You are on page 1of 13

ELHAMDÜLİLLAH. ELHAMDÜLİLLAH. ELHAMDÜLİLAHİ RABBİL ÂLEMİN.

VESSALATÜ VESSELAMÜ ÂLA RASÜLİNA MUHAMMEDİN VE ÂLA ALİHİ VE


SAHBİHİ ECMAÎN.

Bu haftaki dersimizin konusunda; Kadiri Tariki, Abdüllatif Kolu, Ahmed


Kuddûsi Hz.’nin tarikinde, geçen haftalarda anlatılan aşamaları ve hazırlık
dersini, gereği gibi yerine getiren salikin, gerçek mürid olmaya ve seyr-i
sülükuna başlayacağı mürşidine intisabı, biat etmesi ve asıl dersine
başlamasındaki usüllerden bahsetmek isteriz:

Erkeklerin, kadınların Ve Çocukların Tarikata İntisâb (El


Alma=İcazet Alma) Etmesi

Tarikata intisab edecek kişi önce belirtilen işlemler tamamlanmış


olarak abdestli bir şekilde hırkasını, tacını, sarığını, kemerini de yanına alarak;
“DESTUR YA ŞEYHİM” der.
Destur verilince, Şeyhinin (Efendisinin) veya vekilinin huzuruna girip
diz çöker. Dizlerini şeyhinin dizlerine bitiştirir. Şeyh müridin sağ elini, sağ
eline(Şeyhin sağ eli müridin sağ elinin altında kalacak şekilde) muhafaza eder
gibi alır. Şeyh sol elini de müridin sağ elinin üstüne koyar.
Ders alacak birkaç kişi ise, her kişi sağ ellerini üst üste koyar, şeyhte
sağ eli altta, sol eli üstte kalacak şekilde muhafaza altına alır, mürid adayı ve
adaylarına hep birlikte okumaları tembih edilerek şu duayı ve arkasından
tevbe ve istiğfar duasını birlikte okurlar.

1
Euzübillahimineşşeytanirracim. Bismillahirrahmanirrahim.
Ya eyyuhellezîneamenûtûbûilallahitevbetennasuha
Sadakallahul azim

Elhamdülillahirabbil âlemin vessalatüvesselamüâlarasulinamuhammedin ve


âla alihi ve sahbihiecmâin.
TEVBE (İSTİĞFAR) DUASI

2
Estağfirullahe'lâzimelkerim, ellezi la ilahe illâ hüve'lhayyü'l kayyume ve
etübüileyh. Tevbeteâbdin zalimin linefsihi, la yemlikü linefsihi mevten vela
hayaten ve lanüşura. Ve eselühü'ttevbete ve'lmağfirete ve'lhidayete lena,
innehü, hüve't tevvabü'rrahîm."
"Ya rabbi! Bu ana gelinceye kadar benim elimden, dilimden,
gözümden, kulağımdan, ayağımdan bilerek veya bilmeyerek meydana gelen
bütün günah ve hatalarıma tevbe ettim, pişman oldum. Küfür, şirk, isyan,
günah ve kusur gibi her ne türlü hâl vaki oldu ise, cümlesine tevbe ettim,
pişmanlık duydum. Bir daha yapmamaya azm’ücezm’ü kast ettim. Sen bu
tevbemi kabul eyle. Nefsime uyup, şeytana tabi olup da, aynı günah ve
kusurları bir daha tekrar etmeme imkân verme, ya Rabbi. Bir daha iman ve
ikrar ediyorum ki, Peygamberlerin evveli Âdem Aleyhisselâm, ahiri ise Hazreti
Muhammed Aleyhisselâm ve bu ikisi arasında her ne kadar peygamber gelip
geçtiyse, bunların cümlesine inandım, iman ettim, hepsi de haktır ve
gerçektir. Bütün peygamberlere, onlara gönderilmiş olan İlahi kitaplara ve
içindeki emirlere şeksiz ve şüphesiz iman ettim, dilimle ikrar, kalbimle tasdik
ediyorum ve yine iman ve ikrar ediyorum ki, en son kitap Kuran’ı Azimüşşân
ve en son Peygamber de Hazreti Muhammed Aleyhisselâm'dır."
TECDİDİ İMAN DUASI

3
Amentü billahi ve bimacaeminîndillah, âlamüradillahi ve amentü
biRasülillah ve bimâcaeminîndiRasülillah âla muradiRasülillah, Amentü
billahi ve melaiketihi ve kütübihi ve rusülihive'lyevmi'lahıri ve bi'lgaderi,
hayrihi ve şerrihiminallahi Teâla ve'lbâ'sübâ'de'l mevt. Haggun, Eşhedüella
ilahe illAllah ve eşhedüenneMuhammedenÂbdühû Ve Rasülüh.

Anlamı: Ben Allâh’u Teâlâ'ya, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine,


âhiret gününe, kadere; hayır ve şerrin Allâh’u Teâlâ'nın yaratmasıyla
olduğuna inandım. Öldükten sonra dirilmek de haktır. Ben şahadet ederim ki,
Allâh’uTe'âlâ'dan başka ilâh yoktur. Ve yine şahadet ederim ki,
Muhammed(asv) O'nun kulu ve peygamberidir.

TECDİDİ NİKÂH DUASI


(13 Defa Okunabilir)

Allahümmeinniüridü en üceddidelimanevennikahatecdidenbikavli la ilahe


illallah Muhammedünrasülullah

Manası: Ya Rabbi, la ilahe illallah MuhammedünRasulullah diyerek imanımı


ve nikâhımı tazeliyorum.

Allah(cc) ve Rasûlü(asv)’nün helal kıldığı şeyleri helal bilip, haram


kıldığı şeyleri haram bilip, ona göre amel etmeyi, Allah(cc) emri ve takdiri ile
ikicihan serveri Hz. Muhammed(a.s.v) Efendimizden velilere intikâl eden,
Sultânu’l Evliya SeyyidAbdülkâdir Geylani Hz.’lerinde toplanarak Ahmed
Kuddûsi Hz. ‘lerine de intikal eden manevi yolu ve onların izni ve desturları ile
Kadiri Tarikatını tarikatlığa, Abdülkâdir Geylani Hz.’lerini pirliğe, Ahmed
Kuddusihz.’ni mürşitliğe, Biz acizide Efendiliğe; “Hiç kimsenin tesiri altında
kalmadan kabul ediyor musunuz?”,diye sorulur. “Kabul ediyorum.” Denirse;

4
tekrar, “kabul ediyormusunuz?”, diye tekrar sorar “Kabul ediyorum.” Denirse;
tekrar, “Kabul ediyormusunuz?”, “Kabul ediyorum.” dedikten sonra eller
bırakılır.(3kere) Sonra Şeyh ile birlikte sesli olarak;

fâ'lemennehu
“Lâ” kelimesini kalbinden alır, sağ arka küreğindeki “İlâhe” kelimesine
bağlar(bu bağlama anında Allah’u Teâlâ’nın gayrısına takılı olan havatırı
’Rabbani, şeytani, dünyevi hatıralar’ hatta yeryüzünün gökyüzünün bütün
zerreleri ve kendimizi de mahvolmuş sayarak) “lâ” ve “ilahe” kelimeleri sol
taraftan alınarak kalbdeki “İllalah” kelimesine vurur. Böylece kalbi masivadan
(akla gelen, düşünülen, görülen her şey) boşaltılmış ve bütün kirleri
temizlenmiş olur.
“La ilahe İllallah” kelime-i Tayyibe’si söylenirken “ilahe’’ ile ‘’illallah’’
arasında durmadan, yani nefes almaksızın(alınırsa küfür olur) İllallah kelimesi
ile birleşir.

La ilahe illallah(3 defa)

Sonra şeyh; Rabbimim, Peygamber Efendimiz(asv) ve Pirlerimizde


seni(sizi) kabul etsin. Rabbimi ve büyüklerimizi de size şahit tutuyorum.

- Günahlarımıza tevbe edelim. Ve tevbemize sadık kalalım.


- Bizim vesilemiz ile yüklenmiş olduğunuz tarikat emanetini
koruyunuz.
- Şeytanın ve nefsinizin isteklerinden Allah(cc)’a sığınınız.
- Yalan söylemeyip, ahdinizde durunuz.
- Devamlı abdestli geziniz.

5
- Gıybet, dedikodu, iftira, sui zan etmeyip laf gezdirmeyiniz.
- Hiç kimsenin aleyhinde olmayınız.
- Cenab’ı Hakk(cc)’a karşı emir ve nehiylerini tutalım.
- Her fırsatta adetsizce, gezerken, ayakta, oturur iken kelime-i
tevhid (la ilahe illallah), estağfirullah ve Salavatı şerife getirelim.
Daha sonra Şeyh Efendi şu ayeti okur.
FETİH SURESİ 10. AYET

Bismillâhirrahmanirrahim
İnnellezine yubayiûneke innema yubyiûnallah, yedullahi fevga eydihim,
femen nekese feinnema yenküsü âla nefsihi. Vemen evfa bima âhede
âleyhullahe feseyu’tihi ecran âzîma.

Manası: Sana(söz verip) biat edenler ancak Allah(cc)’a biat


etmişlerdir. Allah(cc)’ın eli, onların ellerinin üzerindedir. Artık kim ahdini
bozarsa ancak kendi aleyhine ahdini bozmuş olur. Kim de Allah(cc)’a verdiği
ahde vefa gösterirse, ona da büyük bir ecir, mükâfat verecektir.

6
İnnallahe vemelaiketehü yusallüne âlennebiyyi. Ya eyyuhellezine amenû
sallü âleyhi ve sellimü teslima.

Manası: Şüphesiz Allah(cc) ve melekleri Peygamber(asv)’e salât ederler. Ey


iman edenler! Siz de ona salât edin, selâm edin. (AHZAB/56)
Şeyh kendisine bağlanan müridlerine birer bardak şerbet, meşrubat
veya su içirir. Bardağı müridine uzatırken;

“Bismillahirrahmanirrahim. Selamün gavlemmirrabbi’r Rahîm”

Cenâb’ı Hakk(cc), bu ayetin sırrına bizleri mazhar kılarak cemali ile


müşerref kılsın inşallah der ve;3 İhlas, 1 Fatiha suresi okunur.

HIRKA, TAC GİYME

Küçük bir törenle yapılır. Şeyh otururken tac giyecek mürid şeyhinin
önüne oturur. Başını şeyhin önünde eğer ve tacını şeyhine verir. Şeyhi tac ’ın
içini Bismillahi Allah’u Ekber diyerek üç defa dudak ve alnına götürerek öper

7
ve sonra Fatiha suresini okuyarak dua eder ve tacı müride giydirir. “Ya Rabbi
bu kardeşimize lütfunda manevi tac giydir.” diye dua edilir.
Sonra ayağa kalkılır. Şeyh Efendiye hırka takdim edilir ve Şeyh Efendi
hırkanın sağ omuz içini, sonra sol omuz içini ve boyun kısmını Bismillahi
Allah’u Ekber diyerek üç defa dudak ve alnına götürerek öper ve giydirir.” Ya
Rabbi bu kardeşimize lütfunda manevi hırkanı giydir.” Diye dua edilir.
Böylece hırka giyen müridin, mürşidine teslim olması yani Allah (cc)
ve Resulü(asv)’ne teslim olması demektir. Böylece mürid mürşidinin manevi
terbiyesine girmiş olur.
Mürşid daha sonra müride icazetnamesini yazılı bir belge ile takdim
eder ve Şeyhinin elini öper. Salavatı şerife ve tekbirler getirilerek orada
bulunan ihvan kardeşleri ile müsafaha eder.

8
EssalatüVe'sSelamüÂleyke Ya Rasüllallah
Ey Allah(cc)ın elçisi Salat Ve Selam Senin Üzerine Olsun
EssalatüVe'sSelamüÂleyke Ya Habiballah
Ey Allah(cc)ın Sevgilisi Salat ve Selam Senin Üzerine Olsun
EssalatüVe'sSelamüÂleyke Ya Nebiyallah
Ey Allah(cc)ın Peygamberi Salat Ve Selam Senin Üzerine Olsun
EssalatüVe'sSelamüÂleyke Ya Nuru Ârşillah
Ey Allah(cc)ın Arşının Nuru Salat Ve Selam Senin Üzerine Olsun
EssalatüVe'sSelamüÂleyke Ya Hayra Halgillah
Ey Allah(cc)ın Yarıtılanlarının En hayırlısı Salat Ve Salam Senin Üzerine
Olsun
EssalatüVe'sSelamüAleyke Ya Seyyidel Evveline Vel Ahirin
Ey Öncekilerin Ve Sonrakilerin Efendisi Salat Ve Selam Senin Üzerine
Olsun
VelHamdü Lillahi Rabbil Âlemin
Hamd Âlemlerin Rabbi olan Allah(cc) içindir. ElFatiha…
Böylece icazet alma merasimi tamamlanır.
Ders alan müridler tevbe istiğfar namazı kılar. Her rekâtta fatihadan
sonra bildiği bir zammı sureyi okur. Namazdan sonra seyyidi’l istiğfar duası
okunur.

Seyyidül İstiğfar Duası

“Allahümmeente Rabbi la ilahe illa entehalagtenî ve ene âbdüke ve ene


âlaâhdike ve vâ’dikemes’tetâtüeûzübikeminşerrimasanâtüebü’ü leke

9
binîmetikealeyye ve ebü’übizenbifağfirlifeinnehü lâ yağfiruzzünübe illa
ente. Birahmetikeyâerhamer’rahimin”
Ma’nâsı: “Allah’ım! Sen benim Rabbimsin. Senden başka (ibâdete lâyık) hiçbir
ilâh yoktur. Ancak sen varsın. Beni sen yarattın. Şüphesiz ben senin kulunum.
Gücüm yettiği kadar, verdiğim sözde durmağa çalışıyorum. Ya Rabbi!
İşlediğim günahların şerrinden sana sığınıyorum. Bana lütuf ve ihsan
buyurduğun nimetleri ikrar ve itiraf ediyorum, günahlarımı da itiraf ediyorum.
Ya Rabbi! Beni mağfiret buyur (günahlarımı bağışla), zira senden başka
günahları bağışlayacak (mağfiret edecek, af edecek) yoktur.”

Müridin İcazet Aldıktan Sonra Gözetilmesi Gereken Adapları

Gafletten uyandıktan sonra müride lazım olan ilk şey, dini bütün,
nasihati dinlenen, güvenilir, yolu tanımış (tarikatı bilen) zamanındaki
şeyhlerden birini bulmayı amaçlamaktır. Kendini onun hizmetine adamalı,
ona muhalefet etmemeye sadakatle inanmalıdır. Sonra şeyhin ona,
Mevla’sına nasıl döneceğini öğretmesi ve gideceği yolda ona rehberlik etmesi
gerekir. Şeyh, onun yolda ilerlemesini kolaylaştırır. Ona lehinde ve aleyhinde
olan dinin esaslarını; tabii ilk önce yeme, içme ve giyim ihtiyaçlarının helal
yoldan sağlanması gerektiğini öğretir. Bunları yaptığı takdirde giderek ilerler.
Mürid, bunlardan sonra, farzlardan yapamadıklarını kaza eder. Sonra,
kendisine yapılan haksızlıkları sahiplerine terk eder. Yani hakkını herkese helal
eder.
Birisine gıybet, iftira ve küfür etmişse, o kimse veya kimselerden de
helallik istemeli, af dilemelidir. Sonra nefsini tanımalı, riyazatlarla onu terbiye
etmelidir. O mücahedelerle eğitilir ki bunlar; nefsi alışkın olduğu şeylerden
kesmek, ona, heva ve hevesinin tersi şeyleri yüklemek, arzularından
alıkoymak, zorluklara alıştırmak, acılara katlanmak, çokça zikir etmek, oruca,
nafile namazlara devam etmek, dinin emir ve yasaklarına muhalefet
edildiğinde pişman olmak, kötü huylardan uzaklaştırmak, uyku yerine
uyanıklığı, tokluk yerine açlığı, rahatlık yerine zorluğu seçmektir. İşte, o zaman

10
bu mürid, tövbe edenlerden ve Allah’u Teâla’ya muhabbet besleyenlerden
olur.
Mürid, tüm hallerinde verâ sahibi olmalıdır. Tövbe ve verâ makamı
sağlam olduğunda, zühd makamına geçer. Eğer isterse, yamalı elbise giyme
zamanı gelmiştir. Halinin karışmaması ve gösterişli olmaması için, giyiminde
bu yolu tutmalıdır.
Mürid, böylece makamları aşar. Kim davranışlarındaki yanlışları,
nefisinin hatalarını görüp, onları yok etmek için gayret sarf ederek kendini
eğitmezse, böylesi kişiye uymak caiz değildir.
Sonra nefsini, mücahedeye alır. Nefsinin iyi ve kötü yönlerini
değerlendirir. İster iyi, ister kötü olsun her halini şeyhine arz eder.
Sonra mürid, makamları aşmaya çalışır. Bir makamdan diğerine, o
makamın edeplerini yerine getirmeden geçmez. Zühdle, ancak verâ ve
benzeri makamları tamamladıktan sonra ilgilenebilir. İşte, böylece ameller
kalplere yerleşebilir.
İnsanların müride meded etmesi, övmesi onun halini daha başlangıçta
bulabilir. Onun için, müridin bunlara karşı son derece dikkatli olması gerekir.
Bilakis o, daima nefsinin eksikliklerini dikkate almalıdır.
“Bir mü’min gündüzünü dört kısma ayırır: Bir kısmında Rabbine ibadet
ve dua ede; bir kısmını nefis muhasebesi ile geçirir; bir kısmını Allah(cc)’ın
emir ve yasakları hakkında bilgi veren, nasihat eden âlimlerin yanında geçirir
ve bir kısmında da nefsini, helal ve güzel zevkler arasında serbest bırakır.”
Müridin, yol kardeşlerine hizmeti ganimet bilmesi ve bunu nafile
ibadetlerle süslemesi gerekir.
Müridin kalp gözü açılmadan önce şeyhinden ayrılması, kerih (çirkin,
kötü) görülür. Onun hizmetinde emirlerine ve yasaklarına sabretmesi gerekir.
Müridliğin alameti; rehberi, önderi dinlemek ve ona itaat etmek, doktorun
yanında sağa sola bakmayı, başka şeyler düşünmeyi terk etmektir.
Mürid iyi bilmelidir ki hâl, makam ve ibadet ancak ihlas ile doğru olur.
Çünkü ihlas, amelde halkı görmekten ve ameli halkın görmesinden arınmaktır.
Mürid ders aldıktan sonra verdiği bu ahid (söz) üzerinde durur. Bu
sözü bozmamak için çok önem verir. Vaciptir (Ahid).

11
Seni alakadar etmeyen söze karışma.
Allah(cc) yolcusu inabe (ders) aldıktan sonra, verilen şartlara çok
dikkat etmeli ve eda etmeli.
Bundan sonra, cemaatle namaza devam etmeli. Teheccüd, işrak,
kuşluk, evvabin, tahiyyatı mescid namazlarından hangisini mürşidi tavsiye
ederse, onu yerine getirmelidir. Nafile ibadetlerle yüce Hakk’a yakınlaşır.
Mürid gerçek bir mürşide, öndere tabi olduğunda ve bağlandığında
göreceği faydalar şunlardır:
Mürşidi kendisine ünsiyet eden gerçek bir arkadaş olur. Mürid
yorulduğu, kaldığı anlarda her yanın zulmet sardığı, nefsinin şerri baş
gösterdiği, sapık arzular kendisini bastığı zaman o zata sığınır. Nefsi dikleşip
bu yolda yürümekten kaldığı zaman o zata sığınır. Mürşidden yardım görür.
İşte Kur’an ve sünnet yolundan ayrılmadığı taktirde ve kendisine
gerçek bir mürşid bulup ona tabi olduğunda, Allah(cc)’a ermek, Allah (cc)’a
kavuşmak onun için kolay olur. Allah’u Teâla bu manada şöyle buyurur: ‘’O
kimseler ki yolumuzda çaba harcarlar, elbette onlara yollarımızı gösteririz.
(Ankebut/69)
Bir mürid sağlam bir itikad ile bu yola girerse, hakikat ilmini bulması
mümkün olur. Ciddi bir çalışma ile tarikat yoluna giren bir müridin, oradan da
hakikat yoluna geçmesi mümkün olur, kolaylaşır. Bundan sonra o kimseye
ihlas gerekir. Yani, Allah’u Teâla’ya karşı her sözünde ve her işinde, girdiği
yolda, attığı her adımı Allah(cc) için atmalıdır. Yüce Allah(cc)’a tam ulaşıncaya
kadar bu halini sürdürmelidir.
Zira bütün bunları yaparken hiçbir ayıplayan onu yolundan
almamalıdır. Sadık yolcuyu hiç kimse yolundan döndüremez. Aynı şekilde
yolda gördüğü ikramlar dahi onu yolundan almamalıdır. Mesela gördüğü bir
keramet veya kendinde zuhur eden olağan dışı bir hal gördüğünde orada
kalmamalıdır. Her şeyi Allah(cc)’dan bilip yoluna devam etmelidir. Bu yola
giren müride düşer ki; Elinde bulunanları saklasın (yani bende bu hal var,
bende şu haller zuhur ediyor, şöyle rüya görüyorum, böyle zuhuratlarım
oluyor diye kendindekileri ifşâ etmemelidir). Sabır yemeğini ve sabır orucunu

12
açacak şeyi bulmakta zorluk çekeceği endişe ile cimrilik etmemeli. (yani en
ufak bir durum karşısında öfkelenip, konuşup sabır orucunu bozmamalıdır.)
- Sürekli zillet haline baştan razı olmalıdır. Nasibin darlığından yana
gönlünü baştan hoş tutmalıdır.
- Daima aç susuz kalmaya, ünsüz, şöhretsiz, şanssız yaşamaya
şimdiden razı olmalıdır.
- Kendi arkadaşlarını, yakınlarını, iyilik ve ihsanda, devamlı
kendinden önde görmeli.
- Büyük zatların yanına yaklaşmalı, ilim meclislerinde oturmalıdır.
- Kendi tokluğundan önce çevresindekilerin tokluğunu düşünmeli
ve izzet ikram içinde bulunmalıdır. Kendisine onlardan alt olmak
yeter, çevresindekilerin tümü izzet bulsun diye dua etmeli,
çalışmalıdır. (Benim nasibim nasıl olsa beni bulur) diye
tevekkülden ayrılmamalıdır. Anlatılan bu şeylerin olabileceğine
şimdiden gönül hoşnutluğu ile rıza göstermelidir. Eğer razı
olmazsa, kendisine rıza ve mana kapılarının açılması zorlaşır.
Tamamıyla feraha ermek bütünüyle huzura kavuşmak, anlatılan
bu işlere riayettedir. Yine bu yola ilk giren müride düşer ki:
Allah’u Teâla’dan geçmişte işlediği günahlardan dolayı
mağfiretten, gelecekte işlemesi muhtemel günahlara karşı da
korunmadan başka bir şey talep etmemelidir. Allah’u Teâla’ya
daima yakın olmaya gayret etmelidir.

Rabb’ım Büyüklerimizin himmetlerini üzerimizde eylesin.


Geceniz(Gününüz) mübarek olsun. Rızayı lillahi el-Fatiha

13

You might also like