You are on page 1of 15

T.C.

İ“TANBUL ÜNİVER“İTE“İ

“O“YAL BİLİMLER EN“TİTÜ“Ü

İktisat Tarihi A a ili Dalı

Dersi Adı : İktisadi Düşü e Tarihi

Konu : Milli İktisadi Düşü ce Bağla ı da Ziraat Ba kası ve S yrna Bank

Dersin Sorumlusu : Prof.Dr.Ah et KAL’A

Öğre i i Adı : Erol ORTABAĞ

E stitü Nu arası : 2502120138

Aralık 2012
Milli İktisadi Düşünce Bağlamında Ziraat Bankası ve Smyrna Bank

Giriş

Niall Ferguson, finans tarihçilerinin on yedinci yüzyıldan sonra İngiltere’de başlayan


ve daha sonra diğer bölgeler sıçrayan ekonomik büyüme artış hızının bankacılığın gelişmesi
ile ilgili olup olmadığı konusunda anlaşamamalarına rağmen, finansal devrimin endüstri
devriminden daha önce gerçekleştiği konusunda bir şüphe olmadığını söylemektedir 1.
İngiltere’de bilindiği üzere endüstri devrimi tekstil üretimi ile başlamış daha sonra ise demir
çelik endüstrisi ile süreç kendisini devam ettirmiştir2. 1789-1838 ya da Hobsbawm’ın
ifadesiyle, Fransa ve İngiltere’ de ortaya çıkmış ve oradan da tüm dünyaya yayılmış olan ikiz
bir kargaşa olan çifte devrim, geniş çaplı bir volkanın ikiz krateri gibidir3.

Yaklaşık üç yüzyıl süren merkantalist uygulamalar Kıta Avrupasında yerini liberal


düşüncelerin yön verdiği iktisadi faaliyetlere bırakacaktı. Liberalizm iktisadi açıdan kendine
bir yol oluştururken politik anlamda da ete kemiğe bürünmekteydi. Schumpeter iki kavramın
birbirinden farklı olduğunu ve mutlaka ayrılması gerektiğine işaret eder4. Liberalizm bilindiği
üzere, “bireycilik, özgürlük, doğal düzen-piyasa ekonomisi ve sınırlı devlet-liberal
demokrasi”5 ilkelerinin oluşturduğu bir bütündür.

Merkantalist uygulamalar zamanla karşısında karşıt fikirler bulacaktı. Yukarıda


değinildiği gibi liberalizm karşıt fikirlerden birisiydi. Daha önceleri Fransa’da fizyokrasi
akımı ortaya çıksa da bu düşünce akımı Fransa dışına çıkamamış ve zamanla da önemini

1
Niall Ferguson, The Ascent of Money, Allen-Lane Penguin Books, England, 2008, s.52.
2
Robert C. Allen, “The British Industrial Revolution in Global Perspective:
How Commerce Created The Industrial Revolution and Modern Economic Growth”, 2006.
www.nuffield.ox.ac.uk/users/allen/unpublished/econinvent-3.pdf.
3
Eric J. Hobsbawm, “Devrim Çağı”, Çev. Bahadır Sina Şener, Dost Kitabevi Yayınları, 5. Basım, Ekim 2008,
Ankara, s.10.
4
Joseph A. Schumpeter, History of Economic Analysis, Routledge, England, 2009, p.394.
Halis ÇETİN, “Liberalizmin Temel İlkeleri”, C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Doç.Dr. Feramuz
5

AYDOĞAN’ın Anısına,Cilt 2, Sayı 1, s.221.

2
yitirmiştir. Bununla birlikte oluşturdukları slogan iktisadi liberalizm tarafından sahiplenecekti.
Nasıl merkantalist uygulamalara karşıt görüşler zamanla ortaya çıkmışsa liberal düşüncelere
karşı da görüşler ortaya çıkacaktır. Bu karşı görüşler hiç şüphesiz Marxim ve milli iktisat
akımıdır.

Eric Helleiner, iktisadi liberalizm ile Marxim’in ayrıntılı bir şekilde analizlerin
yapılmış olmasına rağmen aynı çabanın milli iktisat için yapılmadığını ve 20. Yüzyıl iktisadi
araştırmalarında fazlaca önemsenmediğini belirtmektedir6. Bu olumsuzluklara rağmen işaret
edilmesi gereken şey, milliyetçilik akımının 19. ve 20. Yüzyıllarda en önemli politik güç
olduğudur7. Bunun yansımaları Osmanlı İmparatorluğunda da görülecek ve özellikle Balkan
Savaşı milliyetçilik etkisinin artmasında etkili olacaktır8.

“Geniş çaplı volkanın ikiz kraterleri” Osmanlı İmparatorluğunda etkili olmuştur. Bu


kraterlerinden olan Fransız Devriminin yıkıcı etkileri Tanzimat Fermanı ile önlenmek
istenmiştir9. Diğer taraftan, Şerif Mardin Tanzimat Fermanında özel mülkiyetin korunması
hususunu ülkemizde iktisadi düşüncenin gelişmesi açısından çok önemli bulmaktadır10.
Ayrıca Tanzimat ile iktisadi yaşamda girişimci bireylerin ortaya çıkarılması amaçlanmıştı11.
Yarım yüzyıldır Osmanlı İmparatorluğu gündeminde olan liberalizm12, Tanzimat Fermanı ile
birlikte siyasi ve iktisadi alanda daha fazla gelişme imkanı bulmuştur.

6
Eric Helleiner, “Economic Nationalism as a Challange to Economic Liberalism? Lessons from the Nineteenth
Century”, TIPEC Working Paper 02/3, p1.
7
Joao Antinio De Paula, “The Idea of Nation in the 19th Century and Marxism”, ESTUDOS AVANÇADOS
22 (62), 2008, p1.
8
Niyazi Berkes, Türkiye’de Çağdaşlaşma, Çeviren: Ahmet Kuyaş, YKY, Onüçüncü Baskı, İstanbul, 2008,
s.435.
9
İbrahim Durhan, “1838 Tarihli Osmanlı-İngiliz Ticaret Sözleşmesi ve Sonuçları”, AÜEHFD, C. VI, S. 1-
2(2002), s.79.
10
Şerif Mardin, “Türkiye’de İktisadi Düşüncenin Gelişmesi (1838-1918)”, Siyasal ve Sosyal Bilimler Makaleler
2 (içinde), İletişim Yayınları, 9. Baskı, 2007, İstanbul, s.57.
11
Necmettin Doğan, The Origins of Liberalism and Islamism in the Ottoman Empire (1908-1914), Dissertation
zur Erlangung des Doktorgrades der Philosophie am Institut für Soziologie Fachbereich Politik- und
Sozialwissenschaften der Freien Universität Berlin December 2006, s.152.

12
Zafer Toprak, Türkiye’de “Milli İktisat” (1908-1918), Yurt Yayınları 2, Ankara 1982, s.18.

3
Liberalizmi ihraç eden İngiltere dünya ekonomi sisteminde korumacılığın giderek
artan önemde önemini yitirmesiyle üstün bir konuma geldi ve bunu sürdürme olanağını elde
etti13. Gerçekte Avrupalı ve Amerikalı Devletlerin liberalizmi benimsemelerinin altında yatan
temel neden İngiltere ile birlikte dünya ticaretine daha fazla katılarak bu ticaretten pay
almaktı14. Bununla birlikte özellikle dış ticaret serbestliği bekleneni vermedi15. 1873-1879
yılları arasında ortaya çıkan finansal kriz sonucunda İngiltere’nin dünya ticaretindeki liderliği
zayıfladı. Korumacılık yeniden ülkelerin gündemine oturdu. Dünya ticaretindeki lider olma ve
rekabet özellikle Avrupa kıtasını etkiledi ve savaşın başlıca nedeni oldu16.

Osmanlı devlet adamlarının gelir kaynağı elde etmek üzere başvurduğu çareler (eski
tımar sistemini yeniden canlandırmak, vergileri artırmak, sikkenin tağyiri ve müsadere
yöntemi17) bu dönemde yeni arayışlara bırakmış, Aydınlanma Çağı Fransız düşüncesi bu
arayışları beslemiştir. Gelişen liberal düşünce çerçevesinde bireycilik özellikle iktisadi
konularda temel felsefe olacaktır18. Avrupa’da gelişen liberalizm ulusçuluk akımıyla paralel
gelişme gösterirken Osmanlıda bu farklı bir gelişme göstermiş, ulusçuluk Osmanlı
İmparatorluğunda etnik unsurların bağımsızlık arayışların başlamasına neden olmuştur.
Ulusçuluğun gelişmesinde Alman Romantik düşüncesinin katkıları da olmuştur19. Liberal
yazarlar yerlerini List, Carey, Rae* ve Cauwés gibi iktisatçılara bırakmıştı.

13
Reşat Kasaba, Osmanlı İmparatorluğu ve Dünya Ekonomisi- 19. Yüzyıl, Çev. Kudret Emiroğlu, Birinci Baskı,
Ekim 1983, Belge Yayınları, İstanbul, s. 39.
14
Reşat Kasaba, a.g.e., s.40.
15
Sumru Öz, “Kriz ve Korumacılık: Tarih Tekerrür Edecek mi?”, Tüsiad-Koç Üniversitesi Ekonomik Araştırma
Forumu, Çalışma Raporu 0904, Temmuz 2009, s.17.

Reşat Kasaba, a.g.e., s.92.


16

Şerif Mardin, a.g.e., s.54.


17

18
Zafer Toprak, a.g.e., s.19.
19
Zafer Toprak, a.g.e., s.20.

*Rae’nin II. Meşrutiyet Osmanlı aydını tarafından okunma iddiasının değerlendirilmesi için lütfen bkz. Ahmed Güner Sayar, Osmanlı İktisat
Düşüncesinin Çağdaşlaşması, Ötüken Yayıncılık, 2. Basım, İstanbul 2000, 8 nolu dipnot, s.31.

4
Diğer taraftan, savaş liberal uygulamalara özellikle dış ticarette son verilerek korumacı
politikaya geçilmesine neden olmuştur. “Milli iktisat”, “milli bankalar kurmak, milli şirketler
kurmak, milli sermaye birikimini sağlamak, milli burjuvazi yaratmak düşüncesi”20
bağlamında değerlendirilmektedir.

Yaklaşık 18. Yüzyılın başlarında Fransız Devriminin etkisiyle ortaya çıkan ve yüzyılın
ortalarına devam eden romantizm hemen hemen tüm alanlarda ama özellikle resim, müzik ve
edebiyatta kendisini gösterdiği ve bireyin duygularının daha öne çıktığı bir akımdır. Bireyin
duygu ve düşüncelerini öne çıkarırken kullanılan başlıca araç doğa olmuştur. Merkantilizm
uygulamalarında olduğu gibi romantizm de özellikle iktisadi uygulamalarda ülkeden ülkeye
farklı biçimde ortaya çıkmıştır. Özellikle de Almanya’da21.

Henry Carey 1870lerin en ünlü iktisatçılarından birisiydi22 ve Friedrich List, Henry


Charles Clay ve Alexander Hamilton’da olduğu gibi birçok önemli yabancı dile çevrilen
kitapları vardı. Carey, John Stuart Mill ve öncülleri Thomas Malthus, David Ricardo ve Adam
Smith tarafından temsil edilen İngiliz emperyal düşüncesine karşıydı.

Pennsylvania’da bir dönem yaşayan List, burada Carey ile çalışma fırsatı bulacak,
1830 yılından sonra Almanya’ya dönüşünde Amerikan Sistemini uygulayacak ve bununla
“Alman Demiryollarının babası” unvanını alacak, serbest ticarete karşı olduğunu dünyada
bilmeyen kalmayacaktı23. Paul Cauwés içinde ulaşım endüstrisi son derece önemliydi, çünkü
bu endüstri “hizmet endüstrisi” olmayıp üretken bir endüstri idi24. Hukukçu olan Cauwés
Alman tarihselciliğinden etkilenmişti25. John Rae ise biraz farklı konumdadır. Yukarıda

20
Zeki Arıkan, ‘ “Milli İktisat”a ilişkin bir belge’, http://web.deu.edu.tr/ataturkilkeleri/pdf/cilt2sayi4.5/c2_s4-
5_belgeler-_zeki_arikan.pdf
21
Liah Greenfeld, The Spirit of Capitalism : Nationalism and Economic Growth, Harvard University Press,
Secon Printing 2003, USA, p.154.
22
Anton Chaitkin, “The ‘land-bridge’: Henry Carey’s global development program”, EIR Feature, May 2, 1997,
p.31.

Lawrence Freeman and Marsha L. Bowen, “The legacy of List’s National System of Political Economy”, EIR
23

Toward Eurasia, January 3 , 1992, p.40.


24
Jacques Cheminade, “If France had followed Paul Cauwes, World War I could have been avoided”, EIR
Toward Eurasia, January 3 , 1992, p.54.
25
Joseph A. Schumpeter, a.g.e., s.843.

5
bahsedilen fikir adamları, örneğin List, iktisat teorisine orijinal bir katkı yapmamışlardı 26.
J.S.Mill’in Malthus kadar önemsediği Rae’yi, Schumpeter de sermaye teorisi konusunda
yaptığı çalışmalardan dolayı çok önemli bulmakta ve aynı isimde Adam Smith’in
biyografisini yazan diğer John Rae ile karıştırılmaması konusunda dikkati çekmektedir 27. Rae
tüm hayatı boyunca devletin sanayi desteklemesi ve koruyucu gümrük tarife konuları ile
ilgilenmiştir28.

Osmanlı İmparatorluğunda II. Meşrutiyet yıllarında gündeme gelen ve güçlenen


ulusçuluk akımı devletin iktisadi uygulamalarını da etkilemiştir29. Kapitülasyonların tek
taraflı kaldırılması, gümrük vergilerinin düzenlenmesi konusunda diğer ülkelerin onayının
alınmaması gibi uygulamalar bu dönemde atılmış olan adımlardı.

Osmanlı İmparatorluğunun klasik döneminden dağılmasına kadar geçen üç yüz yıllık


sürede iktisadi hayata damgasını vuran en belirgin unsur kuşkusuz gayrimüslim sarraf ve
bankerlerdir. Dış ticaret faaliyetleri sonucunda oluşan ticari sermaye birikimi sarraf-banker
sınıfının doğmasına neden olmuştur. Bu sınıfın temel faaliyet konuları ise, “vergi
toplayıcılığı, borç para alma, para değişimi ve ticarettir”30. Tanzimat’ın ilanından sonra
faaliyet alanlarını genişleten sarraf ve bankerler sonraki dönemde daha modern ve örgütlü
büyük bankerler olarak konumuna geçmişlerdir. Daha sonraları kurulacak olan bankaların ilk
örneklerini oluşturacak olan bankerlik büroları açılmaya başlanmıştır. Osmanlı Devletinin
borçlanma ihtiyacını karşılayan bu sınıf giderek devlet maliyesinde söz sahibi olmaya
başlamışlardır31. Tanzimatla birlikte değişen devlet anlayışının gerekli kıldığı harcamalar,

26
Joseph A. Schumpeter, a.g.e., s.517.
27
Joseph A. Schumpeter, a.g.e., s.468-469. , Syed Ahmad, “John Rae, Schumpeter and Amsden on
Technological Change and Economic Development”,p.1,
http://www.economics.mcmaster.ca/documents/department-working-papers/deptwp9410.pdf
28
Murray N. Rothard, Economic Thought Before Adam Smith An Austrian Perspective on the History of
Economic Thought Volume I, Ludwig von Mises Institute Edward Elgar Publishing Ltd. 1995 (2006 Edition),
s.143.
29
Zafer Toprak, a.g.e., s.126-128.

Reşat Kasaba, a.g.e., s.70.


30

31
Zafer Toprak, Os a lı Devleti’ de Para ve Ba ka ılık , Ta zi atta Cu huriyete Türkiye A siklopedisi, Cilt
3, İletişi Yayı ları, İsta ul, , s. .

6
örneğin altyapı yatırımları gibi, bunu karşılayacak finansal anlamda yerli kuruluşun olmaması
nedeniyle Osmanlı Devletini dış borç aramaya yöneltmiştir32.

Milli banka sorunu 1908lerde gündeme gelmiş ve “Osmanlı İttihat ve Terakki


Bankası” adıyla bir milli bankanın kurulması düşünülmüştü. Bu hareketti Osmanlı Bankasının
ülke çıkarlarıyla bağdaşmayan tutumu büyük ölçüde tetiklemiş33 ve Osmanlı Bankasının
yerini alacak milli bir devlet bankasının kurulmasını adeta bir zorunluluk haline getirmiştir.

İlk banka kurma girişimi: The Commercial Bank of Smyrna

On dokuzuncu yüzyıl ortalarında Osmanlı mallarına olan talep giderek artmaktaydı34.


Bu artışın temel nedenlerini Avrupada yeni gelişen sanayilerin artan hammadde ihtiyacı,
İngiltere için Yakın Doğu ve özellikle Osmanlı İmparatorluğunun taşıdığı önem ve son
olarak belirli malların daha fazla ihraç edilmesini sağlayan özel şartların gelişmesi
oluşturmaktadır.

Osmanlı Devletinin İngiltere ile yaptığı ihracatın tamamına yakını Batı Anadolu’dan
sağlanmaktaydı. Bu ihracatta en büyük pay sahibi il ise İzmir’di. Yüksek kar elde etme
olanağı yabancı tüccarların ilgisini İzmir’e yönlendiriyordu35. Ancak bu ihracat artışının
sağladığı fırsatlardan yaralananlar, bu ticareti ellerinde bulunduran gayri Müslim
aracılardı36. Bu durumdan hoşnut olmayan İngilizler, yurdun iç bölgelerine İngiliz malları
pazarlama konusunda bu gruplarla rekabete girdiler37. Bu rekabetin en temel dayanağını

Selim Tarlan, Tarihte Bankacılık, Maliye ve Gümrük Bakanlığı APK Yayını, Ankara, 1986, s.61-62.
32

33
Zafer Toprak, a.g.e., s.130-131.

Reşat Kasaba, a.g.e., s.76.


34

Reşat Kasaba, a.g.e., s.80.


35

Reşat Kasaba, a.g.e., s.86.


36

Hüseyin Al, Tanzimat Dönemi Bankacılık Teşebbüsleri (1840-1852), Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi,
37

İ.Ü. SBE, İstanbul, 1997, s.37.

7
ise bir bankanın kurulması oluşturacaktı38. Çünkü kurulacak banka ile üreticiye makul faiz
oranları kredi olanağı sağlanacak ve bu sayede kar marjları artırılarak İngiliz tüccarların
yerli tüccarlara olan bağımlılığı ortadan kaldırılacaktı. Konsoloslukları çevresinde bir
topluluk oluşturan İngilizler, 1843 yılında bir bankanın neden kurulması gerektiği
konusunda verdikleri dilekçede bu isteklerini oluşturan nedenlerden bir tanesi şöyle
açıklıyorlardı:

“…banka aynı zamanda, şu anda ülkenin kesimlerinde yolların büyük miktarda para
nakledilmesine yetecek kadar güvenli olmadığı için ancak küçük miktarların
aktarılabildiği yetersiz para akışı ortamında, ajanları ve tahvilleriyle, fon aktarılmasnı
sağlayacaktır. Ticaretin bu alanı İngiliz tüccarlar için çok tehlikelidir ve ancak ülkeyi ve
güvenlik yollarını iyi bilen yerliler eliyle yürütülmektedir.”39.

İlk olarak 1836 yılında Osmanlı Devletinde banka kurma girişimi başarısızlıkla
sonuçlanan İngilizler, bu isteklerinden vazgeçmemişler ve Red, Irving and Company adlı
İngiliz şirketi banka kurmak istemiş ve yine 1840 yılında “General Bank of
Constantinople” adında başka bir banka kurma izni İngilizler tarafından istenmişti40.

Söz konusu girişimlerin meyvesi 1842 yılında İzmir’de kurulan ve Osmanlı


Devletinde ilk banka olma özelliği taşıyan “Smyrna Bank”ın kurulması ile alınacaktı.
“Bankanın kurulmasından sonra faaliyetleri ile ilgili olarak halktan faiz karşılığı para
toplanacağı ve rehin karşılığı faizle ikrazat yapılacağı, banka meclis azaları, bankanın
müddeti ve sermayesinin miktarı ile ilgili olarak bir beyanname yayınlamıştır”41.
Hükümetten izin alınmadan kurulan banka aynı yıl içinde faaliyetine son verilmiştir. İsveç
konsolosluğu himayesinde kurulan banka ile ilgili olarak İsveç Dışişleri Bakanlığı ile
iletişime geçilmiş, İsveç bankanın kapatılması konusunda Osmanlı Devleti ile aynı görüşte
olduğu bildirmiş ve İzmir konsolosluğunun bu konuda uyarılacağı bilgisi verilmiştir.

Bankanın kapatılmasını destekleyen diğer unsurlar arasında bankanın faiz karşılığı


mevduat toplama ve ikrazat yapması nedeniyle akçe fiyatlarının artması sayılabilir.

Reşat Kasaba, a.g.e., s.64.


38

Reşat Kasaba, a.g.e., s.66.


39

40
Zafer Toprak, a.g.e., s.135.

Hüseyin Al, a.g.t., s.38-40.


41

8
İngilizler ise bankanın kapatılmasını bu nedenlere bağlamıyorlar, gerçek nedeninin
çıkarları zara görecek olan Galata Bankerlerinin Osmanlı Hükümetine yaptıkları baskı
olduğunu düşünüyorlardı.

Konsoloslukları çevresinde bir topluluk oluşturan İngilizler, 1843 yılında bir


bankanın neden kurulması gerektiği konusunda verdikleri dilekçede bu isteklerini
oluşturan nedenlerden bir tanesi şöyle açıklıyorlardı:

“…banka aynı zamanda, şu anda ülkenin kesimlerinde yolların büyük miktarda para
nakledilmesine yetecek kadar güvenli olmadığı için ancak küçük miktarların
aktarılabildiği yetersiz para akışı ortamında, ajanları ve tahvilleriyle, fon aktarılmasnı
sağlayacaktır. Ticaretin bu alanı İngiliz tüccarlar için çok tehlikelidir ve ancak ülkeyi ve
güvenlik yollarını iyi bilen yerliler eliyle yürütülmektedir.”42. 1874 tarihli İngiliz
konsolosların hazırladığı raporlarda banka kurulması fikrinin sürdüğü görülmektedir.

Milli Bankacılık ve Ziraat Bankası

Osmanlı bankacılık sektörünün ilk oluşumundan itibaren tamamen yabancıların ve


gayri müslümlerin eline geçmesi, ilerleyen dönemlerde Osmanlı Devletini iktisadi ve mali
yönden olumsuz etkilemiş, İkinci Meşrutiyet dönemine kadar kurulan yerli sermayeli
bankaların sayısı sınırlı kalmıştır. Devletin merkez bankası görevini görmesi için 1917
yılında Osmanlı İtibar-ı Umumi Bankası kuruluncaya kadar bu görevi İngiliz-Fransız
sermayesi ile kurulan Osmanlı Bankası yerine getirmiştir.

Merkez Bankası niteliğinde bir banka kurulamamasına rağmen tarım kesiminin


finansmanı amacıyla yapılan girişimler sonucu, 1888 yılında Ziraat Bankası kurulmuştur.
Bankanın kökenini Mithat Paşanın Tuna eyaletinde valilik yaptığı sırada kurduğu
“Memleket Sandıkları” oluşturmaktadır.

Mithat Paşa devlet görevleri nedeniyle yaptığı incelemeler sırasında tarım sektöründe
üreticinin tefecilerin eline düştüğünü görmüş, üretimin artırılabilmesi için herşeyden önce

Reşat Kasaba, a.g.e., s.66.


42

9
bu düzenin kaldırılarak üreticiye düşük faizli finansman sağlayacak kredi kurumlarının
kurulması gerektiğini ileri sürmüştür. Bu amaçla valiliği sırasında fikirlerini uygulama
alanına geçirmek amacıyla iki yıllık hazırlık devresinden sonra 1863 yılında üreticiye
düşük faizli kredi sağlamak amacıyla “Memleket Sandıkları”nı kurmuştur. Memleket
Sandıklarının dayandığı sistem “imece” usulü idi43. Devletten yardım almaksızın
köylünün köylüye yardımı esasına dayanan sandıkların başlangıç sermayelerini köylülerin
emeği karşılığında elde edilecek ürünlerin satışından sağlanacak gelirler oluşturacaktı. Bu
şekilde faaliyete başlayan “Memleket Sandıkları” 1867 yılında yapılan düzenleme ile
yasal hale gelmiş ve yurt genelinde yaygınlaştırılmasına karar verilmiştir44. Söz konusu
yılda düzenlemesi yapılan “Memleket Sandıkları Nizamnamesi” “ilk kooperatifin olduğu
kadar ilk bankanın da hukuki metin özelliğini taşıyordu”45. Bu düzenleme ile devlet eliyle
ilk organize zirai kredi sisteminin temeli atılmış, çağdaş anlamda kooperatifçilik
uygulaması meydana getirilmiş, müfettişlik mesleğinin temelleri atılmıştır46

1882 yılında adı “Ziraat Sandıkları” olarak değiştirilmiş, 1883 yılında ise bir gelişme
gösteremeyen “Menafi Sandıklarına” dönüştürülmüş olan sandıklar en sonunda 1888
yılında yeniden örgütlenerek banka haline dönüştürülerek Ziraat Bankası meydana
getirilmiştir47. Genel Müdürlük binası şimdiki İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü binası idi.
O tarihte bulunan Menafi Sandıkları Ziraat Bankası şubeleri haline gelmiştir.48 1873
yılında “Osmanlı Ziraat ve Sanayi Bankası” (Galata sarraflarından Tubini ve Manuel
Fahiri) ve 1877 yılında Osmanlı Ziraat Bankası” (Charles Hanson ve Edward) kurma
girişimleri olduysa da, söz konusu girişimler başarılı olmamıştır49.

Nurettin Hazar, T.C. Ziraat Bankası 1863-1983, Ankara, 1986, s.40.


43

Yusuf Saim Atasağun, Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası 1888-1939, Türkiyede Zirai Kredi: Cild:1
44

İstanbul, 1939, s.5.

Ünal Tekinalp, Banka Hukukunun Esasları, Beta Yayınları, İstanbul, 1988, s.37.
45

46
Nurettin Hazar, a.g.e., s.92-94.

Seçil Akgün, “Mithat Paşa’nın Kurduğu Memleket Sandıkları: Ziraat Bankası’nın Kökeni”, Uluslar arası
47

Mithat Paşa Semineri, TTK Yayını, Ankara, 1986, s.189-191.


48
Nurettin Hazar, a.g.e., s.115..
49
Nurettin Hazar, a.g.e., s.109.

10
1888 yılında yapılan düzenlemeye göre menafi sandıklarının aktifindeki para ve
alacaklar, bankanın çalışmaya başladıktan sonra açılacak kredilerden sağlayacağı faizler
ve aşarın1/10’u oranında alınacak pay bankanın sermayesini oluşturacaktır50. Banka
mevduat kabul edecek ve zirai işlerde kullanma şartıyla yalnızca çiftçiye taşınmaz rehni
veya sağlam kefalet karşılığında kredi verecektir. Bankanın yıllık karı ise giderler
düşüldükten sonra üçe ayrılarak bir kısmı sermayeye eklenecek, geri kalan kısmı ise zirai
gelişmenin finansmanında kullanılacaktır.

Nizamnamenin birinci bölümü Bankanın kuruluş amacı, ikinci bölümü Bankanın


sermayesi, üçüncü bölümü Bankanın idare şekli, dördüncü bölümü borçlanma şartları,
beşinci bölümü kredi talep edenlerin Bankaya ne suretle başvuracakları, altıncı bölümü
Bankanın hesap yılı, yedinci bölümü de temettünün dağıtılması hükümleri yer
almaktadır51.

1910 yılına gelindiğinde Bankanın sermayesi 14,4 kat artmış, toplam 1,5 milyon kuruştan
fazla kredi kullandırmış ve bu krediyi 2,4 milyon kişiye kullandırmıştır. Ancak Bankanın
kredileri gayrimenkul rehni veya sağlam kefalet karşılığı kullandırması, küçük köylü
üreticisinin topraklarını kaybetmiş olduğundan bu kesime yeteri kadar kredi
kullandırılamamıştır. Banka kaynakları tarımsal gelişme açısından beklendiği ölçüde
verimli olmamıştır.

Memleket Sandıkları dışında Mithat Paşa Tuna Valiliği sonrasında İstanbul’a


döndüğünde, halkın elindeki tasarrufları bir araya getirerek zanaat sahipleri ve esnafı
finanse etmek ve halkı tasarrufa teşvik etmek amacıyla 1868 yılında İstanbul Emniyet
Sandığını kurmuştur52. Nitelik olarak tasarruf bankalarına benzeyen bu sandık, faaliyette
bulunduğu sürece bazı bunalımlar yaşamış olmasına rağmen günümüze kadar gelmiş,
tasfiyesi ise yakın zamanlarda Ziraat Bankasına devir yapılarak gerçekleştirilmiştir.

50 TevfikGüran, “Osmanlı İmparatorluğu’nda Zirai kredi Politikasının Gelişimi 1840-1910”, Uluslar arası
Mithat Paşa Semineri, TTK Yayını, Ankara, 1986, s.119-125.

Yusuf Saim Atasağun, a.g.e, s.23.


51

Burhan Ulutan, Bankacılığın Tekamülü, Ankara, 1957, s.164.


52

11
1914 yılında Bankanın faaliyet ilkelerinde esaslı değişiklikler yapılmış, bu değişiklikler
1916 yılında kanunlaştırılmıştır53. Bu değişiklikler şunlardır:

1. Arazi sahiplerine, sanayi ziraiye erbabına, zirai işlerle uğraşan şirketler ve tevdiat
sahiplerine kredi vermek ve cari hesap açmak,

2. Zirai işlerle uğraşan şirketlere hisse senetleri değerinin %20’sini aşmamak üzere
iştirak etmek,

3. Gerekli görüldüğü zaman hayvan, tohumluk, zirai aletler ve malzeme tedarik etmek ve
bunları ve bunları peşin para veya taksitle çiftçilere dağıtmak,

4. Arazi satın almak, gerekirse bu araziyi imar ve taksim ederek taksitle ödenmek üzere
isteyenlere vermek,

5. Vadeli ve cari hesap şeklinde tevdiat kabul etmek

6. Ücret karşılığında para nakliyatı yapmak.

Görüldüğü gibi “Milli İktisat” görüşleri çerçevesinde ortaya konan uygulamaların


yansıması bu düzenlemede yoktur. Öyle ki Meclisi Mebusan Zabıtları’nda54 (üçüncü devre
birinci sene 1330-1331) görüleceği üzere 17. maddeye “sanayi odası” ve 20. maddeye ise
“sanayi” kelimesinin eklenilmesi istenmişse de bu gerçekleşmemiştir.

53
Burhan Ulutan, a.g.e., s.162.

Yusuf Saim Atasağun, a.g.e, s.113-114 ve s.116.


54

12
Sonuç ve Tartışma
Buraya kadar anlatılan birkaç girişim dışında Osmanlı bankacılık sektörü II.
Meşrutiyet dönemine kadar tamamen yabancı ve gayrimüslim azınlığın etkisi altında
kalmıştır. II. Meşrutiyet ile birlikte iktisadi alanda fikri dönüşüm yaşanmış ve “milli iktisat”
anlayışı egemen olmuştur. Bu fikri dönüşüm bankacılık alanında etkili olmuş, özellikle
yabancıların etkin olduğu bu sektörün denetlenmesi gerektiği düşüncesi kabul görmeye
başlamıştır. Uzun yıllar yabancı bankaların olumsuz tutumlarına maruz kalan Osmanlı
Devleti, İttihat ve Terakki Partisinin iktidara gelmesi ile birlikte milli servetin
değerlendirilebileceği milli bankaların kurulması öne sürülmüştür. Osmanlı Bankasının ülke
çıkarlarıyla uyuşmayan faaliyetleri yanında Duyun-u Umumiye İdaresi nedeniyle ülke
çıkarlarına uyumlu para ve kredi politikası uygulanamaması milli nitelikte bir banka kurma
düşüncesini ateşlemiştir.

Bu yöndeki ilk adım 1914 yılında (Evkaf Bankası) diğeri ise 1917 yılında (Osmanlı
İtibar-ı Umumi Bankası) gerçekleştirilmiştir. Evkaf Bankasından savaşın başlaması nedeniyle
verim alınamazken 1925 yılında ikinci banka artık devlet bankası olarak tanınabilecektir.
Çünkü Osmanlı Bankasının imtiyazı 1925 yılında bitmektedir.

İlk banka kurma girişimleri İngilizler tarafından gerçekleştirilmiş, ancak bu çabalar


olumlu bir sonuca ulaşamamıştır. Ancak İngilizlerin son dönemlere kadar bu fikirden
ayrılmadıkları görülmektedir.

Ziraat Bankasının kurulmasında en büyük pay şüphesiz Ahmed Mithat Efendi’nindir.


Bankacılığın yanısıra kooperatifçiliğin de ilk nüvelerini bu girişimlerde görmek mümkündür.

13
Kaynaklar

1. Burhan Ulutan, Bankacılığın Tekamülü, Ankara, 1957.

2. Eric Helleiner, “Economic Nationalism as a Challange to Economic Liberalism? Lessons from the
Nineteenth Century”, TIPEC Working Paper 02/3.

3. Eric J. Hobsbawm, “Devrim Çağı”, Çev. Bahadır Sina Şener, Dost Kitabevi Yayınları, 5. Basım, Ekim
2008, Ankara.

4. François Georgeon, Osmanlı-Türk Modernleşmesi 1900-1930, Çeviren: Ali Berktay, YKY, İstanbul,
Ocak 2006.

5. Halis ÇETİN, “Liberalizmin Temel İlkeleri”, C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Doç.Dr. Feramuz
AYDOĞAN’ın Anısına,Cilt 2, Sayı 1, s.219-237.

6. Hüseyin Al, Tanzimat Dönemi Bankacılık Teşebbüsleri (1840-1852), Yayımlanmamış Yüksek Lisans
Tezi, İ.Ü. SBE, İstanbul, 1997.

7. İbrahim Durhan, “1838 Tarihli Osmanlı-İngiliz Ticaret Sözleşmesi ve Sonuçları”, AÜEHFD, C. VI, S.
1-2(2002), s.79.

8. Joseph A. Schumpeter, History of Economic Analysis, Routledge, England, 2009.

9. Keith Tribe, “Historical Schools of Economics: German and English”, Keele Economics Research
Papers, February 2002.

10. Liah Greenfeld, The Spirit of Capitalism : Nationalism and Economic Growth, Harvard University
Press, 2003, USA.

11. Necmettin Doğan, The Origins of Liberalism and Islamism in the Ottoman Empire (1908-1914),
Dissertation zur Erlangung des Doktorgrades der Philosophie am Institut für Soziologie Fachbereich
Politik- und Sozialwissenschaften der Freien Universität Berlin December 2006.

12. Niall Ferguson, Paranın Yükselişi, Çeviren: Barış Pala, YKY, Ekim 2011, İstanbul.

13. Niyazi Berkes, Türkiye’de Çağdaşlaşma, Çeviren: Ahmet Kuyaş, YKY, Onüçüncü Baskı, İstanbul,
2008.

14. Nurettin Hazar, T.C. Ziraat Bankası 1863-1983, Ankara, 1986.

15. Orhan Okay, İktisatta milli düşünceye doğru ve Ahmed Midhat’ın çalışmaları, Sanat ve Edebiyat
Yazıları, Dergah Yayınları, İkinci Baskı, İstanbul, 1998, s. 116-135.

16. Reşat Kasaba, Osmanlı İmparatorluğu ve Dünya Ekonomisi- 19. Yüzyıl, Çev. Kudret Emiroğlu, Birinci
Baskı, Ekim 1983, Belge Yayınları, İstanbul, s. 50-74.

14
17. Seçil Akgün, “Mithat Paşa’nın Kurduğu Memleket Sandıkları: Ziraat Bankası’nın Kökeni”, Uluslar
arası Mithat Paşa Semineri, TTK Yayını, Ankara, 1986.

18. Selim Tarlan, Tarihte Bankacılık, Maliye ve Gümrük Bakanlığı APK Yayını, Ankara, 1986.

19. Şerif Mardin, “Türkiye’de İktisadi Düşüncenin Gelişmesi (1838-1918)”, Siyasal ve Sosyal Bilimler
Makaleler 2 (içinde), İletişim Yayınları, 9. Baskı, 2007, İstanbul, s.51-117.

20. Tevfik Güran, “Osmanlı İmparatorluğu’nda Zirai kredi Politikasının Gelişimi 1840-1910”, Uluslar arası
Mithat Paşa Semineri, TTK Yayını, Ankara, 1986.

21. Ünal Tekinalp, Banka Hukukunun Esasları, Beta Yayınları, İstanbul, 1988.

22. Yusuf Saim Atasağun, Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası 1888-1939, Türkiyede Zirai Kredi: Cild:1
İstanbul, 1939.

23. Yusuf Ziya Öztürk, Osmanlı Devleti’nin Son Döneminde İktisadi Düşünce Akımları (1838-1914),
Yayımlanmamış Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi SBE, Ankara, 2007.

24. Zafer Toprak, “Osmanlı Devleti’nde Para ve Bankacılık”, Tanzimattan Cumhuriyete Türkiye
Ansiklopedisi, Cilt 3, İletişim Yayınları, İstanbul, 1985.

25. Zafer Toprak, Türkiye’de Milli İktisat 1908-1918, Doğan Kitap, Aralık 2012, İstanbul, s. 244-250.

26. Zeki Arıkan, ‘ “Milli İktisat”a ilişkin bir belge’,


http://web.deu.edu.tr/ataturkilkeleri/pdf/cilt2sayi4.5/c2_s4-5_belgeler-_zeki_arikan.pdf

15

You might also like