You are on page 1of 2

GÜÇ DURUŞU KİTAP ÖZETİ

GÜÇ DURUŞU
John Harricharan

Vaktiyle şöyle bir söz duyduğumu hatırlıyorum: Eğer bir niyet varsa,bir çıkış yolu da
mutlaka vardır..
Tom un sayesinde gittiğim seminerden sonra biliyordum ki artık hiçbir şey eskisi gibi
olmayacaktı.
Annemin ölümüyle birlikte her şey artık iyice karmaşaya girmişti.. para sorunu, ilişki
sorunu ve sağlık sorunları.. gerçekten elimde olan her şeyimi kaybetmiştim.. Annemin
işlemleri için doğup büyüdüğüm şehre gitmem gerekiyordu.. aslında mantığım hiç
istemiyordu ama içimden bir ses gitmem konusunda durmadan benim konuşuyordu.. ve
gitmeye karar verdim işlerimi hallettikten sonra uçağa binmek için dönüş yolunda eski
okuluma ve müdürümü görmek için uğradım.. gölün kenarındaki mango ağacının altında
yemek yemeğe ve sohbet etmeye başladık. Nasıl olduğumu sorduğunda verdiğim kısa
cevaba karşılık neler hissettiğimi sorduğunu söyledi.. ve şöylece kötü berbat olan
hayatımı anlattım.. ve söze başladı.
 “ Tanrı yalındır, onun dışındaki her şey karmaşıktır. Tanrıyla ne kadar uyum içinde
olursan, hayatın o kadar sadeleşir ve güzelleşir. Bu şartlar altında niye kaldın ki, senin
bunların üzerinde olman gerekiyordu.. Kaldı ki hayat kolay veya zor değildir. Hayat
sadece olduğu gibidir ve onu nasıl karşılayacağın sana bağlıdır. Ben hiçbir zaman bir
ortamda yaşamadım.. her zaman ortam benim içinde yaşadı.. Hiçbir şey basit değildir ve
hiçbir şey karmaşık değildir. Bir sorunun ne derece kolay veya zor bir şekilde çözüme
ulaşacağını, bizim ona olan bakışımız belirler. Bizde stres yaratan şey aslında sorunun
kendisi değil, sorun hakkında ne düşündüğümüzdür. Tüm söylediğim, sana stres yaratan
şeyin aslında sorunun kendisi değil, o sorun hakkında ne düşündüğün olduğudur.

Üç adım prensibini kullanmak gerekir:


İlk prensip, sorunla bağlantıyı kesmektir. Soruna bağlı kaldığın sürece onu
çözmek veya çözülmesini beklemek çok zor bir hale gelir. Bu tıpkı teknen iskeleye
bağlıyken kürek çekmeye benzer. Bir sorunu düşünmemeye çalışmanın onu aslında daha
fazla düşünmeye yol açmaktan başka bir işe yaramaz. Bir sorunu düşünmeyi bırakmak
için, sadece dikkatini hoş bir anıya yönlendir böylece o sorun düşüncende artık bir yer
kaplamayacaktır. Çünkü aynı yerde iki ayrı düşünce için yer yoktur. Odağını değiştirmek
için harika bir yoldur. Sorunundan kopabilmen için başka bir şeye odaklanmalısın.
Sorunundan kurtulmandaki ilk adım düşünceni sorunundan uzak tutmaktır.
Işık saçan güneş her zaman bulutların üstündedir. Sorunlarının ötesinde ise her zaman
bir aydınlık vardır. Eğer hayatında gölgeler varsa, sırtını ışığa dönmüşsün demektir.
Gölgelerden kurtulmak için sadece yüzünü ışığa dön. Hayatında sorunlar varsa, onların
varlığını inkâr etme. Sadece düşüncelerini o aydınlık ve neşeli günlere yönelt. Kara
bulutlar bazen ağır sorunlar gibidirler. Fakat ağır sorunlar da tıpkı o kara bulutlar kadar
kolayca dağılabilirler. Korkuya kapıldığımız zaman, aslında sorunumuzun büyümesi için
onu besliyoruz demektir. Asıl hile, enerjinizi ve odağınızı ondan çekerek onu açlığa terk
etmektir. Sorununa bir bak. İncele ve yapabileceğin bir şey olup olmadığın hakkında
düşün. Eğer varsa ve sana doğru geliyorsa devam et ve gerekli adımı at. Eğer o anda
herhangi bir şey yapmak için kendini güçsüz hissediyorsan, sorundan bir süreliğine
kendini uzaklaştır ve başka bir şeye geç. Sorununla yatıp sorununla kalkma. Sadece bırak
bir süreliğine öyle kalsın. Korku her zaman başarının ve mutluluğunun en büyük
düşmanıdır. Sen yeter ki korkunun üstünde hâkimiyet kur, her türlü stres ve
dengesizliğin üstesinden gelip galibiyet elde edersin. Korku ve şüpheden kendini
uzaklaştırmak için olumlamaları kullan. Böylece sorunlarından uzaklaşmış olacaksın. Ve
uzaklaştığın zaman da, sihirli bir yolla ve harikulade bir bizimde sorunun kendiliğinden
çözülmeye başlıyor olacak. Korku inancın doğduğu yerde barınamaz. Sen düşüncelerinin
sahibisin. Düşüncelerin senin sahibin değil. Sen onları nereye yönlendirirsen oraya
gideceklerdir ve seni şaşkına çeviren sorunlara çözüm arayacaklardır. Zihnin görevi sana
hizmet etmektir. Senin görevin ise seçimler yapmaktır. 

İkinci prensip, istediğin, düşündüğün şeyler gerçekten olmuş gibi


hissetmek.. Bilinçaltı şakadan anlamaz. Yoğun coşku ve duygulara çabucak tepki verir.
Canlı bir biçimde imgelediğin her ne ise bilinçaltı onun gerçekten vuku bulduğunu
düşünür. Bilinçaltı, eğer doğru bir şekilde eğitilirse her arzuyu yerine getiren sadık ve
itaatkâr bir hizmetkâr gibidir. Arabayı kullana bilmek için motorun çalışma sistemini
bilmemize gerek yoktur

Üçüncü prensip, Tüm adımlarımıza rehberlik eden Evren’e Tanrı’ya Yüce


Güç’e dingin bir şekilde ve gönülden teşekkürlerimizi
sunmaktır.  Minnettarlık evrenin en gizemli yasalarından birini harekete geçirir.
Şükürlerini sunma eyleminin kendisi, ebedi keyif, huzur ve tüm iyilikler nehrinin akışını
hızlandırır. Şükürlerimizi sunuyoruz çünkü minnettarlık duygusunu alışkanlık haline
getirmemiş gerekiyor.

Eğer bu üç prensibi uygularsan, Hayatın mükemmel bir yolculuğa dönüşür. Üstesinden


gelinemeyecek gibi görünen sorunlar aklına hayaline gelmeyecek şekilde kendi kendine
çözümlenirler. Kendi içinde daha sakin hissetmeye başlarsın alışılmamış bir keyif ve
özgürlük duygusu keşfedersin. Seninle karşılaşanlar yenilenmiş bir umut ve güç
duyumsarlar. 

You might also like