Professional Documents
Culture Documents
Kültür Dizisi: 1
Mart - 2006
Baskı ve Cilt
Kilim Matbaacılık
Kapak Tasarım
Suat Karadağ - Mustafa Kocabaş
Dizgi
Burhan Maden
Sayfa Düzeni
Ramazan Demirtaş
Karadağ Yayınları
Çatalçeşme Sok. 1 6/2
Cağaloğlu/ İSTANBUL
Tel: ( 0212) 513 50 95 Fax: ( 0212) 511 87 23
email:karadagyayinevi@yahoo.com
Zaman Tünelinde
Şehr-i İstanbul'un
Seyir Defteri
SEMT-İ EYYÜB
SEMT-İ EMİNÖNÜ
SEMT-İ YEŞİLKÖY
KARADAG YAYINLARI
Kitapta kullanılan fotoğraflar Levan Panos Dabağyan arşivinden alınmıştır.
. . .
IÇINDEKILER
Takdim 9
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
Bir Tarihi Kasaba: Yeşilköy . ........ . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . .......... 223
Din Şehidi Bir Aziz Ayios Stefanos . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .... . . . . . . . . . . . . . 224
Bizans'ın Sahil Kasabası Aziz' in Adını Nasıl Aldı ................ 224
Ayios Stefanos'un Osmanlıların Eline Geçişi ve Ayios
Stefanos'tan Yeşilköye Bakış 227
Ayios Stefanos Rum Ortodoks Kilisesi 227
Reşad Ekrem Koçu Gözü ile Yeşilköy 228
Evliya Çelebi Gözü ile Yeşilköy 234
Eremya Çelebi Gözü ile Yeşilköy . . . .......... . . ....................... . . . . . . . 235
1938'lerden 2001'lere Yeşilköy ............................ . . . . . . . . ..... . . . . . . ... 236
Kadim Yeşilköylülerin Huzurunu Bozan İdeolojik
Akımlar ve Ötesi 240
Bir Gezi Yazısı Üzerine ....... ........ . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . ......... . . . ............ 241
Türk Havacılığında Yeşilköy'ün Yeri 245
Yaşantısını Tattığım Yeşilköy . . . ........................ ........ . . . . . . . . ......... 247
Yeşilköy'ün Önemli Mekanları, Mahalleleri ve Sakinleri 249
İbadethaneler .................... ............. .............................................. 250
Hıristiyan Mabedleri ve Diğer Kuruluşları ............................ 252
Muhtelif Mekanlar . . . . . . . . ................. ................ ............................. 258
Yeşilköy Sinemaları ...... . . . . . . ....................... . . . ............. . . .. . . . . . . . . . . . . . 261
Yeşilköy Pastahaneleri 265
Meyhaneler ve Lokantalar 274
Yeşilköy'ün Diğer Kuruluş ve Çayhaneleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ....... 286
Yeşilköydeki Pasajlar 293
Yeşilköy'ün Büyük Marketleri ........ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . ......... 294
Tanıdığım Yeşilköylüler . . . ...... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . ... ... 294
Yeşilköy Balıkçıları ............... ....... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ....... 299
Ayakkabı Kokulan İ çinde Tarih Sohbetleri .......... . . . . . . . . . . . . . . .... 314
Miğitaristler Kimlerdir ve Miğitarizm Nedir . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 324
Yeşilköy Okulları . . . . ...... . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . ....... . . . . . . . . ......... . . . . . . . . . . . . ..... 325
Spor Kulüpleri ...... ...... . . . . . . . . . . . . . . . . .............. . . . . . . . . . . ............... . . . . . ......327
Yeşilköy'ün Ermeni Doktorları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ...... . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . 329
Yeşilköy Eczahaneleri 331
Yeşilköy Ermenileri 332
Yeşilköy'ün Meşhur Faytonları 351
Yeşilköy'ün Meşhur Börekçi Fırını 353
Kalemkar Sokağı Sakinleri ve Sonuç . . . . ....... . . . . .......... . . . . . . . . . ..... 354
Kalemkar Sokağı Adı Nasıl Konmuştur 355
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
10
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
1. BÖLÜM
11
LEVON PANOS DABAGYAN
13
LEVON PANOS DABACYAN
KAYMAKÇILAR VAK'ASI!..
Eyyüb Sultan ilçesinde zuhur eden bir takım nahoş vak' alar
içinde en meşhuru ise, KAYMAKÇILAR VAK' ASI' dır ki, elimiz
de bulunan kaynaklardan istifadeyle özetle sunmaya çalışaca
ğız.
Sultan II. Selim Han devrinde zuhur eden bu vak'a, aslında
ayrıca tetkike muhtaç yönleri bulunan bir vak'adır. Zira, doğru
dan Padişah'm Haslar Kadısı' na gönderdiği hüküm dışında bel
ge teşkil edebilecek herhangi bir doküman dikkatimizi çekme-
14
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
15
LEVON PANOS DABAGYAN
16
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
17
LEVON PANOS DABAGYAN
edip, (günah işleyip, zina etmek) kaval çalıp dost edip mahal
lenin işine, suleharun tilavetine ve Ezanı Şerife mani olurlar
mış diye Müslümanlar haber verdiklerinde, buyurdum ki:
Bundan sonra oradaki dükkanlarda ve bostanlarda "kefe
re taifesi" bulundurmayıp; cümlesini çıkarıp o dükkan bos
tanları Müslümanlara veresin, dikkat ve ihtimamda dakika
fevt etmeyesin."
Yukarıda kayda geçilen fermandan da anlaşılacağı gibi, Pa
dişah' a yapılan şikayette suçlu gösterilen sadece "Hristiyan" ke
sim olmuş ve Padişah da bu değerlendirme üzerine hareket ede-
Daha önceki sayfalarda kayda geçtiğimiz fermanlar ile bu ferman, aynı pa
dişah tarafından yani II. Selim Han tarafından EyyübSultan Kadısına gön
derilmiş olan fermanlardır. Ancak kayda geçilen son fermanda sizlerin de
dikkatlerinden kaçmamış olduğu gibi : Ne bir kefere ve ne de bir kefere ta
ifesinin Camii Kebir çevresindeki d ükkanlardan uzakla ştırılması hakkında
tek bir satır yer almamaktadır!. . Görül üyor ki, EyyübKadısı adil davranma
mış ve bir takım hesaplar peşinde koşmuş, gayr-ı Müslim tebanın karalana
bilmesi için bazı tezgahlar çevirmiştir!..
Ne var ki, EyyübSultan Kadısı'nın tek yönlü şikayetlerine rağmen: Ne Pa
dişah ve ne de EyyübSultan sakinleri Gayr-ı Müslim tebaya mensup bulu
nan EyyübSultanlılar'ı şu veya bu şekilde cezalandırmayı asla d üşünmemiş
ve böyle bir yanlışl ık yapmamıştır.
Dahası, EyyübSultan' da iki adet "Ermeni Kilisesi" ve bir adet de "Ermeni
İlk Mektebi" mevcu ttur ki, günümüzde yeterli talebe bulunmadığından ka
panmıştır. Kiliseler i se halen faaldir: (2002) .
Mezkür kiliselerden, "SURP-ASDUAZAZİN" adına tesmiye edilmiş olanı;
EyyübSultan Camii Kebiri' ne son derece yakın bir mahaldedir: "İslam Bey
Mahallesi-Kanun Sok. 5" İlk inşa tarihi i se: "hayli eskidir ve "1 675" yılında
mevcut olduğunu kaydeden kaynaklardan ayrı, "1785" yılında da mevcu
diyetini belirten kaynaklar da vardır.
"SURP-YEGYA" adına tesmiye edilmiş olanı ise Eyyılb'ün tepelerindedir:
"Nişanca Caddesi, Otakçılar Mahallesi, Karayel Sokağı, 1 6"
Mezkur kilise, (XVIII. asrın ortalarında) mevcutmuş ve bir takım fanatikler
tarafından "10 Mayıs 1 766" tarihinde kapatılmış ve fakat, "26 Mart 1800"
tarihinde tekrar ibadete açılması bir ferman ile bildirilmiş.
Demek ki; Eyyübahalisi başta olmak üzere, ne Eyyübsakinleri ve ne de dev
let şikayetçi değilmiş! . . Dahası; "Kefere tiiifesi" seviliyormuş ki, EyyübSul
tan Camii Kebiri yakınında kilise inşasına izin verilebilmiş! ..
18
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
19
LEVON PANOS DABAGYAN
20
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
21
LEVON PANOS DABAGYAN
TATAR BOZASI
22
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
23
LEVON PANOS DABAGYAN
24
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
25
LEVON PANOS DABAGYAN
26
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
27
LEVON PANOS DABAGYAN
28
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
29
LEVON PANOS DABAGYAN
30
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
YOLCULUK ÜCRETLERİ
31
LEVON PANOS DABAGYAN
32
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
33
LEVON PANOS DABAGYAN
34
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
Haliç' teki balık çeşidi ise, .aklımızda kaldı ğı kadarı .ile: Us
kumru, Çinakop, Lüfer, Hani, istavrit, Mezgit, !�karpit, I�marit,
Isbari, Sardalye vs. ancak en ziyade: Uskumru, Istavrit, Izmarit
ve İsbari olurdu.
Hele "İkinci Cihan Harbi" yıllarında (1939-1 945) Marma
ra'nın bütünü ve Haliç; "Palamut ve Torik" bolluğu yaşamıştır
ki, nice İstanbul fakiri bu mübarek balıklar sayesinde bir nebze
olsun gıda alabilmiştir! . .
35
LEVON PANOS DABAGYAN
36
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
37
LEVON PANOS DABAGYAN
38
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL' UN SEYİR DEFTERİ
39
LEVON PANOS DABAGYAN
40
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
41
LEVON PANOS DABAGYAN
42
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
43
LEVON PANOS DABACYAN
44
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
45
LEVON PANOS DABAGYAN
46
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
FESHANE-i AMİRE
FESHANE FABRİKA-İ HÜMAYÜNU
47
LEVON PANOS DABACYAN
48
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
49
LEVON PANOS DABAGYAN
50
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
51
LEVON PANOS DABAGYAN
52
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
53
LEVON PANOS DABAGYAN
Bizim mezkür satırları yazmamızın yegane sebebi ise şudur, naçiz eserimi
zin hemen bir çok safhasında geçen İslami inanç, İslami yaşantı hakkında
doğrudan bir İslam gibi düşünüyorcasına kalem kullanmamız, hiçbir za
man yadırganmamalıdır. Zira, bunun temelinde doğrudan (bin yıl birlikte
yaşamanın) güçlü temeli yatmaktadır ve en azından Ermeniler için bu böy
ledir.
Bilhassa; siyasi menfaatler ile bazı güçlü devletlerin siyasi manevraları
1 835'ten itibaren, Ermenilerin ocaklarına musallat olunmasına zemin hazır
lamış ve nihayet her iki cenah birbirlerini tanımaz hale gelmiştir! ..
Bizim bu naçiz eseri hazırlamamızda da mezkür vaziyetin rolü büyüktür.
Çünkü söz konusu olan Türkiye Cumhuriyeti'nin ilelebet var olabilme mü
cadelesidir. Mücadelesidir diyoruz, zira, Türkiye yeni bir "Kuva-yı Milli
ye" dönemi içine girmiş durumdadır! . (2002)
.
54
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
55
LEVON PANOS DABACYAN
56
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
57
LEVON PANOS DABAGYAN
58
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
59
LEVON PANOS DABAGYAN
60
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
61
LEVON PANOS DABACYAN
62
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
63
LEVON PANOS DABAGYAN
6- Daha ziyade deve derisinden imal edilen; insan, hayvan, ağaç, ev vs. şe
killerinin renkli resimlerini; arkasına ışık konmuş beyaz bir perdeye akset
tirerek oynatılan meşhur "Gölge Oyunu"nun tarihçesinin hangi asırlara ka
dar indiği kesin şekilde bulunmamasına rağmen, Çinliler' in iddiasına göre;
"Çin İmparatoru Wu (MÖ II. Asır) devrinde bir Çinli sanatkar tarafından,
İmparatoru eğlendirebilmek gayesiyle icad edilmiş ve daha sonraları; Ka
dim-Çin medeniyetinin "Gölge Oyunu" olarak, Çin-Sanat alemindeki yeri
ni almış.
Bir başka iddiaya göre de, mevzuubahis oyunun anavatanı Hindistan'mış
ve eski Hint' ten Cava'ya akseden ve orada yayılıp kökleşen bu "Gölge
Oyunu" eski Hint efsanelerinden kesitler sergilemekte imiş! .. Nitekim,
Hint efsanelerinin izlerini taşıyan çizgiler dikkate alınırsa, mevzuubahis id
dia, ciddiyet kazanmaktadır ki, bu hususun ayrıca tetkik edilmesi lazım
dır! . .
Gölge Oyunu'nun İs!am alemindeki tarihçesi ise, xı. asra kadar inmekte
olup; XII. asırdan günümüze, Mısır'da oldukça rağbet görmüş olduğu ve
Türkiye'ye Mısır' dan gelmiş olması ihtimalinin mümkün bulunduğu iddi
aları da ınevcuttur1••
64
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
65
LEVON PANOS DABAGYAN
66
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
Takriben (45 sene) evvel bir mübarek Kadir Gecesi, yakın ar
kadaşlarımla birlikte yürüye yürüye Atatürk Bulvarı'ndan, Fatih
semtine kadar uzanmıştık. O yılların (1 957) Fatih'i pek mutena
bir semt olup, sakinleri, nezih, Türk ailelerinden müteşekkildi.
İslam akidelerini, milli Türk karakter yapısı ile kaynaştırabilmiş
ve asil Türk aileleri; asırlarca cihana hükmedebilmiş bir muhte
ş em imparatorluğun soylu evlatları olduklarını hemen her hare
ketleriyle belli etmekteydi . Hanımefendisi, beyefendisi, genci,
yaşlısı, bir bütün olarak gerçekten ibret alınabilecek şahıslar ola
rak dikkatleri çekmekteydiler.
Evet, 1 957'lerin Fatih semti buydu ve tabii ki, mezkfir ma
halde dolaşırken bir ayrı alemin atmosferini teneffüs etmektey
diniz! . .
Arkadaşlarımla birlikte gezmeye gittiğim Fatih semti işte
böyle bir yapıya sahipti. Bizler "Fatih Camii Kebiri" önüne gel
diğimizde ise, özel surette ışıklandırılmış bu muhteşem selatin
camiinin insanı duygulandıran zarif minareleri, minarelerindeki
altın gibi parıldayan ışıkları ve bir bütün olarak sergilediği muh
teşemden de öte görünümü ile adeta büyülemekte ve insana o
an dua etme isteği aşılamaktaydı. . . Nitekim, seyrine doyum ol
mayan bu muazzam Selatin Camii temaşa ederken, elimde ol
mayarak dua ettim. Hele iki minare arasına kurulmuş olan mah
yaların mistik görünümü ise bir başka haz duyurmaktaydı! ..
Gerçi bütün bunları ilk olarak görmemekteydim v e yıllar yı
lı nice Ramazanlar, nice Kadir Geceleri görmüş ve yaşamıştım,
lakin, her ne hikmet ise, Fatih Camii'nin o geceki görünümü ba
na gerçekten çok tesir etmişti! .. Bu vaziyetin hikmeti ne idi, hala
bilmem?
Nitekim o günden sonra; Kadir Geceleri Fatih Camii'ne git
mek ve arkadaşlarımla birlikte, o muhteşem mabedi doya doya
temaşa etmek, benim başlıca hobim olmuştu.
Ne var ki, günümüzde aynı manevi duyguları tatmin ede
bilmek için gece vakti yollarda dolaşarak Fatih Camii' ne gidebil-
67
LEVON PANOS DABAGYAN
MAHYALAR VE MAHYACILAR
68
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
69
LEVON PANOS DABAGYAN
CUMHURİYET DEVRİ
(YAŞASIN İSTİKLAL, HAKİMİYET MİLLETİNDİR,YAŞA
SIN GAZİMİZ, YETİMLERİ UNUTMA, TAYYAREYE YARDIM,
ON BİR AYIN SULTANI, ZEKAT MALI ARTIRIR, İÇKİ KÖTÜ
LÜKLERİN ANASIDIR.)
Bakınız: (Dünden Bugüne-İSTANBUL ANSİKLOPEDİSİ)
Cilt V.
70
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
72
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-i İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
73
LEVON PANOS DABACYAN
74
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
75
LEVON PANOS DABAGYAN
76
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
77
LEVON PANOS DABAGYAN
78
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
79
LEVON PANOS DABAGYAN
80
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
81
LEVON PANOS DABAGYAN
82
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
83
LEVON PANOS DABAGYAN
KOVBOYCULUK VE ASKERCİLİK
Çocukların kendi aralarında oynadıkları Kovboyculuk ve
Askercilik oyunlarında kullandıkları oyuncak tabancalar; ko
yunların çene kemiklerinden ibaretti ve bu kemikler tabanca ye
rine kullanılırdı. Zira oyuncak tabanca, esnaf semtlerindeki ço
cuklar için sadece rüya idi. "Tüfek, Kılıç" gibi silahlar ise, semt
marangozundan temin edilen tahta parçalarından bizzat çocuk
lar tarafından imal edilirdi. Nitekim, bu imkansızlık hemen bir
çok çocuğu küçük yaşlarda hüner sahibi kılmıştı. Mesela semt
kırtasiyecilerinden aldıkları tahta tekerlerle araba imal eder ve
yokuş aşağı kayarlar veya birbirlerini çekerek, araba zevki ta
darlardı. Keza, günümüzdeki kaydırakları, o tarihlerde bizzat
çocuklar kendileri imal ederlerdi. Keza; ağaçlardan seçtikleri es
nek dallardan ok ve yay yapışları, çiklenbik toplayıp, kamışlar
dan imal edilen tazyikli küçük oyuncak silahlar yapılır; içine ko
nan çitlenbik, tıkacın itilmesiyle, aynen mermi gibi sür'atle hede
fe gönderilirdi. Uçurtma uçurma, topaç çevirme, bilye, misket
oynama, çember çevirme vs. gibi değişik oyunlar da İstanbul ço
cuğunun son derece sevdiği oyunlardandı ve bunların hemen
hepsinin de ayrı ayrı mevsimleri vardı. Yukarıda kayda geçtiği
miz küçük kamış silahın adı "Patlangaç" tu ve ayrıca; konserve
veya bal kutusundan istifade edilerek karpit patlatılırdı ki, bu
oyun gayet tehlikeli olduğundan fazla rağbet görmezdi.
Eski kışlar hayli uzun sürer ve gayet soğuk geçerdi ve bu
sebeple yağan karlar bir türlü kalkmak bilmediğinden bu du
rum çocukların pek işine yarar; Kar-Topu oynamak, Kardan
Adam yapmak, bizzat imal ettikleri kızakla kaymak vs. çocukla-
84
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
85
LEVON PANOS DABAGYAN
diye tuttururlardı.
Evet, İstanbul çocuğu yamalı pantolon, pençeli ayakkabı ve
normal bir gıda alamamanın mahrumiyetleri içinde okula gider,
simitçi, börekçi fırınlarının pastanelerinin önlerinden iç geçire
rek geçerlerdi, ancak hiç bir zaman bu vaziyet onlar için büyük
çapta problem sayılmaz ve neşelerini hemen hiç bir şey kaçır
mazdı. Hele 1 940-1950 yıllarının o pek çetin yaşantısı dahi onla
rın minik dünyalarındaki pembe hayallerle bezenmiş iç alemle
rini hiç mi hiç karartamazdı! ..
Dahası o malılm yokluk v e imkansızlıklar, mevzuubahis ço
cuklarda bir takım gelişmeler meydana getirmiş, onların maha
retli bir kimlik kazanmalarına öncü olmuştur. Bütün bunları Hz.
Allah' tan sonra mahalle dayanışmasının verdiği güç ve kuvvete
86
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
87
LEVON PANOS DABAGYAN
88
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
89
LEVON PANOS DABAGYAN
90
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
91
LEVON PANOS DABAGYAN
Nihayet Fetih günü, Sultan il. Mehmet Han Gazi, namı ciha
nı sarmış Ayasofya Katedrali'ne girdiğinde; "Terler-Direk" ma
hallinde, hah! bir nurun titreştiğini görmüş ve yanına varmış ki;
"Bir beyaz kartal vücudu kıbleye dönük halde yatmakta, göğ
sünde ise kırmızı ile "Ya Vedud" yazılı imiş! ..
Padişahın arkasında duran yetmiş büyük evliya buyurmuş
lar ki:
- İşte Padişahım! Konstantiniyye'nin fethini, "elli
üçüncü günü" rica eden ve bugün de ruhunu teslim eden mec
zup budur.
Bu açıklamanın üzerine hemen harekete geçen, alimler ve
salihler cesedi gasletmek istediklerinde:
- Merhum gasledilmiştir! Hemen defnedin! diye bir sacla
gelmiş. Hayret içinde tabuta koyup iskeleye indirmişler ve tabu
tu bir kayığa koymuşlar ve bu meyanda kayık; kürek çekilme
den, yelken açılmadan; "Berk-i Hatıf" "Kapıp Götüren" gibi sü
zülüp; Eyyübcivarında ve Ayvansaray dışında karaya yanaşmış,
kayığı takip eden diğer zevat ise peşinden kıyıya yanaştıkların
da bakmışlar ki, evvelden kazılıp hazırlanmış bir kabir mevcut
ve içinden:
- Ya Vedud! Ya Vedud! diye sesler gelmektedir. Meczubu bu
kabre defnetmişler.
Günümüzde o mahalle: Ya Vedud iskelesi denir ki, mezkfü
adı o tarihlerden gelmektedir. Merhum Veli'nin sembolik kabri
ise sahil boyunca uzanan caddenin üzerinde bulunmaktadır.
Mevzuubahis türbe; merhum, Abdül-Aziz Han'ın valideleri
merhum Pertevniyal Sultan tarafından; mahdumunun hayatı aş
kına restore ettirilerek yenilettirilmiş ve 1 972 yılında ise "Köprü
İnşaatı" sebebiyle yeri değiştirilen kabir; "Ayvansaray' da köprü
ayağı yanında bulunan" mahaldedir. (9 )
92
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
HOROZ DEDE
Bizans'ın Fethi günlerinde muhasara esnasında Osmanlı
Ordusu'nda, erenlerden bir "Horoz-Dede" varmış. Bu yiğit ca
nın başlıca meziyetlerinden birisi de, umum muhasara ordusu
nun zaman bildiricisi yani saati oluşuymuş ki; hikayesini özetle
geçiyoruz:
Horoz Dede, gece ve gündüz, yirmi dört saatte, yirmi dört
defa horoz gibi öter, sesini Haliç'ten Marmara denizine varınca
ya kadar, cümle erat işittir ve böylece zamanı öğrenirlermiş.
Fetih'den sonra Sultan Fatih'in Sancaktar ağalarından Ya
vuz Er Sinan Bey ki, "Evliya Çelebi"nin Ceddidir; Unkapanı
içinde, Sağrıcılar Camii'ni bu Horoz Dede Veli için yaptırmış,
Horoz Dede vefat ettiğinde; Unkapanı kapısı dışında, cadde
üzerinde bir sofaya gömülmüş.
93
LEVON PANOS DABACYAN
10- Bir rivayete göre "Bergamalı" olup, Unkapanı'nda Azepler Camii kar
şısında ahşap bir dükkanda nalıncılık edermiş.
Sandukasının baş tarafında "destarlı Mevlevi sikkesi" varmış. Bu simge
dikkate alınarak, Dede'nin Mevlevi tarikatından olduğunu ileri sürenler ol
muş, lakin, ona Halveti diyenler de mevcutmuş' ..
Türbesi'nin bulunduğu mahalle "Baltaşı" ve kendisine de "Yatağan Dede"
derlermiş. Asıl adı Mehmed olmasına rağmen, kısaca "Memi veya Memi
Dede" denmiştir.
Halkın rivayetine göre, Nalıncı Memi Dede vefat ettiği gece Sultan III. Mu
rad'ın rüyasına girmiş ve padişahına:
- Cenaze namazımı Fatih Camii'nde kılmaya hazırlan, beni evime gômdür,
üzerime bir türbe, yanıma bir tekke ve çeşme yaptır, dünyada elli sene su
içtim demiş.
Ertesi günü cenaze namazı III. Murad da hazır olmak üzere Memi Dede'nin
vasiyetine uyularak Fatih Camii'nde kılınmış; evinin bulunduğu yere def
nedildikten sonra, üzerine türbe, yakınına bir tekke ve çeşme yaptırılmış.
Nalıncı Memi Dede'nin vefatından sonra, Unkapanı ve Şehzadebaşı'nı kap
layan müthiş bir yangın çıkmış, bu dehşetli yangın esnasında yanmadık bi
na hemen hemen kalmamış fakat Nalıncı Memi Dede'nin dükkanına hiçbir
şey olmamış!..
Yangın esnasında mezkur dükkanda aynı mesleği sürdüren "Nalıncı Hüse
yin Çelebi" mevcut olup ikaz edenlere.
- Benim Dedemin dükkanıdır, beraber yanarım, yine çıkmam ! diye dayat
mış!..
Nitekim ateş hemen her tarafı sarmış olduğu halde, hiçbir şey yokmuş gibi
rahatlıkla çalışmasını devam ettirmiş ve bu akıl almaz vaziyeti hemen her
kes şaşkınlıkla seyre koyulmuş! ..
Sonraki günlerde ise Hüseyin Çelebi, "dedemin postunu döşendiği dük
kandır" demeye başlamış. Ancak, semt dükkanları kıymetlenmeye başla
dıktan sonra, Küpeli lakabı ile tanınan bir Musevi tacir, dükkanın mütevel
lisine bir miktar para vererek, Nalıncı Hüseyin Çelebi'yi dükkandan çıkart
tırıp, kendisi geçmiş, bu vaziyetten hiç mi hiç memnun kalmayan çevre sa
kinleri ise mezkur taciri adeta dışlamışlar . . .
Daha sonra ise dükkanı tutan Musevi, sabah kepenkleri açarken, düşerek
ölmüş ve böylece dükkan tekrar Hüseyin Çelebiye verilmiş ki, saf ve iyi
94
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBULUN SEYİR DEFTERİ
95
LEVON PANOS DABAGYAN
mış ve Baba Cafer Türbesi namı ile İstanbul halkının ziyaret ma
halli olmuştur.
Günümüzde İpçiler adı ile anılan ve daha evvel "Zindanka
pısı" veya "Hz. Cafer kapısı" adlarıyla da anılmıştır.
96
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
97
LEVON PANOS DABAGYAN
98
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
99
LEVON PANOS DABAGYAN
FLORYA'NIN ÖZELLİKLERİ
İstanbul yakasında ikamet eden esnaf tabakasından olanlar;
hem denizden, hem de kır zevkinden faydalanabilmek gayesiy
le daha ziyade Florya Mesiresi'ni tercih ederlerdi. Ancak şu nok
tayı da belirhnek isteriz ki, gerçekten kayda şayan bir husustur.
Şöyle ki; deniz banyosundan daha ziyade erkekler faydalanabil
mekte ve kadınların ancak ve ancak pek cüz'i bir kısmı bu tabi
at harikası nimetten faydalanabilmekteydi ki, çoğunlukla "Ka
palı-Deniz Hamamları" onların başlıca deniz-banyosu mahalle
ri idi. Mezkfü banyoların İstanbul yakasında olanların içinde en
meşhuru "Kum-kapısı Deniz Banyosu" olup, bilhassa semt ka
dınlarının, hem banyo yapıp serinledikleri ve hem de aralarında
hoşça zaman geçirdikleri bir mahaldi.
Karşıyaka'dan yani Rumeli veya Anadolu yakasında ikamet
edenler ise daha şanslı kadınlardı denebilir. Zira, onların batı
tarzı yaşantıları kendilerine böylesi bir imkan sağlamış durum
daydı ve tabii ki, Erenköy gibi bazı semtler bu kategorinin dışın
da kalmaktaydı. Ancak, İstanbul'un sur içi sakinlerinin tam bir
taassup kurbanı oldukları asla ve asla düşünülmemelidir. Zira,
Deniz Hamamları onların deniz banyosu ihtiyaçlarını ziyadesiy
le karşılamaktadır. Gerçi 1950'lerden sonra kademeli şekilde de
niz banyosunda "Haremlik-Selamlık" usulü kalkmış ve plaj ya
şantısı normale dönmüştür. Lakin, daha sonraki yıllarda; (1960'lı
1 970'li yıllar) plaj sefalarının rengi daha da değişerek bikini ma
yolu vs . hemen her plajı sarmış, güzellik yarışmaları bir diğerini
izler hale dönüşmüş ve böylece kültür emperyalizmi denen illet
haremlerimize kadar girebilmişti. İstanbul yakası halkının örf ve
ananesine temelden bağlı esnaf tabakası bu durum karşısında
adeta şaşkına dönmüş ve vaziyeti kavrayana kadar, iş işten geç
mişti.
1 00
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
1 01
LEVON PANOS DABAGYAN
1 02
ZAMAN T ÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
1 03
LEVON PANOS DABAGYAN
1 04
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-i İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
1 05
LEVON PANOS DABAGYAN
1 06
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
1 07
LEVON PANOS DABACYAN
1 08
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
1 09
LEVON PANOS DABACYAN
1 10
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
111
LEVON PANOS DABAGYAN
112
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
113
LEVON PANOS DABACYAN
114
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
Hemen her semtin güzel şuh kızları olduğu gibi, yine her
semtin tabii olarak yanık delikanlıları olurdu. Yani, perde aralı
ğından bakıp, tebessüm eden veya fırsat buldukça sokağın köşe
sinde bir iki kelimelik aşk-meşk eden çıtı pıtı kızların yanık ya
vukluları vardı ve delikanlılar sevdiği kızın ailesi her nerede
piknik yapacaksa, bir şekilde haber alır ki, ekseriyetle sevdiği
kız haber gönderir. Üç dört arkadaşı ile onların peşinden gider
ve nispeten yakın olan bir yerde oturup sözde piknik yaparlar
dı.
1 15
LEVON PANOS DABACYAN
116
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
1 17
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
2. BÖLÜM
ZAMAN TÜNELİNDE
EMİNÖNÜ BAHÇEKAPISI, SİRKECİ
-
119
LEVON PANOS DABAGYAN
lakin, bu han ve çevresi 1 956-1 959 tarihleri arası zuhur eden "İs
timlak hareketi" ile işleyen kara kazmaların kurbanı olup, yok
lara karışmışlardır.
Dolayısıyla Eminönü ve hatta Bahçe-Kapısı ve Sirkeci dahil,
kayda geçeceğimiz mahallerin tümünde de malum kara-kazma
ların arz-ı endam etmiş olduğunu peşinen bilinmesi lazımdır.
Eminönü, Bahçekapısı ve Sirkeci semtleri yekdiğerine ya
kınlığı ve bazı noktalarda iç içe oluşlarıyla kaynaşmış, adeta bir
potada erimişçesine yekvücut olmuş, bir elmanın iki yarısı dar
bı meseli semtlerdir.
Asırlar boyu ticaretin hemen her nevisinin sergilendiği;
Eminönü, Bahçekapısı ve Sirkeci üçgeni, roman yazarları için
hayli materyal zenginliğine sahiptirler ki, günümüzde de aynı
özelliklerini kısmen olsun ettirebilmektedirler. (2002)
Eminönü ve çevresinin ticaret erbapları ve ikamet eden sa
kinleri, daha ziyade Karaim-Yahudileri olmuştur ki, "Karaköy"
yani, "Galata" cihetinde nüfus çoğunluğunu teşkil ettiklerinden,
mezkılr mahalli, "Karai-Köy" yakıştırmasıyla ananlar da olmuş
tur.
Eminönü, başta "Mısır-Çarşısı" olmak üzere; Çiçek-Pazarı,
Kuşçular, Kurukahveciler, Baharat ve Kökçüler, Kuruyemişçiler,
Sabuncular, Kağıtçılar, Züccaciyeciler, Peynir, Pastırma, Sucuk,
Salam, Sosis, Zeytin, Zeytinyağı ve Tereyağı vs satan mezecilerin
yanı sıra, saydığımız yiyeceklerin bazılarının toptancılığını ya
pan ticarethanelerle birlikte zahire depoları da mevcut olarak bir
çok işyerinin merkezidir. Ancak, bu meyanda meşhur Eminönü
Balıkpazarı' nı da unutmamak lazımdır. Hele "Kurukahveci
Mehmed Efendi" müessesesi gibi Eminönü civarının adeta sim
gesi olmuş kuruluşları da hatırlamak icap eder. Dahası, Bahçe
kapısı'nın simgesi, aynı şekilde tarihi ve meşhur Hacı Bekir Şe
kercisi'ni de kaydı, gerçekten bir görevdir. Zira, takriben 225 yıl
lık bir kuruluştur.
1943-1965 yılları yani bendenizin bizzat yaşayıp, görebildi
ğim yıllar, İstanbul' un tarihl ve milli dokusu açısından en önem
li yıllarıdır ki, günümüzde (2002) o yıllardaki özelliklerin ·tümü
120
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
EMİNÖNÜ LİMANI
Bilindiği gibi Eminönü sadece bir "İş Merkezi" olmayıp, ay
nı zamanda dünyanın sayılı "Ticari Limanları" arasında yer al
masıyla, İmparatorluğa ticari gelir açısından adeta bir memba
yani, sahil hazinesi olmuştur.
Bizans devrinde (Eminogi), fetihten sonra ise yazımızın ba
şında belirttiğimiz gibi, (Eminönü) adını alan bu değerli liman
mahalli; Haliç üzerindeki, "Bahçekapısı" ile "Odunkapısı" ara
sındaki bölgeden müteşekkildir.
EMİNÖNÜ YAHUDİLERİ
'�alık-Pazarı Kapısı" ile "Bahçekapısı" arası, geniş bir alana
yayılmış, Osmanlı-Yahudileri'nin bir kolu da "Galata" yani Ka
raköy' de idi ki bunlara, "Karait" veya "Karaim" Yahudileri den
miştir.
Bahçekapısı" mıntıkası ki, Yeni Cami çevresi de dahildir. Bu
radaki Yahudilere de Edirne-Yahudileri denmiştir. Bu duruma
göre; birincileri Kafkaslar dan, ikincileri de Edirne' den payitah
ta göçmüşlerdir ve tabii ki, II. Beyazıd Han döneminde ülkemi
ze göçen, "İspanyol-Yahudileri" her iki kaydın dışında olup, bi
lahare diğerlerinin arasına karışmışlardır ki bunların merkezi
ikametgahı da "Balatkapısı" idi.
1492 yılında İspanya ve Portekiz' den kovulan 900.000 Yahu
di' nin büyük bir bölümü, (300.000 kişi) payitaht İstanbul'a gelip
yerleştikten sonra, Padişah il. Beyazıd Han; Rum ve Ermeni
lerin malik olmadıkları imtiyazlar bahşederek, onları ziyade
onurlandırmıştı.
İspanya ve Portekizden göçmüş olan ve (Sefaradlar) diye
adlandırılan bu Yahudiler nasıl bir hizmet karşılığı böylesi mü-
1 21
LEVON PANOS DABACYAN
1 22
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
YAHUDi BANKERLER
11- Sultan Fatih' in zehirlenme vak' ası hakkında AŞIKPAŞAOGLU şu kay
dı düşmüştür:
"Vefatına sebep ayağında �ahmet vardı. Tabibler ilacından aciz oldular.
Ahir tabibler cem oldular. Ittifak ittüler, ayağından kan aldılar. Zahmet zi
yade oldu. Şarab-ı Fariğ "müsekkin, uyku ilacı" virdüler; Hz. Allah'ın rah
metine vardı.
Avrupalı ünlü tarihçilerden, Ord. Prof. Dr. Franz Babinger ise malum vak'a
hakkında şu önemli kaydı düşmüştür ki, tamamı; (belge ve resmi kayıtla
ra) dayanmaktadır ve itiraz kabul etmez vesikalardan müteşekkildir.
Ayrıca sadece yabancı değil, yetkili Türk kaynakları da aynı açıklamayı ka
bul ve teyit etmeJ<.tedir. Unlü tarihçinin belgelere dayanan malum açıkla
masının özetini, Aşık Paşa'nın kaydı gibi aynen geçiyoruz.
"1456 senesinin Nisan ayından 1479'a kadar Venedikliler en azınc!.an 14 de
fa Sultan Fatih'i zehirle öldür�eye teşebbüs etmişler, bunun için Istanbul'a
adam göndermişler veyahut Istanbul'da ajanlar bulmaya çalışmışlar ve bir
hayli de bulmuşlardır.
Aradan geçen bu 23 sene zarfında Venedik hükumeti'nin 1 0 kişiden müte
şekkil meclisi baş vurmadık yer bırakmamış, para sarfından çekinmemiş ve
bu uğurda sarfedilecek paranın asla boşa gitmeyeceğine kani olmuşlar�ır.
(. . . . . . . . . . . . . ) Bunların hiç biri ümit verir bir iş görmeyince sonunda, Ital-
ya' da doğup büyümüş, Yahudi asıllı Maestro Jacopo - "Yakup Paşa"yı bul
dular. Yakup Paşa uzun uzun düşündükten sonra şu teklifte bulunmuştur;
1472 senesi Mart'ına kadar Fatih'i zehirleyip öldüreceğim. Buna karşılık,
1 0.000 Duka altın ile Venedik'e göçmemin temini ile icap ettiği takdirde Ve
nedikliler' den de "25.000 Duka" altın alacağım. Bu tekliflerin tümü Venedik
Meclisinde kabul edildi.
123
LEVON PANOS DABAGYAN
EMİNÖNÜ - BALIKPAZARI
124
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
125
LEVON PANOS DABACYAN
127
LEVON PANOS DABAGYAN
EMİNÖNÜ MESCİDLERİ
Eminönü-Limanın' daki meşhur Selatin-Camilerden ayrı,
Sı1r dışında inşa edilmiş ve günümüzde mevcut olmayan mes
cidler de vardı. Bunların başlıcaları:
GÜMRÜKÖNÜ-MESCİDİ
Fatih Sultan II. Mehmed Han devrinde inşa edilmiştir. Güm
rük-Önü istimlakinden sonra, Mescid'in yerini SELANİK-BON
MARŞESİ almış ve 1935 istimlakinde mevzuubahis ticarethane
de yoklara karışmıştır.
TEKNECİLER MESCİDİ
"Tekneci - Esnafı" ile alakalı bir Mesci, di.
SOGANCILAR MESCİDİ
Soğancılar esnafı ile alakalı bir Mescid idi.
KİREÇ İSKELESİ-MESCİDİ
Kireç İskelesi hizmetkarları ve Kireççiler esnafına ait bir
Mescid idi.
1 28
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
BURSA TEKKESİ-MESCİDİ
İki adı olan bu Mescid büyük bir ihtimalle, Arabacı esnafına
ait bir ibadethane idi denebilir.
EMİNÖNÜ CAMİLERİ
HİDAYET CAMİİ
1812 yılında, "Bekar-Odaları ve Kayıkhaneler" in yer ile yek
san edilip haşerat yuvalarının yok edilmesinden bir yıl sonra
(1813) mevzuubahis arsalar temizlenmiş ve mezkfü mahalle, II.
Mahmud Han tarafından bir ahşap cami inşa ettirilmiş, İstanbul
halkınca tiksinti ile anılmıştır. "Melek Geçmez Sokağı" yakıştır
masıyla anılan bu semtin yeniden itibar kazanıp, hayırlı günlere
kavuşabilmesi dileği ile mezkur caminin adı (Hidayet-Camii)
konmuştur.
1 887 yılında ise Sultan II. Abd-ül-Hamid Han, mimar, Ale
xandre Vallaury'e, kargir olarak inşa ettirmiştir. Mevzuubahis
cami, mimari açıdan fazlaca bir değer,taşımayıp, XIX. Asrın ikin
ci yarısında moda olan "oryantalist" stilinin bir kötü örneği ol
muştur denebilir.
1 29
LEVON PANOS DABACYAN
130
ZAı\t1AN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
131
LEVON PANOS DABAGYAN
132
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
YAHUDİHANELER VAK'ASI!..
Daha evvel temas ettiğimiz gibi, cami inşasının yarım kal
ması ve kendi haline terk edilmiş olmasını dikkate alan Bahçeka
pısı Yahudileri'nin bazıları tekrar eski yerlerine dönmeyi tasarla
maktaydı ve tasarılarını da gerçekleştirip tekrar Bahçekapısı'na
döndüler. Cami inşaatının çevresinde 5-6 katlı ahşap binalar in
şa edip, 40'ar, SO'şer kişi olarak mezkur evlere yerleştiler ki, bun
lar, İstanbul yakasının ilk (apartmanları) idi denebilir. Mezkfır
evlere ise YAHUDİHANELER adı konmuştu.
Cami inşaatı tekrardan başlatılınca, mevzuubahis evler der
hal yıktırıldı ve bunların arasında bulunan bir Sinagog ile Hav
ra ve bir de St Antoien Kilisesi mevcuttu ki, yıktırıldığında de
ğerlerinin karşılığı "kira bedeli" şeklinde ödendi. Yahudilerin
diğer ibadethanelerine gelince, Arpa Emini sokağındaki bu Hav
ra, uzun yıllar varlığını sürdürüp, Cumhuriyet devrinde cema
atsiz kaldığından, lokantaya çevrildi ve Bahçekapısı'nın en meş
hur lokantalarından birisi olarak (EGE LOKANTASI) uzun yıllar
varlığını sürdürdükten sonra DENİZCİLİK BANKASI içinde
kaldı, daha sonra ise bir başka bankanın şubesi oldu.
Fakat, Bahçekapısı Yahudileri bir türlü pes etmesini bilme
mekte ve bu semtten bir türlü ayrılmak istememekteydiler! İnat
la direnmelerindeki başlıca sebep ise; "Balık Pazarı" ve civarı, İs
tanbul ticaretinin adeta kalbi idi. "İthalat, ihracat" hemen her ne-
133
LEVON PANOS DABAGYAN
134
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
135
LEVON PANOS DABAGYAN
SEMT-İ EMİNÖNÜ
EMİNÖNÜ-HALKEVİ: (1932-1951)
EMİNÖNÜ-HALKEVİ'nin özet tarihçesini sunmadan bir
nebze olsun Halkevleri'nin kuruluş gayeleri üzerinde durulma
sı elzemdir. Zira, "kültür faaliyetlerine", "Siyasetin" bulaşması,
yeni nesillerin, kültür sahasında gayet önemli bir kaynaktan
yoksun kalmasına başlıca sebep teşkil etmiştir ki, aynı zamanda
Köy-Enstitüleri'nin yok edilişlerini de aynı kategoriye dahil et
mek, gayet tabiidir.
Bilindiği gibi Halkevleri bizzat, Gazi Mustafa Kemal Paşa
tarafından; (Halkın eğitimi ve kültürel gelişmesine yardımcı olu
nabilmesi) gayesiyle, (CHP)'nin bir yan kuruluşu şeklinde mey
dana getirilmiştir.
19 Şubat 1 932 tarihinde, teşkilatın faaliyete geçirilmesiyle
alakalı törende, Yüce Önderimiz Atatürk, kuruluşun gayesini şu
tarihi konuşma ile dile getirmişlerdir:
"Gençlik, (gelişen ve yetiştiren bir çalışmanın içinde) ya
şatılmalıdır. Millet, şuurlu, birbirini anlayan, birbirini seven,
ideale bağlı bir halk kitlesi halinde teşkilatlandırılmalıdır. En
136
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
137
LEVON PANOS DABACYAN
138
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
139
LEVON PANOS DABAGYAN
BÖREKÇİLER VE MEŞHUR
BALIK-PAZARI BÖREKÇİSİ
140
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
141
LEVON PANOS DABAGYAN
142
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
Muhallebici Tathlan:
l .Kaymaklı -Ekmek Kadayıfı, Kaymaklı-Yassı Kadayıf, Ka
dayıf, Şam-Baba
2.Aşçı-Tatlılan: Vezir Parmağı, Hanım-Göbeği, Saray Lok
ması
3.Köfteci-Tathlan: Şeker-Pare, Kemal Paşa, İrmik-Helvası
4.Tatlıcı-Tathlan: Baklava, Tel Kadayıfı, Revani, Şam-Tatlısı,
"Misket-Lokması", Tulumba, Kuşbaşı-Tatlısı, Sarı-Burma ve Re
vani Tatlısı.
143
LEVON PANOS DABAGYAN
PASTAHANE TATLILARI
Kuru-Pasta ve Yaş-Pasta çeşitleri ki, profiterol buna dahildir.
(MS. 1610) yılında bir Fransız fırıncı çırağının tesadüfen buldu
ğu, Milföy Hamurunu 19. asırda, Marie A. Camere adındaki
meşhur Fransız pastacısının değerlendirip meydana getirdiği
meşhur (Milföy-Bin Yaprak Pastası), Piramit pastası, içi marme
latlı ve üstü pudra şekerli elmalı-pasta, pandispanya, kek, pas
kalya çöreği, tahinli, ay çöreği, üzümlü çörek vs.
Evet, bilhassa "Börek Çeşitleri" İstanbullu'nun dağarcığına
öylesine yerleşmiştir ki, börekçi adları taşıyan sokaklar dahi
mevcuttur. Börekçi Ali Sokağı, Börekçi Veli Sokağı, Börekçi Bay
ram Sokağı vs.
Üsküdarlı Aşık Razi ise, Börekçi Güzelleri adına şu meşhur
kıt' ayı yazmıştır ki, gerçekten bahse değerdir.
144
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
145
LEVON PANOS DABAGYAN
146
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
147
LEVON PANOS DABACYAN
YENİÇERİLER'İN YOZLAŞMASI!..
Önceki sayfalarda kayda geçtiğimiz meşhur Valide Hanının
hemen köşesinde, ÇARDAK KOLLUGU - "Karakol" mevcuttu.
Yeniçeriler'in henüz bozulmadıkları yıllarda, nizamı temin hiz
metinde kusur işlemeyen Çardak Kolluğu Yeniçerileri daha son
raki yıllarda ve bilhassa, Devşirme Kanununun kaldırılmasıyla
birlikte, hemen her dileyenin "Yeniçeri Ocağı"na kaydolabilme
si vs. yeniçeri ocağının bozulmasında bilhassa rol oynamış ve
böylece XVIII. Asır sonlarında mevzuubahis ocak, adeta "haşe
rat yuvasına" dönüşmüş, dolayısıyla da Eminönü-Çardak Kol
luğu da kendi payına düşen pislikten nasibini almış. Nizamı te
minden ziyade nizamın bozulmasında diğerlerinden asla geri
kalmamış ve pek karanlık bir hüviyete bürünmüştü.
Bu ahvali fırsa t bilen; "Hamal, Külhani, Baldırıçıplak, Mace
raperest, Berduş güruhu, hemen her nevi melaneti sergiler duru
ma gelmişlerdi.
Dahası, Yeniçeri-Ocağı'na kayıtlı olmadıkları halde; kolları
na, baldırlarına Yeniçeri nişanı dövdürerek, Yeniçerilik taslayan
lar da problemin bir başka yönü idi.
148
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
149
LEVON PANOS DABAGYAN
150
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
BALIKPAZARI SAHİLİ
Günümüzde artık mevcut olmayan "Balıkpazarı-Sahili"
çevresindeki mekanlar ise, II. Mahmud Han Dönemi "Bostancı
Başı" defteri kayıtlarına göre mekanları.
151
LEVON PANOS DABACYAN
1 52
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
153
LEVON PANOS DABACYAN
154
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
155
LEVON PANOS DABAGYAN
1 56
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
157
LEVON PANOS DABACYAN
MISIR ÇARŞISI
158
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
159
LEVON PANOS DABAGYAN
1 60
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
1 61
LEVON PANOS DABAGYAN
162
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
1 63
LEVON PANOS DABACYAN
l. RIZA DEMİR
2. İBRAHİM OKTAY
3. HIRİSTO P İL İÇOG LU (50 yıllık çiçekçi)
4. ISTIRATO PİLİÇOGLU (50 yıllık çiçekçi)
5. NASRİ GÜNEY (50 yıllık çiçekçi)
6. MUSTAFA TORUN (Tohumcu)
7. VAS İL KAPTANOG LU (Tohumcu)
8. HÜSEYİN GÜLERLER (30 yıllık çiçekçi)
9. TAHİR G ÜLERLER
10. SASO B İNGÜ L (50 yıllık çiçekçi)
11. YORGO UÇUYAN (Tohumcu)
12. CAHİD KURTULUŞ (Tohumcu)
13. M İHAL KOMFOLODİS (30 yıllık çiçekçi)
14. HÜ SEY İN PERÇİN
15. TADORİ
16. SALAHADDİN
17. MEHMET FEVZİ BAYAR
18. NECDET YÜKSEL
19. HASAN YÜKSEL
20. BAYRAM KERSİN (Tohumcu)
21 . FAİK FIRAT
22. SALİH ARSLAN ( İkiye bölünmüş olan
Dükkanın birincisinde)
23. İBRAHİM ARSLAN (Salih'in biraderi. Dükkanın
ikinci bölümünde)
1 64
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
1 65
LEVON PANOS DABACYAN
SoGUK MEZELER
1 . Çiroz -Salatası: "Zeytinyağı ve sirke içinde dinlendirildik
ten sonra, dereotu eşliğinde hazırlanan salata müşteriye takdim
edilir."
2. Lakerda: "Üzerine zeytinyağı dökülüp, limon sıkıldıktan
sonra servise konur. Lakin sadesi daha lezzetli olur."
3. Likornoz: "İste pişmiş bir balıktır. Eskiler:"Bir likornoz
kafası ile bir şişe rakı içilir" derlerdi. Sade olarak marul veya sa
lata yaprağı içinde takdim edilir."
4. Tütün Balığı: Aynen diğeri gibi iste pişmiş bir balıktır ve
aynı işlemle servise konur.
5. İstiridye-"Eğtenya" : "Hiçbir işlem görmeden üzerine; li
mon, tuz ve karabiler sıkılarak yenir."
6. Tarak: "İstiridye'nin ağababasıdır. Fırınlanmışı daha lez
zetli olur."
7. Karides: "Zeytinyağlı, limonlu salatası yapılır. Ege ve Ak
denizde bulunan irileri ise fırınlanıp yenir. Fırınlanmış şekli; te
reyağı, taze-kaşar ve domates karışımıyla pişirilir."
8. Pavurya: "Haşlandıktan sonra, mayonezli salatası yapılır
ve sade olarak yenir."
9. Böcek: "Istakoz"un makassız olanıdır. Mayonezli salatası
yapılır."
10. İstakoz: "Mayonezli salatası yapılır.
1 66
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
BALIK ÇORBALARI
1 .Kefal Çorbası: Yumurta-beyazıyla yapılanı pek nefis olur.
2. İ skorpit Çorbası: Bilhassa çocuklara yedirilmesi icap eden
bir balık çorbasıdır. Zira, İskorpit jelatini bol bir balıktır ve ke
mikleri güçlendirir. İskorpitin buğulaması da olur.
3. Levrek Buğulaması: Marmara Denizi'nin nadide ve pro
teini bol balıklarındandır. Buğulamasının lezzetine doyum ol
maz.
4. Hani ve Kırlangıç Çorbası: Her iki balığın da çorbası veya
buğulaması nefis olurdu. Olurdu diyoruz, zira Marmara' da kö
künü kuruttular.
5. Hamsi Buğulama: Kara Deniz'in bu ekabir balığının bu
ğulaması da nefis olur.
1 67
LEVON PANOS DABAGYAN
ÇEREZ MEZELER
1 . Ermeni Topiği: Sade veya yağ-limon karışımı ezilerek ye
nir. Türk Ermenilerine has bir yiyecektir. (1 2)
2. Bakla Ezmesi: Kuru Bakladan imal edilen bir tür bakla ez
mesidir. Ustası, Rum Meyhanecilerdir.
3. Patlıcan Tavası: Sarımsak ve yoğurt konduktan sonra ser
vise sunulur.
4. Kıtır Patates: İnce ince doğranmış ve çıtır olanı makbul
dür ki leblebi gibi yenir ve bilhassa "Bira ile" nefis gider.
5. Muska Böreği: Pastırmalı ve peynirli olmak üzere, iki çe
şiti de nefis olur ve bilhassa, "bira ile" daha lezzetle yenir.
6. Sigara Böreği: Diğeri gibi, "Bira ile" daha iyi gider. Ancak,
bakırcılar da pek rağbet ederler.
7. Ciğer Sotesi: Sıcak servis yapılan çerezlerdendir.
8. Rus Salatası: 1950'1i yıllarda; "Amerikan Salatası" adının
yakıştırıldığı bu meşhur Rus Salatası, hemen her içki ile yenebi
lir. Tabii ki, tatlı içki olmaması şartı ile.
12- Meyhane mezeleri bahsinde, Müslüman-Türk yiyeceklerinden numu
neler kayda geçmemiş olmanın, yanlış yorumlanmamasını bilhassa rica
ederim. Hiçbir art niyet yoktur ve hiçbir şekilde tarafgir hareket edilmemiş
tir.
Mesela, "İmambayıldı", "Hünkarbeğendi", "Bezelyeli Kebap" "İzmir Köf
tesi", "Karnıyarık", "nar gibi kızarmış Kaburga Dolması", "Nefis Tereyağ
lı Pilav" vs. daha niceleri öz be öz Türk yemekleridir. Ancak, şunu da ka
bullenmek lazımdır ki, meyhane denen mekana yakışmaz. En azından ben
yakıştıramam!
1 68
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
BALII<PAZARI MEYHANELERİ
Evvelki sayfalarda da yazdığımız gibi; Bizans fethedildiği
zaman Eminönü-Balıkpazarı ile Tahtakale civarı, tamamen ima
latçı ve ticaret erbablarıyla dopdolu olup, edepsiz takımının yu
valandığı, haraphaneler ile işret mekanı, batakhane nevi meyha
nelerle iç içe yuğrulu şekilde bulunmuş ve herhangi bir değişik
liğe lüzum görülmeden aynen bırakılmıştı.
Aynen bırakılmasının sebebi ise şuydu: Yoğun bir trafiği
olan bu mıntıka, o devirde dünyanın sayılı limanlarından birisi
ni, merkezinde barındırmaktaydı yani tabii dokusunu bir anda
bozmaya kalkmak, bir çok açıdan yanlış olurdu.
1 69
LEVON PANOS DABAGYAN
BALIKPAZARI MEYHANELERİNDEN
BAZILARI
1 . Taşmerdiven Meyhanesi
2. Topuklu Meyhanesi
3. Alhnoluk Meyhanesi
4. Hançerli Meyhanesi
5. Zından Meyhanesi
6. Cellad Meyhanesi
7. Nesim Meyhanesi
8. Tandır Meyhanesi
9. Kafesli Meyhanesi
10. Yahudi Meyhanesi
11. Folluk Meyhanesi
12. Mecnun Meyhanesi
13. Ferhad Meyhanesi
14. Şadırvan Meyhanesi
170
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
LÜLECİ SOKAGINDA:
1 . Karadenizli Temel'in Meyhanesi
2. Doktorun Meyhanesi
3. Koçu'nun Meyhanesi
171
LEVON PANOS DABAGYAN
172
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
SAPIKLIGIN MENŞEİ!..
173
LEVON PANOS DABACYAN
174
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
TAVERNANIN ÖZELLİKLERİ
175
LEVON PANOS DABAGYAN
1 76
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
1 77
LEVON PANOS DABACYAN
178
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
1 79
LEVON PANOS DABAGYAN
180
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
181
LEVON PANOS DABACYAN
1 82
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
1 83
LEVON PANOS DABAGYAN
1 84
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
1 85
LEVON PANOS DABAGYAN
1 86
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
Şöyle ki, madden son derece kötü duruma düşen aileler, aci
len para tedarik edebilmek gayesiyle, derakap bu sarraflara ve
ya tefecilere müracaat eder, aile yadigarı değerli her nesi var ise;
taşlı yüzük, taşlı broş, kolye ve bilezik gibi mücevherlerden her
ne var ise, ya faiz karşılığı emanet bırakır veya satarak ihtiyacı
nı gidermeye çalışırdı. Çalışırdı diyoruz zira; sarraf hiçbir zaman
emanet bırakılan veya satılan malın asıl değerini karşılayamaz
ve değerinin çok altında bir fiyat biçerdi. Yani en insafsız bir
davranışla malın asıl değerinin üçte birisini verirdi. Dahası; yük
sek faizle verdiği paranın karşılığı olarak kendisine bırakılan
ziynetin çoğu zaman üzerine otururdu. Zira; aile yadigarını
emanet bırakan, gelip değil ana parayı, faizini dahi ödemekten
yoksun kaldığından, ziynetini geri alamaz ve böylece malUm ki
şi malın üzerine bir güzel otururdu. Bu iblis bozuntularının ağa
babaları ise malum GALATA'nın BANKER ve SARRAFLARI idi.
Yukarıda kayda geçtiklerimize paralel bir de "Acem Faiz
ci"ler vardı. Bunlar da; (Hamal, sandalcı, küçük-esnaf vs)ye faiz
le para verir ve her ayın birinde faizlerini toplardı. Bilhassa bun
ların bazıları, fakir ve küçük esnaf mahallelerinin "kan emici"le
ri idi ki bizim ve yakınımızdaki semtlerden hiç mi hiç eksilmez
lerdi: İçeri-Yenikapı-Küçük Langa-Kum-Kapısı vs.
Gelelim yukarıda özetle tanıtmaya çalıştığımız "Sarraf ve
Banker" sınıfına, bunların çoğunluğunu "Musevi vatandaşlar"
teşkil etmekteydi.
Günümüzde (2002) siyası cereyanların meydana getirdiği
bir atmosferin tesirinde, bir takım "Politik mahfillerde" tama
men yanlış değerlendirmeler yapılarak, belki de bilmeden hilaf
ı hakikat kayıtlar verilmekte, halkımızın dikkatlerini başka yöne
çekebilmenin taktiği uygulanıp, hemen hepsi "Ermeni asıllı"
gösterilmektedir
Halbuki, Selçuklular, Osmanlılar ve Cumhuriyet Türkiye
si'nde asırlar boyu kader birliği etmiş Türk-Ermenileri'nin tarih
boyunca ve günümüzde iştigal ettiği başlıca meslekler şunlar ol
muş ve olmakta berdevamdır:
187
LEVON PANOS DABAGYAN
188
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTA NBUL'UN SEYİR DEFTERİ
1 89
LEVON PANOS DABAGYAN
190
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
191
LEVON PANOS DABACYAN
AZERİ SİNEMASI
Sinema Salonunun adı : AZERİ SİNEMASI
Semti Demir-Kapı - Sirkeci
Özelliği ve son durumu "Kemal Bey Sineması'nın karşı
sırasında bulunan "Azeri Sineması" da İstanbul yakasının en es
ki sinema salonlarındandır.
Azeri SİNEMA ve TİYATRO BAHÇESİ ise, kışlık salondan
daha eskidir. Ne var ki, aynen diğerleri gibi semtin bozulmasıy
la birlikte, adeta berduşların barınağı durumuna düşmüş ve
1960'lı yıllarda yıktırılarak yerine büyük bir iş hanı yaptırılmış
tır.
ALEMDAR SİNEMASI
Sinema Salonunun adı : ALEMDAR SİNEMASI
Semti : Alemdar Cd. Sultanahmet
Özelliği ve son durumu Kadim, Bizans kiliselerinden bi-
risine ait bulunan harabe temizlenerek, arsası üzerinde 1915 yı
lında inşa edilmiş olup; İstanbul' un ve hatta Türkiye'nin en eski
sinema salonlarındandır.
192
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
193
LEVON PANOS DABACYAN
194
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
195
LEVON PANOS DABACYAN
1 96
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
1 97
LEVON PANOS DABACYAN
198
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
199
LEVON PANOS DABAGYAN
200
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
201
LEVON PANOS DABACYAN
202
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
BORSA LOKANTASI
Eminönü ve Bahçe-Kapısı arasında kalan meşhur "ZAHİ
RE-BORSASI" sokağında, 1927 yılında "Münir Bey" adında bir
şahıs tarafından açılmış küçük bir dükkan olmasına rağmen, ye
meklerinin lezzetli ve sahibinin sempatik oluşu ile kısa zaman
da, tüm civar esnaf ve tücca�ları tarafından sevilip benimsenmiş,
daha sonra ise namı bütün Istanbul' a yayılmış.
Kurucusu Münir Bey'in vefatından sonra ise lokantanın iş
letmesine, "Rahmi Akuğuz" adında bir zat talip olmuş ve böyle
ce varlığını 1983 yılına kadar sürdürebilen ve tam kapanmak
üzere iken; daha evvel "İSTANBUL-ANKARA" hattında işleyen
yolcu trenlerinin ''Yemekli-Vagonları" nı çalıştıran, "Rasim ve
Tahsin Özkanca" tarafından devralınmış. Kısa bir müddet sonra
ise aynı yıl içinde günümüzde (2002) mevcut olan Sirkeci' deki
yerine nakletmişler.
Aynı zamanda Sirkeci-Gar Lokanta ve Gazinosu'nu da çalış
tıran bu beyler, 1987 yılında Osmanbey'de ikinci bir BORSA-LO
KANTASI açmışlar ve (250 kişilik) muazzam lokanta da bekle
nenden ziyade iş yapmaya başlamış. Sonradan "Fast Food Lo
kantası" şeklinde yani ayakta yemek yemek usulü dahil, lokan
talar zinciri uzayıp gitmeye başlamış ve şayet yanılmıyorsak,
hudutlarımızı aşıp, (New-York)da dahi bir şube açmış olmaları
lazımdır.
203
LEVON PANOS DABACYAN
204
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
205
LEVON PANOS DABAGYAN
206
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
,
207
LEVON PANOS DABAGYAN
208
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
nönü olmak üzere, yeni bir dükkana geçti. Yeni Valide Camii'nin
Hünkar Mahfili altına düşen ve tramvay caddesinde bulunan,
(29-31 ) numaralı dükkan onun iş mekanı oldu ki, günümüzde de
mevcut bulunan bu dükkan Nimet Abla'ya pek uğurlu gelmiş
tir.
1 939'da (Milli Piyango İdaresi'nin kuruluşu ile bonservis
alan Nimet Hanım, idarenin bayiliğini üstlendi. (1 939-1940)ta
"Türk Hava Kurumu Piyango Direktörlüğü" tarafından; (Yaptı
ğı bağışlar ve düzenli ödemeleri) dolayısıyla, "takdir belgesi" ile
ödüllendirildi.
Mezkfir başarıları ve tutumlu oluşuyla, daha sonraki yıllar
da, bir çok mülk edindi ve ayrıca Esentepe' de kendi adını taşı
yan bir cami inşa ettirdi: NİMET ABLA CAMİİ.
İstanbul-Eminönü semtinde "Piyango Bayiliği"ne başlayıp,
aynı zamanda piyangoculuğun simgesi mevkiine erişebilen bu
acar iş hanımı, 1978 yılında vefat ederek, Hakkın rahmetine ka
vuştu ve 14 yıl sonra, kocası İsmail Efendi de Hanımı'nın yanı
na göçtükten sonra, evlatları olmadığından, kurduğu müessese
şubeleriyle birlikte, piyango gişeleri yeğenleri tarafından çalıştı
rılmaya başlandı ki, halen tüm kuruluşları faaldir. (2002)
209
LEVON PANOS DABAGYAN
210
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBlJl:UN SEYİR DEFTERİ
211
LEVON PANOS DABACYAN
212
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
213
LEVON PANOS DABAGYAN
214
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
215
LEVON PANOS DABAGYAN
216
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
na, yemekten sonra, tablalar içinde özel imal edilmiş şekerler ik
ram edilirdi. Saray-ı Hümayun'un meşhur "Helvahanesi"nde
özel surette hazırlanan bu nefis şekerlerin, aynı derecede özel
olan ayrıca bir manası vardı. Şöyle ki; askerin bir şikayeti olup
olmadığı, şeker tabaklarının getirilmesiyle anlaşılır ve tabakların
getirilmesi; askerin hemen hiçbir şikayeti olmadığının müjdesi
olurdu. Dolayısıyla İstanbul halkı için "Dirlik, düzen ve huzu
run" simgesi olarak bilinir ve mevzuubahis şekerlere de AKİDE
ŞEKERİ denirdi.
Evet, meşhur AKİDE ŞEKERİ'nin özet tanıtımı budur ve
mevzuubahis şekeri en ala şekilde imal ederek, zaman içinde
(Şekerci Başılık) unvanı ile taltif edilen ve günümüzde dünya ça
pında tanınmış olan meşhur HACI BEKİR MÜESSESESİ'nin ku
rucusu, Hacı Bekir Efendi olmuştur.
1 700'lerin ortalarında Bekir Efendi, Kastamonu'nun Araç il
çesinde doğmuştur. Hamidiye-Medresesi'nde eğitim görmekte
iken, öğrenimi yarı bırakarak bir şekercinin yanına çırak girmiş.
Mesleğini severek çalıştığından kısa zamanda işçi, kalfa ve usta
lık seviyesine erişmiş ve böylece İstanbul' a yerleşmeye karar
verdikten sonra, henüz 18 yaşlarında körpecik bir genç olması
na rağmen, 1 777 yılında Bahçe-Kapısı'nda bir dükkan açmıştır.
Günümüzde hala mevcut olan bu dükkan, Bekir Efendi'ye pek
uğurlu gelmiş ki, 226 yıldır sapsağlam kalabilmiş ve günümüz
de de (2002) müşterilerine en ala şekilde hizmet vermekte berde
vamdır.
Bekir Efendi, Bahçe-Kapısı'nda açmış olduğu dükkanında,
"Şeker ve Lokum" imalatına girişip, "Balşerbeti, Pekmez ve Un"
ile yaptığı lokumları satışa sunmaya başlayınca, İstanbul sakin
lerince pek beğenilmiş, bu meyanda Avrupa'da "rafine şeker"
üretimine geçilince, mevzuubahis şe�er İstanbul' a da gönderil
miş ve ayrıca "Nişastası"nın keşfi de zuhur edince, bu durum
Bekir Efendi'nin işine yaramış.
İş hayatında yapıcı olması şartı ile hemen her yeniliğe açık
olan Bekir Efendi, rafine şeker ile nişastayı denemeye karar ve
rince, şekerlemelerinde kullanmaya başlamış ve gayet olumlu
217
LEVON PANOS DABACYAN
218
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
219
LEVON PANOS DABAGYAN
220
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
221
LEVON PANOS DABACYAN
222
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
3. BÖLÜM
223
LEVON PANOS DABAGYAN
1924 yılına kadar kullanılmış olan tarihi adı ise, bir Hıristi
yan Aziz'e ithaf edilmiş ve onun adı ile tesmiye edilerek, "Ayi
os-Stefanos" adı asırlarca varlığını sürdürmüştür.
Mevzuubahis vak'a'nın tarihi hikayesi ise özetle şudur:
224
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
225
LEVON PANOS DABACYAN
o yıllarda zuhur etmiş pek dehşet verici bir trajedi böylece tarih
sayfalarında kanlı yerini almıştır.
Dolayısıyla, tarihi belge olması bir yana; "Avrupa-Hıristi
yanları"nın "Doğu-Hıristiyanları"na nasıl bir gözle baktıklarını
ki, (günümüzde de değişen bir şey yoktur) açıklıkla meydana
koyması açısından gayet elzemdir.
1 203 yılının IV. Haçlı Seferi'ne ait muhaberatta savaşçıların
"23 Haziran 1 203" tarihinde, Saint-Etienne Manastırı yakınların
da karaya çıktıklarından bahsedilir.
IV. Haçlı Seferi esnasında Latin - Orduları, Başkent Kons
tantiniyye'yi işgal etmeden evvel, 23 Haziran 1 203 tarihinde ka
rargahlarını mezkı1r kasaba civarında kurmuşlar. Latin donan
ması ise kasabanın açıklarında demirlemiş, Latin Orduları Baş
komutanı, "Dandalo"; Ayios-Stefanos Kilisesi'nde bir ayin icra
ettirerek, "Tanrı'nın zafer kapılarını açmasını" dilemiştir.
Tarihçi, "Gustava Schlumberger" ise, "Avrupa-Haçlıla
rı"ndan söz ederken:
"Bu arada onlar Başkent' in "Sur-Kapıları"nın yakınlarında
ki "Ayios-Stefanos" banliyösü' nü de ele geçirip, meşhur "Şato
su" ile birlikte harap ettiler, kaydını geçmektedir. Bakınız; Pars
Tuğlacı Sayfa; 98
Evet, Avrupa Haçlıları; neyin adına yaptıkları bilinmez la
kin, sadece "Ayios-Stefanos"u değil, aynı zamanda; "Septimum
Mesiresi" ile "Bakırköy" Baş-Kent Konstantiniyye'yi de, soyup
soğana çevirmişler; Aya-Sofya Katedrali'nin "Aya-Sofya Camii"
içinde Rum Rahibeleri'nin ırzına geçmişler, Patriklik makamına
bir fahişe oturtup, "mukaddes kupa içinde" şarap içirtip seks
şarkıları söyletmişler vs.
Yukarıdaki kayıtlardan da anlaşılabileceği gibi, yağma ve ta
lan hareketleri esnasında pek çirkin ve de pek iğrenç hadiseler
de zuhur etmiş ve tabii ki, bütün bunlar Hıristiyanlık (!) adına ic
ra edilmiştir.
Bizim naçiz bir eserimiz olan, FATİH VE FETİH OLAYI ser
levhalı kitapta da mezkı1r trajik vak'a, tüm detaylarıyla işlen
miştir.
226
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
227
LEVON PANOS DABAGYAN
228
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
229
LEVON PANOS DABACYAN
230
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
mış, konağa bağlı s1ğlam kalan yegane bölümü ise 1 976 yılının
son aylarında yanmıştır Sayfa: 11.
2- Sultan Abdülmecid 1 842 yılında Yeşilköy' de bugün yeni
yapılan caminin köşesinde, eskiden Barutçubaşı Konağı'nın ya
nında yer alan üstü namazgahlı mermerden güzel bir çeşme
yaptırmıştır vs) Sayfa: 11.
3- Yeşilköy tarihi açısından önem taşıyan v e daha önce iki
defa yapıldığı halde yanarak harap olan Rum-Kilisesi, 1845 yı
lında Barutçubaşızade Boğos Bey tarafından yeniden kargir bir
yapı olarak yaptırılır vs.
4- 19 Ekim 1848 Perşembe tarihli; "Journal de Constantinop
le" de ilgi çekici bir haber vardır: "Yeşilköy Atölyelerinde yapıl
mış olan demirden buharlı bir gemi tamamen bitirilmiş ve bir
kaç gün içinde Sultan ve gerekli Bakanlar önünde törenle denize
indirilecektir vs."
Bu haberler Yeşilköy' de bu tarihlerde bir tersanenin olduğu
nu göstermesi ve burada bir buharlı geminin yapılıp denize in
dirilmesini bildirmesi açısından "Denizcilik Tarihimiz" yönün
den de ayrı bir önem taşımaktadır. Sayfa 13 Bakınız: TURİNG
MECMUASI, Sayı: 70-349. Ekim: 1983.
Önce TURİNG-MECMUASI'nın kayıtları üzerinde duralım
ve birinci pasajı değerlendirelim. Deniyor ki; (Padişahlar Barut
çubaşı' nın Konağında kaldılar. Peki kimdir bu Barutçubaşı veya
Barutçubaşılan . . .
Bu tanıtım, "Dadyanlar bölümünde" ziyadesiyle mevcut ol
duğu için tekrarında bir mana yoktur ve zaten yorumuna da lü
zum görmemekteyiz. Zira hemen her sualin cevabı mezkı'.lr bö
lümde ziyadesiyle mevcuttur!..
Deniyor ki: Sultan Abdülmecid 1842 yılında Yeşilköy'de,
günümüzde yapılan caminin köşesinde, eskiden Barutçubaşı
Konağının yanında yer alan üstü namazgMUı mermerden gü
zel bir çeşme yaptırmış.
Evet doğrudur, ancak verilen bilgi eksiktir ve tarihi belge
açısından bu eksiklik önemlidir. Tamamı ise şudur:
231
LEVON PANOS DABAGYAN
232
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
233
LEVON PANOS DABAGYAN
234
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
235
LEVON PANOS DABAGYAN
236
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFfERİ
237
LEVON PANOS DABAGYAN
238
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
239
LEVON PANOS DABAGYAN
240
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
241
LEVON PANOS DABAGYAN
242
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
243
LEVON PANOS DABAGYAN
244
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
245
LEVON PANOS DABAGYAN
246
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
247
LEVON PANOS DABAGYAN
248
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
YEŞİLKÖY'DE ULAŞIM
Yeşilköy banliyösünü İstanbul' a bağlayan ulaşım araçları
günümüzde hayli bol ve değişik vasıtalardan müteşekkildir. Be
lediye Otobüsü, Halk Otobüsü, "iki katlı olanı da var." Minibüs
Dolmuşu, Taksi Dolmuşu ve kadim vasıtası olan emektar, "Ban
liyö Treni."
Yukarıda kayda geçirdiğimiz vasıtalar, Yeşilköy-Sirkeci, Ye
şilköy-Eminönü, Yeşilköy-Cağaloğlu ve Yeşilköy-Taksim güzer
gahlarında servis yapmaktadırlar: (2001 )
1 957'lerden takriben 1970'lerin ilk yıllarına kadar, Yeşil
köy' den İstanbul'a "Banliyö Treni" ile gidilmekteydi ve bunun
haricinde ancak; ya özel otomobiliniz olacak veya taksi tutacak
tınız, çünkü başka araç yoktu.
249
LEVON PANOS DABAGYAN
DEMİRYOLU
Devrin gazeteleri, "31 Ağustos 1 868" Pazartesi tarihli nüsha
larında; (Küçük-Çekmece, İstanbul Demiryolu Banliyö Hattı'nın
açılış töreninin icra edildiğini) yazmakta ve 1 870 yılında Demir
Yolu'nun eksiklerinin tamamlanıp, Yeşilköy-Garı'nın "Taş-Yapı"
olarak hizmete sokulduğunu yine aynı yılların gazetelerinden
öğreniyoruz.
"Levand Herald"ın, "24 Nisan 1 871" tarihli bir haberinde:
Küçük-Çekmece ile Sirkeci arasında açılan Demir-Yolu Ban
liyo Hattı; "Tatil günlerinde aşırı rağbet edildiğinden, "adeta ba
lık istifine dönen tatil yolcularını taşıyamayacak duruma gel
mekte" olduğunu yazmaktadır.
Gerçekten pek ama pek enteresan bir husus. Zira, 1 871'den
2001' e, iki-yüz yıl geçmiş olmasına rağmen, İstanbul'un Banliyö
Treni problemi hala düzeltilebilmiş değildir.
1 922 yılında, Yeşilköy-Tren İstasyonu Müdürü; Yeşilköylü
bir Ermeni Vatandaşı: (Çalgıcıyan Efendi)
İBADETHANELER
250
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
251
LEVON PANOS DABAGYAN
IDRİSTİYAN MABEDLERİ VE
DİGER KURULUŞLARI
SURP-ISTEPANOS ERMENİ-KİLİSESİ
Yeşilköy'ün eski adı ile tesmiye edilmiş olan, "Surp-Istepa
nos-" Ayios-Stefanos" Ermeni-Lusavoriçagan Kilisesi, Simon
Amira. Dadyan tarafından, 1 826 yılında inşa ettirilmiş, 1 843 yı
lında ise Simon Amira'nın mahdumu, Boğos Bey Dadyan kargir
olarak yeniden inşa ettirip, Patrik Asduazadur devrinde, "13
Haziran 1 845" muhteşem bir dini merasimle müminlerin ibadet
lerine açtırdı.
Günümüzde mevcut olan (2001 ) mezkur kilise, aynı hizme
tini eksiksiz sürdürmektedir.
252
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
253
LEVON PANOS DABAGYAN
YEŞİLKÖY-ERMENİ KABRİSTANI: 1
Yeşilköy-Ermenileri'nin ilk mezarlığı; 1 854 yılında, Ohannes
ve Boğos Bey Dadyanlar tarafından tesis edilmiştir.
Mevzuubahis Kabristan' da; "Balkan-Harbi" ne, Osmanlı Or
dusu' nda iştirak etmiş ve savaş esnasında "Şehid düşmüş", Os
manlı-Ermeni askerleri yatmaktaydı.
1960 yılında "Park yapımı düşüncesi" ile Yeşilköy eşrafınca,
köyün Ermeni sakinlerinden istenmiş ve böylece mezkı1r mevta
ların kemikleri, diğer Ermeni kabristanlarına nakledilmiştir.
Günümüzde, mezkur mezarlık arazisi, HALK PAZARI ola
rak değerlendirilmektedir. Yani hem tarihi ve hem de manevi
açıdan değer taşıyan mezkur mezarlık böylece yoklara karışnuş
tır. (2001 )
254
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
255
LEVON PANOS DABAGYAN
RUM İLK-MEKTEBİ: I
1 862 yılında tesis edilmiş olan bu mektep; Yeşilköy' de faali
yete geçirilen birinci Rum-İlk Mektebi' dir. Hangi tarihte kapan
mış olduğu meçhulümüzdür.
Mevzuubahis mektepte; KATOLİK ERMENİ çocukları da
öğrenim görmüştür.
RUM İLK-MEKTEBİ: II
Merhum Boğos Bey DADYAN'ın sayesinde inşa edilen bu
mektep, Yeşilköy'deki ikinci Rum-İlk Mektebidir.
"Karma tedrisat" uygulayan mezkı'.'ır mektep: "Ohannes Bey
DADYAN'ın evvelce hibe ettiği arsa üzerinde 22 Ocak 1899 ta
rihli bir İrade-i Seniyye ile inşa edilip öğretime açılmıştır. Kargir
ve her iki tarafında büyük bahçesi bulunan, Rum-Karma ilk
Mektebi; 1999 yılında zuhur eden İstanbul-Depreminde oldukça
hasar görmüş ve bilahare esaslı bir tamirden sonra, tekrar faali
yete geçirilmiştir. (2001 )
256
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
257
LEVON PANOS DABACYAN
MUHTELİF MEKANLAR
YEŞİLKÖY KARAKOL BİNASI
Üstü ahşap, alh kargir tipik bir mahalle karakolu görünümü
sergileyen bu mütevazi yapı, bizim ailece Yeşilköy' e taşındığı
mız 1 957'de henüz faaldi ve 1980'lere kadar varlığını faal olarak
muhafaza etti.
Mevzuubahis Karakol Binası'nın kitabesinde inşa tarihi
mevcuttu ve (Hicri; 1170, Miladi 1 752) tarihleri kaydedilmişti.
Ne var ki, tarihi açıdan şüphe götürmez derecede önemi ha
iz bu emektar bina, 1990'lı yıllarda, hiç mi hiç düşünülmeden
birkaç kazma darbesine teslim edilerek, yoklara gönderildi.
DADYANLAR'IN KONAGI
Kayda geçtiğimiz meşhur "Namazgahlı Çeşme"nin hemen
karşı köşesinde idi. 1958 yılında yıkhrılmış olan bu tarihi yapı
nın yerinde, "Açıkhava-Otoparkı" mevcuttur. (2001)
Dadyanlar'ın "Seyisleri"nin kaldığı ek bölümde ise 1 950'li
yıllarda "Çöpçü-Onbaşısı" kalmaktaydı. Mezkür bölüm de,
1970'li yıllarda yandı.
258
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
259
LEVON PANOS DABAGYAN
PANSİYON YEŞİLKÖY
Yeşilköy'ün, kadim ve sevimli yapılarından olan "Pansiyon
Yeşilköy" çok şükür ki şu veya bu sebeple yoklara karışmamış
tır ve varlığını halen muhafaza edebilmektedir. (2001 )
Özellikle "ailelere" hizmet sunan bu tarihi pansiyon,
1957' de Yeşilköy'e taşındığımızda faaliyetini devam ettirmek
teydi. Mevkii, yoklara karışma talihsizliğine uğramış olan bir za
manların meşhur KAPRİ GAZİNOSU'nun karşı sırasındadır.
MOTEL-YEŞİLKÖY
Takriben 1 965'lerde faaliyete geçirilmiş ve 1996'lara kadar
hizmet sunmuştur. Bilhassa, "Denize sıfır noktada" olduğu yıl
larda ziyade revaç gören "Motel-Yeşilköy" sahilin doldurulma
sından sonra aynı alakayı bulamamış ve bu sebeple kazmaya
kurban gitmiştir.
Günümüzde (2001) mezkilr Motel'in arsasında muazzam
bir apartman sitesi inşa edilmektedir.
260
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
YEŞİLKÖY SİNEMALARI
261
LEVON PANOS DABACYAN
DİVAN SİNEMASI
Yeşilköy'ün ilk gerç�k manada "Sinema-Salonu'� dur. İlk is
mi; SALON de MAJESTIK olan bu sinema salonu, Istanbul'un
en eski "Kışlık Sinemalarından" dı.
262
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
ARZU-SİNEMA BAHÇESİ
Yeşilyurt-Kooperatifi tarafından takriben 1965'lerde, Yeşil
yurt-Tren İstasyonu'nun kara tarafında tesis edilmiştir.
264
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
YEŞİLKÖY PASTAHANELERİ
YEŞİLKÖY PATİSERİ
''YEŞİLKÖY-PATİSERİ" veya "İSTASYON-PASTAHANE
Sİ"nden söz edilirken, bir devrin Yeşilköylünün nefasetini hatır
lamamaya adeta imkan yoktur..
1 957'lerde halen varlığını sürdürebilen kadim-Yeşilköy ya
şantısının bir taşı da muhakkak ki, YEŞİLKÖY-PATİSERİ idi.
Ancak, Yeşilköy'ün o yıllardaki yaşantısına kısmen olsun te
mas etmeden, doğrudan Pastahaneler'inden bahsetmek, herhal
de büyük çapta bir eksiklik olur. Dolayısıyla, 1957'lerin Yeşilköy
yaşantısından özetle temas etmemiz elzemdir inancındayız ki,
durum aynen şu idi:
Yeşilköy sakinleri daha ziyade kendi köylerinde ve kendi
aralarında eğlenmeyi tercih etmekteydiler. Hele yazları bu du
rum daha da canlılık kazanır, bilhassa İstasyon Caddesi'nin
"çarşı-meydanı" ile "Kapri-Gazinosu"nun bulunduğu iki tarafı
ağaçlı nefis İstanbul-Caddesi cıvıl cıvıl olur ve adeta bayram ye
rine dönerdi.
Reks-Sinema Bahçesinin önü bisikletlerle dolar, sinemanın
her iki duvarına dayalı ve üst üste yığılı bisikletlerle dolar, sine
manın her iki duvarına dayalı ve üst üste yığılı bisikletler sine
ma çıkışı sahipleri tarafından alınırdı. Yani hemen hiç kimse bir
diğerinin bisikletine el sürmezdi. Günümüzde ise, sadece bir bi-
265
LEVON PANOS DABACYAN
sikleti dahi herhangi bir yerde bırakmak, ona veda etmek de
mektir. (2001)
Saat 21 .00'den itibaren köyün giriş çıkışı kontrol alhna alınır
ve hatta trenden inen yolcular içinde şüpheli kimse görüldüğü
zaman; kimliği ve niçin geldiği sorulur ve de uygun görülmedi
ği takdirde, bir diğer trenle geri gönderilirdi. O yıllarda İstan
bul' da da olduğu gibi "Kapı önü sohbetleri" Yeşilköy'de de pek
revaçtaydı ki köy olduğu için buraya daha ziyade yakışmaktay
dı. Evlerinin kapıları önünde oturan ailelerin sohbetleri ise, iz
zet-ikram dahil, gece yarılarına kadar sürdürülürdü. Yalı ve
köşklerde ikamet edenler ise, daha ziyade mekanlarının bahçe
lerinde gecenin zevkine varırlardı.
Her ne ise, bütün bunlar tabii ki pek gerilerde kaldı ve de
hayali dahi bizlerden uzaklaştı. Dolayısıyla, biz yine konumuza
dönerek, yukarıda adını zikrettiğimiz pastahanenin hikayesini
özetleyelim.
Daha evvel de belirttiğimiz gibi, tren istasyonu çıkışı�da �ağ
köşeye dt?şen ve köyün kadim pastanelerinden olan YEŞILKOY
PATISERI kadim Yeşilköylülerin ifadelerine göre, takriben 1936
veya 1 938 yılları arası tesis edilmiş, sahibi "Ortodoks Mezhebi"
mensubu, "Konstantin" adında bir Hıristiyan imiş. Ancak;
"Rum mu, Rus mu veya Bulgar mı" olduğu bizce meçhul kal
mışhr.
Yukarıda yerine belirttiğimiz mezkı1r pastanenin yerinde
günümüzde (2001) İŞ-BANKASI ve koca bir site bulunmaktadır.
1957'lerde mevzuubahis pastaneyi, ROZET RACİYAİN adında
"Çekoslovak" asıllı bir madam çalışhrmaktaydı. Müşteri servisi
ne en titiz şekilde değer veren ve müşterinin her açıdan mem
nun kalabilmesi için elinden geleni esirgemeyen bu zarif kadın
cağız için, ayrı bir yakışhrma mevcuttur ki, aslı, astarı yoktur,
yakıştırma aynen şudur:
Madam, Rozet aslında Rus asıllı imiş ve Rusya' dan Sovyet
İhtilalinden kaçıp İstanbul' a gelmiş. Ancak, hemen hiçbir devle
tin tebası olmadığından "dünya vatandaşı" sayılıyormuş. Tabii
ki, bu sadece bir yakışhrma idi ve kimin veya kimlerin bunu uy
durdukları ve ne maksatla yaptıkları hala meçhul kalmıştır.
266
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
267
LEVON PANOS DABAGYAN
KARMEN PASTANESİ
Yeşilköy'ün kadim pastanelerinden idi. İstasyon Cadde
si'nin merkezi sayılan bir mahallinde ve günümüzde mevcut
olan meşhur ESENKÖY-KEBAPÇISI'nın hemen karşısında yer
alan mezkur pastane, 1970'lerde kapanmıştır.
14 Ağustos 1 986 Perşembe günü ise bir başkası tarafından
yeniden ve aynı adla hizmete sokuldu; KARMEN-PASTANESİ
ancak yeni sahibi uzun zaman tutunamadı ve 1987 yılında, yani
bir yıl sonra kapanmaya mecbur kaldı.
HİSAR PASTANESİ
İstasyon Caddesi'nin devamında ve günümüzdeki SÜTTE
MEZECİSİ'nin yerindeydi. 1980'li yılların son aylarında, mal sa
hibinin isteği üzerine kapandı.
Esnaf tipi ve daha ziyade çeşitli hamur işleriyle tanınmış ve
mamülleri hayli beğenilen Hisar-Pastanesi'nin Poğaça, Açma,
Çatal-Çörek, Kandil-Simiti, Halka, Peynirli-Kıymalı, Puf Böreği,
Peynirli, Kıymalı Pideler, Ay-Çöreği ve Kek çeşitleri vs. vasat üs
tü güzeldi.
Bu meyanda; "Tepsi-Kadayıfı, Baklava" ve "Pasta Çeşitleri"
ile kuru-pasta ve kurabiyeleri de hayli lezzetliydi.
Uzun yıllar Yeşilköy sakinlerine hizmet vermiş olan HİSAR
PASTANESİ'nin yerini uzun yıllar doldurabilen bir esnaf pasta
nesi çıkmamıştır.
GÖRGÜLÜ-PAS TANELERİ
Yeşilköy sakinlerinin sevip benimsedikleri bir pastane idi.
KARMEN-PASTANESİ'nin yerinde tesis edilmiş olan GÖRGÜ
LÜ-PASTANESİ 1980'li yılların siyası maksatlı işçi grevlerinin
mağduru olup kapanmıştır.
268
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
HACIBOZANLAR-PASTANESİ
Daha ziyade; Börek çeşitleri, Poğaça, Açma, Çatal-Çörek,
Tulumba Tatlısı, Baklava ve Kuru-Pasta çeşitleriyle tanınmış bu
lunan bu meşhur müessesenin pasta ve sütlü mamülleri de aynı
nefasette olup, müşterilerinin takdirlerini kazanmıştır. Hele
"Milföy" - "Bin-Yaprak" pastası ki, ziyade severim. Pek nefis bir
tada sahiptir ve eski Bayramoğlu Pastanelerini hiçbir surette
aratmaz.
Merkezi İstanbul' da bulunan "HACIBOZANLAR-PASTA
NESİ"nin, "BAKIRKÖY-YEŞİLKÖY" ve daha bir çok semtte şu
beleri mevcuttur. (2001)
269
LEVON PANOS DABACYAN
SEA-ANGEL PATİSERİE
Kısa ömürlü pastanelerden birisidir. 1 995 yılında kapanma
dan önce sahipleri tutunabilmek için hayli çaba sarfetmiş ve fa
kat, her ne hikmet ise bir türlü tutunamamışlardır.
KAMELYA PASTANESİ
1995 yılında yukarıda kayda geçtiğimiz pastanenin yerinde
faaliyete geçmiştir. Meşhur pastane şef garsonlardan ve servis
elemanlarından Cemal Gümüş Efendi'nin idaresine verilmiş ol
masına rağmen, maalesef KAMELYA da tutunamamış ve bir yıl
nihayetinde kapanmıştır.
DİVAN PASTANESİ
Takriben 1998'lerde hizmete sokulmuş ve meşhur "DİVAN
PASTANESİ"nin Yeşilköy şubesidir. Hemen her nevi mamülü
tabii ki, birinci kalitedir zira, Beyoğlu-Divan'ı temsil etmesi ye
terli teminattır denebilir. (kapanmıştır)
ZEYNEL MUHALLEBİCİSİ
İstinye'nin meşhur "ZEYNEL MUHALLEBİCİSİ"nin Yeşil
köy Şubesi olar;ık faaliyete geçirilmiştir. Hemen her nevi mamü
lü temiz ve nefistir ayrıca "Izmir-Lokması" da meşhurdur.
MADO MUHALLEBİCİSİ
Değişik semtlerde şubeleri bulunan rnezkfır müessesenin
hemen her nevi mamulü gayet temiz ve lezzetlidir. Özellikle
gençlerin rağbet ettiği "MADO-MUHALLEBİCİSİ", Yeşilköy sa
kinleri tarafından çabuk benimsenmiş kuruluşlardandır.
TAD TURŞUCUSU
1992 yılında hizmete sokulan ve umum İstanbul' da tanınan
meşhur "TAD-TURŞUCUSU"nun hemen bir çok semtte şubele
ri mevcuttur. Şöyle ki; (Merkezi Bahçelievler' de bulunan mezkfrr
kuruluşun; "Haznedar, Kumburgaz, Küçük-Çekmece" ve niha
yet Yeşilköy' de) şubeleri mevcuttur.
270
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
271
LEVON PANOS DABAGYAN
YEŞİLKÖY YUFKACISI
"Bilen Ev Mamülleri"nin hemen yanında sayılabilecek me
safede bulunan ve.hemen bütün Yeşilköylüler tarafından benim
senmiş olan, "YEŞİLKÖY-YUFKACISI" hemen her açıdan güve
nilir ve gayet temiz bir imalathane olarak tanınmış ve gayet ince
açılmış yufkalarıyla meşhur olmuştur. Semtininki başta olmak
üzere, Yeşilköy'ün hemen bütün bakkalları, her daim aranan
yufkaları satabilmek için adeta aralarında yarışırlar desek yeri
dir. (2001 )
272
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
BİLEN EV MAMÜLLERİ
Hasan Bilen Usta'nın açtığı küçük ve fakat gayet nefis ürün
ler sunan "Börekçi Dükkanı"dır. "Mirasyedi Sokağı"nın hemen
başında bulunan mezkfü müesseseyi, genç ve zarif bir hanıme
fendi ile aynı zerafeti paylaşan bir küçük hanım işletmektedirler.
(200 1)
TAŞ FIRIN
"Odun-Ekmeği" ile meşhur "TAŞ-FIRIN"ın merkezi, Zey
tinburnu'ndadır. Yeşilköy'de "2001 yılı" başlarında faaliyete geç
miş bulunan "Ekmek satış reyonu" ise, hayli rağbet görmekte
dir.
273
LEVON PANOS DABACYAN
MEYHANELER VE LOKANTALAR
274
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
275
LEVON PANOS DABACYAN
AVCILAR MEYHANESİ
Yeşilköy'ün en ziyade rağbet edilen "sohbet meyhanelerin
den" di. "Divan Sineması"nın yanıbaşında olan ve takriben
(1970)lerde kapanan bu meyhane, semt sakinleri tarafından,
"Şişman Stefo" lakabıyla anılan merhum meyhaneci Stefo tara
fından çalıştırılmaktaydı.
Şişman Stafo'nun meşhur "Omleti"ni bir sefer tadan, adeta
onun tiryakisi olurdu. Meyhanenin müdavimleri arasında;
"Üniversite Profesörleri, Sivil Pilotlar, Yazarlar ve Köyün muhte
lif sınıflarına mensup sakinlerinden" seçkin kişiler mevcuttu.
Meyhaneci Stefo'nun en büyük zevklerinden birisi de; avu
cuna bir miktar para alıp, müşterileriyle "tek mi, çift mi" oyna
maktı. Şayet müşteri kazanacak olursa, masasının hesabı alın
maz, yok kayıp ederse iki misli para öderdi.
Şen ve nüktedan bir insan olan Stefo müşterileri başta olmak
üzere, hemen herkes tarafından sevilen bir insandı. Ancak, hay
li güzel ve şuh olan karısının bir meyhaneci arkadaşı tarafından
kaçırılması bu şen şakrak insanı tamamen yıktı ve karısına son
derece sevgi besleyen Stefo, böylece kahrından öldü. Köyün
içinde hiçbir itibarı kalmayan seviyesiz arkadaşı ise, kendisine
ait meyhanesini başkalarına devrederek, Yeşilköy'ü terk etti ve
Ataköy' e yerleşti.
KAPRİ GAZİNOSU
Günümüzde (2001 ) bulunduğu mahal, "AÇIK HAVA-OTO
GARAJI" olarak değerlendirilen ve de aynı "Röne-Park" gibi na
mı tüm İstanbul'a yayılmış bulunan meşhur, (KAPRİ-GAZİNO
SU), Yeşilköy'ün ekstra gazinolarının başında gelenlerdi.
Açık ve kapalı bölümleriyle, nefis deniz manzaralı, küçük
olmasına rağmen "Kabinli Plajı" mevcuttu ve (50 kuruş) muka
bili hemen her isteyen deniz banyosu yapabilirdi.
276
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
EKREM'İN LOKANTASI
Merhum Ekrem Bey'in Lokantası, İstasyon .Caddesi'nde
olan ve günümüzde yoklara karışan meşhur "MERKEZ ECZA
NESİ"nin yanında yer almaktaydı.
Yeşilköylü aileler tarafından bilhassa tercih edilen ve gayet
temiz olmakla birlikte, pek nefis yemekleriyle tanınan "içkili"
bir lokanta idi.
Kışlık içkili lokantalar arasında özel bir yeri olan mevzuuba
his lokantanın sahibi ve işletmecisi, kadim Yeşilköylü merhum
Ekrem Bey' di. Orta boylu, şişmanca, babacan tavırlı bir lokanta
cı idi.
Özellikle; "Kuru Fasulyesi", Tas Kebabı, Hünkar Beğen
di" si; tereyağlı ve tane tane olmuş pilavı, ev işi ızgara-köftesi,
kuşbaşı-şiş köftesi vs. damak zevkini göz ardı etmeyenlerin ger
çekten vazgeçemeyecekleri bir emsalsiz lezzeti haizdi ki, "Terbi
yeli Paçası" alası idi.
Takriben ( 1974) yılında Ekrem Bey'in vefat etmesinden son
ra, bu tarihi lokantayı, damadı çalıştırabilmek için elinden gele
ni yaptı. Ancak, merhumun yerini tutamayınca, mecburen kapa
dı ve Yeşilköy bir tarihi mekanını daha kaybetmeye mecbur kal
dı.
277
LEVON PANOS DABAGYAN
278
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTA NBUL'UN SEYİR DEFTERİ
279
LEVON PANOS DABAGYAN
KAPTAN RESTAURANT
Nezih adında bir Yeşilköylü meyhaneci açmıştır. Dükkanın
bir tarafı, "Kalemkar Sokağı"nda ve "OGÜN RESTAURANT"a
bitişik, diğer tarafı da, "Çamözü Sokağı"ndadır.
Daha ziyade, Yeşilköylü meyhane müdavimlerinin uğrağı
olan bu müessese, gece servislerinde daha ziyade İstanbul' dan
gelenler ve turistlere hitap eder ki, diğerleri de hemen her gece
aynı durumdadırlar.
YELKEN RESTAURANT
"Çamözü Sokağı"nda, "PORTOFİNO" adında bir "Aile-Çay
Bahçesi" vardı. 1970'lere doğru, "ALTUN-FIÇI" adıyla şekil de
ğiştirip içkili lokanta oldu. Ancak, tutunamayıp el değiştirdi ve
"Hem Lokanta ve hem de Çayhane" şeklinde hizmet vermeğe
başladı. Daha sonra ise 1990'lara doğru tekrar el değiştirip, "Yel-
280
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
ken Restaurant" adı ile tam teşekküllü bir "içkili lokanta" oldu.
Günümüzde tekrar sahip değiştirmesine rağmen "Yelken" adı
değiştirilmeyip, aynı adla çalıştırılmaya başlandı. (2001)
YALI RESTAURANT
"Yelken-Restaurant"ın hemen bitişiğinde, "MARTI-ÇAY
HANE" adında bir çayhane daha mevcuttu. Yeşilköylü ailelerin
rağbet ettikleri bu müessese de kabuk değiştirerek "İçkili Lokan
ta" şeklini aldı ve (YALI-II RESTAURANT) adıyla hizmet sun
maya başladı. Mezkt'.'ır müessesenin üst katı ise "DÜGÜN VE
NİŞAN" gi�i hizmetlere tahsis edilmiştir ve günümüzde de hiz
metini sürdürmektedir. (2001 )
TEKNE RESTAURANT
Eskiden yerinde "Bilenler-Ekmek Fırını" vardı. Şimdi ise,
"İçkili-Balık Lokantası" olmuştur. (2001)
LASOS RESTAURANT
Çamözü-Sokağı'nın yeni restaurantlarındandır. Eskiden ye
rinde bir "erkek-terzisi" vardı, "Sabri Usta", "İçkili-Balık Lokan
tası" olarak hizmet vermektedir. (2001)
281
LEVON PANOS DABAGYAN
GASGONYALI ANCELO
"Yunan Meyhanesi" "TAVERNA" modasını Şehr-i İstan
bul'a ilk tanıtan ve de bu "kimin eli, kimin cebinde" olduğu, gü
rültü, patırtı içinde hiç mi hiç anlaşılamayan, "sözde eğlen
ce"nin benimsenmesine öncülük eden ve "Disko ile Meyhane"
arası bu bozuk eğlence tarzının müdavimlerini meydana geti
ren, nefis servis, yakın ilgi ve her nevi eğlenceyi bilhassa destek
leyerek, müşterilerinin gönlünü coşturmasını bilerek, bu sahada
şöhret yapan, meşhur (GASGONYALI BİRADERLER) olmuştur.
"Torna ve Ancelo EVANGELOS" biraderler; Romanya göç
meni olan "Hıristiyan Arnavutlardan" dı. Önce birlikte, bilahare
ayrılarak müstakil çalışmaya başlayan biraderlerin büyüğü To
rna, Beyoğlunda taverna açmış, küçük birader Ancelo ise Yeşil
köy' e gelerek balıkçılar sahilinin en güzel noktası olan, Balıkçı
Limanı burnunda, deniz üzerinde, "salaş bir taverna" kurmuş
ve "GASGONYALI ANCELO" adıyla faaliyete geçirmiştir.
1970'lere kadar, hemen her akşam dolup taşan tavernasında;
sabahlara kadar süren eğlencelerde, masaların üzerinde kadın
282
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
283
LEVON PANOS DABACYAN
284
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
285
LEVON PANOS DABAGYAN
ALİCUM LOKANTASI
Yeşilköy'ün marangoz ustalarından Ali Efendi tarafından
takriben 1975'lerde "Demirci-Çıkmazı" sokağında açılmış ve
"İçkili-Esnaf Lokantası" olarak beklenenden ziyade rağbet gör
müştür. Ali Usta'nın Hanımı'nın pişirdiği yemekler, müşteriler
286
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
GÜL-KEBAPÇISI
Yeşilköy'ün kasaplarından, Kasap Dursun'un açtığı bir kes
bapçı dükkanıdır. İstasyon Caddesi'nin girişine yakın bir dük
kanda faaliyet göstermektedir.
ESENKÖY KEBAPÇISI
İstasyon Caddesi'nde, "Foto-Yeşilim"in "yan-karşı köşesin
de" dir. Daha evvel aynı yerde; "Girit Göçmeni" olan "Pastacı Bi
raderler" tarafından çalıştırılan bir pastane mevcuttu.
Bir hanım tarafından çalıştırılan "ESENKÖY KABAPÇISI"
Yeşilköy'ün ilk ve en uzun ömürlü kebap lokantası olma özelli
ğine sahiptir. Kapalı ve açık bölümleri vardır ve Yeşilköylü aile
ler tarafından hayli rağbet gören bir müessesedir. (2001 )
287
LEVON PANOS DABAGYAN
UGUR KEBAPÇISI
Yeşil�öylüleı'in benimsenmiş oldukları bir "Kebap'tı-Lokan
tası" dır. ilk açıldığında (NECO) adıyla çalıştırılan "UGUR-KE
BAPÇISI" aslında aynı müessesedir. Zira, iki birader tarafından
çalıştırılmakta iken, birinin ayrılmasıyla, diğeri, sadece isim de
ğişikliği ile kifayet etmiş ve Yeşilköy sakinlerine hizmeti devam
ettirmektedir.
"Urfa-Adana" vs. tüm kebapları en ala şekilde sunmakta,
müşterilerinin damak zevkine olumlu şekilde hitap edebilmek
için, elinden geleni esirgememektedir. (2001)
METROPOL KEBAPÇISI
İstanbul'un meşhur "Kebapçılarından" ve aileden kebapçı
olarak yetişen meşhur "İhsan Mısırlı Usta"nın bizzat çalıştırdığı
bir Kebap Lokantası idi. Takriben l 987'lerde faaliyete geçen ve
1 997'lerde kapanan "METROPOL KEBAPÇISI" İhsan Usta saye
sinde hayli iş yapmış ve Yeşilköylüler tarafından benimsenmiş
ti. Ancak, İhsan Usta'nın rahatsızlık geçirmesi seb_ebiyle mezkfü
müessese kapanmıştır.
288
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
KÖY SOFRASI
1 966 yılında, günümüzdeki " . . . . . . . . . . . . . . . .. Eczanesi"nin ye-
rinde açılmıştı. Daha ziyade "Ev tipi" hamur işi ürünler imal
edip satmakta olan bu müessesenin tezgahtarı; "Ahmet İnanç"
adında bir gençti ve efendiliğiyle müşterinin sempatisini kazan
mıştı.
İçinde bulunduğumuz (2001) yılının ilk aylarında kapanan
mezkı1r dükkandan ayrılan Ahmet İnanç Kalfa, "TAŞ-FIRIN"
müessesesine geçti ve orada hizmet sunmaktadır.
OKLAVA EV ÜRÜNLERİ
Bostan Sokağı'nda, Camcı İsmail'in yaptırdığı apartmanın
altındaki büyük dükkanda faaliyet göstermektedir. Önünde bu-
289
LEVON PANOS DABAGYAN
ELİT EV ÜRÜNLERİ
İçinde bulunduğumuz (2001) başlarında hizmete girmiştir.
MC. DONALD'S
.. Demirci-Çıkmazı girişinde, "Altun-Ay" mülkü içindedir.
Ozellikle çocuklara hitap eden "McDONAL'S, takriben, 1990'lı
yıllarda faaliyete geçmiştir. (2001 )
İNCİ PROFİTEROL
B�yoğlu-İstiklal C�ddesi'nde halen mevcut bulunan meş
hur, "INCI-PASTANESI"nin ürünü, "Profiterol" adlı "Soslu-Pas
ta" dan imal eden bu müessesenin mezklı.r pastane ile herhangi
bir bağı var mı, yok mu bilemeyiz. Zira, bizleri esas alakadar
eden; mevcut ürünlerinin temiz ve leziz olup olmadığıdır.
Takriben 1 998'lerde açılmış bulunan bu pastanenin poğaça,
açma vs. ürünleri de mevcuttur. "Canik-Pasajı"nın girişine ya
kın, cadde üzerindedir. (2001)
DİLİM PİZZA
1990'lı yıllarda açılmıştır. "Pazar-Yolunda" gayet mükem
mel dekore edilmiş bir dükkandır. Evlere de servisi mevcut olan
mezkur müessese, dıştan bakıldığı zaman, pizzacıdan ziyade
son derece lüks bir lokantayı andırır. (2001)
290
ZAMAN TüNELİNDE ŞEHR-i İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
CAFE-FİGARO'S RESTAURANT -1 .
CAFE-FİGARO'S RESTAURANT - il
Birincisinin eşidir. Aynı ürünleri sunmakta ve gençlere hitap
etmektedir. Birincisi; "Demirci Çıkmazı - Halk Parkı" içinde, di
ğeri ise, İskele Caddesi üzerindedir.
CAFE RAİN
"Altunay Sitesi" içindedir. Demirci-Çıkmazı Sokağına bakar
ve kapısı da o yöndedir. "Fasıl-Meyhanesi" , Kebapçı-Lokantası,
291
LEVON PANOS DABACYAN
JAZZ BAR
Demirci Çıkmazı Sokağı'nda faaliyet gösteren bu tipik ape
ratif barı, takriben 1 985'lerden beri mevcuttur ve kendine has
müşterileri vardır. (2001 )
KANAT-OCAKBAŞI - ET LOKANTASI
Esnaf işi bir et lokantasıdır ve faaliyetini devam ettirmekte
dir. (2001)
MARİNA
Balıkçılar Sahili müesseselerindendir. (2001 )
PORTO
Balıkçılar Sahili müesseselerindendir. (2001 )
292
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
PANGALTI CİGERCİSİ
"NURETTİN BİRİZ PASAJI"nın, Gazievranos Cad. yönün
deki dükkanlardan sonuncusudur. Yeşilköy-Ciğercisinin kapan
masına yakın bir dönemde açılmıştır. Günümüzde, Yeşilköy' de
ki yegane ciğerci dükkanıdır. (2001)
MARTI ŞARKÜTERİ
Yeşilköy'de ayakta kalabilmiş en eski Mezeci Dükkanı'dır.
Yeşilköy sakinleri tarafından benimsenmiş ve temiz mamüller
satan bir müessesedir. (2001)
SÜTTE ŞARKÜTERİ
İstanbul çapında tanınmış bir müessesedir. 1 990'lı yıllarda
Yeşilköy' de şube açan bu müessesenin sahipleri; Bulgar ve Er
meni asıllı vatandaşlardır.
"Şarküteri" türünde pek değişik ürünler sergileyen ve müş
terilerini memnun edebilmek gayesiyle hareket eden müessese
sahipleri, ellerinden geleni yapmakta ve müşterilerini de gerçek
ten memnun edebilmektedirler.
Yeşilköy, "Hisar-Pastanesi"nin yerinde faaliyete geçen bu
müessese, bilahare "Abdullah-Pastanesi"nin yakınında bulunan
bir dükkana taşındı ve mevzuubahis iş için gayet elverişli mez
kılr dükkanda, 8 Ağustos 2001 Çarşamba günü yeni dükkanın
da faaliyetini sürdürmeye başladı.
YEŞİLKÖY'DEKİ PASAJLAR
293
LEVON PANOS DABAGYAN
TANIDIGIM YEŞİLKÖYLÜLER
Esnaf - Zenaatkar ve Emekliler
Ayios-Stefanos' dan ''Yeşilköy" e uzanan asırlara dayalı koca
mazisi içinde en azından; ''Yakın geçmişi, yaşanhsı, tarihi belge
değeri taşıyan binaların özelliklerini öğrenebilmek hususların
da" sıhhatli malumat edinebilmek için; "Kadim Yeşilköy"ün ye
gane mahalli ki, bu kesinlikle "Sahil Bölgesi" dir. Oradan arka-
294
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
295
LEVON PANOS DABACYAN
296
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
297
LEVON PANOS DABACYAN
298
ZAMAN TüNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
YEŞİLKÖY BALIKÇILARI
299
LEVON PANOS DABACYAN
300
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
301
LEVON PANOS DABACYAN
BALIKÇI NECDET
"Olta-Balıkçısı" olarak mesleğe atılmış, kendi avlarını "Ça
velya" ile mahalle mahalle dolaşarak satmış ve aynca mevsimi
geldi mi, "Camekanlı" tezgahında lakerda da satmıştır.
302
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
BALIKÇI FİKRET
1 958'lerde "Fatih Semtinde" ressam Şaban ile çalıştığım yıl
lardan tanıdığım ve yakın dostum olan, "Tabla-Balıkçısı" Fikret,
aslında sonradan balıkçılık mesleğini seçmiştir. 1960'lı yıllarda,
"Ermeni Kerimeler"in daha sonra ise Altunay Bey'in sahibi bu
lunduğu ve temelden yenilenmiş ve günümüzde altında sıra
dükkanların bulunduğu tarihl binanın köşesindeki, günümüzde
orada ZEYNEL MUHALLEBİCİSİ bulunmaktadır, zerzevat sa
tardı. 1980'li yıllarda ise Balıkçı Bedros Reis'in teşviki ile "Tabla
Balıkçılığı"na başladı ve takriben 1 998'lere kadar balık sath.
Malfun üç-tekerlekli seyyar satıcı arabalarından temin eden
Fikret; bilhassa "Esnaf tabakası"nın balıkçısı olarak yıllarca Ye
şilköy' ün sakinlerine hizmet verdi.
Balıkçı Fikret can yoldaşı ve hakiki bir hanım olan refikası
ile birlikte; yaz-kış demeden, hemen her riske katlanarak, günü
müzdeki "Kasap Yusuf"un dükkanının önlerinde balık sattı. Ne
var ki, 1 998 yılında belediye "Sokak satıcılığı" yani, "Seyyar Sa
tıcılığı"nı Yeşilköy' de yasaklayınca, bizim çilekeş Fikret' in de ba
lıkçılığı son buldu.
303
LEVON PANOS DABACYAN
304
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
305
LEVON PANOS DABACYAN
306
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
307
LEVON PANOS DABAGYAN
308
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
309
LEVON PANOS DABAGYAN
310
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
31 1
LEVON PANOS DABAGYAN
312
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
313
LEVON PANOS DABAGYAN
314
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
315
•
316
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
317
LEVON PANOS DABACYAN
rupa'ya gidince, küçük oğlu Berç ile cefakar Hanımı Mari ekibi
ile mesleğini devam ettirmiştir.
1919 İstanbul Yeşilköy doğumlu Bakkal Bari'nin en büyük
gücü, "Mari Yeramyan" gibi gerçekten vefakar bir kadına sahip
oluşudur. Şöyle ki; tüm hayahnı ve özellikle gençliğini bir bütün
olarak; "çocukları ile kocasına adamış" olan Mari Hanım, mev
zuubahis dükkanda yıllar yılı çalışmış ve böylece eşsiz hizmetle
riyle kocasının kazancına büyük çapta katkıda bulunmuştur.
Mesela, Noel ve Paskalya Bayramlarında müşterilerin özel su
rette sipariş verdikleri; "Midye Dolması ve Tahinli Topik"leri
bizzat hazırlar; "1 000 adet Midye ile 1 000 adet Tahinli Topik"
imal ederdi ki, sonraki ilavelerle mezkfü rakam iki misli artar,
hilafsız "2000' er adeti bulurdu. Evet yanlış anlaşılmasın, imal
edilmesi pek zor olan "Midye Dolması ve Topik" onun elinde
kuş gibi hafif bir hal alır ve bu cefakar kadın adeta öylesine Mid
ye-Dolması ve Topik" hazırlayabilmekteydi ki, rekorlar kitabına
girmeye çoktan hak kazanmıştı diyebiliriz.
Yeşilköy-Ermeni Kilisesine de maddi-manevi hizmet ver
mekten geri kalmayan Bari Efendi, her şeye rağmen gözlerden
uzak kalmayı tercih etmiş, göze batmaktan her daim kaçınmış
tır.
1987'lerde veya daha evvel İstasyon Caddesindeki dükka
nından taşınıp; "Ziya-Erdem Caddesi"ne geldiler ve bu semtte
bakkaliye işlerini devam ettirmeye başladılar. Ancak Bakkal Ba
ri Efendi bu dönem içinde hastalandı ki, rahatsızlığı kötü hasta
lık olduğundan (kanser) ameliyat edilerek dalağının bir kısmı
alındı ve böylece işini terk eden yılların bakkalı Bari Efendi, işi
oğlu Berç'e devrederek evine çekildi.
Birkaç yıl sonra ise, "1 Kasım 1 995 Çarşamba" tarihinde ve
fat etti ve Avrupa'da ikamet etmekte olan büyük mahdumu da
İstanbul' a geldikten sonra, Yeşilköy-Ermeni Kilisesi' nden kaldı
rılan cenazesi, muhteşem bir kalabalık refakatinde "4 Kasım
1995 Cumartesi" tarihinde "Balıklı-Ermeni Kabristanı"nında
toprağa verildi.
318
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
YEŞİLKÖY SÜPERMARKET
Yeni dönem bakkallarından da bir kuruluşu sunarak en az
onlardan da bir numune vermeyi münasip gördük ve bizzat ta
nışma şansını elde ettiğimiz ve zaman içinde yakın dostluk kur
duğumuz bir müesseseyi özetle tanıtmaya çalışacağız.
Yeşilköy Süpermarket 2000 yılında Adıyamanlı İzzet Ayaz
tarafından tesis edilmiş ve kısa zamanda kendisini kabul ettire
bilen İzzet Efendi'nin market nevi bakkaliye dükkanı layık oldu
ğu seviyeye ulaşmıştır.
Bakkal İzzet Efendi'nin yardımcıları olan birader ve enişte
leri şu şahıslardır: Osman Ayaz, Abuzer Ayaz ve enişteleri Ferit.
Ayrıca kasiyerleri olan ve bir yerde bütün dükkanı gayet mahir
bir ustalıkla çekip çeviren ve hemen herkes tarafından sevilen
Esma COŞKUNER adındaki genç kızcağızın sempatik ve cana
yakın davranışı, müşterileri gerçekten pek memnun kılmaktadır.
Müessese sahibi İzzet Ayaz Efendi'nin bütün gençliği ek
mek parası peşinde koşmakla geçmiş ve nice nice çilelere katla
nan bu cefakar genç esnaf,1973 yılında Malatya'da doğmuş, ba-
319
LEVON PANOS DABAGYAN
bası Yusuf Ağa ile annesi Remziye Bacı, küçük İzzet'in okuma
sını çok arzulanuşlar. Küçük İzzet ilk ve orta öğrenimini Malat
ya' da ikmal etmiş ve daha sonra lise öğrenimini ise Adıya
man' da tamamladıktan sonra, 1 982 yılında İstanbul' a gelmiş ve
bir gözlükçü yanına çırak girmiş. Daha ziyade ticareti tercih
eden küçük İzzet, baba mesleği olan pazarcılık işine atılmış. (Şiş
li Açık Halk Pazarı, Tophane Açık Halk Pazarı, Koca Sinan Halk
Pazarı vs.) Pazarlarda zerzevat satıcılığı yapmış.1 995 yılında Ye
şilköy' de o yıllarda meşhur olan süper markete giren İzzet, mar
ket sahibi İsmail Şengül'ün himayesinde marketin önünde ma
navlık yapmaya başlamış ve nihayet, yukarıda kayda geçtiğimiz
tarihte Ziya Erdemde bulunan ve Çukur Bakkal adıyla bilinen
bakkaliye dükkanını tutarak markete çevirmiş ve böylece Yeşil
köy'ün sevilen esnafı arasında layık olduğu mevkii kazanabil
miştir ki, günümüzde de varlığını sürdürmektedir. (2003)
320
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
FOTO YEŞİLİM
Foto Arsen' den sonra Yeşilköy'ün en eski fotoğraf stüdyosu
dur. Günümüzde stüdyoyu çalıştıran (2002) zat, mezklir fotoğ
rafhanede yıllarca kalfalık yapmış ve hakiki manada bir İstanbul
Beyefendisi olan usta fotoğrafçı Kenan Bey' dir.
ART FOTOGRAFÇILIK
Tren garına yakın mesafede, İstasyon gidişi sol kolda ve ana
cadde üzerinde bulunan bir fotoğrafhanedir. Günümüzde de fa
al olan mezkur fotoğrafhanenin vitrininde her daim çocuk fo
toğrafları bulunur ve özel çekim olan bu fotoğraflar gerçekten
güzel olup hayli ilgi çekmektedir. (2002)
321
LEVON PANOS DABACYAN
322
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
Ne var ki, onun halıcılıkla ilgili ticaret hayatı pek uzun sür
medi. Öğrenciliği esnasında yaptığı çevirilerle edebiyat dünyası
ile tanışması, kendisinin asıl bu alemin insanı olduğunu hisset
mesine öncü olmuş ve böylece asıl yolunu çizebilme zeminini
hazırlamıştı.
Nitekim mürekkebin sihirli dünyasına kapılıp, hayatı bo
y unca kalemini bir sefer olsun elinden düşürmedi. Şöyle ki, önce
Izmir rüştiyesinde Fransızca öğretmenliği yapmakla kalem dün
yasına giren Uşaklıgil, 1884'te iki arkadaşı ile birlikte Nevruz
dergisini, 1886' da Hizmet gazetesini neşretti. Bir müddet Os
manlı Bankası'nda çalıştı.
1 895 yılında İstanbul' a göçerek Servet-i fünun ekolüne katıl
dı. Daha evvel ise 1893'te Reji İdaresi'nde (devlet tekeli) baş ka
tip intihab edilmişti.
1 908 yılında ise Reji komiserliğine getirildi. Bu meyanda Da
rülfünun'da Batı Edebiyatı profesörlüğü yaptı.
1 909 yılında İttihat ve Terakki Fırkası'nm tavsiyesiyle padi
şah V. Mehmed'in Mabeyn baş katipliğine atandı.
1911 yılında Meclis-i Ayan üyesi seçildi. Daha sonra ise Da
rülfünun-ı Osmani'ye döndü (üniversite).
Ne var ki bu vazifesinde fazla kalamadı. Zira İttihat ve Te
rakki hükümeti bu değerli şahsiyeti siyasi sahada da değerlendi
rebilmek gayesiyle politik görevle dış ülkelere gönderdi (1913
Fransa, 1915 Almanya ve Romanya).
renebilmesi gayesiyle Katolik Ermeni'lere ait Mığitaryan mektebine gönde
rilmesini belirtirken, bazıları yabancı dil öğrenmesi için Mechitariste oku
luna verildiği kaydını geçmekte. Kimi ise, İzmir'e giderek Fransız Mekhita
rist okulunda öğrenim gördü, bir diğeri de daha sonra Avusturyalı Katolik
rahiplerin yönettiği Mechitariste okulunda okudu kaydı geçmektedir.
Doğruya en yakın olanı ise, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisindeki
kayıttır ve diğerlerinden farklı oluşu kısmen doğru oluşundan kaynaklan
maktadır ve şu kayıt geçmektedir.
Burada Ermeni Katolik rahiplerin yönettiği Mekhitarist okulunda okuyan
Halit Ziya bu döneminde edebiyata merak sardı.
Yukarıdaki kayıtları esas alarak değerli okuyucularımıza hem meselenin
aslını ve hem de Mığitaryan mektebi ile Mığitaristler hakkında özet bilgi
geçmemizde zaruret görmekteyiz.
323
LEVON PANOS DABAGYAN
MIGİTARİSTLER KİMLERDİR
VE MIGİTARİZM NEDİR?
324
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
YEŞİLKÖY OKULLARI
326
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
YEŞİLKÖY'ÜN KIRTASİYECİLERİ
1 - RUBY KIRTASİYE VE OYUNCAK
2- SEVİLLA KİTAP, KIRTASİYE VE OYUNCAK
3- YEŞİLKÖY KIRTASİYE VE KİTAP
4- KRİSTİN KIRTASİYE: Vahan Nuran DİKİCİYAN
SPOR KULÜPLERİ
327
LEVON PANOS DABAGYAN
328
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
329
LEVON PANOS DABACYAN
DOKTOR MALGAS
Dahiliyeci ve meşhur bir narkozcu olarak tanınmıştır. Yedi
kule Sırp Pirgiç Ermeni Hastanesi'nin narkozcusu olarak vefatı
na kadar hizmet görmüştür.
330
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
YEŞİLKÖY ECZAHANELERİ
MERKEZ ECZAHANESİ
Kadim Yeşilköylü eczacı, merhum İbrahim beyin çalıştırmış
olduğu Merkez Eczahanesi Yeşilköy'ün en eski eczanesi idi. 1 988
yılında İbrahim beyin vefatından sonra kapanmıştır.
Mezkfır eczanenin bulunduğu yerde bugün bir gözlükçü
dükkanı mevcuttur {İstasyon caddesi, 2002).
MURAT ECZAHANESİ
Merhum İbrahim beyin eczahanesinde yıllarca kalfalık yap
mış ve Yeşilköy sakinlerince sevilmiş olan Erkal Bingöl bey tara
fından eski Divan Sineması'nın yerinde ve köşe başındaki ma
halde açılmış ve mahdumu Murat'ın adının konduğu mezkfır
eczahane çok uzun ömürlü olmayıp, 1 974 yılında hizmete girmiş
ve 1 979' da kapanmıştır.
Erkal bey ve refikası Sacide hanım bizlerin aile dostu idi. Ec
zahaneyi kapattıktan sonra Kadıköy'e taşındılar ve birkaç yıl
sonra gerçek bir İstanbul hanımefendisi olan Sacide hanım iflah
etmez bir hastalığın pençesine düşerek genç yaşta vefat etme ta
lihsizliğine uğramıştır.
YENİ ECZAHANE
Merkez Eczahanesi'nden sonra tesis edilen Yeşilköy'ün en
eski eczahanesidir. Aslen Selanikli olan eczacı Hüsnü bey tara
fından çalıştırılmaktaydı. Hüsnü bey, yarı doktor sayılan eczacı
lardandı ve gerçek manada bir beyefendi idi. İstasyon Cadde
si' nde ve Tren Garı'na giderken sağ tarafa düşen eczahane İstas
yona hayli yakın mesafede idi. Takriben 1 970'li yıllarda kapan
mıştır.
331
LEVON PANOS DABACYAN
SEVAN ECZAHANESİ
Yeşilköy'ün kadim marangozlarından Habib Usta'nın atöl
yesini kapadıktan sonra aynı yerde bir genç bey tarafından açıl
mış ve faaliyetini devam ettirmektedir. (2002)
VE DİGERLERİ
LOKMAN ECZAHANESİ, EBRU ECZAHANESİ, SEVGİ
ECZAHANESİ, SERCAN ECZAHANESİ, UFUK ECZAHANE
Sİ, ŞİFA ECZAHANESİ, YEŞİLKÖY ECZAHANESİ, ALTINAY
ECZAHANESİ, ONUR ECZAHANESİ, CAN ECZAHANESİ,
MİRGÜN ECZAHANESİ (kapanmıştır), FERDA ECZAHANE
Sİ, BUSE ECZAHANESİ, NUR ECZAHANESİ, ÖZLEM ECZA
HANESİ.
332
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
333
LEVON PANOS DABACYAN
hazırlardı.
21- GAÇİK KAPAMACIYAN EFENDİ: Meşhur Kapamacı
yan Mektebi'nin kurucusu idi.
334
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
335
LEVON PANOS DABAGYAN
içkiye düşkündü? vs. Hemen hepsi kendisi ile birlikte bir sır ola
rak göçüp gitmiştir.
Ne denir, Allah rahmet eylesin.
336
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-i İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
SOBACI BURHAN
Yeşilköy'ün kadim sakinlerindendir. Soba kurmakta üzerine
rakip yoktur ve hemen hemen bütün kadim Yeşilköylülerin ev-
337
LEVON PANOS DABAGYAN
338
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
BERBER FETİ
Yeşilköy'ün kadim berberlerindendir. Merhum berber Feti
efendi, Yeşilköy'ün gayri İslam sakinleri ile iç içe yaşar ve onları
öz Türk' ten ayırt etmeyen pek münevver bir insandı.
Ermeni asıllı berber Kerope, merhumun dükkanında yıllar
ca çalışmış ve hastalığı dolayısıyla rahat yürüyemez hale geldi
ğinde ise Feti efendi'nin dükkanında yatmaya başlamış ve vefa
tına kadar Feti efendi ona bakmıştı.
Berber Feti Efendi'nin ilk dükkanı İstasyon Caddesi'nde,
bakkal Haralambos'un dükkanına yakındı. İkinci dükkanı ise
aynı caddede, bakkal merhum Bari'nin dükkanına yakın mesa
fede idi ki, berber Kerope bu dükkanda vefat etmiştir.
Berber Feti efendi, erkek ve kadın berberi olarak hizmet ver
mekteydi. Her ikisine de Allah rahmet eylesin.
339
LEVON PANOS DABAGYAN
TERZİ SABRİ
Meşhur Kalemkar Sokağı sakinlerinden olan terzi Sabri Ye
şilköy'ün en ala pantoloncusudur. Erkek ve bayan pantolonları
nı gayet temiz dikmekle tanınmış olmasına rağmen, takım elbi
se, pardösü vs. dikmekle de ünlüdür.
340
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
341
LEVON PANOS DABACYAN
342
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
343
LEVON PANOS DABAGYAN
344
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
345
LEVON PANOS DABAGYAN
346
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
DONİK CERMAKYAN
Yeşilköy'ün sevilen zanaatkarlarındandı. İş yeri, Mercan Ka
pısı'nda, hemen sağdaki "Pastırmacı Han" da idi. Daha sonra ise
Gedik Paşa'ya taşındı. Gümüş Şamdan Dökümcüsü olarak nam
salmış nadir ustalardandı.
Merhum Gümüşçü Donik, Vartuhi adında bir kızla evlen
miş ve Gedik Paşalı olan mezkfü kızdan üç oğlu olmuştur: Iste
pan, Ara ve Aret.
Vartuhi Hanım'ın kız kardeşi Surpuhi Hanım ise, Kumka
pı'nın seyyar lakerdacılarında birisinin oğlu Postacı Vahan ile
evlenmiş ve birisi kız, diğeri erkek iki evladı olmuştur.
Vartuhi ve Surpuhi'nin aile efradı aslen Tekirdağlı' dır. Mer
hum Donik Cermakyen'ın ailesi günümüzde de Yeşilköy'de ika
met etmektedirler. (2002)
347
LEVON PANOS DABAGYAN
348
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
349
LEVON PANOS DABACYAN
350
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
MUHTARLARIN DUAYENİ
MUHTAR ŞABAN ACAR BEY
En az Yeşilköy'ün tarihi kadar eski Yeşilköylü ve yarım asır
lık muhtarı Şaban Acar bey, gerçekten de Yeşilköy muhtarlarının
duayeni lakabına hak kazanmış bir kadim muhtardır.
Yeşilköy'ün müslim ve gayrı müslim bütün sakinlerinin
sevgi ve saygısını kazanmış olan bu asırlık çınar gerçek manada
bir Istanbul beyefendisidir. Tren istasyonunun hemen girişinde
bir tütüncü dükkanı vardı ve muhtarlık görevini de mezkfü
dükkanda icra ederdi.
Çok şükür günümüzde de (2003) sağ salim yeni muhtara
yardımcı olmakta ve hemen bir çok tembel insana ibret teşkil et
mektedir.
Ne diyelim, Allah muhtar Şaban bey' den sıhhat ve afiyetini
esirgemesin.
351
LEVON PANOS DABACYAN
352
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
353
LEVON PANOS DABAGYAN
lünü hoş tutmakta gayet mahir bir esnaf olan börekçi Kazım ev
kadınları tarafından bizzat hazırlanıp fırına getirilerek ikinci bir
işlemden sonra kendilerine teslim edilen Noel ve paskalya çö
reklerini daha da ihtimamlı pişirirdi. Ayrıca tepsi tepsi tavuk ve
kuzu budu fırınları da aynı özenle pişirir, adeta nar gibi kızarmış
tavuk veya kuzu butların yanma dizilmiş patateslerle daha da
iştah açıcı bir manzara arz ederek evlerin sofralarını süslemek
genç kız veya genç kadınlar tarafından zevkle yola çıkarılırdı.
Mevzuubahis fırının başlıca spesiyali ise dikdörtgen olarak
hazırlanan büyük ebat, peynirli, kıymalı, pastırmalı ve ıspanak
lı böreklerdi. Hemen her birisi bir veya yarım kilo civarı olur ve
malzemeleri ekseriyetle müşteriler tarafından verilir ve biraz
yağlı olmasına rağmen, lezzeti pek nefis olurdu.
Söz konusu börekçi fırınının diğer mamulleri arasında en zi
yade rağbet görenleri şunlardı: Kol böreği, puf böreği, talaş bö
reği, kıymalı ve peynirli pideler, kilo ile satılan minik börekçik
ler, poğaçalar, açma ve çatal çörekler, yağlı halkalar, elmalı tabir
edilen nefis hamur işi tatlılar, üzümlü kek, kuru pasta ve nefis
beyaz kurabiyeler ki, gerçekten pek rağbet görürdü. Selanik gev
reği, anasonlu peksimetler, galeta, krik krak, batonsaleler, bakla
va ve kadayıflar ile meşhur çörek ve ayçöreği mamulleri tümü
ile pek nefis olup ziyade rağbet görürlerdi.
1968'lerden sonra o zengin mamullerinde kısıtlama oldu ve
1988'lerde ise bu tarihi fırını çalıştıran biraderlerden Börekçi Ka
zım "Benim zevk sahibi müşterilerim kayboldu, hizmet için he
vesim kalmadı" diyerek, fırındaki hakkım biraderlerine devre
derek kendisini emekliliğe ayırdı. Daha sonrası ise malllm, 1 999
İstanbul depremi, bu tarihi börekçi fırınını noktalayıp yoklara
gönderdi.
354
ZAMAN Tİ"'-JELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
355
LEVON PANOS DABACYAN
başta olmak şartı ile kitaplara dahi başvursanız sıhhatli bir bilgi
alabileceğinizi hiç sanmıyoruz. Çünkü, bizim ülkemizde bu gibi
özelliklerin pek değeri bilinmez, bilinemez. Böylesi bir kültür
verilmemiştir ki bilinsin.
Bizim naçiz görünüşümüzle "Kalemkar" adı şu sebeple
konmuş olabilir ki büyük bir ihtimalle öyle olmuştur inancında
yız. Şöyle ki:
Kalemkarlık, kuyumculuk sanatının bir değerli koludur ve
kalemkarlar mücevher üzerine çelik kalemle oymak işlemi ile
nefis işlemeler yaparlar, yüzük içine isim-tarih gibi yazılar ya
zarlar ve minyatür yazılar gerçekten kargiyografi'nin pek nefis
numunelerini böylece sergilerlerdi ki, bunlar kalemkarlık sana
tının en nefis numuneleri olmuştur.
Dolayısıyla biz diyoruz ki, mezkfü sokakta herhalde çok es
kiden meşhur bir kalemkar ustası veya ustaları ikamet etmiş ola
caklar ki, bu minik sokağa onları hatırlatacak bir isim düşünü
lüp konmuş.
Ancak bizim bu tahminimiz sadece bir ihtimalden ibarettir
ve tabii ki, ayrıca tetkiki elzemdir.
Kalemkar Sokağı 1950-1970 yılları arası gayet sönük bir so
kaktı. Hele 1 967'lerde, daha doğrusu mezkur tarihe kadar soka
ğın içinde Rum Kilisesi'nde ait, eski tip, at ile çekilen bir cenaze
arabası dururdu. Bilinen at arabaları nevinden yapılmış ve iki at
tarafında çekilen mezkur araba. Yeşilköy' deki Rum ve Ermeni
mezarlıklarının kaldırılmasından sonra, tarihe karışmıştır.
Aynı sokakta bulunan ve önlü arkalı iki kapısı olan meşhur
marangoz, Yenok Apelyan'ın dükkanı ise o tarihlerde tam ma
na faaldi ve aynı zamanda usta bir domuz avcısı olan Yenok Us
ta (Enop Usta) ve köpeklerini dükkanında saklardı.
Kalemkar sokağı müdavimlerine gelince efendisi, külhanisi,
balıkçısı ve garibanı ile iç içe bir yaşantı sürdürürlerdi. Hemen
hiç kimse diğerinin kimliğine toz kondurmaz ve herkes kendi
yerini iyi bilirdi.
Yani, Kalemkar Sokağı hemen her sınıftan, her kavimden in
sanı, sevgi, saygı ve muhabbet içinde kaynaştıran ender mahal-
356
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
leden biri idi ki, hala aynı değerli vasfını yitirmiş değildir ki, ger
çekten övgüye layık bir meziyettir. (2003)
Kalemkar Sokağı ve çevresinin bir ayrı özelliği de tipik bir
Hıristiyan mahallesi oluşu idi ve Rum sak.inlerinin varlığı ağır
basardı. Hele Pazar günleri, kilisenin sabah ayinlerinden çıkan
Rum Cemaati mensuplarının neşe içinde dağılışları, Ermeni Ki
lisesi'nden çıkan Ermeni Cemaati'nin de onları takip etmesi
mezkur mahali adeta bir panayır yerine çevirir, tarihi börekçi fı
rınından alınan çeşitli unlu mamuller ellerde küçük paketler ha
linde sahildeki balıkçı çayhanesine gidilirdi. (Balıkçı Hasan'ın
çayhanesi) Takriben saat üçlere kadar denizin nefis iyotu ile kay
naşmış mis gibi havadan istifade edilerek iştah ile kahvalh edi
lirdi. Kahvaltı esnasında ise balık çeşitlerinden beğenilenler pa
vurya, eğtenya, ıstakoz, karides bulundu mu alınır ve böylece
eve dönülürdü.
Ne var ki daha sonraki yıllarda Yunan tebası Rumların Yu
nanistan'a gönderilmesi, Marmara Denizinin kirlenmesiyle bir
likte deniz mahsullerinin yoklara karışması, hem deniz ürünle
rine, hem de deniz banyolarına Yeşilköylüleri tam manada has
ret bırakmıştı. Yunanistan'a göç eden Yeşilköylü Rumların arka
daşları tarafından aranırken duydukları hüzün ise bu talihsiz
değişimin tuzu biberi olmuştu.
Kalemkar Sokağı ve çevresinin özet tarihçesi bundan ibaret
tir. Ancak detayına inilecek olursa gerçek bir roman malzemesi
olabilir. Zira bu açıdan pek zengin bir materyale sahiptir.
Mevzuubahis sokağın en renkli simaları 1 998'lerde şu şahıs
lardan müteşekkildi: Kasap SPİRO HARİTO, çilingir, HRİSTO
SPİRİDİS, motorcu HAYK ESGİCİYAN, kunduracı HETUM IL
GARYAN, marangoz YENOK APELYAN, balıkçı Bızdık MUS
TAFA, balıkçı ZAVAGON, balıkçı NIŞAN, balıkçı GARO, mey
haneci OGÜN, nalbur TAVİT, Nurhan BAHARYAN,sarraf Kri
kor KOVAN, Papaz'ın Artosu, balıkçı GOREN, balıkçı YET
VART, balıkçı MUHARREM, balıkçı YUSUF, balıkçı AVEDİS,
bankacı METİN, Büyük Adalı METİN, ayakkabı boyacısı ALİ,
bakkal FERAT, mahdumu bakkal HASAN, ama ARTİN, kahve
357
LEVON PANOS DABAGYAN
358
ZAMAN TÜNELİNDE ŞEHR-İ İSTANBUL'UN SEYİR DEFTERİ
359
LEVON PANOS DABAGYAN
UŞAKLIGİL MADDESİNDE
İSTİFADE EDİLEN KAYNAKLAR
360