You are on page 1of 226

TC

ERC YES ÜN VERS TES


SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ
TAR H ANAB L MDALI
YEN ÇA B L M DALI

22 NUMARALI MÜH MME DEFTER N N (H.981/M.1573)


TRANKR PS YON VE DE ERLEND RMES (s. 1-107)

Hazırlayan
Rahman AH N

Danı man
Prof. Dr. Süleyman DEM RC

Yüksek Lisans Tezi

HAZ RAN 2014


KAYSER
TC
ERC YES ÜN VERS TES
SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ
TAR H ANAB L MDALI
YEN ÇA B L M DALI

22 NUMARALI MÜH MME DEFTER N N (H.981/M.1573)


TRANKR PS YON VE DE ERLEND RMES (s. 1-107)

Hazırlayan
Rahman AH N

Danı man
Prof. Dr. Süleyman DEM RC

Yüksek Lisans Tezi

HAZ RAN 2014


KAYSER
I

B L MSEL ET E UYGUNLUK

Bu çalı madaki tüm bilgilerin akademik ve etik kurallara uygun bir ekilde elde
edildi ini beyan ederim. Aynı zamanda bu kural ve davranı ların gerektirdi i gibi bu
çalı manın özünde olmayan tüm materyal ve sonuçları tam olarak aktardı ımı ve
referans gösterdi imi belirtirim.

Adı – Soyadı: Rahman AH N


mza:
II

“22 Numaralı Mühimme Defterinin ( H. 981/ M.1573) Transkripsiyon ve


De erlendirilmesi (s.1-107)” adlı Yüksek Lisans Tezi, Erciyes Üniversitesi Lisansüstü
Tez Önerisi ve Tez Yazma Yönergesi’ne uygun olarak hazırlanmı tır.

Tezi Hazırlayan Danışman

Rahman ŞAHİN Prof. Dr. Süleyman DEMİRCİ

mza mza

TARİH Anabilim Dalı Başkanı

Prof. Dr. Abdulkadir YUVALI

mza
IV

ÖN SÖZ

Günümüz müesseselerinin olu masına yüzyıllar öncesinden öncülük eden Osmanlı


Devleti, kurulu undan yıkılı ına kadar bünyesinde bulundurdu u ar ivi ile devlet
mekanizmasını mükemmel bir ekilde i letmi tir. Kurulup geli ti i co rafya
bakımından çok büyük önem ta ıyan Osmanlı Devleti, iyi i leyen idari sistemini ar iv
kaynaklarına borçludur.

Türkiye Cumhuriyeti tarih ara tırmaları için oldukça zengin bir ülkedir. Bünyesinde
yazma eserler bulunduran ehir kütüphanelerinin yanı sıra, ara tırmacılara en büyük
imkân ve hazineyi, Osmanlı Ar ivi sunmaktadır.

Günümüzde tarih ara tırmalarına kar ı büyük ilgi gösterilmeye ba lanmı tır. Bu
sebepten dolayı yapılan çalı malar gerek ara tırmacılar gerekse okurlar açısından büyük
önem ta ımaktadır. Osmanlı Devleti’ne ait Kadı Sicilleri, Tahrir Defterleri ve Mühimme
Defterlerinin çalı maları ara tırmacılar için bulunmaz fırsatlar sunmaktadırlar. Bu
çerçeveden bakıldı ında defter ne retmenin önemi biraz daha anla ılacaktır.

Tarih Anabilim Dalı, Yeniça Bilim Dalı yüksek lisans tezi olarak hazırlanmı olan 22
Numaralı Mühimme Defterinin Transkripsiyon ve De erlendirmesi (Sayfa 1-107)
incelendi inde, II. Selim devri siyasi, idari, askerî ve kültürel olaylara ı ık tutaca ı
anla ılacaktır.

Yüksek Lisans Tezi olarak hazırlanmı olan H.981/M. 1573 tarihli 22 Numaralı
Mühimme Defterinin (Sayfa 1-107) Transkripsiyon ve De erlendirmesi adlı bu
çalı madan faydalanılarak ilim dünyasına yararlı olunması, Türk milletine ait medeniyet
ve kültür zenginliklerinin ortaya çıkartılması ümit edilir. Çalı malarım boyunca
yardımlarını esirgemeyen hocam Prof. Dr. Süleyman DEM RC ’ye, Prof. Dr. Mehmet
NBA I’ya, Doç. Dr. Özen TOK’a ve Doç. Dr. Hava SELÇUK’a ükranlarımı sunarım.

Rahman AH N
V

Ç NDEK LER

B L MSEL ET E UYGUNLUK SAYFASI………………………………………... I


YÖNERGEYE UYGUNLUK SAYFASI………………………………………….… II
KABUL VE ONAY SAYFASI……………………………………………………….III
ÖN SÖZ…………...……………………………………….…...……………………...IV
Ç NDEK LER………………………………………………………………………..V
ÖZET…………………………………………………………..……….…………… VII
ABSTRACT…………………………………………………………....................... VIII
KISALTMALAR……………………………………..…………………….……….. IX

G R …………………………………………………………………..………..........1
B R NC BÖLÜM…………………………………………………………..………4
1. II. SEL M DÖNEM (1566–1574) ………………………….……….....4
1.1. II. Selim’in ehzadeli i ve Tahta Çıkı ı …………………………..4
1.2. Sakız Adasının Fethi ……………...……………………………….6
1.3. Yemen syanı ve syanın Bastırılması …………………………….7
1.4. Don-Volga Kanal Projesi ve Astrahan Seferi …………….………7
1.5. Açe Devleti’nin Yardım Talebi …………………………….……...8
1.6. Süvey Kanal Projesi ……………………………………………....8
1.7. Kıbrıs Adasının Fethi ……………………………………….……..9
1.8. nebahtı Deniz Sava ı ……………………………………………..12
1.9. Tunus Seferi ……………………………………………………….13

K NC BÖLÜM……………………………………………………………….…..15
2. 22 NUMARALI DEFTER N ÖZELL KLER ………………..….…...15
2.1. Defterin Fiziki Durumu……...…………………………….….15
2.2. Diplomatik ve Teknik Özellikler……………………..…..…..16
2.3. Dil Özellikleri………………………………………………….20
2.4. Tarihler………………………………………………………...21
VI

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM……………………………………………………………..…..22
3. DEFTER N MUHTEVASI………………………………………….…...22
3.1. Muhteva Özellikleri…………………………….………............22
3.2. Kıbrıs ile lgili Hükümler……………………………….……..23
3.3. Donanma çin Kürekçi Tedariki ile lgili Hükümler ……......25
3.4. mar ve Tamir Faaliyetleri………………………………….....26
3.5. E kıyalık Faaliyetleri………………………………………......28
3.6. Suçluların Cezalandırılması…………………...……………....35
3.7. Muhtelif Konular ……………………………….……….….….41
3.8. Hükümlerin Muhatap Makamları…………………….…........48

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM………………………………………………….……….....51
4. DEFTER N TRANSKR PS YONU VE ÖZET …………………….....51
4.1. Metnin Transkripsiyonu.............................................................51
4.2. Hükümlerin Özeti……………………………………….........171

SONUÇ.................................................................................................................. 194
KAYNAKLAR...................................................................................................... 198
NDEKS………………………………………………………..………………... 211
EKLER.................................................................................................................. 215

ÖZGEÇM ……………………………………………………..…………...…. 273


VII

22 NUMARALI MÜHİMME DEFTERİNİN ( H.981/ M.1573)

TRANSKRİPSİYON VE DEĞERLENDİRİLMESİ (s. 1-107)

Rahman ŞAHİN

Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü

Yüksek Lisans Tezi

Danı man: Prof. Dr. Süleyman DEM RC

ÖZET

Osmanlı Devleti’nin yönetim organı olan Divan-ı Hümâyûn’dan çıkan ferman


suretlerinin bir araya getirilmesi ile olu turulan defterlere Mühimme defteri
denilmektedir. Mühimme defterleri bünyesinde devlet yönetimi ile ilgili siyasi, askerî,
ekonomik ve idari konularda önemli bilgiler bulundurmaktadır. Bu bilgilerden yola
çıkılarak Osmanlı Devleti’nin klasik ça ı boyunca meydana getirmi oldu u seyir
defteri ortaya çıkartılabilir. Bu çalı maya konu olan 22 Numaralı Mühimme Defteri, II.
Selim dönemini (1572 – 1573) içermektedir. Üzerinde çalı ılan defterde a ırlıklı olarak
e kıyalık faaliyetleri ve imar - iskân konularının yanı sıra çe itli sosyal içerikli olaylar
da bulunmaktadır. Bu çalı mada, 22 numaralı Mühimme Defteri’nin ekli özellikleri,
transkripsiyon ve de erlendirmesinin yanı sıra mühimme defterleri ile ilgili genel
bilgilerden de bahsedilmi tir. Çalı manın sonunda ekler kısmında defterden örnek
sayfalara yer verilmi tir.

Anahtar kelimeler: Divan-ı Hümâyûn, Mühimme Defterleri, II. Selim, E kıyalık


VIII

AN EVALUATION AND TRANSLITERATION OF IMPORTANT AFFAIR

( MÜH MME ) REGISTERS NUMBERED 22 ( 981 by hijri, 1573 by gregorian

calendar) ( pages 1-107)

Rahman AH N

Erciyes University, Institute of Social Sciences

Master Thesis

Supervisor: Professor Dr. Süleyman DEM RC

ABSTRACT

Mühimme Register compile the copies of the orders of the Ottoman Divan which was a
supreme court in the Ottoman Empire. It is possible to find a very impartant issue which
cast light on political, administrative, economic and cultural events discussed at the
Divan in these registers. Mühimme register number 22 which has been transcribed and
evaluated include (1572 – 1573) the period of Selim II. In the study, emphasized issues
of the register are banditry and development of resettlement activities. In this thesis, we
mentioned general information about Mühimme Registers. Also, we had assesment after
its transcription and physical characteristic of the Mühimme Register numbered 22. At
the end of this study, at appendix are given sample pages from Mühimme Register
numbered 22.

Keywords: Counsil of State, Mühimme Register, II. Selim, Banditry


IX

KISALTMALAR

bkz. Bakınız

BOA. Ba bakanlık Osmanlı Ar ivi

çev. Çeviren

D A. Diyanet slam Ansiklopedisi

H. Hicri

haz. Hazırlayan

A. slam Ansiklopedisi

M. Miladi

yy. Yüzyıl

s. Sayfa

TTK Türk Tarih Kurumu

DTCFD Ankara Üniversitesi Dil Tarih Co rafya Fakültesi Dergisi


1

GR

Mühimme Defterleri Ba bakanlık Osmanlı Ar ivi’nde bulunan önemli kaynaklardan


birisidir. Ülke yönetimi ile ilgili hükümleri ihtiva eden Mühimme Defterleri Divân-ı
Hümâyun’un i leyi tarzı hakkında da bize bilgi sunmaktadır.

Büyük, küçük her devletin yönetimle ilgili i lerinin görüldü ü daireleri vardır.
Tarihte kurulan Türk- slam devletlerinden Selçuklularda “Divân-ı Â'lâ”, lhanlılarda
“Divân-ı Kebir” ve Memlûklularda “Divân-ı Sultan” adıyla divanlar bulunmaktadır. 1
Kendinden önceki Türk- slam devletlerinde görüldü ü gibi Osmanlı Devleti’nde de
birinci derecede i lerin görüldü ü Divân-ı Hümâyun adı altında bir divan vardı. 2
Osmanlılarda Orhan Bey zamanından beri bir divanın varlı ı bilinmektedir. Fatih
Sultan Mehmed’in hükümdarlı ına gelene kadar divâna padi ahlar ba kanlık ederken
stanbul’un fethi ile birlikte bu dönemden sonra Divâna Vezirâzam ba kanlık
etmi tir. Divân-ı Hümâyun, XVII. yüzyılın ortalarından itibaren önemini kaybetmeye
ba lamı , askerlere ulufe da ıtımı gibi merasim zamanlarında toplanır hâle
gelmi tir.3 Divân Orhan Bey zamanından Fatih Sultan Mehmed zamanına gelinceye
kadar her gün toplanırdı. Sabah namazı kılındıktan sonra ba layan divan ö le vaktine
kadar devam eder, ö le yeme inin yenmesinin ardından da ılırdı. Divân'da
görü ülen idari ve örfî i leri vezir-iâzam, arazi i lerini ni ancı, er‘î ve hukuki i leri
kadıaskerler ve mali i leri de defterdarlar görürlerdi.

Divân-ı Hümâyun toplantılarında zabıt tutma usulü yoktu. Divân’da görü ülen
önemli konuların neticeleri, alınan kararlar kaydedilirdi. Bu kayıtların daha sonra
toplanarak defter hâline getirilmesi ile Mühimme defterleri olu turulmu tur.
Mühimme defterlerindeki hükümler divanda alınan kararların padi ah tarafından
tasdikinden sonra ferman hâline getirilmi halleri oldu u için ferman rükünleri ihtiva
eden belge suretleridir. Mühimme defterleri, XVI. yüzyılın ortalarından XX. yüzyılın
ilk yıllarına ula an yakla ık 350 yıllık bir zaman dilimi içerisinde Osmanlı tarihinin

1
Necati Gültepe, “Osmanlılarda Bürokrasi: Merkezin Yönetimi” , Osmanlı Ansiklopedisi, Cilt 6,
stanbul 2000, s.241.
2
smail Hakkı Uzunçar ılı, Osmanlı Devletinin Merkez ve Bahriye Te kilatı, TTK, Ankara 1988, s.1.
3
Ahmet Mumcu, Hukuksal ve Siyasal Karar Organı Olarak Divân-ı Hümayun, Birey ve Toplum
Yayınları, Ankara 1986, s. 26.
2

aydınlatılmasında önemli bir yer tutar. Osmanlı Ar ivi'nde H. 961-1323 (M.1553-


1905) tarihleri arasında tutulmu 266 adet Mühimme defteri mevcuttur.4 Bu 266
ciltlik Mühimme tasnifinden ba ka sonra bulunuldu u için ayrı bir tasnif hâline
getirilen on yedi defterden ibaret Mühimme Zeyli, altmı sekiz Mühimme-i Askerî,
on Mühimme-i Mektûm ve on be Mühimme-i Mısır mevcuttur.5

Mühimme defterlerinin önemi ara tırmacılar tarafından anla ılmı ve Ba bakanlık


Osmanlı Ar ivi’nde bulunan mühimme defterlerinin bir kısmı Yüksek Lisans Tezi
olarak bir kısmı da Ar iv çalı anları tarafından hazırlanan projeler do rultusunda
ne redilmi tir. Mühimme defteri ne irleri halen devam etmekte olup ara tırmacılar
için hala ne redilmeyi bekleyen oldukça çok sayıda Mühimme defteri bulunmaktadır.
Bu çalı mada Haziran 2014 tarihi itibariyle ne redilmi yahud ne redilmeye
hazırlanan Mühimme Defterleri’nin bir listesi kaynakçanın sonunda sunulmu tur.

Klasik döneme ait (1553-1642) ilk defterler, ba lık ta ımamakla birlikte yazıları daha
karma ıktır. lk sayfalarda kayıt tarihini belirten Arapça toplantı günü ve onun
hemen altında ay ve yıl yazılıdır. 6 lerleyen zaman içerisinde bu usulden
vazgeçilerek toplantı günleri, evâil, evâsıt, evâhir tabirleriyle onarlı dilimler halinde
ifade olunmu tur.7 XVII. yüzyılın ba ından itibaren Osmanlı topraklarında artan
asayi sizlikle birlikte Divân’a gelen ikâyetlerde artmı tır. Bunun üzerine 1649
yılında eyalet ayrımı olmaksızın ikâyet Defterleri adı verilen yeni bir defter türü
olu turulmu tur. XVII. yüzyıl ortalarından itibaren devlet i lerinin artması ile sadece
devlet i leri ve kamuya ait meselelerle, alakalı ferman ve hükümler Mühimme
Defterlerine kaydedilmeye ba lanmı tır. 1742 yılına gelindi inde bölgelere göre
ikâyetlerin çözümlerini içeren “Ahkâm Defteri” denilen yeni bir defter serisi
olu turulmu tur. 8

Mühimme defterleri dört ayrı gurupta de erlendirilebilir:

1- Mühimme Defterleri: Padi ahın payitahtta bulundu u zaman, vezir-i âzam


ba kanlı ında toplanan Divân’dan çıkan emirlerin kaydedildi i defterler.

4
Mübahat S. Kütüko lu, “Mühimme Defteri”, D A, stanbul 2006, Cilt 31, s. 521.
5
5 Numaralı Mühimme Defteri, Ba bakanlık Devlet Ar ivleri Genel Müdürlü ü Osmanlı Ar ivi Daire
Ba kanlı ı, Ankara 1994, s IX.
6
Kütüko lu, “Mühimme Defteri”, s. 521; Hüküm 1.
7
5Numaralı Mühimme Defteri, s. XII.
8
Ramazan Günay, “Osmanlı Ar iv Kaynakları Arasında Ahkâm Defterleri: Geli im Seyri, Muhtevası
ve Önemi” Süleyman Demirel Üniversitesi SBE Dergisi, Sayı 17, 2013, s. 13.
3

2- Rikab Mühimmesi: Vezir-i âzam sefer veya bir ba ka sebeple payitahtan


ayrıldı ı zaman yerine vekil olarak bıraktı ı Rikab Kaymakamı ya da Sadaret
Kaymakamı denilen görevli ba kanlı ında toplanan Divân'da alınan
kararların kaydedildi i defterler.

3- Ordu Mühimmesi: Ordu ile birlikte sefere çıkan vezir-i âzamın sefer sırasında
düzenledi i Divân toplantılarında alınan kararların yazıldı ı defterler.

4- Kaymakamlık Mühimmesi: Padi ah ve vezir-i âzamın aynı anda


Dersaadet'ten ayrıldı ında, devlet i lerini idare etmek üzere tayin edilen
Sadaret kaymakamının müstakil olarak akdetti i Divânlarda alınan önemli
kararların yazıldı ı defterler.9

22 numaralı Mühimme Defteri, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Ar ivleri Genel


Müdürlü ü Ba bakanlık Osmanlı Ar ivi, Mühimme Defterleri serisi içinde yer
almaktadır. Defter 351 sayfa olup, ilk 107 sayfası ele alınan bu çalı maya konu
olmu tur. Geriye kalan 244 sayfa Aziz ALTI ve Teslime YÜKSEL tarafından
çalı ılmaktadır.

Metnin aslına ba lı kalınmak için yapılan çalı mada transkripsiyon kuralları dikkate
alınmı tır. Günümüz harflerine çevrilen her hükmün sol kö esinde kö eli parantezle
[ ] defterdeki sayfa numarası belirtilirken, onun hemen yanında koyu ekilde yazılan
rakamlar ise hüküm numaralarını belirtmektedir. Defterin orijinalinde sayfa
numaraları defterin üst kısmında gösterilmi tir.

22 numaralı defterin transkripsiyonunda daha önce Ba bakanlık Osmanlı Ar ivi


tarafından yayınlanmı defterler örnek alınarak çalı ma yürütülmü tür. Çeviri
yapılırken alfabemizde olmayan kelimenin ortasında ve sonunda yer alan ayın harfi
( ‘ ) i aretiyle hemze harfi ( ’ ) i aretiyle gösterilmi tir. Metin içinde okunamayan
kelimeler (…) ile, okundu u halde emin olunamayan kelimeler (?) ile, katibin
yazmayı unuttu unu tesbit etti imiz kelimeleri ise { } içerisinde gösterilmi tir.

9
Ba bakanlık Osmanlı Ar ivi Rehberi, Ba bakanlık Devlet Ar ivleri Genel Müdürlü ü Osmanlı Ar ivi
Daire Ba kanlı ı, stanbul 2010, s.7.
4

B R NC BÖLÜM

II. SEL M DÖNEM (1566–1574)

1.1. II. Selim’in ehzadeli i ve Tahta Çıkı ı

II. Selim Osmanlı padi ahlarından Kanûnî Sultan Süleyman’ın o lu olup, 1524
tarihinde dünyaya geldi. 10 Kanûnî Sultan Süleyman’ın Zigetvar muhasarası
esnasında vefatı üzerine o lu Selim vezir-i azam Sokullu Mehmed Pa a tarafından
derhal saltanata davet edildimi tir. Haberi alan ehzade Selim valili ini yaptı ı
Kütahya’dan hareket ederek stanbul’da 1566 yılında Osmanlı tahtına oturmu tur.11
Osmanlı tahtına çıkan on birinci padi ah olan12 II. Selim, Kanûnî Sultan Süleyman’ın
Hürrem Sultan’dan do an ikinci o ludur.

ehzade Selim sarayda iyi bir tahsil gördükten sonra on sekiz ya ına geldi i zaman
1542 yılında Konya sancak beyli ine gönderilmi tir. Karde i ehzade Mehmed’in
ölümü ile de Manisa sancak beyli ine naklolunmu tur. Kanûnî Sultan Süleyman’ın
o ulları arasında ba layan saltanat mücadelesinde ehzade Selim’in tahtın varisleri
arasında adı bile anılmıyordu. 13 1553 tarihinde Kanûnî Sultan Süleyman’ın en
büyü ü Mustafa olmak üzere Selim, Bayezid, Cihangir isimlerindeki dört o lu

10
erafettin Turan, “Selim II” , A. , Cilt 10, MEB, Eski ehir 1997, s. 434.
11
smail Hakkı Uzunçar ılı, Osmanlı Tarihi, Cilt 3 1. Kısım, TTK, Ankara 2011, s. 1.
12
M. nba ı, E.Gülsoy, Z. Güne Ya cı, “Güçlü Sultanlar Dönemi”,Osmanlı Tarihi El Kitabı, Editör
Tufan Gündüz, Grafiker Yayınları, Ankara 2012, s. 195.
13
Turan, s. 434.
5

hayattaydı. 14 Hürrem Sultan, o ullarından Bayezid’i çok sevdi i için onun hükümdar
olmasını istiyordu. Kanûnî Sultan Süleyman’dan sonra ehzadeler arasında tahta en
münasip ki i ehzade Mustafa’ydı. Yeniçeriler’inde kendisini desteklemesinin
yanısıra devlet yöneticilerinden de ehzade Mustafa taraftarları oldukça fazlaydı. 15
Meydana gelen çe itli olaylar neticesinde ehzade Mustafa, babasını ziyaret için
çadırına girdi i sırada, 1553 tarihinde, Zal Mahmud A a tarafından bo ularak
öldürüldü. 16 ehzade Mustafa’nın ölümü ülke genelinde büyük üzüntü yaratmı tır.
Vakıanın uyandırdı ı etki o denli büyük olmu tur ki ehzade Cihangir, ehzade
Mustafa’nın akıbetine dayanamayarak üzüntüden vefât etmi tir. Bu iki ehzadenin
ölümünden sonra Kanûnî Sultan Süleyman’ın Selim ve Bayezid adında iki o lu
kalmı tır. Bu iki ehzade anneleri Hürrem Sultan hayatta iken iyi geçinmi lerdir.
Fakat Hürrem Sultanın ölümü ile karde ler arasındaki bu geçim sona erecek ve
mücadeleleri ba layacaktır. ki o lu arasında günden güne artan gerilimi sona
erdirmek isteyen Kanûnî Sultan Süleyman birer hatt-ı hümayunla Sokullu Mehmed
Pa a’yı ehzade Selim’e, dördüncü vezir Pertev Pa a’yı da ehzade Bayezid’e
nasihat için gönderdiyse de ehzadeler arasındaki gerilim son bulmamı tır. 17
Mühimme defterlerine de yansıyan bu iki ehzadenin mücadelesi Anadolu’da önemli
karı ıklıklara neden olmu tur.18 Meydana gelen olaylar kar ısında ba arılı bir siyaset
izleyen ehzade Selim taht mücadelesinden galip çıkmı tır.

II. Selim yeniçerilere verilecek olan cülus bah i i konusunda tecrübeli devlet adamı
Sokullu Mehmed Pa a’nın telkinlerini dinlemeyerek hocası Birgili Ataullah
Efendi’nin ve lalası Hüseyin Pa a’nın yönlendirmesi ile daha saltanatının ilk
günlerinde otoritesini kırmı ve bu hâl askerîn disiplin haricine çıkmasına yol
açmı tır. 19 Yeniçerilerin disiplinsizliklerinin önünün alınması için istenilen bah i
da ıtılmı tır. II. Selim’in tahta çıkması ile devrin ulemasına da rütbelerine göre
bah i da ıtılmı tır.20 Saltanatı karı ıklıklar içerisinde ba layan II. Selim devlet

14
smail Hakkı Uzunçar ılı, Osmanlı Tarihi, TTK, Cilt II, Ankara 2011, s. 401.
15
Vezir-i azam brahim Pa a ehzade Mustafa’nın hükümdarlı ına taraftar oldu undan dolayı
aleyhinde meydana gelen olaylardan faydalanan Hürrem Sultan tarafından ortadan kaldırılmı tır.
16
Uzunçar ılı, “Osmanlı Tarihi Cilt II”, s.403.
17
Erhan Afyoncu, “Sokullu Mehmed Pa a”, D A, Cilt 37, stanbul 2009, s.354.
18
3 Numaralı Mühimme Defteri’nde ehzadelerin mücadeleleri ve meydana gelen karı ıklıklarla ilgili
hayli hüküm vardır. (Tc. Ba bakanlık Devlet Ar ivleri Genel Müdürlü ü Osmanlı Ar ivi Daire
Ba kanlı ı Yayın No 12, Dîvan-i Hümâyûn Sicilleri Dizisi I, Ankara 1993).
19
Uzunçar ılı, “Osmanlı Tarihi, Cilt 3 1. Kısım”, s. 5.
20
Mücteba lgürel, “Zirveden Dönü : II. Selim'den III. Mehmed'e”, Türkler, Cilt 9, Ankara 2002, s.
644.
6

idaresini Sokullu Mehmed Pa a, eyhülislam Ebussuûd Efendi ve Ni ancı Celâl-zade


Mustafa gibi Kanûnî Sultan Süleyman’ın tecrübeli devlet adamlarına bıraktı. 21 Ancak
ilk icraatı olarak damadları Piyale Pa a’yı ve Anadolu Beylerbeyisi Zal Mahmud
Pa a’yı vezaret makamına, lalası Hüseyin Pa a’yı Anadolu Beylerbeyli’ ine tayin
etti.22 Dedesi Yavuz Sultan Selim gibi kendisinin de saltanatı sekiz yıl sürmü tür. Bu
süre zarfında hiç sefere çıkmamı tır. Bundan dolayı hiç sefere çıkmayan ilk Osmanlı
hükümdarı olmu tur. Zamanının ço unu i ret meclislerinde zevk ve sefâ âleminde
geçirmi tir. 23

Sultan II. Selim babası Kanûnî Sultan Süleyman’dan güçlü bir devlet devralmı tır.
Devletin güçlü olması yanı sıra beraberinde de hayli siyasi olaylar silsile hâlinde
Kanûnî Sultan Süleyman’dan o lu II. Selim’e intikal etmi tir. Bu siyasi olaylara u
ekilde özetlenebilir.

1.2. Sakız Adasının Fethi

Bir korsan yata ı hâline gelen Sakız adası hac yollarının güvenli ini tehdit ediyordu.
Ayrıca adada bulunan korsanlar Akdeniz ticareti için büyük tehdit haline gelmi ti.
Tüm bunların yanı sıra Osmanlı donanmasının faaliyetleri de Sakız Adası korsanları
tarafından gözlenip dü mana haber verilmekteydi. 24 Kanûnî Sultan Süleyman son
seferi olan Zigetvar’a giderken o zamanlar Cenevizlilerin elinde bulunan bu adanın
fethi için de Piyale Pa a’yı görevlendirmi ti. 25 Piyale Pa a aldı ı emir do rultusunda
1566 yılının Nisan ayı sonlarında yetmi parça kadırgadan olu an donanma ile
adanın fethi için hareket etti. Piyale Pa a’ya hediyeler sunmak için gelen Sakız
beylerini tevkif etmek sureti ile ada alınmı tır. Sakız adasından getirilen zengin
ganimetler stanbul’a getirilerek Kapıkullarına da ıtılmı tır. Piyale Pa a bu
ba arısının ardından vezirli e yükseltilmi ve yerine yeniçeri a ası olan Müezzinzade
Ali A a Cezayir Beylerbeyli i ile kaptan pa alı a tayin edilmi tir. Sakız adası
Cenevizlilerden alındıktan sonra Kaptan Pa a eyaletine ba lı bir sancak haline
getirildi. 26 Adanın ele geçirilmesi ile Batı Anadolu kıyı güvenli i sa lanmı oldu.

21
Afyoncu, “Sokullu Mehmed Pa a”, s.356.
22
Feridun Emecen, “Selim II”, D A, Cilt 36, stanbu l 2009, s.416.
23
Halil nalcık, Devlet-i Aliyye Osmanlı mparatorlu u Üzerine Ara tırmalar II”, Türkiye Bankası
Kültür Yayınları, stanbul 2014, s.46.
24
lgürel, s.644.
25
Uzunçar ılı, “Osmanlı Tarihi, Cilt3 1. Kısım”, s. 6.
26
Ali Fuat Örenç, “Sakız Adası”, D A, Cilt 36, stanbul 2009, s. 6.
7

1.3. Yemen syanı ve syanın Bastırılması

II. Selim’in tahta geçti i ilk yıllarda Yemen’de bazı karı ıklıklar meydana
gelmi tir.27 Yavuz Sultan Selim zamanında fethedilen Yemen’de istenilen sükûnet
ortamı bir türlü sa lanamamı tı. Bu durumun önemli sebepleri arasında bölgeye
yerle mi olan eyhler, imamlar, emirler ve Kölemen kalıntıları gösterilebilir.
Osmanlı Devleti’nin burada egemenli ini tam olarak kuramamasında bölgenin
merkeze olan uzaklı ı da etkilidir.28 Devletin bölgeye olan hassasiyetinin sebebi
Portekizlilerin bölgedeki Müslümanlara saldırılarını önlemekti. 29 Yemen’de
huzursuzlu un artması üzerine bölgenin hâkimiyetini ele almak için Zeydiyye
Hanedanı da lık bölgelerde isyan çıkardı. Çıkan isyanı yatı tırmak için devlet
bölgeye bazı imtiyazlar verdi ve Zebid ve San’a adında iki beylerbeylik kurduysa da
olaylar yatı madı. Bir müddet sonra Mutahhar kendi adına hutbe okutunca Osmanlı
Devleti önce am beylerbeyi Lala Mustafa Pa a’yı görevlendirdi. Fakat kısa süre
sonra Lala Mustafa Pa a’yı azlederek30 yerine Mısır beylerbeyi Sinan Pa a’yı
bölgeye serdar tayin etti. Sinan Pa a’nın önemli faaliyetleri sonucu Mutahhar itaate
mecbur kalıp kö esine çekildi ve Osmanlı egemenli i yeniden tesis edildi. Bölgede
Yemen beylerbeyli i kurularak Behram Pa a’ya verildi. ncelenen 22 Numaralı
Mühimme Defteri’nde de Yemen bölgesi ve Mutahhar ile ilgili bazı hükümler
bulunmaktadır. 31 Mısır Beylerbeyisi’ne ve Defterdarına yazılan bir hükümde Yemen
Beylerbeyisi olan Behram’ın stanbul’a gönderdi i mektupta Mutahhar’ın öldü ü
haberi verilmektedir.32 Yemen beylerbeyisi Behram’ın mektubuna göre ölen
Mutahhar’ın yirmiden ziyade na-halef evladı kaldı ı ve bunların fesada müttehid

27
Faris Çerçi, Gelibolulu Mustafa Âlî ve Künhü'l- Ahbâr'ında II. Selim, III. Murat ve III. Mehmet
Devirleri, Cilt 1, Erciyes Üniversitesi Yayınları, Kayseri 2000, s. 113; Emecen, “Selim II”, s.417.
28
lgürel, s.644.
29
hsan Süreyya Sırma, “Yemen’in Jeo-politik Durumu ve Osmanlı Devletine Katılması”, Tarih
Enstitüsü Dergisi, Sayı 12, stanbul 1982, s. 438.
30
Bu konu hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Selânikî Mustafa Efendi, Tarih-i Selânikî, Hazırlayan
Mehmet p irli, TTK, Ankara 1999, s. 94; erafettin Turan, “Lala Mustafa Pa a Hakkında Notlar ve
Vesikalar”, Belleten, Cilt XXII, Sayı 88, s.557.
31
Hüküm 116, 117.
32
Hüküm 116.
8

oldukları bildirilmektedir. Defterde bulunan bu iki hükümden anla ıldı ına göre
Mutahhar’ın H. Safer 981 / M. Haziran 1573 dolaylarında ölmü olmalıdır.

1.4. Don-Volga Kanal Projesi ve Astrahan Seferi

Fatih Sultan Mehmed’in devrinden sonra Osmanlı Devleti’nin belirli bir Karadeniz
siyaseti olmamı tır. Devlet adamları meydana gelen geli melere göre önlemler alarak
meselelere çözüm buluyorlardı. Fakat kuzeyde bulunan Ruslar II. Selim devrine
gelindi i vakit güçlenmeye ba lamı lar ve Osmanlı’nın hâkimiyet sahasını tehdit
eder duruma gelmi lerdi. Bunun bilincinde olan Sokullu Mehmed Pa a, Don-Volga
kanal projesi ve Astrahan (Ejderhan) seferi gibi bazı giri imlerde bulunmu tur.33
Ruslar’dan gelecek tehlikenin önlenmesi için alınmak istenen tedbirlerin en önemlisi
Don-Volga kanal projesidir. Bu kanal ile Rusların Ejderhan’ı alarak Kafkasya ve
Orta Asya’ya do ru yayılmaları, Azak denizi vasıtası ile Karadeniz’e inmek
istemeleri gibi önceden tedbir alınması gereken vaziyetler hallolunacaktı.34 Projeyi
hayata geçirmek isteyen Sokullu Mehmed Pa a faaliyetlere ba ladı. ki nehir
arasındaki mesafenin üçte biri kazıldı ı hâlde35 ba ta Kırım kuvvetlerinin muhalefeti,
mevsimin geçmesi, yiyecek sıkıntısının ba göstermesi gibi sebeplerden dolayı kazı
i leri yarıda bırakılarak Astrahan (Ejderhan) üzerine hareket edildi. Fakat orduda ba
gösteren huzursuzluklar neticesi seferden geri dönüldü.36 1571 de Kıbrıs Seferi’nin
a ır basması bu projenin unutulmasına sebep olmu tur.

1.5. Açe Devleti’nin Yardım Talebi

Yavuz Sultan Selim’in 1516 yılında Mısır ve Hicaz bölgelerini Osmanlı topraklarına
katması ile buraların güvenlik sorunları da Osmanlı Devleti’ne dü mü tür. Bu
kapsamda Portekizlilerin Hint Okyanusu civarındaki zararlı faaliyetlerinden rahatsız
olan Sumatra adasının kuzeyindeki Açe Devleti’nin sultanı Alaeddin, Kanûnî Sultan
Süleyman’dan yardım istemi ti. Kanûnî’nin son zamanlarına tekabül eden bu istek
ancak II. Selim zamanında kar ılanabilmi tir. Sumatra’ya asker, silah ve mühimmat

33
Halil nalcık, Rönesans Avrupası Türkiye’nin Batı Medeniyetiyle Özde le me Süreci, Türkiye
Bankası Kültür Yayınları 2013, s. 260.
34
Uzunçar ılı, “Osmanlı Tarihi Cilt 3 1. Kısım”, s. 34.
35
Turan, s. 437; lgürel, s.645.
36
Halil nalcık, “ Osmanlı-Rus Rekabetinin Men ei ve Don-Volga Kanalı Te ebbüsü (1569)”,
Belleten, Cilt XII, Sayı 46, 1948, s. 371.
9

yardımı gönderilmi tir. Sumatra adasına giden Osmanlı askerleri geri dönmeyerek
oraya yerle mi lerdir.

1.6. Süvey Kanal Projesi

Osmanlı Devleti gerek ticari öenmi dolayısıyla, gerekse Portekizlilere ve korsanlara


kar ı bölgenin deniz güvenli ini sa lamak amacaıyla Süvey tersanesini
geni letmi tir. 37 Mısır beylerbeyisi Hasım Süleyman Pa a H.945/M.1538 tarihinde
Hindistan seferine çıkarken donanmasına ait gemileri Süvey tersanesinde in a
ettirdi. Ancak Osmanlılar, Süvey ’te hazırlanan donanmanın Akdeniz
donanmasından yardım alamaması yüzünden istenilen ba arıyı elde edememi lerdir.
Meydana gelen gerek Yemen meselesi, gerekse Sumatra’nın yardım istemesi de
38
Osmanlı Devleti’nin gündemine Süvey kanalı projesini getirmi tir. leri görü lü
vezir-i azam Sokullu Mehmed Pa a’nın giri imleri ile bu proje hayata geçirilmek
istenmi tir. Lakin bu projenin akıbeti de Don-Volga projesinin akıbetinden farklı
olmayıp kâ ıt üzerinde kalan bir projedir.39 Kanal ancak M. 1869 tarihine
gelindi inde açılabilmi tir.

1.7. Kıbrıs Adasının Fethi

Osmanlı Devleti do u Akdeniz çevresindeki bütün ülkeleri teker teker ele geçirmeye
ba ladı ı zaman Kıbrıs adasının bölge güvenli i konusunda stratejik önemi artmı tır.
Ayrıca Kıbrıs adasının fethi do u Akdeniz’de Osmanlı hâkimiyetinin kesin olarak
tesis edilmesi bakımından gerekliydi.40 Sokullu Mehmed Pa a’nın kar ı çıkmasına
ra men41 ona muhalif bazı devlet adamlarının ısrarı ile Osmanlı Devleti Kıbrıs’ı
fethetmek için hazırlıklara ba lamı tır. Bu hazırlıklar arasında siyasi giri imlerde
önemli bir yer tutmaktadır. Kıbrıs seferi II. Selim döneminin en önemli harekâtıdır. 42
Osmanlı Devleti Kıbrıs harekâtı sırasında Avrupa’da kendisi aleyhine olu acak bir
ittifakı önlemek amacıyla Osmanlı–Fransız ili kilerini artırmak istemi tir. Bu

37
Mustafa L. Bilge, “Süvey ”, D A, Cilt 38, stanbul 2010, s. 186.
38
1869 yılında 163 km uzunlu unda ve 75-125 m. arası de i en geni li iyle açılan kanal adını
Kızıldeniz’in kuzey kıyısında Mısır’ın önemli bir liman ehri olan ve tarihte Külzüm adı ile bilinen
eski ehrin güneyindeki Süvey ’ten alır, ayrıntılı bilgi için bkz. Mustafa L. Bilge, “Süvey ”, D A, Cilt
38, stanbul 2010, s. 186-187.
39
Mustafa Cezar, Mufassal Osmanlı Tarihi, TTK, Cilt 3, Ankara 2011, s.1262-1263.
40
Kemal Çiçek, “Kıbrıs”, D A, Cilt 25, Ankara 2002, s. 374.
41
Afyoncu, “Sokullu Mehmed Pa a”, s.356.
42
Emecen, “Selim II”, s.417.
10

kapsamda Fransızlara verilen ahitnamenin yanı sıra bazı ayrıcalıklarda


sunulmu tur.43 Bu ayrıcalıklar sayesinde Fransa ile iyi ili kiler kurulmu tur. Verilen
bu imtiyazlar ilk gerçek Osmanlı kapitülasyonu olma özelli i gösterir.44

Kıbrıs adası Osmanlı Devleti’ne geçmeden önce Venediklilerin elinde bulunuyordu.


Venedikliler bu ada için Memluk Devletine vergi vermekteydiler. Yavuz Sultan
Selim’in Mısır’ı fethinden sonra Venedikliler hemen bir elçi göndererek ada için
Memluklulara ödedikleri vergiyi Osmanlı Devleti’ne ödeyeceklerini bildirmi lerdir. 45
1521 tarihinde Rodos adasının fethi Venediklileri tela a dü ürmü tü. Zira sıranın
Kıbrıs’a geldi ini dü ünüp tedbirlerini artırmı lardır. Kıbrıs adası konumu gere i
büyük öneme haizdi. Osmanlı Devleti’nin güney sahilleri, Mısır ve Suriye
topraklarının güvenli i için bu adanın Venediklilerin elinde bulunması büyük tehlike
olu turuyordu. Kıbrıs adasında bulunan Venedik, Malta ve Girit korsanları
Müslüman ticaret ve hac gemilerine saldırıyor, gemilerde bulunan malları gasp
ediyorlardı. 46 Bunların yanı sıra ada halkı da zaman zaman Osmanlı Devleti’nin
egemenli i altında ya amak istediklerini heyetlerle stanbul’a bildiriyorlardı. 47
Kaptan-ı deryâ Piyale Pa a Sakız adasının fethinden sonra Akdeniz güvenli i için
Kıbrıs’ın da fethine i aret etmi tir.48 Tecrübeli devlet adamı Sokullu Mehmed Pa a
Kıbrıs’a yapılacak harekâtın Avrupa’da Osmanlı aleyhine bir ittifak meydana
getirece inden bu sefere kar ı çıkarken Lala Mustafa Pa a Sokullu Mehmed Pa a ile
aralarında rekabet bulunmasından dolayı adanın fethine taraftardı. Nihayet Ebussuûd
Efendi’nin adanın daha önce Müslümanlar tarafından fethedildi inden dolayı burada
Müslümanların haklarının oldu unu belirtmesi ve adanın fethi için fetva vermesi ile
adanın fethine karar verildi. 49

43
Fransa’ya verilen kapitülasyonlar Venedik kapitülasyonu örnek alınarak verilmi tir. Fransızlar elde
ettikleri bu ayrıcalıkları sayesinde Levant’da ki ticaretini süratle geli tirmi tir. Di er Avrupa devletleri
Osmanlı Devleti ile Fransa bayra ı altında ticaret yapabilir hale gelmi lerdir, ayrıntılı bilgi için bkz.
Halil nalcık, “Osmanlı’nın Avrupa ile Barı ıklı ı: Kapitülasyonlar ve Ticaret”, Do u Batı, Sayı 24.
44
brahim Ethem Çakır, “10 Numaralı Mühimme Defteri’nin (s.179-356) Transkripsiyon ve
De erlendirilmesi”, Aratürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum 2006 (Yayımlanmamı
Yüksek Lisans Tezi), s.8.
45
Uzunçar ılı, “Osmanlı Tarihi Cilt 3 1. Kısım”, s. 10.
46
smail Hakkı Uzunçar ılı, “Kıbrıs’ın Fethi ile Lepant ( nebahtı) Muharebesi Sırasında Türk Devleti
ile Venedik ve Müttefiklerinin Faaliyetlerine Dair Hazine-i Evrak Kayıtları” Türkiyat Mecmuası III,
1935, s. 257.
47
Osmanlı daresinde Kıbrıs, Devlet Ar ivleri Genel Müdürlü ü, Ankara 2000, s. 12.
48
lgürel, s.646.
49
Uzunçar ılı, “Osmanlı Tarihi, Cilt3 1. Kısım”, s. 11; Besim Darkot, “Kıbrıs”, A, Cilt 6, MEB,
stanbul 1977, s. 674; Recep Dündar, “Kıbrıs’ın Fethi”, Türkler, Cilt 9, s. 668; Çiçek, “Kıbrıs”, s. 374.
Ebussuûd Efendi’nin adanın fethi için vermi oldu u fetva hakkında daha geni bilgi için bkz.
11

Osmanlı Devleti’nin adayı almaya karar vermesinin hemen ardından Venedikliler


Papa’ya ba vurarak Avrupa’dan yardım istedi. Papa derhal harekete geçerek kendi
önderli inde spanya, Malta övalyeleri ve Venedik’ten olu an bir ittifak kurmayı
ba ardı. 50 Avrupa’da ittifak giri imleri devam ederken Osmanlı Devleti adanın fethi
için Lala Mustafa Pa a’yı serdar tayin ederken51, donanma komutanlı ına da Piyale
Pa a’yı getirdi ve donanma 1570 baharında stanbul’dan hareket etti. 52 Yerli halk
Venedikliler’e kar ı giri ilen bu harekâtı sevinçle kar ılamı , iç kısımlara ilerleyen
Türk ordusuna zaman zaman kılavuzluk yaparak destek olmu tur.53 Muhkem surları
olan Lefko e54 çetin muharebeler sonucu 1570 yılının Eylül ayında fethedildi. 55 Bu
sırada Papa önderli indeki müttefiklerin donanması Kıbrıs’ın savunması için
yardıma gelirken Meyis adası yakınlarında Lefko e’nın dü tü ü haberini aldılar.
Sefer mevsiminin de geçmesinden dolayı müttefiklerin donanması Suda limanına
dönerek muharebeyi gelecek seneye bıraktılar. 56 Lefko e’nın ele geçirilmesinden
ancak on bir ay sonra Magosa57 kalesi de muhasara edilerek H. 9 Rebiülevvel 979/M.
1 A ustos 1571 tarihinde Kıbrıs’ın fethini tamamlanmı oldu.58 Magosa’nın
fethinden sonra H.979/M.1571 yılında gönderilen bir fermanla adada tahrir yapılması
emredildi. Ada derhal tahrir edilerek Kıbrıs beylerbeyli i olu turulmu tur. Serdar
Lala Mustafa Pa a’nın ruznamçe defterlerinden edinilen bilgilere göre Lefko e’nin
fethedildi i gün Kıbrıs bir beylerbeylik haline getirilmi ve merkez Lefko e olmak
üzere beylerbeyli e daha önce Avlonya sancakbeyi olan Muzaffer Pa a

Hüseyin Algül, “Osmanlılar Devrinde Kıbrıs Seferinin Manevi Cephesi ve Ebussuûd Efendi’nin
Seferle lgili Fetvası” Uluda Üniversitesi lahifat Fakültesi Dergisi, Sayı II, Cilt II, 1987.
50
Uzunçar ılı, “Osmanlı Tarihi, Cilt 3 1. Kısım”, s. 12.
51
Çiçek, “Kıbrıs”, s. 374; Halil nalcık, Rönesans Avrupası, s. 260.
52
Dündar, s. 669. Tarihi kaynaklarda Kıbrıs Seferine katılan Osmanlı donanmasının sayısı ile harekeri
hakkında farklı bilgiler vardır. Selâniki 208, Âli 100 levend gemisinin katılımı ile 300, Kâtip Çelebi
180 kadırga, 170 karamürsel ve 10 mavna olmak üzere 360 rakamını verir. Kara ordusu ie tahminen
60 – 100,000 arasında de i mi ti, ayrıntılı bilgi için bkz. Kemal Çiçek, “Kıbrıs”, D A, Cilt 25, Ankara
2002, s. 374-380.
53
Kemal Çiçek, “Lefko e”, D A, Cilt 27, Ankara 2003, s.124.
54
Be parmak (Girne) da larıyla Karlıda (Trodos) arasında bulunan Mesarya ovasının ortasında ve
Kanlıdere (Pedias) ırma ının iki tarafında denizden 150m yükseklikte kurulmu tur. ehrin etrafı
temelleri XIII. yüzyılda Lusignan hanedanı zamanında atılan, fakat 1567 yılında yıkılarak yeniden
in a edilen surlarla çevrilidir, ayrıntılı bilgi için bkz. Kemal Çiçek, “Lefko e”, D A, Cilt 27, Ankara
2003, s.124-126.
55
Çiçek, “Kıbrıs”, s. 374.
56
Uzunçar ılı, “Osmanlı Tarihi, Cilt3 1. Kısım”, s. 13.
57
Kıbrıs adasının do usunda Poyraz (Cape Greko) ve lya (Cape Elea) burunları arasında kalan
körfezde yer alır, ayrıntılı bilgi için bkz. Kemal Çiçek, “Magosa”, D A, Cilt 27, Ankara 2003, s.311-
313.
58
Kemal Çiçek, “Magosa”, D A, Cilt 27, Ankara 2003, s.312; dris Bostan ve Salih Özbaran, Türk
Denizcilik Tarihi, Deniz Basımevi, Cilt 1, stanbul 2009, s. 193. Adanın hukuken Osmanlı
hâkimiyetine geçmesi H. 3 Zilkade 980, M. 7 Mart 1573 tarihli Osmanlı – Venedik anla ması ile
mümkün olmu tur.
12

getirilmi tir. 59 Yapılan tahrir sonucunda adanın bir eyalet merkezi için yeterli nüfusa
ve gelir düzeyine sahip olmadı ı anla ılmı tır.60 Bu nedenle Akdeniz sahillerinde
bulunan bazı sancaklar buraya ba lanmı tır.61 Osmanlı Devleti adaya Ni de,
Kayseri, Konya, Karaman gibi Anadolu’nun muhtelif yerlerinden Türk nüfusu
62
nakletti. lk a amada 5720 hanenin nakline karar verildi. 63 Bu amaçla arazi
sıkıntısı çeken, vergi defterlerinde ismi bulunmayan, çiftbozan durumunda olan veya
ırgat olarak çalı anlarla ehirlerde ve köylerde i siz dola anlar adaya sevk edildi ve
buraya gönderilen ahaliye vergi kolaylıkları sa landı. Ayrıca Kıbrıs adasına gönüllü
olarak yerle enler de olmu tur.64

1.8. nebahtı Deniz Sava ı

nebahtı (Lepanto) Yunanistan’da Korint körfezinin kuzey sahilinde bulunan imdiki


adı Ephanto olan küçük bir ehirdir.65 ehir II. Bayezid zamanında fethedilerek bir
Türk ehri hâline getirilmi tir. Osmanlı Devleti Kıbrıs adasının fethinden sonra
aleyhinde olu turulan kutsal ittifaka gözda ı vermek amacıyla Adriyatik kıyılarına
ufak çaplı bir sefer düzenlemi ve bazı ba arılar kazanarak deniz mevsiminin de
geçmesi ile nebahtı körfezine dönmü tür. Kıbrıs adasının fethini önlemek için
olu turulan Papa V. Pius önderli indeki ittifak66 devletlerinin donanması ile Osmanlı
donanması nebahtı önlerinde kar ı kar ıya geldiler. Osmanlı donanması çenkçi ve
kürekçi bakımından noksandı ve askerînin ço u kara askerîydi. Ekim 1571
tarihinde67 meydana gelen Sıngın donanma sava ı olarak da bilinen nebahtı deniz
sava ı büyük bir yenilgi ile sonuçlanmı tır. Yapılan sava ta Osmanlı donanması a ır

59
Çiçek, “Kıbrıs”, s. 375.
60
1572 tarihli tahrire göre Lefko e ehrinde toplam 1915 hane, köy ve mezralarda ise 32.032 hane
bulunuyordu. Ayrıca defterde 419 ki i “neferen”, 207 ki i “cemaat-i taife-i kıptiyan-ı perakende”
olarak kaydedilmi ti, ayrıntılı bilgi için bkz. Kemal Çiçek, “Kıbrıs”, D A, Cilt 25, Ankara 2002, s.
374-380.
61
Ali Efdal Özkul, “Do u Akdeniz’in Anahtarı Kıbrıs Adası”, Do u Batı, Sayı 34, s.97. Kıbrıs
beylerbeyli ine Baf, Magosa ve Girne sancaklarına ilave olarak Anadolu’dan Alaiye, Tarsus, çel,
Zülkadriye ve Sis ile Trablus am sancakları Kıbrıs’a ba lanmı tır.
62
Bu konuya Hüküm 18 ve Hüküm 198 örnek gösterilebilir. Adaya Türk nüfusunun nakledilmesinin
temelinde Osmalı fetih ve iskân siyaseti yatmaktadır.
63
Çiçek, “Kıbrıs”, s. 376.
64
Hüküm 149, 182.
65
M.Cavit Baysun, “Lepanto”, A, Cilt 7, MEB, stanbul 1997, s. 32; Mahchiel Kiel, “ nebahtı”, D A,
Cilt 22, stanbul 2000, s.285.
66
Avrupa’da Osmanlı aleyhinde olu turulan on ikinci ittifak olup son büyük haçlı seferidir. Bu ittifak
Papalık ile spanya, Venedik ve Malta’dan ibarettir. Ayrıntılı bilgi için bkz. smail Hakkı Uzunçar ılı,
Osmanlı Tarihi, TTK, Cilt 3 1. Kısım, Ankara 2011, s. 15-16; dris Bostan, “ nebahtı Deniz Sava ı”,
D A, Cilt 22, stanbul 2000, s.288.
67
Uzunçar ılı, “Osmanlı Tarihi, Cilt 3 1. Kısım”, s. 19.
13

kayıplar vermi , sadece sa kol üzerinde bulunan Uluç Ali Pa a emri altındaki
gemileri az bir kayıpla sava tan kurtarmayı ba arabilmi tir.68 II. Selim, Kıbrıs’ın
fethinin hemen ardından donanmanın nebahtı’da u radı ı yenilgi haberini Edirne’de
aldı. 69 Meydana gelen sava II. Selim devrinin önemli olayları arasında olup,
Osmanlı Devleti’nin donanmasını kaybetti i ilk büyük sava olarak kabul
70
edilmektedir.

Alınan bu a ır yenilginin ardından Osmanlı Devleti kı mevsimini büyük bir


hazırlıkla geçirerek ertesi sene bahar mevsiminde yeni ve daha güçlü bir donanmayı
Akdeniz’e indirmi tir. Bu durum zafer sarho u olan haçlılar üzerinde büyük bir etki
yaptı.71 Vukû bulan mücadeleler sonucunda Venedik ile bir anla ma yapılmı tır. Bu
anla ma ile Venedik Kıbrıs adasını Osmanlı Devleti’ne bırakarak sava tazminatı
ödemeyi kabul etmi tir.

1.9. Tunus Seferi

Osmanlı Devleti’nin Tunus ile olan ilgileri XVI. yüzyıl ba larında buraya kadar
uzanan Osmanlı denizcileri vasıtasıyla ba ladı. Özellikle Oruç ve Hızır reisler bu
bölgede egmenlik sürmekteydiler. Fakat Oruç Reis’in H.924/M.1518 tarihinde
ölümünden sonra bölge spanyolların açık hedefi haline geldi. Osmanlı deniz
kuvvetlerinin ba ına geçen Barbaros Hayreddin Pa a 1534’de Cezayir’den gelerek
Tunus’u Osmanlı topraklarına katmı tır.72 II. Selim zamanında spanyolların
saldırısına u rayan Tunus 10 Ekim 1573 tarihinde elden çıkmı tır. spanyollar burayı
alarak savunması için 8000 asker bırakmı lardır. Bu durumun haber alınması ile
Sinan Pa a ve Kaptan-ı deryâ Kılıç Ali Pa a Tunus’un geri alınması için memur
edildiler.73 Ayrıca Tunus seferine Kevrevan’da bulunan Haydar Pa a, Cezayir
beylerbe i Ramazan Pa a ve Mısır’dan gönüllü askerlerde katılmı tır.74 Osmanlı
Donanması önce talya ve Sicilya sahillerini vurarak Tunus’a geldi. 75 Kırk bin

68
dris Bostan, “Kılıç Ali Pa a”, D A, Cilt 25, Ankara 2002, s. 411.
69
Emecen, “Selim II”, s. 417.
70
dris Bostan, “ nebahtı Deniz Sava ı”, D A, Cilt 22, stanbul 2000, s.287; Nicolae Jorga, Osmanlı
mparatorlu u Tarihi, Yeditepe Yayınları, Cilt 3, stanbul 2005, s. 137.
71
Halil nalcık, Rönesans Avrupası, s. 250.
72
Ahmet Kavas, “Tunus”, D A, Cilt 41, stanbul 2012, s.388.
73
A. Özcan, C. Eraslan, F. Ba ar vd. “II. Selim 1566-1574” Osmanlı Ansiklopedisi, Cilt 3, z
Yayıncılık, stanbul 1999, s. 100; Uzunçar ılı, “Osmanlı Tarihi Cilt 3 1. Kısım”, s. 29; Afyoncu,
“Sokullu Mehmed Pa a”, s.356.
74
Kavas, “Tunus”, s.388.
75
Bostan, “Kılıç Ali Pa a”, s. 411.
14

ki ilik bir kuvvetle Tunus üç günde geri alındı. spanyolların Tunus’a saldırılarına bu
ekilde derhal cevap verilmi tir.76 Yapılan mücadelelerden zarar gören Tunus kalesi
tamir edildi ve burada bir beylerbeylik ihdas edilmi tir.77 hdas edilen beylerbeylik
Ramazan Pa a’ya verilmi tir.78

II. Selim dönemin kaynaklarında zevk ve e lenceye dü kün, içki meclislerine


müdavim, çevresinde âlim ve airlerin bulunmasından ho lanan, bunların yanısıra
müzisyen güre çi ve canbaz gibi gösteri erbabını yanından eksik etmeyen cömert,
kimsenin kalbini kırmak istemeyen âlicenap bir hükümdar olarak tanının. 79 Bununla
beraber halk içinde fazla görünmedi i, Cuma selamlı ına nadiren çıktı ı ve halk
içinde zaman geçirmeyen bir padi ahtır. II. Selim zehirlenmeyi önleyen porselen
tabaklarda yemek yerdi. Âli Mustafa Efendi II. Selim’i orta boylu, kumrala yakın
sarı ın, mavi-ela gözlü, kumral sakallı olarak tasvir edip peltek oldu unu
söylemektedir. II. Selim iyi bir air olup “Selimî” ve “Tâlibî” mahlasıyla iirler
kaleme almı tır.

76
Halil nalcık, Rönesans Avrupası, s. 265.
77
Uzunçar ılı, “Osmanlı Tarihi Cilt 3 1. Kısım”, s. 30; lgürel, s.648.
78
MustafaNuri Pa a, Netayic'ül-Vukuat Cilt I-II, Hazırlayan Ne et Ça atay, TTK, Ankara 1992, s.
112.
79
Emecen, “Selim II”, s. 418.
15

K NC BÖLÜM

22 NUMARALI DEFTER N ÖZELL KLER

2.1. Defterin Fiziki Durumu

Ba bakanlık Osmanlı Ar ivi’nde, A.DVN.MHM.d.022 eklinde kayıtlı bulunan 22


Numaralı defterin vasıf ve e kâli öyledir. Yapılan çalı mada defterin 1-107 sayfaları
incelenmi tir.

1- Defterin ölçüsü 21 cm x 19 cm ebadındadır.

2- Defter 351 sahifedir. Varak adedi ise 176'dır.

3- Defterin kâ ıdı mukavemetli olup sarımtırak beyaz ve kalıncadır. Defterin ilk


sayfalarının alt kısımlarında nemden kaynaklanan kararmalar mevcuttur.

4- ncelenen sayfalarda ve defter genelinde bir sayfada ortalama 18 satır


bulunmaktadır. Sayfa numaraları ise defterin üst tarafında gösterilmi tir.

5- Bazı sayfalarda satır sıklı ının yanı sıra, sayfaya sı dırmak için birbirine
girdirilmi hükümlerde bulunmaktadır. 80 Defterin geneline bakıldı ında
kâtiplerin, bazı küçük yazım hataları oldu u zaman yanlı yazılan kelimenin
üzerini çizerek devamında do ru kelimenin yazıldı ı görülmektedir. Bununla

80
Hüküm 150.
16

birlikte yanlı yazılan yer bazen bir hece81 bazen ise bir satırdır.82 Yazı
eklinin genel itibariyle Divâni kırması oldu u görülmektedir. Yazı sitili
defter boyunca genellikle aynıdır. Genel itibariyle okunabilinecek bir yapı
83
ta ımasına ra men bazı hükümler farklı kâtipler tarafından kaleme alınmı
olup okunmasında güçlükler ya anmı tır. Sayfalara yazılan hükümlerin
kenarlarında belli oranda bo luk bırakılmı tır. Yapılan çalı mada bazı
kelimelerin farklı ekillerde yazıldıkları tespit edilmi tir. Bu tespite en güzel
örnek “fesad” kelimesinin farklı yazımıdır. Kâtip aynı hüküm içerisinde fesad
kelimesini farklı yazdı ı gibi84 bazen de aynı satır içerisinde farklı yazımlar
yapmı tır.85

6- Defter üzerine sayfa numaraları yazılırken bazı sayfalarda yanlı


numaralandırma yapılmı , bu yanlı numaraların üzeri çizilerek yeni
numaraların yazıldı ı görülmektedir.86

2.2 Diplomatik ve Teknik Özellikler

Osmanlı Devleti’nin üst düzey yönetim birimi olan Divan-ı Hümâyûndan çıkan
kararların sonradan temize çekilerek toplandı ı defterlere Mühimme defterleri
denir. Mühimme defterleri içerisindeki hükümler asıl fermanların kısa bir
suretleri biçimindedirler. Defterlerdeki hükümlerde fermanların asıllarında
bulunması gereken bazı diplomatik özellikleri bulmak mümkün de ildir. Bununla
birlikte defterlerde yazılı olan hükümlerde padi aha ait rükün ve artları bulmak
mümkündür. Padi aha ait belgelerde bulunması gereken rükün ve artlar
unlardır.87

1- Davet

2- Tu ra

3- Elkab
81
Hüküm 169.
82
Hüküm 135.
83
Hüküm 120.
84
Hüküm 16, 21, 53, 82.
85
Hüküm 72.
86
Hüküm 83 ile Hüküm 118 arası sayfa numaraları.
87
Mübahat S. Kütüko lu, Osmanlı Belgelerinin Dili (Diplomatik), Kubbealtı Ne riyat, stanbul 1994,
s. 100-116; M. Tayip Gökbilgin, Osmanlı Paleografya ve Diplomatik lmi, Enderun Kitapevi, stanbul
1992, s. 105; Ali Aktan, Osmanlı Paleografyası ve Siyasi Yazı malar, lim ve rfan Vakfı, stanbul
1995, s.76.
17

4- Dua

5- Nakil – bla

6- Emir – Hüküm

7- Te‘kid – Tehdit

8- Tarih

9- Mahall-i Tahrir

Mühimme defterlerinde kayıtlı olan hükümlere baktı ımızda genellikle bir hitap
kısmı vardır. Bu hitap kısmını içeren hükümlerde hitap edilen ki inin ismi ve görev
yeri belirtilir. Bazı hükümlerde hitap edilen ki inin önceki görevi ile ilgili de bilgiler
bulundu u gibi hükümlerden aynı ki iye birden çok görev verildi i de
anla ılmaktadır.88 Defterlerdeki hükümlerde “Mihaliç kadısına hüküm ki”89,
“Erzurum be lerbe ine hüküm ki”90, “Edirne kadısına hüküm ki”91 eklinde tek bir
görevliye hitap edildi i gibi, “Diyarbekr be lerbe isine ve defterdarına hüküm
ki”92,“Selanik ve Sirdekapısı kâdîsına hüküm ki”93 eklinde de birden çok görevliye
hitap edildi i olmu tur. Defterlerde kayıtlı hükümler incelendi inde yer adları
genellikle yazılırken bazı hükümlerde tek tek yer adı yerine “Karaferye kazasından
Malkara’ya varınca yolda vâkı‘ olan kâdîlara hüküm ki”94, “Âstâne-i sa‘âdet'imden
Freng serhaddine varınca ve gelince yol üzerinde olan kâdîlara hüküm ki”95 eklinde
ifadeler kullanılmı tır. Hükümlerin muhatap makamları arasında vezirlerde olup,
vezirlere yazılan hükümlerde yer isimleri yazılmamı tır. “Vezir Piyale Pa a’ya
hüküm ki”96. Hükümlerde muhatap olunan ki ilerin önceki görevlerinin de
belirtildi i olmu tur. Bu kısma örnek olarak “Kâdîaskerlikten mütekâid kâdîzadeye
hüküm ki” ifadesi gösterilebilir. 97

88
Hüküm 87.
89
Hüküm 88.
90
Hüküm 90.
91
Hüküm 95.
92
Hüküm 10.
93
Hüküm 21.
94
Hüküm 125.
95
Hüküm 68.
96
Hüküm 130.
97
Hüküm 97.
18

Padi aha ait belgelerde bulunması gereken rükünler Mühimme defterlerinde tam
olarak görülmez. Bu durumun sebebi ise Mühimme defterlerine verilen hükümlerin
kısaltılmı hallerinin kaydedilmesidir. Örne in Mühimme defterlerinde her hükmün
ba ında davet ve tu ra formülü bulunmaz. Bununla birlikte Mühimme defterlerinde
görevlinin konumuna göre de i en Elkab formülü bulunmaktadır. ncelenen defterde
“düstur-u mükerrem mü ir-i mufahham vezirim”98, “düstûr-ı mükerrem
vezirim”99 eklinde elkab vardır. Hükmün gönderildi i ki iye dua edilir. Bu rükün
kapsamında incelenen defterde Allah gücünü-kuvvetini artırsın manasına gelen “zide
kadruhû”100, Allah takvanı artırsın anlamında “zide takvahû”101, Allah anını-
erefini artırsın manasında “zide mecdühû”102 gibi örnekler mevcuttur. Daha sonra
hükmün yazılı sebebinin anlatıldı ı Nakil- bla kısmı yer almaktadır. Bu bölümde
genellikle “Ba dad be lerbe isi mektup gönderip”103, “Selanik Yahudileri südde-i
sa‘âdet’e arz-ı hâl sunup”104, “Südde-i sa‘âdet’üme âdem gönderüp”105 eklinde
ifadelere yer verilmektedir.

Nakil - bla kısmı bittikten sonra, o konuda neler yapılması gerekti ini anlatan,
“buyurdum ki” ibaresi ile ba layan Emir- Hüküm kısmı yer almaktadır. Nakil – bla
kısmında verilen olay bu kısımda da anlatılır ya da özet olarak verilir. Bu kısım
hükümlerde “buyurdum ki varıcak daima basiret ü intibah üzre olup reâyâ ve
berâyânın ehl-i fesâd-ı enâ‘atden sıyanetleri hususu kemal-i adalet üzere leyl ü
nehar mukayyed olup”106, “buyurdum ki varıcak sanca ın sipahilerin gayet pîr olup
sefere iktidarı olmayanlardan emrim üzere be neferin alıkoyup”107 eklinde
görülmektedir. Tüm bunların yanı sıra incelenen defterde mevcud bir di er husus,
yazılan belge e er Osmanlı Devleti’nin görevlilerine yazılıyorsa genellikle
“buyurdum ki” denilmesine ra men, e er yazılan bu belge bir hükümdara, ya da

98
Hüküm 91.
99
Hüküm 178.
100
Hüküm 56.
101
Hüküm 78.
102
Hüküm 171.
103
Hüküm 103.
104
Hüküm 135.
105
Hüküm 33.
106
Hüküm 98.
107
Hüküm 123.
19

imtiyazlı bir beye yazılıyorsa “buyurdum ki” ibaresinin yerine “üminedir ki”108,
“gerektir ki”109ibarelerinin kullanılmasıdır.

Hükümler bazen Te‘kid – Tehdid bölümü ile sona erer. Te‘kid – Tehdid rüknü bazı
hükümlerde görülüp genel itibarı ile görülmemektedir. E er hükme yazılan konu
hayati önem ta ıyorsa i te bu hükümler Te‘kid – Tehdid ile bitmektedir. “ öyle ki”,
“ihmâl u müsâhele itmeyesiz” eklindeki ifadeler ile verilen emrin yerine
getirilmesini istenmektedir. Muhatap makamları verilen emre itaat etmezse olacaklar
ile ilgili “mezkûrların zahîreleri husûs-ı mühimmâtdandır ihmâl ü müsâheleden
hazer eyleyesin sonra muâteb olursun bilmi olasın”110, “ öyle ki arz ittü ün
hususlar emr-i erifim mûcebince men‘ ü def‘ olunmaya özrün makbul olmaz
mu‘ateb olursun bilmi olasın”111, “ öyle ki kadırga donadılmayup ve kürekçi
Muton’a hazır olunmaya asla bir ferdin özrü kabul olunmayup mu‘âkab u mu‘âteb
olmak mukarrerdir”112 eklinde sert ifadelerle tehdit edilmektedir. Bunun yanı sıra
dirlik tasarruf edenlerin hükme uymaları ısrarla belirtilmi , verilen hükme kar ı gelen
dirlik sahipleri ise “ öyle ki ehl-i fesâda mukayyet olup ele getirmekde ihmâl ü
mesâhile edeler her kimler ise isimleri ve resimleri ile ve dirlikleri ile yazup arz
eyleyesin ki haklarından gelüp sâirlerine muceb-i ibret ola”113 eklinde tehdit
edilmi lerdir. Verilen hükme kar ı gelen devlet görevlilerinin ise bazen bizzat
stanbul’a gelerek hesap vermeleri istenmi tir.114 Gelibolu kadısına yazılan bir
hükümde; Di li Ramazan denilen bir akinin devlet merkezine gönderilmesi ve
kadının verilen emri yerine getirmesi istenmektedir. Kadı verilen hükmü yerine
getirmezse “ana olacak sana olmak mevzudur” eklinde tehdit edilmektedir.115

Defterde görülen “bir sureti” ibaresi bize, aynı hükmün bir ba ka yere de
gönderildi ini göstermektedir. “Bir sûreti Anadolu be lerbe ine”116, “Bir sûreti
Karaman be lerbe isine yazıldı gedüklü olmayanları yazmaktan hazer eyleyesin”117,
“Bir sûreti Elbasan sanca ı kâdîlarına”118 . Hükmün içeri i ba ka bir yer-makam

108
Hüküm 93.
109
Hüküm 93.
110
Hüküm 2.
111
Hüküm 42.
112
Hüküm 62.
113
Hüküm 81.
114
Hüküm 124.
115
Hüküm 79.
116
Hüküm 175.
117
Hüküm 152.
118
Hüküm 145.
20

için de geçerli oldu undan hükmün aynısı oraya da gönderilmi tir. Bunun yanı sıra
aynı makama üst üste hükümlerinde gönderildi i görülmektedir. Bir yerin birden çok
sorunu oldu u zaman ve bu sorunlar birbirine yakın bir mahiyette olduklarında,
yazılan hükümlerde birbirine yakın mahiyette olmaktadır. “Bir sûreti deri için
yazıla”119.

Mühimme defterlerinde görülen “bu dahi” ibaresi bir önceki hükmün yerine
ula tırılması için kime verildi ini ça rı tırarak üzerinde “bu dahi” ibaresi yazılı
120
hükmünde o ki iye verildi ini göstermektedir. Bu hükümlerde genel olarak
tarihleme verilmez. ncelenen 22 Numaralı defterin 199 numaralı hükmü ile
müteâkıp 200 ve 201 numaralı hükümler bu konuya örnek te kil etmektedir. Adı
geçen üç hükümde aynı makama yazıldı ı için ilkine tarih yazılmı fakat müteâkıp
hükümlerin ba ına sadece “bu dahi” ibaresi yazılmı tır. Birçok hükmün ba kısmında
gördü ümüz “yazıldı” ibaresi121 ise söz konusu metnin ferman-emir formunda
yazılıp ilgili makamlara gönderildi ini göstermektedir.122 Divandan çıkan
hükümlerin muhatap makamına ula tırmak için kime verildi i de yazılmı tır.
“Kethudâsına verildi”123, “Mahalli çavu larına verildi”124, “Âdemine verildi”125
gibi hükmün teslim edildi i ahıslarda yazılmı tır.

2.3 Dil Özellikleri

ncelenen bu defter Divâni kırması ile yazılmı tır. Son dönem kaynaklardaki gibi
a dalı bir dil yerine, gayet sade ve anla ılır bir dil kullanılmı tır. Bununla birlikte
hükümlerde geçen bazı kelimeler günümüzde kullanılmamaktadır. ncelenen
defterdeki hükümlerde yer yer Farsça ve Arapça tamlamalara da rastlanmaktadır.
Mühimme defterlerinde yazılı olan hükümler devlet yönetimindeki çe itli
tabakalardan insanlara hitap etti inden dolayı dil bakımından bir sadelik
göstermektedir.

119
Hüküm 201.
120
Feridun Emecen, “Osmanlı Divanının Ana Defter Serileri: Ahkam-ı Mirî, Ahkam-ı Kuyûd-ı
Mühimme ve Ahkam-ı ikayet”, Türkiye Ara tırmaları Literatür Dergisi, Cilt 3, stanbul 2005, Sayı
5, s. 108.
121
Hüküm 19, Hüküm 73, Hüküm 149.
122
Emecen, “Osmanlı Divanının Ana Defter Serileri” s. 126.
123
Hüküm 150.
124
Hüküm 152.
125
Hüküm 159.
21

2.4 Tarihler

ncelenen 22 Numaralı Mühimme defteri, ça da ı olan di er defterleri gibi


tarihlemeler hükümlerin üst kısmına ayın tarihi ve sıfatı ile birlikte haftanın günü
belirtilerek yazılmı tır. “Yevmü’s sebt Fî 21 Muharremü’l-haram sene 981”126,
“Yevmü'l-isneyn Fî 23 Muharremü’l-haram sene 981”127. Verilen örneklerde
görüldü ü gibi tarihlemelerde haftanın kaçıncı günü, hangi ay oldu u belirtilmi tir.
Yıllar ise rakamlar ile gösterilmi tir. Her hükmün tarihlemesi bu kadar detaylı
olmayıp bazı hükümlerde ise sadece ay ve ayın kaçıncı günü oldu u belirtilmi tir.
“Fî 9 Safer” 128
, “Fî 24 Muharrem”129. ncelenen defterde bazen de ay ve günün
yanı sıra yıl da verilmi tir. “Fî 4 Cemaziye’l-evvel sene 981”130, “Fî 8 Muharrem
sene 981”131. Defterde yazılı olan gün ve aylar Arapça olarak ifade edilmi tir. Bazı
hükümlerde, ayın ilk günü belirten tarihlemeler görmekteyiz. “Fî gurre-i Rebî‘u’l-
evvel sene 981”132. ncelenen defterde birkaç farklı biçimde tarihleme
kullanılmasının yanı sıra bazı hükümler ise tarihsiz yazılmı tır. 133

126
Hüküm 1.
127
Hüküm 43.
128
Hüküm 46.
129
Hüküm 56.
130
Hüküm 55.
131
Hüküm 96.
132
Hüküm 193.
133
Hüküm 203, 120.
22

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

DEFTER N MUHTEVASI

3.1. Muhteva Özellikleri

Bu çalı maya konu olan 22 Numaralı Mühimme defteri II. Selim (1566-1574)
devrine ait olup, incelenen kısım 1573 yılıdır. Defterin tamamı dikkate alındı ında
hükümler H. 21 Muharremü’l-haram sene 981134 tarihinde ba layıp H. Yevmü’l
isneyn Fî 23 Rebî‘u’l-evvel tarihinde sona ermekte ve hükümlerin deftere
geçirilmesinde kronolojik bir sıranın takip edilmedi i anla ılmaktadır.

22 Numaralı Mühimme defterinde incelenen kısım H. 21 Muharremü’l-haram sene


981135 (M. 23 Mayıs 1573) tarihinden ba layıp H. Fi gurre-i Rebiü’l-evvel136 (M. 29
A ustos 1573) tarihinde sona ermekte olup yakla ık üç aylık bir dönemi
kapsamaktadır.

ncelenen defterdeki konular u ana ba lıklar altında ele alınabilir.

1- Kıbrıs ile lgili Hükümler


2- Donanma çin Kürekçi Tedariki ile lgili Hükümler
3- mar ve Tamir Faaliyetleri
134
Hüküm 1.
135
Hüküm 1.
136
Hüküm 221.
23

4- E kıyalık Faaliyetleri
5- Suçluların Cezalandırılması
6- Muhtelif Konular
7- Hükümlerin Muhatap Makamları

3.2. Kıbrıs ile lgili Hükümler

Osmanlı Devleti fethetti i bölgelerde kalıcı olabilmek için iskân politikasını


benimsemi tir. Bu do rultuda 1571 yılında fethedilen Kıbrıs137 adasında da iskân
politikası benimsenmi tir. Bu çerçevede Anadolu’nun çe itli bölgelerinden adaya göç
ba lamı tır. ncelenen defterde Kıbrıs adası ile ilgili on yedi adet hüküm
bulunmaktadır, ekseriyeti iskân ile ilgilidir. Hükümlerde görüldü ü üzere mücrimlere
haps, siyaset gibi cezaların verilmesinin yanısıra a ırlıklı olarak sürgün cezası
verilmektedir. Bu konuya örnek olarak 40 numaralı hüküm gösterilebilir. “Lalaya
hüküm ki hâlâ Köyceyizve … kâdîları mektup gönderüp Köyce iz kazâsına tâbi‘
Akran nam karyede sakin Kara Ali nam kimesne kemal-i mertebe irret u nihayet
derece ekavet üzre olup Müslümanların ehl-i örf’e akçelerin aldurup alınan
cerimeyede kendü bile mü terek olup karında ına ve o ullarına Müslümanların avret
ve o lanlarını çekdürüp … oldu undan gayrı sadık olup emr-i er‘e itâ‘at etmeyüp
mukaddemâ Rodos’da küre e konulup burada bir tarik ile halâs olup kendü fesâd-ı
enâ‘atinden hâli de ildir Müslümanlardan ve ba kasından celâ-yı vatan etmeleri
kalmı tır diyü bildirdikleri ecilden hukuk ba a alıvirildikden sonra Kıbrus’a
sürülmesin emr idüp buyurdum ki varıcak mezkûru ele getürüp dahi davayı hak eden
kimesneler ile beraber idüp mukaddemâ bir def‘a er‘ ile fasl olmayup on be yıl
mürûd alınmayan davacıların hak üzre er‘ ile dikkat ve ihtimâmla toprak kâdîsı
ma‘rifetiyle tefti edip dahi üzerine kimesnenin hak sâbit ve zâhir olursa er‘ ile
müteveccih olan hukuku ashabına alıvirdikden sonra ol yerden alakasın kat‘ idüp
emrim üzerine Kıbrus’a gönderesin ve ahvâli neye müncer olursa yazup bildiresin”.
Adaya sürgün edilenlerin hemen hepsinin mücrimlerden olu tu unu söylemek
güçtür. Mücrimlerin göç ettirildi i gibi bir bölgede anla mazlık ya ayanlarında
sürgün edildi i görülmektedir. Bu konuya 75 numaralı hüküm örnek gösterilebilir.

137
Dündar, s. 673.
24

“Çorum be ine ve nalluballu kâdîlarına hüküm ki sen ki Çorum be isin Südde-i


sa‘âdet’üme mektup gönderip kazâ-i mezbûra tâbi‘ Hâlâçlu ve Üçkuyu nam karyeler
halkı ile mera ve kı lak hususunda nizâ‘ları olup er‘ ile tefti olunma içün hüküm
virülüp itâ‘at-i er‘-i erif eylemeyüp nizâ‘dan hâli olmayan yedi kaziyye … ve sâir
mü terekleri ile daima irret u ekavet üzre oldukları kâdîlar i‘lâm eyledügün
bildirdü ün ecilden bir hususda ol vechile nizâ‘ üzre olup itâ‘at-i er‘ eylemeyenleri
evleri ve barkları ile Kıbrıs’a sürgün olmak babında sâbıkâ hüküm verilmi tir
buyurdum ki vusûl buldukda mezkûrlar ol vechile bir hususda nizâ‘ları olup mürafa‘
olup bertaraf olmak içün hüküm mûcebince er-i erife davet olunduklarında itâ‘at
eylemeyüp irret ve aki üze oldukları vâkı‘ ise alakaların kat‘ idüp cümlesin evleri
ve barkları ile Kıbrus’a sürgün idüp varup teslim olduklarına temessük götürdüp
Südde-i sa‘âdet’üme gönderesin”. Osmanlı Devleti’nin ceza yöntemi olarak
uyguladı ı, bir yerden zorla uzakla tırma, zorla iskân ettirme anlamına gelen, sürgün
ceza hukukunda “tazir” cezaları içerisinde yer almaktadır. Tazir kelime anlamı olarak
red, tedib, alıkoymak gibi manalara gelmektedir.138 Lalaya yazılan bir hükümde
köyce iz kazasında Kara Ali nam kimsenin irret ve ekavet üzere oldu u
belirtildikten sonra, adı geçen ahsın yakalanarak Kıbrıs’a sürülmesi istenmi tir. 139
ncelenen defterde Kıbrıs’a gönüllülerin de gitti i anla ılmaktadır.140 Osmanlı
Devleti Kıbrıs adasının muhafazasına da bir hayli önem vermi tir. Bu çerçevede
devlet adanın mühimmat tedarikini ve korsandan korunmasını yakinen takip etmi tir.
Bu konuya 66 numaralı hüküm güzel bir örnektir. “Üzeyir be ine hüküm ki Kıbrıs
muhafazasında olup Ak ehir be i olan Hüsrev -dâme izzuhu- mektup gönderüp
cezirede vâkı‘ olan kal‘ada toplarun kundakları ve kundaklık kereste dahi olmayup
ve ol canibde olan kadırganın ve kalitanın kürekleri ve tahtaları sorulup meremmete
muhtaç olup cezirede kundaklık karaa aç ve küreklik kayın a acı ve gemilik tahta
olmadu un bildirme in zikrolunan kundaklık ve küreklik kerestesi ve gemi tahtaları
Üzeyir sanca ında kesülüp leb-i deryaya götürülüp ihzâr olunmak emr idüp
buyurdum ki vusûl buldukda zikrolunan keresteyi kesüp ihzâr eylemek içün
mu‘temedün-aleyh yarar âdem ta’yîn edüp dahi tenbih eyleyesin ki ferman olunan
keresteyi kesim gününden sonra vaktiyle kesdürüp leb-i deryaya da ihzâr eyleye ki
gemi vardukda hazır bulunup gemilere tahmil oluna”.

138
Kemal Da çıo lu, skân, Suç ve Ceza Osmanlı'da Sürgün, Yeditepe Yayınları, stanbul 2007, s.
36.
139
Hüküm 40.
140
Hüküm 149.
25

Bahsedilen konular dı ında da Kıbrıs’la ilgili hükümlere rastlanmaktadır. Bu konular


arasında adada bulunan yeniçerilerin gedükleri141, gönüllü taifesinin kethüda ve kâtip
ihtiyaçlarının kar ılanması142 gibi konular zikredilebilir. Bunun yanı sıra
Trablusbe ine de hüküm yazılarak Kıbrıs adasına ne miktar barut gönderildi i
sorgulanmı tır.143

3.3 Donanma çin Kürekçi Tedariki ile lgili Hükümler

Yapılan çalı mada dikkat çeken bir di er husus da donanma için kürekçi tedariki
hususudur. Üzerinde çalı ılan defter incelendi inde, devletin sürekli olarak donanma
için kürekçi tedarik etmeye çalı tı ı açıkça görülmektedir. Osmanlı Devleti’nde
suçluları cezalandırma yöntemlerinden biri de onların küre e konulmasıdır. Bu ceza
yöntemi ile donanma ihtiyacı kar ılanmakta suçlular hapiste yatırılmayarak onların
kas gücünden faydalanılmaktadır. ncelenen defterde bu hususla ilgili olarak oldukça
fazla hüküm bulunmaktadır. Donanmanın kürekçi ihtiyacının büyük bir kısmı bu
yolla sa lanmaya çalı ılmı tır.144 Bu konuda devlet sıkı tedbirler almı ve
yöneticileri bu konuda sık sık uyarma gere i hissetmi tir. Yöneticilere gönderilen
hükümlerde mücrimlerin cerimelerinin alınıp gönderilmemesini, derhal küre e
konulması istenmi tir. Bu konuya güzel bir örnek olarak 59 numaralı hüküm
verilebilir. “Selanik kâdîsına hüküm ki taht-ı kazânda Ayas nam za‘imin ze‘âmetinde
bazı hırsuz ve harami vesâir fesâd u enâ’ati sâbit u sicil olmu mücrimler
tutuldukda za‘im-i mezbûr akçesin alup ıtlâk ittü ü i‘lâm olundu imdi bundan akdem
hüküm gönderülüp taht-ı kazânda vâkı‘ olan mücrimleri ıtlâk etmeyüp Kavala
kapudanı âdem gönderülüp talep eyledükde âdemine teslim eyleyesin ki küre e koya
diyü emr olunmu ken zikrolunan ze‘amette tutulan mücrimierin akçası alınıp ıtlâk
olunma a sebeb nedir buyurdum ki vardukda min-ba‘d tutulan mücrimleri ıtlâk
itdürmeyüp emr-i erif-i sabıkım mûcebince mü arunileyhe teslim eyleyesin ki küre e
koya ve emrime muhalif za‘im-i mezbûr ıtlâk eyledi i mücrimleri ne vechile ıtlâk
ettirmi tir ve ne makûle mücrimler vardur arz eyleyesin”.

141
Hüküm 48.
142
Hüküm 182.
143
Hüküm 103, 104.
144
Hüküm 16.
26

Uygulanan bu yöntemin yeterli olmadı ı, donanmanın ihtiyacını kar ılamadı ı


anla ılmaktadır. Devlet ihtiyacı olan kürekçileri tedarik etmek için ba ka yollara da
ba vurmu tur. Bu babda eyaletlerden akçesi ile kürekçi tedarikine gidilmi tir. 107
numaralı hüküm belirtilen bu konu için güzel bir örnek te kil etmektedir. “Mütekâ‘id
vezir Mustafa Pa a ve livâ’-i mezbûr Bolu kâdîlarına hüküm ki Donanma-i
Hümâyûnum içün ziyade kürekçi lâzım olma ın ol canibden tedârük olunmak içün
akçe gönderilip her kürekçiye bin akçe verilmek üzre ihrâc u irsâl olunmak emrim
olmu tur buyurdum ki vusûl buldukda zikrolunan kazâlardan ale't-ta‘cîl yarar ve
tevatir(?) kimesneler ihrâc u defter idüp ve her birinin yarar kefillerin alup ve emrim
üzre her kürekçiye bin akçe virüp dahi ihrâc eyledü ünüz kürekçileri siz ki
kâdîlarsınız yarar naiblerinizle tersane-i amireme gönderesiniz kürekçiler gayet
lâzım olmu tur ehemm-i mühimmât din u devletdendir sâir umura kıyas etmeyüp
isti‘câl üzre tedârükde dakika fevt eylemeyesiz”.

Devlet ayrıca donanmanın kürekçi ihtiyacı için çe itli kazalardan kürekçi


istemektedir. 145 Donanmanın kürekçiye olan ihtiyacının fazla olmasından dolayı,
devlet bu konuyu da sıkı takip altına alarak, verilen emri yerine getirmeyen
görevlilerden hesap sormu tur. Bu hususa güzel bir örnek olarak 124 numaralı
hüküm de öyle denilmektedir. “ noz kâdîsına hüküm ki bundan akdem ihrâc ve
irsâli ferman olunan kürekçilerden on üç nefer kürekçiden be neferini teslim eyleyip
ma’dâsını tuzculardır diyü akçaların aldı ın i‘lâm olundu imdi Südde-i sa‘âdet’üme
gelmen lâzım olma ın buyurdum ki vusûl buldukda gelip cevap veresin”. Devlet bu
hususu yakın takibe almakla kalmamı ayrıca görevlilerin bu konuda hassas ve
ihtimam üzere davranması için tehditlerde bulunmu tur.146 ncelenen defterin geneli
dikkate alındı ında kürekçi tedarikine bu denli önem verilmesinin sebebi; Kıbrıs
adasının fethinden sonra Akdenizde ki mevcud Venedik tehdidi olmalıdır.

3.4 mar ve Tamir Faaliyetleri

Osmanlı Devleti gerek güvenlik amaçlı, gerekse halkın ihtiyaçlarını kar ılamak için
çe itli imar faaliyetlerine giri mi tir. ncelenen defterde yapılan imar faaliyetleri
arasında en çok kale tamirîni görmekteyiz. Bu durum Osmanlı Devleti’nin güvenlik

145
Hüküm 61, 62.
146
Hüküm 143.
27

konusuna ne kadar önem verdi ini gözler önüne sermektedir. Osmanlı Devleti
özellikle kale tamirleri konusunda, merkezden bir görevli tayin ederek o bölgedeki
yönetici ile birlikte çalı ılmasını istemi tir. Bu husus da Yanya be ine yazılan bir
hükümde Ayamavra kalesinin tamire muhtaç oldu u belirtilerek merkezden müba ir
tayin olundu u bildirilmi ve Yanya be inin gönderilen müba ir ile birlikte çalı ması
istenmi tir. 147 Kale tamirî konusunda lazım olan gereçlerin tedarikinde bazen
yakında bulunan yöneticilere de hükümler gönderilmi tir. Bu konu ile ilgili 44
Numaralı hükümde öyle denilmektedir. “Bo dan voyvodasına hüküm ki haliya
Cankirman kal‘asının ta‘mîri içün iskelelik ve kazıklık içün bir mikdâr a aç lâzım
olma ın buyurdum ki vusûl buldukda Âstâne-i sa‘âdet olan ubûdiyet ve ihlâsın
mûcebince kal‘a-yı mezbûre mühimmi içün iskelelik ve kazıklık içün kifâyeti kadar
a aç kesdürüp Bender be ine irsâl eyleyesin ki kal‘anın ta‘mîrine müba eret eyleye
husus-ı mezbûr mühimdir ihmâl etmeyüp ferman olunan keresteyi muaccelen tedârük
eyleyüp irsâl eylemeyinci olmayasın”.
Dikkat çeken bir di er husus kale tamirlerinde yörüklerin nöbetler halinde
kullanılmasıdır. Bazı hükümlerde kale tamirî için sipahilerin çalı tırılması
istenirken148 bazı hükümlerde ise bu hizmet Yörüklerden istenilmektedir.149 Kocacık
yörükleri suba ısına yazılan bir hükümde Kocacık yörüklerinin Kili kalesinin
tamirînde istihdam edilmesi istenmektedir.150 Ayrıca bu yörüklerin tamir için gerekli
olan alet ve edevatı da yanlarında getirmeleri istenmektedir.
Kale tamirî için giri ilen faaliyetlerde vakıflardan yararlanılmazken, halka hizmet
edecek yapıların in a edilmesi için ise vakıflardan fazlaca yararlanıldı ı
gözlenmektedir. Osmanlı Devleti halkının ihtiyaçlarını kar ılamak için çok sayıda
köprü, hamam, kervansaray in a etmi tir. ncelenen 22 Numaralı Mühimme
defterinde de bu gibi imar faaliyetlerine rastlamak mümkündür. Bu çerçevede,
Çorum kadısına gönderilen bir hükümde orada hamama külli ihtiyaç duyuldu u
belirtilerek vakıf akçesinden orada bir hamam in a edilmesi istenmi tir.151 Bir
kervansaray yapılması hususunda ise 37 Numaralı hükümde öyle denilmektedir.
“Tokat kâdîsına hüküm ki mektup gönderüp Erzurum be lerbe isi iken vefât eden Ali
be in nefs-i Tokat’da vâkı‘ hayratına vakf ettü ü on be bin filorinin hıfzı gayp ve

147
Hüküm 7.
148
Hüküm 7.
149
Hüküm 34.
150
Hüküm 58.
151
Hüküm 36.
28

zevale karib olup mütevellisi olan zaim Hacı Tursun zikrolunan mebla ın mülk ve
akara tebdil olunmasın ve nefs-i Tokat’da saray ba çesi dinilmekle ma’rûf ba çe
müteveffa-i mü arünileyh hayatında iken mirîden i tirâ edüp ve vakfına ilhak idüp
zikrolunan ba çenin bir mikdâr yerine bir kârbân-serây152 bina olunmak vakfa enfa‘
ittü üne ayan-ı vilayet haber virme in zikrolunan kârbân-serây bina olunmak vakfa
enfa‘ itdü ün bildirmi sin imdi buyurdum ki vusûl buldukda fi'l-vâkı‘ kârbân-serây
bina olunmak vakfa iltizam(?) ise ve kârbân-serây bina olunacak mahal kimesnenin
mülküne ve vakfına er‘i ile zararı yo usa mütevelli-i mezbûr ma‘rifetiyle vech-i
münasib oldu u üzre bir kârbân-serây bina itdürüp ıtlâk ve israfdan hazer
eyleyesin”.

3.5 E kıyalık Faaliyetleri

E kıya kelime anlamı olarak “bedbaht, talihsiz, günahkâr, asi” gibi manalara gelen
“ aki” kelimesinin ço uludur. E kıyalı ı genel olarak tanımlayacak olursak:
E kıyalık silahla veya ba ka bir biçimde zor kullanmak suretiyle yol keserek baskın
yapmak cana, mala tecavüz, kamu düzeni ihlal etme olarak tanımlanır.153 Hanefi ve
Hanbeli fakihlerie kıyalı ın üç ve daha fazla ki i tarafından i lenebilece ini, bir veya
iki ki inin yapaca ı saldırı ve ya manın e kıyalık sayılmayıp ahıs ve mal aleyhine
i lenen suç düzeyinde kalaca ını i aret etmektedirler.154 E kıyalık suçunun islam
ülkesinde, bu ülkenin vatanda ı olan Müslüman ve zımmiye kar ı i lenmi olması
gerekir. E kıyalık yapanlar için islam ülkelerinde ve Osmanlı Devleti’nde “harrabe”
ve “kuttâu’t-tarik” tabirleri kullanılmı tır.155 E kıyalık faaliyetleri Osmanlı
Devleti’nde özellikle XIV. yüzyıldan itibaren etkisini hissetirmeye ba lamı tır. XVI.
yüzyılda XVII. yüzyılda devletin ba ına büyük bir problem olmu tur.
Osmanlı Devleti geni leme ve büyüme sürecinde askerî ve idari statü alanlarında
yaratılan talep ve istihdam sayesinde toplumsal hareketlilikte hem yatay, hem de
dikey yönde hızlı geçi kenlikler ya anmı , daha da önemlisi, katmanlar arası
geçi kenli i kolayla tıracak artlar var olmu tur. Bu ba lamda, e itim ansı
152
Kervansaray, ehirlerde, köylerde ve yol üzerinde yolcuların, misafirlerin gecelemelerine mahsus
han.
153
Mehmet Öz, “Modernle me Öncesinde Osmanlı Toplumunda E kıyalık Hareketlerinin Niteli i ve
Özellikleri”, SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Ocak 2010, s. 227; Ali
Bardako lu, “E kıya”, D A, Cilt 11, stanbul 1995, s. 463.
154
Bardako lu, “E kıyalık”, s.464.
155
Mücteba lgürel, “E kıya (Osmanlılarda E kıyalık Hareketleri)”, D A, Cilt 11, , stanbul 1995, s.
467; Hüküm 76, 81, 83.
29

bulamayan ya da ba ka i lerle u ra mak istemeyen fakat eli kılıç tutan insanlara,


sava mekanizması sayesinde devlet sisteminde yer alma imkânıaçık oldu undan,
tabanı olu turan geni kesimlerden bir kısmının, toplumsal ölçüde yeni statüler elde
etmelerine imkân verecek dikey hareketlilik ko ulları XV. yüzyıl boyunca hep var
olmu tur.156 Askerî-idari sistemin oturması ve statü de i tirmeyi mümkün kılan
geçi kenli e zemin hazırlayan ortamın sona ermesi ve dolaysıyla insan gücü
talebinin belirli ölçülerde doyuma ula ması XVI. yüzyılın ortalarına do ru
gerçekle mi tir. Devlet kadrolarında ki bu dolulu un ya andı ı sırada Kanûnî Sultan
Süleyman’ın ehzadeleri arasında çıkan taht mücadeleleri157 Anadolu’nun
ya malanmasına sebep olmu tur.158 ehzadeler güçlerini artırmak için, padi ah
olduklarında kendilerine askerlik sözü vererek yanlarına i siz gençleri
159
toplamı lardır. Askerî statüye geçecekleri dü üncesi ile binlerce genç köyünü,
çiftini bırakarak bu mücadeleye katılmı tır. ehzadeler arasındaki taht kavgasının
sona ermesi ile de toplanan i siz gençler evlerine geri dönmemi ve e kıyalık
hareketleri büyük ölçüde artmı tır.160 Meydana gelen huzursuzlukların bir di er
sebebi ise Tımarlı Sipahilerdir. Tımarlarının de erini kaybetmesi, ya da ellerinden
tımarlarının alınması ile bu kimseler de e kıyalık hareketlerine ba lamı tır.161 XVI.
yüzyıl sonlarında Osmanlı Devleti’nin otoritesi fazlasıyla sarsılmı tır. Bu dönemde
sipahiler arasında sefere gitmemek yahud seferden kaçmak yaygın bir hale geldi. Bu
durumu önlemek isteyen Osmanlı Devleti özellikle Haçova muharebesi sırasında
yaptı ı yoklama sonucu kaçan sipahileri firari ilan edip tımarlarını elinden aldı. 162
Tımarları ellerinden çıkan bu sipahiler ki sayıları otuz bin kadardır, özellikle
Anadoluda ki e kıyalık faaliyetlerinin artmasına sebep oldu. Yine bu dönemde
tüfe in yaygınla ması ve kolayca alınıp satılması da e kıyalık faaliyetlerinde önemli
rol oynamı tır. 163 Tüm bunların yanı sıra devlet kadrolarında doyumun etkisi ile
medrese kapılarına gelen gençler medreseden mezun olduktan sonra görevlerine

156
Yunus Koç, “Osmanlı Toplumsal Dinamizminden Celali syanlarına Giden Yol ya da ki Belgeye
Tek Yorum”, Türk Dünyası Sosyal Bilimler Dergisi B L G, Güz 2005, Sayı 35, s.235.
157
Bu mücadeleler ehzade Selim ve ehzade Bayezid arasında meydana gelmi tir.
158
Volkan Ertürk, “XVI. Yüzyılın kinci Yarısında Vize Sanca ında E kıyalık Faaliyetleri (1553-
1574)” Çanakkale Ara tırmaları Türk Yıllı ı, Sayı 12, Bahar 2012, s. 100.
159
Halil nalcık, “Tımar”, D A, Cilt 41, stanbul 2012, s. 171.
160
lgürel,“E kıya”, s. 467; nalcık, “Tımar”, s. 171.
161
Mustafa Akda , Türk Halkının Dirlik ve Düzenlik Kavgası, Celalî syanları, Barı Yayınevi,
Ankara 1999, s. 70.
162
Uzunçar ılı, “Osmanlı Tarihi Cilt 3 1. Kısım”, s. 100.
163
lgürel, “E kıya”, s. 467.
30

ba layamadılar.164 XVI. yüzyıl ortalarına gelindi inde medreseler tamamen dolmu ,


e itimini tamamlayan gençler görev alamadıklarından dolayı e kıyalık faaliyetlerine
giri mi tir.165 Bu yüzyılda e kıyalık faaliyetleri Anadolu ile sınırlı kalmayıp Rumeli
kesiminde de etkisini hissettirmeye ba lamı tır.166 Yukarda bahsedilen sebeplerden
dolayı artan e kıyalar kar ısında bir kısım halk çift ve çubu unu bırakarak
ehirlerdeki mühim kalelere sı ınmı lar ve uzun zaman oralarda kalmaya mecbur
olmu lardır. 167 Halkın yerini yurdunu terk etmesinin sebepleri arasında Celali ve
Suhte’lerin yaptıkları e kıyalık faliyetlerinin yanı sıra resmi devlet görevlilerinin ve
askerlerin baskıları zikredilebilir. 168
Osmanlı Devleti’nin E kıyalık olaylarını önlemeye yönelik almı oldu u tedbirler u
ekilde sıralanabilir.169
1- Palanga ve Kalelerin n a ve Tamir Edilmesi
2- E kıyaların Te tif ve Tedibi için Serdarların Tayini
3- Görevlilerin Uyarılması ve Görevlilere Getirilen Yasaklar
4- Derbent, Menzil ve Geçitlerin Kontrol Altına Alınması
5- Han ve Meyhanelerin Kontrol Altına Alınması
6- Mahalli Tedbirler ve Gönüllü Katılımlar
7- Af, Kefalet ve Nezir Müessesesi
8- Halktan Ate li Silahların Toplanması
9- Görev Tevcihi ile E kıyalıktan Vazgeçirme
10- Asker Kaçaklarının Cezalandırılması
11- Adâletnâmelerin Yayınlanması
Adâletnâme, devlet otoritesini temsil edenlerin, reâyâya kar ı bu otoriteyi kötüye
kullanmalarını, kanun, hak ve adalete aykırı tutumlarını ola anüstü tedbirlerle
yasaklayan beyanname eklinde bir padi ah hükmüdür.170 Osmanlı Devleti’nde önce
padi ahlar bir takım haksızlıkların ve özellikle haksız vergilerin kaldırıldı ını ilan

164
Halil nalcık, Osmanlı mparatorlu u'nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi, Eren Yayıncılık, Cilt 1,
stanbul 2000, s. 58.
165
Mustafa Akda , Celâlî syanları, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara 1963, s. 79.
166
Hüküm 74, 30, 82.
167
Uzunçar ılı, “Osmanlı Tarihi, Cilt3 1. Kısım”, s. 102.
168
Mücteba lgürel, “Celâ-yı Vatan” , D A, Cilt 7, stanbul 1993, s.238.
169
Süleyman Demirci ve Hasan Arslan, “Osmanlı Türkiyesinde E kıyalık Faaliyetlerini Önlemeye
Yönelik Alınan Tedbirler ve Uygulanan Cezalara Dair Gözlemler: Mara Eyaleti Öerne i(1590-1750),
History Studies, Prof. Dr. Enver Konukçu Arma anı, Nisan 2012, s. 88.
170
Halil nalcık, Osmanlı’da Devlet, Hukuk, Adâlet, Eren Yayıncılık, s.75;Süleyman Demirci ve
Hasan Arslan, “Osmanlı Türkiyesinde E kıyalık Faaliyetlerini Önlemeye Yönelik Alınan Tedbirler”,
s. 80.
31

eden hükümler çıkartırlar vu bu hükümleri eyaletlerde otorite sahiplerine kar ı


herkesin görebilece i yerlere, büyük camilerin duvarlarına veya ehirlerin giri
kapısına ta kitabe halinde korlardı. 171 Adâletnâmelerde hükümdarın mutlak otoritesi
haksızlı ın kaldırılmasında en son tedbir olarak görülür. Adaletnamelerde zulmü
gidermek, kuvvetlinin zayıfı ezmesine meydan vermemek, halkın can ve mal
emniyetini sa lamak anlayı ı olarak ön planda tutulur.172 Adâletnâme veya adalet
hükmü, padi ahın verdi i emir olup di er fermanlarla aynı özelli i gösterek
do rudan do ruya bütün idarecilere veya belli bir bölgenin yöneticilerine hitap eder.
Bu da idaredeki suiistimallerin genel olarak önlenmesi gayesini ön plana çıkarır.
Padi ahın eyaletlerde idareyi kontrol gücü zayıfladı ı zamanlarda ehl-i örf otoriteyi
kötüye kullanma e ilimindedir. Adâletnâmeler yüksek idarecilere, yani eriat ve
kanuna göre hüküm verme yetkisi ta ıyan kadılara, bedeni cezaları uygulama yetkisi
bulunan beylerbe i ve sancak be lerine veya bunların adamlarına yazılarak
görevlerini kötüye kullanmamaları istenirdi. 173 Bu ki ilerden emrin mutlaka yerine
getirilmesi istenir, emrin yerine gelmedi i takdirde sert cezalar verilece i
bildirilirdi. 174 Adâletnâmelerde haksızlıklar, suiistimaller, bid’atler, halka a ır gelen
angaryalar, halka “salınan” ola anüstü nakdi ve ayni vergiler, idareceilerin kendi
adına zorla para ve mal toplamaları, kadıların görevlerini kötüye kullanmaları,
mahsullerden ö ür alınması hususnda yapılan usulsüzlükler, kadı ve naiblerin
kanunaa aykırı hükümler vermeleri, fazla para toplamaları vb. hususlar
yasaklanmaktadır. Adâletnâmeler, özellikle devletin buhranlı yıllarında halkı
korumak, idarecilerin yolsuzluklarını halka zulm etmelerini, kanunsuz usüllerin
uygulanı ını önlemek için çıkartılmı genel mahiyetteki fermanlar olarak Osmanlı
hukuk anlayı ını göstermeleri bakımından önemlidir.175
ncelenen 22 Numaralı Mühimme defterinde a ırlıklı olarak e kıyalık
faaliyetlerinden söz edilmektedir. E kıyalık ile ilgili hükümlerde kuttau’t-tarik, aki,
e kıya, harami gibi kelimeler kullanılmakla birlikte ehl-i fesâd u eneat tabiri de
sıklıkla zikredilmektedir.176 E kıya çeteleri gruplar halinde dola arak genellikle sarp
da lara yuvalanırlardı. Kendilerine bazan köylüler bazan da bulundukları bölgenin

171
nalcık, “Osmanlı’da Devlet, Hukuk, Adâlet”, s. 78.
172
Halil nalcık, “Adâletnâme”, D A, Cilt I, stanbul 1988, s.346.
173
nalcık, “Adâletnâme”, s.346; Süleyman Demirci ve Hasan Arslan, “Osmanlı Türkiyesinde
E kıyalık Faaliyetlerini Önlemeye Yönelik Alınan Tedbirler”, s. 82.
174
Hüküm 42, 62, 81.
175
nalcık, “Adâletnâme”, s.347.
176
Hüküm 83.
32

zengin a ası yahud ileri gelenleri yardımcı oluyordu.177 Bu duruma güzel bir örnek
olarak Akkirman be ine, kadısına ve Varna kâdîlarına yazılan hüküm verilebilir.
Cankirman ve Akkirman civarlarında meydana gelen bazı hırsızlık ve katil
olaylarından bahsedilerek, bölge halkının failleri bildi i halde bunları dile
getirmekten çekindikleri bildirilmektedir. Halkın çekinmesinin sebebi ise ayandan
bazı ki ilerin bu e kıyaları himaye etmesinden kaynaklanmaktadır. E kıyadan biri
yakalandı ı zaman bile ayandan kimseler e kıya hakkında hüsn-ü ahadet ederek
onun mahkemeden beraat etmesini sa lamaktadır. Bu sebeplerden dolayı da
e kıyaların yaptı ı fesadlıklar artmı ve bölge halkı topra ını bırakarak ba ka yerlere
gitmi lerdir. Devlet bu sorunu çözmek için öyle bir emir vermektedir. “buyurdum ki
bu hususa sizinle müba ir ta‘yîn olunan Dergâh-ı Mu‘allâ’m çavu larından
Akkirman’da mütemekkin olan Mustafa vardu unda sen ki Akkirman kâdîsının bîzzât
livâ’-i Akkirman’a varup arz olunan fesâd ve enâ‘ati iden hırsuz ve ehl-i fesâdı ehl-i
vukûfdan tefti idüp er‘en ve aleniyen tecessüs idüp e er ıtlâk olunanlardur ve e er
gayrıdur herkimler ise ele getürüp gaybet edenlerin her kanda ise kendilerine ve
yatak ve duraklarına buldurup götürdüp üzerlerine ne makûle fesâd sâbit u zâhir
olursa ale’t-tafsil sicil idüp ve hüsn-i tefti te zâhir ve sâbit olan ehl-i fesâdın yatak ve
duraklarını dahi sicil idüp sûret-i sicillerin Dergâh-ı Mu‘allâ’ma gönderup ve
kendülerin dahi muhkem habs idüp arz eyleyesin ki haklarında emr-i erifim ne
vechle sadır olursa mûcebi ile amel oluna ehl-i fesâdın ele getürülmesinde cümlenüz
hüsn-i ittifâk ve ittihâd üzere mukayyed olup er‘-i erife muhalif i olmakdan bu
bahane ile kendu halinde olanlara yapu ulup zülm ve teaddî olmakdan ehl-i fesâda
ruhsat virilmekden hazer idüp hak-ı sarihe tabi‘ olasın”.178 Hükümet kendi gücünün
yeterli olmadı ı veya yeti emedi i bölgelerde “il erleri” denilen mahalli milis
te kilatının kurulmasını sa layarak e kıyaya kar ı yerinde mücadele edecek bir güç
olu turmaktaydı. 179 Devlet bu te kılatı E kıya ile mücadelede oldukça etkin
kullanmı tır.180
Ayamavra kadısına yazılan bir hükümde bazı levend taifesinin fırkateler bina edip
e kıyalık ettiklerinden bahisle bunların er-i erife davet edilmesi istenmi tir.181
Edirne kadısına yazılan bir hükümde ise Edirne ile Hasköy yakınlarında bir
177
Mehmet Karagöz, “17. Asrın Sonunda Filibe ve Çevresinde E kıyalık Hareketleri”, Fırat
Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 16, Sayı 2, s. 385; lgürel, “E kıya”, s. 467.
178
Hüküm 53.
179
lgürel, “E kıya”, s. 468.
180
Hüküm 26, 55, 56, 83, 153, 156, 157, 158, 172, 207.
181
Hüküm 30.
33

hastalı ın ba göstermesinden dolayı bölgenin bo almı oldu u bildirilip, bo alan bu


bölgede bazı kimselerin yolculara kar ı fesaddan geri kalmadı ı bildirilerek, bahsi
geçen bölgelerin derhal enlendirilmesi istenmi tir.182 ncelenen hükümler arasında
suhtelerin e kıyalık yaptıklarını gösteren güzel bir örnek vardır. Bu konuda 102
numaralı hükümde “Akça hisar kâdîsına hüküm ki mektup gönderip Hüseyin bin
amlu nam suhtenin a zında rayiha-i hamr oldu u er‘ ile sâbit olup ayan vilayetden
bazı kimesne mezbûr içün yaramazlık ile me hurdur ev basmak ve âdem öldürmek ve
yol almak elinden gelir diyü haber virdüklerin bildirmi sin küre e kondurulmasın
emr idüp buyurdum ki mezbûru emrim üzre mukayyed u mahbûs yarar âdemlerle
Südde-i sa‘âdet’üme gönderesin ki küre e konula yolda onat hıfz ettirip gaybet
ettirmekten hazer eyleyesin ve müseccil kabahati varsa sûretin bile gönderesin”
denilmektedir. Hamid sanca ı be i Ahmed’in kethudâsı olan Hasan’a yazılan bir
hükümde Hamid sanca ında ehl-i fesad zuhur ederse derhal harekete geçilmesni ve
orada bulunan il-eri ve toprak kadıları ile birlikte hareket etmesini istenmi tir.183
Suhtelerin gruplar hâlinde e kıyalık yaptıkları da bilinmektedir. ncelenen defterde
bulunan 153 numaralı hüküm bu konuda güzel bir örnektir. “Canik be ine ve Bafa ve
Kavak ve Gedekre ve Merzifon kâdîlarına hüküm ki Abdurrahman ve Devre eyhi
o lu Emir ve Kurd Himmet ve Osman nam ehl-i fesâd suhteler kırk elli nefer suhteye
ba bu olup ol diyarda evler basıp yakıp ve gâret edip ve kız ve o lanlar çekip ve
bazı kimesnelerin burun ve kulakların dahi kesip ve Tokat’da yasakçı olan
yeniçeriler evlerin basıp birini katl edip küllî fesâd ü enâ‘at üzere iken mezbûr
Abdurrahman Katuni kal‘asında habs olunup ve merkum emirîn ba ı kesilip biri
Tokat’da ve be neferi Amasya’da mahbus olub sâir yolda ları bi‘l-fi‘l taht-ı
hükûmetinizde fesâd üzere oldu un i‘lâm olundu imdi Bafa kadısının bu bâbda
ihmâli zâhir olma la azl olunmak emrolunmu tur taht-ı hükûmetinizde ehl-i fesâd bu
mertebe cem‘iyet ve fesâdların siz mukayyet olmama a sebeb nedir bu bâbda
özrünüz asla makbul olmayıp cümleniz azl ve ikaba müstehak olmu suz buyurdum ki
vusûl buldukda cümleniz bîzzât mukayyet olup zikrolunan ehl-i fesâdı vâkıf
olanlardan ve ehl-i vukufdan muhkem tefti edip haberlerin alıp sen ki sancak
be isin sanca ından hariç yerde durmayıp herkanda olurlarsa ol tarafta olan e er
mazûl sipahi ve e er kapum kullardır ve e er il-erleridir müstevfi âdem cem‘ edip
dahi hüsn-i tedbir ile ehl-i fesâdı her kimler ise ele getirip baki yolda ları dahi zâhir

182
Hüküm 82.
183
Hüküm 56.
34

olmak için kal‘alarda muhkem habs edip ve üzerlerine sâbit olan mevadın sûret-i
sicillerin Dergâh-ı Mu‘allâ’ma gönderip ahvâllerin mufassal ve me ruh yazıp arz
edesin ehl-i fesâdı takip edip üzerlerine varmak için davet eyledi iniz il-eri ve sipahi
ve kapum kullarından ve gayrıdan varmayanları her kimler ise isim ve resimleri ile
yazıp arz edesin ki anun gibilere mecâl vermeyip küre e ko ula öyle ki zikrolunan
fesâdı bi’t-tamam ele getürmeyesüz cümleniz azl ü muateb olmak mukarrerdir ana
göre hüsn-i tedârük ü ittifâk ile ehl-i fasadı ele getirmeyince olmayasın”.

Osmanlı Devleti, e kıyalı a kar ı; kararlı ama esnek, kendine has bir yöntem ile
devletin ve toplumun lehine istedi i maksada ula mı tır. 184 Devlet bazen büyük
e kıya liderlerine bir görev vererek onları kontrol altına almaya, adamlarını yanından
ayırmaya ve bulundukları bölgeden uzakla tırmaya çalı ırdı. 185 Özellikle bu anlayı
belli ba lı e kıya liderlerinin etkisiz hale getirilmesinde etkili olmu tur. Bu ekilde
bir devlet görevine getirilen e kıya reisi bir süre sonra ortadan kaldırılırdı. Bir
e kıyalık olayı meydana geldikten sonra ikâyetler ilk olarak bölgesel yetkililere
yapılırdı. ikâyetleri dinleyen yetkili merci, bunların ekvalarını, arz, mektup veya
bazen bir adamını göndererek durumu Divân'a arz ederdi. Durumun Divân'a intikali
sonucunda, öncelikle bölgenin kadısından hadisenin, marifet-i er‘le (mahkeme
yoluyla) ara tırılıp hakikatın ortaya çıkarılması, hatta on be yılı a mamı olan
davaların dahi görülmesi istenirdi. 186 Yapılan çalı mada da on be yılı a mamı olan
davaların görülmesinin istendi i gözlemlenmi tir.187 Karahisar-ı sahip piyadeleri
be ine yazılan bir hükümde o bölgede bazı sipahilerin görevlerini yerine
getirmediklerin yanı sıra irret ve ekavet eyledikleri belirtilmi tir. Durumun toprak
kadısı marifeti ile tefti edilmesi istenmi , nöbet hizmetine gelmeyenlerden 500 akçe
cerime alınması istenmi ve irret ve ekavetleri sabit olanların ise küre e konulması
istenmi tir. 188 E kıyalık faaliyetlerinin görüldü ü mahkeme sonucunda verilen
hükmün hemen yerine getirilmesi, Divân'a arzı gereken bir husus varsa derhal arz
edilip sonuçta oradan gelen emre göre hareket edilmesi istenirdi. Bazen de e kıya ya
da e kıyaların yakalanarak yanlarında güçlü ve güvenilir adamlar ile Divân'a
184
Karagöz, “17. Asrın Sonunda Filibe ve Çevresinde E kıyalık Hareketleri”, s. 374.
185
Süleyman Demirci ve Hasan Arslan, “Osmanlı Türkiyesinde E kıyalık Faaliyetlerini Önlemeye
Yönelik Alınan Tedbirler”, s. 88; Efkan Uzun, “Osmanlı Ülkesinde Görülen syan ve E kıyalık
Olayları Kar ısında Alınan Bazı Tedbirler Hakkında Bir De erlendirme", Türklük Bilimi
Ara tırmaları, Sayı 25, Ni de 2009, s.192; lgürel, “E kıya”, s. 468.
186
Süleyman Demirci ve Hasan Arslan, Osmanlı Türkiyesi’nde E kıya, Devlet ve Siyaset, Yalın
Yayıncılık, stanbul 2012, s. 119-120.
187
Hüküm 73, 83, 89, 122,148.
188
Hüküm 29.
35

gönderilmesi emrediliyordu.189 Gelibolu kadısına gönderilen bir hükümde Di li


Ramazan olarak bilinen ehl-i fesadın merkezden gönderilen âdeme ko ularak
merkeze gönderilmesi istenmektedir.190
XVII. yüzyıl Osmanlı yöneticilerinin bu dönemde meydana gelen e kıyalık ve isyan
hareketlerine kar ı tedbir alarak yaptıkları en önemli icraatlardan birisi üphesiz
reayanın elinde bulunan silahları toplattırmak olmu tur.191 ncelen defterde bu konu
ile ilgili hükümler göze çarpmaktadır. Kuds-i erîf be ine yazılan bir hükümde daha
önceden o bölgede bulunan halkın elinden tüfeklerin toplanması istenmi ve bu
hükme Benizeyt ve Beniadi köylerinin kar ı çıktı ı belirtilmi tir. Gönderilen
hükümde inad ve muhalefet edenlerin ellerindeki tüfekleri dâhil ahalide bulunan
bütün tüfeklerin toplatılıp mirî için el konulması istenmi tir.192

3.6 Suçluların Cezalandırılması

Osmanlı Devleti’nde hukukun di er alanlarında oldu u gibi ceza hukuku alanında da


esas itibaiyle islam hukukunun uygulandı ı görülmektedir.193Osmanlı hukuk
siteminde iki tür hukuk vardır; bunlardan ilki slam dinin getirmi oldu u er’i
Hukuk, di eri ise ülkeyi yöneten hakanların kendi ananelerine uygun olarak koydu u
hukuk kuralları olan Örfi Hukuktur. Osmanlı Devletinde hemen her padi ah çıkardı ı
kanunnameler ile bahsi geçen örfi hukuku ekillendirir iken iki büyük hükümdar
Fatih Sultan Mehmed ve Kanûnî Sultan Süleyman çıkardıkları kanunnameler ile
Kanun-ı Osmani’yi büyük oranda vücuda getirmi lerdir. Osmanlı ceza hukuku
denildi i zaman akla sadece er’i ya da örfi hukuk gelmemeli, bu ikisinin bütünü
anla ılmalıdır. Di er islam devletleri ile Osmanlı Devleti hukuk bakımından
kar ıla tırıldı ında di er islam devletlerinde normal mahkemelerin yanında görev
yapmakta olan mezalim, urta vb. mahkemelere rastlanırken, Osmanlı Devleti’nde
er’i ve örfi bütün ceza davaları tek yetkili olan kadılar tarafından kadı
maghkemelerinde karara ba lanmı tır. Osmanlı Devleti’nde kadılar mahkemelerinde
suçun türüne, ispat ekline göre er’i veya örfi hukuk kurallarından birini uygulamak
durumundaydılar. Merkezden gönderilen çe itli emirlerde kadıların hükümlerini er’

189
Hüküm 28.
190
Hüküm 79.
191
Uzun, “Osmanlı Ülkesinde Görülen syan ve E kıyalık Olayları”, s.196.
192
Hüküm 25.
193
Mehmet Akif Aydın, “Ceza (Osmanlı Ceza Hukuku)”, D A, Cilt 7, stanbul 1993, s.478.
36

ve kanuna uygun olarak vermeleri istenmektedir.194 Bu durumla ilgili bir örnek bu


çalı maya konu olan 22 numaralı mühimme defterinde mevcuttur.195

Kurulan düzenin devamı, halkın huzur ve refahı için i lenen suçların cezalandırılması
gerekir. Kamu düzeninin, emniyet ve asayi in sa lanması, ki ilerin mal ve
canlarının, seyahat özgürlüklerinin korunması slam dininin temel amaçları arasında
yeraldı ından e kıyalık suçu dinen büyük günahlar, hukuken de büyük suçlar
arasında sayılmı tır.196 Bu suça uygulanacak cezai müeyyideler konusunda Kur’an
ve sünnetde özel açıklamalar yer almaktadır. Tarih boyunca kurulan tüm devletler
mücrimleri cezalandırma yoluna gitmi tir. Osmanlı Devleti hukuk ve adalet ile
yönetilen bir devlet oldu u için i lenen suçların sorumluları çe itli ekillerde
cezalandırılmı tır.197

Osmanlı Devleti’nde i lenen suçların derecelerine göre mücrimlere çe itli cezalar


verilmi tir. Osmanlı kanunnameleri dikkatle incelendi inde kısas ve had grubuna
giren suçlara esas itibariyle slam hukuku tarafından öngörülen cezaların
uygulandı ı, suçun unsurlarında veya ispat artlarında bir eksiklik olması veya ba ka
bir sebeple bu cezaların uygulanmaması durumunda kanunnamelerde yer alan ta’zir
cezalarının tatbik edildi i görülmektedir.198 Devlet suçları çe itli gruplara ayırmı ve
buna göre ceza uygulamı tır. Mücrimlere verilen cezalar arasında kısas, el kesme,
dayak, recm, salb gibi cezalara ilave olarak ölüm, hapis, çe itli para cezaları, küre e
mahkûm etme, yüzü karalama sakalı kesme da lama, belli organlarını kesme, sürgün
gibi cezalar bulunmaktadır. Had, Kısas ve Siyaset cezalarının uygulanması
durumunda para cezasının alınamayaca ı kanunnamelerde sıkça tekrar edilmektedir.
Bahsi geçen cezalar arasında siyaset cezasının özel bir yeri vardır. Bu ceza esas
itibariyle padi ah ve onun vekili olan sadrazam tarafından takdir edilmekteydi.199
Ancak uygulamada di er yüksek derecedeki görevliler de siyaset cezası
verebiliyordu. Osmanlı Devleti’nde siyaset cezası olarak ölüm dâhil olmak üzere her
türlü ceza verilebiliyordu. Bu cezalar genellikle a ır cezalardır. Örnek olarak esir
çalan, köle veya cariyeyi kandırıp kaçıran, birkaç defa hırsızlı ı sabit olan kimselerin

194
Aydın, “Ceza”, s.478.
195
Hüküm 3.
196
Bardako lu, “E kıyalık”, s.463.
197
Süleyman Demirci ve Hasan Arslan “Osmanlı Türkiyesi’nde E kıya”, s. 121.
198
Aydın, “Ceza”, s.478.
199
Bu konu hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Ahmet Mumcu, Osmanlı Devleti’nde Siyaseten Katl,
Phoenix Yayınevi, Ankara 2007.
37

cezası asılmaktır.200 ncelen defterde çe itli nedenlerden dolayı siyaset cezalarının


verildi i görülmektedir. Bu konuya güzel bir örnek te kil eden 3 Numaralı hükümde
öyle denmektedir. “Ba dat beylerbeyine hüküm ki Dergâh-ı Mu‘allâ’ma mektup
gönderip sâbıkâ Ta köprü be i olan Hüseyin be i katl edenlerden Mustafa çavu un
ve kendi kulu Rıdvan’ın hakkından gelünüp katili bile oldu u zâhir olan Sunullah ve
Mehmed erbâb-ı tîmârdan olma ın habs olunup sâir ehl-i fesâda muceb-i ibret içün
mezbûrların dahi er‘ ve kanûn üzre haklarından gelme in lâzım oldu un bildirdi in
ecilden mezbûr Sunullah ve Mehmed’e siyaset emr idüp buyurdum ki arz etti in üzre
mir-i mü ârunileyhin katillerinden oldu u zâhir ve sâbit olmu ise ikisin dahi gere i
gibi haklarından gelip emrim yerine vardu un muaccelen arz edesin”. Herhangi bir
sebepten dolayı suç i lemi ki i ya da suça bula mı ki i kadı tarafından yargılanarak
cezaya çarptırılırdı. Mücrimin cezasını tatbik ise o bölgenin asayi inden sorumlu
birime dü mektedir. Cezayı tatbik eden birimler duruma göre de i iklik göstermi ,
bazı durumlarda kadılar, bazen ise sancak ya da be lerbe i bu görevi yürütmü tür.
Devlet yöneticileri suçluların cezalandırılması konusunda çok hassas davranmı tır.
Özellikle suçluların suçunun zahir ve sabit olmasına büyük önem vermi lerdir.
Suçluların cezalandırılması ile ilgili hemen her hükümde suçun sabit ve zahir olması
gerekti i vurgulanmı tır.201 Bazı hükümlerde ise suçun sabit ve zahir olmasının yanı
sıra sicil olmu olasının da gereklili i belirtilmi tir.202 ncelenen defterde
mücrimlerin yargılanması konusunda ki inin sınıfına göre de i iklikler oldu u
gözlenmektedir. Çirmen be ine ve Yanbolu ve Za rayenicesi kâdîlarına yazılan bir
hükümde Hasan Mustafa nam kimsenin mecruhen maktûl bulundu undan
bahsedilerek suçluların bulunması istenmi tir. Hükmün sonunda ise mücrimin sipahi
ise hapsedilip bildirilmesi istenmi , sipahi de ilse er’ ile lâzım gelenin yerine
getirilmesi istenmi tir.203 Burada mücrim e er sipahi ise askerî sınıfa tabi
oldu undan dolayı onun yargılanması kadıasker tarafından yapılacaktır. Suçluların
yargılanması ve mücrimlerin cezalandırılması ile ilgili olarak merkezden gönderilen
hükümlerde dikkat çekilen bir di er husus yapılan yargılamanın ve verilen cezaların
er-i erife uygun olmasının istenmesidir. Osmanlı Devleti er‘i ve örfi hukuka göre
yönetildi inden verilen hükümlerin hemen hepsinin er‘-i erife uygun olması
istenmi tir. 46 Numaralı hüküm bu konu için güzel bir örnek te kil etmektedir.

200
Hüküm 17.
201
Hüküm 114, 121, 122, 189, 192, 195, 3, 27, 114.
202
Hüküm 27.
203
Hüküm 24.
38

“Kıbrıs be lerbe isine hüküm ki Karıta kâdîsı mektup gönderüp kazâ-i mezbûra
tâbi‘ Gökmesud nam cemâ‘at ahalisi sipahileri olan Pa a nam kimesneyi tefti
ittürmek içün emr-i erif gönderüp sâbıkâ çel ili be i Abdulgafûr -dame izzuhû-
canibinden müba ir olan Hasan mezbûr sipahiyi meclis-i er‘e ihzâr idüp tefti
olundukda sipah-ı mezbûr hâ â ve sümme hâ â Kur’an-ı azime etm eyleyüp ve bazı
avretleri cebir ile evine eylenüp habs idüp ve bundan ma‘adâ er‘-i erife mugayir
ef‘âl u akvalin mevadı oldu u cümle sâbit olup on üç kıt‘a sicil olunup ve bu bâbda
katil(?) lâzım oldu una mütdeilerinin ellerinde fetva-i erif olup icra olunmasın rica
ettüklerin i‘lâm itdü ün kâdîaskerîm pâye-i serîr-i âlem-masîr-i husrevâneme
arzetti inde er‘-i erif mûcebince katl olunmasın emr idüp buyurdum kiemrim
mûcebince tehir ve terahi eylemeyüp muktezâ-yı er‘-i erif üzerine sipah-ı mezbûru
katl eyleyüp emr-i erifim yirine vardu un yazup bildiresin”.

Osmanlı devleti’nde i lenen suçun niteli ine göre çe itli cezalar verilmekteydi. E er
suç tekrarlanırsa verilecek cezalar artırılırdı. 204 Yakalanan suçluların cezalarının
küre e çevrilmesi do rudan do ruya hükümdara aittir. Osmanlılar da kürek cezasının
tesbitini, Divân-ı hümayunda genellikle kadıaskerler yapmaktadır.205 Küre e koyma
Osmanlı Devletinin sıkça ba vurdu u bir yöntemdir. Bu sayede hem donanmanın
kürekçi ihtiyacı kar ılanmı hem de suçlular aktif i gücü olarak de erlendirilmi tir.
Genellikle suçluların küre e konmak üzere stanbula gönderildikleri
gözlemlenmektedir. Bu konu ile ilgili incelenen defterde oldukça fazla örnek
bulunmaktadır.206 Osmanlı Devleti suçlulara ceza olarak “hapis cezası”nı da sıklıkla
uygulamı tır. Hapis cezaları daha çok zindanlarda uygulanırdı. Edirne kadısına ve
suba ısına yazılan bir hükümde Edirne’nin ta lık mahallesinde etmekçi o lu Mehmet
diye bilinen bir ki inin çe itli irret ve ekvaları oldu undan bahsedilerek,
Rodoscuk’tan Edirne’ye gelerek ya satan ve yanlarında yüklü miktar para olan iki
nefer ki inin takip edilerek Hayrabolu’da gece vaktinde katl edildi i bildirilmektedir.
Merkezden verilen emir do rultusunda meselenenin sıkı sıkı tefti edilmesi ve adı
geçen Mehmet’in muhkem haps edilmesi istenmektedir.207 Canik be ine ve Bafa ve
Kavak ve Gedekre ve Merzifon kâdîlarına yazılan bir hükümde bölgede toplu halde

204
Süleyman Demirci ve Hasan Arslan, “Osmanlı Türkiyesinde E kıyalık Faaliyetlerini Önlemeye
Yönelik Alınan Tedbirler”, s. 92.
205
Mehmet p irli, “XVI. Asrın kinci Yarısında Kürek Cezası ile ilgili Hükümler”, Tarih Enstitüsü
Dergisi, stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Sayı 12, stanbul 1982, s.208.
206
Hüküm 26, 65, 102, 158, 219.
207
Hüküm 47.
39

gezen suhte e kıyasının irret ve ekvalarından bahsedilerek bölgedeki ehl-i örfün


birlikte hareket ederek bu e kıyaların yakalanması istenmekte ve kal’alarda haps
edilmesi emredilmektedir.208 Van be lerbe isine ve Van kadısına gönderilen bir
hükümden de haps cezasının uygulandı ı anla ılmaktadır. Yazılan hükümde Van
kalesinin binasına gelmedi i için stanbuldan gönderilen emir ile haps edilen Ürkmez
adlı ki inin dört yıldan beri haps edildi i bilsirilmekte ve bu ki inin ailesi kemal
derecesinde sıkıntı çekmesinden dolayı ki inin üzereine ba ka bir suç yoksa hapisten
salınması istenmektedir.209

Yapılan çalı ma içerisinde suçlulara verilen cezalart arasında bir di er ceza türü ise
dirliklerin geri alınmasıdır. E kıyalık yapan veya e kıyalık olaylarına karı an dirlik
sahiplerinin evvela dirlikleri ellerinden alınırdı.210 Gevye kadısına yazılan bir
hükümde olaylar u ekilde özetlenerek “ mektup gönderüp bundan akdem nefs-i
Gevye’de ehl-i fesâd suhte ta’ifesinden nice kimesne mahkeme basup nice kimesneyi
mecrûh ittikten sonra üç dört kimesne katl olunup yolda on iki suhte dahi bir o lan
çeküp il-eri {ile} uru up iki canipden kimesne mecrûh olup o lanı bırakıp firar
eylemi ler idi hâlâ elli mikdârı suhte ve levend on be tüfengçi ile cem‘ olup
kendülere mukabil olan nice kimesneyi defter idüp cümlesin ve kâdîların eline
intikamların almak ister deyüp kendü hevalarında tâbi‘ olan kimesnelere hakikaten
haber gönderüp bir küllîfesâd olmak ihtimali oldu un ve Gerede’li suhteleri on be er
nefer suhte cem‘ olup zekâvat namına akçe cem‘ edüp reâyâya envâ‘-ı teaddî
eylediklerin ve bir yıldan beru sekiz ev basup nice mal ve esbab zâyi‘ ve telef olup ve
niçe avret ve o lan çekilmi tir anın içün otuz nefer yarar kimesne intihâb idüp
yi irmi iki neferi bile ve sâiri reâyâdan olup tüfeng atma a icazet virilirse ol
cevanibi hıfz itmekte uhdelerine aldukların bildirmi sin” verilen emirde orada
bulunan sipahi ve il-eri ve gayrı iile birle erek ehl-i fesadın üzerine varılması
istenmektedir. Ehl-i fesadın yakalanmasında gayret göstermeyen ki ilerin defter
edilmesi istenmekte ve bu ki iler sipahi ise dirliklerinin kesilmesi, sipahi de ilse bu
ki ilerin küre e konması istenmektedir.211 Bu duruma ba ka bir örnek Rum
Be lerbe isine ve Sancak be lerine ve Kâdîlarına yazılan hüküm gösterilebilir.
Amasya’ya tabi Zeytun kazasında meydana gelen e kıyalık olaylarından
208
Hüküm 153.
209
Hüküm 109.
210
Süleyman Demirci ve Hasan Arslan, “Osmanlı Türkiyesinde E kıyalık Faaliyetlerini Önlemeye
Yönelik Alınan Tedbirler”, s. 94.
211
Hüküm 26.
40

bahsedilerek bu olayların önlenmesi için öyle bir hüküm verilmi tir. “buyurdum ki
vusûl buldukda bu bâbda her biriniz gere i gibi mukayyet olup anun gibi taht-ı
kazânızda ehl-i fesâd ü enâ‘at zuhur oldukda hisar erleri ve Dergâh-ı Mu‘allâ’m
kullarımdan e er yeniçeri ta’ifesidir ve e er bölük halkı ve gayrıdır er‘ ile
haklarından gelesin öyle ki sipahi ve yeniçeri ve gayrıdan mu‘âvenete varmayup
ihmâl ederlerse isim ve resimleri ile yazup bildiresin ki dirlikleri olanların dirlikleri
alunup dirlikleri olmayanlarun götürülüp küre e konula ve ehl-i fesâd itâ‘at-i er‘
etmeyüp muharebe iderlerse ol makûlelerin demleri hederdir bi-eyyi tarikân ele
getürmesine say‘ u ihtimâm idüp ele geldüklerin er‘ ile lâzım geleni icra idesi”.212
Bu hükümde de görüldü ü üzere emre itaat etmeyenlerin yahud fesada yardım
edenlerin dirliklerinin ellerinden alınması söz konusudur.

Devletin suçluları cezalandırma yöntemlerinden bir di eri ise sürgün cezasıdır.


Sürgün cezası Osmanlı Devleti’nde farklı gayelere matuf olarak çokca tercih edilen
bir cezadır. 213 Bunun sebebi ise sürgün cezasının tatbiki ile hem suça sebep olan ki i
veya ki iler faliyet alanı ve yolda larından ayrılarak cezalandırılıyor hem de sürgün
edilen yerin nüfusu artırılıyordu. Osmanlı devletinde sürgün yeri olarak çe itli yerler
kullanılmı olmakla birlikte sürgünler genellikle Kıbrıs adasına oluyordu. ncelenen
defterde bu durumla ilgili pek çok hüküm vardır.214

Osmanlı Devleti’nde i lenen suçun kar ılı ı olarak mücrimden bir miktar para
alınmaktaydı ki buna hükümlerde cerime denilmektedir.215 Kar ıla ılan bir hükümde,
bir mücrim kendisinden alınan cerimenin tekrar istendi inden dolayı ikâyet
etmektedir. “bazı ehl-i müzevvir-i(?) e kıyâ Südde-i sa‘âdet’üme gelip mûmâileyhden
ikâyet etme in umuma tefti buyrulup ve hâlâ livâ’-i mezbûrun defterde ta‘yîn
olunan yetmi bin akçe bâd-ı hevasından ve sâir cürm ü cinayetten bi-hasebi’ - er‘
ve’l-kanûn salb u siyasete ve kat’-i uzuva ve sâir siyasete istihkakı olmayan
mücrimlerin alınan cerimelerin temessüklerine itibar olunmayıp geri
mü arunileyhden alındı ın arz etme in buyurdum ki göresin anun gibi mûmâileyhin
anda er‘i temessükleri olup kanun üzre aldı ı bâd-ı heva ve cerime ve nısf bâd-ı
heva sipahiyan her ne ise hin-i tefti te anda olan er‘i temessüklerine itibar

212
Hüküm 65.
213
Süleyman Demirci ve Hasan Arslan, “Osmanlı Türkiyesinde E kıyalık Faaliyetlerini Önlemeye
Yönelik Alınan Tedbirler”, s. 95.
214
Hüküm 198, 72, 75, 94, 18, 40.
215
Hüküm 29, 40, 188.
41

olunmayıp alınmı ise geri alıverip anda olan er‘i temessüklerine amel
eyleyesin”. 216

Osmanlı ceza hukukunun uygulanması sırasında iki grup görevli ön plana


çıkmaktadır. Bunların ilki failin suçlulu unu tespit edecek olan kadı, di eri ise
cezaları tatbik eden ehl-i örf’tür.217 Ceza er’i bir ceza ise ehl-i örf sadece bir
uygulayıcı durumundadır, fakat ceza örfi bir ceza ise bu durumda ehl-i örf takdir
yetkisini devreye sokmaktadır.218 Gerek kanunnamelerde gerekse çe itli
adaletnamelerde suçlulara verilecek cezanınmutlaka “kadı marifetiyle” yahut
“marifet-i er’” ile olması hususu ısrarla belirtilmektedir.219

3.7 . Muhtelif Konular

ncelenen defterde çok çe itli konuların varlı ı göze çarpmaktadır. Bu çe itli


konulardan birisi de muhtelif sebeplerden dolayı çiftini bırakıp giden raiyyetin bo
bıraktı ı arazilerin yeniden doldurulmasıdır. Osmanlı Devleti tarım arazilerine ayrı
bir önem göstererek buraların bo kalmaması için elinden geleni yapmı tır. Bu
çerçevede Edirne kadısına yazılan bir hükümde Edirne ile Hasköy yanında sebebi
tam olarak anla ılamayan bir hastalı ının ba göstermesiyle birlikte bu bölgenin
halkının ba ka yerlere göç etti i bildirilmektedir. Bo alan arazide e kıyanın türedi i
ve yolcuları rencide etti i söylenmektedir. Merkezden gönderilen emirde bölge
halkının geri getirilmesi istenmekte bu bölgelerin enlendirilmesi emredilmektedir.220
Bu do rultuda ba ka bir hüküm ise Ba dat tımarı defterdarına gönderilmi tir.
Ba dat’ta bulunan sa Nehri’nin etrafının mamur iken fetihden sonra buraların harab
oldu u bildirilerek bu bölgenin yeniden mamur hale getirilmesi için talep eden
kimselere tapu ile verilmesi istenmekte ve bunun gibi harab yerlerinde taliplerine
verilmesi emredilmektedir.221

22 Numaralı Mühimme defterinde sosyal olaylarla ilgili bazı kayıtlar bulunmaktadır.


Bunlardan ilki Rodos be ine ve kadısına gönderilen hükümde görülmektedir.
Rodos’ta bulunan bir Yahudi’nin Müslüman kadınlarını yoldan çıkardı ından bahisle

216
Hüküm 127.
217
Aydın, “Ceza”, s.480.
218
Aydın, “Ceza”, s.480.
219
Hüküm 40.
220
Hüküm 82.
221
Hüküm 9.
42

mezburun çengele vurulması istenmektedir.222 Bu do rultuda ki ba ka bir hükümde


ise Eyüp camisi yakınında bulunan kaymakçı dükkânlarına bazı nisa taifesinin
kaymak yemek bahanesi ile girip namahrem ile cem olundu u bildirilmekte ve bu
durumun hilaf-ı er’ oldu u vurgulanarak nisa taifesinin oradan def edilmesi
istenerek kaymakçı dükkânı sahiplerinin de muhkem tenbih edilmesi istenmi tir.223
Osmanlı Devleti içerisinde azınlıkların özgürce ya adıkları bilinmektedir.
Hallerinden memnun olan azınlıklar devlet aleyhine çalı an ki ileri, ki bu ki iler
kendi dinlerinde olsa bile, devlete ihbar etmi lerdir. Bu do rultuda 20 Numaralı
hükümde öyle yazmaktadır. “Üsküdar kâdîsına hüküm ki hâlâ mahruse-i
stanbul’da olan kefereye Patrik olan Yeramya südde-i sa‘âdet’üme arz-ı hâl sunup
sâbıkâ stanbul’da patrik olup emir ile ref‘ olan Metrofon nam rahip Üsküdar’da
sakin olma la metropolidleri ve piskoposları ve papasları ve sâir ke i leri ızlâl idüp
fitne ve fesâdddan hâli olmayup mirîye edâsı lâzım olan haracı edâya mâni‘ olup
emvâl-i mirîye dahi bu makûle patriklikten hazer edüp ref‘ olunanlar kadimden ayin-
i batılları üzre Aynoroz manastırında sakin olagelmi lerdir mezkûr dahi Aynaroz’a
irsâl olunmak lâzım idü ün bildirme in mezkûr Metrofon nam rahip ayin-i batılları
üzre Aynaroz’a irsâl olunmak emr idüp buyurdum ki vusûl buldukda mezkûr
herkangıda ise ihzâr eyleyüp asla tehir eylemeyüp mezbûr çavu uma ko up Aynaroza
gönderüp anda ayin-i batılları üzre kadimden patriklerden ref‘ olunan sakin oldu u
mahalde iskân ettire inâd ve muhalefet ederse yazup bildiresin”.

Osmanlı Devleti reayanın korunmasına çok önem vermi tir. Reayanın korunması için
bazen kanunnameler çıkarmı , bazen de bölgedeki temsilcisine emirler göndermi tir.
Hatta yeri geldi inde devlet kendi hakkından da vazgeçmi tir. Bu çerçevede
incelenen bir hükümde Budun be lerbe isinin mektubu üzerine mirî için toplanması
istenilen zahireden reayanın kudreti olmadı ı için vazgeçildi i gözlenmektedir.224
ncelenen ba ka bir hükümde ise sipahilerin reayadan aldıkları vergilerinin yeni
tahrir ile ellerinden alındı ı görülmektedir. Bu durumun tahkik edilmesi emredilmi ,
defter-i atik de sipahilerin üzerine yazılan vergiler defter-i cedid de yazılmadı ise
derhal düzeltilmesi istenmi tir. 225

222
Hüküm 27.
223
Hüküm 42.
224
Hüküm 12.
225
Hüküm 45.
43

Osmanlı Devleti sınır güvenli ine önem göstererek halkının can, mal ve namusunu
korumaya çalı mı tır. Bu do rultuda incelenen defterde sınır güvenli i ile ilgili
hükümler yer almaktadır. Semendire, Vidin ve Alacahisar sancak be lerine
gönderilen bir hükümde Kanûnî Sultan Süleyman zamanında Koçanya Da ı etrafında
güvenli in sa lanması için martolos a ası Mustafa nam za‘ime hüküm verildi i
bildirilerek, mezburun iste i ile yeni bir hükmün verildi i ve mezbura akıncı ve
martolos tedarik edilmesi istenmektedir.226 Osmanlı Devleti’nin sınır bölgelerindeki
faaliyetleri sadece güvenlik ile sınırlı olmayıp fetih giri imlerinin de devam etti i
gözlenmektedir. Bu çerçevede Lahsa be lerbe isine yazılan bir hükümde Bahreyn’e
muttasıl üç yüzden ziyade karyenin fethi için ne lazım oldu u ve ne vakitte harekete
geçilmesi gerekti i gibi konuların mufassal yazılması istenmektedir. 227

ncelenen defterde kadıasker tayini ile ilgili bir hüküm bulunmaktadır. 228 Bu
hükümde Edirne kadısının kadıasker tayin olundu unu görmekteyiz. 229

Merkezden gönderilen hükümlerin sandıklarda saklanmasının istendi ini


görmekteyiz. Sandıklarda saklanmayan hükümlerin sorunlara yol açtı ı
görülmektedir. 41 numaralı hükümde öyle denmektedir. “Karaman be lerbe isine
hüküm ki iptidâdan tîmâra ve terakkiye ve sâir dirliklere verilen ahkâm-ı erife
mûcebince tîmâr ve terakki ve dirlik tevcih olundukda kanun-ı kadim üzerine ahkâma
kayd dü tükten sonra ahkâm alınıp sanduklara hıfz olunurdu hâlâ ol ahkâm
alınmayup ashabın ellerine virülüp ve dirlik ve tîmâr ve terakki tevcih olundukda
virilen ahkâm kayd ve i aret olunmama la ol ahkâm ile tekrar tîmâr ve terakki alup
tezkireler getürüp berât için kuyuduna mürâca‘at olundukda tîmâr ve terakki
aldıkları mikdâr bulundu u ecilden buyurdum ki vusûl buldukda bu bâbda basiret
üzere olup kanun-ı kadim üzere ol asıl tîmâr ve terakkiye ve gayrıda verilen ahkâm-ı
erife mûcebince tîmâr ve terakki ve dirlik tevcih edildikde ahkâma i aret edilüp dahi
ahkâm-ı erife ellerinden alınıp sanduklarda hıfz iddürüp sandukları mührünle mühr

226
Hüküm 43.
227
Hüküm 92.
228
Hüküm 95.
229
Kadıaskerli e mevleviyet denilen be yüz akçe yevmiyeli büyük kadılıklardan (XV. Yüzyılda
stanbul, Edirne, Bursa, Filibe, Sofya, Selanik iken daha sonra toprakların geni lemesi ile sayıları
artmı tır) gelinirdi. XVI. asrın ikinci yarısına kadar kadıasker olmak için muayyen bir tertip yoktu.
Fakat bu tarihten sonra Anadolu kadıaskerli ine stanbul kadılı ı yapanlar gerilmeye ba lanmı ve
oradan Rumeli kadıaskerli ine gelmek kaidesi teessüs etmi tir. Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz.
smail Hakkı Uzunçar ılı, Osmanlı Devletinin lmiye Te kilatı, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara
1988, s. 271-308.
44

edüp senin ma‘rifetin olmayınca sandukları açtırmayup bervech-i zapt idesin


kimesne sandukdan hükm çıkarmak ihtimali olmaya sonra senden sûal olunur ana
göre mukayyet olasın” . Osmanlı diplomasi ile ilgili ba ka bir hükümde ise berat
defterlerinin üzerine isimlerin çok sık yazıldı ından bahsedilmektedir. Halep
be lerbe isine gönderilen bir hükümde berat defterlerinin çok sık yazıldı ından
dolayı okunmakta güçlük çekildi i ve bu yüzden bahsi geçen defterlerin yeniden
düzenlenme zorunlulu undan bahsedilerek, bir sayfaya ancak dörder ki i yazılması
istenmi tir. 230 Dikkat çeken bir hükümde ise Sultanönü piyadeleri be ine yazılmı tır.
Mezbur piyadelerin güçlü-kuvvetli olmalarına ra men tahrir esnasında kendilerini
pîr, malül ve topal yazdırarak hizmetten kaçmak istedikleri görülmektedir.231
Osmanlı Devleti’nde kapıkullarının nadiren de olsa toprak tasarruf ettikleri
bilinmektedir.232 Kapıkulu ocaklarının toprak tasarruflarının yanısıra genellikle,
Osmanlı Devleti’nin klasik ça ının sonlarına do ru bu oca a mensup ki iler bazen
tek ba larına, bazende büyük tüccarlar ile birle erek mukata‘ları da iltizam ile
tasarruf etmektedirler. Buna benzer bir durumun 1573 tarihinde de cereyan etti ini
görmekteyiz. Rumeli be lerbe isine yazılan bir hükümde Çatalca mukata‘sına emin
olan Mustafa adlı ki inin önceden on be akçe ile sipahi o lanlarından iken
mukata‘lar iltizam etti inden bahsetmektedir. Mezbur Mustafa derya seferine
ça rıldı ında mukata‘yı zabt edecek yarar kimsesi olmadı ından sefere i tirak etmek
istememektedir. Be lerbe ine hitaben “bundan sonra sipahi o lanları mukata‘ için
geldiklerinde sipahi o lanlı ından alakasının kesildi ine dair temessük getirmeyince
mukata‘ iltizama vermeyesin” denmi tir.233

ncelenen defterde Ayasofya camisinin tamirî ile ilgili bir hüküm bulunmaktadır.234
Bu hüküm Ayasofya camisinin 1573 tarihinde büyük bir tamirat gördü ü bilgisini
do rulamaktadır.235 Bu tamirat i i Mimar Sinan’a verilmi tir. 236 stanbul kadısına ve
Ayasofya mütevellisine yazılan hükümde Ayasofya camisinin tamire muhtaç yerleri
oldu u, mirî anbarların yıkılması gerekti i, yarım kubbe üzerindeki minarenin

230
Hüküm 152.
231
Hüküm 165.
232
smail Hakkı Uzunçar ılı, Osmanlı Devleti Te kilatında Kapıkulu Ocakları I, TTK, Ankara 1988,
s.350.
233
Hüküm 162.
234
Hüküm 171.
235
http://www.vakifmedeniyeti.gov.tr/2007/PDF/sempozyum1.pdf, s.9. Ziyaret tarihi 21.03.2014.
Ayrıntılı bilgi için bkz. Said Öztürk, Ahmet Akgündüz, Üç Devirde Bir Mabed Ayasofya, Osmanlı
Ara tırmaları Vakfı, 2005.
236
Ahmet Refik, Türk Mimarları, Kapı Yayınları, 2013, s. 83.
45

kaldırılıp cami önündeki payeler üzerine yapılması istendi inin yanısıra cami
hududunda olan fazla payeler yıkılarak ta ve tu lasının di er tamir i lerinde
kullanılması istenmektedir. Bazı ki ilerin cami payelerini temelinden söktükleri ve
bu kimselerin kendi istekleri üzerine odalar ve evler yaptıkları, hatta bu ki ilerin
cami etrafında ve payeler dibinde tuvaletler yaptıkları bildirilmektedir. Camiye bu
kadar zarar veren ki iler hakkında ne yapılması lazım geldi i konusunda eyhülislam
Ebussuûd Efendi’nin fetvası istenmi tir.237 Verilen fetva gere ince bu ki ilerin
iddetli azarlamadan sonra verdikleri zararların bi-kusur tazmin edilmesi istenmi tir.
E er bu ki iler verilen emre ve fetvaya uymayıp, “bu bina kâfir binasıdır yıkılması
lazım gelir” diye zorluk çıkarırlarsa onların öldürülmeleri uygundur denilerek er’-i
erife göre hareket edilmesi istenmi tir.

Osmanlı Devleti, vergi kayna ı olan reayayı yakından takip etmi tir. Reayanın
mevcud durumunun de i tirilmesinden genellikle kaçınmı tır. Bunula birlikte
Osmanlı Devleti’nde reaya özgürdür. lemi oldu u çiftini bozup bulundu u yerden
göç edebilirdi. Ancak bunun kar ılı ında çift-bozan vergisini ödemek zorundaydı. 238
Reaya topra ını bırakıp ba ka yerlere göç etti inde ödemekle yükümlü oldu u
raiyyet rüsumunu nereye giderse gitsin yazılı oldu u sipahisine ödemek
mecburiyetindedir. 239 Erken Osmanlı kanunnamelerine göre kaydolundu u yerden
ayrılıp ba ka yere göç eden kimsenin aradan on-on be yıl geçmi se geri getirilmesi
yasaktır.240 Bununla birlikte tımar sahibi kaçan çiftçiyi on-on be yıl içinde geri
getirme yetkisine sahiptir.241 ncelenen defterde bu konu ile ilgili olan hükümde;
hariç reayadan padi ahın has topraklarına gelerek burada on yıldan fazla ikamet eden
kimselerin tahrir esnasında kanun üzere padi ah hassına raiyyet kaydedilmeyip geri
eski sipahilerine kaydedildi inden bahsedilerek kanuna aykırı i yapılmaması
tembihlenerek padi ah hassına gelen kimseler on yıldan fazla burada ikamet
etmi lerse bu ki ilerin ödemekle yükümlü oldukları raiyyet rüsumlarının has

237
Ebussuûd Efendi XVI. yüzyılın büyük âlimlerinin sonuncusu olup, Müeyyed-zade ve bn
Kemal’den dersler almı tır. Müderrislik, kadılık ve kazaskerlik yaptıktan sonra eyhülislam Muhiddin
Efendi’nin yerine H. 945/M. 1545 yılında eyhülislam tayin edildi. Ebussuûd efendi vefatına kadar (
M. 1575 ) bu makamda görev yapmı tır. Ayrıntılı bilgi için bkz. smail Hakkı UZUNÇAR ILI,
Osmanlı Devletinin lmiye Te kilatı, TTK, Ankara 1988.
238
Ne et Ça atay, “Osmanlı Devletinde Reayadan Alınan Resimler”, DTCFD, Ankara 1947, Cilt 5,
Sayı 5, s.501.
239
Halil nalcık, “Osmanlılarda Raiyyet Rüsumu”, Belleten, Cilt XXIII, Sayı 92, s.45.
240
Mehmet Öz, “Reaya”, D A, Cilt 34, stanbul 2007, s. 491.
241
nalcık, “Tımar”, s. 169.
46

topra ında alınması istenmi tir. 242 Ayrıca bu hükmün birer suretleri Yanya, Karlı-ili
ve nebahtı sancaklarında bulunan tüm kadılara gönderilmi tir. Birer suretinin bu
kadılıklara gönderilmesinden anla ılmaktadır ki aynı durum burada bulunan
topraklarda da gerçekle mektedir.

Osmanlı Devleti’nde vergi toplanırken devlet ile reaya arasında vergi toplama i inde
sipahiler aracılık ederlerdi. Bazı vergiler ise sipahiler yerine kadılar tarafından
toplanırdı. Devlet görevlileri vergi konusunda bazen kötü niyetle hareket etmi lerdir.
Bu sebepten dolayı devlet reayasını ezdirmemek için beylerbeylerini sancakbeylerini
sürekli kontrol etmi , adeta solu unu enselerinde hissettirmi tir. 243 Bu duruma bir
örnek olarak Sinop halkının devlet merkezine yapmı oldu u ikâyeti gösterilebilir.
Kastamonu sanca ına ba lı olan Sinop kazası halkına Samsunda yapılmakta olan
gemilerin levazımı için akçe toplanması emredilmi tir. Sinop kadısı olan Emir ah ve
naibi Mahmud halktan altmı dört bin akçe toplamı lar, fakat gemi levazımını yirmi
be bin akçe ile tedarik ettirip geriye kalan miktarı kendileri için harcamı lardır. Bu
durum üzerine Sinop halkı kadı ve naibini merkeze ikâyet etmi ler. Merkezden
Kastamonu be ine ve Küre kadılarına gönderilen emirle bu durumun er’-i erife
göre tefti edilmesi istenerek e er bu durum do ru ise kadı Emir ah’dan kendileri
için harcadıkları akçelerin aldırılması istenmektedir. Burada dikkat çeken bir husus
ise gönderilen hükmün devamında ortaya çıkmaktadır. Kadı Emir ah’ın kendi namı
hesabına harcadı ı akçenin kendisinden alınması istenmektedir. Fakat alınan akçeleri
halka da ıtmak yerine, halkın ittifak etti i bir emin ve bir güvenilir ki i elinde
bırakılarak o bölge için avarız salındı ı zaman avarız vergisine sarf olunması
istenmektedir. 244

Tımar sisteminin uygulandı ı Osmanlı Devleti’nde bir sefer yapılaca ı zaman bu


sefere hem kapıkulları hem de tımarlı sipahiler katılırlardı. Bir bölgede bulunan
tımarlı sipahilerin hepsi sava a gitmez bır kısmı toprakları hırsız ve haramilerden
korumak için yerli yerinde bırakılırdı.245 ncelenen defterde bu duruma bir örnek
Kocaeli be ine gönderilen hüküm gösterilebilir. Kocaelinde bulunan sipahiler deniz
seferi için ça rılmaktadır. Bunun üzerine Kocaeli be i sanca ın korunup kollanması

242
Hüküm 120.
243
Gül Akyılmaz, “Osmanlı Devletinde Yönetici Sınıf-Reaya Ayrımı”, Gazi Üniversitesi Hukuk
Fakültesi Dergisi, Haziran-Aralık 2004, Cilt 8, Sayı 2, s.20.
244
Hüküm 121.
245
nalcık, “Tımar”, s. 169.
47

için önceden beri yirmi-otuz nefer konuldu unu bildirmi , merkezden sanca ın
korunması için sefere gücü yetmeyecek ya lı sipahilerden be ki i konulması
istenmi tir. Ayrıca sancak be ine sıkı sıkıya tembih edilerek genç ve kuvvetli
olanların konulmaması istenmi tir. Bu hükümden anla ılmaktadır ki devlet her i ini
sa lama almaktaydı. Kocaeli be ine tembihin yanısıra alıkonan sipahilerin
isimlerinin ve tımarlarının yazılarak defter edilmesi istenmektedir.246 Bu sayede
devlet kontrol mekanizmasını çalı tırarak olası bir itaatsizli i önlemek istemi tir.

246
Hüküm 123.
48

3.8 Hükümlerin Muhatap Makamları

Hükümlerin Hüküm No
Muhatap
Makamları
Vezir 74, 91, 107, 130, 131, 160, 161, 210,
212, 214, 216, 217
Kapudan 71, 170

Beylerbeyi 3, 10, 11, 13, 17, 32, 41, 46, 48,50, 54,
65, 67, 70, 72, 73, 84, 86, 90, 92, 98,
99, 100, 101, 104, 106, 109, 110, 112,
113, 115, 116,117, 118, 122, 132, 140,
146, 149, 150, 152, 158, 159, 162, 163,
173, 175, 182, 187, 197, 204, 215
Sancakbeyi 6, 7, 12, 15, 19, 22, 24, 25, 27, 31, 33,
43, 53, 55, 56, 57, 60, 61, 62, 65, 66,
69, 75, 76, 81, 85, 103, 111, 114,121,
123, 133, 134,136, 137, 138, 139, 141,
143, 145, 148, 153, 154, 155, 164, 166,
179, 180, 184, 185, 189, 190, 192, 193,
205, 206, 208, 211, 218, 219, 220
Kadı 2, 4, 5, 6, 8, 14, 16, 18, 20, 21, 23, 24,
26, 27, 28, 30, 35, 36, 37, 42,47, 49, 51,
52, 53, 59, 63, 65, 68, 69, 72, 75, 76,
77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 85, 88, 89,
94, 95, 97, 102, 107, 109,114, 119, 120,
121, 122, 124, 125, 126, 127, 128, 129,
134,135, 141, 142, 144, 145, 148, 151,
153, 154, 156, 157, 166, 168, 169,
171,172, 174, 176, 177, 178, 179, 180,
181, 184, 185, 186, 187, 188, 191, 192,
192, 196, 197, 198, 199, 200, 201, 202,
204, 205, 206, 207, 209, 211
49

Defterdar 10, 70, 105, 116, 146, 149

Suba ı 34, 47, 58, 203

Çavu 38, 57, 209

Dizdar 176

Emin 4, 80, 208

Voyvoda 44

Muharrir 9, 45, 87

Zaim 39, 183

Mütevelli 39, 171

eyh 96

Lala 1, 40, 195

Piyadebeyi 29, 64, 165, 167

Sipahi o lanları a ası 213

Bec (Avusturya) Kralı 93

Fransa Padi ahı 108


Devlet Giray Han 147
Dadyan Meliki 221

Yapılan çalı mada 221 hüküm bulunmaktadır. Yukarıdaki tablodan da


anla ılaca ı üzere muhatap olunan makamlar ve hüküm sayıları u ekildedir: Vezir
12, Kapudan 2, Be lerbe i 52, Sancakbe i 61, Kadı 105, Defterdar 6, Suba ı 4,
Çavu 3, Dizdar 1, Emin 3, Voyvoda 1, Muharrir3, Zaim 2, Mütevelli 2, eyh 1, Lala
3, Piyadebe i4, Sipahi o lanları a ası1. Görüldü ü üzere merkez ile ta ra arasında en
çok kadı ile yazı malar olmu tur.247Buradan anlamaktayız ki kadılara ülke
yönetiminde çok fazla görev dü mektedir. Ülke yönetiminde kadı kadar olmasa da
sancakbe lerine ve be lerbe lerine de hayli hüküm gönderilmi tir. Merkezden
gönderilen hükümlerin büyük bir ço unlu u asayi i temin içindir.

247
Burada zikredilen bazı hükümler hem kadılara hem beylere hitaben yazıldı ı için aynı hüküm
numarası birkaç yerde tekrarlanmı tır. Örne in bkz. Hüküm 6.
50

Di er ba lı ı altında gösterilenler kendisine be ’ten az hüküm gönderilenler olup


bunlar: Kapudan, Suba ı, Çavu , Dizdar, Emin, Voyvoda, Muharrir, Zaim,
Mütevelli, eyh, Lala, Piyadebeyi ve Sipahi O lanları A ası’dır.
51

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

DEFTER N TRANSKR PS YONU VE ÖZET

4.1. Metnin Transkripsiyonu

stanbul ve Galata ve Haslar ve Silivri ve Çorlu kâdîlarına

Havâss-ı hümâyûn reâyâsından kanun üzre vakı‘ olan mirî rüsuma temessük
dâhil etmemek için mukarrer hükm-i erif yazıldı. Fi evâsıt saferü’l-mazaffer sene
981

Yevmü’s sebt fi 6 Saferü’l-muzaffer sene 981


52

Mîrî Ahkâm Cüzü’dür

[1] Hüküm 1

Yevmü’s sebt fi 21 Muharremü’l-haram sene 981

Lalanın kapu kethudâsına verildi.

Lalaya hüküm ki livâ’-i Saruhan sipahileri Donanma-i Hümâyûnum seferine ferman


olunmu idi pîr olanlardan kırk nefer kimesne muhafız hizmetine ta‘yîn olunmasın
emr idüp buyurdum ki vardukda emrim mûcebince livâ’-i mezkûrun sipahilerinden
pîr ü nâtüvân olanlardan kırk nefer kimesneyi muhafaza hizmeti için ta‘yîn eyleyüp
hıfz u hırâset lâzım ve mühim olan mevazı‘yı kemâ-yenbagî hıfz u hırâset ettirip bab-
ı ikdâm ü ihtimâmda dakika fevt ettirmeyesin ve alıkoyulanlar sipahileri ve tîmârları
defter olunup sûreti Dergâh-ı Mu‘allâ’ma gönderesin.

[1] Hüküm 2

Divânda topçular çavu una verildi. Fi 9 Muharremü’l-haram

Üsküp kâdîsına hüküm ki Ni madeninde demür yuvallak hizmetinde olan topçulara


zahîre lâzım olma ın buyurdum ki varduklarında hizmet-i mezbûrda olan topçulara
akçeleri ile kifâyet mikdârı zahîre tedârük ettürüp müzâyaka çektirmeyesin
mezkûrların zahîreleri husûs-ı mühimmâtdandır ihmâl ü müsâheleden hazer
eyleyesin sonra muâteb olursun bilmi olasın.

[1] Hüküm 3

Kethudâsına verildi. Fi 9 Muharrem

Ba dat beylerbeyine hüküm ki Dergâh-ı Mu‘allâ’ma mektup gönderip sâbıkâ


Ta köprü be i olan Hüseyin be i katl edenlerden Mustafa çavu un ve kendi kulu
Rıdvan’ın hakkından gelünüp katili bile oldu u zâhir olan Sunullah ve Mehmed
erbâb-ı tîmârdan olma ın habs olunup sâir ehl-i fesâda muceb-i ibret içün
mezbûrların dahi er‘ ve kanûn üzre haklarından gelme in lâzım oldu un bildirdi in
53

ecilden mezbûr Sunullah ve Mehmed’e siyaset emr idüp buyurdum ki arz etti in üzre
mir-i mü ârunileyhin katillerinden oldu u zâhir ve sâbit olmu ise ikisin dahi gere i
gibi haklarından gelip emrim yerine vardu un muaccelen arz edesin.

[1] Hüküm 4

Rumeli’nde kur un oldu u maden kâdîlarına ve eminlerine hüküm ki müteveffâ


Sinan Pa a’nın Silistre’de bina olunan hayratına kur un lâzım oldu u ilâm olunup
be yüz kantar kur un verilmek babında emr-i erifim rica olma ın buyurdum
kiâdemleri vardukda kur un buldu u madenden akçaları ile narh-ı cârî üzre be yüz
kantar mikdârı kur un alıverip sahiplerine hakların bî-kusûr alıveresin.

[2] Hüküm 5

Divânda kapucular kethudâsına verildi. Fi 11 Muharrem

zmir kâdîsına hüküm ki hâlâ Dergâh-ı Mu‘allâ’m kapucularından Mehmed -zîde


kadruhû- ol canibe kîlâr-ı amirem havâyici için irsâl olundu buyurdum kimezbûr
taht-ı kazâna varup kîlâr-ı amireme müteallik havâyicin tedârükine müba eret
eyledikde lâzım olan hususlarda mu‘âvenet edip âli ve yarar havâyici alıvirmekte
ihtimâm eyleyesin ihmâl eylemeyesin.

[2] Hüküm 6

Müba ir olan Ali çavu a verildi. Fi 15 Muharrem

Karlıili be ine ve kâdîlarına hüküm ki Ayamavra kal‘asının ta‘mîri lâzım olma ın


Dergâh-ı Mu‘allâ’m çavu larından Ali -zîde kadruhû- binasına müba ir ta‘yîn olunup
irsâl olunmu tur buyurdum ki vusûl buldukda siz ki kâdîlarsız bu bâbda lâzım olan
hususlarda mü ârünileyh çavu uma gere i gibi mu‘âvenet idüp kereste tedârükinde
dahi tamam müzâheret idüp asla bir hususda müzâyaka çektirmeyesin sen ki sancak
be isin sanca ın sipahileri ile kal‘anın üzerine varup ta‘mîrinde gere i gibi dikkat ve
ihtimâm idüp tamam mu‘âvenet edesin ve kal‘a binasında olanlar için taht-ı
hükûmetinizde olan reâyâya zahîre götürdüp narh-ı cârî üzere bey‘ ittürüp
kimesnenenin akçesin eksik virilmekten hazer eyleyesin ve bina ihzârında ve
kerestesi tedârükinde gere i gibi mukayyed olasız.
54

[2] Hüküm 7

Bu dahi

Yanya be ine hüküm ki hâlâ Ayamavra kal‘asının ta‘mîri lâzım olma ın Dergâh-ı
Mu‘allâ’m çavu larından Ali müba ir ta‘yîn olunup irsâl olunmu tur buyurdum ki
vusûl buldukta sen dahi istihdâm için kâr-güzâr otuz nefer sipahi ta‘yîn ve defter
idüp mezbûr çavu uma götüresin ve defterlerün dahi viresin ki ta‘mîrlik hizmetinde
istihdâm eyleye bu bâbda gere i gibi mukayyet olup e er bina ihzârında ve e er
kerestesi tedârükinde dakika fevt etmeyüp her vechile mu‘âvenet ve müzâhîret
eyleyesin.

[2] Hüküm 8

Bu dahi

Tırhâlâ sanca ı kâdîlarına hüküm ki Ayamavra kal‘asının ta‘mîrine muhtaç yerleri


olma ın ta‘mîri içün Dergâh-ı Mu‘allâ’m çavu larından Ali müba ir ta‘yîn olunup
irsâl olunmu tur mü ârünileyh çavu um size âdem gönderüp kal‘a-ı mezbûre binası
içün bennâ talep ettikte müstevfi bennâ ve dülger gönderme in emr idüp buyurdum
kianun gibi mü ârünileyh çavu um kal‘a-ı mezbûre binası içün sizden bennâ ve
dülger talep ettikde her biriniz taht-ı kazânızdan müstevfi bennâ ve dülger ihrâc idüp
tabinizle(?) mahalli mezkûra gönderüp bi'l-cümle e er bennâ ve dülger ihzârıdır ve
e er sâir kerestesi tedârüküdür ve binada olanlara zahîre tedârüküdür görüp her
vechile gere i gibi mu‘âvenet ve muzâhirat eyleyesin amma bennâ ihrâc bahanesiyle
kimesneden celb-i mal olunmaktan gayet hazer edesin.

Bu dahi

Bir sûreti Yanya kâdîlarına yazıldı.

[3] Hüküm 9

Muharirrir olan Abdulcelile verildi. Fi 17 Muharrem

Vilayet-i Ba dat tîmârı defterdarı olup vilayet-i mezbûre muharriri olan Abdulcelil
-dâme mecduhû-ya hüküm ki Südde-i sa‘âdet’üme kazâya defterin gönderip
55

Ba dat’da Nehr-i sa demekle ma‘rûf mâmûr iken Fırat mabeyninde olan mezâri‘
zirâ‘at olunup mirîye küllî hasıl kayd olup lakin fetihden berü harab olma la nesne
hasıl olmayıp nehr-i mezbûr Yasin(?) o lu demekle ma‘rûfyüz bin akçe tapu ile
kabul edip ol artla ki kendü malıyla ihyâ ve abâdân idüp mâmûr oldukda mahsûlin
… mirîsi ve malikânesi kendünün ola ve bundan gayrı harab olan nehirler dahi
talibine tapu ile virile mâmûr olup resm-i tapusundan ve badehû hımsından küllî
nesne hasıl olurdu diyu bildirmi sin imdi bu makûle hâli ve harab nehirler mirîden
tapu ile virilmesin emr idüp buyurdum ki vusûl buldukda arz eyledi in üzre e er sa
Nehri’dir ve e er sâir hâli ve harap olan nehirlerdir talibin mabeyninde mezâd
iddürüp dahi her nehri ziyade tapu ile kimler kabul ederse ziyade ile talip olanlara
virüp mâmûr oldukda sâir mâmûr nehirlerden hâlâ aide(?) ne ise anlardan dahi ile
alınmak üzre hamiyetlerin verip beytü'l-mâlın tevfirinde hüsn-i tedbirin zuhura
getirip sen ve bazı kimesneler kendü nehirlerin hayliden berü hâli ve harab koyup
mâmûr etmeyüp ve mirîye aid olan malı vermeyüp nehirleri kanun üzre tapuya
müstehak oldu un ve Ana sanca ında harabe olan mirî ba ve dolaplar ve
de irmenler dahi mirîden tapu ile verilmek lâzım oldu un bildirmi sin imdi
zikrolunan harabe mirî dolap ve de irmenler ve ba ları ziyade ile talip olanlara tapu
ile verip ve ol vecihle harap olan nehirlerin sahiplerine tenbih eylesin ki nehirleri
mâmûr edip beytü'l-mâle kayd olanı edâ edeler öyle ki nehirleri mâmûr etmeyip
min-ba‘d ve mirîyeye aid olan hımsın sâl be-sâl virmeyüp ihmâl ederlerse ol
makûle nehirleri dahi ziyade ile talip olanlara tapu ile verüp beytü'l-mâle noksan
mürettep olmaga cevâz göstermeyüp ve nehirlerin ve mirî ba ve dolap ve
de irmenlerin her biri tapu ile kimlere virülüp her birinin resim tapusu ne mikdâr
olundu un ba ka defter idüp resim tapularından hasıl olan malı ba ka kesede
mühürleyip Dergâh-ı Mu‘allâ’ma göndersin amma beyne’t-talibin murad olunmadın
bed’en(?) adet-i resim ile kimesneye nehri virmekten hazer eyleyesin ki sonra
kimesne gelüp filan nehirde ben ziyade ile talip iken virmeyüp himayeten eksik
resmi ile âhara virüldü deyü ikayet ederse kusûru senden tazmin olunup mesul
olman mevzudur ana göre hüsn-i tedbir ile mukayyed olasın ve Ba dat’a tabi
ehriyan ile …hurması tahmin olunagelüp mültezimler ziyade tahmin eylemekle
reâyâya teaddî olunur öyle ki Ana ve Hit sancaklarında oldu u üzre defterde hurma
ba ına iki er akçe kayd olunursa mirî mahsûli ziyade ve reâyâya enfa‘ olur diyü
bildirmi sin mala ve reâyâya enfa‘ ise arz eyledü ün üzre hurma ba ına iki er akçe
kayd idüp reâyâdan mezalimi def‘ idesin.
56

[4] Hüküm 10

Bu dahi

Diyarbekr be lerbe isine ve defterdarına hüküm ki Ba dat tîmârları defterdarı olup


Ba dat muharriri olan Abdulcelil’e mektup gönderüp Ba dat’da Gazye ve Hafece
dimekle ma‘rûf Arap ta’ifesinin bervech-i maktû‘ mirîye viregeldükleri deve akçası
Diyarbekr hazinesine teslim olunagelüp lakin ta’ife-i mezbûre inci cemâ‘atle
mü ârünileyhe gelüp Diyarbekr hazinesinden maktû‘ları mikdârı develerin ve
akçaların alıp teaddî etmekle perakende olmak mukarrer olmu tur diyü izhâr-ı nizam
idüp Ba dat be lerbe isi dahi malın cem‘ine mâni‘ oldu diyü …içün mukayyed
olmayıp reâyâya te‘addî emr ittü ün bildirdi imdi buyurdum ki min-ba‘d ta’ife-i
mezbûrenin maktû‘ları cem‘ine âdem gönderdü ünüzde defterlerin bir sûretin
Ba dat be lerbe isine ve mü ârünileyhe mektubunuz yazup ta’ife-i mezbûreden
deftere muhalif ziyade maktû‘ aldırılmama a i‘lâm edesin reâyâya min-ba‘d ol
vecihle te‘addî olursa sizden bilinür bu bâbda Ba dat be lerbe isine dahi emr-i
erifüm yazulup ziyade maktû‘ ve deve aldurmayup öyle ki eslemeyüp ziyade alup
teaddî ederse habs edüp arz eyleyesin diyü tenbih olmu tur ana göre sen dahi
mukayyed olup reâyâya teaddî ettirmeyesin.

[4] Hüküm 11

Bu dahi

Ba dat be lerbe ine hüküm ki Ba datda Gazye ve Haface denilmekle ma‘rûf Arap
ta’ifesinin maktû‘ cem‘ine Diyarbekr’den gelenler deftere muhalif maktû‘ların hayli
ziyade olma la reâyânın kudreti kalmayup perakende olmak üzre oldu un i‘lâm
olundu imdi deftere muhalif ta’ife-i mezbûreden ziyade akça alınmamak içün
Diyarbekr be lerbe isine ve defterdarına emr-i erifim gönderilmi tir ve defterlerin
bir sûretini sana gönderip andadır anlara ziyade aldırmamak içün haberle mek tenbih
olunmu tur buyurdum ki vusûl buldukda ta’ife-i mezbûrenin maktû‘ları cem‘ine
Diyarbekr’den gelenlere deftere muhalif ziyade akça aldırmayıp men‘ u def‘ idesin
öyle ki eslemeyüp amma muhalefet iderlerse anun gibileri haps ve arz idüp mirî
57

maktû‘ defter mûcebince kendün bervech-i adalet cem‘ idüp Diyarbekr defterdarına
irsâl edesin.

[5] Hüküm 12

Budun be lerbe isinin kethudâsına verildi. Fi 9 Muharrem

Muharrem be e hüküm ki Budun be lerbe isi Mustafa dâme izzuhû mektup


gönderip Segedin sanca ına mirî içün cem‘i ferman olunan zahîreye reâyânın iktidarı
olmadu un bildirmi sin imdi zahîreden ferâgat itmek içün sâbıkâ sana hükmü
hümâyûnum yazup gönderilmi idi ol emr-i erifim alâ-makane mukarrer olmagın
buyurdum ki vusûl buldukta emr-i sabık mûcebince amel eyleyüp zahîreden feragat
eyleyesin.

[5] Hüküm 13

Divânda kethudâsına verildi.

Erzurum be lerbe isine hüküm ki Acara sanca ı serhadde olup fitneden hâlî
olmama ın hıfz u hırâsetine ziyade sipah ve mustahfızîn kılâ‘ elzemdir diyü livâ’-i
mezbûrun icmallü haslarından ma‘adâ defterlü …mahlûlleri serhad hizmetine kadir
sahip a iret olup ihyâ ve mâmûra kadir olanlara virilme in lâzım olup feth olunan
kılâ‘dan züvvâre ve yigid ol nam kal‘alar serhadin intihâsında olup hıfzı lâzım
olma ın bir dizdar ve kethudâ ve mustahfızın lâzım oldu un bildürdü ün ecilden
buyurdum ki vusûl buldukda tevkif etmeyüp zikrolunan iki kal‘aya on akçe ile bir
dizdar ve sekiz akçe ile birer kethudâ ve kifâyet mikdârı hisar müstahfızların ol
vilayette olan hisar-erlerine ta‘yîn olundu u mikdârı ulufe ile ta‘yîn edüp kal‘aları
hıfz u hırâset ettürüp ve livâ’-i mezbûrede arz ittü ün üzre kimesnenin yazulu ve
niza‘lusu olmayan atıl ve batıl harabeleri dahi sahib-i a iret olup mâmûr ve irât
etme e kadir olanlara âhar yerde tîmâr olmamak artıyla tevcih edüp tezkiresin
viresin ve tevzî‘ eyledi in tîmârları dahi müstakil defter idüp bir sûreti anda alıkoyup
ve bir sûretini Dergâh-ı Mu‘allâ’ma gönderesin ana göre südde-i sa‘âdet’ümden
berâtları virile ve bi’l-cümle memleketin ve vilayetin mâmûr ve âbâdân olma a bahis
ve reâyâ ve berâyânın refahiyyet ü istirahatına sebep ne ise onun ile amel eyleyesin
ve ne mikdâr hisâreri kifâyet itdü ün yazup arz edesin.
58

[5] Hüküm 14

Noveberde kâdîsına hüküm ki Dergâh-ı Mu‘allâ’ma sûret-i sicilleri gönderüp


Yaylaniçe nam karyeden sak Tedrikol ve Petreboyn ve Azkuytan Zipoko ve Mishan
ve Yorki ve Zipokor Salm nam zımmiler kallaplar oldu un bildirmi sin mezkûrlar
küre e konulmasın emr idüp buyurdum kimezkûrları mukayyed ve mahsûs yarar
âdemlere ko up südde-i sa‘âdet’üme gönderesin yollarda onat hıfz iddürüp gaybet
ettirmekten hazer eyleyesin.

[6] Hüküm 15

Mektup getirene verildi. Fi 19 Muharrem

Bosna be i Ferhad be e hüküm ki mukaddemâ Bosna be i olan Mehmed dâme


izzuhû Dergâh-ı Mu‘allâ’ma mektup gönderip Vi gırad kazâsında Pervane nam
kimesne Fatîma nam bakireyi nikâh idüp dü ün cem’iyetinde iken brahim nam
sipahi Ali nam sipahi vekâlet ile mezbûre kızın ben nikâh etmi idim diyü zalimen
mezbûre Fatîma’yı alup öteye götürüp halvet sahihce olup hayfa eyledükleri sâbit ve
müseccil oldu un ve mezbûrlar kefaile virildü ün i‘lâm eyledü ki kâdîaskerîm -
edemallahu te‘âlâ fezailûhu- paye-i madelet(?) masîr-i hüsrevaneme arz etme in
mezbûr brahim ve Alinin tîmârı âhara virilmek emr olunma ın mezbûrlar küre e
ko ulmak emr idüp buyurdum ki zikrolunan iki sipahiyi kefillerine buldurup yarar
âdemlerüne ko up ale’t-ta‘cîl südde-i sa‘âdet’üme gönderesin ki küre e ko ula ehl-i
fesâda ruhsat virilmekten hazer edip âdemlerine tenbih eyleyesin ki bu yolda
mezbûrkarı kaçurmaktan hazer eyleyeler.

[6] Hüküm 16

Edirne kâdîsına hüküm ki Mektup ve defter gönderüp Edirne kazâsından Ali ve


Yusuf ve Muharrem nam kimesneler ehl-i fesâd ve ehl-i enâ‘at olup ve Ke an nam
karyeden avrat çeküp daimâ fesâddan hâli olmayup ve Mehmed nam kimesne dahi
59

Mercan nam kimesnenin esbabın serika eyledü ü sâbit ü sicil oldu un bildirdü ün
ecilden zikrolunan dört nefer mücrim küre e ko ulmak emr idüp buyurdum ki vusûl
buldukda mezbûr dört nefer ehl-i fesâdı ale’t-ta‘cîl kayd u bend ile Dergâh-ı
Mu‘allâ’ma gönderesin ki küre e ko ula ale’t-ta‘cîl gönderüp yolda gaybet
iddürmekten hazer eyleyesin.

[6] Hüküm 17

Divânda sâni kethudâya verildi. Fi 21 Muharrem

Rumeli be lerbe isine hüküm ki Bosna sanca ında brahim ve Ali nam sipahiler
Pervâne nam kimesenin Fatîma nam men‘kucesi olan bakir’e hilâf-ı er‘ halvet
iddükleri müseccil oldu un sanca ı be i arz idüp ve Yanya sanca ında Raduyer
nahiyesinde Pîrete nin nam karye ve gayrıdan tîmârı olan Zülfikar havâss-ı
hümâyûnum emini(?) Mustafa’yı otuz akçesiyle giderken alat-ı harb ile basup
dalından dü ürüp yigirmi dört bin akçesin alup katl etmek üzere iken ellerinden
kaçup halâs oldu un Yanya kâdîsı arz idüp ve Bosna sanca ında erbâb-ı tîmârdan
olan Travnik dizdarının Ali ve Memi nam o ulları Katip Mahmud nam kimesneyi
katl iddüklerin ve müseccil oldu u mukaddemâ Bosna be i olan Mehmet dâme
izzuhûve … kâdîsı -dâme {izzuhû}- arz etme in bu zikrolunan be nefer hâksârların
tîmârları âhara virilmek ve katiller siyaset ve sâirleri küre e verilmek emr
olunmu tur buyurdum kigöresin bu zikrolunan be nefer hâksârın tîmârı üzerinde ise
tîmârların müstehak olanlara tevcih edesin dizdar o ullarına fi 981 evvalinin 23
siyaset emr olunmu tur ba-hatt-ı kâdî-asker sâirleri fi 981 muharremin on
altısındadır.

[7] Hüküm 18

Biyalu(?) kâdîsına verildi. Fi 14 Rebiü’l-evvel

Biyalu(?) kâdîsına hüküm ki mektup gönderüp vilayet-i Karaman’dan Cezîre-i


Kıbrus’a sürülmek ferman olunan e kıyâ ve ehl-i fesâdı hükm-i erif mûcebince
yazma a müba eret olundukda vilayet-i Karaman’dan olan Boyalu kazâsının birkaç
pare karyesi Hüdeavendigar sanca ına tabi‘ olmakla emr-i erif vilayet-i
Karaman’adır Anadolu degildir diyü ta‘allül eyledikleri ve kazâ-i mezbûrede
60

Kıbrus’a sürülmek lâzım e kıyâ ve ehl-i fesâdı kesret üzre oldu un bildirmi sin imdi
kazâ-i mezbûrede vâkı‘ olan ehl-i fesâdı e er Karaman’a tabi‘ olan kurâlarda ve e er
Hüdavendigar sanca ına tabi‘ olan kurâlardadır ta‘allül ettirmeyüp sürgün için
virilen mufassal hüküm mûcebince yazulup sürülme in emr idüp buyurdum ki vusûl
buldukda tehir eylemeyüp bu bâbda sâbıkâ verilen mufassal hüküm mûcebince
Boyalu kazâsında e er Karaman’a tabi olan kurâlarda ve e er Hüdavendigar’a tabi
olan kurâlarda sakin ehl-i fesâd ve e kıyâyı ol vechile ta‘allül iddürmeyüp Kıbrus’a
sürgün olmak içün defter idüp defteri ile Kıbrus’a irsâl eyleyesin ve Kıbrus’a varup
teslim olduklarına temessük gönderdüp südde-i sa‘âdet’üme gönderesin amma bu
bâbda tamam hak üzre olup arz ve tasb ile veyahûd celb ve ahz bahanesiyle kendü
hallerinde ve kâr u kisbelerinde olanlara ve bi’l-cümle gönderilen mufassal hükmü
hümâyûnumda ta‘yîn olunan tevaifden ma‘adâsına tecavüz olunup rencide
eylemekten ziyade hazer eyleyesin bu husus sonradan yoklanup görülse gerekdir
öyle ki akça alunup veyahûd garaz ve teseyyüt(?) ile emr-i erifime muhalif i
oldu u zâhir ola asla beyan olunan özrün kabul olmak ihtimali olmayup azl ile
kalunmayup envâ‘-ı ikab ve ikaya mazhar olmak mevzudur ana göre mukayyet olup
cenab-ı haktan udûl ü inhirâf eylemeyesin.

[7] Hüküm 19

Yazıldı.

Karahisâr-ı arkî be ine hüküm ki sen ki kâdîsın mektup gönderüp kazâ-ı mezkûrdan
Kasım nam kimesne ve Aleksnos ve Ba dasar nam zimmiler ile Ali nam emred
o ullarına fi‘l-i enî‘ eyledikleri i‘lâm olunup er‘ ile görülmek içün hüküm
gönderüldükde tefti olunup er‘ ile sâbit olup mezkûr Kasım Karahisar-ı arki
mustahfızlarından olma ın habs olundu diyü arz eylemi sin küre e gönderilmesin
emr idüp buyurdum ki vardukda mezkûrları yarar âdemlere ko up küre e konmak
içün südde-i sa‘âdet’üme gönderesin ko up gönderdü ünüz âdemlere onat vechile
tenbih eyleyesin ki yolda onat hıfz idüp gaybet ettürmekten hazer eyleyeler.

[8] Hüküm 20

eytano lunun âdemine verildi. Mezbur.

Üsküdar kâdîsına hüküm ki hâlâ mahruse-i stanbul’da olan kefereye Patrik olan
Yeramya südde-i sa‘âdet’üme arz-ı hâl sunup sâbıkâ stanbul’da patrik olup emir ile
61

ref‘ olan Metrofon nam rahip Üsküdar’da sakin olma la metropolidleri ve


piskoposları ve papasları ve sâir ke i leri ızlâl idüp fitne ve fesâdddan hâli olmayup
mirîye edâsı lâzım olan haracı edâya mâni‘ olup emvâl-i mirîye dahi bu makûle
patriklikten hazer edüp ref‘ olunanlar kadimden ayin-i batılları üzre Aynoroz
manastırında sakin olagelmi lerdir mezkûr dahi Aynaroz’a irsâl olunmak lâzım
idü ün bildirme in mezkûr Metrofon nam rahip ayin-i batılları üzre Aynaroz’a irsâl
olunmak emr idüp buyurdum ki vusûl buldukda mezkûr herkangıda ise ihzâr eyleyüp
asla tehir eylemeyüp mezbûr çavu uma ko up Aynaroza gönderüp anda ayin-i
batılları üzre kadimden patriklerden ref‘ olunan sakin oldu u mahalde iskân ettire
inâd ve muhalefet ederse yazup bildiresin.

[8] Hüküm 21

Bu dahi

Selanik ve Sirdekapısı kâdîsına hüküm ki hâlâ mahruse-i stanbul’da olan kefereye


Patrik olan Yeramya südde-i sa‘âdet’üme arz-ı hâl sunup sâbıkâ stanbul’da patrik
olap emir ile ref‘ olan Metrofon nam rahip Üsküdar’da sakin olma la medropolitleri
ve piskoposları ve papasları ve sâir ke i leri ızlâl edüp mirîye aid olan haracın
edâsına mâni‘ olup fitne ve fesâddan hâli olmayup bu makûle ref‘ olunan patrikleri
Aynarozda sakin olageldiklerin bildirme in mezkûr dahi Üsküdar’dan sürülüp
Aynaroz’a varup manastırda sakin olma üçün hüküm ile çavu a ko up irsâl
olunmu tur buyurdum kimezbûr Aynaroz’a vardukda hariç yerde salıvirmeyüp ayin-i
batılları üzre manastırda sakin olup patrike müteallik ahvâle karu durmayasın ve
manastırda sakin olan patriklere ve rahiplere tenbih eyleyesin ki harice
salıvirmeyeler.

[8] Hüküm 22

Mektup getürene verildi. Fi 21 Muharrem

Semendire be ine hüküm ki mektup gönderüp Semendire topçularından on be nefer


topçu Belgrad kalesine ihrâc olunmakla hüküm vârid olup lakin topçuya küllî ihtiyaç
oldu un bildirmi sin buyurdum ki varıcak zikrolunan topçuları ihrâc etmeyüp
yerlerinde durup mâmûr olduklarına isdihdam eyleyesin.
62

[9] Hüküm 23

Amasya kâdîsına hüküm ki mektup gönderüp Ali nam kimesne bâzâr basup zahîreler
döküp ve bâzârı tutup tereke satma a mâni‘ olup ve on akçeyi on be e mürace idüp
meskûn mahal idüp Müslümanları haps idüp ve Nabi Fakı nam imamı dö üp ba ını
yarup er‘-i erife itâ‘at etmeyüp tûyan üzre oldu un bildirmi sin imdi sen hakimü’l-
er‘ olup bu makûle er‘-i erife muhalif i edenlerin tutulup niçün er‘ ile
haklarından gelmeyesin buyurdum ki varıcak mezkûru meclis-i er‘e ihzâr edüp dahi
husûması muvâcehesinde ahvâlini er‘ ile tefti edüp arz olundu u üzre zulm ve
teaddîsi sâbit ve zâhir oldukdan sonra emr-i er‘-i erif ne ise icra edülüp yerine
koyasın hilaf-ı er‘e mazhar kimesneye i ettirmeyesin.

[9] Hüküm 24

Çirmen be ine ve Yanbolu ve Za rayenicesi kâdîlarına hüküm kisen ki Za ra


kâdîsısın mektup gönderüp Za ra’ya tâbi‘ Gençlü nam karyede müsellem Hasan
Mustafa nam kimesne mecruhen evinde maktûl bulunup zevcesi Cennet binti Durak
nam hatundan sûal olundukda Haberlü nam karyenin mescidinin yanında ah am
namazı zamanında gavga olup bıçakla darp olunup gelüp evi içinde fevt oldu dicek
ehl-i karyeden sûal olunup dediler ki biz evi içinde mecruhen maktûl bulduk bizum
ta rada oldu undan habarımız yoktur lakin ol giceden zan olunan sa Balı Veli
gaybet olmu tur ehl-i enâ‘attir dediklerinde mezbûr Veli yörük e kinci olup serbest
karye hariçten gelüp o lundan sûal olundukda kanda kendü(?) bilmezüz diyüp kefil
talep olundukda kimesne kefil olmayup o lun bul diyu …habs eyledü ün
bildirmi sin imdi husûs-i mezbûru er‘ ile tefti eylemek emr idüp buyurdum ki
vusûl buldukda bu hususu bir def‘a er‘ ile sorulup fasl olmu olmayup on be yıl
terk olunmu dâva de il ise ihzâr-ı husûma kılup gaybet idenleri er‘ ile buldurması
lâzım olanlara buldurup getürdüp husûma muvâcehesinde ber-mûceb- i er‘-i erif
onat vech ile hak üzre tefti olunup göresiz kâdîya arz olundu u gibi olup katil ketm
oldu u er‘ ile sâbit olursa katil sipahi ise habs idüp arz eyleyesin de ilse er‘ ile
lâzım geleni edâ edip yerine koyup er‘-i erife muhalif kimesneye i ettirmeyesin.
63

[10] Hüküm 25

Kethudâsına verildi Fi 10 Muharrem

Kuds-i erîf be i Süleyman be e hüküm ki mektup gönderup sâbıkâ Astane-i


sa‘âdet’imden tüfeng hususu içün gönderilen emr-i erifim mûcebince reâyâda olan
tüfeng talep olundukda on dört kabza tüfeng bulunup alunup am hazinesine teslim
olunup amma isyan üzre olan Benizeyt ve Beniadi nahiyelerini hayli tüfeng olup
talep olundukda virmeyüp inâd ve muhalefet eylediklerini bildirmi sin imdi
buyurdum ki vusûl buldukda bu bâbda mukayyet olup sâbıkâ gönderilen emr-i
erifim … mucebince herkimde tüfeng bulunursa alup mirî içün zapt eyleyüp inâd ve
muhalefet edenlerin … haklarından gelüp kimesneye ta‘allül ittirmeyesin ve
lâzımü’l-arz olanı yazup bildiresin.

[10]Hüküm 26

Gevye kâdîsına hüküm ki mektup gönderüp bundan akdem nefs-i Gevye’de ehl-i
fesâd suhte ta’ifesinden nice kimesne mahkeme basup nice kimesneyi mecrûh
ittikten sonra üç dört kimesne katl olunup yolda on iki suhte dahi bir o lan çeküp il-
eri {ile} uru up iki canipden kimesne mecrûh olup o lanı bırakıp firar eylemi ler idi
hâlâ elli mikdârı suhte ve levend on be tüfengçi ile cem‘ olup kendülere mukabil
olan nice kimesneyi defter idüp cümlesin ve kâdîların eline intikamların almak ister
deyüp kendü hevalarında tâbi‘ olan kimesnelere hakikaten haber gönderüp bir küllî
fesâd olmak ihtimali oldu un ve Gerede’li suhteleri on be er nefer suhte cem‘ olup
zekâvat namına akçe cem‘ edüp reâyâya envâ‘-ı teaddî eylediklerin ve bir yıldan
beru sekiz ev basup nice mal ve esbab zâyi‘ ve telef olup ve niçe avret ve o lan
çekilmi tir anın içün otuz nefer yarar kimesne intihâb idüp yi irmi iki neferi bile ve
sâiri reâyâdan olup tüfeng atma a icazet virilirse ol cevanibi hıfz itmekte uhdelerine
aldukların bildirmi sin imdi sâbıkâ bu bâbda mufassal emr-i erifim verilmi tir
buyurdum ki vusûl buldukda bu bâbda sâbıkâ verilen emr-i erifim mûcebince amel
eyleyüp ol cevanipde olan sipahi ve yeniçeri ve il-eri ve gayrı cemâ‘ati ile ehl-i
64

fesâdın üzerine varup ele getürüp anın gibi mu‘âvenet eylemeyen e er sipahi ve e er
yeniçeri ve e er garipdir ale'l-esâmî defter idüp arz eyleyesin ki mu‘âvenet
eylemeyenler e er dirlik sahipleri ise dirlikleri alınup dirlikleri yo usa küre e konula
ve bi’l-cümle her ne vechile mümkün olursa ele getürülüp itâ‘at eylemeyüp
muhabereye müba eret iderse demleri hederdür hemân mümkün oldu u üzre ehl-i
fesâdı ele getürmekle sa‘y eyleyüp fesâd u enâ‘atleri sâbit olanları kayd u bend idüp
südde-i sa‘âdet’üme gönderesin küre e konula.

[11] Hüküm 27

Mektup getüren Mustafa nam sipahiye verildi. Fi 15 Muharrem

Rodos be ine ve kâdîsına hüküm ki sen ki sancak be isin Dergâh-ı Mu‘allâ’ma


mektup gönderüp emuyin nam yahudi Rodos sipahilerinden Mustafa nam
kimesnenin avretiyle bir ba evinde öpü üp kaçu urken bulundu u sâbit u zâhir ve
müseccil olup ve mezbûr yahudi daima Müslüman avretleri götürüp fi‘l-i enî‘ idüp
ve iki Müslümanı katl etmi tür diyü bildirdü ün kâdîaskerîm arz etme in mezbûr
yahudi çengele urulup ve hatun denize atılmasın emr idüp buyurdum kiarz olundu u
gibi ise mezbûr yahudiyi çengele urup ve merkum hatunu denize atup sâirlerine
muceb-i ibret içün vech-i me rûh üzre siyaset idüp emrim yirine vardu un arz edesin.

[11] Hüküm 28

Mektup götürene verildi. Fi 19 Muharrem ba-hatt-ı kadıasker efendi.

Larende kâdîsına hüküm ki Südde-i sa‘âdet’üme sûret-i sicil gönderüp Hüseyin ve


brahim Ayniali nam kimesneleri Hüseyin bin Mehmed’in evi üzerine ah am
vaktinde darp ve katl-i kasda geldikleri sâbit-i sicil oldu un ve Becayi ve o ulları
Yunus ve Hoca nam kimesneler Emrullah nam kimesnenin ba ından dülbentin
aldıkları ve mezbûr Becayi o ulları Hüseyin bin Mehmed’in evi üzerine âlet-i harb
ile geldikeri ve Satılmı ve Hasan ve Emrullahın ya larından gasb ile erzaklar alıp ve
aymaz ve yaramaz oldukları ve Becayi Ziyade nam hatuna teaddî kasdın eyledü ü
ve müseccil oldu un bildirdi in ecilden mezbûrları kayd u bend ile süddde-i
sa‘âdet’ime gönderilmek emr idüp buyurdum ki vusûl buldukda tehir etmeyüp
mezkûrları ele getürüp kayd u bend ile yarar âdemlere ko up südde-i sa‘âdet’üme
gönderesin.
65

[11] Hüküm 29

Karahisar-ı sahip piyadeleri be ine hüküm ki mektup gönderüp Karahisar


nahiyesinde karye-i zmud(?)’da Mürüved nam piyade nöbetinde hizmet edâ
eylemeyüp ve bazı sâirleri dahi ızlâl edüp irret ve ekavetten hâli olmadı ın
bildirmi sin imdi mezbûrları toprak kâdîsı ma‘rifetiyle tefti eyleme in emr edüp
buyurdum ki vusûl buldukda mezbûrun ahvâlin toprak kâdîsı ma‘rifetiyle tefti idüp
göresin fi'l-vakı‘ nöbetinde hizmete varmayup ta‘allül eyledü ü sâbit olup vech-i
me rûh üzre art eyledü ün vâkı‘ ise anun gibi piyade ta’ifesinin nöbetleri vâkı‘ olup
hizmete varmayanlardan be yüz akçe mirî içün cerime aldurup dahi ol ehl-i irretleri
sâbit olanları mukayyet ve mahpus küre e gönderesin.

[12] Hüküm 30

Ayamavra kâdîsına hüküm ki mektup gönderip Ayamavra kal‘ası sakinlerinden bazı


levend ta’ifesi fırkateler bina edüp reâyâ ve berâyâya teaddî idüp ehl u iyâllerün esir
idüp ve davarlarını ve koyunlarını alup reâyâ mutazarrır hal(?) olup … geldüklerinde
er‘-i erife davet olunup asla itâ‘at etmeyüp zulm ve te‘addîlerinden reâyâ
perakende oldukların bildirmi sin imdi buyurdum ki vusûl buldukda anun gibi ta’ife-
i mezbûreden reâyânın ehl u iyâllune ve davar ve koyun ve sâir ahvâl ve esbablarına
tecavüz edenlerin ahvâllerini er‘ ile görmek içün er‘-i erife davet eyleyüp
üzerlerinde er‘ ile sübut bulan hukuku ashabına bî-kusûr alıviresin öyle ki inâd ve
muhalefet idüp itâ‘at eylemezlerse herkimler ise ale'l-esâmî defter eyleyüp südde-i
sa‘âdet’üme arz eyleyesin ki sonra anların hakkında emrim ne vechile olursa mûcebi
ile amel eyleyesin.

[12] Hüküm 31

Köstendil be ine hüküm ki

Hâlâ … kâdîsı ile nazır Kenan mektup gönderip … kazâsına tabi vadsına nam
demür madeni ahalisi yaylaklarını ve Vehne nam zimmi halîdir diyu tapuya alıp
tahsis olmak içün hükm vârid olup ihzârına dört nefer sipahi gönderüp gaybet
eyledikde akrabasından iki zimmi tutup mezbûr sipahilerin yüz nefer kafirler gelüp
ellerinden alup kâdî arz etmekte havf eyleyüp yerlerinde be altı bin kafir cem‘
66

etmege kadirdir bir kilise ihdas eyleyüp zikrolunan yerleri vakf etmi lerdir nicesini
tutup arz eyleyüp helak eylemi tir ele girmeyüp hâlâ iki yüz mikdârı kafir ile bazı
zımminin e er kilise basup gâret iddükde Salına kâdîsı Mevlana Sinan rast gelüp
haber virdü ün i‘lâm ettiler imdi bir vilayete vali ve hakim nasb olunmaktan murad-ı
erifim mücerred kendüler sanca ı mahsulünden ve gayrıdan cem‘-i mal etmekle
hazine idilme in de ildir hıfz u hırâset memleket ve zabt u sıyanete riayet ve ehl-i
fesâd ü enâ‘ati er‘-i erif ile hakkından gelme in içündür sebeb nedir ki sanca ında
bir kafir bu makûle fesâd idüp bu kadar kafiri cem‘ itmekte ve kilise ihdas idüp bazı
zımmı ile gark idüp helâk itmekle kadir ola bu husus mahza senin sanca ın hıfzına
adem-i kudretin yahud celb u ahz … olma la ihmâl u mesâhile etmekledir bu bâbda
müstehak itâb ü ikab olmu suzdur buyurdum ki varıcak asla tehir ve tevkif etmeyüp
bîzzât mukayyet olup mezkûr kafiri her ne vecihle mumkünse hüsn-i tedbir ve
tedârükle ele getürüp dahi ahvâlin toprak kâdîsı ma‘rifetiyle er‘-i erif ile tefti idüp
arz olunan hususlar ve kilise ihdas ittügü vâkı‘mıdır nicedir onat vech ile görüp
üzerine bi-hasebi' - er‘-i erîf sâbit ve zâhir olan mevadı kendü kal‘anda muhkem
haps idüp sûret-i sicillerin südde-i sa‘âdet’üme gönderesin amma tamâm hakk üzre
olup tezvîrden ve telbîsden ve ırz u taksirden(?) hazer idüp cadde-i hakdan udûl
etmeyesin.

[13] Hüküm 32

Tercüman Murad’a verildi. Fi 11 Muharrem

Teme var be lerbe isine hüküm ki Erdel voyvodasına südde-i sa‘âdet’lerine mektup
gönderüp senin tarafından gönderilen emr-i erifin … bir palanga yapup içinden
asker-i islam çete çıkup nice zarar iri dirdü ün serhat be leri arz etmi tir diyü
ferman olunmu mezbûr mürd olan kral zamanında Müslüman olmu imi giru kaçup
bu canibe gelmi lakin ol makûle kimesne de ildir palanga yapma a yahud
kimesneye zarar etmegine kudreti ola kendü geçümüne kudreti yoktur ve Zalotin
nam mahalli zapt eder Betlen Kırkas nam kafir dahi vardur ehl-i fesâd de il kendü
halinde kimesnedür belki ol palangada bir mertebe muhafaza üzeredirki ekseriya ehl-
i fesâdın ele getürülmesine mezbûrun basiret üzre oldu u sebeb olmu tur zira ol
palanga da ve a aç arasındadır ol yer halkının ehl-i fesâddan halâsına ol palanga
sebeb olmu tur emr-i erife i olmaz diyü arz eylemi buyurdum ki vardukda girü
67

mezkûr voyvoda âdem gönderüp onat vechle tenbih u tekid eylesin ki ol havalide
olan be ler kullarımla haberle mekten hâli olmayup ehl-i fesâd olan haramzadeleri
aralarında dutmayup ele virup ve ele gelenlere hamiyet olmayup gere i gibi
haklarından geldürüp emr-i celîlü'l-kadrüme mugayir i itdürmeyesin.

[13] Hüküm 33

Midilli be ine hüküm ki Südde-i sa‘âdet’üme âdem gönderüp Midillü ceziresinde


olan sipah ta’ifesi ve hisar erenleri kal‘adan hariç köylere varup mütemekkin olup
reâyâya zülm ve teaddîden hâli de ildir diyü bildürdü ün ecilden buyurdumkihisar
erenlerin kal‘adan hariç yerde gezdürmeyüp kal‘ada mütemekkin ittürüp ve sipah
ta’ifesin dahi onat vechile zabt idüp reâyâya zulm ü hayf ittürürmeyüp muhtac-ı arz
olanı yazup arz idesiz ve cezire-i mezbûrede kadimden Vi le bekleyüp haliya bazı
amil mâni‘ olup bekleddirmez imi anı dahi göresin vâkı‘ ise kadimden olageldü ü
üzerine beklettürüp kimesneyi dahl ettürmeyesin.

[14] Hüküm 34

Müba ir olan Ali çavu a verildi. Fi 15 Muharrem

Selanik Yörükleri süba ısı Ferhada hüküm ki haliya Ayamavra kal‘asın baki kalan
meremmatı ehemm-i mühimmâtdan olma ın Dergâh-ı Mu‘allâ’m çavu larından Ali
emin ta‘yîn olunup ve bundan akdem Selanik yörüklerinin evvelki nevbetlüsü sene
980 Zilkâde ekser … bunun önünden Ayamavra kal‘asının binası hususu içün ta‘yîn
olunup hükm gönderilmi ti ol emr-i erifim kemâkân mukarrer olup ikinci
nevbetlüsü dahi Selanik’in kal‘ası ta‘mîri içün ihrâc ola diyü emr olunmu tu ol
emrim dahi mukarrerdir buyurdum ki varıcak asla tehir ve tevkif itmeyüp ferman-ı
erif-i sabıkım üzre evvelki nevbetlüsü Ayamavra kal‘ası mühimmi içün muaccelen
gönderup mezbûr çavu um ile hidmete müba eret eyleyüp ihmâl ve mesâhileden
hazer eyleyesin zikrolunan hususların ikisi dahi mühimmatdandır ihmâl ve mesâhile
etmeyesin onat mukayyet olasın sonra yoklanıp görülür ne zamanda varulup hidmete
müba eret ittügün mâlûm oldukda öyle ki ikdâm ve ihtimâm eyleyüp muaccelen
varmayasın ihmâl eyleyesin süba ılı ın âhara virülüp envâ‘-ı itap ile mu‘ateb olursun
bilmi olursun ana göre bab-ı ihtimâmda dakika fevt etmeyesin Ayamavra kal‘asına
68

ne gün ve ne miktar kimesne ile varup müba eret eyledigi Selanik kal‘asına dahi
ikinci nevbetlüsü kangı çeriba ıyı serdar eyledi in arz eyleyesin.

[14] Hüküm 35

Geyvan çavu a verildi. Fi 3 Muharrem

Akyazı kâdîsına hüküm ki hâlâ … Yusuf südde-i sa‘âdet’üme sûret-i sicil gönderüp
südde-i sa‘âdet’üm çavu larından Geyvan çavu Basra’dan gelirken kaza-i
Akyazı’da Seyyid Mehmed ve Hacı Mahmud ve Hamdullah ve Ali ve Pîri ve Hacı
Kemal ve Mehmed Mustafa nam kimesneler … mezbûr çavu u urup be adet di lerin
çıkarup bu fesad anda kimdir diyü sûal olundukda Kara Ahmed’in Halil ve karban
ba ı di er Kara Ahmed’dir dediklerin arz etme in buyurdum kibu hususu göresin
fi'l-vakı‘ kâdîya arz olundu u gibi olup mezbûr çavu u mezkûrlar urup di lerin
çıkardıkları vâkı‘ mıdır nice bu gavgaya ne sebep olmu tur aslı nedir tamam mâlûm
idinüp vukû‘ı üzre arz eyleyüp dahi sahih ol vechile çavu a teaddî ettikleri sâbit
olursa mezbûrları südde-i sa‘âdet’üme gönderesin ki ahvâlleri burda er‘ ile görüle.

[15] Hüküm 36

Mütevellisine verildi. Fi 17 Muharrem

Çorum kâdîsına hüküm ki Tokat kâdîsı mektup gönderüp Erzurum be lerbe isi Ali
be in nefs-i Tokat’da vâkı‘ hayratına vakf ettü ü on be bin filorinin hıfzı gayp ve
zevale karib olup ve mütevellisi olan zaim Hacı Tursun zikrolunan mebla ın mülk ve
akara tebdil olunmasın talep idüp ve kazâ-i Çorum’un hamama küllî ihtiyaç oldu u
sâbıkâ sen arz itdü ün ecilden zikrolunan hamamın üzerine sen durup vâkı‘ akçe ile
mü arünileyh mütevelli ma‘rifetiyle bina olunmasın arz eyleme in buyurdum ki
vusûl buldukda göresin hamam bina olunacak mahal kimesnenin mülküne ve vakfına
er‘i zararı yo usa mezbûr mütevelli ma‘rifetiyle vech-i münasip oldu u üzre
müteveffa-i mü arünileyhin vakf akçesiyle tez hamam bina edüp ıtlâk ve israfdan
hazer eyleyesin.

[15] Hüküm 37
69

Bu dahi

Tokat kâdîsına hüküm ki mektup gönderüp Erzurum be lerbe isi iken vefât eden Ali
be in nefs-i Tokat’da vâkı‘ hayratına vakf ettü ü on be bin filorinin hıfzı gayp ve
zevale karib olup mütevellisi olan zaim hacı Tursun zikrolunan mebla ın mülk ve
akara tebdil olunmasın ve nefs-i Tokat’da saray ba çesi dinilmekle ma’rûf ba çe
müteveffa-i mü arünileyh hayatında iken mirîden i tirâ edüp ve vakfına ilhak idüp
zikrolunan ba çenin bir mikdâr yerine bir kârbân-serây bina olunmak vakfa enfa‘
ittü üne ayan-ı vilayet haber virme in zikrolunan kârbân-serây bina olunmak vakfa
enfa‘ itdü ün bildirmi sin imdi buyurdum ki vusûl buldukda fi'l-vâkı‘ kârbân-serây
bina olunmak vakfa iltizam(?) ise ve kârbân-serây bina olunacak mahal kimesnenin
mülküne ve vakfına er‘i ile zararı yo usa mütevelli-i mezbûr ma‘rifetiyle vech-i
münasib oldu u üzre bir kârbân-serây bina itdürüp ıtlâk ve israfdan hazer eyleyesin.

[15] Hüküm 38

Kara kethudâya verildi. Fi 23 Muharrem

Dergâh-ı Mu‘allâ’m çavu larından Ali çavu a hüküm ki mektup gönderüp me’mûr
oldu un top yuvallakları ahvâlin bildirmi sin imdi husus-ı mezbûr mühimmatdandır
ihmâl caiz de ildir buyurdum ki varıcak bu bâbda leyl ve nehar mucid ü mukdim
olup seninle hidmete ta’yîn olan be ler muaccelen âdemler gönderdüp muhkem
tenbih ü tekid eyleyüp bervech-i isti‘câl getürdüp hizmete müba eret eyleyesin ve
imdiyü de in be lerden kimler gelmi tir ve ne miktar neferleri gelüp hidmete
mukayyed olmu lardır gelmeyenler kimlerdir isimleri ile yazup bildiresin ki
sancakları âhara virülüp kendülerün muhkem haklarından geline yuvallak hususu
gayet mühimmaddandur ihmâl ve mesâhile etmeyüp onat vechle dikkat ve ihtimâmla
mukayyet olasın.

[16] Hüküm 39

Mütevellisine verildi. Fi 16 Muharrem

Tokat kâdîsına ve Erzurum be lerbe isi iken fevt olan Ali be in evkafı mütevellesi
zaim Hacı Tursun’a hüküm kisen ki kâdîsın mektup gönderip müteveffa-i
mü arunileyhin nefs-i Tokat’da vâkı‘ olan hayratına vakf iddü ü on be bin filorinin
70

hasıl olan ribhinin muhasebesi görüldükde zikrolunan altunun muamelesine


muba eret eyleyüp bazı meblâ tarih-i mezkûrda ve ba‘zısına ra bet olunmama la
be altı ay sonra muamele virüp ve bazı meblâ ı bir seneye muameleye virüp altı
ayda mal vakfına teslim olunup vech-i me rûh üzre virdi i akçenin içinden iki bin
sekiz yüz kırk yedi altun raic tahsil olunmu olup katipden ve nazırdan mu‘âvenet
ider kimesne yo iken köy rehin ve yarar kefilleri bulunan yerlere virme in ile bu
kadar mal tahsil eyledi ün bildirmi sin imdi buyurdum ki vusûl buldukda bu bâbda
daima mukayyed olup zikrolunan vakıf akçeyi mürabahavirilmeli oldukça kudat’a ve
ümenaya ve sipahi ta’ifesine ve sancakbe lerine ve sâirlerine virmeyüp köy rehinleri
ile mal zâyi‘ olmayacak yerlere virüp zâyi‘ ve telef olmaktan ihtiyâd edesin.

[16] Hüküm 40

Kethudâsına verildi

Lalaya hüküm ki hâlâ Köyceyizve … kâdîları mektup gönderüp Köyce iz kazâsına


tâbi‘ Akran nam karyede sakin Kara Ali nam kimesne kemal-i mertebe irret u
nihayet derece ekavet üzre olup Müslümanların ehl-i örf’e akçelerin aldurup alınan
cerimeyede kendü bile mü terek olup karında ına ve o ullarına Müslümanların avret
ve o lanlarını çekdürüp … oldu undan gayrı sadık olup emr-i er‘e itâ‘at etmeyüp
mukaddemâ Rodos’da küre e konulup burada bir tarik ile halâs olup kendü fesâd-ı
enâ‘atinden hâli de ildir Müslümanlardan ve ba kasından celâ-yı vatan etmeleri
kalmı tır diyü bildirdikleri ecilden hukuk ba a alıvirildikden sonra Kıbrus’a
sürülmesin emr idüp buyurdum ki varıcak mezkûru ele getürüp dahi davayı hak eden
kimesneler ile beraber idüp mukaddemâ bir def‘a er‘ ile fasl olmayup on be yıl
mürûd alınmayan davacıların hak üzre er‘ ile dikkat ve ihtimâmla toprak kâdîsı
ma‘rifetiyle tefti edip dahi üzerine kimesnenin hak sâbit ve zâhir olursa er‘ ile
müteveccih olan hukuku ashabına alıvirdikden sonra ol yerden alakasın kat‘ idüp
emrim üzerine Kıbrus’a gönderesin ve ahvâli neye müncer olursa yazup bildiresin.

[17] Hüküm 41

Kıracın o luna verildi. Fi 22 Muharrem


71

Karaman be lerbe isine hüküm ki iptidâdan tîmâra ve terakkiye ve sâir dirliklere


verilen ahkam-ı erife mûcebince tîmâr ve terakki ve dirlik tevcih olundukda kanun-ı
kadim üzerine ahkama kayd dü tükten sonra ahkam alınıp sanduklara hıfz olunurdu
hâlâ ol ahkam alınmayup ashabın ellerine virülüp ve dirlik ve tîmâr ve terakki tevcih
olundukda virilen ahkam kayd ve i aret olunmama la ol ahkam ile tekrar tîmâr ve
terakki alup tezkireler getürüp berât için kuyuduna mürâca‘at olundukda tîmâr ve
terakki aldıkları mikdâr bulundu u ecilden buyurdum ki vusûl buldukda bu bâbda
basiret üzere olup kanun-ı kadim üzere ol asıl tîmâr ve terakkiye ve gayrıda verilen
ahkam-ı erife mûcebince tîmâr ve terakki ve dirlik tevcih edildikde ahkama i aret
edilüp dahi ahkam-ı erife ellerinden alınıp sanduklarda hıfz iddürüp sandukları
mührünle mühr edüp senin ma‘rifetin olmayınca sandukları açtırmayup bervech-i
zapt idesin kimesne sandukdan hükm çıkarmak ihtimali olmaya sonra senden sûal
olunur ana göre mukayyet olasın.

[17] Hüküm 42

Eyüp kâdîsına hüküm ki mektup gönderüp cami‘-i kebir mahallesinde müceddid bina
olunan medrese-i erife kurbinde mekteb-i erife yanında vâkı‘ olan dükkânların ve
etmekçi fırınlarının ve bostanların ekserinde kefere ta’ifesi olup fısk u fücûr idüp
kaval çalup …mahallenin … sülehanın tilavetine ve istimâ‘ezan-ı erife mani‘ ve
kaymak dükkânlarına bazı nisâ ta’ifesi kaymak yemek bahanesiyle girüp oturup
namahremlerle cem‘ olup hilaf-ı er‘ u vaz‘ ve ta‘addîleri vardur diyu müslümler
haber virdüklerin bildirmi sin imdi er‘-i erife muhalif bu asıl hususları men‘ ü def‘
olunmak mühimmat-ı ümur-ı er‘iyyedendir bu bâbda ihmâl caiz de ildir buyurdum
kibu bâbda onat vechile mukayyet olup dahi min-ba‘d arz olunan dükkanlarda ve
bostanlarda küffâr ta’ifesin kovdurup cümlesin ihrâc eyleyüp giddürüp müslümlere
viresin ve kaymak dükkanlarına nisâ ta’ifesinden kaymak yemek bahanesiyle gelen
nisâ ta’ifesin getürülmeyüp bu bâbda dahi dükkan sahiplerine muhkem tenbih ü tekid
eyleyüp men‘ ü def‘ eyleyesin bade’t-tenbih girü bir dükkana nisa ta’ifesi girüp
dükkan sahibi men‘ itmeye ol ehl-i dükkan sahibi getürdüp muhkem tedüp eyleyüp
emr-i erif’imin ihdasına mucid u mukdim olup ihmâlden hazer eyleyesin bu husus
haftaya yoklanup görüle gerektir öyle ki arz ittü ün hususlar emr-i erifim
72

mûcebince men‘ ü def‘ olunmaya özrün makbul olmaz mu‘ateb olursun bilmi olasın
ana göre mukayyed olup defaat ve ihtimâmda dakika fevt etmeyesin.

Mükerrer

Bergos kâdîsına hüküm ki mektup gönderüp mahmiyye-i stanbul nevahisinde olan


mirî çayırlarun otlu un ta ımak içün Çorlu ve Ere li kazâlarından ihrâc olunagelen
arabalarun yazılması ferman olunma ın reâyânın ittifâkıyla arabayı üç nöbet idüp
büyük sabana malik olan kimesneler her yılda ve yarım sabana malik olup dört be
öküze kadir olan kimesneler iki yılda bir ve fakrü’l-hal olup iki veya üç res öküze
kadir olanlar üç yılda bir arabalarıyla hizmet-i mezkûreye götürmek mukarrer olup
bu üslup üzre üç nevbet oldu un reâyâdan ve mu‘temedün-aleyh kimesneler haber.

[18] Hüküm 43

Yevmü'l-isneynFi 23 Muharremü’l-haram sene 981

Semendire muhafazasında martolos a ası Mustafa nam za‘ime verildi. Fi 27


Muharrem

Semendire ve Vidin ve Alacahisar sanca ı be lerine hüküm ki hâlâ Alacahisar


sanca ı zeamete mutasarrıf olup Koçanya da ların ve sâir ol etrafın muhafazasına
ta‘yîn olunan Mustafa gelüp sene tis’a ve hamsin ve tis’amie tarihinde merhum
ma furleh babam Sultan Süleyman -tâbe serâhu- zamanında verilen hüküm
mûcebince tekrar hükmü cedid lâzım oldu un bildürüp ol hükm kaydı mûcebince
sâbıkâ Koçanya dinilmekle ma’rûf cebelde kadimden bâhar eyyamı oldu u gibi
kafirler tarafından haramiler gelüp Sevta suyun berüye geçüp Koçanya da ında
tahassun idüp fırsat buldukları eyyamda yollara inüp ve gice ile evler basup katl ve
gâret ettükleri ecilden cebel-i mezbûrun hıfz u hırâset ve reâyânın zabt ve siyaneti
lâzım olma ın mahalli mezbûrun zapt olunması emrim olup ve Vidin sanca ında
Habriyaka nahiyesinde harami hususu içün mu‘âfiyet üzre olan martoloslardan
yigirmi nefer kimesne ve bazı kâdîlıklardan dahi reâyâdan elli nefer kimesne yeniçeri
o lanı alınmakdan ve nüzul ve avarızdan ve kürekçiden ve kebe alınmakdan
mu‘âfiyet üzerine martolos yazulup ve yine to cası(?) akıncıları ile lâzım olma ın
73

Alacahisar sanca ında Berak kazâsında karye-i Razat dahi harami hususu içün ve
derbend olup anlardan dahi yigirmi bir nefer kimesne lâzım oldukda bile olup Varsak
kal‘asından yigirmi tüfeng otuyla virilmek mühim oldu u mukayyet olma ın
buyurdum ki vusûl buldukda tehir etmeyüp zikrolunan martolosları ve gayr-ı mezbûr
akıncıları virilen emr-i erif üzre mezbûra teslim eyleyesin ki zikrolunan da ı
haramiden kovdurup anda pineklendurmeyüp ele getürüp memleket ve vilayet er ve
ekvalarından emîn ü sâlim olup ta’ife-i reâyâdan bir kurrada mazarât iri tirmek
ihtimali olmaya öyle ki cebel-i mezbûrda harami duraklandurmayup ele getürüp
kimesneye mazarrât iri meyüp ve ardın vasalların ve reâyâ emîn ü sâlim ola yeniden
ta’yîn olunacak elli nefer martolaoslar içün yeniçeri o lanı avarız ve nüzul ve
kürekçi alınmayup mu‘âf olalar ve yeniden yazılan elli nefer martolos her
kangınuzun taht-ı hükûmetinde ise isimleri ile defterleri ile yazulup defterlerin
Dergâh-ı Mu‘allâ’ma göndereler ki avarız tekalif olundukda hizmetleri
mukabelesinde anlara avarız salınmaya bu husus mühimdir her biriniz dikkat ve
ihtimâm idüp ol vilayetiharamiden siyanet etmek babında gere i gibi mukayyet olup
mezbûr talep ettü ü e er akıncıdır ve e er martolosdur virülmektür lâzım geldükde
tehir etmeyüp teslim oluna bu bahane ile kimesneden ve reâyâdan akçe alınmaya ve
hükm-i hümâyûnum mugayir teklif itmekten hazer eyleyesin öyle ki bu bahane ile
teaddî olundu u istimâ‘ oluna veyahûd ihmâliniz sebebiyle kimesneye mazarrât
eri se asla hizmetiniz makbul olmayup neticesi size aid olur ana göre mukayyet olup
bab-ı ikdâm ve ihtimâmda dakika fevt etmeyesiz ve haramiden alınan soygun(?) ve
esbabın haraminin ve kendünün ve … ola harami ele getürenlerin ellerinden almak
caiz de ildir anlara dahi kimesneyi dahl ve ta‘arruz ettirmeyesin harami ele
getürmekde sipahiden ve reâyâdan her kim yolda lık iderse anlar dahi hallerine göre
dirlik olunur anun gibileri dahi arz eyleyesin amma bu hizmetini edâ edip ve bu
zamana dek bu hizmeti mukabelesiyle art olunan hizmetlerden ve gayrıdan mu‘âflar
ise kemâkân hizmetde mukabelesinde mu‘âf olalar hizmet etmezlerse kanun üzre
cem‘i rüsumların sâir reâyâ gibi alunur bilmi olasın art-ı mezbûr üzre zikrolunan
mahalli hıfz u hırâset idüp kimesnenin malına ve canına zarar iri dirmeyüp bab-ı
muhafazada dakika fevt etmeyesin.

[19] Hüküm 44

Bo dan voyvodasına hüküm ki haliya Cankirman kal‘asının ta‘mîri içün iskelelik ve


kazıklık içün bir mikdâr a aç lâzım olma ın buyurdum ki vusûl buldukda Âstâne-i
74

sa‘âdet olan ubûdiyet ve ihlâsın mûcebince kal‘a-yı mezbûre mühimmi içün iskelelik
ve kazıklık içün kifâyeti kadar a aç kesdürüp Bender be ine irsâl eyleyesin ki
kal‘anın ta‘mîrine müba eret eyleye husus-ı mezbûr mühimdir ihmâl etmeyüp
ferman olunan keresteyi muaccelen tedârük eyleyüp irsâl eylemeyinci olmayasın.

[20] Hüküm 45

Erzurum zu‘amâsından olup Tortum muharriri ferman olunan Hayreddin’e hüküm ki


haliya livâ’-i mezbûr sipahileri Dergâh-ı Mu‘allâ’ma âdem gönderüp tîmârlarında
vâkı‘ olan koyun hakkı defter-i atik de kendüleri hasıl kayd olunmu iken bu def‘a
livâ’-i mezbûr tahrir olundukda koyun hakkı kendüler virmeyüp müstakil kalem olup
ol takdirce tîmârları hasılına noksan müretteb olup defter-i atik mûcebince girü
kendülere hasıl kayd olunmak babında inayet rica ettükleri acilden buyurdum ki
göresin fi'l-vakı‘ livâ’-i mezbûr sipahilerinin tîmârlarında vâkı‘ olan adet-i a namları
defter-i atik de kendülerine hasıl kayd olunmu iken defter-i cedid de verilmeyip
âhara kayd olunmu ise girü adet-i a namları defter-i atik mûcebince livâ’-i mezbûr
sipahilerine kayd idüp emr-i erifime muhalif ahardan kimesneye virmeyesin.

[20] Hüküm 46

Divânda kapudan … verildi. Fi 9 Safer

Kıbrıs be lerbe isine hüküm ki Karıta kâdîsı mektup gönderüp kazâ-i mezbûra tâbi‘
Gökmesud nam cemâ‘at ahalisi sipahileri olan Pa a nam kimesneyi tefti ittürmek
içün emr-i erif gönderüp sâbıkâ çel ili be i Abdulgafûr -dame izzuhû- canibinden
müba ir olan Hasan mezbûr sipahiyi meclis-i er‘e ihzâr idüp tefti olundukda sipah-ı
mezbûr hâ â ve sümme hâ â Kur’an-ı azime etm eyleyüp ve bazı avretleri cebir ile
evine eylenüp habs idüp ve bundan ma‘adâ er‘-i erife mugayir ef‘âl u akvalin
mevadı oldu u cümle sâbit olup on üç kıt‘a sicil olunup ve bu bâbda katil(?) lâzım
oldu una mütdeilerinin ellerinde fetva-i erif olup icra olunmasın rica ettüklerin
i‘lâm itdü ün kâdîaskerîm pâye-i serîr-i âlem-masîr-i husrevâneme arzetti inde er‘-i
erif mûcebince katl olunmasın emr idüp buyurdum kiemrim mûcebince tehir ve
75

terahi eylemeyüp muktezâ-yı er‘-i erif üzerine sipah-ı mezbûru katl eyleyüp emr-i
erifim yirine vardu un yazup bildiresin.

[21] Hüküm 47

Uzun çavu a virildi. Fi 22 Muharrem

Edirne kâdîsına ve Edirne süba ısına ve anda kethudâyeri olan üca’a(?) hüküm ki
mahruse-i Edirne’de ta lık mahalsinde etmekçi o lu Mehmet sâbıkâ Hayraboluda
tutulup çörekçi o lu Hasan kefil olup mahbus iken firar idüp ve Sofya’lı gülbankçı
Hasan(?) ve Satıl(?) ve Dellal Hamza ve Sıhak dellal ve pîr dellal dahi ki mezkûr
Hamza bilür bi'l-fi‘l Edirne’de mütemekkin dellallarıdır mahruse-i mezbûrede Kasım
Pa a mahallesinde boyacıo lu Muslu ve kalabudan Bıyık(?) nam kimesne cümle
yolda larımızdır asıl teb‘amız Edirne’li Ba çı o lu Mehmed ve aban(?) yahudi ve
eytan sakallı yahudidir ve Kiza a ve o lu Mehmet nam kimesnedir mezkûr Sofyalı
Hüseyin bir mikdâr ekin kesdürüp mezkûrlar sırka etdü ün bilüp almı lardır ve
sâbıkâ Rodoscuk’lu iki nefer ya cı kimesne Edirne’ye gelüp ya ların satıp giderken
yanlarında on iki bin akçeleri var idü ü haberi alup ardınca varup Hayrabolu’da bir
… dükkanda gice ile katl eylediler diyü Gazancı(?) nam hırsuz haber virüp mezkûr
hırsızın elinde nakı lı bir bo ça içinde hayli esbab bulunup sahibi Hüsni nam
kimesne idü üne müteallik ve Hayrabolu’da üzerine er‘ ile sâbit olup sicil oldu u
i‘lâm olunma ın buyurdum ki vusûl buldukda tamam dikkat ve ihtimâmla tefti
eyleyüp mezkûr ehl-i fesâdı yirlü yiründe bulup ele getürüp muhkem habs idüp dahi
zayi‘ olan esbabı bade’s-sübût ashabına alıvirüp kendilerin Kiza a ve o lu Mehmed’i
kayd u bendle südde-i sa‘âdet’üme gönderesin ihmâlden hazer edüp tamam ihtimâm
üzere olasın.

[21] Hüküm 48

Kıbrıs çavu larından Hüseyine verildi. Fi 15 Muharrem

Kıbrıs be lerbe ine hüküm ki Kıbrıs yeniçerilerin biri fevt oldukda veya aher dirli i
çıktıkda anun gibilerin gedükleri anda mülazımet üzere olan yarar Rumeli yi itlerine
virilmesin emr idüp buyurdum ki vusûl buldukda min-ba‘d mahlûl olan yeniçeri
76

gedüklerin emrim üzerine anda mülazımet üzerine olan tüfeng-endâz Rumeli


yi itlerine tevcih idüp Etrak ve Tat ta’ifesine ve dirlik olmamak emr olunanlara ve
pîr ve sagirlere ve hizmete kadir olmayanlara virilmekten gayet hazer idüp ve
yeniçeri ta’ifesine tüfeng idmanı içün bir mikdâr barut ve kundak virdürüp agalarına
tenbih eyleyesin ki yeniçerileri ni ana atmak idman idüp ve muhkem hıfz idüp asla
bir neferin hariçde ve kendü hevasında komaya.

[22] Hüküm 49

Mustafa çavu a virildi. Fi 9 Muharrem

Edirne kâdîsına hüküm ki bundan akdem bir mikdâr kürekçiye ihtiyaç olunma la
taht-ı kazânızdan be yüz nefer kürekçi ihrâc eyleyüp gönderesin diyü hükm-ı erifim
gönderilmi ti kürekçi hususu mühimmatdan olma la ta’yîn oluna kürekçiler
muaccelen eri mesin emr idüp buyurdum ki varıcak asla tehir ve tevkif etmeyüp bu
hususa bîzzât mukayyet olup emr-i erif sabıkım üzerine kürekçiyi tedârük edüp bî-
kusûr ihrâc eyleyüp bervech-i isti‘câl südde-i sa‘âdet’üme gönderesin bu emr-i
erifimi sâire kıyas etmeyüp bab-ı ikdâm ve ihtimâmda dakila fevt etmeyüp ihmâl ve
mesâhileden hazer eyleyesin öyle ki ihtimâm idüp muaccelen göndermeyüp avk ve
tehir eyleyesin mu‘ateb olursun ana göre mukayyed olasın.

[22] Hüküm 50

Divânda kethudâsına virildi. Fi 3 Muharrem sene 981

Basra be lerbe ine hüküm ki Südde-i sa‘âdet’üme mekâtib gönderüp vilayet-i


Basra’nın emn ü emanı ve reâyâ ve berâyâsının refahiyyet ü itmînânı ve Ülyano lu
tamam-ı itâ‘at ve inkiyâd üzre olup e er imaret-i memleketin ve e er izdiyad-ı
hazine ve barutdur yevmen fe yevmen izdiyad üzre oldu un ve siciller ve sâir
üyuh-ı Arab dahi fesâda harab edemeyüp kendi hallerinde oldukların Ülyano lu
vilayetine tâbi‘ yerde Mehmed bin Osman kal‘abendler eyleyüp tasdik etmekle
Ülyano lu mahsur oldu un ve bu bâbda olan mü arunileyhin mektubunu dahi
gönderüp ahvâllerin ale’t-tafsil i‘lâm eylemi sin ol babda her ne i‘lâm olunmu ise
mufassalen mâlûm olmu tur imdi Mehmed Osman’a sâbıkâ verilen hükm-ı hümâyûn
77

artla virilmi idi sâbıkâ arz idü üne muhalif ise dahl olunmak caiz
de ildirbuyurdum ki vusûl buldukda bu bâbda bîzzât mukayyet olup fi'l-vakı‘ ol
yerlerden Mehmed Osman’ın alakası olmayup Ülyano lu vilayeti oldu u muhakkak
ise Mehmet Osman’ı dahl itdurmeyüp rencide iddürmeyesin ve bi’l-cümle ol
cevanibin cumhur umuru senün rey-i isabet(?) … tevfiz olunmu tur e er memleket
ve vilayet emn u eman mâmûr u âbâdân olması ve e er hazine ve barutun izdiyadı ve
e er ol cevanibde olan e er Ülyano lu ve e er Mehmed Osman ve sâir uyuh-ı
Arabat ile vech-i münasip oldu u üzre hüsn-ı tedârükle müdavemet ve muvasat
eyleyüp fitne ve fesâda bais olur ahvâlden ihtinab eyleyüp din u devlete mütenevü‘
cem‘i umurda bezl-i makdur eyleyüp envâ‘-ı mesâî‘-i cemîle zuhûra getüresin ve
lazımu’l-arz oldu un ahvâli yazup bildiresin.

[23] Hüküm 51

Bergos kâdîsına hüküm ki mektup gönderüp mahmiyye-i stanbul nevahisinde olan


mirî çayırlarun otlu un ta ımak içün Çorlu ve Ere li kazâlarından ihrâc olunagelen
arabalarun yazılması ferman olunma ın reâyânın ittifâkıyla arabayı üç nöbet idüp
büyük sabana malik olan kimesneler her yılda ve yarım sabana malik olup dört be
öküze kadir olan kimesneler iki yılda bir ve fakrü’l-hal olup iki veya üç res öküze
kadir olanlar üç yılda bir arabalarıyla hizmet-i mezkûreye götürmek mukarrer olup
bu üslup üzre üç nevbet oldu un reâyâdan sika ve mu‘temedün-aleyh kimesneler
haber virdüklerin bildürüp bu bâbda sâbıkâ verilen emr-i erifim ibrâz idülüp emr-i
sâbıkâ mûcebince müba ir tayin olunan Mustafa ve Hüseyin nam serrac müba ir
ta’yîn olmasın arz ettü ün ecilden husus-ı mezbûr vech-i me rûh üzre zikrolunan
kazâlarda sicillata kayd olunup min-ba‘d bu üslup üzre amel olunmasın emr idüp
buyurdum ki vardukda siz ki kâdîlarsınız bu bâbda gere i gibi mukayyet olup ta
çekenlerden ma‘adâ reâyâyı emrim muktezâsınca min-ba‘d bu minval üzre istihdâm
eyleyüp emr-i erifime mugayir kimesneye ta‘allül ve nizâ‘ ettirmeyesin.

[23] Hüküm 52

Mektup getüren Malkoç nam kimesneye virildi. Fi 27 Muharrem sene 981

Varna ve Akkirman kâdîlarına hüküm ki haliya Dergâh-ı Mu‘allâ’ma mektup


gönderüp kazâ-i Akkirman tevaibinden merhum dedem Sultan Selim Han aleyhi'r-
78

rahme evkafı reâyâsından Sarata deresinden ayrulur Fenar asam derede nazır fakih
yurdunda ve kader(?) derede mütemekkin olanlardan Darendegah Hüseyin ve Koca
Hasan ve Ümran ve Fetullah hoca ve Malkoç ve Yusuf ve Behram ve Salihetdin ve
gayrı … meclis-i er‘-i erife gelip merhum ma furleh babam Sultan Süleyman Han
gazi aleyhi'r-rahme Bo dan vilayetine sefer ettikde Çelebi deresinin yukarı ba ından
Arguri Sarata deresinden çekiden bendine kadir yolun üst ba ında keçi kopusu
dimekle mâruf Hüseyince yurdunda ve kar ı geçede posta(?) evi kurbinde seydi
fakih yurdunda bir nice yıl mütemekkin olup bekarlar(?) kervanı … gömüp elan
mezarlarımız anda olup ö ürlerimiz ve sâir rüsumumuz vakf-ı mezbûr çayırı alup
zapt ederken … gelüp vilayet-i mezbûru tahrir ettikde bizi anda vakf-ı mezkûrda
raiyyet yazup bir nice yıl ol yurtlarda zirâ‘at idüp ö r ve rüsumumuzu canib-i vakfa
edâ iderken Bo dan keferesi tuyan itmekle ol yurtdan göçüp vakfın dahi içerüsüne
girüp Duzidere nam dereye konup bir nice yıl ol yerleri zirâ‘at ve hırâset idüp reâyâ
kesret üzre olma ın Türk’e(?) ekilür yer kalmayup naçar kalunup bazılarımız girü
evvelki yurtlarında nazır fakih yurduna konup bazımız evvelki Beyabiç(?) ve
Hüseyince yurduna varmak istedü ümüzde Bo dan kafirleri mâni‘ olup e ittirmeyip
hâlâ yurt tutdu umuz yerlerden dahi kaldırmak isterler öyle ki zikrolunan
yurtlardan … kaldıralar evkaf içinde temekkün mümkün olmayup Dobruca vilayetine
perakende olup vakfa ziyade özür ve hayf olmak mevzudur didiklerin arz eylemi sin
imdi buyurdum ki varduklarında göresin arz ettikleri gibi olup zikrolunan yerler
evkaf-ı mezkûre topra ından olup kadimden mezkûrlar vech-i me ruh üzre konup
zapt ve tasarruf idegelüp üzerinde mezarları ve sâir alametleri var iken haliya
Bo dan keferesi er‘ ve kanuna muhalif mezkûrları ol yerlerden men‘ idüp rencide
ve remide iderler ise men‘ ü def‘ kadimden konagelüp tasarruf idegeldikleri yerleri
girü zapt ve tasarruf iddürüp er‘e ve kanuna muhalif Bo dan keferesi dahl ü ta‘arruz
itdürmeyüp vakfa özür ve hayf olmakdan sakınasın ve bi'l-cümle bu bâbda ikdâm ü
ihtimâm idüp vakfın ihyâsına sebep olup er‘e ve kanuna muhalif kimesneye i
itdirmeyesin.

[24] Hüküm 53

Akkirman kâdîsının âdemi Derya nam âdeme verildi. Fi 8 Muharrem sene 981
79

Akkirman be ine ve Varna kâdîlarına ve Akkirman kâdîsına hüküm ki sen ki


Akkirman kâdîsısın mektup gönderüp bir yıldan berü Cankirman ile Akkirman
canibinde tüccardan üç kimesnenin malı gâret ve hasâret ve kendüler katl olunup ve
Akkirman ve Aru i kurbunda bir maktûl bulunup ve bir maktûl dahi kapuda bulunup
ve üç nefer kefere bezirganı dahi hayli hergele ve meta‘ bey‘ itdüklerinden sonra
kimi katl ve kimi mecrûh kılınıp malları hasâret olunup ve üç nefer çoban dahi katl
ve hayli malları gâret olunup ve nefs-i Akkirman’da evler ve dükkanlar açup mallar
ve esbablar gâret olunup Müslümanların kulları ve cariyeleri gicelerde gayb olup ve
hayvanat dahi zayi‘ olup ehl-i fesâdı kimesne ta‘yîn itmeye havk idüp hafiye (?)
tecesüs olundukda nice kimesneler gelüp … varınca üzerinde hısuz ve haramiler
mâlûmumuzdur lakin Akkirmanın dahilinde ve haricinde ayandan bazı kimesneler
gelüp haramzadelerin … ve yataklarıdır biri zuhura geldikde haklarında hüsn-i
ahâdet edip bizi tekzip iderler ve imdiyü de in bu vilayet haramilerin ele
getürülme e kasd iden ümerâ’ ve kazâdan mezkûr kimesnelerdir der-i devlete
ikayetçiler düzüp defe‘âtle azillerine sebeb olma la ümerâ’ ve kuzât ehl-i fesâdın
ele getürülmesine candan mukayyed olmadı ı sebebden bu mertebe izdiyad
bulmu tur diyü haber virüp ve me hur olanlarından birkaçının isimleri ile diyüp
sicilli mahfuzda dahi mutabık bulunup töhmetleri müseccil bulunan Koçali bin
Mustafa ve eytan kulu dinilmekle me hur Ali bin Cemal Hızırü’l-din ve Ka ıkçıo lu
Hüseyin nam kimesneler ele getürülüp kal‘ada habs olunup erikaları ve yatakları
dahi zuhur itmek üzre iken ehl-i fesâda yatak ve …olanların birincisi sen ki sancak
be isin sana varup günahları yokdur diyü kal‘adan ıtlâk iddürdüklerin ve ol mikdâr
ruhsat ile fesâdları günden güne ziyade olma ındır reâyânın nicesi bu sebeb ile cela-
yı vatan etmi tir ve nicesi dahi etmek üzeredir diyü bildirmi sin imdi bir vilayete be
ve kâdî nasb olmakdan murad memleket ve vilayeti bu makûle ehl-i fesâd ve
e kıyâdan ve harami ve gayrıdan hıfz u hırâset olunup reâyâ ve berâyâ emn ü eman
üzre olma içün ve ahkam-ı er‘-i erif-i nebevi(?) icra olunmak içündür
hükûmetinizde bu kadar fesâdlar ola ehl-i fesâd olanlara imdiyü de in
bulunmama a sebep nedir buyurdum ki bu hususa sizinle müba ir ta‘yîn olunan
Dergâh-ı Mu‘allâ’m çavu larından Akkirman’da mütemekkin olan Mustafa
vardu unda sen ki Akkirman kâdîsının bîzzât livâ’-i Akkirman’a varup arz olunan
fesâd ve enâ‘ati iden hırsuz ve ehl-i fesâdı ehl-i vukûfdan tefti idüp er‘en ve
aleniyen tecessüs idüp e er ıtlâk olunanlardur ve e er gayrıdur herkimler ise ele
getürüp gaybet edenlerin her kanda ise kendilerine ve yatak ve duraklarına buldurup
80

götürdüp üzerlerine ne makûle fesâd sâbit u zâhir olursa ale’t-tafsil sicil idüp ve
hüsn-i tefti te zâhir ve sâbit olan ehl-i fesâdın yatak ve duraklarını dahi sicil idüp
sûret-i sicillerin Dergâh-ı Mu‘allâ’ma gönderup ve kendülerin dahi muhkem habs
idüp arz eyleyesin ki haklarında emr-i erifim ne vechle sadır olursa mûcebi ile amel
oluna ehl-i fesâdın ele getürülmesinde cümlenüz hüsn-i ittifâk ve ittihâd üzere
mukayyed olup er‘-i erife muhalif i olmakdan bu bahane ile kendu halinde
olanlara yapu ulup zülm ve teaddî olmakdan ehl-i fesâda ruhsat virilmekden hazer
idüp hak-ı sarihe tabi‘ olasın.

[25] Hüküm 54

Za‘im Mustafaya virildi. Fi 3 Cemaziyel evvel

Teme var be lerbe ine hüküm ki Bulavadin(?) ve Prakin martaloslarıyla ve Resova


pîrümkürleri ile Koçanya da ları muhafazasına me’mûr olan Za‘im Mustafa südde-i
sa‘âdet’üme gelüp bazı harami ele gelmelü oldukda kaçup Arkali nam zu‘amânın
keryesine girüp saklanup za‘im-i mezkûr elevirmez diyü i‘lâm itme in buyurdum
kiarz olundu u gibi ise yazup arz eyleyesin.

[26] Hüküm 55

Vidin sipahilerinden Ali binYusuf’a verildi. Fi 4 Cemaziye’l-evvel sene 981

Vidin be ine hüküm ki bundan akdem Vidin sanca ından cem‘i ferman olunan
zehayiri anda Vidin’de bina olunan gemiler ile Belgra’da isâl etmek lâzım u mühim
olma ın buyurdum ki vusûl buldukda bu bâbda bîzzât mukayyet olup Vidin
sanca ından cem‘i ve ihracı ferman olunan zehayiri anda Vidin’de bina olunan
gemilere tahmil iddürüp dahi sanca ına müte‘allık sipahiler ve hisar-erleriyle ve il-
eri mu‘âveneti ile demürkapıdan ve sâir muhuf ve muhatara olan yerlerden
…tarikiyle ihrâc iddürüp Belgrad’a irsâl etme in babında envâ‘-ı sa‘y ü ikdâmın
zuhura getüresin cem‘ olunan zehayir gemiler ile Belgrad’a vasıl olması ziyade lâzım
olmu tur ihmâl eylemeyüp ale’t-ta‘cil gemilere tahmil itdürüp vech-i münasip oldu u
üzre demürkapıdan ve sâir muhalif yerlerden emin ve salim çıkarup Belgrad’a irsâl
etmek ardunca olan ve ne vechle tedârük idüp ne mikdâr gemi tahmil olunup ve her
81

gemiye ne mikdâr tereke konup nice oldu un ve ne gün demürkapudan geçüp


gönderdü ün mufassal ve me rûh yazıp bildiresin.

[26] Hüküm 56

Mektup getürene verildi. Fi 24 Muharrem

Hamid sanca ı be i Ahmed dâme izzuhû’nun kethudâsı olan Hasan -zide kadruhû-ya
hüküm ki mü ârünileyh mektup gönderüp seni livâ’-i mezbûr muhafazasında
alıkodu un bildirildi imdi muhafazaya hizmet mühimmat-ı umurdandur buyurdum ki
vusûl buldukda basiret üzre olup livâ’-i mezbûrda anun gibi ehl-i fesâd zuhur iderse
eman virmeyüp il-eri ile ve toprak kâdîları ile üzerlerine varup def‘ ü ref‘ idüp
kimesnenin malına ve canına zarar u ziyan iri tirmeyesin il ve sipahi ve kayyum
kullarından ve il-eri’nden mu‘âvenete varmayanlaru toprak kâdîları ile arz eyleyesin
ki gere i gibi cezaları virile ve suhte hususunda dahi ihtimâm idüp fesâd üzerine
olanların demleri hederdir bi-eyyi tarikin-kan haklarından geldirme e ihtimâm üzre
olup asla yara ile suhte gezdürmeyesin.

[27] Hüküm 57

Kâtip Cafer ile Hüsrev kethudâya gönderildi. Fi 24 Muharrem

Avlonya be ine ve südde-i sa‘âdet’üm çavu larından nazır Ahmed çavu a hüküm ki
sen ki çavu sun Südde-i sa‘âdet’üme mektup gönderüp Kara Hoca karında ı Kadri ve
Bali’nin biraderi Abdi ve Sinan voyvoda ve kendünün karında ı ve mirî içün bin saka
filoriyi mahpûs olan Bayos gönderüp teslim ederse ıtlâk olunsun diyü emr olunma ın
Bayos’a ka ıdlar yazup âdemi ile Korkut’a gönderüp ihtimâmla yoklandukda sâirleri
bulunup Sinan voyvoda bulunmadu un ve Baylos pîr ve sa ır oldu un bildirmi sin
imdi çünki Sinan voyvoda bulunmadı Sinan voyvodadan ma‘adâsıyla zikrolunan bin
filori Baylosdan alup ıtlâk etme in emr idüp buyurdum ki vusûl buldukda
yollananları ıtlâk eyledükden sonra Baylos’dan mirî içün bin altuni dahi alup hıfz
eyleyüp Baylos’u ıtlâk eyleyesin ve ol serhaddin ahvâli nicedür ve Tereklü(?)
canibinden bir hareket var mıdır gemileri ne mahaldedir nicedir fikr-i tedârükleri
nedir gemileri Kedrikos(?) dan kalmı mıdır ahvâl ve etvârı ve sâir fikr-i tedârükleri
ne idü ün tetebbu‘ eyleyüp vakıf oldu un ahbarı i‘lâm eyleyesin.
82

[27] Hüküm 58

Yörük suba ısına verildi. Fi 6 Cemaziyel evvel

Kocacık Yörükleri süba ısına hüküm ki hâlâ Kocacık yörüklerinin evvelki


nevbetlüsü ki 135 neferdir Killi kal‘ası ta‘mîrine emr idüp buyurdum ki vusûl bulduk
da zikrolunan yörükleri olagelen adet ve kanun üzere çeriba ları ve altı ar bölük zâd
ü zevadları ile muaccelen ihrâc edüp mahalli memûra irsâl eyleyüp hizmete
müba eret eyleyesin ketm ve eksük göndermekten hazer eyleyesin anun içlerinden
celep yazılmı varsa ta‘allül ittürmeyüp koyunların sürücüleri ile irsâl ettirip
kendülerin sâir yörüklerini kal‘ayı mezbûre ta‘mîrine istihdâm eyleyesin.

Bir sûreti Kırkkilise müsellemleri be ine evvelki nevbetlüsü … 273 koyun sürmek
içün Bali çavu yanına var diyû.

[28] Hüküm 59

Selanik kâdîsına hüküm ki taht-ı kazânda Ayas nam za‘imin ze‘âmetinde bazı hırsuz
ve harami vesâir fesâd u enâ’ati sâbit u sicil olmu mücrimler tutuldukda za‘im-i
mezbûr akçesin alup ıtlâk ittü ü i‘lâm olundu imdi bundan akdem hüküm gönderülüp
taht-ı kazânda vâkı‘ olan mücrimleri ıtlâk etmeyüp Kavala kapudanı âdem
gönderülüp talep eyledükde âdemine teslim eyleyesin ki küre e koya diyü emr
olunmu ken zikrolunan ze‘amette tutulan mücrimierin akçası alınıp ıtlâk olunma a
sebeb nedir buyurdum ki vardukda min-ba‘d tutulan mücrimleri ıtlâk itdürmeyüp
emr-i erif-i sabıkım mûcebince mü arunileyhe teslim eyleyesin ki küre e koya ve
emrime muhalif za‘im-i mezbûr ıtlâk eyledi i mücrimleri ne vechile ıtlâk ettirmi tir
ve ne makûle mücrimler vardur arz eyleyesin.

[28] Hüküm 60

Kethudâsına verildi. Fi 21 Muharrem

Cebele be ine hüküm ki mektup gönderup livâ’-i mezbûr derya kenarı olup küffâr-ı
hâksâr gemileri ve korsanları hâli olmayup daima fesâd idüp seksen be neferden
ziyade sipahi olup lakin yoklama oldukda elli sipahi çıkmayup kendü havalinde
83

oldukların bildirmi sin buyurdum ki varıcak livâ’-i mezbûrun hıfz u hırâseti içün
sipahiler cem‘iyet etme in emr olundukda cümlesin ale'l-esâmi yoklayup defter idüp
emrim mûcebince yoklamaya ve muhafazaya gelüp kendü havalinde olanları ismi ve
resimleriyle defter idüp yazup bildiresin ki ol ehl-i ihmâl ü mesâhile idenlerin
tîmârları âhara virile.

[28] Hüküm 61

Ahmet çavu a verildi. Fi 23 Muharrem

Mora be ine hüküm ki bundan akdem birkaç def‘a ahkam-ı erife gönderülüp
Kalamata(?) ve Kalamite(?) ve …kazâlarının kürekçilerin muaccelen ihrâc iddürüp
Donanma-i Hümâyûnum varınca mütevatir hazır olmak emr olunmu idi zikrolunan
kürekçiler henüz ihrâc olunmayup gelmedü ü i‘lâm olunma ın buyurdum ki vusûl
buldukda tehir etmeyüp zikrolunan kazâlara muhkem tenbih ü tekid idüp ve sen dahi
müstakilen âdemler gönderüp ikdâm u ihtimâm eyleyüp kürekçileri ale’t-ta‘cîl ihrâc
ettürüp emrim üzre Donanma-i Hümâyûnum varınca Muton’da ihzâr etdiresin öyle
ki Donanma-i Hümâyûnum vardukda kürekçi hazır bulunmaya asla bir ferdin özrü
kabul olmayup azl ile konulmayup envâ‘-ı itâb ü ikabıma mazhar olmak mevzudur
ana göre bab-ı ikdâmda dakika fevt eylemeyesin.

Bu dahi. Bir sûreti Mizistre be ine Kılavata kürekçileri içün müstakil yazıldı.

[29] Hüküm 62

Bu dahi

Yanya be ine hüküm ki bundan akdem defe‘âtle ahkâm gönderüp Yanya sanca ında
vâkı‘ olan kazâlardan nefs-i Yanya’nın ve Aydonat’ın ve Nardan’ın ihracı ferman
olunan kürekçiler ale’t-ta‘cîl ihrâc olunup ve Preveze’de olan kadırgayı mücrim ile
donatıp baki kürekçileri Muton’a gönderüp Donanma-i Hümâyûnum varınca anda
hazır olmak emrim olmu idi hâlâ kürekçiler Muton’a gelmedü ü i‘lâm olundu imdi
kürekçi hususu ziyade mühimmatdan olmu tur buyurdum ki vusûl buldukda
84

zikrolunan kürekçileri muaccelen ihrâc iddürüp Preveze’de olan kadırgayı emrim


üzerine donatıp bâkisin Muton’a gönderesin ki Donanma-i Hümâyûnum vardukda
kürekçiler hazır bulunup avk olunmalı olmaya öyle ki kadırga donadılmayup ve
kürekçi Muton’da hazır bulunmaya asla bir ferdin özrü kabul olunmayupazl ile
konulmayıp mu‘âteb u mu‘âkib olmak mukarrerdir ana göre ikdâm ve ihtimâm üzre
olasın.

Bu dahi. Bir sûreti Ohri be ine. Nefs-i Ohri ve Dihri ve Akcahisar ve Han kadılarının
kürekçileri A riboz iskelesine ihzâr ettire kadırga yazılmaya(?).

Bu dahi. Bir sûreti A riboz be ine

Bu dahi. Bir sûreti nebahtı be ine

Bu dahi. Bir sûreti Tırhâlâ be ine

[29] Hüküm 63

Velestin kâdîsına hüküm ki mektup gönderup yalı kenarında vâkı‘ olan karye halkı
gelüp bundan akdem Hamak nam karyeden Galos kal‘ası civarına varınca kırk elli
aded karyelerin küffâr-ı hâksârdan ve levendden münavebe tarik ile yalıları bekledip
Erdo an Tulca’ya(?) ba bu eyleyüp muhafaza üzre olmasına ittifâk idüp lakin bazı
muhalefet üzre oldu un bildirmi sin imdi mezbûru vech-i münasip gördü ün üzre
ba bu ta‘yîn eyleyüp yalıları hıfz itdürmek emr idüp buyurdum ki vusûl buldukda
zikrolunan karye halkına ve mezbûr ba bu ta‘yîn eyleyüp dahi yalıları onat hıfz
ettirüp kimesneyi sözüne muhalefet ittirmeyesin.

[30] Hüküm 64

Be in âdemine verildi.

Mente e piyadeleri be ine hüküm ki hâlâ Mente e sanca ı piyadeleri ki 169 ocaktır
sâbıkâ evvelki nevbetlüsü tersane ve ikinci nevbetlüsü Kütahyada i lenen güherçile
hizmetine ta‘yîn olunmu idi hâlâ Mânisa’da sel sebebi ile hedm olunan seddin
binası hizmetine varmak lâzım olma ın buyurdum ki vusûl buldukda tehir
eylemeyüp sanca ına müteallik olan evvelki ve ikinci nevbetlüleri olagelen adet ve
kanunları üzre yayaba ıları ve mukaddemleri ve altı ar bölük zâd ü zevadlarıyla
85

muaccelen ihrâc eyleyüp Mânisa’ya varup hedm olunan seddin binasına müba eret
eyleyesin.

[30] Hüküm 65

Rum Be lerbe isine ve Sancak be lerine ve Kâdîlarına hüküm ki hâlâ Zeytun kâdîsı
Mevlâna Ali mektup gönderüp Amasya’ya tâbi‘ Zeytun kazâsı kühistan yerler olup
suhte ve gurbet ta’ifesi zuhur edüp envâ‘-ı fesâd ü enâ‘at eyledükde be lerbe i ve
sancakbe i baid yerde olma la haber varınca aher sanca a varup ele gelmemekle
fesâd ü enâ‘atleri ziyade oldu un ol makûle ehl-i fesâd zuhur iddükde il-erleri ve
hisar-erleri kûzat ma‘rifetiyle üzerlerine varup her ne tarik ile mümkin olursa ele
getürme e say‘ eylemek lâzım idü ünü bildirmi sin imdi buyurdum ki vusûl
buldukda bu bâbda her biriniz gere i gibi mukayyet olup anun gibi taht-ı kazânızda
ehl-i fesâd ü enâ‘at zuhur oldukda hisar erleri ve Dergâh-ı Mu‘allâ’m kullarımdan
e er yeniçeri ta’ifesidir ve e er bölük halkı ve gayrıdır er‘ ile haklarından gelesin
öyle ki sipahi ve yeniçeri ve gayrıdan mu‘âvenete varmayup ihmâl ederlerse isim ve
resimleri ile yazup bildiresin ki dirlikleri olanların dirlikleri alunup dirlikleri
olmayanlarun götürülüp küre e konula ve ehl-i fesâd itâ‘at-i er‘ etmeyüp muharebe
iderlerse ol makûlelerin demleri hederdir bi-eyyi tarikân ele getürmesine say‘ u
ihtimâm idüp ele geldüklerin er‘ ile lâzım geleni icra idesin.

[31] Hüküm 66

Rahmizâde brahim çavu a.

Üzeyir be ine hüküm ki Kıbrıs muhafazasında olup Ak ehir be i olan Hüsrev -dâme
izzuhu- mektup gönderüp cezirede vâkı‘ olan kal‘ada toplarun kundakları ve
kundaklık kereste dahi olmayup ve ol canibde olan kadırganın ve kalitanın kürekleri
ve tahtaları sorulup meremmete muhtaç olup cezirede kundaklık karaa aç ve
küreklik kayın a acı ve gemilik tahta olmadu un bildirme in zikrolunan kundaklık
ve küreklik kerestesi ve gemi tahtaları Üzeyir sanca ında kesülüp leb-i deryaya
götürülüp ihzâr olunmak emr idüp buyurdum ki vusûl buldukda zikrolunan keresteyi
kesüp ihzâr eylemek içün mu‘temedün-aleyh yarar âdem ta’yîn edüp dahi tenbih
eyleyesin ki ferman olunan keresteyi kesim gününden sonra vaktiyle kesdürüp leb-i
deryaya da ihzâr eyleye ki gemi vardukda hazır bulunup gemilere tahmil oluna.
86

[31] Hüküm 67

Kıbrıs çavu larından Hasan’a verildi. Fi 14 Muharrem

Kıbrıs be lerbe ine hüküm ki Ak ehir sanca ı be i olup Kıbrus muhafazasında olan
Hüsrev dâme izzuhû südde-i sa‘âdet’üme mektup gönderup Kıbrıs sefiri evvelden
berü cezire-i mezbûrede sanca ı sipahileriyle hizmetten hâli olmadu undan bildürüp
sanca ına gelmen babında icazet-i hümâyûnum talep edilme in buyurdum kicezire-i
mezbûre muhafazası içün ta‘yîn olunan sancakbe leri vardukda sipahi ile
mûmâileyhe icazet veresin ki sanca una gelüp gide ve sen cezire-i mezbûrenin hıfz u
hırâsetinde dakika fevt etmeyüp lâzım olan yerlere muhafaza içün kifâyet mikdârı
yarar âdemler ta‘yîn edüp gere i gibi basîret ü intibâh üzre olup daima a‘dâdan gaflet
etmeyesin.

[31] Hüküm 68

Asi(?) çavu a verildi.

Âstâne-i sa‘âdet'imden Freng serhaddine varınca ve gelince yol üzerinde olan


kâdîlara hüküm ki hâlâ hassa-ı hümâyûnuma müteallik bir mühimm ü müsta‘cel
husus içün Âstâne-i sa‘âdet'im kullarından skender ve Hersek be in Hasan -dame
ululuhû- çavu larından Recep ula la irsâl olunmu tur buyurdum kiher kangınızın
taht-ı kazâsına dahil olurlarsa kendülerine ve bir nefer âdemlerine birer ulak bargirin
mezkûrları birbirinüze emîn ü sâlim ula dırup avk ve tehirden ziyade hazer
eyleyesin.

[32] Hüküm 69

Kuds-i erîf be i kethudâsına verildi. Fi 16 Muharrem

Kuds-i erîf be i Süleyman be e ve kâdîsına hüküm ki mektup gönderüp Kuds-i


erîf de vâkı‘ olan evkafın … mahsuli hasıl olan … mütevellisi ve nazırı olan
kimesneler mürtezikasından yerlisi ile muvâza‘a eyleyüp cüz’i nesne ile
87

ulufelerinden havale idüp ulufelerin … iken havale olunma la küllî nesne tenavül
olunup sâir fukara mürtezikalara … olup ve kimesneye bir akçe hasıl olmayup ol
sebeb ile mal-ı vakfa küllî gadr ve beyne’l-mürtezika … ve adalet olmayup ve sahib-i
hayratın ta’yîn eyledikleri vech üzre sarf olunmayup külli vebal müterettip olup
evkafın mütevellileri ve nazırları min-ba‘d erbab-ı …efkafından havale tariki ile
nesne zapt iddürmeyüp kendü nefs ile cem‘i mal vakfı tamama cem‘ ve tahsil
eyleyüp badehu beyne’l-mürtezika bervech-i adalet taksim ve tevzî‘ idüp muhalefet
eden mütevellilere ve nazırlara sebeb-i azl olup ve havale olmu kimesneler dahi var
ise men‘ oluna diyü hükm verilmesin arz eyledi in ecilden buyurdum ki vusûl
buldukda bu hususu er‘ ile tefti eyleyüp göresin fi'l-vâkı‘ vakf yerleri bey‘ olunmu
ise er‘ile vakf oldu u sâbit ola girü vakfa hükm idüp vakf içün zabt iddürüp ve min-
ba‘d vakf yerleri kimesneye bey‘ ittirmeyesin ve sâir lazımu’l-arz olan ahvâli arz
eyleyesin.

[32] Hüküm 70

Kethudâsına verildi. Fi 11 Muharrem

Ba dat be lerbe isine ve defterdarına hüküm ki bundan akdem defa‘atle barut


hususu içün ahkâm gönderüp hükmü tenbih u tekid olmu tu barut hususu
mühimmatdan olma ın buyurdum ki varıcak asla tehir ve tevkif itmeyüp barut
hususuna bîzzât mukayyet olup ve emrime müstevfi barut i lenup hazır u müheyya
itme in babında mucid u mukdim olup bab-ı ikdâm ve ihtimâm da dakika fevt
etmeyesin ve imdiyü de in ne mikdâr barut ihzâr olunmu tur dahi an-karîb ne
mikdâr olmak mümkündür yazup bildiresin ki barut husunda olan iktam ve sa‘y ve
kifayenüz mâlûm-ı erifim ola ve sen ki defterdarsın bu bâbda mü arunileyh
be lerbe iye gere i gibi mu‘âvenet ve müzahîret idüp ihmâlden hazer idesin.

[33] Hüküm 71

Padi aha rık’a sunana verildi. Fi 24 Muharrem

Kapudana hüküm ki bundan akdem Donanma-i Hümâyûnum ile sefer eylemek içün
gemi bina iden emuyin nam yahudiyü bazı töhmet isnâd olunup Âstâne-i sa‘âdet’e
88

ikâyet olundukda kâdîaskerîm canibinden pâye-i serîr i‘lâm arz olunup er‘ ile
hakkından gelme in ferman-ı erifim olmu idi haliya mezbûr yahudi südde-i
sa‘âdet'üme arz-ı hâl sunup bu hususda bî-günâh olup gemi bina eyleyüp mücrim
oldu u içün muhazan arz u tesyit olunmu tur ahvâlimi er‘ ile ihtimâmla tefti
olunsun arzı ile telef olunmamak babında tezerru‘ etme in sen Donanma-i
Hümâyûnum ile in âa’llâh-ı te‘âlâ ol caniblere varmak mesir oldukda ahvâlin er‘ ile
tefti etmek içün emr idüp buyurdum ki vusûl buldukda bu bâbda mukayyed olup
mezbûr yahudinin husamaları olanlara ve kâdîya mektup ve âdem gönderup tenbih
eyleyesin ki bu hususa sen Donanma-i Hümâyûnum ile varmayınca mukayyed
olmayup in âa’llâhü’l-eaz Donanma-i Hümâyûnumla sen vardukda ol hükm-i erifim
mûcebince ahvâllerin er‘ile tefti eyleyüp kâdî neye müncer olursa mufassal ve
me rûh yazup südde-i sa‘âdet’e bildiresin ki sonra ol babda emrim ne vecihle olursa
mûcebi ile amel oluna bu hususda ihtimâm eyleyüp emr-i erifime muhalefet ider
kimesne varsa ale'l-esâmî yazup bildiresin.

[33] Hüküm 72

Kethudâsına verildi. Fi 23 Muharrem

Anadolu be lerbe isine ve Küre(?) Selendi kâdîsına hüküm ki Selendi ahalisinden


müderris Mahuyiddin ve hatiplerden Müslümüddin ve Alaaddin ve Hayreddin ve
ayanından bazı kimesneler Dergâh-ı Mu‘allâ'ma muhsır gönderüp Selendi
reâyâsından Divane Umuro lu Mustafa nam kimesne on be yıldan mütecavizdir ki
kazâ-i Kula’ya gelip mütemekkin olup irret u ekâ ve kallaplıkla ve fitne ve fesâd ve
aymazlıkla me hur olup birkaç def‘a zâhir olmakla tagrir erir merkebe bindirilip
te hir olmu iken memnû‘ olmayup süba ılar yanına varup na-hak yere
Müslümanları aymaz idüp bî-günâh cerimelerin aldırıp ve kendü dahi hilaf-ı er‘
akçaların alup reâyâ ve fukara elinden aciz olmu lardır diyü arz etme in buyurdum
ki vusûl buldukda bu bâbda mukayyed olup mezbûru ihzâr eyleyüp kendüden hak
talep eder kimesne varsa bir def‘a er‘ ile fasl olunmayıp on be yıldan mütecaviz
olmayan hususların hak üzre te ti idüp sâbit ve zâhir olan hukuku ashabına ba‘de’s-
sübut er‘ ile alıvirüp arz olundu u üzre ehl-i fesâd oldu u er‘ ile sâbit ve zâhir
olursa sâbit olan fesâdların sûret-i sicilleri ile ve evi ile Kıbrus’a sürüp teslim
89

eyledükde Kıbrıs be lerbe isinden temessük alıp fesâdat sicillerin bir sûreti ile
Dergâh-ı Mu‘allâ’ma gönderesin.

[34] Hüküm 73

Yazıldı. Kethudâsı Katas’a verildi. Fi 15 Safer

Diyarbekr be lerbe isine hüküm ki Amed kal‘asınından Donanma-i Hümâyûnuma


gelen kal‘a mustahfızları tüfengsiz gelüp sûal olundukda kal‘a-i Amed’de tüfeng
yoktur diyü bildirdiler imdi ol makûle gereklü kal‘ada tüfeng ve yarakda noksan
olmak münasip de ildir buyurdum ki vusûl buldukda kal‘a-i mezbûre kudema
defatir-i sabıka ihzâr itdürüp göresin kal‘a-i mezbûreye tüfeng ve sâir yarakdan ve
barutdan ne mikdâr nesne konulup burada ne makûle mühimmat ve mikdârı sarf
olunup ve bi’l-fi‘l mevcud ne mikdârdır aslı ve hakiki ile görüp defter idüp defterin
bir sûretin Dergâh-ı Mu‘allâ’ma gönderesin ve mevcud olan yarak ve barutu onat
hıfz iddürüp zarar u ziyan meziyet olmaktan hazer eyleyesin.

[34] Hüküm 74

Yazıldı. Bani nam zımmiye verildi. Fi 15 Muharrem

Piyale Pa a hazretlerine hüküm ki Fener kâdîsı mektup gönderip havâss-ı


hümâyûnumdan nefs-i Atina reâyâsı meclis-i er‘e gelip sâbıkâ kapucularımdan olup
tîmâr emr olunan Mehmed içün ve kal‘a-i Atina erenlerinden A kı nam kimesneler
daima irret ve ekavet idüp akçelerin ve ba ve balların alıp ve davarların istihdâm
idüp muhalefet eyledüklerine voyvodaya varup deryaya tereke virürler diyü iftira
idüp zalimce akçelerin alup teaddî eylediklerin i‘lâm idüp ayan-ı vilayetden sûal
olundukda mezbûrlar içün erir ve akiler olup reâyâyı rencide etmekten hâli
olmadıkların ve sancakbe i kethudâsına mucidd celb u ahz içün Frenge zahîre
verirler diyü iftira idüp ve hükm-i erif ihrâc idüp akçelerin alıp ve dahi akçe talep
idüp reâyânın bu hususdan haberleri yokdur diyü haber virdüklerin bildirmi imdi
anun gibi Donanma-i Hümâyûnumla ol caniplere varmalı oldukda mezbûrları ihzâr
idüp ahvâllerin tefti eylemek emr idüp buyurdum ki vusûl buldukda anun gibi
Donanma-i Hümâyûnumla ol caniblere varmak mesir oldukda emrim üzere
90

mezkûrları ihzâr eyleyüp ahvâllerin er‘ ile tefti eyleyüp göresin fi'l-vâkı‘ erir ve
akiler olup reâyâyı rencide idüp ol vechile teaddî eyledükleri vâkı‘ ise mezbûrları
ahvâllerin vukû‘ı üzre yazup arz eyleyesin.

[35] Hüküm 75

Çorum be ine ula tırmak içün Kurd kethudâya verildi. Fi 16 Muharrem

Çorum be ine ve nalluballu kâdîlarına hüküm ki sen ki Çorum be isin Südde-i


sa‘âdet’üme mektup gönderip kazâ-i mezbûra tâbi‘ Hâlâçlu ve Üçkuyu nam karyeler
halkı ile mera ve kı lak hususunda nizâ‘ları olup er‘ ile tefti olunma içün hüküm
virülüp itâ‘at-i er‘-i erif eylemeyüp nizâ‘dan hâli olmayan yedi kaziyye …ve sâir
mü terekleri ile daima irret u ekavet üzre oldukları kâdîlar i‘lâm eyledügün
bildirdü ün ecilden bir hususda ol vechile nizâ‘ üzre olup itâ‘at-i er‘ eylemeyenleri
evleri ve barkları ile Kıbrıs’a sürgün olmak babında sâbıkâ hüküm verilmi tir
buyurdum ki vusûl buldukda mezkûrlar ol vechile bir hususda nizâ‘ları olup mürafa‘
olup bertaraf olmak içün hüküm mûcebince er-i erife davet olunduklarında itâ‘at
eylemeyüp irret ve aki üze oldukları vâkı‘ ise alakaların kat‘ idüp cümlesin evleri
ve barkları ile Kıbrus’a sürgün idüp varup teslim olduklarına temessük götürdüp
Südde-i sa‘âdet’üme gönderesin.

[35] Hüküm 76

Mihdam kethudâya verildi. Fi 9 Muharrem

Bursa be ine ve Lefke kâdîsına hüküm ki müteveffa Rüstem pa anın evkaf-ı


mütevellisi gelüp kazâ-i mezkûrda mü arunileyh hasbinallah bina etti i kârbân-
serâya âyende vü revende konup inzivada ve istirahatda iken gurbet ta’ifesinden elli
atmı nefer kimesne yatak idünüp fesâd idüp ayendeyi sebile kondurmaz olup kimin
katl ve kimin esbab ve emvalin gâret idüp ve vakf dükkânları basup zulm ü te‘addî
etmekten kuttâ‘u’t-tarik eylemekten hâli de illerdir diyü i‘lâm etme in buyurdum ki
vardukda bu bâbda onat vechile mukayyed olup ahvâllerin gere i gibi tecessüs
itdürüp konmalarına mâni‘ olduklarından ma‘adâ kimin katl ve kimin emval ve
esbabını gâret ü hasâret eyleyüp kuttâ‘u’t-tarik eyledükleri vâkı‘ ise ahsen-i vechile
91

ele getürüp dahi habs eyleyüp sâbit ve zâhir olan fesâd ü enâ‘atlerin mufassal ve
me ruh yazıp arz eyleyesin amma onat veçhile müfsid ehl-i fesâd ve ena‘te meyl ü
muhâbâ olunmayup bi-günah olanlar hilaf-ı er‘-i erif zulm ü hayf olunmakdan
hazer eyleyüp hak üzre olasın.

[36] Hüküm 77

Kethudâsına verildi. Fi 16 Muharrem

Kuds-i erîf kâdîlarna hüküm ki livâ’-i mezbûr be i Süleyman mektup gönderüp


livâ’-i mezbûrda var olan evkafdan cihet tasarruf eden kimesnelerin cihetleri
virilmek lâzım geldikde arzlarının sûretleri sicill-i mahfuza kayd olunmayup ve
arzlarına tarih yazılmama la ma‘zul mütevelliden ve kâdîdan arz alıp bilâ-sebep bazı
kâdîların gedü ü alınıp zulm ve teaddî olur diyü bildirme in buyurdum ki varıcak
min-ba‘d taht-ı kazânızda cihet tasarruf edenlerden birinin yeri bi-hasebi’ - er‘
virilmek lâzım geldikde sebeb-i azilleri ne ise sicill-i mahfûza kayd olunup arzlarına
tarih yazup virile ki sonradan görülmek lâzım oldukda mahalline müracaat oluna
emrime mugâyir i olmaktan hazer eylesin.

[36] Hüküm 78

Mezkûr eyh Vefa’nın âdemine verildi. Fi 9 Safer

stanbul kâdîsına hüküm ki mahruse-i mezkûrede merhum eyh Vefa -kuddise


sirruhû- zaviyesinde haliya eyh olan eyh Süleyman -zide takvahû- Südde-i
sa‘âdet’üme sûret-i sicil ibrâz idüp zaviye-i mezbûre civarında bazı vakf evleri olup
evkat-ı hamsede mesâcide hazır ve vird sürme e kâdir kimesneler art olunup haliya
zikrolunan evlerde sakin olanlar art-ı vakf mûcebince virde ehil kimesneler
olmaduklarından mâ‘adâ evkat-ı hamse de virde ve mesâcide hazır olmazlar ve
92

mezkûrlardan biri evden çıkıp âher yere gidüp evleri hâli oldukda kimesnenin haberi
yo uken bazı kimesneler girüp virde ve bir vakit namaza hazır olmazlar min-ba‘d
zaviye-i mezbûreye eyh olanlar ma‘rifet olmadın zikrolunan vakf evlerine kimesne
girmeyüp art-ı vakf üzre kayd-ı erh müttehilerden hüccet-i er‘iye virülüp mûcebi
ile amel olunmak babında hükm rica etme in imdi min-ba‘d zikrolunan evler hâli
oldukda neferâtdan kimesne talip olursa zaviye-i mezkûrda eyh olan kimesne görüp
art-ı vakf mûcebince virde ehil olan kimesnelere virilip mü arunileyhin elinde olan
hüccet-i er‘iye ile amel olunmasın emr idüp buyurdum ki emrim üzere min-ba‘d
zikrolunan vakıf evler hâli olup neferatdan kimesne talip oldukda eyh mü arunileyh
görüp art-ı vakf mûcebince vird sürme e kadir ve evkâf-ı m cemâ‘atiyle namaz
kılma a hazır ve müstehak kimesnelere tevcih eyleyüp hilaf-ı er‘-i erife mugâyir
art-ı vakf kimesneye i ettirmeyesin.

[37]Hüküm 79

Uzun çavu a verildi. Fi 20 Muharrem

Gelibolu kâdîsına hüküm ki bundan akdem Südde-i Sa‘âdet'im çavu larından Uzun
çavu sana mektup gönderip taht-ı kazânda Di li Ramazan dimekle mâruf ehl-i fesâd
ve hırsız ve harami ki daima âdem öldürmek ve yol almak ile mâruf kimesne oldu u
Müslümanlar haber virdiklerin sâbit sicil olunup arz olma ın imdi kürege konmak
emr olundu un i‘lâm idüp senden talep eyledikde virmeyüp ta‘allül eyledi in bildirdi
emr-i erifimle tefti e ta‘yîn olunan çavu un mektubu sana temessük olmazmıydı
göndermeme e sebep nedir buyurdum ki vusûl buldukda bu def‘a hükm-i
hümâyûnumla varan âdemi mezbûra mukayyed ve mahbûs ko up Südde-i
sa‘âdet’üme göndermeyince olmayasın uca gaybet iderse ana olacak sana olmak
mevzudur ana göre mukayyed olup ve üzerinde sâbit olan fesâd ü enâ‘atin sûret-i
sicillerin irsâl eyleyesin gayrı vâkı‘ husus yazmakdan hazer eyleyesin.

[37] Hüküm 80

Bu dahi
93

Fire kâdîsına ve Fire emini olan Ali’ye hüküm ki bundan akdem sana Südde-i
Sa‘âdet’im çavu larından Uzun ol caniplere tefti e vardukda yanında olan
Muhzıro lu Hüseyin bölük halkından Karamanlı Mehmet nam kimesne içün
kemendci olup Hüseyin hizmetkarı Mehmed kemenci oldu un Edirne kâdîsına haber
virüp ele getürülüp habs olundu un bildirme in mezbûr ele getürülüp sûal olundukda
sol gureba bölü ünde on bir akçe ulufeye mutasarıfım dimekle alıp ve Sinan nam
sipahilere kefile virildü ü mezbûr Uzun çavu i‘lâm eyleme in gureba defterine
müracaat olunup hilafa vâkı‘ oldu u zâhir oldu u ecilden ele getürülüp kayd u bend
ile Südde-i Sa‘âdet’ime göndermek emr idüp buyurdum ki vusûl buldukda mezbûru
kefâlesine buldurup getürdüp kayd u bend ile hizmetkarlar ile yarar âdemlere ko up
Südde-i sa‘âdet’üme gönderesin ve mezbûr Edirne’de kemendci diyü habs olundu u
ikrar eyledü ü vâkı‘ mıdır nicedir ve yarar atlar besleyüp ahyanen gayb olup ba‘de-
zaman bazı esbab ve …davar ile geldü ü vâkı‘ mıdır nicedir aslı ile malup idünüp
ahvâlin vukû‘ üzre yazup bildiresin.

[38] Hüküm 81

Selanik be ine ve kâdîsına hüküm ki haliya nefs-i Vardar da Pîri ve karında ları ehl-i
fesâd olup Vardar köprsün kurbinde lhanlar(?) nam karyede çiftlikleri olma la anda
sakinler olup ve yanlarında … yarar on nefer mikdârı kimesne bulunup lakin her biri
ehl-i fesâd ve kuttâ‘u’t-tarik olup Selanik’de Küllümerid(?)kapusu kurbinde Rimal
Muslu dimekle mâruf hırsuz ve harami baya ı bir kimesne olup ve deli ve demür
dimekle mâruf ehl-i fesâd ü enâ‘at dahi ol semtlerde mütemekkin olup ve bunlardan
mâ‘adâ ol caniplerde ehl-i fesâd ü enâ‘atden ve müttehim olanlardan kim varsa ele
getürülüp ahvâlleri onat vechile tefti olunmak içün Baki çavu a teslim olunmaların
emr idüp buyurdum ki bu ba babda bîzzât gere i gibi mukayyet olup zikrolunan
ehl-i fesâdı ve dahi ol canibde fesâd ü enâ‘at ile müttehim olanları her ne vechile
mümkün ise ele getürüp mü aruileyh Baki çavu a teslim eyleyesin ki emr-i sabıkım
mûcebince onat vechile hak üzre te ti eyleye öyle ki zikrolunan ehl-i fesâdı ele
getürmeli oldukda er‘-i erife ve emr-i münife itâ‘at ve inkıyad etmeyüp muhalefet
idüp muharebeye müba eret iderlerse anın gibilerin demleri heder olmak ferman
olunmu tur ana göre mukayyed olup ol makûle ehl-i fesâd ü enâ‘ati ele getürmekde
enva-i ihtimâmın vücuda getiresin ve ol canibde vâkı‘ olan mu‘âvenet ve müzâhirat
94

idüp ihmâl ü mesâhileden hazer eyleyeler öyle ki ehl-i fesâda mukayyet olup ele
gelmesinde ihmâl ü mesâhile edeler her kimler ise isimleri ve resimleri ve dirlikleri
ile yazup arz eyleyesin ki haklarından gelüp sâirlerine muceb-i ibret ola.

[38] Hüküm 82

Sahibe verildi. Fi 14 Safer

Edirne kâdîsına hüküm ki hâlâ mahruse-i Edirne ile Hasköy mabeyninde … olmak
ile bazı karyeler halkı peri an bir ekinde olma ın yollar hâli kalıp bazı ehl-i fesâda
ayende vü revende rencide idüp fesâddan hâli olmadıkları i‘lâm olunup imdi ol
karyeler ahalisi her ne tarafa gitmi ler ise tefti olunup girü yerlerine getirilmesin
emr idüp buyurdum ki vusûl buldukda göresin fi'l-vâkı‘ arz olundu u gibi olup ol
canibde vâkı‘ olan karyeler halkı bir ekinde olmak ile ehl-i fesâd yollarda ol vechile
enâ‘at eyledikde vâkı‘ ise zikrolunan karye halkı her ne tarafa gitmi ler ise girü
getürüp yolları ehl-i fesâddan hıfz u hırâset ettiresin amma bu bahane ile ahz u celb
olmakdan hilaf-ı er‘ kimesneye zulm olmakdan hazer eyleyesin.

[39] Hüküm 83

Yanbolu ve Aydos ve Karinbad kâdîlarına hüküm ki haliya sen ki Karinabad


kâdîsısın mektup gönderip sâbıkâ Kel Halil nam harami ele getürüp Silistre
sanca ında on sekiz bin sekiz yüz akça tîmâra mutasarrıf olan Hasan mezkûr
haraminin yine fesâdın ve durakların dahi ele getürme e me’mûr oldukda bervech-i
istikâmet ve adalet çalı up ve kemal sa‘y ü ikdâm ve cidd ü ihtimâm ile bezl-i
makdûr itme in ahalimizin … cem‘-i kesir meclis-i er‘e gelüp etrafımızdan
kuttâ‘u’t-tarik zuhur itmekle reâyâ ziyade acz ü havf üzeredirler ve mezkûr Hasan
her halinden akird ve dahi yüz yarar u mustakim ve salim ve eci‘ kimesnedir zuhur
eyleyen haramiyi ele getürmege kadirdir öyle ki zikrolunan ehl-i fesâdı ele getirmek
içün mezkûra emr-i erif virile cümlemiz mu‘âvenet ederiz ve fukaralar dahi asude
hal olurlar didikleri arz olunmu imdi buyurdum ki mü arunileyh vardukda bu bâbda
her biriniz geregi gibi bîzzât mukayyet olup zuhur eden ehl-i fesâd ü enâ‘at mezkûr
mü arunileyh ile ve il-eri ve ol canibde vâkı‘ olan sipahiler ve kapum halkı
95

mu‘âvenetiyle getürmek babında ikdâm u ihtimâm eyleyüp anın gibi ehl-i fesâd irret
tîmâr veya evkafı içine girüp tahassun iderler ise veya bazı sipahiler reâyâmızdır
diyü nizâ‘ iderler ise evkaf ve irret sahiplerinden ve mezkûr sipahilerden talep idüp
zuhura getürüp dahi ahvâllerine göre bir def‘a er‘ ile sorulup fasl olunmu olmayup
ve on be yıl tehir olunmu dava olmaya ber-mûceb-i er‘-i onat vechile hak üzre
dikkat ü ihtimâm ile tefti idüp ve töhmet-i sâbıkâsı olanları örf-i ma‘rûf ile
gönderesin öyle ki arz olundu u gibi olunup fesâd ü enâ‘atleri bi-hasebi’ - er‘ sâbit
ve zâhir olursa e er ehl-i fesâd sipahi ta’ifesinden olup muhtac-ı arz ise muhkem
habs idüp dahi ismi ile yazup azr eyleyesin de il ise ol babda öyle ki muktezâ-yı
er‘ ile amel eyleyüp er‘ ile haklarından gelip ol vilayet er‘ ve …tathir ve pak
eyleyesin ki eyyam-ı adalet-i hümâyûnumda reâyâ ve berâyâ asude-hal olup
kimesneye zulm ü hayf olmaya e er zikrolunan ehl-i fesâd er‘ ile katle müstehak
olmayup ama demleri bi-hasebi’ - er‘ sahip ve zâhir olup sâbit sicil olmu ola anın
gibileri sûret-i sicilleri ile yarar âdemlere ko up küre e konmak içün Südde-i
sa‘âdet’üme gönderesin lakin bile ko up gönderdi in kimesnelere muhkem tembih
eyleyesin ki bu bâbda onat vechile hıfz eyleyüp gaybet ettirmekten hazer eyleyeler
amma bu bâbda geregi gibi mukayyet olup bu bahane ile bî-günâh olanlara dahl
olunup celb ü ahz olunmakdan ve tezvir ü telbisten ve ühûd-ı zûrdan hazer
eyleyesin.

[40] Hüküm 84

Ardahan a ası Aliye verildi. Fi 9 Safer

Erzurum be lerbe ine hüküm ki Ardahan kulları a ası Ali a a gelip Ardahan kulları
gelüp a aları yanında hizmette olmayıp kendi heva ve havalinde gezip âhar yerlerde
sakin olup anun gibi bir hizmet vâkı‘ oldukda kul ta’ifesi Ardahan’da mevcud
bulunmakla ol hizmetin uhdesinden gelinme e imkan olmayıp kul ta’ifesi bina
yerlerde sakin olmayıp a aları yanında olmaları babında hükm-i erifim rica etme in
buyurdum ki vardukda zikrolunan kul ta’ifesine muhkem tenbih eyleyesin ki min-
ba‘d kul ta’ifesi hariç yerlerde gezmeyüp a aları yanında olup hariç yerlere gitmeyüp
vâkı‘ olan hidemât-ı hümâyûnumdan hâli olmayalar öyle ki ba‘de’t-tenbih ta’ife-i
mezbûre ki ve a aları yanında Ardahan’da hidmette bulunmayıp kendü havalilerinde
gezdükleri arz olunursa dirlikleri âhara verilmek mevzudur ana göre tenbih eyleyesin
96

ki a aları yanında hizmetten hâli olmayalar bade’n-nazar bu hüküm a alarına ibka


ide.

[40] Hüküm 85

Fakirü’l enbiya nam kimesneye verildi. Fi 11 Safer

Kastamonu be ine livâ’-i mezbûr kâdîlarına hüküm ki hâlâ Kastamonu reâyâsı âdem
gönderip bundan akdem Sinop’ta bina olunma a ferman olnunan gemiler mühimmi
içün kesilen keresteyi gemiler bina olunan mahale alıp gitmek içün çift lâzım
olma ın reâyâdan gere i ile çift tedârük olunma a fermanım olup her çift ba ına
reâyâdan iki er bin ve bin be yüz akçe cem‘ olunup çiftçilere ve baltacılara virilip
sonradan Sinop kâdîsı zikrolunan akçe çok olup iki baltacı ile birer çift ba ına be
yüz akçe kifâyet eder diyü arz eyleme in iki baltacı ile birer çift ba ına be yüz akçe
virilmek içün hüküm virilmi iken mezkûr baltacı ve çiftçiler Âstâne-i sa‘âdet’üme
gelip kul eyledi imiz akçe tamam vermeyip bize gadr eylemi lerdir diyü ekva
eyledikleri ecilden kâdîaskerîm canibinden hüküm virilip üslup üzere akçelerin alıp
teaddî eylediklerin bildirdiler imdi sâbıkâ mü arunileyh arz eyledi i üzre iki baltacı
ile birer çift ba ına be yüz akçe virilüp kâdîaskerîm canibinden virilen hüküm itibar
olunmasın emr idüp buyurdum ki vusûl buldukda bu bâbda mukayyed olup
mûmâileyh arz eyledi i üzere zikrolunan yeri kereste tahmili içün ihracı ferman
olunan çiftçiler ve baltacılara çift ba ına iki baltacı be yüz akçe virdürüp ziyade
akçelerin aldırmayıp hüküm verilmi tir diyü ta‘allül etdirmeyesin ve ol kâdîaskerîm
canibinden virilen emr-i erife mukayyed olmayup ellerinden alup bir keseye koyup
mühürleyip gönderdip bu bahane ile be yüz akçeden ziyade akçeleri dahi alınmı ise
müttevec olanlardan bî-kusûr alıviresin.

[41] Hüküm 86

Sahibine verildi. Fi 13 Safer

Erzurum be lerbe isine hüküm ki av at be leri Mahmud ve Mehmed mektup


gönderip Pasin sanca ında olup Hasan kal‘asının ta‘mîri içün senede kendülerine
97

tekalif olunmakta mal-ı mirînin tahsilinde olup kal‘nın ta‘mîrine isdihdam olunmaya
diyü emr-i erif virülü hâlâ dahi merkum kal‘a ta‘mîrine müba eret ettirmek
…tedarik olmayıp ve re‘âyâ fakrü’l-hal olmakla perakende olmaları mukarrerdir diyü
bildirdikleri ecilden mezkûrlar mültezim olup iltizamlarından vâkı‘ olan kirayı
sancakları mahsulunden alınmak fermanım olma ın zikrolunan kal‘anın ta‘mîri
mezkûrlara teklif olmayasın emr idüp buyurdum ki emrim üzere mal-ı mirînin cem‘
ü tahsilinde olup kal‘a ta‘mîri tekâlif olunmaya.

[41] Hüküm 87

Saray ve Tertova(?) kâdîsı olup Kilis muharriri olan Baki’ye hüküm ki hâlâ mektup
gönderip … kapudanı Malkoç Bey o lu Ali’ye bizden emr-i erif vârid olup Kilis
sanca ının ifrazından yirmi iki bin be yüz yirmi be akçe zeamet tevcih eyleyesin
diyü ferman olunma ın livâ’-i mezbûrda skopya(?) nahiyesinde havâss-ı
hümâyûndan vâkı‘ olan Gürz(?) ve Dolunazevce(?) Kurt ve Dolunaevsek(?) ve
Ro o ta(?) nam karyelerin da larından ekserisi murad olundu undan gayrı bazı
haneleri dahi kadimden girihte olup ma‘dûm olunanların haraçların mevcudlarından
almak ile anların dahi tahmil mecalleri olmayıp külliyen girihteolmak mukarrer
olma ın hâlâ sanca ının haslarında zuhur bulan fasıldan zikrolunan karyelerin bedeli
anlardan tekmil olunup dahi havâss-ı hümâyûna yaramayan kurrayı mezbûra merkum
kapudan Ali’ye verilmesin arz eylemi sin buyurdum ki arz olundu u üzere ise yarar
karyeleri havâss-ı hümâyûnuma ilhak idüp dahi havâss-ı hümâyûnuma yaramayup
baki kalan karyeleri eyi emirlülere tevcih idesin.

[41] Hüküm 88

sa çavu a verildi.

Mihaliç kâdîsına hüküm ki hâlâ Mihaliç’de i lenen hasır ekser sâir yerlere varup bey‘
olunmakla stanbul’da hasır babında müzayaka çekme in buyurdum ki vardukda bu
98

bâbda mukayyed olup anun gibi i lenen hasırları stanbul’dan gayrı yerlere
salıvirmeyesin.

[42] Hüküm 89

Varna kâdîsına hüküm ki Bo dan voyvodası mektup gönderip sakça mültezimi olan
Murad emr-i erifimle salb olunan Kara Hüseyin yolda ı olup âdemlerin mühimmat-ı
mirî için Âstâne-i sa‘âdet'e arz-ı hâl gönderip ferman olunan hususlar mühür keseye
konup âdemleri alıp giderken mültezim mezbûr âdemleri tutup emr-i erifi görmek
istedikde virmedikleri içün birkaç gün habs idüp esbabların ve akçelerin alıp teaddî
edip ve âdemlerin mühimat-ı mirî içün bervech-i icti‘câl arz-ı hâl ile stanbul’a
gönderdi in mezbûrlar iskeleye geldüklerinde be on gün koyverilmeyip rencide
itmekle mesalih mirî avk olunup ve ticaret içün Bo dan reâyâsı ve sâir kimesneler
…iskelesinden mürûd etmek istedikde celb-i hal içün niçe bahaneler ve iftiralar idüp
esbab ve malların alıp ve vilayet-i Bo dan’ın karyelerine âdemler gönderip reâyâdan
bazısın tutup alıp gidüp Anadolu’da kul diyü bey‘ etmeye gönderip envâ‘-ı zulm u
teaddî eyledi in bildirme in buyurdum ki mezbûru her kangıda ise ele getürüp dahi
bir def‘a er‘ ile fasl olunmayıp on be yıl geçmemi ise mezbûru hısımları ile
beraber idüp hak üzre tefti eyleyip göresin kâdîya arz olundu u gibi olup mezbûrun
vech-i me rûh üzre etti i zulm ü teaddîleri ve bakir hak mü arünileyhin âdemlerin
akça ve esbabların aldı ı sahib-i e irra sâbit olur ise er‘ ile üzerlerine sâbit olan
mevadı sicil edip sûret-i sicilleri ile yazıp arz eyleyesin.

[42] Hüküm 90

Kethudâsına verildi. Fi 15 Safer

Erzurum be lerbe ine hüküm ki hâlâ bazı gedükler mahlûl vâkı‘ oldukda yirlüye
virilip ve gedük sahipleri feragat bahanesiyle gedüklerin birbirine bey‘ eyleyüp ol
sebep ile kulun ahvâli mihnet olup hizmetlerinde olmadıkları i‘lâm olundu imdi
gedük satmak ve ihtiyad ile feragateyledi ol bahane ile gedük verilmek ve yerlüye
gedük verme e emrim yokdur buyurdum ki vusûl buldukda bu bâbda mukayyed olup
99

mahlûl vâkı‘ olan gedükleri yarar Rum yi itlerine virüp yirlüye gedik virmeyüp ve
fera bahanesiyle kimesneye gedük sattırmayup emr-i erife muhalif i olunmakdan
ziyade hazer idesin.

[42] Hüküm 91

Ahmet pa a hazretlerinin âdemine verildi. Fi 11 Safer

Ayas(?) kadısına düstur-u mükerrem mü ir-i mufahham vezirim Ahmet Pa a


edâmallahû teâlâ iclâlehû tahtı kazânda olan atlarına akçesi ile arpa alınmak için emri
erifim rica etme in buyurdum ki âdemi vardukda rızaları ile bey‘ edenlerden kifâyet
mikdârı akçesiyle arpa alıverip ol babda hilaf-ı emr-i erif kimesneye i
etdirmeyesin.

[43] Hüküm 92

Kethudâsına verildi. Fi 10 Safer

Lahsa be lerbe isine hüküm ki Lahsa kâdîsı mektup gönderip nefs-i Bahreyn’e
muttasıl üç yüzden ziyade karye olup ve askerî ve mahsuli ahvâlin ve fethi asan
oldu u hususu arz eyleyüp lakin fethi ne vechle mümkin olup nice tedârük eylemek
gerekir ve ne zamanda kabildir aslı ile yazmamı sın imdi buyurdum ki vusûl
buldukda bu hususu hakikaten tetebbu‘ idüp kâdîyı dahi davet idüp vakıf oldu u
ahbarı sûal idüp sıhhati üzre göresin fi'l-vâkı‘ askerî hak üzre midir nicedir ve fethi
ne vechle mümkindir memalik-i mahrusemden asker göndermeli olursa ne zamanda
varmak münasibdir ve ne kadar âdem ile fethi müyesser olur tedârükü nice olmak
gerekir aslı nedir ve mahsuli nedir ne makûle cem‘i ahvâlin kathiyle tamam mâlûm
edinip dahi vukû‘ üzre mufassal ve me ruh yazup bildiresin.

[43]Hüküm 93

Yevmü's-sülâsâ fî 9 safer’ül-muzaffız sene 981


100

Bec kralına name-i hümâyûn yazıla ki Atebe-i aliyye-i âlem-penâh ve Südde-i


seniyye-i sa‘âdet-destgâhımuza ki melaz-ı selâtîn-i cemcâh ve melce-i havâkin-i
sitare-i sipahdır nâme-i muhâleset-me hûnunuz irsâl olunup alınmı evkât ve atyeb
sa‘âdet erif vusûl bulup mazmun-ı sadâkat nümununda münderic olan hususlardan
biri mukaddemâ be bin kuru mal-ı mirî ile alınıp kal‘ayı E ri’de habs olundu u
i‘lâm olunan Solnok emini ve karında ı Gümrükcü Mustafa ahvâli içün ol canibe
nâme-i hümâyûn-ı behcet makrûnumuz irsâl olundu u i‘lâm olunup ve serhad
memalik hüsrevanemizde olan be ler kullarımdan hilaf-ı ahd ü mîsâk evzâ‘ zuhura
etmekten hâli olmadı ı ecilden ol canibin hafızları dahi def‘i muzırat ve
hüsrevaneleri içün bir mikdâr âdemle çıkıp mukatele itmek lâzım gelir hatta emi-i
mezbûrun karında ı iki nefer hizmetkarıyla ol serhadleri hilaf-ı ahd kasd-ı muzırat
edenler ile bulundu u ecilden alınıp kal‘yı E ri’ye teslim olunmu tur mal-ı mirîden
yanında otuz be kuru ve kendi malından be kuru bulundu una Budun
be lerbe isine mühürlü temessükat irsâl olunmu du sulh u salaha mugâyir hırsuz ve
haydut namıyla ol canibden nice bin adem aldıklarından gayrı be-nam ehirlerden ve
karyeler halkından esir eyledikleri reâyâ ta’ifesinin bir mikdârı isimleri ile defter
olunup defteri gönderilmi tir üminedir ki min-ba‘d serhad memalik-i mahrusemizde
olan hakimlerimize emn ü emana mugâyir i olmamak hususlarında tekrar tenbih u
yasak olunup müvekkid ahkam-ı erifemiz irsâl olunmak babında istid‘a-yı inayet
olunup … Yano katillerinin haklarından gelip mahbus olan karında ı ıtlâk olunmak
hususu mukaddemâ Bo dan voyvoda vilayet-i Leh’den kaçup geldi i haber alındıkda
muaccelen kapudanımıza âdem gönderip vilayetinizden kaçup ahde mugâyir i
olunmamak babında ihtimâm u ikdâm olunur iken anun gibiyi vilayetimizde
komamak asla ihtimal de ildir sulh u salah beyanı istihkam üzere olması iktiza-i
merakımız olma ın müceddeden irsâl olunmak elçimiz ile ba kentimize götürdülmek
mukarrerdir anda risalet hizmetinde olan âdeminizin takrir eyledi i dostlu a
müteâllık olan ahbar-ı sahihaya imal ve itibar olunmak husus-ı i ‘âr olunup ve dahi
name-i murat fermanımızda i aret ve beyan olunan her ne ise ale't-tafsîl mabeyn-i
serir-i sa‘âdet müserifada arz ve takrir olunup mâlûm-ı erifimiz olmu tur imdi
mezkûr havâss-ı hümâyûnumuz hizmetinde iken alınıp esir kılındı ı ezhar-ı min-e -
emsdir hilaf olmak ihtimali yoktur hudud-ı memalik-i mahrusemizde alınmı tır anun
ıtlâkı hususu babında vuku‘ bulan ahd üzere uhdenize vacib ü lâzım olmu tur ve i ‘âr
olunan Sükut(?) kal‘ası dahi hatta sulhda ta‘mîr ve âbâdân olmaması me ruta olan
kıla‘ın birisi idi bad-el sulh fesâd ü enâ‘at üzre olan ta’ife-i haydutdan bazı
101

müfsidler Macar canibinden reâyâ ve berâyâsı rencide idüp memaliklerin gâret ve


hasaret ecli içun ta‘mîr eyleyip … mukaddemâ efsadları ve ta’ife-i fukara ve
mesakine muzırratları izdiyad bulmakla kal‘a ta‘mîri babında emr-i celil-kararım
sadır olundu haliya dahi kasd-ı gâret memalik-i mahruse içün hücum … lüzumları
zuhur bulacak serhadde olan dalaviran dü mangir dahi bu vak’adan haber ve âgâh
oldukları saat hazır u müheyya olup mukabeleye azimet eylediklerine hak
subhanallahû teâlâ hazretlerin ulüvv-i inâyeti bi-gayetleri mukarenet(?) ile ol
müfsidler mübazerat aduv ikarın hizip ve harblerine takat götürmeyip münhezim ve
hakhur oldukların nicesi ta‘m-ı im ir zafernameler ve nicesi esir olduk da tâbi‘
le ker hukukundan vari olunan mezkûr kal‘ayı alıvirüp canibin reâyâsı zarar u
gazend iri mekten halâs edelim ve a‘dâlar etmekle eman virmeyüp fi'l-vâkı‘ anlar
dahi ve a‘dâları mûcebince zikrolunan kal‘ayı alıvirdiklerinde etraf ve cevanibi ve
kal‘ayı tamam mertebe hırsuz ve harami yata ı olup hıfz u hırâset husus-ı
mühimmat-ı umurdan oldu u zâhir ve bahir olma ın içine asker konulup iki canip
reâyâ ve berâyâsının istirahat ve refahiyet olmaları umuru gere i gibi tenbih
olunmu tur in âa’llâhü’l-eaz imdiden sonra ta’ife-i reâyâ ve zımmi-i fukara her
vechile âsûde-hâl olmaları mukarrerdir eyle olsa mabeyn de olan sulh u salah
binasının mü eyyiz olması babında bervech-i ihtimâmız vardır ki mâdem ki ol
canibden nakıs ahde mü ir(?) bir vaz‘ zuhur etmeye bu canibden dahi asla sulhe
mugâyir bir i olmak ihtimali yoktur gerektir ki name-i hümâyûnumuz vusûl
buldukda siz dahi Südde-i sa‘âdet'ümüze olan ihlâs-ı kadimi mûcebince vâkı‘ olan
sulh u salaha mahalif i olmamak babında sa‘y ü beli (?) ve … zuhurunuza getürüp
serhad memalikinizde olan be lerbe inüze kemâ-yenbagî tenbih u tekid olunup erait
sulh u salaha riayet etmekte dakika fevt etmeye ol dostlu a mugâyir ve kasddan
ziyade hazer ideler bu tarafdan dahi serhadde olan be lerbe leri ve ümera
kullarımıza istidanız mûcebince müvekked ahkam yazılıp riayet-i eraite emn ü
emanda bezl-i makdûr eyleyesiz hilaf-ı ahd i edenlerin beyan edecek özürleri
makbul olmayup haklarından gelme in mukarrerdir diyü tenbih u tekid bî-kusûr
konmamı tır ve bilcümle dostluk binasının istihkamı iki canip reâyâsının kemal-i
istirahat üzre olmalarıdır ol cevanibde vuku‘ bulan ahvâli ahbar-ı selametünüz ile
Dergâh-ı Mu‘allâ’mıza i‘lâmdan hâli olmayasınız bais tecdid …sadakat ve ihlâs ve
mucib-i temhid esas-ı müveddet ve ihtisas idü üne i tibah olunmaya.
102

[45] Hüküm 94

Tekfurgölü kâdîsına hüküm ki mektup gönderip ahmal(?) Memi nam kimesne içün
fisk üzre olup ve kasabaya dilazarlık edip ve ehl-i berat olanların berâtların tahkik
eyleyüp ahvâli sicil oldu un bildirmi sin Kıbrus’a sürülmek için stanbul’a
gönderilmesin emr idüp buyurdum ki varıcak mezkûrın ol yerden alakasın kat‘ idüp
dahi tehir ettirmeyip yarar âdemlere ko up Südde-i sa‘âdet’üme gönderesin ki emrim
üzre Kıbrus’a sürüle yolda onat zabt ettirip gaflet ettirmekten hazer eyleyesin.

[45] Hüküm 95

Mehmed çavu a verildi. Fi 28 Muharrem

Edirne kâdîsına hüküm ki senün hakkında mezîd-i inâyet-i padi ahanem zuhura
getürülüp Anadolu kâdîaskerli i sadaka olunmu tur buyurdum ki tehir eyleme in
kâdîaskerlik hizmetinde olasın sâbıkâ Edirne’den ihracı ferman olunan kürekçinin
bakiyesin dahi ale't-ta‘cîl ihrâc ve irsâl etme e sa‘y eyleyesin.

[46] Hüküm 96

Buharadan gelen elçiye verildi. Fi 8 muharrem sene 981

eyh Kasım nak ibendiyü hüküm ki Dergâh-ı devlet penah ve birgâh-ı sa‘âdet
destgahıma mektup gönderip hac-ı beytullahü’l- haram cumhur-ı havâss u avam ehl-i
islama bermûceb-i nas kelam rabbûlalemin farazi din-i mübineden iken ol cevanibde
olan tevaif-imüslimine ne tavaf-ı beytullahü’l-haram ve ne ziyaret-i türbe-i
münevvere-i hazret-i seyidü’l-enam müyesser olup zira ol tarik-i mebrure erbab-ı
dalalet ve ashab-ı enâ‘atin efal-i kabiha ve etvâr-ı fazihaları sebebi ile münsed idü ü
ki i ‘âr ve i‘lâm olunmu ve dahi ol babda mektub muhalefet memnun-ı mazmun
mesarifat fuzununda münderic ve mestur olan mevaid-ı ali mahvü’l-mefhum paye-i
serir-i sa‘âdet masir hüsrevaneme arz ve takrir olunup ilm-i erif ulm-ı umül
103

padi ahanem muhit ve amil olmu tur imdi sa‘âdet ve ikballe mesned-i hilafet ve
makarri saltanat cenab-ı celalet-meabıma müyesser ve mansur olalı din-i mübin ve
devlet-i ebed karine kasd eyleyen erbab-ı dalalet ve mü rikin kal ve kamı‘ bünyad-ı
zulm ü fesâdları hususlarında bezl-i mahuvü’l-maktur etme e iradet-i aliyye-i hay u
karir sebkat eylemeniz hak subhanallahu ve teâlâ hazretlerinin ulüvv-i inâyet-i bi-
inayetlerine tevekkül ve istinad olunup ale't-devam itmam-ı mesalih u mühimmatda
sa‘y ü ikdâm eylemek zimmet-i aliyye-i selatin ha met(?) enbiya cümle ve icbandan
olmu tur buyurdum ki vardukda siz dahi ol diyar-ı celil’ül-itibarda olan ülema vü
müsayih-kiram ekserihum Allahu Te‘âlâ ila-yevmü’l kıyam ve sâir ahali-i islamla
dua-yı hayr i tigalden hâli olunmaya ki ol tarik erbab-ı enâ‘atin muzırrat ve
ifsadlarından pak ve temiz kılınmak ile ol canibde olan ta’ife-i muvahhidin dahi
mukziyü’l-meram olup bargah-ı hazret-i vacibü’l vücuddan müsted-i mercudur(?) ki
daima asakir-i islam muzaffer ve mansur ve adâ-yı din ü devlet münhezim ü makhûr
olmak müyesser ve mukadder olmu ola.

[46] Hüküm 97

Mehmet çavu a verildi. Fi 27 muharrem sene 981

Kâdîaskerlikten mütekâid kâdîzadeye hüküm ki hâlâ hakkında mezid-i inayet-i


padi ahanem zuhura getürüp Edirne de olan darü’l-hadis medresesin i bu sene 981
muharremin 28 gününden sana tevzî‘ kılıp cihada müderris olan yevmi 50 akçasın
vazifen üzerine ketm olunup cümle iki yüz akçe olmak emrim olup i‘lâmı içün
Südde-i Sa‘âdet’im çavu larından Mehmed çavu ta‘yîn olunmu tur buyurdum ki
tehir eylemeyüp medrese-i mezbureye varup eyyam-ı muattal mahudeden gayrıda
bab-ı amâde ve istifade müftuh tutup devamı devlet ve sebat azv u ha metim
dualarına i tigal üzere olasın.

[47] Hüküm 98

Divânda kapudan kethudâsına verildi. Fi 21 Muharrem

Ma rib Trablusu be lerbe ine hüküm ki mektup gönderip vilayetin nizam u intizamı
ve reâyâ ve berâyânın refahiyet u istirahiyet ve zuhur eden ehl-i fesâdın haklarından
104

gelmekle reâyâyı müdafü’l-hal üzre oldukları ve haraba mü rif olan cami‘-i erifimi
ihyâ etti in bildirmi sin her ne demi isen mâlûm olmu tur imdi ol vilayetin hıfz u
hırâseti ve reâyâ ve berâyânın nizam ve intizamı ve refahiyet u istirahatleri hususun
ahdine alakadar buyurdum ki varıcak daima basiret ü intibah üzre olup reâyâ ve
berâyânın ehl-i fesâd-ı enâ‘atden sıyanetleri hususu kemal-i adalet üzere leyl ü
nehar mukayyed olup din babında devlet-i hümâyûn ebed peyvend-i husrevâneme
müte‘allık ahvâllerde bezl-i makdûr ve sa‘y-i mevfur zuhûra getürüp ve ol canibde
küffâr-ı hâksâr tarafından vâkıf ve mutâ‘ oldu un ahvâli i‘lâm etmekten hâli
olmayasın ve anda olan toplar mühimmi içün Preveze ve nebahtı taraflarından
kestirilmesi murad olunan keresteye hüküm verilmi tir âmma ne mikdâr kereste
varup vasıl olursa yazup bildiresin bu bahane ile küffâr-ı hâksâra gitmekten hazer
eyleyesin.

[47] Hüküm 99

Bu dahi

Ma rib Trablusu be lerbe ine hüküm ki mektup gönderip Trablus’da olan topların
ve darbuzenlerin alat ve esbabı olmayup iddet ihtiyaç oldu un bildirüp akçesiyle
Preveze ve nebahtı semtlerinden kestirilip almak babında hüküm talep etme in
buyurdum ki varıcak mü arunileyh âdemi ve mektubu varup akçesiyle toplara ve
darbuzendlere müteallik olan esbab kestirmek istedükde hilaf-ı emr-i erif kimesne
mâni‘ olmaya amma bu bahane ile küffâr-ı hâksâr tarafına kereste gitmekten tamam
mertebe ihtiyat itdirüp ne mikdâr kereste kestirilip gönderildü ün defter idüp bir
sûretin Südde-i sa‘âdet’üme gönderesin ki tamam varup vasıl oldu u mâlûm ola.

[48] Hüküm 100

Bu dahi.

Tablusgarb be lerbe ine hüküm ki mektup gönderip mukaddemâ sadır olan ferman-ı
erifim mûcebince akçenin kestirilmesi hususuna mukayyed olup imdiki halde
darphaneye âdemler konulup dikkat ü ihtimâmla muba eret olunup mukaddemâ
kesilen akçalar tavlanup(?) fasid olanlar mükraz ile kesilip kal olup eyi akçeler
105

kesilmek üzre oldu un bildirmi sin mâlûm oldu buyurdum ki varıcak akçe hususuna
daima mukayyed olup gayet eyü gümü ten iki üslûp üzre kat‘ ettirip ferman-ı
sabıkım mûcebince amel eyleyesin geç ve yaramaz gümü ten kestirmeyesin.

[48] Hüküm 101

Bu dahi.

Trablusgarb be lerbe ine hüküm ki ol diyarda kapudan olan Ferhad serke olup
hüsn-i zindegâni üzre olmayup halk kendünden rıza olmadu u ve müteveffa Gazi
Mustafa’nın cem‘i malı … kalıp vesayet tarikiyle mezbûr zabt edip …fevt olup
cümle mal beytü'l-mâla raci‘ olmu iken merkum Ferhad vermeyip beytü'l-mâla raci‘
yirmi bin mikdârı mal alıp edâsında muhalefet eyledü ü istimâ‘ olundu imdi mezbûr
Ferhad kapudanlıkda ref‘ olunup mezbûra tersane-i amiremde riyaset verilmi dir
buyurdum ki vusûl buldukda zimmetinde olan zikrolunan beytü'l-mâlı bi-kûsûr alıp
Trablus hazinesine konup ve mezbûru Dergâh-ı Mu‘allâ’ma gönderesin tersane-i
amiremde ta‘yîn olan riyaset hizmetinde ola.

[48] Hüküm 102

Mektup getürene verildi. Fi 22 Muharrem

Akça hisar kâdîsına hüküm ki mektup gönderip Hüseyin bin amlu nam suhtenin
a zında rayiha-i hamr oldu u er‘ ile sâbit olup ayan vilayetden bazı kimesne
mezbûr içün yaramazlık ile me hurdur ev basmak ve âdem öldürmek ve yol almak
elinden gelir diyü haber virdüklerin bildirmi sin küre e kondurulmasın emr idüp
buyurdum ki mezbûru emrim üzre mukayyed u mahbûs yarar âdemlerle Südde-i
sa‘âdet’üme gönderesin ki küre e konula yolda onat hıfz ettirip gaybet ettirmekten
hazer eyleyesin ve müseccil kabahati varsa sûretin bile gönderesin.

[49] Hüküm 103

Mehmed çavu a verildi. Fi 13 safer’ül-muzaffız sene 981


106

Trablus sanca ı be ine hüküm ki bundan akdem Ba dad be lerbe isi mektup
gönderip bir def‘a bin kantar barut ve bir def‘a dahi bin be yüz kantar barutu
Trablus’a irsâl eyledügün bildirip ve Halep canibinde barut karhanelerinden dahi
vâfir vü müstevfâ barut irsâl olunmak emr olup Trablus’da mübala a barut mülahaza
olunurken bu def‘a emr-i erifim ile Trablus’da hazır bulunan barutu Donanma-i
Hümâyûnuma alıp getürmek içün irsâl olunan Rodos be i Kaya bin yüz kantar
barutdan ziyade bulunmadu un bildirdi imdi Ba dat’dan iki defa iki bin be yüz
kantar geldügü ne mikdârca Halep’den asla barut gelmemi midir aslı nedir ve
Ba dat’dan gelen barut tamam gelmi midir geldü ü ne kadarca bin dört yüz kantar
barut nice olmu tur Kıbrus’a barut verilmi midir haliya muhasarada verilen barut
sûal olunmaz muhasara alınan barut ne kadar barutdur dokuz yüz yetmi dokuz ve
seksen tarihlerinde ne kadar barut Kıbrus’a verildi i ve ne tarihde verilmi tir Südde-i
sa‘âdet’üme i‘lâm olunmak lâzım olma ın buyurdum ki vusûl buldukda Ba dat’dan
imdiye de in ne kadâr gelmi tir ve Halep’den dahi barut gelmi midir ne kadâr
gelmi tir arz olundu u üzre iki bin be yüz kantar barutun bin yüz kantarı Kaya -
dâme izzuhû- emrim mûcebince teslim olundu u ne kadârca baki bin dört yüz
kantarın nice eylemi lerdir Kıbrus’a barut verilmi midir ne mikdâr barut verilmi tir
ve ne tarihde verilmi tir Halep’den ve gayrı caniplerden imdiyü dek Trablus’a dahi
barut gelmi midir aslı nedir mufassal ve me rûh yazup Südde-i sa‘âdet’üme
bildiresin.

[49] Hüküm 104

Bu dahi.

Kıbrus be lerbe isine hüküm ki bundan akdem Kıbrus mühimmi içün Trablus’dan
kifâyet kadar barut almak içün hüküm yazup irsâl olunmu idi ol emr-i erifim
mûcebince imdiyü dek Trablus’dan barut alınmı mıdır ne kadar barut alındı ı
Südde-i sa‘âdet’üme mâlûm olmak lâzım olma ın buyurdum ki vusûl buldukda bu
bâbda mukayyed olup Trablus’dan emrim mûcebince barut alınmı mıdır alındı ı ne
mikdârca barut alınmı tır aslı ile yazup Südde-i sa‘âdet’üme arz eyleyesin.

[50] Hüküm 105


107

Bu dahi

Halep defterdarına hüküm ki bundan akdem birkaç def‘a ahkam yazılıp Halep ve
Mara karhanelerinde i lenen ve hasıl olan barutu mütevalliyen Trablus’a irsâl
eylemek emr olmu idi imdiyü dek Trablus’a barut göndermi midir ne kadâr barut
göndermi tir südde-i sa‘âdet’üme mâlûm olmak lâzım olma ın buyurdum ki vusûl
buldukda fi'l-vâkı‘ emrim mûcebince imdiyü dek Trablus’a barut gönderilmi midir
ne mikdâr barut irsâl olunmu tur ve ne tarihde irsâl olunup kaç kantar irsâl
olundu un yazıp Südde-i sa‘âdet’üme bildiresin.

[50] Hüküm 106

Bu dahi

Kıbrıs be lerbe ine hüküm ki hâlâ Rodos be i Kaya -dâme izzuhû- mektup gönderip
bir iki kâfir gemisi Kıbrıs’da olan ekerhaneyi basup mirî akçeden mübala a akçe
alıp gâret eylediklerin bildirdi imdi baki ve sâir ol etrafda mübala a âdemler vardır
niçün onat vech ile görüp gözedilmeye kadimden kafir zamanında üç yüz mil yerden
bir yelken zuhur eylese görülüp ona göre ate ile gayrı i aret ile Magosa ve
Lefko e’ye i‘lâm ettirip asker hazır olup asla bir canibe zarar müterettib olmayup
gere i gibi hıfz u hırâset olunurdu senün zamanında sebeb nedir ki üslub-ı kadim
üzre hıfz olunup lâzım olan yerlerde yer yer yarar âdemler koyup derya canibleri
gözedilmeyüp ol vechile emval-i mirîye zarar müterettib ola ol canibde olan a anın
yeri alınıp tedip olunmak lâzım olmu tur buyurdum ki vusûl buldukda bu bâbda
basiret üzre olup derya caniblerinde hıfz u hırâset lâzım olan mevazı‘ da olan
ümerâ’ya ve a alara muhkem tenbih edip ve sen dahi bîzzât görüp lâzım olan
yerlerde âdemler ve gözcüler ta‘yîn ettirip üslub-ı sâbıkâ üzre hıfz u hırâset ettirip
anun gibi deryada yelken zuhur ettikde üslub-ı sâbıkâ üzre ate ile mi olur âhar i aret
ile mi olur ne vechile kabil ve mümkin ise ve kadimden ne vechile i aret olunagelmi
ise i aret ü tenbih edeler ki ale’t-fevr askerler iri ip gaflet ile bir mahalle küffâr
gemilerinden ve levendkar fitnelerden ve gayrıdan bir zarar iri mek ihtimali olmaya
bu hususu sâir umura kıyas eylemeyüp her vechile ihtimâm eyleyesin öyle ki
in âa’llâh-ı(?) te‘âlâ bir mahale bir daha zarar müterettib ola bu bâbda kimesnenin
108

özrü kabul olmayup hakından geldü ünden sonra ihmâliniz sebebi ile sen dahi
mu‘ateb olursun ana göre basiret üzre olasın.

[51] Hüküm 107

Mürdum o lu Ahmed çavu a verildi. Fi 15 Muharrem

Mütekâ‘id vezir Mustafa Pa a ve livâ’-i mezbûr Bolu kâdîlarına hüküm ki Donanma-


i Hümâyûnum içün ziyade kürekçi lâzım olma ın ol canibden tedârük olunmak içün
akçe gönderilip her kürekçiye bin akçe verilmek üzre ihrâc u irsâl olunmak emrim
olmu tur buyurdum ki vusûl buldukda zikrolunan kazâlardan ale't-ta‘cîl yarar ve
tevatir(?) kimesneler ihrâc u defter idüp ve her birinin yarar kefillerin alup ve emrim
üzre her kürekçiye bin akçe virüp dahi ihrâc eyledü ünüz kürekçileri siz ki
kâdîlarsınız yarar naiblerinizle tersane-i amireme gönderesiniz kürekçiler gayet lâzım
olmu tur ehemm-i mühimmât din u devletdendir sâir umura kıyas etmeyüp isti‘câl
üzre tedârükde dakika fevt eylemeyesiz.

Yevmü'l-ahad fi 14 safer sene 981

[51]Hüküm 108

França padi ahına name-i hümâyûn yazıla ki haliya Atebe-i aliyye-i âlem-penâh ve
Südde-i seniyye-i sa‘âdet-destgâhımuza ki melce-i selâtîn-i cemcah ve melaz-ı
havâkin-i sitare-i sipahdır nâme-i musâdakat-mashûbınuz vârid olup mazmun
muhaleset me hununuzda müstakim elçiniz Efes Peskobi yedinden name-i
hümâyûnumuz size vasıl olup safi dostluga müteallik i ‘âr olunan hususlar aslı ve
hakikisi ile mâlûm oldu un ve esas-ı muhabbet ve vedadın istihkamı babında envâ‘-ı
sa‘y u ihtimâmda dakika fevt olunmayıp erait-i ahd u misakın riayeti hususunda
ziyade ihtimâm olundu un ve donanma tehirine ba’is vilayetiniz içinde bazı dü man
peyda olup Roçle nam kal‘aya u up ale'l-kifale zabt etme in yine feth u teshîrine
asker irsâl olundu undandır ve cezayir garb caniblerinde bazı eyhü’l-arapların
i vasıyla spanya kralı ve Portekil kralı ile ittifâk vilayet-i cezayire kasd-ı mazarrat
eyledikleri haberi istimâ‘ olundukda Marsilya be lerbe isi tarafından vilayet-i
cezayir be lerbe isine bu bâbda haber verüp bu vak‘adan habir u âgâh eyledü ünü
109

ve ol canibde olan müdeccil ta’ifesin ve … anda olan elçinüz i‘lâm eyledi ünü ve
Erdel voyvodası ol tarafdan kız almak hususun ve yüce asıtanemizde risalet
hizmetinde duran müstakim ve müdebbir ve muteber âdeminiz her ne takrir ederse
kendü sözümüz gibi itimad u itikad oluna diyü i ‘âr olunup dahi her ne e tafsil ü
beyan olunmu ise ve mezkûr elçiniz dahi her ne demi ise bi't-tamâm pâye-i serîr-i
sa‘âdet-masîr-i husrevânemize arz u takrir olunup ale’s-sebebü’l-fasl ilm-i serîf-i
âlem- umul padi ahanemiz muhît u âmil olmu dur imdi asıtane-i devlet mabımız
canibine sadakat u ihlâs üzere izhar-ı muvalaat u musafat edenler hususunda enva-i
inayet-i bi-gâyetim mebzul u masruf olmak emiye-yi(?) kerime-yi cihandarı
adethane-i hasene-i ehriyari eyle olsa vilayet-i Erdel memalik-i mahrusemizdendir
voyvodası ve içinde olan askerleri ve sâir reâyâ ve berâyâsı istikamet ü ubûdiyet üzre
ale’t-devam kenef-i himayet-i hüsrevanemde âsûde-hâl olagelmi tir mezkûr
voyvodanın ol babda muradı vuku u mukarrer ise icazet-i hümâyûnumuz ihsan
olunmak caiz olurdu lakin ol ta’ife kız almak murad idündüklerinde girü kendü
içlerinden olagelmek kaide-i mukarrereleri olma ın ol babda rızaları oldu u mâlûm
olmu tur gerektir ki name-i hümâyûn devlet-i makrunumuz vusûl buldukda
mabeynde müvekked u mü eyyed olan dostluk muktezâsınca ebvab-ı muraselat-
me kuk tutulup vâkı‘ olan ahbar-ı müvalat u müsafat i‘lâm u i ‘ardan hâli olunmaya
ki bais-i tecdid bünyan-ı muhalesat u sebeb ahde temhid-i esas müsadifet oldu una
i tibah yoktur.

[52] Hüküm 109

Kethudâsına verildi. Fi 17 Safer

Van be lerbe isine ve Van kâdîsına hüküm ki sen ki Van kâdîsısın Dergâh-ı
Mu‘allâ’ma mektup gönderip mukaddemâ Van kal‘ası binasına gelmedi diyü emir ile
habs olunan Ürkmez dört yıldan beri habs olup ehl ü iyali kemal-i müzâyaka üzeredir
diyü bildirmi sin mezid-i merhametten ıtlâk olunmasın emr idüp buyurdum ki
mezbûr gayrı günah içün habs olunmu de il ise habsden ıtlâk eyleyesin.

[53] Hüküm 110


110

Diyarbekr be lerbe isine hüküm ki hâlâ Sincar kâdîsı mektup gönderip Sincar
sanca ında Yerye semtlerinde be yüz mikdârı mezralar kadimi hâli ve harabe ve
hâric ez-defter kimesnenin yazulu ve niza‘lusu olmayup ve mal-ı mirîye dahi ol
vechile ta‘allük olmayıp kadimi harabeler olup ve hırsız ve haramileri ziyade olup
kırk nefer mikdârı kimesne cem‘ olmayınca içün ol mevazıdan geçme e kadir
olmayıp defe‘atle ol mahallerde telef-i nüfûs ve gâret-i emvâl olmu tur ebna-i sebil
ol mahallerden geçmekte küllî ızdırap çekmekle ol mezâri‘ mâmûr ve âbâdân olmak
her vecihle lâzım u mühim olma ın Zilan ta’ifesinden Çelebi ve Yakup nam
kimesneler yarar a iretleri ahalisiyle bervech-i tîmâr kendilerine tevzî‘ olunmasın
talep idüp ve zikrolunan harabeleri mâmûr etme e mülzim olmu tur diyü bildirmi
imdi zikrolunan harabeleri vech-i me rûhh üzre bervech-i tîmâr tevzî‘ olunmasın
sâbıkâ Diyarbekr be lerbe isi olan Hüseyin -dâme ikbâluhû- dahi arz eyledikde
tevzî‘ ferman olunmu tu buyurdum ki vusûl buldukda bu bâbda mukayyed olup
göresin arz olunan mezâri‘ mahûf u muhâta ve ihyâsı lâzım mahalde olup
kimesnenin yazulu ve defterlü ve berâtlu mezâri‘den olmayıp hâric ez-defter mezâri‘
ise âhar yerde tîmâr olmamak artıyla arz olundu u gibi mâmûr ve âbâdân etmek
artıyla zikrolunan mezâri‘ enletmek ve mâmûr ve âbâdân etme e kadir olanlara
tevzî‘ idüp terekelerin viresin.

[53] Hüküm 111

Bosna be ine hüküm ki mektup gönderip livâ’-i Kilis sâbıkâ emir ile Le in
kal‘asında dökülen [top] kal‘a-i mezbûre varo unda olup ziyade yüksek ve sarp yerde
olma la anda el de mek mümkin olmayıp ve ba kal‘ada olan neferan olup içinde
der-mahzen olan barutu hıfz itmek içün müstakil nefer ve a a ta’yîn olunmasın
bildirmi sin imdi müstakil a a olmaz buyurdum ki vusûl buldukda zikrolunan topları
ve barutu âhar kal‘aya koyup ve sen dahi üç yüz nefer sipahi alaybe i ile Kilis
serhaddine gönderip muhafazada olup amma sulh u salaha muhalif i olmaktan
ziyade hazer eyleyesin.

[54] Hüküm 112


111

Diyarbekr be lerbe ine hüküm ki bundan akdem Diyarbekr be lerbe isi olan
Hüseyin -dâme ikbâluhû-nun âdemleri mü arunileyh ile Mısır’a müteveccih
olduklarında mutasarrıf oldukları gedüklerin bazı Tat ve yerli ta’ifesine satıp emr ile
memnû‘ olan tevaif-i bölü e dahil oldu u istimâ‘ olundu imdi be lerbe iler kendi
âdemlerine gedük tasarruf ettirdiklerine asla rıza-i erifim yoktur buyurdum ki vusûl
buldukda bu hususda gere i gibi mukayyed olup göresin fi'l-vâkı‘ mü arunileyh
ta’ifesi gedükleri Tat ve yerli ta’ifeye bildirmi ler ise anun gibi Tat ve yerli Etrak
ta’ifesin ref‘ idüp gedüklerin Rumlu yarar ve tüvana ve sipahilik tavrında … eyi
emirli olan yi itlere tevcih edip emrime muhalif yerlü ta’ifesine ve Arabi ve Tat
makûlesi bölükte olmaktan hazer idesin ve be lerbe i ve sancakbe i âdemleri
bölükde olma la rıza-i erifim olmayup dirlikleri kendü yanlarından olmak münasip
olma ın bu bâbda ol canibin be lerbe lerine ve defterdarlarına def‘atle ahkam
gönderilmi tir sen dahi mukayyed olup be lerin kendü hizmetinde olanlara gedük
tasarruf ettirmeyip ve kendi âdemlerine dahi tasarruf ettirmeyip mahlül dü en
gedükleri daima anda yat u yara la hizmete mevcud duracak eyi emirli Rum
yi itlerine viresin ve mir-i mü arunileyh tebdil oldukda feragat tarikiyle kaç nefere
gedük kayd olunmu lar feragat idenler ve gedügü alanlar ne makûle kimesnelerdir ve
mü arunileyh âdemlerinden kaç nefer feragat etmi tir isimleri ile mufassal ve me ruh
defter edip mühürleyip Dergâh-ı Mu‘allâ’ma gönderesin.

[54] Hüküm 113

Sâni kethudâya verildi. Fi 13 Muharrem

Rumeli be lerbe ine hüküm ki Köstendil be i ve Ilıca kâdîsı mektup gönderip nefs-i
Ilıca’da sefer-i hümâyûn için emr-i erif gelip tenbih olundukda Köstendil
sipahilerinden altı bin akçe tîmârı olan skender dellalı er‘e muhalif etm edip bir
kâ ıdı eline alıp sagırdırsın diyü dö mek kasd edip emr-i erife tahfif edip ve evi
halkı iyi halde olma ın kapusuna hakaret olunup ve yalnız benim(?) kapuda olmasın
diyü livâ’-i mezbûrda üç bin akçe tîmâra mutasarrıf olan Mehmed o lu Mustafa nam
sipahiyi ta’lim edip ehl-i ırz Müslümanlardan elli altmı nefer kimesnelerin
kapularına hakaret ettirip ve mezkûr skender ve Mustafa eyi kimesnelerdir ve er‘-i
erife davet olunup gelmediklerinde mu‘temedün-aleyhim Müslümanlar haber
112

virdüklerin bildirmi ler imdi mezbûr sipahilerin tîmârları âhara virilmek emr idüp
buyurdum ki vusûl buldukda mezbûrların tîmârların alıp âhara tevcih eyleyesin.

Bir sûreti

Köstendil sipahilerinden Yusuf o lu Mehmed nam kimesneye verildi. Fi 11


Muharrem

Köstendil be ine ve Ilıca kâdîsına mektup gönderip ilââhir arz etmi sin imdi
mezbûrların tîmârları alınmı tır buyurdum ki vusûl buldukda mezbûrlara mecâl
vermeyip ele getürüp habs eyleyip Südde-i sa‘âdet’e arz eyleyesin.

[55] Hüküm 114

Divânda gönüllülerden Durak’a verildi. Fi selh-i zilhicce

Çirmen be ine ve Za ara-i Atik kâdîsına hüküm ki sen ki kâdîsın mektup gönderip
Za ara-i Atik kazâsından derya seferi içün yazılan gönüllülerden Kara Mustafa ve
Iraz Hasan ve Hacı Memi ve Hasan ve Mehmed ve Karadivâne ve Mahmud ve
sâirleri dahi fesâd üzre olup bazı kurâ ahalisinin cebren koyunların ve akçelerin alıp
ve hırsuz takımı olup Evren çavu hin-i tefti de zindanda habs etdürdü ü sa Bali
nam kimesneyi ale’t-tenbih süba ı bize göndersin zindanı basaruz diyüp sâir hırsız
ıtlâkı havkından süba ı mezbûr öteye gönderip habs ettikde mezbûrlar alat-ı harb ile
evini basıp mezbûr sa Bali nam hırsızı aldıklarından gayrı nice esbabı gâret edip ve
Tıraz Sinan halkından nicesin esbabını alıp teaddî ettiklerin bildirmi sin buyurdum ki
vusûl buldukda mezbûrları ihzâr edip gaybet ederlerse kefillerine ve turak ve
yataklarına ve bi'l-cümle er‘ ile buldurması lâzım olanlara buldurup getürdüp dahi
mezbûrlardan hak talep edenlerle beraber edip ahvâllerin hak üzre tefti edip göresin
üzerlerine sâbit u zâhir olan hukuku bi-kusûr ashabına alıverdikden sonra kimi ne
alıvirildi ün ve ne makûle fesâd ü enâ‘atleri sabit u zâhir oldu un mufassal sicil
edip dahi mezbûrları kayd u bend ile sûret-i sicilleri ile Dergâh-ı Mu‘allâ’ma
gönderesin ki küre e ko ula tamam ihtimâm edip hakk-ı sarîha tâbi‘ olup ehl-i fesâd
113

olanlarına ruhsat ve himayet ve kendü hallerinde olanlara bu bahane yapı ılup teaddî
olmaktan hazer eyleyesin.

[55] Hüküm 115

Mektup getirene verildi. Fi 15 Safer

Hersek be i Hasan Pa aya hüküm ki mektup gönderip Nova a alarından olan Resul
kaptanlı a olmak ve anda gemiler durmak lâzım oldu un bildirmi sin imdi anda
gemi ve kayık durmak münasip de ildir buyurdum ki vusûl buldukda muhafazada
basiret üzre olup zinhar anda gemi ve kayık yaptırmayasın. ,

[56] Hüküm 116

Yemen be lerbe isinin kethudâsına verildi. Fi 15 safer sene 981

Mısır be lerbe isine ve defterdarına hüküm ki hâlâ Yemen be lerbe isi olan Behram
mektup gönderip Mutahhar bed-ahter mürd olup yirmiden ziyade nahalef evladı kalıp
fesâdda müttefik u müttehid olup bi'l-cümle dima ları fesâd üzre olup ve bazı kabail-
i mü aihin yarar rehinlerin alıp ve yarakdan mümkin olanın dahi cem‘ idüp hıfz edip
ve kulun mevacibleri edâsında küllî müzâyakası olup andan cem‘ olunan maldan
gayrı nöbetçi kulların mevacibleri ve ümerâ’ salyanesi Mısır’dan gelmek lâzım
oldu un ve her yıl Yemen’e yüz yirmi bin mikdârı altun gelecek iken bir yıl on bir
ayda doksan bin altun gönderilmi dir her sene zikrolunan mikdârı altun
gönderilmesse kul ta’ifesinin … mecâli olmaz diyü bildirmi sin imdi ol canibin
tadarik-i mühimmatı din u devletdendir buyurdum ki vusûl buldukda daima ol
müzâyaka çektirmeyip ihmâliniz sebebi ile ırz u namus saltanata mugâyir vaz‘
südurundan hazer idesin ve mevacip içün ne tarihde ve ne mikdârda akçe
gönderildi in arz edesin ve daima ol tarafı tetebbu‘ idüp vakıf oldu un ahbar-ı
sahihayı i‘lâmdan hâli olmayasın.
114

[56] Hüküm 117

Bu dahi.

Yemen be lerbe sine hüküm ki hâlâ Dergâh-ı Mu‘allâ’ma mektup gönderip


Mutahhar bed-ahter mürd olup yirmiden ziyade na-halef o ulları kalıp dima ları el-
ân fesâdda olup fesâd ü enâ‘ate cümlesi müttefik u müttehid olma ın memleket ü
vilayetin hıfz u hırâseti ümerâ‘ ve ke afa muhkem tenbih olunup kabail-i
me ayihine istihkaklarına göre hil’atlar virilüp istimalet olunup yarar rehinler alınıp
vilayetde olan yat u yarakdan mümkin olanı alınıp kal‘alarda konulup lakin hazineye
kıllet üzre olup ol diyarda cem‘ ü tahsil olunan maldan gayrı nöbetci kulluk mevacibi
ve ümerâ’nın mevacibi ve ümerâ’nın salyanesi için her yıl Mısır’dan yüz yirmi bin
mikdârı altun gelecek iken bir yıl on bir ayda doksan bin altun gönderilme in bu
bâbda küllî müzâyaka çekildi in bildirip … vilayetler kılâ‘ı ile feth olundu un
bildirmi sin bu bâbda dahi her ne demi isen mufassal mâlûm olmu tur imdi arz
olundu u üzre kul mevacibi için hazineye irsâl oluna diyü Mısır be lerbe isine ve
defterdarına müvekked hüküm gönderilmi tir buyurdum ki vusûl buldukda
mü arunileyhima ile sen dahi haberle ip hazine talep edip e er hazine ve a er
nöbetçi ve e er kuldur vaktinde ve mevsiminde talep edip gönderdip ve mezbûr
Mutahhar bed-ahter mürd olmu tur diyü gaflet üzre bulunmayıp ve ahâli-î vilâyeti ve
reâyâyı bir hususda taciz u tasyik etmeyip ümerâ’ ve ke af ile ve sâir kul ta’ifesiyle
yek dil ve yek cihet olup e er hüsn-i istimalet ve mededledir ve e er lâzım oldukça
tahvifu tehdid ile bi'l-cümle ol vilayetin zabt u hıfz u hırâsetde daima rey-i sâbit ve
fikr-i sabık zuhura getürüp ve kul ta’ifesi perakende ve bir yara sız olma ı seza
görmeyip yat u yaraklar ile leyl ü neharda hazır u müheyya olmalarında hüsn-i tedbir
u tedârük ile mukayyed olup e er malın tevfîr ü teksîrinde ve e er kulun ve reâyâ ve
berâyâ ve memleket nizam u intizamın ve e er a‘da-yı liyamın ma‘lup u
inhizamlarında daima mukayyed olup gaflet ve sû-i tedbir ile bir mahale zarar u
gazend iri tirmemekte enva-i ihtimâmın mevcuda getüresin ve lâzımü’l-arz olan
ahvâl u ahbarı ale't-tevâlî Südde-i sa‘âdet’üme ve Mısır be lerbe ine i‘lâmdan hâli
olmayasın ki lavazım-ı mühimmat lâzım oldukça vakti ile tedârük ve irsâlde dakika
fevt olunmaya.

[57] Hüküm 118


115

Divânda kethudâsına verildi. Fi 15 Safer. Kethudâsına altun(?) verilmedi.

Erzurum be lerbe ine hüküm ki Erzurum serhaddinde ta‘mîr bina olunan Hasan
kal‘asının ve hisar peçesinin hendekleri ve binası zürrâ‘ ile ümerâ’ya ta‘yîn olunup
Erzurum ümerâ’sından bazıları kendi hisselerin bina edip amma av at be i
Mehmed mecid ta‘allül içün sanca ım sengistandır reâyâ müzâyaka üzeredir diyü arz
edip ve Kigi ile dahi reâyâm ancak Kigi kal‘asının tophanesi ta‘mîrine kifâyet eder
diyü arz etme in sancaklarından ol hizmete reâyâ sürülmeye diyü bu emr-i erife
getirülme in anların hisseleri henüz bina olunmayıp amma sâir sancakların reâyâsı
avarız ve kürekçi hizmetin dahi görmü ler iken hisselerin bina edip anda kürekçi ve
avarız tekâlif olunmamı iken dahi hisseleri binasında ta‘allül edip Pertek ve
Sa man(?) be leri dahi kezalik kendi hisselerine mukayyet olmu lar iken niye rücû‘
edip kal‘a-i mezbûre ta‘mîri mühimmat-ı din ü devletden iken henüz binası itmama
eri medi i i‘lâm olundu imdi kal‘a-i mezbûre binası gayet mühimmatdandır
buyurdum ki vusûl buldukda bi’t-tevkif zikrolunan be lere ve sâir ol bina da hissesi
olan ümerâ’ya çavu lar gönderip ale’t-ta‘cîl götürdüp sâir be ler gibi hisselerin bina
ettirip ale’t-ta‘cîl itmama eri tiresin bina mevsimi geçmeden öyle ki kal‘a-i mezbûr
binası gere i gibi itmama eri tirilmeyip ihmâl ü tekâsül edenler azl olunmaları
mukarrerdir sanca ımız reâyâsı ol binaya sürülmemek içün emr-i erif getirerek
didi ine asla amel etmeyip bu emr-i erifimin sûretin mezbûra gönderip muhkem
tenbih eyleyesin öyle ki bu def‘a ihmâl edip hisseleri binasın tehir korlarsa arz
edesin ki azl olunup sancakları âhara verile.

[58] Hüküm 119

Murad nam yeniçeriye verildi. Fi 17 Safer

Drama ve Zihne kâdîlarına hüküm ki bundan akdem Dergâh-ı Mu‘allâ’m


yeniçerilerinden Kurd nam yeniçeri Zihne kâdîsından Koçi ve karında ı Ali ve lyas
o lu di er Ali ve yeniçeri Burhan ve Ali kethudâ ve di er Ali nam sipahi Kurdme na
nam karyede katl edip ziyade ehl-i fesâd u enâ‘at oldukları istimâ‘ olunup ele
gelmeleri her vechle lâzım u lâ-büdd olma ın buyurdum ki maktûl-ı mezbûrun oda
ba ısı olan Dergâh-ı Mu‘allâ’m yeniçerilerinden Murad vardukda gere i gibi bîzzât
mukayyet olup mezkûr ehl-i fesâdları ele getürüp gaybet edenleri yataklarına ve
116

duraklarına bi'l-cümle er‘ ile buldurması lâzım olanlara buldurup dahi onat vech ile
hak üzre dikkat u ihtimâm ile tefti edip göresin arz olundu u gibi olup fesâd ü
enâ‘atleri ve mezburu katleyledikleri bi-hasebi' - er‘ı' - erîf sâbit u zâhir oldukdan
sonra ehl-i fesâd sipahi ta’ifesinden olup muhtac-ı arz ise muhkem habs edip dahi
ismi ve resmi ile yazup arz edesin de il ise ol babda öyle ki muktezâsı er‘i erifdir
anunla amel eyleyip ehl-i fesâdın gere i gibi er‘ ile hakkından gelip hilaf-ı er‘-i
kavim kimesneye i ettirmeyesin mezbûru telbisden ve uhûd-ı zûrdan hazer edip
kaziye de bed-fi‘âl olmayanı dahl ettirmeyip tamam hakk-ı sarîhaya tâbi‘ olasın.

[58] Hüküm 120

A riboz sanca ında olan kâdîlara ve Fener kâdîsına hüküm ki Dergâh-ı Mu‘allâ’m
çavu larından A riboz mukata … havale olan pîr Mehmed çavu Südde-i
sa‘âdet’üme gelip hariç reâyâdan havâss-ı hümâyûn topra ına gelip on yıldan ziyade
sakin olup vilayete katip gelip kanun üzre ettiklerini raiyyet kayd etmeyip girü
raiyyet sahibine kayd etme in sipahiler gelip raiyyetimizdir diyü rüsum-ı
raiyyetlerine dahl ettiklerini bildirme in buyurdum ki hükm-i erifim vardukda
göresin öyle ki hariç reâyâdan havâss-ı hümâyûn topra ına gelüp on yıldan ziyade
sakin olup hin-i tahrirde vilayet katibi kanun … itdürdü ü yere yazmayıp hilaf-ı
kanun geri raiyyet sahibine yazmı ise makbul de ildir anun gibi hariç reâyâdan
gelip on yıldan ziyade havâss-ı hümâyûnum topra ında sakin olan reâyânın rüsum-ı
raiyyetleri geri havâss-ı hümâyûn içinde aldırman hilaf-ı er‘ ve kanun i
ettirmeyesin.

Bir sûreti

Yanya ve Karlı li ve nebahtı sanca ında olan kâdîlara yazıldı nazır olan di er
Mustafa’ya verildi.

[59] Hüküm 121

Sahibine verildi.
117

Kastamonu be ine ve Küre ve … kâdîlarına hüküm ki hâlâ kazâ-i Sinop halkı


Dergâh-ı Mu‘allâ’ma âdem gönderip bundan akdem Samsun iskelesinde binası
ferman olunan gemilere lâzım olan direkler ve seren a açları kazâ-i mezbûr halkına
emr olunup vilayet halkı dahi altmı dört bin akçe cem‘ edip hâlâ Sinop kâdîsı olan
Mevlâna Emir ah ve naibi Mahmud mebla -ı mezbûru reâyâdan alıp yirmi be bin
akçe harç ile zikrolunan direkleri ve seren a açların hasıl olup baki akçe kâdî ile
naibi ekl etmi lerdir diyü arz etme in buyurdum ki varduklarında ihzâr-ı husamâ
kılup bermûceb-i er‘-i erif onat vechile hak üzre te ti edip göresiz fi'l-vâkı‘ emr-i
erif mûcebince kazâ-i mezbûr halkı zikrolunan direkler ve seren a açları için altmı
dört bin akçe cem‘ idüp mezkûran kâdî ile ve naibine teslim edip anlar dahi yirmi be
bin akçesiyle ettirip baki akçe kendüler ekl etmi ler ise ki sâbit u zâhir ola ta‘allül ve
nizâ‘ ettirmeyip ekl ettikleri mübakiye mü arunileyhimadan alıp vilayet halkı
ittifakları bir emin ve mu‘temedün-aleyh kimesnede emanet koyup anun gibi bir
avarız ve nüzul ve kürekçi vâkı‘ oldukda anlara salınmayıp ana sarf oluna husus-ı
mezbûr mahalli ihtimâmdır tamam mukayyet olup hiçbir canibe meyl ü muhâbâ
itmeyüp hakk-ı sarîha tâbi‘ olasın ve mezbûrlardan ne mikdâr nesne ekl idüp ve ne
mikdâr mebla tahsil olunup ve ne vechile tedârük olunmu tur yazıp arz eyleyesin ve
arz eylediler ki bundan akdem nefs-i Sinop da yapılan mirî maveneye lâzım olan harç
için mirî canibinden mezbûr naibe yetmi sekiz bin akçe teslim olunup dahi Sinop
halkına mezbûr naib gemiyi yaptırıp e er neccardır ve e er sâir gemiye lâzım olan
kerestelerden akçesin sahiplerine mezbûr naib tamam virmeyüp zulm u hayf etmi
anı dahi göresin fi'l-vâkı‘ zikrolunan gemi mühimmatı için mezbûr naib yedinden
yetmi sekiz bin akçe teslim olunup mezbûr dahi vilayet halkından gemi yaptırıp
neccarsız ve kereste sahiplerine hakların tamam vermeyip kendi ekl etmi ise sâbit u
zâhir ola ta‘allül ve nizâ‘ ettirmeyip hukuka müttevec olan hakların alıveresin ve
kaziye her neye müncer olursa yazıp arz eyleyesin.

[60] Hüküm 122

Kethudâsına verildi. Fi 23 Muharrem

Anadolu be lerbe isine ve uhut kâdîsına hüküm ki sen ki kâdîsın mektup gönderip
kazâ-i mezbûra tabi Hallaç nam karyeden ehl-i fesâd namın olan Burhan bin Yusuf
ve Celal bin brahim ve Alem ah ve Yahya bin Ferhad nam kimesnelerin ahvâli
118

görülmek ferman olundukda gaybet edip ihsarları mümkün olmayıp ahâli-î vilâyetten
cem-i gafir mezkûrlar için ehl-i fesâd u harami enâ‘atdür diyü haber verip ve Beram
bin Atıfullah nam kimesneyi mezbûr Alem eh ve Osman katl etmi tir diyü sicil
olundu un bildirdi in ecilden buyurdum ki vusûl buldukda mezkûrları ihzâr edip
gaybet edecek olurlar ise er‘ ile buldurması lâzım olanlara buldurup göndertirip bir
def‘a er‘ ile fasl olunmu olmayıp ve on be yıl terk olunmayan hususların da
bermûceb-i er‘-i kavim te ti edip göresin kâdîya arz olundu u gibi olup
mezkûrların ehl-i fesâd oldukları mezbûran Alem ah ve Osman âdem katl ettikleri
er‘ ile sâbit u zâhir oldukdan sonra katil sipahi ise habs edip arz eyleyesin de ilse ol
babda muktezâ-yı er‘ her nice ise icra edip muhtac-ı arz olanı yazıp arz eyleyesin.

[60] Hüküm 123

Kapudan kethudâsına verildi. Fi 14 Muharrem

Kocaeli be ine hüküm ki mektup gönderip livâ’-i mezbûr sipahileri derya seferine
emr olup sancak hıfzı için yirmi otuz nefer sipahi alıkonula geldi in bildirmi sin
livâ’-i mezbûr hıfzı için be nefer sipahi alıkonmayasın emr idüp buyurdum ki
varıcak sanca ın sipahilerin gayet pîr olup sefere iktidarı olmayanlardan emrim üzere
be neferin alıkoyup sanca ında mahûf u muhâtara olan mahalleri görüp gözedip hıfz
u hırâset ettiresin amma bu bahane ile pîr olmayıp sefere iktidarı olanlar himayet
olunmakla alıkoymaktan hazer eyleyesin ve emrim üzre alıkoydu un sipahilerin
isimleri ve tîmârların yazıp defter edip südde-i sa‘âdet’e gönderesin.

[60] Hüküm 124

noz kâdîsına hüküm ki bundan akdem ihrâc ve irsâli ferman olunan kürekçilerden
on üç nefer kürekçiden be neferini teslim eyleyip ma’dâsını tuzculardır diyü
119

akçaların aldı ın i‘lâm olundu imdi Südde-i sa‘âdet’üme gelmen lâzım olma ın
buyurdum ki vusûl buldukda gelip cevap veresin.

[61] Hüküm 125

Çavu lar kethudâsına verildi. Fi 23 Muharrem

Karaferye kazasından Malkara’ya varınca yolda vâkı‘ olan kâdîlara hüküm ki sâbıkâ
çavu lar kethudâsı olup Rumeli müteferrika ba ısı olan Pîri’nin o lu olup Rumeli
çavu larından olan Evren Karaferyeden babası ze‘ametinden gelirken yolda be yüz
altın ile iki nefer hizmetkarı ve üç res atı ile gayıp olup bu ortalıkta katl olundu u
i‘lâm olma ın buyurdum ki vusûl buldukda mezbûra Karaferye’den Malkara’ya
gelince menzil nihayet buldu u mahale gelince Karaferye’den … asıl karyeye konup
andan nereye nihayet bulup kangı karyede de nabdid olmu tur sahih hizmetkarı ile
mezbûr katl olunup cesetleri bulunmu ise karye içinde mi katl olundu yosa yolunda
mı katl olundu ne mahalde katl olunmu tur kangı karyelere karibdir nicedir tamam
mâlûm edindikten sonra ol yerlerin ehl-i fesâd u enâ‘atden bulunanları töhmet
sâbıkâları müseccil olanları ahz edip mezbûru kimler katl eyleyip esbab ve davarın
kimler almı tır er‘ ile onat vechile hak üzre tefti eyleyip göresin kâdîya arz
olundu u gibi olup sahih katl olunmu lar ise katil sipahi ise habs edip arz eyeleyesin
de il ise alınan esbab ve davarları ve akçesi er‘ ile müttevec olanlardan alıverdikten
sonra er‘ ile lâzım geleni icra edip yerine koyup er‘-i erife muhalif kimesneye i
ettirmeyesin amma bu bâbda tamam hak üzre olup bu bahane ile kendi halinde
bulunanlara dahl olunmaktan ve kaziyyede müdahil olmayanları dahl ettirmekten
hazer edip celle hakk’dan udûl ve ithaf etmekten ziyade ihtiyat edesin.

[61] Hüküm 126

Prakin kâdîsına hüküm ki bundan akdem memleket muhafazası için ta‘yîn olunan
otuz nefer martolosun bazı mürd ve bazı pîr olup hizmete kadir olmadıkları arz
olundukda anun gibilerin yerlerine martoloslar a ası olan kıdvet-ül-emasil ve’l-akran
zaim Mustafa -zide kadruhû- müba eretiyle ve o ullarından ve karında larından
hizmete kadir yarar martoloslar yazıp takmil eyeleyesin diyü emrim olmu tu haliya
120

südde-i sa‘âdet’ime mühürlü defter gönderip zikrolunan martoloslardan pîr ve mürd


ve mecrûh olanların yerlerine o ullarından ve gayrıdan tekmil eyledi ün bildirdi in
ecilden buyurdum ki mecdul yazdı ın martoloslara muhkem tenbih eyleyesin ki
mü arunileyh Mustafa vech-i münasip gördü ü üzre memleket muhafazasında olup
ehl-i fesâddan kimesnenin malına ve canına zarar u gazend iri mekten ziyade hazer
edeler.

[62] Hüküm 127

Teke ili sanca ında vâkı‘ olan kâdîlara hüküm ki haliya livâ’-i mezbûr be i mektup
gönderip mûmâileyh sefer-i hümâyûnda olma la vilayet zabtında olan âdemleri
sebebiyle bazı ehl-i müzevvir-i(?) e kıyâ Südde-i sa‘âdet’üme gelip mûmâileyhden
ikâyet etme in umuma tefti buyrulup ve hâlâ livâ’-i mezbûrun defterde ta‘yîn
olunan yetmi bin akçe bâd-ı hevasından ve sâir cürm ü cinayetten bi-hasebi’ - er‘
ve’l-kanûn salb u siyasete ve kat’-i uzuva ve sâir siyasete istihkakı olmayan
mücrimlerin alınan cerimelerin temessüklerine itibar olunmayıp geri
mü arunileyhden alındı ın arz etme in buyurdum ki göresin anun gibi mûmâileyhin
anda er‘i temessükleri olup kanun üzre aldı ı bâd-ı heva ve cerime ve nısf bâd-ı
heva sipahiyan her ne ise hin-i tefti te anda olan er‘i temessüklerine itibar
olunmayıp alınmı ise geri alıverip anda olan er‘i temessüklerine amel eyleyesin.

[62] Hüküm 128

Sofya ve Berkofça ve Przenik(?) kâdîlarına hüküm ki bundan akdem taht-ı kazânıza


bir iki yüz bin akçe ile gelen kallabı ele getirmek için Sofya voyvodasına hüküm
verilmi idi hâlâ mezbûr taht-ı kazânıza firar edip bazı sipahinin havlülerine girip
iltica etmekle ele girmedü ün mü arunileyh voyvoda südde-i sa‘âdet’e i‘lâm
eyleme in buyurdum ki vusûl buldukda her biriniz bu bâbda mukayyet olup
mü arunileyh voyvodaya mu‘âvenet edip mezkûr kallabı sâbıkâ gönderilen hükm-i
hümâyûnum mûcebince voyvodaya ele getürdüp mukayyet u mahbus Südde-i
sa‘âdet’üme gönderesin ehl-i fesâda muin olan sipahileri isim ve resimleri ile yazıp
arz eyleyesin ki dirlikleri alına.
121

62] Hüküm 129

ehrköy(?) kâdîsına hüküm ki bundan akdem Sofya da bir iki yüz bin akçe ile bir
kallab gelip ele getirilmesi için Sofya voyvodasına hüküm gönderilmi iken taht-ı
kazâna varup anda bazı sipahilerin evlerine ve havalilerine girip iltica eyledi i i‘lâm
olunma ın buyurdum ki vusûl buldukda mezbûr anun gibi taht-ı kazâna gelirse mecâl
vermeyip ele getirip emr-i sabıkım mûcebince mü arunileyh voyvoda ile Südde-i
sa‘âdet’üme gönderesin anun gibi sipahilerden ehl-i fesâda muin olur kimesne var ise
isim ve resimleriyle yazıp arz eyleyesin ki dirlikleri alınıp âhara verile.

[63] Hüküm 130

Divanda kal‘a-i mezbur mimarına verildi. (M)ezbur

Vezir Piyale Pa a’ya hüküm ki bundan akdem Anavarin kal‘ası liman içinde vech-i
münâsib oldu u mahalde bina olunmak içün lazım olan mühimmatı tedarik
olunma a emrim olmu idi hala kal‘a-i mezbûre bina olunmak mühimatdan olma ın
hassa mi‘mârlarımdan Kara aban mi‘mâr tayin olunup irsâl olunmu tur buyurdum
ki vusul buldukda in âa’llâhü’l-eaz Donanma-i Hümâyûnumla ol canibe varmak
mesir oldukda ehl-i vukuf ayan-ı memleket ile mü avere edip vech görüldü ü üzere
yerin tayin edip dahi kulelerin ve mazgalların birbirine havale olmak münasip oldu u
üzere tarh ettirip metin ve hasin bina ettirmek babında envâ-ı mesâ‘î-i cemîlenüz
zuhûra getürüle ve kal‘a mühimmatı için mi‘mâr lazım olan keresteden kusuru
olanları tedarik ve ihzar ettirip müzayıka çektirmeyesin ve ne üslup üzre ihtiyar
olursa aslı ile resm ettirip resmin irsal eyleyesin.

[63] Hüküm 131

Piyale Pa a hazretlerine gönderildi. Fi 16 Safer

Vezir Piyale pa a hazretlerine hüküm ki hala Dergâh-ı Mu‘allâ’ma mektup gönderip


Avlonya kapudanı gönderdi i deli dahi gönderip … takriri ne ise malum olmu tur ve
bo az hisarlarında ve Geliboluda sipah ve askerden bir ferd bulunmadı stanbul’da
olan sipahdan bedel alınmayup gönderilmek lazım oldu un bildirmi sin hakkâ ki
122

stanbul’da ve tersanede hayli sipah bulunup gemilere niçin girmedi iniz diyü suvâl
olundukda biz vardu umuz gemiye yer yoktur asker dolmu tur diyü rûesa ve gayrılar
imdi cenkçiyi gemilere defter ile tevzi‘ edip anun gibi rüesâ gemide yer yoktur diyü
cevap verme e kadir olmak gerektir ve Biga ve Karasi sipahileri Bo azhisarlarında
girmek Saruhan ve Aydın sipahileri dahi Çe me’de gemilere girmek emr olunmu tur
Hamid-ili sipahilerinin dahi emr üzere bazıları Çe me’ye gidüp ve haylisi mahruse-i
stanbul’a gelmi tir gemilerde kifâyet mikdarı asker olmamak münasip de ildir
stanbul’da bulunan sipahilerden an-karib gönderilecek gemilerle irsal olunmak
üzeredir buyurdum ki vusul buldukda e er Bo azhisarı’nda ve e er Çe me’de
tevakkuf eyleyen sipahileri gemilere alıp bi-eyyi tarik-kân gemilere müstevfi asker
konulmadan tahavvülât etmeyesiz ve …için götürdülen firkatelere küffar canibinden
ne haber getürürlerse ilâmdan hâli olmayasız tersane-i amiremde kalan gemilerden
dahi donadılması mümkin oldu u mikdarı ankarib donadılıp mevcûd bulunan
sipahilerle ve askerle gönderilmek üzeredir e er kadırgalara ve e er mavnalara her
gemiye kaçarar nefer cenkci girmi tir ale’l-infirâd defter ettirip dahi bir suretin anda
yanlarında alıkoyup ve bir suretini Dergâh-ı Mu‘allâ'ma gönderesin ve her reise
tenbih eyleyesin defter olunan cenkçiyi salıvermeyesin defter olduktan sonra
cenkçiyi salıverip dahi gemide eksik âdem buluna ol makûle reisin hakkından
geldiresin.

[64] Hüküm 132

Kethüdası kâtibe verildi. Fi 18 Safer

Diyarbekr be lerbe ine hüküm ki hala Musul kadısı Dergâh-ı Mu‘allâ’ma mektup
gönderip Musul’da olan Desni(?) eyhlerinden eyh zzeddin nam yezidi ve o lu
eyh Birkan bed-mezhep olup bazı mühim mezhep olan ehl-i fesad üzerlerine cem‘
olup katl-i nüfus ve garet-i emvalden hâli olmayıp ve bazı zu‘ema ve erbab-ı tımarın
tımarlarına dahl edip müddeîleri talebiyle meclis-i er‘e davet olunduklarınca er‘-i
erife ve emr-i münîfe asla itâ‘at etmeyip bir bölük bed-mezhepdir hırsuzluk ve
haramilik ile geçinirler diye bildirmi imdi mediye hakimi cenâb-ı emâret-me’âb
eyalet nisâb rif’at-iktisâb Sultan Hüseyin be dâmet me’âlîyeh dahi bundan akdem
zikr olunan müfsidlerin bazıların ismi ile arz etme in mezburlar ve sair bed-mezhep
olup havaline(?) tabi olan ehl-i fesad her kanda ise …kaçarlar ise emân vermeyip ele
123

getirip muktezâ-i er‘-i kavim üzere haklarından gelesin diyü sabıka Diyarbekr
be lerbe isi olan Hüseyin dâmet me’âlîyeh ile mûmâileyh Sultan Hüseyin be ve
cezire hakimi Bedir be damet dâmet me’âlîhimaya müvekked ahkam gönderilmi di
ve taife-i mezbûrenin ba müfsidleri olanlar mü ârûnileyhimanın malumlarıdır
buyurdum ki vusul buldukda bu makûle memleket ve vilayete izlâl verir bed-mezhep
ve mülâhideye kat‘a emân ve mecâl vermeyip mü ârûnileyhima ile haberle ip dahi
mezburlar e er anların eyalet dahilindedir ve e er gayrı yerdedir her kanda ise hüsn-i
tedbir u tedarik ile mezkurları ele getirip bu babda mukaddema gönderile ahkâm-ı
erîfe mucibince haklarından gelip vücûd-ı hıyanet âlûdelerinden memleket ve
vilayet tathir ve zulm ü te‘addîlerinden re‘âyâ ve berâyâyı halas etme in enva-i
ihtimamın vücuda getiresin.

[64] Hüküm 133

Midillü be ine hüküm ki mektup gönderip Midillü sipahilerinin cebelüye kâdir


olanları cebelülerin verip kendüler bu yıl dahi alaybe leri bile cezire muhafazasında
kalmaların bildirmi sin imdi cezire-i mezbûre sipahilerin tımarları bin be yüzden
ziyade olanların tüfenkleri ile ve sair müretteb ü mükemmel yaraklarıylaDonanma-i
Hümâyûn gemilerine tayin edip tımarları bin be yüzden ekall olanları anda yalılar
muhafazasına tayin etmek emr idüp buyurdum ki vusul buldukda cezire-i mezbûre
sipahilerin vech-i me ruh üzere tayin edip yalılar muhafazasında kalanlara muhkem
tenbih eyleyesin ki leyl ü neharda muhafaza hizmetinde olup bir mahalle zarar u
ziyan eri tirmekten hazer edeler.

[65] Hüküm 134

Kethudâsına verildi. Fi 16 Muharrem

Midilli be ine ve kâdîsına hüküm ki sen ki Midüllü be isin mektup gönderip cezire-i
Midilli’nin bazı yerlerinde vakı‘ olan kal‘aları bekletügelmi iken hâlâ müstahfızların
bazı kal‘adan hariç yerlerde olma ın gere i gibi hıfz olunmayıp havfdan hâli
olunmadı ın arz eyledi in ecilden buyurdum ki vusûl buldukda zikrolunan kal‘alarda
hıfz u hırâseti lâzım olan yerleri muhkem beklettirip ve hisar-erenlerine dahi gere i
124

gibi tenbih ü tekid eyleyesin ki hisardan hariç yerlerde olmayıp hıfz u hırâset üzre
olalar öyle ki ba‘det-tenbih geri hisardan hariç yerde olup hizmetlerinde ihmâli
olanların âhara tevcih edip kendilerin yazıp arz eyleyesin cezire-i mezbûrenin hıfz u
hırâseti umur-ı mühimmatdandır bu bâbda gere i gibi ihtimâm edip dakika fevt
etmeyesin.

[65] Hüküm 135

Selanikten gelen Sami nam yahudiyü verildi. Fi 8 Muharrem

Selanik kâdîsına hüküm ki Selanik Yahudileri südde-i sa‘âdet’e arz-ı hâl sunup
bundan akdem Selanik kal‘ası ta‘mîri için cem‘ ü tahsili ferman olunan on yedi bin
filorinin edâsın ihtiyar eyleyip lakin mirî çûkaları vaktiyle iri tirmezler ise nezr
eyledikleri yirmi bin filorinin edâsına kudretleri olmayıp ale’l-husus keferenin nezr
caiz olmaz diyü ellerinde fetvâlarımız dahi vardır deyip istida-yı merhamet
eyledikleri ecilden çûka ta‘yîn olunan zamana yeti mezse ol kadar deyn ola dedikleri
makul-i erifim olmadı amma kal‘a nezr ile yapılmaz beriden bayur kal‘a ta‘mîri için
cem‘ ü tahsil olunmak emrim olan filoriyi kandan bulurlarsa buldurup muaccelen
kal‘a mühimmi için vermek lâzım olma ın buyurdum ki vusûl buldukda mezkûr
çûkayı vaktiyle yeti mez ise ol mikdar filori deyn ola didikleri husus için rencide
ettirmeyip amma kal‘anın tamirî mühimmatdan olma ın kal‘a mühimmi için taife-i
mezbureden cem‘ u tahsili ferman olunan filori emr-i sabıkım mûcebince kandan
bulurlarsa buldurup kal‘anın binasına lâzım oldukça sarf ettirip kal‘a binasın avk u
tehir ettirmeyesin.

Yevmü’s-sebt fi 20 safer’ül muzaffer sene 981

[66] Hüküm 136

Yeni çavu un o lu Hasan Hüseyin çavu a verildi. Fi 20 Safer

zvornik be ine hüküm ki ol caniblerde bina olunan gemiler Belgrad limanına


gönderilmek babında sana hükm-i erifim irsâl olmu idi imdi ol emr-i erifim
mukarrerdir buyurdum ki vusûl buldukda ol caniblerde bina olunan gemileri emrim
üzre Belgrad limanına henüz gönderilmedi ise ale’t-tacil itmama eri tirip müretteb ü
125

mükemmel Belgrad limanına gönderesin ve ne mikdâr gemi bina olunup ne zamanda


gönderüldü ün yazıp arz eyleyesin.

[66] Hüküm 137

Semendire be ine hüküm ki zvornik caniblerinde bina olunan gemiler Belgrad


limanında hıfz oluna diyü mukaddemâ emr-i erifim gönderilmi ti ol emr-i erifim
mukarrerdir zvornik be ine dahi bu bâbda emr-i erif gönderilmi tir buyurdum ki
zikrolunan gemiler sana vasıl oldukda emrim üzre Belgrad limanında hıfz ettirip ne
mikdâr gemi vasıl olup ne zamanda vasıl ve hıfz olundu un yazıp arz edesin ve
liman hafızlarına onat tenbih eyleyesin ki muhafazada basiret üzre olup gemilere
zarar eri tirmeli olmayalar.

[66] Hüküm 138

Bu dahi.

Pojega be ine hüküm ki gemiler binasından feragat olunup bina eyledi in gemileri
hıfz eyledi in arz olunmu imdi bina olunan gemilerin hıfzı mühimmatdandır
buyurdum ki vusûl buldukda bina olunan gemileri onat vechile hıfz ettiresin ve sefer-
i hümâyûn tehir olunma la un durmak mümkün olmayıp amelden kalmak
mukarrerdir un almayasın diyü mukaddemâ emr olunmu tu ol emrim mukarrerdir
una tevzi‘ eyledi in akçeyi alıp arpayı ayniyetle alıp cem‘ edip emr olundu u üzre
der-anbar ettirip asla bir vechile zarar ve noksan eri tirmeyesin bu bâbda sana maliye
tarafından dahi ahkâm-ı erifim gönderilmi tir ma nası ile amel edip ne mikdâr arpa
der-anbar etti in yazıp arz edesin.

[67] Hüküm 139

Bu dahi.
126

Göle be i Muharrem be e hüküm ki bundan akdem sana iki def‘a ahkâm-ı erife
gönderilip bu yıl sefer-i hümâyûn tehire konulup bina olunan gemileri vech-i
münasip gördü ün mahalde hıfz ettirp bir vechile zarar eri tirmeyesin ve arpa için
tevzî‘ olunan akçe bahasıyla arpayı alıp una mukayyed olmayasın diyü emrim olmu
idi ol emrim mukarrerdir buyurdum ki vusûl buldukda bina olunan gemileri ve köprü
tahtalarını sâir kerestesin vech-i münasip gördü ün mahallerde hıfz ettirp un için
reâyâya akçe verilmi ise akçeyi reâyâdan ayni ile alıp undan feragat edesin amma
arpa tutmaya mütehammildir arpayı sadır olan emrim üzere cem‘ edip dahi mahallü
malalinde der-anbar ettiresin mukaddemâ dahi sana bu bâbda emr-i erifim
gönderilip cem‘ eyledi in arpayı ne mahalde hıfz edece in mukaddemâ beyan
olunmu tur ol emr-i erifim ile amel olup ve der-anbar olunacak sancakta sancak
be ine mektubun gönderip der-anbar etmesine bîzzât mukayyet olalar diyü tenbih
eyleyesin gemilere ve arpaya ve sâir ihsar olunan mühimmat ve lavazıma asla bir
vechile zarar eri tirmeyip gere i gibi hıfz ettiresin ve anbarlarda kadimden kalmı
kasr arpa var ise bi’t-tevkif tebdil ettirip ve arpayı der-anbar etmeli oldu unda
anbarları mukaddemâ pak ettirip zahîreye zarar u gazend eri tirmeyesin gemiden ve
zehayirden ve köprü kerestesinden ne mikdâr nesne alınıp kayd olundu u ve ne
mahalde yerle tirildi i mufassal ve me ruh arz eyleyesin.

[67] Hüküm 140

Divân-ı Âli de kethudâsına verildi. Fi 21 Safer

Erzurum be lerbe isine hüküm ki Südde-i sadetime mektup gönderip Hasan kal‘ası
binasından av at ve Kigi sanca ı be leri gelip hisselerini yapmamı lardır diyü
bildirmi sin imdi mü arunileyhimanın üzerlerine âhar mirî mesalih vardır buyurdum
ki mûmâileyhimanın hisselerin sâir be lere tevzî‘ ve bina ettirip kal‘a-ı mezbûrenin
binasın istihkâm üzre eri tiresin.

[68] Hüküm 141

Bu dahi.

Hasan çavu a verildi. Fi 18 Safer


127

Pojega be ine ve Pojega kâdîsına hüküm ki livâ’-i Pojega’dan Kilis serhaddine


sürülen zehayir akçası reâyâya de meyip …oldu u i‘lâm olunma ın ol tarihte Kilis
be i olan Ferhad -dâme izzuhû-dan bu husus emrim ile sûal olundukta sizin
mektubunuzla zehair’i serhate götüren za‘im Eynehan zahîreyi bîzzât bey‘ edip
bu day üç kilesine altmı ar akçe ve arpa kilesine kırkar akçe verilip ve Bosna’dan
zahîre götüren reâyâya kira akçesi on sekiz akçe verilip andan mâ‘dâ bu day unu
kilesine kırk iki er akça ve arpa kilesine yirmi iki er akça verilip kimesnenin
üzerinde bir hisse kalmayıp mezbûr Eynehan kabz edip ve Ferhad çavu ihrâc etti i
zehair Bosna sanca ında Tarin nam kaziye de der-ambar olup henüz füruht
olunma ın ve siz mirî mü arunileyhe mektubunuz gönderip mekum Eynehan
müstakimdir zehair pahasın ana veresin diyü i ‘âr eyledü ünüzü bildirmi imdi
reâyânın hakkım kimesnede kaldı ına asla rıza-i erifim yoktur buyurdum ki vusûl
buldukda asla tevkif etmeyip merkum Eynehan’ı getirdip her haneden ne mikdâr
zahîre verilmi ise kilesine zikrolunan narh üzre sahiplarine akçelerin bi-kusûr
mezbûrdan alıverip asla bu bâbda inad ve muhalefat ettirmeyesin inad ederse yarar
âdemlerine ko up Bosna be ine gönderesin ki muvacehe olup olur olmaz özr ü
bahane ve adet ile reâyânın kimesnede hakkı kalmak ihtimali olmaya bu bâbda
tamam mukayyet olasız öyle ki reâyâya bi-kusûr hakları vasıl olmadı ı istimâ‘
oluna sizden bilinir ana göre mukayyet olup reyanın hakların alıvermeyince
olmayasın ve hızane-i amiremden ihrâc ve zehair için irsâl olunan akçeden ne sarf
olunup ve ne mikdâr kalmı tır sıhhati üzere yazıp arz eyleyesin.

[68] Hüküm 142

Divânda Mustafa çavu a verildi. Fi 29 Muharrem

Silivri kâdîsına hüküm ki taht-ı kazândan imdiyü de in ihrâc oluna gelen arabaları
kâdî bizzat yahud yarar naib ile göndermek adet-i kadim iken hâlâ ihmâl u mesahilin
sebebi ile hayli arabacı gaybet etmekle hizmet-i mirî muattal olmu tur bu bâbda
mukayyet olmu sundur buyurdum ki varıcak asla tehir ü tevkif etmeyip ol gaybet
eden arabacıları her kanda ise bulup dahi bi-kusûr geri muaccelen ihrâc edip bîzzât
kendin yahud mu‘temedün-aleyh naibinle gönderip ihmâlden hazer eyleyesin öyle
ki mukayyet olup tacil(?) göndermeyesin mu‘ateb olursun bilmi olasın ana göre
128

ikdâm edesin anın gibi emr-i erifime itâ‘at etmeyip girü gaybet ederse ele getirip
Dergâh-ı Mu‘allâ’ma gönderip küre e konula.

[69] Hüküm 143

Er o lu sa çavu a verildi. Fi 13 Safer

Yanya be ine hüküm ki mektup gönderip Hüseyin çavu yedinden hüküm vârid olup
Preveze’de olan kadırgalar mücrimler ile donatılması hususu feman olunma ın ol
babda cidd ü ikdâm olunup lakin mücrim dü meyip sâbıkâ ferman olunan Grebene
kürekçileri dahi Südde-i sa‘âdet’üme müttevec oldu un bildirip mâdem ki mümkün
olandan kürekçi inayet olunmaya donanması kabil olmaz diyü arz eylemi sin imdi
beher tazir(?) livâ’-i mezkûr reâyâsından e er kürekçi e er mücrim ile zikrolunan
kadırgalar donatılmak ve Donanma-i Hümâyûnuma mülakı‘ olmak mühim ü lâzım
olmu tur buyurdum ki vardukda tehir ve terahi etmeyip emrim mûcebince livâ’-i
Yanya reâyâsından kifâyet mikdârı kürekçi ihrâc ettirip zikrolunan kadırgaları
muaccelen kürekçi ve mücrim ile donatıp Donanma-i Hümâyûnuma mülakı‘ olmak
babında envâ‘-i sa‘y ü ikdâm eyleyesin bu husus umur-ı mühimmatdandır ana göre
mukayyet olup bab-ı ikdâmda dakika fevt etmeyip fesâd ü enâ‘at üzere olan
Arnavud keferesinin ba bu ların ele getirip küre e koyasın ve’l-hâsıl zikrolunan
gemiler muaccelen donatıp Donanma-i Hümâyûnuma varıp eri meye özrün makbul
olmak ihtimali yoktur senden biliriz ana göre tedârük edip basiret üzre olasın.

[69] Hüküm 144

Bu dahi.

Yanya sanca ı kâdîlarına hüküm ki Preveze’de olan gemiler muaccelen kürekçi ve


mücrimler donatılıp Donanma-i Hümâyûnuma mülakı‘ olması lâzım u mühim
olma ın ol babda sanca ınız be ine hüküm gönderilmi tir siz dahi mu‘âvenet etmek
emr idüp buyurdum ki vardukda bu bâbda her biriniz envâ‘-i ikdâm u ihtimâm üzere
olup zikrolunan kadırgaların muaccelen donatıp Donanma-i Hümâyûnuma mülakı‘
olması hususunda gere i gibi mu‘âvenet eyleyip itmâm-ı mesalihde bab-ı ikdâm da
129

dakika fevt etmeyesin bu husus umur-ı mühimmattandır taht-ı kazâlarınızda vâkı‘


olan sicillatlı mücrimlerden vefa etmez ise kürekçi salıp tekmil ettiresin.

[70] Hüküm 145

Bu dahi.

Dukakin be ine Le kâdîsına hüküm ki Osman be mektup gönderip Musa


nahiyesinde binası ferman olunan kal‘anın istihdâmına cerahor ve bargir ve benna ve
demür alatı ve preme(?) lâzım olma ın talep olundukda yerilmesin arz eyledi i
ecilden buyurdum ki vardukda zikrolunan kal‘anın binası hususu cerahor ve benna ve
bargir ve preme(?) ve demür alatı lâzım olup mü arunileyh âdem gönderip talep
eyledikde adet üzere ihrâc ettirip ihmal etmeyesin husus-ı mezkûr mühimdir tehir ve
tevkif ettirmeyip talep olunanı tedârükde dakika fevt etmeyesin.

Bu dahi.

Bir sûreti Elbasan sanca ı kâdîlarına.

[70] Hüküm 146

Mezbûr defterdarın âdemi Mehmede verildi. Fi 21 Safer

Diyarbekr be lerbe ine ve defterdarına hüküm ki hâlâ mektubunuz gönderip hızane-i


Diyarbekr’e tâbi‘ olan Bozulus mukata‘sı kadimden otuz be yüke ve dahi ziyadeye
satılagelip hâlâ urût ref‘ olunmakla mukata‘-i mezbûra küllî noksan edip envâ‘-i
cidd ü cihetle ancak otuz yüke satmak müyesser olup hâlâ Palu hâkimi olan Hüseyin
be in biraderzadesi olup Harput sanca ında yirmi yedi bin akçe ze‘ameti olan Yusuf
kendiyü sancak verilmek artıyla mukata‘-i mezbûr bi’l-fi‘l hâlâ her ne mikdâr
iltizamda ise bir tahvilin otuz bin sikke altın ziyade ile makbûl edip ve ziyadenin on
bin filorisi pe in vermek üzere iltizam eyledi in bildirdi in ecilden zikrolunan
artların anda icra etmek üzere ve haline münasip ol diyarda sancak dü ünce vilayet-i
Diyarbekr tîmârları defterdarlı ı mü ârunileyh’e sadaka olunup kendine hüküm
gönderilmi tir buyurdum ki zikrolunan mukata‘ her nerde ise zikrolunan urûtu icra
etmek üzere mûmâileyhin üzerine mukata‘-i mezbûremi deruhde edip âdemlerine
zabt etirip meramım üzere Diyarbekr tîmâr defterdarlı ın mü arunileyhe ettirip dahi
130

ol diyarda haline münasip ol dü en sanca ı mu arunileyhe arz eyleyesin ki urû ve


iltizam üzere tevcih oluna mültezimi oldu u mukata-i mahsûsanın kendü varına bel‘
u ketm ettirip âdemlerine zabt ettiresin.

[71] Hüküm 147

Yazıldı.

Devlet Giray Han’a name-i hümâyûn yazıla ki El-hâlet ü hâzihî Âstâne-i devlet-
â iyân ve dûdman-ı adalet-ünvanımızdaki melce’ ve melaz-ı selâtin ale’l-mikdar ve
müncâr ve m‘az havâkin zevi’l-iktidardır Südde-i sa‘âdet’üme mektubunuz gönderip
vilayet-i Leh Tatar vilayetine muttasıl olma la ekser evkât da nehr-i Özi’den gemiler
ile geçip Tatar ta’ifesinden hayli âdem telef ve küllî nüfus esir edip memaliklerin
gâret ü hasâret eylediklerinden mâ‘adâ kadimü’l-eyyamdan size edâ edegeldikleri
vergilerin yedi yıldan beri vermeyip muhalefet u inâd ve her zamanda fitne ve
fesâdları haddinden a ıp ve kralları mürd olalı içlerinden kral nasb eylemeyip
Moskof caniblerinden kral getirdikleri ecilden gere i gibi gû mâle müstehak
olmu lardır diyü bildirmi siz dahi ol babda her ne demi ise mâlûm olmu tur imdi
bundan akdem kralları mürd oldukda e er içlerinden birin kral ta‘yîn eylemeyip rıza-
i erifimize muhalif hariçden kimesneyi getirdip kral nasb ederlerse Silistre be i
Hamza -dâme izzuhû- ile Ni bolu ve Akkirman ve Vidin be leri ve Bo dan
voyvodaları ile haberle ip dahi hüsn-i ittifâk ve ittihâd ile fırsat el verip mahall-i
iktiza etti ine göre asker-i Tatar nûsret-i âsâr ile siz bir canibten ve ümerâ’-i
namdarımız vesâir asakir-i zafer-i measirimle vech-i münasip görüldü ü üzere Leh
vilayetine akın edip gere i gibi gû mâl etmek babında size name-i hümâyûnumuz
irsâl olundu undan gayrı ümerâ’-i zevi’l-iktidarımıza dahi müvekked evamir-i
erifemiz irsâl olunup cem‘iyet üzre olup sizin canibinize nazır olmak ferman-ı
erifimiz olma la asakir-i zafer-i rehber ile ümerâ’mız bi‘l-fi‘l cem‘iyet üzere olup
henüz sizin tarafınızdan hareket eseri zâhir olmamı tır ol babda südur ve irsâl olunan
name-i hümâyûnumuzun mazmun-ı … mektubu ve emirlerimiz aliyemiz kemâkân
mukarrerdir çünkü emr-i erifimize muhalif içlerine Moskof’dan kral getirip ve kendi
hallerinde olmayıp ahali-yi islamı gâret ve hasârat edip ve kadim-i vergilerin
vermeyip inad ve muhalefet ve fesâd u mua‘nid üzre oldular bi-eyyi tarikan-kan
gû mâl olunmak mühimmat-ı din ü devletden olmu tur gerektir ki name-i sa‘âdet
131

makrunumuz vusûl buldukda kadimü’l-zamandan ilimiz olan Han’dan-ı devlet-i


a iyân ve dudman adalet ünvanımıza olan vüfûr-i muhabbet ve ihlas ve fart-ı
meveddet ü ihtisâsımuz muktezâsınca bu bâbda sâbıkâ gönderilen name-i
hümâyûnumuz mûcebince zikrolunan ümerâ’-i namdar ile haberle ip dahi vech-i
münasip görüldü ü üzere fırsat el verip mahalli iktiza etti ine göre asakir-i Tatar
Nusret-i ûmar ve ümerâ’-i namdarlarımız asakir-i zafer-i rehber ile vech görüldü ü
üzere …vilayetine duhul edip bi-inâyeti’llâhi te‘âlâ nehb ü gâret edip ol ta’ife-i
e rarın gere i gibi haklarından gelinmek babında envâ‘-ı mesâî‘-i cemîle ve esnaf-ı
asâr-ı celilenüz zuhûr u birûz eyleye üminedir ki inayet-i hak celle-alâiyye envâ‘-i
yüz aklıkları müyesser olup ol bab-ı(?) din ü devlet muzaffer u mutasevver ve a‘dâ-yı
mülk ü millet muhzul u makhur olmak nasip olmu ola in âa’llâh-ı te‘âlâ.
132

[72] Hüküm 148

Elbasan be e ve Akçahisar ve Ohri ve Debre tarafları

Er o lu sa çavu a verildi. Fi 13 Safer

Elbasan be ine ve Ohri ve Debre ve Akçahisar kâdîlarına hüküm ki Ohri be i Osman


-dâme izzuhû- mektup gönderip Ohri sanca ında a a ı Debre’de sakin olan za‘im
Habib irret ü ekavet ile me hur ol mal-ı mirîye karı ıp muttasıl gadr eylemekten
hâli olmayıp ve isyan üzerine olan karyeler ile müdara olunurken içlerine varup ızlâl
edip ve bir kimesnenin ikayeti oldukda be e ve kâdîya varmayıp mezkûra varup ve
etrafta vâkı‘ olan hırsız ve harami yata ı olup serika eyledikleri nesnelerden hisseli i
ziyade alup ve reâyânın evladın alıp bey‘ eyleyip ve bazı kimesnelerin kullarını
ayartıp girift eyledi i yanında olan hizmetkarları dahi âdem soyup hırsızlık
eylemekten hâli olmadıkları ve rayanın zirâ‘at eyledikleri yerlerini ve ba larını ve
mülklerini cebren alıp tasarruf eyledi i ve bu makûle fesâdının nihayeti olmadı ın
bildirmi imdi mezkûrun ahvâli er‘ ile tefti olunmak [için mü arunileyh Ohri be i
müba eretiyle mukaddemâ emr-i erif verilmi ti lakin mezbûr za‘im mir-i mezbûrun
bana garezi vardır diyü do ru Dergâh-ı Mu‘allâ’ma gelip tefti iddiasına âhar
kimesneye müba ir tayin olunmak babında inayetde rica etme in bu bâbda sizin
kemal-i diyanet(?) ve … itimad-ı hümâyûnum olma ın mezbûr za‘im Dergâh-ı
Mu‘allâ’m çavu larından Behram -zide kadruhû-ya ko ulup … davaya müba eret
ref‘ olunmayıp sizin mü arunileyh çavu umun müba ereti hak üzre tefti
olunmasına] emr idüp buyurdum ki vusûl buldukda mezkûru ve âdemleri ihzâr
eyleyip davayı hak edenler ile beraber edip bir def‘a er ile fasl olunmayıp on be yıl
terk olunmayan hususların ber-mûceb-i er‘-i erif onat vech ile hak üzre tefti
eyleyip göresin fi'l-vâkı‘ kâdîya arz olundu u gibi ise ki er‘ ile sâbit ola e er
kendinin ve e er âdemlerinin üzerinde er‘ ile sübut bulan hukuku ta‘allül ettirmeyip
bi-kusûr ashabına alıverdikden sonra mezbûrun üzerinde ne mikdâr ve ne makûle
hukuk sübut bulup ne kadâr kimesneye hak alıverildi i ve sâir zülm u teaddîsinin
zulm u teaddisi ve âdemlerinin teaddîleri her ne ise yanınızda sübut buldu u üzere
mufassal ve me ruh yazıp arz eyleyip ve mezkûrun ve âdemlerinin hin-i tefti te habs
icab eder fesâd ü enâ‘atleri teaddisi sabit ve zahir olup habs eyleyip emrim olmadan
ıtlâk eylemeyesin hin-i tefti te hak her kimde ise alıp bir canibe meyl ü muhâbâ
133

etmeli anı ve … ve bazısıyla … vâkı‘ nesne arz olunmakta ve hilaf-ı er‘ zulm
olunmaktan hazer eyleyesin.

[73] Hüküm 149

Yazıldı.

Bu hükm-i erife Âsıtâne-i sa‘âdete …gönüllü ta’ifesinden be inci bölükte on akçası


olan Ali bin Hamza’ya verildi. Fi 23 safer sene 981

Kıbrus be lerbe isine ve defterdarına hüküm ki Cezire-i mezbûrede vâkı‘ olan


gönüllü ta’ifesi âdem gönderip a aları ve katipleri ve çavu ları ulufeleri ihrâc
olundu u zamanda kadimden birkaç akçe noksan üzere virilügelmi iken hâlen
ulufeleri adet-i kadimi üzere ihrâc olunmayıp herbirinin ulufesinden elli er ve
altmı ar akçe alıkonulup ve … da mahlûl gedik vâkı‘ oldukda mülazimet eder yarar
Rum yi itleri var iken anlara verilmeyip Arap ve Tat ve mücrim olup sürgün gelen
kimesnelere verilip diyü bazıları a aları icazetiyle vade ile … gidip henüz vadesi
tamam olmadı azilleri(?) icab eder kaziyeleri bulunma ın gedükleri … bila-sebep
alunup âhara verildi in i‘lâm eyleyip ol babda hükm-i erifim talep ettikleri ecilden
buyurdum ki göresin fi'l-vâkı‘ kâdîya arz olundu u gibi ise ta’ife-i mezbûrenin
a alarına ve kâtiplerine ve kethudâ ve çavu larına muhkem tenbih edesin ki min-bâd
gönüllü ta’ifesin ulufesin olagelen adet ü kanun üzre tamam ihrâc edip kusûr ve
noksan üzere ihrâc etmeyip ve adet-i kadimeye muhalif kimesneye ol mikdâr akçeler
aldırmayıp ve gedüklerini bila-sebeb alıp âhara vermekten ihtiyat edip ve mahlul
olan gedikleri dahi tat ve mücrim ta’ifesine vermeyip hizmet ve mülâzımet eden
yarar ve tûvana yi itlere verip min-bad(?) emrim muktezâsınca amel edip emrime
muhalif kimesneye i ettirmeyesin ve her neferden ma‘adâ kadim üzere mü terikası
alıkoyduktan sonra ziyade kimesneye akçe alıkoydurmayıp kullarıma te‘addi
ettirmeyesin bu bâbda sana mufassal emrim irsâl olunmu tur ol emrime itâ‘at üzere
olasın.

[73] Hüküm 150

Kethudâsına verildi. Fi 22 Safer

Yemen be lerbe isine hüküm ki Südde-i sa‘âdet’üme mektup gönderip Benimatar ve


Rey e ve Berdi vilayetlerinin fethi tedârük olunurken kendi rızası yok iken Reda‘
134

be i Mustafa be Bedvan Mü arife üzerine ılgar etmek te ebbüs etti i müfsidin


haber alıp yer yer tüfeng-endaz koyup muharebe eyleyip tüfeng urulup ehid olup
ümerâ’-i Yemen de Hasan nam be dahi Umman vilayetinden kaçıp Zeyd’e(?)
gitmekle er zamanda olacak fethin tehirine ba‘is olmu tur hakkından gelme in
lâzımdır diyü bildirdikleri ecilden mezkûr Hasan tedârükle ele getirilip siyaset
olunmasın emr idüp buyurdum ki göresin fi'l-vâkı‘ ol ehl-i fesâda ba‘is oldu u vâkı‘
ise hüsn-i tedârükle ele getirip hakkından gelesin emrim yerine vardu un yazıp
bildiresin.

[73] Hüküm 151

Divânda Koca Dilsüze verildi. Fi 23 Safer

Antalya kâdîsına hüküm ki hâlâ Antalya kazâsında olup hassa-i dilsüzlerimden Koca
Dilsüzün akrabası olan Hamza ve Yusuf Kıbrıs ceziresine yazıldı ı i‘lâm olunma ın
mezkûr afv olunmaka emr idüp buyurdum ki vusûl buldukda fi'l-vâkı‘ mezkûrlar
Kıbrıs’a sürgün ta‘yîn olunmu lar ise defterden ihrâc eyleyip kendi hallerinde koyup
rencide etmeyesin.

[74] Hüküm 152

Mahalli çavu larından verildi. Fi 15 Muharrem

Halep be lerbe isine hüküm ki Südde-i sa‘âdet’imde olan Halep çavu larının defteri
kesret-i kuyudla satırları mabeyni memlû ve mü kûl ve muhnil olup müceddeden
defter olunmaları lâzım olma ın buyurdum ki vusûl buldukda vilayet-i Halep’in
emirle ve berât-ı hümâyûnumla olan defter çavu larını ihzâr edip berâtlarına ve
emirlerine nazar edip ayırıp berât ve emirle olan defter çavu ları tîmârları ile defter
edip esamilerin sık yazdırmayıp bir sahifede ancak dörder isim yazdırasın ki satır
mabeyninde müstevfi açık olup kuyud-ı tahriri asan ola ve gönderilecek defter bunda
olan defter ile tatbik olunur gedüklü olmayanlar defter olunmaktan hazer eyleyesin.

Bir sûreti Karaman be lerbe isine yazıldı gedüklü olmayanları yazmaktan hazer
eyleyesin.
135

[74] Hüküm 153

Canik be ine ve Bafa ve Kavak ve Gedekre ve Merzifon kâdîlarına hüküm ki


Abdurrahman ve Devre eyhi o lu Emir ve Kurd Himmet ve Osman nam ehl-i fesâd
suhteler kırk elli nefer suhteye ba bu olup ol diyarda evler basıp yakıp ve gâret edip
ve kız ve o lanlar çekip ve bazı kimesnelerin burun ve kulakların dahi kesip ve
Tokat’da yasakçı olan yeniçeriler evlerin basıp birini katl edip küllî fesâd ü enâ‘at
üzere iken mezbûr Abdurrahman Katuni kal‘asında habs olunup ve merkum emirîn
ba ı kesilip biri Tokat’da ve be neferi Amasya’da mahbus olub sâir yolda ları bi‘l-
fi‘l taht-ı hükûmetinizde fesâd üzere oldu un i‘lâm olundu imdi Bafa kadısının bu
bâbda ihmâli zâhir olma la azl olunmak emrolunmu tur taht-ı hükûmetinizde ehl-i
fesâd bu mertebe cem‘iyet ve fesâdların siz mukayyet olmama a sebeb nedir bu
bâbda özrünüz asla makbul olmayıp cümleniz azl ve ikaba müstehak olmu suz
buyurdum ki vusûl buldukda cümleniz bîzzât mukayyet olup zikrolunan ehl-i fesâdı
vâkıf olanlardan ve ehl-i vukufdan muhkem tefti edip haberlerin alıp sen ki sancak
be isin sanca ından hariç yerde durmayıp herkanda olurlarsa ol tarafta olan e er
mazûl sipahi ve e er kapum kullardır ve e er il-erleridir müstevfi âdem cem‘ edip
dahi hüsn-i tedbir ile ehl-i fesâdı her kimler ise ele getirip baki yolda ları dahi zâhir
olmak için kal‘alarda muhkem habs edip ve üzerlerine sâbit olan mevadın sûret-i
sicillerin Dergâh-ı Mu‘allâ’ma gönderip ahvâllerin mufassal ve me ruh yazıp arz
edesin ehl-i fesâdı takip edip üzerlerine varmak için davet eyledi iniz il-eri ve sipahi
ve kapum kullarından ve gayrıdan varmayanları her kimler ise isim ve resimleri ile
yazıp arz edesin ki anun gibilere mecâl vermeyip küre e ko ula öyle ki zikrolunan
fesâdı bi’t-tamamele getürmeyesüz cümleniz azl ü muateb olmak mukarrerdir ana
göre hüsn-i tedârük ü ittifâk ile ehl-i fasadı ele getirmeyince olmayasın.

[75] Hüküm 154

Kethudâsına verildi. Fi 16 Muharrem

Kuds-i erîf be ine ve kâdîsına hüküm ki sen ki sancak be isin mektup gönderip
Hz.Musa hakimullah ve Lut ve Yunus aleyhmü’s-salâtü ve’s-selâm bi’l-fi‘l bervech-i
i tirâk yevmi on iki akçe ile nazır ve eyh olanların tefti leri feman olunup ürû‘
olundukda evkaf-ı mezbûre mahsulatında envâ‘-i ketmiyyat u bel‘iyyat ve ba bân ve
136

hıyanetleri zuhurundan gayrı art-ı vakfa ihzâr olunup nazar u tetebbu‘ olundukda
Hz.Musa aleyhi ve’l-enbiya efdalü’s-salavat ve’s-selamın me hed-i
münevverelerinde ayda kırk akçe ile iki hadim ve Hz.Lut ennebi aleyhisselamın
mezar-ı müteberrikelerinde kırk akçe ile bir imam ve bir hoca i tirâk ayda otuz akçe
ile ve bir müezzin ve bir hadim ve Hz.Yunus ennebi aleyhisselamın merkad-ı
erifelerinde ayda kırk akçe ile bir imam bervech-i i tirâk ayda otuzar akçe ile bir
müezzin ve bir hadim ve cihat-i nazariyye ö r-i mahsulünün art eyleyip bu minval
üzere me rût ve mukayyet iken hâlâ nazır ve eyh olanlar ve sâbıkâ nazır ve eyh
olan babaları art-ı vakfa muhalif kendilerine ve akrabalarına bir me ihat ve üç fara
ve u‘al ve on üç hadim ve üç bevvab ve iki katip ve iki anbari ve iki cebi ve dört
nefer zevaid-hor birer tarik ile ihdas eyleyip ve zikrolan havadisden hilaf-ı art-ı
vakıf kadimden bir cabi ve bir eyh ve bir katip ve Hz. Musa aleyhisselamın makam-
ı mutahharında imam lâzım olma ın art-ı vakf mûcebince ta‘yîn olunan cihetleri ve
lâzım olan bazı suleha ve etkıya-i müstehakkin olan kimesnelere arz olundu un
bildrimi sin imdi bu bâbda art-ı vakf ne ise icra olunmak emr idüp buyurdum ki
vusûl buldukda bu bâbda daima mukayyet olup art-ı vakf ne ise icra edip ana
muhalif ve er‘-i erife mugayir i olunmaktan ziyade hazer eyleyesin.

[75] Hüküm 155

Er o lu sa çavu a verildi. Fi 13 Safer

Mizistre be ine hüküm ki mektup gönderip Manya asilerin üzerine hüsn-i tedârük ile
varıp muharebe edip akıbet cebr ile itâ‘at ettirip kereste haraçları tahsil olunup irsâl
olundu un bildirmi sin ol babda her ne demi isen mâlûm oldu anı tedârük
eylemi sin imdi Donanma-i Hümâyûnum in âa’llâhü’l-eaz ol caniblere gitme in
üzeredir ta’ife-i mezbûrenin üç yıldan beri vermedikleri haraçların cem‘ u tahsil
eylemek emr idüp buyurdum ki vusûl buldukda bu bâbda bîzzât mukayyet olup anun
gibi Donanma-i Hümâyûnum ol caniplere vardıkda hüsn-i tedârükle ta’ife-i
mezbûreden üç yıldan beri vermedikleri haraçların cem‘ u tahsil ettirip bi-kusûr mirî
için alıp zabt eyleyip Südde-i sa‘âdet’üme gönderesin.
137

[76] Hüküm 156

Canik sanca ında bin be yüz on akça tîmârı olan Dervi nam sipahiye verildi. Fi 4
Muharrem

Bafra ve Köprü ve Merzifon kâdîlarına hüküm ki Südde-i sa‘âdet’üme mektup


gönderip bundan akdem kazâ-i Bafra’da on altı kadar Müslümanların suhte
levendleri evlerin basıp malların gâret edip sonra bazıların burnu ve kula ın kesip ve
birkaçı Müslümanların o lancıkların çekip ve nefs-i Tokat’da yasakçılar odaların
basıp birini katl ve birini mecrûh ve mir-livâ’-i Kastamonu âdemlerinden dahi katl
edip ve Abdurrahman nam suhte kırk nefer suhteye ba bu olup Müslümanlara
envâ‘-i zulm ü teaddî ettiklerinden gayrı yine ekavet üzere iken mezkur mezbûr
Abdurrahman nam ehl-i fesâdı ele getirip ve saniyen yolda ları olan Emir Kadri ve
Kürt Himmet nam levendler kırk nefer ehl-i fesâdı cem‘ edip Sonisa’da sipahi olan
di er Emir nam sipahi dahi katl edip envâ‘-i teaddî ettiklerinden gayrı nefs-i
Merzifon’dan iki sade-rû o lanları alıp götürdükleri ve mezkûr ehl-i fesâd haram-
zade hususunda küllî ikdâm u ihtimâm oldu un arz eylemi idi imdi zikrolunan ehl-i
fasadın üzerine il-eri ve ol canibde bulunan sipahi ve yeniçeri ve kapı halkı cem‘ati
ile varup ehl-i fesâdı ele getirme in emr idüp buyurdum ki vusûl buldukda evvela
er‘-i erife davet eyleyip itâ‘at etmeyip muharebeye müba eret ederler ise demleri
hederdir her ne vechile olursa ele getirip ahvâllerin kâdî muvacehesinde bermûceb-i
er‘-i erif onat vechile tefti eyleyip göresiz ehl-i fesâdın üzerine er‘ ile sübut bulan
hukuku alıverdikden sonra ehl-i fesâda mecâl vermeyip er‘ ile haklarından gelesin
lâzımü’l-arz olan ahvâllerin yazıp bildiresin taht-ı kazânızda vâkı‘ olan sipahi ve
gayrı öyle ki inad ve muhalefet edip mu‘âvenete varmayanlar ale’l-esami defter edip
arz eyleyesin ki dirlikleri olanların dirlikleri kat‘ olunup dirlikleri olmayanlar ele
getirip küre e kondurula ve il-eri dahi varmakda ihmâl ederse muhkem tedip
ettiresin.

[76] Hüküm 157

Bu dahi
Bir sûreti Canik sanca ında vâkı‘ olan kâdîlara
138

Hâlâ taht-ı kazânızda bazı ehl-i fesâd zuhur edip ele getirilmek istedikde ve âhar
kâdîlı a varıp gaybet eylemekle gaybet eyleyip ele getirmemekle fesâd ü enâ‘atleri
mukaddemâ ziyade olundu u i‘lâm olunma ın buyurdum ki vusûl buldukda bu
bâbda her biriniz mukayyet olup anun gibi taht-ı kazânızda zuhur eden ehl-i fesâdı ol
caniblerde bulunan sipahi ve yeniçeri ve kapımkulu ve il-eri mu‘âvenetiyle ele
getirip dahi ahvâllerin er‘ ile tefti edip fesâd ü enâ‘atlerin er‘ ile haklarından
gelip lâzımü’l-arz ahvâlleri var ise yazıp arz eyleyesin ve ol ehl-i fesâd ki er‘-i
erife itâ‘at eylemeyüp muharebe eyleye ol makûlelerin demleri hederdir bi-eyyi
tarikin-kan ol makûlelerin haklarından gelesin.

[77] Hüküm 158

Kethudâsına verildi.

Anadolu be lerbe isine hüküm ki hâlâ ol caniblerde bazı yerlerde suhte ve levend
ta’ifesi cem‘iyet ile gezüp evler basıp ve o lan ve avret çekip fesâd ü enâ‘atten hâli
olmadıkları i‘lâm olunma ın anun gibi suhte ta’ifesi her kangı kazâda zuhur ederse
ol etrafda bulunan zu‘amâ ve erbâb-ı tîmâr kapum kulu ve gayrı ve il-eri cem‘atiyle
üzerlerine varıp ele getirmek için kâdîlara tenbih etmek emr idüp buyurdum ki vusûl
buldukda bu bâbda vilayet kâdîlarına ve sanca ınız âdemlerine imdiden mektup ve
âdemler gönderip muhkem tenbih ü tekkid eyleyesin ki her biri bîzzât mukayyet olup
anun gibi her kangı kazâda ehl-i fesâd suhte zuhur ederse e er ol kazâda ve e er
etrafında ve civarında olan kazâlara bulunan zu‘amâ ve erbâb-ı tîmâr ve yeniçeri ve
kapum kulu ve gayrı ve il-eri cem‘iyeti ile üzerlerine varıp e er ol kazâdan firar
ederler ise kangı kazâya giderlerse anlar dahi hazır bulunup ehl-i fesâdı kaçırmayıp
ele getirip fesâd ü enâ‘atleri sâbit olanların er‘ ile haklarından geleler öyle ki el
vermeyip muharebeye müba eret ederlerse demleri hederdir her ne tarik ile mümkin
olursa birbirine mu‘âvenet ile ele getirme e sa‘y edeler zikrolunan ehl-i fesâda bazı
sipahi ve yeniçeri ve kapum kulu muttasıl u zâhir olup zad u zevada virüp ve yatak
ve durak oldukları istimâ‘ olunur ol ehl-i fesâda muttasıl olanları ve ehl-i fesâdı ele
getirmek için mu‘âvenet eylemeyip ihmâl {edenleri} ale’l-esami arz eyleyesin ki
dirlikleri var ise dirlikleri olmayanlar küre e konula ehl-i fesâd u suhtenin ele getirip
haklarından gelme in mühim olmu tur bu bâbda ihmâl eylemeyip bir hüsn-i tedârük
eylemeyince olmayasın.
139

[77] Hüküm 159

Âdemine verildi. Fi 14 Safer

Anadolu be lerbe isine hüküm ki bundan akdem Selendi reâyâsından divâne umur
o lu Mustafa’nın irret ü ekası ve reâyâya zülm u teaddîsi ahali-i Selendi tarafından
i‘lâm olunma ın sana ve Küre(?) Selendi kâdîlarına sene 981 muharremin 23
gününde hükm-i hümâyûnum yazup tefti olunmak emr olmu idi lakin mezkûr Kula
kazâsında sakin olup Kula kâdîsı ile muaccelen tefti olunma a lâzım idü ü reâyâ
tezerru‘ eyledikleri ecilden buyurdum ki vusûl buldukda mezbûr Mustafa’nın
ahvâlini sâbıkâ gönedrilen hükm-i hümâyûnum mûcebince Kula kâdîsı müba eretiyle
tefti edip emr-i sabıkımı icra eyleyesin.

[78] Hüküm 160

Tersane eminine verildi. Fi 23 Safer

Vezir Piyale pa a hazretlerine hüküm ki hâlâ tersane-i amiremde kalan gemilerden


akabınızda irsâl olunacak sefâyin-i nezâret-karâyini cem‘i levazımıyla tertip ve
tekmil olunup tersane-i amirem kethudâsı ve emini ile size irsâl olundu zikrolunan
gemiler ve sizinle giden gemiler ve mavna cem‘an iki yüz elli altı kıt‘a gemi hesap
olunmu tur sefâyin-i nusret-karâyine ve içinde olan asakir-i islama hak subhanehu ve
te‘âlânın avn u inayet ve sultan-ı enbiya-aleyh afdalü’s-salât ve’t-tahiyyat mucizat-ı
kesiretü’l-berekat ve evliya-yıkiramın himem-i ulyaları(?) karin ve rehin olup ada-yı
din-i slam münhezim ü makhûr olma ın ve her halinizde mu‘ayin ve desgir olmu
ola imdi adayı eyam canibine tamam basiret üzre olup in âa’llâh mâmûr ve mahud
oldu unuz mahalli müttevece oldu unuzda cezireler mabeyni dahi hâli konmamak
müba eret olma ın buyurdum ki vusûl buldukda küffâr-ı hâksâr canibinin her
ahvâlin tefti edip fikr-i fasidleri mâlûmunuz olup mâmûr u mahud oldu unuz
kimesneyi birkaç gemiler ile adalar muhafazasında alıkoyup siz kapudanım dâme
ikbâlühû ile ve sâir asakir-i islam ile yek dil ve yek cihet olup hüsn-i ittifâk ve
ittihâdla din u devlete ve ırz u namus saltanata müteallık hususlarda ve adayı din-i
mübeyyin inhizamında dakika fevt etmeyip makdurunuz mebzul u masarruf etmekte
envâ-ı mesâ‘î- cemîlenüz bezl-i makdûr idesiz.
140

[78] Hüküm 161

Bu dahi

Piyale pa aya hüküm ki bundan akdem sefer-i hümâyûn mühimmi için Mısır’dan
arpa gönderilmek emr olunmu idi ol emr-i erifim mûcebince öteden arpa gelir ise
do ru stanbul’a gönderilmesin emr idüp buyurdum ki vusûl buldukda emrim üzere
öteden arpa gelirse do ru stanbul’a irsâl eyleyesin ve pîrinç ve sâir zahireden
Donanma-i Hümâyûn kifâyetinden ziyade kalırsa anı dahi stanbul’a gönderesin ve
ne mikdâr gemi irsâl olundu un yazıp bildiresin.

[79] Hüküm 162

Nazırın âdemi Cihan’a verildi. Fi 27 Meharrem

Rumeli be lerbe isine hüküm ki hâlâ Çatalca mukata‘atı nazırı olan Emrullah
mektup gönderip bervech-i iltizam Çatalca mukata‘sına emin olan Mustafa bin
ahsuvar mukaddemâ on be akçe ulufe ile sipahi o lanlarından iken zikrolunan
mukata‘lar iltizam edip be bin akçe tereke ile ze‘amete hüküm verilmekle derya
seferine gitme in tedârükinde olup mukata‘yı zabt eyleyecek yarar kimesnesi
olmayıp mal-ı mirîden küllî mal telef ve zâyi‘ olmak mukarrer olup alakası kat‘
olunmayınca ze‘amet verilmeyip sefere dahi varmamak babında hüküm verilmesin
bildirmi sin imdi buyurdum ki anun gibi mezbûr ze‘amet talebine vardukda alakası
kat‘ olundu una mühürlü temessük ibrâz eylemeyince ze‘amet tevcih etmeyesin.

[79] Hüküm 163

Tersane eminine verildi. Fi 21 Safer

Trablusgarb be lerbe isine hüküm ki Südde-i sa‘âdet’üme mektup gönderip yedi


sekiz yıldan beri kaht olup vilayet mahsuli kul ta’ifesinin mevacibine vefa eylemeyip
ekser mahsul Trablus’a tâbi‘ Cerbe ceziresinden gelir iken Cerbe reâyâsının be yüz
nefer mikdârı cemâ‘at ba ları mu‘âf olup a niya fukaraya mu‘âvenet eylemeyip mal-
ı mirîye garez edip iki ta’ife olup biri vahabi ve birisi muavi demekle me hur olup
vahabi zaviyesinde eyh Musa bin Çavuh olup her vech ile yarar olma ın bunun be
141

nefer cemâ‘at ba ları mu‘âf olup ma‘adâsı ref‘ olunup reâyâ olması nafi‘dir diyü
bildirmi sin amma …mukabelesinde mu‘âf olmu lardır anı i‘lâm eylemi sin
buyurdum ki vusûl buldukda mezkûrlar ne makûlede mu‘âflardır bir hizmetleri var
mıdır nicedir aslı ile yazıp südde-i sa‘âdet’e bildiresin.

[79] Hüküm 164

Bu dahi.

Mu arunileyhe hüküm ki mektup gönderip sâbıkâ Trablusgarp tevaibinden siyanet ile


kendi içlerinden be nasb eyleyip müstakil geçinen Uçla nam kasr tevabi‘
Trablus’dan fizana on konak ve Mısır’a kırk konak yer olup etrafında Müslümanları
daima rencide edip fitne ve fesâddan hâli olmayıp etrafında olan ta’ife-i Arap gelip
o ullarımız rehin verip menabivet edelim bize mehll ver üzerine varıp def‘i muzırrat
edip Trablus’a müteallik olmasın rica eyleme in ve mukaddemâ tevabi‘ Trablus’dan
… nam kaydlıklar ifraz olunup … ilhak olunma la Trablus’a nevga za‘f müstevli
olma la müceddeden vilayet feth olunma a muhtaç-ı küllî olma ın adet-i kadime
üzere kasr-ı mezbûr Trablus’a ilhak olunmasın bildirmi sin imdi buyurdum ki vusûl
buldukda bu bâbda hüsn-i tedârük edip lâzım olan rehinleri aldıktan sonra fırsat el
verdikde bîzzât üzerine varıp bi-inâyeti’llâhi teâlâ feth ü teshîrine sa‘y ü ikdâm
eyleyesin amma gaflet ile ırz namus saltanatıma mugâyir vaz‘ südurundan gayet
ihtiraz eyleyüp basiret üzre olup hüsn-i tedârük eyleyesin.

[80] Hüküm 165

Kara kethudâya verildi.

Sultanönü piyadeleri be ine hüküm ki hâlâ livâ’-i mezbûr piyadelerinin bazı ma‘lûl
ve pîr ve sakat olmayıp müceddit hizmetten halâs olmak için hin-i tahrirde
kendilerini pîr ve ma‘lûl ve küt ve topal ve kulak ve derbentçi ve köprücü ve olukçu
yazdırıp hizmete varmaya ta‘allül eyledikleri südde-i sa‘âdet de olan âdemin i‘lâm
eyleme in buyurdum ki vusûl buldukda bu hususu göresin fi'l-vâkı‘ mezbûrlar bi'l-
fi‘l ocaklarda mukayyed piyadeler olup vech-i me rûh üzere amel-mândeler olmayıp
hizmete kudretleri var iken müceddit hizmetden halâs olmak için deftere ol vechile
142

kayd ettirmi ler ise piyade ta’ifesi derbendci ve köprücü ve olukçu olmaz deftere pîr
ve ma‘lûl kayd olanları fi'l-vâkı‘ amel-mânde olmayıp piyadelik birin tasarruf
eyleyip hizmete kudreti olanları ol vechle ta‘allül ettirmeyip nöbetlerde vâkı‘ olan
hizmetlerine olagelen adet ve kanun üzere ihrâc ettirip hizmetlerin edâ ettiresin.

[80] Hüküm 166

Bu dahi.

Bursa be ine ve Bilecik kâdîsına hüküm ki Kütahya müsellemleri be i mektup


gönderip Bilecik madeninde demür top yuvarlakları hizmetinde olan yoktur(?) ve
ta çı ta’ifesi katır almaya vardıklarında kazâ-i mezbûrdan Köçek Kurra nam
karyeden Mehmed Fakı ve Alive … ve di er …ve Kara Mustafa ve Carullah ve Hacı
Ali nam kimesneler bazı levendlere ba olup alat-ı harb ile üzerlerine gelip ok ile
bazın mecrûh edip er‘-i erife davet olunduklarında itâ‘at eylemeyip ikayete
vardukların bildirmi imdi mezbûrlara bu bâbda hüküm yazılıp Mehmed çavu dahi
müba ir ta‘yîn olunmu idi amma mezbûr çavu müba eretten ref‘ olunup er‘ile siz
tefti eylemek emr idüp buyurdum ki vusûl buldukda zikrolunan hükmü ellerinden
alıp dahi bu hususu onat vechile hak üzre er‘ ile tefti eyleyip göresin kâdîya arz
olundu u gibi ise ki er‘ ile sâbit ola ehl-i fesâd kimler ise mecâl vermeyip kayd u
bend edip Südde-i sa‘âdet’üme küre e gönderesin.

[81] Hüküm 167

Bu dahi.

Sultanönü piyadeleri be ine hüküm ki bazı piyadelik tımar beratı tasarruf edip ve
deftere mukayyed piyade olup hizmete dahi kudretleri var iken hizmete gelmeyip
inad ve muhalefet eylediklerin âdemin Âsıtane-i sa‘âdet’e i‘lâm eyledi imdi
buyurdum ki vusûl buldukda anun gibi deftere mukayyet piyade olup ve piyadelik
tımar beratı tasarruf edip hizmete dahi kudretleri olup pîr ve ma‘lûl ve âmel mande
olmayıp müceddid inad edenleri ale’l-esami yazıp arz eyleyesin ki götürülüp küre e
konula.
143

[81] Hüküm 168

Mektup getiren Ahmed’e verildi. Fi 23 Muharrem

Filibe kâdîsına hüküm ki mektup gönderip bundan akdem kuttâ‘u't-tarîk’den


haramilerden kırk elli nefer cem‘ olup Karasu Yenicesi kazâsına tabi skete nam
kaziyede bir zımminin evin basıp dört nefer kimesne katl edip emanetde olan mirî
akçeyi ve esbabını gâret eden haramilerden yirmi neferden ziyadesi ele getirip
yararlarından üç nefer alınıp ma‘adâsın siyaset olundu un bildirmi sin imdi
mezbûrları dahi söyledip yatak ve durakların ve eriklerin dindirip ele getirmek emr
idüp buyurdum ki vusûl budukda mezbûrları dahi emrim üzere söyledip yatak ve
durakların ve eriklerin dindirdip dahi kimler ise ele getirmek babında sa‘y ü ikdâm
eyleyesin.

[81] Hüküm 169

Filibe kâdîsına hüküm ki mektup gönderip Filibe mahallatından Muhsin hoca


mahallesinde Üzümcü Mustafanın zevcesi nisa binti Ahmed için Müslümanlar
yaramazdır na-mahremle müsahebet eder fahi edir diyü bildirdiklerin arz eylemi sin
imdi mezbûrenin ol yerden alakasın kat‘ edip memleketten sürülmek emr idüp
buyurdum ki vusûl buldukda mezbûrenin emrim üzere ol yerden alakasın kat‘ edip
ehirden sürüp ve andan ma‘adâ fahi elikleri er‘ ile sâbit olan avretleri dahi habs
eyleyip arz eyleyesin.

[81] Hüküm 170

Tersane eminine verildi. Fi 21 Safer

Kapudana hüküm ki sâbıkâ Ahmed nam reisin gemisi mahalif rüzgar ile Batnos
ceziresine dü üp gemisinde bulunan terekenin bir mikdârın cezire-i mezbûre
keferesine akçeler ile verme in küre e konuldu un i‘lâm olunma ın buyurdum ki
vusûl buldukda mezkûru bir def‘a vâkı‘ olan Donanma-i Hümâyûnum seferinden
sonra ıtlâk eyleyesin.
144

[82] Hüküm 171

Mütevellisine verildi

stanbul kâdîsına ve Ayasofya mütevellisine hüküm ki ta‘mîr-i mesâcid ve termim-i


meabid emr-i hüdâyı ve ahd u vacib olup saray-ı amirem önünde vâkı‘ olan Ayasofya
nam câmi‘-i erîfin ta‘mîre muhtaç bazı yerleri oldu u i‘lâm olunma ın görülmek
için sa‘âdet ve ikbâl ile bîzzât câmi‘-i mezbûr varuldukda hâssa mimarlarım ba ı
olan kıdvetü’l-emacid ve’l-ekarim Sinan -zide mecdühû- ve binanın ehl-i vukûfu
olanlar cem‘ olup câmi‘-i erifin sa ve sol caniblerinde otuz be ar un yer hâli
olmak ve medresesinin etrafında üç zirâ‘ yol kalmak ve mirî anbar bozulup ref‘
olunmak ve nim kubbe üzerinde olan minare ref‘ olunup önünde olan payenin
üstünde minare bina olunmak etrafında hâli kalacak otuz be er ar un yerde payeler
ve kârizler bina olunmak ve câmi‘-i mezbûrun içerisinde ve ta rasında ta‘mîre
muhtaç olan yerleri meremmet ve tathir olunmak ve hududunda olan zaid payeleri
yıkılup ta ve tu lasıyla lâzım olan yerleri ta‘mîr ve örtüye muhtaç olan yerleri
kur un ile örtmek lâzım oldu un ihbar ve tahmin ve i ‘âr ve ta’yîn eylediklerinden
ma‘adâ câmi‘-i mezbûrun hududu dahilinde belki câmi‘nin kendi payeleri arasında
bazı kimesne cüzî mukata‘ ile sakin olup kadim binaları bozup aher binaları vaz‘
edip ve bazı payelerin kesip kubbeleri ve tonozları tasarrufa tecavüz eyledikleri
ba‘isden emr-i hümâyûnumla hakimü’l er‘ ve mü arunileyh mimar ba ı ve sâir ehl-i
hibreler üzerlerine varıp gördüklerinde câmi‘-i erife etrafında vâkı‘ olan tâklar
birbiri üzerine ve birbirine muttasıl olup cami-i erife yanından ve istihkam için olan
kemerler kesilip yol edilip ve bazılar bazı payenin temellerden kal‘ edip kemerleri ve
kalkanları(?) oyup ocaklar ve pencereler ve dolaplar eyleyip kendi muradları üzere
evler ve odalar ihdas eyleyip ve câmi‘-i erife civarında ve payeler dibinde hâ â
helalar ve sofyeler ihdas eyledikleri zâhir oldukda ehil halde bi’l-ittifak bu ta’ifenin
câmi‘-i erif binasına küllî zararları olup haraba mü rif olmu tur öyle ki câmi‘-i
erifin etrafı tahliye olunup tedârük olunmaya iyazenbillah an-karîb câmi‘-i erif
harab olmak mukarrerdir dedikleri ecilden câmi‘-i erife bu makûle zarar edenlere
er‘en ne lâzım gelir diyü eyhülislam müftiyü’l-enâm edâma’llahü te’âlâ fezâilühû
ila yevmü’l-kıyamdan istifta‘ olundukda tazir-i edidden sonra ettikleri zararlar bi-
kusûr tazmin olunup ol ehl-i müfsidler civar câmi‘-i eriften tard ve ib‘ad olunmak
lâzımdır diyü ref‘ eyledikleri payelerin ta larını bey‘ edip ve zikrolunan kemerleri
yıkıp kendi muradları topraktan ve a açtan yaptıkları evleri yıktıkları mukabelesinde
145

alınmak kifâyet eyler mi veyahûd aldıkları icereleri ve yıktıkları bina tazmin


olunmak lâzım gelir mi ve bazılarının biz böyle bulduk dedikleri cevap olurmu diyü
istifta olundukda bi-kusûr tazmin lâzımdır diyu ve mezkûrlar muktezâ-yı er‘-i erif
üzere ihrâc olunduklarında bazıları inad eyleyip bize zulümdür çıkmazız deseler ve
bazı kimesneler dahi ol muânid takviyet eyleyip kafir binasıdır yıkılacak ne lâzım
gelir diyü er‘-i erife zulümdür din-i kafir ve avreti baindir harb-i edidi ile
çıkarılmak lâzımdır yıkılacak nice olur dinlerin slam olan salvete bazıları içün
derlerse kafirlerdir kanları mübahdır diyü cevap verilme in muktezâ-yı emr-i er‘-i
kavim her ne ise icra ve mezkûr hadis binalar külliyen ref‘ olunup ta‘mîr ve ihya
olunman emr idüp buyurdum ki vusûl buldukda sâbıkâ eyhülislam olan Mevlâna
Muhiddin hududu ta‘yîn eyleyip yazdı ı deftere nazar edip dahi bir an ve bir saat
tehir ve aram eylemeyip bu bâbda gere i gibi mukayyed olup câmi‘-i mezbûr
etrafında vakfiye üzerinde olan evleri ve yapıları bil-külliye ref‘ idüp ettirip dahi
mütevellisine zabt u kabz ettirip dahi tahmin olundu u üzere sa ve sol caniblerinde
otuz be er ar un yerlerin hâli koyup dahi mü arunileyh mimarlarım ba ı vech-i
münasip gördü ü üzere hâli kalacak yerde bi’t-tevakkuf payeler ve karizler bina
ettirip ve medresesi etrafında yol için üç zirâ‘ yeri hâli koyup ve mirî anbarları dahi
ref‘ edip ve nim kubbesi üzerinde olan minaresin ref‘ edip önünde olan payenin
üzerinde bir minare bina ettirip ve bi'l-cümle câmi‘-i mezbûrun içerisinde ve
ta rasında ta‘mîre muhtaç olan yerlerin gere i gibi istihkâm üzere ta‘mîr ettirip ve
lâzım olan örtüsün kur un ile örtüp haraba mü rif olma a sebep olur bir nesne
komayıp ta‘mîr u termiminde dakika fevt etmeyip gere i gibi mucidd u sa’y ve
mimar ba ı münasip gördü ü üzere mukayyed olup ve fetvâ-yı münif mûcebince bi-
hasebi' - er‘-i erif lâzım geleni icra edip er‘-i mutahhare muhalif kimesne inad u
muhalefet ettirmeyip lâzımü’l-arz olanları yazıp bildiresin ba‘den-nazar bu hükm-i
erifimi evkat câmi‘-i erife mütevellisi elinde ibka edip mazmun-ı hümâyûn ile amel
eyleyesin.

[84] Hüküm 172

Hamid-eli sipahilerinden Mustafa nam sipahiye verildi. Fi 11 Safer

Livâ’-i Hamid-eli kâdîlarına hüküm ki hâlâ Hamid sanca ı be i iken kaymakamı ve


kethudâsı olan Hamza mektup gönderip Hamideli’nde fesâd ü enâ‘at üzere olan
146

Hüsam müfsid suhteyi Beydili nam karye halkı tutup sancak be ine teslim etme in
iki yüz mikdârı suhte cem‘ olup karye-i mezbûre ahalisinden intikam maksadıyla
fesâda müba eret etmek üzre oldukların i‘lâm etme in buyurdum ki vusûl buldukda
bu bâbda her biriniz mukayyed olup zikrolunan müfsidler fasâd kasdına hareket
ederlerse mir-i mezbûr mü arunileyh kaymakam ile haberle ip her kangınızdan
mu‘âvenet talep ederse il-eri ile ve bedel verip kalan sipahilerle zikrolunan
müfsidlerin üzerlerine varup fesâd u enâ‘atlerin def‘ edip anun gibi el verip fesâd u
cenge ve mukateleye müba eret edenlerin dahi {demleri} hederdir ana göre
mukayyed olup her biriniz taht-ı kazânızda gere i gibi mukayyed olup kimesnenin
malına ve canına zarar u gazend iri tirmeyip ele gelenleri muhkem habs edip fesâd u
enâ‘atlerin arz eyleyesin.

[84] Hüküm 173

Gökhan çavu a verildi.

Yemen be lerbe isine hüküm ki hâlâ vilayet-i Yemen’in irad ve mesarıfı nedir ve
bakayâsı ne kadârdır ve baki kalma a ne sebep olmu tur ümenada mıdır kimlerdedir
südde-i sa‘âdet’üme mâlûm olmak lâzım u mühim olma ın buyurdum ki vusûl
buldukda bu bâbda bîzzât mukayyet olup fi'l-vâkı‘ vilayet-i Yemen iradı ve mesarıfı
nedir ve bakayâsı var mıdır ne kadar bakayası vardır ve baki kalma a ne sebep
olmu tur bakayâ ümenada mıdır gayrıda mıdır kimlerde ise her kimde ne kadar baki
varsa ve ne sebep ile bâki kalmı tır aslı nedir ve ne kadâr kul vardır ve bi'lcümle
vilayet-i Yemen’in cem‘i ahvâlin mufassal ve me ruh yazıp defter eyleyip mühim ve
mü kul bir mahalde komayıp defterleri mûmâileyh çavu um ile Südde-i sa‘âdet’üme
gönderesin.

[84] Hüküm 174

Avaz(?) çavu a verildi.

Akkirman ve Kili kâdîlarına hüküm ki hâlâ Âsitâne-i sa‘âdet’de çavu ba ı olan


Mustafadâme mecduhû gelip bundan akdem salhane kurbinde Kasap o lu Osman
nam kimesneden on bir bin akçeye bir kıt‘a çayır satın alıp mezbûrun babası
147

zikrolunan çayırı ecza’ya vakf edip hâlâ mürtezika dahl ettirmedi in bildirme in
buyurdum ki vusûl buldukda mezbûr Osman her kangınızın taht-ı kazâsında
bulunursa mü arunileyhin vekili olan mezbûr bedel akçesin virdürüp veyahûd akçe
vermek ihtiyar etmezse südde-i sa‘âdet’e gönderesin ki gelip er‘ ile bertaraf ola.

[85]Hüküm 175

Kethudâsı Kıtasa verildi. Fi 11 Safer

Diyarbekr be lerbe isine hüküm ki …memleket ve vilayete müteallik ahkam-ı erife


gönderilip bazısın icra olunup bazıları icra olunmadân be lerbe inin tebdili vakı‘
olma la ahkam-ı erife çıkan be lerbe inde kalıp sonra varan be lerbe i evamir-i
aliyyenin mazmunundan haber olmayıp nice hususlarda her be lerbe ine tekrar
hüküm gönderilmek lâzım gelip nice emir icra olunmadı ı cedd-i tevatüre eri mi tir
imdi memlekete müteallik gönderilen ahkam sûretleri mücelled defter yaptırılıp her
be lerbe i divânında mahsuz durmak lâzım olma ın buyurdum ki vusûl buldukda
sicil-i ikayetde bir cüz defter ettirip dahi be lerbe inin zamanında memleket u
vilayete ref‘-i teaddî ve bid‘ate müteallik sana ne miktar ahkam gönderilirse sûretleri
ol cüz’de kayd eyleyesin ki ahkamın mazmunu sonradan gelen be lerbe i ve ehl-i
divânın malumu olup sadır olan evamir-i aliyyemi icra edip ve min-bâd gelecek
be lerbe leri dahi eyle edip zulm u teaddîye ihdas-ı bid’ate cevaz göstermeyip
mucib-i hümâyûnumla amel edeler ve emr olundu u havi mühürlü kese içinde defter
sanduklarının birinde hıfz edeler.

Bir sûreti Van be lerbe ine

Bir sûreti Ba dat be lerbe ine

Bir sûreti Erzurum be lerbe ine

Bir sûreti Halep be lerbe ine

Bir sûreti Basra be lerbe ine

Bir sûreti ehrioz be lerbe ine

Bir sûreti Anadolu be lerbe ine


148

Bir sûreti Karaman be lerbe ine

Bir sûreti am be lerbe ine

Bir sûreti Rum be lerbe ine

Bir sûreti Zülkadriye be lerbe ine

Bir sûreti Budun be lerbe ine

Bir sûreti Teme var be lerbe ine

Bir sûreti Lahsa be lerbe ine

[85]Hüküm 176

Rodos … verildi. Fi 4 Rebi’ül evvel

Rodos kâdîsına ve Dizdarına hüküm ki Südde-i sa‘âdet’im’de hizmet eden etıbbâdan


David nam Yahudinin Kıbrıs’a sürülmesin emr idüp sana irsâl olunmu tur buyurdum ki
vusûl buldukda mezbûru Le ko e kal‘asında temekkün ettirip zinhar kal‘adan ta ra
salıverdirmeyip ve Lefko e dizdarına dahi muhkem tenbih eyleyesin ki mezbûru onat
gözettirip asla bir tarikle kal‘ayı mezbûreden ta ra salıvermek ihtimali olmaya ve
mezbûr sana ne günde vasıl olup kal‘aya ne gün teslim etti ini yazıp arz eyleyesin.

[86]Hüküm 177

Silivri kâdîsına hüküm ki taht-ı kazâna tabi ahturu nam karye halkı haslar kazâsında
olan mirî çayırlara hizmet edegelmi ler iken hâlâ ula a at tedârük ederiz min-bâd çayıra
hizmet etmeziz diyü özr u bahane eyledikleri i‘lâm olundu imdi südde-i sa‘âdet’im’den
mirî bârgîri ta‘yîn olunmayıp müceddid ulak bârgîri tedârükin ederiz derlerse caiz
de ildir çayır hizmetin dahi mühimmatdandır buyurdum ki vusûl buldukda mezbûrlara
ol vechile özr u bahane ve inad u muhalefet ettirmeyip kemâkân mirî çayırlar hizmetin
ettrip anun gibi ulak için at lâzım oldukda Silivri’den ve rast gelindi i mezradan tedârük
edesin.
149

[86] Hüküm 178

Rezzak çavu a verildi. Fi 11 Muharrem

Görice ve Prespe kâdîlarına hüküm ki sen ki Prespe kâdîsısın mektup gönderip düstûr-ı
mükerrem vezirim Mahmud pa a edâmel’lâhu te‘âlâ iclâlehû haslarına voyvoda olan
Sinan meclis-i er‘ e gelip kazâ-i mezbûreye tâbi‘ strive nam karye halkından bir
harami dahi süba ım olan Memi meclis-i er‘e davet etti i sebepten ahali-yi karye-i
mezbûre gulüvv-i âmm edip mezkûr süba ın katl kasdına gelip mahalle kurbinde yolun
basıp alat-ı harb ile ve ziyan ta ları ile ba ın yarıp sa elinin iki parma ın mecrûh edip
andan bırakıp atın ve kılıcın ve … ve bozdo anın ve çatpatın ve mü arunileyhin
esence(?) mahsulunden on be bin akçesin alıp fevt oldu diyü koyup gidip ve bir âdemi
dahi muhkem harb edip er‘-i erife candan davet olundukda biz er‘e ve emre muti‘
de iliz bizim er‘imiz da dır diyü cevap verip mahal-i hadiseye varılıp ahvâlleri
tefahhus olundukda zikrolunan minval üzre karib olan kurâ halkı haber verip cümlesin
reisi Kara Papaz ve Mizaterik(?) ve Radko(?) ve Nikomavi(?) ve Gorkiducen(?) nam
zımmilerdir e er meclis-i er‘e gelseler fesâdlarına ahâdet ederdik dediklerin
bildirmi sin imdi bu husus er‘ ile sorulup arz olunmasın emr idüp buyurdum ki varıcak
zikrolunan ehl-i fesâdı ele getirip gaybet ederse er‘ ile buldurması lazım olanlara
buldurup meclis-i er‘e ihzar edip dahi ahvallerin hak üzre onat vechile dikkat u
ihtimâm ile tefti edip göresin karye-i mezbûre zımmileri arz olundu u üzere fesâd ü
enâ‘at edip teaddî ettikleri vâkı‘ ise ki er‘ ile sâbit ve zâhir ola mezbûr süba ın alınan
ve atın ve akçasın alıverdikten sonra ehl-i fesâdı habs edip sübut bulan ahvâllerin yazıp
südde-i sa‘âdet’e arz edesin hak üzere olup tezvîr ü telbîsden hazer eyleyesin.

[87]Hüküm 179

Köstendil sipahilerinden Yusuf o lu Mehmed’e verildi. Fi 11 Muharrem

Köstendil be ine ve Ilıca kâdîsına hüküm ki haliya mektup gönderip bundan akdem
irret u ekavetle me hur olup Üsküpten red olunup Ilıca kazâsında mütemekkin olan
Iraz Ahmed nam kimesne tezvîr ü telbîsden hâli olmayıp ahâli-î vilâyete ekva
eylediklerin i‘lâm ettikleri ecilden buyurdum ki vusûl buldukda mezkûru ihzâr edip dahi
davayı hak eden kimesneler ile beraber edip bir def‘a er‘ ile fasl olunmu olmayıp on
150

be yıl terk olunmu davaların bermûceb-i er-i kavim teftî ü tefahhus eyleyip göresin
anun gibi üzerlerine er‘ ile sâbit u zâhir olan hukuku ashabına bi’t-tamam alıverdikden
sonra mezkûrun üzerine ne makûle mevad sâbit oldu un yazıp arz eyleyesin.

[87] Hüküm 180

Bu dahi.

Köstendil be ine ve Ilıca kâdîsına hüküm ki Ilıca kazâsı halkı tarafından arz olundu ki
bi'l-fi‘l mahkeme naibi olan Abdi hoca min-bâd niyabet etmemek için sâbıkâ hüküm
vârid olmu iken emr-i erife itâ‘at etmeyip andan nice karye halkı zulm ü teaddîsinden
firar edip ve hâlâ mirî kebe ve kürekçi cem‘i ferman olundukda iki bin yetmi hane iken
dört bin hane üzere cem‘ edip ziyadesin kendi ketm edip ve bazı karye zımmilerin kendi
ba ve bahçesine istihdâm edip muttasıl tezvîr ü telbîsden ve zulm ü teaddîden hâli
olmadu un arz edip tazallüm eyledikleri ecilden buyurdum ki vusûl buldukda mezkûru
ihzâr edip dahi davayı hak eden kimesneler ile beraber edip bir def‘a er‘ ile fasl
olunmu olmayıp on be yıl terk olunmu davaların bermûceb-i er‘-i kavim tefti
eyleyip göresin anun gibi mezkûrun üzerine er‘ ile sâbit olan hukuku ashabına alıverip
kendünü habs edip arz eyleyesin.

[87] Hüküm 181

Er o lu sa çavu a verildi.

Dukakin sanca ında vâkı‘ olan kâdîlara hüküm ki hâlâ anda top yuvala ı hizmetinde
olan Yörük ta’ifesinin zehayiri akçeleri ile tedârük olunmak lâzım olma ın buyurdum ki
vusûl buldukda ta’ife-i mezbûreye lâzım olan zad u zevadların akçeleri ile tedârük
eyleyip müzâyaka çektirmeyesin.
151

[87] Hüküm 182

Mehmed çavu a verildi. (M)ezbur

Kıbrıs be lerbe isine hüküm ki hâlâ Südde-i sa‘âdet’üme arz-ı hâl sunup Kıbrıs’da
vâkı‘ olan gönüllü ta’ifesine kethudâ ve kâtip ve bölükba ı lâzım oldukda
bölükba lardan kethudâ ve kâtip ve neferlerden bölükba lık verilmeyip âhar yerden ve
Tat ve sürgünden verilmekle bölüklere ihtilal verilir ve gönüllü ve sâir tevaifden bir
enâ‘at zuhur ettikde a aları haklarından gelip cürm-i galîzaları olanları Asıtane-i
sa‘âdete arz eylemek ve kethudâ ve kâtip ve bölükba lık kanun-ı kadim üzre tevcih
olanmak babında hükm verilmesin rica eylediklerin bildirmi ler imdi bu makûle
münasip ekabir hizmetinden gelen yarar yi itlere ve gayrıya tertib-i mezbûr üzere
kanun-ı kadim mûcebince sen bîzzât tevcih eylemek emr idüp buyurdum ki vusûl
buldukda bu bâbda mukayyet olup a alara itimad eylemeyip anun gibi … mahlûl vakı‘
oldukda geri bölüklerde ekabir hizmetinden kalmı yarar umurdan kimesnelere ve gayrı
yarar kimesnelere tevcih eyleyip kanun-ı kadime muhalif i olmakdan hazer edip
ihtimâm üzre olasın ve tevaif-i mezbûreden biri bir fesâd ettikde günahına göre a asına
tedip ettirip anun gibi cürm-i galîzaları olanları habs edip avk ve tevkif ettirip ve yarak
isti‘mal ettirip … ve yeniçeri ta’ifesi dahi bin neferden üç yüz neferi atlu tüfenglidir
anları dahi kul ta’ifesin yokladıp daima dikkatlerine hazır bulunup öyle ki piyade lâzım
oldukda ale’t-tacil eri ip hizmetlerine yollanalar ve bi'lcümle kul ta’ifesinin nizam-ı
intizamı ziyade murad-ı erifimdir basiret üzre olasın.

[88] Hüküm 183

Mustafa çavu a verildi. Fi 9 Safer

Mihal o lu olup ze‘amete mutasarrıf olan Hüseyin’e hüküm ki hâlâ Edirne’de vâkı‘ olan
Mihal köprüsü ta‘mîr olunmak mühimmatdan olup lakin mürtezikanın ulufeleri rakabe
olursa fezaya küllî müzayeka lâzım gelip vakfın sâl be-sâl vâkı‘ olan zevadı senin
canibinden zabt olunup köprüyü imdiden sen kendi yanından ta‘mîr eylemek mühim
olma ın buyurdum ki zikr olunan köprüyü imdiden sen kendi yanından tamir idüp dahi
vakfın sâl be-sâl vâkı‘ olan zevadından harç eyledi in akçe tamam hasıl olunca sen alıp
152

kabz eyleyesin köprü ta‘mîr olmaga ziyade mühim olmu tur bu bâbda ihtimâm eyleyip
köprünün bina ve ta‘mîrine heman müba eret eyleyesin.

[89] Hüküm 184

Beram çavu a verildi. Fi 15 Safer

Akkirman be ine ve Varna kâdîsına hüküm ki hâlâ Danaba o lu Koç Ali ve


Ka ıkcıo lu ve Cemal o lu eytan kulu ve Arabacıo lu Murtaza ve Kara pîr Ali nam
kimesneler ehl-i fesâd u enâ‘at oldu u i‘lâm olunma ın ele getirilip küre e konmak
emr idüp buyurdum ki mezkûrları ele getirip dahi ahvâllerin bir def‘a fasl olunmayan
hususların er‘le tefti eyleyip göresin fi'l-vâkı‘ fesâd u enâ‘atleri er‘le sâbit olursa
yaramazlıkları sicil olduktan sonra sûret-i sicilleri ile birlikte küre e götüresin.

[89] Hüküm 185

Bu dahi.

Akkirman be ine ve Varna kâdîsına hüküm ki hâlâ livâ’-i Akkirman’da bazı ehl-i fesâd
u enâ‘at olup ele getirilip küre e konmak emrim olma ın buyurdum ki vusûl buldukda
livâ’-i mezbûrede ehl-i fesâd u enâ‘at olup fesâdları sâbit ve sicil olanları ele getirip
sûret-i sicilleri ile anda olan kadırgalara küre e koyasın.

[89] Hüküm 186

Bu dahi.

Varna kâdîsına hüküm ki bundan akdem Akkirman kâdîsı olan Mevlânadan kürekçi
akçesin ziyade alıp reâyâya zulm u teaddî eyledi i Akkirman be i mektubu ile i‘lâm
eyleme in mezkûrun ahvâli mukaddemâ tefti olunmak için sana hüküm irsâl
olunmu tu vaz çavu vusûl buldukda buyurdum ki bu bâbda mukayyet olup mezkûrdan
davayı hak eyleyenler ile beraber eyleyip dahi bir def‘a er ile fasl olunmayıp on be yıl
terk olunmayan hususların bermûceb-i er‘- erif onat vechile hak üzre tefti edip
153

göresin arz olundu u üzere reâyâya zulm ü teaddîsi sâbit olursa kendinden ve
âdemlerinden er‘le sübut bulan hukuku ashabına bi-kusûr alıverdikten sonra ne makûle
hukuk sâbit olup kimin ne alıverdi i ve sâir zulm ü teaddîsi ne ise mufassal ve me ruh
yazıp südde-i sa‘âdete bildiresin.

[90] Hüküm 187

Mektup getirene verildi.

Anadolu be lerbe isine ve Kütahya ve Seyitgazi kâdîlarına hüküm ki hâlâ Seyitgazi


medreresine müderris olan Mevlâna Yahya mektup gönderip ol makamdan mukaddemâ
red olunan ı ık ta’ifesi hangahının hayli hizmet etme in ve ta‘mîre muhtaç olan
yerlerin meremmet edip rakabe ettirmemek artıyla mültezim olduklarında artları üzere
hayli hizmet etme in ve talebeye riayet edip evvelki fıkha müteallik adetlerin terk idüp
ehl-i sünnet ve cemâ‘atden olup evkat-ı hamseye müdavemet edip bolluk ve … üzre ol
hizmette olmak izn-i hümâyûn verilip ile’l-an ol hizmet üzeredirler lakin mezbûrlar
talebe ile ittifâk üzere olup vakf mahsulunden gayrı vakf için etraftan gelen sadaka
nüzurunu bey‘ edip evkafın mühim olan yerlerini ta‘mîr etmeyip cami‘ ve mezar-ı
erifin hareminde tabl hane ihdas edip yıl da bir kere mahiye dedikleri bid’atlerin yine
peyda edip etraftan nice fıkh cem‘ olup harem-i mezbûrda tabl ve nakkare ve sitbi te ve
kopuz çalınıp mal-ı vakf bi-mukayyed yerlere def olunmak üzeredir talebe ve ayende vü
revende rencide olmaktan hâli olmayıp muradları mal-ı vakfı rakabe ettirip dahi
hevalarına tâbi‘ olan kuzat ve nüvaba her yıl birer güne haraba arz ettirip medrese ve
talebeyi aradan ref‘ ettirmektir amma e erçi afet-i semavi sebebiyle bu def‘a vakfın
vüs‘ati yoktur lakin aslında tamam vüs‘ati vardır vakfın mütevellisi ve eyhi ve kethudâ
ve cabileri makbuzat ihracatı müfredâtı ile muhasebe defterleri yerli yerinden görülüp
tefti olunsa asla rakabe ihtiyaç çekilmeyip nice mal-ı vakf zuhur ederdi diyü
bildirmi sin ve ta’ife-i mezbûre tarafından dahi âdem gelip mezbûrlar mücerred evkafın
haraba müteveccih de irmen ve sâir mühim olan binası ta‘mîri için rakabe olan
dedikleri için ve evkafa müteallik olan hizmete ihtimâm etikleri için müderris-i mezbûr
ve talebe anlara a‘dâdet edip hüsn-i zindegâni razı de illerdir diyü bildirdiler imdi
ta’ife-i mezbûreden er‘-i kavime muhalif evzâ‘ sadır oldu una rıza-ı hümâyûnum
yoktur amma bundan evvel mâdem ki zikrolunan ta’ife ol makam-ı erifin hizmetine
geri dahil olmaya memûr olmayıp günden güne haraba mü rif olmak mukarrerdir diyü
arz olunma ın mezbûrlar evkat-ı hamseye müdavemet edip ta‘mîre muhtaç olan vakfın
154

yerlerin ta‘mîr etmek ve menhiyatdan ve er‘e muhalif olan evzâ‘dan feragat edip
çıblak(?) ve rafiz ve ilhad üzre olan e gali aralarına getirmemek artıyla anların vakfa
evvelki üslup üzere mâmûr ve ihyâ olmak için rızahat-ı hümâyûnum verilmi tir
buyurdum ki bu hususa bîzzât mukayyet olup göresin emrime ve er‘e muhalif bina
ihdas edip er‘e muhalif vusûlleri varsa men‘ ü def‘ ettirip er‘e muhalif i ettirmeyesin
ilhad ve rafizi ve gayrı bed mezhep üzre içlerinde asla bir ferdi komayıp tenbih
eyleyesin ki er‘-i erif üzre evkat-ı hamseye edâ ettirip mezar-ı erif için aldıkları nüzur
ve sadakati ketm etmeyip istikamet üzere götürüp mütevellileri ve eyhleri ma‘rifetiyle
vakfın ta‘mına ve mühim olan mesarıfına sarf edip er‘-i kavime muhalif evzâ‘ ve
etvârlardan hazer edeler ba‘de't-tenbîh evkat-ı hamsede müdavemet etmeyip bi-namaz
olanları sen ki toprak kâdîsısın daima tetebbu‘ edip anun gibileri içlerinden ref‘ edip
er‘e muhalif i ettirmeyesin ve vakfın ta‘mîre muhtaç olan e er de irmen ve e er sâir
emlakidir ta‘mîr ve ihyâ ettirip asla bir yeri haraba mü rif olmaya cevaz göstermeyesin
ve evkaf-ı mezbûre mütevellisi ve cabilerinin ve ehlerinin makbuzatın ve maruzat
defterlerinden muhasebelerin ve irad mesarıfin hak üzere görülmeyen zamandan beri
tefti edip masrafdan ma‘adâ birinin zimmetine mal-ı vakıfdan nesne sâbit olursa vakıf
için bi-kusûr alıverip ve bi'lcümle ol makam gere i gibi mâmûr ve ihyâ olmaga
müteallik ümurun tedârükinde dakika fevt etmeyip ve ta’ife-i mezbûre talebe ile hüsn-i
zindegâni üzere olmayı tenbih edip anun gibi arza muhtaç mal-ı vakfa müzâyaka
verirler imi anı dahi vakıf mütevellisine tenbih eyleyesin ki min-bâd e er müderrisdir
ve e er gayrıdır bir ferde pe in nesne vermeyip vacib oldukça herkesin müstehak
oldu u mevacibin verip maruzat defterlerini muhkem hıfz eyleyesin ki hin-i
muhasebede cevabın ana göre verilip vakfa bir vechile zarar u noksan meziyet olmaya.

[91] Hüküm 188

Edirne kâdîsına hüküm ki Darende ve Di li Osman gelip mahruse-i stanbul zahîresi


için iki yüz elli kantar bal getirir iken Edirne’ye geldikde anda alıkonuldu un bildirdi
imdi mahruse-i mezbûrede bala ziyade ihtiyaç olma ın buyurdum ki vardukda
mezkûrun mahruse-i mezbûrede alıkonan balın teslim eyleyesin ki getirip bey‘ eyleye
min-bâd mahruse-i stanbul zahîresine mâni‘ olmayasın.
155

[92] Hüküm 189

Be in âdemine verildi. Fi 15 Safer

Hınıs be ine hüküm ki mektup gönderip livâ’-i mezkûrda Kürdistan ve ta’ife-i Ulus
u ra ı olup imdili in e er vilayet ahalisidir ve e er Ulus ta’ifesinden emn ü emân
üzere olup lakin ta’ife-i mezkûre ihyâsı muhtelife olma la bazı aki ve müfsid
kimesneler alat-ı harb ile birbirinin üzerlerine varıp özi otla ın ihrâk edip mal ve
davarların serika ederler er‘-i erife itâ‘at etmeyip götürme e ikdâm oldukda gurbet
ta’ifesi kimi evladını yere çalıp öldürüp at aya ı altına bırakıp kan isnâd edip dava
ederler mukaddemâ olan sancakbe lerine bu makûlenin fesâdı sâbit olursa er‘ ile
haklarından geline diyü hüküm verilmi imi geri ol-vechile hüküm verilmesin arz
eylemi sin imdi ol makûle irret u ikası olanlar hakkında husema ikâyet eyledikde
er‘-i erife ihzâr edip dahi husemâ muvâcehesinde cürmleri sâbit olanlar muktezâ-yı
er‘-i erif üzere haklarından gelinmek emr idüp buyurdum ki bu hususa mukayyed olup
ol ta’ifenin vech-i me rûh üzere irret ü enâ‘atleri sâbit u zâhir olursa ol babda öyle ki
muktezâ-yı er‘-i kavimdir icra edip yerine koyasın itâ‘at-i er‘-i erif etmeyenleri
isimleri ile yazıp arz eyleyesin.

[92] Hüküm 190

Kethudâsına verildi.

Kefe be ine hüküm ki andan gelen gemiler a açları rencber gemilerine tahmil ettirilip
mümkün oldu u üzere irsâl olunmasın erm edip buyurdum ki vardukda tehir etmeyip
kat‘ olunan gemi a açlarını emrim mûcebince rencber gemilerine tahmil ettirip mümkün
oldu u üzere irsâl eyleyesin bu husus mühimdir bab-ı ikdâm u ihtimâmda dakika fevt
etmeyesin.

[92] Hüküm 191

Bursa ve negöl kâdîlarına hüküm ki Eski ehirli Bali nam kimesne ehl-i fesâd olup ele
gelmesi lâzım olma ın buyurdum ki Anadolu çavu larından Ömer vardukda her
156

kangunızun taht-ı kazâsında bulunursa mecâl vermeyip ele getirip mezbûr çavu uma
mukayyed u mahpûs ko up Dergâh-ı Mu‘allâ’ma gönderesin.

[93] Hüküm 192

Mezbûr yeniçeriye verildi. Fi 29 Safer

Selanik be ine ve Selanik ve Karaferye kâdîlarına hüküm ki sen ki Karaferye kâdîsısın


naibin Südde-i sa‘âdet’üme sûret-i sicil gönderip Karaferye’de yasakçı olup Dergâh-ı
Mu‘allâ’m yeniçerilerinden olan Hasan ve Sinan nam yeniçeriler meclis-i er‘e gelip
nefs-i Karaferye’den erbâb-ı tîmârdan Çanakçı Mehmed ve Ferhad o lu Ahmed ve
Batakgöygüs Mustafa ve Fahreddin o lu Hasan ve ehirli ta’ifesinden Serraç brahim
o lu Ali ve Ya cı Yusuf o lu Ali ve Ahmed bin Kaya ve Mehmed bin Mustafa ve
Memi ve Süleyman ve Çanakçı Mehmed’in gurb-ı ilkindinden sonra alat-ı harb ile gelip
mezbûran yeniçerilerimden … önünde sakin iken evi basıp bunları katl etmek murad
edip yeniçeriler güçle halâs olup odalarında olan esbablarını gâret edip ve davarların
pare pare edip helak eyleyip zulm u teaddî eylediklerin bildirdi imdi memleket ve
vilayete sancakbe i ve kâdî nasb olunmakdan murad eyyam-ı adaletimden cümle halk
âsûde-hâl olup dua-yı devam-ı ömr-i saltanatıma i tigalde olunmak içindir ikindi
vaktinde gündüzün bu makûle ehl-i fesâd cem‘ olup ev basıp bir hayli zaman cenk edip
böyle fesâd eyleyeler niçin ol mahallede olanlar ehl-i fesâdı men‘ eylemeyeler veyahut
ele getirme e sa‘y eylemeyeler gündüzün bu vechile ehl-i fesâdın cem‘ olup ev basıp
cenk ü cidal eylemeleri memleket zabtında adem-i ihtimâmınızdandır bu makûle fesâd
edenler ele getirilip haklarından gelinme in lâzım olma ın buyurdum ki vardukda bu
bâbda onat vechile mukayyed olup mezbûrları töhmet-i sâbıkâsı olma la mazınna vü
müttehem olanları ele getirip gaybet ederler ise er‘ ile buldurması lâzım olanlara
buldurup gönderdip husemâ muvâcehesinde er‘ ile te ti edip göresin fi'l-vâkı‘ bu fesâd
edenler e er mezbûrlardır ve e er gayrılardır her kimler ise ki er‘ ile sâbit u zâhir ola
cümlesin habs edip dahi kaç nefer ise isimlerin ve içlerinde erbâb-ı tîmâr varsa
tîmârların yazıp Südde-i sa‘âdet’üme arz eyleyesin ki tîmârları âhara verildikten sonra
haklarında emr-i erifim ne vechile sadır olursa mûcebi ile amel eyleyesin amma bu
bâbda tamam hak üzere olup hiçbir canibe meyl etmeyip ehl-i fesâda himayet
olunmaktan ziyade ihtiraz edesin.
157

[94] Hüküm 193

Sahibine verildi. Fi gurre-i Rebî‘u’l-evvel sene 981

Bursa kâdîsına hüküm ki haliya mahruse-i mezbûrede medfun olan karında ım Mustafa
merhumun müceddeden bina olunan türbesinde her gün kırâ’at olunmak için on be adet
cüz-i erif Sultan Murad evkafı zevatinden yevmi iki er akçe ile ve bir türbedâr yevmi
üç akçe ile ferman olunup ve zikrolunan icra-i erifin birisi türbedâr olanlara me rut
olup bi'l-fi‘l zikrolunan türbedârlık Muradiyü evkafı tevaifinden yevmi üç akçe ile ve
mezkûrun icra-i erifinden bir harf-i erif yevmi iki akçe ile Yusuf nam kimesneye
tevcih olunup türbedâr nasb olunmu tur buyurdum ki emrim mûcebince ta‘yîn olunan
on be adet edâ-i erifin türbedâra me rut olandan mâ‘adâ sen merhum mü arunileyh
validesi ma‘rifetiyle kırâ’ata kadir ehl-i Kur’an kimesnelere Muradiyü evkafı
zevatından yevmi iki er akça ile tevcih ettirip arz eyleyesin ve min-bâd dahi bir cüz-i
erif mahlûl olup arz olunmak lâzım geldikde mûmâileyhin ma‘rifeti olmadân kusûru
arz eyleyesin.

[94] Hüküm 194

Bali çavu a verildi. Fi 29 Safer

Kilis be ine hüküm ki Südde-i sa‘âdet’üme mektup gönderip livâ’-i Kilis’in üç yüz bin
akçe icmâllu haslarından mukaddemâ Ferhad -dâme izzuhû- üzerinden seksen bin akçe
ifraz olundu u ve zu‘amâ ve erbâb-ı tîmâr ve ahali-yi kıl‘anın on be kere yüz bin açke
yazululaında(?) yüz bin akçe ifraz olup Kilis sanca ı mü arûnileyhe tevcih olunduktan
sonra iki yüz bin akçe ifraz-ı mütehammüldür diyü arz eylemi sin imdi mü arunileyh
sâbıkâ Âstâne-i sa‘âdet’e gelip muhasebe okudukda küllî ifrazın mütehammül oldu un
i‘lâm eylemi idi ol zamanda mü arunileyhe yüz elli bin akçeden ziyade ifraz ihracına
ruhsat verilmi idi hâlâ sen serhad muhafaza üzre oldu un bildi in ecilden yüz bin
akçeden ziyade ifraz ihrâc olunmayıp ve … sana ferman olunan otuz bin akçe terakki
bedeli zikr olunan yüz bin akçeden tevcih olunmak için mü arunileyhe hüküm irsâl
olunmu tur buyurdum ki vusûl buldukda ana göre mü arûnileyh ile haberle ip sanca ın
hazineleri terekesin ihrâc eyleyesin.
158

Saray kâdîsına Kilis be inin otuz akçesini tevcih edesin diyü Rumeli kaydına geçmi tir
mufassal ve me ruh fi 29 S sene 981 tarihinde.

[95]Hüküm 195

Yevmü's-sülâsâ fî 27 Safer sene 981


Kethudâsına verildi.

Lalaya hüküm ki Göküyük kâdîsı mektup gönderip kaza-ı mezkûreye tabi


Sarımahmudlu nam karye ahalisi gelip Bahadırlı nam karyeden babası Mehmed’i katl
eden kuttâ‘u't-tarîkden oldu un sûret-i sicil olan Divâne Ali na-bedid olma ın karye-i
Sarımahmud halkı katl eylediler diyü ahinci ba ı Dilaver ile hüküm gönderilip on dört
bin akçelerin aldıktan sonra mezkûr Divâne Ali’nin varisleri alınan akçeyi müba ir aldı
tekrar dava-yı dem’e üru‘ ettiler diyü arz-ı hâl eylediklerinde Divâne Ali’nin ahali-i
vilayetten ahvâli tefahhus olundukda babasın katl edip kuttâ‘u't-tarîk olup katl-i nefs
edip gâret-i emval etmekten hâli de ildir diyü ahâdet eyleyip Dilaver a anın
Müslümanlardan aldı ı akçe alıverilmesi hususun arz eylemi imdi bu husus er‘ ile
sâbit olup katil kim idi i zâhir u muayyen de il iken mezkûr ahinci ba ı hilaf-ı er‘
akçaların almak caiz de ildi buyurdum ki vardukda göresin fi'l-vâkı‘ husus-ı mezkûr bi-
hasebi' - er‘ sâbit u zâhir olmadan ve katil kim idü ü ta‘yîn olunmadan karye-i mezkûre
ahalisinin asla müdehaleleri yok iken ol mikdâr akçelerin aldı ı vâkı‘ ise hilaf-ı er‘-i
erif alınan akçelerin bi-kusûr alıveresin.

[95] Hüküm 196

Sultaniye kal‘asının topçularından Ahmede verildi. Fi 11 Muharrem

Lapseki kâdîsına hüküm ki Sultani kal‘ası topçuları ba ı Hasan mektup gönderip kal‘a-i
mezbûre hizmetine altmı nefer haymana tahrir olunup ve defter olunup hüküm dahi
vârid olmu iken hâlâ mezkûrlardan bazı mezbûr hizmete gitmeyip hizmetleri muattal
oldu un bildirme in buyurdum ki vusûl buldukda anun gibi kal‘a-i mezbûre hizmetine
defteriyle muayyen olunan haymanaları emr-i erifim mûcebince kal‘a-i mezbûrede
159

istihdâm idüp ihmâl u mesâhile edenleri muhkem tedip ettirip ve cerime diyü akçelerin
aldırmayasın.

[96] Hüküm 197

Mehmed çavu a verildi. Fi 29 Muharrem

am be lerbe isine ve kâdîsına hüküm ki hâlâ sa halife nam kimesne Âstâne-i


sa‘âdet’e arz-ı hâl gönderip Südde-i Sa‘âdet’im çavu larından Cafer çavu evinde gece
ile hamr edip fısk u fücûrda iken içeriye girip zevcesi olup mezbûr sa’nın kızını katl
eyledi ini ve ehl-i mahalle ile evine varılıp meclis-i hamrı görülüp sâbit sicil oldu un ve
mezkûr Cafer çavu Manlal(?) a a mu‘âvenetiyle ıtlâk olunup icra-i er‘ olunmadı ın
bildirdi imdi mezkûrun çavu lu u alınmı tır buyurdum ki vusûl buldukda bu hususu bir
def‘a er‘ ile fasl olunmamı ise mezkûru ihzâr eyleyüp er‘ ile hak üzere te ti eyleyip
göresin fi'l-vâkı‘ mezkûr Cafer urb-ı hamr edip zevcesin katl etdügü vâkı‘ ise mecâl
vermeyip mezbûr Caferi habs edip aslı ile yazıp Südde-i sa‘âdet’üme bildiresin.

[96] Hüküm 198

Divânı-ı âlide matbah(?) eminine verildi. Fi 3 Muharrem

Manavgat kâdîsına hüküm ki hâlâ Südde-i sa‘âdet’üme mektup gönderip kazâ-i


mezbûrat derya olup eski Antalya ve Ku la nam limanlarda küffâr-ı hâksâr gemileri
gelip reâyânın davarların ve sâir malların nehb ü gâret ve adamların esir edip teaddî
eylemekten hâli olmadı ı ecilden kazâ-i mezbûr ahalisi ve sâir sipahileri nöbet ile
limanları hıfz edegelip hâlâ livâ’-i mezbûr Cezîre-i Kıbrıs’a ilhak olunmamakla
Bosnada kefere ta’ifesi fevkalade Müslümanlara zarar u ziyan edip hayli kimesneleri
esir eyleyüp ve kazâ-i mezbûr reâyâsı ekser havâss-ı hümâyûn reâyâsı olup reâyâya
küllî zarar oldu un bildirmi sin imdi reâyâ ta’ifesinden Kıbrıs ceziresine sürülmek
ferman olunan reâyâ içlerinde erir u aki ve ribâ-hor ve yer tutmaz bi-kar kimesnelerdir
bu bahane ile kendi halinde kar u kisbesinde olan reâyâ ve ticaret üzere âhar memleket
olan müte‘amele dahl u tecavüz olunup emr-i erife muhalif Kıbrıs’a yazılma ın asla
yoktur buyurdum ki vusûl buldukda bu bâbda Kıbrısa sürülme in emr olunan reâyâyı
160

tahrir etmek ferman olunan kâdî ve çavu kazâ-i mezbûra gelip emr-i erifime muhalif
kendi halinde kar u kisbesinde olan reâyâ …mütemevvil olup ribâ-hor olmayıp küllî
alakaları olanları ve bi'lcümle sâbıkâ götürülen emr-i erifime muhalif âdem yazmak
istediklarinde bu emr-i celil alakadar mı ibrâz edip dahi emr-i sabıkım mûcebince
içlerinden erir u aki ve ribâ-hor yer tutmayıp levend u bikar olup yerde ve yurtda
alakaları olmayanları yazdırıp emr-i erif üzere müstehak olmayanları taciz ettirmeyip
emr-i erife mugâyir i olmaktan ziyade hazer eyleyesin.

[97] Hüküm 199

Divan katiplerinden Ahmed Sali alıp Sarı Kethudâya verildi. Fi 15 Muharrem

Bergos kâdîsına hüküm ki mektup gönderip nefs-i Bergos’da yol üzerinde olup konak
olma la ahalisi cem‘-i tekâlif-i örfiyeden mu‘âf ü müsellem olup ve ellerinde selatin-i
mâziyeden mu‘âfnameleri olma ın etrafından pîr ve sagir ve asla sefere iktidarı
olmayan e kinci ve ya cı ve müsellem ve ellici ta’ifesinden bazı kimesneler gelip sâir
fukara ile kazâ-i Bergos’da sakin olduklarında her birinin yerine kendi ta’ifesinden
güçlü ve kuvvetli kimesneler yazılmaya kabil iken süba ılar ve amillerini dahl
eylediklerini bildirmi sin imdi ta’ife-i mezbûreden kazâ-i mezkûreye gelen pîr ve sefere
kudretleri olmayanlar tevaif-i mezbûre müceddeden tahrir oluncıların kimesneye dahl ü
tecavüz olunma a emrim yoktur buyurdum ki vusûl buldukda anun gibi tevaif-i
mezbûreden kazâ-i merkumede gelip sakin olanlar vech-i me rûh üzere pîr ve mariz ve
sefere âdem-i kudretleri oldu u vakı‘ ise tevaif-i mezbûre müceddeden tahrir oluncıların
kimesneye dahl ü tecavüz ettirmeyip men‘ u def‘ eyleyesin ki zikrolunan tevaif emr-i
erifimle müceddeden tahrir olunduklarında defterden dahi ihrâc olunup berâtı âhar
kimesneye tahrir oluna.

[97] Hüküm 200

Bu dahi.

Bergos kâdîsına hüküm ki mektup gönderip nefs-i Bergos yol üzerinde olup konak
olma la ahalisi cem‘-i tekâlif-i örfiye ve avarız-ı divâniyeden mu‘âf ve müsellem olup
161

ve ellerinde selatin-i maziyeden mu‘âf nameleri olup lakin mirî davar geldikde içinde
sakin olan fukarayı ve kârbân-serâycıları saman tekalifinde küllî müzâyaka
çektiklerinden ma‘adâ ahyanen mirî davarlara saman bulunmaga kabiliyet olmayıp
amma kazâ-i Vize’den Bergos’a ilhak olunan karyelerden Çatalca’ya irsâli ferman
olunan bin kantar mikdârı saman her sene de harman zamanında nefs-i Bergos’a gelip
der-anbar olundu u takdirce mirî davar geldikde samana müzâyaka olunmaz diyü
bildirmi sin imdi buyurdum ki vusûl buldukda nefs-i Bergos’a ilhak olunan karyelerden
Çatalca’ya irsâli ferman olunan bin kantar mikdârı saman her sene min-bâd nefs-i
Bergos’a getürdüp der-anbar ettirip hıfz ettiresin ki mirî davar geldikde müzâyaka
çekmeyeler.

[98] Hüküm 201

Bu dahi.

Bergos kâdîsına hüküm ki mektup gönderip nefs-i Bergos’da yol üzerinde olup konak
olma la misafir ve mücavirin mum ve sabuna küllî ihtiyaçları ve müzâyakaları var iken
hariç kazâlardan bazı kimesneler gelip kazâ-i Bergos’a tabi karyede zebih olunan
davarların ya ları ticaret tarikiyle alırlar diyü mumcu ve sabuncu ta’ifesin hariç kazâya
satılması men‘ olunmaga hüküm verilmesin bildirmi sin imdi buyurdum ki vusûl
buldukda fi'l-vâkı‘ kâdîya arz olundu u gibi ise kazâ-i mezbûrda muma ve sabuna
ihtiyaç var iken ya harice matrabazlara virdürmeyesin amma fukaranın ya ların narh
cariden eksi e almak için muma ve sabuna ihtiyaç yo iken ta‘allül olunmak caiz
de ildir fukaraya teaddî olmaktan ziyade hazer eyleyesin.

Bu dahi.

Bir sûreti deri için yazıla.

[98] Hüküm 202

Harim kâdîsına hüküm ki mektup gönderip kazâ-i Harim’e tabi havâss-ı hümâyûndan
karye-i Tenrin(?) halkı gelip karyemiz tarik-i amm üzere olma ın âyende vü revende
teaddî eylemekten hâli olmadı ından ma‘adâ avarıza noksan makbul de ildir diyü celâ-
162

yı vatan edenlerin avarızları ve nüzülleri dahi mezbûrlara tekalif eylediklerin ve sâir


konakta olan karyer gibi âyende vü revendeden çektiklari ta‘b ü zahmet makabelesinde
avarız-ı divâniyye ve tekalif-i örfiyeden mu‘âf olmaların bildirmi sin imdi firar
edenlerin zeytunların ve mülklerin mirî için zabt eylemi ler ise mevcudattan anların
avarızları talep olunmaga caiz de ildir buyurdum ki vusûl buldukda bu hususu göresin
fi'l-vâkı‘ karye-i mezbûreden anun gibi celâ-yı vatan edenlerin emlak ve zeytunlüklerin
ehl-i karye ellerine dü meyip mirî için zabt olunmu ise ol firar edenlerin avarızların
mevcudata tekalif ettirmeyesin.

[99] Hüküm 203

Togar çavu a verildi.

Ofçabolu yörükleri süba ısına hüküm ki bundan akdem Ofçebolu yörüklerinin bir
nevbetlüsü ki 94 neferdir evvelki nöbetlisi Dukakin sanca ında vâkı‘ olan demür
madeninin top yuvala ı hizmetine ta’yîn olunmu idi hâlâ bir nöbetlisi kifâyet
eylemeyip olagelen adet u kanun çeriba ları ve mukaddimleri ile ve altı ar aylık zad ü
zevadelerile vadeler ile ihrâc eyleyip mahalli mezbûrda top yuvarla ı hizmetine
müba eret eyleyeler.

[99] Hüküm 204

Kethudâsına verildi. Fi 15 Safer

Erzurum be lerbe isine ve Erzurum ve spîr kâdîsına hüküm ki sen ki spîr kâdîsısın
mektup gönderip kazâ-i spîr mahallesinde kadimden naib olan Hasan için ol vilayetin
sipahileri ve sâir ahâli-î vilâyet cem‘-i gafir ekva edip mezkûr naib hisar gedü üne
mutasarrıf olup ahâli-î vilâyet irret ü ekasından mütezeccir ahvâl oldukların arz edip
ve divân-ı hümâyûna gelip husus-ı mezbûr vech-i me rûh üzere haber eyledi in ecilden
mezkûrun niyabetinden def‘ edip dahi umumen tefti olunmasın emr idüp buyurdum ki
vusûl buldukda mezkûru ihzâr edip davayı hak edenler ile beraber edip bir def‘a er‘ ile
fasl olunmu olmayıp ve on be yıl terk olunmayan davaların ber-muceb-i er‘-i kavim
163

tefti eyleyip göresin er‘ ile müttevec olan hukuku ashabına alıverdikten sonra
mezkûru min-bâd niyabet ettirmeyip ve ahvâlin yazıp arz eyleyesin.

[99] Hüküm 205

… verildi. Fi 15 Safer

Elbasan be ine ve kâdîsına hüküm ki Draç kâdîsı ile Ba tova naibi Südde-i sa‘âdet’üme
sûret-i sicil gönderip Ali nam emin hassa dilsüzlerimden(?) … su sı ırı mandırasın
basıp iki nefer çobanın bo azlarına ip takıp nice i kence edâ edip habs ettikde sâir
çobanları dahi havflarından gaybet edip mandıradan ya ve peynir alıp ve nice su sı ırı
ve esbab zâyi‘ oldu diyü mü arunileyhin âdemi Yusuf dava ettikde mezbûr Ali’den sûal
olundukda zikrolunan çobanlar bir su sı ırı buza ımı serika edip anuniçün habs eyledim
diyü ikrar eyledi ine uhûd-ı udûl ile sâbit oldu un bildirdikleri ecilden mezbûr eminin
alakasın kat‘ ettikten sonra kayd u bend ile gönderilmek emr idüp buyurdum ki bu
hususu göresin fi'l-vâkı‘ kâdîya arz olundu u gibi ise mezbûr eminin mir-i bakisi varsa
…tahsil olunup mirî için kabz edesin.

[100] Hüküm 206

Er o lu Abbas çavu a verildi. Fi 13 Safer

Elbasan be ine ve Kâdîsına ve müfetti Draç kâdîsına hüküm ki hâlâ Ahmed çavu
mektup gönderip Mazakiye kâdîsı olan Muhyiddin emr-i erif ile ihrac-ı ferman olunan
yirmi yedi nefer kürekçiye bedel bin akçe alma a emrim olmu iken reâyâdan alınmı
bin akçeden ziyade alıp ve kazâ-i mezbûrede beytü’l-mâl emini olan Hasan dahi meclis-
i er‘e gelip Lo ta nam karyeden Ali nam kimesne fevt olup muhallefatı beytü’l-mâla
raci‘ iken müteveffanın akrabasından bir kimesneyi ve vefatından altı gün sonra
Müslüman olma la muhallefatı cümle ana hükm edip ve tahviline dü en beytü’l-mâldan
on be binden ziyade akçe almı tır diyü bildirdi in arz eyleme in buyurdum ki vusûl
buldukda bu hususu tefti edip göresin kâdîya arz olundu u gibi ise kürekçi bedeli için
reâyâdan aldı ı bin akçeden ziyade ne kadar akçe almı ise ba‘de's-sübût ashâbına red
164

ettirip reâyâya geri alıveresin teâllül ettirmeyesin ve kâdî neye müncer olursa tafsili ile
yazıp bildiresin.

[100] Hüküm 207

Evren çavu a verildi. (M)ezbur

Rodoscuk ve necik ve Çorlu ve Kalifere(?) ve Evre e ve Ke an kâdîlarına hüküm ki


Rodoscuk kazâsında mütemekkin olan Dergâh-ı Mu‘allâ’m çavu larından skender
çavu un gece ile evi basılıp kendisi ve hatunu ve o lu ve kızı ve cariyeleri katl
olundu u i‘lâm olunma ın buyurdum ki vardukda her birinizin taht-ı kazânızda gere i
gibi mukayyed olup müteveffa-i mezkûrun kendi de irmencileri ve dalyancılarını ve
ırgâdlarını ve sâir ol etrafda olan ırgâd ve çoban kâfirlerinden ve zikrolunan kâdîlıklarda
ekaved u fesâd ile me hur olup tefti olmaları lâzım olanları yatak ve duraklarına
bi'lcümle er‘ ile buldurması lâzım olanlara buldurup dahi mezbûr çavu um
müba eretiyle er‘ ile tefti edip göresin kâdîya arz olundu u gibi olup bu fesâdı edenler
sipahi ise habs edip arz eyleyesin sipahi olmayanları er‘ ile lâzım geleni mahallinde
icra edip yerine koyasın e er ele getirilen e kıyâ elvermeyip muharebe ederlerse
demleri hederdir ana göre mukayyed olup ehl-i fesâdı ele getirme e kapum kullarından
ve yeniçeri ve zu‘amâ ve erbâb-ı tîmârdan ve il-erinden mezbûr çavu um mu‘âvenet
talep ettikde mu‘âvenet edip ihmâlden hazer edeler ve ehl-i fesâda himayet edenler her
kimler ise isimleri ve dirlikleri ile yazıp arz eyleyesin ki haklarından geline amma bu
bahane ile bi-günah olanlar celb ve ahz olunup zulm ü teaddî olunmaktan ziyade ihtiraz
olunup zulm ü teaddî{den} hazer eyleyesin.

[101] Hüküm 208

Arz defterdara verilmi mirî akçe harç olmu iken muhasebesi görülmek için

Rodos be ine ve Eminine hüküm ki Mente e be i mektup gönderip top kundakları


mühimmi Gökova nam mevzide a aç ihzâr olunmu tur buyurdum ki varıcak tehir
etmeyip at gemileri ve kadırgalar varıp zikrolunan kundak a açların alıp dahi getürüp
165

Rodos’da der-mahzen eyleyesin amma onat mahzuzeye de çevirtmekten hazer


eyleyesin.

[101] Hüküm 209

Ahyolu kâdîsına Kasım çavu a hüküm ki hâlâ Bahalu nam hatun gelip Rıdvan nam
emredo lun Vize voyvodası haber ile almak isteyip vermedi i için zevci olan Hüseyin’i
tutup sen üvey kızını tasarruf eylemi sin diyü hilaf-ı vâkı‘ er‘ ile sübut bulmadan tutup
anda kâdî ma‘rifetiyle mücrimdir diyü Ahyolu’da olan Memi reis gemisinde küre e
ko up teaddî eyledi in bildirdi imdi bu husus aslı ile te tif eylemek emr idüp buyurdum
ki vardıkda mezbûru götürdüp ahvâli onat hak üzere tefti eyleyip sahih ol vechile zulm
u teaddî oldu u vâkı‘ ise vuku‘ üzere yazıp bildiresin amma tamam hak üzere olup ve
yalandan ihtiyat eyleyesin.

[101] Hüküm 210

Tersane eminine verildi. Fi 2 Safer

Vezir Piyale pa a hazretlerine ve Kapudana hüküm ki Anavarın kal‘asının binası hususu


için bu canipten halife gönderip muaccelen bina olunması mühimmattan olma ın
buyurdum ki varıcak kal‘a-i mezbûre hususuna mukayyed olup hazır ta ve kerpiç hazır
varsa tehir etmeyip müba eret ettirip istihkâm üzere itmama eri tirmek babında ikdâm u
ihtimâm eyleyesin.

[101] Hüküm 211

Bu dahi.

A riboz be ine ve kâdîlarına hüküm ki sipahi o lanlarım a ası Mustafazîde mecduhû


ile bölük halkı Donanma-i Hümâyûnuma ta‘yîn olunup bile irsâl olunma ın buyurdum
ki vusûl buldukda anun gibi in âa’llâhü’l-eaz Donanma-i Hümâyûnumla ol caniplere
varup akçe ile peksimed almalı olurlarsa akçe ile bulunan yerlerden kifâyet kadar
peksimed alıverip müzâyaka çektirmeyesin.
166

[102] Hüküm 212

Piyale pa aya verildi. Fi 15 Safer

Piyale pa a hazretlerine hüküm ki kapudanım ve Gelibolu kâdîsı mektup gönderip


smail nam kimesnenin Gelibolu’da maktûl bulunan o lu brahim katilleridir diyü zan
eyledikleri sipahi o lanlarından Mahmud ve sa ulufecilerden Fellah Muslu ve yeniçeri
korucularından güçlü güzel Ali Abid nam kimesneler ihzâr olundukta cümlesi mezbûru
katl etmedik diyü inkar edip lakin ehl-i vukuf mu‘temedün-aleyh Müslümanlar meclis-i
er‘e gelip mezbûrlara ne isnad olunsa kabahatleri ve fesâdları mukarrerdir
korkularından kimesne ahâdet edemez … diyü cevap edip ve merkum Abid zikrolunan
maktûlu cem‘ ile ve bir yerde otururken merkum Fellah Muslu varup yatı ıp so lukla
urup katl edip dü dükde biz dahi firar eyledik diyü ikrar edip mezbûr Abid küre e
konulup ve Fellah Muslu ol korkudan gaybet edip bade-hu ile getirilip kefile verilip ve
mezbûr Mahmud a asına teslim olunup amma cem‘-i gafir mezbûrlar katiller ve sâir
fesâddır ve hizmetleri elzemdir diyü haber verdiklerin arz eyledikleri ecilden cümlesinin
ulufesi kat‘ olunup buyurdum ki vusûl buldukda mezbûrları muaccelen a alarından
talep edip götürdüp muhkem kayd u bend ile gemilere koyup in â’allâhu te‘âlâ
Donanma-i Hümâyûnumla Gelibolu’ya vardu unuzda toprak kâdîsı ile hasımların
beraber edip Fellah Muslunun töhmet-i sâbıkâsı varsa ahvâllerin örf-i ma‘rûfla tefti
edip katiller ve erikler kimler idi i sâbit olduktan sonra haklarında emr-i er‘-i erif
nice ise icra edip yerine koyasın.

[102] Hüküm 213

Sipahi o lanları a ası Mustafa a aya verildi. Fi 29 Muharrem

Sipahi o lanlarım a asına hüküm ki hâlâ bu def‘a seninle Donanma-i Hümâyûnuma


ko ulan bölük halkın vezirim Piyale edâma’llahü te’âlâ iclâlehû vech-i münasip
gördü ü üzere zapt eyleme in emr idüp buyurdum ki vusûl buldukda bu bâbda
mukayyed olup zikrolunan bölük halkın e er sipahi o lanlarıdır ve e er silahdar ve
ulufecilerimdir ve e er araba bölükleridir bi'lcümle bölük halkından her kim ise
mü arunileyh edâma’llahü te’âlâ iclâlehû vech-i münasip gördü ü üzere zapt ettirip
kimesneye emr-i erife muhalif i ettirmekten hazer eyleyesin anun gibi senin sözüne
167

muhalefet edip emre … eylemeyenleri kangı bölükten olup isim ve simaları ve bölükleri
ve ulufeleri ile Âstâne-i sa‘âdet’e getiresin ki dirlikleri kat‘ olunup hakaret oluna.

[103] Hüküm 214

Sahibine verildi. Fi 2 Safer

Vezir Piyale pa aya hüküm ki hâlâ Südde-i sa‘âdet’üme Trablusgarb fukarası arz-ı hâl
sunup sâbıkâ Trablusgarp be lerbe isi olan Cafer Pa a dâme ikbâlühû mukaddemâ emir
ile tefti olundukda üzerinde altmı bin altun hak-ı fukara zâhir olup otuz bin altuna sulh
olunup otuz bin altunu hâlâ be lerbe i olan Mustafadâme ikbâlühû alıp fukara talep
eylediklerinde iki yıllık mahsulünüze tutulsun diyü cevap verip üç aydan sonra … diyü
altı bin altın daha salınsın üç ay dahi geçmeden on iki bin altın daha salıp cizye zapt
eden (bo luk) nam âdemine … diyü dört bin altın daha salıp cümle elli bin altınların
aldı ın ve sâbıkâ bu bâbda tefti olunmak için hüküm verilip müsârünileyh Mustafa
dâme ikbâlühû alıp hıfz edip vermedi in bildirdiler imdi buyurdum ki vusûl buldukda
in âa’llâhü’l-eaz Donanma-i Hümâyûnumla ol caniplere varılmak müyesser oldukda
sâbıkâ gönderilen hükm mü arunileyhden talep edip alıp dahi fukaranın er‘ ile sübut
bulan haklarını mütteveccih olandan bi-kusûr alıverip ta‘allül ettirmeyip bu husus için
fukarayı bir daha Südde-i sa‘âdet’üme ikayet ettirmeli eylemeyip fasl eyleyesin ve kâdî
neye müncer olursa yazıp bildiresin.

[103] Hüküm 215

Kıbrus be lerbe isine hüküm ki Karaman be lerbe isi iken fevt olan Haydar be in
icmali içinde Silifke iskelesinden ve çelti inden ve gayrıdan olan mahlulatın sûreti
Südde-i sa‘âdetim’de lâzım olma ın buyurdum ki zu‘amâ’dan Hüseyin zîde kadruhûnun
âdemi vardukda tehir etmeyip zikrolunan mahlülatın aynı ile sûretin aslından ihrâc
ettirip mühürleyip ve kese içine koyup dahi mühürleyip mûmâileyhin âdemine teslim
eyleyesin ki muaccelen südde-i sa‘âdet’e getire.
168

[104] Hüküm 216

Tersane eminine verildi. Fi 22 Safer

Vezir Piyale pa aya hüküm ki mektup gönderip Donanma-i Hümâyûnum ile bi'l-fi‘l
Sakız’da olup Mente e nazırı olan Tahir çavu gelip kendi bina etti i ba tardenin
muhasebesin getürüp neccar ve sâir kereste ihzârında tamam zaruret çekme in yalnız
teknesi için seksen dört bin altı yüz yirmi be akça harç gösterip tersanede ve sâir
yerlerde bina olunan gemilere nispet bir miktar ziyadeye olup fe-emmâ ol ba tardeden
mâ‘adâ cem‘i harc ve levazımı kendü yanından bir kalita dahi yaptırıp u ur-ı
hümâyûnda can ve ba la hizmet iderin diyü Donanma-i Hümâyûnuma gitme e icazet-i
erifim rica etti in arz eyledi in ecilden mezkûr Tahir çavu kalitasıyla Donanma-i
Hümâyûnuma gitme e icazet-i erifim mukarin olup buyurdum ki vusûl buldukda bu
bâbda tamam mukayyed olup göresin e er mezkûr çavu umun bina edip getirdi i
ba tardenin cenkciye ihtiyacı varsa bu def‘a Karamürsel gemilerine tahmil olunup irsâl
olunan sipahilerden kifâyet mikdârı cenkçi koyup lâzım u mühim olan alat ve esbabın
ve sâir yat u yara ın dahi müretteb u mükemmel eyleyip kusûr ve noksanı kalmayıp ve
mü arunileyh çavu dahi bina etti i kalitasıyla Donanma-i Hümâyûnum seferine bile
gidip u ur-ı hümâyûnda din u devlet-i ebed-peyvend-i hüsrevaneme müteallik olan
mühimmat-ı umura vech-i münasip gördü ün üzere istihdâm eyleyesin.

[104] Hüküm 217

Hüseyin pa anın kethudâsına verildi.

Vezir Piyale pa aya hüküm ki sâbıkâ vezirim olan Hüseyin pa a dâmet me‘âlîyeh’in
kullarından dürzi Hüseyin ve di er dürzi Hüseyin ve Kara Murad ve Kara Mehmed
vekilerci Hasan ve Kara Rıdvan nam kulları firar edip Donanma-i Hümâyûnum
askerleriyle bile gittikleri i‘lâm olunma ın buyurdum ki âdemi varıp zikrolunan
kullarından anun gibi ol tarafda kimesneyi bulurlarsa memlûkleri ise âdemine teslim ve
irsâl edesin.
169

[105]Hüküm 218

Malatya be ine hüküm ki bundan akdem hüküm gönderilip livâ’-i mezkûrun hıfz u
hırâseti için amel-mânde sipahileren otuz nefer sipahi alıkonup yanında muhafaza
hizmetinde olalar diyü emrim olmu idi hâlâ Südde-i sa‘âdet’üme mektup gönderip
livâ’-i mezbûrun hırsız ve haramzadesi ziyade kesret üzere olup ve mal-ı mirîde
güherçile istihdâmına dahi âdem lâzımdır diyü kendi âdemlerinden yedi nefer ve be
nefer sipahi lâzımdır diyü i‘lâm ett in ecilden buyurdum ki yedi nefer kendi
âdemlerinden mâ‘adâamel-mânde sipahiden be nefer dahi ki cümle kırk iki nefer olur
alıkoyup muhafaza hizmetine istihdâm eyleyesin.

[105] Hüküm 219

Mektup getirene verildi.

skenderiye be ine hüküm ki mektup gönderip skenderiye nahiyesinde Serin ve …


nahiyesinde …ve …ve …karyeler er‘-i erife itâ‘at etmeyip daima fesâd-ı enâ‘at
üzere oldukların bildirmi sin buyurdumki varıcak bu bâbda tamam basiret üzere bîzzât
mukayyet olup zikrolunan kurra ahalisinden ehl-i fesâd u enâ‘at olanları hüsn-i tedbîr ü
tedârükle ele getirip dahi ahvâllerini toprak kâdîsı ma‘rifetiyle er‘ ile tefti te ti edip
fesâd u enâ‘atleri er‘ ile sübut ve zuhur bulan zımmıleri sûret-i sicilleri ile yarar
âdemlere ko up mukayyed ve mahpûs südde-i sa‘âdet’e gönderesin ki küre e konula
anun gibi mezkûr kurra halkından er‘-i erife ve emr-i hümâyûnuma itâ‘atleri olup
fesâd üzre olma la el vermeyip muharebe ve mukatele ederler ise her ne veçhile ele
gelmeleri mümkün ise demleri heder olmak üzere ele getirip ehl-i fesâdın izalesi
babında ikdâm eyleyesin amma bu bâbda tamam mukayyet olup bu bahane ile kendü
halinde er‘-i erife ve ferman-ı hümâyûna itâ‘atleri olanlara müceddid arz ve nebt ile
dahl u ta‘arruz etmekten ve ehl-i fesâddan ele gelenlerden celb u ahz olunma la halâs
olmaktan hazer eyleyesin yanında bile olanlara muhkem tenbih eyleyesin ki kimesnenin
mal ve esbabına ve davarlarına ve esir namına olan ehl-i ıyallerine dahl etmeyip hemân
ferman-ı erifim üzere ehl-i fesâdı ele getirip haklarından gelinmeye sa‘y ü ikdâm
eyleyesin sonradan tefahhus olunup kimesnenin ehl-i ıyali ve davar ve esbabı alındı ı
istimâ‘ oluna özrün makbul olmaz mu‘âteb olman mevzudur ana göre basiret üzere
olasın.
170

[106] Hüküm 220

Leh be ine hüküm ki Âstâne-i devlet-medâr ve Dergâh-ı gerdûn iktidârıma mektubunuz


vârid olup kadimden Atebe-i aliyye-i âlem-penâhımıza ubûdiyet ve ihlâs üzere olan
kralınız mürd olalıdan beri gere i gibi tedbir ve tedârük üzere olup çekilen me ekkat ve
müzâyaka mukabelesinde emr-i erifim müstedasınca içinizden kral olma a münasip
kimesne olmadı ı ecilden müceddid rızâ-yı hümâyûnum muktezâsınca hüsn-i ittifâk ve
ittihâd üzere bi'l-fi‘l Henriko Herseki olan França padi ahı Ferendo ’u krallı a kabul
etme in müyesser u mukarrer oldu un ve daima Astane-i sa‘âdet’imize ubûdiyet u ihlâs
üzere olup ferman-ı hümâyûnumuza mugayir vaz‘ südurundan ihtiyâr u ictinâb üzere
oldu unuzu ihtiyad eyledi iniz kralınız mülakı olunca vilayetiniz kemâkân himayet ve
sıyanet olunmak hususnda enva-i inayet-i hüsrevanem zuhura gelmesi istida ve istirca
olunup kral nasb ve ta‘yîn olunmak tedbir u tedârükde Moskof tarafından dahi elçi gelip
ol babda olan sözlerine asla iltifat u itibar olunmadı ı ecilden üzerinize kasd-ı teveccüh
ve hücum için bi'l-fi‘l Moskof askerînden hayli âdem hazır u muheyya olmu tur def‘-i
muzırratları için cenâb-ı emâret-me’âb Tatar hanı Devlet Giray Han -dâmet me‘âlîhi-ye
name-i hümâyûnumuz irsâl olunup bi'l-fi‘l cem‘iyet üzere olan asakir-i Tatara bir yarar
serdar ta‘yîn eyleyip Moskof ta’ifesi üzerine irsâl olunması babında tenbih olunması
i‘lâm olunmu bunlardan mâ‘adâ her ne i‘lâm ve i ‘âr olunmu ise paye-i serir-i sa‘âdet-
mâsirime arz u takrir olunup ilm-i erîf-i âlem-ârâmuz muhît u âmil olmu tur imdi
çünkü krallı a münasip içinizde kimse bulunmamı dır Astâne-i devlet-medârım
canibine olan ihlâs-ı kadimi ve ihtisas-ı samimiyeniz mûcebi emr-i erifime muvafık
kâdîmü'l-eyyâmdan südde-i sa‘âdet destgahıma kemal musâdakat ve muhalisat üzere
olan dostumuz França padi ahının mü arunileyh Ferendo ’un krallı a kabul etmek
hususun makbul ve müvecceh tedârük etmi siz sizden dahi umulan bu makûle evzâ‘
idü ü zuhura gelmi bundan ahsen ve ulâ tedârük kabil ve münasip görülse ol i aret
olunurdu imdi vilayet-i memleketinize kralınız vasıl ve dahil olunca muzırrat-ı a‘dâdan
masûn ve mahfûz kılınması emrinde emiyye-i kerime-i cihanbanimiz müstedâsınca
ihtimâm-ı hümâyûnum kemâkân mukarrerdir Moskof tarafından cem‘iyet üzere olan
asakir-i muzırranın def‘-i muzırratları hususunda ahsen-i veçhile tedârük olunup hazır u
müheyya olan Tatar askerîne yarar serdar ta‘yîn olunup üzerlerine teveccüh ve irsâl
etmek babında mü arunileyh hanlarına name-i hümâyûnum yazılıp tenbih ve tekid
olunmu tur buyurdum ki vusûl buldukda kadimden edegeldi iniz üzere Astâne-i gerdûn
171

iktidârıma olan ubûdiyet ve ihlâsınız muktezâsınca kemal-i ittifâk u ittihâd üzere tedbir
u tedârükte kusûr ve noksan etmeyip basiret ve intibah üzere olup kral mü arunileyh
gelip mülakı olunca memleket u vilayetinizin hıfz u hırâset hususlarında bezl-i makdûr
eyleyüp mûmâileyh Tatar hanı tarafına göz kulak tutup anun gibi Moskof tarafından
vilayetinize kasd-ı muzırrat ola ol canibe âdem gönderip mu‘âvenet talep edip a‘dâ-yı
bed-ayin her ne tarikle olursa def‘-i fesâdları babında dakika fevt etmeyesiz ve
mü arunileyh han canibi mabeyni ile dahi kemal-i muhalisat üzere olup adet-i kadim
üzere verülügelen verginizi kemâkân edâ edip mabeynde vâkı‘ olan ahd ü emâna
muhalif vaz‘ sudurundan ihtiraz üzere olasız ve südde-i sa‘âdet’imden haberiniz eksik
etmeyip i‘lâm ve i ’arı lâzım olan hususları ale't-tevâlî arz u i‘lâmdan hâli olmayasız.

[107] Hüküm 221

Muhassıs kâtibe verildi. Fi gurre-i Rebiü’l-evvel

Dadyan melike name-i hümâyûn yazıla ki bundan akdem refi‘ü’l-mekanımıza


mektubunuz gelip kâdîmü'l-eyyâmdan Âstâne-i sa‘âdet-âsiyân'ımuza olan vüfûr-i
ubûdiyyet ve ihlâsınız müstedasınca irsâl edegeldi iniz haraç ve verginizi babanız
ahrete nakl(?) eylemekle vaktiyle irsâl olunmadı ın i‘lâm eylemi sin ol babda her ne
denmi ise mufassalan mâlûm-ı erifimiz olmu tur imdi Âstân-ı muhalledü’l-
bünyanumuza vüfûr-i ubûdiyyet ve ihlâsınız mucibince kadimden irsâl olunugelen haraç
ve virgünüzü irsâl eylemek lâzımdır buyurdum ki vusûl buldukda kadimü’l-zamandan
Âstâne-i devlet unvanımıza olan ubûdiyyet ü ihlâs ve rıkkıyyet ü ihtisasınız mûcebince
üslup-ı sabıka üzere haraç ve verginizi yarar âdemleriniz ile vaktiyle irsâl eyleyip ihlâs-ı
ubûdiyyet sâbit-kâdem ve râsih dem oluna.
172

4.2. Hükümlerin Özeti

1 Saruhan sipahileri donanma seferine ça rılması üzerine livayı korumak için


ya lılardan kırk neferini muhafaza hizmeti için Saruhan’da konulup tımarları ile defter
edilmesi hakkında.

2 Ni madeninde demir yuvarlak hizmetinde çalı an topçulara zahire lazım olup,


akçeleri ile zahire alınması ve madencilere müzayeka çektirilmemesi hakkında.

3 Sabık Ta köprü be i Hüseyin be i katleden Mustafa çavu ile kulu Rıdvanın


haklarından gelinmesi, Sunullah ve Mehmed’in de siyaset edilmesi hakkında.

4 Müteveffa Sinan Pa anın Silistre’de bina olunan hayratına kur un lazım olup, kur un
bulunan madenlerden akçaları ile kur un alınması hakkında.

5 Kilâr-ı amire havâyici için gönderilen Dergâh-ı Muallâ kapıcılarından Mehmed’e


muavenet edilmesi hakkında.

6 Ayamavra kalesinin tamirî için Dergâh-ı Muallâ çavu larından Ali müba ir tayin
olunup, mü ârunileyhe muavenet edilmesi ve kale içerisinde olanlar için narh-ı cari
üzerinden zahire tedarik edilmesi hakkında.

7 Ayamavra kalesinin tamirî için Dergâh-ı Muallâ çavu larından Ali müba ir tayin
olunup, müba eret için otuz nefer sipahinin tayin ve defter olunması, ve tamir için lazım
olan kereste konusunda mu‘avenet edilmesi hakkında.

8 Ayamavra kalesinin tamirî için Dergâh-ı Muallâ çavu larından Ali müba ir tayin
olunup, kale tamirî için bennâ ve dülger gönderilmesi hakkında.

9 Kazaya defteri gönderilip Ba dad da sa nehri denilen suyun etrafı vaktiyle mamur
iken harabe olup Yasino lu nam kimesnenin buraya tapusu ile talip oldu u ve sair
yerlerinde talipleri oldu undan buralarında taliplerine verilip mamur edilmesi ve hurma
mahsulünden verginin tahmin üzere alınmayıp a aç ba ına iki akça alınması hakkında.

10 Ba dad da Gazye ve Havace denilen arap a iretlerinden alınan maktû‘ deve


akçasında zulm edildi i bildirilmekle tahsile gönderilen âdemlere verilen defterlerin bir
suretinin de Bagdad beylerbeyisine gönderilmesi ve kimseye zulm edilmemesi
hakkında.
173

11 Ba dad da Gazye ve Havace denilen arap a iretlerinden alınan maktû‘ deve


akçasında zulm edildi i bildirilmekle tahsile gönderilen âdemlere verilen defterlerin bir
suretinin de Bagdad beylerbeyisine gönderilmesi Diyarbakır beylerbeyisine emr
olundu u hakkında.

12 Segedin sanca ında mirî için toplanılacak zahireden reayanın kudreti olmadı ı için
feragat edilmesi hakkında.

13 Acara kalesi serhadde oldu undanhıfzı için ziyade mustahfıza ihtiyaç oldu u
bildirilip, on akçe yevmiye ile dizdar ve sekiz akçe yevmiye ile kethüda tayin edilip,
di er kalelerde verilen ulufe kadar yevmiye ile hisar-erleri yazılıp bildirilmesi hakkında.

14 Hıristiyan kalpazanların türedi i ve bunların yakalanıp küre e konmak için


stanbul’a gönderilmesi hakkında.

15 Vi gırad kazasında Pervane nam kimesne Fatma nam bakireyi nikâh edip dü ün
gecesi brahim nam sipahi Ali nam sipahi ile dü ünü basıp kızı ben nikâh etmi tim diye
cebren götürdü ü bildirilmekle adı geçen sipahilerin tımarların alınıp küre e konmak
için stanbul’a gönderilmeleri hakkında.

16 Ali, Yusuf, Mehmed ve Muharrem nam kimesnelerin ehl-i fesad oldukları sabit ve
zahir olmakla küre e konmak için stanbul’a gönderilmesi hakkında.

17 Bosna sanca ından brahim ve Ali nam sipahiler ile Yanya sanca ından Zülfikar ve
Travnik dizdarının Ali ve Memi nam o ulları mücrim olmakla katle müstehak olanların
katl edilmesi, müstehak olmayanların tımarları ellerinden alınıp küre e konması
hakkında.

18 Karaman’dan Kıbrıs’a sürülmesi emr olunan e kiyadan bazısı Karamana tabi Boyalu
kazasının birkaç köyü Hüdavendigar sanca ına tabi oldu undan emir Karaman’adır
Hüdavendigar’a de il diye teâllül ettiklerinden, mücrimler nereye tabi olursa olsun
mutlaka Kıbrıs’a sürülmesi hakkında.

19 Kasım nam kimesne ile Aleksnos ve Ba dasar nam zımmiler Ali nam emirîn
o ullarına fiil-i eni‘ ettiklerinden dolayı mezburların küre e konmak için gönderilmesi
hakkında.
174

20 Sabık patrik Metrofonun Üsküdar’da oturup halkı tahrik etmekte oldu u


bildirilmekle, sabık patriklerin Aynoroz’a gönderilmesi kaide oldu undan mezburun
Aynoroz’a gönderilmesi hakkında.

21 Sabık Rum patriki Metrofonun Aynoroz’a gönderildi i bildirilmekle mezburun


manastırda sakin olması ve harice çıkarılmaması hakkında.

22 Belgrat kalesine gönderilmesi emr olunan Semendire topçularına mahallinde külli


ihtiyaç oldu undan zikr olunan topçuların gönderilmemesi hakkında.

23 Ali nam kimesnenin pazarı basıp zahire satılmasına mani oldu u er‘e itaat etmedi i
bildirilmekle mezburun yakalanıp er‘ ile lazım gelenin yapılması hakkında.

24 Za araya tabi Gençlü nam karyede müsellem Hasan ve Mustafa nam kimesnelerin
maktul bulundu u, e kinci yörüklerinden Veli nam kimesneden üphe olundu u,
mezburun yakalanıp er‘ ile soru turulup cezasının verilmesi hakkında.

25 Reayanın ellerinde bulunan tüfenklerin toplatılması emrine Benizeyd ve Beniadi


nahiyelerinin muhalefet ettiklerini bildirmekle, muhalefet edip tüfeklerini vermeyenlerin
hakkından gelinmesi hakkında.

26 Nefs-i Gevye de zuhur eden suhte taifesinin tedip edilmesi, muhalefet edenlerin
demlerinin heder oldu u bildirilmekle ele gelenlerin küre e konmak için stanbula’a
gönderilmesi hakkında.

27 emuyin nam yahudinin Rodos sipahilerinden Mustafa nam kimesnenin avretiyle bir
ba evinde öpü üp kaçı ırken yakalandı ı bildirilmekle, yahudinin çengele urulması
kadının da sairlerine muceb-i ibret için denize atılması hakkında.

28 Hüseyin, brahim, Ali, Becayi o ulları, Yunus ve Hoca nam kimesnelerin ehl-i fesad
oldukları ve mezburların yakalanıp stanbul’a gönderilmesi hakkında.

29 Mürüvet nam piyadenin nöbetine i tirak eylemedi i bunun yanı sıra irret ve ekavet
ehli oldu u bildirilmekle, mezburun nöbetine gitmedi i sabit olursa be yüz akçe
cerimesinin alınması, irret ve ekaveti desabit ve zahir olursa küre e konması
hakkında.
175

30 Avamavra kalesi sakinlerinden bazı levendlerin e kiyalık ettiklerinden bahisle cürmü


sabit olanların defterlerinin gönderilmesi hakkında.

31 vranye havalisinde Vehne nam zımminin bir büyük kilise yapıp etrafında birkaç yüz
zımmı cem etti inden bahisle, bir memlekete be tayininden maksadın halkın sıyanet ve
refahı oldu u, neden imdiye kadar bu hareketin durdurulmadı ından bahisle hemen
mezkûrun ele getirilmesi kadı marifetiyle ahvalinin görülmesi hakkında.

32 Ahvali sual olunan Bedlen tuvan’ın palanga yaptı ı ve Betlen Kırkas nam akinin
errinin savu turulmasında ol palanganın faydasının oldu unu bildirmekle Erdel
voyvodasına yine âdem gönderilip ehl-i fesada muavenet etmemelerini tenbih edilmesi
hakkında.

34 Midilli ceziresinde olan sipah ve hisar-erlerinin köylerde oturup reayaya zulm


ettiklerini bildirmekle, hisar-erlerinin kaleden dı arı çıkartılmaması ve kadim üzere
Vi le beklettirilmesi hakkında.

35 Basra’dan gelen kervan çavu unun ve mahiyetinin Akyazı’da taarruza u radı ını
bildirmekle bu i i edenlerin yakalanıp dersaadete gönderilmesi hakkında.

36 Erzurum beylerbeyisi Ali be in Tokat’da vakı olan hayratına on be bin filori vakf
etti i ve bu miktarın muhafazasının mü küllü ünden dolayı vakıf mütevellisi ile Çorum
kadısı marifetiyle Tokat’da bir hamam yapılması hakkında.

37 Erzurum beylerbeyisi Ali be in Tokat’da vakı olan hayratına on be bin filori vakf
etti i ve bu miktarın muhafazasının mü küllü ünden dolayı vakıf parası ile Tokat’da bir
kervansaray yapılması hakkında.

38 Top yuvarla ı hizmetine tayin olunan beylerden kimlerin gelip, kimlerin gelmedi i
hakkında tahkikat yapılması ve gelmeyenlerin bildirilmesi hakkında.

39 Erzurum beylerbeyisi müteveffa Ali be in vakfetti i on be bin filorinin faizini


bildirilmesi ile yine bu paranın yarar âdemlere verilip zayi edilmemesi hakkında.

40 Köyce iz ve Türnaz kadılarının ikâyeti üzerine Kara Ali nam kimesnenin irret ve
ekavet ehli oldu u bildirilmekle mezburun yakalanıp üzerinde hakkı olanların
haklarının alınmasından sonra Kıbrıs’a sürülmesi hakkında.
176

41 Tımar tevcihi için merkezden gönderilen hükümlerin üzerine tevcih i leminin yazılıp
sandıklarda hıfz olunması kaide iken gönderilen hükümlere sahip çıkılmayıp
ba kalarının eline geçip tekrar tımar tevcihi istediklerinin görüldü ünden bahisle,
merkezden gönderilen hükümlerin mühürlü sandıklarda hıfz edilmesi hakkında.

42 Eyüb’ün cami kebir mahallesinin etrafı Hıristiyanlarla meskûn oldu undan buralarda
fisk-i fücur edildi ini ve bazı nisa taifesinin kaymak yemek bahanesi ile kaymakcı
dükkânlarında namahrem ile ünsiyet eyledi ini bildiröekle bunların men edilmesi
hakkında.

43 Koçanya da larının muhafazasına memur olan Mustafa gelip Kanûnî Sultan


Süleyman zamanında verilen emrin tekrar verilmesini arzetmekle, Vidin ve Alacahisar
sancaklarından akıncı, martaloz ve derbenci yazılıp vergiden muaf edilmesi ve
yazılanların defter edilip defterin suretinin merkeze gönderilmesini, reayanın refahı için
her ne gerekiyorsa yapılması hakkında.

44 Cankirman kalesinin tamirî için lazım olan iskelelik ve kazıklık a acın kestirilip
gönderilmesi hakkında.

45 Tortum sipahileri âdem gönderip eski defterlerde koyun hakkı kendilerine hâsıl
kaydolmu iken defter-i cedid’de müstakil kayd oldu undan ikâyetle hakikatin
ara tırılıp hakkın sahibine verilmesi hakkında.

46 Gökmesud namındaki cemaat ahalisinin sipahilerinden ikâyet etmesiyle, Pa a


namında bir sipahinin Kur’an-ı Kerim’e etmetti inden bahisle mezkûrun idam edilmesi
hakkında.

47 Edirne’nin Ta lık mahallesinde aki olan ekmekçi o lu Mehmed’in tutulup,


mezkûrun yataklarını ve duraklarını itiraf edip hapisten kaçtı ını bildimekle, ihbar etti i
kimesnelerin tutulup stanbul’a gönderilmesi hakkında.

48 Kıbrıs yeniçerilerinden birinin fevt olmasından dolayı bo alan gedi in yarar Rum
yi itlerine verilmesi etrak ve tat taifesine verilmemesi ve yeniçerilere ni an talimi
yaptırılması hakkında.

49 Edirne’den istenen be yüz kürekçinin muaccelen gönderilmesi hakkında.


177

50 Basra eyaletinin emn ü eman üzre oldu u arap eyhlerinin itaat etmekte oldu undan
bahisle arap eyhlerinden Mehmed Osman’ın yaptı ı kaleden Ülyano lunun ikâyeti
oldu u, Mehmed Osmanın Ülyano lu arazisine tecavüz etmemesi hakkında.

51 Mirî çayırının ta ınması hakkında Çorlu ve Ere li reayasının kudreti derecesine göre
araba göndermesi hakkında.

52 Akkirman’da bulunan Sultan Selim evkafı reayasının arazisi Bo dan keferesi


tarafından zapt edildi inden kendilerine ekin ekecek arazinin kalmadı ından ikâyet ile
hakikat öyle ise Bo dan reayasının tecavüzünün men edilmesi hakkında.

53 Akkirman ve Cankirman havalisinde bazı e kiyanın türeyip türlü türlü akilik


yaptıklarını memleket ayanından bazısının da bu akileri himaye edip haklarında hüsn-i
ahadet ettiklerini bildirmekle o havalide bulunan emiran ile i birli i yapılıp ehl-i
fesadların ele getirilmesi hakkında.

54 Koçayna da ları muhafazasına tayin olunan zaim Mustafa bazı haramilerin kaçıp
Arık Ali nam zaimin arazisine girip saklandı ını bildirmekle meselenin tahkik
ettirilmesi hakkında.

55 Vidin sanca ında cem olunması emr olunan zahirenin Vidin’de yapılan gemilere
tahmil olunup sipahi ve hisar-erleri korumasında Demir kapıdan geçirilerek Belgrad’a
gönderilmesi hakkında.

56 Hamid sanca ında ehl-i fesad ve suhte zuhur etti inden il-eri ve sipahiler ile ehl-i
fesad ve suhte taifesinin tedip edilmesi hakkında.

57 Hapsedilen Baylos’un Kara Havace karında ı Kadriyi, Balinin biraderi Abdiyi ve


Sinan voyvodayı esaretten kurtarıp ve mirî için bin filori vermeyi kabul ederse
Baylosun hapisten salınması hakkında.

58 Kocacık yörüklerinin ilk nöbetlisini Kili kalesinin tamirîne olagelen kanun üzere
yörüklerin zer ü zevadları ile birlikte gönderilmesi hakkında. Bir sureti Kırkkilise
müsellemleri be ine evvelki nöbetlisi 273 koyun sürmek için Bali çavu un yanına var
diye.
178

59 Selanik taraflarında yakalanan mücrimlerin cerimelerin alınıp salınmaması Kavala


kapudanı yanına küre e konulması hakkında gönderilen emre mugayir i edildi inden
dolayı hesabının sorulması hakkında.

60 Cebele sanca ı derya kenarında oldu undan sürekli küffar korsanlarının taarruzuna
u radı ından bahisle sancak sipahilerinin görevleri ba ında olmadı ından ikâyetle
yoklama yapılıp yoklamada olmayan sipahilerin merkeze bildirilmesi hakkında.

61 Kılavata, Kalimeta ve Kartiye kazalarından gönderilmesi emrolunan kürekçilerin


muaccelen gönderilip, donanma Muton’a gelince teslim olmaları hakkında. Bir sureti
Mizistre be ine.

62 Yanya sanca ında vakı olan kazalardan gönderilmesi emr olunan kürekçilerin derhal
gönderilmesi ve Preveze’de olan kadırgaların mücrimler ile donatılıp baki kürekçilern
Muton’a gönderilmesi hakkında. Bir sureti Ohri, A riboz, nebahtı ve Tırhala beylerine.

63 Velestin sanca ındaki bazı karyelerin deniz kenarında oldu undan küffar korsanları
taarruzlarına maruz kaldıklarını bildirmekle, Erdo an Tulca’ya(?) ba bu tayin edip
âdemler göndererek mahallin hıfz edilmesi hakkında.

64 Manisa’da yıkılan seddin in ası için Mente e sanca ı piyadelerinin birinci ve ikinci
nöbetlilerinin gönderilmesi hakkında.

65 Amasya’ya ba lı Zeytun kazası da lık oldu undan bazı ehl-i fesad ve suhte zuhur
etti ini bildirmekle il-eri, hisar-eri ve sipah ile üzerlerine varılması hakkında.

66 Ak ehir be i Hüsrev be in Kıbrıs muhafazasında lazım olan gemi kerestesi, top


kunda ı ve kürek a acı için istedi i tahtaların kestirilmesi ve sahile indirilmesi
hakkında.

67 Kıbrıs muhafazası için tayin olunan be erden Ak ehir sanca ı be i Hüsrev be e


memleketine gidip gelmesi için izin verilmesi hakkında.

68 Mühim bir mesele için Freng serhaddine gönderilen südde-i saadet çavu larına Freng
serhaddine varıncaya kadar yolda vakı tüm kadıların ula a beygir tedarik edip, ula ı avk
etmemeleri hakkında.
179

69 Kuds-i erîf ’ olan evkafın mütevellileri çe itli yollarla vakıf mallarını sattı ını
bildirmekle tefti edilip satılan yerlerin geri vakfa iade edilmesi hakkında.

70 Barut husus önemli oldu undan barutun i lenmesine dikkat edilmesi ve imdiye
de in ne miktar barut i lendi i hakkında bilgi verilmesi hakkında.

71 Kendi çabaları ile gemi in a eden Yahudi emuyin’in donanma seferine katılmak
istemesi bildirilmekle, mezbura suç isnad edildi inden dolayı kaptan-ı deryâ’nın
Rodos’a varması ile meseleyi tahkik etmesi hakkında.

72 Selendi ahalisinden bazı kimselerin Umur o lu Mustafa nam kimseden ikâyet


etmesi üzerine meselenin tahkik edilmesi hakkında.

73 Amed kalesinden donanmaya gelen askerlerin tüfenksiz gelmeleri üzerine sebebinin


sual olunması ile Diyarbakır kalesinde tüfenk olmadı ının ö renilmesi, bu durumun
sebebinin izahının istenmesi ve kalede bulunan silahların miktarının defter edilip
gönderilmesi hakkında.

74 Atina tımar tasarruf eden Mehmed ile A kı nam kimesnelerin irret ve ekavet ehli
oldukları bildirilmekle kapudanın o tarafa gitti i zaman bu meseleyi halletmesi
hakkında.

75 Çorum kazasına tabi Halaçlı ve Üçkuyu nam karye halkı arasında yaylak ve kı lak
meselesi hakkında bazı nizalar oldu u er‘ itaat etmeyenlerin evleri ve barkları ile
Kıbrıs’a sürgün edilmesi hakkında.

76 Müteveffa Rüstem Pa a evkafına elli atmı nefer gurbet taifesinin yerle mesi ve türlü
fesadlar zuhura getirdikleri bildirilmekle tahkik edilip akilerin habs edilmeleri
hakkında.

77 Evkaftan çift tasarruf eden kimesnelerin arzlarına tarih koyulmadı ından bazı
fakirlere zulm olundu u bildirilmekle bundan sonra verilen arzlara tarih konulması ve
sicile kaydedilmesi hakkında.

78 eyh Vefa zaviyesi civarında olan evlere bir kimse iskân edilece i zaman eyhe
danı ılması ve vird sürme e kudreti olanlara ev verilmesi namaza devam etmeyenlere
ev verilmemesi hakıında.
180

79 Di li ramazan denilen ehl-i fesadın merkezden istenildi i ve bu emre Gelibolu


kadısının teallül etti i bildirilmekle mezburun derhal gönderilmesi hakkında.

80 Kemendci oldu undan dolayı yakalandı ında gureba bölü ünde on bir akçe
yevmiyesi oldu unu söyleyerek halas olan Karamanlı Mehmed nam kimesnenin gureba
defterinde ismi olmadı ından derdest edilip stanbul’a gönderilmesi hakkında.

81 Vardar köprüsü kurbinde Pîri ve karde i ehl-i fesad olup ayrıca yanlarında nice aki
adamlar beslemekte olduklarını bildirmekle her ne tarikle olursa olsun ehl-i fesadın ele
getirilmesi hakkında.

82 Edirne ile Hasköy civarında sebebi tam olarak anla ılamayan bir hastalı ın ba
gösterdi inden reayasının etrafa da ıldı ından bahisle buralarda e kiyanın türedi ini
bildirmekte, buraların tahkik edilip da ılan reayanın tekrar getirilmesi hakkında.

83 Hasan nam kimesnenin e kıya yakalamaya muktedir bir zat oldu unu bildirmekle
Karinabat ve Yanbolu ve Aydos kadılarına hüküm gönderilerek mezkûru e kıya
yakalamak için tayin edilmesini ve sipahi ve il-eri ile desteklenmesi hakkında.

84 Ardahan kullarının a aları yanında hizmette bulunmadıklarını bildirmekle kulların


hizmete gelmelerinin tenbih edilmesi gelmeyenlerin dirliklerinin ellerinden alınması
hakkında.

85 Sinopta bina olunması ferman olunan gemi kerestesini iskeleye indirmek için tayin
olunan çiftlere ve baltacılara bir çift öküz ve iki baltacıya be yüz akçe verilmesi
hakkında.

86 Erzurumda bulunan Hasan kalesinin tamire muhtaç oldu unu yalnız av at beyleri
sancaklarında mal-ı mirî tahsili ile u ra tıklarından kendilernden müba eret
istenmemesi hakkında.

87 Saf kapudanı Malkoç beye zeamet tevcih olunmasından bahisle Saray ve Tertova
kadılarına hüküm gönderilerek havas-ı hümayuna yaramayan toprakların mezkûra
tevcih edilmesi hakkında.

88 stanbul’da hasıra ziyade ihtiyaç oldu undan bahisle Mihaliç kadısına hüküm
gönderilerek orada i lenen hasırı ba ka yere göndermeyip stanbul’a göndermesi
hakkında.
181

89 Bo dan voyvadasının göndermi oldu u mühürlü mektubu sakça mültezimi Murad


açıp okumak istemi , voyvodanın adamları vermeyince mezkûrlar haps olundu undan
bahisle, merkumun ele geçirilip meselenin tahkik edilmesi hakkında.

90 Mahlûl olan gediklerin yarar yi itlere verilmesini yerliye verilmemesini tembih


etmekle gedik satmak usulünün de men edilmesi hakkında.

91 Vezir Ahmet Pa anın atlarına akçesi ile arpa alınması için rızası ile satanlardan
kifayet miktarı arpa alınması hakkında.

92 Bahreyn çevresinde üç yüzden fazla karye bulunup henüz feth edilmedi inden
bahisle buraları feth etmek için ne kadar askere ihtiyaç oldu unu, ne zamanda
gönderilmesi gerekti inin mufassal ve me ruh yazılması hakkında.

93 Bec kıralına name-i hümayun yazılılarak esir edilip E ri de hapsedilen Solnuk


emininin karde i Gümrükçü Mustafa’nın Nemçe topra ında de il hass-ı hümayun
topra ında iken esir edildi i Osmanlı tarafından tahkik edildi ini bildirmekle, sulh
hükümlerine aykırı olarak hemdi mukarrer olan kalenin bazı e kıya tarafından onarıtılıp
etrafa zarar vermekten hâli olmadıkları için üzerlerine varılıp hedm edildi i, ahde
mugayir i olmaması için serhad beylerine iddetli emirlerin gönderildi i, o taraftan da
bu suretde emirlerin gönderilmesini ve sulhün devam etmesini istemekle mektupbunun
eksik edilmemesi hakkında.

94 Tekfurköyü kadısına hüküm göndererek üheda Memi nam kimesnenin ehl-i fesad
oldu unu bildirmekle mezburun Kıbrıs’a sürülmesi hakkında.

95 Edirne kadısına Anadolu kazaskerli i sadaka olundu undan bahisle derhal gelmesi
hakkında.

96 Ehl-i fesadın yolları keserek hacca gitmenin ve Medine-i münevvereyi ziyaret


etmenin mümkün olmadı ından bahisle, ehl-i fesadın tedip edilece i ve an-karip
yolların açılıp emn ü emanın tesis edilece i hakkında.

97 Kadıaskerlikten mütekaid kadızadeye hüküm gönderilerek Edirne’de bulunan darü’l-


hadis müderrisli inin elli akçe yevmiye ile kendisine tevcih olundu unu ve mezkûr
medresede derse devam etmesi hakkında.
182

98 Ma rip Trablusu beylerbe isine hüküm gönderilerek daima halkın emn ü emanını
tesis etmesi, sınırdan aldı ı haberleri eksik etmemesi ve toplara lazım olan kereste
içinPreveze ve nebahtı’ya hükümler gönderildi i hakkında.

99 Top ve darbuzenlere lazım olan kerestenin kesilmesi için Preveze ve nebnahtı’ya


emirler verildi i fakat dikkat edilip kesilen kerestenin dü man taraflarına gitmemesi
hakkında.

100 Trablusta kesilecek olan akçenin iki üslup üzerine kesilmesi ve adi gümü ten
kestirilmemesi hakkında.

101 Trablusgarp taraflarında kaptan olan Ferhat’ın tersane-i amire reisli i sadaka
oldu unu bildirmekle üzerinde bulunan müteveffa Gazi Mustafa’nın mallarının alınıp
mezburun stanbul’a gönderilmesi hakkında.

102 Akçahisar kadısına hüküm gönderilerek orada bulunan Hüseyin bin amlu nam
suhtenin yakalanıp küre e konmak için gönderilmesi hakkında.

103 Trablusa barut almak için giden Kaya Be e bin yüz kantar barut teslim edildi inden
bahisle Ba dat’dan Trablus’a gönderilen iki bin be yüz kantar barutun kalanının nice
oldu u, Halep’ten barutun gelip gelmedi i, Kıbrıs’a ne kadar barut gönderildi i
konularında mufassal yazılıp bildirilmesi hakkında.

104 Kıbrıs’a Trablus’dan imdiye kadar ne kadar barut gelmi tir yazıp bildirmesi
hakkında.

105 Halep ve Mara ’ta i lenen barutdan Trablusa imdiye kadar ne miktar barut
gönderilmi yazıp bildirilmesi hakkında.

106 Kıbrıs’ta olan ekerhanenin birkaç kafir gemisi tarafından basılıp mirî akçe garet
edildi inden bahisle Kıbrıs beylerbe isine denizden gelen gemilerin niçin gözetlenip
tedbir almadı ı hakkında.

107 Donanma için ziyade kürekçi lazım oldu undan parası ile kürekçi toplanmasının
emredilmesi ve her kürekçiye bin akçe verilmesi, kürekçilerin kefillerinin alınıp
naiplerle tersaneye gönderilmesi hakkında.
183

108 França padi ahına name-i hümayun yazılarak Roçle nam kalenin üzerine asker
gönderildi i, Portekiz ve spanyanın ittifak ederek Cezair-i garb’a taarruz fikrinde
oldu u, Erdel voyvodasının Fransa’dan kız almak istedi i, voyvodaya kız verilirse bu
taraftan ses edilmeyece i yinede meselenin kendi aralarında oldu undan bahisle
mektubunun eksik etmemesi hakkında.

109 Van kalesi binasına hizmet etmedi inden dolayı haps edilen Ürkmez nam kimsenin
ailesi peri an oldu undan dolayı mezburun ıtlak edilmesi hakkında.

110 Sencar sanca ının çöl kısımlarında be yüz kadar harap mezralar oldu unu
bildirmekle Zilan taifesinden Çelebi ve Yakup nam kimesneler a iretleri ahalisine tevzi
edilirse buraları enlendireceklerini bildirerek arz olundu u gibi ise ba ka yerde tımarı
olamamak kaydı ile tevzi edilmezi hakkında.

111 Kilis livasında bulunan Lekin kalesinde dökülen topların ve ve i lenen barutun
ba ka bir kaleyede hıfz olunmasınıdan bahisle, üç yüz nefer sipahi alay be i ile Kilis
serhaddine göndermesi hakkında.

112 Sabık Diyarbakır beylerbe isi Hasan be in mahiyetindekilerin gediklerini Tat, yerli
Etrak ve Arap taifelerine sattı ı bildirilmekle, gediklerin mezbur taifelere satılmasının
memnu oldu u ve gediklerin yarar Rum yi itlerine verilmesi ile gediklerini satanların
isimlerinin bildirilmesi hakkında.

113 Ilıca’da sefer için dellal ba ırırken dellalı dövüp emre hakaret etti i bildirilen
skender ve Mustafa’nın dirlikleri alınıp ahara verilmesi hakkında. Bir sureti Köstendil
be ine ve Ilıca kadısına, mezkûrların tımarı alındıktan sonra haps edilmesi hakkında.

114 Donanmaya gönüllü yazılanlardan bazı kimesneler suba ının evini basıp hapis olan
sa Bali nam akiyi kaçırdı ı bildirilmekle her nerede iseler ele getirilip suret-sicilleri ile
birlikte küre e konmak için gönderilmeleri hakkında.

115 Nova a alarından kaptan olan Resul’ün anda donanma tutmak istemesinin münasip
görülmeyip anda donanma tutmaması hakkında.

116 Yemen bulunan Mutahhar’ın fevt olup yirmi kadar evladı kalıp bunlarında fesada
meyilli olduklarını, kul mevacibi ve ümera salyaeleri için her sene yüz yirmi bin altın
184

göndermek icap etti i bildirmekle ne tarihte yemene ne miktar para gönderildi inin
bildirilmesi hakkında.

117 Yemen bulunan Mutahhar’ın fevt olup yirmi kadar evladı kalıp bunlarında fesada
meyilli olduklarını ve hazine için müzayaka çekildi ini bildirmekle Yemen be inin
halkını mülayim idare etmesi hakkında.

118 Hasan kalesinin tamirî beyler arasında tevzi edilip her be in gelip hissesinin yaptı ı
yalnız av at, Pertek ve Sokman beylerinin hisselerine müba eret etmediklerini
bildirmekle mezbur beylerin gelip hisselerini yapmaları ve e er gelmezlerse
sancaklarının ellerinden alınması hakkında.

119 Kurd nam yeniçerinin Zihna kazasında katledildi inden bahisle oraya gelen oda
ba ı ile katillerin ele geçirilip sipahi ise tımarlarının alınması de il ise er ile lazım
gelenin yapılması hakkında.

120 On yıldan beri havas-ı hümayun topra ında sakin olanları vilayet kâtibinin yine
eski be ine raiyet yazması üzerine bu durum caiz olmadı ını bildirerek on yıldan ziyade
havas-ı hümayun topraklarında bulunanların eski beyleri üzerine raiyet yazılmaması
hakkında. Bir sureti Yanya, Kırklareli ve nebahtı kadılarına.

121 Samsun iskelesinde yapılması emredilen gemilerin levazımı olan seren a açlarının
halka tevzi edildi i ve kadı Emir ah ve naibinin halktan topladıkları akçelerin bir
kısmını ekl etti ini bildirerek durumun dikkat ile tefti edilmesi hakkında.

122 uhud kazası havalisinde bazı ehl-i fesadın zuhur etti i, bu ehl-i fesaddan
Alem ah’ın adam katletti i müseccil oldu undan bahisle tefti edilip cezalarının er ile
verilmesi hakkında.

123 Kocaeli sipahileri derya seferine ça rılmakla sanca ın muhafazası için be nefer
sipahi bırakılması hakkında.

124 noz kadısından istenilen on üç nefer kürekçiden be tanesini teslim etmemesi


üzerine stanbul’a gelip hesap vermesi hakkında.

125 Rumeli çavu larından Evren çavu Karaferye’den Malkara’ya do ru gelirken yolda
kayboldu u bildirilmekle Karaferye’den Malkara’ya varınca tüm kadılara hükm
gönderilerek durumu köy köy tahkik etmeleri hakkında.
185

126 Pîr ve maktul dü en martalozların yerine yenilerinin tahrir olundu unu bildirmekle
martaloz a ası Mustafa’ya itaat etmelerinin tembih edilmesi hakkında.

127 Tekeli sancak be inin mücrimlerden alınan badı heva ve cürm ü cinayet
vergilerinin temessüklerine itibar etmeyip yeniden bu vergileri almasından dolayı
mücrimlerin stanbul’a gelip ikâyeti üzerine durumun tefti olunması hakkında.

128 Sofya’da zuhur eden bazı kalpazanların derdesti esnasında bazı kalpazanların sipahi
tımarlarına kaçtı ı ve ele gelmedi inden bahisle, kalpazanların derdesti için sipahilerin
voyvodaya yardım etmesi hakkında.

129 Derdesti emr olunan kalpazanların ehirköye gelip bazı sipahi topraklarına iltica
etti inden bahisle kalpazanların derdest edilmesi hakkında.

130 Anavarin kalesi liman içinde vech-i münâsib oldu u mahalde bina olunması için
merkezden mimar dahi gönderildi inden bahisle mimar geldi inde ayan ile mü avere
edip münasip görülen yere bina olunması hakkında.

131 Bo azhisarı ve Çe mede toplanan sipahilerin gemilere alınması, gemilerin ne


miktar cenkci ile donatıldı ının bildirilmesi ve gemiye aldı ı sipahileri sonradan salan
gemi reislerinin idam edilmesi hakkında.

132 Desni eyhlerinden eyh zeddin ve o ulları yezidi meshebinden oldukları


bildirilmekle madiye ve Cezire hâkimi ile Diyarbakır beylerbeyinin bir olup mezburlar
üzerine vararak mezburları tediplendirmeleri hakkında.

133 Midilli sipahilerinden tımarları bin be yüzden ziyade olanların tüfenkleri ile
Donanma-i Hümâyûn gemilerine tayin edip tımarları bin be yüzden ekall olanları anda
yalılar muhafazasına tayin edilmesi hakkında.

134 Midilli sanca ında vaki olan kalelerin muntazaman beklenilmesi ve kale
görevlilerinin görevleri ba ında bulunmaları emre itaat etmeyenlerin gediklerinin
alınması hakkında.

135 Selanik Yahudilerinin kale tamirîne vermeyi taahhüt ettikleri parayı zamanında
alınmasından bahisle mirî çuhayı vaktinde yeti tiremezlerse rencide edilmemeleri
hakkında.
186

136m zvornik’te yapılan gemilerin Belgrad’a gönderilmesi ve ne miktar gemi


gönderildi inin bildirilmesi hakkında.

137 zvornikde yapılan gemilerin Belgrad’a geldi i, orada hıfz edilmesi ve ne miktar
gemi geldi inin bildirilmesi hakkında.

138 Pojega da yapılan gemileri hıfz etmesi, seferin tehirinden dolayı ahaliden un
almayıp, toplanılan arpanın da muntazaman der-anbar edilmesi hakkında.

139 Yapılan gemileri ve köprü a açlarını hıfz etmesi, halka un bedeli için akça tevzi
edilmi se akçaları geri alıp un almaması lakin arpa toplayıp der-anbar etmesi hakkında.

140 Erzurum’da tamirî ferman oluna Hasan kalesinin av at ve Kigi beylerinin üzerine
dü en hisselerinin mezbur beylerin üzerine ba ka mirî mesalih oldu undan dolayı ba ka
beylere tevzi ederek tamirîn tamamlanması hakkında.

141 Pojega ve Kilis serhaddine gönderilen zahirenin bedelinin halka da ıtılmadı ı


bildirilmekle zahire üzerine memur olan Eynehan zahireyi satıp parasını kabz
eyledi inden bahisle mezburu tutup halka hakkın bit-tamam verilmesi hakkında.

142 Silivriden mirî hizmet için gönderilen arabaların ba ında kadı ya da naibi
bulunmadı ından arabaların kayboldu undan bahisle, firar eden arabacıların ve
arabaların bulunması ve bundan sonra bu gibi olaylara mahal verilmemesi hakkında.

143 Preveze’de olan kadırgaların mücrimlerle ve kürekçilerle donatılarak donanmaya


gönderilmesinin Yanya be ine emredilmesi hakkında.

144 Preveze’de olan kadırgaların mücrimlerle ve kürekçilerle donatılarak donanmaya


gönderilmesinin Yanya be ine emredildi i ve kadıların dahi muavenet eylemeleri
hakkında.

145 Musa nahiyesinde in a olunacak kale için çerahor, beygir, dülger ve sair
mühimmatın lazım oldu u bildirilmekle tedarik edilip gönderilmesi hakkında. Bir sureti
Elbasan sanca ı kadılarına.

146 Diyarbakır’a ba lı Bozulus mukatasının evvelden otuz be yüke satılırken artık otuz
yüke satmanın bile güçle ti inden bahisle Palu hakimi Hüseyin be in biraderi Yusuf
be kendisine sancak verilmesi artıyla mezkur mukatayı otuz bin yük ziyadesine
187

iltizama almayı vaad etmekle mezbura imdilik Diyarbakır tımar defterdarlı ı tevcih
edilip münasip bir sancak çıktı ı zaman derhal ihale edilmesi hakkında.

147 Devlet Giray Han’a name yazılarak Lehistan kralının öldü ünü, Rusya’dan yeni
kral getirdiklerini, sınır boylarımıza tecavüz eylediklerinden bahisle Silistre, Ni bolu
Vidin sanca ı askerleri ile birle ip üzerlerine taarruz edilmesi hakkında.

148 A a ı Debre havalisinden sakin olan zaim Habib’in halka zulmü oldu u konuyu
tefti için Ohri be inin görevlendirildi ini ancak mezburun Ohri beyi ile adavati
oldu undan dolayı ricası üzerine Berham çavu un görevlendirildi inden bahisle bu
konunun çözülmesi hakkında.

149 Kıbrıs’ta bulunan gönüllü taifesinin ulufelerinin noksan verildi i ve mahlül


gediklerin alınıp ba kalarına verildi inden bahisle kimesneye yolsuz gedik verilmemesi
hakkında.

150 Yemen havalisindeki Benimatar, Rei e ve Berdi vilayetlerinin fethi sırasında


hainli i görülen Hasan be in hüsn-i tedarikle ele geçirilip hakkından gelinmesi
hakkında.

151 Antalya kadısına hüküm gönderilerek hassa dilsizlerden Koca dilsizin akrabaları
Hamza ve Yusuf nam kimesnelerin Kıbrıs’a sürgün yazıldıklarını bildirmekle
mezburların sürgün edilmemeleri hakkında.

152 Halep çavu larının berat defterleri çok sık yazıldı ından okunmasının güç
oldu undan bahisle bir deftere dört isimden ziyadesinin yazılmaması hakkında. Bir
sureti Karaman beylerbeyine.

153 Canik ve Bafra havalsinde kırk elli suhtenin evler basıp ekavet ettiklerini, ehl-i
fesada bu kadar müsama sebebi ile Bafra kadısının azl olundu unu ve sairlerinin de
buna müstehak oldu undan bahisle ehl-i fesad her nerede ise ele getirilip
cezalandırılmaları hakkında.

154 Hz. Musa, Lut ve Yunus aleyhisselamın türbelerine ait vakfiyelerin tefti olunması
ile art-ı vakf’’ın hilafına bazı görevliler ihdas edildi i anla ılmakla art-ı vakf ne ise
onun uygulanması hakkında.
188

155 Manya asilerinin tedip edildi ini bildirmekle üç yıldan beri vermedikleri haraçlarını
donanma o tarafa gelince alınması hakkında.

156 Abdurrahman nam suhte ba ına hayli adam toplayıp Bafra ve Kastamonu civarında
hayli âdem katl ettiklerinden bahisle mezburların üzerine varıp bertaraf edilmesi
hakkında.

157 Canik sanca ı civarında zuhur eden ehl-i fesadın tedip ve tediye edilmesi hakkında.

158 Anadolu’da yer yer suhte e kiyasının ba gösterdi i hakkında bilgi vermekle il-eri
sipahi ve kapı kulu ile üzerlerine varılması mukavemet ederlerse demlerinin heder
oldu u hakkında.

159 Selendi reayasından Divane Umuro lunun akili inden dolayı tefti inin Göre ve
Selendi kadıları ile yapılması hakkında.

160 Tersanede kalan gemilerin de ikmal edilerek donanmaya gönderilerek toplam iki
yüz elli iki kıt’a gemi olup dü man üzerine hareket edilmesi ve adalar muhafazası için
bir miktar gemiyi adalarda bırakılması hakkında.

161 Sefer ihtiyacı için Mısır’dan istenilen zahirenin gelmesi ile donanmanın ihtiyacı
alındıktan sonra mütebakisinin stanbul’a gönderilmesi hakkında.

162 ltizam ile Çatalca mukataları emini olan Mustafa bin ahsuvar’a onbe bin tereke
ile zeamet verilip mukatayı terk edecek kimsesi olmadı ından mirî malın telef olmaması
için bir daha kimseneye alakasının kesildi ine dair mühürlü temessük verilmeyince
zeamet tevcih edilmemesi hakkında.

163 Trablusgarp’da yedi sekiz yıldan beri kaht oldu undan iradın kulun mevacibine bile
yetmedi i, en ziyade hasılatın Cebre adasından gelirken oradaki cemaat ba ılarının da
vergiden muaf olmasıyla durumun iyice mü kul oldu undan bahisle, Cebre adasındaki
cemaat ba larının niçin vergiden muaf olduklarının tahkik edilmesi hakkında.

164 Trablusgarb taraflarında bulunan Uçla nam kasr be i Müslümanlara taarruz


eyledi inden bahisle civarda olan Arap taifeleri ile bir olunup üzerine varılması ve itaat
ettirilmesi hakkında.
189

165 Sultanönü piyadelerinden bazıları hizmete kadir oldukları halde kendilerini pîr ve
malül yazdırarak hizmetten kaçtıkları bildirilmekle piyadelerin hizmetten kaçmalarının
caiz olmadı ından bahisle piyadelerin nöbetlerine sevk edilmeleri hakkında.

166 Bilecik madeninde top yuvarla ı hizmetinde çalı an taifenin üzerine Mehmed Ali
Fakih ve sair levendler tarafından taarruz edildi i, er’e davet edildiklerinde itaat
etmedikleri bu meseleyi Bursa ve Bilecik kadılarının tefti etmesi hakkında.

167 Hizmete kadir oldu u halde hizmete gelmeyen Sultanönü piyadelerinin isimlerinin
yazıp bildirilmesi ve küre e konması hakkında.

168 Karasuyenicesi ba lı skete nahiyesininde dört neferi katleden haramilerden üçünün


yakalandı ı bildirilmekle, yakalananların sorgulanıp yataklarının ve duraklarının
ö renilmesi hakkında.

169 Filibe kazasında Hasan hoca mahallesinde Üzümcü Mustafa nam ahsın zevcesi
fahi elik yaptı ından bahisle mezkûr hatunun memleketten sürülmesi ve sairlerinin haps
edilmesi hakkında.

170 Ahmed nam reisin gemisi muhalif rüzgârla Batnos adasına dü tü ünden bahisle
gemisindeki zahireyi zımmilere sattı ından dolayı küre e kondu unu ve sefer dönü ü
kürekten salınması hakkında.

171 Ayasofya camisi etrafında caminin binasına zarar veren evler ve odaların tahsis
edildi i, mimar ba ı Sinan’ın takriri ve eyhülislamın fetvası mucibince bu kaçak
yapıların yıkılması ve yarım kubbe üzerinde minarenin de yıkılıp caminin önündeki
paye üzerine yapılması hakkında.

172 Hamideli kazasında suhtelere ba olan Hüsam nam suhtenin Beydili nam karye
halkı tarafından derdest edildi inden dolayı suhtelerin cem olup karyeye saldırması
ihtimalinin olup men edilmesi hakkında.

173 Yemen’in irad ve mesarifi nedir varsa kimlerdedir, hülasa Yemen’in ahvali nedir
mufassal vazıp bildirlmesi hakkında.

174 Çavu ba ı Mustafanın salhane kurbinde Osman nam kimesneden on bir bin akçaya
bir çayır satın alıp sonra Osmanın babası çayırı vakf edip Mustafa’ya vermedi i
bildirilmekle mezbur Osman ya da vekilinin bulunması paranın geri alınması hakkında.
190

175 Beylerbeyi merkezine gönderilen emirler beyin de i mesi ile yeni gelen be in
önceki emirlerden haberdar olmamasından dolayı i lerin sürüncemede kaldı ından
bahisle merkezden gelen emirlerin bir defterde toplanması ve bu suretle emirlerin
mukarreren gönderilmemesi hakkında. Bir sureti Van, Ba dat, Erzurum, Halep, Basra,
ehrizol, Anadolu, Karaman, am, Rum, Zulkadriye, Budun, Teme var ve Lahza
beylerbe ine.

176 stanbul’da doktorluk hizmeti eden David nam yahudinin Kıbrıs’a sürülmesi,
mezburun Lefko e’den ba ka yerde tutulmaması hakkında.

177 Silivriye ba lı ahturu nam karye halkı hem çayır hizmeti hem de ulak hizmeti ile
mükellef oldu undan halktan ikâyet üzerine halkın çayıra hizmetinin devam etmesi
ulak hizmetinin da sair köylerden alınması hakkında.

178 Suba ı Meminin stivre halkı tarafından öldüresiye dövüldü ünü öldü diye bırakıp
atını ve sair e yasını garet ettiklerini bildirmekle, isimleri yazılı olan kimesnelerin
yakalanıp er ile lazım gelenin yapılması hakkında.

179 Üsküp’ten sürülerek Ilıca kazasında sakin olan Iraz Ahmed’ten ora halkı dahi
ikayette bulundu undan ahvalin tetkik edilmesi hakkında.

180 Ilıca’da naiblik yapan Abdi hoca nam ahsın naiblikten alınması için daha evvelden
hüküm gönderildi inden bahisle, mezbur naibin görevini kötüye kullandı ından er ile
tefti edildikten sonra hapsedilmesi hakkında.

181 Dukakin sanca ında top yuvarla ı hizmetinde olan Yörüklere akçesi ile yiyecek
tedarik edilip müzayaka çektirilmemesi hakkında.

182 Kıbrıs’ta bulunan gönüllü taifesinin sıra ile terfi ettrilmemesi hariçten adam terfi
ettirlmesinden dolayı gönüllü taifesinin ikâyetinden bahisle terfi i inin a alara
bırakılmayıp Kıbrıs beylerbeyisi tarafından yapılması, askerlere talim ettirip,
dükkâncılık yaptırılmaması hakkında.

183 Edirne’de Mihalo lu köprüsünün tamir edilmesi mesarıfının Mihalo lu Hüseyin


beyin kendi kesesinden kar ılaması, her sene hâsıl olan vakıf mallarının ziyadesinden de
Hüseyin beyin mesarıfının kar ılanması hakkında.
191

184 Danaba o lu Koç Ali ve sair arkada larının ehl-i fesad oldukları bildirilmekle
derdest edilip küre e konmaları hakkında.

185 Akkirman sanca ında zuhur eden ehl-i fesadın yakalanıp kadırgalarda küre e
konması hakkında.

186 Akkirman kadısının reayadan fazla kürekçi akçasının alındı ı ile ilgili ikâyetin
Varna kadısı tarafından tefti edilmesi hakkında.

187 Seyidgazi medresesinde bulunan I ık Taifesinin eski rafizi adetlerine yava yava
dönmeye ba ladıklarının bildirilmesi ile, mezbur taifenin eski adetlerine dönmesine rıza
gösterilmedi hakkında.

188 stanbul’a getirilmekte olan iki yüz elli kantar balın Edirne’de alıkondu undan
bahisle stanbul’da bala ziyade ihtiyaç oldu undan balın gönderilmesi ve bir daha
stanbul için gönderilen zahirenin alıkonmaması hakkında.

189 Kurd ve Ulus taifesinin Hınıs livasındaki reayanın ekinine zarar verdi i, er’e itaat
etmedi inden bahisle bunların tediplendirilmesi hakkında.

190 Kefe’de kesilen gemi kerestelerinin rençber gemilerine yüklenilerek gönderilmesi


hakkında.

191 Eski ehirli Eli nam kimesnenin ehl-i fesad oldu u bildirilmekle merkezden
gönderilen çavu ile mezburun yakalanması hakkında.

192 Yasakçı olarak Karaferye’de bulunan Hasan ve Sinan nam yeniçerilerin evlerinin
basılıp e yalarının ya ma edildi inden bahisle isimleri yazılı kimesnelerin yakalanıp er
ile cezalandırılmaları hakkında.

193 ehzade Mustafa’nın yeni bina olunan türbesine bir takım görevliler tayininden
bahisle, kalan görevlilerin de mezkûr ehzadenin validesi marifetiyle görevlendirilmesi
hakkında.

194 Kilis sanca ının iki yüz bin akçeden fazla ifraza mütehammil oldu u bildirilmi
isede oraların kaht oldu undan yüz bin akçeden fazla ifraz ihraç olunmaması ve Kilis
be ine tevcih edilen otuz bin akçenin de o yüz bin akçeden verilmesi hakkında.
192

195 Sarımahmutlu nam karye halkından birisinin katl olundu undan dolayı zanlıdan
cürmü sabit olmadan cerime alındı ından bahisle, bu durumun caiz olmadı ını
bildirerek alınan cerimenin geri verilmesi hakkında.

196 Sultaniye kalesi hizmetine yazılan haymanalardan bir kısmının hizmete müba eret
etmedi inden bahisle haymanaların cümlesinin kalede istihdam edilmesi hakkında.

197 Divan çavu larından Cafer çavu un evinde arap içip zevcesini katletti inden
bahisle, mezburun yaptı ı sabit u zahir olursa haps edilmesi hakkında.

198 Kıbrıs’a sürgün için kendi halinde olan adamlara dokunulmaması, i siz, güçsüz,
bekâr ve faizci adamların Kıbrıs’a sürülmesi hakkında.

199 Bergos kasabasının Konak mahalli halkı tekâlif-i örfiyeden muaf olmalarından
dolayı etraftan çe itli kimesnelerin gelip bu mahalle yerle ti inden bahisle, bu yerin
yeniden tahririnin yapılması ve sonradan gelenlerin sürülmesi hakkında.

200 Bergos kasabası yol üzerinde konak mahalli olmakla gelen mirî hayvanları için
saman bulmada sıkıntı çekildi inden Bergosa tabi köylerden Çatalca’ya gönderilmesi
istenen bin kantar samanın Bergos’a gönderilip der-anbar edilmesi hakkında.

201 Bergos kasabası yol üzerinde konak mahalli olmakla mum ve sabuna ziyade ihtiyaç
olmakla Bergos’da hâsıl olan iç ya ının dı arıya satılmaması için hüküm rica
olmasından dolayı, narh üzerinden iç ya ının alınıp ihtiyacın kar ılanması hakkında. Bir
sureti deri için yazıla.

202 Harim’e ba lı Tenrin karyesi halkı köylerinin yol üzerinde oldu undan tekâliften
muaf olmak istedikleri ve memleketi terk edenlerin avarızlarının da kendilerinden tahsil
edildi ini bildirmeleri ile tahkik edilip avarızın adil olarak alınması hakkında.

203 Dukakin sanca ında demir madeninde çalı an yörüklerin bir bölü ünün kifayet
etmemesinde ikinci bölü ün dahi gönderilmesi hakkında.

204 spîr’de naiplik yapan Hüseyin’den bütün halkın ikâyeti üzerine mezburun tefti
edilmesi hakkında.

205 Ali nam emirîn su sı ırı mandırasını basıp çobanlarına eziyet etti inden bahisle
eminin yakalanıp merkeze gönderilmesi hakkında.
193

206 Ferake kadısı olan Muhyiddin’in ziyade kürekçi akçesin aldı ı ve çe itli
akiliklerinin oldu undan bahisle naibin tefti edilip toplanan fazla paranın istircadı
hakkında.

207 Dergâh-ı Ali çavu larından skender çavu un evi gece basılıp kendisi dâhil aile
efradının da katl edilmesinden bahisle katillerin meydana çıkarılması hakkında.

208 Rodos beyine Gökova mevkiinde hazırlanan top kundakları için hazırlanan a açları
at gemisi ve kadırga göndertip aldırması hakkında.

209 Bahalu nam hatun gelip ikâyetle Rıdvan nam o lunu Vize voyvodası istedi i
vermedikleri için kocasını mücrimdir diye küre e koydu unu bildirmekle meselenin
tefti edilmesi hakkında.

210 Anavarin kalesinin in aatı için halife gönderildi i bildirilerek halifenin varması ile
in aatın ba laması hakkında.

211 Sipahi o lanları ile bölük halkı donanmaya tayin edilip gönderilerek peksimede
ihtiyaçları olursa akçesi ile alınıp müzayaka çekilmemesi hakkında.

212 Gelibolu’da brahim’in katilleri zan olunan sipahi o lanlarından Fellah Muslunun
hep beraber otururken brahim’i so lukla vurdu u anla ılmakla Piyale Pa anın o
taraflara vardıkda meseleyi tahkik etmesi hakkında.

213 Donanmaya gönderilen altı bölük halkının Piyale Pa a komutasında olması


bildirilmekle, muhalefet edenlerin ulufelerinin kat‘ edilmesi hakkında.

214 Sabık Trablusgarp beylerbeyi tefti olundukda fıkaranın altmı bin akçesi zahir
oldu u bildirilmekle Piyale Pa anın o taraflara varınca bu meseleyi halletmesi hakkında.

215 Karaman beylerbeyisi iken fevt olan Haydar’ın icmali içinde Silifke iskelesinde ve
çelti inde olan mahlulatının kaydının stanbul’da lazım oldu undan bahisle mahlülatın
kaydının bir suretinin gönderilmesi hakkında.

216 Mente e nazırı Tahir çavu kendi çabaları ile bir ba tarde yapıp donanmaya
katılmayı istedi ini bildirmekle, yapılan ba tardenin mücrim ve cenkçi ile donatılıp
dananmaya katılması hakkında.
194

217 Sabık vezir Hüseyin pa anın âdemlerinden bazılarının kaçıp donanmaya iltica
ettikleri bildirilmekle isimleri yazılı kimesnelerin bulunup Hüseyin Pa aya gönderilmesi
hakkında.

218 Malatya sanca ı muhafazası için bırakılan otuz neferden ba ka on iki neferin daha
alıkonması hakkında.

219 skenderiye havalisindeki bazı karyelerin isyan üzere oldukları bildirilmekle hüsn-i
tedbir ile ele getirilip er ile lazım gelenin yapılması hakkında.

220 Leh be ine gönderilen hüküm de kendi aralarında kral seçemeyip bu tarafın
tavsiyesi üzerine Henriko Hersek’i olan França padi ahının karde ini kral yaptıkları
haberinin menuniyetle kar ılandı ından bahisle Moskof tarafından bir taarruz olacak
olursa Tatarlar ile haberle ip mukavemet etmeleri hakkında.

221 Dadyan melike name-i hümayun yazılarak haraç ve verginin babasının ölümü
sebebiyle zamanında gönderilmedi inden bahisle bundan sonra muntazaman
gönderilmesi hakkında.
195

SONUÇ

Uzunca bir süre varlı ını devam ettiren Osmanlı Devleti kurulu undan son anına kadar
hep Türk- slam gelene i içerisinde vücut bulmu tur. Daha beylik halinde iken bile bir
taraftan Türk ananesini sürdürmü ve bir taraftan da slamiyet’in getirmi oldu u
düzenin uygulayıcısı olmu tur. Osmanlı Devleti’ni anlayabilmek için sadece Türk ve
slam devlet anlayı larını bilmek yeterli olmaz. Türk- slam devlet anlayı ının yanı sıra
Osmanlı Devleti’nin kuruldu u ve inki af etti i co rafyanın da devlet anlayı ını bilmek
gerekir. Bu durumu biz tarihçiler belge okurken çok daha iyi idrak edebiliyoruz.
Osmanlı Devleti’nin geride bıraktı ı muazzam ar ivini gün yüzüne çıkartırken
ara tırmacıların sadece Türkçe, Farsça ve Arapça dillerine hâkim olmaları
yetmemektedir. Ara tırmacıların ayrıca Balkan co rafyasındaki yerli dilleri de iyi
bilmesi gerekir ki yapılan çalı malar layıkıyla de er bulsun.

te bu çerçevede de erlendirildi inde Osmanlı Devleti kurulu a amasında devlet


kurumlarını olu tururken Türk- slam devlet gelene ini kendisine örnek almı tır.
Osmanlılar en önemli kurumları olan Divan-i Hümâyûn’u vücuda getirirken kendinden
önceki devletlerin yönetiminden örnek almı lardır. Ba kentte bulunan bu Divan’da her
türlü devlet i leri konu ularak çözüme ba lanmı tır. Orhan Bey zamanından beri
varlı ından haberdar oldu umuz bu divanlara Padi ahlar bizzat ba kanlık etmi ler,
devlet meseleleri ile bizzat ilgilenmi lerdir. Bu divanda alınan kararlar kayıtlara
geçirilerek kalıcılı ı sa lanmı tır. Devlet bu sayede gerekti inde tutmu oldu u
kayıtları inceleyerek tutarlı bir politika benimsemi tir. Osmanlı Devleti’nin bu denli
uzun ömürlü olu unun nedenleri arasında merkezde i leyen bürokrasinin de büyük bir
yeri vardır. Divanda alınan kararların defterlere kaydedilmesi ve bu defterlerinde
Hazine-i Evrak da muntazaman hıfz edilmesi sayesinde günümüzden yüzyıllar
öncesinde meydana gelen olayları biz bugün aydınlı a kavu turabilmekteyiz.
Osmanlıdan bizlere miras olarak kalan Ar iv’in üphesiz ki her bir belgesi öneme
haizdir, fakat bu belgeler arasında Mühimme defterleri birer kö e ta ı olarak
nitelendirilebilir.
196

Ele alınan bu çalı ma bazı tarihçiler tarafından Osmanlı Devleti’nin zirve noktası olarak
nitelendirilen Kanûnî Sultan Süleyman devrinin hemen arkasından gelen II. Selim
devrinden bir kesit sunmaktadır. Geçmi in her döneminde oldu u gibi II. Selim
döneminde de e kıyalık olayları meydana gelmi tir. Bu olaylar kar ısında devrin
yöneticilerinin sıklıkla ba vurdukları ceza yöntemi olarak sürgünler dikkati
çekmektedir. Bu do rultuda defterin genelinde Kıbrıs adasına sürgünlerin oldu u
görülmektedir. Sürgün sayesinde Osmanlılar adada bulunan Türk nüfusunun artmasını
hedeflemi lerdir. Sadece e kıyalık yapanlar de il aralarında sorunlar bulunan aileler,
arazi anla mazlı ı ya ayan aileler de adaya gönderilmi tir. Devletin zorunlu göç
ettirmesinin yanı sıra adaya gönüllü yerle enlerde olmu tur. Adada bulunan bu gönüllü
taifesinin bazı sorunları oldu u merkeze gönderdikleri mektuplar sayesinde
anla ılmı tır. Devlet gönüllü taifesinin sıkıntılarını gidermek için merkezden hükümler
göndermi lerdir.

Kıbrıs adasının fethi üphesiz ki II. Selim devrinin en önemli olayları arasındadır.
Fethin ardından gelen nebahtı yenilgisi Osmanlı Devleti’nin yeni bir donanma
kurmasını zorunlu kılmı tır. Bir kı döneminde önceki donanmasından daha büyük ve
sayı bakımından daha fazla gemi ile Osmanlı Devleti nebahtı yenilgisinin hemen
ardından Akdeniz’e donanması ile inmi tir. Zira bu yıllarda Kıbrıs adasının fethinin
Avrupa’da uyandırmı oldu u heyecan küçümsenemeyecek boyuttaydı. Bunun üzerine
nebahtı yenilgisinin eklenmesi ile bu heyecan zirve yapmı tır. Fakat Osmanlının 6 ay
gibi kısa bir sürede daha büyük bir donanma ile Akdeniz’de kendini göstermesi zafer
sarho u Avrupalıları kendilerine getirmi tir. 22 Numaralı bu defterde donanma yapımı
ile hükümler bulunmasa da meydana getirilen donanma için lazım olan kürekçilerin
tedarik edilmesi ile ilgili hayli hüküm vardır. Devlet bu kürekçilerin tedarikini büyük
ço unlukla mücrimlerden kar ılama yoluna gitmi tir. Fakat akçesi ile kürekçilerin
toplanmasından anla ılıyor ki mücrimler kifayetsiz kalmı tır. Defter genelinde
donanmaya hayli önem verildi i görülmektedir. Bu verilen önemin sebebi ise muhtemel
Venedik tehdidi olmalıdır.

Dı ardan gelen tehlikeler kar ısında Osmanlı Devleti’nin sürekli teyakkuz halinde
bulundu u gözlemlenmi tir. Bu do rultuda defter incelendi inde kale tamirlerine büyük
önem verildi i anla ılmaktadır. Yapılacak tamir faaliyetlerine bazen merkezden görevli
tayin edilmi , bazen yerel yöneticiler bu konuda görevlendirilmi tir. Defter genelindeki
197

imar ve tamir faaliyetleri sadece kale tamirlerinden ibaret olmayıp halkın ihtiyacı olan
kervansaray ve hamam gibi sosyal tesislerinde in asını kapsamaktadır. Özellikle
Ayasofya Cami’sinin II. Selim devrinde geçirmi oldu u büyük tamir faaliyetinin
hükmü defter içerisinde mevcuttur.

Osmanlı Devleti tarihinde büyük karga aların ya andı ı, e kıyaların toplu halde
dola arak e kıyalık olaylarını doru a ula tırdı ı dönem olarak bilinen “Büyük Kaçgun”
dönemi II. Selim devrinden sonrasına tekabül etmesine ra men bu devirde de çe itli
e kıyalık olayları meydana gelmi tir. Bu dönemde de toplu halde gezen e kıyaların var
oldu u gözlemlenmi tir. Devlet bu olaylar kar ısında suçluların yakalanması için bazen
tek bir görevliye emir verirken bazen o yörede bulunan birden çok görevliye emirler
göndermi tir. Yakalanan suçluların cezalarının verilmesi konusunda ise devlet er-i
erifin emrinin uygulanmasını ön planda tutmu tur. Ele alınan bu çalı mada bu duruma
örnek gösterilebilecek hayli hüküm bulunmaktadır. Ayrıca devletin bazı bölgelerde
e kıyalık faaliyetlerini önleyebilmek için bölge ahalisinin elinde bulunan tüfekleri
toplattı ı gözlemlenmi tir.

Ekonomisi büyük oranda tarıma dayanan Osmanlı Devleti tarım topraklarının bo


bırakılmaması konusunda hassasiyet göstermi tir. Bo alan arazilerin enlendirilmesi
için merkezden hükümler gönderildi i dikkat çekmektedir. Tarım ile u ra ıp devlete
vergi ödeyen reayanın refahı ve korunması da bizzat devlet tarafından
gerçekle tirilmi tir. ncelenen defterde çe itli sosyal olayların varlı ı dikkati çekmekle
birlikte devlet bu olayları toplumsal sıkıntılara sebebiyet vermeden çözüm yoluna
gitmi tir.

Merkezden gönderilen emirlerin muhatap makamları dikkate alındı ında devlet büyük
bir ço unlukta kadı ve sancakbeyleri ile muhatap olmu tur. Bu sırayı beylerbeyi takip
etmektedir. Bu bilgi do rultusunda Osmanlı Devleti’nin ta rada ki gücünü temsil eden
görevlilerin öncelikle sancakbeyleri ve kadılar oldu unu söyleyebiliriz. Zikredilen bu
iki görevli sadece merkez ile ileti im halinde olmuyorlardı. Ayrıca bu ki iler halkın
ula abilece i en yakın devlet görevlisi oldu undan halkla da ciddi bir ekilde ileti im
halinde olmu lardır. Kadılar ve sancakbeyleri adeta stanbul’daki Padi ah ile ta rada
bulunan halk arasında bir köprü vazifesi görmü ler, birbirlerine olan istek veya
emirlerin iletilmesinde büyük rol oynamı lardır. Kadıların ve sancakbeyleri’nin yetki ve
sorumluluklarının yanı sıra bu yöneticilere merkezden gönderilen hükümlerin çoklu u
198

da göz önüne alındı ında denilebilir ki Osmanlı Devleti’nin yönetim yükünün büyük bir
kısmını bu iki görevli çekmi tir. Ayrıca bu görevliler devletin yürütme organı
olmu lardır. Merkezden gönderilen hükümlerin muhtevaları dikkatle incelendi inde
verilen emir, e er geni bir bölgeyi kapsıyorsa o zaman beylerbeyleri muhatap
alınmı lardır. Bununla birlikte beylerbeyinin yetki alanında vuku bulan olaylar kadı ve
sancakbeylerinin yetkisini a ıyorsa da beylerbeyleri muhatap alınmı tır. Muhatap alınan
bir di er devlet görevlisi ise vezirler olup incelene defterde genellikle Vezir Piyale
Pa aya hükümler gönderilmi tir. Gönderilen bu hükümlerin ekseriyeti muhteva
bakımından donanma ile ilgilidir.
199

KAYNAKLAR

3 Numaralı Mühimme Defteri 966-968/1558-1560, I-II, yay. Ba bakanlık Osmanlı


Ar ivi, Ankara 1993.

5 Numaralı Mühimme Defteri, Ba bakanlık Devlet Ar ivleri Genel Müdürlü ü Osmanlı


Ar ivi Daire Ba kanlı ı, Ankara 1994.

Afyoncu Erhan, “Sokullu Mehmed Pa a”, D A, Cilt 37, stanbul 2009.

____________.Tanzimat Öncesi Osmanlı Tarihi Ara tırma Rehberi, Yeditepe Yayınları,


stanbul 2009.

Akda , Mustafa. Celâlî syanları, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara, 1963.

_____________. Türk Halkının Dirlik ve Düzenlik Kavgası, Celalî syanları, Barı


Yayınevi, Ankara, 1999.

Aktan, Ali. Osmanlı Paleografyası ve Siyasi Yazı malar, lim ve rfan Vakfı, stanbul
1995.

Akyılmaz, Gül. “Osmanlı Devletinde Yönetici Sınıf-Reaya Ayrımı”, Gazi Üniversitesi


Hukuk Fakültesi Dergisi, Haziran-Aralık 2004, Cilt 8, Sayı 2 s. 389-420.

Algül, Hüseyin. Osmanlılar Devrinde Kıbrıs Seferinin Manevi Cephesi ve Ebussuûd


Efendi’nin Seferle lgili Fetvası” Uluda Üniversitesi lahifat Fakültesi Dergisi, Sayı II,
Cilt II, 1987.
200

Aydın Mehmet Akif, “Ceza(Osmanlı Ceza Hukuku)”, D A, Cilt 7, stanbul 1993.

Ba bakanlık Osmanlı Ar ivi Rehberi, Ba bakanlık Devlet Ar ivleri Genel Müdürlü ü


Osmanlı Ar ivi Daire Ba kanlı ı, stanbul 2010.

Bardako lu Ali, “E kıya”, D A, Cilt 1, stanbul 1995.

Baysun M. Cavit, “Lepanto”, A, Cilt 7, MEB, stanbul 1997.

Bilge L. Mustafa, “Süvey ”, D A, Cilt 38, stanbul 2010.

Bostan dris, “ nebahtı Deniz Sava ı”, D A, C.22, stanbul, 2011.

__________,“Kılıç Ali Pa a”, D A, Cilt 25, Ankara 2002.

Bostan, dris ve Salih Özbaran. Türk Denizcilik Tarihi, Deniz Basımevi, stanbul 2009.

Cezar, Mustafa. Mufassal Osmanlı Tarihi, TTK, Cilt 3, Ankara 2011.

Ça atay, Ne et. “Osmanlı Devletinde Reayadan Alınan Resimler”, DTCFD, Ankara


1947, Cilt 5, Sayı 5, s. 483-511.

Çakır, brahim Ethem. 10 Numaralı Mühimme Defteri’nin (s.179-356) Transkripsiyon


ve De erlendirilmesi, Aratürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum 2006
(Yayımlanmamı Yüksek Lisans Tezi).

Çerçi, Faris. Gelibolulu Mustafa Âlî ve Künhü'l- Ahbâr'ında II. Selim, III. Murat ve III.
Mehmet Devirleri, Erciyes Üniversitesi Yayınları, Cilt 1, Kayseri 2000.

Çiçek Kemal, “Kıbrıs”, D A, Cilt 25, Ankara 2002.

___________, “Lefko e”, D A, Cilt 27, Ankara 2003.


201

___________, “Magosa”, D A, Cilt 27, Ankara 2003.

Darkot Besim, “Kıbrıs”, A, Cilt 6, MEB, stanbul 1977.

Da çıo lu, Kemal. skân, Suç ve Ceza Osmanlı'da Sürgün, Yeditepe Yayınları, stanbul,
2007.

Demirci, Süleyman ve Hasan Arslan. Osmanlı Türkiyesi’nde E kıya, Devlet ve Siyaset,


Yalın Yayıncılık, stanbul 2012.

_____________________________. “Osmanlı Türkiyesinde E kıyalık Faaliyetlerini


Önlemeye Yönelik Alınan Tedbirler ve Uygulanan Cezalara Dair Gözlemler: Mara
Eyaleti Örne i(1590-1750), History Studies, Prof. Dr. Enver Konukçu Arma anı, Nisan
2012.

Dündar Recep, “Kıbrıs'ın Fethi”, Türkler, Cilt 9, Ankara 2002.

Emecen Feridun, “Selim II”, D A, Cilt 36, stanbul 2011.

______________. “Osmanlı Divanının Ana Defter Serileri: Ahkâm-ı Mirî, Ahkâm-ı


Kuyûd-ı Mühimme ve Ahkâm-ı ikâyet”, Türkiye Ara tırmaları Literatür Dergisi,
stanbul 2005, Cilt 3, Sayı 5. s. 107-139.

Ertürk, Volkan. “XVI. Yüzyılın kinci Yarısında Vize Sanca ında E kıyalık Faaliyetleri
(1553-1574)”, Çanakkale Ara tırmaları Türk Yıllı ı, Sayı 12, Bahar 2012, s. 97-107.

Gökbilgin, M. Tayyib. Osmanlı Paleografya ve Diplomatik lmi, Enderun Kitapevi,


stanbul 1992.

Gültepe Necati, “Osmanlılarda Bürokrasi: Merkezin Yönetimi” , Osmanlı Ansiklopedisi,


Cilt 6, stanbul 2000.
202

Günay, Ramazan. “Osmanlı Ar iv Kaynakları Arasında Ahkâm Defterleri: Geli im


Seyri, Muhtevası ve Önemi” Süleyman Demirel Üniversitesi SBE Dergisi, Sayı 17,
2013, s. 9-29.

lgürel, Mücteba. “Zirveden Dönü : II. Selim'den III. Mehmed'e”, Türkler, Cilt 9,
Ankara 2002.

_____________. “E kıya”, D A, Cilt 11, stanbul 1995.

_____________. “Celâ-yı Vatan” , D A, Cilt 7, Ankara 1993.

nalcık, Halil. Osmanlı mparatorlu u'nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi, Eren Yayıncılık,
Cilt 1, stanbul 2000.

_________. Osmanlı’da Devlet, Hukuk, Adâlet, Eren Yayıncılık, stanbul 2005.

_________. Devlet-i Aliyye Osmanlı mparatorlu u Üzerine Ara tırmalar II”, Türkiye
Bankası Kültür Yayınları, stanbul 2014

_________. Rönesans Avrupası Türkiye’nin Batı Medeniyetiyle Özde le me Süreci,


Türkiye Bankası Kültür Yayınları, stanbul 2013.

_________. “Osmanlı-Rus Rekabetinin Men ei ve Don-Volga Kanalı


Te ebbüsü(1569)”, Belleten, Cilt XII, Sayı 46.

_________. “Osmanlılarda Raiyyet Rüsumu”, Belleten, Cilt XXIII, Sayı 92.

_________. “Osmanlı’nın Avrupa ile Barı ıklı ı: Kapitülasyonlar ve Ticaret”, Do u


Batı, Sayı 24.

_________,“Tımar”, D A, Cilt 41, stanbul 2012.


203

_________, “Adâletnâme”, D A, Cilt I, stanbul 1988.

_________, “Osmanlılarda Raiyyet Rüsumu”, Belleten, Cilt XXIII, Sayı 92.


nba ı, Mehmet, Ersin Gülsoy ve Zübeyde Güne Ya cı, “ Güçlü Sultanlar Dönemi”,
Osmanlı Tarihi El Kitabı, Editör Tufan Gündüz, Grafiker Yayınları, Ankara 2012.

p irli, Mehmet. “XVI. Asrın kinci Yarısında Kürek Cezası ile ilgili Hükümler”, Tarih
Enstitüsü Dergisi, stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Sayı 12, stanbul 1982,
s.203-248.

Jorga, Nicolae. Osmanlı mparatorlu u Tarihi, Yeditepe Yayınları, Cilt 3, stanbul


2005.

Karagöz, Mehmet. “17. Asrın Sonunda Filibe ve Çevresinde E kıyalık Hareketleri”,


Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 16, Sayı 2, s. 373-402.

Kavas Ahmet, “Tunus”, D A, Cilt 41, stanbul 2012.

Kiel Mahchiel, “ nebahtı”, D A, Cilt 22, stanbul 2000.

Kütüko lu, Mübahat S. Osmanlı Belgelerinin Dili( Diplomatik), Kubbealtı Ne riyat,


stanbul 1994.

___________, “Mühimme Defteri”, D A, Cilt 31, stanbul 2011.

Koç, Yunus. “Osmanlı Toplumsal Dinamizminden Celali syanlarına Giden Yol ya da


ki Belgeye Tek Yorum”, Türk Dünyası Sosyal Bilimler Dergisi B L G, Güz 2005, Sayı
35, s. 229-245.

Mumcu, Ahmet. Hukuksal ve Siyasal Karar Organı Olarak Divan-ı Hümayun, Birey ve
Toplum Yayınları, Ankara 1986.
204

_____________. Osmanlı Devleti’nde Siyaseten Katl, Phoenix Yayınevi, Ankara 2007.

Mustafa Nuri Pa a, Netayic'ül-Vukuat C. I-II, Hazırlayan Prof. Dr. Ne et Ça atay, TTK,


Ankara 1992.
Osmanlı daresinde Kıbrıs, Devlet Ar ivleri Genel Müdürlü ü, Ankara 2000.

Örenç Ali Fuat, “Sakız Adası”, D A, Cilt 36, stanbul 2011.

Öz, Mehmet. “Modernle me Öncesinde Osmanlı toplumunda E kıyalık Hareketlerinin


Niteli i ve Özellikleri”, SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Ocak
2010, s.226-233.

___________, “Reaya”, D A, Cilt 34, stanbul 2007.

Özcan, Abdülkadir, Cezmi Eraslan ve Fehamettin Ba ar. “II. Selim”, Osmanlı


Ansiklopedisi, z Yayıncılık, Cilt 3, stanbul 1999.

Özkul, Ali Efdal. “Do u Akdeniz’in Anahtarı Kıbrıs Adası”, Do u Batı, Sayı 34.

Öztürk Said, Ahmet Akgündüz. Üç Devirde Bir Mabed Ayasofya, Osmanlı


Ara tırmaları Vakfı, 2005.

Refik, Ahmet. Türk Mimarları, Kapı Yayınları, 2013

Selânikî Mustafa Efendi, Tarih-i Selânikî, Hazırlayan Prof. Dr. Mehmet p irli, TTK,
Ankara, 1999.

Sırma, hsan Süreyya. “Yemen’in Jeo-politik Durumu ve Osmanlı Devletine


Katılması”, Tarih Enstitüsü Dergisi, Sayı 12, s.427-444.

Turan erefadettin, “ Selim II”, A. , Cilt 10, MEB, Eski ehir 1997.
205

______________. Lala Mustafa Pa a Hakkında Notlar ve Vesikalar, Belleten, Cilt


XXII, Sayı 88.

Uzun, Efkan. “Osmanlı Ülkesinde Görülen syan ve E kıyalık Olayları Kar ısında
Alınan Bazı Tedbirler Hakkında Bir De erlendirme", Türklük Bilimi Ara tırmaları, Sayı
25, s.185-214, Ni de 2009.

Uzunçar ılı, smail Hakkı. Osmanlı Devletinin Merkez ve Bahriye Te kilatı, TTK,
Ankara 1988.

_________________. Osmanlı Tarihi, TTK, Cilt 2, Ankara, 1988.

_________________. Osmanlı Tarihi, TTK, Cilt 3 1. Kısım, Ankara, 1988.

_________________.Osmanlı Devletinin lmiye Te kilatı, Türk Tarih Kurumu


Basımevi, Ankara 1988.

________________.Osmanlı Devleti Te kilatında Kapıkulu Ocakları I, TTK, Ankara


1988.

________________. Kıbrıs’ın Fethi ile Lepant ( nebahtı) Muharebesi Sırasında Türk


Devleti ile Venedik ve Müttefiklerinin Faaliyetlerine Dair Hazine-i Evrak Kayıtları,
Türkiyat Mecmuası III, 1935.
206

YAYINLANMI , TEZ OLARAK HAZIRLANMI VEYA HAZIRLANMAKTA


OLAN MÜH MME DEFTERLER 248

Topkapı Sarayı Ar ivi H.951-952 Tarihli ve E-12321 Numaralı Mühimme Defteri, haz.
Halil Sahillio lu, stanbul 2002.

Abid Ya aro lu, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi ko u lar 888 Numaralı Mühimme
Defteri (1a-260a. tahlil ve transkripsiyon), Yüksek Lisans Tezi, stanbul Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, stanbul 1995.

3 Numaralı Mühimme Defteri 966-968/1558-1560, I-II, yay. Ba bakanlık Osmanlı


Ar ivi, Ankara 1993.

5 Numaralı Mühimme Defteri 973/1565-156, I-II, yay. Ba bakanlık Osmanlı Ar ivi,


Ankara 1994.

6 Numaralı Mühimme Defteri 972/1564-1565, I-III, yay. Ba bakanlık Osmanlı Ar ivi,


Ankara 1995.

7 Numaralı Mühimme Defteri 975-976/1567-1569, I-IV, yay. Ba bakanlık Osmanlı


Ar ivi, Ankara 1997.

Orhan Pa azâde, 9 Numaralı Mühimme Defteri (977-978/1569, Özet ve Transkripsiyon),


Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Türkiyat Ara tırmaları Enstitüsü, stanbul
2006.

Zülfiye Kaygusuz, 10 Numaralı Mühimme Defterinin Tahlil ve Transkripsiyonu (s. 1-


178), Yüksek Lisans Tezi, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum
2006.

brahim Etem Çakır, 10 Numaralı Mühimme Defterinin Transkripsiyon ve


De erlendirmesi (s. 179-356), Yüksek Lisans Tezi, Atatürk Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Erzurum 2006.

12 Numaralı Mühimme Defteri 978-979/1570-1572, I-III, yay. Ba bakanlık Osmanlı


Ar ivi, Ankara 1994.

Kazım Kür at Yücel, 18 Numaralı Mühimme Defteri (Tahlil-metin), Yüksek Lisans


Tezi, stanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, stanbul 2002.

Muharrem Bostancı, 19 Numaralı Mühimme Defteri, Yüksek Lisans Tezi, stanbul


Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, stanbul 2002.

248
Çalı ılmı Mühimme defterlerinin toplu kaydı için bkz. Erhan Afyoncu, Tanzimat Öncesi Osmanlı
Tarihi Ara tırma Rehberi, Yeditepe Yayınları, stanbul 2009.
207

Sıtkı Çelik, 21 Numaralı Mühimme Defteri (Tahlil-metin), Yüksek Lisans Tezi, stanbul
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, stanbul 1997.

Gülay Kahveci, 29 Numaralı Mühimme Defteri, Yüksek Lisans Tezi, stanbul


Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, stanbul 1998.

uayib zgi, 986 (1578) tarihli 32 numaralı Mühimme Defteri: [s. 201-400]
Transkripsiyonu ve De erlendirilmesi, Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi
Türkiyat Ara tırmaları Enstitüsü, stanbul 2006.

Hasan Karaman, 38 Numaralı Mühimme Defteri, Yüksek Lisans Tezi, stanbul


Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, stanbul 1997.

Mustafa Özata, 38 Numaralı Mühimme Defteri, Yüksek Lisans Tezi, stanbul


Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, stanbul 1997.

44 Numaralı Mühimme Defteri, haz. Mehmet Ali Ünal, zmir 1995.

Hasan Yıldız, 49 numaralı Mühimme Defteri (Tahlil-metin), Yüksek Lisans Tezi,


stanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, stanbul 1996.

Meltem Karababa, 50 Numaralı Mühimme Defteri (991-993/1583-1585),


De erlendirme-Transkripsiyon (s. 1-80), Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi
Türkiyat Ara tırmaları Enstitüsü, stanbul 2004.

Halime Çukuryurt, 50 Numaralı Mühimme Defteri (993/1585, De erlendirme-


Transkripsiyon, s. 84-166), Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Türkiyat
Ara tırmaları Enstitüsü, stanbul 2005.

Sultanın Emir Defteri (51 Nolu Mühimme), haz. Hikmet Ülker, stanbul 2003.

Musa Günay, 55 Numaralı Mühimme Defteri, Yüksek Lisans Tezi, On Dokuz Mayıs
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Samsun 1996.

O uzhan Yüce, 59 Numaralı Mühimme Defterinin Özetli Transkripsiyonu ve


De erlendirmesi, Yüksek Lisans Tezi, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Erzurum 2007.

Recep Burhan Erta , 60 Numaralı Mühimme Defteri (s. 105-208), Yüksek Lisans Tezi,
stanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, stanbul 1997.

Cevat Yıldız, 60 Numaralı Mühimme Defteri (s. 209/314), Yüksek Lisans Tezi, stanbul
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, stanbul 1998.

M. Ali Atıcı, 61 Numaralı Mühimme Defteri, Yüksek Lisans Tezi, stanbul Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, stanbul 1997.
208

Serdar Kar, 63 Numaralı Mühimme Defteri, Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, stanbul 2002.

Mustafa Karaca, 68 Numaralı Mühimme Defteri (tasnif-transkripsiyon), Yüksek Lisans


Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, stanbul 2000.

Necati Gültepe, H.1106-1107 Tarihli Mühimme Defterine Göre Devlet Kararları,


Yüksek Lisans Tezi, stanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, stanbul 1992.

Selçuk Demir, 75 Numaralı Mühimme Defterinin Transkripsiyon ve De erlendirilmesi,


(s. 1-170), Yüksek Lisans Tezi, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Erzurum 2008.

74 ve 76 numaralı muhimme defteri. Süleyman Demirel üniversitesi. Çalı ılıyor

82 Numaralı Mühimme Defteri 1026-1027/1617-1128, yay. Ba bakanlık Osmanlı


Ar ivi, Ankara 2001.

83 Numaralı Mühimme Defteri 1036-1037/1626-1628, yay. Ba bakanlık Osmanlı


Ar ivi, Ankara 2001.

Ne at Süt, 83 Numaralı Mühimme Defteri (M. 1627-1628 / H. 1036-1037), Yüksek


Lisans Tezi, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, stanbul 2000.

Durmu Kandıra, 84 Numaralı Mühimme Defteri (tahlil-metin), Yüksek Lisans Tezi,


stanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, stanbul 1995.

85 Numaralı Mühimme Defteri 1040-1042/1630-11632, I-II, yay. Ba bakanlık Osmanlı


Ar ivi, Ankara 2002.

Fatma Kaytaz, 88 Numaralı Mühimme Defteri (Transkripsiyon-Özet), Yüksek Lisans


Tezi, Marmara Üniversitesi Türkiyat Ara tırmaları Enstitüsü, stanbul 2006.

Eren Bahri Gök, 89 Numaralı Mühimme Defteri, Yüksek Lisans Tezi, Marmara
Üniversitesi Türkiyat Ara tırmaları Enstitüsü, stanbul 2003.

90 Numaralı Mühimme Defteri, haz. Nezihi Aykut vd., stanbul 1993.

Selçuk Osmano lu, 92 Numaralı Mühimme Defteri (Özet ve Transkripsiyon), Yüksek


Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Türkiyat Ara tırmaları Enstitüsü, stanbul 2004.

Murat Yıldız, 92 Numaralı ve 1657-1658 Tarihli Mühimme Defteri, Yüksek Lisans


Tezi, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Elazı 2004.

93 Numaralı Mühimme Defteri- (Marmara Üniversitesi’nde hazırlanıyor).

Müjge Karaca, 94 numaralı Mühimme Defterinin Özeti, Transkripsiyon ve


De erlendirmesi, Yüksek Lisans Tezi, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Yüksek Lisans Tezi, Erzurum 2008.
209

Ercan Alan, 95 Numaralı Mühimme Defteri (Tahlil, Transkripsiyonu ve Özeti), Yüksek


Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Türkiyat Ara tırmaları Enstitüsü, stanbul 2008.

Muzaffer Fehmi akar, 1101-1102 (1690-1691)Tarihli 100 Numaralı Mühimme Defteri


Transkripsiyonu ve De erlendirilmesi, Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi
Türkiyat Ara tırmaları Enstitüsü, stanbul 2007.

Bekir Gökbunar, 105 numaralı Mühimme Defteri (özet-transkripsiyon), Yüksek Lisans


Tezi, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, stanbul 2002. ( tarihli)

Mustafa Kılıç, 107 numaralı Mühimme Defteri, Yüksek Lisans Tezi, Marmara
Üniversitesi Türkiyat Ara tırmaları Enstitüsü, stanbul 1996.

Muhammet Hanefi Demirsoy, 109 Numaralı Mühimme Defteri`nin Transkripsiyonu ve


De erlendirmesi, Yüksek Lisans Tezi, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
2001.

110 numaralı Mühimme Defteri- (Marmara Üniversitesi’nde hazırlanıyor) (1108-


tarihli)

Yusuf hsan Genç, Mühimme Defteri, Ba bakanlık Osmanlı Ar ivi 113 Numaralı ve H.
1113-115/M. 1701-1703 Tarihli, Uzmanlık Tezi, Ba bakanlık Osmanlı Ar ivi, stanbul
1987.

Ay egül Özer, 113 Numaralı Mühimme Defterinin (H. 1112-1115/M. 1701-1703)


Transkripsiyon ve De erlendirmesi, Yüksek Lisans Tezi, Celal Bayar Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, stanbul 2003.

Ömer Bıyık, 124 Numaralı Mühimme Defteri (H. 1128-1130), Yüksek Lisans Tezi, Ege
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, stanbul 2001.

Leyla Toraman, 128 Numaralı ve 1717-1718 Tarihli Mühimme Defteri (De erlendirme-
Transkripsiyon-Dizin), Yüksek Lisans Tezi, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Elazı 2005.

lker Külbilge, 141 Numaralı Mühimme Defteri (H. 1128), Yüksek Lisans Tezi, Ege
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, zmir 2002.

Ersin Kırca, Ba bakanlık Osmanlı Ar ivi 168 Numaralı Mühimme Defteri (1183-1185-
1769-1771), Transkripsiyon, De erlendirme (s. 1-200), Yüksek Lisans Tezi, Marmara
Üniversitesi Türkiyat Ara tırmaları Enstitüsü, stanbul 2007.

lhan Gök, Ba bakanlık Osmanlı Ar ivi 168 Numaralı Mühimme Defteri (1183-1185-
1769-1771), Transkripsiyon, De erlendirme (s. 200-376), Yüksek Lisans Tezi,
Marmara Üniversitesi Türkiyat Ara tırmaları Enstitüsü, stanbul 2007.
210

Tu ba Kara, 170 No’lu Mühimme Defteri (H 1185-1188’M. 1771-1774)’nin Transkribi


ve De erlendirmesi (De erlendirme-Transkripsiyon-Dizin), Yüksek Lisans Tezi,
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Samsun 2007.

Vedat Turgut, 208 Numaralı Mühimme Defterinin Transkripsiyon ve De erlendirmesi


1798-1800 (1213-1215), Yüksek Lisans Tezi, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Sakarya 2006.

Fatih Akarsu, 213 Numaralı Mühimme Defterinin Transkripsiyon ve De erlendirmesi


1801-1802 (1215-1217), Yüksek Lisans Tezi, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Sakarya 2006.

MÜH MME ZEYLER

Harun Bingöl, Mühimme Zeyli Katalo u’ndaki 5 Numaralı Mühimme Defterinin


Transkripsiyon ve De erlendirilmesi, Yüksek Lisans Tezi, Ege Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, zmir 2002. (999-1591 tarihli).

Mehmet ahin, Kuyucu Murad Pa a’nın Celali Mühimmesi (8 numaralı Mühimme


zeyli), stanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, stanbul
2002. (1016-1607 tarihli).

Dilek ahin, XVII. Yüzyılın lk Yarısında Anadolu’da Celali Hareketleri (8 Numaralı


Mühimme Zeyli’ne Göre), Yüksek Lisans Tezi, stanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, stanbul 2003. (1016-1607 tarihli).

Zeynep Kurt, 13 Numaralı ve 1727-1730 Tarihli Mühimme Zeyli Defteri


(De erlendirme-Transkripsiyon-Dizin), Yüksek Lisans Tezi, Fırat Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Elazı 2005.

MÜH MME TASN F DI I-Osmanlı Ar ivi

10 numaralı ikâyet defteri (Marmara Üniversitesi’nde hazırlanıyor)

AR V DI I

Kemal Erkan, Köprülüzade Abdullah Pa a’nın ark seferi Seraskerli i Esnasında


Tutulan Sefer Mühimmesi (N 1146-Z.1147): Tasnif, Özet, Transkripsiyon, Yüksek
Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Türkiyat Ara tırmaları Enstitüsü, stanbul 2007
(Köprülü Kütüphanesi, II, 0364 numarada kayıtlıdır).
211

122 Numaralı H.1126, M.1714 Tarihli Mühimme Defteri'nin Transkripsiyon ve


De erlendirilmesi" Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yeniça
Tarihi

Mühimme - Mısır Defterleri 1-14 arası bir proje çerçevesinde Erhan AFYONCU
tarafından Yüksek Lisans ö rencilerine verilmi tir. 15 numaralı da yayınlanmak
üzeredir.
212

NDEKS

A
C
Acara, 57, 172
A riboz, 83, 84, 115, 164, 177 cami, 45, 71, 103, 143, 152, 175
Ahyolu, 164 Canik, 33, 134, 136, 186, 187
Akça hisar, 33, 105 Cankirman, 27, 73, 78, 175, 176
Akkirman, 32, 77, 78, 130, 145, 151, 176, 190 Cebele, 82, 177
Akyazı, 68, 174 cezayir, 108
Alacahisar, 43, 72, 175
Ali, 6, 12, 13, 16, 23, 27, 53, 54, 58, 59, 60, 62, 67, Ç
68, 69, 70, 79, 80, 84, 92, 95, 97, 115, 132, 141,
151, 155, 157, 162, 165, 171, 172, 173, 174, 176, Çavu , 49, 50, 188
188, 190, 191, 192, 198, 203 Çe me, 121
Amasya, 33, 62, 84, 134, 177 Çirmen, 37, 62, 112
Anadolu, 6, 19, 23, 29, 43, 59, 88, 98, 102, 117, 137, Çorlu, 51, 71, 77, 163, 176
138, 146, 152, 154, 180, 187, 189 Çorum, 24, 27, 68, 89, 174, 178
Antalya, 133, 158, 186
Arap, 56, 132, 140, 182, 187
Ardahan, 95, 179
D
Âstâne-i sa‘âdet, 17, 27, 73, 86, 87, 96, 97, 156, 158,
dâme izzuhû, 57, 58, 59, 80, 85
166, 170
Defterdar, 49
Avlonya, 81, 121
de irmen, 55
Ayamavra, 27, 32, 53, 54, 65, 67, 171
Dergâh-ı Mu‘allâ’m, 69
Ayasofya, 44, 143, 188, 203
Dergâh-ı Mu‘allâm, 34, 37, 52, 53, 54, 55, 57, 58, 59,
Aydonat, 83
67, 73, 74, 79, 85, 88, 89, 101, 105, 109, 111, 112,
Aydos, 94, 179
113, 115, 116, 122, 127, 131, 134, 155, 163
Aynaroz, 42, 61
Devlet Giray Han, 129, 186
Divân, 1, 2, 3, 34, 38, 126
B Diyarbekr, 17, 56, 88, 109, 110, 122, 129, 146
Dizdar, 49, 50
Bafra, 136, 186, 187 donanma, 6, 11, 12, 25, 108, 171, 177, 178, 182, 187
Ba dat, 37, 41, 52, 54, 56, 87, 105, 146, 181, 189 Donanma-i Hümâyûnum, 26, 52, 83, 87, 107, 135,
Basra, 68, 76, 146, 174, 176, 189 142, 167
Bec, 99, 180 Don-Volga, 8, 9, 201
bed mezhep, 153 Draç, 162
be lerbe i, 17, 19, 38, 43, 44, 56, 57, 59, 66, 70, 74, Drama, 115
87, 88, 96, 99, 100, 106, 108, 109, 113, 117, 126, Dukakin, 128, 149, 161, 189, 191
132, 133, 137, 138, 139, 145, 146, 150, 152, 158, dülger, 54, 171, 185
161, 166, 171, 172, 181
bennâ, 54, 171
Bergos, 71, 77, 159, 160, 191
E
Berkofça, 120
Edirne, 13, 17, 32, 41, 43, 58, 74, 76, 92, 93, 102,
Beylerbeyi, 48, 189
103, 150, 153, 175, 179, 180, 189, 190
beytü'l-mâl, 55
ehl-i fesâd, 19, 33, 34, 37, 52, 58, 59, 64, 75, 78, 79,
Bo dan, 27, 73, 77, 97, 100, 130, 176, 180
93, 94, 120, 133, 134, 136, 137, 148, 155, 163,
Bosna, 58, 59, 110, 126, 172
168
Budun, 42, 57, 100, 147, 189
ehl-i örf, 23, 70
Bursa, 43, 90, 141, 154, 156, 188
Elbasan, 131, 162, 185
213

Emin, 49, 50 101, 121, 139, 143, 153, 172, 173, 175, 179, 181,
Emir ah, 46 183, 184, 187, 189, 190, 192, 198, 199, 200, 201,
Erdel, 66, 108, 174, 182 202, 203
Ere li, 71, 77, 176 zmir, 53
Erzurum, 17, 27, 57, 68, 69, 74, 95, 96, 98, 114, 126, zvornik, 124, 185
146, 161, 174, 185, 189
E kıya, 34, 200
K
Etrak, 75, 110, 182
Evre e, 163 Kadı, 19, 46, 48, 49
Eyüp, 42, 71 kadî, 17, 25, 26, 27, 33, 42, 52, 53, 58, 59, 60, 61, 62,
Eyüp camisi, 42 63, 64, 65, 68, 69, 71, 74, 76, 77, 78, 79, 82, 84,
86, 88, 90, 91, 92, 93, 97, 101, 102, 105, 109, 111,
F 112, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 123, 126, 127,
128, 133, 134, 136, 141, 142, 143, 147, 148, 149,
Fener, 89, 115 151, 153, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162,
Filibe, 32, 34, 43, 142, 188, 202 163, 164, 166
Fire, 92 kal‘a, 27, 53, 54, 73, 88, 89, 96, 100, 110, 114, 120,
França, 108, 169, 182, 193 123, 126, 157, 164
Kaptan-ı derya, 13
Kaptan-ı Derya, 10
G
Kapudan, 48, 49, 50, 87, 118, 142, 164
Gelibolu, 19, 35, 92, 165, 179, 192 Karaferye, 17, 118, 155, 183, 190
Gerede, 63 Karahisar-ı sahip, 34, 64
Gevye, 63, 173 Karahisâr-ı arkî, 60
Girit, 10 Karaman, 12, 19, 43, 59, 70, 133, 147, 166, 172, 186,
Göle, 125 189, 192
Görice, 148 Karasu Yenicesi, 142
Karinbad, 94
karye, 58, 62, 84, 117, 141, 157, 162
H Kastamonu, 46, 95, 116, 136, 187
Kavala, 25, 82, 177
Halep, 44, 105, 106, 133, 146, 181, 186, 189
Kayseri, 7, 12, 199, 218
Hamid sanca ı, 33, 80, 144
kazâ, 24, 38, 59, 60, 68, 74, 77, 88, 89, 90, 116, 117,
Hamid-eli, 144
136, 141, 148, 158, 159, 160, 161, 162
Harim, 160
Kefe, 154, 190
Hınıs, 154, 190
Ke an, 58, 163
Kıbrıs, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 22, 23, 25, 26, 38, 40, 74,
I 75, 85, 88, 90, 107, 133, 147, 150, 158, 172, 174,
175, 177, 178, 180, 181, 186, 189, 191, 195, 198,
Ilıca, 111, 148, 149, 182, 189 199, 200, 203, 204
ı ık ta’ifesi, 152 Kıbrus, 23, 59, 70, 85, 88, 90, 101, 105, 106, 132, 166
kılâ‘, 57
Kılavata, 83, 177
İ
Kılıç Ali Pa a, 13
ihyâ ve abâdân, 55 Kilis, 97, 110, 126, 156, 157, 182, 185, 190
ilhad, 153 Kocacık Yörükleri, 81
nebahtı, 10, 12, 13, 46, 84, 103, 104, 116, 177, 181, Kocaeli, 46, 118, 183
183, 199, 202, 204 Koçanya, 43, 72, 80, 175
necik, 163 Konya, 4, 12
noz, 26, 118, 183 korsan, 6
skenderiye, 168, 193 Köprü, 136
stanbul, 1, 2, 3, 4, 6, 10, 11, 13, 16, 19, 20, 24, 30, Köstendil, 65, 111, 148, 149, 182
34, 38, 42, 43, 44, 51, 60, 61, 71, 77, 91, 97, 98, Köyceyiz, 23, 70
Kuds-i erîf, 63, 86, 91, 134
214

Kula, 88 Mühime, 1, 20
kuttâ‘u’t-tarik, 90 mühimmât, 26, 108
küffâr-ı hâksâr, 82, 103, 104, 138, 158 Mühimme, 1, 2, 3, 5, 7, 10, 16, 17, 18, 20, 21, 22, 27,
kürekçi, 12, 19, 25, 26, 38, 73, 76, 83, 107, 114, 116, 31, 41, 194, 198, 199, 200, 202, 205, 206, 207,
127, 128, 149, 151, 162, 181, 190, 192 208, 209, 210
Mühimme defterleri, 1, 2, 16
mütevelli, 28, 68, 69
L
Mütevelli, 49, 50
Lahsa, 43, 99, 147 müzâyaka, 52, 53, 109, 113, 114, 149, 153, 160, 164,
Lala, 7, 10, 11, 49, 50, 204 169
Lapseki, 157
Lefko a, 11, 147 N
Leh, 100, 129, 169, 193
livâ’, 26, 40, 52, 57, 74, 79, 80, 82, 91, 95, 97, 107, Name, 49
110, 111, 118, 119, 126, 127, 136, 140, 151, 154, name-i hümâyûn, 99, 108, 129, 170
156, 158, 168 Nardan, 83
nezr, 123
Ni bolu, 130, 186
M
Ni de, 12, 34, 204
Magosa, 11, 107 nisa, 42, 71, 142, 175
Ma rib Trablusu, 103, 104 Ni , 52, 171
Malatya, 168, 193 Noveberde, 58
Malkara, 17, 118, 183
Malta, 10, 11, 12 O
mâmûr, 54, 57, 61, 76, 109, 138, 153
Manavgat, 158 Ofçabolu, 161
Mehmed Pa a, 4, 5 Ordu, 3
Mehmet Pa a, 8, 9, 10 Osmanlı, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15,
Memluk, 10 16, 18, 20, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 34, 35,
Mente e, 84, 163, 167, 177, 192 36, 37, 38, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 180, 198, 199,
Merzifon, 33, 134, 136 200, 201, 202, 203, 204
Mısır, 2, 7, 8, 10, 110, 113, 139, 140, 187
Midillü, 67, 122
Ö
Mihaliç, 17, 97, 179
mimar, 143, 144 Özi, 129
miri, 35, 42, 44, 51, 55, 56, 57, 63, 65, 71, 77, 81, 97,
99, 107, 117, 123, 126, 127, 135, 142, 143, 147,
149, 160, 161, 162, 163, 172, 176, 179, 181, 184, P
185, 187, 191
padi ah, 1, 4, 29, 45
Mizistre, 83, 135, 177
piyade, 64, 141, 150
Moskof, 129, 169, 193
Piyadebeyi, 49, 50
muâtep, 19, 52
Piyale pa a, 121, 138, 164, 165
Muharrir, 49, 50
Piyale Pa a, 6, 10, 11, 17, 89, 120, 121, 192
Mustafa, 7, 9, 10, 11, 26, 29, 30, 37, 43, 44, 52, 57,
Pojega, 125, 126, 185
59, 62, 64, 68, 72, 76, 77, 79, 80, 88, 99, 104, 107,
Prakin, 80, 119
111, 112, 116, 119, 127, 133, 138, 139, 141, 144,
Prespe, 148
145, 150, 155, 156, 164, 165, 166, 171, 173, 175,
Preveze, 83, 127, 128, 177, 185
176, 178, 180, 181, 182, 184, 187, 188, 190, 198,
199,203, 204
Mustafa Pa a, 7, 10, 11, 26, 107, 204 R
Mutahhar, 7, 113
Muton, 19, 83, 177 rafizi, 153, 190
müderris, 88, 103, 152
215

reâyâ, 18, 57, 65, 73, 76, 78, 79, 88, 94, 100, 103, Tersane, 138, 139, 142, 164, 167
108, 114, 138, 140, 158 tevcih, 43, 57, 59, 70, 75, 92, 97, 110, 111, 123, 129,
Rikab, 3 139, 150, 156, 157, 175, 179, 180, 186, 187, 190
Rodos, 10, 41, 64, 105, 107, 147, 163, 173, 178, 192 Tımar, 46, 175
Rodoscuk, 75, 163 Tırhâlâ, 54, 84
Rum, 84, 98, 111, 132, 147, 173, 175, 182, 189 Tokat, 27, 28, 33, 68, 69, 134, 136, 174
Rumeli, 43, 44, 53, 59, 75, 111, 118, 139, 157, 183 Trablus, 25, 104, 105, 106, 139, 140, 181
tüfeng, 63, 72, 75, 88, 133
Türk, 1, 10, 11, 12, 29, 43, 44, 78, 198, 199, 202, 203,
S
204
Sancakbeyi, 48
saray, 28, 68, 143 Ü
Saray, 97, 157, 179
Saruhan, 52, 121, 171 Üsküdar, 42, 60, 61, 173
Segedin, 57, 172 Üsküp, 52, 189
Selanik, 17, 18, 25, 43, 61, 67, 82, 93, 123, 155, 177, Üzeyir, 24, 85
184
Selim, 4, 5, 6, 7, 8, 10, 13, 14, 22, 77, 176, 199, 200,
V
201, 203
Semendire, 43, 61, 72, 124, 173 vakf, 27, 65, 68, 69, 77, 87, 90, 91, 135, 146, 152,
Seyyid, 68 174, 186, 188
Silivri, 51, 127, 147 Van, 109, 146, 182, 189
Sirdekapısı, 17, 61 Varna, 77, 78, 97, 151, 190
Sofya, 43, 75, 120, 184 Velestin, 84
Suba ı, 49, 50, 189 Venedik, 10, 11, 12, 13, 204
Sultanönü, 44, 140, 141, 188 vezir, 1, 2, 3, 26, 107, 193
Suriye, 10 Vezir, 3, 17, 48, 49, 120, 121, 138, 164, 166, 167, 180
südde-i sa‘âdet, 57 Vidin, 43, 72, 80, 130, 175, 176, 186
Südde-i sa‘âdet’üm, 18, 24, 26, 33, 40, 54, 64, 67, 76, vilayet, 57, 103, 113, 114, 161
81, 89, 90, 91, 92, 95, 101, 104, 105, 106, 114, Vi gırad, 58, 172
115, 118, 119, 120, 127, 129, 132, 135, 136, 139, voyvoda, 27, 66, 73, 120, 174
141, 145, 150, 155, 156, 158, 162, 166, 168 Voyvoda, 49, 50
Süleyman, 2, 4, 6, 8, 29, 34, 36, 43, 45, 63, 72, 77, 86,
91, 155, 175, 200, 201
Y
Ş yahudi, 64, 75, 87
Yanbolu, 37, 62, 94, 179
am, 7, 63, 147, 158, 189 Yanya, 27, 46, 54, 59, 83, 116, 127, 128, 172, 177,
er‘-i erif, 24, 38, 62, 66, 74, 79, 90, 116, 131, 136, 183, 185
144, 153, 154, 157, 165 Yemen, 7, 9, 113, 132, 145, 182, 183, 186, 188, 203
eyh, 49, 50, 91, 102, 122, 178 yörük, 27, 67, 81, 161, 176
eyhülislam, 5, 45

Z
T
Za ra, 62
ta‘mîr, 54 zahîre, 52, 53, 54, 89, 126
Tablusgarb, 104 Zaim, 49, 50
Ta köprü, 37, 52, 171 Zeytun, 84, 177
Tat, 75, 110, 132, 150, 182 zîde kadruhû, 53
Tatar, 129, 169 Zihne, 115
Teke ili, 119
Tekfurgölü, 101
Teme var, 66, 80, 147, 189

You might also like