Professional Documents
Culture Documents
BÜYÜK TAARRUZUN
90. YILINDA ULUSLARARASI
MİLLİ MÜCADELE
VE ZAFER YOLU SEMPOZYUMU
02-04 EKİM 2012 / UŞAK
CİLT II
Yayına Hazırlayan
Arzu GÜVENÇ - Murat SAYGIN
ANKARA - 2014
5846 sayılı kanuna göre bu eserin bütün yayın, tercüme ve iktibas hakları
Atatürk Araştırma Merkezi’ne aittir.
KİTAP SATIŞI:
ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ
Mağaza : Bayındır 1 Sok. Nu:24/6 Kızılay/ANKARA
Kurum : Ziyabey Cad. Nu: 19 Balgat-Çankaya/ANKARA
Tel: 009 (0312) 285 55 12
Belgegeçer: 009 (0312) 285 65 73
e-posta : bilgi@atam.gov.tr
web : http://www.atam.gov.tr
e-mağaza : e-magaza.atam.gov.tr
ÖZET
Bu çalışmada Yunan işgaliyle birlikte Aydın Sancağı’nda gayrimüslimlerin
nüfus hareketi (Rumlar, Museviler), işgalle birlikte meydana gelen tutum ve
davranışlarındaki değişimin incelenecektir. Buna göre, İzmir’in işgaliyle Aydın
Sancağı’nda yaşayan gayrimüslim unsurların, özellikle Rumların, yaşadıkları
bölgelerin Yunan hâkimiyeti altına girmesi hayaliyle işgale yardımcı olmaları
noktasındaki faaliyetleri irdelenecektir. Buradan hareketle başta casusluk fa-
aliyeti olmak üzere, Yunan ordusuna nefer olarak katılmaları, asırlarca barış
içerisinde yan yana yaşadıkları Müslüman ahaliye yaptıkları işkenceler, velha-
sıl Batı Anadolu’nun Yunanlaşması için sarf ettikleri çabalar ele alınacaktır. Bu
amaçlarına ulaşmanın dayanak noktasını olan nüfus varlığı çabaları da ince-
lenecektir.
XX. Yüzyılın başlarında Batı Anadolu’nun genelinde olduğu gibi, Aydın
Sancağı’nda da gayrimüslimlerin nüfusundaki devamlı değişkenlik ele alına-
caktır. Balkan Savaşları, Birinci Dünya Savaşı’nın siyasi ve askeri gelişmele-
rinin etkisiyle bölgeden Yunanistan’a ve Adalar’a firar eden Rumlar, Yunan
işgaliyle birlikte tekrar Batı Anadolu sahillerine, hususiyle de Aydın Sancağı sa-
hillerine, gelmeye başlamaları konunun temellerinden olacaktır. Böylece hem
uluslararası temsilcilerin raporlarını etkilemek için nüfusu çok göstermeyi,
hem de Yunan ordusuna katılmak suretiyle amaçları tespit edilecektir. Yunan
* Yrd. Doç. Dr., Aksaray Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Sosyal Bilgiler Öğretmenliği ABD.
m.sari@hotmail.com
** Dr., MEB Öğretmen, muttalip_42@hotmail.com.
960 MUHAMMED SARI - MUTTALİP ŞİMŞEK
işgaline kadar Türklerle barış içerisinde yaşayan yerli Rumların, firari Rumla-
rın da gelişiyle, bir tutum değişikliği içerisine girmeleri ve bölgedeki tutumları
Rumların politikaları bağlamında ele alınacaktır.
ABSTRACT
he purpose of this study is to investigate the population movements of the
non-Muslims in Aydın district, and the diference in their attitudes and behavi-
ours by the Greek invasion. In this sense, dreaming to be under the rule of the
Greek, the activities of the non-Muslims in Aydın district, especially Rums in
helping İzmir invasion is going to be examined. hus, whole eforts of non- Mus-
lims to Hellenise west of Anatolia such as spying, enrolling in Greek army, and
torturing Muslims with whom they lived in peace for years are going to be dealt
with. Also, the study is going to deal with the population existence eforts of
non- Muslims which are the main point of their eforts to attain their objectives.
At the early parts of 20th century, as well as throughout South Anatolia, the
constant changes in non- Muslims population in Aydın District is going to be
dealt. he return of the Rums who escaped from their habitats to Greece and
Islands by the Wars of Balkan and World War I to South Anatolian coasts and
Aydın District coasts is going to be basis of the issue. hus, the reason of the
acts of Rums such as misinforming the international represents to change their
reports, and enrolling in Greek army is going to be defined. he change in the
attitudes of the native Rums, who were living in peace with Turks until the Gre-
ek invasion, by the return of the fugitive Rums, and their attitudes throughout
the district are going to be dealt in terms of their policies.
Giriş
Osmanlı Devleti’nin altı yüz yıllık uzun tarihi boyunca topraklarında Müs-
lümanlarla gayrimüslimler bir arada yaşamışlardır. Özellikle klasik dönemde bu
birlikte yaşayış barış ve huzur içinde geçmiştir. O kadar ki, Osmanlı Devleti’ne
karşı zaman zaman haksız iddialar ileri süren Batı’da bile, bu dönem için “Os-
manlı Barışı” ifadesi kullanılır. Ancak XIX. yüzyıla gelindiğinde, Osmanlı
Devleti için artık gerileme, hatta dağılma dönemi başlamıştır. Bu sebepledir ki,
Osmanlı’nın bu dönemi dağılmakta olan devleti toparlamaya çalışmakla geç-
miştir1.
Şark Meselesinin gündeme geldiği XIX. yüzyılın başından itibaren devlet,
bir taraftan dışarıda savaşlarla, diğer taraftan azınlıklarla mücadele etmek zo-
runda kalmıştır. XIX. yüzyılın ikinci yarısında Hıristiyan azınlıklar, Osmanlı
Devleti’nin parçalanmasında önemli rol oynamıştır. XX. yüzyılın başlarında
arka arkaya gelen savaşlar, Osmanlı Devleti’nin parçalanmanın eşiğine taşırken,
azınlıklar da emellerine ulaşmak için işbirliği yapmaktan geri durmadılar. Ay-
rıca Osmanlı Devleti’nin toprakları üzerinde hesap yapan büyük devletler de,
Osmanlı idaresi altındaki azınlıkları, kendi menfaatleri için kullanmıştır2. I.
Dünya Savaşı ve sonrasında azınlıkların devlete karşı tutumu, gizli dernekler
kurmak, düşmanla işbirliği yapmak ve daha da ileri giderek açıktan açığa silah-
lı mücadeleye girişmek şeklinde ortaya çıkmıştır. Türk milletinin varlık müca-
delesi verdiği Milli Mücadele yılları ise azınlıkların, çok az istisnalar dışında,
Anadolu’daki Türk varlığına karşı düşmanca davranışlar sergiledikleri bir süreci
kapsar3.
Araştırmamızda mütarekeden, Milli Mücadele’nin sonuna kadar Aydın
Sancağı’nda azınlıkların demografik durumu, Yunan işgali karşısında tutum ve
davranışları ile buna karşı alınan tedbirler ele alınmıştır. Bilindiği üzere Aydın
Sancağı, Yunan işgalinin ağırlığını, etkisini fazlasıyla yaşamış yerlerin başında
gelmektedir. İzmir’in işgaliyle Aydın Sancağı’nda yaşayan gayrimüslim unsurlar,
özellikle Rumlar, büyük bir heyecana kapılmışlar ve yaşadıkları bölgelerin Yu-
Yukarıda verilen iki ayrı tarihteki nüfus verilerinde görüldüğü gibi, Aydın
Sancağı’nda Türk (Müslüman) nüfusu %86-87 dolaylarındadır ve ezici bir ço-
ğunluğa sahiptir. Gayrimüslimlerin nüfus oranı ise oldukça azdır. Sadece Söke
kazasında gayrimüslim oranı biraz fazladır (%43). Diğer kazalarda oran olarak
Türk nüfusun çoğunluğu ortadadır. Nitekim Hıristiyan azınlıklar, Anadolu’nun
hiçbir ilinde toplam nüfusun yüzde 15’ini geçmemiştir7.
Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı’na dâhil olunca, 1869-1895 yılla-
rı arasında doğmuş erkek nüfusu genel seferberlik çerçevesi altında silâh altı-
na çağırmıştır8. Bu çağrıya Müslüman Osmanlı tebaası büyük ölçüde uyarken,
gayrimüslim tebaa ise düşman ülkelere sığınarak veya ülke içlerine firar ederek,
aksi yönde hareket etmiştir. Osmanlı Hükümeti, bu durum karşısında firarilere
yönelik gayrimüslim tebaanın desteğini önlemek, yeni firar olaylarının önüne
geçebilmek ve düşman devletlere destek verilmesini durdurmak amacıyla bazı
toplulukların ikamet yerlerinin değiştirilmesini kararlaştırdı. Bu zorunlu göç
ettirme eylemi Ermeni, Rum, Arap ve yabancı devletlerin vatandaşlarına uygu-
lanacaktır9. Ayrıca Yunan Hükümeti, 1915 yılından itibaren Batı Anadolu’yu
kendi topraklarına katma düşüncesine kapılmış ve bu yöndeki girişimlerinin
bir tezahürü olarak, Ege Bölgesi’ndeki azınlıklarla daha yakından ilgilenmeye
başlamıştır. Ege Bölgesi’ndeki Rum çeteleri Adalara veya Yunanistan’a geçerek
askerlik eğitimi almış, bir isyan veya savaş çıkması halinde nasıl hareket edecek-
10 Adnan Sofuoğlu, “Anadolu Üzerindeki Yunan Hedeleri ve Mütareke Dönemi Fener Rum
Patrikhanesinin Faaliyetleri”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, C X, S 28’den ayrı
basım, Ankara, 1995, s. 216.
11 BOA DH. EUM., 3.Şb., 6/101, 20 Haziran 1331 (3 Temmuz 1915)
12 BOA DH. ŞFR., 509/27, 31 Kanunusani 1331 (13 Şubat 1916); Aynı durum Menteşe
Sancağı için de geçerlidir. Burada da Rumların iç bölgelere nakledildiği görülmektedir.
Bkz: BOA DH.ŞFR., 530/89; BOA DH. ŞFR., 518/35, 20 Nisan 1332 (20 Nisan 1916);
BOA DH. ŞFR., 533/68, 16 Eylül 1332 (29 Eylül 1916)
13 BOA DH. ŞFR., 79/94, 11 Ağustos 1333 (11 Ağustos 1917); BOA DH. ŞFR., 562/40, 12
Ağustos 1333 (12 Ağustos 1917)
14 BOA DH. ŞFR., 595/10, 8 Kasım 1334 (8 Kasım 1918)
MİLLİ MÜCADELE YILLARINDA AYDIN SANCAĞINDA 965
GAYR-İ MÜSLİMLERİN FAALİYETLERİ
dan Vekili Fethi Bey’den, Harbiye Nezareti’ne gönderilen 5 Mart 1335 (1919)
tarihli yazıda; Söke kazasının yerli Rumlarından daha önce, adalara firar eden
791 nüfustan 622’sinin tekrar geriye döndüğü, bunlara Rum köylerinden genç
ve ihtiyarların da katıldığı, bu grubun eşkıyalık yaparak huzuru kaçırmaya çalış-
tığı belirtilmiştir. Sayıları bine ulaşan bu grubun Akköy ve Yoran karyelerinde
yoğun olarak bulundukları da bildirilmiştir23.
İzmir Valisi Nureddin Paşa tarafından Harbiye Nezareti’ne gönderilen 8
Mart 1335 (1919) tarihli yazıda; Yunan vapuruyla Söke sahillerine gelen Rumla-
rın iadesi ve bu tür olayların tekrar vuku bulmaması için İtilaf devletleri temsil-
cileri nezdinde teşebbüste bulunulması istenmiştir24. Yine 57. Fırka Kumandan-
lığı, 9 Mart 1919’da Söke’nin daha önce Yunanistan’a firar eden 35 Rum’un Do-
matça karyesine tekrar geri döndüğü ve bunların asker elbisesi giymiş oldukları
halde yakalandıklarını Harbiye Nezareti’ne bildirmiştir25. Söke kazasına gelen
bu firari Rumların durumu ile ilgili olarak Aydın Valisi Nureddin Paşa, Harbiye
Nezareti’ne gönderdiği 9 Nisan 1335 (1919) tarihli yazıda ise, İngilizler nezdinde
yapılan teşebbüsler neticesinde bu firari Rumların memleketlerine iadesi için,
İzmir İngiliz Temsilcisi Dikson tarafından bir rapor düzenlenip gönderildiği ve
firarilerin Sisam Kumandanlığı’na teslim edileceği belirtilmiştir26.
Adalardan sahillerimize gelen Rumlar, Yunanistan’ın işgal metodunun ger-
çekleşmesi için hizmet etmekteydi. Bölgedeki Rum nüfusu oranı ne kadar yük-
sek olursa, Yunanistan’ın adı geçen bölgelerde hak talebi o kadar geçerli olacak-
tı. Bu sebeple Yunan Hükümeti, Batı Anadolu sahillerine başka yerlerden Rum
göçmen getirmeye başlamıştı27. Meclis-i Vükela, 15 Nisan 1919’da bu durumu
görüşmüş ve Yunanlıların asayişi bozup nüfus çoğunluğu oluşturmak gayesiyle
Anadolu’ya Rumları gönderdiklerine dikkat çekerek, Harbiye Nezareti’nin ge-
rekli önlemleri almasını istemiştir28.
Yine bu çerçevede Çine’den Harbiye Nezareti’ne gönderilen yazıda; Söke
kazasının Rum köylerinde yaşayan Rumların Yunan işgal mıntıkasına ve İzmir’e
38 M. Şefik Aker, Aydın Milli Mücadelesi (1919-1922), ATASE, Ankara, 2006, s. 10-11.
39 ATASE, Kutu: 93, Gömlek: 86, Belge: 86-1
40 ATASE, Kutu: 93, Gömlek: 86, Belge: 86-2
41 BOA DH. KMS., 53-2/73, 12 Ağustos 1335 (1919)
MİLLİ MÜCADELE YILLARINDA AYDIN SANCAĞINDA 971
GAYR-İ MÜSLİMLERİN FAALİYETLERİ
rin feslerini yerlere atmışlar, küfür etmişler, tenha yerlerde rastladıkları Türkleri
aramak bahanesiyle dövmüşler, eşyalarını gasp edip, Türklere her türlü eza ve
cefayı reva görerek canlarına kast etmişlerdi49.
İşgalin ertesi günü, Aydın istasyonunda hat tamiratı ve istasyon telgrafçılığı
yapan Yanako ve Manolaki Estasyos adlarında iki Rum, ikmal mavzerleriyle si-
lahlanmış şekilde Yunan askerlerine katılmışlar ve Türklerin öldürülmesinde gö-
nüllü olarak Yunan askerlerinin yanında yer almışlardır. Yunanlılar Aydın’ı işgal
ettikten birkaç gün sonra Söke kazasının köylerinden, Denizli, Isparta, Burdur
ve daha başka yerlerden gelen Rum genç erkekleri Aydın’da birleşmişlerdi. Bu
genç Rumlar daha sonra Yunanlılar tarafından silahlandırılıp, deniz sırtlarında
ve Boğazbaşı meydanında yerli tüm gençler ile beraber talimde bulunmuşlar ve
Aydın Muharebesi’nde Türklere karşı Yunanlılarla birlikte hareket etmişlerdir50.
Ayrıca Rum gençleri depodan çıkarılan Osmanlı silahlarıyla ve ahaliden topla-
nan silahlarla teçhiz edilmiş, Rum kadınları da Rum mahallesine cephane taşı-
mıştı. Aydın kazasında yerli Rumların ellerindeki silahlar kontrol edildiğinde,
Osmanlı ordusuna ait olduğu anlaşılmıştır51.
Milli kuvvetlerin tazyikiyle Yunanlılar 30 Haziran 1919’da Aydın’ı boşalt-
mışlar, İzmir’e doğru çekilmişlerdi. Akıbetlerinden korkan bazı Rumlar da, Yu-
nanlılarla birlikte İzmir’e hareket etmişlerdir52.
Nazilli ise 4 Haziran 1919 işgale uğramıştır. Burada da işgali alkışlarla kar-
şılayan Rumlar “Kahrolsun Türkler!” diye bağırmışladır53. Rumlar Türk kadın
ve kızlarına saldırıda bulunmuşlar, minarede ezan okuyan müezzinleri dayakla
aşağıya indirmişlerdi54.
Yunan işgalleri devam ederken Çine’deki Rumlar, buranın da işgal edi-
leceği ümidiyle evlerini badanalamakla meşguldüler. Hatta Rum papazı, Çine
maktaydı. Bilindiği gibi Aydın’ın Yunanlılar tarafından işgali (27 Mayıs 1919)
burada yaşayan Rumları sevindirmişti ve çoğu yerli Rum, Yunan mezalimine
ortak olmuştu. 30 Haziran’da Aydın işgalden kurtarılınca akıbetlerinden endişe
eden Rumlardan bazıları Yunanlı askerle birlikte geri çekilmiştir. Yunanlılarla
birlikte gitmeyen ve burada kalan Rumlar ise korku ve panik içerisinde, Yu-
nanlıların Aydın’a gelmesine ve başlarını belaya sokmasına lanet etmişlerdir75.
Aydın’ın ikinci kez işgal edildiği gün, yani 3 Temmuz 1919’da işte bu Rumlardan
bazıları İzmir’e bir mektup göndererek tepkilerini göstermişlerdir. Aydınlı Rum-
lardan Yorgi Yuvano, Pandeli Tukidi, Estemat Yani, Estero Papadaki, Diyonis
Kalfelisi, Yeolitis Papadaki Anakestopulos ve Doktor Satilidi’nin imzalarını ve
“Aydın’ dan Yunan İşgal Kumandanlığı Karargâhı’na” başlığını taşıyan mektupta;
“Yunan askerlerinin buraya tekrar gelmekliği burada Hıristiyanların durumlarının
tehlikeye düşmesine bais olacaktır. Burada Türk Hükümeti buradaki Hıristiyanla-
rın hukukunu kardeşçe tehlikeden kurtardılar ve onlara iltifat ediyorlar. Ve cümle-
mizi hükümet içine topladılar, taht-ı muhafazaya aldılar ki, bu canlarımızı gaib
ettirmeyerek ve her bir ihtiyacımızı temin ediyorlar. Zan etmeyin ki, bu mektubu
Türk Hükümetinin tazyikiyle yazdık. Bu mektup kendimiz tarafından yazılmıştır.
Size tekrar bildiriyoruz ki, cümlemizi toplayıp taht-ı muhafazaya almışlardır. Türk
Hükümeti tarafından para sarf edilerek her bir ihtiyacımız temin ediliyor” ifadele-
rini kullanarak, yaşamış oldukları yerde tamamen Türk hükümetinin hoşgörüsü
altında olduklarını bildirmiştir76.
Nazilli’nin işgal edilmesinin ardından buradaki Rumlar da aynı mealde
mektuplar göndermişlerdir. Nazilli’de yaşayan bazı Rumlar ile Nazilli Rum
Horası’nın imzasını taşıyan ve İtilaf Devletleri’nin temsilcilerine gönderilen
mektupta; “Memleketimizde İslâm ve Hıristiyanların gerek insanca ve gerek mad-
deten uğradıkları büyük zayiat ile şahit olduğumuz faciadan ricat eden (geri çe-
kilen) Yunan ordularını sorumlu buluyoruz. Bu faciaya bir an evvel son vermek
ve ricat halinde bulunan Yunan ordularının bu münasebetsizliklerine mani olmak
için gerek mümessilleriniz, gerek hükümetleriniz nezdinde teşebbüsat-ı lâzımede
bulunulmasını hem cemaatimiz namına hem de insaniyet ve medeniyet namına rica
ve istirham ederiz.” denilmek suretiyle, yaşanmış ve yaşanmakta olan bütün sı-
kıntıların sebebinin Yunan ordusu olduğu bildirilmiştir77. Buna benzer tepkiler
82 Aker, a.g.e., s. 206, Bayar, a.g.e., C VI, s. 2437; Gökbel, a.g.e., s. 249.
83 Aker, a.g.e., s. 445.
84 BOA DH. KMS., 50/3, Lef.1-3
980 MUHAMMED SARI - MUTTALİP ŞİMŞEK
fisi’ adıyla bir divan teşekkül ettirilmişti. Bu divan-ı harbi, örfi varlığını Mayıs
1920’lere kadar sürdürmüştü85.
Tehcir yalnızca Rum ve Ermenileri kapsamaktaydı. Çünkü Rum ve Erme-
nilerin düşman hesabına çalıştıkları sabit olmuştu. Museviler tehcir uygulama-
sının dışında tutulmuştu86. Buna rağmen Nazilli’de yaşayan Musevilerin de iç
bölgelere doğru gitmek istedikleri görülmüştür. Nitekim Dâhiliye Vekili Behiç
Bey’den Garp Cephesi Kumandanlığı’na gönderilen 1 Eylül 1336 (1920) tarihli
şifre telgrafta; “Nazilli’ den Denizli’ye hicret eden 50 hane Musevi’nin İzmir ve Ro-
dos Musevi cemaatlerinin müracaatları üzerine Antalya taralarıyla Rodos’a nakli
mümkün olup olmadığı, değilse nerelerde ve ne zaman yardım edilebileceği” sorul-
muş, bu hususla ilgili Antalya’daki İtalyan temsilcisi mutasarrılığa müracaatta
bulunmuştu. Dâhiliye Vekili, Denizli ve Antalya Mutasarrılıklarından, diğer
Osmanlı tebaasına yapıldığı gibi Musevilere de gereken kolaylığın ve yardımın
yapılmasını istemiştir87. Görüldüğü gibi işgallerin başlamasıyla Yunanistan’a her
türlü desteği veren ve işgalle birlikte yaşamın zorlaştığı alanlardaki gayrimüs-
limlerin hem kontrol altında tutulması, hem de daha rahat yaşayabilmeleri için
cephe gerisine sevk edildiği görülmektedir. Alınan tedbirler sayesinde ise bu in-
sanların mağdur olmamaları temin edilmiştir.
Sonuç
XIX. yüzyılın ortalarından itibaren Batı Anadolu’ya gelip yerleşen Rumlar,
bu bölgede Rum nüfusunun artmasına neden olmuştur. Buna rağmen XX. yüz-
yılın başlarında Batı Anadolu’nun genelinde olduğu gibi Aydın Sancağı’nda da
gayrimüslim nüfus, sahilde yer alan Söke’nin dışında sancağın genelinde %15’i
geçmemekteydi. Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı’nın siyasi ve askeri ge-
lişmelerinin etkisiyle bölgeden Yunanistan’a ve Adalar’a firar eden Rumlar, Yu-
nan işgaliyle birlikte tekrar Batı Anadolu sahillerine, hususiyle de Aydın Sancağı
sahillerine, gelmeye başlamışlardı. Böylece hem uluslararası temsilcilerin rapor-
larını etkilemek için nüfusu çok göstermeyi, hem de Yunan ordusuna katılarak
arzuladıkları zafere ulaşmayı amaçlamışlardır. Yunan işgaline kadar Türklerle
barış içerisinde yaşayan yerli Rumlar, firari Rumların da gelişiyle, bir tutum
değişikliği içerisine girmişler ve bölgede inanılmaz boyutlara ulaşan vahşet icra
etmişlerdir.
Yunan işgalinden önce veya işgal esnasında her türlü Yunan propagandası,
casusluk, şekavet, hırsızlık vb. faaliyetlerde bulunan Rumlardan bir kısmı akı-
betlerinden endişe ederek Yunanlıların çekilişiyle birlikte gitmişler; geriye kalıp
da bu cürümleri işleyenler ise mahalli mahkemelerde yargılanarak cezalandırıl-
mışlardır. Yine Yunan işgalinin huzurlu yaşamlarını bozduğunu gören ve buna
tepki gösteren Rumlar da mevcuttu. Bunlar da ilgili yerlere gönderdikleri mek-
tuplarla tepkilerini göstermişti.
İşgalle birlikte Yunanlılara her türlü desteği sağlayan Rumlar, işgalin devam
ettiği bir ortamda güvenlik ve ikamet problemi nedeniyle cephe gerisine sevk
edilmişlerdi. İç bölgelere sadece Rumlar gönderilmişti. Ancak savaş ortamından
huzursuz olan Nazillili Museviler de gönüllü olarak Denizli’ye hicret etmişlerdir.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen alınan tedbirler sayesinde düşmana yardım
edenlere bile Türkler, insanlığın, merhametin ne demek olduğunu öğretmişler-
dir.
982 MUHAMMED SARI - MUTTALİP ŞİMŞEK
BİBLİYOGRAFYA
BAŞBAKANLIK OSMANLI ARŞİVİ
DH. EUM. 3.Şb.,
6/101
DH.İ.UM.EK.,88/1-342
DH. KMS., 50/3
DH. KMS., 52-3/7
DH. KMS., 53-2/73
DH. ŞFR., 509/27
DH. ŞFR., 518/35
DH.ŞFR., 530/89
DH. ŞFR., 533/68
DH. ŞFR., 79/94
DH. ŞFR., 562/40
DH. ŞFR., 595/10
DH. ŞFR., 599/134
DH. ŞFR., 100/143
ATASE ARŞİVİ
Kutu: 2, Gömlek: 2, Belge: 2-1
Kutu: 11, Gömlek: 32, Belge: 32-4
Kutu: 11, Gömlek: 48, Belge: 48-1
Kutu: 31, Gömlek: 113, Belge: 113-1
Kutu: 37, Gömlek: 148, Belge: 148-1
Kutu: 84, Gömlek: 104, Belge: 104-4 /6 ve 8
Kutu: 84, Gömlek: 104, Belge: 104-13
Kutu: 93, Gömlek: 86, Belge: 86-1
MİLLİ MÜCADELE YILLARINDA AYDIN SANCAĞINDA 983
GAYR-İ MÜSLİMLERİN FAALİYETLERİ
SALNAMELER
Hicri 1326 (1908) Aydın Vilayet Salnamesi
ŞER’İYE SİCİLLERİ
Çine ŞS 180, H. No:22, s. (yok)
Çine ŞS 235, H. No:72, s. 19
Söke ŞS 233, H.No: 6, s. 5
Söke ŞS 249, H.No: 93, s. (yok)
Söke ŞS 256, H.No: 144, s. 20
Söke ŞS 275, H.No: 13, s. 120
Söke ŞS 276/2, Hüküm No:74, s. 90
Söke ŞS 276/2, Hüküm No:70, s. 88
Söke ŞS 276-2, Hüküm No:73, s. 90
Söke ŞS 276-2, Hüküm No:75, s. 90
Söke ŞS 282, H.No: 117, s. 107
984 MUHAMMED SARI - MUTTALİP ŞİMŞEK
KİTAP VE MAKALELER
Aker, Şefik, 57. Tümen ve Aydın Milli Mücadelesi (1919-1920), ATASE
Yayınları, Ankara, 2006.
Bayar, Celal, Ben De Yazdım, Baha Matbaası, C VI, İstanbul, 1997.
Buğdaycı, Aslan, Milli Mücadele’de Nazilli (1919-1922), Nazilli, 1996.
Çakmak, Zafer, Yunan İşgali ve Rum Mezalimi (1919-1922), Yeditepe
Yay., İstanbul, 2007.
Ercan, Yavuz, “Osmanlı Devleti’nde Müslüman Olmayan Topluluklar
(Millet Sistemi)”, Yeni Türkiye, 2000/32, s. 39-406.
Gökbel, Asaf, Aydın Milli Mücadelesi, Aydın, 1964.
Gülsoy, Ufuk, Osmanlı’nın Gayrimüslim Askerleri, Timaş Yayınları, İs-
tanbul, 2010.
Jaeschke, Gotthard, Türk Kurtuluş Savaşı Kronolojisi, TTK, Ankara,
1989.
Karpat, H. Kemal, Osmanlı Nüfusu (1830-1914) Demografik ve Sosyal
Özellikleri, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul, 2003.
Köstüklü, Nuri, Milli Mücadele’de Denizli, Isparta ve Burdur Sancak-
ları, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 1999.
…………….., “Milli Mücadele’de Denizli, Isparta, Burdur ve Çevresinde-
ki Azınlıkların Tutum ve Davranışları”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi,
Temmuz 1989, C V, S 15, s. 665-690.
Özdemir, Mustafa, “I. Dünya Savaşı Sırasında Osmanlı Devleti Tarafından
Gerçekleştirilen Rum Tehciri”, Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi,
İzmir, 2008, C VI, S 14, s. 27-40.
Sofuoğlu, Adnan, “Anadolu Üzerindeki Yunan Hedeleri ve Mütareke Dö-
nemi Fener Rum Patrikhanesinin Faaliyetleri”, Atatürk Araştırma Merkezi
Dergisi, C X, S 28’den ayrı basım, Ankara, 1995, s. 211-253.
Sonyel, R. Salâhi, “Büyük Devletlerin Osmanlı İmparatorluğu’nu Parçala-
ma Çabalarında Hıristiyan Azınlıkların Rolü”, Belleten, C 49, S 195, s. 647-
656.
Turan, Mustafa, Yunan Mezalimi (İzmir, Aydın, Manisa, Denizli (1919-
1923), Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 2006.
Ülker, Necmi, “Mondros Mütarekesi Döneminde Aydın Vilayeti’nin Nüfu-
suna Dair Bir Belge”, Tarih İncelemeleri Dergisi, İzmir, 1990, C V, s. 23-39.
ATASE, Kutu: 660, Gömlek: 129, Belge: 129-1