You are on page 1of 335

Kayıp

Kütüphaneler

Antikiteden Günümüze

Yok Olan Koleksiyonlar

Derleyen: James RAVEN

BİLEŞİM
Kitabın Orijinal A d ı - L O S T LIBRARIES
T h e Destruction of Great Book Collections since Antiquity

KAYIP K Ü T Ü P H A N E L E R
Antikiteden G ü n ü m ü z e Yok Olan Koleksiyonlar
Derleyen: James Raven
Genel Yayın Yönetmeni
Mustafa Üstün

B i l e ş i m Yayınları: 1 2 0
Düşünce Dizisi: 16
Tarih: 0 7
Kod: 2,7,07

Çevirmen
Dilek Cenkçiler

Yayına Hazırlayanlar

Levent Gönül - Aydın Bodur


Kapak R e s m i
C o c t e a u v e Sati Parade'ı için
Picasso'nun Kostümü

Kapak
Hülya Emek

Grafik
Sena Ahun - Hülya Emek

ISBN
975-271-174-X

R e d a k s i y o n k o n u s u , s e ç i m v e giriş James Raven 2 0 0 4


D i ğ e r tüm m a t e r y a l i n P a l g r a v e M a c m i l l a n Ltd 2 0 0 4
Baskı Tarihi: E k i m 2 0 0 6

B u kitabın, T ü r k ç e y a y ı m hakları B i l e ş i m Y a y ı n c ı l ı k A . Ş . ' y e aittir.


Yazılı izin a l ı n m a d a n bu y a y ı m d a n hiçbir ş e k i l d e alıntı, k o p y a l a m a , ç o ğ a l t m a
ya da iletim yapılamaz.

Yayıncı
B i l e ş i m Y a y ı n c ı l ı k , Fuarcılık v e T a n ı t ı m H i z m e t l e r i A . Ş .
Barbaros C a d d e s i N o : 1 1 4 . L e v e n t 3 4 3 % İstanbul
Tel: ( 2 1 2 ) 3 2 4 4 4 4 3 (pbx) Faks: ( 2 1 2 ) 3 2 4 3 2 1 2
yayinevi@biIesim.com.tr

www.bilesim.com.tr

Ankara: M a hat ma G a n d i C a d d e s i N o : 9 0 / 8
Gaziosmanpaşa - Ankara
Tel: ( 3 1 2 ) 4 4 7 53 21 Faks: ( 3 1 2 ) 4 3 7 20 %
e-mail: ankara@bilesim.com.tr

Baskı
B i l e ş i m Matbaası
Barbaros C a d d e s i N o : 1 1 4 . L e v e n t 3 4 3 9 6 İstanbul
Tel: ( 2 1 2 ) 3 2 4 4 4 4 3 ( p b x ) Faks: ( 2 1 2 ) 2 8 4 3 0 6 7

BİLEŞİM
Y A Y I N E V İ

II
İÇİNDEKİLER

Tabloların listesi IV
Resimlerin listesi V
Teşekkürler VI
Katkıda bulunanlar hakkında notlar VII

Giriş: Kayıpların Yarattığı Sarsıntı


James Raven 1
Eski Mezopotamya'nın Kayıp Kütüphaneleri
Jeremy Black 51
Aristo'nun "Gezgin" Kütüphanesi
T.Keith Dix 71
Metinden Ödüle: Regiomontanus'un Kütüphanesinin
Simgelerini Değiştirmek
Richard L. Kremer 91
Corvina Kütüphanesi ve Kaybolan Macar Kraliyet Arşivi
Martyn Rady 111
El Yazması Kitap Biriktirme Alışkanlıkları:
Gloucester Dükü Humfrey'in Kütüphanesinin Dağılması
David Rundle 128
'El Yazmaları Kelebekler Gibi Uçuşuyordu':
Onaltıncı Yüzyılda İngiliz Kütüphanelerinin Dağılması
Nigel Ramsay 151
Avusturya'da Laikleşme ve Manastır Kütüphaneleri
Friedrich Buchmayr 175
Kaybolan Kraliyet Kütüphaneleri ve Hanover Sarayı Kültürü
Clarissa Campbell Orr 196
10 İhtilale bağlı el koymalar ve bunların Fransız Kütüphanecilik
Tarihi açısından sonuçları
Dominique Varry 228

11 Kitap Belası: İrlanda Kilisesi Piskoposluk Kütüphanelerinin


Dağılması ve Yok Olması
Margaret Connolly 236
12 Vilna'nın Kayıp Yahudi Kütüphaneleri ve Frankfurt
Institut zur Erforschung der Judenfrage
Sem C. Sutter 261
13 Çin'in Roosevelt Kütüphanesi
Rui Wang ve Yulin Yang 282
14 Çin'in Tibet Kütüphanelerini Yok etmesi
Rebecca J. Knuth 295
15 Kitapları Yakın
Robert J.Fyne 312
Dizin 329

Tabloların Listesi

4.1 Regiomontanus'un kütüphanesinde konu dağılımı 96


10.1 Fransız kütüphanelerine el konulması 220
11.1 İrlanda Kilisesi piskoposluk kütüphaneleri 239

iv
Resimlerin Listesi

I. I Vijenica'nın, Saraybosna'daki B o s n a Üniversite Kütüphanesinin


Yakılması, Ağustos 1992. Fotoğrafı çeken: Kemal H a d z i c : 3
1.2 (a) Biblioteca N a z i o n a l e ' d e ? bir insan zincirinin kitapları kurtarması,
Kasım 1966. T h e Book Collector - Kitap K o l e k s i y o n c u s u ' n u n
izniyle basılmıştır ve ilk kez 1967 Baharında yayınlanmıştır: 11
1.2 (b) Floransa'daki Kasım 1966 seli sonrasında Biblioteca N a z i o n a l e ' d e
hasar gören bir yığın. T h e Book Collector - Kitap Koleksiyoncusu'
nun izniyle basılmıştır ve ilk kez 1967 Baharında yayınlanmıştır: 11
2.1 Sümerlilere ait dini bir şiir. Yaklaşık olarak MÖ 2 n d yüzyılda,
Babil'li bir alimin kütüphanesinde parçalar halinde bulunan el
yazmasının bir bölümü. Staatliche Museen zu Berlin'in izniyle
basılmıştır: 54
5,1 Corvina el yazması. İngiliz Kütüphanesi: L a n d s d o w n e 836: 117
8.1 Jakob A d a m tarafından yapılan " J o s e p h I I " , 1782.
Avusturya'- daki St Florian manastırının izniyle basılmıştır. 176
8.2 Yaklaşık 1670 yılında, Clemens Beuttier sonrasında Matthias
Küsell tarafından yapılan " M ü d ü r Laurentius Vo, ile Waldhausen
M a n a s t ı n " . Avusturya'daki St Florian manastırının izniyle
basılmıştır: 178
9.1 St J a m e s ' i n Sarayı, Queen (Kraliçe) Kütüphanesi; W. H. P a y n e ' in
Royal Residences (Kraliyet Rezidansları - 1817-20)'den alınan,
Ansbach'lı Caroline'in Kütüphanesinin (Charles Wild, 1781-1835
tarafından yapılan) bir görüntüsü. Kraliyet Koleksiyon Resim
Kütüphanesinin izniyle basılmıştır: 200
10.1 Fransız İhtilali el k o y m a işlemleri sırasında kitapları kataloglamak
için kullanılan oyun kağıtları. Arbois Kütüphanesinden alınmıştır.
Fotoğraf, yazar tarafından çekilmiştir: 230
11.1 İrlanda Kilisesi Piskoposluklarının haritası: 237
Teşekkürler

Cambridge Kitap Projesi İdare Kurulunun desteği, ilk olarak Eylül 2000'de
Cambridge'deki Magdalena Üniversitesinde hazırlanan makalelerle oluşturulan
bu kitabın planlanması ve yapımında çok önemliydi. Kitap Vakfı hakkındaki
Cambridge Projesi tarafından düzenlenen dördüncü bienalde "Kayıp Kütüphane­
ler", yine "olağan şüphelilerin dışında" prensibini kabul etmiştir. Farklı alanlar­
dan seçkin bilim adamları, ilgisizlik nedeniyle zarar gören, şimdilerde uygulana­
bileceğini düşündükleri ve daha verimli karşılaştırmalara, perspektiflere ve tar­
tışmalara yol açabilecek bir temayı, kitapların ve yayıncılığın daha geniş tarihi
kapsamında değerlendirmişlerdir. Vakfın daha önceki toplantılarında olduğu gi­
bi, bütün katılımcılar Elsa Meyland-Smith'in yaratıcı ve örgütçülüğe dönük be­
cerilerine ve Dr Nigel Hall'un güven verici yönetimine minnettar kalmışlardır.
Tüm katılımcılar, Dr Christopher de Hamel, Profesör Leslie Howsam, Elsa Mey-
land-Smitlı, Dr Theo Schulte ve Dr Dorothy Thompson'un başkanlığında yürü­
tülen tartışmalardan çok yararlanmıştır. Kaynaklarla ilgili özel referanslar ve tar­
tışmalarla ilgili olarak editör, özellikle Patricia Aske, Profesör Derek Beales, Dr
Angela Delaforce, Dr Anne Goldgar, Felix de Marez Oyens, Dr Nigel Hail, Pro­
fesör Eric Handley, Dr Arnold Hıınt, Dr Elisabeth Leedham-Green, Dr David
McKitterick, Dr Giles Mandelbrote, Profesör Kenneth Maxwell, Dr David Mo­
ney, Dr Stella Panayotova, Dr Martin Roland, Dr Caroline Sloat, Dr Dorothy
Thompson ve Karen Waklen-Smith'e tavsiyeleri için müteşekkirdir. Diğer teşek­
kürler, metnin uygun yerlerinde belirtilmektedir.

Şekil 6 kopyalanmıştır ve 9. Bölümde Kraliyet Arşivlerinden alınan mater­


yal, Kraliçe hazretlerinin nazik izinleri ile aktarılmaktadır. Gazetelerden alınan
referanslar için, editör, lain Macinlosh'a yardımları için ve The Inclependent'a
telif hakkı bulunan materyalin yeniden basılmasına izin verdiği için teşekkür et­
mekten mutluluk duymaktadır. Şekil 1.1 ve 1.2, nazik bir bir şekilde Nicolas
Barker tarafından, The Book Collector'ın (Kitap Kolleksiyoncusu) izni ile, Har­
vard Üniversitesi, Fogg Art Müzesi İslam Sanatı Katalogcusu Jeffrey B. Spurr
tarafından ve Londra'daki Bosna Enstitüsünden Helen Walasek tarafından sağ­
lanmıştır. Şekil 1.1 Kemal Hadzic'in zarif izinleri ile basılmıştır.

darkmalt
Katkıda Bulunanlar Hakkında Notlar
Jeremy Black Oxford Üniversitesinde Akadlar konusunda Üniversite Öğretim
Görevlisi, Oxford'da Wolfson Üniversitesinde akademi üyesi ve Sümer Edebiyatı
Elektronik Metin Külliyatının Direktörüdür.
Friedrich Buchmayer, Avusturya'daki Sankt Florian Manastırının Kütüphane
Müdürüdür.
Margaret Connolly, Cork Üniversite Kolejinde Ortaçağ ve Rönesans Edebiyatı
Öğretim Görevlisidir.
T. Keith Dix, Atina'daki Georgia Üniversitesinde Klasikler Doçentidir.
Robert J. Fyne, New Jersey'deki Kean Üniversitesinde İngilizce Profesörü ve
Film and History (Film ve Tarih)'de Kıdemli Editör Yardımcısıdır.
Rebecca J. Knuth, Manoa'daki Hawaii Üniversitesinde Kütüphane ve Bilgi Bi­
limleri Doçentidir.
Richard L. Kremer, New Hampshire'daki Dartmouth Üniversitesinde Tarih
Doçentidir.
Clarissa Campbell Orr, Cambridge'deki Anglia Teknik Üniversitesinde Tarih
konusunda Üniversite asistanıdır.
Martyn Rady, Londra Üniversite Kolejindeki Slav Dilleri ve Doğu Avrupa
Araştırmaları Okulunda Orta Avrupa Tarihi Doçenti ve The Slavonic and East Euro­
pean Review (Slav Dilleri ve Doğu Avrupa Dergisi)'nin Genel Editörüdür.
Nigel Ramsay, Londra Üniversite Koleji, Tarih Bölümünde Araştırma asistanı­
dır.
James Raven, Essex Üniversitesinde Modern İngiliz Tarihi Profesörü ve Kitap
Vakfı hakkındaki Cambridge Projesinin Direktörüdür.
David Rıındle, Oxford Üniversitesinde El Yazmaları Araştırmaları ve Paleogra­
fi konusunda James P. R. Lyell Araştırma Üyesi Oxford Corpus Christi Üniversite­
si üyesidir.
Sem C. Sutter, Chicago Üniversitesi Kütüphanesinde Beşeri ve Sosyal Bilimler
Müdür Yardımcısıdır.
Dominique Varry, Lyon'daki Ecole Nationale Supérieure des Sciences de l'In­
formation et des Bibliothèques (ENSSIB - Ulusal Bilgi Bilimleri ve Kütüphaneler
Yüksek Okulu)'da araştırma yönetiminden sorumlu Konferans Sorumlusudur.
Rui (Ray) Wang, Califonıia'da Humboldt Devlet Üniversitesinde Devlet Dokü­
manları Kütüphane sorumlusudur.
Yulin Yang, Çin Halk Cumhuriyetinde Xi'an 'daki Northwest Üniversitesinde
Kütüphane ve Bilgi Bilimleri Bölümünde Doçenttir.

VII
Giriş: Kayıpların Yarattığı Sarsıntı
James Raven

2003 yılının Nisan'ında Amerikan ve İngiliz kuvvetlerinin Irak'a yap­


tığı saldırı, sadece binlerce sivil ve askeri hayata mal olmakla kalmamış,
aynı zamanda, ülkenin maddi mirasının büyük bir bölümünün yıkılışı ile
ilgili detaylı raporların da ortaya çıkmasına neden olmuştur. Amerikan
Birliklerinin Bağdat'a girmesinden hemen sonraki 48 saat içinde, Ulusal
Kütüphane ile Dini Bağışlar Bakanlığı'ndaki kütüphanenin enkaz haline
geldiği ve yağmacıların Ulusal Müze'de bulunan 170,000'den fazla eseri
kaçırdığı iddiaları ortaya çıktı. Musul'daki Üniversite Kütüphanesi ise ta­
mamen yıkılmıştı. Bu trajedinin yorumlanması, anında ve problemli bir
şekilde siyasi olmuştu. 1 İfadelerin çoğunun doğru olmadığı belirlenmişti.
Olayın hiddeti altında yazan Bir İngiliz yorumcuya göre, 'Moğollar 1158
yılında Bağdat'ı fethettiğinde, şehri yağmalamışlar, kütüphanesini yerle
bir etmişlerdi. Bu defa ise, kendi başkentlerini ve kendi geçmişlerinin mi­
rasını yağmalamayı tercih edenler Iraklılar olmuşlardır.n Bunun aksine,
önde gelen bir İngiliz İslam bibliyografisi yazarı 'Irak üzerine bu işgali
başlatanları' lanetlemişti, '...katliam ya da soykırım yapmamış olabilirler,
ama sadece Iraklıların değil, hepimizin tarihi anılarının yanı sıra, sanat­
sal ve edebi mirasın kasıtlı olarak silinmesinden sorumlular?3 14 Nisan
2003 tarihinde Bağdat kütüphanelerinin talan edilmesini takip eden saat­
lerde, Robert Fisk bir başka öfke dolu yerel vaka raporunu daha dosyala-
mıştı:
Yani dün kitapların yakılma günüydü... Irak'ın eski kraliyet arşivleri de
dâhil olmak üzere, Osmanlı tarihi dokümanlarından oluşan paha biçilmez
Ulusal Kütüphane ve Arşivleri, 3000 derece sıcaklıkta küle dönüştü. Son­
ra, Dini Bağışlar Bakanlığı'nda bulunan Kuran Kitaplığı ateşe verildi.
Yağmacıları gördüm... Ama Amerikalılar hiçbir şey yapmadı. Kâğıtlar o
iğrenç bahçe içinde uçuşup duruyorlardı, Arabistan mahkemelerine gön­
derilen tavsiye mektupları, birlikler için mühimmat talepleri, develerin ça­
lınması ve hacılara yapılan saldırılar hakkındaki raporlar; hepsi narin el
yazısı ve Arap alfabesiyle yazılmış. Elimde Irak'ın yazılı tarihinin son
Bağdat kalıntılarını taşıyordum. Ama Irak için bu Yok Yılı; Cumartesi gü­
nü Arkeoloji Müzesindeki eski eserlerin parçalanması ve Ulusal Arşivle­
rin ve sonra da Kuran kitaplığının yakılması ile, Irak'ın kültürel kimliği
siliniyor. Neden? Bu yangınları kim çıkardı? Hangi çılgın amaç uğruna
bu miras yok ediliyor... ?
Cengiz Han'ın torunu 13üncü yüzyılda şehri yakmış ve söylendiğine
göre Dicle nehri kitapların mürekkebi yüzünden siyah akmıştı. Dün, bin­
lerce eski dokümanın simsiyah külleri Irak semalarını dolduruyordu. Ne­
den?4
Philip H e n s h e r ' i n bu raporu y o r u m l a d ı ğ ı gibi: 'Kitapların yakılması ve
sanat eselerinin tahrip edilmesi o kadar güçlü bir barbarlık simgesi ki, kö­
tü kokusu, uzun zaman sonra bile hâlâ hissediliyor; affedilmesi mümkün
olmayan, unutulması mümkün olmayan bir şey.'5
Irak felaketi, bir b a ş k a ulusal k ü t ü p h a n e d e k i d e ğ e r l e r i n vahşi y a k ı l m a
o l a y ı n d a n s a d e c e o n yıl s o n r a o l m u ş t u r . 2 5 - 2 7 A ğ u s t o s 1 9 9 2 ' d e , ü ç g ü n
b o y u n c a S a r a y b o s n a ' d a k i , o n d o k u z u n c u yüzyıl M a ğ r i b î tarzındaki b ü y ü k
Ulusal ve Ü n i v e r s i t e K ü t ü p h a n e s i [Vijevnica), y a n g ı n b o m b a l a r ı y l a b o m ­
b a l a n m ı ş t ı . Basılı ve el y a z m a s ı , bir m i l y o n d a n fazla k i t a p t a h r i p e d i l m i ş ­
ti. S a r a y b o s n a Ulusal M ü z e s i n i n K ü t ü p h a n e M ü d ü r ü K e m a l B a k a r s i c , kü­
t ü p h a n e n i n yanışını seyretmişti:
Bütün şehirde, yanan kâğıt parçaları, gri küller halindeki hassas say­
falar, kirli kara bir kar gibi uçuşuyordu. Bir sayfa yakaladığınızda, sıcak­
lığı hissedebiliyordunuz ve bir an için, tuhaf bir siyah ve gri negatif halin­
deki metin parçasını okuyabiliyordunuz; ta ki ısı yayılıp sayfa elinizde toz
haline gelinceye kadar.6
Ayın yıl içinde, Rastafari eylemcisine dönüşen şehir tüccarı Seymour
Maclean, İngiliz Krallığına karşı, Magdala el yazmalarının, Kraliyet kayıt-
larının, Dengal Maryam'ın kitaplarının, Etiyopya'nın eski İncillerinin ve
on dokuzuncu yüzyılda İngilizler tarafından el konulan diğer eserlerin Eti­
yopya'ya iade kampanyasını yeniden başlatmıştı. Bunlara el konulması,
Maclean'in iddiasına göre, Afrika mirasının hem bozulmasına, hem de gö­
mülmesine neden olmuştu. Modern çağ otoritelerinin tepki göstermeyi
reddetmesi, kurumsal ırkçılıktan başka bir şey değildi:

3
Irkçılık kartını henüz oynamadım, ama sebeplerinin bu olduğuna ina­
nıyorum. Sömürgecilik, ırkçılık değildi de neydi ve el yazmaları, sömürge­
ciliğin ganimeti değilse nedir? Siyah insanların tarihlerini öğrenmelerine
hâlâ izin verilmiyor. Bob Marley ya da Peter Tosh'un bu yazmaları gör­
düklerini mi sanıyorsunuz? Varlıklarından bile haberleri yoktu.7
Dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayan ve farklı bölgeler hakkında yazan
bilim adamlarının yazdığı denemelerden oluşan bu kitap, kütüphane ve
büyük kitap koleksiyonlarını kaybetmenin ne demek olduğu hakkında ye­
ni bakış açılan sunmaktadır. Doğal olarak, yazılı sözcüklere (üstelik bu
sözcük, bir 'kütüphane' tarafından da korunmaktadır), diğer kültürel biri­
kim biçimleri yanında refleksel olarak bir ayrıcalık tanımamalıyız. Tama­
men söze dayalı kültürlerde, yaşayan insan topluluklarının, kanlı fetihler­
le ya da istilacılar yoluyla gelen salgınlarla aniden yok edilmesi, doğuştan
gelen bilgi ve birikimlerin tamamen yok olmasına yol açmıştır. Kuzey ve
Güney Amerika'da yazılı bir dilleri olmadan yaşayan Fetih öncesi halkla­
rı - belki de en dikkati çeken Iroquois'lerin farklı kabileleri - Avrupalıla­
rın getirdiği hastalıkların, nüfuslarının büyük bir kısmını, samanlarını ve
yaşlı bilgelerini yok etmesiyle neredeyse tarihlerinin ve bilgilerinin tama­
mını kaybetmişlerdir.8 Ancak, modern toplumların çoğu, bir şekilde bili­
me ve kültürel birikime erişimi toplamak, korumak ve sağlamak (genellik­
le kontrollü olarak) amacıyla yazılı sözcüklere güvenmişlerdir.
Son yıllarda bibliyografya yeni dinleyiciler bulmuştur. Bibliyografya­
nın teknik temelleri, yeni bilimler ile arşivleme ve elektronik ortamla des­
teklenmiştir. Kitaplar üstüne yapılan çalışmalar (el yazmaları ve basılı
olanlar için), bazen detaylı, cesur 'çok yönlü' bilimsel yaklaşımlar saye­
sinde başarıyla ilerlemiştir. En iyi durumunda, yeni tarihi bibliyografya,
yazınsal kuralların yeniden yerleştirilmesine, yazınsal üretim, dağıtım ve
algılamada yeni anlayışlara ve el yazması ile baskı arasındaki ve metin ile
şekil arasındaki ilişkinin yeniden değerlendirilmesine katkıda bulunmak­
tadır. Bu tarih, basit bir şekilde, sadece maddi üretim ya da fiziksel tanım
sorularına tutunan bir 'kitap' tarihi değil (tanımlanmış ve analitik bibli­
yografya konusuna devam eden bilim için düzgün bir alan), aynı zamanda
kitap ve basımın insani faaliyetler içinde yer almasının bir tarihidir. An­
cak, baskı, yayınlama ve edebi algılamanın yeni tarihleri ile karşılaştırıldı-
ğ i n d a ; kitap m u h a f a z a s ı n ı n , k i t a p t o p l a m a n ı n v e k ü t ü p h a n e l e r i n d a h a ge­
niş kültürel tarihleri, d i k k a t i ç e k e c e k d e r e c e d e g e r i k a l m ı ş t ı r . K ü t ü p h a n e
tarihinin t a n ı n m ı ş d e r g i l e r i ç e v r e l e r i n i g e n i ş l e t m i ş l e r v e y e n i u l u s a l k ü t ü p ­
h a n e tarihleri p l a n l a n m ı ş l a r d ı r . A m a k ü t ü p h a n e l e r i n a m a c ı , ç e k i c i l i ğ i v e
ö n e m i h a k k ı n d a k i tarihi d ü ş ü n c e , g ö r e c e l i o l a r a k ihtirassız o l m u ş t u r . K ü ­
tüphanelerin kaybı k o n u s u n d a karşılaştırmalı araştırmalar d a h a da müte-
vazıdır. A m a y i n e d e b u a r a ş t ı r m a n ı n , o r t a y a ç ı k a r a c a ğ ı s o r u l a r l a , y e n i ta­
rihi b a k ı ş a ç ı l a n o l u ş t u r m a s ı n ı d i l i y o r u z .
Bundan sonraki bölümler, kütüphane kayıplarının doğurduğu sonuçlar­
l a ilgilidir. B u n u n d a n e d e n i s o s y a l , politik, e k o n o m i k , d i n s e l v e z i h i n s e l
g e ç m i ş i m i z i n etkileri h a k k ı n d a k i a n l a y ı ş ı m ı z ı n g e n i ş l e m e s i y l e d o ğ r u d a n
ilgili o l m a s ı n d a n d ı r . D e ğ i ş i k d e n e m e l e r i n y a z a r l a r ı n ı n , e n a z ı n d a n d o ğ r u ­
dan t a k i p e t m e y e c e ğ i şey, k ü t ü p h a n e l e r i n y e n i d e n o l u ş t u r u l m a s ı d ı r . B i r
b a ş k a d e y i ş l e , ilgi u y a n d ı r m a s ı n a r a ğ m e n , d e t a y l ı o l a r a k i l g i l e n e c e k l e r i
asıl k o n u b u o l m a y a c a k t ı r . 9 K ü t ü p h a n e n i n y e n i d e n o l u ş u m u n u n d ü ş ü n ü l ­
mesi, y e n i d e n keşfi v e k a v r a m s a l l a ş t ı r ı l m a s ı , o n u n y o k o l u ş u n u n ö n e m i ­
nin d a h a iyi a ç ı k l a n m a s ı y l a e ş z a m a n l ı o l a c a k t ı r . K i t a p l a r ı n v e k ü t ü p h a n e ­
lerin nasıl k a y b o l d u ğ u , ç o ğ u kez şaşırtıcı ş e k i l d e karışıktır. B i r ç o k yerel
tarih, s u ç l a y ı c ı , s a v u n m a c ı y a d a basit bir ş e k i l d e (ve b a z e n k a s t e n ) belir­
sizdir. Ü s t e l i k k ü t ü p h a n e k a y ı p l a r ı n ı n s o n u ç l a r ı ç o k v e çeşitlidir. B u kita­
b a k a t k ı d a b u l u n a n l a r , d a h a g e n i ş m a l i y e t i v e etkilerini a ç ı k l a y a b i l m e k
a m a c ı y l a , t e m e l h i k â y e l e r i n ö t e s i n e u l a ş m a k o n u s u n d a ısrar e t m i ş l e r d i r .
D ü n y a ü z e r i n d e k i k ü t ü p h a n e l e r için, y a n g ı n l a r , seller v e d e p r e m l e r k o r k u ­
tucu d ü ş m a n l a r o l d u k l a r ı n ı k a n ı t l a m ı ş l a r d ı r . A m a özel k o ş u l l a r ; ö r n e ğ i n
b i n a l a r ı n t a s a r ı m l a r ı , b ü r o k r a t i k g e c i k m e l e r v e y a b e c e r i k s i z v e aşırı d u y ­
gusal kurtarma operasyonları, çoğu kez kayıpları daha karmaşık veya m e ­
r a k u y a n d ı r ı c ı bir h a l e g e t i r m i ş t i r . 1 0 K i t a p k o l e k s i y o n l a r ı savaş y ü z ü n d e n ,
h a n e d a n l a r a ait u y g u l a m a l a r l a v e politik m ü c a d e l e l e r y ü z ü n d e n h a r a p
e d i l m i ş t i r . A m a k ü t ü p h a n e l e r kasıtlı o l a r a k h e d e f l e n m i ş y a ğ m a l a r l a d a
y o k e d i l m i ş t i r - b u n u bazı y o r u m c u l a r y a z ı n s a l s o y k ı r ı m o l a r a k d e ğ e r l e n ­
d i r m i ş t i r . 1 1 Bazı s e b e p l e r h e m e n a ç ı k l a n a b i l m i ş t i r v e s o n u ç l a r ı belirgindir.
A m a b a z e n s o n u ç l a r ı n o r t a y a ç ı k m a s ı asırlar s ü r m ü ş t ü r . Belki yankıları
h e r z a m a n o l u m s u z o l m a m ı ş t ı r a m a b i r ç o k d u r u m d a , y ı k ı m l a r l a ilgili tu­
h a f bir ş e k i l d e k u r g u s a l bir tarih türetilmiştir. T u h a f tarihi olaylar, ç o ğ u
z a m a n bir kaybın sonuçlarının, politik olarak gösterildiği kadar korkunç
olmadığını göstermektedir.
Bir k ü t ü p h a n e n i n harap olmasının, p r o p a g a n d a nedeniyle abartıldığı
b i r ç o k m o d e r n ö r n e k vardır. K o m ü n i s t P a r t i M e r k e z i n i n y a k ı n ı n d a b u l u ­
nan Bükreş Üniversite Kütüphanesi, Aralık 1 9 8 9 ' d a k i ihtilal s ı r a s ı n d a
y a n d ı ğ ı n d a , b i r ç o k e l y a z m a s ı v e t e z d â h i l , y a k l a ş ı k 5 0 0 , 0 0 0 cilt h a s a r gör­
m ü ş veya t a m a m e n yanmıştı. Dramatik raporların ortaya çıkardığı kada­
rıyla, k a y ı p l a r ı n i ç i n d e R u m e n ulusal şairi M i h a i l E m i n e s c u ' n u n e l yaz­
m a l a r ı ile e ş s i z e s k i M a c a r E d e b i y a t ı d a b u l u n u y o r d u . A n c a k K o l e k s i y o ­
n u n y ü z d e 7 5 ' i n d e n fazlası k u r t a r ı l m ı ş t ı ( ç o ğ u ayrı b i n a d a y d ı ) v e k ü t ü p ­
h a n e n i n ilk basılı k i t a p l a r ı n d a n s a d e c e d ö r t tanesi k a y b o l m u ş t u . K a t a l o g
s a ğ l a m k a l m ı ş t ı . 1 2 Irak U l u s a l M ü z e s i n d e n ( K ü t ü p h a n e d e ğ i l s e bile) alı­
n a n h a b e r g ö r ü n t ü l e r i ile ç ı l g ı n a d ö n e n İngiliz v e A m e r i k a l ı a k a d e m i s y e n ­
ler, b i r k a ç hafta i ç i n d e , o l a y l a r l a ilgili o l a r a k 'faşist rejimin y a n d a ş l a r ı ' ta­
rafından s u n u l a n y o r u m l a n k a b u l ettikleri için s a ç m a bir saflıkla s u ç l a n ­
m ı ş l a r d ı . 1 3 İsrail - O r t a D o ğ u a n l a ş m a z l ı ğ ı n d a k i k ü l t ü r e l y a ğ m a n ı n k a p s a ­
m ı v e d e ğ e r i h a k k ı n d a k i t a r t ı ş m a , m u h a b i r l e r arası bir a t ı ş m a n o k t a s ı n a
k a d a r a l ç a l m ı ş t ı . Bir b a ş k a m o d e r n ö r n e k v e r m e k g e r e k i r s e , 1868 y ı l ı n d a
İngilizler t a r a f ı n d a n M d h a n i e A l e m k i l i s e s i n d e n ç a l ı n a n , Elgin m e r m e r l e ­
rinin bibliyografik e ş d e ğ e r l e r i o l a n E t i y o p y a e l y a z m a l a r ı n a , M a c l e a n v e
d e s t e k ç i l e r i t a r a f ı n d a n ü ç m i l y a r sterlin d e ğ e r biçilmişti (bu p a h a n e y e g ö ­
r e b i ç i l d i y s e ) . B u r a k a m , E t i y o p y a ' n ı n ulusal b o r c u n u n b i r k a ç katıdır.
A m a E t i y o p y a h ü k ü m e t i , b o r ç y ü k ü n d e n k u r t u l m a k için h e y e c a n l a n m a k ­
l a birlikte, k a m p a n y a y ı ç o k h o ş k a r ş ı l a m a m a k t a v e b o r ç iptali o y u n u n d a
k a z a n ç l ı ç ı k m a k için, E t i y o p y a ' d a k i k o r u m a s o r u n l a r ı n ı d i l e g e t i r m e k o ­
n u s u n d a g ö r ü n ü ş t e İngilizler k a d a r hevesli g ö r ü n m e k t e d i r . 1 4 K i t a p l a r , ka­
yıplar ve dağılmış kütüphane, dışarıdaki m a d d i mirasın, daha büyük hak­
sızlık v e d ü ş m a n l ı k d u y g u s u yarattığını v e a t e ş l e d i ğ i n i b i l e n s ü r g ü n d e k i
bir g r u p d ı ş l a n m ı ş m i l i t a n için b i r s e m b o l h a l i n e g e l m i ş t i r .
K ü t ü p h a n e k a y ı p l a r ı ile y a r a t ı l a n g i z e m v e p r o p a g a n d a , h a y a l g ü c ü n e
d a y a l ı tarihi o l a y l a r a v e a n t i k a k i t a p m e r a k l ı l a r ı n ı n s a n a t a ş k ı n a k a ç ı n ı l ­
m a z o l a r a k k a t k ı d a b u l u n u y o r . A n g l o - S a k s o n d ü n y a s ı n d a k i etkili ö r n e k l e ­
r i sıralarsak: o n altıncı yüzyılın s o n l a r ı n d a B a ş p i s k o p o s P a r k e r ' ı n m a n a s ­
tır k u r t u l u ş u n u y e n i d e n o l u ş t u r m a s ı n d a n ( b u g ü n ü n e ş s i z P a r k e r o r t a ç a ğ el-

6
yazmaları k ü t ü p h a n e s i n i n ç e k i r d e ğ i n i o l u ş t u r a n ) , W i l m a r t h L e w i s ' i n , H o -
race W a l p o l e ' u n C o n n e c t i c u t ' ı n o r t a s ı n d a b i r k a s a b a d a k i o n s e k i z i n c i y ü z ­
yıl k ü t ü p h a n e s i n i y i r m i n c i y ü z y ı l d a y e n i d e n y a r a t m a s ı n a k a d a r b i r y e l p a ­
z e o l u ş t u r m a k t a d ı r . L e w i s ' i n , F a r m i n g t o n ' d a satın aldığı k o l o n i tarzı m a ­
likâne bile, s a d e c e W a l p o l e ' u n k e n d i o n s e k i z i n c i y ü z y ı l n a d i r k i t a p l a r kü-
t ü p h a n e s i n i y e n i d e n y a p m a s ı için raflı b i r m e k â n d e ğ i l ; a y n ı z a m a n d a uy-
G U N d ö n e m e ait bir k ü t ü p h a n e b i n a s ı n ı n fiziksel o l a r a k y e n i d e n y a r a t ı l m ı ş
halini d e i ç e r e c e k ş e k i l d e y e n i d e n d ü z e n l e n m i ş t i r . D a h a a ğ ı r b i r ö l ç e k t e ,
o n s e k i z i n c i y ü z y ı l ı n s o n u ile o n d o k u z u n c u y ü z y ı l ı n o r t a l a r ı a r a s ı n d a olu­
şan, A v u s t u r y a H a b s b u r g t o p r a k l a r ı n d a , F r a n s a ' d a v e s o n r a İ s p a n y a ' d a v e
Portekiz'de yayılan manastırlardan ' k u r t u l m a ' çabası da, bibliyografik yo­
r u m l a m a ile k i t a p l a r ı n v e e l y a z m a l a r ı n ı n y o k e d i l m e s i , d a ğ ı l m a s ı v e sis­
temli o l a r a k k o r u n m a s ı n d a k i çelişkiler h a k k ı n d a k a r m a ş ı k s o r u l a r o r t a y a
çıkarmıştır.15 Avusturya ve Fransa'daki el koymalar, daha sonraki bölüm­
lerde i n c e l e n m e k t e d i r . A m a İ s p a n y a ' d a d a İ s p a n y a İ ç S a v a ş ı s ı r a s ı n d a
özel k ü t ü p h a n e l e r e e l k o n u l m u ş , b u n d a n y a k l a ş ı k elli yıl s o n r a ü l k e d e n sü­
rülen C i z v i t l e r i n k o l e k s i y o n l a r ı g a s p e d i l m i ş t i . B u n u İ s p a n y a B a ğ ı m s ı z l ı k
S a v a ş ı n d a k ü t ü p h a n e l e r i n s a t ı l m a s ı v e s o n o l a r a k 1836 y ı l ı n d a , İ s p a n y o l
m a n a s t ı r l a r ı n ı n k a p a t ı l m a s ı v e k i t a p k o l e k s i y o n l a r ı n ı n yok e d i l m e s i y a d a
dışarı s a t ı l m a s ı i z l e m i ş t i . O r t a A v r u p a v e F r a n s a ' d a o l d u ğ u gibi İspan­
y a ' d a d a ulusal e d i n i m l e r , o l d u k ç a gösterişli k a y ı p v e e l k o y m a d e h ş e t i n i n
a r d ı n d a n belirli b i l i m s e l y a r a r l a r g e t i r m i ş t i r . 1 6
K i t a b ı n b o z u l a b i l i r l i ğ i , h i ç b i r z a m a n b u d e ğ e r l e n d i r m e l e r d e n uzak d e ­
ğildir. Y a z ı n s a l k a y ı p l a r l a ilgili p o p ü l e r ilginin bir b ö l ü m ü n ü , alev, sel ve
diğer d r a m a t i k y a ğ m a g ö r ü n t ü l e r i o l u ş t u r m a k t a d ı r . Eski ç a ğ l a r d a , yangı­
nın, d e p r e m l e birlikte, k i t a p l a r ı n y o k o l m a s ı n ı n e n o l a ğ a n s e b e p l e r d e n bi­
r i o l d u ğ u n u y a z a n kişi G a l e n ' d i . 1 7 F e l a k e t e n v a n t e r i , M . S . 6 4 y ı l ı n d a Au-
gustus'un Palatine kütüphanesini, M.S. 80 yılında Octavia Revakındaki
kütüphaneyi, M.S. 9 1 ' d e Vespasian'ın Barış Tapınağındaki kütüphaneyi
v e ( d i ğ e r b i r ç o k y a n a n eski k ü t ü p h a n e a r a s ı n d a ) M . S . 3 5 4 y ı l ı n d a k u r u l a n
v e ilk o l a r a k M S 4 7 6 - 4 7 7 y ı l ı n d a y a k ı l a n K o n s t a n t i n o p o l i s Kraliyet Kü­
tüphanesini yıkan yangınlara kadar uzanmaktadır.18 Medine'deki Müslü­
m a n k ü t ü p h a n e s i n i 1257 y ı l ı n d a y ı l d ı r ı m y ı k m ı ş v e K r a k o v A k a d e m i s i n i n
m e r k e z i n d e k i eski C o l l e g i u m M a i u s , 1492 y ı l ı n d a yakılarak kül o l m u ş t u r .
1658 y ı l ı n d a İ s v e ç K r a l i y e t K ü t ü p h a n e s i n i s a r a n alevler, k ü t ü p h a n e n i n
2 5 . 0 0 0 k i t a b ı n d a n 1 8 . 0 0 0 ' i n i v e 1.400 e l y a z m a s ı n d a n 1.000 t a n e s i n i y o k
19
etmiştir. 1671 yılında, ü ç g ü n s ü r e n y a n g ı n , E s c o r i a l k ü t ü p h a n e s i n i n k o ­
rumasında bulunan 10.000 A r a p ç a k i t a b ı n 8 . 0 0 0 ' i n i e t k i l e m i ş t i r v e u z u n
süren bir d i ğ e r y a n g ı n , 1728 yılında, 1482'de kurulmuş olan K o p e n h a g
20
Üniversitesi kütüphanesini yok etmiştir.
Güvenlik önlemlerine dönük birçok ilerlemeye rağmen, m ü k e m m e l ko­
r u m a i m k â n s ı z d ı r . M o d e r n z a m a n l a r d a , y a n g ı n , d e p r e m v e sel, d ü n y a n ı n
her yerinde kütüphaneleri harap etmeyi sürdürmüştür. Ağustos 1814'de
İngiliz Birlikleri t a r a f ı n d a n K o n g r e K ü t ü p h a n e s i n i n y a k ı l m a s ı bir y a n a
(kaybedilen kitap sayısının aslında sorgulanabilir o l d u ğ u 2 1 ) , kütüphanenin
d a h a s o n r a k i k u r u l u ş u s ı r a s ı n d a bile, çeşitli k a z a y a n g ı n l a r ı y ü z ü n d e n ç a ­
l ı ş m a l a r a sık sık ara v e r i l m e k z o r u n d a k a l ı n m ı ş t ı . 1825 y ı l ı n d a k i p a t l a m a ,
t a m z a m a n ı n d a fark e d i l m i ş t i . A m a d a h a s o n r a 1851 y ı l ı n d a ç ı k a n y a n g ı n
3 5 . 0 0 0 cilt v e y a k o l e k s i y o n u n üçte ikisini y o k e t m i ş t i . 2 2 D i k k a t i ç e k e n d a ­
h a eski A m e r i k a ' y a ö z g ü z a r a r l a r a r a s ı n d a , 1764 y ı l ı n d a H a r v a r d Ü n i v e r ­
sitesi K ü t ü p h a n e s i n i n y a n m a s ı v e 1778 y ı l ı n d a C h a r l e s t o n ' ı n K ü t ü p h a n e
Topluluğunun çalışmalarının durdurulmasıdır. Ekim 1895'de Charlottes-
ville'de bulunan Virginia Üniversitesinde çıkan k o c a m a n bir y a n g ı n ,
R o t u n d a ' y ı v e o n u n k u b b e s i a l t ı n d a b u l u n a k ü t ü p h a n e n i n b ü y ü k bir b ö l ü ­
m ü n ü y o k e t m i ş t i . S a d e c e 17.000 cilt ( t o p l a m 5 7 . 0 0 0 ' d e n fazla k i t a p a r a ­
sından) kurtarılabilmişti.23 Bir sonraki yüzyılda, Eylül 1923'deki Büyük
Kanto depremi, Tokyo Kraliyet Üniversitesinde bulunan, on dokuzuncu
yüzyıldaki kırsal Japonya'nın hemen hemen bütün kayıtları dâhil,
7 0 0 . 0 0 0 ' d e n fazla cildin y a n m a s ı n a n e d e n o l m u ş t u . T o k y o d e p r e m i n d e ,
t o p l a m o l a r a k 3 0 k a d a r k ü t ü p h a n e y ı k ı l m ı ş v e 1 2 m i l y o n d a n fazla cilt k a y ­
bedilmiş ya da hasar görmüştü.24 Neredeyse yirmi yıl sonra, Mayıs
1 9 4 3 ' d e L i m a ' d a ç ı k a n bir y a n g ı n , B i b l i o t e c a N a c i o n a l del P e r u ' y u [ P e r u
U l u s a l K ü t ü p h a n e s i ] t a m a m e n y o k e t t i ğ i n d e , b i r ç o ğ u İ s p a n y o l F e t h i ile il­
gili 4 0 . 0 0 0 el y a z m a s ı ve 100.000 cilt k a y b e d i l m i ş t i . S a v a ş b ö l g e l e r i d ı ş ı n ­
d a , s o n yıllarda y a ş a n a n e n b ü y ü k k ü t ü p h a n e felaketi, belki d e , S t P e t e r s -
b u r g ' d a k i Bilim A k a d e m i s i n i n k i t a p l ı ğ ı n d a 3 0 0 . 0 0 0 k a d a r k i t a b ı y o k e d e n
v e ü ç b u ç u k m i l y o n d a n fazla k i t a b ı n h a s a r g ö r m e s i n e n e d e n o l a n 1988 Ş u -
bat'ındaki yangındır.26

x
B u d o ğ a l felaketlerin b i r ç o ğ u , a n ı n d a v i c d a n m u h a s e b e s i v e a ç ı k l a m a
a m a ç l ı a r a ş t ı r m a l a r a n e d e n o l m u ş t u r . 1755 y ı l ı n d a L i z b o n ' u t a h r i p e d e n
deprem ve bunun sonucundaki y a ğ m a Avrupa Aydınlanma Çağı destekçi­
lerini rahatsız e t m i ş t i . B e ş yıl ö n c e ö l e n v e A v r u p a ' d a k i e n b ü y ü k k ü t ü p ­
haneyi y a r a t m a y ı a m a ç l a y a n V . J o h n ' u n ç a l ı ş m a s ı o l a n K r a l i y e t k ü t ü p h a ­
n e s i n d e n k e s i n o l a r a k h i ç b i r şey k u r t a r ı l a m a m ı ş t ı . A n c a k k a y b ı n d e t a y l ı
olarak d e ğ e r l e n d i r i l m e s i , a h l a k i bir s o r u n h a l i n e g e t i r i l m i ş t i . V o l t a i r e v e
R o u s s e a u ' n u n m e ş h u r d e n e m e l e r i n e , g ü n a h k â r L i z b o n ' u n ilahi bir c e z a y a
n e d e n o l d u ğ u n u i d d i a e d e n , p e k d e d i k k a t ç e k m e y e n b r o ş ü r l e r eşlik e t m i ş ­
t i . 2 7 T a ş k ı n l ı k l a r , d a h a s o n r a g e l e n t a r i h ç i l e r için k ü t ü p h a n e y i z a r z o r g ö ­
rülür d u r u m a g e t i r m i ş t i . 2 8 D a h a y a k ı n z a m a n l a r d a k i felaketler, kişisel ha­
lalara ilişkin s u ç l a m a l a r y a p ı l m a s ı n ı ö n g ö r m ü ş v e o l a y - s o n r a s ı soruştur­
malar, sigorta y ü k ü m l ü l ü k l e r i v e s a v u n m a n ı n yeterliliği ü z e r i n d e d ü ş ü n ü l ­
mesini s a ğ l a m ı ş t ı r . K a s ı m 1 9 6 6 ' d a B i b l i o t e c a N a z i o n a l e C e n t r a l e [Ulusal
Merkez Kütüphanesi], Vieusseux ve Üniversite Kütüphanesini, kabaran
A r n o n e h r i n i n t a ş m a s ı y ü z ü n d e n su b a s m a s ı n ı , karşılıklı acı s u ç l a m a l a r iz­
lemiştir. ( 1 0 0 , 0 0 0 ciltlik d e ğ e r l i M a g l i a b e c h i k o l e k s i y o n u v e 5 0 . 0 0 0 Pala-
tina d o s y a s ı d â h i l , t o p l a m o l a r a k iki m i l y o n d a n fazla k i t a p h a s a r g ö r m ü ş ­
t ü r ) 2 9 1 1 H a z i r a n 1999 g e c e s i L y o n Ü n i v e r s i t e l e r a r a s ı K ü t ü p h a n e s i n d e
150.000 cildin y a k ı l m a s ı s o n r a s ı n d a b e n z e r s e r z e n i ş l e r (ve P a r i s ile b ö l g e ­
sel hükümet arasında eski düşmanlıklar) ortaya çıkmıştır.30 Ağustos
2 0 0 2 ' d e O r t a A v r u p a ' d a y a ş a n a n seller s o n r a s ı n d a , F l o r a n s a ' n ı n r e s t o r a s ­
yonu amaçlı uluslararası çabalar da, yardım talebinde bulunan Çek kütüp­
h a n e c i l e r t a r a f ı n d a n ü z ü n t ü y l e k a r ş ı l a n m ı ş t ı r . Sel, Ç e k C u m h u r i y e t i n d e 4 2
k ü t ü p h a n e y e h a s a r v e r m i ş v e y a t a m a m e n y ı k m ı ş t ı r v e 7 7 6 . 0 0 0 cildin kay­
b o l d u ğ u y a d a c i d d i ş e k i l d e h a s a r g ö r d ü ğ ü v e 140.000 cildin d a h a sonraki
r e s t o r a s y o n girişimleri için d o n d u r u l a r a k h a v a s ı n ı n alındığı t a h m i n edil­
mektedir.31
K i t a p l a r y a n d ı ğ ı , s u l a r a g ö m ü l d ü ğ ü v e y a savaş g a n i m e t i o l a r a k a t ara­
baları ile t a ş ı n d ı ğ ı n d a , g ö r ü n t ü l e r g e n e l l i k l e s i l i n m e z . S a r a y b o s n a v e B a ğ ­
d a t ' t a , b u d e n e m e l e r i n b a ş l a m a s ı n a n e d e n o l a n , y a n a n sayfa y a ğ m u r u ile
ilgili a k ı l d a n ç ı k m a y a n h i k â y e l e r a n l a t a n b i r ç o k h a b e r c i b u l u n m a k t a d ı r .
L o n d r a ' d a k i B ü y ü k Y a n g ı n ı n s ö n d ü r ü l m e s i n e y a k ı n , Eski S t P a u l ' u n ko­
ro kürsüsünün altındaki St Faith'in içindeki kitapçılar m a h z e n i n e hava
g i r d i ğ i n d e , k ü l v e y a n a n s a y f a l a r d a n o l u ş a n bir h o r t u m o l u ş m u ş v e k i t a p ­
lar, J o h n E v e l y n ' i n s ö z l e r i ile 'sonraki hafta boyunca tamamı yanarak tü­
2
kenmişlerdi' 3 Aynı büyük kütüphane yangınındaki kayıpların, St P a u l
O k u l u n u n M ü d ü r ü S a m u e l C r o m l e h o l m e ' u n ö l ü m ü n ü h ı z l a n d ı r d ı ğ ı söy­
33
lenmektedir. D i ğ e r canlı eski m o d e r n raporlar, 1 5 2 4 - 2 5 ' d e k i K ö y l ü l e r
S a v a ş ı n d a v e o n yıl s o n r a V . C h a r l e s ' ı n T u n u s v e F e z ' d e k i t a p l a r ı t o p l u
olarak yakması s o n u c u n d a çok değerli koleksiyonların (Reinhardsbrunn
d â h i l ) y o k e d i l d i ğ i n i k a y d e t m e k t e d i r . 3 4 Bir s o n r a k i y ü z y ı l d a O r t a A v r u ­
p a ' d a y a ş a n a n a n l a ş m a z l ı k l a r , k i t a p k o l e k s i y o n l a r ı n ı n , savaş g a n i m e t i n e
d ö n ü ş m e s i h a k k ı n d a canlı h i k â y e l e r üretmiştir. K u z e y A l m a n k a s a b a l a r ı n ­
d a v e çeşitli Cizvit üniversitelerinde kütüphanelerin İsveçli Gustavus
A d o l p h u s t a r a f ı n d a n talan e d i l m e s i , İsveçlilerin 1621 y ı l ı n d a Baltık illeri­
n e v e 1 6 2 6 ' d a P r u s y a ' y a yaptıkları seferler s o n r a s ı n d a , ç o k g e n i ş bir k i t a p
kaçırma olayını başlatmıştı.
W ü r z b u r g , Erfurt, E i c h s f e l d , M a i n z v e R h e i n g a u , 1631 y ı l ı n d a t a l a n
edilmişti. G u s t a v u s ' u n ö l ü m ü n d e n sonra, generaller y a ğ m a l a n sürdürmüş­
tü. S o n u n d a Silesia, B o h e m i a v e M o r a v i a ' d a k i k ü t ü p h a n e l e r e e l k o y u l m u ş
v e y a ğ m a l a r ı n e n b ü y ü k p a r ç a s ı , 1621 y ı l ı n d a k u r u l a n U p p s a l a Ü n i v e r s i ­
t e s i n e g ö n d e r i l m i ş t i . 3 5 B u e l k o y m a l a r ı n t a m a m ı n ı g ö l g e d e b ı r a k a n şey,
B a v y e r a ' l ı M a x i m i l i a n ' i n 1622 yılında, o d ö n e m d e Batı d ü n y a s ı n d a k i en
m e ş h u r k ü t ü p h a n e olan H e i d e l b e r g ' d e k i B i b l i o t h e c a P a l a t i n a ' y a [ P a l a t i n a
K ü t ü p h a n e s i ] el k o y m a s ı d ı r . Bir yıl s o n r a M a x i m i l i a n 3 5 0 0 p a l a t i n a el
yazmasını ve 12,000 basılı kitabı, R o m a ' d a P a p a X V . G r e g o r y ' y e s u n ­
m u ş t u . H e i d e l b e r g ' d e k a l a n l a r ise, 1693 yılında, P a l a t i n a savaşı s ı r a s ı n d a
X I V . L o u i s ' n i n birlikleri tarafından y o k e d i l m i ş t i (yaptıkları d i ğ e r k ü t ü p ­
h a n e y ı k ı m l a r ı ile b i r l i k t e ) . 3 6
Bu ve d a h a sonraki anlaşmazlıklarda, kitaplar ve k ü t ü p h a n e l e r h e m kur­
banlar, h e m d e a n l a ş m a ganimetleri olarak g ö r ü n ü y o r d u . N e w Y o r k K i n g
Üniversitesinin (daha sonra C o l u m b i a ) İngiliz Birlikleri tarafından 1776 yı­
lında y a ğ m a l a n m a s ı n ı , h e m e n arkasından kitapların iadesi için yapılan bil­
diri i z l e m i ş t i . 3 7 Yaklaşık kırk yıl sonra, A n g l o - A m e r i k a n misillemeleri, Yu­
karı K a n a d a ' d a p a r l a m e n t o binalarının v e York K ü t ü p h a n e s i n i n ( T o r o n t o ) ,
1813 b a h a r ı n d a A m e r i k a n askerleri tarafından yakılması ile d e v a m e t m i ş t i .
Ertesi yıl İngiliz Birlikleri W a s h i n g t o n ' a saldırdığında, K o n g r e Binası ve

10
K ü t ü p h a n e s i n i n ç o k k o l a y hedefler o l d u ğ u belliydi - ve k o n g r e d o k ü m a n l a ­
r ı v e d o s y a l a n y l a birlikte, b i r ç o k cildin ö n c e d e n b o ş a l t ı l m ı ş o l d u ğ u bariz bir
38
şekilde a ç ı k t ı . Aslında, K o n g r e Binası K ü t ü p h a n e s i n e yapılan saldırı,
e m e k l i b a ş k a n v e y o ğ u n b o r ç içindeki T h o m a s J e f f e r s o n ' a yaramıştı. B ö y ­
lece K o n g r e ' y e k e n d i 6,500 ciltlik özel kitaplığının satın a l ı n m a s ı n d a ilk
teklifi r e d d e t m e - K o n g r e ' d e 2 3 , 9 5 0 $ bedel biçilmişti - fırsatını v e r m i ş t i 3 9 .
Bu t ü r kasıtlı h e d e f l e m e l e r i n y o r u m l a n m a s ı n d a - ve s a v u n m a s ı n d a -
k ü t ü p h a n e l e r i n b ü y ü k y a d a k ü ç ü k , h a r a p e d i l m e s i n e d ö n ü k , o l d u k ç a ta­
raflı h i k â y e l e r , k a n ı t l a m a v e c e z a l a n d ı r m a h i k â y e l e r i n e k a r ı ş ı y o r d u . K a ­
yıtlı e n e s k i k i t a p y a k m a e m r i n i n , M Ö 2 1 3 ' d e k i Ç i n İ m p a r a t o r l u k f e r m a ­
nı olduğu söylenmektedir.40 A m a modern Avrupa tarihinde, Cordoba'da-
k i b ü y ü k k ü t ü p h a n e n i n III. F e r d i n a n d t a r a f ı n d a n 1236 y ı l ı n d a y a ğ m a l a n ­
m a s ı , ideolojik m ü c a d e l e n i n bir o d a ğ ı o l a r a k ö n e ç ı k m ı ş t ı . H ı r i s t i y a n sa­
v u n u c u l a r k a p ı l a r ı n ı y ı k t ı ğ ı n d a , şehir, K o n s t a n t i n o p o l i s ' t e n s o n r a A v r u ­
p a ' n ı n e n b ü y ü k ş e h r i y d i v e 2 0 0 , 0 0 0 evi v e - b i r ç o k k a y n a ğ ı n belirttiğine
g ö r e - 7 0 0 h a m a m ı ile ö v ü n ü y o r d u . E n t e l e k t ü e l k ü l t ü r ü , b ü t ü n k ı t a d a ü n e
k a v u ş m u ş t u v e m e r k e z i M S 961 ile 9 7 6 a r a s ı n d a II. Halife A l H a k k a m ta­
rafından k u r u l a n k ü t ü p h a n e y d i . B u k ü t ü p h a n e n i n 4 0 0 , 0 0 0 e l y a z m a s ı n a
sahip olduğu söylenmektedir. Buradan yararlanarak, Averroes olarak da
b i l i n e n A b u ' l Velid İbn-i R ü ş d , 1169 ile 1195 yılları a r a s ı n d a , A r i s t o t e ­
l e s ' l e ilgili t e r c ü m e l e r i n e v e y o r u m l a r ı n a b a ş l a y a r a k , o n u Batı A v r u p a ' d a
n e r e d e y s e u n u t u l m a k t a n k u r t a r m ı ş v e Y u n a n felsefesi için d a h a g e n e l bir
k o r u m a s a ğ l a m ı ş t ı r . E m e v i prensi A b d - ü l - R a h m a n t a r a f ı n d a n 7 8 6 y ı l ı n d a
kurulan Córdoba Büyük C a m i i ' n i n Kütüphanesi, şehrin entelektüel ve
sosyal h a y a t ı n ı n m e r k e z i n d e d u r u y o r d u . C ó r d o b a K ü t ü p h a n e s i n i n ( A b a l -
M ü t r i f ve İ b n T u f a s ' ı n k i l e r gibi ş e h r i n b ü y ü k özel k ü t ü p h a n e l e r i ile birlik­
te) y ı k ı l m a s ı , h e m e n a r k a s ı n d a n , h e m İ s l a m d ü n y a s ı n d a m i t o l o j i k bir olay,
h e m d e H ı r i s t i y a n A v r u p a ' s ı n ı n b a s t ı r ı l m ı ş bir anısı h a l i n e g e l m i ş t i ( 1 4 9 9
y ı l ı n d a G r a n a d a ' d a A r a p e l y a z m a l a r ı n ı n o l u ş t u r d u ğ u d e v a s a ateş ile san­
k i birisi m e z a r ı n d a n k a l k a c a k m ı ş gibi). A n t i - R e f o r m i s t K a t o l i k l e r , ö z e l ­
likle R e c o n q u i s t a [ y e n i d e n fetih] tarihi, y ü z y ı l l a r b o y u n c a İ s l a m k ü l t ü r ü ­
n e v e ö z e l l i k l e Bir İslam A v r u p a ' s ı n a karşı d u y d u ğ u ş ü p h e ile ç a m u r a bat­
m a y a d e v a m etmişti. Karşı kampta, birçok hikâye, Katoliklerin kitaba
duyduğu iddia edilen güvensizliği ve Protestanların küçümsemesi ile

12
renklenir, İslamcı C o r d o b a ' n ı n K a t o l i k kilisesini i h m a l e t m e s i v e a ç ı k ç a
d ü ş m a n l ı k g ö s t e r m e s i n e karşılık e s k i felsefeleri b e s l e m e s i v e e s k i m e t i n ­
41
leri muhafaza etmesi olay haline getirilirdi.
C o r d o b a ' n ı n y ı k ı l m a s ı , k a y b o l a n o r t a ç a ğ k ü t ü p h a n e l e r i ile ilgili u z u n
k a t a l o g d a ö n e m l i rol o y n a m a k t a d ı r . Ö l ü m tarlaları ile y a ğ m a l a m a v e e l
k o y m a l a r a r a s ı n d a , b i r ç o ğ u n u n yaşı y ü z y ı l l a r a v a r a n k i t a p k o l e k s i y o n l a r ı
v e faaliyeti s ü r e n k ü t ü p h a n e l e r talan e d i l m i ş , y a k ı l m ı ş y a d a s a h i p l e r i n i v e
okuyucularını dini ateşlerde kullanılan odun yığınlarına doğru takip etmiş­
in. M o ğ o l l a r ı n 1118 v e 1120 y ı l l a n a r a s ı n d a v e s o n r a t e k r a r 1158 y ı l ı n d a
O r t a D o ğ u ' y u işgali, d ü z i n e l e r l e genel k ü t ü p h a n e n i n v e y ü z l e r c e özel ki-
laplığın y ı k ı l m a s ı n a n e d e n o l m u ş t u . O d ö n e m d e y a ş a y a n b i r tanık, 'Dic­
le'ye o kadar çok kitap atılmıştı ki üzerinde at sırtındaki adamları taşıya­
bilecek bir köprü oluşturmuştu' d i y e r a p o r e t m i ş t i . 4 2 Bu t ü r t a m i r i o l m a ­
yan k ü t ü p h a n e k a y ı p l a r ı , k a y ı p l a r ı n d i n s e l a n l a ş m a z l ı k l a r d a n çok, h e y e ­
canlı m i l i t a n l a r ı n h a r e k e t l e r i n i n bir s o n u c u o l m a s ı n a r a ğ m e n , h e m r o m a n ­
tik, h e m de tarihi a ç ı d a n d i k k a t ç e k m i ş t i . Ö r n e ğ i n , kırk y ı l d a n fazla bir sü­
r e b o y u n c a M o n t f e r r a n d K o n t u R o b e r t t a r a f ı n d a n biriktirilen C a t h a r e d e ­
biyatının b ü y ü k k ü t ü p h a n e s i , s a h i b i n i n ö l ü m y a t a ğ ı n d a k i talimatları s o n u -
c u n d a y a k ı l a r a k kül e d i l m i ş v e bizi, C a t h a r i n a n ç l a r ı n ı n e n b ü y ü k v e t e k
d e ğ e r l e n d i r m e s i o l a b i l e c e k k a y n a k t a n m a h r u m e t m i ş t i . 4 3 İ s k o ç y a ' d a , 1298
yılında, I . E d w a r d ' i n , W i l l i a m W a l l a c e ' ! y e n m e s i n d e n sonraki k o r k u n ç in­
tikam hırsı, İ s k o ç y a l ı II F e r g u s tarafından R o m a ' d a n getirildiği iddia edi­
len k i t a p l a r ı n i ç i n d e k o r u n d u ğ u R e s t e n n e t h P r i o r y ' n i n yerle bir e d i l m e s i y ­
le birleşerek ulusal tarihin içinde yerini a l m ı ş t ı r . 4 4
A n c a k b ü t ü n b u d e s t a n s ı olaylar, A v r u p a ' n ı n h a y a l i n d e sekiz y ü z yıl­
dan fazla bir süredir yer tutan b i r k a y ı p k ü t ü p h a n e n i n y a n ı n d a s ö n ü k kal­
m a k t a d ı r . V e s t a n d a r t bir alegorik h i k â y e ş e k l i n d e sürekli o l a r a k t e k r a r l a n ­
m a k t a d ı r . Ö r n e ğ i n , E d w a r d P a r s o n tarafından 1952 yılında y a y ı n l a n a n The
Alexandrian Library*'de verilen giriş a ç ı k l a m a s ı n ı ele a l a l ı m :

"Araştırmalarımın derinliğinde, dış dünya savaşın tahribatı ile yankı­


lanırken ya da korkunç can ve mal kayıplarından ağır adımlarla iyileşme-

* The Alexandrian Library: İskenderiye Kütüphanesi Iç.n.J


ye çalışırken, kendisi de askeri deliliğin ve insan yüreği ile ruhunun çıl­
gınlığının kurbanı olan İskenderiye Kütüphanesinin tarihini yazmayı dü­
45
şündüm.''

B i r b a ş k a tipik, a m a d a h a y a k ı n tarihli v e t e r s i n e bir p o l i t i k yanlılık n e ­


deniyle eleştirilen yazısında, Edinburgh'lu Profesör Trevor Watkins,
"Irak'ın kültürel mirasının yakılması- iskenderiye'deki kütüphanenin ya­
kılması gibi - tarihe geçecektir ve suçlanması gerekenler İngiltere ile
46
ABD olacaktır" sonucuna varmıştır B e n z e r bir k a r ş ı l a ş t ı r m a , Çinlilerin
T i b e t ' i işgalinin ö n d e gelen e l e ş t i r m e n l e r i n d e n biri t a r a f ı n d a n d a y a p ı l m ı ş ­
tır. 4 ?
İ s k e n d e r i y e ' n i n k a y ı p k ü t ü p h a n e s i , h e m Batı, h e m d e O r t a D o ğ u yazı
ve s a n a t ı n d a s ü r e g e l e n bir anı o l u p , birbirini izleyen nesiller b o y u n c a ye­
n i d e n ş e k i l l e n d i r i l m e k t e v e o n u n alınyazısı h a k k ı n d a k i t a r t ı ş m a l a r l a , y ü z ­
yıllardan beri g a y r e t l e m ü c a d e l e e d i l m e k t e d i r . 4 8 O n sekizinci yüzyılın so­
n u n d a bile G i b b o n şöyle yazmıştı, 'İskenderiye kütüphanesinin kaderini
sessizce geçiştirir sem, okuyucunun beklentilerini aldatmış olurum'.49 Av­
rupalılar tarafından on d o k u z u n c u yüzyıl o r t a s ı n d a k i klasik bilimlerin y e ­
n i d e n c a n l a n d ı r ı l m a s ı n d a k ü t ü p h a n e l e r ö n e m l i bir rol o y n a m ı ş t ı . 5 0 B u n u n
y a n ı sıra, T e b , N i n o v a v e B a ğ d a t 5 1 gibi d i ğ e r eski k a y ı p k ü t ü p h a n e l e r h a k ­
k ı n d a yeni s p e k ü l a s y o n l a r y a p ı l m a s ı n a d a n e d e n o l m u ş t u r . İ s k e n d e r i y e
kütüphanelerinin yok olması, sadece Yunanca ve İbranice metinlerin de­
ğil, M e z o p o t a m y a ' d a n çıkarılanların da - Victoria k ü t ü p h a n e l e r i tarihçile­
rinin e n b ü y ü ğ ü n e g ö r e ' h e v e s l e t o p l a n a n v e r a h a t l ı k l a erişilebilir h a l e ge­
tirilen; bir kez d a h a kör ve p e r v a s ı z bir barbarlıkla yok e d i l e n ' k i t a p l a r ı n -
k a y b ı n ı n n e d e n i n i a ç ı k l a m a k t a y d ı . 5 2 J e r e m y B l a c k ' i n bir s o n r a k i b ö l ü m d e
b i z e hatırlattığı gibi, Mısır k ü t ü p h a n e l e r i , İ s k e n d e r i y e ' n i n i k o n l a ş a n şöh­
retine r a ğ m e n , kesinlikle ilk değillerdi. Ü s t e l i k M e z o p o t a m y a ' d a n k a l a n
eski yazıtların b i r ç o ğ u , m e t i n l e r d e n ç o k azı b u l u n d u ğ u n d a n ( 2 0 0 3 ' d e k i
Irak felaketinden s o n r a bile) y a d a m e t n i deşifre e d e m e d i ğ i m i z d e n ( d i ğ e r
m e d e n i y e t l e r d e n k a l a n deşifre e d i l e m e y e n m e t i n l e r var) değil, k ü t ü p h a n e ­
lerin sırlarını k o l a y c a ç ö z e b i l m e k için g e r e k e n b e c e r i l e r e s a h i p ç o k az sa­
y ı d a m o d e r n b i l i m a d a m ı n a s a h i p o l d u ğ u m u z d a n b i z i m için ' k a y ı p ' t ı r . 5 3
İ s k e n d e r i y e ' n i n d u r u m u n d a , v a r s a y ı m v e hikâyelerin b i r ç o ğ u n u n ilham

11
kaynağı, s ö z d e y a ğ m a c ı l a r a y a p ı l a n politik a m a ç l ı saldırılardır. V e b u n l a r d a
H e l e n i z m sonrası M ı s ı r ' ı etkisi altına alan g ü ç l e r e tekabül e t m e k t e d i r . Ü ç
hain, özellikle diğerlerinden ayrılmıştır: R o m a l ı Jül Sezar, İskenderiyeli H ı ­
ristiyan B a ş p i s k o p o s u T h e o p h i l u s v e Ş a m l ı M ü s l ü m a n Halife Ö m e r . 5 4 Bu­
radaki k a y n a k l a r sorunlu o l m u ş t u r ve lisan, İ s k e n d e r i y e k ü t ü p h a n e l e r i n i n ne
z a m a n yok o l d u ğ u n a v e y a hatta yok o l u p o l m a d ı ğ ı n a karar v e r i l m e s i n d e bü­
yük rol oynamıştır. Y u n a n c a , L a t i n c e ve A r a p ç a ve ayrıca d i ğ e r farklı dille­
rin hepsi belirli bir k e l i m e ya da d e y i m d e k i ince farkı ortaya çıkaran y o r u m ­
lar s u n m a k t a d ı r . Alfred J. B u t l e r h a r i c i n d e M o d e r n tarihçilerin ç o ğ u , Lucia­
no C a n f o r a ' n ı n yakın z a m a n l a r d a k i (yarı-hayali olsa bile) katkısı bile, çevi­
rilere bağlı kalmıştır.- 5 5 Bu karışıklığa ek olarak, k a y ı p k ü t ü p h a n e y e d u y u l a n
romantik ilgi - ve olayları y o r u m l a m a k t a k i zorluklar - eski şehrin saray b ö ­
l ü m ü n ü n t a m a m ı n ı n yıkılmasıyla birleşmiştir. O r t a çağlardaki bir dizi d e p ­
rem ve sel sonrasında, İ s k e n d e r i y e ' n i n t ü m B r u k h e i o n b ö l ü m ü (ya da kuzey
doğusu, saray kısmı) l i m a n sularının altında kalmış, enkazı son yıllarda, ç e ­
şitli A m e r i k a l ı ve Avrupalı televizyon ekiplerinin (aynı z a m a n d a d e v a s a
heykeller ve b i n a bloklarının ç ı k a r ı l m a s ı n ı n da tanıkları) sualtı a r a m a ışıkla­
rı altında, şaşırtıcı bir şekilde g ö r ü n ü r d u r u m a gelmiştir.
Tarihi karışıklığın ç o ğ u n u n nedeni, aslında, İskenderiye'deki kütüpha­
nelerin ç o k l u ğ u idi: MÖ 290 yılı c i v a r ı n d a I. P t o l e m y ( S o t e r ) tarafından
kurulan K r a l i y e t K ü t ü p h a n e s i , 5 6 y a n ı n d a k i M u s e i o n ' u n ( b u d a B r u k h e i -
o u ' d a v e b e l k i d e bir n o k t a d a Kraliyet K ü t ü p h a n e s i tarafından t a m a m e n
kapsanıyordu) s a l o n u n d a bulunan koleksiyon, muhtemelen Ptolemy
Philadelphus tarafından kurulan ve şehrin güney-batı kesimindeki (arke­
ologlar tarafından kazılan kısımlar) Serapium çevresinde bulunan
57
D a u g h t e r [Kız] K ü t ü p h a n e s i , C a e s a r i o n ' ı n kitap k o l e k s i y o n u ( o r a d a da­
h a s o n r a H a d r i a n t a r a f ı n d a n k u r u l a n k ü t ü p h a n e ile birlikte), C l a u d i u s tara-
fından daha sonra oluşturulan tarih kütüphanesi ve C l e o p a t r a ' y a M a r k
A n t o n i u s t a r a f ı n d a n , m u h t e m e l e n K r a l i y e t K ü t ü p h a n e s i n i n kaybını telafi
e t m e k için B e r g a m a K ü t ü p h a n e s i n d e n v e r i l e n 200.000 a d e t p a r ş ö m e n d e n
o l u ş a n ayrı bir k o l e k s i y o n . 5 8 B u k ü t ü p h a n e l e r i n akıbetini tarih sırasına di­
z e r k e n , üç a n a olay e f s a n e l e r i n k a y n a ğ ı n ı o l u ş t u r m u ş t u r : M . Ö . 48 yılında­
ki İ s k e n d e r i y e S a v a ş ı , M . S . 391 y ı l ı n d a S e r a p i s t a p ı n a ğ ı n ı n y ı k ı l m a s ı ve
M S . 642 y ı l ı n d a A r a p l a r ı n M ı s ı r ' ı i ş g a l i . 5 9
Çeşitli s u ç l a m a l a r a r a s ı n d a , e n sivri o l a n l a r ı n d a n biri, M S 4 7 - 4 8 yılla­
rında P o m p e i ' i ararken karşısına çıkan Mısır donanmasını yok etmesiyle,
ş e h i r d e b ü y ü k bir y a n g ı n a n e d e n o l d u ğ u s ö y l e n e n Jül S e z a r ' ı n s u ç l a n m a -
sıdır. S e z a r , a ş a ğ ı d a k i b ö l ü m l e r d e tartışılan y a ğ m a h i k â y e l e r i n d e , ç o ğ u n ­
l u k l a d ö n ü m n o k t a s ı o l u ş t u r a n bir d e y i ş l e 'ilk ç a ğ d a k i e n b ü y ü k v a h ş e t h a ­
reketiyle' suçlanmaktadır. Birçok yorumcu, Sezar'ın, d ü ş m a n gemilerini
İ s k e n d e r i y e l i m a n ı n d a y a k a r a k y o k e t m e s i n i İç Savaşlar adlı k e n d i kita­
b ı n d a sessiz b i r ş e k i l d e k a b u l l e n m e s i n e d i k k a t i ç e k m e k t e v e k i t a b ı n b a ş k a
yerlerinde hareketlerinin sonuçları hakkında böbürlenirken, bu d u r u m d a
s a k l a y a c a k bir şeyleri o l d u ğ u s o n u c u n a v a r m a k t a d ı r . 6 0 K i m i k a y n a k l a r e k ­
sik kısımlar hakkında çeşitli çıkarımlarda bulunmaktadır: Özellikle
L i v y ' n i n ( ö . MS 17) History of Rome*'daki ( R o m a Tarihi) İskenderiye Sa­
vaşı ü s t ü n e y o r u m u ve F l o r u s ' u n ikinci yüzyıl Epitome'unda ( Ö z e t ) , sara­
yın k r a l i y e t b ö l ü m ü n ü n S e z a r t a r a f ı n d a n s a v u n m a n e d e n l e r i y l e kasıtlı o l a ­
r a k y a k ı l d ı ğ ı n ı iddia e t m e s i . 6 1 N e r o y ö n e t i m i n i n , d a h a s o n r a o r t a y a ç ı k a n
kayıtları, s u ç l a m a y ı d a h a d a g e n i ş l e t m i ş t i r , (ve g e l e n e k s e l o l a r a k i m p a r a ­
t o r l u k s i s t e m i n e karşı o l a n l a r d a n d a ) . L u c a n , S e z a r ' ı n t e ğ m e n i o l a n H i r t i -
u s ' u n , Alexandrian W a r ' n ı n ( İ s k e n d e r i y e S a v a ş ı ) y a z a r ı o l a r a k , İ s k e n d e r i ­
ye'deki bütün binaların yangına dayanıklı olduğu, çünkü hepsinin taştan
y a p ı l d ı ğ ı g e r e k ç e s i y l e , S e z a r ' ı n h e r h a n g i bir k ü t ü p h a n e y a n g ı n ı h a k k ı n ­
d a k i s o r u m l u l u ğ u r e d d e t m e s i h a k k ı n d a k i y o r u m u n a karşı ç ı k m a k t a d ı r .
T a m a k s i n e , o n u n epik şiiri, y a n g ı n ı n d e n i z e y a k ı n o l a n b i n a l a r a s ı ç r a d ı ğ ı ­
nı anlatmaktadır: 'Rüzgârlar felaketin gücüne güç katıyordu; alevler...
Çatıların üstünde meteor hızıyla koşuyordu.'62 MS 65 y ı l ı n d a L u c a n g i b i
ö l ü m e gönderilen Seneca, çok daha emindi (kaynağı kayıp Livy olsa da ol­
m a s a d a ) a m a iddiaları, S e z a r ' ı n savaşı s ı r a s ı n d a y a n d ı ğ ı n ı s ö y l e d i ğ i k i t a p
sayısı k o n u s u n d a k i a n l a ş m a z l ı k l a g ö l g e l e n i y o r d u . On the Tranquillity of
the Mind'in** M o n t e C a s s i n o el y a z m a s ı n d a , 4 0 . 0 0 0 k i t a p o l d u ğ u n u belir­
tiliyorsa da, bir ç o k m o d e r n v e r s i y o n ' q u a d r i n g e n t a ' y i * * * 4 0 0 . 0 0 0 o l a r a k
d ü z e l t m i ş t i v e b u n l a r ı n bazıları, C h r i s t i a n O r o s i u s ( ö . M S 4 1 5 ' d e n s o n r a )

HiStory of Rome: Roma Tarihi


On the Tranquillity of the Mimi: Aklın Sükûneti hakkında
quadrinıgenta: dört yüz [ç.n.]
d a h i l o l m a k ü z e r e k i m i b i l i m a d a m l a r ı t a r a f ı n d a n b e l i r t i l e n p a r ş ö m e n sa­
63
yısı ile e ş l e ş i y o r d u .
E n c a n alıcı s u ç l a m a , b i r i n c i y ü z y ı l ı n s o n u n d a P l u t a r c h ' ı n Life o f
Ceasar* adlı e s e r i n d e a ç ı k ç a belirtildiği z a m a n o r t a y a ç ı k m ı ş t ı r : "Düşman
Sezar' in filosunun önünü kesmeye çalıştığında Sezar, bu tehlikeyi ateş kul­
lanarak uzaklaştırmak zorunda kalmış, sonunda yangın buradan tersane­
lere sıçramış ve 'Büyük Kütüphane'yi [megale bibliotheke] tahrip etmiş­
tir." P l u t a r c h ' ı n , t a m a m e n ö z ü r d i l e y e n b i r t o n l a ifade e d i l m i ş h i k â y e s i ,
ikinci y ü z y ı l d a n b e ş i n c i y ü z y ı l a k a d a r t a r i h ç i l e r t a r a f ı n d a n t e k r a r l a n m ı ş t ı .
Ö z e l l i k l e etkili o l a n bir y a y ı n c ı A u l u s G e l l i u s ' u n ( M . S . 180) ikinci yüzyıl­
d a k i h i k â y e s i , y a n g ı n ı n S e z a r ' ı n seferberliğinin k a z a y l a o l u ş a n bir s o n u c u
o l d u ğ u k o n u s u n d a ısrar e d i y o r d u . A m a k a y b o l a n t o p l a m k i t a p v e e l yaz­
ması sayısını şişirerek 7 0 0 , 0 0 0 o l d u ğ u n u b e l i r t i y o r d u . B u r a k a m d a h a s o n ­
ra dördüncü yüzyılda, kütüphaneyi ' p a h a biçilemez' olarak niteleyen A m -
nüanus Marcellinus ( M . S . 395) tarafından da yinelenmişti.64
B u otoriteler, b u k i t a b ı n d i ğ e r b ö l ü m l e r i n d e d e ğ e r l e n d i r i l e n h i k â y e l e r ­
d e y a n s ı t ı l a n l a r a g ö r e , çeşitli i d d i a l a r v e k a r ş ı - i d d i a l a r o r t a y a a t m ı ş t ı . İs­
k e n d e r i y e K r a l i y e t K ü t ü p h a n e s i ' n i n R o m a sonrası d ö n e m d e a y a k t a kal­
ması, g e n e l l i k l e m e v c u t k a n ı t l a r d o ğ r u l t u s u n d a d e ğ e r l e n d i r i l m i ş t i , 'isken­
deriye Savaşı'nın y a z a r ı n ı n y a n g ı n a d a y a n ı k l ı l ı k t e z i y l e ilgili o l a r a k b i r
t a r t ı ş m a d e v a m e d i y o r d u . Ç ü n k ü y a z a r ı n d a h a s o n r a k u l l a n d ı ğ ı ibareler­
den b i r i n d e , R o m a l ı l a r ı n k ü r e k y a p ı m ı s ü r e c i n i tarif e d e r k e n İ s k e n d e r i ­
y e ' d e k i k a m u b i n a l a r ı n d a k i t a h t a alt başlıkların k u l l a n ı l d ı ğ ı n ı b e l i r t t i ğ i n d e
çelişkiye d ü ş t ü ğ ü n e işaret e d i l i y o r d u . 6 5 Bir b a ş k a t a r t ı ş m a , D i o Cassiııs
(M.S. 2 3 5 ) t a r a f ı n d a n , k a y ı p k i t a p l a r ı n ve el y a z m a l a r ı n ı n a s l ı n d a ihraç
e d i l m e k ü z e r e r ı h t ı m k e n a r ı n a yığıldığı k o n u s u n d a yapılan bir a ç ı k l a m a ­
dan k a y n a k l a n ı y o r d u . A n l a ş m a z l ı k o n u n , k i t a p a m b a r ı için ' a p o t h e c a e * * '
k e l i m e s i n i k u l l a n m a s ı y l a b a ş l a m ı ş t ı . H â l b u k i d i ğ e r birçok kişinin d e ileri
l ü r d ü ğ ü gibi, G a l e n d e , İ s k e n d e r i y e ' d e k i kitapların k a y d e d i l m e s i ile ilgili
a ç ı k l a m a s ı n d a ' k i t a p y ı ğ ı n l a r ı ' için aynı k e l i m e y i k u l l a n m ı ş t ı . P l u t a r c h ' ı n
da ziyaret ettiği v e ' M u s e i o n ' u n B ü y ü k K ü t ü p h a n e s i ' n i n artık v a r olmadı»

Life of Ceasar: S e z a r ' ı n Hayatı


apothecae: d e p o [ ç . n . |
ğ ı n ı y a z d ı ğ ı İ s k e n d e r i y e h a k k ı n d a kişisel bilgi sahibi o l d u ğ u d ü ş ü n ü l m e k ­
66
tedir.
K a n ı t s a l b o ş l u k l a r v e sessizlikler ç o k belirgindir. S e z a r ' ı n h i ç d e a r k a ­
daşı varsayılamayacak olan Çiçero, kütüphanenin kaybı k o n u s u n d a sessiz
k a l m ı ş v e b u n e d e n l e , s a v u n m a n ı n tanığı olarak k a b u l g ö r m ü ş t ü . 6 7 A y n ı
ş e k i l d e , S e z a r ' ı n ö l ü m ü n d e n y i r m i yıl s o n r a İ s k e n d e r i y e ' y e ilk g i d e n ya­
zar o l a n S t r a b o ( Y a k l a ş ı k M . S . 2 4 ) da, k ü t ü p h a n e y a d a y o k l u ğ u h a k k ı n ­
d a tek k e l i m e s ö y l e m e m i ş t i (bu d a bazıları t a r a f ı n d a n k ü t ü p h a n e n i n h â l â
v a r o l d u ğ u , a m a m ü z e n i n i ç i n d e b u l u n d u ğ u n a ilişkin bir kanıt o l a r a k kul­
l a n ı l m ı ş t ı ) . B i r y o r u m c u "Bu bir sessizlik komplosu mu veya konu hakkın­
da Julio-Claudian ailesi tarafından uygulanan bir yasak mı?" diye sor­
68
maktadır. G e r ç e k t e n d e , S t r a b o ' n u n , d a h a fazla k i t a p dizisi ile ç a l ı ş a n l a r
y e r i n e İ s k e n d e r i y e ' d e b u l d u k l a r ı ile ilgili g ö r ü n ü r d e k i d ü ş ü n c e s i n e d a y a ­
n a n y e n i bir iddia, değişik eski İ s k e n d e r i y e k ü t ü p h a n e l e r i a r a s ı n d a k i far­
kın a n l a ş ı l m a s ı n ı n ö n e m i k o n u s u n d a k i iddiaları d e s t e k l e m i ş t i r - ş ö y l e ki,
K r a l i y e t K ü t ü p h a n e s i ' n i n binası M . Ö . 4 8 ' d e n s o n r a varlığını s ü r d ü r e m e ­
mişken, denizden daha uzak olan Museion kütüphanesi, Cesarion ve Da-
u g h t e r k ü t ü p h a n e l e r i y l e birlikte, S e r a p i u m ' u n ( R o m a İ s k e n d e r i y e ' s i n i n
ana kütüphanesi) güvenli bölgesinde yaşamayı sürdürmüştür.69 Parsons
için, sessizlikler d o ğ a l d ı : ' A t h e n a e u s , b u n u n [ K ü t ü p h a n e ] h a k k ı n d a y a z ı
y a z m a n ı n h i ç b i r a m a c ı o l m a d ı ğ ı n ı , zira b ü t ü n i n s a n l a r ı n z i h i n l e r i n d e o l d u ­
ğunu d ü ş ü n ü y o r d u . ' 7 0
E ğ e r , ş i m d i g ö r ü n d ü ğ ü gibi, M u s e i o n , iki y ü z y ı l d a h a a y a k t a k a l m a y ı
b a ş a r d ı y s a d a , T h e o d o s i u s ' u n 391 y ı l ı n d a k i , ş e h i r d e k i b ü t ü n p u t p e r e s t ta­
p ı n a k l a r ı n ı n y ı k ı l m a s ı n a ilişkin e m r i n e karşı m u h t e m e l e n d i r e n e m e m i ş t i r .
B u r a d a , İ s k e n d e r i y e m i t o l o j i s i n d e k i Sezar-karşıtı s u ç l a m a l a r ı n y e r i n i , H ı -
ristiyanlık-karşıtı sempatiler almaktadır. Kovuşturma, özellikle Gib-
bon'un 'Decline and Fall'* suçlamalarını içermektedir. "Theodosius'un
fermanlarından sonra," diye yazmaktadır Gibbon, "İskenderiye'nin de­
ğerli kütüphanesi yağmalanmış veya tahrip edilmişti;". Ve y a k l a ş ı k y i r m i
yıl sonra, b o ş rafların g ö r ü n t ü s ü , zihinleri dini ö n y a r g ı l a r l a t a m a m e n k a -
r a r m a m ı ş o l a n h e r bir izleyicide p i ş m a n l ı k v e k ı z g ı n l ı k o r t a y a ç ı k m a s ı n a

Decline and Fall: Ç ö k ü ş ve Yıkılış [ç.n.]

İS
n e d e n o l m u ş t u . ' G i b b o n ' u n b u n u n l a ilgili d i p n o t u n d a ş u n l a r y a z ı y o r d u :
"Bağnaz ve tartışmalı bir yazar olmasına rağmen, Orosius'un yüzü kıza-
nyormuş gibi geliyor.!71' D ö r d ü n c ü v e beşinci y ü z y ı l d a k i Apostolic Ana­
yasa, p u t p e r e s t e d e b i y a t ı ve felsefesiyle z e h i r l e n m e m i ş , t a m a m e n Hıristi­
yan b i r e ğ i t i m y ö n t e m i u y g u l a m a g i r i ş i m i n d e b u l u n m u ş t u r v e b u d u r u m ,
Hıristiyan R o m a İ m p a r a t o r l u ğ u içindeki p u t p e r e s t k i t a p l a r a v e ö ğ r e n i m e
karşı n e r e d e y s e bir haçlı seferiyle s o n u ç l a n m ı ş t ı r . A m m a n i u s M a r c e l l i -
nus'un yazdığı gibi, "Kütüphaneler mezar gibi sonsuza dek kapatılmış­
11
tı." ' Ancak, Hıristiyan y ı k ı m ı n ı n d e v a m ı olarak, Hıristiyan Theophi-
lııs'un, İ m p a r a t o r T h e o d o s i u s ' u n e m r i y l e , p u t p e r e s t k ü l t ü r ü n i s t e n m e y e n
kalıntısı o l a r a k k ü t ü p h a n e y i g e r ç e k t e n y a k ı p y a k m a d ı ğ ı k o n u s u n d a belir­
sizlikler s ü r m e k t e d i r . Ö n e m l i bir k a y n a k , d ö r d ü n c ü y ü z y ı l d a İ s k e n d e r i ­
y e ' y i ziyaret e d e n A p t h o n i u s ' u n kanıtı, ş i m d i genel o l a r a k 3 9 1 e m r i n d e n
(ince o l d u ğ u d ü ş ü n ü l m e k t e y s e d e , ziyaretin k e s i n tarihini a ç ı k l a m a k t a ­
dır.73 M o d e r n açıklamalara göre "Hıristiyanlık, dördüncü yüzyılda klasik
kültürün yaşamını yavaş yavaş bastırarak yok etmiştir" ve "Theophilus,
'[Serapium'un] heybetli yapısının temeline kadar yerle bir edilmesi ve kü­
tüphanedeki parşömenlerin, iskenderiye sokaklarında kocaman öbekler
halinde yakılması amacıyla, putperest kütüphaneyi yok etmeye can atıyor-
du."14 S e r a p i u m ' u n k u n d a k l a n m a s ı g e r ç e k t e n d e bir ç o k u z u n d ö r d ü n c ü
ve beşinci yüzyıl h i k a y e s i n i n k o n u s u n u o l u ş t u r m u ş t u r . A m a b u n l a r ı n için­
di- en ateşli Hıristiyanlık-karşıtı A n t a k y a ' h E u n a p i u s bile, S e r a p i u m kun­
d a k l a n d ı ğ ı n d a eski k ü t ü p h a n e d e n h e r h a n g i bir şey kaldığını iddia e t m e y e
cesaret e d e m e m i ş t i . 7 5 B u şeytanlığın son v e e n s a n s a s y o n e l g ö r ü n t ü s ü , be­
llici y ü z y ı l d a y a ş a y a n İ s k e n d e r i y e l i m a t e m a t i k ç i H y p a t i a ' n ı n , Hıristiyan
rahipler t a r a f ı n d a n k ı r b a ç l a n a r a k a r a b a s ı n d a n çıkartılması ve s o n r a da sü-
r ü k l e n e r e k k ü t ü p h a n e d e n k a l a n kitaplarla birlikte ateşe v e r i l m e s i n i n bir
tasviri ile o r t a y a ç ı k m ı ş t ı r . 7 6
İ s k e n d e r i y e K ü t ü p h a n e s i , y a d a kalıntıları 3 9 1 ' d e S e r a p i u m ' a yapılan
saldırı s o n u c u n d a ( v e y a a s l ı n d a b u n a n e d e n o l a n b i r ç o k saldırıda) y o k
e d i l d i y s e bile, M ı s ı r ' ı n 6 4 2 yılında A r a p G e n e r a l i E m i r tarafından fethi,
bir b a ş k a k a y ı p efsanesi y a r a t m ı ş t ı . İstilanın gelişimi A r a p , K ı p t î ve Bi-
z a n s tarihçileri t a r a f ı n d a n k a y d e d i l m i ş t i . A m a o n ü ç ü n c ü yüzyılın b a ş ı n a
k a d a r h i ç birisi K ü t ü p h a n e n i n k a y b ı n d a n b a h s e t m e m i ş t i . S o n r a , A r a p isti-
l a s ı n d a n b e ş y ü z y ı l d a n fazla bir z a m a n g e ç t i k t e n sonra, iki b ü y ü k A r a p ya­
zar, B a ğ d a t ' l ı A b d ü l l a t i f v e İ b n Al-Qifti b i r d e n b i r e E m i r ' i , P t o l e m y ' n i n
e s k i k ü t ü p h a n e s i n i n y a n m a s ı y l a b a ğ d a ş t ı r m ı ş t ı . A b d ü l l a t i f in Account of
Egypf'ı ( M ı s ı r ' ı n H i k a y e s i ) , y a z ı m ı n d a k i bir ç o k belirgin h a t a n e d e n i y l e
i t i b a r d a n d ü ş m ü ş t ü . A m a İ b n A l - Q i f t i ' n i n History of Wise Men'i (Akıllı
İnsanların Tarihi) Emir'in, 54.000 kitabının yakılması hakkındaki emirle­
r i a ç ı k l a m ı ş v e e n acıklısı, k i t a p l a r ı n g e n e r a l i n e m r i y l e İ s k e n d e r i y e ' d e k i
h a m a m l a r a r a s ı n d a d a ğ ı t ı l a r a k , ı s ı n m a k için y a k ı t o l a r a k k u l l a n ı l d ı k l a r ı n ı
anlatmıştı. Tamamının yanmasının altı ay sürdüğü söylenmekteydi.
E m i r ' i n h a r e k e t l e r i , s ö z ü m o n a , K ı p t î rahibi G r a m e r c y J o h n t a r a f ı n d a n
kendisine kitapların değerleri söylendikten ve sonra da Ş a m ' d a bulunan
H a z r e t i Ö m e r ' e d a n ı ş t ı k t a n s o n r a b a ş l a m ı ş t ı . Ö m e r ' i n c e v a b ı efsaneleş­
miştir: 'Eğer onlarda [parşömenler] yazılı olanlar Allah'ın Kitabı [bir
başka deyişle, Kuran] ile uyuşuyorsa, onlara ihtiyaç yoktur; eğer uyuşmu­
yorsa, istenmiyorlar dır. Bu nedenle onları yok edin.n% Bu h i k â y e ç o k sa­
y ı d a A r a p kayıtta t e k r a r l a n m ı ş t ı v e k e s i n o l a r a k , aynı z a m a n d a A b u ' l F a -
raj olarak d a bilinen H ı r i s t i y a n P i s k o p o s G r e g o r y B a r H e b r a e u s ' u n ( 1 2 8 6 )
y a z ı l a r ı n d a s ü s l e n m i ş t i . Bu y a z ı y ı "Dinleyin ve hayret edin" d i y e s o n u ç ­
l a n d ı r m ı ş t ı . 7 9 B u ifadeler o n y e d i n c i y ü z y ı l a k a d a r A v r u p a ' d a y a y ı l m a d ı y -
s a d a , b u n d a n s o n r a , ü ç y ü z y ı l s ü r e n bir t a r t ı ş m a b a ş l a t m ı ş t ı r . Y i r m i n c i
y ü z y ı l ı n b a ş ı n d a A r a p Dili v e E d e b i y a t ı â l i m i Butler, k a y ı p k ü t ü p h a n e ile
ilgili i b n Al-Qifti tarihini ( ' z i n c i r l e m e s a ç m a l ı k l a r ' ) , ö z e l l i k l e p a r ş ö m e n i n
yanmadığına dikkat çekerek, yıkmaya çalışmıştı. Aslında p a r ş ö m e n tabi ki
y a n m a k t a d ı r v e B u t l e r ' i n saldırısı, d u y a r l ı k t a n ç o k , canlılığı ile d a h a ç o k
dikkat çekmektedir.80
İbn Al-Qifti'ye karşı d u y u l a n y e n i ilginin bir s o n u c u , h i k â y e s i n i d ö r ­
d ü n c ü yüzyıl k a y n a k l a r ı n a k a d a r izleyen v e h a m a m - z a m a n ı h i k â y e s i n i n
ise on ikinci yüzyıl icadı o l d u ğ u n u b e l i r l e y e n bilimsel detektiflik ç a l ı ş m a ­
s ı o l m u ş t u r . 8 1 Efsaneyi y a l a n l a m a k a m a c ı y l a d a h a ö n c e y a p ı l a n b i r ç o k gi­
r i ş i m inandırıcı o l m a m ı ş t ı . A m a y a k ı n z a m a n l a r d a b i l i m , a r a ş t ı r m a l a r ı n ı
b u n u n politik k a y n a ğ ı n ı b u l m a y ı k a p s a y a c a k ş e k i l d e g e n i ş l e t m i ş t i r . O n bi­
r i n c i v e o n ikinci yüzyılda, Haçlı Seferlerinin F i l i s t i n ' d e k i A r a p istilasını
t e r s i n e ç e v i r m e y e çalıştığı z a m a n l a r d a , A v r u p a ' d a k l a s i k b i l i m y e n i d e n
c a n l a n ı y o r d u . Ü n i v e r s i t e v e m a n a s t ı r vakıfları t a r a f ı n d a n b e s l e n e n v e h ü -
darkmalt

k ü m d a r l a r t a r a f ı n d a n t e ş v i k e d i l e n b i l i m s e l bir r ö n e s a n s , Y u n a n felsefesi­
n e karşı d u y u l a n ilginin g ü ç l ü b i r ş e k i l d e y e n i d e n c a n l a n m a s ı n a v e E u c l i d ,
Hippokrates, Galen, Ptolemy ve Aristoteles de dâhil olmak üzere, Arap­
ç a ' d a n Latinceye yapılan tercümeler, bilimin yavaş yavaş yüceltilmesine
k a t k ı d a b u l u n m u ş t u r . M ü s l ü m a n d ü n y a s ı n d a , e s k i l e r i n , ö z e l l i k l e d e Yu­
nanlıların çalışmalarının, emanetçileri oldukları bilinen büyük şehirler ve
k ü t ü p h a n e l e r e o d a k l a n ı l a r a k k a y b o l a n m e t i n l e r i n b u l u n m a s ı için a r a y ı ş l a r
başlamıştı.82
İ ş t e b u h a r e k e t g ö z ö n ü n e a l ı n a r a k , I b n Al-Qifti, d a h a ö n c e k i b i r
A r a p y ö n e t i m i ( v e h a l e f i n d e n m a n a l ı b i r ş e k i l d e farklı) t a r a f ı n d a n İs­
k e n d e r i y e gibi b i r k ü t ü p h a n e n i n y ı k ı l m a s ı n ı n , k i t a p l a r ı n s a t ı l m a s ı n d a n
d a h a az suç o l u ş t u r d u ğ u n u , belli bir m a n t ı k çerçevesi içinde g ö s t e r m e ­
ye çalıştığı bir tür efsane o l u ş t u r m u ş t u r . Ibn Al-Qifti'nin tepki göster­
diği ş e y , e s k i i l i m l e r i n k ö k e n l e r i n e k a r ş ı A v r u p a ' d a o l u ş a n y e n i i l g i n i n
tam tersine, M ü s l ü m a n d ü n y a s ı n d a k i k ü t ü p h a n e l e r i n yaygın bir şekilde
y e r l e b i r e d i l m e l e r i y d i . F a t i m i k ü t ü p h a n e s i n i n b ü y ü k bir b ö l ü m ü , iki
m i l y o n d a n f a z l a k i t a p l a , 1070 y ı l ı n d a M ı s ı r H a l i f e s i t a r a f ı n d a n s a t ı l m ı ş ­
tı. E s k i d ü n y a n ı n b i r k e r a m e t i o l a r a k k ü t ü p h a n e , r e j i m i n a l a c a k l ı l a r ı n a
ö d e m e y a p m a k amacıyla yağmalanmıştı. Yüz binlerce kitabın satılma-
sı y a ş a n a n e n b ü y ü k k i t a p f e l a k e t l e r i n d e n biri o l m u ş t u . H a ç l ı l a r ı n 1 1 0 9
yılında Trablusgarp'ı ele geçirmesi de, binlerce kitabın daha yağmalan­
m a s ı ile s o n u ç l a n ı r k e n , M ü s l ü m a n g e n e r a l i v e şairi O s a m a I b n M u n -
q i z ' i n 4 . 0 0 0 kitaplık özel kitaplığı, K u d ü s kralının t e m i n a t s ö z ü n e rağ­
men, Akka'ya götürülmüştü.83
K ü t ü p h a n e l e r i n y a ğ m a l a n m a s ı v e y ı k ı l m a s ı h a k k ı n d a k i karşılıklı suçla­
maların bir parçası olarak kitapların bakımı ve korunması hakkındaki pro­
p a g a n d a savaşı, b ü y ü k İ s k e n d e r i y e e f s a n e s i n i n o l u ş m a s ı n a n e d e n o l m u ş -
t u . B u a y n ı z a m a n d a , istisnai bir ş e k i l d e zeki bir h a r e k e t t i . I b n Al-Qifti,
e f e n d i l e r i n i n o n a y ı n ı a l m a s ı g e r e k t i ğ i n i b i l i y o r d u . F a t i m i ' l e r i n eski Şii yö­
n e l i m i n i n d e v r i l m e s i n d e n s o n r a , S e l a h a d d i n ' i n S ü n n i rejimi, p a h a biçile­
n l e / k ü t ü p h a n e l e r i n satışıyla, h a z i n e s i n i y e n i d e n d o l d u r m a v e H a ç l ı l a r a
karşı seferberliğini s ü r d ü r m e g i r i ş i m i n d e b u l u n m u ş t u . E n d i k k a t i ç e k e n ,
1171 yılında Mısır'daki Fatimi kütüphanesinin enkazının müzayedesiy-
d i . 8 4 S a t ı ş b i r k a ç yıl s ü r m ü ş v e 1 2 0 . 0 0 0 k i t a p S u r i y e ' y e n a k l e d i l m i ş t i .
1183 yılında, y u k a r ı F ı r a t ' t a k i S u r i y e şehri A h m e d ' d e , bir m i l y o n kitaplık
bir b a ş k a k ü t ü p h a n e , h i z m e t l e r i n karşılığı o l a r a k S e l a h a d d i n ' i n d e s t e k ç i ­
lerine verilmişti. A l - Q a d i Al-Fadel ayırdıklarını, 7 0 d e v e y e y ü k l e m i ş v e
Ibn Q a r a h A r s l a n ' ı n artanları s a t m a s ı için bir yedi yılın d a h a g e ç m e s i ge­
r e k m i ş t i . Ibn Al-Qifti'nin babası S e l a h a d d i n ' e h â k i m o l a r a k h i z m e t e t m i ş ­
t i v e k e n d i s i d e H a l e p ' e h â k i m o l a r a k a t a n m ı ş t ı . Yeni d ü z e n i n h i z m e t k â r ­
ları olarak Ibn Al-Qifti ve b a b a s ı , b ü y ü k bir h e v e s l e S e l a h a d d i n ' i n icraatı­
nı d e s t e k l e d i k l e r i n i g ö s t e r m i ş l e r d i ve İ s k e n d e r i y e ' n i n y ı k ı l m a s ı , u y g u n ve
hayali bir t a r t ı ş m a k o n u s u y a r a t m ı ş t ı .

T a r i h ç i M u s t a f a E l - A b b a d i ' n i n s ö z l e r i y l e , "Ibn Al-Qifti, bu sıkışık ko­


şulların zorunluluğuna cevap olarak History of Wise Men* kitabına,
Amfin İskenderiye' nin eski kütüphanesindeki kitapların şehir hamamla­
rının ısıtılmasında odun gibi yakılmasını emrettiğine ilişkin hayali hikâye­
yi dâhil etmişti; burada ima edilen, acil durumlarda kitapların satılması­
nın, onları ateşe atmaktan daha az suç olmasıydı."*5

B u r a d a asıl ilginç o l a n şey, kitapların kaybı h a k k ı n d a politik a m a ç l ı ef­


saneler oluşturulmasıdır. Bunların tamamı, koleksiyonun kendisinin kade­
ri k a d a r k ü t ü p h a n e y i o l u ş t u r a n p a r ç a l a r ı n yapısı h a k k ı n d a da karışıklık ya­
ratan türdedir. Bu şartlar altında, eski ç a ğ l a r ı n en b ü y ü k k ü t ü p h a n e s i n i n
y o k o l m a s ı n ı n hikâyesi, o r t a ç a ğ ilminin k ö k e n l e r i , R ö n e s a n s ' ı n k a y n a k l a ­
r ı v e A y d ı n l a n m a n ı n büyük tarihinin o l u ş t u r u l m a s ı h a k k ı n d a d a h a s o n r a
o l u ş a n t a r t ı ş m a l a r ı n içinde k a y b o l m u ş t u . İ s k e n d e r i y e h i k â y e s i n i n t e k r a r
a n l a t ı m l a r ı , N a u c r a t i s ' l i A t h e n a e u s ' u n M . S . 2 0 0 ' l e r e k a d a r g i d e n , kitapla­
rın sayısı v e k ü t ü p h a n e l e r i n k u r u l m a s ı v e M ü z e ' d e k i | M u s e s S a l o n u ] k o ­
l e k s i y o n ile ilgili o l a r a k , "bunların hepsi insanların anılarıyken ben neden
konuşayım,'" kararını destekliyordu.86 Ancak, bütün hikâyelere kaynak
o l a n şey, ( t a m olarak n e r e d e d e p o l a n d ı l a r s a , t a m o l a r a k n e z a m a n v e ki­
m i n tarafından yok edildilerse) kitapların s u g ö t ü r m e z k a y ı p l a r ı y d ı . K a y ı p
İ s k e n d e r i y e , insanlığın ilerlemesindeki g e c i k m e l e r , m e d e n i y e t t a r i h i n d e k i
lekeler v e ilimdeki b ü y ü k d u r a k l a m a l a r h a k k ı n d a çeşitli g ö r ü ş l e r i n d o ğ -

* History of Wise Men: Akıllı İnsanların Tarihi [ç.n.]


m a s ı n a n e d e n o l a n bir çeşit t o t e m h i k â y e h a l i n e g e l m i ş t i : "Her hangi bir
altıgendeki herhangi bir kitap rafında kesin olarak çok değerli kitapların
bulunduğu, ama yine de o kitaplara sonsuza kadar ulaşılamayacağı fikri,
dayanılacak gibi değildi."87
Y a z ı n s a l k a y ı p d u y g u s u a ç ı k ç a z o r g e l i y o r d u v e b u k i t a b ı n d a h a son­
r a k i b ö l ü m l e r i n d e t a n ı m l a n d ı ğ ı gibi, A v r u p a ' d a o n altıncı v e o n d o k u z u n ­
c u y ü z y ı l l a r a r a s ı n d a m a n a s t ı r l a r a y a p ı l a n çeşitli saldırılar s ı r a s ı n d a kay­
bolan edebiyatın ürkütücü değerlendirmesinde bu duygu tekrar yaşana­
caktı. Kayıplar hakkında uzun z a m a n d ı r kara kara düşünülmektedir. Ha­
yali t e m e n n i - l i s t e s i n i n üst s ı r a l a r ı n d a Ç i ç e r o ' n ı ı n b i l i n e n 106 k o n u ş m a ­
s ı n d a n , k a y ı p o l a n 4 8 ' i , L i v y ' n i n History of Rome Roma Tarihi, T a c i t u s ' u n
Annals and Histories ( T a r i h s e l O l a y l a r ve T a r i h l e r ) , V a r r o ' n u n Menippe-
an Satires ( M e n i p p u s H i c v i ) , Diyalog'lan, 42 k i t a p t a n o l u ş a n Antiquities
( A n t i k a l a r ) , De Lingua Latina'nın ( L a t i n D i l i ) ç o ğ u ve De Novem Discip­
lines ( Y e n i Disiplinler) a n s i k l o p e d i s i n i n t a m a m ı , v e C o r n e l i u s N e p o s ' u n
Chronica ( V a k a y i n a m e ) ve Exempla ( İ d e a l ) k i t a p l a r ı n ı n t a m a m ı y e r al-
maktadır.88 K a b u l e d i l m i ş e d e b i y a t ı n s a d e c e k ı s m e n y a d a b ü t ü n varlığıy­
l a k u r t u l m a s ı n ı n istenildiği y e r d e , y o k l u k d a h a çok d i k k a t i ç e k m e k t e d i r .
S u e t o n i u s ' u n S e z a r l a r l a ilgili b i y o g r a f i l e r i k u r t u l m u ş t u r (Illustrious Wri-
ters-Ünlü Y a z a r l a r ) k i t a b ı n ı n p a r ç a l a r ı y l a birlikte), a m a a r a l a r ı n d a , Lives
of the Famous Whores ( M e ş h u r F a h i ş e l e r i n h a y a t l a r ı ) , Physical Ejfects of
Mankind (İnsanlığın Fiziksel Etkileri), Roman Festivals (Roma
f e s t i v a l l e r i ) ve Greek Games'm ( Y u n a n O y u n l a r ı ) de o l d u ğ u , t a n ı n m ı ş on
d ö r t d i ğ e r k a y ı p k i t a b ı n b i l i n e n adları n e d e n i y l e b o ş u n a ü m i t l e n i y o r u z .
İ s k e n d e r i y e t a h r i b a t ı , n e r e d e y s e k e s i n o l a r a k , ş i m d i k a y ı p o l a n Y u n a n ya­
zılarının kopyalarını - İskenderiye okulundan D i d y m u s ' u n ( M . Ö . 80-10)
3,000 ile 4 , 0 0 0 a r a s ı n d a k i y a z ı l a r ı n ı n t a m a m ı dâhil - b a r ı n d ı r m ı ş olsa da,
belki d e , b u e d e b i m a h r u m i y e t k a t a l o g u k o n u s u n d a ç o k a z s o r u m l u l u k ta­
ş ı m a k t a d ı r . A z a l t m a y o l u y l a n e r e d e y s e d e ğ i ş m e z bir d ü z e n y a r a t ı l m a s ı ,
k a y ı p k ü t ü p h a n e l e r e v e y ü k s e l e n ç ı ğ l ı k l a r a karşın, b ü y ü k yazınsal e m a ­
netlerin bir m e r k e z d e b i r l e ş t i r i l m e s i n d e k i akılsızlık v e i n s a n ı n ö r n e k l e
öğrenmedeki başarısızlığı bir devamlılık içermektedir. Rebecca
K n u t h ' u n T i b e t ' t e k i b ü y ü k k a t e d r a l h a k k ı n d a k i t a r t ı ş m a s ı b u n o k t a d a ti­
pik bir ö r n e k k e n (ve d a h a s o n r a k i b ö l ü m l e r d e d a h a b i r ç o k ö r n e k b u l u n -
m a k t a d ı r ) , tek b a ş l a r ı n a belirli k l a s i k e d e b i y a t ı n k u r t u l m a s ı n ı s a ğ l a y a n
" m a r j i n a l " k ü t ü p h a n e l e r ( İ s k e n d e r i y e ' n i n asıl ö r n e ğ i o l d u ğ u m e r k e z i d e ­
poların aksine) Canfora'nın hayali Vanished Library'sinin* kahramanla­
rıdır.**
İ s k e n d e r i y e k ü t ü p h a n e s i n i n y o k e d i l m e s i n i n tasviri k e s i n olarak, o n se­
kizinci ve on dokuzuncu yüzyıllardaki M a s o n anlatılarında yer almasın­
d a n , Batı d e m o k r a s i s i n i n d ü z e n s i z g e l i ş i m i h a k k ı n d a k i b ü y ü k anlatılara
(özellikle eski A m e r i k a Birleşik D e v l e t l e r i n d e y a y ı n l a n d ı ğ ı haliyle) d â h i l
e d i l m e s i n e k a d a r , ç o k yaygın bir etki y a r a t m ı ş t ı r . Ç o c u k l a r a y ö n e l i k tarih
kitapları, ö z e l l i k l e zorlayıcı bir k a y n a k o l u ş t u r m a k t a v e r o m a n t i k hayal
g ü c ü e n ciddi niyetleri bile ç a r p ı t m a k t a d ı r . P a r s o n s , K ü t ü p h a n e n i n ['şim­
d i İ s l a m ' ı n k a r m a ş a s ı a l t ı n d a ' ] İkinci D ü n y a Savaşı sonrası d r a m a t i k tari­
h i n i , şu c ü m l e l e r l e s o n u ç l a n d ı r m a k t a d ı r :
"İnsanlığın, ilahi insan beyninin gizemi, güzelliği ve aklı hakkındaki
değerli kayıtları gelecek zamanlar için koruma konusundaki en büyük öz­
gün ve yaratıcı çabasının trajik tarihi üzerine perde kapandı."

M ü z e S a l o n u n u n b e y a z taş çatısı
Yıkıldı ve artık y o k
Burası, h a s s a s papirüs y a z ı l a r ı n d a , insanların h e r d a i m
D ü ş l e d i ğ i v e d ü ş ü n d ü ğ ü y d ü v e c e n n e t t e n çaldığı
G e r ç e k bilgelik v e k a y b o l a n g ö r k e m i y d i güzelliğin
Ş i m d i , aklın kutsal v e b i l i n m e z h a z i n e l e r i
D a ğ ı l ı p gitti r ü z g â r l a r ı n d a , eski g ü n l e r i n
Laus D e o 9 1

Vanighed Library: Y o k o l a n kütüphane Iç.n.J


İ s k e n d e r i y e K ü t ü p h a n e s i h i k â y e s i n i n e n ç a r p ı c ı özelliği, b e l k i d e , tar­
t ı ş m a n ı n g i d e r e k g ü ç l e n m e s i v e b u k a d a r kişiyi m e ş g u l e t m e s i d i r . Ş u b a t
1 9 9 0 ' d a k i A s w a n D e k l a r a s y o n u , İ s k e n d e r i y e için yeni b i r k ü t ü p h a n e n i n
p l a n ı n ı belirlemiştir ( B i b l i o t h e c a A l e x a n d r i n a ) . U N E S C O ' n u n h i m a y e s i n ­
d e " b u ç a p t a k i ilk k ü t ü p h a n e o l a r a k g e r ç e k l e ş t i r i l e n v e u l u s l a r a r a s ı t o p l u ­
l u ğ u n y a r d ı m ı y l a inşa e d i l e n " b u projeyi D e k l a r a s y o n " İ s k e n d e r ' i n i m p a ­
r a t o r l u k r ü y a l a r ı n ı , e v r e n s e l bilgi a r a ş t ı r m a s ı n a d ö n ü ş t ü r e n v e Aristote­
l e s ' i n L y c e u m ' u ç i z g i s i n d e bir K ü t ü p h a n e n i n g e l i ş m e s i n i n " m o d e r n h a l e ­
fi o l a r a k s e l a m l a m a k t a d ı r , "... Konstantinopolis ve klasik Arap ve İslam
kültürleri tarafından kısmen de olsa kurtarılmalarından bir milenyumdan
fazla bir süre öncesinden beri Batı için kayıp olan İskenderiye biliminin
başarıları, Avrupa Rönesans' inin yeni dünyalar aramaya başlamalarında
yardımcı olacaktı. Burada ve genelde Yunan medeniyetinin bir devamı
olarak, iskenderiye' nin Eski Kütüphanesi, hala yaşayan bir gelenekte, ha­
yati bir bağlantı olarak varolmaya devam etmektedir 92
E n t u h a f o l a n ı , sayısız kitap, m a k a l e v e ş i m d i d e w e b sitesinin k e n d i l e ­
rini d a h a fazla e f s a n e ö r m e y e v e y a İ s k e n d e r i y e k ü t ü p h a n e s i y l e ilgili s a ç ­
ına y o r u m l a r s u n m a y a a d a m a l a r ı d ı r . " B a t ı D ü n y a s ı n ı n felsefi, r u h a n i v e
k o z m o l o j i k g e l e n e k l e r i n i n k e ş f e d i l m e s i n e a d a n a n " bir dergi o l a n Alexan­
dria [ İ s k e n d e r i y e ] , b u n l a r a r a s ı n d a d a h a saygın o l a n l a r ı n d a n biridir. A m a
çok azı, özellikle i n t e r n e t ' i n d e m o k r a s i s i d i k k a t e a l ı n d ı ğ ı n d a , g i z e m l i ger­
çekdışı önerilerden arınmıştır. M u h a m m e d Sid-Ahmed, gelişmekte olan
yeni İ s k e n d e r i y e k ü t ü p h a n e s i h a k k ı n d a A r a b i e . n e w s . c o m ' a verdiği bir
m a k a l e d e , e t k i l e ş i m l i m e t i n l e r i n b u l u n d u ğ u bir k ü t ü p h a n e t a l e p e t m e k t e
a m a b u s ö z l e r i n e " i l k v e e n ö n e m l i z o r l u ğ u n , İsrail tarafından g e l e c e k so­
nullarla başa çıkmak olduğunu eklemektedir.93 Daha geleneksel popüler
ç a l ı ş m a s ı C o s m o s ' t a C a r i S a ğ a n , bir z a m a n l a r İ s k e n d e r i y e ' d e b u l u n a n
e d e b i y a t ı n " s a d e c e k ü ç ü k bir k ı s m ı n ı n " k u r t a r ı l m a s ı k o n u s u n d a k i d ü ş ü n -
c e l e r i n i b e l i r t m e k t e d i r . S a ğ a n , özellikle S a m o s ' l u A r i s t a r c h u s ' u n yazıları­
nın k a y b ı n a ü z ü l m e k t e v e şöyle e k l e m e k t e d i r :

'Eğer Aristarchus'un bu çalışması için duyduğumuz kayıp duygusunu


yüz binle çarparsak, klasik medeniyetin başarılarının büyüklüğünü takdir
etmeye ve yok edilmesindeki trajediyi görmeye başlarız... iskenderiye Kü-
tüphanesinin bir üyelik kartı ile çözülebilecek gizemlerini hayal edin. Ba-
bil'li rahip Berossus'un, şimdi kayıp olan üç ciltlik dünya tarihini biliyo­
ruz. Birinci ciltte, 432.000 yıl ya da Tevrat kronolojisinden yaklaşık yüz
kat daha uzun bir dönem olarak yorumladığı, Yaradılıştan Tufana kadar
94
geçen süreyle ilgilenmişti. Merak ediyorum, acaba içinde ne vardı?'

S a ğ a n ' ı n r e s i m l e y i c i s i d a h a d a ileri gidip, von C r a v e n ' i n fazlasıyla ç o ­


ğaltılmış, aynı d e r e c e d e h a y a l i g r a v ü r l e r i n i g ü n c e l l e y e r e k K ü t ü p h a n e n i n
B ü y ü k S a l o n u n a ait hayali r e s i m l e r s u n m u ş t u r . " B i l i m s e l k a n ı t l a r a d a y a ­
n a n " S a ğ a n r e s i m l e r i , B ü y ü k İ s k e n d e r ' i , " İ s k e n d e r i y e K ü t ü p h a n e s i n d e gö­
rülebileceği g i b i " v e " A r i s t a r c h u s ' u n k a y ı p k i t a p l a r ı n d a , İ s k e n d e r i y e K ü ­
t ü p h a n e s i n i n raflarında s a k l a n a b i l e c e ğ i gibi bir k a n c a ve silah ve de fira-
v u n v a r i ş a p k a s ı i l e " tasvir e t m e k t e d i r . 9 5 Bir çok w e b s i t e s i n d e n bir t a n e s i ,
k ü t ü p h a n e n i n " i n s a n l a r ı n cinselliği ( h o m o s e k s ü e l l i k , c i n s e l u y a r ı m l a r v e
cinsel p o z i s y o n l a r gibi k o n u l a r ) " ile ilgili k o l e k s i y o n l a r ı b a r ı n d ı r d ı ğ ı için
yıkıldığını iddia e t m e k t e d i r . 9 6 Aynı site ( K ı b r ı s k ö k e n l i ) ilk H ı r i s t i y a n l a ­
rın k ü t ü p h a n e n i n y ı k ı l m a s ı n d a k i s o r u m l u l u ğ u k o n u s u n d a nettir. B u sitenin
e d i t ö r ü n e g ö r e , H i p a t i a , k ü t ü p h a n e " h e r türlü altın v e y a g ü m ü ş için talan
edilip, s o n r a d a y a k ı l m a d a n " ö n c e , " k e n d i d e r s i n d e n e v e d ö n e r k e n " a r a b a ­
sından çıkarılmıştır. Yazar şöyle eklemektedir: "Bugün kütüphanenin bu­
lunduğu yerde yapılan birçok kazıda, sanayi devriminin 1500 yıl önce ger­
çekleşmesini sağlayabilecek bilimsel ve tarihi dokümanlar ortaya çıkmış­
tır."97
İ s k e n d e r i y e h i k â y e s i n i n b u k a d a r sıklıkla y e n i d e n c a n l a n d ı r ı l m a s ı v e
yeniden keşfedilmesinin diğer nedeni, konunun güncelliğinden gelmekte­
dir. K ü t ü p h a n e l e r i ve k i t a p k o l e k s i y o n l a r ı n ı t a h r i p e d e n a c ı m a s ı z l ı ğ ı n et­
rafında o l u ş a n bu tür d e s t a n l a r ı n , s a d e c e uzak g e ç m i ş i n bir p a r ç a s ı o l d u ­
ğ u n a inanırsak, akıllıca d a v r a n m a m ı ş o l u r u z . B u tarihi o l a y l a r ç a ğ d a ş
ö n e m d e n asla y o k s u n değildir v e b u n d a n s o n r a k i b ö l ü m l e r d e e l e a l ı n a c a k
b i r ç o k k o n u n u n b u n d a n d a h a g ü n c e l o l m a s ı d a m ü m k ü n değildir. G e ç m i ­
şe ilişkin g ö r ü n t ü l e r d e k i p o t a n s i y e l g ü ç , o n l a r ı n t e k r a r k u l l a n ı l a b i l m e ve
y a r a t ı m kapasitelerini açığa v u r m a k t a d ı r .
Y i r m i n c i y ü z y ı l d a savaş n e d e n i y l e o l u ş a n k ü t ü p h a n e y ı k ı m l a r ı , D o ğ u
A s y a a n l a ş m a z l ı k l a r ı n ı n ilk yılları ile B i r i n c i D ü n y a S a v a ş ı n ı n b o m b a r d i -
m a n l a r ı n a , h a v a saldırılarına, İkinci D ü n y a S a v a ş ı n d a k i y a k m a v e kasıtlı
y a ğ m a l a m a l a r a v e b u n d a n s o n r a d ü n y a n ı n çeşitli y e r l e r i n d e y a ş a n a n p e k
ç o k s a v a ş a k a d a r u z a n m a k t a d ı r . 1900 y ı l ı n d a P e k i n ' i n k u ş a t ı l m a s ı v e b u ­
nu izleyen Boxer İsyanı, beraberinde Hanlin Yuan'ın (veya Hanlin Aka­
d e m i s i n i n ) y ı k ı l m a s ı n ı v e d a ğ ı t ı l m a s ı n ı g e t i r m i ş t i r . B u n u n t a m içeriği s p e ­
k ü l a s y o n a açıktır. B i r t a r i h ç i t a r a f ı n d a n "Çin biliminin özü... Dünyanın en
eski ve en zengin kütüphanesi" o l a r a k d e ğ e r l e n d i r i l e n K ü t ü p h a n e n i n tesis­
leri i ç i n d e b u l u n a n k o l e k s i y o n l a r h a k k ı n d a h i ç b i r k a y ı t k u r t u l a m a m ı ş t ı r . 9 8
E n a z ı n d a n , k ü t ü p h a n e n i n 3 6 . 0 0 0 ciltlik Siku Q u a n S h u ' y u ( D ö r t H a z i n e
K ü t ü p h a n e s i ) v e o n b e ş i n c i yüzyıl b a ş l a r ı n ı n Y o n g L o D a D i a a n s i k l o p e ­
d i s i n i n s o n k a l a n k o p y a s ı n ı içerdiğini b i l i y o r u z . I 9 0 0 ' e g e l i n d i ğ i n d e ç o k
a z a l m ı ş o l m a s ı n a r a ğ m e n , Y o n g L o D a D i a orijinal o l a r a k 11.095 e l yaz­
m a s ı f o l y o cilt i ç i n d e 2 2 . 9 3 7 b ö l ü m i ç e r i y o r d u . N a n j i n g ' d e k i k r a l i y e t kü­
t ü p h a n e s i n d e t u t u l a n orijinal m e t i n l e r , z a t e n 1449 y ı l ı n d a ç ı k a n bir y a n ­
g ı n d a y o k o l m u ş t u v e ilk e l y a z m a s ı k o p y a n ı n , M i n g H a n e d a n ı n ı n d ü ş m e ­
s i n d e n s o n r a y o k o l d u ğ u s a n ı l m a k t a d ı r . 9 9 Ç i n l i tarihçiler, Batı g ü ç l e r i n i
k ü t ü p h a n e salonlarını kasıtlı o l a r a k y a k m a k l a s u ç l a m a k t a y d ı fakat İngiliz
v e m ü t t e f i k birlikleri, a n l a ş ı l a n Çinli k u ş a t m a c ı l a r ı n b u k a d a r saygın bir
m e k â n a saldırmayacağına inanarak Hanlin Yuan'ın yakınında sığınmış­
tı, 100

B i r yetkilinin belirttiği gibi, H a n l i n h a z i n e l e r i n i n k a y b ı g e r ç e k l e ş m e


nedeni: " o k u m a s ı yazması olmayan gruplar, kendilerine yapılan zulmün
m a l z e m e s i n i s i m g e l e y e n kitapları t a h r i p e d e r v e y a e d i l m e s i n e izin v e r i r "
( 2 0 0 3 y ı l ı n d a k i B a ğ d a t y a ğ m a s ı ile ilgili b a z ı ifadelere ç o k da aykırı o l m a ­
yan bir ç ı k a r ı m ) . 1 0 1 Sadece bu nedenlerle, Şanghay'daki en büyük kütüp­
h a n e o l a n D o n g - F a n g k ü t ü p h a n e s i , 1923 y ı l ı n d a J a p o n birlikleri tarafın­
d a n t u t u ş t u r u l m u ş t u . A m a b i r ç o k y i r m i n c i yüzyıl k ü t ü p h a n e trajedisi d e
a y n ı savaş m a h a l l i a k ı b e t i n d e n k u r t u l a m a m ı ş t ı (hatta askeri u m u r s a m a z ­
lık, d ü n y a d a k i ç a ğ d a ş y o r u m c u l a r için d a h a az şaşırtıcı o l s a bile bu b ö y ­
leydi). Büyük Savaşta kaybedilen Metz Belediye Kütüphanesi, 1870-
7 1 ' d e k i F r a n k o - P r u s y a S a v a ş ı s ı r a s ı n d a P a r i s ' t e k i eski ş e h i r k ü t ü p h a n e s i ­
nin y o k e d i l m e s i n i h a t ı r l a t m ı ş t ı . A m a g e n e l i n hayal g ü c ü n ü asıl y a k a l a y a n
şey, 1425 y ı l ı n d a k u r u l m u ş o l a n L o u v a i n Ü n i v e r s i t e s i K ü t ü p h a n e s i n i n yı­
kılması o l m u ş t u . 1915 y ı l ı n d a B e l ç i k a ' n ı n istila e d i l m e s i n d e n k ı s a s ü r e
sonra A l m a n birlikleri t a r a f ı n d a n y a k ı l d ı ğ ı n d a , ç e y r e k m i l y o n d a n fazla ki-
102
lap alevler t a r a f ı n d a n y u t u l m u ş t u . L o u v a i n Kütüphanesinin kaybı, bü­
tün d ü n y a d a ş a ş k ı n l ı ğ a n e d e n o l m u ş t u v e P a r i s B a r ı ş K o n f e r a n s ı s ı r a s ı n d a
b i l i m a d a m l a r ı n d a n o l u ş t u r u l a n u l u s l a r a r a s ı bir k o m i t e , y e n i d e n inşa edil­
mesini ve yeniden biriktirilmesini planlamıştı. En çarpıcı olan, Japon­
y a ' n ı n bir b a k a n ı B e l ç i k a ' y a , J a p o n e d e b i y a t ı n ı n klasiklerini A v r u p a ' y a
teklif e t m e fırsatını y a k a l a m ı ş v e g e l e c e k t e İ m p a r a t o r l u k Ü n i v e r s i t e s i K ü ­
t ü p h a n e s i n d e n g ö n d e r i l m e k ü z e r e 14.000 cilt seçilmişti - a n c a k , b u n l a r da
1923 d e p r e m i s o n r a s ı n d a ç ı k a n y a n g ı n d a y o k e d i l e c e k t i . U l u s l a r a r a s ı yar­
dımlar sayesinde yeniden doldurulan yeni Louvain Kütüphanesi Mayıs
1 9 4 0 ' d a t e k r a r t a h r i p e d i l d i ğ i n d e , şehir, savaş y a n g ı n l a r ı n d a n t e k r a r t e k r a r
e t k i l e n e n kederli şehirler sınıfına k a t ı l m ı ş t ı . G ö z e ç a r p a n bir yaralı o l a n
S e l a n i k 1545, 1620, 1734, 1759, 1890 y a n g ı n l a r ı n d a ve y i n e , 1917 yılın­
daki Büyük Savaşta kütüphaneler kaybetmişti.103
A v r u p a ' d a İkinci D ü n y a S a v a ş ı ö n c e s i n d e , yıllar s ü r e n k i t a p l a r a e l
k o y m a olayları y a ş a n m ı ş t ı . 1933 ile 1945 yılları a r a s ı n d a A l m a n y a ' d a v e
işgal a l t ı n d a k i A v r u p a ' d a , k ü t ü p h a n e l e r v e y a y ı n e v l e r i n d e b u l u n a n 100
m i l y o n d a n fazla k i t a p N a z i güçleri t a r a f ı n d a n t a h r i p e d i l m i ş t i . B u e l k o y ­
m a o l a y l a r ı n ı n ç o ğ u n d a k a m e r a (ve d a h a s o n r a s a n a t ç ı s t ü d y o l a r ı ) , e n az,
hatırlatıcı yazılı ifadeler k a d a r g ü ç l ü v e h a z ı r o l d u ğ u n u k a n ı t l a m ı ş t ı r . Ya­
hudi k i t a p l a r ı n ı n y a k ı l m a s ı n a ilişkin fotoğraf g ö r ü n t ü l e r i , s o y k ı r ı m b a ş l a n ­
gıcını g ö s t e r m e k v e s e m b o l i z e e t m e k a m a c ı y l a g e n i ş ç a p t a k u l l a n ı l m ı ş ­
t ı r . 1 0 4 Yirmi birinci yüzyıla gelindiğinde, Yahudilerin h e m başarısı, h e m
de kıyamet günü, Rachel Whiteread tarafından yapılan, devrik kütüphane
heykeliyle simgelenmişti. Viyana'da Judenplatz'da görülmeye değer bir
tartışma arasında dikilen Whiteread'in Kütüphanesi, toplanan ve d a r m a d a ­
ğın e d i l e n k i t a p l a r a a d a n m ı ş , z e n g i n bir sanat v e h e y k e l g e l e n e ğ i n i s ü r d ü ­
r ü y o r d u . 1 0 5 K ü t ü p h a n e l e r savaştaki b ü t ü n taraflar için k u r b a n v e hedeftir,
a m a S e m Sutter, b u k i t a p t a k i d o k u n a k l ı h i k a y e s i n d e belirttiği gibi, N a z i
m ü s a d e r e s i , t a m olarak d e ğ e r l e n d i r i l e m e y e n bir ç o k ihlal a r a s ı n d a d ı r v e
( 1 2 . b ö l ü m d e d e t a y l ı olarak a n l a t ı l m ı ş t ı r ) , k a y n a k o l a r a k , e n d o k u n a k l ı k i ­
şisel t a n ı k l ı k l a r kullanılmıştır.
İkinci D ü n y a S a v a ş ı n ı n b o m b a r d ı m a n l a r ı v e kasıtlı y a n g ı n saldırıları,
yüzlerce kütüphaneyi yanmış bina iskeletlerine döndürmüştü. Sırbis-
t a n ' d a , B e l g r a t U l u s a l K ü t ü p h a n e s i N i s a n 1 9 4 1 ' d e A l m a n b o m b a l a n tara­
f ı n d a n t a m a m e n y e r l e bir e d i l m i ş t i v e e n b ü y ü k k a y ı p l a r a r a s ı n d a eski Slav
106
alfabesiyle y a z ı l m ı ş o l a n 1.300 e l y a z m a s ı b u l u n u y o r d u . Varşova'daki
P o l o n y a Ulusal Kütüphanesi (1928 yılında kurulmuş), toplam 700.000
b i n d e n fazla kitap k o l e k s i y o n u n d a n , y a k l a ş ı k 3 7 2 . 0 0 0 k a l e m k a y b e t m i ş t i
v e V a r ş o v a K r a s i n s k i k ü t ü p h a n e s i , b u r a d a m u h a f a z a e d i l e n ulusal v e üni­
versite kütüphanesi koleksiyonlarının talan edilmesiyle, t a m a m e n yok
107
edilmişti. P o l o n y a U l u s a l K ü t ü p h a n e s i , 1747 y ı l ı n d a k u r u l a n , a m a 1795
yılındaki Bölünme sonrasında, St Petersburg'daki Kraliyet Genel Kütüp­
hanesinin ( 1 7 9 5 ' d e kurulmuş, bina 1814'de açılmıştı) bir parçası olmak
ü z e r e t a ş ı n a n Z a l u s k i K ü t ü p h a n e s i n i n h a l e f i y d i . 1 0 8 V a r ş o v a isyanı sırasın­
d a , y a k l a ş ı k 3 0 0 . 0 0 0 cilt içeren Raczyfskich kütüphanesi yanarak yerle
bir o l m u ş v e V a r ş o v a G e n e l K ü t ü p h a n e s i n i n a n a yığınları, O c a k 1 9 4 5 ' d e
b o ş a l t m a arifesinde y a n m ı ş t ı . 1 0 9 E l b l a g , G d a n s k v e P o z n a f d a h i l , d i ğ e r
b i r ç o k b ü y ü k P o l o n y a k ü t ü p h a n e s i t a m a m e n t a h r i p e d i l m i ş v e t o p l a m ola­
rak, 1939 y ı l ı n d a P o l o n y a ' d a o l d u ğ u d ü ş ü n ü l e n 1,65 m i l y o n Y a h u d i kita­
b ı n ı n % 7 0 ' i n d e n fazlası y o k o l m u ş t u . 1 1 0 İ n g i l t e r e ' y e atılan kasıtlı y a n g ı n
b o m b a l a r ı British M u s e u m ' u v u r m u ş , k ü t ü p h a n e , ö n e m l i eski k i t a p v e ga­
zete koleksiyonlarını kaybetmişti ve Londra Üniversitesi Kolejinde
111
1 0 0 . 0 0 0 ' i n ü z e r i n d e cilt y a n m ı ş t ı . B i r h a v a saldırısının s o n u ç l a r ı n ı g ö s ­
t e r e n k a p a k fotoğrafı, p a r ç a l a n a n k ü t ü p h a n e n i n s i m g e s e l r e s m i o l a r a k tek­
112
rar t e k r a r k u l l a n ı l m ı ş t ı r .
S a v a ş ı n s o n u n d a M ü t t e f i k g ü ç l e r A l m a n y a ' y a g i r d i ğ i n d e , Biefeld v e
B o c h u m ' d a k i b ü y ü k g e n e l k ü t ü p h a n e l e r d e dâhil o l m a k ü z e r e , p e k ç o k kü­
tüphane kaybedilmişti.113 İ t a l y a ' d a 2 0 ' d e n fazla b e l e d i y e k ü t ü p h a n e s i
(özellikle Napoli Üniversitesi Kütüphanesi ve Milano Genel Kütüphane­
si) ile iki m i l y o n c i v a r ı n d a basılı k i t a p ve 3 9 . 0 0 0 el y a z m a s ı , Müttefik ve
Alman hava akınında tahrip o l m u ş t u . 1 1 4 Sovyetler Birliği'nde, 1941 ile
1944 yılları a r a s ı n d a , t o p l a m o l a r a k 100 m i l y o n d a n fazla k i t a b ı n yok edil­
diği d ü ş ü n ü l m e k t e d i r . 1 1 5 İkinci D ü n y a S a v a ş ı n d a , b ü t ü n J a p o n genel kü­
t ü p h a n e l e r i n i n y a k l a ş ı k % 6 5 ' i n i n t a h r i p edildiği t a h m i n e d i l m e k t e d i r . 1 1 6
D a h a y a k ı n z a m a n d a k i k a y ı p l a r , Afrika, H i n d i s t a n y a r ı m a d a s ı v e U z a k
D o ğ u ' d a k i sömürgesel ve sömürge sonrası vahşetten, a m a aynı z a m a n d a
()rta v e G ü n e y A m e r i k a , O r t a D o ğ u v e h a t t a ( s o ğ u k savaş s o n r a s ı n d a -

10
Bükreş ve Saraybosna örnekleri dâhil - kütüphane korumacılığının her
türlü ü s t ü n l ü k d u y g u s u n u n d ı ş ı n d a t u t u l m a s ı g e r e k t i ğ i ) A v r u p a ' d a k i rejim
değişiklikleri s ı r a s ı n d a y a ş a n a n y a ğ m a l a m a o l a y l a r ı n d a n k a y n a k l a n m ı ş t ı r .
A m e r i k a n K ü t ü p h a n e l e r Birliği, r a p o r l a r ı a r a s ı n d a 2 0 0 2 b a h a r ı n d a R a m a l -
lah v e B e t h l e h e m ' d e k i Filistin k ü t ü p h a n e l e r i n e y a p ı l a n İsrail saldırılarını
d a içeren bir U l u s l a r a r a s ı Sorumluluklar Görev Gücü oluşturmuştur.
U N E S C O h i m a y e s i a l t ı n d a da, acıklı bir k a y ı p listesi h a z ı r l a n m ı ş t ı r . 1 1 7
Ç i n K ü l t ü r D e v r i m i ( 1 9 6 6 - 7 6 ) , b i r ç o k Çinli k ü t ü p h a n e c i için h â l â r a k a m ­
lara d ö k ü l e m e y e c e k k a d a r acıklı o l a n bir b e d e l e m a l o l m u ş t u r . 1 1 8 T i b e t ' i n
1959 y ı l ı n d a n beri işgal a l t ı n d a o l m a s ı , R e b e c c a K n u t h ' u n b u k i t a b ı n 14.
b ö l ü m ü n d e belirttiği gibi, u l u s u n k ü l t ü r k u r u l u ş l a r ı n a t e c a v ü z e d i l m e s i ile
s o n u ç l a n m ı ş t ı r . K a m b o ç y a ' d a , K h m e r R o u g e * ( 1 9 7 5 - 7 9 ) a l t ı n d a , soykırı­
m a vahşi y a ğ m a l a m a l a r eşlik e t m i ş t i v e 1992 N i s a n ı n d a M ü c a h i t h ü k ü m e ­
tinin k u r u l m a s ı , A f g a n i s t a n ' d a , Kabil G e n e l K ü t ü p h a n e s i n d e n b a ş l a y a r a k ,
k ü t ü p h a n e l e r e karşı bir dizi saldırı b a ş l a t m ı ş t ı . Kabil Ü n i v e r s i t e s i K ü t ü p ­
h a n e s i n i n , K u z e y İttifakı t a r a f ı n d a n tahribini ( G e n e l K ü t ü p h a n e t e k r a r tek­
rar ziyaret e d i l e r e k ) , 1996 yılında İttifakın d e v r i l m e s i n d e n s o n r a , k a l a n
b ü t ü n k ü t ü p h a n e m e v c u d u n u n ( ü l k e n i n k e n d i eski y a y ı n l a r ı d a d â h i l ) ya­
bancı dillerdeki k ı s m ı n ı n yok e d i l m e s i n i k a p s a y a n T a l i b a n girişimleri iz­
l e m i ş t i . 1 2 0 Bu tür tarihi o l a y l a r ı n g ö s t e r d i ğ i gibi, bilgi ve kültürel k i m l i ğ i
kasıtlı o l a r a k s ö n d ü r m e girişimleri g e n e l l i k l e , r a s g e l e y a p ı l a n ilave y a ğ ­
m a l a m a v e d e ğ i ş t i r m e olaylarını c a y d ı r m a k o n u s u n d a fazla rol o y n a m a -
maktadır.
B u a n l a m d a , ayrıca, k ü t ü p h a n e l e r e u y g u l a n a n v a h ş e t , g e r ç e k t e , ( k i t a p ­
ların y a s a k l a n m a s ı v e y a b a s ı m ö n c e s i kontrol y o l u y l a ) b i l g i n i n v e o k u m a ­
n ı n s a n s ü r l e n m e s i n e yol a ç m a k t a d ı r . A m e r i k a Birleşik D e v l e t l e r i n d e 1918
y ı l ı n d a A l m a n k i t a p k o l e k s i y o n l a r ı n ı y a k m a girişimleri, y a b a n c ı d ü ş m a n ­
lığı v e i n t i k a m a m a ç l ı o r t a ç a ğ v e d a h a ö n c e k i m o d e r n k i t a p y a k m a olay­
larını h a t ı r l a t m ı ş t ı r . 1 2 1 A m a kültürel m i r a s ı n yok e d i l m e s i k o n u s u n d a ç o k
d a h a d ü z e n l i e y l e m l e r , askeri istilalar v e y a k u r u l a n y e n i bir r e j i m i n a r k a ­
s ı n d a n gelmiştir. R u s y a ' n ı n 1 9 4 0 - 9 0 a r a s ı n d a k i 5 0 yıllık E s t o n y a istilası
(ve 1941-44 a r a s ı n d a k i R u s y a ' d a k i A l m a n istilası) s ı r a s ı n d a , ö r n e ğ i n ,

* Khmer Rouge (fr.): K ı z ı l K i m e r l e r olarak bilinen K a m b o ç y a K o m ü n i s t Partisi [ç.n.]


1918 ile 1940 yılları a r a s ı n d a basılan t ü m E s t o n c a k i t a p l a r r e s m e n y a s a k ­
l a n m ı ş t ı (ve 1996 tarihli bir k a t a l o g , 9 , 3 0 0 başlığı y a s a k e t m i ş t i ) . 1953 yı­
lına g e l i n d i ğ i n d e bir b u ç u k m i l y o n d a n fazla cilt, E s t o n y a k ü t ü p h a n e l e r i n ­
d e n a l ı n a r a k t a h r i p e d i l m i ş t i . B u n a ilaveten, L i t v a n y a v e L e t o n y a ' d a o l d u ­
ğu gibi, 1917 ile 1944 yılları a r a s ı n d a b a s ı l a n b ü t ü n y a b a n c ı y a y ı n l a r , kla­
sikler d ı ş ı n d a , altı a d e t sınırlı-erişim k ü t ü p h a n e s i n d e t o p l a n m ı ş , t ü m ikin­
c i k o p y a l a r y o k e d i l m i ş t i . 1 2 2 b o m b a l a m a v e askeri h a r e k e t l e r n e d e n i y l e
o l u ş a n k a y ı p l a r d a h a d a g e n i ş l e m i ş , savaş z a m a n ı P o l o n y a ' s ı n d a k i 3 5 0 kü­
t ü p h a n e d e n iki ile ü ç m i l y o n a r a s ı n d a k i t a p a l ı n m ı ş t ı . 1 2 3 U k r a y n a ' d a ,
19,200 farklı k o l e k s i y o n u n , A l m a n işgali s ı r a s ı n d a t a h r i p e d i l d i ğ i v e y a el
k o n u l d u ğ u t a h m i n e d i l m e k t e d i r . 1 2 4 B e y a z R u s y a ' d a 2 0 0 ' d e n fazla k ü t ü p ­
h a n e N a z i birlikleri t a r a f ı n d a n y a ğ m a l a n m ı ş , Ulusal K ü t ü p h a n e d e n , k o ­
l e k s i y o n u n u n b e ş t e d ö r d ü n d e n fazlası g ö t ü r ü l m ü ş t ü . D a h a s o n r a S S C B
o l a r a k o r t a y a ç ı k a n t o p r a k l a r d a t o p l a m d a , istilacı A l m a n birlikleri tarafın­
d a n t a h r i p e d i l e n v e y a el k o n u l a n k i t a p s a y ı s ı n ı n üç ile d ö r t m i l y o n arasın­
d a o l d u ğ u d ü ş ü n ü l m e k t e d i r . 1 2 5 Batı A v r u p a ' n ı n N a z i l e r t a r a f ı n d a n işgali,
b e r a b e r i n d e , ö z e l l i k l e d e , bir s a v a ş - s o n r a s ı üniversitesi kurulması için
şevkle kitap toplayan E R R ' n i n (Einsatzstab Reichsleiter R o s e n b e r g ) 1 2 6
e m r i y l e , d a h a fazla e l k o y m a o l a y l a r ı n ı g e t i r m i ş t i . E R R talanı, B e l ç i k a ' d a
ç o k s a y ı d a k ü t ü p h a n e y i v e E y l ü l - E k i m 1 9 4 0 ' d a A m s t e r d a m ' d a k i Bibliot-
heca Klossiana ve diğer 92 Mason kütüphanesini içermekteydi. Amster-
d a m ' d a b u l u n a n U l u s l a r a r a s ı S o s y a l T a r i h E n s t i t ü s ü n ü n k ü t ü p h a n e s i yer­
l e bir e d i l m i ş t i , ç ü n k ü , bir E R R r a p o r u n a g ö r e , b u k ü t ü p h a n e " N a s y o n a l
S o s y a l i z m a l e y h i n d e a y d ı n bir d i r e n i ş m e r k e z i y a r a t m a k a m a c ı y l a " ( 1 9 3 4
y ı l ı n d a ) k u r u l m u ş t u . K i t a p l a r ı n b i r ç o ğ u " ç o k d e ğ e r l i " o l a r a k sınıflandırıl­
mıştı - t a h r i p e t m e y e r i n e e l k o y m a , E R R ' n i n pratik a m a c ı n ı k a n ı t l ı y o r d u
( g e r ç e k t e n d e , b u g ö r e v için belirgin, e n t e l e k t ü e l bir h e v e s t i ! ) . 1 2 7
E R R ' n i n , b a z ı k o l e k s i y o n l a r ı atıp, d i ğ e r l e r i n i y e n i d e n bir a r a y a getir­
m e k l e y a p m a k t a o l d u ğ u şey, tabii ki, " k a y ı p k ü t ü p h a n e l e r " k o n u s u n u n bir
b a ş k a a n a c e p h e s i d i r . İ s k e n d e r i y e e f s a n e s i n e karşı d u y u l a n d e v a m l ı hay­
ranlık, z a m a n z a m a n k i t a p k o l e k s i y o n l a r ı n ı n d a ğ ı t ı l m a s ı , satışı, t e k r a r sa­
tısı ve y e n i d e n o l u ş t u r u l m a s ı y l a s o n u ç l a n m ı ş t ı r . B a r ı ş ve refah z a m a n ı n d a
bile k ü t ü p h a n e l e r p a r ç a l a n m a k t a d ı r . E n s a k i n v e k o n t r o l l ü k o ş u l l a r d a bile
" k a y ı p " o l a b i l i r l e r - v e e n k a z l a r ı , s o n r a k i b i r ç o k b ö l ü m d e t a n ı m l a n a n , bir
128
t ü r bibliyografik bir ö d ü l k a z a n a b i l i r . İ n g i l t e r e ' d e b i r ç o k eski k ü t ü p h a ­
n e n i n , özellikle 1 7 5 4 ' d e D r R i c h a r d M e a d ' i n , 1 7 7 4 ' d e D r A n t h o n y ' u n ,
1812'de R o x b u r g h e D ü k ü J o h n ' u n , 1819'da William Backford'un (birçok
satıştan bir t a n e s i ) v e 1826 ile 1828 a r a s ı n d a R i c h a r d H e b e r ' i n k ü t ü p h a n e ­
lerinin y e n i d e n d a ğ ı l ı m a m a ç l ı satışı n e d e n i y l e ç o k b ü y ü k h e y e c a n y a ş a n ­
m ı ş t ı . 1 2 9 1 8 8 0 ' l e r d e d u r u m l a r ı z o r l a ş a n a r i s t o k r a t l a r ı n y e n i d e n sınıflandı­
rılması, 1881-83 yıllarında Ü ç ü n c ü Sunderland Kontu öncülüğünde,
1 8 8 2 - 8 4 y ı l l a r ı n d a H a m i l t o n D ü k ü ö n d e r l i ğ i n d e bir dizi g ö r k e m l i satışı v e
1 8 8 4 ' t e d e T h o r o l d S y s t o n P a r k ı satışını b a ş l a t m ı ş t ı . 1 3 0 K i t a p l a r v e k ü t ü p ­
h a n e l e r h e r z a m a n h a r e k e t h a l i n d e o l m u ş t u r v e d o ğ a l afet v e s a l d ı r g a n l a ­
rın talanları bir k e n a r a b ı r a k ı l d ı ğ ı n d a , b ü y ü k çaplı bir k ü t ü p h a n e " a y ı k l a ­
m a s ı " gerçekleştirilebilir. Ö r n e ğ i n son y i r m i yılda, v e h e r z a m a n y a p ı l a n
b ü y ü k özel (ve b a z e n ) k u r u m s a l k o l e k s i y o n l a r ı n satışı bir y a n a ; g e n e l kü­
tüphanecilik sisteminin yeniden yapılanması, okur yazarlığı artırmak ama­
cıyla k ü t ü p h a n e n i n d o ğ a s ı n ı y e n i d e n g ö z d e n g e ç i r e r e k y a p ı l a n hedefini
ş a ş ı r m ı ş k a m p a n y a l a r v e k i t a p y ı ğ ı n l a r ı n ı bilişim teknolojisi ürünleri ile
d e ğ i ş t i r m e k o n u s u n d a a l e l a c e l e y a p ı l a n girişimler, Batı ( v e ş i m d i d e D o ­
ğu) A v r u p a ' d a genel kütüphanelerin yok olmasına neden olmuştur. Özel­
likle, b i l g i s a y a r a g e ç i l e n k ü t ü p h a n e katalogları v e sayısallaştırılan m e t i n ­
lerin s o n u c u o l a r a k , eski k a r t o t e k s l e r i n v e d i ğ e r k ü t ü p h a n e k a t a l o g l a r ı n ı n
(çoğunlukla Amerikan üniversitelerinin kütüphanelerinde) faaliyetine
y a y g ı n bir ş e k i l d e s o n v e r i l m e s i v e t a h r i p e d i l m e s i ç o k k ö t ü s o n u ç l a r d o ­
ğurmuştur.
Y a p ı l a n hatalar y ü z ü n d e n , b u s ü r e ç t e k a y b e d i l e n bilgilere ilişkin, p r o ­
t e s t o sesleri y ü k s e l d i ğ i n d e çok g e ç k a l ı n m ı ş t ı . Yeni k a t a l o g l a m a v e kayıt
sistemleri esnek değildi v e h a c i m l i k o l e k s i y o n l a r ı n b ü y ü k b ö l ü m l e r i b u ye­
n i s i s t e m e g ü v e n i l e r e k satılmış v e y a o r t a d a n kaldırılmıştı. M a r t 2 0 0 1 ' d e ,
A v u s t r a l y a ' d a k i en b ü y ü k ü n i v e r s i t e l e r d e n biri olan Batı S y d n e y Ü n i v e r s i ­
tesi, üniversite " s a k l a m a giderlerini k a r ş ı l a y a m a d ı ğ ı i ç i n " , a n t i k a b a s k ı l a r
dâhil 10,000 kitabın, bir kriket s a h a s ı n ı n y a n ı n d a k i a r s a y a g ö m ü l d ü ğ ü n ü
itiraf etmiştir. Verilen bilgiye göre, " k a z ı l m a s ı n a y a r d ı m e d e n ö ğ r e n c i l e r ,
a r a l a r ı n d a ilk baskılar ve n a d i d e 100 y a ş ı n d a ç a l ı ş m a l a r y e r aldığını söyle-
m e k t e " d i r , a m a aynı z a m a n d a , " t o p r a k t a n çıkarılan k i t a p l a r p r a t i k o l a r a k
k u l l a n ı l a m a z d u r u m d a " d ı r . B i r üniversite s ö z c ü s ü "iyi d u r u m d a o l m a d ı k l a -
131
rını" söylemiştir. B u n d a n sonraki b ö l ü m l e r , F r i e d r i c h B u c h m a y e r tara­
fından t a n ı m l a n a n A v u s t u r y a m a n a s t ı r l a r ı n d a ç ü r ü m e k t e o l a n k i t a p l a r ı n çı­
k a r ı l m a s ı n d a n , M a r g a r e t C o n n o l l y tarafından y e n i d e n d e ğ e r l e n d i r i l e n , acı
verici bir şekilde ç ü r ü m e k t e o l a n İ r l a n d a p i s k o p o s l u k k ü t ü p h a n e s i kitapla­
rına k a d a r , terk edilen k i t a p l a r a ilişkin h a z i n ifadelerle d o l u d u r .
E n d i k k a t i ç e k e n t a r t ı ş m a l a r d a n biri, 1 9 9 0 ' l a r ı n s o n u n d a K o n g r e K ü ­
t ü p h a n e s i ile British L i b r a r y [İngiliz K ü t ü p h a n e s i ] t a r a f ı n d a n g a z e t e l e r i n
satılması ve diğer uzaklaştırma çalışmalarının neden olduğu kızgınlıklar
yüzünden başlamıştır. Nicholson Baker, David McKitterick, Henry W o -
odhuysen ve diğerlerinin açıkça belirttiği gibi, British Library yöneti­
mi, uluslararası sonuçlar doğuran zincirleme olaylar başlatmıştır. San
Francisco Genel Kütüphanesi tarafından yüz binlerce kitabın toprak dol­
d u r m a ç u k u r u n a g ö n d e r i l m e s i ile g a l e y a n a g e l e n N i c h o l s o n B a k e r , o n d o ­
k u z u n c u yüzyıl v e y i r m i n c i yüzyıl b a ş l a r ı n a ait b u k a d a r ç o k , kitaba, der­
g i y e v e g a z e t e l e r e - a t ı l m a d a n ö n c e m i k r o f i l m e a l ı n m ı ş ( ç o ğ u k e z ç o k ye­
t e r s i z c e ) - y a p ı l a n y a n l ı ş , geri d ö n ü l m e z v e d u y g u s u z u y g u l a m a h a k k ı n d a
b u işe alet o l a n l a r ı yerin d i b i n e g e ç i r e n b i r yazı y a z m ı ş t ı r . 1 3 2 İ n g i l t e r e ' d e
b i r k a ç ş e h i r ş i m d i , ilk k e z V i c t o r i a devri r e f e r a n s v e ö d ü n ç a l m a p r e n s i p ­
lerine g ö r e o l u ş t u r u l a n v e ç o ğ u n l u ğ u y i r m i n c i y ü z y ı l a ait g a z e t e l e r d e n
oluşan o k u m a odalarının olduğu kütüphaneleriyle gurur duymakladır. Bu
k i t a p , p e k â l â , yirmi birinci y ü z y ı l d a g e n e l k ü t ü p h a n e n e s i r l e r i n i n tahribat­
ları v e tasfiye satışları v e ö z e l l i k l e b e l e d i y e k ü t ü p h a n e s i n d e k i Victoria d ö ­
n e m i n i n altın ç a ğ ı n ı n s o n l a r ı n d a n k a l a n b i r ç o k özel k o l e k s i y o n h a k k ı n d a
d a bir b ö l ü m i ç e r e b i l i r d i . 1 3 3 A n c a k , d a h a g e n e l olarak, bir çeşit k ü t ü p h a n e
k a y b ı o l a r a k 'artık v a r o l m a m a ' s o r u n u v e bir k ü t ü p h a n e n i n a n l a m ı n ı n n e
o l d u ğ u h a l a geçerli bir soru o l d u ğ u n d a n , t a k i p e d e n b ö l ü m l e r d e genellik­
l e b u k o n u y l a ilgili k ü t ü p h a n e l e r d e ğ e r l e n d i r i l m e y e alınmıştır.
G e ç m i ş e d ö n ü k b ü y ü k ulusal bibliyografya p r o j e l e r i - v e İ n g i l t e r e ' d e
İngiliz Kısa - Başlık Katalogu - ö n d e r l i ğ i n d e y ü r ü t ü l e n , ş i m d i y e k a d a r ya­
y ı n l a n a n ü r ü n l e r h a k k ı n d a k i b i l i m s e l a r a ş t ı r m a l a r ı n , bütün k a y n a k l a r ı k a p ­
s a y a c a k e n g i n ideal b i r k ü t ü p h a n e için ö n g ö r ü l e n bir t o p l a m k a y n a k dü­
ş ü n c e s i n i g ö l g e l e d i ğ i ş e k l i n d e bir g ö r ü ş d e m e v c u t t u r . T a k i p e d e n b ö l ü m ­
lerin ç o ğ u n d a d a d i k k a t e d i l e c e ğ i gibi, eski k a t a l o g l a m a s i s t e m i , g e ç m i ş -
teki bir k o l e k s i y o n u n , k ü ç ü k v e k i m i z a m a n g i z e m l i k a y n a k l a r l a y e n i d e n
bir a r a y a g e t i r i l e b i l m e s i n d e a z d a o l s a b i r y a r d ı m s a ğ l a m a k t a d ı r . Ö r n e ğ i n ;
h a s a r l ı b i r orijinal k ü t ü p h a n e k a t a l o g u n u n başlık ç i z g i s i n d e b u l u n a n bir­
kaç çizikten alınan ipucu geliştirilebilmektedir. Yazınsal kayıplara r a ğ m e n
ç a l ı ş a n bir k ü t ü p h a n e n i n y a r a t ı l d ı ğ ı İ s k e n d e r S e p t u a g i n t ' i n d e n beri m e t i n ­
lerin b i l i m s e l o l a r a k y e n i d e n o l u ş t u r u l m a s ı n ı n t a r i h i n i n k e n d i s i d e k ü t ü p ­
h a n e t a r i h i n d e bir kayıt h a l i n e gelir - ve b u n u n l a ilgili anı ve fikirler, bir­
ç o k yüzyılı v e b i r ç o k t ü r d e k ü t ü p h a n e y i k a p s a y a b i l i r . G e r ç e k t e n d e G o e t ­
h e , k ü t ü p h a n e d ü ş ü n c e s i n i , " i n s a n l ı ğ ı n h a f ı z a s ı " o l a r a k işlemişti. B u n d a n
s o n r a k i b ö l ü m l e r d e d e ğ e r l e n d i r i l e n o r t a ç a ğ kayıpları, C o r v i n a v e R e g i -
o m o n t a n u s koleksiyonundan, Gloucester Dükü Humfrey'in kitaplarına ve
din d e v r i m i ( r e f o r m a s y o n ö n c e s i ) ö n c e s i n d e k i İ n g i l t e r e ' n i n k a y ı p kilise
k ü t ü p h a n e l e r i n e k a d a r g e n i ş bir y e l p a z e y i k a p s a m a k t a d ı r .
B u g e r ç e k t e n d e , İ s k e n d e r i y e ' d e n S a r a y b o s n a ' y a k a d a r (ve B a ğ d a t ' ı n
yeniden yapılanmasıyla kesinlikle aynı d u r u m olacaktır), " k ü t ü p h a n e "
k a v r a m ı n ı n , z a m a n v e kültürler b o y u n c a , hiç d e istikrarlı o l m a d ı ğ ı n ı n bir
g ö s t e r g e s i d i r . B u d u r u m u n kararsız o l u ş u , kitap k a y ı p l a r ı n ı n hafızalara na­
sıl yerleştiği ve s o n r a k i s u n u m l a r ı ile bağlı o l m a s ı a ç ı s ı n d a n , k a y b ı n tek­
rar t e k r a r a n ı l m a s ı n ı n esasını o l u ş t u r m a k t a d ı r . T a k i p e d e n b ö l ü m l e r i n g ö s ­
terdiği gibi, k ü t ü p h a n e l e r i n , b ü y ü k l ü k l e r i n e o l u r s a o l s u n , k e n d i tarihleri
v e u y g u l a m a l a r ı , erişilebilirlikleri, s o r u m l u l u k l a r ı v e m ü l k i y e t l e r i vardır.
K i t a p l a r ı n v e b r o ş ü r l e r i n p o t a n s i y e l o l a r a k taşınabilir o l d u ğ u d ü ş ü n ü l d ü ­
ğ ü n d e , bir n o k t a d a bir a r a y a getirilen belirli k o l e k s i y o n l a r ı n d a y a n ı k l ı l ı ğ ı ,
ister bir ö ğ r e n i m aracı ve bilgi m u h a f a z a a m a ç l ı bir yer, isterse bir bilim­
sel ç a l ı ş m a sitesi olarak k u r u l m u ş v e r e s m e n o n a y l a n m ı ş o l s u n , s o n u ç ola­
rak tuhaf bir o t o r i t e k a z a n m a k t a d ı r . M e t i n l e r i n bir a r a y a getirilmesi o kü­
t ü p h a n e d e ö y l e s i n e k e n d i n e has bir t ü r d e ğ i ş m e z l i k v e bir çeşit e d e b i b i r
h a v a y a r a t m a k t a d ı r k i b u d a tek bir k ü t ü p h a n e y i n e r e d e y s e k o p y a l a n a m a z
bir d u r u m a g e t i r m e k t e d i r . S o n u ç o l a r a k , belli m e t i n l e r belli y o l l a r l a k o p ­
y a l a n m ı ş , seri o l a r a k üretilmiş ( m a n a s t ı r l a r d a özel o l a r a k bile o l s a ) v e y e r
d e ğ i ş t i r m i ş bile olsa, b u n u n l a k ı y a s l a n d ı ğ ı n d a bir k o l e k s i y o n d a h a taklit
e d i l e m e z bir g r u p t u r . V e s a h i p l e r i n i n v e bireysel k u l l a n ı c ı l a r ı n , b u g ü ç l ü
eşsizliği s e ç m e l e r i n e , y a r a t m a l a r ı n a v e y ö n e t m e l e r i n e o l a n a k tanır. E r i ­
ş i m , k o r u m a , k ü t ü p h a n e t a s a r ı m ı , m i m a r i s i ile, k i t a p l a r ı n v e n e s n e l e r i n d ü ­
z e n i (ve b u n e d e n l e bilginin s ı n ı r l a n d ı r ı l m a s ı ) d â h i l o l m a k ü z e r e , çeşitli
farklı özellikler, a ş a ğ ı d a i n c e l e n e n farklı k a y ı p d u y g u s u n d a y a n s ı t ı l m a k t a ­
dır.
K ü t ü p h a n e l e r , k o l e k s i y o n l a r ı n ı n özelliği v e ö n e m i ile ü n k a z a n a b i l i r .
A m a k ü t ü p h a n e l e r h e r z a m a n , k i t a p m e v c u t l a r ı n ı n t o p l a m l a r ı n d a n ç o k da­
h a ö t e d e d i r . K i t a p k o l e k s i y o n l a r ı n ı n (ve d i ğ e r s e r v e t l e r i n i n ) ö t e s i n d e , kü­
t ü p h a n e l e r ulusal, k u r u m s a l y a d a ailevi h a z i n e l e r olabilir. B u r a d a k ü t ü p ­
h a n e n i n k o r u y u c u l u ğ u ç o k c i d d i bir özelliktir. B u n d a n s o n r a k i b ö l ü m l e r i n
farklı ş e k i l l e r d e g ö s t e r d i ğ i ü z e r e , J e r e m y B l a c k ' l e K e i t h D i x ' i n eski O r t a
D o ğ u v e D o ğ u A k d e n i z h a k k ı n d a ele g e ç i r d i k l e r i n d e n , Rui W a n g v e Yu-
lin Y a n g ' ı n M o d e r n Ç i n ' d e k ü t ü p h a n e y a p ı m ı h a k k ı n d a b u l d u k l a r ı n a ka­
dar, yazılı ve basılı k e l i m e l e r i n etkisi, k o l e k s i y o n l a r a b e l i r g i n politik g ü ç
verir. K ü t ü p h a n e l e r , b i l g i n i n s a k l a n m a s ı v e bilgiye e r i ş i m için g e r e k e n ba­
riz k a y n a k l a r ı n y a n ı sıra, kültürel ve politik s e m b o l l e r o l a r a k g ö r e v y a p ­
m a k t a d ı r . K i t a p k o l e k s i y o n l a r ı bir statü ve o t o r i t e işareti olabilir. Bu, orta­
ç a ğ ı n s o n u ve m o d e r n ç a ğ ı n b a ş ı n d a k i el y a z m a l a r ı ve ilk basılı k i t a p ko­
leksiyonlarının araştırılması sırasında Martyn Rady, Richard K r e m e r ve
D a v i d R u n d l e t a r a f ı n d a n ö z e l l i k l e geliştirilen bir b a ş k a teoridir. E r i ş i m v e
k o n t r o l soruları ( k ü t ü p h a n e y i k i m k u l l a n ı y o r v e k u l l a n d ı ) , m e v c u t kitapla­
rın g ü c ü k a d a r ö n e m l i olabilir. G ö z alıcı bir ş e k i l d e dizili raflar, c a m d o ­
l a p l a r d a s e r g i l e n e n e l y a z m a l a r ı , r e s i m l e r v e h a t t a k ü t ü p h a n e b i n a s ı n ı n ta­
sarımı bile politik bir g ü c e s a h i p olabilir. Dini kitap k o l e k s i y o n l a r ı d a dâ­
hil o l m a k ü z e r e , kilise ve m a n a s t ı r l a r a ait çeşitli m ü l k l e r e y a p ı l a n saldırı­
lar, t a k i p e d e n b ö l ü m l e r i n b i r ç o ğ u n d a t e k r a r l a n a n bir t e m a iken, b u k i t a p
b u n u n t a m tersi bir d u r u m o l a n , M o d e r n Ç i n ' d e k ü t ü p h a n e politikalarını
i n c e l e y e n iki ç a l ı ş m a y ı d a i ç e r m e k t e d i r .
B u d u r u m d a k ü t ü p h a n e , k i t a p l a r için bir t o p l a m a m e r k e z i , bilgi h a z i n e ­
si o l a r a k , itibar o d a ğ ı ve a y r ı c a bir m u h a l e f e t o d a ğ ı olarak faaliyet g ö s t e ­
ren b i r s e m b o l olabilir. K ü t ü p h a n e bir t o p l u m a ulusal dilin v e yazılı kül­
t ü r ü n k o r u n m a s ı n ı n b i r s e m b o l ü o l a r a k , dini g ö z l e m v e hafıza m e r k e z i
o l a r a k v e y a v a t a n p e r v e r y a d a ayrılıkçı bir hafıza m e r k e z i olarak h i z m e t
e d e b i l i r . U l u s a l y a d a kişisel, bir k o l e k s i y o n , ayrıcalıklı bazı anıları akıl­
larda t u t m a k için h e r a n k u l l a n ı l m a y a h a z ı r bir d e p o , t o p l a n m a n o k t a s ı ola­
b i l e c e k bir ö n ç a l ı ş m a a l a n ı y a d a politik v e y a dini a m a ç l ı o l a r a k tasarla­
nabilir. B u s i m g e c i l i k , o l a y ö n c e s i n d e o l d u ğ u k a d a r s o n r a s ı n d a d a y o r u m -
lanabilir. P h i l i p H e n s h e r B a ğ d a t K ü t ü p h a n e s i ile M ü z e s i n i n t a h r i b i n i ya­
z a r k e n , a n l a ş m a z l ı ğ ı n g e n i ş p o l i t i k a s ı ile r e n k l e n e n bir h i k â y e s u n m u ş t u :
"Yağmalamayı ve yakmayı Amerikalılar kendileri gerçekleştirmediyse bi­
le, tamamen ilgisiz bir şekilde kenarda durdular... Bu basitçe, Amerikalı­
ların olmasına izin verdiği bir olaydır ve bütün Müslüman dünyası bunun
nedenini soracak, basit ve yadırganamayacak bir cevap üretecektir: İs­
lam'dan nefret ediyorlar, islam tarihini ve yaşamını bütünüyle hor görü­
134
yorlar." Bağdat müzelerinde tahrip edilen şeylerin çoğuna " İ s l a m i " de­
m e k tabii k i z o r d u . A m a b u g e r ç e k t e n d e H e n s h e r ' i n acısını d a h a d a artır­
maktadır.
B ü t ü n b u t e m a l a r , b u kitaba k a t k ı d a b u l u n a n l a r t a r a l ı n d a n geliştirilmiş­
tir. Açılış b ö l ü m l e r i n d e belirtildiği gibi, k ü t ü p h a n e k e s i n l i k l e , t a h r i b i y l e
bir dil ve d i l b i l i m s e l b ü t ü n l ü ğ ü n k a y b ı n a yol açıldığı y a z ı n s a l ve d i l b i l i m -
sel bir ö n e m e h a i z d i r . K ü t ü p h a n e h a n e d a n b a ş a r ı l a r ı n ı n g ü ç - m e r k e z i v e y a
r e k a b e t o d a ğ ı , h a t t a şiddetli r e k a b e t o d a ğ ı d a olabilir. B u r a d a k ü t ü p h a n e ­
ler e d e b i v e g ü ç v e r e n k a l e l e r o l a r a k g ö r ü n ü r . K ü t ü p h a n e n i n (ve o n u n b u
k a d a r g ü ç l ü bir ş e k i l d e temsil ettiği h e r ş e y i n ) fethi ve m ü l k i y e t i - v e y a yı­
kımı - kütüphane kendisini anlaşmazlığın kurbanı olarak bulsa da, aslında
e s a s a m a ç olabilir. S o n u ç olarak, k o l e k s i y o n l a r ı n p a r ç a l a n m a s ı n ı n t a r i h i
v e b u n l a r ı n t e k r a r birleştirilmesi, b i z e , t e k r a r t e k r a r y e n i d e n o l u ş t u r u l a n
bibliyografik m o z a i k l e r i n g ö r ü n t ü s ü n ü s u n m a k t a d ı r . Y e n i d e n b i r l e ş t i r m e ­
lerle o l u ş a n s o n r a k i k ü t ü p h a n e l e r , a t a l a r ı n ı n k i n d e n ç o k farklı bir e r i ş i m v e
görüntüye sahip olabilmektedir.
O z a m a n , bir k ü t ü p h a n e ile a n l a t m a k i s t e d i ğ i m i z şey, bir k o l e k s i y o n u n
s a d e c e e v r i m i n i değil, a y n ı z a m a n d a geçirdiği ani d e ğ i ş i m l e r i v e fiziksel
bir k ü t ü p h a n e b i n a s ı içinde bir ç o k k e z y e n i d e n o l u ş t u r u l a b i l e c e k bir k o ­
l e k s i y o n u k a p s a y a b i l i r . S o n u ç olarak, k a y b o l m u ş bir k ü t ü p h a n e n i n t a r i h
i ç i n d e y e n i d e n o r t a y a çıkışı, bizi belirli bir k o l e k s i y o n u n , belirli bir z a m a n
d i l i m i n d e var o l d u ğ u n u d ü ş ü n m e y e zorlayabilir. Bu, b i r ç o k ş e k i l d e o l u ş a ­
bilir ( G l o u c e s t e r ' l i H u m f r e y , R e g i o m o n t a n u s v e y a K r a l i ç e C h a r l o t t e ' u n -
k i l e r gibi y a ş a m - b o y u k o r u n a n k o l e k s i y o n l a r d â h i l ) . E n d r a m a t i k ö r n e k ­
l e r d e n biri, o n altıncı v e o n d o k u z u n c u y ü z y ı l l a r a r a s ı n d a , çeşitli m a n a s t ı r ­
ların d e v l e t t a r a f ı n d a n f e s h e d i l m e s i - ve s o n u c u n d a k ü t ü p h a n e l e r i n i n d a ­
ğ ı t ı l m a s ı ile ilgilidir. B u n l a r , ilgili ü l k e l e r d e istisnasız bibliyografik sınır-
lardır - İ n g i l t e r e ' d e on altıncı y ü z y ı l ı n o r t a l a r ı n d a , A v u s t u r y a ve F r a n ­
s a ' d a o n sekizinci y ü z y ı l ı n s o n u n d a ( h e p s i N i g e l R a m s a y , F r i e d r i c h B u c h -
m a y e r v e D o m i n i q u e V a r r y ' n i n b ö l ü m l e r i n i n k o n u s u ) v e 1 8 3 0 ' l a r d a İs­
p a n y a v e P o r t e k i z ' d e . . . P o r t e k i z ' d e g e r ç e k t e n d e , 1755 d e p r e m i n d e Krali­
y e t K ü t ü p h a n e s i n i n y ı k ı l m a s ı n d a n , 1 8 0 0 ' l e r d e bile ç o k a z b a h s e d i l m e k t e ­
dir. A m a 1 8 3 4 ' d e m a n a s t ı r l a r ı n feshi, ö z e l l i k l e , ü l k e n i n k u z e y i n d e k i b ü ­
yük Benedictine ve Augustine kütüphanelerinin parçalanması (ve bunun
1 8 3 6 ' d a k i İ s p a n y o l fetihlerinin i z l e m e s i ) , d a h a kalıcı bir y ı k ı m o l m u ş t u r .
M a r t y n R a d y ' n i n a ş a ğ ı d a d a g ö s t e r d i ğ i gibi, k a y ı p bir k o l e k s i y o n u n t e k r a r
d e ğ e r l e n d i r i l m e s i , bir u l u s u n kültürel t a r i h i n i n , ö z e l l i k l e d e k o m ş u l a r ı ile
ilişkili o l a r a k y e n i d e n a n l a ş ı l m a s ı n ı s a ğ l a y a b i l i r ( b u r a d a M a c a r i s t a n ' d a k i
o l d u ğ u gibi).
B u n a b a ş k a bir bakış açısı, b ü y ü k e v l e r v e k ü t ü p h a n e k o l e k s i y o n l a r ı n ı n
satışını - ve satış k a t a l o g l a r ı n ı n s ö z d e k a n ı t l a r ı n ı - k a y ı p k ü t ü p h a n e kayıt­
ları olarak değerlendirmektir. Koleksiyonların dağıtılması ve yeniden
o l u ş t u r u l m a s ı (ve k a y b e d i l m e s i ) , b i r ç o k ü l k e y e y a y ı l a r a k , b u t ü r g e n e l ve­
y a ö z e l k a y ı p l a r ı n nasıl o l d u ğ u n a d a i r t a n ı m ı m ı z ı s ı n a m a k t a d ı r . B i r ç o k ka­
yıp, gizli k a l m ı ş t ı r v e b u n u i z l e y e n a r a ş t ı r m a l a r ı n b i r k a ç ı n d a , k a y ı p erişil-
m e z l i k o l a r a k d e ğ e r l e n d i r i l m e k t e d i r . D a ğ ı t m a h a l k ı n b i l g i s i z l i ğ i n d e n (ör­
n e ğ i n , C l a r i s s a C a m p b e l l Orr, K i n g K ü t ü p h a n e s i n i n İngiliz devleti tarafın­
d a n y a r ı isteksiz b i r ş e k i l d e k a b u l e d i l m e s i y l e , d i ğ e r kraliyet k ü t ü p h a n e l e ­
rinin i h m a l n e d e n i y l e e l d e n ç ı k a r ı l m a s ı n ı k a r ş ı l a ş t ı r m a k t a d ı r ) v e y a k ü t ü p ­
h a n e l e r i n k a d e m e l i o l a r a k , k a ç ı n ı l m a z k ü l t ü r e l kayıpları n e d e n i y l e o l m u ş
olabilir ( M a r g a r e t C o n n o l l y t a r a f ı n d a n s u n u l d u ğ u şekliyle, İ r l a n d a A n g l i ­
k a n p i s k o p o s l u ğ u n u n k ü t ü p h a n e s i gibi). B i r k ü t ü p h a n e n i n p a r ç a p a r ç a sö­
k ü l m e s i ( G l o u c e s t e r ' l ı H a u m f r e y ' i n k i gibi), kitapların g e r ç e k t e n ç a l ı n m a ­
s ı y a d a k a z a eseri t a h r i p e d i l m e s i y l e karşılaştırılabilir. B u r a d a k i k a y ı p d a ,
p o l i t i k n e d e n l e r l e g e n e l bir i n c e l e m e d e n u z a k tutulabilir. B u n u n ç o k m o ­
dern bir örneği, 1988 yılında St Petersburg Bilimler Akademisinin kütüp­
h a n e s i n d e feci b i r y a n g ı n s o n r a s ı n d a g e r ç e k l e ş m i ş t i r . K ü t ü p h a n e n i n kapa­
lı a v l u s u i ç i n d e k a l a r a k y a n g ı n d a n k u r t u l a n kitapların ü s t ü n e b u l d o z e r l e r ­
l e k ü t ü p h a n e d u v a r l a r ı yıkılmıştır. B i r ç o k l a r ı için, u y g u n o l m a y a n satışlar
da hırsızlık veya yıkım kadar kötü olmuştur. Örneğin, A l m a n y a ' d a , Nic-
h o l s o n B a k e r ' ı n A m e r i k a ' y a v e İ n g i l t e r e ' y e y a p t ı ğ ı seferlerden b i r k a ç yıl
135
önce, "çağdaş kütüphane yıkımının çirkin ö r n e k l e r i " olarak tanımlanan
olaylar, y a n i , B i r l e ş m e ö n c e s i n d e n b u y a n a , b a r o n l a r a v e a r i s t o k r a t l a r a ait
özel k ü t ü p h a n e l e r i n g i z l i c e satılarak e l d e n ç ı k a r ı l m a s ı , bir k a m p a n y a n ı n
başlamasına neden olmuştu. Bunların arasında dikkati çeken, 1982 v e
1999 yılları a r a s ı n d a , o r t a ç a ğ e l y a z m a l a r ı , basılı ilk k i t a p l a r v e J o s e p h v o n
L a s s b e r g ' i n 11.000 k i t a p l ı k özel k ü t ü p h a n e s i d e d â h i l , t o p l a m 1 3 0 . 0 0 0 cilt
içeren Fürstlich Fürstenbergische Hofbibliothek'in (Donaueschingen
M a h k e m e Kütüphanesi) satışıydı.136
B u k i t a p t a k i b ü t ü n o l a y - i n c e l e m e l e r i s o n t a h l i l d e , ağırlıklı o l a r a k ka­
yıpların sunuluş şeklidir. Belirli k o l e k s i y o n l a r ı n t a h r i b a t ı ve kaybının
kültürel sarsıntıları, genellikle kapsamlıdır. Kişisel kütüphanesinin bir
y a n g ı n s o n u c u n d a k a z a eseri y o k o l m a s ı , s a n a t ç ı A n g e l a G r a u e r h o l z ' u n ,
-"bize, yangın, savaş ve kültürel nefret y ü z ü n d e n yok edilen o kütüpha­
neleri anımsatan- onun kendi kütüphanesinin yanmış kitaplarının 16 adet
fotoğrafını içeren, " M a h k u m i y e t 2 0 0 1 " adlı e s e r i n i y a r a t m a s ı n a i l h a m
k a y n a ğ ı o l m u ş t u r . 1 3 7 B u r a d a b i z e k a h r e d i c i trajedilerin, h e m kişisel, h e m
d e k ü l t ü r e l t a r i h l e r i , bilgiyi v e k i m l i k l e r i s o n s u z a k a d a r sildiğini g ö s t e r ­
m e y e ç a l ı ş m ı ş t ı r . K a y ı p bir k ü t ü p h a n e y a d a k o l e k s i y o n u n , d a h a b ü y ü k
temalarda gösterildiği geniş ve karşılaştırmalı edebiyatı hepimiz tanıya­
biliriz. M e r v y n P e a k e ' i n Titus Groan'unda L o r d S e p u l c h r a v e ' i n d e l i r m e ­
sine neden olan kütüphane yangınından, Archive Fever'daki* D e r r i d a ' n ı n
e n t e l e k t ü e l j i m n a s t i k l e r i n e k a d a r , h a y a l g ü c ü n e d a y a l ı türlü d e ğ e r l e n d i r ­
m e l e r , çeşitli o r t a m l a r ı k u c a k l a m a k t a d ı r . K o n u y l a ilgili m o d e r n filmler­
d e n en etkili iki t a n e s i , Storni Center** ve Fahrenheit 451, s o n b ö l ü m d e
R o b e r t F y n e t a r a f ı n d a n t a r t ı ş ı l m a k t a d ı r . Storni Centefm p r o d ü k s i y o n sı­
r a s ı n d a k i adı ile " T h e L i b r a r i a n " * * * , " T h e C o m m u n i s t D r e a m " * * * * adlı b i r
kitabı raflardan k a l d ı r m a y ı r e d d e t t i ğ i için işten atılan B e t t e D a v i s ' i g ö s ­
termektedir. A m a sonunda kütüphane, toplumun anlamaktaki başarısızlı­
ğını sembolik olarak gösteren bir şekilde, yanarak kül olmaktadır.
M c C a r t h y i z m ' i n d o r u ğ u n d a y a p ı l a n film, O r w e l l ' i n 1 9 8 4 ' ü n ü n şaşırtıcı
g ö r ü n t ü l e r i n d e n s a d e c e b i r k a ç yıl s o n r a v i z y o n a g i r m i ş t i . W i n s t o n S m i t h ,
h a l k ı n hafızasını d ü z e l t m e k v e z i h i n l e r d e d a ğ ı l a n b i r tarihi b i r a r a y a ge­
t i r m e k a m a c ı y l a The Times'ın eski s a y ı l a r ı n ı y e n i d e n y a z m a k i ç i n News-
peak'i kullanmıştı

"Kişi, bir dokümanın tahrip edilmek üzere olduğunu fark ettiğinde, ve­
ya ortalıkta çöpe gitmek üzere duran bir kağıt gördüğünde bile, en yakın­
daki hafıza deliğinin kapağını açıp içine atmak, onun için otomatik bir ha­
reketti, kağıt, bundan sonra, ılık bir hava akımı içinde, binanın boşlukla­
rında bir yerlerde gizlenmiş olan kocaman bacalardan uçar giderdi." 1 3 8

Alevler, g e r ç e ğ i v e anıları yutar. H a y a l l e r d e k a l a n , k a y ı p bir k ü t ü p h a ­


n e , yazılı bir g e r ç e ğ i içerebilirdi v e k i t a p k o l e k s i y o n l a r ı n ı t a h r i p e d e n l e r ,
medeniyetin kuyusunu kazmaktaydılar.
A b a r t ı , tabii ki, h e m ortak bir h a t a , h e m d e s a v u n m a n ı n m a n e v r a s ı d ı r .
1940'ların başında, Borges, bundan sonraki bölümlerin birçoğunda yer
alan i d d i a türlerini e v i r i p ç e v i r m e k t e d i r . " M i l y o n l a r c a cildin a n l a m s ı z
k a y b ı " n e d e n i y l e s u ç l a n a n l a r h a k k ı n d a k i d ü ş ü n c e s i n d e , Arjantin U l u s a l
Kütüphanesinin gelecekteki M ü d ü r ü , şöyle d e v a m etmiştir:

"Bugün isimleri lanetle anılmaktadır. Ama o çılgınlık içinde yok olan


"hazineler" için yas tutanlar, iki kabul edilen gerçeği gözden kaçırmakta­
dır: Birincisi, Kütüphane o kadar büyük ki, insan eliyle yapılan her türlü
azaltma, son derece az kalacaktır. Ve ikincisi, her kitap tektir ve yeri dol-
durulamaz, ama (kütüphane bir bütün olduğundan) her zaman, birkaç yüz
bin kusurlu kopya- en fazla bir harf veya virgül farkı olan kitaplar - bu­
139
lunmaktadır."

B o r g e s ' n i n K ü t ü p h a n e s i , ' e v r e n ' i n bir v a r y a s y o n u olarak kabul edile­


bilir. A m a y i n e d e o n u n çarpıcı d ü ş ü n c e l e r i , N i c h o l s o n B a k e r v e b u kitap­
la, K e i t h D i x , N i g e l R a m s a y , M a r t y n R a d y v e diğerlerinin, o l a ğ a n ü s t ü ç e ­
şitlilikte k a y ı p k i t a p k o l e k s i y o n l a r ı n ı n tasviri ile ilgili eleştirilerinde orta­
y a k o y d u k l a r ı d a h a g e r ç e k ç i abartılarla m ü k e m m e l bir şekilde u y u ş m a k t a ­
dır. Orwell v e B o r g e s ' t e n h e m e n h e m e n b i r k u ş a k sonra, Umberto
E c o ' n u n Name of the Rose* kitabı da m e d y a t i k y a p ı n ı n d ı ş ı n a t a ş a r a k ve
a s l ı n d a o r t a ç a ğ l a r d a k i t a p l a r ı n t o p l a n d ı ğ ı bir m a n a s t ı r k ü t ü p h a n e s i n d e n
d a h a ç o k , İ s k e n d e r i y e ' n i n h a l a a c ı y l a a n ı l a n eski k ü t ü p h a n e s i n i a n ı m s a t a n ,
bir k o l e k s i y o n u n , y o k edilişini d i l e g e t i r m i ş t i . 1 4 0 H e m kitapta, h e m d e
f i l m d e zorlayıcı g ö r ü n t ü l e r l e k a r ş ı l a ş ı y o r u z - k ü t ü p h a n e d e e l y a z m a l a r ı n ı n
k o p y a l a n m a s ı n ı n , bir t ü r o r g a n i k süreci s i m g e l e m e s i v e t a m o l a r a k h i ç
k i m s e n i n g i r e m e d i ğ i bir k ü t ü p h a n e d e , birbirini izleyen k ü t ü p h a n e s o r u m ­
lularının gizli yöntemleriyle, her şeyin kontrol altında olması gibi...
E c o ' d a k ü t ü p h a n e , katı bir şekilde, s a h t e k â r l ı ğ ı n y a n ı sıra g e r ç e ğ i n k a p ı s ı
olarak s u n u l m a k t a d ı r ; r o m a n t i k bir ş e k i l d e , A r i s t o t e l e s ' i n P o e t i k a ' s ı n ı n
(Poetics) ikinci k i t a b ı n ı n son k o p y a s ı n ı n k o r u n d u ğ u ve u z u n bir z a m a n d ı r
k a y ı p olan b u k i t a b ı n b u l u n m a s ı n a ilişkin b o ş bir u m u d u n s u n u l d u ğ u h a ­
yali bir k ü t ü p h a n e (bir S h a k e s p e a r e e l y a z m a s ı için v e y a hayali t e m e n n i -
listesinde b u l u n a n k a y ı p bir eski klasik için yanlış y e r d e y a p ı l a n a r a m a gi­
b i ) . B u , k i t a b ı n b ü y ü s ü d ü r . "Önce onun kitaplarına sahip olmak", d i y e
y a l v a r m a k t a d ı r C a l i b a n , "Çünkü onlar olmadan, o da benim gibi bir ay­
yaştır." E c o ' n u n k ü t ü p h a n e s i ve k ü t ü p h a n e c i s i d o ğ a l e m i r l e r e karşı gel­
m e k t e v e yanlışlıkla, g e r ç e ğ i n g a r d i y a n l ı ğ ı n ı n tadını ç ı k a r m a k t a d ı r , o y s a
" k i t a p l a r ı o k u y a c a k v e içindeki işaretleri k u l l a n a c a k i n s a n l a r o l m a d a n , ki­
t a p l a r k o n u ş a m a z , g e r e k s i z o l u r . " B u k a y ı p k ü t ü p h a n e h i k â y e s i n i n eleştir­
m e n l e r i n d e n b i r i s i n i n belirttiği gibi, "Bütün yapılarımız, bilgimiz, çok sa­
yıdaki ve sistematik gerçeklerimiz, yanan aedificium' un** külleri ile sim-
141
gelenmektedir ve bu cümleyle son gülen Eco olmaktadır."
Y a y ı m v e o k u m a tarihi ile ilgili y a k ı n z a m a n l a r d a k i b i l i m s e l a r a ş t ı r m a ­
l a r d a ö z e l l i k l e etkili o l a n bir d e n e m e s i n d e , M i c h e l d e C e r t e a u , m e t n i n
o k u n m a y o l u y l a y e n i d e n yaratıldığını - m e t i n l e r i n s i n s i c e o k u n u ş l a r ı n d a
y e n i d e n o l u ş t u r u l d u ğ u n u v e b u ş e k i l d e o k u r u n m a l ı h a l i n e geldiği d ü ş ü n ­
c e s i n i o r t a y a a t m ı ş t ı r . 1 4 2 K a y ı p yazılı k ü l t ü r e ilişkin y a k l a ş ı m l a r p a r a l e l l i k
gösterebilir: Anıların kitaplarındaki çalışma kaynakları ve uygulamalar te­
m e l alınarak m e t n i n b ü t ü n l ü ğ ü n ü n farklı i n s a n l a r t a r a f ı n d a n farklı sonlar­
l a y e n i d e n o l u ş t u r u l m a s ı ö n e m l i v e o l d u k ç a d a bireysel bir iştir. B u n d a n
s o n r a k i ç a l ı ş m a l a r , ç o k farklı ö n e m l i k ü t ü p h a n e t ü r l e r i n i , farklı k o l e k s i y o n
t a n ı m l a r ı n ı v e ç o k farklı k o l e k s i y o n c u l a r ı , p a t r o n l a r ı , k u l l a n ı c ı l a r ı v e y o k
edicileri d e ğ e r l e n d i r e r e k , k ü t ü p h a n e l e r i e s k i M e z o p o t a m y a ' d a n m o d e r n
T i b e t ' e k a d a r ele a l m a k t a d ı r . H e m a p a ç ı k o r t a d a d u r a n , h e m d e i n k â r e d i ­
len kasıtlı v e k a s ı t s ı z t a h r i b a t l a r d a n b a h s e t m e k t e d i r . Y e n i yollarla, k a y b ı n
içeriğini, birleştirilme kapasitesini ve tekrar birbirine karışan el yazmaları
ve basılı k o l e k s i y o n l a r ı ö ğ r e n e b i l i r i z . Bu k a r ş ı l a ş t ı r m a l ı ç a l ı ş m a , - farklı
t ü r l e r d e k i k a y ı p l a r ı n nasıl g ö z a r d ı e d i l e b i l d i ğ i ; k o l e k s i y o n l a r ı n y o k edil­
m e s i v e d a ğ ı t ı l m a s ı y a d a k ü t ü p h a n e l e r i n atıl b ı r a k ı l m a s ı v e y a h e b a edil­
m e s i n i n nasıl farklı b i r ş e k i l d e g e r e k ç e l e n d i r i l d i ğ i ; v e b a z e n d e p i y a s a n ı n
t a l e b i y l e k ü t ü p h a n e l e r i n h a y a t t a k a l m a s ı v e erişilebilir o l m a s ı için b a z e n
yararlı b a z e n d e k e s i n l i k l e y a r a r s ı z - i r o n i l e r l e v e b e k l e n m e y e n b u l u ş l a r l a
d o l u d u r . K a t k ı d a b u l u n a n l a r ani k a y ı p l a r ı , d ü z e n s i z k a y ı p l a r ı v e g e n e l l i k ­
l e içler acısı o l a n h a t ı r l a n a n k a y ı p l a r ı d e ğ e r l e n d i r m e k t e d i r . B u s o n u n c u s u
b a z e n d a h a d a d o k u n a k l ı d ı r . Ç ü n k ü politik o l a r a k ç ö z ü l m e s i m ü m k ü n d ü r .
Belirtilen b a z ı k i t a p l a r , a s l ı n d a g e r ç e k t e n d e h â l â m e v c u t t u r , a m a " k a -
y ı p " t ı r ç ü n k ü e r i ş i l e m e m e k t e d i r ( m a d d e t e n , v e y a belki d e h a t a l ı bir şekil­
d e deşifre e d i l d i k l e r i n d e n ) . B u n u n a k s i n e , b a z ı k o l e k s i y o n l a r ise g e r ç e k ­
ten fiziksel o l a r a k k a y ı p t ı r , a m a h a f ı z a l a r d a y a ş a m a k t a d ı r - k a y ı p k ü t ü p ­
h a n e n i n k e n d i s i gibi, farklı ç ı k a r l a r için farklı ş e k i l d e y a p ı l a n d ı r ı l m ı ş o l a n
v e h e r z a m a n p r o p a g a n d a y a , a y a r t ı l m a y a v e ö z e l r i c a l a r a karşı d u y a r l ı
olan bir hafızada.

Notlar
1. Aşağıda 2. bölümde Jeremy Black'in dipnotuna bakınız.
2. David Blair, 'Yağma cümbüşü içinde Ulus'un geçmişle bağlantısı yok edildi',
Daily Telegraph, 14 Nisan 2003, s.6
3. Dr Geoffrey Roper, İslami Bibliyografi Birimi, Cambridge Üniversitesi Kütüp­
hanesi, The Independent'& mektup, 17 Nisan 2003
4. Robert Fisk, "Kütüphane kitapları, mektupları ve paha biçilmez dokümanlar,
Bağdat'ın yağmalanmasının son bölümünde ateşe verildi", The Independent, 15
Nisan 2003.
5. Philip Hensher, "Kültüre yönelik suçlar her zaman hatırlanır, The Independent,
22 Nisan 2003, s. 17 (The Independent)
6. Adam Lebor, "Şehir hayatı: Saraybosna - Sırplılar Müslümanları tarihten sil­
meye çalışırken Miras küle dönüştü" de bahsedildi, The Independent, 21 Ağus-
tos, 2000 ( The Independerá). Ayrıca bakınız Andras Riedilmayer, "Conviven­
cia Ateş Altında: Bosna'da Soykırım ve Kitap yakılması", Jonathan Rose, ed.,
Soykırım ve Kitap: Yok etme ve Koruma (Armsted, Mass: Massachusettes Üni­
versitesi Basımı, 2001), s. 266-91 ve Knut W. Jorfald'ın video belgeseli: Bir
Ulusal Kütüphanenin Yıkılma Hikayesi.
7. Gary Younge, "Rastas Krallara Karşı", The Guardian, 22 Şubat 1997, s.5
8. Bakınız Alfred Crosby, Kolombiya Değişimi: 1492'nin Biyolojik Sonuçları
(Westport, Conn.: Greenwood Matbaası, 1972); Jared Diamond, Silahlar, Mik­
roplar ve Çelik: insan Toplumlarının Kaderi (New York: W. W. Norton,
1997); Daniel K. Richter, Kızılderili Ülkesinden Doğuya Bakmak: Eski Ameri­
kanın Yerel Tarihi, (Cambridge, Mass: Harvard Üniversitesi Basımı, 2001)
9. Son zamanlarda Kütüphaneleri yeniden yapan ve devam eden fonlar muhtelif­
tir; özellikle Plume Kütüphanesi, Maldon: David Fate Norton ve Mary J. Nor­
ton, David Hume Kütüphanesi (Edinburgh: Edinburgh Bibliyografy Topluluğu,
1996); Lizbon'daki Kraliyet Kütüphanesi, Angela Delaforce, On sekizinci Yüz­
yıl Portekiz'inde Sanat ve Koruma (Cambridge, Cambridge Üniversitesi Baskı­
sı, 2003); Liudmilla V. Sharipova, "Kiev Mohyla Akademisi", basılmamış
Ph.D, Cambridge Üniversitesi, 2000; Jonathan Swift'in kütüphanesi, Hermann
J. Real tarafından yönetilen ve devam eden proje'yi içermektedir.
10. Geniş ve klasik bir ifade için, bakınız William Blades, Kitap Düşmanları
(Londra, 1880); ayrıca, Suzanne Briet, Tehlikedeki Kütüphaneler (Paris: Ulusal

darkmalt
Kütüphane, 1949)
I I . Örneğin, bakınız, 14. Bölüm
12. www. Romanian.voice.com; www.mihaieminescu.ro
13. David Aaronovitch, "Bağdat Müzesinde Kaybolan: Gerçek", The Guardian, 10
Haziran 2003, s.5
14. Younge, "Rastas Krallara Karşı"
15. Bakınız, özellikle Jeffrey Garrett'in tartışmaları, "Aufhebung im doppelten
Wortsinn: Orta Avrupa'da Manastır Kütüphanelerinin Kaderi, 1780-1810",
Verburn Analecta Neolatina, 2 (1999): 15-27, 8.ve lO.Bölümlerle sınırlı
16. Editör, Dr Gabriel Sánchez Espinosa'ya yorumlan için müteşekkirdir, Julián
martin Abad tarafından okunması önerilen, Los incunables de las bibliotecas
española: Apuntes históricos y noticias bibliográficas sobre fondos y bibliófi­
los (Valencia: Vicent Garcia Editores, 1996); inmaculada Arşas de Saavedra,
"La biblioteca de los jesuítas de Granada en el siglo XVIII: Una aprozimaci-
on,", A. Mestre Sanchis ve E. Giménez López, Disidencias y exilios en la Es-
pana Moderna: Actas de la IV Reunión Científica de la Asociación Española
de Historia Moderna (Alicante: Alicamte Üniversitesi, 1997): 609- 626; Gre­
gorio de Andrés, "El hispanista Obadiah Rich y la almoneda de libros españo­
la es en Londres en 1824", Boletín de la Real Academia de la Historia 190
(1993): 285-311; Josefina Bello Voces, "La ocupación de los bienes de los re­
gulares (1835-1836)", Boletín de la Real Academia de la Historia 185 (1988):
54-82; Enric Mirambell i Belloch, "Projecte de Biblioteca provincial (1820-
1823)", Revista de Girona 136 (1989): 75-82; Manuel Sanchez Mariana, "Los
codices del mpnasterio de Silos", Boletín de la Institución Fernán Gonzales 63
(1984): 228-230; Manuel Sanchez Mariana, "Notas sobre la biblioteca monas-
tica de San Salvador de Ona", Revista de Archivos, Bibliotecas y Museos 62
(1979): 473-493
17. Galen, Hipokratlar hakkında Yorum, XV, Luciano Canfora'da bahsedilmiş, çe­
viri. Martin Ryle, Kaybolan Kütüphane (Berkeley, CA: California Üniversitesi
Baskısı, 1989), s. 191
18. Lionel Casson, Eski Dünyada Kütüphaneler (New Haven and London: Yale
Üniversitesi baskısı, 2001), s. 92; J. O. Ward, "İskenderiye ve onun Ortaçağ
Mirası: Kitap, keşiş ve Gül", Roy Macleod ver. iskenderiye Kütüphanesi: Eski
Dünyada İlim Merkezi, (Londra ve New York: I. B. Tauris, 2000) s. 165
19. David Stam, ed. Uluslararası Kütüphane Tarihi Sözlüğü (Chicago ve Londra:
Fitzroy Dearborn, 2001), s. 656
20. Stam, ed. Uluslararası Kütüphane Tarihi Sözlüğü, s. 73, 74, 665
21. Charles A. Goodrum ve Helen W. Dalrymple, Kongre Kütüphanesi (Boulder,
Colorado: Westview basımı, 1982), s. 15
22. Goodrum Dalrymple, Kongre Kütüphanesi, s. 16, 17
23. Stam, ed. Uluslararası Kütüphane Tarihi Sözlüğü, s. 908
24. Tokyo Kraliyet Üniversitesi Kütüphanesinin yeniden yapılması hakkındaki ilk
rapor, (Tokyo, 1926); "Japonya'da Kütüphane Gelişimi", www2. db.dk/pe/Ja-
pan/section3.htm
25. Peru Ulusal Kütüphanesi (Lima: Ulusal Kütüphane, 1971) s. 13
26. Peter Waters, "Aşamalı Koruma: Koruma hakkında Felsefi bir Kavram ve Pra­
tik Yaklaşım", Özel Kütüphaneler 8 1 : 1 (1990), 35-43; Stam, ed. Uluslararası
Kütüphane Tarihi Sözlüğü, s. 676.
27. Örneğin, bakınız, Lizbon daki Son Depremle Ortaya Çıkan Ciddi Düşünceler,
(Londra, 1756); ayrıca bakınız Derek Beales, Refah ve Talan: Devrim dönemin­
de Avrupa'daki Katolik Manastırları, 1650-1815 (Cambridge, Cambridge Üni­
versitesi Baskısı, 2003), s. 150-151
28. Büyükelçilere Avrupa'da bütün mahkemelerde soruşturma yetkisi verilmesiy­
le, kraliyet kütüphanesi, karşılaştırmalı kütüphane çizimleri ve notları için en
iyi çağdaş depo haline geldi; V John Roma konusunda takıntılıydı ve kütüpha­
ne de şehrin binlerce resmi (ve birçok büyük panorama) olması ile övünüyor­
du; bakınız Delaforce, On sekizinci Yüzyıl Portekiz'inde Sanat ve Koruma.
29. Carolyn Horton, "Floransa Kütüphanelerinin Kurtarılması", Wilson Kütüpha­
nesi bülteni 41 (1966-67): 1035-1043; A. H. Goetz, "Tehlikedeki Kitaplar",
Wilson Kütüphanesi bülteni 47 (1972-73): 428-439; Ulusal Kütüphane, Floran­
sa Kütüphanesinden ve Tuscany Grandükü'nün Palatina Kütüphanesinden
oluşturulmuştu. Ayrıca bakınız, Kitap Koleksiyoncusu, Floransa hakkında özel
sayı, Bahar 1947
30. Claude Francillon, "Lyon prepare la construction d'un poie documentane", Le
Monde, 18 June 1999.
31. "Çek Kütüphaneleri için Yardım", Çek Cumhuriyeti Kütüphane ve Bilgi Pro­
fesyonelleri Birliği (kayıp ve hasarlı kütüphanelerin listesi ile),
www.nkp.cz/o_knihovnach/PovodENb.htm
32. E. S. Beer, ed., John Evelyn'in Günlüğü, yeni baskı, 6 cilt (Oxford: Clarenden
Matbaası, 2000), 3:459. ayrıca bakınız Robert Latham ve William Matthews, ed.,
Samuel Pepys' in Günlüğü, 11 cilt (Londra: Bell and Hyman, 1970-83), 7: 297 (26
Eylül 1666), 309-310(5 Ekim 1666), 9: 22-23 (14 Ocak 1768) ve Walter G. Bell,
1666'daki Büyük Londra Yangını, (Londra ve New York: John Lane, 1920)
33. Latham ve William Matthews, ed., Samuel Pepys'in Günlüğü, 7: 297 n.5
34. Stam, ed. Uluslararası Kütüphane Tarihi Sözlüğü, s. 73
35. Otto Wilhelm Cison Walde, Storhetsyidens litterara krigsbyten, en kulturhisto-
risk-bibliografisk Studie (Uppsala ve Stockholm: Almqvist and Wiksells, 1916-
20); Don Heinrich Tolzmann, ve diğerleri, İnsanlığın Hatıratı: Tarihin doğuşun­
dan beri Kütüphanelerin Hikayesi, (New Castle, DE: Oak Knoll, 2001) s. 67, 76.
36. Tolzmann, ve diğerleri, insanlığın Hatıratı, s. 75-6, Stam, ed. Uluslararası Kü­
tüphane Tarihi Sözlüğü, s. 772
37. Austin Baxter Keep, New York Genel Kütüphanesinin Tarihi, (BostomGregg
Matbaası, 1972), s. 94-98
38. Goodrum ve. Dalrymple, Kongre Kütüphanesi, s. 12-13, 15.
39. Goodrum ve Helen W. Dalrymple, Kongre Kütüphanesi, s. 14-15
40. Hans van der Hoeven, "Yirminci Yüzyılda Kütüphanelerin Yıkımı", Kayıp Ha­
tıralar - Yirminci Yüzyılda Tahrip edilen Kütüphaneler ve Arşivler, s. 2.
41. Ribhi Mustafa Elayyan, "Arap-İslam Kütüphanelerinin Tarihi: 7 ile 14. yüzyıl­
lar", Uluslararası Kütüphane Dergisi 22 (1990); Stam, ed. Uluslararası Kütüp­
hane Tarihi Sözlüğü, s. 71, 112
42. Belirtildiği yer: Emler D. Johnson, Batı Dünyasında Kütüphanelerin Tarihi, 2.
baskı (Metuchen NJ: Scarecrow Matbaası, 1970) s. 105
43. Etienne de Bourbon, Anecd. Hist. No 327 ed. A. Leroy de La Marche, 1877, s.
275-7, Belirtildiği yer Jonathan Sumption, Albigenses Seferi (Londra: Faber
and Faber, 1978) s. 47.
44. Charles Ripley Gillett, Yakılan Kitaplar: İngiliz Tarihi ve Edebiyatında İhmal
Edilen Bölümler, 2 cilt (New York: Columbia Üniversitesi Baskısı, 1932), 1: 15
45. Edward Alexander Parsons, iskenderiye Kütüphanesi: Elen Dünyasının Görke­
mi, Yükselişi, İlk çağları ve Yıkılışı (Londra: Cleaver-Hume, 1952) |
46. Belirtildiği yer: Aaronovitch, "Bağdat Kütüphanesinden kaybolanlar: Gerçek"
47. bakınız, 14. Bölüm, not 31 (ve alıntı)
48. Bakınız Roy Macleod, "Tarihte ve Mitolojide İskenderiye", Macleod, ed, İs­
kenderiye Kütüphanesi, s. 1-15
49. Edward Gibbon, Roma İmparatorluğunun Çöküşü ve Yıkılışı, 51. Bölüm
50. 1838'de üç etkili katkı basılmıştı: Fredrich Wilhelm Ritsehl, Die Alexandri-
nischen Bibliotheken unter den ersten Ptolemaern (Breslau); Gustav F. C. Part­
hey, İskenderiye Müzesi (Berlin); George Heinrich Klippel, lieber das Alexan-
drinische Museum (Göttingen). Daha sonraki birçok tartışma, özellikle Augus­
ta Bouche-Leclerq, Histoire des Lagides, 4 eilt (Paris, 1903-07); Evaristo Brec­
cia, Alexandria ad /Egyptum (Bergamo, 1914); J. B. Bury, /. Theodosìus' un
Ölümünden Jüstinyen'in Ölümüne kadar Roma İmparatorluğunun Tarihi, MS
395 - MS 565, 2 cilt (Londra: Macmillan and Co., 1923); Paul Harvey, Klasik
Edebiyat Hakkında Oxford Rehberi, (Oxford: Clarendon Baskısı, 1940), "İs­
kenderiye Kütüphanesi"ni içermişti.
51. Özellikle Edward Edwards, Kütüphane ekonomisi dahil Kütüphanelerin Anıla­
rı, 2 cilt (Londra: Trübner and Co., 1859)
52. Edwards, Kütüphanelerin Anıları, 1: 58
53. Yakın zamanlarda, Ashurbanipal kütüphanesini yeniden oluşturma konusunda
Planlanan Anglo- Irak projeleri ile, eski Ninova kütüphanesinden 2,600 yıllık
kil yazıtlara genel tarafından daha fazla ilgi gösterilmiştir, The Independent, 9
Mart 2002, s. 3.
54. Bunu izleyen hikaye büyük ölçüde, Mustafa El-Abbadi'nin araştırmasından ya­
rarlanmaktadır: Eski iskenderiye Kütüphanesinin hayatı ve Kaderi. (Paris:
UNESCO/UNDP, 1990)
55. Alfred J. Butler, Arapların Mısır'ı Fethi ve Roma Hakimiyetinin Son Otuz Yılı,
ed. P. M. Fräser, 2. baskı, (Oxford: Clarendon Baskısı, 1978; 1. baskı, 1902);
Canforra'nın hünerli Kayıp Kütüphane'1 Û, hayali yönleri genelde belirtilerek,
tartışmayı yeniden güçlendirmiştir, (ör. Robert Barnes, "İlham Perilerinin Ka­
fesinde İnzivaya Çekilen Kitap Kurtlan: Eski İskenderiye Kütüphanesi, Macle-
ad'da, ed., İskenderiye Kütüphanesi, s. 74-75)
56. Yaklaşık MÖ 270'de Herodas Müzeden bahsetmiş olmasına rağmen (bu refe­
rans için Prof. Eric Handley'e minnettarım), İskenderiye'deki Kütüphane ilk
olarak Aristeas'm Mektuplarında, Scptuagint'in tercümesinin kayıtlarında bah­
sedilmektedir (MÖ 180-145 civarı); İskenderiye'nin kilap mabedi, daha önce
kurulan Plato Akademisini, Aristoteles'in Lisesini, Zeno'nun Sloa'sını ve Epi­
curus'un okulunu izlemiştir. Bakınız Macleod, ed., İskenderiye Kütüphanesi, s.
2-3
57. P. M. Fraser, Ptolem İskenderiyesi, 3 cilt (Oxford: Clarendon Baskısı, 1972), 1:
27-29; Butler, Arapların Mısır'ı Fethi, s. 412
58. Alan K. Bowman, Firavunlardan sonra Mısır (Londra: British Museum, 1986)
s. 225; Butler, Arapların Mısır'ı Fethi, s. 410-411. daha fazla kayıt için ayrıca
bakınız: Barnes, "İnzivaya Çekilen Kitap Kurtlan", s. 61-77.
59. Canforra, Kayıp Kütüphane, asıl yakımın MS 272'de gerçekleştiğini düşün­
mektedir.
60. El-Abbadi, Eski iskenderiye Kütüphanesinin hayatı ve Kaderi, s. 146-148
6 1 . El-Abbadi, Eski İskenderiye Kütüphanesinin hayatı ve Kaderi, s. 153, Canfor­
ra, Kayıp Kütüphane, s. 95-96 ile karşılaştırın.
62. Lucan Pharsalia X, 486-505. satırlar, bahsedildiği yer, El-Abbadi, Eski İsken­
deriye Kütüphanesinin hayatı ve Kaderi, s. 150, n. 6
63. Seneca, De animi tranquillitate IX.5, El-Abbadi, Eski İskenderiye Kütüphane­
sinin hayatı ve Kaderi, s. 150, Vatikan kütüphanesinden, İskenderiye'nin oku­
lunu içeren Palatine sayfası, Parsons'ın iskenderiye Kütüphanesi'nin kapağın­
da ve detaylı olarak karşısında çoğaltılmıştır, s. 104.
64. Plutarch, Sezar, 49; Aulus Gellius, Tavan Arası geceleri VII, 17.3; Ammanius
Marcellinus, Tarih, 22, 16.13; El-Abbadi, Eski İskenderiye Kütüphanesinin ha­
yatı ve Kaderi, s. 150-151
65. Savaş Halindeki iskenderiye, 13; El-Abbadi, Eski iskenderiye Kütüphanesinin
hayatı ve Kaderi, s. 151.
66. Plutarch, Sezar ve Plutarch, Antonius, 28; El-Abbadi, Eski İskenderiye Kütüp­
hanesinin hayatı ve Kaderi, s. 150-152, 156
67. Canforra, Kayıp Kütüphane; El-Abbadi, Eski iskenderiye Kütüphanesinin ha­
yatı ve Kaderi, s. 153, 167 ile karşılaştırın
68. El-Abbadi, Eski İskenderiye Kütüphanesinin hayatı ve Kaderi, s. 153
69. El-Abbadi, Eski İskenderiye Kütüphanesinin hayatı ve Kaderi'nde Strabo tar­
tışması, özellikle, s. 153-4; Canforra, Kayıp Kütüphane, s. 95-6 ile karşılaştırın.
70. Parsons, İskenderiye Kütüphanesi, s. ix, ayrıca bakınız aşağıya, s. 18, 62
7 1 . Gibbon, Roma Imparatorloğunun Çöküşü ve Yıkılışı, 28. Bölüm
72. El-Abbadi, Eski iskenderiye Kütüphanesinin hayatı ve Kaderi, s. 166'da belir­
tiliyor.
73. El-Abbadi, Eski İskenderiye Kütüphanesinin hayatı ve Kaderi, s. 162-163
74. "İskenderiye'nin Büyük Kütüphanesinin gizemli kaderi"nde bahsediliyor,
www.bede.org.uk/library.htm
75. Antakya'lı Eunapus, Antonius'un hayatı. Benzer sessizlik Sokrat'ın Kilise Ta-
rihi'nde Separis'in yıkılmasıyla ilgili bölümünde ortaya çıkıyor.
76. Fraser, Ptolem Iskenderiyesi, 1: 82, 812
77. Augustus tarafından zulmedilmişti, Caracalla bütün vatandaşlarının çoğunu öl­
dürmüştü, şehir ve saray bölümü Aurelian tarafından yağmalanmıştı ve şehir,
dördüncü yüzyılın başında, Diocletian tarafından ele geçirilmiş ve yağmalan­
mıştı - hepsi de bu tarihi karartan büyük depremlerden ve sellerden önce.
78. Butler, Arapların Mısır'ı Fethi, s. 402
79. Aynı kitap, s. 402.
80. Butler, Arapların Mısır'ı Fethi, 25. Bölüm (özellikle s. 404)
81. El-Abbadi, Eski İskenderiye Kütüphanesinin hayatı ve Kaderi, s. 176-179
82. El-Abbadi, Eski İskenderiye Kütüphanesinin hayatı ve Kaderi, 6. Bölüm'le kar­
şılaştırın
83. El-Abbadi, Eski İskenderiye Kütüphanesinin hayatı ve Kaderi, s. 175-176
84. Aşağıdaki ifade, El-Abbadi, Eski İskenderiye Kütüphanesinin hayatı ve Kade­
ri, s. 176-8'ye borçludur.
85. El-Abbadi, Eski iskenderiye Kütüphanesinin hayatı ve Kaderi, s. 178
86. Naucratis'li Athenaeus, Deipnosophistai, Johnson, Batı Dünyasında Kütüpha­
nelerin Tarihi'nde bahsediliyor, s. 65.
87. Jorge Luis Borges, "Babil'in Kütüphanesi", Derlenmiş Hikayeler'de, ed. An­
drew Hurley (New York: Penguin Kitapları, 1998), s. 116
88. Bu özel temenni-listesi, Ward'in "İskenderiye ve Onun Ortaçağ Mirası" (s.
167) esas alınarak hazırlanmıştır.
89. Ward, "İskenderiye ve Onun Ortaçağ Mirası", s. 167
90. Canforra, Kayıp Kütüphane , özellikle s. 197
91. Parsons, iskenderiye Kütüphanesi, s. 411-412
92. Metnin tamamı (ve kütüphanede devam eden gelişmeler) "Bibliotheca Alexan­
d r i a - İskenderiye Kütüphanesinin Yeniden canlanışı", http://www.unes-
co.org/webworld/alexandria adresinde verilmektedir. Bir başka yakın tarihli,
renkli spekülasyon, Robert H. Blackburn tarafından verilmektedir, "Eski İsken­
deriye Kütüphanesi: Bir Kısmı Kurtulabilir", Kütüphane Tarihi 19 (Mart
2003): 23-34.
93. Mohamed Sid-Ahmed, Aarabic.news.com, 22 Mayıs 2001.
94. Carl Sağan, Cosmos, (Londra: Macdonald Fütura, 1980), s. 20
95. Sağan, Cosmos, s. 20-21 ve aynı zamanda Nicolas Economou Vakfı, Kıbrıs,
"İskenderiye Kütüphanesinde tekrarlanmış, http://www.members.ii-
net.au/~nicke/library/library.htm
96. "İskenderiye K ü t ü p h a n e s i n d e , http://www.members.iinet.au/~nicke/lib-
rary/library.htm
97. Economou Vakfı, "İskenderiye Kütüphanesi", "Kütüphane neden ve nasıl yok
edilmişti?", s.2
98. Peter Fleming, Pekindeki Kuşatma (Londra: Rupert Hart-Davis, 1959), s. 121-
122
99. Burada, Donald G. DavisJr ve Cheng Huanwen'in özetlerine müteşekkirim,
"1900'deki Pekin Kuşatmasında Çince kitapların Yok edilmesi", IFLA Konfe­
ransı tutanakları, 25-31 Ağustos 1996, (http://www.ifla.org/IV/infla62/62-
davd.htm)

I /
100. Richard O'Connor, Önder Askerler: Boxer isyanının Tarihi Anlatımı (New
York: G. P. Rutnam's Sons, 1973), s. 134
101. Davis ve Huanwen, Çince kitapların Yok edilmesi
102. Kütüphane ve Bilgi Bilimleri Ansiklopedisi, 53 cilt (New York, 1968-1994), 2: 310
103. Yitzchak Kerem, "Soykırımda Selanik'teki Yahudi kitaplarına el konulması",
Rose, ed., Soykırım ve Kitap, s. 59-65 (s.61)
104. Bakınız Leonadis E. Hill, " 'Alman Olmayan' Edebiyata Nazi Saldırısı, 1933-
1945", Rose, ed., Soykırım ve Kitap, s.8-46
105. Arman [Arman Fernandez] (d. 1928), Christian Boltanski (d. 1944) ve Anselm
Keifer (d. 1945) birleştirmelerini içeriyor. Ayrıca, John Lotham'ın (d. 1921)
"Yıldızdan kurgulanmamış Materyal" filminde görünen ve halen Tate Koleksi­
yonları içinde bulunan (2000'den beri Tate Modern'de sergileniyor) "Film Yı-
dızı" (1960) da değerlendirin.
106. Hans van der Hoeven, "Hasar gören veya Yıkılan Kütüphaneler ve Koleksiyon­
lar Listesi", Kayıp Hatıralar - Yirminci Yüzyılda Tahrip edilen Kütüphaneler
ve Arşivler, (UNESCO, 1996), s. 14
107. Wojciech Siemaszkiewicz, "Polonya Ulusal Kütüphanesi", Stam, ed. Uluslara­
rası Kütüphane Tarihi Sc'izlüğü, s. 545-548'de. Bu referans için Sem Sutter'a
minnettarım.
108. Sem C. Sutter, "Sürgündeki Lehçe Kitaplar: İki Savaş Boyunca, İki Kıta ara­
sında Kültürel Ganimet", Rose, ed., Soykırım ve Kitap, s. 141-161 (s. 145)
109. Jacqueline Borin, "Ruhun Korları: II Dünya Savaşında Polonya'da Yahudi ki­
taplarının ve Kütüphanelerim Yıkımı", Kütüphaneler ve Kültür 28: 4 (Sonba­
har, 1993): 445-460 (s. 446)
110. Marek Sroka, "Nazi işgali altında Krakov Üniversitesi Kütüphanesi, 1939-
1945", Kütüphaneler ve Kültür, 34:1 (Kış, 1999): 1-16 (s. 12), Borin, "Ruhun
Korları", s. 445
111. Negley Harte ve John North, HCLnin Dünyası 1828-1990 (Londra: Üniversi­
te Koleji, 1991) s. 181, 344-346, Stam, ed. Uluslararası Kütüphane Tarihi Söz­
lüğü, s. 851
112. Hollanda House Kütüphanesi bombalandıktan sonra, Kraliyet savaş Müzesinin
koleksiyonundan
113. Margaret F. Stieg, Alman Genel Kütüphanelerinin Savaş Sonrası Tasfiyesi, De­
mokrasi ve Amerikan Tepkisi", Kütüphaneler ve Kültür 28: 2 (Bahar, 1993):
143-164 (s. 144). Ayrıca bakınız G. Leyh, Die deutschen wissenschaftlichen
Bibliotheken nach dem Krieg (Tübingen, 1947)
114. van der Hoeven, "Hasar gören veya Yıkılan Kütüphaneler ve Koleksiyonlar
Listesi", s. 13
115. van der Hoeven, "Hasar gören veya Yıkılan Kütüphaneler ve Koleksiyonlar
Listesi", s. 14
116. "Japonya'da Kütüphane Gelişimi", www2.db.dk/pe/Japan/section3.htm
777. Kayıp Hatıralar - Yirminci Yüzyılda Tahrip edilen Kütüphaneler ve Arşivler,
(UNESCO, 1996)
118. Cheng Huanwen, "Soğuk Savaşın Çin'de Kütüphanecilik Üzerindeki Etkisi",
Kütüphaneler ve Kültür 36: 1 (Kış, 2001): 40-50 (p. 46 ve Tablo 1)
119. Helen Jarvis, "Kamboçya Ulusal Kütüphanesi: Yetmiş Yıllık Yaşam Mücade­
lesi", Kütüphaneler ve Kültür 30: 4 (Sonbahar, 1995): 391-408 (s. 402-403)
120. Afganistan Sayısal Kütüphane Projesinin Raporu, bulunabileceği adres:
www.nyu.edu/its/pubs/connect/spring03/afghan_library/html
121. Bakınız Wayne Wiegand, Propaganda için Aktif bir araç: I Dünya Savaşı sıra­
sında Amerikan genel Kütüphanesi (Westport Conn.: Greenwood matbaası,
1989)
122. Kaljo-Olev Veskimagi, Tsensuur Eesti NSV-sja tema peremehed (Tallinn,
1996), İngilizce özeti: www.einst.ee/literary/spring97/04censor.htm. Özellikle
Litvanya, bakınız 12. Bölüm
123. Sutter, "Sürgündeki Lehçe Kitaplar", s. 149
124. Andrew Gregorovitch, "Ukrayna'da II Dünya Savaşı: II Dünya Savaşında Uk­
rayna'nın Tahrip Olan Mülkleri", Forum Ukranian Review 92 (Bahar 1995) ve
www.infoukes.com/history/ww2, s.22
125. Hill, " 'Alman Olmayan' Edebiyata Nazi Saldırısı, 1933-1945", s. 31
126. 12. Bölümde detaylı olarak tartışılmaktadır
127. S. D. Stein, comp., İşgal Altındaki Batı Toprakları ve Hollanda Einsatzstab Ro­
senberg Çalışma Grubunun Raporu, bulunabileceği adres:
www.ess.uwe.ac.uk/genocide/Rosenberg; Hill " 'Alman Olmayan' Edebiyata
Nazi Saldırısı, 1933-1945", s. 30-31
128. En direkt olarak Richard Klemer tarafından (4. Bölüm) ama aynı zamanda Da­
vid Rundle, Nigel Ramsay, Dominique Varry ve Clarrissa Campbell Orr
129. Bakınız Robin Myers, Michael Harris ve Giles Mandelbrote, ed. Çekiç Altında:
On yedinci yüzyıldan bu yana kitap müzayedeleri (Londra ve New castle: DE:
Oak Knoll ve İngiliz Kütüphanesi, 2001); Gwyn Walters, "Eski Satış katalog­
ları: Problemler ve Perspektifler", yeri, Robin Myers ve Michael Haris, ed.,
1700'terden Kitap satışları ve dağıtımı (Oxford: Oxford Politeknik Baskısı,
1982): 106-125 ve klasik olarak, Edwards, Kütüphanelerin Anıları, 2: 110-151.
130. Nicolas Barker, "Bernard Quaritch", Kitap Koleksiyoncusu 46 : Bernard Qua-
ritch 'in 150. yıl dönümü için özel sayı (1997): 3-34.
131. Kathy Marks, "Nakit sıkıntısının vurduğu üniversite, yer kazanmak için eski ki­
tapları gömdü", The Independent, 22 Mart2201.
132. Nicholson Baker, İki parça: Kütüphaneler ve Kağıda yapılan hücum (Londra:
Vintage, 2002)
133. Örnek olarak bakınız, İngiltere ve Galler'deki Özel Kütüphaneler hakkındaki
Denetleme Komisyonu Raporu, 2002; ayrıca değerlendirenler: Nigel Reynolds,
"genel kütüphanelerde ödünç alanlarda 23 parça azalma". The Independent, 17
Mayıs 2002, s. 7
134. Hensher, "Kültüre yönelik suçlar sonsuza dek hatırlanır."
135. Klaus Graf, CPBT "Kayıp Kütüphaneler" Konferansına yazılı iletişim, 4 Eylül
2001
136. Donaueschingen Sayısal projesi Klaus Graf tarafından, eski kütüphanelerin tek­
rar oluşturulması amacıyla kurulmuştur.
(http://www.uni-koblenz.de/~graf/dondig_echtm)
137. "Mahkumiyet 2001 "in katalogu, Angela Grauerholz, Montreal Bienali, Kanada
(görüntülerin adresi: www.ciac.ca/biennaI2002/en/angela.htm)
138. George Orwell, Bin dokuz yüz seksen dört: Roman (Londra: Seeker ar i War­
burg, 1949), s. 40
139. Borges, "Babil Kütüphanesi", s. 116
140. Bunun özel hikayesi için bakınız Ward, "İskenderiye ve onun ortaçağ mirası"
141. Ward, "İskenderiye ve onun ortaçağ mirası"
142. Michel de Certeau "Avlanırken okumak", Certeau'da, çev. Steven F. Rendali,
Günlük yaşam uygulamaları (Berkeley ve Los Angeles: California Üniversite­
si Matbaası, 1984) s. 165-176.
Eski Mezopotamya'nın
Kayıp Kütüphaneleri
Jeremy Black

M e z o p o t a m y a ( k a b a c a m o d e r n Irak v e ç e v r e s i ) y a k l a ş ı k o l a r a k M . Ö .
3 4 0 0 ile M . S . b i r i n c i y ü z y ı l a r a s ı n d a , h e m e n h e m e n 3 5 0 0 yıl b o y u n c a , k e ­
sintisiz bir y a z ı n s a l k ü l t ü r d ü z e n i n e s a h i p o l m a k l a ö v ü n e b i l i r . K ü t ü p h a n e
olarak nitelendirilebilecek kurumlar, birçok d ö n e m d e var olmuştur ve bu­
radakiler kronolojik olarak, bu kitapta tartışılacak olanların içinde en eski­
leri o l d u ğ u n d a n , e n a z ı n d a n " K ü t ü p h a n e n a s ı l o l u r ( ? ) " s o r u s u n u s o r m a fır­
satını v e r m e k t e d i r . E s k i k l a s i k - ö n c e s i d ü n y a d a , " k ü t ü p h a n e " ile " ö z e l ya­
z ı k o l e k s i y o n l a r ı " d e n i l e b i l e c e k , kişisel y a z ı m ustaları v e y a yazıcı ailele­
r i n d e n o l u ş a n v e h e m k e m d i ç a l ı ş m a l a r ı n ı , h e m d e b a ş k a l a r ı t a r a f ı n d a n ya­
zılan, m i r a s y o l u y l a g e ç m i ş v e y a e l d e e d i l m i ş ç a l ı ş m a l a r ı n o l u ş t u r d u ğ u
koleksiyonlar arasında bir ayırım y a p m a k m ü m k ü n d ü r . Bunlarla "arşiv­
ler", y a n i y a s a l , m e s l e k i v e y a ticari d o k ü m a n l a r , a r a s ı n d a a y ı r ı m y a p m a k
d a y a r a r l ı olabilir. B u k a t e g o r i l e r i n , h e r bir k a z ı l m ı ş b i n a d a farklılıkların
belirgin o l m a d ı ğ ı k o l e k s i y o n l a r b u l u n s a bile, farklı arkeolojik g e r ç e k l e r i
v a r d ı r . 1 B u r a d a tartışılan k ü t ü p h a n e l e r i n h e p s i , y a s a r a y l a r ı n i ç i n d e y a d a
t a p ı n a k l a r ı n i ç i n d e y d i v e b u n l a r , a r k e o l o g l a r ı n eski M e z o p o t a m y a ' d a " g e ­
n e l b i n a l a r " d e n i l e n b i n a l a r ı n iki a n a k a t e g o r i s i y d i . A m a bu, b u r a l a r ı n h e r
h a n g i bir ş e k i l d e h a l k a a ç ı k y e r l e r o l d u k l a r ı a n l a m ı n d a a l ı n m a m a l ı d ı r .
K r a l i y e t k ü t ü p h a n e l e r i n i n , k e n d i p e r s o n e l i v e kraliyet m e n s u p l a r ı h a r i c i n ­
de her hangi birine açık olduğuna dair kanıt bulunmazken, tapınak kütüp-
h a n e l e r i n i n p a p a z l a r l a ilgili faaliyetlerle sınırlı o l d u ğ u n u b i l i y o r u z . D i n i
ve b i l i m s e l m e t i n l e r i n s o n u n d a k i y a z ı l a r , g e n e l l i k l e mudû mudâ likallim
mudû IÇ mudâ IÇ ukalam " Y e t k i l i ( v e y a bilgili) o l a n birisi b u n u s a d e c e
yetkili o l a n b i r i s i n e g ö s t e r m e l i , k a b u l e d i l m e y e n b i r i s i n e g ö s t e r i l e m e z " sı­
nırlamasını taşıyordu.2
Eski M e z o p o t a m y a ' d a k i bütün kütüphaneler yok olmuştu, medeniyetin
k e n d i s i s o n a e r m i ş t i . B u d u r u m M . S . o n d o k u z u n c u y ü z y ı l ı n b a ş ı n d a ya­
v a ş y a v a ş o r t a y a ç ı k a r ı l ı n c a y a k a d a r y ü z y ı l l a r d a n beri b i l i n e n bir g e r ç e k ­
ti. A m a ç o k farklı k a y ı p türleri var. G e n e l a n l a m d a , b u m e d e n i y e t için d ö r t
çeşit " k a y ı p k ü t ü p h a n e " - y a n i , m o d e r n b i l i m için k a y ı p o l a n k ü t ü p h a n e ­
ler - t a n ı m l a n a b i l i r : B u g ü n e k a d a r b u l u n m a m ı ş k ü t ü p h a n e l e r ; t a h r i p edil­
m i ş k ü t ü p h a n e l e r ; y e r i n e b a ş k a s ı g e ç e n k ü t ü p h a n e l e r v e e r i ş i l e m e y e n kü­
tüphaneler. Bunlar aşağıda anlatılmaktadır.

Çivi yazısı
E s k i M e z o p o t a m y a ' d a birbirini i z l e y e n k ü l t ü r l e r b o y u n c a , kil t a b l e t l e r
ü z e r i n d e çivi yazısı k u l l a n ı l d ı . Bir g ü n e y Irak halkı o l a n S ü m e r l e r , M . Ö .
3 4 0 0 k a d a r eski, b e l k i d e d a h a ö n c e k i bir t a r i h t e , a m a t a r t ı ş m a s ı z d ü n y a ­
n ı n en eski ve t a m o l a r a k ç a l ı ş a n bir yazı s i s t e m i n e s a h i p t i . B a ş l a n g ı ç t a , o
d ö n e m i n şehir topluluklarının bürokratik ekonomilerinin gelişmesinin do­
ğal s o n u c u o l a r a k , idari a m a ç l a r l a k u l l a n ı l ı y o r d u . O tarihteki yazılı m e t i n ­
lerin ç o ğ u , zirai v e h a y v a n ü r e t i m i v e d i ğ e r m a l l a r ı n idari v e y a ticari h a ­
reketlerinin, yayınlarının v e t e s l i m a t l a r ı n arşiv kayıtlarıdır. K o r u n m u ş
o l a n e n eski y a z ı n ı n t a r i h i n e gelirsek: b u n l a r z a t e n ilk d ö n e m d e g ö r e v l i l e ­
rin u n v a n l a r ı n ı n listeleri ile çırak y a z ı c ı l a r ı n ö ğ r e n m e s i g e r e k e n t e k n i k t e ­
r i m l e r i n s i s t e m a t i k o l a r a k t u t u l m a s ı ile sınırlı o l m a k k a y d ı y l a , z a t e n siste­
m a t i k olarak yazı e ğ i t i m i a m a c ı y l a d a k u l l a n ı l ı y o r d u . 3 S o n r a k i b i r k a ç y ü z ­
yıl i ç i n d e v e n e r e d e y s e k e s i n olarak S ü m e r l e r M . Ö . 2 5 0 0 y ı l l a r ı n d a , çivi
yazısını şiirsel e d e b i y a t l a r ı n ı k a y d e t m e k a m a c ı y l a d a k u l l a n m a y a b a ş l a ­
mışlardı.4
Y a z ı sistemleri, logografik işaretlerle ( k e l i m e l e r i n b ü t ü n ü n ü y a z m a k
için k u l l a n ı l a n işaretler v e y a işaret g r u p l a r ı ) h e c e l i i ş a r e t l e r i n ( h e r b i r h e ­
c e y i y a z m a k için k u l l a n ı l a n işaretler) bir k o m b i n a s y o n u d u r . B u n a e k ola­
r a k , belirli işaretler, ait o l d u ğ u k a t e g o r i y i g ö s t e r m e k a m a c ı y l a , ç o ğ u n l u k -
la kelimeden önce veya bazen de kelimelerden sonra, "belirleyici" olarak
k u l l a n ı l m a k t a d ı r (ör. K i ş i s e l v e y a coğrafi i s i m , a h ş a p n e s n e ) . Çivi yazısı­
n ı n o k u n m a s ı z o r d u r . Ç ü n k ü tarihi n e d e n l e r l e , l o g o g r a f i k i ş a r e t l e r i n ç o ğ u ,
b a z ı a ç ı l a r d a n , a y n ı z a m a n d a h e c e l i işaret d e ğ e r i k a z a n m ı ş t ı v e h e c e l i işa­
retler, d u r u m a g ö r e , b i r ç o k farklı d e ğ e r l e r e s a h i p o l a b i l i y o r d u ( h o m o f o n i *
d e n i l e n ş e k i l d e ) . B u n u n s o n u c u n d a , g e n e l l i k l e , a y n ı h e c e y i b i r b i r i n d e n ol­
d u k ç a farklı d e ğ e r l e r l e y a z m a k m ü m k ü n o l u y o r d u , ( h o m o n i m i * * d e n i l e n
ş e k i l d e ) . K u l l a n ı l a n t o p l a m işaret sayısı, d ö n e m e v e b ö l g e y e , v e d e m e t n i n
yapısına (günlük mektuplardan bilimsel araştırmalara) göre değişiyordu
a m a M Ö birinci bin yılda, y a k l a ş ı k yedi y ü z işaret k u l l a n ı l m a k t a y d ı . 3
H e m g a r i p g e l e b i l e c e ğ i n d e n h e m d e b u y a z m a s i s t e m i n i n , k i t a p kültü­
r ü n ü n g e r ç e k ö n c ü s ü o l m a s ı y l a ilgili i d d i a n ı n o l u ş t u r u l m a s ı n a y a r d ı m c ı
o l a c a ğ ı n d a n , y a z m a o r t a m ı n ı t a n ı m l a m a n ı n yararı olabilir. B u y a z ı m k i t a p
k ü l t ü r ü n ü n b i r ç o k ö z e l l i ğ i y l e a y n ı d ı r . En belirgin farklılık ise, fiziksel or­
t a m ı n k â ğ ı t v e m ü r e k k e p d e ğ i l d e , b u n u n y e r i n e kil tabletler v e k e n d i n e
has sivri uçlu k a l e m i o l m a s ı d ı r . " T a b l e t " d e d i ğ i m i z şeyler, d i k k a t l e şekil­
l e n d i r i l m i ş , bir y a s t ı ğ a b e n z e y e n d i k d ö r t g e n olarak k a l ı p l a n m ı ş pürüzleri
a l ı n m ı ş kil o l u p , h â l â hafifçe n e m l i y k e n , k a m ı ş y a z m a aleti ile işaretler ya­
pılarak, g ü n e ş t e k u r u m a y a b ı r a k ı l m a k t a d ı r (ve b a z e n d e d a h a s o n r a fırın­
da p i ş i r i l m e k t e d i r ve s o n d e r e c e sert o l m a k t a d ı r ) . Alternatif o l a r a k çivi ya­
zısı, a h ş a p v e y a fildişinden y a p ı l a n v e parafinle k a p l a n a n l e v h a l a r a d a ya­
zılabilir. B u l e v h a l a r b u g ü n b u l u n d u ğ u n d a , parafinin a n c a k izine rastlaya­
biliyoruz. Parafin tabii k i u z u n z a m a n ö n c e y o k o l m u ş t u r . A m a parafinli
l e v h a l a r ı n çeşitli a m a ç l a r l a k u l l a n ı l d ı ğ ı n ı b i l i y o r u z , ö z e l l i k l e ü z e r i n d e d e ­
ğişiklik y a p ı l m a s ı g e r e k e n d o k ü m a n l a r i ç i n . . . Ö r n e ğ i n k u l l a n ı l m a k t a olan
e n v a n t e r l e r gibi. Ç i v i yazısı taş a n ı t l a r a v e y a b a ş k a n e s n e l e r e d e o y u l a b i -
lirdi. B a z e n , a n m a v e y a prestij o l a r a k sergi a m a ç l ı d u r u m l a r d a , kil tablet­
ler a y n ı b i ç i m d e m e r m e r , altın v e y a g ü m ü ş t e n y a p ı l ı b i l i y o r d u . Y a z m a
aletleri n o r m a l d e ( A k a d d i l i n d e qân tuppi " y a z ı t k a m ı ş ı " d e n i l e n ) n o r m a l
o l a r a k sivriltilmiş k a m ı ş t a n y a p ı l ı y o r d u . A m a yine, s e r e m o n i a m a ç l ı ola­
rak, v e y a t a n r ı l a r ı n s ö z d e y a z m a aleti o l a r a k , altın tercih e d i l i y o r d u . H e r
b i r çivi yazısı işareti, y a z ı y a adını v e r e n " ç i v i " n i n y i r m i y e k a d a r u l a ş a b i ­
len k a l e m d a r b e s i n i n , ( L a t i n c e cuneus) k o n f i g ü r a s y o n u n d a n o l u ş m a k t a d ı r .
F a r k l ı y ö n l e r d e , y a k l a ş ı k olarak y a r ı m d ü z i n e k a d a r farklı çivi d a r b e s i t ü ­
rü b u l u n m a k t a d ı r ; u z m a n bir yazıcı t a r a f ı n d a n y a z ı l d ı ğ ı n d a , yazı el yazısı­
n a o l d u k ç a b e n z e y e b i l i r . A ç ı k k o n u ş m a k g e r e k i r s e , kil ü z e r i n d e d a r b e l e r
s a d e c e çivi ş e k l i n d e y m i ş gibi görünür. Z i r a ç i v i n i n ü ç ü n c ü k e n a r ı , aldatı­
c ı bir g ö l g e d i r : A s l ı n d a , çivinin u z u n k e n a r ı ile d i k d ö r t g e n ş e k l i n d e k i u c u ­
n u n m ü ş t e r e k i z l e n i m i n d e n o l u ş m a k t a d ı r . A m a taşın ü s t ü n e k a z ı l d ı ğ ı n d a ,
ü ç g e n başları o l a n çizgisel d a r b e l e r o l a r a k s i m g e l e n i r l e r d i v e M . S . o n d o ­
k u z u n c u y ü z y ı l d a , k a b a r t m a yazılı taş l e v h a l a r M e z o p o t a m y a ' d a n getiril­
d i ğ i n d e , A v r u p a ' d a ilk k e z b u ş e k i l d e t a n ı n m ı ş l a r d ı .
Ç i v i yazısı, p r e n s i p o l a r a k , d i l d e n b a ğ ı m s ı z o l a r a k e n a z ı n d a n y a r ı m
d ü z i n e birbiriyle ilgisi o l m a y a n dilin ( S ü m e r , A k a t , H i t i t , H u r r i , H a t t i ,
E l a m gibi diller v e b u n u n y a n ı sıra, ilgili ş e k i l l e r d e U g a r i t ç e v e E s k i F a r s ­
ça) y a z ı m ı n d a k u l l a n ı l a n bir y a z m a s i s t e m i d i r . H e r bir tablet, k a r a l a m a ka­
ğıdı gibi, s a d e c e b i r k a ç satır y a z m a k için k u l l a n ı l a b i l i r d i . A m a , iki y ü z ü n ­
d e d e b i r k a ç s ü t u n yazı b u l u n a n , t a m o l a r a k k a z ı l m ı ş bir tablet, y ü z l e r c e
satır i ç e r e b i l i r d i . B ü y ü k b i r tablet, g a z e t e sayfası gibi d ü z e n l e n m i ş , altı
( e n d e r o l a r a k d a h a fazla) s ü t u n y a z ı y a s a h i p olabilir. T a b l e t i n a r k a tarafın­
d a s ü t u n l a r ( a m a y a z ı l a r d e ğ i l ) , h e r z a m a n ters o l a r a k d ü z e n l e n m e k t e d i r ,
birinci s ü t u n e n s a ğ d a olur. T a b l e t l e r , h e m e n h e r z a m a n y u k a r ı d a n aşağı­
y a d o ğ r u d ü z e n l e n i r . B ö y l e c e , ters taraftaki birinci s ü t u n u n b a ş ı , tabletin
ö n y ü z ü n ü n son s ü t u n u n u n h e m e n s o n u n u i z l e m e k t e d i r . B u n u n s o n u c u n ­
d a ters taraftaki yazı, ö n y ü z d e k i ile k a r ş ı l a ş t ı r ı l d ı ğ ı n d a b a ş a ş a ğ ı d ı r .
T a b l e t l e r , u z u n e d e b i y a d a t e k n i k " ç a l ı ş m a l a r ı " k a y d e d e b i l m e k için,
birbirine b a ğ l a n t ı l ı " d i z i l e r " h a l i n d e g r u p l a n m ı ş t ı r (çok ciltli k o m p o z i s ­
y o n l a r ı n e ş d e ğ e r i ) . B i r tabletin dizi i ç i n d e k i n u m a r a l a n d ı r ı l m ı ş k o n u m u ,
n o r m a l o l a r a k k o l o f o n d a * ( y a z ı n ı n son s ü t u n u n u n s o n u n a y a z ı l a r a k ) kay­
d e d i l m e k t e v e tipik o l a r a k , s ı r a d a k i bir s o n r a k i tabletin başlığını v e r e r e k
a r a n d ı ğ ı n d a k u t u d a y a d a rafta b u l u n m a s ı n ı k o l a y l a ş t ı r m a k t a y d ı . B u n u n ti­
pik b i r ö r n e ğ i Babil e d e b i y a t ı n ı n e n b ü y ü k ç a l ı ş m a s ı o l a n v e k e n d i stan­
dart b a s k ı s ı n d a , h e r biri y a k l a ş ı k 3 5 0 s a t ı r d a n o l u ş a n o n iki t a b l e t e u l a ş a n
G ı l g a m ı ş D e s t a n ı ' d ı r . T a b l e t l e r a r a s ı n d a k i b o ş l u k l a r , g e n e l d e s a n a t s a l ola­
rak u y g u n o l a n y e r l e r e k o y u l u r v e k i m i e d e b i ç a l ı ş m a l a r , k e n d i n e ö z g ü
tablet u z u n l u ğ u y a p ı l a r ı n ı n bir u n s u r u gibi g ö z ö n ü n e a l ı n a r a k g e r ç e k l e ş ­
tirilirdi. D i ğ e r y a n d a , b a z ı t e k n i k diziler 1 0 0 ' d e n fazla tablet k a p s ı y o r d u .
A s t r o n o m i - a s t r o l o j i ç a l ı ş m a l a r ı , ilahiyat gibi ... 6 T a r i h i k a t a l o g l a r (bir ç o ­
ğu k u r t u l m u ş t u r ) e d e b i e s e r l e r i , n e r e d e y s e d e ğ i ş m e z bir ş e k i l d e , ilk keli­
m e l e r i v e y a ilk satırına g ö r e l i s t e l e m e k t e y d i . A n c a k b u k a t a l o g l a r ı n a m a ç ­
larının n e o l d u ğ u h e r z a m a n a ç ı k d e ğ i l d i r : M u h t e m e l e n , belli k o l e k s i y o n ­
ların b a s i t e n v a n t e r l e r i o l m a k t a n ç o k , n e y i n t o p l a n m a y a v e y a a r a ş t ı r ı l m a ­
y a u y g u n o l d u ğ u h a k k ı n d a , k u r a l l a r a u y g u n p e d a g o j i k g ö r ü ş l e r içeriyor-
lardı. B i r ç o k t a b l e t i n a m b l e m i ( k o l o f o n ) b u l u n m a k t a d ı r v e b u n l a r , g e n e l

kolofon: y a y ı n e v i a m b l e m i
olarak, k ö k e n i n i n y e r i n i v e h a t t a b e l k i d e b u l u n d u ğ u k ü t ü p h a n e y i ; m e t n i n
k a y n a ğ ı n ı ( " B a b i l ' d e k i eski bir o r i j i n a l d e n k o p y a l a n d ı " gibi); h a t t a k o p y a ­
l a m a g ü n ü n ü , a y ı n ı v e yılını v e y a z ı n ı n , d ö r t n e s i l e k a d a r ataları d a h i l , t ü m
k i m l i ğ i n i 7 b e l i r t t i ğ i n d e n , s o n d e r e c e ö n e m l i d i r - b u bilgiler, o n d o k u z u n ­
cu yüzyılda, bilimsel o l m a y a n kazılar sonrasında veya bugün bulundukla­
rı olumsuz koşullarda, soyağacı veya kökeni hakkında hiçbir bağlamsal
bilgi i ç e r m e d e n , b i r m ü z e y e g e l e n b i r t a b l e t için d e ğ e r t a ş ı m a k t a d ı r .
T a b l e t l e r , u z u n ö m ü r l ü l ü k l e r i n i n g ö s t e r d i ğ i gibi, i n a n ı l m a z d e r e c e d e
istikrarlı n e s n e l e r d i r . E n eski t a b l e t l e r b e ş bin y a ş ı n d a n b ü y ü k t ü r . A m a b i r
tabletin y ü z e y i a ş ı n a b i l i r v e b u d a y a z ı y ı n e r e d e y s e o k u n m a z h a l e getire­
bilir. T o p r a k t a k i b a z ı k i m y a s a l k o ş u l l a r d a , tabletin i ç i n d e v e etrafında,
ç a t l a y ı p a y r ı l m a s ı n a n e d e n o l a c a k kristaller y a r a t a n t u z l a r oluşabilir. Sert
b i r y ü z e y e d ü ş ü r ü l d ü ğ ü n d e , d o ğ a l o l a r a k tabletler, b ü y ü k bir i h t i m a l l e kı­
rılacaktır: Eski y a z m a n l a r , p a r ç a l a n a b i l e n k a y n a k l a r l a ç a l ı ş t ı k l a r ı n d a n ,
b u n u zaten biliyorlardı ve k o p y a l a d ı k l a r ı m e t n i n hasarlı k ı s m ı n ı hipu " k ı ­
r ı k " v e y a belki hipu essu " y e n i k ı r ı k " o l a r a k i ş a r e t l e m e l e r i v e y a h a t t a kay­
n a k tabletteki h a s a r ı ç i z m e y e ç a l ı ş ı y o r l a r d ı . 8 G ü n ü m ü z b i l i m a d a m l a r ı n ı n
ç a l ı ş m a l a r ı n ı n ö n e m l i bir u n s u r u , k a ç ı n ı l m a z o l a r a k b u p a r ç a l a r ı n y e n i d e n
birleştirilmesidir.

Tarihi kütüphaneler
Bir k ü t ü p h a n e n e d i r ? M e z o p o t a m y a ' d a y a z ı n ı n ilk iki bin yılında, o k u r
yazarlık, y a z m a atölyeleri v e y a z m a e ğ i t i m a k a d e m i l e r i d e d i ğ i m i z olu­
ş u m l a r l a ; b a z e n s a d e c e y a z m a n l a r ı n ö z e l e v l e r i n d e , ustaların ( S ü m e r c e
ummia, A k a t ç a ummiânum), a c e m i l e r d e n s ü p e r v i z ö r l e r e ( S ü m e r z a m a n l a ­
r ı n d a ses-gal, e d . " a ğ a b e y l e r " olarak b i l i n e n ) u z a n a n b i r ö ğ r e n c i g r u b u t a ­
rafından ç e v r i l e r e k çalıştığı y e r l e r d e s a ğ l a n ı y o r d u ; b u r a d a s ü p e r v i z ö r l e r i n
görevi, daha genç öğrencilerin eğitimlerine yardımcı olmaktı (ama çoğun­
lukla disiplin s a ğ l a m a k ) . M . Ö . ikinci bin yıl b a ş l a r ı n d a u y g u l a n a n sıkı eği­
t i m tarzı h a k k ı n d a g ü n ü m ü z e o l d u k ç a canlı tasvirler k a l m ı ş t ı r . 9 S ü m e r ya­
zını söz k o n u s u o l d u ğ u n d a , g ü n ışığına ç ı k a r m a y ı b a ş a r d ı ğ ı m ı z ş e y l e r i n
ç o ğ u , y a z m a n l a r ı n d o k ü m a n h a z ı r l a m a y ı v e i ş v e y a d e v l e t e ilişkin m e k ­
t u p l a ş m a l a r ı y a z m a y ı ö ğ r e n d i k l e r i , a y n ı z a m a n d a m a t e m a t i k v e m ü z i k ça­
lıştıkları b u t ü r e ğ i t i m o k u l l a r ı n d a n a t ı l a n ç ö p l e r d i r . 1 0 S ı r a d a n y a z m a n eği-
tim kuruluşları b a z e n b i n a d a o l d u k ç a fazla s a y ı d a i l e r l e y e n iş stoku b u l u n ­
d u r u r d u ; a m a genellikle, ihtiyaç d u y u l m a y a n tabletler ıslatılıp, y e n i d e n
çevrime sokulur ve kullanılırdı. Bu tarzda birçok bina kazılmış olup, bun­
ların a r a s ı n d a M . Ö . 2 6 0 0 k a d a r eski bir t a r i h t e n k a l a n bir t a p ı n a ğ a birleşik
bir tanesi ( S ü m e r şehri - u r u p p a g ' d a ) v e y a k l a ş ı k M . Ö . 1 6 3 5 ' d e n k a l a n ,
idari ve b a ş k a d o k ü m a n l a r ı n a r a s ı n d a dini ilahiler dâhil o l m a k ü z e r e , iki
b i n d e n fazla tablet i ç e r e n bir rahibin evi ( K u z e y B a b i l ' d e S i p p a r - A m n -
Ç n u m ' d a ) d e b u l u n m a k t a d ı r . 1 1 U r Kralı -ulgi'nin ( y a k l a ş ı k M . Ö . 2 1 0 0 ) ,
özellikle b u enerjik krallık h a k k ı n d a y a z ı l a n ö v g ü şiirlerini s a k l a m a k a m a ­
cıyla, U r i m ( U r ) v e N i b r u ' d a k i kraliyet y a z ı m a k a d e m i l e r i n i k u r d u ğ u v e
bağışta b u l u n d u ğ u b i l i n m e k t e d i r .

Güneyde, Urim'de, ilahilerimin yazılması için, kutsal topraklarda bü­


yümesi amacıyla, Nisaba (yazım tanrıçası) İrfan Evinin oluşmasına ne­
den oldum; ve daha kuzeyde Nibru'da bir tanesinin temelini attım. Dile­
rim ki, orada da yazman görevde olsun ve elleriyle E-kur tapmağında
oluşturduğum duaları yazsın; ve şarkıcı metinden ezberleyip okusun. Bu
akademiler hiçbir şekilde değiştirilmeyecektir; irfan yerleri hiçbir zaman
yok olmayacaktır. Benim bilgi birikimim bu, sadece budur. Benim onuru­
mu yücelten bütün bu ilahilerin sözlerinin tamamı, diğer bütün her şeyin
üstündedir. Tanrı An, Enlil, Utu ve Inanna adına, bu yalan değil - ger­
çektir!^

A m a bu türde binalar kazılmadığından, bunların tam olarak nelerden


o l u ş t u k l a r ı n ı b i l m i y o r u z ve b u n l a r h a k k ı n d a k i tek bilgi, ö v g ü şiirinin için­
d e y e r a l m a k t a d ı r . D i ğ e r b ü y ü k a k a d e m i l e r i n , ö r n e ğ i n , e d e b i referanslar­
d a n v a r o l d u ğ u n a i n a n d ı ğ ı m ı z N i b r u v e İ s i n ' d e k i l e r i n hiç birisi b u l u n a m a ­
mıştır. B u d ö n e m e ait m e k t u p şeklindeki k ı s a bir k o m p o z i s y o n ( İ s i n ' d e n
eski b i r ö ğ r e n c i d e n o l d u ğ u iddia e d i l e n ) belli ki, N i b r u ' d a m e v c u t o l a n
e ğ i t i m i n , İ s i n ' d e k i n d e n ç o k d a h a ü s t ü n o l m a s ı g ö r ü ş ü n ü dile g e t i r i y o r d u :

Bu çocuklar Nibru'nun kokusunu almalı! Üç yıl önce orada bulunmuş­


tum. Orada usta'nın evinde yaşadıkları yer - her şeyden önce, benim gö­
rüşüme göre hoş değildi ve dahası, çok sıkışıktı... Benim ustamın evi oldu-
ğu için, ağzımı açmadım. Şimdi dinleyin - yaşadıkları yer, düzgün bir aka­
demi değil. Burada yazma derslerini veremez. 20 ya da 30 ilahiyi bile tek-
rarlayamaz, 10 veya 20 övgü şarkısını bile söyleyemez. Ama onun varlı­
ğında, ustamın evinde, ağzımı açamıyorum. Nibru akademisinin eşsiz ol­
13
duğunu bilmiyor musunuz ?
A n c a k , k u r u m l a r o l a r a k k ü t ü p h a n e l e r - " k l a s i k " e d e b i ve b i l i m s e l ça­
l ı ş m a l a r ı n k o p y a l a r ı n ı n b ü y ü k referans k o l e k s i y o n l a r ı - M . Ö . ikinci bin yı­
lın s o n u ile birinci bin yılda, T u n ç Ç a ğ ı n ı n s o n u ( M . Ö . 1 5 0 0 - 1 0 0 0 ) v e D e ­
m i r Ç a ğ ı n ı n ( M . Ö . 1 0 0 0 ' d e n s o n r a s ı ) Babil v e A s u r m e d e n i y e t l e r i n d e , ta­
p ı n a k l a r ı n , sarayların ve bazı ö z e l kişilerin k e n d i l e r i n e ait e d e b i klasik ve
b i l i m s e l , dini v e ilmi e d e b i y a t k o l e k s i y o n l a r ı o l d u ğ u d ö n e m l e r d e d a h a b e ­
lirgindir. K ü t ü p h a n e l e r d a h a çok, (esas olarak, u y g u l a m a y a p a n p a p a z l a r
ve m e z h e p görevlileri için gerekli referans araçları o l a r a k faaliyet göster­
dikleri) t a p ı n a k l a r ı n v e y a ( k ı s m e n , y ö n e t i c i n i n g ü c ü v e a y d ı n d a v r a n ı ş l a ­
rının canlı ifadeleri olarak ö n g ö r ü l d ü k l e r i ) sarayların bir p a r ç a s ı n ı oluştur­
m u ş gibi g ö r ü n ü y o r . İki d u r u m d a da, b a z e n kendileri de r e d a k s i y o n , sınıf­
l a n d ı r m a v e g e r e k t i ğ i n d e , e d e b i d ü z e n i y e n i d e n y a p ı l a n d ı r m a işleriyle uğ­
r a ş a n , y ü k s e k d ü z e y d e e ğ i t i m a l m ı ş b i l i m a d a m l a r ı i s t i h d a m e t m i ş izleni­
m i v e r m e k t e d i r l e r v e b u yerlerin, aynı z a m a n d a d a h a g e n ç y a z m a n l a r ta­
rafından e ğ i t i m m e k â n ı olarak k u l l a n ı l d ı ğ ı n a d a i r b i r ç o k kanıt b u l u n m a k ­
tadır.
Ş i m d i b u k ü t ü p h a n e l e r i n bazıları biraz d a h a detaylı o l a r a k e l e a l ı n a c a k ­
tır. Çivi yazısı, M . Ö . ikinci bin yılın b a ş ı n d a M e z o p o t a m y a ' d a n A n a d o ­
l u ' y a y a y ı l m ı ş , b u r a d a bir H i n t - A v r u p a dili olan Hititçeyi y a z m a k ü z e r e
k a b u l e d i l m i ş t i . A m a Hitit başkenti H a t t u ş a ş ' d a ( m o d e r n B o ğ a z k ö y ) b u l u ­
n a n kraliyet arşivine k ü t ü p h a n e d e n m e s i g e r e k i r m i , g e r e k m e z m i , orası s u
g ö t ü r ü r , a m a e p e y c e e d e b i eserin yanı sıra, ç o ğ u H i t i t ç e , a m a A k a d ç a v e
hatta, satırlar arası H i t i t ç e y e t e r c ü m e l e r l e S ü m e r c e ç a l ı ş m a l a r ı n y a n ı sıra,
Hurri ve Hatti d i l i n d e (bu ikisi b ö l g e n i n ilintisiz dilleridir) tarihi a r a ş t ı r m a ,
yasal, idari v e dini m a l z e m e i ç e r i y o r d u . 1 4
M e z o p o t a m y a içinde, D i c l e vadisinin y u k a r ı s ı n d a b u l u n a n g e l e n e k s e l
A s u r d e v l e t i n i n b a ş k e n t i A s u r ' d a , h e r ikisi d e d a h a ö n c e k i d ö n e m l e r e ait
d o k ü m a n l a r içeren iki ö n e m l i k ü t ü p h a n e g ü n ışığına ç ı k a r t ı m ı ş t ı r . 1 5 İlki
M . Ö . s e k i z i n c i y ü z y ı l d a n d a h a s o n r a y a ait o l a m a y a c a k bir tarihten k a l a n ,
ç o k g e n i ş k a p s a m l ı i ç e r i k l e r e s a h i p y ü z l e r c e t a b l e t t e n o l u ş a n v e b a z ı idari
d o k ü m a n l a r i ç e r e n h a c i m l i bir k ü t ü p h a n e y d i . A s u r t a n r ı s ı n ı n t a p ı n a ğ ı n d a
b u l u n a n b u k ü t ü p h a n e ( A s u r tanrısı a d ı n ı ş e h i r d e n a l ı y o r d u ) d a h a ç o k
G e ç - A s u r d ö n e m i n e aitti. l . T i g l a t h - p i l e s e r ( M . Ö . 1 1 1 5 - 1 0 7 7 ) z a m a n ı n d a n
k a l m a 1 0 0 - 2 0 0 tabletlik d a h a e s k i b i r k o l e k s i y o n ile b i r l e ş m i ş gibi g ö r ü n ­
m e s i n e r a ğ m e n , a s l ı n d a bir t a p ı n a k k ü t ü p h a n e s i y d i v e belki d e orijinal ola­
rak, bir O r t a A s u r y a z m a n a i l e s i n i n ö z e l k ü t ü p h a n e s i y d i .
İ k i n c i s i , âsipû ( " b e y a z " b ü y ü y ü din ve s o s y a l a m a ç l ı u y g u l a y a n kült
b ü y ü c ü l e r i ) y a p a n bir G e ç - A s u r a i l e s i n e ait 8 0 0 ' d e n fazla t a b l e t i ç e r e n
k a p s a m l ı bir k ü t ü p h a n e y d i v e b u a m a ç l a k u r u l u bir a v l u y a a ç ı l a n bir kü­
t ü p h a n e o d a s ı n d a b a r ı n ı y o r d u . Işık a l m a s ı için ö z e l l i k l e 1.5m g e n i ş l i ğ i n d e
bir girişi v a r d ı , d i ğ e r b a z ı k ü t ü p h a n e l e r d e d e b u ö z e l l i ğ e r a s t l a n m ı ş t ı , s u
g ö t ü r m e z bir ş e k i l d e g e r ç e k o k u m a v e y a z m a d ı ş a r ı d a , m u h t e m e l e n g ö l g e ­
li bir r e v a k ı n a l t ı n d a y a p ı l ı y o r d u , zira g ü n e ş ışığı tablet o k u n m a s ı için en
iyisiydi. B u k o l e k s i y o n aynı z a m a n d a , b i r k a ç O r t a A s u r tableti d e içeriyor­
du, bir t a n e s i k e s i n o l a r a k M . Ö . 1 4 ' ü n c ü y ü z y ı l o l a r a k t a r i h l e n d i r i l m i ş t i ,
y a n i y a k l a ş ı k yedi y ü z y ı l ö n c e s i . B i r a v u ç k a d a r d a , B a b i l ' d e n g e t i r i l m i ş
o l a b i l e c e k O r t a Babil tableti b u l u n m a k t a y d ı . B u n l a r ı n , B a b i l ' i ilk f e t h e d e n
ve M . Ö . 1 2 0 7 ' d e ö l d ü r ü l e n trajik ve g i z e m l i A s u r kralı I T u k u l t i - N i n u r t a
( M . Ö . 1243) t a r a f ı n d a n kültürel bir t a l a n o l a r a k A s u r ' a getirilen Babil tab­
letleri a r a s ı n d a o l u p o l m a d ı ğ ı k o n u s u n d a fikir y ü r ü t m e k y a p m a k ilginç ol­
m a k t a d ı r . O n u n m a c e r a l a r ı h a k k ı n d a k i , o d ö n e m e ait epik bir şiir, a s l ı n d a
g ö t ü r ü l e n tabletlerle ilgili açık d e t a y l a r i ç e r m e k t e d i r . 1 6 B u k o m p o z i s y o n ,
haklı g ö s t e r m e y e çalıştığı s ü r e c i n y a ş a y a n bir kanıtı olarak g ö r ü l m e k t e d i r :
Habil k ü l t ü r ü n ü n A s u r t a r a f ı n d a n y u t u l m a s ı .
A s u r ' u n ikinci b a ş k e n t şehri K a l h u ' n u n ( m o d e r n N i m r û d ) e n ö n e m l i ta­
p ı n a k k ü t ü p h a n e s i , ş e h r i n k a l e s i n d e , d i ğ e r t a p ı n a k v e s a r a y l a r l a birlikte
b u l u n a n N a b û ( y a z ı m tanrısı) t a p ı n a ğ ı n d a , a n a a v l u n u n ilerisindeki iki
odada bulunuyordu. A s u r ' u n diğer kütüphanelerine göre daha mütevazıy-
dı. M u h t e m e l e n , y a k l a ş ı k o l a r a k M . Ö . 8 0 0 ' d e n , şehrin 6 1 6 y ı l ı n d a yıkıl­
m a s ı n a v e y a d a h a s o n r a y a k a d a r sürekli o l a r a k k u l l a n ı l m a k t a y d ı ; k o l e k s i ­
y o n u n d a b u l u n a n k i t a b e l e r d e n e n a z ı n d a n bir tanesi d a h a eski tarihli o l u p ,
M . Ö . 858/7 t a r i h i n d e y a z ı l m ı ş t ı r . O l d u k ç a a z s a y ı d a şiirsel e d e b i k o m p o ­
z i s y o n l a r i ç e r m e s i n e k a r ş ı n , (kraliyet h i m a y e s i altında ç a l ı ş a n b i r t a p ı n a k
k ü t ü p h a n e s i n d e n b e k l e n e c e ğ i ü z e r e ) fazla s a y ı d a dini t ö r e n v e b ü y ü m a l ­
z e m e s i k o l e k s i y o n u ile, b a z ı tarihi yazıtların k o p y a l a r ı n ı d a i ç e r i y o r d u .
B u r a d a n 2 5 0 ' d e n fazla tablet y a d a p a r ç a ç ı k a r ı l m ı ş t ı r ( v e m u h t e m e l e n , ş u
a n a k a d a r k a z ı l m a s ı m ü m k ü n o l m a y a n o d a l a r d a n birisinin k ö ş e s i n d e k i ku­
y u n u n i ç i n d e d a h a d a b u l u n m a k t a d ı r ) . K a l h u ' d a ö ğ r e n c i y a z m a l a r ı d a bu­
l u n m a s ı n a v e o n l a r ı n ç a l ı ş m a l a r ı n ı n bir k ı s m ı n ı n k o r u n m a s ı n a r a ğ m e n , ba­
zıları son d e r e c e h a s s a s b i r ş e k i l d e y a z ı l m ı ş o l a n , d a h a fazla e l y a z m a s ı ör­
nekleri b u l u n d u ğ u d ü ş ü n ü l m e k t e d i r ; a y r ı c a Babil yazı d ü z e n i y l e d e yazıl­
m ı ş e p e y c e fazla tablet b u l u n m a k t a d ı r . B u r a d a a ç ı k l a n m a s ı g e r e k e n şey,
Babil yazı d ü z e n i ile A s u r yazı d ü z e n i n i n , çivi yazısı türleri o l d u k l a r ı ,
A r a p ç a ' d a k i K u f i v e N e s i h gibi v e y a L a t i n c e d e k i unkial v e gotik gibi, bir­
b i r l e r i n d e n ayırt e d i l e b i l d i k l e r i d i r . G e n e l a n l a m d a k o n u ş m a k g e r e k i r s e ,
A s u r c a , coğrafi A s u r ' u n yazı d ü z e n i d i r , a m a A s u r ' d a b a z ı y a z m a n l a r Ba-
b i l c e d e y a z a b i l i y o r d u v e y a z ı y o r d u d a ; ö y l e g ö r ü n ü y o r ki, Babil yazı d ü ­
z e n i n i n d a h a fazla kültürel itibarı vardı v e g ü n e y d e n A s u r k ü t ü p h a n e l e r i ­
n e n a k l e d i l e n b i r ç o k ö n e m l i e l y a z m a s ı n d a k u l l a n ı l a n yazı d ü z e n i y d i .
A m b l e m l e r d e n v e p r o s o p o g r a f i l e r d e n (belirli bir tarih d ö n e m i n d e k i ki­
şileri v e y a k a r a k t e r l e r i sınıflayan bir alt d i s i p l i n ) , tabletlerin bir ş e k i l d e
K a l h u ' d a n , son A s u r kraliyet b a ş k e n t i N i n o v a ' y a g e l d i k l e r i n i b i l i y o r u z
( e n fazla 25 km c i v a r ı n d a bir m e s a f e ) . B u r a d a n y o l a çıkılarak iki k u r u l u ­
ş u n y a z m a n p e r s o n e l i a r a s ı n d a , belki d e , K a l h u y a z ı m e v i n e özel bir ö n e m
atfedilerek, d o ğ r u d a n bir bağlantı o l d u ğ u d ü ş ü n ü l e b i l i r . II. S a r g o n tarafın­
d a n k u r u l a n b a ş k e n t D u r - Ş a r r u k i n ' d e ( K h o r s a b a d ) ( y i n e yazı tanrısı N a -
b û ' n u n t a p ı n a ğ ı n ı n a n a a v l u s u n u n ilerisinde bir o d a d a ) v e K a l h u ' d a k i k u ­
z e y batı (kraliyet) s a r a y ı n d a bir k ü t ü p h a n e vardı; bir b a ş k a k ü t ü p h a n e d e ,
N i n o v a ' n ı n h e m e n d ı ş ı n d a , T a r b i s u ' d a , bît redûti v e y a " V e k a l e t E v i " n i n ,
prens'in resmi ikametgahının olduğu yerde bulunuyordu.
B a b i l ' i n kültürel ü s t ü n l ü ğ ü g e n e l a n l a m d a zaten k a n ı t l a n m ı ş t ı r , a m a n e
y a z ı k ki, k ü t ü p h a n e l e r i ile ilgili ç o k d a h a az s o m u t arkeolojik k a n ı t b u l u n ­
m a k t a d ı r . E n ö n e m l i bulgu, S i p p a r ş e h r i n d e k i g ü n e ş tanrısı Ş a b a ş ' ı n t a p ı ­
n a ğ ı E b a b b a r a ' n ı n içindeki G e ç - B a b i l t a p ı n a k k ü t ü p h a n e s i d i r , 1 9 8 0 ' l e r d e
B a ğ d a t Ü n i v e r s i t e s i tarafından k a z ı l m ı ş t ı r . 1 7 S i p p a r k ü t ü p h a n e s i n i n t a m
boyutunu tahmin etmek zordur. Belki de, Babil'deki kalitesi daha yüksek
k ü l t ü r e l h a v a i ç i n d e k i yeri n e d e n i y l e , ç o k d a h a iyi b i r şiirsel e d e b i y a t k o -
l e k s i y o n u n u n y a n ı sıra, a s t r o n o m i - a r k e o l o j i v e m a t e m a t i k gibi d a h a m ü s ­
tesna ve derin birkaç çalışma içeriyordu. S i p p a r ' d a (Dur-Şarrukin'deki
A s u r k ü t ü p h a n e s i n d e v e m u h t e m e l e n K a l h u ' d a k i k u z e y batı s a r a y ı n d a ol­
d u ğ u gibi), k ü t ü p h a n e tabletlerini s a k l a m a k a m a c ı y l a raf g ö z ü s i s t e m i kul­
l a n ı l ı y o r d u , a m a trajik bir ş e k i l d e (belki d e , y o ğ u n o l a r a k t u z l a n d ı k l a r ı n ­
d a n , tabletlerin ç ı k a r ı l m a s ı n ı n son d e r e c e z o r o l m a s ı n e d e n i y l e ) , h a n g i t a b ­
letin h a n g i g ö z d e n ç ı k a r ı l d ı ğ ı n ı n k a y d e d i l m e s i k o n u s u n d a yeterli ö z e n
g ö s t e r i l m e m i ş , b u n e d e n l e s i s t e m a t i k s a k l a m a s i s t e m l e r i ile ilgili bilgiler
ele g e ç i r i l e m e m i ş t i .
A s u r Uygarlığının bütün kütüphaneleri içinde, belki de en ünlüsü, N i -
nova'daki, daha doğrusu Ninova'dakilerdir. Esas koleksiyon, bugün Ko-
y u n c u k ( T ü r k m e n qoyunjiq, " k o y u n y e r i " ) d e n i l e n t e p e d e b u l u n a n G ü n e y ­
batı s a r a y ı n d a b u l u n u y o r d u , a m a K u z e y S a r a y ı n d a v e y a z m a n l a r ı n tanrısı
N a b û ' n u n t a p ı n a ğ ı n d a (iki s a r a y a r a s ı n d a y e r l e ş i k ) d a k ü t ü p h a n e l e r var­
d ı . 1 8 B u kraliyet k o l e k s i y o n l a r ı e s a s o l a r a k A s u r b a n i p a l ( M Ö 6 6 8 - 6 2 7 ) ta­
rafından o l u ş t u r u l m u ş t u , a m a b u işe d a h a ö n c e b a b a s ı S e n n a c h e r i b [Esar-
haddon] ( M Ö 7 0 4 - 6 8 1 ) tarafından zaten başlanmıştı. Asurbanipal, M e z o ­
p o t a m y a kralları a r a s ı n d a n e r e d e y s e e m s a l s i z o l a r a k , k e n d i s i d e y a z ı m
e ğ i t i m i a l m ı ş o l d u ğ u n u v e o k u m a y a z m a k o n u s u n d a özel bir y e t e n e ğ i ol­
d u ğ u n u iddia ediyordu: astassi kammu naklu sa sumeru şullulu akkadû
ana sutesuri aştu " S ü m e r c e n i n m u ğ l a k ve h a t t a A k a d c a n ı n y o r u m l a n m a ­
sının z o r o l d u ğ u k a r m a ş ı k m e t i n l e r i o k u y a b i l i y o r u m . " 1 9 B u k o l e k s i y o n u n
büyük bir b ö l ü m ü n e , 1850 y ı l ı n d a L a y a r d t a r a f ı n d a n ( A s u r h e y k e l l e r i n i
a r a r k e n ) v e 1 9 5 3 ' d e R a s s a m t a r a f ı n d a n erişilmişti; b u n l a r k e ş f e d i l e c e k ilk
b ü y ü k çivi yazılı t a b l e t b u l g u l a r ı y d ı (gerçi, b u n l a r ı n , h i ç b i r ş e k i l d e bilim­
sel o l a r a k k a z ı t m a d ı ğ ı n ı b e l i r t m e k g e r e k i r ) . B u g ü n , tabletler ç o ğ u n l u k l a
İngiliz M ü z e s i n d e d i r (British M u s e u m ) . A ç ı k farkla, (yaklaşık 3 5 , 0 0 0 par­
ç a ile) b i l i n e n e n b ü y ü k e s k i M e z o p o t a m y a k ü t ü p h a n e s i d i r . 2 0 Ö z ü n d e , Or-
la A s u r kralı I. T i g l a t h - p i l e s e r [Tiglat P l a s e r ] ( M . Ö . 1 1 1 5 - 1 0 7 7 ) z a m a n ı n ­
d a y a z ı l a n k ü ç ü k b i r t a b l e t k o l e k s i y o n u b u l u n u y o r d u ve, e n a z bir A s u r l u
bilim a d a m ı n ı n ö z e l k o l e k s i y o n u v e M . Ö . 6 5 2 - 6 4 8 y ı l l a r ı n d a k i A s u r kar­
şılı isyan s o n r a s ı n d a z o r l a a l ı n a n t a z m i n a t l a r ı n bir parçası olan Babilli bi­
lim a d a m l a r ı n ı n tahsisli k ü t ü p h a n e l e r i ile t a m a m l a n ı y o r d u . Babilli bilim
a d a m l a r ı , k e n d i kişisel k o l e k s i y o n l a r ı n d a n v e t a p ı n a k k o l e k s i y o n l a r ı n d a n
ç a l ı ş m a l a r k o p y a l a m a k z o r u n d a b ı r a k ı l m ı ş t ı . K r a l a m ü t e v a z ı bir şekilde
şöyle yazmışlardır: "Kralın emirlerini ihmal etmeyeceğiz! Gece gündüz
efendimiz kral hazretlerinin talimatlarını yerine getirmek için tüm gücü­
21
müzle çalışacağız.," N i n o v a h y a z ı m evi d e , m e t i n l e r i n y e n i k o p y a l a r ı n ı
y a p m a k l a u ğ r a ş ı y o r d u . B u r a d a ç a l ı ş a n bazı bilim a d a m l a r ı y a esirlerdi y a
d a politik t u t u k l u o l a n soylu Babilli g e n ç l e r d i v e z i n c i r a l t ı n d a t u t u l u y o r ­
lardı:

Ninurta-gimilli, Nippur valisinin oğlu, tablet serisini tamamlamış bu­


lunuyor. Ayakları demir zincire vuruldu ve şimdi Veliaht Evinde (veliah­
dın sarayı) Banuni' nin gözetimi altında. Şu anda yapabileceği bir iş yok.22

A s u r b a n i p a l ' i n e n d i ş e s i , k r a l i y e t görevlerini T a n r ı l a r ı m e m n u n e d e c e k
ş e k i l d e y e r i n e g e t i r e b i l m e k a m a c ı y l a , k u l l a n ı m ı altında, ilahiyat v e b ü y ü
d â h i l , m ü m k ü n o l a n e n iyi bilgi k a y n a k l a r ı n ı b u l u n d u r m a k t ı . 2 3 K r a l , B a b i -
l o n ' d a k i a j a n l a r ı n a ş ö y l e y a z m a k t a d ı r : "Bana kraliyet yönetimimde yarar­
lı olacak tabletleri gönderin!!24 ve s ı k l ı k l a t e k r a r l a n a n b i r diktat'te*: "Bu
mektubu aldığınız zaman, bu üç adamı (isimleri belirtilmiş) ve Borsip-
pa'daki** bilgili insanları yanınıza alın ve bütün tabletleri arayın - evle­
rinde ve E-diza tapmağında (yazım tanrısı Nibû'nun tapınağı) bırakılan­
ların hepsini... sizin tarafınızdan bilinen (tuppâni acpûtu sa medâk-
kunûsimma) ve Asur'da bulunmayan bütün değerli tabletlerin peşine dü­
şün ve bana gönderin. Resmi görevlilere ve nezaretçilere yazdım... hiç
25
kimse sizden tablet saklamayacak.!"
B u k ü t ü p h a n e l e r d e , satırlar a r a s ı n d a A k a d c a t e r c ü m e l e r i b u l u n a n b a z ı
eski S ü m e r c e e d e b i k o m p o z i s y o n l a r v e e p e y c e A k a d c a şiirsel e d e b i y a t bu­
l u n m a k t a d ı r . A m a esas olarak k a p s a n a n y e l p a z e , ö z e l l i k l e ilahiyat v e b ü ­
yü o l u p , M . Ö . ikinci bin yılın sonu ile birinci bin yılın b a ş ı n d a , ilahiyat k o ­
n u s u n d a y a p ı l a n bilimsel i n c e l e m e l e r i geliştirmek ve sihirli s ö z l e r ile k ö ­
t ü ruhları k o v a n kişilerin törenlerini s i s t e m a t i k l e ş t i r m e k a m a c ı y l a y a p ı l a n
y a z ı m ç a l ı ş m a l a r ı n ı içeren, yazılı g e l e n e k l e r d i r .
Keşfedilmeyen kütüphaneler
M e z o p o t a m y a ' d a k i kayıp k ü t ü p h a n e l e r e y a p d a n b u o d a k l a n m a d a , su­
n u l a n d ö r t k a t e g o r i n i n ilki k e ş f e d i l m e y e n k ü t ü p h a n e l e r d i r . A m a , s a y d a r ı
n e k a d a r ç o k olsa da, a r k e o l o j i k a r a ş t ı r m a kazaları s o n u c u n d a h e n ü z bu­
l u n m a y a n l a r v e y a k a z ı l m a y a n l a r d a n b a h s e t m i y o r u m . B u n u n y e r i n e , ak­
lımda b a ş k a bir k a t e g o r i var: V a r o l d u ğ u n u b i l d i ğ i m i z a m a h e n ü z çıkar­
mayı başaramadığımız edebiyat koleksiyonları. Eski Babil katalogları,
b i r ç o ğ u n u t a n ı m l a y a m a d ı ğ ı m ı z , M . Ö . ikinci bin yılın b a ş ı n a ait S ü m e r c e
e d e b i k o m p o z i s y o n l a r ı n giriş b ö l ü m l e r i n i l i s t e l e m e k t e d i r . A s u r k ö k e n l i ,
" b a l a d l a r " h a k k ı n d a k i m u h t e ş e m O r t a A s u r k a t a l o g u , 9 0 p a s t o r a l aşk şar­
kısı dâhil, yaklaşık 4 0 0 k o m p o z i s y o n u n giriş b ö l ü m ü n ü l i s t e l e m e k t e d i r ,
b ü t ü n b u n l a r ı n içinde, b u g ü n e k a d a r s a d e c e bir t a n e s i İngiliz M ü z e s i n d e ­
k i (British M u s e u m ) t a b l e t l e r d e n b i r i n d e b u l u n m u ş t u r , . 2 6 N i n o v a ' d a bulu­
nan, ilk S ü m e r kült şarkılarının ( A k a d c a d a kalûtu d e n i l e n r e p e r t u a r ) bir
k a t a l o g u n u n eski e d i t ö r ü , var o l d u ğ u n u bildiği t ü m başlıkları ele g e ç i r e -
m e y e c e ğ i n i kendisi d e b i l i y o r d u . Ş ö y l e y a z m ı ş t ı : " k a l û t u serisinin giriş
bölümleri. Mevcut olanların tamamı kontrol edilmiş. Birçoğunun izi sürü-
21
lememiş (mâdûti ul amrû) ve bu nedenle dâhil edilmemişti."

Tahrip edilen kütüphaneler


İkinci olarak, tahrip edilen k ü t ü p h a n e l e r . Bunların arasında, y u k a r ı d a da
biraz detaylı olarak anlatılan, A s u r şehirleri N i n o v a , Asur, D u r - Ş a r r u k i n ve
T a r b i s u ' d a k i kraliyet ve diğer k ü t ü p h a n e l e r b u l u n m a k t a d ı r . B ü t ü n bu bü­
yük k o l e k s i y o n l a r , M Ö 6 1 4 - 6 1 2 yıllarında A s u r İ m p a r a t o r l u ğ u n u devir­
m e k a m a c ı y l a birleşen Babil ve M e d e müttefik orduları tarafından, siste­
matik o l a r a k t a h r i p e d i l m i ş t i . 2 8 Y a n m ı ş a h ş a p çatı kirişleri ile, K ı r m a ve
y a k m a o l a y l a r ı n ı n b ü t ü n kanıtlarını t a ş ı y a n saraylarda, tabletlerin içinde
b u l u n d u ğ u koşullar, M Ö 6 1 2 yılı için Babil Kayıtlarında yazılı olan özlü
Cümleyi canlı b i r şekilde teyit e d e n yaygın arkeolojik resmin bir parçasıdır:

Onlar (Babilliler ve M edeler) şehri yoğun bir abluka altına aldılar.


Abu ayının n'inci gününde... çok sayıda insana önemli bir yenilgi yaşattı­
lar. O tarihte Asur kralı Sin-sar-iskun öldü. Şehirde ve tapınakta büyük bir
talan gerçekleştirdiler ve şehri enkaz yığını haline getirdiler.29
B u y ı k ı m s a d e c e A s u r i m p a r a t o r l u ğ u n u n politik ö l ü m ü n e değil, aynı
z a m a n d a , bir h a m l e d e , k u z e y M e z o p o t a m y a ' d a çivi y a z ı s ı s i s t e m i y l e ta­
ş ı n m a k t a o l a n a y d ı n g e l e n e ğ i n ve o b ö l g e d e k i çivi y a z ı s ı o k u r y a z a r l ı ğ ı n ı n
aşağı y u k a r ı t a m a m e n s o n a e r m e s i n e d a m g a s ı n ı v u r m a k t a d ı r . Çivi yazısı
ile a k t a r ı l a n b i l g i n i n ç o ğ u , kültürel o l a r a k i ç i n d e b u l u n d u ğ u o r t a m a , dille­
r i n e v e k e n d i g e l e n e k l e r i n e bağlıydı v e h i ç bir z a m a n d i ğ e r kayıt türleri­
n i n kültürel sınırlarını a ş m a m ı ş t ı . K ü t ü p h a n e k o l e k s i y o n l a r ı o d a l a r ı n yer­
lerine y a y ı l m ı ş , b i r ç o k tablet, y ı k ı l a n b i n a l a r ı n e n k a z yığınları a l t ı n d a p a r ­
ç a l a r a d a ğ ı l m ı ş t ı . K a l h u ' d a N a b û t a p ı n a ğ ı n ı n e n k a z ı n ı n bir b ö l ü m ü , onlar­
ca yıl s o n r a t e k r a r işgal e d i l m i ş t i . Ç i v i yazısı k o n u s u n d a cahil o l a n bu iş­
galciler, A s u r k a l d ı r ı m l a r ı n ı n d ö ş e m e taşlarını v e p i ş m i ş tuğlalarını a l m a k
a m a c ı y l a k ü t ü p h a n e o d a l a r ı n ı d i b i n e d o ğ r u k a z m ı ş , o n l a r a u l a ş m a k için d e
tapınak kütüphanesinin enkazını kürekle atmışlardı. İstenen bina malze­
meleri taşındıktan sonra, çukurlar tekrar doldurulmuş ve kütüphanenin
p a r ç a l a n a n e n k a z ı , d a h a s o n r a k i inşaat işlemleri n e d e n i y l e belirli m i k t a r d a
p l a s t e r v e ziftle k a r ı ş m ı ş olarak, k ü r e k l e t e k r a r içeri a l ı n m ı ş , k u ş k u s u z b u
i ş l e m s ı r a s ı n d a tabletler d a h a d a h a s a r g ö r m ü ş t ü . T a b l e t l e r , y a k l a ş ı k 2 5 0 0
yıl s ü r e y l e , M . S . 1955 y ı l ı n a k a d a r , o r a d a ö y l e c e k a l m ı ş t ı .
Layard 1850 yılında, A s u r b a n i p a l tabletlerini b u l d u ğ u n d a , Babil çivi
y a z ı s ı n ı n deşifre e d i l m e s i k o n u s u n d a ilk a d ı m l a r 1 8 4 0 ' l a r d a a t ı l m ı ş o l m a ­
s ı n a r a ğ m e n , h e n ü z d o ğ r u d ü r ü s t o k u n a m ı y o r l a r d ı . 3 0 M o d e r n deşifre ola­
y ı n ı n u z u n bir h i k â y e s i vardır, a m a Babil çivi y a z ı s ı n ı n t a m olarak ç ö z ü l ­
d ü ğ ü z a m a n k o n u s u n d a m u t a b ı k k a l ı n a n tarih, 1 8 5 7 ' d e , K r a l i y e t A s y a Ü l ­
keleri T o p l u l u ğ u n u n , L o n d r a ' d a d ö r t b i l i m a d a m ı a r a s ı n d a bir y a r ı ş m a d ü ­
zenlediği zamandır: Rawlinson, Hincks, Oppert ve Fox Talbot, sonuncu
i s i m d a h a ç o k , fotoğrafçılığın ö n c ü l e r i n d e n biri o l a r a k t a n ı n m a k t a d ı r .
H e p s i n e , ayrı o d a l a r d a , deşifre e t m e l e r i için a y n ı y a z ı t ı n m e t n i v e r i l m i ş v e
e s a s itibariyle, a y n ı çeviriyi ü r e t m i ş l e r d i .

Birbirinin yerini alan kütüphaneler


A s u r k ü t ü p h a n e l e r i n i s p e t e n d a h a ani y o k o l d u l a r . B u y o k o l u ş ile k ü l ­
türel m e r k e z d e çivi yazısı g e l e n e ğ i n i n , e n a z M S b i r i n c i y ü z y ı l a k a d a r sür­
düğü M e z o p o t a m y a ' n ı n güneyindeki Babil İmparatorluğunun d u r u m u
a r a s ı n d a k a r ş ı l a ş t ı r m a yapılabilir. Y e n i diller, alfabetik yazı sistemleri ( h e r
türlü A r a m î c e ile, P a r t c a v e Y u n a n c a y a z ı y a z m a k için) v e y e n i y a z m a
malzemeleriyle (papirüs ve parşömen), rekabetçi kültürel iletişim araçları
yaratırken; A s u r ' a nazaran Babil kütüphaneleri daha kademeli ve ince bir
ö l ü m y a ş a m ı ş t ı r . M i l a t t a n ö n c e k i s o n b i r k a ç y ü z y ı l d a , Babil İ m p a r a t o r l u ­
ğ u n u n Y u n a n c a k o n u ş a n s a k i n l e r i n i n , o ğ u l l a r ı n ı çivi y a z ı s ı y a z m a o k u l l a ­
rına g ö n d e r d i k l e r i v e ö ğ r e n c i l e r i n , ü ç bin y ı l d a n d a h a u z u n bir z a m a n ö n ­
ce k u l l a n ı l m ı ş o l a n çivi yazısı işaretlerinin g e l e n e k s e l listelerini k o p y a l a ­
m a y ı ö ğ r e n d i k l e r i v e g e l e n e k s e l e d e b i ç a l ı ş m a l a r ı , h e r z a m a n k i gibi k a m ı ş
y a z m a aleti k u l l a n d ı k l a r ı - ve s o n r a tabletin a r k a tarafına a y n ı y a z m a ale­
tini k u l l a n a r a k , Y u n a n harfleri ile, S ü m e r c e v e A k a d c a k e l i m e l e r i n f o n e -
lik telaffuzunu y a z d ı k l a r ı o l a ğ a n ü s t ü bir d u r u m l a k a r ş ı l a ş ı y o r u z . Bu d u ­
rum, o r t a m l a r ı n k a r ı ş m a s ı n ı n istisnai b i r ö r n e ğ i d i r . 3 1 B u e d e b i g e l e n e ğ e
erişim, yerini d i ğ e r y a z m a s i s t e m l e r i a l d ı k ç a , y a v a ş y a v a ş k a y b o l u y o r d u .
M.Ö. b i r i n c i y ü z y ı l d a B a b i l ' d e , g e l e n e k s e l S ü m e r k ü l t e d e b i y a t ı n d a d e r i n
deneyime sahip, yüksek derecede eğitim görmüş entelektüellerden oluşan
bir aile, h â l â , n e r e d e y s e iki bin yıl ö n c e b e s t e l e n m i ş dini şarkıları k o p y a ­
lıyor v e ( m u h t e l i f k a y n a k l a r ı e s a s alarak v e değişiklikleri k a y d e d e r e k ) dik­
katle r e d a k t e e d i y o r d u . A m a b u n l a r i z o l e e d i l m i ş b i r k a ç k i ş i y d i l e r v e et­
rafları, A r a m î v e y a Part d i l i n d e k o n u ş a n v e y a z a n , Y u n a n mitleri kabart­
malı p a r a l a r k u l l a n a n v e İranlı y a d a Y u n a n l ı isimlere s a h i p t a n r ı l a r a ta­
pan, Y u n a n l ı l a ş t ı r ı l m ı ş i s i m l e r e s a h i p i n s a n l a r l a ç e v r i l i y d i . B u ailenin d e -
ğerli k i ş i s e l k ü t ü p h a n e s i " k a y ı p " o l m u ş t u , ç ü n k ü ö l m e k t e o l a n bir g e l e n e k
olarak, b a s i t ç e yerini b a ş k a s ı a l m ı ş t ı .
A s l ı n d a , b u , b i l i m s e l o l m a y a n kazı y ö n t e m l e r i n e d e n i y l e " k a y ı p " edi­
l e n k ü t ü p h a n e k o l e k s i y o n l a r ı n a d a iyi bir ö r n e k t i r . T a b l e t l e r i n ç o ğ u Ber­
l i n ' d e d i r (tek bilgi " 1 8 8 6 ' d a e l d e e d i l m i ş t i r " , " b e r a b e r c e B a b i l o n ' d a b u ­
l u n d u k l a r ı s a n ı l m a k t a d ı r " ) ve 1896 y ı l ı n d a ( d a h a s o n r a M ı s ı r U y g a r l ı ğ ı in-
e e l e m e u z m a n ı o l a r a k ç o k d a h a ünlü bir m e s l e ğ e s a h i p o l a n ) G e o r g e R e -
isner t a r a f ı n d a n o l a ğ a n ü s t ü b i r d i k k a t l e h a z ı r l a n a n bir y a y ı n d a b a s ı l m ı ş ­
12
ın 1 9 8 0 ' l e r d e , ş i m d i N e w Y o r k M e t r o p o l i t a n M ü z e s i n d e b u l u n a n tab-
letlerin bazıları, ( h a n g i y o l l a o l u r s a o l s u n ) t a m o l a r a k b u aynı özel k ü t ü p -
h a n e d e n g e l m i ş o l m a l ı y d ı : A y n ı y a z ı c ı ailesinin aynı üyeleri m ü d a h i l ol-
m u ş t u , k o m p o z i s y o n l a r a y n ı t a r z a aitti v e N e w Y o r k ' t a k i p a r ç a l a r d a n ba­
zıları, a s l ı n d a B e r l i n ' d e k i kırık t a b l e t l e r l e b i r l e ş i y o r d u . B u , h e m e d e b i içe-
rik, h e m d e e k s i k p a r ç a l a r ı n fotoğraflarıyla ç ö z ü l m ü ş t ü . A m a iki m ü z e
a r a s ı n d a fiziksel b i r l e ş m e h e n ü z g e r ç e k l e ş t i r i l e m e m i ş t i r .

Erişilemeyen kütüphaneler
B u bizi, eski M e z o p o t a m y a ' n ı n " k a y ı p k ü t ü p h a n e l e r i n i n s o n g r u b u n a
g e t i r m e k t e d i r : M o d e r n z a m a n l a r d a , batı d ü n y a s ı n d a k i m ü z e l e r d e ç o ğ u n u n
o k u n a m a z d u r u m d a kalmış olması dolayısıyla, bilim açısından kayıp olan­
lar. B u k ı s m e n p e r s o n e l s o r u n u n e d e n i y l e d i r ; ç o k a z ü n i v e r s i t e n i n p e r s o ­
neli a r a s ı n d a iki a d e t A s u r U y g a r l ı ğ ı u z m a n ı b u l u n m a k t a d ı r . R e n c o n t r e
A s s y r i o l o g i q u e I n t e r n a t i o n a l e ' i n * yıllık k o n f e r a n s ı n a , d ü n y a n ı n h e r yerin­
d e n dört y ü z A s u r U y g a r l ı ğ ı u z m a n ı k a t ı l m ı ş olabilir. A m a m e v c u t tablet­
leri o k u y u p k o p y a l a y a b i l e c e k yeterli s a y ı d a çivi y a z ı s ı u z m a n ı b u l u n m a ­
maktadır.
İngiliz M ü z e s i n d e A s s u r b a n i p a l ' d e n v e d i ğ e r k ü t ü p h a n e l e r d e n g e l m i ş ,
okunmayı, kopyalanmayı ve yayınlanmayı bekleyen binlerce tablet ve
p a r ç a o l d u ğ u n u b i l i y o r u z v e b u n l a r , s a d e c e z a m a n v e i n s a n g ü c ü eksikliği
nedeniyle kazanılamamaktadır. Ayrıca, yine, diğer müzelerde (özellikle,
Berlin, P a r i s , P h i l a d e l p h i a , İstanbul v e B a ğ d a t ' t a ) i n c e l e n m e y i b e k l e y e n
o n b i n l e r c e e d e b i p a r ç a n ı n b u l u n d u ğ u n u d a b i l i y o r u z . B a z ı k u r u l u ş l a r ko­
l e k s i y o n l a r ı n a e r i ş i m k o n u s u n d a son d e r e c e katı d a v r a n m a k t a d ı r . Yerel bi­
lim a d a m l a r ı n ı n veya, belirli ç a l ı ş m a l a r ı y a y ı n l a m a " h a k k f ' n ı a l m ı ş o l a n
v e y a r d ı m o l m a d a n e t k i n o l a m a y a c a ğ ı v e y a ç a l ı ş m a l a r ı n ı h i ç b i r z a m a n ta-
m a m l a y a m a y a e a k l a r ı genel olarak b i l i n e n belirli bilim a d a m l a r ı n ı n eri­
şimlerini s ı n ı r l a m a k t a d ı r ( B u a ç ı d a n İngiliz M ü z e s i n i n ö r n e k a l ı n a c a k bir
sicili o l d u ğ u n u b e l i r t m e k t e n m u t l u l u k d u y u y o r u m , z i r a " a ç ı k - k a p ı " politi­
kası ile ç a l ı ş m a k t a ve b ö y l e c e , a k r e d i t e o l m u ş h e r h a n g i bir u z m a n , her
hangi bir çivi yazısı m a l z e m e s i n i g ö r e b i l m e k t e , ü z e r i n d e ç a l ı ş a b i l m e k t e
v e y a y ı n l a y a b i l m e k t e d i r ) . S o n r a , y a ğ m a l a n a n tarihi e s e r l e r i n g e l i ş e n tica­
reti k o n u s u d a var. Y a k ı n z a m a n l a r d a k e n d i ü l k e l e r i n d e k i m ü z e l e r d e n ça­
l ı n m ı ş y a d a y o k s u l yerel halk t a r a f ı n d a n k a ç a k olarak v e h i ç d e b i l i m s e l
olmayan yollarla topraktan çıkarılmış eserler (kazılmış d e m e k çok zor).
M a a l e s e f 1 9 9 0 ' l a r d a n beri L o n d r a , k a ç a k tarihi e s e r t i c a r e t i n i n d ü n y a m e r -
kezi haline gelmiştir. Kişi, antika tüccarlarıyla iş yapmayı reddederek bu
işe engel olmaya çalışmalı ve böylece belki de, kopyalayıp üzerinde çalış­
ma imkânı olabileceği ve aksi takdirde, sonraki elli yıl boyunca bir özel
koleksiyona dâhil olarak ortadan kaybolabilecek, çok önemli bir tableti
görme - en azından duyma - şansını kaybetmeli midir?
Son yıllarda birkaç elektronik proje geliştirilmiştir ve bunlar bu tarihi
yazılı kaynaklara erişimin demokratikleştirilmesinde özellikle önemli rol
oynayabilir. Sümer Edebiyatının Elektronik Metin Külliyatı, klasik Sümer
edebiyatı külliyatını bir araya getirerek, evrensel olarak erişilebilir duru­
ma gelmesini sağlamaya çalışmaktadır. 3 3 Bu edebiyatın ana bütününden
çıkarılan ve redakte edilen malzemenin çoğu (halen 300'ün üzerinde kom­
pozisyon) şimdi bu web sitesinde mevcuttur ve her ay 80'in üzerinde ülke­
den 60.000'den fazla kez erişilmektedir. Ama yine de, birçok bilinen ama
henüz basılmayan kaynakların varlığından haberdarız ve hatta dikkatle ko­
n u l a n "tamamlanmakta olan baskılar" nedeniyle engelleniyoruz. Yani,
erişilmezlik, kaybın dördüncü boyutudur ve belki de, en dokunakhsıdır,
çünkü potansiyel olarak çözülebilecek bir sorundur.

Ekleme
Yukarıdaki metin yazıldığından beri, Nisan-Mayıs 2003'deki İkinci
Körfez Savaşının trajik olayları, "kayıp kütüphaneler" konusunu, bugün­
kü Irak'ta dehşetli bir üne kavuşturmuştur. Kütüphaneler, müzeler ve ar­
keolojik yerlerin tamamı, korkunç bir şekilde tahrip edilmiştir. Bu durum
şaşırtıcı boyutları sürekli ortaya çıkmakta olan bir destan gibidir ve 1158
yılında Moğolların Bağdat'ı yağmalamasıyla karşılaştırılmaktadır. Hiç
kimse, maruz kalınan kaybın ve hasarın gerçek boyutunu henüz değerlen­
dirememektedir ve gerçekten de, tarihçiler veya dikkatli muhabirlerin,
böyle bir bölüm yazmalarına yetecek derecede, karmaşık gelişmeler ağını
Çözebilme imkânı olmayabilir - atlatma haber alma ve "keşifler"de bulun­
maya kararlı gazetecilerin bir zamanlar yaptıkları kinayeler ve imalar bile
Unutulmuştur. Ama baskıya girerken, Irak Ulusal Müzesindeki ve diğer
müzelerdeki çivi yazısı kütüphane koleksiyonlarının bir kısmının, bazıla-
R1 telafi edilemeyecek şekilde tahrip olduğu, diğerlerinin talan edildiği ve
bir daha bulunup bulunamayacaklarının meçhul olduğu kesindir.
Notlar
1. Bakınız J. A. Black ve W. J. Tait, "Arşivler ve Kütüphaneler: Mezopotamya ve
Mısır", bulunduğu yer, J. Sason, ed. Eski Yakın Doğu Medeniyetleri (New
York: Scribner's, 1995, 2197-2209.
2. Bakınız H. Hunger, Babylonische und assyrithe Kolophone, Alter Orient und
Altes Testament 2 (Neukirchen-Vluyn: Butzon-Kevealer, 1968) dizin, s. 163,
s.v.idû.
3. Bakınız H. Nissen, P. Damerov ve R. Englund, Antik Muhasebe: Eski yakın Do­
ğu da Ekonomik İdare yazım ve teknikleri (Chicago: Chicago Üniversitesi Mat­
baası, 1993)
4. Bakınız B. Alster ve A. Westenholz, "Barton Silindiri", Aeta Sümeroloğica 16
(1994): 15-46. Mezopotamya'da genel okur yazarlık hakkında muhteşem bir
tartışma için, bakınız en son zamanlarda C. Wilcke, Wer las und schrieb in
Babylonien uns Assyrien? Überlegungen zur Literalitat im Alten Zweistrom­
land, Bayerische Akademie der Wissenschaften, Fei.- Tarih sınıfı, Jahrgang
2000, Heft 6 (Münih)
5. Bakınız C. B. F. Walker, Çivi yazısı: Geçmişi Okumak (Londra: İngiliz Müze­
si Yayınları, 1987)
6. Anlaşılır bir anlatım için bakınız David Brown, Mezopotamya gezegen astro-
nomisi-astrolojisi, Çivi yazısı monografileri 18 (Groningen: Styx, 2000)
7. Bakınız D. J. Wiseman ve J. A. Black, Nabu Tapınağından edebi metinler,
Nimrud IV'ün çivi yazısı metinleri (Londra: Irak'taki İngiliz Arkeoloji Okulu,
1996) giriş, 1-7 (s.5); ve genel olarak Hunger, Babylonische und assyriche Ko­
lophone.
8. Bakınız F. N. H. Al-Rawi, "Sippar kütüphanesinden tabletler, I. "Weidner Ka­
yıtlan": bir görüş hakkında farazi bir kraliyet mektubu, İrak 52 (1990): 1-13
9. Camlı detaylar için bakınız C. J. Gadd, En eski okullarda Öğretmenler ve Öğ­
renciler (Londra, 1956), daha genel bir bakış için, S. Tinney, "Sümer edebiya­
tının müfredatı hakkında", Irak 61 (1999): 159-172
10. Bakınız E. Robson, Mezopotamya Matematiği MÖ 2100-1600: Bürokrasi ve
Eğitimde teknik Sabitler, Çivi yazısı metinlerinin Oxford baskıları 15 (Oxford:
Clarenton Pres, 1999)
11. Bakınız L. De Meyer "Der, Teli ed-", E. Meyers, ed, Oxford Yakın Doğu Arke­
oloji Ansiklopedisi, (New York ve Oxford: Oxford Üniversitesi Matbaası,
1997), bibliyografi ile. Bir başka örnek için, bakınız A. Cavigneaux, "Metu-
ran'da bir bilim adamının kütüphanesi", yeri Tz. Abusch va K. Van der Toorn,
ed, Mezopotamya Büyüsü: Metinsel, tarihsel ve Yorumsal perspektifler (Gro-
ningen: Styx, 1999), 251-273.
12. Jeremy Black ve diğerleri, Sümer Edebiyatında Elektronik Metin Külliyatı
(1998), 2.4.2.02: 308-319'da Sulgi (Sulgi B) için övgü şiiri.
13. Nabi-Enlil'den Şili Eshtar'a edebi mektup, Civil katalogunda 3.3.18; bakınız J.
J . A . Van Dijk, "Ein spataltbabylonischer katalog einer Sammlung sumerischer
Briefe", Orientalia 58 (1989); 441-452 (s. 448-452)
14. Hitit arşivlerinden yaklaşık 25,000 tablet çıkarılmıştır; E. Laroche, Hitit Metin­
lerinin Katalogu (Paris: Klincksieck, 1971), bunun aslında orijinal toplamın sa­
dece yedide biri olduğunu tahmin etmiştir. Bakınız Amelie Kufırt, Eski Yakın
Doğu, MÖ yaklaşık 3000-330, 2 cilt (Londra ve New York: Routledge, 1995):
232-237
15. Bu kütüphaneler hakkında genel bir inceleme için bakınız Olof Pedersen, Eski
Yakın Doğuda Arşivler ve Kütüphaneler M.Ö. 1500-300 (Bethesda, MD: CDL
Matbaası, 1998)
16. Bakınız B. Foster, İlhamlardan Önce: Akad Edebiyatı Antolojisi, 2 cilt (Bethes­
da, MD: CDL Matbaası, 1996), 1:211-230, özellikle 228. Maalesef pasaj kötü
bir şekilde hasar görmüştür.
17. Bakınız J. A. Black ve W. J. Tait, "Arşivler ve Kütüphaneler: 2207, detaylar
için bakınız F. N. H. Al-Ravvi ve A. R. George, "Sippar kütüphanesinden tab­
letler, II. Babil Yaratılış destanının II Tableti", Irak 52 (1990): 149-157 (s. 149
n.l)
18. Bakınız J. E. Reade, yeri K. Veenhof, Çivi yazısı arşivleri ve kütüphaneleri,
Uluslar arası Asur Uygarlıkları Toplantısı açıklamaları 30 (İstanbul: Neder-
lends Instituut voor het Nabije Oosten, 1986): 213ff
19. M. Streck, Assurbanipal und die letzten assyrischen Könige bis zum Untergang
Ninive's, Vorderasiatische Bibliothek 7 (Leipzig: 1916):256, 1:17
20. bakınız J. E. Reade, "Ninova", Reallexikon der Assyriologie 9 (2000): 388-433
(s. 421-427 §17 "Çivi yazısı kayıtları"); C. B. F. Walker, "Çivi yazısı metinle­
rinin Koyuncuk Koleksiyonu: Oluşumu, Sorunlar ve Beklentileri", yeri F. M.
Fales ve B. J. Hickey, ed, Austen Henry Layard tra l'oriente e Venezia (Rome:
« L ' E r m a » di Bretschneider, nd): 183-193
21. A. R. George tarafından bahsedilen basılmamış tablet, Gılgamış Destanı: Yeni
bir Çeviri ( Harmondsworth: Penguin kitapları, 1999), giriş, s. xxii
22. S. Parpóla, "Samas-sumu-ukin'den Esarhaddon'a mektup", Irak 34 (1972): 21-
34 (s. 33)
23. George, Gılgamış Destanı, s. xxiv
24. R. Campbell Thompson, Son Babil Mektupları (Londra: Luzac, 1906) no.l
25. Assurbanipal'in Neo-Babil mektubu, CT 22 1:29= L. Waterman, Asur İmpara­
torluğunun Kraliyet Haberleşmesi (Ann Arbor: Michigan Üniversitesi Baskısı,
1930-1936), 4. cilt, s, 213; no. 6= E. Chiera, Kile Yazdılar: Babil Tabletleri Bu­
gün Konuşuyor (Chicago: Chicago Üniversitesi Matbaası, 1938) : 174
26. Bakınız J. A. Black, "Babil Baladları: yeni bir tür, yeri Journal ofthe American
Oriental Society 103 (Kramer yıldönümü cildi, 1983): 25-34
27. Bakınız J. A. Black, "Sümer balag kompozisyonları, yeri Bibliotheca Orienta-
lis 44 (1987): 32-79
28. Bakınız Kuhrt, Eski Yakın Doğu, s. 540-546
29. A. K. Grayson, Asur ve Babil Kayıtları. Çivi Yazısı Kaynaklarından metinler 5
(Locust Valley, 1975): 94, Kayıt 3: 43-45. Metin biraz onarılmış
30. Bakınız C. H. Gordon, Unutulan yazılar: Deşifre edilmelerinin hikayesi (Har­
mondsworth: Penguin kitapları, 1971); P. T. Daniels ve W. Bright, ed., Dünya­
daki Yazma Sistemleri (New York: Oxford Üniversitesi Matbaası, 1996), özel­
likle s. 139-188
31. Bakınız J. A. Black ve S. M. Sherwin-White "Ashmolean Müzesinde yunan
harfleri taşıyan bir kil tablet ve Greko-Babil metinler" Irak 46 (1984): 131-140
32. Bakınız G. A. Reisner, Sumerisch-babylonische Hymnen nach Thontafeln gri-
echescher Zeit (Berlin, 1896), s. xi
33. Black ve diğerleri, Sümer Edebiyatında Elektronik Metin Külliyatı
<http://www-etcsl.orient.ox.ac.uk/>
3

Aristo'nun "Gezgin" Kütüphanesi


T. Keith Dix

Y u n a n d ö n e m i , k ü t ü p h a n e k u r u l m a s ı a ç ı s ı n d a n o l a ğ a n ü s t ü bir d ö n e m ­
di. İ s k e n d e r ' i n i m p a r a t o r l u ğ u n u n bazı b ö l ü m l e r i ü z e r i n d e h a k iddia e d e n
M a k e d o n y a h a n e d a n l a r ı , d a h a ö n c e k i y ü z y ı l l a r d a Y u n a n l ı l a r ı n , b ü y ü k şe­
hirlerde g e r ç e k l e ş t i r d i k l e r i k ü t ü p h a n e b i n a l a r ı ü z e r i n d e d e h a k iddia et­
mişlerdi. B u , aynı z a m a n d a k a y ı p k ü t ü p h a n e l e r a ç ı s ı n d a n d a o l a ğ a n ü s t ü
bir d ö n e m d i . Z i r a h a n e d a n l a r Y u n a n l ı l a r ı n e d e b i k a y n a k l a r ı n ı t o p l a m a k o ­
n u s u n d a birbirleriyle r e k a b e t e d i y o r d u . B u a r a d a R o m a da, D o ğ u A k d e ­
n i z ' e d o ğ r u h a r e k e t i ile, h e r bir krallığı fethederek, kültür h a z i n e l e r i n i R o ­
ma ve İ t a l y a ' y a t a ş ı m a k t a y d ı .
A r i s t o ' n u n k ü t ü p h a n e s i n i n hikâyesi, h e m k u r u m s a l k ü t ü p h a n e l e r i n ku­
r u l m a s ı n a y o l a ç a n e n t e l e k t ü e l kültürü, h e m d e b u n l a r ı n y o k o l m a l a r ı n a
yol a ç m ı ş o l a b i l e c e k k o ş u l l a n g ö s t e r m e k t e d i r . İ m p a r a t o r A u g u s t u s d ö n e ­
m i n d e y a ş a y a n C o ğ r a f y a c ı S t r a b o , A r i s t o ' n u n k ü t ü p h a n e s i h a k k ı n d a ş u hi­
kâyeyi a n l a t m a k t a d ı r ( 1 3 . 1 . 5 4 y a k l a ş ı k 6 0 8 - 6 0 9 )

Scepsis'den* Socratics Erastus ve Koriskus ile Koriskus' un oğlu, Aris­


to ve Theophrastus'un öğrencisi Neleus geldi; ve içinde Aristo'nun kütüp­
hanesinin de yer aldığı, Theophrastus'un kütüphanesinin sahihi oldu.
Aristo kütüphanesini Theophrastus'a vermiş, ona aynı zamanda okulu da
bırakmıştı, Theophrastus kitap koleksiyonu yaptığını bildiğimiz ilk kişiydi

'Scepsis Bayramiç i l ç e s i n e 14.km. u z a k l ı k t a yer alan K u r ş u n l u tepe [ç.n.]


ve Mısır krallarını, kütüphane düzenlemesi konusunda eğitmişti. Ve The-
ophrastus da kütüphanesini Neleus'a verdi ve o bunları Scepsis'e götür­
dü, kendinden sonrakilere bıraktı, değer bilmez, kitapları kapalı tutan ve
dikkatle saklamayan kişilere; ve bu kişiler, şehirlerini yöneten Attalid kra­
lının, Bergama kütüphanesini donatmak amacıyla kitap toplama hevesini
gördüklerinde, kitapları toprağa, bir tür hendeğin içine gömdüler; ama
sonra, uzun zaman geçtikten sonra ailedekiler, Aristo ve Theophrastus'un,
nem ve güveden hasar görmüş kitaplarını, yüklüce bir para karşılığında
Apellicon ve Teos'a sattılar; ama Apellicon filozoftan çok, bir kitap has­
tasıydı; ve bu nedenle, yenen bölümlerin düzeltilmesi arzusuyla, yazıları
yeni kopyalara aktardı ama düzeltiler iyi olmamıştı ve kitaplar hatalarla
doluydu. Ve öyle oldu ki, uzak geçmişin Gezginleri, Theophrastus'un son­
ra gelenler, ellerinde basit birkaç kitap haricinde, kitaplardan tamamen
yoksun kalarak, hiçbir şeyi pratik olarak inceleyebilecek durumda olama­
dılar ve sadece genelle ilgilendiler; ve daha sonra gelenler, yani bu kitap­
ların ortaya çıktığı zamanlarda gelenler, öncekilere nazaran felsefeyle ve
Aristo'yla daha çok ilgiliydiler, ama yine de, hataların çokluğu nedeniyle,
bir çok şeye "belki" demek zorunda kalmışlardı. Ve Roma bu duruma bü­
yük katkıda bulundu; çünkü Apellicon un ölümünden hemen sonra, Ati­
na'yı ele geçiren Sulla, Apellicon'un kütüphanesini taşıdı ve kütüphane
buraya getirildi, Aristo hayranı bir gramerci olan Tyrannio, kütüphane­
den sorumlu adama ve zayıf kopyacılar kullanan ve karşılaştırma yapma­
yan kitapçılara pay vererek yönetimi eline geçirdi; ki bu durum hem bu­
rada hem de iskenderiye'de satış amacıyla yazılan diğer kitapların başı­
na da gelmişti.

S t r a b o b u r a d a " A r i s t o ' n u n k ü t ü p h a n e s i n i n , A r i s t o ' n u n k e n d i eserlerin­


den oluştuğunu, Theophrastus'un bunlara daha sonra kendi çalışmalarını
eklediğini i m a e t m e k t e d i r . V e S t r a b o ' n u n Peripatetic O k u l u n ( G e z g i n
E k o l ) ç ö k ü ş ü ile ilgili y o r u m l a r ı n ı n açık a n l a m ı , T h e o p h r a s t u s ' u n , Aris­
t o ' n u n ç a l ı ş m a l a r ı n ı n ç o ğ u n u n eşsiz k o p y a l a r ı n ı (belki h a t t a i m z a l a r ı n ı )
N e l e u s ' a bıraktığı v e N e l e u s ' u n b u n u m e m l e k e t i S c e p s i s ' e g ö t ü r d ü ğ ü d ü r .
İkinci y ü z y ı l d a Hıristiyanlıkla ç a k ı ş a n bir d ö n e m d e y a ş a y a n Y u n a n l ı bi­
yografi yazarı P l u t a r c h d a b e n z e r bir b e y a n d a b u l u n m a k t a d ı r :
Ve bütün gemileriyle Efes'ten denize açıldıktan sonra, üçüncü günde
Sulla, Pire ye ulaştı ve başlangıçta yadırganan bir davranışla, o dönem­
de Aristo ve Theophrastus'un, birçokları tarafından pek de tanınmayan ki­
taplarının çoğunun bulunduğu, Teos'lu Apelliconun kütüphanesine el
koydu. Kütüphane Roma'ya taşındığında, gramerci Tyrannio'nun pek ço­
ğunu kendisine ayırdığı ve daha sonra bunların Rodos'lu Andronicus ta­
rafından kopyalarının yapıldığı, yayınladığı ve böylece mevcut listeyi
oluşturduğu söylenmektedir. Ve eski Gezginler bir taraftan, başarılı kişi­
ler ve kendi çaplarında bilim adamı gibi görünürlerken, diğer taraftan
Aristo ve Theophrastus' un yazılarının bir çoğunu hiç bilmiyor veya doğ­
ru bilmiyor gibiydiler. Çünkü, Theophrastus'un kitaplarını bıraktığı Scep­
sis'li Neleus'un mirası, ilgisiz ve bilgisiz kişilerin eline geçmişti.1

H e m Strabo, h e m de Plutach koleksiyonun, kökenine bakıldığında doğ­


rudan A r i s t o v e T h e o p h r a s t u s ' a k a d a r g i d i l e b i l e c e ğ i n i d ü ş ü n ü y o r l a r . H e r
ikisi de bu k o l e k s i y o n l a , A r i s t o ve T h e o p h r a s t u s külliyatının ö n e m l i bir
kısmının - belki de ö n e m l i k ı s m ı - k a y b o l u ş u ve t e k r a r b u l u n u ş u h a k k ı n ­
daki i d d i a l a r ile A r i s t o ' n u n ç a l ı ş m a l a r ı n ı n M . Ö . birinci y ü z y ı l ı n s o n u n d a
y e n i d e n o r t a y a çıkışı a r a s ı n d a bir bağlantı k u r m a k t a d ı r .
S t r a b o ' n u n ifadesi, A r i s t o ' y u 'kitap
topladığını d u y d u ğ u m u z ilk k i ş i " o l a r a k tarif e t t i ğ i n d e , " A r i s t o ' n u n Kü­
t ü p h a n e s i " n e d a h a g e n i ş bir a n l a m k a z a n d ı r m a k t a d ı r . K i t a p k o l e k s i y o n c u ­
luğu, M . Ö . b e ş i n c i yüzyıl s o n l a r ı n d a n b e r i A t i n a ' d a zaten b i l i n m e k t e y d i ,
B u n e d e n l e b u iddia t a m olarak d o ğ r u değildi; a m a öyle g ö r ü n ü y o r ki, ki­
taplar A r i s t o v e e k o l ü için özel bir ö n e m t a ş ı y o r d u . P l a t o ' n u n A r i s t o ' y a
o k u r " d e d i ğ i s ö y l e n m e k t e d i r , galiba ç ü n k ü , A r i s t o d o y m a k
b i l m e z bir o k u r d u . 2 aynı z a m a n d a P l a t o n u n lakabıydı v e
(okuyucular) genel olarak köleydi. O z a m a n bu durum, Aristo'nun sadece
d o y m a k b i l m e z bir o k u r o l m a k l a değil, n o r m a l olarak kölelere bırakılan
bir uğraş p e ş i n d e o l m a s ı y l a ilgilidir. 3 A r i s t o , diyalektik s ü r e c i n i n ilk adl­
mı olarak, yazılı çalışmaların incelenmesini tavsiye etmişti.(Topica
1.14.105 b 12). A r i s t o d o k s o g r a f i d e n i l e n e d e b i y a t ı n , yani d a h a ö n c e k i fi­
lozofların g ö r ü ş l e r i , k o l e k s i y o n l a r ı ve t a r t ı ş m a l a r ı n ı n k o p y a l a r ı n ı ç ı k a r m a ­
ya b a ş l a m ı ş t ı . Bu alandaki çalışmaları, kendisine atfedilen "Arcytas'ın
Felsefesi Hakkında", "Speusippus ve Xenocrates'in Felsefesi Hakkında"
ve "Democritus' un Çalışmalarındaki Sorunlar" (Diogenes Laertius*, 5.
2 5 , 2 6 ) gibi b a ş l ı k l a r d a g ö r ü l d ü ğ ü ş e k i l d e , bir k i t a p k o l e k s i y o n u n u gerek­
t i r i y o r d u . G e r ç e k t e n d e , A r i s t o ' n u n , A k a d e m i ' d e P l a t o ' n u n halefi o l a n
S p e u s i p p u s ' u n k i t a p l a r ı n ı , S p e u s i p p u s ' u n ö l ü m ü n d e n s o n r a , ü ç talent fi­
yatla satın aldığı b i l d i r i l m e k t e d i r ( D i o g e n e s L a e r t i u s , 4. 5 ) , bu fahiş fiyat,
" k i t a p k o l e k s i y o n u y a p t ı ğ ı n ı d u y d u ğ u m u z ilk k i ş i " d e n i l e b i l e c e k k a d a r is­
tekli olan bir k i t a p k o l e k s i y o n c u s u r e s m i n e u y m a k t a d ı r . O k u l u n , a n a y a s a ­
ları ve resmi kayıtları t o p l a m a k gibi a r a ş t ı r m a faaliyetleri de o k u l u n m e t i n
b i r i k i m i n i a r t ı r m ı ş t ı . B i r k ü t ü p h a n e y e s a h i p o l m a k , G e z g i n E k o l ü n gelişi­
m i n d e , d i ğ e r h e r türlü felsefi o k u l u n g e l i ş i m i n d e g ö s t e r d i ğ i n e n a z a r a n , ç o k
d a h a kritik bir rol o y n a m ı ş gibidir; ö r n e ğ i n , " A k a d e m i K ü t ü p h a n e s i " v e y a
" S t o a K ü t ü p h a n e s i " h a k k ı n d a h i ç b i r şey d u y m u y o r u z . A r i s t o ' n u n k o l e k s i ­
y o n u s i s t e m a t i k bir k o l e k s i y o n o l m a y ı h e d e f l e m i ş olabilir - g e r ç e k t e n d e ,
b u , A r i s t o ' n u n P t o l e m y ' l e r e k ü t ü p h a n e d ü z e n l e m e s i n i öğrettiği i d d i a s ı n a
esin k a y n a ğ ı o l m u ş olabilir - ve k o l e k s i y o n , a ş a ğ ı d a da g ö r e c e ğ i m i z gibi,
G e z g i n E k o l ü n h i k â y e s i n d e ö n e m l i u n s u r l a r d a n biri h a l i n e g e l m i ş t i . Stra-
b o ' n u n A r i s t o ' y u " k i t a p t o p l a d ı ğ ı n ı d u y d u ğ u m u z ilk k i ş i " olarak belirle­
m e s i n e d e b u e t k e n l e r yol a ç m ı ş o l a b i l i r . 4
Strabo, Aristo'nun kütüphanesini T h e o p h r a s t u s ' a verdiğini söylediğin­
d e , y u k a r ı d a d a g ö r d ü ğ ü m ü z gibi, ö n c e l i k l e A r i s t o ' n u n k e n d i y a z ı l a r ı n d a n
b a h s e d i y o r gibidir. A n c a k , A r i s t o ' n u n halefine v e o k u l a t o p l a d ı ğ ı d i ğ e r
ç a l ı ş m a l a r ı d a iletmiş o l m a s ı , ihtimal d a h i l i n d e d i r . A r i s t o ' n u n k ü t ü p h a n e ­
sinin, T h e o p h r a s t u s ' u n e l i n e nasıl g e ç t i ğ i n d e n e m i n o l a m a y ı z . S a d e c e
S t r a b o , belki d e bir vasiyeti k a s t e d e r e k , A r i s t o ' n u n k ü t ü p h a n e s i n i T h e o p -
h r a s t u s ' a m i r a s o l a r a k bıraktığını belirtmekteydi. Ancak,
A r i s t o ' n u n D i o g e n e s L a e r t i u s ' d a (5.11-16) s a k l a n a n vasiyeti, k ü t ü p h a n e ­
d e n b a h s e t m e m e k t e d i r . J o h n P . L y n c h , A r i s t o ' n u n v a s i y e t i n i y e r i n e geti­
ren kişilerin, k ü t ü p h a n e y i T h e o p h r a s t u s ' a tahsis ettiklerini ileri s ü r m e k t e ­
d i r . 5 B e l k i d e , d a h a iyi bir i h t i m a l l e , T h e o p h r a s t u s k ü t ü p h a n e y i A r i s -
t o ' d a n , o k u l u n m ü d ü r l ü ğ ü n ü aldığı ş e k i l d e a l m ı ş t ı r : m u h t e m e l e n , A r i s ­
t o ' n u n M Ö 3 2 3 y ı l ı n d a A t i n a ' y ı z o r u n l u o l a r a k terk e t m e s i n d e n s o n r a ki­
taplara ve okula el koymuştur.6
A r i s t o ' n u n " o k u l u " n u n statüsü ve g e l e c e ğ i - y a n i , ö ğ r e n c i l e r i ve y a n ­
daşları - A r i s t o A t i n a ' d a n a y r ı l d ı ğ ı n d a b e l i r s i z l e ş m i ş t i . O k u l ç o ğ u n l u k l a
d i ğ e r g ö ç m e n l e r d e n ( o r a d a yerleşik y a b a n c ı l a r ) o l u ş u y o r d u , k e n d i n e ait
bir b i n a s ı y o k t u v e bir v a r s a y ı m a g ö r e bir b a ş k a g ö ç m e n e , T h e o p h r a s -
t u s ' u n ellerine k a l m ı ş t ı . A y n ı ş e k i l d e , A r i s t o t a r a f ı n d a n g e r i d e b ı r a k ı l a n
b ü t ü n m a l l a r ı n , k ü t ü p h a n e s i d â h i l , kaderi de belirsiz o l a c a k t ı . Atinalı filo­
zof v e d e v l e t a d a m ı P h a l e r u m ' l u * D e m e t r i u s ' u n m ü d a h a l e s i ile, T h e o p ­
hrastus s o n u n d a , L i s e ' n i n y a k ı n ı n d a bir b i n a y ı a l m a y ı ( D i o g e n e s L a e r t i u s ,
5.39) ve " A r i s t o ' n u n okulu'Yıa bir m i k t a r fiziksel ve yasal d ü z e n l e m e ver­
m e y i b a ş a r m ı ş t ı . L y n c h , o k u l u n m ü l k ü n ü n - arazi, b i n a , kitaplar, m e f r u ş a t
ve b e n z e r i - o k u l u n m ü d ü r ü n ü n , a k a d e m i b a ş k a n ı n ı n o l d u ğ u n u g ö s t e r m i ş ­
ti; yasal o l a r a k a k a d e m i b a ş k a n ı o k u l u n k e n d i s i d e m e k t i . 7
O z a m a n T h e o p h r a s t u s k ü t ü p h a n e y i dilediği kişiye bırakabilirdi ve o
da, ö ğ r e n c i l e r i n d e n biri o l a n S c e p s i s ' l i N e l e u s ' a b ı r a k m ı ş t ı . S t r a b o , Aris­
to'nun T h e o p h r a s t u s ' a bıraktığı m i r a s d u r u m u n d a o l d u ğ u gibi, N e l e u s ' a
verilen k ü t ü p h a n e n i n A r i s t o v e T h e o p h r a s t u s ' u n kendi yazılarını d a içer­
diğini i m a e d i y o r d u . T h e o p h r a s t u s ' u n , D i o g e n e s L a e r t i u s ' d a (5.52) sakla-
nan kayıtlarında, N e l e u s ' a verilen h e d i y e n i n ? 'bütün
k i t a p l a r " o l d u ğ u b e l i r t i l m e k t e d i r , bu n e d e n l e N e l e u s ' u n , o k u l u n bütün k o ­
l e k s i y o n u n u a l m ı ş o l m a s ı m u h t e m e l d i r . T h e o p h r a s t u s ' u n kitaplarını N e l e ­
u s ' a , a k a d e m i b a ş k a n l ı ğ ı k o n u s u n d a k i t e r c i h i n i g ö s t e r m e k a m a c ı y l a bırak-
8
t ı ğ ı ileri s ü r ü l m e k t e d i r . A n c a k , T h e o p h r a s t u s ' u n vasiyeti, b u n u n d ı ş ı n d a
Neleus'u o k u l u n d i ğ e r ü y e l e r i n d e n a y ı r m a m a k t a d ı r : "Neleus'a bir köle ve-
rilmişti ve bu kişi okul mallarının kullanımını paylaşacak on kişiden biri
ve vasiyeti uygulayacak yedi kişiden biri olarak anılmaktadır" (Diogenes
L a e r t i u s 5.53, 5 5 , 5 6 ) . G o t t s c h a l k , T h e o p h r a s t u s ' u n , N e l e u s ' u n , e d e b i va-
siyetini y e r i n e g e t i r e n kişi o l m a s ı n ı istediğini ileri s ü r m e k t e ve d a h a s o n -
r a g e l e n iki a r d ı ş ı k a k a d e m i b a ş k a n ı n ı n , S t r a t o v e L y c o ' n u n , kendi yazdık-
l a r ı k i t a p l a r d a n b a h s e t t i k l e r i v a s i y e t l e r i n e v e özellikle L y c o ' n u n , yayın-
l a n m a y a n k i t a p l a r ı n ı n , y a y ı n l a n m a k ü z e r e o k u l u n bir ü y e s i n e v e r i l m e s i n e
9
ilişkin t a l i m a t l a r ı n a işaret e t m e k t e d i r . Gottschalk, T h e o p h r a s t u s ' u n da,
b e n z e r ş e k i l d e , N e l e u s ' u n , e d e b i v a s i y e t i n i y e r i n e g e t i r e n kişi o l m a s ı n ı is­
tediğine; Aristo ve T h e o p h r a s t u s ' u n belgelerinin, T h e o p h r a s t u s ' u n ölü­
m ü n d e tek b i r ö b e k o l u ş t u r d u ğ u n a - v e T h e o p h r a s t u s ' u n " b ü t ü n kitapla­
r ı n ı b u ş e k i l d e b a ğ ı ş l a d ı ğ ı n a i n a n m a k t a d ı r . 1 0 Ü ç ü n c ü bir olasılık ise, T h e ­
o p h r a s t u s ' u n o k u l u n k ü t ü p h a n e s i n i n b a k ı m ı n d a n , bir k i ş i n i n s o r u m l u ol­
m a s ı n ı istediğidir; N e l e u s ' u o k u l m a l l a r ı n ı n k u l l a n ı m ı n ı p a y l a ş a c a k o n ki­
ş i d e n biri o l a r a k t a y i n e t m e s i , N e l e u s ' u n o k u l d a k a l m a y ı s ü r d ü r e c e ğ i n i v e
kitapların okulun diğer üyelerinin kullanımında kalmaya d e v a m edeceği­
ni ü m i t ettiğini g ö s t e r m e k t e d i r .
A n c a k ö y l e o l m a y a c a k t ı . M u h t e m e l e n S t r a t o ' n u n a k a d e m i b a ş k a n ı se­
ç i l m e s i ü z e r i n e y a ş a d ı ğ ı kırgınlık n e d e n i y l e , m e m l e k e t i T r o a d ' d a k i * S c e p -
s i s ' e g i t m i ş ve - bir statü s e m b o l ü y m ü ş c e s i n e - kitapları da y a n ı n a a l m ı ş ­
t ı . 1 1 S c e p s i s ' d e , S t r a b o ' n u n s ö y l e d i ğ i n e g ö r e , N e l e u s k i t a p l a r ı n ı varisleri­
n e b ı r a k m ı ş , o n l a r d a kitapları s a k l a m ı ş l a r d ı . H a t t a Attalid k r a l ı n ı n k i t a p
tutkunlarını kızdırmak amacıyla yeraltına saklamışlar, a m a sonunda onla­
r ı bir b a ş k a a ç g ö z l ü k o l e k s i y o n c u y a , A p e l l i c o n ' a s a t m ı ş l a r d ı . 2 0 0 yılı ci­
v a r ı n d a y a z a n A t h e n a e u s , farklı bir h i k â y e a n l a t m a k t a d ı r . O n a g ö r e , N e l e ­
u s kitapları İ s k e n d e r i y e ' d e I I P t o l e m y P h i l a d e l p h u s ' a s a t m ı ş t ı r . 1 2
N e l e u s ' u n , k i t a p l a r ı alarak a y r ı l m a s ı , S t r a b o ' y a g ö r e , G e z g i n O k u l açı­
s ı n d a n yıkıcı s o n u ç l a r a n e d e n o l m u ş t u . T h e o p h r a s t u s s o n r a s ı G e z g i n l e r ,
Aristo ve T h e o p h r a s t u s ' u n sadece birkaç çalışmasına erişebiliyordu, bun­
ların ç o ğ u d a " d ı ş r a k " , yani o k u l u n d ı ş ı n d a y a y ı n l a n m a k a m a c ı y l a y a p ı l a n
d a h a g e n e l ç a l ı ş m a l a r d ı . 1 3 S o n u ç olarak, S t r a b o ' n u n d e d i ğ i n e g ö r e , pratik­
t e h i ç b i r şeyi detaylı i n c e l e m e i m k â n ı n a s a h i p d e ğ i l l e r d i v e s a d e c e g e n e l
sorunlar hakkında açıklamalarda bulunabiliyorlardı. Gerçekten de, Gezgin
O k u l u n ç ö k ü ş ü , s ı r a d a n l a ş m ı ş g i b i y d i . D i o g e n e s L a e r t i u s çeşitli felsefe
o k u l l a r ı n d a a k a d e m i b a ş k a n l a r ı n ı n s ı r a l a m a s ı n ı b e l i r l e r k e n , G e z g i n dizisi­
n i T h e o p h r a s t u s ile s o n l a n d ı r m a k t a d ı r . (1.14-15); v e Ç i ç e r o A r i s t o v e T h e ­
o p h r a s t u s ' u n halefleri k o n u s u n d a "O kadar yozlaşmışlar ki, sanki kendile-
rinden türemiş gibiydiler - başka bir deyişle, hiç de Aristo ve Theophras­
14
tus'un varisleri gibi değillerdi." demişti. Strato zaten m u h t e m e l e n oku­
la karşı a z a l a n ilginin ve enerjinin f a r k ı n d a y d ı ; v a s i y e t i n d e , halefi o l a r a k
Lyco'yu tayin etmişti, "Diğerlerinin yüzünden, bazdan çok yaşlı ve bazı­
15
ları da çok meşgul." ( D i o g e n e s L a e r t i u s 5 . 6 2 ) .
H e r n e k a d a r , G e z g i n O k u l u n ç ö k ü ş ü h a k k ı n d a k i tarihi t a h m i n l e r m o ­
d e r n b i l i m tarafından d o ğ r u l a n d ı y s a da, S t r a b o t a r a f ı n d a n ileri s ü r ü l e n ç ö ­
küş n e d e n i , y a n i , A r i s t o ile T h e o p h r a s t u s ' u n ç a l ı ş m a l a r ı n ı n k a y b o l m a s ı
önemsenmemiştir. Onların çalışmaları, dışrak denilenler de dahil, hiçbir
/aman kaybolmamış gibiydi ve Scepsis'de gömülü oldukları düşünüldük­
leri süre zarfında, h e r z a m a n o k u n m a y ı , tartışılmayı ve a k t a r ı l m a y ı sürdür­
m ü ş l e r d i . 1 6 B u r a d a H . B . G o t t s c h a l k ' ı n y o r u m u n u a k t a r m a k u y g u n ola­
caktır:

Strabo'nun iddiası, Aristo'nun okulunun çöküşü ve tekrar dirilişi hak­


kındaki açıklamaları desteklemek amacıyla türetilen bir kurguya benze­
mektedir. Şimdi bu açıklama, ciddi felsefenin yazılı metinlerle başlaması
gerektiği varsayımına dayanmaktadır. Daha sonraki yüzyıllarda Aristo ta­
raftarları arasında egemen olan bir davranış üstüne akıl yürütürken, bu­
nun önceki felsefi geleneklerle bir paralellik oluşturmadığını söylemek bir
filozoftan çok bir gramer ustasının ağzına daha uygun düşerdi.^1

N e l e u s ' a intikal eden A r i s t o ve T h e o p h r a s t u s el y a z m a l a r ı n ı n , bu kişi-


l e r i n ç a l ı ş m a l a r ı n ı n m e v c u t tek k o p y a s ı o l d u ğ u n a i n a n m a k m ü m k ü n değil-
d i . M u h t e m e l e n o k u l u n d i ğ e r ü y e l e r i n d e bazı ç a l ı ş m a l a r ı n k o p y a l a r ı var­
d ı . Ö z e l l i k l e Atina'daki okuldan ayrılanlar ve bu nedenle, okulun koleksi­
y o n u n a e r i ş m e h a k k ı n a artık s a h i p o l m a y a n l a r , birer k o p y a a l m a k isterler­
d i Ö r n e ğ i n , R o d o s ' l u E u d e m u s , o k u l d a n ayrılırken A r i s t o ' n u n bazı çalış­
malarının k o p y a l a r ı n ı a l m ı ş g ö r ü n m e k t e d i r . Z i r a , Fizik'de b i r m e t i n h a k -
k ı n d a soru s o r m a k a m a c ı y l a T h e o p h r a s t u s ' a y a z m ı ş t ı r . 1 8
Gezgin O k u l u n u n k e n d i s i d e , T h e o p h r a s t u s ' u n N e l e u s ' a b ı r a k t ı ğ ı
miras sonucunda, kütüphanesiz kalmış görünmemektedir. Strato, ha­
lefi l . y c o ' y a , k e n d i çalışmaları h a r i c i n d e k i ( D i o g e n e s Laertius 5.52)
" b ü t ü n k i t a p l a r " ı m i r a s bıraktığında, A r i s t o v e T h e o p -
h r a s t u s ' u n ç a l ı ş m a l a r ı d a d â h i l o l m a k ü z e r e t a h m i n e n o k u l u n b ü t ü n kolek­
s i y o n u n u b ı r a k m a k t a d ı r . L y c o v a s i y e t i n d e s a d e c e k e n d i y a z d ı ğ ı kitapları
b ı r a k t ı ğ ı n d a ( D i o g e n e s L a e r t i u s 5.73), belki d e a ş i k â r o l a n ı b e l i r t m e ihti­
yacı h i s s e t m e m i ş t i : y a n i , o k u l u n k o l e k s i y o n u n u n t a m a m ı n ı n o k u l d a kala­
c a ğ ı n ı . . . L y c o ' n u n halefi C e o s ' l u A r i s t o n ' u n a k a d e m i b a ş k a n l ı ğ ı sırasın­
d a k ü t ü p h a n e , D i o g e n e s L a e r t i u s ' u n ( 5 . 2 2 - 2 7 ) listesinde b u l u n a n bü­
tün Aristo çalışmalarını içeriyordu. Zira bu listeyi, en a z ı n d a n eğer
M o r a u x ' n u n teorisi d o ğ r u y s a , G e z g i n a k a d e m i b a ş k a n l a r ı ile ilgili k e n d i
biyografilerinin bir p a r ç a s ı o l a r a k , o k u l u n k i t a p m e v c u d u n a i s t i n a d e n ,
A r i s t ó n h a z ı r l a m ı ş t ı . ı y B u d u r u m d a , y a okul A r i s t o ' n u n ç a l ı ş m a l a r ı n ı n ye­
ni kopyalarını almayı başarmıştı, ya da kendi kopyalarını hiçbir z a m a n
k a y b e t m e m i ş t i . D i o g e n e s L a e r t i u s , o k u l u n k ü t ü p h a n e s i n i kaybettiğini ve­
y a A r i s t o v e T h e o p h r a s t u s ' u n ç a l ı ş m a l a r ı n ı n bir d ö n e m d e e r i ş i l m e z o l d u ­
ğ u n u ileri s ü r e c e k h i ç b i r şey s ö y l e m e m e k t e d i r . 2 0 V e y a , G e z g i n O k u l u n
ç ö k ü ş ü ile ilgilenen Ç i ç e r o , k ü t ü p h a n e n i n kaybını g e r e k ç e o l a r a k göster­
m e m e k t e d i r ve hatta, k a y b o l d u ğ u n u bildiği bile belli değildir. O k u l u n ilgi
a l a n ı n ı n e t i k d e n u z a k l a ş m a s ı , d a h a a z kişisel itibara s a h i p a k a d e m i b a ş ­
k a n l a r ı v e E n B ü y ü k N i m e t d o k t r i n i n d e k i d e ğ i ş i m gibi b a ş k a g e r e k ç e l e r ­
d e n b a h s e t m e k t e d i r (de finibus 5 . 5 . 1 3 - 1 4 ) .
S t r a b o v e A t h e n a e u s , N e l e u s ' u n k o l e k s i y o n u n u n akıbeti h a k k ı n d a fark­
lı y o r u m l a r s u n m a k t a d ı r . İkisi de d o ğ r u olabilir: N e l e u s bir k ı s m ı n ı P t o -
l e m y ' l e r e s a t a r k e n , k a l a n ı n ı s a k l a m ı ş olabilir, b u n l a r d a ailesinin m a l ı h a ­
line g e l m i ş v e s o n u ç o l a r a k A p e l l i c o n ' a satılmış olabilir. Y i n e d e bir şe­
kilde, A r i s t o v e T h e o p h r a s t u s ' u n ç a l ı ş m a l a r ı g e r ç e k t e n d e İ s k e n d e r i y e ' d e
v a r o l m u ş gibi g ö r ü n m e k t e d i r .
A s l ı n d a , A t i n a ' d a k i G e z g i n O k u l u ile İ s k e n d e r i y e ' d e k i Plotemy'ler
a r a s ı n d a y a k ı n b a ğ l a n t ı l a r o l d u ğ u izlenimi b u l u n m a k t a d ı r . G ö r d ü ğ ü m ü z
gibi, Strabo, A r i s t o ' n u n P l o t e m y ' l e r e k ü t ü p h a n e d ü z e n l e m e s i n i öğ­
rettiğini iddia etmektedir. Bu iddia kronolojik nedenlerle şüphe taşı­
m a k t a d ı r : A r i s t o A t i n a ' d a n M . Ö . 3 2 3 y ı l ı n d a a y r ı l m ı ş v e M . Ö . 3 2 2 yılın­
da Chalcis'de ölmüştür. M.Ö. 3 2 3 ' d e Mısır'ın küçük prensi olan I
P t o l e m y S o t e r ' i n , bir sonraki yılda y a ş a n a n s o r u n l a r s ı r a s ı n d a , k e n d i s i n i
bir kütüphane kurmaya adamış olması pek m ü m k ü n görülmemektedir.
A y r ı c a A r i s t o ' n u n A t i n a ' d a n a y r ı l d ı k t a n s o n r a M ı s ı r ' a gittiğine ilişkin h e r
hangi b i r kayıt d a b u l u n m a m a k t a d ı r . Y i n e d e , İ s k e n d e r i y e k ü t ü p h a n e s i n i n
d ü z e n l e m e s i n i A r i s t o , k e n d i s i ü s t l e n m e d i y s e d e , G e z g i n O k u l u n u n bir ö ğ ­
lencisi y a p m ı ş olabilir. T h e o p h r a s t u s ' u n k o n f e r a n s l a r ı n ı d i n l e m i ş o l a n
( D i o g e n e s L a e r t i u s 5.75) v e T h e o p h r a s t u s a d ı n a A t i n a ' d a m ü l k a l m a hak­
kını k a z a n m ı ş o l a n ( D i o g e n e s L a e r t i u s 5.39) P h a l e r u m ' l u D e m e t r i u s , M a ­
kedonyalı G e n e r a l C a s s a n d e r ' i n g i r i ş i m l e r i s o n u c u n d a ş e h r i n valisi ol­
muş; bir b a ş k a M a k e d o n y a l ı G e n e r a l , D e m e t r i u s P o l i o r c e t e s şehri aldığın­
da, P h a l e r u m ' l u D e m e t r i u s k a ç m ı ş v e s o n u ç t a P t o l e m y S o t e r ' i n İ s k e n d e ­
r i y e ' d e k i s a r a y ı n a g e l m i ş t i ( D i o g e n e s L a e r t i u s 5.78). İ s k e n d e r i y e ' d e T e v -
rat'ı İ b r a n i c e ' d e n Y u n a n c a ' y a t e r c ü m e e d e n 2 1 S e p t u a g i n t ' i n bir çok hika­
yesinde D e m e t r i u s , k ü t ü p h a n e d e n s o r u m l u kişi o l a r a k n i t e l e n d i r i l m e k t e ­
dir.22 Septuagint'in hikayesi inanılmaz görünse de, İskenderiye Kütüpha­
nesi ile g e r ç e k t e n de bağlantısı y o k s a , D e m e r t r i u s ' u n nasıl o l u p da hika­
yenin bir p a r ç a s ı o l d u ğ u n u a n l a m a k m ü m k ü n değildir.
Ptolemy Soter de Theophrastus'a önerilerde bulunmuştu (Diogenes
Laertius 5.37) ve T h e o p h r a s t u s ' u n halefi Strato, II. P t o l e m y P h i l a d e l p h i u s ' a
ö z e l ders v e r m i ş v e o n d a n s e k s e n h ü n e r ö ğ r e n m i ş t i ( D i o g e n e s L a e r t i u s
5.58). B ö y l e c e , G e z g i n O k u l l a İ s k e n d e r i y e sarayı a r a s ı n d a bir b a ğ l a n t ı
o l u ş t u r u l m u ş t u . S t r a t o ' n u n , P h i l a d e l p h i u s ' a o k u l u n k ü t ü p h a n e s i n d e k i ça­
lışmaların k o p y a l a r ı n ı satarak, bu b a ğ l a n t ı y ı g ü ç l e n d i r m e y e çalıştığı ileri
sürülmektedir. A t h e n a e u s , P h i l a d e l p h i u s ' u n N e l e u s ' t a n satın alınan kitap­
ları, " A t i n a ' d a n v e R o d o s ' t a n g e l e n l e r l e b i r l i k t e " İ s k e n d e r i y e ' y e n a k l e t t i ­
ğini s ö y l e y e r e k , b ö y l e bir satışı y a n s ı t ı y o r olabilir. " A t i n a ' d a n g e l e n kitap­
lar". G e z g i n O k u l u n d a n a l ı n a n kitapları s i m g e l e y e b i l i r v e " R o d o s ' t a n ge­
len k i t a p l a r " d a E u d e m u s tarafından R o d o s ' a g ö t ü r ü l e n kitapların satın
a l ı n m a s ı n a işaret e d e b i l i r . 2 3 D a h a s o n r a y a ş a m ı ş o l a n Aristo y o r u m c u l a r ı
da P h i l a d e l p h i u s ' u n A r i s t o ' n u n eserlerini topladığını b e l i r t m e k t e d i r . 2 4
Ş i m d i d e , S t r a b o ' n u n ifadesiyle, A r i s t o ile T h e o p h r a s t u s ' u n ç a l ı ş m a l a -
r ı n ı o k u l a v e d ü n y a y a i a d e e t m e k t e n s o r u m l u o l a n T e o s ' l u A p e l l i c o n ' a ge­
liyoruz. S t r a b o , A p e l l i c o n ' u n kitapları, S c e p s i s ' l i N e l e u s ' u n v a r i s l e r i n d e n
s a t ı n aldığını d ü ş ü n m e k t e d i r . B u n l a r , kitapları k o r u m a k için y e t e r i n c e ö n -
l e m a l m a y a n , a m a , a n l a ş ı l a n , B e r g a m a ' d a Attalid k ü t ü p h a n e s i n i n k u r u c u -
l a r ı n ı n , k o l e k s i y o n l a ilgili g ü ç l ü c a z i b e s i n i a n l a y a n " a y l a k l a r " d ı (veya
P l u t a r c h ' ı n h i k a y e s i n d e k i "ilgisiz v e bilgisiz a d a m l a r " ) v e b u n e d e n l e bir
s o n r a k i n e s i l o n u k i t a p aşığı A p e l l i c o n ' a s a t ı n c a y a k a d a r o n u s a k l a m ı ş l a r ­
dı. A p e l l i c o n ' l a a y n ı d ö n e m d e y a ş a m ı ş v e o n u n m e s l e ğ i y l e ilgili e n fazla
d e t a y ı s a ğ l a y a n filozof v e t a r i h ç i P o s i d o n i u s , A p e l l i c o n ' u n , " A r i s t o ' n u n
k ü t ü p h a n e s i " o l d u ğ u b i l d i r i l e n bir k o l e k s i y o n u satın a l d ı ğ ı n ı d o ğ r u l a m a k ­
tadır. P o s i d o n i u s , S c e p s i s y a d a k ü t ü p h a n e n i n " y o k o l u ş u " h a k k ı n d a h i ç ­
b i r şey söylememektedir. Ama şu ilginç detaylardan bahsetmektedir:
A p e l l i c o n ç o k z e n g i n d i v e b a ş k a b i r ç o k kitabı satın a l m a i m k â n ı n a s a h i p ­
ti. A t i n a k a r a r n a m e l e r i n i n orijinallerine s a h i p o l m a y a çalışmıştı v e eski,
n a d i d e e ş y a l a r ı e l d e e t m e girişimleri d i ğ e r ş e h i r l e r e d e u z a n m ı ş t ı . 2 5
P o s i d o n i u s , A p e l l i c o n ' u n h e m A r i s t o ' n u n k ü t ü p h a n e s i n i almasını, h e m d e
Atina direnişinin S u l l a ' y a y ö n e l m e s i n e önderlik eden zorba A t h e n i o n ' u des­
teklemesini, A p e l l i c o n ' u n gezgin felsefe mesleği ile bağdaştırmaktadır. A n ­
laşılan, A p e l l i c o n ' u n Atina'lı m a n e v i bir büyükbabası ve
a d ı n d a erkek kardeşi vardı. O z a m a n , m a n e v i ailesinin G e z g i n O k u l u y l a bağ­
l a n t ı s ı o l a b i l i r d i v e A p e l l i c o n o n l a r ı o k u l v a s ı t a s ı ile t a n ı y o r o l a b i l i r d i .
Apellicon sadece " A r i s t o ' n u n k ü t ü p h a n e s i " n i satın a l m a k l a k a l m a m ı ş , Aris­
to hakkında, A r i s t o ' n u n zorba H e r m i a s ' l a olan dostluğu ile ilgili en az bir ki­
t a p y a z m ı ş t ı 2 7 ve Atina k a r a r n a m e l e r i n e d u y d u ğ u ilgi, G e z g i n l e r i n Y u n a n
" a n a y a s a l a r ı " ve diğer şehirlere olan ilgisini ç a ğ r ı ş t ı r m a k t a d ı r . 2 8
A p e l l i c o n ' u n G e z g i n O k u l u n d a k i araştırmaları, o n u S c e p s i s ' t e k i N e l e u s
k ü t ü p h a n e s i n e y ö n l e n d i r m i ş olabilir. S t r a b o , G e z g i n O k u l u n u n y e n i d e n
c a n l a n m a s ı n ı , A p e l l i c o n ' u n N e l e u s ' u n v a r i s l e r i n d e n satın a l m a s ı y l a b a ğ ­
d a ş t ı r m a k t a d ı r v e A p e l l i c o n ' u n a s l ı n d a k i t a p l a r ı o k u l a iade ettiği ileri sü­
29
rülmüştür. A n c a k d i ğ e r tarafta, S c e p s i s b ö l ü m ü n ü n t a m a m ı n ı n y a l a n ol­
d u ğ u , k o l e k s i y o n u n u n değerini ş i ş i r m e k v e y a kitapları b a ş k a bir y e r d e n -
belki d e G e z g i n O k u l u n u n k e n d i s i n d e n - çaldığını ö r t b a s e t m e k a m a c ı y l a
A p e l l i c o n t a r a f ı n d a n u y d u r u l d u ğ u d a ileri s ü r ü l m ü ş t ü r . 3 0 A t i n a ' d a m e y ­
d a n d a b u l u n a n K a y ı t B ü r o s u , M e t r o o n ' d a k i k a r a r l a n ele g e ç i r m e k için,
g ö r ü n ü ş t e h ı r s ı z l ı ğ a b a ş v u r a n v e s o n r a d a firar e d e r e k k o v u ş t u r m a d a n
k a ç a n bir a d a m ı n dürüstlüğü h a k k ı n d a kuşku duyulabilir. A m a d i k k a t
e d i l m e l i d i r ki, P o s i d o n i u s , A p e l l i c o n ' a a ç ı k ç a d ü ş m a n l ı k b e s l i y o r d u v e
A p e l l i c o n ' a karşı yaptığı s u ç l a m a l a r h a k k ı n d a k a r a r v e r m e y e y e t e c e k da­
yanağımız bulunmamaktadır.
Strabo, Apellicon'un, Scepsis'te yeraltında saklandığı zaman koleksi-
yonda, nem ve güve nedeniyle oluşan hasarı, çalışmaların yeni kopyaları­
n ı y a p a r a k v e g ö r ü n ü ş t e e k s i k o l a n b ö l ü m l e r i t a m a m l a y a r a k g i d e r m e y e ça­
lıştığını b e l i r t m e k t e d i r . S t r a b o , A p e l l i c o n ' a " f i l o z o f t a n ç o k , k i t a p h a s t a s ı "
diyerek, b u y ö n t e m i v e A r i s t o felsefesi v e filozoflar için y e n i s o r u n l a r ya­
ratan, " h a t a l a r l a d o l u k i t a p l a r " o l a n ü r ü n l e r i n i e l e ş t i r m e k t e d i r . A n c a k Stra-
b o ' n u n eleştirisi, k i t a p h a s t a s ı n ı n d o ğ a s ı n ı n y a n l ı ş y o r u m l a m a s ı n a d a y a n ­
m a k t a d ı r . E l b e t t e , A p p e l l i c o n gibi, A t i n a ' d a v e d i ğ e r ş e h i r l e r d e eski v e e n ­
der b u l u n a n şeyleri a r a y a n b i r k i t a p h a s t a s ı , ( h a s a r d u r u m l a r ı n e o l u r s a ol­
sun, A r i s t o v e T h e o p h r a s t u s ' u n i m z a l a r ı o l d u ğ u i d d i a e d i l e n ) S c e p s i s ki­
taplarını, yeni ü r e t i l e n k o p y a l a r a t e r c i h e d e c e k t i . G e r ç e k t e n d e , S t r a b o ta­
rafından t a n ı m l a n a n s ü r e ç , s a m i m i hedef, n e k a d a r k ö t ü s o n u ç l a n ı r s a so­
n u ç l a n s ı n ; a m a c ı A r i s t o k ü l l i y a t ı n ı n o k u l a y e n i d e n k a z a n d ı r ı l m a s ı olan bir
filozofun ü r ü n ü gibi g ö r ü n m e k t e d i r . A n c a k A p e l l i c o n ' u n b a s k ı l a r ı iz bı­
r a k m a m ı ş gibidir. B a s k ı l a r d a n , ö r n e ğ i n A r i s t o ile ilgili d a h a s o n r a k i y o ­
r u m c u l a r tarafından, h i ç b a h s e d i l m e m e k t e d i r . A p e l l i c o n ' u n b a s k ı l a r ı n d a n
söz e d e n s a d e c e S t r a b o o l d u ğ u n d a n , D ü r i n g b u d e t a y ı n S t r a b o ' n u n , A p e l ­
l i c o n ' a k a r ş ı d u y u l a n d ü ş m a n l ı k g e l e n e ğ i n i n süsü o l d u ğ u n u ileri s ü r m e k ­
ledir. 3 1 D i ğ e r y a n d a , g ö r d ü ğ ü m ü z gibi, A p e l l i c o n , A r i s t o ' n u n h a y a t ı hak­
kında a r a ş t ı r m a y a p m ı ş t ı r v e b a z ı ç a l ı ş m a l a r ı n b a s k ı s ı n ı n i y e ü s t l e n m e m e ­
si gerektiğine dair sebep bulamıyoruz. Ancak, o n u n baskılarının kaybol­
ması, k e n d i s i n i n v e b a s k ı l a r ı n ı n k ö t ü itibarı v e yerini, d a h a s o n r a R o d o s ' l u
A n d r o n i c u s t a r a f ı n d a n y a p ı l a n b a s k ı n ı n a l m a s ı ile açıklanabilir.
Lucius Cornelius Sulla, M . Ö . 84 yılında A s y a ' d a n İtalya'ya giderken,
Almalıların f e t h e d i l e n ş e h r i n d e n g e ç m i ş t i . Sula, P o n t u s ' l u Kral M i t h r a d a t
ve i s y a n k â r Y u n a n ş e h i r l e r i n e karşı aldığı zaferler s o n r a s ı n d a , Y u n a n d e s ­
teğini k a z a n m a k v e Y u n a n d e ğ e r l e r i k o n u s u n d a k i takdirini g ö s t e r m e k
a m a c ı y l a , b a z ı h e s a p l ı g i r i ş i m l e r d e b u l u n d u . Ö z e l l i k l e A t i n a şehri, Sul-
la'nın e l l e r i n d e , t a h m i n e d e b i l e c e ğ i n d e n ç o k d a h a iyi d u r u m a geldi. Sulla,
tarihi şehri ö v e r e k ve ç o ğ u n l u ğ u n hatırı için az sayıdaki insanı ve ö l ü l e r i n
h a t ı r ı n a y a ş a y a n l a r ı affettiğini belirterek, R o m a l ı l a r ı n A t i n a ' y ı talan e t m e ­
leri s ı r a s ı n d a ö l d ü r m e o l a y l a r ı n ı n d u r d u r u l m a s ı n ı e m r e t m i ş t i . ( P l u t a r c h ,
Sulla 14.5) T o p r a k l a r ı n ı n yarısını k a y b e d e n T e b ' i n * a k s i n e , A t i n a fatihin-

Teb: M ı s ı r ' d a antik kent, ş i m d i k i L u x o r [ç.n.]


d e n L i n i n i , İ m r o z ( ş i m d i k i G ö k ç e a d a ) , S c y r o s v e D e l o s a d a l a r ı n ı geri al­
32
mıştı. S u l l a 8 4 y ı l ı n d a A t i n a ' d a n g e ç e r k e n , E l e u s i s M y s t e r i a ' l a r ı n a * ka­
bul e d i l m i ş ( P l u t a r c h , Sulla 2 6 . 1 ) v e z a m a n ı n ı n b ü y ü k bir b ö l ü m ü n ü g e n ç
Romalı Yunan-hayranı Titus Pomponius Atticus'un yanında, görünürde
Y u n a n e d e b i y a t ı h a k k ı n d a tartışarak g e ç i r m i ş t i ( N e p o s , Atticus 4 ) S u l l a ' y ı
kültür v e yenilik a d a m ı v e d e A t i n a ' y ı R o m a h a k i m i y e t i ile b a r ı ş t ı r m a ta­
raflısı biri o l a r a k g ö s t e r m e y e y ö n e l i k bu h a r e k e t l e r , en a z ı n d a n bazı Ati­
nalılar a r a s ı n d a , belli ki b i r a z başarılı o l m u ş t u . S u l l a A t i n a ' d a n ayrıldığın­
da, i n s a n l a r d a n h e d i y e l e r a l m ı ş v e b u insanları A t t i c u s ' a y ö n l e n d i r m i ş t i
( N e p o s , Atticus 4 ) v e A t i n a l ı l a r d a o n u n şerefine o y u n l a r d ü z e n l e m i ş t i . 3 3
Sulla, A r i s t o ' n u n k ü t ü p h a n e s i n i ele g e ç i r m e s i s a y e s i n d e , Y u n a n e d e b i ­
yatına ve ilmine duyduğu hayranlığı gösterebilecek ve Yunan kültürünün
h â k i m i y e t i n i v e R o m a k ü l t ü r ü n ü n m i n n e t t a r l ı ğ ı n ı kabul e d e b i l e c e k t i . H a t ­
ta, d a h a ö n c e Y u n a n i s t a n ' ı f e t h e d e n v e M a k e d o n Kralı P e r s e u s ' u n y a ğ m a ­
s ı s ı r a s ı n d a k e n d i s i n e h i ç b i r şey a l m a y a n a m a o ğ u l l a r ı n ı n kralın kitapları­
nı a l m a s ı n a izin v e r e n R o m a l ı bir fatihi, L u c i u s A e m i l i u s P a u l l u s ' u , bi­
linçli o l a r a k taklit e t m i ş d a h i olabilir ( P l u t a r c h , Aemilius Paullus 28.6)
K ü t ü p h a n e y e el k o n u l m a s ı ile ilgili olarak, belki de S u l l a ' y a b a ş k a bir
g e r e k ç e atfedebiliriz: Bunu, Atina'daki felsefe o k u l l a r ı n a u y a r ı o l a r a k
y a p m ı ş olabilir. A t i n a ' n ı n R o m a ' y a karşı a y a k l a n m a s ı ve Mithradat'a
bağlılık g ö s t e r m e s i , a ç ı k ç a G e z g i n l i k y a p a n A t h e n i o n ' u n l i d e r l i ğ i n d e b a ş ­
l a m ı ş t ı . A t h e n i o n ' u n A t i n a l ı l a r a bir k o n u ş m a d a s ö y l e d i ğ i "Felsefe okulla­
rının sessiz kalmalarına izin vermeyelim" s ö z ü o k u l l a r ı n R o m a b a s k ı s ı al­
t ı n d a k a p a t ı l d ı ğ ı n ı v e A t h e n i o n ' u n a ç ı k ç a filozofların d e s t e ğ i n i istediğini
g ö s t e r m e k t e d i r . 3 4 A p e l l i c o n , kendisi d e g e z g i n o l a r a k , m e s l e k t a ş ı o l a n fi­
lozofların d a v a l a r ı n a k a t ı l m ı ş , d a r p h a n e h â k i m i o l a r a k g ö r e v y a p m ı ş v e
Atinalıların R o m a l ı l a r a karşı D e l o s seferine liderlik y a p m ı ş t ı r . 3 5 B u defa
A t h e n i o n ' u n z o r b a l ı k t a k i yerini bir b a ş k a filozof a l m ı ş gibi g ö r ü n m e k t e ­
dir. Ariston adında bir Epikürcü... (Appian, Mithradat Savaşları 28)36
R o m a l ı l a r ı n A t i n a ' y ı k u ş a t m a s ı s ı r a s ı n d a kereste sıkıntısı y a ş a n d ı ğ ı n d a ,
S u l l a A k a d e m i n i n v e Lisenin o r m a n l ı k alanlarını y a ğ m a l a m ı ş t ı . H e r n e
k a d a r okul tarafından s a h i p o l u n a n y a d a k u l l a n ı l a n b i n a l a r d a h e r h a n g i b i r
hasar o l d u ğ u n u d u y m a d ı y s a k da, kutsal k o r u l a r ı n tahribi, filozoflara sava­
şın t e h l i k e l e r i n i h a t ı r l a t m ı ş o l m a l ı . R o m a ' y a karşı d i r e n i ş t e aktif bir rol
o y n a y a n bir filozofun k ü t ü p h a n e s i n e el k o y a r a k Sulla, Atinalı filozofların,
politik faaliyetlere d a h a fazla k a t ı l m a s ı n ı ö n l e m e y i u m m u ş olabilir.
S u l l a İ t a l y a ' y a d ö n d ü ğ ü n d e , k ü t ü p h a n e y i N a p o l i k ö r f e z i n d e k i villasın­
d a k u r m u ş gibi g ö r ü n m e k t e d i r . B u n u , S ü h a ' n ı n K ü t ü p h a n e s i ile ilgili La-
tin bir y a z a r ı n tek referansını s u n a n Ç i ç e r o ' d a n ö ğ r e n i y o r u z . Ç i ç e r o , N i ­
san 5 5 ' d e C u m a e ' d e n A t t i c u s ' a y a z d ı ğ ı m e k t u p t a , "ego hic pascor bibli-
Oîheca Fausti," (Burada Faustus'un kütüphanesinde bayram yapıyorum)
d e m e k t e d i r . (Epistulae ad Atticum 4.10.1) M u h t e m e l e n k ü t ü p h a n e F a u s t u s
Süha'ya, MÖ 78 yılında ölen babasından miras kalmıştı ve k ü t ü p h a n e ,
Ç i ç e r o ' n u n Cumanum'u y a k ı n l a r ı n d a bir v i l l a d a b u l u n m a k t a y d ı . D'arms,
f a u s t u s ' u n villasının, L u c i u s S u l l a t a r a f ı n d a n C a m p a n i a ' d a k i e m e k l i l i ğ i
sırasında kullanıldığını v e k ü t ü p h a n e y i o r a y a L u c i u s S ü h a ' n ı n k u r d u ğ u n u
ileri s ü r m e k t e d i r . 3 7
Y u n a n l ı g r a m e r c i A m i s u s ' l u * T y r a n n i o , M . Ö . 6 8 ' d e n s o n r a k i bir ta­
rihte k ü t ü p h a n e y e e r i ş m i ş t i . T y r a n n i o , L u c i u s L i c i n i u s L u c u l l u s ' u n
Mithradat aleyhine sürdürdüğü kampanya kapsamında, Pontus'ta
Amisus'un ele geçirilmesi sırasında, M.Ö. 71 yılında esir alınmıştı.
S t r a b o ' y a g ö r e , T y r a n n i o k ü t ü p h a n e y e , " k ü t ü p h a n e s o r u m l u s u n a dalka­
vukluk y a p a r a k "
B u kişi, S ü h a ' n ı n azatlı k ö l e s i L u c i u s C o r n e l i u s E p i c a d u s o l a r a k belir­
l e n m i ş t i r . 3 8 L u c u l l u s d a , T y r a n n i o için S ü h a ' n ı n k ü t ü p h a n e s i n e g i d e n
y o l u a ç m ı ş olabilir, z i r a S u l l a , L u c u l l u s ' u , k ü ç ü k o ğ l u F a u s t u s ' u n vasisi
yapmıştı ( P l u t a r c h , Lucullus 4 . 4 ) . T y r a n n i o ' n u n k ü t ü p h a n e d e y a p t ı ğ ı dü-
ş ü n ü l e n şey, k e n d i s i n e ç a l ı ş m a l a r ı n kopyalarını sağlaması olmuştur:
Strabo, Tyrannio'nun "elinde bulundurduğunu"
Pluto, "kitapların çoğunu kendine aldığını"
belirtmektedir. S o n u ç o l a r a k T y r a n n i o , R o d o s l u A n d r o n i c u s ' a k o p y a l a r
sağlamayı başarmıştı.39
55 yılında, Ç i ç e r o F a u s t u s ' u n k ü t ü p h a n e s i n d e b a y r a m y a p a r k e n , de

\iiiimis: Samsun |ç.n.|


oratore'yi*, " A r i s t o t a r z ı n d a " v e " h e m A r i s t o c u h e m d e I s o c r a t ç ı o l m a k
ü z e r e , tarihi hatiplik s i s t e m i n i n t a m a m ı n ı k a p s a y a n " d i y e t a n ı m l a d ı ğ ı ça­
40
lışmasını y a z ı y o r d u . Belki de o zaman Çiçero Aristo'nun kütüphanede­
k i eserlerine b a ş v u r u y o r d u . Ç i ç e r o F a u s t u s ' u n k ü t ü p h a n e s i n d e b a y r a m
y a p t ı ğ ı n ı s ö y l e d i k t e n s o n r a , ş ö y l e d e v a m e t m e k t e d i r , "malo... in illa tua
sedecula quam hohes suh imagine Ariatotelis sedere quam in istorum sel-
la curuir (O adamların konsül koltuğu yerine, Aristo'nun portresi altın­
da bulunan, sana ait küçük koltukta oturmayı tercih ediyorum).41 Çiçe-
r o ' n u n Faustus'un kütüphanesinden bahsetmesi ve Faustus'un mezatı hak­
k ı n d a k i , F a u s t u s ' u n b a b a s ı n ı n " g e n e l d u y u r u " s u ( S u l l a ' n ı n y a s a k l ı l a r lis­
tesi) y e r i n e , F a u s t u s ' u n " g e n e l d u y u r u " s u n u ( m e z a t t a satılacak m a l l a r ı n
listesi) tercih ettiği ş e k l i n d e k i y o r u m u ( P l u t a r c h , C i c e r o 27.3), b a z e n Ç i -
ç e r o ' n u n , F a u s t u s ' u n k ü t ü p h a n e s i n i m e z a t t a satın aldığı v e s o n r a d a k e n ­
di Cunamun'una yerleştirdiği şeklinde yorumlanmıştır. Faustus, politik
kariyeri n e d e n i y l e b ü y ü k b o r c a girmişti. Ç i ç e r o 4 9 ' d a , F a u s t u s ' u , a l a c a k ­
lıları ile i l g i l e n m e k için y a s a k l a m a l a r d a n m e d e t u m a n P o m p e y ' l i l e r d e n bi­
ri olarak adlandırmaktadır.43 Ç i ç e r o ' n u n F a u s t u s ' u n mezadı hakkındaki
y o r u m u , m e z a d a katıldığı a n l a m ı n a gelebilir; v e k i t a p l a r d a R o m a ' d a m e ­
zatta satışa s u n u l a n k a l e m l e r a r a s ı n d a y e r a l m ı ş gibi g ö r ü n m e k t e d i r . 4 4 D i ­
ğer y a n d a , Ç i ç e r o , d i ğ e r k o m ş u l a r ı n a , ö r n e ğ i n T u s c u l u m ' d a L u c u l l u s ' a d a
yaptığı gibi, s a d e c e k o m ş u s u n u n villasını ziyarete g i t t i ğ i n d e , k ü t ü p h a n e d e
b a y r a m y a p m ı ş olabilir, (de finibus 3.2.7).
F a u s t u s P o m p e y g ü ç l e r i n e k a t ı l m ı ş v e 4 6 yılındaki T h a p s u s s a v a ş ı n d a n
s o n r a ö l d ü r ü l m ü ş t ü ( C e a s a r , Bellum Africum 9 5 ; S u e t o n i u s , Jül Sezar
7 5 . 3 ) . D ' a r m s , F a u s t u s ' u n C a m p a n i a ' d a k i villasına e l k o n u l d u ğ u n u v e y a
d ü ş ü k fiyatla satışa çıktığını ileri s ü r m e k t e d i r . 4 5 D o l a y ı s ı y l a biz de k ü t ü p ­
h a n e n i n , d a h a ö n c e o l m a d ı y s a bile, aynı z a m a n l a r d a ailenin e l i n d e n çıktı­
ğını varsayabiliriz. A n c a k , S e z a r ' ı n , k e n d i s i n e A f r i k a ' d a eşlik e d e n F a u s ­
t u s ' u n karısı P o m p e i a v e ç o c u k l a r ı n ı n z a r a r g ö r m e d e n g i t m e l e r i n e v e b ü ­
tün mallarının k e n d i l e r i n d e k a l m a s ı n a izin verdiğini ö ğ r e n i y o r u z . 4 6 O za­
m a n k ü t ü p h a n e C o r n e l i i S u l l a e ' n i n e l i n d e k a l m ı ş olabilir. F a u s t u s ' u n va­
risleri, o n u n ö l ü m ü n d e n sonra, b a ş l a n g ı ç t a b a z ı sıkıntılar y a ş a m ı ş olabilir.
İki ç o c u ğ u h a k k ı n d a h i ç b i r şey b i l m i y o r u z . A m a aile d a h a s o n r a t o p a r l a ­
mış v e ü ç k o n s ü l ç ı k a r m ı ş t ı r : F a u s t u s ' u n iki t o r u n u v e b i r t o r u n u n u n toru­
47
nu. A n c a k b u kişilerin h i ç birisi h a k k ı n d a , k ü t ü p h a n e n i n e l l e r i n d e o l d u ­
ğuna dair her hangi bir kanıtımız bulunmamaktadır. O z a m a n , Faustus
S ü h a ' d a n sonra kütüphaneye ne olduğunu bilmiyoruz.
S t r a b o ' n u n h i k a y e s i n d e k i d e t a y l a r s o r g u y a v e y o r u m a açıktır. Ö z e l l i k ­
l e S c e p s i s k ı s m ı n ı n d o ğ r u o l u p o l m a d ı ğ ı a ç ı k bir soru o l a r a k k a l m a l ı d ı r .
S t r a b o ' n u n h i k â y e s i n d e ü ç u n s u r , eski Y u n a n d ö n e m i n d e k i k ü t ü p h a n e l e ­
rin t a r i h i n e g ö r e , d o ğ r u y m u ş hissi v e r m e k t e d i r . Birincisi, G e z g i n O k u l u ­
nun k ü t ü p h a n e s i ile, k u r u m s a l k ü t ü p h a n e l e r i n yükselişi k o n u s u var. M a ­
kedonyalı hanedanların en az dördü, başkentlerinde kütüphane oluşturmuş
ve bu uygulama Akdeniz dünyasının yanıbaşında, Yunan kültürünün pe­
şinde olan d i ğ e r h ü k ü m d a r l a r a d a y a y ı l m ı ş t ı . A y r ı c a b i r k a ç Y u n a n şehri,
spor o k u l l a r ı n d a , m u h t e m e l e n g e n ç e r k e k l e r i n i n e ğ i t i m i için, k ü t ü p h a n e l e r
k u r m u ş t u . İkincisi, r a k i p Y u n a n k r a l l a r ı n ı n , ö z e l l i k l e İ s k e n d e r i y e ' d e P t o -
lemy'lerin ve B e r g a m a ' d a Attalid'lerin kitap hastalığıydı. Gerçekten de,
Scepsis b ö l ü m ü n ü n t a m a m ı , İ s k e n d e r i y e v e B e r g a m a a r a s ı n d a , h a n g i s i n i n
d a h a iyi A r i s t o m e t i n l e r i n e s a h i p o l d u ğ u k o n u s u n d a k i ç e k i ş m e y i y a n s ı t a ­
bilir. Ü ç ü n c ü s ü d e , R o m a l ı g e n e r a l l e r t a r a f ı n d a n , Y u n a n m e d e n i y e t i n i n
kültür hazinelerine, kütüphaneler dâhil, el konulmasıdır: Sulla savaş gani-
meti o l a r a k bir k ü t ü p h a n e y i e l e g e ç i r e n ne ilk kişiydi, ne de s o n . Yalnız,
o l a ğ a n d ı ş ı bir u n s u r var: S t r a b o ' n u n , G e z g i n O k u l u n u n ç ö k m e n e d e n i n i n ,
T h e o p h r a s t u s ' t a n s o n r a A r i s t o ' n u n k ü t ü p h a n e s i n i n " y o k o l m a s ı " ile irti-
b a t l a n d ı r ı l m a s ı . K a y ı p k ü t ü p h a n e l e r l e ilgili b a ş k a h i ç b i r tarihi h i k â y e d e ,
k a y b ı n s o n u ç l a r ı h a k k ı n d a her h a n g i bir d e ğ e r l e n d i r m e b u l a m ı y o r u z . D i ­
ğer tarihi h i k â y e l e r ve m o d e r n b i l i m , S t r a b o ' n u n iddiasını d e s t e k l e m e ­
m e k l e d i r . Y i n e d e , b i r k ü t ü p h a n e n i n k a y b ı n ı n pratik v e e n t e l e k t ü e l s o n u ç -
lar doğurabileceğini hayal edebilme yeteneği nedeniyle, Strabo, bu toplu
kayıp k ü t ü p h a n e l e r t a r i h i n d e yerini alabilir.

Notlar:
I. Plutarch, Sulla 26. 1-3
2 Vita Mardana 6-7. Vita Marciana'nm metni için, bakınız Ingemar Düring, Es­
ki Bibliyografi geleneğinde Aristo, Acta Universitatis, Gothoburgensis/Göte-
borgs Universitets Arsskrift 63.2 (1957), aynı zamanda Stadia Graeca et Lati­
no Gothoburgensia 5 olarak basılmıştır (Göteborg: Almqvist & Wikseil, 1957)
s. 96-106
3. Bakınız Düring, Eski Bibliyografi geleneği, s. 108, 109
4. Aristo ve Gezgin Okulun eğitim ve araştırma uygulamaları ile kütüphanenin
önemi ile ilgili olarak bakınız, Ingemar Düring, "Aristo'nun yazılarının İletim
tarihi hakkında notlar", Göteborgs Högskolas Arsskrift 56 (1950): 57-58; Dü­
ring, "Bilim Adamı Aristo", Arctos n.s. l(1954):61-77; John P. Lynch, Aris­
to'nun Okulu (Berkeley: California Üniversitesi baskısı, 1972), s. 84-93, 97;
Kevin Robb, Eski Yunanistan'da Okur yazarlık ve Eğitim (Oxford: Oxford Üni­
versitesi baskısı, 1994), s. 221-240
5. Lynch, Aristo'nun Okulu, s. 101
6. Diogenes Laertius 5.36; bakınız Anton-Hermann Chroust, " M Ö 323 Yılında
Aristo'nun Atina'dan kaçışı", Historia 15 (1966): 185-192
7. Gezgin Okulun yabancıları ve yasal durumu hakkında, bakınız, Lynch, Aris­
to'nun Okulu, s. 93-96, 106-134; Tiziano Dorandi, "Felsefe Okullarının Orga­
nizasyonu ve Yapısı", yeri Keimpa Algra ve diğerleri, ed, Yunan Felsefesi hak­
kında Cambridge tarihi (Cambridge, Cambridge Üniversitesi baskısı, 1999), s.
55-62
8. U. Von Wilamovitz-Möllendorff, "Neleus von Skepsis", Hermes 62 (1927):
371; H. Von Arnim, "Neleus von Skepsis", Hermes 63 (1928): 103-107; K.
Von Fritz, Real-Encyilopadic d. Klassischen Altertumswissenschaft (1935),
s.v. Neleus (no.4), 2280-2281; Anton_Hermann Chroust, Aristo Külliyatının
Mucizevi Kaybı ve tekrar ortaya çıkışı", Classica et Mediaevalia 23 (1962):
50-51; H. B. Gottschalk, "Gezgin Akademi Başkanlarının Vasiyetleri hakkında
notlar", Hermes 100 (1972): 335-336; Lynch, Aristo'nun Okulu, s. 80-81
9. Strato, kendisi tarafından yazılanlar hariç, bütün kitapları, Akademi başkanlığı
için kendi halefi olarak adlandırdığı Lyco'ya bıraktı (Diogenes Laerlius 5.62)
10. Gottschalk, "Vasiyetler", s. 336-337
11. Gottschalk, "Vasiyetler", s. 335-336
12. Athenaeus 1.3a-b, büyük külüphaneleriyle meşhur olanlar. Athenaeus, Nele-
us'u Scepsis yerleştirmezken, Neleus'dan satın alınan kitapları, Atina ve Ro­
dos'ta alınanlardan ayırmaktadır; o zaman, o da Neleus'un Atina'yı terk ettiği­
ne inanmaktadır.
13. "esoterik - gizemli" ve "egzoterik - genel" terimleri ve bunların eski yazarlar
tarafından kullanımı için bakınız, Düring, Bibliyografi geleneği, s. 426-433
14. Çiçero, de finibus 5.5.13: ita dégénérant ut ipsi ex se nati esse viderentur.
15. Bakınız Düring, Bibliyografi geleneği, s. 393-395, Lynch, Aristo'nun Okulu, s.
135-162
16. Richard Shute, Aristo'nun Eserlerinin Bugünkü Şekillerine Gelmesi Sürecinin
tarihi Hakkında (Oxford: Oxford Üniversitesi baskısı, 1888), s. 34; Eduard Zel­
ler, Aristo ve İlk Gezginler, çeviri, B. F. C. Costelloe ve J. H. Muirhead, 2 cilt
(Londra: Longmans, 1897), 1: 152; Paul Moraux, Aristo'nun Eserlerinin Tari­
hi Listeleri (Louvain: Louvain Üniversitesi baskısı, 1951 ), s. 312-321 ; Chroust,
Mucizevi Kayıp", s. 56-61; Lynch, Aristo'nun Okulu, s. 146-149; Felix Gra-
yeff, Aristo ve Okulu (Londra: Duckworth, 1974), s. 70; Carnes Lord, "Aristo
Külliyatının ilk tarihi hakkında, Amerikan Etioloji Dergisi 107 (1986): 139-
142; H. B. Gottschalk, "Çiçero'dan MS İkinci yüzyılın sonuna kadar Roma
dünyasında Aristo felsefesi", yeri Wolfgang Haase, ed, Aufstieg und Nieder­
gang der römischen Welt, 37 eilt (Berlin: De Gruyter, 1972-1996), 36.2: 1083-
1088; Yunan Felsefesinin Cambridge Tarihi'nde, Michael Frede, Sonsöz, s.
772-775.
17. Gottschalk, "Aristo Felsefesi", 36.2: 1088
18. Fritz Wehrli, Aristo'nun Okulu, 10 cilt (Basel: B. Schwabe, 1944-1959), 8, Ro-
doslu Eudermus: s. 6 (= Simplicius In Phys., Commentario in Aristotelem
Graeca 10, s. 923.7); Lynch, Aristo'nun Okulu, s. 148, 15051
19. Moraux, Tarihi Liste, s. 237-247, Düring sonuçlarını sorgulamaktadır ("Aristo
ya da Hermippus?" Classica et Mediaevalia 17 [1956]: 11-21), ama John J.
Keaney onları savunmuştu (Aristo'nun Yazılarının Geleneği Hakkında İki
Not", Amerikan Filoloji Dergisi 84 11963]: 52-63)
20. Zeller, Callimachus'un öğrencisi ve Theophrastus hakkında bir kitap yazan
(Diogenes Laertius 2.55) ve çalışmalarının listesini derleyen, Gezgin biyogra-
fist Hermippus'un belirgin sessizliğine dikkat çekmektedir (bakınız Fritz
Wehrli, Aristo'nun Okul, Ek 1 : liermippos der Kallimacher |Basel: B. Schwa­
be, 1974], s. 54 [= Subscriptio in Thephrasti Metaphysica, s. 38 Ross-Fobes] ve
s. 55 [= Subscriptio in Thephrasti /Ustoria plantarium 7 cod. Urbinat.]). Eğer
Hermippus Aristo'nun "kaybını" biliyor olsaydı, herhalde bildirirdi ve bu bil­
dirim kendini, Theophrastus'un çalışmalarına ait listesi muhtemelen Hermip-
pus'tan kaynaklanan Diogenes Laertius'un elinde olurdu. Hermippus'un adın­
dan, Diogen'in bölümünde, listeden hemen önce bahsedilmektedir (Zeller,
Aristo, 1: 145 ve notlar 2, 3)
21. Septuagint'in hikâyesi, Ptolemy II Philadelphus'un muhafız birliği komutanı
olan, Aristeas adında biri tarafından, Aristcas'ın kardeşi Philocratcs'e yazılan
bir mektup olduğu iddia edilen bir çalışmada bulunmaktadır. Bu çalışmanın
sahte olduğu, M.Ö. üçüncü yüzyılda değil (II Ptolemy'nin saltanatı dönemin­
de), M.Ö. ikinci yüzyılda yazılmıştır. Bakınız K. H. Jobes ve M. Silva, Seplua-
gint'e Davet (Grand Rapids: Bekae Academic, 2000), s. 33-37; Jülicher, Real-
Encyelopadie d. Klassischen Altertumswissenschaft (1986), s.v. Aristeas (no.
13), s. 878-879
22 Tzetzes (müşterek çağ, on ikinci yüzyıl) Demetrius'u sadece, diğer (isimsiz)
danışmanlar gibi, kütüphanenin toplanmasına yardım eden bir danışmandır
[Comicorum Graecorum Fragmenta s. 19], Mb I 29 [Comicorum Graecorum
Fragmenta s. 31]. Plautine okulu benzer şekilde sadece, Demetrius'un kitapla­
rın toplantısına yaptığı yardımdan bahsetmektedir.(bakınız F. W. Ritschl, "Co-
rollarium disputationis de bibliothecis Alexandrinis deque Pisistrati curis Ho-
mericis", Opuscula Philologiea, 5 cilt [Leipzig: Teubner, 1866-1879], 1: 124,
ve W. J. Koster "Scholion Plautinum Piene Editum", Mnemosyne ser. 4: 14
[1961]: 29) Plutarch'a göre Demetrius kraliyet ve hâkimiyet konusunda kitap
toplamasında Ptolemy'e danışmanlık yapmıştı (Reg et imper. Apoph., 189d);bu
anekdot Demetrius'u sadece kralın danışmanı olarak gösteriyor olabilir, ama
aynı zamanda Demetrius'un kütüphanede müdahil olduğunu da gösterebilir.
Bakınız; Fritz Wehrli, Real-Eneyelopadie d. Klassischen Altertumswissens­
chaft Ek XI (1968) s.v. Demetrius von Phaleron, 518 ve Fritz Wehrli, Aris­
to'nun Okulu, 10 cilt (Basel: B. Schwabe, 1944-1959), 4, Demetrios von Pha­
leron: 63, 66)
23. Shute, tarih, s. 30; Gottschalk, "Vasiyetler", s. 342; Lord, 'İlk Tarih", s. 142-
145; Gottschalk, "Aristo Felsefesi", 36.2: 1084-1085
24. Elias in cat., Commentarla in Aristotelem Giacca 18, s. 107.11 (=Düring, Bib­
liyografi geleneği,^. 419, T 75p 3) ve s. 128.6; Philoponus in cat., Commenta­
rla in Aristotelem Graeca 13.1, s. 7.16 (=Düring, Bibliyografi geleneği,*. 456,
T 77c)
25. Philoponus ap. Athenaeus 5.214d-e; bakınız I. G. Kidd, Posidonius, 3 cilt
(Cambridge, Cambridge Üniversitesi baskısı, 1972-1999), 2: ii, Yorum: Parça­
lar 150-293: 863-887, parça 253.
26. Bakınız Prosopographia Attica, no. 1343 Apellicon için; ve no. 1361 aile ağa­
cı için.
27. Aristocles ap. Eusebius Praep. Evang. 15.2.14 (=Düring, Bibliyografi gelene­
ği ,s. T 581 = Marian Plezia, ed. Aristotelis Privatorum Scriptorum Fragmenta
[Leipzig: Teubner, 19771, s. 12). Bakınız Düring, Bibliyografi geleneği,s. 392-
393; Plezia, Aristotelis Epistularum Fragmenta cum Testamento (Varşova:
Panstwowe Wydawn, 1961), s. 116-117; Gottschalk, "Vasiyetler", s. 340-341
28. Gottschalk, "Vasiyetler", s. 340-341
29. Lynch, Aristo'nun Okulu, s. 201-202
30. Goltschalk, kütüphanenin hiçbir zaman Atina'dan ayrılmadığına ve Theophras-
tus tarafından Neleus'a bırakılan kitapların, Strato tarafından Lyco'ya bırakılan
koleksiyonun çekirdeğini oluşturduğuna inanmaktadır ("Vasiyetler", s. 340-
342). Grayeff, "önemli miktarda kanıt, Gezgin konferans kayıtlarının ana haz­
nesinin Bergama olduğuna işaret etmektedir" ve Apellicon'un Scepsis hikaye­
sini, Bergama'nın yağmalanması sırasında yaptığı hırsızlığı örtbas etmek için
uydurduğunu söylemektedir (Aristo, s. 71-75). Ancak Bergama kütüphanesinin
Aristo'nun eserlerini içerdiğine dair hiçbir kanıt bulunmamaktadır ve eğer içer-
diyse bile, Bergama'da yağmalama olmamalıydı, zira şehir Aristonicus'un is­
yanına katılmamıştı (bakınız Esther V. Hansen, Bergamalı Attalid'ler [Ithaca:
Cornell Üniversitesi baskısı, 1947], 142-148)
31. During, Bibliyografi geleneği, s. 393
32. William S. Ferguson, Yunanlı Atina (Londra: Macmillan, 1911), p. 454, n.2;
Christian Habicht, iskender'den Antonius a Atina, çev. Deborah Lucas Schnei­
der (Cambridge, MA: Harvard Üniversitesi baskısı, 1997), s. 311-313.
33. Antony E. Raubitschek, "Sylleia", yeri P. R. Coleman-Norton, ed. Allan Ches­
ter Johnson anısına Roma Ekonomisi ve Sosyal Tarihi Konusunda Araştırma­
lar (Princeton: Princeton Üniversitesi baskısı, 1951), s. 49-57.
34. Philoponus ap. Athenaeus 5.21 le-215b; Ernst Badian, "Roma, Atina ve Mit-
hradat", bulunduğu yer, D. M. Pippidi, ed., Eski dünyada Greko-Romen kültü­
rünün asimilasyonu ve direnişi, VI. Uluslar arası Klasik Çalışmalar Araştırma
Kongresi, Madrid, 1974 (Bükreş: Editura Academiei; Paris: Les Belles Lettres,
1976), s. 510, 513-514 ve n.44.
35. Philoponus ap. Athenaeus 5.214d-215a. Apellicon madeni parası ve çıkma ta­
rihi hakkında bakınız, Margaret Thompson, Atina'nın Yeni Tarz Gümüş Para­
ları, Para Bilimi Araştırmaları 10, 2 cilt (New York: Amerikan Para Bilimleri
Topluluğu, 1961), 1: 364-367, 389, 551, 587; Thompson, "Yine Atina", Para
Bilimleri Dergisi, 7:2 (1962): 306; D. M. Lewis, "Atina Yeni Tarz Gümüş Pa­
raları Kronolojisi", Para Bilimleri Dergisi, ser. 7:2 (1962): 278; H. B. Mat-
tingly, Thompson eleştirisi, Agrinion Hazinesi, Para Bilimleri Dergisi ser. 7:9
(1969): 327; Mattingly, "Atina Yeni Tarz Gümüş Paralarında Bazı Üçüncü
Yetkilisi, Yunan Araştırmaları Dergisi 91 (1971): 85-87; Badian, "Roma, Ati­
na ve Mithradat", s. 517-520
36. Ferguson, Yunanlı Atina, s. 446-452; Habicht, Atina, s. 304-305
37. .1. H. D'Arms, Napoli Körfezinde Romalılar, (Cambridge, MA: Harvard Üni­
versitesi baskısı, 1970), s. 31-33, 177
38. A. Hillscher, "hominum Litteratorum Graecorum ante Tiberi-
i mortem in urbe Roma commoratorum historia critica", Neue Jahrb. Für class.
Philol. Und Paed., Suppl. Bd. 18 (1892): 363, n.8
39 I '. Moraux, Der Aristotelismus bei den Griechen von Andronikos bis Alexander
von Aphrodisias,3 cilt (Berlin: De Gruytet, 1973-2001), 1, Die Renaissance des
Aristotelismus im 1 Jh. V. Chr.: 33-34 ve notlar 3 ve 4, Tyrannio'nun kütüpha­
nede yaptıkları hakkında diğer görüşler için.
4O Epistulae ad Atticum 4.10.1, 4.14.2, Epistulae ad familiar e s 1.9.23. "Aris­
to'nun Davranışı" diyalog çerçevesinde uzun tefsir pasajlarıdır: bakınız Augus­
tus S. Wilkins, éd., M. Tulli Ciceronis de Oratore Libri Très, 3 cilt (Oxford:
Oxford Üniversitesi baskısı, 1994), 1: 2-4 ve D. R. Shackleton Bailey, Cicero:
Epistulae and Familiäres, 2 eilt. (Cambridge, Cambridge Üniversitesi baskısı,
1977), 1: 315
41. Epistulae ad Attieum 4.10.1; belki Çiçero'ya Aristo'nun bu portresini, Aris­
to'nun Faustus'un kütüphanesinde bulunan eserleri hatırlatmıştır.
42. Münzer, Real-Encyclopadie d. Klassischen Altertumswissenschaft (1900), s.v.
Cornelius (no. 377), 1516; Carl Wendel, "Das Griechisch-Römische Altertum",
yeri, Georg Leyh, ed., Handbuch der Bibliothekswissenschaft, 3 eilt (Wiesba­
den: O. Harrassowitz, 1952-1861), 3.1.2: 112; D. R. Shackleton Bailey, Cice­
ro'nun Atticus'a Mektupları, 6 eilt (Cambridge, Cambridge Üniversitesi baskı­
sı, 1965-1970), 2: 195
43. Israel Shatzman, Senatonun Serveti ve Roma Politikaları (Brüksel: Latomus,
1975), s. 335-336; Çiçero, Epistulae adAtticum 9.11.4
44. Tönnes Kleberg, "Eski Roma'da Kitap Mezatları", Libri 23 (1973): 1-5.
45. D'Arms, Romalılar, s. 68, 177
46. Jül Sezar, Bellum Africum 95; ayrıca bakınız Appian, Bellum Çivile 2.4.100 ve
Fr. Miltner, Real-Encyclopadie d. Klassischen Altertumswissenschaft (1952),
s.v. Pompeius (no. 54) 2263-2264
47. Faustus Cornelius Sulla, consul suffectus 31 aynı dönem; bakınız E. Groag, Re­
al-Encyclopadie d. Klassischen Altertumswissenschaft (1900), s.v. Cornelius
(no. 378), 1517, E. Groag ve A. Stein, ed. Prosopographia Imperii Romani, 2.
baskı, 7 cilt (Berlin, De Gruyter, 1933-1999) C 1459; Lucius Cornelius Sulla
Felix, consul Ordinarius 33 aynı dönem: bakınız Real-Encyclopadie d. Klas­
sischen Altertumswissenschaft (1900), s.v. Cornelius (no. 393), 1566; Proso­
pographia Imperii Romani, (2.baskı), C 1465; Faustus Cornelius Sulla Felix,
consul Ordinarius 52 aynı dönem: bakınız Groag, Real-Encyclopadie d. Klas­
sischen Altertumswissenschaft (1900), s.v. Cornelius (no. 391), 1522; Proso-
pographia Imperii Romani, (2.baskı), C 1464; aile ağacı için, bakınız Proso-
pographia Imperii Romani, (2.baskı), 2: 362.
4

Metinden Ödüle: Regiomontanus'un


Kütüphanesinin
Simgelerini Değiştirmek
Richard L. Kremer

O n b e ş i n c i yüzyıl A v r u p a ' s ı n ı n e n y e t e n e k l i A s t r o n o m v e m a t e m a t i k -
ç i s i J o h a n n e s R e g i o m o n t a n u s ( 1 4 3 6 - 1 4 7 6 ) h a k k ı n d a y a z ı l a n 1797 tarihli
b i r biyografi, R e g i o m o n t a n u s ' u n K ü t ü p h a n e s i n i n bir z a m a n l a r temsil etti-
ğ i h a z i n e " n i n y o k o l u ş u n u k ı n ı y o r v e b u k a y b ı , bir o n y e d i n c i yüzyıl ki-
tap a ş ı ğ ı n ı n s ö z l e r i n i t e k r a r l a y a r a k a ç ı k l ı y o r d u : "Özel kütüphanelerin öm-
rü neredeyse bir anlıktır. Onlar.... koleksiyoncuları ile birlikte ölür."1 R ö -
n e s a n s d ö n e m i n d e k o l e k s i y o n c u l u k l a ilgili kültürel u y g u l a m a l a r h a k k ı n ­
daki y a k ı n z a m a n l a r d a g e r ç e k l e ş t i r i l e n ilim, özel k ü t ü p h a n e l e r i n ö l ü m ü
k o n u s u n d a d a h a detaylı a ç ı k l a m a l a r s a ğ l a m a k t a d ı r . 1 9 7 0 ' l e r d e n beri, ar­
t a n s a y ı d a sanat, e k o n o m i v e k ü l t ü r tarihçisi, İ t a l y a n R ö n e s a n s ' ı n ı n tarihi­
ni, tüketiciliğin v e sahibi o l m a y a ilginin v e d o l a y ı s ı y l a k o l e k s i y o n c u l u ğ u n
g e l i ş t i ğ i d ö n e m o l a r a k g ö s t e r m e k t e d i r . S a d e c e birkaç t a n e s i n i s a y a c a k
olursak, R i c h a r d G o l d t h w a i t e , L i s a J a r d i n e , T h o m a s D a c o s t a K a u f m a n n ,
Anthony G r a f t o n v e P a u l a F i n d l e n gibi b i l i m a d a m l a r ı için R ö n e s a n s , n e s -
n e l e r v e b u n u n y a n ı sıra k e l i m e l e r h a k k ı n d a yeni bir k e n d i n e h a s bilinçli-
lik halini temsil etmektedir.2
Kitaplar, r e s i m l e r , b i l i m s e l cihazlar, k a b a r t m a taşlar ve d i ğ e r " t o p l a n a -
bilirler", s a d e c e servet v e s t a t ü n ü n ö l ç ü t ü değil, sarayları, bilim a d a m l a r ı ­
nı, h ü m a n i s t l e r i , sanatçıları b i r b i r l e r i n e b a ğ l a y a n h e d i y e v e r m e k ü l t ü r ü n ü n
e n ö n e m l i özellikleri h a l i n e g e l m i ş t i . B u o r t a m d a k i t a p l a r s a d e c e m e t i n l e ­
rin taşıyıcısı o l m a k t a n ç ı k ı p , t ü k e t i m m a l ı h a l i n e d ö n ü ş m ü ş t ü . F i z i k s e l
n e s n e l e r gibi, k i t a p l a r d a , o n l a r a s a h i p o l a n ( v e y a v e r e n ) kişilerin k o n u m u ­
nu belirtebilir. M e t i n l e r i n , f o r m a t l a r ı n ve s ü s l e m e l e r i n i n s u n u ş u ile g e ç ­
m i ş l e r i n d e k i d e ğ e r l e r i yansıtabilir; y a d a k o l e k s i y o n p i y a s a s ı n d a satın alı­
n a b i l e c e k , s a t ı l a b i l e c e k ve t e k r a r t o p l a n a b i l e c e k e s e r l e r olarak iş görebilir­
lerdi. T o p l a n a b i l e n şeyler, tabii, a y n ı z a m a n d a atılabilirdi. J a r d i n e Worldly
Goods'da K i ş i s e l k ü t ü p h a n e l e r i n , b ö y l e c e " i k i k a d e m e d e işlediğini: h e m
statü s e m b o l ü v e y a s a n a t k o l e k s i y o n l a r ı n ı n gösterişli s u n u m u , h e m d e ye­
n i d e n b u l u n a n ve orijinal k o m p o z i s y o n l a r için ciddi bir m e t i n b a n k a s ı , sis­
t e m a t i k olarak d ü z e n l e n m i ş bir h a v u z olarak - y e n i d e n c a n l a n d ı r ı l a n kla­
sik e ğ i t i m d e k i yeni g e l e n e k t e h a y a t i bir k a y n a k o l a r a k " 3 işlediğini belirt­
m e k t e d i r . B ö y l e bir k a p s a m d a b a k ı l d ı ğ ı n d a , R e g i o m o n t a n u s ' u n K ü t ü p h a ­
n e s i n i n n e r e d e y s e y o k o l m a s ı ( 2 8 8 orijinal e l y a z m a s ı n ı n y a k l a ş ı k % 2 0 ' s i
b u l u n a b i l m i ş t i r ) , k o r u m a n ı n y a n ı n d a t ü k e t i m e d e bir ayrıcalık t a n ı y a n R ö ­
n e s a n s d ö n e m i A v r u p a ' s ı n ı n k ü l t ü r ü n e bir ö r n e k teşkil e t m e k t e d i r .
Bu bölüm, söz konusu örnekleri araştırmak amacıyla, " R e g i o m o n t a ­
n u s ' u n K ü t ü p h a n e s i " ile ilgili, b u r a d a en iyi ş e k i l d e tırnak işaretleri ile
g ö s t e r i l e n bir y a p ı y l a üç farklı h i k â y e s u n m a k t a d ı r . İlk h i k â y e , " R e g i ­
o m o n t a n u s ' u n K ü t ü p h a n e s i " o l a r a k i s i m l e n d i r i l e n bir k ü m e n i n t a r i h i n i n
izini s ü r m e k t e d i r . İkinci h i k â y e , k ü t ü p h a n e n i n h â l â m e v c u t o l a n ü ç a d e t o n
altıncı yüzyıl e n v a n t e r i n i i n c e l e y e c e k v e k ü t ü p h a n e n i n , h e m m e t i n h e m d e
tarihi e s e r a ç ı s ı n d a n , içeriği h a k k ı n d a bazı y o r u m l a r y a p a c a k t ı r . Ü ç ü n c ü
h i k â y e , R e g i o m o n t a n u s ' u n ö l ü m ü n d e n s o n r a , k ü t ü p h a n e n i n çeşitli " k u l l a ­
n ı m " şekillerini, J a r d i n e ' i n m e t i n v e ö d ü l olarak t a n ı m l a y a b i l e c e ğ i şeyle­
rin k a y n a ğ ı o l a r a k f o n k s i y o n u n u v e R e g i o m o n t a n u s ' u n b i y o g r a f i k s i m g e ­
lerinin o l u ş t u r u l m a s ı n d a k i r o l ü n ü d e ğ e r l e n d i r e c e k t i r .
Fiziksel bir k i t a p t o p l u l u ğ u o l a r a k k ü t ü p h a n e n i n h i k a y e s i , ikinci* e d e ­
biyat ile, E r n s t Z i n n e r ' i n , e n fazla detayı içeren 1938/1968 R e g i o m o n t a -
nus biyografisi ile başarıyla şekillendirilmiştir. Regiomontanus'un 1476
yılında ölümünden sonra yaklaşık bir yüz yıl boyunca kütüphanesi yarı-tu-
tarlı bir şekilde, Nuremberg belediye meclisinde dağınık olarak belgelene­
rek, varlığını sürdürmüştü. Regiomonlanus, Leipzig ve Viyana'da üniver­
siteye devam ettikten sonra, 1461 yılında İtalya'ya seyahat ederek, orada
Yunanlı kitap aşığı Kardinal Bessarion'un çevresine katılmıştı. 1467 yılı­
na gelindiğinde, Macaristan'a ve Başpiskopos Jânos Vitéz'in sarayına git­
miş ve 1471 'de Regiomontanus, bir baskı makinesi kurmak amacıyla Nu-
remberg'e geçmişti. Beş yıl sonra R o m a ' d a öldüğünde, Regiomonta­
nus'un mallan, kütüphanesi de dâhil olmak üzere, Nuremberg'de kalmış-
lı. Regiomontanus'un ölümünden önce çıkan, bilinen hiçbir kaynak kütüp­
haneden bahsetmemektedir. 4 "Regiomontanus'un kütüphanesi"nin öykü­
sü, bu nedenle 1476 yılında, 1470'lerin başında Regiomontanus'la astro­
nomi gözlemleri yapan Nuremberg'li tacir Bernhard Walther'in kütüpha­
n e n i n tamamını ve ek olarak, bazı astronomi cihazlarını Regiomonta­
nus'un varislerinden satın almasıyla başlamaktadır. Satışın haberleri çok
çabuk yayılmıştı ve 1478'e gelindiğinde, -kütüphanesi 5. bölümde ince­
lenmekte olan - Macar Kralı Matthias Corvinus'un, Walther'den kitapları
Ve enstrümanları satın alma konusunda başarısız bir girişimi olmuştu. Da­
ha sonraki şikâyetlerden anlaşıldığı kadarıyla, Walther kitapları kilit altın-
da tutuyor ve hiç kimsenin onları kullanmasına izin vermiyordu. 5
Walter 1504 yılında öldü. Vasiyetinde, kitaplar ve enstrümanlarda as­
lan payının, Regiomontanus ve Walther'in Nuremberg'deki St Sebaldus
kilisesindeki aileleri için her yıl düzenli olarak kilise töreni yapılmasını
sağlamak amacıyla satılması öngörülüyordu. Vasiyet ayrıca, kitapların,
özellikle "matematik, astronomi, astroloji ve optik" konularındakilerin,
BIR arada tutulmasını ve bütün olarak satılması gerektiğini belirtiyordu.
Walther'in vasiyetini yürüten kişilerin bu hedefi gerçekleştirmesi için,
yaklaşık yirmi yıl geçmesi gerekecekti. Bu arada koleksiyon, münferit sa­
tışlar ,hırsızlık ve yerel bilim adamlarına kitapların düzensiz bir şekilde
ödünç verilmesi suretiyle, buharlaşmaya başlamıştı. İşte, kütüphanenin ilk
iki envanterinin hazırlanması bu döneme rastlamaktadır. 1512'de, Sakson-
ya Seçici Kurul üyesi Akıllı Frederick, Wittenberg'de yeni kurulan üni-
versitesi için kütüphane oluşturmuştu ve bu kütüphanenin yöneticiliğini
g e n ç Erfurt h ü m a n i s t i G e o r g S p a l a t i n y a p a c a k t ı . H e m e l y a z m a l a r ı h e m d e
basılı k i t a p l a r a r a r k e n S p a l a t i n e n a z sekiz m a n a s t ı r k ü t ü p h a n e s i n e y a z m ı ş
v e kitaplık m e v c u t l a r ı n ı n t a m listelerini istemişti. A y n ı z a m a n d a , N u r e m -
berg'teki arkadaşlarına da yazarak, "Regiomontanus'un Kütüphane-
s i " n i n e n v a n t e r i n i istemişti. H e r ne k a d a r son k o p y a b u l u n a m a m ı ş ol­
sa d a , Willibald P i r c k h e i m e r ' i n el y a z ı s ı y l a y a z ı l m ı ş o l a n taslak, o a n d a
W a l t h e r ' i n m e k a n ı n d a b u l u n a n altı e n s t r ü m a n v e 187 kitabı t a n ı m l a m a k ­
tadır. B u n u n k a ç t a n e s i n i n R e g i o m o n t a n u s ' a ait o l d u ğ u b i l i n m e m e k t e d i r .
Y i n e d e m e v c u t m e k t u p l a r d a a ç ı k l a n m a y a n n e d e n l e r l e - belki d e t a l e p
e d i l e n fiyat ç o k p a h a l ı o l d u ğ u n d a n - S p a l a t i n W a l t h e r ' i n v a r i s l e r i n d e n
h i ç b i r şey a l m a m ı ş g ö r ü n m e k t e d i r / '
1514 yılında, N u r e m b e r g B e l e d i y e Meclisi W a l t h e r ' i n (yaklaşık bir
yüzyıl ö n c e k u r u l a n R a t s b ü c h e r e l ' i n b o y u t u n u n e r e d e y s e ikiye k a t l a y a ­
c a k ) kitapları v e c i h a z l a r ı için 2 0 0 G u l d e n teklif etti. A m a M e c l i s , 1519
yılına k a d a r W a l t h e r ' i n k i t a p l a r ı n ı n ö n e m l i bir b ö l ü m ü n ü k ü t ü p h a n e s i için
a l m a y ı b a ş a r a m a d ı . Bir M e c l i s ü y e s i n i n , H i e r o n y m u s R u d o l f ' u n e l i n d e
b u l u n a n 1522 yılına ait e n v a n t e r , o d ö n e m d e k o l e k s i y o n d a 146 k i t a p liste­
l e m e k t e d i r . 7 B u n d a n kısa bir s ü r e s o n r a , " R e g i o m o n t a n u s ' u n K ü t ü p h a n e ­
s i n d e n bir ç o k k i t a p , 1 5 2 6 ' d a M e l a n c h t h o n ' u n yeni k u r u l a n lisesinde m a ­
tematik öğretmek üzere N u r e m b e r g ' e çağrılan Johannes S c h ö n e r ' e ö d ü n ç
verildi. S c h ö n e r 1 5 4 0 ' l a r ı n s o n u n d a e m e k l i o l d u ğ u n d a , k i t a p l a r halefi
J o a c h i m H e l l e r ' e g e ç m i ş t i . S c h ö n e r gibi, H e l l e r d e N u r e m b e r g ' d e bir b a s ­
k ı m a k i n e s i çalıştırıyor v e d ü z e n l i o l a r a k astrolojik m e t i n l e r v e t a k v i m l e r
b a s ı y o r d u . V e y i n e S c h ö d e r gibi, " R e g i o m o n t a n u s ' u n K ü t ü p h a n e s i n d e k i
e l y a z m a l a r ı a r a s ı n d a b u l d u ğ u m e t i n l e r i b a s m a k istiyordu. A m a m a l i d ü ­
zensizlikler ve Belediye Meclisinin muhalifleri t a r a f ı n d a n y a z ı l a n dini
b r o ş ü r l e r i b a s m a kararı, b u p l a n l a n b o z m u ş v e H e l l e r ' i n h a p s e d ü ş m e s i n e
n e d e n o l m u ş t u . 1563 y ı l ı n d a M e c l i s , H e l l e r ' i s a p k ı n l ı k l a ( F l a c i u s ' c u l u k )
s u ç l a d ı v e N u r e m b e r g ' d e n ayrılması için bir hafta süre v e r d i . A m a ş e h r i n
kitaplarını Heller ayrılmadan önce alma hevesiyle, Meclis "Reliquiae
Bibliothecae R e g i o m o n t a n a e * " envanterinin hazırlanması yetkisini verdi.8
A n c a k 1969 y ı l ı n d a b u l u n a b i l e n b u liste, ( d o k u z " k a y ı p " o l a r a k n i t e l e n d i -
rilen k a l e m d â h i l ) 149 e l y a z m a s ı v e basılı ç a l ı ş m a y ı t a n ı m l ı y o r d u v e b ü ­
tün kitapların Nuremberg Stadtbibliothek'e iade edilmesi gerektiğini be­
lirtiyordu.
Bu n o k t a d a , " R e g i o m o n t a n u s ' u n K ü t ü p h a n e s i " ile ilgili ilk h i k â y e için
b e l g e l e r e dayalı izler s o n a e r m e k t e d i r . I n g e N e s k e ' n i n y a k ı n z a m a n l a r d a ­
ki Die Handschriften der Stadtbibliothek Nürmberg* k a t a l o g u , k i t a b ı n so­
n u n d a k i bilgiler ( k o l o f o n ) , kitabın ü z e r i n d e k i etiket, e l yazısı, cilt y a d a ü ç
e n v a n t e r d e k i t a n ı m s a y e s i n d e izi " R e g i o m o n t a n u s ' u n K ü t ü p h a n e s i " n e ka­
d a r s ü r ü l e b i l e n 33 el y a z m a s ı n ı ve iki basılı kitabı i ç e r m e k t e d i r . S t a d t b i b -
l i o t h e k ' d e b u l u n a n el y a z m a l a r ı n a ilişkin, el yazısı ile y a z ı l m ı ş en eski ka­
t a l o g 1627 y ı l ı n d a b a ş l a m ı ş o l u p , k ö k e n i " R e g i o m o n t a n u s ' u n K ü t ü p h a n e -
si"ne kadar izlenilebilen sadece 30 el yazması listelemektedir. Anlaşılan,
" R e g i o m o n t a n u s ' u n K ü t ü p h a n e s i n d e k i e l y a z m a l a r ı n ı n a s l a n payı, 1563
y ı l ı n d a n s o n r a k i y a r ı m y ü z y ı l d a k a y b o l m u ş t u r . K i t a p l a r ı n fiziksel bir biri­
k i m i o l a r a k " R e g i o m o n t a n u s ' u n k ü t ü p h a n e s i n i n h i k â y e s i , b ö y l e l i k l e da­
ğ ı l m a ve k a y b o l m a ile s o n a e r m e k t e d i r . Bu dağınıklığın nasıl o l u ş t u ğ u n a
dair hiçbir kanıt b u l u n m a m a k t a d ı r . Kayıtların kasıtlı olarak b o z u l m a s ı mı
v e y a s a t m a k t a n kaynaklı m ı , hırsızlık, iade k o n u s u n d a ihmalkârlıklar, yan­
gınlar, savaşlar ya da kurtlar m ı ? N u r e m b e r g ' i n dışında, St P e t e r s b u r g ' d a n
Viyana'ya, New York'a dağılmış kütüphanelerde, "Regiomontanus'un
K ü t ü p h a n e s i n e ait o l a n m a l z e m e l e r içeren s a d e c e 1 7 e l y a z m a s ı b u l u n ­
muştur.10
" R e g i o m o n t a n u s ' u n K ü t ü p h a n e s i n i n t a r i h i n e ilişkin ikinci h i k â y e ,
b u r a d a g e r e k l i l i k n e d e n i y l e k ı s a l t ı l m ı ş t ı r . H â l â m e v c u t o l a n ü ç a d e t 16.
y ü z y ı l e n v a n t e r i n d e a ç ı k l a n d ı ğ ı ş e k l i y l e , k ü t ü p h a n e n i n içeriğini d e ğ e r ­
lendirmektedir. Eğer " R e g i o m o n t a n u s ' u n K ü t ü p h a n e s i n i n , envanterler­
d e n b i r i n d e g ö r ü n e n h e r h a n g i bir cildi içerdiğini d ü ş ü n ü r s e k , o z a m a n ,
t o p l a m 2 8 8 farklı e l y a z m a s ı o l d u ğ u n u g ö r ü r ü z . B u n l a r ı n 6 3 tanesi ü ç lis­
t e d e d e y e r a l m a k t a d ı r . B u t o p l a m d a n , 6 6 e l y a z m a s ı ( v e y a b u n l a r d a n ba­
sılan m e t i n l e r ) h â l â m e v c u t t u r . 1 5 6 3 e n v a n t e r i , 1 5 0 4 ' d e n s o n r a basılan e n
az 13 kitap içermektedir. Bu da, " R e g i o m o n t a n u s ' u n K ü t ü p h a n e s i n i n ,
Walther'in 1 5 0 4 y ı l ı n d a k i ö l ü m ü n d e n s o n r a b ü y ü m e y e d e v a m ettiğini
göstermektedir.
İ ç e r d i ğ i m e t i n l e r e b a k ı l d ı ğ ı n d a , " R e g i o m o n t a n u s ' u n K ü t ü p h a n e s i " di­
ğ e r t a n ı n m ı ş o n b e ş i n c i y ü z y ı l kişisel k ü t ü p h a n e l e r i n d e n belirgin bir şekil­
de ayrılmaktadır. Q u a t t r o c e n t o ' d a k i İtalyan kütüphanelerini incelerken
P a u l R o s e , b ü y ü k h ü m a n i s t k ü t ü p h a n e l e r i n , " k l a s i k taraflılık g ö s t e r d i ğ i v e
sayısız Y u n a n e l y a z m a s ı " , ö z e l l i k l e E u c l i d , A r ş i m e t , A p o l l o n i u s , D i o p -
hantus, Proclus, H e r o ve P a p p u s ' u n Yunanca matematik çalışmalarını
içerdiği s o n u c u n a v a r m ı ş t ı . 1 1 Ö r n e ğ i n , B e s s a r i o n ' u n k ü t ü p h a n e s i n i n kaba­
c a % 6 0 ' ı Y u n a n c a m e t i n l e r d e n o l u ş u y o r d u . T h o m a s H a f f n e r ' i n , altı 15.
y ü z y ı l İtalyan h ü m a n i s t kişisel k ü t ü p h a n e l e r i ü z e r i n d e y a p t ı ğ ı a r a ş t ı r m a ­
d a , 2 5 0 0 ' d e n fazla m e t n i n k o n u l a r ı n a g ö r e d a ğ ı l ı m ı ş u ş e k i l d e d i r : H u k u k
( % 2 0 ) , e d e b i y a t ( % 1 7 ) , kilise eseleri ( % 1 5 ) , felsefe ( % 1 5 ) , tarih ( % 1 0 ) ,
d o ğ a l v e u y g u l a m a l ı b i l i m l e r ( % 5 ) , diğerleri ( % 1 8 ) . 1 2
Ancak, kendisinin derin Yunanca bilgisine rağmen, "Regiomonta­
n u s ' u n K ü t ü p h a n e s i " i n a n ı l m a z bir ş e k i l d e L a t i n c e k a l m ı ş t ı .

Tablo 4.1 " R e g i o m o n t a n u s ' u n k ü t ü p h a n e s i " n d e k o n u d a ğ ı l ı m ı


E n v a n t e r d e listelenen eserler, L a t i n c e 2 4 5 , Y u n a n c a 3 4 , b i r A l m a n c a
v e bir d e İ t a l y a n c a m e t i n i ç e r m e k t e d i r . A y n ı ş e k i l d e , m e t i n l e r i n i n k o n u l a ­
rı, İ t a l y a n h ü m a n i s t k ü t ü p h a n e l e r i n a k s i n e , i n a n ı l m a z b i r ş e k i l d e m a t e m a ­
tik v e a s t r o n o m i y e e ğ i l i m g ö s t e r m e k t e d i r . 1522 e n v a n t e r i n e farklı bir o n
altıncı yüzyıl eli t a r a f ı n d a n yerleştirilen k o n u s ı n ı f l a n d ı r m a s ı , b e n i m belir­
leyebildiğim 269 eserin t a m a m ı n a uygulandığında, " R e g i o m o n t a n u s ' u n
K ü t ü p h a n e s i " s i n i n d ö k ü m ü n ü n T a b l o 4,1 ' d e gösterildiği ş e k i l d e o l d u ğ u n u
ortaya çıkarmaktadır.
Açıkça, " R e g i o m o n t a n u s ' u n Kütüphanesi", ortaçağ kütüphanelerinde
y a y g ı n o l a r a k b u l u n a n t r i v i u m * v e q u a d r i v i u m * * bilimsel m e t i n l e r i n d e n v e
İ t a l y a n h ü m a n i s t kişisel k ü t ü p h a n e l e r i n d e son d e r e c e y a y g ı n o l a n e d e b i ,
yasal v e tarihi m e t i n l e r d e n y o k s u n d u . A y r ı c a d i k k a t i ç e k e n şey, e n v a n t e r ­
l e r d e y e r alan L a t i n c e y e ç e v r i l m i ş A r a p y a z a r l a r ı n ç a l ı ş m a l a r ı d ı r ( ö r n e ğ i n ,
1550 y ı l ı n d a n ö n c e L a t i n c e çevirisi b a s ı l a c a k olan 1 3 A r a p ç a a s t r o n o m i
m e t n i n i n o n t a n e s i n i n e l y a z m a s ı k o p y a s ı R e g i o m o n t a n u s ' a a i t t i ) . 1 3 Arit­
m e t i k , optik v e astroloji k o n u s u n d a k i b u A r a p ç a m e t i n l e r , kural o l a r a k ,
B e s s a r i o n ' u n y a d a d i ğ e r t a n ı n m ı ş İtalyan h ü m a n i s t k ü t ü p h a n e l e r i n d e g ö ­
r ü l m e m e k t e d i r . " R e g i o m o n t a n u s ' u n K ü t ü p h a n e s i " n i n içeriği tipik o l a r a k
ne ortaçağ ne de hümanistti.14
B u n a e k olarak, e n v a n t e r l e r , " R e g i o m o n t a n u s ' u n K ü t ü p h a n e s i " n d e n ka­
lan ve h â l â m e v c u t olan eserlerle ilgilenen bir kişinin ulaşacağı s o n u c u , ya­
ni R e g i o m o n t a n u s ' u n (ve W a l t h e r ' ı n ) k i t a p l a r a fiziksel n e s n e l e r olarak sa­
d e c e m ü t e v a z ı i m k â n l a r tahsis ettiğini d o ğ r u l a m a k t a d ı r . E n v a n t e r l e r p a r ş ö ­
m e n e y a z ı l m ı ş olan 2 8 8 e s e r d e n s a d e c e 3 4 tanesini listelemektedir. 1563
e n v a n t e r i n e g ö r e , kitapların y a r ı s ı n d a n fazlası ciltsizdi ya da p a r ş ö m e n ka­
p a k l a r ı n içine yerleştirilmişti. H â l â m e v c u t olan kitapların bazıları, bilinen
V i y a n a l ı ve N u r e m b e r g ' l i z a n a a t k a r l a r tarafından deri kaplı kartonlarla
k a p l a n m ı ş s a d a ; eserler, h e m e n hiçbir z a m a n s ü s l e n m e m i ş t i r . R e g i o m o n t a -
n u s ' u n k i s ı r a d a n m e t i n k ü t ü p h a n e s i y d i v e M a t t h i a s C o r v i n u s , Vitez, Urbi-
n o D ü k ü y a d a F r a n c e s c o G o n z a g a gibi k o l e k s i y o n c u l a r tarafından çok d e ­
ğer v e r i l e n ç o k süslü fiziksel n e s n e l e r i n hiç biri yoktu, (tabii, e ğ e r e n v a n -
terler ç ı k a r ı l m a d a n ö n c e b ü t ü n g ö z alıcı kitaplar R e g i o m o n t a n u s ' u n k ü t ü p ­
hanesinden çalınmadıysa).
Ü ç ü n c ü h i k â y e , " R e g i o m o n t a n u s ' u n K ü t ü p h a n e s i n d e o n altıncı y ü z ­
y ı l d a n o n d o k u z u n c u yüzyılın b a ş ı n a k a d a r y a p ı l a n k u l l a n ı m değişiklikle­
rini d e ğ e r l e n d i r m e k t e d i r . R e g i o m o n t a n u s ' u n , o n altıncı y ü z y ı l d a y a z ı l a n
e n eski b i y o g r a f i k taslakları, k ü t ü p h a n e d e n b a h s e t m e m e k t e y d i . G e r ç e k t e n
de, 1549 yılında Wittenberg'deki Sanat Fakültesinin D e k a n ı E r a s m u s
R e i n h o l d tarafından verilen bir söyleve kadar, k ü t ü p h a n e R e g i o m o n t a n u s ' u n
halk gözündeki imajında göze ç a r p a n bir özellik oluşturmuyordu.15
R e i n h o l d ' u n y o r u m l a r ı , d a h a ö n c e N u r e m b e r g ' l i bir m a t e m a t i k ç i v e e n s ­
t r ü m a n y a p ı m c ı s ı J o h a n n e s S c h ö n e r t a r a f ı n d a n verilen bir söylevi k u l l a n ­
m a k t a y d ı (artık m e v c u t değil) v e h a k i k a t e n d e , b ü y ü k bir h a z i n e o l a r a k
" R e g i o m o n t a n u s ' u n Kütüphanesi" figürünün, 1520'lerde, bu kütüphane­
d e k i kitaplara e r i ş e b i l e n N u r e m b e r g ' d e k i bilim a d a m l a r ı tarafından yara­
tıldığı açıktır.
H i ç d e şaşırtıcı o l m a y a n bir ş e k i l d e , k ü t ü p h a n e n i n b e l g e l e n e n e n eski
kullanıcıları N u r e m b e r g ' d e y a ş ı y o r d u . Bu, ilk h i k â y e n i n , k i t a p l a r ı n b ü y ü k
ç o ğ u n l u ğ u n u n o n altıncı yüzyılın ilk üçte ikisi b o y u n c a N u r e m b e r g ' d e
k a l d ı ğ ı s o n u c u n u teyit e t m e k t e d i r . W a l t h e r ' i n 1504 y ı l ı n d a ö l ü m ü n d e n kı­
s a bir s ü r e s o n r a , K o n r a d Heinfogel v e J o h a n n W e r n e r gibi N u r e m b e r g ' l i
a s t r o n o m l a r , k ü t ü p h a n e d e k i m a t e m a t i k m e t i n l e r i n e e r i ş m e o l a n a ğ ı n a ka­
vuşmuş ve kendi çalışmalarında bu metinlere atıfta bulunmuşlardı.
1 5 2 0 ' l e r i n b a ş ı n d a , S c h ö n e r , bir z a m a n l a r R e g i o m o n t a n u s ' a ait o l a n kitap­
l a r d a n bir ç o k a s t r o n o m i t a b l o s u n u k o p y a l a m ı ş v e P i r c k h e i m e r ' d a n e n s ­
trüman yapımı konusunda "ya R e g i o m o n t a n u s ' u n ya da W a l t h e r ' i n " bir
kitabını istemişti. 1 5 5 0 ' l e r d e " R e g i o m o n t a n u s ' u n K ü t ü p h a n e s i " n d e n m e ­
tin k o p y a l a m a y a çalışan bilim a d a m l a r ı n a ö r n e k l e r b u l u n a b i l i r . B u n l a r ı n
a r a s ı n d a dikkati ç e k e n l e r , J o a c h i m R h e t i c u s v e J o h a n n e s P r a e t o r i u s o l u p ,
h e r ikisinin d e , N u r e m b e r g gibi m a t e m a t i k v e a s t r o n o m i m e r k e z i o l a n
W i t t e n b e r g le bağlantıları v a r d ı . 1 6
Ancak, R e g i o m o n t a n u s ' u n el yazmalarından metin kopyalamak, kü­
t ü p h a n e n i n k u l l a n ı m ı için tek s e ç e n e k değildi. 1 5 2 3 ' d e D ü r e r , a n l a ş ı l a n
P i r c k h e i m e r tarafından belirlenen bir bedel karşılığında (10 G u l d e n ) ,
k o l e k s i y o n d a n " r e s i m için y a r a r l ı " o n k i t a p satın a l m ı ş t ı . 1524 yılında.
P i r c k h e i m e r ' ı n k e n d i s i , " ç o k iyi b i r f i y a t l a " ( a ş a ğ ı d a d e ğ e r l e n d i r i l e n )
R e g i o m o n t a n u s ' u n e l yazısı ile y a z d ı ğ ı ü ç a d e t u z u n m e t n i satın a l m ı ş t ı . 1 7
E n v a n t e r l e r " R e g i o m o n t a n u s ' u n K ü t ü p h a n e s i n d e n satın a l ı n a n b u k i t a p ­
ların kaybolduğunu teyit etmektedir. Belli ki, kitapların korunması
R a t s b ü c h e r e i ' n i n * t e k hedefi değildi.
Diğerleri, " R e g i o m o n t a n u s ' u n K ü t ü p h a n e s i " n d e n b a s ı l m a y a u y g u n m e ­
tinleri eşelemişlerdi. Şaşırtıcı o l m a y a n bir şekilde, bu editörler N u r e m b e r g ' d e
y a ş ı y o r d u v e S c h ö n e r h a r i c i n d e h e p s i , m ü k e m m e l Y u n a n c a bilgisine sa­
hipti. W e r n e r v e P i r c k h e i m e r , R e g i o m o n t a n u s t a r a f ı n d a n y a z ı l a n m e t i n l e ­
r i y a y ı n l a m ı ş t ı . N u r e m b e r g j i m n a s t i k o k u l u n u n ilk r e k t ö r ü v e Y u n a n c a öğ­
r e t m e n i J o a c h i m C a m e r i u s , R e g i o m o n t a n u s ' u n e l y a z m a l a r ı a r a s ı n d a bu­
l u n a n k o p y a l a r d a n , çeşitli Y u n a n c a astroloji m e t i n l e r i v e Almagesf* h a k ­
k ı n d a T h e o n ' u n Y u n a n c a y o r u m l a r ı n ı b a s m ı ş t ı . K o p e r n i k ' i n bilinen ilk
ö ğ r e n c i s i o l a n R h e t i c u s ' u n 1542 y ı l ı n d a R e g i o m o n t a n u s ' u n bir e l y a z m a ­
sı eserinden A p o l l o n i u s ' u n Y u n a n c a baskısını y a p m a girişimi başarısızlıkla
sonuçlanmıştı. Dinsel Roformların [Reformation] ilk yıllarında N u r e m b e r g ' i n
ö n d e gelen Lutheryen din bilimcilerinden biri olan T h o m a s Venatorius 1540
ve 1 5 4 4 ' d e sırasıyla, A l b e r t i ' n i n De pictura'sının ilk baskısını ve Arşi-
m e t ' i n Y u n a n c a v e L a t i n c e t e r c ü m e l e r i n i n ilk b a s k d a r ı n ı y a p m ı ş t ı r .
V e n a t o r i u s ö n s ö z ü n d e , R e g i o m o n t a n ı ı s ' u , R o m a ' d a k i misafirliği sırasında
b u L a t i n c e v e Y u n a n c a m e t i n l e r i k o p y a l a d ı ğ ı için ö v m ü ş t ü r . Y u n a n c a m e ­
tinlerin b u baskıları R e g i o m o n t a n u s ' u n bir h ü m a n i s t olarak g ö r ü n m e s i n i
d e s t e k l e m i ş t i r , a m a y i n e d e R e g i o m o n t a n u s ' u n e l y a z m a l a r ı a r a s ı n d a n or­
t a ç a ğ m e t i n l e r i d e basılmıştır. 1542 y ı l ı n d a N u r e n b e r g ' l i bir e n s t r ü m a n ya­
p ı m c ı s ı o l a n G e o r g H a r t m a n n , " R e g i o m o n t a n u s ' u n K ü t ü p h a n e s i " n d e n or­
t a ç a ğ optikleri ü s t ü n e bir kitabı b a s m ı ş t ı r . ı x
A n c a k , k ü t ü p h a n e n i n m e t i n l e r i n i b a s m a k o n u s u n d a e n faal kişi S c h ö ­
ner o l m u ş t u . 1531 ile 1544 yılları a r a s ı n d a , ç o ğ u R e g i o m o n t a n u s tarafın­
d a n y a z ı l a n o n cilt b a s m ı ş t ı . S c h ö n e r tarafından kullanılan bir çok orijinal
e l y a z m a s ı N u r e m b e r g ' d e kalmıştır. Diğerlerini ise, şimdi hâlâ V i y a n a ' d a
19
k ı s m e n m e v c u t olan k e n d i kişisel k ü t ü p h a n e s i n e dahil e t m i ş t i r . Hakika-
ten d e S c h ö n e r R e g i o m o n t a n u s ' u n o k a d a r ç o k ç a l ı ş m a s ı n ı b a s m ı ş t ı ki,
y ü z y ı l ı n o r t a l a r ı n a g e l i n d i ğ i n d e , b a s ı l ı a s t r o n o m i ç a l ı ş m a l a r ı o r t a y a çık­
m a y a b a ş l a m ı ş v e R e g i o m o n t a n u s t a r a f ı n d a n y a z ı l d ı ğ ı n a d a i r h e r h a n g i bir
kanıt o l m a m a s ı n a r a ğ m e n , editörleri tarafından R e g i o m o n t a n u s ' a ithaf
20
edilmişti.
P i r c k h e i m e r 1530 yılında, S c h ö n e r ise 1547 yılında ö l d ü . Bu a d a m l a r ı n
R e g i o m o n t a n u s ' u n k ü t ü p h a n e s i n e erişimi kontrol ettiği d ü ş ü n ü l e n yıllarda,
e l y a z m a l a r ı , ç o ğ u d i ğ e r N u r e m b e r g ' l i l e r olan kullanıcılara, ö n c e l i k l e m e ­
tin k a y n a ğ ı olarak h i z m e t etmişti, (aslında D ü r e r tarafından satın alınan ki­
t a p l a r d a n biri - E u c l i d ' i n p a r ş ö m e n ü z e r i n e el yazısının k o p y a s ı - Altdorf
Ü n i v e r s i t e s i ' n d e bir m a t e m a t i k p r o f e s ö r ü n ü n m ü l k ü n ü n 1625 tarihli e n v a n ­
t e r i n d e " ş a h a n e bir a n t i k a " olarak t a n ı m l a n m ı ş t ı ) . 2 1 Yani, bu ilk N u r e m b e r g
kullanıcıları için, bir R e g i o m o n t a n u s ' u n imzası ya da k ü t ü p h a n e s i n d e n çı­
k a n bir m a l z e m e n i n k e n d i s i , fiziksel bir n e s n e olarak d e ğ e r t a ş ı m ı y o r d u .
A n c a k , d a ğ ı n ı k k a y n a k l a r , b i r ç o k 16. yüzyıl kullanıcısı için R e g i o m o n t a ­
n u s ' u n el y a z m a l a r ı n ı n sarf m a l z e m e s i v e y a fiziksel n e s n e olarak d e ğ e r l e n ­
dirilen ö d ü l l e r h a l i n e d ö n ü ş t ü ğ ü n ü i m a e r m e k t e d i r . 1550 yılı c i v a r ı n d a olu­
ş a n b u d e ğ i ş i m , R e g i o m o n t a n u s ' u n , S c h ö n e r ' i n çalışmalarını y a y ı n l a m a ­
s ı n d a n s o n r a artan itibarı ile aynı d ö n e m d e g e r ç e k l e ş m i ş t i .
Belki d e , R e g i o m o n t a n u s ' u n e l y a z m a l a r ı n ı n m e t i n y e r i n e ö d ü l o l a r a k
d e ğ e r l e n d i r i l m e s i n i n ilk ö r n e ğ i 1538 y ı l ı n d a o l m u ş t u . O yıl, filoloji u z m a ­
nı ve klasik m e t i n l e r i n editörü G e o r g F a b r i c i u s ( 1 5 1 6 - 1 5 7 1 ) , o d ö n e m d e
Joachimsthal'den madenciliğin öncüsü Georg Agricola'nın sahip olduğu,
S e n e c a ' n ı n Trajediler'inin, R e g i o m o n t a n u s ' u n el yazısı ile y a z ı l m ı ş k o p ­
y a s ı n ı , bu m e t n i n d a h a eski bir baskısı ile karşılaştırdığını iddia e t m i ş t i .
S e n e c a ' n ı n b i r ç o k e l y a z m a s ı v e basılı v e r s i y o n u n u n m e v c u t o l d u ğ u d ü ş ü ­
n ü l d ü ğ ü n d e ; F a b r i c i u s ' u n , s a d e c e m e t n i için bir e l y a z m a s ı n ı n p e ş i n e d ü ş ­
mesi pek muhtemel görülmemektedir.22 Ödül toplamanın bir başka örne­
ği, H e i d e l b e r g ' d e k i S a n a t fakültesi D e k a n ı J a k o b C h r i s t m a n n ' d a n gel­
m e k t e d i r . O d a , 1611 yılında R e g i o m o n t a n u s , W e r n e r v e K o p e r n i k ' i n i m ­
zalı e l y a z m a l a r ı n a s a h i p o l m a s ı ile ö v ü n m ü ş t ü . 2 3 S o n r a d a n C h r i s t m a n n ' ı n
s a h i p o l d u ğ u De revolutionibus el y a z m a s ı gösterişli b i r m e s l e k y a ş a m ı
s ü r d ü r d ü y s e d e , o n u n R e g i o m o n t a n u s e l y a z m a l a r ı n a s a h i p o l d u ğ u n a iliş­
kin ipucu bulunamamıştır.
Y u k a r ı d a da belirtildiği gibi, R e g i o m o n t a n u s ' u n kitaplarının çoğu 1563
yılından sonra iz bırakmadan kaybolmuştu. D a h a sonra gelen kitap aşıkla-
r ı t a r a f ı n d a n t o p l a n m a y a v e ticaret y a p ı l m a y a d e ğ e r d u r u m a g e l m e m i ş l e r -
di. 1575 y ı l ı n d a T y c h o B r a h e N u r e m b e r g ' d e n g e ç e r k e n , R e g i o m o n t a n u s ' a
ait d e ğ e r l i h i ç b i r e l y a z m a s ı b u l m a y ı b a ş a r a m a m ı ş t ı . 2 4 B i l d i ğ i m k a d a r ı y l a ,
1563'den sonra " R e g i o m o n t a n u s ' u n K ü t ü p h a n e s i n d e n sadece dört el
y a z m a s ı d e ğ e r l i bir e ş y a o l a r a k e l d e n e l e d o l a ş m ı ş t ı ( S c h ö n e r t a r a f ı n d a n
e l d e e d i l e n , d a h a s o n r a G e o r g F u g g e r ' e v e 1656 y ı l ı n d a V i y a n a ' y a g e ç e n
s e k i z R e g i o m o n t a n u s e l y a z m a s ı , ö d ü l d e n z i y a d e m e t i n m u a m e l e s i gör­
m ü ş gibidir.) C e b i r v e alan ölçüleri h a k k ı n d a bir m e t i n k o l e k s i y o n u , e n a z
bir R e g i o m o n t a n u s e l y a z m a s ı v e k ü t ü p h a n e işareti d â h i l , 1908 y ı l ı n d a n
önce, Amerikalı koleksiyoncu David E u g e n e Smith tarafından elde edil­
mişti. H e r n e k a d a r S m i t h e l y a z m a s ı n a , A r a p ç a r a k a m l a r ı v e o r t a ç a ğ c e ­
bir s e m b o l l e r i n e d e n i y l e d e ğ e r v e r d i y s e d e , n e k e n d i s i n e d e S m i t h ' i n e l
y a z m a s ı n ı verdiği a r k a d a ş ı N e w Y o r k ' l u y a y ı n c ı G e o r g e P l i m p t o n , b u n u n
R e g i o m o n t a n u s ' d a n geldiğini a n l a y a m a m ı ş t ı . 2 5 " R e g i o m o n t a n u s ' u n Kü­
t ü p h a n e s i " n d e n e n y a k ı n z a m a n d a p i y a s a d a d o l a ş a n e l y a z m a s ı idiyse d e ,
1908 y ı l ı n d a n ö n c e k i k a y n a ğ ı ile ilgili h i ç b i r b i l g i m i z o l m a m a s ı n a rağ­
m e n , b u k i t a p k u ş k u s u z s a h i p l e r i n e bir ö d ü l olarak v e r i l m i ş t i .
" R e g i o m o n t a n u s ' u n K ü t ü p h a n e s i " n d e n ç ı k a n e n ö n e m l i eserler, y a z d ı ­
ğı üç uzun nesir çalışması olup bunlar karton ya da parşömen kapaklarla
k a p l a n m ı ş e l yazısı k o p y a l a r d ı r . Y u k a r ı d a d a belirtildiği gibi, 1524 y ı l ı n a
g e l i n d i ğ i n d e bu el y a z m a l a r ı n ı , içerdikleri m e t i n l e r i - R e g i o m o n t a n u s ' u n
Ptolemy coğrafyasının Jacob Angelas Tercümesi Hakkında Notlar'ı, Üç­
genler Hakkında ve Trabzon'lu George'a Karşı Theon'un Savunması - ya­
y ı n l a m a u m u d u y l a , P i r c k h e i m e r satın a l m ı ş t ı . P i r c k h e i m e r ' i n Notlar b a s ­
kısı 1 5 2 5 y ı l ı n d a ; S c h ö n e r ' i n Üçgenler baskısı 1533 y ı l ı n d a o r t a y a ç ı k m ı ş ­
tı. Theon'un Savunması, adlı y o ğ u n bir ş e k i l d e 301 yaprağa yazılmış olan
v e ü z e r i n d e s ı k ç a ç a l ı ş ı l m ı ş o l a n nesir, y a y ı n l a n m a d a n k a l m ı ş t ı . P i r c k h e i ­
m e r ' i n görünürde " R e g i o m o n t a n u s ' u n K ü t ü p h a n e s i n d e n ele geçirdiği bu
e n ö n e m l i k a l e m l e r için " y ü k s e k fiyat" ö d e m e y e razı o l m a s ı , b u n l a r ı n
1 5 2 0 ' l e r d e bile fark e d i l e n d e ğ e r l e r i n i g ö s t e r m e k t e d i r . G e r ç e k t e n d e b u e l
yazmalarının kaderi, " R e g i o m o n t a n u s ' u n Kütüphanesi'nden kalan ve hâ­
lâ m e v c u t olan diğer el y a z m a l a r ı y l a şiddetli bir tezat g ö s t e r m e k t e ve

1(11
R e g i o m o n t a n u s ' u n kitaplarının ödül haline geldiğine dair en güzel örneği
oluşturmaktadır.
P i r c k h e i m e r ' i n 1530 y ı l ı n d a ö l ü m ü n d e n sonra, kişisel eserleri d ö k ü m
altına a l ı n m ı ş t ı . A m a S c h ö n e r v e V e n a t o r i u s t a r a f ı n d a n h a z ı r l a n a n , b ü y ü k
k ü t ü p h a n e s i n i n listesi k a y b o l m u ş t u . 1560 yılında P i r c k h e i m e r ' i n torunu
g e n ç W i l l i b a l d İmhoff, h â l â b o z u l m a m ı ş o l a n k ü t ü p h a n e y i m i r a s o l a r a k
a l d ı ğ ı n d a , d e ğ e r i n i n 8 0 0 G u l d e n o l d u ğ u n u t a h m i n e d i y o r d u , i m h o f f v e va­
risleri k ü t ü p h a n e y i , k ü ç ü k k a y ı p l a r l a , O t u z Yıl S a v a ş ı n a k a d a r bir a r a d a
tutmayı başardı. 1 6 3 6 y ı l ı n d a basılı k i t a p l a r v e e l y a z m a l a r ı n d a n o l u ş a n
k o l e k s i y o n u İngiliz k o l e k s i y o n c u A r u n d e l K o n t u T h o m a s H o w a r d ' a sattı­
lar ( e n v a n t e r b u l u n m a m a k t a d ı r ) . A m a bilindiği gibi, P i r c k h e i m e r i a n a ' n ı n
t a m a m ı İ n g i l t e r e ' y e g i t m e m i ş t i . 1564 y ı l ı n d a imhoff, E g i d i e n p l a t z ' d a , bir
zamanlar Nuremberg'li yayıncı Anton Koberger'in sahip olduğu büyük
bir ev satın a l m ı ş t ı . E v i y e n i l e r k e n , Imhoff, k ü ç ü k k i l i s e s i n d e gizli bir d o ­
lap y a p t ı r m ı ş t ı . Y a k l a ş ı k iki asır s o n r a , 1750 y ı l ı n d a N u r e m b e r g ' l i soylu
v e hevesli sanat v e k i t a p k o l e k s i y o n c u s u C h r i s t o p h J o a c h i m H a l l e r v o n
H a l l e r s t e i n ( 1 7 2 3 - 1 7 9 2 ) , A n n a Sibylla i m h o f f ' l a e v l e n i p , evi t e k r a r y e n i ­
l e d i ğ i n d e , d o l a b ı b u l m u ş t u . H a l l e r d o l a b ı n i ç i n d e , P r i c k h e i m e r ' i n yüzler­
ce mektubu, günlüğü, çalışmalarının bazı temiz k o p y a l a n ve Yunanca m e ­
tinlerin el yazısı ile bazı t e r c ü m e l e r i n d e n o l u ş a n gizli b ö l m e y i b u l m u ş t u .
O d ö n e m d e yaşayan kaynaklar tarafından belirtilmese de, d a h a sonra Hal­
ler'in kütüphanesinde ortaya çıkan üç R e g i o m o n t a n u s el yazması eserin de
dolapta bulunduğunu düşünebiliriz.27
1799 yılında, bir b a ş k a N u r e m b e r g ' l i k o l e k s i y o n c u , ç o k y ö n l ü tarihçi
ve sanat eleştirmeni Christoph Gottlieb von M u r r (1733-1811), Haller von
Hallerstein'in mekanından üç Regiomontanus el yazmasını toplam olarak
s a d e c e altı b u ç u k G u l d e n e satın a l m ı ş t ı . 2 8 N u r e m b e r g ' i n g ö r k e m l i R ö n e ­
s a n s g e ç m i ş i k o n u s u n d a o n sekizinci yüzyılın s o n l a r ı n d a c a n l a n a n ilginin
önderi olarak Murr, daha önce Haller von Hallerstein'in koleksiyonundan
R e g i o m o n t a n u s ' u n basılı çalışmaları v e D ü r e r tarafından y a z ı l a n m e k t u p ­
lar konusunda kısa bir biyografik makale yazmıştı.29 Aynı şekilde
1 7 6 0 ' l a r d a M u r r , bir tefecinin karısının e l i n d e e t k i n l i ğ i n i yitiren, 18 cilt
yayınlanmamış Kepler araştırması bulmuştu. 1773 yılına gelindiğinde,
Kepleriana'daki üniversite astronomi uzmanlarının ve rasathane müdürle-
rinin d i k k a t i n i ç e k m e y i b a ş a r a m a y ı n c a ( B e r l i n R a s a t h a n e s i n i n m ü d ü r ü J o -
h a n n B e r n o u l l i , M u r r ' a , e l y a z m a l a r ı n ı n ç a ğ d a ş b i l i m l e ilgisi b u l u n m a d ı ­
ğını b i l d i r m i ş t i ) , M U R R n i h a y e t R u s y a ' d a n I K a t e r i n a ' y ı , K e p l e r k i t a p l a r ı n ı
St P e t e r s b u r g Bilim A k a d e m i s i için satın a l m a y a ikna etmişti. M u r r
Kepleriana'ya önce metin olarak yaklaşmıştı, a m a kısa sürede piyasanın
bunları öncelikle ödül olarak değerlendirdiğini a n l a m ı ş t ı . 3 0
M u r r , R e g i o m o n t a n u s e l y a z m a l a r ı için b e n z e r b i r strateji u y g u l a m ı ş t ı .
1799 y ı l ı n d a , b u ü ç e s e r d e n 100 d u k a k a r ş ı l ı ğ ı n d a bile v a z g e ç m e y e c e ğ i n i
b e l i r t m i ş t i . A m a 1801 y ı l ı n d a , N a p o l y o n ' n u n birlikleri N u r e m b e r g ' i işgal
ettiği z a m a n , m a l i g ü ç l ü k l e r l e k a r ş ı l a ş ı n c a , M u r r , basılı e l ilanlarını ç a ğ ­
daş a s t r o n o m i u z m a n l a r ı n a g ö n d e r e r e k , ü ç e l y a z m a s ı n ı 8 0 0 G u l d e n kar­
ş ı l ı ğ ı n d a s a t m a y a istekli o l d u ğ u n u d u y u r m u ş t u . B u " ö d ü l t a l e p f i y a t l a r ı "
karşısında Murr, ne koleksiyoncular, ne de çalışan astronomi uzmanları
a r a s ı n d a n alıcı b u l a m a m ı ş t ı . S o n u n d a , ç a r e s i z l i k i ç i n d e , 1805 y ı l ı n d a ü ç e l
yazmasını R u s y a ' d a n 1 Alexander'a vermişti. A m a bu kibar hediye verme
k ü l t ü r ü , M u r r ' ü eli b o ş b ı r a k m a m ı ş t ı . B i r yıl i ç i n d e R u s Ç a r ı M u r r ' e kar­
şılık o l a r a k bir ö d ü l g ö n d e r m i ş t i - 2 . 0 0 0 G u l d e n d e ğ e r i n d e m ü c e v h e r l i bir
yüzük.31 1 8 0 5 ' d e n itibaren, ü ç R e g i o m o n t a n u s e l y a z m a s ı R u s y a ' d a h e ­
m e n h e m e n h i ç t a n ı n m a d a n k a l m ı ş t ı , t a k i 1958 yılında, Z i n n e r ' i n ısrarıy­
la, R u s t a r i h ç i V a l e n t i n L . T s c h e n k a l t a r a f ı n d a n b u l u n u n c a y a k a d a r . 3 2 E l
yazmalarını metin olarak incelemek istediğinden, Zinner, N u r e m b e r g
S t a d t b i b l i o t h e k için, ü ç e l y a z m a s ı e s e r i n m i k r o f i l m k o p y a l a r ı n ı n y a p ı l m a ­
sını a y a r l a m ı ş t ı . F i l m l e r 1960 y ı l ı n d a g e l d i ğ i n d e , yerel N u r e m b e r g g a z e ­
teleri bu " s ü s l e r " i n [Zıerde] k a y n a ğ ı n a geri d ö n m e s i n i k u t l a m ı ş t ı . 3 3 İkinci
D ü n y a S a v a ş ı n d a k i y ı k ı m s o n r a s ı n d a y e n i d e n y a p ı l a n m a k t a olan bir ş e h i r
için, m i k r o f i l m l e r bile ö d ü l gibi g ö r ü n m ü ş t ü .
" R e g i o m o n t a n u s ' u n K ü t ü p h a n e s i " o l a r a k bilinen kültürel e s e r l e r l e ilgi­
li bu üç h i k a y e - fiziksel bir b i r i k i m , e n v a n t e r seti ve d a h a s o n r a k i kulla­
nıcılar için bir k a y n a k o l a r a k - s a d e c e belirsizlik ve k a y ı p değil, itibar ve
s i m g e ile d e ilgili h i k a y e l e r a n l a t m a k t a d ı r . 1 5 2 0 ' l e r d e R e g i o m o n t a n u s , sa­
d e c e a s t r o n o m i s i a ç ı s ı n d a n değil, k a p s a m l ı özel k ü t ü p h a n e s i ile d e g i d e r e k
t a n ı n m ı ş t ı . A m a basit ciltleri v e s a d e y a p r a k l a n ile, R e g i o m o n t a n u s ' u n ki­
tapları belli ki, J a r d i n e ' i n s ı n ı f l a n d ı r m a s ı n a geri d ö n ü l e c e k o l u r s a , k o r u n ­
maktan çok, tüketilmekteydi. M e t i n olarak kullanıldıktan sonra bir kenara
atılıyorlardı; ö d ü l o l a r a k , d e v a m l ı l ı k l a r ı n ı s a ğ l a y a b i l e c e k o l a n v e o n altın­
cı yüzyılda kurulan b ü y ü k saray kütüphanelerine nadiren girmişlerdi.
Böylelikle, eşsiz yoğunluktaki m a t e m a t i k ve astronomi çalışmalarıyla do­
l u b ü y ü k b i r o n b e ş i n c i yüzyıl kişisel k ü t ü p h a n e s i , 1563 y ı l ı n d a n s o n r a
k a y b o l d u . M e t i n o l a r a k d e ğ e r l e n d i r i l e n e l y a z m a s ı e s e r l e r i n ç o ğ u y o k ol­
du. Sadece çok az sayıda eser varlığını sürdürmektedir.

Notlar
1. Johann Friedrich Heinrich Panzer, Bruckstücke zu Johann Regiomontans Leben
(Nuremberg: yayınlanmamış, 1797), s. 33, Hermann Conring'den alıntı.
2. Richard A. Goldthwaite, İtalya'da Servet ve Sanat Talebi, 1300-1600 (Baltimo­
re: Johns Hopkins Üniversitesi Matbaası, 1993); Lisa Jardine, Dünyevi İyilik­
ler: Rönesans m Yeni tarihi (New York: Doubleday, 1996); Thomas DaCosta
Kaufmann, Doğanın Üstünlüğü: Rönesans'ta Sanat, ilim ve Hümanizm açılan
(Princeton: Princeton Üniversitesi baskısı, 1993); Anthony Grafton, Klasikler­
le Ticaret: Eski Kitaplar ve Rönesans Okuyucuları (Ann Arbor: Michigan Üni­
versitesi Baskısı, 1997); Paula Findlen, Doğaya Sahip Olmak: Modern ital­
ya'nın ilk Zamanlarında Müzeler, Koleksiyon ve Bilimsel Kültür (Berkeley:
California Üniversitesi Baskısı, 1994), aynı yazar, "Geçmişe Sahip Olmak: İtal­
yan Rönesans'ında Maddi Dünya", Amerikan Tarih Dergisi 103 (1998): 83-114
3. Jardine, Dünyevi iyilikler
4. Regiomontanus prospektüsü, yaklaşık 1474 yılında basılmış, yayınlamayı dü­
şündüğü 45 çalışmayı listeliyor, kişisel olarak bu metinlerin kopyalarına sahip
olup olmadığını belirtmiyor. Bakınız Ernst Zinner "Die wissenschaftlichen
Bestrebungen Regiomontans und B. Walthers 1478-1522", Beitrage zur Inku­
nabelkunde N. F. 2 (1938): 89-103
5. H. Petz, "Urkundliche Nachrichten über den literatischen Nachlass Regiomon­
tans and B. Walters 1478-1522", Mitteilungen des Vereins für Geschichte der
Stadt Nürnberg 7 (1888): 237-262; Ernst Zinner, Leben und Wirken des Job.
Müller von Königsberg genannt Regiomontanus [1938], değ. 2. baskı (Osnab­
rück: Zeller, 1968), passim.
6. Franz von Saden ve J. K. F. Knaake, ed, Christoph Scheurl's Briefbuch: Ein
Beitrag zur Geschite der Reformation und ihrer Zeit (Poatdam: Gropius, 1867-
1872), s. 105-106; Gustav Bauch, "Zu Christoph Scheurl's Briefbuch", Neue
Mitteilungen aus dem Gebiet historisch-antiquarischer Forschungen 19
(1898): 400-456 (p. 433-436); Franzjosef Pensei, Verzeichmis der altdeutscher
und ausgewählter neuerer deutsche Handschriften in der Univeritatsbibliothek
Jena (Deutsche Texte des Mittelalters, 70/2) (Berlin Akademie-Verlag, l<>86),
s. Vii-viii, Irmgad Höss, Georg Spalatin, 1484-1545: Ein | 1956], 2nci
genişletilmiş baskı (Weimar: Hermann Böhlaus Nachfolger, 1989), s. 65-70;
[Willibald Pirckheimer] "Opus astronomicum incompletum", Stadtbibliothek
Nürnberg, Pirckheimer-Papiere 364, Umschlag 14, Blatt 3. Zinner, Leben und
Wirken des Joh. Müller, s. 260-261, bu dokümanı tanımlayan, içeriğini Regi-
omontus-Walther malzemelerinin hâlâ mevdut iki envanteri ile birleştiren ve
Pirckheimer'in, bunun yazarı olduğunu ilk tespit eden kişiydi, bu düşünceyi
Willibald Pirckheimer Briefwechsel'm şu andaki editörü olan Helga Scheible
tarafından, Haziran 1999'da yazara gönderdiği bir kişisel mektupla teyit edil­
mişti. Bana bu el yazmasının fotoğrafını sağladıkları için Nürnberg Devlet Kü­
tüphanesine teşekkür ediyorum.
7. "1522 1. Octobris sind Bernhardem Walthers seligen pucher verhanden gewest,
wie Gleich volgt", Nürnberg Devlet Arşivi, Reichtsstadt Nürnberg,
Landpflegeamt, Gemeinakten 1522, No. 5, 4 yaprak, 1888 yılında Petz'de dü­
zenlenmiş, s. 247-262. Nürnberg Devlet Arşivi'nden Peter Fleichmann, Hazi­
ran 1999'da yazara gönderdiği bir kişisel mektupta, bu envanterin yazarı olarak
Rıdolph'u teşhis etmişti.
8. Bakınız Klaus Matthaus, 'Zur Geschichte des Nürnberger Kalenderwesens:
"Die Entwicklung der in Nürnberg gedruckten Jahreskalender in Buchform",
Geschichte des Buchwesens' Arşivi 9 (1969), cols 965-1396 (1020-1038,
1380). Nuremberg'in Heller aleyhine yürüttüğü yasal dava ile ilgili, Nürnberg
Devlet Arşivinde, Reichhtadt Nürnberg, Ratskanzlei A-Laden 182, No.2'de
muhafaza edilen dokümanların içinde "Reliquiae bibliothecae Regioınontana-
e", 1 Haziran 1563, 7 sayfa, yer almaktadır. Bu el yazması kısmen Zinner 1968,
s. 252-258 tarafından kopyalanmıştır. 1522 ve 1563 envanterlerinin mikrofilm­
lerini bana sağladıkları için Devlet Arşivine teşekkür ederim.
9. Circa 1550, Ratsbücherei, Devlet Kütüphanesi haline gelmişti. Bakınız J. Petz,
"Urkundliche Beiträge zur Geschichte der Bücherei des Nürnberger Rates"
1429-1538", Mitteilungen des Vereins für Geschichte der Stadt Nürnberg 6
(1886): 123-174; Karlheinz Goldmann, Geschichte der Stadtbibliothek Nürn­
berg (Nuremberg: F. Willmy, 1957).
10. Inge Neske, Die Handschriften, der Stadtbibliothek Nürnberg, Bd. V: Die
lateinischen mittelaltterlichen Handschriften Varia, 13.-15. und 16,18
Jahrhundert (Wiesbaden: Harrossowitz Verlag, 1997); M. Christoph Reich,
"Index Librorum M. S. Membrane ceorum, secundem auetorum noinina",
1627, Nürnberg Devlet kütüphanesi, AK 12; Karl Fischer, "Die
Büchersammlung des Regiomontan" ", Bayerland 37 (1936): 438-440; Ric­
hard L. Kremer, "Regiomontus'un Kütüphanesi: Üç on altıncı yüzyıl envante­
rinin düzenlenmesi", hazırlık aşamasında.
11. Paul L Rose, "Hümanist Kültür ve Rönesans Matematiği: Quattrocento'mm
İtalyan Kütüphaneleri, Rönesans'taki araştırmalar 30 (1973): 46-105 (s. 48)
12. Thomas Haffner, Kardinal Giovanni d'Aragona'nın Kütüphanesi (1456-1485):
Illuminierte Handschriften und Inkunabeln für einen humanistischen
Bibliphilen zwischen Neapel und Rom (Wiesbaden: Reichert, 1997)
13. Ebernard Knobloch, "Zur Rezeption der arabischen Astronomie im 15.und 16.
Jarhundert", bulunduğu yer: Joseph W. Dauben ve diğerleri, ed., Matematiğin
tarifli: Sanat Şaheserleri. Flores Quadrivii - Christoph ./. Saika onuruna ya­
pılan çalışmalar (San Diego: Akademik Matbaası, 1996): 237-261 (s. 239-240)
14. Diğer on beşinci ve on altıncı yüzyıl matematikçilerinin kişisel kütüphaneleri­
nin envanterleri için, bakınız Paul Uiblein, "Johannes von Gmunden: Seine
Tätigkeit an der Wiener Universität" in idem, Die Universität Wien im
Mittelalter (Viyana: WUV-Universitatverlag, 1999), 349-398 (s. 393-395);
Barnabus B. Hughes "On Altıncı Yüzyıl Matematikçisi Johann Scheubel'in
Özel Kütüphanesi" Viator 3 (1972): 417-432.
15. Tahminen Georg Tanstetter Collimitius, "Viri mathematici", aynı yazar, ed. Ta-
hulae eelypsium Magislri Georgij Peurbachij, Tabula primi mohilis Joannis de
Monte Regio (Viyana: Johann Winterburger, 1514): sig aa4r-v; Erasmus Rein­
hold, "Johannes Regiomontus Hakkında" [1549], yeri: Sachiko Kusukawa, ed.
Philip Melanchton, Felsefe ve Eğitim hakkında Söylevler (Cambridge: Cam­
bridge Üniversitesi Baskısı, 1999): 236-247 (s. 246)
16. Detaylar için, bakınız Kremer, "Regiomontus'un Kütüphanesi".
17. Pirckheimer, Johannes Oecolampadius'a, 23 Ocak 1524, yeri: Emil Reicke ve
diğerleri, ed., Willibald Pirckheimers Briefweschel, 5 cilt (Münih: Beck, 1940-
2001): 5: 112-114; Ptoleın, Geographica« enarrationis libri oeto, Bilibaldo
Pirckheymero interprete, annotationes loannis de Regiomonte in errores com-
misos a lacobo Angela in translatione sua (Strasbourg: Johannes Grieningerus,
1525), s. lv-2v; Regiomontus, Üegenler Hakkında, De Triangulis Omnimodis
|1533], çeviren Barnabas Hughes (Madison: Wisconsin Üniversitesi baskısı,
1967), s. 3
18. Detaylar için, bakınız Kremer, "Regiomontus'un Kütüphanesi" ve Zinner, Le­
ben und Wirken des Joh. Müller, passim.
19. Zinner, Leben und Wirken des Joh. Müller, s. 263, Schöner tarafından yayınla­
nan el yazmalarının "büyük bir bölümü" tahrip olduğunu iddia ederken yanıl­
maktadır. Bakınız Monika Franz, "Die Hanschriften aus dem Besitz des Ph.
Eduard Fuggr mit Berücksichtigung der Hanschriften des Johannes Schöner in
der Österreichischen Nalionalbibliothek", Codices manuscripti 14 (1998): 61-
143.
20. Jakob Ziegler'in 1548 yılında kuyrukluyıldızlarla ilgili bir metni yanlış bir şe­
kilde Regiomontus'a atfetmesi konusunda bakınız, Zinner, Leben und Wirken
des Joh. Müller, s. 207-209.
21. Hans Rupprich, ed. Dürer Schriftlifte Nachlass, 3 eilt, (Berlin: Deutscher Ve-
rein für Kuntswissenschaft, 1956-1969): 1:222, 2: 75, 3: 54-55. Petrus Saxoni-
us'un mülkündeki kitaplann ve enstrümanların envanteri için, bakınız Avustur­
ya Ulusal Kütüphanesi, Viyana, lat. 12411, s. 13.
22. Bakınız Rudolph Peiper ve Gustav Richter, ed., L. Annae-
i Senecae Tragoediae (Leipzig:Teubnar, 1867); Paul Lehmann, Eine Geshichte
der alten Fuggerbibliotheken, 2 cilt dev. Sayf. (TübinghemMohr, 1956-1960),
s. 200-201. Regiomontus'un Kütüphanesinin üç envanterinde Seneca'nın her
hangi bir metne rastlanmamıştır.
23. Bakınız Zinrter, Leben und Wirken des .loh. Müller, s. 173.
24. Henricus Brucaeus'tan Brahe'ye, 14 Mayıs 1576, bulmduğu yer: J. L. E. Dre-
yer, ed., Tychonis Brahe Dani opera omnia, 15 eilt (Hauniae: Libraria Gylden-
daliana, 1913-1929): 7:33, Bakınız Zinner, Leben und Wirken des.loh. Müller,
s.264.
25. Paul Lawrence Rose, İtalyan Matematik Rönesansı: Petrareh 'dan Galileo ya
Hümanistler ve Matematikçiler hakkında Araştırmalar (Cenevre: Droz, 1975),
s. 93 ilk olarak, bu el yazmasının (Columbia Üniversitesi, Plimpton 188), Re-
giomontis kütüphanesinden çıkan el yazıları ve işaretler içerdiğini anlamıştır.
Bakınız David Eugene Smith, Rara Arithnıetica (Boston: Ginn and Company,
1908), s. 454-456,480,486-487; Menso Folkerts, "Die mathematischen Studen
Regiomontanus in seiner Wiener Zeit", bulunduğu yer: Günther Hamann, ed,
Regiomontans-Studien (Viyana: Verlag der Österreichischen Akademie der
Wissenschaften, 1980) 175-209, bu el yazmasındaki Regiomontus imzalarının
tanımı için.
26. Rusya Bilim Akademisi Arşivi, St Petersburg şubesi, MSS IV-1-935, IV-1-937.
bu arşivin eski müdürü Vladimir Sobolcv'e ve personeline Eylül, 2()0()'de gös­
terdikleri yardım için teşekkür ediyorum. Yazar, Michael Shank ile birlikte
Theon'un Savunması 'NıN sayısal versiyonunu hazırlamaktadır.
27. Pirckmayer'in kütüphanesi için, bakınız William Henry Black, Arms Üniversi­
tesi Kütüphanesindeki Arundel El Yazmalarının Katalogu (Londra: Bentley,
1829); Emile Offenbacher, "Willibald Pirckheimer'in kütüphanesi". La bibli-
ofilia 40 (1938): 241-263; Arnold Reimann, "Die aelteren Pirckheimer" ed.,
Hans Rupprich (Leipzig: Koehler & Amelang, 1944), s. 173-230; Niklas Holz­
berg, Willibald Pirckheimer. Greichischer Hiimainusinus in Deuchland (Mü­
nih: Wilhelm Fink Verlag, 1981), s. 18, 87-89; Horst Pohl, ed., Williband Im-
hoff, Enkel Und Erbe Willibald Pirkhemers (Nuremberg: Selbstverlag des Stad­
trats zu Nürnberg, 1992). Haller'in kütüphanesi ve Pirckheimeriana, bakınız Jo­
hann Heumann, Edebi Dokümanlar (Altdorf: Lavr. Schupeel. Akad. Küt,
1758), sig. A3v-4d; Friedrich Karl Gottlob Hirsching, Versuch einer
Beschreibung sehenswürdiger Bibliotheken Teutschlands, 6'da 4 eilt (Erlan­
gen: palm, 1786-1791), 3/1: 154-158; Reicke ve diğerleri, ed. Willibald
Pirckheimers Briefwechsel, 1: vii-xviii; Heinz Zimbauer, Die Haller von
Hallerstein: Eine Nürnberbger Patrierfamile im europäischen Raum (Nurem-
berg: Devlet kütüphanesi, 1961); Michael Diefenbacher ve Rudolph Endres,
ed., Stadtlexicon Nürnberg, 2nci gelişmiş baskı (Nuremberg: W. Tümmels mat­
baası, 2000), s.v. "Haller von Hallerstein, Christoph Joachim"; Bibliotheca
Christ. Joach. Halleri de Hallerstein... Puhlicae auchtions lege inde a mense
jull.a. 1798, 2 cilt (Nuremberg, yayınlanmamış, 1798), 2: S i l .
28. Halen Schloss Gro,grundlach Aile Arşivinde bulunan "Bibliotheca... Halleri de
Hallerstein, 1798'de kayıtlı olan fiyatlara göre Murr, oradan iki basılı kitap ve
10 el yazması satın almış, Üçgenler el yazması için 1 gulden 20 kreuzer, İşa­
retler için 3 gulden 15 kreuzer ve Theon'un Savunması için 2 gulden ödemiş­
tir. Murr uzun zamandan beri Haller de Hallerstein kütüphanesine aşinaydı. Ba­
kınız Christoph G. Von Murr, Beschreibung der vornehmsten
Merkwürdigkeiten in des H.R. Reichs freyen Stadt Nürnberg und auf der hhen
Shule zu Altdorf (Nuremberg: Zeh: 1778), 449-450, burada bu kütüphanenin
ebadını 15,000 cilt olarak tahmin etmektedir. Bertold Haller von Hallerstein'a
Aile Arşivinde bulunan eserlere danışmama izin verdiği için teşekkür ediyo­
rum.
29. Christoph G. Von Murr, "Vertaute biedemannische Briefe Albrecht Dürers an
den berühmten Rathsherrn Wilibald Pirckheimer in Nürnberg", Journal zur
Kunstgeschichte und zur allgemeinnen Litteratur 10 (1781): 3-48; aynı yaza­
rın, "Amplissima collecto operum lohannis Regiomontani", Journal zur
Kunstgeschichte und zur allgemeinen Litteratur 17 (1789): 356-363. Bakınız
Christian Konrad Nopitsch, Supplement, Nürbergis 4 (1808), s.v. "Murr, Chris­
toph"; Christoph von Imhoff, ed., Berühmte Nürnberger aus neun
Jahrhunderten, 2nci genişletilmiş ve büyütülmüş baskı, (Nuremberg: A. Hoff-
man, 1989), s. 225-227; Johann Ferdinand Roth, Katalog librorum quos
Christophus Theophilus De Murr... collegerat... publiace auctionis lege pro
patarapecuniadistrahendorum (Nuremberg: Lechner, 1811), Murr'ün mülkiye­
tinde bulunan 5,800'den fazla k.tabı listelemektedir.
30. Kepleriana'nın kökeni hakkında daha detaylı bilgi için, bakınız Martha List,
Die handschriftliche Nachlaß der aslronomen Johannes Kepler und Tycho
Brache, (Münih: Verlag der bayerischen Akademie der Wissenschaften, 1961)
31. Franz Xavier von Zach, Allgemenie Allgemeine geographische Ephermeriden
4 (1799), 171: "Herrliche Autographa Regiomontani (inedita?) besitzt v. Murr
in (Nuremberg: Wolf Penker, 1801). Murr'ün bu ikinci olarak belirtilen kopya­
sı, s. 509-513 ile, Halleri.... Kütüphanesinden, 1798, Regiomontus'un belirgin
olarak işaretlenmiş üç el yazması ile ciltlenmiş olarak, Nuremberg'de, Alman
Ulusal Müzesinde, raf no. 4? W775'de bulunmaktadır. [Murr|, Johannis
Regiomontani tres Codices chartacei autographi in forma qartaa. in bibliotheca
C. T. de Murr Noimbergae (Nuremberg, 1803), Regiomontus'un üç el yazma­
sını ve dört cilt basılı çalışmasını tarif etmektedir. Benim de incelediğim bu 4
sayfalık sirkülerin her kopyasının sonunda şöyle yazmaktadır: "800 fi" [yani
Gulden]. Murr'ün el yazmalarını satma önerisinin haberleri çok çabuk yayıl­
mıştı. Bakınız Joseph Jerome LeFrançois de la Lande, Astronomi Bibliyografi­
si [Paris, 1803], fas. Tekrar baskı (Amsterdam: J. C. Gieben, 1970), s. 858.
Kendisine ait "Üç El yazması", GNM 4 ? W775, Murr şunları yazmıştı: "Anno
1805 in lulio dono misi Alexsanre 1, Imp. Russ qui me donavit in lul. 1806
annulo pretiosissimo ulllltra 2600 (cancelled to 2000)". Murr'ün Rus Çarı ile
değişimleri için, bakınız Johann Georg Lampe'den Murr'a, 17/29 Mart, 1805,
10 Kasım, 1805; Michael Nikitos Muraviev'den Murr'a, 3 Ekim, 1805, Münih,
Bayern Devlet Kütüphanesi, Murriana II; Lampe'den Murr'a 7 Ağustos 1806,
Nuremberg, Alman Ulusal Müzesi, tarih Arşivi, Nachlaß Murr 1. Hiç yüzük
kullanmadığını iddia eden Murr, hayretler içinde, yüzüğü satmayı ve eski mali
gücüne kavuşmayı başaramamıştı. Bakınız Murr'dan Heinrich Reichard'a, 15
Kasım 1809, Nuremberg, Devlet Kütüphanesi, İmza. 1734, aynı dönem, Zin-
ner, Leben und Wirken des Joh. Müller, s. 264-265.
32. Bakınız Tschenakal'dan Zinner'e, 18 Eylül, 1958; Zinner'den Tschenakal'a, 29
Eylül 1958, Frankfurt aM, Institut für Geschichte der Naturwissenschaften,
Zinner Nachlaß. Tschenakal - Zinner haberleşmesinin kopyaları için David
King ve Ryszard Dyğa'ya teşekkür ediyorum.
33. Zinner'den Tschenakal'a, 29 Eylül 1958, ("Ihr fudn der 3 Ms Regiomontans
istsehr wicting, da diese 3 Ms bisher noch nicht untersucht und für die
Reiomontan-Forschung verwendet worden sind. Ich selbst kann es mir leider
nicht leisten, noch einmal nach Russland zu fahren und die Ms durchzusehen.
Es handelt sich um umfangreiche Arbeiten..."); Karlheinz Goldmann, "Drei
wertvolle wissenschaftliche Werke kehren in die Nürnberger Stadtbibliothek
zurück" I Haziran 1960, s. 2; Ernst Zinner, "Einige Handschriften des Johann
Reigmontan", Bericht des Historicshen Vereins für die Pflege der Geschichte
des ehemaligen Fürstbistums zu Bamberg 100 (1964): 315-321.
34. Bu araştırma ABD Ulusal Bilim Vakfının (SBR-9720672) ve Uluslar arası
Araştırma ve Değişim Kurulu'nun bağışları ile desteklenmiştir. Bu ikinci kuru­
luşun ödeneği ABD Devlet Bakanlığı (Balık VIII Programı) ve Ulusal İnsanlık
Bağışı tarafından sağlanmıştır. Bu kuruluşların hiç birisi, burada belirtilen gö­
rüşlerden sorumlu değildir.
5

Corvina Kütüphanesi ve Kaybolan Macar


Kraliyet Arşivi
Martyn Rady

1526 yılında, on beş günlük bir süre içinde, Macar el yazmalarının en


büyük koleksiyonlarından iki tanesi kayboldu. O yılın 29 Ağustos'unda,
Türkler Macar ordusunu Mohaç meydanında yenmişti. Macaristan'ın genç
kralı II Louis (1516-1526), büyük bir bozguna uğratılmış ve öldürülmüş­
tü. Felaketin haberleri, bir sonraki günün akşamında, başkent Buda'ya
ulaşmıştı. O gece boyunca, Buda vatandaşları, meşalelerin ışığı altında
yük arabalarını ve tekneleri yüklemişler, yanlarına alamadıklarını da göm­
müşlerdi. Bu arada sarayda, kralın dul eşi Habsburg'lu Mary, Kraliyet Ar­
şivinin bir mavnaya nakledilmesini ve Tuna nehri üzerinde daha yukarıda
bulunan, Macaristan'ın ikinci büyük şehri Bratislava'nın (Pozsony, Press-
burg) nispeten daha güvenli ortamına iletilmesini emretmişti. Mavna, Bu-
da'nın yaklaşık yirmi mil kuzeyinde Tuna'nın kıvrımını aştıktan kısa bir
süre sonra, Estergon başpiskoposluk şehrinin yakınlarında bir yerde bat­
mıştı. Yani Macar Kraliyet Arşivinin büyük bir bölümü, bugün, Tuna neh­
1
rinin çamurları altında yatmaktadır.
Habsburg'lu Kraliçe Mary kaçışı sırasında beraberinde, Kraliyet Kili­
sesinin Kütüphanesinden bir dua kitabı almıştı. 2 Ama, kocasının selefi
Kral Matthias Cornivus (1458-1490) tarafından biriktirilen Kraliyet Kü­
tüphanesini kurtarmak için her hangi bir girişimde bulunamamıştı. Muh-
t e m e l e n , e n d e ğ e r l i ciltleri raflara b a ğ l a y a n z i n c i r l e r t a r a f ı n d a n e n g e l l e n ­
m i ş t i . M a r y ' n i n telaşı b o ş u n a d e ğ i l d i . Z i r a s a d e c e iki g ü n s o n r a T ü r k akın­
cıları, B u d a ' n ı n e t e k l e r i n e u l a ş m ı ş v e k a ç ı ş yollarını e t k i n bir ş e k i l d e ka­
p a t m ı ş l a r d ı . 3 A n c a k , T ü r k S u l t a n ı S ü l e y m a n ' ı n zaferle ş e h r e g i r m e s i , 1 2
E y l ü l tarihini b u l m u ş t u . A r a d a g e ç e n s ü r e d e , a n l a ş ı l a n , b a z ı k i t a p l a r k o ­
r u n m a s ı z k ü t ü p h a n e d e n ufak ufak g ö t ü r ü l m ü ş t ü . 4 A n c a k b u kayıplar, T ü r k
b i r l i k l e r i n i n B u d a ' y a g i r m e l e r i n i i z l e y e n y ı k ı m ile, h e m K r a l i y e t S a r a y ı n ı ,
h e m d e k ü t ü p h a n e n i n k e n d i s i n i y a ğ m a l a m a l a r ı n ı n y a n ı n d a h i ç b i r şeydi.
Y i n e d e , h e r n e k a d a r O s m a n l ı a s k e r i o r a d a t u t u l a n b i r ç o k k i t a b ı n değerli
y a l d ı z v e m i n e l e r i n i s ö k m ü ş l e r s e d e , ö n e m l i bir m i k t a r S u l t a n için kurta­
rılmıştı. B u n l a r S ü l e y m a n ' ı n kafilesi ile İ s t a n b u l ' a g ö t ü r ü l m ü ş v e s a r a y a
t e s l i m e d i l m i ş t i . B u r a d a , bazıları S u l t a n tarafından, z i y a r e t t e b u l u n a n b ü ­
y ü k e l ç i l e r e h e d i y e o l a r a k verilmişti. Diğerleri ç a l ı n m ı ş v e açık p a z a r d a sa­
tılmıştı. A n c a k , k a l a n ciltler, i h m a l e d i l e r e k b ı r a k ı l m ı ş v e k ö k e n l e r i o n d o ­
k u z u n c u yüzyılın ikinci y a r ı s ı n a k a d a r u n u t u l m u ş t u . 5 B ö y l e l i k l e , 1480'ler-
d e varlığının z i r v e s i n d e o l a n H ı r i s t i y a n l ı ğ ı n e n b ü y ü k k ü t ü p h a n e s i y o k ol­
muştu.6
M a t t h i a s C o r n i v u s tarafından k u r u l a n K r a l i y e t K ü t ü p h a n e s i n d e k i kay­
bın b o y u t l a r ı h a k k ı n d a bazı h e s a p l a r y a p a b i l i r i z . E n p a r l a k d ö n e m i n d e , bi­
lindiği a d ı y l a C o r v i n a K ü t ü p h a n e s i , n e r e d e y s e t a m a m ı e l y a z m a s ı o l a n ,
2 . 0 0 0 ile 2 . 5 0 0 a r a s ı n d a e s e r i ç e r i y o r d u . B u g ü n s a d e c e 2 1 6 ' s ı k u r t u l m u ş
d u r u m d a d ı r v e İtalya, İ r l a n d a , İ s p a n y a v e Birleşik A m e r i k a gibi birbirin­
d e n uzak yerlere d a ğ ı l m ı ş l a r d ı r . G e n e l inanışın a k s i n e , t a m a m ı n ı n M a c a r
K r a l i y e t A r m a s ı ile ( v e M a t t h i a s ' ı n k a r a k u z g u n a m b l e m i ile i ş a r e t l e n m e ­
diği d ü ş ü n ü l d ü ğ ü n d e ) , belki d e d a h a fazla e s e r k u r t u l m u ş t u r . 7 M a c a r kra­
liyet a r ş i v i n e g e l i n c e , a k s i n e , içeriği ve k a y b ı n d o ğ a s ı ile ilgili o l a r a k , sa­
d e c e tahminde bulunabiliriz. Birçok özel kütüphanenin kurtularak, top­
l a m d a 3 0 0 . 0 0 0 ' i n ç o k ü z e r i n d e kişisel a n l a ş m a o r t a y a ç ı k a r m ı ş o l m a s ı n a
r a ğ m e n , b u n l a r ı n bir şekilde, kraliyet a r ş i v l e r i n d e b u l u n a n m a l z e m e t ü r l e ­
rinin simgeleri o l u p o l m a d ı ğ ı n d a n e m i n o l a m a y ı z . B u özel k o l e k s i y o n l a r
ç o ğ u n l u k l a T r a n s i l v a n y a ' d a n v e krallığın k u z e y i n d e n k a y n a k l a n d ı ğ ı n d a n ,
b u n l a r ı n o r t a ç a ğ M a c a r k u r u l u ş l a r ı n ı n v e u y g u l a m a l a r ı n ı n ç a r p ı k b i r izle­
n i m i n i yansıttığı s ö y l e n e b i l i r . 8
K r a l i y e t a r ş i v i n i n k a y b ı v e C o r n i v a K ü t ü p h a n e s i n i n tarihi, o r t a ç a ğ M a -
car t a r i h i n i b i r b ü t ü n o l a r a k a n l a m a m ı z ı s a ğ l a y a c a k ilave s o n u ç l a r taşı­
m a k t a d ı r . K r a l i y e t Arşivi o l m a k s ı z ı n , K r a l l ı ğ ı n nasıl y ö n e t i l d i ğ i v e M a c a ­
r i s t a n ' ı n n e ö l ç ü d e etkin b i r ş e k i l d e idare e d i l d i ğ i n i d e ğ e r l e n d i r m e k o n u ­
s u n d a fazla ş a n s ı m ı z b u l u n m a m a k t a d ı r . K u r t u l a n a n l a ş m a l a r , şekil, m ü h ü r
k u l l a n ı m ı , kaligrafi v e dil a ç ı s ı n d a n , n e r e d e y s e B a t ı A v r u p a ' d a y a y ı n l a ­
n a n l a r l a a y n ı d ı r . A n c a k sayıları ç o k d a h a a z d ı r . 13. y ü z y ı l A l m a n y a ' s ı , İs­
v i ç r e ' s i v e H o l l a n d a ' s ı n d a n , 4 0 . 0 0 0 ' d e n fazla d o k ü m a n b u ş e k i l d e k u r t a ­
rılmışken, M a c a r i s t a n ' d a n , aynı yüzyıl için s a d e c e birkaç yüz adet kal­
mıştır.9 D a h a belirgin bir şekilde söylemek gerekirse, F r a n s a ' d a Philip
A u g u s t u s ' u n H ü k ü m d a r l ı ğ ı d ö n e m i n d e n ( 1 2 0 6 - 1 2 2 3 ) , 1 2 0 0 ' d e n fazla an­
l a ş m a k a l m ı ş t ı r , a m a o n u n l a a y n ı d ö n e m d e y a ş a m ı ş o l a n M a c a r Kralı II.
Andrew'un Hükümdarlığı döneminden kalan anlaşma sayısı sadece
10
300'dür. A y n ı ş e k i l d e , 14. y ü z y ı l M a c a r i s t a n ' ı n d a n b i r k a ç bin a n l a ş m a
m e t n i k a l m ı ş k e n , b u d ö n e m d e İ n g i l t e r e v e F r a n s a ' d a b u m i k t a r bir m i l y o ­
n u n ç o k ü z e r i n d e d i r . B u t u t a r s ı z l ı k l a r s a d e c e arşivin k a y b ı ile a ç ı k l a n a b i ­
lir m i ? Y o k s a , b u n u n a l t ı n d a , k r a l i y e t y ö n e t i m i n d e , s a d e c e d ı ş a d ö n ü k
f o r m l a r ı n v e g ö r ü n ü m l e r i n b e n i m s e n d i ğ i , g e n e l k u r u m s a l geri k a l m ı ş l ı k
koşulları mı yatıyordu?
B e n z e r belirsizlikler M a t t h i a s C o r n i v u s ' u n K ü t ü p h a n e s i için d e geçer­
lidir. H e r ş e k i l d e , b u o l a ğ a n ü s t ü bir k o l e k s i y o n d u . B ü y ü k l ü k a ç ı s ı n d a n ,
V a t i k a n K ü t ü p h a n e s i n d e n s o n r a ikinci s ı r a d a g e l i y o r d u . Ö n d e g e l e n İtal­
yan miniatore'lar* tarafından k o p y a l a n m ı ş ve bazı durumlarda ünlü h ü m a ­
nistler t a r a f ı n d a n d ü z e l t i l m i ş e l y a z m a l a r ı ile d o l u y d u . 1 1 Y i n e d e , k ü t ü p h a ­
n e n i n M a c a r v e h a t t a O r t a A v r u p a k ü l t ü r e l g e l i ş i m i n i n bir temsilcisi ola­
rak d e ğ e r l e n d i r i l i p d e ğ e r l e n d i r i l e m e y e c e ğ i v e y a b u n u n y e r i n e , a s l ı n d a ya­
b a n c ı l a r d a n alıntı o l u p o l m a d ı ğ ı sorusu h â l â geçerliliğini k o r u m a k t a d ı r .
Y a k ı n z a m a n l a r d a bir M a c a r t a r i h ç i n i n k a n ı t l a d ı ğ ı gibi, C o r n i v a K ü t ü p h a ­
nesi v e h ü k ü m d a r ı n kişiliği etrafında t o p l a n a n h ü m a n i s t l e r , " g e n e l o l a r a k
g e l i ş m e k t e olan bir k ü l t ü r b u z d a ğ ı n ı n g ö r ü n e n ucu değil, n i s p e t e n geri kal­
m ı ş k o ş u l l a r a r a s ı n d a , e n t e l e k t ü e l elitler tarafından g e r ç e k l e ş t i r i l e n , o l d u k ­
ça yalıtılmış bir girişim" idi.12 Matthias'ın varisleri II. YVladislas
( 1 4 9 0 - 1 5 1 6 ) v e II. L o u i s t a r a f ı n d a n k ü t ü p h a n e y e gösterilen belirgin ih-
m a l , b u a ç ı d a n , M a c a r l a r ı n s a d e c e R ö n e s a n s ' a değil, b ü t ü n olarak batı kül­
t ü r ü n ü n e t k i l e r i n e k a y ı t s ı z l ı ğ ı n ı n kanıtı d u r u m u n d a d ı r .
A n c a k , b u s o r u l a r ı n a r d ı n d a , M a c a r i s t a n t a r i h i n d e , M a c a r i s t a n ' ı n Av-
r u p a ' d a k i yeri v e " b a t ı l ı l a ş m a " v e " m o d e r n i z a s y o n " d ö n e m l e r i n i n , M a c a ­
r i s t a n ' ı n g e l i ş i m i n d e yarattığı y ü z e y s e l k ö k l e r y a d a ç a r p ı k s o n u ç l a r ı n b o ­
yutu ile ilgili, ç o k d a h a b ü y ü k v e d a h a eski bir k o n u y a t m a k t a d ı r . 1 9 8 0 ' l e -
rin b a ş ı n d a t e k r a r c a n l a n a n v e M a c a r tarihi h a k k ı n d a y a p ı l a n e n son araş­
t ı r m a n ı n a n a motifini o l u ş t u r a n b u t a r t ı ş m a , d o ğ a l o l a r a k , M a c a r i s t a n ' ı n
S o ğ u k S a v a ş A v r u p a ' s ı n d a k i yeri v e A v r u p a B i r l i ğ i ' n d e k i g e l e c e ğ i ile ya­
k ı n d a n ilgilidir. 1 3 H e r n e k a d a r a m a c ı m ı z b u t a r t ı ş m a n ı n içine ç e k i l m e k
d e ğ i l s e d e , y i n e d e , C o r v i n a K ü t ü p h a n e s i n i n v e K r a l i y e t Arşivinin h a n g i
b a ğ l a m d a geliştiğini t a n ı m l a r k e n , d o l a y l ı olarak g ö n d e r m e l e r y a p a c a ğ ı z .
Hem el yazması koleksiyonun, hem de anlaşmaların kullanımının sadece
s a r a y d a v e h ü k ü m d a r ı n kişiliğinin etrafında t o p l a n a n k ü ç ü k bir elit g r u b u n
faaliyeti olarak d e ğ e r l e n d i r i l i p d e ğ e r l e n d i r i l e m e y e c e ğ i n i t a r t ı ş a c a ğ ı z . O y ­
sa, t o p l a m a , d ü z e l t m e , y a z m a , o k u m a v e kayıt t u t m a , O r t a ç a ğ M a c a r i s ­
t a n ' ı n a ilişkin o l a r a k a n l a t ı l a n l a r d a n ç o k d a h a fazla m e r k e z dışı faaliyet­
lerdi.
M a t t h i a s C o r v i n u s , bir ç o c u k o l a r a k M a c a r T a h t ı n a 1458 y ı l ı n d a seçil­
m i ş t i . Ö z e l ö ğ r e t m e n l e r i ciddi, İ t a l y a ' d a k i e n t e l e k t ü e l v e sanatsal h a r e k e t ­
lere vakıf insanlardı v e babası d a g ü y a h ü m a n i s t t i . J o h n H u n y a d i L a t i n c e
o k u y a m ı y o r d u . A m a t e r c ü m e l e r i k e n d i s i n e o k u n d u ğ u n d a kesinlikle klasik
m e t i n l e r i t a k d i r e d i y o r d u . 1 4 6 0 ' l a r ı n s o n u s ü r e s i n c e , M a t t h i a s k e n d i kü­
tüphanesini oluşturmaya başlamış, öncelikle önemli metinlerin kopyaları
için İ t a l y a ' y a u z m a n l a r y o l l a m ı ş t ı . A m a c ı , toplu olarak g ü n c e l bilgileri el­
d e e t m e k değil. O n u n y e r i n e , tarih, teoloji, e ğ i t i m s e l v e s p e k ü l a t i f felsefe,
coğrafya, astroloji v e m i m a r l ı k k o n u l a r ı n d a ö n d e gelen ç a l ı ş m a l a r ı n t a m a ­
m ı n ı içeren " t a m " b i r k ü t ü p h a n e o l u ş t u r m a k t ı . M a t t h i a s ' ı n ilk ö ğ r e t m e n i ­
n i n J a n o s Vitez v e V i t e z ' i n y e ğ e n i J a n u s P a b b o n i u s ' u n 1472 y ı l ı n d a k i iha­
neti, bir hayal kırıklığı d ö n e m i b a ş l a t m ı ş , b u d ö n e m y a l n ı z c a , k r a l ı n 1 4 7 6
y ı l ı n d a N a p o l i t e n p r e n s e s i A r a g o n ' l u B e a t r i x ile e v l e n m e s i ile hafiflemiş­
ti. B ö y l e c e , kral faaliyetlerine d e v a m e t m i ş , e l y a z m a s ı e s e r l e r i n t o p l a n m a ­
sını v e k o p y a l a n m a s ı n ı , Y u n a n c a m e t i n l e r i n t e r c ü m e e d i l m e s i n i v e Bu-
d a ' d a k e n d i a t ö l y e s i n i n k u r u l m a s ı n ı e m r e t m i ş t i . M a t t h i a s ' ı n kopyaladığı
m e t i n l e r b ü y ü k ö l ç ü d e h ü m a n i s t bir yazı türü ile ç o ğ a l t ı l m ı ş , k e n d i n e ö z e l
h a n e d a n a r m a l a r ı v e m a v i bir alan ü z e r i n e , k u z g u n s e m b o l ü ile s ü s l e n m i ş ­
ti. H e r n e k a d a r , b u e l y a z m a l a r ı n ı n bir b ö l ü m ü B u d a a t ö l y e s i n d e k o p y a -
l a n d ı y s a da, b ü y ü k bir ç o ğ u n l u ğ u , uzak m e s a f e d e , e v l e r i n i n b u l u n d u ğ u şe­
h i r l e r d e çalıştırılan v e y a M a c a r i s t a n ' a y e r l e ş m e y e i k n a e d i l e n F l o r a n s a l ı
s a n a t ç ı l a r ı n e s e r i y d i . Kral a d ı n a ç a l ı ş a n s a n a t ç ı l a r ı n s a y ı l a r ı n ı n , o t u z u n üs­
t ü n d e o l d u ğ u t a h m i n e d i l m i ş t i . A n c a k , M a c a r l a r ı n , h e r h a n g i bir ş e k i l d e
kralın el y a z m a l a r ı n ı n k o p y a l a n m a s ı ya da s ü s l e n m e s i ile ilgili o l d u k l a r ı ­
na dair hiçbir kanıtımız bulunmamaktadır.
E l y a z m a l a r ı , t a m a m l a n d ı k t a n s o n r a , s a r a y b ö l g e s i n d e k i kilisenin h e ­
m e n g ü n e y i n d e y e r alan k r a l i y e t k ü t ü p h a n e s i n e y e r l e ş t i r i l i y o r d u . S a r a y ı n
b u b ö l ü m ü , o n s e k i z i n c i y ü z y ı l d a y e n i bir d u v a r y a p ı l m a s ı s o n u c u n d a
m a h v o l m u ş , ç o k t a n yıkılmıştır. A n c a k o d ö n e m e ilişkin k a y n a k l a r , k ü t ü p ­
h a n e n i n , taht o d a s ı ile sırt sırta o l d u ğ u n u ve k e m e r l i iki o d a d a n o l u ş t u ğ u ­
nu ileri s ü r m e k t e d i r . B u n l a r ı n i l k i n d e p e r d e l i raflar ve d o l a p l a r b u l u n u y o r ­
d u . R a f l a r a z i n c i r l e n m i ş bir ş e k i l d e , y a t a y o l a r a k , k ü t ü p h a n e n i n e n iyi
eserleri d u r u y o r d u . D a h a a z d e ğ e r t a ş ı y a n l a r , d o l a p l a r a y e r l e ş t i r i l m i ş t i .
A n a k e m e r , M a t t h i a s ' ı n 1469 y ı l ı n d a B o h e m tacını satın a l m a s ı y l a ilgili
o l a r a k , astrolojik s e m b o l l e r l e d o n a t ı l m ı ş t ı v e bir d i v a n v a r d ı . Ç o k s a y ı d a
vernikli c a m p e n c e r e ile a y d ı n l a t ı l ı y o r d u . İkinci o d a , fiilen d e p o l a m a a m a ­
cıyla k u l l a n ı l ı y o r , L a t i n c e ' y e t e r c ü m e e d i l m e s i d ü ş ü n ü l e n Y u n a n c a e l yaz­
m a l a r ı n ı i ç e r i y o r d u . B u n l a r , s a d e c e kralın y a z m a n l a r ı için ç a l ı ş m a m a l z e ­
m e s i o l a r a k d ü ş ü n ü l d ü ğ ü n d e n , fazla süslü d e ğ i l l e r d i . İlk k e m e r l i o d a n ı n ,
M a t t h i a s ' ı n b a ş k a n l ı k ettiği ve katıldığı felsefi ve d i ğ e r t a r t ı ş m a l a r için
s e m p o z y u m alanı o l a r a k k u l l a n ı l m ı ş o l m a s ı ç o k m u h t e m e l d i r . K e s i n ola­
rak b i l i y o r u z ki, kralın teoloji ve a s t r o l o j i y e karşı b ü y ü k bir ilgisi vardı.
N e o - P l a t o n i k felsefe k o n u s u n d a a k a d e m i k t a r t ı ş m a l a r y ö n e t i y o r d u v e ç o ­
ğ u k e z M a r s i l l o F i c i n i ' n i n m a i y e t i n e k a t ı l m a s ı n d a (boşu b o ş u n a ) ısrar e d i ­
y o r v e k a t ı l a n asilleri, n a d a n l ı k l a r ı v e c e h a l e t l e r i n e d e n i y l e şiddetle kını­
yordu.14
M a t t h i a s , k o l e k s i y o n u n u n , z i h n i n z e v k i (ingenii voluptati) için ve kral­
lığın o n u r u (pro regni decore) için o l d u ğ u n u a ç ı k l ı y o r d u . 1 5 T o p a r l a y a b i l ­
d i ğ i m i z k a d a r ı y l a , k ü t ü p h a n e s i , e p e y c e faal bir k ü t ü p h a n e y d i . Ö n d e g e l e n
a d a m l a r ı y l a y a p t ı ğ ı t a r t ı ş m a l a r d a kral, belli bir k o n u h a k k ı n d a k i b i l g i n i n
16
b u l u n m a s ı g e r e k t i ğ i belirli ciltleri b e l i r t e b i l i r d i . A y r ı c a , biliyoruz ki, zi­
yaret eden bilim adamları tarafından, kütüphanedeki kitaplara başvurulu­
yor, d ü z e l t m e l e r y a p ı l ı y o r d u v e M a c a r t a r i h ç i T h u r ö c z y , Gesta'sını yazar­
17
ken burada bulunan birçok kitaptan yararlanmıştı. B u n u n l a birlikte, kü­
t ü p h a n e aynı z a m a n d a gösteriş a m a c ı n ı d a t a ş ı y o r d u : T a h t o d a s ı n ı n y a n ı n ­
d a b u l u n m a s ı n ı n n e d e n i b u y d u . S a d e c e bir kraliyet servetinin etkilerini
g ö s t e r m e y i değil, ayrıca, bir t a r i h ç i n i n ifadesiyle, " h a n e d a n ı o l m a y a n , kla­
sik M a k y a v e l i s t yeni p r e n s i n " politik a m a ç l a r ı n ı ilerletmeyi hedefliyor­
d u . 1 8 Z i y a r e t ç i l e r , M a t t h i a s ' ı n , k ü t ü p h a n e s i n i n telkin e t m e s i n i istediği kla­
sik i m a l a r v e r e f e r a n s l a r k o n u s u n d a h i ç b i r k u ş k u y a d ü ş m ü y o r d u . F l o r a n -
salı h ü m a n i s t N a l d u s N a l d i u s , kralı, belli başlı a n t i k a k o l e k s i y o n c u l a r ı At-
talus, P t o l e m y , L u c u l l u s , S e z a r v e A s i n i u s Pollio ile karşılaştırmıştı. K e n ­
di açısından, Angelo Poliziano, Matthias'ı, "hepsinin içinde en zengin ve
e n g ö r k e m l i k ü t ü p h a n e " y i k u r m a k o n u s u n d a k i ç a b a l a r ı n d a n ö t ü r ü kutla­
mıştı. H e r n e k a d a r 1525 y ı l ı n d a z a t e n h a r a p d u r u m a g e l m i ş k ü t ü p h a n e y i
ziyaret e t t i ğ i n d e , B r a s s i c a n u s d a ö v g ü l e r i n d e aynı d e r e c e d e v u r g u l u y d u .
B r a s s i c a n u s , M a t t h i a s ' ı Pollio ile karşılaştırarak, ziyareti h a k k ı n d a ş u n l a ­
rı y a z m ı ş t ı : "Kütüphanedeki her kitabı inceledim. Ama niye kitap diyeyim
ki, orada kitap olduğu kadar, hazine de vardı... Sonra, aslında kendimi kü­
tüphanede değil de, - dedikleri gibi - Jüpiter'in* bağrında gibi hissettim.
Çok sayıda Yunanca ve Ibranice kitap gördüm, Kral Matthias bunları, Bi­
zans'ın ve birçok Yunan şehrinin düşmesinden sonra, sınırsız miktarda
para karşılığında satın alarak, sanki esir pazarındaki esirlermiş gibi on­
ları zincirlerinden kurtarmıştı. Çok sayıda eski ve yeni Latince kitap gör­
düm... Bildiğim kadarıyla başka hiçbir yerde bulamayacağım kadar."19
G e r ç i , k ü t ü p h a n e n i n bazı kitapları, a ç ı k ç a d a h a d a r görüşlü bir h a n e d a n l ı k
amacına hizmet ediyordu. Görünüşleri Matthias'ın, kendi gerçek veliahdı
olarak d ü ş ü n d ü ğ ü , gayrı m e ş r u oğlu J o h n C o r n i v u s ' u , y ü c e l t m e a m a c ı n ı
t a ş ı y o r d u . G e r ç e k t e n d e , k ü t ü p h a n e n i n 1 4 8 0 ' l e r i n s o n u n d a k i hızlı b ü y ü ­
m e s i , b u tasarıyla b a ğ l a n t ı s ı z o l m a y a b i l i r d i . 2 0
A n c a k , J o h n , M a t t h i a s ' ı n yerine g e ç e m e d i . M a c a r i s t a n ' ı n J a g e l l o n h ü ­
k ü m d a r l a r ı n ı n y ö n e t i m i d ö n e m i n d e , M a t t h i a s tarafından k u r u l a n k ü t ü p h a -

Jüpiter: R o m a m i t o l o j i s i n d e en b ü y ü k tanrı, J o v e adıyla da bilinmektedir, [ç.n.]


n e zayıf d ü ş t ü . T e k k o p y a o l a n k i t a p l a r v e r i l m i ş ; b a z ı l a r ı n ı n i a d e e d i l m e s i
sağlanamamıştı. Hakikaten de, t a m a h k â r bilim adamları, B u d a ' y ı ziyaret
e d e n a r k a d a ş l a r ı n a , k ü t ü p h a n e d e n e d i n m e k istedikleri k i t a p l a r ı n listelerini
bile v e r m i ş l e r d i . B u kitapların hırsızları, y a kraliyet a r m a s ı n ı n ü z e r i n i b o -
y a m ı ş y a d a d a h a ö n c e k i m ü l k i y e t i n e ilişkin t ü m kanıtları yırtıp atmışlardı.
A y n ı şekilde, M a t t h i a s tarafından k u r u l a n atölye, ö l ü m ü n d e n sonraki bir­
k a ç yıl içinde faaliyetini d u r d u r m u ş t u . 1519 yılında, k ü t ü p h a n e y i ziyaret
e d e n birisi, " ç a r e s i z c e kurt ve g ü v e l e r l e m ü c a d e l e e d e r e k nasıl birbiri ardı­
n a " kitapları eline aldığını anlatmıştı.21 B i r yıl s o n r a , V e n e d i k elçisi
M a s s a r i o , D ü k a ' n ı n * sekreterine, k ü t ü p h a n e d e değerli bir t e k e l y a z m a s ı bi­
l e b u l a m a d ı ğ ı n ı , b ü t ü n iyilerin a l ı n m ı ş o l d u ğ u n u bildirmişti. B u ç ö k ü ş ü n
a ç ı k l a m a s ı k ı s m e n J a g e l l o n h ü k ü m d a r l a r ı n ı n mali sıkıntılarında y a t m a k t a ­
d ı r . 2 2 B ü y ü k atalarının özel kaynakları v e vergi g e l i r l e r i n d e n y o k s u n d u l a r
v e d a h a s ı , " k e n d i başlarına y a ş a m a " p r e n s i b i n e d a y a n a n M a c a r d i y e t i n e
zorlanıyorlardı - " k e n d i b a ş l a n " n ı o l u ş t u r a n şeyin tanımı giderek daralı-
y o r d u . B u n e d e n l e , s a d e c e k ü t ü p h a n e n i n stoklarına ilave y a p m a y ı başara-
m a m a k l a k a l m a m ı ş l a r , k ü t ü p h a n e n i n içeriğini d e , güçlerinin yettiği k a d a r
bir bir b a ğ ı ş l a m ı ş l a r d ı . A n c a k , II. Wladislas ve II. L o u i s ' n i n h ü k ü m d a r l ı ğ ı
d ö n e m i n d e , M a c a r i s t a n ' ı n kültürel y a p ı l a n m a s ı n ı n İ t a l y a ' d a n uzaklaşıp,
A l m a n y a v e B o h e m y a ' y a d o ğ r u k a y m a s ı n a d a ayrıca d i k k a t e t m e l i y i z .
B ö y l e c e , k u z e y d e k i R ö n e s a n s ' ı n temsilcileri, İtalyan h ü m a n i s t l e r i n m a h ­
volmasına neden olmuştu. Matthias'ın Hükümdarlığı süresince kütüphane­
ye d e s t e k olan İtalyan bağlantısı bir şekilde yok o l m u ş t u .
M a t t h i a s ' ı n K ü t ü p h a n e s i n i n itibarının, M a c a r i s t a n ' d a k i t a p ve el yaz­
m a s ı k o l e k s i y o n u y a p ı l m a s ı n ı teşvik e d i p e t m e d i ğ i n i k a n ı t l a m a k m ü m k ü n
değildir. A n c a k , on beşinci y ü z y ı l d a n s o n r a , el y a z m a s ı ve k i t a p k o l e k s i ­
y o n c u l u ğ u n d a artış o l d u ğ u n a dikkat e d e b i l i r i z . 2 3 E s a s o l a r a k , bu iş, ileri
gelen rahipler tarafından üstlenilmişti. 1475'den sonra Vâc Piskoposu
Nicolas Bâlhory'nin, bu şekilde, Çiçero'nun Tusculanarum'unun ender
k o p y a l a r ı n d a n birinin yanı sıra, F i c i n o ve S a l v i u s tarafından k e n d i s i n e ve­
rilen b a ş k a k i t a p l a r içeren bir k ü t ü p h a n e s i b u l u n m a k t a y d ı . K e n d i a d ı n a ,
V a r a d P i s k o p o s u F r a n c i s P e r e n y i , Vergil, S e n e c a ; S y n e s i u s , D i o d o r u s
S i c u l u s v e E r a s m u s ' u n eserlerine sahipti. Basılı k i t a p l a r ı n y a y g ı n l a ş m a s ı
koleksiyonların büyümesine yardımcı olmuştu. Varad Piskopos yardımcı­
s ı Martin H a c z a k i , M o h a ç d ö n e m i n e g e l i n d i ğ i n d e , ö n e m l i bir k ü t ü p h a n e ­
ye sahip olmuştu. Bu kütüphaneden, Pliny ve P l a t o ' n u n eserlerinin yanı

* Duka: E s k i V e n e d i k ve C e n o v a cumhuriyetlerinin s e ç i m l e g e l e n yöneticileri [ç.n.]


sıra, T h o m a s M o r e ' u n Utopia'sinin 1 5 1 8 b a s k ı s ı d a d a h i l , e n a z 9 3 a d e t
kitap k a l m ı ş t ı r . A n c a k , b i r ç o k d u r u m d a , bir k o l e k s i y o n d a k i k i t a p l a r ı n ya­
zarları h a k k ı n d a k i bilgiler, v a s i y e t l e r d e v e r i l e n ç o k kısa b i l g i l e r l e sınırlı­
dır. K a l o c s a B a ş p i s k o p o s u G e o r g e H a n d ó ' n u n 3 0 0 ' d e n a z o l m a y a n sayı­
d a k i t a b a s a h i p o l d u ğ u n u b i l i y o r u z ; ö t e y a n d a , V â r a d p i s k o p o s u Bâlint
F a r k a s ' ı n v a s i y e t i n d e , 2 0 0 k i t a p t a n o l u ş a n bir k ü t ü p h a n e d e n b a h s e d i l m e k ­
tedir. A n c a k , d a h a fazla bilgi b u l u n m a m a k t a d ı r .
A n c a k , K r a l i y e t Kilisesinin K ü t ü p h a n e s i ile ilgili o l d u k ç a ö n e m l i ka­
n ı t l a r ı m ı z b u l u n m a k t a d ı r . B u kilise, K r a l i y e t K ü t ü p h a n e s i n i n ç o k y a k ı n ı n ­
da bulunuyordu ve sarayın rahiplerine hizmet etmesi hedefleniyordu. Bun­
ların t e m e l görevi, kralın kutsal e m a n e t l e r i n i k o r u m a k , ayinsel g ö r e v l e n
yerine g e t i r m e k ve çeşitli idari, s e k r e t e r l i ğ e ait d i p l o m a t i k g ö r e v l e r i ger­
ç e k l e ş t i r m e k t i . 2 4 Kilise k ü t ü p h a n e s i 1686 yılında, B u d a ' n ı n t e k r a r a l ı n m a ­
s ı s o n r a s ı n d a b u l u n m u ş v e b a ş l a n g ı ç t a , Kral M a t t h i a s ' ı n k e n d i k ü t ü p h a n e ­
s i o l d u ğ u d ü ş ü n ü l m ü ş t ü . B u n d a n kısa s ü r e s o n r a , kraliyet k u m a n d a n ı M a r -
sigli, K i l i s e K ü t ü p h a n e s i n i n bir b ö l ü m ü n ü V i y a n a ' y a t a ş ı m ı ş , b u r a d a 2 6 5
kitap k a t a l o g l a n m ı ş t ı . 2 S K r a l i y e t Kilisesinin p e r s o n e l i n e ait g ö r e v l e r d ü ş ü ­
n ü l d ü ğ ü n d e , k o l e k s i y o n u n b u ş e k i l d e k a t a l o g l a n a n b ü y ü k bir b ö l ü m ü n ü n ,
ayinler v e d u a l a r l a ilgili ç a l ı ş m a l a r ı i ç e r m e s i sürpriz o l m a m a l ı . A n c a k ka­
talog, K r a l i y e t r a h i p l e r i n i n , h e m klasik e d e b i y a t , h e m d e A v r u p a ' d a dini
reform h a r e k e t l e r i a ç ı s ı n d a n d a h a g e n i ş ilgi a l a n l a r ı n a s a h i p o l d u k l a r ı n ı
g ö s t e r m e k t e d i r . B u n e d e n l e k a t a l o g Cicero, L i v y , O v i d , P l a u t u s , P l i n y ,
S e n e c a , S t r a b o v e T e r e n c e ' i n y a n ı sıra E r a s m u s v e L u t h e r ' i n n ü s h a l a r ı n ı
i ç e r m e k t e y d i . A n c a k , b u n l a r ı n b ü y ü k ç o ğ u n l u ğ u basılı n ü s h a l a r d ı . B u d a
Sultanın neden bunların İstanbul'a götürülmeye değmeyeceğini düşündü­
ğünü açıklayabilir.
A n c a k , k ü t ü p h a n e l e r i d o l d u r a n l a r s a d e c e üst m e v k i l e r d e b u l u n a n ra­
hipler d e ğ i l d i . Bartfa R a h i b i G e o r g e P e t r i ' n i n , 1509 yılında y a p ı l a n vasi­
yeti, 3 6 c i l t t e t o p l a n m ı ş 9 3 e s e r d e n b a h s e t m e k t e d i r . B u n l a r ı n i ç i n d e
A r i s t o ' n u n on bir eseri, üç isimsiz L a t i n c e m e t i n ve F i c i n o ' n u n bir çalış­
m a s ı b u l u n u y o r d u . D a h a d a g ö z e ç a r p a n şey, o d ö n e m d e B r a t i s l a v a ' d a n
Corpus Christie Tüccarları Kardeşlik Derneği'nin, olağan dua malzemesi­
nin y a n ı sıra, Cicero, Vergil, S e n e c a , T e r e n c e , P l u t a r c h , Pliny ve L i v y ' n i n
e s e r l e r i n i d e i ç e r e n k o l e k s i y o n u d u r . B u d a ' d a , e n a z o n ü ç t a n e s i n i n isim-
lerini b i l d i ğ i m i z k i t a p t a c i r l e r i n i n varlığı b i z e , M a c a r k e n t l e r i n d e k i v a t a n ­
d a ş l a r ı n k e n d i l e r i n i n d e k o l e k s i y o n c u o l m a b o y u t u h a k k ı n d a fikir v e r m e k ­
tedir. A n c a k a s i l z a d e l e r a r a s ı n d a k i t a p k o l e k s i y o n c u l u ğ u n a h â l â e n d e r ola­
rak r a s t l a n ı y o r d u . S a d e c e ç o k azı, h u k u k ç u S t e p h e n W e r b ö c z y gibi, evle­
r i n d e b i r k a ç k i t a p t a n fazlasını b a r ı n d ı r ı y o r d u . H a n s D e r n s c h w a m v e J o h n
S a m b u c u s ( Z s â m b o k i ) t a r a f ı n d a n k u r u l a n b ü y ü k laik k ü t ü p h a n e l e r , t a m
a n l a m ı y l a o n altıncı y ü z y ı l ü r ü n ü d ü r k i b u n l a r ı n ikincisi 6 . 5 0 0 e l y a z m a s ı
ve kitaba ulaşmıştı,26
B u k o l e k s i y o n l a r ı n C o r v i n a K ü t ü p h a n e s i n d e n e s i n l e n m i ş o l m a l a r ı ihti­
m a l d a h i l i n d e d i r . A n c a k , M a t t h i a s ' ı n K ü t ü p h a n e s i n i n , M a c a r i s t a n ' d a za­
ten m e v c u t o l a n ö z e l k ü t ü p h a n e l e r e ç o k şey b o r ç l u o l d u ğ u açıktır. K o l e k ­
s i y o n c u l u ğ u n ilk d ö n e m i n i n s o n u n d a , 1472 yılında, M a t t h i a s belki d e sa­
dece birkaç yüz kitap toplayabilmişti. 1 4 7 0 ' l e r i n ikinci y a r ı s ı n d a o l u ş a n
hızlı b ü y ü m e , n e r e d e y s e k e s i n o l a r a k J â n o s Vitez v e J a n u s P a n n o n i u s ' u n
k ü t ü p h a n e l e r i n i n dâhil e d i l m e s i n e b a ğ l ı y d ı . B u n l a r ı n ilki, 1472 y ı l ı n d a
V i t e z ' i n ö l ü m ü ü z e r i n e ; ikincisi d e J a n u s P a n n o n i u s ' u n m a l v a r l ı ğ ı n a e l
k o n u l m a s ı ile k r a l a ulaşmıştı. H e r n e k a d a r t a m a m ı M a t t h i a s ' ı n k ü t ü p h a ­
n e s i n e t a ş ı n m a d ı y s a da, V i t e z ' i n k o l e k s i y o n u y a k l a ş ı k 5 0 0 k i t a p c i v a r ı n ­
d a y d ı v e ç o ğ u klasik tarih, felsefe, astroloji v e h u k u k a a d a n m ı ş t ı . B u n l a ­
rın a r a s ı n d a R e g i o m o n t a n u s ' u n , tabula directionum* ve tabula fecunda**
d e n i l e n ve y a z a r tarafından V i t e z ' e bir ithaf içeren, a s t r o n o m i ve logarit­
m a tablolarını k a p s a y a n bir k i t a p b u l u n u y o r d u . 2 7 Bu, fazlasıyla faal bir kü­
t ü p h a n e y d i , zira d a h a s o n r a k e n d i l e r i n i n M a t t h i a s ' ı n K ü t ü p h a n e s i n d e b u ­
lan b i r k a ç ciltte, V i t e z ' i n k e n d i d ü z e l t m e l e r i yer a l m a k t a d ı r . K e n d i a d ı n a ,
J a n u s P a n n o n i u s ' u n K ü t ü p h a n e s i , X e n o p h o n , P l u t a r c h v e H o m e r gibi ya­
zarların b i r k a ç ö n e m l i Y u n a n c a m e t i n l e r i n i n yanı sıra, F i c i n o ' n u n P l a t o
h a k k ı n d a k i bir y o r u m u v e P a n n o n i u s ' u n k e n d i Y u n a n c a - L a t i n c e s ö z l ü ğ ü ­
nü barındırıyordu. Pannonius'un Kütüphanesi, gerçekten de, Alplerin ku­
z e y i n d e eşit ağırlıkta Y u n a n c a ve L a t i n c e m e t i n içeren ilk k ü t ü p h a n e y d i . 2 8
Bu ö r n e k l e r i n gösterdiği gibi, el y a z m a s ı ve k i t a p k o l e k s i y o n c u l u ğ u k r a ­
liyet ya da kilise faaliyetlerine ö z g ü değildi. G ö r d ü ğ ü m ü z kadarıyla, M a t t -
hias'ın kendi kütüphanesinin kapsamı ve dağılımı da, on beşinci yüzyıl
M a c a r i s t a n ' ı n d a t a m o l a r a k e m s a l s i z değildi. B u a ç ı l a r d a n o d ö n e m d e M a ­
c a r i s t a n ' d a , Hıristiyanlığın ikinci b ü y ü k k ü t ü p h a n e s i n i n b u l u n m a s ı d a tu­
haf değildir. A n c a k , a y n ı n e d e n l e , b u k ü t ü p h a n e n i n g ö r k e m i v e b o y u t u ,
C o r v i n a ' d a n ö n c e y a d a aynı z a m a n d a k u r u l a n d i ğ e r d a h a k ü ç ü k k o l e k s i ­
yonların görünümünü engellememelidir. Aynı değerlendirmeler, Kraliyet
Arşivi ile ilgili ç a l ı ş m a l a r ı m ı z d a da geçerli olmalıdır. İdari kayıtların o l u ş ­
t u r u l m a s ı , h i ç b i r şekilde, m e r k e z l e sınırlı değildi. G e r ç e k t e n d e , g ö r e c e ğ i ­
m i z gibi, M a c a r i s t a n ' d a h ü k ü m e t i n rutin işlerinin ç o ğ u d a m e r k e z d e n u z a k ­
laştırılmıştı v e krallığın m e r k e z i n d e v e y a y ö n e t i m i n a n a kişilerinin bürola­
r ı n d a y o ğ u n l a ş m a m ı ş t ı . B u a ç ı d a n arşivin y o k o l m a s ı , b i z i m ç o k ö n e m l i
bilgileri e d i n m e m i z i e n g e l l e m i ş olabilir, a m a h ü k ü m e t i n v e idarenin çalış­
m a l a r ı h a k k ı n d a k i bilgilerden bizi t a m a m e n y o k s u n b ı r a k m a m ı ş t ı r .
N e r e d e y s e kesin o l a r a k , 1526 naufragium*'unda k a y b o l a n m a l z e m e yı­
ğını, h a z i n e k a y ı t l a r ı n d a n o l u ş u y o r d u . H a z i n e idaresi b ü y ü k t ü v e bildiği­
m i z k a d a r ı y l a , o r a d a 1458 ile 1500 yılları a r a s ı n d a , en az 4 5 0 görevli ça­
lışıyordu.29 1 4 9 4 - 1 4 9 5 y ı l ı n a ait kraliyet gelir v e g i d e r h e s a p l a r ı n ı n bir
p a r ç a s ı k u r t u l m u ş t u r . B u d o k ü m a n o n s e k i z i n c i yüzyılın s o n u n d a ilk k e z
b a s ı l d ı ğ ı n d a 160 s a y f a d a n fazla basılı m e t i n o l u ş t u r m u ş t u . 3 0 1526 yılında­
k i arşiv e n k a z ı n d a n k u r t u l a n d i ğ e r bilgi p a r ç a c ı k l a r ı , b ü t ü n asil m ü l k v e
h a n e l e r i n isimlerini ve k a t k ı p a y l a r ı n ı listeleyen ç o k detaylı vergi kayıtla­
rına işaret e t m e k t e d i r . K r a l i y e t A r ş i v i n i n , b u n l a r a e k olarak, ü l k e l e r i n v e
krallığın ileri g e l e n l e r i n i n b o r ç l u o l d u ğ u birlik katkı p a y l a r ı n ı n listelerini
içerdiğini b i l i y o r u z . A y r ı c a h a i n l e r i n k a y d ı d a v a r d ı . 3 1 B u n l a r d a n b a ş k a ,
K r a l i y e t A r ş i v i s a r ı p s a r m a l a n m ı ş v e deri ç a n t a l a r d a m u h a f a z a e d i l e n an­
l a ş m a l a r d a i ç e r i y o r d u . K e s i n l e ş t i r e b i l d i ğ i m i z kadarıyla, b u a n l a ş m a l a r ı n
i ç i n d e , s a h i p l e r i n i n ihaneti v e y a varissiz ö l ü m ü n e d e n i y l e taht t a r a f ı n d a n
el k o n u l a n m ü l k l e r i n t a p u l a r ı b u l u n u y o r d u . B ö y l e c e olası bir kraliyet affı­
n ı , el k o n u l a n bir a r a z i n i n şanslı s a h i b i n i n , t a p u l a r ı n ı geri a l m a k ü z e r e ar­
şivi z i y a r e t e t m e s i i z l e y e b i l i r d i . 3 2
K r a l i y e t A r ş i v i n i n t e m e l k a y n a k l a r ı n d a n birini, Libri Regii** d e n i l e n
33
şey o lu şt u r u y o r d u . B u n l a r ı n h i ç birisi k u r t a r ı l a m a m ı ş t ı r v e b u n l a r ı n ta­
m a m ı n ı n T u n a ' d a k a y b o l d u ğ u n u t a h m i n edebiliriz. Y i n e d e , içeriklerini
y e n i d e n o l u ş t u r a b i l i r i z . K e s i n o l a r a k , o n d ö r d ü n c ü y ü z y ı l ı n e n g e ç , ilk b i r
k a ç o n y ı l ı n d a n itibaren, b ü t ü n kraliyet izinlerinin i ç e r i k l e r i n i n ö z e t l e r i n i n ,
ö z e l ciltlere k a y d e d i l m e s i o l a ğ a n d ı . B u ciltler h a n e d a n a g ö r e d ü z e n l e n i y o r
v e itiraz e d i l e n m a l l a r ı n sahibini k a n ı t l a m a k a m a c ı y l a b a ş v u r u l a b i l i y o r d u .
1 5 1 9 yılında, b i r aile, y a k l a ş ı k iki y ü z y ı l ö n c e , 1331 y ı l ı n d a g e r ç e k l e ş e n
b i r m ü l k alışverişinin k o ş u l l a r ı n ı b e l i r l e m e k ü z e r e k r a l a m ü r a c a a t e t m i ş v e
başarılı o l m u ş t u . 3 4 K r a l i y e t k i t a p l a r ı a y n ı z a m a n d a , k r a l i y e t aflarını, p a z a r
h a k k ı tahsislerini, vergi m u a f i y e t l e r i n i v e k a l e y a p ı m izinlerini d e içeri­
y o r d u . G e r ç i girilen bilgilerin ç o k kısa o l d u ğ u açıktı. T e k bir d o s y a d a , ü ç
d ö r t ayrı a n l a ş m a n ı n i ç e r i ğ i n i n ö z ü b u l u n a b i l i y o r d u . B u bilgiler ışığında,
kraliyet k i t a p l a r ı n ı n s a y ı s ı n ı n a z o l m a s ı n a ş a ş m a m a k g e r e k . T e k bir cilt
M a t t h i a s ' ı n H ü k ü m d a r l ı k d ö n e m i n i n b ü y ü k bir b ö l ü m ü n ü k a p s ı y o r d u .
1486 y ı l ı n d a b u n u n i ç i n d e 5 5 2 y a p r a k b u l u n u y o r d u . 1489 yılında, kralın
ö l ü m ü n d e n s a d e c e bir yıl ö n c e , ikinci bir c i l d e b a ş l a n m ı ş t ı . M a t t h i a s ' ı n
halefi II. W l a d i s l a s ' ı n H ü k ü m d a r l ı ğ ı d ö n e m i n d e , b e ş k i t a p d e r l e n m i ş t i .
Bunların dördüncüsü, 1504 ile 1514 a r a s ı n d a k i on yılla ilgili o l a n ı ,
6 7 5 ' d e n fazla sayfa i ç e r i y o r d u . K e n d i a d ı n a , I I L o u i s d ö n e m i , ilkinde 6 0 0
s a y f a d a n fazla giriş y a p ı l m ı ş olan iki kitabın d e r l e n d i ğ i n i g ö r m ü ş t ü . Bu ki­
tapların u z u n l u k l a r ı n ı t e s a d ü f e n b i l i y o r u z , ç ü n k ü 15. y ü z y ı l ı n s o n u ve 16.
y ü z y ı l d a verilen k r a l i y e t izinleri ç o ğ u k e z , ilgili k a y d ı n b u l u n a b i l e c e ğ i
d o s y a n ı n n u m a r a s ı n a atıfta b u l u n a n y a z m a n i ş a r e t l e n i ç e r i y o r d u .
H ü k ü m d a r tarafından yayınlanan en önemli anlaşmaların kayıtlarını
s a ğ l a m a y a e k o l a r a k , kraliyet kitapları g ö s t e r i m a m a c ı n ı t a ş ı y o r d u v e b u
n e d e n l e s ü s l e n m i ş l e r d i . 1495 yılına ait kraliyet h e s a p l a n , M a d o c s a ' n ı n b e ­
lirli bir b a ş r a h i b i n e , miniatori librorum regiorum*, 60 F l o r i n ö d e m e y a p ı l ­
dığını gösteriyordu.-35 U z u n bir süre, G i o v a n n i A n t o n i o C a t t a n e o de
M e d i o l a n o o l d u ğ u b e l i r l e n e n b u b a ş r a h i b i n , kraliyet a t ö l y e s i n d e , k r a l i y e t
k ü t ü p h a n e s i n e g i d e c e k o l a n e l y a z m a l a r ı n ı n s ü s l e m e c i s i o l a r a k çalıştırıl­
dığı d ü ş ü n ü l m ü ş t ü . 3 6 A n c a k , kraliyet h e s a p l a r ı , b a ş r a h i b e , Libri Regii'de-
ki çalışmaları karşılığında ö d e m e yapıldığını vurgulamaktadır. Dahası,
k r a l i y e t a t ö l y e s i n i n , ö d e m e t a r i h i n d e n ç o k ö n c e faaliyetini d u r d u r d u ğ u
açıktır. T e s a d ü f eseri, 6 0 F l o r i n l i k t u t a r ı n , s ü s l e m e n i n y ü k s e k m a l i y e t i n i n
göstergesi olduğuna dikkat edebiliriz. Aynı hesaplar, tarihçi Bonfini'ye
aynı d ö n e m için, tek bir F l o r i n gibi ç o k d a h a m ü t e v a z ı bir ö d e m e y a p ı l d ı ­
ğını g ö s t e r m e k t e d i r . 3 7
A r ş i v d e s a k l a n a n bir b a ş k a m a l z e m e türü h a k k ı n d a , h a y a l kırıklığı ya­
r a t a n b i r şekilde, 1507 k r a l i y e t a n l a ş m a s ı n d a b a h s e d i l m e k t e d i r . B u r a d a ,
" M a c a r i s t a n k r a l l a r ı n ı n , arşivin k o r i d o r l a r ı n d a m u h a f a z a e d i l e n (in aedi-
bus nostris thavernicalibus) t a r i h i o l a y l a r ı n ı n k a y ı t l a r ı i ç i n d e y e r a l a n ve
b ü t ü n z a m a n l a r ı n o l a y l a r ı n ı n e n dikkatli v e sadık bir ş e k i l d e k a y d e d i l d i ­
ği", " m ü m k ü n o l a n e n t a m k a n ı t " a atıfta b u l u n u l m a k t a d ı r . 3 8 B u d u r u m d a ,
tarihi o l a y l a r Pethei ailesinin h i z m e t l e r i n i n k a y d ı n ı o l u ş t u r m a k a m a c ı y l a
i n c e l e n m e k t e y d i . A l ı c ı n ı n faaliyetleri ve h i z m e t l e r i h a k k ı n d a u z u n narra-
tiones* i ç e r m e l e r i , M a c a r K r a l i y e t izinlerinin ö z e l l i k l e r i n d e n biridir. Ç o ğ u
kez, tarif e d i l e n o l a y l a r ı n a r k a planları, o l d u k ç a ayrı d u r u m l a r d a farklı kra­
liyet h i z m e t l i l e r i n e verilen a n l a ş m a l a r l a a y n ı ş e k i l d e k a y d e d i l m i ş t i . B i r te­
o r i y e g ö r e , ş a n s ö l y e y a z m a n l a r , dâhil ettikleri h i k â y e l e r l e ilgili n o t l a r tu­
t u y o r v e d a h a s o n r a b u n l a r d a n y a r a r l a n ı y o r l a r d ı . A n c a k , o l a y l a r ı n b u res­
mi k a y ı t l a r ı n ı t u t m u ş o l a n l a r ı n , kraliyet i h s a n ı n d a n o o l a y d a y a r a r l a n a c a k
olan kişiyi t a t m i n e d e c e k bir renk k a t m ı ş o l m a l a r ı d a aynı d e r e c e d e m ü m ­
k ü n d ü r . A y r ı c a , m u h t e m e l e n , kraliyet tarihi olayları, tarih kayıtlarını tu­
t a n l a r ı n d a y a n d ı ğ ı h a m m a l z e m e n i n bir p a r ç a s ı y d ı ; zira h e r bir a n l a ş m a n ı n
kişisel a k t a r ı m l a r ı ile, K ü k ü l l e i ve T h u r ó c z y gibi bu tür on d ö r d ü n c ü ve on
beşinci y ü z y ı l tarihçileri t a r a f ı n d a n anlatılan h i k a y e l e r a r a s ı n d a , yakın bir
bağlantı b u l u n m a k t a d ı r . 3 9
Y i n e d e , y ö n e t i m i n s a d e c e k ü ç ü k bir b ö l ü m ü m e r k e z d e n y ü r ü t ü l ü y o r
v e K r a l i y e t A r ş i v l e r i n d e t u t u l a n k a y ı t l a r a d a y a n ı y o r d u . 4 0 O n ü ç ü n c ü yüz­
y ı l d a n s o n r a , krallığın idari ve y a r g ı l a m a işlerinin b ü y ü k bir b ö l ü m ü , etkin
bir ş e k i l d e m a n a s t ı r l a r a v e p a p a z l a r m e c l i s i n i n " s o r u m l u l u ğ u n a bırakıl­
m ı ş t ı . " B u n l a r ilk a n d a , d i l e k ç e s a h i p l e r i n i n taleplerini k o n t r o l e d e r e k
" d o ğ r u l a m a y e r l e r i " o l a r a k y a da, k e n d i m ü h ü r l e r i a l t ı n d a k o p y a l a r y a p a ­
rak v e ö z e l kişilerin d e e n k ı y m e t l i e v r a k l a r ı n ı s a k l a y a b i l e c e k l e r i k e n d i ar-
şivlerini oluşturarak, dokümanların geçerliliği konusunda kraliyet hâkim­
leri olarak faaliyet gösteriyordu. Bunun ötesinde, papaz meclisleri hüküm­
dar ve saray adına hareket ediyordu. Hükümdarlığın merkezi mahkemele­
rinde hangi davaların başlatıldığına dayanarak, soruşturma yürütüyorlardı.
Buna ek olarak, mülk araştırmaları yapıyor, komşuların, bir mülkün sınır­
larının hatalı bir şekilde belirlendiği konusundaki şikâyetlerini inceliyor­
lar, yeni sahiplerin mülklerine yerleşmelerini gözetiyor, celpler çıkarıyor
ve ifade alıyorlardı. Krallığın her tarafında, yerel idarenin merkezi ve doğ­
rulama kuruluşları olarak faaliyet gösteren, bu tür elli civarında dini mec­
lis bulunuyordu. Her ne kadar birkaç tanesi krallığın genişliği boyunca
uzanan yetkisini kullanmaktan açıkça zevk alıyor idiyse de; çoğunlukla,
yetkileri kendi mühürlerinin tanındığı bölgeleri ile sınırlıydı.
Krallığın manastırları ve papaz meclis evleri, önlerindeki bütün önem­
li davaların ve faaliyetlerin oluşumlarını, kayıt formunda detaylı bir şekil­
de tutuyordu, bunların birkaç tanesi bulunmuştur. Bunlardan yola çıkarak,
davaların mahkemeye gitme durumlarını ve hükümdarlığın merkezi mah­
kemelerine yargılanmak üzere gönderilen anlaşmazlıkların sonuçlarını ta­
kip etmek mümkün olmaktadır. Ayrıca, dini evler tarafından tutulan kayıt­
lar, iddiaların doğruluğunun belirlenmesinde kullanılan ilk başvuru kayna­
ğıydı. Bu şekilde, Libri Regli'de bulunan kraliyet izinleri, hükümdar tara­
fından verilen bir mülkün inşaatını gerçekleştiren dini evle ilgili referans
da içeriyordu. Gerçekten de, bazı açılardan, dini evler tarafından tutulan
kayıtlar, kraliyet kitaplarıyla karşılaştırıldığında, mülkün tutulma koşulla­
rı hakkında daha güvenilir bir kaynak oluşturuyordu. Dini evler çoğu kez,
sadece anlaşmaların kopyalarının tamamını muhafaza etmekle kalmamış,
içerikleri de dikkatle düzenlenmişti. Aksine, kraliyet kitaplarının kronolo­
jik düzeni, belli bir mülkün mülkiyetinin tarihinin belirlenmesini zorlaştı-
rıyordu. Bu nedenle, bir hükümdarın aynı mülkü birkaç kez vermesi ya da
aslında kraliyet hakkı olmamasına rağmen bağışlaması olağandışı sayılmı­
yordu. Hakikaten, başka yerlerde de bahsettiğimiz gibi, arazilerle ilgili
kraliyet bağışları ve hatalı bağışları hakkındaki karmaşa o kadar olağandı
ki, on dördüncü yüzyılın başında, kraliyet anlaşmalarında tamamen yeni
bir formül uygulanmasının başlanmasına neden olmuştu. 4 1
Sonuç olarak, ortaçağda merkezden uzaklaştırılmış durumdaki kayıt
t u t m a y a p ı s ı , krallığın k ü t ü p h a n e l e r i n i n t a r i h l e r i y l e h e m e n h e m e n aynı ıhı
r u m d a d ı r . 1526 y ı l ı n d a M a c a r i s t a n ' d a k i e n b ü y ü k iki e l y a z m a s ı h a z i n e s i
y o k o l m u ş t u . K r a l i y e t Arşivi b o ğ u l m u ş v e C o r v i n a K ü t ü p h a n e s i t a l a n
e d i l m i ş t i . A n c a k , bu iki katlı felaket, el y a z m a l a r ı ve a n l a ş m a l a r ı n t o p l a n ­
m a s ı , idari kayıtların o l u ş u m u ile, klasik v e h ü m a n i s t m e t i n l e r i n bir a r a y a
g e t i r i l m e s i n i n , M a c a r i s t a n ' d a s a d e c e k r a l i y e t y a d a s a r a y a ö z g ü bir u ğ r a ş
o l m a d ı ğ ı g e r ç e ğ i n i s a k l a m a m a l ı d ı r . G e r ç e k t e n d e , m e r k e z i y ö n e t i m i n ça­
lışması v e M a t t h i a s ' ı n K ü t ü p h a n e s i n i o l u ş t u r m a s ı n d a k i b a ş a r ı s ı , e n d o ğ r u
şekilde, y a b a n c ı m ü d a h a l e s i v e y a g e r e k s i z l i k l e r o l a r a k d e ğ i l , o n u n y e r i n e ,
a n l a ş m a l a r ı n v e e l y a z m a l a r ı n ı n , d a h a b ü y ü k v e d a h a u z u n bir y a z m a ,
araştırma ve toplama geleneği kapsamında görülmelidir.

Notlar:
1. Arşivciler Derneği Dergisi, 11 (1990): 102-103; Janos Belitzky , "Megvolte a
magyar kirâlyok leveltâra a török Budan", Leveltari Közlemenyek, 12 (1934):
155-158
2. Csaba Csapodi, Corvinus Kütüphanesi: tarihi ve Stokları (Budapeşte: Akade-
miai Kiado, 1973), s. 91-92
3. Istvan Sugar, A budat vâr es ostromai, (Budapeşte: Zrinyi, 1979), s. 39-40
4. Csaba Csapodi, Mikor pusztult el Mâtyâs kirâly könyvtâra? (Budapeşte: A
MTA Könyvtârânak Közlemenyei, 24, 1961), s. 8
5. 1869 yılında Sultan Abdül Aziz, Franz Joseph'e dört adet Corvina el yazması
sunmuştu. Aziz'in halefi II Abdül Hamid, 1877'de Budapeşte Üniversitesine
35 adet el yazması daha vermişti. Bunların içinde, 12 tanesinin, daha sonra ke­
sin olarak Corvina el yazması olduğu belirlenmişti. 3 tanesinin konumu ise tar­
tışılmaktadır. 1889'da Macaristan'daki bir keşif, bir başka gerçek el yazmasını
ortaya çıkarmıştı. Halen İstanbul'da kalan bir adet gerçek Corvina el yazması
bulunmaktadır.
6. Corvina kütüphanesinin tarihi ve kaderi için, Csapodi, Corvinus Kütüphanesi
ve Corvina Kütüphanesi 1490-1990 Kataloguna müteşekkirim. Uluslar arası
Corvina Fuarı (Budapeşte: Ulusal Szechenyl Kütüphanesi, 1990)
7. Bu, özellikle Lalinceye tercüme edilmek niyetiyle satın alınan Yunanca el yaz­
maları için geçerliydi. Ayrıca, bazı durumlarda Corvina el yazmalarının yeni
sahipleri daha önceki mülkiyelin bülün kanıtlarını silmişti.
8. Martyv Rady, Ortaçağ Macaristan mda Asalet, Arazi ve Hizmet (Londra ve
Basingstoke: Palgrave - şimdi Palgrave Macmillan, 2000), s. 8-10
9. Istvân Hajnal, Irâstörtenet. Az irâsheliseg felûjulâsa korâhöl (Budapeşte: Bu-
davari Tudomânyos Târsasâg, 1921), s. 28-29
10. István Hajnal, L'enseignement de l'ectiture aux universités medievales, 2. bas­
kı (Budapeşte: Akademiai Kiado, 1959), s. 196
11. Vatikan kütüphanesinde, 1480'lere gelindiğinde yaklaşık 3,600 el yazması bu­
lunuyordu: Anthony Grafton, "Vatikan ve kütüphanesi", yeri: Anthony Grafton
ed., Yeniden Doğan Roma: Vatikan Kütüphanesi ve Rönesans Kültürü (Was­
hington, DC: Kongre Kütüphanesi, 1993): 3-45 (s. 35)
12. László Kontler, Orta Avrupa'da Milenyum: Macaristan Tarihi (Budapeşte: At-
lantisz, 1999), s. 126
13.Jen(E Szıcs, "Avrupa'nın Üç Tarihi Bölgesi. Genel Bakış.", Acta Histórica
(Budapeşte) 29 (1983) s. 131—184; ayrıca bakınız Kontler, Orta Avrupa'da Mi­
lenyum ve Slavonik ve Doğu Avrupa Dergisi, 78 (2000): 785-787'de benim ay­
nı konudaki eleştirim.
14. Nándor Barna, Jellemvonások Mátyás király életéMEl a szemtanu Galeotti La­
tin múve utan (Pest: Bartalits, 1862), s. 5, 30, 67
15. Csapodi, Corvinas Kütüphanesi, s. 31, 52, 468
16. Aynı eser, s. 226, 244
17. Elemér Mályusz, "Thuróczy János krónikaja és a Corvina", Filológiai Közlöny,
12 (1966): 282-302
18. Shayne Maıy Mitchell, "Macaristan'ın ve Macarların İtalya'daki Görüntüsü,
(1437-1526)", yayınlanmamış Doktora Tezi, Londra Üniversitesi, 1995, s. 181,
196; ayrıca bakınız Mitchell, "Aurelio Brandolini'nin De Comparatione Rei
Publicae et Regni'û (1490)", yayınlanmamış Felsefe Master incelemesi, Lon­
dra Üniversitesi, 1985, s. 172
19. Csapodi, Corvinus Kütüphanesi, s. 21-24; ilgilenenler için Alexander Brassica­
nus, De Salviani (Basle: Froben, 1530) önsöz, yaprak 3r.
20. Marianna D. Bimbatım, Çark ve Kalem: Janus Pannonius, Matthias Corvinus
ve Buda Sarayı (Budapeşte: Balassi, 1996) s. 111-1 13
21. Csapodi, Cornivus Kütüphanesi, s. 57-61
22. Aynı eser
23. Bu ve bunu izleyenlerin büyük bir bölümü için, bakınız Csaba Csapodi, András
Tóth, Miklós Vértesy, Magyar kónyvtártorténet (Budapeşte: Gondolat, 1987),
p. 51-84
24. L. Bernát Kumorovitz, "A budai várkápolna és a Szent-Zsigmond prépostság
torténetéhez", Tanulmányok Budapest Múttjából, 15 (1963): 109-151 (s. 109,
127)
25. Katalog Julius Pflugk tarafından basılmıştı, Epístola ad perillustren atque ge-
nerosissimum Vitus Ludovicum a Seckendorff (Jena: Bielckius, 1688), s.
60-106. Ayrıca bakınız John Stoye, Marsigli Avrupa'da 1681-1730 (New Ha-
ven ve Londra: Yale Üniversitesi Baskısı, 1994), s. 46
26. Csapodi, Tóth, Vértesy, Magyar kónyvtártorténet, s. 90-92
27. Vitez'in kütüphanesi Klara Csapodi-Gärdonyi tarafından yeniden oluşturul­
muştur, Johannes Vitez'in Kütüphanesi, (Akademiai Kiadö: Budapeşte, 1984),
özellikle bakınız s. 131-135. Ayrıca bakınız E. Glowatzki ve E. Göttsche, Die
Tafeln des Regiomontanus, Ein Jahrhundertwerk (Münih: Institut für Gesc-
chichte der Naturwissenschaften, 1990) s. 5, 70-71, 180
28. Csapodi, Töth, Vertesy, Magyar konyvtärtörtenet, s. 52-56; Csaba Csapodi,
"Janus Pannonius könyvei es pecsi könyvtâr", yeri: Tibor Kardos ve Sândor V.
Kovâcs, ed., Janus Pannonius Tanulmûnyok (Budapeşte: Akademiai Kiadö,
1975): 189-206 (s. 203)
29. Andras Kubinyi, "A kincstari szemelyzet a xv. Szazad masodik feieben", Ta-
nulmânyok Budapest Multjahol, 12 (1957): 25-49 (s. 29)
30. Johann Christian von Engel, Geschichte des Ungrischen Reichs und seiner Ne-
henlander, 4 eilt (Halle: Gebauer, 1797-1804), 1: 17-181
31. Elemer malyusz ve Ivan Borsa, ed., Zsigmondkori okleveltar, 6 cilt, (Budapeş­
te: Akademiai Kiadö, 1951-1999), 5: no 1031
32. Aynı eser, 1: no 1763 ve 2073; Ferenc Olexik, "Közepkori leveltartörteneti ada-
lok", Leveltari Közlemenyek, 13 (1935): 266-274 (s. 268)
33. Bu ve bundan sonra olanlar için, bakınız im re Hajnik, A kiralyi konyvek a veg-
yes hazakheli kiralyok korszakahan (Budapeşte: Ertekezesek a törtenelmi tudo-
manyok körebol VIII: 3 (1879)
34. Dezsö Szabo, "Adalekok a kiralyi könyvek törtenetehez", Turul, 24 (1906), s.
86-88
35. Engel, Geschichte des Ungrischen Reichs, 1: 152
36. Ilona Berkovits, Matthias Corvinus'un Kütüphanesinden Süslü El Yazmaları,
(Budapeşte: Corvina, 1964), s. 97
37. Engel, Geschichte des Ungrischen Reichs, 1:91
38. Hajnik, A kiralyi konyvek, s. 20. Kraliyet arşivinden bazen domus thesaurarius
veya on dördüncü yüzyılın başında regale conservatorium olarak bahsedilmek­
tedir.
39. Elemer Malyusz, "Ortaçağ Macaristan'ında kraliyet şansölyeleri ve tarih kayıt­
larının redaksiyonu", Ortaçağ, 75 (1969): 51-86, 219-254 (s. 220-226,229-234,
239-249
40. Bu ve bundan sonra olanlar için bakınız Franz Eckhart, "Die glaubwürdigen
Orte Ungarns im Mitteilungen des Instituts für österreichische Geschichts for-
sung, Enzganzungsband 9 (1915), s. 395-558; ayrıca bakınız Rady, Asalet,
Arazi ve Hizmet, s. 66-74.
41. Martyn Rady, "Ortaçağ Macar Yasasında "Yeni Bağış Hakkı", Slavonik ve Do­
ğu Avrupa Dergisi, 79 (2001): 638-652

127
6

El Yazması Kitap Biriktirme


Alışkanlıkları: Gloucester D ü k ü
Humfrey'in Kütüphanesinin Dağılması
David Rundle

Eski B o d l e i a n ' ı n * g ü n e y m e r d i v e n l e r i n d e n yukarı d o ğ r u çıkın v e son­


d a n bir ö n c e k i m e r d i v e n s a h a n l ı ğ ı n d a b u l u n a n l e v h a y a d i k k a t edin. 1920
yılında k o n u l m u ş o l a n b u levha, k ü t ü p h a n e n i n bağışçılarını l i s t e l e m e k t e ­
dir. G ö r ü l e n ilk isim Hıtmphredus Dux Gloucestriae'd'u. " S a n a t ı n S o n u "
d e n i l e n y e r e d o ğ r u d e v a m edin v e o r a d a , sola d o ğ r u u z a n a n , Ü n i v e r s i t e y e
ait şimdi D ü k H u m f r e y ' i n K ü t ü p h a n e s i olarak bilinen ( d a h a ö n c e adı fark­
lı idi) 15. yüzyıl k ü t ü p h a n e s i n i g ö r e c e k s i n i z . 1 O k u m a o d a s ı n d a , " İ y i D ü k
H u m f r e y ' i n " g e ç m i ş z a m a n l a r d a onları nasıl bir o n u r l a m u h a f a z a ettiğini
k a n ı t l a y a n kitaplar b u l u n m a k t a d ı r . Ö r n e ğ i n , o n sekizinci yüzyıl a n t i k a m e ­
raklısı T h o m a s H e a r n e ' ü n ç a l ı ş m a l a r ı n a bakın. Bir ö n s ö z d e , k e n d i s i n e " o
d i n d a r , iyi ve bilgili p r e n s " h a k k ı n d a bir obiter dictum a y ı r m ı ş t ı :

Bodleian Kütüphanesinde her gördüğümde, gerçekten yüce bir insa­


nın küçük kalıntısı gibi, el yazmalarını bir tür özel bir saygıyla ellerimde
tuttuğum (ki bu birçok kez oldu) kişi.2
H e a r n e ' ü n a r a ş t ı r m a l a r ı n d a n bize kalanlar, o n u n d ü k ü n s a h i p o l d u ğ u e l

Bodleian: Resmi olarak Bodley Kütüphanesi


y a z m a l a r ı n d a n e n a z bir t a n e s i n e a ş i n a o l d u ğ u k o n u s u n d a k u ş k u b ı r a k m a
m a k t a d ı r . A m a H u m f r e y ' i n e l y a z ı s ı n ı n ö r n e k l e r i n d e n bir dizi g ö r d ü ğ ü n ü
3
ileri s ü r d ü ğ ü n d e biraz a b a r t m ı ş olabilir. Z i r a , D ü k ü n Ü n i v e r s i t e y e karşı
c ö m e r t l i ğ i n e , k ü t ü p h a n e s i n e y a k l a ş ı k üç y ü z k i t a p s t o k l a m a s ı n a k a r ş ı n -
ve O x f o r d ' u n onun bonkörlüğü konusundaki geniş hafızasına r a ğ m e n -
halen Bodleian'da bulunan çok az sayıda el yazması Humfrey'in mülkiye­
t i k o n u s u n d a belirgin kanıt t a ş ı m a k t a d ı r . Belki d e , H u m f r e y ' i n ünlü k ü t ü p ­
h a n e s i n i n n e r e d e y s e t a m a m ı n ı n k a y b ı , H e a r n e için k e n d i v a r l ı ğ ı n ı n fizik­
sel k a n ı t ı n ı ç o k d a h a d i k k a t e d e ğ e r d u r u m a g e t i r m i ş t i r . D ü k ü n yazıtları, b u
O x f o r d ' l u a n t i k a m e r a k l ı s ı n d a saygı u y a n d ı r m ı ş t ı r . A m a , b e l i r t m e k gere­
kir ki k e n d i m ü l k i y e t işaretlerine, b a ş k a l a r ı tarafından ç o k az saygı g ö s t e ­
rilmiştir. B u n d a n s o n r a k i sayfalar, H u m f r e y ' i n m ü l k i y e t işaretlerini O r t a ­
çağ v e R ö n e s a n s k i t a p t o p l a m a a l ı ş k a n l ı k l a r ı n ı giriş o l a r a k k u l l a n a r a k , da­
h a ö n c e k i k ü t ü p h a n e l e r i n h e m h a t ı r l a n m a s ı h e m d e u n u t u l m a s ı s ü r e c i n i in­
c e l e m e k t e d i r . B u s ü r e ç , inşaatı, y ı k ı m ı v e k ı s m e n (ve g e n e l d e i s t e m e d e n )
y e n i d e n y a p ı m ı d e v a m e d e n bir k ü t ü p h a n e n i n kısa tarihini i n c e l e y e c e k t i r .
H u m f r e y e l i n e g e ç e n bir o n d ö r d ü n c ü yüzyıl ilahi k i t a b ı n a n o t d ü ş e r ­
k e n , k e n d i s i n i o l d u k ç a cafcaflı o l a r a k s u n m u ş t u r : Cest livre est a moy
Homfrey fiz frere et uncle de roys duc de Gloucester comte de pembroc
grant chambellan d'Angleterre ete.4 1 3 9 0 y ı l ı n d a d o ğ a n H u m f r e y , ( A g i n -
c o u r t ' t a h a y a t ı n ı k u r t a r a n ) V . H e n r y ' n i n e n k ü ç ü k k a r d e ş i IV. H e n r y ' n i n
oğlu, sırasıyla ç o c u k v e y e t e r s i z olan VI. H e n r y ' n i n a m c a s ı v e koruyııcu-
suydu.5 Ancak, H u m f r e y ' i n unvanları ve soyağacı, kardeşi Bedford D ü k ü
J o h n ile a m c a s ı K a r d i n a l H e n r y Beaufort t a r a f ı n d a n k e n d i s i n e karşı çıkıl­
m a s ı v e b a z e n d e e n g e l l e n m e s i n i n yarattığı b ü y ü k hayal kırıklığını gizle-
y e m i y o r d u . A y n ı z a m a n d a r e z a l e t l e s o n a e r e n bir hayattı o n u n k i : O , tah­
tın varisi i h a n e t l e s u ç l a n m ı ş t ı v e Ş u b a t 1 4 4 7 ' d e e v h a p s i n d e y k e n ö l m ü ş t ü .
Yine d e , politik başarısızlıkları n e o l u r s a o l s u n , d a h a sonraki yılları, b ü y ü k
ve itibarlı bir el y a z m a s ı k o l e k s i y o n u o l u ş t u r m a s ı ile ö n e m k a z a n m ı ş t ı .
B a z ı p r e n s l e r b ü y ü k bir k ü t ü p h a n e y e g i d e n e n k e s t i r m e y o l u n , b a ş k a l a r ı ­
nın k i t a p l a r ı n a el k o y m a k o l d u ğ u n u fark e t m i ş l e r d i - ö r n e ğ i n , B e d f o r d
D ü k ü J o h n ' u n , F r a n s ı z K r a l i y e t K ü t ü p h a n e s i n e askeri a m a ç l a r l a e l k o y d u ­
ğu gibi - a m a h a z ı r bir k i t a p l ı ğ a g i d e n bu k e s t i r m e yol, H u m f r e y ' e a ç ı k
d e ğ i l d i . 6 B u n u n y e r i n e , o n u n k ü t ü p h a n e s i n i n o l u ş t u r u l m a süreci, 1 4 3 0 ' l a r -
da ve 1440'larda, el yazmalarının kendisine italya'dan ve Fransa'dan gön­
7
d e r i l m e s i y l e , u l u s l a r a r a s ı bir i ş l e t m e y e d ö n m ü ş t ü . Ü s t e l i k e l y a z m a l a r ı ile
birlikte, gösterişli k i t a p k o l e k s i y o n u için d e r i n t a k d i r l e r a l m ı ş t ı . H u m f r e y ,
ü l k e s i n i n y a r a r ı n a b i r amplissima bibliotheca* o l u ş t u r a r a k , (bir z a m a n l a r
t a n ı m l a n d ı ğ ı gibi) t a m o l a r a k y e n i bir Jül S e z a r o l m a d ı y s a bile, k ü t ü p h a ­
n e s i , z a m a n ı n ı n e n g ö r k e m l i k o l e k s i y o n l a r ı ile k a r ş ı l a ş t ı r ı l a b i l e c e k d u r u m ­
d a y d ı . 8 H u m f r e y ' i n k i t a p k o l e k s i y o n u , s a d e c e b o y u t u a ç ı s ı n d a n değil, ta­
rihini d e t a y l a n d ı r a n - ve a r t m a y a d e v a m e d e n - k a n ı t m i k t a r ı n e d e n i y l e
ö n e m l i d i r . G ö r e c e ğ i m i z gibi, H u m f r e y ' i n k ü t ü p h a n e s i bir değil, iki d a ğ ı l ­
ma yaşamıştır. Yine de, kanıtların kaybının önemini a n l a m a m ı z a zorlukla
yettiği d i ğ e r k o l e k s i y o n l a r ı n a k s i n e , d u k a l ı k k ü t ü p h a n e s i h a k k ı n d a m e v c u t
o l a n bilgi, b i z e , varlığı v e y o k o l m a s ı ile ilgili d a h a d o l u , a m a y i n e d e d ü ş
kırıklığı v e ü z ü n t ü y a r a t a n bir h i k â y e s u n m a i m k â n ı n ı s a ğ l a m a k t a d ı r .
E ğ e r p a r a h a k k ı n d a k o n u ş u l m a s ı n ı k ü ç ü k g ö r m e s i , m e d e n i bir İ n g i ­
l i z ' i n g ö s t e r g e s i ise, o n beşinci yüzyıl k i t a p k o l e k s i y o n l a r ı g ö z l e m c i l e r i ,
ü r k ü t ü c ü bir ş e k i l d e g a y r i - İ n g i l i z ' d i . G e n e l e ğ i l i m k ü t ü p h a n e y i m e v c u t ki­
t a p s a y ı s ı n a g ö r e değil, parasal d e ğ e r i h a k k ı n d a n k a b a c a t a h m i n d e b u l u n a ­
rak t a n ı m l a m a k t ı . B u n e d e n l e , ö r n e ğ i n , 1 4 7 0 ' l e r i n b a ş ı n d a , O x f o r d Ü n i ­
versitesi yetkilileri, kısa süre ö n c e idam edilen W o r c e s t e r Kontu J o h n
T i p t o f t ' u n e l y a z m a l a r ı n ı ele g e ç i r m e tasasıyla, o n u n k o l e k s i y o n u n u n b e ş
yüz Mark değerinde olduğunu vurguluyordu.9 Aynı şekilde, H u m f r e y ' i n
aynı Ü n i v e r s i t e y e karşı c ö m e r t l i ğ i ç o k b ü y ü k t ü : " z i r a M . M a r k a s ı d e ğ e r i n ­
d e o l d u ğ u s ö y l e n i y o r d u " . 1 0 B u t a h m i n l e r , d o ğ a l o l a r a k , bir k o l e k s i y o n u n
varlığı h a k k ı n d a ç o k a z bilgi v e r m e k t e d i r . " T i p t o f t ' u n b a ğ ı ş l a m a y ı d ü ­
ş ü n d ü ğ ü el y a z m a l a r ı ile ilgili o l a r a k O x f o r d ' a g ö n d e r d i ğ i liste ç o k d a h a
yararlı olabilirdi - a m a b ö y l e bir d o k ü m a n ç o k n a d i r o l a r a k b u g ü n e k a l ı r . 1 2
Bu gerçekten de Humfrey'in koleksiyonunun g ü n ü m ü z e kadar ulaşması­
n ı n bir şeklidir: O x f o r d ' a verdiği kitapların b i r ç o ğ u ile ilgili e n v a n t e r l e r ,
Ü n i v e r s i t e n i n kayıt e l e m a n l a r ı tarafından y a p ı l a n k o p y a l a r ı n d a y a ş a m a k ­
tadır. O n y e d i n c i y ü z y ı l d a bazı b i l i m a d a m l a r ı t a r a f ı n d a n b i l i n e n v e ilk k e z
1898 y ı l ı n d a b a s ı l a n b u k a y n a k l a r , ö z e l l i k l e b i z e n e k a d a r ç o k şey k a y b e t ­
tiğimizi a n l a t m a s ı a ç ı s ı n d a n p a h a b i ç i l m e z d i r . 1 3 A n c a k H u m f r e y ' i n k o l e k -
s i y o n u n d a n bir e l y a z m a s ı k u r t u l d u ğ u z a m a n , b i z e ç o ğ u n l u k l a k ö k e n i h a k ­
k ı n d a d a t e m e l k a n ı t l a r s a ğ l a m a k t a d ı r . B a z ı ö n e m l i k i t a p s a h i p l e r i için,
b u n l a r ı n bir dizi el y a z m a s ı k i t a p ile o l a n b a ğ l a n t ı l a r ı h a k k ı n d a k i bilgi,
esas olarak daha sonraki tarihlerinden gelmektedir: Bu sayede, örneğin,
Balliol Ü n i v e r s i t e s i n i n o r t a ç a ğ k ü t ü p h a n e s i n i n ş a n s e s e r i k u r t u l m a s ı v e
b u n u n O r t a ç a ğ k ü t ü p h a n e c i l e r i n i n , e l y a z m a l a r ı n a b a ğ ı ş kayıtları e k l e m e
alışkanlıkları s a y e s i n d e , k e n d i s i d e k e t u m bir m a l sahibi o l a n v e n a d i r e n
m ü l k i y e t n o t u e k l e y e n , Ely P i s k o p o s u W i l l i a m G r a y ' i n k i t a p b i r i k t i r m e
a l ı ş k a n l ı k l a r ı n ı d e ğ e r l e n d i r e b i l i y o r u z . 1 4 D i ğ e r m a l sahipleri ise b u n u n ak­
sine, k e n d i a r m a l a r ı n ı n d ü z e n l i olarak kitabın ilk s a y f a s ı n a g ö z e ç a r p a c a k
şekilde konmasını sağlayarak, kitapla olan bağlantılarını açıklamak konu­
sunda hevesliydi. Humfrey birkaç el yazması kitabında arması bulunması­
na rağmen, bunu alışkanlık haline getirmemişti. Bunun yerine, mülkiyeti­
ni b e l i r t m e k için en ç o k k u l l a n d ı ğ ı y ö n t e m , k e n d i n e h a s ex libris'ini* ek­
l e m e k t i . A n c a k birçok d u r u m d a , bu işaret d a h a s o n r a silinmişti - ve a n c a k
yirminci yüzyılda, Fransızların " a h ş a p ışığı" dediği, a m a d a h a genel olarak
m o r ötesi ışık olarak bilinen icadın kullanılması ile tekrar b u l u n m u ş t u .
B i r ç o k e l y a z m a s ı k i t a p sahibi, k i m l i k l e r i n i a ç ı k l a s a l a r bile, s a d e c e
i s i m l e r i n i y a z m a k t a n m e m n u n d u l a r ; H u m f r e y bir istisna idi. Kayıtları e s a s
o l a r a k , iki ş e k i l d e o l u y o r d u . 16. yüzyıl a n t i k a c ı s ı J o h n L e l a n d , Ü n i v e r s i t e
k ü t ü p h a n e s i n d e el y a z m a l a r ı n ı i n c e l e d i ğ i n d e , Humfredus multotiens serio­
us in frontispiciis librorum suorum Mon bien mondain y o r u m u n u y a p m ı ş ­
t ı . 1 5 Y i r m i n c i y ü z y ı l ı n b a ş ı n d a , H u m f r e y ' i n g e r ç e k t e n b u ilkeyi k u l l a n ı p
k u l l a n m a d ı ğ ı k o n u s u n d a k u ş k u l a r dile getirilmişti, a m a o t a r i h t e n s o n r a
m o r ötesi ışık k u l l a n ı l a r a k d ö r t ö r n e k b u l u n m u ş t u r - ve h i ç birisi H u m ­
frey'in Oxford el yazmalarında bulunmamaktadır.1'1 Bu detay bizim sade­
c e , b u k ü t ü p h a n e n i n m a r u z kaldığı k a y b ı n d ü z e y i n d e n ö t e , k u r t u l a n l a r ı n
n e k a d a r o l a ğ a n dışı o l d u k l a r ı n ı d a d e ğ e r l e n d i r m e m i z e o l a n a k sağlar. B u
d u r u m d a , H u m f r e y ' i n e l y a z m a l a r ı n d a d a h a sık r a s t l a n a n şey, P s a l t e r ' i n -
d e n alıntı y a p t ı ğ ı m ş e k i l d e , ex libris'inin varlığıdır. Ex libris h e r z a m a n
k e n d i b e l i r g i n , b ü y ü k g o t i k el y a z ı s ı ile y a z ı l m ı ş Cest livre est a moy Hum­
frey due de gloucestre** f o r m ü l ü ile b a ş l a m a k t a d ı r . Bu f o r m ü l , h i ç b i r şe-

* ex libris (lat): " kütüphanesinden" ( b i r k i t a b ı n k i m e ait o l d u ğ u n u b e l i r t e n e t i k e t , [ ç . n . ]


B u k i t a p , Gloucester D ü k ü H u m f r e y ' e aittir, [ç.n.]
k i l d e H u m f r e y ' i n icadı d e ğ i l d i : B i r nesil ö n c e , bir b a ş k a G l o u c e s t e r D ü k ü
W o o d s t o c k ' l u T h o m a s , bir kitabı k e n d i s i n e ait o l d u ğ u n u g ö s t e r m e k a m a ­
17
cıyla, b e n z e r bir ş e k i l d e i ş a r e t l e m i ş t i . Eğer Humfrey o örnekten haber­
dar değildiyse bile, kendi ex libris tarzının, Fransız V. Charles'ın
( 1 3 6 4 - 1 3 8 0 ) , k e n d i e s e r l e r i n d e n b a z ı l a r ı n a adını v e r i r k e n kullandığı bir
k r a l i y e t şeceresi o l d u ğ u n u n , d i k k a t i n d e n k a ç m a m ı ş o l m a s ı g e r e k i r . G e r ­
ç e k t e n d e b u e l y a z m a l a r ı n d a n biri H u m f r e y ' i n k o l e k s i y o n u n a ulaşmıştı v e
k e n d i işaretini, F r a n s ı z k r a l ı n ı n k i n i n h e m e n ü z e r i n e e k l e m i ş t i . 1 8
V. Charles kendini nadiren, sadece mülkiyetini not etmekle sınırlamış,
g e n e l d e k e n d i n o t u n a , kitabın k ö k e n i h a k k ı n d a kısa bir a ç ı k l a m a d a ekle­
m i ş t i . H u m f r e y d e ara sıra aynısını y a p m ı ş t ı . D ü k b a z e n kitabın y a z a r ı n ı n
kendisine bu sunu kopyasını verdiğini not düşmekte, bazen de, kitaba ken­
d i s i n d e n ö n c e s a h i p o l a n kişiyi b e l i r t m e k t e d i r . Bir b a ş k a d e y i ş l e , bu t ü r ex
libris'ler, H u m f r e y el y a z m a l a r ı n a ait tarih-öncesi d e n i l e b i l e c e k b i l g i l e r
vermektedir. Bizlere, koleksiyonunun ardında, diğer kitap meraklılarının
k a y ı p k ü t ü p h a n e l e r i n i n yattığını h a t ı r l a t m a k t a d ı r . G e r ç e k t e n d e bazı d u ­
r u m l a r d a , d a h a ö n c e k i sahibinin el y a z m a s ı ile b a ğ l a n t ı s ı n a ilişkin kanıt­
lar, H u m f r e y ' i n e l y a z ı s ı n d a n d a h a belirgin d u r u m d a d ı r . Ö r n e ğ i n , C o l u c -
c i o S a l u t a t i ' n i n e ş s i z De Laboribus Herculis ( H e r k ü l ' ü n İşleri) k o p y a s ı n ­
d a , H u m f r e y ' i n s l o g a n ı ve k a y d ı o k a d a r d i k k a t l e silinmişti ki, a n c a k
1 9 3 0 ' l a r d a ( y i n e m o r ötesi ışık k u l l a n ı l a r a k ) t e k r a r o r t a y a ç ı k a r t ı l a b i l m i ş -
ti. Bu a r a d a , ilk sayfa hâlâ g u r u r l u bir ş e k i l d e kitabın d a h a ö n c e k i , a m a da­
h a a z gösterişli İngiliz s a h i b i n i n , p a p a n ı n s a r a y ı n d a k i k r a l i y e t g ö z l e m c i s i
Andrew H o l e s ' u n armasını taşımaktadır. Anlaşılan Holes, el yazmasını
m e r h u m S a l u t a t i ' n i n k ü t ü p h a n e s i n d e n satın a l m ı ş v e sayıları ç o k fazla ol­
d u ğ u n d a n , i d d i a y a g ö r e ö z e l olarak g e m i k i r a l a y a r a k , d i ğ e r k i t a p l a r ı y l a
birlikte İ n g i l t e r e ' y e geri g e t i r m i ş t i . A n a v a t a n ı n a d ö n d ü k t e n s o n r a H o l e s
bu el yazmasını Gloucester Düküne sunmuştu.19
H o l e s ' u n e n değerli k i t a p l a r ı n d a n birini H u m f r e y ' e v e r m i ş o l m a s ı ,
o n u n kraliyet g ö z l e m c i s i n e o l a n saygısını n e ş e k i l d e ifade ettiği h a k k ı n d a
b i r fikir v e r m e k t e d i r . Bir ö l ç ü d e , b u saygıya, H o l e s ' u n m ü l k i y e t i n i n işa­
retlerini s i l m e y e n ve ex libris'inde h e d i y e y i k a y d e d e n H u m f r e y t a r a f ı n d a n
a y n ı ş e k i l d e karşılık verilmişti. D i ğ e r sahipleri b u k a d a r d ü ş ü n c e l i o l m a ­
y a b i l i r d i . B i r k ı s m ı tahrifatta v e k ö k e n e ilişkin d a h a ö n c e k i işaretlerin d e -
ğiştirilmesi k o n u s u n d a - H u m f r e y ' i n k e n d i s i n e ait b a z ı el y a z m a l a r ı n ı n
y a z g ı s ı n d a g ö r ü l d ü ğ ü gibi - d i k k a t l i y d i . H u m f r e y , k e n d i s i el y a z m a l a r ı n ı n
" t a r i h - ö n c e l e r i n i " v e s a h i p o l d u k l a r ı insani b a ğ l a n t ı l a r ı o l u m l u bir ş e k i l d e
ilan e d i y o r d u . R ö n e s a n s d ö n e m i sanat t a r i h i n d e n b e n z e r bir t e r i m i kulla­
nırsak, k i t a p l a r ı n ı n h e r biri sosyal bir ilişkinin p e ş i n a t ı y d ı . 2 0 Bu kitaplar­
d a n e l d e edilen k a n ı t l a r ilişkilerin e r i m i n i b e l i r t m e k t e d i r : Ailevi ilişkiler­
d e n p r o f e s y o n e l o l a n l a r a , s a m i m i ilişkilerden uzak m e s a f e l i l e r e ? B u r a d a
b u ilişki y a d a bağlantı t ü r l e r i n d e n birine d i k k a t ç e k m e k i s t i y o r u m : H u m ­
f r e y ' i n ö l ü l e r l e bağlantısı.
H u m f r e y ' i n h â l â m e v c u t o l a n ü ç e l y a z m a s ı n d a , d ü k , e s e r e eski sahibi­
nin ö l ü m ü n d e n s o n r a s a h i p o l d u ğ u n u k a y d e t m e k t e d i r . Ö r n e ğ i n , bir F r a n ­
sız k a y ı t d e f t e r i n e ş ö y l e y a z m a k t a d ı r : Cest livre est a moy humfrey due de
gloucestre du don les exsecuteurs le seigneur de Faunhope.2* B u F a u n h o -
p e , bir d ö n e m O r l e a n s d ü k ü C h a r l e s ' ı n g a r d i y a n ı o l a n v e H u m f r e y ' i n ka­
rısı E l e a n o r C o b h a m ' ı b ü y ü c ü l ü k n e d e n i y l e s o r u ş t u r a n d e n e t ç i l e r d e n biri
olan Sir J o h n C o r n w a l l ( 1 4 4 3 ) o l a r a k b e l i r l e n e b i l m e k t e d i r . 2 2 E ğ e r b u aşa­
m a d a H u m f r e y ' e , kraliyet k o n s e y i n d e k i d ü n y e v i m e s l e k t a ş l a r ı n d a n birinin
k o l e k s i y o n u n d a n e l y a z m a s ı v e r i l s e y d i o l a y ş ö y l e g e l i ş m i ş olabilirdi: Ö l e n
kişi ö n e m l i bir dini şahsiyetti ve kitap, o n l a r ı n vasiyetlerini y ü r ü t m e k l e so­
r u m l u o l a n kişilerden a l ı n m ı ş t ı . B u n e d e n l e H u m f r e y , k e n d i s i n e ait S e n e -
c a ' n ı n Epistulae k o p y a s ı n d a şunları y a z m ı ş t ı r : ... le quel Je aehatay des
executres maistre Nicholas Bildeston jadis doyen de Salisbury; ( H o l e s gi­
bi) kraliyet d i p l o m a t ı v e P o g g i o B r a c c i o l i n i gibi h ü m a n i s t l e r l e tanışıklığı
olan Bildeston, 1441 y ı l ı n d a ö l m ü ş t ü . 2 3 B e n z e r şekilde, s e k i z yıl ö n c e
Humfrey, Worcester piskoposu merhum Thomas Polton'un koleksiyonun­
d a n , K o n s t a n z K o n s e y i Y a s a s ı n ı n e l y a z m a s ı n ı satın a l m ı ş t ı . 2 4 Birlikte ele
a l ı n d ı ğ ı n d a b u o l a y l a r , o r t a ç a ğ e l y a z m a s ı k ü l t ü r ü n d e kitap p i y a s a s ı n ı n v e
k i t a p k o l e k s i y o n c u l a r ı n ı n alışkanlıkları h a k k ı n d a birçok şey a ç ı k l a m a k t a ­
dır.
B u r y ' l i R i c h a r d , D u r h a m ' i n o n d ö r d ü n c ü yüzyıl b a ş l a r ı n d a k i p i s k o p o ­
su, Philobiblon'unda k i t a p satın a l m a n ı n zevkli o l d u ğ u n u , fakat o n l a r d a n
a y r ı l m a n ı n h e r z a m a n ü z ü c ü o l d u ğ u n u ileri s ü r m e k t e d i r . 2 5 K ü t ü p h a n e s i n i
o l u ş t u r m a k için k u l l a n d ı ğ ı y ö n t e m l e r i t a n ı m l a r k e n , k i t a p s a t ı c ı l a r ı n a d ü ­
zenli olarak giden ziyaretçilerden bahsetmektedir. A m a özel olarak yakın
zamanlarda vefat edenlerin vasiyetlerini yürüten kişilerden el yazmaları
alınmasını konu etmemektedir. Ancak, aslına bakılırsa, kendi kitap kolek­
siyonu, bunun olağan bir uygulama olduğuna ilişkin kanıtlar sağlamakta­
dır: El yazmasındaki ex libris'ìn açıkladığına göre, St Alban'ın başkeşişi
Michael Mentmore, daha önce Richard'ın elinde bulunan el yazmaların­
dan birine, işte bu şekilde sahip olmuştu. 2 6 Bury'li Richard gibi bir kitap
meraklısı için bile, koleksiyonunun kendi ölümünden sonraki yazgısı par­
ça parça dağılma olabilirdi. Richard'ın niyeti el yazması kitaplarını, ken­
disi tarafından kurulan bir üniversiteye miras olarak bırakmaktı. Ama bir­
çok kitap meraklısının yoldaşı olan fakirlik ona engel olmuştu: Ancak, ba­
zı kitap sahipleri, daha önce belirtilen William Gray örneğinde görüldüğü
gibi, kitaplarını kurumsal bir kütüphaneye bağışlayarak, koleksiyonlarının
parçalanmasını önleme konusunda daha başarılı olmuştu. Ama sanki, va­
siyetleri yerine getiren kişiler (çoğu kez görevlerinin, belki de ölen kişinin
vasiyetinin gerektirdiği miraslar, veya borçların ödenmesi için nakit oluş­
turmak amacıyla), bu el yazmalarını dağıtmak olduğunu düşünüyorlardı.
Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, bir koleksiyonun ölüm sonrasın­
da dağılması - adeta koleksiyonun yok olması -genelde düşüldüğü gibi bir
kaza eseri değildi. Bunun doğal sonucu olarak, kitap piyasasının önemli
bir unsuru, ikinci el el-yazması ticareti olmuş olmalı: Bunlara değer biçil-
27
mesi ve daha sonra alıcı bulunması. Humfrey'in Kütüphanesindeki ör­
neklerden görüleceği gibi, "ikinci el"in "ikinci kalite"ye eşit olduğuna ya
da bu tür alımların, yeni el yazmaları almaya gücü yeten kişilerin saygın­
lıklarına gölge düşürdüğüne ilişkin hiçbir kanı bulunmamaktadır. Üstelik
Humfrey örneği, bu ölüm sonrası el yazması ticaretinde daha ileri sosyal
etkenlerin etkin olduğunu gözlememizi sağlayabilir.
Bir koleksiyonun dağılması bölümler halinde olabilirdi, ama bu, dağı­
lımın keyfi olduğu anlamına gelmiyordu. Humfrey'in vasiyet sorumlula­
rından aldığı üç el yazması olayında da (her ne kadar hiç birisi kendisine
sorgusuz politik yandaş değilse de), kitapların önceki sahiplerini iyi tanı­
yordu. Fanhope'un dükle ilişkileri fazlasıyla çelişkiliydi: Eleanor Cob-
ham'ın düşüşü sırasında rolünü oynamış, ama aynı zamanda, Humfrey'in
1436 yılındaki oldukça demode Calais kampanyası sırasında katılımda bu­
28
lunmuştu. Fanhope'un vasiyetinde Gloucester Dükünden bahsedilmedi-
ğ i n d e n , H u m f r e y ' e bir t a n e e l y a z m a s ı v e r m e d ü ş ü n c e s i , v a s i y e t i n i yürü­
29
t e n l e r d e n birisinin g i r i ş i m i y l e g e r ç e k l e ş m i ş o l a b i l i r . Aksine, Humfrey,
T h o m a s P o l t o n ' u n son v a s i y e t i n d e y e r a l m a k t a d ı r . V e e ğ e r P o l t o n , m e s l e ­
k i i l e r l e m e s i n i n bir b ö l ü m ü n ü d ü k ü n a n a rakibi K a r d i n a l B e a u f o r t ' a b o r ç ­
l u i d i y s e d e , b u d u r u m P o l t o n ' u n , H u m f r e y ' i n p a t r o n u n a karşı e n t r i k a l a r ı ­
na yardımcı olmasına engel olmamıştı. Ö l ü m ü n d e , Polton, yüz Mark mi­
ras b ı r a k a r a k v e vasiyetini y ü r ü t e n kişilere, v a s i y e t i n i n g e r ç e k l e ş t i r i l m e ­
sinde zorlukla karşılaştıkları t a k d i r d e , protector et defensor'leri* o l a r a k
H u m f r e y ' e d a n ı ş m a l a r ı n ı t a v s i y e e d e r e k , d ü k e saygı g ö s t e r m i ş t i . 3 0 İşte b u
yapıcı bağlantı k a p s a m ı n d a H u m f r e y , m i r a s ı n ı n bir k ı s m ı n ı , P o l t o n ' u n kü­
t ü p h a n e s i n d e n bir el yazması satın a l m a y a harcamıştı. Aynı şekilde,
N i c h o l a s B i l d e s t o n , B e a u f o r t ' u n h a n e h a l k ı n ı n bir üyesi o l m u ş olabilir.
A m a aynı z a m a n d a , yaşamı sırasında, kendi en sevdiği yazar olan
Petrarch'ın el yazmasını düke hediye ettiğinden, Humfrey'e aşina biriydi.31
B i l d e s t o n e ' u n vasiyeti b u l u n a m a m ı ş t ı r . A m a bir kez d a h a H u m f r e y ' i n
B i l d e s t o n e ' u n m i r a s ı n d a n bir e l y a z m a s ı n ı satın a l m a s ı , m e z a r ı n ö t e s i n d e
bir ilişkiyi s ü r d ü r m ü ş t ü r . B u n u n , bir a ç ı d a n pratik bir n e d e n i : T a n ı d ı k bi­
rinin ö l ü m ü , belirsiz bir k i t a p p i y a s a s ı n d a k e n d i k ü t ü p h a n e s i n i b ü y ü t m e k
için u y g u n bir y ö n t e m s a ğ l a m a s ı olabilir. A n c a k , H u m f r e y ' i n , e l y a z m a s ı ­
n a nasıl s a h i p o l d u ğ u n u k a y d e t m e k t e k i e n d i ş e s i , bir b a ş k a d u r u m u a k l a
getirebilir: B ö y l e bir a l ı m ı n , ö l e n kişiyi h a t ı r l a m a y ö n t e m i o l a r a k değer­
l e n d i r i l m e s i , ayrılan k i ş i d e n bir çeşit anı o l d u ğ u n u , bir b a ş k a d e y i ş l e , bir
t a n ı d ı ğ ı n vasiyetini y ü r ü t e n k i ş i l e r d e n el y a z m a s ı satın a l m a n ı n , ölen kişi­
y e saygı g ö s t e r m e n i n bir y o l u o l a b i l e c e ğ i n i d ü ş ü n ü y o r u m .
İ n s a n i l i ş k i l e r i ile k u ş a t ı l a n n e s n e l e r o l a r a k e l y a z m a l a r ı d u y u s u ,
Humfrey'in kendi kütüphanesinin yazgısına da yansımıştır - ya da, bazen
alaylı bir şekilde, k o l e k s i y o n u n u n ç o k yönlü yazgısında g ö r ü l m e k t e d i r . Z i ­
ra, H u m f r e y ' i n el y a z m a l a r ı tek bir d a ğ ı l m a yolu i z l e m e m i ş t i r . El y a z m a ­
larının b ü y ü k bir b ö l ü m ü , d o ğ a l olarak, d a h a kendisi h a y a t t a y k e n O x f o r d
Ü n i v e r s i t e s i n e g i t m i ş t i . O r a d a , m ü l k i y e t i n e ilişkin işaretler m u h a f a z a edil­
miş ve b a z e n de artırılmıştı. Bazı d u r u m l a r d a , - H u m f r e y ' i n m u h t e m e l e n Ox-
ford'a b a ğ ı ş l a m a k a m a c ı y l a özel olarak satın aldığı - O c k h a m ' l ı W i l l i a m ' i n

protector et defensor: koruyucu ve savunucu


bir e s e r i n i n o l d u k ç a yalın bir k o p y a s ı n d a o l d u ğ u gibi, d ü k o l a ğ a n ex lib-
ra'ini eklememişti. Ancak, Üniversite el yazmasını, Humfrey'in arması
32
ve h e d i y e n o t u ile d o l u bir k i t a p etiketi ile birlikte s a ğ l a m ı ş t ı . Bu t ü r b a ­
ğış işaretlerinin y a n ı sıra H u m f r e y ' i n k e n d i n o t l a r ı , d a h a s o n r a k i o k u y u c u ­
lara e l y a z m a l a r ı n ı n k ö k e n i n i h a t ı r l a t ı y o r d u . T h o m a s H e a r n e , H u m f r e y ' i n
bir e l y a z m a s ı e s e r e s a h i p o l d u ğ u n u s ö y l e y e n ilk O x f o r d l u değildi. D a h a
ö n c e , ö r n e ğ i n , bir d ö n e m Ü n i v e r s i t e n i n rektörü olan v e H u m f r e y ' i n ölü­
m ü n d e n o n yıl s o n r a y a z d ı ğ ı bir y a z ı d a Saint V i c t o r ' d a n R i c h a r d ' d a n bir
alıntıyı k a y d e d e n T h o m a s G a s c o i g n e vardı v e ç a l ı ş m a l a r l a ilgili o l a r a k
şunları not e t m i ş t i :

Est oxonie in libraria universitatis ex dono humfridi lancastris quon­


dam ducis gloucestrie qui obiit in parliamento quodfuit in villa de bery
ibi aretatus mandato regis henrici sexti.33

O el y a z m a s ı , m u h t e m e l e n Ü n i v e r s i t e k ü t ü p h a n e s i n i n on altıncı y ü z y ı ­
lın ilk y a r ı s ı n d a d a ğ ı l m a s ı n e d e n i y l e , şimdi t a n ı m l a n a m a m a k t a d ı r . A n c a k ,
b i r k a ç d u r u m d a H u m f r e y ' i n işaretinin varlığı, e l y a z m a s ı n ı n k u r t u l m a s ı n a
y a r d ı m c ı o l m u ş t u r . A m a b u bir t a h m i n d i r ; şimdi d e k r o n o l o j i k o l a r a k kü­
t ü p h a n e s i n i n ilk d a ğ ı l m a s ı n a b a k m a m ı z gerekir.
H u m f r e y ' i n O x f o r d ' a yaptığı b a ğ ı ş l a r etkileyici o l m a k l a birlikte, kü­
tüphanesinin tamamını oluşturmuyordu. Ö l ü m ü n e kadar, tahmin edebildi­
ğ i m i z k a d a r ı y l a b ü y ü k ç e bir k o l e k s i y o n G r e e n w i c h ' d e k i P l a c e n t i a S a r a ­
y ı n d a k a l m ı ş t ı . Ö y l e g ö r ü n ü y o r ki, H u m f r e y ' i n , k e n d i s i ö l d ü k t e n s o n r a e l
y a z m a l a r ı n a n e o l a c a ğ ı n a ilişkin belirgin bir planı y o k t u . B u n u n l a birlik­
te, O x f o r d Üniversitesi d a h a sonra, o n u n k e n d i l e r i n e k o l e k s i y o n u n u n b i r
k ı s m ı n ı , L a t i n c e e l y a z m a l a r ı n ı v a a t ettiğini iddia e t m i ş t i . 3 4 H a l b ö y l e y ­
k e n , ö l ü m H u m f r e y ' i hazırlıksız y a k a l a m ı ş t ı : B u r y S t E d m u n d s ' d a k r a l ı n
oğlu, kardeşi v e a m c a s ı o l a n y e ğ e n i n e karşı k o m p l o k u r m a k t a n t u t u k l a n a ­
rak, g ö z a l t ı n d a y k e n ö l m ü ş t ü ( b a z ı l a r ı n a g ö r e ö l d ü r ü l m ü ş t ü ) . 3 5 Ö l ü m ü n ü n
kötü bir s o n u c u olarak, v a s i y e t n a m e b ı r a k m a d a n ö l d ü ğ ü a ç ı k l a n m ı ş , h ü ­
kümdarlık mallarının kontrolüne el koyarak, bunları dağıtmak üzere bir
g r u p yetkili kişi a t a m ı ş t ı . 3 6 H e r n e k a d a r O x f o r d , b u l a b i l d i ğ i k a d a r ö n e m ­
li kişiye yazıp, kendilerine vaat edilen el yazmalarını elde e t m e k o n u s u n -
d a O x f o r d ' a y a r d ı m e t m e l e r i n i ısrarla i s t e m i ş s e d e , V I . H e n r y ' n i n k e n d i s i
t a r a f ı n d a n k u r u l a n E t o n Ü n i v e r s i t e s i ile K i n g ' s v e C a m b r i d g e , K r a l d a n ta­
l e p t e b u l u n a r a k , H u m f r e y ' i n k ü t ü p h a n e s i n d e k i k i t a p l a r l a ilgili ö n c e l i k
hakkı almıştı.37 King's, en azından H u m f r e y ' i n el yazmalarından bazıları­
na e r i ş m i ş t i - iki tanesi b u g ü n e g e l m i ş t i r . B i r t a n e s i n i n ex-libris'\ b o z u l -
m a s a d a , ikisi d e h a s a r g ö r m ü ş o l a r a k - a m a o k u l k e s i n o l a r a k m e r h u m d ü ­
kün bütün Latince kitaplarına sahip o l m a m ı ş t ı . 3 8 H u m f r e y ' i n kütüphane­
sinin y a z g ı s ı , k u r n a z l ı k l a p a r ç a p a r ç a d a ğ ı t ı l m a s ı o l m u ş t u .
E ğ e r el altından girişimler o l u ş t u y s a da, b u n l a r d a n s o r u m l u olan kişi,
Kralın d o k t o r u ve H u m f r e y ' i n mallarının s o r u m l u l u ğ u n u üstlenen yetkililer­
den biri olan J o h n S o m e r s e t h ' d i . En az bir d u r u m d a S o m e r s e t h , bir H u m f r e y
el y a z m a s ı n ı , k e n d i hediyesi gibi C a m b r i d g e Üniversitesine s u n m a y ı başar­
mıştı. Ü n i v e r s i t e , G o n v i l l e Hail m i n n e t i n i , anlaşılan d a h a ö n c e k i k ö k e n i n i
t a n ı m a d a n , kitabın k a p a ğ ı n a bir notla k a y d e t m i ş t i . E ğ e r son sayfaya b a k m ı ş
olsalardı, m u h t e m e l e n S o m e r s e t h ' i n d i n d e y k e n , tekrar tekrar y ı k a n a r a k si­
linen bir y a z ı n ı n izini belki fark edebilirlerdi. Y a z ı n ı n o k u n m a s ı ancak son
on yılda m o r ötesi ışıkla başarılmıştır - bu, H u m f r e y tarafından Bildesto­
n e ' u n vasiyetini yürüten kişilerden satın alınan, S e n e c a ' n m bir el y a z m a s ı -
d ı r . 3 9 Y i n e d e , bu hiçbir şekilde, not yazısının silindiği ilk ö r n e k değildir -
hâlâ m e v c u t olan bir dizi e s e r d e , H u m f r e y î n el yazısı, ö l ü m ü n d e n kısa bir
süre s o n r a y ı k a n a r a k silinmişti. Bu n e d e n l e , ö r n e ğ i n , Floransalı h ü m a n i s t
C o l u c c i o S a l u t a t i ' n i n e s e r l e r i n d e n o l u ş a n dizinin H u m f r e y ' e ait k o p y a s ı n d a ,
k e n d i sözleri, De Fato et Fortuna'nın ilk y a p r a ğ ı n d a süslü b o r d ü r ü n altında
belirgin olarak g ö r ü l m e k t e d i r - b a ş k a bir deyişle, bordur, H u m f r e y ' i n yazı­
sı silindikten s o n r a e k l e n m i ş gibi g ö r ü n m e k t e d i r . 4 0 Süs m u h t e m e l e n , bir
sonraki sahibi, H u m f r e y ' i n k ü t ü p h a n e s i n i n d a ğ ı l m a s ı n d a k e n d i n e p a y ı n a
d ü ş e n rolü o y n a y a n W e l l s ' i n gelecekteki d e k a n ı William W i t h a m tarafından
yaptırılmıştı. W i t h a m 1450 yılında, H u m f r e y ' i n mallarını kontrol e d e n yet­
kililerin, k o n u m l a r ı n ı suiistimal ettiğine ilişkin iddiaları s o r u ş t u r m a k üzere
a t a n a n l a r d a n biriydi. S o r u ş t u r m a S o m e r s e t h ' i n faaliyetleri ü z e r i n d e y o ğ u n ­
laşmıştı. Belki de, bir şekilde bir H u m f r e y el y a z m a s ı n a sahip olan W i t h a m
da dâhil o l m a k ü z e r e k o m i s y o n u n p e k ç o k üyesinin, o n u beraat ettirmesi şa­
şırtıcı değildir. Y i n e d e , S o m e r s e t h ' i n , bir m i k t a r h o k k a b a z l ı k t a n suçlu o l u p
o l m a d ı ğ ı n ı m e r a k e d e n ilk kişi b e n o l m a y a c a ğ ı m .
H i k â y e n i n b u b ö l ü m ü n ü ö z e t l e r s e k , ö y l e g ö r ü n ü y o r ki, H u m f r e y ' i n e l
y a z m a l a r ı n ı n bir b ö l ü m ü n ü n k ö k e n i n e ilişkin işaretleri t a m a m e n silinmiş
v e d a h a s o n r a d a çeşitli kişi v e k u r u l u ş l a r a d a ğ ı t ı l m ı ş t ı . B ö y l e c e , m e r h u m
" İ y i D ü k " ile g ö r ü n ü r işbirliği ile ş ö h r e t i a r t a n O x f o r d el y a z m a l a r ı n ı n ak­
sine, b u k i t a p l a r b a ğ l a n t ı l a r ı n d a n a r ı n d ı r ı l m ı ş v e k ö k e n l e r i d i k k a t e a l ı n m a ­
d a n d a ğ ı t ı l m ı ş t ı . Bazı e l y a z m a l a r ı n ı n tarihleri n e r d e y s e bir d a h a o r t a y a
ç ı k m a y a c a k ş e k i l d e yok e d i l m i ş t i : Ö r n e ğ i n , H u m f r e y ' e atıfta b u l u n a n bir
dizi h ü m a n i s t ç a l ı ş m a s ı n ı n s u n u m k o p y a s ı n d a , d ü k l e bağlantılı olan bir sa­
natçı tarafından r e s m e d i l e n ç e r ç e v e , o n u n a r m a s ı n ı i ç e r i y o r d u v e son y a p ­
rak üç satırlık bir ex-libris i ç e r i y o r d u . M ü l k i y e t e ilişkin b ü t ü n işaretler d e ­
ğiştirilmiş ya da ( o l d u k ç a başarılı bir şekilde) k a l d ı r ı l m ı ş t ı . Z i r a bu el yaz­
m a s ı , bu h a l i y l e , b a ş k a bir ad a l t ı n d a dört y ü z elli yıl s ü r e y l e y o l c u l u k et­
m i ş t i . 4 1 A n c a k , n e y s e k i S o m e r s e t h H u m f r e y ' i n b ü t ü n e l y a z m a l a r ı y l a ay­
n ı o r a n d a i l g i l e n m e m i ş t i . Bir b i l i m a d a m ı n a d a h a y a k ı n o l d u ğ u n d a n , s a d e ­
c e o n u n L a t i n c e e l y a z m a l a r ı ile i l g i l e n m i ş t i . H u m f r e y ' i n k ü t ü p h a n e s i n d e
aynı z a m a n d a birkaç Fransızca eser ve d a h a az sayıda İngilizce metin de
b u l u n u y o r d u . F r a n s ı z c a kitapların b a z ı l a r ı , bir ilahi kitabı ile birlikte, V I .
H e n r y ' n i n kraliyet k ü t ü p h a n e s i n e g i r m i ş v e o r a d a IV. E d w a r d ' i n h ü k ü m ­
darlığı s ı r a s ı n d a da, k a l m a y ı s ü r d ü r m ü ş t ü . 4 2 Yine d e H e n r y ' n i n d ö n e m i n ­
d e İngiliz K r a l i y e t K ü t ü p h a n e s i ( d a h a ö n c e k i h ü k ü m d a r l ı k l a r d ö n e m i n d e
o l d u ğ u gibi) her z a m a n e b a t olarak b ü y ü m e s i v e h i ç b i r z a m a n a z a l m a m a ­
sı b e k l e n e n bir k o l e k s i y o n d e ğ i l d i . A k s i n e , kraliyet c ö m e r t l i ğ i n i n k i t a p b a ­
ğ ı ş l a m a y a y a t k ı n o l u ş u n a ilişkin bir b e k l e n t i o l d u ğ u i z l e n i m i h e r z a m a n
v a r d ı . Ö y l e g ö r ü n ü y o r ki, B e d f o r d D ü k ü J o h n ' u n k o l e k s i y o n u n u n b a ş ı n a
g e l e n d e b u y d u v e aynı şekilde, H u m f r e y ' i n kraliyetin e l i n d e b u l u n a n e l
y a z m a l a r ı n a d a a y n ı şey o l m u ş o l a b i l i r . 4 3 B u , ö r n e ğ i n , P h i l i p ' i n , H u m ­
f r e y ' i n e l l e r i n d e n d e g e ç e n F r a n s ı z A r t h u r h i k â y e l e r i n i n , bir b ö l ü m ü n ü n
k o p y a s ı n ı nasıl e l d e ettiğini a ç ı k l a y a b i l i r . 4 4 E ğ e r d u r u m b ö y l e y s e , b u b i r
k e z d a h a , ikinci el e l - y a z m a l a n n ı n , yarattığı insan ilişkileri ile birlikte, d e ­
ğerli bir m a l v e u y g u n bir a r m a ğ a n o l d u ğ u n u gösterir.
B i r y o r u m d a h a e k l e m e k t e y a r a r var. Ö l ü m ü n d e H u m f r e y ' i n e l i n d e b u ­
l u n a n e l y a z m a l a r ı n ı n k a ç t a n e s i n i n d a ğ ı t ı l m a l a r ı y a d a k ö k e n l e r i n e ilişkin
kanıtların yok edilmesi sonucunda kaybolduğunu t a h m i n etmek, doğal
o l a r a k m ü m k ü n değildir. A y n ı z a m a n d a , şimdi b i l i n e n e l y a z m a l a r ı n ı n bü-
yük çoğunluğunun, gerçekte ö l ü m ü n d e n h e m e n sonra dağıtılma yoluyla
g ü n ü m ü z e u l a ş a n l a r o l m a s ı o l a ğ a n ü s t ü bir o l a y d ı r . B u n u b a ş k a b i r ş e k i l d e
ifade e t m e k g e r e k i r s e : h a l e n m e v c u t o l a n kırk k ü s u r e s e r i n , s a d e c e y a k l a ­
şık d ö r t t e biri, O x f o r d listelerinde a d l a n d ı r ı l a n iki y ü z y e t m i ş d ö r t k a l e m i n
a r a s ı n d a y d ı . B u n u n iki olası a ç ı k l a m a s ı b u l u n m a k t a d ı r . H u m f r e y ' i n O x -
f o r d ' a v e r m e d i ğ i v e ö l ü m ü s ı r a s ı n d a k e n d i n d e b u l u n a n e l y a z m a s ı sayısı
a s l ı n d a belki de yedi y ü z ü n ü z e r i n d e y d i - tabii e ğ e r H u m f r e y ' i n K ü t ü p h a ­
n e s i n i n b ü t ü n k ı s ı m l a r ı n ı n aynı d ü z e y d e k a y b a u ğ r a d ı ğ ı n ı v a r s a y a r s a k .
A n c a k , b u k e s i n l i k l e s o r g u l a n a b i l e c e k bir v a r s a y ı m d ı r . A l t e r n a t i f açıkla­
m a ş u olabilir: O x f o r d e l y a z m a l a r ı n ı n y a ş a m a o r a n l a r ı , Ü n i v e r s i t e y e ve­
r i l m e y e n e l y a z m a l a r ı n a n a z a r a n ç o k d a h a d ü ş ü k t ü r . O z a m a n bu, d a h a
k o r k u n ç d a ğ ı l ı m ı n , k ı s m e n J o h n S o m e r s e t h t a r a f ı n d a n y ö n e t i l e n değil, o n
altıncı yüzyıl O x f o r d ' u n d a o l u ş a n o l d u ğ u n u d ü ş ü n c e s i n i yaratabilir.
Eski Ü n i v e r s i t e K ü t ü p h a n e s i n i n y o k o l m a s ı y l a ilgili o l a r a k , o n y e d i n c i
y ü z y ı l ı n s o n u n d a A n t h o n y a W o o d t a r a f ı n d a n e n canlı ş e k i l d e a n l a t ı l a n
yerleşmiş, anımsatıcı bir hikâye bulunmaktadır. Bu Oxford tarihçisinin,
Ü n i v e r s i t e n i n e l y a z m a s ı k o l e k s i y o n u n u n kaybı k o n u s u n d a n e y i n y a d a ki­
m i n s u ç l a n m a s ı g e r e k t i ğ i k o n u s u n d a hiç k u ş k u s u y o k t u : R e f o r m h a r e k e t i
ve özellikle 1549 y ı l ı n d a Ü n i v e r s i t e d e n hurafeyi t a m a m e n y o k e t m e k
a m a c ı y l a g ö n d e r i l e n Ziyaretçiler, T a n r ı a d ı n a , eski kitapları y a k m ı ş l a r ve­
y a ç a l m ı ş l a r y a d a s a t m ı ş l a r d ı . B ö y l e c e d a h a sonraki M a r y h ü k ü m d a r l ı ğ ı
d ö n e m i n d e k i bir b a ş k a Ziyaret, d a h a ö n c e k i ünlü K ü t ü p h a n e d e n s a d e c e
bir e l y a z m a s ı kitabın k a l d ı ğ ı n ı k e ş f e t m i ş t i . 4 5 Y i n e d e , b u k o r k u n ç k a y ı p
h i k â y e s i abartılı o l d u ğ u k a d a r z o r l a m a d ı r : V a r o l a n kanıt p a r ç a l a r ı , R e ­
f o r m h a r e k e t i ö n c e s i n e d a y a n a n s ı r a d a n bir i h m a l n e d e n i y l e o l u ş m u ş ,
farklı bir ç ö k ü ş tarihi d ü ş ü n c e s i s u n m a k t a d ı r . 4 6 Basılı yayın, yenilik k o n u ­
s u n d a T a n r ı n ı n en b ü y ü k lütfü, aynı z a m a n d a eski el y a z m a s ı k ü l t ü r ü için
ilahi bir kötü h i z m e t t i : M u h t e m e l e n bazı elle y a z ı l m ı ş kitapların, bir s ü r e
için, g e ç e r s i z y a d a ç a ğ d ı ş ı g ö r ü n m e s i n e n e d e n o l m u ş v e onları b ö y l e c e
d e ğ e r s i z ya da atılabilir d u r u m a g e t i r m i ş t i . Yine d e , geri i s t e m e süreci, o
el y a z m a l a r ı n ı n y o k o l m a k t a n k u r t a r ı l m a s ı girişimleri, y ı k ı m süreci ile n e ­
r e d e y s e e ş z a m a n l ı y d ı . Bazı kitaplar, ü n i v e r s i t e k ü t ü p h a n e l e r i n e d o ğ r u sa­
d e c e b i r k a ç s o k a k yol k a t e d e r e k k u r t u l m u ş k e n , diğerleri ö z e l e l l e r e d a ğ ı ­
t ı l m ı ş l a r d ı . 4 7 B u a ş a m a d a , e s k i bir e l y a z m a s ı n a saygı gösterilebilirdi a m a
H u m f r e y ' i n anısı g e r e k l i o l m a y a b i l i r d i : D a h a ö n c e ü n i v e r s i t e k ü t ü p h a n e ­
s i n d e o l a n e l y a z m a l a r ı n ı n bir k ı s m ı n d a n , m u h t e m e l e n k i t a p ticareti gere­
ği s a t ı l m a y ı b e k l e r k e n , ex-libris'ler ç ı k a r ı l m ı ş t ı . 4 8 A n c a k , d i ğ e r l e r i ex-lib-
r à ' l e r i h â l â g ö r ü n ü r bir ş e k i l d e y k e n satılmışlardı. B e l k i d e sırf b u açık
bağlantı nedeniyle Bingley Lordu W i l l i a m C e c i l , Panegyrici Latinfuin
h ü m a n i s t e l y a z m a s ı n ı satın a l m ı ş t ı ; K e s i n olarak, bir s o n r a k i y ü z y ı l d a
k o l e k s i y o n s a t ı l d ı ğ ı n d a v e d a ğ ı l d ı ğ ı n d a , m e z a t k a t a l o g u , b u n u n bir za­
m a n l a r G l o u c e s t e r D ü k ü n e ait o l d u ğ u n u b e l i r t m e y e d e ğ e r b u l m u ş t u . 4 9
B e l k i d e aynı ş e k i l d e , k ö k e n i n e ilişkin ş ü p h e g ö t ü r m e z k a n ı t l a r b u l u n a n
b ü y ü k çaplı o r t a ç a ğ felsefi t e r c ü m e l e r i , k i t a p k o l e k s i y o n c u s u ve astroloji
u z m a n ı J o h n D e e ' n i n d i k k a t i n i ç e k m i ş t i . K u ş k u s u z , e l y a z m a s ı n ı satın al­
d ı k t a n kısa bir s o n r a H u m f r e y ' i n efrlibris'ini fark e t m i ş ki, y a n ı n a işaret
e d e n bir el r e s m i ç i z m i ş ve altına taklit e d e r e k şunları e k l e m i ş t i : et a ces­
te heure voyre en L'an de notre seigneur 1557 a moy Jehan Dee Angloys:
lequel ie achetay par le poys...50Dee'nin n o t u , kitabın gösterişli k ö k e n i n e
d u y d u ğ u ilgiyi, kitabın s a d e c e a ğ ı r l ı ğ ı n a g ö r e satılacak d e ğ e r d e o l d u ğ u n u
d ü ş ü n e n k i t a p s a t ı c ı s ı n a karşı t ak ınd ı ğ ı k ü ç ü m s e r tavır ile t a m a m e n çeliş­
m e k t e d i r . H a t ı r l a n m a s ı g e r e k i r ki, bu olay, A n t h o n y â W o o d ' u n h i k â y e s i ­
n e g ö r e , d a h a ö n c e k i o n yılların p e r i ş a n l ı ğ ı n ı n k ö t ü l e n d i ğ i , M a r y ' n i n h ü ­
k ü m d a r l ı ğ ı d ö n e m i n d e o l m u ş t u . O d ö n e m d e k i , eski dini d ü z e n i n t e k r a r
o l u ş t u r u l m a s ı c o ş k u s u içinde bile, eski el y a z m a s ı k ü l t ü r ü n ü n kalıntıları­
n a d e ğ e r v e r e n s a d e c e b i r k a ç kişi b u l u n u y o r d u .
Eski K ü t ü p h a n e n i n y o k o l m a s ı , D e e gibi bir k o l e k s i y o n c u için bir fır­
sat y a r a t m ı ş t ı ve b u r a d a n satın alınan bir el y a z m a s ı m u h t e m e l e n bir t ü r
ödül o l m u ş t u . D a h a eski nesiller için bir adet ikinci el k i t a p , y a k ı n z a m a n ­
d a ölen kişiyle özel bir bağlantı s ü r d ü r e b i l i r k e n , D e e ' n i n taklit n o t u , u z u n
z a m a n ö n c e ö l e n l e r l e yeni bir b a ğ l a n t ı y a r a t m a isteğini s i m g e l i y o r d u . H e r
n e k a d a r k e n d i s i C a m b r i d g e l i idiyse d e , D e e b u alışı bir ü n i v e r s i t e p a t r o ­
n u n a karşı bir saygı h a r e k e t i olarak y o r u m l a m ı ş olabilir. F a r k l ı z a m a n v e
mekândaki, ex-libris'ler d o ğ a l olarak ö n e m s i z d i . El y a z m a l a r ı n d a n birin­
d e , eserlerin N i c o l a s d e C l a m a n g e s i m z a s ı y l a y a p ı l a n v e 1444 y ı l ı n d a O x -
f o r d ' a verilen k o p y a s ı n d a , H u m f r e y ' i n n o t l a r ı n ı n varlığı d a h a k a r m a ş ı k
t e p k i l e r y a r a t m ı ş t ı . 5 1 Bu ciltte, d ü k k e n d i n i tek bir m ü l k i y e t işareti ile sı-
n ı r l a m a m ı ş t ı : Ex-libris'i, sloganı ve notları, b e ş farklı y e r d e g ö r ü n ü y o r d u .
On altıncı yüzyılın bir noktasında, bunların iki tanesi silinmiş, diğerlerine
dokunulmamıştı: Bu kökenini silme girişimi değil, onun yerine, aşırı oldu­
ğu düşünülen bir görünümü yumuşatma dileği gibi görünüyordu. Bu silin­
melerden sorumlu kişi, kitabın Elizabeth dönemi sonu ve Stuart dönemi­
nin başındaki sahibi Henry Holford adında biri olabilir (ö. -1617). Eğer
öyleyse, sadece Humfrey'in ex-libris'ini kaldırmakla kalmamış, hem ken­
di mülkiyet notlarını dukalık yazısına benzetmeye çalışarak kitaba tekrar
tekrar eklemiş, hem de dükü taklit etmişti. Bir örneğin hemen altına şun­
ları yazmıştı: Cest livre et [bu şekilde] a may henry holford de Long Stan­
ton in La Countie de Cambridge esquier & a ses assignes.52 Dee gibi,
Henry de taklit yoluyla ilişki yaratıyordu, ama eklenen ve çıkarılan notla­
rın karışımının yanı sıra, notların girişinin hatalı uyarlaması, amacının
farklı olduğunu düşündürmektedir: Belki de onun için kitabın kökeni, say­
gı teşviki olmaktan çok sadece bir merak kaynağıydı. Ancak, bunun nede­
ni Holford'un önceki mülkiyetin işaretlerine açıkça bir tepkisi de olabilir;
bunu doğrular bir şekilde, bir sonraki nesilde ilgi çekmeyi sürdürdükleri­
ne ilişkin her hangi bir kanıt bulunmamaktadır: Kitap, akrabası olan Chris­
topher'ın, yani birinci Baron Hatton'ın (1605-1670) eline geçmiş ve on
altıncı yüzyılda Oxford'dan Cambridgeshire'a giderek, 1671 yılında, mer­
hum baronun kütüphanesinin alımının bir parçası olarak, sanki evine dön­
müştü. O zaman bile, bu el yazmasının kökeni dikkati çekmemişti ve yir­
minci yüzyılın ilk yıllarına kadar da bu şekilde kalmıştı.'' 3
Clamanges çalışmalarının kitabına gelince, bir başka deyişle, Üniversi-
te'ye dönüşü istemeden olmuştu. Ama başka bir olayda, bir el yazması
Oxford'a, kesin olarak Humfrey'in ex-libris'i kaldığı için geri gelmişti.
Humfrey'in, Pliny'nin Epistulae'sinin el yazması kitabının ilk sayfasında
yer alan, 1620 tarihli notta, kendisi de Oxford'lu olan Robert Master'ın el
yazmasını üniversiteye "yeniden kazandırdığı" belirtilmekte ve şöyle ya­
zılmaktadır: olim ad Humphredum Due em Gloucc•striae pertinentem ut vi-
dere est propria ipsius manu scriptum in ultima pagina huius Libri. 5 4
Oxford'un el yazması ile bağlantısına ilişkin kanıt olup olmadığı, ya da
Master'ın kitap Humfrey'e ait olduğuna göre olması gereken yerin Oxford
olduğunu basitçe var mı saydığı belli değildir. Eğer ikincisi doğruysa, bu
beklenmedik bir sadakat göstergesidir ve böylece kitabın kütüphanede
k a l m a s ı n ı v e bir asır s o n r a T h o m a s H e a r n e ' i n g ö r ü ş l e r i n e b a ş v u r u l m a s ı n ı
sağlamıştır.
A n c a k , P l i n y ' n i n Epistulae'si ö r n e ğ i n e bir de aksi g ö r ü ş b u l u n m a k t a ­
dır v e R o b e r t M a s t e r ' d a n d a h a ü n l ü bir kitap k o l e k s i y o n c u s u n u i ç e r m e k ­
tedir. M a s t e r gibi, Sir R o b e r t C o t t o n d a O x f o r d Ü n i v e r s i t e s i n e v e y e n i d e n
k u r u l a n k ü t ü p h a n e s i n e saygısını, B o d l e i a n ' a h e d i y e k i t a p l a r s u n a r a k ifade
e t m i ş t i . 5 5 O x f o r d ' a v e r e c e ğ i el y a z m a s ı kitapları nasıl seçtiği belli değil­
dir. A m a kesin olarak k e n d i s i n e ayırdığı bir tanesi, bir z a m a n l a r H u m f r e y ' e
ait olan ve kendisinin sahip o l d u ğ u tek ciltti. C o t t o n , k e n d i s i n e ait, K o n s t a n z
M e c l i s i n i n Acta'sındaki, on beşinci yüzyıl içerik n o t l a r ı n ı n , bu kitabın d a ­
h a ö n c e Ü n i v e r s i t e K ü t ü p h a n e s i n e ait o l d u ğ u n u g ö s t e r d i ğ i n i a n l a m a m ı ş
olabilirdi. A m a kitabın H u m f r e y ' e ait o l d u ğ u n u çok iyi biliyordu. C o t t o n ' u n
kütüphanecisi Richard James, dükün ex-libris'inin varlığını not e t m i ş t i .
Bu kitabın bir z a m a n l a r T h o m a s P o l t o n ' a ait o l d u ğ u g e r ç e ğ i ile i l g i l e n m e ­
mişti (tıpkı b i z i m gibi), a m a H u m f r e y ' i n e l yazısı h a k k ı n d a g u r u r l a ş u y o ­
rumu yapmıştı:
Liber iste olim pertinebat ad Humphredum illııstrem stııdiosorum Ma-
ecenatem bonum Ducetti Glocestriae, sicut paté t ex propriae manus testi­
monio adfinem codicis.56
A n l a ş ı l a n , b u kitabın B o d l e y k ü t ü p h a n e s i n e b a ğ ı ş l a n a m a y a c a k k a d a r
ö n e m l i o l d u ğ u d ü ş ü n ü l m ü ş t ü . F a k a t bağlılığın d a bir sınırı vardı.
Diğerleri için, d u r u m u bağlılık y a d a t a m tersi ile a ç ı k l a m a k m a n t ı k l ı
değil. H u m f r e y ' i n k o l e k s i y o n u n d a k i d i ğ e r e l y a z m a l a r ı , ü n i v e r s i t e ş e h r i y -
l e d a h a ö n c e b a ğ l a n t ı l a r ı o l m a m a s ı n a v e d ü k ü n m ü l k i y e t i n e ilişkin işaret­
ler k a l m a m a s ı n a r a ğ m e n , O x f o r d ' a u l a ş m ı ş t ı . S o n v e r e c e ğ i m ö r n e k , b u t ü r
bir d u r u m u a n l a t m a k t a d ı r . L o n d r a ' l ı a v u k a t E d w a r d F l e e t w o o d , T h o m a s
B o d l e y ' i n tanıdığı idi v e b u d o ğ r u l t u d a , o n u n y e n i k ü t ü p h a n e s i n e , y e d i
a d e t el y a z m a s ı k i t a p içeren bir dizi k i t a p b a ğ ı ş l a m ı ş t ı . 5 7 Bu el y a z m a l a ­
r ı n d a n biri, J o h n G o w e r ' i n şiirlerinin o n beşinci yüzyıl b a ş l a r ı n d a y a p ı l a n
bir k o p y a s ı y d ı . 5 8 Bu el y a z m a s ı n d a H u m f r e y ' i n işaretleri s i l i n m i ş t i - a n ­
c a k 1 9 8 0 ' l e r i n b a ş ı n d a fark e d i l m i ş l e r d i - ve bu n e d e n l e , b a ğ l a n t ı l a r ı a n ­
l a ş ı l m a d a n v e r i l m i ş l e r d i . B u o l a y d a ilave b i r ironi b u l u n m a k t a d ı r . Z i r a
H u m f r e y ' i n orijinal bağışı, d o ğ a l olarak, h i ç b i r İ n g i l i z c e e l y a z m a s ı n ı içer­
m e m e k t e y d i . B u k i t a b ı n bir ü n i v e r s i t e k ü t ü p h a n e s i için u y g u n bir a l ı m
olarak değerlendirilmesi, Humfrey'in ilk Üniversite Kütüphanesine yaptı­
ğı bağışlarla, Bodlain'in kütüphanenin halefini kurması arasındaki görüş
mesafesini vurgulamaktadır.
Bu kitaptaki diğer bölümler, doğal yollarla ya da kötü niyet yüzünden
kütüphanelerin nasıl tamamen yok olduğuna ilişkin büyük ölçekli tahrip­
leri anlatmaktadır. Benim hikâyeme en yakın paralellik, on altıncı yüzyıl
ortası İngiltere'sinde, - sözüm ona - Oxford'un avlusunda parşömenlerin
rüzgârda uçtuğu veya şenlik ateşine maruz kaldığında yaşanan olaylarla
kurulabilir. Yine de, belirttiğim gibi, o dönemde bile ihmal, de en az kitap
tahripkârlığı kadar korkunç bir şey sayılabilirdi. Daha genel ifade etmek
gerekirse, bu bölümün amaçlarından biri, istisna olmayan ya da günlük ka­
yıpların oluşmasına neden olan felaket anlarına karşılık ihmali vurgula­
maktır. Bazı ortaçağ koleksiyoncuları, bir kuruluşa bağış yaparak el yaz­
malarını hemen dağıtmaktan kaçınmış olabilir (muhtemelen hoş bir şekil­
de, üniversite veya manastırların, insanlar gibi zayıf düşmeyecek ya da öl­
meyeceklerini düşünerek). Benzer şekilde, William Cecil gibi, Elizabeth
dönemi kitap meraklıları, koleksiyonlarını varislerine emanet etmiş olabi­
lir - ama bu strateji bile, onları insanın kendi akrabalarının müsrif veya
müflis olmalarına karşı koruyamayacaktı. Ve böylece değerli bir koleksi­
yonun dağıtılmasına izin vermek zorunda kalınacaktı. Daha genel olan,
her aşamada, bölümler halinde dağıtma alışkanlığı idi, burada belki kütüp­
hanenin bütünlüğü yok edilmiyordu ama her bir el yazması kitap, kendi
hayatına veya tarihine doğru bir yolculuğa çıkıyordu. El yazması kültü­
ründe bu tür dağılımlar, yeni üretilen kopyalarının insan ilişkileriyle yük­
lenerek eski büyük kitaplarla yan yana yer aldığı kitap piyasasının bir un­
suruydu. Bazı koleksiyoncular için (modern çağların başı ile birlikte orta­
çağ), bu tür ilişkiler dikkat dağıtıyordu ve önceki mülkiyetlere ilişkin işa­
retlerin silinmesi gerekiyordu. Diğerleri için, bu tür ilişkiler - sanki el yaz­
masının sokulganlığı - kimliğinin ayrılmaz bir parçasıydı. Bu bağlantılar
ve bunların daha sonraki sahipleri için taşıdığı önemin, kendilerine özgü
tarihleri bulunmaktadır. Gördüğümüz gibi Gloucester Dükü Humfrey, işa­
retleriyle çoğu kez el yazmalarının insani bağlantılarını vurgulamıştı; ex
libris'lerinin yazgısı, bazılarının, kesinlikle hepsi değil, Hearne'ün ifade­
siyle, "özel bir saygı" gösterdiklerini sergilemektedir.
Notlar:
1. D. S. Porter, Bodleian Bağışçılarının Tableti (Oxford: Bodleian Kütüphanesi,
1990), s. iii; S. Gillam, Oxford'da Tanrılık Okulu ve Dük Humfrey'in Kütüpha­
nesi (Oxford: Bodleian Kütüphanesi, 1998), s. 2
2. T. Hearne, ed. Peter Langtoff un kayıtları, 2 cilt (Oxford, 1725), 1: xx.
3. Hearne'ün kesin olarak detaylı bir şekilde incelediği tek Humfrey el yazması
şimdi şu raf işaretine sahiptir: Oxford: Bodleian, MS. Dük Humfrey d. 1. Genç
Pliny'nin Epistolae'sinin sekiz kitap geleneğinin el yazmasıdır ve Hearn, ken­
di C. Plinii Caecilii Secundi Epistolae (Oxford, 1703) baskısında, bundan
" B o d . l " olarak bahsetmektedir. Bu baskıda Humfrey'in ex-libris'inin varlığın­
dan bahsetmemektedir ama defterlerinde bunun hakkında yorumda bulunmak­
tadır: bakınız C. Doble, ed., Thomas Hearne'ün Yorumları ve Koleksiyonları,
2. cilt [Oxford Tarih Topluluğu, 7] (Oxford: Clarenden Matbaası, 1886), s. 339
ve 3. cilt [Oxford Tarih Topluluğu, 13] (Oxford: Clarenden Matbaası, 1889), s.
355. El yazması hakkında yakın tarihli bir tartışma için, bakınız A. C. De la
Mare, "Gloucester Dükü Humfrey tarafından Oxford Üniversitesine verilen el
yazması kitaplar", Bodleian Kütüphanesi Kayıtları, 13 (1988-1989): 30-51,
112-121, no. 9 gibi, ayrıca yukarıdaki eser, s. 117
4. Londra: İngiliz Kütüphanesi, El yazmaları, Yates Thompson 14, yaprak 173 r
5. Humfrey'in biyografisi için bakınız K. Vickers, Gloucester Dükü Humfrey
(Londra: Archibald Constble, 1907)
6. Bedford'un, daha önce Louvre'da bulunan Fransız kraliyet kütüphanesini elde
etmesi ile ilgili olarak, bakınız J. Starford, Bedford Envanterleri (Londra: An­
tika Meraklıları Topluluğu), s. 91-96. V Charles'ın kütüphanesi için vazgeçile­
meyen çalışma hâlâ L. Del isle, V Charles'ın Kütüphanesi üzerinde araştırma­
lar, 2 cilt (Paris: H. Champion, 1907)
7. A. Sammut, Unfredo duca Gloucester e gli umanisti italiani (Padua: Editrice
Antenore, 1980).
8. Karşılaştırma Antonio Beccaria'ya ait, kastettiği Suetonius, Iulius, 44: Sam­
mut, Unfredo, s. 163, II. 22-26
9. H. Anstey ed., Epistolae Academicae axon [Oxford Tarih Serisi, 35-36] (Ox­
ford: Clarenden Matbaası, 1898), 2: 390. John Tiptoft hakkında genel olarak
bakınız R. J. Mitchell, John Tiptoft (Londra: Longmans, Green, 1938), kütüp­
hanesinin tartışıldığı yer s. 150-171. Kütüphanesinin yeniden yapılması hakkın­
da, derkenar notlar esas alınarak yapılan çalışmalar aslında ancak yirminci yüz­
yılın ikinci yarısında başlamıştır: bakınız, özellikle [Bodleian kütüphanesi ser­
gi katalogu], Oxford'daki El Yazması Kitaplar (Oxford, 1980), s. 99-101 ve
[Bodleian kütüphanesi sergi katalogu] Dük Humfrey'in Kütüphanesi ve Tanrı­
lık Okulu, 1488-1988 (Oxford, 1988) [bundan böyle DHL], s. 70-80. Elimde
Tiptoft'un kütüphanesi hakkında yeni bir çalışma bulunmaktadır.

I I I
10. J. G. Nichols, ed. Soyluluk dürtüsü (Londra: J. G. Nichols ve oğullan, 1860), s.
45. Ayrıca bakınız Epistolae Academicae, 1: 184.
11. El yazmalarının çağdaş değerlerinin ölçümü girişimi için bakınız H. E. Bell,
"Ortaçağ İngiltere'sinde Kitap Fiyatları", Kütüphane, 17 (1936-1937): 312-322
12. Bu listeye refere edilmesi Cambridge: Corpus Christie Üniversitesi, El yazma­
ları 423, yaprak 65 de olmaktadır (hos libros quorum indices vobis mitto) tar­
tışma yeri DHL, s. 73
13. Anstey, Epistolae Academicae, 1: 179-184, 204-205, 232-237. Listeler Sammut
tarafından düzeltilmişti, Ufredo, s. 60-84 ve Ortaçağ İngiliz Kütüphanesi Kata­
logu serisi külliyatında tekrar düzenlenmektedir. Ayrıca bakınız H. Craster
"Dük Humfrey'in Oxford Üniversitesinin eski kütüphanesine verdiği hediyele­
rin dizini", Bodleian Kütüphanesi Dergisi, 1 (1914-1916): 131-135
14. Gray'in kitap koleksiyonu hakkında bakınız R. Mynors ed., Balliol Üniversite­
sindeki El Yazmalarının Katalogu, (Oxford: Clarenden Matbaası, 1963), S.
xxiv-x ve çeşitli yerlerde
15. J. Leland, De Rebus Britannicis Collectanea, ed., T. Hearne, 6 cilt (Oxford,
1715), 3: 58; Leland'ın defterelerinden ilgili sayfanın görüntüsü için bakınız
DHL, s. 120. Humfrey'in el yazmalarından bazılarına yazdığı bir başka slogan
Loyale et belle a gloucestre'dır, ör. Bakınız Oxford: Bodleian, MS, Hatton 36,
yaprak 120 (yaklaşık yap.l 19 ) ve Londra: BL, MS, Sloane 248, yaprak 230
16. Kuşku Vickers, Humfrey, s. 410, tarafından dile getirilmişti. Dört el yazması:
Londra: İngiliz Kütüphanesi, MS Kraliyet 19. A. xx (yap. 2, 91); Oxford: Bod­
leian, MS. Bodley 294 (yap.l); Vatikan: Vatikan Apostolica Kütüphanesi, MS.
Urb. 694 (yap.l)
17. Londra: İngiliz Kütüphanesi, MS Kraliyet 19. B xiii, yap. 2
18. Londra: İngiliz Kütüphanesi, MS Kraliyet 19. C iv, şimdi ikisi de silinmiş olan
işaretlerle, yaprak 2 4 7 v . Charles'ın ex-Ubris'leri için, ayrıca bakınız Delisle,
Araştırmalar, 1: 142, 143, 155, 156, 218, 229, 275, 281 ve [Fransa Ulusal Kü­
tüphanesi sergi katalogu] V Charles'ın Kitaplığı (Paris: Ulusal Kütüphane,
1968) sayılar 163, 176, 182.
19. Vatikan Şehri kaynaklan: Vatikan Apostolica Kütüphanesi, MS. Urb. 694,
Berthold Ullman tarafından belirlenmişti: bakınız onun "Gloucester Dükü
Humfrey'in El yazması Kitapları", İngiliz Tarih Dergisi, 52 (1937)'den, aynı
yerde yeniden basılmış, italyan Rönesansında Çalışmalar, 2. baskı (Roma:
Edizioni di storia e letteratura, 1973), s. 345-356. Holes'un mesleği ve kitap
toplaması için bakınız M. Harvey, "Basel Konseyi sırasında Roma Mahkeme­
sinde bir İngiliz", Dinsel Tarih Gazetesi, 42 (1991): 19-38. Gemi kiralanması
hakkındaki yorum için bakınız Vespasiano da Bisticci, Le Vite, 2 cilt, ed. A.
Greco (Floransa, 1970), 1:311-313.
20. Deyim Michael Baxandall'in On beşinci yüzyıl İtalyasmda Resim ve Deneyim,
2. baskı (Oxford: Oxford Üniversitesi Baskısı, 1988)'İn açılış cümlesinden gel­
mektedir.
21. Londra: İngiliz Kütüphanesi, MS Kraliyet 16 G vi, yap. 445, şimdi okunabilen
son harfleri sağlayan G. Warner ve J. Gilson ed.. Eski Kraliyet ve Kralın kolek-
siyonlarındaki Batı el yazmaları katalogu, 4 cilt (Londra: İngiliz Müzesi,
1921), 2: 212
22. Bu, Warner & Gilson, Kraliyet .... Koleksiyon Katalogu' nda (s. 212) ileri sü­
rülen, Fanhope'un Sir John Chandos (ö. 1428) olarak tanımlanmasını düzelt­
mektedir. Chandos'un Fownhope'da evi olmasına rağmen, kendisine hiçbir za­
man o yerin unvanı verilmemi!; ve o isimle bilinmemiştir; bakınız J. Roskell ve
diğerleri, Avam Kamarası 1386-142i, 4 cilt (Stroud: Alan Sutton, 1992), 2. cilt,
alt bahis. Cornwall'in biyografisi için, bakınız A. C. Reeves, Lancaster ingiliz­
leri (Washington DC: Amerika Üniversite Matbaası, 1981), s. 139-202 ve onun
muhtemel kitap ilintili yaşamı için, bakınız N. Rogers, "Trinity Sanatçısı B.
1 1.7 ve onun patronları", aynı yerde, ed., On Besinci Yüzyılda İngiltere [Har-
laxton Ortaçağ Araştırmaları] (Stamford: Paul Watkins, 1994), s. 170-186.
Eleanor Cobham'ııı düşüşü hakkında, bakınız R. A. Griffiths, "Eleanor Cob-
ham'ın yargılanması: Gloucester Dükü Humfrey'in düşüşünde bir bölüm", ay­
nı yerde, Kral ve Ülke: On beşinci yüzyılda İngiltere ve Goller (Londra: Hamb-
lebon Matbaası, 1991) s. 233-252 [John Rylands Kütüphanesi bülteni, 51
(1969): 381-399'dan tekrar basimi
23. Cambridge: Gonville & Caius Üniversitesi, MS. 183/216, yap. 151, bu eserle
ilgili olarak, bakınız D. Rundle, "Gloucester Dükü Humfrey'in koleksiyonun­
dan iki fark edilmeyen el yazması, II. Kısım", Bodleian Kütüphanesi Kayıtları,
16 (1998): 299-313.
24. Londra: İngiliz Kütüphanesi, MS. Cotton Nero E. v; bunun hakkında, bakınız
de la Mare, "Üniversiteye verilen el yazmaları", no. 7 (s. 112-115)
25. R. de Bury, Philobiblon, ed., M. MacLagan (Oxford: Basil Blackwell, 1960).
26. Londra: İngiliz Kütüphanesi, MS Kraliyet 13. D iv; bu el yazması hakkında, ba­
kınız Warner & Gilson, Kraliyet.... Koleksiyon Katalogu, ii, s. 109-110 ve R.
Thomson, St Albans Manastırından El yazmaları 1066-1235, (Woodbridge: D.
S. Brewer, 1982), no. 34 (s. 97-98)
27. İkinci el piyasası hakkında bakınız K. Harris, "Patronlar, Alıcılar ve Sahipler:
mülkiyet kanıtları ve kitap üretimi ile kitap ticaretinde kitap sahiplerinin rolü",
yeri J. Griffiths ve D. Pearsall, ed., ingiltere'de Kitap Üretimi ve Basımı, 1375-
1475 (Cambridge: Cambridge Üniversitesi Baskısı, 1989), s. 163-200, sayfa
170-177'de; ayrıca C. P. Christianson, "Londra Kitap Ticaretinin Yükselişi",
yeri L. Hellinga ve J. Trapp, ed., İngiltere'de Cambridge Kitap Tarihi, 3. cilt
(Cambridge: Cambridge Üniversitesi Baskısı, 1999), s. 128-147, sayfa 133'de.
Değer biçme konusunda, bakınız C. P. Christianson, Londra Kâğıtçıları Rehbe-
ri (New York: Amerika Bibliyografi Topluluğu, 1990), s. 66, 68 (örneğin)
28. Reeves, Lancaster İngilizleri, s. 173-174
29. Vasiyet Londra: Lambeth Sarayı, Başpiskopos Stafford'un kütüğü, yap. 119 v -
12()v olarak halen bulunmaktadır (H. Jenk,nson & G. H. Fowler, "Lambeth ve
Lincoln'da Bazı Bedfordshire Vasiyetleri", Bedfordshirc Tarihi Kayıtlar Top­
luluğu, 14(1931), s. 79-131, s. 108-112'de kısmen basılmıştı)
30. Vasiyetin basılı olduğu yer E. F. Jacob, ed., Henry Chícele'in Kütüğü, 4 cilt
(Oxford: Clarenden Matbaası, 1937), 2: 485-495 (Humfrey'e referans, s. 493).
Polton'ıın Humfrey ile politik bağlantısı konusunda, bakınız G. L. Harriss, Kar­
dinal Beaufort (Oxford: Clarenden Matbaası, 1988), s. 214 (ancak, Beaufort'la
daha önceki yakın bağlantısı: aynı eser, s. 156'da olduğuna dikkat edin)
31. Paris: Fransa Ulusal Kütüphanesi, MS, lat. 10209, bunun hakkında, bakınız R.
Weiss, "Gloucester Dükü Humfrey'in fark edilmeyen el yazması", Bodleian
Kütüphanesi Kayıtları, 5 (1954-1956), s. 123-124 ve [Bodleian Kütüphanesi
sergi katalogu] Dük Humfrey ve İngiliz Hümanizmi |bundan böyle DH&EH],
no. 15. Yakın zamanda J. Trapp, "II libro umanislico tın Italia e Inghliterra dal
'400 al primo '500', Scrittura e Civilta, 22 (1998): 319-337 (s. 323-324) tara­
fından ileri sürülen, Humfrey'in bu el yazmasını Bildeston'dan gasp ettiği hi­
potezi hakkında kanıt bulunmamaktadır.
32. Londra: İngiliz Kütüphanesi, MS. Harl 33; bunun hakkında bakınız de la Ma-
re, "Üniversiteye verilen el yazması kitaplar", no. 3 (s. 40-42). Üniversite kitap
levhaları için ayrıca bakınız N. R. Ker, "Eski Üniversite Kütüphanesine ait el
yazmalarının Zincirlenmesi, Etiketlenmesi ve Envanter Numaralan", yeri: aynı
yazarın, Kitaplar, Koleksiyoncular ve Kütüphaneler (Londra: Hambledon Mat­
baası, 1985), s. 321-326 [Bodleian Kütüphanesi Kayıtları, 5 (1954-1956), s.
176-180'den tekrar basım]
33. Oxford: Lincoln Üniversitesi, Ms. Lat. 117, yap. 2 9 2 v b (s. 586), DHL, s. 30'da
açıklanmış. Humfrey'in ölümü hakkında Gascoigne'den bir başka duyuru için
bakınız J. E. T. Rogers, ed., Loci e Libro Veritatum: Gascoigne' in Jeolojik Söz­
lüğünden seçilmiş pasajlar, (Oxford: Clarenden Matbaası, 1881), s. 17
34. Epistolae Academícete, s. 258, 295
35. Bu ve bir sonraki paragrafla takip edenleri, "Fark edilmeyen iki el yazması: II.
Kısım", s. 306-310'da kısaca anlatıyorum.
36. T. Rymer, Foedera, [3. baskı|, (Lahey, 1741), 5/i, s. 57; Patent Listesi Takvimi,
1446-1462 (Londra: Majestelerinin Kırtasiye Bürosu, 1909), s. 45. Ancak, va­
siyet yapması Oxford Üniversitesinin artan inancıydı, özellikle bakınız, Episto­
lae Academicae, s. 285
37. Epistolae Academicae, s. 258-261, 285-287,295-298,300-303; A. Munby, "On
beşinci yüzyılda King's Koleji Kütüphanesi Hakkında Notlar", Cambridge Bib­
liyografi Topluluğu Hareketleri, 1 (1951): 280-286; P. Clark, ed., Cambridge
Üniversitesi ve Koleji kütüphaneleri [İngiliz Ortaçağ kütüphanesi katalogu kül­
liyatı, 10] (Londra: İngiliz Akademisi, 2002), s. 283-284.
38. İki el yazması: Cambridge: King Koleji, MS. 27 (İlk sayfası eksik) ve Londra:
İngiliz kütüphanesi, MS. Harl. 1705 (ex-libris, yaprak 9 6 v da; yaprak 1, l v , 22
ve 2 5 v ' d e paraf çıkarılmış). İki el yazmasında da bakınız DH&EH, no. 8-9 (s.
5); Harley el yazması hakkında teknik tanım için bakınız D. Rundle, "Cumhu­
riyetler ve Zorbalar: Quattrocento hümanist yazı ve bunların İngiltere'de karşı­
lanma biçimleri, yaklaşık 1400-1460" (Basılmamış Felsefe Doktora tezi, Ox­
ford Üniversitesi, 1997), s. 379-392. Kralın, Humfrey'in Latince el yazmaları­
nın çoğunu elde ettiği yaygın bir varsayımdır ancak kanıtlarla desteklenmemek-
tedir: bu varsayımın yakın zamanlarda tekrar ifade edilmesi örnekleri için bakı­
nız Hellinga ve Trapp, Kitabın Tarihi, s. 266, 295, 322.
39. Cambridge: Gonville ve Caius Koleji, MS. 183/216, bunun hakkında bakınız
yukarıdaki eser, s. 110
40. Manchester: Chetham'ın Kütüphanesi, MS. Mun. A. 3. 131, bunun hakkında
bakınız DH&EH, no. 27 (s. 9-10) ve Rundle, Cumhuriyetler ve Zorbalar", s.
424-426. Witham hakkında bakınız BRUO sub nomine.
4 1 . El yazması Cambridge: Üniversitesi kütüphanesi, MS. Gg i. 34 (i), tartışılığı
yer D. Rundle "Gloucester Dükü Humfrey'in koleksiyonundan iki fark edilme­
yen el yazması, I. Kısım", Bodleian Kütüphanesi Kayıtları, 16 (1998): 211-224
42. J. Stratford, "İlk Kraliyet koleksiyonu ve 1461 'e kadar Kraliyet Kütüphanesi",
yeri Hellinga ve Trapp, Kitabın Cambridge Tarihi, s. 255-256. Bu makalenin da­
ha eski bir versiyonu N. Rogers, éd., On beşinci yüzyılda İngiltere (Stamford:
Paul Watkins, 1994), s. 187-197'de yayınlandı. IV Edward'in kütüphanesi hak­
kında bakınız J. Backhouse, "IV Edward'dan VII Henry'e Kraliyet Kütüphane­
si", yeri Hellinga ve Trapp, Kitabın Cambridge Tarihi, s. 267-273, s. 267-
270'de, ve S. McKendrick, "Romuleon ve IV Edward'in el yazmaları", yeri Ro­
gers, On beşinci yüzyılda İngiltere, s. 149-169. VIII Henry'nin hükümdarlığı sı­
rasında kraliyet kütüphanesinde tanımlanabilen Humfrey'e ait el yazmaları için,
bakınız J. Carley, Kral VIII Henry'nin Kütüphaneleri, [Ortaçağ Kütüphane Ka­
talogları Külliyatı] (Londra: İngiliz Akademisi, 2000), s. 17, 69, 77, 185
43. J. Stratford, "Bedford Dükü John'un El yazması kitapları: kütüphane ve kilise",
yeri D. Williams éd., On beşinci yüzyılda İngiltere (Woodbridge: Boydell Mat­
baası, 1987), s. 329-350, s. 340-341'de.
44. Brüksel: Kraliyet Kütüphanesi, MS. 9627-8. Bu el yazmasının tam tarifi için
bakınız C. Gaspar & F. Lyna, Belçika Kraliyet Kütüphanesinin Ana Elyazma-
ları ve Resimleri, 2 cilt (Brüksel: Kraliyet Kütüphanesi, 1937, [tekrar basım
1984]), 1: 163-166
45. A. Wood, Oxford Üniversitesinin Tarihi ve ilk zamanları, 2 cilt (Oxford, 1674),
2: 49-50, bu hikayenin modern anlatımı için bakınız E. C. Wright, "On altıncı
yüzyılda kütüphanelerin dağıtılması", yeri F. Wormald ve C. Wright, ed.,
1700'den önce İngiliz Kütüphanesi, (Londra: Athlone Matbaası, 1958), s. 148-
175 (özellikle s. 164-166). Wood'un kalan tek el yazmasına iması, şimdiki Ox­
ford: Bodleian, MS. Auct. F. İnf. 1. l'dir (on sekiz ve on dokuzuncu yüzyılda­
ki oradan geldiği varsayımlarına rağmen, Humfrey'in koleksiyonundan gelme­
yen bir kitap); bu el yazması kitap hakkında bakınız D. R. Howlett [Bodleian
sergi katalogu] Oxford'daki el yazması kitaplar (Oxford: Bodleian Kütüphane­
si, 1980), s. 86
46. N. Ker, "Kitapların temini", yeri J. M. Conica, ed., Yüksek okul Üniversitesi [
T. H. Aston, ed., Oxford Üniversitesinin Tarihi, 3] (Oxford: Clarenden Matbaa­
sı, 1986) s. 441-519 (özellikle 465-466); A. Watson, "Ortaçağ sonrası kütüpha­
neler", yeri J. Catto ve diğerleri, Silahsız Askerler: All Souls Üniversitesinin ilk
tarihi hakkında araştırmalar (Oxford: All Souls Üniversitesi, 1996), s. 65-91,
s. 70-73'de. On altıncı yüzyılın başında üniversite kütüphanesinden "ödünç al­
ma" konusunda bakınız, DHL, s. 119-121.
47. Üniversite Kütüphanesinden kolej koleksiyonlarına ilk olarak taşınan el yazma­
sı kitaplardan örnekler Oxford: Magdalen Koleji, MS. Lat. 37 (ii) ve Oxford:
Oriel Koleji, MS 32. İlki için bakınız DHL, no. 38 (s. 43-45); ikincisi için ba­
kınız de la Mare "Oxford Üniversitesine verilen el yazması kitaplar", no. 4 (s.
43-45)
48. Bunun bir örneği Londra: İngiliz Kütüphanesi, MS. Harl. 3426, bunun hakkın­
da bakınız DHL, no. 37 (d. 43) ve teknik tanım için bakınız, Rıındle "Cumhu­
riyetler ve Zorbalar", s. 415-420
49. Paris: Fransa Ulusal Kütüphanesi, MS, lat. 7805, bunun hakkında bakınız de la
Mare "Oxford Üniversitesine verilen el yazması kitaplar", no. 8 (s. 115-118).
El yazması, 1687 mezat katalogunda 63 numaradadır: Bibliotheca Illustris sive
Catalogus Variorum lihrorum (Londra, 1687)
50. Oxford: Corpus Christie Üniversitesi, MS. 243, bunun hakkında bakınız de la
Mare "Oxford Üniversitesine verilen el yazması kitaplar", no. 2 (s. 35-40). De-
e'nin kitap toplaması hakkında genel olarak, bakınız J. Roberts ve A. Watson
ed., John Dee'nin Kütüphane Katalogu (Londra: Bibliyografi Topluluğu,
1990), el yazması M117'dir.
51. Oxford: Bodleian, MS. Hatton 36; bu el yazması hakkında bakınız DHL, no 36
(s. 40-43).
52. Oxford: Bodleian, MS. Hatton 36, yaprak I 3 4 v ; Humfrey'in mülkiyelinin diğer
işaretleri yaprak 3 9 v (silinmiş), 119 v , 120 ve 135 v (silinmiş)'dedir.
53. Bu konuda ilk yorum Kont Sir Thomas Bodley Anısına Pietas Oxoniensis ve
Bodleian Kütüphanesinin Kuruluşu (Oxford: s. n., 1902), s. I ln'de yapılmıştır.
54. Oxford: Bodleian, MS. Dük Humfrey d. 1, yap. 1.
55. Cotton'un 1602-1603 hediyesi için bakınız C. G. C. Tite, "Kayıp veya Çalın-
mış veya sahipsiz": daha önce Cotton Kütüphanesinde bulunan El yazmaları
hakkında bir araştırma", yeri C. J. Wright, ed., Koleksiyoncu olarak Sir Robert
Cotton (Londra: İngiliz Kütüphanesi, 1997), s. 262-306, 263-264'de.
56. Londra: İngiliz Kütüphanesi, MS. Cotton Nero E v, yap. 1*
57. Fleetwodd'un Bodley ile bağlantısı için, bakınız G. W. Wheeler, ed., Sir Tho­
mas Bodley' in Mektupları, (Oxford: Clarenden Matbaası, 1927) s. 10.
58. Oxford: Bodlain, MS. B
"El Yazması Kitaplar
Kelebekler Gibi Uçuşuyordu"*:
On Altıncı Yüzyılda
İngiliz Kütüphanelerinin Dağılması

Nigel Ramsay

İ n g i l t e r e ' d e k i m a n a s t ı r l a r ı n y ı k ı m ı n ı n altında, uzak, d e ğ i ş m e z ve farklı


bir ç a ğ o l a n bir O r t a ç a ğ a l g ı l a m a s ı n ı n yattığı d ü ş ü n ü l m e k t e y d i . M a n a s t ı r ­
ların kalıntıları, g e ç m i ş t e n g ü n ü m ü z e bu d ü n y a n ı n canlı hatırlatıcıları ola­
rak k a l m ı ş t ı r . 1 B i r a d a m ı n , J o h n L e l a n d ' ı n - 1533 ya da 1534 yılında e m ­
rine verilen kraliyet k o m i s y o n u n u n y a r d ı m ı y l a da olsa - m a n a s t ı r k ü t ü p h a ­
nelerinin yok e d i l m e s i ve s o n r a s ı n d a , altı yıl b o y u n c a m a n a s t ı r ve Ü n i v e r ­
site K ü t ü p h a n e l e r i n i a r a ş t ı r m a y ı ü s t l e n m e s i , başlı b a ş ı n a bir duyarlılıktır. 2
J o h n L e l a n d , P a r i s Ü n i v e r s i t e s i n e gitmişti ve o d ö n e m d e k i F r a n s ı z bilim
a d a m l a r ı n ı n , F r a n s ı z Kraliyet M a n a s t ı r l a r ı n d a k i eski ve e n d e r metinleri
a r a m a ç a l ı ş m a l a r ı n d a n o l d u k ç a h a b e r d a r b i r i y d i 3 . A n c a k bu, İngiltere için
yaptığı ilk s e y a h a t i y d i . O r a d a özellikle İngiliz y a z a r l a r tarafından y a z ı l m ı ş
ya da İngiliz tarihi ile ilgili kitapların yanı sıra, İngiliz topografyası h a k k ı n ­
d a ç o k s a y ı d a notlar a l m ı ş v e b u n l a r ı n n e r e d e y s e t a m a m ı d a h a s o n r a o n se­
kizinci yüzyılın b a ş l a r ı n d a basılmıştı. Ç a l ı ş m a l a r ı n d a n dolayı L e l a n d , o n
altıncı yüzyıl k i t a p d ü n y a s ı n d a , Birinci C h a r l e s ' ı n sarayındaki r e s s a m Sir
A n t h o n y V a n D y c k ' l e e ş d e ğ e r bir statü k a z a n m ı ş t ı r : Ç o k kısa bir süre son­
r a s o n s u z a d e k k a y b o l a c a k şeyleri tasvir e d e n uyarıcı d e h a rolü.
L e l a n d bir T u d o r vatanperveri o l u p VIII. H e n r y ' e aşırı d e r e c e d e bağlıydı
ve İngiliz tarihine bakış açısı için k e n d i s i n e kaynıt sağlanak olabilecek el yaz­
m a s ı kitaplar arıyordu. İngiliz manastırlarında, kritik d o k ü m a n l a r ı bulacağı­
nı anlamıştı. B ü y ü k B e n e d i c t i n e m a n a s t ı r kiliseleri ve katedral manastırları,
ülkenin en b ü y ü k k ü t ü p h a n e l e r i n e sahipti - C a n t e n b u r y ' d e k i Christ Kilisesi
Katedral Manastırında, m u h t e m e l e n 2 . 0 0 0 ' i n üzerinde v e C a n t e n b u r y ' d e Au­
gustine M a n a s t ı r ı n d a kesin olarak 1.800'ün üzerinde k i t a p vardı - ve bu k o ­
leksiyonların başlangıcı N o r m a n İstilasından u z u n z a m a n ö n c e s i n e dayanı­
yordu. İlk çağlara saygı gösterilmesi ile ilgili Benedictine geleneği, Eski İn­
gilizce de olsa ve artık hiç k i m s e tarafından anlaşılmasa bile, eski kitap ve ya­
sal d o k ü m a n l a r ı n k o r u n m a s ı a n l a m ı n a geliyordu. Tarihi eserler içeren özel
k ü t ü p h a n e yoktu - kraliyet koleksiyonları bile sadece iki veya üç nesil ö n c e ­
sine d a y a n ı y o r d u - ve Oxford ile C a m b r i d g e ' d e k i üniversite ile kolej k ü t ü p ­
haneleri (bunların en eskisi on ü ç ü n c ü yüzyılın s o n u n a d a y a n ı y o r d u ) , hiçbir
z a m a n tarihi yazıların arşivi o l m a rolünü üstlenmemişti. S a d e c e ve s a d e c e
m a n a s t ı r kütüphaneleri sayesinde İngiliz tarihi y e n i d e n keşfedilebilirdi.

Dini mekanlardaki kütüphaneler


K r a l ı n vekilleri 1535 yılında, h e r m a n a s t ı r c e m a a t i n i n e r d e m i n i v e b a ­
şarısızlığını k o n t r o l e t m e g ö r e v i ile İ n g i l t e r e ' y i d o l a ş t ı k l a r ı n d a , b a ş k a şey­
leri h a k k ı n d a d a s o r u ş t u r m a y a p m a k fırsatı b u l m u ş l a r d ı . 4 Z i y a r e t o d a ğ ı
olan kutsal e m a n e t l e r d e b a z e n r a p o r l a r ı n d a y e r a l m a k t a d ı r . K i t a p l a r d a n
ise hiç b a h s e d i l m e m e k t e d i r . Vekiller L e l a n d ' ı n f a a l i y e t l e r i n d e n h a b e r d a r
m ı y d ı , y o k s a K r a l l ı ğ ı n p o t a n s i y e l k i t a p ilgisinin b a ş k a y o l l a r l a z a t e n kar­
şılandığına mı inanıyorlardı? Tarihi açıdan önemli d o k ü m a n l a r içerdikleri
tespit edilirse, arşivlere de ara sıra atıfta b u l u n u l u y o r d u . H u n t i n g d o n s h i -
r e ' d e k i R a m s e y M a n a s t ı r ı n d a K r a l ı n ziyaretçisi T h o m a s B e d y l l , T h o m a s
C r o m w a l l ' a y a z a r a k , yasal d o k ü m a n l a r ı v e m ü l k i y e t s e n e t l e r i n i o k u r k e n
K r a l E d g a r ' a ait, " ç o k eski bir R o m a l ı eliyle y a z ı l m ı ş , ilk b a k ı ş t a o k u n m a ­
sı ç o k z o r " , s o n u n d a "Signum /Edgari incliti et serennissimi Anglorum
Imperatoris +" imzalı bir d o k ü m a n ı n yanı sıra, G ü n a h Ç ı k a r a n K r a l E d ­
w a r d ' in, m a n a s t ı r ı p i s k o p o s l u k h a r a c ı ö d e m e k t e n m u a f t u t a n b i r y a s a s ı n ı
b u l d u ğ u n u belirtmişti. B u n l a r ı n V I I I . H e n r y ' n i n k e n d i k r a l l ı k v e d i n i i d d i ­
alarının ö n c ü l l e r i o l d u ğ u n u b i l d i r m i ş t i . 5

ıs)
H e r m e k â n ı n orijinal k u r u l u ş yasası d a - e ğ e r b ö y l e b i r ş e y b e l i r l e n e -
bilirse - a r a ş t ı r ı l m ı ş t ı . M e r k e z i bir k u r u l u ş y a s a s ı m e t n i n e ilişkin k r a l i y e t
k a y d ı m u h a f a z a e d i l m i ş g ö r ü n m e k t e d i r . V e h â l â m e v c u t o l a n bazı k u r u l u ş
yasası v e b a ş k a ç o k eski y a s a l a r k a b u l e d i l d i k l e r i n e d a i r i ş a r e t l e r t a ş ı m a k ­
tadır. B u d a b u n l a r ı n k a y d a , k o p y a l a n m a k ü z e r e a l ı n d ı k l a r ı n ı g ö s t e r m e k ­
tedir. B u u y g u l a m a n ı n g e r e k ç e s i m u h t e m e l e n , k u r u l u ş y a s a s ı n ı n , k u r u c u ­
nun kimliğini belirtecek olmasıdır. Bir manastırın kuruluşu, kurucunun
v a r i s l e r i n e k a l ı t ı m s a l m ü l k i y e t h a k k ı v e r i y o r d u . K a p a t ı l m a z a m a n ı n d a , bir
iki yıl s o n r a , bazı m a n a s t ı r s a h i p l e r i , ya belirli bir m e k â n ı n k a p a t ı l m a s ı n ı
d u r d u r m a k a m a c ı y l a bir g e r e k ç e olarak, y a d a k e n d i l e r i n e b u m e k â n ı satın
a l m a ö n c e l i ğ i v e r i l m e s i n i s a ğ l a m a k a m a c ı y l a , h a k l a r ı n ı k u l l a n m a yolları­
nı a r a m ı ş l a r d ı . K u r u l u ş y a s a l a r ı n ı n k o p y a l a n m a s ı ile ilgili tarihi n e d e n ,
belki d e d a h a g ü ç l ü y d ü . B u o p e r a s y o n , T h o m a s C r o m w e l l ' i n y e ğ e n i ile
evli o l a n tarih m e r a k l ı s ı Sir J o h n P r i s e t a r a f ı n d a n b a ş l a t ı l m ı ş . Y a d a e n
a z ı n d a n y ö n e t i l m i ş gibi g ö r ü n m e k t e d i r . K a y ı t l a r y o k o l m u ş t u , fakat içer­
diği k o l e k s i y o n l a r k u ş k u s u z , d a h a s o n r a g e l e n y ü z yıl b o y u n c a a n t i k a m e ­
raklıları t a r a f ı n d a n y a p ı l a n k o p y a l a r d a g ö r ü n m e k t e y d i . 6
K r a l l ı ğ ı n m a n a s t ı r gelirleri (Valor Ecclesiastkus*) ve m a n a s t ı r a h l a k ı
(Conpendium Compertorum**) hakkındaki araştırmalarını, 1536 y ı l ı n d a
t o p t a n f e s h e t m e s ü r e c i izlemişti - b a ş l a n g ı ç t a yılda 2 0 0 P o u n d t a n az d e ­
ğeri o l a n m e k â n l a r l a sınırlı t u t u l m u ş v e s o n r a k a p s a m ı g e n i ş l e t i l m i ş v e
1540 y ı l ı n a g e l i n d i ğ i n d e - keşişler, o l a ğ a n d i n a d a m l a r ı y a d a p a p a z l a r a ait
o l d u ğ u n a b a k ı l m a k s ı z ı n - h e r bir dini m e k a n ve 1548 yılına g e l i n d i ğ i n d e
d e h e m e n h e m e n b ü t ü n ( ü n i v e r s i t e y e bağlı o l m a y a n ) kolejler v e b i r ç o k
hastane kapatılmıştı.
K r a l l ı k , m a n a s t ı r feshi s ü r e c i n i n t a m a m ı n ı , özel olarak o l u ş t u r u l m u ş
bir ofis y a d a b ö l ü m olan " A r t ı r m a M a h k e m e s i " ( b ö y l e a d l a n d ı r ı l m ı ş t ı
ç ü n k ü , K r a l l ı ğ ı n b u gelir k a y n a ğ ı n ı g e l i ş t i r m e k v e y a a r t ı r m a k l a s o r u m l u y ­
d u ) aracılığı ile g e r ç e k l e ş t i r m i ş t i . El k o y m a , y ö n e t i m ve m a n a s t ı r m a l l a r ı ­
nın e l d e n ç ı k a r ı l m a s ı s ü r e c i n i n t a m a m ı h a k k ı n d a ç o k fazla m i k t a r d a d o k ü ­
m a n t a s y o n ü r e t m i ş v e s a k l a m ı ş t ı . B u m a l z e m e n i s p e t e n a z k u l l a n ı l m ı ş ola-
rak kalmıştır. A m a p r e n s i p t e b u g ü n bir a r a ş t ı r m a c ı , h e r k a p a t ı l a n m e k â n ­
d a k i h e r ç a n ı n v e k u r ş u n ç a t ı n ı n y a z g ı s ı n ı n izini s ü r e b i l i r d i . A m a m a n a s ­
tır kitapları, g e n e l d e h e r h a n g i bir m a l i d e ğ e r i o l m a d ı ğ ı d ü ş ü n ü l d ü ğ ü n d e n ,
Artırma kayıtlarında hiçbir şekilde yer almamaktadır.7
İstisnai o l a r a k , b i r m e k â n ı n k a p a t ı l m a e n v a n t e r i n d e bir k ü t ü p h a n e d e n
bahsedilebilir. Bu m u h t e m e l e n kitaplardan ziyade kütüphane mobilyasının
değerinden kaynaklanmaktadır. Örneğin, Chichester'deki Grey Rahipevi
( y a d a F r a n c i s c a ) e n v a n t e r i n d e " T h e L y b e r a r y [ K ü t ü p h a n e ] " alt başlığı
b u l u n m a k t a ve b u n u basit o l a r a k şu a ç ı k l a m a i z l e m e k t e d i r : "Kütüphane­
deki malzemeler, çeşitli eski kitaplar içeren dört buçuk adet oldukça yeni
yapılmış bölme. Malzeme, iyi durumda yeni bir baskı makinesi, kitap koy­
mak için almer'li [yani dolap veya kapalı raflı]" .8
Bir, s a d e c e bir kraliyet yetkilisi t e s l i m a t ı n ı y a p m a k t a o l d u ğ u m e k a n l a r ­
d a k i k ü t ü p h a n e l e r e alıcı g ö z ü y l e ilgi g ö s t e r m i ş t i : Sir J o h n P r i s e . 9 1539 so­
n u ile 1540 b a ş ı n d a İ n g i l t e r e ' n i n b a t ı s ı n d a feshettiği e v l e r d e n , o l d u k ç a ç e ­
şitli bir tarihi ve teolojik el y a z m a l a r ı k o l e k s i y o n u o l u ş t u r m u ş t u . T e o l o j i k
el yazmaları B e d e ' n i n çalışmaları üzerine yoğunlaşmaktadır. A m a bunlar­
l a n e ö l ç ü d e ilgili o l d u ğ u belirsizdir. V a s i y e t i n d e , " İ l a h i y a t l a ilgili b ü t ü n
yazılı k i t a p l a r ı n ı " , H e r e f o r d K a t e d r a l i n i n K ü t ü p h a n e s i n e b ı r a k m ı ş t ı r v e
bazıları h â l â o r a d a d ı r . T a r i h i kitapları a i l e s i n d e k a l m ı ş v e k e n a r l a r ı n a y a z ­
dığı n o t l a r d a n t a n ı m l a n a b i l m e k t e d i r .
D i ğ e r yetkililer, s o r u m l u o l d u k l a r ı e v l e r d e k i k i t a p l a r a karşı ilgisiz kal­
m ı ş gibi g ö r ü n m e k t e d i r . L o n d r a C a r t u s i a n M a n a s t ı r ı n d a , - c e m a a t i n i n ,
1534 y ı l ı n d a k i V e k a l e t Y a s a s ı n a ant i ç m e k t e k i g ö n ü l s ü z l ü ğ ü n e d e n i y l e
adı k ö t ü y e ç ı k m ı ş d e n i l e b i l e c e k v e 1535 y ı l ı n d a Kilise ü z e r i n d e k i K r a l i y e t
ü s t ü n l ü ğ ü n ü k a b u l l e n m e y e itirazları n e d e n i y l e d a h a d a k ö t ü y e g i d e n (ra­
h i b i n i n v e d a h a s o n r a o n yedi ayrı keşişin i d a m e d i l m e s i ile s o n u ç l a n a n )
m a n a s t ı r - K r a l ı n ziyaretçileri " k o n u k o d a s ı n d a k i b ü t ü n y a t a k l a r ı a l m ı ş v e
b u n l a r l a kitapları, söz k o n u s u h ü c r e l e r d e i k a m e t e t m e k t e o l a n b i r a d e r l e r e
vermişlerdi."10
Yorkshire'dan Başrahip Bretton'un, Benedictine Manastırındaki mal­
ların, (21 K a s ı m 1538 t a r i h i n d e g e r ç e k l e ş e n ) t e s l i m e d i l m e s i n d e n s o n r a k i
b i r k a ç hafta i ç i n d e d ü z e n l e n e n satışı s ı r a s ı n d a B a ş r a h i p v e k e ş i ş l e r d e n iki
tanesi, k ü t ü p h a n e s i n d e b u l u n a n 148 kitabın y a n ı sıra, e v r a k k ü t ü ğ ü n ü sa-
U n a l m ı ş t ı . B u k ü t ü ğ e 2 1 T e m m u z 1558 t a r i h i n d e , b ü t ü n k i t a p l a r ı n listesi,
onlara şimdi sahip olan ve W o r s b o r o u g h ' d a muhafaza edildikleri bölme­
lerin sahibi o l a n h e r b i r e s k i keşişin adı a l t ı n d a g r u p l a n d ı r ı l a r a k giriş ya­
p ı l m ı ş t ı . " B ö l m e l e r i a y n ı e v d e olabilir y a d a o l m a y a b i l i r , a m a k i t a p l a r ı ,
bir z a m a n l a r p a y l a ş t ı k l a r ı - ve belki de bir g ü n t e k r a r p a y l a ş a b i l e c e k l e r i -
şeylerin g e r ç e k h a t ı r l a t m a u n s u r l a r ı d ı r .
B i r din-dışı g r u b u n o d a ğ ı o l a r a k h a r e k e t e d e n ö n e m l i b o y u t t a bir k i t a p
k o l e k s i y o n u h a k k ı n d a b e n z e r bir k a p a t ı l m a s o n r a s ı s e n a r y o s u , b i r k a ç m a ­
n a s t ı r k ü t ü p h a n e s i için d a h a anlatılabilir y a d a e n a z ı n d a n h i p o t e z y ü r ü t ü ­
lebilir. L e e d s y a k ı n l a r ı n d a k i K i r k s t a l l ' d a C i s t e r c i a n M a n a s t ı r ı n ı n eski ke­
şişi, A ğ u s t o s 1 5 5 8 ' d e ö l ü m d ö ş e ğ i n d e , k e n d i k o r u m a s ı a l t ı n d a b u l u n a n
K i r k s t a l l ' a ait b ü t ü n k i t a p l a r a , v a s i y e t i n i y ü r ü t e n kişiler t a r a f ı n d a n d i k k a t ­
le bakılması ve "onların zamanla değerleri artarsa" manastıra iade edilme­
leri t a l i m a t ı n ı v e r m i ş t i . 1 2 A y n ı ş e k i l d e , Y o r k ' t a k i F r a n c i s c a M a n a s t ı r ı n ı n
son m ü d ü r ü D r William V a v a s o u r t a r a f ı n d a n , m a n a s t ı r ı n bir b a ş k a eski
ü y e s i n e m i r a s b ı r a k ı l a n 1 6 0 ' d a n fazla basılı v e y a e l y a z m a s ı k i t a b ı n , bir
z a m a n l a r m a n a s t ı r l a r ı n ı n k i t a p l ı ğ ı n ı n bir b ö l ü m ü n ü o l u ş t u r d u ğ u n d a n k u ş ­
kulanmaktaydı.13
Y o r k s h i r e ' d e k i B y l a n d C i s t e r c i a n M a n a s t ı r ı n ı n kitapları - y a k l a ş ı k y ü z
elli cilt, bazıları m u h t e m e l e n b a s ı l m ı ş , a m a i ç l e r i n d e 4 0 a d e d i " a z d e ğ e r
t a ş ı y a n e s k i yazılı k i t a p l a r " - y e n i dini d ü z e n e y e t e r i n c e u y u m s a ğ l a d ı ğ ı n ­
d a n D r i f f i e l d ' d a kilise p a p a z ı o l a n v e v a s i y e t i n d e ( 1 5 8 1 ) k i t a p l a r ı n " k e n ­
d i k a n ı m ı t a ş ı y a n bir iki kişi onları a n l a y a b i l e c e k d u r u m a g e l e n e k a d a r " iki
y a r ı - k a y y u m t a r a f ı n d a n m u h a f a z a e d i l m e s i n i isteyen son b a ş k e ş i ş i n e l i n e
geçmiş görünüyordu.14
K a p a t ı l m a s ı r a s ı n d a k i t a p l a r a h e r h a n g i bir d e ğ e r b i ç i l d i y s e d e , biçilen
d ü ş ü k d e ğ e r l e r bile, b a z e n k i t a p k o l e k s i y o n l a r ı n ı n bir a r a d a t u t u l m a s ı n ı
teşvik e t m i ş o l m a l ı ki, e v i n t e s l i m i n d e o r a d a b u l u n a n h e r h a n g i b i r i n e , ç o k
sayıda kitap alma imkânını sağlamıştır. El yazması kitaplara kuşkusuz
ö z e l l i k l e d ü ş ü k d e ğ e r b i ç i l m i ş , m o d e r n basılı y a y ı n l a r ı n p i y a s a d a d a h a
fazla d e ğ e r i o l d u ğ u d ü ş ü n ü l m ü ş t ü . A n c a k , bir evin k ü t ü p h a n e s i n e , e n
a z ı n d a n k ı s a süreli bir ilgi d u y m u ş o l a b i l e c e k tek yerel nüfus, k e ş i ş l e r d e ­
ğildi. Ö r n e ğ i n , b i n a n ı n y e n i alıcısı k i t a p l a r ı fark edebilir v e b u n l a r a g ö s ­
t e r d i ğ i ilgi, o k u m a k d ı ş ı n d a , b a ş k a n e d e n l e r d e n k a y n a k l a n a b i l i r d i . 1539
y ı l ı n d a R o b e r t s b r i d g e m a n a s t ı r ı n ı ve gayrı m e n k u l l e r i n i satın alan Sir Wil­
l i a m S i d n e y , m a n a s t ı r ı n kalıntılarını k e n d i d ö k ü m h a n e s i n e b a ğ l a m ı ş t ı :
D ö k ü m h a n e y e ait ilk m u h a s e b e k a y ı t l a r ı n d a n bazıları ( 1 5 4 2 ' d e n k a l a n )
" R o b e r t s b r i d g e M a n a s t ı r ı n a ait o l d u ğ u t a h m i n e d i l e n İlahi kitapları v e d u -
a k i t a p l a r ı n ı n s a y f a l a n " ile k a p l a n m ı ş t ı . 1 5 E ğ e r bir m a n a s t ı r , k i t a p l a r ı n a ih­
tiyacı o l m a y a n , a m a e n a z ı n d a n k ö t ü niyetli hırsızlara karşı kilit a l t ı n d a
t u t m a k z a h m e t i n e k a t l a n a n h e r h a n g i bir arazi sahibi t a r a f ı n d a n satın alın­
m ı ş s a , kitapları yıllarca b o z u l m a d a n kalabilirdi. M u h t e m e l e n Krallığın,
y a n b i n a l a r ı n ı n bir b ö l ü m ü n ü satın aldığı R o c h e s t e r K a t e d r a l i M a n a s t ı r ı ­
n ı n d u r u m u b ö y l e y d i . Kitaplar, k r a l i y e t k ü t ü p h a n e l e r i n d e n birine aktarıl­
m a d a n ö n c e b u r a d a bir süre k a l m ı ş o l a b i l i r . 1 6 Krallık t a r a f ı n d a n b a ş l a n g ı ç ­
t a k e n d i k u l l a n ı m ı için t u t u l a n bir b a ş k a m e k â n d a d a aynı d u r u m v u k u bul­
m u ş t u : C a n t e n b u r y ' d e k i S t A u g u s t i n e M a n a s t ı r ı . B u r a d a , 1602 gibi g e ç bir
tarihte m a h a l d e g ö r ü n ü ş e g ö r e , ö n e m l i s a y ı d a k i t a p b u l u n u y o r d u . Z i r a Sir
T h o m a s B r a d l e y aynı yıl O x f o r d ' d a k i k ü t ü p h a n e c i s i n e y a z d ı ğ ı m e k t u p t a ,
" L o r d u m C o b h a m kütüphaneye 5 0 Pound vermişti v e Canteb'deki S t
A u g u s t i n e s K ü t ü p h a n e s i n d e n e l y a z m a l a r ı n ı ç ı k a r a c a ğ ı n ı vaat e t m i ş t i . " 1 7

Dua kitapları
E ğ e r m e t i n içeren kitaplar Krallık tarafından ilgisizlikle k a r ş ı l a n s a bi­
le, değerli ciltleri olan kitaplar için d u r u m kesinlikle t a m a k s i y d i . M e t i n ­
lerin g e ç e r s i z k ı l ı n m a s ı n ı n y a n ı n d a , m a n a s t ı r l a r ı n e n p a h a l ı ş e k i l d e süsle­
diği d u a kitapları ve d i ğ e r k i t a p l a r iki katı risk a l t ı n d a y d ı . K a p a k l a r ı n ı süs­
l e m e k için k u l l a n ı l a n altın, g ü m ü ş ve yarı değerli taşlar, ş i m d i bu kitapla­
rın m a h v o l m a n e d e n i y d i . B u n l a r ı n ü z e r i n d e değerli o l a b i l e c e k n e v a r s a ,
Krallık yetkilileri tarafından s ö k ü l e r e k , k i t a p l a r ı n k e n d i l e r i o l s u n o l m a s ı n ,
L o n d r a ' y a g ö n d e r i l m i ş l e r d i . M a n a s t ı r l a r d a b ı r a k ı l m ı ş o l a b i l e c e k alt m e t a l
k a p a k l a n bile t e h l i k e a l t ı n d a y d ı . T h o m a s F u l l e r ' i n , İngiltere'nin Kilise
Tarihi'ndeki (ilk olarak u ğ u r s u z 1655 yılında b a s ı l m ı ş ) h ü z n ü , y ı k ı m ı n
e d e b i tarihinin d o r u ğ u n u hiç d e a b a r t m a y a n bir ş e k i l d e s i m g e l i y o r d u :

Long-Lanedeki Broaker' lar gibi, eski bir elbise satın aldıklarında, el­
bisenin dışıyla birlikte astarını da alırlar: Anlaşma bu şekilde gerçekle-
şird. Manastır binalarının satın alınması, aynı şekilde Kütüphanelerin (ve
içindeki malzemelerin) satın alınmasını da sağlamalıydı. Bir kere deftere
ya da sicile geçirdikten sonra buraların bilgisiz sahipleri, onlara ait olan
bölgelerde diğer hiçbir anıtı korumaya özen göstermemişlerdir. Kitapla­
rın kapaklarının, nadide pirinç kabartma süsler ve tokalarla kitapları ko­
ruması beklenirken, adeta onlara ihanet etmiş ve açgözlülüğü kamçılar
hale gelmişti. Böylece, birçok mükemmel kitap, kapaklarından çıkarılmış
18
bir şekilde, yakılmak ya da atılmak üzere çıplak bırakılmıştı.

İ n c i l ' l e ilgili kitaplar v e d u a kitapları, b u ş e k i l d e h a s a r g ö r m e y e y a d a


t a h r i p e d i l m e y e e n u y g u n o l a n l a r d ı , zira k a p a k l a r ı n a e n fazla p a r a n ı n har­
candığı e s e r l e r b u n l a r d ı . D o l a y ı s ı y l a kayıpları sanat tarihçileri t a r a f ı n d a n
e n fazla ü z ü n t ü y a r a t a c a k kitaplar b u n l a r d ı r . Ç ü n k ü sayfalarının ç o ğ u k e z
resimli süslerle b e z e n m i ş o l m a s ı ihtimali b u l u n m a k t a d ı r . C a n t e n b u r y ' d e ­
ki C h r i s t C h u r c h Kilise M a n a s t ı r ı n d a k i , on birinci yüzyılın b a ş l a r ı n a ait
H a r l e y D u a Kitabı (İngiliz K ü t ü p h a n e s i , E l y a z m a l a r ı H a r l e y 6 0 3 ) istisnai
bir k u r t u l u ş ö r n e ğ i d i r . Belki d e , renkli ç i z i m l e r i n i n o l a ğ a n ü s t ü güzelliği
s a y e s i n d e k o r u n m u ş t u . S o n y a p r a k l a r ı n d a k i , k u ş k u s u z bakır p a s l a n m a s ı
n e d e n i y l e o l u ş m u ş b i r k a ç yeşil lekenin varlığı, b u g ü n , bir z a m a n l a r s o n
d e r e c e ö z e n l i bir k a p a ğ a s a h i p o l d u ğ u n u n tek elle t u t u l u r kanıtıdır.
D u a k i t a p l a r ı n ı n da, aynı şekilde, h e m g ü n l ü k k u l l a n ı m l a r ı (geçici olsa
bile) v e ( h e p s i n d e n öte) s ü s l e m e l e r i n e d e n i y l e , o l d u k ç a fazla m a l i d e ğ e r e
sahip o l d u ğ u d ü ş ü n ü l m ü ş olabilir. Ö r n e ğ i n , E s s e x ' d e k i B e e l e i g h M a n a s t ı ­
rında k a p a t ı l m a e n v a n t e r i 4 £ d e ğ e r b i ç i l m i ş , " p a r ş ö m e n e , kendi k u l l a n ı m ­
ları için y a z ı l m ı ş [yani P r e m o n s t r a n t ' l a r ] , k e n d i d i n l e r i n e ait kişilere satıl­
m a y a d e ğ e r m u h t e ş e m i l a h i l e r " ile, 3 £ , 6s. 8d. d e ğ e r l e " k e n d i [ P r e m o n s ­
t r a n t ' l a r ] k u l l a n ı m l a r ı için, altınla s ü s l e n m i ş ç o k sayıda k i t a p " i ç e r m e k t e ­
d i r . 1 9 A n c a k fiyatlarda pek tutarlılık y o k t u - k u ş k u s u z , k ı s m e n ç ü n k ü , b e ­
lirli b i r ev ya da dini tarikat için y a z ı l m ı ş olan ve g e r ç e k t e n değerli süsler
i ç e r m e y e n ilahi kitapları p i y a s a s ı n ı n , o tarikatın eski üyeleri ile sınırlı ol­
d u ğ u a n l a ş ı l m ı ş t ı r : E ğ e r kitapları a l m a k i s t e m e z l e r s e , o z a m a n p i y a s a
o l u ş m a y a c a k t ı . B u n e d e n l e , ö r n e ğ i n , S t a f t b r d ' d a dini kitaplar ("kilise le­
v a z ı m o d a s ı n d a k i eski k i t a p l a r " ) s a d e c e 8 de - k ü t ü p h a n e d e k i eski k i t a p ­
lar ve b i r s a n d ı k için ö d e n e n 2s ile karşılaştırılabilecek bir t o p l a m - satıl­
mıştı.20
O l a y l a r ı , s a d e c e p i y a s a için değil, L a t i n c e m e t i n l e r e s a h i p b ü t ü n d i n i
k i t a p l a r ı n varlığı için feci bir ş e k i l d e d e ğ i ş t i r e c e k o l a n şey, K r a l l ı ğ ı n d a h a
s o n r a d a n g e l i ş e c e k d i n i g ö r ü n ü m ü y d ü . M a n a s t ı r l a r ı f e s h e d e n yetkililer za­
21
m a n z a m a n manastırdaki yaşam tarzını küçümsemişlerdi. A m a keşişle­
rin, r a h i p l e r i n , p a p a z l a r ı n v e r a h i b e l e r i n u y g u l a d ı ğ ı d i n d e y a s a dışı o l a n
h i ç b i r şey y o k t u v e g ü n ü n s t a n d a r t l a r ı n a g ö r e , dini g ö r e v l e r d e n ayrılanla­
r a c ö m e r t bir e m e k l i aylığı v e r i l i y o r d u . VI. E d w a r d z a m a n ı n d a P r o t e s t a n ­
lığın g e l i ş i m i , The Book of Common Prayer [ G e n e l D u a K i t a b ı ] k i t a b ı n ı n
yayınlanması ile sonuçlanmıştı ve bu Birlik Hareketinin doğmasına
( 1 5 4 9 ) v e d a h a s o n r a d a Batıl İtikatlarla ilgili K i t a p l a r a v e G ö r ü n t ü l e r e
K a r ş ı Y a s a ' n ı n ç ı k m a s ı n a n e d e n o l d u ( 1 5 5 0 ) . Bu y a s a y a g ö r e , "Dua kita­
bı, ayin kitabı, kâseler, tören kitabı, el kitapları, destanlar, dini defterler,
portatif dua kitapları, bağlılık kitapları [din saatleri kitabı] adı altında,
Latince veya İngilizce yazılmış tüm kitaplar, ifade yöntemleri, gazeteler,
dizilerle, Kilisenin hizmetlerinde bugüne kadar kullanılan, Latince veya
İngilizce dilinde, her türlü yazılı ya da basılı sair kitap ve yazılar... bu Ya­
sanın yetkileri uyarınca, açıkça ve tamamen lağvedilecek, yok edilecek ve
bu ülkede istenmesi veya bulundurulması sonsuza dek yasaklanacaktır."22
B ü t ü n eski d u a kitapları v e din saati kitapları (en y a y g ı n olarak b u l u n a n
r u h b a n sınıfı d ı ş ı n d a k i l e r gibi) ş i m d i s a d e c e g e ç e r s i z değil, aynı z a m a n d a
yasadışı k ı l ı n m ı ş t ı . Krallık eski din k i t a p l a r ı n a s a h i p kişileri c e z a l a n d ı r ­
m a k l a pek i l g i l e n m i y o r d u . A m a a ç ı k ç a , b u n l a r ı n açık p i y a s a d a k i d e ğ e r l e ­
ri sıfıra inmişti ( p a r ş ö m e n l e r i n i n g e r ç e k d e ğ e r l e r i h a r i c i n d e ) ve b u n l a r ı n
içinde s a d e c e , b e l k i d e yetiştirildikleri din t ü r ü n e bağlı k a l a n l a r t a r a f ı n d a n
m u h a f a z a e d i l e n l e r gibi, ç o k a z s a y ı d a e s e r k u r t u l a c a k t ı .
M a n a s t ı r l a r d a n çıkan d a ğ ı l m ı ş din kitaplarının artık i h m a l edilebilir d ü ­
z e y d e bir k u r t u l m a şansları k a l m ı ş t ı . Ö z e l l i k l e d e , s o n y ü z y ı l d a , s a d e c e
g ü n l ü k işlerde k u l l a n ı l m a k a m a c ı y l a y a z ı l m ı ş k o p y a l a r s a , m a h a l l e kilise­
leri, b a ş p a p a z y a r d ı m c ı l a r ı tarafından, y a s a y a u y m a l a r ı n ı n s a ğ l a n m a s ı
a m a c ı y l a k o n t r o l e d i l d i k l e r i n d e n , dini kitaplar sistemli bir ş e k i l d e a t ı l m ı ş ­
tı. P i y a s a n ı n , ş i m d i m e v c u t olan k a d a r ç o k sayıda p a r ş ö m e n e i h t i y a c ı y o k ­
tu ve belki de bazı kitaplar basit bir şekilde y a k ı l ı r k e n , d i ğ e r l e r i de kilise
c e m i y e t i n d e n i n s a n l a r v e t ü c c a r l a r t a r a f ı n d a n satın a l ı n m ı ş t ı . Ü l k e n i n b a z ı
yerlerinde, bölge papazları kitaplarını başpapaz yardımcısına veya pisko-
p o s l u ğ u n b a ş k a bir y e t k i l i s i n e g e t i r m e k z o r u n d a y d ı . Ö r n e ğ i n , W o r c h e s -
t e r s h i r e ' d e b u l u n a n S o u t h L i t t l e t o n için kilise m ü d ü r ü n ü n h i k â y e s i , " L a ­
tince bütün kitapların alındığını ve Worcester'a taşındığını ve b u n d a n son­
r a b ü t ü n d u a l a r ı n ı İngilizce e t t i k l e r i n i " k a y d e t m e k t e d i r . 2 3 B ü t ü n dini ki­
t a p l a r i ç i n d e e n y a y g ı n olan ayin k i t a p l a r ı , ş i m d i e n a z b u l u n a n l a r a r a s ı n ­
da değerlendiriliyordu. B ö l g e k i l i s e l e r i n i n dini k i t a p l a r ı h i ç b i r z a m a n
ö z e l l i k l e d ü z g ü n bir ş e k i l d e b e l g e l e n m e m i ş t i . A m a sayıları dini m e k â n l a r ­
d a b u l u n a n l a r d a n ç o k d a h a fazla s a y ı d a o l m a l ı y d ı . N o r w i c h ' d e k i B a ş p a ­
p a z l ı k b ö l g e s i i ç i n d e b u l u n a n 3 5 0 ' d e n fazla k i l i s e d e o n d ö r d ü n c ü yüzyıl
o r t a l a r ı n d a , b a ş p a p a z l ı k t a r a f ı n d a n y a p ı l a n bir a r a ş t ı r m a , b u r a l a r d a t o p l a m
olarak yaklaşık 4.000 civarında kitap olduğunu göstermektedir; bunların
tek bir t a n e s i n i n bile m e v c u t o l d u ğ u h â l â s a p t a n m a m ı ş t ı r . 2 4 K e r ' i n Büyük
Britanya'nın Ortaçağ Kütüphaneleri ve b u n u n Ek'i, İngiltere, G a l l e r ve
İ s k o ç y a ' d a k i 10.000 v e y a d a h a fazla b ö l g e kilisesi v e k ü ç ü k kiliseden, sa­
d e c e 154 kitabın ( 4 4 a y i n kitabı d â h i l ) k e s i n o l a r a k k u r t u l d u ğ u n u y a d a
kurtulmuş olabileceğini listelemektedir.25
V I . E d w a r d ' i n e r k e n ö l ü m ü v e M a r y T u d o r ' u n t a h t a ç ı k m a s ı n ı n , dini
m e k â n l a r d a n ç ı k a n k i t a p l a r a ç ı s ı n d a n fazla bir etkisi o l m a m ı ş t ı r . M a r y ' n i n
y ö n e t i m i a l t ı n d a , zar z o r bir t a n e e v t e k r a r a ç ı l m ı ş t ı . B i r k e z k ı r ı l a n şey,
t e k r a r y e r i n e k o n a m a m ı ş t ı . B ö l g e k i l i s e l e r i n d e , eski dini k i t a p l a r , b i r k a ç
yıl s ü r e y l e g e ç e r l i k l e r i n i t e k r a r k a z a n m ı ş l a r d ı v e b ö l g e p a p a z l a r ı n a satıl­
m ı ş o l a n e p e y c e s a y ı d a k i t a p ( v e c ü p p e v e dini süsler) şimdi satın a l ı n ı y o r
v e y a i a d e e d i l i y o r d u . Eski k i t a p l a r ı n b u ş e k i l d e t e k r a r satın a l ı n m a s ı ge­
r e k l i y d i . Ç ü n k ü M a r y , K a t o l i k Kilisesini y e n i l e ş t i r m e k için s a d e c e p i y a s a
g ü c ü n e g ü v e n i y o r d u . M a r y ' n i n h ü k ü m e t i tarafından, h e r b ö l g e k i l i s e s i n d e
b u l u n m a s ı k o n u s u n d a ısrar e d i l e n kitapların, g e r ç e k t e n m e v c u t o l m a s ı v e
26
b a s k ı l a r ı n ı n o l m a s ı n ı s a ğ l a m a k için hiç ç a b a g ö s t e r i l m e m i ş t i .

Kütüphaneler ve Üniversiteler
O x f o r d v e C a m b r i d g e Ü n i v e r s i t e l e r i n i o l u ş t u r a n kolejler, g e n e l o l a r a k
K r a l l ı ğ ı n dini m e k â n l a r ı f e s h e t m e k a r a r ı n d a n e t k i l e n m e m i ş t i . B u n u n istis­
naları, m a n a s t ı r kolejleri o l u p , e n ö n e m l i l e r i O x f o r d ' d a k i , i s i m b a b a l a r ı
o l a n k a t e d r a l r a h i p l e r i t a r a f ı n d a n i d a r e e d i l e n C a n t e r b u r y Koleji v e D u r ­
h a m K o l e j i y d i . B ü t ü n b u t ü r m a n a s t ı r kolejleri, k o r u y u c u l a r ı y l a b i r l i k t e
feshedilmişti. D u r h a m K o l e j i n i n k ü t ü p h a n e s i n d e m u h t e m e l e n , h a z ı r alıcı
ç ı k a c a k b i r ç o k basılı k i t a p b u l u n u y o r d u . C a n t e r b u r y K o l e j i n i n z e n g i n k o ­
l e k s i y o n u h e r z a m a n için, e s a s o l a r a k , bazıları o n ikinci y ü z y ı l a d a y a n a n
v e a r a l a r ı n d a S t T h o m a s B e c k e t ' e ait o l d u ğ u n a inanılan iki m e d e n i h u k u k
kitabı b u l u n a n , e l y a z m a s ı k i t a p l a r i ç e r m i ş gibi g ö r ü n m e k t e d i r ( 1 5 2 1 yı­
l ı n d a k a t a l o g l a n d ı ğ ı n d a , 311 el y a z m a s ı ve s a d e c e 12 basılı k i t a p ) . B u n l a ­
27
rın n e r e d e y s e t a m a m ı n ı n y o k o l d u ğ u d ü ş ü n ü l m e k t e d i r .
O x f o r d ve C a m b r i d g e ' d e k i b i l i m a d a m l a r ı d u y g u s a l i n s a n l a r değildi -
ve e n d e r istisnalar d ı ş ı n d a - a n t i k a m e r a k ı a d ı n a k i t a p l a r a karşı sevgi de
b e s l e m i y o r l a r d ı . O n l a r ı n e n d i ş e s i , ç a l ı ş m a k a m a c ı y l a k i t a p l a r a erişebil-
m e k t i . O d ö n e m l e r d e İ n g i l t e r e ' d e y a y g ı n o l a n kitapları raflara y e r l e ş t i r m e
y ö n t e m i , eski k i t a p l a r ı n s a k l a n m a s ı n ı teşvik e t m i y o r d u . Zincirli y a d a d e ­
ğil, k i t a p l a r eğik o k u m a m a s a l a r ı n ı n ü z e r i n d e v e b u m a s a l a r ı n ü s t ü n d e v e
a l t ı n d a b u l u n a n raflarda t u t u l u y o r d u . G e n e l olarak k i t a p l a r için n i s p e t e n a z
y e r vardı v e b u raflar d o l d u ğ u n d a y a y ı l m a k için hiç yer y o k t u . Yeni k i t a p
a l ı n m a s ı , o t o m a t i k olarak eskilerinin atılması a n l a m ı n a g e l i y o r d u .
Oxford ve C a m b r i d g e ' i n üniversite ve kolej kütüphanelerinin en y o ğ u n ki­
tap yıkımını yaşadığı d ö n e m , neredeyse kesin olarak VI. E d w a r d ve M a r y ' n i n
hükümdarlıkları dönemidir. Ancak, iki üniversiteyi de 1535 yılında ziyaret
eden VIII. Henry tarafından atanan k o m i s y o n üyeleri en azından yolu hazırla­
mıştı. Kesin kararları bilinmemekledir a m a - elde etmekte oldukça başarılı ol­
dukları anlaşılan - amaçları, en azından yeni bilimlerin uygulanmasını sağla­
maktı. İncil'in d o ğ r u d a n araştırılmasının yerini Peter L o m b a r d ' ı n Cümleler'i
almıştı ve m e d e n i hukuk dersleri, kilise yasaları hakkında olanların yerine ge­
çecek şekilde yetkilendiriliyordu. Her kolej ziyaret ediliyordu ve k o m i s y o n
üyelerinden biri, Richard Leyton (Bath A b b e y ' d e n T h o m a s C r o m w e l l ' e ya­
zan aynı kişi) patronuna neşeli bir şekilde şunu iddia etmişti:
Dunce'ı [felsefe bilim adamı John Duns Scotus] Bocardo'ya [Ox­
ford'da bir hapishane] yerleştirdik ve tüm gizli parlaklığı ile birlikte, ile­
lebet Oxford'a gelmesini tamamen yasakladık ve şimdi herkes için basit
bir hizmetkâr, hızla bütün yaygın dayanma evlerinde görevlendirildi... ve
Yeni Koleje ikinci gelişimizde, sizin emirlerinizi açıkladıktan sonra, büyük
çeyrek daire şeklindeki avlunun, Dunce'ın sayfaları ile dolu olduğunu
28
gördük, rüzgar onları her köşeye savuruyordu.
L a y t o n , d a v r a n ı ş l a r ı n ı , k e n d i n i k u t l a r ş e k i l d e s u n u y o r d u v e ad l i f t e ­
nim* i n a n ı l m a y ı b e k l e m i y o r d u . Y i n e d e , ü n i v e r s i t e d e k i y ö n d e ğ i ş i k l i ğ i -
k u ş k u s u z C a m b r i d g e ' e d e y a n s ı m ı ş t ı - t a k i p e d e n b i r k a ç yıl, h e r kolejin
k i t a p s t o k u ü z e r i n d e şiddetli e t k i l e r y a r a t m ı ş o l m a l ı d ı r . O k u m a a m a ç l ı
eğik m a s a l a r ı n v e rafların k u l l a n ı m ı n ı n d e v a m ı , y e n i k i t a p l a r a l ı n d ı k ç a es­
k i l e r i n i n atıldığı a n l a m ı n a g e l m e k t e d i r . A m a a t ı l a n l a r k u ş k u s u z , L a y t o n
t a r a f ı n d a n ö n e r i l e n a m a ç l a r y e r i n e , k a p l a m a d a k u l l a n ı l m a k ü z e r e yerel
k ı r t a s i y e c i l e r t a r a f ı n d a n satın a l ı n ı y o r d u . 2 9
K u r u m s a l olarak Oxford Üniversitesi, kendisini oluşturan kolejlerden da­
ha fakirdi ve kendi k ü t ü p h a n e s i n i g ü n c e l l e m e s i için g e r e k e n k a y n a k l a r d a n
y o k s u n d u . G l o u c e s t e r D ü k ü H u m f r e y (ö. 1447) tarafından verilen 2 8 0 ' i n
üzerindeki el y a z m a s ı kitap dâhil, b ü y ü k bir el y a z m a s ı kitap k o l e k s i y o n u n a
sahipti ve hepsi de 1488 gibi yakın bir tarihte t a m a m l a n a n bir k ü t ü p h a n e oda­
sında t u t u l u y o r d u . 3 0 Para ve h i b e o l m a k s ı z ı n , bu koleksiyon hızla güncelliği­
ni k a y b e t m e y e başlamıştı. Bilimsel felsefe ve teoloji ile dolu o l m a k t a n uzak­
tı ve L a y t o n ile meslektaşlarının g ö z ü n d e n k a ç m ı ş olmalıydı. A m a el y a z m a ­
ları ile sınırlı olması, basılı kitap d ö n e m i n d e çok tehlikeli olacaktı. 1549 yı­
lında Oxford ve C a m b r i d g e üniversitelerinin ikisi de bir kez d a h a , kraliyet
yetkililerinin ziyaretlerine m a r u z kalmış, b u n u n sonuçları d a her b a k ı m d a n
1535 yılındaki k a d a r geniş kapsamlı o l m u ş t u . M e r t o n Koleji, artık kitap sa­
tın a l a b i l m e k için plaket satıyordu. A m a a n e k d o t şeklindeki kanıtlara göre,
ziyaret, üniversite k ü t ü p h a n e s i n i n t a m a m e n tasfiye edilmesini sağlamıştı.
Hatta bir h i k â y e y e göre, kitaplar yakılmıştı ve hakikaten de, üniversitenin son
derece geniş kapsamlı ve ilginç el y a z m a l a r ı n ı n endişe verecek k a d a r az bir
miktarı herhangi bir şekilde kurtulmayı başarmıştır: Dük Hıımfrey'in h e d i y e ­
lerinden yaklaşık bir d ü z i n e kitap kalmıştır. Bu d ö n e m d e Oxford k ü t ü p h a n e ­
lerinin a n a tarihçisi olan M e r h u m N. R. Ker, " B i r şenlik ateşi, üniversite kü­
t ü p h a n e s i n i n bir kitabına ait olabilecek, k a p a ğ a yapışan sayfalardan [yani, ki­
tabın c i l d i n d e kullanılan el y a z m a s ı sayfa parçası] hiç b u l u n a m a m ı ş olması­
nı a ç ı k l a m a y a y a r d ı m c ı olabilir: E ğ e r kitaplar yok pahasına satılmış olsaydı
bile, bazılarının ciltlerinin o l m a s ı ve belki de, aynı z a m a n d a d a h a fazla sayı­
da kitabın özel kişilerin elinde kurtulması b e k l e n i r d i . " 3 2 demiştir.
İki ü n i v e r s i t e y e y a p ı l a n ü ç ü n c ü z i y a r e t M a r y ' n i n H ü k ü m d a r l ı ğ ı d ö n e ­
m i n d e g e r ç e k l e ş m i ş , 1556 y ı l ı n d a O x f o r d ' a , 1556-1557'de de Cambrid-
g e ' e y a p ı l m ı ş t ı . B u s o r u ş t u r m a l a r m u h t e m e l e n , k ı s m e n h ü k ü m e t i n özellik­
le dinsel s a p k ı n l ı k l a ilgili k i t a p l a r l a i l g i l e n d i ğ i n d e n , k ü t ü p h a n e l e r i n d a h a
y a k ı n d a n i n c e l e n m e s i n i içermişti. M a r y , (dini g ö r ü ş l e r d e aykırılık h a k k ı n ­
d a k i Y a s a y ı g ü ç l e n d i r m e k a m a c ı y l a ) 1 3 H a z i r a n 1555 t a r i h i n d e v e t e k r a r
6 H a z i r a n 1558 t a r i h i n d e , P r o t e s t a n dini a l e y h i n d e bildiriler y a y ı n l a m ı ş t ı
ve ilki, y a s a k l a n a n y a z a r l a r l a ilgili u z u n bir liste içeriyordu.- 1 3 O x f o r d ' u n
ziyaretçileri K a r d i n a l P o l e ' d a n , d i k k a t l e r i n i özellikle, h e m hizipçilik za­
m a n ı n d a d a ğ ı t ı l a n [tabii ş i m d i b u l u n a b i l e n l e r ] h e m d e ü n i v e r s i t e d e a ç ı k ç a
v e y a özel o l a r a k b u l u n d u r u l a n din dışı k i t a p l a r a y ö n l e n d i r e n s o r u ş t u r m a
m a d d e l e r i a l m ı ş l a r d ı . 3 4 O x f o r d ' d a altı kolej k ü t ü p h a n e s i ile C a m b r i d g e ' d e
d ö r t kolej k ü t ü p h a n e s i v e ü n i v e r s i t e k ü t ü p h a n e s i n e y a p ı l a n z i y a r e t l e r d ö ­
neminden kalan kataloglar bulunmaktadır35 ve bunların derlenmesi sonu­
c u n d a , z i y a r e t ç i l e r i n s o r g u l a r ı n ı n ç o k şiddetli o l d u ğ u a n l a ş ı l m a k t a d ı r . Ye­
di kolejde d i n e aykırı k i t a p l a r tespit edildiği a n l a ş ı l m a k t a d ı r . 6 Şubat 1557
talihinde "suçlu bulunan büyük miktarda kitap", C a m b r i d g e Pazar alanın­
d a y a k ı l m ı ş t ı ; 1 3 Ş u b a t ' t a , " i k i b ü y ü k s e p e t d o l u s u k i t a p " için bir b a ş k a
y a n g ı n v a r d ı . 3 6 D i ğ e r tarafta, kolej k ü t ü p h a n e l e r i n i n - ya da en a z ı n d a n ,
kolejlerin a n a referans k ü t ü p h a n e l e r i n i o l u ş t u r a n zincirli k o l e k s i y o n l a r ı n -
z i y a r e t ç i l e r i n itiraz e d e b i l e c e ğ i t ü r d e k i t a p içerip i ç e r m e d i ğ i belli d e ğ i l d i r .
P r o t e s t a n r e f o r m c u l a r ı n o z a m a n a k a d a r basılan k i t a p l a r ı n ı n ç o ğ u k ü ç ü k
(yani o k t a v ) f o r m a t t a y k e n , kolejler b u d ö n e m d e , eğik t ü r d e k i o k u m a m a ­
s a l a r ı n d a n m a k s i m u m ö l ç ü d e y a r a r l a n m a k için, d a i m a y a p r a k b a s k ı l a r ı n ı
a l m a y ı tercih e d i y o r d u . 3 7
Bu üç dizi ü n i v e r s i t e ziyareti ile ilgili olarak, d o k ü m a n t a s y o n u n o r t a y a
ç ı k a r d ı ğ ı d e t a y l a r , n e r e d e y s e m ü n h a s ı r a n k ü t ü p h a n e l e r i n k a z a n ç l a r ı iken,
k a y ı p l a r ı n d e ğ e r l e n d i r i l m e s i tarihçilerin klasik z o r l u ğ u o l m a y ı s ü r d ü r m ü ş ­
tür. O x f o r d ' d a k i kolejler ( y e n i d e n k u r u l m u ş o l a n C o r p u s C h r i s t i e h a r i ç ) ,
1510 ile 1535 yılları a r a s ı n d a ç o k az k i t a p a l m ı ş g ö r ü n m e k t e d i r , h a t t a
M e r t o n ' d a 1540 yılında bile n e r e d e y s e hiç basılı k i t a p y o k t u . 3 8 B u n e d e n ­
le, H e n r y y a n d a ş ı ziyaretçilerin etkisi e s a s olarak, O r t a ç a ğ h o c a l a r ı n ı n ç a ­
l ı ş m a l a r ı n ı n d a ğ ı t ı l m a s ı y e r i n e , d a h a s o n r a k i k i t a p satın a l m a p o l i t i k a l a r ı ­
nın belirlenmesi olarak yorumlanabilir. Diğer yanda, 1530'larla 1550'ler

II. '
a r a s ı n d a k i d ö n e m d e B a s l e v e L y o n ' d a y a y ı n l a n d ı k l a r ı k a d a r ı y l a , basılı
n ü s h a l a r ı n v e ö z e l l i k l e k o l a y o k u n a n , ilk kilise p a p a z l a r ı n ı n yazılı m e t i n ­
leri, Y u n a n c a v e L a t i n c e k l a s i k e d e b i y a t v e m e d e n i k a n u n m e t i n l e r i v e y o ­
r u m l a r ı n ı n satın a l ı n m a s ı , b u n l a r ı n v e d i ğ e r ç a l ı ş m a l a r ı n e l y a z m a l a r ı ile
ilk basılı n ü s h a l a r ı n ı , g e ç e r s i z s a y ı l a c a k k a d a r g ü n c e l l i ğ i n i y i t i r m i ş k o n u ­
m a g e t i r m e etkisini g ö s t e r m i ş t i . Ker, " e ğ i k o k u m a m a s a l a r ı n ı n b u l u n d u ğ u ,
n o r m a l b o y u t l a r d a bir k ü t ü p h a n e o d a s ı n ı n 5 0 0 ciltlik k a p a s i t e s i o l d u ğ u n u
d ü ş ü n ü r s e k ç o k d a hatalı o l m a y a c a ğ ı m ı z ı v e b u n u n s a d e c e O r t a ç a ğ için
değil n e r e d e y s e on altıncı y ü z y ı l ı n t a m a m ı için geçerli o l d u ğ u n u " ileri sür­
m e k t e d i r . 3 9 S o n u ç o l a r a k , k ü t ü p h a n e l e r i n g ü n c e l k a l m a k için y a p m a k z o ­
r u n d a o l d u k l a r ı k i t a p a l ı m l a r ı , b ü y ü k ç a p t a k i t a p a t ı l m a s ı ile s o n u ç l a n m ı ş ­
tı. M e r t o n Kolejinin 1 5 4 0 ' l a r d a v e 1 5 5 0 ' l e r d e g e c i k m e l i o l a r a k yaptığı
y a k l a ş ı k 2 0 0 adet k i t a p a l ı m ı , b ö y l e c e , zincirli k ü t ü p h a n e s i n d e n aynı sayı­
d a e l y a z m a s ı kitabın atılması a n l a m ı n a g e l e c e k t i . Y i n e d e , b u n l a r gibi
reddedilen kitaplar, g ü n c e l l i k l e r i n i yitirmiş olarak damgalanmasalardı,
kolejin ikincil y a d a ö d ü n ç v e r m e k o l e k s i y o n l a r ı n ı n bir p a r ç a s ı o l a r a k sak­
lanabilirdi. E d w a r d ve M a r y d ö n e m i n d e k i z i y a r e t l e r - y ı k ı m a m a c ı y l a yı­
k ı m y a p m a y a ek o l a r a k - belki d e , t a m a m e n yeni ufuklara y ö n l e n d i r m e k ­
ten d a h a ç o k , z a t e n d e v a m e t m e k t e o l a n d e ğ i ş i k l i k l e r i h ı z l a n d ı r m a l a r ı açı­
s ı n d a n ö n e m l i y d i . A m a g e l e c e k nesiller a d ı n a k o r u m a (ya d a g e ç m i ş t e k i
b i l i m s e l ç a l ı ş m a l a r a d a h a k a p s a m l ı bir y a k l a ş ı m n e d e n i y l e ) , k ü t ü p h a n e d e ­
ki s t a n d tipi raf sistemi i m k â n sağladığı s ü r e c e , on altıncı y ü z y ı l ı n s o n u n ­
d a n itibaren b e n i m s e n e n bir y ö n t e m d i .

darkmalt
Çağdaş bilim adamlarının kitap kayıplarına tepkileri
Ü n i v e r s i t e k ü t ü p h a n e l e r i n i n tasfiye e d i l m e s i , K r a l ' ı n kendi k o l e k s i y o ­
n u n u n t o p l a n m a s ı n a d e n k g e l m i ş t i . Ş u b a t 1551 ' d e Kraliyet D a n ı ş m a M e c ­
lisine, W e s t m i n s t e r ' d a k i Kraliyet K ü t ü p h a n e s i n i n d e " a y i n kitapları, d e s ­
tanlar ve b e n z e r i t ü m batıl i n a n ç l a r l a ilgili k i t a p l a r ı n " tasfiye e d i l m e s i ; al­
tın y a d a g ü m ü ş t e n y a p ı l a n d e ğ e r l i ciltlerinin d e , kraliyet m ü c e v h e r - e v i n i n
M ü d ü r ü Sir A n t h o n y A u c h e r ' a g ö n d e r i l m e s i s ö y l e n m i ş t i . 4 0 K u ş k u s u z , ba­
zı ö z e l b i r e y l e r d e , B a t ı l İ n a n ç l a r l a ilgili K i t a p ve G ö r ü n t ü l e r a l e y h i n d e k i
Y a s a y a ( 1 5 5 0 ) u y m a v e L a t i n c e d u a k i t a p l a r ı ile d i n k i t a p l a r ı n ı y o k e t m e
k o n u s u n d a ihtiyatlı d a v r a n m a y ı t e r c i h e t m i ş t i . A m a Krallığın, eski k i t a p -
ların m ü l k i y e t i n e y ö n e l i k m ü d a h a l e c i t u t u m u u z u n s ü r m e m i ş t i . M a r y ' n i n
H ü k ü m e t i , d i n e aykırı d a v r a n ı ş l a r d a b u l u n a n kişileri t a k i p e t m e (ve h a t t a
k a z ı ğ a b a ğ l a y a r a k y a k m a ) k o n u s u n d a , d i n e aykırı k i t a p l a r ı n p e ş i n e d ü ş ­
m e k t e n ç o k d a h a fazla h e v e s l i y d i . Halefi E l i z a b e t h ise, fanatik b a ğ n a z c ı -
lıktan, e n a z R o m a Katolikliği k o n u s u n d a k i k a d a r rahatsızlık d u y u y o r d u .
R e f o r m ö n c e s i g ü n l e r d e k i gibi, ilgisizlik, o r t a ç a ğ e l y a z m a l a r ı n ı n kurtul­
m a s ı n d a h ü k ü m e t t e m s i l c i l e r i n i n e y l e m l i l i k l e r i k a d a r b ü y ü k bir t e h l i k e
olarak o r t a y a ç ı k m ı ş t ı . Eski m e t i n l e r e tarihi d e ğ e r l e r i a ç ı s ı n d a n d e ğ e r v e ­
renler, k u r t u l u p k a l a n l a r ı n k o r u n m a s ı n ı s a ğ l a m a k a m a c ı y l a seslerini y ü k ­
seltmelerinin t a m a m e n güvenli olduğunu görmüşlerdi.
J o h n L e l a n d 1546 yılında, VIII. H e n r y ' e Yeni Yıl h e d i y e s i n d e , m a n a s ­
tır ve kolej k ü t ü p h a n e l e r i n d e n , " a k s i t a k d i r d e işe y a r a m a y a n iyi y a z ı l a r
olarak yok o l a c a k b i r ç o k iyi kitabı s a k l a d ı ğ ı n ı , b u n l a r ı n b i r b ö l ü m ü n ü n si­
zin kraliyet s a r a y l a r ı n d a k a l d ı ğ ı n ı , bir k ı s m ı n ı n d a k e n d i k o r u m a s ı n d a ol­
d u ğ u n u " y a z m ı ş t ı . 4 1 K e s i n olarak, K r a l i y e t K ü t ü p h a n e l e r i 1 5 4 0 ' l a r d a 9 1 0
k i t a p t a n 1450 k i t a b a y ü k s e l m i ş t i v e b u 5 4 0 ilavenin y a k l a ş ı k 2 0 0 a d e d i ,
h a l e n K r a l i y e t K ü t ü p h a n e s i n d e ( ş i m d i İngiliz K ü t ü p h a n e s i n d e ) b u l u n a n
v e b i r ç o ğ u n u n m a n a s t ı r k o l e k s i y o n l a r ı n d a n geldiği g ö s t e r i l e b i l e n e l y a z ­
m a s ı k i t a p t ı . L e l a n d tek katkı s a ğ l a y a n kişi y a d a t e m s i l c i d e ğ i l d i . Z i r a
L i n c o l n s h i r e ' d a b u l u n a n dini e v l e r d e ( ş i m d i İngiliz K ü t ü p h a n e s i , E l y a z ­
maları ( M S ) K r a l i y e t E k . 69) b u l u n a n , L e l a n d ' ı n e l i n d e n ç ı k m a y a n y a d a
anlaşıldığı k a d a r ı y l a o n u n tarafından d e r l e n m e m i ş o l a n e l y a z m a s ı k i t a p ­
lar listesi, i ş a r e t l e n m i ş ve kraliyet k o l e k s i y o n l a r ı n a y a p ı l a c a k i l a v e l e r i n
s e ç i m i n d e e s a s olarak k u l l a n ı l m ı ş t ı . 4 2
L e l a n d , M a n a s t ı r l a r d a b a r ı n d ı r ı l a n tarihi e d e b i y a t ı n k o r u n m a s ı ile ilgi­
li k a m p a n y a s ı n a b a ş l a d ı ğ ı n d a r a h i p bile değildi ve R e f o r m h a r e k e t i s o n r a ­
sında, sürekli olarak P r o t e s t a n l ı ğ ı n ı v e " R o m a p i s k o p o s l a r ı n ı n y o l u o l a r a k
b e n i m s e n e n v e batıl i n a n ç l a r v e ş e y t a n l ı k l a s ü s l e n e n d o k t r i n l e r i n b ü t ü n
t ü r l e r i n i n " a l e y h i n d e o l d u ğ u n u v u r g u l a m a y a d i k k a t e t m i ş t i . 4 3 1547 yılın­
d a h a s t a l a n d ı k t a n sonra, k o r u m a c ı l ı k d a v a s ı b ü y ü k bir g a y r e t l e , b i r z a m a n ­
lar C a r m e l T a r i k a t ı n a bağlı bir p a p a z o l a n , a m a u z u n z a m a n d ı r Y e n i d e n
O l u ş u m u açık s ö z l ü l ü k l e d e s t e k l e y e n J o h n B a l e t a r a f ı n d a n ü s t l e n i l m i ş t i .
1549 y ı l ı n d a L e l a n d ' ı n Y e n i Yıl h e d i y e s i n i John Leland' ın İngiliz İlk Çağ­
larına Ait Emek Dolu Yolculuğu ve Araştırmaları a d ı y l a y a y ı n l a m ı ş t ı . 4 4
B u n a y a z ı l a n renkli bir ö n s ö z d e , m a n a s t ı r l a r ı n içerdiği t a r i h i h a z i n e l e r e
işaret e d e r e k , h ü z ü n l e şunları belirtmiştir:

Batıl inançlı manastırların tesliminde, o asil ve değerli yapıtlarını ko­


rumak amacıyla kütüphanelerine o kadar az saygı gösterilmişti ki... Eğer
ingiltere'nin her vilayetinde, hu asil eserleri korumak ve gelecek nesille­
rin iyi ilim yapmasını tercih etmek için, bir tane ciddi kütüphane olsaydı,
bir dereceye kadar yeterli olabilirdi. Ama düşüncesizce hepsini yok etmek
ingiltere'ye şimdi ve sonsuza dek yapılan en korkunç alçaklık olacaktır.*5

B a l e ' i n tepkisi, h e m d a h a ö n c e k i asırlar b o y u n c a b ü t ü n İngiliz yazarla­


rın anlatılarını, ç a l ı ş m a l a r ı n ı n nasıl t a n ı m l a n a c a ğ ı n ı g ö s t e r e n bazı göster­
gelerle birlikte y a y ı n l a m a k v e h e m d e k e n d i özel O r t a ç a ğ e l y a z m a s ı kitap
koleksiyonunu oluşturmak olmuştu. Bu koleksiyon, kendisi İrlanda'da
p i s k o p o s l u k y a p a r k e n y a ğ m a l a n m ı ş v e ( k ı s m e n ) s o n s u z a d e ğ i n y o k ol­
m u ş t u . A m a bibliyografik yayınları p a h a b i ç i l m e z o l m a y ı s ü r d ü r m e k t e -
dir.46

M a r y ' n i n H ü k ü m d a r l ı ğ ı d ö n e m i n d e Bale, A v r u p a k ı t a s ı n a sığınmıştı


v e m a n a s t ı r çıkışlı k i t a p davası J o h n D e e tarafından üstlenilmişti. D e e ,
O c a k 1 5 5 7 ' d e K r a l i ç e y e bir d i l e k ç e y a z a r a k , " E s k i ç a ğ l a r ı n h a z i n e l e r i n i n
içinde yattığı ç o k s a y ı d a v e ç o k değerli k ü t ü p h a n e l e r i n b o z u l m a s ı v e tah­
rip e d i l m e s i " k o n u s u n d a k i ü z ü n t ü s ü n ü dile g e t i r m i ş v e m a n a s t ı r k ü t ü p h a ­
n e l e r i n d e n d a ğ ı t ı l a n e l y a z m a s ı kitapları t o p l a m a k v e k o p y a l a m a k a m a c ı y ­
la bir k o m i s y o n o l u ş t u r u l a r a k bir kraliyet k ü t ü p h a n e s i k u r u l m a s ı n ı öner­
mişti. K e n d i s i n e de bu k ü t ü p h a n e y e basılı k i t a p satın a l m a s ı için yurt dı­
şına s e y a h a t e t m e s i için ö d e m e y a p ı l a c a k t ı . M a r y , kardeşi E d w a r d ' ı n Ba-
l e ' e y a p t ı ğ ı gibi, D e e ' n i n b u r i c a s ı n a kulaklarını tıkamıştı. A m a a n l a ş ı l a n
D e e p r o g r a m ı n ı n g e r ç e k l e ş t i r i l m e s i n i n bir b ö l ü m ü n ü kendisi üstlenmişti
v e b u n u n için, 1559 y ı l ı n d a L o n d r a p i s k o p o s l u ğ u n d a n a y r ı l m a s ı n a k a d a r
E d m u n d B o n n e r ' d e n mali destek almış olabilir.47
D e e ' n i n ç a b a l a n s o n u ç v e r m e m i ş t i v e O r t a ç a ğ e l y a z m a l a r ı v e yasala­
rından oluşan kendi koleksiyonu, ö l ü m ü n d e n sonra dağılmıştı. Manastır­
l a r d a n ç ı k a n e l y a z m a s ı k i t a p l a r ı n e n e t k i n k o r u y u c u s u , bir z a m a n l a r Suf-
l'olk'da b u l u n a n S t o k e - b y - C l a r e ' d e ( 1 5 4 8 y ı l ı n d a kapatıldı) din h u k u k u
ü n i v e r s i t e s i n i n d e k a n ı v e 1 5 5 9 ' d a n 1575 y ı l ı n d a ö l ü m ü n e k a d a r C a n t e r ­
bury b a ş p i s k o p o s u o l a n M a t t h e w P a r k e r o l m u ş t u . P a r k e r K i l i s e d e k i ü s t ü n
k o n u m u n u kullanarak, katedral dekanlarından, meclislerden el yazmaları­
n ı h i b e e t m e l e r i n i istemişti v e a y n ı z a m a n d a y e t e n e k l i b i r k o l e k s i y o n c u ol­
duğundan, piyasada mevcut olan yüklü miktarda m a l z e m e arasından bü­
y ü k bir d i k k a t l e s e ç i m l e r y a p m ı ş t ı . 1568 yılında, i n c e l e n m e l e r i v e k a y d e ­
d i l m e l e r i a m a c ı y l a " e s k i kayıt v e eserleri ele g e ç i r m e k o n u s u n d a D a n ı ş m a
K u r u l u n d a n yetki a l m a y ı b a ş a r m ı ş t ı . 4 8 K o l e k s i y o n u n u , C a m b r i d g e ' d e ü ç
ü n i v e r s i t e koleji ile dörtlü a n l a ş m a d ü z e n l e y e r e k s o n s u z a k a d a r g ü v e n l i k
altına a l m ı ş t ı . B u a n l a ş m a y a g ö r e , k i t a p l a r C o r p u s C h r i s t i e K o l e j i n d e m u ­
h a f a z a e d i l e c e k , a m a d i ğ e r iki k o l e j i n d e n e t i m i n e tabi o l a c a k t ı v e bir h a t a
d u r u m u n d a k o l e k s i y o n u n b u n l a r d a n b i r i n e n a k l e d i l m e s i n e ilişkin bir dizi
h ü k ü m b u l u n u y o r d u . S o n u ç o l a r a k , b a k ı m ı n e d e n i y l e z a h m e t ç e k e n taraf
h e r z a m a n C o r p u s C h r i s t i e Koleji o l m u ş t u . 4 9
Parker'in dâhice kararlarına, en çok ö l ü m ü n d e n h e m e n sonra ihtiyaç
duyulmuş olmalıdır. Başpiskoposluktaki halefi Edmund Grindal
(1576-1583) döneminde, ortaçağ dua kitaplarına her bakımdan 1540'ların
s o n u n d a k i k a d a r m u h a l i f o l a n , g ü ç l ü bir P ü r i t a n a t m o s f e r v a r d ı . I . Eliza­
b e t h a n H ü k ü m e t i , k o n t r o l ü s a ğ l a m a k için, y a t ı ş t ı r m a ile b a s k ı a r a s ı n d a
dikkatli bir yol i z l e m e k d u r u m u n d a y d ı . K u ş k u s u z ilave b i r ç o k O r t a ç a ğ ki­
t a b ı n ı n tahribi g e r ç e k l e ş m i ş t i . C a n t e r b u r y ' d e , ö r n e ğ i n , B a l e ' i n k e n d i s i n i n
k a t e d r a l r a h i b i n i n k ü t ü p h a n e s i n d e n ( 1 5 6 0 - 1 5 6 3 yıllarında, y e n i k u r u l a n
k a t e d r a l m e c l i s i n i n din görevlisi o l m a s ı k o n u m u n d a n y a r a r l a n a r a k ) sakla­
m ı ş v e y a e n a z ı n d a n k e n d i s i n e m a l e t m i ş o l d u ğ u o n ikinci yüzyıl aziz k i ­
t a p l a r ı , 1 5 7 0 ' l e r d e v e 1 5 8 0 ' l e r i n b a ş ı n d a kesilerek c i l t l e m e d e k u l l a n ı l m ı ş ­
t ı . 5 0 L o n d r a ' d a St Christopher le Stocks bölge kilisesinde, O c a k 1578'de
y a p ı l a n kilise b a k ı m t o p l a n t ı s ı n d a , " k i l i s e l e v a z ı m o d a s ı n d a k a l m ı ş o l a n
b a z ı eski kitapları y a k m a y a " k a r a r v e r i l m i ş t i . 5 1
Bu Püritan d ö n e m Grindal öldüğünde (1583) taşkınlığa ulaşmıştı. Or­
t a ç a ğ e l y a z m a l a r ı n ı n a n t i k a c ı l a r t a r a f ı n d a n t o p l a n m a s ı artık b i l i n d i k b i r
o l a y d ı v e b u d u r u m u n , b u tür e l y a z m a l a r ı n a v e r d i ğ i m a l i d e ğ e r n e k a d a r
artarsa, h e r ş e y d e n çok, k u r t u l m a l a r ı n a o k a d a r y a r d ı m ı o l a c a k t ı . K u r u m ­
sal k ü t ü p h a n e l e r -ve özellikle O x f o r d v e C a m b r i d g e ' d e k i l e r , b i r k e z d a ­
ha eski yazıların biriktirilebileceği depolar olarak g ö r ü n m e yolundaydı.
Grindal kendi kütüphanesini Oxford'daki Q u e e n ' s Kolejine bırakmıştı.
Bu kolej, o z a m a n ı n diğer Protestan k ü t ü p h a n e l e r i gibi, m o d e r n Katolik
görüşünü yansıtan bazı kitaplar ve teoloji h a k k ı n d a eserlere ek olarak,
M a t t h e w Paris ve T y r e ' l i W i l l i a m ' i n kayıtları gibi, tarihi m e t i n l e r içer­
mektedir.

Kaybın Rakamlara Dökülmesi


M a n a s t ı r l a r ı n k a p a t ı l m a s ı n ı n k ü t ü p h a n e l e r i n d e b u l u n a n k i t a p l a r için
felaket o l d u ğ u t a r t ı ş ı l m a z . İ n g i l t e r e ' d e b u l u n a n s e k i z y ü z d e n fazla m a n a s ­
tır, d i n evi v e d i ğ e r dini m e k â n l a r d a n , s a d e c e 5.200 k a d a r k ü t ü p h a n e v e
d u a kitabı k u r t u l m u ş t u r . E ğ e r 1541 y ı l ı n d a laik k a t e d r a l l e r o l a r a k y e n i d e n
k u r u l a n k a t e d r a l m a n a s t ı r l a r ı n a ( D u r h a m v e W o r c e s t e r gibi) ait o l a n 1.800
a d e d i ç ı k a r ı l d ı ğ ı n d a , t o p l a m sayı 3 . 4 0 0 ' e i n m e k t e d i r . O o n l a r c a , y ü z l e r c e ,
b i n l e r c e k ü t ü p h a n e kitabı v e d u a k i t a b ı n ı n b i r k a ç yıl i ç i n d e t a h r i p edildiği
i n k â r e d i l e m e z . A n c a k , ö l ç ü l e m e y e n şey, e ş s i z o l a n v e - k e l i m e n i n t a m
a n l a m ı y l a , yeri d o l d u r u l a m a y a n n e k a d a r kitabın k a y b o l d u ğ u d u r . Ö n c e ye­
n i b a s k ı teknolojisi v e s o n r a d a d a h a d o ğ r u o l a n , o k u n m a s ı v e k u l l a n m a s ı
(iyi d i z i n l e n m i ş o l d u ğ u n d a n ) d a h a k o l a y o l a n n ü s h a l a r ı n b a s ı m ı , d a h a es­
k i k o p y a l a r ı g e ç e r s i z k ı l m a y a b a ş l a m ı ş t ı bile. E n b ü y ü k m a n a s t ı r l a r bile
k ü t ü p h a n e l e r i n d e b u l u n a n b ü t ü n kitapları, bir yüzyıl d a h a varlıklarını sür­
d ü r m ü ş o l s a l a r d ı bile, t u t m a k i s t e m e y e c e k t i . K ı s m e n L e l a n d , Bale v e Par­
k e r gibi a d a m l a r s a y e s i n d e , a m a asıl t a r i h e karşı d a h a ç o k y a y g ı n l a ş m a y a
b a ş l a y a n g e n e l ilgi s a y e s i n d e , b i r ç o k m e t n i n g e r ç e k t e n k a y ı p o l u p o l m a d ı ­
ğ ı n d a n k u ş k u d u y u l a b i l i r . B a l e t a r a f ı n d a n k a y d e d i l e n İngiliz y a z a r l a r ı n ı n
e s e r l e r i n d e n ç o k a z ı n ı n , b u g ü n e n a z bir k o p y a olarak n e r e d e o l d u ğ u bili­
n e m e m e k t e d i r . 5 3 A s l ı n d a 1 5 3 0 ' l a r d a v e 1 5 4 0 ' l a r d a ç o k s a y ı d a i n s a n , tari­
h i d e ğ e r taşıdığı d ü ş ü n ü l e n h e r şeyi k o r u m a y a d i k k a t e t m i ş o l m a l ı . O r t a ­
ç a ğ İ n g i l t e r e ' s i n d e n h e m e n h e m e n h i ç b i r kayıt v e y a biyografinin, son d ö r t
b u ç u k y ü z y ı l d a t a m a m e n k a y b o l d u ğ u s ö y l e n e m e z . O r t a ç a ğ İngiliz kayıt­
larının ç o ğ u n l u ğ u b i r ç o k k o p y a h a l i n d e k u r t u l m u ş t u r v e h e p s i n i yok e t m e ­
nin z o r o l a c a ğ ı n ı s ö y l e m e k m ü m k ü n o l s a da, y i n e d e , y a z a r l a r ı n e l yazıla­
r ı ile y a z ı l m ı ş k o p y a l a r o l a r a k bile, b u k a d a r ı n ı n k u r t u l m u ş o l m a s ı d i k k a t
ç e k m e k t e d i r . I . E d w a r d T n t a l i m a t ı ile araştırıldığı k a y d e d i l e n k a y ı t ç ı l a r ı n
çalışmaları bugün yok olmuştur - Howdenli Roger, Huntingdonlu
H e n r y , D i s s ' l i R a l p h , M a l m e s b u r y ' l i W i l l i a m v e d i ğ e r l e r i . Vaiz A n s e l m
ile y a r d ı m d a ğ ı t ı c ı s ı M i l o t a r a f ı n d a n a n l a t ı l a n , I. R i c h a r d ' ı n e s a r e t i n i n hi­
kâyesi v e y a W i l l i a m P a k i n g t o n u n kayıtları, d a h a c i d d i k a y ı p l a r a r a s ı n d a ­
dır - a m a h â l â o r t a y a ç ı k a b i l i r l e r . 5 4 T a r i h i m e t i n l e r i ç e r e n b i r ç o k el y a z ­
m a s ı k i t a p k u r t u l m u ş t u r , a m a y a z a r l a r ı n ı n adları b u l u n m a m a k t a d ı r : K i m ­
lik b e l i r l e m e ç a l ı ş m a l a r ı g e l e c e k y ı l l a r d a da s ü r e c e k t i r .
G e n e l d e , tarihi, h a m a s i v e dini k i t a p l a r ı n e n iyi ş e k i l d e m a n a s t ı r k ü t ü p ­
hanelerinden kurtulduğu ve bu kurtulanların dikkati çeken derecede büyük
bir k ı s m ı n ı n o n iki y a d a o n ü ç ü n c ü y ü z y ı l l a r d a n k a l d ı ğ ı açıktır. K u r t u l a n
kitapların b i r ç o ğ u e n a z ı n d a n , o r t a ç a ğ ı n s o n l a r ı n a d o ğ r u yazılan, b i l i m s e l
teoloji v e felsefenin y a n ı sıra, din h u k u k u v e m e d e n i k a n u n içeren k i t a p ­
lardı. A q u i n a s ' i n v e D u n s S c o t u s ' u n eserleri, K r a l i y e t K ü t ü p h a n e s i n d e sa­
d e c e bir a v u ç cilt olarak b u l u n m a k t a d ı r . 5 5 M a n a s t ı r k ü t ü p h a n e l e r i n d e n or­
t a ç a ğ ı n s o n l a r ı n a ait e n a z b i r k a ç t a n e k a t a l o g k u r t u l m a m ı ş o l s a y d ı , o r t a ­
çağ sonundaki manastır sisteminin entelektüel gücü ciddi olarak küçümse­
nebilirdi.56
Ayrıca, manastır veya diğer kurumsal kütüphanelerin dağıtılmasının,
İngiltere t a r i h i n i n y a z ı l m a s ı n d a k u l l a n ı l a b i l e c e k k a y n a k m a l z e m e ile ilgi­
l e n e n b i l i m a d a m l a r ı için ç o k u y g u n bir z a m a n d a g e r ç e k l e ş t i ğ i d e s ö y l e ­
nebilir. K u r u m s a l k ü t ü p h a n e l e r i n d a ğ ı t ı l m a s ı , k e n d i s i için o l u ş t u r d u ğ u bir
k i t a p k o l e k s i y o n u n d a n ç a l ı ş a n ö z e l b i l i m a d a m ı n ı n yükselişi z a m a n ı n a
d e n k g e l m i ş t i . E ğ i t i m artık m a n a s t ı r b ö l g e s i n i n kapalı d u v a r l a r ı a r a s ı n d a
etkin bir ş e k i l d e y ü r ü t ü l e m i y o r d u . T a r i h i bilgi, k i t a p l a r ı n geçici o l a r a k d a ­
ğıtılması v e b u n u t a k i b e n , L o n d r a , O x f o r d v e C a m b r i d g e ' d e k i k ü t ü p h a n e ­
lerde z a m a n l a t e k r a r g r u p l a n m a s ı ile d a h a iyi ilerliyordu. B u y o r u m a g ö ­
re, Eski İ n g i l i z c e e l y a z m a l a r ı n ı n o n d a d o k u z u n u n y o k o l m a s ı ( b u n u n ç o k
aşırı t a h m i n o l m a i h t i m a l i n e r a ğ m e n ) , k u r t u l m u ş o l a n o n d a b i r i n i n , - d ö r t
y ü z y ı l d a n beri t a m a m e n k a y b o l m u ş o l a n Eski İ n g i l i z c e b i l g i s i n i n t e k r a r
kazanılmasına yardımcı olacak malzemeleri sağlamasından daha az ö n e m ­
liydi.

Notlar:
* "Dedemin zamanında El-yazmaları kelebekler gibi uçuşuyordu", O. L. Dick,
ed., Aubrey'in Kısa Yaşamları (Londra: Seeker ve Warburg, 1949), s. xxxvi
1.17. yüzyıl tarihi hayal gücü için manastır kalıntılarının önemi, etkili bir şekilde
Margaret Aston tarafından dile getirilmişti: "İngiliz kalıntıları ve İngiliz tarihi:
Geçmişin Yok edilmesi ve Duyusu", Warburg ve Courtauld Enstitüleri Dergi­
si, 36 (1973): 231-255, tekrar basım: Margaret Aston, Lollard'lar ve Reform­
cular: Ortaçağ sonu ingiltere'sinde Görüntüler ve Okur yazarlık (Londra: Lon­
dra: Hambledon Matbaası, 1984): 313-37. Kapatılmanın manastır kütüphanele­
ri açısından sonuçlan D. Knowles, İngiltere'deki Dini mezhepler, III, Tudor
Dönemi (Cambridge: Cambridge Üniversitesi Baskısı, 1959) tarafından ihmal
edilmişti ve N. R: Ker tarafından enine boyuna doğrudan incelenmemiş, ama
Büyük Britanya'nın Ortaçağ Kütüphaneleri. Kurtulan Kitapların Listesi'n'm gi­
riş bölümünde (2. baskı, Londra: Kraliyet Tarih Topluluğu, 1964), s. x-xv ve
"Ortaçağ İngiliz Kütüphanelerinden El Yazmalarının Göçü", Kütüphane, 4. se­
ri 23 (1942-1943): 1-11, ilavelerle tekrar basım: N. R. Ker, Kitaplar, Koleksi­
yoncular ve Kütüphaneler, ed. A. G. Watson, (Londra ve Ronceverte, W. Va.:
Hambledon Matbaası, 1985), s. 459-470'de bazı ilgili yorumlarda bulunmuştur.
Konu ile ilgili en geniş değerlendirme C. E. Wright: "On Altıncı Yüzyılda Ki­
tapların Dağıtılması", yeri F. Wormald ve C. E. Wright, ed., ¡700'den önce İn­
giliz Kütüphanesi (Londra: Athlone Matbaası, 1958), s. 148-175 ve "Manastır
Kütüphanelerinin dağıtılması ve Anglo-Sakson Araştırmalarının başlangıcı",
Çev„ Cambridge Bibliyografi Topluluğu, 1 (1949-1953): 208-237. Genel araş­
tırmalar arasında: R. H. Fritze, " 'Gerçek Tanıktan Yoksundu, zaman ışık isti­
yordu': Manastır Kütüphanelerinin Dağılması ve Koruma konusunda Protestan
Çabaları, yaklaşık 1535-1625", Kütüphane Tarihi Dergisi, 18 (1983): 274-291;
ve K. W. Humphreys, "On Altıncı Yüzyıl İngiltere'sinde Kitapların Yok Olma­
sı", Libri, 36 (1986): 249-258. Yakın zamanlarda yapılan bir durum araştırma­
sı: C. F. R. de Hamel, "On Dördüncü Yüzyıldan On Altıncı Yüzyıla kadar Can-
tenbury'deki Christ Kilisesi Kütüphanesinin Dağıtımı", yeri J. P. Carley ve C.
G. C. Tite, ed., Kitaplar ve Koleksiyoncular, 1200-1700. Andrew Watson'a su­
nulan çalışma (Londra: İngiliz Kütüphanesi, 1997), s. 263-279. bu çalışma sa­
dece İngiltere ile ilgilenmektedir. İskoçya için D. McRoberts, "İskoç Yeniden
Oluşumunun neden olduğu materyal tahribatı", yeri D. McRoberts, ed., iskoç
Yeniden Oluşumu Hakkında Denemeler, 1513-1625 (Glascow: J. S. Bums,
1962): 415-462 (s. 457-459)'da bazı yorumlar bulunmaktadır.
2. Bakınız T. D. Kendrick, İngiliz Antik eserleri, düzeltilmiş yeniden basım (New
York: Barnes & Noble; Londra: Melhuen & Co, 1970), s. 45-64; May McKİ-
sack, Tudor Döneminde Ortaçağ Tarihi (Oxford: Clarendon Matbaası, 1971),
S. 1-25; A. B. Emden, Oxford Üniversitesinin Biyografik Kaydı, MS. 1501-
1540 (Oxford: Clarendon Matbaası, 1974), s. 350-351, 723-725; ve J. P. Car­
ley, "John Leland ve Kapatılma Öncesi İngiliz Kütüphanelerinin İçerikleri:
Lincolnshire", Çev., Cambridge Bibliyografi Topluluğu, 9, pt.4 (1989): 330-
357; ayrıca, bu tür bir bilim adamı için bakınız Caroline Brett, "John Leland,
Galler ve İlk İngiliz Tarihi", Galler tarihi dergisi, 15 (1990): 169-182.
3. Bakınız Andre jammes "Un bibliophile a decouver, Jean de Gagny", Bibliyofil
Bülteni (1996): 35-81
4. 1535-1536 ziyareti için bakınız örneğin Knowles, İngiltere'deki Dini mezhep­
ler, III, 12. bölüm (s. 268-290)
5. 13 ve 15 Ocak [1536] mektupları İngiliz Kütüphanesi, Cotton MS Kleopatra E.
İv, ff. 203 ve 204'deb alınarak John Wise ve W. M. Noble, Ramsey manastırı,
yükselişi ve çöküşü... (Huntingdon, vs.: Edis & Cooper, [ 1882], s. 140-143'de
basılmıştır.
6. Prise 'in kuruluş yasaları "transkript (ya da muhtemelen orijinalleri)" koleksiyo­
nunun tartışıldığı yer: N. R. ker, "Sir John Prise", Kütüphane, 5. ser. 10 (1955):
1-24 (s. 2-3); ilave ile yeniden basım Ker, Kitaplar, Koleksiyoncular ve Kütüp­
haneler, s. 471-495 arasında 472-473'de. Ayrıca, St Augıstine Manastırı, Can-
tenbury ve Minster - in - Thanet, ed., S. E. Kelly, Anglo-Sakson yasaları, 4
(Oxford, 1995), s. I ix-1 x'deki kısa nota bakınız. Bury St Edmunds Manastırın-
daki bir ya da iki fetih-öncesi yasalar hakkında Prise olağan türde onaylar yaz­
mıştır: "relat" in regium registrum ad verbum. J. Rheseus, Registr[arius]" [ve­
ya "Regestor"]; bakınız C. W. Goodwin, "Kralın Lynn Şirketinin Elinde Bulu­
nan İki Eski yasa hakkında", Norfolk Arkeoloji, 4 (1855): 93-117 (s. 93). "Rhe­
seus", "Prise" ya da Ap Rice" dan Latinceye dönüştürülmüştür.
7. Mahkemenin en kapsamlı ama yine de tam olarak tatminkar olmayan inceleme­
si: W. C. Richardson, "Artırma Mahkemesinin tarihi", 1536-1554 (Baton Rou­
ge, Louisiana: Louisiana Devlet Üniversitesi baskısı, 1961). Varlığının ilk on
yılında, mahkeme toplam l,304,859£ tutarında makbuzla ilgilenmiştir: Ric­
hardson, s. 77.
8. Bilinmeyen, "Kapatılmaları sırasında Sussex'teki daha küçük manastır ve dini
evlerde bulunan malzemenin envanterleri", Sussex Arkeoloji Koleksiyonları, 44
(1901): 55-72 (s. 71-72); yazım modernleştirilmiştir. Bu kütüphaneden kurtul­
duğu bilinen kitap bulunmamaktadır.
9. Bakınız Ker, "Sir John Prise", (n.6'da alıntı yapılmış).
10. VIII. Henry'nin Yabancı ve Yerli Mektupları ve Kâğıtları, XIII, kısım 2, no.
903, s. 376'da. 1530'larda Mahkemenin Tarihi için, bakınız D. Knowles'un
VCH Middlesex, 1: 159-169, 166-167. sayfadaki kısa hikayesine bakınız.
11. Rose Graham, yeri Rose Graham ve R. Gilyard-Beer, Keşiş Bretton Manastırı,
Yorkshire (Londra: HMSO, 1966), s. 4-5; karşılaştırma için Claire Cross, "Ka­
patılma sonrasında Yorkshire Dindarları arasında Toplumsal Yalnızlık", yeri:
Manastırlarla ilgili araştırmalar: Geleneğin sürdürülmesi, ed., Judith Loaders
(Bangor, 1990): 245-254 (s. 247). Kitap listesinin basıldığı yer: Joseph Hunter,
Güney Yorkshire..., 2 cilt (Londra, 1828-1831), II, s. 274-276 ve kısmen tercü-
me halinde, J. W. Walker, ed., Monkbretton Manastmndaki Kuruluş yasaların­
dan alıntılar, Yorkshire Arkeoloji Topluluğu, Kayıt Serisi, 46 (1924), s. 5-9.
Keşiş Bretton Kütüphanesinden sadece iki kitabın kurtulduğu bilinmektedir.
12. Cross, "Toplumsal Yalnızlık", s. 247.
13. Cross, "Toplumsal Yalnızlık", s. 250-251. Benzer yapıda, Anthony Wood,
Ramsey Manastırında bir keşiş olan John Young'ın "İbranice dilinde çok yete­
nekli olduğundan, 1535 yılında veya o civarlarda feshedildiğinde, o manastırın
kütüphanesinde bulunan o dildeki bir çok kitabı kurtardığını" kaydetmektedir:
A. Wood, Athenae Oxonienses, 3. baskı, ed., P. Bliss, 4 cilt (Londra ve Oxford,
1813-1820), 2: kol. 727.
14. Claire Cross, "Bir Ortaçağ Yorkshire Kütüphanesi", Kuzey Tarihi, 25 (1989):
281-290; tamamlayacak olan M. A. Hicks, "John Nettleton, Henry Saville of
banke ve Byland Manastırı Kütüphanesinde Ortaçağ sonrası Değişiklikler", ay­
nı yazar, 26 (1990): 212-217.
15. C. L. Kingsford, yeri Lord De Lisle & Dudley'in El yazmaları hakkında Ra­
por, 6 cilt (Londra: tarihi El yazmaları Komisyonu, [77], 1925-1966), 1: 307.
16. Bakınız J. P. Carley, ed, Vili. Henry' nin Kütüphaneleri, İngiliz Ortaçağ Kütüp­
hane Katalogları Külliyatı, 7 (Londra: İngiliz Kütüphanesi, 2000), s. xli
17. G. W. Wheeler, ed., Sir Thomas Bodley'in, Bodleian Kütüphanesinin ilk sorum­
lusu Thomas James' e Yazdığı Mektuplar, (Oxford, 1926), s. 47-48, no. 4 1 . Car-
ley tarafından, St Augustine'den yaklaşık 30 kitabın "yıllar içinde [Westmins-
ter'daki kraliyet kütüphanesine] aktığı belirtilmektedir: Vili. Henry'nin Kütüp­
haneleri, s. xli
18. T. Fuller, İngiltere'nin Kilise Tarihi (Londra, 1655), s. 334-335
19. M. E. C. Walcott, "Kapatılma Döneminde Dini Evlerin Envanterleri ve değer­
leri, kamu Sicil Bürosundan", Arkeoloji, 43 (1871): 201-249 (s. 242-243). De­
ğerlendirmeler kuşkusuz iyimserdi; Hatfield Regis (Essex)'deki Benedictine
manastırında, memurlar şöyle kaydetmişti: "Quire'da görevli bir keşişe v s kar­
şılığında satıldı; Keşişlerin kullanımı için bir küme kitap, xij d.", [aynı yazar, s.
243 J
20. T. Wright, ed., Manastırların kapatılması ile ilgili üç bölümlük mektup (Cam­
den Topluluğu, eski seri 26, 1843), s. 269
21. Örneğin, Din Hukuku Doktoru Richard Layton 1535 yılında Bath manastırın­
dan Thomas Cromwall'a şöyle yazmıştı: Canterberies Hikâyelerine uygun olan
mucizelerle ilgili bir kitap alacaksınız. Kütüphanede bulduğum, daha önce hiç
görmediğiniz hayallere ait bir kitap" [Carley, VIII. Henry'nin Kütüphaneleri, s.
xli, Vili. Henry'nin Yabancı ve Yerli Mektupları ve Kağıtları, IX, no. 42'den
alıntı]
22. Yasa 3 ve 4 IV. Edward, yaklaşık 10; Krallığın Yasaları, IV (1819), s. 110-111
(yazım ve noktalama işaretleri modernleştirilmiş)
23. A. H. W. Ingram, "On Altıncı Yüzyılda Evesham ve Civarının Dini Tarihi,
Badsey ve Güney Littleton Kilise Müdürünün Muhasebe Defterlerindeki Kayıt­
ları ile tasvir edilmiş", İngiliz Arkeoloji Birliği Dergisi, 32 (1876): 215-224 (s.
218)
24. Aelred Watkin, Norwich Başpiskoposluğu, ///. Edward zamanında Kilise mal­
larının envanteri, 2 kısım (Norfolk kayıt topluluğu, 19, 1947, 1948), 2, s. cii
25. Ker, "Büyük Britanya'nın Ortaçağ Kütüphaneleri, s. 219-224; Ek, ed. A. G.
Watson (Londra: Kraliyet Tarih Topluluğu, 1987), s. 72-74
26. D. Loades, "1558'den Önce Kitaplar ve İngiliz Yeniden Oluşumu", yeri Yeni­
den Oluşum ve Kitap, ed., Jean-François Gilmont, ed. Ve çeviri Karin Maag
(Aldershot, Hants.: Ashgate, 1998), s. 264-291, s. 285'de.
27. N. R. Ker, "Kitapların sağlanması", yeri J. McConica, ed., Oxford Üniversite­
sinin Tarihi, III: Üniversite Yüksek Okulu (Oxford: Oxford Üniversitesi baskı­
sı, 1986), s. 441-519, s. 463-464'de. Tuhaf bir şekilde Ker şu yorumu yapmak­
tadır: "Bu kitapların, Canterbury'den bir eğitim ortamına gönderilmeselerdi,
daha fazla yaşama şansları olabileceğini düşünmek üzüntü vermektedir".
28. Wright, ed., "Üç Bölüm Mektup", s. 70-72, 71'de.
29. Yatay rafların kullanımına (eğik okuma masaları yerine) ancak 1589 yılında,
Merton Üniversitesinde başlanabilmişti: Ker, "Kitapların sağlanması", s. 441;
s. 457 ile karşılaştırın.
30. Stanley Gillam, Oxford'da İlahiyat Okulu ve Dük Humfrey'in Kütüphanesi
(Oxford: Clarendon matbaası, Bodleian Kütüphanesinin işbirliğiyle, 1988), s.
27-29.
31. Ker, "On Altıncı Yüzyılda Oxford Üniversite Kütüphaneleri", Bodleian Kütüp­
hanesi kayıtları, 6 (1957-1961): 459-513 (s. 483-484); ilavelerle yeniden ba­
sım: Ker, Kitaplar, Koleksiyoncular ve Kütüphaneler, s.379-436 (s. 403-
404'de); ayrıca Ker'in, 1556 yılındaki Oxford Üniversitesi Kütüphaneleri:
1956 yılında düzenlenen fuar kılavuzu (Oxford: Bodleian Kütüphanesi, 1956)'
daki girişine ve katalog kayıtlarına bakınız.
32. Ker, "Kitapların sağlanması", s. 446, n. 3
33. Bildirilerin metni için, bakınız P. L. Hughes ve J. F. Larkin, ed, Tudor Kraliyet
Bildirileri, 3 cilt (New haven ve Londra: Yale Üniversitesi Baskısı, 1964-
1969), 2: no. 422 (13 Haziran 1555), 443 (6 Haziran 1558)
34. Claire Cross, "VIII. Henry'nin Tahta Çıkışından Mary'nin Ölümüne Kadar Ox­
ford ve Tudor Hükümeti", yeri McConica, ed., Oxford Üniversitesinin tarihi,
III: 117-149 (s. 146-147). Ayrıca bakınız C. H. Cooper, Cambridge Tarihi
Olayları, 5 cilt (Cambridge, 1842-1908), 2: 121-128, ziyaretçilerin faaliyetleri
ve her bir kolejin detayları ile.
35. Cambridge kataloglarının basıldığı yer: Peter D. Clarke, ed., Cambridge'in
Üniversite ve Kolej Kütüphaneleri, İngiliz Ortaçağ Kütüphane Katalogları Kül-
liyatı, 10 (Londra: İngiliz Kütüphanesi, 2002); Oxford'unkiler aynı seride ben­
zer bir ciltte basılacaktır.
36. Cooper, Cambridge Tarihi Olayları, 2: 119, 120.
37. Ker, örneğin Melanchthon, Zwingil; Luther ve Pelicanus'un eserlerinin çok
ciltli baskılarının her hangi bir kolej kütüphanesine girdiğine ilişkin kanıt olma­
dığına, ama "orada bulunmadıklarına dair kesin bir şey olmadığına da" dikkat
çekmektedir, "On Altıncı Yüzyılda Oxford Üniversite Kütüphaneleri", s. 493;
yeniden basımda s. 413'de.
38. Ker, "On Altıncı Yüzyılda Oxford Üniversite Kütüphaneleri", s. 474, 475; ye­
niden basımda s. 394, 395
39. Ker, "On Altıncı Yüzyılda Oxford Üniversite Kütüphaneleri", s. 474, 470; ye­
niden basımda s. 394, 390
40. G. F. Warner ve J. P. Gilson, ingiliz Müzesi. Eski Kraliyet ve Kralın Koleksiyo­
nundaki Batı El yazmaları katalogu, 4 cilt (Londra: İngiliz Müzesi vekilleri,
1921), I: xv.
4 1 . "John Leylande'ın İngiliz Eski Eserleri için Yorucu Seyahati ve Araştırması",
yeri: L. T. Smith, ed., John Leland'in Güzergahı, 5 cilt (Londra: George Bell
ve Oğullan, 1906-1910), 2: xxxviii.
42. Carley, "John Leland ve Kapatılma Öncesi İngiliz Kütüphanelerinin İçerikleri:
Lincolnshire", s. 331-333, 354-357; Carley, Vili. Henry'nin Kütüphaneleri, s.
xxxiii-v
43. Yorucu Seyahat ve Araştırması", yeri: L. T. Smith, ed., John Leland'in Güzer­
gahı, 1: xxxviii.
44. ([Londra], 1549); A. W. Pollard ve G. R. Redgrave, Kısa Baslık katalogu....
1475-1640, 2. baskı, 3 cilt, (Londra: Bibliyografi Topluluğu, 1976-1991), no.
15445. uygun bir şekilde yeniden basım olarak mevcut, Leland'm Yeni Yıl He­
diyesi, ed., W. A. Copinger (Manchester: Priory Matbaasında özel olarak basıl­
mış, 1895).
45. Copinger, ed., Leland'ın Yeni Yıl Hediyesi, s. 15, 18.
46. Ayrıca defterlerinden birisinin modern basımına bakınız: Index Britanniae
Scriptorum, ed., R. I. Poole ve Mary bateson (Oxford: Clarendon Matbaası,
1902); Caroline Brett ve P. Carley tarafından yazılan giriş bölümüyle yeniden
basıldı (Cambridge: D. S. Brewer, 1990)
47. R. J. Roberts ve A. G. Watson, ed., John Dee'nin Kütüphane katalogu (Londra:
Bibliyografi Topluluğu, 1990), s. 194-195, yaklaşık 3 (dilekçe) ve s. 5.
48. Danışma Meclisinin emrinin basıldığı yer: J. Bruce ve T. T. Perowne, ed., Can­
terbury Başpiskoposu Din Doktoru Matthew Parker'in Yazışmaları, (Cambrid­
ge: Parker Topluluğu), 1853), s. 327-328.
49. Bakınız, örneğin, R. I. Page, Matthew Parker ve Kitapları, (Kalamazoo, Mic­
higan: Ortaçağ Enstitü Matbaası, 1993).
50. N. L. Ramsay, "Katedral Arşivleri ve Kütüphanesi", yeri P. Collinson, N. L.
Ramsay ve Margaret Sparks, ed., Cantenbury Katedralinin Tarihi, düzeltilmiş
yeniden basım (Cantenbury: Cantenbury Meclisi, 2002): 341-407 (s. 377)
51. Edwin Freshfield, ed., Londra şehrindeki St Christopher le Stocks Bölgesi Ki­
lisesi Yönetim Kurulu Toplantılarının Tutanakları ve Diğer kayıtları (Londra:
özel baskı, 1886), s. 8.
52. Ker, "On Altıncı Yüzyılda Oxford Üniversite Kütüphaneleri", s. 500; yeniden
basımda s. 420.
53. Karşılaştırın, örneğin Richard Sharpe, 1540 Öncesinde Büyük Britanya'nın ve
irlanda'nın Latince yazarlarının El listesi, Ortaçağ Latincesi Dergisi Yayınla­
rı, 1 (fTurnhout:| Brepols, 1947).
54. Bu sorunlar bir yüzyıldan fazla bir zaman önce inandırıcı bir şekilde Richard
Howlett tarafından dile getirilmişti: "Tarihi El yazmalarının Manastırların Ka­
patılmasından sonra Yok Olmaları iddiaları hakkında gözlemler", ingiliz Arke­
oloji Birliği Dergisi, 42 (1886): 263-271.
55. Ker, "El Yazmalarının Göçü", (s. 6; s. 464'de tekrar basım).
56. İngiltere'nin Ortaçağ kurumlarından kalan bütün kitap listeleri ve kataloglar,
Richard Sharpe'ın genel editörlüğü altında, ingiliz Ortaçağ Kütüphane Kata­
logları Külliyatı olarak derlenmektedir.
57. Eski İngilizce'nin yeniden bulunması ile ilgili olarak, bakınız Wright, "Manas­
tır Kütüphanelerinin dağılması ve Anglo-Sakson Araştırmaların Başlaması"
(n.l'de bahsediliyor).
8

Avusturya'da Laikleşme ve Manastır


Kütüphaneleri
Friedrich Buchmayr

İ m p a r a t o r II. J o s e p h z a m a n ı n d a , H a b s b u r g Krallığı t o p r a k l a r ı n d a 1782


ile 1787 yılları a r a s ı n d a , 7 0 0 ' d e n fazla m a n a s t ı r k a p a t ı l m ı ş , r a h i p sayısı,
t a h m i n e n 2 5 . 0 0 0 ' d e n 1 1 . 0 0 0 ' i n a z ü z e r i n e d ü ş m ü ş t ü . 1 Belirgin a ş a m a l a r ­
d a i l e r l e m e k t e o l a n k a p a t m a faaliyetleri ile, b u o l a ğ a n ü s t ü g i r i ş i m , b e r a b e ­
r i n d e ç o k b ü y ü k s a y ı d a kitabın e l d e ğ i ş t i r m e s i n e n e d e n o l m u ş v e A v u s t u r -
y a ' d a k i h e m ö z e l , h e m d e h a l k k ü t ü p h a n e l e r i n i n t a r i h i n d e o l d u k ç a kritik
bir ö n e m e s a h i p o l d u ğ u n u k a n ı t l a m ı ş t ı . B u g ü n ü n h a l k k ü t ü p h a n e l e r i t e m e l
stoklarını, özellikle kapatılan manastır kütüphanelerinin el yazmaları ve
basılı ilk k i t a p l a r ı s a y e s i n d e o l u ş t u r m u ş t u r .
J o s e p h ' i n krallık politikaları ve dini reformları ile ilgili olarak, Elisabeth
K o v â c s ( 1 9 8 0 ) , L u d w i g R a b e r ( 1 9 8 3 ) , K a r l G u t k a s ( 1 9 8 9 ) , R u d o l f C . Blitz
(1989), P . G . M . D i c k s o n ( 1 9 9 3 ) , Floridus R ö h r i g (1989), T . C . W . B l a n n i n g
( 1 9 9 4 ) v e D e r e k B e a l e s ( 1 9 9 7 ) tarafından y a z ı l a n l a r d a dâhil o l m a k üzere,
b i r ç o k m o d e r n a ç ı k l a m a b u l u n m a k t a d ı r . 2 B u araştırmacılar, J o s e p h ' i n m a -
nastır-karşıtı faaliyetlerinin g e n i ş k a p s a m l ı bir tarihini s u n m a k t a d ı r l a r . A n ­
cak, M a n a s t ı r k ü t ü p h a n e l e r i n i n yazgısı b ü y ü k ö l ç ü d e , g e n i ş bir y e l p a z e y e
s a h i p b u tarihin d o ğ a l bir s o n u c u d u r . K ü t ü p h a n e l e r i n dağıtılması v e t a h r i p
e d i l m e s i n e o d a k l a n a n ilk ç a l ı ş m a 1881 yılında, S i m o n L a s c h i t z e r ' i n , ilgili
k r a l i y e t k a r a r l a r ı n ı v e k a n u n l a r ı n ı b i r a r a y a getirip t o p l a m a s ı y l a o r t a y a
ç ı k m ı ş t ı . L a s c h i t z e r a y n ı z a m a n d a , bireysel o l a y l a r a d i k k a t i ç e k e n ilk kişiy­
di. A v u s t u r y a ' n ı n C a r i n t h i a ilinde k a p a t ı l a n m a n a s t ı r k ü t ü p h a n e l e r i n i n ta­
3
rihini t a n ı m l a m ı ş t ı . 1900 y ı l ı n d a b a s ı l a n , M o r a v i a ile Silesia e y a l e t l e r i n d e -
k i m a n a s t ı r k ü t ü p h a n e l e r i ile ilgili i n c e l e m e l e r d ı ş ı n d a , b e n z e r ç a l ı ş m a l a r
4
o r t a y a ç ı k m a k t a g e ç k a l m ı ş t ı r . L a s c h i t z e r ' d e n b i r k a ç n e s i l sonra, T y r o l ' ü n
(1956), Hırvatistan'ın (1970) ve Aşağı Avusturya'nın (1983) kütüphanele­
5
ri hakkında başka uzman açıklamalar yazılmıştı.
B ü t ü n b u ç a l ı ş m a l a r d a , sıklıkla, yetkililerin eski m a n a s t ı r k ü t ü p h a n e l e ­
ri ile i l g i l e n i r k e n g ö s t e r d i k l e r i d i k k a t s i z l i ğ i o k u y o r u z . J o s e p h ' i n yasal ta­
limatları, aslında gerçekten t a m a m e n - veya en azından yeterince dikkat­
l e - faaliyete g e ç i r i l m e m i ş t i . B u r a d a d ü z i n e l e r l e ö r n e k verilebilir, a m a e n
ö n e m l i s i , Yukarı A v u s t u r y a e y a l e t i n d e k i W a l d h a u s e n k ü t ü p h a n e s i y l e ilgi­
lidir. 1147 y ı l ı n d a k u r u l a n b u A u g u s t i n m a n a s t ı r ı , 1 7 8 6 y ı l ı n d a J o s e p h ta­
r a f ı n d a n i d a r e altına a l ı n m ı ş t ı . O yıla ait b i r k ü t ü p h a n e k a t a l o g u , ç o k sayı­
d a k i e l y a z m a s ı d u a k i t a p l a r ı n ı ( ç o ğ u n l u k l a g ü n l ü k d u a v e ilahi kitapları)
s a y m a k s ı z ı n , yaklaşık 2 . 3 0 0 cilt k a y d e t m e k t e d i r . A m a k a p a t ı l a n m a n a s t ı r
k ü t ü p h a n e l e r i n d e n e n değerli kitapları s e ç m e h a k k ı n a s a h i p o l a n H o l b i b -
l i o t h e k , V i y a n a ' d a k i S a r a y K ü t ü p h a n e s i , W a l d h a u s e n ' d e n tek bir e l yaz­
m a s ı y a d a basılı k i t a p a l m a m ı ş t ı . 6 K a n ı t l a r , a r a b a m a s r a f l a r ı n d a n tasarruf
e t m e k a m a c ı y l a k o l e k s i y o n u n bir b ö l ü m ü n ü n V i y a n a ' y a g e t i r i l m e s i n d e n
k a ç ı n ı l m a s ı n a ilişkin r e s m i bir k a r a r a işaret e t m e k t e d i r . B i r s o n r a k i a ş a m a
d a a y n ı d e r e c e d e r u h s u z d u . İdari p r o t o k o l l e r e g ö r e , W a l d h a u s e n k ü t ü p h a ­
nesi, y e n i o l u ş t u r u l a n L i n z h a l k k ü t ü p h a n e s i n e v e r i l e c e k t i . II. J o s e p h 1790
yılında öldüğünde, manastırların kapatılması durdurulmuş, a m a kapatılma
işlemi s ü r m e k t e o l a n l a r ı n b a z ı l a r ı n a d e v a m e d i l m i ş t i v e t a m a m l a n m a l a r ı
u z u n z a m a n a l m ı ş t ı . W a l d h a u s e n ' m r e s m e n k a p a n d ı ğ ı 1792 yılına gelin­
d i ğ i n d e bile, k i t a p l a r h e n ü z L i n z ' e t a ş ı n m a m ı ş t ı . B u n d a n s o n r a k i yıllar b o ­
y u n c a k ü t ü p h a n e k o r u m a s ı z k a l m ı ş v e k o l a y l ı k l a içeri girip ç ı k a n antika­
cıların, k i t a p s e v e n l e r i n , k â ğ ı t i m a l a t ç ı l a r ı n ı n v e d i ğ e r y a ğ m a c ı l a r ı n b a s ­
kınları n e d e n i y l e ciddi k a y ı p l a r y a ş a m ı ş t ı . 1806 yılında, k a p a t ı l d ı k t a n 14
yıl s o n r a , t a n ı n m ı ş tarihçi F r a n z K u r z , W a l d h a ı ı s e n ' ı ziyaret e t m i ş v e kü­
t ü p h a n e y i - d a h a d o ğ r u s u kalıntılarını - h â l â o r a d a b u l d u ğ u için h a y r e t et­
mişti. M a n a s t ı r ı n ı n m ü d ü r ü n e y a z d ı ğ ı m e k t u p t a d u r u m u ü z ü n t ü y l e ş u söz­
lerle b i l d i r m i ş t i :
(4 haziran talihinde, Waldhusen'daki arşiv çalışmalarımı inanılmaz
bir toz içinde tamamladım. [...]. W'aldhausen' daki kütüphane, sanki ora­
da Ruslar yaşamış gibi duruyor: nerdeyse her şey hırpalanmış. Şimdi fa­
relerle, sıçanlar oradalar, kalıntıları yiyorlar. Birçok kişi daha iyi olan

I
şeyleri kendilerine seçtikleri için, kenarda köşede, onuncu ya da on birin­
ci yüzyıla ait, Bedenin ingiliz Tarihi 'ni ve St Augustine' in bir Vita'sını
içeren bir el yazması bulmak tamamen şansa bağlı. Böyle bir kitabı, zaten
yüzlerce kitabı vurmuş olan kaderin eline bırakmak akılsızlık olmaz mıy­
7
dı?

B u g ü n , d a h a ö n c e "VValdhausen m a n a s t ı r k ü t ü p h a n e s i n e ait en fazla 30


el y a z m a s ı n ı n yerini biliyoruz. On tanesi İngiliz K ü t ü p h a n e s i n d e .
I I . J o s e p h v e o n u n k a m u görevlileri b u k a y ı p l a r d a n s o r u m l u t u t u l m a s ı ­
na şaşırmıyoruz. O n u n d ö n e m i n d e değerli manastır el yazmalarını, kitap­
ları ve s a n a t eserlerini kasıtlı o l a r a k t a h r i p ettikleri, y a y g ı n ve t e k r a r l a n a n
bir klişe h a l i n e g e l m i ş t i . S o n u ç o l a r a k , d a h a ö n c e k i b i r ç o k a ç ı k l a m a y a
d a m g a s ı n ı v u r a n , d u y g u l a r l a y ü k l e n m i ş ö n y a r g ı l a r d a n k a ç ı n m a k için, ger­
ç e k t e n d e d o ğ r u l a n a b i l i r k a n ı t l a r a bağlı k a l m a k z o r u n d a y ı z . K r a l i y e t d ü ­
ş ü n c e s i ile faaliyeti a r a s ı n d a a y ı r ı m y a p m a k o n u s u n d a ç o k dikkatli o l m a k
gerekir.
B u ç a l ı ş m a , ö n c e , m a n a s t ı r k ü t ü p h a n e l e r i ile ilgili y a s a l a r a o d a k l a n a ­
rak, " J o s e p h ( i n i z m ) " d ö n e m i n d e m a n a s t ı r l a r ı n k a p a t ı l m a s ı n d a k u l l a n ı l a n
prosedürü değerlendirecektir. Bundan sonra, Saray Kâtibi, Saray Kütüp­
h a n e s i , e y a l e t y ö n e t i m l e r i v e ü n i v e r s i t e k ü t ü p h a n e l e r i gibi farklı k u r u m l a r
t a r a f ı n d a n o y n a n a n roller h a k k ı n d a bir fikir sahibi o l m a k a m a c ı y l a b i r k a ç
tipik bireysel o l a y i n c e l e n e c e k t i r . J o s e p h ' i n H ü k ü m d a r l ı ğ ı d ö n e m i n d e ,
manastır kitaplarında oluşan kayıplar hakkında yaklaşık rakamlar vermek
8
de m ü m k ü n olabilir.
H e r şey 12 O c a k 1782 t a r i h i n d e bir krallık kararı ile b a ş l a d ı . II J o s e p h ,
k e n d i s i n i dini yaşantı d ü ş ü n c e s i n e a d a n m ı ş b ü t ü n m a n a s t ı r l a r ı n v e m a l i sı­
kıntı i ç i n d e o l d u k l a r ı b e l i r l e n e n d i ğ e r b i r k a ç t a n e s i n i n k a p a t ı l m a s ı n ı e m ­
retti. V o l t a i r e felsefesinden y o l a ç ı k a r a k , J o s e p h , dini d ü ş ü n c e d ü z e n i n e
bağlı k e ş i ş l e r e v e r a h i b e l e r e karşı h a s m a n e tavırlar b e s l i y o r d u . İ m p a r a t o r
o n l a r ı , k ö r ü k ö r ü n e batıl i n a n ç l a r a b a ğ l a n m ı ş v e kilise h i y e r a r ş i s i n e sada­
kat y e m i n l e r i y l e idare e d i l e n p a r a z i t l e r v e t e m b e l sosyal u n s u r l a r o l a r a k
g ö r ü y o r d u . 2 3 M a y ı s 1783 t a r i h i n d e b a ş l a y a n ikinci a ş a m a d a , b ö l g e pa­
p a z l a r ı v e g e n ç l e r i n e ğ i t i l m e s i v e y a h a s t a l a r a b a k ı l m a s ı gibi belirli d i ğ e r
h i z m e t l e r i s a ğ l a m a k a p a s i t e l e r i ile ilgili o l a r a k , d i ğ e r b ü t ü n m a n a s t ı r l a r ele
a l ı n m ı ş t ı . Bu ikinci ve k a p s a m l ı m a n a s t ı r - k a r ş ı t ı faaliyeti, 1787 y ı l ı n a ka­
d a r s ü r e n g e r ç e k bir " K l o s t e r s t u r m * " d u . 7 ( ) 0 ' d e n fazla m a n a s t ı r kapatıl­
m ı ş v e b u n d a n b ü t ü n t a r i k a t l a r e t k i l e n m i ş t i . II. J o s e p h 1791 yılı için ü ç ü n ­
cü bir k a p a t m a dalgası planlıyordu. İmparator 4 4 9 manastır d a h a kapat­
m a k i s t i y o r d u . A m a 1790 y ı l ı n d a k i ö l ü m ü b u n i y e t i n e ket v u r d u . 9
M a n a s t ı r k ü t ü p h a n e l e r i n d e u y g u l a n a n p r o s e d ü r , farklı a ş a m a l a r d a h e -
m e n h e m e n a y n ı y d ı . H e r ilde, k a p a t ı l m a l a r ı i n c e l e m e k ü z e r e t e m s i l c i l e r
atanmıştı.
Bunlar, manastır kütüphanelerini kapatmakla, a m a aynı zamanda kitap­
ların g ö t ü r ü l m e l e r i n i e n g e l l e m e k a m a c ı y l a onları m ü h ü r l e m e k l e d e g ö r e v ­
l e n d i r i l m i ş l e r d i . J o s e p h ' i n k a r a r ı n d a n s a d e c e b i r k a ç g ü n sonra, S a r a y K ü ­
t ü p h a n e s i n i n ( b u g ü n k ü U l u s a l K ü t ü p h a n e ) m ü d ü r ü Gottfried van S w i e t e n ,
k a p a t ı l a n m a n a s t ı r k ü t ü p h a n e l e r i n i n O r t a ç a ğ el y a z m a l a r ı ve basılı ilk ki­
t a p l a r ı n a b ü y ü k ilgi g ö s t e r m i ş t i . S o n u ç olarak, k a p a t m a ile görevli t e m s i l ­
cilerine, h e r k ü t ü p h a n e n i n k a t a l o g l a r ı n ı n , i m p a r a t o r u n k i t a p l a r ı n ilk s e ç i m
h a k k ı n ı verdiği S a r a y K ü t ü p h a n e s i n e g ö n d e r i l m e s i e m r e d i l m i ş t i . M a n a s t ı r
k ü t ü p h a n e s i k a t a l o g u n u n eksik o l d u ğ u y a d a var o l m a d ı ğ ı d u r u m l a r d a ,
t e m s i l c i l e r i n birer t a n e o l u ş t u r m a l a r ı s ö y l e n m i ş t i .
İ m p a r a t o r l u k k a r a r ı n d a n b i r k a ç a y sonra, t e m s i l c i l e r i n ç o ğ u n u n O r t a ­
ç a ğ el y a z m a l a r ı n ı ve ilk baskıları o k u y a m a d ı k l a r ı ve bu n e d e n l e el y a z ­
m a l a r ı ile basılı ilk kitapları k a t a l o g l a y a m a d ı k l a r ı o r t a y a ç ı k m ı ş t ı . K ü t ü p ­
hane envanterlerinin derlenmesi girişiminde bulunulduğu durumlarda,
b u n l a r ı n ç o ğ u d a ğ ı n ı k , hatalı v e işe y a r a m a z d u r u m d a y d ı . B u e n v a n t e r l e r ­
d e n s a d e c e b i r k a ç tanesi k u r t u l m u ş t u . Ç o ğ u d a d a h a sonraki yılların tari­
hini t a ş ı y o r d u . U n t e r r a n n a ' d a (Aşağı A v u s t u r y a ' d a , 1783) b u l u n a n m a ­
nastır k ü t ü p h a n e s i n i n e n v a n t e r i ş ö y l e y a z m a k t a d ı r : " I n d e r B i b l i o t h e k : b e -
findetsich ein V o r r a t v o n beiläufig 4 . 0 0 0 S t ü c k B ü c h e r , w o r u n t e r sehr vie­
le k l e i n e , s ä m t l i c h a b e r m e i s t alte P r e d i g e r und A s z e t e n , übel k o n d i z i o n i -
ert, o h n e K a t a l o g und o h n e O r d n u n g (kütüphanenin stokunda, birçok kü­
çükler de dâhil, yaklaşık 4.000 kitap bulunmaktadır. Çoğu vaizler ve za­
hitler [tarafından yazılan], kötü durumda, kataloglanmamış ve düzensiz
eski kitaplardır)''! W a i d h o f e n ' d a ( y i n e A ş a ğ ı A v u s t u r y a ' d a , 1784) b u l u n a n
C a p u c h i n M a n a s t ı r ı n d a n şunları ö ğ r e n i y o r u z : "İn der Bibliothek: darin­
nen befinden sich 16 theils groe theils kleine Bücherstellen ... in weichen
beylaufig 600-700 Bande Bücher verschiedener Größe und Gattungen
vorhanden sind (kütüphanede, yaklaşık 600 ile 700 arasında farklı ebatta
ve türde kitap içeren, büyüklü küçüklü 16 adet kitaplık bulunmaktadır).?10
Bu tür e n v a n t e r l e r i n pek faydası o l m u y o r d u . İşe y a r a m a z l ı k l a r ı d o ğ r u ­
d a n , II. J o s e p h ' i n 5 M a y ı s 1782 tarihli, b ü t ü n m a n a s t ı r k ü t ü p h a n e l e r i n i n
b u l u n d u k l a r ı e y a l e t l e r i n b a ş k e n t i n d e b u l u n a n ü n i v e r s i t e (ya d a l i s e ) 1 1 kü-

1 I Uli
t ü p h a n e l e r i n e g ö n d e r i l m e s i e m r i n e yol a ç m ı ş t ı . L i s e k ü t ü p h a n e c i l e r i n e ay­
rıca, bir k a t a l o g o l u ş t u r m a l a r ı v e s o n r a d a S a r a y K ü t ü p h a n e s i n e g ö n d e r ­
m e l e r i e m r e d i l m i ş t i . D a h a d a r e s m i y e t k a z a n d ı r a n 2 3 E y l ü l 1782 tarihli bir
f e r m a n ile, II. J o s e p h k a p a t ı l a n b ü t ü n m a n a s t ı r k ü t ü p h a n e l e r i n i n içerikle­
rinin - S a r a y K ü t ü p h a n e s i t a r a f ı n d a n s e ç i l e n k i t a p l a r ve el y a z m a l a r ı dı­
ş ı n d a - b u l u n d u k l a r ı ilin ü n i v e r s i t e (ya da lise) k ü t ü p h a n e l e r i n i n m a l ı ol­
m a s ı n a k a r a r v e r m i ş t i . A y n ı o l a n l a r , y e n i k i t a p satın a l ı n m a s ı a m a c ı y l a pa­
r a t o p l a n m a s ı için, m e z a t l a satılacaktı.
Y a s a l a r ı n b o l l u ğ u 1 2 açık b i r ş e k i l d e , M e c l i s B a ş k a n l ı ğ ı n ı n m a n a s t ı r kü­
tüphanelerinin kapatılmasının öneminin farkında olduğunu göstermekte­
dir. A n c a k 1786 y ı l ı n d a II. J o s e p h ' i n m e m u r l a r ı , m a n a s t ı r k ü t ü p h a n e l e r i ­
nin b ü y ü k bir b ö l ü m ü n ü n k a d e r i n e , i l ü n i v e r s i t e k ü t ü p h a n e c i l e r i n i n k a r a r
v e r m e s i n i a y a r l a m ı ş t ı . K ü t ü p h a n e c i l e r e , s a d e c e çift olan k i t a p l a r ı n değil,
ü n i v e r s i t e d e r s l e r i n e yararı o l m a d ı ğ ı , ö n e m s i z o l d u ğ u d ü ş ü n ü l e n kitapla­
rın, "alte Ausgaben aus dem 15. Jahnhundert ( o n b e ş i n c i y ü z y ı l d a n k a l a n
eski b a s k ı l a r - v e y a , b a ş k a bir d e y i ş l e , b ü t ü n basılı ilk k i t a p l a r ı n ) ? "bloß
Phantasie oder Gelehrtenluxus zur Schau [tragen] (sadece hayali ya da
k i ş i y e özel e ğ i t i m s e r g i l e m e k a m a c ı n ı t a ş ı y a n ) ? m e z a t l a s a t ı l m a s ı söylen­
mişti.
Maalesef, 1786 yılında üniversite k ü t ü p h a n e c i l e r i n e aynı z a m a n d a , m a ­
nastır k ü t ü p h a n e l e r i n i n b ü t ü n kısımlarını, d a h a sonra bunları kağıt fabrika­
larına g ö n d e r e c e k ve h a m u r h a l i n e getirecek olan kağıt i m a l a t ç ı l a r ı n a sata­
rak tahrip etmeleri d e emredilmişti: "der ganze Wust unbrauchbarer Gebets­
und Andachtsbücher, Legenden und übrigen theologischen Ungereimthei­
ten [savaş] ohne Weiteres in die Stampfe zu geben ( İ ş e y a r a m a y a n d u a ki­
tapları, r u h a n i rehberler, d e s t a n l a r ve d i ğ e r teolojik s a ç m a l ı k l a r d a n o l u ş a n
ö b e k d e r h a l h a m u r h a l i n e g e t i r i l e c e k t i r ) . ? 1 3 B u yollarla üniversite k ü t ü p h a ­
necileri, g e ç m i ş i n basılı m i r a s ı n ı s o r u ş t u r a n a m a , bir y a n d a n d a " k a d e m e l i
rasyonellik ve f a y d a " b u ğ d a y ı n ı , " d i n i h u r a f e l e r " s a m a n ı n d a n a y ı r a n aydın­
lanma ideolojisinin y a r d ı m c ı l a r ı ve infazcıları h a l i n e gelmişti.
S a r a y K ü t ü p h a n e s i n i n s e ç i m listesi açık bir şekilde, m ü d ü r v a n S w i e -
l e n ' i n , ( W a l d h a u s e n ' d e n farklı o l a r a k ) r e s m i o l a r a k d i k k a t i ç e k e n m a n a s ­
tır k ü t ü p h a n e l e r i n d e n g e n e l l i k l e e n d e ğ e r l i e l y a z m a l a r ı n ı (ve b i r k a ç ilk
basılı k i t a b ı ) a l d ı ğ ı n ı g ö s t e r m e k t e d i r . S a r a y K ü t ü p h a n e s i t a r a f ı n d a n a l ı n a n

IKI
t o p l a m k i t a p sayısını b i l m i y o r u z . N e y a z ı k ki, S a r a y K ü t ü p h a n e s i n i n fır­
satı d e ğ e r l e n d i r m e y i b i l m e y i p , el y a z m a s ı k i t a p , ilk ya da eski basılı k i t a p ­
l a r d a n bir t a n e d a h i s e ç m e d i ğ i k e s i n l i k l e bir ç o k m a n a s t ı r b u l u n m a k t a d ı r .
Bütün Moravia eyaletinde, örneğin, Saray Kütüphanesi, toplam 96.000
m a n a s t ı r k i t a b ı n d a n s a d e c e 2 4 e l y a z m a s ı k i t a p v e 120 eski b a s ı m k i t a p al­
mıştı.14 Yaklaşık 30 manastırın kapatıldığı ve Lepoglava'daki en büyük
k ü t ü p h a n e s i n d e 5 . 0 0 0 cilt c i v a r ı n d a k i t a p b u l u n a n H ı r v a t i s t a n ' d a d u ­
rum daha da kötüydü. Saray Kütüphanesi, anlaşılan bütün el yazması
kitapları ihmal ederek, bütün H ı r v a t i s t a n ' d a n s a d e c e tek bir eski b a s ı m
kitap seçmişti: A u g u s t i n e tarafından yazılan ve 1472 yılında basılan bir
15
Confessionale*.
S a r a y K ü t ü p h a n e s i ilk s e ç i m l e r i n i y a p m a k ü z e r e m a n a s t ı r k ü t ü p h a n e ­
lerinin k a t a l o g l a r ı n a b a k t ı ğ ı n d a , akıllarını her z a m a n işlerine v e r m e m i ş gi­
bi görünmektedir. Örneğin, Schnals'deki ( G ü n e y T y r o l ' d e , şimdi İtalya)
K a r t u s i a M a n a s t ı r ı n ı n k a t a l o g l a r ı n d a n birini i n c e l e r k e n , k ü t ü p h a n e c i l e r ­
d e n biri, 3 3 5 c i v a r ı n d a cilt i ç e r e n , e l y a z m a l a r ı n ı n b u l u n d u ğ u k ı s m ı t a m a ­
m e n g ö z d e n k a ç ı r m ı ş t ı . K a t a l o g , kitapları A ' d a n G ' y e k a d a r b e ş k a t e g o r i ­
ye a y ı r ı y o r d u ve el y a z m a l a r ı n ı ( E ) basılı k i t a p l a r a r a s ı n d a listeliyordu.
A ç ı k ç a , M e c l i s K ü t ü p h a n e c i s i g ö z l e r i n i s a d e c e A g r u b u n a (ilk basılan ki­
taplar) d i k m i ş t i . 136 eski b a s ı m kitabı " H " ( " H o f b i b l i o t h e k " , S a r a y K ü ­
t ü p h a n e s i ) k ı s a l t m a s ı ile i ş a r e t l e m i ş , k a t a l o g u n geri k a l a n ı n ı i h m a l e t m i ş ­
ti. I n n s b r u c k L i s e K ü t ü p h a n e s i n d e k i k ü t ü p h a n e c i h a t a y ı h e m e n fark et­
mişti. A n c a k , olayı r a p o r e t m e g i r i ş i m i n d e b u l u n m a k y e r i n e , s e s s i z c e b ü ­
t ü n e l y a z m a s ı s t o k u n a k e n d i k ü t ü p h a n e s i için e l k o y m u ş t u . D a h a s o n r a d a
ü ç t e birini s a t m ı ş t ı . 1 6
Y i n e d e , b u tarihi olayları s a d e c e b e c e r i k s i z l i k v e b a ş ı b o ş l u k o l a r a k d e ­
ğ e r l e n d i r m e k y a n l ı ş o l u r d u . N e d e olsa, e s a s ı n d a k a r m a ş ı k v e d ü z e n s i z b i r
ulusal g ö r e v ü s t l e n m e olayı o l a n , birçok s o r u m l u v e d i k k a t l i u y g u l a m a ör­
neği d e b u l u n u y o r d u . Yukarı A v u s t u r y a e y a l e t i n d e b u l u n a n v e 7 4 8 yılın­
d a k u r u l m u ş o l a n M o n d s e e B e n e d i c t i n e M a n a s t ı r ı , II. J o s e p h ' i n ö l ü m ü n ­
d e n k ı s a bir s ü r e s o n r a 1791 y ı l ı n d a k a p a t ı l m ı ş t ı . K ü t ü p h a n e d e k i d e ğ e r l i e l
y a z m a s ı k i t a p l a r 1792 yılında, 3 5 s a n d ı k v e 2 2 v a r i l e d o l d u r u l a r a k Viya-

Confessionale: günah çıkarma hücresi, itirafla ilgili [ç.n.]


n a ' y a n a k l e d i l m i ş t i . S a r a y K ü t ü p h a n e s i eski b a s ı m k i t a p l a r d a n s a d e c e ye­
di tanesini alıkoymasına rağmen, 663 el yazmasının t a m a m ı n ı tutmuştu.
Yine d e , n a k l i y e s ı r a s ı n d a b i r ç o k e l y a z m a s ı k i t a p k a y b o l m u ş t u . S e k i z i n ­
c i y ü z y ı l d a n k a l a n , B a v y e r a D ü k ü II. T a s s i l o ' n u n m e ş h u r ilahi kitabı, Vi-
y a n a ' y a h i ç b i r z a m a n u l a ş a m a y a n k i t a p l a r d a n biriydi. E n s o n u n d a M o n t -
pellier Ü n i v e r s i t e s i K ü t ü p h a n e s i n e u l a ş m ı ş t ı . M o n d s e e k ü t ü p h a n e s i n i n di­
ğer kitapları 1796 yılında, açık a r t ı r m a y l a s a t ı l m a k ü z e r e , 3 3 s a n d ı ğ a d o l ­
durularak Viyana'ya nakledilmişti.17
Ü n i v e r s i t e ( v e y a lise) k ü t ü p h a n e l e r i n e d e k a p a t ı l a n m a n a s t ı r k ü t ü p h a ­
n e l e r i n d e n b i r ç o k k i t a p v e r i l m i ş t i . A n c a k , kesin r a k a m l a r b u l u n m a m a k t a ­
dır. S a d e c e t a h m i n l e r s u n a b i l i r i z . T y r o l ' d e , I n n s b r u c k Lise K ü t ü p h a n e s i ­
nin, 4 0 . 0 0 0 kitaptan y a k l a ş ı k 8.000 adet seçtiği d ü ş ü n ü l m e k t e d i r . 1 8 D i ğ e r
bir d e y i ş l e , o eyaletin m a n a s t ı r k i t a p l a r ı n ı n beşte d ö r d ü ya m e z a t l a satıl­
m ı ş y a d a h a m u r h a l i n e g e l m i ş t i . M o r a v i a v e Silesia e y a l e t l e r i n d e , O l m ü t z
Lise K ü t ü p h a n e s i n d e ( O l o m o u c , ş i m d i Ç e k C u m h u r i y e t i n d e ) 9 6 . 0 0 0 cil­
din 2 4 . 0 0 0 ' i n i , y a d a b ü t ü n kitapların y a k l a ş ı k d ö r t t e birini a l ı k o y m u ş t u . 1 9
H ı r v a t i s t a n ' d a , b ü t ü n m a n a s t ı r k i t a p l a r ı n ı n d ı ş a r ı y a , P e s t ' d e k i ( ş i m d i Bu­
dapeşte, Macaristan'ın parçası) Üniversite Kütüphanesine gönderilmesi
g e r e k m i ş t i . 1779 y ı l ı n d a i m p a r a t o r i ç e M a r i a T h e r e s i a , H ı r v a t i s t a n ' ı n idari
özerkliğine son vermiş ve eyaleti Macaristan Hükümetine sunmuştu.
Pest'teki kütüphaneciler, bütün Hırvatistan'da kapatılan en büyük m a n a s ­
tır k ü t ü p h a n e s i o l a n L e p o g l a v a ' d a k i 5.000 kitabın 1.552'sini a l ı r k e n ,
Remete'deki 2.200 cildin sadece 160'ını, Svetice'deki 1.200 kitabın
146'sını ve N o v i ' d e k i 1.000 cildin 169 t a n e s i n i a l m ı ş l a r d ı . 2 0
N e d e n b u k a d a r a z kitabın a l ı k o n u l d u ğ u belli değildir. Belki d e y e r sı­
kıntısı ü n i v e r s i t e k ü t ü p h a n e l e r i n i n d a h a fazla k i t a p a l m a l a r ı n a e n g e l ol­
m u ş t u . B u k ü t ü p h a n e l e r d e aynı z a m a n d a kısıtlı s a y ı d a e l e m a n b u l u n u y o r ­
d u v e " ç a l ı ş m a s a a t l e r i " ç o k sınırlıydı. B i r ç o k d u r u m d a , k ü t ü p h a n e c i l e r
m u h t e m e l e n eski m a n a s t ı r k i t a p l a r ı n ı n g e r e k s i z v e g ü n c e l l i ğ i n i y i t i r m i ş
o l d u ğ u n u d ü ş ü n m ü ş t ü . W a l d h a u s e n ö r n e ğ i , üniversite k ü t ü p h a n e c i l e r i n i n
ç o ğ u k e z m a n a s t ı r k ü t ü p h a n e l e r i n d e n g e l e n kitaplara karşı t a m a m e n ilgi­
siz o l d u k l a r ı n ı v e o n l a r d a n e n kısa z a m a n d a k u r t u l m a y a çalıştıklarını d ü ­
ş ü n d ü r m e k t e d i r . B o z e n ' d e k i ( G ü n e y T y r o l ' d e , ş i m d i İtalya) D o m i n i k M a ­
nastırı 1 7 8 5 y ı l ı n d a k a p a t ı l m ı ş t ı ve o z a m a n 3 0 0 ilk b a s k ı k i t a p içeriyor-
d u , a m a I n n s b r u c k L i s e K ü t ü p h a n e s i b u n l a r ı n s a d e c e 2 4 tanesi ile ilgilen­
mişti. T o p l a m d a , 6.400 kitaptan 3 5 5 ' i I n n s b r u c k ' a gelmişti. Geriye kalan
2 7 6 ilk b a s k ı k i t a p ile 6 . 0 0 0 basılı k i t a p , k i t a p l a r v e k i t a p l ı k l a r için t o p l a m
6 0 0 G u l d e n ö d e y e n bir t a v e r n a s a h i b i n e satılmıştı. B u o l a ğ a n ü s t ü y ü k s e k
b i r fiyattı - bir ü n i v e r s i t e p r o f e s ö r ü n ü n bir yıllık m a a ş ı n a e ş d e ğ e r d i . Ne
y a z ı k ki, m a l sahibi b u " d e ğ e r s i z eski k i t a p l a r ı " s a d e c e k i t a p h a m u r u ola­
rak d e ğ e r l e r i i ç i n satın a l m ı ş t ı . T a m a m ı t a h r i p e d i l m i ş t i . 2 1
S e v i n d i r i c i bir ş e k i l d e , m a n a s t ı r k i t a p l a r ı n ı n m e z a t l a r ı g e n e l d e iyi or­
g a n i z e e d i l m i ş gibi g ö r ü n ü y o r . T ü m A v r u p a ' d a k i K ü t ü p h a n e l e r e v e k i t a p ­
s e v e r l e r e ( P a r i s ' t e n P e t e s b u r g ' a , N a p o l i ' d e n S t o c k h o l m ' e ) basılı k a t a l o g ­
lar g ö n d e r i l m i ş t i . B u m e z a t l a r d a n e l d e e d i l e n gelirler b ü t ü n b e k l e n t i l e r i
aşmıştı. Sadece Aşağı Avusturya eyaletinde manastır kütüphanelerinden
g e l e n k i t a p l a r için 1787 ve 1787 y ı l l a r ı n d a y a p ı l a n üç a ç ı k a r t ı r m a y a k l a ­
şık 3 0 . 0 0 0 G u l d e n g e t i r m i ş t i . 2 2 A n c a k k a n ı t l a r s o r u n l u o l m a y ı s ü r d ü r m e k ­
tedir. S a d e c e b i r k a ç t a n e basılı k a t a l o g b u g ü n l e r e g e l m i ş t i r . A m a bir t a n e ­
si özellikle çok yardımcı olmuştur. Innsbruck'taki Üniversite K ü t ü p h a n e ­
s i n d e t u t u l a n bir k a t a l o g u n k o p y a s ı , l i s t e l e n e n 2 . 7 0 0 k i t a b ı n h e m t a h m i n i
h e m d e g e r ç e k l e ş e n fiyatlarını k a y d e d e n bir k ü t ü p h a n e c i t a r a f ı n d a n işaret­
lenmişti. Y a p ı l a n k a r ş ı l a ş t ı r m a , k i t a p l a r ı n ı n ç o ğ u n u n a s l ı n d a b i r e r alıcı
b u l d u ğ u n u v e b u n l a r ı n ç o k d a a z o l m a y a n m i k t a r ı n ı n , t a h m i n i fiyatın ç o k
ü z e r i n d e ücret ö d e d i ğ i n i g ö s t e r m e k t e d i r . 2 3
T a ş ı m a ü c r e t l e r i n d e n tasarruf e t m e k için, b i r ç o k k ü ç ü k m a n a s t ı r k ü t ü p ­
h a n e s i a s l ı n d a h i ç b i r z a m a n ilgili ü n i v e r s i t e k ü t ü p h a n e s i n e n a k l e d i l m e m i ş ,
o n u n y e r i n e , m a n a s t ı r d a açık a r t ı r m a ile satılmıştı. B u d u r u m k a y ı p k ü t ü p ­
h a n e l e r h a k k ı n d a bazı ö z e l l i k l e s ü s l e n m i ş e f s a n e l e r e yol a ç m ı ş t ı . A ş a ğ ı
Avusturya eyaletinde bulunan Ardagger Manastırı 1786 y ı l ı n d a k a p a t ı l ­
m ı ş t ı . Şifahi g e l e n e k l e r e g ö r e , b ü t ü n kitaplar bir h e n d e ğ e a t ı l m ı ş , y a k ı n d a ­
k i S e i t e n s t e t t e n M a n a s t ı r ı n ı n k ü t ü p h a n e c i s i tarafından b u l u n a r a k k u r t a r ı l ­
m ı ş l a r d ı . A n c a k d a h a fazla i n c e l e m e y a p ı l d ı ğ ı n d a b u h i k â y e n i n , m a n a s t ı r ­
ların k a p a t ı l m a s ı etrafında b ü y ü y e n sayısız k u r g u l a r d a n biri o l d u ğ u a n l a ­
şılmıştır. Krallık y ö n e r g e l e r i ile ilgili k u r t u l m u ş r e s m i kayıtlar, t o p l a m 5 8 2
cilt o l d u ğ u s ö y l e n e n kitapların k e s i n o l a r a k ilk o l a r a k k a t a l o g l a n a n l a r ol­
d u k l a r ı n ı a ç ı ğ a ç ı k a r m a k t a d ı r . B u g ü n e k a l a n listeler, k ü t ü p h a n e n i n , içle­
r i n d e e n eskisi o n birinci y ü z y ı l d a n k a l a n e n a z 4 2 O r t a Ç a ğ e l y a z m a s ı ile
9 4 ilk b a s ı m k i t a p içerdiğini g ö s t e r m e k t e d i r . S a r a y K ü t ü p h a n e s i b u n l a r ı n
a r a s ı n d a n tek bir kitap bile a l m a m ı ş t ı . V i y a n a Ü n i v e r s i t e s i K ü t ü p h a n e s i d e
b u kitapları " i ş e y a r a m a z " o l a r a k d e ğ e r l e n d i r m i ş t i . N a k l i y e d e n t a s a r r u f et­
m e k için m a n a s t ı r d a bir açık a r t ı r m a d ü z e n l e n m e s i e m r e d i l m i ş t i . A ç ı k ar­
tırmaya sokulamayacak kadar değersiz oldukları düşünülenler, bunları pa­
ket kâğıdı o l a r a k k u l l a n a n bir p e y n i r ü r e t i c i s i n e teklif e d i l m i ş t i . K ü t ü p h a ­
n e n i n , e n a z 4 2 O r t a ç a ğ e l y a z m a s ı k i t a p t a n o l u ş a n geri k a l a n ı , 2 0 A ğ u s ­
tos 1 7 8 6 t a r i h i n d e ç e k i ç altına g i t m i ş t i . S a t ı ş başarılı o l m a m ı ş t ı . S a d e c e iki
p o t a n s i y e l alıcı o r t a y a ç ı k m ı ş t ı , bir r a h i p v e y a k ı n d a b u l u n a n S e i t e n s t e t t e n
Manastırının kütüphanecisi. Artırma 20 Guldenle başlamış ve kütüphane­
c i s o n u ç o l a r a k b ü t ü n k ü t ü p h a n e y i 2 7 G u l d e n e satın a l m a y ı b a ş a r m ı ş t ı . B u
m i k t a r , bir g r a m e r o k u l u ö ğ r e t m e n i n i n bir aylık m a a ş ı y d ı - b a ş k a bir d e ­
yişle, g ü l ü n ç d e r e c e d e d ü ş ü k bir fiyattı. B i r k a ç a y sonra, k ü t ü p h a n e c i 9 4
ilk b a s ı m k i t a p l a r ı n d a n bir t a n e s i n i n k o p y a s ı n ı n , 1473 y ı l ı n d a basılan
Epistolae Petrarchae'nin, b a ş k a bir m e z a t t a 11 G u l d e n e satıldığını ö ğ r e ­
nince çok m e m n u n o l m u ş t u . 2 4
Manastırların kapatılması işleminin yürütülmesi doğrudan eyalet yöne­
timlerinin sorumluluğu altındaydı. Meclis Başkanı, Eyalet yönetimlerini
işlerini ç a b u k v e e k p e r s o n e l y a r d ı m ı o l m a k s ı z ı n y a p m a y a z o r l u y o r , za­
m a n v e p a r a k a z a n m a l a r ı k o n u s u n d a sürekli baskı a l t ı n d a t u t u y o r d u . K ü ­
t ü p h a n e s a t ı ş l a r ı n d a n belirli gelir t a h m i n l e r i ve beklentileri net o l m a s a bi­
le, 1786 ve 1787 y ı l l a r ı n d a k i ilk açık a r t ı r m a l a r d a k i b e k l e n m e d i k y ü k s e k
gelir s ü r d ü r ü l e m e m i ş t i . K a p a t ı l a n m a n a s t ı r sayısı arttıkça, eski kitap kay­
nak fazlalığı da aynı ş e k i l d e artmıştı ve b e d a v a fiyatlar bile ilgi u y a n d ı r ­
m a y ı b a ş a r a m a m ı ş t ı . B i r ç o k k ü ç ü k k a s a b a d a felsefe v e teoloji k i t a p l a r ı n a
alıcı b u l m a k m ü m k ü n o l m a m ı ş t ı . S o n u ç o l a r a k , üniversite k ü t ü p h a n e l e r i ,
haklı bir ş e k i l d e , ç o k p a h a l ı o l d u ğ u n u iddia e d e r e k , k a t a l o g l a m a v e a ç ı k
a r t ı r m a işlemlerini y a p m a y ı r e d d e t m e y e b a ş l a m ı ş t ı . Kitapları in situ* atık
kâğıt fiyatına s a t m a k , e k o n o m i k o l a r a k d a h a m a n t ı k l ı y d ı . T e k s e ç e n e k ,
v i c d a n s ı z özel a n l a ş m a l a r gibi g ö r ü n ü y o r d u .
Yukarı Avusturya eyaletinde bulunan Steyr'deki Dominik Kütüphane­
si, A r d a g g e r K ü t ü p h a n e s i n e b e n z e r bir y a z g ı y a m a r u z k a l m ı ş t ı . 1785 yı-
lında kapatılmasından sonra, ne Saray Kütüphanesi ne de Linz Halk Kü­
t ü p h a n e s i k i t a p l a r a ilgi g ö s t e r m e m i ş t i . K a s p a r S c h i e f e r a d ı n d a biri, b ü t ü n
k ü t ü p h a n e y i 161 G u l d e n e satın a l m ı ş t ı , A r d a g g e r K ü t ü p h a n e s i için v e r i l e n
2 7 G u l d e n l e k a r ş ı l a ş t ı r ı n c a y ü k s e k bir fiyat. D o m i n i k l i l e r , açık a r t ı r m a ya­
p ı l m a d ı ğ ı için b u satışa itiraz e t m i ş l e r d i . S a r a y K a t i b i n e y a z d ı k l a r ı m e k ­
t u p t a , bir k ö y l ü n ü n bile d a h a fazla teklif e d e c e ğ i n i , k e n d i l e r i n i n d e b u tek­
liften d a h a y ü k s e k fiyat teklif e d e b i l e c e k l e r i n i y a z m ı ş l a r d ı . S a r a y K â t i b i
g e r ç e k t e n d e e y a l e t y ö n e t i m i n i a z a r l a m ı ş t ı . A m a k i t a p l a r S c h i e f e r ' d a kal­
m ı ş v e o n u n t a r a f ı n d a n h a m u r h a l i n e getirilmişti. K r a l i y e t H ü k ü m e t i bir
mektupla bu hareketi mazur göstermişti. Dominik Kütüphanesindeki ko­
l e k s i y o n ç o k k ö t ü d u r u m d a y d ı v e o r a d a b u l u n a n m e m u r l a r tek bir b a k ı ş ı n
t a m o l a r a k yeterli o l d u ğ u n u d ü ş ü n m ü ş l e r d i . K a t a l o g l a m a işlemi yazıcıla­
rın y e v m i y e l e r i n e d e ğ m e y e c e k t i . 2 5 K r e m s ' d e k i D o m i n i k K ü t ü p h a n e s i d e
a y n ı y a z g ı y ı p a y l a ş m ı ş t ı . H ü k ü m e t yetkilisi K ü t ü p h a n e y i açık a r t ı r m a ile
s a t m a k y e r i n e gizlice, bunları h a m u r h a l i n e getiren bir kâğıt i m a l a t ç ı s ı n a
s a t m ı ş t ı . S t y r i a e y a l e t i n d e , G r a z Lise K ü t ü p h a n e s i y a k l a ş ı k 2 0 . 0 0 0 m a n a s ­
tır kitabını çift olarak ilan e t m i ş , a m a s o n u ç t a s a d e c e 2 . 0 0 0 t a n e s i n i a ç ı k
a r t ı r m a y a dâhil e t m i ş t i . Yaklaşık 18 t o n a ğ ı r l ı ğ ı n d a k i 18.000 k i t a p k â ğ ı t
imalatçılarına satılmış ve neticede h a m u r haline getirilmişti.26
A ş a ğ ı A v u s t u r y a ' d a k i K a r t u s i a M a n a s t ı r ı A g g s b a c h ö r n e ğ i ayrıca, ki­
t a p n a k l i y e s i n i n nasıl g e r ç e k l e ş t i r i l d i ğ i n i d e g ö s t e r m e k t e d i r . T e m s i l c i , ki­
tapları k o n u l a r ı n a g ö r e d ü z e n l e m i ş , t a h t a k u t u l a r a d o l d u r m u ş v e h e r k u t u ­
d a k i k i t a p sayısını not e t m i ş t i . B ö y l e c e V i y a n a ' d a k i ü n i v e r s i t e k ü t ü p h a n e ­
cisi, k o n ş i m e n t o n u n t a m o l d u ğ u n u teyit e d e b i l e c e k t i . 2 7 Y i n e d e , g ö r ü n ü ş ­
teki t ü m ö n l e m l e r e r a ğ m e n , K ü t ü p h a n e M e c l i s i n e y a d a ilgili ü n i v e r s i t e
kütüphanesine giderken birçok kitap kaybolmuştu. Carinthia eyaletinde
b u l u n a n O s s i a h ' t a k i B e n e d i c t K ü t ü p h a n e s i n i n 5,000 o l d u ğ u t a h m i n e d i l e n
kitabı, 18 Aralık 1783 t a r i h i n d e Klagenfurt Lise K ü t ü p h a n e s i n e n a k l e d i l ­
m i ş t i . B u s o ğ u k kış g ü n ü n d e , k ö y l ü l e r i n n a k l i y e y i idare e t m e l e r i e m r e d i l ­
mişti. İki atlı b i r a r a b a y l a m a n a s t ı r a g e l m i ş l e r v e k i t a p l a r ı a r a b a y a " g l e i c h
H o l z b ü n d e l n " ( a d e t a o d u n y ı ğ a r gibi) y ü k l e m i ş l e r d i . S e k i z farklı n a k l i y a ­
t a refakat e d e c e k resmi bir m e m u r o l m a d ı ğ ı n d a n , k ö y l ü l e r y a k ı n d a k i O s -
siah g ö l ü n d e n h e r g e ç i ş l e r i n d e d u r m u ş l a r v e b i r ç o k k i t a p y ı ğ ı n ı n ı s u y a ata­
rak arabanın yükünü hafifletmişlerdi.28
G a m i n g ' d e b u l u n a n v e yaklaşık 2 0 . 0 0 0 k i t a p içeren k ü t ü p h a n e , Avru-
p a ' d a k i e n b ü y ü k K a r t u s i a M a n a s t ı r ı y d ı . 1782 yılında k a p a t ı l m a s ı n d a n son­
ra Saray K ü t ü p h a n e s i 15 el y a z m a s ı ve 106 ilk baskı k i t a p almıştı. 12.719
kadar kitap, 7 9 sandık içine y ü k l e n e r e k V i y a n a ' d a k i Ü n i v e r s i t e K ü t ü p h a n e ­
sine nakledilmişti. A m a 6.000 ile 7.000 a r a s ı n d a k i t a p G a m i n g ' d e kalmıştı.
Bazıları açık artırma ile satılmış, a n c a k b i n l e r c e kitap yetkililer tarafından
dağıtılmış v e y a geride bırakılarak k ö y l ü l e r tarafından g ö t ü r ü l m ü ş t ü . 2 9
B u korku hikâyelerinin bazıları rapor e d i l m e d e n g e ç m e m i ş t i . A m a yetki­
liler her z a m a n görmezlikten g e l m e m i ş t i . 1782 yılında, örneğin, II. J o s e p h ' e ,
M a u e r b a c h ( A ş a ğ ı A v u s t u r y a e y a l e t i n d e ) K a r t u s i a M a n a s t ı r ı n d a k i e l yaz­
m a l a r ı n ı n , özel kişilerin e l i n e geçtiği b i l d i r i l m i ş t i . İ n c e l e m e y a p ı l d ı k t a n
sonra, b i r ç o k kitabın g ö z d e n kaçtığı v e s o n r a d a , içine kilitlendikleri k i t a p ­
lıkla b i r l i k t e , yanlışlıkla açık a r t ı r m a ile satıldığı o r t a y a ç ı k m ı ş t ı . H ü k ü m e t
k u ş k u l a n ı l m a y a n alıcıyı tespit e d e r e k , k i t a p l a r ı i a d e e t m e s i n i i s t e m i ş t i . 3 0
Bu, yetkililerin k a y ı p l a r ı e n g e l l e m e y e v e h a t a y a p ı l d ı ğ ı n d a d ü z e l t m e y e ça­
lıştığına dair, en a z ı n d a n bir t a n e ö r n e k t i r .
B ü t ü n b u h a r e k e t l e r v e k i t a p kayıpları, m a n a s t ı r l a r ı n d a h a g e n i ş k a p ­
s a m l ı bir ş e k i l d e k a p a t ı l m a l a r ı n a karşı y ü r ü t ü l m ü ş t ü . 1782 y ı l ı n d a k a p a t ­
ma kararının açıklanması ve g e n e l d e II J o s e p h ' i n kilise politikası, P a p a
VI. P i u s ' u n k e n d i s i n i n V i y a n a ' y a s e y a h a t e t m e s i n e v e direnişi a r t ı r m a s ı n a
n e d e n o l m u ş t u . Bir k o c a a y b o y u n c a i m p a r a t o r u politikalarını d e ğ i ş t i r m e ­
y e i k n a e t m e y e ç a l ı ş m ı ş , a m a başarılı o l a m a m ı ş t ı . J o s e p h ö d ü n v e r m i y o r ­
du. Kilise n e z d i n d e d i n d a r bir Katolik olarak k a l m a y ı s ü r d ü r m ü ş , a m a ay­
n ı z a m a n d a m a n a s t ı r l a r ı k a p a t m a y a d e v a m etmişti. H a t t a p r o p a g a n d a s ı n d a ,
m a n a s t ı r karşıtı faaliyetlerini dini reform olarak s u n m u ş t u . Bu k o ş u l l a r al­
tında d i r e n i ş , e t k i l e n e n r a h i p l e r ve r a h i b e l e r için, b a ş t a n k a y b e d i l m i ş bir da­
vaydı. Pratik ve ilgili tek d i r e n i ş , kitapları ve el y a z m a l a r ı n ı yetkililerden
s a k l a m a girişimiydi. Ranshofen'daki (Yukarı Avusturya) Augustin din
a d a m l a r ı , ö r n e ğ i n , m a n a s t ı r l a r ı n ı n g e l e c e k t e tekrar c a n l a n a c a ğ ı n ı hayal et­
mişler ve el y a z m a l a r ı n d a n bazılarını s a k l a m ı ş l a r d ı . 3 1 Bu h a r e k e t l e r risksiz
değildi. " M a n a s t ı r l a r ı n e k o n o m i k işlerini h e r k i m idare ettiyse, d ü n y e v i bir
m ü b a ş i r ya da m a n a s t ı r ı n bir üyesi, yetkiliye, h e r h a n g i bir m a l varlığının
s a k l a n m a d ı ğ ı n a y a d a b a ş k a tarafa y ö n l e n d i r i l m e d i ğ i n e dair y e m i n e t m e k
zorundaydı. Yalan yere y e m i n edildiğinin ortaya çıkması, kişinin hakkında
32
soruşturma açılmasına neden olacaktı". A y r ı c a b i r k a ç o l a y d a , silahlı köy­
lüler görevli m e m u r l a r ı n , m a n a s t ı r kiliselerinden değerli eşyaları v e h a z i n e
b ö l m e l e r i n i alıp g ö t ü r m e l e r i n e e n g e l o l m a y a çalışmıştı. Karşı k o y u ş , g ö ­
revli m e m u r l a r a s k e r l e r e ş l i ğ i n d e geri d ö n d ü ğ ü n d e s o n a ermişti.
Çelişkili o l a r a k , Yukarı A v u s t u r y a ' d a k i dini t e m s i l c i J o h a n n V a l e n t i n
E y b e l gibi radikalleri d i z g i n l e y e r e k , b a z ı m a n a s t ı r l a r ı k a p a t ı l m a k t a n kur­
t a r a n kişi II. J o s e p h ' i n kendisi o l m u ş t u . 1784 v e 1785 y ı l l a r ı n d a Eybel sü­
rekli olarak, y e n i L i n z p i s k o p o s l u ğ u n u d e s t e k l e m e k a m a c ı y l a , eski v e z e n ­
gin S t F l o r i n m a n a s t ı r ı n ı n k a p a t ı l m a s ı n ı tavsiye e d i y o r d u . M a n a s t ı r k a p a ­
t ı l m a k t a n , S a r a y D a n ı ş m a n ı M a t t h i a s W i l h e l m v o n H a a n ' ı n son d a k i k a gi­
rişimi s a y e s i n d e k u r t u l m u ş t u . II J o s e p h , E y b e l ' e vakfın k a p a t ı l m a s ı n ı bir
d a h a asla g ü n d e m e g e t i r m e m e s i n i e m r e t m i ş t i . B ö l g e p a p a z l a r ı n ı n d e s t e k ­
çisi' o l a r a k fazlasıyla yararlı bir k a y n a k t ı . 3 3 Bohemya'da, imparatorun
P r a g ' d a kale t e p e s i n d e k i S t r a h o v ' d a b u l u n a n z e n g i n P r e m o n s t r a t e n s e v i n i
k a p a t m a s ı i s t e n m i ş t i . O r a d a b u l u n a n din a d a m l a r ı k e n d i l e r i n e , k a p a t ı l a n
m a n a s t ı r l a r d a n t e m i n e d i l e n kitaplarla, " t e o l o j i k " k ü t ü p h a n e l e r i n e e ş d e ğ e r
ikinci bir " f e l s e f i " k ü t ü p h a n e k u r m u ş l a r d ı . H a t t a yeni b i n a n ı n c e p h e s i n e
I I . J o s e p h ' i n bir b ü s t ü n ü d a h i y e r l e ş t i r m i ş l e r d i . S o n u ç o l a r a k , i m p a r a t o r ,
m a n a s t ı r ı n t a h r i p e d i l e m e y e c e k k a d a r yararlı o l d u ğ u n a k a r a r v e r m i ş t i . 3 4
T o p l a m olarak, I I J o s e p h ' i n y ö n e t i m i a l t ı n d a A v u s t u r y a ' d a k i m a n a s t ı r ­
ların üçte birinin k a p a t ı l m a s ı n ı n , A v u s t u r y a ' d a k i h e m ö z e l , h e m d e h a l k
k ü t ü p h a n e l e r i ü z e r i n d e ç o k b ü y ü k etkisi o l m u ş t u . S a r a y K ü t ü p h a n e s i ç o k
s a y ı d a O r t a ç a ğ el y a z m a s ı ve ilk baskı kitap k a z a n m ı ş t ı . Ü n i v e r s i t e k ü t ü p ­
haneleri koleksiyonlarını büyük ölçüde, kapatılan manastır kütüphanele­
r i n d e n kurtarılan k i t a p l a r d a n o l u ş t u r m u ş t u . B u k ü t ü p h a n e l e r i n , " g e r e k s i z "
m a n a s t ı r kitapları için y a p ı l a n a ç ı k a r t ı r m a l a r v e y a b u n l a r ı n kâğıt i m a l a t ­
ç ı l a r ı n a satışı ile k a z a n d ı k l a r ı b ü y ü k m e b l a ğ l a r , m u h t e m e l e n a y n ı d e r e c e ­
de önemliydi. Diğer yanda, manastırların kapatılmasının, çok sayıda kitap
ve el yazması koleksiyonunun dağılmasına ve açıkça tahrip edilmesine yol
a ç t ı ğ ı n d a n k u ş k u d u y u l m a m a k t a d ı r . Yetkililer g e n e l o l a r a k h ı r s ı z l ı ğ ı v e
y ı k ı m ı ö n l e m e k o n u s u n d a e n d i ş e d u y m u ş gibi g ö r ü n m e k t e d i r . A m a fazla
a c e l e e t m e d e n , ç o k fazla şey g e r ç e k l e ş t i r i l m i ş t i . B i r ç o k r e s m i g ö r e v l i v e
k ü t ü p h a n e c i d a y a n ı l m a z g e r g i n l i k altına s o k u l m u ş t u . K o l a y y o l u s e ç i l m i ş ,
k i t a p l a r ı n atık kağıt fiyatına v e r i l m e s i ç o ğ u k e z c a z i p g e l m i ş t i .
M a n a s t ı r k ü t ü p h a n e l e r i n d e n kitapların k a y b o l m a s ı n ı n , nicel o l m a k t a n
öteye gittiğini a n l a m a k d a ç o k ö n e m l i d i r . H e r m a n a s t ı r k ü t ü p h a n e s i , s a d e c e
belirli m a n a s t ı r ı n değil, t ü m eyaletin yüzyıllar b o y u n c a dini ve entelektüel
gelişmesini yansıtan yeri d o l d u r u l a m a z bir kültürel m i r a s d e ğ e r i n d e y d i . M o ­
dern bir a ç ı d a n bakıldığında, b u değerli k o l e k s i y o n l a r ı n p a r ç a l a n m a s ı v e
kurtulan el y a z m a l a r ı n ı n ve kitapların d a ğ ı l m a s ı n a izin verilmesi, k o r k u n ç
bir h a t a y d ı . Birçok k ü t ü p h a n e n i n y e n i d e n o l u ş t u r u l m a s ı artık m ü m k ü n d e ­
ğildir. H ı r v a t i s t a n ' d a laikleştirme, o l d u k ç a trajik s o n u ç l a r d o ğ u r m u ş t u . K a ­
patılan h e r m a n a s t ı r k ü t ü p h a n e s i n d e , Hırvat d i l i n d e birçok basılı cilt ve Hır­
vat y a z a r l a r tarafından y a z ı l m ı ş birçok k i t a p b u l u n u y o r d u . N e V i y a n a ' d a k i
Saray K ü t ü p h a n e s i , n e d e uzaktaki M a c a r şehri P e s t ' t e b u l u n a n Ü n i v e r s i t e
K ü t ü p h a n e s i bu kitaplarla i l g i l e n m e d i ğ i n d e n , birçoğu k u r t u l m a y ı b a ş a r a m a ­
mıştır. E v a V e r o n a bu trajediyle ilgili olarak şunları söylemiştir: "Es ist klor,
daß der Verlust der einheimischen Werke für das kroatische Kultur- und
Bibliothekswesen einen besonders schweren Schlag bedeutete, (yerel o l a r a k
basılan bu çalışmaların k a y b ı n ı n , Hırvat k ü t ü p h a n e l e r i ve ü l k e n i n kültürü
açısından b ü y ü k bir talihsizlik o l d u ğ u çok a ç ı k t ı r ) ? 3 5
1782 ile 1787 yılları a r a s ı n d a k a p a t ı l a n m a n a s t ı r k ü t ü p h a n e l e r i n d e n alı­
nan kitapların t o p l a m sayısını t a h m i n e t m e k o l d u k ç a g ü ç t ü r . S a d e c e b i r k a ç
eyalet için r a p o r e d i l e n r a k a m l a r b u l u n m a k t a d ı r , ö r n e ğ i n A ş a ğ ı A v u s t u r y a
( 1 2 5 . 0 0 0 k i t a p ) , T y r o l ( 2 4 . 0 0 0 kitap) v e M o r a v i a ile Silesia (birlikte 9 6 . 0 0 0
36
kitap). B u r a k a m l a r ı krallık t o p r a k l a r ı n ı n t a m a m ı n a o r a n l a r s a k , m a n a s t ı r ­
lardan iki ile iki b u ç u k m i l y o n a r a s ı n d a k i t a b a el k o n u l d u ğ u n u varsayabili­
riz. A m a b u m u a z z a m r a k a m bile k a t a l o g listelerine d a y a n m a k t a d ı r v e h e p ­
s i d e s a y ı l m a d a n s a d e c e l i s t e l e n m i ş olan v e y a ç o ğ u d u r u m d a h e r h a n g i bir
şekilde k a t a l o g l a n d ı r ı l m a s ı n ı n i h m a l edildiğini v a r s a y m a m ı z g e r e k e n " d e ­
ğ e r s i z " el y a z m a s ı dini kitaplar ( d u a kitapları, ilahi kitapları, vb.), ruhani
kılavuzlar, v a a z kitapları v e d o g m a t i k araştırmaları i ç e r m e m e k t e d i r .
A y n ı ş e k i l d e , A v u s t u r y a m a n a s t ı r l a r ı n ı n k a p a t ı l m a s ı sırasında, e l k o n u ­
lan k i t a p l a r ı n t a m o l a r a k k a ç t a n e s i n i n t a h r i p e d i l d i ğ i n d e n h i ç b i r z a m a n
e m i n o l a m a y a c a ğ ı z . A n c a k , A ş a ğ ı A v u s t u r y a için bir k u r t u l m u ş k i t a p l a r
h e s a p d ö k ü m ü , y a k l a ş ı k bir i p u c u v e r m e k t e d i r . Saray K ü t ü p h a n e s i n i n m ü ­
d ü r ü v a n S w i e t e n 1789 yılında, V i y a n a Ü n i v e r s i t e s i n e n a k l e d i l e n v e d a h a
s o n r a r e s m e n h a m u r h a l i n e g e t i r i l e n b ü t ü n k i t a p l a r ı n t o p l a m ağırlığının 5 7
37
t o n a ulaştığını r a p o r e t m i ş t i r . O eyalette kapatılan 37 manastırdan, H a b s -
b u r g K r a l l ı ğ ı n ı n b ü t ü n ü n e dikkatli bir p r o j e k s i y o n y a p t ı ğ ı m ı z t a k d i r d e ,
k o r k u n ç bir ş e k i l d e 1.200 t o n l u k h a m u r y a p ı l m ı ş k i t a p ağırlığına ulaşırız.
A n c a k e n ö n e m l i s i , b u t o p l a m ı n bile, m a h a l l i n d e kağıt i m a l a t ç ı l a r ı n a satı­
lan m u a z z a m s a y ı d a k i m a n a s t ı r kitaplarını i ç e r m e m e s i d i r .
5 Aralık 1788 t a r i h i n d e , M a c a r otoriteleri, h a m u r h a l i n e getirilen h e r
t a p u n u n tek b i r k o p y a s ı n ı n s a k l a n m a s ı n ı e m r e t m i ş t i . A n c a k b u o l a ğ a n ü s ­
tü e m i r , y a l n ı z c a o z a m a n a k a d a r h a m u r l a ş t ı r ı l a n kitaplar a ç ı s ı n d a n ç o k
geç olmakla kalmayıp, aslında hiçbir zaman da hayata geçirilmemişti. Hır­
vat m a n a s t ı r k ü t ü p h a n e l e r i ile ilgili a ç ı k l a m a l a r ı n d a E v a V e r o n a şu y o r u ­
mu y a p m a k t a d ı r : "Diese Verfügung war ihrer Zeit weit voraus, aber we­
gen Mangels an zuverlässigem Bibliothekpersonel und bibliographischen
Hilfsmitteln leider nicht durchführbar. ( B u t a l i m a t z a m a n ı n ı n ç o k ö t e s i n ­
d e y d i , a m a m a a l e s e f g ü v e n i l i r k ü t ü p h a n e p e r s o n e l i v e bibliyografik yar­
38
d ı m n e d e n i y l e pratik değildi.)
S o n u ç o l a r a k kitaplar, s a d e c e m ü d a h i l olan r e s m i görevlilerin c e h a l e t i
y a d a y o l s u z l u k y a p m a l a r ı n e d e n i y l e değil ( r a p o r e d i l m e y e n olayların t a h ­
m i n i sayısını g ö r m e z d e n g e l e c e ğ i z ) , J o s e p h ' i n A y d ı n l a n m a ' s ı n ı n t e m e l
politik ve felsefi i n a n ç l a r ı n a u y g u n o l a r a k yapılan öncelikli faaliyetler n e ­
d e n i y l e t a h r i p edilmişti. B u n u n s o n u c u n d a , p r o b l e m l i tarihi iddialar orta­
y a atılmıştı. Bazı tarihçiler, m a n a s t ı r k ü t ü p h a n e l e r i n e karşı y a p ı l a n b ü t ü n
faaliyetlerin, kasıtlı bir s a n s ü r faaliyeti o l d u ğ u n u iddia e d e c e k k a d a r ileri
gitmişti. H e r m a n n H a u k e ' n i n B a v y e r a ' d a k i l a i k l e ş t i r m e k o n u s u n d a y a p t ı ­
ğı y o r u m gibi, "Es ging also darum, das geistige Potential, das die Klos­
terbibliotheken darstellten, unter Kontrolle zu bringen und für die Ziele
des Staates einzusetzen (amaç, manastır kütüphaneleri tarafından temsil
e d i l e n e n t e l e k t ü e l v e m a n e v i p o t a n s i y e l i kontrol altına a l m a k v e b u n u d e v ­
let y a r a r ı n a k u l l a n m a k t ı ) ? . 3 9 Jeffrey G a r r e t t tarafından, A y d ı n l a n m a d ö n e ­
m i n d e O r t a A v r u p a ' d a k i m a n a s t ı r k ü t ü p h a n e l e r i n i n yazgısı h a k k ı n d a k ı s a
süre ö n c e y a y ı n l a n a n ç a l ı ş m a s ı n d a , d a h a d e n g e l i bir y o r u m s u n u l m a k t a d ı r .
Y o k e t m e n i n y a n ı sıra k o r u m a a n l a m ı n a d a g e l e b i l e c e k o l a n A l m a n c a
"aufheben" (kaldırmak) kelimesinin kararsızlığından hareket ederek,
G a r r e t t şu s o n u c a v a r m ı ş t ı :
Bir taraftan binlerce kitabın tahrip edildiğini ve her bir kitapla ilgili el
emeği değeri - ciltler, köken bilgileri, vb - sonsuza dek kaybolduğuna dik­
kat etmeliyiz. Ancak, diğer taraftan, bu eserlerin içeriği ile bağlantılı en­
telektüel ve kültürel değerin büyük bir bölümü, sadece korunmakla kalma­
mış, bu kaynakların Münih'teki, Viyana daki ve diğer büyük kütüphane­
lerde toplanması ve yoğunlaşması sayesinde dünya çapında artan şekilde
40
bulunur duruma gelmiştir.

B u k a r a r genişletilebilir. B u ç a l ı ş m a J o s e p h ' i n laikleştirmesi y ü z ü n d e n


k a y b e d i l e n k ü t ü p h a n e l e r i n türü v e k a p s a m ı h a k k ı n d a yeni, kanıtları değer­
l e n d i r m e y e çalışmıştır v e kesinlikle, H a b s b u r g t o p r a k l a r ı n d a k i k a y ı p m a ­
nastır k ü t ü p h a n e l e r i , s a d e c e J o s e p h ' i n y ö n e t i m i n i değil, A v u s t u r y a ' n ı n
kültürel v e e n t e l e k t ü e l m i r a s ı n ı n tarihini d e r a h a t s ı z e t m e y i s ü r d ü r e n , öl-
ç ü l e m e y e n bir m a h r u m i y e t o l a r a k kalmıştır. Y i n e d e , t a h r i p edilen k i t a p ­
ların b i r ç o ğ u çift o l m a l ı y d ı ve k u r t u l a n m a n a s t ı r k ü t ü p h a n e l e r i k o l e k s i ­
y o n l a r ı n en b ü y ü k l e r i n i ve en z e n g i n l e r i n i i ç e r i y o r d u . Y a k ı n t a r i h l e r d e ba­
sılan d ö r t ciltlik Handbuch der Historischen Buchbestände in Osterrich,
m o d e r n A v u s t u r y a ' d a k i 8 0 m a n a s t ı r k ü t ü p h a n e s i n i n tarihi, b o y u t u v e ö n e ­
m i h a k k ı n d a etkileyici bir a r a ş t ı r m a s u n m a k t a d ı r . 4 1 " I I . J o s e p h v e A v u s ­
turya ile M a c a r i s t a n ' ı n M a n a s t ı r l a r ı " adlı d e n e m e s i n d e D e r e k B e a l e s , di­
ğer A v r u p a ü l k e l e r i n d e k i m a n a s t ı r l a r ı n d a h a trajik y a z g ı l a r ı n a işaret et­
mektedir:

Aksine, Batı Avrupa'nın hemen her yerinde manastırlar ya Reform ya


Fransız Devrimi ya da Napolyon'un himayesi altında yok edilmişlerdi.
Daha doğuda, örneğin Çek Cumhuriyetinde, birçoğu yirminci yüzyıla ka­
dar yaşamayı başarmış, ama ikinci Dünya Savaşı sonrasında komünist re­
jime yenilmişti. Büyük Avusturya vakıflarının birçoğunda manastır yaşa­
mının, neredeyse eşsiz bir şekildeki devamlılığı, sadece birkaç yıl süreyle,
Nazi rejimi sırasında ihlal edilmişti.42

B u s t a n d a r t l a r a g ö r e , e n a z ı n d a n bazı A v u s t u r y a m a n a s t ı r k ü t ü p h a n e l e ­
rinin t e s a d ü f eseri k u r t u l u ş u v e i ç i n d e k i l e r i n e n a z ı n d a n bir k ı s m ı n ı n k o -
runması, Avrupa manastır kütüphanelerinin başka bakımlardan perişan
h a l d e k i m o d e r n t a r i h i n d e e n d e r r a s t l a n a n bir m u c i z e d i r .
Notlar
1. P. G. M. Dickson, "II Joseph'in Avusturya Kilisesini Yeniden Şekillendirme­
si", Tarih Dergisi, 36 (1993): 89-114 (s. 101).
2. Elisabeth Kovacs, "Josephinische Klosteraufhebungen 1782-1789", yeri Öster­
liche zur Zeit Kaiser Josephs II (Vienna .Amt der Niederörterreichischen
Landesregierung, 1983), s. 169-173; Ludwig raber, Die österreichischen
Franziskaner im Josefinismus, Maria Enzersdorf: zenlralbibliothek der Franzis­
kaner [ 1983]; Karl Gutkas, imparator Joseph II: Bibliyografi (Viyana: Zsolnay,
1989), s. 303-310; Rudolph C. Blitz, "II Joseph'in Dini Reformları (1780-1790)
ve Bunların Ekonomik Önemleri", Avrupa Ekonomik Tarihi Dergisi, 18: 3
(1989): 583-594; Dickson, "II Joseph'in Avusturya Kilisesini Yeniden Şekil­
lendirmesi", s. 89-114; Floridas Röhrig, "Die Klosteraufhebungen Josephs II',
in IL- 13. Symposium der Internationalen Kommission für vergleichende
Kirchengeschichte Subkommission Österlich (Vienna: Institut für
Kirchengeschichte, 1994) pp. 114-122; T. C. W. Blanning, II Joseph (Harlow:
Longman, 1994); Derek Beales, "II Joseph ve Avusturya ile Macaristan'ın Ma­
nastırları", yeri N. Aston, ed., Avrupa'daki Dini Değişiklikler, 1650-1914: John
McManners için Denemeler (Oxford: Oxford Üniversitesi baskısı, 1997), s.
161-184.
3. Simon Laschilzer, "Die Verordnungen über die Bibliotheken und Archive der
aufgehobenen Klöster in Österreich" 2 (1881): 401-440 ve "Geschichicte der
klosterbibliotheken und Archive Kärntens zur ihrer Aufhebung unter Kaiser
Joseph II, Carinthia, 73, (1883): 129-148, 161-187, 193-208
4. Anton Schubert, "Die ehemaligen Bibliotheken der von kaiser Josef II.
aufgehobenen Mönchsklöster in Mahnen und Schlesien, sowie die der
Exjesuiten zu Teschen und troppau", Zentralblatt für Bibliothekswesen, 17
(1900): 321-336, 401-423, 449-468 (s. 322-4)
5. Franz Karnthalcr, "Das Schicksal der Tiroler Klosterbibliotheken in den
Jahren 1773- 1790", Biblos, 5 (1956): 123-129; Eva Verona, "Die Aufhebung
der kroatishen Klosterbibliotheken unter Josef II', in: Fetschrift josef
stummvoll, ed. yazan Josef Mayerhöfer ve Walter Ritzer, 1. cilt (Viyana: Hol-
linek, 1970), s. 439-449; Christine Tropper, "Schicksale der
Büchersammlungen niederrösterreichisclier Klöster nach der Aufhebung
durch Joseph II. und Franz (II) I', Mitteilungen des Instituts für
österreichische Geschichhtsforschung, 91 (1983): 95-150
6. Karşılaştırın Rudolf Hittmayr, Der 'Josefinische Klostersturm im Land ob der
Enns (Freiburg i. B. : Herder 1907), p. 285; Konrad Schiffman, Die
Handschriften der öffentlichen Studienbibliothek in Linz , pp. 25-5;
Mittelalterliche Bibliothekskataloge Österreich, vol. 5: Oberrösterreich, s. 22-
25; ed. Herbert Paulhart (Viyana: Böhlau, 1971), s. 116-17.
7. St Florian Arşiv Vakfı, Franz Kurz'dan Michael Ziegler'e, 9 haziran 1806.
Mektupta bahsedilen el yazması hala St Florian Arşiv Vakfında bulunmaktadır
(XI 247)
8. Prof. Derek Beales ile Prof. James Raven'a değerli yorum ve önerileri için
teşekkür etmek isterim. Josephinizm için bakınız Derek Beales, "II Joseph ve
Josephinizm", yeri Helmut Reinalter ve Harm Klueling, ed., Der aufgeklärte
Absolutismus im europäischen Vergleich (Viyana: Böhlau, 2001): 35-53.
9. Koväcs, "Josephinische Klosteraufhebungen 1782-1789", s. 172
10. Tropper, "Schicksale der Büchersammlungen niederösterreichischer Klöster",
s. 106-107.
11. II Joseph bir çok eyalet üniversitesini "Lyceen" düzeyine indirmişti (ör. Linz,
Graz ve Innsbruck'da). "Lyceum", genelde bir iki fakülteden oluşup,
üniversitenin ilk aşamasıydı.
12. Laschitzer, "Die Verordnungen über die Bibliotheken und Archive".
13. Aynı eser, s. 431
14. Schubert, "Die ehemaligen Bibliotheken der von Kaiser Josef II. Aufgehobenen
mönchsklöster", s. 322-324.
15. Verona, "Aufhebung der kroatischen Klosterbibliotheken", s. 444.
16. Walter Neuhause, Beiträge zur Bibliotheksgeschichte der Kartause Schnals,
Analecta cartusiana, 83 (1980): 48-126
17. Hittmayer, Joseph'in Manastır Fırtınası, s. 457-458; Schiffmann, "Linz'de Die
Handschriften der öffentlichen Studienbibliothek in Linz s. 16-17;
Mittelalterliche Bibliothekskataloge Österreichs 5. eilt: Oberösterreich s. 66-
70. Linz Halk Kütüphanesi (bugünkü Oberösterreichische Landesbibliotjek)
Mondsee'nin 40 ilk baskı kitabını barındırıyordu.
18. Karnthaler, "Das Schicksal der Tiroler Klosterbibliotheken ", s. 125, 128.
19. Schubert, "Die ehemaligen Bibliotheken der von Kaiser Josef II. Aufgehobenen
mönchsklöster", s. 322.
20. Verona, "Die Aufheburg der kroatischen Klosterbibliotheken", s. 445, 441 f.
21. Karnthaler, "Das Schicksal der Tiroler Klosterbibliotheken", s. 127
22. Tropper, "Schicksale der Büchersammlungen niederöslerreichischer Klöster ",
s.122.
23. Johann Duellinger, Catalogus librorum qui publicae auetioni exponentur in
Bibliotheca universitatis Oenipontanae VII. Maii et sequent. M.DCC.XCII
(Innsbruck: Wagner, 1792), Innsbruck Üniversitesi Kütüphanesi n. 30.354;
karşılaştırın, Sieglinde Sepp, "Die Bibliothek entsteht und wächst" yeri El
yazması eserlerden Bilgisayara: Innsbruck Üniversitesi Kütüphanesinin 250
yılı (Innsbruck: Tiroler Landesmuseum Ferdinandeum, 1995), s. 42
24. Bakınız Benedikt Wagner, "Der Religionsfonds versteigert eine alte
Stiftsbibliothek", yeri Tercüme çalışmaları: Oliver L. Kapsner anısına El
yazması Kitap ve Kütüphane Araştırmaları, (Collegeville, Minnesota: St John
Üniversitesi Baskısı, 1973), s. 235-243
25. Hittmayer, Joseph'in Manastır Fırtınası, s. 214-215
26. Franz von Krones, Geschichte der Karl Franzens-Universität in Graz (Graz:
Karl Franzens Üniversitesi, 1886), s. 488
27. Tropper, "Schicksale der Büchersammlungen niederösterreichischer Klöster",
s. 106-108
28. Laschitzer, "Geschichte der Klosterbibliotheken und Archive Kärntens", s.
193-197
29. Bakınız Brunhilde Hoffmann, Die Aufhebung der Kartause Gaming, Carthu-
siana Kölesi, 58 (1981): 45-48, 91-101
30. Tropper, "Schicksale der Büchersammlungen niederösterreichischer Klöster",
s. 108
31. Karşılaştırın, Kurt Holter, Buchkunst-Handschriften-Bibliotheken: Beiträge zur
mitteleuropäischen Buchkultur vom Frühmittelalter bis zur Renaissance, ed.
Georg Heilingsetzer ve Winfred Stelser, 2. eilt (Linz: Oberösterreichischer
Musealverein 1996), s. 893.
32. Blitz, "II Joseph'in Dini Reformları", s. 590
33. Hittmayer, Joseph'in Manastır Fırtınası, s. 253f.
34. Beales, "II Joseph ve Avusturya ile Macaristan'ın Manastırları", s. 178f.
35. Verona, "Die Aufhebung der Kroatischen Klosterbibliotheken ", s. 449.
36. Tropper, "Schicksale der Büchersammlungen niederösterreichischer Klöster",
s. 121; Karnthaler, "Das Schicksal der Tiroler Klosterbibliotheken", s. 125;
Schubert, "Die ehemaligen Bibliotheken der von Kaiser Josef II. Aufgehobenen
Mönchsklöster" s. 322.
37. Tropper, "Schicksale der Büchersammlungen niederösterreichischer Klöster",
s. 122, n. 127.
38. Verona, "Die Aufhebung der kroatischen Klosterbibliotheken", s. 446.
39. Hermann Hauke, "Die Bedeutung der Säkularisation für die bayerischen
Bibliotheken ", yeri Glanz und Ende der alten Klöster: Säkularisation im
bayerischen Oberland 1803, ed., Josef Kirmeier ve Manfred Treml (Münih:
Haus der Bayerischen Geschichte 1991), s. 87-97 (s. 87)
40. Jeffrey Garrett, "Aufhebung im doppelten Wortsinn: Orta Avrupa'da manastır
Kütüphnelerinin Yazgısı, 1780-1810), Vernbum Analecta Neolatina, 2 (1999):
15-27 (s. 26)
41. Handbuch der historischen Buchbestände in Österreich, ed. Helmut W. Lang, 4
eilt (Hildesheim, Olms, 1994-1997).
42. Beales, " " I I Joseph ve Avusturya ile Macaristan'ın Manastırları", s. 161.
Avusturya manastırlarına karşı Nazi politikaları için bakınız Österreichs Shifte
unter dem Hakenkreuz: Zeugnisse und Dokumente aus der Zeit des
Nationalsozialismus 1938 bis 1945, ed. Sebastian Bock, Ordensnachrichten, 35
(1995): Heft 4A.
9

Kaybolan Kraliyet Kütüphaneleri ve


Hanover Saray Kültürü
Clarissa Campbell Orr

Yeni İngiliz K ü t ü p h a n e s i n i (British Library) z i y a r e t e d e n h e r k e s , o r a ­


d a m e r d i v e n b o ş l u ğ u n d a fiziksel o l a r a k asılı d u r a n , III. G e o r g e t a r a f ı n d a n
d e r l e n e n v e 1827 y ı l ı n d a oğlu IV. G e o r g e tarafından d e v l e t e satılan K r a l
K ü t ü p h a n e s i n i - H a n o v e r K r a l l ı ğ ı n ı n kitap m e r a k ı n ı n g ö r ü n ü r bir k a n ı t ı n ı
- fark e d e c e k t i r . Yine de d i ğ e r on s e k i z i n c i yüzyıl H a n o v e r k ü t ü p h a n e l e ­
rinin ç o ğ u y o k o l m u ş t u r v e III. G e o r g e ' u n k o l e k s i y o n c u l u ğ u , b u h i k â y e ­
nin s a d e c e bir b ö l ü m ü n ü o l u ş t u r m a k t a d ı r .
III. G e o r g e ' u n kişisel k ü t ü p h a n e k o l e k s i y o n c u l u ğ u k o n u s u n d a o t o r i t e
o l a n , İngiliz K ü t ü p h a n e s i n d e n P e t e r B a r b e r ' a g ö r e , kralın k ü t ü p h a n e s i n i n
satışı, e s a s o l a r a k IV. G e o r g e ' u n inşaat projelerine y o ğ u n l a ş m a isteğinin
s o n u c u y d u . G e o r g e , eski kralın k ü t ü p h a n e s i n i n quid pro q u o ' s u n a * s a h i p
olduğu takdirde, hükümetin kendisinin mimariye delicesine tutkunluğu
n e d e n i y l e biriken b o r ç m i k t a r ı n a d a h a ılımlı y a k l a ş a c a ğ ı n ı ü m i t e d i y o r d u .
I I I . G e o r g e ' u n v a s i y e t n a m e s i , k o l e k s i y o n u , e n sevdiği v e ikinci o ğ l u , 1 8 2 7
y ı l ı n d a ölen Y o r k D ü k ü n e b ı r a k ı y o r d u . D i ğ e r o ğ u l l a r ı , -özellikle, I V . G e -
o r g e ' a halef o l a n l a r a r a s ı n d a ikinci sırada b u l u n a n C l a r e n c e D ü k ü - k e n d i
p a y l a n a d ı n a kitapları i s t e m e s e l e r d e , b a b a l a r ı n ı n k o l e k s i y o n u n u n k r a l i y e t
ailesinin d ı ş ı n a ç ı k m a s ı n a şiddetle karşıydılar. H a n e d a n ı n m ü l k i y e t h a k k ı
d u y g u s u bir y a n a , satış a y n ı z a m a n d a a n a y a s a l s o r u n l a r y a r a t m ı ş t ı . D e v l e t
e v r a k ı ile, kralın r e f e r a n s m a t e r y a l i o l a r a k d e ğ e r l e n d i r i l e b i l e c e k e ş y a l a r ı
a r a s ı n d a belirgin bir a y ı r ı m b u l u n m a m a k t a y d ı . Bu satış, o a n d a k i ve gele­
c e k t e k i h ü k ü m d a r l a r ı , gerekli y ö n e t i m a r a ç l a r ı n d a n y o k s u n b ı r a k m a k l a
sonuçlanmıştı1
III. G e o r g e ' u n oğulları a r a s ı n d a k i g e r ç e k k i t a p m e r a k l ı s ı , k ö t ü sağlığı
d i ğ e r k r a l i y e t p r e n s l e r i gibi askeri v e y a d e n i z l e ilgili m e s l e k l e r i ü s t l e n m e ­
sine e n g e l o l a n v e b a ş l a n g ı ç t a kilisede bir g ö r e v e d i n m e k i s t e y e n S u s s e x
D ü k ü A u g u s t u s ' t u . B a b a s ı n ı fazlasıyla taklit e d e r e k , t o p l a m ı 5 0 . 0 0 0 kita­
bı b u l a n bir k o l e k s i y o n u n p a r ç a s ı o l a r a k , b i l i m s e l bir ç a l ı ş m a y l a , e n d e r
b u l u n a n İ n c i l ' l e r i b i r i k t i r m i ş t i . 2 B u k o l e k s i y o n A u g u s t u s ' u n 1846 y ı l ı n d a ­
k i ö l ü m ü n d e n s o n r a s a t ı l m ı ş v e bazı k a l e m l e r i K r a l i y e t K o l e k s i y o n u için
V . G e o r g e ' u n eşi K r a l i ç e M a r y tarafından geri a l ı n m ı ş o l m a s ı n a r a ğ m e n ,
yok o l m u ş H a n o v e r K ü t ü p h a n e s i olarak d e ğ e r l e n d i r i l m e k t e d i r . III. G e o r ­
g e ' u n kızları a r a s ı n d a P r e n s e s E l i z a b e t h ö n e m l i ö l ç ü d e bir k ü t ü p h a n e
o l u ş t u r m u ş a m a , a n n e s i n i n bilimsel v e e d e b i z e v k i n e ç o k y a k ı n bir g ö r ü n ­
tü veren bu kütüphane daha sonra, 1860'larda satılmıştı.3
H a n o v e r K ü t ü p h a n e l e r i s o r u n u n u n , sanat, bilim v e e d e b i y a t k o n u s u n d a
kraliyet h â k i m i y e t i ile F r a n s ı z D e v r i m i s o n r a s ı n d a ilk m o d e r n ç a ğ ı n h a n e ­
dan d e v l e t l e r i n i n yerini ulus-devletlerin aldığı d ö n e m d e , A v r u p a ' d a başla­
yan, h ü k ü m d a r l a r ı n kişisel k o l e k s i y o n c u l u k a l ı ş k a n l ı k l a r ı n d a n ulusal k o ­
leksiyonların y a r a t ı l m a s ı n a y ö n e l m e s i karşısında, d a h a g e n i ş bir k a p s a m l ı
v e bir b ü t ü n olarak i n c e l e n m e s i gerekir. H e m e n a r d ı n d a n gelen, H a n o -
v e r ' l e r i n 1714 y ı l ı n d a tahta g e ç m e s i ile 1820 yılında R e g e n c y ' n i n s o n u n a
kadarki d ö n e m , bu b ö l ü m ü n a n a ilgi alanı olacaktır. B u n a r a ğ m e n I. G e o r -
g e ' d a n III. G e o r g e ' a k a d a r H a n o v e r ' l e r i n saray kültürü e p e y c e i h m a l edil­
m i ş bir k o n u d u r . 4 J o h n Beattie u z u n z a m a n ö n c e I . G e o r g e ' u n sarayını in­
celemişti a m a b u n u izleyen s ü r e d e fazla bir g e l i ş m e o l m a m ı ş t ı r . O n u n e s a s
ilgi alanı kraliyet h a n e s i n i n p e r s o n e l ve mali d u r u m u o l u p , saray kültürü
v e y a k r a l i y e t h â k i m i y e t i gibi ilave sorularla ilgilenmemişti. II. G e o r g e , ta­
rih y a z ı m ı n ı n b ü y ü k ö l ç ü d e politik, d i p l o m a t i k , sosyal, kültürel ve m o d e r n
faaliyetlerin o d a ğ ı olan s a r a y d a n u z a k l a ş a r a k , krallık ve b a k a n l ı k l a r ı n hikâ­
y e s i n e d o ğ r u k a y m a y a b a ş l a m a s ı n d a n d o l a y ı İngiliz Krallığının e n i h m a l
e d i l m i ş k r a l l a r ı n d a n biridir. 5 A m a b u d u r u m , I . G e o r g e ' u n sarayının anor-
malliğinden kaynaklanabilir. Zira I. George seremonilerden hoşlanmıyordu
v e ayrıca B ü y ü k B r i t a n y a ' y a g e l d i ğ i n d e r e s m i bir eşi y a d a k ü ç ü k ç o c u ğ u
b u l u n m u y o r d u . A y r ı c a saray y a ş a n t ı s ı n ı n bir p a r ç a s ı o l a r a k kraliyet ailesi
kavramını sağlamak, Galler Prensi ve Prensesine kalmıştı. Christine Ger-
rard v e A n d r e w H a n h a m tarafından y a k ı n z a m a n l a r d a y a p ı l a n d e ğ e r l e n d i r ­
m e l e r , II. G e o r g e ' u n krallığı d ö n e m i n d e saray y a ş a n t ı s ı n ı n y e n i d e n d ü ş ü ­
n ü l m e s i n d e v e saray k ü l t ü r ü n ü n y e n i d e n c a n l a n d ı r ı l m a s ı ile i l e r l e m e s i n d e
Ansbach'lı Caroline'in rolünün vurgulanmasını gerektirmektedir.6
D a h a s o n r a k i d ö n e m l e r için b i r e y s e l ç a l ı ş m a l a r o l m a s ı n a r a ğ m e n - ör­
n e ğ i n III. G e o r g e ' u n m i m a r ı Sir W i l l i a m C h a m b e r s ' a a i t 7 - g e r ç e k t e n sis­
t e m a t i k bir ş e k i l d e H a n o v e r S a r a y K ü l t ü r ü n ü i n c e l e m e y e h e n ü z b a ş l a m a ­
dık. A m a b u d e ğ i ş i y o r v e b ü t ü n s a r a y t a r i h ç i l e r i n i n ş i m d i s a h i p o l d u k l a r ı
e n b ü y ü k k a y n a k , R o b e r t B u c h o l z v e Sir J o h n S a i n t y t a r a f ı n d a n d e r l e n e n ,
K r a l i y e t S a r a y ı n d a k i r e s m i g ö r e v l i l e r i n k a p s a m l ı tarihi biyografi kayıtları
ile, T a r i h i A r a ş t ı r m a E n s t i t ü s ü n ü n i n t e r n e t sitesinde b u l u n a n Galli F r e d e ­
rick ve A u g u s t a ' n ı n evi ile ilgili listelerdir. 8 Artık tek eksik, k r a l i y e t kar­
deşleri v e ç o c u k l a r ı n ı n h i z m e t k a r l a r ı d ı r . H a n o v e r K ü t ü p h a n e l e r i v e b u n a
ilişkin ç a l ı ş m a l a r v e k r a l i y e t ç o c u k l a r ı n ı n e ğ i t i m i k o n u s u n d a k i t a m t a b l o ,
s a d e c e belirli b i r d ö n e m d e k i y e t i ş k i n kraliyet h a n e h a l k ı n ı n tümü d e ğ e r ­
l e n d i r m e y e alındığı t a k d i r d e t a m a m l a n a b i l i r . B u r a d a b u A n g l o - H a n o v e r
krallığın A l m a n b o y u t u n u n altını çizilmelidir. Belirli bir A l m a n g e l e n e ğ i ­
n e u y a n kraliyet k a d ı n l a r ı t a r a f ı n d a n y a p ı l a n katkı, h i k â y e y e özel b i r a v a n ­
taj s a ğ l a m a k t a d ı r . K a y ı p H a n o v e r K r a l i y e t K ü t ü p h a n e l e r i n i n izini s ü r m e k ,
H a n o v e r saray kültürü v e s a r a y a h i z m e t k a r l a r s a ğ l a y a n a r i s t o k r a t a i l e l e r i n
yanı sıra, p r o f e s y o n e l u z m a n l ı k l a r ı n e d e n i y l e işe a l ı n a n orta sınıftan i n s a n ­
larla olan b a ğ l a n t ı l a r h a k k ı n d a d a b i z e y e n i bir p e n c e r e a ç m a k t a d ı r . 9 O n
sekizinci y ü z y ı l d a k i politik ve kültürel tarihin, krallığın politik ve s o s y a l
y a ş a m d a k i d a y a n a k noktası olarak ö n e m i n i k ü ç ü m s e m e e ğ i l i m i g ö s t e r d i ­
ğ i d i k k a t e a l ı n d ı ğ ı n d a , sarayı d a h a a n l a m a m ı z a y a r d ı m c ı o l a n b i r yol, ay­
n ı z a m a n d a krallık k u r u m u n u n t e k r a r d e ğ e r l e n d i r i l m e s i n i a ç a n y o l d u r . 1 0
Bu kayıp kütüphaneler, bu kitaptaki diğer bölümlerde tanımlanan boyut­
l a r d a bir kültürel k a t l i a m s i m g e l e m e m e k t e fakat, ç a ğ d a ş p o l i t i k t a r t ı ş m a ­
l a r d a h e r d ö n e m d e sıklıkla faaliyet g ö s t e r e n bir k u r u m h a k k ı n d a y e n i tari­
hi perspektifler sağlamaktadır.
A ş a ğ ı d a anlatılanlar, d e v a m e t m e k t e o l a n ç a l ı ş m a l a r ı h a k k ı n d a n a z i k
bir şekilde, b a n a k o n u ş m a izni v e r m i ş o l a n b a ş k a kişilerin ç a l ı ş m a l a r ı n ı d a
k a p s a m a k t a v e y o k o l a n H a n o v e r K ü t ü p h a n e l e r i ü z e r i n d e y a p ı l a n araştır­
m a l a r ı n m e v c u t d u r u m u h a k k ı n d a g e n e l bilgi v e r m e k t e d i r . Ö z e l l i k l e ilgi
k o n u s u o l a n şey, II. G e o r g e ' u n eşi A n s b a c h ' l ı C a r o l i n e ' d e n , o n u n kızı
K r a l i y e t H a n o v e r v e O r a n g e P r e n s e s i A n n e ' a , k a d a r u z a n a n b i r k a d ı n ge­
l e n e ğ i o l m a s ı d ı r . F a k a t A n n e ' i n e r k e k k a r d e ş l e r i n d e n , III. G e o r g e ' u n sıra­
sıyla b a b a s ı v e a m c a s ı o l a n G a l l e r P r e n s i F r e d e r i c k ile C u m b e r l a n d D ü k ü
W i l l i a m ' d a n d a b a h s e d i l m e k t e d i r . E n fazla d i k k a t , I I I . G e o r g e ' u n eşi,
M e c k l e n b u r g - S t r e l i t z ' l i C h a r l o t t e ' a v e r i l m e k t e d i r . B e n i m ilgi a l a n ı m b a ş ­
tan s o n a , m a d d i k a y n a k ç a y e r i n e , b u k a y ı p k ü t ü p h a n e l e r l e ilgili sosyal v e
k ü l t ü r e l u y g u l a m a l a r ile e n t e l e k t ü e l z e v k l e r d e y a t m a k t a d ı r .
H e m I . G e o r g e ' u n h e m d e II. G e o r g e ' u n k ü t ü p h a n e l e r i h a k k ı n d a , b u n ­
ları H a n o v e r ' d a b u l u n d u r m u ş o l m a l a r ı ç o k m u h t e m e l s e d e , n e r e d e y s e h i ç ­
bir şey b i l m i y o r u z . G o t t f r i e d L e i b n i z ' i n B r u n s w i c k M e c l i s i n i n T a r i h ç i s i
olarak rolü ç o k iyi b i l i n m e k t e d i r v e B r u n s w i c k - W o l f e n b i i t t e l ' d e k i d a h a
eski b ö l ü m t a r i h ç i l e r için s o n d e r e c e d e ğ e r l i bir k a y n a k o l m a y ı s ü r d ü r m e k ­
tedir. I . G e o r g e , o n b e ş y a ş ı n d a V i y a n a ' n ı n T ü r k i ş g a l i n d e n k u r t a r ı l m a s ı ­
n a y a r d ı m c ı olan bir e k i b i n s o r u m l u s u y k e n dişini kıran bir a s k e r - p r e n s v e
d i p l o m a t t ı . A y n ı z a m a n d a V o l t a i r e ' i n IV. H e n r y h a k k ı n d a k i epik şiiri La
11
Ligue'in a d a n d ı ğ ı k i ş i y d i . K r a l , en a z ı n d a n h a n e d a n t a r i h i n e ve askeri is­
t i h k a m l a r ı n planları ile g ö r ü ş l e r i n e s a h i p o l m u ş o l m a l ı v e P e t e r B a r b e r b u
m a l z e m e n i n bir k ı s m ı n ı n h a l e n t a n ı n m a d a n v e k a t a l o g l a n m a d a n W i n d -
sor'da mevcut olduğuna inanmaktadır.12
S a r a y k ü l t ü r ü n ü n t a m g ö r ü n t ü s ü n ü e l d e e t m e k a m a c ı y l a K r a l i y e t ka­
d ı n l a r ı n ı n y a n ı sıra e r k e k l e r e b a k m a n ı n ö n e m i n i v u r g u l a y a n b u belirgin
bibliyografik h a r e k e t s i z l i ğ i n aksi bir d u r u m , I . G e o r g e ' u n a n n e s i , H a n o v e r
S e ç i c i P r e n s e s i , I . J a m e s ' i n t o r u n u v e 1 7 0 1 - 1 7 1 3 a r a s ı n d a İngiliz t a h t ı n ı n
varisi S o p h i a D o r o t h e a ' d ı r . B u k a d ı n e n t e l e k t ü e l t a k i p l e r y a p m a i m k â n ı n a
sahipti v e L e i b n i z ' l e felsefi, teolojik v e e ğ i t i m k o n u l a r ı n d a g ö r ü ş m e l e r ya­
p ı y o r d u . 1 3 M a v e r i c k e n t e l e k t ü e l v e akılcı, r a s y o n e l dinin s a v u n u c u s u v e
N e w t o n ' u n p a n t e i z m y o r u m c u s u o l a n J o h n T o l a n d ' ı n Serena ya Mektup­
lar isimli e s e r i n i n y a z ı l d ı ğ ı k i ş i y d i . 1 4 A y r ı c a d i k k a t e d i l m e s i g e r e k e n h u ­
sus S o p h i e ' n i n e v l e n m e m i ş iki k ı z k a r d e ş i n i n r a h i b e o l m a l a r ı v e b u d u r u -
m u n , onların y a ş a m l a r ı n ı d i n d a r l ı k k a d a r , kültürel a r a m a l a r a a d a y a r a k ge­
ç i r m e l e r i n e izin v e r i y o r d u . B u H a n o v e r k a d ı n l a r ı n ı n h i k â y e s i n d e t e k r a r
dikkatimizi çekecek bir seçenek olup, Kraliçe Charlotte tarafından Frog-
m o r e ' d a k i özel inzivası s ı r a s ı n d a b e n i m s e n m i ş t i . L o u i s e H o l l a n d i n e , ev­
den kaçarak ve Katolikliği b e n i m s e y e r e k ailesini ş a ş k ı n l ı ğ a u ğ r a t m ı ş t ı .
X I V L o u i s , F r a n s ı z g ü c ü n ü e n g e l l e m e y i h e d e f l e y e n ardışık k o a l i s y o n l a r ­
d a O r a n g e ' l ı W i l l i a m ' ı n müttefiki o l a n H a n o v e r ' l i P r o t e s t a n l a r ı k ı z d ı r m a k
için, o n u n M a u b i s s o n R a h i b e s i o l m a s ı n ı sağlayabildiği için e p e y c e m e m ­
nun olmuştu. Bu arada Louise, rahibelik görevi sırasında ressam olarak
y e t e n e k l e r i n i g e l i ş t i r m e i m k â n ı n ı b u l m u ş t u . 1 5 S o p h i e ' n i n r a h i b e o l a n di­
ğ e r kız kardeşi H e r f o r d ' u n K r a l i y e t K i l i s e s i n i n s o r u m l u s u y d u v e L u t h e r a n
o l a r a k k a l m a y ı s ü r d ü r m ü ş t ü . Kutsal R o m a İ m p a r a t o r l u ğ u n u n e v l e n m e m i ş
k r a l i y e t ve asil k a d ı n l a r ı n a yararlı bir şekilde, L u t h e r a n Kilisesi, yarı
ö z e r k l e ş t i r i l m i ş bir ş e k i l d e k a d ı n r a h i p l e r b u l u n d u r u y o r d u . Ü y e l e r i c e m a ­
a t h a l i n d e y a ş ı y o r d u a m a ant i ç m i y o r l a r d ı v e ö z e l o l a r a k z o r b i r y a ş a m
sürmeleri gerekmiyordu.
S o p h i e ' n i n uzun yaşaması, A n a Seçici Prenses olarak torununun gelini
ile k u v v e t l i d o s t l u k bağları o l u ş t u r m a i m k â n ı n a s a h i p o l m a s ı a n l a m ı n a ge­
liyordu. Seçici Prens, 1713'den sonra Galler Prensi ve sonra II. G e o r g e
olan G e o r g e A u g u s t u s , 1705 y ı l ı n d a A n s b a c h ' l ı C a r o l i n e ile e v l e n m i ş t i .
B ü y ü k k a y ı n v a l i d e s i ile teoloji ve felsefe ilgilerini p a y l a ş ı y o r d u ve d a h a
ö n c e , s o n r a d a n Kutsal R o m a İ m p a r a t o r u VI. C h a r l e s o l a n , H a b s b u r g Ar­
ş i d ü k ü C h a r l e s ' a gelin o l a b i l m e k için g e r e k l i o l a n K a t o l i k l i ğ e d ö n m e y i
r e d d e t m i ş t i . B u k a r a r o n u H a n o v e r - B ü y ü k B r i t a n y a s ı için p o p ü l e r bir
a d a y d u r u m u n a getirmişti v e teolojik t a r t ı ş m a z e v k i n i o ö l ç ü d e m u h a f a z a
etmişti ki, serbest d ü ş ü n c e y e s a h i p o l d u ğ u n d a n k u ş k u l a n ı l m ı ş t ı . C a r o l i n e
k e s i n o l a r a k , p a p a z ı o l a r a k R a s y o n e l A n g l i k a n birini, d ü ş ü n c e l e r i t e h l i k e ­
li bir ş e k i l d e d e i z m e (akılcılığa) y a k ı n olan d e ğ i ş i k S a m u e l C l a r k e ' ı işe al­
m ı ş t ı . A m a o n u n " k a y ı p k ü t ü p h a n e " s i n i n k a t a l o g u , serbest d ü ş ü n c e yanlı­
s ı J o h n T o l a n d ' a ait s a d e c e bir m e t i n i ç e r m e k t e d i r v e g e r ç e k serbest d ü ­
ş ü n c e s e m p a t i s i g ö s t e r g e s i o l a b i l e c e k , Spinoza'nın Yaşamı t a r z ı n d a h i ç b i r
k i t a p b u l u n m a m a k t a d ı r . D i ğ e r tarafta, K a t o l i k l i ğ e karşı P r o t e s t a n itirazla­
rını t a r t ı ş a n , K u v e y k ı r l e r gibi azınlık P r o t e s t a n l a r ı n ı n telkinlerini açıkla­
yan, İ n g i l t e r e K i l i s e s i n i n d o k t r i n l e r i n i a n l a t a n ve teoloji ile on sekizinci
yüzyılın b a ş l a r ı n d a k i yeni d o ğ a l felsefe a r a s ı n d a k i ilişkiyi a r a ş t ı r a n b i r ç o k
k i t a p b u l u n m a k t a d ı r v e b u t a r t ı ş m a l a r ı n t e m e l i , d o ğ a fikrinin tanrının tasa­
rımı o l d u ğ u n u teyit e t m e k t i . 1 6 A y r ı c a ç o k s a y ı d a v a a z v e m e t i n s e l e l yazı­
sı ile y a z ı l m ı ş y o r u m kitabı da b u l u n m a k t a d ı r . İ l a h i y a t ve felsefenin dışın­
d a e n b ü y ü k k i t a p k a t e g o r i s i tarihti v e s e y a h a t , topografik t a n ı m l a r ile
ö n e m l i b i n a l a r ı n p l a n l a r ı n ı i ç e r i y o r d u . P e t e r Barber, kraliçenin k ü t ü p h a n e ­
sinin a s l ı n d a gerçek k r a l i y e t k ü t ü p h a n e s i o l d u ğ u n u ; k r a l i ç e n i n b ü t ü n ü y l e
krallığa u y g u n k i t a p l a r satın aldığını d ü ş ü n m e k t e d i r . Y o k s a k o l e k s i y o n u ­
n u n n e d e n , bir tanesi o n u n t a r a f ı n d a n H a n s S l o a n e ' u n k o l e k s i y o n u n d a n
seçilen askeri i s t i h k â m h a k k ı n d a k i t a p l a r içerdiğini a ç ı k l a m a k z o r d u r . C a -
r o l i n e ' e , S l o a n e ' u n g e n i ş v e k a p s a m l ı k o l e k s i y o n u n d a n s e ç i m y a p m a hak­
kı v e r i l d i ğ i d i k k a t e a l ı n d ı ğ ı n d a , b ü t ü n ü y l e k r a l l ı ğ a ve, k o c a s ı ile en sevdi­
ğ i o ğ l u C u m b e r l a n d D ü k ü W i l l i a m gibi a s k e r - p r e n s l e r e yararlı bir k o l e k -
s i y o n o l u ş t u r m a k y e r i n e , s a d e c e k e n d i ilgi a l a n l a r ı n a d a y a n a n bir k o l e k s i ­
17
y o n o l u ş t u r u y o r o l s a y d ı , b u k o n u d a bir k i t a p alır m ı y d ı ?
Kraliçenin, H a m p t o n C o u r t ' t a k i restore edilen malikanesi, kraliçenin
İ n g i l t e r e ' d e k i teolojik a r a ş t ı r m a l a r ı n ı n fiziksel o r t a m ı h a k k ı n d a bize ç o k
a z fikir v e r m e k t e d i r . O r a t o r y o d a b u l u n a n bir o k u m a m a s a s ı b i z e , 1728 yı­
l ı n d a o n a a d a n a n v e m a s a d a açık b i r ş e k i l d e d u r a n bir d u a k i t a b ı n d a n ra­
h i b i n i n o n a v a a z v e d u a l a r ı nasıl o k u d u ğ u n u g ö s t e r m e k t e d i r . Özel s a l o n u
k a ğ ı t m a s a l a r ı v e bir tanesi Sir R o b e r t W a l p o l e ' u n evi o l a n H o u g h t o n
H a l l ' u n g ö r ü n t ü l e r i h a k k ı n d a o l m a k ü z e r e , o y m a l ı kitapları ile, farklı ilgi
a l a n l a r ı n ı b e l i r t m e k için g ö s t e r i l m e k t e d i r .
E v l e n m e s i n d e n v e H a n o v e r ' e y e r l e ş m e s i n d e n ö n c e C a r o l i n e Kutsal R o ­
m a İ m p a r a t o r l u ğ u n u n e n eğitilmiş s a r a y l a r ı n d a n ikisinde, D r e s d e n v e Ber­
l i n ' d e yetiştirilmişti. A n n e s i S a x e - E i s e n a c h ' l ı E l e o n o r e , C a r o l i n e ü ç yaşın­
d a y k e n dul kalmıştı v e s o n r a S a k s o n y a ' d a n IV. J o h n G e o r g e ile e v l e n m i ş ­
ti. D r e s d e n ' d e b u l u n a n prenslik k o l e k s i y o n u , G r e e n Vault [Yeşil K a s a ] h a ­
zineleri dahil, R ö n e s a n s ' t a n beri A v r u p a ' d a k i e n g ö r k e m l i k o l e k s i y o n l a r
a r a s ı n d a y d ı . E n son d ü z e n l e m e teorilerine u y g u n olarak 1 5 8 0 ' l e r d e oluştu­
rulan k o l e k s i y o n , J o h a n n Damian Majör ( 1 6 3 6 - 1 6 9 3 ) tarafından d ü z e n l e n ­
mişti. Bu teoriler e s a s olarak klasik k a y n a k l a r d a n türemişti ve nesneleri tü­
r ü n e g ö r e , sanat v e d o ğ a l harikalarını i ç e r e c e k v e aynı z a m a n d a y e t k i n bir
k a t a l o g l a d e s t e k l e n e c e k şekilde d ü z e n l e m e y i v u r g u l u y o r d u . İdeal o l a r a k b u
t ü r k o l e k s i y o n l a r bu işe tahsis e d i l m i ş İlham Perilerinin ( M u s a l a r ) T a p ı n a ­
ğ ı olarak g ö r ü l e n b i n a l a r d a barındırılacaktı. D r e s d e n ' d e k i K u n s t k a m m e r
aletler, bilimsel e n s t r ü m a n l a r v e k i t a p l a r içeriyor v e S a k s o n y a ' n ı n m a l z e ­
m e ü r e t i m i n e y a r d ı m d a b u l u n a n S a k s o n y a l ı z a n a a t k a r l a r , bilim a d a m l a r ı v e
din a d a m l a r ı için ö n e m l i bir k a y n a k olarak g ö r ü l ü y o r d u .
C a r o l i n e ' i n a n n e s i ö l d ü ğ ü n d e , y e n i vasisi, 1701 ' d e n s o n r a ilk P r u s y a
K r a l ı olarak taç g i y e n B r a n d e n b u r g ' l u Seçici III. F r e d e r i c k o l m u ş t u . Vasi­
sinin eşi, I. G e o r g e ' u n kız kardeşi ve a n n e s i L e i b n i z ' l i S o p h i e ile eş-des-
tekleyici olan, Hanover'li Sophie Charlotte'du. P r u s y a ' d a k i yeni kral dip­
l o m a t i k işlerle u ğ r a ş ı r k e n , eşi kültürel a l t y a p ı y a y o ğ u n l a ş m ı ş t ı .
B e r l i n ' i n k e n t s e l t a s a r ı m ı n a y e n i bir zarafet v e r i l m e s i n e y a r d ı m c ı o l a n
kişi C a r o l i n e ' d i v e Bilim A k a d e m i s i n i n k u r u c u s u y d u . 1 7 0 3 y ı l ı n d a , O t u z
Yıl S a v a ş ı n d a n s o n r a B ü y ü k S e ç i c i P r e n s F r e d e r i c k W i l l i a m t a r a f ı n d a n
y e n i d e n t o p l a n a n sanat k o l e k s i y o n u , a n t i k a l a r v e e g z o t i k g ü z e l l i k l e r l e bir­
likte, i ç i n d e b ü y ü k bir k ü t ü p h a n e y i d e b a r ı n d ı r a n B e r l i n K r a l i y e t S a r a y ı ­
nın y e n i g a l e r i l e r i n e y e r l e ş t i r i l m i ş t i . B u t ü m kıtayı k a p s a y a n s a n a t s a l v e
kültürel h a z i n e l e r , J o a n n a M a r s c h n e r t a r a f ı n d a n , C a r o l i n e ' i n İ n g i l t e r e ' y e
g e l d i k t e n sonraki k o l e k s i y o n c u v e g i r i ş i m c i r o l ü n ü n a n l a ş ı l m a s ı n d a s o n
18
d e r e c e ö n e m l i olarak v u r g u l a n m ı ş t ı r .
Bu nedenle Caroline'in kütüphanelerinin, sanata, teknolojiye ve doğa­
y a a d a n a n A v r u p a kıtası m o d e l l e r i n i n bir p a r ç a s ı o l a r a k g ö r ü l m e s i g e r e k ­
mektedir. Kraliçenin birçok kütüphanesi vardı. Bunların en önemlisi Kent
t a r a f ı n d a n S t J a m e s S a r a y ı n d a o n u n için t a s a r l a n a n k ü t ü p h a n e y d i . K e n -
s i n g t o n ' d a k r a l i ç e , b ü y ü k g i r i ş i m c i kral I . C h a r l e s ' ı n s a h i p o l d u ğ u r e s i m ­
l e r d e n k a l a n l a r ı , bir set H o l b e i n ç i z i m l e r i d â h i l , t e k r a r t o p l a y a r a k , r e s i m
k o l e k s i y o n u n u y e n i d e n d ü z e n l e m i ş v e bir K u n s l k a m m e r y a d a sanat gale­
risi o l u ş t u r m u ş t u ; o r a d a k i k ü t ü p h a n e s i W u n d e r k a m m e r y a d a b i b l o dolabı
içeriyordu. Son olarak, R i c h m o n d ' d a , Merlin'in mağarasında, yine Kent
t a r a f ı n d a n t a s a r l a n a n v e bazı k i t a p l a r ı n ı n taşındığı gotik k i t a p l ı k l a r b u l u ­
n a n basit bir sığınağı v a r d ı . S t e p h e n D u c k , " h a r m a n c ı şairi", " m a ğ a r a n ı n
k o r u y u c u s u " o l a r a k g ö r e v l e n d i r i l m i ş t i . Aynı z a m a n d a y a k ı n d a b u l u n a n in­
ziva y e r i n i n d e b a k ı c ı s ı y d ı .
B i r e ş - k r a l i ç e n i n k ü t ü p h a n e s i n i i n c e l e r k e n , C a r o l i n e ' i n rakibi, II. G e -
o r g e ' u n m e t r e s i H e n r i e t t a H o w a r d ' i u n u t m a m a m ı z gerekir. M u h t e ş e m
p a l l a d i a n villası M a r b l e Hill H o u s e ' u n i ç i n d e y a k l a ş ı k 9 0 0 ciltlik bir kü­
t ü p h a n e b u l u n u y o r d u . B u c i l t l e r d e n bir t a n e s i , C o l e n C a m p b e H ' i n Vitruvi-
us Brittanicus, uydu. K e n t ' i n Designs oflnigo Jones'una* o l d u ğ u gibi b u ­
n u n d a a b o n e s i y d i . M a l i k a n e s i için y a p ı l a n t a s a r ı m l a r d a bilgili bir katılım­
cıydı. A y n ı z a m a n d a , P a p a , Swift v e C h e s t e r f i e l d K o n t u gibi a r k a d a ş l a r
a r a s ı n d a e d e b i zevki n e d e n i y l e ç o k saygı g ö r ü y o r d u . 1 9 B ö y l e e n t e l e k t ü e l ,
sofistike k r a l i y e t m e t r e s ö r n e k l e r i , F r a n s a ' d a da, R a c i n e v e L a F o n t a i n e ' i n
p a t r o n i ç e l e r i o l a n v e k ü t ü p h a n e s i n d e , b a s k ı l a r v e m ü z i k notaları d a h i l
4 . 0 0 0 ' i n ü z e r i n d e k i t a p b u l u n a n M a d a m d e M o n t e s p a n ile p a r a l e l l i k l e r
20
göstermektedir.
C a r o l i n e ' i n farklı bir a n l a m d a bir b a ş k a rakibi, e n b ü y ü k o ğ l u G a l l e r
P r e n s i F r e d e r i c k ' t i . F r a n c e s V i v i a n ' ı n a r a ş t ı r m a s ı n ı n g ö s t e r d i ğ i gibi, I
C h a r l e s ' ı n h a m u r u n d a bir g i r i ş i m c i kral o l m a y a k a r a r l ı y k e n , o n u n çılgın­
c a b i n a alım v e d e k o r a s y o n u , t o r u n u I V . G e o r g e ' u n m e s l e k y a ş a m ı n d a d a
t e k r a r l a n m ı ş t ı . H e r ikisi d e G a l l e r P r e n s i n i n , askeri m e s l e k y a ş a n t ı s ı n d a n
h a r i ç t u t u l m a k a d e r i n i p a y l a ş m ı ş , politik m u h a l e f e t i n m e r k e z i o l m u ş v e
iktidara gelmeyi beklerken, enerjilerini uzmanlaşmaya harcamışlardı.
A m a h e r n e k a d a r K r a l i ç e C h a r l o t t e o ğ l u G e o r g e ' u h o ş g ö r ü l ü bir ş e k i l d e
ç o k s e v i y o r d u y s a d a , K r a l i ç e C a r o l i n e ' i n oğlu F r e d e r i c k ' e karşı bir nefre­
t i v a r m ı ş g i b i y d i . B e l k i d e birbirlerine fazla b e n z i y o r l a r d ı . H e r ikisi d e m i ­
m a r l a r ı v e b a h ç e t a s a r ı m c ı l a r ı o l a r a k K e n t ' i g ö r e v l e n d i r m i ş l e r d i v e ikisi
d e I . C h a r l e s ' ı n k o l e k s i y o n l a r ı n ı y e n i d e n o l u ş t u r m a k o n u s u n d a birbirleriy­
l e y a r ı ş ı y o r d u . F r e d e r i c k ' i n K ü t ü p h a n e s i , p a p a z ı C a s p a r W e t t s t e i n tarafın­
d a n d e r l e n m i ş t i : K o l e k s i y o n u n k l a s i k l e r e , t a r i h e v e İngiliz v e F r a n s ı z e d e ­
b i y a t ı n a , s a n a t a v e m i m a r l ı ğ a karşı kuvvetli bir eğilimi v a r d ı . M a t e m a t i k ­
ç i v e filozof D e s a g u l i e r s ' i n , F r e d e r i c k ' i n K e w ' d e k i e v i n d e , B e y a z E v ' d e
[ W h i t e H o u s e ' d a j , t e l e s k o p l a r ı ile b a ş k a bilimsel c i h a z l a r ı n ı n b u l u n d u ğ u
v e F r e d e r i c k ile b i r k a ç a r k a d a ş ı n a ö z e l d e r s l e r verdiği bir o d a s ı v a r d ı . F r e ­
d e r i c k 1751 y ı l ı n d a , v a s i y e t n a m e b ı r a k m a d a n ö l m ü ş t ü . A m a taslak vasi­
21
y e t n a m e s i b ü t ü n kitaplarını v e r e s i m l e r i n i eşi A u g u s t a ' y a b ı r a k m ı ş t ı .
K r a l i y e t K o l e k s i y o n d a k i yetkili m ü d ü r l e r , kitapların III. G e o r g e ' u n k ü t ü p ­
h a n e s i n i n bir p a r ç a s ı h a l i n e geldiğini v a r s a y m a k t a d ı r , a m a a n l a ş ı l d ı ğ ı k a ­
d a r ı y l a , b a b a d a n o ğ l a g e ç e n h e r h a n g i b i r kitabı b e l i r l e m e k ç o k z o r d u r : B i r
başka "kayıp kütüphane".22
H a n o v e r l i l e r i n , i ş l e m e y e n aile ilişkileri n e d e n i y l e a d l a r ı ç ı k m ı ş t ı v e
F r e d e r i c k l e e b e v e y n l e r i a r a s ı n d a k i tartışmalı ilişkiye e k o l a r a k , k a r d e ş l e r
a r a s ı n d a k i r e k a b e t fazlasıyla b e l i r g i n d i . II. G e o r g e , başarılı bir a s k e r i m e s ­
lek için y e t i ş t i r i l m e k t e olan ikinci o ğ l u C u m b e r l a n d D ü k ü W i i l i a m ' i ter­
c i h e d i y o r d u . W i l l i a m ' i n 4 5 ' d e k i ikinci J a c o b i t e i s y a n ı n ı n b a s t ı r ı l m a s ı n -
d a k i başarısı - H a n d e l ' i n M a r s ' ı n ı n " f e t h e d e n k a h r a m a n ı " y d ı - o n a k a s a p
C u m b e r l a n d a d ı n ı k a z a n d ı r m ı ş t ı r . Y i n e d e C u m b e r l a n d bir e ş k ı y a d e ğ i l d i .
A n n e s i gibi, p e y z a j t a s a r ı m ı ile i l g i l e n i y o r d u v e o n u n yarattığı Virginia
Water ve beraberindeki klasik peyzaj, sadece estetik amaçlı değil, terhis
e d i l e n a s k e r l e r i n e i ş i m k â n ı s a ğ l a m a k içindi. A s k e r i t e k n i k r e s s a m v e t o -
pografik manzaraların ressamı olarak Paul ve T h o m a s S a n d b y ' ı görevlen­
d i r m i ş t i ; v e h a r i t a l a r ı ile t o p o g r a f i k r e s i m l e r i III G e o r g e ' u n k o l e k s i y o n u n ­
d a y e r a l d ı . 2 3 E ğ e r , g ö l d e balık a v l a m a s e f e r l e r i n d e k u l l a n ı l a n Ç i n y e l k e n ­
lisi b u g ü n l e r e k a l m ı ş o l s a y d ı , v e kıta A l m a n y a ' s ı n ı n s a r a y l a r ı n d a b u l u n a ­
b i l e c e k e n c ö m e r t Ç i n motifleri v e r s i y o n l a r ı n a r a k i p o l a b i l e c e k ç i z i m l e r i ­
ne b a k ı l a b i l s e y d i , bu a s k e r - p r e n s h a k k ı n d a m u h t e m e l e n ç o k farklı bir fi­
kir s a h i b i o l a b i l i r d i k . 2 4
C u m b e r l a n d ' ı n e n b ü y ü k ablası, K r a l i y e t P r e n s e s i A n n e ç o k y e t e n e k l i
bir m ü z i s y e n o l u p , H a n d e l ' i n ö ğ r e n c i s i v e k o r u y u c u s u y d u . H a n d e l ' e sağ­
ladığı m a d d i d e s t e ğ i n d e r e c e s i , y a k ı n z a m a n l a r d a R i c h a r d K i n g t a r a f ı n d a n
o r t a y a ç ı k a r ı l m ı ş t ı r . 2 5 O ve e r k e k k a r d e ş i r a k i p şarkıcı ş i r k e t l e r i n i d e s t e k ­
l i y o r d u . K a m b u r O r a n g e p r e n s i ile e v l e n m e k o n u s u n d a k i h e v e s l i l i ğ i - ki­
şisel a ç ı d a n son d e r e c e m u t l u s o n u ç l a n a n bir evlilik - k ı s m e n , g e l e c e ğ i n
k r a l ı n ı n e v l e n m e m i ş kız k a r d e ş i o l a r a k o r t a l a r d a d o l a ş m a v e o n u n k o r u y u ­
c u o l a r a k o y n a d ı ğ ı r o l d e , a r k a p l a n d a k a l m a k o n u s u n d a k i isteksizliği ile
k ö r ü k l e n m i ş t i . H o l l a n d a ' d a L e e u w a r d e n ' d e k i sarayını bir m ü z i k a l m ü ­
kemmeliyet merkezi haline dönüştürerek, hem müziği hem de müzisyen­
leri, k u z e n i v e eski talibi P r u s y a l ı B ü y ü k F r e d e r i c k ile t a k a s e t m i ş t i . R i c ­
h a r d K i n g gibi m ü z i k tarihçileri, o n u n o n sekizinci yüzyıl A v r u p a ' s ı n ı n e n
i y i l e r i n d e n biri olan k a y b o l a n m ü z i k k ü t ü p h a n e s i n i , t e k r a r o l u ş t u r a b i l m e ­
yi ç o k isterlerdi. İki e v l e n m e m i ş kız k a r d e ş i , A m e l i a ve C a r o l i n e ' e gelin­
c e , a n n e l e r i C a r o l i n e t a r a f ı n d a n , g ü ç l ü e n t e l e k t ü e l ilgi alanları ile k e n d i l e ­
r i n e v e r i l e n iyi e ğ i t i m d i k k a t e a l ı n d ı ğ ı n d a , e n t e l e k t ü e l v e sanatsal k ü l t ü r e
h a r c a y a c a k ç o k a z z a m a n l a r ı v a r g i b i y d i . A n l a ş ı l a n a r k a l a r ı n d a h i ç b i r kü­
tüphane bırakmamışlardı. Caroline hasta k o n u m u n d a n zevk alıyordu ve
bunu meşgalesi haline getirmişti. A m a anlaşılan divanına uzanıp kitap
o k u m a m ı ş t ı . A m e l i a zorlu bir at-binicisiydi ve av a l a n ı n d a b a b a s ı n a fark
atabiliyordu.26 Bu e v l e n m e m i ş A l m a n prensesleri gerçekten A l m a n y a ' d a
y a ş a m ı ş o l s a l a r d ı , m u h t e m e l e n , S o p h i e ' n i n kardeşleri gibi, bir L u t h e r a n
manastırına kapanır, kendilerini dine veya müziğe adarlardı (ya da kuzen­
leri, B ü y ü k F r e d e r i c k ' i n k ı z k a r d e ş i A m e l i a gibi). D a h a s o n r a Q u e d l i n g -
b u r g b a ş r a h i b e s i o l a n A m e l i a d a y e t e n e k l i b i r m ü z i s y e n d i v e onun k a y b o -
lan m ü z i k k ü t ü p h a n e s i , a y n ı z a m a n d a kitaplarını k a t a l o g l a m ı ş olan S e r g e
27
Riviere tarafından aranmaktadır.
Ö l d ü ğ ü z a m a n , k ü t ü p h a n e s i s a t ı l d ı ğ ı n d a K r a l i ç e C h a r l o t t e ' u n koleksi­
y o n u İ n g i l i z c e , A l m a n c a , F r a n s ı z c a v e İ t a l y a n c a d i l l e r i n d e 4 , 0 0 0 ' d e n faz­
l a k i t a p i ç e r i y o r d u v e k l a s i k l e r t e r c ü m e l e r l e ç o k iyi t e m s i l e d i l i y o r d u . 2 8
Ç o c u k l a r ı n a , satıştan ö n c e k i t a p l a r d a n s e ç m e h a k k ı v e r i l m i ş t i . K ü t ü p h a n e ­
nin d a ğ ı l ı m ı için g ö s t e r i l e n n e d e n , k i t a p h a r c a m a l a r ı n ı n h e r z a m a n gelirle­
rini a ş m ı ş o l d u ğ u y d u . 2 9 A m a aynı z a m a n d a k ü t ü p h a n e s i u z m a n l a ş m ı ş b i r
kütüphane değildi. Nadir baskılar veya el yazması kitaplara sahip değildi.
D a h a ç o k g ü n l ü k k u l l a n ı m içindi.
B u k u l l a n ı m l a r h e m ö z e l , h e m d e g e n e l o l a r a k ayrılabilir. B u k ü t ü p h a ­
n e o n u n e ğ i t i m i v e z e v k i , ö z e l l i k l e d e kızlarının e ğ i t i m i içindi. K ü t ü p h a ­
n e n i n F r o g m o r e ' d a s ı ğ ı n a k t a k i nihai yeri, b u özel k a r a k t e r i v u r g u l a m a k t a ­
dır. A n c a k , bir e ş o l a r a k , g e l e n e k s e l e d e b i h i m a y e y ö n t e m l e r i a ç ı s ı n d a n
saygın bir k i ş i l i k t i . 3 0 B u n a ek o l a r a k , k ü t ü p h a n e s i ile ilintili p e r s o n e l c e ,
k e n d i s i n i İ n g i l t e r e ' d e B l u e s t o c k i n g s ' l e r e * b a ğ l a y a n , v e ayrıca, İ n g i l t e ­
re'deki ve Avrupa kıtasındaki Protestan Aydınlanması açısından sözde
m e v k i sahibi y a p a n , e n t e l e k t ü e l ç a b a l a r ı n odağı o l a r a k g ö r ü l ü y o r d u . İsviç­
re, H o l l a n d a , A l m a n y a v e D a n i m a r k a ' d a k i , e n t e l e k t ü e l v e a h l a k i a ç ı d a n
paralel gruplaşmalarla kesin bağlantılar bulunuyordu.31
C h a r l o t t e nasıl v e n e o k u y o r d u ? N e y a z ı k ki, g e r ç e k t e n ö z e l olan ç o k
az sayıda belge kalmıştır. Windsor'daki Kraliyet Arşivlerinde az miktarda
g ü n l ü k , ç o k s e y r e k belirgin e d e b i referans i ç e r m e k t e , a n c a k bir isim g ö z e
ç a r p m a k t a d ı r - 16 O c a k 1794 g ü n ü için y a p ı l a n kayıtta, G i b b o n ' u n ö l ü m ü
ile ilgili o l a r a k , " i n a n ç s ı z " ifadesi k u l l a n ı l m a k t a d ı r . A y r ı c a , a r ş i v l e r d e The
Spectator [ S e y i r c i ] ve, L a H a r p e ' ı n F r a n s ı z e d e b i y a t ı n a girişi La Lycee
( 1 7 9 9 ) ' d a n o k u m a s ı ile ilgili bazı n o t l a r b u l u n m a k t a d ı r . 3 2 B u n u n l a birlik­
t e , k r a l i ç e n i n g e n e l d e , bilgi, m a n e v i e ğ i t i m v e k e n d i n i g e l i ş t i r m e k a m a c ı y ­
l a o k u y a n dikkatli bir o k u y u c u o l d u ğ u s o n u c u n u ç ı k a r a b i l i r i z . C h a r l o t t e
İ n g i l t e r e ' y e g e l d i ğ i n d e F r a n s ı z c a b i l i y o r d u a m a İ n g i l i z c e b i l m i y o r d u , yi-

* B l u e s t o c k i n g s : On s e k i z i n c i y ü z y ı l ı n ikinci yarısında ortaya ç ı k a n kadın e d e b i y a t " k u l ü b ü " n e v e r i l e n


gayrı resmi a ş a ğ ı l a y ı c ı isim. Zamanlarının ahlaki, e n t e l e k t ü e l ve kültürel standartlarını y ü k s e l t m e k i s t e y e n
e ğ i t i m g ö r m ü ş , e n t e l e k t ü e l ve tutucu kadınlar tarafından yürütülen bu arkadaş grubu sırayla, L o n d r a ' n ı n
e d e b i şahsiyetlerinin ilgi o d a ğ ı o l d u ğ u a k ş a m e ğ l e n c e l e r i n e e v sahipliği yapardı. | ç . n . |
n e d e b e n i m s e d i ğ i lisanı ç a b u k ö ğ r e n m i ş t i .
K r a l i ç e C h a r l o t t e ' u n b o t a n i ğ e karşı ilgisini a r a ş t ı r a r a k , o k u m a y ö n t e ­
m i n i anlayabiliriz. K r a l i ç e C h a r l o t t e ' u n k o l e k s i y o n u n d a b u l u n a n v e h a l e n
W i n d s o r ' d a k i K r a l i y e t K ü t ü p h a n e s i n d e o l a n k i t a p l a r d a n biri, B u t e K o n t u
t a r a f ı n d a n d e r l e n e n v e o n a a d a n a n b o t a n i k t a b l o l a r setidir. Set, a y n ı za­
m a n d a Frogmore'daki dekorasyonların üzerinde de çalışan çiçek ressamı
M a r y M o s e r tarafından y a p ı l a n , çiçek boyalı s ü s l e m e l e r k a p l ı m a u n bir
k u t u n u n içindedir. B u t e , C h a r l o t t e ' u n kayınvalidesi tarafından, III. G e o r g e
G a l l e r P r e n s i y k e n bir tür akıl h o c a s ı o l a r a k a t a n m ı ş t ı . Aynı z a m a n d a G e -
o r g e ' u n b a b a s ı tarafından K e w ' d a b a ş l a t ı l a n v e d u l eşi A u g u s t a t a r a f ı n d a n
s ü r d ü r ü l e n b a h ç e l e r i n d e m ü d ü r l ü ğ ü n ü y a p m ı ş t ı . B u t e p o l i t i k a d a n dışlan­
dığı z a m a n , k e n d i s i n i b i l i m l e o y a l a m ı ş t ı . K e n d i b o t a n i k tabloları ü z e r i n d e
y ı l l a r c a ç a l ı ş m ı ş ve 1 7 8 4 y ı l ı n d a b u n l a r ı , "şahsınızın kraliyet adının koru­
ması altında sadece Cins-i Latifin zevkine" s u n u ş u y l a , K r a l i ç e C h a r l o t t e ' a
a d a m a s ı n a izin v e r i l m i ş t i . 3 3
B o t a n i k b i l i m i n i n e ğ i t i l m i ş bir k a d ı n ı n b o ş vakti ile ilişkisi, bu bağlılı­
ğın g e r ç e k o l d u ğ u i z l e n i m i n i v e r i y o r d u v e A n n e S h t e i r t a r a f ı n d a n başarıy­
l a i n c e l e n e n " e ğ l e n m e " ö n e m s i z değil, ciddi v e s i s t e m a t i k t i . 3 4 C h a r l o t t e ' u n
kayıp kütüphanesinin araştırılması s o n u c u n d a elde edilecek kazançlardan
biri, k r a l i ç e n i n a r k a d a ş l a r ı v e o n l a r ı n ç a k ı ş a n h a m i l i k ş e b e k e l e r i n i n d e ğ e r ­
l e n d i r i l m e s i y o l u n u a ç m a s ı d ı r . K r a l i y e t çiftinin e n y a k ı n a r k a d a ş l a r ı n d a n
biri, z a m a n ı n ı n ö n d e g e l e n k a d ı n k o l e k s i y o n c u s u , u z m a n ı v e bilimsel
a m a t ö r ü P o r t l a n d D ü ş e s i d i r ( 1 7 1 5 - 1 7 8 5 ) . T a n ı n m ı ş bibliyofillerden biri
o l a n v e e l y a z m a s ı k i t a p k o l e k s i y o n u y e n i İngiliz M ü z e s i n i n bir p a r ç a s ı
h a l i n e g e l e c e k o l a n ikinci O x f o r d K o n t u n u n kızıydı. D ü ş e s i n ö l ü m ü n d e n
s o n r a k o l e k s i y o n açık a r t ı r m a y l a s a t ı l d ı ğ ı n d a , m i n e r a l l e r , fosiller, k a b u k ­
lar, b ö c e k l e r , kuşlar, ve b u n l a r ı n y u v a l a r ı ile y u m u r t a l a r ı h a k k ı n d a kolek­
siyonlar içeren kategoriler halinde 4,000'in üzerinde parça oluşturmuştu.35
D ü ş e s i n , a r a l a r ı n d a k a r a n l ı k t a n kurtarılıp e v i n kızlarının m ü r e b b i y e s i ya­
p ı l a n A n g l o - S a k s o n bilgin E l i z a b e t h E l s t o b ' u n d a b u l u n d u ğ u e v h a l k ı ,
Bluestockings'in Kraliçesi Lizabeth M o n t a g u ' n u n kendi edebi eğilimleri­
ni geliştirdiği ve bir e v i n nasıl bir dişi entelektüelliği h a l i n e d ö n ü ş e b i l e c e ­
ğini öğrendiği matristi.36 Kraliçenin, Portland Düşesinin ve onların müşte­
reken korudukları B a y a n D e l a n e y ' i n dostluğu, Kraliçenin B l u e s t o c k i n g s ' l e r -
37
le bağlantısının kurulabileceği yollardan biridir. Bir d i ğ e r B l u e s t o c k i n g s
b a ğ l a n t ı s ı , k r a l i ç e n i n A l m a n c a k i t a p l a r ö d ü n ç verdiği E l i z a b e t h C a r t e r ' l a
38
tanışıklığıdır.
P o r t l a n d l a r t a r a f ı n d a n k o r u n a n k i ş i l e r d e n biri, 1767 yılında, d u l k a l a n
Düşese papaz olarak atanan, doğabilimci papaz John Lightfoot'dur (1735-
1788). L i g h t f o o t e s a s o l a r a k o n u n d o ğ a l tarih k o l e k s i y o n l a r ı n ı d ü z e n l e ­
m e k v e k a t a l o g l a m a k l a g ö r e v l i y d i . L i g h t f o o t ö l d ü ğ ü n d e III G e o r g e o n u n
serasını k r a l i ç e için satın almıştı v e F r o g m o r e ' a m o n t e e d i l m i ş t i . T a m i r
e d i l m e s i g e r e k t i ğ i n d e bu g ö r e v otuz-altı ciltlik İngiliz Botaniği'nin y a z a r ı
v e L i g h t f o o t ' l a birlikte L i n n a e a n T o p l u l u ğ u n u n k u r u c u s u b o t a n i k ç i J . E .
S m i t h ' e v e r i l m i ş t i . 3 9 K a d ı n l a r t o p l u l u ğ u n r e s m i üyesi d e ğ i l d i , a m a b o t a n i ­
ğ e o l a n ilgileri, S m i t h tarafından C h e l s e a ' d e k i e v i n d e verilen v e b a ş k a l a ­
rının y a n ı sıra P o r t l a n d D ü ş e s i n i n de katıldığı k o n f e r a n s l a r aracılığı ile
besleniyordu.

S m i t h F r o g m o r e ' d a ç a l ı ş m a y a b a ş l a d ı k t a n sonra, k r a l i ç e k e n d i s i n e v e
p r e n s e s l e r e b i r k a ç özel d e r s v e r m e s i n i istemişti. S m i t h ' i n b u t o p l a n t ı l a r l a
ilgili o l a r a k anlattıkları, C h a r l o t t e ' u n b o t a n i k a r a ş t ı r m a l a r a verdiği d ü z e n ­
li d i k k a t i g ö s t e r m e k t e d i r . A ç ı k l a m a s ı n a g ö r e seranın t a m i r i ,

Frogmore'a sık sık konuk olarak ve botanik ile hayvanbilimi hakkında


konferans vermek yerine, düzenli olarak sohbetlere davet edilmesine yol
açmış, kraliçe ve Prenses Augusta lar bunları gösterdikleri itina ile şeref­
lendirmişler di; kraliçe her derste düzenli olarak not tutuyor ve dersin so­
nunda, hataları önlemek amacıyla yüksek sesle okuyordu...
Sıklıkla konu hakkında içini döktüğü bilinen bu örnek annenin planı,
krallık çocuklarının eğitiminde, onlara daha sonra aralarından kendi se­
çimlerini yapabilecekleri çeşitli alanlarda ve araştırmalarda, mümkün ol­
duğunca fazla kaynak oluşturmak ve böylece meslek ve eğlence amacıyla
ortamdan bağımsız olmalarını sağlamaktı.

A n c a k , S m i t h ' i n kraliyet ailesiyle s a m i m i ilişkileri v e b o t a n i k h a k k ı n ­


d a sağladığı g ü d ü m l ü y o r u m l a r ı , B o u r b o n K r a l l ı ğ ı n ı n e l e ş t i r m e n i o l d u ğ u
a n l a ş ı l d ı ğ ı n d a ciddi bir şekilde g e r i l m i ş t i . 4 1
C h a r l o t t e , z a m a n ı b o ş a g e ç i r m e k t e n nefret e d e n biriydi, b u n e d e n l e ,
o k u m a s ı n ı n bir k ı s m ı , r e s m i o l a r a k giydirilirken v e saçları y a p ı l ı r k e n , b a ş ­
k a s ı n ı n y ü k s e k sesle o k u d u k l a r ı n ı d i n l e m e k l e g e r ç e k l e ş i y o r d u . G e r ç e k t e n
d e , e v d e ücret k a r ş ı l ı ğ ı n d a b u işi y a p m a k ü z e r e " O k u y u c u l a r " a t a m ı ş t ı .
B u n l a r d a n biri, C e n e v r e ' d e n e m e k l i b i r s a a t i m a l a t ç ı s ı v e b i l i m h a y r a n ı
J e a n - A n d r e D e L u c o n u n b i l i m s e l ç a l ı ş m a l a r ı n a d a y a r d ı m c ı o l m u ş t u . 1782
y ı l ı n d a D e L u c , ç o c u k l a r ı n r o m a n c ı s ı v e k r a l i y e t ailesinin O r l e a n s dalının
kraliyet m ü r e b b i y e s i o l a n M a d a m d e G e n l i s ' i n W i n d s o r ' u z i y a r e t e t m e s i n ­
d e gerekli d ü z e n l e m e l e r i y a p m ı ş t ı v e M a d a m G e n l i s , D e L u c ' u n görevleri­
ni şu ş e k i l d e t a n ı m l a m ı ş t ı :

Genel olarak herhangi bir prensin okuyuculuğu unvanının fahri bir un­
van olduğu iyi bilinir ama ingiltere Kraliçesi okumayı gerçekten seviyor­
du ve prensesin tam bir özel hayat içinde yaşadığı Windsor'a Bay DeLuc
her gün üç dört saat okumak için çağrılıyordu. Kraliçeyi her zaman oda­
sında yalnız bulur ve o nakış işlerken ya da goblen üzerinde çalışırken
okurdu... sürekli olarak aynı noktada ayaklarının üstünde durur ve belirt­
tiğim gibi üç dört saat okurdu ve kraliçe, mutsuz okuyucusunun acıklı ko­
numuna dikkat etmeden dinler ve sessizce goblen işlerdi.42

B i r bilgin o l a r a k D e L u c jeoloji v e ş i m d i kültürel antropoloji diyebile­


c e ğ i m i z şey ü z e r i n d e etüt geliştiriyordu. D e L u c P a r i s ' t e k i a n s i k l o p e d i ca­
m i a s ı n ı n , a r k a d a ş ı R o u s s e a u d a h i l , ilk i n s a n ı n d ü n y a d a g ö r ü n d ü ğ ü z a m a ­
n a ilişkin teorilere y a n l ı ş yön v e r m e l e r i n d e n e n d i ş e e d i y o r d u . B u n l a r Kut­
sal K i t a p t a y a z ı l a n l a r a u y g u n değildi ve kelimesi k e l i m e s i n e değil, d a h a
s e r b e s t ç e y o r u m l a n ı y o r d u . D e L u c ' u n eleştirileri v e kendi jeolojik teorile­
rinin açıklamaları 1778 y ı l ı n d a n i t i b a r e n a r d ı ş ı k n ü s h a l a r d a , K r a l i ç e
C h a r l o t t e ' a a d a n a r a k , y a y ı n l a n m ı ş v e a ç ı k ç a o n u , d ü n y a tarihinin b u ay­
dınlık v e H ı r i s t i y a n v e r s i y o n u n u m e m n u n i y e t l e karşılayacak d i n d a r bir
kraliyet üyesi o l a r a k t a n ı m l a m ı ş t ı . 4 3 D e L u c ayrıca K r a l i ç e C h a r l o t t e ' u
b a ş k a y o l l a r d a n P r o t e s t a n A y d ı n l a n m a ile ilişkilendirmişti. Kraliyet h a n e ­
sine b i r b a ş k a o k u y u c u y u , H o l l a n d a l ı bir p a p a z ı n H a m b u r g d o ğ u m l u dul
eşi o l a n M a d a m de la F i t e ' i tanıştırmıştı. O ve k o c a s ı H o l l a n d a asıllı b i r
eleştiri d e r g i s i o l a n v e y a y ı n p o l i t i k a s ı D e i s t ç a l ı ş m a l a r h a k k ı n d a eleştiri-
1er s a ğ l a m a k o l a n Bibliothèque des Sciences et Beaux Arts'ın* editörlüğü­
n ü y a p m ı ş t ı . M a d a m d e l a Fite p r e n s e s l e r e A l m a n c a ö ğ r e t m i ş , o n l a r a
a d a n m ı ş kısa o y u n l a r v e a h l a k i o l a r a k eğitici d i y a l o g l a r y a z m ı ş v e ayrıca,
H a n n a h M o r e ' u F r a n s ı z c a ' y a v e P r o t e s t a n filozofları G e l l e r t v e L a v a t e r ' i n
ç a l ı ş m a l a r ı n ı t e r c ü m e e t m i ş t i . A l m a n c a ' d a n yaptığı e n ilginç t e r c ü m e l e ­
r i n d e n biri, C h a r l o t t e ' u n g ö r ü m c e s i D a n i m a r k a Kraliçesi C a r o l i n e M a t i l -
d a ' n ı n D a n i m a r k a ' l ı g ö z d e s i v e sevgilisi olan S t r u e n s e e ' n i n din d e ğ i ş i m i ­
ni sonuçlandıran, Danimarka sarayının papazı M u n t h e r ' i n anılandır. Za­
vallı C a r o l i n e M a t i l d a ' n ı n s a n s a s y o n e l hataları - zina s u ç u n d a n i d a m edil­
m e k t e n son a n d a kıl payı k u r t u l m u ş t u - s a d e c e C h a r l o t t e ' u n e r d e m l i , d ü ­
rüst ve akıllı bir eş ve bir a n n e o l a r a k başarısını h a f i f l e t m i ş t i . 4 4
K r a l i ç e C h a r l o t t e ' u n k ü t ü p h a n e s i n d e b u l u n a n b i r k a ç k i t a p , o n u n eği­
t i m l e a l a k a s ı n a tanıklık e t m e k t e d i r v e k u ş k u s u z k ü t ü p h a n e , hepsi d e e v d e
e ğ i t i m g ö r e n altı kızı için z e n g i n bir e ğ i t i m k a y n a ğ ı o l a r a k h i z m e t v e r m i ş ­
tir. K r a l i ç e , ş i m d i ö m ü r boyu ö ğ r e n c i d i y e b i l e c e ğ i m i z , kızlarıyla birlikte
k e n d i n i de eğiten biriydi: F r a n c e s B u r y , " P r e n s e s l e r i n maitre de danse**
d ı ş ı n d a ö ğ r e t m e n l e r i y o k t u . O n d a n da b a z e n ders a l m a z d ı - bilgi aşkı o d e ­
r e c e y o r u l m a z ve a l ç a k g ö n ü l l ü y d ü " d i y e k a y d e t m e k t e d i r . 4 5 Robin lerin
Tarihi kitabı 1 9 6 0 ' l a r a k a d a r y e n i d e n b a s ı l a n ve o g ü n ü n Beatrix P o t t e r ' ı
denilebilecek Sarah T r i m m e r ' i n , K e w ' d a k i K i n g ' s W o r k ' u n rahibi ve
G e o r g e ile C h a r l o t t e ' u n p e r s p e k t i f r e s i m hocası o l a n babası J o s h u a K i r b y
aracılığıyla, kraliyet ailesi ile bağlantısı vardı. T r i m m e r ' i n on iki ç o c u ğ u ­
n u n n e r e d e y s e t a m a m ı n ı n kraliyet a i l e s i n d e n bir vaftiz a n n e s i - b a b a s ı var­
dı ve Kutsal K i t a p tefsirleri, kraliyet ailesinin çeşitli ü y e l e r i n e ithaf edili­
y o r d u . A y n ı z a m a n d a kraliçeye h a y ı r o k u l l a r ı n ı n idaresi k o n u s u n d a tavsi­
y e l e r d e b u l u n u y o r d u . Kraliçe C h a r l o t t e , F a n n y B u r n e y ' e bir ç o k k i t a b ı n ı
ödünç vermişti.46 M a d a m de Genlis, M a d a m de la Fite'in arkadaşıydı ve
kraliyet üyesi v e a n n e olarak C h a r l o t t e h a k k ı n d a ç o k iyi şeyler d ü ş ü n ü y o r ­
du. Böylece C h a r l o t t e ' u n dul kalan kardeşi Mecklenburg-Sterlitz'li C h a r l e s ' a
kızlarını M a d a m d e G e n l i s ' i n p r e n s i p l e r i n e g ö r e y e t i ş t i r m e s i n i h a r a r e t l e
tavsiye e t t i ğ i n d e karşılık b u l m u ş t u . 4 7 B u k a d ı n l a r ı n C h a r l o t t e ' u n K ü t ü p h a -
nesi ile bağlantılarının izlenmesi, Avrupa'da kraliyet saraylarının, ya Ay­
dınlanan yöneticilerin eğitim projeleri kapsamında desteklenen ya da on­
lara adanan eğitim edebiyatı hakkında yeni anlayışlar sunmaktadır. 4 8
Kraliçe yetenekli bir piyanistti ve saraydaki müzik esas olarak saray
bütçesi ile destekleniyordu. Charles Burney'in ansiklopedik dünya müzik
tarihini Kraliçe Charlotte'a adama iznini kazanması doğal olmanın yanı sı­
ra son derece prestijliydi ve ithaf (kütüphanesinin düzeni konusunda kra­
la tavsiyede bulunan) Samuel Johnson tarafından bestelenmişti. Meşhur
Diderot/D'Alembert Ansiklopedi'si ve Johnson'un Sözlük'ünden aynı şe­
kilde esinlenmiş olarak, Burney'in tarihi İngiliz Aydınlanmasının en
önemli eserlerinden biriydi. Bunun ithafı, Charlotte'un sözde mevki sahi­
bi olarak genel rolünün önemini vurgulamaktadır. 4 9
Modern okuyucular muhtemelen Burney'in kızı Frances'in şöhretini
daha iyi biliyordur. Onun Kraliçenin İkinci Kıyafet Sorumlusu olarak za­
manı mutsuz, güçten düşürücü ve yazma yeteneklerine tersti. Ama kraliçe
romancısını süfli işlerle yormak istememişti. Onu da, Burney'in kendisi­
nin de inandığı gibi, bir tür okuyucu olarak istemişti. 5 0 Hem kraliçe hem
de Burney açısından sorun, onun aşama olarak, edebi önemini vurgulaya-
bilecek olan saray görevlisi konumuna verilemeyecek kadar yetersiz dü­
zeyde olmasıydı. Kraliyet Okulunda belirgin bir açık yer yoktu ve bunun
yerine kraliyet gardırobunda yer bulabilmişti.
Günlüğü, okuyucu olarak ilgilendiği kitaplar ve durumlar hakkında
belirgin referanslarla doludur. Burney, kraliçe ile kitaplar hakkında tar­
tışmayı seviyordu: "Anlamasındaki mükemmellik ve gözlemlerindeki
doğruluk, onunla yapılan görüşmelerin her zaman canlı ve bilgi dolu ol­
masını sağlıyordu." 5 1 Bazen kraliçe, tersine Burney'e yüksek sesle okur­
du, örneğin Burney'in arkadaşı Bayan Thrale'in Fransa, İtalya ve Al­
manya Hakkında Gözlemler ve Yansımalar'' ında: "Yüksek sesle okuma­
ya bayılıyor ve bu çalışmada benim yetenekli bir yorumcu olduğumu dü­
52
şünüyor." Bu müşterek okuma özellikle kralın 1788 yılındaki, delilik
olarak algılanan ama hemen hemen kesin olarak porfiri olan korkutucu
hastalığının ilk haftalarında kraliçe için sakinleştirici rol oynamıştı. Kra­
liçe B u r n e y ' e ayrıca okuma materyalinin uygunluğu konusunda danı­
şırdı. Bluestocking Cornelia Knight, Johnson tarafından korunan biri,
Dinarbas r o m a n ı n ı - J o h n s o n ' u n Russelas'ının devamı - kraliçeye ada­
m a k i s t e m i ş t i ; B u r n e y p r e n s e s l e r i n o k u m a s ı için u y g u n o l d u ğ u n u s ö y l e ­
yebilecek durumdaydı. Öte yanda, o z a m a n Swift'e mal edilen ama muh­
t e m e l e n A r b u t h n o t t a r a f ı n d a n y a z ı l a n John Bull a l e y h i n d e t a v s i y e d e b u ­
lunmuştu.53
G e o r g i a n e d e b i y a t p i y a s a s ı n ı n s o n l a r ı n d a k i r e k a b e t o r t a m ı n a giriş y a p ­
m a k t a olan b a y a n y a z a r l a r ı n , y a p a b i l d i k l e r i t a k d i r d e , k i t a p l a r ı n ı k r a l i ç e y e
a d a m a l a r ı yararlı b i r p a z a r l a m a stratejisiydi. B u r n e y ' i n kârı, b u ş e k i l d e
a d a n a n C a m i l l a ' d a n g e l e n y a k l a ş ı k 2 . 0 0 0 £ , k e n d i s i v e k o c a s ı için, G a l l e r
P r e n s i F r e d e r i c k ' e r e s i m k o l e k s i y o n u h a k k ı n d a t a v s i y e l e r d e b u l u n a n Sir
L u k e S c h a u b ' u n kızı F r e d e r i c a L o c k ' u n e v i n i n y a k ı n ı n d a k ü ç ü k bir e v
yaptırmasına, Camilla Kulübesini yaptırmasına yetmişti. Helen Maria
W i l l i a m s ilk k i t a b ı n ı , bir cilt şiiri, C h a r l o t t e ' a a d a m ı ş t ı , a m a m e s l e ğ i n d e
ilerleyerek F r a n s ı z D e v r i m i n i h o ş k a r ş ı l a y a n ö n c ü ç e v r e n i n bir üyesi hali­
n e g e l m i ş , F r a n s a ' y a y e r l e ş m i ş v e D e v r i m h a k k ı n d a liberal bir y a k l a ş ı m l a
ardı a r d ı n a a ç ı k l a m a l a r y a z m ı ş t ı .
K r a l i ç e k i t a p l a r ı n ı çeşitli yollarla a l m ı ş g ö r ü n m e k t e d i r . G e n ç bir k a d ı n
olarak, A l m a n c a k o n u ş a n A l l a n R a m s a y ' e portresi için p o z v e r i r k e n , k i ­
t a p l a r h a k k ı n d a k o n u ş m u ş l a r v e k r a l i ç e için A l m a n y a ' d a n bazı k i t a p l a r al­
m ı ş t ı . 5 4 K a r d e ş i C h a r l e s ' l a yaptığı y a z ı ş m a l a r d a , A l m a n y a ' d a n istediği ki­
t a p l a r y a d a o n a t a v s i y e ettikleri h a k k ı n d a atıllara sıklıkla r a s t l a n m a k t a ­
d ı r . 5 5 W i n d s o r ' d a , şehrin k i t a p ç ı l a r ı n d a o n u n a d ı n a k i t a p a r a y a n v e o n u n
için b u l u p g e t i r e n bir h i z m e t ç i s i v a r d ı . Ayrıca, F r o g m o r e ' d a k i t a p l a r a b a ­
k a n r e s m i bir k ü t ü p h a n e c i s i v a r d ı : E d w a r d H a r d i n g . K a r d e ş i S y l v e s t e r ile
birlikte k i t a p satıcılığı v e B a r t o l o z z i gibi t a n ı n m ı ş kişilerin e s e r l e r i n i n b a s ­
kı u z m a n l ı ğ ı y a p m ı ş t ı . K r a l i ç e n i n en sevdiği a k t ö r ve aktrislerle ilgili def­
terinin dizini, o n u n k ü t ü p h a n e s i n d e n k a l a n v e hâlâ W i n d s o r ' d a k i k ü t ü p h a ­
n e d e b u l u n a n b i r k a ç kitaptan biridir; H a r d i n g l e r ' i n y a n ı sıra S y l v e s t e r ' ı n
k e n d i s i için d e ç a l ı ş a n o y m a c ı l a r ı n b i r ç o ğ u b a ş a r ı s ı z o l m u ş a k t ö r l e r d i . 5 6
F r o g m o r e ' d a a y n ı z a m a n d a bir baskı m a k i n e s i d e b u l u n u y o r d u v e k r a l i ç e
lisansı H a r d i n g a d ı n a alacak k a d a r d u y a r l ı y d ı . B a s ı l a n a z s a y ı d a k i t a p ara­
s ı n d a , k r a l i ç e ile k ı z l a r ı n ı n refakatçisi o l m a k için E m m a H a m i l t o n v e N e l ­
s o n ile d o s t l u ğ u n u ö n e m s e m e m e y i b a ş a r a n C o r n e l i a K n i g h t ' i n şiirleri b u ­
lunuyordu.
Kütüphanesinin ve kitaplarının Kraliçe Charlotte'a verdiği teselli ve
zevk, onun Ağustos 18()3'de güneşli bir günde kardeşi Charles'a yazdığı
mektupta kırsal deneyimini tasvir ettiği kişisel görüntüsünde görülebil­
mektedir, "J'ai passe les matins en Companie de ma filles à Frogmore,
mon petit Paradis Terrestre, en nous amusent avec une bonne lecture,
y travaillant autour d'un grande Table dans le jardin sous l'ombre des
beaux arbres & moyennant quoi la temps s'est passé plus vitesse que no­
us n'i'avons même souhaite [Sabahlarımı kızlarımın eşliğinde Frogmo-
re'da, küçük Dünyevi Cennetimde, güzel bir okuma ile kendimizi eğlen­
direrek, bahçedeki büyük bir masanın etrafında, bazı muhteşem ağaçların
gölgesinde çalışarak ve zamanın istediğimizden çok daha hızlı akıp gitti­
ğine hayret ederek geçiriyorum.] ".5 7
Bu kızlar erkek kardeşleri Prens Regent'e mektup yazdıklarında, daha
az hevesle Frogmore'dan manastır olarak bahsetmişlerdir. 5 8 Bunun yerine
kraliçe, basit inzivasında, daha önce bahsedilen Alman Protestan manas­
tırlarını model alıyordu. Evliliğinden önce Charlotte Herford'da kanones
(canoness) idi ve muhtemelen evlenmeyi hiç beklemiyor, hayatını orada
geçireceğini düşünüyordu. Zira Mecklenburg hanedanının fakir bir askeri
dükünün küçük kızıydı. Bu nedenle Charlotte'un kayıp kütüphanesi onu,
bu Alman kraliyet ve asil evlenmemiş kızlar kurumuna bağlamaktadır.
Ama bugünün, elektronik arama çağında bile kütüphanede olmayı nimet
sayan bibliyofilleri, kuşkusuz Charlotte'un kütüphanesi ve ortamını kay­
bolan bir cennet olarak düşünmeyi tercih etmektedir.

Notlar
1. Peter Barber'a bu konuyu benimle konuştuğu ve yayınlanmayan çalışması
"Kraliyet Coğrafyası: III. George'un Coğrafya Koleksiyonlarının Gelişimi ve
kaderi"ni bana gösterdiği için gerçeklen müteşekkirim. Ayrıca bakınız John
Brooke, "III. George'un Kütüphanesi", Yale Üniversitesi Kütüphanesi gazete­
si, 52 (1978): 33-45.
2. Sussex Kütüphanesi: Majesteleri Sussex Dükünün Kütüphanesindeki... El yaz­
maları ve Basılı Kitapların... Tanımlayıcı katalogu, 2 cilt (Londra, 1827-1839).
3. Roger Fulford, Kraliyet Dükleri (Londra, Collins, 1973); Kendilerinde bulunan
Majesteleri Prenses Elizabeth'in Değerli ve Seçkin Kütüphanesinin katalo-
gu'nu (Londra, 1863) bana sundukları için Windsor'daki Kraliyet Kütüphane-
sinin personeline müteşekkirim
4. John M. Beattie, /. George Hükümdarlığı Döneminde ingiliz Sarayı, (Cambrid­
ge: Cambridge Üniversitesi Baskısı, 1967).
5. En son, John Brewer, Hayal Gücünün Zevkleri: On sekizinci yüzyılda İngiliz
Kültürü (Londra: harper Collins, 1997) kültürel ve sosyal konularda sarayın ro­
lünü küçümsemeye devam etmektedir.
6.1. George için, bakınız Ragnhild Hatton, /. George, Seçici Prens ve Kral (Lon­
dra: Thames ve Hudson, 1978). Ansbach'h Caroline hakkında bakınız Christi­
ne Gerrard, "Gölge Kraliçe: Galler Prensesleri olarak Ansbach'h Caroline ve
Saxe-Gotha'h Augusta", yeri: Clarissa Campbell Orr, ed., ingiltere'de Kraliçe­
lik 1660-1837: Kraliyet Koruması, saray Kültürü ve Hanedan politikaları
(Manchester: Manchester Üniversitesi baskısı, 2002) ve Andrew Hanham,
"Brandenburg-Ansbach'h Caroline ve Hanover hanedanının İngilizlcşmesi",
yeri: Clarissa Campbell Orr, ed., İngiltere'de Kraliçelik 1660-1815) (Cambrid­
ge: Cambridge Üniversitesi Baskısı, 20()4'de çıkacak)
7. John Harris ve Michael Snodin, ed, Sir William Chambers: III. George'un Mi­
marı (New Haven: Yale Üniversitesi baskısı, 1996)
8. R. O. Bucholz ve J. C. Sainty, Kraliyet hanesinin Görevlileri 1660-1837, 2 cilt
(Londra: Londra Üniversitesi: Tarihi Araştırma Enstitüsü, 1997); Tarihi Araş­
tırma Enstitüsü, Tarih: Web sitesi, http://www.ihrinto.ac.uk/ofTice/index.html
9. Bu koruma şebekelerinin bazıları Clarissa Campbell Orr, "Koruyucu Olarak
Kraliçe Charlotte: bazı entelektüel ve sosyal kapsamlar", Saray Tarihçisi, 6:3
(2001): 183-212'de araştırılmaktadır.
10. Anglo-Hanover saray kültürünün araştırılmasındaki fırsatlar ve zorluklar ve bu­
nun kadın ve cinsiyet tarihi ile kesişimi daha kapsamlı olarak Clarissa Camp­
bell Orr, "Giriş: Saray Araştırmaları, Cinsiyet ve Kadınların Tarihi'nde tartışıl­
maktadır, yeri: Clarissa Campbell Orr, ed., İngiltere'de Kraliçelik.
11. Hatton, /. George.
12. Barber, "Kraliyet Coğrafyası".
13. Maria Kroll, .Sophia, Hanover'in Seçici Prensesi (Londra: Gollancz, 1973)
14. Bakınız Margaret C. Jacob, Newtonlular ve İngiliz Devrimi (Hassocks: Harves­
ter matbaası, 1976)
15. Christopher A. Kerstjens, "Prense yakışır Ressam: Palatinate'den Prenses Lo­
uise Hollandine, Maubisson rahibesi", yeri Saray Tarihçisi, 4:2 (1999): 161-
166.
16. BM Add MSS 11511. 216 sayfanın otuz altı sayfası. El yazısı ile yazılmış ka­
talog İlahilikle ilgilidir, diğer bir altısı Ahlaki Felsefe ve dokuzu Doğal Felsefe
ile ilgilidir. Tarih 101 sayfa kapsıyordu (Dinsel tarih hakkında bir bölüm dahil).
Toland metni Nazaremus: veya Yahudi, Yahudi Olmayan ve Muhammed Hıris­
tiyanlığı idi.
17. Barber, "Kraliyet Coğrafyası".
18. Bu ve bir sonraki paragraf Joanna Marschner'in "Ansbach'lı Kraliçe Caroline
ve Avrupa Prenslik geleneği"ne dayanmaktadır, yeri Campbell Orr, ed., ingil­
tere'de Kraliçelik.
19. Julius Bryant, Henrietta Howard, Mantıklı Kadınlar (Londra: İngiliz kalıtımı,
1988)
20. Madam de Montespan hakkında en yakın tarihli İngilizce araştırma Lisa Hilton,
Athénais: Gerçek Fransa Kraliçesi (Londra: Little, Brown, 2002); Madam de
Pompadour hakkında, Elise Goodman, Madam de Pompadour'un Portreleri:
Kadın Bilginliğinin Kutlanması (Berkeley: California Üniversitesi baskısı,
2000). On altıncı yüzyıldan, on sekizinci yüzyıla kadar Fransız kraliyet kolek­
siyoncuları ile aristokrat koleksiyoncular, Ernest Quentin-Bauchart'in Fran­
sa'nın Kadın Bibliyofilleri, 2 cilt (Paris, 1886)'nda tartışılmaktadır.
21. Frederick hakkındaki tartışma, Frances Vivian'ın, Roger While tarafından revi-
ze edilen, Edward Mellen'dan çıkacak olan Frederick, Uzman Prens (geçici
başhk)'e dayanmaktadır. Dr Vivian'a ve onun edebi işlerini yürüten Jane Clark
'a, bana bunu el yazması olarak görmeme izin verdikleri için minnettarım. Ay­
rıca bakınız Kimcrly Rorschach, "Koleksiyoncu ve Koruyucu olarak Caller
Prensi Frederick", Walpole Topluluğu, 55 (1989-1990): 1-76.
22. Bu bilgi için Peter Barber'a minnettarım.
23. Sandby'lerin William Augustus ve yeğeni Cumberland Dükü William için yap­
tığı çalışmalar hakkında bakınız Jane Roberts, Windsor'dan manzaralar: Paul
ve Thomas Sandby'dan Suluboya resimler, katalog harici (Londra: Merrell Hol-
berton, 1995).
24. Rex Whitworth, Cumberland Dükü William Augustus (Londra: Leo Cooper,
1992).
25. Richard M. King, "Hanover ve Orange'h Anne: Sanat Uzmanı ve Danışmam",
yeri: Campbell Orr, ed., İngiltere'de Kraliçelik ve Veronica Baker-Smith, Kra­
liyet Prensesi Hanover'li Anne'in hayatı (Leiden, 1995)
26. Veronica Baker-Smith, "II. George'un Kızları: Evlilik Tercihleri ve Hanedan
Politikaları", yeri: Campbell Orr, ed., İngiltere'de Kraliçelik
21. Serge Riviere'den kişisel yazışma, Limerick Üniversitesi: Serge Riviere ve A.
Volmer, Aydınlanan Prensesin Kütüphanesi (Berlin: Verlag, 2002).
28. Yakınlarda ilen Ünlü bir şahsiyete ait Gerçek bir Kütüphane, Baskılar ve Bas­
kı Kitaplarının katalogu (Londra, 1819)
29. "Bibliyografik bir trajedi" olarak tanımlanan satış için, bakınız Olwen Hedley,
Kraliçe Charlotte (Londra: John Murray, 1975), s. 304.
30. Koruyuculuk ve Ticari tutumların bir arada var olması konusunda, bakınız Dus-
tin Griffin, ingiltere'de Edebi Koruyuculuk (Cambridge: Cambridge Üniversi­
tesi Baskısı, 1996).
31. Bakınız Clarissa Campbell Orr, "Mecklenburg-Strelitz'li Kraliçe Charlotte,
Büyük Britanya Kraliçesi ve Hanover'in Seçici Prensesi: Kuzey Hanedanları ve
Kuzey Edebiyatçıları", yeri Campbell Orr, ed., İngiltere'de Kraliçelik.
32. Windsor Kraliyet Arşivleri, RA GEO/Add 43/1-3; 43/10; 43/18.
33. Hedley tarafından aktarılmıştır, Charlotte, s. 138. hâlâ orijinal kutularında dur­
makta olan tablo setini inceleme izni verdikleri için Windsor Kraliyet Kütüpha­
nesinin Kütüphanecisine minnettarım. Ayrıca bakınız David P. Miller, " 'En
Sevdiğim Araştırmalarım': Doğabilimci olarak Lord Bute", yeri: Karl W.
Schweizer, ed., Lord Bute: Yeniden Yorumlanan çalışmalar (Leicester: Leices­
ter Üniversitesi baskısı, 1988)
34. Anne Steir, Yetiştiren Kadınlar, Yetiştiren Bilim: Flora nın Kızları ve İngilte­
re'de Botanik 1760-1860, (Baltimore, John Hopkins Matbaası, 1988)
35. Kraliçe Charlotte'un Kütüphanesi, Düşesin ölümünde satılan bu koleksiyonun
katalogunu içeriyordu.
36. Sylvia Harcstark Myers, Bluestocking Çevresi (Oxford: Clarendon Matbaası,
1990).
37. Kraliçenin botaniğe duyduğu ilgi daha detaylı olarak Campbell Orr, "Charlot­
te, Bilimsel Kraliçe"de tartışılmaktadır, yeri Campbell Orr, ed., İngiltere'de
Kraliçelik.
38. Bu ilişki, kraliyet prenseslerinin mürebbiyesi Lady Charlotte Finch'in oğlu
9uncu Winchilsea Kontu George'un Cinque Port Valisi olması ve Carter'in
memleketi Deal'da yaşaması gerçeği ile daha da ileri götürülmektedir. 8 Hazi­
ran 1782'de Kraliçe, Deal Şatosunda bulunan Lady Charlotte Finch'e yazarak,
"Bayan Carter'in, yerel havasına yerleştiğinden beri, baş ağrılarından daha az
rahatsız olduğunu umuyorum" demiştir. Windsor Kraliyet Kütüphanesi, RA
GEO/Add 15/8160.
39. İngiltere'de Botanik, 1790-1814, 36 cilt, resimler james Sowerty tarafından ya­
pılmıştır.
40. Abraham Rees, ed., Yeni Sanat ve Bilim... Biyografi, Coğrafya ve Tarih Ansik­
lopedisi veya Evrensel Sözlüğü, 45 cilt (Londra, 1802-1820), 21. cilt, (1819)
John Lightfoot hakkındaki bilgi J.E. Smith tarafından girilmiştir.
41. Bakınız Campbell Orr, "Charlotte".
42. Madam de Genlis, Anılar, 3. cilt, s. 285, not; Londra, 12 cilt, 1825.
43. Lettres physiques et morales sur les Montagnes et Sur l'Historie de la tere, ad­
dressees a la Reina de la Grande Bretagne (Lahey, 1778)
44. Campbell Orr, "Mecklenburg-Strelitz'li Charlotte".
45. Madam D'Arblay'ın Günlüğü ve Mektupları, ed., Charlotte Barrett, 6 cilt (Lon­
dra: Macmillan, 1904), 3: 72.
46. Madam D'Arblay'ın Günlüğü ve Mektupları, 3:110, 327-328.
47. Kraliçe Charlotte'un Mecklenburg-Strelitz'li Charles'a yazdığı mektup, De
Genlis Acele Yeminler romanında Kraliçe Charlotte'a genel takdir sunmuştur.
(Londra, 1799)
48. Kraliyet çocukları, özellikle prensesler ve II. George ile III. George'un sarayla­
rı için düzenlenen bu eğitsel edebiyatın bazı noktaları, Clarissa Campbell
Orr'un "Aristokratik Feminizm, Eğitimli Mürebbiyeler ve Çalışma Arkadaşla­
rı", yeri Sarah Knott ve Barbara Taylor, ed., Kadınlar ve Aydınlanma: Karşı­
laştırmalı Tarih (Palgrave Macmillan, 2()05'de çıkacak)
49. Charles Burney'in Genel Müzik Taıihi'nâeki amacı, Roger Lonsdale tarafından
Dr. Charles Burney (Oxford: Clarendon Matbaası, 1965)'de incelenmektedir.
Bu kitabın, İngiliz Aydınlanması için önemine rağmen, Brewer'in Hayal Gücü­
nün Zevkleri, ya da Roy Porter'in Aydınlanma: ingiltere ve Modern Dünyanın
yaratılması (Londra: Alien Lane, 2000)'de pek tartışılmamaktadır.
50. "Kraliçenin beni hemen kendi maiyetine almak istediği andan itibaren, hep giz­
lice beni İngilizce okuyucusu olarak düşündüğü sonucuna varmıştım", Madam
D'Arblay'ın Günlüğü ve Mektupları, 3: 5.
51. Madam D'Arblay'ın Günlüğü ve Mektupları, 4: 100.
52. Madam D'Arblay'ın Günlüğü ve Mektupları, 4: 300.
53. Kraliçe ve Cornelia Knight için bakınız Roger Fulford, ed., Cornelia Knight'in
otobiyografisi (Londra: William Kimber, 1960); Burney'in Swift'i onaylama­
ması hakkında, Madam D'Arblay'ın Günlüğü ve Mektupları, 3:361.
54. Alastair Smart, Allan Ramsay, Ressam, Araştırmacı ve Aydınlanma savunucu­
su (New Haven: Yale Üniversitesi Baskısı, 1992).
55. Örneğin, Prusya Müttefiklere katıldıktan sonra Mecklenburg ile düzenli haber­
leşme sağlanır sağlanmaz, kraliçe erkek kardeşinden yeni Almanca kitaplar al­
ma konusunda huzursuzdu: Charlotte'un Meeklenburg-Strelitz'Ii Charles'a
yazdığı mektuplar, 2 Ağustos 1813 ve 26 Kasım 1813
56. "1808-1809 yıllarında benim tarafımdan toplanan dramatik portrelerin katalo­
gu", Kraliyet Kütüphanesi, Windsor Şatosu. Hardingler için bakınız DNB.
57. Charlotte'un Meeklenburg-Strelitz'Ii Prens Charles'a yazdığı mektup, 3 Ağus­
tos 1803
58. Hedley, Kraliçe Charlotte, s. 263.
10

İhtilale Bağlı El Koymalar


ve
Fransız Kütüphanecilik Tarihi Açısından
Sonuçları
Dominique Varry

B u b ö l ü m , a s l ı n d a ihtilalin k a ç ı n ı l m a z bir s o n u c u o l a r a k k ü t ü p h a n e l e ­
1
r e karşı o l u ş a n h a r e k e t l e r i n u z u n d ö n e m s o n u ç l a r ı n ı ele a l m a k t a d ı r . On
s e k i z i n c i y ü z y ı l ı n s o n yıllarında ihtilal h ü k ü m e t l e r i n i n p o l i t i k k a r a r l a n ,
bazıları ö n c e k i y ü z y ı l l a r d a a z a r a z a r h a l k a d a a ç ı l m ı ş o l a n , F r a n s ı z d i y a s -
p o r a s ı n a ait özel k ü t ü p h a n e l e r i n y ı k ı l m a s ı y l a s o n u ç l a n m ı ş t ı . 1789'dan
1 8 0 3 ' e k a d a r , o n d ö r t yıllık bir s ü r e ç i ç i n d e , m i l y o n l a r c a cilt d a ğ ı l m ı ş , ta­
lan e d i l m i ş y a d a b a ş k a şekilde k a r m a k a r ı ş ı k e d i l m i ş t i . T a m o l a r a k a y n ı
z a m a n d a , başka merkezi yönergeler, halk kütüphanelerinin açılmasını ve
m ü m k ü n o l d u ğ u n c a fazla s a y ı d a insanın e r i ş e b i l m e s i n i s a ğ l a m a y ı hedef­
lemişti.
B u açık fikirli a m a ç l a r o n d o k u z u n c u yüzyıl b o y u n c a s a d e c e y a v a ş ya­
v a ş gerçekleştirilebilmiştir. B u g ü n var o l a n F r a n s ı z b e l e d i y e k ü t ü p h a n e l e ­
r i a ğ ı n ı n o l u ş u m u , g e n i ş a n l a m d a İhtilal y ı l l a r ı n d a b a ş l a y a n faaliyetlerin
b i r s o n u c u d u r . F r a n s ı z k ü t ü p h a n e c i s i h â l â İhtilalin a r m a ğ a n ettiği ö n l e m -
lerle o l u ş a n h a k l a r v e sınırlar u y a r ı n c a ç a l ı ş m a k t a d ı r . B u r a d a b i r ç o k p a r a ­
d o k s b u l u n m a k t a d ı r . B i r i n c i s i , k ü t ü p h a n e l e r i n u l u s a l l a ş t ı r ı l m a s ı y d ı k i bu,
k i t a p l a r l a h i ç ilgisi o l m a y a n m a l i v e p o l i t i k ö n l e m l e r i n b i r s o n u c u o l a r a k
o r t a y a çıktı. İkincisi, " U l u s ' u n e l l e r i n e " b ı r a k ı l a n k ü t ü p h a n e l e r i n b ü y ü k
zorluklarla tam olarak halka açık koleksiyonlar haline getirilmesiydi.
Ü ç ü n c ü v e s o n p r o b l e m ise, a s l ı n d a s a d e c e e l a l t ı n d a n y a p ı l a n bir p r o f e s ­
y o n e l l e ş m e s ü r e c i n d e , yeni bir t ü r k ü t ü p h a n e c i l i ğ i n g e l i ş m e s i d i r .
F r a n s ı z İhtilalinin ilk yılları ü ç d a l g a h a l i n d e g e l i ş e n v e ü ç ü d e e l k o ­
y u l a c a k u y g u n n e s n e l e r o l a r a k k i t a p l a r ı ö n g ö r e n , m ü l k e l k o y m a l a r ı ile n i ­
t e l e n d i r i l m e k t e d i r . H e r e l k o y m a ç o k belirli b i r p o l i t i k k o ş u l u n s o n u c u y d u
v e a ç ı k ç a t a n ı m l a n m ı ş m ü l k i y e t k a t e g o r i l e r i n i ç a r p m ı ş t ı . D a h a s o n r a k i ih­
tilal y ı l l a r ı n d a K o n s ü l l ü k v e İ m p a r a t o r l u k , y e n i l e n , işgal e d i l e n v e i l h a k
e d i l e n ü l k e l e r e karşı " s a n a t s a l z a f e r " b a ş l a t t ı ğ ı n d a , y i n e k i t a p l a r v e k ü t ü p ­
haneler hedef olmuştu.
Tarihçilerin "bien nationaux de première origine"* diyebileceği el
2
k o y m a i ş l e m l e r i n i n ilk d i l i m i , 2 ve 4 K a s ı m 1789 tarihleri a r a s ı n d a ç ı k a ­
rılan k a r a r l a r ı n s o n u c u y d u . B u y a s a l a r a l t ı n d a , m a n a s t ı r c e m i y e t l e r i n i n
b ü t ü n m a l l a r ı " U l u s u n k u l l a n ı m ı n a b ı r a k ı l m ı ş t ı . " A l ı n a n ö n l e m l e r , 1790
M a y ı s ı n d a başlayan satışlarla sonuçlanmıştı. Bir sonraki el k o y m a işlem­
leri, "de seconde origine", " g ö ç m e n " y a d a " s ü r g ü n " o l a r a k F r a n s a ' d a n
a y r ı l a n d i n s ı n ı f ı n d a n o l a n y a d a o l m a y a n kişilerin m a l l a r ı y d ı . B u e l k o y ­
ma işlemleri 1792 y ı l ı n d a b a ş l a m ı ş t ı . 1789 y ı l ı n d a b a ş l a y a n s ü r g ü n l e r i n
k a ç ı ş ı , b a r i z p o l i t i k v e askeri t e h l i k e l e r y a r a t ı y o r d u . S o n u ç o l a r a k , 1792
yılı y a z a y l a r ı , K r a l l ı ğ ı n l a ğ v e d i l m e s i ve C u m h u r i y e t i n ilanı ile a y n ı za­
m a n d a d o r u ğ a ç ı k a n ardı a r d ı n a e l k o y m a işlemleri ile n o k t a l a n m ı ş t ı . 9
Ş u b a t 1 7 9 2 tarihli k a r a r , h e r n e k a d a r e l k o y m a l a r a n c a k 2 7 T e m m u z ile
6 E y l ü l t a r i h l e r i a r a s ı n d a ç ı k a r ı l a n bir dizi d u y u r u l a r u y a r ı n c a y ü r ü r l ü ğ e
g i r d i y s e d e , s ü r g ü n l e r i n m a l l a r ı n ı ö n c e l i k l e " u l u s a l yetkililerin e l i n e " ve­
r i y o r d u . B i r k e z e l k o n d u k t a n s o n r a , " u l u s a l m a l l a r " satışa ç ı k a r ı l ı y o r d u .
Ü ç ü n c ü el k o y m a d a l g a s ı 15 Eylül 1793 t a r i h i n d e b a ş l a m ı ş t ı ve ü n i v e r s i ­
teler, a k a d e m i l e r v e eski r e j i m i n k u r u m l a r ı l a ğ v e d i l e r e k , m a l l a n d e v l e t
t a r a f ı n d a n e l e g e ç i r i l m i ş t i . 1 8 E y l ü l d e bir b a ş k a k a r a r , politik z a n l ı l a r ı n
v e m a h k û m e d i l e n i n s a n l a r ı n m a l l a r ı n a e l k o n u l d u ğ u n u ilan e d i y o r d u .
S o n o l a r a k , 2 9 - 3 0 V e n d a m i n a i r e * yılı I I ( 2 0 - 2 1 E k i m 1793) t a r i h l i y a s a ,
"özgürlük-eşitlik" yemini etmeyi reddeden ve Fransa'yı terk e t m e k zo­
r u n d a k a l a n din a d a m l a r ı n ı s ü r g ü n ilan e t m i ş t i . O n l a r ı n m a l ı n a d a a r t ı k e l
konulabilirdi.
Sözde "Sanatsal Zaferler" daha sonra eyleme konmuştu ve savaş gani­
m e t l e r i n i n ç o ğ u n u n 1815 yılından s o n r a iade e d i l m e s i n e r a ğ m e n , e l k o n u ­
lan k i t a p l a r ı n bazıları b u g ü n e k a d a r ulusal k o l e k s i y o n l a r ı n i ç i n d e k a l m a y ı
s ü r d ü r m ü ş t ü r . B u h a r e k e t i iki ö n e m l i a ş a m a d a m g a l a m a k t a d ı r . A v u s t u r y a
H o l l a n d a ' s ı n ı v e R e n ' i n batı y a k a s ı n d a k a l a n t o p r a k l a r ı h e d e f a l a n birin-
cisi, 1 7 9 4 - 1 7 9 5 yıllarında, bir b a k ı m a a n a r ş i y a r a t m ı ş t ı . İ t a l y a n k a m p a n -
* vendaminaire: (fr.) F r a n s ı z D e v r i m t a k v i m i n i n ilk a y ı (22 E y l ü l - 21 E k i m ) , [ç.n.]
3
yası ile, " B ü y ü k U l u s " u n b a ş k e n t i P a r i s ' i n , A v r u p a s a n a t ı n ı n e n iyi p a r ­
ç a l a r ı n ı n m e r k e z d e p o s u o l a r a k terfi ettirildiği yeni b i r d ö n e m b a ş l a m ı ş t ı .
1 7 9 7 ' d e B o n a p a r t , P a r i s ' i " i n s a n bilgisinin e n z e n g i n b i r i k i m i " y a p m a k is­
tediğini ilan e t m i ş t i . Q u a t r e m é r e d e Q u i n c y g i b i b a z ı s a n a t ç ı l a r 1 7 9 6 ' d a
bu uygulamayı lanetledilerse de4, diğerlerinin hoşuna gitmişti. Marie-
P i e r r e Laffitte'e g ö r e , y a k l a ş ı k 1.800 el y a z m a s ı k i t a p ( y ü z d e 9 0 ' ı 1815 yı­
l ı n d a geri a l ı n a n ) , sayısız basılı k i t a p l a birlikte İ t a l y a ' d a n geri g e t i r i l m i ş t i .
D a h a s o n r a b a ş k a s a n a t eserleri M ı s ı r ' d a n v e A v r u p a ' n ı n geri k a l a n ı n d a n
alınmıştı.
B u e l k o y m a l a r v e satın a l m a l a r , k ü t ü p h a n e v e m ü z e k a t a l o g l a r ı n ı n in­
c e l e n m e s i n d e n s o n r a o l u ş t u r u l a n listeler e s a s a l ı n a r a k y a p ı l m ı ş , " s a n a t s a l
z a f e r l e r " i g e r ç e k l e ş t i r m e k v e y a s a l l a ş t ı r m a k a m a c ı y l a çeşitli m e k a n i z m a ­
lar b e n i m s e n m i ş t i . Barış a n t l a ş m a l a r ı , h e r d e v l e t i n t e s l i m e t m e s i g e r e k e n
k i t a p v e e l y a z m a s ı sayısını b e l i r t i y o r d u . " H i b e l e r " v e y a d e ğ i ş i m l e r için
t a l e p l e r - ö z e l l i k l e M a i n z ' l e - y a p ı l m ı ş t ı . 5 S ö z d e " m i s y o n e r l e r " , el k o y m a
işlemlerini k o l a y l a ş t ı r a c a k , a ç ı k l a m a l ı k a t a l o g l a r l a g ö n d e r i l m i ş t i v e m i s ­
yonerlerin arasında, Wolfenbuttel'deki büyük kütüphaneye gönderilen ve
d a h a s o n r a S t e n d h a l o l a r a k t a n ı n a n , g e n ç H e n r i B e y l e d e v a r d ı . Ayrıca,
bibliyografik y a ğ m a l a r l a ilgilenen ya da en a z ı n d a n t a l a n l a r ı n en iyi şekil­
d e y a p ı l a b i l e c e ğ i yerleri g ö s t e r e n şüpheli m i k t a r d a aracı v e s i m s a r kulla­
n ı l m ı ş t ı . Bu aracıların a r a s ı n d a en kötü şöhretlisi, 1802 ile 1806 yılları ara­
s ı n d a A l m a n y a ' d a faal o l a n , eski B é n é d i c t i n e keşişi D o m J e a n - B a p t i s t e
Maugerard'dı.
Y a b a n c ı g a n i m e t l e r i t e k r a r a l m a k l a ilgili ulusal o p e r a s y o n u n b a ş ı n d a ,
L o u v r e M ü z e s i n i n m ü d ü r ü D o m i n i q u e Vivant D e n o n ( 1 7 4 7 - 1 8 2 5 ) ile
Ulusal Kütüphane adına Joseph Van-Praët (1754-1837) bulunuyordu.6
F e t i h l e r i n d e n s o n r a İngiltere v e Y u n a n i s t a n ' d a t a s a r l a n a n e l k o y m a liste­
leri h â l â U l u s a l K ü t ü p h a n e n i n a r ş i v l e r i n d e d i r . 1 8 1 5 ' d e n v e İ a d e ' d e n s o n ­
ra, V a n - P r a ë t el k o n u l a n bazı ö n e m l i kitapları s a k l a m a y ı ve b u n u n yanı sı­
r a b a z ı ikinci e n iyi k o p y a l a n e s a s ü l k e l e r i n e geri g ö n d e r m e y i d e başar­
mıştı. L a b r o u s t e ' u n , 1859 y ı l ı n d a b a ş l a y a n v e 1875 yılında ö l ü m ü n e k a d a r
devam eden Ulusal Kütüphanenin yeniden kuruluşu sırasında Van-
P r a ë t ' i n s a k l a m a yerleri b u l u n m u ş t u . B u g ü n b u e l k o y m a i ş l e m l e r i n i n
k a p s a m ı n d a n e m i n o l m a k m ü m k ü n değildir. M e v c u t o l a n tek bilgi M a r i e -
P i e r r e Laffitte'in, u s t a c a a m a n e y a z ı k k i eşsiz bir ç a l ı ş m a s o n r a s ı n d a İtal­
y a için v e r d i ğ i r a k a m l a r d ı r .
E l k o y m a i ş l e m l e r i ilk d ü ş ü n ü l d ü ğ ü n d e k i t a p l a r tek b a ş l a r ı n a s e ç i l m e ­
m i ş l e r d i . A n c a k K a s ı m 1 7 8 9 ' u n ilk e l k o y m a f e r m a n ı n ı n etkileri s o n r a s ı n ­
d a k i b ü r o m a s r a f l a r ı , k i t a p v e k ü t ü p h a n e l e r i gösterişli d u r u m a getirmiştir.
1 4 K a s ı m 1 7 8 9 ' d a , b i r k a ç g ü n i ç i n d e , b i r b a ş k a kararla, b ü t ü n m a n a s t ı r v e
k e ş i ş h a n e l e r i n k ü t ü p h a n e k a t a l o g l a r ı n ı y e r e l idarelere t e s l i m e t m e l e r i e m ­
r e d i l m i ş t i . A n c a k b u e m r e , S a i n t e - G e n e v i e v e ' d e k i din a d a m l a r ı h a r i c i n d e ,
u y u l m a d ı ğ ı a n l a ş ı l m a k t a d ı r . B u f e r m a n ı diğerleri i z l e m i ş v e 2 0 M a r t 1790
t a r i h i n d e b e l e d i y e l e r i n v e bir a y s o n r a d a k a y m a k a m l ı k l a r ı n , " u l u s a l l a ş t ı ­
r ı l a n " m a l l a r ı n e n v a n t e r l e r i n i h a z ı r l a m a l a r ı e m r e d i l m i ş t i . İlk başta, b ü t ü n
el koymalar resmi prosedürlere göre yürütülmüştü. O d a oda yapılan araş­
t ı r m a l a r , o d a l a r m ü h ü r l e n m e d e n ö n c e , a z ç o k detaylı b i r e n v a n t e r l e kayıt
a l t ı n a a l ı n m ı ş t ı . A n c a k , kısa s ü r e d e y o l s u z l u k g ö z e ç a r p m a y a b a ş l a m ı ş t ı .
K o m i s y o n üyelerini ç a r e s i z l i k i ç i n d e b ı r a k a n bir ş e k i l d e , r e s m i z i y a r e t l e r
öncesinde ve sonrasında eserler çalınıyordu. İşgüzar görevliler bulundur­
d u k l a r ı e s e r l e r i n , y a l a n y e r e , k e n d i l e r i n e ait o l d u ğ u iddia e d i y o r l a r d ı . M a ­
lın k e n d i ç e y i z l e r i n i n bir p a r ç a s ı y a d a m a l d a ğ ı l ı m ı n ı n y a d a u y g u n bir b o ­
ş a n m a n ı n bir b ö l ü m ü o l d u ğ u n u iddia e d e n " m a l s a h i p l e r i " a n n e l e r i v e y a
eşleri t a r a f ı n d a n başarılı bir ş e k i l d e d e s t e k l e n i y o r l a r d ı .
Belki d e b u n u n s o n u c u olarak, y a d a k i t a p l a r ı n ö z e l d e ğ e r l e r i n i n anla­
şılması s a y e s i n d e , d a h a s o n r a k i kararlar, kitapların yazgısı v e k o r u n m a s ı
a ç ı s ı n d a n niyetleri b e l i r t i y o r d u . S a t ı ş a ç ı k a c a k ulusal m a l l a r h a k k ı n d a k i
2 3 - 2 8 E k i m 1790 tarihli karar, ö r n e ğ i n , silah, k e t e n v e k i t a p l a r ı h a r i ç tu­
t u y o r d u . \5 Aralık 1790 tarihli u z u n t e k n i k talimat, el y a z m a l a r ı , y a s a l a r
ve basılı k i t a p l a r a el k o y m a işlemleri - ve k o r u m a h a k k ı n d a u z u n d e t a y l a r
v e r i y o r d u . 10 E k i m 1792 tarihli bir b a ş k a karar, g ö ç m e n l e r e (ya da sür­
g ü n l e r e ) ait k i t a p l a r ı n , b i l i m s e l v e y a sanatsal eserlerin satışını y a s a k l ı y o r ­
du.
Maalesef, e l k o y m a l a r ı h e m k a p s a m l a ş t ı r a n h e m d e t o p l a m sayısı h a k ­
k ı n d a t a h m i n l e r s u n a n ulusal bir ç a l ı ş m a d a n y o k s u n u z . B e l l i m o n o g r a f i l e r
P a r i s 7 ' P i r e n e l e r , 8 G ü n e y D o ğ u , 9 B e l f o r t 1 0 v e L o i r e 1 1 gibi b a ş k a farklı yer­
ler, B a s - R a h i n , 1 2 v e E u r e 1 3 için b ü t ç e l e r i d e ğ e r l e n d i r m e k t e d i r . A m a b u n ­
ların haricinde, elimizde sadece Fransız Kütüphanelerinin Tarihi'nin

ı ı ı
14
ü ç ü n c ü c i l d i n d e y a y ı n l a n a n ü ç sağlıksız istatistik dizisi b u l u n m a k t a d ı r ,
b u n l a r ı n h e r birisinin d e e l k o n u l a n k i t a p v e e l y a z m a s ı sayısını c i d d i ola­
rak azımsadığı düşünülmektedir.
Belki de, el k o y m a olaylarının hacmini ve kapsamını değerlendirmenin
e n iyi yolu, tarihi iki ilde, E u r e v e B a s - R h i n ' d e i n c e l e m e k t i r . E u r e ' d e , Ş u ­
b a t 1791 kararı 3 1 . 1 3 3 basılı k i t a b a v e 102 e l y a z m a s ı k i t a b a e l k o n u l m a ­
sı ile s o n u ç l a n m ı ş t ı . Eylül kararı bu il için sessizlikle g e ç m i ş t i r , a m a y a k ı n
z a m a n l a r d a y a p ı l a n bir a r a ş t ı r m a s o n u c u n d a t o p l a m 8 0 . 3 6 4 basılı k i t a p
( m a n a s t ı r c e m i y e t l e r i n d e n g e l e n 5 3 . 5 3 0 k i t a p d â h i l ) ile birlikte e n a z 2 8 2
e l y a z m a s ı k i t a p ç ı k m a k t a d ı r . B a s - R h i n o l a y ı n d a ise, Ş u b a t 1791 k a r a r ı ,
2 4 . 6 3 7 basılı k i t a p ile 6 5 1 el y a z m a s ı kitabı h e d e f l e m i ş t i . E y l ü l k a r a r ı bu
ili d e g ö r m e z d e n g e l m i ş t i , a m a S y l v i e G u e t h ' i n s a d e c e dini c e m i y e t l e r için
yaptığı h e s a p l a r , 7 0 . 2 2 5 basılı k i t a p ve 1.551 el y a z m a s ı k i t a p o l d u ğ u n u
ileri s ü r m e k t e d i r . .
B u ö z e t l e r i n ö t e s i n d e d a h a fazla s p e k ü l a s y o n d a b u l u n m a k yanıltıcı ola­
caktır. T h e r m i d o r i e n n e * K o n v a n s i y o n u v e d a h a s o n r a d a K o n s ü l l ü k altın­
d a k i t a p l a r ı n , g ö ç m e n l e r i n , n a k l e d i l e n m a h k û m l a r v e o n l a r ı n varisleri le­
h i n e iadesi, ç o k a z d ü z e n y a d a kayıtla g e r ç e k l e ş t i r i l m i ş t i v e k e s i n l i k l e b e ­
r a b e r l e r i n d e k i t a p listesi b u l u n m a m a k t a d ı r . Yerel e n v a n t e r l e r de - k e s i n ­
likle, a ş a ğ ı d a belirtilen e d e b i d e p o l a r için d a h a s o n r a h a z ı r l a n a n l a r l a kar­
ş ı l a ş t ı r ı l d ı ğ ı n d a - ç o ğ u k e z kısadır. A n c a k , yerel e n v a n t e r l e r eşit o l m a y a n
k a l i t e l e r i n e r a ğ m e n , y i n e d e e ş s i z bir d o k ü m a n t a s y o n türü s u n m a k t a d ı r . 1 5
B i z e , belli bir a n d a i k a m e t yerlerini v e k ü t ü p h a n e l e r i g ö z ü m ü z d e c a n l a n ­
d ı r m a i m k â n ı n ı s u n m a k t a v e geri d ö n e r e k k o l e k s i y o n l a r ı n nasıl d ü z e n l e n ­
miş olabileceklerine bakmamızı sağlamaktadır. Manastır cemiyetlerinin
k ü t ü p h a n e l e r i ç o ğ u k e z y ü z y ı l l a r b o y u n c a d e v a m e d e r k e n , özel koleksi­
yonlar birkaç neslin birikimini simgeleyebilirdi.16 Kütüphanelerin duru­
m u n u o r t a y a ç ı k a r m a s ı n a ilave olarak, b u t ü r k a y n a k l a r aynı z a m a n d a , ilk
o l a r a k D a n i e l R o c h e t a r a f ı n d a n o n sekizinci y ü z y ı l d a g i y i m i n kültürel ta­
rihi k o n u s u n d a geliştirilen y a k l a ş ı m ı n i z l e n m e s i n d e d e k u l l a n ı l a b i l i r . 1 7
İlk e l k o y m a i ş l e m l e r i n d e n v e m a n a s t ı r k ü t ü p h a n e l e r i n i n y e n i d e n bu­
l u n m a s ı n d a n beri, b i r e y l e r ve farklı yerel o t o r i t e l e r tarafından basılan b r o -
şiirlerde, k i t a p l a r ı n g e l e c e ğ i n e y ö n e l i k m u h t e l i f ö n e r i l e r o r t a y a atılmıştır.
Ç o k genel bir t a r t ı ş m a , s ö z d e " u l u s a l k i t a p l a r " ı n k u l l a n ı m ı n a o d a k l a n m ı ş ­
18
tı. B i r ç o k farklı t ü r d e yazar, yeni bibliyografik h a z i n e n i n , a y d ı n l a n m a ­
nın h a l k a y a y ı l m a s ı ve F r a n s ı z e r k e k l e r i y l e k a d ı n l a r ı n ı n c e h a l e t t e n ve bil­
gisizlikten k u r t a r ı l m a s ı a m a c ı y l a k u l l a n ı l m a s ı k o n u s u n d a ö v g ü l e r yağdır­
mıştı. O c a k 1 7 9 4 ' d e , ö r n e ğ i n , K o n v a n s i y o n u n iki üyesi K o r s i k a h a k k ı n d a
"Aydınlanmanın oraya sel gibi ulaşması zorunludur" d i y e y a z m ı ş t ı . Ken­
d i a d l a r ı n a , M a i n e - e t - L o i r e ' ı n y ö n e t i c i l e r i aynı m e c l i s e E k i m 1792'de
şunları y a z m ı ş t ı :

Yasama Meclisi üyeleri, bunu sizden istiyoruz: sizden en güçlü şartlar­


da bize, ilimizde Ulusun hizmetine sunulmuş olan bütün kitapların bir ka­
mu kuruluşunda bir araya toplanmasına izin vermenizi istiyoruz. Bütün
vatandaşlarımız sizden bunu iyilik olarak istemektedir: Halkımıza, Pla­
to'nun, Sidney'in ve Rousscau nun okunmasıyla, halkımızın iyi kanunların
sevilmesinde ve zorbalardan nefret edilmesinde güçlendirilmelerini sağla­
19
yacak bir anıt sağlamak bize mutluluk verecektir.

Kişisel ö n e r i l e r k a t l a n a r a k a r t ı y o r d u . 1795 yılında, T a r ı m c ı ve S i y a h


İ n s a n D o s t l a r ı T o p l u l u ğ u n u n üyesi, eski B e t h u n e - C h a r o s t D ü k ü , Fran­
sa'da Kırsal Eğitimin Organizasyonu hakkında Genel Açıklamalar20 adlı
e s e r i n d e , h e r k a n t o n d a , h e r birinde k ü ç ü k bir tarım k ü t ü p h a n e s i b u l u n a n ,
bir m o d e l çiftlik o l u ş t u r u l m a s ı n ı t a v s i y e etmişti. Bir b a ş k a p r o j e , v e e n
ciddisi ( s o n u ç t a başarısız o l m a s ı n a r a ğ m e n ) , son kraliyet k ü t ü p h a n e c i s i ta­
rafından ö n e r i l e n d i . H e r ilde, bir ulusal k ü t ü p h a n e y e d a y a n a n v e h e p s i d e
P a r i s ' t e k i Ulusal K ü t ü p h a n e y e b a ğ l a n a c a k olan bir ş e b e k e k u r m a k istiyor­
d u . H e r n e k a d a r t a m a m l a n m a m ı ş s a da, t a r t ı ş m a e n a z ı n d a n ü l k e ç a p ı n d a
kütüphane organizasyonunun geleceğini değerlendiriyordu.
E l k o y m a işlemleri yapılır y a p ı l m a z kitaplar satışa h a z ı r l a n m a k ü z e r e
d e p o l a r a t a ş ı n ı y o r d u . Ciltler, g u r u r l a " e d e b i d e p o l a r " d e n i l e n v e ü l k e n i n
5 4 5 ilçesinin h e r b i r i n d e açılan m e k â n l a r d a t o p l a n ı y o r d u . Belfort d e p o s u ­
n u n bekçisi, b a ş r a h i p Bevalet, b u d e p o l a r ı n nasıl o l a b i l e c e ğ i k o n u s u n d a
k ı y a m e t i a n d ı r a n b i r tablo ç i z e r e k ş u sözleri k a l e m e a l m ı ş t ı :
Her ebatta on binlerce kitaptan oluşan, sepetlere atılmış ve çıplak bir
odanın ortasına karma karışık konulmuş, benim incelememi sağlayacak
hiçbir imkân olmayan, şekilsiz bir yığın düşünün. Bu kitapların yarısının,
ya da daha fazlasının, yoğun yağmur altında gelinerek Thann'ın eski Ca-
puchin ve Francisca rahiplerinin elinden koparılıp alındıklarını, kömür
vagonlarında üstleri kapatılmadan, düzensiz bir şekilde üst üste yığılarak,
neredeyse sırılsıklam olarak, kötü kokular yayarak getirildiklerini ve ta­
mamen çürümekten sadece benim onları büyük (ve iğrenç) zorluklarla ba­
zı çalıların üstüne yaymam ve yüz kere geri dönmem ve sonra da onları
eski şekillerine geri getirmek için taş-pres altına sokmam sayesinde kur­
tulduklarını düşünün. Kirliliğin derinliği dikkate alındığında, onları ku­
rutmak için bir kaç ay uğraşmam gerekti. Kitapların çoğu, bir yüzyıldan
fazla bir süredir hiç açılmamış olduklarından, sürekli olarak odadan çık­
mamı zorunlu kılan ve uzun süre ölümcül darbelerini hissettiğim zehirli
dumanlar çıkarıyordu. Birçok kez, en dayanılmaz karın ağrılarıyla baygın
21
bir şekilde eve getirilmiştim...

Bu e d e b i d e p o l a r , 8 P l u v o i s e * yd II (27 O c a k 1794) tarihli kararla, "il­


ç e h a l k k ü t ü p h a n e l e r i " n e d ö n ü ş t ü r ü l m ü ş t ü . T e o r i k olarak k ü t ü p h a n e l e r
h a l k a açıktı, a m a birçok d u r u m d a kitapların yığılı o l d u ğ u v e s a d e c e ağır
ağır d ü z e n e s o k u l d u ğ u d e p o l a r olarak k a l m ı ş l a r d ı . Kararın 4 . m a d d e s i n i n ,
" b ü y ü k b e l e d i y e l e r i n k ü t ü p h a n e l e r i n i n halk için m u h a f a z a edildiğini; bu
a ş a m a d a b a ş k a bir şey g e l i ş t i r i l m e y e c e ğ i n i " b e y a n etmesi a n l a m l ı d ı r .
A s l ı n d a , s a d e c e İhtilalden çok ö n c e özel bağışlarla k u r u l a n ve el koy­
m a l a r l a z e n g i n l e ş e n k ü t ü p h a n e l e r , g e r ç e k t e o k u y u c u l a r ı içeri a l m a y ı ba­
şarmıştı. V e b u r a d a bile, Ş u b a t 1795'in L a k a n a l Yasası, h e r ilde " m e r k e z i
o k u l l a r " d e n i l e n o r t a o k u l l a r y a r a t a r a k , b u süreci e n g e l l e m e y e çalışmıştı.
A s l ı n d a p l a n l a n a n 108 m e r k e z i o k u l d a n s a d e c e 32 tanesi g e r ç e k t e n açıla­
bilmişti. H e r biri ö ğ r e n c i l e r i n k u l l a n a b i l e c e ğ i , a m a d a h a geniş bir şekilde
h a l k a açık birer k ü t ü p h a n e ile d o n a t ı l m ı ş t ı . H e r birine ö ğ r e t m e n sıfatıyla
birer k ü t ü p h a n e c i verilmişti. VII. yıldan itibaren bu k ü t ü p h a n e c i l e r i n bib-

Pluvoise: Fransız D e v r i m t a k v i m i n i n b e ş i n c i ayı ( 2 0 / 2 1 O c a k - 18/19 Şubat) [ç.n.]


liyografya k o n u s u n d a d e r s ü s t l e n m e l e r i g e r e k i y o r d u . B u g i r i ş i m fazla sür­
m e m i ş t i . M e r k e z i o k u l l a r 1802 M a y ı s ı n d a l a ğ v e d i l m i ş v e yerlerini, içleri­
n e k ü t ü p h a n e k u r u l m a s ı d ü ş ü n ü l m e y e n liseler almıştı. 8 P l u v o i s e * yıl X I
( 2 8 O c a k 1803) tarihli y e n i bir k a r a r , eski o k u l l a r ı n k ü t ü p h a n e l e r i n i v e
e d e b i d e p o l a r ı b e l e d i y e l e r e d e v r e t m i ş t i . K i t a p l a r , k a m u m a l ı o l m a y ı sür­
d ü r e r e k " b e l e d i y e l e r i n h i z m e t i n e v e g ü v e n i n e s u n u l m u ş t u " . M e t i n y e n i şe­
hir kütüphanelerinin resmi d o ğ u m belgesi olarak değerlendirilebilir.22 Bu
g e l i ş m e n i n tek ö n e m l i istisnası, k ü t ü p h a n e l e r i n i n ç o ğ u n u n , ihtilalden ç o k
ö n c e d e n beri v a r o l a n l a r ı n g e l i ş m e y i s ü r d ü r d ü ğ ü v e b a ş k e n t t e k i e d e b i d e ­
poları a z a r a z a r b o ş a l d ı ğ ı n d a eski k ü t ü p h a n e l e r i n a n a l e h d a r h a l i n e geldi­
ğ i P a r i s ' t i . 2 3 E n s o n d e p o 1811 y ı l ı n d a k a p a n m ı ş t ı . U l u s a l K ü t ü p h a n e , bir­
k a ç yıl i ç i n d e k o l e k s i y o n l a r ı n ı ikiye k a t l a y a r a k 3 0 0 . 0 0 0 ' d e n 6 0 0 . 0 0 0 ' e ç ı ­
karmıştı.
İhtilal yıllarının b u çeşitli, b a z e n çelişkili ö n l e m l e r i , b a z ı l a r ı n ı n t e m b e l ­
liği v e y a sahtekârlığı ve d i ğ e r l e r i n i n v a t a n p e r v e r l i k h e y e c a n ı ile b i r l e ş e ­
rek, kişisel k o l e k s i y o n l a r ı n tarihi d e v a m l ı l ı ğ ı a ç ı s ı n d a n ö n e m l i s o n u ç l a r
d o ğ u r m u ş t u . Bazı k i t a p l a r - b u d ö n e m i n s o n u n d a k i y a p ı c ı k a r a r l a r ı n t a m
etkileri b i l i n m e m e k l e birlikte - h i z m e t ç i l e r v e y a m a h r u m ailelerin ü y e l e r i
t a r a f ı n d a n g ö t ü r ü l m ü ş y a d a s a k l a n m ı ş t ı . D i ğ e r k o l e k s i y o n l a r , satışlarını
yasaklayan mevzuattan önce veya bunlara rağmen, piyasaya sürülmüştü.
Ö z e l l i k l e - ve ç o k tartışıldığı gibi - ihtilal d ö n e m i , eski k i t a p l a r l a ilgili
ö n e m l i bir p a z a r ı n o l u ş m a s ı n ı geliştirmişti. O n d o k u z u n c u y ü z y ı l ı n t a m a ­
mı b o y u n c a , Parisli ikinci el kitap satıcılarının küvetleri k u ş k u l u k ö k e n l e ­
r e s a h i p k i t a p l a r l a d o l u y d u . İyi a r a ş t ı r ı l m ı ş o l a y l a r d a n biri, P a r i s ' t e k i R u s
B ü y ü k e l ç i l i ğ i n d e g e n ç bir d i p l o m a t o l a n v e S t G e r m a i n d e s P r é s ' d e n d e
p e k ç o k y a y ı n d â h i l o l m a k üzere, ç o k s a y ı d a e l y a z m a s ı v e k i t a p " s a t ı n al­
m ı ş " o l a n P e t e r D u b r o w s k i ' n i n h i k â y e s i d i r . D u b r o w s k i P a r i s ' e 1785 yılın­
d a g e l m i ş v e 1792 y ı l ı n d a a y r ı l m ı ş v e k ü t ü p h a n e s i 1805 y ı l ı n d a Ç a r a sa­
t ı l m ı ş t ı . 2 4 D a h a y a k ı n z a m a n d a k e ş f e d i l e n biri d e , Parisli F r a n c i s c a r a h i p ­
lerinin e d e b i d e p o s u n u n bekçisi E t i e n n e D a m b r e v i l l e ' e 2 5 aitti. D a i r e s i n d e
9 . 0 0 0 c i v a r ı n d a çalıntı kitap b u l u n m u ş t u . A m a k a ç t a n e s i n i n z a t e n satıl­
mış olduğunu hiç kimse bilmemektedir. Rahip G r e g o i r e ' ı n üç r a p o r u n d a

* Pluvoise: Fransız devrim takviminin beşinci ayı (20121 Ocak - 18119 Şubat) jç.n.1

Mi
26
ihbar e d i l e n v a n d a l i z m , b u t ü r k a y ı p l a r ı n b i r l e ş t i r i l m e s i y d i . El konulan
malların, el konulma yerlerinden edebi depolara nakledilmesindeki uzun
v e z o r s o r u n l a r ı , e d e b i d e p o l a r d a v e m e r k e z i o k u l l a r d a k u r u l a n ilçe k ü t ü p ­
hanelerinde kendi koleksiyonlarını oluştururken büyük boşlukların ortaya
çıktığını a n l a t ı y o r l a r d ı . B u n u n d ı ş ı n d a a n l a t ı l a n l a r , Parislilerin e l k o y m a ­
ları v e e y a l e t k o l e k s i y o n l a r ı n d a , ö z e l l i k l e U l u s a l K ü t ü p h a n e t a r a f ı n d a n
o l u ş t u r u l a n l a r d a (ve b i l h a s s a d e ğ e r l i e l y a z m a l a r ı v e askeri o p e r a s y o n l a r
için g e r e k l i o l a n coğrafi h a r i t a l a r y a ğ m a l a n a r a k ) yarattıkları b o ş l u k l a r ,
ç o k s a y ı d a t u h a f bir ş e k i l d e y ö n e t i l e n r e s t o r a s y o n l a r , K o n s ü l l ü ğ ü n v e İ m ­
p a r a t o r l u ğ u n politik l i d e r l e r i n e v e A n l a ş m a s o n r a s ı n d a p i s k o p o s l a r a y a p ı ­
lan özel k ü t ü p h a n e tahsisleri, geçici d e p o l a r ı n i h m a l e d i l m e s i , belirli k o ­
l e k s i y o n l a r ı n b e l e d i y e b i n a s ı n ı n çatı k a t ı n d a terk e d i l m e l e r i , K o n s ü l l ü k t e
ve İmparatorluktaki kütüphanecilerin (özellikle A n d e l y s ' d e ve Belfort'ta)
m a a ş l a r ı n ı n b a k i y e l e r i n i n ö d e n m e s i a m a c ı y l a çift o l a n (ya da çift o l d u k l a ­
rı i d d i a e d i l e n ) k i t a p l a r ı n s a t ı l m a s ı ve son o l a r a k , " d e ğ e r s i z k i t a p l a r ı n ? ha­
m u r h a l i n e g e t i r i l m e k ü z e r e , kağıt a ğ ı r l ı ğ ı n a g ö r e s a t ı l m a s ı y d ı .
O n d o k u z u n c u yüzyıl b o y u n c a açılan a r t a n s a y ı d a k i ş e h i r k ü t ü p h a n e l e ­
r i bile, e l k o n u l a n k o l e k s i y o n l a r ı n k a l a n b ö l ü m l e r i n e y e t e r i n c e k o r u m a
sağlamayı başaramamıştı. En azından T e m m u z Krallığına kadar "kopya­
l a r " d ü z g ü n d e ğ e r l e n d i r m e y a p ı l m a d a n satılmıştı. Ö r n e ğ i n , N o r m a n d i -
y a ' d a d e n e t i m s i z satışlar v e d e ğ i ş i m l e r , E v r e u x v e L o u v i e r s ' d e k i k ü t ü p h a ­
n e l e r i n , İhtilalden beri k e n d i l e r i n e verilen k o l e k s i y o n l a r ı n yarısını kaybet­
tikleri a n l a m ı n a g e l i y o r d u . Ö z e t l e , s o n u ç , k i t a p k o l e k s i y o n l a r ı n ı n , F r a n s ı z
t o p r a k l a n i ç i n d e t a m a m e n y e n i d e n d a ğ ı t ı l m a s ı n d a n v e d a h a d e beteri, sa­
yısız k i t a b ı n t a h r i p e d i l m e s i n d e n aşağı k a l m ı y o r d u .
Bu büyük el k o y m a işlemlerinin üçüncü büyük sonucu, istemeden de
olsa, F r a n s a ' d a k i m o d e r n k ü t ü p h a n e c i n i n g ö r ü n ü m ü n e sağladıkları katkı­
d ı r . 2 7 Y a s a k o y u c u n u n ilk e n d i ş e s i , 5 4 5 farklı ilçedeki e d e b i d e p o l a r ı n h e r
b i r i n e b i r m u h a f ı z s a ğ l a n m a s ı y d ı . T e r c i h l e r , kitaplar h a k k ı n d a h e r h a n g i
bir b i l g i y e s a h i p o l a n l a r y e r i n e , politik y a n d a ş l a r a r a s ı n d a n y a p ı l m ı ş t ı . Sa­
d e c e h i z m e t e t m e h e v e s i ile d o n a t ı l m ı ş bu kişiler, 1794 kararı d e p o l a r ı il­
çe halk kütüphanelerine dönüştürdüğünde, "kütüphaneci" olmuşlardı. Pa­
risli yetkililerin ilan ettiği ş e k i l d e , k o l e k s i y o n l a r için k o r u m a ö n l e m l e r i n i
uygulamaya koymak, onların sorumluluğundaydı.
En azından biraz olsun kitap d e n e y i m i b u l u n a n azınlıklar arasında tanın­
m ı ş isimler b u l u n u y o r d u . Bunların arasında, M a r s e i l l e ' d e k i de la Valliére dü­
k ü n ü n eski k ü t ü p h a n e c i s i b a ş r a h i p J o s e p h - J e a n R i v e s ile, A u x e r r e ' d e k i
L o m e n i e d e B r i e n n e ' i n eski k ü t ü p h a n e c i s i P e d e r F r a n ç o i s - X a v i e r L a i r e
dâhil o l m a k ü z e r e , m a n a s t ı r c e m i y e t l e r i n d e n b i r ç o k eski y ü k s e k rütbeli
din a d a m ı y a d a k ü t ü p h a n e c i v a r d ı . R ü t b e l e r i R o u e n ' d e n D o n F r a n ç o i s -
Phillipe Gourdin, St G e r m a i n des Pres'den ve daha sonra Arsenal'den
D o n G e r m a i n Poirier, ve Poitiers'den Don H u g u e s M a z e t tarafından daha
da yükseltilmişti. Yeni kütüphaneciler arasında, C o r b e i l ' d e ve daha sonra
P a r i s ' t e V a n T h o l d â h i l , b i r k a ç eski k i t a p satıcısı d a b u l u n u y o r d u . Bazıla­
rı, R e i m s ' d e k i D e l a i s t r e gibi, b a z e n eski ve yeni m e s l e k l e r i n i karıştırıyor­
lar, e d e b i d e p o l a r ı v e k ü t ü p h a n e l e r i , iyi n ü s h a l a r ı d ü k k â n l a r ı n d a s a t m a k
a m a c ı y l a k u l l a n ı y o r l a r d ı . A n c a k , k ü t ü p h a n e c i l e r i n b i r ç o ğ u , ç o k farklı za­
n a a t l a r d a e ğ i t i l m i ş l e r d i v e b e l e d i y e k u r u l u ş l a r ı n ı n üyeleri o l a r a k h i z m e t
ediyorlardı. Saar-Union'daki kütüphaneci M a s s o n bir savaş g a z i s i y d i .
A i x ' d e k i k ü t ü p h a n e c i J a c q u e s G i b e l i n eski bir d o k t o r d u . C a m b r a i ' d e k i
k ü t ü p h a n e c i H o u i l l o n e s k i d e n saat i m a l a t ç ı s ı y d ı . D o u a i ' d e k i k ü t ü p h a n e c i
M o n t e v i l l e h u k u k ç u l u k y a p m ı ş t ı . L y o n ' d a , k ü t ü p h a n e y i bazı k e s i n t i l e r l e
1 7 9 1 ' d e n 1 8 2 0 ' y e k a d a r y ö n e t m i ş o l a n A n t o i n e - F r a n ç o i s D e l a n d i n e , bir­
ç o k farklı a l a n d a y a z ı l a r y a z a n ç o k bilgili biriydi.
E d e b i d e p o l a r ile, ilçe v e m e r k e z i o k u l k ü t ü p h a n e l e r i n i n k u r u l m a s ı n d a
ve tuhaf kişilerin asıl m e s l e k l e r i n d e n farklı y e r l e r d e ç a l ı ş t ı r ı l m a l a r ı n d a p o ­
litik d e ğ e r l e n d i r m e l e r rol o y n a m ı ş t ı . B u n l a r ı n a r a s ı n d a , sınır dışı yasaları­
nın k a b u l ü n d e n h e m e n ö n c e , M a z a r i n e ' d e B a ş r a h i p H o o k e gibi, y e m i n et­
m e m i ş rahipler, evli rahipler ve P a r i s ' t e k i rezil Barbier, Belfort'taki B e v a l e t
v e S e l e s t a t ' t a k i C o l n e t gibi rahipliklerini r e d d e d e n r u h b a n sınıfı m e n s u p ­
ları, A n l a ş m a s o n r a s ı n d a , eski a n a y a s a l r a h i p l e r v e p i s k o p o s l a r ( T a r b e s
m e r k e z o k u l u n d a C h e r p i s k o p o s u T o r n e , aynı ş e h i r d e L a v a l p i s k o p o s u v e
A r s e n a l ' d e G r é g o i r e ) v e eski g i r o n d i n l e r l e eski d a ğ a d a m l a r ı b u l u n u y o r d u
ve h e p s i de r e s m e n affa g ö n d e r i l m i ş t i - ş i m d i l i k .
B a ş l a n g ı ç t a n itibaren, e d e b i d e p o l a r ı n v e ilçe k ü t ü p h a n e l e r i n i n g a r d i ­
yanları amatörlerdi. A m a merkez okullarının kütüphanecilerinin daha bü­
y ü k y e t e n e k g ö s t e r m e l e r i g e r e k i y o r d u . H a t t a y a r ı ş m a y l a işe a l ı n ı y o r l a r d ı .
S o n u ç olarak, sınıflarında, S e n s ' d e k i L a i r e gibi g e r ç e k p r o f e s y o n e l l e r bu-
l u n u y o r d u . O n u n k e n d i bibliyografi k u r s u , b u g ü n k u r t u l a n kişisel e v r a k l a ­
rının y a n ı sıra, ö ğ r e n c i l e r i n d e n b i r i n i n n o t l a n s a y e s i n d e b i l i n m e k t e d i r , h e r
iki k a y ı t d a B e s a n ç o n şehir k ü t ü p h a n e s i n d e m u h a f a z a e d i l m e k t e d i r .
V e s o u l ' d a k ü t ü p h a n e c i o l a n e s k i a v u k a t v e d ö n e m i n e n t a n ı n m ı ş bibli­
y o g r a f y a u z m a n ı G a b r i e l P e i g n o t 2 8 gibi biri d e , k e n d i y e t e n e k l e r i v e d e n e ­
y i m l e r i n i n g ü c ü s a y e s i n d e k ü t ü p h a n e y ö n e t m e k ü z e r e getirilen i n s a n l a r a
iyi bir ö r n e k t i r .
O l a y l a r ı n baskısı a l t ı n d a , h e m r a s g e l e işe a l ı n a n h e m d e r e s m i o l a r a k
atanan kütüphanecilerin hepsi de komik koşullarda ve düzensiz maaşlarla
hızlı ç a l ı ş m a k z o r u n d a b ı r a k ı l m ı ş t ı . M a a ş o l a r a k , P a r i s ' t e n o n l a r a " m e s l e ­
k i o r t a k asgari ü c r e t " k a b u l ettirilmişti. M e r k e z d e n g e l e n d i ğ e r f e r m a n l a r
arasında, koruma konusunda çok sayıda genelge ve teknik notlar bulunu­
y o r d u . B u d o k ü m a n l a r Parisli eski rejim k ü t ü p h a n e c i l e r i n d e n o l u ş a n k o ­
m i t e l e r t a r a f ı n d a n h a z ı r l a n ı y o r d u . Politik o r t a m a bağlı o l a r a k isimleri d e ­
ğ i ş i y o r d u v e h e r k o m i t e birbirini i z l e y e n p a r l a m e n t e r m e c l i s i n y ö n e t i m i
altında çalışıyordu. Bunların arasında Hubert-Pascal Ameilhon, Gaspard
M i c h e l L e b l o n d v e D o n G e r m a i n P o i r i e r d e y e r a l m ı ş t ı . H e p s i d e , taşralı
ve y a l n ı z b ı r a k ı l m ı ş m e s l e k t a ş l a r ı n ı n ç a l ı ş m a l a r ı n a ilk p r o f e s y o n e l cilayı
verme konusunda katkıda bulunmuştu.
Ayrıca, ulusal bir k a m p a n y a da g e n e l g e l e r ve y a z ı ş m a y o l u y l a uygula­
maları b i r l e ş t i r m e y e k a t k ı d a b u l u n m u ş t u . " F r a n s a evrensel bibliyografisi",
toplu bir ulusal katalog için oluşturulan ilk projeydi. Bu proje ilk olarak, s o n
kraliyet k ü t ü p h a n e c i s i tarafından 1790 yılında s u n u l m u ş t u . Beş yıl sonra, ül­
k e d e k i b ü t ü n " u l u s a l k i t a p l a r " ı n basılı k a t a l o g u n u n yaklaşık altmış cilt ha­
linde basılmasını ve b u l u n d u k l a r ı yerlerin k a y d e d i l m e s i n i s o n a e r d i r m e y i
hedefliyordu. Politik v e e k o n o m i k d u r u m n e d e n i y l e proje birçok g ü ç l ü k l e
v e g e c i k m e y l e karşılaşmıştı v e N i s a n 1 7 9 6 ' d a İçişleri Bakanı B e n e z e c h ' i n
e m r i y l e süresiz olarak v a z g e ç i l m i ş t i . 2 9 Yine d e , P a r i s ' t e faaliyet g ö s t e r e n ve
illerdeki b ü t ü n bibliyografi bilgilerini bir a r a y a getiren "Bibliyografi B ü r o -
s u " n u n talimatı ile h e r edebi d e p o n u n v e h e r k ü t ü p h a n e n i n b o y u n e ğ m e s i
g e r e k e n sınıflandırma ve k a t a l o g l a m a u y g u l a m a l a r ı n ı n u y u m l u hale getiril­
m e s i ile s o n u ç l a n m ı ş t ı . Bu tür bir ç a l ı ş m a n ı n , d e p o l a r d a t o p l a n a n kitap yı-
ğınlarının d ü z e n e k o n m a s ı n ı hedefleyen " s e ç m e " a ş a m a s ı y l a b a ş l a m a s ı ge­
rekiyordu. Ç a l ı ş m a , d a h a s o n r a d a ğ ı l m ı ş o l a n ciltlerin y e n i d e n gruplandırıl-

2 J»
m a s ı n a ve bir o y u n k â ğ ı d ı n d a n k e s i l m i ş olan n u m a r a l ı bir fişin her bir baş­
lığa s o k u l m a s ı a ş a m a s ı n a geçiliyordu. B u yapıldıktan s o n r a k a t a l o g l a m a ça­
lışması başlayabilirdi. Bu, birbiri a r d ı n a b ü t ü n başlıkların özetinin sağlan­
m a s ı n ı ve bunların t a m bibliyografik t a n ı m l a r ı n ı n verilmesini gerektiriyor­
d u : Yazar, başlık, b a s ı m yeri, y a y ı n e v i ve kitapçı, b a s ı m tarihi, e b a d ı , cilt sa­
yısı ve k o p y a y a özel notlar. Özetleri h a z ı r l a m a k için, k a t a l o g y a p a n kişi,
o y u n kartlarının arkalarını k u l l a n ı y o r d u (bakınız Şekil 10,1)

T a n ı m l a m a tamamlandıktan sonra, kartlar yazarlara göre veya ano­


n i m eserlerde başlıklara göre alfabetik olarak sıralanıyordu. Bundan
s o n r a , h i ç b i r k a r t ı n k a y b o l m a m a s ı için o y u n k a r t l a r ı b i r b i r l e r i n e i p l e
bağlanıyordu. Bütün bunlar yapıldıktan sonra, kartlardaki detayların, kü­
t ü p h a n e n i n anında-katalog hizmetini görecek bir kayıt defterine kopya­
lanması gerekiyordu. Bundan sonra oyun kâğıtlarının hepsi Paris'e, bib­
liyografi ofisine i l e r l e m e k t e o l a n u l u s a l k a t a l o g u b e s l e m e k ü z e r e g ö n d e ­
riliyordu.
B u p r o j e d e n 1 7 9 6 ' d a v a z g e ç i l m e s i n e , v e a s l ı n d a , h e r b i r i b u g ü n işi­
mize çok yarayabilecek bibliyo-oyun kağıtlarının h e m e n h e m e n tama­
mının tahrip edilmesine rağmen,30 operasyon sonuçsuz kalmamıştı.
Fransız topraklarının genelinde profesyonel uygulamaların standartlaş­
t ı r m a s ı n a katkıda bulunmuş ve depoların müşfik amatörlüğünü, ehil
bibliyografiye b e n z e y e n bir şeye d ö n d ü r m ü ş t ü . Ayrıca, Antoine-Ale­
xandre Barbier'in Bilinmezlerin Sözlüğü gibi bazıları b u g ü n bile kulla­
nılmakta olan bibliyografik çalışmaların basılmasını teşvik etmişti. Son

> 111
olarak, bu proje, hepsi de kitap savaşlarını ihtilalin el k o y m a işlemleri­
n i n rafları a r a s ı n d a s ü r d ü r e n , " s ö z d e E d e b i C u m h u r i y e t " i n R i v e s , L a i -
r e , V a n - P r a e t gibi s o n k ü t ü p h a n e c i l e r i ile B a r b i e r , P e i g n o t v e C h a r l e s
N o d i e r gibi yeniler arasında v a z g e ç i l e m e y e c e k bir bağlantı k u r u l m a s ı ­
na yardımcı olmuştu.

Ancak, kütüphanecilerin profesyonelleştirilmesinin tamamlanmasına


d a h a ç o k v a r d ı . Yasal o k u l l a r ı n ( 1 8 2 1 ) , g e n e l K ü t ü p h a n e l e r M ü f e t t i ş l i ğ i ­
n i n ( 1 8 2 2 ) ve elli y ı l d a n fazla bir süre s o n r a d a , 1879 y ı l ı n d a ilk p r o f e s y o ­
n e l , " k ü t ü p h a n e b a k ı m faaliyetleri h a k k ı n d a y e t e n e k s e r t i f i k a s ı " s ı n a v ı n ı n
ile o l u ş t u r u l m a s ı d e v a m e t m i ş t i . B a ş l a n g ı ç t a ü n i v e r s i t e k ü t ü p h a n e l e r i n e
hizmet v e r m e k üzere kurulmuşken, d a h a sonra diğer kuruluşlar tarafından
da benimsenmişti.

B ü t ü n b u n l a r d a ( F r a n s ı z sosyal v e politik t a r i h i n d e o l d u ğ u gibi) bibli­


yografi u z m a n l a r ı g e r i y e d ö n ü p b a k t ı k l a r ı n d a , ihtilal d ö n e m i n i kritik bir
kriz n o k t a s ı o l a r a k d ü ş ü n m e k t e d i r . B a s t i l l e ' e s a l d ı r ı l m a s ı ile I . N a p o l -
y o n ' u n taç g i y m e s i n i a y ı r a n o n b e ş yıl, F r a n s ı z k ü t ü p h a n e t a r i h i n d e ö n e m ­
l i bir d ö n ü m n o k t a s ı n ı s i m g e l e m e k t e d i r . T a k i p e d e n h e r şeyin b a ş l a n g ı c ı
olan K a s ı m 1789 k a r a r ı n ı n y a z a r l a r ı , m u t l a k a h a r e k e t l e r i n i n , u l u s u n kü­
tüphaneleri açısından uzun vadeli sonuçlarını tahmin etmemişlerdi. Yine
d e b u yıllar, m a n a s t ı r , s o y l u v e b ü y ü k kişisel k o l e k s i y o n l a r a ait eski şebe­
k e l e r i n n e r e d e y s e b ü t ü n izlerini silmişti. İhtilal kararları ç o k b ü y ü k bir
e m l a k transferini, v e k e s i n o l a r a k b u n u n l a birlikte, d a h a d a b ü y ü k bir ki­
t a p transferini b a ş l a t m ı ş t ı .
S a v a ş g a n i m e t l e r i n i n v e iadelerin, e l k o n u l a n m i l y o n l a r c a kitabın ger­
ç e k t e n e k a d a r ı n ı o l u ş t u r d u ğ u n u belki d e hiç k i m s e h i ç b i r z a m a n b i l e m e ­
y e c e k t i r . D a h a ö n e m l i o l a n , " U l u s a l K i t a p l a r " ı n geleceği k o n u s u n d a baş­
l a y a n g e n i ş t a r t ı ş m a d ı r . Ardı a r d ı n a o l u ş t u r u l a n farklı türdeki k ü t ü p h a n e ­
ler, k o l e k s i y o n l a r ı n h a l k a a ç ı l m a s ı projesini h e m g e c i k t i r m i ş , h e m d e ö n ­
l e m i ş t i r . A m a y e n i o l u ş u m l a r ş e h i r k ü t ü p h a n e l e r i n i n v e d a h a s o n r a üniver­
site k ü t ü p h a n e l e r i n i n o l u ş t u r u l m a s ı ç a b a l a r ı n d a yol gösterici o l a r a k s o n r a ­
k i iki y ü z y ı l a d a m g a s ı n ı v u r a n bir ç a l ı ş m a y a d ö n ü ş m ü ş t ü r . B ü t ü n b u olay­
ların s o n b e k l e n m e d i k etkisi, k ü t ü p h a n e c i l e r için yeni bir profesyonel ku­
ruluşun ortaya çıkması olmuştur.
O n b e ş yıl bir u l u s u n y a ş a m ı n d a fazla ö n e m l i g ö r ü l m e y e b i l i r . A m a
üçüncü milenyumun başında Fransız kütüphaneleri, günlük yaşamlarında,
h â l â b ü y ü k ö l ç ü d e ihtilal z a m a n ı n d a a l ı n a n ö n l e m l e r e v e b u ö n l e m l e r i n
a k a b i n d e o l u ş a n s o n u ç l a r a bağlı d u r u m d a d ı r . Ç o ğ u n l u ğ u k a y ı p k ü t ü p h a ­
n e l e r d e n v e ihtilal d ö n e m i n d e k i e l k o y m a i ş l e m l e r i n d e n biriktirilen v e be­
lediyelerin k o r u m a s ı n a b ı r a k ı l a n F r a n s a ' n ı n eski k o l e k s i y o n l a r ı hâlâ dev­
let m a l ı d ı r . H e r n e k a d a r içerikleri h â l â t a m o l a r a k b i l i n m i y o r s a da, k o r u n ­
m a l a r ı , g e l i ş i m l e r i ve h a l k t a r a f ı n d a n e r i ş i m l e r i , e d e b i d e p o l a r ı n ilk b e k ç i ­
lerinin u z a k t a n varisleri olan b u g ü n ü n p r o f e s y o n e l l e r i n i n g ü n l ü k ç a l ı ş m a ­
larını o l u ş t u r m a y ı s ü r d ü r m e k t e d i r .
Notlar
l . B u bölüm kısmen, Dominique Bougé-Grandon'un Gezgin Kitaplar: Modern
Avrupa'da kitap koleksiyonlarının Oluşumu ve Dağılması 1450-1830 (Paris:
Klincksieck, 2000) s. 207-226'da yer alan "Le livre ' otage de la révolution .
Conséquences bibliographiques des saisies politiques."den türemiştir.
2. Dominique Varry, "İhtilal El koymaları", yeri Dominique Varry, éd., Fransız
Kütüphanelerinin Tarihi: Les bibliothèques de la Révolution et du XIXe siècle
l789-1914(Paris, Cercle de la Librarie) 9-28.
3. Anthony Hobson, Fransız İhtilali ve İmparatorluğu döneminde yabancı
kütüphanelerden Alımlar", Bibliyofil Bülteni 2 (1989): 255-272; Marie-Pierre
Laffitte, "La bibliothèque nationale et les ", Bibliyofil Bülteni 2 (1989): 273-
323; 1789, Le patrimoine libère (Paris: Ulusal Kütüphane, 1989), s. 258-274.
4. Quatramère de Quincy, "Lettres a Miranda sur le déplacement des monuments
de l'art de l'Italie(1796):Introduction et notes par Edouard Pommier", (Paris:
Macula, 1989)
5.."Nous nous empressons cependant de satisfaire aux désirs de la Bibliothèque
nationale en autorisant le citroyen Fischer bibliothécaire de vous envoyer sans
le moindre délai de belles éditions des epistres de Ciceron imprimées par q u i ,
quoiqu'incomplete, conserve a Mayence 'au vrai berceau de l'art de
l'imprimerie' le souvenir de Gutenberg, don't elle n'a plus d'autres
monuments. Nous vous saluons avec respect", Mainz'in Van Praët'e mektubu
(6 germinal an X; 27 Mart 1802), Ulusal kütüphane, N. A. F. 3230,
Bibliyografik yazışmalar.
6. Dominique Varry, "Joseph Van Praët, yeri Dominique Varry, éd., Fransız Kü­
tüphanelerinin Tarihi: Historiés des bibliothèques françaises, tom, s. 302-303.
7. Jean-Baptiste Labiche, "Notice sur les dépôts littéraires et la révolution
bibliographique de la fin du dernier siècle d'après les manuscrits de la
bibliothequede l'Arsenal", (Paris: Parent, 1880); Hélène Dufresne, "Erution et
esprit public au XVIIIe siede: bibliothécaire HubertPascal Ameilhon 1730-
1811" (Paris: Nizet, 1962); Simone Balayé, "La Bibliothèque nationale et le
progres des Lumières sous la Revolution", yeri Collogue Livre et Revolution,
Mélanges de la bibliothèque de la Sorbonne 9 (1989): 245-255; aynı yazar, "De
la Bibliothèque du Roi a la Bibliothèque nationale", 1789-1795", yeri La
Carmagnole des muses : l'homme de lettres et l'artiste dans la revolution",
Jean-Claude Bonnet (ed.,) (Paris: Armand Colin, 1988), s. 37-48; aynı yazar,
"La Bibliothèque du Roi en 1970' ou l'idéal et le réel d'après deux textes
inédits", yeri Revue de la Bibliothèque nationale. Ulusal Kütüphane Dergisi 23
(Bahar 1987): 56-64; aynı yazar, La Bibliothèque nationale des origines a 1800
(Cenevre: Droz, 1988); aynı yazar, "Les enrichissements de la Bibliothèque
nationale", (Paris: Ville de Paris, 1989), s. 48-63; Simon Balayé ve Kinga
Kantorska, ' Un sanctuaire des sciences : projects d'architecture pour la
Bibliothèque nationale, yeri Bulletin des bibliothèques de France 34 Fransız
Kütüphaneleri Bülteni 34 (1989): 191-200; Françoise Bléchet, " 1789 a la
bibliothèque du Roi , L'année 1789, Dix-huitierne siècle 20 (1988): 151-60;
aynı yazar, "De la bibliothèque du Roi a la bibliothèque nationale : permanence
et rupture", yeri Mélanges de la bibliothèque de la Sorbonne 10 (1990): 139-
151; aynı yazar, "Le vandalisme a la bibliothèque du roi/nationale sous la
revolution. Simone Bernard-Giïlïiths, Marie-Claude Chemin ve Jean Ehrard."
(Paris: Universitas, 1992), s. 265-276; François Fossier, " Les confiscation
d'emigres entrées au Cabinet des estampes pentant la Revolution", yeri
Nouvelles de l'estampe 106 (Temmuz-Ağustos 1989): 4-13; Michèle Sacquin,
"Comment le manuscrit de la Nouvelle Heloise a échappe a la B.N pendant la
Revolution", yeri " Ulusal Kütüphane Dergisi 32 (Yaz 1989): 70-72; 1789, La
patrimoine libere. (Paris: Ulusal kütüphane, 1989)
8. Christian Desplats, " Bibliothèques privées mises sous sequestre dans le
department des Basses-Pyrenees pendant la Revolution francaise"Revue
française d'histoire du livre 56 (1987): 439-462.
9. Marie-Hélène Froeschlé Chopard ve Sylviane Albertan-Coppola, " La
Revolution et la constitution des bibliothèques municipales. L'exemple de
Grasse' Archives et Revolution: création ou destruction? La Gazette des
archives", 146-147 (2989): 225-253; Marie-Hélène Froeschlé Chopard, Una
biblioteca francese alla fine del XVIII secolo (Grasse) (Floransa: Centro
editoriale toscano, 1991); aynı yazar, ed., Livres et culture du clergé à l'époque
moderne. Actes du colloque de Marseille (31 mars- 1 avril 1995), Revue
d'historié de l'Eglise de France 83 ( özel sayı, 1997).
10. Dominique Varry, 'Aux origines de la bibliothèque publique de Belfort', yeri,
Bulletin de la société belfortaine d'émulation 80 (1989): 49-58
11. Fabienne ve Gérard Aventurier, Livres at Révolution dans la loire, Bulletin du
Patrimoine de la Médiathèque départementale de la Loire 5 (özel sayı, 1994)
12. Sylvie Gueth, 'La constitution des bibliothèque publiques dans le départaient
du Bas-Rhin (1789-1803)', Haturalar ENSB, Villeurbanne (1991).
13. Dominique Varry, Recherches sur le livre en Normandie: les bibliothèques de
l'Eure à la fin du XVIHe siècle, d'après les saisies révolutionnaires, 3. dönem
tezi, Paris Üniversitesi 1, 1985; ilave versiyon, Sous la main de laNation (Fer-
ney-Voltaire: 18. yüzyıl uluslar arası araştırma merkezi, 2004); Dominique
Varry, 'Aperçu sur les bibliothèques privées de l'Eure confisquées sous la
Révolution', Annales de Normandie 45 (1995): 327-351.
14. Dominique Varry, 'Les confiscations révolutionnaires', Varry, éd., Fransız Kü­
tüphanelerinin Tarihi, 3: 9-28 (özellikle s. 20-23)
15. Bu iki çeşit doküman il arşivlerinde Q ve L serilerinde ve Ulusal Arşivlerde T
ve F ' ^ serilerinde tutulmaktadır.
16. Dominique Varry, 'Les saisies révolutionnaires: une source inexploitée', Vllln-
ct Uluslararası Aydınlanma Kongresi Tutanakları, 3 cilt (Oxford: Voltaire
Vakfı, 1992), 2: 1011-1015.
17. Daniel Roche, La Culture des apparences. Une histoire du vêtement XVIIe-
XVIIIe siècle (Paris: Fayard, 1989); İngilizce çeviri, Giyim Kültürü (Cambrid­
ge: Cambridge Üniversitesi Baskısı, 1996); Daniel Roche, Histoire des choses
banales. Naissance de la consommation dans les sociétés traditionnelles
(XVIIe-XIXe siècle) (Paris: Fayard, 1989); İngilizce çeviri, Günlük şeylerin
tarihi (Cambridge: Cambridge Üniversitesi Baskısı, 2000)
18. Dominique Varry, 'IJ faut que les Lumières arrivent par torrents: la Révolution
française et la création des bibliothèques publiques, projets et réalités', Fransız
Kütüphaneleri Bülteni, 34 (2989): 160-165.
19. Ulusal Arşiv (Paris): F17 1186 (3 Ekim 1792)
20. Armand Joseph, Béthune-Charost dükü, Vı;e.s générales sur l'organisation de
l'instruction rurale en France, présentées aux Comités d'instruction publique at
d'agriculture de la Convention nationale et à la Commission d'agriculture et
des art par le G Armand-Joseph Béthune-Charost:.., A. Paris, de l'imprimerie
de la feuille du cultivateur, an III, 26s.
21. Dominique Varry, 'Aux origines de la bibliothèque publique de Belfort'.
22. Ardışık çelişkili metinler ve sonuçlarına örnekler olarak belirtelim: Nathalie
Bercet, Patrick daubignard, Jean-Paul Sauvage, Blois belediye kütüphanesinin
oluşumu 1789-1799 (Blois: Belediye kütüphanesi, 1989); Elisabeth Chopin ve
T. Girard, Naissance d'umne bibliothèque (Chaumont) 1789-1803 (Chaumont:
Belediye kütüphanesi, 1989); Guy Thullier, Bir kütüphanenin tarihi: Nevers
belediye kütüphanesi 1789-1940 (Nevers: Belediye kütüphanesi, 1983); Michel
Vernus, 'Les bibliothèques des écoles centrales en Franche Comté (1795-
1803), yeri Travaux 1991 de la Société d'émulation du Jura ( 1992): 1690-169I ;
Patrimoine public et Révolution française, constitution des collections
toulousaines (Exhibition) réfectoire des jacobins 29 mai-29 septembre 1989
(Toulouse: Ville de Toulousse, 1989)
23. Jean Baptiste Labiche, Notice sur les dépôts littéraires..., op. cit. Alfred Fierro,
ed., Patrimoine parisien 17X9-1799. Destructions, créations, mutations (Paris:
Ville de Paris, 1989); Maurice Piquard, 'Une bibliothèque parisienne sous la
Révolution: la Bibliothèque Mazarine', in Öffentliche und Private Bibliotheken
im 17. und 18. Jahrhundert, Raritätenkammern Forschungsinstrumente oder
Bildungstätten?. editörü Paul Raabe (Bremen ve Wolfenbüttel: Jacobi, 1977),
s. 187-208.
24. Patricia Z. Thompson, "Bir kütüphanenin biyografisi: Peter P. Dubrowski'nin
Leningrad'daki batı Avrupa el yazması koleksiyonu", Kütüphane Tarihi gaze­
tesi 19 (1984): 477-503; T. P. Voronova, "Saltykov-Schchedrin kütüphanesin­
de batı el yazmaları", Kitap Koleksiyoncusu 5 (1956): 12-18; T. P. Voronova,
" P . P. Dubrovskii, 1754-1816 ve St Germain el yazmaları", Kitap Koleksiyon­
cusu 27 (1978): 469-478
25. Dominique Varry, 'Une ténébreuse affaire: les curieux agissements du citoyen
Dambrèville', Bibliyofi 1 Bülteni 1 (1994): 82-101
26. Abbé Henri Grégoire, Rapport sur les destructions opérées par le vandalisme et
le moyen de le réprimer... Séance du 14 fructidor l'an II... (Paris, 1794), aynı
yazar, Séance du 8 brumaire l'an ¡11 (Paris, 1794), aynı yazar Troisième
rapport... Séance du 24 frimaria Fan III (Paris, 1794). Françiise Bléchet, 'La
vandalisme à la Bibliothèque du roi / nationale sous la Révolution', loc. cit. Do­
minique Varry, 'Vicissitudes et aléas des livres placés sous la main de la
Nation', in Révolution française et 'vandalisme révolutionnaire', op.cit. s. 277-
284.
27. Dominique Varry, 'La profession de bibliothécaire en France à l'époque de la
Révolution française', Le Commerce culturel des nations: France-Allenmgne
XVIIIc-XIXe siècle, Revue de synthèse 1-2 (Ocak-Haziran 1992): 29-39
28. Hélène Joannelle, Gabriel Peignât'un Bibliyografisi (1767-1849), DEA,
ENSB, 1990.
29. Pierre Riberrette, Les bibliothèques françaises pendant la Révolution (1789-
95): recherches sur un essai de catalogue collectif (Paris: Ulusal Kütüphane,
1970).
30. Ulusal Arşivlerin F17 serisinin dosyalarında çok az eser kurtulmuştur. Yazar
tarafından Arbois kütüphanesinde de birkaç tane bulunmuştur, anlaşılan belli
baskı bilgileri eksik olduğu için Paris'e hiçbir zaman gönderilmeyen kartlar.
Kartlardan kesilen başka fişler de halk külüphanelerindeki kitapların içinde or­
taya çıkmaktadır. Normandiya'daki Conches belediye sarayının tavan arası da
yakın zamanların tedarikçisiydi.
11

Kitap Belası:
İrlanda Kilisesi Piskoposluk Kütüphanelerinin
Dağılması ve Yok Olması
Margaret Connolly

D i n i k ü t ü p h a n e l e r i n k a y b ı , kilise ile k i t a p l a r v e d i n a d a m l ı ğ ı ile b i l i m


a d a m l ı ğ ı a r a s ı n d a k i ilişkiyi a n l a m a m ı z ı d a h a d a z o r l a ş t ı r m ı ş t ı r . İ n g i l t e r e
ve İ r l a n d a ' d a birçok kilise ve manastır kütüphanesi k a y b o l m u ş ya da da­
ğ ı l m ı ş t ı r (bu k i t a b ı n d a h a ö n c e k i b ö l ü m l e r i n d e a n l a t ı l d ı ğ ı g i b i ) , a m a k u r ­
t u l a n l a r ı n b a z ı l a r ı , o r t a ç a ğ d a k i dini k o l e k s i y o n l a r ı n d o ğ a s ı n ı v e i ç e r i ğ i ­
ni yeniden oluşturmamıza olanak sağlamaktadır. İngiltere'de, Yeniden
O l u ş u m ' u n (Reform) karmaşasına ve manastırların kapatılmasına rağ­
m e n ; Orta Ç a ğ d a n bu yana kitap ve el yazmalarının halâ eski k o n u m l a ­
rında bulundukları yerler vardır; D u r h a m , Exeter ve L i n c o l n ' d a k i kated­
rallerin k ü t ü p h a n e l e r i n d e ve York Minster* ve Southwell M i n s t e r ' d e ol­
d u ğ u gibi. Ç o ğ u n l u k l a , m a n a s t ı r v a k ı f l a r ı n a v e k a t e d r a l l e r e ait o l a n e l
yazmaları ve kitaplar, esas araştırma kütüphanelerindeki koleksiyonlar­
da tanımlanabilmektedir.1 Kapatılmanın etkilerinin hissedildiği bir baş­
ka yer olan İ r l a n d a ' d a görüntü daha küçük çapta olmakla birlikte, h e m e n
h e m e n a y n ı d ı r . Ö z e l l i k l e , b i r b i r i n i i z l e y e n y ü z y ı l l a r d a k i farklı t a r i h i g e ­
lişmeler, İrlanda Kilisesinde (İrlanda'daki Anglikan Kilisesi) kitap top-

* Minster: Manastır Kilisesi


lama ve kütüphane kurulması geleneğinin oluşmasına katkıda bulun­
muştur.
İ r l a n d a Kilisesi, m a h a l l i k i l i s e l e r d e v e o k u l l a r d a k i ç o k k ü ç ü k k i t a p k o ­
l e k s i y o n l a r ı ile k a t e d r a l l e r d e g e l i ş e n ç o k d a h a b ü y ü k k ü t ü p h a n e l e r arasın­
d a d e ğ i ş i m g ö s t e r e n z e n g i n v e çeşitli bir k i t a p m i r a s ı n a s a h i p t i r . 2 K i l i s e ­
n i n h e r bir üyesi - g e n e l l i k l e p i s k o p o s l a r , a m a a y n ı z a m a n d a b a ş p a p a z
yardımcıları ve olağan düzeydeki din adamları - kendi özel kitap koleksi­
yonlarını biriktirmişler ve bunlar zamanla, miras veya bağış yoluyla, d a h a
kurumsal kütüphanelere ulaşmıştır. Bu daha büyük kurumsal koleksiyon­
ların ö n e m l i bir m i k t a r ı , h e m k a t e d r a l h e m d e p i s k o p o s l u k k ü t ü p h a n e l e r i n ­
d e h â l â m e v c u t t u r . A m a g ü v e n l i k bir y a n a , y a t ı r ı m v e h a t t a ilgiden b i l e
y o k s u n d u r . A y r ı c a , İ r l a n d a Kilisesi v e kilisenin k e n d i teolojik v e referans
k ü t ü p h a n e s i o l a n Kilise K u r u l u ş K ü t ü p h a n e s i ile y a k ı n bağlantı içinde
o l a n iki h a l k k ü t ü p h a n e s i d e b u l u n m a k t a d ı r ( b a k ı n ı z T a b l o 11.1).
B u b ö l ü m d e k i asıl v u r g u n o k t a s ı , İ r l a n d a K i l i s e s i n i n " k a y ı p " p i s k o p o s ­
l u k k ü t ü p h a n e l e r i , b u n l a r ı n k u r u l u ş u , tarihi, m e v c u t d u r u m l a r ı v e özellik­
3
le gelecekteki beklentileridir. Bu kütüphanelerin belirlenmesinde başlan­
g ı ç t a b i r z o r l u k b u l u n m a k t a d ı r . Ö z e l l i k l e K a t e d r a l K ü t ü p h a n e s i ile P i s k o ­
p o s l u k K ü t ü p h a n e s i a r a s ı n d a k i fark n e t d e ğ i l d i r v e b u iki k a t e g o r i sıklıkla
ö r t ü ş e b i l i r . İ r l a n d a K i l i s e s i n i n o t u z bir a d e t k a t e d r a l i b u l u n m a k t a d ı r v e
b u n l a r ı n o n bir t a n e s i n i n bir t ü r k ü t ü p h a n e s i vardır. A m a b u n l a r ı n t a m a m ı ,
t a m o l a r a k katedral k ü t ü p h a n e s i d e ğ i l d i r . 4 D u b l i n ' d e k i C h r i s t C h u r c h K a ­
t e d r a l i , k a t e d r a l k ü t ü p h a n e l e r i n e açık b i r ö r n e k o l a r a k a l ı n a b i l i r . 5 B u kü­
t ü p h a n e n i n d i k k a t i ç e k e n v e h â l â i b a d e t s ı r a s ı n d a k u l l a n ı l m a k t a o l a n bir
m ü z i k k o l e k s i y o n u ile o n iki y ü z y ı l d a n k a l a n k a p s a m l ı e l y a z m a s ı k i t a p
k a y ı t l a r ı b u l u n m a k t a d ı r . A n c a k , k a t e d r a l l e ilgili k i t a p l a r ı n v e e v r a k l a r ı n
ç o k k ü ç ü k bir m i k t a r ı h a l e n o r a d a d ı r v e m e v c u t k a y ı t l a r k a t e d r a l d e m u h a ­
faza e d i l m e k t e d i r . A m a ç o k d a h a k a p s a m l ı olan b ö l g e arşivleri K i l i s e K u ­
r u l u ş K ü t ü p h a n e s i n e n a k l e d i l m i ş t i r . N a k l i y e , k a t e d r a l d e u y g u n y e r sıkın­
tısı n e d e n i y l e g e r e k m i ş t i . Ş i m d i arşivler için tahsisli bir tesisin, k a s a a l a n ı
o l a r a k geliştirilmesi p l a n l a r ı b u l u n m a k t a d ı r . D a h a ö n c e , k ü t ü p h a n e aslın­
da meclis toplantı odasında bulunuyor, daha değerli eserler kasa odasında
m u h a f a z a e d i l i y o r d u . A m a b u yerlerin h i ç birisi m o d e r n k o ş u l l a r ı n o l a n a k ­
larına sahip değildi.
G e n e l olarak, b i r k a t e d r a l k ü t ü p h a n e s i k a t e d r a l v e m e c l i s i n i n ihtiyaçla­
rını sağlar. C h r i s t K i l i s e s i n d e o l d u ğ u gibi, g e n e l d e d u a k i t a p l a r ı v e n o t a l a r
i ç e r m e k t e d i r v e k a t e d r a l kayıtları için bir d e p o d u r ; y ö n e t i m i ise b a ş p a p a ­
zın k o n t r o l ü a l t ı n d a d ı r . K a t e d r a l k ü t ü p h a n e l e r i aynı z a m a n d a ö d ü n ç ver­
m e tesisleri o l a r a k d a h i z m e t verebilir. Y a k ı n z a m a n l a r d a , C h r i s t K i l i s e ­
s i n d e o n y e d i n c i yüzyılın b a ş l a r ı n d a , t a m d a b u ş e k i l d e ç a l ı ş a n bir k ü t ü p ­
h a n e n i n b u l u n d u ğ u n a v e h e m dini h e m d e din dışı o k u y u c u l a r t a r a f ı n d a n
k u l l a n ı l d ı ğ ı n a ilişkin k a n ı t l a r o r t a y a ç ı k a r ı l m ı ş t ı r . 6 D i ğ e r taraftan, p i s k o ­
p o s l u ğ u n r u h b a n sınıfının y a r a r l a n m a s ı için bir P i s k o p o s l u k K ü t ü p h a n e s i
v a r d ı r v e p i s k o p o s u n k o n t r o l ü a l t ı n d a d ı r . A n c a k , işleri d a h a d a karıştırıcı
bir ş e k i l d e , L i s m o r e ' d a o l d u ğ u gibi, P i s k o p o s l u k K ü t ü p h a n e s i fiziksel ola­
rak bir k a t e d r a l i n i ç i n d e y e r alıyor olabilir v e y a K i l k e n n y ' d e o l d u ğ u gibi,
u z u n z a m a n ö n c e bir k a t e d r a l k o l e k s i y o n u n a b a ğ l a n m ı ş olabilir. T e r s i n e ,
C o r k ' u n h e m katedral kütüphanesi ve h e m de bölge papazlık kütüphanesi
b u l u n u y o r d u v e b u n l a r s o n u ç o l a r a k bir p i s k o p o s l u k k ü t ü p h a n e s i o l u ş t u ­
r a c a k ş e k i l d e birleştirilmişler v e k a t e d r a l d e m u h a f a z a e d i l m i ş l e r d i . B i r d e n
fazla t ü r d e k ü t ü p h a n e y e s a h i p y e r l e r e bir b a ş k a ö r n e k , p i s k o p o s l u k k ü t ü p ­
hanesine ek olarak St Columb's Katedralinde kütüphanesi bulunan
D e r r y ' d i r . E n sıra dışı o l a r a k , S t C o l u m b ' s ' d a k i M e c l i s B i n a s ı K ü t ü p h a ­
nesi, y i r m i n c i y ü z y ı l d a 1921 ile 1946 yılları a r a s ı n d a D e r r y B a ş p a p a z ı
olan M u h t e r e m R. G. S. K i n g t a r a f ı n d a n , k a t e d r a l ve ş e h r i n t a r i h i y l e ilgi­
l i ç a l ı ş m a l a r ı n ı n bir k o l e k s i y o n u n u o l u ş t u r m a k a m a c ı y l a k u r u l m u ş t u r .
Ayrıca bu tartışmanın ardında, Dublin'deki M a r s h ' ı n Kütüphanesi ve
Armagh'daki Robinson'un Kütüphanesi de bulunmaktadır. Başlangıçta
bunlar halk kütüphanesi olarak kurulmuşlardı. Marsh'ın Kütüphanesi
1701 y ı l ı n d a B a ş p i s k o p o s N a r c i s s u s M a r s h ( 1 6 3 8 - 1 7 1 3 ) t a r a f ı n d a n k u r u l ­
muş ve 1707 yılında bir k a n u n l a k a m u s t a t ü s ü a l m ı ş t ı . 7 1770 y ı l ı n d a ,
M a r s h ' ı n örneğini izleyen A r m a g h Başpiskoposu, Primat Richard Robin-
s o n ( 1 7 0 9 - 1 7 9 4 ) , A r m a g h ' d a d i n a d a m l a r ı v e ş e h i r d e y a ş a y a n l a r tarafın­
d a n k u l l a n ı l m a k ü z e r e bir k ü t ü p h a n e k u r m u ş t u ; b i r k e z d a h a k a m u statüsü
" A r m a g h şehrinde halk kütüphanesinin daimi olarak oturtulması ve ko­
r u n m a s ı " kanunuyla (1773) yasal olarak kutsanmıştı. Bunlar, M a r s h ' ı n
K ü t ü p h a n e s i n d e k i y a k l a ş ı k 2 5 . 0 0 0 a d e t k i t a p l a v e 3 0 0 e l y a z m a s ı ile, Ar­
m a g h ' d a k i e l y a z m a l a r ı d â h i l t o p l a m 3 4 . 0 0 0 kitapla, b ü y ü k çaplı k o l e k s i ­
yonlardı. Piskoposluk kütüphanelerinin oluşumundaki gelişigüzel geliş­
melerin aksine, M a r s h ' ı n ve R o b i n s o n ' u n Kütüphaneleri, (gereksinimleri,
y e r l e ş i m , p e r s o n e l , finans) b a ş t a n d e ğ e r l e n d i r i l m i ş v e k a r ş ı l a n m ı ş , p l a n ­
l a n m ı ş k u r u l u ş l a r d ı . G e r ç e k t e n d e b u iki k ü t ü p h a n e , ş i m d i h â l â o n sekizin­
ci y ü z y ı l b i l i m i n i n fiziksel ifadesinin e n d e r m i m a r i ö r n e k l e r i olan orijinal
binalarında bulunmaktadır. Kurucularının vizyonlarının ve hamilerinin
d a h a s o n r a k i ç a b a l a r ı n ı n s o n u c u o l a r a k , n i s p e t e n g ü v e n l i , t a n ı n m ı ş , iyi
b e l g e l e n m i ş v e erişilebilir d u r u m d a d ı r l a r . H e r iki k ü t ü p h a n e d e İ r l a n d a
Kilisesi ile s ü r e gelen idari b a ğ l a n t ı l a r d a n y a r a r l a n m a k t a d ı r . M a r s h ' ı n K ü ­
t ü p h a n e s i n d e y ö n e t i m b a ş l a n g ı ç t a İ r l a n d a Kilisesi A r m a g h v e D u b l i n B a ş ­
p i s k o p o s l a r ı , C h r i s t C h u r c h v e S t P a t r i c k ' s B a ş p a p a z l a r ı , T r i n i t y Kolejinin
M ü d ü r ü v e 1922 y ı l ı n d a D e v l e t i n k u r u l m a s ı y l a ofisleri k a p a t ı l a n dört fark­
lı v a l i d e n o l u ş u y o r d u . Bu son g r u p t a k i l e r d e n biri L o r d l a r K a m a r a s ı B a ş ­
k a n ı o l u p , b u d u r u m , B a ş H â k i m i n ş i m d i V a l i o l a r a k a t a n m a s ı n d a yansı-
tılmaktadır. Armagh Halk Kütüphanesinin yönetiminde Armagh Başpis­
k o p o s u , S t P a t r i c k K a t e d r a l i n i n B a ş p a p a z ı v e M ü d ü r ü v e iki a d e t d e ruh­
b a n sınıfı d ı ş ı n d a n üye y e r a l m a k t a d ı r .
Aksine, piskoposluk kütüphanelerinin kökeni bazen meçhuldür.9 Bu
k ü t ü p h a n e l e r i n h e r birinin tarihi v e g e l i ş i m i farklıdır. A m a k u r u l u ş v e asıl
a m a ç açısından genel olarak benzeşmektedir. Öyle görünüyor ki F e r n ' d e
d e b ö y l e bir k ü t ü p h a n e o l u ş t u r m a k için ilk z a m a n l a r d a g i r i ş i m l e r yapıl­
mıştı. A m a b u n a ilişkin h i ç b i r ipucu b u g ü n l e r e k a l m a m ı ş t ı r . 1 0 P i s k o p o s l u k
k ü t ü p h a n e l e r i n i n ç o ğ u n l u ğ u o n s e k i z i n c i y ü z y ı l d a k u r u l m u ş t u , a n c a k ilk
k u r u l a n O s s o r y P i s k o p o s l u k K ü t ü p h a n e s i tarih a ç ı s ı n d a n b i r a z d a h a ö n c e
k u r u l m u ş t u r . S t C a n i c e ' i n K a t e d r a l i n e b a ğ l a n a n b u k ü t ü p h a n e 1693 yılın­
d a P i s k o p o s T h o m a s O t w a y ( 1 6 1 6 - 1 6 9 3 ) vasiyetiyle k u r u l m u ş v e 1756
y ı l ı n d a P i s k o p o s E d w a r d M a u r i c e ' d e n ( 1 6 9 0 - 1 7 5 6 ) g e l e n bir b a ş k a ö n e m ­
l i vasiyet s a y e s i n d e ç o k b ü y ü m ü ş t ü . " C o r k ' d a k i S t F i n b a r r ' ı n K a t e d r a l i
1720 y ı l ı n d a P i s k o p o s P e t e r B r o w n e ( 1 6 6 6 - 1 7 3 5 ) t a r a f ı n d a n k u r u l m u ş v e
ü ç yıl s o n r a C o r k B ö l g e K ü t ü p h a n e s i , m i r a s o l a r a k k e n d i k i t a p l a r ı n d a n
6 0 £ tutarında kitap bırakan Başpapaz yardımcısı John P o m e r o y (1650-
1725) t a r a f ı n d a n d o n a t ı l m ı ş t ı . Bu iki k ü t ü p h a n e 1892 y ı l ı n d a birleştirile­
rek p i s k o p o s l u k k ü t ü p h a n e s i o l u ş t u r u l m u ş t u ; b u n u n a n l a m ı C o r k P i s k o ­
p o s l u ğ u n u n b u ş e k i l d e m e n f a a t s a ğ l a y a n e n son k ü t ü p h a n e l e r d e n biri ol­
duğudur.
M u n s t e r ' i n d i ğ e r y e r l e r i n d e din a d a m l a r ı d a h a ş a n s l ı y d ı . C a s h e l ' d e k i
k ü t ü p h a n e 1730 yılında, b a ş p i s k o p o s o l a r a k a t a n m a s ı n d a n k ı s a s ü r e s o n r a
T h e o p h i l u s B o l t o n ( 1 6 7 8 - 1 7 4 4 ) t a r a f ı n d a n k u r u l m u ş t u . B o l t o n ' u n yakla­
şık 6,000 kitaplık özel k o l e k s i y o n u vardı ve a r k a d a ş ı B a ş p i s k o p o s Willi­
a m K i n g ' i n a y n ı d e r e c e d e b ü y ü k k ü t ü p h a n e s i n i satın a l m a s ı y l a , o n seki­
zinci yüzyıl p i s k o p o s l u k k ü t ü p h a n e l e r i a r a s ı n d a e n b ü y ü k v e e n g e n i ş k ü ­
t ü p h a n e n i n ç e k i r d e ğ i n i o l u ş t u r m u ş t u . 1 2 K i n g ' i n kendisi d e D e r r y ' d e k i d i n
a d a m l a r ı n ı n k u l l a n ı m ı için 1726 y ı l ı n d a bir k ü t ü p h a n e k u r m u ş t u , a m a k ü ­
t ü p h a n e n i n n ü v e s i n i o l u ş t u r a n şey, e s k i bir p i s k o p o s u n , E z e k i e l H o p -
kins'in (1634-1690) kitap k o l e k s i y o n u y d u . K ü t ü p h a n e b a ş l a n g ı ç t a eski
D e r r y P i s k o p o s O k u l u n d a yerleşikti ( ş i m d i k i F o y l e Ü n i v e r s i t e s i ) v e d a h a
sonra Derry'deki Synod Piskoposluk Binasına taşınmıştı. On dokuzuncu
y ü z y ı l ı n ilk y a r ı s ı n d a D e r r y P i s k o p o s l u ğ u R a p h o e ' d a k i y l e b i r l e ş t i r i l m i ş

242
v e 1878 y ı l ı n d a k ü t ü p h a n e l e r i d e bir a r a y a g e t i r i l m i ş t i . ( R a p h o e ' n u n , 1737
yılında Piskopos Forster tarafından kurulan ve R a p h o e Kraliyet O k u l u n d a
13
m u h a f a z a e d i l e n , k e n d i n e ait k ü ç ü k bir p i s k o p o s l u k k ü t ü p h a n e s i v a r d ı . )
O n s e k i z i n c i yüzyılın o r t a l a r ı n a g e l i n d i ğ i n d e , W a t e r f o r d ' d a d a , P i s k o p o s
C h a r l e s E s t e ' n i n ( 1 6 9 6 - 1 7 4 5 ) vasiyeti d o ğ r u l t u s u n d a , bir k ü t ü p h a n e o l u ş ­
t u r u l m u ş t u . Bu, k u r u l u ş yılı k e s i n olarak b e l i r l e n e b i l e n s o n o n - s e k i z i n c i -
yüzyıl p i s k o p o s l u k k ü t ü p h a n e s i d i r . C l o g h e r ' d a k i k ü t ü p h a n e y e m u h t e m e ­
len b u d ö n e m d e b a ş l a n m ı ş t ı . A m a b a ş l a n g ı c ı m u ğ l a k t ı r . A n l a ş ı l a n , k ü t ü p ­
h a n e 1745 y ı l ı n d a m e v c u t d e ğ i l d i , ç ü n k ü o yıl C l o g h e r P i s k o p o s u J o h n
S t e a r n e ( 1 6 6 0 - 1 7 4 5 ) ö l d ü ğ ü n d e , ( y a k l a ş ı k 3,000 k i t a p t a n o l u ş a n ) d e ğ e r l i
kitap koleksiyonunu D u b l i n ' d e bulunan M a r s h ' ı n Kütüphanesine bırak­
mıştı. K o l e k s i y o n u n u n geri k a l a n ı n ı n p i s k o p o s l u ğ u n d a b u l u n a n p a p a z yar­
d ı m c ı l a r ı n a v e r i l m e s i y a d a y a r a r ı n a s a t ı l m a s ı n a ilişkin t a l i m a t ı , b ü y ü k
olasılıkla, kitaplarını b ı r a k a b i l e c e ğ i h e r h a n g i bir yerel k ü t ü p h a n e b u l u n ­
madığını göstermektedir.
On d o k u z u n c u yüzyılın ortalarından s o n u n a kadarki d ö n e m d e , Lismo-
re; D o w n , C o n n o r v e D r o m o r e , K i l m o r e , E l p h i n , A r d a g h v e s o n o l a r a k
T u a m Piskoposluklarında olmak üzere, dört kütüphane daha oluşturulma­
y a b a ş l a n m ı ş t ı . L i s m o r e ' d a k ü t ü p h a n e 1845 yılında, O x f o r d ' d a k i B o d l e i ­
a n K ü t ü p h a n e s i n d e eski bir a l t - k ü t ü p h a n e c i o l a n v e k e n d i teolojik k i t a p
k o l e k s i y o n u n u d a k a t a r a k , b u n l a r ı b a r ı n d ı r m a k için S t C a r t h a g e K a t e d r a ­
linin y a n ı n d a bir o d a y a p t ı r a n b a ş p a p a z y a r d ı m c ı s ı Dr Henry Cotton
( 1 7 8 9 - 1 8 7 9 ) tarafından kurulmuştu. Kuzeyde, Piskopos Robert K n o x ' u n
( 1 8 0 8 - 1 8 9 3 ) g i r i ş i m i y l e , D o w n , C o n n o r v e D r o m o r e Birleşik P i s k o p o s -
l u k l a r ı n d a k i din a d a m l a r ı n ı n k u l l a n ı m ı için 1854 y ı l ı n d a bir k ü t ü p h a n e ku­
r u l m u ş t u . A m a k o l e k s i y o n u n fiilen o l u ş t u r u l m a s ı ç a l ı ş m a s ı T h o m a s D r e w
( 1 8 0 0 - 1 8 7 0 ) t a r a f ı n d a n g e r ç e k l e ş t i r i l m i ş t i . B u kitapları b a r ı n d ı r a c a k y e r
b u l m a k o n u s u n u n sorun olduğu anlaşılmaktadır. Kitaplar önce Belfast'ta­
k i E s k i D i n G ö r e v l i l e r i O d a l a r ı n d a t u t u l m u ş , d a h a s o n r a C l a r e n c e Pla-
c e ' d e k i Piskoposluk Odalarına ve sonunda St Anne Katedralinin kasa oda­
l a r ı n a t a ş ı n m ı ş t ı . H e m e n h e m e n aynı z a m a n d a ( 1 8 6 0 ) , B a ş p i s k o p o s M a r ­
c u s B e r e s f o r d ' u n ( 1 8 0 1 - 1 8 8 5 ) g i r i ş i m i y l e , bir b a ş k a Birleşik P i s k o p o s ­
lukta, K i l m o r e , E l p h i n , A r d a g h ' d a bir k ü t ü p h a n e y e b a ş l a n m ı ş t ı . O n d o k u ­
z u n c u y ü z y ı l d a k u r u l a n s o n k ü t ü p h a n e T u a m ' d a k u r u l d u . K ü t ü p h a n e için
fiziksel m e k â n , S t M a r y K a t e d r a l i n d e 1861 gibi eski bir t a r i h t e , d a h a ö n ­
c e k a t e d r a l kilisesi o l a n b i n a , t o p l a n t ı o d a s ı v e k ü t ü p h a n e olarak r e s t o r e v e
tamir edildiğinde sağlanmıştı; bu daha sonra Synod Binası olmuştu. Bir
piskoposluk kütüphanesi ancak yirmi yıl sonra, Joseph Henry
( 1 8 2 0 - 1 8 8 5 ) k e n d i k o l e k s i y o n u n u b u a m a ç l a v a s i y e t ettiği z a m a n a k a d a r
k u r u l a m a m ı ş t ı . K u r u l u ş tarihi b i l i n m e y e n bir b a ş k a k ü t ü p h a n e , n i s p e t e n
u z a k bir C o r k k a s a b a s ı o l a n v e C l o n a k i l t y ' d e n s e k i z m i l b a t ı s ı n d a b u l u n a n
Rosscarbery'deki St Fachtna katedral kilisesinde bugünlere gelmiş olan
kütüphanedir. Bu kütüphanedeki kitapların birçoğu, Rahip E d m o n d W
Beatty'nin (1863-1931) vasiyetinden kaynaklanmaktadır, bu da kuruluşu­
n u n n i s p e t e n y a k ı n bir t a r i h t e o l d u ğ u n u g ö s t e r m e k t e d i r .
B u k ü t ü p h a n e l e r i n e s a s o l a r a k yerel p i s k o p o s l a r ı n ö z e l k o l e k s i y o n l a ­
r ı n d a n o l u ş t u ğ u artık belli o l m u ş t u r . K i l m o r e ' d a k i k ü t ü p h a n e n i n g e l i ş i m i
tipik a m a g e c i k m i ş bir ö r n e k o l a r a k ele alınabilir. K ü t ü p h a n e 1860 yılın­
d a , 1 8 5 4 ile 1 8 6 2 tarihleri a r a s ı n d a K i l m o r e P i s k o p o s l u ğ u y a p m ı ş o l a n
M a r c u s B e r e s f o r d t a r a f ı n d a n k u r u l m u ş v e elli yıllık bir d ö n e m d e , o n u n ar­
d ı n d a n g e l e n ü ç p i s k o p o s u n kişisel k ü t ü p h a n e l e r i s a y e s i n d e g i d e r e k b ü y ü ­
müştü: T h o m a s Carson (1805-1874, piskopos 1870-1874), Samuel S h o n e
( 1 8 2 1 - 1 9 0 1 , p i s k o p o s 1 8 8 4 - 1 8 9 7 ) v e Alfred G . Elliott ( 1 8 2 8 - 1 9 1 5 ; 1897-
1915) v e b i r b a ş p a p a z y a r d ı m c ı s ı W i l l i a m C r e e k ( 1 8 3 7 - 1 8 9 9 - g ö r e v süresi
1884-1899). B u n e d e n l e b ü y ü m e s i b i r a z gelişigüzel o l m u ş , d ü z e n l i satın
a l m a politikası y e r i n e , d ü z e n s i z v a s i y e t l e r e bağlı v e g e n e l o l a r a k y ö n l e n ­
d i r m e v e y a h e r h a n g i bir y ö n e t i m t ü r ü n d e n y o k s u n o l a r a k g e r ç e k l e ş m i ş t i .
K o l e k s i y o n t e s a d ü f e n b ü y ü m ü ş v e şekli, çeşitli b a ğ ı ş ç ı l a r ı n ilgi a l a n l a r ı v e
tercihlerine göre oluşmuştu. Kütüphane Piskoposluk E v i ' n d e , başlangıçta
p i s k o p o s u n ç a l ı ş m a o d a s ı n d a v e s o n u ç t a , k i t a p sayısı a r t t ı k ç a e v i n h e r y e ­
r i n d e b u l u n u y o r d u . B u d ü z g ü n y e r l e ş i m y o k s u n l u ğ u d a tipiktir. P i s k o p o s ­
luk k ü t ü p h a n e l e r i n i n k u r u c u l a r ı v e bağışçıları ç o ğ u n l u k l a k i t a p k o l e k s i ­
y o n l a r ı n ı n ihtiyaçları y e r i n e , k i t a p l a r a ç ı s ı n d a n d ü ş ü n ü y o r l a r d ı . E ğ i t i m e
v e b i l i m e d e ğ e r v e r e n v e b ü y ü k ö l ç ü d e , kişisel m a s r a f l a r l a o l u ş t u r u l a n
ö z e l k i t a p k o l e k s i y o n l a r ı n ı , p i s k o p o s l u k l a r ı n d a n d a h a fakir d i n a d a m l a r ı
için k a y n a k h a l i n e d ö n ü ş t ü r m e ö z v e r i s i ile m o t i v e e d i l e n i n s a n l a r d ı . P i s ­
k o p o s l u k k ü t ü p h a n e l e r i n i k u r a n kişiler m u h t e m e l e n , u z u n z a m a n d ı r gayrı
resmi olarak kitaplarını genç meslektaşlarına ödünç v e r m e alışkanlığına
sahipti. A n c a k , b u gayrı r e s m i l i k o n l a r ı n d ü ş ü n c e y a p ı s ı n ı t a n ı m l ı y o r d u v e
ç o ğ u k e z , k i t a p l a r ı n ı m i r a s b ı r a k t ı k l a r ı n d a , b e r a b e r i n d e k o l e k s i y o n u n ba­
r ı n d ı r ı l m a s ı y a d a b a k ı m ı için h e d i y e p a r a d a o l m u y o r d u . B u n e d e n l e kü­
tüphaneler büyürken, bazen de bulundukları yerlere sığmayacak d u r u m a
g e l i y o r l a r d ı ve s o n u ç o l a r a k farklı m e k â n l a r a r a s ı n d a b ö l ü n ü y o r l a r d ı -
C l o g h e r ' d a o l d u ğ u gibi, b u r a d a k i t a p l a r ı n b a z ı l a r ı , C l o n e s ' d a k i p i s k o p o s ­
luk b i n a s ı n ı n t o p l a n t ı o d a s ı n d a t u t u l u r k e n , diğerleri eski p i s k o p o s u n e v i n ­
de duruyordu; D o w n , C o n n o r ve D r o m o r e Kütüphanesi de aynı şekilde,
B e l f a s t ' t a p i s k o p o s l u k m ü l k ü v e S t A n n e K a t e d r a l i d e dâhil o l m a k ü z e r e ,
bir ç o k farklı m e k â n a y a y ı l m ı ş t ı .
Barındırma açısından, C a s h e l ' d e k i kütüphane, d a h a büyük ölçüde olsa
da, K i l m o r e ' d a k i y l e b e n z e r l i k l e r g ö s t e r m e k t e d i r . B a ş l a n g ı ç t a , k ü t ü p h a n e
B a ş p i s k o p o s u n s a r a y ı n d a t u t u l u y o r d u , a m a B o l t o n ' u n k o l e k s i y o n u n u n sırf
e b a d ı bile d ü z g ü n y e r l e ş i m k o ş u l l a r ı g e r e k t i r i y o r d u . B u g e r e k s i n i m , arka­
daşı W i l l i a m K i n g ' i n k i t a p l a r ı n ı satın a l d ı ğ ı n d a , kısa s ü r e d e d a h a d a acil
d u r u m a g e l m i ş t i . S o n u ç o l a r a k , B o l t o n s a r a y ı n y a n ı n a u z u n , iki odalı bir
bina yaptırmış, kütüphanenin formatını, Dublin'de eğitimini tamamladığı
Trinity Üniversitesindeki U z u n O d a y ı ö r n e k alarak y a p m ı ş t ı . B u tesisler
k ü t ü p h a n e n i n varlığının birinci y ü z y ı l ı n d a yeterli o l m u ş t u . A m a C a s h e l
B a ş p i s k o p o s l u ğ u , 1833 y ı l ı n d a Kilise G e ç i c i l i k Yasası u y a r ı n c a kapatıldı­
ğ ı n d a , s a r a y artık P i s k o p o s u n evi o l m a k t a n çıkmıştı v e k ü t ü p h a n e d e ev­
siz k a l m ı ş t ı . O n s e k i z i n c i y ü z y ı l s ü r e s i n c e K a t e d r a l C a s h e l kayalığı ü z e ­
r i n d e k i tarihi y e r i n d e n , ö n c e 1 7 4 0 ' l a r d a J o h n s o k a ğ ı n d a k i B a p t i s t S t J o h n
K i l i s e s i n e v e d a h a s o n r a d a 1784 y ı l ı n d a t a m a m l a n a n yeni S t J o h n K a t e d ­
r a l i n e t a ş ı n m ı ş t ı . 1835 y ı l ı n d a yeni k a t e d r a l i n b a h ç e s i n e , z e m i n katta t o p ­
lantı o d a s ı n ı v e üst k a t t a k ü t ü p h a n e y i b a r ı n d ı r m a k ü z e r e , G e o r g i a n stili
y e n i bir k ü t ü p h a n e binası inşa e d i l m i ş t i . B ö y l e c e k o l e k s i y o n , a m a c ı n a g ö ­
re y a p ı l m ı ş y e r l e ş i m o l a n a ğ ı n d a n y a r a r l a n m a y ı s ü r d ü r m ü ş t ü - bu, d i ğ e r
p i s k o p o s l u k k o l e k s i y o n l a r ı n d a e n d e r o l a r a k r a s t l a n a n bir d u r u m d u .
O l a ğ a n d ı ş ı bir d u r u m o l a r a k , K i l k e n n y ' d e k u r u c u p i s k o p o s l a r bir kü­
t ü p h a n e c i n i n m a a ş ı n ı k a r ş ı l a m a k üzere para bırakmışlardı. P i s k o p o s O t w a y
k ü t ü p h a n e b i n a s ı n ı n , h e m i ç e r d e h e m d e d ı ş a r ı d a c a n l a n d ı r ı l m a s ı için 2 0 0
P o u n d t a h s i s e t m i ş t i : " Ö n e m l i m i k t a r d a k e r e s t e v e t a h t a y l a y e r l e r i n yapıl­
m a s ı i ç i n v e ç a t ı v e y ü z e y l e r i n k a p l a n m a s ı için, h e r bir ö z e l k i t a p için sı-
ralar v e raflar v e z i n c i r l e r i ç i n " v e a y r ı c a " k i t a p l a r ı k o r u m a k a m a c ı y l a kü­
t ü p h a n e d e haftalık ateş için g e r e k e n k ö m ü r için 5 P o u n d " a y ı r m ı ş t ı . P i s ­
k o p o s M a u r i c e p r a t i k d a v r a n a r a k , s a d e c e kitaplarını değil, kitaplıklarını d a
vasiyet e t m i ş t i : " D a n s i c k m e ş e s i n d e n y a p ı l m ı ş o n çift k i t a p l ı k . " Kil-
k e n n y ' d e k i p i s k o p o s l a r , k ü t ü p h a n e n i n fiziksel y e r l e ş i m i v e s e l a m e t i için
b u d ü z e n l e m e l e r i y a p a r k e n , son d e r e c e uzak g ö r ü ş l ü y d ü . P i s k o p o s l u k k o ­
l e k s i y o n l a r ı n ı y a r a t a n v e y a b ü y ü t e n vasiyetler, d a h a tipik o l a r a k kitaplar­
d a n o l u ş u y o r d u , p a r a d a n değil. V a s i y e t e d e n l e r n a d i r o l a r a k işleyen bir kü­
t ü p h a n e n i n ihtiyaçlarını a n l ı y o r d u v e g e n e l l i k l e vasiyetlerini d e s t e k l e y e ­
c e k gelir b ı r a k m a m ı ş l a r d ı . O n d o k u z u n c u yüzyıl k u r u c u l a r ı n ı n bazıları,
belki d e b u a ş a m a y a g e l i n d i ğ i n d e b u t ü r k o l e k s i y o n l a r ı n ihtiyaçları d a h a
belirgin h a l e g e l d i ğ i n d e n , b u a ç ı d a n d a h a g e r ç e k ç i y d i . B u n e d e n l e , T u -
a m ' d a k i k ü t ü p h a n e k u r u l u r k e n J o s e p h H e n r y , v a s i y e t i n d e k i t a p l a r ı n ı n ya­
n ı sıra kitaplıklarını d a s u n m u ş v e a y r ı c a k ü t ü p h a n e y e p a r a d a b ı r a k m ı ş t ı ;
L i s m o r e ' d a H e n r y C o t t o n k ü t ü p h a n e y i b a r ı n d ı r m a k ü z e r e bir o d a yaptır­
m ı ş v e a y r ı c a k ü t ü p h a n e c i için m a a ş t a h s i s e t m i ş t i . C o t t o n k ü t ü p h a n e c i l i k
y a p m ı ş t ı v e b u n e d e n l e k i t a p k o l e k s i y o n l a r ı n ı n ihtiyaçlarını v e bir k ü t ü p ­
h a n e n i n işleyişini a n l a m a k o n u s u n d a d a h a üstün bir d ü z e y e s a h i p o l m a s ı
b e k l e n e b i l i r . P i s k o p o s l u k k ü t ü p h a n e l e r i ile ilgili o l a r a k , b a ş k a y e r l e r d e
g ö r d ü ğ ü ş e y l e r d e n e t k i l e n m i ş olabilir. 1822 yılında, C a s h e l B a ş p i s k o p o s u
olarak a t a n a n k a y ı n p e d e r i R i c h a r d L a u r e n c e ile birlikte İ r l a n d a ' y a taşın­
mıştı. C o t t o n kitapları profesyonel o l a r a k y e n i d e n k a t a l o g l a m a v e y e n i d e n
d ü z e n l e m e işine g i r i ş m i ş , s o n u ç o l a r a k y e n i tesislerine t a ş ı n m a s ı n ı d e n e t ­
lemişti, a m a a ş a ğ ı d a k i y o r u m l a r ı , B o l t o n ' u n K ü t ü p h a n e s i n i n geldiği k r i t i k
durumu açıklamaktadır:

Başpiskopos [BoltonJ Koleksiyonun büyümesi ve hatta korunması için


para bırakmadığından, birkaç tesadüfi bağış dışında, ölümünden beri her
hangi bir gelişme sağlanamamıştır. Kütüphane öylesine bir ihmalle karşı
karşıya kalmış ki, bunun sonucunda pek çok kitap kaybolmuş, birçoğu
nemden tamamen bozulmuş ve daha birçoğu da onarılmadan kullanılama­
yacak şekilde bırakılmıştır.

O n u n L i s m o r e ' d a y e n i alımlar için bıraktığı yıllık 10 P o u n d , C a s h e l ' d e k i


d e n e y i m i n d e n v e a y r ı c a 1 8 3 0 ' l a r d a D e r r y ' d e k i k ü t ü p h a n e y e y a p t ı ğ ı ziya­
rette, o k ü t ü p h a n e y e d e k o r u m a v e y a e k m a s r a f l a r için p a r a t a h s i s e d i l m e ­
14
miş olduğunu anlamasından kaynaklanmış olabilir.
B a ş p i s k o p o s M a r s h t a r a f ı n d a n D u b l i n ' d e v e B a ş p i s k o p o s R o b i n s o n ta­
rafından A r m a g h ' d a k u r u l a n k ü t ü p h a n e l e r i n d ı ş ı n d a , k i b u n l a r b a ş ı n d a n
itibaren h a l k a açık k a y n a k l a r o l m a k ü z e r e k u r u l m u ş l a r d ı , İ r l a n d a Kilisesi
k ü t ü p h a n e l e r i yerel din a d a m l a r ı n ı n y a r a r ı n a b a ş l a t ı l m ı ş t ı . K u r u c u l a r ı n va­
siyetleri g e n e l d e b u n u v u r g u l u y o r d u . B a ş p i s k o p o s T h e o p h i l ı ı s B o l t o n ki­
taplarını C a s h e l ' e " ş i m d i l i k söz k o n u s u p i s k o p o s l u k t a k i halefinin v e adı
geçen Piskoposluktaki rahiplerin kullanımı için" bırakmıştı; ve T h o m a s
O t w a y ' i n vasiyeti " S t C a n i c e K a t e d r a l i n d e bir k ü t ü p h a n e n i n b a ş l a t ı l m a s ı
v e b u n u n P a p a z l a r tarafından k u l l a n ı l m a l a r ı " a m a c ı n ı t a ş ı y o r d u . B u n e ­
d e n l e , b u k o l e k s i y o n l a r ı n içerik o l a r a k t a m a m e n teolojik o l d u k l a r ı v e L a ­
t i n c e m e t i n l e r i n h â k i m o l d u ğ u varsayılabilir. A m a b u v a r s a y ı m l a r ı n ikisi
d e d o ğ r u değildir. C a s h e l K ü t ü p h a n e s i n i n içeriği h a k k ı n d a k i k ı s a c a i n c e ­
lenmesi, alanın genişliğinin ve kapsamın derinliğinin, beklenenden çok
d a h a ö t e y e gittiğini g ö s t e r m e k t e d i r . 1 5 K ü t ü p h a n e , m a t e m a t i k , a s t r o n o m i ,
m i m a r l ı k , d o ğ a l b i l i m l e r , tıp v e h u k u k u n y a n ı sıra, e d e b i y a t , gezi, coğraf­
ya, tarih, h a n e d a n a r m a c ı l ı ğ ı , askeri k o n u l a r ve p o l i t i k a y l a ilgili ö n e m l i sa­
yıda k i t a p i ç e r m e k t e d i r . S t o k l a r ı n y a k l a ş ı k üçte ikisi İngiliz A d a l a r ı n d a
basılmış olup, İrlanda basımı 9 0 0 civarında örnek bulunmaktadır; ayrıca
ç o k s a y ı d a A v r u p a Kıtası baskısı kitap d a b u l u n m a k t a d ı r .
K ü t ü p h a n e n i n içeriğinin g e n i ş k a p s a m l ı yapısı, ilk k o l e k s i y o n c u l a r ı n ı n
e s a s e n bilgili i n s a n l a r o l d u ğ u g e r ç e ğ i n i y a n s ı t m a k t a d ı r . B u k ü t ü p h a n e a ç ı k
farkla e n b ü y ü k p i s k o p o s l u k k o l e k s i y o n u o l d u ğ u n d a n , d i ğ e r l e r i n d e n d a h a
k a p s a m l ı o l m a s ı n ı n b e k l e n e c e ğ i y ö n ü n d e bir itiraz gelebilir. A n c a k , b ü t ü n
p i s k o p o s l u k k o l e k s i y o n l a r ı , içerikleri a ç ı s ı n d a n şaşırtıcı bir ş e k i l d e farklı­
lıklar g ö s t e r m i ş , h e m dini bir k o l e k s i y o n u n n o r m u olarak d ü ş ü n ü l e b i l e c e k
y a p ı d a n v e h e m d e b i r b i r l e r i n d e n a y r ı l m ı ş l a r d ı . B u değişiklikler, gelişim­
lerinin p a r ç a p a r ç a y a p ı s ı n d a n k a y n a k l a n m a k t a d ı r . G e n e l d e e d e b i y a t , tarih
ve k l a s i k l e r , gezi ve d o ğ a l b i l i m l e r alanları iyi bir şekilde temsil e d i l m e k ­
tedir; b r o ş ü r gibi geçici ş e y l e r ö z e l l i k l e ç o k fazladır. İlave olarak, (her za­
m a n din a d a m ı o l m a y a n ) yerel b a ğ ı ş ç ı l a r ı n ilgi alanları, h e r bir k o l e k s i y o ­
nun doğasını etkilemişti. Örneğin, St Finbarr'ın Cork'daki koleksiyonu
u z u n süreli p a r l a m e n t e r g a z e t e l e r v e y a s a l a r l a , B a n d o n K o n t u n d a n satın
alınan antik a n s i k l o p e d i l e r i ç e r m e k t e d i r , v e W a t e r f o r d K ü t ü p h a n e s i , şeh­
rin yazıcısı R o b e r t D o b b y n t a r a f ı n d a n b a ğ ı ş l a n a n ç o k s a y ı d a h u k u k kitabı
( t o p l a m s t o k u n y a k l a ş ı k ü ç t e birini b u l a n s a y ı d a ) i ç e r m e k t e d i r . 1 6
İyi bir ö z e l k ü t ü p h a n e b i r i k t i r m e k , a r i s t o k r a s i n i n üyeleri a r a s ı n d a e n
sevilen m e ş g a l e y d i . A m a o n d o k u z u n c u y ü z y ı l ı n s o n u n d a n ö n c e İrlan­
d a ' d a ç o k a z s a y ı d a h a l k k ü t ü p h a n e s i b u l u n u y o r d u . 1855 y ı l ı n d a k i H a l k
K ü t ü p h a n e l e r i ( İ r l a n d a ) Yasası, b a ş l a n g ı ç t a b u d u r u m u i y i l e ş t i r m e m i ş t i .
B u n e d e n l e p i s k o p o s l u k k ü t ü p h a n e l e r i m e s l e k t e n o l m a y a n l a r için ö n e m l i
k a y n a k l a r d ı v e o n s e k i z i n c i y ü z y ı l ı n ortaları gibi e r k e n t a r i h l e r d e , P i s k o ­
p o s M a u r i c e O s s o r y K o l e k s i y o n u n u n , o l u ş u m u n d a y a r a r l a n ı l a n din a d a m ­
larının y a n ı sıra, m e s l e k dışı o k u y u c u l a r tarafından d a k u l l a n ı l a b i l e c e ğ i n i
ö n g ö r m ü ş t ü . M e s l e k dışı ö d ü n ç a l m a kayıtlarının k u r t u l d u ğ u W a t e r f o r d
ile, 1849 y ı l ı n d a din a d a m l a r ı n a v e " d i ğ e r b ü t ü n s a y g ı n h a l k a " a ç ı l m ı ş
olan C o r k ' t a k i gibi, d i ğ e r bir ç o k k ü t ü p h a n e d e m e s l e k dışı k u l l a n ı m a iliş­
kin belirgin k a n ı t l a r b u l u n m a k t a d ı r . G i r i ş h e r z a m a n ü c r e t s i z değildi. Ö r ­
n e ğ i n C l o g h e r ' d a h e m din a d a m l a r ı h e m de m e s l e k dışı i n s a n l a r yıllık 2
p o u n d ücret ö d ü y o r , b u n u n k a r ş ı l ı ğ ı n d a en fazla iki aylık ö d ü n ç a l m a sü­
resi ile üç k i t a b a k a d a r ö d ü n ç a l a b i l i y o r l a r d ı . Aynı ş e k i l d e , e r i ş i m d ü z e n ­
l e m e l e r i h e r z a m a n kullanışlı d e ğ i l d i . K i l k e n n y ' d e k ü t ü p h a n e c i " s a b a h ı n
6:()()'sından s a b a h d u a s ı a m a ç l ı ç a n s e s i n e k a d a r o r a d a ç a l ı ş m a e ğ i l i m i
g ö s t e r e n din a d a m l a r ı n a v e b e y e f e n d i l e r e ç o k d i k k a t e t m e k z o r u n d a y d ı " .
W a t e r f o r d ' d a k i k ü t ü p h a n e kullanıcıları, k ü t ü p h a n e n i n hafta içi h e r g ü n
ö ğ l e n 12:0()'den 16:()()'ya k a d a r açık o l m a s ı k o n u s u n d a m u t a b a k a t sağla­
n a n 1857 y ı l ı n d a k i y e n i d e n y a p ı l a n m a s o n r a s ı n d a , biraz d a h a iyi d u r u m a
gelmişti. A m a C o r k ' d a aynı d ö n e m d e , kütüphane sadece Ç a r ş a m b a ve
P e r ş e m b e g ü n l e r i s a b a h 10:00 ile 12:00 a r a s ı n d a açık o l u y o r d u . Bu sınırlı
açılış saatlerinin, a z k u l l a n ı m a yol a ç ı p a ç m a d ı ğ ı n ı y a d a b u n u n z a t e n a z
o l a n o k u r ilgisi y a n s ı t ı p y a n s ı t m a d ı ğ ı n ı b e l i r l e m e k ç o k g ü ç t ü r . 1 8 2 0 ' l e r i n
başında İngiltere'deki Westminster Kütüphanesini ziyaret eden Washing­
t o n I r v i n g ' i n g ö z l e m l e r i ikinci s e ç e n e ğ i g ö s t e r m e k t e d i r . K i t a p l a r h a k k ı n ­
d a k i kararı ş u y d u : " K u l l a n ı m d a n z i y a d e , z a m a n l a a ş ı n m ı ş l a r d ı " v e k ü t ü p ­
h a n e h a k k ı n d a " y a z a r l a r ı n , m u m y a l a r gibi, d i n d a r bir ş e k i l d e g ö m ü l d ü ğ ü
v e u n u t u l a r a k k a r a r m a y a v e y a v a ş y a v a ş ç ü r ü m e y e b ı r a k ı l d ı ğ ı , bir tür e d e -
17
b i yeraltı m e z a r l ı ğ ı " d e m i ş t i . Ö d ü n ç a l m a k a y ı t l a r ı n ı n m e v c u t o l d u ğ u İr­
landa Piskoposluk kütüphanelerinde, bunlar kesin olarak koleksiyonların
o l d u k ç a a z kullanıldığını g ö s t e r m e k t e d i r , a m a k u l l a n ı m m o d e l l e r i n i n ,
K r a l i y e t K o m i s y o n u n u n 1854 y ı l ı n d a İngiliz K a t e d r a l k ü t ü p h a n e l e r i n d e
y a p t ı ğ ı a r a ş t ı r m a d a k a y d e d i l e n l e r e a z ç o k t a m o l a r a k u y g u n o l d u ğ u n a dik­
kat e d i l m e s i gerekir.
O n s e k i z i n c i v e o n d o k u z u n c u y ü z y ı l l a r d a d i n a d a m l a r ı , b e y e f e n d i bi­
lim a d a m l a r ı gibi y a y g ı n ( e v r e n s e l o l m a s a d a ) bir birlikti, a m a b i l i m l e d i ­
ni çalışmalar arasındaki bağlantı, büyük ölçüde b o z u l m u ş , çağdaş din
a d a m l a r ı n ı n , " ç a l ı ş m a o d a s ı n d a o t u r a n a d a m " ile p e k b e n z e r l i ğ i k a l m a ­
m ı ş t ı r . 1 8 B ü t ü n m e z h e p l e r i n kiliseleri m o d e r n d ü n y a y a " u y g u n " o l m a ça­
balarını s ü r d ü r ü r k e n , bir y a n d a n d a H ı r i s t i y a n l ı k e n d i ş e l e r i e ğ i t i m v e ilmin
ö n ü n e g e ç m e k t e y d i . B e n z e r ş e k i l d e Kilise t a r a f ı n d a n biriktirilen k i t a p k o ­
l e k s i y o n l a r ı ş i m d i artık g e ç e r l i l i k l e r i n i y i t i r m i ş l e r v e aynı z a m a n d a P i s k o ­
p o s l u k t a k i din a d a m l a r ı için eğitici k a y n a k o l m a a m a ç l a r ı n ı d a k a y b e t m i ş ­
lerdi. İ r l a n d a K i l i s e s i n i n ü y e l i ğ i n i n h ı z l a d ü ş t ü ğ ü taşra y e r l e ş i m l e r i n d e
varlıklarını s ü r d ü r m e l e r i n i haklı k ı l a c a k y e n i s e b e p l e r b u l m a k ç o k z o r d u r .
S o n u ç o l a r a k b u k ü t ü p h a n e l e r i n g e l e c e ğ i fazlasıyla t e h l i k e d e d i r : Ş i m d i
u n u t u l m a , i h m a l e d i l m e v e y a d a h a fenası, i h m a l , y a t ı r ı m ihtiyacı v e g e n e l
ilgi n o k s a n l ı ğ ı n e d e n i y l e k a p a n m a tehlikesi ile karşı k a r ş ı y a k a l m ı ş l a r d ı r .
Y i r m i n c i y ü z y ı l d a b u k ü t ü p h a n e l e r , y a r a r ı n a k u r u l d u k l a r ı Kilise için
giderek daha sorunlu d u r u m a gelmişlerdir. Bunlar " y a ş a y a n " kütüphane­
ler d e ğ i l d i r v e h i ç b i r z a m a n d a o l m a m ı ş t ı r . K u r u l d u k l a r ı g ü n d e n beri b u
k o l e k s i y o n l a r d i n s e l b i l i m a ç ı s ı n d a n g ü n c e l t u t u l m a l a r ı için ç o k a z girişim
y a p ı l m ı ş , d a h a ç o k a n t i k a l a r a d ö n ü ş m ü ş l e r d i r . K ü t ü p h a n e l e r g i d e r e k kul-
lanılmamaya başlamış ve gerçekte, pahalı gereksiz eşyalar haline gelmiş­
tir. S o r u n l a r d a n biri, b i r ç o k kilisede ve k a t e d r a l d e " d e ğ e r l i ve baskı altın­
d a k i m a l " ı n b u l u n d u ğ u y e r l e ilgilidir. 1985 yılında, yerleşik d u r u m d a ol­
d u ğ u S t M a r y K a t e d r a l i n d e k i S y n o d Binası ilk a m a c ı n a geri d ö n d ü r ü l d ü ­
ğ ü n d e , T u a m ' d a k i k ü t ü p h a n e n i n yeri b u n e d e n l e değiştirilmişti. K i t a p l a r
ş i m d i G a l w a y ' d e , S t N i c h o l a s Ü n i v e r s i t e Kilisesinin kuzey k a n a d ı n d a -
d ı r . 1 9 C o r k ' d a , S t F i n b a r r K a t e d r a l i n d e k i eski k ü t ü p h a n e binası, h a l e n zi­
yaretçi merkezi olarak yeniden tasarlanmaktadır. Yer mevcut olduğunda
ise, g e n e l o l a r a k , ısı d e ğ i ş i m l e r i n e k a r ş ı h a s s a s o l a n v e g e ç m i ş t e n e r e d e y -

l.lll
se bütün olaylarda n e m d e n zarar gören kitapların selameti açısından ko­
şullar u y g u n o l m a m a k t a d ı r . F i z i k s e l y e r l e ş i m s o r u n u n u n ö t e s i n d e , a n t i k
k i t a p l a r p a r a g e r e k t i r i r - ö z e l l i k l e h e r z a m a n iyi bir ş e k i l d e m u h a f a z a edil­
m e m i ş antik k i t a p l a r . D a h a k ü ç ü k p i s k o p o s l u k k ü t ü p h a n e l e r i bile ö n e m l i
s a y ı d a (tipik o l a r a k 3.000 c i v a r ı n d a ) k i t a p i ç e r m e k t e d i r v e b u b o y u t t a k o ­
leksiyonlar kataloglama, k o r u m a ve güvenlik açısından ciddi zorluklan
s i m g e l e m e k t e d i r . T a l e p l e r i , " ç o k s a y ı d a k i t a p , i n s a n ı n b u n l a r için ç o k uy­
g u n yeri y o k s a , d ü ş ü n e b i l e c e ğ i m d e n ç o k d a h a b ü y ü k bir b e l a d ı r " ş e k l i n d e
şikayet e d e n o n s e k i z i n c i yüzyıl p i s k o p o s u R o b e r t H o w a r d ' ı n k e l i m e l e r i ­
n i d e s t e k l e m e k t e d i r . 2 0 K i l i s e n i n o n l a r ı n k o r u n m a s ı n a a y ı r a c a k yeterli kay­
nağı b u l u n m a m a k t a d ı r v e e s k i m e k t e o l a n b i n a s t o k u n u n b a k ı m ı v e m o d e r ­
n i z a s y o n u ö n c e l i k l e r listesinde d a h a üst sıralarda y e r a l m a k t a d ı r . Ü y e l e r i n
e k s i l d i ğ i bir d ö n e m d e , K i l i s e a z a l a n m a l i k a y n a k l a r ı n d a sürekli artan ta­
leplerle karşı k a r ş ı y a k a l m a k t a d ı r . B u e k o n o m i k g e r ç e k , İ r l a n d a Kilisesi
ü y e l i ğ i n i n G ü n e y e n a z a r a n d a h a a z yıkıcı bir ş e k i l d e a z a l d ı ğ ı K u z e y d e d e
a y n ı d e r e c e d e geçerlidir. M e v c u t d u r u m bazı y ö n l e r d e n , k a p a t ı l m a d ö n e ­
m i n d e y a ş a n a n k a r ı ş ı k l ı ğ a b e n z e m e k t e d i r . T a m b u n o k t a d a Kilise, d o ğ r u
bir ş e k i l d e , k e n d i y a ş a m a s ı n ı n k i t a p l a r ı n k o r u n m a s ı n d a n ç o k d a h a ö n e m l i
olduğunu görmüş ve kütüphaneleri kaynak yerine, yük olarak değerlendir­
m e y e başlamıştır.
S a h i b i t a r a f ı n d a n artık m a l varlığı o l a r a k d e ğ e r l e n d i r i l m e y e n bir m a l
varlığı g e n e l d e satılır. C l o g h e r ' d a k i p i s k o p o s l u k k ü t ü p h a n e s i n i n k a d e r i
b u y d u v e 1 9 5 0 ' l e r d e satılmıştı. K i t a p l a r ı n bazıları İ r l a n d a ' d a k i d i ğ e r k ü ­
t ü p h a n e l e r t a r a f ı n d a n satın a l ı n m ı ş t ı , b u n l a r ı n a r a s ı n d a U l u s a l K ü t ü p h a n e ,
Trinity Üniversitesi ve Dublin Kraliyet Topluluğu, K i n g ' s Inn [Kralın
Yurtları] v e K r a l i ç e n i n Belfast'ı b u l u n u y o r d u ; ö n e m l i s a y ı d a k i t a p M a n c -
h e s t e r ' d a k i J o h n R y l a n d s K ü t ü p h a n e s i tarafından a l ı n m ı ş t ı . 2 2 B u ş e k i l d e
C l o g h e r K o l e k s i y o n u n d a k i bazı e s e r l e r k u r t u l m u ş a m a d a ğ ı l m ı ş t ı v e b a z ı ­
ları da d e v l e t sınırlarının ö t e s i n e d e v r e d i l m i ş t i . Bu a ç ı d a n , İ r l a n d a ' d a , re­
sim v e y a arkeolojik e s e r l e r d e k i s ı n ı r l a m a l a r ı n a k s i n e , h â l â d e ğ e r l i k i t a p l a ­
rın ihraç e d i l m e s i n i ö n l e y e c e k m e v z u a t ı n b u l u n m a d ı ğ ı n a d i k k a t edilebilir.
G e r ç e k t e n d e , C l o g h e r k ü t ü p h a n e s i n d e k i d a h a n a d i d e e s e r l e r i n bazıları d a ­
h a y ü k s e k fiyat t o p l a m a k a m a c ı y l a D u b l i n y e r i n e , L o n d r a ' d a açık artır­
m a y l a satılmıştı. D i ğ e r k i t a p l a r g r u p l a r h a l i n d e basit bir ş e k i l d e ikinci el
kitap satıcılarına ve özel tacirlere satılmış, stokun dörtte biri derneklere ve
yurtlara bağışlanmış ve 500 civarında kitap müsvedde olarak satılmıştı.
B u satışlar s a d e c e 2 0 0 P o u n d g e t i r m i ş , b u n u n 5 0 p o u n d u satış masrafları-
23
na gitmişti.
C l o g h e r satışlarının başarılı o l m a m a s ı belki d e K i l i s e n i n d i ğ e r k ü t ü p ­
h a n e l e r i s a t m a s ı n ı e n g e l l e m i ş t i . B ü y ü k bir k ü t ü p h a n e n i n satışı h e m p a h a ­
lıdır, h e m de fazla z a m a n alır - özellikle de k o l e k s i y o n u n k a t a l o g u yoksa.
1980 yılında C o r k ' d a ç o k d a h a basit bir d ü z e n l e m e yapılarak, S t F i n b a r r ' ı n
K o l e k s i y o n u b ü t ü n o l a r a k Ü n i v e r s i t e K o l e j i n e satılmıştı. B u g e l i ş m e , kar­
şılıklı avantaj s a ğ l a y a n bir g e l i ş m e o l a r a k d e ğ e r l e n d i r i l e b i l i r . K i t a p l a r ait
oldukları mahalde kalmış (üniversite katedralde sadece yarım mil uzaklık­
tadır) v e k o l e k s i y o n , b i l i m s e l d e ğ e r i n i t a k d i r e d e b i l e c e k b i r k u r u l u ş u n el­
lerine geçmiştir ve yararlanılabilecek şekilde konumlandırılmıştır. 1996
y ı l ı n d a n beri t e m e l bir k o r u m a v e k a t a l o g l a m a işlemi d e v a m e t m e k t e d i r v e
ş i m d i , k i t a p l a r k ü t ü p h a n e k a t a l o g u aracılığı ile erişilebilir d u r u m d a d ı r . 2 4
K i l i s e bir p i s k o p o s l u k k o l e k s i y o n u n u s a t m a k için s a d e c e b i r defa d a h a
ciddi bir girişimde bulunmuştur. 1989 y ı l ı n d a K i l i s e T e m s i l K u r u l u ş u
O s s o r y P i s k o p o s l u k K ü t ü p h a n e s i n i e l d e n ç ı k a r t m a k için h a r e k e t e g e ç m i ş ,
e l d e e d i l e c e k geliri S t C a n i c e K a t e d r a l i n i n r e s t o r a s y o n u n d a v e b a k ı m ı n d a
k u l l a n m a y ı ö n e r m i ş t i . K i t a p l a r ı din a d a m l a r ı n ı n y a r a r ı n a b ı r a k a n orijinal
h a y ı r s e v e r v a k f ı n b a ş a r ı s ı z o l d u ğ u n u ve y a s a l şartları yerine getirileme­
yen k u r a m ı u y a r ı n c a h a y ı r s e v e r bağışın, b u n e d e n l e b a ğ ı ş y a p a n kişinin
asıl n i y e t i n e y a k ı n o l a c a k bir a m a c a y e n i d e n tahsis e d i l m e s i gerektiğini sa­
v u n u y o r l a r d ı . B u n u izleyen yasal ç e k i ş m e , k a m u o y u n a y a n s ı y a r a k m e ş h u r
bir d a v a h a l i n e g e l m i ş v e k a r a r b a ş l a n g ı ç t a satış lehine v e r i l d i y s e d e , so­
n u ç t a u y g u l a m a b o z u l m u ş v e k ü t ü p h a n e S t C a n i c e ' d e k a l m ı ş t ı r . 2 5 Bir k o ­
l e k s i y o n u n t a m a m ı n ı n satışının alternatifi, kitapların bir b ö l ü m ü n ü s a t m a k
v e k a z a n c ı , k a l a n ı n ı k o r u m a k için k u l l a n m a k t ı r . B u politika 1 9 6 0 ' l a r d a v e
1970Merin b a ş ı n d a C a s h e l ' d e D e a n W o l f e tarafından b e n i m s e n m i ş v e y ü z ­
lerce k i t a b ı n , ç o ğ u n l u k l a Washington'daki F o l g e r K ü t ü p h a n e s i n e , satıl­
m a s ı y l a s o n u ç l a n m ı ş t ı . W o l f e ' u n niyeti ç o k iyiydi: Geliri, o z a m a n h a l k a
a ç ı k o l a n k ü t ü p h a n e b i n a s ı n ı n y e n i l e n m e s i için k u l l a n m ı ş t ı ; k i t a p r e s t o r a s ­
y o n u için bir p r o g r a m b a ş l a t m ı ş v e k i t a p l a r ı n y e n i bir k a t a l o g u n u çıkart­
m ı ş t ı . 2 6 A n c a k , h a n g i k i t a p l a r ı n satışının b u s o n u c u y a r a t m a y a c a ğ ı k o n u -
s u n d a t a v s i y e a l m ı ş o l m a s ı n a r a ğ m e n , k a ç ı n ı l m a z o l a r a k , faaliyetleri k o ­
l e k s i y o n u n b ü t ü n l ü ğ ü n ü b o z m u ş t u . K ü t ü p h a n e hatalı bir şekilde, içerik
o l a r a k e s a s e n dini ağırlıklı o l a r a k a l g ı l a n m ı ş ve fen, m a t e m a t i k ve tarihin
y a n ı sıra, h a r i t a l a r ı n d a bir p r o b l e m y a ş a m a d a n ç ı k a r ı l a b i l e c e ğ i s o n u c u n a
v a r ı l m ı ş t ı . 1 9 9 0 ' l a r d a C a s h e l K ü t ü p h a n e s i başını s u y u n ü s t ü n d e t u t m a y a
ç a l ı ş ı r k e n , b u t ü r d e b i r k a ç defa d a h a t e k r a r l a n a n s e ç m e tehlikesi o l m u ş ,
a m a b u g ü n e k a d a r h i ç birisi g e r ç e k l e ş m e m i ş t i r . 2 7
Y i r m i n c i y ü z y ı l ı n ilk yarısı b o y u n c a C a s h e l , kitapların ve el y a z m a l a ­
rının k o r u n m a s ı a m a c ı y l a , ö n c e D u b l i n ' d e M a r s h ' ı n K ü t ü p h a n e s i n e v e d a ­
ha sonra da Kilise Temsil Kuruluşunun Kütüphanesine nakledilmesinde,
d a h a a z v a z g e ç i l e m e z bir p o l i t i k a i z l e m i ş t i . B u , v a s i y e t i n d e a ç ı k ç a " h i ç b i r
kitabının o r a d a n a y r ı l m a m a s ı g e r e k t i ğ i n i " belirten k u r u c u T h e o p h i l ı s Bol-
t o n ' u n isteklerinin d o ğ r u d a n ihlaliydi v e s o n u n d a k i t a p l a r geri g e t i r i l m i ş ­
ti. G e ç i c i bir ç ö z ü m o l a r a k b u strateji k u ş k u s u z C a s h e l ' d e k i k o l e k s i y o n u
k o r u m u ş t u . A m a d i ğ e r k o l e k s i y o n l a r d a n eserlerin K i l i s e n i n referans kü­
t ü p h a n e s i n e d a i m i transferi s a d e c e b a ş k a s o r u n l a r y a r a t m a k t a d ı r . P a r a ,
yer, b a k ı m ve r e s t o r a s y o n l a ilgili s o r u n l a r , doğal o l a r a k sınırsız k a y n a k l a ­
r a s a h i p o l m a y a n Kilise T e m s i l K u r u l u ş u n a a k t a r ı l m a k t a d ı r . 2 8 E r i ş i m so­
runları h a l l e d i l m i ş t i r ç ü n k ü g e n e l l i k l e m a l z e m e d e p o y a y e r l e ş t i r i l m e k t e ­
dir. Erişilebilir d u r u m a getirilse bile, kesin olarak ait o l d u ğ u t o p l u m u n d a ­
h a a z e r i ş e b i l e c e ğ i d u r u m d a d ı r v e h â l â y e r i n d e b u l u n a n bir k o l e k s i y o n u n
paha biçilmez değeri kaybolmuştur. 1999 y ı l ı n d a Waterford'daki pisko­
posluk kütüphanesi kapatılmış ve içindekiler Dublin'e nakledilmişti. İro-
nik o l a r a k b u k ü t ü p h a n e s a d e c e bir yıl ö n c e " b i r b a ş k a k u r t a r ı l m a ö r n e ğ i "
olarak ö v ü l m ü ş t ü . 2 9 B e n z e r bir y a z g ı , y a k ı n z a m a n l a r d a D o w n , C o n n o r v e
D r o m o r e ' d a k i p i s k o p o s l u k k ü t ü p h a n e s i n i n d e b a ş ı n a g e l m i ş t i r . İki d u r u m ­
d a d a belli bir m i k t a r d a p a r ç a l a n m a söz k o n u s u o l m u ş t u r . K i t a p l a r ı n W a -
t e r f o r d ' d a n n a k l e d i l m e s i n d e n ö n c e , yerel o l a r a k ilgi ç e k e n belli eserler,
ileride sergilenmek niyetiyle, katedralde bırakılmak üzere seçilmişti.
D o w n ' d a yeterli d e p o l a m a eksikliği n e d e n i y l e , R e i c h e l k i t a p k o l e k s i y o n u
z a t e n B e l f a s t ' t a k i U n i o n Teoloji Ü n i v e r s i t e s i n e ( P r e s b i t e r y a n ) v e R e e v e s
el yazması koleksiyonu da Kuzey İrlanda Halk Kayıt Bürosuna nakledil­
m i ş t i . D o w n P i s k o p o s l u k K ü t ü p h a n e s i 1 9 9 0 ' l a r ı n o r t a s ı n d a h â l â vasiyet-
l e r d e k i m a l z e m e y i , özellikle H u g h A l e x a n d e r B o y d ' u n , b ö l g e kiliseleri
h a k k ı n d a k e n d i y a y ı n l a n m a m ı ş e s e r l e r i n i n ç o ğ u d â h i l , g e n i ş İ r l a n d a dini
k ü t ü p h a n e s i n i , özellikle C o n n o r P i s k o p o s l u ğ u n d a k i l e r i a l m a y a çalışıyor­
du; a m a bu m a l z e m e şimdi A r m a g h ' d a k i Halk K ü t ü p h a n e s i n e nakledile­
c e k t i r ve k ü t ü p h a n e n i n geri kalanı " y e r darlığı ve a y r ı c a c i d d i ilgi eksikli­
ğ i n e d e n i y l e " Kilise T e m s i l K u r u l u ş u n a y ö n l e n d i r i l m i ş t i r . 3 0
D a h a ö n c e belirtildiği gibi, C o r k ' d a o l u m l u bir ç ö z ü m e u l a ş ı l m ı ş o l u p ,
piskoposluk koleksiyonu şimdi üniversitenin ellerindedir. Yüksek öğre­
n i m k u r u l u ş l a r ı y l a y a p ı l a n işbirliği, b a ş k a o l a y l a r d a d a yararlı o l m u ş t u r .
1980 y ı l ı n d a T u a m P i s k o p o s l u k K ü t ü p h a n e s i , G a l w a y Ü n i v e r s i t e K o l e j i n -
d e k i k ü t ü p h a n e n i n p e r s o n e l i tarafìndan k a t a l o g l a n m ı ş t ı . 1 9 9 0 ' l a r ı n başın­
da W a t e r f o r d ' d a k i k o l e k s i y o n , St J o h n Ü n i v e r s i t e s i n d e ( R o m a K a t o l i k İla­
hiyat F a k ü l t e s i ) geçici o l a r a k b u l u n u r k e n , iyileştirici k o r u m a altına alın­
m ı ş t ı . C a s h e l ' d e k i k ü t ü p h a n e h a l e n L i m e r i c k Ü n i v e r s i t e s i ile " ö z e l ilişki"
olanaklarını araştırmaktadır ve kuzeyde Ulster Üniversitesi, Derry ve Rap-
hoe piskoposluk kütüphanelerine danışmanlık yapmaktadır.31 Üniversite
k ü t ü p h a n e l e r i n i n eğitimli ve u z m a n l a ş m ı ş p e r s o n e l avantajı - ö y l e ü m i t
e d i l m e k t e d i r - ve e n d e r k i t a p l a r a karşı bir ilgisi vardır, a m a o n l a r d a , ö z e l ­
likle d e e n b ü y ü k ö n e m i n u y g u l a m a l ı a r a ş t ı r m a y a gösterildiği g ü n ü m ü z
o r t a m ı n d a m a l i baskı a l t i n d a d ı r . T u a m , W a t e r f o r d v e C o r k dâhil b i r ç o k
o l a y d a , t e m e l k o r u m a v e k a t a l o g l a m a için ö d e n e k , e ğ i t i m v e i ş b u l m a k o ­
n u s u n d a k i d e v l e t k u r u l u ş u F A S ' d e n gelecektir. Ticari s p o n s o r l u k ç o k ger­
ç e k ç i bir s e ç e n e k o l a r a k g ö r ü l m e m e k t e d i r . B ü t ü n p i s k o p o s l u k k ü t ü p h a n e ­
leri i ç i n d e s a d e c e C a s h e l , b i r d e r e c e y e k a d a r b u ihtimali araştırmıştır.
1 9 8 0 ' l e r d e D e a n W o o d w o r t h b i r ç o k ö n e m l i k a y n a k t a n p a r a ç e k m e y i ba­
ş a r m ı ş t ı ; g e r ç e k t e n d e bir s p o n s o r u n , G u i n n e s s - P e a t A v i a t i o n ' ı n c ö m e r t l i ­
ği, ş i m d i k ü t ü p h a n e n i n a d ı n d a d a i m i olarak k a y d e d i l m i ş t i r . 3 2 A n c a k , C a s -
h e l ' i n keşfettiği gibi, antik k i t a p l a r d a n o l u ş a n b ü y ü k bir k o l e k s i y o n u n ih­
t i y a ç l a r ı n ı k a r ş ı l a m a y a y e t e c e k parayı s a ğ l a m a k z o r d u r . B e n z e r şekilde,
C a s h e l K ü t ü p h a n e s i n i turistik bir y e r o l a r a k p a z a r l a m a girişimleri d e , b ü ­
yük başarıyla karşılaşmamıştır.
İ r l a n d a k a t e d r a l k ü t ü p h a n e l e r i ile ilgili yakın tarihli bir m a k a l e d e , bu
tür kütüphanelerin geleceğinin " h i ç olmadığı kadar parlak" olduğu görüşü
y e r a l m a k t a d ı r . 3 3 B u aşırı i y i m s e r bir d e ğ e r l e n d i r m e gibidir. Z i r a birbirle­
riyle y a k ı n d a n ilişkili p i s k o p o s l u k k ü t ü p h a n e l e r i n i n g e l e c e ğ i k a s v e t l i g ö -
r ü n m e k t e d i r . Orijinal o n d ö r t k ü t ü p h a n e n i n b i r ç o ğ u ( A r m a g h , C a s h e l ,
D e r r y v e R a p h o e , K i l m o r e , M a r s h ' ı n k ü t ü p h a n e s i v e O s s o r y ) , d e ğ i ş e n is­
t i k r a r d e r e c e l e r i y l e d e olsa, orijinal y e r l e r i n d e k ü t ü p h a n e o l a r a k var o l m a ­
y ı s ü r d ü r m e k t e d i r . İkisi ( C o r k v e T u a m ) y e n i y e r l e r e taşınmıştır; ikisi
( W a t e r f o r d v e D o w n ) k a p a t ı l m ı ş v e içerikleri D u b l i n ' d e k i Kilise T e m s i l
K u r u l u ş u n a n a k l e d i l m i ş t i r ; v e bir t a n e s i ( C l o g h e r ) t a m a m e n t a h r i p edil­
miştir.34 Kilmore Piskoposluk Kütüphanesi hakkındaki araştırmalarım
aşağıdaki tepkiyi yaratmıştır:
Tarihi açıdan ilgi çekecek birçok değerli ve yararlı kitap, klasik yorum­
lar ve referans çalışmaları bulunmaktadır... ayrıca, Dublin rıhtımlarında-
ki ikinci el kitap tezgahlarında olmaları daha iyi olacak çok sayıda eski ta­
rihli mal vardır?5

Bu d o n d u r u c u ifade, s ö z e d i l e n k ü t ü p h a n e l e r i n Kilise için artık a n l a m l ı


bir a m a c ı n ı n k a l m a d ı ğ ı n ı v u r g u l a m a k t a d ı r . Artık a ç ı k ç a , orijinal a m a ç l a ­
rından çok d a h a uzun yaşadıklarından, bu kütüphanelere gösterilecek po­
tansiyel ilgi, b ü y ü k i h t i m a l l e a k a d e m i s y e n l e r , yerel tarihçiler, a n t i k a c ı l a r
v e k i t a p k o l e k s i y o n c u l a r ı n d a n g e l e c e k t i r . A m a b u ilgi a n c a k k o l e k s i y o n ­
lar d a h a g e n i ş b i ç i m d e tanıtıldığı v e d a h a fazla erişilebildiği t a k d i r d e ya­
ratılacaktır. İ l g i l e n e n taraflar a r a s ı n d a bile bu k o l e k s i y o n l a r ç o k az bilin­
m e k t e d i r . T a b i i , d a h a fazla t a n ı t ı m , A r m a g h Halk K ü t ü p h a n e s i n d e y a k ı n ­
larda g e r ç e k l e ş e n s o y g u n gibi, i s t e n m e y e n t ü r d e ilgiye d e yol açabilir.
Aralık 1 9 9 9 ' d a , o n sekizinci yüzyıl o k u m a o d a s ı n d a g ö s t e r i l m e k t e o l a n e l
y a z m a l a r ı , basılı k i t a p l a r ve eserler, silahlı iki a d a m t a r a f ı n d a n ç a l ı n m ı ş t ı .
Ç a l ı n a n m a l l a r a r a s ı n d a K u r a n ' ı n antik bir m i n y a t ü r v e r s i y o n u , 1611 ta­
rihli bir C e n e v r e İncili v e J o n a t h a n S w i f t ' i n a ç ı k l a m a s ı y l a Guliver'in Se-
yahatler'inin ilk baskısı ( 1 7 2 6 ) ; b u n l a r pratik olarak s a t ı l a m a z d u r u m d a
o l m a l a r ı n a r a ğ m e n hiçbiri b u l u n a m a m ı ş t ı r . 3 6
H e r n e k a d a r tek v e n a d i d e e s e r l e r yasal p i y a s a d a y ü k s e k fiyatlara satı-
labilse d e , b u k o l e k s i y o n l a r ı n g e r ç e k d e ğ e r l e r i kolektiftir v e b u p i s k o p o s ­
luk k ü t ü p h a n e l e r i n i n süre g e l e n ö l ü m l e r i ile ç o k şey k a y b e d i l e c e k t i r . E n
belirgini, b u k o l e k s i y o n l a r k ü t ü p h a n e tarihinin, b a s ı m c ı l ı k t a r i h i n i n ( g e ­
n e l d e , ve ö z e l l i k l e İ r l a n d a ' d a ) ve k i t a b ı n t a r i h i n i n a r a ş t ı r ı l m a s ı ile ilgili
o l a r a k h a k i k i ilgi u y a n d ı r m a k t a d ı r . B u k o l e k s i y o n l a r ı n s a d e c e e n b ü y ü k -

.'VI
l e r i n d e e l y a z m a l a r ı m u h a f a z a e d i l s e d e , ç o ğ u n d a 1501 ö n c e s i b a s k ı ser­
pintileri b u l u n m a k t a d ı r v e ö z e l l i k l e o n s e k i z i n c i y ü z y ı l b a s k ı l a r ı iyi t e m s i l
e d i l m e k t e d i r . G e n e l o l a r a k içerikleri o n d o k u z u n c u yüzyıl bibliyografi uz­
m a n ı B e r i a h B o t f i e l d ' i n , ziyaret ettiği İngiliz k a t e d r a l k ü t ü p h a n e l e r i h a k ­
kındaki k a r a r ı n ı d e s t e k l e m e k t e d i r : "Hükmü geçenlerin arasında, değerli
olan çok daha fazla şey bulunmaktadır ve önemsiz olanların ortasında,
37
önemli olan çok daha fazla şey vardır." B u n u n ö t e s i n d e bu k o l e k s i y o n ­
lar, h e m yerel h e m d e ulusal d ü z e y d e , a n l a m l ı ö l ç ü d e tarihi v e k ü l t ü r e l il­
g i ç e k m e k t e d i r . P i s k o p o s l u k k ü t ü p h a n e l e r i k u ş k u s u z ö n e m l i b ö l g e s e l kay­
n a k l a r d ı r . W a t e r f o r d k ü t ü p h a n e s i n d e b u l u n a n v e ilk h u k u k k i t a p l a r ı n ı içe­
ren D o b b y n K o l e k s i y o n u , D u b l i n ' d e k i K i n g ' s I n n d ı ş ı n d a İ r l a n d a ' d a b u
tür m a l z e m e içeren e n iyi k o l e k s i y o n u o l u ş t u r u y o r d u . W a t e r f o r d kitapları
1999 y ı l ı n d a n beri D u b l i n ' d e b u l u n m a k t a d ı r . A m a b a ş k e n t b i r ç o k iyi kü­
t ü p h a n e y e sahiptir ve bu tür merkeziyetçiliğin sürdürülmesine, m ü m k ü n ­
se, d i r e n i l m e l i d i r . D o b b y n kitapları, Waterford'da a y n ı a i l e d e üç nesil b o ­
y u n c a o l u ş t u r u l a n özel bir k o l e k s i y o n u temsil e t m e k t e d i r . B u kitapları ait
o l d u k l a r ı y e r d e t u t m a n ı n bedeli g ö z d e n k a ç ı r ı l m a m a l ı d ı r . B u k o l e k s i y o n ­
ların h e r biri, yerel tarih a r a ş t ı r m a l a r ı için değerli m a l z e m e l e r s u n m a k t a ­
dır. Y e r l e r i n d e kaldıkları t a k d i r d e , içerikleri m a k u l o r a n d a g ü v e n l i v e eri­
şilebilir t u t u l d u ğ u s ü r e c e , k u l l a n ı m a ç ı s ı n d a n d a h a fazla a n l a m v e d a h a
b ü y ü k bir p o t a n s i y e l t a ş ı m a k t a d ı r l a r . Dini tarih a ç ı s ı n d a n b a k ı l d ı ğ ı n d a , b u
k o l e k s i y o n l a r , İ r l a n d a Kilisesi tarihinin a r a ş t ı r ı l m a s ı n d a , ö z e l l i k l e ç o k sa­
y ı d a o n s e k i z i n c i v e o n d o k u z u n c u yüzyıl p i s k o p o s u n u n p i s k o p o s l u k l a r ı
h a k k ı n d a birinci d e r e c e d e ö n e m l i k a y n a k l a r o l u ş t u r m a k t a d ı r . B u g ü n e ka­
d a r bireysel o l a r a k p i s k o p o s l u k l a r h a k k ı n d a ç o k a z a r a ş t ı r m a y a p ı l m ı ş t ı r
v e A n g l i k a n t o p l u m u n u n tarihi v e İ r l a n d a ' d a genel olarak A n g l i k a n gele­
neği nispeten ihmal edilmiştir.38
S o n n o k t a d a , b u p i s k o p o s l u k k ü t ü p h a n e l e r i n i n varlığı, h e m o r t a ç a ğ
h e m d e m o d e r n , d i ğ e r k ü t ü p h a n e l e r i n kaybını d e n g e l e m e k t e d i r . 3 9 İrlan­
d a ' d a a n t i k k a t e d r a l k ü t ü p h a n e l e r i (hiç bir z a m a n İ n g i l t e r e ' d e k i k a d a r ç o k
sayıda o l m a m ı ş t ı ) , D u b l i n ' i n dışında artık m e v c u t değildir. St Mary,
L i m e r i c k gibi k o l e k s i y o n l a r şimdi s a d e c e e n v a n t e r l e r d e n v e b a ş k a yerler­
d e k a l m ı ş birkaç kitap sayesinde bilinmektedir. A m a , C o r k v e K i l k e n n y ' d e -
k i a n t i k k a t e d r a l k o l e k s i y o n l a r ı n ı n kalıntılarının, h e n ü z t a n ı m l a n m a m ı ş
k o n u m d a d a olsa, d a h a s o n r a k i p i s k o p o s l u k k ü t ü p h a n e l e r i k a n a l ı y l a bu­
günlere gelmiş olması muhtemeldir. Özellikle daha sonraki kaplamalarda
kullanılan m a l z e m e dikkatle incelenebilir, C o r k ' d a yapılan ön çalışmalar
b u a n l a m d a ilginç b u l g u l a r o r t a y a ç ı k a r m ı ş t ı r . 4 0 D a h a g e n i ş olarak, pisko­
p o s l u k k ü t ü p h a n e l e r i k ı s m e n , İ r l a n d a C u m h u r i y e t i n d e k i özel k i t a p k o l e k ­
s i y o n l a r ı n ı n y o k l u ğ u n u k a p a t m a k t a d ı r . K u z e y İ r l a n d a ' d a taşra e v l e r i y l e
ilişkilendirilen ç o k s a y ı d a eski m o d e r n k i t a p k o l e k s i y o n u b u l u n m a k t a ,
b u n l a r ı n bazıları ş i m d i , ö r n e ğ i n S p r i g h i l l H o u s e v e A r g o r y , C o . A r m a g h
v e C a s t l e W a r d , C o . D o w n ' d a k i l e r gibi Ulusal Vakfın e l i n d e d i r . 4 1 A m a
C u m h u r i y e t t e , A n g l o - İ r l a n d a l ı sınıfından özel aile k ü t ü p h a n e l e r i 1921 yı­
l ı n d a n s o n r a , sahipleri v e ait o l d u k l a r ı g e n i ş e v l e r l e birlikte, b ü y ü k ö l ç ü d e
k a y b o l m u ş t u r . G ü n e y İ r l a n d a ' d a b u t ü r k ü t ü p h a n e l e r i n a z ç o k t o p l a m ka­
yıpları, y i r m i n c i yüzyıl ö n c e s i İ r l a n d a t o p l u m u n u n bir b ö l ü m ü n ü n t a m a ­
m ı n ı n o k u m a alışkanlıkları h a k k ı n d a k i bilgilerimizin y e t e r s i z o l d u ğ u an­
l a m ı n a g e l m e k t e d i r . O n sekizinci y ü z y ı l A n g l o - İ r l a n d a l ı " P r o t e s t a n Ü s ­
t ü n l ü ğ ü " k ü t ü p h a n e s i k u ş k u s u z , F r a n s ı z A y d ı n l a n m a d ü ş ü n c e l e r i n i n İrlan­
d a ' y a girdiği y o l l a r d a n biridir. Yani b u b i l g i l e r i m i z d e c i d d i bir b o ş l u k t u r .
Ç a ğ d a ş A n g l i k a n p i s k o p o s l a r ı n ı n v e din a d a m l a r ı n ı n n e o k u d u k l a r ı n a v e
d a h a iyi e ğ i t i m a l m ı ş kilise ü y e l e r i n e n e ö d ü n ç v e r d i k l e r i n e d a i r bir i n c e ­
l e m e , A n g l o - İ r l a n d a l ı sınıfındakilerin z e v k v e e ğ i t i m kriterlerini y e n i d e n
o l u ş t u r m a m ı z a y a r d ı m c ı olabilir. D a h a g e n e l bir y a k l a ş ı m l a , İ r l a n d a t o p ­
l u m u n u n politik v e kültürel g e l i ş i m i n d e o k u m a v e b i l i m i n o y n a d ı ğ ı rol,
A n g l i k a n p i s k o p o s l u k k o l e k s i y o n l a r ı n ı n detaylı analizi ile t a m o l a r a k a n ­
laşılabilir. 4 2

Notlar
1. Bakınız N. R. Ker , Büyük Britanya'nın Ortaçağ Kütüphaneleri, 2. baskı (Lon­
dra: Kraliyet tarih Topluluğu, 1964) ve G. Watson Büyük Britanya'nın Orta Çağ
Kütüphaneleri, kurtulan kitapların listesi, editör N. R. Ker: 2. Baskıya ^ ( L o n ­
dra: Kraliyet tarih Topluluğu, 1987) ve ayrıca İngiliz Ortaçağ Kütüphane Kata­
logları külliyatı serisi, yayınlayan İngiliz Kütüphanesi ve İngiliz Akademisi.
2. Örneğin Cork'da, Summerhill'deki Si Luke's'dan ve Shandon'daki Yeşil Palto
Hastane Okulundan kitaplar kurtulmuştur; bunların çoğu şimdi Cork Üniversi­
tesi Koleji Boole kütüphanesindedir. Cork kitap koleksiyonları için bakınız J.
P. MacCarthy, "Cork'un Biriktirme Geleneklerini aramak", Cork Tarih ve Ar-
k e o l o j i Topluluğu, 100 (1995): 29-46.
3. Daha önceki araştırmalar için bakınız Maura Tallon, "İrlanda Kilisesi Pisko­
posluk kütüphaneleri", An Leabharlann, 17 no.l (1959): 17-27 ve 17 no.2
(1959): 45-63; ayrıca bağımsız olarak basılan (Dublin: İrlanda Kütüphane Bir­
liği, 1959). Ayrıca daha yakın tarihli ama daha az güvenilir şu esere bakınız :
Mary Casteleyn, İrlanda'da Okuryazarlık ve Kütüphanelerin Tarihi (Aldershot:
Gower, 1984), s. 71-83.
4. Farklılığa dikkat eden Harry Carson, "İrlanda'da Katedral Kütüphaneleri", An
Leabharlann: İrlanda Kütüphanesi, 14.2 (1998): 59-64.
5. Christ Church'le ilgili genel bir araştırma için bakınız Kenneth Milne, Christ
Church Katedralinin Tarihi (Dublin: Four Courts, 2000); kütüphane ve içeriği
hakkında bakınız E. H. Lewis-Crosby, Christ Church Katedralinin antik kitap­
ları (Dublin: 1947) ve daha yakın zamanda Bana Boydell, 1800'den önce
Christ Church'de Müzik (Dublin: Four Courts, 1998).
6. Raymond Cillespie, "Dublin'deki Christ Church Katedralinden kitap ödünç al­
mak, 1607", Uzun Oda, 43 (1998): 15-19
7. İrlanda Yasaları 6 Anne, yaklaşık 19. kütüphanenin tarihi ve içeriği Muriel
McCarthy tarafından, Bütün Mezunlar ve Centilmenler (Dublin: O'Brien Matbaa­
sı, 198())'nde tanımlanmaktadır. Kütüphanenin web sitesi www.ksl.dit.ie/marsh.
8. İrlanda Yasaları 13 ve 14 III George, yaklaşık 40. Biyografik bilgiler için bakı­
nız G. O. Simms, "Armagh Halk Kütüphanesinin Kurucusu: başpiskopos Ro­
binson kitaplarının arasında", İrlanda Kitap Bilgileri, 2.2 (1976): 269-299; ve
John Thompson, "William Reeves ve Armagh'daki Ortaçağ metinleri ve el yaz­
maları", Peritia, 10 (1996): 363-380. kütüphanenin web sitesi www.armaghro-
binsonlibrary.org.
9. Aşağıdakiler, yukarıda not 3'de aktarılan yetkilileri kullanmaktadır ama daha
güncel olan W. N. Osborough, "Katedral Kütüphanelerinin Satılması Hakkın­
da - Yakın tarihli Cy-Pres uygulamaları hakkında düşünceler", İrlandalı Hu­
kukçu, yeni stil 24 (1989) 1: 51-86'yı da kullanmaktadır. Belirli koleksiyonlar­
la ilgili diğer kaynaklar kaydedilmiştir.
10. Henry Cotton, Fasti Eeclesiae Hiberniae, 6 cilt (Dublin, 1845-1878), 2 (Leins-
ter): 336.
11. Bakınız David Woodworth, "St Canice'in Kütüphanesi", Eski Kilkenny Dergi­
si: Kilkenny Arkeoloji Topluluğu gazetesi, 22 ( 1970): 5-10, ve imzasız not "St
Canice Kütüphanesi 300 Yaşında", aynı gazetede yayınlanmış (1965): 47-48.
Hugh campbell tarafından yeni bir katalog hazırlanmaktadır.
12. Bakınız R. Wyse Jackson, "Cashel'in Antik Kütüphanesi", Cork Tarih ve Ar­
keoloji Topluluğu Gazetesi, 1 (1947): 128-34. Kralın kitapları ile ilgili olarak
bakınız Robert S. Matteson, "Başpiskopos William King'in ilk kütüphanesi",
Kütüphane, 5. Seri, 30 (1975): 303-314, ve "Başpiskopos William King ve Kü-
tüphanesinin Oluşumu", Kütüphane, 6. Seri, 13 (1991): 238-254.
13.Raphoe Kütüphanesinin kuruluşu ve içindekilerin bazdan hakkında bakınız
Angélique Day, "Broşürler, Protestanlar ve Pratikler: Koleksiyonların Karşılaş­
tırması", Kitap Koleksiyoncusu, 35 (1986), s. 443-462.
14. Osborough tarafından aktarılmış,"katedral Kütüphanelerinin satışı hakkında",
s. 73.
15. İçeriği hakkında belirtiler için bakınız Frederick Alderson, "Bilinmeyen Kütüp­
haneler XIV: Cashel Kütüphanesi", Kitap Koleksiyoncusu, 17 (1968): 322-330.
16. İkincisi hakkında bakınız Julian C. Walton, "Christ Church Katedrali Kütüpha­
nesi, Waterford", Decies, 41 (1989): 5-21.
17. Geoffrey Crayon un Karalama Defteri (1823), s. 227-229, alıntı yapan Edward
Edwards, Kütüphane Ekonomisi El Kitabı dahil Kütüphanelerin Hatıraları, 2
cilt (Londra, 1859), 1: 687-688.
18. Christopher Marlowe, Dr Faustus'un Trajik Tarihi, Koro 28.
19. Koleksiyonun yenilenmesi ile ilgili olarak bakınız Alice Downing, "Eski Bir
Katedral Kütüphanesinin Korunması", Koruma idaresi Haberleri, 46 (1991):
4-5, ve "Galway'da Başarılan İşler", Koruma İdaresi Haberleri, 51 (1992): 3.
20. Kardeşi Hugh'a 22 Mayıs 1729 tarihinde yazdığı mektupta, İrlanda Ulusal Kü­
tüphanesi PC 227, alıntı yapan Toby Barnard, "İrlanda'da Eğitim, Eğitilenler
ve Okur-yazarlık, yaklaşık 1660-1760", yeri Toby Barnard, Daibhi 0 Cronin ve
Katharine Simms, ed., "Eğitim Mucizesi" : El Yazmaları Ve İrlanda Eğitimi
Hakkında Araştırmalar. William O'sullivan Anısına Denemeler (Aldershot:
Ashgate, 1998): 209-235 (s. 209).
21. İrlanda Kilise Yasası 1869 İrlanda Kilisesini kapatmış ve ödeneğini kesmişti.
22. John Rylands Kütüphanesi 1531 ile 1884 tarihleri arasına ait binin üzerinde ki­
tap satın almıştı, bunların içinde çok sayıda on sekizinci yüzyıl eseri ve 176
adet 1700 öncesi başlık da bulunuyordu; çoğu teolojik yapıda olup, bir kaçı İr­
landa'yla ilgilidir. Bakınız http://rylibweb.man.ac.uk, burada Clogher Pisko­
posluk kütüphanesi özel koleksiyonlar altında listelenmektedir.
23. bu koleksiyonların gerçek değeri basit olarak açık piyasa meselesi değildir.
1980'lerde 4,500 kitaplık Tuam Kütüphanesine bir kitap satıcısı tarafından
3,00()£ değer biçilmişti. Bakınız "Bibliyofilin Günlüğü No. 7", Uzun Oda, 40
(1995): 6-18 (s. 13)
24. http://booleweb.ucc.ie adresinde on-line bulunabilir.
25. Bakınız Osborough, "Katedral Kütüphanelerinin Satılması Hakkında" ve "Bib­
liyofilin Günlüğü No. 5", Uzun Oda, 38 (1993): 4-19 (s.9)'daki not.
26. Cashel Piskoposluk Kütüphanesinin katalogu, Co. Tipperary, irlanda (Boston:
Mass.: G. K. Hail, 1973)
27. "Bibliyofilin Günlüğü", Uzun Oda, 36 (1991), s. 9 ve "Bibliyofilin Günlüğü
no.6", Uzun Oda, 39 (1994): 6-17 (s. 9)'deki raporlara bakınız.
28. Bu kütüphane 1931 yılında, RCB İrlanda Tanık Derneğinin kütüphanesini
(yaklaşık 5,000 eser) kabul ettiğinde kurulmuştu. 1939 yılından beri, İrlanda
Kilisesinin arşivleri için, daha büyük bir yer gerektirdiğinden, ana deposu ol­
muştur; bakınız Raymond Refausse, ed., Hareket Halinde Bir kütüphane: RCB
Kütüphanesinin Churchtown daki Yirmi beş Yılı (Dublin: RCB Kütüphanesi,
1995).
29. Carson, "Katedral Kütüphaneleri", s. 60.
30. Down, Connor ve Dromore piskoposluk kütüphaneleri hakkında bilgi için, J. F.
Rankin'e minnettarım.
31. Sonuncusu hakkındaki bilgi için, Coleraine'deki Ulster Üniversitesi Fen ve Bi­
lişim Fakültesi alt kütüphanecisi Joseph McLaughlin'e minnettarım. Cashel'in
Limerick Üniversitesi ile ilişkisi "Bibliyofilin Günlüğü no.9", Uzun Oda, 42
(1997), s. 6-15 (s. 8)'de belirtilmektedir.
32. Bolton Kütüphanesi başlangıçta GPA-Bolton Kütüphanesi olarak yeniden ad­
landırılmıştı. Daha sonra yine orijinal adına geri dönmüş, kütüphane binası
GPA binası olarak belirlenmiştir.
33. Carson, "Katedral Kütüphaneleri", s. 64.
34. Lismore'daki kütüphanenin bugünkü durumunu belirleyemedim. Rosscar-
bery'deki kütüphane istikrarsız bir şekilde devam etmektedir, Meclis Odasında
yerleşiktir ve Cumartesi öğleden sonraları halka açıktır, ama modern Hıristiyan
edebiyatı kaynağı olarak yeniden geliştirilme aşamasındadır. Şu andaki rektö­
rü, Çok Muh. Christopher Peters'a, kütüphane hakkındaki bilgi için müteşekki­
rim.
35. O zamanki piskopos Adil Muh M. H. G. Mayes'den kişisel mektup, 16 Nisan
2000.
36. The Irish Times\k\k\ raporlara bakınız, 15 Aralık 1999 ve 22 Aralık 1999 ve
ayrıca "Bibliyofilin Günlüğü no. 12", Uzun Oda, 44-45 (1999-2000), s. 13-19
(s. 13)'dakilcre de bakınız. İki antik gümüş topuz başı, her birine 25,000 £ de­
ğer biçilmiş, bir hafta sonra Dublin belediyesinin kuzeyindeki Balbriggan Gar­
da istasyonunun dışına terk edilmişti; kayıp kitapların beş adedi daha sonra San
Francisco'ya gitmekte olan iki adamın bavullarında bulunmuştu. Ayrıca bakı­
nız "Bibliyofilin Günlüğü no. 13", Uzun Oda, 46 (2001), (s. 9)
37. Beriah Botfield, İngiltere'nin Katedral Kütüphaneleri Hakkında Nallar, (Lon­
dra, 1849), s. viii
38. Yakın zamanlı eser araştırmaları için bakınız Alan Achcson, İrlanda Kilisesi­
nin Tarihi 1691-1996 (Dublin: Columba matbaası, 1999) ve Alan Ford, james
McGuire ve Kenneth Milne, ed., Talimalların Kurduğu Gibi: Yeniden Oluşlun­
dan beri İrlanda Kilisesi (Dublin: Lilliput Matbaası, 1995).
39. Daha genel bir araştırma için, bakınız Thomas P.O'Neill, "İrlanda'daki Kütüp­
haneler", An Leabfıaılaıın, 13 (1955): 67-80; ve Barbara Traxler Brown, "İrlan-
da'da Kütüphane Tarihi Araştırması: 1918-1988", Kütüphaneler ve Kültür, 25
(1990=: 86-102.
40. Bakınız Margaret Abbey, "Kapatılmadan önce Abbey Savaşı ile ilgili Kitaplar:
bazı Yeni Buluşlar", Kütüphane, 7. seri 1 (2000): 119-132.
41. Ulusal vakıftan Mark Purcell'e, bunlar ve kuzeydeki bir çok kır evi kütüphane­
si hakkında bilgi sağladığı için ve Peter Hoare'ye başta mevcudiyetleriyle ilgi­
li olarak beni uyardığı için minnettarım.
42. Bakınız Bernadette Cunningham ve Maire Kennedy, ed., Okuma Deneyimi: İr­
landa Tarihi Perspektifleri (Dublin : İrlanda Kütüphanesinin Nadide Kitaplar
Grubu, ve İrlanda Ekonomik ve Sosyal Tarih Topluluğu, 1999).
12

Vilna'nın Kayıp Yahudi Kütüphaneleri


ve
Frankfurt Yahudi Sorununu
Araştırma Enstitüsü*
Sem C. Sutter

B u , İkinci D ü n y a S a v a ş ı s ı r a s ı n d a k a y b o l a n birçok k ü t ü p h a n e n i n hikâ­


yesidir. C o ğ r a f i o l a r a k t a m a m e n farklı ve felsefi o l a r a k zıt o l m a l a r ı n a rağ­
m e n , k a d e r l e r i i ç i n d e n ç ı k ı l m a z bir ş e k i l d e b i r b i r l e r i n e v e s a v a ş ı n s e y r i n e
b a ğ l a n m ı ş t ı . B u , d a ğ ı l a n k o l e k s i y o n l a r ı n v e şişen b i r i k i m l e r i n h i k â y e s i d i r .
K ü t ü p h a n e l e r e d a d a n a n hainliğin ve kütüphane kahramanlığının hikâyesi­
dir. E ğ e r h i k a y e n i n k a h r a m a n l a r ı n a s o r m a ş a n s ı n ı z o l s a y d ı , d o ğ r u z a m a n ­
da d o ğ r u y e r d e - ya da y a n l ı ş y e r d e - o l d u k l a r ı n ı ve y a p m a l a r ı g e r e k e n i
y a p t ı k l a r ı n ı s ö y l e r l e r d i . İronik o l a r a k , s o r g u altında h a i n l e r d e b e n z e r id­
d i a l a r d a b u l u n m u ş t u . Bu, a y n ı m e t i n d e n , b ü t ü n ü y l e farklı a n l a m l a r çıka­
r a n iki o k u y u c u c a m i a s ı n ı n h i k â y e s i d i r .
Kitap için deli olan bir ulus
V a r ş o v a ' d a b i r Y a h u d i o k u l u n u n m ü d ü r ü , Aralık 1 9 3 9 ' d a g ü n l ü ğ ü n ü
d o l d u r u r k e n , ö n s e z i y l e k o n u n u n e s a s ı n ı tarif e t m i ş t i :

Çok kültürlü bir ulustan, "Kitap halkı"ndan bahsediyoruz.... Almanya


tımarhaneye döndü - kitaplar için deliriyor. Ne derseniz deyin, böyle in­
sanlardan korkarım! Yağmalamanın bir ideolojiye, esas olarak ruhani
olan bir dünya görüsüne dayandırıldığı yerde, güç ve metanet eşit olamaz.
Böyle bir ulus yok olmaz. Naziler sadece maddi eşyalarımızı değil, aynı
zamanda "Kitap halkı" olarak iyi itibarımızı da çalmıştır.1

Bu çalışma, partinin ideologu Alfred R o s e n b e r g ' i n kontrolü altın­


da, N a z i k u r u l u ş l a r ı n d a n o l u ş a n bir ş e b e k e tarafından gerçekleştirilen,
kitaplara el k o y m a işlemleri h a k k ı n d a yapmayı s ü r d ü r d ü ğ ü m araştır­
m a n ı n sadece k ü ç ü k bir b ö l ü m ü n ü s i m g e l e m e k t e d i r . 1 9 4 0 ile 1945
yılları arasında, A l m a n o r d u l a r ı n a eşlik eden R o s e n b e r g ' i n birimleri,
batıda Paris ve A m s t e r d a m ' d a n , doğuda Smolensk ve Kiev'e kadar,
kuzeyde Tallinn ve Riga'dan güneyde R o m a ve Selanik'e kadar, çok
çeşitli k ü t ü p h a n e y i talan etmişlerdi. Ganimetlerini A l m a n y a ' d a oluş­
turdukları üç k ü t ü p h a n e y e taşımışlar ve bazı kitapları m e v c u t devlet
ve akademik kuruluşlara dağıtmışlardı. Bu bölüm, bir Nazi kütüpha­
nesinin üzerinde, Frankfurt'taki Yahudi Sorununu Araştırma Enstitü-
sü'ndeki k ü t ü p h a n e d e (İnstitut zur Erforschung der Judenfrage-IEJ)
ve bu Yahudi karşıtı k ü t ü p h a n e n i n yuttuğu birçok k ü t ü p h a n e n i n ara­
sında tek bir grup Yahudi kütüphanesi üzerinde, V i l n a ' d a k i l e r d e yo­
ğunlaşmaktadır.
Alfred R o s e n b e r g , H i t l e r ' i n ilk işbirlikçileri a r a s ı n d a y d ı ve 1929 y ı l ı n a
g e l i n d i ğ i n d e , k e n d i s i n i , kültürel k o n u l a r d a a n a parti s ö z c ü s ü o l a r a k k a b u l
ettirmişti. 1930 yılında, geniş bir a l a n a dağıtılan, a m a d a h a a z g e n i ş b i r
o r a n d a o k u n a n b a ş y a p ı t ı Yirminci Yüzyıl Efsanesi'ni yayınlamıştı (Nurem-
b e r g m a h k e m e l e r i n d e R o s e n b e r g , bir z a m a n l a r parti y o l d a ş ı o l a n l a r ı n bir­
ç o ğ u n u n , b u n l a r a h i ç bir z a m a n a n l a m v e r e m e d i k l e r i n i v e s o n u n a k a d a r
o k u y a m a d ı k l a r ı n ı itiraf e t m e l e r i n i n u t a n c ı n ı y a ş a m ı ş t ı ) . 1934 y ı l ı n d a Hit­
ler, K r a l l ı k refakatçisi R o s e n b e r g ' i , N a z i P a r t i s i n i n T ü m E n t e l e k t ü e l v e
İdeolojik Ö ğ r e t i m v e E ğ i t i m i n i n D e n e t i m i k o n u s u n d a F ü h r e r y a r d ı m c ı s ı
gibi süslü bir u n v a n t a ş ı y a n k o n u m a g e t i r m i ş t i v e R o s e n b e r g s a n a t ı n , kül­
t ü r ü n v e b i l i m i n b ü t ü n alanlarını k a p s a y a n o f i s l e r d e n o l u ş a n k a r m a ş ı k bir
organizasyon kurmaya başlamıştı.2
1 9 3 7 - 1 9 3 8 yıllarına g e l i n d i ğ i n d e R o s e n b e r g D i e H o h e S c h u l e * d e n i l e ­
cek bir parti ü n i v e r s i t e s i n i n p l a n l a r ı n ı o l u ş t u r m a y a b a ş l a m ı ş t ı . C h i m s e e -
B a v y e r a ' d a b ü y ü k bir k o m p l e k s v e B e r l i n ' d e d e b i r k ü t ü p h a n e i n ş a e t m e ­
yi, A l m a n y a g e n e l i n d e çeşitli ş e h i r l e r d e bir dizi u z m a n l a ş m ı ş b r a n ş k u r u ­
luşu o l u ş t u r m a k l a b a ş l a m a y ı h e d e f l i y o r d u . B u n e d e n l e R o s e n b e r g K a s ı m
1 9 3 8 ' d e , R u d o l f H e s s k e n d i s i n e F r a n k f u r t B e l e d i y e B a ş k a n ı n d a n g e l e n bir
m e k t u b u ilettiğinde, d e r h a l bir m e n f a a t birliği h i s s e t m i ş t i . B e l e d i y e B a ş ­
k a n ı F r i e d r i c h K r e b s , ş e h i r d e ulusal bir Y a h u d i karşıtı k u r u l u ş o l u ş t u r u l ­
d u ğ u t a k d i r d e , F r a n k f u r t Ş e h i r K ü t ü p h a n e s i n i n 4 0 . 0 0 0 kitaplık J u d a i c a * *
k o l e k s i y o n u n u p a r t i n i n v e R e i c h ' ı n (krallık) e m r i n e s u n m a y ı teklif e t m i ş ­
ti. B e l e d i y e b a ş k a n ı n ı n s ö z l e r i y l e :

Koleksiyon, Frankfurt' un politik ve kültürel yaşamının Yahudi etkisi al­


tında olduğu bir dönemde gelişmişti, ama günümüzde Yahudilik ve Yahu­
di sorunu hakkında araştırma yapmak için eşsiz bir fırsat sunmaktadır.3

F r a n k f u r t k o l e k s i y o n u ç o k s e ç k i n o l u p , t e m e l i o n sekizinci y ü z y ı l d a
k u r u l a n bir k o l e k s i y o n d a n g e l i y o r v e o n d o k u z u n c u y ü z y ı l d a n beri Y a h u ­
d i v a t a n d a ş l a r d a n g e l e n h i b e l e r v e m i r a s l a r l a g ü ç l ü bir ş e k i l d e d e s t e k l e n i ­
4
yordu. Ç o k bilgili m ü d ü r ü D r A r o n F r e i m a n n tarafından d e r l e n e n v e
1933 y ı l ı n d a k o v u l m a s ı n d a n b i r yıl ö n c e y a y ı n l a n a n bir k a t a l o g l a d e s t e k ­
l e n e n u l u s l a r a r a s ı bir itibara s a h i p t i . Bu k i t a p h â l â , J u d a i c a bibliyografisi­
nin t e m e l d i r e k l e r i n d e n b i r i d i r . 5 K ü t ü p h a n e m ü d ü r ü n ü n tavsiyesi ü z e r i n e ,
Belediye Başkanı Şubat 1937'de Judaica koleksiyonunu halka kapatmış,
s a d e c e , ç a l ı ş m a l a r ı n ı n N a z i D e v l e t i n e karşı yıkıcı etkisi o l m a d ı ğ ı n ı g a r a n ­
t i e d e n b i l i m a d a m l a r ı t a r a f ı n d a n k u l l a n ı m ı n a izin v e r m e k t e y d i . 6
B e l e d i y e B a ş k a n ı n ı n , J u d a i c a k o l e k s i y o n u n u şehrinin prestijini artır-
m a k a m a c ı y l a k u l l a n m a u m u d u , R o s e n b e r g ' e b r a n ş k u r u l u ş l a r ı n ı n ilkini
k u r m a fırsatını v e r m i ş t i . R o s e n b e r g ' i n y a r d ı m c ı l a r ı n d a n biriyle g ö r ü ş t ü k ­
ten sonra, B e l e d i y e B a ş k a n ı m e s l e k t a ş l a r ı n a , p a r t i n i n bir Y a h u d i S o r u n u ­
n u A r a ş t ı r m a E n s t i t ü s ü k u r m a s ı n ı v e m ü m k ü n s e , A l m a n y a g e n e l i n d e bir­
kaç hafta ö n c e K r i s t a l l n a c h t ' ı n * a r d ı n d a n , Y a h u d i k u r u l u ş l a r ı n d a n a l ı n a r a k
k a m u l a ş t ı r ı l a n k i t a p l a r l a arşiv m a t e r y a l i n i n t a m a m l a n m a s ı n ı içeren b i r
7
plan sunmuştu. B ö y l e c e , ilk k u r u l u ş u n d a n itibaren, E n s t i t ü n ü n k ü t ü p h a ­
n e s i n e g e l m e s i p l a n l a n a n kitaplar, k ı s m e n d i ğ e r k ü t ü p h a n e l e r d e n e l k o n u ­
lanlara d a y a n ı y o r d u . N a z i o l u ş u m l a r ı a r a s ı n d a k i şiddetli rekabet, N i s a n
1 9 3 9 ' d a b u ö z e l k o l e k s i y o n l a r ı n , parti ile şehir a r a s ı n d a y a p ı l a n niha-
i a n l a ş m a n ı n d ı ş ı n d a b ı r a k ı l m a s ı n a n e d e n o l m u ş t u . 8 A m a s a v a ş ı n v e Al­
fred R o s e n b e r g ' i n k a d e r i , b a ş k a Y a h u d i k ü t ü p h a n e l e r i n d e n y ü z l e r c e kita­
bı Frankfurt E n s t i t ü s ü n e g e t i r e c e k t i .
A l m a n l a r ı n 1 4 H a z i r a n 1 9 4 0 ' d a P a r i s ' e g i r m e s i n d e n s o n r a k i haftalarda
R o s e n b e r g , H i t l e r ' d e n " Y a h u d i l e r v e M a s o n l a r tarafından g e r i d e b ı r a k ı l a n
v e g e l e c e k t e , parti v e H o h e O k u l u t a r a f ı n d a n politik, ideolojik v e a k a d e ­
m i k o p e r a s y o n l a r için gerekli g ö r ü l e b i l e c e k bir a r a ş t ı r m a n ı n lemelini o l u ş ­
t u r a c a k malları detaylı olarak i n c e l e m e k i ç i n " izin a l m a y ı b a ş a r m ı ş t ı . 9 Bir­
k a ç g ü n içinde W e h r m a c h t ' d a n G e n e r a l Keitel, işgal a l t ı n d a k i F r a n s a ' d a
v e H i t l e r ' i n " K r a l l ı k temsilcisi R o s e n b e r g ' i n a r ş i v c i l e r i " n e yetki v e r d i ğ i
işgal e d i l m i ş ü l k e l e r d e b u l u n a n c e p h e k o m u t a n l a r ı n ı h a b e r d a r e d e r e k , kü­
t ü p h a n e l e r i ve arşivleri a r a ş t ı r m a l a r ı n ı ve el k o y m a l a r ı n ı i s t e m i ş t i . 1 0
Rosenberg bu misyonu gerçekleştirmek üzere, kısa sürede Krallık
T e m s i l c i s i R o s e n b e r g ' i n E i n s a l z s t a b ' ı [ya d a , m e m u r l a r ı j d e n i l e n bir o l u ­
ş u m k u r m u ş t u . K u r u l u ş u hızla y a y ı l a r a k , s a n a t eserlerini v e n o t a l a r ı t a l a n
etmeye başlamış11 ve faaliyetleri bütün Avrupa'yı kapsamıştı. Eylül
I 9 4 0 ' a gelindiğinde Rosenberg, partinin veznedarı Franz X. S c h w a r z ' a
yazdığı mektupta, gururla birçok Rothschild ailesi kütüphanesine ve
13.000 kitabıyla P o l o n e z K ü t ü p h a n e s i n e işaret e d e r e k v e " B r ü k s e l v e
A m s t e r d a m ' d a değerli m a t e r y a l i n izi ü z e r i n d e o l d u k l a r ı n ı v e o r a d a n d a
A l m a n y a ' y a ç o k şey n a k l e d e b i l e c e k l e r i n i " belirterek, p e r s o n e l i n i n P a ­
r i s ' t e k i yedi haftalık o p e r a s y o n l a r s ı r a s ı n d a " g ü v e n l i k altına a l d ı ğ ı " " a r a ş -

Kristailnacht: Kristal g e c e ya da C a m Kırıkları G e c e j i [ç.n.]


12
tırma malzemesi" hakkında rapor verebilmişti. D a h a s o n r a v e r i l e n b i r ra­
por, çeşitli R o t h s c h i l d K o l e k s i y o n l a r ı n ı n t o p l a m olarak, y a k l a ş ı k 2 8 . 0 0 0
k i t a p v e arşiv m a t e r y a l i n i n yanı sıra, R o t h s c h i l d B a n k a s ı n ı n , 7 6 0 k u t u y u
d o l d u r a n bir yüzyıllık kayıtlarını içerdiğini b e l i r t m i ş t i . P a r i s ' t e e l k o n u l a n
diğer Yahudi k o l e k s i y o n l a r ı , E v r e n s e l İsrail B i r l i ğ i n i n 4 0 . 0 0 0 kitaplık
s a ğ l a m k ü t ü p h a n e s i n i içeriyor, b u n l a r ı n i ç i n d e 2 0 a d e t 1 5 0 0 ' d e n ö n c e ba­
sılan k i t a p , 2 0 0 ' ü n ü z e r i n d e el y a z m a s ı ile, D r e y f u s s olayı ile ilgili k a p ­
samlı bir g a z e t e k u p ü r ü k o l e k s i y o n u ; R a b b i n i q u e O k u l u n u n , a r a l a r ı n d a
ö z e l l i k l e T a l m u d i n a n c ı n a ait m a t e r y a l b u l u n a n , y a k l a ş ı k 10.000 ciltlik ki­
tapları ile, Librarie L i p s c h ü t z k i t a p d ü k k a n ı n ı n 2 0 . 0 0 0 kitaplık s t o k u n u n
t a m a m ı yer a l ı y o r d u . 1 3

"Yahudiler olmadan Yahudi Araştırması"

P a r i s ' t e n b i n l e r c e kitap, F r a n k f u r t ' t a 2 6 M a r t 1 9 4 1 ' d e A l m a n v e ya­


b a n c ı k o n u k l a r ı n ö n ü n d e telaşlı k o n u ş m a l a r l a r e s m e n açılan I E J ' y e d o ğ r u
a k m a y a b a ş l a m ı ş t ı . R o s e n b e r g ithaf y a z ı s ı n d a şunları a ç ı k l a m ı ş t ı :

Bugün açılan Frankfurt Yahudi Sorununu Araştırma Enstitüsünün kü­


tüphanesi şimdiden, Yahudilik tarihi ve bütün Avrupa'nın politik gelişimi
konusunda önem taşıyan çok sayıda doküman içermektedir. Kütüphane
şimdi bile dünyada Yahudilikle ilgilenen en büyük kütüphanedir. Gelecek
14
yıllarda en kararlı şekilde genişletilecektir.

E n s t i t ü n ü n m ü d ü r ü W i l h e l m Grati b ü y ü m e k t e olan 3 5 0 . 0 0 0 kitaplık


kütüphanesinden gururla bahsediyordu:

Savaş yılı 1940'da önemli kültürel politika önlemleri aracılığıyla,


Krallık Temsilcisi Rosenberg, Yahudi sorunu için önemli olan kütüphane
kitaplarına el konulmasını ve toplanmasını düzenlemiştir... Bunların ara­
sında yüzlerce elyazması, eski baskı kitap ve ender ilk baskılar yer almak­
tadır.15

G e r ç e k t e faal o l a n k ü t ü p h a n e a s l ı n d a b u abartılı a ç ı k l a m a l a r d a n ç o k
d a h a m ü t e v a z ı y d ı . G r a u ' n u n 1941 için yıllık r a p o r u , işgal a l t ı n d a k i t o p ­
raklardan 2.136 sandık dolusu kitabın geldiğini, bunların 794 adedinin
a ç ı l d ı ğ ı n ı v e raflara y e r l e ş t i r i l d i ğ i n i v e b u n l a r ı n i ç i n d e 2 5 . 0 0 0 c i v a r ı n d a
"düzensiz kitap yığınının" aslında kataloglandığını belirtmektedir.16 El
k o y m a l a r y o l u y l a e l d e e d i l e n k i t a p l a r ı n sayısıyla, g e r ç e k t e n k u l l a n ı l a b i ­
len k i t a p l a r ı n sayısı a r a s ı n d a k i b u b ü y ü k tutarsızlık, k ü t ü p h a n e y i açık ol­
d u ğ u kısa d ö n e m b o y u n c a r a h a t s ı z e d e c e k t i . A m a bir ş e y d e n h a b e r i o l m a ­
yan halka propaganda olarak sunulan görüş bu değildi. Örneğin, "Tarih­
te İlk D e f a : Y a h u d i l e r O l m a d a n Y a h u d i A r a ş t ı r m a l a r ı " başlığı a l t ı n d a , Il­
lustrierter Beobachter'in okuyucuları Nisan 1942'de, masalarında oturan
v e iyi d ü z e n l e n m i ş y ı ğ ı n l a r a r a s ı n d a e n d e r k i t a p l a r a d a n ı ş a n v e T e v r a t ru­
lolarını i n c e l e y e n p e r s o n e l i n e t k i l e y i c i fotoğraflarını g ö r m ü ş l e r d i . R e s i m ­
lerin b e r a b e r i n d e , ş i m d i A l m a n k o n t r o l ü a l t ı n d a b u l u n a n Y a h u d i k i t a p l a ­
r ı n ı n s o l u k s u z h i k â y e l e r i y e r a l ı y o r d u . 1 7 E n s t i t ü n ü n k e n d i g a z e t e s i Welt­
kampf, H e i n r i c h H e i n e ' i n , B a r o n J a m e s d e R o t h s c h i l d ' d e n p a r a v e E i n s -
t e i n ' i n bir İbrani Ü n i v e r s i t e s i için y a l v a r d ı ğ ı , h e r ikisi d e P a r i s ' t e e l k o ­
n u l a n v e h a l e n IEJ k ü t ü p h a n e s i n d e b u l u n a n d o k ü m a n l a r a d a y a n a n , g ö r ü ­
nürde dalkavukça yazılmış mektuplar hakkında sözde akademik makale­
ler i ç e r i y o r d u . 1 8
İkinci m a k a l e n i n yazarı D r J o h a n n P o h l , eski bir Katolik p a p a z ı y d ı .
A k a d e m i k bir a t a m a s a ğ l a m a y ı b a ş a r a m a y ı n c a , B e r l i n ' d e k i P r u s y a D e v l e t
K ü t ü p h a n e s i n i n İ b r a n i c e v e Y a h u d i eserleri b ö l ü m ü n d e ç a l ı ş m ı ş , s o n r a
1941 y ı l ı n d a k ü t ü p h a n e n i n r e s m e n a ç ı l m a s ı n d a n h e m e n s o n r a , İ b r a n i c e
eserler b ö l ü m ü n ü n başına geçmek üzere IEJ'ye gelmişti. Yunanistan'da,
b a l k a n l a r d a , L i t v a n y a ' d a v e R u s y a ' d a , E i n s a t z s t a b t a r a f ı n d a n y a p ı l a n ki­
tap talanlarına veya el konulan materyalin değerlendirilmesine katıldığı
bilinmektedir.19

Vilna: Litvanya'nın Kudüs'ü


E i n s a t z s t a b ' ı n modus operandi'sini* d a h a y a k ı n d a n i n c e l e m e k için Vil­
n a ş e h r i n d e 1942 v e 1943 y ı l l a r ı n d a y a p ı l a n e l k o y m a i ş l e m l e r i n e geri d ö ­
n e l i m . O n beşinci y ü z y ı l ı n s o n u n d a n beri, g e l i ş m e k t e o l a n Y a h u d i t o p l u -

modus operandi: çalışma yöntemi [ç.n.]


munun yeri olan Vilna (Vilnius olarak da bilinen), bilgin hahamların, ya­
zarların, kültürel ve politik hareketlerin ve kütüphanelerin merkezi haline
gelmiş ve buraya "Litvanya'nın K u d ü s ' ü " adını kazandırmıştı. Şehir, tari­
hi boyunca Litvanya, Polonya, Rusya ve Almanya tarafından yönetilmiş­
ti. Almanya ile Sovyetler Birliği arasında savaş patladığında, şehrin
200.000 kişilik nüfusu, yaklaşık 60.000 Yahudi içeriyordu. 2 0
Vilna'nın Yahudi kütüphaneleri arasında en eskisi ve belki de en meş­
huru, bir on dokuzuncu yüzyıl toplum lideri ve Talmudik bilgini tarafın­
dan oluşturulan Strashun Kütüphanesiydi. 1930'un sonlarına gelindiğinde,
İbranice eski basım kitaplardan, Eskenazi dilinde (İbranice ile karışık bir
Alman lehçesi, Yiddiş dili) periyodiklere kadar, 35.000 civarında kitap
içeriyor ve 1938 yılında Vilna'da okuyan genç bir Amerikalı olan Lucy
Dawidowicz'in tarif ettiği gibi, farklı okuyucu kitlesine hizmet veriyordu:

Her hangi bir günde, okuma odasındaki iki uzun masada oturan, Tal-
mud metinleri üstüne çalışan şapka giymiş saygıdeğer uzun sakallı adam­
ları, başı açık genç adamlarla ve hatta sıcak günlerde bazen çıplak kollu
genç kadınlarla dirsek dirseğe çalışırken görebilirdiniz. Yaşlı adamlar ba­
zen dünyanın ne hale geldiği hakkında homurdanıp söylenirlerdi. Genç in­
sanlar kıkır kıkır gülüşürlerdi.21
darkmalt
Nispeten daha yeni, ama şimdiden Vilna'daki en büyük Yahudi kütüp­
haneleri arasında yer alan kütüphane, 1925 yılında Yid Edebiyatı ve dilbi­
limi ve Doğu Avrupa Yahudi Araştırmaları Akademik Merkezi olarak açı­
lan YIVO, "Yidisher Visenshaftlekher Institut" idi. 1938 yılına ait bir ra­
por, kısmen, kendi toplumlarında kaçak basılı ve el yazması materyali top­
layan gönüllü zamler'lerin, ya da toplayıcıların hünerli ağı sayesinde çalı­
şan kütüphane "şimdi incelemeye ve araştırılmaya açılmış olan, Yahudi
geçmişinin anıtlarını ilgisizlikten kurtarmış, kaybolmalarını önlemiş ve
gelecek nesiller için saklamıştır". 40,000 kitap ve 10,000 cilt gazete ile,
"bu türdeki tüm Yahudi koleksiyonları içinde en zengin" kütüphane hali­
ne gelmiştir. 2 2
Üçüncü önemli kütüphane, Aydınlanmayı Yayma Derneği'nin Mefit-
se Haskala Kütüphanesiydi. 1911 yılında kurulan ve Yahudi toplumunun
sahibi olduğu bu kütüphane, 1939 yılına gelindiğinde, Yidce, Rusça,
L e h ç e v e İ b r a n i c e ağırlıklı y a k l a ş ı k 4 5 . 0 0 0 p o p ü l e r e d e b i y a t kitabı içeri­
yor ve yaklaşık 2.000 okuyucuya hizmet veriyordu. Sovyetler, Haziran
1 9 4 0 ' d a V i l n a ' y ı işgal e t t i k t e n k ı s a s ü r e s o n r a , M e f i t s e H a s k a l a k ü t ü p h a ­
nesini kamulaştırmış ve adını Halk K ü t ü p h a n e s i No.5 olarak değiştirmiş­
tik

A l m a n birlikleri iki g ü n l ü k h a v a b o m b a r d ı m a n ı n d a n s o n r a , 2 4 H a z i r a n
1941 t a r i h i n d e V i l n a ' y a girdi. O iki g ü n d e ş e h i r d e n k a ç a r a k S o v y e t l e r Bir­
liğinin içlerine g i d e n l e r i n a r a s ı n d a b i n l e r c e Y a h u d i b u l u n u y o r d u . Ç o ğ u n ­
l u ğ u n u n k a l ı p y a z g ı l a r ı n ı b e k l e m e k t e n b a ş k a s e ç e n e ğ i y o k t u . 2 4 6 E y l ü l ta­
r i h i n e g e l i n d i ğ i n d e 19.000 Y a h u d i ş e h r i n d ı ş ı n d a k i o r m a n l ı k a l a n a götü­
r ü l m ü ş v e k a t l e d i l m i ş t i . K a l a n 3 9 . 0 0 0 Y a h u d i iki k ü ç ü k g e t t o y a t a ş ı n m a k
zorunda bırakılmıştı.
Almanlar Vilna'nın kütüphanelerini yağmalamakta zaman kaybetme­
m i ş t i . 1 7 T e m m u z 1941 t a r i h i n d e H i t l e r R o s e n b e r g ' i , D o ğ u d a k i İşgal Al­
t ı n d a k i T o p r a k l a r l a ilgili D e v l e t B a k a n ı olarak a t a m ı ş v e A ğ u s t o s ' t a , R o -
s e n b e r g E i n s a t z s t a b ' ı n ı n kültürel m a l l a r a el k o y m a y e t k i s i n i bu b ö l g e l e r e
d e y a y a n bir e m i r y a y ı n l a m ı ş t ı . 2 5 B e r l i n ' d e n , bir p r o f e s ö r v e E i n s a t z s t a b ' a
bağlı bir k ü t ü p h a n e c i o l a n D r H e r b e r t G o t t h a r d , kısa s ü r e s o n r a V i l n a ' d a
b e l i r m i ş v e G e s t a p o ' n u n hapsettiği iki bilim a d a m ı n ı n , S t r a s h u n K ü t ü p h a ­
n e s i n d e b u l u n a n eski baskı k i t a p l a r ı n v e e l y a z m a l a r ı n ı n listelerini h a z ı r ­
lamalarını talep etmişti.26
E y l ü l ' ü n ilk haftasında, g e t t o n u n o l u ş t u r u l m a s ı n d a n h e m e n ö n c e , Al­
m a n l a r Mefitse H a s k a l a K ü t ü p h a n e s i n e g i r m i ş , k ü t ü p h a n e c i y i v u r m u ş v e
k a t a l o g u n yanı sıra, 1.500 c i v a r ı n d a kitabı g ö t ü r m ü ş t ü . 6 E y l ü l ' d e o r a d a
o t u r a n l a r g e t t o y a g ö t ü r ü l ü r k e n , k ü t ü p h a n e d e n ç ı k a n k i t a p l a r ı n v e kâğıtla­
rın d ı ş a r ı d a k i s o k a ğ a d a ğ ı l m ı ş o l d u ğ u n u g ö r m ü ş l e r d i . 1939 s o n b a h a r ı n d a
V i l n a ' y a k a ç m ı ş o l a n V a r ş o v a ' d a k i b ü y ü k bir Y a h u d i k ü t ü p h a n e s i n i n es­
k i m ü d ü r ü H e r m a n Kruk, e l i n d e n geldiği k a d a r ı n ı t o p l a m a y a ç a l ı ş m ı ş t ı . 2 7
B i r k a ç g ü n i ç i n d e , g e t t o n u n k u k l a k o n s e y i J u d e n r a t ' t a n , k ü t ü p h a n e n i n ka­
pılarını V i l n a G e t t o K ü t ü p h a n e s i o l a r a k t e k r a r a ç m a i z n i n i a y a r l a m ı ş t ı .
Böylece kendisine, gettodaki yaşamın korkularından ve belirsizliklerinden
g e ç i c i bir k a ç ı ş y o l u b u l m u ş t u .
Yıllar s o n r a , K r u k ' u n a s i s t a n l a r ı n d a n biri olan D i n a A b r a m o w i c z , e n
ç o k t a l e p e d i l e n kitapları h a t ı r l a m ı ş t ı . T e r c ü m e e d i l m i ş d ü n y a e d e b i y a t ı ,
özellikle sosyal içerikli olanlar, y o ğ u n bir şekilde o k u n u y o r d u : Ignazio
Silone, U p t o n Sinclair, T h e o d o r e Dreiser, Leo F e u c h t w a n g e r ve Franz
Werfel. D a h a önce sosyeteye dâhil olan kadınlar, zamanlarını tercüme
e d i l m i ş R u s a ş k m a c e r a l a r ı ile d o l d u r u y o r , s e v d i k l e r i seriler e k s i k o l d u ­
ğ u n d a , d e r i n b i r h a y a l kırıklığı y a ş ı y o r l a r d ı . A m a A b r a m o w i c z ' i e n fazla
e t k i l e y e n şey, ç o c u k l a r ı n o k u m a a l ı ş k a n l ı ğ ı y d ı .

Jules Verne'in, sözde edebi tarzda yazılmış ve New York'da 1900 yıl-
larında eski stilde basdmış Yidce tercümeleri, genç hayranları tarafından
öylesine aşındırılmıştı ki, yağlı parlak sayfalarındaki metinler zar zor oku­
nuyordu. Başındaki ve sonundaki (ve tahminen ortalarından da) düzine­
lerce sayfası eksik olan ve fazlasıyla sıklıkla ciltlendiğinden iç kenar boş­
luğu kalmamış ve satırları kitabın sırtına yakın bir derinlikte başlayan ki­
taplar vardı. Kısaca, uzun zaman önce emekliliği hak etmiş olan sakat ki­
taplardı. Ama hiçbir şey, çocukları bu kitapları okumaktan alıkoyamıyor-
du. Gettoyla sınırlı kalmayan, bilinmeyen bir fanteziye kendilerini naklet­
mek için dayanılmaz bir özlem duyuyorlar, tam aksine, başka bir dünyaya
yoğunlaşıyorlardı.2%

13 Aralık 1 9 4 2 ' d e g e t t o n u n sakinleri bir d ö n ü m n o k t a s ı n ı , y ü z b i n i n c i


k i t a b ı n d a ğ ı t ı m ı n ı k u t l a m a k ü z e r e b i r festival d ü z e n l e m i ş t i . H e r m a n
Kruk günlüğüne, bu olay nedeniyle yapılan konuşmaların, övgülerin,
m ü z i k ve ödüllerini k a y d e t m i ş t i 2 9 . A m a on beş yaşındaki bir o k u y u c u
k e n d i g ü n l ü ğ ü n e y a z a r k e n , k e n d i s i n i d a h a kişisel v e d o k u n a k l ı b i r şe­
k i l d e i f a d e e t m i ş t i : "Gettoda kitap okumak, benim için en büyük zevk­
lerden biri. Kitaplar bizi geleceğe bağlıyor. Kitaplar bizi dünyaya bağ­
28
lıyor."

"Kitap mezarlığı"
Vizyonu ve kararlılığı getto kütüphanesini yönlendiren Herman
K r u k ' u n , şehirdeki diğer Yahudi kütüphanelerinin dağılmasını denetle­
m e k z o r u n d a k a l m a s ı ö z e l l i k l e v u r g u l a n m a s ı g e r e k e n , a c ı m a s ı z bir ironi­
dir. Ş u b a t 1 9 4 2 ' d e E i n s a t z s a b görevlileri, K r u k ' u , Y İ V O ' n u n e s k i y ö n e t i -
cisi Z e l i g K a l m a n o v i ç ' i v e S t r a s h u n K ü t ü p h a n e s i n i n eski g ö r e v l i l e r i n d e n
v e o z a m a n k i G e t t o K ü t ü p h a n e s i n i n o k u m a odası s ü p e r v i z ö r ü C h a i k l
L u n s k i ' y i ç a ğ ı r t m ı ş t ı . K r u k , g e l e c e ğ i e t k i l e y e n toplantıyı g ü n l ü ğ ü n e şöy­
le k a y d e t m i ş t i :
Strashun Kütüphanesini üniversite binasına taşımak istiyorlar.
Bu çalışmayı benim denetlemem gerekiyor; Kalmanovich benim yar­
dımcım; Lunski de uzman. Kitapların taşınması için on iki işçi planlanı­
yor. Eski Marksist-Leninist seminer odaları kullanımımıza verildi. Chaikl
perişan. 45 yıldır koruduğu "kendi" Strashun Kütüphanesinden hazinele­
rin taşınmasına yardımcı olmak zorunda!... Kalmanoviç le ben de konuy­
la ilgili olarak huzursuzuz ve mezar kazıcısı mıyız yoksa kurtarıcı mıyız,
bilmiyoruz. Eğer kültürel varlıkları Vilna da tutmayı başarırsak, biraz
hizmet yapmış oluruz, ama eğer kütüphaneyi taşırlarsa, katkıda bulunmuş
olacağız. İki olasılığa da kendimi hazırlamaya çalışıyorum... kitapları
ayırmamız, onları seçmemiz ve tam olarak tanımlamamız gerekiyor. 31

Almanlar Vilna genelindeki ve çevredeki alanlardaki kütüphaneler­


den kitap t o p l a m a y a d e v a m etmiş, a m a zemininin kitapların ağırlığını
ç e k m e y e c e ğ i n i a n l a y ı n c a , Y I V O K ü t ü p h a n e s i n i L i t v a n y a Bilim A k a d e ­
misine taşıma planından vazgeçmişlerdi.32 Üniversite binası ve YIVO,
y a z a r l a r ı n , b i l i m a d a m l a r ı n ı n v e s a n a t ç ı l a r ı n , k i t a p a y ı r ı m u z m a n l a r ı ola­
rak ç a l ı ş m a k z o r u n d a o l d u ğ u s a k l a m a d e p o l a r ı h a l i n e g e l m i ş , b u s a y g ı n
i n s a n l a r G e t t o d a " K i t a p T u g a y ı " o l a r a k b i l i n m e y e b a ş l a m ı ş t ı . D e t a y l ı iş­
l e r d e ç a l ı ş a n Gymnasium* ö ğ r e t m e n i R a c h e l P u p k o - K r i n s k y , E i n s a t z s a b
s ü p e r v i z ö r l e r i n d e n biri t a r a f ı n d a n y a p ı l a n " m ü l a k a t " ı n a y k ı r ı l ı ğ ı n ı ş ö y l e
tanımlamıştı: "Baştan ayağa bize şöyle bir baktı ve sanki yapıcı araştır­
ma işine adaymışız gibi, bizi eğitimimiz, geçmişimiz ve mesleğimiz hak­
33
kında sorguladı.'' 5 H a z i r a n g ü n ü için K r u k g ü n l ü ğ ü n e ş u n l a r ı y a z m ı ş ­
tı:

YIVO'da kitapların son denetiminden ve hangilerini kullanabilecekle­


rine (yani taşıyabileceklerine!) karar vermekten sorumlu olarak çalışan

.'/II
Almanlar var. YİVO'nun kalan kitaplarının %70'i ile, bütün şehirden top­
lanan kitaplar, işe yaramaz olarak sınıflandırılıyor... Bu işleri yapmak zo­
runda olan Yahudi çalışanlar, gözyaşlarını tutamıyor... Bütün bunları sey­
A
retmek insanın yüreğini parçalıyor?
Rachel Pupko-Krinsky, kendisinin ve diğer ayıklayanların " h e r birinin
gizli b i r k ö ş e y e n a s d k i t a p s a k l a d ı ğ ı n ı v e A l m a n l a r ı n g i t m e s i n i b e k l e d i k ­
lerini; b u n l a r ı n belki d e o k u y a b i l e c e ğ i m i z s o n k i t a p l a r o l a b i l e c e k l e r i n i "
h a t ı r l ı y o r . "Kitaplar da büyük tehlike altındaydı; onları en son okuyan ki­
şiler bizdik. Birçoğu Almanlar tarafından, Kitap fabrikalarına parçalar
7,5
halinde satılmıştı."
A m a K i t a p T u g a y ı n d a k i çalışanlar, m i r a s l a r ı n ı n ç a l ı n m a s ı n a y a d a tah­
rip e d i l m e s i n e basit bir ş e k i l d e seyirci k a l a m a z d ı ve e l l e r i n d e k i k i t a p l a r ı n
v e e l y a z m a l a r ı n ı n e n a z ı n d a n k ü ç ü k bir b ö l ü m ü n ü k u r t a r m a n ı n yollarını
b u l m u ş l a r d ı . Ö r n e ğ i n , İbrani şair A b r a h a m S u t z k e v e r 1944 y ı l ı n d a şöyle
bir bilgi v e r m i ş t i :

Stab* Rosenberg ile bir buçuk yıllık faaliyetim sırasında grubumuz bir­
çok kültürel hazineyi kurtararak, duvarlara saklamayı, tavan aralarına ve
mağaralara gömmeyi başarmıştı. Artık özgür insanların bunları tekrar
kazıp çıkaracakları ve toplumların ve tüm insanlığın yararına kullanacak­
ları günün uzakta olmadığından emindik. En değerli el yazmaları ile ki­
tapları kıyafetlerimizin altına saklıyor ve gettoya götürüyorduk.

Bir E i n s a t z s t a b m e m u r u n a d a l a v e r e y a p a r a k , bazı işe y a r a m a z kitapla­


r ı ı s ı n m a a m a c ı y l a y a k m a k için e v e g ö t ü r ü p g ö t ü r e m e y e c e ğ i n i s o r d u ğ u n u
a n l a t a r a k d e v a m e t m i ş t i . M e m u r , yığının içinde T h e o d o r H e r z l ' i n g ü n l ü ­
ğü, T o l s t o y v e G o r k i ' n i n m e k t u p l a r ı , C h a g a l l ' ı n resimleri v e n a d i d e o n be­
şinci ve on altıncı yüzyıl baskıları için bir izin belgesi y a z m ı ş t ı . T u g a y , en
değerli kitapların 5.000 t a n e s i n i Y I V O b i n a s ı n ı n a l t ı n d a bir d e p o d a sakla­
m a y ı b a ş a r m ı ş t ı . M a y ı s 1 9 4 3 ' d e S m o l e n s k M ü z e s i n d e n bir k a ç d ü z i n e ka­
sa d o l u s u m a t e r y a l g e l d i ğ i n d e , üç k a s a d o l u s u R u s el y a z m a s ı n ı , kitabı ve
r e s m i , e n a z ı n d a n bir k ı s m ı n ı n k u r t u l m a s ı u m u d u y l a b a ş k a y ö n e y ö n l e n d i -

Stab: (alnı) A s t kurmay Iç.n.J


36
r e r e k , b i r ç o k s a k l a n m a yeri a r a s ı n d a p a y l a ş t ı r m a y ı b a ş a r m ı ş l a r d ı .
B u c e s u r a m a m u h t e m e l e n b o ş u n a çabalar, çaresizlik v e d e p r e s y o n
d u y g u l a r ı n ı y o k e t m e y e y e t m i y o r d u . B ü y ü k bir i h t i m a l l e , m a h a l l e l e r i n d e
g r u p l a r h a l i n d e i n s a n l a r ardı a r d ı n a V i l n a ' d a n çıkarılıp ö l ü m l e r i n e g ö t ü r ü ­
l ü r k e n o n l a r ı h a y a t t a tutan tek şey b u i ğ r e n ç g ö r e v l e r i y d i . Z e l i g K a l m a n o -
viç M a y ı s 1 9 4 3 ' d e g ü n l ü ğ ü n e şunları y a z m ı ş t ı :

Çalışma grubumuzda bir çeşit felç durumu hâkim. Bütün kâğıtlar, ya­
ni kütüphaneden ve diğer kuruluşlardan atılan her şey, şimdiden toparla­
nıp götürüldü. Bunlar tamamen yok oldu. Kurtarılabilen ne varsa, belki
geri getirilebilir. Günler geçiyor ve hiçbir çıkış yolu yok. Bu umut bile pa­
muk ipliğine bağlı?1

YİVO'nun deri kaplı konuk defterini bulan kişi olarak, Pupko-


K r i n s k y ' n i n s a v a ş t a n s o n r a y a z d ı ğ ı n a g ö r e , tasnif e d e n l e r bu defterin içi­
n e isimlerini y a z m a y a v e s a k l a m a y a k a r a r vermişler, g e l e c e k t e k i barış za­
m a n ı n d a birisinin mesajlarını b u l a c a ğ ı k o n u s u n d a u m u t l a r ı n ı k e s m e m i ş -
lerdi. S u t z k e v e r , g e t t o şiirinin son kıtasını " B i r M u c i z e D u a s ı " d i y e i m z a ­
lamıştı; a m a o k a d a r k ö t ü m s e r d i ki, s a d e c e " M o r i t u r i v o s s a l u t a n t " yaz­
m ı ş t ı . K a l m a n o v i ç ' i n , d i ğ e r l e r i n e nihai b a ş a r ı l a r ı n a inançlarını k a y b e t m e ­
m e l e r i k o n u s u n d a ısrar ettiğini h a t ı r l ı y o r d u : "Almanlar her şeyi yok etme­
yi başaramayacak. Şimdi artık kendileri de kaçıyor. Savaştan sonra çal­
dıkları her şey bulunacak ve onlardan alınacak." ^
Einsatzstab'ın gerçekte Vilna'dan Frankfurt'a kaç tane kitap gönder­
m e y i b a ş a r d ı ğ ı n ı b i l m e k çok zor. H e m K r u k ' u n , h e m d e K a l m a n o v i ç ' i n
g ü n l ü k l e r i , çeşitli t a r i h l e r d e , n a k l e d i l m e y i b e k l e y e n y a d a n a k l e d i l e n k a s a
s a y ı l a r ı n d a n b a h s e t m e k t e d i r . IEJ K ü t ü p h a n e s i h a k k ı n d a N i s a n 1 9 4 3 ta­
rihli bir A l m a n r a p o r u , y a k l a ş ı k 2 8 0 . 0 0 0 k i t a b ı n R i g a , K a u n a s , V i l n a v e
K i e v ' d e " g ü v e n l i k " altına alındığını, b u n l a r ı n 5 0 . 0 0 0 a d e d i n i n h a l e n ,
Frankfurt'a gönderilmek üzere Vilna'da beklediğini belirtmektedir.39
E i n s a t z s t a b ' ı n 1944 y ı l ı n d a n kalan bir a ç ı k l a m a taslağı, işgal a l t ı n d a k i D o -
ğ u ' d a o g ü n e k a d a r ü ç m i l y o n c i v a r ı n d a k i t a b ı n bir a r a y a g e t i r i l d i ğ i n d e n
v e tasnif e d i l d i ğ i n d e n b a h s e t m e k t e d i r . S a d e c e 1943 y ı l ı n d a 6 5 1 m e t r i k
t o n l u k basılı m a l z e m e n i n h a m u r h a l i n e getirildiği a n l a t ı l m a k t a d ı r . 4 0
21 Haziran 1943'de Heinrich Himmler, Vilna'daki ve doğudaki diğer
şehirlerdeki g e t t o l a r ı n tasfiyesine b a ş l a m ı ş ; Ağustos ve Eylül'de Vil-
n a ' d a n kaçmayan diğer Yahudiler ölüm odalarına ve toplama kamplarına
41
gönderilmişti. Ve yine de, gettonun son günlerinde, Kitap Tugayının
acıklı ç a l ı ş m a l a r ı d e v a m e t m i ş t i . K a l m a n o v i ç ' i n g ü n l ü ğ ü n e s o n y a p ı l a n
g i r i ş l e r d e n biri 2 6 A ğ u s t o s t a r i h i n d e y d i :

Bütün hafta boyunca kitap seçtim: birkaç bin kitabı kendi ellerimle çöp
yığınının üzerine attım. Bir yığın kitap, YIVO'nun okuma odasının yerle­
rinde dağılmış durumda - bir adet kitap mezarlığı, kardeşlerin mezarı,
tıpkı sahipleri gibi, Gog ve Magog'un savaşı tarafından vurulan kitaplar...
Ve eğer kurtuluş bir an önce gelirse, belki de yığından bir enkaz kurtar­
mayı başarabiliriz. Keşke öyle olsaydı!"42

E y l ü l a y ı n d a H e r m a n K r u k v e Z e l i g K a l m a n o v i ç , E s t o n y a ' d a k i topla­
m a k a m p l a r ı n a g ö n d e r i l e n l e r a r a s ı n d a y d ı v e bir d a h a geri d ö n m e m i ş l e r d i .
Onların Kitap Tugay yoldaşları Abraham Sutzkever ve Shmerke Katcher-
g i n s k y , V i l n a ' d a n k a ç a c a k v e 1944 T e m m u z u n d a şehri k u r t a r a c a k S o v y e t
O r d u s u n a katılan Y a h u d i P a r t i z a n l a r ı a r a s ı n a k a t ı l a c a k k a d a r şanslıydı.
T a b i i , b i r ç o k y e r d e sakladıkları kitapları v e d o k ü m a n l a r ı k u r t a r m a y ı ü m i t
e d i y o r l a r d ı . Y I V O binası yıkılmıştı v e G e t t o K ü t ü p h a n e s i n d e s a k l a n a n zu-
ladaki k i t a p l a r b u l u n m u ş v e i ç i n d e k i l e r yakılmıştı. Y i n e d e , i n a n ı l m a z
miktarda materyal kurtulmuştu. Katcherginsky, Sutzkever ve arkadaşları,
b u n l a r ı b a r ı n d ı r m a k için hızla bir Y a h u d i S a n a t v e K ü l t ü r M ü z e s i k u r m u ş ­
lardı.43
G u r u r l u K a t c h e r g i n s k y t a r a f ı n d a n h a z ı r l a n a n bir r a p o r a g ö r e , m ü z e ­
nin k o l e k s i y o n l a r ı 2 5 . 0 0 0 Y i d c e v e İ b r a n i c e k i t a p l a , 10.000 A v r u p a dil­
l e r i n d e k i t a b ı n y a n ı sıra, 6 0 0 t o r b a d o l u s u Y I V O b e l g e s e l m a t e r y a l i n i
içeriyordu. A m a kısa zamanda, Sovyet yönetimi altında m ü z e projesinin
feci b i r a k ı b e t e u ğ r a y a c a ğ ı belli olmuştu. 1946 y a z ı n a g e l i n d i ğ i n d e ,
Katcherginsky ve Sutzkever Batıya doğru hareket etmişler, yanlarına
alabildikleri kadar Y I V O materyalini, New York'da yeniden kurulan
Y İ V O ' y a göndermek üzere kaçırmışlardı. 1948 y ı l ı n d a S o v y e t l e r m ü z e ­
yi k a p a t m ı ş ve talan etmiş, kitapları ve arşivleri Litvanya S.S.R'ının
K i t a p O d a s ı d e n i l e n k a p a l ı bir d e p o y a y e r l e ş t i r m i ş l e r d i . B u r a d a m ü d ü r
Dr Antanas Ulpis sessizce ve kahramanca, Yahudi materyalini yok etme
emrini yok saymıştı. Stalin sonrası d ö n e m d e , binlerce kitabın katalog-
lanmasını sağlamış. A m a belgesel materyalin varlığını emekli oluncaya
k a d a r gizli t u t m u ş t u v e 1988 y ı l ı n a k a d a r d a k a m u t a r a f ı n d a n b i l i n m e -
mişti. 1 9 9 5 - 1 9 9 6 ' d a b u m a t e r y a l i n b ü y ü k bir b ö l ü m ü N e w Y o r k ' d a k i
YİVO'ya gönderilmiştir.44

IEJ - bir başka kayıp kütüphane


Savaşın k a d e r i d e ğ i ş t i ğ i n d e , E n s t i t ü n ü n K ü t ü p h a n e s i p r o p a g a n d a fo­
toğraflarındaki m u n t a z a m g ö r ü n t ü y e g i d e r e k d a h a a z v e E i n s a t z s t a b tara­
fından kitapların getirildiği k ü t ü p h a n e l e r d e o l u ş a n k a r m a ş a y a d a h a ç o k
b e n z e m e y e b a ş l a m ı ş t ı . Aralık 1 9 4 3 ' d e Frankfurt Ş e h i r K ü t ü p h a n e s i bina­
sının b ü y ü k bir b ö l ü m ü , bir b o m b a saldırısı s o n u c u n d a y ı k ı l m ı ş t ı . Ş a n s
eseri, içindeki k i t a p l a r ı n ö n e m l i bir k ı s m ı , H e b r a i c a e l y a z m a l a r ı v e eski
baskı kitapları da dâhil o l m a k üzere, Yukarı F r a n c o n i a ' d a k i Schloss M i t w i t z ' e
boşaltılmıştı, a m a b u z e n g i n k o l e k s i y o n u n geri kalanı t a h r i p o l m u ş t u . 4 S B u
d u r u m , Enstitü K ü t ü p h a n e s i n i d a h a g ü v e n l i bir y e r e t a ş ı m a aciliyetini or­
t a y a ç ı k a r m ı ş t ı . K ü t ü p h a n e m ü d ü r ü , F r a n k f u r t ' u n elli k i l o m e t r e k u z e y i n ­
d e H u n g e n ' d e k i S o l m s - B r a u n f e l s k a l e s i n d e bir y e r b u l m u ş t u . 1944 y ı l ı n ı n
O c a k v e Ş u b a t a y ı n d a ü ç hafta i ç i n d e p e r s o n e l k o l e k s i y o n u n ç o ğ u n u çıl­
g ı n c a t a ş ı m ı ş , geri k a l a n ı n ı ise F r a n k f u r t ' t a k i b i n a n ı n b o d r u m u n d a bırak­
mışlardı.46
9 N i s a n 1945 t a r i h i n d e , Müttefik K u v v e t l e r e ş l i ğ i n d e A n ı t l a r , G ü z e l
S a n a t l a r ve Arşivler birimlerinde çalışan iki A m e r i k a l ı , H u n g e n ' a u l a ş m ı ş ­
tı. Bir m i m a r olan yüzbaşı Robert P o s e y ve d a n s o r g a n i z a t ö r ü Er L i n c o l n
Kirstein k a l e d e , kilisede, bir t u ğ l a o c a ğ ı n d a v e d i ğ e r b i n a l a r d a raflarda,
kasalarda ve k o c a m a n dağınık yığınlar halinde yüz binlerce kitap bulmuş­
lardı. B ö l g e askeri k o r u m a altına a l ı n d ı . 4 7
Anıtlar, Güzel Sanatlar ve Arşivler biriminin görevlileri başlangıç­
ta, A m e r i k a n B i r l i k l e r i n i n b i r ç o k y e r d e k a r ş ı l a ş t ı ğ ı , i ş g a l e d i l e n t o p ­
r a k l a r d a talan e d i l m i ş ya da A l m a n kütüphanelerinden boşaltılmış, kasa­
l a r d a k i k i t a p l a r ı t o p l a m a k v e tasnif e t m e k için, F r a n k f u r t ' t a k i R o t h s c h i l d
Binasını kullanmıştı. Bu yerler kısa sürede yetersiz kalmış ve operas-
yon, k a y ı p k ü t ü p h a n e l e r i n tekrar bir a r a y a getirilmesi ve y e n i d e n oluş­
turulması için m u h t e ş e m b i r ç a l ı ş m a m e r k e z i haline gelen Offen-
b a c h ' d a k i b e ş katlı I . G . F a r b e n t e s i s i n e t a ş ı n m ı ş t ı . D ö r t yıl b o y u n c a
A m e r i k a n a s k e r i g ö z e t i m i a l t ı n d a 2 0 0 sivil A l m a n 3.2 m i l y o n k i t a b ı
48
tasnif e t m i ş t i .

"Ağıldaki dağılmış koyunlar"


B i r ç o k y e r d e n t o p l a n a r a k birbirine k a r ı ş m ı ş o l a n m i l y o n l a r c a k i t a b a
d ü z e n g e t i r m e görevi, insanın g ö z ü n ü k o r k u t u y o r d u . Batı d i l l e r i n d e m ü l ­
kiyet işaretleri t a ş ı y a n kitapları teşhis e t m e k v e d ü z e n l e m e k z o r değildi.
A m a i n s a n k o l a y l ı k l a İ b r a n i c e v e Kiril k a r a k t e r l e r tarafından y a r a t ı l a n so­
runları h a y a l edebilir. D e p o n u n ikinci m ü d ü r ü o l a n k i m y a g e r Y ü z b a ş ı Is-
sac B e n c o w i t z , tasnif ekipleri a r a s ı n d a d â h i c e b i r sistem geliştirmişti. Bu­
na g ö r e h e r ü y e , bir g r u p İ b r a n i c e Kiril a l f a b e s i y l e y a z ı l m ı ş ex-libris m ü -
hürü e z b e r l i y o r v e bir ç a l ı ş m a m a s a s ı n ı n e t r a f ı n d a n g e ç e r k e n " k e n d i " işa­
retlerini t a ş ı y a n kitapları a y ı r ı y o r d u . 4 9 L e s l i e P o s t e tarafından y a p ı l a n çağ­
daş bir açıklama, prosedürü şöyle tanımlıyordu:

[Bencowitz], yeteneksiz tasnif ekibine yardımcı olmak üzere, bütün ül­


kelerin kütüphane işaretlerini çoğaltmak için bir fotoğraf bölümü kurdu.
Prosedür şöyle işliyordu: Alman çalışanlardan oluşan ekipler düzenlen­
mişti. Ön tasniften sorumlu birinci grup elemek üzere, en sık kullanılan
kütüphanelerden dördünün işaretlerine sahipti. Sonra, daha zeki çalışan­
lardan oluşan ikinci grup, yine hazırlanmış olan fotoğraf listelerini kulla­
narak, daha ender rastlanan mühürler üzerinde çalışıyordu. Üçüncü gru­
bu oluşturan en zeki tasnifçiler, artmış olan ve henüz listelere girmemiş
olan kitaplar üzerinde çalışıyordu. Böylelikle devasa yığınlar hızla teşhis
edilebilenler ve edilemeyen gruplar olarak ayrılıyordu. Ayrım yapıldıktan
ve içindeki materyal ilgili ülkelerin irtibat memuruna gönderildikten son­
ra onarıma tabi tutulmak üzere, hemen kutulanıyordu?()

C h i c a g o Ü n i v e r s i t e s i K ü t ü p h a n e s i n d e b u l u n a n v e içinde tasnifçiler ta­


r a f ı n d a n teşhis e d i l e n ex-libris işaretlerinin fotoğraf k o p y a l a r ı n ı içeren iki
k a l ı n ciltlik k u p ü r defteri, N a z i l e r i n k i t a p k a m u l a ş t ı r m a s ı n ı n b o y u t u k o n u -
s u n d a , sessiz v e g ü ç l ü b i r delil o l a r a k d u r m a k t a d ı r . S a d e c e V i l n a için k ü ­
t ü p h a n e l e r i n yanı sıra ö z e l k o l e k s i y o n l a r ı s i m g e l e y e n 2 1 3 farklı m ü h ü r
51
içermektedir.
1947 yılında, b i r A m e r i k a n Y a h u d i k u r t a r m a o r g a n i z a s y o n u o l a n M ü ş ­
t e r e k D a ğ ı t ı m K o m i t e s i L u c y D a w i d o w i c z ' i görevli o l a r a k O f f e n b a c h Ar­
şiv D e p o s u n a g ö n d e r m i ş t i . L u c y , 1938 y ı l ı n d a V i l n a ' d a ö ğ r e n i m g ö r e n
g e n ç bir k a d ı n d ı v e y u k a r ı d a a k t a r ı l a n , S t r a s h u n K ü t ü p h a n e s i n d e k i nesil­
ler arası s a h n e y i a n l a t m ı ş t ı . 1940 y ı l ı n d a n beri Y İ V O ' n u n N e w York şu­
b e s i için ç a l ı ş ı y o r d u . O f f e n b a c h ' d a k i g ö r e v i , m ü l t e c i k a m p l a r ı n d a kulla­
n ı l m a k ü z e r e , " ö d ü n ç " a l ı n a b i l e c e k 5.000 s a h i p s i z k i t a p s e ç m e k t i . A m a
k i t a p l a r ı n y ı p r a n ı n c a y a k a d a r o k u n a c a ğ ı ifade e d i l e m e s e d e b i l i n i y o r d u .
Rafları g ö z d e n g e ç i r i r k e n kısa s ü r e d e V i l n a ' d a k i S t r a s h u n v e Y I V O k ü ­
t ü p h a n e l e r i n d e n geldiğini bildiği k i t a p l a r v e arşivlerle k a r ş ı l a ş m a y a başla­
mıştı. "Kutsallık" duygusuna yakın bir duyguya kapılmıştım", d i y e y a z ­
mıştı. "Sanki kutsal bir şeye dokunuyordum." Ö z e l bir t a s n i f g ö r e v i n i k a ­
b u l e t m i ş v e V i l n a K ü t ü p h a n e s i n d e n 4 2 0 sandık m a t e r y a l i n teşhis e d i l m e ­
s i n d e v e N e w Y o r k ' d a k i Y İ V O ' y a g ö n d e r i l m e s i n d e etkili o l m u ş t u . 5 2
I s a a c B e n c o w i t z , O f f e n b a c h d e p o s u n a karşı kendi t e p k i s i n i , b e n z e r b i r
h u ş u i ç i n d e , g ü n l ü ğ ü n e şöyle k a y d e t m i ş t i :
Tasnif odasında, tasnifçilerin bir araya getirdiği bir kutu kitapla karşı­
laşırdım, bir ağıldaki dağınık koyunlar gibi - bir zamanlar Polonya'nın
ücra bir kasabasında bulunan bir kütüphaneden ya da kapanmış bir Yes-
hiva'dan gelen kitaplar. Bu kitapların hüzünlü ve acıklı bir yanı vardı...
Sanki uzun zaman önce yok olan bir özlem ve umut hikâyesi anlatır gibiy­
diler...
Birkaç nesil boyunca yüzlerce öğrencinin ve bilim adamının adını içe­
ren, fazlasıyla yıpranmış bir Talmud'u elime alırdım. Şimdi neredelerdi?
Ya da daha doğrusu, külleri neredeydi?... Kendimi, kişisel bir şefkat duy­
gusuyla, sanki sevdiğim birine, yakın zamanda ölmüş birine aitlermiş gi­
bi, bu kitapları düzeltirken ve kutulara yerleştirirken bulurdum.5^

"Kelimeler yaşatacak...."
İ n s a n bu k a y ı p k ü t ü p h a n e l e r h i k â y e s i n i nasıl t o p a r l a r ki - raflarından
k o p a r ı l m ı ş V i l n a ' n ı n k ü t ü p h a n e l e r i v e o n l a r ı n t a m k a r ş ı s ı n d a , ironik bir
şekilde bazı kitapları tahrip olmaktan kurtaran Yahudi Sorununu Araştır­
ma Enstitüsünün Kütüphanesi, ama ne için, zira savaş öncesi okuyu­
cuların çoğu ölmüştü? Son sözleri, Kitap T u g a y ı n d a n şair Abraham
Sutzkever'e bırakalım. Mart 1943'ün karanlık ve umutsuz günlerinde,
kendisinin ve tasnifçi arkadaşlarının kurtarmayı ve el koymayı başarmak­
ta oldukları kitapları tanımlayan bir şiir yazmıştı. Vilna'nın bu saklı kitap­
larını, firavunların piramitlerinde yüzyıllar boyunca gömülü kalan, ama
yine de bulunduğu ve ekildiği zaman filiz veren buğday taneleri ile karşı­
laştırıyordu. Onun kehanet kelimeleri, sadece Vilna'da gömülü olan kitap­
ların bazıları için değil, Frankfurt'a taşınanların bir bölümü için de gerçek­
leşmişti. Sutzkever'in şiiri şöyle bitmektedir:
Belki de bu kelimeler dayanacak
Ve ışığın uzakta parladığını görecek
Ve kader saatinde
Beklenmedik bir şekilde çiçek açacak

Ve sapa dönüşen -
Eski habbeler gibi
Kelimeler yaşatacak
Kelimeler ait olacak
Halka sonsuz yürüyüşlerinde.- 54

Notlar
Berlin ve Paris'teki arşivleri ziyaret etmemi sağlayan 1997 yılı Batı Avrupa Araş­
tırmaları Uzman Bursu nedeniyle, Uluslar arası Martinus Nijhoff 'un desteği için
minnettarım ve teşekkür ediyorum.
1. Chaim A. Kaplan, Istırap Yığını: Chaim A. Kaplan'm Varşova Günlüğü, çev.
Ve ed., Abraham I. Katsh (New York: MacMillan; Londra:Coller-MaeMillan,
1965), s. 90-91
2. Rosenberg'in, atamasının 10. yıldönümünde Hitler'e verdiği rapor, Ocak 1944,
Archives du Centre de Documentation Juive Contemporaine, Paris (bundan
böyle CDJC), CXLIII-380.
3. DrFriedrich Krebs'den Rudolf Hess'e, 9 Kasım 1938, CDJC, CXLII-230; Mar­
tin Bormann'dan Rosenberg'e 17 Kasım 1938'de gönderilen tam kopya, Arşiv
Derneği Berlin-Lichterfelde (bundan böyle BA) NS 8/180, folyo 81-83. Aksi
belirtilmedikçe, tercümeler bana aittir.
4. Hartmut Schaefer, 'Die Stadtbibliothek von 1884-1942', yeri Frankfurt Halk
Kütüphanesi. 500 Jahre Studt-und Frankfurt am Main, ed., Klaus-Dieter Leh­
mann (Frankfurt: Devlet ve Üniversite Kütüphanesi, 1984): 119-204 (s. 173-
176)
5. Aron Freimann, ed., Yahudi ve İbranice Katalog, Bd. 1 (Frankfurt am Main:
Stadtbibliothek Frankfurt am Main, 1932)
6. Frankfurt Kultur-Amt to Oberbürgermeister Krebs, 27 Şubat 1937, Frankfurt
Institut für Stadtgeschichte [bundan böyle FIS], Mag. Akte Nr. 6200, Bd. 1,
fol. 105.
7. Bürgermeister Friedrich Krebs, tarihsiz tutanak, "Vermerk: Bespr. mit Pg
Urban'lyaklaşık 29 kasım 1938], FIS, Mag. Akte Nr.6919/12, Bd. 1, fol 73;
konsey protokolü, 29 Kasım 1938, aynı yer, yaprak 72.
8. Müdür Emrich'ten Bürgermeister Krebs'e, 9 Şubat, 1939, FIS, Mag. Akte Nr.
6919/12, Bd I; sözleşme, 15 Nisan 1939, Ocak 1943 kopyasında, CDJC,
CXLVI-32, s. 5-8.
9. Rosenberg'den Bormann'a, 1 Temmuz 1940, CDJC, CXLIII-368
10. Keitel memorandum to Oberbefehlshaber des Heeres and Wehrmachtbe-
fehlerhaber in den Neiderlanden, 5 Temmuz 1940, BA, NS 8/167.
11. Bakınız Lynn II. Nicholas, "Avrupa'nın Yağmalanması: Üçüncü Reich ve ikin­
ci Dünya savaşında Ayrupa'nın Hazinelerinin Kaderi (New York: Alfred A.
Knopf, 1994) ve Willem de Vries, Sonderstab Musik: Nazilerin Batı Avrupa'yı
İşgali Altında, Einsatzstab Krallık yetkilisi Rosenberg tarafından Müzik kamu­
laştırılması (Amsterdam: Amsterdam Üniversitesi baskısı, 1996)
12. Rosenberg, Schwarz'a daktilo edilmiş mektup kopyası, 18 Eylül 1940, CDJC,
CXLI1I-275.
13. Johann Pohl, 'Die Bibliothek zur Erforschung der Judenfrage', 29 Nisan 1943,
daktilo edilmiş rapor kopyası, BA, NS 30/19. Nurmberg mahkemesinde Dokü­
man PS-171 şeklinde kanıt olarak sunulmuş ve Uluslar arası Askeri Mahkeme­
de Önemli Savaş Suçlularının yargılanması'nda basılmıştır, 42 cilt (Nurmberg:
Uluslar arası Askeri Mahkeme, 1947-1949), 25: 243-246
14. Rosenberg, 'Nationalsozialismus und Wissenschaft', 26 mart 1941, Rosen-
berg'in orijinal daktilo yazısı, CDJC, CXLVI-22, Weltkampt: Die Judenfrage
in Geschiclhte und Gegen wart(1941), s. 3-6'da basılmıştır.
15. Wilhelm Grau, 'Das Institut zur Erforschung der Judenfrage', Weltkampf
(1941), s. 16-21 (s. 17)
16. 'Jahresbericht des Leiters der Außenstelle Frankfurt (Main) der Hohen Schule
über das Jahr 1941', 10 Ocak 1942, CDJC, CXLII-293.
17. 'Zum erstenmal in der Geschichte: Judenforschung ohne Juden', Illustrierter
Beobachter, yaprak 18, 30 Nisan 1942.
18. Otto Paul, 'Briefe Heinrich Heines and Betty und James Rothschild',
Weltkampf (1941), s. 165-169; Johann Pohl, 'Albert Einstein: "Unwürdige
Verhältnisse an der Universität Jerusalem'", (1942), s. 223-230.
19. Yunanistan'la ilgili olarak bakınız, 'Abschlussbericht über die Tätigkeit des
Sonderkommandos Rosenberg in Griechenland', 15 Kasım 1941, Anlage I, s.2,
BA, NS 30/75; Balkanlarla ilgili olarak, Maria Kühn-Ludewig, Johannes Pohl
(1904-1960); Juduist und Bibliothekar im Dienste Rosenbergs (Hannover: Lau­
rentius, 2000), s. 234-239; Litvanya hakkında, aynı eser, s. 184-196; Rusya'yla
ilgili olarak, aynı eser, s. 181-183.
20. Yitzhak Arad, Alevler Altındaki getto: Soykırım sırasında Vilna'daki Yahudile­
rin Mücadelesi ve Yok Edilmesi (Kudüs: Yad Vashem, 1980), s. 27-28.
21. Lucy S. Dawidowicz, O Yer ve Zamandan: Anılar, 1938-1947 (New York ve
Londra: W. W. Norton, 1989), s. 119.
22. Der YIVO Nokh 13 Yor Arbet (Vilna, 1938), alınlı yapılan yer Dina Abramo-
wiez, "YIVO Kütüphanesi", Yahudi Kitap Yıllığı, 25 (1967/1968): 87-102 (s.
88)
23. David Shavit "Nazi Döneminde Polonya Gettolarında Yahudi Kütüphaneleri",
Kütüphane Dergisi (Üç aylık), 52 (1982): 103-121 (s. 105-106)
24. Arad, Alevler Altındaki getto, s. 35
25. Doküman 1015c-PS, Rosenberg'in 'Kültürel Değeri olan mallara el koyma ve
seçilenleri Almanya'ya Gönderme Emri', 20 Ağustos 1941 (Delil USA-385)",
Önemli Savaş Suçlularının yargılanması, 26: 530-531.
26. Marc Dvorjetski, Gettonun Zaferi, (Paris: Fransa-İmparatorluk Baskısı, 1962),
s. 187; Abraham Sutzkever, Vilna Gettosu (Paris: Association Vilnois en
France 1946), s. 108, alıntı yapılan yer Kühn-Ludewig, Johannes Pohl, s. 160;
Joshua Start, "Nazi Kontrolü Altında Yahudi Kültürel Mallan", Yahudi Sosyal
Araştırmaları, 12 (Ocak, 1950): 27-48 (s.38)
27. Dina Abramowicz, "Vilna Gttosundaki Kütüphane (1941-1943)", yeri Bücher
und Bibliotheken in Ghettos und Lägern (1933-1945) (Hanover: Laurentius,
1991): 119-137 (s. 132-133)
28. Aynı eser, s. 123-124.
29. Herman Kruk, "Vilna Gettosu Günlüğü", YIVO Yahudi Sosyal Bilimler Yıllığı,
13 (1965): 9-78 (s. 46-47)
30. Yitskhok Rudashevski, Vilna Gettosu Günlüğü, Haziran 1941-Nisan 1943 (Tel
Aviv: Beit lohamei Haghetaot, 1973), s. 106.
31. Herman Kruk, Togbukh tun vi İner geto, 19 Şubat 1942 için yapılan kayıt, Al-
manca'ya tercüme edildiği yer Kühn-Lüdewig, Johannes Pohl, s. 187-188.
32. Gustav Abb, '(Sechste) Bericht des Kommissars für die Sicherung der
Bibliotheken und die Betreuung des Buchgutes im östlichen Operationsgebiet',
1 Mayıs 1942, BA, R21/10616, yap. 164-165.
33. Rachel Pupko-Krinsky, "Wiwulskiego'nun Defne Ağaçları", yeri Kök ve Dal:
Dayanıklı İnsanların Destanı, ed., Leo W. Schwarz (New York, Toronto: Ri-
nehart, 1949): 155-163 (s. 157).
34. Kruk, Togbukh 5 Haziran 1942 için yapılan kayıt, Almanca tercümesinin yeri
Kühn-Ludewig, Johannes Pohl, s. 192.
35. Pupko-Krinsky, "Defne Ağaçları", s. 158
36. Abraham Sutzkever, Fun VUner Geto , Almanca tercümesinin yeri Wassili
Grossman ve Ilija Ehrenburg, eds., Das Schwarzbuch: Der Genozid an den
sowjetischen Juden (Reinbek bei Hamburg: Rowohlt, 1995): 457-547 (s. 496-
497)
37. Kalmanoviç, "Vilna'daki Nazi Gettosunun Günlüğü", YIVO Sosyal Bilimler
Yıllığı, 8 (1953): 9-81 (s. 48-49)
38. Pupko-Krinsky, "Defne Ağaçlan", s. 162.
39. Johann Pohl, 'Die Bibliothek zur Erforschung der Judenfrage', 29 Nisan 1943,
daktilo edilmiş Rapor kopyası, BA, NS 30/19, Nuremberg Dokümanı 171-PS,
" 'Lisenin' Frankfurt-am-Main şubesi bürosunun Raporu", 29 Nisan 1943, ...
Önemli Savaş Suçlularının yargılanması, 25: 245.
40. "Einsatzstab Krallık Temsilcisi Rosenberg (ERR)", 11944], CDJC, CXLI-158,
s.ll
41. Arad, Alevler Altındaki getto, s. 401-432.
42. Kalmanoviç, "Vilna'daki Nazi Gettosunun Günlüğü", s. 75-76.
43. David E. Fishman, Yangından Koparılan Korlar: Vilna'daki Yahudi Kültürel
Hazinelerin Kurtarılması (New York: YIVO Yahudi Araştırma Enstitüsü,
1996), s. I 1-12.
44. Aynı eser, s. 14-15.
45. Rachel Heuberger, Bibliothek de Judentums: Die Hebnıica- und Judaica-
Sammlung der Stadt- und Universitätsbibliothek Prankfurt am Main -
Entstehung, Geschichte und heutige Aufgaben (Frankfurt: Vittorio Kloster­
mann, 1996), s. 115-116.
46. 'Bericht über die Tätigkeit des Institut zur Erforschung der Judenfrage
(Außenstelle Frankfurt a.M. der Hohen Schule) Kasım 1943 bis Anfang März
1944', CDJC, CXXXIX-53, s. 1-4.
47. Yüzbaşı Robert K. Posey, 17 Nisan 1945, "Anıtlar, Güzel Sanatlar ve Arşivler
hakkından Yarım Aylık Rapor, 15 Nisan 1945'de sona eren dönem için", s. 16-
17. 17 Nisan 1945, ABD Ulusal Arşivleri, RG 239, Kutu 11, Dosya "SHAEF
G-5, MFA&A".
48. Kısa bir açıklama için bakınız F. J. Hoogewoud, "Nazilerin Kitap Yağması ve
bunun Amerikan Karşı-tezi: Offenbach Arşiv Deposunun Fotoğraf Tarihi Ve
Ekinden Seçme Resimler", Stüdyo Rosenthaliana, 26 (1992): 158-192; ayrıca,
Birleşik Devletler Soykırım Anıt Müzesinin on-line sergisi "OfTenbach Arşiv
Deposu - Nazi Talanının Karşı-Tezi"ne bakınız, http://www.ushmm.org/oad/.
Çok sayıda fotoğraf ve doküman görülmektedir.
49. Leslie I. Poste, "Kitaplar savaşlardan Eve Dönüyor", Kütüphane Dergisi, 73
(Aralık 1948): 1699-1704 (s. 1700-1702)
50. Aynı eser, s. 1702.
51. Isaac Bencowitz, "Offenbach Arşiv Deposunda Talan Edilen Kitaplar Arasın­
da Bulunan Kütüphane İşaretleri", (Chicago Üniversitesi Kütüphanesi, Özel
Koleksiyonlar Araştırma Merkezinde 2 ciltlik Albüm)
52. Dawidowicz, O Yer ve Zamandan, s. 312-326.
53. Isaac Bencowitz, günlük, "Offenbach Arşiv Deposu", s. 9, alıntı yapılan yer,
Leslie I. Poste, "// Dünya Savaşı Sırasında Avrupa'daki Kütüphanelerin ve Ar­
şivlerin Amerikan korumasının gelişimi", yayınlanmamış Doktora tezi, Chica­
go Üniversitesi, 1958, s. 394.
54. Abraham Sutzkever, A. Sutzkever: Seçilmiş Şiirler ve Nesirler, çeviren Barba­
ra ve Benjamin Harshaw (Berkeley: California Üniversitesi Baskısı, 1991), s.
156-158.
13

Çin'in Roosevelt Kütüphanesi


Rui Wang ve Yulin Yang

K o m ü n i s t l e r Ç i n ' i ele g e ç i r d i k t e n s o n r a S e n a t ö r M c C a r t h y , ş u m e ş h u r
sorununun sorulmasına önderlik etmişti: " Ç i n ' i kim kaybetti?" Soru,
Ç i n ' i n , A m e r i k a Birleşik D e v l e t l e r i n i n k a y b e d e b i l e c e ğ i bir şey o l d u ğ u c ü ­
r e t i n e d a y a n ı y o r d u . Aynı şekilde, biz d e b e n z e r bir soru sorabiliriz: Ç i n ' i n
R o o s e v e l t K ü t ü p h a n e s i n i k i m k a y b e t t i ? B u soru, k ö k e n o l a r a k m o d e r n ol­
m a s ı g e r e k m e y e n a m a b u r a y a k a d a r b u k i t a p t a k i ç a l ı ş m a l a r d a ele a l ı n m a ­
y a n bir k ü t ü p h a n e " k a y b ı " n ı n g ö z ö n ü n e a l ı n m a s ı n ı t a l e p e t m e k t e d i r : P o ­
litik bir k u r g u s o n u c u n d a gizli bir k o l e k s i y o n u n k a y b o l m a s ı ( v e t a r i h ç e s i ) .
İnsanlar Roosevelt Kütüphanesinden bahsettiğinde muhtemelen akla
g e l e n şey, N e w Y o r k ' d a k i H y d e P a r k ' t a b u l u n a n R o o s e v e l t K ü t ü p h a n e s i -
dir. A s l ı n d a , B a ş k a n R o o s e v e l t ' i n , bir k ü t ü p h a n e y e a d ı n ı n v e r i l m e s i için
ikna edilmesi gerektiğine inanılıyordu. Anlaşılan, hatırlanacağı nice şey
o l d u ğ u n u z a t e n biliyordu; b u n e d e n l e d e k e n d i n e a d a n m ı ş bir k ü t ü p h a n e
t ü r ü n d e bir anıt g e r e k s i z o l a c a k t ı . 1 A n c a k , d ü n y a n ı n ö b ü r u c u n d a Ç i n H ü ­
k ü m e t i n i n 1945 yılında o n u n a d ı n a bir ulusal k ü t ü p h a n e k u r m a y a k a r a r
verdiğini hiçbir zaman bilmeyecekti. Bu karar sonrasında k ü t ü p h a n e n i n
h a z ı r l a n m a s ı v e inşaatı olayları Ç i n m e d y a s ı n ı n e n ö n e m l i k o n u l a r ı a r a s ı n ­
d a o l m u ş t u . A n c a k bir yıl içinde, k o m ü n i s t l e r l e m i l l i y e t ç i l e r a r a s ı n d a sa­
v a ş p a t l a m ı ş v e ülkeyi bir b a ş k a y a n g ı n d a l g a s ı s a r m ı ş t ı . S o n u ç o l a r a k
Ç i n ' i n R o o s e v e l t K ü t ü p h a n e s i ölü d o ğ m u ş t u . D ü n y a b u o l a ğ a n ü s t ü p r o j e ­
y i k a y b e t m i ş t i . S o n 5 0 yılda Ç i n ' i n i ç i n d e y a d a d ı ş ı n d a , k ü t ü p h a n e y l e il-
gili h e m e n h e m e n h i ç b i r şey d u y u l m a m ı ş t ı r . A ş a ğ ı d a k ü t ü p h a n e n i n p l a n ­
l a n m a s ı v e y a p ı m ı ile, y o k o l u ş u n u n bir t a r i h ç e s i a n l a t ı l m a k t a d ı r .
Ç i n için, J a p o n y a ' n ı n A ğ u s t o s 1 9 4 5 ' d e t e s l i m o l m a s ı , İ k i n c i D ü n y a Sa­
vaşının sona erdiğini gösteriyordu. Dışarıdan gelen saldırıların ve içerde­
k i ç e k i ş m e l e r i n , t a m d a ihtiyaç d u y d u ğ u ş e k i l d e k e s i l m e s i n i sağlıyor, b ö y ­
lece ü l k e n i n y e n i d e n inşa e d i l m e s i n i n yollarını a ç ı y o r d u . 5 M a y ı s 1945 ta­
r i h i n d e , y ö n e t i m d e k i M i l l i y e t ç i Parti altıncı ulusal k o n g r e s i n i d ü z e n l e m i ş ­
ti. Ö n e r i l e n v e k a b u l e d i l e n b i r ç o k k a r a r l a r a r a s ı n d a d i k k a t i ç e k e n b i r ta­
nesi, Birleşik D e v l e t l e r i n m e r h u m b a ş k a n ı F r a n k l i n D . R o o s e v e l t ' i n adı­
n ı n v e r i l e c e ğ i , bir ulusal k ü t ü p h a n e n i n y a p ı m ı n ı g e r e k t i r i y o r d u . İ l a n edi­
len ü ç a m a ç dikkati ç e k i y o r d u . B i r i n c i s i , B a ş k a n R o o s e v e l t bir lider ola­
rak, d ü n y a g e n e l i n d e faşistlere k a r ş ı s a v a ş m ü c a d e l e s i n d e kararlı bir rol
o y n a m ı ş t ı . D ü n y a barışı a d ı n a , i n s a n l a r ı n , o n u n ç a l ı ş m a l a r ı n ı v e k o n u ş m a ­
larını t o p l a y a c a k v e b a r ı n d ı r a c a k bir k ü t ü p h a n e i n ş a e d e r e k o n u a n m a l a r ı
gerektiği iddia e d i l i y o r d u . İkinci o l a r a k , M i l l i y e t ç i Ç i n H ü k ü m e t i , s a v a ş
s ı r a s ı n d a Birleşik D e v l e t l e r h ü k ü m e t i n i n s a ğ l a d ı ğ ı d e s t e k v e y a r d ı m d a n
ç o k y a r a r l a n m ı ş t ı . İki h ü k ü m e t a r a s ı n d a k i iletişim v e y a z ı ş m a l a r , i n c e l e m e
v e a r a ş t ı r m a için değerli k a y n a k l a r o l u ş t u r u y o r d u . T e k l i f e d i l e n k ü t ü p h a ­
n e , b u t ü r d o k ü m a n l a r için ideal bir arşiv o l u ş t u r a c a k t ı . Ü ç ü n c ü s ü , d ü n y a
y a k ı n t a r i h t e , iki d ü n y a savaşı ile h a r a p o l m u ş t u . D ü n y a g ü v e n l i ğ i , e n faz­
la ö n e m taşıyan konuydu ve açıkça, savaş nedenleri hakkında araştırma
y a p ı l m a s ı n ı v e u l u s l a r a r a s ı barışı k o r u m a y o l l a r ı n ı n o l u ş t u r u l m a s ı n ı ge­
r e k t i r i y o r d u . B u tür a r a ş t ı r m a l a r ı n b u l g u l a r ı v e s o n u ç l a r ı n ı n s a k l a n m a s ı
için, fiziksel bir d e p o y a ihtiyaç d u y u l u y o r d u . 2
1938 y ı l ı n d a n beri Ç i n ' d e k i iki r a k i p parti, Milliyetçi Parti y a d a G u o
M i n D a n g v e K o m ü n i s t Parti y a d a G o n g C h a n D a n g , J a p o n işgaline kar­
şı p r a t i k ve p r o b l e m l i bir k o a l i s y o n i ç i n d e y d i . 1941 y ı l ı n d a k i , Milliyetçi
O r d u n u n Ç i n ' i n g ü n e y i n d e K o m ü n i s t G ü ç l e r i n e r e d e y s e t a m a m e n y o k et­
tiği W a n N a n olayı, iki parti a r a s ı n d a k i d e r i n ve k ö k l ü g ü v e n s i z l i ğ i açık­
ç a o r t a y a k o y m a k t a y d ı v e J a p o n y a ' n ı n t e s l i m o l m a s ı ile II. D ü n y a Savaşı­
n ı n s o n a e r m e s i , bu kırılgan k o a l i s y o n u n f e s h e d i l m e s i n i n ilk belirtisiydi.
J a p o n l a r ı n t e s l i m o l m a s ı n d a n s o n r a k i b i r k a ç hafta içinde, iki parti de bir­
b i r l e r i n i s u ç l a m a y a b a ş l a m ı ş t ı v e h e r biri diğerini savaş ç a b a l a r ı n a fazla
k a t k ı d a b u l u n m a m a k l a s u ç l u y o r d u . H a n g i tarafın savaş suçlularını alaca-
gına, d ü ş m a n s i l a h l a r ı n ı v e d i ğ e r c i h a z l a r ı e l d e e d e c e ğ i n e v e t e s l i m o l m a
d o k ü m a n l a r ı n ı i m z a l a y a c a ğ ı n a d a i r ö n e m l i g ö r ü ş ayrılıkları b u l u n u y o r d u .
B u k o n u l a r d a n h e r h a n g i biri, ç e k i ş m e k o n u s u h a l i n e g e l e b i l i r v e p o t a n s i ­
yel o l a r a k y e n i bir a n l a ş m a z l ı k t u r u n a n e d e n olabilirdi.
Batı g ö r ü ş ü n ü t e m s i l e d e r e k B a ş k a n T r u m a n , A m e r i k a ' n ı n , " g ü ç l ü ,
birleşmiş ve demokratik Ç i n " oluşturulması konusundaki taahhüdünü
y e n i l e m i ş v e C h i a n g K a i - S h e k ' i n C h o n g Q i n g ' d e k i M i l l i y e t ç i l e r i ile,
M a o Z e d o n g ' u n Y a n A n ' d a k i K o m ü n i s t l e r i a r a l a r ı n d a bir a n l a ş m a sağla­
m a v e bir k o a l i s y o n h ü k ü m e t i o l u ş t u r m a y o l l a r ı n ı a r a m a k ü z e r e , G e n e r a l
M a r s h a l l ' ı g ö n d e r m i ş t i . A n c a k iki taraf da diğeri ile u z l a ş m a y a niyetli d e ­
ğildi. Ç a t ı ş m a E k i m 1 9 4 6 ' d a d e v a m e t m i ş t i . B a ş l a n g ı ç t a A m e r i k a Birleşik
D e v l e t l e r i silah a m b a r g o s u u y g u l a m ı ş t ı . M a y ı s 1 9 4 7 ' d e n s o n r a , Milliyet­
ç i H ü k ü m e t e y a r d ı m eli u z a t m a y a b a ş l a d ı .
D o ğ u B l o k u n u t e m s i l e n , Stalin d e , C h i a n g ' ı n , K o m ü n i s t l e r i n y e n e m e ­
yeceği kadar güçlü olduğu, a m a Sovyetlerin Mançurya, Moğolistan ve
Xinjiang'daki (Sincan) menfaatlerine meydan okumaya yetecek kadar
güçlü olmadığı varsayımıyla, Milliyetçilere kur yapmaya başlamıştı.
S S C B 1 4 A ğ u s t o s 1945 t a r i h i n d e Milliyetçi h ü k ü m e t l e d o s t l u k a n l a ş m a s ı
imzalamıştı. O d ö n e m d e k i Sovyet politikası, Komünistleri, Milliyetçi­
lerle b i r l i k t e ç a l ı ş a r a k b i r k o a l i s y o n h ü k ü m e t i o l u ş t u r m a y a t e ş v i k e t m e k ­
ti. C h i a n g ' ı n o n a y ı n ı alan S o v y e t l e r , s i s t e m a t i k bir ş e k i l d e M a n ç u r y a ' n ı n
sanayi cihazlarını yağmalamış ve Çin Doğu demiryolu üzerindeki eski
h a k l a r ı n ı geri a l m ı ş l a r d ı . M o l o t o v , aynı z a m a n d a , A m e r i k a B i r l e ş i k D e v ­
letlerinin d a n ı ş m a n l a r ı n ı geri ç e k m e s i k o n u s u n d a ısrar e t m i ş t i . 3 B i r b a ş k a
d e y i ş l e 1945 yılında, Ç i n ' i n ü z e r i n d e , e n i y i m s e r b a k ı ş açısıyla, belirsizli­
ğin k a r a b u l u t l a r ı d o l a ş ı y o r d u . K o m ü n i s t l e r l e M i l l i y e t ç i l e r a r a s ı n d a c i d d i
bir ç a t ı ş m a , belirgin bir olasılıktı.
İşte b u t e h d i t k â r k o ş u l l a r altında, M a r s h a l l b a r ı ş a aracılık e t m e k a m a ­
cıyla Ç i n ' e gönderilmeden önce, Roosevelt Kütüphanesinin kurulması
teklifi y a p ı l m ı ş t ı . T r u m a n tarafından d ü z e n l e n e n bir b a s ı n t o p l a n t ı s ı n d a
sorulan sorulara ve cevaplara bakıldığında, o dönemde, 19 Kasım
1 9 4 5 ' d e , B a ş k a n ı n Birleşik D e v l e t l e r i n h a n g i tarafı d e s t e k l e y e c e ğ i n i açık­
ç a b e l i r t m e d i ğ i a n l a ş ı l m a k t a d ı r . 4 A n c a k , a y n ı yılın 1 5 A r a l ı k ' ı n d a , B i r l e ­
şik D e v l e t l e r Ç i n ' e y ö n e l i k p o l i t i k ilkelerini a ç ı k l a m ı ş t ı . B u d o k ü m a n l a
A m e r i k a Birleşik D e v l e t l e r i , s a d e c e M i l l i y e t ç i H ü k ü m e t i d e s t e k l e y e c e ğ i ­
3
ni ve Komünist Güçlerin dağılması gerektiğini açıkça belirtiyordu. Mayıs
1 9 4 5 ' d e , Milliyetçi P a r t i n i n Altıncı K o n g r e s i t o p l a n t ı h a l i n d e y k e n , e n bü­
y ü k e n d i ş e s i M i l l i y e t ç i l e r i n Birleşik D e v l e t l e r d e s t e ğ i alıp a l a m a y a c a ğ ı y ­
dı. Milliyetçi H ü k ü m e t ile, G e n e r a l J o s e p h Stilwell a l t ı n d a k i A B D askeri
k o m u t a s ı a r a s ı n d a k i g e r g i n ilişki d i k k a t e a l ı n d ı ğ ı n d a , A m e r i k a l ı bir b a ş k a ­
nın a n ı s ı n a ulusal bir k ü t ü p h a n e k u r u l m a s ı teklifi, A m e r i k a n h ü k ü m e t i n i
m e m n u n e t m e k o n u s u n d a , k ü ç ü m s e n e m e y e c e k o l a ğ a n ü s t ü bir girişim gi­
bi g ö r ü n m e k t e d i r .
Milliyetçi H ü k ü m e t i n R o o s e v e l t K ü t ü p h a n e s i k u r m a y a n i y e t l e n d i ğ i h a ­
beri a ç ı k l a n d ı ğ ı n d a , b i r ç o k m e k â n ö n e r i l d i . P e k i n , X i ' a n v e C h o n g Q i n g
şanslı a d a y l a r a r a s ı n d a y d ı . P e k i n d e ğ e r l e n d i r m e y e a l ı n m ı ş t ı . Ç ü n k ü Ç i n ' i n
b a ş k e n t i y d i v e son y ü z y ı l l a r d a bir kültürel m e r k e z d i . D i ğ e r b i r ç o ğ u n u n
y a n ı n d a , m e ş h u r üniversiteleri a r a s ı n d a P e k i n Ü n i v e r s i t e s i , Y e n - c h ' i n g
Üniversitesi ve C h i n g H u a Üniversitesi yer alıyordu. Xi'an, 13 hanedan
b o y u n c a Ç i n ' i n antik b a ş k e n t i o l m u ş t u v e savaş f e l a k e t i n d e n k a ç m a y ı ba­
şaran a z s a y ı d a b ü y ü k ş e h i r d e n biriydi. T e m m u z 1 9 4 5 ' d e W a n g W e i z h i ,
Milliyetçi K o n g r e d e n 3 1 s e n a t ö r a r k a d a ş ı y l a birlikte, R o o s e v e l t K ü t ü p h a ­
nesinin X i ' a n ' d a kurularak, bütün kuzeybatı bölgesinin kültür merkezi
olarak h i z m e t v e r m e s i n i t a l e p e d e n kararı d e s t e k l e m i ş t i . 6 C h o n g Q i n g ' i n
s e ç i l m e s i n i n n e d e n i ise s a v a ş b a ş k e n t i o l m a s ı y d ı . . Ü l k e n i n o d ö n e m d e k i
b a ş k e n t i v e M i l l i y e t ç i H ü k ü m e t i n bir s o n r a k i hedefi o l a n N a n j i n g ' d e n
b a h s e d i l m e m i ş t i bile. 1946 s o n b a h a r ı n d a Milliyetçi H ü k ü m e t i n b a ş k a n ı
C h i a n g K a i - S h e k son kararı v e r m i ş t i . C h o n g Q i n g , Milliyetçi h ü k ü m e t i n
savaş b a ş k e n t i , yeni ulusal k ü t ü p h a n e n i n yeri o l a c a k t ı . 7 B u n u t a k i b e n sa­
vaş b a ş k e n t i n d e b u l u n a n M e r k e z Ulusal K ü t ü p h a n e s i n i n , E ğ i t i m B a k a n l ı ­
ğ ı n ı n e m r i y l e , e n d e r kitapları h a r i ç , aktif k o l e k s i y o n u n u terk e d e r e k ,
Ç i n ' i n b a ş k e n t i N a n j i n g ' e geri d ö n m e s i i s t e n m i ş t i . Yeni R o o s e v e l t K ü t ü p ­
h a n e s i , y a k l a ş ı k 100.000 kitaplık b u k i t a p k o l e k s i y o n u n u m i r a s alacaktı. 8
E ğ i t i m B a k a n l ı ğ ı , y e n i k ü t ü p h a n e için bir hazırlık k o m i t e s i oluştur­
makla görevlendirilmişti. 1945 yılının s o n u n d a bir k o m i t e üyeliği listesi
ö n e r d i . Ç i n ' i n e n y ü k s e k idari birimi o l a n Y ö n e t i m Kurulu b u n u , bir son­
raki yılın H a z i r a n a y ı n d a o n a y l a d ı . 9 Liste, z a m a n ı n e n ö n d e g e l e n h ü k ü ­
m e t liderleri, b i l i m a d a m l a r ı v e politikacıları ile d o l u y d u . B u , dış d ü n y a y a
k a r ş ı , b u p r o j e n i n s a v a ş s o n r a s ı n d a y e n i d e n y a p ı l a n m a ç a b a l a r ı içinden e n
y ü k s e k ö n c e l i ğ e s a h i p o l d u ğ u n a d a i r bir b a ş k a m e s a j d ı .
K o m i t e Z h u J i a h u a ' n ı n b a ş k a n l ı ğ ı n d a , z a m a n ı n b i r ç o k politik, kültürel
v e e ğ i t i m l i d e r l e r i n d e n o l u ş u y o r d u v e ulusal h ü k ü m e t t a r a f ı n d a n p r o j e y e
verilen özel ö n e m i yansıtıyordu. Başkan Zhu, Milliyetçi H ü k ü m e t t e Eği­
tim Bakanı olarak görev yapıyordu ( 1 9 3 2 - 1 9 3 3 ; 1944-1948). H a b e r l e ş m e
Bakanlığı (1932-1935) ve İnceleme Kurulu Başkan Yardımcılığı yapmış­
tı. 1 9 3 9 ' d a n M a y ı s 1 9 4 4 ' e k a d a r M i l l i y e t ç i Partinin Y ö n e t i m K u r u l u Baş­
kanlığını yapmıştı. Ayrıca Sinica Akademisinin genel sekreteri
( 1 9 3 6 - 1 9 3 8 ) v e r e k t ö r vekili ( 1 9 4 0 - 1 9 5 8 ) o l a r a k g ö r e v y a p m ı ş t ı . 1 » Bir
b a ş k a g ö z e ç a r p a n ü y e , 1928 y ı l ı n d a n s o n r a y a k l a ş ı k o n yıl b o y u n c a Mil­
liyetçi Partinin S o r u ş t u r m a K o m i s y o n u n u y ö n e t m i ş o l a n C h e n L i f u ' y d u .
Milliyetçi Parti M e r k e z T e ş k i l a t ı n ı n G e n e l S e k r e t e r i ( 1 9 2 9 - 1 9 3 1 ) , Y ö n e ­
t i m K u r u l u B a ş k a n ı ( 1 9 3 2 - 1 9 3 6 ; 1 9 3 8 - 1 9 3 9 ; 1 9 4 4 - 1 9 4 8 ) v e E ğ i t i m Ba­
k a n ı ( 1 9 3 8 - 1 9 4 4 ) o l a r a k g ö r e v y a p m ı ş t ı . 1948 y ı l ı n d a Y a s a m a K u r u l u ­
n u n Başkan Yardımcısı ve sonra da Bakan o l m u ş t u . " K o m i t e n i n Sek­
reteri, Pekin Üniversitesinin, Üniversite Kütüphanesi m ü d ü r ü olan Yan
Wenyu'ydu.
Y e d i ileri g e l e n ü y e d a h a k o m i t e y i t a m a m l ı y o r d u . C h a i n g M e n g l i n P e ­
kin Ü n i v e r s i t e s i n d e 1919 y ı l ı n d a d e k a n v e 1923 y ı l ı n d a r e k t ö r vekili,
1 9 3 8 ' d e n 1940 y ı l ı n a k a d a r d a E ğ i t i m B a k a n ı olarak g ö r e v y a p m ı ş , d a h a
12
s o n r a P e k i n Ü n i v e r s i t e s i n e r e k t ö r o l a r a k geri d ö n m ü ş t ü . C h i a n g Tingfu,
1936 y ı l ı n d a S o v y e t l e r Birliğine B ü y ü k e l ç i o l m a d a n ö n c e , Q i n H u a Ü n i ­
versitesi ile N a n k a i Ü n i v e r s i t e s i n d e h o c a l ı k y a p m ı ş t ı . 1938 y ı l ı n d a Y ö n e ­
t i m K u r u l u n u n Politik K o m i s y o n u n u n b a ş k a n l ı ğ ı n a a t a n m ı ş t ı . 1947 yılın­
d a B i r l e ş m i ş M i l l e t l e r D a i m i T e m s i l c i s i v e 1961 y ı l ı n d a A m e r i k a B i r l e ş i k
D e v l e t l e r i B ü y ü k e l ç i s i y d i . 1 3 T a r i h ç i Fu S i n i a n , 4 M a y ı s H a r e k e t i n i n lide­
riydi v e S i n i c a A k a d e m i s i n i n T a r i h v e F e l s e f e E n s t i t ü s ü n ü o r g a n i z e e t m i ş ­
ti. Yirmi y ı l d a n fazla s ü r e y l e b u n u n m ü d ü r l ü ğ ü n ü y a p m ı ş v e Ç i n - J a p o n
s a v a ş ı sırasında S i n i c a A k a d e m i s i n i n r e k t ö r vekilliğini y ü r ü t m ü ş t ü . 1 4 H u
S h i h , ö n e m l i bir e n t e l e k t ü e l d i . Y a z ı d a a n a d i l i n k u l l a n ı m ı n ı n a r t ı r ı l m a s ı n ­
daki çabaları 1920'lerdeki edebi ve kültürel hareketlere canlılık kazandır­
mıştı. 1938'den 1942'ye kadar A m e r i k a Birleşik Devletlerinde Çin Büyü­
kelçiliği y a p m ı ş t ı . 1958 y ı l ı n d a T a i w a n ' d a S i n i c a A k a d e m i s i n i n r e k t ö r ü y -
15
du. W a n g Shijie, 1 9 2 9 ' d a n 1 9 3 2 ' y e k a d a r W u h a n Ü n i v e r s i t e s i n i n rek­
t ö r l ü ğ ü n ü ü s t l e n m i ş t i . 1933 ile 1936 a r a s ı n d a E ğ i t i m B a k a n ı v e s o n r a d a ,
16
1945 ile 1948 a r a s ı n d a D ı ş i ş l e r i B a k a n ı o l a r a k g ö r e v y a p m ı ş t ı . Wong
W e n h a o , Ç i n ' i n Jeolojik P l a n l a m a s ı n ı n k u r u c u s u o l d u ğ u n d a n v e y ı l l a r c a
m ü d ü r ü olarak görev y a p t ı ğ ı n d a n , Ç i n ' d e coğrafi a r a ş t ı r m a n ı n ö n c ü s ü sa­
yılıyordu. 1938'den 1 9 4 5 ' e k a d a r , E k o n o m i k İşler B a k a n l ı ğ ı y a p m ı ş t ı .
1947 a n a y a s a s ı a l t ı n d a Y ö n e t i m K u r u l u n u n s e ç i m l e g e l e n ilk b a ş k a n ı y ­
d ı . ' 7 S o n o l a r a k , Yuan T o n g l i , A B D ' d e e ğ i t i m g ö r d ü ğ ü n d e n , s e ç k i n bir
k ü t ü p h a n e yöneticisi o l a r a k d e ğ e r l e n d i r i l i y o r d u . 1945 y ı l ı n d a Ç i n ' i n Ulu­
sal K ü t ü p h a n e s i n i n m ü d ü r ü y d ü v e Ç i n ' l e Batı a r a s ı n d a k i b i r ç o k d e ğ i ş i m
programının sorumlusuydu.lx Mayıs 1947'de, Roosevelt Kütüphanesi Ha­
zırlık K o m i t e s i n i n S e k r e t e r i Y a n W e n y u A B D ' y e özel o l a r a k s e y a h a t e d e ­
rek, A m e r i k a n H ü k ü m e t i n d e n v e h a l k ı n d a n , Ç i n ' i n , B a ş k a n R o o s e v e l t ' i n
adı verilen bir k ü t ü p h a n e k u r u l m a s ı k o n u s u n d a k i ç a b a l a r ı n a d e s t e k a r a m a
g i r i ş i m i n d e b u l u n m u ş t u . Jiao Yu Tong Xun ( E ğ i t i m B ü l t e n i ) ' n e g ö r e , 1 9
Y a n v e g r u b u E l e a n o r R o o s e v e l t ' l e b u l u ş m u ş v e R o o s e v e l t a i l e s i n d e n ha­
tıralarını almıştı. B u n a ilaveten Yan, A m e r i k a n K ü t ü p h a n e Birliğinin
( A L A ) yıllık k o n f e r a n s ı n ı n o t u r u m l a r ı n a k a t ı l m ı ş v e A m e r i k a l ı K ü t ü p h a ­
n e c a m i a s ı n a Ç i n ' i n bir R o o s e v e l t K ü t ü p h a n e s i k u r m a k t a o l d u ğ u n u bildir­
m i ş t i . S o n u ç olarak, çeşitli k ü t ü p h a n e l e r t a r a f ı n d a n , N e w York H a l k Kü­
t ü p h a n e s i n d e n g ö n d e r i l e n kart k a t a l o g u d â h i l , y a k l a ş ı k 2 0 . 0 0 0 k i t a p bağış­
l a n m ı ş t ı . 2 0 Yedi aylık ziyareti s ı r a s ı n d a Y a n ç o k s a y ı d a politikacı v e p r o ­
f e s y o n e l l e t a n ı ş m ı ş v e k a p s a m l ı bir t u r d a , 2 3 farklı e y a l e t t e m u h t e l i f tür­
21
deki kütüphaneleri gezmişti.
1948 y ı l ı n a g e l i n d i ğ i n d e , C h o n g Q i n g ' d e teklif e d i l e n R o o s e v e l t K ü ­
t ü p h a n e s i , k i t a p o l a r a k y ü k s e k s a y ı d a ö n e m l i katkılar e l d e e t m i ş t i . M e r k e ­
zi U l u s a l K ü t ü p h a n e d e n m i r a s aldığı 100.000 kitaba ek olarak, R o o s e v e l t
Kütüphanesi 1947 s o n u n d a , ulusal v e a k a d e m i k k ü t ü p h a n e l e r e y a r d ı m c ı
o l m a k a m a c ı y l a y a p ı l a n t a k v i y e ç a b a l a r ı n ı n bir parçası olarak, E ğ i t i m Ba­
kanlığından yaklaşık 100.000 k i t a p a l m ı ş t ı . 2 2 2 0 0 . 0 0 0 ' d e n fazla k i t a p l a
k ü t ü p h a n e gerçek hale gelme konusunda önemli adımlar atmıştı. Ancak,
bu a r a d a , b ü t ü n ü l k e K o m ü n i s t l e r l e Milliyetçiler a r a s ı n d a bir iç savaş pat­
l a m a s ı n ı n o r t a s ı n d a k a l m ı ş v e 1948 s o n u n a g e l i n d i ğ i n d e Milliyetçiler, b ü ­
y ü k b i r K o m ü n i s t t a a r r u z u k a r ş ı s ı n d a geri ç e k i l m e k t e y d i . O c a k 1 9 4 9 ' d a
h e m T i a n Jin, h e m d e P e k i n , K u z e y Ç i n ' d e k i e n ö n e m l i şehirler d ü ş m ü ş ­
23
tü. U l u s a l H ü k ü m e t i n e s a s varlığı s ö z k o n u s u y k e n , k u r u l m a k t a o l a n bir
ulusal k ü t ü p h a n e n i n yazgısı d a h a d a belirsiz bir h a l e g e l m i ş t i . G e r ç e k t e n
d e , m e v c u t b ü t ü n k a y n a k l a r d a n s a d e c e , i ç i n d e R o o s e v e l t K ü t ü p h a n e s i bu­
l u n m a s ı g e r e k e n bir o k u m a o d a s ı n ı n h a l k a açık o l d u ğ u bir tarih belirlene-
b i l m e k t e d i r . 2 4 K ü t ü p h a n e n i n k e n d i s i , 2 0 0 . 0 0 0 ' d e n fazla kitabı v e y a k l a ş ı k
o t u z k ü t ü p h a n e c i v e d e s t e k e l e m a n ı ile, h i ç b i r z a m a n R o o s e v e l t K ü t ü p h a ­
n e s i olarak a ç ı l m a m ı ş t ı . K a s ı m 1 9 4 9 ' d a C h o n g Q i n g K o m ü n i s t Birlikleri
tarafından ele g e ç i r i l d i k t e n s o n r a , R o o s e v e l t K ü t ü p h a n e s i , G ü n e y b a t ı Böl­
g e s i n d e H a l k ı n K ü t ü p h a n e s i o l m u ş , b ö y l e c e Ç i n ' d e , bir A m e r i k a n b a ş k a ­
n ı n ı n adını t a ş ı y a n m o d e r n bir ulusal k ü t ü p h a n e n i n k u r u l m a s ı d e s t a n ı d a
sona erdirilmişti.
P e k i , k ü t ü p h a n e y i k i m k a y b e t m i ş t i ? E n belirgin g ü n a h k â r i ç savaştı.
A m a k o m ü n i s t l e r tarafından ele g e ç i r i l m e s e y d i , R o o s e v e l t K ü t ü p h a n e s i
k e s i n o l a r a k s ü r d ü r ü l e b i l i r d i . A n c a k , d a h a y a k ı n d a n b a k ı l d ı ğ ı n d a , d a h a te­
m e l soru o r t a y a ç ı k m a k t a d ı r - k ü t ü p h a n e n i n k a y b e d i l m e s i m i d ü ş ü n ü l ­
müştü?
S a v a ş ı n f e l a k e t i n d e n s o n r a , b i r ç o k kişi d e m o k r a t i k , b i r l e ş m i ş v e g ü ç ­
l ü bir Ç i n h a y a l e d i y o r d u . T a b i i , A B D H ü k ü m e t i , A r a l ı k 1 9 5 4 ' d e ilan
edilen Ç i n ' e yönelik politikasında açıkça bu görüşü desteklemişti.23 Böy­
l e bir h a v a d a , iki taraf d a d i ğ e r i n d e n k u r t u l m a k istese d e , h e m K o m ü n i s t ­
ler, h e m d e M i l l i y e t ç i l e r dış d ü n y a n ı n y a n ı sıra, Ç i n h a l k ı n a d e m o k r a s i ,
b a r ı ş , refah v e h e p s i n i n ö t e s i n d e k o a l i s y o n d ü ş ü n c e s i y a n s ı t m a h e v e s i n -
d e y d i . A B D d e s t e ğ i v e s e m p a t i s i n i k a z a n m a n ı n k a d e r l e r i için z o r u n l u ol­
d u ğ u n u a n l a d ı k l a r ı n d a n , M i l l i y e t ç i l e r A m e r i k a l ı l a r ı m u t l u e t m e k için h e ­
m e n h e r şeyi y a p m a y ı h a z ı r d ı . Bir A m e r i k a n B a ş k a n ı n ı n o n u r u n a u l u s a l
bir k ü t ü p h a n e yapılmasını - saygının, bilginin ve minnettarlığın sembolü
- ö n e r m e k t e n d a h a iyi bir j e s t y a p ı l a b i l i r m i y d i ? M i l l i y e t ç i l e r dış d ü n y a ­
n ı n , ö z e l l i k l e A B D H ü k ü m e t i n i n b u teklifi y a p a n l a r ı n K o m ü n i s t l e r d e ğ i l ,
Milliyetçiler olduğunun bildiğinden emin olmak istiyordu. B a ş ı n d a n be­
ri, bir R o o s e v e l t K ü t ü p h a n e s i k u r m a planı fazlasıyla p o l i t i k t i . E ğ e r M i l ­
liyetçi H ü k ü m e t g e r ç e k t e n d e b ö y l e bir k ü t ü p h a n e n i n b a ş a r ı l ı o l m a s ı n ı is­
tiyorduysa, kütüphane komitesi kesinlikle, kendi a d a m l a r ı n a ilave olarak,
k o a l i s y o n u n d i ğ e r t a r a f ı n d a n d a ü y e l e r v e y a p o l i t i k e ğ i l i m i o l m a y a n ta-
n ı n m ı ş p e r s o n e l bile e k l e m e l i y d i . B u g ü n e k a d a r ç ı k a r d a n k a y ı t l a r ı n hiç­
birisi, b u d ü ş ü n c e n i n a k l a g e l d i ğ i n i g ö s t e r m e m e k t e d i r . Teklif, M i l l i y e t ç i
liderler ve h ü k ü m e t g ö r e v l i l e r i n d e n o l u ş a n etkili bir ü y e l i k listesi ile süs­
lenerek, Milliyetçi H ü k ü m e t tarafından, A D B Hükümetine yaranmak
a m a c ı y l a g ö n d e r i l e n bir j e s t gibi g ö r ü n m e k t e d i r . M ü ş t e r e k b i r ç a b a olsay­
dı, K o m ü n i s t H ü k ü m e t i n , e n a z ı n d a n b i r k a ç yıl s ü r e y l e , k ü t ü p h a n e y i m u ­
hafaza etmeyi düşünmesi mantıklı olabilirdi. Ne de olsa kütüphane Ko­
m ü n i s t H ü k ü m e t l e A B D a r a s ı n d a e n d e r r a s t l a n a c a k bir d i y a l o g fırsatı su­
nuyordu.
Milliyetçi H ü k ü m e t i n b ü n y e s i n d e k i Hazırlık K o m i t e s i t a r a f ı n d a n , kü­
t ü p h a n e teklifini k a m u o y u n a a ç ı k l a y a r a k A m e r i k a Birleşik D e v l e t l e r i n i n
h o ş g ö r ü s ü n ü k a z a n m a k için g ö s t e r i l e n b ü t ü n ç a b a l a r a r a ğ m e n , A m e r i ­
k a ' d a n g e l e n tepkiler - ö z e l l i k l e de h ü k ü m e t t e n - fazla sıcak d e ğ i l d i . Bu
d u r u m Hazırlık K o m i t e s i üyelerini hayal kırıklığına u ğ r a t m ı ş o l m a l ı . Ç i n
İç S a v a ş ı n ı t a k i b e n , M i l l i y e t ç i l e r i n teklifinin yalnızlığı, y e t e r s i z hazırlık­
lar v e A B D h ü k ü m e t i n i n b e l i r g i n d e s t e k eksikliği bir a r a y a g e l e r e k Ç i n ' i n
R o o s e v e l t K ü t ü p h a n e s i n i yok e t m i ş t i . A n c a k , t a m a m e n y o k e d i l m e s i n i n
b o y u t u hâlâ b i l i n m e m e k t e d i r .
C h o n g Q i n g ' d e k i H a l k ı n K ü t ü p h a n e s i ş i m d i , d a h a ö n c e R o o s e v e l t Kü­
t ü p h a n e s i için d ü ş ü n ü l e n y e r d e b u l u n m a k t a d ı r . 1 9 9 8 ' d e n itibaren, y e n i
bilgiler a l m a k ü m i d i y l e , halef k ü t ü p h a n e ile irtibat k u r m a y a çalıştık. A r a ş ­
t ı r m a m ı z ı n iki yılında h i ç b i r c e v a p a l a m a d ı k . Çinli m e s l e k t a ş l a r ı m ı z b i z e
kişisel olarak y a n l ı ş k a p ı y ı ç a l d ı ğ ı m ı z ı s ö y l e d i . K o m ü n i s t Ç i n , R o o s e v e l t
K ü t ü p h a n e s i d i y e bir şeyin varlığını h i ç b i r z a m a n kabul e t m e m i ş t i . Aksi­
n e , b ö y l e bir k ü t ü p h a n e k u r m a g i r i ş i m i , k e n d i kaderlerini k u r t a r m a k a m a ­
c ı y l a A m e r i k a ' n ı n d e s t e ğ i n i a l m a k için M i l l i y e t ç i l e r tarafından gösterilen
b a ş a r ı s ı z bir ç a b a y d ı . A n c a k , T e m m u z 2 0 0 0 ' d e Çinli bir k ü t ü p h a n e c i m e s ­
l e k t a ş ı m ı z , R o o s e v e l t K ü t ü p h a n e s i n i n g e r ç e k t e n d e var o l d u ğ u n u v e hatta
k e n d i w e b sayfası ile ö v ü n d ü ğ ü n ü b i l d i r d i : C h o n g Q i n g ' d e k i H a l k ı n Kü­
t ü p h a n e s i n i n w e b sayfası. Ö n c e " C h o n g Q i n g K ü t ü p h a n e s i n i n T a r i h i " n e
gittik v e a ş a ğ ı d a k i a ç ı k l a m a y ı o k u d u k :

Chong Qing Kütüphanesinin selefi, 1947 yılında kurulan "Ulusal Ro­


osevelt Kütüphanesi"dir [isim tırnak işareti içinde belirtilmektedir].
12 Nisan 1945 tarihinde Başkan Roosevelt vefat etti. Faşistlere karşı ve
dünya barışını geliştirmek için gösterdiği savaş çabalarının anısına, Mil­
liyetçi Parti, Mayıs 1945'deki altıncı kongresinde, "Roosevelt Kütüphane­
si" kurulması konusunda bir kararı kabul etmiştir. Kütüphane yeni bir
kültürel oluşumdu. Birçok şehir bu kütüphane için talip oldu. Sonunda sa­
vaş başkenti Chong Qing'in olması kararlaştırılmıştır. Roosevelt Kütüp­
hanesi 1947'den Kasım 1949'a kadar açık kalmıştır. Bu üç yıl içinde kü­
tüphane Chong Qing halkına aktif olarak hizmet vermiştir. Bütün okuma
odaları yıl boyunca açık olmuştur. Kütüphane daha sonra, geceleri bile
açılmaya başlamıştır. Kütüphanenin, müfredata destek yayınlarda oluşan
gezgin koleksiyonu elli okula ulaşıyordu. Radyo istasyonu ve Peace Daily
[Barış Günlüğü] ile birlikte, kütüphane iki medyada da kitap eleştiri kesi­
mi oluşturmuştur. Buna ek olarak Kütüphane her ay meşhur bilim adam­
larını sunu yapmak üzere davet ediyordu.
30 Kasım 1949'da Chong Qing kurtarıldı. 25 Nisan 1950'de, Güney-
Batı Bölgesinin Kültür ve Eğitim Bölümünün talimatıyla kütüphanenin
adı, "Güneybatı Bölgesi Ulusal Halkın Kütüphanesi" olarak değiştirildi.
Artık hizmet politikası işçilere, köylülere ve askerlere yönelik olmuştu. 7
Ağustos 1950'de, ise Güneybatı Bölgesi Ulusal Halkın Kütüphanesi res­
men kuruldu.
Eylül 1954'de, güneybatı bölgesi yönetimi dağıtıldığından, kütüphane
St Chuan ili Kültür Bürosu idaresinin yönetimi altına ve daha sonra da
Chong Qing şehrinin Kültür Bürosunun altına verilmiştir. Mayıs 1955'de
Güney Batı Bölgesi Halkın Kütüphanesi, Chong Qing Şehri Halk Kütüp­
hanesi (daha önceki Şehir Halkının Kütüphanesi) ve Bei Pei İlçesinin Kü­
tüphanesi ile birleşmiş ve aynı yılın 1 Haziranında "Chong Qing Şehri
Kütüphanesi" ni oluşturmuştur.
1987 yılında Kütüphaneye "Chong Qing Kütüphanesi" adı verilmiştir.

Bu, Ç i n ' i n d ı ş ı n d a her hangi biri için, orijinal R o o s e v e l t K ü t ü p h a n e s i n ­


d e n g e r ç e k t e n bir şeyler k a l d ı ğ ı n a dair ilk belirtiydi. Tarife g ö r e , K ü t ü p ­
h a n e 1 9 4 7 ' d e n 1 9 4 9 ' a k a d a r açık kalmıştı, a m a m e d y a d a n s a k l a n m ı ş t ı .
W e b sitesinin d a h a sonraki bir b ö l ü m ü n d e R o o s e v e l t K ü t ü p h a n e s i n i n
e m e k t a r k ü t ü p h a n e c i l e r i n e y a z ı l m ı ş bir m e k t u p b u l d u k :
16 Haziran, 2000
Roosevelt Kütüphanesinin değerli emektar kütüphanecilerine,
Selamlar!
Yetkililer bize, kendimizi Roosevelt Kütüphanesi olarak adlandırmamız
konusunda talimat veriyor ve ardından da, ön girişte Chong Qing Kütüp­
hanesinin yanına, bu ismi taşıyan bir başka tabela asacağız. Kütüphane,
tarihi olayların anısına, geleceğe bakarak, uluslar arası değişimi gelişti­
rerek ve Büyük Batının gelişimini ilerleterek, Roosevelt Kütüphanesinin
anısına bir kitap yayınlamaya ve aynı amaçla bir sergi odası oluşturmaya
karar vermiştir. Hepiniz Roosevelt Kütüphanesinde çalıştığınız için, bize
yazarak deneyimlerinizi anlatmanızı ya da arşiv, dosyalar veya diğer ta­
rihi materyalle ilgili bilgi sağlamanızı rica ediyoruz, içtenlikle umuyoruz
ki çabalarımız, coşkulu desteğinizi ve yardımınızı alabilecektir. Bu kap­
samda yapılacak her hangi bir anma amaçlı faaliyet hakkında size bildi­
rimde bulunulacaktır.
Chong Qing Şehri Halk Kütüphanesi I Roosevelt Kütüphanesi2b

K ü t ü p h a n e m ü d ü r ü n e , 1949 yılından s o n r a k ü t ü p h a n e n i n tarihi v e k o ­


l e k s i y o n u h a k k ı n d a d a h a fazla s o r u s t u r a b i l m e k a m a c ı y l a h e m e n bir e-pos-
ta g ö n d e r i l m i ş t i . 3 A ğ u s t o s 2 0 0 0 tarihli bir c e v a p , k ı s a c a " Ç i n ' i n R o o s e ­
velt K ü t ü p h a n e s i n i n , 1947 yılında k u r u l d u ğ u n d a n beri, h e r z a m a n {aynen
böyle deniyor) var o l d u ğ u n u " ve " k i t a p l a r l a d o k ü m a n l a r ı n a y n e n m u h a f a ­
za e d i l d i ğ i n i {aynen bu şekilde)" b e l i r t m e k l e d i r . 2 7 A m a bu, o n l a r d a n alı­
n a n tek iletiydi. Diğer, d a h a belirli sorulara c e v a p v e r i l m e m i ş t i . A c a b a c e ­
vaplarını g e r ç e k t e n biliyorlar m ı ? W e b siteleri d a h a detaylı incelendiğin­
d e , b u n u n pek m ü m k ü n o l m a d ı ğ ı g ö r ü l m e k t e d i r . R o o s e v e l t K ü t ü p h a n e s i ­
nin K ü t ü p h a n e c i l e r i n e yazılan açık m e k t u p ve içindeki yazı talebi, aslında
C h o n g Q i n g K ü t ü p h a n e s i Y ö n e t i m i n i n , selefi h a k k ı n d a pek d e bilgi sahi­
bi o l m a d ı ğ ı n ı g ö s t e r m e k t e d i r :

" R o o s e v e l t K ü t ü p h a n e s i v e b e n " [konferans bildirisi çağrısı]

Chong Qing Kütüphanesinin selefi 1974 [1947] yılında kurulan Ulusal


Roosevelt Kütüphanesidir. Chong Qing Kütüphanesi, , belediyemizde bu-
lunan kültürel kaynaklardan tam olarak yararlanabilmek, uluslararası de­
ğişimi geliştirmek ve Büyük Batıda iki tür medeniyetin oluşturulmasında2*
Kütüphanenin rolünün artırmak amacıyla, bütün topluma, "Roosevelt Kü­
tüphanesi ve Ben" başlıklı bildiri çağrısında bulunmaktadır. Bu faaliyetin
amacı, Ulusal Roosevelt Kütüphanesi ile ilgili bilgi toplamaktır.
Bildirilerin, aşağıdaki konulardan herhangi birini kapsaması tercih
edilmektedir:
Araştırma ve incelemelerde Roosevelt Kütüphanesinin kullanımı.
Kütüphane müdürü ya da kütüphane personeli olarak Roosevelt Kütüp­
hanesinde çalışmak.
Roosevelt Kütüphanesi ile ilgili olarak sahip olduğunuz diğer her tür­
lü bilgiler.
Yazarlar her hangi bir tarz ya da format kullanarak yazabilirler. Yazı­
lar açık ve net olmalıdır. Sunulan her bildiri, yazar hakkında kısa bir ta­
nıtım ve irtibat bilgilerini içermelidir. Lütfen bildirilerinizi "Chong Qing
Kütüphanesi Bürosu, Posta Kodu 400014" adresine gönderin. Lütfen zar­
fı, içinde bir bildiri olduğunu belirterek işaretleyin. Seçilen bildiri bir anı
defterine dâhil edilecektir. Katılımcılara ödül verilebilir. Katılımcılar,
başka ilgili faaliyetlere de davet edilebilir.
Chong Qing Kütüphanesi29

K ü t ü p h a n e n i n dirilişini, yeni Ç i n ' l e bağlantılı olarak d e ğ e r l e n d i r m e k


gerekir. 1980'lerin s o n u n d a n beri, yeni bir e k o n o m i k politika altında, bir­
çok b ö l g e , özellikle kıyı bölgeleri z e n g i n l e ş m i ş t i r . İçeride b u l u n a n b ö l g e ­
ler n i s p e t e n geri kalmıştır. Ç i n ' d e yaygın bir şekilde, Batı y a t ı r ı m l a r ı n ı n
b u kıyı b ö l g e l e r i n d e e k o n o m i k g e l i ş m e n i n anahtarı o l d u ğ u n a i n a n ı l m a k t a ­
dır ve içerdeki bölgeler yıllardır batının yatırımlarını k a z a n m a y a çalış­
m a k t a d ı r . 1990'ların s o n u n d a , m e r k e z i h ü k ü m e t , yasaları v e vergi d ü z e n ­
lemelerini g e v ş e t e r e k d a h a o l u m l u k o ş u l l a r s a ğ l a m a y a k a r a r vermiştir. B u
b ö l g e l e r birçok a ç ı d a n , Batı yatırımlarını c a z i p h a l e g e t i r m e k a m a c ı y l a ,
g e r e k e n her şeyi y a p m a k l a serbest bırakılmıştır. B u ç a b a l a r d a n , " B ü y ü k
Batının g e l i ş t i r i l m e s i " olarak b a h s e d i l m e k t e d i r ve batı y a t ı r ı m l a r ı n ı çek­
m e k için, m e ş h u r bir A m e r i k a n b a ş k a n ı n ı n adını t a ş ı y a n bir k ü t ü p h a n e n i n
y e n i d e n c a n l a n d ı r ı l m a s ı n d a n d a h a etkili ne olabilir? Elli yıl ö n c e o l d u ğ u

III
gibi, bir R o o s e v e l t K ü t ü p h a n e s i k u r u l m a k t a v e t e ş v i k e d i l m e k t e d i r v e
Ç i n ' i n R o o s e v e l t K ü t ü p h a n e s i b a ş l a d ı ğ ı n o k t a y a geri d ö n m ü ş t ü r . A m e r i ­
kalıların y a r d ı m l a r ı n ı k a z a n m a k için ö n e r i l e n v e k u r u l a n , a n l a ş ı l a n M a o
yılları v e h e m e n s o n r a s ı n d a g e l e n l e r i n d ö n e m l e r i b o y u n c a bir ş e k i l d e ya­
ş a m a y ı b a ş a r a n k ü t ü p h a n e , ş i m d i y e n i Ç i n ' i - ve m u h t e m e l e n Batı ile iliş­
kilerini - teşvik e t m e k için y e n i d e n c a n l a n d ı r ı l m a k t a d ı r . T a r i h i k e ş f e d i l m i ş
v e y e n i d e n keşfedilmiştir. Bildiri çağrısı, d e v a m e d e n bir tarih g ö r ü n ü m ü ­
nü v e r m e k için y a p ı l m ı ş t ı r . H e r h a n g i bir anı kitabının d o ğ r u l a n a b i l i r ol­
m a s ı i h t i m a l d â h i l i n d e d e ğ i l d i r . A s l ı n d a k ü t ü p h a n e n i n , h e r h a n g i bir za­
m a n d a çalışan bir k ü t ü p h a n e o l a r a k h i z m e t v e r i p v e r m e d i ğ i h â l â c e v a p l a n ­
m a m ı ş bir s o r u d u r . T a r i h i h â l â y a p ı m a ş a m a s ı n d a d ı r .

Notlar
1. Don W. Wilson, "Başkanlık Kütüphaneleri: Olgunlaşma yolunda gelişmeler",
3 aylık Başkanlık İncelemeleri Dergisi, 21 ( 1991 ): 9
2. Luo Si Fu Tu Shu Guai) Chou Bei Wei Yuan Hui (Roosevelt Kütüphanesi için
Hazırlık Komitesi), "Chuan She Luo Si Fu Tu Shu Guari Zhi Qu" (Bir Roose­
velt Kütüphanesi Kurmanın Amacı). Jiao Yu Tong Xun (Eğitim Bülteni), 2
(1946):4.
3. "Uluslararası İlişkiler, Britannica Ansiklopedisi On-line. http://search.
eb.com/bol/topic?eu=108377&sctn=I2 (25 Ağustos 2000 tarihinde girilmiştir)
4. Birleşik Devletler Hükümeti Baskı Bürosu, Birleşik Devletler Başkanlarının
Kamu Bildirileri: Harry S. Truman, 1945 (Washington, DC, 1945), s. 512-513.
5. Aynı eser, s. 543-546
6. Xiao Xi (Haberler). Zhong Hua Tu Shu Guan Xie Hui Hui Bao (Çin Kütüpha­
ne Birliği gazetesi), 19 (1946): 4-5.
7. Xiao Xi (Haberler). Jiao Yu Tong Xun (Eğitim Bülteni), 2 (Ekim 1946)
8. Aynı eser.
9. Xiao Xi (Haberler). Zhong Hua Tu Shu Guan Xie Hui Hui Bao (Çin Kütüpha­
ne Birliği gazetesi), 19 (1946): 4-5.
1 O.Howard Booman ve Richard Howard, ed., Çin Cumhuriyetinin Bibliyografik
Sözlüğü, 5 cilt (New York: Columbia Üniversitesi baskısı, 1967), 1: 437.
11. Aynı eser, s. 206.
12. Aynı eser, s. 346.
13. Aynı eser, s. 358.
14. Aynı eser, 2: 43
15. Aynı eser, s. 167.
16. Aynı eser, s. 395
17. Aynı eser, s. 411
18. Aynı eser, 4: 89-92
19. Xiao Xi (Haberler). Jiao Yu Tong Xun (Eğitim Bülteni), 4 (Ocak 1948)
20. Xiao Xi (Haberler). Jiao Yu Tong Xun (Eğitim Bülteni), 3 (Ekim 1947)
21. Wenjun Zhou, Tu Shu Guan Qing Bao Xue Ci Dian (Kütüphane ve Bilişim Bi­
limleri Sözlüğü) (Pekin: Shu Mu Wen Xian yayınevi, 1991), s. 60
22. Xiao Xi (Haberler). Jiao Yu Tong Xun (Eğitim Bülteni), 4 (Ocak 1948)
23. "Uluslararası İlişkiler, Britannica Ansiklopedisi On-line. http://search.
eb.com/bol/topic?eu=108377&sctn=12 (9 Ağustos 1999 tarihinde girilmiştir)
24. "Tu Shu Guan Qing Bao Xue Dang An Xue" (Kütüphane ve Bilişim Bilimle­
ri), Zhong Guo Da Bai Ke Quan Shu (Büyük Çin Ansiklopedisi) (Pekin: Zhong
Guo Da Bai Ke Quan Shu Chu Ban She, 1993), s. 31
25. Birleşik Devletler Hükümeti Baskı Bürosu, Birleşik Devletler Başkanlarının
Kamu Bildirileri: Harry S. Truman, 1945 (Washington, DC, 1945).
26. "Chong Qing Kütüphanesi", bulunduğu yer: http://www.cqlib.org/history.htm.
27 Temmuz 2000.
27. Rui Wang (rw6@humboldt.edu), Çin'in Roosevelt Kütüphanesi", Chong Qing
Kütüphanesi müdürüne e-posta, (cqtsq@cqlb.org) 27 Temmuz 2000; Chong
Qing Kütüphanesi (cqtsq@cqlib.org), "Dr Wang'a mektup", Rui Wang'a e-
posta rw6@humboldt.edu), 3 Ağustos, 2000.
28. Terminoloji Çin Hükümeti propagandasıdır: iki medeniyetle, maddi medeniyet
ile ruhani/ahlaki medeniyet kastedilmektedir.
29. "Bildiri çağrısı", bulunduğu yer: http://www.cqlib.org/zhenwen.htm, 27 Tem­
muz 2000.
14

Çin'in Tibet Kütüphanelerini Yok etmesi


Rebecca J. Knuth

Aşağıda, yirminci yüzyılın sonlarında Tibet manastırlarının ve manas­


tır k o l e k s i y o n l a r ı n ı n tarihi v e t a h r i p e d i l m e l e r i n i n s o n u ç l a r ı d e ğ e r l e n d i r i l ­
m e k t e d i r . B u o l a ğ a n ü s t ü y o k s u n l u ğ u n k ö k e n i , tıpkı R o o s e v e l t K ü t ü p h a n e ­
sinin y a p ı m ı gibi, Ç i n İç S a v a ş ı ve 1945 y ı l ı n d a J a p o n l a r ı n t e s l i m o l m a l a ­
r ı s o n r a s ı n d a , ü l k e n i n y e n i d e n k u r u l d u ğ u t a r i h l e r e d a y a n m a k t a d ı r . 1949
y ı l ı n a g e l i n d i ğ i n d e Çinli K o m ü n i s t l e r ü r k ü t ü c ü bir savaş m a k i n a s ı y a p ­
m ı ş t ı . K o m ü n i s t H ü k ü m e t , m e v c u t sınırlar i ç i n d e k o n t r o l ü ele a l d ı k t a n
s o n r a Ç i n ' i n " e y a l e t l e r i " ü z e r i n d e h â k i m i y e t iddia e t m e y e b a ş l a m ı ş t ı . Ç i n ­
lilerin b a k ı ş a ç ı s ı n a g ö r e , h ü k ü m e t s a d e c e , bir s ü r e d e n beri k u l l a n a m a d ı k ­
ları ve a ç ı k ç a k e n d i l e r i n e ait o l a n tarihi hakları y e n i d e n o l u ş t u r m a y a çalı­
ş ı y o r d u . 1 B i r ç o k T i b e t l i y e g ö r e işgal, a ç ı k ç a Tibet t o p r a k l a r ı v e d o ğ a l kay­
n a k l a r ı n ı ele g e ç i r m e k a r z u s u ile m o t i v e o l m u ş bariz e m p e r y a l i z m d i . A m a
işgal s ı r a s ı n d a v e s o n r a s ı n d a , T i b e t l i l e r i n Ç i n l i l e r e d i r e n m e y a d a o n l a r ı
t o p r a k l a r ı n d a n ç ı k a r m a k o n u s u n d a y a p a b i l e c e k l e r i fazla bir şey y o k t u .
C o ğ r a f i o l a r a k izole o l d u ğ u n d a n , T i b e t b i n l e r c e yıllık bir s ü r e ç içinde,
H i n t B u d i z m ' i n i n bir t ü r u y a r l a m a s ı n a d a y a n a n , o l d u k ç a ileri eşsiz bir m e ­
d e n i y e t h a l i n e g e l m i ş t i . Y i r m i n c i y ü z y ı l a g i r i l d i ğ i n d e T i b e t ' t e 6.000'İn
ü z e r i n d e m a n a s t ı r v e d a h a d a fazla t a p ı n a k , B u d i s l l i ğ e h a s "Çörtenler
( i ç i n d e B u d i s t a z i z l e r i n i n k a l ı n t ı l a r ı n ı n o l d u ğ u sivri-tepeli kutsal y e r l e r ) ,
stupalar (dini o b j e l e r içeren k u b b e l i p l a t f o r m l a r ) ve y ı ğ ı n l a r c a m a n i taşı
( d u a l a r o y u l m u ş taşlar) b u l u n u y o r d u . M a n a s t ı r l a r , a r a z i n i n y ü z d e k ı r k ı n a
sahipti ve v e r g i l e r l e ve kiracı çiftçilerin k a t k ı l a r ı y l a d e s t e k l e n i y o r d u . Ü l ­
k e n i n k u l l a n ı l a b i l i r servetinin ç o ğ u n l u ğ u , t a p ı n a k l a r a v e m a b e t l e r e a d a n ­
m a k ü z e r e , h e y k e l l e r e v e sanat e s e r l e r i n e yatırılmıştı. T i b e t l i l e r i n h e m e n
h e m e n t a m a m ı n ı n , y a k ı n bir a k r a b a y a d a o ğ u l aracılığıyla, bir m a n a s t ı r
c e m a a t i ile bağlantısı vardı. D i n i n m e r k e z i y e t ç i l i ğ i , h e m dini h e m d e p o ­
litik yetkilerin verildiği, c i s m a n i m a n a s t ı r rahibi y ö n e t i m d e k i r u h a n i lider
Dalai L a m a ' n ı n ş a h s i y e t i n d e bellidir. O n u n kişiliğinde d e v l e t v e din birbi­
r i n e k a y n a m ı ş t ı r . Bu birleşim, 1959 ö n c e s i L h a s a ' s ı n ı n dini ve politik ar­
şivlerinin iç içe g e ç m i ş i iğinde a ç ı k ç a g ö r ü n ü r . M e r k e z K a t e d r a l i n i n alt ka­
t ı n d a dini e s e r l e r ve kutsal kitaplarla d o l u elli k ü ç ü k kilise b u l u n u r k e n , yu­
k a r ı d a b e l e d i y e b a ş k a n ı n ı n , naibin v e d i ğ e r m e m u r l a r ı n b ü r o l a r ı ile, k ı r m ı ­
z ı lake s ü t u n l a r a b a ğ l a n m ı ş d e s t e l e r h a l i n d e y ü z l e r c e d o k ü m a n , yaşları
yüzyılları bulan a n l a ş m a l a r v e vergi kayıtları yer almaktaydı.2 Dala-
i L a m a ' n ı n , 1000 odalı e v i n i n , P o t a l a ' n ı n m a h z e n l e r i n d e d e Tibet kültürü­
n ü n y a ş a m ı ve g e l i ş i m i n e ilişkin b i n l e r c e m e t i n - p a r ş ö m e n l e r , h u r m a - k a -
b u ğ u kitaplar, altın, g ü m ü ş , d e m i r y a d a b a k ı r t o z u k a r ı ş ı m ı n d a n yapılan
ö z e l bir m ü r e k k e p l e y a z ı l m ı ş ciltler d o l u s u kutsal m e t i n b u l u n u y o r d u . 3
Manastırlar, T i b e t ' i n politik v e sosyal d ü z e n i n i n d a y a n d ı ğ ı t e m e l d o k ­
trini besliyor ve geliştiriyordu. A m a aynı z a m a n d a , k a y ı p Budist kutsal ki­
taplarının k o r u y u c u l a r ı y d ı . 700'lii yıllarda, Budist yazılarının Sanskrit-
ç e ' y e ç e v r i l m e s i için bir Tibet yazısı geliştirilmişti. B u n u n s o n u c u n d a orta­
ya ç ı k a n B u d a ve 7 5 0 Hintli B r a h m a bilgininin çevirileri d e , 4 . 5 0 0 ' d e n faz­
la ayrı ç a l ı ş m a h a l i n d e , k a y ı p Hint S a n s k r i t ç e eserlerinin y e n i d e n o l u ş t u r u l ­
m a s ı n ı sağlamıştır. O n ü ç ü n c ü yüzyıla g e l i n d i ğ i n d e bile, B u d i z m H i n d i s ­
t a n ' d a n k a y b o l u r k e n v e N e p a l ' d e a z a l ı r k e n , Tibetliler, d i n l e r i n i n t ü m kül­
liyatının, belki d e d ü n y a d a k i dini e d e b i y a t ı n e n z e n g i n k o l e k s i y o n u n u n k o ­
r u y u c u s u oldukları için kendilerini eşsiz bir şekilde ayrıcalıklı h i s s e d i y o r ­
d u . O t a r i h t e n s o n r a bu metinlerin b a k ı m ı ö n c e l i k h a l i n e g e l m i ş t i . 4
T i b e t m a n a s t ı r l a r ı , o l a ğ a n ü s t ü bir e ğ i t i m çeşitliliğine s a h i p bir d ü z e n
o l u ş t u r m u ş t u . Sutra ve t a n t r a ' l a r ı n t ü m içeriği, b u n l a r ı n b e r a b e r i n d e k i du-
a k i t a p l a r ı ve en kritiği, sözlü iletime d a y a n a n g u r u - m ü r i t silsilesine s a h i p ­
l e r d i . 5 Kangyur ya da " k e l i m e n i n t e r c ü m e s i " d e n i l e n 108 ciltlik s ö y l e v l e ­
ri ve a y r ı c a bu s ö y l e v l e r h a k k ı n d a tenygur d e n i l e n 2 2 7 ciltlik H i n t ç e y o ­
r u m l a r ı b u l u n u y o r d u . D ö r t - beş bin sayfa u z u n l u ğ u n d a k i b u yazılar, a h ş a p
k a p a k l a r a r a s ı n a yerleştirilen v e k u m a ş a s a r ı l a n s a ğ l a m , lifli k â ğ ı t l a r a ba­
s ı l ı y o r d u . T a p ı n a k l a r d a rutin o l a r a k , d i ğ e r k u t s a l e ş y a l a r k a d a r s a y g ı y l a ta­
pılan raflar d o l u s u m e t i n l e r y e r a l ı y o r d u . Stupolar, y a z ı l a r ı n y a n ı sıra d i n i
kalıntılar d a i ç e r e b i l i y o r d u ; D r e p u n g M a n a s t ı r ı n d a b u l u n a n b e y a z s t u p a l a r
100.000 d i z e y e sahipti. B u n l a r ı ç o k a z s a y ı d a k ö y l ü o k u y a b i l i r k e n , k u t s a l
m e t i n l e r g e n e l d e , iyi ü r ü n a l m a k için, yıllık kafileler h a l i n d e k ö y d e d o l a ş ­
tırılıyordu. T i b e t l i l e r kitaplarını b a ğ ı r l a r ı n a b a s ı y o r v e bir k i t a b ı n ü s t ü n e
h e r h a n g i b i r şey k o y m a y ı v e y a b i r i n i n ü s t ü n d e n a t l a m a y ı bile g ü n a h sayı­
y o r d u v e k i t a p l a r h e r h a n g i bir T i b e t m e k â n ı n d a , s a y g ı y l a y ü k s e k y e r l e r d e
s a k l a n ı y o r d u . Birçok e v d e , h ü r m e t l e t a p ı n a k l a r d a m u h a f a z a e d i l e n v e b a ­
z e n d i l e n c i k e ş i ş l e r t a r a l ı n d a n s a h i p l e r i n e o k u n a n b i r k a ç dini k i t a p bulu­
n u y o r d u . Z e n g i n l e r için, kutsal Budist k i t a p l a r d a n o l u ş a n bir ö z e l k ü t ü p ­
h a n e y e s a h i p o l m a k , e r d e m l i bir d a v r a n ı ş o l a r a k d e ğ e r l e n d i r i l i y o r d u ; iyi
e ğ i t i m g ö r m ü ş kişiler için, r u h a n i u y g u l a m a l a r k o n u s u n d a v a z g e ç i l m e z bir
katkıydı.6
T i b e t l i a y d ı n l a r H i n t ç e e s e r l e r i n y a p ı s ı n ı v e tarzını b e n i m s e m i ş v e ay­
nı z a m a n d a , o l d u k ç a k a r m a ş ı k dini ve felsefi bir k e l i m e d a ğ a r c ı ğ ı ü r e t m e k
a m a c ı y l a , k e n d i dilbilgisi m a l z e m e l e r i n i g e l i ş t i r m i ş l e r d i . 7 İlk t e r c ü m e l e r
t a m a m l a n d ı k t a n sonra, T i b e t l i L a m a l a r ( B u d a R a h i p l e r i ) y o r u m l a r v e tez­
ler o l u ş t u r m a y a b a ş l a m ı ş v e h e r ö n e m l i B u d a R a h i b i , ç o ğ u kez o n ile yir­
m i c i l t t e n o l u ş a n v e B u d i z m d o k t r i n i n i , felsefesi v e m a n t ı ğ ı n ı n yanı sıra
d ü n y e v i k o n u l a r ı n a n l a m ı n ı araştıran k e n d i sungbum'unu ( d e r l e n m i ş ç a ­
l ı ş m a l a r ı ) y a z m ı ş t ı . 8 M a n a s t ı r l a r , m e ş h u r b i l g i n l e r l e bağlantıları v e s a h i p
o l d u k l a r ı m e t i n l e r l e t a n ı n ı y o r d u . Ö r n e ğ i n S a m d i n g M a n a s t ı r ı , y ü z ciltlik
dini y a z ı l a r ı n y a z a r ı , m e ş h u r şair v e bilgin L a m a B o d o n g C h o k l e N a m g -
yel ( 1 3 0 6 - 1 3 8 6 ) ile b a ğ l a n t ı l ı y d ı .
Bazı l a m a l a r " m e t i n b u l u c u l a r " y a d a " h a z i n e a ç ı k l a y ı c ı l a r " olarak ta­
n ı n m a y a b a ş l a m ı ş t ı ç ü n k ü d o k u z u n c u y ü z y ı l d a k i politik a y a k l a n m a l a r sı­
r a s ı n d a s a k l a n a n m e t i n l e r i t e k r a r bularak d e r l e m e l e r ü r e t m i ş l e r d i . B u m e ­
t i n l e r antik kralların başarılarını y ü c e l t m e k t e d i r . Bazı m e t i n l e r g e r ç e k t e n
s a k l a n m ı ş v e t e k r a r b u l u n m u ş o l s a d a , bazıları eski bir k a y n a ğ ı n verdiği
y e t k i y l e d ü z e n l e n m i ş olabilir. G e r ç e k y a d a s ö z d e y e n i d e n b u l u n m u ş m e ­
tinler, y e n i keşiş g r u p l a r ı n ı n " d a h a eski g e l e n e k l e r i n k u t s a l l a ş t ı r m a s ı y l a
yenileştirilen ebedi eserler" çıkarmalarını sağlamıştı ve hepsi de aynı ama­

nı ;
ca hizmet ediyordu: "Devlet işlerinde de olsa, dini konularda da olsa, ulu­
sal bir duygu yaratılması? 9 Eşsiz metinlere sahip olunması ve bunların in­
celenmesi, Tibet Budizm'inin çeşitli "okullar"ının ayırt edilmesi açısından
da önemliydi. Örneğin, 25 ya da daha fazla ciltlik baskılar halindeki Sak­
lı Metinlerin Değerli Hazinesi, Nyingmapa ve Kargyupa okulları için
önemliydi.
Baskı kalıbı kullanılarak baskı yapılmasına on beşinci yüzyılda, hemen
hemen Avrupa'da hareketli metal türde matbaanın kabul edildiği zaman­
da başlanmıştı. Her hangi bir boyuttaki manastır muskalar ve dua bayrak­
ları basabilirken, büyük manastırlar, baskı kalıpları içeren baskı dükkânla­
rı ve on binlerce blok barındıran odalarla övünüyordu. Tibetliler, her blok­
ta yedi ile on sayfanın çoğaltıldığı ilk ve zahmetli yöntem olan tahta kalıp
baskısına o kadar bağlanmışlardı ki, yirminci yüzyılın ortalarına gelince­
ye kadar başka her hangi bir yönteme ilgi göstermemişlerdi. 1 0 Baskı kalı­
bı ile basımın gelişmesinden sonra bile, Tibetçe kitapların formatı aynı
kalmıştı: her birisi, yaklaşık 10 cm yüksekliğinde ve 25 cm genişliğinde,
muhteşem bir şekilde oyulmuş dikdörtgen tahtalarla kaplanmış, Hint hur­
ma yaprağı metinlerin tarzını koruyan kâğıt şeritlerden oluşmaktadır. 1957
yılında toplanan verilere göre, Büyük Derge Manastırı, sistematik olarak
ondan fazla hole yerleştirilmiş olan yarım milyon tahta bloktan oluşan bir
koleksiyona sahipti. 1 1 Bu tür blokların kullanımı, isteğe bağlı baskıyı
mümkün hale getiriyordu. Daha büyük manastırlar, genel koleksiyonun,
kangyur'un komple baskılarını üretiyordu. Felsefe, manevi âdetler, tıp, as­
troloji ve belirli bir okulun öğretim programına özel başka konular hakkın­
daki çalışmaların koleksiyonları, ana manastırda basılıyor ve kopyaları şu­
12
belere dağıtılıyordu. Örneğin, Dzogchen Manastırı, 200 bağlı manastıra
gönderilen nüve bir kitap koleksiyonunu basmıştı. Buna ek olarak, sipariş
üzerine kitap yapılıyordu. Alıcılar mürekkebi ve kâğıdı sağlamak zorun­
daydı ve keşişlere yaptıkları iş için ödeme yapılıyordu. Kitaplar genelde
tekrar satılmıyordu. Dini değerler matbaacılar, kopyacılar ve işi veren ve
sonra da sahip olan kişiler tarafından sahipleniliyordu. 1 3 Önemli bloklar
ve metinler barındıran manastır ve tapınakların statüsü ve itibarı artıyor­
du. Bu anlamda, 1153 yılında kurulan Nartong Manastırı, tüm Budist ka­
nunlarına ait basım kalıplarına, 1730 ile 1741 yılları arasında oyulan Nar-
t o n g n ü s h a s ı n a s a h i p o l d u ğ u için m e ş h u r o l m u ş t u . P E L K O R C h o d e M a ­
n a s t ı r ı n ı n V a i r o c a n a Kilisesi, siyah k â ğ ı d a altın m ü r e k k e p l e y a z ı l m ı ş o l a n
son d e r e c e g e n i ş kutsal y a z ı l a r ı y l a t a n ı n ı y o r d u .
Ç i n l i l e r , Tibetlilerin ö z e l l i k l e B u d i z m ' e bağlılığı k a r ş ı s ı n d a ü r k m ü ş l e r ­
di. Ç i n l i K o m ü n i s t l e r dini i n a n c ı , d a v r a n ı ş l a r ı y ö n l e n d i r e n k a p s a m l ı bir
ahlaki v e a l g ı l a m a y a y ö n e l i k i n a n ç s a ğ l a m a s ı a ç ı s ı n d a n , M a r k s i z m ' l e re­
k a b e t e d e n bir " z e h i r " o l a r a k g ö r ü y o r l a r d ı . 1949 y ı l ı n d a n s o n r a Ç i n l i l e r
ö n c e l i k l e Ç i n ' e e n y a k ı n b ö l g e l e r d e , A m d o v e K h a m e y a l e t l e r i n d e azınlık­
ların u y u m s o r u n u ü z e r i n d e y o ğ u n l a ş m ı ş t ı . Ateşli, ö z g ü r sınır-Tibetlileri,
K o m ü n i s t r e f o r m l a r ı n ı , h e r ş e y d e n ö n c e , d e ğ e r s i s t e m l e r i n e saldırı o l a r a k
değerlendirmişler ve kendi Budist inançlarının etrafında toplanmışlardı.
1951 gibi eski bir tarihte a y a k l a n m a faaliyetleri b a ş l a m ı ş ve d ü z e n s i z bir
şekilde d e v a m etmişti. 1956 y ı l ı n a g e l i n d i ğ i n d e , b ü t ü n b o y u t u y l a gerilla
savaşı p a t l a m ı ş t ı . M ü l t e c i l e r , o r t a m ı n s o n d e r e c e g e r g i n bir h a l e geldiği
Lhasa'ya yağmaya başlamıştı. 1959 yılında doruğa ulaşılmış, Dala-
i L a m a b i r k e z d a h a H i n d i s t a n ' a k a ç m ı ş t ı v e T i b e t l i l e r kısa a m a kanlı bir
a y a k l a n m a ile b a ş k e n t s o k a k l a r ı n a d ö k ü l m ü ş t ü . T i b e t l i l e r h i ç b i r ş e k i l d e ,
ç o k iyi s i l a h l a n m ı ş olan v e L h a s a s o k a k l a r ı n d a v e b i n a l a r ı n d a k e n d i l e r i n i
k o v a l a y a n Çinli Birliklerin rakibi o l a m a z d ı . B i r ç o k anıt v e kutsal b i n a h a ­
sar g ö r m ü ş v e yıkılmıştı. R a m o c h e K a t e d r a l i , tıpkı antik m a n a s t ı r tıp ü n i ­
versitesi C h a k p o r i gibi, b o m b a r d ı m a n a t u t u l m u ş v e y a k ı l m ı ş t ı . D a l a i La-
m a ' n ı n evi P o t a l a ' d a k i k a y ı t l a r v e kutsal k i t a p l a r t a h r i p e d i l m i ş t i . M e r k e z
K a t e d r a l i , e n kutsal t a p ı n a k v e 10.000 kişinin sığınağı b o m b a l a n m ı ş v e
Dalai L a m a ' n ı n y a z l ı ğ ı n ı n e t r a f ı n d a b u l u n a n k a l a b a l ı ğ ı n ü z e r i n e , y a k ı n
m e s a f e d e n h a v a n topları v e ağır silahlarla ateş açılmıştı. C e s e t l e r y ı ğ ı n l a r
h a l i n d e istif e d i l m i ş v e ü s t l e r i n e g a z yağı d ö k ü l m ü ş t ü . Yığın ü ç g ü n b o ­
y u n c a y a n m ı ş t ı . 1959 i s y a n ı n d a 8 7 . 0 0 0 c i v a r ı n d a Tibetli ö l d ü r ü l m ü ş ola­
bilir.'4
1959 i s y a n ı n d a n s o n r a k i baskılı d ö n e m b o y u n c a , Çinli radikaller, aynı
z a m a n d a feci, B ü y ü k E k o n o m i k K a l k ı n m a Planı r e f o r m l a r ı n ı h ı z l a n d ı r ­
mıştı. E k o n o m i k değişim, manastırların elinde bulunan arazilere el konul­
m a s ı n ı g e r e k t i r i y o r d u ; sosyal d e ğ i ş i m , B u d i z m m i m a r i s i n i n d a r m a d a ğ ı n
e d i l m e s i n i g e r e k t i r i y o r d u . Ç i n l i l e r 1959 isyanını, m a n a s t ı r l a r ı h e d e f l e y e n
k a m p a n y a l a r b a ş l a t m a k i ç i m g e r e k ç e o l a r a k k u l l a n ı y o r d u . K e ş i ş l e r v e la-
m a l a r , h e m aktif o l a r a k (asileri b e s l e y e r e k , b a r ı n d ı r a r a k v e birlikte t u z a k
k u r a r a k ) , h e m d e pasif o l a r a k (dini a y i n l e r d ü z e n l e y e r e k v e k ö t ü n i y e t l e r
13
besleyerek) isyanı desteklemekle suçlanıyordu. E ğ i t i m l i keşişler, öğret­
menler, yeniden d o ğ m u ş lamalar ve idarecilere işkence yapılıyor ve ceza
sömürgelerine gönderiliyorlardı. D a h a önce b o m b a l a n m a m ı ş olan manas­
tırlar, h e m içinde y a ş a y a n l a r , h e m d e e l s a n a t l a r ı n d a n a ç ı s ı n d a n boşaltılı­
y o r d u . 1959 y ı l ı n d a faal m a n a s t ı r l a r ı n sayısı 6 . 2 0 0 ' d e n 1.700'e; faal keşiş­
lerin sayısı 110.000'den 56.000'e düşmüştü.16 1966 y ı l ı n a g e l i n d i ğ i n d e ,
s a d e c e 5 5 0 m a n a s t ı r h â l â faal d u r u m d a y d ı ; keşişlerin sayısı 6 . 9 0 0 ' e k a d a r
d ü ş m ü ş t ü . H a p s e a t ı l m a y a n keşişler g e n e l l i k l e b e d e n s e l ç a l ı ş m a y a p m a k
zorunda bırakılıyor ve manevi uygulamalara zaman ayırma imkânını bu­
l a m ı y o r l a r d ı . M a n a s t ı r l a r ı n e k o n o m i k t e m e l l e r i n i n k a p a t ı l m a s ı (ve s o n r a
da manastırların kendilerinin) Tibet tarihinde, B u d i z m ' i n başlamasından
s o n r a , e n ö n e m l i sosyal v e politik o l a y h a l i n e g e l m i ş t i . 1 7
1959 y ı l ı n d a b a ş l a y a r a k , kırsal m a n a s t ı r l a r ı n g ü n d ü z l e r i yıkılarak kut­
sal ş e y l e r e saygısızlık y a p ı l m a s ı n ı , g e c e l e r i dini h a z i n e l e r i n talan e d i l m e ­
si izliyordu. K a m y o n l a r d o l u s u T i b e t el sanatı P e k i n ' e t a ş ı n m ı ş ve s o n u ç ­
ta, H o n g K o n g ' d a k i v e T o k y o ' d a k i a n t i k a pazarları T i b e t ' t e n g e l e n eşya­
larla d o l m u ş t u . 1 9 6 0 ' l a r ı n ilk yarısı b o y u n c a Ç i n l i l e r b ü t ü n t a p ı n a k l a r ,
m a n a s t ı r l a r , kutsal y e r l e r v e h ü k ü m e t b i n a l a r ı n d a b u l u n a n e ş y a l a r ı n e n ­
vanterlerini ç ı k a r a r a k , Ç i n ' e g ö n d e r i l e c e k e ş y a l a r ı n listesini ç ı k a r t m ı ş l a r ­
d ı . D i n d a r i n s a n l a r l a alay e d i l i y o r v e h o r g ö r ü l ü y o r d u ; dini m e t i n l e r v e eş­
yalar açıkça tahrip edilip zulüm edilirken Çinliler B u d i z m ' i , Tibetlilerin
y a ş a m ı n d a k i v e t o p l u m u n d a k i m e r k e z i k o n u m u a z a l t m a y a v e b ö y l e c e ta­
m a m e n kurtulmaya çalışıyordu.
Kızıl M u h a f ı z l a r ı n kısa d ö n e m l i anarşist e ğ i l i m l e r i v e y a radikal u n s u r ­
ları s u ç l a y a b i l d i k l e r i n d e n , P e k i n Parti liderleri m a n a s t ı r l a r ı n e s a s o l a r a k
K ü l t ü r D e v r i m i ( 1 9 6 6 - 1 9 7 7 ) s ı r a s ı n d a t a h r i p edildiği e f s a n e s i n i t e ş v i k et­
miştir. G e r ç e k t e , tahribatın e n k ö t ü l e r i n d e n bazıları, 1959 y ı l ı n d a k i i s y a n ­
d a n sonra, etnik ö l d ü r m e l e r ilk k e z Parti politikası o l a r a k k a b u l g ö r d ü ğ ü
zaman gerçekleşmişti. 1980'li yıllarda T i b e t ' i z i y a r e t e d e n l e r , g e n e l ola­
rak kutsal yazı p a r ç a l a r ı n ı tarlalarda v e s o k a k l a r d a terk e d i l m i ş bir ş e k i l d e
y a t a r k e n b u l u y o r v e Çinlilerin 1 9 5 0 ' l e r i n s o n u ile 1 9 6 0 ' l a r ı n b a ş ı n d a , m a ­
n a s t ı r l a r a v e k i l i s e l e r e nasıl z u l ü m e t t i k l e r i n e ilişkin h i k â y e l e r l e ağırlanı-
y o r l a r d ı . Çinliler, ö n c e l i k l e d e ğ e r l i o l a n dini e ş y a l a r ı a l d ı k t a n s o n r a , g e r i
k a l a n ı n m ü m k ü n o l d u ğ u n c a aleni bir ş e k i l d e t a h r i p e t m i ş t i . M ü m k ü n o l a n
y e r l e r d e , Tibetlileri d e k a t ı l m a y a z o r l a m ı ş l a r d ı . Ç i n l i l e r T i b e t l i l e r i k u t s a l
yazıları y a k m a y a v e y a p a r ç a l a m a y a , b u n l a r ı p i s l i k l e k a r ı ş t ı r m a y a y a d a
y e r l e r e sererek ü z e r i n d e y ü r ü m e y e z o r l a m ı ş t ı . T i b e t l i l e r m a n i d ü k k â n l a r ı ­
nı parçalamak ve bunları tuvalet y a p ı m ı n d a kullanmak zorundaydı. Tibet­
lilerin k e n d i l e r i n i n , m a n a s t ı r l a r a v e dini e ş y a l a r a k ö t ü d a v r a n m a k z o r u n d a
b ı r a k ı l m a s ı , direnişi k ı r m a k v e T i b e t k ü l t ü r ü y l e ö z d e ş l e ş m e y i a z a l t m a k
a m a c ı y l a y ü r ü t ü l e n g e n e l k a m p a n y a n ı n bir p a r ç a s ı y d ı . 1 8
H e m yıkımlar, h e m de efsaneleşme Kültür Devriminin atılımlarıyla ko­
laylaştırılmıştı. R a d i k a l l e r , M a o ' n u n ö n d e r l i ğ i n d e , Ç i n ' i v e b ü t ü n t o p r a k ­
larını t a m a m e n d e ğ i ş t i r m e k a m a c ı y l a e l i n d e n g e l e n i y a p a n , e n g e l t a n ı m a ­
y a n bir s a v a ş l a d e n g e l e n e b i l i y o r d u . Y e n i k a m p a n y a l a r ı n iki y ö n ü v a r d ı :
" e s k i " (eski ideoloji, kültür, â d e t , g e l e n e k l e r ) o l a n h e r h a n g i bir şeyi y o k
e d e r e k , " y e n i " l e r e ( M a o ' n u n y e n i ideolojisi, p r o l e t a r y a k ü l t ü r ü , K o m ü n i s t
â d e t v e g e l e n e k l e r i ) y e r a ç m a k . S ı n ı r b ö l g e l e r i n d e k i a z ı n l ı k l a r ı n farklı bir
dilleri v e k ü l t ü r l e r i n i n o l m a s ı gericilik o l a r a k d e ğ e r l e n d i r i l i y o r d u . T o p l u ­
m u t a m a m e n d e ğ i ş t i r m e y e y ö n e l i k g e n e l seferberlik, T i b e t ' t e , asıl Ç i n ' d e n
ç o k d a h a fazla bir g a y r e t l e y ü r ü t ü l ü y o r d u . 1970 y ı l ı n d a k ö y l e r i n y ü z d e
3 4 ' ü v e 1971 ' d e y ü z d e 6 0 ' ı k o m ü n l e r o l a r a k d ü z e n l e n m i ş t i . 1 9 7 5 ' e gelin­
d i ğ i n d e , 2,000 adet k o m ü n b u l u n u y o r d u v e T i b e t ' i n kırsal n ü f u s u n u n ta­
19
m a m ı a n g a r y a l a r v e politik t e l k i n l e r e k i l i t l e n m i ş t i .
T i b e t ' t e asıl K ü l t ü r D e v r i m i , bir t o p a r l a n m a s o n r a s ı n d a Kızıl M u h a f ı z ­
ların M e r k e z K a t e d r a l i n i işgal ettiği, h e y k e l l e r i p a r ç a l a d ı ğ ı , freskleri ve
y ü z y ı l l a r d ı r y ü c e l t i l e n B u d i z m h a z i n e l e r i n i t a h r i p ettiği 2 5 A ğ u s t o s 1966
t a r i h i n d e b a ş l a m ı ş t ı . H a s a r ö z e l l i k l e ç o k k o r k u n ç t u ç ü n k ü k a t e d r a l , civar­
daki m a n a s t ı r l a r d a n g e l e n sayısız el sanatı için bir d e p o h a l i n e g e l m i ş t i ve
h e m sivil h e m d e dini kayıtlar i ç e r i y o r d u . B e ş g ü n b o y u n c a kutsal y a z ı l a r
v e d o k ü m a n l a r a v l u l a r d a y a k ı l m ı ş t ı . T i b e t ' i n e n kutsal t a p ı n a ğ ı ( R o m a ' d a -
k i V a t i k a n gibi), " 5 n u m a r a l ı B ü y ü k E v " o l a r a k a d l a n d ı r ı l m ı ş t ı v e b a h ç e ­
sinde domuzlar barındırılıyordu.
K ü l t ü r D e v r i m i s ı r a s ı n d a M a o i z m , B u d i s t t o p l u m u n u n her bir zerresi­
n e e m p o z e e d i l m i ş t i . L h a s a ' n ı n , Kızıl M u h a f ı z l a r tarafından ağır bir şekil­
de tahrip edilmiş olan kutsanmış R a m o c h e Tapınağında Çinliler M a o
Z e d o n g ' a bir t a p ı n a k o l u ş t u r m u ş v e e s k i m i h r a p l a r ı M a o ' n u n d e v a s a re­
simleri ve h e y k e l l e r i ile d o n a t m ı ş l a r d ı . M a o ' n u n Küçük Kırmızı Ki-
t a p ' ı n ı n , T i b e t ç e ' y e ç e v r i l m i ş y i r m i s e k i z bin k o p y a s ı , g ö r ü n ü ş t e " T i b e t l i ­
lerin M a o ' n u n e s e r l e r i n i i n c e l e m e i s t e k l e r i n e " karşılık o l a r a k d a ğ ı t ı l m ı ş ­
t ı . 2 0 T i b e t l i l e r sürekli o l a r a k d u y g u s a l bağlılıklarının B u d a ' d a n M a o ' y a
geçtiğini g ö s t e r m e k z o r u n d a b ı r a k ı l ı y o r d u : s o k a k l a r d a k a r ş ı l a ş a n i n s a n l a r
birbirlerini M a o ' n u n s ö z l e r i y l e s e l a m l a y a c a k l a r d ı . G e n e l o l a r a k , sosyal v e
fiziksel bir v a h ş e t h ü k ü m s ü r ü y o r d u v e ç e t e şiddeti, a ç ı k t a y a p ı l a n i d a m ­
lar v e h ı r p a l a m a l a r s ı r a d a n o l a y l a r d ı . 2 1
K ü l t ü r D e v r i m i n i n b a ş l a n g ı c ı n d a , 1 9 6 0 ' l a r ı n b a ş ı n d a , sanat eserlerini
kırsal m a n a s t ı r l a r d a n P e k i n ' e i l e t m e k için g e c e l e r i faaliyet g ö s t e r e n k a m ­
y o n l a r , T i b e t ' i n portatif servetini y o k e t m e k için y a p ı l a n son h a m l e d e , ar­
tık kalabalık a l a n l a r d a bile s e r b e s t ç e ç a l ı ş a b i l i y o r d u . Altın ve g ü m ü ş h e y ­
keller toplanırken, bazen de hurda diye parçalanırken ve antika pazarların­
d a s a t ı l m a k y a d a k ü l ç e y a p m a k için e r i t i l m e k ü z e r e P e k i n ' e t a ş ı n ı r k e n ,
Kızıl M u h a f ı z l a r n e z a r e t e d i y o r d u . Y a ğ m a n ı n b o y u t u akılları d u r d u r m a k ­
t a y d ı . 1973 yılına g e l i n d i ğ i n d e , P e k i n ' d e bir d ö k ü m h a n e d e 6 0 0 ton T i b e t
h e y k e l i eritilmişti. 1 9 8 3 ' d e L h a s a ' d a n bir k u r t a r m a ekibi Ç i n ' i n b a ş k e n ­
t i n d e , 13.000 h e y k e l v e b i b l o d a h i l , 3 2 ton T i b e t eseri b u l m u ş t u . Kızıl M u ­
hafızlar f a a l i y e t l e r i n d e iyi e ğ i t i l m i ş gibi g ö r ü n ü y o r d u ve Çinli u z m a n l a r
tarafından d e r l e n e n v e m a n a s t ı r l a r d a k i e ş y a l a r ı n nispi d e ğ e r l e r i n i g ö s t e r e n
e n v a n t e r l e r e e r i ş e b i l i y o r l a r d ı . Değerli h e y k e l l e r v e e l s a n a t l a r ı , b a z e n d e
ö z e l l i k l e değerli k ü t ü p h a n e l e r , g e n e l o l a r a k d ü z g ü n bir ş e k i l d e p a k e t l e n i ­
y o r v e g e r i d e kalan eşyalar, freskler v e b i n a l a r d i n a m i t l e n m e d e n , y ı k ı l m a ­
dan yakılmadan ya da tahrip edilmeden önce, taşınıyordu.
G ö z l e m c i l e r ayrıca, n e d e n o l d u k l a r ı k a r m a ş a y a r a ğ m e n Kızıl M u h a f ı z ­
ların g e n e l d e fazlasıyla disiplinli olduklarını da belirtmektedir.22 Pe-
k i n ' d e k i Y a s a k Ş e h i r ' i k o r u m a k l a y ü k ü m l ü olan C h o u E n - l a i , K ı z ı l M u ­
h a f ı z l a r a T i b e t ' t e k i tarihi b i n a l a r a h a s a r v e r m e m e l e r i n i e m r e t m i ş t i . B u , 1 3
m a n a s t ı r ı n ( 1 9 5 0 y ı l ı n d a k i yaklaşık 6 . 0 0 0 t a n e d e n ) i ç i n d e b u l u n a n b i n a l a ­
rın bir b ö l ü m ü n ü n , s a d e c e 1959 isyanı s o n r a s ı n d a k i g i r i ş i m l e r d e n d e ğ i l ,
K ü l t ü r D e v r i m i n d e n de k u r t u l m a s ı n ı s a ğ l a m ı ş t ı r . 1977 y ı l ı n d a Tibet Daily
için ç a l ı ş m a k t a o l a n K o m ü n i s t - T i b e t l i g a z e t e c i K u n s a n g Paljor, d a h a s o n -
ra"iyi planlanmış yıkım"ın düzeni hakkında yorum yapmıştı. Buna göre

M).'
yerel Çinli yetkililerin p e ş i n e d ü ş e m e d i ğ i işleri h a l l e t m e k ü z e r e g e n e l d e
K ı z ı l M u h a f ı z l a r g ö n d e r i l i y o r d u . B u , " b a r i z d ü ş ü n c e s i z y ı k ı m ı n " bir y ö n ­
t e m i v a r d ı : " e k o n o m i k o l a r a k d e ğ e r l i o l a n ş e y l e r alıp g ö t ü r ü l ü y o r d u v e
K r a l i y e t Ç i n ' i ile tarihi b a ğ l a n t ı s ı o l a n l a r k u r t a r ı l ı y o r d u " . 2 3
Kızıl M u h a f ı z l a r B u d i z m ' i n v e g e l e n e k s e l T i b e t k ü l t ü r ü n ü n b ü t ü n izle­
rini y ı k m a k k o n u s u n d a teşvik e d i l i y o r d u . H e y k e l l e r v e freskler ( c a h i l l e r i n
m e t i n l e r i ) v e basılı kutsal m e t i n l e r , dini m a k a l e l e r k e n d i a ç ı l a r ı n d a n t e r c i h
edilen hedeflerdi. Muhafızlar genellikle zulümlerini halkın ö n ü n d e ve
vahşi bir şekilde, ç o ğ u n l u k l a s o k a k l a r d a v e p a z a r y e r l e r i n d e y a p ı y o r l a r d ı ;
dini m e t i n l e r , t a p ı n a k l a r ı n ö n ü n d e d e v a s a a t e ş l e r d e y a k ı l ı y o r d u . Çinli öğ­
r e n c i l e r g u r u r l a k e n d i l e r i n i n " p a r l a k k ı r m ı z ı yeni bir d ü n y a y a r a t m a k v e
eski d ü n y a y ı pisliğe s ü p ü r m e k için, d e m i r t a r a y ı c ı l a r ı n k o n t r o l ü n ü e l i n d e
b u l u n d u r a c a k olan v e b ü y ü k s o p a l a r ı n ı s a l l a y a c a k o l a n bir g r u p k a n u n s u z
d e v r i m c i asiler..." o l d u k l a r ı n ı a ç ı k l a m ı ş l a r d ı . 2 4 M u h a f ı z l a r , yerel Tibetli
gençlerin yardımlarını almaya çalışmış, a m a Lhasa'daki üç ortaokulun
K o m ü n i s t G e n ç l i k D e r n e ğ i n i n b a z ı üyeleri d ı ş ı n d a , ö n e m l i yerel d e s t e k
t o p l a m a y ı b a ş a r a m a m ı ş l a r d ı . A m a dini y a p ı l a r a z a r a r v e r i l m e s i v e t a h r i p
e d i l m e s i n i n , " p o l i t i k v e psikolojik o l a r a k t e m i z l e m e h a r e k e t i " o l m a s ı ge­
r e k t i ğ i n d e n , 2 3 T i b e t l i l e r silah z o r u y l a k e n d i m a n a s t ı r l a r ı n ı y ı k m a k z o r u n ­
d a b ı r a k ı l m ı ş t ı . Ç i n l i l e r b a z e n b u h a l k a açık dinsel saygısızlığı, k u t l a m a
t ö r e n l e r i o l a r a k u y g u l u y o r v e kırmızı b a y r a k l a r s a v u r u p d a v u l l a r , b o r a z a n ­
lar v e s i m b a l l e r ç a l ı y o r l a r d ı .
K ü l t ü r e l y ı k ı m süreci ilginç bir kincilik, saygısızlık, t u t u m l u l u k ve ına-
nipülasyon karışımından oluşuyordu. Büyük ateşlerde yakılmayan metin­
ler, Ç i n d ü k k â n l a r ı n d a p a k e t kâğıdı y a d a a y a k k a b ı l a r d a d o l g u olarak kul­
l a n ı l ı y o r d u . S ü s l ü a h ş a p k i t a p k a p a k l a r ı d ö ş e m e tahtası, s a n d a l y e v e alet
h a l i n e d ö n ü ş t ü r ü l ü y o r d u . Bir g ö r g ü t a n ı ğ ı , bir h a p i s h a n e y e getirilen v e yı­
ğılan v a g o n l a r d o l u s u kutsal yazılardan bahsetmektedir; mahkûmların
b u n l a r ı k ü ç ü k p a r ç a l a r h a l i n d e y ı r t m a l a r ı , p a r ç a l a n a n sayfaları bir b i d o n
s u y a b a t ı r m a l a r ı , ç a m u r e k l e m e l e r i v e b ö y l e c e e v l e r d e sıva o l a r a k kulla­
n ı l m a k ü z e r e k a r ı ş ı m h a z ı r l a m a l a r ı g e r e k i y o r d u . 2 6 " A m a ç s a d e c e saygısız­
lık e t m e k değil, aynı z a m a n d a k ü ç ü k d ü ş ü r m e k t i . D i n i , aşağı t a b a k a v e d e ­
ğ e r s i z l e r l e ö z d e ş l e ş t i r m e k t i . T a h m i n e n , kutsal D h a r m a m e t i n l e r i t u v a l e t
kâğıdına dönüştürülmüştü."27
Sonuçta, tükenmiş manastırlar dinamitlenerek ya da bombalanarak mo­
loz haline gelmişti: "birkaç ay içinde, çöken çatılar, parçalanan duvarlar,
dağılan metaller, ezilen taşlar ve şekilsiz, tanınmayacak durumdaki enkaz­
dan, cansız hayalet şehirlerden başka hiçbir şey kalmamıştı.? 2 8 Bütün ma­
nastırların yaklaşık olarak yüzde 99'u şimdi harap olmuştu. Birçok yerde,
tahribat, yazılı mirasın kaybını içeriyordu. Bir bilgin, Tibet'in felsefi, tari­
hi ve biyografik edebiyatının yüzde 60'ının yakıldığını açıklamıştır. Eski
Bedroya Drofan Tana Noe-tsar Rigje Ling Manastırı, tarihi ve dünyaca
ünlü Tibet Tıp Okulu ile beraber, kayıtları birlikte yok edilmişti. Yerine
bir askeri hapishane ve verici kurulmuştu. 2 9 Muazzam Sera Manastırında
heykellerin ve metinlerin yüzde 95'i, 500 yıllık fresklerle birlikte tahrip
edilmiş, odalar daha sonra hububat saklamak için, ahır ve hapishane ola­
rak kullanılmıştı. 1980'lerde bir gazeteci, Dokhang T h ' e Gelma manastı­
rının yıkılışından kurtulan bir keşişin yorumlarını kaydetmişti:

"Gerçekten de çok eski olan binadan daha önemlisi, hurma yaprakla­


rının üstüne altın ve gümüşle boyanmış olan harikulade güzellikteki kutsal
yazılardı. Çok eskilerdi. Çok özel. Ama Çinliler geldi ve onları yüzlerce
yıldır yattıkları raflardan söküp çıkarttı ve tapınağın ortasında yakmış ol­
dukları ateşe attılar. Bazı keşişler askerlere 'Lütfen yapmayın. Çok eski­
ler ve bizim için çok şey ifade ediyorlar' diyerek yalvardılar, ama Çinliler
onları yere iterek, 'Saçma, din burjuva zehiridir!' dediler. Paha biçilmez
kutsal yazıların üstüne gaz dökmeyi sürdürdüler ve sonra da gereksiz dö-
küntülermiş gibi, üzerlerine kibrit çaktılar. Bana kibarca sordu, 'Bunları
3i)
nasıl tekrar yerine koyabiliriz ki?'"

Tibet'in her yerinde, baskı makinası ve metinler parçalanmış, yakılmış,


zulüm görmüş ve kullanılamaz hale getirilmişlerdi. Potala'nın altında bu­
lunan ve büyük kutsal kitaplar üretmekle tanınan Eski Devlet Matbaası yı­
kılmıştı. Dzogchen Manastırı, önemli baskı makinası, tahta blokları ve kü-
tüphanesiyle birlikte yakılarak yerle bir edilmişti. 3 1 Yıkılan bir başka yer,
tengyur'un bütün metinlerini toplayarak ve sınıflandırarak Tibet Bu­
dizm'ini tam olgunluğuna eriştiren, yetenekli bilgin-başkeşiş Buton Rinc-
hen Drup'un evi olarak bilinen Zhalu Manastırıydı. Onun 227 adet elle ya-
zılmış b ü y ü k kitapları, k a l e m i v e d e r l e n m i ş ç a l ı ş m a l a r ı n ı n e l y a z m a s ı ori­
jinalleri ile birlikte y a k ı l m ı ş t ı . Bu s a d e c e :

"dinin yok edilmesi sorunu değildi: ilmin kaybı da tahmin edilemeye­


cek kadar büyüktür çünkü, bazı kütüphaneler, artık Hindistan'da var ol­
mayan orijinallerinde bin yıllık elyazmalarına sahipken, yakın tarihli bir
kitabın bile bir düzineden fazla kopyası mevcut olmayabilir. Çinlilerin Ti­
bet'teki eğitim merkezlerinde yaptığı yıkımı, İskenderiye Kütüphanesinin
MÖ 640 yılında tahrip edilmesiyle karşılaştırmak hayalcilik değildir; kar­
şılaştırıldığında, Engizisyonun veya Nazilerin kitap yakması koordine ol­
72
mamış amatörlerin işiydi."

E d e b i y a t ı n ı n y ü z d e 6 0 ' ı n a ilave olarak, u l u s u n yazılı m a t e r y a l i n i n v e


d o k ü m a n l a r ı n ı n t a h m i n e n y ü z d e 8 5 ' i y o k e d i l m i ş t i . Bazıları ç o k eskiydi,
sekizinci y ü z y ı l d a n k a l m ı ş l a r d ı v e h u r m a y a p r a k l a r ı n a y a z ı l m ı ş l a r d ı . A m a
bazıları d i n l e ilgili bile değildi. Yıllar sonra, T i b e t l i l e r h â l â k a y ı p l a r ı anla­
m a k t a v e k a b u l l e n m e k t e v e b u n u Batılılara a k t a r m a k t a zorluk ç e k i y o r d u :

"Birçoğu basit ailelere ait, kişisel tarihlerinin, doğumlarının, ölümle­


rinin, evliliklerinin detaylarını kaydeden dokümanlarıydı. Arazilerinin de­
tayları ... Bunların yok edilmesinin Çinlilere ne faydası olmuş olabilir ki?
Sanki, bütün kültürünüzün, parşömen üzerine yazılmış ve kenarlarında
boyalı resimlerle eski el yazmaları, Gutenberg indileri ve Domesday ki­
72
tapları yakılmıştı. İşte Tibet'te olan buydu."

1 9 7 0 ' l e r i n s o n u n d a n 1987 yılına k a d a r n i s p e t e n sakin bir d ö n e m yaşan­


mıştı, z i r a ılımlılar, azınlıkları k a z a n m a k için, katı M a o c u Ortodoksluktan
d a h a e s n e k v e p r a g m a t i k bir p l a n a k a y m a işlemi tertiplemişti. R e s m i g ö ­
revliler sınıf m ü c a d e l e s i u y g u l a m a k t a n geri çekilmişti. K o m ü n l e r i dağıt­
m ı ş , vergileri a z a l t m ı ş , belli bir o r a n d a din ö z g ü r l ü ğ ü n e ve kültürel c a n ­
l a n m a y a izin v e r m i ş l e r d i . T i b e t l i l e r e , en ö n e m l i kültürel m e k a n l a r ı n ı onar­
m a k a m a c ı y l a m ü t e v a z ı m i k t a r d a ö d e n e k verilmişti v e bazı tarihi v e d i n i
e l s a n a t l a r ı Ç i n ' d e n geri getirilmişti. Ç i n ' d e T i b e t ç e a r a ş t ı r m a l a r b i l i m s e l
bir k o n u o l a r a k ilerlemişti. A n c a k , T i b e t ' l e ilgili Ç i n E d e b i y a t ı , ustalıkla,
Çinlilerin idareyi ele geçirmelerinden beri sürdürdükleri, daha önce başla­
nan, daha bariz seferberlikleri devam etmişti. 1960'larda Potala'nın karşı­
sına, Tibet Devrim Müzesi kurmuşlar ve orada uydurma feodal gaddarlığı
gösteren resimler sunmuşlardı. Potala'dan hazineler ve işkence aletleri ile
"katledilen köleler"in cesetlerinden alınan kemikler ve deriler, Çinlilerin
vahşi, çökmüş ve ilkel olarak sınıflandırdığı toplumu göstermek amacıyla
sergilenmişti. İşgallerini "kurtarma" olarak yasallaştırmak konusunda
duydukları politik ihtiyaçtan ve dikkatleri o günkü koşullardan saptırmak
için mi, ya da yıkımlarını haklı çıkarmak amacıyla Tibet toplumunu şey­
tan olarak göstermek konusundaki psikolojik ihtiyaçtan mı bilinmez, Çin­
liler sürekli olarak eski Tibet'i yeryüzündeki korkunç cehennem olarak ta­
nımlıyordu. Bütün sergiler doğal olarak tarihin "doğru" yorumunu destek­
liyordu: Tibet her zaman Çin'in bir parçası olmuştu.
Politik olarak kabul görmüş bazı Tibetliler, Parti tarafından onaylanan
metinleri yazmayı ve yayınlamayı başarmıştı ve Kültür Devrimi sırasında
yasaklanan ve tahrip edilen eski el yazmalarından bazıları yeniden basıl­
mıştı. Sözlükler, gramerler, kelime listeleri 1950'lerdeki uzlaşma döne­
minde başlayan ve mucizevî bir şekilde Kültür Devriminde yok edilmek­
ten kurtulan diğer çalışmalar basılmaya başlanmıştı. Önemli manastır
merkezlerinden konvoylarla taşınmış olan ve böylece kurtarılan bazı kü­
tüphaneler, depolardan çıkarılmış, kataloglanmış, dizinlenmiş ve mikrofil­
me alınmıştı. Çinliler kangyur'un, 1959 yılında Tara Kilisesinden alınan
mükemmel bir nüshasını iade etmişti. 114 ciltlik fildişi uçlar içeren sandal
ağacı kapaklı ve altın mürekkeple yazılmış set, beşinci Dalai Lama tara­
fından yaptırılmıştı. Tibetlilerin kendileri, geleneksel tarzda birkaç kitabı
yayınlamak için ödenek bulmuştu. Kültür Devrimi sırasında tamamen zu­
lüm gören ve barınağa dönüştürülen Gye-Me (Aşağı Tantric Koleji), 1985
yılında, tengyur'un tahta kalıpla baskısına başlayan 35 keşişle tekrar açıl­
mıştı. Kitaplar tekrar ortaya çıkmaya başlamış ve kurtulan çeşitli dini me­
tinler bazı kiliselerde ve kamu binalarında görünür hale gelmişti. 3 4
Kökeni Tibetçe olan kitapların kapsamlı bir biyografisini derleme ko­
nusunda nispeten az şey yapılmıştır. Amerikan Kütüphaneleri Birliğinin
bir üyesi olan ve 1993 ile 1994'de dokuz ay süreyle Tibet'te görevlendiri­
len Cate Hutton, Lhasa'nın Çin'de, devlet kütüphanesine eşdeğer faal bir
k u r u l u ş u o l m a y a n s a d e c e b i r k a ç b a ş k e n t t e n bir t a n e s i o l d u ğ u n u b i l d i r m i ş ­
ti. H u t t o n , m u h t e ş e m a m a k a t a l o g l a n m a m ı ş eski v e e n d e r k i t a p l a r d a n olu­
şan b i r ç o k k o l e k s i y o n u n varlığını d u y m u ş t u . S a k y a M a n a s t ı r ı n a y a p ı l a n
bir s e y a h a t , fener ışığı a l t ı n d a , toz i ç i n d e ve yıllardır d o k u n u l m a d ı ğ ı belli,
y a k l a ş ı k y i r m i m e t r e y ü k s e k l i ğ i n d e bir k i t a p y ı ğ ı n ı n ı o r t a y a ç ı k a r t m ı ş t ı .
Ö n e m l i o l a n , yığının ' " k h a - t a " d e n i l e n ve g e n e l l i k l e kutsal e ş y a l a r a say­
gıyı g ö s t e r m e k a m a c ı y l a k u l l a n ı l a n b e y a z , ipek g ö r ü n ü m l ü e ş a r p l a r l a ör­
tülmüş' olmasıydı.35
A y r ı c a , k u r t u l a n m a n a s t ı r l a r d a b a ş k a h a n g i kitapların d e p o l a n m ı ş ola­
bileceği h a k k ı n d a d a fazla bir şey b i l i n m e m e k t e d i r , a m a r a p o r l a r b a z e n or­
taya çıkarılan "ihmal edilmiş, bazen unutulmuş ya da saklanmış Tibetçe
k i t a p l a r d a n . . . " b a h s e t m e k t e d i r , 3 6 h e m Ç i n l i , h e m d e Batılı b i l i m a d a m l a r ı
t a r a f ı n d a n y a p ı l a n a r a ş t ı r m a l a r a ş ü p h e y l e y a k l a ş ı l m a k t a d ı r . Bir e v i n için­
d e , b a s k ı d ö n e m i n d e s a k l a n m ı ş k i t a p l a r d a n o l u ş a n özel bir k ü t ü p h a n e n i n
varlığı, h â l â ç o k e n d e r o l a r a k k a b u l e d i l m e k t e d i r . T i b e t ç e m e t i n l e r i n teş­
his e d i l m e s i , k a t a l o g l a n m a s ı , t e k r a r b a s ı l m a s ı v e k o r u n m a s ı k o n u s u n d a
genelde, bakıcılarının ve sahiplerinin, haklı gerekçelere dayanan korkusu
n e d e n i y l e b o c a l a n ı l m a k t a d ı r . 1997 y ı l ı n d a K o m ü n i s t l e r Dalai L a m a aley­
h i n e bir k a m p a n y a b a ş l a t m ı ş v e B u d i s t m e t i n l e r d e n Dalai L a m a ' y a yapı­
lan referansları s i l m e k a m a c ı y l a , e n ü c r a m a n a s t ı r l a r a v e r a h i b e m a n a s t ı r ­
larına b i l e r e s m i g ö r e v l i l e r d e n o l u ş a n e k i p l e r g ö n d e r m i ş l e r d i . K i t a p l a r v e
37
arşivler yine tahrip edilmişti. S a d e c e ç o k a z s a y ı d a keşişin, p a r ç a l a n a n
m a n a s t ı r l a r d a o t u r m a l a r ı n a izin v e r i l m i ş t i : D r e p u n g ' d a bir z a m a n l a r 1 0
0 0 0 kişi b a r ı n ı y o r d u , ş i m d i 4 0 0 kişi v a r d ı . 3 8 M a n a s t ı r l a r ı n e ğ i t i m v e ö ğ r e ­
n i m m e r k e z l e r i olarak faaliyet g ö s t e r m e s i için ç o k a z k a y n a k s a ğ l a n m ı ş t ı .
O n u n y e r i n e , tarihi y e r l e r ve k ü l t ü r e l m ü z e l e r - 1 9 8 0 ' l e r d e Çinlilerin izin
v e r d i ğ i k o n t r o l l ü turistik y e r l e r - olarak marjinal bir şekilde d e s t e k l e n m i ş ­
tir. K e ş i ş l e r e ü c r e t t o p l a m a l a r ı ve fotoğraflara p o z v e r m e k için p a r a iste­
m e l e r i t a l i m a t ı v e r i l m i ş t i . B ü y ü k m a n a s t ı r ü n i v e r s i t e l e r i n i n çatısı altında­
ki k e ş i ş l e r bile, e n t e l e k t ü e l l e r ve ö ğ r e t m e n l e r o l a r a k değil, b a k ı c ı l a r ve ta­
n ı t ı m c ı l a r o l a r a k faaliyet g ö s t e r i y o r d u . Z a t e n , k a y n a k yetersizliği, keşişler
ü z e r i n d e u y g u l a n a n b a s k ı l a r v e yeni y a r d ı m c ı l a r k o n u s u n d a k i s ı n ı r l a m a l a r
n e d e n i y l e , B u d i z m ' i n y o ğ u n ö ğ r e t m e n - ö ğ r e n c i s ü r e c i n i n s ü r d ü r ü l m e s i im­
kânsızdı.
M i l y o n l a r c a Ç i n l i g ö ç m e n a k ı n e t m i ş v e i ş b u l m a k u r u l u n d a , k o n u t , tıp
v e e ğ i t i m d e ö n c e l i k l i m u a m e l e g ö r m ü ş t ü . Tibetliler, g e l i ş m e k t e o l a n ay­
r ı m c ı l ı k sistemi a l t ı n d a , m a r j i n a l l e ş m e y e d o ğ r u u z u n b i r y o l d a y ü r ü m e y i
s ü r d ü r m ü ş t ü . 3 9 E k o n o m i k o l a r a k T i b e t , bir Ü ç ü n c ü D ü n y a ülkesi i ç i n d e
Üçüncü D ü n y a bölgesi haline gelmiş ve Tibetliler de " s o n u n sonu /önem­
s i z d e n d e ö t e " o l m u ş t u . 4 0 Ç i n y a s a s ı n a g ö r e T i b e t l i l e r i n h e r h a n g i bir ya­
b a n c ı d i l d e y a y ı n l a r ı d i n l e m e l e r i v e y a b a n c ı g a z e t e l e r i , d e r g i l e r i y a d a ki­
tapları o k u m a l a r ı y a s a k t ı . O k u m a s ı y a z m a s ı o l a n Tibetliler, China Da-
//y'nin T i b e t ç e v e r s i y o n u ile y a d a Ç i n l i l e r tarafından ü r e t i l e n m e t i n l e r l e
sınırlandırılmıştı.
A n c a k h e r şey k a y b e d i l m i ş d e ğ i l d i . 1 9 8 0 ' l e r i n s o n u n a g e l i n d i ğ i n d e , T i ­
betlilerin D a l a i L a m a v e o n u n H i n d i s t a n ' d a s ü r g ü n d e b u l u n a n h ü k ü m e t i
ile ö z d e ş l e ş m e s i s o n u c u n d a , bir d i r e n i ş h a r e k e t i c a n l a n m ı ş t ı . Ç o ğ u 1959
ile 1963 a r a s ı n d a o l m a k ü z e r e , T i b e t ' t e n dışarı k a ç a n 1 0 0 . 0 0 0 kişi D h a -
r a m s a l a ' d a basit a m a y a ş a n a b i l e c e k bir t o p l u l u k y a r a t m a y ı b a ş a r m ı ş l a r d ı .
B u r a d a ilgi alanı s o n u ç t a fiziksel y a ş a m s a v a ş ı n d a n , kültürel a ç ı d a n y e n i ­
d e n y a p ı l a n m a y a d ö n m ü ş t ü . Bir ç o k g ö ç m e n dini e l s a n a t l a r ı n ı b e r a b e r l e ­
r i n d e s ü r ü k l e y e r e k H i m a l a y a l a r d a n a ş ı r m ı ş l a r d ı v e B u d a ' n ı n yazılı v e söz­
l ü ifadeleri B u d i s t k ü l t ü r ü n ü n n ü v e s i n i o l u ş t u r d u ğ u n d a n , b ü t ü n k ü t ü p h a ­
n e l e r T i b e t ' i n d ı ş ı n a g ö t ü r ü l m ü ş t ü . 4 1 B u k i t a p l a r b u r a d a bir a r a y a getiril­
mişti. Budizm eğitiminde ve metin ezberleme geleneğinde öğretmenin ro­
lü ç o k kritik o l d u ğ u n d a n , b i l i m a d a m l a r ı için de bir a r a ş t ı r m a y a p ı l m ı ş ve
ö l ü m c ü l ç a l ı ş m a k o ş u l l a r ı n d a n k u r t a r ı l m ı ş l a r d ı . T i b e t ' i n 6 0 0 . 0 0 0 keşişin­
d e n s a d e c e 7 . 0 0 0 ' i , 4 . 0 0 0 e n k a r n e l a m a n ı n d a s a d e c e b i r k a ç y ü z t a n e s i ül­
k e d ı ş ı n a ç ı k m a y ı b a ş a r a b i l m i ş t i . B i l i m a d a m l a r ı n ı b u g r u b u n i ç i n d e tuta­
bilmek çok önemliydi, çünkü birçoğu yaşayan metinler olarak değerlendi­
rilebilirdi. Yol y a p ı m ı n d a ölen h e r b i l i m a d a m ı ile birlikte, y ü z y ı l l a r ı n m i ­
rası k a y b o l m u ş t u . 4 2
K a y n a k l a r ı n bir a r a y a getirilmesi ve bilim a d a m l a r ı n ı n k o r u n m a s ı y l a bir­
likte, kitap ü r e t i m i n e b a ş l a n m ı ş ve Tibetliler 2 0 0 ' d e n fazla ö n e m l i ç a l ı ş m a ­
yı taşla ve m ü r e k k e p l e taşbaskı olarak y a p m a y a başlamıştı. 1962 y ı l ı n d a
b a ş l a y a r a k v e yirmi süreyle d e v a m e d e r e k , Birleşik D e v l e t l e r K o n g r e K ü ­
t ü p h a n e s i n i n H i n d i s t a n ' d a k i bir p r o g r a m ı y l a , o n ü ç yüzyıllık T i b e t e d e b i y a ­
tını s i m g e l e y e n 2.800 Tibet klasiği y e n i d e n basılmıştı. T i b e t imlası d i z g i d e
s o r u n yaratıyordu a m a bu s o r u n bilgisayarların gelişmesi ile hafifletilmişti.
1990'larda, T T P S , T i b e t ç e " m a s a ü s t ü b a s ı m s i s t e m i " nihayet, d a h a kolay
s a k l a m a ve geri ç a ğ ı r m a potansiyeli s u n a c a k ve bir z a m a n l a r t a h t a bloklar­
la s u n u l a n eserleri, talep ü z e r i n e b a s m a i m k â n ı n ı s a ğ l a y a c a k t ı . 4 3
1971 yılında, T i b e t ' i n yazılı m i r a s ı n ı g ü v e n l i k altına a l m a k a m a c ı y l a ,
T i b e t S a n a t l a r ı K ü t ü p h a n e s i v e Arşivleri ( L T W A ) k u r u l m u ş t u . 2 0 0 0 yılı­
na gelindiğinde, L T W A ' n i n koleksiyonu, kurtarılan Tibet edebiyatının
t a h m i n e n % 4 0 ' ı dâhil, 8 0 . 0 0 0 e l y a z m a s ı , k i t a p v e d o k u m a n a u l a ş m ı ş t ı . 4 4
K ü t ü p h a n e d e ayrıca 6 . 0 0 0 fotoğraf; bazıları o n u n c u y ü z y ı l a d a y a n a n , bin­
lerce T i b e t ç e yasal v e sosyal d o k ü m a n ; v e yaşlı T i b e t l i l e r l e y a p ı l a n 15.000
saatlik röportaj kaydı b u l u n m a k t a d ı r . H e m b i l i m a d a m l a r ı , h e m d e genel
h a l k a k o l e k s i y o n a e r i ş i m h a k k ı v e r i l m i ş t i r . L T W A , T i b e t k i m l i ğ i n i koru­
mak ve Tibetlileri kararlı bir gelecek için eğitmek amacıyla, Dala-
i L a m a tarafından k u r u l a n bir dizi k ü l t ü r e n s t i t ü s ü n ü n p a r ç a s ı y d ı . B u n l a ­
rın a r a s ı n d a Tibet D a n s v e D r a m a T o p l u l u ğ u ile T i b e t T ı p M e r k e z i y e r al­
m a k t a d ı r . B u n l a r ı n hepsi d e , h a l k o l a r a k k u r t u l u ş u n , kültürel c a n l ı l ı ğ a da­
y a n d ı ğ ı inancını e s a s a l m a k t a d ı r v e Ç i n ' i n asıl T i b e t i ç i n d e k i kültürel sin­
d i r m e p o l i t i k a l a r ı n a d o ğ r u d a n karşılık o l a r a k faaliyet g ö s t e r m e k t e d i r . İ r o -
nik o l a r a k , Ç i n baskısı, T i b e t k ü l t ü r ü n ü n y e n i d e n c a n l a n m a s ı v e m o d e r n i ­
z a s y o n u ile s o n u ç l a n m ı ş , i n s a n l ı ğ a d a h a c a z i p g ö r ü n m e s i n i sağlamıştır.
B u d u r u m , T i b e t ' i n yazılı m i r a s ı n d a n b u k a d a r ç o k şeyin k a y b o l m a s ı n ı iki
katı h ü z ü n l ü h a l e g e t i r m e k t e d i r .

Notlar:
1. Thomas Hcberer, "Tibet ve Çin'in Uluslıık Anlayışı", yeri Petra K. Kelly, Gert
Bastian ve Pat Aiello (ed), Tibet Istırabı (Berkeley, California: Parallax Mat­
baası, 1991), s. 47-52.
2. John F. Avedon, Karlar Ülkesinden Sürgüne: Çin istilasından beri Dalai Lama
ve Tibet'in Ayrıntılı Hikâyesi (New York: Harper Collins, 1997), s. 17
3. Jestim Pema, Gilles Van Grasdorlf la birlikte, Tibet: Benim Hikâyem, Bir oto­
biyografi (Shaftesbury, Dorset: Elemeni, 1997), s. 8
4. Gyaltsen Gyaltag, "Krallıktan Demokrasiye: Tarihi bir bakış", yeri Kelly, bas­
tian ve Aiello (editörler), Tibet Istırabı, s. 3-13; Benjamin Alterman, Deborah
Alterman ve Laura L. Gewissler, "Tahta bloklardan Silikon Yongasına: Tibet
Dilinin İletimi," Basım Tarihi 9: I (1987): 15-26; Pema, Benim Hikayem, s. 8
5. Avedon, Karlar Ülkesinden Sürgüne
6. Stephen Batchelor, Tibet Rehberi (Londra: Wisdom Yayınları, 1987); Alter-
man, Alterman ve Gewissler, "Tahta bloklardan Silikon Yongasına"; Stephen
Alridge, "Eski Tibet Elyazmalarının Keşfi ve Korunması", http://www.khama-
id.org/programs/culture/text.htm; 27 Aralık 1999; David Snellgrove ve Hugh
Richardson,r/ibef'in Kültürel tarihi (Boston: Shambhal, 1986)
7. Snellgrove ve Richardson, Tibet'in Kültürel tarihi, s. 76
8. Batchelor, Tibet Rehberi, s. 64
9. Snellgrove ve Richardson, Tibet'in Kültürel tarihi, s. 154
10. Snellgrove ve Richardson, Tibet'in Kültürel tarihi, s. 160
11. Alterman, Alterman ve Gewissler, "Tahta bloklardan Silikon Yongasına", s. 19
12. Alridge, "Eski Tibet Elyazmalarının Keşli ve Korunması"
13. W. Zwalf, Tibet Mirası (Londra: İngiliz Müzesi yayınları, 1981), s. 122.
14. Avedon, Karlar Ülkesinden Sürgüne, s. 24.
15. Dawa Norbu, Tibet Üstündeki Kızıl Yıldız, 2nci baskı (New York: Envoy Mat­
baası, 1987), s. 197
16. A. Tom Grunfeld, revize edilmiş baskı, Madem Tibet'in Yapılışı (New York:
M. E. Sharpe, 1996), s. 172.
17. Tsering Shakya, Karlar Ülkesindeki Ejderha: 1947'den itibaren Modern Ti­
bet'in Tarihi (New York: Columbia Üniversitesi baskısı, 1999), s. 254.
18. Avedon, Karlar Ülkesinden Sürgüne, s. 291; Pierre-Antoine Donnet, çeviri Ti-
ca Broch, Tibet: İhtilaflı Kurtuluş (Londra: Zed Kitapları, 1994), s. 82.
19. Avedon, Karlar Ülkesinden Sürgüne,; Shakya, Karlar Ülkesindeki Ejderha, s.
356.
20. Warren W. Smith Jr., Tibet Ulusu: Tibet Milliyetçiliğinin Tarihi ve Çin-Tibet
ilişkileri (Boulder, Colorado: Westview, 1996), s. 544.
21. Kunsang Paljor, Tibet: Sönmeyen Ateş (Yeni Delhi: Model Matbaası, 1977)
22. Heinrich Harrer, çeviri Ewald Osers, Tibet'e Dönüş (New York: Schocken,
1985), s. 147.
23. Bahsedildiği yer: Dawa Narbu, Tibet: İleri Giden Yol (Londra: Rider, 1997), s.
276
24. Grunfeld,, Modern Tibet'in yapılışı, s. 183
25. Smith Jr., Tibet Ulusu, s. 544
26. David Patt, Tuhaf bir Kurtarma: Çinlilerin Elinde Tibetlilerin Yaşamı (New
York: Snow Lion yayınları, 1992), s. 100
27. Donnet, Tibet, s. 82
28. Donnet, Tibet, s. 82
29. R. J. Rummel, Çin'in Kanlı Yüzyılı:¡900'den beri Soykırım ve Toplu katliam
(New Brunswick, New Jersey: Transaction yayıncıları, 1991) s. 272
30. Vanya Kewley, Tibet: Buz perdenin Ardında (Londra: Grafton, 1990), s. 208
31. Harrer, Tibet'e Dönüş; Alridge, "Eski Tibet Elyazmalarının Keşfi ve Korunması"
32. Roger Hicks, Saklı Tibet: Topraklar ve İnsanları (Shaftesbury, Dorset: Ele­
ment, 1988), s. 78-79.
33. Kewley, Tibet: Buz perdenin Ardında, s. 104.
34. Alridge, "Eski Tibet Elyazmalarınm Keşfi ve Korunması"; Stephen Aklridge,
"Tibet Kitaplarına Bir Bakış", Mayıs 1999 http://www.khamaid.org/prog-
rams/culture/books.htm
35. Cate Hutton, "Yüksek Rakımlı Kütüphanecilik: Bir ALA Kütüphane Üyesinin
Tibet'teki Maceraları", Bilişim Teknolojisi ve Kütüphaneler 16: 1 (1997): 30-
33 (s. 31)
36. Alridge, "Eski Tibet Elyazmalarınm Keşfi ve Korunması"
37. Mary Craig, Kanlı Gözyaşları: Tibet Feryadı (Washington, DC: Counterpoint,
1999)
38. Tibet Hükümeti Sürgünde, "Din ve Ulusal Kimlik", 27 Aralık 1999,
http://www.tibet.com/WhitePaper/white7.html
39. David Eıınals, "Tibet: Yeni Bir Koloni", yeri Kelly, Bastian ve Aiello (ed), Ti­
bet Istırabı, s. 65-67
40. Donnet, Tibet, s. 147
41. Alridge, "Eski Tibet Elyazmalarınm Keşfi ve Korunması"
42. Avedon, Karlar Ülkesinden Sürgüne, s. 92.
43. Alterman, Alterman ve Gewissler, "Tahta bloklardan Silikon Yongasına", s. 22
44. Tibet Hükümeti Sürgünde, "Tibetçe Eserlerin ve Arşivlerin Kütüphanesi", 29
Marl 2000, http://www.tibet.com/Itwa.htm; Avedon, Karlar Ülkesinden Sürgü­
ne, s. 93
15

Kitapları Yakın
Robert J. Fyne

1965 yılına g e l i n d i ğ i n d e , o t u z b e ş y a ş ı n d a k i Paris d o ğ u m l u film eleş­


t i r m e n i ve y ö n e t m e n i - altı yıllık ileri geri bir çıraklık d ö n e m i n d e n s o n r a
- ç a ğ d a ş F r a n s ı z s i n e m a s ı n ı n en ünlü adı o l a r a k o r t a y a ç ı k m ı ş t ı . Ş i m d i bu
Y e n i D a l g a y a n d a ş ı ve yerleşik s i n e m a t e o r i s i n i n müthiş çocuğu, b ü y ü k
kalabalıkların h â l â a y a ğ a k a l k a r a k y ü r e k t e n a l k ı ş l a m a l a r ı n a n e d e n olan
d ö r t d r a m a filmi ile izleyicileri b ü y ü l ü y o r d u . S o r u n l u bir g e n c i n y a b a n c ı ­
l a ş m a s ı h a k k ı n d a bir lirik anahtar-roman tarzı 400 Darbe ( 1 9 5 9 ) aynı yıl
C a n n e s B ü y ü k Ö d ü l ü n ü alırken, Piyanisti Vurun ( 1 9 6 0 ) , F r a n s ı z s i n e m a ­
severlerin h e r z a m a n b e ğ e n d i ğ i A m e r i k a n g a n g s t e r t ü r ü n e , o k a r a filmle­
re saygı s u n u y o r d u . Jules ve Jim ( 1 9 6 1 ) , n e ş e dolu bir aşk üçgeni e ğ l e n c e ­
si, y i r m i n c i yüzyıl başlarının cinsel ahlâkı ile e ğ l e n e n acı tatlı bir h i c i v k e n ,
Yumuşak Ten ( 1 9 6 4 ) , B a l z a c ' ı n insani k o m e d i l e r i n i z e m i n olarak kullana­
rak, m o d e r n z i n a a n l a y ı ş ı n ı n etrafında d o l a n ı y o r d u .
G e r ç e k t e n d e , R a y B r a d b u r y ' n i n 1953 bilim kurgu, k o m ü n i z m - k a r ş ı t ı ,
s o ğ u k s a v a ş p a r a n o y a s ı , Fahrenheit 451 r o m a n ı n ı n b i r k o p y a s ı n ı e l i n e
aldığında, Truffaut'nun popülaritesi zirvedeydi. Bu başlık, G e o r g e
,
Orwell'in 1984 ü g i b i , - m u h t e m e l e n bir n ü k l e e r savaş s o n r a s ı n d a - birey­
sel d ü ş ü n m e e y l e m i n i b ü t ü n ü y l e y o k e d e n totaliter bir y a ş a m tarzı ö n g ö r ­
m e k t e y d i . T r u f f a u t ' y a göre, hevesli k i t a p yakıcıları h a k k ı n d a k i b u t u h a f
o l a y l a r dizisi, yeni bir tarz s i n e m a y a r a t m a y a y e t e c e k u n s u r l a r i ç e r i y o r d u . 1
B ö y l e bir d r a m a filmi, o l a ğ a n aşk v e d a y a n ı ş m a t e m a s ı y e r i n e , h e r kitabın
kendi kişisel hikayesiyle sağlam, duygusal nesne olduğunu ileri süren bir
tarzda, kişinin kendi bireysel ihtiyaçlarıyla, basılı sayfaya duyduğu ihtiya­
cı kaynaştıran bir senaryodan yola çıkıyordu.
Muhtemelen, Daniel Taradash'ın, sağcı Amerika'nın 1956 yılındaki
sansür saplantısına bir karşı çıkış olan Fırtına Merkezi'ni de dikkate ala­
rak Truffaut bu temayı daha da ileriye götürmeyi tasarlamıştı. Gerçekten
de - başrolde, romanların olmadığı bir kitap rafından tartışmalı bir kitabı
çıkarmayı reddeden popüler kütüphaneciyi canlandıran Bette Davis'in oy­
nadığı - Fırtına Merkezi, tam anlamıyla kendi gölgesinden korkan bütün
bir güney California kasabası korkudan çıldırdığında, Fahrenheit 451 için
bir prototip oluşturmuştu. Bir dizi karmaşık olay sonrasında, "kaza eseri"
bir yangın, bütün bir kütüphaneyi yok eder ve özenle hazırlanmış sansür-
ve yobazlık-karşıtı bir sahnede, her bir kitap alevler içindedir. Fırtına
Merkezi, taraflı vaazlarla dolu olmakla birlikte, yine de - kütüphanedeki
kitaplar birer birer küle dönüşürken - tolerans, anlayış ve tutkuyu savun­
maktadır.
A m a bu özellikler, yüzeyin altında pusuya yatmıştı. Anlaşılan Tara-
dash izleyicilerin kendi zaafları ile, Amerika'nın en kötü kâbuslarını vur­
gulayan bir aynaya bakarak yüzleşmelerini istiyordu. Neden olmasın? Ko­
re Savaşı bittiğinden ve savaş esirlerinin bir beyin yıkamasından geçtiği­
nin ortaya çıkmasından beri, içerdeki komünist tehdidi her yerde hazır ve
nazır gibiydi. Senatör McCarthy alelade vatandaşları azarlayıp, onlara
Sovyetler Birliğinin oyuncağı dedikçe, ortamın ruh hali, demagoji için uy­
gun hale geliyordu. Fırtına Merkezi bu temayı açıkça irdeliyor ve temel
özgürlüklerin sınırlanmasının kişiyi nasıl güçsüz bıraktığına işaret ediyor­
du.
Ne olmuştu? Bu Columbia Pictures yapımını bu kadar tartışılır hale ge­
tiren neydi? Nasıl olur da teması - kitapların yasaklanması ve daha sonra
da yakılması - Truffaut'nun, aklın şartların gölgesinde kaldığı çağ ötesi
bir toplum anlayışını etkileyebilirdi? Belki de adil ama zararsız bir kütüp­
hanecinin dürüstlüğünün, belediye meclisinin Komünist Rüyası adını taşı­
yan bilimsel incelemeyi raftan kaldırma mütalaasını yok sayma konusun­
daki kararlılığıydı. Kısa sürede "Kızıl" olarak etiketlenir ve aceleyle oluş­
turulan ve yasal dayanağı olmayan bir mahkemeyle, kovulur. Daha kötü-
sü, a r k a d a ş l a r ı n ı n v e k o m ş u l a r ı n ı n ç o ğ u , b u o r t a yaşlı d u l l a ilişkilerini ke­
s e r e k k o y u n l u k l a r ı n ı gösterir. E b e v e y n l e r ç o c u k l a r ı n ı n o n u n y a n ı n a ya­
n a ş m a m a l a r ı n ı e m r e d e r v e b i r d a r g ö r ü ş l ü b a b a (Joe M a n l e l l i ' n i n o y n a d ı ­
ğı), ç o c u ğ u n istekli b i r o k u y u c u o l m a s ı n a v e saatlerini b u b e l e d i y e b i n a ­
sında en sevdiği kitapları hatmederek geçirmesine rağmen - çocuğunun
k i r l e n e c e ğ i k o r k u s u y l a - o ğ l u n u n ( K e v i n C o u g h l i n ) b u b i l i n e n " y ı k ı c ı " ile
konuşmasını yasaklar.
K u ş k u s u z , ardı a r d ı n a s a h n e l e r d e b u u z u n süreli k ü t ü p h a n e c i n i n m o ­
d e r n z a m a n ı m ı z ı n linç y ı ğ ı n ı n ı n k u r b a n ı o l a r a k t a n ı t ı l m a s ı , T a r a d a s h ' ı n
d o b r a y ö n e t i m i n i n ağır o l d u ğ u i z l e n i m i n i v e r s e d e , e l e a v u c a s ı ğ m a y a n
adil v a t a n d a ş l a r d a n o l u ş a n bir g r u p , kızıl belayı y e r d e n y e r e v u r a r a k d e ­
m o k r a s i y i k u r t a r m a y a kararlıdır. A m a n e p a h a s ı n a ? K a s a b a l ı l a r - m a k i n a -
lar gibi d a v r a n a r a k - b i r e r birer s a n s ü r ü o n a y l a r k e n , t e m e l sivil ö z g ü r l ü k ­
ler b i r k e n a r a a t ı l m a k t a d ı r . Ş i m d i n e o l a c a k t ı ? T a r a d a s h b u d r a m a filmiy­
l e n e r e y e g i d e b i l i r d i k i ? B u h i k â y e y i nasıl ç e v i r e c e k v e bir p a r ç a c ı k tipik
H o l l y w o o d m u t l u s o n u y l a nasıl o r t a y a ç ı k a b i l e c e k t i ?
Sonuç kesin olarak Truffaut'yu etkilemiş olmalı. Fransız yönetmenin
d o k u z yıl s o n r a o n u n o n u r u n a t e k r a r l a y a c a ğ ı bir s a h n e s i n d e , T a r a d a s h kü­
t ü p h a n e y i y a k a r . A l e v l e r b u k ü ç ü k b e l e d i y e binasını s a r a r k e n v e b ü y ü k ki­
t a p l a r ı n külleri C a l i f o r n i a ' n ı n rutubetli g e c e h a v a s ı n a s ı z a r k e n , k a s a b a l ı l a r
şimdi g ö z l e r i n i n ö n ü n d e d a ğ ı l m a k t a o l a n m a d d i m a l d a n ç o k d a h a fazlası­
n ı k a y b e t t i k l e r i n i anlarlar. H a y a t l a r ı n ı n k o n t r o l ü n ü k a y b e t m i ş l e r d i r . Sağ­
cılık z e h i r i n i n ö n ü n d e eğilirken, adil o y u n v e d ü r ü s t l ü ğ ü n t e m e l p r e n s i p ­
lerini y o k s a y m ı ş l a r d ı r . Ş i m d i k a r a t a h t a silinip t e m i z l e n m i ş t i r . E s k i kü­
t ü p h a n e c i l e r i n i n e t r a f ı n d a d u r a r a k , bir p i ş m a n l ı k d u y g u s u filmi d r a m a t i k ,
b e l k i de d u y g u s a l b i r finale getirir. V a t a n d a ş l a r , "Artık sansür yok" d i y e
b a ğ ı r m a k t a d ı r . Artık otokrasi yok." Y e n i bir k ü t ü p h a n e , A n k a K u ş u gibi,
ortaya çıkacaktır ve bunun yeni m ü d ü r ü kim olacaktır? - yalnızca, kapa­
nış sözleri ö z g ü r l ü k ç ü inancı y a n s ı t a n s a y g ı d e ğ e r B e t t e D a v i s : "Kütüpha­
nenin tekrar kurulmasına yardım edeceğim. Ve eğer birisi bir kere daha
buradan bir kitabı kaldırmaya çalışırsa, bunu cesedimi çiğneyerek yap­
ması gerekecektir?
1 9 5 6 y ı l ı n a ait b i r film o l a r a k Fırtına Merkezi sivil ö z g ü r l ü k l e r k o n u ­
s u n d a o l u m l u b i r k o n u m b e n i m s e m i ş t i . A m a o n u n liberal m e s a j ı n ı h e r k e s
a l k ı ş l a m a m ı ş t ı . K a t o l i k N a m u s L e j y o n u , filmi ö z e l bir k a t e g o r i y e k o y m u ş
2
ve o n u n propagandacı, yanıltıcı ve yanlış beyanlı o l d u ğ u n u söylemişti.
A n c a k , d a h a g e n i ş bir şekilde, bir h ü k ü m ö n e r e r e k e d e b i s a n s ü r ü n t e h l i k e ­
leri h a k k ı n d a bir u y a n y a y ı n l a m ı ş t ı : S a d e c e k ı s ı t l a n m a m ı ş , s e r b e s t bir kü­
t ü p h a n e ( b u r a d a , ö z g ü r b a s ı n t e m a s ı n ı n d e ğ i ş i k bir h a l i ) A m e r i k a ' n ı n kur­
t u l m a s ı n ı g a r a n t i e d e b i l i r d i . K i t a p l a r o l m a k s ı z ı n , d e s p o t l u k bir a d ı m ö t e ­
deydi. Yarının geleceği, sadece edebi standartların bugün desteklenmesiy­
l e o r t a y a çıkabilir. K ü t ü p h a n e c i l e r d ü ş ü n c e l e r i n i belirttikleri s ü r e c e , ulu­
sun m i r a s ı g ü v e n c e altındadır.
M u h t e m e l e n Truffaut, - t a m a m e n b e n c i l c e n e d e n l e r l e - linç çetesi h a ­
line d ö n ü ş e n , a m a y a l n ı z c a dul k a d ı n ı n o ğ l u ö l d ü k t e n s o n r a ışığı g ö r e n ba­
sit, k a n u n l a r a u y a n k a s a b a l ı l a r h a k k ı n d a H o l l y w o o d ' u n g e n e l l i k l e y a r a t ­
tığı o d i n d a r W e s t e r n ' l e r i a n d ı r a n b u s o n u , b i r m i k t a r h a n t a l b u l m u ş t u .
Fahrenheit 451 'in senaryosunu oluştururken, d a h a hafif, d a h a t e z a t bir
tarz u y g u l a y a c a k t ı . T r u f f a u t ' n u n g e l e c e k ç i l i k g ö r ü ş ü n e g ö r e , - bir z a m a n ­
ların akıldışı d a v r a n ı ş l a r ı n ı n k a p s a m ı - ç e t e a n l a y ı ş ı artık y o k t u . 1984 , ' ü n
çift c i n s i y e t l i v a t a n d a ş l a r ı gibi, b ü t ü n insani d a v r a n ı ş l a r , h ü k ü m e t kararla­
rının y a n ı n d a ikinci d e r e c e d e k a l m ı ş t ı r .
T r u f f a u t ' y a g ö r e , b u b a s k ı c ı t e m a , k e n d i s i n i n İ n g i l i z c e d i l i n d e k i tek
p r o d ü k s i y o n u n d a , s ö z d e - g e r m e n bir t a r z d a b i ç i m l e n d i r i l e n v e t a h m i n e n ,
bir t a k ı m n ü k l e e r ç a t ı ş m a l a r s o n r a s ı n d a o r t a y a ç ı k a n ç a ğ ötesi bir t o p l u ­
m u n k a y n a ş t ı r ı c ı ö ğ e s i n i o l u ş t u r m a k t a d ı r . A m a tarihi n e ? Fahrenheit 451
g e l e c e ğ e n e ö l ç ü d e g i r e b i l m i ş t i r ? O t u z yıl? Y ü z ? İki y ü z ? Y a d a fark e d e r
m i ? Z a m a n d i l i m i n e b a k ı l m a k s ı z ı n , b ü t ü n m e d e n i y e t l e r a y n ı m ı ? Truffaut
kasıtlı o l a r a k ş ü p h e l i g ö r ü n m e k t e d i r .
B u r a d a , T r u f f a u t ' n u n totaliter g e l e c e ğ i n d e k i A v r u p a tarzı d ü n y a d a , ya­
ş a y a n l a r ı n ç o ğ u , ş i m d i i n s a n l ı k t a n u z a k l a ş t ı r ı l m ı ş bir şekilde, sessiz, m i n i ­
mal bir t o p l u m d a yaşamakta, burada, genellikle duvar ekranı denilen de­
v a s a b i r t e l e v i z y o n seti s ü r e k l i olarak, g ü n l ü k y a ş a m ı n h e r k e s i m i ile ilgi­
li t a l i m a t l a r ilan e t m e k t e d i r . Yarı-beyin hasarlı k o ş u l l a r d a izleyiciler bu
k o r k u n ç e k r a n a ağızları a ç ı k b a k m a k t a , h e r k e l i m e y i s i n d i r m e k t e d i r . N e ­
d e n o l m a s ı n ? B u M c L u h a n tarzı d u r u m d a , s a d e c e görsel g ö r ü n t ü ö n e m l i ­
dir v e izleyici y a v a ş ç a , a m a k e s i n olarak t e s l i m i y e t e y o ğ r u l m a k t a d ı r . K e n ­
di g ü v e n l i k l e r i için, - bir z a m a n l a r m e d e n i y e t l e r i n d ö n ü m n o k t a s ı olan -
b ü t ü n k i t a p l a r y a s a k l a n m ı ş t ı r . O k u m a k m e n e d i l m i ş t i r v e b u f e r m a n ı uy­
g u l a m a k için, ö z e n l e h a z ı r l a n m ı ş bir itfaiye b ö l ü m ü h a z ı r b e k l e m e k t e d i r .
İ t f a i y e c i n i n g ö r e v i - bu k a h r a m a n y e n i d ü n y a d a - a ç ı ğ a çıkardıkları b ü t ü n
kitapları y a k m a k t ı r . A r t ı k y a n g ı n s ö n d ü r m ü y o r l a r d ı r , o n u n y e r i n e , k a m u ah­
lakının g a r d i y a n l a r ı olarak, b ü y ü k ateşler y a k m a k t a v e ısı 4 5 1 F a h r e n h e i t ' a
u l a ş t ı ğ ı n d a - d a h a s o n r a bir itfaiyecinin a ç ı k l a y a c a ğ ı gibi - k i t a p k â ğ ı d ı
yanmaya başlamaktadır.
G e r ç e k t e n d e , b u y e n i d ü z e n l e ilgili h e r şey a n t i s e p t i k gibi g ö r ü n m e k ­
tedir. T e l e v i z y o n a n t e n i , o k u m a y a n bir t o p l u m a sessiz ö d ü l l e r gibi, m a n ­
z a r a n ı n i ç i n e i ş l e m e k t e , o k u r y a z a r bir d ü n y a d a n d o k u n a r a k a l g ı l a y a n bir
d ü n y a y a d ö n ü ş t ü r e n bir k a n ı t s u n m a k t a d ı r . H i ç b i r d ü ş ü n c e i ş l e m i gerek­
tirmeyen, ö n c e d e n paketlenmiş yiyecekler günlük gıdayı sağlarken, temel
i n s a n i d u y g u l a r - n e ş e , acı, h a t t a c i n s e l t a t m i n bile - y o k gibi g ö r ü n m e k ­
tedir. B u h i j y e n i k b o ş l u k t a u z a k t a d u r a n bir kişi, h a y a l k ı r ı k l ı ğ ı n a u ğ r a m ı ş
e m e k t a r bir itfaiyecidir. M o n t a g ( O s c a r W e r n e r t a r a f ı n d a n c a n l a n d ı r ı l a n ) ,
a m i r i ( C y r i l C u s a c k ) t a r a f ı n d a n verilen h e r e m r i i t a a t k â r b i r ş e k i l d e u y g u ­
l a m a k t a d ı r . B a s i t ç e Y ü z b a ş ı o l a r a k b i l i n e n (bu ç a ğ ö t e s i t o p r a k l a r d a so­
y a d l a r ı artık g e ç e r l i d e ğ i l d i r ) a m i r , M o n t a g ' ı 4 , y a k ı n z a m a n d a k i b a s k ı n sı­
r a s ı n d a b a z ı saklı k i t a p l a r ı o r t a y a ç ı k a r m a s ı n d a k i u y a n ı k l ı ğ ı v e tutarlı sez­
gisi n e d e n i y l e m e t h e d e r . B u s a h n e n i n t a m a m ı , 1940 d ö n e m i n e ait h e r h a n ­
g i bir H o l l y w o o d p r o p a g a n d a s e n a r y o s u n d a y e r alan, tipik bir G e s t a p o
baskınım andırmaktadır.
İyi p r o v a e d i l m i ş h a s s a s i y e t l e , Y ü z b a ş ı y a k m a e k i b i n i n , 1 9 6 0 ' l a r ı n tar­
z ı n d a k i bir itfaiye a r a b a s ı n a b i n m e s i n i e m r e d e r v e m a i y e t i k ı s a s ü r e d e -
y a n ı p s ö n e n k ı r m ı z ı ışıklar v e b a ğ ı r a n sireniyle - a n a c a d d e d e n h ı z l a ge­
ç e r e k y a k ı n d a k i b a n l i y ö y e gider. K i m l i ğ i b i l i n m e y e n bir t e l e f o n l a u y a r ı ­
l a n k o r k m u ş e v s a h i b i , itfaiyeciler g e l m e d e n h e m e n ö n c e y a n k a p ı d a n dı­
şarı fırlar. Y ü z b a ş ı v e M o n t a g h e m e n e v e girer v e b i r k a ç s a n i y e i ç i n d e ,
saklı bir k a s a k i t a p b u l u r l a r . T a n ı n m ı ş k i t a p l a r t a v a n d a k i d o n a n ı m ı n için­
den, sahte televizyon ekranlarından ve diğer saklama yerlerinden toplanır:
M i g u e l de C e r v a n t e s ' ı n Don Kişot'u ve W. S o m e r s e t M a u g h a m ' ı n Ay ve
Altı Para'sı.
B u k i t a p l a r k ı s a s ü r e d e k a l d ı r ı m a atılır v e neo-fırtına birlikleri (sağ
o m u z u n a l t ı n d a k ü ç ü k bir a m b l e m i b u l u n a n , h e r tarafı s i y a h k ı y a f e t l e r giy-
m e k t e d i r l e r ) t a h r i p c i h a z l a r ı n ı kurarlar. B u o n u r , h e m e n k o r u y u c u , h e r ta­
rafı b e y a z asbest kıyafeti, ü n i f o r m a s ı n ı n ü s t ü n e g e ç i r e n M o n t a g ' a verilir.
D a h a z i y a d e m o d e r n bir K l u K l u x K l a n ü y e s i n e b e n z e y e r e k ( G e s t a p o ta­
raftarı y e r i n e ) , M o n t a g alev p ü s k ü r t m e m a k i n a s ı n ı inceler, d e l i ğ i n i a y a r l a r
v e h ı z l a bir a d ı m ö t e s i n d e b u l u n a n k i t a p y ı ğ ı n ı n ı n ü s t ü n e alevleri boşaltır.
H e r şey alev a l a r a k itfaiyecinin ikrarını t e k r a r l a r : "Onları kül haline gele­
ne kadar yakıyoruz ve sonra da külleri yakıyoruz - bu bizim resmi sloga­
nımız".
Y ü z b a ş ı y a göre, b u bir c o ş k u anıdır. Hızlı h a r e k e t e d e n p e r s o n e l i tara­
fından g i z l e n d i ğ i y e r d e n çıkarılan, bir b a ş k a y a s a dışı k i t a p y ı ğ ı n ı ? y a k ı l ı p
kül h a l i n e getirilmiştir. Yeni b a ş a r ı s ı n a karşı ilgisiz g ö r ü n e r e k , astına so­
rar: "Montag izinli olduğu gün ne yapar?" Bu i z o l e , k i ş i l i k s i z , ü ç ü n c ü şa­
hıs d i y a l o g u - b ü t ü n film b o y u n c a kullanılan - s a d e c e , ç a ğ ötesi t o p l u m u n
duygusuz yapısını tekrarlamaktadır. M o n t a g ' ı n cevabı da aynı derecede
d u r g u n d u r : "Fazla bir şey değil efendim, çimlen biçerim." Y ü z e y d e m ü ­
tevazı o l m a y ı s ü r d ü r ü r ç ü n k ü Yüzbaşı bir terfi vaat etmiştir, a m a derinler­
d e , b i l i n ç a l t ı n d a h a y a l kırıklığı y a t m a k t a d ı r . Sinsi bir soru M o n t a g ' ı n bey­
n i n i n i ç i n e işlemiştir: "Biz ne yapıyoruz?"
A m a aklını k u r c a l a y a n tek soru b u değildir. O g ü n ö ğ l e d e n s o n r a e v e
g i t m e k ü z e r e , hızlı u l a ş ı m aracı olan d ü z g ü n , k u r ş u n ş e k l i n d e k i tek raylı
t r e n e b i n e r (tabii altmışların o r t a s ı n d a h i z m e t t e o l a n tek raylı trenler yok­
tu, ö n e r i l e n b u teknoloji çizim t a h t a l a r ı n d a y a d a ara sıra d ü z e n l e n e n D ü n ­
y a F u a r l a r ı n d a b u l u n m a k t a y d ı . ) 5 v e y o l c u l a r d a n bazılarını d i k k a t l e ince­
ler. G e n ç bir k ı z p e n c e r e d e k i g ö r ü n t ü s ü n e b a k m a k t a v e t u t k u y l a b u g ö r ü n ­
tüyü ö p m e k t e d i r v e çekici bir y a b a n c ı , b i r l e ş m e törenini a n d ı r a n sessiz bir
h a r e k e t l e , r a s g e l e v ü c u d u n u o k ş a m a k t a d ı r . B u zarif y o l c u (Julie C h r i s t i e
t a r a f ı n d a n c a n l a n d ı r ı l a n ) M o n t a g ' ı n d u r a ğ ı n d a tek raylı t r e n d e n i n e r v e kı­
s a s ü r e d e b u ikili, birbirine b e n z e y e n e v l e r i n e y ü r ü r k e n k a l d ı r ı m d a s o h b e t
e d e r l e r . İtfaiyeci için, canlılığıyla h e m i l h a m verici, h e m d e felaket haber­
cisi g ö r ü n e n - C l a r i s s e a d ı n d a k i b u - k a d ı n ı n sıradışı, ö z g ü r r u h l u fikirleri
k e n d i s i n d e m a n e v i bir i l e r l e m e y e n e d e n olur. İ r o n i k olarak, k a d ı n bir eğit­
m e n d i r , b i r tür firari ö ğ r e t m e n . 6
Ş i m d i n e o l a c a k t ı r ? G ü n l e r i n i k i t a p y a k a r a k geçiren b i r a d a m için b u
y e n i tanışıklık, m ü l a y i m , d ü z e n l i y a ş a n t ı s ı n d a b i r a n o r m a l l i ğ i s i m g e l e -
m e k t e d i r . B i r k a ç ü s t ü n k ö r ü (ve biraz işveli) y o r u m d a n s o n r a k o m ş u l a r ay­
rılır. C l a r i s s e d ü z e n l i , y a l n ı z - a m a ateşe d a y a n ı k l ı o l m a y a n - e v i n e ve
M o n t a g , bir k a p ı a ş a ğ ı d a k i e v i n e gider, karısı L i n d a ' y ı 7 s a l o n d a uyuklar-
k e n bulur, u y u ş u k g ö z l e r i d u v a r d a k i e k r a n a m ı h l a n m ı ş b a k a r k e n , g ö r ü n ­
m e y e n bir s u n u c u , j u d o s a n a t ı n ı n incelikleriyle ilgili t a l i m a t l a r v e r m e k t e ­
dir. Birkaç dakika ö n c e güzel bir yabancıyla, yakında yaşayan bir münzeviy­
le tattığı anlık şeylerin hepsinden yoksun o l d u ğ u n d a n bu d u r u m M o n t a g ' d a
bir h a y a l kırıklığı yaratır. İzleyiciler için, bu k a r ş ı l a ş m a , o l a ğ a n d ı ş ı b i r si­
n e m a t e k n i ğ i s u n m a k t a d ı r : H e m L i n d a , h e m d e C l a r i s s e a y n ı aktris, Julie
C h r i s t i e t a r a f ı n d a n o y n a n m a k t a d ı r . B a ş k a bir deyişle, M o n t a g sürekli ola­
rak aynı k i ş i y e âşık o l m a k t a d ı r .
T a b i i ki, g ö z e ç a r p a n bir filmde bir sanatçının, b i r d e n fazla karakteri
c a n l a n d ı r m a s ı ilk k e z o l m u y o r d u (en b e l i r g i n ö r n e k , P e t e r S e l l e r s ' ı n ,
K u b r i k ' i n sıradışı 1 9 6 4 klasiği Dr Strangelove'da üç k o m i k kişiyi c a n l a n -
d ı r m a s ı d ı r ) v e Truffaut b u y ö n t e m i etkin bir şekilde k u l l a n m a k t a d ı r . F a r k ­
lı s a ç şekilleri ve k o n u ş m a diksiyonlarıyla, iki k a d ı n , d ü ş ü n m e ve h a r e k e ­
tin o l m a d ı ğ ı b u ü c r a d ü n y a d a , birbirlerinden k i l o m e t r e l e r c e uzaktadır.
G ü ç l ü bir kişiliğe v e m a n y e t i k bir g ü l ü ş e s a h i p g i z e m l i k o m ş u C l a r i s s e ile,
-Bryan F o r b e s ' u n 1975 y a p ı m ı , k a d ı n d ü ş m a n ı k o r k u filmi Stepford Ka­
dınları'nın bir tanesi gibi- haplarını ve d u v a r d a k i e k r a n ı g e r ç e ğ i n d ü ş ü n c e
m a l z e m e s i o l a r a k k u c a k l a y a n L i n d a taban t a b a n a zıttır. M o n t a g için b u te­
sadüfi t a n ı ş m a u ğ u r s u z y a n s ı m a l a r a n e d e n olacaktır. K i t a p yakıcısı bir
sonraki adımda ne yapacaktır?
T r u f f a u t ' n u n s e n a r y o l a r ı n ı n ç o ğ u n d a o l d u ğ u gibi, asıl o d a k n o k t a s ı
her z a m a n insandır; problemleri ve hayal kırıklıkları. Bir eleştirmenin
y a z d ı ğ ı gibi, y a z a r s a n k i i n s a n d i n a m i ğ i n i n k u ş k u l u t e m a s ı ile k i t a p l a r ı
k a r ş ı l a ş t ı r m ı ş t ı r . T r u f f a u t bir z a m a n l a r , " k i t a p l a r ı n d a , s a n k i z o r d u r u m ­
d a k i i n s a n l a r gibi, z o r d u r u m d a k a l d ı ğ ı n ı g ö s t e r m e k " i s t e d i ğ i n i itiraf et­
mişti. T r u f f a u t ' y a g ö r e bu filmin esası s o n d e r e c e a ç ı k t ı : "İzleyicilerin
(kitaplar yerine) insanları yanarken izliyormuş gibi sıkıntı çekmelerini
8
istedim." M o n t a g ' ı n t e m k i n l i d ü n y a s ı ç ö z ü l m ü ş gibidir. B i r y a n d a , ya­
ş a n t ı s ı h u z u r l u v e p l a n l ı d ı r . B i r W o o d y A l l e n k a r a k t e r i gibi, b a ş a r ı n ı n
yüzde 9 0 ' ı n ı n g ö r ü n m e k , amirlerine itaat e t m e k ve kitapları y a k m a k an­
l a m ı n a g e l d i ğ i n i ö ğ r e n m i ş t i r . A m a itfaiyecinin d ü n y a s ı n d a b i r b o ş l u k
vardır. Acı veren, a ç ı k l a n a m a y a n bir dar boğaz, karı kocayı yabancılaş­
tırmaktadır.
B u n u n n e d e n i n e ? D e n e y i m l i itfaiyeciyi ç e k i c i , ç o c u k s u z k a r ı s ı n d a n
a y ı r a n e n g e l l e r n e l e r ? T r u f f a u t ' n u n tasarladığı y e n i t o p l u m , y a k ı n l a ş m a y ı
m ı b o z u y o r d u ? K e s i n l i k l e . U z a t ı l m ı ş bir y a t a k o d a s ı s a h n e s i n d e , M o n t a g
ile L i n d a k e n d i ayrı d ü n y a l a r ı n a s ü r ü k l e n d i k l e r i z a m a n b ü t ü n şefkat kay­
b o l m u ş t u r . M o n t a g bir m i z a h d e r g i s i n e dalar, b a l o n l a r i ç e r m e y e n ö z e n l i
çizgi r o m a n l a r (tabii, o k u m a k yasak, b u n e d e n l e g e r ç e k k e l i m e l e r g ö r ü n e -
m e z ) , b u a r a d a L i n d a ö n e m s i z , e v işleri h a k k ı n d a şikâyet e d e r , b i r k a ç h a p
daha yutar ve hayretle duvar ekranına bakar. Bütün bu bölüm, insan dina­
m i ğ i n d e y e r alan y a b a n c ı l a ş m a y ı t e k r a r l a m a k t a v e d a h a ü r k ü t ü c ü olayla­
rın h a b e r c i s i rolü o y n a m a k t a d ı r .
Truffaut b u n o k t a y ı n e k a d a r ileri g ö t ü r e b i l i r ki? B i r ç o k k a v r a m kasıt­
l ı o l a r a k m u ğ l â k g ö r ü n ü r k e n , " o k u m a " t e m a s ı y e n i b o y u t l a r a taşınır. B u
ç a ğ ö t e s i b i l i m - k u r g u d ü n y a d a - k ö t ü fikirler içerdikleri için k i t a p l a r ı n ya­
kıldığı b i r d ü n y a - v a t a n d a ş l a r ı k e n d i l e r i n d e n k o r u m a k a m a c ı y l a bir h ü k ü ­
m e t o r t a y a ç ı k m ı ş t ı r . A m a t e m e l bilgiler, işaretler v e g e n e l d u y u r u l a r n e
o l a c a k t ı r ? B i r t o p l u m basılı m a t e r y a l o l m a d a n işlevini y a p a b i l i r m i ; t e m e l
y ö n l e n d i r m e l e r o l m a d a n ? ? B i r kere, i n s a n l a r o k u m a y ı n e r e d e ö ğ r e n m i ş ­
lerdir k i ? O k u l l a r d a d e r s l e r nasıl y a p ı l ı y o r ? Sınıfın i ç i n d e n e l e r o l u y o r ?
D u v a r e k r a n l a r ı n ı n s u n u c u l a r ı - L i n d a ' y ı y a t ı ş t ı r m a l a r ı y l a v e a n l a m s ı z bil­
gileriyle s a b i t l e y e n i n s a n l a r - k o n u ş m a l a r ı n ı nasıl h a z ı r l a y a b i l i r ? N o t l a n
o l m a d a n çalışabilirler mi? S a n m a m . A m a bilim kurgularda - diğer tüm
H o l l y w o o d y a p ı m l a r ı gibi - şiirsel a n l a t ı m için y e t e r i n c e i m k â n vardır.
B u k o n u y u bir k e n a r a bırakırsak, suratsız askeri ö ğ r e n c i l e r e k a ç a k m a l
b u l m a esaslarını ö ğ r e t m e k z o r u n d a olan, d o k u z yıllık e m e k t a r itfaiyeci için
hayat d e v a m etmektedir. K ı d e m l i bir subay ve ö ğ r e t m e n olarak M o n t a g ' ı n
y e t e n e k l e r i p a r l a m a k t a d ı r - " n a s ı l b u l a c a ğ ı n ı ö ğ r e n m e k için, k i ş i n i n ö n c e
nasıl s a k l a y a c a ğ ı n ı b i l m e s i g e r e k i r " - d e r k e n , kitapları s a k l a m a k ü z e r e ta­
s a r l a n m ı ş yerleri g ö s t e r m e k t e d i r . K a y ı t s ı z c a , silindirik bir t e r m o s şişesin­
d e n b o ş y a p r a k l ı bir k i t a p ç ı k a r a r a k , E k m e k k ı z a r t m a m a k i n a l a r ı , l a m b a
tesisatı, yerler, t a v a n l a r , fırınlar, h a t t a t e l e v i z y o n l a r bile y a s a k m a t e r y a l
içerebilir, d i y e sınıfı u y a r ı r . D a h a s o n r a Yüzbaşı, b e k l e n e n terfinin ö r n e k
ç a l ı ş m a l a r ı t a k d i r ettiğini hatırlatır v e m a a ş artışının n e d e ğ i ş i k l i k l e r sağ-
l a y a c a ğ ı n ı s o r a r . M o n t a g c e v a p verir, "İkinci bir duvar ekranı alabiliriz."
H a z ı r l ı k s ı z y a k a l a n a n Y ü z b a ş ı sert karşılık verir, "Oh, sende sadece bir
tane mi var?"
F i l m b o y u n c a b u d u v a r e k r a n ı n a - v e b u n u n kişilerin d ü ş ü n c e l e r i n d e
yarattığı bilinçaltı e t k i - y a p ı l a n ç o k s a y ı d a k i referans, k â h i n c e g ö r ü n m e k ­
te, d a h a s o n r a g e l i ş e n v e d a v r a n ı ş değiştiren, m o d e r n z a m a n l a r ı n W a l k ­
m a n , D i s k m a n , c e p telefonları, t e l e - p a z a r l a m a e n d ü s t r i s i , i n t e r n e t e r i ş i m i ,
M P 3 v e b i r ç o k interaktif suç b i l d i r i m t e l e v i z y o n p r o g r a m ı gibi teknoloji­
lerin h a b e r c i s i g ö r ü n m e k t e d i r . N e d e olsa, y a k ı l a n k i t a p l a r h a k k ı n d a k i is­
tatistikleri - P e n t a g o n ' u n haftalık ö l ü m a ç ı k l a m a l a r ı n ı , V i e t n a m Savaşı sı­
r a s ı n d a k i o a n l a m s ı z , çarpık ve u y d u r m a raporları y a n s ı t a n k o n u ş m a sana­
tını k u l l a n a r a k - ilan e d e n ; yıkıcı g r u p l a r ile, kitapları s a k l a y a n ve k e n d i
ö z e l u y u m s u z l u k t a r z ı n ı y a r a t a r a k , b u yeni t o p l u m u n yerleşik n o r m l a r ı n ı
s o r g u l a y a n o anti-sosyal e l e m a n l a r h a k k ı n d a halkı u y a r a n , bu d u v a r ekra­
nıdır. Bir s a h n e d e u z u n saçlı bir g e n ç , saç p o l i s i n d e n k a ç m a y a çalışır, a m a
d u v a r a çarpılır v e lüleleri h e m e n kesilir. K i m l i ğ i b i l i n m e y e n d u v a r e k r a n ı
s u n u c u s u alaylı b i r ş e k i l d e şunları söyle, "Ne de olsa yasa, uygulamasının
eğlenceli olabileceğini gösteriyor." K u ş k u s u z , askeri d i s i p l i n i ç i n d e gele­
c e k t e k i h a y a t , d u v a r e k r a n ı tarafından k o n t r o l e d i l m e k t e d i r ; m e d y a birey­
sel d ü ş ü n c e y i ve anlayışı felce uğratmıştır.
O a k ş a m , M o n t a g bir sorunla d a h a karşılaşır. E v e d ö n d ü ğ ü n d e L i n d a ' y ı
y a t a ğ ı n ü s t ü n d e , y a n ı n d a ç o k sayıda a ç ı l m ı ş ilaç k u t u s u ile b a y g ı n bir şe­
k i l d e bulur. E n k ö t ü s ü n d e n k o r k a r a k , acil b ö l ü m ü n n u m a r a s ı n ı çevirir (çe­
v i r m e l i telefonla), o p e r a t ö r , y a l v a r m a l a r ı n a asil bir tavırla karşılık verir,
" N e tür i l a ç l a r ? " d i y e isteksizce sorar. Ş a ş k ı n M o n t a g c e v a p verir, " K ı r ­
m ı z ı 2 n u m a r a " . K ı s a z a m a n d a , bir şişe k a n taşıyan iki t e k n i s y e n belirir.
K a n nakli hazırlığı y a p ı l ı r k e n ne y a p a c a ğ ı n ı b i l e m e y e n M o n t a g ' a , "Bu gö­
revlerde doktor olmaz," d e r l e r . "Bütün kan islerini biz yaparız; ona birin­
ci sınıf bir boşaltma yapacağız, yeni kanla dolduracağız. Günde elli tane
yapıyoruz. Bu akşam sonuncu da olmayacak, hiç sanmam." Bu k o n u d a
haklılardır. Ertesi g ü n L i n d a , bir ö n c e k i a k ş a m ı n a k s i l i ğ i n d e n t a m a m e n
h a b e r s i z o l a r a k , m u t f a ğ ı n d a ağır ağır dolanır. V ü c u d u n d a k i y e n i k a n l a , ki­
şiliği a ç ı k l a n a m a y a n bir canlılık y a y m a k t a d ı r v e s o n u ç t a ş a ş k ı n k o c a s ı n ı
b a ş t a n çıkarır.
Anlaşılan, Truffaut bu makinalaşmış toplumla alay etmektedir. Montag
bir telefondan diğerine koşarken, yüzyılın başında kullanılan ilkel tekno­
lojiyi andıran eski moda cihazlar kullanmaktadır. Daha sonra, Linda işve­
li tavırlarla mutfakta kırıtarak yürürken, kocasının eline küçük bir kutu bı­
rakır. "Sana bir hediye aldım", der, "Şık, değil mi? Yeni çıkmış, şimdi her­
kes bunları kullanıyor". Montag paketi açar ve karısının verdiği hediyeye
hayran olur. Bu güzel bir usturadır. Şimdi ne olacak? Bu, eski olan her şe­
yin, tekrar yeni olması anlamına mı geliyor? Eskiler bütünüyle kan nakli­
ne inanmazlar mıydı? Truffaut neden interaktif duvar ekranını vurgulayıp,
telefonu neredeyse aşağılıyor? Bir eşin seksten zevk alması için yeni kan
- artı süregelen hap temini - mi gerekiyor? Montag için bu bölüm, direniş
oyunu anlamına gelmektedir. Sonunda delirmiştir.
O akşam, bir değişim gerçekleşir. Montag sessizce yatağından kalkar,
duvar ekranını açar (sesi kapatarak) ve bir dolapta saklı olan Charles
Dickens'in David Copperfield'ini çıkarır. Nihayet, yıllar süren sadık dev­
let hizmetinden sonra - çalışma günlerini kitap yakarak geçiren - bir itfa­
iyeci yasak meyveye yenik düşer. Noel oyuncağı ile oynayan bir çocuk gi­
bi, parmaklarını ilk sayfanın üzerinde dolaştırarak, basılı kelimeleri yük­
sek sesle okumaya başlar: "Hayatımın kahramanı haline de gelsem, ya da
o görev her hangi biri tarafından yerine getirilse de, bu sayfalar anlatma­
lı." Bu kavramlarla neredeyse büyülenen Montag'ın heyecanı daha da ar­
tar. Pijamalarının üzerine kapüşonlu bir sabahlık giydiğinden, dini bir tö­
ren yaşamakta olan bir keşişe benzemektedir. Her cümle canlandırıcı, coş­
turucu etki yaratmaktadır. Ne olmuştu? Tanık olduğu bütün melankoli,
bezginlik ve ümitsizlikten sonra, astlarına saklı kitapların nasıl bulunaca­
ğını öğreten adam, bu kaçak malı neden saklamıştı? Neden geri dönüleme­
yecek bir karar vermişti?
Kim bilir? Ama Montag için, okuma deneyimi ertesi günü, bir başka
yıkıcı toplama işlemine katıldığında, bir kenara bırakılır. Burada Yüzbaşı
itfaiyecisini kitap aramak üzere bir dinlenme alanına götürür. Yetişkinler
durdurulur ve üstleri aranır, hamile bir kadının bedenine hafifçe dokunu­
lur ve sonra da bir bebek arabası incelenir. Bir noktada Yüzbaşı, bebeğin
zıbınına saklanmış olan 2,5 cm yeni çıkmış bir kitap bulur. Montag bir ya­
bancıyı durdurur ve adamın paltosunu yoklar. Aniden adama devam etme-
sini söyler. M o n t a g y a b a n c ı n ı n y a s a k b i r m a l s a k l a d ı ğ ı n ı a n l a m ı ş t ı r a m a
onu alıkoymayacaktır.
Bu G e s t a p o tarzı a r a m a yöntemi Truffaut'nun oligarşik dünyasını teyit et­
mektedir. Hitler (veya Stalin) d ö n e m i m o d e l alınarak çekilen sahnelerde yurt­
taşlar düzenli olarak durdurularak alıkonulmaktadır. Sivil özgürlükler, birey­
cilik ve u y u m s u z l u k artık yoktur. B ü t ü n güç B ü y ü k A ğ a b e y devletinden kay­
n a k l a n m a k t a d ı r ve kitaplar - artı uzun saç ve yüksek sesli m ü z i k - h ü k ü m e t
fermanından sapmaktadır. Bu, m e m n u n olmayanların, sokak köşelerinde bu­
lunan bilgi kutularına (posta kutusuna benziyor) zarflar bırakarak, düzenli ola­
rak arkadaşlarını ve ailelerini ihbar ettikleri, baskı, casusluk, k o r k u ve suçla­
m a l a r d a n oluşan totaliter bir toplumdur. Bu kutulardan birine m e k t u p bırak­
m a k t a olan bir y a b a n c ı y a b a k a n M o n t a g , bir zamanlar " b u a d a m bir kadının
etrafında d o l a n a n birine b e n z i y o r " y o r u m u n u yapmıştı.
M o n t a g ' a g ö r e , a v l a n a n h a l i n e g e l m e s i s a d e c e an m e s e l e s i d i r . O ak­
ş a m , k e ş i ş kıyafetini g i y e r e k , y e m e k m a s a s ı n ı n ü s t ü n e , - b i r s ö z l ü k dâhil
- d a h a fazla k i t a p y ı ğ a r v e o k u m a s ı n ı yoğunlaştırır. B u k a r m a ş a , p e r i ş a n
görünen karısının dikkatini çeker: "Bunları istemiyorum, beni korkutu­
yor" d i y e b a ğ ı r ı r . M o n t a g ' ı n öfkesi o d a y ı d o l d u r u r : "Bu kitaplar benim
ailem." D a h a s o n r a L i n d a ' y a ilk t a n ı ş m a l a r ı n ı h a t ı r l a y ı p h a t ı r l a m a d ı ğ ı n ı
sorar. H a t ı r l a y a m a z . A k l ı n g ü c ü n d e n y o k s u n o l u n c a , h e r h a n g i bir şeyi ha­
t ı r l a m a k m ü m k ü n değildir.
B u n e d e n l e o k u m a k , k a y d e t m e v e n a k l e t m e sürecidir: G e r ç e k t e n d e ak­
lın g ü c ü d ü r . O o l m a d a n , insani d u y g u l a r kısırlaşır. B a s ı l ı k e l i m e l e r , h e m
d o k u n m a h e m d e d u y g u o l a r a k g ö z l e r d e n içeri girer, bir g ö r ü n t ü y ü h a y a l
g ü c ü n e d ö n ü ş t ü r ü r ve son olarak - bu b ü t ü n s e l d e n e y i m i t a m a m l a y a r a k -
anı o l a r a k yerleşir. Kişi o k u d u ğ u n u n ö z ü n ü yaşar. M o n t a g ' ı n karısı b u ye­
t e n e k t e n y o k s u n d u r . Sürekli olarak ilaçlı o l d u ğ u n d a n , d u v a r e k r a n ı tara­
fından y ö n l e n d i r i l d i ğ i n d e n , etrafındaki a r k a d a ş l a r ı gibi, y e n i t o p l u m d a bir
başka önemsiz nesnedir: Uysal, yönetilebilen ve hayal g ü c ü n d e n yoksun.
A m a M o n t a g için d u r u m farklıdır. O k u m a , yeni bir d ü n y a a ç a r a k , b ü t ü n
b u yıllar b o y u n c a etrafını saran verimsizlik zincirlerini k ı r a r a k serbestlik
s a ğ l a m a k t a d ı r . A m a b i r kez d a h a , Truffaut, b i l i m - k u r g u a h l a k ı y a l a n ı için­
d e , M o n t a g ' ı n ( y a d a d a h a s o n r a diğer bireylerin) o k u m a y ı n e r e d e ö ğ r e n ­
diğini açıklamamaktadır.
T a b i i , M o n t a g ' ı n sırrı d a h a fazla saklı k a l a m a z . E r t e s i g ü n itfaiye, k e n ­
di m a h a l l e s i n d e , t e m i z yürekli bir k a d ı n ı n - C l a r i s s e ' i n a r k a d a ş ı - y a ş a d ı ­
ğ ı e v e b a s k ı n y a p a r v e k a d ı n , kitapları b u l u n u p d a ğ ı n ı k b i r ö b e k h a l i n d e
yığılırken h o l d e ilgisiz b i r şekilde d u r m a k t a d ı r . Y ü z b a ş ı n ı n n e ş e s i b ü t ü n
o p e r a s y o n u e t k i l e r : "Yüksek yerlerde gizli bir kütüphanenin varlığı bilini­
yordu" , d i y e b ö b ü r l e n i r , y ü z l e r c e k i t a p i ç e r e n b ü y ü k t a v a n a r a s ı n a z o r l a
girerken. "Burada hiçbir şey yok", d e r z e v k l e , "Kitapların söyleyecek
sözleri yok." B i r e r birer onları y e r e atar: A r a l a r ı n d a W i l l i a m S k a k e s p e a -
r e ' i n Othello'su, L e w i s C a r r o l l ' u n Alice Harikalar Diyarında'sı, W i l l i a m
T h a c k e r a y ' ı n Gurur Dünyası, G u s t a v e F l a u b e r t ' i n Madam Bovary'sì, D a ­
niel D e f o e ' n u n Robinson Crusoe'su, J. P. Donleavy'nin The Ginger
Man'i, A r i s t o ' n u n Etika'sı ve A d o l f H i t l e r ' i n Kavgam'ı b u l u n m a k t a d ı r .
Yüzbaşı, "İşe yaramaz, hepimiz birbirimize benzemeliyiz" diye öfkeyle
bağırır. "Mutlu olmanın tek yolu herkesin eşit duruma getirilmesidir. Ba­
kın, kitapları yakmak zorundayız - bütün kitapları!"
B u k o r k u n ç çaresizlik v e u m u t s u z l u k s a h n e s i n d e , k a d ı n direnir. E v i n ­
d e n ç ı k m a s ı e m r e d i l i n c e , itfaiyeci ö n o d a y a b e n z i n d ö k ü p giriş y o l u n u ate­
ş e v e r m e y e h a z ı r b e k l e r k e n bile ç ı k m a y ı r e d d e d e r . Y ü z b a ş ı üst üste e m i r ­
ler y a ğ d ı r ı r k e n , M o n t a g h a y r e t l e r içinde, b u k i t a p - k a d ı n ı n r a h a t bir şekil­
d e kibriti ç a k m a s ı n ı v e b e z g i n l i k l e b e n z i n l e ı s l a n m ı ş y e r e a t m a s ı n ı seyre­
der. İtfaiyeciler h a y a t l a r ı n ı k u r t a r m a k için dışarı k a ç a r k e n M o n t a g b ü y ü ­
l e n m i ş bir şekilde, b ü t ü n o d a n ı n , kitapları, evi v e evin sahibini y a k a n k o ­
c a m a n bir ateş t o p u n a d ö n m e s i n i izler.
Bu k i t a p - k a d ı n ı n ı n şehit o l m a s ı - s e n a r y o d a k i en d r a m a t i k s a h n e -
J o h n C . T i b b e t t s ' i n 9 " k e n d i n d e g e ç m i ş y a n g ı n g ö r ü n t ü l e r i , k i t a p sayfaları­
nı - ö n c e zarafetle, s o n r a da aç kurtlar gibi yaladığı ? t u r u n c u a l e v l e r " de­
diği şeyi d o ğ r u l a m a k t a d ı r . N e d e n o l m a s ı n ? K i t a p k i t a p ü s t ü n e r e n g â r e n k
alevlerin i ç i n d e y o k o l u r k e n , Truffaut m i n i bir n ü k l e e r p a t l a m a sunar.
J o h n T i b b e t t s , " F i l m d e k i b a ş k a h i ç b i r şey, n e M o n t a g ' ı n kayıtsızlığı, n e d e
Julie C h r i s t i e ' n i n - C l a r i s s e ve L i n d a olarak iki r o l d e - tatlı duygusallığı,
b u k o r k u n ç , s a r h o ş e d i c i güzellik sahneleri ile r e k a b e t e d e m e z , " s o n u c u n a
v a r m a k t a d ı r . 1 0 B u d o ğ r u olabilir m i ? Y ü z b a ş ı n ı n söyledikleri bir k e h a n e t
m i d i r ? K i t a p y a k m a k , estetik bir d e n e y i m midir?11 V e T i b b e t t s ' i n işaret
ettiği gibi, B r a d b u r y sıklıkla eserlerinin s i n e m a versiyonları h a k k ı n d a şi-
k â y e t e t t i y s e d e , b u n u ö v m ü ş t ü r . B r a d b u r y , "Sonuçlar hakikaten çok iyiy­
di" , y o r u m u n u y a p m ı ş t ı . "Her izlediğimde ağlamama neden olan muhte­
şem bir sonu var."
B u h ı r p a l a y ı c ı d e n e y i m d e n sonra, ş a ş k ı n a d ö n e n M o n t a g ' ı n d a y a n a c a k
yeri y o k t u r . B i r s o n r a k i d a v r a n ı ş ı n e o l a c a k t ı r ? E v d e , ilaçla u y u ş m u ş hal­
deki karısı, a n l a m s ı z s l o g a n l a r a t m a k t a v e o n u n b u d u r u m u M o n t a g ' ı p e k
d e r a h a t l a t m a m a k t a d ı r . S o n u n d a , karısı bilgi k u t u s u n a k o c a s ı n ı ihbar e d e n
bir zarf atar. İ h a n e t i n farkında o l m a k s ı z ı n , M o n t a g işe d ö n e r ve b i r k a ç da­
k i k a i ç i n d e Y ü z b a ş ı o n u b a ş k a bir g ö r e v e g ö n d e r i r . A m i r i takılır, "Sadece
son bir iş, sonra dilediğini yaparsın." İtfaiye aracı y o l d a n k ü k r e y e r e k gi­
d e r k e n , a n i d e n k e n d i e v i n i n ö n ü n d e d u r d u ğ u n d a , M o n t a g n e r e d e y s e rahat­
lamıştır. "Eh şimdi", d e r Y ü z b a ş ı parıltıyla, "Montag ne aradığımızı ke­
sinlikle biliyor."
K u ş k u s u z , bu, h e r k e s tarafından bilinen o y u n u n s o n a e r d i ğ i n i n anlaşıl­
dığı andır. M e s l e k t a ş l a r ı m o b i l y a l a r ı p a r ç a l a r k e n M o n t a g ' ı n saklı h a z i n e ­
leri - H e n r y M i l l e r ' i n Plexus'u, H e r m a n M e l v i l l e ' i n Moby Dick'î, F y o d o r
Dostoevsky'nin Karamazov Kardeşler'i, İvan Turgenev'in Babalar ve
Oğullar'ı d â h i l , d e ğ e r l i k ü t ü p h a n e d e p o s u - Y ü z b a ş ı alev atıcısını b i r baş­
k a k i t a p y a k m a o t u r u m u n a h a z ı r l a r k e n , çıplak z e m i n e dağılır. A m a M o n ­
tag ani b i r h a r e k e t l e aleti k a p a r ve k e n d i cezasını kendisi v e r m e y e çalışır.
A B D D e n i z K u v v e t l e r i n i n J a p o n askerlerini m a k i n e l i tüfek y u v a l a r ı n d a
d ü z e n l i o l a r a k k u r b a n ettiği, G ü n e y P a s i f i k ' t e çekilen bir İkinci D ü n y a Sa­
vaşı b e l g e s e l i n i n g ö r ü n t ü l e r i n i fazlasıyla a n d ı r a n bir s a h n e d e , M o n t a g ön­
ce y a t a ğ ı , s o n r a da d u v a r e k r a n ı n ı y a k a r ve - kısa bir t e r e d d ü t t e n s o n r a -
alevi Y ü z b a ş ı y a çevirir. A m i r i , ö l ü m ıstırabı ile çığlık a t a r k e n ve değerli
k i t a p k o l e k s i y o n u kül h a l i n e gelirken, M o n t a g e v i n d e n dışarı fırlar v e h i ç ­
bir z a m a n p a r ç a s ı o l a m a d ı ğ ı bir d ü n y a y ı a r d ı n d a bırakır. Ş i m d i , y a l n ı z
k a h r a m a n - k i t a p yakıcısı olarak yıllarca s a d a k a t l e h i z m e t v e r d i k t e n son­
ra - bir k a n u n k a ç a ğ ı h a l i n e gelmiştir.
K ı s a z a m a n d a , t e l e v i z y o n s u n u c u l a r ı izleyicilerini k a ç a k h a k k ı n d a u y a ­
rır v e bir dizi u z a t ı l m ı ş s a h n e d e n sonra, s u ç l u n u n k ö ş e y e sıkıştırıldığı v e
i d a m edildiği gösterilir. A n c a k , T e l e v i z y o n izleyicilerinin b i l m e d i ğ i , bu­
nun, h ü k ü m e t otoritesini desteklemek amacıyla d ü z m e c e bir canlandırma
o l d u ğ u d u r ( " T o p l u m a karşı işlenen bir s u ç u n i n t i k a m ı a l ı n m ı ş t ı r " ) . G e r -
12
çekte, M o n t a g - Clarisse'in y a r d ı m ı y l a - t a k i p ç i l e r i n i n atlatır ve sayfi­
y e y e , k i t a p s e v e n l e r i n gizli ç e v r e s i n e k a ç a r . B u r a d a h e r k e s t e k bir i n a n ç
benimsenmektedir: Edebiyatı ana t o p l u m a iade etmek. M o n t a g için bu
K a f k a v a r i s o n u ç , h e m r a h a t l a m a h e m d e k a r m a ş a g e t i r m e k t e d i r , zira k i t a p
s e v e n l e r i tahsis e d i l e n kitapları o k u r k e n , t e k r a r l a r k e n v e e z b e r l e r k e n izler.
C l a r i s s e ' i n d a h a ö n c e açıkladığı gibi, b u bireyler, o r t a d a n k a y b o l a n i n s a n ­
lardır: " K a d ı n v e e r k e ğ i y l e o n l a r k i t a p l a r d ı r . H e r k e s s e ç m i ş o l d u ğ u kitabı
e z b e r l e m e y i üstlenir v e b i r e r k i t a p h a l i n e g e l i r l e r . " Ş i m d i , b u d e ğ e r l i t o p ­
lumun ü y e l e r i y l e tanışır, P l a t o ' n u n Cumhuriyeti m e r h a b a d e r , E m i l y
Bronte'nin Rüzgarlı Bayırı yanından geçer, John B ü n y a n ' ı n Gezginin
ilerleyişi el sallar, J a n e A u s t e n ' i n Gurur ve Önyargı'sı i ç t e n l i k l e g ü l ü m ­
ser, ve h a t t a R a y B r a d b u r y ' n i n 1 3 Mars Yıllıkları y a n ı n d a y a v a ş y a v a ş g e ­
zinir. B u k i t a p - i n s a n l a r d a n b ü y ü l e n e n M o n t a g , bir sığınak b u l d u ğ u n u an­
lar ve k ı s a z a m a n d a bu k a r ş ı - t o p l u m d a y e r i n i alır. O da b i r k i t a p e z b e r l e ­
yecektir.14
T a b i i Truffaut, tek b i l i m - k u r g u b a s k ı n ı için m ü k e m m e l bir s o n yarat­
m ı ş t ı r v e izleyicilere k ü s t a h bir s o r u y l a m e y d a n o k u r gibidir: D a h a fazla
s a p l a n t ı d a n h a n g i g r u p d a h a ç o k z a r a r g ö r e c e k t i r ? B i r y a n d a , k i t a p insan­
ları, bir t ü r k u r t a r ı c ı seferine kararlı, e d e b i m i r a s l a r ı n ı k o r u m a k için b ü y ü k
s e ç k i n k i t a p l a r ı o k u y a n v e t e k r a r l a y a n k l o n l a r olarak tasvir e d i l i r k e n , pla­
ğın d i ğ e r y ü z ü n d e h a p l a u y u ş t u r u l a n T V k a l a b a l ı ğ ı n ı , y a ş a m l a r ı n ı , s a ç m a
e t k i l e ş i m l i o y u n l a o y n a y a r a k , d u v a r e k r a n ı n a y a p ı ş ı p k a l a n o ü y e l e r i çiz­
m e k t e d i r . K i t a p - i n s a n l a r ı ( r o b o t a b e n z e r bir ş e k i l d e k e n d i n d e n g e ç m i ş hal­
d e , e t r a f l a r ı n d a k i h e r ş e y d e n h a b e r s i z bir şekilde d o l a n a n ) , k a t o t ışınların­
d a n a n ı n d a m e m n u n i y e t talep e d e n , r ö n t g e n c i - o l m u ş - s e y i r c i d e n o l u ş a n te­
l e v i z y o n t o p l u m u n d a n farklı m ı d ı r ?
T r u f f a u t ' n u n u z a k d ü n y a s ı , batı m e d e n i y e t l e r i n i n k a r ş ı s ı n a ç ı k a n ger­
ç e k l e r d e n n e k a d a r farklıdır? T r u f f a u t ' n u n t o p l u m u n d a i n s a n l a r tatsız dü­
şünceler ya da duygularla kendilerini ü z m e k istemez, bu nedenle edebiyat
y a s a k l a n m ı ş t ı r ; zira k i t a p l a r s a d e c e u y u ş u k , ü z ü n t ü l ü v e k e d e r l i d ü ş ü n c e ­
ler u y a n d ı r ı r . O n u n y e r i n e , h ü k ü m e t u y u m l u l u ğ u m u h a f a z a e t m e k için
o y a l a m a a m a c ı y l a h a p l a r , d u y g u s u z seks v e akılsız kitle iletişimi s u n m a k ­
tadır. 1 9 6 6 yılı y a p ı m ı bir film için, Fahrenheit 451 'in mesajı ü r k ü t ü c ü
g e l m e k t e d i r . B a t ı t o p l u m l a r ı , u y u ş t u r u c u b a ğ ı m l ı l ı ğ ı ile m ü c a d e l e eder-
k e n , b a ğ ı m l ı l a r d a s ü r e k l i o l a r a k çeşitli p r o b l e m l e r d e n t e l e v i z y o n v e aslın­
d a k e n d i s i d e t e l e v i z y o n i z l e m e n i n bir b a ş k a v e r s i y o n u o l a n b i l g i s a y a r l a
ilgili e k faaliyetlerle k a ç m a y a çalışırlar. M i l y o n l a r c a k a t ı l ı m c ı i n t e r n e t
sohbet odalarında başkalarının, cinsel heyecanını ararken ya da pornogra­
fik sitelere d a k i k a b a ş ı n a ücret ö d e r k e n , T r u f f a u t ' n u n v i z y o n u sabit kal­
maktadır.
F a h r e n h e i t 4 5 1 ' i n , y a y g ı n o l a r a k p o p ü l e r y a ş a m t a r z l a r ı y l a ilişkilendi-
r i l e n m a n t ı k s ı z l ı k , o l u m s u z l u k v e d ü ş kırıklığıyla aynı d u y g u l a r ı içerdiği
d ü ş ü n ü l d ü ğ ü n d e v e Batı t o p l u m l a r ı n ı n , ö n c e s i n e n a z a r a n ç o k d a h a fazla
teknolojik gelişme ve cihazlar sunduğu dikkate alındığında, neden " s t r e s "
sözcüğü h e m e n h e m e n herkesin dilindedir? Cevaplar ne? Çareler? Çağdaş
t o p l u m n e l e r i a r z u l a r ? Truffaut kitapların o l m a d ı ğ ı bir n ü k l e e r d ü n y a ta­
s a r l a r k e n , b u g ü n ü n t o p l u m l a r ı n ı n içine işleyen, ş u a n k i k a b u l e d i l e m e z in­
t i h a r d ü z e y l e r i n i , u y u ş t u r u c u b a ğ ı m l ı l ı ğ ı n ı , m e l a n k o l i y i , a l k o l i z m i v e bık­
kınlığı ö n c e d e n t a h m i n e d e b i l i r m i y d i ? Truffaut g e l e c e ğ i yeteri k a d a r gö­
r e b i l m i ş m i y d i ? S t a t ü arayanları artı y a l n ı z kalabalıkları, m e s l e k , sevgili
ve " ç e ş i t l i n e s n e l e r i " - a n l a m s ı z e ş y a l a r yığını - s e ç e r k e n g i t t i k ç e d a h a faz­
l a s e ç e n e ğ e ihtiyaç d u y a n v e " n e k a d a r ç o k şey e l d e e d i l i r s e , t ü k e t i l i r s e v e
h a r c a n ı r s a , k i ş i n i n o k a d a r fazlasını i s t e m e s i " m a n t ı ğ ı n a d a y a n a n z e v k
d ü ş k ü n ü o bireyleri s e z i n l e y e b i l i r m i y d i ?
T a b i i , T r u f f a u t ' n u n filmi istikrarsız bir d ü n y a y a bir b a k ı ş s u n m a k t a v e
s e n a r y o s u e l b e t t e d i ğ e r y ö n e t m e n l e r i , k e n d i ideolojilerini a r a ş t ı r m a l a r ı k o ­
n u s u n d a e t k i l e d i y s e de - Maymunlar Gezegeni ( 1 9 6 7 ) , Otomatik Portakal
( 1 9 7 1 ) , Soylent Green ( 1 9 7 3 ) , New York'tan Kaçış ( 1 9 8 1 ) , The Road
Warrior ( 1 9 8 2 ) , Blade Runner ( 1 9 8 2 ) , Brazil ( 1 9 8 5 ) , Robocop ( 1 9 8 7 ) ve
h a t t a Gerçeğe Çağrı ( 1 9 9 0 ) gibi - Fahrenheit 451 ' i n e s a s ç a r p ı c ı l ı ğ ı , ge­
l e c e k o l a n y a ş a m l a ilgili, şiddetten ç o k , zihinsel bir d e r i n l i k i ç e r m e s i n e
b a ğ l a n m a l ı d ı r . T r u f f a u t ' u n v i z y o n u n e ö l ç ü d e ö n s e z i l i y d i ? T o p l u m l a r ki­
t a p o l m a d a n gelişebilir m i ? Y a d a yazılı b a s ı n o l m a d a n ? İtfaiyeciler so­
k a k l a r ı g e z e r e k bibliyofiller m i a r a y a c a k ? Basılı y a y ı n l a r s o n a m ı e r i y o r ?
K ü t ü p h a n e l e r terk e d i l e r e k , yerlerini süslü lastik d ü k k â n l a r ı m ı a l a c a k ?
B u n a ilişkin fazla belirti - ya da en a z ı n d a n ifade e d i l d i ğ i t a r z d a - b u l u n ­
mamaktadır.
Bu ç a l ı ş m a ile, - teknolojik o l a r a k en g e l i ş m i ş ülkelerin k i t a p ç ı l a r ı n ı n
b e n z e r s i z satış t e k n i k l e r i y l e g e l e n e k l e r i s ü r d ü r d ü ğ ü bir ç a ğ d a - k a y ı p kü­
t ü p h a n e l e r i n e t k i l e r i n i n d e r l e n m i ş tarihi s o n a e r m e k t e d i r . Y i r m i n c i y ü z y ı ­
lın s o n l a r ı n d a , l i n e e r - d o k u n m a - d u y u s u g u r u s u M a r s h a l l M c L u h a n , ciltli
b a s k ı l a r ı n g e ç e r s i z o l a c a ğ ı n ı , o k u m a y l a ilintili s a k i n o r t a m ı n , iki b o y u t l u
ö z e l l i k l e r i n - on b e ş i n c i y ü z y ı l d a k i G u t e n b e r g b a s k ı y ü z l e r i gibi - b a ş k a
bir ç a ğ d a k a l a c a ğ ı n ı ö n g ö r m ü ş t ü . M c L u h a n , b i r ç o k l a r ı t a r a f ı n d a n " o r t a m
m e s a j d ı r " o l a r a k m a n ş e t atılan a v a n g a r d k a v r a m l a r ı y l a a k a d e m i y i h u z u r ­
suz e t m i ş t i . P e k i , iddiasını nasıl k a n ı t l ı y o r d u ? T e o r i l e r i n i n a s ı l y a y ı y o r d u ?
H e r k e s i sivri d ü ş ü n c e l e r i n e nasıl b a ğ l ı y o r d u . E s k i m o d a y o l l a r l a . O n ü ç
k i t a p y a z m ı ş t ı . V e y i r m i birinci y ü z y ı l ı n b a ş ı n d a , e l e k t r o n i k h a b e r l e ş m e
d a l ı n d a k i t ü m şaşırtıcı v e süre g e l e n d e v r i m l e r v e b u n u t a k i p e d e n çalış­
m a l a r - ve o k u m a u y g u l a m a l a r ı - n e d e n i y l e , k i t a p b a r ı n d ı r a n y e r e l , ku­
r u m s a l v e d e v l e t k ü t ü p h a n e l e r i n i n sayısı h e r z a m a n k i n d e n fazladır. E-pos-
ta, i n t e r n e t v e e l e k t r o n i k bilgi s a k l a m a v e ç a ğ ı r m a b a ğ l a n t ı l a r ı , h a b e r l e ş ­
m e d e k i çeşitliliği a z a l t m a k y e r i n e t a m t e r s i n e g e l i ş t i r m i ş t i r v e ( g e l e c e k t e
u l u s a l k ü t ü p h a n e l e r e e r i ş e m e m e felaketlerine v e antik k a t a l o g l a r ı n y o k
e d i l m e s i n e r a ğ m e n ) " m i r a s " ı n yok e d i l m e s i n e karşı i n s a n l a r ı n d a h a y o ğ u n
v e d a h a y a y g ı n b i r h i d d e t v e öfke d u y m a s ı n a n e d e n o l m u ş t u r . D ü z i n e l e r ­
l e w e b sitesi I r a k ' t a k ü t ü p h a n e l e r i n y ı k ı l m a s ı h a k k ı n d a bilgi t o p l a m ı ş v e
yorum yapmıştır ve dünyadaki önemli kitap koleksiyonlarına karşı oluşan
t e h d i t l e r i b e l i r l e m e v e i z l e m e y i s ü r d ü r m e k t e d i r . İlgi d a h a fazla o l u p , eski­
s i n d e n ç o k d a h a ç e ş i t l i d i r v e u z a k l a r a y a y ı l m ı ş kitlelere u l a ş m a k t a d ı r . B u
g e l i ş m e l e r , s a n k i T r u f f a u t ' y u şaşırtan, g e l e c e k l e ilgili k i t a p k o r u m a u m u ­
d u n a işaret e t m e k t e v e d a h a h o ş g ö r ü s ü z e l e k t r o n i k h e v e s l i l e r i n i u t a n d ı r ­
m a k t a d ı r . Y e n i t e k n o l o j i l e r k e s i n o l a r a k , g e n e l d e h a s s a s o l a n bilgi biriki­
m i d e p o l a r ı n ı n , d o ğ a l o l a r a k v e insan eliyle y o k e d i l m e s i n e karşı k o r u n a ­
b i l m e s i v e y e n i g ö z l e m v e k o p y a l a m a y ö n t e m l e r i için bir p o t a n s i y e l ola­
rak g ö r ü n m e k t e d i r .

Notlar
1. Trulfaut'nun edebi kaynakları kullanımına ilişkin daha detaylı bir analiz için
bakınız Joy Goııld Boyum, Double Exposure, Fiction into Film (New York:
Universal Kitapları, 1985), s. 13. Truffaut çoğu kez drama filmleri için standart
kurgu eserlerine başvuruyordu: Jules ve Jim'de ve İki İngiliz Kızı'nda. Henri-Pi-
erre Roche artı Yeşil Oda'da. Henry James.
2. Bakınız Whitney Stine, Anne Goddam: Bette Davis'in Meslek Yaşamının Hika­
yesi (New York: Hawthorn Kitapları, 1974), s. 263,264.
3. Truffaut, Bradbury tarafından verilen tam isimleri, Guy Monlag ve amiri Yüz­
başı Beatty'i, muhtemelen daha fazla bilim-kurgıı bir yan vermek amacıyla,
yok saymıştır. Bakınız Ray Bradbury, Fahrenheit 45/(New York: Ballantine
Kitapları, 1991)
4. Montag, popüler bir Amerikan kağıt üretim şirketinin adıdır. Bu, Bradbury'nin
ironilerinin bir başka örneğidir.
5. Bradbury'nin romanında tek raylı trenler bulunmamaktadır. Onun yerine, Guy
Montag metroya, dünyadaki yağlanmış geçidinde sessizce hareket eden sessiz,
hava tahrikli trene binmektedir.
6. Romanda, Clarisse on yedi yaşında bir öğrencidir.
7. Romanda, Montag'ın karısının adı Mildred'dır ve muhtemelen Michael Cur-
tiz'in 1945'de Oscar kazanan filmi Mildred Pierce'daki ana karakterle karıştı­
rılmasını önlemek amacıyla değiştirilmiştir.
8. Bu düşünceyle ilgili daha detaylı açıklama için, Vahşi Çocuk senaryosunun İn­
gilizce versiyonunda Truffaut'nun denemesi "Vahşi Çocuk Filmini Nasıl Yap-
tım"a bakınız. (New York: Washinton Meydanı Matbaası, 1973)
9. Bradbury'nin romanı ile Truffaut'nun sinema yorumunun arasındaki zıtlıkların
daha kapsamlı bir incelemesi için bakınız John C. Tibbetts ve James M. Welsh,
Romandan Filme: Kitaplardan Adapte Edilen Filmlerin Ansiklopedisi (New
York: Checkmark Kitapları, 1999), s. 75-76
10. Aynı eser, s. 76.
11. Truffaut'nun sanat motifleri hakkında kısa ama mükemmel bir tartışma için ba­
kınız Boyum, Çift Baskı, s. 13.
12. Clarisse, Bradbury'nin romanında çok daha önce ölmektedir. Truffaut, film
versiyonu için rolünü genişletmiştir.
13. Truffaut, doğal olarak, Fahrenheit 45J'm yazarına saygı göstermektedir.
14. Monlag, Edgar Allen Poe'nun Gizem ve Hayal Gücü Hikâyeleri'ni ezberleme­
yi kabul eder. Romanda Montag'a Din Kitabı tahsis edilmiştir.
15. Bakınız, örneğin, Hans van der Hoeven, "Yirminci Yüzyılda Kütüphanelerin
Yok edilmesi", yeri Kayıp Hatıralar: Yirminci Yüzyılda Yok Edilen Kütüpha­
neler ve Arşivler (UNESCO, 1996), özellikle s. 3.

You might also like