyal
I süvar i erlerinin giysileri hakkında
maal es efyeter
li bilgiye ul
aşamadım. Felix Blumenthal , ZurGesichte des
I. undL eib-H us aren-Regiments, Berl
in1884, sayfa 2'de bu konu hakkında
şöyl e yazar “Fiedl ich Wilhelm I. tarafından kur ul an Prusya Askeri
Bir l
iği*nin başl arına taktıkl
arı başl
ıkları askeri birliğin kurulmasından
sonr a mı yoksa daha önce mi kul lanıl
ıyordu bil emiyor um. Daha önce
kahver
engi ağır
lıkl
ı kıyafet taşıyan hafif süvar
i er
leri, yani H usar
anlar,
kahver
engi bir pantolon giyer ler
di. Bunu doğul ular “Şal var ” olar
ak
adlandır ıyorlar.” Fr eiherrvon Wechmar , Br aune H usar
en, Ber lin 1893,
sayfa 85, adl ı kitabında “C ol pack’lar(A sker i Süvari Birl
ikl
er i) zaman
içerisinde asker i müzik yapan Kassel paukel er
c (A skeri Bandol ara)
dönüştül er
^ der . Bak ve kar şılaştır
; Resim, O smanlı Askeri Atl
ı Piyadeler;
U ngar ische K r iegsges chichtlichc Dcnkmâl erin derMil l
eniums-L andes -
A usstel l
ung, Budapest1896, sayfa 640 ve 641.
Ziethin’in48 eski yağlı boya resiml er
ine bakıldığında kal
pağının
hemen üz er indeki uzunca püskül l
er gör ül
ür. Bu püskül ler
Macar süvar il
erin kostüml er inde kar şımız a çıkmakta, hatta
günümüz de Macar süvar iler ini simgel eyen oyuncak mini
figür
lar bu püskül lerle süsl enmiş dur umda.49 Macar Kr alı
KuruczeıTin kal paklı büstl
erini bu püskül lersüsler
.
w Tar
ihselpotr
e çal
ışması (Münih 1885), 1769 yıl
ında Ber
ger
'in1782 yıl
ında
r
essam Ter
bus chcn tar
afından çizil
en yağl
ıboya tabl
olar
ında yanl
arında
duranşapkal ar
ı görmek mümkün.
49 MacarUl usalTar ihi, Mil
leniums-L andes-Sergisi, sayfa 85.
50 [î. Yaz gan]: A hmedC evdet Paşa veya L ofçal ı A hmedC evdet Paşa, 26
Mar t 1822, L ofça - 1895, İstanbul. O smanlı Devl eti'nde on dokuzuncu
asırda yetişenTür k devletve bilim adamı, tarihçi, hukukçu, şair. “Tar
ih-i
C evdet” adıyl
a bil
inen ve O s manl
ı tar
ihini anl
atan on iki cil
tl
ik eser
in
yazar
ıdır
.
sarkan bölümün ise Yeniçerileri kutsama sırasında Hacı Bektaş
Veli’nin bir askerin başına elini koyduğu, o sırada abasının
askerin omuzuna uzanması sonucunda ortaya çıktığı
yönündedir. "
51 [İ. Yazgan]: O r
ta Çağın en büyük seyyahı ve İbn-i Batûta diye bil
inen
Seyahatnâmeninyazar ıdır
.
52 [İ. Yazgan]: A hil ik; mesl eki birkur umdur . Ahi sözcüğü kar deş anlamına
gel ir
. Kimil erine gör e de Ahi sözcüğü cömer t, el
i açık gibi anl amlartaşır .
53 [1. Yazgan]: Eskidenter zil
erar asında kul
lanılanöl çü birimi.
54 [1. Yaz gan]: Sikke: Bektaşîl ikte tâc öneml i birsembol ler den biridir. Tâc
özel bir tör enle giyil ir ve manevi anl aml ar ihtiva eder . Tâc giymek
Bektaşîl ikte olgunl uğa ulaşmak içinmuhakkak yer ine getir ilmesi ger eken
kur allardanbir idir.
da karşıl
ıkl
ı etkil
enme ol
muş. Asl
ında bu sorulara doğru cevap
verebilmenin tek yol u kostüm tarihini içeren çal ışmalar
ı
incelemektengeçiyor. Fakatmaalesefbuna şimdil ik ne zaman
varne de imkân.
Bektaşî dedel
erindenH aydarBaba, Sul
tanSelim’i devir
en
Yeniçer
il
ere övgül er düz
erken, A l
emdar Mustafa Paşa’ya58
C aussinde Perceval , Pr
ecis historique de l
adestnıction du C or ps des Janissaires
parl eSultanMahmoud, Par is 1833. Pek adına yakışırbirkitap değil!
60 [î. Yazgan]: Ü s si-i Zafer, O smanl ı Devl eti tarihinin öneml i olgularından
ol anYeniçer i O cağfnınnedenkal dırılması ger ektiğini anlatanbireser dir.
H oca Esad Efendi, tar af ol arak ol ayların içinde yeral mış ve ol ayların
dozununar tır
ılmas ı içinsar ay hizmetinde bul unmuştur . H oca EsadEfendi,
eser ine Bektaşîl er
inor tadankal dırıl
masına il işkinbirde başl ık koymuştur .
Bu başl ık; “Zındık, Mül hidyapıl ı Bektaşîlerinizal esi ve İslâm bel del erinin
aşağıl ık sapık toplulukl ardantasfiye edil mesi beyanıdır ", şekl indedir.
61 [İ. Yazgan]: 1826 yıl ında Yeniçer i O cağını kapatıp, Bektaşîl iği yasakl ayan
Sul tanII. Mahmud, çıkar dığı 11 O cak 1827 tar ihl
i fermanl a, “A nadol u'daki
bütün Bektaşî tekkel erinin tür be mahal leri har iç bütün binal arının
yıktınİmasını; eşya, eml ak ve diğergel ir
ler
ine elkonul masını” emr etmiştir.
Birçok Bektaşî tekkesi camiye dönüştür ül
müş ve daha çok N akşibendi
tar
ikatına mensup şeyhler
inidaresine bır
akıl
mıştır
.
uygulamak için de mir asker Ali Bey, dönemin şeyhülislamı
tarafından seçilen Seyyid Ali Remzi Efendi görevlendirilmişti. ”
Bir çok Bektaşî Der gâhı ki bunl arın sayıl arı İstanbul ’da
oldukça faz laydı, yakılıp yer l
e bir edil di. Yal nızca Bektaşî
mez arları bu yıkımın dışında kal dı.62 Bektaşî babal ar ınınbir
kısmının hayatl arı bağışl andı ama yüz ler ce Bektaşî babası
A nadol u’nun çeşitli yerler ine sür
gün edil dil er. Sür günyer leri
ağırl
ıkl ı olarak Osmanl ı memur l
arı tar afından kontr oledil en
müftü ve kadıl ar
ınbul unduğu yer lerdi. Sür güne gönder ilenlerin
çoğu gidecekl eri yerlere ul aşamadan yol lar da boğaz landılar.
Bunl arar asında bulunanve İstanbul -Eyüp kadıl ığı yapmışol an
Şaniz ade MehmetAtaul lah Efendi dc var dır. Şaniz ade Mehmet
Ataul lah Efendi, 1829 yıl ında A ydın’ınkuz eyinde bul unanTir e
kasabasında üç Bektaşî babasıyl a bir likte ul u or ta idam
edilmiştir.63
65 Bektaşî Der
gâhl
arının yasakl
anmasından sonr
a der
gâha ol
an bağ giz
li
tutul
muştur
.
66 A bdolonyme Ubicini, L cs Ser
bcs de Tur
quie, I Par
is 1865 sayfa 80.
1826 yılındaki düz enl
emeninana
hedefi yal nızca Yeniçer i Ocağının
ortadankal dırıl
masını amaçl amıyor
du ama bu düz enlemeden en faz l
a
BektaşîDer gâhl arı etkil
edi. Birdaha
eski güçl erine kavuşamadıl ar. Mal
var l
ıkları el l
er inden al ınıp diğer
tarikatlara devr edildi. Depont &
C oppol ani’nin çal ışmasında; "Bek
taşîlerin öğreti ve hatırası günümüz Türkiye'sini şereflendiriyor
ama Bektaşîlerin artık Türkiye’de yaşamaları zor görünmekte. "
tespitini yapar . Ben bunun pek doğr u bir tespit ol duğunu
düşünmüyor um.
67 Qâmûs ul -a'l
âm III sayfa 1905.
68 [I. Yaz gan]: H acı Bektaş Vel i Türbes i’nin kapatılmadığı doğru birbilgi.
Yal nız 1826 yıl ında tür benin yönetimi Bektaşîl erin elinden al ınıp
N akşibendilere verilmiştir
. Tür beye postnişin ol arak atanan N akşibendi
şeyhi zaman içer
isinde kendi tar
ikatını ter
k edip Bektaşîl
iğe geçtiğini de
vur
gul
amak ger
ekiyor
.
payı69 olarak ödenen 1500 kilo kaya tuzu Tuzköyü'nden
gönderiliyormuş. Böylece mutfağın yıllık tuz ihtiyacı da
karşılanmış oluyor. Mutfakta kaynayan kazanlar için çok
önemli ve ayrıca bu devasa kazanlar dergâha yeni gelen
herkese gururla gösterilmekte. Kazanlardan yemek yiyenlerin
kim olduğu hiç önemli değil. İster Hristiyan ister Müslüman,
birlikte yemeklerini yiyorlar. Buraya akın akın gelen insanlar
aynı zamanda dini görevlerini yerine getiriyorlar. Hacı Bektaş
Veli'nin mucizeli gücüne olan inanç ve ona olan bağlılık
inanılmaz. Türbeyi ziyaret eden insanlar Hacı Bektaş Veli ’nin
hayır dualarını almak için birlikte ibadetlerini yapıyorlar70”
Evl
iya Çel
ebi, seyahatnamesinde73 ana der gâhın kuzeyine
düşen Osmancık kasabasının Bektaşîl er
in öneml i mer kezl
e
rinden bir
i ol
duğunu, der gâhta yaşayanların neredeyse tama
mınınBektaşîDer vişi ol
duğunu yaz ar. Evl
iya Çelebi, der
gâhın
içinde bul
unduğu ol umsuzdur uma rağmen seyahatnamesinde
4 Evl
iya Çel
ebi, Seyahatname cil
tII, sayfa 181.
5 Der vişl
eringiydikler
i şapkasınınfar
klı birformu.
6 [İ. Yaz gan]: Tâc, cihaz-ı fakr ve cihaz-ı tarikat denil
en giysi ve
sembol l
erden biri olup Bektaşî başlıklarının öneml i birgrubunu tâc-ı
şeriflerol uşturmaktaydı. Tâc s özcüğü üç har ften ibar et ol
up tâ harfinin
tamaml ığa, elif harfinin doğr ul
uğa ve cim har finin cemale işaret ettiği
bildirilmiştir(Eşr efoğl u Rumî, 2002: 55)
JohnP. Br ow ne, Evliya Çel ebi'denal ıntı.
78 [İ. Yaz gan]: Evl iya Çel ebi Bektaşîmiydi? Bu sor uya kafadancevap ver mek
zor! Fakatbuna yanıtver ebilecek birkaçver iyi sıralamak mümkün. Evl iya
Çel ebi, Seyahatnamel er inde Bektaşî Der vişl
erinden, Bektaşî Dergâhlarından,
Eskişehir 'ingüneybatısına düşen, BattalGazi’ninmez arının
bulunduğu der gâh ise H acı BektaşVel i mür itl
erininbuluştuğu
birmer kez dir . Çevr edeki yerleşim yer lerinin ol uşmasında bu
dergâhın öneml i katkıları olmuştur . H acı Bektaş Vel i’nin
mür itl
eri BattalGaz i Dergâhına yakınbirtekke kur muşlarve bu
tekkede insanl arar asında hiç birayr ım yapmaksızın hiz met
vermişler dir. H atta İslâm dışı kişil
ere bile kucak açmışl ardır.79
tekkel
erden sıkça bahsetmiş, ziyar
et ettiği der
gâhl
ardan s ayfal
ardol
usu
izl
enim yazmıştır. Evl iya Çel ebi, bazen bu izl enimlerinin dışına çıkıp
BektaşîDer vişler
ine karşı gösterilenolums uztutuml ar
a karşı durup onl arı
savunma pozis yonuna geçtiği yapıtl arında gör ül
mekte. Bu üzer inde
durulması gerekenöneml i birnokta. AlmanO r yantal
istGeor gJ acob, ‘’Die
Bektaschij
je, 1919” adl ı kitabında, Evliya’mn O s mancık daki der gâhta
yaşayan Bektaşî Der vişler ine karşı gösterilen ol umsuz tutuma kar şı
durduğunu ve onl ar
ı savunduğunu yaz ar
. Evl iya bununnedenyapmıştır ?
Yapılanhaksızlığa kar
şı durmak içinmi? Ya da Bektaşîliği kendis ine yakın
bul
duğu içinmi? Bu s or ulan çoğal tmak mümkün. İkinci ol arak, Evl iya
Çelebi’nin H acı Bektaş Vel i’nin hocası diye rivayet edil en A hmed
Yesevi’nin soyundan gel diği bilinmekte. Alman T. Menzel“ Eski Tür k
Mistikl eri14adlı çalışmas ında A hmedYesevi’nintek kızçocuğununol duğu
ve onunsoyundangel enO r ta A s ya’da çok ünlü kişilerinolduğunu yazarve
Tür kl er ar asında Evl iya Çel ebi’nin de ismini ver ir
. Evl iya Çel ebi,
yapıtl arında bu bil giyi doğr ul ar . Başka birr ivayete göre Evl iya Çelebi,
K ar adenizde geçir diği birgemi kazasında birgözündenr ahatsızlandığı ve
bu tür bede der vişlertar afından tedavi edil diği, Koyun Babaya ait ol an
Sikkeyi de taktığı yönündedir . Evl iya Çel ebi, böyl ece Bektaşî
likte yüksek mer tebeye ul aşmış ol maktadır . Evl iya Çelebi, kendis ine
ver ilenbu unvanınK oyunBaba'nınmezar ında bulunanbirayette geçtiğini
yaz ar. Tüm bunl ara kar şılık Evl iye Çel ebi, yapıtl
arının bir yerinde;
“Bektaşîl er cüml eten en azıl ı mezmûmdur lar
” der . Bu Evl iya’nın
Bektaşîl ere kar
şı kul l
andığı tek ama ağırbirsuçl amadanbir idir
. Bu veril
er
ışığında, fazla iddialı sözleretmeden, hem kökenine hem de Evl iya’nın
takındığı tutuma bakar ak. Evl iya Çelebi’ninBektaşîliğe yakındur duğunu
s öylemek mümkün.
79 Evl
iya, Seyahatname 111 sayfa 13.
Bu tekke, önde gel en dergâhlarınhemen yakınlar
ına kur
ulan
ufak tekkel
ere gösterebil
ecek örnekl
erdenbir
idir
.
Tahtacıl
ar
80 Taschköpr
üzâde, Ter
dscheme-i-Scheqâyq 1 sayfa 44; Bel
ix, Gül
deste sayfa
213 ve devamı.
81 Evl
iya II sayfa 46, Şeyhül
is l
am İshak Efendi K as hif al
- A sr
arsayfa 25,
Samy's Qâmûs U l a'l
âm I sayfa 527.
82 Seyahatname II, sayfa 18.
83 Tahtacıl arve K likya’nınDiğerEski H al kları, A ntropol
oji Arşivi, cil
t 19,
Braunschw eig 1891 Sayfa 31.
84 Tahtacılaremik birkökendeğil dir, bu sadece onl arınmesleki olarak kereste
ve tahta ticar
etiyl
e uğraştıkl
arını göster ensimgeselbirtanıml amadır .
yanılgıya düşmüş, Bektaşî85 il
e Rufail
er86
arasındaki far
kı tam anl amadan Bekta-
şîl
eri Rufailer
e bağlayarak yanl ıştespit
lerde bul
un muştur.
85 Bektaşî’yi Bektaş ol arak adl andırıyor , kur ucu H acı Bektaş Vel i, Bektaş
değil! Bu yanl ışlık ikinci biryanl ışl
ığı ber aber inde getiriyor
. Meyer s
L exikon'da bundanyol a çıkarak aynı konuda iki makal e var.
86 “Zikiryapander vişler
” dendiğinde hemenKadir il
erve onl ara çok yakınol an
Rifai akımı gel
mekte, ama kesinl ikle ve kes inlikle Bektaşîlerdeğil.
dini bilgileri fazla; kendi ocakları içerisinde saygınlıkları çok
ve oldukça etkinler. Bu nedenle kendi aşiretinin dışında bir
kadınla evlenmiyorlar, neden niçin, pek mantıklı bir açıklaması
yok. ”
Bektaşî Dergâhları
Bektaşî Der gâhl arının herz aman çok sıkı birör gütl
enme
içerisinde olduğu or tada. Bektaşîl iğinN akşibendil erde ol duğu
gibi kendi içerisinde gr upl ara ayrılıp ayrıl
madığını bil miyor uz.
Ör neğin; N akşibendil erdenayr ıl
anH al veti100 adında birkol un
olduğunu bil iniyor. Bektaşîl ikteki “pir ” mer tebesi, örneğin
Konya mer kezli Mevl evilerde ya da diğerdini yapıl anmal arda
olduğu gibi yal nızca babadanoğul a devr edilmekte.
Bektaşîl
ikte Giyim ve Sembol
ler
103 [İ. Yaz gan]: Bektaşî der gâhına tesl imiyet manasına gel en, der vişlerin
boyunl ar ındançıkar madıkl ar ı taştır . Tesl im taşınıniçyüzü H z . Ali’yi, dışa
bakan yüzü ise H z . Muhammed’i temsil eder . Tes l im taşı Bektaşî
Der vişler inin taşıdığı birsimgedir ; 12 köşesi 12 imama denk düşer .
Bektaşîl ertes l im taşını, yüzünü A l lah’a dönmüşl erin taşı ol arak tar if
eder l
er. Tesl im taşını taşımak, P îr ’e bağl ıl
ığı ifade eder. Pir, yolve er kâna
girender vişe, teslim taşını, tekbir ler l e takar.
104 Meschhed, kar şılaştırDegr and, sayfa 235/6.
105 JohnP. Br ow ne, The Der vishes, L ondon1868 sayfa 148/9.
,06 K uşakla il gil
i bilgi için kar şılaştır . Şeyhül is l
am İshak Efendi K as hif al -
Asr ar8.
mevcut; örneğin balta ’ garip ama bir kulağa takılan tek
küpe108, uzun bir değnek ve buna benzer ufak tefek sembolik
takılar. ”
107 K arşıl
aştır, Evliya Çel ebi sayfa 11/181.
108 Br ow n, adı geçeneser , sayfa 148; A ntr
opol
oji Ar
şivi, Çil
t 19, 1891 sayfa
37; TheodorA. Ippensayfa 78.
109A ntropol oji Arşivi, C il
t 19, 1891 sayfa 37.
Gizl
iH r
is tiyanl
ık
1416 yıl ında Batı A nadol u’da heyecan yar atan büyük
başkal dırıyı herdervişmutl aka anımsar .116 Başkaldırınınlideri
olan kişinin Biz anslı tar
ihçi Doukas ’ın117 eser lerinden alıntı
yapar ak eğitim ver diği ve bu kişinin H ristiyan
lığa hoşgör ü ile
baktığı bilinmekte. Şu ana kadarbu ayakl anma ile il
gili bil
diğim
114 Skutar
i, sayfa 73.
15 L ayar
d, N ineveh undBabyl on, Zenker ’inçevir
is i sayfa 73.
116 Joseph vonH ammer , Geschichte des osmanischenReiches I, sayfa 375 ve
devamı; Zinkeisen, Geschichte des osmanischenReiches I, sayfa 473 ve
devamı; AbdurrahmanŞer efBey, Osmanlı Devleti Tar
ihi sayfa 1441; J
orga,
Geschichtedes osmanischenReichcs I Gotha 1908 sayfa 370, 375/6.
117 [İ. Yazgan]: Doukas (d. yakl aşık 1400 - ö. 1462'densonr a), sonBiz ans
İmparatoru XI. Konstantin Pal aiol
ogos’un hükümdar lığında tanınmış
Bizanslı tarihçi. Bizans İmpar ator
luğunun son yüzyıl ı ve özel likle
O smanl ı İmpar atorluğu tar
afından feth edilmesi hakkında en öneml i
kaynakl ardanbir idir
.
kadar ıyla yeter li birar aştırma
yapıl madı. Kastamonul u Ab
dül latif L âtifTin118 ayakl an
mayl a il gili ver diği bil gil er119
de kuşkul u. A bdül latifin
anlatımına gör e ayakl anma
öncesi birder vişinKur ’an’d aki
Bakar a sur esini120 göster erek:
“Tan rı, gönder diği el çil erar a
sında ayır ım yapmaz !” dedi
ğini bu nedenl e Hz . İsa’yı,
Hz . Muhammed’den üstün Moğollar birini çarmıha gererken
göster diğini ima etmiştir . Bu ol ayda da gör üldüğü gibi,
A bdül latifin anl atımı çok kar akteristik bir öz ellik içeriyor,
kendi öz gürdinamikl er iyle gelişen birol ayı, yine biryer lere
bağl ayıp bağnaz ca mahkûm edip ol ayı çarpıtıyor. Bu büyük
ayakl anmanın l ider i ol an Dede Sul tan1"1 daha sonr a çarmığa
ger iler ek katl edilmişti.122 Öl dür ül
me şekl ine bakıl dığında,
bunun H r istiyanl ığa birgönder me ol duğu hemen an laşıl
makta;
Bektaşîl
ik il e yakınl ığı ol an s ufızim132 gel eneklerinde
Hr istiyançizgil erininol duğu bil iniyor. Dininiçsel leştir
ilmesi
için göster il
en çabanın dışa yansımasındaki mütavazil iğe
şöyl e bir ör nek ver ebilir
iz: Kahir el i El -Mar uf Efendi,133
oruçl uykensokakta su satanbir ine r as tl
ar, satıcı; “suyumdan
içene A llah-ü Teâl a H azretler
ir ahmet ets in!” diye bağır ır.
El -Mar uf Efendi bu hayırduası ger i çevir mez. Suyu içip
orucunu bozar .134 Bu durumu heriki yöne çekmek mümkün,
cennet ya da cehennem. H acca gidip sevap al mak, kişinin
içsel değer lerini dönüştür meye, dünyevî değer lerden el ini
ayağını çekip ensonunda kendini aşabil mesine katkı s unar .135
130 Extr
aitdu J
our
nalA s iatique 1880. Kar
şıl
aştır
: H uar
t, L a poesie r
eligieuse
des N osair
i, sayfa 6/7.
131 Daha detayl ı bigi için Rend Dussaud, H istoir
e et r
eligion des N osair
is,
Paris 1900, sayfa 62.
132 Kar şılaştır; tar
afımdanbasıl ankitap, DivanSul tanMehmeds des Zw eiten,
Ber l
in1904.
133 [İ. Yaz gan]: TakiyeddinbinMuhammedbinEl -Mar ufEfendi, 1521-1585,
Kahir e döneminmedr ese eğitiml
i bilginler
inden.
134 İbnK hal likan, H einr
ich FerdinandVVüsten feldVIII & IX , sayfa 120.
135 H afizN o. 508, K ur ’an’a inanmaz , şarapla tatlandınl
mas ına inanır , bak:
N öldeke-Makal elersayfa 1075.
Bektaşîl erinmar uzkaldığı suçl
ama
ların başında, dışar ıya kar şı takiye
yaptıkl arıdır. Dr. Felix von Luschan
bu konu hakkında şunl arı yaz ar
;
“Tahtacılar,136 Sünni vatandaşlar ile
birlikte olduklarında onlar gibi dav
ranır ve onlara gibi hareket etmeye
çalışırlar. Ramazanda oruç tutar gibi
yapıp şaraplarını da içmekten geri
kalmazlar. Domuz eti yerler. Zorunlu
olmadıkça Sünniler gibi ulu orta beş
vakit namaz kılmazlar. ”
Bektaşîl
ergibi or uç tutmayıp, n amaz Dervişler bir arada
kılmayan Kar mat,137 H aşhaşiyyin138 ve
Yezidilerden139 bahsedebilir
iz. H aşhaşiyyin- AlamutKr alı İbn
al-Amir, 1161 yıl ında öl düğünde oğl u O ’nun anısına tekrar
136 A ntropol
ojiArşivi, cil
t19, sayfa 34.
137 [İ. Yazgan]: H amdan K ar mat, H amdan el
-Eşaş, İsmâil
î de Kar
mati
mezhebininkur ucusudurKufe böl ges i köyl ülerindenidi.
138 (İ. Yaz gan]: H aşişinya da H aşhaşiyyinde denir . İngilizcesi Assassindir.
Tür kçcsi ise Suikastçidir . Yüzyılda İsmail iliğinN izar î kol undançıkanbu
topluluğun 15. yüzyıl a dek faal iyetlerini sür dür dükl eri sanıl
maktadır .
Kapal ı birtopl uluk ol anH aşhaşil er(Suikastçil er) radikalbirdinakımının
takipçileri ol arak or taya çıktıl
ar. Suikasti, Eyyubil er e, Selçuklulara ve
Abbasil ere Tapmak Şöval yelerine H açl ılar a kar şı siyasi yaptırım ar acı
olarak kul landıl ar. A ynca üçüncü H açl ı sefer i sır asında H açl ıl
ara ve
tapmak şöval yel erine de suikas t yapmışl ar dır
. A vr upa dil l
erine H açlı
Fr ankları tarafındantaşınanA ssassinsözcüğününkökeni H aşhaşindir .
139 M. vonO ppenheim, Vom Mittel meerzum Per
sischenGol
fII, sayfa 151,
“Yedizil
er’inor
uçve ibadetl
eri far
klıdır
”
namazve or ucu başl
atmak içinkomşu ül
kel
erdenyetkinkişil
er
getir
miştir
.140
H urufil
ik inancı,157 er ken yıl l
ar da
Bektaşîl ertarafındankabulgör müştür .
Kâşifu’l -esrâr’a gör e Al iyyül -a'lâ,75*
Faz lullah H ur ufıYıin öğr en cil
er inden
biri ol up H ur ufilik düşün cesin i yayan
kişidir. H urufil ik günümüz de ağır lıklı
olarak Bektaşîl er tar afından temsil
edilmekte; John P. Browne, H ur ufil ik
ile il gili yapıtl arın ağır lıkl
ı ol ar ak
Bektaşî çevr esinde bul unan kişil er
tarafındanbil indiğini yazarve H ur u
B irH ur
ufi der
vişi filik ile ilgil
i kitapl ar
ın satın al ması
159J
our
nalofthe RoyalAsiatic Society 1907, sayfa 534.
160 Gol dziher: A bhandl ungenderkgl . Gcsel
lschaft, derWissenschaftenz
u
Göttingen, Phil ologisch-histor. Klasse.
161 A ntr
opol ij
i Arşivi, cil
t19. sayfa 34.
162 [İ. Yaz gan): H ur ufiliğin sır lar
ının açıkl andığı yapıtın adıdır. Fazl ul
lah
H ur ûfî’nin C avidannâmesi, konunun incel enmesi ile birlikte Ferişteoğlu
tar afındanyapıl ançevir isidir
.
163 FazılH ur ufi kendisini tannil anettiğinde.
164 Dr . Fel ik von L uschan, Tahtacıl aril e Yezidilerar asında or tak noktalar
bul unduğunu söyl er .
H urufı felsefesininİranile ilgil
i il
işkil
erini eniyi incel
eyen
ve bu konuda ayr ıntıl
ı bil
gi aktaranP olaks ’m165 anl
atımları ise
şöyl edir; “Farslılar, Ali bağlamında farklı mezheplere ait ve
yeniden doğuşa inansalar da, Tanrı olarak Ali ye tapmaktalar;
Tanrının Ali ile yeryüzüne indiğine inanırlar. Bu biraz
Hristiyanlık inancında Tanrının Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz.
Davut ve Hz. İsa'da vücut bulduğuna inanmak gibi bir şey.
Hurufıler kendilerini Müslüman olarak görürler, Kuran'ın
doğruluğundan şüphe duymazlar ama namaz kılmazlar, dua
etmezler, İslam 'da yasak olan yiyecekleri yerler. Bu nedenle
Avrupalı gezginler bu kişilerle çok rahat anlaşırlar. Şarkı
ziyaret eden gezginler kendilerine rehberlik edecek yardımcı
aradıklarında Hz. A li'ye bağlı olanları tercih ederler.
Hurufılerin ruhani liderlerinin ikametgâh yeri Kirmenşah ve
civarıdır. Ruhanî liderler olağanüstü bir saygı görür. Tanrının
oğlu Hz. Ali, ülkenin her yerine vücut bulmuştur. Halkın
çoğunluğu Demawend şehrinde oturur. Şehrin İsmi Dawudi ile
ilişkilendirilir ve Dawudi Kazvin bölgesini işgal eden kişi
olarak da bilinir. "
Dr
. Edr
çıundN aumann
Yeniçer il
erindaha sonr a beyazkeçe kül ahlar
ınınar kasından
sarkan, birpar ça ilave etmel erininsebebi, H acı BektaşVel i’nin
elini askerinbaşma koyar ak dua etmesi ol ayınınhatır asını canlı
tutma isteğidir. Yeniçer ininbaşındaki bu keçe kül ah, birsembol
olmakl a birl
ikte, H acı Bektaş Vel i’ye ol an bağlılığı yansıt
maktadır . Yeniçer iler
in büyük bir böl ümü Bektaşî Ocağına
bağl ıydıl
ar. Br ow n’e eser l
erinde Yeniçer ilerinBektaşîOcağına
190 [l
. Yazgan]: Dr. N aumann’ınBektaşîliğinkumcus u H acı Bektaş Vel
i’dir
belir
lemesi tabii ki doğr u değil
dir. Diğer batılı gezginler gibi Dr .
N aumann da Tür k kaynaklar
ındaki bilgil
eri sor gulamadan al makl a
yetinmiş.
191 [î. Yaz gan]: Bu aktar ımın yalnızca hayal ür ünü ol duğunu tekr ar
vur gulamak ger ekir. Dr
. N eumann Tür k kaynakl arından edindiği bu
bilgileri hiç sor
gulamadan olduğu gibi almıştır
. H acı Bektaş Veli’nin
Yeniçer
il
erinfikirbabası ol
duğu yönünde hiçbirbel
ge yoktur
.
bağl an masın ı, on ların r uh hal ini
tapın ak şöval yeler in yapıl masına
benz etir. H acı BektaşVel i, Yeniçe
rilerinpir iydi ve Yen içeri Ocağında
sabah ve akşam, or dunun ve
meml eketin sel ameti ve düşmana
kar şı başar ı içindua etmekl e gör evl i
bir Bektaşî babası bul unur du.
Yeniçer i Ocağının 1826 yıl ında
ortadan kal dırılması Bektaşîl iğe
vur ul an ağırbirdar beydi. Bekta
şîlik uz unbirsür e baskı ve takip
altında kal dı. İstanbul ’daki tekkel er
uz un bir dönem kapal ı kal dı.
Bektaşîl ik yönetim düz eyindeki güç
ve il gisini kaybetmiş ol sa da hal k
arasındaki sevgi ve saygı eskiden
olduğu gibi devam etmekte. Ar adan Y eniçeri A ğası
üç yılgeçip, 20 binYeniçer i katl e
dildiktensonr a devr eye Konya mer kez l
i Mevl evi yapıl anması
gir mişti. Bu yapıl anına C el alettinRumi Efendininkur duğu bir
akımdı. Mevl evi postnişini kj sa sür ede Sul tanII. Mahmud’un
sağ kol u ol muştu. Sul tan II. Mahmud, padişahl ığı döneminde
altı sadr az am atamışve sonr a hepsini gör evdenal mıştı. 1821 ’de
Yunanl ıl ar a kar şı yapıl ankıyımınemr ini vermiş, masum Patr ik
Gr eogor ios’u z alimce öl dür tmüştü. Bir ker esinde İstanbul
sokakl ar ını denetl erken kar şısına çıkan üst düz ey birasker ,
atamasınınnedeniptaledil diğini sor ma cesar etini göster mişti!.
O ise, asker inor acıkta kel lesini uçur muş, ibr et al ınsındiye de
kesil en kafa gümüş birtas içer isinde İstanbulsokakl ar
ında
teşhirettir mişti.
Yeniçer il
iğin ortadan kal dırıl
masının üz erinden üç yıl
geçtikten sonra Sultan II. Mahmud, Mevl evi postnişine paşa
mertebesi vermiş, maaşın
ı 70 akçeye bağlamış, ailesine de 1000
akçe değer inde hediye gönder mişti. İmpar ator l
uğunbu lütfuna
karşıl
ık Mevl evil
er, Bektaşîlerin bır aktıkları malvar l
ıklarını
devraldıl
ar. Böyl ece Mevl evilik, ül ke içer isinde en yaygın
konumuna yüksel mişol du.
Tahtacıl
arçok sınır
lı sayıda, tahminenbinaile, ya da 5 bin
kişiye varan nüfusuyla, Antal ya havalisine yayılmış, hatta
giz lenmişdenecek birhal de
bul unmaktal ar . Bunl ara Ana
dol u'da AJ evi yani Al i ta
raftar ı der ler. Fakat onl ar
kendil erini Tahtacı diye ta
nıml arlar. Tahtacıl ar dağ
larda yaşayanve ker esteci
likle geçinen birtopl uluk
tur. Dağıl ıml ar ı yalnızAn
talya haval isini kapsamaz ,
civarböl ge ve dağl ık yer
lerde de Tahtacıl ara r ast
lamak mümkün.
İnançları
Nefret
Bu ger
çek dışı hayalür
ünü ve ithaml ara karşın, Tahtacıl ar
ın
ger çek hikâyel eri şöyle-
dir: Tahtacıl ar
, ortalama
yüksekl iği 1000-1500
metr eyi bul an yüksek
yer ler
de, sakin, tek baş
larına, göz ler
den uz ak
bir hayat sür erler . Bir
eve bağl anmaz l
ar . Bü
tünsene, yazkışdeme
den dal lar dan ör ül müş,
Tahtacı bayanl
arçad.r
lar
.n.nönünde ^ S\ k' ‘ keÇel
e,r
le ÖftÜ,Ü
çadır
lar
da yaşar
lar
. Dağ
ların yüksek yer l
er inde veya biryer de uz unmüddet kal mak
zor unda kal ırl
ar sa çadır larına benz er
, çadır larından bir az
büyükçe takr iben4 metr ekar elik birz eminüz erinde kendil erini
idar e edecek birbiçimde birnevi evl eryapıver irler. Taştanveya
ker piçten yapıl an duvar lar baz en bir metr e yüksekl iği bil e
bul maz . Kapı dir eği ol arak ekser iya eski yapı taşl arı konur .
Baz enduvar larar asında antika taşl arınkul lanıl dığı gör ülür. H iç
kapı kanadı gör ül mez . Yuvar lak duvarüz erine eğr eti şekilde
samandanve çal ıdanmüteşekkilbirçatı yapıl ır. 12 ila 20 adet
yukar ıdan bağl anmış sır ık üz erine sabitl enir . Çatının tepesi
tamamentaşl arla kapl anıp, çatı sağl aml aştır
ıl ır
. Darbır akılan
kapı ar alığı ta çatıya kadardevam ederki bununyukar ı kısmı
aynı z amanda baca vaz ifesi gör ür, çünkü çatıda katiyenikinci
birdel ik açılmaz .
Tahtacılar
, yaşadıkları yerlerdenköye ya da şehr e tahta ve
dir
ek satmak içininer ler
. Şehir ler
de kurulan pazarl
ar a pek az
muhtaç ol duğu Avr upa mal l
arını almak için uğrarlar. Diğer
bütün ihtiyaç duydukl ar
ı eşyal an biz
zat kendileri ür etmeye
çalışır
lar
. Kumaşlarını kendileri dokuyup boyarlar
. Anadol u’n
un
192 [İ. Yazgan]: Muğl a il inin Fethiye ilçesi Dodurga ve Boğaziçi köyleri
yakınındaki L ikya antik kenti.
193 [1. Yazgan]: VVar mbad-J udendor f, Güney A vus turya'nın Vil
lah Şehri
yakınlarındaki kurböl gesi. Sıcak kaynak sul ar
ının bulunduğu bu bölge,
Yahudi Köyü ol
arak da bil
inmekte.
diğer dağl ık böl ge
lerinde yaşayan sa
kinlerine gör e gıda
ürünl erine daha az
ihtiyaç duyar l
ar. Pi
rinç yer ine bul gur
u
tercih ederler.
Ortak görüşler
e göre aynı tonda monoton mel
odi o kadar
tekr
aredil irki, çoktan öl
müş bir“baba” veya “Al i” biz
zat
vücuda gel ir. C emaatten seçil miş birkişi ar acılıyla sorul ara
cevap ver ir. Sor ulardini konul ar
da olabilir, mesel a yeni gel en
paşayl a ilgil i ol abilirya da yakında al ınacak istihdaml a il gil
i
olabil ir, yağacak yağmur l
ara dairhaberver ir, hastal aniyi eder ,
yar alan geçir ir
. H epsi ol masa da bir böl ümü kısmen
Spir itistic194 ayinl eri hatırl
atmakta. Bundan başka
Hr istiyanl ıktaki tövbekar ların günahl annı bir din adamının
önünde itir af eder ek bağışl anması gibi Tahtacıl ar da ayin
esnasında günahkâr ol an birTahtacı'nın günahl an, babanın
renkl i bir bez par çasını yumak hal ine getir ip yakmasıyl a
gider ilir. Yal nızyakıl anmaddeninkül ü iyice yok edil mel i, ya
gömül mel i ya da akar suya atıl
mal ıdır
.
ı 4 il
e tutmak Tahtacı gel
Tahtacı saçını kestir
enekl
mez
erindenbir
. Uzunbır
idir
aktıklan
.
ıtııe k
I jk i« e h e B el
İsiİsi! İS
5 l
ad
|| <
j
{ 1 jj
i f i i t L :B L :H uS S S m.
1 i S İ =8°
Tablo II
V. Bölüm
Alman Kaynakları Üzerine
198Zeitschr
iftderDeutschenMor
genl
ândischenGesel
lschaft
9. Erich Graefe, Derİsl am, cil t 5, 1914, s. 232-234. [Gr aefe,
birçok yazar ınmakal esininbul unduğu İsl am adl ı kitaptaki
makal esinde, H ugo Gr othe’nin1906 ve 1907 yıl ları arasında
Ön A s ya’da yaptığı incel emel er i anl atan çal ışmasını
yor uml arkenkısa ol ar ak Bektaşîl iğe değinmekte.]
10.Franz Babinger, Schej ch Bedr ed-Din, der Sohn des
Richter s von Simâw, Derİsl am, cil t II, Ber l in 1921, s .l -
127. [Famz Babinger ’in bu çal ışması Şeyh Bedr eddin
hakkında yapıl mış en kapsaml ı çal ışmal ar dan bir i olar ak
bilinmekte.]
11. Franz Babinger, Das Bektashi-Kl oster Demir B
MSOS,1" cil t 34, Ber lin 1931, s. 86-96. [Babinger bu
makal esinde, Bul gar istan'ın Raz gr ad şehr inde DemirBaba
Tekkesini ir deler .]
12. Franz Babinger, Die Vita (Menâqıbnâme) des Schej chs
Bedred-Din, 67 L eipz ig 1943. [Şeyh Bedr eddin’inhayatı
hakkında.]
13. Franz Babinger, ZurFr ühgeschichte des N aqschbendi -
Or dens, Derİsl am, cil t 13 yıl1923, cil t 14 yıl1925. [İsl âm
konusundaki ar aştır mal arıyl a tanınanOr iantal istBabinger ’in
N akşibendil er üz erine yaptığı bu çal ışmada Bektaşîl ik
konusuna değinir .]
14. Franz Babinger, Derİsl am inKl einasien, N eue Wege der
Isl
amfor schung, ZDMG, cil t76, 1922, s. 126-152. [Sel çukl u-
Osmanl ı İmpar ator luğu dönemini in cel eyen Babinger ,
çalışmasın da, O s manl fda Mevl ana C el elattinRumi ve H acı
BektaşVel i’ninr ol l
er ini sor gul ar.]
15. Franz Babinger, Rumel ische Str eifen, Ber lin 1938, s. 49.
[H acı BektaşVel i’ninmuciz eleri hakkında bil gi ver mekte.]
16.Fanz Pascha, Kair o, L eipz ig 1903, s. 129-131. [Kahir e de
bul unan Bektaşî Der gâhı ve Bektaşî dedel er inin tür bel eri
konu edil mekte.]
17.Felix von Luschan, Völ ker- Rassen - Spr achen, Wel t
Ver lag Ber lin, 1922. Fel ix vonL uschan, [H al kl ar- Ir kl ar-
199 Mitteil
ungendes Seminar
s fiirO r
iental
is che Spr
achen.
Dil leradl ı kitabında Anadol u coğr afyasında yaşayanhal klar ı
incel emekte. Tür kl erbaşta ol mak üz er e, Er menil er, Kür tler ,
Yunanl ıl ar, Tahtacıl ar , Kız ılbaşl ar , Bektaşîl er , Dür zül er ,
Ar apl ar , Yez idilerkonu edil mekte. Kitapta, 1892 yıl l
ar ına
aitfotoğr aflarbul mak mümkün.]
18. Dr. Felix von Luschan, Die Tachtadschy und ander e
Über r este der al ten Bevöl kerung L ykiens, Ar chiv für
Antr opol ogie XIX, 1892. [Çevir isi yapıl dı, konuyl a il gil i
bak: Tahtacıl ar , W. Böl üm.]
19.Friedrich Giese, Das Pr obl em der Entstehung des
osmanischen Reiches, Zeitschr ift fur Semitistik und
venvandte Gebiete, cil t 2 s. 247. [Giese, makal esinde
Osmanl I’nınkur ul uşaşamasındaki sor unlar ı irdel erken, H acı
Bektaş Vel i, Ahil ik ve Yeniçer il ik konul arını el e al ır.
Yeniçer ilerin taktıkl arı başl ıkl ar dan yol a çıkar ak H acı
Bektaş Vel i’ye adl edilen Yeniçer i başl ıkl arının bir Ahi
gel eneği ol duğunu tez ini savunur .]
20. Dr. Georg Jacob, Sej jidGaz i, Zeitschr ift ftirAssyr
undvenvandte Gebiete, cil t26, yıl1912, s. 240 ve devamı.
[Dr . Geor g J acob’un Seyyid BattalGaz i Tekkesi gez isi
sonr ası kal eme al dığı birmakal e.]
21. Dr. Georg Jacob, Beitr age z urKenntnis des Denvisch-
Or dens der Bektaschis, Ber lin 1908. [Çevir isi yapıl dı,
konuyl a il gil i bak: Bektaşîl ik Öğr etisi Üz er ine Denemel er ,
II. Böl üm.]
22. Dr. Georg Jacob, Die Bektaschij j e inthr em Ver hal tnis z u
Venvandten Er scheinungen, München 1909. [Dr . Geor g
J acob, bu çal ışmasını “Bektaşîl ik Öğr etisi Üz er ine
Denemel er” sonr ası kal eme al mış. Çal ışmasında H acı Bektaş
Vcl i’nininsana bakışını, yakl aşımı, dini yakl aşıml arını ve
manevi mer tebel eri ir delemekte. Ayr ıca J acob bu çal ışmada
Bektaşîl ik konusunda, Batı ve şar k kaynakl arından
ol uştur duğu kaynak l istesini de ver ir. O nedenl e öneml i bir
çal ışma ol duğunu vur gul amaya ger ek yok! Tür kçe
çevir isininenkısa z amanda yapıl ması ger ekmekte.]
23. Dr. Georg Jacob, For tleben von Antiken Myster ien und
Al t-C hristliechem im İsl am, Derİsl am, 1911, cil tII, s. 232-
234. [Dr . Geor gJ acob, üçsayfal ık çal ışmasında H r istiyanl ık
ile Tahtacıl ar, Bektaşîl er , Ahil ilerve H el vetilerar asındaki
bağl antıyı ir del emekte.]
24. Georg Rosen, Geschichte derTür kei, L eipz ig, 1866, s. 1-16.
[Rosen, Yeniçer ilerdin or tadan kal dırıl
ışını ve sonr asında
Bektaşîl er’e yapıl anz ülmü anl atır.]
25.Hans Joachim Kissling, Eine bektasitische Ver sion der
L eğende vondenz v vei Er zsünder , cil t99, 1945-46, ZDMG,
s. 182.201. [Kissl ing, ÖmerSeyfettin’inKur umuş Ağaçl ar
kitabında yaz mışol duğu meml eketinenaz ıl
ı Del i Mur at’ın
hikâyesinden yol a çıkar ak Vil ayetneme ve Mal akat-ı H acı
Bektaşadl ı kitapl ar ı irdel erve Del i Mur at’ınhikâyesininbir
Bektaşîhikâyesi ol duğunu savunur .]
26.Hans Joachim Kissling, Das Menaqybname Scheich Bedr
ed-Din’s des Sohnes des Richter s vonSamavna, cil t 100, yıl
1950, ZDMG, sayfa 61 ve devamı. [Şeyh Bedr eddin’i konu
edenbirmakal e.]
27.Hans Joachim Kissling, Aus der Geschichte des
C hal vetijje-Or dens, cil t 103, 1953, ZDMG, s. 233-289.
[Kissl ing, ar aştırmasında H al vetîl ik’i ir deler ken, Bektaşîl ik
ve Mevl evil ik ile birkar şıl aştır
ma yapmakta.]
28.Hans Joachim Kissling, Die WunderderDenvische, cil t
107, 1957, ZDMG, s. 248-361. [Anadol u der vişl erinin
ker ametl er ini ar aştır an Kissl ing, H acı Bektaş Vel i’nin
ker ametl er i üz er inde de dur ur.]
29. Hans Joachim Kissling, Die Soz ial
ogische u
Pâdagogische Rol l
e derDenvischeor den im Osmanischen
Reiche, cil t 103, yıl 1957, ZDMG, s. 18-28. [Kissl ing,
makal esinde Osmanl ıda tekkel er in oynadığı tar ihsel ve
topl umsal r olü ir del emekte. Diğer İsl âmi inançl ar gibi
Bektaşîl iği de mer cek al tına al mış.]
30.Hans Heinrich Schaeder, ZurStifter l
egende Bektataschis,
Or iental istische L iter atur zeitung 1928, s. 1038 ve devamı. [
Bektaşîl iğinkur ul uşaşamasına ışık tutanbirçal ışma.]
31. H. Barth, Reise vonTr abz on dur ch die nör dliche H âl
Kl ein-Asien, 1858. s. 68. [1858 yıl ında Anadol uyu gez en
Bar th’ınyol u H acı Bektaş’a düşer .]
32. Kari Wulzinger, Dr ei Bektaschi-Kl osterPhr ygiens, Ver lag
vonEmstWasmuth, Ber l
in, 1913. [Wul z inger , 1911 yıl ında
Dr . TheodorMenzel ’e bir likte SeyyidBattalGaz i Tekkesi
ve aynı yer de bul unanÜr yanBaba ve Şucaaddintekkel erini
kayıt al tına al mak içinbirar aştır ma yapar lar
. Ar aştırma bu
al anda yapıl an tek ar aştır madır . Kitap, ar aştırma sır asında
çekil enfotoğr aflar la destekl enmiş.]
33.Max Mayerhof, Per sisch-Tür kische Mystik, H annover
1921, s. 22 ve devamı. [Per s ve Tür k tasavvuf müz iğinin
der lemesini yapmış ol an Mayer hof, çal ışmasında Bektaşî
nefesl erine yerver ir.]
34.Max Horten, Die sittl ich-r eligiösen ideal e derBektaschi-
Mönche, Derneue Or ient 1917, s. 293. [BektaşîDer vişl erini
irdel eyenbirçal ışma.]
3 5 .0 . Rescher, Einiges überdie ZahlVier zig, ZDMG, cil t65,
1911. [Rescher , 40 sayısının tar ihselgel işimini incel erken
Bektaşîl ikteki 40 sayısını konu eder .]
36. Phlipp VVolff: “Ausz uge aus dem Katechismus der
N assair ier ”, ZDMG 1849, sayı 3, s. 301-309, Leipz ig. [Bu
makal ede N usayr il
erdini inançl ar ı hakkında bil gi bul mak
mümkün.]
37. Rudolf Tschudi, MehmetTevfık, cil t67, yıl1913, ZDMG,
sayfa 153 ve devamı. [19. Yüzyıl da İstanbul ’daki Bektaşî
meyhanel er ini konu etmekte.]
38. Rudolf Tschudi, Das Vil âj et-nâmc des H âdschim Sul tan,
Eine tür kisehe H eil iglegende, Ber l
in 1914, Mayer &Mül ler
.
[1914 yıl ında Tür kisehe Bibl iothek ser isinde yayıml anan
H acım Sul tan Vil ayetnemesi Rudol f Tschudi tar afından
Al mancaya çevr ilmiş.]
39. Rudolf Tschudi, Bcr icht überdie in derUmgebung von
Konstantinopelvor handenen Bektaschi-Kl oster , DerK. B.
Akademie derWissenschaften, cil t24, München 1909, s 51
ve devamı. [19. yüz yılda İstanbul ’daki Bektaşî Der gâhl ar
ı
konu edil mekte ]
40. W. Heffening, Tahtagy-L ieder aus dem Taur us,
ZeitschriftenderDeutschenMor genlândischenGesel lschaft,
1937, cil t. 91, sayfa 147. [H effening, Mer sin böl gesinde
1918 yılında asker i görevdeykenTahtacı tür kül erini der l
eyip
yayıml amış.]
41. Dr. Theodor Menzel, Die al testentür kischenMystiker , cil
t
79, yıl1925, ZDMG, sayfa 271 ve devamı. [1925 yıl ında
kaleme al dığı “Tür kler’inEnEski Mistikl er i Kişileri*4 adlı
makal esinde Ahmet Yesevi‘yi konu eder . Makal esinde
Yesevi’nin yaşamım ve yaptıkl arını anlatırken öğr encisi
H acı BektaşVel i’dc makal esinde konu ol ur
.]
Alevi tarihi ve kültürü ağırlıkla sözlü fjolonofjn
dayanmaktadır. Bu anlaşılabilir bir durumdur
Bırakın yakın dönemleri, 16. yüzyılda bllıt Alııvlllklt
ilgili kaynakların toplatılıp imha edllmnulnn İlişkin
Osmanlı yöneticilerinin hüküm vo lormıııılnfi vnıdır
Ayrıca bu topluma karşı yü/yıllm boyuncu
sürdürülen katliamlarla birlikte yazılı kaynak vo bolfloloıııı ynl« «MiiMhjım
de düşünürsek, kuşaktan kuşağa aktarılan nö/lü gnlnımM»» lnıliMo
geçmişte Batılı bilim adamları tarafından Alevl-hnkl.it,t) toplumu ıi/m iım
yapılmış çalışmaların gün ışığına çıkartılrrınaı büyıık önnm Invıııiıiktmlır
Bu gerçeklikler dikkate alındığında önemli bir Inrllr.ol mim m tnmnlIcKı
ve taşıyıcısı olarak Alevi-Bektaşî toplumunun lıirlhl vn kültürünün
toplumsal bilince taşınması ve yeterince nıılııştlnuını İçin hu ulunrlıı
yapılmış her türden bilimsel çalışmalar;» ıımştırnnı vn İm nlnmolnrr
çokça gereksinim duyulduğu açıktır Bu konuyla İlgili lw yu/yılı İn Alımın
bilim insanlarının yaptığı çalışmaların bir bölümünü *tı rjlımun ı yn nı
İlhami Yazgan yoğun emek gerektiren bir çabayla dnılnmlv vn ».ovrluıııl
yaparak yayına hazırlamıştır. Bu emek vo çalı,ıtıının .ınlnmı büyüktür.
Önemli bir boşluğu dolduracak bu çalışmanın gorttktlfjl ıjlhl nnlnfilıp
değerlendirilmesi umuduyla....
Ali Hnydar AVCI
Araştırmacı • Ya/ar
a i
/ .'i
okitap
w w w .l
akitap.com